You are on page 1of 169

DNYORUM YLEYSE VURUN LHAN SELUK (24. Basm) ::::::::::::::::: DNYORUM, YLEYSE VURUN!..

Makedonya Kral Filipos, olu skender'in ne akll bir kii olacan ilk ne zaman sezmi? Bir at varm, ylesine azlym ki kimse srtna binemiyormu. Hayvan, btn binicilerini stnden atp benzetmi; kiminin kafasn, kiminin enesini, kiminin kolunu, kiminin bacan krm. Hani u Amerikan filmlerinde rodeo denilen zanaatn ustalarn izliyoruz ya; onlara benzer ne kadar Makedonya kovboyu varsa azgn at bir kez deneyip derslerini almlar; topra pmler. skender, atla binicilerini izlerken grm ki, hayvan glgesinden rkt iin azyor. Bunun zerine atn srtna atlayp gnee doru srm. Arkaya den glgeyi grmediinden rkmemi beygir, durulmu, skender'in buyruuna girmi; herkes bu ie ap kalm. Kral Filipos dnm: -Benim ne akll bir olum var, demi, nl bilgeleri retmen olarak grevlendirip kendisine iyi bir eitim vereyim. O an en nl bilgesi Aristoteles olduundan Kral Filipos'un emriyle skender'i yetitirmeye alm. skender byk yeteneklerini gelitirmi; ama "cihangirlik" tutkularna saplanm; dnyay avcunun iine almaya alm; ordusunu ardna takm, gidebildiince gitmi; nne kim karsa ezmi gemi. --ou zaman yalnz at deil insanolu da kendi glgesinden korkup azgnlar. Byle durumlarda en iyisi sanrm yzn gnee kar dnmektir. nk kendi glgesinden korkan adam, gnee, bir baka deyile aydnla, (daha baka bir deyile geree) srtn dnen kimsedir.

rkp azgnlamas da bundandr. --Aristoteles'in skender'i olgun bir insan olarak yetitirebildii kansnda deilim. Byk skender yaman bir sava, nl bir "cihangir" olabilir. Lisenin ilk snf edebiyat kitabnda Aristoteles ile skender'e ilikin sylenceleri okumutuk. Anmsadma gre sava meydannda yatan ller arasnda dolaan skender, hocasna sorar: -Aristo bu nedir? Bilge yant verir: -Zafer veya hi!.. Okul kitaplarnda Cengiz Han'dan Atilla'ya, skender'den Sezar'a dein nice "cihangir"in neden ordularnn bana geip yer yuvarlan ele geirmeye altklar anlatlmaz, ama insan okuldan ayrldktan sonra merak edip kendisine sorabilir: -Bu adamlar, niin koskoca ordularla lkeden lkeye dolap dnyay ele geirmeye abalamlar? Bu sorunun yantn kurcaladka kiiolu bilinlenir; her bir savan ardnda hangi nedenin yattn renip anlar; savaln iyi bir ey olmadn alglar; ama i iten gemi olur. --Eflatun demi ki: -Ancak krallar filozof ya da filozoflar kral olursa devletler mutlu olabilir. Gnmz koullarnda pek akllca saylmasa da insan dnmeye ynelten bir yan vardr bu szn; nk devlet ynetiminde dncenin, fikrin, mantn ar basmasn istiyor Eflatun. Oysa tarih boyunca devlet ynetimlerinde mantn pek az pay olmutur. Descartes'n nl zdeyiini anmsayn: -Dnyorum, yleyse varm.

Bu zdeyi ou yerde yle anlalm: -Dnyorum, yleyse vurun. amzda fikir zgrlne kar kanlar da byle davranmyorlar m? ::::::::::::::::: DALKAVUK VE SOYTARI Dalkavuk Dou'nun rndr, soytar Bat'nn... Her ikisi de eski alardan beri kurumsallamtr. --Kraln soytars sarayda zel yeri olan bir kiiliktir, tahtn yamacna konmutur, protokoln hem iindedir hem dnda... Bir bakarsn ki soylu trenlerin en grkemli dakikasnda soytar yerde yatp yuvarlanmaya balam, prenslerin, dklerin, baronlarn, kontlarn, nazrlarn, rektrlerin, kardinallerin krmz bayram balonu gibi iirilmi ciddiyetlerini sivri yergileriyle delerek ortal birbirine katm, fkeleri, kahkahalar, fsltlar, kayglar soytarln sarmalna dolayp saray hals gibi salona yayvermi. Soytar "evet efendimci" deildir. Kimi zaman efendisini bile mizahn gergefinde ineleme yetkilerini benliinde duyabilir. Bat dnyasnn hogr kuyusundan krkla ekebildii kadarnca yergilerini bal bulunduu egemenin yzne kar syleyebilir. Byle durumlarda kraln surat aslr bir an, ama aldrmaz grnr. -Canm bir soytarnn sylediinin soytarlktan gayr ne anlam olabilir ki?.. Soytar, zanaatnn koullarnda, kiilere ve olaylara ynelik yergileri glmeceye dntrp ta gediine koymasn bilen kiidir. Egemenlik gl halktan deil Tanr'dan kaynaklanan krallarn saraylarnda cins ev kpekleri gibi cins soytarlarn bulunduunu tarihler yazarlar. yle bir av kpeidir ki soytar, kraln evresindeki soylular

kokularndan tanyp gln yanlarn ortaya karr, alayla kark, akayla bark biimde vurgular. --Dalkavuk Dou'ya zgdr. Ne inesi vardr dalkavuun ne yergisi ne de eletirisi... Dalkavuun grevi ya "evet efendim" ya da "sepet efendim "le balanr. Osmanl tarihinde bol bol dalkavukluk vardr da, soytarla ilikin kurumsallk oluamamtr. nk soytarlk Bat tarihinin hogr geleneiyle badar, dalkavukluk Dou tarihinin kt kafal egemenlerine yarar. --Soytar balonlar ineler. Dalkavuk balonlar iirir. Ne olursa olsun, ister bir yksek makamda otursun, ister bir yarg kurumunda bulunsun, ister bilim adam klna brnsn, ister kalem erbabndan saylsn dalkavuun soytardan besbeter olduunu tarihler yazarlar. nk soytarnn zaman zaman efendisini uyard grlmtr de dalkavuun iirdii balonlara tutunarak ykselmek kimseye nasip olmamtr. Hey gidi dalkavuk... Sana soytar bile denemez, nk soytarlk senin iin rtbe saylr. Sen dalkavukluk iin belini krp ikiye katlanrken, senin grntne bile katlanmak ne byk ac... ::::::::::::::::: GBEK ATMAK Her yl sonuna doru basndan balayp topluma srayan bir tartma balyor: "-Bu ylbanda ekrana dansz kacak m?" Ne demek bu? Trkemizde kimi szckler belirli anlamlar kazandlar.

Toplumun byk bir kesiminde "dansz" dediniz mi gbek atp gerdan titreten engi akla geliyor. Televizyon yaynlarn "ciddi adamlar" dzenledikleri iin tartmann boyutlar geniliyor, derinleiyor. Trkiye'nin devlet televizyonunda "gbek dans" sergilensin mi? Yoksa bu i geleneklerimize, greneklerimize, ulusal ahlakmza ters mi der? Yetime andaki kuaklara kt rnek mi olur? --Oysa algl meyhanelerde, lks gazinolarda, o biim pavyonlarda, modern kulplerde, zengin dnlerinde gbek atlyor. Hem gbei yalnz "oryantal dansz"ler atmyorlar ki! lkemize gelen Amerikan iadamlar, IMF yetkilileri, OECD denetileri, yabanc NATO subaylar da gittikleri elence yerlerinde iki kadeh iince aka gelip piste frlyorlar; balyorlar gbek atmaya... Gazetelerin foto muhabirleri de ipak resim ekiyorlar. Ertesi gn birinci sayfalarda fotoraflarn gryoruz: -lkemizin ekonomisini denetlemek zere Ankara'ya gelen heyetin bakan Dr. Kildare danszn arsna uyup piste kt; sabaha kadar gbek att. ki ie raky bitiren Dr. Kildare, hesap pusulasn grnce; "Trkiye dnyann en ucuz lkesidir" dedi. Ayrca Trk ekonomisinin doru yolda olduunu syleyen Dr. Kildare; "Yaknda keyi dneceksiniz" diye bir de mjde verdi. Gbek dansn benimsemi bir toplumuz. Diyelim ki bir holdingin kzyla, komu holdingin olu Sheraton'da evleniyor; btn bykler gbek atmyorlar m? --Oysa "eskiden" byle deildi. "Eskiden" derken cumhuriyetin ilk dnemini vurguluyorum. kinci Dnya Sava'nn sonuna dek byk kentlerin "sekin" gazinolarnda yabanc "artistler" alp sylemi, dans etmilerdir. stanbul'da, Ankara'da, zmir'de piyasay tutan -be gazinoda gbek oyunu hor grlrd. kinci Dnya Sava'ndan sonra nl "oryantal dansz" Nana gbek dansn gazino sahnelerine kard. Ardndan nci Birol piyasay tuttu. Tara sermayesi byk kentlerin kebalarna yerleiyor, elence piyasas canlanyordu. Anadolu'da

gizli gizli "kar oynatan" erkeklik eilimi Trkiye'nin ekonomi politiine egemen olunca "gbek dans" salgn balad. Gecenin bir vaktinde kafalar dumanlannca ve rak ielerinin dibi grnnce gelsin gbek oyunu... adam, yabanc diplomat, Amerikan askeri-misyon efi doru piste... bu kadarla da kalmad; lkemizdeki Amerikan sivil ve askeri grevlilerinin eleri (karlar) bizim eski kula kesiklerden gbek dansn renmek iin ders almaya baladlar. Bir salgn ki sormayn... --Gbek dans insann iini gcklar. Ya arabesk? Ruhumuzun en ince tellerine can alc mzrabyla dokunan bu mzik de neden horlanyor canm? Toplum batan baa gbek dansyla donanp arabeskle sarmalanmad m? Gnde be vakit Ezan- Muhammedi'yi en gl hoparlrlerden dinleyen bu toplum, on be vakit de arabeske kulak vermiyor mu? Toplumun en saygn, en paral, en pullu kiileri gbek atmyor mu? --yleyse her yln. sonuna doru niin bu tartma: -Televizyonda gbek atlacak m? neminden tr m televizyonda ylda bir kez gbek atlyor? Yoksa gbek atmak ok ayp da ylda bir kez hepimiz televizyonda bu ayb izleyip sonra ekran 364 gn kapatyoruz? Ben bu ii anlamyorum; byklerimizin mantna aklm ermiyor. ::::::::::::::::: FELCTA iek adlar insann gnln aar. Leylak, ortanca, akayk, gndzsefas, karanfil, gl, glhatmi, filbahar, kamelya, kasmpat, papatya, gelincik, aelya, lale, zambak, yldz iei diye saymaya baladn m, iinde ruhsal bir dnm balar. ster darack bir hcrede bulun, ister dumanl bir kouta; ister karanlk

bir gecede, ister yapkan sislerin ortasnda; dlem gc, devinime geer; gndzsefas gelir gznn nne, kasmpat alverir; meneke kokusu duyarsn, gelincik krmzs kamatrr gzn, yldz iei serpilir evrene.. inden yinelediin szckler somutlar; daha nce yaamn kapsayan iekler, renkleriyle, kokularyla, yapraklaryla belirginleirler. Hayatn rnleridir dlemler. Gelincikleri okuldan katn bir ilkyaz gn krlarda alglayp unutmamsn; hasta dostuna gl gtrmsn; yitik sokaklarda dolarken unutulmu bir bahede yldz iekleri gzne arpm; sevdiine krmz karanfil almsn bir ieklikten... --Felicitann hibir ans yoktu. Soyut bir szcn armlar da felicitay sevmeye yetmiyordu: Latince kkenli felicita; uzun, dingin, srekli, duraan mutluluu vurguluyordu. Bir dost, yabanc bir lkeden yollamt; be santim apnda, on santim boyunda mumlu bir ktkt felicita; sylencelerini birlikte getirmiti: Latin Amerikasn'da yetien bu bitki dnyann her yerinde aarm; yeter ki kendisine iyi baklsn, horlanmasn, kk grlmesin, azmsanmasn, sevildiini anlasn, duygunu alglasn. Gz tokmu felicitann... Kck bir kap iinde bir parmak su felicitaya yeter de artarm. --Deirmi bir sigara tablasnn ortasna yerletirildi felicita, masann stne kondu. Yanndan getike gzm taklyor; mumdan ktk insana souk bir rperti veriyordu. Sarma tanrdm, mine ieklerini sada solda grrdm; daha nceleri felicitayla birlikte hi yaamamtm. Masann stnde duran mumlu ktk paras, yapmack zenginliklerin salonlarnda yvk partiler verirken yaklan biimsiz orantlarda mumlara benziyordu.

Gnler, haftalar, aylar geiyordu. Felicitada bir kmlt yok. Darda frtnalar kopuyor, karlar yayor, sisler basyor, dolu ve yamur birbirini kovalyordu; felicita suskun, cansz, souk, lyd. --Bahar geldi. Adn bilmediim aalarn tanmsz ieklerine baktka felicitay dnyordum. Yemyeil oldu toprak; doann gc her yandan fkryordu. Souk renkler, yerlerini scak renklere braktlar, yeilin, krmznn, sarnn her tr sarma dola olmu, evreyi boyamt. Felicita, soumu l yzn andran mumlu ktyle masann stnde susuyordu. --Sonra akl almaz bir ey oldu. Bir sabah felicitann durgun yznde bir kmlty duyar gibi oldum. Ve ertesi sabah hapishanenin demir parmaklkl penceresinden gnee uzanan bir el gibi kck bir yeil yapran ucu souk mumu yarp gn na kt. Felicita kendine geliyor, uyanyordu. Dnyann uzak yerlerinden tanan sylence gerek miydi? Felicita bilinleniyor muydu? Bir yaprak, bir yaprakt; ama doann bedenindeki gizli ve gizemli sonsuz gc vurguluyordu. --Artk felicita kendine geliyor, bilinleniyor, uyanyor, kck yapraklar doann nne geilemez gcn bana yanstan bildiriler gibi yeilleniyor. Mutluyum; felicita mutluluk demek deil mi? Bildiim iek adlarnn yanna felicitay da yazdm. ::::::::::::::::: MCAHT YAZAR

Mcahit, savaan kiiye denir; militan anlamna gelir. Yeni kuaklar bu Osmanlca szc tanyorlar: nk gazetelerde sk sk geiyor; Afganl, ranl, Filistinli mcahitlerden sz alyor. Ne yar ki mcahitlik yalnz elde silahla savamak kapsamnda kalmyor; kalem savan btn yaamnda yeleyen yazarlar da vardr. Bu tipin en arpc rnei Hseyin Cahit'tir. Geenlerde Hilmi Yceba'n bir kitab elime geti; kapana gz attm; ne yazyor: "Byk Mcahit Hseyin Cahit!.." Gerekten Hseyin Cahit savakan (daha dorusu kavgac) bir yazard; ama neyin kavgasn yapar d? Sanrm bu soruyu kendisi de yantlayamad. zgrlk iin savatn sylerdi de zgrl bir trl ada anlamyla toplumsal tabanna oturtamad; soyutta kald; kaldka da hrnlat; hrnlatka kavgalat; taa 82 yanda lnceye dek... Halil Nihat, Hseyin Cahit iin u dizeleri yazm: "Deilsin bamuharrir, pehlivansn Amandan anlamazsn bi amansn" --Hseyin Cahit, 1918'de ngilizlerin Malta'ya srd bir yazardr. ki kez stiklal Mahkemesi'ne verilmi, birincisinde kurtulmu, ikincisinde orum'a srgn edilmitir. 1954'te zamann iktidarnn imeklerini zerine ektiinden 80 yanda mahpushaneye girmi ve gk dememitir. nemli bir ldr bu. Yazarlk yaamnda mcahitlie zenen kii kabaday olmaldr, klhanbeyi deil. --Kabaday ile klhanbeyi arasndaki ayrm nedir? Klhanbeyi rtkan, irret, geveze, antajc, ona buna atan, bulak bir adamdr. Srtn glye dayayp gzne kestirdii kiinin stne yrr; ama kavgada ilk tokad yedi mi nereden geldiini arp yalvarmaya balar; stne vardlar m, isteri nbetleri geirip yerlerde debelenir. `

Polis, kabaday ile klhanbeyi arasndaki ayrm iyi bilir; ikisine deiik biimde davranr. --"Mcahit yazar" tipi artk gemite kalmtr; ne var ki kimilerinin mcahit yazarla zendikleri grlyor. Adam kalemi eline ald m "namus, din, demokrasi, zgrlk, vatan, millet" stne baba hindi gibi kabara kabara yle bir deniyor ki satrlar tavus kuunun kuyruu gibi alyor. erii bo yaznn iinde bbrlenmeden geilmiyor: -Biz bamz bu yola koyduk. Namus erbabnn klc gibidir kalemimiz; ve balar secdeye varmam vatan hainlerinin bana Azrail kesilmek iin yemin ettik.. Breh, breh, breh... Bu tr yazarlar, srtlarn zamann iktidarna dayadklarnda bsbtn azgnlarlar; paraya pula garkolduklar iin de ileri itir. --Ama bunca sap savuran ve ona buna bulaan kii mahkemeye de debilir; ark- felek piyangosundan kendisine bir hapis cezas da kabilir; deil mi? te o zaman bizim aslan mcahit kendisini balatmak iin almadk kap brakmaz, ayaklarna yz srmedii "byk" kalmaz; tpk bir klhanbeyi gibi yerlerde debelenip isteri nbetleri geirir. Taa ki birisi kendisini kurtarncaya kadar... "Mcahit yazar" tipi oktan ald; Trkiye'de artk, fikir alannda kimin neyin nesi, kimin fesi olduu akla kavutu. Buna karn mcahitlie svanan klhanbeyi ruhlara Babali'nin kelerinde bugn de rastlamak olasdr. "Byk Mcahit Hseyin Cahit" kabaday idi; bugnklere bakyorum, hepsi klhanbeyi... ::::::::::::::::: KONUMAK VE LETM Kimi zaman arda, pazarda, yolda, sokakta kendi kendine konuanlara rastlarz; yalca bir bey ya

da hanmn dudaklar kprdamaktadr; yanndan geerken sesini duyarsnz. Tepki ne olur? -Deli mi ne? Konumak iin iki ya da daha ok kiiye gerek vardr; bu da konumadaki sosyal ierii vurgular. "nsan konuan hayvandr" derken tekil insandan deil, oul anlamnda insandan sz ald belirgindir. Atalarmz "Hayvanlar koklaa koklaa, insanlar konua konua anlarlar" demiyorlar m? --Ne var ki konumann her zaman anlamaya deil, anlamazla yol atn da izliyoruz; anlamaktan ok anlamazlk iin konutuumuz oluyor. Geleneksel tiyatroda bu yntem bir gldr oyunudur. -Be adam sesini kes diyorum!.. -Bamdaki krmz fes mi diyorsun? -Sen beni duymuyor musun? -Pekala uyuyorum. Tuluat sanatlarnn kullandklar bu yntemi dnyay ynetenler de uygularlar. Szgelii stratejik fze konusundaki "sper" tartmalar aa yukar byledir. Diplomaside herkes, karsndaki bir ey syledii zaman dnr: -Acaba kafasnn arkasnda yatan nedir? Gnlk ar pazarlnda satc ile alc arasndaki karlkl syleme, gerek fiyata yaklamak iin olaand ve gereksiz abalarn rn deil midir? --nsann sylediiyle dndnn e olmamas, bir bakma diplomasidir; bir bakma pazarlk gereidir; bir bakma yalanclktr; bir bakma ustalktr. Toplum dzenleri yozlatka evre ormanlar, insan hayvanlar; kendini koruma gds ya da karsndakini kazklama drts artar. Eskiden "ii d

bir olmak" erdemdi. imdi "safoluk" saylyor. Bizim Babali'de ok yaygndr; kurnaz olan susar, enayiler dklr: -Bir-iki olta atp sustum; at azn inek nesi var nesi yoksa kustu. Mesleimizde hepimiz ok kurnazlatk; ylesine ustalatk ki her sylediimiz dndmzden gayr, her dndmz sylediimizden ayr oldu. Bu kurnazlk, yalnz meslek ilikilerinde kalmyor; dostluk, arkadalk ilikilerini de kapsyor; dil, artk baka biimde kullanlyor; itenlik aptallkla edeerli saylyor. Konferans masasnda kendi devletinin karlarn koruyan birer diplomata dndk. nsanlarn konumalarnda itenliklerini yitirmeleri acaba ruh salnn bozulmasyla e anlaml deil mi? Genel ya da zel yaamda birbirinin ayan kaydrp kar salamaya alanlarn topluluu olmak, btncl bir salgnn herkesin benliini rtmesine yol amayacak m? rme kadn-erkek ilikilerine de yansdnda sevgi olanakszlamaz m? Sen sylediin szn ardna snyorsun; o syledii szn arkasna gizleniyer. Romeo ile Julyet arasndaki iletiim, Hazreti sa'nn armha gerilmesi gibi tarihsel dleme dnmedi mi? ki insan, konumalarnda ruhlarn hapishane duvarlarn rerek birbirlerini zgrce nasl sevebilirler? Toplumsal dzende kiinin gelimesi salkl bir yolda yrmyorsa konuma bile olanakszlayor ve "insan konuan hayvandr" tanm, yerini "insan hayvandr" yargsna brakmak tehlikesiyle karlayor. ::::::::::::::::: YAKMAK Hitler'in Babakanl ele geiriinden drt buuk ay sonra, 1933 ylnn 10 mays akam, Berlin niversitesi meydannda kitaplarn yaklmas treni izlendi. Binlerce gen Nazi Partisi'nin ileri gelenlerinden Goebbels ve Gring'in gzetimi altnda meydanda ylm kitaplarn stne ellerindeki mealeleri attlar; yirmi bin kadar kitap yakld. "Kitap yakma treni" baka kentlere de srad; yukardan aaya doru emir ve kumanda zincirine gre eylemler dzenleniyordu.

Hangi kitaplar yaklyordu? Thomas Mann, Erich Maria Remarque, Jack London, Sigmund Freud, Emile Zola, Marcel Proust, H.G. Wells, Andre Gide, Upton Sinclair, Albert Einstein, Stefan Zweig'dan balayarak dnya kltrne ve bilimine katkda bulunmu ne kadar yazar varsa, rnleri yok ediliyordu. Gen Naziler bildiri yaymlamlard: "-Geleceimizi sinsice tehlikeye sokan, ya da Alman dncesinin, Alman ailesinin ve halkmzn itici glerinin kaynan bozan kitaplar yaklmaldr." Propaganda Bakan Dr. Goebbels, kitap yakanlara yeil k yakyordu: "-Artk Alman halknn ruhu, kendi anlatmn yeniden bulabilir; bu alevler yalnz eski bir an sonunu aydnlatmakla kalmyor, ayn zamanda yeni bir aa k tutuyor." --22 Eyll 1933'te karlan bir yasayla Dr. Goebbels'in bakanlnda ve emrinde bir "Kltr Odas" kurulmu; amac yle saptanmt: "-Bir Alman kltr politikas izleyebilmek iin btn alanlardaki sanatlarn Alman hkmetinin nderliinde birleik rgt niteliine dntrlmesi gerekir." Gzel sanatlarn her dalnda; mzik, tiyatro, basn, edebiyat, radyo, film yaynlarnda sakncal kiileri dlayan bir rgtlenme yryordu. Basn tam, anlamnda uaklam, kpeke bir yayn srecine girmiti. 1934 ylnda basnn ar dalkavukluu ylesine bunalm yaratt ki Dr. Goebbels yaknmaya balad: -Basnn bugnk tekdzelii hkmetin ald nlemler sonucu deildir, bizim isteimiz bu deildi... Propaganda Bakanl'yla Sinema Odas, btn yabanc ve yerli filmleri denetliyorlar; tam anlamnda sansr uyguluyorlard; bu nedenle kitap yaklmas gibi film yaklmasna gerek kalmyordu. Ancak faizmin alabildiine salgnlat ve toplum hastalna dnt Almanya, bu lgnln faturasn tarihte hibir ulusun grmedii kadar ar biimde deyecek; kinci Dnya Sava'nda seferber edilen 5 milyon Almandan 3.5 milyonu yaamn yitirecekti. Sivil kesimdeki yitiklerin hesab bilinmiyordu.

Almanya, ikiye blnecek; bugn bile sregelen horlanma ve aalanma srecini yaayacakt. Koca lke tam bir yangn yerine dnecek, alevler btn lkeyi yalayacakt. 1933 ylnda meydanlarda yaklan kitaplar intikam m alyorlard? Uygarln rnlerini yakmak isteyenler, tarihte hep yanmlardr. Filmleri, kitaplar, resimleri, iirleri, bilim yaptlarn ortadan kaldrmak, yasaklamak, yok etmekle hibir yere varlamaz. Ortaada insan yakarlard; amzda insan yakmasalar bile sanat ve fikir rnlerini yakmak hastal ne yazk ki sryor. ::::::::::::::::: "TARHN MSVEDDES" Nerede olduunu imdi anmsayamyorum, bir yerde okudum, houma gitti: "-Gazete tarihin ilk msveddesidir." Bu tanmlama ilk bakta houma gitmekle birlikte "msvedde" szcn yadrgadm; "msvedde" yerine "karalama" veya "taslak" denebilir; sanrm fikir o zaman yerli yerine daha iyi oturur. --Ne var ki dndke ilk bakta houma giden tanmlamada bana ters gelen bir yan olduunu da sezdim. nk gazeteyi edilgin bir ara gibi hi dnmemitim. Gerekte bir gazete, ann tandr; ama gelecei youran gazetelere az da olsa rastlanabilir. Gazete yazarln bu bakmdan nemsiyorum. 20'nci yzyln bu vaktinde, Trkiye gibi gmbrtl bir toplumda, yazarlk soluk kesici bir yaamn tadn insana verebilir; yeter ki o insan ilevinin hakkn versin. --Bir gazete yazar 24 saat yeryznn tm boyutlarnda yaayabilir.

ranl askerle Hac mran nndedir gazete yazar; Ankara'da bankaclarn toplantsndadr; Portekiz vurucu timiyle Lizbon'daki Trk Elilii'ndedir; Amerikan donanmasyla Nikaragua'ya gvde gsterisi yapmaktadr; kamyon ofrleriyle Santiago'da protesto yryne kmtr; Sri Lanka'da ayrlk atmalarn silah seslerini duymaktadr; Bat eria'da ykselen gerilim iindedir; Londra Borsas'nda Amerikan Dolar'nn trmann izler; Helsinki'de dnya atletizm ampiyonasna hazrlanmaktadr; ad llerinde gerilla savana katlr; Avam Kamaras'nda idam cezasna ilikin oylamada boy gsterir; Trkiye mahpushanelerinde bir yatakta yatan kiiden birisidir. --Cumhuriyetimizin kuruluunda gazete yazarlnn kendine zg bir yeri var. Yunus Nadi, Falih Rfk, Ruen Eref, Yakup Kadri, Ali Kemal, Refik Halit, Refi Cevat, Ahmet Emin, Mehmet Zekeriya, Necmettin Sadak, Sadri Ertem, Aka Gndz, Ali Naci, Vala Nurettin, Abidin Daver, Peyami Safa ve benzeri eski dnemlerin nl gazete yazarlar idiler; dnya grleri deiikti; deerleri ayr ayr tartlmaldr; bunlarn arasnda Ulusal Bamszlk Sava'na ters dmek talihsizliine uram olanlar da vardr. Ama her biri kendine gre yazard. Gazete ayrmlarnda olduu gibi gazete yazarlnda kullanlan klasik (belki de biraz kaba) ller vardr. Yazarn kimi sosyalist, kimi kapitalist dnya grn benimseyebilir; kk burjuva, byk burjuva, emeki eilimlerinde kalem sallayan yazarlar bulunabilir. ok renkli, ok yanar-sner, ok eitli bir dnyada rotatifler uulduyor; kukusuz eitli gazete ve gazete vazar olacak. --Ne var ki Babali'nin son yllarnda btn bunlarn dnda akl almaz bir dnm izleniyor. Trkiye tarihinde gazete yazarnn btn moral lleri ve ayp duygularn bir yana brakarak para gcne bylesine baland ve iadamlarnn dorudan doruya hizmetine girdii bir dnemi anmsamak olas deil.

Holdingleen boyal basnmzda hibir kayg duymadan, hi utanmadan, kar ilikilerine gre yazabilen kalemlerin snr tanmazl, uzaya frlatlm uydularn ivmesini ayor. Geceleri grgszln kulvarlarnda stakoz yartrp ampanya patlattktan sonra ertesi sabah filanca patronun veya falanca holdingin karn savunmak insann midesini bulandrmaz m, kendisine saygsn yok etmez mi? Basn emekileri (hatta patronlar) bu sorunu dnmek zorundadrlar. Ak konuaym: nemli kelerdeki gazete yazarlarnn birer birer holding yazar kimliine brndn izledike mesleimizi savunmaya ve yceltmeye artk gnlm elvermiyor. Biz Babali'de kendi iimizde moral deerlerimizi savunamazsak bu gidile "tarihin msveddesi" deil, "msveddenin tarihi" olacaa benzeriz. ::::::::::::::::: ACININ SARKACI Kebapya girdim, masaya oturdum. -Buyur abi. -Bir buuk Adana. -Acl m? -Acl. Seslendi: -Bir buuk Adana, acl... Geldi Adana acl, atalmn ucuyla azma atnca genzim yand, yreim kalkt. nsann gnl, evreni kapsayan radar gibidir; soan keserken gzya dkersin ve acl kebap yerken grtlandan gemez olur lokmalar. Acdr, acl kebap.

--Acnn kuyusu karanlktr gz gz grmemecesine ve derindir, inersin inebildiince. Acnn memeleri doludur... Em emebildiince. Ac, durmu saatin sarkacdr; sallanr gn aarrken; ve horozlar tmez olurlar vakitsiz ten horoza sayglarndan. Nasrlar acnn acs can kafesinde; yrekler banazln dkm kalplarnda talar; kpekler dolar ortalkta kaz admlaryla. Kitabn yapra sonbahardr; sararm benziyle vurur akln kapsn: -Kim ooo? -Ben... diyemezsin, "biz" diyemedikten sonra yalnzln acsnda kvranarak. Gzyann elmasn deler sabahn ilk . ter fabrikalarn ddkleri; bacalar savurur emekinin kara soluunu, gklerin yedinci katna. En az cretin hesabnda klr banknotlar utancndan. zgrln sirenlerini ala ala koar cankurtaranlar. Bilinsiz kalabalk yol verir ta arabasna. Ynlar byr kadns erkeklerle erkeksi kadnlarn okluunda. Dikerler acnn amdanna hakszln mumunu; clz aydnln glgesi drt duvara vurur. --Ac rpnr ana yreinin sallad beikte. Uyusun da bysn yavrum. Acnn hamur tahtasnda alan yufka, byyp yrek olur incecik. ncecikten bir kar yaar umutlara. Gn aarrken utanmaz suratlarn makyaj balar gnei aldatmak iin. Yrein at duyulmaz avu

ii kannca. Altndan akmaklarla onurunu yakarlar insann; dumann savururlar havaya. En yksek faizin orantsnda erdemler sfrlar. Yoksa zincirinin halkalar, gemi hangi limana demir atabilir? Yelkenden yoksunsa yrek, hangi kydan denize alabilir? Olumsuz utkunun altn izer sradan kiinin duyarszl; ama kaba parmaklar banknot sayarken parmak ular duyarldr. --Ve acnn duyarl uup gider akln gc egemenletike; savamn gds tm benlii sarp bencillii datnca. --Acl Adana bitti. Dikildi bama garson: -Abi tatl ister misin? -sterim, ne var? -Knefe var, hoaf var. -Getir bir hoaf. Knfe kenefle arm yapyor, hoaf eekle. Ac ne ki? Tatl yiyip tatl konuacaksn. ::::::::::::::::: AVUKATLIK DEDN NE K Avukatlk bol sirkeli, sar zeytinyal, krmz domatesli, yeil hyarl, gzyaartan soanl, ac biberli meslektir; btn meslekler gibi... Ycelerden ycedir, ccelerden ccedir; btn meslekler gibi... Avukatn da iyisi, kts, dorusu, arp bulunur; btn mesleklerde olduu gibi... Kendini paraya satan ve de karlarn maas olanlar, namusunu banknota dntrmekten kaanlar hep bir arada bulunur avukatlk mesleinde; btn mesleklerdeki gibi... Kimi avukat vardr; holding danmanlnda smrden payn alp keyfeder; yasalarn boluklarndan yararlanp kat amak iin tek ayak zerinde krk dzen kurar. Kimi avukat vardr, yoksulun biri kim vurduya gitmesin diye yemez imez, adaletin koridorlarnda volta atmaktan ayakkablarn andrr ki yeri cennetliktir. ---

Ama yle de olsa, byle de olsa adaletin geni, avukat olmadan olumaz. Nedir o gendeki ke? Birinci ke: Yarg. kinci ke: Savc. nc ke: Avukat. Yani? Dava bir nokta deildir. Bir dz izgi deildir. Bir gendir. Bir nokta, bir noktadr. Bir dz izgi iki nokta arasndaki en ksa yoldur. Ama bir gen iin ke gerekir; kse iin de nokta... Ya nc nokta olmazsa? Dava, cimin karnnda bir nokta olur. in'i Main'den Bohemya'ya, Patagonya'dan Begonya'ya dein btn dnyada adaletin kesi bylece oluur. Ama iki keli gen icat etmek iddiasnda birileri varsa, diyeceimiz yoktur. Bylece avukatn ne denli gerekli bir kii olduu ortaya kar. Gerekte keke davalar noktal ya da dz izgili olsayd da iler uzamasayd, adna avukat denen adam ba artmasayd... Ne yaparsnz? Dnyann adaleti byle kurulmu, Ruz-i maherde nasl kurulur? Bilemem. Avukatlar cennete mi gidecekler, cehenneme mi? Sanrm u geici dnyada yaptklar ilere gre her iki yana da serpilecekler. Avukatn da her meslekte olduu gibi ustas vardr, acemisi vardr. Ben de vaktiyle biraz avukatlk yapmtm. Sonra da otuz yl boyunca yazar olarak sank sandalyesine srekli oturduumdan, dava nedir, iddianame nedir, yarg nedir, savc nedir rendim. ster sank sandalyesinde

gn grm olsun, ister avukatlk srasnda dirsek rtm bulunsun; bir usta eline iddianame ald m nereye bakar? Bence usta avukat, iddianamenin sulama blmne deil nce kantlar (deliller) blmne gz atan kiidir: Eer bir iddianamede kantlar blm fasafisoysa, sen istediin kadar sula, eninde sonunda davann dnp dolap noktalanaca yer kantlar blmnn sayfalardr. genin nc kesi bilir bunu... --rk kant, rk anta benzer; ne kadar byk trenle alrsa alsn, kmeye mahkumdur. ::::::::::::::::: OSMAN KKSAL Ak renk gzleri, uuk salar, pembeye dnk yz rengi, yapl bedeniyle Osman Kksal, hemen gze arpan-serinkanl bir insand. ou asker kiide grlen "ihtiyat" payn gzeterek ve dnerek konuurdu. Tam anlamyla yurtsever bir subayd. Durduu yerde duran adamlardan deildi; amzn ba dndrc deiiminden uzakta yaayamazd. Ve yaamad. Kksal kendisine yeni bir ey sylendi mi duraksar, sigara paketini karr, kafasnda hemen bir tartma kaps aard. Son yllarda kendisini gremedim. Kimbilir? Belki sigaray brakmt. --Celal Bayar'n cumhurbakanl 27 Mays eylemiyle noktalanm; bir zgrlk devrimine yol almtr. Bu tarihsel olayda ankaya'daki Muhafz Alay Komutan Kurmay Albay Osman Kksal'dr. Kksal daha sonra 27 Mays devriminin yrtme kurulu ilevini stlenen Milli Birlik Komitesi yesi olacaktr. ---

1960 maysnn ortasnda Cumhurbakan Celal Bayar'a yle bir mektup gelir: "-Sayn Reisicumhurum, bu mektup elinize getiinde Muhafz Alay Kumandannz Osman Kksal ile Milli Mdafaa Bakan Yaveri Adnan elikolu hkmet darbesini eer yapmam iseler, ellerinizden perim." Bayar, bir yandan mektubu grevlilere verip aratrma yaptrrken te yandan Kksal'n azn arar: "-Kumandan, bizim alayn Halk Partililerin eline getiine dair sylentiler artmaya balad, ne dersin?" Kksal: "-Efendim, byle bir bilgim yok. Ama kark zamanlarda ok eyler sylenir. Bunun amac alay batan aa deitirip Kk'n savunmasn zayflatmaktr. Beni deitirip yerime kendi adamlarn getirmek isteyebilirler." Cumhurbakanyla Muhafz Alay Komutan arasnda geen bu konuma, lkenin zaten irazesinden ktn vurgulamaktadr. Nitekim birka hafta sonra 27 Mays gndeme girmi; olayn kiileri tarihin sayfalarna yazlmlardr. Ama hangi sicille? Zamann kum saati aktka duygular durulur; kinlerin, tepkilerin zehirleri uar; kiisel kavgalar bir yana braklr; gemite yaananlarn dorusu erisi aranr. 22 yl sonra bugn 27 Mays devrimine dnk sorulara daha serinkanllkla yant verilemez mi? -Acaba yaanan olayn anlam neydi? Kiilerin etkinlikleri ne lde geerliydi? ada insanln hzl yaamnda 27 Mays' gerekletirmi olanlarn eylemlerini evrensel bir lye vurmak gerekiyor. Kendi iimizdeki kk atmalar, kavgalar, ekimeler, kskanlklar; insanlarn ve olaylarn tarih karsndaki konumunu deitirmez ki... Eer seimle gelen bir iktidarn diktaya dnme yolunda bask rejimini koyulatrmas sz konusuysa 27 Mays eylemlerini tarih alklamak zorundadr. Bir askeri eylemi ada lleriyle zgrlk rejimine evirebilenler lrken de ycelirler. nsan yaad srece yaptklaryla anlr. Osman

Kksal 27 Mays devriminin anlamnda kiiliini pekitirmi bir askerdir. Hi kimse bu rtbeyi onun omuzlarndan skemez. ::::::::::::::::: EGE'NN K YAKASI Bykeli Semih Gnver'in "Anlar ve Portreler" adl yaz dizisi Cumhuriyet'te sryor. Sayn Gnver, 10 Nisan 1983 gn Halikarnas Balks Cevat akir'in 1973 temmuzunda kendisine yollad bir mektubu yaymlad. Halikarnas Balks (ya da ksaca Balk) btn yaamnda savunduu bir dnceyi bu mektubunda da vurgulam; Ege uygarlnda "Atinallar, Spartallar ve Anadolu yonyas"n birbirinden kesinlikle ayrm: "-Bunlar" diyor, "bir uvala sokmann anlam yoktur?" Neden? Halikarnas Balks'na gre Anadolu yonyas'nda "nsanlk tarihinde siftah olarak, her trl mitolojik etkiden tamamen arnm modern fennin" temelleri atlmtr. "Thales, Anaximen, Anaximander, Leuciprus, Heraclit, Anaxagore ve Democrite" bu temelleri atmlardr. Balk diyor ki: "-Bugn Ay'a gidilebiliyorsa -Ay'a gitmek bir fenni olaydr- bu adamlar sayesindedir. nk Socrat, Platon ve Aristotel'le Ay'a gidilmez, Lunatique (Ay'n evrelerine gre huy deitiren ya da dengesiz) olunur." --oumuz, Halikarnas Balks'nn sayd adlar yeterince deerlendiremeyiz; Thales'i veya Heraklitos'u okul kitaplarndan yle byle tanrz; ama retim dzenimizde Bat'nn klasik deer yarglar ar bastndan, Sokrates'in, Aristotales'in, Eflatun'un (Platon) byklne inanrz. Cevat akir bunlar Atina uygarln simgeleyen kiiler olarak vurguluyor; Anadolu'yu ayryor. lk bakta koskoca Aristo'yu azmsamak insana aykr geliyor. Ne var ki bu "bilgi"yi azmsayan yalnz Balk m? Bertrand Russell "Bilimden Beklediklerimiz" adl kitabnda Aristo'ya (ya da Aristoteles'e) ilikin olarak unlar sylyor:

"-Modern zamanlarn teki yenilikileri gibi Darwin de Aristoteles'in otoritesi ile savama girmek zorunda kalmtr. Aristoteles'in insanla musallat pskll belalardan biri olduunu sylemek gerek. Bugn niversitelerin ounda mantk retimi hezeyanla (samalkla) doludur; bundan sorumlu olan da Aristoteles'tir." Gerekten Atina uygarlnda gelien "biimsel mantk" ou kt kafalnn 20'inci yzylda bile beynini kalpl fese evirir; dinamik mantn kurallarn renmek iin bu kalb krmakta glkle ekilir. --Ege'nin iki yakasnda iki dnce nasl olumu? Bir yanda bilgelik, bir yanda bilimsellik nasl ar basm? Kukusuz bilgelii azmsamak da yanlgdr. Bilimselliin kurallarn yadsmadan saduyu ve sezgilerle gereklere yaklama yntemi tarih boyunca byk deerler yaratmtr. Ortaa banazlnn ykl ve Uyan a'nn balamas, Bat'da her tr zgrle kaplarn almas demektir. Bu kaplar alrken Montaigne, Rabelais gibi bilge yazarlar yetiti. Ne rastlantdr ki (belki rastlant deil) bu yazarlar Trke'ye aktaran Sabahattin Eybolu da bilimsellii benimsemekle birlikte, bilge sezgileriyle "doru"lar yakalar, gereklere yaklard. Ege uygarlklarna dnk baknda Eybolu'nun Halikarnas Balks gibi dndn biliyoruz. Cevat akir'in, Eybolu'nun ve arkadalarnn Anadolu topranda boy atm uygarlklar Ege'nin kar yakasndan ayrmalar ve zelliklerini aramalar bir balangtr. Her eyin kkenini eski Yunan'a balayan klasik Bat dncesinin nyarglarna kar Trkiye'de bilimsel bir kar-tutuma gereksinme var. Bu kar-tutum ise salt bilgelikle yrmez; yeni kuaklar bilimsel yntemlerle iin dorusunu erisini ortaya koyacak alma ve abalara girimelidirler. ::::::::::::::::: ROBOTLAR AI retim srecinin belirli aamalarnda ii yerine robot kullanlmas an yayoruz. Kimi aydnn kafasnda bu yeni oluum kargaa ve kuku yaratmaktadr. yle ya, bir yeni dnya dnn ki artk iiye gereksinme kalmayacaktr; bir fabrika dleyin ki iinde canl yaratk almyor; traktr,

otomobili, kamyonu reten robotlardr. Bu fabrikada artk patron-ii ilikisi yok; ne topluszleme ne grev sz konusudur; cret kavgalar tarihin yapraklar arasnda solmutur... Peki, bu durumda emek - sermaye elikisi ne olacak? Bu eliki stne oturtulan kuramlar almayacak m? Smr edebiyat gemiin kitapln sslemeyecek mi? --Sanayilememi bir toplumda ve milyonlarca isizin ortalkta dolat bir lkede bu gibi konularn tartlmas belki aykr grnebilir; ama deildir. letiim ann younlamas btn dnyay i ie yaamaya zorluyor; feodalite, kapitalizm, sosyalizm gstergeleri lkelerde birbirine dolanp sarmallayor. En geri lkelerin ordularnda, bilgisayarl silahlar kullanma hevesleri boy atarken, amz btnyle kapsayan bir yaklamla gelecei dnmek kanlmaz oluyor. Peki, gelecek nasl olacak? Biimsel mantn dlemlerine kendimizi kaptrrsak, gelecei yle tasarlayabiliriz: Fabrikalarda milyonlarca robot alyor; fabrika sahiplerinin hibir derdi kalmam; retimi hzlandrp yavalatmak birer dmeye basmakla olasdr. Ama bu arada halk ynlar ne yapyor? Sokaklar dolduran insanlar nasl yaayacak? Fabrikalarda sermaye sahibinin emirlerine gre alan robotlarn rettikleri mallar kimlere satlacak? Robotlar dnyasnda isizlikten komaya giren halk ynlar bu geliimi sessiz ve boynu eik izleyecekler mi? Ya da robotlarn alt dnyadan paylarn isteyecekler mi? Ya bu ynlar fabrikalara ortak olmak eilimine kendilerini kaptrrlarsa? Robotlar da fabrikalardaki makinelerin birer paras veya uzants deil midir? Daha dorusu robotlar da birer makineden baka nedir? --Sanayide yeni gelimeler, emek - sermaye ilikisinin zne dein bir deiimi gndeme getirmiyor; ama toplumsal sorunlarn yeni aamalarn hayata yanstyor. Nitekim robot ana girmi bulunan Japonya'da

sendikaclar ii-iveren ilikilerini robotlu retim dnyasnn gereklerine gre deerlendirmeye brakmlardr. 1580'de Danzig'de alt para kuma birden dokuyan makineyi icat eden kii, belediye bakannn emriyle bodurulmu. nk bu makinenin bir sr iiyi ve sonuta aileyi isiz brakacandan korkulmu; yeni buluun kullanlmasna 1765'te resmi izin karlabilmi. 1580 ile 1765 arasnda yaklak 200 yl var. Bask makineleri de Trkiye'ye yuvarlak hesap 250 yl sonra girebilmitir. Bilim ve teknolojide her yeni admn zorla ve gecikerek yrrle girmesi, kurulu dzeni korumaya alan tutucular direnie itmesi doaldr. Robotlarn endstri retimine girmesi de korkulara, kukulara, yanlglara yol aacaktr. Ama yasa deimeyecektir. --Yasa nedir? Gemiten gelecee doru insanlk deiimine baktmzda toplumsal ilikilerin, "daha az smrye ve daha ok zgrle" doru dntn gryoruz; bilim ve teknolojinin ilerlemesi bu yasann hzlanmasn pompalamtr. Gelecein dnyasnda robotlaryla birlikte fildii kulesinde yalnzlaan patronlar grmek aptallktr. Patronlar da robotlar da retim ilikilerinin yasalarna baldrlar ve o yasalardan bamszlamalar olanakszdr. ::::::::::::::::: SZ Y GRYORUM Yalanmaya balayan dostlar birbirleriyle karlanca destek atna giriirler: - Seni iyi grdm. - Ben de seni. Gen iken kimse kimseye "seni iyi grdm" demez. Azrail'in yaam yollarna dedii maynlar arasnda dolamaya balayan kuaklar arasnda byle szler geerlidir. Bakarsn ki adamn gzlerinin feri kam,

beti benzi umu, gbei bo buday uval gibi sarkyor, gs hrldyor, ayakta zor duruyor. Ne diyeceksin? - Seni iyi grdm. - Ben de seni. --Bu numara yalnz kiiler arasnda geerli olmakla kalmyor ki, yaamn neresine baksanz benzeri oyun sryor. Ekonomik gidiat inceleyen holding profesr ne diyecek? Eski alarda kt haber getiren habercinin kafasn uururlarm. Bu kuraln kaltmlar sryor. - Durum nasl? - ok iyi. Kt desen kimsenin houna gitmez; bu kez sen kt olup karsn. Neme lazm... unu bunu fkelendireceine, huyuna suyuna gidersin, yuvarlak laflar sylersin, en budalaca yaklam da bellidir: - Efendim, Franszlarn bir zdeyii vardr; ktmser, yarsna kadar dolu arap bardana bakp "bu bardak yarsna kadar bo" diye tutturan adamdr. Bizim durumumuz iyidir, hatta ok iyidir; 24 Ocak kararlaryla dze kyoruz. Ekonomide bu yntemin yararlar sonsuzdur; holding profesrleri byle yapyorlar; paralar da cebe atyorlar. lke darboazdan gemiyor mu? Geiyor. Ama kimi gazeteler ve dergileri ayorum; bir evre var ki trlatm gibi... Grgszlk, bayalk, sululuk, savurganlk, marklk gazetelerin, dergilerin sosyete kelerinden fkryor. Kerterizini yitirmi, pusulasn arm, yelkenleri datm sarho gemiciler gibi fotoraflara yalpa vuran etkin bir toplum kesiminin varln nasl

yorumlayacaz? - ok iyi yaptnz hanmefendi... - Efkar dattnz beyefendi... - Her ey yolundadr aam... --Bizim toplumun sosyete basnna yansyan, fslt gazetesini dolduran, halk ynlarna sergilenen bir evresi var ki yaamlarnn yannda ne Dallas dizisi para eder ne de Flamingo Yolu.. Bunlar baya TV dizileridir; ama birer gstergedirler. nsan olann amzda nasl yaayaca, elenecei, iecei, efkar dataca, yaamn tadn karaca artk belli deil midir? Ruhunun karanlk koridorlarndan bir trl kamayan aknlarn baya yaantlar hayat m? --Bu evreler bizi nasl gryor, bilemem; ama aka syleyeyim: - Ben sizleri iyi gryorum. ::::::::::::::::: SORU LE YANlT BR BTNDR ocuk konumasn renirken bkmadan, usanmadan soru sormay srdrd: - Bu ne? - Cici... - Bu? - Teyze... - u? - Aa... evresini tanmak iin sorar ocuk; yava yava dnyay alglamaktadr. Boy atp serpilince, okula gidip abece'yi sknce ocuun sorular deiir:

- Metre ne demek? - Belediyenin anlam nedir? - Cumhuriyet neye denir? ocuun sorular ocukluunun rndr; doal karlanr; yetimesi, renmesi, eitilmesi iin sorular yantlanr; ocuun adamlamas, sorularla yantlarda btnleen bilgi ve bilin oluumuyla gerekleir. Ne var ki soru - yant ikilisi ocuklua ilikin bir srete balayp bitmez. nsanolu btn yaam boyunca sorar ve yantlar; ya da sormaya ve yantlamaya alr. Bu diyalektik sre tkenmez; kuaktan kuaa zincirleme srer gider. nsanln birikimleri sonsuzlua uzanr. Sorular yantlandka, yantlarn yarataca yeni sorularn sreci balar. Uygarlk byle kurulmutur; byle srmektedir. Her soru gerekte yant gibidir. Diyelim ki bir toplantda konuuluyor. Voltaire'in ad geti. Orada bulunanlardan birisi sordu: - Voltaire de kim? evredekiler az buuk okumu yazmlarsa, sorgucuyu ayplarlar. nk biraz mrekkep yalam herkesin Voltaire'i tanmas gerekir. yleyse Voltaire'i soran, karsndakileri sorguya ekmek yerine kendisini ele vermitir. Ortaa engizisyon mahkemesi Galile'ye sormutu: -Syle bakalm Galile; evrenin merkezi dnya mdr, yoksa bir baka yldz m? Gne mi dnyann evresinde dnyor, yoksa dnya m gnein evresinde deviniyor? Sorunun ierii, sorgucunun niteliini hem tarihe yazd hem yobazln siciline... --Soru vardr, soran bytr; soru vardr, soran yalnz kltmez, alaltr. Be yanda ocuk bahedeki bir iee yumuk ellerini uzatarak sorabilir:

- Bu ne? - iek, gl... Sorunun niteliiyle ocuun ya, bilgisi ve safl arasndaki uyum gzeldir. Ama kazk kadar herifin her sorusuna benzer hogr gsterilebilir mi? Byle durumlarda kocaman adamlarn olmadk sorular, ya gelimemilik kantdr ya kurnazlk yntemidir ya da eskilerin "tecahl- arifane" dedikleri soydandr. Ne olursa olsun, sorularn nitelii, sorann kimlik belgesini oluturur. Soru sora sora koca adamlarn ufaldklar, kldkleri, bilgisizliin karanlna gmldkleri ve yok olduklar ok grlmtr. --Sorunun karsnda yant var. Yant var, yantlayan kltr; yant var, yantlayan bytr, devletirir. Kimi zaman soru bir yant ierir. Soruyla yant ve yantlamayla sorgulama arasndaki btnlemede yle bir gerek ortaya kar ki kimin sorduunu kimin yantladn bilemezsiniz; kim kime ne soruyor, neden soruyor ve neden sorduka klyor diye dnrsnz. ::::::::::::::::: EVK ERENCAN'I YREiMiZE GMDK... Mahpushanenin yedi adm boyunda, yedi adm eninde beton avlusuna iki kap alyordu. Kapnn birisinden Sabahattin Usta kyordu; tekinden evki Usta... Biri fikir iisiydi, teki kol iisi, Sabahattin (Eybolu) evki'ye (Erencan) saygyla davranr, adyla armaz, ksaca: - Usta... diye seslenirdi. evki Erencan, gr bykl, kara kal, yaz tenli, plak bal, dosdoru, dimdik, gllgsz, akyrekliydi; can arkadamd benim, dostumdu. Sabahattin Eybolu'nun evki'ye kar duyarl saygsnn z, binlerce yln deneyiminden dnle emein kaynamasndan oluan bilinti. evki Erencan'a baktmzda insanla ocuk, aala yaprak, arapla ttn, bulutla gk, gnele glge bants birbirini

artrr; kardelik duygusunun duyarl emekinin gzlerinde okunurdu. evki Usta'ya merhaba demek, sanki insanla merhaba demekti. Sabahattin Eybolu durup dururken, nedenli nedensiz bana evki Erencan' ka kez gstermitir: -Bak ite Usta!.. Kimbilir, belki de Sabahattin, dn'e dayanan bilgelikle alnterine dayanan bilgeliin bir btn olduunu evki'nin kimliinde vurgulamak istiyordu. Ve yedi adm boyunda, yedi adm eninde beton avluda iki bilge her sabah merhabalayorlard. --Sabahattin Eybolu'nu yllarca nce yitirdik. evki Erencan' 8 Aralk 1982 aramba gn Yarmca'dan aldk. Ttniftlik srtlarnda gsterisiz bir mezarla gmdk. Kendisini yllardan beri arayp soramamtm. Dostlarla kararlatrmtk; bu pazar grmeye gidecektik; lm haberi geldi. Yaknlarnn anlattna gre bu yl 1 Mays'ta hastalanm; kendisini toparlayamam; 1 Mays'tan sonra da bir daha ie gidememi. Erimi mum gibi... Bizler evki'nin yaknlar ve dostlar bir ukurun banda toplandk. Her ey bildiiniz gibi oldu. Cenaze protokoln bozan yalnz kk ocuklard. ocuklar da gelmilerdi trene; ve daha lmn ne olduunu alglamayan kk insancklar kouup ryorlar, anneleri, ablalar sesleniyorlard: - Sus yavrum... evki'nin tabutu ukura indirildi. Kazmalar krekler almaya balad. Dostlar nce ukura krediler topra, sonra kalann ste ydlar; emeki arkadalar mezarn ba yanna bir tutam iek koydular. Krekler kazmalar alrken dnyordum; benim bildiim evki imdi dikiliverir: - Durun ulan! der, zahmet etmeyin, verin u krei bakaym bana... Avularna tkrp balar almaya, kendi mezarn

kendisi kreyip doldurur. --Yaknlar dediler ki: -ldkten sonra bedeninin tp fakltesine verilmesini dnyordu; ailenin yallar zlmesin diye vazgeti. --evki Erencan' 1982 aralk aynn souk, ama gneli ve gzel bir gnnde yreimize gmdk. Ttniftlik'ten stanbul'a dnerken dnyormm: Kim tanr Trkiye'de evki Usta'y? Tm mrnce alnterinin damlalarn yaamnn acl tespihine dizerek ekmi bu emekiyi gerekte herkesin tanmas gerekir. nsan deeri, nle ya da protokolle llmez; evki Erencan' Trkiye'nin alnteri tarihinde anacaz. ::::::::::::::::: OCUKLA YELKOVAN ocukluumda yaadm kentin byk meydan saatini izlemeye baylrdm. Bu eski saat kulesinin kadranndaki yelkovan, dakika sonunda birdenbire atar; daha baka deyile 59 saniye durup son saniyede devinirdi . Durup beklerdim. Devinimsiz gibi duran koca saatin gerekte duraan olmadn gzlerimle grmek mi isterdim? Yoksa yelkovann atlarndan zamann nasl attn saptamaya m alrdm? Gizemli bir kavramd zaman; tanm gt. Zamanla insan arasndaki ilikilerden bir ey anlalmyordu. evremdeki byklerden eitli szler duyuyordum; skntl olduklarnda ofluyorlar, pufluyorlar, patlyorlard: - Offf, zaman bir trl gemiyor... Keyifli saatlerinde zaman unutuyorlar; sonra birdenbire telalanyorlard: - Ayy zaman ne abuk gemi!.. Saat kulesindeki kocaman yelkovan hep eit aralklarla atyordu; ama kocaman adamlar zamann bazen

abuk aktn, bazen durduunu sylyorlard. Hangisi doruyu vurguluyordu? Kentin kocaman saat kulesindeki akreple yelkovan m? Yoksa evremdeki bykler mi? --Zaman saatlere ve insanlara gre deiiyor muydu? Eski kulenin yelkovan dile gelseydi, belki kendisini savunurdu; ama yelkovan sessizdi; akrep konuamazd. Akrep zaten yelkovandan ayryd; arbalyd; yerinden kmldadn gremiyordum. Yelkovan bazen yakalamak olasyd; bazen de sabrm tkeniyor, evremdeki bir baka olayla ilgileniyordum; ve gzlerimi kaydrdmda yelkovann yerini deitirmi olduunu grnce bozuluyordum. Eski saat kulesinin ilemeli kadrannda yelkovan izlemek; zamanla aramda bir oyundu. Yakalamak istiyordum zaman. --Aradan uzun yllar geti. Bilmem ki ocukluumda bir sre yaadm kentin eski saat kulesindeki akreple yelkovan zaman emberinde bostan kuyusunun beygiri gibi yine dneniyorlar m? Yoksa eskiyip ie yaramaz m oldular? Kuyunun suyu bitti mi? Gzleri bal at ld m? Bostan parselleyip sattlar m? Sebzelerin yetitii ve taze toprak kokusunun ykseldii yerlere beton apartmanlar m dikildi? Hangi ehre ve lkeye gitsem, ocukluumun bir kesitini yaadm o eski kentteki saatin altn hep dnmmdr. Zaman duygusunu o eski saatin kocaman yelkovan bilincime yazm. Oysa zaman yakalamaya alan ocukluk enayiliinin bir mr boyu srdn sonradan anladm. - Ge kalyorum... - Vakit kalmad... - Zamanm yok... Niin? Neye yetimek iin? Sen durduka duran, sen yrdke yryen, sen kotuka koan; hem senin dnda hem senin iinde yaayan zamana kar aresiz deil misin?

--O ocukluk kentinin eski saat kulesindeki akreple yelkovan aradan geen yllar boyunca hep altlarsa, kendi pabularn dama atmak iin rpndlar demektir. Zaman, akrebi ve yelkovan da sildi. Artk akreple yelkovan yok; saatlerin kadrannda krmz kl saylar birbiri ardna yanp snerek zaman bildiriyorlar; dakikalar aarak saniyeleri de vurguluyorlar. Geenlerde byle bir saatin karsnda dndm: Dakikann nasl getiini anlamak iin beklemeye gerek yoktu; saniyelerin nasl aktn krmz saylar sinir bozucu, korkutucu, rktc alarm iaretleri gibi veriyorlard. Zaman yakalamak iin eski saat kulesinin karsnda dikilip duran ocuk meer bouna beklemi. Eskiden kprdamayan yelkovanlar, imdi krmz alarm iaretleri gibi yanp snen saniyelere dntler; byyp yalanan ocuu kovalyorlar. ::::::::::::::::: SIRASI MI? Dostum terzi Rfk, her zaman tam daktilomun bana oturup yazya balayacam dakika telefon eder. Yine yle oldu. - Naslsn? - yiyim. - Filanca'nn yazsn bugn okudun mu? - Okudum. - Ne dersin? - Samalam... - Bir ey yazacak msn? - Bover yahu; adam bunad artk; zrvalyor, yant vermeye deer mi? Telefonu kapadktan sonra dndm. Ke yazarl; yergi, eletiri, vurgulama iin birebirdir.

Kiilerle uramaktan holanmam; ama kimi zaman da bir kiinin kiiliini yermek ya da knamak gerekiyor. Ne var ki eletirilecek ya da yerilecek kii (szgelimi) devletin bir koltuunda oturmaktadr; yasalarla donanm, zrhlanm, kalemini biraz oynattn m... - Buyur mahkemeye! - Neden? - Ceza Kanunu madde 159... - Ne ilgisi var? - Bal gibi var. Gemiteki otuz yl bu yzden mahkemelere tanmakla geti. Sonunda beraat etsen de ile ekiyorsun. Zaten iktidar koltuklarnda oturanlar da ellerindeki yetkileri Damokles'in klc gibi yazarn bann stnde sallandryorlar. - En iyisi bu kiiler iktidar koltuundan dtler mi canlarna okumak deil mi? --Ama bu kez de bir baka kayg balyor: - Yahu, dm adama vurulur mu? Vurulmaz. Gerekten hazret iktidar koltuundan eekten dm karpuz gibi yuvarlanmtr. Nesini yazacaksn? Elinde yetki varken her tr ktl, eytanl, rezillii yapan mel'un, artk zavalllamtr. Kprlerin altndan ok su gemi, bu kez iktidar koltuklarna baka birileri oturmutur. Denlerle uramak kabadayla sar m? Peki ne yapmal? Bu herifin ne mel'un bir kii olduunu ne zaman, nasl anlatmal derken adam lverir. --Cenaze trenleri, iekleri, elenkleri, namazlar, niyazlar, ilanlar, yazlar...

Hoca sorar: - Merhumu nasl bilirsiniz? - yi biliriz. Sorarsn kendi kendine yitip gitmi olan dnerek: - Ulan, bu ne yalan dolan? Oturup u adamn ne mal olduunu yazsam m? - Aman sakn ha!... - Neden?.. ller hayrla anlr dinimizde... --Kimisi ihtiyarlar; bir aya ukurdadr, vurmak ayp saylr; kimisi koltuktan dmtr, boynu bklmtr, vurmak ayp saylr; kimisi lr, krdr ama badem gzl olur, vurmak ayp saylr. Peki, biz bu adamlarn ne mal olduklarn kamuoyuna ne zaman aklayacaz? ::::::::::::::::: TANRIA PAZARLAMASI... Bir zamanlarn "seks tanras" Brigitte Bardot, gnn doldurunca beyazperdeden ayrlm; Fransa'nn Akdeniz kylarnda yksek duvarlarla evrili villasnda yaamaya balamt. Ne var ki sinema tanralarnn yakasn gazeteciler mr billah brakmazlar. Bulvar basnnn foto "muhabirleri kadncazn grkemli konutunun evresinde pusu kurmular, eski yldz tuzaa drmeye almlard. Bardot'nun rlplak gnelenirken resimlerini de yaymladlar: - Brigitte Bardot'nun gsleri sarkt, yz burutu; ne oldum dememeli, ne olacam demeli... Sradan insan iin doal bir ey, sinemann yaratt tanralarda yadrganr. Yalanmak istemeyen seks tanras iin bir yol vardr: Kendi kendini ldrmek. Zavall Marilyn Monroe yle yapt. Ve hep gen kald.

--Brigitte Bardot 47 yana girmi ve gazetecilere bir deme vererek demi ki: "-imdiye dek kez evlendim. Bu da bana byk bir ders oldu. nk erkekler beni hep yanl tand; hepsi beni bir tanra gibi grd." Gerek sinemada; sanat eitli rollere kar, trl klklara girer, her senaryoda bir baka kiiyi oynar. Kapitalist dnyann "Holivut pazarlamas"nda ise bir kiinin mr boyu hep ayn kimlikte oynatlmas kimi zaman byk i yapar. Marilyn Monroe bu tr pazarlamaya gzel bir rnektir; Brigitte Bardot ikinci byk rnektir. zleyicinin gznde ve ruhunda bir mitos gelitirilir ve yaam bu mitosun elikili ikileminde srmeye balar. Brigitte Bardot dendiinde akla ne gelir? Her dakikas cinsellie dnk, her saati erkek-kadn ilikisiyle dolu bir kadn... Acaba Bardot yle midir? Sanat gcnden yoksun olan kimi oyuncular, patronlarn elinde bir pazarlama arac gibi piyasaya srlyorlar. Yllar sren propaganda yatrmyla oluturulan mitosun kahraman milyonlarn sevgilisidir. Peki, "seks tanras" ya normal bir kadnsa? Beyaz perdedeki kimliiyle gerekteki kimlii birbirine denk dmeyen kadncaz, ifte kimlik arasnda kalacaktr. Hangisidir hayatn gerei? Yalnz stdyodaki ekimde deil, toplumsal yaamn her kesitinde mitosuna uygun davranlara zorlanmak ne demektir? Sradan insana tanra gerekiyorsa ve tanrann pazarlamas iin byk sermaye yatrmlarna gerek varsa; yaratlan kii tanra deil bir kukladr. --20'inci yzylda tanr ya da tanralarn pazarlanmas gittike daha yaygn bir nitelik kazanyor. Rudolf Valentino'dan balayarak erkek pazarlamas da sz konusudur. amzda iletiimin younlamas ileri kolaylatryor. Beyaz perde alanndan politikaya dek her yanda perde ardndaki glerin kuklalar milyonlarn karsna zel kimlikle karlyor. Kadn olsun, erkek olsun ifte kimlikli bir dizi aktr, politikac, lider

ortalkta cirit atyor. --Zavall Brigitte Bardot'nun akl 47 yanda m bana gelecekti: "-Erkekler beni hep yanl tand..." Ge kalm saylmaz Bardot; ifte kimliinden syrlp kendisi gibi olmak iin Doulu airin sylediini bellesin: "Ya olduun gibi grn... Ya grndn gibi ol..." ::::::::::::::::: DUYARLI... DUYGULU... Duygulu insan vardr... Duygulu makine yoktur. Ama duyarl makineden, hayvandan, insandan sz alabilir. Uzak ufuklar tararken bilmem ka kilometrelik alan iinde bir minik serenin kanat rpn saptayan dev radar ne kadar duyarldr!.. nsan bedenindeki klcal damarlarn iini bile grebilen aygtn duyarl ne byktr! nsan kulann duyamad ses titreimlerini saptayan duyarl makinelerin retildii bir dnyada yayoruz. Elektronik a duyarl makineler aamasdr. Sibernetik; makineleri neredeyse canlnn duyarlk dzeyine eritirecektir. Ormann derinliklerindeki alnn dibinde kukuyla bekleyen tavan taa uzaklardan sezebilen av kpeinin duyarl insanca deil, hayvancadr. Gecenin karanlnda yryen srtlann duyarl hibir insanda bulunamaz. --nsanca duyarlk ayr ey. yle bir ey ki insanca duyarlk duygulu bir insanda olmayabilir. ---

Byk tarihsel savalarda yzbinlerce kiinin lm kalm yazgsn biimlendiren komutanlardan ounun zel yaamlarnda duygulu olduklar saptanmtr. Ne var ki bir asker, emriyle lme atlaca bakomutann duygulu deil, duyarl kii olmas iin dua etmelidir. nk "byk komutan" dmann ne yapmak istediini yalnz aklyla deil, sezgilerinin radarlaryla da kavrayabilendir. Akln snrn aan alanlarda duygulu olmak ou zaman ie yaramaz; duyarllk geerlidir. --Meyhanenin kesindeki masada rak iesinin dibini bulan sarho... Sigara dumannda yanklanan arabesk mzik sarhoun iini czlatr. Duygularnn alacal kuyusunda dervi gibi dner de dner sarho; yle bir sarmaldr ki bu, ier duygulanrsn, duygulanr iersin. Ama duyarl msn? Sarho, cu zaman karsndakini bezdirir; nk o sra kimseyle iletiim kuramaz. Alkol kubbelerinde n n ten sesini gzel sanr. Duyguludur da karndakinin duygularn lecek kadar duyarl deildir. --Yeilam'n sulu ve kanl melodramlarn izledike duygulanp hngr hngr alayan kii de duyguludur. Salya smk mendiline sarldka kaba senaryolarn trajik kllerini yalayp yutar. Ne var ki Yeilam duygululuuna kendini kaptrm ynlarn duyarlklar ne ldedir? Duygululuk bir erdem. Ama duyarsz duygululuk erdem midir? --Duygulu insan ou kez kendine dnktr. Duyarl karsndakine... "Bencilik"ten ve "bencillik"ten uzaklamak iin duyarllkla duygululuu btnletirmek gerekiyor. nsanlar

aras sevgi, iletiim sorunudar. Sevip duygulanmak gzeldir; ama kendine dnk duygululuk, sevginin kanlmaz gerei olan iletiimden kiiyi yoksun brakr. Ne makinenin duyarl ne bencilliin duygululuu. nsanca sevginin insanlar arasnda gereklemesi iin duyarl duygulara gerek var. ::::::::::::::::: YAAR KEMAL'N CANINA OKUYACAIM Yaar Kemal'e Mondial del Duca dl Paris'te trenle verildi. Hrriyet gazetesi, olay sekiz stun manetten gstermek gibi gzel bir i yapt. Televizyonumuz (ne alas ey!..) haberi kamuoyuna duyurdu. Yaar Kemal'i dllendiren jrinin te ikisi Fransz Akademisi yelerinden oluuyor. Fransz Akademisi, tutucu (muhafazakar) bir kurumdur. Del Duca jrisinin yeleri arasnda Maurice Schuman, Edgare Faure gibi politikaclar da vardr. Edgare Faure, General de Gaulle dneminde Pompidou'nun kabinesinde bakanlk yapmtr. Maurice Schuman ise Chaban Delmas hkmetinde Dileri Bakanl'n stlenmitir. Bizim kz altnda buza arayanlarmz unu bilsinler ki Yaar Kemal'e dl verenlerin ounluu Fransz burjuvasnn politika ve kltrn simgeleyen kiilerdir. Byle bir kurulun bizim Yaar'a dl vermesi ne demek? Yaar Kemal'in dl almasna ok sevindim. stelik keyiflendim. Bu Yaar Kemal, Adana'da ortaokulda benimle ayn snfta okuduunu syleyip tekine berikine vnr, durur; imdi ben de Mondial del Duca dln alm gibi iiniyorum. Hem Yaar Kemal kyldr; Trkiye'de ky, kyly, "ky romanlar"n knayp yererek burjuva kltrnn fiyakasn yapmak isteyenler de eksik deildir. Bizim Yaar Kemal'e Fransz burjuvasnn verdii deerin anlam ve nemi de bylece bakalayor. Bizim burjuvamz grgszdr. Sanayi devrimini gerekletiremeyen toplumda

burjuvann grgszl doaldr. Bat burjuvas sanatn ve kltrn retmi; endstri devriminin koullarn yaratm; siyasal demokrasinin temellerini atmtr; Bat imdi ekonomik demokrasiye geiin gebeliini yaamaktadr. Bizde ise parababalarnn besledii kimileri, hem Batllk taslamakta hem de sanatmza, emekimize, iimize, sendikacmza durmadan svmektedir. --Sinemada, iirde, romanda ya da sanatn teki dallarnda Trkiye'de parlayan kiilere kar bizim egemen evrelerimizde dmanln az kpryor; buna karlk Bat'da bizim yerin dibine batrdmz sanatlar gklere karyorlar. Peki, ne yapacaz? Bizim parababalarnn ne yapacaklarn bilemem; ama ben ne yapacam biliyorum. Hele Gceli (Adana'da Yaar Kemal'i byle de arrlar) bir gelsin; bizim gazeteye admn attnda yakalayp koca gvdesini silkeleyeceim: - Ulan, Anadolu'nun tezekli kynden kmsn; deli danalar gibi oradan oraya dolanmsn; arzuhalcilik, su bekilii, kundurac rakl yapmsn; imdi Mitterrand'n zel konuu olup Fransa'ya gidersin; Fransz Akademisi'nin "Saygdeer" yelerinden dl alrsn, stelik Trkiye'de "Sakncal Yazarlar Sendikas"na yesin. Bamza bela msn ulan? Sende hi "memleket, millet sevgisi" yok mu? Niye kylyken kylln bilmedin, yerinde oturmadn? Yoksa Nobel dln de alp tepemize mi kacaksn? Hele gelsin Yaar Kemal, grr gnn... ::::::::::::::::: GECELER VE GNDZLER Yl 1956. Dolmu adnda bir mizah dergisi ynetiyordum. O dnemin btn hzl yazarlar ve karikatrcleri dergide alyorlard. Byle bir derginin siyasal, toplumsal yergiler toplamas doal deil midir? Doaldr.

Ne var ki bu yergilere fkelenen siyasal iktidar kadmz kesti. O yllarda zmit Fabrikas Ankara'nn buyruklarna gre dergilere ve gazetelere kat veriyordu. Bu ilerde yetkili bakan da Emin Kalafat't. Kalkp Ankara'ya gittim; bakanla grmek iin zel kaleme bavurdum. Grme dileim gerekleti, belirli saatte Emin Kalafat'n yanna girdim. Bakan gzlklerinin ardndan beni szyordu. Derdimi anlattm; bize her ay "tahsis edilen" kad kestiklerini syledim. Kalafat: "-Siz" dedi, "Nasl bir politika izliyorsunuz? Muhalif misiniz. muvafk msnz?" ardm: "-Biz" dedim, "tarafszz." Emin Kalafat alayl bir glckle bana bakt, yine sordu: "-Az m tarafszsnz, ok mu tarafszsnz" Alay ediyordu. Anlamaz grndm. "-Biz mizah dergisiyiz, byle bir yayn organnn ilevi eletiridir, yergidir." Konuma bitmiti. --Kat vermediler bizim dergiye, karaborsadan almaya baladk; hem kat pahalya geliyordu hem de yasa dna kyorduk. 1957 seimlerini bir burun farkyla Adnan Menderes kazanmt. Ama nasl? Adnan Bey'in sonradan syledii bir sz seim akamndaki ruhsal durumunu aklar. Menderes demiti ki: "-Allah bir daha bana o geceyi yaatmasn." Adnan Menderes'in yitirecei bir seim deil miydi? Ancak kimi zaman insanolu mantn yitiriyor; iktidar hrs kiinin saduyusunu kr ve sar ediyor.

Seim bitmiti; Dolmu'ta "muhalefetimizi" srdryorduk. Her hafta kapak konusu Adnan Menderes'ti. Ne var ki dergiyi piyasaya karamyorduk. Biz, dergileri datma vermeden polis basmevinden alp gidiyordu. Bir, iki, ... Baktm ki i yrmeyecek; stanbul Basn Savcs Hicabi Din'e bavurdum. O zaman Adliye Sirkeci'deki Byk Postane binasndayd. Savcya dedim ki: "-Eer bu hafta da toplatacaksanz, dergiyi karmayalm." Hicabi Din anlayl bir tutumla beni dinledi; sonra dosta bir yaklamla: "-Bak, lhan Seluk" dedi, "Sen akll bir delikanlya benziyorsun. Seim bitti. Kazanan kazand. Artk bir sre 'Beyefendi'nin karikatrn yaymlamayn." O ses imdi bile kulamda yanklanyor: "-Beyefendi'nin karikatrn yaymlamayn." Hicabi Din'in odasndan ktm. Kapdaki levhaya bir gz attm: Siyah zerine sar yaldzla "stanbul Basn Savcs" diye yazyordu. Kendi kendime dndm: -Neden Hukuk Fakltesi'nde okumutum? --Hicabi Din ile Emin Kalafat ne oldular? Bilmiyorum. "Beyefendi"nin (Adnan Bey'in) bana geleni biliyorum. Adamcaz keke 1957 seimlerini yitirseymi de kurtulsaym. nk "Allah bana bir daha o geceyi yaatmasn" dedii geceden bin beter geceler yaad. ::::::::::::::::: NOBEL EDEBYAT DL Bu yl Nobel Edebiyat dl, Kolombiyal yazar Gabriel Garcia Marquez'e verildi. sve Akademisi aklamasnda yazarn u niteliklerini vurgulam: -Gerek ile gereksty, bir anakarann yaamn ve elikilerini yanstan, zengin bir d dnyasnda

birletiren roman ve yklerinden tr dle hak kazanmtr. Marquez 54 yandaym; yaamnn byk blm srgnde gemi; nce Paris'te, spanya'da, sonra Meksika'da yaam, BBC'nin yorumuna gre yazar, "siyasal konularla yakndan ilgilendii, dikta ynetimlerine kar olduu iin Kolombiya bask ynetiminin kendisini tutuklamasndan ekiniyor"mu. Trk okuru Marquez'i ok iyi tanyor; evirileri elden ele dolayor. --1967 ylnda Guatemalal romanc Miguel Angel Asturias, 1971'de ilili ozan Pablo Neruda, Nobel Edebiyat dl'n almlard. Marquez, dl kazanan nc Gney Amerikal edebiyat oluyor. lgin br rastlant saylabilir mi? Bilemem; sanat da kendi lkelerindeki bask ynetimlerince dlanm kiilerdir. de srgnlerde yaamlardr. Asturias'n "Sayn Bakan" adl yaptnda diktann ac gerekleri yanstlr. Marquez de "Bakan Babamzn Sonbahar"n yazmtr. Gney Amerika'daki askeri bakanlk dzenlerinin rnleridir bunlar. sanat da Yankee'lerin kompradorlarla birlikte yoksul halk nasl smrdklerini anlatmlardr. Gney Amerika'da geerli vahi kapitalizmin maskesini sanatn gizemli elleriyle indirmilerdir. ili, Kolombiya, Guatemala; bakr, kahve, pamuk zerine dayal tek rnl ekonomileriyle tipik birer Gney Amerika toplumudurlar. Buralarda yoksullukla zenginlik elikisi alabildiine vurgulanr ve Amerikan kkenli askeri darbeler birbirini izler. Szn burasnda kiinin aklna yle bir soru gelebilir: Acaba Nobel Edebiyat dl niin Asturias, Neruda, Marquez gibi adamlara veriliyor? Nobel jrisi komnistlerden mi oluuyor? Yoksa iin iinde bir baka bit yenii mi var? Nobel Edebiyat dl'nn kimi zaman Churchill gibi savalyla n yapm bir politikacya verilmesi ou kiiyi artmtr. Yine Nobel Bar dl'nn btn dnyada "nsan Kasab" diye anlan srail Babakan Menahem Begin'e verilmesi tepki yaratmtr. Geri Begin bu dl Camp David anlamasn imzalad iin Enver Sedat'la paylamtr; ama ne olursa olsun seimin doru olduu sylenemez.

Nobel dlleri stne ok eletiri yazs yazlm; kitaplar yaymlanmtr. Btn bunlara karn Nobel dl'n alan kii tm dnyada tannr, bilinir. imdi yeryznde ou kii Kolombiya'y kimin ynettiini bilmez de "Marquez" dediniz mi hemen yantlar: - Haaa, u Nobel'i kazanan yazar deil mi? Yeryznde halklar, uluslar, lkeler byle tannr; sevilir; onurlanr. --Biz Trkiye'den baktmzda Marquez'in Kolombiya'ya, Astruias'n Guatemala'ya, Neruda'nn ili'ye ktlk etmi birer "vatan haini" olduklar aklmzn ucundan gemez; oysa bunlar kendi ynetimlerince sevilmeyen, dlanan, horlanan, ikenceden geirilen insanlardr. Ne yapalm ki yazarn gc, bask ynetimlerinin ad politikalarn ayor. Bat dnyasnn liberal burjuvas da az gelimi lkelerin, tu kaka ettikleri sanatlar barna basp dllendiriyor. ::::::::::::::::: BR EVRMEN OLSAM Padiah 5'inci Mehmet Reat, Merutiyet ilkelerine zenle sayg gstermi bir sultand. Paytak yry, iman gvdesi, sarkk byklar, beyaz sakalyla sevimli ve kalender bir grn vard. ttihat ve Terakki iktidarnn sultan, tm mrnde bir tek gazeteciyle konumu. Saray Bamabeyincisi Ltfi Simavi Bey'in anlattklarna baklrsa "melek gibi bir ihtiyar"m Sultan Reat; evresine kar ok iyi davranrm, kimi zaman "bir padiaha yakmayacak kadar alakgnllym." Yaamnda konutuu tek gazeteci bir ngilizmi. Sultan ile gazeteci arasnda evirmenlii Bamabeyinci Ltfi Simavi Bey yapm. --Konuma srasnda ngiliz gazeteci padiahn dkn durumuna bakarak Ltfi Simavi Bey'e demi ki:

"-Dorusu Hametli Sultan'n bu kadar ihtiyar olduunu bilmiyordum..." Mehmet Reat meraklanm: "-Ne diyor?" evirmen ne desin: "-Sizi umduundan gen bulduunu sylyor efendimiz." Sultan ngilize bakm: "-ok kr bu kefere gibi km deilim." Ltfi Simavi bu kez konumay ilgiyle izleyen ngiliz gazeteciye dnm: "-Sultan sizin kadar gen olmadn, devlet ilerinden yprandn sylyor." --evirmenlik bir sanattr. Kimi yabanc lkelerin niversitelerinde eviri krsleri vardr. Bir dilden bir dile roman, yk, deneme aktarmak kolay m? iirde eviri ise olanaksz saylabilir. Bir dilde sylenen iir bir baka dile evrilince bir baka iir olur. Osmanlcadan Trkeye eviriler de son yllarda oald. Sayn Sadk Deniz'in "Bugnn Diliyle Divan iiri" adnda 480 sayfalk bir yapt var. te oradan setiim Nabi'den bir drtlk: Ayb- fukara eder alal-fevr zuhur Mestur kalr hayli zaman ayb- kibar Pinhan olamaz az ise de, bahye-i kef Puide kalr hezar ak-i destar Sadk Deniz, Nabi'yi yle Trkeletirmi: Yoksulun ayb hemen kar ortaya rtl kalr uzun sre ayb kibarn

Saklanamaz az olsa da pabutaki yrtk Binlerce yrt sakl kalr sarn. --Diplomaside, edebiyatta, alm-satm ilerindeki evirinin dnda bir de gnlk yaamda eviri sanat var. Bu eviri dilden dile deil ayn dilde gereklidir. Szgelii iki kalpl kyafetli dost sokakta karlayor: - Ooooo beyefendi, bu ne gzel tesadf... - Vaay, efendim sayglar... Konuma byle balyor; ama acaba sylenen szler gerek dnceleri yanstyor mu? Kimbilir, belki de bu iki kii iten ie yle dnyorlar: - Ulan namussuz alak, bugn seni grdm; artk ilerim ters gidecek demektir. - Vaaay eek herif nereden ktn karma? Bir evirmen olsa da ayn dilden konumalar gerek anlamlarna dntrse, toplumsal yaam altst olur; insanlar birbirine girer. ::::::::::::::::: LORCAN'IN BALKONU 1939 nisannda spanya Meclisi'nde durum: SACI PARTLER: C.E.A.L. (zerk Sac spanyol) Konfederasyonu ... 86 Renovaciton Espanola ... 11 Gelenekiler ... 8 Katalan Birlik Partisi ... 12 Agraryenler (Tarmclar) ... 13 Bamsz Monaristler ... 2 Milliyetiler ... 1 Sac Bamszlar ... 9

MERKEZ PARTLER Muhafazakar Cumhuriyetiler ... 3 Radikaller ... 6 lericiler ... 6 Portella Valadares Merkez Partisi ... 14 Liberal Demokratlar ... 1 Federalistler ... 1 SOLCU PARTLER: Cumhuriyeti Birlik ... 37 Cumhuriyeti Sol ... 80 Sosyalistler ... 90 Katalan Solu ... 38 Sendikalistler ... 2 Komnistler ... 16 Bamsz Solcular ... 8 Bask Milliyetileri ... 9 --1982 ekiminde spanya Meclisi'nde durum: PSOE (spanyol Sosyalist i Partisi) ... 201 Halk Birlik ... 105 UCD (Demokratik Merkez Birlii) ... 11 CIU (Katalanya Birlik Partisi) ... 12 PNV (Ulusal Bask Partisi) ... 8 PCE (spanya Komnist Partisi) ... 5 UCD-AP (Basklar Koalisyonu) ... 2 CDS (Demokratik ve Sosyal Merkez Birlii ... 2

HB (Baskl, Ayrlk Radikaller) ... 2 Euskadibo Eskerra (Bask Solu) ... 1 ERC (Esquearra Republicana Catalana) ... 1 --Her iki tablo zerinde uzun uzun dnmelidir insan olan kii... 1939'da ( Sava'tan sonra) spanya'nn dkm yleydi: Be yz bin ev yerle bir edilmi, 2 milyon mahkum, 183 kent yklm, 500 bin srgn, 1 milyon l... Ve 40 yllk Franco diktas... 40 yllk faizim. Ne ie yarad? --Federico Garcia Lorca, spanya'nn ve insanln byk airidir. Faistler, Lorca'y (hibir siyasal eyleme girmemesine karn) 1936'da kuruna dizdiler. Lorca'nn "Hoakaln" adl iirini A. Kadir ile Afar Timuin Trkeye evirdiler: lrsem Ak brakn balkonu. ocuk portakal yer. (Balkonumdan grrm onu.) Orak ekin bier. (Balkonumdan duyarm onu.) lrsem Ak brakn balkonu. Aktr Lorca'nn balkonu; gryor portakal yiyen ocuu, duyuyor ekin bien renberi ve 1982 seimlerinde halkn uultusunu... :::::::::::::::::

VRGLLERN OKLUUNA ALDANMAYIN Herkes yaamnda zledii eyleri grmek ister. Kimisi byyen kzna bakp dua eder: - Mrvvetini grmeden lmeyeyim. "An" ile "sre" arasndaki bantnn krdmnden doan bir yanlgdr bu yaklam... nk anaya babaya ok parlak gelen gm telli, beyaz duvakl dnden sonra kar-kocann derin mutsuzlua yuvarlanmas da olas deil midir? O srada ana ya da baba dnyadan ayrlp evrene karmsa kime ne? Bilinsizlikle yaayan kii ocuun "mrvvetini" grmtr ya; bu ona yeter. Gerekte "bencil" bir yaklamdr "mrvvet" zlemi; "benci" felsefenin mantndan doar. Eski masallarda ya da Holivut filmlerindeki "mutlu son"larla trplenip krletirilmi insan mant, evrenin sonsuz srelerden olutuunu unutur. Gereki ozan ne demi: "Ayrlk yaklayor her gn biraz daha gzelim, dnya elveda, ve merhaba kainat." --nsan ksack yaamnda her eyi gremez; ama bakmak ile grmek, grmek ile anlamak, anlamak ile alglamak arasnda, ayrmlar renebilir. Bu renimle balar mutluluk... "pt beni: -Bunlar kainat gibi gerek dudaklardr" dedi. -Bu tr senin icadn deil, salarndan uan bahardr dedi. "-ster gkyznde seyret, ister gzlerimde: Krler onlar grmese de, yldzlar vardr. "- dedi."

nsan ksack yaamnda ok eyi gremez; ama her eyi anlayp alglayabilir. Fransz Devrimi'ni kim grd? O devrimin iinde yaayan kuaklar m? Sanmyorum. Yaanan an ile sre; doru ile gerek arasndaki izgiyi de ierir. An' yaarken srecin bilincindeysen gerekten yayorsun demektir; gerei bilip de doruyu seersen, tam anlamnda insansn demektir. Bu, mutluluun da tanmdr. --Namk Kemal, ulus iin zledii mutluluu grmeden lrse mezar tana "Vatan mahzun, ben mahzun" diye yazlmasn istemiti. Oysa insanln akyla insann yaam sreci arasnda ayrm vardr. Kimi insan, mutluluu sanda ya da kasaya kilitleyip saklanacak bir ey sanr. Olur mu yle ey? nsan dakika dakika, saat saat, gn gn yaar; mutluluk ya da mutsuzluk saydmz srelerin yelkovan durmadan dner. Zaman bir noktada durdurulabilseydi o noktada mutlu olanlarn tm sonsuzlua dek mutlu ve mutsuz olanlarn tm sonsuzlua dek mutsuz olacaklard. yi ki byle bir noktalama olanakszdr. --Grmek... Ama neyi grmek? Eer insann gr ksack mr srecinin tesindeki ufuklar da kapsyorsa, o insan her eyi gryor demektir. Byle bir gr, insanln ve Trkiye'nin geleceini grmekle e anlamldr ve yaam-tesi bir deer tar. Namk Kemal'in yaklam ise yurtseverlik zlemiyle iine dlm bir yanlgdr. Kimse insann, lkenin, toplumun geleceine nokta koyamaz; bu balamda virgllerin okluuna bakp mutsuzlua kaplmak ise ada insana yakmaz.

::::::::::::::::: ABDLHAK HAMT BEY DEVRMLER DNEBLR MYD? Okul sralarnda Namk Kemal nasl tantlr? Liseyi bitirmi bir yurttaa sorun: - Namk Kemal kimdir? - "Vatan ve hrriyet" airidir. Az ok mrekkep yalam ya da zellikle edebiyata merak sarm yal kuan belleine Namk Kemal'in kimi dizeleri yazlmtr; belki de kaznmtr: Ne mmkn zulm ile bidad ile imha-y hrriyet al idraki kaldr, muktedirsen ademiyetten Ya da: Muini zalimin dnyada erbab- denaettir Kpektir zevk alan sayyad- biinsafa hizmetten Namk Kemal'in iirlerini bize ortaokulda Trke retmenimiz Zlfikar Orta sevdirmiti; ocukluk anlarmzda silinmez izleri vardr Namk Kemal'in; ama aradan ok uzun bir sre gemesine karn bugn bile Namk Kemal'in hayatn yaad toplumsal ortama oturtan doru drst bir inceleme yoktur. Yalnz Namk Kemal'in mi? ou edebiyat adamna ilikin yeterli yapt arasanz tarasanz bulamazsnz. --Namk Kemal yaad dnemde ezilmi, horlanm, dlanm, srlm, hapsedilmi; devlet dman saylmtr. Yalnz iirlerinden tr m? Hayr. Namk Kemal gazetelere yazlar yazm, toplumsal ve siyasal eletiriler yapmtr. Ksaca ve kimi maddelerini zetlersek bu eletiriler u odaklarda toplanr:

1) Yoksul halka yklenen vergiler ardr, vergi yntemleri adaletsizdir. 2) Yabanclara verilen ekonomik ayrcalklar lkenin zararnadr. 3) Yurtta ayrcalkl evreler vardr ve toplumsal adaletsizliin kayna olmaktadrlar. 4) Tanzimat ynetiminin yabanc devletlere uyduluk politikas utan vericidir. 5) Batl egemenler yurt ekonomisini kskaca almlardr. 6) D alm-satm Yunanistan'dan bile aadadr. 7) zgrlkler inenmektedir. Namk Kemal diyor ki: "-Ayetle, hikmetle, icma (byklerin sz birlii) ile, tecrbe ile, ibretle msbettir ki insan iin ne hasl olursa (retilirse) say (emek) ile olur. nsan neye vasl olursa (ularsa) say (emek) ile olur. --Gerekte bugnden dne bakldnda Namk Kemal'in fikirlerinin bir btnlk ve tutarlk iinde olduunu sylemeye olanak yoktur; ama elikili biimde de olsa bir dnen kafa o dneme gre yeni istekler, zlemler dile getirmi; zamann egemenlerini tedirgin etmi; bu tutumunun faturasn da demitir. Ozan diyor ki: Halimizce grmedik biz iltifat Olmadk ikbale asla aina Nezd-i devlette bilinmez kadrimiz. ki yzyllk Batllama srecinde yazarlarla, ozanlarla, sanatlarla devlet ynetiminin btnletii tek dnem Atatrk'n sal zamandr. ylesine ki Atatrk devrimleri kimi yazarn ve ozann dncelerini de amt. Devletin yazarlar ve ozanlar stne basks, geriye deil, ileriye doru itici g oluturuyordu. Devrimleri yadsyan ve iine sindiremeyen yazara, ozana adal retip benimsetiyordu devlet... Mehmet Akif'in, Abdlhak Hamit'in, Yahya Kemal'in yazlarnda deil, dlerinde bile Atatrk devrimlerini gremeyiz. Evet, byle bir sreci de yaad Trkiye...

::::::::::::::::: P Hazreti mer demi ki: "-Eeini nce bala, sonra Tanr'ya emanet et." - Eei balamak iin gerekli olan ne? - p. Ama yalnz hayvanlar balamak iin mi kullanlr ip? Ya insanlar? nsan grnmnde hayvanlar? Uzun kulakllar, kam kuyruklular? Gl grdklerinin karsnda yerlere kapanp diz kenler: - Sayn bym ben, size balym... diyenler. Onlarn ipi yok mu? karlarnn ipleriyle birbirine bal deil midir insanlar? nsancklar? pe un serenler, ipe sapa gelmeyenler, ipini kranlar, ipin ucunu karanlar, ip cambazlar, ipten kazktan kurtulmular, ipsizler... Ve ipiyle vnp duranlar: "pimle kuam Atmla uam..." Yaam ipleyenler; iplemeyenler; ipin ucunu bakasnn eline verenler... --Marilyn Monroe kendi kendisini ldrmeden gn nce bir dostuna demi ki: "-Yaam ne tuhaf? nsan tam ipi gsledii an, bakyor ki yar yeniden balam." lme dek byle srer. Balk an iple rer, tm kumalar iple dokunur, rmcek an iple yapar, ev kadn amarn ipe serer, kuklac kuklalarn iplere balayp oynatr, cambaz ipin stnde kazanr ekmek parasn... Ve szde dostlar; yneticilere t verirler:

- Aman ipleri elinizde tutun. Her insann tutabilecei ve tutamayaca ipler vardr. Doann sonsuzluunda ve toplumun karmaklnda bin, milyon, milyar, trilyon ip var. Hangisini elinde tutacaksn? Geri Hazreti mer: "-Eeini nce bala, sonra Tanr'ya emanet et" demi. Ama alak gnll bir t bu. Bir toplumun iinde her insan bir eek saysan, hepsini bir aaca balayacak kadar ipi nerede bulacaksn? Balanan eek ipini zemez; ama Tanr insana iki el - on parmakla bir akl vermi. nsan ipini zer. nsan ipin ucunu karmamal; ama kendi ipinin ucunu... Bakalarnn iplerini de elinde tutmaya heveslendin mi, ipin ucunu karma tehlikesine dersin. Kiiolunun hrsna son yoktur; sanrsn ki toplumun bireylerini milyonlarca iple kendine balayabilirsin. Ne var ki byle bir d ancak uykuda grlebilir. Bunun iin ne bakasnn ipini elde tutmaya ynelmeli... Ne de bakalarnn ipini ekmeye... Eski bir zdeyi diyor ki: - Aslacaksan ngiliz sicimiyle asl. Oysa toplumun en gzel geleceini, dirliini ve dinginliini dokumak iin ne daraacnn ipine gerek var ne ngiliz sicimine ne Amerikan urganna... ::::::::::::::::: P CAMBAZI GEVEK PTE YRYEMEZ... Eskiden Anadolu'nun yoksul kasabalarna ilkyazla birlikte gezginci cambazlarn akn balard. O dnemlerde ne sinema yaygnd ne de televizyon vard. Gezginci tiyatro kumpanyalar bile byke kasabalar yeler; ky azman ilelere uramazlard.

Cambazlar alak gnllydler; her yerde gsteri yaparlard. Souk k gecelerini pinekleyerek geiren, gnesiz gnleri saya saya bitiremeyen kasaba halk iin cambaz, yeeren doayla birlikte yazn habercisi saylrd. Kasabaya gelen cambaz, kumpanyann reklamn yapmak iin iki insan boyunda tahta ayaklar takar, stne upuzun bir krmz pantolon geirir, eline bir boru alp sokak sokak dolamaya balard. ocuklar cambazn ardnda grltl lklar ve dinmeyen glmeleriyle sevinli bir kalabalk olutururlard. ocukken ben de cambazlar ok severdim. Kimsenin yapamadklarn yapan kiilerdi onlar. pin stnde yrmek olaanst bir i deil miydi? Numaralar yapan cambaza az ak bakar; adrlarn evresinde dolanrdm. Hi unutmam ak sal bir cambazdan duyduum zdeyii: - Cambaz gevek ipte yryemez. Kulama kpe oldu bu sz. Cambazn sermayesi neydi? ki uzun kazkla bir gergin ip, bir de kocaman sopa... p gergin olmalyd. Kazklar derine aklmalyd. Sopa elde bulunacakt. ple kazk, kazkla sopa arasnda ilgin bir bant vard. Kazklar ne denli derine kaklrsa ip o lde gerilebilirdi; ipin gerilimiyle eldeki sopa cambazda bir gvence duygusu yaratyordu. Ama cambaz olaanst numaralarn tek bana yapmyordu. Yardaklar, yardmclar vard. Kimi cambaz kumpanyasnda bir cazbant davulu, bir klarnet bile bulunurdu. Cambaz ip stnde yrrken coku verici mzik, izleyicileri etkilerdi. Herkes cambaza bakarken kimi yankesiciler halkn arasnda dolap para arpmaya alrlar, cambazn yardmclar da para toplamaya karlard. Cambaz, belki on bin kez yapt bir numaray ip stnde yinelerken gerilim yaratmak iin arada srada aaya der gibi tkezlerdi. Herkesin yrei azna gelirdi.

--Aradan yllar geti. Ak sal, ikin pazulu, beyaz atlet fanilal ip cambaznn zdeyiini unutmadm: - Cambaz gevek ipte yryemez. pler, kazklar, sopalar cambazn sabit sermayesiydiler; gerilim iletme sermayesini oluturuyordu. Cambazn numaralar birbirine benzese de tekdze olsa da izleyiciler az ak bakyorlard. Kimi zaman halk arasndan birisi kp olayn pf noktasn aklamaya kalkarsa, yant hazrd: - Aldrma, cambaza bak! Cambaz, ya yksek ipin stnde bir ileri bir geri gidiyordu ya da tahta ayaklarnn stnde ykseliyordu; ama ayaklarn topraa bast zaman senin benim gibi bir kimse oluveriyordu. --Ben cambazlar severim; ocukluumdan bu yana nice cambaz grdm; bilirim ki ne cambaz hep ip stnde kalabilir ne de ip hep gergin durabilir; her cambaz eninde sonunda ayaklarn topraa basacaktr. ::::::::::::::::: GECEYARISI VE AFAK... Be yl nce bir gz mevsimi Ege niversitesi Tp Fakltesi hastanesinde iki ay yatmtm. nsan hastane ya da hapisane kouuna isteiyle girmez; hayatn zorlamasyla der; bir gn nce kaym diye sabrszlanr. Ben de byle duygular iinde yayor, geceleri Bornova'nn klarna bakarak salma kavuabilecek miyim diye dnyordum. eker Bayram da yaklayordu. Yaam srdke, nerede olursanz olun, bayram veya ylba gibi gnler gelir sizi bulur; evrenizde kimler varsa onlarla birlikte sevincinizi paylarsnz. Hastane ya da mapushane gibi yerlere zg takvim yoktur. Btn toplum iin tek bir takvimin yapra her sabah p tenekesine atlr; saatlerin duygusuz tkrts, her insann yrek atlar gibi zamann akn

vurgular. Hastanede iki kiilik bir odada yatyordum; bayram gelmi atmt; arifeden bir gn nce yaknmza bir komu gelmiti. On on drt yalarnda grnecek kadar elimsiz, mavi gzl, saz benizli, saman sal bir kzd komumuz; bbreklerinden hastayd, ar olduu syleniyordu. --Bayram sabah erken uyandm. Hemire geldi, bayramlatk, oday temizleyen grevliyle bayramlatk, koridora knca rastlatmz komularla bayramlarken gzm yeni gelen saman sal kzn odasna kayd. Kap akt. Kasketli ve yal bir kii yatan yannda oturuyordu. imde bir heves uyand; gideyim, hem gemi olsun diyeyim hem bayramlaaym. Daldm ak kapdan ieri: - Merhaba! Yatan yanndaki iskemlede yar bklm oturmu adam dorulup bakt. Ben de ona baktm. Beyaz sakall, kk avurtlu, akr gzl adam sanki bin yandayd. Konumad; ama yzndeki anlam yeterliydi. Bir saniyenin onda birinde akan ruhsal nseziyle yataa baktm. Ve grdm. Saman sal, mavi gzl, saz benizli gmen kz artk yaamyordu. Yzgeri ktm odadan; syleyeceim her szn hibir ey syleyemeyeceini anlamak iin lnn yanbanda oturan adamn yzne ikinci kez bakmak gereksizdi. Bayramn herkes iin bayram olamayacan yeniden renmitim. ---

Ylba da herkes iin ylba deildir ya da herkes iin ayr ylbadr. Biliyorum ki bayram ya da ylba gnlerinde karamsarlktan uzak veya elenceli yazlar yaymlamak Babali'de kuraldr; hem de iyi bir kuraldr. nk insanlarn lmleri, hastalklar, mahpusluklar da doal saylmal; hayatn zmlenebilecek sorunlarn gslemek, aresizliklerini soylu bir davranla sineye ekmek ada insann mant olmaldr. Ama hakszlklarn ve basklarn younlap arlat dnyamzda ortaklaa yaanan anlaml gnleri salt yapay bir neeyle geitirmek zorunda deiliz; nemli gnler nemli sorunlar da anmsatmal. Dn bugne balayan gece yars, eski yldan yeni yla geerken, elimdeki kadehi, dnyann neresinde olursa olsun insanln aydnl iin emek ve ura veren tandm ve tanmadm dostlar onuruna kaldrdm; Trkiyemizin her yanna serpilmi sevgili ve yrekli arkadalarm andm. Biliyordum ki ylba hepimiz iin ayn ylba deildi; deiik koullardaydk. Ama duygularmzn btn uzaklklar aarak ayn anda kesitiini bilmek mutluluunu paylaabilirdik. Geceyars, yeni yla girerken bir sre sonra afan skeceini ve sabah olacan hepimiz biliyorduk, biliyoruz. ::::::::::::::::: GERKEN... - Sen nerelisin? - Bursa'da domuum, ama babam Yanyaldr. - Ya sen? - Kerkk'ten gmz, Elaz'a yerlemiiz. - Sen? - stanbul'a Pritine'den gelmiiz, ben Kadkylym. - Sen? - Antalyalym, ailem Girit'in Kandiyas'ndan ayrlmak zorunda kalm.

- Sen? - Annem Gebzeli, babam Dzceli, bykbabam Dastan'da domu. - Sen? - Badat dtkten sonra bizimkiler Adana'ya tanmlar, ben doma byme Ceyhanlym. - Sen? - Dedemin babasn Osmanl Devleti Cebelilbnan'a grevle yollam, dedem ve babam orada domular, ben zmirliyim. - Sen? - Anam Tatar Trklerinden, babam Bulgaristan gmeni, ben Eskiehirliyim... - Sen? - Bizimkiler kodral olduklarn syler, gzlerimi Edirne'de atm. Osmanl mparatorluu geen yzyl iinde, ykana ykana eken kuma gibi savaa savaa daraldka, serhat kaplarnda yaayan Trkler dayanamayp Anadolu'ya gmler. G mesleimiz deil mi? Tarih kitaplarndaki krmz g yollar kol kol bilincimize kaznm. Sen kalk Orta Asya'dan Anadolu'ya gel, Anadolu'dan kalk Balkanlara, Adalara, Arabistan llerine... Ne serven?... --Ama serven bitmemi ki... - Olun nerede? - Almanya'da... - Neden? - almaya gitti...

- Ka yl oldu? - Sekiz. - Ya senin kz? - Hollanda'da. - Ne yapyor? - Fabrikada ii. - Dnecek mi? - Bilinmez. - Amcaolundan haber? - Selam var. - Nerede? - Belika'da. - yi mi? - Ne de olsa gurbet... - Kk olan? - Kat... - Niin - Siyasi... - Baldz? - Fransa'da. - i? - Konfeksiyon. Dardaki 1.5 milyon gurbeti, Anadolu'da 1.5 milyon ev ve aile demektir. Her mahallemizde bir damn stne gurbet kuu tnemi. ---

G bu kadarla kalyor mu? Bir de i g var. Her byk kentin yarsndan ou gecekondu. stanbul'un, Ankara'nn, zmir'in ve teki byk kentlerin epevre kyden genlerle kuatlmas, geleneimize uygun bir grenek oluturuyor. Kimse tedirgin olmasn, tarihimiz gle balam, hayatmz gle sryor. Evliya elebi dnde Hazreti Muhammed'i grm, aknlktan dili srm "efaat ya Resulallah" diyecei yerde "Seyahat ya Resulallah" demi, tm mrnce ordan oraya dolam durmu. Biz de Evliya elebi'nin torunlar deil miyiz? Evvel ve ahir gmenliimiz ulusal karakterimizdir. Ne var ki gmek var, gmek var... Asya'dan nasya'ya, serhatten Anadolu'ya, Anadolu'dan Avrupa'ya, kyden kente gmek bir ey deil de en kk bir depremde evimiz bamza gmyor mu? te o zaman gmen millet olduumuzu ac ac anlyoruz. ::::::::::::::::: KALK AYAA Sradan hastalk nemli deil; ama ar hastalk hem vurgunu yiyeni hem evresini sarsar. Sevdiin biri yataa dt m dostluk ilikileri gleir; yapaylar. Hastay grmeye gitmeli mi? Doktora sorarsan bilinen yant verecektir: - Alaturkalk etmeyin, hastann dinlenmesi gerekiyor; akaya gelmez bu i... Uygarca, akllca davranp gitmedin mi hasta alnabilir; iyileti mi gnlnde ters duygular olumaya balar: - lyorduk da gelmedin... Diyelim hastay grmeye gittin; kolonya ya da iek alp odann kapsn tklattn; gemi olsun dedikten sonra ne konuacaksn? Gereklerden kaacaksn:

- Domuz gibisin maallah... - Bu kez de lmedin, sana bir ey olmaz; ulan senin Azrail'le anlaman m var? --Hastann durumu da zordur. Eer Aziz Nesin gibi birisine piyango vurursa, yand gitti. nk kuyruu dik tutmak iin elinden ne gelirse yapmaya alacaktr; bu i hastalktan da beterdir. Dost evresi bir yana, toplumun gzleri stndedir; hasta yreinde kopan frtnalar, kukular, sorular, duygular, istenciyle rd kat kabuun ardna saklayarak dnya tiyatrosunun en zor rollerinden birini stlenecektir. - Ho ho... Korkuttum hepinizi deil mi? - Ha yle, kymetimi bilin biraz... - te altm abaladm; herkes gibi en sonunda da ben de hastalanabildim... - Destur! lmedik ulan... Geni evre-mizah yazarndan hasta deinde de mizah bekleyecektir; toplumcu yazardan kabadaylk; ozandan airane bir tutum ve davran. Aziz Nesin'de bu niteliklerin de bulunduundan durumu daha da kt. Hastalanmak bir ey deil, omzundaki bu yk adamn canna okur. --Aziz'i hastanede grmeye gitmedim. Gazetelerde okuduklarma baklrsa, sa yan tutmuyor, ama kuyruu dik tutuyor; hem iir yazyor hem mizah yapyor. Demi ki: - Bundan byle sol elimle yazarm. Yazar m yazar. Aziz kuyruu dik tutmay becerebildiine gre iyileecek demektir. nk yaam, bir mr boyu sren tiyatrodur; insan dnyaya gelir; kiiliini oluturur; sonra bu oluumun yrngesinden ayrlamaz; kiiliinin

gerektirdii tutum ve davrann dna kamaz. Aziz Nesin olduu gibi deil, herkesin olmasn istedii gibi olmak zorundadr; seim olana yoktur; bir baka seenek yaratamayacak kadar toplumsallamtr; zgr deildir artk; hastayken bile Aziz Nesin gibi yaayacaktr. --Be yl nce bir yrek vurgunu yznden Ege Tp Fakltesi Hastanesi'nde yatyordum. yileme srecine girince eksik olmasnlar, gelen gidenler oald. Bir gn yal-bal (stelik ar-bal) eitimciler, retmenler "gemi olsun"a gelmilerdi. Biz "ciddi" konular zerinde konuurken kapdan Aziz Nesin ieri girdi; bard: - Kalk ayaa bakaym!.. Sevincimden mi, verilen emre uymak iin mi neden bilmem, yatan stnde ayaa kalktm. Yal bal eitimciler biraz aknlkla olan bitene bakyorlard, glmeye baladk. imdi zamann bekliyorum -daha o zaman gelmedi- Aziz kendisini biraz daha kalafata eksin, hastaneye varp odasna girerken baracam: - Kalk bakaym!.. Hele kalkmasn, grr gnn... ::::::::::::::::: SZE DE IKABLR!... Milli Piyango'dan bilet alan kiinin "byk ikramiye kazanma ans nedir?" Milyonda bir mi? evremde ou kiinin Milli Piyango bileti aldn izliyorum. Sokakta, arda, pazarda Milli Piyango kasketi giymi satclarn yanndan geerken batan karc bir ses insann bilinaltn gdklyor: - Size de kabilir! --Oysa evremizde Milli Piyango talihlisinden daha ok gnlk yaamn talihsizi var.

Her Tanrnn gn amorti vuran vurana... Gazetelerde neler okuyoruz. Sokakta yryen adamn bana drdnc kattan saks dm... Kaldrmda komusuyla yarenlik eden kadna frenleri patlayan taksi bindirmi... Ev sahibi sinirlenip kiracsn ldresiye dvm... Uykulu srcnn kulland kamyon gecekonduya girip be kiiyi ezmi... Televizyon izlerken birden fenalap hastaneye kaldrlm... Kars iin ileri geri konuan mahalle arkadan bakla dorayp karakola teslim olmu... Aslsz ihbarlarla tutuklandktan yl sonra aklanm... st geitin merdivenlerinde kalp krizi geirmi... nsann bu gibi durumlarda gidecei yer neresidir? lkyardm merkezi mi? Mahalle karakolu mu? Emniyet mdrl m? Tutuklu kouu mu? Mahpushane ranzas m? Hastane yata m? Nbeti mahkeme mi? Yaamn kanlmaz piyangosunda byle bir "ikramiye" -Allah gstermesin- size de kabilir ya da amorti vurabilir. --Otuz yldan beri devlet hizmetinde alan bir yarg arkadamla konuuyordum. Gece gndz demeden alyor, akamlar da evde bo durmuyormu; yzlerce dosya arasnda rpnyormu; ilerin arl salkl karar vermesini engelliyormu; her dosyann ieriinde yant verilmemi sorularn engelleri kafasna takldndan geceleri uyuyamyormu. Tedirgindi: - yi bir adalet mekanizmas kurmayan toplumun mutlu olmas olanaksz. Yarg kadrolar eksikti; yeni kadrolara gereksinme vard: Cezaevlerinde koullar akl almaz biimde bozuktu; yarg dostum aka yaknyordu: - Bir san tutuklamak ya da mahkum etmek gerektiinde cezaevlerinin durumunu dndke bouluyorum; karar vermekten ekiniyorum. Yarg byleyken hekimlerin vicdan hesaplamalarnda daha ar durum tartmas yaplr. Bir doktor gnde ka hastaya doru drst bakabilir? Ara gere yetersizlii, hastanelerde nitelikli personelin eksiklii, yatak azlnn yan sra hekimlerin omuzlarna binen ykn arl altnda ka hastann hayat kaymtr? Allah kimseyi hastaneye drmesin; ama:

- Size de kabilir! --Peki, durum byleyken genel seimlerde (6 Kasm) en ok "Boaz Kprs" tartmas yaplmasna ne dersiniz? "Kpry sattm satacam; yenisini yaptm, yapacam" eitlemesi gnlerce srd; gazetelerin birinci sayfalarn kaplad; televizyon tartmalarna yansd. Adalet, salk, mahkeme, cezaevleri ve hastanelerin durumu hi konuuldu mu? Sanrsnz ki hayat piyangosunda kendisine "hastane ya da mahpushane ikramiyesi"nin vuracan kimse dnmyor; herkes stanbul Boaz'n, kprden gemenin keyfini dlyor. stanbul Boaz'na bir deil be kpr kursan ne yazar? Bir hastane ya da mahpushane yatanda kiinin yatt lkede "kpr tartmas" salkl bir gsterge midir? --nsanolu glyken yalanacan, hastalanabileceini, cezaevine ya da mahkemeye debileceini aklna getirmiyor; bu gibi iler hep bakasnn bana gelecekmi sansna kaplyor. Bir aralk adaleti horlayan, hukuku dlayan ve insan haklarn inemek iin epey aba gsteren eski "nller"in imdi "hukuk, insan haklar ve adaletten" sz atn iittike aklma hep Mili Piyango'nun slogan geliyor: - Size de kabilir!.. ::::::::::::::::: DOAN'I DOA'YA VERDK 5 Kasm 1983 Cumartesi. Bostanc iskelesinde bir motor. Motorun iinde bir tabut. Tabutun iinde Doan Avcolu. Yannda lhami Soysal. Rhtmda ben. aretle soruyorum: ster misin, geleyim mi? lhami elini sallyor: Sen git! Biz geliyoruz. Vapura biniyorum. Gk kuruni. Hava esintisiz. Deniz kmltsz. Gr uzakl grebildiin kadar. Vapur Bykada'ya erken vard. Doan' tayan motor on dakika sonra rhtma yanat. Teknenin banda imam efendi teki dnyann kaptan gibi dikilmi. Doan'n

tabutunu aldlar. skeleden arabalarn durduu meydana kadar omuzlarda tadlar. Bir faytonun n koltuuna yanlamasna uzattlar. lhami'yle Nejat arka koltua oturdular. Tabut handiyse kucaklarnda. Dah dedi arabac atlara. Ada turuna kyorlar sanrsnz. Pelerine dtk. Bykada'nn sokaklarn geiyoruz. Sonbahar drt bir keden ilkbahar gibi fkrm. Mezarln bulunduu tepenin yokuu dik. Faytonlarn bazlar yolda kald. Topluluk soluklana soluklana yokuu kyor. Tepeye vardk. Bulutlar daha da alalm gibi. Bir bulut yere yaklat. Gsmze abanp boazmz tkad. Doan' doaya verdik. Dnerken gk boand. Doan Avcolu ile arkadalmz 1950'lerin ortalarnda balad. Yaklak otuz yl srd. Belleimde bir kitap dolusu an birikiminin arl var. Doan, bir ke yazsna sacak adam deildir. Otuz yl sren dostluumuzun bir ekseni oldu: 1950'lerin Ankaras'nda hep Trkiye'yi konuur, adalama, bamszlama, uygarlama atlmnn nasl gerekleeceini tartrdk. lmn bilinle beklerken bu gndem deimedi. Bir dostum itenlikle yle demiti: - Ben Avcolu'nun yazdklarnn yars kadar rn versem mutlu lrdm. Ama Doan'n gzleri arkada kald. nk yaptklarn ve yazdklarn yeterli grmyordu. almaya doyamayan bir insand. Trkiye'deki uyan hzyla Doan'n yreinin atlar arasndaki ters orant, yaamnn temel gerilimini yaratyordu. Bilincinin son Avcolu'nun beyninde snnceye kadar bu gerilim srmtr. --Doan yeryzndeki atmalarn omurgasn oluturan "daha az smr, daha ok zgrlk" kavgasnn bir insan mrne smayacak srelerini ok iyi bilirdi. Avcolu'nun sabrszl yalnz yurtseverliinin itici gcnden domuyordu. Tarihimizi neredeyse "zmsemi" diyebileceim Doan, toplumsal potansiyellerimizin lkeyi adalk dzeyine ulatracak atlmlar

iin yeterli olduuna inanyor, gecikmelerin byk tehlikeleri gndeme getireceini hesaplyordu. "Ekonomik Sevr" deyimi onun son yazlarndan birinde ortaya atlmtr. Ortadou haritasn yeniden izmeye kararl grnen d glerin ancak "Ekonomik Sevr"le zayf dm bir Trkiye'ye siyasal Sevr'in sayfalarn yeniden amak yolunda bask yapabileceklerini Avcolu ok ncesinden grm; her gecikmenin sorunlarmz zmszle srkleyeceini anlamtr. --Doan 57 yllk yaamna 10 insann hayatn sdrd; gnlerini aylara, aylarn yllara dntrd; dopdolu bir yrekle gzlerini kapad. Bykada'nn doruunda Doan' uurladktan sonra aaya doru yrmeye baladk. Yamur, topran kokusunu buharlatrmt. Gz yapraklarnn rengi iimizdeki hznle uyumlu yanklar oluturuyordu. skeleye vardmzda ilk vapurun kalkna iki buuk saat olduunu rendik. imizden kimileri Doan'n raky sevdiini anmsayarak dediler ki: - Doan'a ielim. Bir bo lokanta bulup girdik, raklar syledik, ilk kadehleri kaldrdk. - Devrimciler lmez; ruhlar birbirine geer, birbirlerinin gzleriyle bakarlar, birbirlerini sevecenlikle anarlar, birbirlerinin yrekleriyle duyarlar. ::::::::::::::::: YUSUF ZYA'DAN Yusuf Ziya Orta, tiril tiril giyinir; takaca kravat, yiyecei yemei, syleyecei sz zenle seerdi. Ta gediine koymaktan holanr; ama tartmadan kanr, gerekesini itenlikle aklard: "-Tartrmay sevmem; nk tartma bittikten sonra da kavga iimde srer." Abdullah Efendi ile Pandeli'nin lokantalar arasnda mekik dokur, kimi zaman Emin Efendi'ye, Konyal'ya urard. Yiyecei yemekleri kuyumcu dkkannda deerli ta seercesine seer; bizim kuaa acrd: "-Siz sandvi nesliniz!"

Trke damann tadyd; doruyu yanstmasa da yergiye baylr, gerei arptsa da nkteyi yeler; bir tmceyle bir kitaplk laf zetlerdi. --Bir ara olduka ar kalp krizi geirdi; uzun sre hastanede yatt. Adnan Menderes'le aras iyiydi. Zamann Babakan, her gn Yusuf Ziya'y aratr, sordurur, bir istei olup olmadn renmek isterdi. Bu ilgi Yusuf Ziya'y etkiledi; smet Paa ile Adnan Bey arasnda karlatrmalar yapar, yine tek tmcede sonucu vurgulard: "-Biri gnl adam, teki akl adam..." Menderes Yassada'da yarglanrken Yusuf Ziya Orta'n tanklna bavurmak istediler; kand, gitmedi; kalbinin zayfln ileri srerek doktor raporu gnderdi. O gnlerde tedirgindi; yeni ynetimle atmak istemiyor, Adnan Bey'i aka sulamaya gnl elvermiyordu. Menderes sonunda asld. Aradan yllar geti; Yusuf Ziya'nn i dnyasn bildiimden bir gn sordum: ok mu zldnz? Hemen yant vermedi; gzlklerinin arkasndan parlayan baklar durgunlat; bir sre sonra yiyecei yemekleri lokantann listesinde saptamasna rahatlad; kullanaca szckleri bulmutu: "-Ne diyorsn lhan!.. Yreimde salland." --Yusuf Ziya yaznn iyisini ktsn hemen anlar; bu konuda hatr gnl dinlemezdi. nl bir yazarn yazsn beenmemiti; ama nedenini bulamyordu; dnd, tand; sonunda gerekesini zetledi: "-Bu yaz gazete yazs olmu, ben dergi karyorum; dergi yazs isterim." Gazete iin alakalem yazlrd; dergi iin zen isterdi. Kendisi de haftalk bayazsn yazarken zorlanrd: "-Yazdm yaz yazabileceim en iyi yazdr, yoksa yaymlamam."

--Adnan Bey'i sever, smet Paa'y sayar, Celal Bayar'dan ekinir, gerisine boverirdi. Yusuf Ziya'nn Akbaba's birini gagalad m bakent kulislerine yansrd. Mizah, nkte, yergi, yk, izgi dnyasnda yaard Yusuf Ziya; ama politikada Menderes'i ne denli gzetse, smet Paa'nn "devlet" olduunun bilincindeydi. ok sevip sk sk yineledii bir zdeyii vard: "-smet Paa'nn arkasnda nn Meydan Muharebesi var, Adnan Bey'in arkasnda Terzi zzet'in ceketi var." --1940'larn sonlarna doru Orhan Veli "Yaprak" adyla tek yapraklk bir edebiyat dergisi karmt Yusuf Ziya'nn eletirisi yine tek tmce idi: "-Zavall Orhan, eline bir yaprak alm, kendini ormanda sanyor." Zaman Orta'n deer yarglarn deitirdi. 1962'de bir iir kitab kard Yusuf Ziya; nszne unu yazd: "- Ben iirin en iddiasz adamym. O byk ie benim gcm yetmez. (...) Eer yarnn byk heykelini yapacaklara biraz kum, biraz ta hazrlayabildimse, bahtiyar olmama yeter." Kitaptan bir drtlk: "Bir gn basacak beni de Gsne bu anne toprak Grecekler ellerimi Bir narla yaprak yaprak..." ::::::::::::::::: NARSKN'N SAZI... Pukin dneminde arlk Rusyas, e zamandaki Bat Avrupa'dan ok gerideydi. Bu sylediim sre 19'uncu yzyln balarnda yaanyor; Pukin; soylu bir aileden gelmesine karn

"liberal" fikirleri daha ilk iirlerinde dile getirdiinden Besarabya'ya srlyor. O yllarn toplumsal yapsnda klelik dzeninin kaltm kmsenmeyecek lde gldr; kilisenin desteiyle srdrlr; soylularn usuz bucaksz topraklarnda alan kyller kle kimliinden tede kiilie kavuamazlar. Pukin'i bu dzene kar kmas iin kimse zorlamamt; ama soylu olmasna karn hangi eytan drtt airi? Bu nl yazar neden dili olmayanlarn dili olmaya alt? Soyluluun rahat bir yerine mi batmt? --"Pukin'in Rusyas"nda soylulardan Nariskin, klelerden oluan bir orkestra kurmu. Her bir kle piyanonun bir tuunu oluturuyor varsayn. nsanlardan meydana gelen bu tuhaf algy koroyla birbirine kartrmamak gereini unutmayalm. nk Nariskin'in saznda her kle bir, yalnz bir notay dile getirir; her biri grevli olduu notann adn tar; bu ad ile arlrm. Zaman getike, adamlarn gerek adlar unutulmu, sokakta grldkleri zaman. - Bakn, denirmi, Nariskin'in fa's geiyor. - te Nariskin'in do'su. - Hey!.. Nariskin'in mi'si, baksana buraya!.. - Nariskin'in re'si naslsn? Nariskin'in kleleri birer nota olmay benimsemiler; bu ilevi yerine getirebilmek iin yetenek ister; ayrca tarlada toprakta beygir ya da kz gibi kullanlmaktan daha iyi bir grev deil mi! Kyllerin hibirinde direnme grlmyor, kendilerine sorulduunda: - Sen kimsin? - Nariskin'in fa'sym. Ya da: - Nariskin'in si'siyim. Bir yaam boyu hep ayn sesi kararak yaayp lmek, kimileri iin alnyazs m?

--Konuya eilirken iki noktay unutmaktan saknmalyz. nk olayn iki yan var. Nariskin'in tuhaf algsndan hep belirli sesler kmas, Pukin'in ve Pukin'lerin ortaya kmasn engellemiyor. Pukin, Fransz Devrimi'nin ve nsan Haklar Bildirisi'nin cokular yaratt bir dnyann aydndr. Nariskin'in insanlardan oluan algs, saz ya da "aleti" hangi sesleri karrsa karsn, Pukin'i etkilemiyor. Tarihi biimlendirecek olan, yeni dncelerin ve akmlarn insandr, airidir, yazardr. Pukin; biliyor ki Nariskin'in do'su, la's, fa's tepki gstermese de doruyu aramak ve sylemek kendisine der. Pukin kendisine deni yapyor. --Olayn ikinci yan nedir? Klelik ille de prangalar, kelepeler,, demir parmaklklar ve ta duvarlarla somutlaan bir kurum deildir. Nitekim, Nariskin'in do'su, re'si, fa's, mi'si ve teki notalarnn ellerinde kelepe ve ayaklarnda buka yoktu; uygarln bugn bile vnd sanat rnlerini seslendiriyorlar, Bach'tan, Vivaldi'den, Couperin'den, Hendel'den paralar sylyorlard; ama yaptklar i benliklerini klelikten kurtarmak iin yeterli deildi. --amzda bu trde ok insan vardr. O insan egemenin buyruunda do-re-mi-fa olmakla i yaptn sanr; ancak bir alettir. nk zgrce dnmekten, dnyay kavramaktan, bamsz eletiriden, bilimsel kukuculuktan yoksundur; kelepe onun kafasna taklm, buka beynine vurulmutur. ::::::::::::::::: LAMARTNE NE DEM? nl Fransz ozan Alphonse de Lamartine 1833'te yazd "Douya Gezi" kitabnda diyor ki: "-Osmanl mparatorluu'nun dalmas durumunda

Avrupa lkelerinden her hiri, kongrelerin kendilerine gsterecekleri, imparatorluun bir ksmn himayeleri altna alacaklardr. Avrupa'nn hakk olarak dnlecek bu egemenlik biimi, genel olarak topran veya kylarn bir blmne sahip karak buralarda ya serbest ehirler yahut Avrupa'ya bal smrge alanlar yahut da ticaret limanlar veya iskeleleri kurmak eklinde belirecektir. Her Avrupal devletin kendi himayesi altna ald blgede uygulayaca politika silahl ve uygarlatrc bir el koyma olacaktr." Eletirmen Sainte-Bauve'n "ruhundan baka hi bir eyi bilmeyen bilgisiz" diye tanmlad Lamartine, diplomat ve politikacyd; ana gre ok ey bildii yazd kitaplardan bellidir; hele Osmanl mparatorluu'nun gelecei konusundaki ngrs byk oranda gereklemitir. Paraladklar imparatorluun blmlerini Avrupa devletleri paylamlar, smrge alanlar oluturmular, serbest blgeler kurmular, szmona, "uygarlatrc" politikay silahla yrrle koymular. Plann en arpc rnei de imdi yeniden blnen Lbnan'dr. Bat emperyalizmi daha nce Osmanl mparatorluu'na uygulad politikay Birinci Dnya Sava'nda siyasal haritalar Londra ve Paris'te izilen yapay devletlerde yinelenmektedir; bu kez Fransa'nn ve ngiltere'nin yerini (dnyann ou blgesinde olduu gibi) dolduran ABD, "bl ve ynet" formln elinden geldiince kullanmaktadr. --nsan ou kez tarih kitaplarn kendisinin dndaki bir dnyann yks gibi okur; tarihin iinde yaadn dnmez. Oysa hepimiz tarihsel devinimin birer parasyz. Burnumuzun dibinde Ortadou haritasnn yeniden izildiini grmyor muyuz? Trkiye haritasn kendilerine gre deitirmek isteyenlerin varl yadsnabilir mi? Okul kitaplarnda Osmanl devletinin nasl paraland aka yazldr; Lamartine'in vurgulad "serbest ehirler"; Avrupa'ya bal smrge alanlar "ticaret limanlar"nn anlamn bilmiyor muyuz? Nasl oluyor da tarihin bize rettiini unutarak Trkiye'de yeniden serbest blgeler, ticaret limanlar oluturmaya alyoruz? Acaba bu unutkanlk neden? Osmanl devletinde enerji gleri, yeralt kaynaklar, demiryollar, bankalar yabanc sermayenin gdmnde deil miydi? Nasl oluyor da bugn "yabanc sermaye ideolojisi" lke iinde bunca yanda bulabiliyor?

Yant kolay: - Trkiye'de kimi evrelerin Tanrs para ve kardr, bunlar tarihin derslerini ulusal bellekten silerek her trl gelimeyi kar motorunun salayacana herkesi inandrmak istiyorlar; para hrs ylesine gzlerini brmtr ki yabanclarla ortaklkta kendi lkelerini de kullanarak amalarna ulamay yelemektedirler. Ne var ki bu para ve kar gdsnn son otuz ylda Trkiye'ye getirdii yerde lklar duyuyoruz. Birileri baryorlar: - Sevr'i hortlatacaz. Ermeni terr perde arkasndaki glerin siyasetine dnyor; Panhelenizm Dou Akdeniz'e sarkyor: Siyonizm Amerika'nn Ortadou politikasnn ad oluyor. Yakndou haritalar yeniden izilirken ve srail Trkiye'yi "gvenlik alan" iinde ilan ederken Siyonizmin parasal gcne Trkiye'nin tm kaynaklarn ve alanlarn amak, tarihten ders almamak demektir. --Trkiye'yi dnrken, Ortadou'daki konumunu unutmak aymazlktr. Dnyann bir baka yerinde geerli gibi grnen yntemlerin bu blgede paylam politikasnn ekonomisi olabileceini anlamayan kii ya aptaldr ya da anladn anlamaz grnmektedir. Politikadan soyutlanm bir ekonomiyi yeryznde arasanz tarasnz bulamazsnz. Lamartine, ekonomist deildi; 1833'te onun grd gerei 1983'te yeniden kcfetmek hepimiz iin ayp olmaz m? ::::::::::::::::: NSAN NEDEN BUNALIYOR? Yaznn balndaki koskoca soruyu u avu ii kadar kede nasl yantlayacam sorunu bir ikinci soru oluturur; ama iim kolay... nk insann neden bunaldn daha nce Jacques Prevert aklam: "On iki lokma ekmee kazanlm

On iki konak iinde On iki adam alyor hncndan On iki banyo teknesi iinde Kt bir telgraf almlar Kt bir memleketten Kt bir haber Yerlinin biri O memlekette Kalkm ayaa birden eltik tarlasnda Ve ac ac glerken Bir avu pirin savurmu Gklere doru" --Jacques Prevert'in iirinde insanlarn neden bunald yaln biimde anlatlmtr. Artk dnyann uzak bir yerinde bir adamn parmanda dolama kt m, taa dnyann tesinde acs duyuluyor. Kimi lkede bask dzenlerini, kimi lkede sregelen i ve d savalar yakndan izliyoruz; dnya klmtr. Klen dnyada insan bunalmasn da ne yapsn? --"Banka ve Ekonomik Yorumlar" dergisinin Ekim 1982 saysnda Prof. Dr. Zeyyat Hatibolu'nun bir bayazs var; Sayn Prof. "24 Ocak Kararlar ve Ekonomimizin Gelecei"ne ilikin fikirlerini sergiliyor; zerinde durulmas ve tartlmas gereken nerilerini bir yana brakarak altn izdiim u satrlar keme aktaryorum: "-Trkiye ekonomisinde yangn vardr, eer bunu sndrmezsek ekonomi yok olup gidecektir. - Birok kimseler Trkiye'de emek gelirinin 24 Ocak'tan sonra azalmasn eletiri konusu yapyor. Halbuki son yllardaki en byk baar bu olmutur. Nitekim 24 Ocak'tan evvel gnlk ortalama cretler 10

dolar iken imdi bu rakam 6-7 dolara inmitir; ite Trkiye ihracatn arttrm ise bu sayede olmutur." --Sayn Profesr itenlikle konuuyor. Alnterinin karl 24 Ocak'tan bu yana azalmtr; ii gnde 10 dolar alrken imdi 6-7 dolara alyor; dsatm bu yzden ykselmitir. Eh, bu durumda insan bunalmaz m? Yalnz emekiler deil; emekinin cretini kesip de dsatm gerekletirenler de elbet bunalacaklar. Bunalmn ne dzeye trmand sayn Profesr Hatibolu'nun u tmcesiyle vurgulanyor: "-Trkiye ekonomisinde yangn vardr; eer bunu sndrmezsek ekonomi yok olup gidecektir." Peki, ne yapmal? 24 Ocak felsefesiyle emek gelirlerini daha da drmeli, 24 Ocak'tan nce 10 dolar alan emeki imdi 6-7 dolar m alyor? Bu creti 3-4 dolara indirmeli. Ama bu kez ukurova'da bir emeki ac ac glerekten eltik tarlasnda bir avu pirinci gklere savurursa Amerika'daki "dolar babas", "kt haber geldi Trkiye'den" diye bunalmaz m? --Sanrm yaznn balndaki soruya yant verebildim: te dnyada insan bu yzden bunalyor. ::::::::::::::::: PAYLAIM... Bir retmen okurum yazyor: "Bugn ieklerin, aalarn yz gld. Benim de... Drt, be aylk ayrlktan sonra 'merhaba' dedi yamur. Sabah kahvaltda duydum aprty; ama inanamadm. aym kaptm gibi frladm balkona. Gerekten yayor be... Yar gnelik gk. Doal deil sanki ya. Bir gelip bir geiveriyor dakikada. 'Hadi hadi, biraz daha' diyorum iimden. Islatt baya. Tozlar ykad. Il l, prl prl her yer. 'ieklerin yz gld' dedim kardeime.

'Pamuklarn da alad' dedi. Doru. Gerekten beyaz buluta dnd tarlalar. Pamuk toplama zaman geldi att. iler yava yava akn etmekteler. Ne yazacak grnmler olur bu koca ovada. leden sonra imdi. Balkonda yazyorum. Topran kokusunu zlemiim, ieklerin gln gresim var. Masada bir sini dolusu ezilmi krmz biber, kokusu geliyor burnuma. Anam yamurdan karm sabah. Henz tam kurumadndan dar koymu yine. Yamur yad diye tm sevgim dma vurdu bugn." --Gneyin scak bir ovasndan gelen bu mektubun kk mutluluunu okurlarmla paylaaym istedim. retmen okurumun gzel duygularn kendime saklasaydm, haka davranm olmazdm. Paylam, mutluluun bereketidir. Kimi zaman gne nlaryla yamur damlalar birlikte topraa inerlerken gkkua oluur. Bu yle bir andr ki gzelliini insan kardelerimizle paylamak iin gkkuann ya resmini yapmak ya fotorafn ekmek ya da yazsn yazmak gerekir. Sanat bu yolda oluur, paylam gdsnden g alr. Bir sanat salt kendisi iin retmez, yarattn insanlarla paylamak istei, bilincin derinliinde yatmaktadr. Mutluluun temelini paylam kavram oluturur; ama bu paylam yalnz gzellikleri paylama boyutuna indirgeyemeyiz. Ne diyor retmen okurum: "-Bugn ieklerin yz gld... Merhaba dedi yamur... Il l, prl prl her yer... Topran kokusunu zlemiim.." Yaanan bir ann yazyla somutlatrlmasdr bu; ama o anla ezamanl nice anlar yaanmaktadr dnyada...

Evde, iyerinde, hastanede, mahpushanede, alacakaranlkta, drt duvar arasnda soluk alp veren kii gneyin scak ovasndan gz yamuruyla ykselen toprak kokusunu duyar m? Duyar. Sen onun acsn ve kaygsn paylamasn bilirsen de o da sen duyar. Anlarn anlarla harmanlat yaamda paylam, hayatn tm biimlerinde geerli ve kapsamlysa deerlidir... Gerek mutluluk btn insanln altna ekilen toplam izgisindeki duyarlktan oluur. Bunun iin istedim ki retmen okurumun scak ve yeil ovaya inen yamurla birlikte zmsedii duygular, bir mahpushane penceresinin demir parmaklndan ieri atlan mektup olsun. --Ancak yazm yalnz insan duyarllnn izgisinde bitirecek kadar duygulu deilim. Mantk ne diyor? Paylam kavram amzda toplumsal mutluluk felsefesinin ortadireidir, nesnel anlam elle tutulurcasna maddelemitir, alnteriyle yaratlan retimini hakasna paylamasn bilemeyen lkelerde mutluluk deil bunalm tremektedir. nsanolu paylam mutluluunu paylam kavgasna dntrdke bunalmdan kurtulabilir mi? ::::::::::::::::: TUZ EKMEK HAKKI... Yl 1595. Eflak Beyleri'nin bakenti olan Bkre'te o sra Mihal Bey'den alacakl olanlarn says 4 bini aknm; bunlarn da ou yenieri ve Mslmanm. Mihal, borlarn demezmi. Alacakllar bunalnca Mihal'in konan taa tutar, kimi yerlerini ykar, yamalar, adamlarn dvp yaralarlarm. Sonunda bu durum "Mel'un Mihal"in

canna tak etmi, hepsini toplam: - Beni ldrrseniz paralarnz tmyle yitirirsiniz; gelin szm dinleyin. Benim bir adamma siz de birka adam katarak her kadla birer kurul yollayn, topladnz paray getirin, iinizden paynz kadarn aln! Uzun bir tartmadan sonra alacakllarn raz etmi, be yz kadar adam bu ie ayrm. --Eflak'a yaylanlar bir sre sonra dnmler; bu kez toplanan parann borlarn tmyle karlamayaca grlm. Demiler ki: - nce borcu hesaplayalm, sonra alacaklara gre eit oranda blelim. Hesab yapmak iin birisi arandnda Mihal: - Yerky Kads gelsin! Ne zaman Eflak'ta Mslmanlara ilikin bir dava karsa Yerky Kads'nn zmlemesi iin padiah buyruu vardr. Yerky Kads'na araba ve adam gnderilmi. Kad rahatszm, yerine vekili Alican Efendi grevlendirilmi. Bkre'e varan Alican Hoca hesaplarla uram. Ne var ki hesap uzam. nk szgelimi bir adam kp 60 akelik senet gsterdiinde Mihal dermi ki: - Dorudur, senet benimdir; ama bu senet karlnda sen bana ne verdin, say! Mihal'in diretmesi zerine alacakl sayarm: - On ake nakit iin bir altn ilemeli haner; bir eyer takm ki yirmi ake eder... Mihal: - Sen Mslmansn, dermi, ikimiz de biliriz ki bana her verdiin eyi drt kat fazlasna vermitin; yirmi akeye verdiin haneri sana be akeye vereyim. Binbir trl tartmadan sonra altm ake borcu otuza indirip kayda geiren Mihal, on akeden aa borlar hesaptan saymazm; bylece tm borlarn yedi bin akeye indirmi.

bitince Kad naibi Alican Efendi dar km, eskiden beri dostu olan bir kafire rastlam. Kafir yanam: - Alican Hoca ka yldan beri seninle tuz ekmek yeriz? - Yirmi yl olmal... Kafir: - Ah, imdi tuz ekmek hakkn yerine getireyim; sana syleyeceklerimi dinle! - N'ola? - Eer szm tutarsan burada ikindiye kalma, hemen kp git ve Yerky'ne varp dnceye dalma! Bir an nce Tuna'dan geip Rusuk'ta bulunmaya al... - Neden? - Ya ben sana bir ey mi dedim ki sebebini sorarsn? Alican Hoca "ite byle byle demedin mi?" diye sorunca kafir ne yant versin: - Bu zamanlarda ben ou kez yabana sylerim; arasra delilik bastrr. Ama Hoca bakm ki Bkre'te bir olaanstlk var, hemen arabaya binip yola dm; hzla Yerky'ne gelmi; durumu Kad'ya anlatmaya koyulmu. Bkre'te ayaklanp ortal krp geirenler de o sra alay alay Yerky'ne gelmeye balamlar. Alican Hoca soyunup kendini Tuna'ya atm, iyi yzme bilirmi; kurtulmu. 14 bin can olan Yerky'nden bir baka can kurtulamam, kasaba yama edilmi, yklm. --Peevi brahim Efendi Bkre'te 1595'te yaanan olay byle anlatyor. Birka gn nce Brezilya'da halkn spermarketleri, dkkanlar yamaladn gazeteler yazyorlard. "Toplumsal olaylarn kkeninde ekonomi yatar" diye bir sz sylenir ve kabaca grnr; ama tarihte ve gnmzde

nice olay da bu sz kabaca onaylyor. ::::::::::::::::: EKMEK Orhon Murat Arburnu'nun "Bu yrek Sizin" adl iir kitab Berlin'de yaymland. "Express Edition" kitab yle yorumluyor: "Bu kitap, Orhon Murat Arburnu'nun 1940-1982 yllar arasnda yazd ve ayr blmde yaymlanacak iirlerinin birinci blmdr." Bat'daki Trkler film eviriyor, tiyatro kuruyorlar; Trke kitaplar dergiler yaymlyor; alcsyla satcsyla snr tesinde yeni bir dnya oluuyor. --Arburnu, ok ynl bir sanatdr; air, senaryo ve oyun yazar, ynetmen, aktr... Sait Faik demi ki: "-Orhon M.Arburnu bir sihirbazdr." Sihirbaz, siyah silindir apkann iinden krmz balonlar, mavi yeil mendiller, alacal kular, beyaz tavanlar karp gzbaclk yapar; air her gn kullandmz sradan szcklerle avu ii kadar iirde bir evren tretir. Orhon Murat Arburnu ozanln gizemli yollarnda krk yl akn bir sredir emek veriyor; ounu bildiim iirlerini Almanya'da kitaplatrmasna sevindim, beni de Oktay Akbal'la birlikte anan dizelerini okudum: EKMEK VE EYLER nce Ekmekler bozuldu. Sonra her ey. Yazar, Oktay Akbal Bence de her ey... Sararmadan solmadan!

Ekmekler nasl dzelir? Sorarm, lhan Seluk'tan. 1960'larda Ceyhun Atuf Kansu bir iirinde etin Altan'la benim adm geirmiti; ne kadar sevinmitim. Yazar dostlar arada srada birbirlerinden sz aarlar. Bu, ya bir gnl almadr ya da bir yazarn ortaya att fikirden esinlenip yola karak dnceyi tretmek iin yntemdir. airlerin konumu kukusuz daha deiiktir; dizeler satrlardan daha dndrc olur. Ben de Orhon Murat Arburnu'nun sorusu zerinde dndm; airin bir baka iiri aklma geldi: UMUT Dnya dndke Umut, fakirin ekmei Ye Mehmet ye Ye Mehmet ye... 1940'ta yazlm bu dizeler ve 1980'de Arburnu Berlin'den soruyor: "Ekmekler nasl dzelir?" --"Fakir ekmeini dzeltmenin ilk adm, geree ayaklarn basmayan umutlar pompalamaktan vazgemek olmaldr." desem ters der mi? "Bozuk ekmekler"in dzelmesi iin nce "bozuk toplum dzeni"nin dzelmesi gereini artk anlam olmalyz. Bu i kolay deildir; ok uzun sreli bir ura ve ok etin sreli bir savam daha batan gze almak gerekir. Bir air nasl btn yaamn iire adamaktan yoksunluk duymuyorsa, bozuk dzeni deitirmek isteyen kii de yapaca iin bilincini zmsemeli. Ne her gn umut gibi ekmek ne de her gn ekmek gibi umut yemeli... Toplumun kimi dnemlerde cokunlap umut dalgalarnda kula atmas, kimi dnemlerde bulanp umutsuzluk dalgalarnda boulur gibi olmas bu iin gereini zmseyen kiiyi rgalamamal... Topra srp retmek; buday deirmende terek bembeyaz un yapmak; hamuru iyice yourduktan sonra frna srmek...

te has ekmek karmak iin bulunan ve bilinen tek yol. ::::::::::::::::: PTEKANTROPUS EREKTUS Hollandal bilim adam Dubois, Cava adasnn Trinil yresinde 1889'da bir insan fosili buldu. Hem insans hem maymunsu nitelikler tayan bu ilkel yaratn iki aya zerinde dikilen ilk atamz olduu saptand. Dubois, yatay durumdan dikeye doru dnen ilk insana Fitekantropus Erektus (Pithecantropus Erectus) adn verdi. Bulu arpc ve sarsc yanklar yaratt. Milyonlarca yllk gemiin karanlklarndan kopup gelen oluumda insanlaan yaratn serveni ilginti. Hayvan gibi yrrken isel bir drtyle iki aya zerine nasl dikilmiti insan?.. evresindeki etrleri, Pitekantropus Erektus'a kimbilir nasl bir aknlkla bakmlard? nsan tr iinde ayaa kalkan ilk atamz... Selam sana! --Sonra ne oldu?.. ki bklm yrmekten vazgeen insana, evresindekiler nce rkyle, sonra korkuyla, daha sonra tepkiyle baktlar. Sanrm insan srsnn dzenini bozup iki aya zerine kalkan ve ban dikletiren ilk insan ldrmlerdir. Ne var ki ilk fkenin kurban ardndan, iki aya stne ykselen bir, bir daha, bir daha, bir daha insan grlp izlendike olay doal saylmaya baland. Ve o gnden bugne toplumun yasas deimedi. Karanlk sanrsnda yaayan insanolunun bedensel dikilmesi, isel bir drtnn rnyd; isel drt ruh oldu, dnceleti; fikirleti; tarih boyunca ban hep dikletirdi insanolu...

--alar geti. Gzbebeini delen gn bilincin elmasn yontarken datt karanln sanrsn; buldu bilimin tanrsn. nsanolu ekti bilincinin kreklerini ve her krekte geniledi gremedii ufuklar. Forsann sonsuz gc vard. Ufuklar gnden gne aard. Yetimek iin yitirdii zamana; insan, rpnd durdu tarih boyunca; akln mahmuzuyla vurdu gebeliin plak karnna; yoksulluun kams aklad beyninde. Bir hcreydi dnya... Yarna domak iin. Ana karnnda yatan her bebek bekliyordu karanlkta... Kvrlm... Dizleri arasnda ba... Elleri kenetli. lkin bedendi dikleen... Sonra vicdan oldu. Sonra fikir. Tarih, insann bilinlenip ban ykseltmesinin yksn anlatan bir kitaptr. Kutsal bir kitap. O kitab p, bana koy. Ve kprda bebek. Yrt karanln kapsn... Dikil onurunun iki aya stne. Pitekantropus Erektus'a layk olmak iin. Ban dikletir.

Gelecek yllarda fosilini bulduklarnda iki bklm grp de senin hesabna utanmasnlar. ::::::::::::::::: BKN!... Polonya'da bir sreden beri ara verilen gzellik yarmalarna bu yl yine balanm; 1983 gzeli seilmi. Ne var ki bir terslik olmu; uluslararas gzellik yarmalar tze uyularak tek paral mayoyla yaplyor, oysa Polonya'da gzeller bikiniyle yarmlar. Niin? Yneticiler gerekeyi aklamlar: - Aradk taradk, Polonya'da tek paral mayo bulamadk. Yarmay bikiniyle yapmak zorunda kaldk. Bikini, Byk Okyanus'ta Marshall takmadalar zincirinin bir kk halkasdr; 1946'dan sonra Amerikan atom denemeleri bu kk mercan adasnda yapld; kk boyutlarda iki paradan oluan mayoya bikini ad verildi; bikini kapitalist, sosyalist, faist tm lkelerde geerli oldu. 1983 yaznda Trkiye'nin gney kylarn dolaanlar bir yandan arafl, skma bal, bartl, te yandan bikinili kzlarn turistik blgelerde bollatn sylyorlar. Tarann gen kuaklar arasnda kimilerine her ey vz geliyor, bikinisini giyip kendisini cup diye denize atan gen kzlar, dalgalar kulalyor, kimileri de evre basks altnda rtnmek zorunda kalyor. Deniz kysndaki bir tatil kynn 30-40 evlik toplumunda bile bu eliki gze arpyor. Bikini tek paral mayonun pabucunu dama att, neredeyse arafnkini bile atacak... --Bikiniye yaklam eitlidir. statiki diyor ki: - Bikini, istatistik gibidir, her eyi ortaya koyar gibi grnr; gerekeni gizler.

Banaz: - Bikini namus fukaralarnn nlerine yaydklar bir bez parasdr. Yobaz: - Bikini giymek gnah kebairdendir; kadnn gbei yalnz okuyup flemek iin alr. Nekes: - Bikini kadn en ucuza soyan giysidir. Ukala: - Cmert erkein czdan byk, cmert kadnn mayosu kk olur. plaklar Dernei Bakan: - Bikini ahlakszlktr; plak denize girmek varken kimi yerlerini rterek erkei tahrik etmeye abalamaktr. apkn: - Bikini, istekli kadnn bedenine yaptrd dileke puludur. Filozof: - Bikininin kaplad yerler, utan duygusunun kadn vcudundaki son smrgesidir. Asker: - Bikini dikenli tel rgler gibidir, araziyi korur, ama manzaray rtmez. Bir tutucu: - Biz krk yllk haremimizi bile bu klkta bir gn olsun grmedik. --Gazeteler bu yl Trkiye'nin gney kylarnda yabanc turistlerin bikininin st parasn da attn yazp bol bol plak kadn fotoraf yaymladlar. plaklk salgn ald ban gidiyor; Avrupa'da, Amerika'da bu salgn artk "salgn" adn tamayacak kadar doallat.

Peki, gzellik yarmalarnda tek paral mayonun kurallamas neden? Yarmalara arbal bir grnm salamak iin mi gzellere tek paral mayo giydiriliyor? --ok deil 15-20 yl nce kimi Avrupa lkelerinde bile plajlara bikiniyle girilmezdi. Byle bir plajn kapsndaki grevli bikinili kadn durdurmu: - Bayan buraya iki paral mayoyla girilmez. Kadn dnm: - Peki, hangi paray kartaym? Polonya'daki gzellik yarmasnda yarmaclar bikinilerin stn karsalard, uluslararas kurallara uymu olurlard; Vatikan'da karargahn kurmu bulunan Polonyal Papa kinci Jean Paul de Polonyal kralieyi kutsad m dayanma gerekleirdi. Bu yl ABD'de bir zenci ilk kez "Miss America" olup ta giydi; "sosyalist lke"nin gzellik kraliesi neden "dnya gzeli" seilmesin? Hele u sra Bat dnyasnda Polonya'nn ans byk deil mi? ::::::::::::::::: DRT DUVARLI DNYA Kim sylemi? Anmsamyorum; tiyatroya " duvarl dnya" adn kim yaktrm? " duvarl dnya"nn drdnc boyutu salona alr, gerek dnyaya karr; sahnedeki oyuncularla salondaki izleyiciler bu konumlarnn bilincindedirler; oyuncu oynadn, seyirci oyun izlediini bilir; ama perde kapandktan sonra alk sesleri ykselecek midir? Oyuncu baarlysa tiyatro dalrken seyirci beenisini hemen dile getirir: - Oynamad, yaad. --Tiyatro sanatsn verken, "oynamad, yaad" demenin anlam nedir? Oyuncu sahnede iyi ya da kt oynamakla kalmaz, yaar. Oynarken midesi aryabilir, yrei daralabilir, korkuya kaplabilir, soluu

kesilebilir. Bir oyuncu tiyatro sahnesinde ne zaman oyunun, ne zaman hayatn iindedir? Kim bilebilir? Oyuncu oyunda da yaamaktadr. Bunun iindir ki seyirci her gece ayn oyunu izleyemez; sanat her gece ayn oyunu oynayamaz. Hamlet her gece bir gece nceki Hamlet deildir; Ofelya geceden geceye deiir. Romeo her gece ayn biimde Julyet'i sevebilir mi? Geceler hep ayn gece olsayd, belki bu i gerekleebilirdi. Yaamda bir an' bir kez daha yaamak olas m? Bir gece ncesi, yalnz gerek yaamda deil, tiyatro sahnesinde de yaanamaz. --nsann ne zaman nasl rol yapt ya da yapmad tiyatro dndaki dnyada da anlalamaz. Gazetelerde sk sk u haber baln okuruz: - Silahyla oynarken arkadan vurdu. Silahyla niin ve neden oynamtr arkadan vuran? Hangi drtyle bu ii yapmtr? Olay, oyundan geree saniyenin kata birinde dnvermitir? Tiyatroda ounlukla oyunlar perdeliktir. Hayatn alp kapanan perdelerinin saysn bilen var m? Gerek dnyada rol yapmak bundan tr zorlar. Bakarsn birinci perdeyi iyi oynayan beinci perdede tkezlemi, on beincide kendini koyvermitir. Tersi de olabilir; ilk perdeleri kt kapatan kii sonuncuyu baaryla bitirebilir. Kii gerek yaamnda hangi role svanyor? Bilim adam? adam? Yazar? Gazeteci? Sanat? Politikac ? Asker? Ev kadn? Hayat kadn? Meslek nemli mi? Hangi meslei seerse sesin, insanda zamanla zel bir kimlik oluuyor. Bu oluumda evrenin yargs nemlidir. Bir kimse korkak m? Yrekli mi? Duyarl m? Uar m? Kat m? Acmasz m? Kaypak m? Gvenilir mi? evredir karar veren; kiilik evrenin yargsyla belirlenir. --Yllar getike kii-evre ilikilerinde birbirini izleyen davranlarla yaratlan yontuda kiilik somutlar. Artk bu yontunun klesidir insan. Herkesin namussuz

diye tand birisinin gnn birinde namuslu olaca tutarsa kim inanr? Daha da beteri vardr. Yan ban alm kimse, sanki klelemitir; evrenin beklentilerinden aykr bir davrana ynelirse azarlanr: - ocuklama!.. --Kii, yllar getike, toplumdaki izleyicilerin baklar altna daha ok girer; salon karanlktr kuyu az gibi; projektrler insann stndedir; tiyatro arsnda yazl ol datmnda payna deni stlenmitir, davranlarnda zgr deildir artk insan; elini ayan nereye koyacan kurallar belirlemitir; azndan kacak szler sanki ezberletilmitir; sevecei kiilerin saym yaplm, saptanmtr; toplumsal ilevi kemiklemitir. Bu yolda yryp baar gsteren kii bir gn kendisini gizemli bir cenaze alaynn kalabal ortasnda bulur; tabutu pahal, ama hznl ieklerle donanr; yaad sanlsa bile iinden lmtr o... Roln duyarak oynayan tiyatro oyuncusuna "oynamad, yaad" diyorlar; " duvarl dnya"nn dnda kalan drt duvarl dnya gerek hayatn yaamaya alrken kendisini oyunculuun doruunda bulup da baar gsterenlere ne demeli: - Yaamad, oynad. ::::::::::::::::: AZRA ERHAT Azra Erhat' 1950'lerde Yeni stanbul gazetesinde alrken tandm. O sralar Aye Nur takma adyla gazeteye yazlar yazyor; ou zaman Trkesi tekliyordu. Bu tekleme doald; nk Azra darda bym, okumu, yetimiti; yabanc dilleri nce, Trkeyi sonra renmiti. Byle bir insann gelecekte gzelim bir Trkeyle Anadolu uygarlna sahip kacan kim syleyebilirdi? Ben bu gelimeye hep am, Erhat'n olaanst bir yetenei olduuna inanmmdr. --Azra Erhat yalanmayan kadnlardand. Ya ne olursa olsun insann gen lmesi gzeldir. Bu gzellik iinde teki dnyaya gen Azra'nn

kolay anlalmaz bir kiilii vard. Tandm insanlardan ok aznda byle bir kiilik grdm. Politikadan pek anlamayan; ama uygarl benimseyen tiplerdir bunlar; saflklar lsnde salamlklar, doaya ve topluma bu tr yaklamlarndan ileri gelir. Azra, politikadan uzakt; eski ve yeni a uygarlklarna vurgundu; bu kiilii, 12 Mart dneminde gizli komnist partisi yesi olmak sulamasyla yarglanmasna ve ayrca tutuklu kalmasna engel olamad. Unutamadm bu olay, kimi zaman Trkiye'de uygarln kovuturmas ve sulanmas anlamna gelir. --Azra Erhat eski dilleri iyi bilirdi. Ancak salt bilgi ne anlam tar? Bilginin bilinli bir eylemle rnler vermekte itici g salamas gerekir. Azra Erhat, Eski Yunan ve Anadolu uygarlnn klasik rnlerini Trke syleyerek byk i yapt. Eski uygarlklarn kkenlerine inebilmek, adalamak iin temel kouldur. teki yaptlarn bir yana brakalm, Azra ile A.Kadir'in Homeros'tan ortaklaa evirdikleri lyada, Trkemizin baucu kitaplarndandr. imdi bu kitab ap bakyorum; ilk sayfasnda u yazy okuyorum: "-lhan Seluk'a sevgiyle... 28 Haziran 1957." Demek aradan on be yl gemi. Anlarm daha teye uzanyor. Bir anakkale gezisinde Azra gzlerimin nne geliyor. Troya'da eski ve koca duvarlardan fkrm ilkyazn yeil bitkileri ve binlerce yln kemirdii toprak sars talarn arasnda hepimize Akhallarn savan anlatan cokulu kadn gryorum. Bu kadnn Sabahattin Eyubolu'ndan bilgelii, Halikarnas Balks'ndan tarih cokusunu, A.Kadir'den Trkemizin inceliklerini, Bat'daki yaamndan "Uyan a"nn hogrsn aldn dnyorum. --Anadolu eski uygarlnn Ege'nin teki yakasndan deiik bir z olduunu savunan tarihsel grn ban, sanrm engin sezgisi ve cokusuyla Halikarnas Balks Cevat akir ekmitir. Azra Erhat, bu gr paylayordu. Eski Yunancay iyi bilmesi, bylesine zgn bir yaklamla gemiin gereklerine ve sylencelerine eilmesi, yurtseverliine duyarl bir anlam vermiti. Bir kez demitim ki:

- Anadolu'nun altndaki kalntlar, petrollerimiz ve madenlerimiz gibi bizimdir. Onlar kimseye brakmayz; bizimdir Anadolu toprandaki kat kat tm varlklar... Gzleri l l mt. lm bir sreden beri Trkiye'de herkese ok uzaktr ya da ok yakndr; ama artk lm diye bir sorunumuz yok; lm iin alamamz, yaknmamz da yok. Azra Erhat'a gle gle... ::::::::::::::::: TARZAN LD M? Gazetelerde okuduk. "-Sinemadaki Tarzan'larn en nls olimpiyat yzme ampiyonlarndan Johnny Weissmller ld." ve d basnda ou gazete ve dergi haberi "Tarzan ld" bal altnda verdi. Gerekten Tarzan denince akla Weissmller geliyordu. amzn mitoslarndan biriydi Tarzan. Uyurgezer kitlelerin dlerini gcklyor, bilinsizliin sanrlarnda kahramanlayordu. Holivut, Edgar Rice Burrougs'un romanlarn perdeye aktarrken 1928 Amsterdam Olimpiyatlar'nn yzme ampiyonu Johnny Weissmller'i semiti. Tarzan rolne ok denk dmt eski ampiyon, 16 yl boyunca 12 film evirdi, dnyay byledi. Holivut buhurdanndan ykselen bu ttsy ocukluumda ben de genzime ekmitim. Johnny Weissmller'in ldn gazetelerde okuyunca, bu eski kokuyu duyar gibi oldum, hznlendim. Tarzan gerekten lm myd? --Tarzan, aristokrat bir ngiliz ailesinin ocuuydu. Anglosakson soyunun mavi kan dolayordu "maymun adam"n damarlarnda. Bu stnlk, smrgecilik dneminin Afrikas'nda tm belirtilerini gstermi, Tarzan; maymunlara, fillere, aslanlara, kaplanlara, timsahlara, kurtlara, kulara ve karaderili yerlilere gcn duyurmutu. Balta grmemi ormanlarn derinliklerinde kimi zaman olaanst bir lk duyulurdu:

- Aaaaaaaaaaaaa... O dakikada doada yaayan btn yaratklar korkudan tir tir titrerlerdi. Filler efendilerinin buyruuna girmek iin koarlar; goriller fillere katlrlar; empanzeler kulak kesilirler; yakn koylarda barnan zenciler balarna bela yaacan yreklerinde duyarak rkerlerdi. Nitekim "Afrika'nn yamyamlar" yakaladklar birka beyaz insan afiyetle mideye indirmek iin tamtamlarn eliinde tepinerek grkemli bir tren yaparken Tarzan tepelerine biner; filler ky kulbelerini ykar; ita neeli sesler kararak olan biteni izlerdi. Tarzan, Amerika'da ve dnyada sonradan yaygnlaacak olan stn insan (spermen) tipinin en olumsuz rneklerinden biriydi; Amerikan tretimi bireyciliin doruk noktasna trmanan bir dnya grn simgeliyor; "iyi adam"n srekli olarak ktleri yendii bir dnyada kahramanlayordu. --1930'larn, 40'larn Trkiyesi Johnny Weissmller'i barna basmt. 1980'lerde televizyon Tarzan'n baarl rneklerini bir kez daha sergileyince mahallede ocuk sesleri Tarzan'n lklarna dnt. Tarzan dnyamzda ylesine tutmutu ki Afrika'dan gemilerle Kuzey ve Gney Amerika'ya tanm klelerin karaderili torunlar da karanlk sinema salonlarnda Tarzan' izlemek iin gielerin nnde kuyruk oldular. Gney Afrika'dan balayarak Kuzey Afrika'nn smrge kentlerinde Tarzan' zenciler ok sevdiler. ngiliz Lordu'nun torunu, elinde bakla ve knda hayvan derisinden donla zencileri nne katp kovaladka Afrika'ya gelmi kolonyal apkal beyazlar arasnda iyileri gzetip ktlere ders verdike bilinsizliin kszlndan kararm sinema salonlar alklarla inlerdi. --Johnny Weissmller ld. Ama Tarzan ld m? Mitoslarn ada uygarln verileri zerine kuramayan bir dnyada Tarzan yaayacaktr. ::::::::::::::::: ZME

izme modas ald yrd. Yaz scanda bile izme giyen kadnlara oka rastlanyor. Ne demi atalarmz: - Ayan scak tut, ban serin!... Acaba yaz gn izme giyen kadn, bu eski de mi kulak veriyor? Yoksa kapitalizmin metropollerinden yansyan moday m izliyor? Kimbilir, belki de yazlk izmeler kadn ayan sandaletlerden daha serin tutacak biimde yaplyor. nk izme teknolojisi ilerledi. --Eskiden izmeyi askerler, ncelikle svariler, subaylar giyerlerdi. stanbul'da gen subaylara smarlama izme yapan nl kunduraclar vard. ounlukla Beyazt evresinde bulunan kimi dkkanlarn tabelalar okunurdu: - Gm izme... - Altn izme... Babam da izme giyerdi. Sabahleyin akayla kark yksek sert bir sesle barrd: - izmelerimi getirin! Akamst yorgun argn eve dndnde bu kez sevecenlikle ve pes perdeden seslenirdi: - izmelerimi ekin! ounlukla bu i bana derdi. Evdeki kundura kalabal arasnda, bodur ve ezik ayakkablarn yannda, uzun boyuyla siyah izmeler ayrcalkl bir grnt olutururdu. kinci Dnya Sava'ndan sonra ordudan izme kalkt; nk at yerini motorlu aralara brakmt. ril, Ruzvelt diye adlandrlan backl potinler geerli oldu; izmeler bir keye atld, mahmuzlar pasland. --Ama kinci Dnya Sava'ndan sonra bir sre ky mtegallibesi izmeden vazgemedi. Kylerimize cip, traktr, otomobil girmeden nce aa kl nasld? Klot pantolon stne krmzmtrak kahverengi izmenin

fiyakasna diyecek yoktu. izmeli kabaday, srtna lacivert ceket, beyaz gmlek giyip bana da kasketi yan oturttu mu, byk burmaktan gayr ne ii kalrd? Elde otuz lk sar tespih, kahvede sandalyeye yan kurularak nargileyi fokurdatrken yksek sesle ocaa seslenmenin tad vard: - Oul atei tazale!.. izme tarihin eski dnemlerinde egemenlik, iddet, sava, av, dv arac gibiydi. Kremlin mzesinde Deli Petro'nun koca izmelerini grnce byle dnmtm. Hemen biraz tede arie Katerina'nn gsleri akta brakan ssl giysileri sralanyordu. Bonaparte, Enver Paa, Moltke, Clausewitz kukusuz izme giyeceklerdi de Marie Antoinette'nin belinde korse, elinde yelpaze bulunacakt. izme gcrtsyla mahmuz akrts erkeklie ve savaa dnk armlar uyandrrd; a deiince, teknoloji geliince, beklenmedik bir dnm yaadk. Kadnlar, pantolonla birlikte izmeyi de erkeklerden aldlar, gzel bacaklarna, ince ayaklarna geirdiler. Kazaklarn, efelerin, silahrlerin, svarilerin tarih sayfalarnda kuruyup kalmalar izmenin yazgsn deitirdi. yi mi oldu, kt m? --Tarihsel deiimin ve toplumsal dnmn iyisi ktsn ayrt etmek kolay mdr? izme, sivil yaamda yerini alnca yalnz kadnlara deil, erkeklere de yarad. Gzel kadnlarn biimli bacaklarnda izmeyi grnce izmeden yukar kmak eilimlerine kaplanlar, kn ayaznda ayana izme ekmi erkee "akll adam" demezler mi? Ama ortada bir sorun var: Kundurann fiyat 10 bin lirada gezinirken izmeyi ayana kim ekecek? 1964 Kbrs bunalmnda bizim kamuoyunda adadaki soydalarmz kurtarma istei, Rumlara kar fkeye dnmt. O zamann Babakan smet Paa'ya gazetlerin manetlerinde halk sesleniyordu: "-smet Paa izmeni giy!" Paa yantlad: "izmem yok, aklm var."

imdi sokaklarda dolaan izmelilere bakyorum da bugnk fiyatlarla yaz scanda izme giymek iin acaba kiiye akl m, yoksa para m gerekli diye dnyorum. ::::::::::::::::: KE KEND Kimi adam vardr; dinlemesini de bilmez; dinletmesini de... Bu tr insanla dostluk olanakszdr. Celal Slay dinlemesini sevmez; dinletmesini bilirdi. Dostluklarnda barol ille kendisinde olacakt. Yaa benden epey byk olduundan ilikimizdeki bu tek yanll doal karlardm. Slay' tandmda sylenceleri oktan kulam doldurmutu. "Napolyon Celal" derlerdi ona; Bursa Iklar Askeri Lisesi'ndeyken (1930'lar...) kaputunun yakasndaki krmz astar da evirip kyleri denetlemeye kmt. Bir kadna yldrm akyla vurulmu, bir gecede salar dklm, nl Holivit yldz Yul Brynner gibi dazlaklamt. Gizemli bir frknn dua okumas gibi iire balar, sonra grl grl akan rmaa dnrd sesi. Deli doluydu tm kimlii; ama bir airin deli dolu olmas doal deil miydi? Gnlk yaamdaki en nemsiz bir olay onun dilinde "dnyann yedi harikas"ndan birine dnrd. Okumazd ve okumadn aka sylerdi. ki masasnda syleinin en keyifli yerinde pikaba "9'uncu Senfoni"yi koyar, sonuna dek aar, tm bedeniyle orkestray yneten bir ef gibi iki aya stnde mzie katlrd. Pehlivan ensesi, deli baklar, seyrek tyl byklar, tknaz vcudu, ksa boyu, byk aklar, delice tutkularyla kimlii btnleiyordu. Mustafa ekip Tun, Peyami Safa, Salih Zeki'den sz aar, yazd iirleri okur, fkelendii kiilere kalay basar, dostlarnn kimini gklere karp kimini yerin dibine batrrd. Gerekte sanat dnyasndan gn getike kopuyor, yreinin cokusu yazmak istediklerine yetmedii iin kahroluyor; kahrn evresindekilere fkeyle detiyordu. Yazdklarn iki sofrasnn en dumanl dakikasnda okurdu; kimbilir belki de alkole snyor ve dayanyordu. Bir kez bunun dna ktn anmsyorum. --1962 ylnn bir scak austos gn eski Dyun-u Umumiye ile yeni stanbul Erkek Lisesi'nin ve eski ttihat

Terakki Merkezi ile yeni Cumhuriyet'in arasna skm dar sokakta karlatk; merhaba demeden ayak st balad: KE KEND Gzleri kan kan brl bir kudurmuluk baklarna su szmaz dlarna D dd dlarna ... o defterleri drl bir geirmilik dilerine ho nut luklarn ilerin ke kendi i ilerine ... yaka paa tl bir ekerlik rtlk lklerine ineden iplie bile ken ke kendi ilmiklerine ... kap baca rtl bir kaarlk ierlik liklerine geceden gndz bile, ken ke kendi pe pe penelerine ... o drm drm drzl ne geerse ellerine domuzdan kl bile ken

ke kendi te te tencerelerine --Celal Slay geleni geeni unutmu, yazd hicvin musikisine kendini kaptrm, yksek sesle okuyordu. O yllarda bizim gazetenin sokanda beton yaplar yerine kararm ahap evler ounluktayd ve dinler gibiydiler kafeslerin ardndan. - Ne dersin? - Yazls var m? - Var; ama tektir, yitirme!.. Aldm ve kemde yaymladm. Houma gitmiti. Ertesi gn telefonla bar bar baryordu Napolyon Celal: - Yaa sen! Bu akam ieceiz. - Nerede? - Bizde... O srada "bizde" derken neresini vurguluyordu, anmsamyorum. Sanrm Moda'da bir evde bekar yayordu. Sonunda yine bir evde yalnz yaarken ld. Kimsenin haberi yoktu ldnden, birka gn sonra buldular. ::::::::::::::::: YAZGI, EKMEK, KURNAZLIK... Bir varm, bir yokmu. Yokluk okmu, okluk yokmu; develer laf geveler, gveler giysi feler, akrep yelkovan kovalar, deli aklly sopalar, renber topra apalarken ufuksuz yeryznn bilinmeyen bir lkesinin yol kavanda kii bulumular. Bu kiiden biri eyholu, biri Vurguncuolu biri Ekmekiolu imi. de yollarn yordamlarn yitirmiler; nn de elleri brndeymi. Birisi sormu: - Ne yapalm ki karnmz tok, srtmz pek olsun?

eyholu: - Yazg her eyden stndr, demi. Ekmekiolu: - almak her eyden stndr, demi. --Byle konuarak tartarak yrrlerken karlarna bir kent km. arkadd bu kentte ne yapacaklarn dnrlerken Ekmekiolu: - Ben alr sizi de doyururum, demi. Geride kalan ikisi: - Grelim seni, demiler. Ekmekiolu kente girmi, sokaklarda dolam, i ararken, bir a kendisine seslenmi: - Gel birikmi bulaklar yka, sana bir ake vereyim, karnn doyur. Ekmekiolu hi duraksamadan kollarn svam, akama dek altktan sonra kazand bir akeyle ekmek peynir alm, kentten ayrlrken kapsna yle yazm: "-Bu kentte bir gnlk yorucu bir almann karl bir akedir." ki arkada Ekmekiolu'nu grnce pek sevinmiler; peyniri katk edip ekmei yemiler, uykuya varmlar. Ertesi sabah uyanmlar: - Sra sende, demiler Vurguncuolu'na haydi kendini gster, kurnazlnla bizi doyur. Vurguncuolu kente varm, ortalkta dolarken bakm ki limana ykl bir gemi giriyor; kentli tacirler rhtmda gemiyi bekliyorlar. Vurguncuolu hemen bir kaya atlayp hepsinden nce gemiye km, mal yksek fiyatta kapatm, ksa sreli bir senetle iini bitirmi. Gemi rhtma yanatnda tccarn karsna kp: - Mal benim, demi. Tccar kayglanm:

- Kaa satarsn? Yz ake daha ok verirsek mal bize devreder misin? Vurguncuolu az buuk nazlandktan sonra raz olmu; yz akeyi cebine attktan sonra kentin kapsna yle yazm: "-Bu kentte birka dakikalk kurnazln karl; yz akedir." arkada o gece kendilerine bir handa yer ayrtmlar, gece bir de len vermiler. --Ertesi gn sra eyholu'na gelmi. Arkadalar: - Grelim seni, demiler. eyholu kentin sokaklarnda dolarken aknlkla sylenip dururmu: - Yazgnn gz baldr, yazgnn gz baldr, yazgnn gz baldr. Orada burada sallanp dolanrken eyholu bir meydanda kalabala rastlam; adamlar toplanm bir eyler konuuyorlar; meraklanp sormu: - Ne oluyor? - Bizim eyhimiz bir oul brakmadan ld, akna dndk, imdi yeni bir eyh nereden bulacaz diye konuuyoruz. eyholu barm: - Bre ahmaklar ben eyholuyum. Kalabalk mal bulmu maribi gibi eyholu'nun ellerine sarlm, gtrp koca bir konaa oturtmular eyholu'nu... Tren bitince eyholu koup kentin kapsna yle yazm: "Bu kentte bir saniyelik yazgnn karl yz binlerce akedir."

--Bir Dou masaldr bu, eski alara ilikin... Bir kente varrsanz kapsna baknz; eer kapda yle yazl ise: "Burada almann karl bin akedir. Kurnazln bedeli on akedir. Yazgnn karl bir akedir." amzn kentine ulatnz anlarsnz. ::::::::::::::::: HANG HOLDNGDENSN? Ne zaman "holding profesr" deyimini kullansam ok sevdiim bir dostum telefon eder: - Ben de holding profesrym. Yantlarm. - Kendine iftira etme! Holding profesr deilsin; dpedz profesrsn. "Holding yazar" deyince de stne alnan yaknlarmz kyor; demek ki bir aklamaya gerek var. Babali holdingleince kvam deiti; eskiden byle bir sorun yoktu; kimsenin aklna Peyami Safa'nn, Refi Cevat Ulunay'n, Vala Nurettin'in, Refik Halit'in hangi holdinge baland sorusu taklmazd. Rahmetli Naci Sadullah'a sorabilseydik: - Senin iin falanca holdingin adam diyorlar? - Ne? Anlamazd soruyu Naci Sadullah; nk eskiden yazarlarn dnya grleri olabilirdi; gazeteciler bir siyasal partiye balanabilirlerdi; holdingcilik diye bir meslee eski Babali'de rastlanamazd. --Bat demokrasilerinde durum nasl? Bamsz yazarlar, gazeteler var; parti gazeteleri ve yazarlar da var; ama holdingciliin particilik yerine getii Bat

demokrasisi var m? Trkiye'de durum deiik. Holding babalar gazete alp satyorlar; istedikleri keye oturttuklar szde yazarlar "katip" gibi kullanp istediklerini yazdryorlar; piyangoyla, totoyla, lotoyla okuru avutuyorlar. Artk Babali'de bir yazarn hangi siyasal eilimde olduu sorulmuyor; dnya grnn de kymet-i harbiyesi yok; durum ok deiti; holding yazar olmann "tatl hayat" iin olanaklar byk. Okur soruyor: - Beyefendi yazlarnz ok beeniyorum. - Teekkr ederim. - Kaleminizden bal damlyor. - Saolun... - Her gn okuyorum sizi... - Eksik olmayn. - Dnya grnz "benimkinin tpksnn ayns" her satrnzda kendimi buluyorum. - ltifat ediyorsunuz. - Beyefendi, bir yerde be kuruum var, ne yapaym desiniz, ne tavsiye edersiniz? - Bilmem ki... - Siz hangi holdingdensiniz? - ?.. --Babali'de krk kiiyiz, birbirimizi biliriz; kimi keyazlarn, bayazlar okurken rzgarn nereden estiini akarz; artk kimi yazarn yazs, yazarn kalemini satt holdingin grn tad iin nem tayor. Gazeteciliin raconu da deiti. Ekonomi ya da politikaya ilikin bir gelime oldu mu,

siyasal partilerin ne yapacan kimse merak etmiyor; gzler holding babalarna evriliyor: - Acaba ne diyecek? Holding babalar da burunlarna dek siyaset batann iinde lke ekonomisini belirliyorlar; telefonlar, randevular, yemekler, kokteyller, rportajlar, ak oturumlar, basn toplantlar grla... imdi zal hkmetinin ekonomik nlem paketleri birer birer alyor ya, sendikalarn ve siyasal partilerin ne dndklerini ve parlamento dengelerini kimse takmyor; holdingler aras ilikileri hesap eden edene... Ekonomik nlemler hangi holdinglere yaryor? Hangilerini vuruyor? Siyaset imdi budur. ::::::::::::::::: ALLAHSIZ KEMK Bilmezdim byle bir oyun olduunu, Adana'da rendim. Anadolu'nun kimi yrelerinde kasaba kahvelerinde eskiden ok oynanrm. Yan yana yirmi masa dnn. Yirmi masada yirmi tavla. Ve her tavlann banda karlkl oturmu ikier kiiden krk oyuncu. Tavla ma balyor. Ama nasl? --Birinci masaya tavlaclarn en kodaman ifti oturmu. Zarlar bu iftin elinde. Oyun balayacak. lk oyuncu zarlar fleyip styor, sallayp atyor:

-Cihar d... kincisi atyor: -Penc se... Zarlar yalnz bu masadaki kodaman iftin elinde. teki masalarda zar yok; ama birinci masadaki birinci kodaman cihar d att m yirmi oyuncu cihar d oynuyor; ikinci kodaman penc se att m yirmi oyuncu penc se oynuyor. Herkes sarl siyahl tahta kutularn iindeki pullar zar elinde tutan baoyuncunun eline bakarak yrtyor. Krk kiinin seksen kula en bataki masaya dnk. nk zarlar tutan eller en bataki masada. Herkesin yrei tp tp atyor: -Aman aam, zaman aam; ne olur zar iyi salla, bileine gl ol, Allahsz kemie flemeyi unutma!. --Ne var ki oyun ilerledike i deiiyor. nk zarlar atan iki oyuncu. Ama pullar oynayan krk kii. Baoyuncu sebayi d att m, yirmi kii kendine gre kap alp, pul kryor. Hepyeki ya da dubaray her oyuncu kendine gre oynuyor. Yirmi tavlada yryen her oyun, zamanla biim deitiriyor. Zarlar tutanlar ma kztnda kendilerine gre zlemlere isteklere kaplyorlar: -Ah, bir e be gelse... teki oyunculardan biri: -Aam kurban olaym bir de... Yanndaki: -Dubara atamazsan yandm... Beriki: -Kurban olduum Allah, efaatini aamn bileine dola ki bir hep yek atversin.

Zar, tek kiinin elinde oldu mu kendisiyle birlikte oynayan yirmi oyuncuyu tmyle nasl sevindirsin? Oyun balangta birlikte balam, ama sonuna doru dalm, yle bir noktaya varlm ki ne gelirse gelsin oyuncularn hepsine yaramyor. Bu kez homurdanmalar balyor: - Senin gibi zar atann saygdeer ceddine, rahmeti rahmana kavumu byklerine ve cmle akraba ve taallkatna sevgilerimi sunarm... -Ulan! Seni adam sandk, eline zar verdik... -Bre namussuz! Ben burada mars oluyorum, sen orada gele atyorsun, Allah belan vermesin e mi... Eski bilgeler diyorlar ki: -Zarn atamadn tavlann bana oturma ya da adamlarn zarsz tavlaya oturtma!.. --Biliyorum, imdi bu yazdan siyasal ve ekonomik sonular karmaya alanlar olacaktr ve hakldrlar. "Byk dostumuz ve mttefikimiz Amerika" ne diyor: "-Amerika iin iyi olan herkes iin iyidir." Olur mu? Piyasa ekonomisinde bir byk holding iin iyi olan her firma iin iyi midir? Kimi Anadolu kasabasnda tek kiinin zar att, ama ok kiinin bu zara gre oynad oyunlarn sonu hi belli olmuyormu; yenenlerle yenilenlerin hesaplamasnda i adamakll karyormu. Bana da sorarsanz ne bakasnn zarn elinde tutmal ne de bakasnn zarna bakmal... ::::::::::::::::: AN VE ANI... Bizim snfn kara tahtas prtk prtkt. Kullandmz tebeirler ounlukla ta gibi sertti. Ne zaman kara tahtaya tebeirle bir ey yazmaya kalksam kan sesler tencere kysna srlen bak aznn gygy gibi iimi gcklayp bedenimi rpertirdi.

Bel kemeri kalnlnda bir keenin deirmi biimde sarlmasndan oluan silgi, kara tahtay hibir zaman yeterince temizleyemezdi. Her ders sonunda tahtay silmek "snf mmessili"nin greviydi. ounlukla bu grev yarm yamalak yerine getirilir; corafya dersinden arta kalan yazlar matematik saatine yansrd; geometri retmeninin izdii biimler biyolojiden yazl snav yaplrken kara tahtadan yansrd; felsefede Eflatun'dan sz almken iki ders ncesinden bir rubainin dizeleri karmzda belli belirsiz srtrd. --Her dersin kara tahtada brakt izler bir sonrakine geer; tebeir izgileri, yerbilimde rendiimiz toprak katmanlar gibi gnn eitli saatlerini simgeleyerek st ste, alt alta bir grnme brnrd. lk genlik avareliiyle dumanlanan kafam, kara tahtann siyahlnda zaman tneline dalard. Gneli gnlerde byk pencerelerden derslie giren k elle tutulacakm kadar younlatnda, gnlerce nceki tebeir izgilerini semeye alp dalga geerken, yaanan saatle yaanm olanlarn sarmalna dolanr giderdim. Dersin bittiini haber veren zil sesiyle kendime gelirdim. --nsan yalandka zaman tneline dnk geziler snftaki kara tahtann siyahln deliyor; lacivert gecede uzay yolculuuna dnyor. Gnlk yaamda kimi zaman bir grnt, esinti, renk, koku, davran, ses, grlt bellein gizemli kapsn vurur; armla zamann gerisine kayan dnce, eski bir kitabn unutulmu sanlan yapraklarn eviriverir. Yaadn yeniden yaamak iin yllarca ncesine dnersin. Ne var ki yaanan artk anlam, bellekteki iz aacndan kopan bir yaprak gibi solmutur. Onu eski kitabn sayfalar arasndan karp baktnda aataki yaprak olmadn anlarsn; canlln yitirip sarardn grrsn. Bir cokuyu, sevgiyi, korkuyu, sevinci, acy gemiteki eit duyguyla yaamak olanakszdr. nk an,

duygudan soyutlanarak bilgilemitir. nsan yapsnda duygularn deil bilgilerin arivi gldr. Yaanm yeniden yaamak istediinde arrsn: ektiin ac ballanmtr; eski burukluk kekremsiliini yitirmitir; gemiteki coku, yreini artk kt kt attrmaz. Bellein ne denli gl olursa olsun, be gn nce yediin biberin acsn damanda yeniden duymazsn; be ay nce doradn soan gzlerini yaartmaz; be yl nce yitirdiin sevgilinin yokluu lm gnndeki kadar yreini dalamaz. nk artk onlar anlamtr. Anlamak bir anlamda lmek demektir. ller anlr; llerle yaanmaz. --Belleiyle yaamaya alanlar kimi zaman i ekip gemie dnmek isterler: -Ah o gzel gnler... Oysa insan belleiyle yaayamaz: Belleindeki bilgi birikimini ve deneyim istifini gelecekteki yaamn gzelletirmek iin kullanabilir. Gemiteki duygulu yaantn seni daha duyarl bir kii yapabilir; alm aklarn sevecenliini younlatrr, eski korkularn korkusuzluk iin paha biilmez deneylerdir. Anlarmz gelecei ynlendirmekte esiz birer retmen olabilirler. Ve insan 'an'lamam anlarnda yaamasn srdrr; nk hayatn kara tahtasna yazlp da siline siline yok olan tebeir izgileri bellektedir, yrekte deil. ::::::::::::::::: AD BABA'NIN YOLCULUKLARI Erenky'de Galip Paa Camisi Badat Caddesi'ne bakar. irin bir avlusu vardr. Dostlarn, tandklarn, genlerin "adi Baba" diye and adi Alkl' son yolculuuna bu avludan uurladk. ---

lk yolculuuna ne zaman kmt adi Alkl? Bilemem. 1916'da stanbul'da doan adi'nin babas Birinci Dnya Sava'nda ehit olan Doktor Binba Hseyin adi Bey'di. Kk adi babasn hi grmemiti. Kimbilir belki annesi Fatma Talat Hanm, olunu elinden tutarak eski stanbul'un amlcas'na, Vaniky'ne, Kuzguncuku'na, Vefas'na gtrmtr. O dnemde byle bir gezinti bile yolculuk saylrd; ama adi'nin bu gibi yolculuklar bizi ilgilendirmez. Toplumu ilgilendiren ilk yolculuuna adi 1938'da Nazm Hikmet davasyla kmt. O yl Harp Okulu'nda renim gryordu; yargland; "beraat" etti. Uzun yolculuk balamt. Bir davada aklanan insan tm haklarn yeniden salamaz m? Zamann devleti bu kuraln ne demek olduunu biliyordu. adi Alkl stanbul Belediyesi'ne memur olarak girdi; ef oldu, mdr muavini oldu, mdr oldu; 1962 ylna dein kamuya hizmet etti. --1962'de yeni bir yolculuk balad. Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Armaan Yarmas'nn o yl konusu "Liberalizm mi, Sosyalizm mi?" sorusunu gndeme getiriyordu.. adi'yi eytan drtt; iki daktilo sayfalk bir yazyla bu yarmaya katld. Ne var ki yazda komnizm propagandas yapld gerekesiyle adi Alkl'a ilikin kovuturma ve daha sonra btn uygar dnyay ilgilendiren uzun bir dava balad. Acaba adi, iki daktilo sayfasnda neler yazmt? Bu soruya yazy inceleyen nl dnrler ve devlet adamlar yle yant verdiler: talya Cumhurbakan Saragat: "-Makale ilkel ve topist bir sosyalizm kavram aksettirmektedir. adi Alkl'n yazs komnist bir yaz deildir. Bundan bir yz yl nce herhangi bir Bat sosyalistinin altna imzasn koyabilecei bir yazdr." talya Sosyalist Partisi Bakan ve talya'nn eski bakan Pietro Nenni: "-Bugn General Franco'nun spanyas hari hibir memlekette bahse konu makale gibi bir yaz dava konusu olamaz."

Cambridge niversitesi Profesr Maurice Dobb: "-Yaz bu lkede (ngiltere), skandinavya'da, Fransa'da ve talya'da sakncasz saylrd. Sz konusu kiinin hapse girmesi sonucunu dourmas glnlk dzeyinde bir olaydr." Prof. Hseyin Naili Kubal gibi dnya gr saa dnk kiilerin de bulunduu bilirkii kurullar adi'nin yazs iin olumlu raporlar verdiler; ama sorun bymt. Tam yedi yl "iki sayfalk yaz" eitli ar ceza mahkemeleri ve Yargtay'n eitli daireleri arasnda gitti geldi; dosyalar bydke byd. imdi saysn unuttum; adi iin -be kez beraat karar verildi, buna yakn bozma kararlar dosyalar kabartt. Bu arada adi Akkl tutuklanyor, salveriliyor; yine tutuklanyor, yine salveriliyor; yllar demir parmaklklar ardnda geiyordu. Yolculuk uzundu. --lerinde Canterbury Bapiskoposu, Uluslararas nsan Haklar Birlii Bakan; nl Profesr Gunnar Myrdal, Yehudi Menuhin, Fablo Casals, Amerika Otomobil ileri Sendikas Genel Bakan ve benzeri kiilerin bulunduu bir kurul adi Akkl' 1967 ylnda "Dnya Mahkumu" ilan etti. Ama yolculuk bitmemiti. Be ocuk babas, 24 yl kamu grevlisi adi, 1960'larn Trkiyesi'nde ve uygar dnyada fikir zgrlnn lt gibi bir tartma konusu oldu; bu tartma srdke adi mahpushaneden mahpushaneye srlyordu. 1970'lerin ilk yarsna dein srd bu yolculuk... --Badat Caddesi'nde Galip Paa Camisi'nin irin avlusunda musalla tanda yatan adi, 1983'n scak bir temmuz gn son yolculuuna kyordu. ocuklar anlatyorlard: -yi deilim, dedi, bir bardak su istedi; suyu getirmeye kalmadan gzlerini kapad. Ei Hikmet Hanm alyordu:

- Sizleri ok severdi, dedi, lm ilannn sizin kenizin altnda yaymlanmasn vasiyet etmi; el yazsyla yazp brakmt. Naci Sadullah' andm: "-adi Alkl" demiti bir yazsnda, "Rodin'in o ahmak ahmak dnen adam deil, 1968 Trkiyesi'nin btn keskin elikilerine ve urad btn adaletsizliklere tombalak ehresinin olanca verimliliiyle insan artacak kadar "glen adam'". Gle gle adi Alkl. ::::::::::::::::: NSANIN NSANLAMASI "Saatin akrebine baktmz zaman, akrep hareketsiz gibi gelir bize. Fakat bir iki saat sonra akrebin yer deitirdiini grrz. nsanlarn hayatnda da byle olur. evremizdeki, hatta kendimizdeki deiikliin ou zaman farknda olmayz. Tarihin akrebi bize hareketsiz gibi grnr." --"nsan Nasl nsan Oldu" adl kitapta byle yazyor. Tarihin bilinmezliklerinden 1600 ylna dein "kahraman insan olan" bir gerek serveni anlatyor kitap; ama insan dediimizde kimi vurguluyoruz? Diyelim ki insanolu Amerika'y kefetmitir; Avustralya'y bulmutur. Peki, Amerika ve Avustralya'da insan yok muydu? Amerika ya da Avustralya'y bulan insann buralarda yaayan insana insan gibi bakmadn tarih sylyor. "nsan Nasl nsan Oldu"dan bu yolda birka satr: "Avrupallar Avustralya'y bulduklarnda bal bana bir ktay ele geirmek onlar iin byk baaryd. Avustralyallar iinse bu gerek bir talihsizlikti. nk insan emeinin devirlerini gsteren takvime gre hesaplanrsa, bunlar daha geri bir zamanda yayorlard. Avrupallarn greneklerinden bir ey anlamyor ve dzenlerine boyun emek istemedikleri iin kendilerine yabanl hayvanlar gibi davranlyordu. (...) Avustralyal iin yasa olan, Avrupal iin crmd. (...) Hayvanclkla

uraan Avrupal iin koyun mal olduu halde ilkel artlarda yaayan Avustralyal avc iin bir avd." "Amerika'y bulan Avrupallar yeni bir dnya bulduklarn sanyorlard. Kristof Kolomb'a zerinde 'Kolomb, Kastilya ve Leon iin yeni bir dnya buldu' szleri yazl bir nian verilmiti. Ne var ki 'yeni dnya' gerekte eski bir dnyayd. Avrupallar oktan unutmu olduklar gemilerini bir rastlantyla Amerika'da bulmulard." "Kzlderililer ve beyazlar ayr ayr an insanlaryd." --Ayr ayr an insanlar olmak... te btn tarihin ve yaadmz gnlerin aclarn bu eitsiz gelime yaratmtr; ama dnya deiiyor; insanlar gn getike eitleniyor. Yeryznde binlerce yl sren klelik kurumu hi deimeyecek sanlyordu. Eski Yunan airi Teognis zaman saatinin yrmyor gibi grnen akrebine aldanarak u dizeleri yazm: "Ne soandan gl kar, Ne kleden zgr insan." Oysa kleliin kurumlamasndan bu yana tarih klelerin zgrlemesi srecinden baka nedir ki? Bu savam gnmzde bile sryor. --Atatrk, Cumhuriyet Trkiyesi'nin insan toplumu iin bir hedef saptamt: -ada uygarlk dzeyine erimek. Bu demektir ki aklmzn akreple yelkovann uygarln en ileri saatine gre ayarlayacaz. Sakn yanl yorumlamayalm; "Tanzimat kopyecilii"ne sapmayalm; yzeysel Batclk anlayn Atatrklk diye yutturmaya kalkmayalm. adalamak, akl ve bilim yolunda yrmek demektir. Eer bugn "Bat" ile Trkiye arasnda kimi konularda ve alanlarda atma varsa nedenlerini anlamaya almalyz. "Dou" ile elikilerimiz varsa, onlar da bilim ve akl yoluyla zmlemeye bakmalyz. Bize yabanc ve ters gelen her konuya Amerika'nn

ya da Avustralya'nn kefi srasnda yaayan yerliler gibi anlamaz gzlerle bakmayalm. --nsann insanlamas uzun ve acl bir sretir. Bugn bile dnyada eitli toplumlar "ayr zamanlarda" yayorlar. Eitleme kolay deil... Ne yazk ki Trkiye'nin toplumsal gereinde ayr ayr zamanlarda yaayan kiiler ve kesimler oald. Bunu demokrasinin gerei saymak iin ok bilgisiz, bilinsiz ya da saf olmal. Atatrk, yaadmz toplumda kiiler ve evreler arasnda var olan zaman ayrlklarni yok etmek iin "retim Birlii Devrimi"ni gerekletirmiti. Bu devrimle ortaa yaayanlar gnmze ulaacaklard. Ky enstitleri de bu amala kurulmutu. Ama hem retim birlii devrimini hem ky enstitlerini yktk; saatlerimizi adala gre ayarlayacak akl ve bilim yolundan uzaklatk. Kt bir i yaptk. Daha uzun sre bu ktln aclarn ekeceiz, insanlama yolunda yrrken... ::::::::::::::::: HAYVANAT BAHES Hayvanlarn deimez grnen (ya da ok uzun srelerde deien) nitelikleri vardr. Taz hzl koar; deve kin tutar; tavan rkektir; kpek iyi koku alr; kedi nankrdr; maymun taklitidir; tilki kurnazdr; katr inatdr; ylan souktur; akrep zehirlidir; koyun aptaldr; kaplumbaa yavatr; srtlan le yer; yarasa ktan kaar; boa ksnktr; at duyarldr; kpek sadktr; papaan konuur; leopar yrtcdr; blbl gzel akr; karga uzun yaar.. --1961 ylnda ran'a gitmitim. Tahran'n byk bir lokantasnda yemek yiyecektik. Bizi arlayan Azeri Trk, garsonu ardktan sonra sordu: -Ne yiyelim? -Siz sein!

Azeri, garsona dnd: -Beye bir bukalemun... amtm: -Aman ben bukalemun yemem. -Bizim burada hindiye bukalemun denir. -Peki, bukalemuna ne denir? -Makyevelsfat. Vaktiyle bir politikac varm, zamanna, yerine gre renk deitirirmi; bakarsn sabah liberal, akam sosyalist, ertesi gn kapitalist, sonra faist... Bu adamn ad Makyavel'mi. Bukalemun da yerine ve zamanna gre renk deitirdiinden biz bu hayvana Makyavelsfat adn vermiiz. Aklamann biimi Makyavel'i tanmlama bakmndan doru olmasa bile nitelii ilginti. --nsanlar anlatrken kestirmeden tantmak iin hayvanlara bavurduumuz olur: -Kaz gibi adam... -Av kpei gibidir... -Srtlan gibi kadn... -Manda yrekli... Ne var ki byle vurgulamalar yetersiz kalr. nk insanolu yaam srecinde deiebilir. Kimi "hayat kadn" tvbe istifar edip yeni yaama balayabilir; manastra kapanabilir. Kimi inanl insan, yolunu deitirip zndklaabilir. Bu belirli yatan sonra bilinlenen ve akln bana toplayan insanlara ok rastlanr ya da tersi olabilir; gizli kalm kt yanlarn eline geiren ilk frsatta da vuran kimseler evremizde az mdr? Kedinin nankrl, kpein ball, devenin kini binlerce yllk deneyimlerle kantlanm insann belleine yerlemitir. Buna karlk hangi insann yrekli, hangisinin kindar, hangisinin nankr, hangisinin korkak olaca doutan saptanamaz.

Beikte uyuyan bebein kimlii yaadka ortaya kacaktr. Atalarmz "Adam olacak ocuk bokundan belli olur" demilerdir; ama u karmak dnyada kimin ne olacan saptamak her zaman kolay deil. --eyrek yzyldan beri alkantl bir siyasal sre iinde yayoruz. Byle dnemlerde kimin ne olaca ya da ne yapaca sorusunun engeli daha da byyor. Her frtnal dnmde kim akrepleecek, kim tavanlaacak, kim papaanlaacak, kim kpekleecek, kim kzleecek, kim ylanlaacak, kim kstebekleecek, kim srtlanlaacak, kim eekleecek diye sorular ortaya kyor. Ve bir kesimiyle toplum, insanlktan kp byk bir hayvanat bahesine dnyor ya da eitli hayvan trlerinin gelitirildii ulusal parklara benziyor. --Siyasal dengeler tepetaklak edildiinde toplumsal yaam da altst olur. Byle dnemlerde sada olsun, solda olsun, kimileri karakterlerinin saatini ayarlayverirler; bakarsnz ki yelkovanla akrep bir elde yer deitirmi. Sakn armayn. Bu gibiler ne koyundur ne ylandr ne kertenkeledir ne de kpektir; bunlar birer Makyavelsfattr; bunlar eek, rdek, beygir, kz olabilecek kadar bile karakterden yoksun insan klkllardr. ::::::::::::::::: ODA VE BULUT ary bir kez daha okudum: "TRT Ankara Oda Orkestras'nn Arkeoloji Mzesi bahesinde verecei konseri onurlandrmanz rica ederiz," stanbul Arkeoloji Mzelerini Sevenler Dernei Ve dndm: -Arkeolojiyle mziin ilikisi ne? Hele oda orkestras

niin bahede alyor? Bilgisizliim ortaya kmasn diye iimdeki soruyu da vurmadm. Oda mziinin 18'inci yzylda Saray salonlarnda olutuunu biliyorum. Mzii severim. Ne var ki sevgi her eyi zmlemiyor. Leonardo "Sevgi bilgiden doar" demi. Bilgisiz sevgi, kimi zaman insan bolua drebilir. Kimbilir, belki artk oda mzii konserleri de ak havada dzenleniyor. Acaba kim, ne alacak? ar kartna bakyorum: -ef: Grel Aykal. Solist: Suna Kan. Ne alacaklar? -Haendel, Haydn, Respighi. lk ikisi iyi de sonuncuyu tanmyorum; 20'nci yzyldan birisiymi. --Gzelim bir akamst, Arkeoloji Mzesi'nin bahesinde sanatlar bekliyoruz. Trk mzeciliinin babas Osman Hamdi Bey'in 19'uncu yzyln sonunda mimar Valaury'ye yaptrd yapnn koca stunler arasndaki giriinde orkestraya yer ayrlm; baheye tahta sandalyeler dizilmi. zleyiciler yava yava yerlerini alyorlar. Gelen gidene bakyorum. lerinde kimler yok? Bir kitapta okumutum: Nazi lm kamplarndaki gardiyanlar arasnda melomanlar da varm. nsan ve insanlk sevgisi olmayan mzik sevgisi oluabilir mi? Kimbilir. Ben dneduraym, sanatlar yerlerini aldlar, almaya baladlar. Bahedeki binlerce yllk yontular, zaman amna uram gmt talar, yzlerce yl geride brakm aalar, iskemlelere dizilmi insanlar, aa dallarnda sereler, gkte kanat rpan martlar, Mze'nin at aralklarna snan kumrulara doru yansd sesler...

Be kadn yeil, on erkek siyah beyaz giysileri iinde, yayl sazlaryla Haendel'i Arkeoloji mzesinin avlusuna getirdiler. --Ve zamanlar seslerle i ie girip grntlere doland. Kemandan kan ses, gvercinin kanat rpmas, orkestra efinin elleri, martnn l, serenin t, izleyicinin ksr, aacn hrts, gmt tann sessizlii Haendel'le sarmallayordu. Gkte bir bulut dolayordu. Oysa lo bir konser salonunda olsaydk, besteci ile dinleyicinin arasna yalnz sanatnn yorumu girerdi. Batmaya yz tutan gne Arkeoloji Mzesi'nin geni penceresine yansd; camdan ieri girip skender'in lahdini kuatt; dizi dizi tanrann mermerden memelerini okad. Gn batyordu. Hicri 1403, Rumi 1399, Miladi 1983. Ramazan 17, Haziran 15. Mart gkyznde edepsizce kanat rpyor, irre sesiyle lk atyordu. Kendimi sulamaya baladm: -Neden buraya gelmitim? Konser bittikten sonra konuurken ona buna yapay glcklerle ne diyecektim: -ok gzel aldlar. --Tam byle dnrken bir eyler oldu. Notalar katlardan soyutlanp kanatlandlar; sazlarn tnlar ayrmsand; titreimleri btnleti; sesler rmaklar gibi kucaklap nehirletiler. yle bir nehir ki damlacklar suyu, su aknty, aknt dalgalar yaratyor; dalgalar nne gelen her eyi srkleyerek bilinmedik bir denize yol alyordu. Mart, aa, kumru, gmt, insan, sere, yontu,

yaprak, mermer, sazlarla zdeletiler. nsanln uygarl sese, ses herkesin anlayaca bir dile dnt. Doa eridi. Yaam, sesten oluan bir evreydi artk. --Konser bittii zaman oda mziinin ak havada alnabileceini kimse bana retmeden anlam; arkeolojiyle mzik arasndaki banty da alglamtm. ::::::::::::::::: LDRESYE SEVMEK Sar-esmer benizli bir adamd tarih retmenimiz; ok sigara ienlere zg bir sesi vard; simsiyah salaryla gen, krk yzyle yalyd; can skc bir i yapyormu gibi ders anlatrd. Duvarda Trklerin anayurttan g yollarn gsteren kocaman harita duruyordu. lkokuldan beri gre gre almtk; bakmyorduk haritaya; artk belleimize kaznm bilgileri scak m scak bir leden sonra dersinde yine dinliyorduk: -Eskiden Orta Asya'da koskoca bir i deniz vard. Ama zamanla deniz kuruyunca Trk boylar anayurdu brakp g etmeye baladlar. Atalarmzn bir bl Hazer'in kuzeyinden, bir bl gneyinden Bat'ya dalga dalga sarktlar. Bir renci: -retmenim! -Ne var? - deniz neden kurumu? -klim deiikliinden kurumu. Doa durduu gibi durmaz; yerbilimde (jeolojide) okumuyor musunuz? --Marmara'nn l deniz niteliine doru dnt haberleri gazete balklarnda krmz alarm iareti gibi gze arpyor; ben de dnyorum:

-Orta Asya'daki i denizimizi de sakn biz kurutmu olmayalm? Geri o dnemde yerleik dzende bile deildik; at srtnda kl sallayp dmanlar yok ediyor, ok ve yayla avlayp "biftek tartar" yiyorduk; ama bugnk kahredici durumumuza baktka, atalarmzdan da kuku duymaya baladm. 20'nci yzylda Marmara gibi bir mavi cenneti ldren biz, bundan binlerce yl nce Orta Asya'daki i denizin canna okuyacak bir eyler yapmzdr. --Gerekte bizim iki i denizimiz var, Van gl de deniz diye anlr. Daha Dou Anadolu'ya abanamadk; ama Marmara'y nasl da bulak suyuna evirdik? Amerikal dostlarmz Cooley Fonu'ndan verdiler krediyi, biz de stanbul'dan zmit'e dein gzelim kylar kara tespih tanesi gibi fabrikalarla donattk, sanayi artklarn da dktk denize; krfez irin suratl bir batakla dnt. imdi uzmanlar baryorlar: -Marmara lyor. --Bizim vatanmz var: Biri ana-vatan: Orta Asya. kincisi vatan: Trkiye. ncs yavru-vatan: Kbrs. Hepimiz ok vatansever olduumuzdan vatanmzn olmasna almaz. Ne var ki bizim vatan sevgimiz de bir baka trldr. Szgelimi bir kadna abay yaktk m sevgimiz bamza vurur, akmz cierimize iler, tutkumuzdan kafamz dumanlanr; ba ekip yirmi-yerinden baklar, kadncaz ldrrz. Polis, adliye, savc, yarg:

- Niin ldrdn olum? - ok seviyordum. Sevdiimizi ldresiye severiz biz... --Yurdumuzu da ldresiye seviyoruz. Bat'daki evre kirlenmesi deil bizim sorunumuz; oralarda sper endstri dnemi yaanyor. Biz sana toplumu deiliz ki... Endstri gelimesinde etimiz ne, budumuz ne? Biz yurdumuzu ok sevdiimizden fabrikalarmz en turistik blgelere kurarz; ok akll olduumuzdan turistik tesislerimizin yanbana fabrika temeli atmadan duramayz. Ne yapalm? Biz byleyiz. ::::::::::::::::: TELEFON ALDI... Telefon ald. Her gn ka kez alar telefon? Amak iin elini uzatrken bilemezsin ne iin arandn? Kar yanda kim var? Ne syleyecek? Hangi yalan ya da yanlgy sana yanstacak? Hangi gerei duyuracak? Bilemezsin. Telefonu atm. Murat Sarca lm. Gndz erif Tekben'in lm haberini almtm. Gece Murat Sarca ld. --lm haberi sana ulancaya dek ller yaarlar. Oysa haberle sana yansyan bilgideki gcrek kafana dank etmeden nce lmtr len...

Hekim, lenin lm saatini raporuna yazar; gerein doru gstergesidir bu... Benim iin erif Tekben'in ve Murat Sarca'nn lmleri, ldklerini rendiimde balad. Dndm: Apak salar, yank yz, yontulam bayla ky enstitlerinin "yadigar" erif Tekben'in ve kzla alan sakal, koca gvdesiyle bilim harmannda dorular arayan Murat'n yaayanlar dnyasndan gp gittiklerini alglamaya altm. Acnn ba yreimi oydu. --Deien bir ey vard dnyada... Ancak deieni bana yansdnda renmitim. ou zaman byle olur. Yalnz lmlerde, doumlarda deil, btn doasal olaylarda gerein insana yansmasyla gerek arasndaki zamanlama deiiktir. Mahpushanede yatarken ne zaman salverileceini nereden bileceksin? Oysa belki o sra tohum topra atlatmtr. ktidar koltuunda otururken belki dmsndr. Doludizgin yaarken lm - yumurtasn bedeninin bir yerindeki kulukasna koymutur. Hangi scak ya da souk sevimede bebein ana karnna deceini sezmek kolay m? Kimi toplum dzenlerinin salam grnen duvarlarn ykacak deprem belki de yeraltnda yansmaya balamtr da yeryzne vurmas iin birka saniye kalmtr ya da uzun srelerde l deniz gibi batakln amurunda insanlar cesetler gibi yzeceklerdir bir mr boyu... Youn bir sevinin cokusu ivmesini yitirmitir de haberin yoktur. Belli belirsiz bir mimik sevgisizliin ve ilgisizliin srecine girdiini sana yanstmtr da yaadn olayn bilincinde deilsin. Telefon aldnda amak iin elini uzatrken bilemezsin kimin karna kacan ve ne syleyeceini... --Peki, bylesine dalgal bir dnyada yaamak g deil mi? Her dakika hangi kebanda kimin ve neyin kacan bilemediince tedirginlemiyor musun? Hep aracak msn?

lmlerde, doumlarda, aclarda, sevinlerde beklenmeyenlerin bekleme salonunda bir yaam boyu oturacak msn? --Yaamn kurallarna boyun eersen, yasalarn benimsersen, anlamn zmsersen beklenmedik olaylarn da beklentilerini gnlndeki deil, ama mantndaki diren sarmalna dolarsn. Aclarn ve sevinlerini mantnn szgecinden geirebilmek, duygularn krletmez; duyarln besler; hayatn geicilii iindeki srekliliini alglarsn; doumlarla lmler arasndaki srelerin herkes iin kanlmaz sradanln dnrsn. erif Tekben ve Murat Sarca yaamn sradanln gzelliklere dntrmek iin dnyada gerekli koullar yaratmaya altlar; ikisinin de gzellikleri zaten bu abann serveninde somutlayor. --Ve yaznn tam bu noktasnda telefon ald. Elimi uzatyorum amak iin... ::::::::::::::::: HAMMER rencilik yllarnda Osmanl tarihine ilikin hangi yazy okusam, iinde bir kez "Hammer" ad geerdi: Ben de merak edip Hammer'in kim olduunu aratrmazdm. Arkadalar arasnda konuulurken de kimi zaman Hammer ad ortaya atlr, herkes biliyormu gibi davranr; kimse kp da apak sormaz, soramazd: - Yahu Hammer kim? Byle bir soru (ya da buna benzer sorular) kiinin bilgisizliini ortaya koymas gibi yorumlanr. Oysa gazetelerde Osmanl dnemine dein yazlarda veya tarih retmenimizin syleilerinde hep Hammer'in ad geerdi. Ben de Hammer'i (Osmanl tarihi yazdna gre) Doulu birisi sanrdm. Hammer sanki mer, nder, Sezer gibi bizdendi. Bir gn derste retmen Hammer'in Avusturyal olduunu aklaynca ap kalmtm. Biz kendi tarihimizi niin Avusturyaldan reniyorduk?

--Avc Sultan Mehmet, zamann sekin kalemi Abdi'ye "mddeti saltanat vakayiini tahrir" grevini ve onurunu vermi. Bugnk dile evirirsek Abdi, Padiahn egemenlii sresinde olan bitenleri yazacak; ama o sralarda ne bir sava ne bir isyan ne de baka bir nemli olay yaanyor. Bir gn Padiah Abdi'ye soruyor: -Bugn ne yazdn? Abdi: -nemli bir olaya rastlamadm sultanm. Avc Mehmet bunun zerine fkeleniyor. Ne demek nemli olaya rastlamak?.. Elindeki ciriti atarak Abdi'yi yaralyor ve soruyor: -imdi yazacak bir eyin yok mu? Avc Mehmet (ad stnde) ava meraklym. Bir ara yine ava km. Abdi de padiahn yanndaym, ellerini ykamas iin Sultan'a gm tabak iinde bir sabun sunmu. Sultan Mehmet sabunu alm, kullanmadan yine tabaa koymu, sonra Abdi'ye demi ki: -Bu sabunu seni sevindirmek iin aldm, kullanmadan yerine koydum, haydi git bu olay tarihine yaz! --Avc Mehmet ile Abdi arasnda geenleri Hammer'de okudum. Bir dnemde Osmanl padiahnn tarihe nasl baktn arpc biimde gsteriyor. Hammer, Osmanl mparatorluu'nun kuruluundan 1774'e kadar geen sreyi anlatm. Otuz yl Trkiye tarihi zerinde alan bu Avusturyal gemiimizi bize tantyor; kukusuz Hammer'in ada tarih gr yok. Yine Hammer'e gre Sadrazam Kprl Ahmet Paa, kendisine itimatnamesini sunan Fransz Elisi M. de la Haye Vandelet'ye fkelenerek eek sudan gelinceye kadar adam dvdrm ve gn hapsetmi. Sonra bu gn iinde Mft Vani Efendi ve Kaptan Paa ile konumu: -Kefereyi ne yapalm?

-yle ya, herif sradan birisi deil, koskaca eli, ama o srada anlalan eli pataklamak pek, yadrganacak bir i deil. Koskoca Osmanl sadrazam eli meli dinler mi? gn sonunda kararn bildirmi: -Eli Vandelet itimatnamesini yeniden sunacak ve bu ilk grme saylacak. Vandelet'ye gzda verilmi: -timatnameni yeniden sunacaksn, hibir ey olmam gibi davranacaksn, bu ilk grme saylacak. Hammer'e gre gerek olan bu olaydan Fransz tarihleri sz amyorlarm. ::::::::::::::::: ZAMAN LE ZAMANE Fransz filozofu Bergson: "-nsan" demi, "zamann iinde deil, zaman insann iinde yaar." Acaba? nsandan nce doann var oluu gerekse, Bergson'un sz sama deil midir? Fransz toplumbilimcisi Durkheim de Bergson'dan aa kalmyor: "-Zaman kavramnn kayna toplumdur" diyor. nce yaadmz olaylar, sonra yaayacamz olaylarn nceden alglanmasna yol aar. Takvimin saptanmas, dinsel bayramlarn belirli aralklarla kutlanmas, ortak trelerin her yl dzenlenmesi kafamzda zaman kavramn biimlendirmitir. "yleyse zaman insana bamldr", diyor Durkheim. Ne var ki doann insan toplumundan ok nce varoluu bu gr de boa karyor. Zaman insann dndadr; ama insanlarn ou, zaman kendilerine gre yaamasn kk yata renirler, benimserler, severler. --Bencillik'ten ve benci'likten doan bu yaklam, oumuzda mantmz eip bkecek ve beynimizi sulandracak

dzeylere varabilir. Mahinur Hanm "Aaaah aaah" diye iini ekip yaknmaya balad m zaman kendine gre yorumlamasn da ne yapsn: -Biz genliimizde byk kk, edep erkan bilirdik; imdiki genlerin ne sa var ne solu; ne yallara hrmet kald ne ocuklara efkat... -Neden dn yleydi de bugn byle Mahinur Hanm, ne oldu da dnya ktledi? -Evladm zamane... Mahinur Hanm "zaman"n karsna "zamane" szcn koyarak kendine gre bir zm bulmutur. Bir zamanlar her eyin ok gzel olduu, ama artk bozulduu bylece saptanm oluverir; ama bu duygu yalnz Mahinur Hanm'da m vardr? Nice kitaplar devirmi, toplum yaamnda kilit noktalara oturmu, niversitelerden diplomalar alm nl kiilerin gemie zlemlerini tutuculuk ve gericilik dzeylerine trmandran itici g nereden geliyor? nsan yalanp da ihtiyarla doru yol aldka "zaman" niin "zamane"ye dnyor? --Neden gelmi gemi en yaman futbolcu Bekir ve en gl pehlivan Koca Yusuf oluyor? Yeni atletler eski rekorlar kronometre ile krdklarndan, yeni yzcler eski ampiyonlar sayyla geride braktklarndan bu spor dallarnda palavraya yer yoktur. Ne var ki gemite yaanan her olay matematie vurmak olanakszlndan kaynaklanan zamane edebiyatnn nne geilemez. Saryer'de eskiden ay denize daha gzel vururdu; stanbul geceleri eskiden daha gzeldi; eski aklarn ycelii yannda imdikiler ksr duygudur; eski dostluklar gibi dostlua imdi rastlanabilir mi? Eski ozanlarn dktkleri dizelere artk kim ulaabilir? Borazan Tevfik gibi bir "nktedan" artk yetiebilir mi? Nerede efendim o eski yaamn grkemi, o eski insanlarn insanl? Nerede o eski raklar? Mezeler? O eski garsonlar? O eski yaam? Kiinin hayatnda zamann deiip dnerek zamane oluu ac bir yaam serveninin son sayfalardr. Grc yntemiyle evlenip kocasn gen yata yitirdikten sonra bir mr boyu turu kavanozunda yaatlan ihtiyar kadncaz sokakta sarma dola gezinen

aklar grd m kukusuz buruklaacaktr: -Ne yapalm zamane... Ama amzn bilinli insan, bencilliini insanln meydan saati yerine koymaya kalkt m zamann yelkovanyla akrebine dolanr, iin iinden kamaz. Beyinsel yeteneklerini yaamnn sonuna dek koruyabilen ve ada mant zmseyebilen kiinin zaman da hibir zaman zamanelemez. Zaman zamaneletirmeden yaamaya bakmal. ::::::::::::::::: EKMEK Msr ekmei, buday ekmei, avdar ekmei, kepek ekmei, yufka ekmei... eitli ekmek var. Ekmek, nimet demektir. Eski grgnn arkndan gemi kii yerde bir ekmek paras grd m eilir, alr, per, bana koyar, ayak altnda kalmasn diye ykseke bir yere brakr. Sofrada nne konan yemee burun kvran mark ocua kalar atlr; sert bir sesle azarlanr kk: -Nimete kfran ha!.. Ekmeinin son lokmasn masada brakan kii, hem ayplanr hem uyarlr: -Gnahtr, ekmeini bitir. Ahap konakta yaayan ocuklu, torunlu, dedeli, nineli, baldzl, eniteli byk ailede gnlk konumalar arasnda ekmein ad sk sk geer: -Ekmek arpsn ki... Eskiden dilenciler evlerin kapsn aldklar zaman para deil ekmek isterlerdi: -Allah rzas iin bir dilim ekmek... Varlkl aile, dilenciye bayatlam ekmek dilimlerini vererek iyilik yapmann tadn karrd. Zenginlerin iyilik duygularn doyurmak iin yoksullarn yaratldna

inanan bir dnyada yaanyordu. Madame de Maintenon da bu kafada imi. "-Sadakay alan kii, Tanrnn gznde sadakay verenle eit olduuna gre iyilik yapanlarn duyduu zevki kskanmak gnah saylmaldr." --Artk ekmein "nimet" olduu bir dnya geride kalyor. Geri yaadmz ada yeryznn byk bir blm alktan krlyor; ama Amerika'nn buday fiyatlarn drmemek iin topran ekmeyen iftiye prim verdii biliniyor; gnmzde ekmek ve buday Tanr'nn nimeti deil, uluslararas arenada ekonomik sava aracdr. Acaba neden? nsanlar birbirlerini ekmeye altklar iin... nsan birbirlerini nasl eker? Sekiz yz metre yarta birinci gelen arkada kalan eker; bilano kar yksek olan irket rakibini eker; daha ok silah satan devlet komusunu eker; arkadann sevdii kz koluna takan damat arkadan eker; nkleer yarta daha uzun menzilli fze reten sper devlet tekini eker. nsanlar hep birbirlerini ekmeye abalarlar; bu yarn iyi ya da kt yanlar vardr. Tarihte uluslarn savalarda birbirini hem ekmek hem de bimek iin abaladklarn okuyoruz. Gnmzde Japonlar otomobil ve elektronik endstrisinde Avrupa'y ekmedi mi? --Ekmek, tohum atmak demek. Atalar diyor ki: -Ne ekersen onu biersin. Doru mu? Belki.

nk bir atasz daha var: -Rzgar eken frtna bier. "Ne ekersen onu biersin" zdeyii doru olsa, rzgar ekenin yine rzgar bimesi gerekmez mi? Ama olmuyor, ne ekersen onu bimiyorsun, frtna eken kasrga biiyor; terr eken ikence biiyor; yalan eken dolan biiyor; dlem eken d krkl biiyor; yolsuzluk eken namussuzluk biiyor; hakszlk eken adaletsizlik biiyor; kin eken intikam biiyor. Bunun iin ektiimize zen gstermek gerekiyor. Dikta tohumu eken tepki, dengesizlik tohumu eken lgnlk, aptallk tohumu eken dangalaklk, onursuzluk tohumu eken erefsizlik, su tohumu eken ceza bier. Neyi ne zaman nasl ekeceini bilmeyen kiiler vardr ki bunlar iin gzel bir halk trks yaklmtr: - Arpa ektim, dar kt. ::::::::::::::::: YR KAPLUMBAA! Ankara - Avrupa asfalt zerinde bir yal kaplumbaa yava yava yryor. kircikli. Kemiklemi srt, kararm kurun rengindeki gvdesi, yllarn krklarn tayan ba, belli belirsiz ayaklaryla asfaltn stnde hi kimsenin anlayamayaca kadar zor bir geziye km. Geni asfalt bizim kaplumbaa iin sanki Gobi l ya da Byk Sahra. Usuz bucaksz... Ne bir tutam ot... Ne biraz yeillik... Ne bir aa. Kaplumbaa abalyor asfaltn zerinde; arada bir ok uzaktan gelen bir hrt ya da grlt duysa, hemen ban ve bacaklarn kabuunun iine ekiyor;

kendisini koruduunu ya da grnmeyen bir yaratk olduunu sanyor. Zavall kaplumbaa devekuu deil ki ban kuma soksun; elbette kabuunun iine ekecek. Sonra usul usul ban yine karyor kaplumbaa, sa solu dinliyor; yrmesini srdryor. --Ankara - Avrupa asfalt zerinden bakalar da geiyor. zel otomobiller, alak gnll minibsler, kocaman otobsler, damperli kamyonlar... TlR'lar zngr zngr titretiyorlar koskoca yolu, tarih ncesi yaratklar gibi egzozlarndan alev dillerini karp ortal dumana bouyorlar. ofrler dayanyor gaza... Uuyor arabalar. Ve tekerlekler kaplumbaann yanndan geiyorlar, ezdi ezecek kadar yakndan. Kaplumbaa deprem grltleri gibi uzaktan balayp birden yaklaan sonra yldrm der gibi patlayp uzaklaan motor seslerine bir anlam veremiyor; yalnz korkuyor, rkyor, hemen ban ve bacaklarn kabuunun iine ekip korunmaya kalkyor. Byle durumlarda dnya onun iin kabuunun iidir. Yalnz bacaklar, boynu ve bana deil, tm i organlarna inme inmi gibi oluyor; motor grltleri, egzoz patlamalar kararm kurun renkli kabuunun stnde yanklanyor. Tam bu srada bir araba daha geiyor kaplumbaann yanndan, tekerlekler srtnyor kabuuna... Ezildi ezilecek... Ama hayr. Bu kez de paay kurtaryor kaplumbaa. Talihli bir kaplumbaa bu. Korkak bir kaplumbaa. Ve de aptal. Arabalar iki yanl vzr vzr.

Koca asfalt sanki Byk Sahra... Ya da Gobi l. Ne kadar zaman geiyor bilinmez? Bir yl m, on yl m, yz yl m, iki yz yl m? Kaplumbaa yryor. Asfalt yolun bir yanndan teki yanna gemeye abalyor btn gcyle... Bir tarladan tekine atlamak dlemi kaplumbaann bilincine denk dyor. be yeil otun tesinde bir dnyann yarat deil ki kaplumbaa... Dnyaya alaca yerde kabuuna kapanarak yaayan bir hayvan iin en byk ufuk bir tarladan teki tarlaya dek uzanr. --Yr kaplumbaa yr... nsanlarn yapt gibi yolun boyuna doru deil, enine doru yr. Devekuu olsan kum arardn ban sokmak iin, kaplumbaa olduundan tarla aryorsun otlamak iin; zaten yapacan bir baka i yok. Yr kaplumbaa yr... ::::::::::::::::: SEN LE BEN Sen - Sen hot, ben hot... Ben - Bu deveye kim verir ot? Sen - Ben aa, sen aa... Ben - Bu inei kim saa? Sen - Sen dede, ben dede... Ben - Bu inei kim tmar ede? Sen - Ben gittim, sen gittin... Ben - Bu hazineyi nittin?

Sen - Kpr altnda ittin... Ben - Kylnn srtndan bittin. --Sen - Ben l ykaycym, ister Cehenneme gitsin ister Cennete gitsin. Ben - Ben sorarm ilm-i hikmetten, sen dersin almadm kilimi mektepten. Sen - Sen bilirsin bir iki... Ben - Ben bilirim on iki. Sen - Benim sakalm tututu, sen sigaran yakmak derdindesin. Ben - Senden korkum yok, kediden krkm yok. Sen - Ben sana hayran, sen cama trman. Ben - Sen sa ben selamet, selamet derkenarest. Sen - Senin aradn kantar, Giresun'da fndk tartar. Ben - Benim adm Hdr, yapacam budur. Sen - Nehirde akan sudur, senin kazdn kubur. Ben - Sen doru ol, eri belasn bulur. Sen - Sen dost kazan, dman duman olup ocan bandan kar. Ben - Sen de bildin yknn koz olduunu... Sen - Ben de bildim imamn okumu olduunu... --Sen ile ben baktlar ki kavgann dibi yok, ayn yolun yolcusu olduklarndan ortaklaa i yapmaya, imeceyle yolunu yordamn bulup keyi dnmeye altlar: Sen - Sen, ben, o yok... Ben - Biz varz.

Sen - Hem olan hem kullarz. Ben - Biz deimenin nnde deil, unundayz: Sen - Biz "sen-ben" olduk da a kaldk. Ben - "Sen-ben" uru olduk, byle oldu. Sen - Bizde sabah ge olur. Ben - Bizim ark sizin orba iinde, sizin tavuk bizim torba iinde. Sen - Bizim yerde bir yel esti, sabah kahvalts kesti. Ben - Bizim gelin bizden kaar, tutar ele ban aar. Sen - Biz leblebi deyince pazar savrulur. Ben - Krk kiiyim birbirimizi biliriz. Baktlar ki yine olmuyor, yamur duasna kmakla yamur yamyor, su yolunda krlmayan su testisini susuz yerde krmak iin sen ile ben kztlar: Sen - Onu bozarm, seni yazarm. Ben - Onun cemaziyelevvelini bilirim. Sen - Onun yapran drelim, ekmeimize tereya srelim. Ben - Onun daha su gtrr yeri var; bugnlerde hangi yana baksan kar. Sen - Ona hatr, buna hatr, bize kahr. Ben - Onun muskasn ez de suyunu i. Sen - Onun boyu orta, beyni bo... Ben - Tut kulandan ifte ko. Sen - Onun boyu boyuma gre deil... Ben - Ortaky'de ifte minare, ii brakmayalm kadere, sen ile ben edelim idare... ---

Sen ile ben iin iinden kamadlar. Sen - Akl kiiye sermayedir, dedi. Ben - Sermaye kiiye akldr, dedi. Akl olmaynca bata, ne kuruda biter ne yata; akll asma kabandan olmaz, deli su kabandan. Sen ile ben "asma kaban m seelim su kaban m?" diye tartrlarken kadn dibi grnnce ben noktay koydum, gerisini sen dn. ::::::::::::::::: ANASINI TANIYAN GEN... Evvel zaman iinde, kalbur saman iinde, deve mbair iken, pire susuz stanbul'a kovalarla su tar iken, ben smet Paa'nn beiini tngr mngr sallar iken, bir fze atmlk uzaklktaki koca bir slam lkesinde yoksul bir kadn olu ile birlikte yaarm. Bu olan bym, kazk kadar herif olmu; ama eve bir lokma ekmek getireceine anasna zulmetmeye balam; her gn olmadk rezillii yapar, kadncaza el aman dedirtirmi. El kadarckken emzirdii, geceler boyu beiini sallad, ninnisini syledii, martp semirttii bu herife kadncaz ylesine balym ki sesi kmazm. Ne var ki sonunda canna tak demi: -Kadya varaym, halimi anlataym. Ve kalkp yola dm. --Mahkemeye vardkta ne grsn? Ortalkta tozdan dumandan ferman okunmuyor; birisini falakaya yatrmlar; beriki srasn titreyerek bekliyor; bir bakasn kucakta darya tayorlar. Durumu gren kadncaz rkm; banda bir aklcaz varsa onu da yitirmi; gelip geleceine bin piman olmu; ama i iten gemi kad hmla sormu: -Ne istiyorsun kadn? Yoksulun eli aya ve dili zlm: -Kad Efendi Hazretleri, benim bir olum var; edepsizliiyle baa kamyorum; her gn bir olay karyor;

eve bir dilim ekmek bile getirmiyor; varaym halimi anlataym, belki bir are bulunur diye geldim. Kad gzlerini devirerek sormu: -Kimmi bakaym o nankr? Kadn o srada sokaktan geen tanmad bir genci gstererek olunu kurtarmay dnm: -te bu! Kad emretmi, yabanc delikanly yaka paa huzura karmlar. -Bre nabekar, demi Kad, sende hi vicdan yok mu ki anan bunca zersin? Delikanl arm: -Hangi anam? Kad kplere binmi: -Bre hain! Ka anan var senin? Karsnda duran anan tanmyor musun nankr!.. -Af buyurun, bu benim anam deil. Kad tmden fkelenmi: Gence on denek vurup akl bana gelmitir diye kaldrmlar; yine sormu Kad: -Syle ulan bu senin anan m? Delikanl direnmi. -Deil, bu kadn benim anam deil. - Yatrn. Yatrn kaldrn, yatrn kaldrn derken tabanlar kan iinde kalan gen: -Durun, diye barm. -imdi tandm, demi, bu benim anam, hem vallahi billahi benim z anam. Kad'nn yz glm:

-Hah yle yola gel! nce p anann elini; sonra anan srtna al; doru eve gtr; ona iyi bak! Bir daha karma gelirsen ne olacan unutma! Delikanl kadn srtlam, yola koyulmu, ardan geerken kardeine rastlam. Kk karde yabanc bir kadn yklenmi aabeyini grnce arm: -Aabey, kim bu srtndaki kadn? -Bu bizim anamz. -Kim sylyor bunu? -Kendisi. Kk karde dnm: -Sen benim bymsn; ama olmaz byle ey. En iyisi sen Kad'ya var, durumu anlat, bir aresini bulsun. Delikanl: -Ulan, demi, senin dnyadan haberin yok! Zaten benim anam belleyip bu kadn bizim anamz yapan Kad... ::::::::::::::::: ADINI YAZACAIN AA ki adam vard. ki aa vard. Adamlar birbirine benziyordu. Elleri, kollar, bacaklar, azlar, burunlar, kulaklar, gzleri vard. Yalar, boylar, aa yukar birdi. Aalar birbirine benzemiyordu. Birinci aa ok yalyd. Bym; bym, bym, bymesi durmutu bu aacn; dallar kabuklar kuruyup kalnlam, budaklar gz gz bedenini sarm, yapraklar damar damar sertlemiti; glgesinde rahat uyumak, aa gvdesine benzeyen dallarnda salncak kurmak, srtn koskoca gvdesine dayamak isteini insanda uyandryordu. kinci aa ok genti.

Yeilimtrak kabuklu ince bir gvdesi vard; rzgarla birlikte sallanyordu; yapraklar uuk renkliydi; dallarna aslsan t diye krlverecek gibiydi. Kk aacn glgesi byk aacn glgesinin onda biri kadar bile deildi. Adamlar aalara bakyorlard. Birinci adam kocam aacn evresinde dolanyor, elleriyle kurumu kabuklarn okuyordu: -Ben, dedi, bunu setim. kinci adam ikircikliydi. Bir kocaman aaca bakyor; bir taze aacn grnne kaplyordu. Birinden tekine gidiyor, geliyor, inceliyor, dnyor, irdeliyordu. Aalarn yapraklar esintiyle hrdyor, yaanan an' vurguluyordu; ama gvdelerinin dilsizlii, gemi ve gelecek zamanlarn anlam gibiydi. Birinci adam sordu: -Sen ne yapacaksn? kinci adam taze aac okad: -Ben, dedi, bunu setim. Birinci adam koca aaca, ikinci adam taze aaca yaklat. kisi de cebinden birer bak kararak setikleri aacn gvdesine adlarn kazmaya baladlar. Birinci adam, koca aacn kaln gvdesine koskoca harflerle yazd adn. kinci adamn olana dard; gen aacn gelimemi gvdesine kk harflerle, ama zenle, inanla yazd adn. Sonra beer adm geriye ekildiler. Birinci adam kabna samyordu. -Nasl? diye sordu. Gerekten koskoca gvdede kocaman harflerle yazlm isim ta uzaklardan okunacak kadar grkemliydi. Birinci adam kendine gvenen bir sesle: -Bu i byle olur, dedi. kinci adam susuyor; taze aacn yeilimtrak bedenine yazlm adna bakyordu; kk harflerle kaznm

bu adn alakgnll bir grnm vard. kinci adam acaba yanl bir aa m semiti? Koca aacn glgesine mi snmalyd? Aradan zaman geti. Gnler hafta, haftalar ay, aylar yl oldu. Zaman denilen terzinin inesi nice takvimin gergefini iledi. Ka vakit getiini sylemek zor ama gnlerden bir gn ikinci adam birinci adam buldu: -Haydi, dedi, gidip u yaptmz iin ne olduunu yerinde grelim. Az gittiler, uz gittiler, adlarn yazdklar iki aacn yanna vardlar. Birinci adam grdklerine inanamad. Kendi ad nasl yazlmsa yle kalmt; belki de gittike kuruyan yal aala birlikte kurumu, klm, siliklemiti. Oysa alas biimde boy atmt gen aa ve ikinci adamn ad, byyen aacn gvdesiyle birlikte bym, bym, bym; ylesine bym ki birinci adamn ad kck kalmt ikinci adamn yannda. ::::::::::::::::: ANORMAL BR YAZI!.. Eskiden "normal" davranlarn dnda iler yapan kiiye klrd: - Deli misin sen? imdi diyorlar ki: - Manyak msn be! Gnlk yaama giren yabanc szckler oalyor. Halk kimi zaman bir yabanc szc alyor, eviriyor, eviriyor, yeni anlamlar ykleyip istedii gibi kullanyor. "Normal" bunlardan birisidir. Vaktiyle bedeninde krklk duyan kii ne sylerdi: - Rahatszm... imdi ayn durumda bir gen, evreye derdini anlatmak isterse yaknyor: - Normal deilim...

Dolmuta, ofr arkadana anlatyormu: - Akamlar bir tek attm m normalleiyorum. - Sonra? - ki tek atnca daha ok normal oluyorum. Artk kzdmz kiiye: - Anormal herif... diyoruz. --Hayat "normal-anormal" ikileminin gel-git'lerinde yaanyor; kime rastlasanz lkenin ve dnyann olaanst dnemler geirdiini yineliyor. Soruyorsunuz: - Neden? - Dnyann durumuna baksana!.. Ortadou kan ve ate iinde alkalanyor. Lbnan paraland. ran-Irak sava sryor. Karayiplerde neler oluyor? Afganistan'da arpmalar sryor. Her lkede kaynama durmuyor. - Anormal gelimeler mi sz konusu? - Evet. Acaba doru mu? Dnyann her yeri dingin ve gllk glistanlk olsa "normal"dir diyebilecek miydik? 20'nci yzyldan nce dnyada eitsizlik, klelik, zulm grla giderken nice lke zerinde hibir rzgar esmeyen bataklk gibi kmldamazken her ey normal miydi? Soralm kendi kendimize: - Sakn bizim kafamzda anormal olan normal, normal olan anormal sayan bir bozukluk, ya da koullanma olmasn? Yakn evremize bakalm: Bir zamanlar kadnlarn erkek gdmnde bulunmas normalmi; sonra kadn zgrl ya da bamszl diye bir dava ortaya atlm? Acaba hangisi normal? Kadnn kle, erkein efendi olmas m? Yoksa kadnla erkein eit insan saylmas m?

Normalin anormallemesi, anormalin normallemesi toplumsal yaamda bir sre sorunudur. Herkesin fes giydii toplumda ak bala gezmek anormaldir; herkesin fesi yaamad bir toplumda krmz kalpl, siyah pskll fesle dolamak normal midir? --Kimi toplumlarda ad deliye karlm insanlar vardr ki herkes gibi davranmadklar iin knanrlar. Oysa yaptklarn toplumlarn dar koullarndan syrp evrensel lye vurduunuzda ortaya bir baka deer yargs kabilir. Topluma ters den klar, fikirleri, davranlar, tutumlar, inanlar yarglarken dikkatli olmal. --Normal dnemlerde anormal davranlar normal saylmaz da anormal dnemlerde anormal davranlar normal saylmaya balar. te o zaman toplum ivisinden ya da irazesinden km gibi olur; neyin nesi, kimin fesi olduunu anlayamadnz kiiler ortaya kp artc eylemlere giriirler. Toplumu normalletirmek iin anormal davranlar normal sayanlarn, anormalleen toplumlarn normal tepkiler karsnda armalar da bundandr. ::::::::::::::::: FKE fkelendim bugn. Yarn belki geer. Ama bugn burnumdan soluyorum ve iinde yaadmz dnyann ne denli pis olduunu dnyorum. Evet, bu dnya pis bir dnyadr. Dnya pis olmasa insan sabunu icat etmek zorunda kalmazd. Bunca amar sabunu, tuvalet sabunu, cilt sabunu, yz sabunu, yeil sabun, beyaz sabun, kokulu sabun, killi sabun, katranl sabun, arap sabunu neyi temizlemek iin yaplyor? Koskoca fabrikalarn durup dinlenmeden leke tozu retmeleri neden? Dnyann pisliini temizlemek iin yetiyor mu bunlar? Yetmiyor.

Bu kez insanolu deterjanlar buluyor. Habire deterjan tketiyor, ampuanm, fayans tozuymu, hal temizleyicisiymi, bulak kremiymi... Sonu? nsan, pisliin elinde oyuncak. Pis dnyann pis huylu, pis azl insanlar, pisipisine konuuyor, pisipisine yayor ve pisipisine lyorlar. --Dnya ylesine pistir ki bir kesekad fstn sonuncusu ac kar; sokakta para drsen kanalizasyon deliine yuvarlanr; telefonu evirsen yanl numara, birini sevsen evli kar; baban hastalansa, hastaneler doludur; banyoya girersin, sular kesilir, dolmua bindiinde cebinde bozukluk olmadn grrsn. Koskoca denizlerde gemilerin karaya oturmas, usuz bucaksz gklerde uaklarn arpmas, dmdz yollarda arabalarn birbirine girmesi neden? Dnyann pisliinden. Evin kapsn kapayp apartmandan karken anahtar ieride unuttuunu anmsarsn. Neden? Dnya pis olmasa otobste yeni ayakkabnn stne basmazlar, inecein istasyonu unutmazsn; sevgilinle buluacan gn yznde sivilce, yemee arldn konuk evinde tabandaki yemekten sa kmaz. Okuldan katn gn yolda mdre rastlamaz, ekmek keserken parman da kesmezsin. Snavda kopye yaparken yakalanman, yeni giysilerinin stne ya damlatman, tam uyku bastrmken komunun bastrmas neden? --nsanolu dnyann ne pis olduunu bilir, bildii iin ocuuna retir: - Olum burnunu sil. - Kzm ellerini yka. - O pis lakrdy kimden rendin?

Olan biraz byyp de hanyay Konya'y renmeye balad m konuma deiir: - Utanmyor musunu ulan, kazk kadar adam oldun... Bak, daha pis pis srtyor. Bykler arasnda: - Bearet Hanm bu dosyalarn pislii ne? - Ambar bok gtryor... - Bu dzen kokumu... - Nedir bu be? Her gn gazetelerde sosyetenin pislikleri dklp salyor. - Le kardeim, le... --Dnyann pislii ile baa klmaz. nsan ayakyolu temizleyicisi gibidir; ister kral olsun, ister cumhurbakan, ister babakan, ister kralie, pisliini temizlemek zordur. Dnya pis olmasa kii cennet dler miydi? lnce bedenini ykatp temiz bir kefene niin sardryor insanolu? Dnyann pisliinden kurtulmak iin bu son abalamadr. ::::::::::::::::: MUHSN ERTURUL'DAN ALINACAK DERS... Muhsin Erturul'un lm yldnmnde (29 Nisan) eitli yazlar yaymland, konumalar yapld. Trk tiyatrosunun by deiik alardan anld. Gerekten Muhsin Erturul ok ynl bir insand; kiiliinin boyutlar saymakla bitmezdi, yneticiydi, oyuncuydu, genel ynetmendi, yazard, kltr adamyd, ncyd; ama yalnz Trkiye'de deil, amzn dnyasnda ok nemli saylacak bir yan yeterince vurgulanmad: Muhsin Erturul egemenlerin sanatn sanatn egemenliine dntren 20'nci yzyln bilincini btn yaamnda savunmutu. Muhsin Erturul'u nce uzaktan yaptklaryla izledim, sonra kendisini yakndan tanmak mutluluuna eritim. Bu gzel adam hayatnn son yllarna doru gnden gne daha ok bilgeleerek yaad ve ayaktayken dimdik ld.

Hibir zaman eilmemiti ki... --Sanat ile egemenliin tarihte sarmallaan bantlar vardr. Egemenliin somut davurumu siyasal iktidar biiminde olur. Her siyasal iktidar sanat denetlemek ister. Kimi devrim atlmlarnda siyasallama sanatn bile nne geebilir; kimi tutucu iktidarlar sanata pranga vurup kleletirmek iin abalarlar. nsanln uzun gemiine baktmzda sanaty uak sayan egemenlik anlaynn binlerce yl srdn gryoruz. Ama hmanizmann halkla dnmn ve halkn egemenliine yol aan geliimini ok eskiden beri sezip syleyen sanatlar da vardr. amzda ise sanatnn bilinci yaad dnyann gerisindeki kr karanlkta kald zaman ortalkta sanat da kalmaz. Muhsin Erturul, ada uygarln sanatn nc dnyann kr karanlnda tmak iin bir mr boyu emek vermitir. Hem tiyatro seyircisine salonda kabak ekirdei yememesini ve oyun oynanrken grlt etmemesini belletmek, hem de siyasal iktidara tiyatrocuya sayg gstermesini retmek gibi iki yanl bir ilevi de stlenmiti. Bunun ne denli zor bir i olduunu biliyordu ve gze almt. Bunun iindir ki dimdik ve ayakta ld. --Sanatn ada dnyamzda bir anlam var. Bu anlam alglayamayan kii rejisr olur, oyuncu olur, perdeci olur, evirmen olur, tiyatro mdr olur, ama sanat olamaz, saygnlaamaz, soylulaamaz. Siyasal iktidarlarn uaklnda saray kahyal yapar gibi uzun yllar tiyatro mdrln yapan kiiler de vardr lkemizde, parasal egemenliin bahiini koparmak iin iki bklm olan tiyatrocu da vardr. Bunlar arasnda Muhsin Erturul'u "hocam" diye ananlar da vardr. Ama Muhsin Erturul'a "hocam" diyebilmek iin gerekli onuru kiiliklerinde koruyabilmiler midir? --Muhsin Erturul'un dirisi de ls de lkemizin ortalk yerinde bir ant gibidir. Bu byk adam anarken

ada sanatn bilincini ve onurunu simgelediini unutmak kendisine saygszlk olur. ::::::::::::::::: MUTLULUK Aydn olmak ne demektir? Devrimci ve demokrat olmak demektir; ilerici olmak, ada olmak demektir. Dnyamzn btn kat ve kt gereklerini renmek; onlar kmsemeden, azmsamadan, gizlemeye almadan ortaya koymak; sonra her eit karc rzgara, bask frtnasna kar; binlerce yllk geleneklere, yzlerce yllk greneklere kar; insan ezen bilgisizlie, soysuzlatran para gcne kar... Ve umutsuzlua kar... Ve yazgcla kar... Bu olumsuz koullarda bile boyun emeyi yadsyarak zgrlkleri savunmak demektir. Dnyaya gelen her drt ocuktan nn yeteneklerini gelitirmelerine engel olan sosyal adaletsizlii yok etmek; lkelerin ynetimlerini para gcnn eline brakan dzenleri deitirmek; adaletin soysuzlatrlmasn engellemek; gkten inme sanlan ayrcalklar tanmamak; rkl, yoksulluu ve smry ortadan kaldrmak iin elinden gelen ne varsa yapmak ilericiliin kuraldr. Yerel yenilgilere karn insanln gittike daha aydnlk olacana inanmak; geici gerilemelerin aldatc grntsne kaplmamak ve kiiliinden dn vermemek... te ilericilik budur. adalk da budur. Kleliini benimsemi ve zavallln zmsemi btn klelerin ve zavalllarn aydnlanp bilinlenmesi iin almak; smry doal sayanlara smrnn kaldrlabileceini gstermek; zgrl bilmeyenlere zgrl retmek iin rpnmak ilericiliin ve adaln da ta kendisidir. --Eer bu ynde alan nderler, bilginler, aydnlar ve alak gnllerinde byk yrek tayan insanlar olmasayd insanln uyan bunca abuklaamazd; nkleer sava tehlikesi bugnk gibi dengelenemezdi; dnyann daha byk blm karanlkta yaar,

dnk smrgeler siyasal bamszlklarna kavuamazlard. Tarihin ak bamszlk ve zgrle doru yryen insanl hibir gcn durduramayacan kantlyor. Daha 1900 ylnda ancak 200 milyon beyaz rktan insan yeryzne egemendi ve kendi iinde hogry benimseyen Avrupa'daki demokratik rejimlerin bile smrgeci kollar yeryzn kaplyordu. Aradan geen srede, ilericiliin yadsnamaz admlar, zgrlk ve bamszln adn dnyann en uzak kelerine dein duyurdu. Diktaclk hevesleri ve zgrlkleri inemek isteyen btn eilimler, bir sre iin eylemde gl grnseler de geici olmalar kanlmazdr. Tarihin bu arpc gzellikle geliimini grerek insanln zgrlk yrngesinde kendi yerini saptayabilen kiiye ilerici derler. Umutsuzluklarn iinde umudunu yitirmeden, karanlklarn iinde aydnl grebilen, en kt koullarda bile inancn koruyabilen kii ilericidir. nk o, evrensel gerei kucaklayabilen ada insann bilincine sahiptir. nsanln mutluluunu zleyenlerin nerede olursa olsunlar btnleecekleri ortak nokta neresidir? amzn insan, mutlulua giden yolun bireycilikten gemediini ve gezegenimizin en uzak kesinde bile ada uygarla yakr bir yaam biimi geerli olmadka en uygar saylan toplumlarda huzur salanamayacan bilmektedir. Hi kimse, hibir halk, hibir ulus, hibir lke kendisini dnyadan soyutlayarak yaama gcnde deildir. Ve bir devlet (isterse sper olsun) dnyann u veya bu yerindeki halklar, uluslar, smr dzeninin erevesinde uzun sre tutmak gcn koruyamayacaktr. Bugn dnyann her yannda bunalm; eitsizlikten, adaletsizlikten ve smrden remektedir. ada insan bu gerei bildii iin yeryznn bunalmna amaz; tersine bugn dnyada bunalm olmasayd mutluluumuz derinleir; umutsuzluumuz younlard. Oysa ilerici insann umudu gerekilikten kaynaklanmakta, savamna g vermekte, mutluluunun gerekesini yaratmaktadr. ::::::::::::::::: RUH SU

Ruhi Su gibi bir adam nerede, ne zaman bulur insan? u koskoca yeryznde bir Ruhi Su daha var m? Belki vardr, belki yoktur; bilemem. Okyanuslarn tesinde berisinde yle halklar yayor ki, halklarn ylesine gzel deyileri, syleileri var ki, belki onlarn iinde de bir, bilemedin iki ya da Ruhi km; yzyllarn birikiminde ezgileen trkleri derleyip toplayp, dzenleyip sylemitir; hem tarihin yreini dile getirmitir hem yaad an duyarln yanstmtr. Evrene gre mini minnack, insana gre koskocaman gezegenimizde hangi yiidin nerede neler yaptn bilmek kolay m? ok zor bir i bu. Kimi deerleri tanmak, bilmek, renmek ou zaman bize nasip olmuyor. nk yeryzndeki iletiim kesik, kopuk, snrl, yasakl, sansrl, engellidir; dnyay ancak Bat'nn iletiim organlarndan izliyoruz; rmcek ana benzer bu haberleme dzeninde bize kimi tantyorlarsa, ona deer verip yceltiyoruz. Dnyann bize tantlan dnya kadar olmadna inanyorum; daha byk bir dnyamz var. --Kendi dnyamz bile bize tantlandan daha byktr; Ruhi Su bunu kantlad. Yunus Emre'yi bilirdik; ama Ruhi Su sylemeden Yunus Emre'yi yreimizde duyduk mu? Pir Sultan Abdal' bilirdik; ama Ruhi Su syleyinceye kadar Pir Sultan Abdal' duyduk mu? Karacaolan'n zeybekleri, semahlar, seferberlik trklerini bilirdik, Ruhi Su syleyinceye dek duyduk mu? Duyan vardr kukusuz, kimilerinin kulana alnmtr; ama Ruhi Su'dan dinlemeden nce bizi biz yapan trklerimiz yreimize ilemi miydi? Trk deyip gemeyin.. Trknn zellii, ayrcal vardr. Bir mzik paras bestelemek ayr ey, trk yakmak ayr ey. Trk bestelenmez; yaklr. Trknn yaklmas iin insanolunun yanmas gerek. Sen yanmasan; ben yanmasam, o yanmasa, biz

yanmasak, nasl yaklrd trkler? Seferberlik olmasa, insanlar savaa srlmese, Pir Sultanlara daraalar kurulmasa, Karacaolanlarn gzn sevdalar brmese, emekiler el kaplarnda gurbetilik yapmasa, analar oullarna, kzlarna yanmasa, nasl yaklr trkler? Halkn vicdanndan yansyan ve bilincine kaznan olaylarn ttsleri insann genzini yakmasa nasl yaklr trkler? Gldr gldr yaayan bir toplumun ortak duygularn birbirine atp yalazlandrmakla yaklr trkler. --Yaad lkenin trklerini tanmayan aydnlar, halk tanmyor demektir. Ruhi Su ite bunu yapt, hepimize trklerimizi tantt, retti. Halkbilimin bilgecesi, yalnz renmekle yetinmez, duymakla pekiir. Halkn barndan ykselen ezgileri duymayan ezgilerin ardndaki yaantlarn kkenlerine inemez; yaad toplumun hayat damarlarnda dolaan smscak kan pompalayan yrein amazlarn bilemez. Halktan koparak toplumuna yabanclaan aydnlar, aydnlama olanan yitirirler. Aydnlarla halk ortak duygularda sazyla, sesiyle, syleyiiyle, eylemiyle btnletiren Ruhi'nin ne byk bir i yaptn ileride ok daha iyi anlamak olanaklarna kavuacaz. ::::::::::::::::: TV'DE KEMAL TAHR Kemal Tahir'i 1950'lerin ilk yarsnda Aziz Nesin'le ortaklaa kurduklar Dn Yaynevi'nde tandm. 1938'de Nazm Hikmet davasnda tutuklanan yazar 15 yl hapis cezasna arptrlm, 1950'deki genel afla kp Babali'ye dnmt; ama bu dn baka dnt. Mahpushane niversitesinden diploma alan Kemal Tahir birbiri ardna romanlarn yaymlayacakt. Nitekim 1955'ten lmne kadar (1973) sanrm 15 roman kt; tm ilgi grd. --Kendine zg kiiliiyle evresindekileri etkileyen bir adamd Kemal Tahir, sesi daha kulaklarmda yanklanr. Tarihin sayfalarnda a am, devrimler gerekletirmi nice kii, Kemal Tahir'in aznda iki paralk olurdu. Belki de 12 yllk mahpushane yaamnn

dolduruuyla gerilmi olan ruhu kfrettike yelpazelenirdi: - Koca kodo, kan iici, namussuz, alak!... Kemal Tahir'in konumalaryla insann arplmas doald; ancak rahmetli yazara fkelenip de sert bir kar k yaptn m, saniyede deiip kahkahay patlatr; kimbilir belki de szlerinin hedefini bulduunu dnerek keyiflenirdi. Hi unutmam; Kongo'nun bamszlk nderi Patrice Lumumba 1961'de emperyalizmin ua Albay Mobutu'nun emriyle ldrlm; cinayet aydnlarda tepki yaratmt. Kemal Tahir ayan yere, elini masaya pat pat vurup baryordu: - Kolay m yahu? Kimmi o Belika'ya kafa tutan Lumumba? Emperyalist, adama bokunu yedirir. Eh, bir bakma yaamn sert yasalarn anmsatyordu Kemal Tahir: "Arkada, kimse yiyemeyecei pilavn nne oturmasn" diyordu. Ne var ki syleyi biimi karsndakileri de buruyor, ineliyordu. --1960'larn sonuna doru Kemal Tahir'in evi tekkeye dnmt. Rahmetli yazar, postunun stne bada kurmu eyh gibiydi. Artk dlemlerini tarihsel kuramlara dntrm; tutarsz ve sisli fikirlerini benimsemeyenlere yaman bir sava amt. Yaln kl kavgaya giriyor, kiileri yerin dibine batryor, tarih gereklerini iine geldii gibi tersine eviriyordu. Deil bilim adamnn, romancnn da olamayaca kadar gemie kar kaygsz ve sorumsuzdu. --Kemal Tahir romanlarnda nyargl bir tarih grn ilemitir. (Roman sanat asndan yazarn deerini tartmak bir baka konu.) Bana sorarsanz Kemal Tahir'in tarihsel yaklam zgn de deildir; Osmanlya (ve Abdlhamitilie) dnk akmlarn baka biimde tezgahlanmasdr. Ne var ki Kemal Tahir'in bu dnm sa kanadn pek houna gitmitir. Yazar alp batac yapmlar; tarihsel gerekleri saptran yaptlarn da gklere karmlardr. Kemal Tahir, sa kanadn gznde ylesine "merulam" ve benimsenmitir ki birka gn nce televizyonda anlmtr.

--Yanl anlalmasn: "Kemal Tahir lmnn 10'uncu ylnda anlmasn, televizyon programlarnda yer almasn" demiyorum. Devletin TRT'sinin hangi ller iinde altn vurguluyorum. Gerek btn sanatlarmz anmak TRT'nin grevi olmaldr. lmnn 10'uncu yldnmnde Kemal Tahir iin dzenlenen 15 dakikalk televizyon programn izledim. Kemal Tahir yaasayd, sanrm elikili ruhunda bu programa ynelik byk tepkiler oluurdu. nk programda Kemal Tahir'in kiilii yoktu, zyaam da yoktu, romanlar da yoktu; yalnz belirli bir amaca ynelik szlerinin tutkalla birbirine yaptrlmasndan oluan bir kurdela vard. --Sonu: Eer bir yazar tm gerekliiyle anmaktan korkuyorsak ya da sakncal buluyorsak anmayalm daha iyi... nk hem yazara hem okura hem de Trk toplumunun gelimilik dzeyine kar bir ayp ilemi oluyoruz. ::::::::::::::::: ZNEL VE NESNEL Eski keyazarlar gibi konuya bilinen bir ykckle gireyim. Nasrettin Hoca'ya sormular: - Dnya'nn merkezi neresidir? Hoca: - Eeimin sa arka ayann bast yerdir. "zafiyet" kuram asndan Hoca'nn dedii doru saylabilir. "Benci" dnya gr bakmndan da grkemli bir yanttr. nk kendini dnyann odak noktas sayan kiilere ders vermektedir. "Benci" dnya gr insan ister istemez bencillie de gtrr. Bencillik yalnz karcl deil hogrszl de ierir. Bylece kiinin znel durumu, da dnk nesnellie dnr. Dilimizde dndn dobra dobra syleyip yapan kii iin: -Bu adamn, denir, sa solu yoktur.

Ancak bu deyim politikada geerli deildir; nk sasz-solsuz siyaset, amz dnyasnda var olamaz. Buna karn lkemizde yaayan kimi insana sorarsanz: - Sac msn, solcu musun? Adam tedirgin olur; sacym ya da solcuyum demekten kanr; yant vermez veya "ne sacym ne solcuyum, ben dorudan yanaym" diye savunmaya geer. nk toplumsal ve siyasal gemiimizde solculukla saclk sakncal nitelikler kazanm; demokrasinin, hogrnn, zgrln koullar ileyecek yerde fikirleri yznden insanlar sulama eilimi ar basmtr. Ne var ki ok partili demokrasinin geerli olduu (ve olmad) btn lkelerde sa ve sol deyimleri kullanlmaktadr. Bu szckler tarihsel yklemlerle zenginlemi, siyasal kavramlar olarak gelimitir; niversitelerin siyaset bilimi krslerinde sa ya da sol deyimleri kullanlmadan bilim yaplamaz. Uzak ya da yakn yabanc lkelerdeki siyasal gelimeleri, sa ve sol akmlar ve partileri deerlendirmeden anlayamayz. lkemizde de ancak san ve solun bir arada yaamasyla ok partili demokrasinin yaayabilecei alglanmaldr. --Bir insann sac ya da solcu olmasnn iki yan vardr. Bir iadam, solcu olabilir. Ama nasl? Eer sermaye sahibi solculua inanyorsa, bu onun znel (subjektif) sorunudur. Ya da bir emeki sac olabilir ki emekinin toplumsal konumuna ayr den bu inan, znellik kapsamna kalr. Eer bir politikac ya da parti yneticisi "ben ne sacm ne de solcuyum" diyorsa bu szler kiisel bilin dzeyinin ya da inancnn gstergesidir. Ancak saclk ya da solculuk, yalnz znel (sbjektif) bir ey deildir. Olayn bir de nesnel (objektif) yan vardr. Szgelii bir siyasal partinin solcu mu sac m olduu, ilkelerinden ve programndan anlalr. Siyaset bilimcileri partinin ilkelerini, programn, yneticilerin toplumsal konumlarn, semen tabann inceleyerek rgtn solcu mu, sac m olduunu saptarlar; siyasal yelpazenin neresine oturduunu belirlerler. --smet Paa, 1960'larn ikinci yarsnda Trkiye'de

demokratik bilin geliirken demiti ki: "-Ben krk yllk solcuyum." Herkes amt. Byle durumlarda nemli kiilerin sylediklerinin de kukusuz ok nemi vardr; ama yukarda belirttiim gibi znel bir durumu vurgular. nn'nn yarm yzyllk siyasal yaamnda sac m, solcu mu olduu nesnel koullarn yantlayaca bir sorudur. ::::::::::::::::: 112 GN nl romanc Ernest Hemingway, amansz bir sarla yakalandn anlaynca av tfekIerinden birini enesinin altna dayayp tetii ekti. Arthur Koestler'in sonu daha karmak biimde noktaland. Koestler, Londra'daki evinde ei Cynthia ile birlikte l bulundu. Kar-koca "acsz lm" yeleyen bir gr savunuyorlard. Genel kan, birlikte canlarna kydklar yolundayd. Ancak Koestler'in iyilemesi olanaksz durumuna karn, einin hi bir eyi yoktu. Bu salkl kadn da sevdiiyle beraber lm gze alm, halk ozannn sylediini yinelemiti: "Bu dnyadan gider olduk Kalanlara selam olsun..." --Hemingway'i ve Koestler'i tm dnya tanyordu; iki yazarn da kitaplar snrlar ayor, ellerde dolayordu. kisi de hayatn binbir rengini grmler; acsn, tatlsn yaamlard. Hemingway, Birinci Dnya Sava'nda cephede muhabirlik yapm, Afrika ormanlarnda avlanm, spanya Sava'na katlm. kinci Dnya Sava'nda yine sava muhabirliine svanmt. Dnya kazan Hemingway kepeydi; insan ve insanl kzgn olaylarn alkantlarnda izlemi, tanmt. Arthur Koestler spanya Sava'nda muhabirlikle ie balamt. Yine spanya'da casuslukla sulanarak idam cezas yedi; ay lm hcresinde yaad. Sonra hayatn karmakln edebiyat araclyla saydamlatrmaya alt. ld gn, yapaca hibir ey kalmamt.

--Amerika'nn Seaattle kentinde, ei, ocuklar, torunlaryla yaayan Dr. Barney Clark ise ne bir Hemingway'di ne de bir Koestler. Dii Clark' 112 gn ncesine kadar akrabalar dostlar, mterileri, sts ve bakkalndan gayri kimse tanmyordu. Sradan bir di hekimiydi Clark; bu keye konu olmadan teki dnyaya gidecekti; ne sizleri ilgilendirecekti ne de beni; hepimiz Seattle'daki diinin varlndan habersiz kalacaktk. Ne var ki 112 gn nce Utah eyaletindeki Salt Lake Hastanesi'nde Barney'ye dnyada ilk kez yapay kalp taklnca ad tm dnyada duyuldu. Yeryz iletiiminin teleksleri fla haber olarak olay veriyorlard. Barney Clark ylesine nlenmiti ki yapay kalbi oluturup hastaya takan doktorlarn ve uzmanlarn adlar geride kalmt. ou kiinin aklnda u soru engelleniyordu: - Dii Barney Clark niin byle bir deneyimi benimsemi, ileli bir yolculua kmay gze almt? Artk Dr. Barney, laboratuvar kobay oluyordu. Her dakikas hekimlerin ve uzmanlarn denetimi altndayd. Yaamak m denirdi buna? Gnleri zaten saylyd. Ve saya saya 112'nci gne gelindi. Clark gzlerini kapad. 112 gn daha yaamak, kimi zaman bir anlam tar; kimi zaman hibir anlam tamaz. Eer Barney Clark, yapt iin gerekten bilincindeyse, hayatnn en anlaml gnlerini yaam, en byk ilevini grm demektir. nk kendisini insanln geleceine bilinle adayabilen insan, kobay deildir. in iine bilin girdi mi i deiiyor. Hemingway ya da Koestler'in yazar duyarl iindeki "son"lar aresizlik karsnda onurlu bir davran benimsemek abasndan umutsuzca kaynaklanmaktayd. Barney Clark, altm yana dek hayatn sradan bir kii olarak srdrdkten sonra lmle yz yze gelince geriye bir eyler brakmak ansn ele geirivermiti. Son 112 gnn, belki de 112 yla bedel bir younluk iinde yaad Clark; hastanedeki odas Koestler'in spanya'daki idam hcresinden bambaka duygular ve dncelerle doluydu. Barney son 112 gnn yazamad; nk yazar deildi; ama onun hesabna dnenler ve yazanlar kacaktr.

nsanolunun serveni, hibir insann yaamyla noktalanmyor ki... ::::::::::::::::: OGUN... Doan Avcolu'nun "Trkiye'nin Dzeni" adl kitab bir bayapttr. Bu kitabn "Trkiye'de ve Japonya'da Batllama" blmnde u tmceleri okuyorum: "-Trkiye (smrgeleme, tehlikesine kar koyabilmek iin Bat usullerini benimseme ihtiyacn 18'inci yzyl ortalarndan balayarak duymutur. Japonya o tarihlerde tam bir ortaa kapall iindeydi. Trkiye ise bozulan eski dzeni geri getirmenin olanakszln anlam, yeni bir dzen kurma abasna girmiti." Nasl bir karanlkt Japonya'daki dzen? Avcolu'nun kitabndan bir rnek: lkeyi ogun'lar ynetiyordu. Bir ogun'un erkek ocuu olmuyordu. Niin? nk ogun bir kpek ldrm, rahiplerin yorumuna gre byk gnah ilemiti. 1687 ylnda kpek ldrme yasa karld. Yasak gittike younlat, kpek ldrmenin cezas idam, hayvanlara kt davranmann cezas srgn ve hapisti. Bu yzden Samuraylar ata binemiyorlard. 1692 ve 1708 tarihli emirlerle atlarn trnak ve yelelerinin kesilmesi yasaklanm, yasaa uymayan 25 kii bir plak adaya srlmt. te bugn dnyay artan, elektronik aygtla Bat piyasalarn allak bullak eden Japonya'nn 18'inci yzylndan birka izgi... Sz televizyondaki ekici ve arpc ogun dizisine getirmek istiyorum. Benim de merakla izlediim bu ustalk dizi bir Tarzan filminin gergefinde ilenmi. (Tarzan filmlerinde zencilerin yaad geri bir lkede iyi ve kt beyazlar arpr.) Japonya ve Japonlar ogun dizisinde salt dekor niteliinde kalyor. Tm izleyiciler "ngiliz seyir subay Anjin San ya da Blackthorn"a gnl balamlar. Portekiz ve spanyol smrgecileriyle ngiliz ve Hollanda smrgecilerinin hangisini yelersiniz? Karanlk Cizvit papazlarna fkeleniyoruz, yakkl ngilizi ayran budalas gibi izliyoruz, gzel Japon kadnlarna kesiliyoruz, ustalkl serven dizisinin mantnda yitip gidiyoruz. Hep byle oluyor.

Hindistan'dan balayarak Gney Asya'daki ngiliz subaylarnn "kahramanlklarn, yiitliklerini" beyaz perdelerde ok uzun yllar alklamadk m? "Aslan Tarzan"lar tm beenilerimizi kiiliklerinde topladlar, "yerli halklar", kuru kalabalklar yarattlar. Oysa ister zenci olsun, ister Hintli, ister Japon, ister inli o "yerli halklar" insanlardan oluuyordu. Onlar ancak "Bat efendi" ile ilki kurabildii lde insanlatran senaryolardan bkmadk, usanmadk. --ogun'un bir yan bu... teki yan 17 ve 18'inci yzyllarda bile Osmanl toplumundan "geri, karanlk ve barbar" bir Japonya'nn bugnk stn endstri dzeyinde belirginleiyor. Trkiye'nin bugnk geri kalmln "gemiimizdeki barbarlmz"a balamak isteyen Batl ve yerli aydn fantezisinin kolaycln bir yana brakmalyz. Gemiimize yansz bakmayan Batl tarihilerin iimizde kompradorluunu yapmak ayp eydir. Yeryz tarihi snrlar tesi bir hogrnn her halk ve her insan kapsayan ada yaklam iinde deerlendirmesini renemeyen kii geri kafaldr. Trk kynn ve kylsnn de bir roman olduunu ancak yazld zaman anlamadk m? ::::::::::::::::: KARKATRCNN LM Mim Uykusuz lm. Gazetelerde haberi okuyunca iim burkuldu. Yllardan beri belleimde glgeleen yzn anmsadm. Mim (Mustafa) Uykusuz ounlukla glmezdi. Bu yz glmeyen insann karikatr yapmas sanki iindeki doal acy mizahla dengelemek gereinden doar gibiydi. Kara mizaha yatknd Uykusuz. 1940'l yllarn sonunda Trkiye ierden ve dardan ok partili rejime itiliyor; ynetime kart rzgarlar frtnaya dnyordu. O gnlerin unutulmaz mizah dergisi Marko Paa'da adn duyurdu Mim Uykusuz; toplumsal ierikli karikatrleriyle n yapt. Yokluun, aln, ezilmiliin kara mizahn izgiyle yourmak kolay deildir. Mim Uykusuz'un yapt buydu.

O dnemde arada srada karikatristlerin evinin kaps vuruluyordu; Uykusuz sorard: - Kim ooo? - Polis. Dediim gibi Mustafa Uykusuz ok glmez ya da hi glmezdi; gler gibi yapard. Kendisini uzun yllardan beri grmedim; ama yz gzlerimin nnde net bir fotoraf gibi duruyor. Bir insan yzyd bu; iyilikle doluydu yrei; sanki tm hrslardan arnmt. Toplumsal konumunda kendini olduundan daha aada bir yere yerletirmi gibiydi; bu geri ekili, onuruna dknlnden geliyordu. Bir fikir emekisiydi o, bir izerdi; patronlaryla arasndaki uurumu derinletiren tutumu da pek vurgulamad bilincinden douyordu. Mutluluk yalnd Mim Uykusuz iin; bir ie arap; biraz katk, bir dost yeterdi. Babali'nin kvrm kvrm yokuunda solucanlar gibi yaayan, her tan altndan kp her entrikaya katlan, emeinden ok kulis fareliiyle n yapmaya abalayan nice kii vardr. Mim Uykusuz byle havalardan uzak yaad. Son yllarnda iyice kenara ekildi, iine kapand. Babali zaten Mim Uykusuz'un balad yerden ok telerdeydi. Sermayenin silindiri "Bizim Yoku"ta hem dz hem kark yollar amt. Marko Paa yllarn gerisinde kitaplklarn raflarnda kalmt. Mim Uykusuz yorgundu. Akbaba, Dolmu, Ta, Karikatr dergilerindeki almalarndan sonra yavalad; ama ne fikrinden bir dn verdi ne kiiliinden... --nsan, doacak, yaayacak, lecek. Geriye ne kalacak? Kimi aa diker, kimi duvar rer, kimi bir ey yapmadan eker gider. Geen gn yaman bir marangoz ustasyla konuuyorduk; salk sorunlar ald; eliyle gsn tuttu: - uralarmda arlar var; dedi. - Sigara iiyor musun? - iyorum.

- me. Ustaba - Vz gelir, dedi, ben lnce dnya bir ey yitirmez. Byk bir bilgin olsam i deiirdi. - Sen, dedim, yaman bir ustasn, retiyorsun. Daha ka yandasn? Bu dnyada yaamaya layk olmayan nice alak var ki yz yana merdiven dayyor da bana msn demiyor. Gerekten yaam sresi bir bilmece... ou zaman yaamas gerekenler, elli yanda pes ediyorlar da toplum bakmndan sakncal nice solucan, bcek, srngen yayor ha yayor. Mim Uykusuz, oktan beri hastayd; hayatna noktay koydu; izgilerini, karikatr albmlerini brakt bize... Bir de gzel anlarn. ::::::::::::::::: SACI "AYDIN" OLUR MU? Geen cuma gn Akademi Kitabevi'nde Hocam Hfz Veldet Velidedeolu, Nurullah Ata'n kz Meral Ata, eitimci-yazar Kemal stn ve ben, kitaplarmz imzaladk. Byle gnlerde yazar-okur ilikisi eitli biimlere giriyor. Bir renci kitap imzalatrken, bana unu sordu: - Bir ay kadar nce dzenlenen bir basn akoturumunda kimi konumaclar 'Aydnn sacs solcusu olmaz aydn solcu da olur, sac da..." dediler. Siz bu konuda ne dnyorsunuz? Byle sorulara ou zaman okur mektuplarnda da rastlanyor; kavramlar kurcalayan sorular yeniden gndeme giriyor; bu ypratc ve bktrc sre bitmiyor; nk yeni kuaklar yetiiyor; Anadolu'da kstl olanaklar iinde yaayan okurlarmz kafalarnda beliren sorulara yant verecek kii ya da kitap bulamadklarndan izledikleri yazarlara bavuruyorlar. Sac aydn olur mu? Bu soruyu aydnlatmak iin nce "sac ne demektir?"

sorusuna yant vermek gerekir. smet Paa bile mrnn sonbaharnda ne demiti: - Ben krk yllk solcuyum... Solculuun kart olan sacl, el altnda bulunmas gereken bir felsefe ansiklopedisi yle yantlar; "SACI, eski olandan, kurulu dzenden yana olandr. Eskiden yana olan siyasal tutumu dile getiren saclk, gerici ve tutucu deyimleriyle anlamda, solcu deyimiyle kart anlamldr. Saclk hibir yenilemeyi istemeyerek kurulu dzenin olduu gibi korunmasn savunan ve bu bakmdan evrimsel deiiklii yeleyen solculuun karsnda yer alan tutumdur. Siyasal eilimleri saclk ve solculuk olarak nitelemek 1789 Fransz devrimiyle balamtr. Ulusal Meclis'te yeni dncelerin savunucular solda, eski dzenden yana kralclar sada oturmulardr. Bu olaydan sonra sa ve sol siyasal alanda terimlemitir: Saclk; btn varlklar duraan, deimez, sonsuz, kesin ve saltk sayan metafizik dnya grnn rndr. Gerekte saclk dnsel deil, karsal bir tutumdur; egemen snfn karlarn savunmakla eanlamldr." --Sacl bylece tanmladktan sonra, yine felsefe szlklerine bakalm; aydn kavramnn karlnda ne yazyor: "AYDIN, ann bilgisiyle tutarllam kiidir. Klasik felsefede belli bir renimi, bilgisi, grgs olana aydn denirdi; ama belli bir renim, bilgi, grg aydn olmaya yetmez. Aydn olan kii, ada bilgi dzeyinde dnceleri ve davranlar tutarl olandr. Buysa ada ve bilimsel bir dnya grne varmakla gerekleebilir. Belli bilgilerde olaanst uzmanlama bile kiiyi bylesine tutarlla ulatrmaz. Tutarllk, ancak, ada, bilimsel ve btnsel bir bilgiyle elde edilmi bir dnya gryle salanabilir." Demek ki aydn, ada bilimsel dnya grn zmsemi kiidir. Bunun anlam aktr; tutuculua, gericilie kardr. Hem sac hem de aydn olmak olas grnmyor. Bir kimse ok yetenekli bir mhendis, deneyimli bir avukat, yaman bir maliyeci olabilir; ok kitap devirmi, niversiteler bitirmi bulunabilir; ama aydn olamaz. Buna karlk bir kylnn, iinin, kk memurun ya da esnafn ada ve tutarl dnya grnn mantnda aydnlanmas ve aydnlamas olasdr.

--amz dnyasnda saclk sermayeden, solculuk emekten yana olmak anlamna gelir. Batl demokrasi, Trkiye'de aydn olmak emekten yana dnya grnn tutarll iinde dnmek anlamna geldiinden aydnlar sola kayyorlar. Bu akm doal saymak gerekir; nk bilimsel yasadr. ::::::::::::::::: KAPALI OTURUMLAR... Aydnlar arasnda kapal oturum eitli yerlerde olabilir; Kumkap ya da Boaz meyhanesinde; konuksever bir bayann salonunda; lks bir otelin barnda; orta halli bir "restoran"n masasnda be-alt kii topland m tartma balar. Kimi zaman byle kapal oturumlarn bir "efe"si vardr; dedii dedik, ttrd ddktr. ki kadeh sonra gzleri akmaklar, szleri saldrganlar, evresindekiler durumu "idare etmeye" alrlar. Dankl bir ember oluur "efe"nin evresinde ve iten ie kayg balar: - Aman yine bir kavga kmasn... - Dargnlk balamasn... - Toplantnn tad kamasn... --Kimi zaman kapal oturumun bir "nktedan" bulunur. Bu kiinin grevi her sylenene buzlu bir espri yetitirmektir. Kavaktaki trafik memuru gibi elini, kolunu, piposunu, sigarasn da iin iine katarak sksk espri yapmaya kalkr. Bu duruma evresindekiler uymaya abalarlar. Oturumun tadn karmamak iin zoraki sululuk balar. - Ha ha ha... - Hi hi... - Deme yahu? Is bsbtn der. Birisi kp da dobra dobra konusa:

- Yahu kardeim, sen her sylenen sze karlk bir espri yapmak zorunda msn? Kapal oturumun zaten ekimi tad bsbtn kaacak; iki kadeh rak zkkm olacaktr. --Kimi kapal oturumun da bir "geveze"si vardr. Yz yldan beri konumam gibidir ve geveze; susmak nedir bilemez; birbiriyle ilikisi bulunmayan ve ancak arm halkalaryla zincirlenen bir konuma trn tutturur; yreindeki bencillikten kaynaklanp anaforlaan bu gevezelik sarmaln monolounun ekseni yapar. Hayatta az ok insan tanm herkes gevezelerin hep ayn eyleri yinelediklerini bilir. Ama konuyu temcit pilav gibi krk kez sofraya sren geveze, evresindekilere illallah dedirtir. Adam susturup iki laf sylemek isteyen bir bakas kt m geveze evresine bo gzlerle baknarak otuz-krk saniye sustuktan sonra en kk aralktan yararlanarak yine lafa dalar. evredekiler "ya sabr" ekip adam dinler gibi gzkrler; iten ie de sylenirler: - Toplantnn iine etti. --Kimi kapal oturumun da bir "kahraman" vardr; afrasndan, tafrasndan geilmez. Geri dlein ta kendisi olduu gemiteki deneylerle saptanmtr; ama sofralarda afi kesmeye, baylara tepeden bakmaya, bayanlara da sulanp saldrganlamaya baylr kahramanmz; gmbr gmbr konuur; herkesin kafasna dank dank vurmaktan holanr. Kahraman tanyanlar iten ie glerler, tanmayanlar etkilenebilirler. Bizim toplumda kapal oturumlarn kurallar byle olumutur; ak oturum gelenei ve grenei yerlemeden bylece srp gidecektir. Zaman bol olan, vaktini yitirmek isteyen varsa buyursun kapal oturuma... :::::::::::::::::

AD DNA'IN SOLUU... Hocam Hfz Veldet Velidedeolu, 9 Ocak 1983 gn Cumhuriyet'te yaymlanan yazsnda talyan hukukusu Piero Calamenderi'nin u szlerini aktarmt: "-Hukuk, kimse tarafndan saldrya uramad ve bulandrlmad srece, soluk aldmz hava gibi, grnmez ve tutulmaz bir biimde yremizi kaplar. O, ancak yitirdiimiz zaman deerini anladmz, salk gibi sezilmez bir eydir." Ben bu szlerin yalnz hukuk iin geerli olmadna ve yaamn ok deiik kesimlerinde kurallatna inanyorum. --Kimi insan vardr, ty gibi hafiftir; arln duymazsnz; yaayp yaamadn bile unutursunuz. nk bu tipler sorun yaratmazlar, i retirler. Bu trden kimselerin deerleri, ancak yitirildikleri zaman ortaya kar. Krk yllk dostum karikatrist adi Dina byle bir insand; lm haberini gazetede okuduum gn, varlnn olumlu deerini anladm, yokluunun acsn ta iimde duydum. --nce izgilerini tandm adi Dina'n, sonra kendisini. Karikatr dnyamzn en kdemli adlarndand. "Akbaba Okulu" diyebileceimiz ortamda yetimiti. Akbabac Yusuf Ziya Orta, bir yandan "statlara" karikatr izdirirken, te yandan yetenekli genlere sayfalarn aard. adi, mhendis mektebi (teknik niversite) rencisiyken amatr karikatrist olarak dergilerde boy gsterdi. Sonra tm yaam boyunca bir yandan mhendisliini yrtrken te yandan Babali'nin kat ve mrekkep kokularn genzine ekerek durmadan karikatr izdi. Uzun izerlik yaam duraan gemedi. Soluklu bir sre iinde adi Dina'n balangcyla sonu arasndaki grafik, olumlu bir trmann gstergelerini tar. Karikatr, yirminci yzyln etkin sanatdr; dinamiktir, iletiim gc yksektir, toplumsal dnmlerin

aynas, oluumlarn ldadr. adi Dina, sessiz, dengeli, dzenli Osmanl efendisi kimliinin ardndaki yaramaz ocuk ruhunu ve kiiliini karikatrlerine gittike younlaan sanat gcyle yanstt. Ya ilerledike sanat da ilerledi. Kendisini tmyle glgeye ekip izgilerini btn gleliiyle topluma sunan adi'nin alak gnll yaam rnek bilgelik karakteri tar. Az sanatya vergi bir yaps vard adi'nin... --Kimi sanat sanatnn clzlna karn srekli tepinme iindedir. Yaptlaryla deil kiiliiyle olaylar yaratarak evresindeki ilgileri canl tutmaya abalar. Yaamnn gerilimlerini sanatln kantlar sayar. Ama ruhundaki gerilimlere karn prsm rnler verdii iin dengeyi bir trl tutturamaz. Kimi sanat da salam kiiliinin tutarl rnlerini verdike dengelenir, bilgeleir. --adi Dina'n sanat neydi, ne deildi? Bu soru ayrca vurgulanmas gereken bir yantn aran iinde deerlendirilmelidir. Ama hibir "iddia" tamadan krk yl karikatr sanatnn emekiliini yapm bir insan yitirdik. Hep gle yzl, hep iyilik dolu, hep kskanlktan uzak ve hep retkendi adi... ylesine doal bir tutumu vard ki doa gibiydi. Var oluunu ylesine duyurmadan sezdiriyordu ki ancak yitirdiimiz gn yok oluunun ne demek olduunu anladm. Trk karikatr sanatna adi'nin onda biri kadar katks olmam nice kiinin grlts arasnda usta Dina kaynayp gitmesin diye yazdm bu yazy... Keke O'nu yitirmeden bu grevi yapabilseydim. ::::::::::::::::: DOA VE NSAN Okullarn tarih kitaplarnda bitmez tkenmez savalarn ykleri rencilere belletilir. nce mzrakla, klla, kalkanla; sonra topla, tfekle, tankla insanlar durmadan savamlardr. Kimi zaman bu savalar soykrma dnmtr. Tarihin ilkalarnda dalar gibi

kelle yan zalimler grrz; uygar Avrupal Amerika'ya ayak bastktan sonra bu byk kara parasnda yaayan soylar yok etmitir. nsann insanla kavgas bugne dek durmamtr. Ancak insann doayla savam da tarihin ilkalarndan bu yana kesintisiz srmtr. Okullarda iin bu yanna yeterince nem verilmez; bilim tarihinin "insann doaya kar savam" ieriini tad gereince anlatlmaz; insanln en onurlu yann bu savamn oluturduu vurgulanmaz. nsann kendini doaya kar savunmas ya da doaya egemen olma abas yolunda verdii ura, uygarlmzn ta kendisini oluturur. --Dnme zamandr: ngiltere'de, Amerika'da oktan nne geilen bir hastalk Anadolu'da oluu ocuu niin krp geirebiliyor? Almanya'da, Fransa'da maden ocaklarndaki lmler neden bizimkilerden ok daha az? Niin Japonya'da can alamayacak gte bir deprem Erzurum yrelerinde yzlerce kiiyi ldryor? lenlere at yakmasn iyi biliriz biz; ama byle sorular gndeme getirenlere de fkeleniriz. Ne var ki byle sorular sorula sorula yaygnlar, yantlar aranmaya balanr. Gelir dalmnn dengesizlii ancak byle sorularla ortaya kar; maden ocaklarnda gvencesiz alan "yar kyl, yar ii" yurttan hayatn byle sorularla anmsarz; kzamk salgnndan len ky bebelerine gzlerimizi byle sorularla eviririz. Gazetelerin fotoromanlarndan, boyal resimlerinden, cicili piyangolarndan baklarmz koparp deprem felaketine gz attmzda, mantmz arabesk yaklamdan ancak byle sorularla kurtarrz. Byle sorular ne kadar can skc olsa da, temcit pilav gibi ne srlse de yirmi yl, yirmi be yl, otuz yl durmadan sorulsa da sorulmaldr. --Bir deprem blgesinde yma ta yapda yaayan yurttala beton apartmanda oturan yurtta doa karsnda eit deildir.

1982 Anayasas'nn 10'uncu maddesinin bal "Kanun nnde Eitlik" adn tar: - "Herkes, dil, rk, renk, cinsiyet, siyasi dnce, felsefi inan, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrm gzetilmeksizin kanun nnde eittir." Ne var ki kat zerindeki yasaya kar eit olanlarn; doann depremi nnde eit olmadklarn her ac olayda bir kez daha anlarz. Anadolu'nun dousuyla bats arasndaki eitsizlik her depremde bir kez daha sergilenir. Evet, biliyoruz ki yoksul blgelerin uzak kylerindeki yaplar bir ylda ya da on ylda ykp yerlerine depremde dayankl olanlar yapmak kolay deildir; daha seksen yl kullanlabilecek olan apartman ykp yerine daha lks ve daha yksek apartman dikmek niin kolay olsun? Ulusal geliri bu kadar hovardaca harcayacak lde zengin bir ulus muyuz? Bat'nn byk kentlerinde yeni yaplar ykp da daha lksn yapmak iin savurduumuz parayla kimbilir Dou deprem blgelerinde ka yurttan hayatn gvenceye alabilirdik! --Eitlikten ve sosyal adaletten sz aan aydnlara kar sava aacamza doann deprem saldrsna kar ulusal seferberlik aamaz mydk? Milliyetilii kat zerinde edebiyat olmaktan kurtarp lkenin en uzak kesindeki yurttaa ulusal bilinle ulaamaz mydk? Ulaabilirdik. kinci Dnya Sava'ndan bu yana yaanan krk yl az buz bir zaman paras deildir. Erzurum yrelerinden yanklanan hkrk sesleriyle yaklan atlar yalnz yreklerimizi delmiyor; vicdanmzda sorumluluk ya da sululuk duygular da oluturuyor. ::::::::::::::::: MEYHANE LBERALZM Oooof oof...

A lan meyhaneci bir ie daha! A... Ne ayorsun? Yeni Rak m? Bktk lan Yeni Rak'dan; cumartesi Yeni Rak, pazar Yeni Rak, pazartesi Yeni Rak, sal Yeni Rak, aramba Yeni Rak, perembe Yeni Rak, cuma Yeni Rak... Liberal ol lan! Yaamasn ren! Bira a, arap a, konyak a, viski a, cin a, Hennesy a, Martel a, Napoleon a, Camus a, Courvoisier a, Johnnie Walker a, Gordon's a, Teacher's a. Chivas Regal a... A lan!.. Adam ol... Liberalle biraz. A kaplar... A ieleri... Vatanda isin... Halk yutkunsun. --A lan a... Kaplar a... Tm kaplar a, Portekiz konservesi a, talyan arab a, Yunan mastikas a, Alman biras a, in raks a... zgrle lan! Moskovskaya a, Zubrovka a, Pshenichnaya a, Grasovska a, Smirnof a, Metaksa a; cann ne istiyorsa a; zkkmlan... ikita muz ye, Portekiz konservesi ye, talyan mortadellas ye, Rus havyar ye, Macar salam ye, sve somunu ye...

Ziftin pekini ye... A gmrk kaplarn, ardna dek, liberalizmin rzgar datsn yerli sigarann dumann... Gelsin Marlboro... Camel... Kent, Rothmans, Chesterfield, Dunhill paketini a.. zgrln duman ilesin cierine; yellensin Rolls Roys'larn egzozlar dar sokaklarmzda gmbr gmbr... A bi ie daha lan! --A ki... Vatanda oh desin... Halk ah desin. Holdinginin gazetesinde kadn baca a, kar memesi a... Alsn kaplar, yklsn gmrk duvarlar, ithalat alsn zgrlk bayran eline, yrsn paray vura vura i dnyasnda... Tccar assn dvizlerini gkdelenin burlarna boydan boya... Brak vatanda gesin... Brak vatanda yapsn. Halk seyretsin. A kaplar... A ieleri... A... --Ne dedin? A m dedin? Kim a lan?

Sarho musun sen lan? A dedikse gmrk kaplarn a dedik... Azn a demedik... Mahpushane kaplarn a demedik, gzn a demedik; ieyi a dedik. Aacan ieyi, aacan paketi, aacan kapy, aacan laf bilsene lan... Liberal ol lan... ::::::::::::::::: A'DAN Z'YE Daktilonun bana getim; piyanosunda ne alacan dnen sanat fiyakasyla ellerimi makinenin tular zerinde geliigzel gezdirdim. Harflere baktm. igbek D'ye, ince 'ye, dengeli H'ya, yuvarlak O'ya, balk oltasna benzeyen J'ye, ayakyolunu anmsatan W'ye, kz arm yaptran 'ye, cetvel gibi T'ye, ylan gibi kvrlan S'ye gz attm. Harfler susuyorlard. Konumam srdrdm: - Ne susuyorsunuz? Atatrk niin yaz devrimi yapt? Sizleri uygar dnyadan alp niin Trkiye'ye getirdi? Gerekleri sylemeniz amacyla deil mi? Harfler susuyorlard. fkelendim, ama belli etmedim; onlar yreklendirmeye altm: - Sizler Arap harflerine benzemezsiniz. Onlar "evet efendimci" idiler; boyunlar da biimleri gibi bkkt. Sizler dorular yazabilirsiniz, fikir zgrlnn kaynandan gelen bir kkeniniz var. --Baktm ki harflere laf anlatmak zor; yazmaya baladm.

- Bu ne alapiklid... O ne? O ne? Bilmem ki nasl oldu? Harfler birbirine karverdi; yumuak g'nin ardndan p kendini ortaya att, i boyuna bakmadan ie kart, k araya girdi, l ile d frsat karmadlar. Gzlerime inanamyordum; yazdm szc karalayp yeniden ie baladm: - Bu alapikld... Harfler grnmez bir gcn etkisiyle direnie gemi gibiydiler. Kafamdakini kada dkmeye kalktmda makinenin tular birbirine karyordu. Sordum: - Ne yapyorsunuz? Bana kafa m tutuyorsunuz? Bu ne terbiyesizlik? igbek D konumasn m: - Kendine gel, akln bana topla, sonra seni biz bile kurtaramayz. Kzdm: - Ulan igbek, diye bardm, sen bu ie karma! Ben ne yazacam bilirim. Hem sizler ben ne yazarsam boyun emek zorundasnz. Ylana benzeyen S, slk gibi bir sesle konuup kendini ortaya koydu: - aaym sana, biz senin istediini yazamayz, kada dkemeyiz. ise S'yi destekledi: - t, hop dedik!.. --Aklm bamdan gitmiti. Daktilonun tular arasnda yer alan w, q, x'e gzlerimi evirdim. Bunlarn bizim alfabede yerleri

yoktu, ama acaba ne diyorlard?... Hep birlikte konutular: - Biz senin istediini yazmak zorundayz, grevimizin bilincindeyiz. Bir kavga balad; kat zerinde harfler birbirine girdiler: twtekxjwgatolqasn!.. Bardm! - Durun be! Bu rezalet nedir? Rahmetli Babakan Refik Saydam doru sylemi: A'dan Z'ye kadar bu lkede her ey bozuk... W, q, x kafa tutmasnlar m: - Biz bozuk deiliz. Sizin babakannz "A'dan Z'ye kadar her ey bozuk" derken, sizin alfabeden sz amt. Acaba doru mu sylyorlar, diye dnrken benim de kafam bvzuldu. A'dan Z'ye her eyin bozuk olduu yerde benim kafam neden bozulmasnd? Umursuzlua kapldm, yazacaklarmdan vazgetim. ::::::::::::::::: GALLEO'DAN GNMZE... Galileo Galilei 1562-1642 yllar arasnda yaam aydn bir bilim adamyd. Aydn olmayan bilim adam bulunur mu, diye sormayn, konumuz bu deil. Galileo; akac, afacan, tensever, boazna dkn bir kiiydi. Tatl ve gvenceli yaamn 1632'ye dein srdrd. lmne on yl kala balanmas zor bir su iledi; zamann egemenlerini tedirgin etti; sapk fikirleri savunan "Galileo'nun Diyaloglar" adl bir kitap yazd. Ne diyordu bu adam: - Dnya evrenin merkezi deildir; gezegenimiz gnein evresinde dner. O dnemde toprak sahipliine dayanan soylularn egemenlii siyasal iktidar oluturuyor, kilisenin ideolojisi geerli bulunuyordu. Galileo, ideolojik bir su ilemi; otoriteye kar kmt. nk papazlarn kilisede

halka rettiklerinin tersine bir fikir ortaya srlemezdi. Sank Engizisyon mahkemesine karld. Yarg krssnde oturanlar dediler ki: - Sakncal ve sapk fikirlerinden vazgeersen seni balarz; yoksa cezalandrlacaksn. Galileo zoru grnce dnd. O srada sokaktaki veya tarladaki adam kiliseyle btnlemiti. Galilei'nin kitabn kim okurdu? Bilim kimin umurundayd? Zavall Galileo'yu halk savunur muydu? Aydn bilim adam, halktan kopuktu. Ne yapsn tensever, akac, boazna dkn bilgin? Boyun edi. Yaamnn son on ylnda kzarm tavuklar, kaz cierlerini, Sicilya araplarn mideye indirerek yaamn tadn kard. --Galileo Galilei'yi kimse knayamaz; bir seim yapmtr; "Dnya gnein evresinde dnyor" dedii iin halktan kopmutu, savndan vazgeince halkla btnlemitir. Bu gibi olaylar her ada, her dnemde grlebilir. Gnmzde dnyann ou yerinde ve Trkiye'de de yaanyor. Ama olayn z nedir? Aydnlarn halktan kopukluu, ya da halkla btnlemesi tarihin gelgitlerinde alp kapanan makas gibidir. Voltaireler, Diderotlar, Jean Jacques Rousseaular yaadklar dnemde halktan kopuktular. Halktan kopuk olmak ya da halkla btnlemek tarihsel zamann mantnda dnlmesi gereken bir olaydr. --Geenlerde Orhan Gencebay'n "ofr" adl filmi televizyonda gsterilecekken vazgeildi. Neymi? Filmin mzii "arabesk" trndenmi. TRT bu tr mzik yaynn yasaklam. Oysa halk arabeski seviyor. Demek ki beenmediimiz TRT de halktan kopuk. eytan drtt; dedim ki: - imdi arabeski savunaym; televizyona kar halkta btnleeyim.

eytan baka eyler de sylyor. Halkn byk bir blm ANAP'a oy verdi ya!.. ANAP'la neden btnlemeyelim? Ben kendimi halktan biri saymakla vnrm; ama eer bana aydn kiilii yaktran varsa ne yapaym? Halkla btnlemek iin holdinglere, parababalarna, sermaye partilerine yanap keyi mi dneyim? Trk halk nasl bir halk? Yeryzndeki btn halklar gibi gemiten gelecee doru deer yarglar deien bir halk; dn "padiahm ok yaa" diye baryordu, bugn "yaasn cumhuriyet" diye baryor; dn dnyann kzn boynuzunda durduuna inanyordu, bugn Galileo Galilei gibi dnyor. Trk halknn bir blm sac partilere oy veriyor, bir blm solcu partilere oy veriyor. Sol fikirler sapksa, sakncalysa, tehlikeliyse bu tr partilere oy veren milyonlarca yurttan adn devletin nfus ktklerinden silelim. O zaman aydnlardan da kurtulmu olur muyuz? ::::::::::::::::: NDEKLER Dnyorum, yleyse Vurun Dalkavuk ve Soytar Gbek Atmak Felicita Mcahit Yazar Konumak ve letiim Yakmak Tarihin Msveddesi Acnn Sarkac Avukatlk Dediin Ne ki Osman Kksal Ege'nin ki Yakas Robotlar a

Sizi yi Gryorum Soru ile Yant Bir Btndr evki Erencan' Yreimize Gmdk ocukla Yelkovan Sras m? Tanra Pazarlamas Duyarl... Duygulu Yaar Kemal'in Canna Okuyacam Geceler ve Gndzler Nobel Edebiyat dl Bir evirmen Olsam Lorca'nn Balkonu Virgllerin okluuna Aldanmayn Abdlhak Hamit Bey Devrimleri Dnebilir miydi? p p Cambaz Gevek pte Yryemez Geceyars ve afak Gerken Kalk Ayaa Size de kabilir! Doan' Doaya Verdik Yusuf Ziya'dan Nariskin'in Saz Lamartine Ne Demi nsan Neden Bunalyor? Paylam

Tuz Ekmek Hakk Ekmek Pitekantropus Erektus Bikini! Drt Duvarl Dnya Azra Erhat Tarzan ld m? izme Ke Kendi Yazg, Ekmek, Kurnazlk Hangi Holdingdensin? Allahsz Kemik An ve An adi Baba'nn Yolculuklar nsann nsanlamas Hayvanat Bahesi Oda ve Bulut ldresiye Sevmek Telefon ald Hammer Zaman ile Zamane Ekmek Yr Kaplumbaa Sen ile Ben Anasn Tanyan Gen Adn Yazacam Aa

Anormal Bir Yaz fke Muhsin Erturul'dan Alnacak Ders Mutluluk Ruhi Su TV'de Kemal Tahir znel ve Nesnel 112 Gn ogun Karikatrcnn lm Sac Aydn Olur mu Kapal Oturumlar adi Dina'n Soluu Doa ve nsan Meyhane Liberalizmi A'dan Z'ye Galileo'dan Gnmze :::::::::::::::::

You might also like