You are on page 1of 96

Milan Kundera KMLK

ROMAN Franszca aslndan eviren AYKUT DERMAN

CAN YAYINLARI LTD. T. Hayriye Caddesi No. 2, 80060 Galatasaray, istanbul Telefon: (0-212) 252 56 75 - 252 59 88 - 252 59 89 Fax: 252 72 33 web sayfamz:http://www.canyayinlari.coin e-posta:yayinevi@canyayinlari.com

zgn ad Ldentite MLAN KUNDERANIN CAN YAYINLARINDAKI KTAPLARI

AYRILIK VALS / roman GLN VE UNUTUUN KTABI / roman KMLK / roman SAPTIRILMI VASYETLER / deneme AKA / roman YAVALIK /roman

Milan Kundera, 1929 ylnda Pragda dodu, ikinci Dnya Savann sonunda Komnist Partiye ye oldu, ancak 1948in ubat aynda partiden kartld. Pragda Mzik ve Sahne Sanatlar Akademisi, Sinema Blmnde profesrlk yapt. 1967de yaynlanan ilk roman aka, 12 dile evrildi ve 1968de ekoslovak Yazarlar Birlii Odln ald. 1968deki Rus istilasndan sonra iini kaybeden Kundera, politik basklara dayanamayarak 1975te Fransaya g etti ve Fransz vatandalna geti. Yaam Baka Yerde adl eseri basld yl Medicis Odln kazand. 1979da Gln ve Unutuun Kitab yaynlandnda ekoslovak Hkmeti kendisine vatandalk hakkn geri verdi. Bundan sonra Glnesi Aklar yaynland. Jacques ile Efendisi adl kitab italyada Mondello Odln kazand. 1981de bir nceki yl Gabriel Garca Mrquezin ald Commonwealth Odln Tennessee Williamsla paylat. En ok satan kitab Varolmann Dayanlmaz Hafiflii sinemaya da uyarland. Yazarn yaynlanan br kitaplar lmszlk, Roman Sanat, Saptrlm Vasiyetler, Ayrlk V/sdir. 1982de Europa Literatura Odln kazanan Kunde-raya, 1983 ylnda Michigan niversitesi tarafndan fahri doktorluk unvan verildi, 1985te de Kuds Odln ald. Franszca olarak yazd Yavalk, 1995te yaynland. amzn en baarl dnsel roman yazar ve varoluularn sonuncusu olarak nitelendirilen Kunderamn son kitab Kimlik, Fransada Mays 1998de basld. Milan Kundera, halen karsyla birlikte Pariste yayor.

Cet ouvrage, puble dans le cadre du programme daide a la publication, beneficie du soutien du Ministere des Affaires Etrangeres, de lAmbassade de France en Turquie et de lInstitut Franais dIstanbul. eviriye ve yayna katk program erevesinde yaynlanan bu yapt Fransa Dileri Bakanlnm, Trkiyedeki Fransa Bykelitiinin ve istanbul Fransz Kltr Merkezinin desteiyle gerekletirilmitir.

1 Bir gezi rehberinde, Normandiya denizinin kysndaki kk bir kentte rastlant sonucu bulduklar bir otel. Chantal, geceyi geirmek zere otele cuma gn tek bana geldi, Jean-Marc, ona ertesi gn leye doru katlacakt. Kk valizim odaya brakp dar kt ve bilmedii sokaklarda ksa bir gezinti yaptktan sonra, otelin lokantasna dnd. Saat yedi buukta salon hl botu. Masalardan birine oturup birinin onun varln fark etmesini bekledi. te yanda, mutfak kapsnn yannda, iki garson kz ateli bir konumaya dalmt. Chantal, sesini ykseltmekten nefret ettiinden, yerinden kalkt, salonu geip onlarn yannda durdu; ne var ki, kzlar kendilerini konutuklar eye tutkuyla kaptrmlard: On yl oldu, diyorum sana.

Onlar tanrm. Korkun bir ey bu. Ve hibir iz yok. Hi. Televizyonda sz edildi. teki: Basma ne gelmi olabilir? - nsan dnemiyor bile. in dehet veren yan da bu zaten. -Bir cinayet mi?- Civardaki her yer didik didik arand. Karlma m? - Ama kim? Ve neden? Ne zengin, ne de nemli biriydi. Televizyonda gsterdiler. ocuklarn, karsn. Ne byk bir umutsuzluk. Dnebiliyor musun?

Sonra, Chantal fark etti: Kayp kiilerle ilgili televizyon programn biliyor musunuz? Hani ad, Gzden Yitirdiklerimiz* olan. Evet, dedi Chantal. Belki de Bourdieu ailesinin bana gelenleri o programda izlemisinizdir. Buraldr onlar.

Evet, korkun, dedi Chantal, bir yaam dram zerine yaplan tartmay, sradan bir yemek sorununa nasl dndreceim bilemez durumda. Akam yemei yemek istiyorsunuz galiba, dedi sonunda teki garson kz. Evet. Metrdoteli araym, siz oturun.

Meslekta unu da ekledi: Sevdiiniz biri ortadan kayboluyor ve siz onun basma ne geldiini hi bilemiyorsunuz, varn dnn! insan deliye dner! Masasna dnd; metrdotel be dakika sonra geldi; Chantal, souk, ok basit bir yemek smarlad; tek bana yemek yemekten holanmaz; ah, yalnz yemek yemekten ne kadar nefret eder bilemezsiniz! Tabandaki jambonu kesiyor, bu arada garson kzlarn, kafasnda uyandrd dnceleri frenleyemiyordu: Attmz her admn kontrol edilip kayda geirildii, byk maazalarda kameralarn bizi gzetledii, insanlarn geerken birbirine srekli srtnd, insann, ertesi gn aratrmaclar ve anketiler tarafndan sorguya ekilmeden seviemedii (nerede seviiyorsunuz? haftada ka kez? prezervatifle mi, prezervatifsiz mi?w) bu dnyada, bir insan nasl olur da herkesin gz nnde kaybolur, hi iz brakmadan yok olur? Evet, ad iine korku salan o program,

birileri bilinmeyen bir yerden ie kararak televizyonu her trl uarl bir yana brakmaya zorla

m gibi, itenlii ile, hzn ile onun elini kolunu balayan tek televizyon program olan ve bir sunucunun, izleyicileri zntl bir ses tonuyla, kaybolan kiinin bulunmasna yardm edecek bir tanklk getirmeye davet ettii, o Gzden Yitirdiklerimiz programn ok iyi biliyor. Programn sonunda, nceki programlarda sz edilen gzden yitirilmilerin hepsinin resimleri tek tek gsteriliyor; ilerinden bazlar on bir yldr kayp. Gnn birinde Jean-Marc da byle yitirdiini dlyor. Ondan hi haber alamamak, olup biten hakknda yalnzca d kurmaktan baka elinden bir ey gelmemek. Canna bile kyamazd, nk ihanet olurdu bu, beklemeyi reddetmek, sabrn yitirmek anlamna gelirdi. Sonuta, yaamnn sonuna kadar hi yakasn brakmayacak bir dehet iinde yaamaya mahkm olurdu.

2 Odasna kt, glkle uyudu ve grd uzun bir dten sonra, gece yars uyand. Dnde, gemiinde birlikte olduu kimseler vard yalnzca: annesi (uzun sreden beri hayatta deildi) ve zellikle de eski kocas (onu yllardan beri grmemiti ve -d ynetmeni rol datmnda yanllk yapm olacak kikendisine pek benzemiyordu); eski kocas, dediim dedik, enerjik kz kardei ve yeni karsyla birlikteydi (o kadn hi grmemiti; yine de, dnde, onun o olduundan kukusu yoktu); eski kocas, sonunda ona belirsiz erotik nerilerde bulunuyordu, kars da Chantal, dilini onun dudaklan arasna kaydrmaya alarak, azndan kuvvetle pt. Birbirine deen iki dil teden beri iini kaldrrd. Aslnda, onu uykusundan uyandran, bu pck oldu. Dn, iinde uyandrd huzursuzluk ylesine bykt ki, bunun nedenini zmeye alt. Onu bu kadar huzursuz klan eyin, dn imdiki zaman silip atmas olduunu dnyor. nk, iinde yaad zamana ylesine sk sk sarlr ki, karlnda dnyay verseler, onu ne gemile, ne de gelecekle deitirir. Dleri ite bu yzden sevmez: Dler, ayn yaamn farkl dnemleri arasnda kabul edilemez bir eitlii dayatr insana, insann hi yaamad eyler 10

arasnda e dzeyli bir ezamanll dayatr; ayrcalkl durumunu yok sayarak, imdiki zamann varln

yadsr. Tpk bu gece grd dte olduu gibi: Yaamnn ok byk bir blmn kaplayan her ey karanla gmlmt: Jean-Marc, birlikte oturduklar daire, birlikte yaadklar tm yllar; bunlarn yerini} kendi gemii, uzun sreden beri kopmu olduu, zerine sradan bir cinsel kandrmacann an atarak onu yakalamak isteyen kiiler almt. Dudaklarnn stnde, bir kadnn slak dudaklarn duyumsuyordu (kadn irkin deildi; d ynetmeni, kadn oyuncuyu seerken olduka titiz davranmt) ve bu durum ylesine mide bulandrcyd ki, gecenin ortasnda banyoya giderek, azn yzn uzun uzun ykad, gargara yapt.

3 F., Jean-Marcm ok eski bir dostuydu, liseden beri birbirlerini tanrlard; ayn dnceleri paylar, her konuda anlarlard ve Jean-Marc, yllar nce, birden ve kesin olarak onu artk sevmemeye balayp grmeyi kesinceye kadar ilikileri srmt. Jean-Marc, F.nin ok ar hasta olduunu ve Brkselde bir hastanede yattn rendiinde, onu ziyaret etmek iin en kk bir istek gstermedi, ama Chantal gidip grmesi iin steledi. Eski dostun o hasta hali dayanlacak gibi deildi: Belleinde onu lisedeki haliyle korumutu; krlgan bir gen, her zaman kusursuz giyimli, doal bir incelikle donanm, yle ki Jean-Marc bu incelik karsnda kendini gergedan sanrd. F/yi vaktiyle olduundan gen gsteren ince, kadns izgileri, imdi onu daha yal klmt: Yz ona gln biimde klm, bzlm, krm grnd, yle ki bann, drt bin yldan beri mumyalanm olarak duran bir Msr prensesinin bandan fark yoktu; Jean-Marc onun kollarna bakyordu: Kolunun birine serum taklmt, damarna sokulmu bir ine ile hareketsiz duruyordu, tekini de, szlerini desteklemek iin hareket ettirip duruyordu. Bir eyler anlatrken ona baktnda, F.nin kollar ona her zaman, ufak tefek

bedenine oranla daha da klm, kukla kollarna dnm gibi gelirdi. Bu izlenimi o gn daha da gl olarak ald, nk bu ocuka kol hareketleri, durumunun ciddiyetiyle hi badamyordu: F. ona, doktorlar kendisini yeniden yaama dndrmeden nce nasl gnlerce komada kaldn anlatyordu: lmden dnen kiilerin neler anlattklarn bilirsin. Tolstoy, bir yksnde bundan sz eder. Bir tnel ve ucunda bir k. Yaamtesinin ekici gzellii. Oysa, yemin ederim ki ben k falan grmedim, iin daha da kts, bilincimi hi yitirmedim. Her eyi biliyorsun, her eyi iitiyorsun, ne var ki onlar, doktorlar, bunun farknda deil ve senin nnde, akllarna ne gelirse anlatyorlar, senin duymaman gereken eyleri bile. Artk iflah etmez olduunu. Beyninin ayvay yediini. Bir an sustu. Sonra: Bilincimin btnyle berrak olduunu sylemiyorum. Olup bitenin farkndaydm, ne var ki, her ey biraz deforme olmutu, dte olduu gibi. Ama gerek yaamda grdn karabasan ksa srer, barmaya balar ve uyanrsn, oysa ben baramyordum. Bir karabasann ortasnda, bir trl baramamak. Yeniden sustu. Sonra: lmekten hi korkmadm. Ama imdi korkuyorum. nsann, ldkten sonra canl kald dncesinden kendimi kurtaramyorum. Ol olmak, sonsuz bir karabasan yaamak demek. Neyse, geelim. Geelim bunu. Baka eylerden konualm. Jean-Marc, hastaneye gelmeden nce, ne kendisinin, ne de onun, kopularnn ansn es geemeyeceklerini ve F.yc itenlikten yoksun barma szleri etmek zorunda kalacan biliyordu. Ne var ki bu

korkusu boa kt: lm dncesi yannda teki tm konular botu. F., istedii kadar baka konulara gemek istesin, ac eken bedeninden sz etmeyi srdryordu. Anlatt eyler Jean-Marc*n ona acmasna yol at, ne var ki, iinde ona kar sevgi uyandrmad.

4 Gerekten bu kadar souk, bu kadar duygusuz bir insan m? Bir gn, bundan yllar nce, F.nin kendisine ihanet ettiini rendi; ah, bu szck gereinden ok romantik, kukusuz abartl da; o ihanetin hibir biimde korkun bir yan yoktu: Onun bulunmad bir toplantda, herkes Jean-Marca yklenmi, buysa sonuta onun, iinden ayrlmasna neden olmutu (insan fkelendiren bir durumdu bu, ne var ki ok da nemli deildi, nk Jean-Marc iini ok az nemserdi). te o toplantda F. oradayd. Oradayd ve JeanMarc korumak iin azn ap tek bir sz etmedi. Byk hareketler yapmay ok seven o ksack kollar, dostunun lehinde kck bir harekette bulunmad. Jean-Marc, yanlm olmamak iin, F.nin gerekten suskun kaldn zenle aratrp dorulad. O konuda hi kukusu kalmadndaysa, birka

dakika kendini ok derin bir yara alm gibi duyumsad; sonra, onu bir daha hi grmemeye karar verdi; hemen ardndan, iini rahatlk duygusu kaplad, aklanamaz bir neeye bouldu. F., bana gelen kt olaylarn uzun sren aklamasn bitiriyordu ki, bir an sessiz kaldktan sonra, mumyalanm kk prenses yz aydnland: Lisedeyken neler konutuumuzu anmsyor musun?

Tam olarak deil, dedi Jean-Marc.

Gen kzlardan sz ettiinde, seni her zaman ustam konuuyormu gibi dinlerdim. Jean-Marc, anmsamaya alt, ne var ki belleinde o ok eski zamanlarda yaplan konumalarn hibir izine rastlamad: On alt yanda bir acemi aylak olarak, gen kzlar hakknda neler sylemi olabilirim ki? Kendimi senin karnda ayakta gryorum,

diye srdrd F., kzlar hakknda bir eyler sylyorum. Anmsarsn, gen bir bedenin bir salg makinesi gibi almas beni her zaman ok artrd; sana, bir gen kzn smkrdn grmeye zor katlandm syledim. Ve sen durdun, bana yle bir baktn -o halin bugn hl gzmn nnde- ve tuhaf bir bilgilik tayan, itenlikti, kesin bir ses tonuyla syle dedin: Smkrmek mi? Benim iin, onun gzn krptrdn grmek, gzaknm stnde gzkapann o hareketini grmek bile, kendimi zorlukla bastrabildiim bir irenme duygusuna kaptrmam iin yeterli. Anmsyor musun bunu? Hayr, dedi Jean-Marc. Nasl unutabildin? Gzkapann hareketi.

Bylesine tuhaf bir dnce! Ne var ki Jean-Marc doru sylyordu; anmsamyordu. Ayrca, belleini zorlamay bile denemiyordu. Baka ey dnyordu o: Ifte, dostluun varolmasnn gerek nedeni: Bir zamanlar kendine ait olan ve dostlar arasndaki o sonu gelmez gevezelikler olmasa oktan silinip gitmi olacak bir imgeyi izleyebilmesi iin, karndaki insana ayna tutmak. Gzkapa. Gerekten anmsamyor musun? Hayr, dedi Jean-Marc, sonra, iinden kendi kendine unu syledi: Bana tuttuun ayna umurumda deil, anlamyor musun bunu?

F.nin stne yorgunluk kmt, gzkapayla ilgili an onu yormutu sanki; sustu. Uyuman gerek, dedi Jean-Marc ve ayaa kalkt. Hastaneden karken, Chantal ile beraber olmak iin dayanlmaz bir istek duydu iinde. Bu kadar bitkin

olmasayd, hemen yola kard. Brksele gelmeden nce, ertesi sabah otelde zenli bir kahvalt ettikten sonra huzur iinde, acele etmeden yola kmay dnmt. Ne var ki, F/yi grdkten sonra, yolculuk yaptnda yanma ald alar saati sabahn beine kurdu. Kimlik 17/2

5 Chantal, kt geen bir gecenin verdii yorgunlukla otelden kt. Deniz kysna doru giderken, yolda hafta sonu tatilcilerine rastlad. Oluturduklar gruplar hep ayn emay yineliyordu: Adam, iinde bebek olan bir ocuk arabasn itiyor, kadn onun yannda yryordu; adamn yz saf, tedirgin, glmser, tasalyd ve her an ocuun zerine eilmeye, onun azn, burnunu silmeye, yaygarasn yattrmaya hazrd; kadnn yz bkkn, mesafeli, kendinden emin, hatta zaman zaman (nedendir bilinmez) ktcld. Chantal, bu emann farkl deikeler halinde yinelendiini gryordu: Kadnn yannda yryen adam, ocuk arabasn itiyor, srtnda askl zel bir torba iinde bir bebek tayordu; kadnn yannda yryen adam, ocuk arabasn itiyor, omzunda bir bebek tayor, ikinci bebei de karnnn zerine yerletirdii bir torbada tayordu; kadnn yanndaki adam, bu kez arabasz, bir ocuu elinden tutuyor, biri srtnda, biri omzunda, biri de karnnn zerinde bebek tayordu. Ayrca, yannda erkek olmayan bir kadn, bir ocuk arabasn itiyor ve o ii, erkeklerde rastlanmayan bir canllkla yapyordu, yle ki, kaldrmn zerinde yryen Chantal, son anda kendini yana atmak zorunda kald.

Chantal kendi kendine yle dedi: Erkekler de bir tuhaf oldu. Baba deil, ambaba mbarekler, yani: Baba otoritesi olmayan babalar. Bir ocuk arabas iten, biri srtnda, teki gbeinin stnde iki ocuk daha tayan bir erkekle flrt etmeye kalktn, karsnn bir vitrine taklmasndan yararlanarak, adama fsltyla randevu verdiini dnd. Ne yapard acaba? ocuk aacna dnm o adam, o haliyle, tanmad bir kadna dnp bakabilir miydi? Karnnn stnde ve srtnda asl duran bebeler, tayclarnn hareketinden rahatsz olup viyaklamaya balar myd acaba? Bu dnce ona gln geldi ve keyfini yerine getirdi. Kendi kendine yle dedi: Erkeklerin artk dnp bana hi bakmayacaklar bir dnyada yayorum.

Sonra, sabah gezintisi yapan birka kiiyle birlikte mendirein stnde buldu kendini: Deniz ekilmiti; nnde, bir kilometre boyunca bir kum ovas uzanyordu. Normandiya kylarna gelmeyeli ok olmutu, bu yzden, insanlarn burada, moda olan hangi etkinliklerle uratklarm bilmiyordu: Uurtmalar ve kumda giden tekerlekli yelkenliler. Uurtma: ok salam bir iskelet zerine gerilmi, rzgra braklm bir kuma paras; her biri bir elde tutulan iki ip sayesinde farkl ynlere yneltilebiliyor, yle ki, ykseliyor, alalyor, kafa atyor, dev bir srsinei gibi korkun bir ses kartyor ve ara sra, burnu aada, yere aklan bir uak gibi, kuma dyor. Uurtma uuranlarn ocuklar ve genler olmadn, hemen hepsinin yetikin kiiler olduunu aknlkla fark etti. Ve aralarnda hi kadn bulunmadm, o ii

hep erkeklerin yaptn. Gerekten de, uurtma uuranlarn hepsi birer ambabasyd! ocuktan yanla

nnda olmayan ambabalar, kanlarndan kamay ba

arm ambabalar! Metreslerine koacak yerde, oyun oynamak iin kumsala kouyorlard! Bir kez daha, sinsi bir oyun oynamak geti akln

dan: ki elinde iki ip tutan, ban arkaya atm, g

rltl oyuncann uuunu izleyen adama arkadan yaklaacak ve kulana, en ak sak szleri kullana

rak erotik bir neri yapacakt. Adamn tepkisi ne mi olurdu? Bu konuda hi kukusu yoktu: Ona dnp bakmadan, slk gibi kan bir sesle unlar syleye

cekti: rahat brak beni, megulm! Oh hayr, bundan byle artk erkekler dnp hi bakmayacakt ona. Otele dnd. Park yerinde, Jean-Marcn arabas

n fark etti. Resepsiyondan, geleli en az yarm saat ol

duunu rendi. Resepsiyoncu kz ona bir not uzatt: Erken geldim. Seni aramaya kyorum. JM. Beni aramaya km, diye i geirdi Chantal. Ama nerede arayacak? Beyefendi, sizi kumsalda bulacandan kukusu olmadn syledi.

6 Jean-Marc, deniz kysna giderken bir otobs durann nnden geti. Durakta, ayanda bir blucin, srtnda bir tirt olan bir gen kz vard yalnzca; ok belirgin hareketler yapmamakla birlikte, dans ediyormu gibi resmen kala kvryordu. ok yaklatnda, kzn aznn bir kar ak olduunu grd: uzun uzun, doymak bilmez biimde esniyordu; kocaman alm bu delik, mekanik bir biimde dans eden bedeniyle tatl biimde dengeleniyordu. Jean-Marc, kendi kendine yle dedi: Hem dans ediyor, hem can sklyor. Mendiree vard; aada, kumsaln stnde, balarn arkaya atm, uurtma uuran adamlar grd. O ii tutkuyla yapyorlard, Jean-Marc, kendisine ait o eski kuram anmsad: tr can sknts vardr: edilgen can sknts: bir yandan dans edip, bir yandan esneyen gen kz; etkin can sknts: uurtma amatrleri; ve bakaldr halindeki can sknts: otomobilleri yakan, vitrin camlarn kran genlik. Kumsalda, daha uzakta, on iki on drt ya aras ocuklar, kafalarna geirdikleri renkli byk kasklarnn altnda bklm ince bedenleriyle, tuhaf arabalarn evresinde gruplar oluturmutu: Madeni ubuklardan yaplm bu arabalann ha biimli gvdele

rinin nne bir, arkasna iki tekerlek yerletirilmiti; gvdenin ortasnda, iine bir bedenin kayarak girip uzanabilecei uzun bir kutu vard; zerinde de yel

ken takl bir direk ykseliyordu. ocuklarn bala

rnda neden kask var? Kukusuz, tehlikeli bir spordu bu. Oysa, dedi kendi kendine, ocuklarn ynettii bu dzenekler, daha ok, orada gezinti yapanlar iin tehlike oluturuyor; yleyse onlann yerine, neden gezinti yapanlara kask takmalar nerilmiyor? n

k, iyi vakit geirmek iin dzenlenmi etkinliklere surat asanlar, can skntsna kar yrtlen byk savan asker kaaklardr ve ilgiyi de, kask da hak et

mezler. Kumsala gtren merdiveni indi ve denizin ekildii snr izgisine dikkatle bakt; orada dolaan siluetler arasndan ChantaP semeye alt; sonunda, onu tand; ilerinden biri dalgalar, yelkenlileri, bulutlan hayranlkla izlemek iin biraz nce durmutu. Bir grevlinin, ocuklar iine yerletirdikten sonra, yava yava daire izmeye balayan arabalarn yanndan geti. evrede, daha baka arabalar byk bir hzla gidiyordu. Aracn doru ynde gitmesini ve saa sola kayarak, gezinti yapmakta olanlardan kamasn, yalnzca tek bir iple kullanlan yelken salyordu. Ama acemi bir src, yelkene gerekten sahip olabilir miydi? Ayrca ara, onu kullanann kumandasna cevap verebilecek kadar kusursuz muydu? Jean-Marc, arabalar kolluyordu, bunlardan birinin Chantala doru bir gkta gibi gitmekte olduunu fark edince aln krt. Yelkenli arabann stnde, bir fzenin iine uzanm kozmonot gibi yatan yal bir adam vard. O yatay durumda, nndekileri grmesine olanak yoktu! Chantal, bu adamdan kaabile

cek kadar tedbirli miydi? Bu kadar umursamaz yapda olmasna kzp, ona verip veritirmeye balayarak admlarn sklatrd. Chantal, ona doru yarm dnd. Ama o Jean-Marc kukusuz grmyordu, nk yava hareket etmeyi, dncelere dalm, evresine bakmayan bir kadn gibi yrmeyi srdryordu. Ona, dikkat etmesi, kumsalda sersem sersem giden o arabalar kollamas iin barmak istiyor. Birden, arabann ezdii bedenini dnyor, kuma uzanm, kanlar iinde, araba kumsalda uzaklayor ve JeanMarc ona doru kouyor. Bu grnt onu o kadar heyecanlandryor ki, gerekten Chantalin adm haykryor, kuvvetli bir rzgr var, kumsal usuz bucaksz, sesini kimse duymuyor, ve kendini bu duygusal tiyatroya nasl kaptrdysa, gzleri yala doluyor, onun adna duyduu korkuyu haykryor; yz, alamann izleriyle gerilmi, onun lmnn kendi zerinde uyandrd deheti birka saniye yayor. Sonra, geirdii bu tuhaf isteri krizinden kendisi de akn, onu uzakta, kaytsz, kendi halinde, sakin, sevimli, sonsuz etkileyici, yrrken grnce, biraz nce oynad matem komedisine glyor, bunu kendine sitem etmeksizin yapyor, nk Chantalm lmn, onu sevmeye balad andan itibaren zaten srekli iinde yayor; ona el sallayarak, bu kez gerekten komaya balad. Ne var ki Chantal bir kez daha durup yzn yeniden denize dnd ve elini sallayan adam fark etmeden uzaktaki yelkenlilere bakmaya balad. Oh! Sonunda Jean-Marc*n bulunduu yne dnd, onu gryor gibiydi; Jean-Marc ok mutlu oldu, bir kez daha kolunu havaya kaldrd. Ne var ki kadn onunla ilgilenmiyordu ve durup, denizin kumlar ok

ayan uzun izgisini gzleriyle izledi. imdi ona yan dndnden, Jean-Marc, onun sa topuzu sand eyin, bann evresine sard bir fular olduunu fark ediyordu. Yaklatka (birden, daha yava, daha rahat admlarla), Chantal sand o kadn giderek yalanyor, irkinleiyor ve gln bir biimde bakas oluyordu. 24

Chantal, kumsaln mendirekten otele kadar olan blmn gzlemekten bkm, Jean-Marc* oteldeki odada beklemeye karar vermiti. Ama o kadar bitkindi ki! Bulumalarnn zevkini bozmamak iin, acele bir kahve imek istedi. Bunun zerine, yn deitirerek, beton ve cameknlardan olumu, iinde bir lokanta, bir kahve, bir oyun salonu ve birka da butik bulunan byk pavyona gitti. Kahveye girdi; mzik onu rahatsz etti, sesi ok almt. Can sklm olarak iki sra masann arasndan ilerledi. Bo ve byk salonda iki erkek onu szd: Biri, gen olan, tezgha dayanm, kahve garsonlar gibi siyah giyinmiti; teki, daha yal olan, yapl, tirt giymi, salonun dip blmnde ayakta duruyordu. Oturmaya niyetli olduundan, yapl olan adama sordu: Mzii kapatabilir misiniz? Adam, ona doru birka adm att: zr dilerim, anlayamadm. Chantal, onun kasl, dvme yaplm kollarna bakt: ok iri gsl bir kadn ve kadnn bedenini saran bir ylan. 25

Yineledi (bu kez o kadar steleyici deildi): M

zii, dedim, biraz ksabilir miydiniz? Adam cevap verdi: Mzik mi? alan mzii sevmediniz mi? ve Chantal onun, tam o anda tezg

hn arkasna geerek, rock mziinin sesini daha da ykselttiini grd. Dvmeli adam ok yaknnda duruyordu. G

lmseyii hi houna gitmiyordu. Batan ald: Ha

yr, mziinize bir ey dediim yok! Dvmeli adam da: Mzii sevdiinizden emin

dim. Ne alrdnz? Hi, dedi Chantal, yle bir bakmak istemitim yalnzca. Yeriniz ok gzel.

yleyse neden kalmyorsunuz? dedi arkasndan, itici yumuaklkta bir ses tonuyla, yeniden yerini deitiren siyahl gen adam: Masalann arasndan ka doru giden tek yolun ortasna dikildi. Sesindeki yalaklk Chantalda bir tr panik yaratt. Kendini, bir an sonra kapanverecek bir kapana kslm gibi duyumsuyor. abuk davranmak istiyor. kp gitmek iin, gen adamm yolunu kapatta yerden gemesi gerekecek. Kendi ykmna doru gitmeye karar vermi gibi ilerliyor. nnde, gen adamn yumuak glmsemesini grdnde, kalbinin arptn duyumsuyor. Adam, ancak son anda yana adm atarak ona yol veriyor.

8 Sevdii kadnn fiziksel grnn bir baka kadnnkiyle kartrmak. Bunu imdiye kadar ka kez yaad! Hep ayn aknla derek: Onunla tekiler arasndaki fark bu kadar az m? En ok sevdii varln siluetini, benzersiz sayd bir varln siluetini nasl olur da ayrt edemez? Odann kapsn ayor. Sonunda gryor onu. Bu kez, hi kuku yok, bu o, ama o da kendisine benzemiyor. Yz yal, bak tuhaf biimde ktcl. Kumsalda el kol iareti yapt kadn, daha imdiden ve sonsuza kadar sevdii kadnn yerini alm sanki. Jean-Marcn, onu tanyamam olmasndan dolay cezalandrlmas gerekiyor sanki. Ne var? Ne oldu? Hi, hibir ey, diyor. Nasl, hibir ey? Yzn allak bullak olmu. ok kt uyudum. Neredeyse hi uyumadm.

Sabah da iyi gemedi. yi gemedi mi? Neden, peki? Hibir nedeni yoktu, gerekten yoktu. Syle bana. Gerekten hibir ey yok.

Jean-Marc ona bakyor, dediini, demek istediini

anlayamadan. Erkeklerin artk ona dnp bakma

malarna m zlyor? Ona unu sylemek istiyor: Peki, ya ben? Ya ben? Seni kilometrelerce kumsalda arayan ben, alayarak adn baran ve peinden dn* yann br ucuna kadar gelebilecek olan ben? Sylemiyor. Bunun yerine yineliyor, ar ar, alak sesle, biraz nce dnd szleri yineliyor: Erkekler artk dnp sana bakmyor. zldn ey gerekten bu mu? Chantal kzaryor. Jean-Marcn oktan beri grmedii kadar kzaryor. Bu kzarma, itiraf edilmemi arzulan ele verir gibi. ylesine iddetli arzular ki, Chantal bu kadarna dayanamaz; o da yineliyor: Evet, erkekler, erkekler artk dnp bana bakmyor.

9 Jean-Marc oda kapsnn eiinde belirdii an, Chantalin ii iine smad; onu pmek istiyor, ama bunu yapamyordu; kahveye uradndan bu yana gerginlikten kaslp kalmt, keyfi ylesine kamt ki, gsterecei sevgi davrannn zorlama ve sahte olduu izlenimi brakmasndan korkuyordu. Sonra, Jean-Marc ona sordu: HNe oldu? Ona, iyi uyuyamadn, yorgun olduunu syledi, ne var ki inandramad, Jean-Marc ona soru sormay srdrd; bu ak engizisyonundan nasl kurtulacan bilemiyor, ona nkteli bir eyler sylemek istiyordu; ite o anda aklna, sabah yapt yry ile dallarnda ocuklar sallanan aalara dnm adamlar geldi, oysa bula bula, kafasnn iinde bir yerlerde unutulmu kk bir eya gibi ylece duran o cmleyi buldu: Erkekler artk dnp bana bakmyor. Her trl ciddi tartmann nne geebilmek iin, bir cankurtaran simidi gibi yapt o cmleyi olabildiince nemsemez bir tonla sylemeye gayret etti, ne var ki, azndan ac ve hznl bir ses kt, buna ok ard. O hznn, yzne yapp kaldn duyumsuyordu ve -o anda- yanl anlalacan anlad. Jean-Marcm ona uzun uzun, ciddiyetle baktn grd ve bu bakn, bedeninin derinliklerinde bir

atei yakt duygusuna kapld. Bu ate, karnnda

hzla yaylyor, gsne kyor, yanaklarn yakyor, bu arada Jean-Marcn, onun szlerini yinelediini duyuyordu: Erkekler artk dnp sana bakmyor. Gerekten, bunun iin mi zgnsn? Chantal, ra gibi tututuunu, cildinden terlerin szldn duyumsuyordu, al al olmu yanaklarnn, syledii cmleye lsz bir nem kazandrdn biliyordu; Jean-Marc, o szlerle (ah, aslnda ne kadar da anlamsz szlerdi!) onun kendini ele verdiini, gizli eilimlerini ona sergilediini dnmt herhalde, ite bundan dolay imdi utanla kzaryordu; bir yanl anlalmayd bu, ama ona bunu aklayamazd, nk saldrsna urad bu ate, bir sreden beri onun yabancs deildi; o atee gerek adn koymay bir trl kabul etmemiti, ne var ki bu kez ne anlama geldiinden kukusu yoktu ve ite bu nedenle de ondan sz etmek istemiyordu, bunu yapamazd.

Dalga gibi bastran bu ate uzun srd ve Chantal, Jean-Marcn gzleri nnde kendini sadizmin doruu olarak sergiledi; onun inceleyen baklarn baka yne evirmek, kendini saklamak, kendini rtmek iin ne yapacan bilemiyordu. ok byk bir huzursuzluk iinde, ayn cmleyi yeniden syledi; bunu, ilk kez baaramadn bu kez baarmak umuduyla, bu kez o cmleyi umursamazlkla, gldrmek iin, aka olarak syleyebileceini dnerek yapt: Evet, erkekler artk bana dnp bakmyor. Gayreti boa kt, cmle, ilk kez sylediinden daha da hznl bir tonla kmt azndan. Jean-Marcn gzleri birden, tand, kurtulu n andran bir kla parlad: Peki, ya ben? Ben hi

durmadan senin peinden koarken, her zaman senin olduun yerde olmaya alrken, dnp de sana bakmayanlar nasl dnebilirsin? Kurtulduunu dnd, nk Jean-Marcn sesi akn sesiydi, o huzursuzluk amnda varln unuttuu sesti, onu okayan, onu rahatlatan akn sesiydi; ne var ki, o bu sesi duymaya henz hazr deildi; sanki uzaktan, ok uzaklardan geliyordu; inanabilmek iin, o sesi bir sre daha duymas gerekiyordu. Bu yzden, Jean-Marc onu kollarna almak istediinde kaslp kald; onun tarafndan kucaklanmaktan korktu; terli bedeninin gizini aa vurmasndan korktu. O an ok ksa srd ve kendini denetim altna almasna izin vermedi; bylece, hareketini engelleyemeden, utanga ama kesin bir tavrla, onu itti.

10

Onlar kucaklaamaz hale getiren o heba olmu karlama gerekten olmu muydu? Chantal, ksa sren o karlkl anlamazlk ann hl anmsyor mu? Jean-Marcn akln kartran o cmleyi hl anmsyor mu? Hi anmsamyor. O ksa sre, binlercesi gibi unutulup gitti. Yaklak iki saat sonra, otelin lokantasnda yemek yiyor ve nee iinde lmden sz ediyorlar. lmden mi? Patronu, Lucien Duvalin cenaze treni iin Chantaldan bir reklam kampanyas hazrlamasn istemi. Glmemen gerek, diyor glerek. Ya onlar, onlar glyor mu? Kim?

Meslektalarn. Cenaze iin reklam kampanyas hazrlama dncesi, dnce olarak o kadar tuhaf ki! Patronun, o eski Trokist! Onun akll olduunu sylersin hep! Aklld.r. Bir ameliyat ba kadar keskin mant vardr. Marks, ruh zmlemeyi, modern fiiri bilir. Yirmili yllarn yaznnda Almanyada ya da adn imdi anmsayamadm baka bir yerde, gnlk yaamn iirini yazma akm olduunu anlatmaktan holanr. Reklam dnyas, ona gre, o iir akmn yllar sonra gndelik yaama tayormu. Ya

samn basit nesnelerini iire dntryormu. Gncellik, bylece kular gibi akmaya balam. Bu bayalklarn neresinde akli var, sana gre? Bunlar syleyiindeki sinsi kkrtmada. Cenaze iin reklam kampanyas dzenlemeni

sylerken glyor mu, glmyor mu? Glmsyor, mesafeli olduunu aa vuran

bir glmseme, bu ona incelik kazandryor; ayrca, ne kadar gl olursan, o lde ncelikli davranmak zorunda kalyorsun. Ama onun mesafeli glmsemesinin, senin glnle yakndan uzaktan ilgisi yok. Ve o bu ince aynma ok duyarl. Peki, senin glmene nasl katlanyor o zaman? Ama Jean-Marc, ne sanyorsun sen? Ben glmyorum.

Unutma, benim iki yzm var. Bu zelliimden belirli bir zevk almay rendim, buna karn, iki yz olmak kolay deil. aba gerektiriyor, disiplin gerektiriyor! steyerek ya da istemeyerek, ne yaparsam yapaym, yaptm eyi iyi yapma tutkusuyla davranrm ben, bunu anlaman gerekir. Bunu, iimi yitirmemek iin yapyor olsam da. nsann kusursuz biimde almas, ayn zamanda da o ii hor grmesi ok zordur. Oh, sen bunu yapabilirsin, bunu yapmaya yetenein var, bir dehasn sen, dedi Jean-Marc. Evet, farkl iki yze sahip olabilirim, ama ayn anda deil. Seninle olduumda, alayc yzm

tayorum. Broda olduumda da ciddi yzm. Bizim irkette almak isteyen insanlarn bavuru dosyalarn alyorum. Grevim, onlar irkete nermek ya da olumsuz gr bildirmek. Bunlann arasnda, yazKimlik 33/3

d mektupta, klielemi tm deyilere, bavuru dilinin inceliklerine bavuranlar, bavurusunu zorunlu bir iyimserlikle kaleme alan ve kusursuz bir modern dil kullananlar oluyor. Bu gibi insanlardan nefret etmem iin, onlar grmem, onlarla konumam gerekmiyor. Ama onlarn iyi alacaklarn, gayretle alacaklarn biliyorum. Bir de, frsat bulsalar, kendilerini kukusuz felsefeye, tarihe, Franszca eitimine verecek, ama bugn, daha iyisini bulamadklar iin, neredeyse umutsuzluk iinde bizde almak iin bavuranlar var. Bunlarn, bavurduklar iten gizliden gizliye nefret ettiklerini, dolaysyla da bu konuda benim kardeim olduklarn biliyorum. Ne var ki onlar budamam gerekiyor. Nasl buduyorsun peki?

Bir keresinde, bana sevimli gelen kiiyi nermisem, onun ardndan, iyi alacak birini neriyorum. Bir altm irkete, bir kendime ihanet ediyorum, yan yarya. Katmerli bir hainim yani. Ve bu katmerli ihaneti, baarszlk olarak deil, bir sava baans olarak kabul ediyorum. nk, sahip olduum birbirinden farkl o iki yz korumay daha ne kadar srdrebilirim? nsan tketen bir ey bu. Bir gn gelecek, tek bir yzm kalacak. Ve bu, kt yzm olacak kukusuz. Yani ciddi olan. Raz olmay kabul eden. Beni hl seviyor musun? O iki ayr yz hibir zaman yitirmeyeceksin, diyor Jean-Marc.

Chantal glmsyor ve arap kadehini kaldryor: Umarm yle olur! Kadehlerini tokuturup iiyorlar, sonra JeanMarc unlar sylyor: Ayrca, lm zerine reklam kampanyas dzenleyecek olman da neredeyse kska

nyorum. Nedenini bilmiyorum ama, lm zerine yazlm iirler genliimden beri beni byler. Birounu ezberlemiimdir. Onlar ezberden okuyabilirim, okumam ister misin? O iirleri kullanabilirsin.

rnein Baudelairein u dizelerini kukusuz sen de bilirsin: Ey lm, yal kaptan, vakit eriti! Alalm demiri! Bu lke bizi skyor artk, ey lm! Aklara kralm dmeni! Biliyorum, biliyorum, diye kesti Chantal.

Gzel dizeler, ama bize gre deiL, Nasl yani? Senin yal Trokist iiri seviyor!

Ve bu lke bizi skyor artk demekten daha byk bir avunma olabilir mi? Bu szcklerin, mezarlklarn kaplan stnde neon klarla yazlm olduunu dnyorum. Hazrlayacan kampanya iin de, o deyite kk bir deiiklik yapman yeterli: Bu lke sizi skyor. Lucen Duval, yal kaptan dmeni aklara kracak. yi de, benim grevim, son nefesini verenlere rin grnmek deil. Lucien DuvaPe bu hizmeti yapmamz bekleyenler onlar deil. Ayrca, llerini gmen canllar yaamn tadn karmak ister, lme vgler dzlmesini deil. unu hi unutma: Bizim dinimiz, yaama vgdr. Yaam szc, szcklerin kraldr. Daha baka nemli szcklerin evresini sard bir kral-szck. Serven szc! Gelecek szc! Ve umut szc! Bu arada, Hiroimaya atlan atom bombasnn kod ad neydi, biliyor musun? Little Boy! Bu kod adn bulan, bir dhiydi! Daha iyi bir ad bulunamazd. Little Boy, kk o

cuk, yavru, velet, bundan daha sevimli, daha dokunakl, daha dopdolu baka bir szck dnlemezdi. Evet, anlyorum, dedi Jean-Marc, keyifle. Ykntlarn zerine umudun altn ans idrann boaltan Little Boyun kiiliinde Hiroimann stnde uan, yaamn ta kendisiydi. Sava sonras dnem ite byle balad.1 Kadehini kaldryor: erefe!

11 Olunu topraa verdiinde, yavrucak daha be yandayd. Daha sonra, tatil yaptklar srada, grmcesi ona yle dedi: Kendine kahrediyorsun. Bir ocuk daha yapmalsn. Ancak byle unutabilirsin. Grmcesinin uyars iini daraltt. Yavrusu: yaamyks olmam varlk. Sonradan gelenin ksa srede silecei bir glge. Ama o, yavrusunu unutmak istemiyordu. Onun, yeri dolduralamaz varln savunuyordu. Gelecee kar, bir gemii savunuyordu, zavall kk lnn nemsenmemi, hor grlm gemiini. Bir hafta sonra, kocas yle demiti: Depresyona girmeni istemiyorum. Hemen bir ocuk yapmalyz. Sonra, unutursun. Unutursun: bir baka forml bulmaya almyordu bile. Ondan ayrlma dncesi ite o anda kafasnda dodu. Edilgen yapda olan kocasnn kendi adna deil, kz kardeinin egemen olduu byk ailenin daha genel

karlar adna konutuu akt. Grmcesi o srada nc kocas ve nceki evliliklerinden olmu ocuklaryla birlikte yayordu; eski kocalaryla iyi ilikiler iinde kalmay baarm, onlann hatta kardelerinin ve yeenlerinin aileleriyle birlikte kendi evresinde kalmasn salamt. Tatillerde, o byk

kalabal ok byk bir kr evinde bir araya getiriyordu; Chantal da yava yava, belli etmeksizin o kabileye sokma giriiminden geri durmamt. te orada, o byk villada, grmcesi ve kocas onu yeni bir ocuk sahibi olmaya ikna etmek iin uramlard. Ve yine orada, kk bir yatak odasnda, kocasyla sevimeyi kabul etmemiti. Grmcesinin erotik davetlilerinin hepsi, yeni bir ocuk sahibi olmas iin alan kampanyay anmsatyordu ona ve kocasyla bu amala sevime dncesini gln bulmutu. Kabilenin tm yelerinin, bykannelerin, dedelerin, amca oullaryla amca kzlarnn, day oullaryla day kzlarnn, kapnn ardnda onlar dinledikleri, yattklar yatan arafm gizlice inceledikleri, sabah kalktklarnda yorgun olup olmadklarn gzledikleri izlenimine kaplmt. Herkes, incelemek iin onun karnna bakmaya kendinde hak gryordu. Kk yeenler bile bu savata paral asker olarak kullanlyordu. lerinden biri ona yle dedi: Chantal, ocuklar neden sevmiyorsun? - ocuk sevmediimi nereden karyorsun? diye yantlad onu, sert ve souk bir biimde. ocuk, ne syleyeceini bilemedi. Chantal, sinirli sinirli devam etti: ocuk sevmediimi kim syledi sana? Ve kk erkek yeen, hem utanm, hem inanm bir ses tonuyla yle yant verdi: Sevseydin, ocuklarn olurdu. Tatilden dnte kararl davrand: nce, alma yaamna dnmek istedi. Olunun doumundan nce, lisede retmenlik yapmt. retmenlik iyi para getirmediinden, o ie geri dnmedi; manen doyurucu olmayan (retmenlii seviyordu) bir ie girdi, ne var ki kat para kazanyordu. Zevklerine, eilimlerine ihanet etmi olmak onu rahatsz ediyordu, ama

yapacak bir ey yoktu, bamszln baka trl elde edemezdi. Ne var ki, onu elde etmek iin para yeterli deildi. Ayrca, bir erkee de gerek duyuyordu, bir baka yaantnn canl rnei olacak bir erkek, nk, nceki yaantsndan kendini tutkuyla kurtarmak istemekle birlikte, dndnn dnda bir yaant dleyemiyordu. Jean-Marca rastiayncaya kadar birka yl gemesi gerekti. On be gn sonra, boanmak istediini syledi; kocas arp kalmt. te bunun zerine grmcesi ona hayranlkla kark dmanlk duygulan iinde, Dii Kaplan adn takt: Hi renk vermiyorsun, kafann iinden ne getii bilinemiyor; ve darbeyi vuruyorsun. U ay sonra, kendine bir daire satn ald ve -evlilik dncesini kafasndan silerek kendisini seven adamla birlikte orada yaamaya balad. 39

12 Jean-Marc bir d grd: Chantal iin kayglanyor, onu aryor, sokaklarda kouyor ve sonunda onu gryor; arkasndan, yrrken, kendisinden uzaklarken. Ardndan koup sesleniyor. Ondan yalnzca birka adm uzaklkta, ban dndryor ve aknlktan donup kalm durumdaki Jean-Marcn karsnda bir baka yz var, yabanc ve sevimsiz bir yz. Bununla birlikte, baka biri deil, Chantal, onun ChantaT, bundan hi kukusu yok, ama yabanc birinin yzne sahip bir Chantal; ve korkun bir ey bu, dayanlmaz derecede korkun. Jean-Marc ona sarlyor, onu gsne bastryor ve hkrklar arasnda yineliyor: Chantal, benim kk Chantalm, benim kk Chantalm! Bu szleri yinelerken, dnme uram bu yze, yitirdii eski grnm, yitirilmi kiiliini yeniden kazandrmak istiyor sanki. O d, Jean-Marc uyandrd. Chantal, yatakta deildi, banyodan gelen allm sabah grltlerini duydu. Hl grd dn etkisinde olduundan, onu hemen grme istei duydu. Kalkt, banyonun aralk duran kapsna doru yrd. Orada durdu ve, zel yaama ilikin bir sahneyi hrszlama izleme al iindeki bir rntgenci gibi onu izledi: Evet, bu, teden beri tand yzyle onun Chantalyd: lava

bonun zerine eilmi, dilerini fralyor, tkr-yle kansan di macununu tkryordu ve yapt ie kendini ylesine komik, ylesine ocuka vermiti ki, Jean-Marc glmsedi. Sonra, onun baklarn duyumsam gibi, Chantal olduu yerde dnd, kapnn eiinde onu grd, kzd ve sonunda, JeanMarcn onu henz kpk iindeki azndan pmesine ses karmad.

Bu akam, beni ajanstan alacak msn? dedi ona. Jean-Marc, saat altya doru hole girdi, koridoru geti ve onun brosunun nnde durdu. Bronun kaps, sabah banyo kapsnn aralk olduu gibi, aralkt. ChantaPn iki kadn meslektayla birlikte olduunu grd. Ama sabahki Chantal deildi; onun alk olduu ses tonundan daha yksek bir tonla konuuyordu, hareketleri daha abuk, daha sert, daha buyurucuydu. Sabah, banyoda, gece yitirdii varl yeniden bulmutu, ama bu varlk, leden sonra, gzleri nnde yeniden deiime uruyordu. ieri girdi. Chantal, ona glmsedi. Ama souk bir glmsemeydi bu, Chantal da canlln yitirmi gibiydi. Fransada, insanlarm birbirini iki yanandan pmesi, yirmi yldr, uyulmas neredeyse zorunlu bir alkanlk halini almt, bu yzden de birbirini seven insanlara zor geliyordu. Ne var ki, bakalarnn nnde birbirinizle karlatnzda, onlarda dargn bir ift izlenimi brakmamak iin bu alkanl yerine getirmeyip de ne yapardnz? Chantal, skla skla ona yaklap yanan uzatt. Davran yapayd, ikisinde de bir yanllk yaptklar izlenimini brakt. Birlikte dar ktlar ve ancak aradan uzun bir sre 41

getikten sonra, Chantal onun gznde yeniden eski, tand Chantal oldu. Bu hep byle oluyor: Onu yeniden grd andan, sevdii kadn olarak yeniden tand na kadar belirli bir yolu kat etmesi gerekiyor. Dada ilk karlatklarnda, neredeyse hemen onunla ba baa kalma ansn yakalamt. Bu yz yze karlamadan nce, bakalaryla olduu zamanki haliyle onunla uzun sre grm olsayd, sevdii kiinin o olduunu kefedebilir miydi? Onu, meslektalarna, stlerine, astlarna gsterdii yzyle tanm olsayd, o yz onu heyecanlandrr, byler miydi? Bu sorulara verecek bir yant bulamyor. 42

13 Belki de o yabanclk anlarndaki ar duyarll yznden, erkekler artk dnp bana bakmyor cmlesi Jean-Marcn belleine bu kadar gl olarak kaznd: Chantal onu sylerken tannmaz bir kimlie brnmt. O cmle Chantaln cmlelerine benzemiyordu. Ve yz, ylesine ktcl, ylesine yalyd ki, o da ona benzemiyordu, iinde nce kskanlk duygusu uyand: Jean-Marc daha bu sabah, onun yanna olabildiince abuk varmak iin, yolda kendini bir kazaya kurban etmeye hazrm gibi davranmken, o nasl olur da bakalarnn kendisiyle ilgilenmediinden yaknabilirdi? Ne var ki, aradan bir saat gemeden kendine unu syledi: Her kadn, yalanma derecesini, erkeklerin bedenine gsterdikleri ilginin ya da ilgisizliin derecesiyle ler. Onun o szlerine alnmaya kalkmak gln deil mi? Ama o szlere alnmam olsa bile onunla ayn fikirde deildi. nk hafif bir yalanmann izlerini (Chantal ondan drt ya bykt) onun yznde, daha ilk karlatklar gn gzlemiti. O srada Jean-Marcn gzlerini kamatran gzellii, onu yandan daha gen gstermiyordu: Hatta yann, gzelliine daha da incelik kattn syleyebilirdi. 43

Chantaln cmlesi kafasnn iinde nlyor ve Jean-Marc onun bedeninin yksn dnyordu: Chantaln bedeni, arzu dolu bir bakn gnn birinde zerine konduu ve onu bedenlerden oluan bulutsunun iinden ekip kard ana kadar, milyonlarca beden arasnda yitip gitmi bir bedendi; sonra, baklar oald ve o andan balayarak dnyay bir meale gibi kat eden bu bedeni tututurdu; bu, k saan bir zafer dnemiydi, ne var ki, baklar giderek seyrekleecek, k snkleecekti, ta ki bu saydam, sonra yar saydam, sonra fark edilmez hale gelen beden, bir gn sokaklarda ayakl, kk bir hilik olarak dolamaya balayncaya kadar. Birinci fark edilmezlikten ikincisine giden yol stnde, erkekler artk dnp bana bakmyor cmlesi, bedenin giderek snmeye baladn gsteren krmz bir iaret lambasyd. Onu sevdiim ve gzel bulduunu istedii kadar sylesin, Jean-Marcn ak dolu bak onu avutamazd. nk akn bak, yalnzlatran bir baktr. Jean-Marc, bakalannca fark edilmez olmu yal iki varln ak yalnzln dnyordu: lmn habercisi olan hznl bir yalnzlk. Hayr, Chantaln gerek duyduu ak dolu bir bak deil; onun istedii, yabanc, baya, ksnl baklarn, yaknlama, seme, sevgi, hatta incelik tamayan, zerine ister istemez, kanlmaz olarak dikilen baklarn altnda boulmak. Bylesi baklar onu insan topluluunun iinde tutuyor. Akn bak ise onu oradan ekip alyor.

Aklarnn ba dndrc bir hzla gelien ilk dnemlerini ii burkularak dnyordu. Chantal fethetmeye girimesine gerek kalmamt: lk andan

balayarak, o zaten fethedilmiti. Onun zerine titremek? Bunu yapmasna gerek yoktu. Chantal her zaman onun yannda, karsnda, yaknndayd, bandan beri. Bandan beri, Jean-Marc gl olan, Chantal da zayf oland. Bu eitsizlik, aklarnn temelini kuran har olmutu. Dorulanamaz bir eitsizlik, haksz bir eitsizlik. Chantal daha zayft, nk ondan daha bykt.

14 On alt on yedi yalarndayken, Chantaln bayld bir eretileme vard; kendisi mi uydurmutu, bir yerden mi duymutu, yoksa bir yerde mi okumutu, bunun pek nemi yok: Gl kokusuna dnmek istiyordu, yaylan ve fetheden bir gl kokusu; bylece tm erkekleri teker teker dolamak ve erkekler araclyla da yeryzn tmyle kucaklamak. Yaylan gl kokusu: serven eretilemesi. Tatl ve kalabalk bir beraberliin romantik bir vaadi, erkekler arasnda yaplacak yolculua bir ary gizleyen bu eretileme, erikin yan eiinde snd. Yap olarak, ktan a koacak bir kadn deildi ve bu belirsiz, lirik d, dingin ve mutlu geecee benzeyen evliliinin beiinde hemen uyudu. ok daha sonra, kocasn terk edip, birka yldr

Jean-Marcla yaamaya balad dnemde, onunla bir gn deniz kysna gittiler: Akam yemeini darda yediler, teras biiminde suya uzanm ahap bir iskelenin zerinde; o akamdan belleinde youn bir beyazlk ans var; tahtalar, masalar, iskemleler, masa rtleri, her ey beyazd, ayakl lambalar beyaza boyanmt ve henz kararmam yaz gne doru lambalardan beyaz bir k yaylyordu, gkyzndeki ay da beyazd ve evresini beyaza boyuyordu. Ve

bu beyazlk banyosu iinde Chantal, Jean-Marca dayanlmaz bir zlem duyuyordu. zlem mi? Karsnda oturduuna gre, ona nasl zlem duyabilirdi ki? insan, var olan birinin yokluundan nasl ac duyabilir? (Jean-Marc bu soruyu cevaplayabilirdi: insan, sevdii adamn karsnda zlemle yanabilir; onun gelecekte var olmayacan seziyorsa; sevdii adamn lm, grlmemekle birlikte daha o zamandan varlm duyuruyorsa.)

Deniz kysndaki o tuhaf zlem dakikalar boyunca, lm olan ocuunu anmsad birden ve iini belli belirsiz bir mutluluk kaplad. Bu duygu onu ksa sre sonra korkutacakt. Ne var ki duygulara kimse kar koyamaz, oradadrlar ve her trl bastrma giriiminden bamszdrlar. nsan, yapt bir hareket, syledii bir sz yznden kendine kzabilir, ama yaad bir duygu yznden kzamaz, nk duygularmz zerinde hibir gcmz yoktur, len olunun ans ona mutluluk veriyordu ve bu durumda elinden gelebilecek tek ey, kendi kendine bunun ne anlama geldiini sormakt. Cevap akt: bu onun, Jean-Marcm yanndaki varlnn mutlak olduu anlamna geliyordu ve bu var olma, ancak olunun yokluu sayesinde mutlaklk kazanabilirdi. Olunun lm olmas onu mutlu klyordu. Jean-Marcin karsnda oturmakta olduu o anda, bunu ona yksek sesle sylemek istiyor, ama cesaret edemiyordu. Verecei tepkiden emin deildi, onu bir canavar gibi grmesinden korkuyordu. Servenler yaamam olmasnn ve iinde serven yaama istei bulunmamasnn verdii mutluluun tadn karyordu. O eretilemeyi anmsad ve gznn nne solmakta olan bir gl geldi, hzland

nlm bir filmde olduu gibi hzla solan, sonunda, ka

rarm bir saptan ibaret kalan ve birlikte olduklar o akamn beyaz dnyasnda bir daha hi belirmemek zere yitip giden bir gl: beyazla karan gl. Yine o akam, uykuya dalmadan nce (fean-Marc uyumutu bile), lm olan olunu bir kez daha anmsad ve o an yine, o utan verici mutluluk dalga

sn beraberinde getirdi. Bunun zerine kendi kendi

ne, Jean-Marca olan aknn bir sapknlk, uzakla

makta olduu insan toplumunun yazl olmayan ya

salarn hie sayma olduunu dnd; bakalarnn kin dolu fkesini uyandrmamak iin, aknn snr

szln gizli tutmaya kendi kendine sz verdi.

15 Sabahlar evden ilk kan, posta kutusuna bakp kendi mektuplarn aldktan sonra, Jean-Marca gelen mektuplar brakan her zaman Chantal oluyordu. O sabah iki mektup buldu: Biri Jean-Marca (acele gz

att: zerinde Brksel damgas vard), teki de ona gelmiti, ama zerinde adres de, pul da yoktu. Biri elden getirmi olmalyd. Biraz acelesi olduundan, mektubu amadan antasna koyup otobse kotu. Otobste oturduktan sonra at; mektup tek bir cmleden oluuyordu: Sizi bir casus gibi izliyorum, ok gzelsiniz, ok gzel. Kapld ilk duygu olumsuzdu. Biri, ona sormadan yaamna karmak, ilgisini ekmek (ilgi gsterme kapasitesi snrlyd ve geniletmek iin de yeterli enerjiye sahip deildi), ksacas, onu tedirgin etmek istiyordu. Sonra, kendi kendine bunun samalktan baka bir ey olmadn syledi. Gnn birinde, eline byle bir not gememi kadn var myd? Mektubu yeniden okudu ve yannda oturan kadnn da okuyabileceini dnd. antasna koydu ve evresine gz att. Oturan, otobsn penceresinden dalgn dalgn dar bakan insanlar grd; iki gen kz kkr kkr glyor, iri yar, yakkl, gen bir zenci onu Kimlik 49/4

szyordu, uzak bir yere gideceinden kuku olma

yan bir kadn, elindeki kitaba dalmt. Genelde, otobste evresindeki insanlarla hi ilgilenmez. Ald o mektup yznden, insanlarn onu gzledikleri izlenimine kapld; o da onlar gzledi. u zenci gibi, gzlerini onun stne diken biri her zaman oluyor muydu acaba? Zenci, biraz nce ne okuduunu biliyormu gibi, ona glmsedi. O muydu yoksa, o mektubu ona yazan? Bu ok sama dnceyi kafasndan att ve sonraki durakta inmek zere yerinden kalkt. Geifi engelleyen Zencinin yanndan gemesi gerekiyordu, bu cann skt. Ona tam ok yaklamt ki otobs fren yapt, bir an dengesini yitirdi ve gzn ondan hi ayrmayan zenci gen, kahkahay bast. Chantal, otobsten indi: Adam flrt etmeye falan kalkmam, onunla yalnzca elenmiti. O alayc gl gn boyunca, kt br nbelirti gibi kulaklarnda nlad. Broda mektuba bir iki kez daha bakt, eve dndnde onu ne yapacan dnd. Saklamal m? Neden? Jean-Marca m gstermeli?

Bu onun cann skabilirdi; bbrlenmek istiyormu gibi olacakt! yleyse yok etmeli? Elbette. Tuvalete gitti, dibindeki suyun dzeyine bakt; zarf yrtarak birok kk paraya bld, iine att, sifonu ekti, ama mektubu katlayp odasna gtrd. amar dolabn at ve sutyenlerinin altna koydu. Bunu yaparken, zencinin alayc gl yeniden kulaklarnda nlad ve kendi kendine, tm teki kadnlara benzediini syledi; sutyenleri, gzne adi ve aptalca kadns grnd birden.

16 Jean-Marc, yaklak bir saat sonra eve geldiinde, Chantala bir davetiye gsterdi: Onu bu sabah posta kutusunda buldum. F. lm. Chantal, daha nemli bu mektubun, ona gelen mektubun glnln rtmesine neredeyse sevindi. Jean-Marcn koluna girerek onu salona gtrd, geip karsna oturdu. Chantal: Haber yine de seni sarsm. Hayr, dedi Jean-Marc, daha dorusu, sarsmam olmasna sarslmmdr. Onu hl balayamyor musun?

Yapt her eyi baladm. Sz konusu olan bu deil. Sana vaktiyle onu bir daha hi grmemeye karar verdiimde iimi kaplayan o tuhaf sevin duygusundan sz etmitim. Bir buz paras kadar souktum ve bu beni sevindiriyordu. Onun lm bu duyguyu hi deitirmedi. Beni korkutuyorsun. Gerekten korkutuyorsun beni.

Jean-Marc, konyak iesiyle iki kadeh almak iin ayaa kalkt. Sonra, ikisinden bir yudum ald ve: Hastaneye yaptm ziyaretin sonuna doru anlardan sz etmeye balad. On alt yasnda ona sylemi olduum bir eyi anmsatt bana. te o anda, bugn

insanlar arasndaki tek dostluk biiminin ne olduunu anladm. Dostluk, bir insana yalnzca belleinin doru almasn salamak iin gerekli. Gemiini anmsamak, onu hep srtnda tamak, dedikleri gibi, belki de insann kendi benini koruyabilmesi iin gerekli tek koul. Benin ekip klmemesi, oylumunu korumas iin, anlan bir saks ieini sular gibi sulamak gerekiyor; ve bu sulama ii, gemiin tanklar ile, yani dostlar ile srekli temas halinde kalmay zorunlu klyor. Onlar bizim aynamz; belleimiz; onlardan hibir ey beklemiyoruz, yeter ki zaman zaman o aynay parlatsnlar, parlatsnlar ki, yzeyinde kendimizi grebilelim. Ne var ki, benim lisedeyken ne yaptm umurumda bile dei lk genliimden beri, hatta ocukluumdan beri, benim istediim bambaka bir eydi: Dostluun, deer olarak tm teki deerlerin stnde tutulmasn zlyordum. unu sylemekten holanyordum: Gereklik ile dost arasnda seim yapmak gerektiinde, ben her zaman dostu seerim. Bunu, biraz da evremi kkrtmak iin

sylyordum ama cidden yle dnyordum. Bugn bu zdeyiin artk eskidiini biliyorum. Bu, Patroklosun dostu Akhilleusun, Alexandre Dumasnn Silahrlerinin ve aralarndaki tm anlamazlklara karn, ustasnn gerek dostu olan Sanchonun yaad dnemler iin geerli olabilir. Bizler iin artk yle deil. Bu konudaki ktmserliimi ylesine ileri gtryorum ki, bugn, gereklii dostlua ye tutmaya hazrm. ikisinden, tadna vara vara bir yudum daha aldktan sonra: Dostluk, benim gzmde, yaamda ideolojiden, dinden, ulustan daha gl bir eylerin var olduunun kantyd. Dumasnn romannda,

drt arkada kendini ou kez kart kamplarda bulur, bylelikle de birbirleriyle dvmek zorunda kalrlar. Ama bu, aralarndaki dostluu hi bozmaz. Birbirlerine gizliden gizliye, hileye bavurarak ve adna savatklar tarafn gerekleriyle alay ederek yardm etmekten geri durmazlar. Dostluklarn, gerein, davann, stlerinden aldklar buyruklarn, kraln, kralienin, her eyin stnde bir yere koymulardr.

Chantal, onun elini okad, Jean-Marc biraz soluklandktan sonra yle srdrd: Dumas, Silahrlerin servenini, olaylarn zerinden iki yzyl getikten sonra yazd. Daha o zamandan, dostluun yitirilmi dnyasna m zlem duyuyordu acaba? Ya da dostluun yok olmas daha sonralara m rastlyor? Bunun cevabn veremem. Dostluk, kadnlarn sorunu deildir. Ne demek istiyorsun? Sylediimi. Dostluk, erkeklerin sorunudur.

Onlarn romantizmidir. Bizim deil. Jean-Marc, ikisinden bir yudum ald, sonra dncelerine geri dnd: Dostluk nasl dodu? Dmanla kar birleme olarak doduuna kuku yok; birleme olmasayd, insanlar dmanlarnn karsnda aresiz kalrlard. Byle bir birleme bugn belki de yaamsal bir nem tamyor. - Dmanlar her zaman olacak. Evet, ama onlar bugn grlmez ve anonim

nitelikte. Ynetmelikler, yasalar. Birileri, senin pencerenin nne bir havaalan yapmaya karar verirse ya da seni kapnn nne koyarsa, dostun olan biri senin iin ne yapabilir? Sana ancak, yine grlmez ve anonim olan biri yardm edebilir, rnein toplumsal yardmlama

rgt, tketiciyi koruma rgt, avukat

lar barosu. Dostluk artk, elle tutulabilir kantlarla llebilen bir ey deil. Sava alannda yaralanm dostu arama ya da klcn ekip onu haydutlara kar koruma frsat hi kmyor. Yaamlarmzn iinden, byk tehlikelerle kar karya kalmadan, buna karn dostluklar da yaamadan geip gidiyoruz. Sylediin doruysa, bunun senin F. ile uzlaman salamas gerekirdi.

Aklam olsaydm, ona yapm olduum sitemleri hi anlamayacandan zerre kadar kukum yok. tekiler benim zerime saldrdnda o sustu. Ne var ki, drst davranmalym: O, kendi suskunluunu bir cesaret gsterisi olarak kabul etti. Sonradan, bana kar oluan toplu psikoza onlarla birlikte dmedii ve azndan bana zarar verebilecek tek bir sz kmad iin bbrlendiini sylemilerdi. Dolaysyla, bu konuda bilinci berrakt ve ben hibir aklama yapmadan onunla grmeyi kestiimde, kendini yara alm gibi duyumsam olmas gerekir. Ondan, tarafsz kalmaktan te bir davran beklemekle hata ettim. O ktcl ve hrn ortamda beni savunmaya kalkm olsayd, onlarn nefretini zerine ekme, onlarla atmaya girme, bana dert ama tehlikesiyle kar karya kalabilirdi. yle bir davran ondan nasl bekleyebildim? stelik o benim dostumdu! Bu, benim adma, hi de dosta bir davran deildi! Baka trl syleyelim: Kibar bir davran deildi. nk dostluk gnmzde eski ieriinden boald iin, insanlarn birbirlerine karlkl olarak gsterdii ilgi ve sayg anlamasna dnt, ksacas, bir nezaket anlamasna dnt. Byle olunca da, bir dosttan

kendimiz iin, onun cann skacak ya da houna 54

gitmeyecek bir ey yapmasn istemek nazik bir davran olmaz. Elbette olmaz. Ama senin bunu burukluk

duymadan sylemen gerekir, iin iine ac alay katmadan. Alay katmadan sylyorum. Durum bu.

ihanet seni kahrediyorsa, sulanmsan, gnah keisine dnmsen, seni tanyan kiilerden farkl iki tepki bekleyebilirsin: ilerinden bazlar, post kapma peinde koanlara katlacak, tekiler de sana sezdirmeden, hibir ey bilmiyormu, hibir ey duymam gibi davranacaklardr, yle ki, onlarla grmeyi, konumay srdrebilirsin. Bir ey sezdirmeyen, incelik gsteren o ikinci kategoriye giren insanlar senin dostlarndr. Szcn modern anlamyla dostlarndr. Dinle, Jean-Marc, ben bunu oldum olas hep bilmi-mdir. 55

17 Perdede, yan yatm bir popo grlyor, gzel, seksi, yakn ekim. Bir el onu tatl tatl okuyor, o plak, esirgemez, kendini teslim etmi cildin tadna vara vara. Sonra, kamera uzaklayor ve kk bir yataa yatm beden btnyle grlr hale geliyor: Bir bebek bu, annesi zerine eilmi. Bir sonraki sahnede, annesi onu kaldryor ve yar aralk dudaklaryla o st bebesini yumuak, slak ve kocaman alm azndan pyor. O anda, kamera yaklayor ve ayn pck perdede tek bana, yakn ekim olarak grlyor ve birden ksnl bir ak pcne dnyor. ^

Leroy, filmi o sahnede durdurdu: Her zaman bir ounluk peinde kouyoruz. Seim kampanyas boyunca Amerikan bakan adaylarnn yapt gibi. Bir rn, bir alc ounluunu bir araya getireceini dndmz byl imajlarn aylasyla sarp sarmalyoruz. maj ararken de cinsellii an olarak n plana karma eilimindeyiz. Sizi uyaryorum. Cinsel yaamn gerekten tadn karanlar, ok kk bir aznlktr. Leroy, hazrlanmakta olan bir kampanya, bir spot, bir afi dolaysyla haftada bir gn, evresine toplad yardmclarndan oluan kk grubun ii

ne dt aknln tadn karmak iin, konumasna ara verdi. eflerinin koltuklarn kabartan eyin, onunla hemen ayn fikirde olduklarn sylemek deil, gsterecekleri aknlk olduunu oktandr biliyorlar. te bu yzden, burumu parmaklarnda bir sr yzk tayan sekin bir hanmefendi, ona kar kmaya cesaret etti: Yaplan aratrmalarn tm, bunun tersini ortaya koyuyor! Tb ki yle, diyor Leroy. Biri kalkp da sizi cinselliiniz hakknda sorgulayacak olsa, ona gerekleri syler miydiniz? Size soru soran kii adnz bilmese, sizinle telefonla konusa, yznz grmese bile, ona yalan sylersiniz: Dzmekten holanr msnz? Hem de nasl!- Ka kez? -Gnde alt kez!Mstehcenlikten holanr msnz? - Uff, deli olurum! Ne var ki btn bunlar, caka satmaktan baka bir ey deildir. Erotizm, ticari adan karmak bir olaydr; nk herkes bir yandan erotizmi yaamaya can atarken, te yandan, mutsuzluklarnn, yoksunluklarnn, kskanlklarnn, komplekslerinin ve aclarnn nedeni olarak ondan nefret eder.

Leroy onlara, televizyon iin ekilen o spotun ayn sahnesini bir kez daha gsterdi; Chantal, slak dudaklarn, teki slak dudaklara dokunuuna bakyor ve Jean-Marcla hi yle pmediklerinin farkna varyor (bunun farkna ilk kez ak seik varyor). Buna o kadar aryor ki: Doru mu? imdiye kadar hi yle pmediler mi? Evet, ptler. Daha birbirlerinin adn bile bilmedikleri dnemde. Bir da otelinin byk salonunda, iki iip gevezelik eden insanlarn ortasnda, bir

birlerine sradan eyler sylediler, ama ses tonlar, birbirlerine karlkl istek duyduklarn ele verdi ve kimsenin olmad bir koridora ekilip ptler. Chantal, azn ap dilini Jean-Marcn azna kaydrd, orada bulaca her eyi ekip alma arzusu iindeydi. Dillerinin atelilii tensel bir gereklik deil, karsndakine, tm varlyla, hemen, yabanl biimde ve bir an gecikmeden sevimeye hazr olduunu anlatmann bir yoluydu. Az salglarnn, arzu ya da zevk ile hi ilgisi yoktu, onlar yalnzca birer haberciydi. Birbirlerine dorudan ve yksek sesle seninle sevimek istiyorum, hemen, hi zaman yitirmeden demeye cesaretleri yoktu, bu durumda, salglar onlarn adna konuuyordu. te bu yzden, birbirlerine sarlmalar (ilk pmeden balayarak birka saat srd), azlar, olaslkla (Chantal tam olarak anmsamyor, ama aradan geen zamana karn bundan nedereyse emin) birbiriyle ilgilenmiyor, birbirine dokunmuyor, birbirini emmiyor, hatta o utan verici karlkl ilgisizliin farkna bile varmyordu. Leroy, spotu bir kez daha durdurdu: iin pf

noktas, erotik ekicilii, yoksunluklar azdrmadan ayakta tutan imajlar bulabilmektir. Bu sahne bizi, ite bu bak asndan ilgilendiriyor: Tensel imgelemi yakalayabilirsiniz, ne var ki o, hemen analk duygusuna sapar. nk candan bir bedensel dokunu, kiisel gizin ortadan kalkmas, salglarn birbirine karmas, yetikinlerin erotizmine zg deildir, btn bunlar, ana ile bebeinin ilikisinde, tm fiziksel sevinlerin zndeki cennet olarak ortaya kan ilikide de vardr. Bu konuyla ilgili olarak, bir anne adaynn karnndaki ceninin yaamn filme almlar. Ceninin, bizim iin yaplmas olanaksz, akrobatik bir du

rum alarak, kendi kck organn emdiini gzlemiler. Gryorsunuz ki cinsellik, buruk bir kskanlk uyandran gen ve salkl bedenlerin ayrcal deil. Bir ceninin kendi kendini doyuma ulatrmas, dnyann tm bykannelerini, en hrn olanlar, en erdemli geinenleri bile yumuatabilir. nk, ounluklarn en gl, en geni, en gvenli ortak paydas bebektir. Ve bir cenin, sevgili dostlarm, bir bebekten te bir eydir, bir kusursuz-bebektir, bir sper-bebektir!n Ve ayn spotu onlara bir kez daha gsterdi;

Chantal bir kez daha, iki slak azn birbirine demesini grmekten hafif tiksinti duydu. inde ve Japonyada, ona anlatldna gre, erotik kltrn, ak azla pmeyi tanmadn anmsad. Dolaysyla, salglarn birbirine gemesi erotizmde bir zorunluluk deil, bir kapris, bir sapma, zellikle Batya zg bir uygunsuzluktu. Gsterim bittiinde, Leroy ii u sonuca balad: Annelerin az salgs, kalabalklar Roubachoff markasnn mterileri haline getirecek tutkal ite budur. Ve Chantal, o eski eretilemesini yle dzeltti: insandan insana geen, elle tutulamaz, iirsel bir gl kokusu deil, elle tutulur, iirsellikten uzak az salglardr, yle ki, bunlar ilerinde barndrdklar mikrop ordusuyla metresin azndan na, ktan onun karsna, karsndan bebeine, bebeinden teyzesine, bir lokantada garson olan teyzesinden, orbasnn iine tkrd mterisine, mteriden onun karsna, karsndan na ve ondan da daha baka birok aza geer, bylelikle de her birimiz, birbirine karan ve bizi tek bir salg toplumu, slak ve birlemi tek bir insanlk haline getiren bir salg denizine batarz.

18 Chantal, o akam motor ve klakson sesleri arasnda eve yorgun dnd. Sessizlie kavumann sabrszl iinde, binann kapsn at ve ierden iilerin barmalar ile eki seslerinin geldiini duydu. Asansr arza yapmt. Yukan karken, nefret edilesi bir scakln bedenini kuattn duyumsuyordu, merdiven boluunda nlayan eki sesleriyse, bu scakla elik eden, onu daha da arttran, pekitiren, zafer tamtamlarna dntren davul sesleri gibiydi. Kapnn nne geldiinde kan ter iindeydi, Jean-Marcn onu byle al al, moru mor grmemesi iin, bir dakika solukland. l yakma frnnn alevi bana kartvizitini sunuyor, dedi kendi kendine. Bu cmleyi bilinli olarak sylememiti; nasl olduunu bilmeden, ylesine gelmiti aklna. Kapnn nnde ayakta, hi kesilmeyen bir grlt iinde dikilirken, kendi kendine birok kez yineledi. O cmleyi sevmedi, inatla lm anmsatmas ona hi de ho gelmedi, ne var ki aklndan da silip atamad. Sonunda eki sesleri kesildi, scaklk azalmaya balad ve Chantal ieri girdi. Jean-Marc onu pt, bir eyler anlatmaya balamt ki, eki sesleri, biraz daha bouk olarak yeniden nlamaya balad. Chan

tal, kovaland, saklanacak hibir yer bulamad izlenimine kapld. Teni hl terden slak durumda, konuulan eyle hibir mantksal balants olmayan u szleri syledi: l yakma frnnn alevi; bizi bu sesten kurtaracak tek ey o.

Jean-Marcn, akn gzlerle ona baktm fark etti ve ne kadar densiz bir sz ettiini anlad; hemen ardndan, grd spottan, Leroynn onlara syledii eylerden, zellikle de annesinin karnnda resmi ekilen ceninden sz etmeye balad. Ceninin, akrobatik bir konum alarak, hibir erikinin baaramayaca biimde, kendini cinsel doyuma ulatrdn anlatt.

Cinsel yaam olan bir cenin, dnsene! Henz hibir eyin bilincinde deil, bireysellii yok, hibir eyi alglayamyor, ama daha o haliyle cinsel itkiye sahip ve -belki de zevk alyor. Demek ki cinselliimiz, kendi kendimizin bilincine varmamzdan nce uyanyor. Benimiz henz ortada yok, ama tensel isteklerimiz daha o zamandan boy gsteriyor. Bu dncenin, meslektalarmn hepsini ne kadar heyecanlandrdn bir dnsene! Kendini doyuma ulatran cenin karsnda, hepsinin gz yaarmt! Ya sen? Oh, bana itici geldi. Ah, Jean-Marc, iimde tiksinme duygusu uyand.

Chantal, tuhaf bir heyecan duyarak Jean-Marca sarld, sk sk sarld ve ona ok uzun gelen birka saniye boyunca ylece kald. Sonra konumasn srdrd: Dnebiliyor musun, annenin karnnda, kutsal saylan o yerde bile gven iinde deilsin. Filme alyorlar seni, casus gibi izliyorlar, doyuma ulaman gzlyorlar. Yaarken

onlarn elinden kurtulamayacaksn, bunu herkes biliyor. Ama daha domadan bile kurtulamyorsun. ldkten sonra bile kurtulamayacan gibi. Vaktiyle gazetede okuduum bir olay anmsyorum: Byk Rus soylularndan birinin adyla srgnde yaayan bir kiinin sahtekrlndan kukulanmlar. Adam ldkten sonra, onu kk drmek iin, annesi olduunu dndkleri bir kyl kadnn kemiklerini mezarndan karmlar. Kemiklerini amlamlar, genlerini incelemiler. O zavall kadn hangi soylu dnceye dayanarak mezarndan karmaya kalktklarn, bunu ne hakla yaptklarn merak ediyorum dorusu! Onun plakln, o mutlak plakl, iskeletin o plaklk tesi plakln nasl kurcalayabildiler! Ah, Jean-Marc, yalnzca tiksinti duyuyorum, yalnzca tiksinti. Peki, Haydnn bana geleni biliyor musun? ls daha soumadan ban bedeninden ayrmlar; kak m kak bir bilgin, beynini karp, mzik dehasnn nerede yer aldn saptasn diye! Ya Einste-inn bana gelen? Vasiyetini titizlikle yazarak, ldkten sonra kendisini yakmalarn istemi. Bu isteini yerine getirmiler, ne var ki ona yrekten bal, zverili mezi, ustasnn baklarn stnde duyumsamadan yaamaya katlanamayacan dnm. Yaklmadan nce, cesedin gzlerini kararak alkol dolu bir ienin iine koymu, bylelikle, kendisi de lnceye kadar ustasnn ona bakmasn salam. Demin, ite bundan dolay sana, bedenimizi onlann elinden ancak l yakma frnnn alevi ile kurtarabileceimizi syledim. Mutlak, diyebileceimiz tek lm budur. Baka trlsn hibir ekilde istemiyorum. Jean-Marc, mutlak bir lm istiyorum ben. 62

eki sesleri, biraz ara verdikten sonra, odann iinde yeniden nlad. Onlar bir daha hi duymayacamdan, ancak beni yakarlarsa emin olabilirim.

Chantal, neyin var senin?

Chantal ona bakt, sonra arkasn dnd, yeniden heyecanlanmt. Heyecana kaplmt, ne var ki bunun nedeni bu kez, syledikleri deil, Jean-Marcn, onun nasl stne titrediini aa vuran kaygl sesiydi.

19 Ertesi gn (her ay en az bir kez yapt gibi) mezarla gitti ve olunun mezar nnde durdu. Mezarnn banda her zaman onunla konuur; o gn de, aklama yapmas, kendini hakl karmas gerekiyormu gibi ona unlar syledi: Canm yavrum, canm yavrum benim, seni sevmediimi ya da sevmemi olduumu dnme, tam tersine, seni sevmi olduum iin, sen hl hayatta olsaydn, ben de imdi olduum kadn deil, sen yaarken olduum kadn olmay srdrrdm, insann hem bir ocuu olmas, hem de iinde yaad dnyadan nefret etmesi olanaksz, nk onu bu dnyaya getiren biziz. O ocuk yznden dnyaya balanyoruz, onun geleceini dnyoruz, grltsne patrtsna, davranlarna isteyerek katlanyoruz, onun nne geilemez samalklarn ciddiye alyoruz. Sen, lmekle, beni seninle birlikte olma zevkinden yoksun braktn, ama ayn zamanda da zgr kldn. Sevmediim bir dnya ile yz yze, zgr braktn beni. Ve bu dnyay sevmediimi syleyebiliyorsam bu, sen artk yanmda olmadn iin. Kafamn iindeki karanlk dnceler sana hibir zarar veremez. Sana imdi sylemek istediim, beni brakp gittikten bu kadar yl sonra, senin lmn bir armaan olarak alglam ve sonunda bu korkun armaan kabullenmi olmam.

20 Ertesi gn, posta kutusunda, zerinde yine o yabanc adamn yazs bulunan bir zarf buldu, iinden kan mektup bu kez hi de ksa ve hafif deildi. Bir tutanaktan fark yoktu dorusu. Geen cumartesi, diye yazyor adam, saat 9*u 25 geiyordu, evinizden, her zamankinden daha erken ktnz. Otobse kadarki yolunuzda sizi hep izlerim, ne var ki bu kez ters yne gittiniz. Elinizde bir valiz tayordunuz ve bir kuru temizleyiciye girdiniz. Kadn patron sizi herhalde ok iyi tanyordu, belki de seviyordu. Onu sokaktan gzledim: Uykudan uyanm gibi yz parlad, onunla akalatnz kukusuz, kahkahasn duydum, sizin neden olduunuz kahkahay ve o kahkahada sizin yznzn yanssn grdm sandm. Sonra, dar ktnz, bavulunuz doluydu. inde kazaklarnz ya da rtleriniz, belki de amarlarnz vard? Her neyse, bavulunuz bende, yaamnza yapay olarak katlm bir nesne izlenimi brakt. Giysisini ve boynuna takt incileri tarif ediyor. O incileri daha nce hi grmemitim. Gzel inciler. Krmzs size

ok iyi gidiyor. Ilt veriyor size. Mektubun altna imza olarak G.D.B. harfleri yazlmt. Bu, Chantali meraklandrd, ilk mektupta imza yoktu ve bu eksiklik bir bakma bir itenlii anKimlik 65/5

latyordu. Tanmad, ona bir merhaba diyen, sonra da ortadan kaybolan biri. Ama bir imzann varl, yalnzca harflerden ibaret de olsa, kendini adm adm, yava yava, buna karn kanlmaz olarak tantma isteinin bir kantdr. C.D.B., diye yineledi, glmseyerek: CyrilleDidier Burgiba. Charles-David Barberousse. Mektubun metnini dnd: Bu adamn onu sokakta izlemi olmas gerekiyordu; sizi bir casus gibi izliyorum,n diye yazmt ilk mektubunda; yleyse Chantal onu grm olmalyd. Ne var ki, evresindeki insanlarla pek ilgilenmezdi, ayrca o gn daha da az ilgilenmiti, nk yannda Jean-Marc vard. Bir ey daha; kadn patronu gldren de, bavulu tayan da Jean-Marct, o deil. O szleri bir daha okudu: bavulunuz bende, yaamnza yapay olarak katlm bir nesne izlenimi brakt. Bavul nasl olur da kendi yaamna katlrd, madem ki onu tayan Chantal deildi? Onun yaamna katlan o ey, Jean-Marcn kendisi deil miydi? Adam ona bu szlerle mi saldrmak istemiti, sevdii adama dolayl yoldan m saldrmt? Sonra, bu onu elendiriyor, verdii tepkinin glnln fark ediyor. Dsel bir n karsnda bile Jean-Marc savunabiliyor. lk kez olduu gibi, mektubu ne yapacan bilemiyor, iine dt duraksama balesi, tm atamalaryla yineleniyordu: Mektubu iine atmay dnd klozete bakt; zarf kk paralar halinde yrtarak suyla aktt; daha sonra mektubu katlad, odasna gtrd ve sutyenlerinin altna soktu. amar dolabna doru eildiinde, kapnn aldn duydu. Dolab abucak kapatp geri dnd: Jean-Marc eikteydi. 66

Jean-Marc ona ar ar yaklat ve daha nce hi bakmad gibi bakt, bak rahatsz edecek derecede youndu; tam yanma geldiinde, onu dirseklerinden kavrad ve kendisinden otuz santimetre kadar uzakta tutarak bakmay srdrd. Chantalin huzursuzluu dayanlmaz bir hal alnca, onu gsne bastrd ve glerek yle dedi: Gznn akn, arabann camn silen bir silecek gibi silen gzkapana bakmak istiyordum.

21 F. ile son karlamasndan bu yana o organ dnyor: gz; ruhun penceresini; yzn gzellik merkezini; bir bireyin kimliinin younlat noktay; ama ayn zamanda, srekli olarak temizlenmesi, slak tutulmas, iinde bir miktar tuz bulunan zel bir svyla bakmnn yaplmas gereken bir grme aygt olan o organ. Bak insann sahip olduu bu harika zellik demek ki mekanik bir silme hareketiyle srekli olarak kesintiye uramakta. Arabann n camn silen bir silecek gibi. Gnmzde, silecein alma hzn ayarlayabiliriz, yle ki, iki hareket arasnda on saniyelik bir duraklama olabilir; buysa gzkapamzn alp kapanma hzna yaklak olarak denk der. Jean-Marc, konutuu kimselerin gzlerine bakp, onlarn gzkapaklarnn hareketini gzlemeye alyor; ama bunun kolay olmadn da fark ediyor. Gzkapann hareketini dikkate almaya alk deiliz. Kendi kendine yle diyor: insanlara baktmda, ou kez onlarn gzlerinden baka bir ey grmyorum, dolaysyla gzkapaklarn ve onlarn yapt hareketi de gryorum. Ne var ki bunu, bu hareketi yakalayamyorum. Karmda duran gzlerdeki bu hareketi yok sayyorum.

Ayrca unu da diyor: Tanr Baba, iliinde alrken, bir rastlant sonucu, bizi oluturan bu bedeni, bu bedende de ksa bir an iin ruhumuzun aynas olmasn engelleyemediimiz gzmz yaratm. Ne var ki, bedenin ruhu olan bir organn biraz hafife alnm olmas, yani gzmzn her on ya da yirmi saniyede bir silinmesinin gerekmesi ne zc bir yazg! Bu durumda, karmzda duran insann zgr, bamsz, kendine egemen bir varlk olduuna nasl inanabiliriz? Bedeninin, iinde barndrd ruha tam tamna denk dtne nasl inanabiliriz? Buna inanabilmek iin, gzkapann srekli bir krpma hareketi yaptm unutmamz gerek. inde yaratldmz yapm iliini unutmamz gerek. Bir unutma anlamas yapmamz gerek. Ve bunu bize dayatan, Tanrnn kendisi. Ne var ki, Jean-Marcn ocukluk ile delikanllk dnemi arasnda kukusuz, bu unutma anlamasnn varlndan haberinin olmad ksa bir dnem oldu; ve o, bu dnem iinde gzkapann gzn zerinde kayp durmasn aknlk iinde izliyordu: te o dnemde, gzn, iinden insann ruhunun grld tek ve mucizevi bir pencere deil, birinin, anmsanmayacak kadar eski bir zamanda s tn kr yapp harekete geirdii bir aygt olduunu fark etti. Yeniyetmelik dnemindeki bu ani bilinlenmenin onda bir ok etkin yaratm olmas gerekir. Durdun, demiti

ona F., bana yle bir baktn ve ses tonunda tuhaf saylacak bir kesinlikle bana unu syledin: Onun, gzn nasl krptrdm grmek, benim iin ou kez yeterli oluyor... Jean-Marc, bu szleri sylediini anmsamyordu. Unutulmaya yazgl bir ok nn

yaamt belki de. Gerekten de, F. ona bu szleri anmsatmasayd, sonsuza kadar unutmu olurdu. Dncelere dalm durumda eve girdi ve Chan-taln odasnn kapsn at. Chantal, dolabna bir eyler yerletirmekteydi, Jean-Marc da o anda onun, kendisine gre szle tarif edilemez niteliklere sahip bir ruhun penceresi olan gzkapann gzn nasl sildiini grme arzusu iindeydi. Ona doru ilerledi, onu dirseklerinden kavrad ve gzlerinin iine bakt; gzkapaklar gerekten de hareket ediyor, hatta bu hareketi, bir incelenmeden getiklerinin farkmday-m gibi, olduka hzl yapyorlard. Onun gzkapann yukar aa hareket ettiini, bu hareketi hzl, ok hzl yaptn gryor ve JeanMarc, kendine zg duyumsamay, kendisinin on alt yanda, ok d kinci olarak bulduu o gz mekanizmasnn onda brakt duyumsamay yeniden yakalamak istiyordu. Ne var ki, gzkapann olaanst hz ve yapt hareketlerin ani dzensizlii onda d krkl yaratacak yerde, iinde sevgi uyanmasna yol ayordu: Chantalin gzkapann sileceinde, kendi ruhunun kanadn, titreyen, panikleyen, debelenen kanadn gryordu. Kendini imek hzyla bu heyecana kaptrd ve Chantali gsne bastrd. Sonra, kollarn gevetti ve onun utanm, ok arm yzn grd. Ona unu syledi: Gznn saydam tabakasn, oto camn silen bir silecek gibi silen gzkapana bakmak istemitim. Sylediklerinden hibir ey anlamyorum,

diye cevap verdi, birden geveyerek. Jean-Marc da ona, sevmedii arkadann kendisine anmsatt unutulmu ansn anlatt. 70

22 F. bana, lisede okuduum srada ileri srdm dnceyi anmsattnda, btnyle sama bir ey duyduum izlenimine kapldm. Hayr, dedi Chantal, seni tandm kadaryla, byle bir eyi kukusuz sylemisindir. Her ey birbirini tutuyor. Doktorunu anmsa! Jean-Marc, bir erkek iin byl an olan mesleini seme nm hibir zaman yabana atmyordu. Yaamn, yaplan o seimin dzeltilmesine izin vermeyecek

kadar ksa olduunu bildii iin, hibir meslein ona kendiliinden ekici gelmediini gzlemek iini karartmt. nnde alan olanaklar yelpazesini kukulu bir kaygyla incelemiti: Tm yaamlarn bakalarnn ceza almasna adayan savalar; iyi eitilmemi ocuklarn ba belas olan eitimciler; gsterdii ilerlemelerin biraz avantaj salamasna karn, ok byk dokuncalar olan teknik meslekler; insan bilimlerinin ok incelikli, buna karn bir o kadar bo gevezelikleri; btnyle nefret ettii modalara hizmet eden i mimarlk (bu meslek onu, marangoz olan dedesinin ans dolaysyla ekiyordu); kutu ve kavanoz satcs haline gelmi zavall eczaclar. Hangi meslei semeliyim, diye kendi kendine sorduunda, iinin en derin yerinin skntl bir sessizlie gmld71

gn duyumsuyordu. Sonunda doktorluu semi ol

mas, bu meslei ekici bulduundan deil, bakalar

n gzeten bir lkclkten kaynaklanyordu: Tbb, insan iin tartma gtrmez biimde en yararl ve gsterdii teknik ilerlemeler, teki alanlara oranla ol

duka olumsuz sonulara yol aan bir ura olarak

gryordu. ikinci ders ylnda, zamann amlama salonunda kadavralann arasnda geirmek zorunda kaldnda, d krklklar yakasna yapmakta gecikmedi: Hibir zaman tam olarak kurtulamad bir ok yaad: lmle kar karya kalmasna olanak yoktu; ksa sre sonra, gerein daha da beter olduunu kendi kendine itiraf etmek zorunda kald: nsan bedeniyle kar karya kakmyordu: Onun kanlmaz, aresiz kusurlarna, ilerlemesini saat gibi srdren ayrmasna, ierdii kana, i organlara, ac ekme zelliine katlanamyordu. F.ye gzkapann hareketinin onda uyandrd tiksinmeden sz ettiinde, on alt yalarnda olmalyd. Tp eitimi yapmaya karar verdiindeyse, on dokuz yanda vard; o dnemde, daha o zamandan unutkanlkla szleme imzalam olduundan, yl nce F.ye sylediklerini anmsamyordu. Ne yazk! Bu an onu uyarabilirdi. O an, tbba girme kararnn btnyle kuramsal olduunu, kendi kiilik yaps hakknda en kk bir bilgi sahibi olunmakszn alnm olduunu anlamasna yardmc olabilirdi. Bylece, yl boyunca tp okumu, sonra da kazaya uram bir gemiden kaarcasna o eitimi brakmt. Boa giden o yllardan sonra hangi seimi yapabilirdi? iinin derinlikleri suskunluunu eskiden ol

duu gibi koruduuna gre, hangi dala tutunabilirdi? Btn trenlerin hareket edip gittii bir peronda tek bana kalaca duygusu iinde, fakltenin geni merdivenlerini son kez indi.

23 Chantal, kendisine mektup yazan kiinin kim olduunu anlamak iin, evreyi gizlice fakat dikkatle kolaan ediyordu. Oturduklar sokan kesinde bir lokanta-kahve vard: buras, onu gzetlemek isteyen biri iin ideal yerdi; oradan, evin girii, her gn getii iki sokak ve otobse bindii durak grnyordu, ieri girdi, oturdu, bir kahve smarlayp mterileri inceledi. Tezghta, o ieri girdiinde gzlerini baka yne eviren bir delikanlnn oturduunu grd. Bu, oraya srekli gelen, ahsen tand bir mteriydi. Hatta, vaktiyle onunla birok kez gz gze geldiklerini, sonra delikanlnn onu grmezden gelmeye baladn bile anmsad. Bir baka gn, o delikanly komusuna gsterdi. Ama bu Bay Dubarreau! - Dubarreau mu, Barreau mu? Komu kadn bilmiyordu. Peki, ya nad? Onu biliyor musunuz? Hayr, bilmiyordu. Du Barreau, bylesi belki daha doruydu. Bu durumda, hayrannn ad Charles-Didicr ya da Christophe David olamazd, D harfi adnn bir parasn oluturuyordu ve du Barreaunun bir tek nad vard. Cyrille du Barreau. Ya da daha dorusu: Charles. Elinde avucunda bir ey kalmam soylu bir tara ailesi

dledi. Soyadlarnda tadklar o du ekiyle g

ln biimde gurur duyan bir aile. Kendisini Charles du Barreau olarak tantp, umursamazln sergileyerek tezghn banda otururken dnd; adndaki bu ekin onun kiiliiyle badatm, miskin davranlarna denk dtn dnd. Biraz sonra, Jean-Marc ile sokakta yryorlar; ve du Barreau kardan geliyor. Chantaln boynunda krmz ncileri var. Jean-Marcn armaan, ama fazla gsterili bulduundan pek seyrek takyor. O incileri du Barreau gzel bulduu iin taktnn farkna varyor. Chantaln onlar kendisi yznden, kendisi iin taktm dnmesi gerekiyor (byle dnmekle de yanl bir ey yapm olmuyor!). Chantala yle bir bakyor, o da ona bakyor ve boynundaki inciler aklna geldii iin kzaryor. Ate basyor bedenini ve bunu onun da fark ettiinden emin. Ne var ki karlap getiler ve du Barreau u anda onlardan uzak ve aran Jean-Marc oluyor. Kzardn! Neden peki? Ne oluyor? Chantal da aryor; neden kzard? O adama gereinden fazla dikkat etmi olmas yznden mi? Ama Chantaln ona dikkat etmesi nemsiz bir meraktan kaynaklanyor! Tanrm, son zamanlarda neden byle sk sk, bu kadar kolay, bir gen kz gibi kzaryor? Gen kzken gerekten de ok sk kzanyordu; kadnln fizyolojik gelimesinin balangcndayd ve bedeni onu bir bakma engelliyordu; bu da onu utandryordu. Erikin olunca kzarmay unutmutu. Sonra, zaman zaman gelen ate basmalar, ona yolun sonuna gelmekte olduunu anmsatt; ve bedeninden yeniden utanmaya balad. indeki utanma duygusu uykusundan uyand iin, kzarmay yeniden rendi.

24 Daha baka mektuplar da geldi ve bu mektuplar dikkate almamak giderek zorlat. Akllca yazlm, incelikli, glnlkten ve haddini bilmezlikten ok uzak mektuplard bunlar. Mektuplan yazan, hibir eyi amalamyor, hibir ey istemiyor, hibir eyin stnde durmuyordu. Kendi kiiliini, yaamn, duygularn, arzularn karanlkta brakacak bilgelie (ya da kurnazla) sahipti. Bir casustu o; yalnzca

Chantaldan sz ediyordu. Yazd mektuplar gnl elici deil, hayranlk belirten mektuplard. Gnl elmeyi amalasa bile bunu, kat edilecek uzun bir yol gibi alglyordu. Bununla birlikte, ald en son mektup o zamana kadar gelen mektuplarn en gz pek olanyd: U gndr sizi gzden yitirdim. Yeniden grdmde, o ok hafif, havalanmaya hazr yrynz beni byledi. Var olmak iin dans etmesi, ykselmesi gereken alevlere benziyordunuz. imdiye kadar olmadnz kadar uzun boyluydunuz ve evrenizi alevler, neeli, Bakkhosa zg, esrik, yabanl alevler sarm olarak yryordunuz. Sizi dndmde, plak bedeninizin stne, alevlerden rlm bir manto rtyorum. Beyaz bedeninizi, kardinal krmzs bir mantoyla gizliyorum. Ve sizi, zerinizdeki bu manto ile krmzya brnm bir odada

ki krmz bir yataa yatryorum, benim kardinal krmzlm, gzelim kardinal krmzlm! Birka gn sonra, Chantal kendine krmz bir gecelik ald. Evdeydi ve aynada kendine bakyordu. Kendine her adan bakyordu, gmleinin kenar ilemesini hafife kaldryor ve imdiye kadar hi bu kadar uzun boylu olmad, teninin bu kadar beyaz olmad duygusuna kaplyordu. Jean-Marc eve geldi. Chantalin cilveli ve ayartc admlarla, zerinde kesimi ok gzel, krmz bir gecelikle ona doru gelip bir yaklap bir uzaklaarak evresinde dnmesi onu ok artt. Oynad oyuna kendini kaptrarak, Chantalin peinde btn evi dolat. Gzlerinin nnde birden, anmsanmayacak kadar eski zamanlarda, peinden bir erkein kotuu bir kadn imgesi canland ve bu onu byledi. Chantal, byk masann evresinde dnyor, kendisini arzulayan bir erkekten kaan kadn imgesi onu da bylyor, sonra, yatan stnde ondan kurtuluyor ve geceliini boynuna kadar yukar kaldryordu. Jean-Marc o gn, onu yepyeni ve beklenmedik bir gle seviyor, Chantal da birden, odada bir yabancnn bulunduu, onlar lgn bir dikkatle izledii izlenimine kaplyor, o yabancnn yzn, o krmz gecelii

almasna, bu ak gsterisini yapmasna neden olan Charles du Barreaunun yzn gzlerinin nnde canlandryor, bu dnceler iinde sevin lklar atyordu. imdi, yan yana yatm soluklanyorlar ve kendisini casus gibi izleyen adamn imgesi Chantal heyecanlandryor; Jean-Marcn kulana, plak bedeninin stne krmz manto giydiini ve o ok gzel kardinal krmzs mantosuyla, tklm tklm dolu ki

liseyi batan baa kat ettiini anlatyor. Bu szler ze

rine Jean-Marc, Chantala bir kez daha sarlyor ve kendisine srekli anlatt fantezi dalgalar zerinde dalgalanarak ona bir kez daha sahip oluyor. Sonra her ey dinginleiyor; gzlerinin nnde yalnzca, bedenleri arasnda ezilip burumu, ve yata

n bir kesine atlm krmz gecelik kalyor. Yar kapal gzlerinin nnde o krmz leke, gllerle kap

l bir iek tarhna, ayn zamanda da neredeyse unu

tulmu o narin kokuya, tm erkekleri pmek isteyen gln kokusuna dnyor. 7$

25 Ertesi gn, bir cumartesi sabah, Chantal pencereyi at ve hayran olunas masmavi bir gkyzyle karlat. i mutlulukla ve neeyle doldu; dar kmakta olan Jean-Marca hi dnmeden unlar syledi: Benim zavall Britannicusm ne yapyor acaba?

Neden? Hl ehvet dkn m? Hl yayor mu?

m Nereden aklna geldi imdi o adam? Bilmiyorum. ylesine.

Jean-Marc kt, Chantal yalnz kald. Banyoya gitti, sonra, ok gzel olmak amacyla gardrobunun bana gitti.. ekmecelerin iine bakt ve dikkatini eken bir ey oldu. al, amarlarn durduu ekmecenin iindeki kat kat amarlarn stnde drlp katlanm biimde duruyordu, oysa Chantal o al oraya rasgele attn anmsyordu. Biri gelip eyalarn m dzenlemiti? Hizmeti kadn haftada bir kez gelir, onun eyalarna da elini srmez. Gzlem yapma yeteneine ard ve kendi kendine, bu yetenei eskiden, tatil iin gittii villada kazandn syledi. Orada, kendini ylesine gzetlenip kollanyormu gibi duyumsamt ki, yabanc bir elin yapt en kk bir deiiklii yakalayabilmek iin, teberisini dolap

larna tam olarak nasl braktn belleinde tutmay renmiti. O gemiin yaanp bitmi olmasndan sevin duydu, aynaya bakt, kendini beendi ve ev

den kt. Aada, mektup kutusunu at, iinde onu bekleyen yeni bir mektup vard. Mektubu antasna koydu ve nerede okuyabileceini dnd. Kk bir park bularak orada, yapraklan sonbahar gnei

nin altnda sararmakta olan ok byk bir hlamur aacnn geni dallan altna oturdu. ... kaldrmn zerine vuran topuklarnz bana, bir aacn dallar gibi dallanp budaklanarak yaylan, henz zerinde yrmediim yollar dndryor. Bende, ilk genliimde yaadm bir saplanty uyandrdnz: nmdeki yaam bir aa gibi dnyordum. Ona, olaslklar aac adn vermitim. nsan, yaam ancak ksa bir sre bu biimiyle grebilir. Yaam, sonra insana, deimez biimde dayatlm bir yol gibi, iinden bir daha hi klmayacak bir tnel gibi grnr. Bununla birlikte, o eski aacn grnts iimizde silinmez bir zlem olarak kalr. Siz bana o aac anmsattnz, ben de buna karlk size onun imgesini aktaracak, onun byleyici mnltsn duyuracam. Chantal ban kaldrd. Bann zerindeki hlamur aacnn dallan, zerine ku motifleri ilenmi altndan bir tavan gibi uzanyordu. Mektupta sz edilen sanki bu aat. Aa eretilemesi, kafasnn iinde onun eski gl eretilemesiyle birbirine karyordu. Eve dnmesi gerekiyordu. Gzlerini, hoa kal dermi gibi bir kez daha hlamur aacna kaldrd ve oradan ayrld. Dorusunu sylemek gerekirse, genliinin efsanevi gl ona servenler salamamt, hatta yaad

elle tutulur, serven saylabilecek hibir olay anmsamyordu - broya gelen tuhaf, kendisinden ok yal bir ngilizin, en az on yl nce, yarm saat boyunca kendisine kur yapmasnn brakt an dnda. Onun nl bir zampara, oklu sevime peinde koan biri olduunu sonradan renmiti. O rastlamadan bir sonu kmamt, ne var ki Jean-Marc ile aralarnda

aka konusu olmu (ona Britannicus adn takan Jean-Marct) ve Chantaln o gne kadar pek zerinde durmad baz szckleri dnmesine yol amt: oklu sevime rnein, ayrca ingiltere szc ki bu szck, bakalarnn kafasnda uyandrd arma kart olarak, onun gznde zevkin ve kt alkanlklarn yeri haline geldi.

Dn yolunda, kulaklarnda hl hlamur aacnn zerinde cvldaan kulann sesi, gzlerinin nnde de kt alkanlklar olan yal ingiliz var; bu imgelerin oluturduu sis tabakas iinde, oturduu sokaa tembel admlarla yaklayor; orada, elli metre kadar nnde, lokanta-kahvenin masalann kaldrmn zerine karmlar ve ona mektuplar yazan gen adam masalardan birinde yalnz bana oturmu, elinde kitap ya da gazete yok, hibir ey yapmyor, nnde, balon kadehin iinde krmz arap duruyor ve mutlu bir tembellik iinde -ki bu, Chantalin iinde bulunduu tembellie denk dyorbolua bakyor. Chantaln kalbi kt kt atmaya balyor. Btn bu olup bitenlerin rastlant sonucu bir araya gelmi olmas! Mektubunu okuduktan hemen sonra ona rastlayacan nereden bilebilirdi? Ona, itenliklerinin casusu olan o adama doru, srtnda plak bedenine giydii krmz bir manto varm gibi heyecanla yaklayor. Ona yalnzca birka Kimlik 81/6

adm mesafede ve kendisine laf ataca n bekliyor. Ne yapmal? Byle bir rastlamay hi istememiti! Korkmu bir gen kz gibi de oradan koarak kaa

maz. Admlan yavalyor, ona bakmamaya alyor (Tanrm, tam bir gen kz gibi davranyor; bu onun ok yalandnn bir iareti mi?), ne var ki balon ka

dehinin iindeki krmz arabn nnde oturmu olan adam, tam bir ilgisizlikle bolua bakyor ve

onu fark etmi gibi davranmyor. Chantal ondan uzaklat bile, evine doru yrmeyi srdryor. Du Barreau, ona bir ey sylemeye cesaret edemedi mi? Ya da engelledi mi? Hayr, hayr. Onun o andaki ilgisizlii o kadar doald ki, Chantal bunun kendisine yneltilmi bir davran olmadndan kuku duyamaz: Yanld; fena halde yanld.

26 Akam, Jean-Marcla o lokantaya gitti. Yandaki masada bir ift, sonsuz bir suskunlua gmlmt. Suskunluu bakalarnn gz nnde srdrmek zordur. O iki insan, baklarn nereye yneltecek? Hibir ey sylemeden birbirinin gznn iine bakmak gln olur. Srekli tavana m baksnlar? yle yapsalar bu, suskunluklarn bakalanna sergilemek anlamna gelirdi. evredeki masalar m incelesinler? O durumda da suskunluklaryla elenen baklarla karlarlard ve bu daha da ktyd. Jean-Marc, Chantala unlar syledi: Dinle, birbirlerinden nefret etmiyorlar. Ya da aklarnn yerini ilgisizliin ald sylenemez. ki insann karlkl sevgisini, birbirlerine syledikleri szlerin azlyla ya da okluuyla lemezsin. Kafalarnn ii boalm durumda yalnzca. Belki de u anda birbirlerine syleyecek bir ey bulamadklarndan, bo laf etmemek iin, kibarlklarndan konumuyorlardr. PeYigord halamn tersine. Onunla birlikte olduumda, hi nefes almadan srekli konuur. Hangi yntemi kullanarak bu kadar ok konutuunu anlamaya altm. Grd ve yapt her eyi anlatrken, bunlar ifade etmek iin gereken szlerin iki katn kullanyor. Sabah uyandn, kahvalt olarak yalnzca sade bir kah

ve itiini, sonra kocasnn dolamaya ktn anlatyor; bir dn, Jean-Marc, diyor, geri dndnde televizyon izledi, dnsene, kanallarda dolat, sonra televizyondan yoruldu, kitap kartrd. te, -bu onun ifadesi- zamann byle geiriyor... Biliyor musun, ChantaJ, bu basit, sradan ve gizemli bir ey anlatrm gibi sylenen cmleleri ok seviyorum. u zamann byle geiriyor deyii temel bir cmle. Onlarn

sorunu zaman; zaman geirmek; zamann kendiliinden, tek bana, onlann abasna gerek kalmadan, onlar bunu yapmaya zorlamadan, yorgunluktan bitkin dm yrylerin iinden geer gibi, kendi ilerinden akp gitmesi; halam ite bu yzden konuuyor, azndan kan szler, zaman gzle grlr biimde devindiriyor, oysa az kapal kaldnda zamann devinimi duruyor, dev cssesiyle ve arlyla karanlklarn iinden beliriyor, buysa zavall halam korkutuyor ve panie kaplarak, tela iinde, kznn ocuunun ishali ile bann dertte olduunu anlatacak birini anyor; evet, Jean-Marc, ishal, ishal, bir doktora gitti, sen o doktoru tanmazsn, bizden az uzakta oturuyor, onu yllardan beri tanrz, evet, Jean-Marc, yllardan beri tanrz, beni de iyiletirmiti o doktor, kn gribe yakalandmda, anmsarsn herhalde, Jean-Marc, hani korkun bir atee yakalanmtm...

Chantal glmsedi; Jean-Marc ona baka bir ansn anlatt: On drt yanda ya var, ya yoktum, dedem, marangoz olan deil, teki, lm deinde yatyordu. Gnlerdir azndan, hibir anlam olmayan bir ses kyordu; hatta bu bir inleme de deildi, nk ac ekmiyordu; bir szc sylemeye de almyordu, hayr, konuma yetisini yitirmemiti; yal

nzca, syleyecek bir eyi, iletecek somut bir mesaj yoktu, konuacak birini de aramyordu, artk kimseyle ilgilenmiyordu, azndan kan sesle yalnz banayd, tek bir ses, yalnzca soluk almas

gerektiinde kesilen bir aaaaa sesi. Ona baktm, bylenmi gibiydim, ve o sesi hi unutmadm, nk, ocuk saylacak yata olsam da onu anladm sandm: te, diyordu, varolduu biimiyle varolan zamanla yzleen yaam; ve ben bu yzlemenin, can sknts denen ey olduunu anladm. Dedem, can skntsn bu sesle, sonu gelmez aaaaa sesiyle ifade ediyordu; o aaaaa sesini karmayacak olsayd, zaman onu ezecekti; ve dedemin, zamana kar dorultabilecei tek bir silah vard, o sonu gelmez, zavall aaaaa sesi. Yani, deden bir yandan lyor, te yandan da can sklyordu, yle mi? Aynen yle.

lmden, can skntsndan sz ediyor, Bordeaux arab iiyor, glyor, eleniyorlar; ikisi de mutlu. Sonra Jean-Marc, nceki dncesine dnyor: Bugn, can skntsnn miktar -can sknts llebilir bir eyse , eskiden olduundan daha fazla. Eskiden yaplan meslekler, hi olmazsa birou, insann o meslee kar kiisel bir tutkusu yoksa, akla bile getirilmeyen mesleklerdi: Topraklarna ak kyller, gzel masalann byl yaratcs dedem, kydeki insanlarn tmnn ayak llerini ezbere bilen ayakkabclar; ormanclar, bahvanlar; o dnemlerde askerlerin bile birbirlerini tutkuyla ldrdklerini dnyorum. Yaamn anlam, insanlar iin bir soru iareti deildi, yaam onlarla birlikteydi, tm doallyla, iliklerinde, tarlalarndayd. Her meslek, kendine zg dnce tarzn, kendine zg varolu biimini

yaratmt. Bir doktor, bir iftiden baka biimde dnyordu, bir askerin davran, bir ky retmeninin davranna benzemiyordu. Oysa bugn, hepimiz birbirimizin benzeriyiz; iimize kar gsterdiimiz ortak ilgisizlik bizi birbirimize balyor. Bu ilgisizlik bir tutku haline geldi. amzn tek byk, kolektif tutkusu. Chantal unu diyor, iyi ama, syle bana, sen, sen olarak kayak hocal yaparken, i mimarlk hakknda dergilere yaz yazarken ya da daha sonra tbbi yazlar yazarken ya da bir marangozhanede desinatr olarak altnda... ... evet, en ok o ii sevmitim ama yrmedi... ... ya da hibir ey yapmadan isiz otururken senin de cannn sklm olmas gerekir!

Seni tandmdan bu yana her ey deiti. Bunun nedeni, yaptm kk ilerin benim gzmde daha tutkulu hale gelmi olmas deil. evremde olup biten her eyi, ikimizin arasnda konuulacak konulara dntrmem. Baka eylerden de konuabilirdik!

ki insann birbirini sevmesi, kendilerini dnyadan yaltmas ok gzel bir ey. yi de, bu ba baalklarn ne ile besleyebilirler? Dnya, zerinde konuulmayacak kadar iren de olsa, birbirleriyle konuabilmek iin bunu yapmaya gerek duyarlar.

Karlkl konumasalar da olur. u yandaki masada oturanlar gibi mi? diye

gld Jean-Marc. Oh, hayr, hibir ak suskunluun stesinden gelemez. 86

27 Garson, elinde tatl tabayla masaya eilmiti. Jean-Marc baka bir konuya geti: Zaman zaman bizim sokaa gelen u dilenciyi biliyor musun? Hayr.

Yok canm, mutlaka grmsndr. Krk yalarnda, memur ya da lise hocas klkl, hani birka frank dilenmek iin, utancndan talam durumda el aan u adam. Hi grmedin mi? Hayr.

Grmndr. Her zaman nar aacnn altnda durur; o nar zaten sokakta kesmeden braktklar tek nar. Yapraklarn pencerenden bile grebilirsin. nar imgesi, birden anmsamasna neden oldu: Ha evet! Gryorum! Onunla konuup biraz gevezelik etmeyi, tam olarak kim olduunu renmeyi o kadar ok istedim ki; ama bunun ne kadar zor bir i olduunu dnemezsin. Chantal, Jean-Marcm son .szlerini duymuyor; dilenciyi gryor. Aacn altndaki adam. Kibarlyla gze batan silik bir adam. Her zaman iyi giyimli, yle ki, gelip geenler onun dilendiini pek anlaya

myorlar. Birka ay nce, Chantal ile konutu ve ok kibar bir dille kendisine yardm etmesini istedi. Jean-Marc szn srdryordu. Zor, nk kukucu bir adam olmal. Onunla neden konumak istediimi anlayamayabilir. Meraktan m? Bu onu

korkutabilir. Acma duygusuyla m? Aalayc bir davran. Ona bir neride mi bulunaym? yi ama ona ne nerebilirim ki? insanlardan ne beklediini anlayabilmek iin, kendimi onun yerine koymaya a

ltm. Aklma hibir ey gelmedi. Chantal, onu o aacn altnda dikilirken dnyor ve o aa birden, mektuplar yazan adamn o olduunun kafasnda imek gibi akmasna neden oluyor. Kendini, aa eretilemesiyle ele verdi, aacn altnda duran, kafasnn ii aa imgesiyle dolu olan o adam. Dnceleri hzla birbirine zincirleniyor: Hi kimse, ii gc olmayan ve tm zamann bo geiren o adamdan baka hi kimse, posta kutusuna gizlice mektup koyamaz, kendisini hiliinin ardna gizleyen bu adamdan bakas, onu gnlk yaamnda kendini ele vermeden izleyemez. Ve Jean-Marc konumasn srdryordu: Gelip bodrumu dzenlemesini isteyebilirim ondan. Bunu, tembelliinden deil ama zerinde uygun giysiler olmad, o giysileri de kirletmek istemedii iin geri evirebilir. Oysa ben onunla o kadar ok konumak istiyorum ki. nk o, benim teki benliim! Jean-Marc dinleyemeyen Chantal, yle dedi: Cinsel yaam nasl olabilir? Cinsel yaam m? diye gld Jean-Marc, sfr, sfr! Dlerden ibaret!

Dler, dedi, iinden Chantal. Demek ben bir zavallnn dnden baka bir ey deilim. Neden onu seti, zellikle onu?

Ve Jean-Marc, saplantsna geri dnyor: Bir gn, gelip benimle bir kahve imesini isteyeceim ondan, benim teki benliim olduunu syleyeceim ona. Siz benim, rastlant sonucu dmediim durumu yayorsunuz, diyeceim. Samalama, diyor Chantal. Sen hibir zaman o duruma dme tehlikesiyle kar karya kalmadn. Faklteyi braktm ve btn trenlerin kalktn anladm n hi unutmuyorum. Evet, biliyorum, biliyorum, diyor, bu yky imdiye kadar birka kez dinlemi olan Chantal, ama o

nemsiz baarszln nasl olur da, gelip geenin eline birka frank brakmasn bekleyen bir adamn bana gelenlerle karlatrabilirsin? renim grmekten vazgemek bir baarszlk deildir; benim vazgetiim, kendi tutkularmd. Bir anda, tutkusu olmayan bir insan haline gelmitim. Ve tutkularm yitirdiim iin de, kendimi bir anda bir kenara atlm olarak bulmutum. Ve daha da kts: Baka hibir yerde olmak istemiyordum. O kadar istemiyordum ki, ne tr olursa olsun, yoksulluu kendim iin tehlike olarak grmyordum. Tutkularn yoksa, baarl olma, tannma al duymuyorsan, uurumun kenarnda oturuyorsun demektir. Ben de oraya yerletim, hem de byk bir rahatlk iinde. Uurumun kenarna yerlemi olmak benim iin yeterliydi. Dolaysyla ben, abartmadan sylyorum, iinde olmaktan byk zevk aldm u grkemli lokantann patronunun deil, u dilencinin yanndaym. Chantal, iinden yle diyor: Bir dilencinin erotik idol haline geldim. ok gln bir onur bu. Sonra kendi kendini dzeltiyor: Peki, bir dilencinin

istekleri neden bir i adamnnki kadar saygdeer olmasn? Umut beslemedii iin, dilencinin istekleri llemeyecek kadar deerli: zgr ve itenlikti istekler.

Sonra, aklna bir baka dnce geliyor: Krmz gecelik giyip Jean-Marcla sevitii gn, onlar izleyen, onlarla birlikte orada olan nc kii, lokantadaki gen adam deil, bu dilenciydi! Gerekten de, Chantalin omuzlarna o krmz mantoyu atan, onu ahlaksz bir kardinale dntren o dilenciydi! Bu dnce, birka saniye ona katlanlmaz, tedirgin edici geliyor, ne var ki iin aka yan hemen galebe alyor ve iinden sessizce glyor. Son derece utanga o adam, insan duygulandran kravatyla odalarnn duvarna yaslanm, elini uzatm, sabit ve ehvetli baklarla onlar seviirken izlediini dlyor. Sevime bittikten sonra, yataktan kalktn, masann stnden antasn alp iinde bozuk para aradn ve adamn eline sktrdn dlyor. Ve glmemek iin kendini zor tutuyor.

28 Jean-Marc, yz birden gizli bir sevinle parlayan Chantala bakyordu. Ona bakma zevkini tatmaktan mutlu olduu iin, sevincinin nedenini sormaya niyeti yoktu. O, kafasnn iinde yaratt gln imgelerde yitip giderken, Jean-Marc, Chantaln dnya ile kendisi arasndaki tek duygusal ba olduunu dnyordu. Ona tutuklulardan, kyma urayanlardan, alk ekenlerden mi sz ediyorlard? O insanlarn mutsuzluklarn kiisel olarak, aclarm paylaarak duyumsamasnn tek bir yolu vard: Chantal onlarn yerine koymak. Bir yerdeki i savata, kadnlarn rzna geildiinden mi sz ediyorlard? Chantal orada tecavze uram olarak gryordu. Onu, bakalarna kar ilgisizlikten kurtaran yalnzca Chantald, bakas deil, iindeki acma duygusu ancak onun araclyla uyanabiliyordu. Bunu ona sylemek isterdi, ne var ki duygusal

davranm olmaktan utanyordu. Bir sr dncenin yannda, bunlara tam tamna ters bir dnce onu artt: Peki, onu insanlara balayan bu tek varl yitirecek olursa ne yapard? Onun lmn deil, daha incelikli, yakalanamaz bir eylerin ortaya ktn dlyor ve bu d, son zamanlarda yakasn brakmyordu: Bir gn onu tanyamayacak; Chan

taln bir gn, o zamana kadar birlikte yaad kadn deil, kumsalda ona benzettii kadn olduunun far

kna varacak; bir gn, varlnn onun iin oluturdu

u gereklik sanal bir gereklie dnecek ve Chan

tal onun gznde, ancak tekiler kadar ilgi uyandr

maya balayacakt. Chantal, onun elini tuttu: Neyin var? Yine h

znlendin. Birka gndr hznl olduunu gryo

rum. Neyin var? Hibir ey, hibir eyim yok.

Var. Syle bana, u anda seni hznlendiren ey ne? Senin bir bakas olduunu dledim. Nasl? Senin, benim dlediim kii olmadn. Senin kimliin konusunda yanlm olduumu. Anlamyorum.

Jean-Marcn gznn nnde bir sutyen beliriyordu. Bir sutyenin hznl knts. Gln bir knt. Ne var ki bu grntnn tesinde, karsmda oturan Chantaln gerek yz birden yeniden beliriyordu. Elinin zerinde onun elini duyumsuyordu ve karsnda bir yabanc, bir aldatc bulunduu izlenimi hemen siliniyordu. Jean-Marc glmsyordu: Unut bunu. Hibir ey sylemediimi dn.

29 Srtn, sevitikleri odann duvanna dayam, elini uzatm, gzlerini onlarn plak bedenlerine alkla dikmi: Lokantada yedikleri yemek srasnda onu bu durumda dlemiti. imdiyse, srtn aaca dayam, gelip geenlere doru elini beceriksizce uzatm ylece duruyor. Chantal nce onu grmezden gelmek istiyor, sonra, bilerek, isteyerek, kendisini skc bir durumu sona erdirmek isteme dncesine kaptrm gibi, onun nnde duruyor. Adam, her zamanki formln yineliyor: Yardmlarnz bekliyorum, ltfen. Chantal ona bakyor: st ba tertemiz, kravat takm, kr dm salar arkaya taranm. Yakkl m, irkin mi? iinde bulunduu durum onu yakklln ve irkinliin tesinde bir yere koyuyor. Chantal ona bir eyler sylemek istiyor ama ne syleyeceini bilemiyor, iine dt skntl durum konumasn engellediinden, antasn ayor, bozuk para aryor, ne var ki, birka kuru dnda bozuk paras yok. Adam, devinimsiz, korkun avucunu ona doru uzatm ylece duruyor; ve devinimsizlii sessizliin arln daha da arttryor. zr dilerim, u anda stmde hi bozuk para yok, demek Chantale olanaksz grnyor, bu yzden de ona kt para

vermek istiyor, ne var ki, antasndaki en kk kt para iki yz franklk bir banknot; bu, ok lsz bir sadaka; yz kzaryor: Dsel bir n kolluyor, ak mektuplar yollamas iin ar deme yapyormu izlenimine kaplyor. Dilenci, souk bir madeni para yerine, elinde kt olduunu duyumsaynca ban kaldryor ve Chantal onun akn gzlerini gryor. Afallam bir bak bu, ve Chantal, huzursuz olduundan hemen uzaklayor. Banknotu onun eline sktrd zaman, bu paray na verdiim dnyordu. Ancak uzaklatktan sonra biraz daha mantkl dnebiliyor: Adamn gzlerinde hibir su ortakl belirtisi yoktu; ortak bir servene gnderme yapabilecek hibir k parlamad; btnyle itenlikti bir aknlktan baka bir ey deildi o davran; bir zavallnn korkulu aknl. Birden her ey aydnla kavuuyor: Gelen mektuplar bu adamn yazdn dnmek, apalln daniskas. Kendine kar, bedeninden kafasna doru bir fke ykseliyor. Bu nemsiz duruma neden bu kadar kafasn takyor? isiz gsz, can sklan bir adamn tezghlad bu kk servene, dsel planda da olsa neden kendini kaptryor? Sutyenlerinin altna saklad mektup tomarnm varl ona birden dayanlmaz geliyor. Kafasnn iinde, gizli bir yerden her yaptn izleyen, ama onun ne dndn bilemeyen bir gzlemci dlyor. Grdklerinden yola kacak olursa, onu erkee susam sradan bir kadn gibi, daha da beteri, eline geen her mektubun kutsal bir ak belgesi olduunu varsayacak romantik ve ahmak bir kadn gibi dnecek bir gzlemci.

Bu grlmez gzlemcinin alayc baklarna katlanamadndan, eve gelir gelmez dolabnn bana gidiyor. Dzenle yerletirdii sutyenlerini grd ve gz bir eye takld. Tabii, bunun dn de farkna varmt: al, onun her zaman katlad gibi katlanmamt. Neeli olduundan, bunu hemen sonra unuttu. Ama bu kez, kendi eliyle gerekletirilmemi bu farkll grmezden gelemez. Ah, ok ak, evet! JeanMarc mektuplar okudu! Onu gzetliyor! Casus gibi izliyor! Onu birok doruk noktasna gtren bir fkeye kaptryor kendini: nce, mektuplaryla ban derde sokan ve ondan zr dilemeyen o bilmedii adama fkeleniyor; sonra, o mektuplar aptalca saklayan kendine; ve onu gzetleyen Jean-Marca. Mektup paketini koyduu yerden alp (bunu imdiye kadar ka kez yapt!) tuvalete gidiyor. Orada, onlar para para yrtp suyla aktmadan nce, son kez bakyor ve -iini kuku kapladndan- o yazlardan kukulanyor. Yazlan dikkatle inceliyor: Hep ayn mrekkep kullanlm, harflerin hepsi ok iri, hafife sola yatk, ne var ki bu harfler, mektuplar yazan ayn yazy korumay baaramam gibi, bir mektuptan tekine kk farkllklar gsteriyor. Yapt bu gzlem ona o kadar tuhaf geliyor ki, mektuplar bu kez de yrtmaktan vazgeiyor ve yeniden okumak zere masaya oturuyor. Onu temizleyiciye gittiinde betimleyen ikinci mektup zerinde duruyor: Nasl olmutu peki? Jean-Marc ile birlikteydi; bavulu tayan oydu. ierde bunu iyi anmsyor kadn patronu gldren de Jean-Marc olmutu. Mektubu yazan kii bu glten sz ediyor, iyi ama, onun gldn nasl duymu olabilir? Ona dandan, sokaktan baktn yazyor.

Peki, kendisi farkna varmadan dardan kim tarafndan gzlenmi olabilir ki? Du Barreau falan olamaz. Dilenci de olamaz. Bir tek kii olabilir: Temizleyicide onunla birlikte olan kii. Ve yaamnza yapay olarak katlm bir ey deyii, ki Chantal bu deyii Jean-Marca kar yaplm acemice bir saldr olarak kabul etmiti, oysa bu, aslnda Jean-Marcn kaleminden km bir zseverlik ifadesiydi. Evet, onu ele veren zseverlii olmutu; Chantala unu sylemek isteyen yaknma dolu bir zseverlik: Yoluna bir baka erkek kar kmaz, ben yaamna eklenmi yararsz bir nesneye dnyorum. Sonra, lokantada yedikleri akam yemeinin sonunda syledii o tuhaf cmleyi anmsyor. Ona, kimlii hakknda belki de yanldn syledi. O belki de bir bakasyd! Sizi bir casus gibi izliyorum, diye yazmt ilk mektupta. Demek ki o casus kendisi. Onu gzetliyor, onun sand kii olmadn kantlamak iin, zerinde deneyler yapyor! Ona bilinmeyen bir kiinin azndan mektuplar yazyor, sonra da davranlarn gzlyor, dolabna, sutyenlerine varncaya kadar izliyor onu! yi ama neden yapyor bunu? Akla gelen tek bir cevap var: Onu tuzaa dr

mek istiyor. yi ama neden tuzaa drmek istiyor ki? Ondan kurtulmak iin. Aslnda Jean-Marc ondan

daha gen, Chantala gelince, artk yaland. Zaman zaman gelen ate basmalarn istedii kadar gizlesin, yaland ve bu, artk gzle grlyor. Onu terk etmek iin bahane aryor. Sen yalandn, oysa ben gencim, diyecek hali yok. Bunu syleyemeyecek kadar drst, gereinden fazla nazik bir insan. Ne var ki, kendisini aldatabileceinden emin olur olmaz, ok es

ki dostu F.yi yaamndan karp att gibi onu da ayn kolaylkla ve souklukla terk edecek. Chantal, onda son derece tuhaf bir sevin olarak alglad bu soukluktan her zaman korktu. imdi, bu korkusunun

bir n belirti olduunu anlyor. Kimlik 97/7

30 Jean-Marc, Chantaln kzarp bozarma zelliini, aklarnn altn kitabnn daha en banda fark etmiti, ilk kez bir kalabalkta birbirlerine rastlamlard, zeri ampanya kadehleriyle, kanepelerle ve toprak kaplarla, jambonlarla donatlm uzun bir masann yer ald bir salonda. Bir da oteliydi, Jean-Marc o srada kayak hocal yapyordu ve bir rastlant sonucu, her akam kk bir kokteyl ile sona eren bir kollokyum dzenlemi olan kiilere katlmak zere o kokteyle davet edilmiti. ChantaTi onunla, ylece, ayak st tantrdlar, yle ki birbirlerinin adn bile hemen unuttular. Bakalarnn yannda, birbirlerine ancak birka sz syleyebildiler. Jean-Marc ertesi gnk kokteyle davet edilmeden geldi, yalnzca onu grmek iin. Onu fark ettiinde, Chantal kzard. Yalnzca yanaklar deil, boynu, hatta dekoltesinin akta brakt teni de tmyle kzard; bu grkemli kzarkl herkes grd; onun yznden, onun iin kzardn herkes anlad. Bu bir ak ilan oldu, bu kzarklk onun, sonradan olacak her eyi kabul edeceini belirten bir karard. Yaklak yarm saat sonra, kendilerini uzun bir koridorun loluunda ba baa buldular; tek bir sz etmeden, doymazlkla ptler.

Jean-Marcm bundan sonra yllar boyunca Chantaln kzardn bir daha hi grmemi olmas onun gznde, birlikteliklerinin uzak gemiinde paha biilmez bir yakut gibi parlayan bu kzarmann benzersiz bir zellik tadnn bir kant olmutu. Sonra, Chantal gnn birinde, erkeklerin artk dnp ona bakmadklarn syledi. Aslnda nemsiz olan bu szler, Chantalin kzarmasna elik ettiinden nem kazand. Jean-Marc, onun kulland cmle ile balantl olan renklerin diline ki bu, aklarnn da diliydikaytsz kalamazd ve bu cmle onda, Chantaln yalanmann getirdii hznden sz ettii izlenimini brakmt, ite bu yzden, bir yabancnn maskna brnerek ona unu yazmt: Sizi bir casus gibi izliyorum, gzelsiniz, ok gzel. lk mektubu posta kutusuna koyduunda, baka mektuplar da yazaca aklnn ucundan gemiyordu. Hibir plan yoktu, hibir hedef saptamamt, onun houna gidecek bir ey yapmak istiyordu yalnzca, imdi, hemen; onu, erkeklerin dnp ona bakmad izleniminden kurtaracak bir ey yapmak. Onun gsterecei tepkileri ngrmeye almyordu. Her eye karn, kendini bu tepkileri tahmin etmeye zorlasa bile, Chantaln mektubu ona gstereceini, Bak! erkekler beni hl unutmam! diyeceini, onun da bir n tm safl ile bu yabanc erkee, Chantal beendii iin vgler dzebileceini dnebilirdi. Ne var ki Chantal ona bir ey gstermedi. Ve bu oyun, son noktas konmam olarak ak kald. Sonraki gnler, Chantaln umutsuz, lm dncesine kaplmaya eilimli olduunu gzledi, yle ki, oynad oyunu ister istemez srdrd.

ikinci mektubu yazarken, kendi kendine yle diyordu: Cyranolayorum; Cyrano: Bir baka erkein maskesini kullanarak sevdii kadna akn ilan eden adam; yle ki bu kadn, adn vermekten kurtulan nn iindeki tm duyarlln birden patladn gryor. Bylece, mektubun altna imza olarak C.D.B. harflerini koydu. Yalnzca kendisinin bildii bir koddu bu. Bylelikle, bu gelip geici oyunda kendisini anmsatacak bir iz brakm olacakt sanki. C.D.B.: Cyrano de Bergerac. Cyrano olmay srdryordu. Onun, artk ekiciliini yitirdiini dndnden, onun adna, ona onun bedenini anlatyordu. Her yanyla, yzyle, burnuyla, gzleriyle, boynuyla, bacaklaryla betimlemek istiyordu bedenini; yle ki, kendi varlyla yeniden gurur duysun. Daha zevkli giyinmeye balamas, neesini yeniden bulmas Jean-Marc mutlu klyordu, ne var ki, bu baars ayn zamanda da cann skyordu: Eskiden, JeanMarc istese de boynunda krmz inci kolye tamaktan holanmyordu; oysa bir bakasnm isteini yerine getirmiti. Cyrano, kskanlk duymadan yaayamaz. Chantaln, odasndaki dolabn bir gzne eildii gn habersizce ieri girdiinde, onun ne kadar telalandn gzledi. Hibir ey grmemi gibi yaparak Chantala, gz bir silecek gibi ykayan gzkapandan sz etti; ancak ertesi gn, evde yalnz kaldnda, dolab at ve yazd iki mektubun sutyenlerin altnda olduunu grd. Bunun zerine, dalgn dalgn, mektuplar kendisine neden gstermemi olduunu bir kez daha sordu; ona gre, bunun cevab basitti. Bir erkek bir kadna mektuplar yazdnda bunu, ilerde batan kar

mak iin ona yanaaca ortam hazrlamak iin yapar. Ve kadn, bu mektuplar gizli tutarsa bunu, bugn gsterdii az sklnn, gelecekte yaayaca serveni gven altna almas iin yapar. Bunlar stelik bir de saklarsa bu, gelecekteki bu serveni bir ak olarak dnmeye hazr olduunu gsterir. Jean-Marc, ak duran dolabn nnde uzun sre kald; ve sonra, posta kutusuna her mektup koyusunda onun, dolabn iinde, sutyenlerin altnda olup olmadna gidip bakmaya balad.

31 Chantal, Jean-Marcn kendisini aldattn renseydi, bu ona ac verirdi, ne var ki bu davran ondan hi beklemedii bir davran olmazd. Ama byle bir gzetleme, kendisine uygulad, polislere zg bu deneme, ite bu davran, tand kadaryla ondan hi beklemedii bir davrant. Onunla ilk tantklarnda, Jean-Marc gemii hakknda hibir ey bilmek, dinlemek istemiyordu. Chantal, onun bu kktenci reddediine ksa srede uymak zorunda kald. ChantaPn ondan gizleyecek hibir eyi yoktu ve yalnzca duymak istemedii eyleri anlatmyordu ona.. imdi birdenbire kendisinden kukulanmas, gzetlemesi iin hibir neden grmyor. Birden, ban dndren kardinal krmzs giysi hakkmda yazd cmleyi anmsyor ve utanyor: Bir bakasnn kafasnn iine ektii tohumlara kar ne kadar edilgen davrand! Ona kim bilir ne gln grnd! Jean-Marc, onu bir tavan gibi kafese kapatt. Verdii tepkileri gzlyor, eytanca ve elenerek. Peki, ya Chantal yanlyorsa? Kendisine mektup yazan ortaya kard konusunda imdiye kadar iki kez yanlmad m? Jean-Marcn ona eskiden yazd birka mektubu bulup, C.D.B. imzal olanlarla karlatracak.

Jean-Marcn yazs hafife saa yatktr, harfleri de kk yazar, oysa yabancnn mektuplarndaki yaz sola yatk, harfler de iri. Ne var ki onu bu yutturmacada ele veren, aslnda iki yaz arasndaki bu ok belirgin fark. Kendi yazsn gizlemek isteyen birinin dnecei ilk ey, yatiklii ve irilii zerinde oynamaktr. Chantal, JeanMarcm flerini, aH larn ve olarm, yabancnnkilerle karlatrmaya alyor, irilikleri farkl olmakla birlikte, yazllarnn birbirine benzediini gzlyor. Ne var ki, karlatrmay defalarca yaptnda, pek de emin olamayacan gryor. Oh hayr, yaz uzman deil o, hibir eyden tam olarak emin olamaz. Jean-Marcn bir mektubuyla C.D.B. imzal bir mektubu alp antasna koyuyor. tekileri ne yapmal? Daha emin bir yere mi saklaman? Bu ne ie yarar ki! Jean-Marc*n onlarn varlndan haberi var; ayrca nereye koyduunu da biliyor. Gzetlendiinin farkna vardn ona belli etmemesi gerekiyor. Bylece, mektuplar dolabn iine, her zaman durduklar yere koyuyor. Daha sonra, bir yaz uzmannn kapsn ald. Kapda onu koyu renk takm elbiseli bir gen adam karlad ve bir koridorun ucundaki broya gtrd; burada, bir masann banda, yapl, gmleinin kollar kvrlm bir baka adam oturuyordu. Gen adam, odann dibinde srtn duvara vermi dururken, yapl olan ayaa kalkp ona elini uzatt. Adam yerine oturdu, Chantal da karsndaki koltua yerleti. Jean-Marcm ve C.D.B.nin mektuplarn masann zerine koydu; renmek istedii eyi

skntl bir biimde anlatmaya alrken, adam ona olduka mesafeli bir ses tonuyla yle dedi: Kimlii

ni bildiiniz adamn size ruhsal bir zmlemesini yapabilirim. Ama arptlm bir yaznn ruhsal zmlemesini yapmak zordur. Bana gerekli olan ruhsal zmleme deil. Bu mektuplar benim dndm nedenle yazlmsa, onlar yazan kiinin ruhsal durumunu yeterince bildiimi syleyebilirim. Sizin istediiniz, doru anladmsa, bu mektubu yazan kiinin -nz ya da kocanz-, u mektupta yazsn deitirmi olan kii ile ayn kii olup olmadn anlamak. Bunu ortaya karp onu artmak istiyorsunuz. Tam olarak bu deil, dedi, skntl biimde.

Tam olarak deil ama neredeyse yle. Ne var ki, madam, ben bir psikolog yaz uzmanym, bir zel detektif deilim, ayrca polisle de ibirlii yapmam. Kk broya sessizlik egemen oldu ve bu sessizlii adamlarn ikisi de bozmak istemiyordu, nk ona kar acma duygusu iinde deillerdi. Chantal, bedeninden bir ate dalgasnn ykseldiini duyumsad, gl, yabanl, hzla yaylan bir ate dalgas; kzard, tm bedeni kzard; kardinal krmzs szleri bir kez daha aklna geldi, nk bedeni imdi gerekten de alevlerden dokunmu grkemli bir manto ile kaplanm gibiydi. Yanl adrese geldiniz, dedi bir kez daha adam. Buras bir zel detektiflik brosu deil. Chantal, zel detektif szlerini iitti ve alevden mantosu bu kez bir utan mantosuna dnt. Mektuplar masann zerinden toplamak iin yerinden kalkt. Ne var ki, daha mektuplar almadan, kapda onu karlayan gen adam masann arkasna geti; ya

pl adamn yannda durup iki yazya dikkatle bakt ve Bu yazlarn ayn insann elinden kt aka belli, dedi; sonra Chantala unlar syledi: u tye,u gye bir bakn! Chantal birden onu tanyor: Bu gen adam, Jean-Marc Normandiyadaki o kentte bekledii kahvenin garsonu. Onu tamr tanmaz da ate iinde yanan bedeninden kendi akn sesinin ykseldiini duyuyor: Btn bunlar gerek olamaz! D gryorum, d gryorum, bunlar gerek olamaz! Gen adam ban kaldrd, ona bakt (kendini daha iyi tantmak iin yzn ona gstermek istiyordu sanki) ve ona hem aalayan, hem tatl bir glmsemeyle unlar syledi: Kuku yok! Ayn yaz bu. Yalnzca daha iri ve sola yatk yazlm. Chantal, artk hibir ey duymak istemiyordu, zel detektif szleri, kafasnn iinden teki szleri silip atmt. Kendini, arafn zerinde bulduu bir kadn san kant olarak gsterip sevdii adam polise ihbar eden bir kadn gibi duyumsuyordu. Sonunda, hibir ey sylemeden, masann zerindeki mektuplar topladktan sonra, ekip gitmek zere geri dnd. Gen adam bir kez daha yerini deitirdi: Kapnn yannda duruyor ve kapy ona ayor. Chantal, ona be alt adm mesafede ve bu ksa mesafe ona sonsuz gibi geliyor. Kpkrmz, yanyor, terden srlsklam durumda. Karsndaki adam kstaha gen ve onun zavall bedenine kstaha bakyor! Zavall bedenine! Gen adamn baklar altnda, gzle grnr biimde yalandn hissediyor, hzlandrlm bir film gibi; ve gpegndz. Chantala, Normandiya kysnda yaad o durumu yeniden yayormu gibi geliyor: Dalkavuka

glmsemesiyle nne geip, kapya giden yolu kestii ve lokantadan dar kamayacan dnd n. Kendisine ayn oyunu oynamasn bekliyor, ne var ki adam saygl biimde bro kapsnn yannda durup, onun gemesine izin veriyor; sonra, Chantal yal kadnlara zg sarsak admlarla giri koridorunun ucundaki kapya yneliyor (adamn baklarn terli omuzlarnda duyumsuyor) ve sonunda kendini kapnn dnda bulduunda, byk bir tehlike atlatt izlenimine kaplyor.

32 Sokakta yalnzca evrelerindeki yabanclara bakarak hibir ey konumadan yrdkleri gn, neden birdenbire kzard? Bir aklamas yoktu bunun: Jean-Marcn keyf kat, tepki vermeden duramad: Kzardn! Neden kzardn? Chantal ona cevap vermedi, Jean-Marc da Chantala bir eyler olduunu, kendisinin de bu konuda hibir fikri olmadn fark ederek rahatsz oldu. Bu olay, ona duyduu akn altn kitabnn en deerli rengini yeniden canlandrdndan, ona kardinal

krmzsndan sz ettii mektubu yazd. Oynad Cyrano rolnn bylelikle en byk servenine ulamta: Chantal bylemiti. Yazd mektupla, batan karclyla gurur duyuyordu, ne var ki, te yandan imdiye kadar hi duymad lde kskanlk duyuyordu. Bir erkek hayaleti yaratyor ve bylelikle aklndan hi geirmedii bir eyi, bir baka erkein onu batan karma gcn len bir snamay Chantala uygulam oluyordu. Duyduu kskanlk, genliinde ona ac veren erotik bir fanteziyi imgeleminde canlandrdnda duyduu kskanla benzemiyordu; bu kez daha az ac veriyor, buna karn daha ykc oluyordu: Sevilen gerek bir kadn yava yava, sevilen bir kadn g

rntsne dntren bir kskanlkt bu. Ve Chantal bundan byle onun gznde gvenilir bir varlk olmaktan kt iin, deerlerden yoksun bir kaostan baka bir ey olmayan bu dnyada Jean-Marc iin devinimsiz hibir dayanak noktas kalmamt. znn tesine gemi (ya da znden arnm) Chantaln karsnda iini tuhaf, melankolik bir ilgisizlik duygusu kaplyordu. Yalnz ona deil, her eye kar bir ilgisizlik. Chantal, grntden baka bir ey deilse, Jean-Marcn da tm yaam bir grntden ibaretti. Ak, kskanlna ve kukularna stn geldi sonunda. Ak duran dolaba eilip gzlerini sutyenlere dikmiti ki birden, nasl olduunu anlamadan, heyecanlandn duyumsad. Kadnlarn, anmsanmayacak kadar eski zamanlara uzanan, bir mektubu amarlarnn altna gizleyen bu davran karsnda, sevgili, tek ve benzersiz ChantaPnn bu davranyla, hemcinslerinin sonsuz kortejinde yerini almas karsnda heyecanland. imdiye kadar, onun zel yaamnda kendisiyle paylamad hibir eyi renmek istememiti. Neden imdi ilgilenecek, hatta bu konuda kendine krgnlklar yaratacakt ki? Zaten, diye sordu kendi kendine, zel giz denen ey nedir ki? insan varlnn en bireysel, en zgn, en gizemli yan yalnz o gizde mi sakl? Chantal sevdii tek insan yapan ey, onun zel gizleri mi? Hayr. Giz, en ok paylalan, en sradan olan, en ok yinelenen ve herkese zg olan eydir: beden ve onun gereksemeleri, hastalklar, saplantlar, kabzlk rnein, ya da det gnleri. zel yaammza zg bu durumlar bakalarndan utanarak gizlememizin nedeni, bunlarn son derece bireysel durumlar olmas deil, tam tersine, son derece ortak durumlar olmasdr.

Cinsine zg zelliklere sahip olduu, teki kadnlara benzedii, sutyen takt ve sutyen takan bir kadnn ruh durumuna sahip olduu iin Chantala nasl kzabilirdi? O da, sonsuza kadar erkeklere zg kalacak

herhangi bir samal yineleyip durmuyor muydu sanki! Erkek de, kadn da, iinde retildikleri ilikte, rnein balantsz devinen bir gzkapann, karnlarnn iine yerletirilmi le kokan bir fabrikann izlerini tar. Her ikisi de, iinde zavall ruha ok az yer braklm bir bedene sahiptir. Bu durumda, birbirlerini balamalar gerekmez mi? ekmecelerin dibinde sakladklar zavall vr zvrlann tesine gemeleri, bunlar amalar gerekmez mi? JeanMarcn iini sonsuz bir acma duygusu kaplad ve 4>u oyuna son vermek iinChantala son bir mektup daha yazmaya karar verdi.

33 Bir kdn zerine eilmi, Cyrano roln oynadn (hl oynuyor ama son kez), olaslklar aac olarak adlandrd eyi yeniden dnyor. Olaslklar aac: aknlk iinde olgun ann eiine gelmi insana kendini olduu gibi gsteren yaam: zeri vzldayan arlarla dolu bir sr dal. Ve ChantaPn mektuplar kendisine neden gstermediini anlamaya alyor: Chantal, aacn mrltsn dinlemek istiyordu, yalnz bana, onsuz, nk Jean-Marc, tm olaslklarn yok oluunu temsil ediyordu, nk o, bir indirgemeydi (mutlu bir indirgeme de olsa, yleydi), onun yaamn tek bir olasla indirgemiti. Jean-Marca o mektuplardan sz edemezdi, nk bu itenlikli davranyla ona (kendisine ve ona), mektuplarn kendisine sunduu olaslklarla gerekten ilgilenmediini, kendisine gsterdii o yitik aac nceden yadsdn hemen belirtmi olacakt. Jean-Marc, bu durumda ona nasl kzabilirdi? Her ey bir yana, mrldanan dallarn mziini Chantala duyurmak isteyen kendisiydi. Dolaysyla o, Jean-Marcn istekleri dorultusunda hareket etti. Ona itaat etti. Kdn zerine eilmi, kendi kendine unlar sylyor: Mektup serveni bitse bile, bu mrltnn yanksnn Chantaln iinde srmesi gerekiyor. By

lelikle ona, beklenmedik bir zorunluluk yznden gitmesi gerektiim yazyor. Sonra, bu aklamasna ayrnt getiriyor: Gerekten zorunlu bir ayrl m bu, ya da daha dorusu, bu mektuplar, gerisinin gelmeyeceini bile bile yazmadm m? Gitmem gerekeceini kesin olarak bilmem mi size tm itenliimle yazmama neden oldu? Gitmek. Evet, olas tek zm bu, ama nereye gitmeli? Dnyor. Gidecei yeri belirtmemesi mi gerekiyor? Bu, gerektiinden daha fazla gizemli bir romantizm olur. Ya da kaba decek bir ka. Kendi varl karanlkta kalmal, bu doru; gidiinin nedenlerini ite bu yzden aklayamaz; bunu yapacak olsa, ileri srecei nedenler, mektubu yazann dsel kimliini, rnein mesleini belli etmi olur. Bununla birlikte, nereye gideceini sylerse, daha doal davranm olur. Fransada bir kent mi? Hayr. Bu, bir yazmay kesmek iin yeterli bir neden olamaz. Uzaa gitmesi gerek. New York? Meksika? Japonya? Bu da biraz kuku uyandrr. Yurt dnda, buna karn yaknda olan, sradan bir kent bulmal. Londra! Tabii; bu ona o kadar mantkl, o kadar doal geliyor ki, glmseyerek kendi kendine yle diyor: Gerekten de, gidersem ancak Londraya gidebilirim. Ama hemen ardndan u soruyu soruyor: Peki, Londra bana neden bu kadar doal geliyor? O zaman aklna, hakknda sk sk aka yaptklar Londral adam geliyor, kadn peinde koan, vaktiyle Chantala kartvizitini vermi olan adam. ingiliz, Britanyal, Jean-Marcn Britannicus adm takt adam. Fena deil: Londra, ehvet dlerinin kenti. Chantala hayran olan gizemli adam oraya gidip, oklu sevime merakllarnn, kadn peinde koanlarn, uyuturucu alan

larm, erotizm hayranlarnn, yoldan sapmlarn, ah

lakszlarn arasna karacak; bir daha hi ortaya k

mamak zere kaybolacak. unu da dnyor: Londra szcn mektubunda imza yerine kullanacak, Chantal ile yaptklar konumalarn belli belirsiz bir izi olarak. Kendi kendiyle sessizce alay ediyor: Adam, bilinemez, kimlii anlalamaz biri olarak kalmak istiyor, nk oyun bunu gerektiriyor. Bununla birlikte, bu dncesine ters bir istek, btnyle dorulanmam, dorulanamaz, akl d, gizli, kukusuz aptalca bir istek, onu btnyle gizli kalmamaya, bir iaret brakmaya, bilinmeyen ve olaanst dikkatli bir gzlemcinin onun kimliini karabilecei ifreli bir imza brakmaya kkrtyor. Mektubu posta kutusuna koymak iin merdivenleri inerken, tz perdeden kan barmalar duydu. Aa inince onlar grd: Zillerin nnde bir kadn ve ocuk. Kar duvarda yan yana duran posta kutularna doru giderken onlarn yanndan geti. Geri dndnde kadnn, kendi ad ile ChantaTn adnn bulunduu zile bastn fark etti.

Birini mi aryorsunuz? diye sordu. Kadn ona bir ad syledi. Benim o! Kadn geriye bir adm atp ona abartl bir hayranlkla bakt: Sizsiniz demek Oh, szi tandma ne kadar sevindim bilemezsiniz! Ben Chantaln grmcesiyim.

12

34 aran Jean-Marc, onlar yukar davet etmekten baka bir ey yapamazd. Sizi rahatsz etmek istemem, dedi grmce, hep birlikte eve girerlerken. Rahatsz etmiyorsunuz. Zaten, Chantal da birazdan gelir. Grmce konumaya balad; zaman zaman, ok uslu, utanga, neredeyse akn duran ocuklara gz atyordu. Chantaln onlar grecek olmasndan mutluyum, diyor, ocuklardan birinin ban okarken. Onlar tanmyor bile, o gittikten sonra dodular. ocuklar severdi. Villamz ocuklarla dolup taard. Kocas, nefret edilecek bir insan saylabilirdi; kardeim hakknda byle konumamam gerekir, ne var ki, sonradan yeniden evlendi ve bizimle grmyor. Ve glerek unlan sylyor. Aslnda, ben Chantal her zaman kocasna ye tuttum! Yeniden bir adm geriye gidip Jean-Marca neredeyse tahrik edici saylabilecek bir hayranlkla bakt. Sonunda, kendine bir erkek semeyi baard! Buraya, size ailemize ho geldiniz demek iin geldim. Evimize Chantalmzla birlikte gelirseniz size minnettar Kimlik 113/8

kalrm. Ne zaman isterseniz, kapmz size ak. Her zaman.

Teekkr ederim.

Yapl bir insansnz, bu houma gitti. Kardeim, Chantaldan daha ufak tefektir. Yannda her zaman annesi gibi durduunu dnmmdr. Kardeime benim kk sanm derdi, dnn, kadnlara verilen bir adla aryordu onu! Onu her zaman, diyor, bir yandan kahkahayla glerken, kollarna alp, kulana benim kk sanm, benim kk sanm diyerek sallarken dnrdm! Kollarn, bir bebek tayormu gibi tutup, dans ederek birka adm att ve yineledi: Benim kk sanm, benim kk sanm! Jean-Marc glmeye zorlamak iin, dansm ksa bir sre daha srdrd. Jean-Marc, onu memnun etmek iin glmsedi ve Chantal, sanm diye ard bir adamn karsnda dnd. Grmce, konumasn srdryordu, Jean-Marca gelince, tylerini diken diken eden o imgeden yakasn kurtaramyordu: Bir adama (kendisinden daha ufak tefek) benim kk sanm diyen bir Chantal imgesi. Yandaki odadan sesler geldi. Jean-Marc, ocuklarn yanlarnda olmadn fark etti; ite size, istilaclarn kurnaz bir taktii: nemsizliklerinin rtsne snarak Chantaln odasna szmay baardlar; nce, gizli bir ordu gibi, sessizce, sonra, kapy arkalarndan kapattktan sonra, fatihler gibi zafer lklar atyorlar.

Jean-Marc kayglyd, ne var ki grmce onu yattrd: Bir ey deil. ocuk ite! Oynuyorlar. Tabii, dedi Jean-Marc, oynuyorlar, anlyorum ve ierden grltler ykselen odaya doru git

ti. Grmce daha abuk davrand. Kapy at: Dner bir sandalyeyi oyuncak haline getirmilerdi, ocuklardan biri zerine karn st yatm dnyor, tekiler de onu lklar atarak izliyordu. Oynuyorlar ite, size sylemitim, diye yineledi grmce, kapy kapatrken. Sonra, su ortaym gibi ona gz krparak: ocuk ite. Ne yaparsnz? Ne yazk ki Chantal burada yok. Onlar grmesini ok istiyordum. Yan odadan gelen grltler yaygaraya dnt, Jean-Marc ise ocuklar sakinletirmekten baka bir ey dnmyor. Gzlerinin nnde, aile iindeki hay huy arasnda, sanm diye ard ufak tefek bir adam kollarnda sallayan bir Chantal canlanyor. Bu imgeye, bir baka imge ekleniyor: Bilinmeyen bir hayranndan gelen mektuplar, serven vaatlerim yumurtasnn iinde bomamak iin kskanlkla saklayan bir Chantal. O Chantal, Chantala benzemiyor; o Chantal onun sevdii Chantal deil; bir Chantal grnts yalnzca. ini tuhaf bir yok etme istei kaplyor ve ocuklarn kopardklar yaygaradan zevk alyor. Odann altm stne getirmelerini istiyor, JeanMarc*n vaktiyle sevdii, ama imdi bir grntye dnm olan o kk dnyay yerle bir etmelerini istiyor. Kardeim, diye konumasn srdryor grmce, onun yannda pek clz kalyordu, anlyor musunuz beni, ok clz..., glyor,... szcn tm anlamlaryla. Anlyor musunuz, anlyor musunuz? Yeniden glyor. Bu arada, size bir t verebilir miyim?

stiyorsanz. ok zel bir t!

Azn yaklatrd ve ona bir eyler anlatt, ne var ki, dudaklar Jean-Marcn kulana dedii iin, ses

ler hrtya dnt ve szlerini anlalmaz kld. Grmce geri ekilip gld: Buna ne diyorsu

nuz? Jean-Marc bir ey anlamamt ama o da gld. Ah, bu anlattm ok hounuza gitti! diyor g

rmce ve ekliyor: Size bunun gibi daha birok ey anlatabilirim. Oh, biliyor musunuz, bizim aramzda sakl gizli yoktu. Onunla aranzda sorunlar kacak olursa, bana syleyin, size en iyi akl ben verebilirim! Glyor: Nasl boyunduruk altna alnacan bilirim ben onun! Ve Jean-Marc dnyor: Chantal, grmcesinin ailesinden her zaman dmanca duygularla sz etti. Nasl olur da grmcesi ondan bu kadar ak bir sevgiyle sz edebilir? Bu durumda, Chantaln onlardan nefret etmi olmas ne anlama gelir? insan nasl olur da hem nefret eder, hem de nefret ettii eye bu kadar kolaylkla uyum salar? Yandaki odada ocuklar ortal krp geiriyordu; grmce o yne doru bir iaret yaparak glmsedi ve unlan syledi: ocuklar szi rahatsz etmiyor, gryorum! Siz de benim gibisiniz. Biliyor musunuz, ben ok dzenli bir kadn deilimdir; hareketten holanrm, deiiklikten holanrm, grltden patrtdan holanrm, ksacas, yaamay severim! Fonda ocuk lklar, Jean-Marc dncelerini srdryor: ChantaTn nefret ettii eye bylesine kolayca uyum salamas, gerekten ok hayran olunacak bir ey mi? iki ayr yze sahip olmak gerek

bir basan m? Jean-Marc, Chantaln reklam dnyasnda arsz bir konuk, bir casus, maske takm bir

dman, gizli bir terrist gibi olmasndan vaktiyle holanmt. Ne var ki bir terrist deil, daha ok, politik terminolojiye bavuracak olursa, bir ibirlikiydi. Nefret edilecek bir iktidar, kendini onunla zdeletirmeksizin kullanan, kendini ondan btnyle ayr tutmakla birlikte onun hesabna alan ve gnn birinde, kendisini yarglayanlarn karsnda, savunma olarak, iki yzl olduunu ileri srecek olan biri.

35 Chantal, kapnn eiinde durdu ve akn durumda, bir dakika kadar kalakald, nk Jean-Marc da, grmcesi de onun geldiini fark etmiyordu. Uzun sredir duymad o tiz ses kulaklarnda nlyordu: Siz de benim gibisiniz. Biliyor musunuz, ben ok dzenli bir kadn deilimdir; hareketten holanrm, deiiklikten holanrm, grltden patrtdan holanrm, ksacas, yaamay severim! Grmcesi, gzlerini sonunda ona evirdi: Chantal, diye bard, ne srpriz, deil mi? ve pmek zere ona doru kotu. Chantal, dudaklarnn kenarnda, grmcesinin aznn slaklm duyumsad.

Chantaln ortaya kmasnn yaratt skntl durum, kzlardan birinin ieri girmesiyle bozuldu. Bu bizim kk Corinneimiz, diye tantt grmce onu Chantala; sonra ocua dnerek: Yengene merhaba de, dedi, ne var ki kz, Chantala hi aldrmadan, iini yapmak istediini syledi. Grmce, hi duraksamadan, evin iini ok iyi biliyormu gibi, Corinne ile birlikte koridora yneldi ve tuvalet kapsnn ardnda kayboldu.

Tanrm, diye mrldand Chantal, grmcesinin yokluundan yararlanarak: Yerimizi nasl kefedebildiler?

Jean-Marc omuz silkti. Grmce, hem koridorun, hem de tuvaletin kapsn ardna kadar ak braktndan, birbirlerine fazla bir ey syleyecek durumda deillerdi. Klozete akan i rltsna ek olarak, zaman zaman bir eyler syleyen ocuun ve ailesi hakknda ona bilgi veren grmcesinin sesi salona

kadar geliyordu. Chantal anmsyor: Bir gn, villada tatildeyken tuvalete kapanmt; birden kapnn kolunu biri evirmek istedi. Tuvaletteyken konumaktan nefret ettiinden, cevap vermiyordu. Sabrsz davranan kiiyi yattrmak iin, evin te yanndan biri bard: erde Chantal var! Bunu renmesine karn sabrsz kii, onun ses karmamasn protesto edercesine kapnn kolunu birka kez daha kurcalad. Sifonun sesi i sesini sona erdirdi, oysa Chantal hl, nereden geldikleri belli olmayan seslerin her yana yayld betonarme byk villay dnyor. Grmcesinin seviirken kard sesleri duymaya alkt (kardklar gereksiz seslerle onu, cinsel ynden ok, ahlaki ynden kkrtmak istiyorlar, bylelikle, gizlilie kar olduklarnn kantn vermek istiyorlard); bir gn, sevime sesleri yine kulana kadar geldi, ne var ki bir sre sonra bu seslerin, ses geiren o evin te yannda yatan astml bykannenin soluk alp verirken kard sesler olduunu anlad. Grmce salona geri dnd. Haydi git, dedi Corinnee, o da teki odaya, ocuklarn yanna kotu. Sonra, Jean-Marc ile konumaya balad: Kardeimi terk ettii iin Chantal sulamyorum. Onu bel

ki de daha nce terk etmeliydi. Onu yalnzca, bizi unuttuu iin suluyorum. Ve Chantaa dnerek: Ne de olsa, Chantal, biz senin yaamnn byk bir blmn oluturuyoruz! Bizi yok sayamaz, silip atamaz, gemiini deitire

mezsin! Gemiin neyse o olarak kald. Bizlerle mut

lu olmadn ileri sremezsin. Yeni hayat arkadana,

bamzn stnde yeriniz olduunu syledim! Chantal, onun sylediklerini dinliyor ve kendi kendine, o ailenin iinde ok uzun sre onlardan baka olduunu belli etmeden yaadn, yle ki, grmcesinin bu yzden, (neredeyse) hakl olarak, onlarla ilikisini btnyle kesmi olmasndan znt duyabildiini dnyordu. Evlilii boyunca neden bu kadar nazik ve yumuak bal davranmt? O dnemdeki davranna ne ad vereceini kendisi de bilemiyordu. Uysallk m? kiyzllk m? Umursamazlk m? Disiplin mi?

Olu hayattayken, srekli gzaltnda geen o kolektif yaam, ortak uygunsuz davranlaryla, yzme havuzunun banda herkesin neredeyse zorunlu ar plaklyla, tuvaletlerde ondan nce olup biten, buna karn ince fakat akl kartrc izlerini sezinledii masum fakat gereksiz i ieliiyle neredeyse olduu gibi kabullenmeye hazrd. Btn bunlardan holanyor muydu? Hayr, ok iren buluyordu, ne var ki bu, yumuak, sessiz, atmasz, boyun emi, neredeyse zntsz, biraz alayc, ama hibir zaman bakaldrc olmayan bir duyguydu. Olu lmemi olsayd, yaamnn sonuna kadar byle yaayabilirdi. ChantaPn odasnda tepinmeler artt. Grmce bard: Susun! ne var ki sesi, kzgn deil, neeliy

120

di, ocuklarn amatasn azaltmak yerine, o amataya katlmak ister gibiydi. Chantal, sabredemeyip odasna giriyor. ocuklar koltuklarn zerinden atlyorlar, ne var ki Chantal onlar grmyor; bylenmi gibi, dolaba bakyor; dolabn kaps ardna kadar ak; ve nnde, yerde, sutyenleri, slipleri darmadank duruyor, aralarnda da mektuplar. Ancak bundan sonra, yaa en bykleri olan kzn, sutyenlerden birini bana doladn, sutyenin klahlarndan birinin de salarnn zerinde bir kazak svarisinin miferi gibi durduunu fark ediyor. una da bakn! Grmce, Jean-Marcn omzuna elini dosta koymu glyor. Bakn, bakn! Bir maskeli balo yapyorlar sanki! Chantal, yere atlm mektuplar gryor. fkesi tepesine kyor. Kendisine aalayc davrandklar, onun da, bedenini bastran ate yznden kafa tutamad yaz uzmannn brosundan kal bir saat kadar oluyor. u anda, kendini sulamas artk canna yetti: Bu mektuplar onun iin artk utan duymas gereken gln birer giz deil; bundan byle Jean-Marcn ikiyzllnn birer kant, onun sinsiliinin, ihanetinin birer kant. Grmce, Chantaln buz gibi tepki verdiinin farkna vard. Bir yandan konuup glerken, te yandan ocua doru eilip sutyeni zd ve amarlar toplamak iin yere meldi. Hayr, hayr, rica ederim, brak, diyor Chantal, kesin bir ses tonuyla.

Nasl istersen, nasl istersen, ortal dzeltmek istemitim.

Biliyorum, diyor Chantal, dnp Jean-

Marc*n omzuna yeniden yaslanan grmcesine; Chantal, birlikte keyiflerinin yerinde olduu, kusursuz bir ift oluturduktan, gzetleyen, casusluk yapan bir ift oluturduklar izlenimine kaplyor. Hayr, dolabn kapam kapatmaya hi niyeti yok. O kapa, yamalama ediminin kant olarak ak brakyor. Kendi kendine yle diyor: Bu ev benim evim ve ben burada yalnz bama kalmak, burada en grkemli ve en byk yalnzlk iinde olmak iin sonsuz bir istek duyuyorum. Ve bunu bu kez yksek sesle sylyor: Bu ev benim evim ve hi kimsenin dolaplarm ap zel eyalarma elini srmeye hakk yok. Hi kimsenin. Tekrarlyorum: hi kimsenin. Bu son szck, grmcesinden ok, Jean-Marc iin sylenmiti. Ne var ki, davetsiz konuun nnde bir eylerin ortaya kmasna meydan vermemek iin, szlerini hemen yalnzca grmcesine yneltti: Rica ederim, k buradan. Kimse senin zel eyalarn kartrmad, diyor grmce, kendini savunmak iin.

Chantal, cevap olarak, ak duran dolab, yere salm sutyenleri ve mektuplar bayla iaret ediyor. Tanrm, ocuklar oyun oynad! diyor grmce, ve ocuklar, havada fke kokusu aldklarndan, gl diplomatik sezgileriyle suskun duruyorlar. Rica ederim, diyor yeniden Chantal ve ona kapy gsteriyor. ocuklardan biri, masann stndeki taban iinden ald bir elmay elinde tutuyor. Elmay aldn yere koy, diyor Chantal.

122

D gryorum! diye baryor grmce. Elmay yerine koy. Kim verdi onu sana?

Elmay bir ocuktan saknyor, d gryorum sanki! ocuk, elmay taban iine koydu, grmce

onu elinden tuttu, teki ocuklar da yanlarna geldi ve kp gittiler.

36 Jean-Marc ile yalnz kalyor ve gidenlerle onun arasnda hibir fark grmyor. Bu evi, sonunda zgr kalabilmek, kimse tarafndan gzetlenmemek, teberimi istediim yere koyup, koyduum yerde, koyduum gibi bulacamdan emin olabilmek iin satn alm olduumu neredeyse unutmutum, diyor. Senin yannda deil, u dilencinin yannda olduumu birok kez syledim sana. Ben bu dnyann dndaym. Sana gelince, tam ortasnda yer aldn. Sen, kendini ok lks bir d izgiye yerletirdin ve bu sana hibir eye mal olmuyor.

Ben, o lks d izgiden ayrlmaya her zaman haznm. Ama senin, kendini farkl yzlerinle yerletirdiin o konformizm kalesini terk etmeye hi niyetin yok.

37 Jean-Marc, bir dakika nce, olup biteni ona aklamak, oynad oyunu itiraf etmek istiyordu, ne var ki, aralarnda geen bu ksa konuma her trl diyalogu olanaksz kld. Syleyecek hibir eyi yok, nk bu evin onun evi olduu, kendi evi olmad doru; kendini ok lks bir d izgiye yerletirdiini ve bunun kendisine hibir eye mal olmadn syledi, bu da doru: onun kazand parann bete birini kazanyor ve ilikileri, bu eitsizlikten hibir zaman sz etmeyecekleri konusunda vardklar sessiz anlamaya dayanyor. ikisi de ayakta, yz yze duruyorlard, aralarnda bir masa vard. Chantal, antasndan bir zarf kard, zarf yrtp iindeki mektubu at: Bu, Jean-Marcn ona bir saat kadar nce yazd mektuptu. Gizli sakl davranmaya hi gerek grmedi, hatta bu hareketini sergiliyormu gibi davrand. Gizli tutmas gereken mektubu, onun nnde hi bocalamadan okudu. Sonra, yeniden antasna koydu, Jean-Marca gz ucuyla, neredeyse ilgisizce bakt ve hibir ey sylemeden odasna ekildi. Jean-Marc, onun sylediklerini yeniden dnyor: Hi kimsenin dolabm ap zel eyalarm kartrmaya hakk yok. Tanr bilir nasl, o mektuplar

dan haberi olduunu ve nereye sakladn bildiini anlad demek. Kendisine bunu bildiini gstermek istiyor, buysa Jean-Marc iin fark etmez. Cannn istedii gibi, kendisini kle almadan yaamaya karar vermi. Bundan byle, mektuplar onun nnde ekinmeden okumaya hazr. Bu ilgisizlikle, Jean-Marc imdiden yok sayyor. Onun gznde, Jean-Marc artk orada deil. Daha imdiden evden ayrlm durumda.

Chantal, odasnda uzun sre kald. Jean-Marc, davetsiz konuklarn yaratt dankl dzene koymakta olan elektrikli sprgenin sinirli sesini duyuyordu. Sonra mutfaa gitti. On dakika sonra Jean-Marc ard. Souk yiyeceklerden oluan hafif bir yemek yemek zere masaya oturdular. Birlikteliklerinin bandan bu yana ilk kez, azlarn hi amadlar. Tadm almadklar yiyecekleri, ylesine byk bir hzla iniyorlard ki! Chantal, yeniden odasna ekildi. Ne yapacan bilemeyen (hibir ey yapacak durumda deildi) Jean-Marc, pijamalarn giyip, her zaman birlikte yattklar geni yataa yatt. Ne var ki, bu akam Chantal odasndan kmyordu. Zaman geiyor, Jean-Marc bir trl uyuyamyordu. Sonunda kalkt ve kulan onun odasnn kapsna dayad. Dzenli biimde soluk almakta olduunu duydu. Bu rahat uyku, bu kadar kolayca uyuyabilmi olmas Jean-Marc kahrediyordu. Kula kapda, ylece uzun sre kald ve onun, dndnden ok daha gl olduunu syledi kendi kendine. Ve belki, onu en gsz, kendini de en gl olarak dndnde yanlmt. Aslnda, kimdi gl olan? Ak lkesinin topraklar zerinde bulunduklarnda, gl olan belki kendisiydi. Ama o lke ayaklarnn altndan kaydnda, gl olan Chantal, zayf olan da kendisiydi.

38 Chantal, darack yatanda, dnd kadar rahat uyuyamyordu; uykusu srekli blnyor, tatsz ve kopuk kopuk, sama, anlamsz ve rahatsz edecek lde erotik dlerle urap duruyordu. Bu tr dlerden her uyannda iini sknt basyor. te, diye dnyor, kadn yaamnn, her kadnn yaamnn gizlerinden biri, tm ballk vaatlerini, tm safl, tm masumluu kukulu klan gece karmaas. Yaadmz yzylda bu durum tuhaf karlanmyor, ama Chantal, Princesse de Clevei, Bernardin de Saint-Pierrein iffetli Virginiesini, ermi Therese dAvilay ya da gnmzde insanlara iyilik yapmak iin kan ter iinde kouturan ba rahibe Teresay zevkle dlyor; gecelerinden, itiraf edilemeyecek, kukulu, sama bir irkeften kar gibi kan, buna karn gndzleri yeniden el dememi ve erdemli birer insana dnen o kiileri dlemekten zevk alyor. Gecesi ite byle geti: Her defasnda, tanmad ve iren bulduu erkeklerle yapt tuhaf zevk alemlerinden oluan dlerin ardndan birok kez uyanarak. O uygunsuz zevkleri dnde yeniden grmek istemedii iin, sabah erkenden kalkt, giyindi ve kk bir bavulun iine, ksa bir yolculuk iin gereke

127

cek baz te beriyi yerletirdi. Tam hazrlanmt ki, Jean-Marc, pijamalanyla odann kapsnda durduu

nu grd. Nereye gidiyorsun? diye sordu Jean-Marc. Londraya. Nasl? Londraya m? Neden Londraya?

Ar ar ve stne basa basa unlan syledi: Neden Londraya olduunu ok iyi biliyorsun. Jean-Marc kzard. Chantal yineledi: ok iyi biliyorsun, deil mi? Ve onun yzne bakt. Bu kez onun tepeden trnaa kzardn grmek, ne byk bir zaferdi! Jean-Marc, yanaklar al al olmu durumda, yle dedi: Hayr, neden Londraya gittiini bilmiyorum. Chantal, onun kzarp bozarmasn izlemekten kendini alamyordu. Londrada bir toplantmz var, dedi. Bunu bana dn akam bildirdiler. Sana szn etmeye frsat bulamadm gibi, sylemek de iimden gelmedi. Jean-Marcin buna inanmayacandan emindi ve syledii yalann bu kadar ak, bu kadar uygunsuz, bu kadar kstaha, bu kadar dmanca olmas ona zevk veriyordu. Bir taksi ardm. Aa iniyorum. Neredeyse gelir. Ona, allahasmarladk ya da elveda anlamna gelebilecek bir glck gnderdi. Ve, son anda, elde olmadan yaplm bir hareketmi gibi, sa eliyle Jean-Marcn yanana dokundu; ksa bir dokunu oldu bu, bir iki saniye srd, sonra ona srtn dnd ve kp gitti.

39 Onun dokunuunu yananda duyumsuyor, daha dorusu yanana demi, olan parman; ve souk bir izlenim bu, bir kurbaa dokunduktan sonra alnan izlenim gibi. Okamalar her zaman ar ve dingindi;

Jean-Marca, zaman uzatmak istiyormu gibi geliyordu. Oysa, yanana parmaklarn karrcasna dokunduruu, okama deil, anmsatmayd. Onu srkleyip gtren bir frtnaya, bir dalgaya yakalanm ve ona unlar syleyebilmek iin tek bir kac hareket yapmaya frsat bulabilmi gibi davranmt: Oysa ben buradaydm! Buradan getim! lerde ne olursa olsun, beni unutma! Mekanik hareketlerle giyinirken, aralarnda Londra hakknda geen konumay dnyor. Neden Londraya? diye sormutu, o da, Neden Londraya olduunu ok iyi biliyorsun, demiti. Bu, ona son yazd mektuba yaplm ak bir gndermeydi. ok iyi biliyorsun, demekle unu anlatmak istiyordu: Mektuptan haberin var. Ama posta kutusundan ald o mektuptan, yalnzca onu ona gnderen ile o mektubu alann haberi olabilirdi. Baka deyile, Chantal zavall Cyranonun maskesini drd ve ona unu sylemek istedi: Beni Londraya davet eden sensin, ben de senin bu isteine uyuyorum. Kimlik 129/9

Ama mektuplar kendisinin yazdn kefettiyse (Tanrm, Tanrm, bunu nasl sezebildi?), neden bu kadar kt karlad? Neden bu kadar acmasz davranyor? Madem ki her eyi anlad, bu davrann nedenlerini neden anlayamad? Kendisinden kuku duymasna neden olacak ne yapm olabilir ki? Btn bu sorularn ardnda, kesin olan tek bir ey van Jean-Marc, onun neden byle davrandm anlayamyor. Chantal da zaten hibir ey anlamad. Dnceleri kart ynlere yneldi ve ona yle geliyor ki, bir daha kesimeyecek. Chantaln duyduu ac, dinginlemesine yol amyor, tersine, yaray deip derinletirmek ve bir hakszlk gibi, herkesin grebilecei biimde tamak istiyor. Aralarnda doan anlamazl aklamak iin, Chantaln geri dnmesini bekleyecek sabr yok. Bunu yapmann en mantkl davran olacan iinin ta derinlerinde biliyor, ne var ki ektii ac, mantk falan dinlemek istemiyor; Chantaln kendine zg, mantkl olmayan mant var. Onun mantkl olmayan mant, dnnde Chantaln kendi evini bo, onsuz, artk kendi bana kalmak, gzetlenmemek isterken syledii gibi bulmasn istiyor. Cebine biraz kt para, yani tm parasn koyuyor, sonra bir an, anahtarlar alp almamak iin duraksyor. Sonunda, anahtarlar giriteki kk masann zerine brakmaya karar veriyor. Chantal, anahtarlar grdnde, onun bir daha dnmeyeceini anlayacak. O evde yalnzca, dolabn iindeki birka ceketle birka gmlek, ktphanedeki birka kitap an olarak kalacak. Ne yapacan bilmeden evden kyor. nemli olan, artk onun olmayan o evden kp gitmek. Daha sonra nereye gideceine karar vermeden kp git

mek. Ancak kendini sokakta bulduu zaman, bunu dnmeye kendine izin verecek.

Ne var ki, aaya iner inmez, kendini gerein dnda bulmu gibi tuhaf bir duyguya kaplyor. Kaldrmn ortasnda durup dnmesi gerek. Nereye gitmeli? Kafasnn iinde, birbirini tutmayan dnceler var: Onu her zaman yrekten karlayan, kyl yaknlarnn bulunduu Prigord*a gitmeli; yok, Paristeki ucuz otellerden birine gitmeli. Bunlar dnrken, krmz kta bir taksi duruyor. Taksiye el sallyor.

40 Sokakta, Chantal bekleyen taksi falan yoktu tabii ve nereye gidecei hakknda hibir fikri de yoktu. O karan da iine dt ve bir trl bastramad kargaa yznden bir anda almt, O anda, istedii tek bir ey var: Onu en azndan bir gn, bir gece grmemek. Paristeki bir otelde bir oda tutmay dnd, ama bu dnce ona hemen ahmaka grnd: Gn boyunca ne yapacakt? Pis kokularn solumak iin sokaklarda m dolamal? Bir odaya m kapanmal? Peki, o odada ne yapacak? Sonra, bir arabaya atlayp krlk bir yere, rasgele bir yere gitmeyi, orada sakin bir yer bulup bir iki gn kalmay dnd. yi de, nereye? Nasl olduunu bilemeden, kendini bir otobs durann yaknnda buldu. inden, gelen ilk otobse binip son duraa kadar gitmek geti. Otobs geldi; tabelasna baktnda, getii duraklar arasnda Kuzey garnn da bulunduunu hayretle grd. Londraya kalkan trenler oradan hareket ediyordu. Rastlantlarn oluturduu bir komplo tarafndan yneltildii izlenimine kaplyor ve bir iyilik meleinin yardmna geldiine inandrmak istiyor kendini. Londra: Jean-Marca oraya gittiini sylemesinin nedeni yalnzca, onun maskesinin dtn bildr132

mekti. imdiyse, aklna bir dnce geliyor: Jean-Marc, belki de onun Londraya gitme kararn ciddiye ald; onu belki de garda bekleyecek. Ve bu dnceye, daha zayf, kck bir kuun zor duyulan t kadar zayf bir baka dnce ekleniyor: Jean-Marc oradaysa, bu tuhaf anlamazlk sona erer. Bu dnce, bir okama gibi geliyor ona, ama ok ksa sren bir okama, nk hemen ardndan, ona yeniden ba kaldryor ve her trl zlemi geri itiyor. yi ama nereye gidecek, ne yapacak? Peki, gerekten Londraya gitse? Syledii yalan gerekletirse? Brtannicusn adresinin hl not defterinde olduunu anmsyor. Britannicus: Ka yanda olabilir? Onunla birlikte olmasnn, dnyann en olmayacak ii olduunu biliyor. Eee, yani? Ne olursa olsun. Londraya gidecek, orada dolaacak, otelde bir oda tutacak ve ertesi gn Parise dnecek. Sonradan, bu dnce houna gitmiyor. Evden ayrlrken, zgrlne kavuacan dnyordu, ama byle yapmakla, aslnda kendini bilmedii ve de-netleyemedii bir gcn gdmne teslim etmi oluyor. Londraya gitmek, gln rastlantlarn kulana fsldad bu karar, bir delilik. Bu rastlantlar komplosunun onun hesabna altm neden dnyor ki? Bunu bir iyilik melei olarak neden kabul ediyor? Bu melek, ya aslnda bir ktlk meleiyse ve onu mahvetmek istiyorsa? Kendi kendine sz veriyor:

Otobs Kuzey garnda durduunda, yerinden kprdamayacak, yola devam edecek. Ne var ki, otobs durduunda, kendini aa inerken yakalyor. Ve bilmedii bir g onu ekiyormu gibi, gar binasna yneliyor. Kocaman salonda, yukar kan, Londra yolcularnn beklemesine ayr4133

m salona kan mermer merdiveni gryor. Kalk saatlerine bakmak istiyor, ne var ki daha bunu yapmadan, glmeler arasnda birinin ona seslendiini iitiyor. Olduu yerde kalyor ve i arkadalarnn merdivenin basamaklarnda grup halinde durduunu gryor. Kendilerini fark ettiini anladklarnda, daha da yksek sesle glmeye balyorlar. yi bir aka yapm, mthi bir oyun oynam kolej rencilerinden fark yoktu hepsinin. Seni bizimle birlikte nasl getireceimizi biliriz biz! Bizim bu gn burada olacamz buseydin, her zaman olduu gibi, bir mazeret uydururdun kesinlikle! Seni kaak, seni! Ve yeniden hep birlikte kahkahay koyuverdiler. Chantal, Leroyun Londrada bir toplant planladn biliyordu, ama bu toplantnn hafta sonra olacan dnyordu. Nasl oluyor da bugn hep birlikte burada bulunuyorlard? Bir kez daha o tuhaf duyguya, olup bitenlerin gerek olmad, olamayaca duygusuna kaplyor. Ne var ki bu aknl bir baka aknlk hemen siliyor: Byle bir rastlantnn aklnn ucundan gememesine karn, i arkadalarna garda rastlam olmaktan, ona byle bir srpriz hazrlam olmalarndan itenlikle mutluluk duyuyor. Merdivenleri karken, gen bir hanm arkada koluna giriyor ve Chantal, Jean-Marcn onu, kendisine ait olabilecek bir yaamdan her zaman ekip alm olduunu dnyor. Ona u szleri sylediini duyar gibi oluyor: Kendini dnyann merkezine yerletirdin. Bir de: Konformizm kalesine kapattn kendini. Uyarolu oldun. Bu szlerin cevabn ona imdi veriyor: Evet yle yaptm. Ve orada kalmam engelleyemeyeceksin. 134

Kolunu brakmam olan gen arkada onu yolcu kalabalnn ortasnda, perona inen bir baka merdivenin banda kontrol iin duran polislere doru gtryor, ikiden ba dnyormu gibi, JeanMarcla yapt sessiz tartmay kafasnn iinde srdryor ve ona yle saldryor: Konformizmin ktlk, kartnn da iyilik olduuna hangi yarg karar vermi? Uyum salamak, bakalarna yaklamak demek deil m? Konformizm, herkesin ayn noktaya yneldii, birbiriyle bulutuu, yaamn daha youn, daha canl ve daha ateli olduu o yer deil mi? Merdivenin yukarsndan Londra trenini gryor; modern ve zarif; ve kendi kendine u szleri ekliyor: Bu dnyada domu olmak ister ans, ister ansszlk olsun, yaamn burada yaamann en iyi yolu, benim u anda yaptm gibi, ilerleyip giden neeli ve grltc bir kalabala kendini brakmaktr.

41 Jean-Marc, taksiye binince ofre, Kuzey Garna! dedi ve bu onun gerekle yz yze geldii an oldu: Evden ayrlabilir, anahtarlar Seine Nehrine atabilir, sokakta yatp kalkabilir, ama Chantaldan uzaklamaya gc yok. Onu garda bulmaya gitmek, umutsuz bir davran, ama Londra treni elindeki tek ipucu, ona sezdirdii tek iz ve Jean-Marc, ona doru yolu gsterme olasl yok denecek kadar az da olsa, bu ipucunu gzard edemez. Gara vardnda, Londra treni peronda duruyordu. Merdivenleri drder drder karak biletini ald; yolcularn ou trene binmiti; sk biimde denetlenen perona son yolcu olarak indi; polisler tren boyunca, patlayclar bulmak zere yetitirilmi Alman beki kpekleriyle dolap duruyordu; fotoraf makineleri boyunlarnda asl duran Japonlarla dolu vagonuna bindi; yerini buldu ve oturdu. te tam o anda, yapt eyin samalnn farkna vard. Arad kadnn iinde olmasna hi olanak bulunmayan bir trende u anda. U saat sonra Londrada olacak ve neden orada olduunu bilemeyecek; daha dorusu, dn yolculuu iin nereden para bulacan bilemeyecek. akn, eli brnde, yerinden kalkp perona indi; kafasnn iinde, belli belirsiz, eve

dnme dncesi vard. Ama anahtar olmadan eve nasl girebilir? Anahtarlar, giriteki kk masann zerine brakmt. Derken akl bana geliyor; o hareketin, kendine kar oynad bir oyun, bir duygusal maskaralktan baka bir ey olmadn imdi biliyor: Kapcda ikinci bir anahtar var, ne zaman isterse, o anahtar ona hi duraksamadan verebilir. ki arada bir derede kalm durumda, peronun ucuna bakt ve tm klarn kapatlm olduunu grd. Bir polis memurunu durdurarak, dar nasl kabileceini sordu; polis, buna olanak bulunmadn aklad; gvenlik nedeniyle, bu trene girince, bir daha dar klamyordu; her yolcu, bomba yerletirmediinin canl bir garantisi olarak trende kalmak zorundayd; slamc terristler, rlandal terristler vard; bunlarn tek d, deniz altndan geen tnelde bir kym gerekletirmekti. Yeniden trene bindi, bir kadn kontrolr ona glmsedi, tm teki grevliler de glmsediler ve Jean-Marc kendi kendine yle dedi: lm tnelinin iine frlatlan bu fzede, can skntsna sava am olan Amerikal, Alman, spanyol, Koreli turistlerin byk savamlarn gerekletirmek iin yaamlarn tehlikeye atmaya hazr olarak iinde bekledii bu fzede insanlara demek byle, oalan ve younlaan glcklerle elik ediyorlar. Oturdu ve -tren hareket eder etmez- ChantaP aramak iin yerinden kalkt.

Birinci snf bir vagona girdi. Ortadaki koridorun bir yannda tek kiilik, te yannda iki kiilik koltuklar vard; vagonun ortasnda da koltuklar yz yze dndrlmt, yle ki, yolcular yksek sesle, karlkl birbirleriyle konuuyorlard. Chantal, o yolcularn arasndayd. Srt ona dnkt: Modas 137

gemi topuzuyla bann son derece dokunakl ve ne

redeyse tuhaf biiminden tanmt onu. Pencerenin yanna oturmu, ateli konumalara o da katlyordu; yanndakiler i arkadalarndan bakas olamazd; de

mek ki yalan sylememiti! Jcan-Marca hi doru de

ilmi gibi gelmiti, ama hayr, yalan sylememiti. Jean-Marc, ylece hareketsiz duruyordu; birok insann gldn duyuyor, bu arada Chantaln gln onlarnkinden ayrt ediyordu. Neeliydi. Evet, neeliydi ve bu, Jean-Marc kahrediyordu. Onun, o zamana kadar hi bilmedii, canllk dolu hareketlerini gzlyordu. Ne sylediini iitmiyordu ama canl hareketlerle kalkp inen elini gryordu; o eli tanmasna olanak yoktu; bir bakasnn eliydi bu; Chantaln ona ihanet ettii izlenimi iinde deildi, baka bir eydi bu: Chantal onun iin varolmay srdrmyordu artk, bir baka yere gitmi, bir baka yaama gemiti, yle ki, ona o yeni yaamnda rastlasa tanyamayacakt.

42

Chantal, kavgac bir ses tonuyla yle dedi: Nasl oldu da bir Trokist, dindarla dnebildi? Mantk bunun neresinde? Sevgili dostum, Mancn nl formln bilirsiniz:

Dnyay deitirmek. Elbette bilirim.

Chantal, pencerenin yannda, hanm i arkadalarnn en yalsnn, hani u, parmaklar yzk dolu sekin hanmn karsnda oturuyordu; onun yannda oturan Leroy, szn srdrd: Oysa yzylmz, bizim ok mthi bir gerei anlamamz salad: nsan, dnyay deitirebilecek apta bir yaratk deil, hibir zaman da olamayacak. Devrimci olarak benim deneyimlerimden kardm temel sonu bu. Bu sonucu zaten, yksek sesle sylemese de herkes kabul etmi durumda. Ama bir baka sonu var ki, daha da uzaa gidiyor. Dinsel sonu; yle diyor: nsann, Tanrnn yarattn deitirmeye hakk yoktur. Bu yasaa sonuna kadar uymak gerekir. Chantal ona bylenmi gibi bakyordu: Leroy, ders veren biri gibi deil, bir kkrtc edasyla konuuyordu, ite Chantaln onda sevdii ey: Yapt her eyi, devrimcilere ya da nclere zg vazgeilmez gelenee uyarak, kkrtmaya dntren bir insann

kuru ses tonu; zerinde herkesin uzlamaya varm olduu gerekleri bile sylese, burjuva zihniyetini artmay hi unutmuyor. Zaten en kkrtc gerekler (burjuvalarn potasnda!), onlar iktidara geldiklerinde, zerinde en ok uzlalm gereklere dnmyor mu? Uzlama her an kkrtmaya dnebilir, kkrtma da uzlamaya. nemli olan, hangi tutumu benimsemi olursa olsun, insann sonuna kadar gitme iradesini gstermesi. Chantal, Leroyy* 1968deki renci hareketinin frtnal toplantlarnda, mantkl ve kuru bir ses tonuyla, tm direnmelerine karn saduyunun yenik dmeye mahkm olduu sloganlar sylerken dlyor: Burjuvazinin yaamaya hakk yoktur; ii snfnn anlamad sanat yok olmaldr; burjuvazinin karlarna hizmet eden bilimin deeri yoktur; bu bilgileri retenler niversiteden kovulmaldr; zgrln dmanlarna zgrlk yok. Savurduu iri cmleler ne kadar sama olursa, bundan o kadar gurur duyuyordu, nk ancak ok zeki biri, sama dncelere mantkl bir anlam kazandrabilirdi. Chantal cevap verdi: Tamam, her trl deiimin zararl olduunu ben de dnyorum. Ne var ki, bu durumda, dnyay deimeye kar koruma grevi bize dyor. Ne yazk ki insanlar dnyann urad lgnca deiimlerin nne gemeyi beceremiyorlar...

... oysa insan bu deiimlerin basit bir aracndan baka bir ey deil, diye sze girdi Leroy: Bir lokomotifin icad, bir uak plannn tohumunu iinde tar, buysa, bizi kanlmaz olarak kozmik bir fzenin yapmna gtrr. Bu mant, eyler kendi znde barndrr, baka deyile bu, Tanrnn tasarla

d eyin bir parasdr, insanl tmyle deitirip, yerine bir baka insanlk koyabilirsiniz, ama bisikletten fzeye doru giden geliimin nne hibir biimde geemezsiniz. Bu gelimenin mimar insan deildir; insan yalnzca bir uygulaycdr. Hatta zavall bir uygulayc, nk uygulamakta olduu eyin anlamndan haberi yoktur. Bu anlam yaratan biz deiliz, Tanr; bize gelince, dnya zerindeki grevimiz Ona itaat etmek ve kendi iradesini yerine getirmesini salamak. Chantal gzlerini yumdu: o tatl uygunsuz biraradalk sz geldi aklna ve onu derinden etkiledi; iinden kendi kendine yineledi: dncelerin uygunsuz biraradal. Birbiriyle hi badamayan bu tutumlar, nasl oluyor da ayn kafann iinde, ayn yata paylaan iki metres gibi yan yana olabiliyordu? Eskiden, bu durum onu neredeyse irendiriyordu, oysa bugn bundan holanyor; nk, Leroynn eskiden syledikleri ile bugn syledikleri arasndaki kartln hi nemi yok. nk btn dnceler edeerde. nk btn bu szler ve taknlan tutumlar ayn deeri tayor, birbiriyle srtebilir, kesiebilir, birbirini okayabilir, birbiriyle karabilir, birbirini mncklayabilir, oynayabilir, iftleebilir. Chantaln karsndan tatl ve hafife titrek bir ses ykseldi: Ama bu durumda, bizim bu dnyada ne iimiz var? Neden yayoruz? Bu, Leroynn yannda oturan ve ona hayran olan sekin hanmn sesiydi. Chantal, Leroynn imdi iki kadnla birlikte olduunu ve bir seim yapmas gerektiini dlyor: Bu seim, romantik bir kadn ile ikiyzl bir kadn arasnda olacak; gzel inanlarndan vazgemek istemeyen, buna karn (Chantaln fantezisine gre), o anda kendisine d

nen iblis yzl kahraman tarafndan ayaklar altna alndn grp aka ortaya koymad bir istekle bu inanlar ona kar yalvarrcasna savunan o zayf sesi duyuyor: Neden mi yayoruz? Tannya bol bol insan eti salamak iin. nk, sevgili hanmefendiciim, ncil bizden yaamn anlamn aratrmamz istemiyor. Bizden istedii yalnzca dllemek ve dllenmek. Birbirinizi seviniz ve dlleyiniz. Bunu iyi anlayn: birbirinizi sevinizin anlamn belirleyen, ardndan gelen

dlleyiniz szc. Dolaysyla, o birbirinizi seviniz sz hibir biimde esirgeyen, balayan sevgiyi, Tann sevgisini ya da tutkulu sevgiyi kastetmiyor; yalnzca ve basite seviiniz!*, iftlesiniz! ... (sesine daha yumuak bir ton katp ona doru eiliyor) ... dzsnz! anlamna geliyor. (Kadn, kendini btnyle ona adam bir mez gibi, uysallkla Leroynn gzlerinin iine bakyor.) nsan yaamnn anlam, tek anlam ite bu. Geriye kalan ne varsa bo sz. Leroynn akl yrtmesi bir ustura gibi keskin; ve Chantal onunla ayn dncede: ki varl ycelten ak, ballk, bir insann tek bir insana tutkuyla balan anlamnda ak diye bir ey yok, hayr byle bir ey yok. Varolsa bile, yalnzca kendi kendini cezalandrma, isteyerek krleme, manastra kapanma olarak var. Kendi kendine, benzeri davranlara rastlansa bile, akn varolmamas gerektiini sylyor, ve bu dnce ona ac vermiyor, tersine, bedenini batan aa sevin saryor. Tm erkekleri kucaklayan gl eretilemesini dnyor ve kendi kendine, imdiye kadar bir ak hapishanesinde yaam olduunu, bundan byle gl eretilemesine uygun davranaca

m, kendini onun ba dndrc kokusuna brakacan sylyor. Bunlar dnd anda, Jean-Marc anmsyor. Evde mi kald? Yoksa ekip gitti mi? Bu sorulan kendi kendine hi heyecan duymadan soruyor. Romada yamur yap yamadn, New Yorkta havann gzel olup olmadn sorar gibi. Ona kar son derece kaytsz kalsa da, Jean-Marcn ans yine de Chantaln ban dndryor. Vagonun dip tarafnda, biraz nce bir adamn ona srtn dnp teki vagona getiini grmt. Jean-Marc onu grm de baklarndan kayormu gibi gelmiti ona. Gerekten o muydu? Bu sorunun cevabm arayacana, pencereden dar bakyordu: Manzara giderek irkinleiyor, tarlalar daha gri bir renk alyor ve ovalarda giderek daha ok metal stun, beton yap, gerili tel grlmeye balyordu. Hoparlrden gelen bir ses, trenin birka saniye sonra denizin altna ineceini duyurdu. Gerekten de Chantal, trenin bir ylan gibi iine kayaca yuvarlak ve kara bir delik grd.

43 niyoruz, dedi sekin- banm; sesinde gizleyemedii rkek bir heyecan vard. Cehenneme, diye ekledi, Leroynm daha saf, daha akn, daha rkek olan teki kadn setiini varsayan Chanta. imdi, kendini Leroynn eytans yardmcs gibi gryordu. Bu sekin ve utanga kadn onun yatana gtrme dncesi ona zevk veriyordu ve bunun Londrann lks bir odasndaki bir yatak deil, evresini alevlerin, inlemelerin, dumanlarn ve eytanlarn sard bir kerevet olduunu dlyordu.

Darda izlenebilecek bir ey yoktu artk, tren tnelin iindeydi ve Chantal, grmcesinden, JeanMarctan, her trl gzetimden, casus gibi izlenmekten uzaklat izlenimi iindeydi; kendi yaamndan, yakasna yapan, arln ona duyumsatan yaamndan uzaklamaktayd sanki; aklna szckler geldi: gzden rak, ve hilie doru yaplan bu yolculuun i karartc deil, gle ilikin mitosun koruyuculuu altnda, tatl ve neeli getiini dnmesi onu artt. Giderek daha derine iniyoruz, diyor, kayg iindeki kadn. Gerein olduu yere doru, diyor Chantal.

Neden yayoruz? Yaamn z nedir? Sorduunuz bu sorularn cevabnn olduu yere, diye steledi Leroy. Gzlerini kadnn zerine dikti: Yaamn z, yaam srdrmektir: Dourmaktr ve ondan nce gelen birlemedir ve birlemeden nce gelen ayartmadr, yani pmeler, rzgrda uan salar, slipler, iyi kesimli sutyenler, bunlardan baka, insanlar birlemeye hazrlayan her ey, yani tknma, ama artk kimsenin deer vermedii o incelikli mutfak deil, tknmak iin herkesin satn ald eyler ve tknmayla birlikte dar kma, nk sevgili hanmefendiciim, tuvalet kd ile ocuk bezinin bizim meslekte ne kadar nemli bir yeri olduunu biliyorsunuz. Tuvalet kd, ocuk bezi, bulaklar ve tknma. Bu, insanlarn iinde dnp durduu kutsal dngdr ve bizim misyonumuz bunu yalnzca kefetmek, sahip kmak ve belirlemek deil, ayn zamanda gzel klmak, bir arkya dntrmektir. Bizim uyandrdmz etki sayesinde tuvalet ktlarnn neredeyse tm pembe renkli ve bu ok yapc bir olgu sevgili ve kaygl hanmefendiciim; bunun zerinde derin derin dnmenizi neririm size. Ama bu sefalet, sefalet, diyor kadn; sesi, tecavze uram gibi yaknma dolu, makyaj yaplm sefalet bu! Sefalet makyajclaryz biz! Evet, tamamen yle, diyor Leroy, ve Chantal onun, tamamen sznn tnsnda, sekin kadnn duyduu acdan ald zevki seziyor. Ama bu durumda, yaamn ycelii nerede? Yalnzca tknmaya, iftlemeye, tuvalet kdna yazglysak, kimiz biz? Ve elimizden yalnzca bunu yapmak geliyorsa, bize syledikleri gibi, zgr varlklar olmaktan nasl gurur duyabiliriz?

Kimlik 145/10

Chantal, kadna bakt ve onun toplu sevime kurbanlarndan biri olduunu dnd. Onu soyduklarn, yal ve sekin bedenini zincire vurduklarn ve kendi saf gereklerini yksek sesle ve yaknma dolu bir tonla yinelemeye zorladklarn, bu arada herkesin onun gzleri nnde sevitiini, kendini sergilediini dnd. Leroy, Chantaln fantezilerini bld: zgrlk m? Sefaletinizi yaarken mutsuz ya da mutlu olabilirsiniz. zgrlnz, ite bu seimi yapmaktan ibarettir. Bireyselliinizi, ounluun oluturduu kazan iinde eritebilirsiniz ve bunu bozgun ya da sevin duygusu iinde yapabilirsiniz. Bizim seimimiz, sevgili hanmefendi, sevin duygusu. Chantal, yznde bir glmsemenin belirdiini duyumsad. Leroy*nn syledii eyi btnyle benimsedi: Tek zgrlmz, ac ile zevk arasnda seim yapmakt. Madem ki her eyin anlamsz oluu yazgmzd, bu anlamszl bir safra gibi tamamak, onun zevkini karmay bilmek gerekirdi. Leroymn duygusuz yzne bakyor, o yzden yan hem sevimli, hem ahlaksz zeky izliyordu. Ona sempatiyle ama arzu duymadan bakyordu ve kendi kendine (biraz nceki dn eliyle bir kenara iter gibi) onun uzun zamandan bu yana tm eril enerjisini, oluturduu bu keskin mantn zne, birlikte alt insanlar zerinde kurduu bu yetkeye aktardn dnd. Trenden birlikte inecekleri n dnd: Leroy szleriyle, kendisine hayran olan kadna rknt vermeyi srdrrken, o, gizlice bir telefon kabinine girecek, daha sonra arkadalarnn hepsini ekecekti.

44 Japonlar, Amerikallar, ispanyollar, Ruslar, boyunlarnda asl fotoraf makineleriyle trenden iniyor, JeanMarc da Chantal gzden karmamaya alyor. Geni insan seli birden daralarak, yryen bir merdivende peronun altnda kayboluyor. Merdivenin altnda, holde, ellerinde kameralar olan insanlar, pelerinden gelen bir merakl kalabal ile bu insan selinin nn kesiyor. Tren yolcular durmak zorunda kalyor. Alklar ve bartmalar duyulurken, yan taraftaki merdivenden bir ocuk grubu iniyor. Hepsinin banda birer kask var, farkl renklerde kasklar, bir sporcu kafilesi belki, gen motosikletiler ya da kayaklar. Filme alnanlar onlar. Jean-Marc, balarn zerinden Chantal grebilmek iin, ayaklarnn ucuna basarak ykseliyor. Sonunda onu gryor. ocuklarn oluturduu srann te yannda, bir telefon kabininin iinde. Ahize kulanda, konuuyor. Jean-Marc kendine yol amaya alyor. Kameramanlardan birine arpyor; ok sinirlenen adam ona tekme savuruyor. Jean-Marc ona bir dirsek atyor, adam kamerasn drecek gibi oluyor. Bir polis memuru yaklaarak, ekim bitinceye kadar beklemesini

ihtar ediyor. te o anda, bir iki saniyelik bir sre iinde baklar, kabinden kan ChantaPn bakla

nyla karlayor. Kalabaln arasndan gemek iin yeniden hamle yapyor. Polis memuru, kolunu o ka

dar iddetle bkyor ki, Jean-Marc acdan iki bklm oluyor ve Chantal gzden yitiriyor. Kaskl ocuklarn sonuncusu da getikten sonra, polis memuru elini geveterek onu serbest brakyor. Jean-Marc telefon kabinine bakyor; kabin bo. Bir Fransz grubu gelip onun yannda duruyor; Jean-Marc, onlarn Chantaln i arkadalar olduklarn gryor. Chantal nerede? diye soruyor bir gen kza. Gen kz, azarlarm gibi cevap veriyor ona: Bunu sizin bilmeniz gerekiyor! O kadar neeliydi ki! Trenden hep birlikte indikten sonra, ortadan kayboldu!

Daha topluca olan bir baka kz, sinirli sinirli yle diyor: Sizi trende grdm. Ona el kol iaretleri yapyordunuz. Olan biteni grdm ben. Her eyi berbat ettiniz. Leroynn sesi, konumay blyor: Gidiyoruz! Gen kz soruyor: Peki, ya Chantal? Adresi biliyor. Bu bay, diyor, parmaklar yzk dolu, sekin kadn, bu bay da onu aryor.

Jean-Marc, kendisinin onu ahsen tand gibi, onun da kendisini tandm ok iyi biliyor. Ona, Merhaba, diyor. Merhaba, diye cevap veriyor Leroy ve ona glmsyor: Sizi itiip kakrken grdm. Herkese kar tek banza.

Jean-Marca, onun sesinde kendisine kar bir yaknlk varm gibi geliyor. Bu, iinde bulunduu s

knth durumda, ona uzatlm, yakalamak istedii bir el sanki; bir an parlayan bir kvlcm ve bu kvlcm ona dostluk vaat ediyor; birbirlerini tanmayan, buna karn aralarnda birden doan sempati sonucu, birbirlerine yardm etmek isteyen iki erkek arasndaki dostluk. Jean-Marc, gzel bir d grmeye balyor sanki. Gven duygusu iinde yle diyor: Kaldnz otelin adm syleyebilir misiniz bana? Chantaln orada olup olmadn renmek istiyordum da. Leroy susuyor, sonra soruyor: Otelin adm size vermedi mi? Hayr.

Bu durumda, zr dilerim, diyor kibarca, neredeyse zlm gibi, otelin adn size syleyemem. Parlayan kvlcm snyor ve Jean-Marc, polisin onu engellemesiyle iinde doan skntnn omuzlarna yeniden ktn duyumsuyor. Yzst braklm durumda gardan kyor. Nereye gideceini bilmediinden, sokaklarda rasgele yrmeye balyor.

Bir yandan yrrken, bir yandan da cebindeki paralar karp bir kez daha sayyor. Dn biletini alacak kadar paras var, daha fazlas deil. Karar verirse, hemen geri dnebilir. O akam Pariste olabilir. En mantkl zm bu tabii. Orada ne yapacak? Yapabilecei hibir ey yok. Yine de geri dnemez. Geri dnmeye hibir zaman karar veremeyecek. Chantal buradaysa, Londradan ayrlamaz. Ne var ki, cebindeki paray dn bileti iin ayracandan, bir otele gidemez, hatta bir sandvi bile yiyemez. Nerede yatacak? Kendisi hakknda Chantala sk sk szn ettii eyin sonunda gerek olarak

ortaya ktn gryor. Tam anlamyla toplum d bir kii o imdiye kadar kolay yaam, ama bunu btnyle belirsiz ve geici koullar sayesinde sala

m biri, ite imdi layk olduu yeri buluyor, insan

lar onu ait olduu evreye gnderiyor: Braklmlk

lann rtecek bir ats bile olmayan zavall insanla

rn yanna. Chantal ile yapt tartmalar anmsyor ve yalnzca u ocuka dncelerini aktarabilmek iin onun o anda yannda olmasna gerek duyuyor: Gryorsun ite, haklydm ben, caka falan satmyordum, gerekten sylediim kiiyim, toplum d bir insan, yersiz yurtsuz, serseri.

45 Akam olmu, hava soumutu. Bir yannda evler, te yannda, siyaha boyanm demir parmaklklarla evrili bir parkn yer ald bir sokakta yrmeye balad, ilerde, park boyunca uzayan kaldrmn zerinde aa bir bank vard; gidip o banka oturdu. ok yorgundu ve iinden, bacaklarm uzatp bankn zerine yatmak geldi. yle dnd: Bu i kukusuz byle balyor. Gnn birinde insan, bacaklarn br bankn zerine uzatyor, sonra gece oluyor ve orada uykuya dalyor. Gnn birinde insan ite byle yaparak serserilerin safnda yer alyor ve onlardan biri olup kyor. te bu yzden, tm gcn kullanarak yorgunluuna egemen oldu ve dershanede oturan iyi bir renci gibi, bankn zerinde dimdik oturur durumda kald. Arkasnda aalar, nnde de, yolun kar yannda, evler vard; birbirinin tpks evler; beyaz boyal, iki katl, girilerinde iki stun, her katta da drt penceresi bulunan evler. Fazla kalabalk olmayan bu sokaktan geen her insana dikkatle bakyordu. Chantal grnceye kadar orada kalmaya karar vermiti. Beklemek, onun iin, ikisi iin yapabilecei tek eydi. Birden, sa tarafta, otuz metre kadar ileride, bir evin tm klan yand ve ierde biri, krmz perdele

ri ekti. Sosyetik bir grubun, bir eyi kutlamak iin orada toplandn dnd. Ne var ki, ieri birilerinin girdiini grmemi olmas onu artt; acaba uzun sredir evdeydiler de klan imdi mi yakmlard? Ya da belki, farknda olmadan ii gemi, bu arada da o insanlarn eve geldiini grmemiti? Tanrm, ya uyurken Chantal atladysa? Birden, olas bir alem dncesiyle yldrm arpm gibi arpld;

Chantaln szleri kulaklarnda nlad: Neden Londra olduunu ok iyi biliyorsun; ve o ok iyi biliyorsun sz, gznn nnde ok baka biimde canland: Londra, ingilizin, Britanniusn oturduu kentti; gardan ona telefon etmi, Leroydan, meslektalarndan, herkesten onunla birlikte olmak iin ayrlmt. ini kskanlk kaplad, mthi, ac veren bir kskanlk; ak dolabn nnde, Chantaln onu aldatma olasl konusunda kendi kendine sorduu btnyle kuramsal soru karsnda duyduu soyut, dnce rn kskanlk deil, genliinde tand, bedenini delip geen, ona ac veren, o katlanlmas olanaksz kskanlk. Chantaln, teslimiyet iinde ve isteyerek kendini bakalarna verdiini dnyor ve yerinde duramyor. Yerinden kalkp eve doru kouyor. Evin bembeyaz kaps bir lamba ile aydnlatlm. Tokma eviriyor, kap alyor, ieri giriyor, krmz hal kaplanm bir merdiven gryor, yukardan gelen konumalar duyuyor, yukar kyor ve birinci kattaki sahanla varyor; burada, asklk olarak kullanlan boydan boya uzatlm bir demir ubuk var; zerinde paltolar asl, bu arada (kalbine ok gibi saplanan bir durum daha) kadn giysileri ile birka da erkek gmlei asl. Asl giysileri fke iinde geip,

iki kanatl byk bir kapnn nne geliyor, kap da beyaza boyanm; birden, acyan omzundan ar bir elin tuttuunu fark ediyor. Geriye dnyor ve iri yar, tirtl, kollarnda dvmeler olan ve ona ingilizce bir eyler syleyen bir adamn nefesi yzn yalyor. Giderek daha ok canm yakan ve onu merdivene doru iten o elden kurtulmaya alyor. Adama direnmeye abaladndan, merdivenin banda dengesini kaybediyor ve trabzana son anda yapabiliyor. Sngs dm olarak merdiveni ar ar iniyor. Dvmeli adam Jean-Marc* izliyor ve kapdan kmak zereyken duraksadnda, ona bararak ngilizce bir eyler syleyip kolunu kaldryor ve dar kmasn buyuruyor.

46 Seks partisi imgesi uzun sredir karmak gece dlerinde, imgeleminde, hatta bir gn (artk ok uzaklarda kalm bir gn) ona unlar syleyen Jean-Marc ile konumalarnda Chantaln peini brakmyordu: Seninle yle bir partide birlikte olmak isterim, ancak bir koulla: Zevkin doruuna eriilecei srada,

katlanlarn her biri birer hayvana dnmeli, kimi koyun, kimi inek, kimi kei olmal, yle ki, o Dionysos leni bir pastoral haline gelmeli ve biz, yalnz ikimiz, kadn ve erkek oban olarak ba baa kalmalyz. (Bu krsal fantezi Chantaln houna gidiyordu: Seks partisine katlan zavalllar, ahlakszlklar evine koa koa gelecek, ama oradan birer inee dnm olarak kacaklarn bilmeyeceklerdi.) evresinde plak insanlar var ve bu, onlarn birer keiye dntn grmek istedii an. Kimseyi grmek istemediinden, gzlerini yumuyor: Ne var ki, gzkapaklarnn ardndan onlar grmeyi srdryor; kalkk, inik, byk ya da kk organlarn gryor. Bu onda, iinde dikilen, eilip bklen, yeniden yere yapan solucanlarn bulunduu bir tarla izlenimi uyandryor. Sonra, solucanlar kayboluyor, onlarn yerine ylanlar grmeye balyor; bundan tiksiniyor, ne var ki uyarlm durumda kalmay srd

ryor. Ama uyarlmtk durumu onda yeniden sevime istei uyandrmyor, tersine, uy ar il m i l artt lde, o durumdan duyduu tiksinti de artyor ve bedeninin kendine deil, o iren tarlaya, iinde solucanlarn ve ylanlarn bulunduu o tarlaya ait olduunu dnmesine yol ayor. Gzlerini ayor: Yandaki odadan bir kadn ona doru geliyor, ardna kadar ak kapnn nnde duruyor ve onu erkek dnyasna ait bu samalktan, solucanlarn hkm srd o dnyadan kopanp almak istermi gibi, apknca szyor. Yapl bir kadn, bedeni ok dzgn, gzel yzn sar salar evreliyor. Chantal, onun bu sessiz davetine cevap verecei anda, sarn kadn dudaklann uzatarak, tkrn kartyor; Chantal, o az, gl bir bytele bakyormuasma kocaman gryor: Tkr beyaz ve hava kabarcklaryla dolu; kadn, Chantal tavlamak istermiesine, ona birbirine karan tatl ve slak pmeler vaat edermiesine, o salya kpn aznn iine sokup kartyor. Chantal, inci gibi parlayan, titreyen, dudaklar stnde yaylan o kpe bakyor ve tiksintisi mide bulantsna dnyor. Sezdirmeden kaybolmak iin arkasn dnyor. Ne var ki, sarn kadn arkasndan gelerek elini yakalyor. Chantal elini ekip, ondan kurtulmak iin birka adm atyor. Kadnn elini yeniden bedeninde duyumsaynca, bu kez komaya balyor. 8u ka kukusuz erotik bir oyun olarak alglayan avcsnn soluunu ensesinde duyumsuyor. Kapana kslm durumda: Kurtulmaya abaladka, onu bir av gibi izleyen teki avclar da peine takan sarm daha ok tahrik etmi oluyor. Bir koridora giriyor ve arkasnda ayak sesleri duyuyor. Arkasndan gelen bedenler onu o kadar tik

155

sindiriyor ki, bu duygu hemen dehete dnyor: Cann kurtarmas gerekiyormu gibi kamaya bal

yor. Uzun koridorun dibinde ak bir kap var; bu kap, bir kesinde bir baka kap bulunan, kareli ta denmi bir salona alyor: Chantal, o kapy ap ieri giriyor ve ardndan kapyor. Karanlkta, biraz soluklanmak iin duvara yaslanyor; sonra, kapnn yanndaki elektrik dmesini el yordamyla bularak yakyor. Buras kck bir malzeme odas: bir elektrikli sprge, normal sprgeler, temizlik bezleri. Ve yerde, bir bez yn stnde tostoparlak kvrlp yatm bir kpek. Darda ses seda yok, kendi kendine yle diyor: tekilerin hayvana dnme n geldi, ben de kurtuldum. Kpee yksek sesle soruyor: Sen o erkeklerden hangisisin? Birden, azndan kan szler onu artyor. Tanrm, diyor kendi kendine, seks partisinin sonunda insanlarn hayvana dnecei dncesi nereden aklma geldi? Tuhaf: O dncenin aklna nereden geldiini bir trl anmsayamyor. Belleini zorluyor, ama aklna hibir ey gelmiyor. Ona somut hibir ey artrmayan tatl bir duygu iinde yalnzca; bilmecemsi, aklanamaz bir mutluluk duygusu, uzaklardan gelmi bir kurtulu sanki. Birden, kap serte alyor. zerinde yeil bluz olan bir zenci kadn ieri giriyor. Chantala, armam, aalayc gzlerle yle bir bakyor. Chantal onun, byk elektrikli sprgeyi alp yeniden dar kmas iin yana ekiliyor. Bylelikle, ona dilerini gsterip hrlayan kpee yaklam oluyor. Yeniden dehete kaplyor ve dar kyor.

47 imdi koridordayd ve aklnda tek dnce vard: Demir ubuun zerinde giysilerinin asl durduu sahanl bulmak. Ne var ki tokmam evirdii kaplarn hepsi kilitliydi. Sonunda, ardna kadar ak duran kapdan salona girdi; salon ona tuhaf biimde byk ve bo grnd: Yeil bluzlu zenci kadn, kocaman elektrikli sprgeyle temizlie balamt bile. Akamki kalabalktan geriye, ayakta alak sesle birbirleriyle konuan birka erkek kalmt; hepsi giyinikti ve yakksz plaklnn birden farkna varp onlar utanarak gzleyen Chantal ile ilgilenmiyorlard. Beyaz bornozlu, ayaklarnda terlik olan yetmi yalannda bir baka erkek, yanlarna gidip onlarla konutu.

Chantal, oradan nasl dar kacan kefetmek iin kafa patlatp duruyordu, ne var ki, evin deimi olan havasyla, beklenmedik biimde boalm olmasyla, odalarn yeri ona deimi gibi grnyordu, yle ki nerede olduunu bile karacak durumda deildi. Az tkrkl sarn kadnn ona asknt olduu odann kapsnn ardna kadar ak olduunu grd; oraya geti; oda botu; durdu ve bir kap arad; odann baka kaps yoktu.

Salona geri dnd ve bu arada erkeklerin gitmi olduklarn fark etti. Neden daha dikkatli davranmama? Onlar izleyebilirdi! Yetmi yalarndaki bornozlu adam kalmt yalnzca. Baklar karlat ve Chantal onu tand; iinde birden uyanan gven duygusunun verdii heyecanla ona doru yrd: Size telefon etmitim anmsyor musunuz? Bana buraya gelmemi sylediniz, ama geldiimde sizi gremedim! Biliyorum, biliyorum, zr dilerim, ama ben bu ocuka oyunlara artk katlmyorum, dedi, sevimli bir ses tonuyla, ama ona dikkat etmeden. Pencerelere doru yryp hepsini teker teker at. Salonda gl bir hava akm dodu. Tandm birini bulmu olmaktan ok mutluyum, dedi Chantal, heyecanla. Bu pis havay btnyle temizlemek gerek. Sahanla nasl gidebilirim, syler misiniz bana.

Giysilerimin hepsi orada. Sabrl olun, dedi adam ve salonun bir kesinde unutulmu duran bir iskemleye doru gitti; iskemleyi alp ona getirdi: Oturun. Bo kalr kalmaz sizinle ilgileneceim. skemle salonun ortasna konmutu. Chantal, uslu uslu gidip oturuyor. Yetmilik adam, zenci kadna doru gidip, onunla birlikte teki odaya geiyor. Elektrikli sprge imdi o odada homurdanyor; Chantal, o grlt arasnda, yetmilik adamn buyruklar veren sesini, bir de birka eki darbesinin sesini duyuyor. Kendi kendine eki sesi! diyerek aryor. Burada ekile alan kim acaba? Kimseyi grmedi! Birisi gelmi olmal! yi ama ieri nereden girdi?

Hava akm, pencerelerin krmz perdelerini havalandryor. skemlenin zerinde plak oturan Chantal rperiyor. eki seslerini bir kez daha duyuyor ve ne olup bittiini korku iinde anlyor: Kaplarn hepsini iviliyorlar! Oradan hi kamayacak! Mthi bir tehlike duygusu kuatyor iini, iskemleden kalkyor, drt adm atyor, nereye gideceini bilemediinden, olduu yerde kalyor. Yardm armak iin barmak istiyor. yi de, ona kim yardm edebilir? iinde kabaran skntnn dorua ulat o anda, gzlerinin nnde, ona ulamak iin kalabal yarmaya alan bir adamn imgesi beliriyor. Biri, kolunu srtna doru bkm. Yzn grmyor, yalnzca eilmi bedeni gzlerinin nnde. Tannm, onu biraz

daha iyi anmsamak, yznn izgilerini karmak istiyor, ne var ki bunu baaramyor, bildii tek ey, o adamn sevdii adam olmas ve bu, o anda onun iin nemi olan tek ey. Onu bu kentte grd, uzaklarda olamaz. En ksa zamanda onu bulmak istiyor. Ama nasl? Kaplar ivilenmi durumda! Sonra, bir pencerenin nnde salnan krmz bir perde gryor. Pencereler! Pencereler ak! Pencereye ulamas gerek! Sokaa barmas gerek! Pencere ok yksek deilse, dar bile atlayabilir! Yine eki sesleri. Bir daha. Ya imdi ya da hibir zaman. Harekete gemek iin elindeki son ans bu.

48 Jean-Marc, birbirinden olduka uzak iki sokak lambasnn arasnda karanlkta kalm, zor seilen banka geri dnd. Oturmak iin hazrlanrken bir homurdanma duydu. Srad; o yokken bank igal etmi olan bir adam ona kt bir eyler syledi. Jean-Marc, kar kmakszn ekip gitti. Tamam, dedi kendi kendine, yeni yaam koulum bu, uyuyacak kck bir ke iin bile savamak zorunda kalacam. Yolun kar yannda, iki dakika nce kovulduu evin, iki stun arasnda yanan lambayla aydnlatlm beyaz kapsnn karsnda durdu. Kaldrmn zerine oturup, park evreleyen demir parmaklklara srtn verdi. Biraz sonra, ince bir yamur yamaya balad. Ceketinin yakasn kaldrd ve evi gzledi. Evin pencereleri birden srayla alyor. Yanlara ekilmi krmz perdeler, ieri giren rzgrla dalgalanyor, aydnlk, Jean-Marcn beyaz tavan grmesine izin veriyor. Ne anlama geliyor bu? Elence bitti mi? Ama evden kimse kmad! Birka dakika nce kskanlktan kuduruyordu, oysa imdi korkuyor, Chantal iin yalnzca korkuyor. Onun iin her eyi yapabilir, ama ne yapabileceini bilmiyor; katlanl160

maz olan da ite bu: Ona nasl yardm edebileceini bilmiyor, o, o tek bana, nk dnyada kendisinden baka kimsesi yok, dnyann hibir yerinde onunla ilgilenecek kimse yok. Yz yalarla slanm olarak doruluyor, eve doru birka adm atyor ve adn baryor onun. Kimlik 161/11

49

Yetmilik adam, elinde bir baka iskemleyle karsna gelip duruyor: Nereye gitmek istiyorsunuz? Chantal onu karsnda grnce aryor ve karmakark duygular iinde bulunduu o anda, iinin derinliklerinden gl bir dalga halinde ykselen bir scaklk, karnn, gsn dolduruyor, yzn kaplyor. Alev alev yanyor. rlplak, her yan al al olmu durumda; ve adamn, bedenine dikilen baklar, yanan plaklnn her parselini ona duyumsatyor. Otomatik bir hareketle, saklamak istermiesine elini gsne gtryor. Bedeninin iinde yanan alev, cesaretini ve bakaldrsn hzla tketiyor. Birden, yorgun olduunu duyumsuyor. Birden, gsz kaldn duyumsuyor. Adam, onu kolundan tutup iskemleye doru gtryor, kendi iskemlesini de onun tam karsna koyuyor. Oturuyorlar, yalnz, kar karya, birbirlerine yakn, bo salonun ortasnda. Souk hava akm, ChantaPn ter iindeki bedenini saryor. rperiyor, zayf ve yalvaran bir sesle soruyor: Buradan dar kamayacak mym? Neden benimle kalmak istemiyorsunuz, Anne? diye soruyor adam, sitem dolu bir ses tonuyla.

Anne m? Chantal, dehetten buz kesiyor:

Neden bana Anne diyorsunuz? Adnz Anne deil mi? Ben Anne deilim! Ama ben sizi teden beri hep bu adla tanyorum!

Yandaki odadan birka eki sesi daha geldi; adam, ban seslerin geldii yne evirdi, durdurmak istiyor ama duraksyordu sanki. Chantal, o ilgisizlik nndan, olup biteni anlamaya almak iin yararland: Zaten plak, ama onlar onu soymay srdryor! Onu benliinden soymaya alyorlar! Yazgsndan soymaya alyorlar! Ona baka bir ad verdikten sonra, kimlii olmayan kiilerin yanma atacaklar ve o, kim olduunu hibir zaman kimseye anlatamayacak.

Oradan kma umudu kalmad artk. Kaplar ivilendi. enmeden ta bandan balamas gerekiyor. Balangsa, kendi ad. ncelikle, elde edilebileceklerin en az olarak, karsndaki adamn ona adyla, gerek adyla seslenmesini salamak istiyor. Ondan isteyecei ilk ey bu olacak. Onu bunu yapmaya zorlayacak. Ne var ki, bu karara varr varmaz, bir eyi fark ediyor: Ad belleinde kilitlenmi durumda; kendi adn bir trl anmsayamryor. Bu onu paniin doruuna karyor, ne var ki,

yaamnn sz konusu olduunu, kendini savunmak, savamak iin, ne pahasna olursa olsun soukkanllna yeniden kavumas gerektiini biliyor; mthi bir younlama abas iinde kendi varln anmsamaya alyor. Doduunda tane vaftiz ad verildi ona, evet, tane, bunlardan yalnzca birini kulland, bunu biliyor, ama o ad neydi ve o bunlardan im

diye kadar hangisini kulland? Tanrm, binlerce kez duyduu bir ad bu! Onu seven erkek canland zihninde. Burada ol

sayd, onu adyla arrd. Yzn anmsayabilse, onun, kendi adn syleyen azn da dmeyebilir bel

ki. Bu dnce ona, izlenecek doru bir iz gibi geli

yor: O erkek araclyla kendi adna ulamak. Onu dnmeye alyor, ne var ki gznn nnde yi

ne, kalabaln arasnda rpnan bir adam canlanyor. Soluk, kac bir imge bu; o imgeyi yakalamaya, ya

kalayp derinletirmeye, gemie doru uzatmaya a

lyor: Nereden geldi o erkek? O kalabaln arasna nasl girdi? evresindekilerle neden boutu? Bu any yaymaya, geniletmeye alyor ve gznn nnde bir bahe canlanyor; byk, iinde bir villa var, villann iindeki birok insan arasndan, ufak tefek, clz bir erkek seiliyor ve o erkekten bir ocuu olduunu anmsyor, hakknda hibir ey anmsamad ama lm olduunu bildii bir ocuk...

.Nerede kayboldunuz, Anne? Chantal, ban kaldryor ve karsnda, bir iskemlenin stnde oturmu ona bakan yal birini gryor.

Yavrum ld, diyor. ok silik bir an bu; o da zaten bu yzden bu cmleyi yksek sesle sylyor; o any bylelikle daha gerek klacan dnyor; onu bylelikle yakalayabileceini drtyor; yaamnn kendisinden kaan bir ucunu yakalar gibi. Adam ona doru eiliyor, ellerini ellerinin arasna alyor ve telasz, gven dolu bir sesle unlan sylyor: Anne, yavrunuzu unutun, llerinizi unutun, yaam dnn!

Chantala glmsyor. Sonra eliyle, ok byk, ok yce bir eyi tarif etmek istiyormu gibi, geni bir hareket yapyor: Yaam! Yaam, Anne, yaam! O gl ve o el hareketi Chantaln iini korkuyla dolduruyor. Ayaa kalkyor. Bedeni titriyor. Sesi titriyor: Hangi yaam? Yaam dediiniz ey ne? Dnmeden sorduu bu soru, ardndan bir baka soruyu getiriyor: Peki, ya bu lmse? lm denen ey buysa? Oturduu iskemleyi frlatyor; iskemle, salonun ortasnda yuvarlanyor, gidip duvara arpyor. Barmak istiyor ama syleyecek bir sz gelmiyor aklna. Azndan uzun ve anlamsz bir aaaaa sesi kyor.

50 Chantal! Chantal! Chantal! Jean-Marc, Chantaln bu sesle sarslan bedenini kollan arasnda sk sk tutuyordu.

Uyan! Btn bunlar gerek deil! Chantal onun kollar arasnda titriyordu, o da ona btn bunlarn gerek olmadn syleyip duruyordu. Chantal, o syledike yineliyordu: Hayr, btn bunlar gerek deil, deil ve yava yava, ok yava sakinleiyordu. Ve ben imdi kendi kendime soruyorum: Dleyen kim? Bu yky dlemi olan hangisi? Chantal m? Jean-Marc m? kisi birden mi? Yoksa, biri tekinin adna m dledi? Ve gerek yaamlar hangi andan balayarak bu ihanet fantezisine dnt? Tren ne zaman Man denizinin altna girdi? Daha nce mi? Ona Londraya gideceini haber verdii sabah m? Bundan da nce mi? Yaz uzmannn brosunda, o Normandiya kentindeki kahve garsonuna rastlad gn m? Belki daha da nce? Jean-Marcn ona ilk mektubu gnderdii gn? Ama Jean-Marc ona o mektuplar gerekten gnderdi mi? Ya da yalnzca dnde mi yazd o mektuplar? Gerein gerekd-na, gerekliin de dnt kesin an hangisi? Snr neredeydi? Snr nerede? 166

51 ikisinin ban gryorum, yandan, bir baucu lambasnn yla aydnlanm: Jean-Marc, ensesini yasta koymu, Chantaln ba onun bandan on santimetre kadar yukarda, ona doru uzanm olarak duruyor. Chantal yle diyordu: Gzlerimi senden hi ayrmamak isterdim. Hi durmadan sana bakmak is* terdim. Ve kk bir aradan sonra: Gzm krptrmak beni korkutuyor. Bakmn snd o anda, senin yerini bir ylann, bir farenin, bir baka erkein almasndan korkuyorum. Jean-Marc, ona dudaklaryla dokunabilmek iin, bam biraz kaldrmaya alyordu. Chantal ban sallyordu: Hayr, sana bakmak istiyorum yalnzca. Ve sonra: Lambay gece boyunca ak brakacam. Her gece. Fransa, 1996 Gz.

You might also like