You are on page 1of 126

Sis ve Gece Ahmet mit DOAN KTAP Enver Kurt'un ansna.

Birinci blm Buraya nereden, nasl geldim, bilmiyorum! Camlar kaln bir toz tabakasyla kaplanm, pencere pervazlar kararp iten ie rm, yal duvarlar koyu yeil yosunlarla rtlm ve kanatl demir kaps sanki sonsuza kadar kapanm gibi duran bu konan nnde amaszca dolarken buldum kendimi! Bakmsz bir mezarl andran bu byk bahede, grkemi rktc bir kalntya dnm bu zavall binann nnde ne iim var, anlayamyorum. Zorlamalarma karn belleim gemie kap aralamyor. Belli belirsiz ekiller kprdanmyor deil, ama grntler netlemiyor. Zaman sanki yaadklarm eritip birbirine kartrm; ar ar iine gmldm bu tuhaf bulamac zemiyorum. Nasl zeceimi de bilmiyorum. Tpk bozknn ortasnda gnein, yamurun insafna terk edilen bu kasvetli konan yksn bilmediim gibi. Mimarden hi anlamam, ama uzun kuleleri, souk duvarlar ve kck pencereleriyle bu yapmn bizim konaklara hi mi hi benzemediini rahatlkla syleyebilirim. Almanya'da grdm atolar andryor. imdi Mine olsayd, "u kuleler tipik Ortaa tarznda, pencereler Alman Rnesans'nn etkisinde..." diye balamt. Mine!.. Evet, Mine'yi aryordum. Be gndr yoktu. Evine gittim. Be gndr kimse ondan haber alamamt. Ama, bu ite bir yanllk yok mu?! Kaybolan Mine'yse benim bu ssz krn ortasnda, bu hayalet konan nnde ne iim var? Baklarm konaa eviriyorum. Grenlerde korku ve rperti uyandracak bu bina bana hzn veriyor. Onu daha nce hi grmemi olmama karm aramzda zmleyemediim bir bam varln hissediyorum. Bahedeki rm yapraklara basarak binann kapsna doru yryorum. Kanatl demir kapnn stnde, yer yer atlam mermer alndaki kabartma dikkatimi ekiyor. Kabartmada ilk setiim bir yldz oluyor. Yldzn hemen altnda, namluya benzer bir baka ekil var, bunun bir tabanca olduunu anlamakta gecikmiyorum. Tabanca kabzasnn altna bir de yarmay oyulmu. En yukarda yldz, altnda bir tabanca ve kabzasnn hemen ucunda bir yarmay. Bu amblemi bir yerlerden hatrlyorum, ama karamyorum. Kapya yaklayorum. stnde pasl bir asma kilit var. Kilidi ekitiriyorum, bana msn demiyor. Eski psk grntsne karn olduka salam. Kilidi brakp, kapy itiyorum. Demir kanatlan toz iinde, sanki yllardr el dememi. Yerinden kprdamyor bile. Ellerime koyu sar zerrecikler bulayor. Vazgemiyorum, ki elimle vuruyorum kapya. eriden ses seda gelmiyor. Daha gl vuruyorum. Ellerimi actrcasna, tuhaf, canm yan-myor, sadece terliyorum. stelik yalnzca sa tarafm terliyor. Kapy almay srdryorum, kimse bana yant vermiyor, ama terim akmaya devam ediyor. Tenimden akan scakl hissedebiliyorum. Neden yalnzca sa omzumdan ve karnmdan terliyorum? Anlayamyorum. Anlamadka da korkmaya balyorum. Gemiimden, aklmdan, bedenimden, bu eski konaktan korkuyorum. Korkmamalym, diyorum. Nasl olsa birileri gelip bulur, tekilat yalnz brakmaz beni buralarda. Herkes unutsa bile Yldrm unutmaz. Yldrm!.. Yldrm lmedi mi? Terliyorum. Omzumdan, karnmdan lk damlacklar boalyor. Gmleimin arlatn, pantolonumun slanmaya baladn hissediyorum. Terim gitgide koyulayor. Bir zil sesi alnyor kulama. nce kurumu aa dallarnda gezinen rzgrn sesi sanyorum, ikinci kez alnca telefon zili olduunu anlyorum. Dnp eski konaa bakyorum. Kapal bir kutu gibi sr vermiyor. Zil yeniden alyor; bu defa srarl. Telefonu bulmalym. Telala yeniden kapya kouyorum. Mutlaka Yldrm aryordur. Sonunda buldu izimi. Kapy zorlamaya balyorum, itiyorum, omuzluyorum, ama o kadar salam ki yine kprdatamyorum. Zil yine alyor. Dikkatle dinliyorum, ses sanki konan arkasndan geliyor. O yne kouyorum. Keyi dner dnmez sokaklarda grmeye alk olduumuz trden bir telefon kulbesi dikiliyor karma. Telefon susmadan amalym. Hzla dalyorum kulbeye. Zili yanda kesip almac kaldnyorum.

"Alo?" 11 Karda ses yok. "Alo?" Bedenimi ate basyor. Terliyorum. "Alo?" Souk bir ses balyor konumaya: "Yldnm Binba'y vurdular. Evinin yaknlannda..." Bir eyler sormak istiyorum. Azmn ii kuruyor, dudaklanm saran ince derinin gerildiini, yer yer atladn hissediyorum. Dilimle dudaklanm yalamaya alyorum. Dilim lmek zere bir kertenkele gibi kvranyor azmn iinde. Kardaki ses, sorumu beklemeden kapatyor. Elimde telefonun almac ylece kalakalyorum. Telefonun almacndan krmz amur renginde bir sv szlyor, kordonu aarak ankesre kadar ulayor. Bakyorum, bu benim terim. Kulbede biraz daha kalrsam bu ter beni boacak. Kulbeden kar kmaz bir kalabalk beliriyor karmda. Bu bir cenaze treni. Herkes siyahlar giyinmi. Sannm resm bir tren. Vakur bir matem havas iinde ar admlarla yaklayorlar. Trene katlanlann'ou erkek"; yalnzca tabutun nnde bir kadn var. Kucanda yalboya bir tablo tayor; lenin resmi olmal. Kadn salann siyah bartsnn altna gizlemi. Yaklanca tanyorum: Glseren; Yldmm'n kans. Utanyorum. Nedenini bilmeden, bir ocuk gibi eziliyorum. Glseren gelip karmda duruyor. Bam ne eiyorum. "Hani onu yalnz brakmayacaktnz ?" diyor. "O size gvenirdi." Sesinde ne fke ne hzn var, mekanik bir tonla konuuyor. Ne syleyeceimi bilemiyorum, bir iki adm geriliyorum sadece. O iki adm daha yaklayor. Yaklanca geriye doru birka adm daha atyorum. Attm her adma karlk o da bir adm atyor. Tedirgin oluyorum. Ne yapmak istiyor bu kadn? Bam kaldnyorum. Yarglayan, sulayan, sen bir korkaksn, diyen baklar bekliyorum. Oysa, Glseren ifadesiz bir yzle dikiliyor nmde. Beni grmyor bile, gzleri bedenimi delip uzaklarda, bir noktaya taklp kalyor. Normal bir insann baklar deil bunlar. Belki yardm ederler umuduyla kalabala bakyorum. Ama onla-nn baklar da tpk Glseren'inkiler gibi... Korkuyorum. Bir an nce buradan kamak, bu tuhaf insanlardan uzaklamak istiyorum. Dnp komaya hazrlanrken ayaklarm birbirine dolayor, yzkoyun yere kapaklanyorum. Hzla kalabala dnyorum. Glseren'le kalabalk stme geliyor. Dorulacak vaktim yok. Bir eyler yapmalym, yoksa beni ineyecekler. Tabancama uzanyorum. Hareket edince kalabalk daha da hzlanyor. Elim, klfa deiyor, ama silahm yerinde yok. Yaklayorlar, Gl-seren'in kucandaki resimle aramzda bir metre ya var ya yok... Resimdeki adam tanyacak gibi oluyorum, ama yaklatka boyalar umaya, fra darbeleri yok olmaya balyor. ldrdm dnyorum. Bam kaldrp, son bir umutla Glseren'e bakyorum. Gzleri hep ayn noktada, yznde bir tek kprt bile yok; peindeki kalabalkla, ar ar yaklayor. "Durun!" diye barmak, yaptklarnn yanl olduunu sylemek istiyorum, ama azm aamyorum. aknm, enem, dudaklarm, dilim sanki artk beni dinlemiyor. Tm zorlamama karn bir "ah" szc bile kmyor azmdan. Korkuyorum. Korktuka terlemem daha da artyor. Omzumdan, karnmdan durmadan ter boalyor. Resim hzla yaklayor, neredeyse yzme arpacak, bam yana evirerek yere kapanyorum. Yzm topraa gml, korkuyla, i-nenmeyi, belki de lin edilmeyi bekliyorum. Kalbim ileri giden bozuk bir saat gibi hzla atmaya balyor. Terimin topraa damladn duyuyorum. Ter damlalarnn topraa dtklerinde kard ses kalbimin vuruunu bastryor. Kalktmda yerde amurlu bir iz kalacak diye dnyorum. Ama saniyeler geiyor kimse beni inemiyor, bir tek tekme vuruu bile gelmiyor. Tedirginlik iinde beklemeyi srdryorum. Hibir deiiklik yok. Baucumda, rktc baklaryla, lm sessizlii iinde dikiliyor olmallar, diye dnyorum. Beklemekten bkp, rke korka bam kaldryorum. Tuhaf, kimse yok. aknlkla etraf kolaan ediyorum. Hayr yok, hi kimse yok. Gitmiler. "Gerekten de gitmiler" diye sevinle mrldanyorum. Bu kadar insan bir anda nereye kaybolabilir? nce ellerimin, sonra dizlerimin stnde dorulurken Glseren'in tad resmi gryorum. Tam karmda, neredeyse yklmak zere olan yal bir narn altnda, yepyeni bir valenin stnde duruyor. Onu burada braktlar demek. Belki de bu bir iaret, bana bir ey sylemek istiyorlar. Dikkatle resme bakyorum. Galiba topraa uzanm bir

adam var. Uzaktan iyi seemiyorum. Resme yryorum. Bu defa boyalar umuyor. Adam artk ok net grebiliyorum, iki eliyle karnn tutmu, yerde kvranyor. Parmaklarnn arasndan krmz bir pnar kaynyor, omzundan sa koluna yaylan koyu bir leke var. Yaral olmal. Yz kaslm, alnnda boncuk boncuk ter damlalar; yle belirgin ki sanki sahici gibi. Parmaklarnn arasndan taan krmzlk, resmi ince bir erit halinde boydan boya geiyor. Adama bir yerlerden ainaym. Neredeyse tanyacam... ikinci blm Manolya kokular geliyor. Ilk bir esinti, gneli balkonumuzdan szlerek tl perdeleri usulca dalgalandryor. Bahedeki kestane aacnn koyu yeilini grr gibiyim. Dedemin kk m buras ? Tuhaf, biz orasn oktan satmam mydk ? Yaknmda birileri konuuyor, sesler bouk bouk, anlamaya alyorum; manolya kokulan uzaklayor, kestane aalarn yitiriyorum, esinti aniden kesiliyor. "Bak kprdad, aylyor." Ses yle derinden geliyor ki belli belirsiz iitiyorum. Gzka-paklarmn stnde sanki tonlarca arlk var, glkle ayorum. Parlaklk gzm kamatryor. Baucumda iki karalt duruyor. Bir an nerede olduumu karamyorum. Parlaklk gzlerimi yakyor. Ik istemiyorum, ses istemiyorum, nerede olduumu dnmek istemiyorum. Kkn glgeli bahesi beni aryor. Annem ile Neriman Yenge kameriyede oturmular, ellerinde bir kadn dergisi, moda giysiler zerine konuuyorlar. Babam ile ismet Amca, her zamanki yerlerinde, kestane aacnn altndaki masada rak iiyorlar. Ben erkeklerin masasna gidiyorum. Amcamn tabandaki pastrmadan yiyorum. Tad ok gzel. Amcam kadnlardan yana bir gz atp, bardan uzatyor. "Bir de unun tadna bak." Raknn tadn nceden bilmiyorum, ama yiitlie glge drmyorum. Verdii kadehten bir yudum alyorum. Grtlamdan mideme doru bir yangn balyor. Yzmn ald hali grmyorum. Amma komik olmal! Amcam kahkahalarla glyor. Babam kalar atlm, ban sallayarak izliyor bizi. "Kendine geliyor! Doktoru arn, doktor..." Azmda raknn ac tad kayboluyor. Ama midemde bir bulant var. "Bakn uyanyor! Hemire Hanm, doktoru ann... doktor... doktor nerede ?" Sesi artk ok net iitiyorum. Telal bir sevin iinde, kulaklarmda nlyor. Gzlerimi ayorum. Baucumdaki karaltlar hzla netleiyor. nce karm Melike, sonra amcam Ismet'in yzn seiyorum. Melike zerime eilmi, efkatle klen gzleri yalarla dolu. "Naslsn canm?.. yileeceksin... iyileeceksin, merak etme?" Bana umut vermeye alyor, ama asl onun teskin edilmeye ihtiyac var. Amcam ismet soukkanl grnyor. Kendisine baktm grnce glmsyor. Gzlerinde henz kaybolmam bir endienin izleri var. Yaklayor, "iyi grnyorsun" diyor. Sesinde krgnlk m var? Umurumda bile deil. Mine'yi sormak istiyorum. "Onu buldunuz mu?" Sesim o kadar gsz ki rkyorum. Amcam sanki tepkilerimi lmek istercesine gzlerini yzme dikerek yantlyor sorumu: "atmay seti, l olarak ele geirebildik" diyor. "tekini de sen haklamsn zaten." Kimi haklamm?.. Fahri... Fahri'den sz ediyor olmal. Evet onu vurdum. Yere dtn grdm. Dmeden o da beni yaralam olmal. Hayr, Fahri ate bile edemedi. Beni vuran bryd. Simiti klkl herif. Onu da m vurmular? ld m acaba? Amcam sanki dncelerimi okuyor ya da sylediklerini nasl karlayacam renmek istiyor: "Kamak zereydi, rgt evinde kstrdk. Ate at, keke sa olarak yakalayabilseydik." Melike ilgiyle bizi dinliyor. "zerinden Polonya yapm otomatik bir tabanca kt. Bu sana ate edilen silah deil." Silah bulamamlar, umurumda bile deil. nemli olan Mine, ona ne oldu ? Fahri ld, arkadan da vurdularsa Mine'yi nasl bulacam ? Amcama aka sorsam. Biliyorum, hi ho karlamayacak bu durumu. Zaten Melike de bamdan hi ayrlmyor, amcam biraz daha yakna armalym. Dorulmak istiyorum. Baaramyorum. Sa omzum sanl, sol elimin stnde ise damarma balanm ince

bir boru var. Bam kaldrnca, borunun teki ucundaki plastik kan torbasn gryorum. Torbann iindeki koyu krmz sv yava yava damarlarma akyor olmal. Ama kan sanki hi azalmyormu gibi durgun, hatta rengi koyulaarak 15 ylece duruyor torbann iinde. Birden kulaklarm nlamaya balyor. Kan tutmas m? Yok canm! Ben kan grmeye alm. Ama neden bam dnyor ? Amcamn yz kararyor. "Doktor, biri doktoru arsn!" diye yalvaran karmn sesi giderek uzaklayor. Gzlerimi kapyorum. Yldrm Abi karmda durmu byk altndan glerek bana bir sigara uzatyor. "Kimi bekliyorsun?" diye soruyorum, sigaray alrken. "Kimi bekleyebilirim burada?" diyerek alayc bir tavrla evresine bakmyor. Ben de bakyorum, evimin bulunduu apartmann nnde durduumuzu fark ediyorum. "Buras benim evim" diye syleniyorum aknlkla. "Ben de seni bekliyordum zaten." "yi ama, sen lmemi miydin?" diye soruyorum. Yanma yaklayor, bir sr verir gibi fsldayarak konuuyor: "Bir grevle geldim.""Grevle mi?" Aklma gelen eye seviniyorum. "Yoksa katillerini mi?" "Katillerimi bulmak sizin iinizdi" diyor szm yanda keserek. "Ben senin iin geldim." "Benim iin mi ?" "Evet, bir snavdan geeceksin. Ben de snav amirin tayin edildim." Anlayamyorum, aptallam bir halde tekrar soruyorum: "Yldnm Abi sen lmedin mi ?" "Doru, ben ldm" diyor, sonra dudaklannda ac bir glmseyile ekliyor: "Ama lmn beni grevimden alkoyacan sanyorsan aldanyorsun." Anlamak istercesine bir sre onu seyrediyorum. "Peki nasl bir snav bu?" "Nasl bir snav olduunu syleyemem. Sana retilenleri kullanrsan baarmaman iin hibir neden yok. Yllar nce Panama'da buna benzer bir snavdan ben de gemitim. Eminim sen de baaracaksn." Glmsyor. Ben de ona glmsyorum. Hi de lm birine benzemiyor. "Birlikte bir yolculua kacaz. Bu yolculuk boyunca yanl yapmaman gerekiyor." Tpk eski gnlerde olduu gibi, bir anda kendimi olaya kapt-nyorum. Sanki Yldnm Abi lmemi, sanki birlikte byk bir operasyon hazrlyormuuz gibi. Yllann verdii alkanlkla, kendimden emin konuuyorum. "Tamam, ben hazrm." "O halde balayalm" diyor, bayla birka metre ilerdeki otomobilimi gstererek. "Arabaya gidelim." Otomobilime yaklayoruz. Anahtar karp kapy ayorum, eri girdiimde Yldnm Abi'nin yanmdaki koltukta oturduunu gryorum. ardm fark edince, "Brak u apall" diyor glmseyerek. "Hadi altr arabay." Kontak anahtarn eviriyorum, hi zorlanmadan alyor motor. Yzne bakyorum ama, bir ey sormuyorum. Yeni duruma almam gerek. Ayam debriyajdan ekip gaza basyorum, otomobil hareket ediyor. Apartmann bahesinden kyoruz. Kafam, daha ne olduunu bile anlamadan iine sokulduum bu tuhaf snavn ipularn ararken: "Kz buldun mu ?" diye soruyor Yldrm Abi. Dnyorum, gz gze geliyoruz. Suluyor mu, hak m veriyor kestirmek g. Bam evirip yola bakyorum. "Ben ldkten sonra m balad bu iliki?" diye yineliyor. Knama yok sesinde, aalama da yok. Dertlemek isteyen bir dostun itenliini hissediyorum. Yine de temkinli davranyorum. Yldrm Abi'nin evlilik, ocuk, ak gibi konular pek nemsemediini bilirim. Aksine mesleimizden daha nemli olabilecek duygusal ballklarn grevimizi engellemesinden korkard. Bu yzden kadnlarla ballklar deil, gvenli olmak kouluyla geici ilikiler kurmaktan yanayd.

"Nereden biliyorsun ?" diyorum. "Unuttun mu, biz her eyi biliriz, bilmeliyiz. Bildikten sonra zmek kolay." Ders veren bir retmeni taklit eder gibi alayc bir tonla konuuyor. Geriliyorum. Ama kendime hkim olmalym. Ortam yumuatmak istiyorum. Onunkine yakn alayc bir slupla: "Konu, 'espiyonaj ve kontrespiyonaj'," diyorum, sonra biraz ciddileip soruyorum. "Allah akna, kimden duydun Mine'yi?" "Hi kimseden, kendim aratrdm." "Tamam, tamam bir kez daha 'Sen lmedin mi' diye sormayacam, ama neden aratrdn syle bari!" "Sen, katillerimi aramaktan vazgeince, iyi bir nedenin olmal diye dndm." Konumann buraya varacan tahmin etmeliydim. Bir sre suskun kalyorum. O szlerini srdryor: "Seni suladm sanma, katillerimi bulmak zorunda deilsin. Aratrmamn nedeni sadece merak." Kendimi toparlyorum. "Katillerin bulunduunu bilmiyor musun? O terrist..." "Yapma Sedat! Hi deilse bunu yapma. Az nce, 'Katillerini bulmak iin mi geldin' diye soran sen deil miydin ?" "Ben lafn gelii..." "Ayp oluyor Sedat. Kendi zekna da benimkine de hakaret ediyorsun." Konutuka daha ok battm fark ediyorum, vitesi deitirip otomobile hz veriyorum. Yldrm da susuyor. Yolun kenarndaki dev ilan panolarnda bir blucin firmasnn reklamlar var. st plak, alml kumral bir kz, bedenin alt ksmndaki btn ayrntlar ortaya karan bir blucin pantolonun iinde, esrik bir halde bize glmsyor. Panonun nnden geerken Yldrm Abi soruyor. "Kz seni rahatlatt deil mi?" Hemen kar kyorum: "Hayr dndn gibi deil. Onu sevdim." "Ben de onu diyorum. Kz ayaklarm yerden kesti, oktan unuttuun bir dnyaya gtrd seni..." "Oysa ben ldm" demesini bekliyorum, sylemiyor. Szlerinin arlndan kurtulmak iin soruyorum: "Yoksa snav bununla m ilgili ?" "Olabilir. Kesin bir ey syleyemem." "Aslnda amcama anlatacaktm her eyi" diyerek yanlm kabul eder grnyorum. "Bunu nermem" diyor. "Seni anlamazlar. Dileke iinden beri gvenilir biri deilsin." Byle bir yant hi beklemiyorum. Ne yapmak istiyor bu adam? "Sen ne dnyorsun ? Bu iliki yanl myd ?" "Yanl olduunu buseydin yapmayacak miydin ?" "Belki..." "Bence yapardn. k olmusun. Senin yanda ak ok tehlikelidir." "Yala ne ilgisi var bunun ?" "ok ilgisi var. Ama imdi bunu konumann zaman deil." "Hep blk prk konuuyorsun. Ak ol, yardm et." "Bana gvenme. Tek basmasn, ne yapacaksan kendin yapacaksn." Artk konumak istemediini belirtmek istercesine ban evirip yola bakyor. Ama sonra yeniden bana dnyor: "Sana yapabileceim tek yardm, dikkatli olman sylemek. Dikkatli ol." "Dikkatli ol!" Bu iki szck nlyor kulaklarmda. Yldrm, bu uyary uluorta yapmaz, operasyon srasnda, atmaya gireceimiz anlarda sylerdi. Bana iaret mi veriyor? Belki yanlyorum, belki ylesine syledi. Ama snavda baarsz olmak yerine, yanlm olmay tercih ederim. "Dikkatli ol." Bu sz her duyuumda elim silahma gider. Bu defa ayn eyi yapmyorum, evremi kontrol etmekle yetiniyorum. Kuku uyandracak bir ey yok. zerinde bulunduumuz tali yol az sonra derin bir virajla kvrlarak anayola balanacak. Yol sakin, biraz ileride, yolun kvrld yerde, kaldrmda bir adam duruyor. Tam seemiyorum, galiba nnde seyyar bir tezgh var. Biraz yaklanca adamn simiti olduunu anlyorum. Simiti mi? Ama bu yoldan pek yaya gemez ki! Otomobildekilere mi satyor? Dikkatle szyorum adam. Onu daha nce

buralarda hi grmedim. Kyden yeni gelmi iportaclara benziyor. Emin olmalym. Yldnm'a dnyorum. Beni izlediini gryorum. Snav grevlisi ya, gzlerimi krpmdan, soluk alma kadar hibir davranm karmak istemiyor. Yardm isteyen baklarma, bana, "Soru sorma!" dercesine ban sallayarak karlk veriyor. Hareketleri ok hzl, benden yardm isteyerek zaman yitirme mi demek istiyor acaba. Arabay yavalatyorum. Silahm klfndan karmak zor olmuyor. Namluya kurun srp tabancay tutan sa elimi aaya, kucama indiriyorum. Simitiyle aramzdaki mesafe ksalyor. Adamn bize baktn gryorum. Biraz heyecanl m ne ? Aniden baklarn yolun karsna eviriyor. Sanki o da bir iaret peinde. Bakt yne dnyorum; Fahri'yle gz gze geliyoruz. Fahri'nin yz gergin, sa elini cebinden karyor, tabancay gryorum. Gaza basp kamaya alsam, ok ge yandan da, arkadan da iyi hedef olurum. Usulca frene basyorum. Fahri bana doru nian almaya alyor. Ondan daha abuk davranmalym. Silahm dorultuyorum. Ama daha ben tetie basmadan bir patlama duyuluyor. Sonra benim silahm ate alyor. Fahri'nin ate edemeden dtn gryorum. Ayn anda karnmda bir scaklk hissediyorum. Simitiye doru hzla dnerken, otomobilin sa yan camn delip geen kurunlarn sesini duyuyorum. Adam birka metre ilerde, iki eliyle tutuu tabancasyla bana ate ediyor. Ellerinin titrediini gryorum. Allah'tan deneyimli biri deil, yoksa imdiye kadar oktan tahtal kye yollamt beni. Otomobilin kesine, sanki beni gizleyebilirmi gibi direksiyonun arkasna doru snarak, ona karlk vermeye alyorum. Fakat irkilerek elime sz geiremediimi fark ediyorum. Sa omzum acyla kaslyor. Adamn niancl hakknda erken konutum galiba. Atei srdrmezsem iim bitik. Silahm sol elime geiriyorum. Geliigzel ate etmeye balyorum. En az adam kadar karavanacym. Ama ie yaryor. Dmanm atmann gerginliine dayanamayp kamaya balyor. Kaarken tezgha arpyor simitlerin uutuunu gryorum. Adam sendeliyor decek gibi oluyor, ama dmyor, yeniden doruluyor. Tabancam kaldryorum, nian almaya alyorum, ama birden adamn boyu uzamaya balyor. Birka saniye iinde, her bir admnn birka metreyi geecek kadar bydne tank oluyorum. Az nce tezghtan den bir simit adamn peine taklyor. Adama yaklatka simit de byyor,- Yanna gelince adam simitin zerine atlayp, onu tek tekerlekli bir bisiklet gibi kullanarak hzla oradan uzaklayor. "ardn m?" diye soruyor Yldrm. Onu tmyle unutmutum. "Sen de grdn deil mi?" diyorum. "Baylmamaksn" diyor. "Neredeydin?" "Buradaydm, yannda." "Vurulmadn deil mi ?" "Komik olma, hayaletler vurulmaz." "Haklsn" diyorum glmseyerek. Glmsemek bile ac veriyor. Kt grnyor olmalym. "Seni hastaneye gtrecek birilerini bulmalsn" diyor. "Sen yardm etmezsin deil mi ?" "Syledim, bu senin snavn." "Kazandm m ?" diye soruyorum. "Snav bitmedi ki" diyor. "Bitmedi mi?" "Daha yeni balyor" diyor ban sallayarak. Onun bu gizemli tutumu kafam kartryor. Dncelerim kopuk kopuk, her para sanki bir baka boyuta taklm, zihnim onlar birletirecek gten yoksun. Hibir ey anlamyorum, anlayacak halde de deilim. Bu otomobilden kmak, hastaneye gitmek istiyorum. Ama kprdayamyorum. Herkese, her eye kfretmek geiyor iimden. Direksiyon kamma doru yaklayor, korunmak iin geri ekiliyorum. Srtm koltua deiyor. Koltuk ne kadar da sertlemi. Direksiyon zerime gelmeyi srdryor. Yana kamaya alyorum, yapamyorum. Direksiyon ile koltuk arasnda skp kalyorum; sanki aralarnda szlemiesine damar-lanmdaki kan boaltmak iin bir mengene gibi skyorlar bedenimi. Soluk almakta glk ekiyorum. Azm karaya vurmu bir balk gibi sonuna kadar ayorum, ama soluk alamyorum. Bam dnmeye,

kulaklarm nlamaya balyor, dm hissediyorum. Dilerim birbirine arpacak kadar ok yorum. Bzlmek istiyorum. Hareket edince omzumda ve karnmda sanclar balyor. Yldrm'n emreden sesini duyuyorum. "Sakin ol, sakin ol geti." Gzlerimi ayorum... Ama bu Yldrm deil; beyaz nlkl ask suratl bir adam nabzm tutmu, saatine bakp sayyor, sonra elini alnma koyarak souk bir tavrla soruyor: "Sancn var m ?" "yorum." "Normal" diyor. "ok kan kaybettin." Amcam ile Melike kayg dolu gzlerle bizi izliyorlar. Doktor ayaa kalkyor. "Kayglanmanza gerek yok" diyor. "Durumu iyiye gidiyor." "Titriyor" diyor Melike sanki kendi yormu gibi. Doktor yanndaki ksa boylu hemireye dnyor: "Bir battaniye rtn hastann zerine." Hastabakc duvarn nndeki dolaptan bir battaniye karyor. Melike battaniyeyi alp incitmekten korkarcasna usulca zerime rtyor. Ama mem gemiyor, bir trl snamyorum. nc blm yorum. Morgun parlak, mermer duvarlarnda dalan glgemin hzn verici bir grnts var. Omuzlar km, kambur bir dilenciye benzetiyorum kendimi. "yi misin Amirim" diyor Mustafa saygl bir tavrla. "Biraz krklk var, idare ederim" diyorum. Hastaneden iki gn nce ayrldm. Aslna bakarsanz sokaa kacak kadar iyilemedim henz. Ama zaman ok nemli, beni vuran adam tehis etmem gerek. Cesetlerin bulunduu blme geiyoruz, iim titriyor. Morg grevlisi alayc bir ifadeyle yzme bakyor. llerden korktuumu dnyor olmal. Sivil giyimliyim ya, beni tank sanyor. Aldrmyorum, pek de haksz saylmaz. Ama nedense Mustafa rahatsz oluyor: "Ne glyorsun ?" diye kyor. "Hii" diyerek toparlanyor adam. Enine onar sra dizilmi parlak metal kapakl kabinlerden soldan ikincisine gidiyor. Kabinin kapan ayor. Darya serin bir hava dalgas yaylyor. yorum. Adam, st beyaz bir arafla rtl sedyeyi dar doru ekiyor. Sedye raylarn zerinde kayarak, Mustafa'yla aramza giriyor. Morg grevlisi, cesedin ayana balanm fie bakyor. "zer Ylk, aradnz ceset bu deil mi?" "Ta kendisi" diyerek bana bakyor Mustafa. Sonra yavaa rty kaldryor. nce kuzgun siyah salarn gryorum lnn, inanlmaz ey, sanki canl gibi, salar ne kadar parlak. Sonra yzn gryorum. Otuz yalarnda, dar alnl, ince kal; gzlerini kapamlar, elmack kemiinin stnde siyah bir delik var; 9 mm'lik bir merminin marifeti. Ama ben bu adam tanmyorum. Bu bana ate eden simiti deil ki! Dikkatle bakyorum, hayr ke22 sinlikle bu o deil. Simiti kumrald, salar dklmt, evet basbaya keldi adam. Bir an aklma cesedin salarnn peruk olabilecei geliyor. "Salarm kontrol eder misin ?" diyorum. Mustafa anlamam yzme bakyor. "Salar diyorum, peruk mu deil mi bir bakar msn?" Yine anlamyor Mustafa. Morg grevlisi ondan nce davranyor, konuma tonumdan amir olduumu anlam, az nce yapt gaf dzeltmek, belki de Mustafa'dan almak istiyor. ne geerek cesedin san hoyrata avuluyor. "Yok" diyor sonra. "Adamn kendi sa." Cesedin beyazlam yzne dikkatle bakyorum. Hayr, bu bana ate eden adam deil. Kesinlikle o deil. Demek lmemi diyorum sevinle kendi kendime. "O deil mi?" Bam kaldrnca Mustafa'nn merakl gzleriyle karlayorum. Adam tehis etmem onun iin ne kadar anlam tayor, kestiremiyorum. "Operasyonda sen de mi vardn?" "Evet Amirim" diyor, gzleri yarak. Onu sen mi vurdun diye sormuyorum; bu o kadar belli ki.

"Bana ate eden adam bu deil" diyerek yalnzca bir terristi deil, amirini vuran adam haklam olmann gururunu tama zevkinden yoksun brakyorum onu. ki yldr birlikteyiz Mustafa'yla. Yldrm'la aramzdakine benzer bir iliki kurmaya altm, olmad. nce yetenekleri snrl diyerek Mustafa'y suladm, sonra anladm ki ben de Yldrm deilim. imdi saygl, ama souk bir amir memur ilikisi var aramzda. Hakkmda olumsuz dnceleri olduunu sanmyorum, ama benim Yldrm'a beslediim hayranl o hibir zaman bana duymayacak, zaten bunu hak eden biri de deilim. "Eve mi gideceksiniz Amirim?" diye soruyor, morgdan kp otomobile bindiimizde. "nce u kaloriferleri altr, dondum" diyorum. "zgnm Amirim" diyor, bana doru dnerek ezik bir tavrla. "Kalorifer yine bozuk." Mustafa kontak anahtarn evirirken ben de paltoma sarnyorum. Doru olan eve gidip scak bir eyler ierek dinlenmek. Ama Mine'yi bulmalym. Geen her dakika onu benden biraz daha uzaklatryor. Tuhaf bir ekilde hissediyorum bunu. Aradan yirmi gn geti, hl yayor olabilir mi ? Cesedi bulunmad srece bir umut var. Beni vuran simiti..! Onu bulmalym. Btn dm onda. Kim bu adam? Fahri'nin rgt arkadalarndan biridir; baka kim olabilir? Oysa Fahri hakknda yazlan raporlar, rgtten ayrldn belirtiyordu. Demek bizi atlatm herif. Baksana, beni ldrmeye cesaret ettiine gre, yle pek de yabana atlacak biri deilmi. Mine bouna hayran olmam ona. Hayran m ? k desene una.... "Eve gidiyoruz deil mi ?" Mustafa'nn sorusuyla uzaklayorum dncelerden. "Hayr, Kurtulu'a." "Kayp kzn evine mi ?" Mine'yi kayp kz diye tanmlamasn yadrgyorum, ama baka ne diyebilir ki, o dosyalarmzda yer alan binlerce kayp insandan biri. "Evet" diyorum Mustafa'ya. "Evet, kayp kzn evine." "Ama Amirim" diyerek kar kyor yardmcm. "Sizi eve gtrmem sylendi." Syleyen de amcamz, amirimiz smet Bey. "Sen bover sylenenlere. Beni Kurtulu'a brak, sen de Komiser Naci'ye git. Fahri ile ayn davadan tutuklanan arkadalarnn dosyasn al, benim eve brak." "Resm yaz olmazsa ubede zorluk karyorlar." Nesi var bu olann bugn, birileri kulan m bkt ne ? "Benim adm ver, Naci birlikte altmz biliyor. Mrn krn ederse yaznn sonra geleceini syle." steklerim Mustafa'y rahatsz ediyor. Siciline kt bir ey yazlr diye korkuyor olmal, bana kar gelecek kadar cesareti de yok. Ne yapsn imdi bu ocuk ? Bir de gidip olanlar Ismet'e anlatyor mu ? Yok canm, amirini ikyet edecek yrek yok onda. stelik Ismet'in amcam olduunu da biliyor. Mustafa'y szyorum, dnceli gzlerle otomobili kullanyor. Belki de hakknda yanl dnyorum. Belki de gerekten iyi biridir. Ama iyi de olsa kt de olsa sonu deimeyecek. Kurallarn arasnda boulup kalm bir istihbarat, yapt ite neyin nemli neyin nemsiz olduuna nasl karar verebilir ? Otomobilimiz Aksaray'da, klarda durunca soruyorum, "Mine'nin Roma'da bir arkada vard, ad Selin'di galiba, dnm m ?" Kafas baka yerde sylediklerimi anlamakta zorluk ekiyor, Allah'tan o anda yanan yeil k yardmna yetiiyor da, otomobili hareket ettirirken yantlyor sorumu. "Selin Orhun, henz dnmedi. Biliyorsunuz, kzn babas talya Bykeliliinde grevli. Birka kez telefon ettik, Selin'le konutuk. Kz iin ciddiyetini kavrayamad." "Neler syledi?" "talya'ya umadan nce grm arkadan. 'Tatile falan gitmitir, yaknda kar gelir' dedi. Karlm olabileceini syledik. 'Olanaksz, Mine'yi neden karsnlar ki' dedi. Anlalan kz hibir ey bilmiyor." \ "Fahri'yi sordunuz mu ?"

"Sorduk. 'yi ocuktur' dedi. Fahri'den, Mine'ye zarar gelmeyeceini syledi. Olann ldn bilmiyor, biz de sylemedik." "Ne zaman dnecekmi Trkiye'ye ?" "Yaknda dnmesi lazm. Smestr tatili sona eriyor." "Yz yze grmeliyiz" diyorum. "Gelir gelmez, irtibata geeriz Amirim" diyor. Bir an susuyor Mustafa, sonra bana dnerek. "Bu kaybolan kz, sizin muhbiriniz miydi Amirim ?" diye soruyor Mustafa. Uzun zamandr kafasn kurcalyor olmal bu soru. Belki fkelenmem gerek, ama cesareti houma gidiyor. "yle sandlar." "Deil miydi?" "Ayn sitede oturuyorduk. Annesi, benim hanmn arkadayd. Bir gn okulda igal eylemi olmu, btn rencileri toparlamlar. Annesi yardm etmemi istedi, ben de gidip onu polisten aldm." "Yani kzn olayla ilgisi yoktu." "Vard, solculara sempati duyuyordu. yi niyetli aslnda. Hakszlklar, aksayan eyleri grnce tepki gstermi. Bilirsin, byle genler terrist gruplar iin iyi malzeme olur. Ona gerekleri anlattm. Arkada olduk. Bu arada okulda ne olup bitiyor, onlar da konuuyorduk tabi..." "Fahri denen herif de onu muhbiriniz sand." "Kz onlarn kardn dnyorsun deil mi ?" "Baka kim olabilir ki?" Evet baka kim olabilir ki ? "Sizi cezalandrmak istediler herhalde" diyor Mustafa. "lk gzaltna alndnda Fahri'yi neden braktlar ki ?" "Yapacak bir ey yoktu" diyorum. "Sorguda ben de vardm. Fahri, Mine kaybolmadan gn nce Antalya'ya gitmi. Btn hafta ailesinin yannda kalm. Tanklar var, babas albaym, geen yl lm." 25 "Albaysa, albay Amirim, nce olunu terbiye etmeliydi. O erefsizin size ate ettii silah bile ordu mal." "Ciddi misin ?" diye dnp soruyorum. "Evet" diyor Mustafa. "Babasnn beylik Krkkale tabancas." Kafam karyor. rgt suikastta kendi silahlarn deil, emekli bir albayn Krkkale tabancasn kullanyor! Tuhaf! "Ya teki herifin kulland silah?" "Size ate edilen silah bulamadk henz. Ama mermileri inceleyen balistikiler, askerlerin kulland cinsten Colt bir tabanca olduunu sylyorlar." Simiti gzlerimin nne geliyor. Elindeki ar bir silah, belki Colt, tabancay iki eliyle tutuyor. Silah tepince dengesi bozulmasn diye ayaklarn aarak dengesini salam yle ate ediyor. "Yani o da m albayn silah ?"diye soruyorum. "Olabilir, smet Bey aratryor." Demek smet Beyaratryor.-'Bizim amca, Mine'yle olan ilikimi sezdi galiba. Olaya el koymu. Belki bu olan da almtr yanna. Yok canm o kendi bana alr. Ne de olsa ailedeniz. Kol krlr yen iinde kalr. "smet Bey bunlar size niye anlatmam ki?" Mustafa da phelenmeye balad. Yoksa bu ocuk grndnden daha m zeki? "yilememi bekliyordun " Yantm dinlerken gzucuyla beni szyor. "Bu ii biz mi yrteceiz Amirim?" "Senin kulana bir eyler mi alnd ?" Ses tonum sert deil, ama gl. "Tam olarak bilmiyorum, ama ie siyas polis sahip kyormu gibi dedikodular duydum." iyice dallanp budaklanmadan amcayla konusam m acaba? Dur bakalm, acele etmeyeyim, nce neler olup bitiyor bir renelim. "u yetki meselesi ha" diyerek glmsyorum. Rahatlm Mustafa'nn kukularn hafifletiyor. Ama yznde bir tedirginlik var. Pangalt'dan Kurtulu'a girerken anlyorum nedenini.

"Amirim" diyor adeta yalvaran bir sesle. "Eve dndnzde sizi benim braktm syleyin hi deilse." "Tamam, sen merak etme." Otomobilimiz Kurtulu Caddesi'nin tkal trafiinde bir sre zar zor ilerledikten sonra saa dnen sokaa sapyor. Sokaktan iyice aaya, Feriky Mezarl'na kadar iniyoruz. Mezarla paralel uzanan tenha sokaa geldiimizde: 26 "Ben burada ineceim" diyorum. "Ev az ilerde zaten." "isterseniz bekleyeyim sizi" diyor son bir umutla. "Hava berbat, araba bulamayabilirsiniz." Yalnz kalmaya ihtiyacm var, o yanmdayken iyi dnemiyorum. "Saol Mustafa, ben bamn aresine bakarm." Tedirginlii artyor. "Ne zaman dnersiniz ?" "Birka saat sonra evdeyim. Fahri ile rgt arkadalarnn raporlarn unutma. Bir terslik olursa beni ara" diyorum otomobilden inerken. "Olur, ararm" diyor Mustafa. "Ne olur kendinize dikkat edin." Bu dileinde iten, nk bana bir ey olursa kendi bann da yanacan ok iyi biliyor. "Merak etme Mustafa, ac patlcan kra almaz" diyorum. "Hoakal!" "Grrz Amirim" diyor ben kapy kaparken. Drdnc bolum Kar taneleriyle ykl gl bir rzgr srklemeye alyor beni. Hafife beyazlanan yerlerde ayak izlerim kalyor. Tenha sokak karn altnda olduundan .daha lsSz grnyor. rperiyo-rum, sk sk paltoma sarnyorum. Galiba bam dnyor. nmdeki pasl elektrik direine yaslanmak, ksa bir sreliine de olsa dinlenmek istiyorum. mem artyor; vazgeiyorum, birka metre sonra Mine'nin evinin olduu kmaz sokan banda olacam. Kendimi yeniden rzgra brakyorum. kmaz sokan nne geldiimde, ba dnmemi ve memi unutturan o grntyle karlayorum; Mine'nin oturduu apartmann nnde bir kz arkas bana dnk, kapnn almasn bekliyor. Srtnda Mine'nin mavi kaban var. Mustafa haklyd, buraya hi gelmemeliydim. yi deilim. Baksana gndz gzyle hayal grmeye baladm. Ama tuhaftr, Mine'nin hayali kaybolmuyor. Ona doru yryorum. Bana siyah bir bere geirmi, stelik Mine'nin byle bir beresi olduunu da anmsamyorum. Bunun ne nemi var, artk iyice kontrolden kan belleim pekl ona byle bir balk yaktrm olabilir; hep sylemez miydim, "Sana siyah ok yakyor" diye. Aramzda on on be adm ya var ya yok. Gnlerdir tedirginlikler iinde kvranarak zlemini ektiim gen kzn, bu kmaz sokakta rastladm hayaline incitmekten kor-karcasna yaklayorum. Boynunu ieri doru ekiyor, ayaklarn hafif hafif yere vuruyor, m olmal. ok rd Mine, onda kaldm geceler, sevimli bir kedi gibi usulca sokulurdu koynuma. Yaklanca fark ediyorum, siyah bir poet tayor, sanki alveriten dnm. Poeti tutan eldivensiz elini gryorum, souktan kpkrmz olmu. Nasl da gerekmi gibi grnyor. Omzuna hafife dokunsam, her zamanki gibi dnp yumuack glm28 ser mi bana ? insan bu kadar ayrntl hayal grebilir mi ? Neden olmasn? CENTO kurslar iin ngiltere'ye gittiimizde, beynin gizli glerinden sz etmiti sosyal psikoloji konferansn veren kadn profesr. Sanrm kastettii byle bir duyguydu. Ho bir yanlg bu. Hayalimle aramzda birka metrelik bir mesafe kalmken metalik bir ses alnyor kulama. Bu, kapy aan mekanizmann kard ses. Daha nceleri kim bilir ka kez zili alp, sabrszlkla bu sesin kapy amasn beklemitim. Gen kz, alan demir kapy eliyle iterek, ieriye szlyor. Kap kapanmadan ben de yetimeliyim. Hzlanrken ayam kayyor, dmekten zor kurtuluyorum. Kap kapanmak zere, son bir abayla yakalyorum souk demiri. Belli belirsiz bir rperti hissediyorum, ama hayalimi kaybetmemeliyim; ben de ieri szlyorum. Gen kz apartman otomatiini yakm, merdivenleri trmanyor. Tuhaf, hayaletlerin a ihtiyalar olmaz ki! Yoksa gerekten de Mine mi ? Umutla tekrarlyorum kendi kendime, olabilir mi ? Belki yine o lgnlklarndan birini yapmak istemi, kimsenin bilmedii bir arkadann yanna gitmitir. Byle bir sorumsuzluu yapar m ? Keke yapm

olsa, diye dnerek ben de merdivenleri kmaya balyorum. Biraz hzlansam onu yakalayacam. Nedenini bilemediim bir rkeklik engel oluyor bana. Yine de aramzdaki mesafe giderek ksalyor. Gen kz nc katta, ev sahibi Ma-dam'm dairesinin nnde duruyor, kapy alyor. Neden yukar, kendi evine kmad da bu evin kapsnda durdu. Geciktirdii kiray deyecek ya da her zamanki gibi onlar iin de bir eyler almtr marketten. Mine'nin, yzn hl gremiyorum. O da dnp bana bakmyor, oysa ayak seslerimi duymamas olanaksz. Ona iyice yaklayorum, ama tuhaf aramzdaki mesafe ksaldka sanki az nceki heyecanm kayboluyor. imde giderek glenen bir ses bu kz Mine olamaz, diyor. Artk tam arkasndaym, elimle usulca kabanna dokunarak, "Mine" diyorum. Dnp bana bakyor, bir an Mine'nin yzn grr gibi oluyorum, ama sonra Madam'n zek zrl kz Maria'nn bolukta sallanan baklaryla karlayorum. "Demek Mine zannettiim sendin" diyorum. Kz byk bir ciddiyetle yzme bakyor, sonra elini dudaklarna gtrerek: "it, uyuyor" diyor. "Kim uyuyor?" diye soruyorum. Dudaklarna gtrd eliyle aasn gsteriyor, bakyorum bir ey gremiyorum. Glmsyor, elindeki poeti aarak iinden bez bir bebek kartyor. "Bak, Floris" diyerek bana uzatyor. Ben ne yapacam bilemeden bebei alrken, evin kaps alyor, tekerlekli sandalyede Madam Eleni'nin tedirgin yz grnyor. Kadn beni grnce rahatlyor. "Ah Sedat Bey siz misiniz ? Ben de kimdir Maria'yla konuan diyordum." Her zamanki gibi ak salarn arkada topuz yapm, krklarla kapl yznde derin bir metanet okunuyor, ancak gzlerinde kuku dolu prltlar var. Belli ki son gnlerde olanlar kafasn iyice kartrm. "Merhaba, naslsnz Madam?" "Teekkr ederim, oktandr grnmyorsunuz." Uzun sre gelmeyiim dikkatini ekmi, gazetelerdeki suikast haberinde adm gemedii iin neler olup bittiini de bilmiyor, iyi ki de bilmiyor. "ler vard" diyorum. "Bir soruturma iin istanbul dna kmtm." "Mine iin mi?" "yle saylr." Madam'n merak giderek artyor. "eri buyurmaz msnz ?"diyerek kapy gsteriyor. Ksa bir ikircimden sonra neriyi kabul ediyorum, belki yeni bir eyler renebilirim. Maria kapnn nnde dikilmeyi srdryor. Elimdeki bebeini ona uzatyorum. Sessizce alyor. "Gelsene kuzum" diyor Madam Eleni. Sesi efkat dolu. Maria annesinin uyarsyla ieri giriyor. Madam istavroz kardktan sonra fsltyla syleniyor. "Tanr yardmcm olsun, akl gidip gidip geliyor." Maria'ya bakyorum, kaim kalarnn altndaki iki iri zeytin tanesi gibi kara gzleri anlamszca ldyor. Dikkatle baknca onun Mine'den daha uzun, daha iri yapl olduunu fark ediyorum. Neden onu Mine'ye benzettim ki? Hastaln etkisiyle bu ayrntlar kardm demek. Peki stndeki kaban, Mine'ninki deil mi? Dar antreden geerken soruyorum: "Kznz Mine'ye benzettim" diyorum. "Arkadan grdm, kaban..." Acyla glmsyor kadn, "ki ay nceydi, Maria tutturdu illa Mine'nin kabanndan isterim diye. Mine gen kz, ayn kabandan almamz yakk almaz, diyerek Maria'y oyaladm. Ama bir gn onun yannda, 'Ben senin kabanndan istiyorum' demez mi! Korktuum gibi olmad. Mine glmsedi, 'Gidip alalm' dedi. Bilirsiniz tez canlyd. Gidip aldlar. ok iyi bir kz idi, ok." Madam' dinlerken, sol tarafta kaps ak bir oda gryorum; kenarlar kar rengi dantellerle kapl geni bir yatak ile tam karmdaki duvarda siyah bir zemin zerine krmz ve yeil renklerle bezenmi bir ikona gzme arpyor. Salonun giriine yaklatmzda antre geniliyor. Burada grl grl yanan demir dkm bir soba var. Sobann stndeki aydanlkta kaynayan hlamurun kokusu btn evi sarm...

"Bu yl k iddetli oldu" diyor Madam. "Evet" diyorum. "Yine kar yayor." "Tanr fakir fukarann yardmcs olsun" diyor. "Kmr ate pahas." Salona girdiimde, her zamanki gibi mzeye gelmi duygusuna kaplyorum yine. Sanki bu kagir evde zaman durmu, sanki iindeki insanlar yllar ncesini yaamaktalar. Eski eyalar korumak, deiiklie gitmemek aznlklara zg bir savunma biimi mi? Yok canm yalnzca aznlklara zg bir tutum deil bu. Yal insanlar genellikle byle davranr. Btn eyalarn bir ans vardr. Atmaya kyamazlar. Gzlerim duvarlarda, tahtalar rm ereveler iinde, artk iyice sararm resimlere kayyor. Yaldz kaplamal metal ereveli bir resimde pala bykl bir adam ile Madam'n genlii yan yana. Adam, Madam'n iki yl nce len kocas Msy Koo; orta boylu, yakkl bir adam. Pencerenin karsnda yzyln bandan kalma ceviz bfedeki kristal kadehler gemi ziyafetlerin buruk parltsn yanstmay inatla srdryorlar hl. Bfenin yanndaki duvarda gm ereveli kocaman bir ayna, artk pek fazla kimsenin uramad bu evde, tlsml grntsne katmak iin umutla yeni konuklarn gelmesini bekliyor. Salonda gnmz artran tek cihaz, sol kedeki kk televizyon. Televizyonun arkasndaki duvarda, tavana yakn bir yerde doldurulmu bir geyik ba var. Bu, rahmetli Koo'nun ne yaman bir avc olduunun nianesi. Ayn szcklerle anlatmt Madam, doldurulmu geyik bann hikyesini. Koo Kumkap'da meyhanecilik yaparm, ama Msy'nn bir merak da avclkm. Tavandan keklie yzlerce hayvan vurmu, ama en ok vnd, Toroslar'a kadar gidip bu geyiin bayla dnd avm. "yle buyurunuz" diyor Madam Eleni televizyonun karsndaki koltuu gstererek. Otururken Maria'y gryorum. Poeti masaya brakm, elinde bebeiyle salonun kuytu bir kesine ekiliyor. Bebeine bir eyler anlatyor, fslts bize kadar geliyor. "Byle kendi kendine oynar akama kadar. Aslnda sokaa gndermeye korkuyorum. Yardmc kadn yirmi gndr yok, kz ocuk dourmu, kyde, iki aylk yiyecei alp aadaki byk buzdolabna yerletirdik. Yine de ekmek filan lazm oluyor ite. Mecburen bakkala yolluyorum onu." Yal kadnn yznden aresizlik okunuyor. "Evi bulamayacandan m korkuyorsunuz ?" "Ne bileyim ite. Unutkanl var. Bakkala yolluyorum ya, ne alacan yazmasam dkknda dikilip dikilip geri dnyor. Eyalarn nereye koyduunu hatrlamyor." "Her zaman byle unutkan m ?" "Genellikle byle. Ama bazen de her eyi hatrlyor. Neyi nereye koyduysa eliyle bulup karyor." "Doktorlar ne diyor ?" "Tanr'nn yaptna ne denir? Doduundan beri byle bu ocuk." Karlkl susuyoruz. Madam dalyor. Belki de kendisi ldkten sonra kznn tek bana nasl yaayacan dnyor. Abisi yanna alr belki. Byk olu Selanik'e tanm yllar nce. Koo ile Madam gitmemiler. Babas lnce ocuk, "Anne yanmza gel" diye ok srar etmi. Madam, "Koo'nun mezar burada, onu yalnz brakamam" demi. in iyzn bilmesem ne byk ak diyeceim. Oysa Msy Koo elli yandayken, kimi kimsesi olmayan gen bir Rum kzna k olmu. Kza evler am, paralar harcam. Birka yl srm ilikileri, ama kz sonra bizim Ko-o'yu brakp bir Rum delikanlsna kam. Bu olaydan sonra zavall Koo iyice iine kapanm. Meyhaneyi kapatm, btn malzemeyi aaya bodrum kata tam. O nl mezelerini de yalnzca yortu gnlerinde komularna, akrabalarna yapm. Hep aklm kurcalamtr; Madam bu iin farknda myd acaba? Farkn-daysa nasl dayand ? Melike nasl dayandysa o da yle dayanmtr. Hayr canm, Melike farkl. Neden farkl olsun, onun da kocas baka birine k olmad m ? O da tpk Madam gibi olanlar sezip bilmezlikten gelmedi mi ? Neden ? Yldrm, "Baka areleri yok da ondan" derdi. "Elinde bir meslei, bir geliri yok, ayrlp ne yapacak?" Dorusu bunu ben de dnmedim deil. Melike zengin bir ailenin kz olsayd, bu duruma katlanr myd? Kocasn bir baka kadnla kim paylamak ister? Ama yaamn sr-

drmek iin bu durumu kabul etmek de onursuzluk deil mi? Al-lahm neler dnyorum! Hayr hayr, Melike'nin olanlara bu nedenle gz yumduunu sanmyorum, o beni, ocuklarn seviyor, yuvasnn dalmasn istemiyor. Bu yzden bir hastala yakalandm varsayd, bir gn geeceini umarak sabrla bekliyor. Madam'a bakyorum, gzleri dizlerini rten eski battaniyenin desenine kilitlenmi, sanki benim varlm unutmu gibi arada bir i geirerek susuyor. Bir an onun kocasn ve Rum kzn dndn sanyorum. Suskunluk giderek arlayor, benim iin dayanlmaz bir hal alyor. "Buras daha serinmi" diyorum. "dnz m?" diye soruyor uzun bir uykudan uyanm gibi. "Saolun, buras yeterince scak." mediimden emin olunca: "Hl bir haber yok deil mi Mine'den?" "Maalesef yok" diyorum. "ok iyi bir kzd, ok" diye yineliyor. Gzlerinin dolduunu hissediyorum, sesi titriyor. "Onu ok zlyoruz. Mine benim ikinci kzm gibiydi." Kadnn hali beni de etkiliyor, hastanede geirdiim gnler sinirlerimi iyice zayflatm olmal. Bu evi tutmak iin Mine'yle geldiimiz ilk gn anmsyorum. Mine benim oturduum koltua oturmutu, ben ise yanmdakine. Madam byk bir ilgiyle bizi szyordu. Mine, "st katnz kiralkm yle mi?'" diye sorunca Madam ona, ksack bir yantla, "Evet" dedikten sonra bana dnmt: "Siz kkhanmn nesi oluyorsunuz ?" Byle bir soruya hazrlklydm. "Aile dostlarym" dedim kesin bir ifadeyle. Verdiim yant doyurucu gelmemiti Madam'a, ama kibarln da boz-mamt. Yeniden Mine'ye dnmt: "renci misiniz ?" "Evet, Gzel Sanatlar'da okuyorum. Resim blm." "Aileniz nerede?" Kadnn sorular beni rahatsz etmeye balamt, ama Mine o inanlmaz sabryla kadn yantlamay srdrmt. "Annem ile babam ayrldlar. Babam Almanya'da alyor. Annem yeniden evlendi. stanbul'da oturuyor. Artk onlarn yannda kalmak istemiyorum." "Nedeni sorabilir miyim?" "ki kk kardeim daha var. Ev yeterince geni deil. Benim resim almalarm iin kendime ait bir mekna gereksinimim var." "Peki" demiti Madam bir ara beni de szerek. "Anladm kadaryla bir geliriniz yok, kiray nasl deyeceksiniz ?" "Almanya'dan babam yollayacak." Madam sorularn yantn almt, ama ikna olduunu sanmyordum. Ona Ari'den sz etmenin tam zamanyd. Ari zaman zaman stanbul'daki Rum toplulukla ilgili bilgiler szdran bir muhbirdi. Rum topluluunun iinde onu tanmayan yok gibiydi. nk herkesin yardmna koard. Aslnda bize verdii bilgilerde kendi cemaatini gzettiini de sylemeliyim. Ari'nin adn duyunca kadnn yz d, "Ari'yi tanyor musunuz?" "yi dostum olur. Bizi ona sorabilirsiniz." Madam rahatlamt, koyu renk gzlerinin derinliklerinde gizlenen kukular kayboldu. Dnyann kt olduunu, daha iki gn nce Feriky'de yal bir kadnn bileklerini kesip bileziklerini aldklarn anlatt. Aznlklara--zg o gvensizlii seziyordum kadnda. Gzlerindeki rkeklik, gizliden gizliye kendini hissettiren ekingenlik, her davrannda belli ediyordu kendini. Madam sonunda evini Mine'ye kiralad. Bundan hibir zaman da pimanlk duymad. Hatta Mine'yi tandka doru bir karar verdiini dnd. Bunda Mine'nin Maria'ya olan iten davranlarnn etkili olduunu sylememe gerek yok. "Tanr taksiratn affetsin" diyor Madam dncelerimi blerek. Bir an bunu kimin iin sylediini kestiremiyorum. "Fahri denen o ocuu da burada tandm. Son zamanlar sk gelip giderdi Mine'nin evine. Duydunuz deil mi, bir polise ate etmi. atmada ldrmler. Neler oluyor Sedat Bey, nce Mine kayboldu, ardndan Fahri ld ?" Susuyor, sylediklerinin zerimdeki etkisini lmek istercesine beni szyor. Nemli kara gzleri sorularla dolu; sanki, bir aralar siz de pek sk gelirdiniz

ziyaretine, aile dostuyum filan dediniz, ama gerek ilikiniz neydi, der gibi bakyor yzme. - Biliyorum, diyorum kendinden emin bir tavrla. Mine sk sk anlatrd onu. yi bir arkada olduunu sylerdi. O da pek tanyamam anlalan, olan sabkal. ki yl nce afla km ieriden. Szlerim Madam'n ilgisini datyor, beni incelemekten vazgeerek merakla soruyor. "Fahri mi yapmtr bu ktl?" "yle olduunu dnyoruz." "Terrist filan diye yazd gazeteler ya, hi yle iler yapacak birine benzemez idi." "Ne yazk ki doru. Fahri bir terristti." "Nereden bulmu Mine bu ocuu ?" "Fahri onu bulmutur. Kandrmak istediler. Olmaynca..." "Kardlar m... Annesi babas, zavalllar yklmlar." "Babas m! vey babas m?" "O deil, z babas Metin Bey. Almanya'dan geldi. Dolamadk hastane brakmam istanbul'da." "Faydasz, o aratrmay biz de yaptk. Hastaneler olaydan haberli, bir gelime olsa mutlaka bildirirlerdi." "Bilmiyorum artk, ne oldu bu kzcaza, ne ls var ortalkta ne de dirisi ?" "Bulacaz, merak etmeyin" diyorum sylediklerime kendim de inanmadan. "Ben kalkaym artk." "Durun, bir kadeh likr imeden dnyada brakmam sizi." "Saolun, zerinize afiyet biraz tmm. Antibiyotik kullanyorum. ki almasam iyi olur." "Canm likr de ikiden mi saylrm. Msy Koo ila niyetine ierdi her akam bir kadeh." "Baka zaman, Mine'yi sa salim bulduumuzda" diyerek ayaa kalkyorum. "Ah, ah keke" diyor. Sonra tekerlekli sandalyesini hareket ettirerek bana kapya kadar elik ediyor. "Anahtarnz var m? Dn bir polis gelip bizdekini ald." Sesi niye kuku dolu yle ? Mine sana da anahtar vermiti deil mi, der gibi. Oysa Mine hibir zaman anahtar vermemiti bana. Evi onun zgrlk alanym, "Bu meknn yalnzca kendime ait olduunu hissetmek istiyorum" demiti. "Var" diyorum Madam'a. "Annesinden almtm." "karken kapy kilitlemeyi unutmazsmz deil mi ?" "Unutmam, merak etmeyin" diyerek kapy ayorum. Tekerlekli sandalyesini hareket ettirerek peim sra geliyor. "Ben yerimden kmldayamyorum, Maria'y gryorsunuz" diyor aresizlikle. "Merak etmeyin, karken kapy kilitlerim." "Saolun, umarm bu defa bir eyler bulursunuz yukarda." Aslnda bu szlerle bir eyler bulursanz bana da syleyin demek istiyor. Anlamazla vuruyorum, teekkr ederek ayrlyorum daireden. Beinci blm Ampullerin san , ta merdivenlerin soukluunu gidermi-yor. Apartman boluunda kesin bir sessizlik hkim. Sanki sokaktaki kann sszl sinmi ieri. rperiyorum, paltomun yakasn kaldrp basamaklar trmanmaya balyorum. Basamaklarn hemen hepsi atlam, havada belli belirsiz bir kf kokusu var. Beyaz duvarlarda iek fosillerini andran sar lekeler belirmi. Binann ar ar lmekte olduunu ilk kez fark ediyorum. Defalarca bu merdivenlerden km olmama ramen, daha nce bunu anlayamam olmak beni artyor. Yldrm'n szleri geliyor aklma. "O kz, ayaklarn yerden kesti, oktan unuttuun bir dnyaya gtrd seni..." Ama birden Ydnm'la bu konuyu konumu olmamn imknsz olduunu anlyorum. O ldkten sonra tantm Mine'yle. Aklm karyor. Sonra, Ydnm'la bir dte konutuumu hatrlyorum. Bu, o kadar net ki grdklerim btn ayrntlaryla gzmn nnde; Yldrm'n "Snav bitmedi ki, daha yeni balyor" szleri kulaklarmda nlyor.

Mine'nin dairesinin bulunduu kata ulatmda yorulduumu hissediyorum. Bedenimdeki diki yerleri szlyor. Duvara yaslanp bir sre dinleniyorum. Dairenin kaps aresiz bir ocuk gibi yzme bakyor. Kapnn bu terk edilmi hali hzn veriyor bana. imden, ok derinlerden gelen o bildik sancyla irkiliyorum. Defalarca mcadele etiim, yendiimi sandm, ama olaylar durulup da kendi bama kaldmda, yzeye kan o sinsi ac ele geiriyor benliimi. Ayn burgu, ayn aresizlik, ayn dizginlenemez zlemle kvranyorum. Akla, manta sdramadm, zmleyemediim, zmlediim zaman da iin iinden kamadm bir durum bu. Neden bu kadar ok istiyorum Mine'yi? Yaanmam hibir ey kalmad ki aramzda! Neden, hl onu dnyorum. Eksik olan ne ? Karm Melike ondan ok daha iyi bir insan; zverili, efkatli, sadk ve belki ondan daha gzel, stelik ocuklan-mm anas... Ama btn bunlar yetmiyor. Beni terk etmesine, hatta aalamasna karn yine de Mine'yi zlyorum. Kapy an, glmserken dudaklannn hafife yukar kvrln, yananda belli belirsiz ukurlaan gamzeyi, sol kann bittii yerdeki kk yara izini, ak kahverengi gzlerini, gzbebeinin derinliklerinde birden karma kveren yeil benekleri, yer yer altn ans tellerin parlad uzun kumral salann, ban yana yatrp uysalca beni dinleyiini, bana bakarken yzn kaplayan sevin dalgasn, sesindeki yumuakl, avulanmn arasnda kaybolan beyaz ellerini, kk ve diri memelerini, biraz kaln, ama dzgn bacaklarn, bacaklarnn arasndaki nemli, cesur scakln; onu, her eyiyle onu, Mine'yi zlyorum. Yokluu renksiz, tatsz, bir boluk gibi damarlanmda akarak, yaammda nemli nemsiz ne varsa hepsini anlamszlatnyor. "Nerdesin ?" diye syleniyorum. Sanki szlerimi yantlarm gibi bir tkrt geliyor daireden. Dikkat kesiliyorum. Yanldm m ? Hayr ses o kadar belirgindi ki, eminim ieride bir ey kprdad. Kulam kapya yaklatmp dinliyorum. Sanki biri ses karmamak iin yava hareketlerle yryor ierde. Elimi tabancama atarken, aklma Van Gogh geliyor. Yoksa Van Gogh mu ? Van Gogh, Mine'nin kedisi. Tahmin edilecei gibi olgun yaz baaklan gibi san tyleri var; fakat nam sannlndan deil, souk bir mart gecesi, sevgilisi iin girdii kavgada nerdeyse sol kulann yansna yaknn kaybetmi olmasndan. O geceden sonra Mine, kedinin adn Van Gogh koydu. Biz ksaca ona Gogh diyorduk. Gogh nasl girecek ieriye, tabi ki apartman boluundan. Yaptm tahmin biraz olsun rahatlatyor iimi. Ama yine de dikkatli olmalym. Silahm klfndan kanyorum. eriden duyulmamas iin kapdan biraz uzaklap namluya kurun veriyorum. Sonra tabancay paltomun cebine koyarak, anahtan kanp kilide sokuyorum. Anahtan evirirken kulam ierdeki seste. Sadece, kilidin kard mekanik tkrt duyuluyor. Alan kapy sa ayamla usulca itiyorum. Dairenin iine sinmi o tandk boya kokusu karlyor beni. Van Gogh ortalarda yok. Oysa kap alnca, sanki ho geldin dercesine, yanma gelir ayaklanma srtnr, yiyecek bir eyler isterdi. Kapnn zerindeki anahtan cebime atp, silahm kanyorum. Usulca ieri szlerek, yine ayamla kapy kapatyorum. Madamnkiyle ayn mimar biime sahip olan dairenin kk antresinden salona doru ilerliyorum. SoldaL 37 ki yatak odasnn kaps ak, duvara yaslanp usulca ieri bir gz atyorum. Dank bir yatak, karlkl iki duvara aslm iki yalboya nden baka bir ey gremiyorum. Mine'nin atlye olarak kulland salona doru ilerliyorum. Salonun kapsna yaklanca yanm ttn kokusu alyorum. Birka adm sonra yanlmadm anlyorum, ieride biri sigara iiyor. Kapya gelince yine duvara yaslanyorum. Hareket halindeki bir hedefi vurmaya konsantre olarak, silahm dorultup hzla ieri dalyorum ve salondaki geni duvann nndeki eski berjer koltukta, yznde soukkanl bir ifadeyle oturan amcamla karlayorum. "Amca! Burada ne iin var?" diye hayknyorum. Konumak iin acele etmiyor, sigarasndan derin bir soluk ekiyor, duman dilerinin arasndan flerken: "Seni bekliyordum" diyor. "Buraya geleceimi nasl bildin?" Gzlerindeki fkeyi gizlemeye gerek duymadan, kt kt yzme bakarak,

"Bir tahmin" diyor. "Ama yanlm olmay isterdim." Mine'yle ilikimi anlad galiba, diye dnyorum. Anlamamas aptallk olurdu zaten. Her ey o kadar ak ki. Belki de morgdan beri beni izliyordu. Ben aada Madam'n yarmdayken yu-kan km olmal. Canm sklyor. Ama yine de bildiklerinden o kadar emin olduunu sanmyorum. Bo atp dolu tutmak istiyor. Buraya gelmem ok kt oldu, iyi bir koz verdim ona. "Kzla ilgili bir haber var m?" diye uradm. "Kz neden bu kadar ilgilendiriyor seni ?" "Nasl ilgilendirmesin, benim vurulmam ile onun kaybolmas arasnda yakn bir ba var." "Brak bu mavallan" diyor amcam. Gzlerindeki fkenin oaldn fark ediyorum. "Ne iler eviriyorsun, onu anlat." "Hibir ey..." diyecek oluyorum. Sigarasn koltuun kenarna koyduu metal kl tablasna ezercesine bastnyor ve hi beklemediim bir ey yapyor, aniden ayaa frlayarak yakama yapyor: "Bana yalan syleme" diyerek sarsyor bedenimi. "Sana yalan sylemiyorum" diyorum, onu itmeye alrken. Baklarm elimdeki tabancaya kayyor, ayn anda onun da silaha baktn fark ediyorum. Sanki elimde bir ate paras varm gibi aceleyle silah klfna koyuyorum. O da yakam brakyor. Ama burnundan solumaya devam ediyor. "Her eyi anlatacaksn" diyor. "Neler olup bitiyor, hepsini, hepsini renmek istiyorum." 38 "Sakin ol Amca" diyorum, belki de bu szler ondan ok kendime. Ama o da kendini topluyor: "Tamam, tamam" diyor benden birka adm uzaklaarak. "Ben sakinim, sen anlatmaya bala." "Buras ok souk" diyorum. "uralarda elektrikli bir soba olacakt." "Elektrikli sobann varlndan haberdar olacak kadar iyi tanyorsun deil mi bu evi ?" Sorusunu yantlamyorum. Yasak bir ak ilikisini neden bu kadar ok bytyor? Tekilatta buna benzer ilikiler daha nce de yaand. Bir iki ihtar ya da disiplin cezasyla geitirilmiti olaylar. "Evet, seni dinliyorum" diyor. "Hi deilse u iskemleye oturmama izin ver" diyerek elimle pencerenin nnde duran, Mine'nin rengrenk iek desenleriyle kaplad tahta iskemleyi gsteriyorum. Dnp iskemleye bakyor, sonra bayla onaylyor. skemleyi alp karsna oturuyorum. "Niye bu kadar kzgnsn ?" diye soruyorum olanca itenliimi taknarak... Bir de soruyorsun dercesine, akmak akmak olmu mavi gzlerini yzme dikiyor. "Bunun nedenini sen anlatacaksn" diyor. "Bilmediim bir eyi nasl anlatabilirim ?" diye soruyorum sakin bir ses tonuyla. Bylece stnl ele geirdiimi dnyorum. O sinirlenip yanllklar yapacak, ben de bu durumdan yararlanp konumay istediim gibi ynlendireceim. Beklediim gibi amcam daha da fkeleniyor, sa elinin iaret parman yzme doru uzatarak: "Oyun oynamaktan vazge" diyor. "Gizlediin, sakladn ne varsa hepsini duymak istiyorum." "Neyi gizleyebilirim ki ?" diyorum yine en saf halimle. "Olay gzler nnde, kz apartmandan komumuzdu. Zaman zaman grrdk. rgt onu muhbir sand..." "Bunlar ben de biliyorum, sen operasyonu kim dzenliyor, onu anlat." "Operasyon mu?" "yle tuhaf tuhaf bakma yzme. Neden sz ettiimi ok iyi anladn." "nan ki neden sz ettiini bilmiyorum. Ne operasyonuymu bu?" Bir an, bu operasyon lafnn beni konuturmak iin ortaya atlm bir yem olduunu dnyorum. Gya ortada daha vahim bir 39 durum varm gibi gstererek, Mine'yle aramzdaki ilikiyi anlatmam salayacak. Gerekten de yle mi? Amcamn gergin yznde bu sorunun yantn aryorum. Numara yapan birine, hi benzemiyor. Kstrlm bir hayvann aresizlii iinde

sanki ona yardm edebilecek tek kii benmiim gibi, tm dikkatini zerimde toplam, dt pusudan bir k yolu aryor. "Oynamay brak" diyor kesin bir ifadeyle. "Bu defa durum ok ciddi." "Mine'yi rgtn karm olabileceine inanmyor musun?" diyorum. "Tabi ki inanmyorum" diyor hiddetle; nasl bu kadar aptal olabiliyorsun, demesini bekliyorum, sylemiyor. Bana kar yumuamaya balad galiba. "Eer dediin gibi olsayd" diye devam ediyor. "Seni ldrmeye kalkmazlard. Bu kiisel bir ey deil ki!" "Belki tekilata gzda vermek istemilerdir?" "Byle olduunu kabul etsek"bile, kz sorguya ektikten sonra bu kadar uzun sre neden ellerinde tutsunlar? Onu oktan ldrm, ihbarcy cezalandrdk diye basna haber vermi olmalar gerekmez miydi ?" Bir sre susup yzme bakyor. Syledikleri manta uygun, kar kmaynca szlerini srdryor: "Ama bunlardan nce aydnlatlmas gereken nokta, senin bu kzla olan ilikin. Bu ilikinin mahiyeti nedir? Neden bizim bu ilikiden haberimiz yok ? Kim bu Mine ?" "Mine'yle aramzdaki bir tr arkadalk ilikisiydi..." diyorum. Sesim inandrclktan ok uzak. Amcam fkesini kontrol altnda tutmaya alarak derin bir soluk alyor. "Bak olum" diyor. "Senin iin nemli olmayabilir ama, benim babam, yani senin deden bu lkenin yetitirdii en iyi, en drst istihbaratlardan biriydi. mr boyunca bu vatan iin, bu devletin ayakta kalabilmesi iin alt. Dersim dalarnda, Krt isyanclarn kurunlaryla ldrldnde de bu lkeyi bldrmemek iin orada bulunuyordu. Ben meslek yaamm boyunca ona layk olmaya altm. Ayn eyi senden de bekledim. Ama beklentilerimi hep boa kardn. Hi deilse imdi yalan syleme, ailene layk bir insan ol..." Bu laflan o kadar sk duydum ki, beni etkilemiyor. Hatta canm skyor. Gzlerim bir an amcamn arkasndaki duvarda asl tabloya taklyor. Mine bu resmi Picasso'nun ilk dnemlerinde yapt Matador adl tablodan kopya etmi. Tabloda solgun renk40 ler var, resmin en belirgin yeri matadorun gzleri. Adamn ocuksu yzndeki gzler hzn, kararllk karm bir anlam katyor resme. Yeniden amcam dinlemeye baladmda, onunla ciddi konular hep resimlerin nnde konutuumuzu fark ediyorum. Tekilat binasndaki odasnda konuurken arkasnda hep byk kurtarcnn resmi olurdu. Bazen onun evinde konutuumuz da olurdu, bu defa da arkasna, gen bir yzbann, yani dedem rahmetlinin niformalar iindeki byk boy fotorafn alarak konuurdu. Hatta bana tekilata girmemi nerdii ilk gn -o zamanlar henz hukuk fakltesi ikinci snfnda okuyordumyine arkasna byk kurtarcnn resmini almt. Bu belki de bir rastlantyd. Ama byk kurtarcnn, dedem rahmetlinin ve Picasso'nun res-mindeki matadorun baklarnda ayn hznl kararllk vard. Yok canm, bu bir rastlantyd herhalde. nk dnyann en yetenekli ressam bile olsa Picasso gibi "politik nesebi gayrisahih" olan bir adamn resminden g alarak konumay kendine yediremezdi amcam. "in ciddiyetini hl anlamyorsun" diyerek srdryor konumasn. "Eer bildiklerini anlatmazsan, bu defa seni ben bile kurtaramam." "Ne sylemek istediini anlamyorum" diyorum. "Ben de en az senin kadar dedeme sayglym, mesleimi de ok severim." "Severdin, ama artk sevmiyorsun. Yldrm kafan kartrd senin." Yldnm'm adn azna alnca soukkanllm yitiriyorum. Deminden beri amcamn anlattklar, beni izleyii, abuk sabuk operasyon teorilerinden sonra imdi de Yldrm. Artk dayanamyorum. "Yldrm da en az dedem kadar iyi bir istihbaratyd" diyorum. "O kafam kartrmad, gerekleri grmemi salad sadece." "O yzden mi katldn operasyona?" diyor. Yine operasyon, deli mi bu adam ? Zvanadan kmak zereyim. "Operasyon filan yok!" diye hayknyorum. "O olan Mine'yi kard, beni de ldrmek istedi. Hepsi bu."

"Sana ate ettikleri silahlar babasnn tabancalar. Daha nce de suikastlar dzenlemi tecrbeli bir terrist, kaytlar hemen bulunabilecek silahlar kullanyor!" "Belki Fahri kendi bana hareket etmitir?" "yle mi dersin?" Sesinde alayc bir ifade var. Rolleri deitirdiimizi anlyorum, ama artk ok ge, imdi so41 ukkanl olan amcam, benim ise sinirlerim boanmak zere. "Bak Amca, beni sulamaktan vazge" diyorum fkeyle. "Ne yani operasyon gerei kendimi mi vurdurttum. Bunu mu sylemek istiyorsun ?" Yant vermeden bir sre beni szyor. Sanki emin olmak istiyor. Sonra ban sallyor. "Hayr... Hayr, o kadarn dnmyorum. Ama birilerinin ustaca planlad bir tezgha gelmisin." "Abartyorsun; bu olayda sadece iki ihtimal var: ilki, ii rgtn gerekletirmi olmas, ikincisi ise Fahri'nin Mine'yi muhbir, batta polis sanarak bu ii tek bana yapm olmas." "Birinci ihtimalin neden geersiz olduunu anlattm. kincisine gelince; Fahri hakknda hazrlanan dosyay okudum. Fahri ieri girince rgtle anlaamam. Anlamazln temelinde terrizm konusu var. Fahri zeletiri yapm. Terrn kmaz yol olduunu sylemi. rgt de Fahri ile "nn gibi dnen bir arkadan, pasifze oldular gerekesiyle komnden karm. imdi syler misin, terre kar kt iin rgtten atlan biri, nasl olur da sevdii kzn muhbir olmasndan phelenerek onu ve bir gvenlik grevlisini ldrmeye kalkar?" "Ama iin iine kskanln da kartn dn." "Kskanlk m ? Bak bu ilgin! Neden kskansn Fahri seni ? Mine'yle bir ak ilikisi mi vard aranzda?" "O yle dnm olabilir." "Brak artk u oyunu Sedat. Ltfen kendine gel. Farknda msn bilmem, tekilatta bir altst olu yaanyor. Dnyadaki btn dengeler deiti. Artk ne Sovyetler var, ne komnizm tehlikesi. Ama lkemiz zerindeki oyunlar bitmedi. Topraklarmz blmek, devletimizi gsz klmak istiyorlar. Bu giriime kar kacak resm, sivil btn kurumlar etkisizletirmek amacndalar. Hedeflerindeki ilk kurululardan biri de bizim tekilat, iimizde adamlar var. Sorumsuz politikaclar yatp kalkp tekilatta bir reorga-nizasyondan sz ediyorlar. Btn bunlar hi kukulandrmyor mu seni?" "Neden kukulandrsn? Hem bunlarn Mine'nin karlmasyla ne ilgisi var?" "ok ilgisi var. Bizi tasfiye iin onlara iyi bir gereke lazm. Senin olay bu i iin biilmi kaftan." Amcamn zmlemesi aklm kartryor. Kurduu balantlar ok mantkl. Gizli servislerin birbirlerinin iinde etkinlik kurma hevesleri hi bitmez. Byle operasyonlar duyduk, yaadk. 42 Ama Mine'nin kaybolmas, bu tr bir operasyon olabilir mi ? lk kez bu ihtimal zerinde ciddiyetle dnyorum. Mine'yi tanma-sam, btn bu olaylar yaamam olsam ve nme byle bir problem ksa, belki ben de amcamnkine benzer bir sonuca ulaabilirdim. Ama ben Mine'yi tanyorum! "Hayr" diyorum amcama. "Bu imknsz." Ac ac glmsyor, "Peki Mine nerede o zaman ?" "Yani Mine'den mi pheleniyorsun ?" "Olum" diyor. "Ak senin gzn kr etmi. Olaya dardan bakabilseydin gerei hemen grrdn. Fahri ld, sen de lebi-lirdin. Ve btn bunlarn nedeni olan kz ortalkta yok. Sizi birbirinize drd, ortalktan kayboldu. O ocukla sen iki piyondunuz, asl hedef tekilatt. in nn almazsak, tekilat ykacaklar. Amalar istihbarat rgt zayflam bir Trkiye. Bunu baarmak iin her yola bavuracaklar. Yaknda gazetelerde araf araf boy gsterirsek amam. Tabi barolde de sen olacaksn." Syledikleri doru olabilir mi ? Mine bir ajan ha ? Hadi canm sen de... Neler dnyorum. Byle bir ey olamaz. Bu amcamn paranoyas... Yoksa... yoksa amcam

bana bir oyun mu oynuyor? Hayr bunu yapmaz. Yldrm olaynda da olduu gibi o beni hep korudu. Hem buna hi gerek yok, istedikleri an istifam talep edebilirler. Ben de kuzu kuzu veririm. "Dorusu olay bu ynyle hi dnmemitim" diyorum amcama. "Ama una inanman isterim. Byle bir operasyon varsa bile, ben kesinlikle iinde deilim." "indesin, ama farknda deilsin." "Sanmyorum, ama bana biraz zaman tanrsan bu olay ze-rim" diyerek, itenlikle amcamn yzne bakyorum. "Bu defa inan bana." Amcam baklarn karyor, sa eliyle krllam olmasna karn grlklerini koruyan salarn geriye doru taryor. Gmleinin kolundaki altn kol dmeleri grnyor. Yengemin dn hediyesiymi, hl takyor. "Benim hibir gruba dahil olmadm biliyorsun" diye ekliyorum. tenliimi lmek istercesine gzleriyle beni tartyor. Yldrm olayn henz unutmadm, demesini bekliyorum, bir ey sylemiyor, sanki sorusuna yant bulacakm gibi skntyla yzme bakmay srdryor. Bir an btn bunlar beni etkilemek iin yaptn dnyorum. nk nerim onun da iine gelir. Bylece 43 olay fazla dallanp budaklanmaz. i bana vereceini anlyorum. Ama uzatyor. "Epeydir, ileri savsaklyorsun. almalarn umut krc" diyor. "Yabanclamtm" diyorum. "Yldnm'n lm beni kt etkiledi." "O ite tekilatn parma yoktu" diyor. "Bo yere suladn bizi." "Bu baka bir konu" diyorum. "Ben Mine'yi bulacam." "Bir artla kabul ederim" diyor. "Tm gelimelerden haberdar olacam. En kk bir ayrnty bile atlamayacaksn." "Anlatk. Ama polisi uzak tut bu iten." "Tamam. Yannda yalnzca Mustafa olacak." "O neden?" "Birinin yardm etmesi gerek. Tek bana beceremezsin. Mustafa disiplinli ocuk, pek merakl da deil. stediin gibi ynlendirebilirsin." Mustafa'yla beni denetlemeyi tasarlyor. Bu trden kk hesaplarla kaybedecek vaktim yok. Amcamn Mine hakknda syledikleri gerekten mide bulandrc. Onun bir ajan, yaadklarmzn yalan olduunu dnmek... "Farknda msn" diyor amcam. "Kzla ilikinin ne olduunu hl sylemedin." "Nasl olsa tahmin ediyorsundur" diyorum. "Senin bu kadar duygusal olduunu bilmezdim" diyor. "Bir istihbarat iin kt bir zellik." Bir ey sylemeden ayaa kalkyorum, baklarm yine Mata-dor'a taklyor; gzlerindeki hzn sanki daha da oalm, ama kararllnda hi eksilme yok. Altnc blm Iklarla delik deik edilmi byk bir ktleye benziyor Esen-ky'deki bizim site. ounu tanmadm komularm akam yemeine balam olmallar. Yukarlara, dairemizin bulunduu yedinci kata bakyorum. Bizim pencerede biri var. Melike... Her kritik olayda byle pencerelerde bekler beni. Ona nasl grnyorum acaba? Urad d knkl admlarna yansyan snepe bir adam... Yok canm, Melike'nin gznde ben hep gl bir erkek olmuumdur. Ama belki de bu gsz, bitkin halimi seviyordur. Bylece, bana daha yakn oluyor, yardm etme frsat buluyor. efkat, zveri hep ar basmtr Melike'de... Belki onun da silah bu, iyiliiyle, zverisiyle karsndakini bask altnda tutmak. Onu brakamamamda bu zelliklerinin etkisi olmad m? Belki de kurnazca davranyor, btn bu zveri, bu anlay erkeini yitirmemek iin yapt bir gsteri. Yok canm, bu kadn beni seviyor. Hep de sevdi. Ya ben ? Ben de sevmitim. imdi ? imdi de seviyorum. Peki Mine? O baka? Sanki sevgi deil de, nefretle istein i ie getii bir duygu. Karmak bir ey... Bir tr delilik, insan sevdiinden nefret eder mi ? Melike'ye kar byle bir duygu hissetmedim. Hatta Mine'nin karmdan ayrlmadm iin beni braktn dndm anlarda bile Melike'ye kzgnlk duymadm. Oysa Mine'den, nefret ettim; hem nefret ettim hem de lmne istedim onu. lmne mi? Sadece lmne deil, deer verdiim ne varsa hepsinden vazgeme pahasna. Ailemi, mesleimi, onurumu ayaklar altna alma pahasna. Peki Mine sevdi mi beni ? nceleri sevdi, belki benim gibi k olmad, ama sevdi. Belki ocuk yata Almanya'da brakt babasn anmsattm ona. Bu Elektra

Kompleksi'ni de ilk Mine'den duymutum. Belki okuldaki genlerde olmayan bir eyi buldu bende. Kzlar erkeklerden daha abuk olgunlar. Belki evli olmam ekti onu; gen bir kz olarak yetikin bir kadnn erkeini elde etmenin zaferi. Tuhaftr, yine ayn nedenle, yani evli olmam yznden terk etti beni. Peki Fahri? O olann hi mi etkisi yok ayrlmamzda? Elbette yok; eer boanmay gze alsaydm Mine beni terk etmezdi. Ayrlrken yle sylememiti ama. "Evli ya da bekr olman fark etmez. Her ilikinin bir mr var. Bizimki tamamland" demiti. Gururlu kzdr. Bana boan diyemezdi, bu ii kendiliinden yapmam isterdi. Hadi canm abartma, gururluydu tamam, ama ayn zamanda bencildi. Eer benimle birlikte olmaya karar verseydi boanmam da isterdi. yle bir anlatrd ki bunu, kar bile kamazdn. Kar kmaya da hakkm yoktu zaten... Dairemin bulunduu kata kncaya kadar bu dncelerle yiyorum kendimi. nne gelince kap kendiliinden alyor. Meli-ke'nin tedirgin yz grnyor. "Merak ettim" diyor. "ok geciktin." "Amcamla birlikteydik, konumamz uzad" diyorum ieri girerken, ikizler ortalkta yok. Uyumalar iin henz ok erken. Soran baklarmla karlaan Melike, aklyor: "retmenleri dev vermi, ders alyorlar." lkokula bu yl baladlar. Aralarnda kran krana bir yanma var; okumay kim nce skecek ? Odalarnn kaps kapal, tkrdatyorum. Buzlu camn arkasndan kk bir kz silueti beliriyor, Aya m, Gke mi ? Yandan beklenmeyen ciddi bir yz ifadesiyle Gke karmda dikiliyor. "Babaya bir merhaba yok mu ?" "Ama ok devimiz var Baba" diyerek karlk veriyor. Sesimi duyan Aya da geliyor yanma, kardeinin tersine ilgiyle sokuluyor bana. "Naslsn Babacm ?" diye kocaman bir pck konduruyor yanama. Hep byledir bunlar, birinin ak dediine teki kara der. Annelerini, zellikle de beni paylaamazlar. Ama bazen de yle iyi anlarlar ki arp kalrz. "Yemeinizi yediniz mi bakalm ?" diye soruyorum. "oktaaan" diyor Gke. "Sen neden gelmedin Baba?" diye soruyor Aya. "Babamn ileri var" diye yaclk yapmaya kalkyor Gke. Yardmma Melike yetiiyor, "Hadi bakalm ocuklar babanz fazla yormayn." Usulca kollarmn arasndan syrlyorlar, onlar kk masalarnn banda, ak kitaplarnn arasnda brakp kyoruz. "Salal bamya piirdim, seversin" diyor. Canm yemek filan istemiyor, ama onu kramyorum, "Saolasn" diyorum. Melike mutfaa giderken soruyorum: "Mustafa geldi mi?" "Evet, birka saat nce geldi. Seni sordu. yi ocuk, senin iin kayglanyor." "Bir ey brakmad m ?" "Brakt, kalnca bir zarf." "Zarf nerede?" "nce bir oturup dinlenseydin." "Okurken de dinlenirim." Birlikte salona geiyoruz. Vitrinin en altndaki ekmeceyi ayor ve san bir zarf kartarak bana uzatyor. "Mustafa gece evde olacakm, 'Gerekirse arasn' dedi." "Tamam" diyorum zarf alrken. Zarf aarak, alma odama doru yryorum. Melike arkamdan sesleniyor: "Yemei styorum!" "u belgelere bir gz atacam." "Yemeini yedikten sonra baksan." "Yarm saat sonra." Kararma katlmasa da daha fazla srar etmiyor Melike. alma odamn n yakp, babadan kalma ceviz masann bana geiyorum. Zarfta Fahri ve rgt arkadalar hakknda tutulmu raporlar var. Aslnda bu raporlann bir ksmn

Mine kaybolduktan sonra Fahri'yi sorguya aldmzda okumutum. Yeniden bir gz atyorum. 1958 ylnda zmir'de asker bir hastanenin doum kliniinde dnyaya gelmi Fahri. lkokulu zmir'de okumu. Sonra babas grev gerei stanbul'a gelmi. stanbul'da St. Joseph Lisesi'ne girmi. Olduka baarl bir renciymi, notlar ortalamann stnde. iir yazyormu Fahri. Lise ikinci snfta okulun edebiyat kulbnde almaya balam. Solculua da byle bulam. Liseyi bitirdii yl terr rgtne ye olduu sanlyor. Fahri Boazii niversitesi ngiliz Dili ve Edebiyat Blm'n kazanm. Ama okula bir yl gidebilmi. O yl Fahri'nin bir kez korsan mitingden, kez de yasad aflemeden gzaltna alndn gryoruz. kinci yl okula hi uramyor. rgtn alt birimlerinde yneticilik yapmaya balam. stanbul niversitesi nndeki bir atmada silahyla yakalanp tutuklanyor. Silah temiz kt II iin iki ay kadar yatp kyor. Bu iki aylk hapis cezas Fahri'nin rgtteki kariyerinin ykselmesine neden oluyor. O yllarda soldaki terrist gruplar arasnda eylem rekabeti yaanmakta. Fahri'nin rgt de bu rekabette geri kalmamak iin bir polis karakoluna baskn dzenleme karar alyor. Fahri'nin sorumluluunda be kiiye veriliyor i. Basknda bir polis, iki terrist ldrlyor, polis ile bir terrist de yaralanyor. Yaralanan terristin konumas sonucu Fahri ve arkada Sinan evlerinde ar yaral olarak ele geiriliyor, iki ay kadar hastanede yatyorlar. Sonra idam cezasyla yarglanmak zere hapishaneye gnderiliyorlar. Sinan ile Fahri'nin arkadal St. Joseph Lisesi'nde balam. Edebiyat kulbnde birlikteler, okulu ayn yl bitiriyorlar. Sinan, Edebiyat Fakltesi'nin Felsefe Blm'ne giriyor, ama o da Fahri gibi okula pek devam edememi. Sonra karakol baskn ve hapishane... Yoksa bana ate eden simiti klkl herif Sinan m? lerindeki muhbirimizin yazd rapora gre, Fahri'nin rgt bir kama plan hazrlarken asker darbe gerekleiyor ve hapishane ynetiminin deimesi sonucu plan suya dyor. Ayn dnemde polis karakolu basan terristler idamla cezalandrlrken Fahri ile Sinan'n ipten kurtulmalar ilgin. Sonunda Fahri ve Sinan mebbet hapse mahkm oluyorlar. 1991 ylndaki affa kadar da ieride kalyorlar. "Sedat, yemei ocaa koyuyorum" diyen Melike'nin sesiyle dikkatim dalyor. "Peki" diyorum Melike'ye, ama merak ettiim sorunun yantn bulamadm henz. Buraya kadar okuduklarmn ounu biliyordum zaten. Yine ayn muhbirin raporuna gre, Fahri rgtle anlaamyor, Sinan'la birlikte komnden atlyor. Sinan'n fotoraf var m acaba? Dosyalar hzla kartryorum, ite fotoraflar, hayr bu Fahri, ilk gzaltna alndnda ekilmi, ne kadar da gen, neyse bunu brakalm. u kim, hayr bu da deil. Evet ite Sinan Dalya. Ama bana ate eden adama hi benzemiyor. Belki de yanlyorum. Belki de fotoraf eski ve ok kt ekilmi olduu iin onu tanyamyorum. Geri bu fotorafta Sinan'n olduka gr salar var, bizim simiti gibi kel deil. Salar sonradan dklm olamaz m ? Belki baka bir fotorafn bulabilirim. Dosyalar kartrmaya devam ediyorum. Sonunda renkli bir fotorafn buluyorum Sinan'n. 1987 ylnda anakkale Tutukevi'ne sevk edildiinde ekilmi. Ho bir ocuk, iri kara gzlerinde alayc bir ifade var. Bu kesinlikle bizim simiti deil. Peki Sinan deilse kim bu simiti ? Hapishaneden biri olabilir mi ? Ya da dar ktnda tant biri ? Sinan' 49 biraz daha ett etmek gerek. Hapisten ktktan sonra ne yapt acaba? Sinan haknda yazlm raporu alp okumaya balyorum. "Yemek buz gibi oldu." < Bam kaldrnca Melike'nin odamn kapsnda sitem dolu bir ifadeyle baktn gryorum. Dosyay kapatyorum. "Daha iyilemedin, kendini yormamalsn" diyor. "Merak etme" diyorum ayaa kalkarken. "Ben iyiyim." Aslnda ne yemek istiyorum ne de Melike'yle konumak, bir an nce nmdeki raporu bitirmeliyim. Ama Melike'nin yle iten bir hali var ki onu kramyorum, zorunlu olarak pei sra ilerliyorum. Mutfakta ho bir koku karlyor beni.

Hayr, yemek deil, iek kokusu bu. Masadaki byk, beyaz vazoda lk lk glmseyen sarn frezyalan grnce kokunun nereden geldiini anlyorum. Her zamanki gibi yine gzel bir sofra hazrlam Melike. ki bo tabak var. Masann bandaki iskemleye iliirken soruyorum: "Sen ocuklarla yemedin mi ?" "Vakit erkendi, ackmamtm" diyor tabama domates orbasn koyarken. Kan ucuyla orbadan alyorum, nefis. Acktmn farkna varyorum. Melike kendi taban alrken ona bakyorum. Gz kenarlarnda krklklar var, tek tk de olsa beliren aklar rtmek iin salarm boyuyor, ama hl gzel. Melike erkez kz; gzellik genlerinde var. Onunla ilk kez bizim evde karlamtk. Amcamn kars Neriman Yenge'nin akrabas oluyormu. Gzellii beni etkilemiti. Aslna bakarsanz evlilik zamanm da gelmi saylrd. Hukuk'u be yl nce bitirmitim. Babamn lmnn zerinden iki yl gemiti ve annem hastayd. En byk korkusu beni evlendirmeden lmekti. Melike'nin kimi kimsesi yokmu, retmen okulu son snfta okuyormu. Annem, "Bu kz bir elmas, sakn karma olum" dedi. kmaya baladk. Yumuak huylu, utanga bir insand. Onu tandka daha ok sevdim, ay sonra nianlandk, o yl Melike mezun olur olmaz da evlendik. yi bir e oldu. Bizim meslek ilelidir. Bir bakarsn geceyans bir telefon gelir, hadi biz sokaklara. Bazen gnlerce eve uramadmz olur. O btn bunlara katland, hep destek oldu, belki de bu yzden ayrlamadm ondan, gsterdii dostlua, zveriye ihanet edemedim. "Sen yokken Mine'nin annesi Sevim Hanm geldi" diyor Melike tabama salal bamyay koyarken. "Her gn uruyor zaten. Kadncaz perian. 'Keke ldn bilsem. Bu kadar zlmezdim' diyor. Seninle grmek istiyor." Melike'nin gzleri soru dolu. Sanki benden bir eyler gizliyorsun, der gibi bakyor yzme. 50 Hibir ey sylemeden yemeimi yiyorum. "Bir haber yok deil mi ?" diye steliyor Melike. "Yok" diyorum. "Hibir haber yok." "Kz sizin elemannz sanmlar yle mi ?" "Kim syledi bunu?" "Sevim Hanm. Seni de bu yzden vurmak istemiler." "yle sandlar." "Cani bunlar. Zavall kzcaz ne kadar da genti." Yemein tad kayor, lokmalar yutmakta zorlanyorum, yardmc olur diye nmdeki su dolu bardaa uzanyorum. "Ac m olmu ?" diye soruyor Melike. "Yoo gzel olmu eline salk" diyorum. Ar ar iiyorum suyu. yi geliyor. Melike yeniden bo tabama uzanrken: "Daha fazla yiyemeyeceim" diyorum. "Yemelisin" diyor. "Baka trl kendini toparlayamazsn." Elimi taban stne tutuyorum. "Canm istemiyor." Daha fazla stelemiyor, ama sigara paketini kardm grnce, sylenmeden edemiyor. "u sigaraya da biraz ara versen." "ok imiyorum zaten. Baka bir ey syledi mi Sevim Haram?" "Hay Allah az kalsn unutuyordum. Mine'nin babas, Metin Bey gelmi Almanya'dan. O da seninle grmek istiyormu. Kald otelin telefonunu brakt." Canm skyor bu haber. Demek Mine'nin babasyla karlaacam. Kzn arayan acl bir baba. Madam eve girip ktm syledi mi acaba ona? Ne anlatacam imdi ben bu adama? Grmeye gitmesem, olmaz, brakmaz yakam. Kolay m, kz kaybolmu adamn. Mustafa'y yollasam. Hayr hayr bu ii kendim halletmeliyim. Kaygyla kalkyorum yemekten. "Kahveni odanda m ieceksin ?" diye soruyor Melike masay toplarken. "imdi canm ekmiyor, belki daha sonra." "Peki" diyor Melike uysalca, sonra toplad tabaklar bulak makinesine yerletirmeye balyor. Ben de odamn yolunu tutuyorum, bir an nce Sinan'n dosyalarna bakmak istiyorum. Ama olmuyor kzlarn odasnn kaps alyor, Aya alayarak dar frlyor.

"Ne oldu kzm ?" diyerek durduruyorum onu. "Gke silgimi ald" diyor gzyalar krmz yanaklarndan szlrken. Birlikte odasna gidiyoruz. Gke sulu sulu yzme bakyor. "Kardeinin silgisini almsn" diyorum. "Benimkini o kaybetti" diyor. Aya'ya dnyorum. Daha ben sormadan, "Ben kaybetmedim, o snfta unutmu" diyor. "Yaptnz ok ayp" diyorum. "Bir de karde olacaksnz. Daha bir silgiyi bile paylamay bilmiyorsunuz." "Ama baba..." diye Aya kar kacak oluyor. "Tek bir sz bile duymak istemiyorum" diyerek kestirip atyorum. "Silgiyi birlikte kullanacaksnz. Gke yarn sen de kendine bir silgi al." ikisi de susup nlerine bakyorlar. Asayii saladmdan emin olunca, gnl rahatl iinde yeniden odama, raporun bana dnyorum. Sinan hakknda yazlan rapor, biim olarak Fahrininkine benziyor. Ayn paragraf balan, ayr satr aralklar, eminim yazldklar daktilo bile ayndr. Sinan varlkl bir ailenin ocuu. Bir zamanlar Osmanl Sara-y'nn ya ihtiyacn karlayan Revnak Efendi, byk dedeleri oluyormu. Revnak Efendi, ticaret yoluyla Tahtakale'de bir dzineye yakn dkkn, Beyolu'nda eski bir konak ve Nianta'nda bir apartman satn alm. Ama oullar ve torunlar ticarette pek baanl olamamlar. Yine de dedelerinin oluturduu sermaye hepsine yetmi. Sinan'n babas Azmi Bey ise tam bir msrifmi. St. Benoit Lisesi'ni bitirince Paris'e gitmi. Sanatlarla dp kalkm. Bir sre sonra, bohemlikten bknca lkeye dnm, Tahtakale'de kendi payna den drt dkkndan birini satarak ticaret yaamna atlm. Oullarnn artk normal bir yaam sreceini sanan anne baba ona gzel de bir kz bularak, ba gz etmiler. Sinan, bu evliliin birinci ylnda dnyaya gelmi. Olunun doumuyla iyice gayrete gelen adamcaz, btn dikkatini iine vermi, ama biraz ansszlk daha ok da ticar yeteneksizlik sonucu i yaamnda baarl olamam. Birka yl daha bekledikten sonra dkkn kapatm, kira gelirleriyle Paris'tekine benzer bir yaam srmeye balam. Hesaplar genellikle o dediinden dnemin nl nsz ressamlar, airleri, romanclar, eletirmenleri bana mler. Azmi Bey, artk ergenlik ana gelen olu Sinan' da bu toplantlara gtrmekte bir engel grmemi. Sinan'n ilk sol bilgileri bu ikili toplantlarda edindii yazlyor raporda. Sanata olan ilgisi de o gnlerde balam olsa gerek. Fahri'yi ilk etkileyen kii de Sinan olmal. nk Fahri bir as52 ker ocuu, solculua uzak olmas gerekir. Ama Sinan her gn bu tartmalarn yapld bir ortamdan geliyordu. Sinan ona insanl daha iyi bir gelecee gtrecek dncelerden sz etmi, ateli bir kiilii olan Fahri de genlik heyecanyla bu dnceleri benimsemitir. Sonra da rgte girmilerdir. Belki de Sinan bandan beri rgtn iindeydi. Yok canm, sanmyorum o bohem sanat takmnn aktif olarak rgtsel bir faaliyette bulunacan sanmam. Onlar korkak olurlar, buzlu raklarndan, gzel kadnlarn karsnda etkileyici konumalar yapma zgrlklerinden kolay kolay vazgemezler. O dnem politik ortam zaten kzmt. Sol rgtlerin hemen her okulda kollan vard. Bunlarn sol dncelere sempati beslediklerini fark eder etmez, iliki kurmulardr. Byk olaslkla da edebiyat kulbndeki almalar srasnda olmutur bu i... Sinan ile Fahri ayn yl mezun oluyorlar. Sinan istedii okulu, Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm'n kazanyor, ama pek devam etmiyor. Zamann rgtn paravan olarak kulland bir genlik derneinde geiriyor. Sol bir dergiye propaganda amal yazlar yazyor. Fransa'da yaymlanan dergilerden Afrika'da bamszlk sava veren gerilla gruplarnn faaliyetlerini anlatan eviriler yapyor. Ama kendini kantlamas iin bunlar yeterli olmuyor, rgt onu da Fahri'nin sorumluluundaki karakol baskn iiyle grevlendiriyor. Sonras 1991 ylndaki affa kadar hapishane. Sinan ierde rgtle anlaamyor ve Fahri'yle birlikte komnden ayrlyor. Ayrl nedenleri sosyalizmden vazgemeleri deil, devrimi gerekletirme srecinde "proletarya hegemonyas" yerine "kltrel hegemonya" tezini savunmalar. Gramsci adl bir talyan komnistinin teziymi bu. "Kltrel hegemonya" tezi, silahl mcadeleyi neren rgtn anlayyla uyumuyor. Fahri ile Sinan hemen komnden tasfiye ediliyor. in ilginci bir yl

sonra rgtn kendisi de dalyor. Ama silahl mcadele grn srdren on kiilik bir grup kendi komnlerini yaatyorlar. Bu gruptaki kiilerin arasnda birinin ismi dikkatimi ekiyor: "zer Ylk" Ben bu ismi nerede duydum. zer Ylk... zer Ylk... kimdi bu? Birden hatrlyorum. Morga tehis iin gittiimiz adam. Mustafa'nn bana suikast dzenleyen kii sanarak vurduu terrist. Demek ki bu zer Ylk ile Fahri'nin balants yokmu. Tutukevindeki muhbirimizin belirttiine gre, bir keresinde kavga bile etmiler. teki tutuklular araya girmese Fahri ile Sinan iyi bir sopa yiyeceklermi. lgin, demek ki Fahri'nin ierde rgtle balants kalmyor. Bu durumda Mine'yi muhbirlikle sulayp cezalandrmaya kalkmasnn bir anlam yok. Ahlak bir mesele olarak dnm olamaz m ? k olduu kzn bir muhbir olduunu sanyor. On bir yln tutukevinde geiren, yaamnn altst oluundan polisi sorumlu tutan biri iin bu ok ar bir darbe. Gz kararyor, Mine'yi, beni hatta belki kendisini yok etmek istiyor. Diyelim ki byle oldu, peki yanndaki adam kimdi ? Parayla tutulmu bir kiralk katil mi? Olamaz. Fahri'de kiralk katil tutacak para yoktur. stelik kiralk katiller bir gvenlik grevlisini ldrmek gibi pis bir ie bulamak istemezler. Peki kim bu adam ? Yeniden rapora dnyorum. Sinan ierde ykler yazyor ve dergilere yolluyor. Ama sol tan-dansl bir dergi dnda hibir yerde yazlar yaymlanmyor. Galiba o da babas gibi pek yetenekli deil. Belki de sanatta yetenekli olmadn anlaynca yeniden rgte dnmtr. Geri raporda hibir politik rgtle balant kurmad yazl. Takipilerini atlatm olamaz m? BeM? Bak bu ilgin; hapisten ktktan sonra babasndan kalan mirasla "Hurufat" adnda bir kitap dkkm ayor. Sonra ayn adla bir de dergi kartyor: Hurufat. Yaknda bir de yaynevi aarsa amamak gerek. Byk dede, Revnak Bey, ticar zekasn kullanarak byk abalarla kazand servetinin yeteneksiz torunlarn sanat uyuzlarn kamak iin arur edildiini grseydi ne dnrd acaba? Ad da ilginmi derginin Hurufat. lk rgtsel almaya da lisede tiyatro faaliyetiyle balamt bu Sinan, imdi de Hurufat'la bir eyler eviriyor olmasn? Sinan, dmn zmnde yardmc olacak tek kii gibi grnyor. Ama onu nasl konuturacam. Raporda yazdna gre, olduka salam biriymi. ki kez sorguya alnm, ie yarar tek bir bilgi vermemi. Yeniden sorguya almak da sonu getirmeyebilir. Hurufat yasal bir dergi mi?.. Hmm... Evet, ite gerekli evraklar. Her ey tamam, ama dur bir dakika, bu bildirim de ne? Bir ihtar yazs. Her saydan on adet Emniyet'e vermeleri gerekiyormu, saydr gndermemiler. "te bu ok iyi" diyorum kendi kendime. Artk Sinan'la nasl iliki kuracam biliyorum. Kalkp, telefona yryorum. Melike oturma odasnda, televizyondaki kanl "reality show"lardan birini izlemekle megul. ok merakl bu programlara. Tuhaf, bu kadar sakin bir kadn, bu programlarda ne buluyor anlamyorum. Telefonun almacn kaldrrken ocuklarn odasndan glme sesleri geliyor, ders almalar tavsad anlalan. Zilin nc alnda ayor telefonu Komiser Naci: "Alobuyrun?" "Naci merhaba, ben Sedat." Naci kim olduumu renince hemen sululayor. "Ulan ne abuk ktn. Daha iki gn nce yatak dek yatyordun." "Biz senin gibi hanm evlad deiliz olum. Dn hastanedeydik, bugn iimizin bandayz." "Maana zam yapacaklar galiba." "yle, gelecek defa iki yerine drt kurun yollayacaklarm." "Gm m ?" "Altn kaplama, ucunda da drt kratlk birer elmas." "Sizin gibi prenslere de bylesi yakr. Biz zavall polislere de tetanoslu elik paralar." "Neyse, saol Mustafa'ya verdiin raporlar aldm." "Ne demek efendim grevimiz. i gc braktk size alyoruz zaten." "alacaksn tabi, senin iin dnce biz byle mi yapyoruz?" "Tamam ulan, tamam, taklyoruz ite."

"Sinan diye biri var dosyada, Sinan Dalya, Fahri'nin arkada. Onunla konumam gerek." "Nasl yani ?" "Nasln bo ver, sen Sinan' ar. tesine karma." "aralm da, neyi gereke gstereceiz?" Taklma sras bana geliyor, "Burnunuzun dibinde neler olup bitiyor haberiniz yok" diyorum azarlar gibi. "Bu Sinan'n kard Hurufat adnda bir dergi var. Her saysndan Emniyet'e gndermesi gerek. Gndermemi. htar ekmisiniz, ama sonra unutmusunuz. Yasad bir durum var anlayacan." "Hakikaten ok nemliymi be" diyor alayc bir tavrla. "Yakalayp kuruna dizelim herifi." "Tamam ite sen adamla byle konuacaksn, ben de iyi polis olacam" diyorum glerek. Sesi ciddileiyor. "Sence yer mi herif bunu ?" "Yemesini salayacaz. Baka are yok." Yine sululayor. "Tamam Amirim" diyor abartl bir ses tonuyla. "Yarn sabah ilk iim bu Sinan denen herifi bulmak olacak." "Durumu bildirirsin deil mi ?" "Ba stne Amirim" diyor sesi hl alayc. Yedinci blm Ww Tepeba'ndaki kk meydana bakan Byk Londra Oteli'nde kalyormu Mine'nin babas. Otelin santralndaki grevli telefonu odasna balyor. Metin Bey'in gen bir sesi var; kim olduumu renince sesindeki deiiklikten heyecanlandn anlyorum. Aslna bakarsanz benim de pek rahat olduum sylenemez, ama sakin bir tonla konumaya alyorum. Bu gece Almanya'ya dneceini, mutlaka grmemiz gerektiini sylyor. steini geri evirmiyorum. Konutuumuz gibi saat 11'de geliyorum otele. kinci snf bir yer buras. Yaklak yz yl nce talyan kardelerin birbirinin ayn olarak yaptrdklar iki konaktan biri. ok sonradan otel olmu. yl nce bir Bulgar ajann takip iin gelmitik. st kattaki odalardan birinde kalyordu adam. Odasna dinleme cihaz yerletirmitik. Bulgaristan'dan gm Trk asll birini angaje etmiti. Kontak kurduklar yeri saptadk ve iki gn sonra da sust yaptk, ikisi de tutukland. Bulgar ajan, bir Trk ajanla dei toku edildi. br herif hl ierde. Lobide birka turist oturuyor. Yanlarndaki masada kr sal, olduka irkin bir adam var. Sanki bana bakyor. lgilenmiyorum. Lobidekilerin hibirini Mine'nin babasna benzetemiyorum. Resepsiyondaki grevliye: "Metin Bey'le grecektim" diyorum. "te orada" diyor Arap aksanyla. Grevlinin gsterdii yne dnnce, az nce bana bakan yal adam gryorum. En az altmnda var. Ona yaklarken ayaa kalkyor. Mine'nin babasnn bu kadar yal olmas beni artyor. Annesi krk beinde ya var ya yok. "Merhaba" diyerek elini uzatyor adam. Uzatt eli skarken: "Metin Bey mi?" diye sormaktan kendimi alamyorum. "Evet, buyurun oturun" diyor, ama aknlm fark etmi. "Daha gen birini bekliyordunuz deil mi ?" Gsterdii koltua yerleirken: "Dorusunu sylemek gerekirse evet" diyorum. Metin Bey glmsyor. "Anlyorum" diyor. "Sevim'le evlendiimizde aramzda on be ya fark vard." "Hayr, yanl anladnz" diyorum, belki Mine'ye benzer bir yann yakalarm umuduyla dikkatle yzn inceleyerek: "Telefondaki sesiniz yanltt beni" diyorum. "Hep yanltr" diyor. Hayr hibir yan Mine'ye benzemiyor bu irkin adamn. Anlalan Mine btn gzelliini annesinden alm.

"Sizinle daha nce gremediimiz iin zgnm" diyorum. "Hastanedeydim." Yz birden ciddileiyor. "Biliyorum" diyor. Sonra gzlerini yzme dikerek soruyor. "Ne oldu bu kza Sedat Bey ? Ortalkta bir sr rivayet dolayor, ama kimse kesin bir ey syleyemiyor." Hesap sorar gibi deil, yardm ister gibi bir hali var. "Mine'nin karlm olduunu dnyoruz" diyorum. "Sizin iin mi alyordu ?" likimizi byle yorumluyor demek. Laf yuvarlyorum. "Pek yle denemez, ama arada bir bilgi veriyordu." "Bakn ben vatanm, milletimi seven bir insanm. Geen yl Almanlar Trkiye'ye ambargo koymaya kalktklannda, Alman bankasndaki param ekip bir Trk bankasna yatrdm. Ama kzm neden bu ie bulatrdnz anlamyorum." "Aslnda ona byle bir grev verdiimiz sylenemez. Belki Sevim Hanm anlatmtr. Bir keresinde ba polisle belaya girmiti. Yardm ettim. Ayn apartmanda oturuyorduk, karlamalarmz oluyordu, konuuyorduk. Terristler bu konumalar diledikleri gibi yorumladlar." "Siz tecrbeli bir polissiniz, iin buraya varacan grmeliydiniz." "Haklsnz, ama her zaman olacaklar sezemiyoruz ite" diyorum. "Mine sizin kznz olsayd, onu da ayn ekilde tehlikeye atar mydnz?" Bir an ne syleyeceimi bilemiyorum, sonra topluyorum kendimi. "Ben de sizin kadar zlyorum" diyorum. "Sanmam, ate dt yeri yakar" diyor. "Byle olmasn hi istemezdim." "O halde onu bulun." "u anda sadece Mine'yi bulmak iin alyorum. Yaknda bir sonu alacamz umuyorum." "Sonu mu ?" diyerek gzlerimin iine bakyor. "Onu sa olarak bulmalsnz" diyor sesinin titrediini hissediyorum. "Anladnz m, terristleri yakalamak iin kzmn cann tehlikeye atamazsnz." "Byle bir dnceyi aklnza getirmeyin. Onu sa olarak bulacam." Sylediklerimin doruluunu tartmak istercesine bakyor yzme, gzlerindeki sert ifadenin yumuadn gryorum. "Onun iin kayg duyuyorsunuz" diyor. "likiniz neydi?" demesini bekliyorum, ama korktuum gibi olmuyor. "Size kaba dav-randysam kusuruma bakmayn." "Rica ederim, sizi ok iyi anlyorum." Bir sre ikimiz de susuyoruz. Ama konuacan biliyorum. Acyla dolu, iindekilerini birilerine aktarmas gerek. "Terristlerden baka ihtimal gelmiyor mu aklnza?" diye soruyor. Anlamak istercesine yzne bakyorum. Bu adam benim bilmediim bir ey mi biliyor? "Ne demek istiyorsunuz ?" diye soruyorum. "Biliyorsunuz, Mine vey babasnn yannda kalyordu." "Evet?" "Hani adam Mine'ye sarkntlk etmi, yz bulamam, bu yzden..." "Byle bir durum olsa Sevim Hanm sylemez mi?" diye kesiyorum szn. "Bilmiyorum ki" diyor. "Sylerdi herhalde." Dndklerinden kendisi de emin deil. "nsann basma her trl felaket gelebilir" diye ekliyor. "Ama en kts bu felakete kendisinin neden olmas." "Sizinle ne ilgisi var?" diye soruyorum. "ok ilgisi var" diyor. "Mine benim hatamn kurban." "Ltfen daha ak konuur musunuz?" "Boandmzda annesine vermeyecektim onu. Yanmda alkoyacaktm. Kz ocuu dedim, annesi daha iyi bakar. Sevim'in dner dnmez evleneceini tahmin etmeliydim. Baka ocuklarnn olacan, Mine'yi ihmal edeceini bilmeliydim." Sesindeki titreme artyor. Gzlerinin dolduunu gryorum. zr dilerim ama" diyorum. "Sevim Hanm'dan neden ayrldnz sorabilir miyim ?" Dalgnlndan syrlarak ban kaldryor, "Neden renmek istiyorsunuz ?" Sesinin sertletiini hissediyorum. Anlalan bu konu onu rahatsz ediyor.

"Peki siz, neden Mine'nin vey babasndan pheleniyorsunuz?" Yine susuyor, sonra dalgn bir ifadeyle yantlyor sorumu. "Mine tpk annesinin genliine benziyor." "Ne kar bundan ?" "Sevim hzla yalanyor. Oysa Mine gen, adam ona ynelmi olabilir." "Hakszlk ediyorsunuz, byle olduunu gsteren hibir kant yok." "Ama gemite olanlar bilmiyorsunuz." "O halde anlatn da renelim." Madem adamdan phelenmiyorsunuz, neden ayrl hikyemi renmek istiyorsunuz dercesine bakyor yzme. "Ama anlatmak istemiyorsanz, sizi zorlayamam." "Hayr anlatacam" diyor. "Kzmn bulunmas iin ne gerekiyorsa yaparm..." Derin bir soluk alarak balyor anlatmaya: "Almanya'ya gitmeden nce sebze halinde memurluk yapyordum. Liseyi bitirdikten sonra teyzemin kocasnn yardmyla bulmutum bu ii. Gn doarken gidiyordum hale, akam olunca kyordum. Yal annemle birlikte yayordum. Babamdan kalan emekli ayl ve benim aldm maala zar zor geiniyorduk. Annem lnce, hal memurluuyla bir yerlere varamayacam anladm. Yam da gelmi geiyordu. O srada Almanya'ya ii aldklarn duydum. Bu sylediim otuz otuz be yl ncesi. Beni lkede kalmaya zorlayacak hibir ey yoktu. Gitmek iin bavurdum. Rvet verdim, araya adam koydum ilemleri hzlandrarak Almanya'nn yolunu tuttum. ok hrslydm. Ne yapp edecek lkeye zengin biri olarak dnecektim. Ama Alman bedava para verir mi insana ? En ok paray kmr madeninde alan iiler alyordu. Trkiye'den gelen iilerin ou ilkokul mezunuydu, ben liseyi bitirmi olmama ramen paras iyi diye Gelsenkirchen ehrinde bir kmr madeninde ie baladm. Yerin binlerce metre altnda deliler gibi altm. Ama iim bitince elenceye de vakit ayrdm. Alman kadnlar Trk kadnlarna hi benzemiyorlard. Onlarla ok rahat iliki kurabiliyordum. nceleri bu durumu aknlkla karladm, hatta onlar bu tutumlarndan dolay aaladm bile oldu, sonra altm; sonu olarak ben gentim, onlar gzeldi. Trkiye'ye iki ylda bir geliyordum ancak. Zaten arkadalarmn her biri bir yana dalmt, yal teyzemin dnda yakn akrabam da yoktu. Oysa Almanya'da istediim pek ok ey vard. Ama zaman akyordu ve on be yldr altm kmr ocann ar koullar etkisini gstermeye balamt. 35 yanda olmama ramen yal biri gibi grnyordum. Bedenimde tehlike anlar almaya balam, eklem romatizmasna yakalanmtm. Korkmaya baladm. Bir gn tek bama lecektim, kimse de bunun farknda olmayacakt. Ayn madende altm Fatihli bir arkadam vard, ad Ekrem; durgunluumu fark etmi, zorlad, anlattm. 'Dndn eye bak' dedi. 'Evlen gitsin.' Evlenmek kolay m, kiminle evleneceim, nerede bulacam? 'Herhalde Alman bir kadnla evlenmeyi dnmyorsun' dedi arkadam. 'Trkiye'de millet kzn Almanc'ya vermek iin yanp tutuuyor.' Syledikleri aklma yatt, eli aya dzgn, iyi bir Trk kz bulup evlenebilir, ge de olsa oluk ocua karabilirdim. O yaz birlikte stanbul'a geldik. Ekrem daha nceden durumu annesine yazm, bu hayrl i iin nayak olmalarn istemi. Emine Teyze saolsun, aram, taram evlilik anda birka kz bulmu. Kzlara bakmaya giderken iimde hep beni beenmeyecekler kaygsn tayordum. Gzel bir insan olmadm biliyordum, stelik erken kmtm, gen bir kz beni niye istesin? Ama tam tersi oldu gittiim kzlarn ou benimle evlenmek istemesine karn nedense ben onlara snamadm. mrmn kalan ksmn, hi yaknlk duymadm biriyle nasl geirebilirdim? Artk bu iin olmayacana inanmaya baladm. Ben byle dnrken hi beklenmedik bir ey oldu. Daha nce bir teyzem olduundan sz etmitim. Kz arama telandan teyzemi pek sk ziyaret edememitim. Bir pazar gn kalkp ona gittim. Teyzem Kocamustafapaa'da kocasndan kalan byke bir dairede tek bana oturuyordu. Hi ocuklar olmamt. Bu yzden beni ok severdi. Kapy aldm, bir gen kz at. ardm. Yanl dairenin kapsn m aldm diye dndm. Kap numarasna baktm, Yoo doruydu. Kz da davranlarma anlam verememi, tuhaf tuhaf yzme bakyordu. 'Buyurun kimi aradnz?' diye sordu. 'Emine Hanm' grecektim.'

Glmsedi, sanki tandk biri gibiydi. Gzeldi, itendi. 'Siz yeeni olmalsnz' dedi. 'Evet, nereden biliyorsunuz ?' dedim. 'Sizden o kadar ok sz etti ki.' Sesimi duyan teyzem de yetiip kapda karlad beni. ieri getik. Teyzem bir eyler anlatp duruyordu, ama benim aklm kzdayd. Konumalar srasnda adnn Sevim olduunu renmitim. Az sonra kalkt. Gider gitmez sordum teyzeme. 'Kim bu kz?' 'st kattaki komumuz Nurten Hanm'n kz Sevim.' 'Gzel kzm.' 'Keke ans da yz kadar gzel olsayd.' 'Ne oldu ki?' 'Bana kt bir i geldi. Lisede okurken bir olana k olmu.' 'Nesi kt bunun?' 'ocukla birlikte olmular. Kzcaz hamile kalm.' 'Sonra?' 'ikisi de liseyi yeni bitirmilerdi. Olan Ankara'da mhendislik fakltesini kazanm, kz ylece brakp gitti.' 'Bebee ne oldu ?' 'Aldrdlar, ama kzn ad kt bir kere. Yazk oldu...' 'Gerekten yazk olmu. ok gzel kz.' 'Sadece gzel mi, iyi huylu, alkan. Ama hayat karard. Artk kimse evlenmez onunla.' 'O da dikkatli olmalyd biraz' dedim fkeyle. Neden fkeleniyorum ki. Bana ne elin kzndan. Belki frsat kardmdan kzyorum. Bana bunlar gelmese tam evlenilecek kz. Bakalm o beni kabul eder miydi ? nce istemezdi belki. Ama imdi seve seve kabul edebilir. Peki ben byle bir evlilii ister miyim ? Tamam, ben de stten km kak deilim, Alman kzlarla dp kalktm, ama insann evlenecei kii biraz farkl olmal deil mi? Biz anamzdan babamzdan byle duyup byle iitmitik. Ama kz da ok gzel. stelik bizim ya da gelmi geiyor, ikircimde kaldm sezen teyzem: 'Ne dnyorsun yle derin derin?' diye sordu. 'Hii' dedim. 'Hii deme, Sevim'i beendin, deil mi ?' dedi. 'Bu kz alrsan, byk sevaba girersin olum. Bir cahillik etmi.' 'Nasl olur Teyze ?' dedim. 'iyi olur olum' dedi. 'ok iyi olur.' 61 'Bilenler, duyanlar ne der Teyze ?' 'Kim bilecek olum. Alr kz Almanya'ya gidersin, istersen bir daha da hi gelme buralara.' . 'Bakalm kz verirler mi bize ?' 'Verirler, senden iyisini mi bulacaklar?' 'Biraz dneyim Teyze' dedim. iki gn dndm. Elbette ben de her Trk erkei gibi kz olan kz bir gelin isterdim. Ama iimin snd birini bulamamtm ite. Sevim ise tam evlenmeyi dndm kzd. Gel gr ki o da bu talihsiz olayla lekelenmiti. te yandan teyzemin syledikleri de doruydu. Kim bilecekti kzn gemiini ? stelik Sevim'le evlenmekle ona byk bir iyilik de yapm olacaktm. Yine de karar vermek kolay olmad, iki geceyi uykusuz geirdim. Halimi gren Ekrem srarla neler olduunu sorup durdu. Hibir ey sylemedim tabi. nc gn utana skla teyzeme kararm bildirdim. ok sevindi. O akam gidip istedik Sevim'i. Ailesi memnun oldu bu ie. Sevim'e ise kimse fikrini sormad. O da hayr, ben byle bir evlilii istemiyorum demedi. Diyebilir miydi? Biraz zor. Tuhaftr, evlendikten sonra Sevim'in bana gelen o olaydan hi rahatszlk duymadm. Ne yalan syleyeyim, kzn gzellii her eyden baskn kmt. Aslnda gzellik deil de bir tr ekicilik. Belki bakalar Sevim'i benim kadar gzel bulmayabilirdi. Ama benim gzme dnyann en ekici kadn olarak grnyordu. Gzellie bu kadar nem vermem belki ters gelecek size. Ama mr boyunca beenilmemi, gzlerdeki kaamak baklarda irkinliinin yaratt etkiyi grm biri iin gzelliin ne kadar nemli olduunu bilemezsiniz. En

byk hayalim doacak ocuumun bana benzememesi, gzel bir insan olmasyd. Doduunda bu kayglarla baktm Mine'ye. Karmda srekli alayan ekilsiz bir et paras duruyordu. Bir yandan baba olmann sevincini yaarken bir yandan da kzmn irkin olmas ihtimali beni korkutuyordu. Ama bir hafta sonra kayglarm dalmaya balad. Mine, hzla byyor ve gn getike daha ho bir bebek oluyordu. Serpildike annesine daha ok benzemeye balad. imdi dnyorum da keke benzemeseydi." "Neden ?" diye szn kesiyorum Metin Bey'in "Belki o zaman Mine'yi annesine vermezdim. Bana da bu felaket gelmezdi." "Annesine benzedii iin mi sizinle kalmasn istemediniz ?" "Sama gibi grnse de gerek bu." "Size karnz hatrlatyordu. Onu hl seviyordunuz." 62 "Banayaptklarndan sonram?" "Size ne yapt ki?" "Anlatacam. nceleri evliliimiz iyi yryordu. Sevim'in bana k olmadn biliyordum. Ama saygda kusur etmiyordu, ben de bununla yetiniyordum. Hatta gn gelip beni sevebileceini umuyordum. 14 yl nce kapanm bir yarann yeniden alacan nereden bilirdim? Mine'nin 14 yana bast yld. O yl baharn sonuna doru bir mide ameliyat geirmitim. Baarl bir ameliyatt, ama etkileri sryordu. Mine'nin okulu tatil olmu, her yl olduu gibi yine Se-vim'i Trkiye'ye gitmenin heyecan sarmt. Oysa ben kendimi bitkin hissediyordum. 'Bu yl da Trkiye'ye gitmeyelim' dedim. Ama Sevim kabul etmedi. Annesinin babasnn iyice yalandn onlar grmek istediini syledi. 'O halde Mine'yle ikiniz gidin' dedim, kabul ettiler. Onlar kendi ellerimle yolcu ettim. Trkiye'de 15 gn kalacaklard, hafta kaldlar. Telefonda, annesinin hasta olduunu biraz daha kalmak istediini syledi. Hi kukulanmadm. Syledikleri makul eylermi gibi geldi bana. hafta sonra dndler. Onlar havaalannda karladm. Mine ok zlemiti beni, her halinden belli oluyordu bu. Ama Sevim iin ayn eyi syleyemeyeceim. Olduka souk davranyordu bana. Sanki Trkiye'de geirdii hafta 14 yln beraberliini bir rpda silmi gtrm, bir yabancya evirmiti Sevim'i. Acaba annesinden babasndan uzaklatrdm iin beni mi suluyordu? Yoksa bu evlilikten sklm myd? Daha bunun gibi pek ok dnce gelip geiyordu kafamdan. Ama, yllar nce onu terk eden sevgilisiyle karlaabilecei, bu eski akn yeniden alevlenebilecei hi aklma gelmiyordu. Trkiye'den dndkten sonra Sevim sinirli bir insan olmutu. Olur olmaz yere Mine'ye baryor, bana surat asyordu. Bir gece Mine'yi evde brakp onunla gezmeye ktk. Ilk bir yaz akamyd. Yaknlardaki parka kadar yrdk. Parktaki imenler yeni kesilmi, ortal baygn bir koku sarmt. Kanma sevgiyle baktm hatrlyorum. Olanca saflmla: 'Ne gzel deil mi ?' diye sordum. 'Aman neresi gzel kesilmi imen ite' diyerek kestirip att. O zaman Sevim'in beni hibir zaman sevmediini, bundan sonra da sevmeyeceini anladm. Zorunlu olduu iin benimle evlenmi, Mine'yi dourmutu, kendi isteine kalsa asla beni semezdi. Trkiye'de bu gerei anlamasna yol aan bir olay olmutu. Ama ne ben yze gelip sorabiliyordum ne de o cesaret edip anlatabiliyordu. Olanlar renmem iin bir ay gemesi gerekti. Almanya'da Ekremlerle ayn apartmanda oturuyorduk. Bir ge-ceyans Ekremlerden gelen bar arlarla uyandm. Ekrem karsyla kavga ediyordu. Ama ne kavga; camlar ereveler paralanyor, kfrler ayyuka kyordu. Hemen giyinip kapy aldm. Korkudan gzleri fal ta gibi alm kk Ali at kapy. Beni grnce, 'Yeti Metin Amca babam annemi ldryor' diye bard, ieriye daldm. Ekrem, kars Hlya'y altna alm, Allah yaratt demeden vuruyordu. Zorla aldm kadn elinden. 'Dur ulan! Deli misin ldreceksin kadn!' 'lsn kaltak, var m yle kocay godo yerine koymak' diyerek benim zerimden aarak tekme tokat ne gelirse hl vurmaya alyordu kadna.

'Vallahi benim bir suum yok Metin Abi' diye yalvaryordu kadncaz. Sonra Ekrem'e dnerek devam ediyordu: 'ocuumun lsn peyim ki; o mektup bana deil.' 'ocuun senin ln psn adi kan! unun ettii yemine bak!' Ekrem'i zorla yattrp, bizim eve gtrdm. Bir ara bakla-nm Sevim'e kayd; yz sapsar olmutu, elleri titriyordu. Hlya iyi arkadayd, dvlmesinden etkilenmi olmalyd. 'Hadi sen Hlya'nn yanna git' diyerek onu Ekrem'in evine yolladm. O gidince Ekrem feryat etmeye balad: 'Bama bu da m gelecekti Metin ? Admz boynuzluya da m kacakt ?' 'Dur hele nereden biliyorsun ?' 'Mektubunu yakaladm.' 'Hlya'ya m yazlm ?' 'Onun ekmecesinde kt.' 'Canm olur mu yle ey, mektubun kime yazld belli deil mi?' 'Sevgilim, diye balyor, daha ne olsun.' 'Allah iyiliini versin Ekrem. Belki baka birine yazlmtr. Peki mektubu yazann ad var m ?' 'Ceyhun ren adnda bir herif, istanbul'dan yazm.' Ceyhun ismi tandk geldi, ama o anda stnde durmadm, nemli olan Ekrem'i yattrmakt. 'Baka birine yazlan mektubun bizim evde ii ne ?' 'Olum, komudaki kzlardan birinin olamaz m ? Hlya Yenge yumuak yzldr. Babasndan korkan bir kz sakla demitir.' Ekrem dnceli gzlerle yzme bakt. Sylediklerimin doru olabileceine akl yatmaya balad. 64 'Kim olabilir bu kz?' 'Sen sakinle, sorar reniriz' dedim. O gece Ekrem bizde, Sevim, Hlya'larda kald. Ertesi akam yemekte konu ald. Sevim'e mektubun kime gelmi olabileceini sordum saf saf. ki sokak aada bir Trk kzndan sz etti, Sevim. Benim Ekrem'e sylediim gibi kz ailesinden korkuyormu o yzden mektup Hlya'ya gelmi. 'Desene bo yere o kadar sopa yedi kadncaz' diye yazklanarak, 'Mektubu yazan herif de ismini yazsaym ya kzn' dedim. Bandan beri konumalarmz ilgiyle dinleyen Mine: 'Ama Baba, adam kz korumak istiyor' dedi. 'Kendi adn yazmaktan ekinmemi ama, Ceyhun diye basm imzay.' Ceyhun ismini duyar duymaz Mine kraca pottan habersiz atld: 'Aaa Anne senin liseden arkadann ismi. Hani havaalanna indiimizde karlamtk ya...' Birden gerei anlad Mine. Durumun yaratt arlktan m, yoksa bu duruma szlerinin neden olduunu dndnden mi bilinmez, benim gibi o da konumadan ylece kald bir sre. lk toparlanan ben oldum, sanki hibir ey anlamamm gibi yeniden yemeye koyuldum. 'Eline salk Sevim, yemek ok gzel olmu' dedim karmn yzne bakmadan. Hibir ey sylemedi Sevim. kisinin de baklar zerimdeydi. Umursamadan yemeyi srdrdm. Bendeki tepkisizlii gren Mine rahatlad, ama Sevim hep tetikteydi. Her eyi anladm biliyordu. Tepki gstermeyiim daha ok korkutuyor, onu dvebilecei-mi hatta ldrebileceimi dnyordu. Aslnda ona saldrmak rasgele tokatlamak aklma gelmedi deil. Ama bir ey bana engel oldu. imden bir ses bunlar hak ettiimi sylyordu. Neden diye bile soramyordum. Sen bu gzel kadna layk deildin, diye syleniyordu iimdeki o ses. Ben yine itiraz edecek gc bulamyordum. Yreimin zerine binlerce tonluk bir arlk konmu sanki rahat bir soluk bile alamyordum. Yemei nasl tamamladm, sigara almak bahanesiyle kendimi nasl sokaa attm hl bilmiyorum. Sokakta yrrken her admda biraz daha arlat dncelerim. Ne yapacam bilmeden sokaklarda dolap durdum. Sonra evde-kilere sigara almak iin dar ktm sylediim geldi aklma. Yakndaki Trk birahanesine girdim. Oradan evi aradm. 'Bir arkadala karlatm, beni beklemeyin' dedim.

'Gecikme' dedi Sevim, yalnzca 'Gecikme' dedi, ama sesinde o gne kadar hi duymadm bir yumuaklk vard. Utandn, ezildiini hissettim. Boazma bir eyler dmlendi. Kendimi birahanenin dna zor attm. Koca adam kaldnma oturup hngr hngr alamaya baladm. Bir el dokundu omzuma. Baktm sarho bir Alman, tepemde dikiliyor. Sen de nereden ktn dercesi-ne fkeyle baktm adama. Ona kzdmn farknda bile deildi, iyice kaym ak mavi gzlerini yzme dikerek elindeki mendili bana uzatm bir eyler sylyordu. Komikten ok hznl bir hali vard. Uzatt mendili aldm. Adam yalpalayarak yanma kt. Ban sallayarak, durmadan ayn eyi tekrarlyordu. Ama dili dolat iin ne sylediini anlamakta zorluk ekiyordum. Sonunda zdm.. 'Yaam alamaya demeyecek kadar samadr' diyordu. 'Haklsn' diyerek boynuna sarlp alamaya devam ettim. Eve geceyans dndm. Sevim beni bekliyordu. Mine ortalkta grnmyordu; anlalan uyumutu. Ben ieri girince ayaa kalkt Sevim. Bana doru yaklat. Yzne bakmak istemiyordum, onu aalamak istediimden deil iimden yle geliyordu. Ama o gelip elimi tuttu. 'zr dilerim' dedi. 'Byle olmasn istemezdim.' Bir ey sylemeden ondan uzaklamaya altm, brakmad, bana sarlp alamaya balad. Ne yapacam ardm. Kendime mi yoksa ona m zlmem gerektiini bilemiyordum. Bir sre hkrarak alad, sonra ellerimle gzyalarn sildim. Aklma baka syleyecek bir ey gelmedii iin, 'Yaam alamaya demeyecek kadar samadr' dedim. Daha nceki kavgalarmzda da byle olurdu; her seferinde Sevim gzyalarn tutamaz, ben de onun yzn ellerimle kurular sonrada tutkulu bir sevimeyle barr-dk. Ama bu gece sevimeyi istemiyordum. Hem artk onun da byle bir eyi isteyeceinden emin deildim. Bu iin eski bir sevgiliyle yaanan ksa bir kaamak olmadn hissediyordum. yle olduunu dnsem, ak syleyeyim belki de bu olaya gz yumar, ailemin mutluluu iin katlanrdm. Ama Sevim'in u anki pimanlnn bana duyduu sevgiden deil, vicdan azabndan kaynaklandn biliyordum. Bir yanda 14 yl boyunca onu sevmi, neredeyse bir dediini iki etmemi, ama sevilmemi bir koca, te yanda 14 yl nce onu ok kt bir durumda yalnz bana brakarak kaan, ama hl delice ak olunan eski sevgili vard. kisi arasnda skp kalmt Sevim. Belki skp kald filan yoktu. O tercihini Ceyhun'u yeniden grd ilk anda, belki de ok daha nceden yapmt da benim varlm byle bir ikircime dmesine neden oluyordu. 14 yldr yaayan bir ak... Bu denli gl bir ak bundan sonra da nleyemeyeceimi biliyordum. Ancak Sevim'i ldrerek kurtulabilirdim bu aktan. Ama ben birini ldrecek kadar kt deildim ya da cesur. Tek kar yol onu brakmakt. i uzatmann, yaadmz her gn ikenceye dntrmenin de bir anlam yoktu. Bu kararn bana ne kadar ac verdiini sylememe gerek yok. Ama ben yazgya inanrm. Demek ki benim de alnma byle yazlmt. O gece Sevim'den ayr yattm ve sabaha kadar bunlar dndm. Sabah Mine okula gidince, Sevim'e boanmak istediimi syledim. Sessizce dinledi beni. ten ie sevindiini biliyordum, ama bunu belli etmekten kand. Mine'yi de yanna almasn, kz ocuun annenin yannda daha iyi yetieceini syledim. Yine bir ey sylemedi. Parasal olarak yardm edeceimi, ayrlrken de ykl bir miktar verebileceimi akladm. Karmda ezildiini, un ufak olduunu hissediyordum. Ne yalan syleyeyim bu durum krlm gururumu okuyordu. Bu arada Mine'yi, ona olan sorumluluklarm da unutmutum. Artk Mine'yle de bir arada yaayamayacam dnyordum. Annesine o kadar benziyordu ki her grdmde Sevim'i anmsayacaktm. Oysa ben karm bana hatrlatacak her eyden kurtulmak, yaammn ona ait blmn kesip atmak istiyordum. Boanacamz renen Mine hibir ey sylemedi. Geen geceki olaydan sonra belki byle bir ey olacan tahmin ediyordu. Odasna ekildi, iki yl nce ya gnnde aldm gitar almaya balad. Asl kyamet, Sevim Trkiye'ye dneceklerini syleyince koptu. Okuldan nasl ayrlacam, arkadalarm ne olacak diye bararak annesini sulamaya koyuldu. ten ie bu duruma memnun olarak onlar kavgalaryla ba baa braktm. Eve dndmde Mine yanma geldi. 'imdi ne olacak Baba?' diye sordu. 'Ayrlacaz kzm' dedim. 'Ben ne olacam ?' dedi.

'Liseyi bitirene kadar annenin yannda kalman senin iin daha hayrl olur. Sonra Almanya'ya gelir, niversiteye devam edersin' dedim. Sylediklerim mantkl olsa bile Mine inanacak halde deildi. Ama yapaca bir ey de yoktu. Anne babas olarak biz iki yetikin insan, aldmz kararla onun yazgsn belirlemitik. Bir ay sonra annesiyle birlikte Trkiye'ye dnd. 0/ Sonrasn biliyorsunuz. Bu defa Ceyhun, Sevim'i terk etmedi. Evlendiler, bir ocuklan oldu. Mine o evde fazla gelmeye balad. Yazd mektuplarda aka dile getiriyordu skntsn. Hatam o zaman anladm. ncinen onurum kadar kzm da dnm olsaydm bu yanl yapmayacaktm. Mine'yi Almanya'ya ardm. Ama Mine niversiteye girmiti ve okulunu bitirmeyi dnyordu. 'Belki mezun olduktan sonra master iin Almanya'ya gelirim' dedi. Annesinin evinden ayrlmas gerektiinden, daha fazla para yollamam istedi. Belki evham diyeceksiniz, ama ilk o zaman dndm Ceyhun'un kzma sarkntlk yapabileceini. Mine'nin o evden ayrlmas iin hemen para yolladm. Mine evden ayrld. Sonra Ataky'de bir ev satn aldm. Belki ileriki yllarda Trkiye'ye dner, kzmla birlikte o evde yaardm. Ama Mine Ataky'deki eve gemek istemedi. Okula uzakm. Kurtulu'taki evde kalmak istedi. Kabul ettim. Ama kzmla ilgilenmekte ge kalmtm." "Kendinize hakszlk ediyorsunuz." "Sanmyorum. Sorumluluumu yerine getirseydim, kzmn bana bunlar gelmezdi." "Byle olacan bilemezdiniz... Neyse, u Ceyhun meselesine gelelim. Mine mektuplarnda Ceyhun'un ona sarkntlk yaptn yazd m hi ?" "Aka bir ey yazmad. Ama sk sk adamdan nefret ettiini belirtiyordu." "Neden nefret ediyormu ?" "Adam her eyine karyormu." "Bunlar kant saylmaz." "Birka kez de kap aralndan bakarken grm." "Nasl kap aralndan?" "Mine giyinirken filan. Anlarsnz ite." "Ayn evde yayorlar, rastlant da olabilir. Yine de kaygnz dikkate alacam." "Ltfen Sedat Bey, yeni tantk ama, sizden baka gvenecek kimsem yok." "Merak etmeyin, elimden gelen her eyi yapacam, kendi..." Neredeyse azmdan "kzmm" szc kacakken toparlyorum. "Kendi davamm gibi sahip kacam bu meseleye" diyorum. "Almanya'ya ne zaman dneceksiniz ?" "Maalesef bu akam" diyor utanarak. "Biliyorsunuz, Almanlar disipline nem verir. Fabrikaya girip kmam, imza atmam gerekiyor. Ama iki gn sonra yine izin hakk kazanacam. Hemen d68 nerim... Dnerken, diyorum talya'ya urasam. Mine'nin yakn arkada Selin orada, tatilini babasnn yannda geiriyormu. Onunla konusam..." Adamn nerisi canm skyor. Selin, Mine'yle ilikimizi anlatabilir. Olaylar iyice Arap sana dnecek. "Yarar olacan sanmam" diyerek onu ikna etmeye alyorum. "Telefonla konutuk, bir ey bilmediini syledi." "Yz yze konumak daha etkili olmaz m ?" "Bouna yorulmu olursunuz. Kzn bilgisi olsayd anlatrd." "Benim durumumda insan ne yapacan bilmiyor. Hi olmadk yerlerden umut bekliyorsunuz." "Umarm ksa zamanda Mine'yi buluruz da btn bunlara gerek kalmaz. Telefonunuzu brakn. Bir gelime olursa sizi ararm." Adam bir kartn arkasna telefonunu yazyor. Kart uzatrken: "Buyrun. Yaptklarnz iin ok teekkr ederim" diyor. "Teekkre gerek yok, bu benim grevim" diyerek elini skyorum. Eli ne kadar yumuak! Bu adam madende altn sylemedi mi? "Emekli olmadnz deil mi?" "Hayr, daha bir ylm var." "Madende almak zor olmal?" "Ne yapalm, ekmek paras."

Ak renk gzlerinde belli belirsiz bir k yanp snyor, konumamzn bandan beri ilk kez kzn andran bir yan buluyorum; Mine'nin uzun kirpiklerini bu adamdan aldn fark ediyorum. Sekizinci blm Sarayn eski, ama salamln hl koruyan kaln ta duvarla-nyla kartlk oluturan metal ile plastikten yaplma giri kulbesine geldiimde kapdaki grevli gemi olsun dileklerini sunuyor. Yllardr ayn ii yapmakta olan bu gle yzl, yal adamla yalnzca birka kez konumu olsak da hafif bir glmseme, belli belirsiz selamlamalarla kurduumuz gizli dostluk srp gidiyor. Neden taksiye bindiimi soruyor. Saldn srasnda benim Ford'un camlannn paralandm, tamir ilerinin yann tamamlanacan sylyorum. "Byk tehlike atlattnz, Allah korumu" diyor zntyle. Ay-nlrken yapmacksz bir saygyla gemi olsun dileklerini yinelemeyi unutmuyor. Havada ho bir koku var. Bedenimin dinletiini hissediyorum. Yrdm yolu saymazsak bahenin her yan karlarla kapl. Oyun mu oynadklar, yoksa yiyecek mi aradklan anlalamayan sereler yol kenanndaki aalara telala konup kalkarak, dallara zene bezene yerlemi kar tanelerini oradan oraya savuruyorlar. Asfalt yol beyazln iinde kara bir nehir gibi tekilat binasna doru akyor. Sarayn grnm bozulmasn diye yalnzca kat klmasna izin verilen tekilat binas alt keli eski Trk adrlarn an-dnyor. Ama aynal camlan binann grnmne tuhaf bir anlam katyor. Bu grnmn sarayn mimar yapsyla uyum iinde olduu sylenemez, ama bahe o kadar byk, duvarlar o kadar kaim ki bu elikiyi bizden baka kimsecikler fark etmiyor. Bahemiz gerekten de bir harika, III. Selim nl kasnm burada yaptrm. Duvarlarn dibinde, sanki metreyle llerek dikilmi gibi dzenli aralklarla yan yana sralanan kzl camlan, glgeleri bir70 birine karan gmrah kestaneleri, ak gvdeli yzyllk nar aalaryla, bu bahe betonun lletirdii stanbul'un gbeinde adeta gizli bir cennet. Nevzat Paa zamannda tanm tekilat buraya. Polisiye roman okumaya merakl olan II. Abdlhamid, dil olanlarna evirttii Fransz, ingiliz polisiye yazarlarnn kitaplann bu bahede okurmu. Kendisi de sk bir polisiye okuru olan Nevzad Paa, Abdlhamid'in polisiye romanlarn bu bahede okuduunu renince tekilat buraya tayalm diye nermi. Birka yl nce, youn almalarla geen gecelerden birinde, Yldrm'la birlikte emenin arkasndaki kestane aacnn altndaki banka oturmu sigaralarmz tttrerek lk bahar gecesinin tadn kartyorduk. Ayaklarmzn altnda hzla uyanan doaya bakarak, "Doruyu sylemek gerekirse askerler biz sivillerden ok daha dkn oluyorlar baheye, iee" demitim. "En kurak kente gitsen bile, klalar hep yeildir, mutlaka aa dikerler." Yldrm glmseyerek yzme bakmt. "Haklsn, ama srf bu yzden tekilat onlara teslim edilmez ki." Binaya admm atar atmaz arkadalarmn youn ilgisiyle karlayorum. Beni gren, tekine haber veriyor, sevenim sevmeyenim herkes bama toplanyor. Gemi olsun dileklerinden, dikkatli ol uyarlarna kadar pek ok sz uuuyor havada. Herkes iten grnyor, hatta yldzmn hi barmad insanlar bile dosta elimi skyor, hatrm soruyorlar. Bu duygusal atmosferden etkileniyorum. Biraz daha srse gzlerim yaaracak. Teekkrlerle, genel geer yantlarla arkadalarmn merakn giderdikten sonra, bir an nce uzaklamak iin, gzel olmasna karn hep abartl bir makyajla gezen Fazilet adndaki memura Mustafa'y soruyorum. "Geleli yarm saat oldu" diyor. "Bronuzda olmal." Bu frsat karmayarak: "Mustafa'yla nemli bir iimiz vard" diyorum evremdekilere. Bylece aralarndan syrlp merdivenlere doru yryorum. Basamaklar trmanrken, "Sedat" diyerek biri beni aryor. Dnyorum, Orhan. Glmsyor, ama gzlerinde tedirgin bir ifade var. "Gemi olsun" diyerek sarlyor. "Saolasm" demeye bile frsat bulamadan, kulama fsldyor. "Neler oluyor?"

"Anlamadm" diyorum. Tedirgin baklarla saa sola bakyor. tekilerin uzaklamakta olduunu grnce koluma giriyor, mer71 divenleri birlikte kyoruz. Bu arada yksek sesle: "iyi grnyorsun iyi" demeyi de unutmuyor. Sonra yine fsltyla, "Dilekede imzas olan herkesi yeniden sorguya ekiyorlar." "Ciddi misin?" "Evet, benden yazl rapor istediler. Sorgulama emrini ismet Bey'in verdii syleniyor. Sen bir ey biliyor musun?" "Hayr" diyorum, "ilk kez senden duyuyorum." "Hani o dosya kapand demilerdi." . "Dur hemen panikleme. Belki yeni mstear olay hakknda bilgi edinmek istiyordur." "Bu pek bilgilenme iine benzemiyor. Sivil mstear geldi ya, Dileke Olay'na karan herkesi temizlemek istiyorlar. Bunlar bamza bir orap recekler." "Sakin ol" diyorum. Orhan aknlkla yzme'bakyor. "Nasl byle rahat olabiliyorsun." "Patron sivilleti, ama tekilatta her ey eski tas eski hamam. Tedirgin olmalan iin neden yok. Bu yalnzca bir gzda. Ya da birinin paranoyas." inanmak ister gibi bakyor yzme. "Umarm dndn gibidir." "Elbette yle, ama sen byle panik halinde kap kap dolarsan, tekilatta muhalefet var sanp gerekten de bir temizlie balayabilirler. Sakin ol ve sana sorulanlara makul yantlar ver." "Sen de dikkatli ol ve iyimserliini aptalla vardrma. Yld-rm'n bana gelenleri unutma." "Tamam tamam, merak etme. Uyarn iin saol." Bromun bulunduu kata ktmzda sesini yine ykseltiyor. "Tekrar gemi olsun. Kendine iyi bak" diyerek uzaklayor. Orhan' severim, Yldrm saken birlikte hareket ederdik. Biraz korkaktr, ama ok zeki bir arkadatr. Geri korkmakta pek de haksz saylmaz, baksana amca bey kurduu senaryoya iyice kaptrm kendini. Mine'nin karlmasnn tekilata ynelik bir operasyon olduuna kesin gzyle bakyor. Hibir veri yokken, yllarn istihbarats olan bir adam nasl byle bir sonuca varabilir? Kafamda bu dncelerle broya girdiimde, oturduu masada nndeki kda dalp giden Mustafa'y gryorum. zerinde bej rengi k bir sveter var. Kolundaki altn knye okuduu kdn zerine srtnyor. "Kolay gelsin" diyorum. 72 "Siz miydiniz Amirim ?" diyerek ayaa kalkyor. "Fahri'nin rgtnde yer alan kiilerin fotoraflarna bakyordum. Bu dosyay dn alamamtm." Paltomu vestiyere asp, Mustafa'nn uzatt evraklar alrken. "yi i baarmsn" diyorum. "rgtteki herkesin resmi var m burada?" "Polis kaytlarna gemi olanlarn tm" diyor. "Kayt d olanlar bilemeyeceiz. Ama raporlarda rgtn tmyle datld syleniyor. Dolaysyla kaytlara gememi olanlarn says yok denecek kadar az olmal." "Umarm yledir" diyerek masama geiyorum. Ben otururken Mustafa ayaa kalkyor. "Kendime ay syleyeceim, siz de ister misiniz ?" "Evet, iyi olur." Mustafa odadan karken, fotoraflara bakmaya balyorum. Yaklak 200 kiinin resmi var bu dosyada. Ya ortalamalar 35'i gemez. Byk blm renci, ama okulunu bitiren hi yok. 27'si lm, lmlerden yalnzca biri doal nedenlerle; kan kanserine yakalanm. teki lmlerin 21'i polisle atmada, drd ise ierdeki lm orucunda gereklemi. lenlerin sayfalarn geiyorum. Sa kalanlar en az beer yl olmak zere cezaevinde kalmlar. lk sayfay taryorum, bizim simitiyi bulamyorum. Hzla teki sayfaya geiyorum. Her sayfada on iki fotoraf var. Fotoraflarn altnda isim, soyisim, ana baba adlar yer alyor. Sayfalar evirdike on iki kii gidiyor yerine yenileri geliyor. On iki ocuk denecek kadar gen insan atk kalarn altndan, korku,

nefret karm gzlerle bakyorlar. Ne kadar da masum grnyorlar. Sanki geceleyin dar kmalarna izin vermeyen babalarna kzm gibi bir halleri var. Kimseyi onlarn terrist olduuna inandramazsnz. Aralarnda ellerine hi silah almam olanlar da var, ama ounluk ya polis katili ya banka soyguncusu. nancn ne kadar ykc bir silah olabileceini bir kez daha gryorum. Bu gen beyinler, bu tutkulu kiilikler doru bir yne ka-nalize edilebilseydi lkeye ne kadar yararl olurlard diye yazklanmaktan kendimi alamyorum. Kapnn almasyla dikkatim dalyor, Mustafa elinde iki bardak ayla ieri giriyor. "Rza yerinde yoktu, kendim getirdim" diyor alakgnll bir glmsemeyle. "Saolasn" diyerek alyorum uzatt ay bardan. Bir yudum iip brakyorum. Bir sigara yakarak yeniden fotoraflara dnyorum. Son sayfada Fahri ile Sinan'n fotoraflar yan yana duruyorlar. Fahri'nin gzlerinde karanlk bir ifade var, umutsuzluk, fke karm bir ey. Sinan ise ok rahat, gzlerinde tuhaf bir k var, neredeyse glmseyecek. Ama bizim simiti bu sayfada da yok. Son sayfay kapatrken, kap vuruluyor. kimiz birden kapya bakyoruz. akn baklarmz arasnda amcam giriyor ieri. Biz sayg gerei ayaa kalkmaya alrken: "Oturun oturun" diyor eliyle iaret ederek. Birka adm atp odann ortasnda, ikimizi birden grebilecek bir yerde duruyor. "Ho geldin" diyor bana bakarak. "Nasl gidiyor?" "iyi" diyorum ksaca. "iyi olsun iyi. Dn mstearla konutuk, gemi olsun dileklerini iletmemi syledi." "Teekkr ederim." "Ama buraya gelmemin nedeni yalnzca gemi olsun dilei iletmek deil. Hani birka hafta nce, skdar'da bir hcre evi baslmt. terrist l olarak ele geirilmiti." "Naci'nin ynettii operasyon. Mustafa ile ben gzlemci olarak katlmtk." "Evet, o. Olayn yargsz infaz olduuna ilikin basnda yazlar km. Parlamentoda konuulmu, iileri Bakanl baskn hakknda soruturma balatyor. Bizden de rapor istiyorlar." "atma annda biz dardaydk" diyorum. "Biliyorum, zaten sizlere ynelik bir sulama da yok. Naci'yi soruturuyorlar. Onu tanyorsun deil mi ?" "Hukuk'ta bir alt snftayd." "Mektepli ha! Tuhaf ben onu alayl sanmtm" diyor amcam. Bana laf m vuruyor yoksa gerekten de dncelerini mi aklyor belli deil. "Naci'nin soruturmadan haberi yok galiba. Daha dn akam telefonla konutum keyfi yerindeydi." "Bugn yarn haberi olur. Gene de sen bir ey syleme. Bizden renmi olmasn." "Ba belaya girer mi ?" "Sanmam" diyor, "ldrlenlerin hepsi terrist, ou polis katili. Sizin rapor da nemli tabi." "Grdmz kadaryla yasad bir durum yoktu, yle deil mi Mustafa?" Mustafa, biraz tedirgin. "Sizin de belirttiniz gibi Amirim, biz dardaydk. Kaan terristlerin arkasndan siz ate ettiniz. Biri yaraland. teki de iki gn sonra bir atmada l ele geirildi. Yaralanan terrist yakalanmad. Bizim bildiimiz bu." "O zaman mesele yok" diyor amcam kapya doru yrrken. "Raporunuzu bekliyorum." "ki gn iinde size ulatrrz." "Bu arada polisteki yetkililerle konutum. u kayp kz iinde size karmayacaklar." "Bu iyi haber ite, saolun" diyorum. "Hoakaln" diyerek kyor amcam odadan. Kafam kanyor. Amcam i konumak iin odama hi gelmezdi. Hep onun odasnda konuurduk. Buraya kadar gelmesi bana bir uyan olmal. Admlarna dikkat et, vazgeilmez deilsin, senin yerini alabilecek Mustafa gibi yzlerce insan var, mesajn veriyor. Biraz da, Mustafa'ya burada gerek patronun kim olduunu hissettirmek amacnda, ilerde Mustafa'y bana kar kullanmak zorunda kalrsa sorun ksn istemiyor.

"Amcanz olduu iin sylemiyorum, gerekten de iyi bir adam smet Bey" diyen Mustafa'nn szleriyle dalyor dncelerim. "yidir. yidir" diyorum. "Tandka daha ok seveceksin." Mustafa sesimdeki alayc tndan kukuland, anlamak iin dikkatle yzme bakarken telefon alyor. Naci mi ? Merakla ahizeyi kaldryorum. "Alo buyrun ?" "Alo efendim, Sedat Bey orada m ?" Aksanndan tanyorum; bu Madam Eleni. "Buyurun Madam, ben Sedat ?" "Sedat Bey! yi ki buldum sizi. Mhim bir i olmutur." "Hayrola? Yoksa Mine'den bir haber mi var?" "Mhim bir ey. Telefonda anlatlmaz..." "Peki, hemen geliyorum." Telefonu kapatrken Mustafa'nn ne olmu, diyen baklaryla karlayorum. "Ne olduunu sylemedi. Beni aryor." "Ben de geleyim mi ?" "Senin burada kalman daha iyi. Naci'den telefon gelecek." Madam'n telefon numarasn yazp ona uzatyorum. "Ben burada olacam, nemli bir gelime olursa ararsn... Haa, arabay alacam, anahtarlar versene." Mustafa benimle gelmediine bozuluyor. Ona gvenmediimi dnyor, pek de haksz saylmaz. Oysa az nce amcam, ben ve o ne gzel bir l oluturmutuk. Belki de aramzdaki buzlarn artk eridiini, kendisini de aileden biri saydm dnmeye balamt. Cebinden arabann anahtarn karp uzatrken "Frene dikkat edin Amirim" diyor. "Arada srada tutukluk yapyor." , "Uyarn iin saol" diyorum. Belli etmemeye alyor, ama kskn. Bu olan amcama itmek doru deil, bir ara gnln almal. Dokuzuncu blm Madam'n kapsn almadan nce, merdiven boluundan Mi-ne'nin dairesine bakyorum. Boluk ahap trabzanlarn arasndan atya kadar uzanyor. Bir an bolua bir glgenin dtn sanyorum. evreyi dinliyorum. t yok, yine de birka basamak kyorum. Merdivenin tam kvrm yerinden Van Gogh'un sarn ba grnyor. ncecik bir sesle miyavlyor Gogh. Ak yeil gzlerini yzme dikerek bir sre beni izledikten sonra gelip ayaklanma srnyor. Okamak iin eiliyorum, kayor. Tedirgin bir hali var. Birka adm sonra dnp sorarcasna miyavlyor: "Ev neden kapal, Mine nerede ?" aresizlik iinde ona bakmaktan baka bir ey gelmiyor elimden. Yeniden yaklamaya alyorum. stemiyor, merdivenleri hzla trmanarak geldii gibi yok oluyor. Arkasndan gitsem... Neye yarayacak ki? Dnp Madam'n kapsndaki zile basyorum. Melodili zil sesinin ikinci alndan sonra alyor kap. Madam'n tedirgin yzn grmeyi umarken, salar dklm, kirli sakall genten bir adamn gergin baklaryla karlayorum. Bu herif de kim, diye geiriyorum iimden. Gzlerini ksarak beni lp bitikten sonra baklar yumuuyor adamn. "Sedat Bey mi ?" diye soruyor. "Evet" diyorum. "Madam Eleni yok mu ?" "Kusura bakma Sedat Abi" diyor, sanki beni daha nceden tanyormu gibi samimi bir tavrla. "Sivil giyimlisin ya kim olduunu karamadm. Kapda kalma Abi, buyur." Adamn saygsnda bir sahtelik sezinliyorum. Ama yadrgamyorum. Polisle iyi geinmeye zen gsterir bu tipler. "Madam nerede ?" diye soruyorum ieri girerken; adam nemsemediimi belirten bir tavrla. "erde. ok korktu kadncaz" diyerek kapatyor kapy. "Niye, ne oldu ki ?" "Kzn karacaklard." Duraksayarak adama dnyorum. "Maria'ym?"

"Maria'y ya. Olay gzmn nnde oldu." "Kzda bir ey yok ya?" "Yok kr. Brakr myz Abi mahallemizin kzn ingenelere." "ingeneler mi? Tanyor musun onlar?" Sorum zerine biraz ekinir gibi oluyor. ki elini yana ap, boynunu hafife saa yatrarak: "Nereden tanyaym Abi." "O halde kz karmak isteyenlerin ingeneler olduunu nereden biliyorsun?" "Grnen ky klavuz ister mi Sedat Abi ? Aas Dolapdere. Her gn duyuyoruz bunlarn vukuatlarn. Hap sat onlarda, hrszlk onlarda, kk ocuklan karp dilendirmek onlarda. Onlardan baka kim..." Adamn szleri Madam'n salondan gelen sesiyle kesiliyor. "eref Bey olum, gelen kimdir?" eref benimle konumay brakp sesleniyor. "Sedat Abi geldi, Madam." Olay bir de Madam'dan dinlesem iyi olacak. Salona doru y-neliyorum. eref de peim sra geliyor. Salonun kapsnda karlyor Madam beni. "Ah Sedat Beyciim, bamza geleni bir bilseniz." "Gemi olsun Madam. Artk zlmeyin, gvendesiniz." nemli bir gelime olduu her halinden belli. Yine de nezaketi elden brakmyor. "Ah saolunuz, saolunuz hemencecik geliverdiniz. Kusuruma bakmaynz sizi kendim karlayamadm... Hl ok iindeyim." "eref biraz anlatt." "Ah eref Bey olum olmasayd... Mana da Mine gibi kaybolacakt." Bir an duraksyorum. Bu kadn neler sylyor? erefe bakyorum. Sakin grnyor, gzlerinde nemli bir i baarmann verdii gurur okunuyor. "Yavrum imdi katillerin, canilerin elinde olacakt..." Madam'n kesik kesik cmlelerinden olay zmek olanaksz. Yardmma eref yetiiyor. Byle durumlarda ne yaplacan bilen birinin rahatl iinde Madam'a dnyor: "nce bir sakinlesin Madam. Sedat Abi de bir soluklansn, sonra anlatrsnz" diyor. "Ah kusura bakmaynz" diyor Madam utanga bir sesle. "Korkumdan ne yaptm biliyor muyum ben. Ltfen yle buyrunuz. Paltonuzu karn, hasta olursunuz." Paltomu karyorum, yanmdaki koltua brakyorum. Sonra tekerlekli sandalyesinin karsndaki koltua yerleiyorum. eref de sanki krk yllk ahbapmz gibi teklifsizce gelip yanma oturuyor. "Her eyi batan anlataym" diyor Madam. Endie gzlerinin iine kadar ilemi, yalln arptt zayf elleri, solgun iki yaprak gibi titriyor. "Bizim evin ilerine bakan kadn, Hasibe Hanm ortalkta yok. Yirmi gn kadar da gelmeyecekmi. Kz doum yapm. aresiz yine Maria'y saldm alverie. Geen gn de merdivenleri sildir-mitim yavrucaa Geri o seviyor bu ileri. Aasn gremedim, ama bizim dairenin nn prl prl yapm. Neyse Maria'y yolladm bakkala, ama sk sk da tembihledim, abuk git abuk gel, diye. Maria gitti gelmedi. Bir telatr ald beni. Tekerlekli sandalyemi pencereye yaklatrp sokan giriini gzlemeye baladm. Neden sonra bizim Maria yannda eref olduu halde grnd. Yreime sular serpildi. Serpildi de erefle birlikte gelmesinden kt bir olay olduunu sezinledim. Belki paray kaybetmiti Maria, belki de ne alacan unutmutu yine. Oysa aklmn ucundan bile geirmediim korkun bir olay olmu. Mariam karmaya kalkmlar. Benim zavall kzm..." Kadn daha fazla srdremiyor konumasn iini ekerek alamaya balyor. eref benden nce davranyor. "zlmeyin Madam" diyor. "Geti artk. O yamuk herifler bir daha giremezler mahallemize." Madam tekerlekli sandalyesinde, oturduu minderin altndan bir mendil karp gzlerini kuruluyor. "zr dilerim" diyor bana dnerek. "Maria'nn bana gelecekleri dndke aklm yerinden oynuyor." "Merak etmeyin" diyorum. "Artk Maria'ya bir ktlk yapamazlar. Sahi o nerede ?" Madam kk bir ocuk gibi burnunu ekerek eliyle ierideki oday gsteriyor.

"eridedir. Konutuklarmz duymazsa iyi olur." "Bundan sonrasn isterseniz ben anlataym" diyor eref. "Ne de olsa olay gren benim." Ama Madam brakmyor ki anlatsn. "Ah siz olmasaydnz, kim bilir neler olurdu..." diye bu defa da erefe methiyeler dzmeye balyor. "Benim yerimde kim olsa ayn eyi yapard Madam, insanlk grevi... Hem onca yllk komuyuz..." "Yok yok ben sizin bu insanlnz deyemem..." Madam'n pohpohlamalar karsnda eref de iyice geveyip koltua yaylrken, suratna da aptalca bir glmseme gelip yerleiyor. Meraktan neredeyse gebermek zere olan ben de karlkl iltifatlamann sonunu bekliyorum. Bir ara bezgin baklarmla karlaan eref toparlanmak gerei duyuyor. "Sedat Abi'yi merak iinde braktmz yeter. u olay anlatalm artk. Ben rahmetli pederden miras kalan bakkal dkknn iletirim. Dkknm grmsnzdr. Sokan banda..." "Sokan banda m ?" "Hatrlayamamakta haklsnz. nk hem bakkallk, hem de komisyonculuk yapyorum. Bizim dkknn vitrininde satlk ve kiralk ev afilerini grdnz iin bakkal deil, komisyoncu olarak hatrlyorsunuz." Glmsyorum. Evet, komisyoncu dkknn hatrlyorum. "Bakkal dkkan babam zamannda iyi i yapyordu. Ama marketler oalnca millet alverii oralardan yapmaya balad. Biz de ne yapalm, bakkalln yan sra komisyonculua da baladk. Neyse, ben bu semtte dodum, bu semtte bydm. Tanmadm insan yoktur. Hatta birka kez sizi de grdm. Affnza snarak malumatnz da Madam'dan aldm..." Laf m vuruyor bu adam, diye dnrken, gzyalarn kuru-lam olan Madam yeniden sze karyor. "Evet, sizden ve yeeniniz Mine'den sz etmitim ona." Yeen mi o da nereden kt? Madam bizi amca yeen mi sanyordu ? Yoksa mahallelinin dedikodusunu nlemek iin mi byle syledi? Tuhaf! eref olay anlatmay srdryor: "Madam'dan duydum ok zldm. Mine Hanm da kaybolmu. Onu en son yirmi gn kadar nce eve gelirken grmtm. Gece saat dokuz filand. Bir taksiyle geldiler, yannda gen bir adam vard..." Kaybolmadan birka gn nce olmal, diye dnyorum. Yanndaki de Fahri'dir. "Adam arabadan hi inmedi. Mine Hanm yryerek eve girdi. Yani Abi grdn gibi mahallede ne olup biterse hepsini bilirim ben. Yabanc birilerini grsem hemen tanrm. Terso bir i varsa kokusunu hemen alrm. leye doru beyaz renkli ahin marka bir otomobil geti dkknn nnden. Geer, belediyenin yolu deil mi ? ahin de geer BMW'de geer. Ama az sonra ayn araba bu defa da ters yne gemesin mi ? Gene olabilir, dedim, belki bir adres aryordur; belki kmaz sokaa girmitir. Ben byle dnrken, hadi bir daha gemesin mi araba. Olum eref var bunda bir i dedim kendi kendime, ktm dar. Yanl anlama Sedat Abi bizim kanunsuz ilerde parmamz yok. Ekmeimizi namusumuzla kazanrz Allah'a kr. Ama araba byle art arda birka kez geince kllandm. Sokak da iyice tenha, bu herifler bizim dkkn soymak m istiyorlar falan gibi kt eyler takld aklma. Dar kp baktm, araba yava yava ilerleyerek soka dnp gitti. Bo yere huylandn olum eref diye sylenip iimin basma dndm. leye doru nfus sureti almak iin muhtarla gitmem gerekiyordu. Kk kardeimi dkknda brakp sokaa knca bir de ne greyim. Bizim araba keye park etmemi mi? inde de kii oturmu, sigara iip konuuyorlar. Beni fark ettiler, ama dikkat ekmemek iin nemsemez grndler. Ben yemedim tabi. Yemedim de o anda aklma baka bir ey geldi. Ya arabadakiler polisse ? Olamaz m ? Sen daha iyi bilirsin Abi, hani sust yakalamak iin filan. Sivil vaziyetleri... Sokan alt tarafna da homo tand. Fuhu, kavga, rezalet ne istersen hepsi onlarda. Mahalleliye dvp atalm unlar dedim, millet dinlemedi. Karakola dilekeler filan verildi. Hani, dedim belki polis olaya el koydu, homolar takip ii filan vardr. Ne yalan syleyeyim, byle dnnce biraz rahatladm. Gene de ne olur ne olmaz diye admlarm atm, bir solukta muhtarla vardm. Tabi bizim Muhtar Akif Amca

yine yerinde yoktu. Yerine bakan gerzek olu da ne zaman dneceini bilmiyordu. aresiz derdimi olana anlatp dkkna dndm. Dndm ki ne greyim, arabann yn deimi, Madam'n evinin bulunduu kmazn nnden ar ar bizim dkkna doru geliyor. Arabadakiler de kaldrmda yryen biriyle konuuyorlar. Dikkatle baknca konutuklarnn bizim Madam'n kz olduunu fark ettim. O anda kafamda bir imek akt. Bunlar polis olamazlard; garanti Maria'ya bir ktlk yapacaklard. Hemen dkkna girdim, ekmek ban kaptm gibi sokaa frladm. Otomobildekiler henz beni grmemilerdi. nde, ofrn yannda bir kii vard; arkadaki herif ise cam am, hareketlerinden anladm kadaryla Maria'y otomobile davet ediyordu. Maria'mn hi de korkmu bir hali yoktu. Neler olup bittiini bile anlayamamt zavall. Bu arada otomobil kza iyice yaklat ve arkadaki adam Maria'nn elinden tutup, onu otomobile doru ekti. Bu davran Maria'y sinirlendirdi, kolunu geri ekti. Adam elini tutmak istedi, ama biliyorsunuz Maria gl kuvvetli bir kz; adam nerdeyse yan beline kadar dar ekti. Acyla yzn buruturan adam areyi Maria'nm elini brakmakta buldu. Bunun zerine araba durdu. ndeki adam kararl bir tavrla kapy ap dan kmaya yeltendi ki, ben yetitim. Elimdeki ba sallayarak: "Ulan Allahszlar, ne istiyorsunuz kzdan ?" diye bararak zerlerine yrdm. Dan kmaya alan adam bir an duraksa-d. Sonra arabaya geri dnerek hzla kapy kapad. Srcye bir eyler syledi. Srcnn dudaklanmn kprdadm grdm; ihtimal bana kfrediyordu. Ben de ana avrat sverek arabann zerine yrdm. Aramzda bir buuk iki metre mesafe kalmt ki, motorundan byk bir homurtu ykseldi ve araba hzla zerime gelmeye balad, Allah'tan yolun kenanndaydm, hemen kendimi kaldrma attm. Araba erimi kar sularm zerime sratarak hzla yanmdan geti. Arkalarndan kotum ama yetiemedim." "Plakasn almadn m ?" diye soruyorum. Kurnazca glmsyor, "Aypsn Sedat Abi, almaz myz. Daha arabay ikinci grmde, yazmm kafaya plakay. '34 KZ 763'. Neyse herifler tynce ben Maria'nn yanna geldim. Elimde ba grnce iyice korkmutu kzcaz tabi. Ba hemen paltomun altna zulaladm. Kz teskin etmeye altm. Yri sapsar olmutu. 'Gel dkkna gidelim' dedim. 'Oynamayacam... Oynamayacam... Oynamayacam ite...' diye sylenerek ayaklarn yere vurmaya balad. 'Tamam oynama, gel seni eve gtreyim' dedim. Yine 'Oynamayacam... Oynamayacam... Oynamayacam...' Sokak ortasnda belki be dakika yle dikildik. Sonra elinde tuttuu kt parasn grdm. Anladm ki Madam onu bana yollam. 'Bakkaldan ne alacaksn ?' dedim. e yarad. 'Ekmek, ay, bir de...' hatrlayamad. Kd alp baktm: sabun. 'Gel bunlar alalm' dedim. Hi zorluk karmadan geldi. Bir anda her eyi unuttu..." Bir an duraksyorum. Yoksa Maria diye Mine'yi mi kardlar ? Olabilir mi? Madam'la gz gze geliyoruz. O da ayn ihtimali dnyor galiba. Hayr canm, byle bir yanllk olamaz. Maria'y karmalar iin geerli bir neden yok... Hem Mine'yi bu adamlar 83 kardlarsa niye hl Maria'nn peinde dolasnlar? Dncelerim ok derinlerden gelen bir telefon sesiyle blnyor. Madam, tekerlekli sandalyesinin hemen yanndaki sehpada duran telefonun almacn kaldnyor. "Alo? Buyrun kimi aradnz... Sedat Bey mi? Bir saniye." Madam bana dnerek: "Size" diyor. Almac alyorum. "Alo?" "Alo Amirim, ben Mustafa." "Syle Mustafa benim." "Komiser Naci arad." "Not brakt m?" "Sinan yann saat ll:00'de gelecekmi. Sizin daha erken orada olmanz gerekiyormu. Oyuna alacakmsnz. Byle syle o anlar, dedi."

"Tamam anladm. Burada yeni gelimeler var. Sana i dt. Beyaz, ahin marka bir otoyu aratracaksn, sahibi kimdir, sabkas falan var mdr, bir ren. Plakasn sylyorum, bir saniye..." erefe dnyorum. "Neydi u otomobilin plakas ?" "34 KZ 763" diye harflerin ve saylann stne basa basa sylyor. "34 KZ 763" diyorum Mustafa'ya. Aynca Hssam Paa Soka, Girit kmaz'ndaki 23 numaral binann evresine devriye ka-nlmasn istiyorum. Asayi ubesine resm bir yazyla bavur. "Anlald Amirim tamam." "Grtmzde daha aynntl konuuruz." "Tamam Amirim hoakaln." Telefonu kapatp, Madam'a dnyorum. "Onlan yakalayacaz" diyorum, ama kafam kurcalayan bir ey var; Madam'a m, erefe mi yoksa kendime mi olduunu bilmeden soruyorum: "Anlayamadm u, Maria'y neden karmak istiyorlar?" eref anlayamadma am gibi: "Dilencilik yaptracaklar Abi" diyor. "Zaman ok kt oldu. Memleket yamyam dolu. nsanlann para iin yapmayacaklar i yok. Kendi kulaklarmla duydum; saral, akl yerinde olmayan o-cuklan kanp dilencilik yaptnyorlarm." "Biliyorum. Ama Maria ocuk deil ki? Kocaman bir gen kz." "yle demeyin Sedat Bey" diyor Madam bouk sesiyle. "Gr84 ns yle, ama yandaki bir ocuktan ne fark var onun." "Hayr, yani dilencilik iin pek uygun deil demek istiyorum. Onlar, daha ok kimsesiz ocuklar bu ilerde kullanrlar. Kimsesiz ve yalan kk ocuklar. En ok da elimsiz ve masum yzl olanlar. ocuklar ilkel ameliyatlarla sakat brakrlar, insanlar acyp daha ok para versin diye." "Aman Tanrm... aman Tanrm" diye dehet iinde sylenerek pe pee istavrozlar karyor Madam. Zavall kadnn halini grnce byle sylediime piman oluyorum. "Yani Maria iin byle bir ey sz konusu olamaz, demek istiyorum. Belki yalnzca sarkntlk yapmak isteyen serserilerdi." "Yapma gzn seveyim Sedat Abi" diye kar kyor eref. "Sarkntlk yapacak herif, sabahtan akama kadar kzn yolunu gzler mi?" Syledikleri doru. Ama Madam' daha fazla tedirgin etmek istemiyorum. "Olmayacak i yok. Bu meslekte neler grdk biz" diye yuvarlayarak laf deitiriyorum. "Adamlar grsen tanrsn deil mi?" "Annda tanrm Abi. Sen yeter ki onlar bul." "Sen de adresini ver, yzletirme filan gerekirse..." Hi beklemediim bir ey oluyor. Sabahtan beri mahallenin aslan gibi atp tutan erefin yz kararyor. "Aman Abi" diyor. "Bunlar kalle adamlardr. Onlar benim gammazladm anlarlarsa, bam belaya girer." "Merak etme" diyorum byk altndan glerek. "Aynal odadan bakarsn. Seni onlara gstermeyiz." eref tedirginliini stnden atamyor, ama srarm karsnda adresini vermemezlik de edemiyor. erefin adresini not defterime yazdktan sonra Madam'a dnyorum. "Siz de korkmayn artk. Duydunuz, merkeze bildirdim, bu geceden itibaren srekli polis bulunacak. Ayrca plaka numaralar elimizde. En ksa srede yakalayacaz onlar." Onuncu blm Otomobilim sitenin bahesine girdiinde hava yeni kararmaya balyor. Eve neden byle erken geldiimi bilmiyorum. Belki yapacak iim olmamasndan; Madam'n evinden knca tamirciye urayp arabay aldm. Mustafa, Maria'ya sarkntlk eden herifleri aratryor. Yann sabah 1. ube'de Sinan'la greceim. Yldz'a, broya da gidebilirdim, ama ne amcamn ne de baka birinin yzn grmek iimden gelmiyor. zerimde bir yorgunluk var; bedensel bitkinlikten ok duygusal bir yorgunlua benziyor. alrken kayboluyor, ama yalnz kalnca yeniden depreiyor. Sanrm yaammn en kt dnemini geiriyorum.

Aslnda yeni bir durum deil bu Yldrm'n ldrlmesiyle balad, ama giderek daha beter bir hal alyor. Ne kadar bela varsa hepsi st ste geldi. Yldrm ilk darbeydi, hi beklemediim bir ykm. Belki de kendi iime kapanmamal onun brakt yerden srdrmeliydim. Neye yarard ? Binba Yldrm'dan sonra Yzba Sedat da bir sabah ie giderken kimlii belirsiz kiilerin at ate sonucu ldrlemez miydi ? Buna deer mi ? Mine'yle karlatmda kafamda bu soru vard. "Buna deer mi?" Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yantlamay erteledim. O benim iin bir ka oldu. Mine'nin varl Yldnm' dnmememi salad. Belki korkumun kamuflaj oldu. Ama daha nemlisi ona k oldum. Soluk almaktan, yemekten, pmekten, deniz kenarnda yrmekten, yaamdaki basit olaylardan, kk zevklerden tat almaya baladm. Bizim meslek ok kskantr, insann zamannn, enerjisinin tmn ister; emi, ocukmu, sevgiliymi bunlar ikincil olmak durumundadr. Hatta onlarn yaam bile ie gre belirlenmeye balar. yi bir e, efkatli bir baba, romantik bir sevgili olmak istesek bile bunu baarmamz zordur. Mine, beni iimin kskacndan kurtard. Yeniden normal yaama dnmemi salad. Belki Yldnm'la yapmaya karar verdiimiz ileri gerekletiremedim, belki inancm yitirdim, ama yaama sevincimi kazandm. imdi Mine yokken, yeniden baa dnm gibiyim. Ayn tatszl hissediyorum... Otomobili park edip dar ktmda, kapc Necati saygyla karlyor beni. Hi grmedim nereden kt bu adam. "Gemi olsun, Sedat Bey" diyor ezik bir tavrla. "Duyunca ok zldk." "Saolasn Necati Efendi" diyerek otomobilin kapsn kapyorum. "Naslsnz, iyicesiniz inallah ?" diyerek peim sra yrmeye balyor. "iyiyim iyiyim..." "iyi grnyorsunuz maallah." Asansrn nne gelince soruyorum: "ocuklar nasl?" Yz glgeleniyor, yine de asansr kapsn amay ihmal etmiyor. "Nasl olsunlar, bildiiniz gibi Sedat Bey." On yedi yanda bir olu, on bir ve sekiz yalarnda iki kz var; de zek zrl. Akraba evlilii yapm, kars amcasnn kz. Asansre binene kadar kapnn nnde bekliyor. Asansrn kapsn kapatrken abartya kaan saygl tavryla: "yi akamlar" demeyi de unutmuyor. Geen yl apartman sakinleri onu iten karmay istemilerdi. Ar kanlym, gnderilen yerden ge geliyormu. Benim abamla kald. imdi daha dakik. Bana saygs da bu yzden, biraz da polis olmamn verdii korku. Evet, beni sitedekiler polis olarak tanrlar. stihbarat olduumu gizlemek iin avukat ya da i adam olduumu da syleyebilirdim, ama ii denler bam artabilirlerdi, bu yzden polis olmay setim. Bylece site sakinleri daha mesafeli duruyorlar ve mesleim fazlaca meraklarn ekmiyor. Yedinci katn dmesine basarken, kapcnn ocuklarn dnyorum. Okul yok, i yok btn gn, yalnzca evlerinin nndeki kaldrm grebilen kk pencereli bodrum katnda oturup gelip geenlerin ayaklarn izliyorlar. Bazen de anneleri n el ele tututurup gezmeye gtryor. Onlarla sokakta birka defa karlatm, dikkat ettim, ocuklarn her biri ayr ynlere bakyordu. Gzlerinde ne bir merak ne bir aknlk ylece, paytak admlarla yryorlard. Asansr sarslarak, yukar doru karken, Madam'n evinde konuulanlar geliyor aklma"zrl ocuklar kanp, dilencilik yaptnyorlarm." Bizim kapc da bu kaygy tayor mu acaba? Belki de benim ocuklarma bir ey olmaz, diye dnyordur. ocuklarndan birini alp gtrseler sevinir belki. Ald parayla bu kadar kiiyi geindirmek ok zor olmal... Neler dnyorum! O kadar da deil, geinemiyor diye insan ocuunun karlmasn ister mi? Madam nasl titriyor kznn stne. Kzm karacaklar diye nasl da korkuyor kadncaz... Ya Madam kaygsnda haklysa? Gerekten de Mine'yi, Maria sanarak kardlarsa. Ben bile onu Mine sanmadm m ? Mine'nin karmak istedikleri kz olmadn anlaynca da onu ldrp bir yere gmmlerdir. Hayr, hayr... Bu olamaz. Dilendirmek iin Maria'nn ya ok byk, stelik onu arayp soracak annesi, yaknlar var. Adamlar balarnn derde gireceinden korkarlar. Sonra

bana dzenlenen suikast, Fahri... l ele geen teki terprist... Yok canm bu olanaksz. Asansr durduunda, aptalca olduunu bile bile hl bu karlma olaslna kafa yoruyorum. Kapy ap koridora kyorum. Koridor karanlk, alkanlkla elektrik dmesine uzanyor ellerim. Belki de dilendirmek iin deil de, zengin lkelerdeki yal hastalara organ nakli yapabilmek iin Maria'y karmak istemilerdir. zrl bir ocuu ne kadar ararlar ki ? Kardklar kzn Maria deil de Mine olduunu anladklarnda onlar iin bir ey fark etmemitir. Satacaklar organ nasl olsa ellerindeki gen kzda var... Mine'nin paralanm bedeni gzlerimin nne geliyor. Bu grnty kovmak iin kafam sallyorum. Neler dnyorum... Byle bir ey olamaz. Organ nakli iin karma olaylarnn Trkiye'de olup olmadn bile bilmiyorum. renmek lazm. Hadi canm nesini reneceim, dpedz samalk bu. Duyduum sesle irkiliyorum. O zaman kendi kendime konutuumu fark ediyorum. yi ki koridorda kimse yok. Melike erken geldiime ok seviniyor. Tek znts yemei hazrlamam olmas. kizler oturma odasnda televizyonda, kahramanlar robotlar olan bir izgi film izliyorlar. Filme yle dalmlar ki geldiimi fark etmiyorlar bile. Arkalarndan usulca yaklap, kzlarm smsk kucaklamak istei kabaryor iimde, yanlarna gidecekken: "Yine Sevim Hanm geldi" diyor Melike. "Seninle konumak istiyor." Canm sklyor, yine alayacak, Mine'yi soracak. Onunla karlamak istemiyorum. "Yarn grrz" diyorum. "nemli olduunu syledi. Gelince mutlaka beni arasn dedi." Anlalan Melike de kadnn gelmesini istiyor. Kafasnn ii sorularla dolu, bana hissettirmemeye alsa da bir eyler sezinlediine eminim. "Sana bir ey syledi mi ?" "Hayr, ben de sormadm zaten, ama ok tedirgindi." "Tedirgin mi ?" Ben de merak etmeye balyorum. "Kt bir haber mi var acaba?" Melike, bilmiyorum dercesine hafife omzunu yukar kaldryor. erde televizyon izleyen kzlarma bakyorum, onlar kucaklama isteim kayboluyor. "O halde aralm Sevim Hanm'" diyorum. Melike telefonun almacn kaldrrken, ben de yzm ykamak iin banyonun yolunu tutuyorum. Neden ocuklarmn yanna gitmekten vazgetim ? Mantmla verdiim bir karar deil, duygusal bir tepki. Ama basit bir aklamas da var; Mine'den haber almam daha nemli. nann bana, bu, ocuklarm sevmem iin de gerekli. Tuhaf bir duygusal denge olumu iimde. Bu dengenin bir ucunda Mine yer alyor, teki ucunda Melike ile ocuklar var. Mine'nin kaybolmasyla bu denge bozuldu, sanki onunla birlikte, Melike'yi ve kzlarm da yitirdim. Belki yadrganacak bir durum; ikisiyle birlikteyken hi sululuk duymuyordum; ne Mine'ye ne de Melike'ye kar. Sanki iki kadnla birlikte yaamak benim iin normal bir eydi. Yldrm hakl galiba; erkeklerin okeli olduunu sylerdi. Ama o hibir zaman kars dnda birine k olmad, pek sk olmasa da geici ilikiler yaamakla yetindi. Yaadklarn orada brakt, her defasnda evine dnd. Amcamn ise byle bir ilikisini duymadm, olduunu da sanmyorum. Evine bal bir erkek, iine bal demek daha doru aslnda. nk onun gznde ev de istihbarat faaliyetinin bir paras bu durumda yengem de lojistik destek memurundan baka bir ilev tamyor tabi. Amcama byle sylesem nasl da kzar bana. Hemen ailenin kutsiyetinden sz etmeye koyulur. Oysa hepimiz iin gerek bu; elerimiz bizim destekilerimizden baka ne ki ? Asl anlayamadm kadnlarmzn buna neden katland ? Neden bizi terk edip gitmedikleri ? Belki onlar da iin gizine, bysne kaplyorlar. nemli grevler yklenen birine kar hissedilen aalk kompleksiyle, durumlarn kabulleniyorlar. Bu tutumlar onlar daha ok sevmemizi salamasa da, bizlere sorunsuz yaam alanlar yarattklar iin houmuza gidiyor. Ama bu holanma sk sk bkknlk duygusuyla da yer deitiriyor. Frtnal mesleimizin kart olan dingin bir aile yaamnn da zaman zaman bizlere yetmedii oluyor. Mine'yle ilikim balamadan nce karmdan skldm hatrlyorum. Hatta aramzdaki sevginin iyice tkendiini dndm anlar bile oluyordu. Ama Mine'yle ilikiye girince tuhaf bir biimde evliliim de canlanmaya balad.

Melike'yi bambaka bir gzle grme olana buldum. Sanrm karm da bende deiiklikler olduunu fark etti ya da en azndan kadnca bir duyguyla bunu sezdi. Giderek rutinleen sevimelerimiz bile daha ateli olmaya balad. ki kadnla birlikte olmann belki aptalca, ama ayn zamanda bir erkee gurur benzeri duygular tattran keyfini yaamaya baladm. Birine aktm, tekini seviyordum. kisiyle birlikte mutluydum. Tek sorun bu duygumu ikisine birden anlatamaymd. Kendime itirafta glk eksem de sanrm Melike'den ayrlamaymn nedeni de buydu... Lavabonun aynasnda yorgun bir suratla kendini anlamaya alan bu adama bakyorum. Glmsyorum, bu yle zoraki bir tavr ki aynadaki adamn yz ackl bir hal alyor. Musluu ayorum, suyun sesi kulaklarmda nlyor. Avularm buz gibi suyla dolduruyorum. im rperiyor, rpertinin beni zinde tutacana inanyorum, suyu yzme arpyorum. plak bir uyar bedenime yaylyor. Bir kez daha, bir kez daha; imdi daha iyiyim. Keyifle havluya uzanyorum. Yzme bastrdm yumuak havludan mis gibi bir koku yaylyor; lavanta m ? Hayr bu, Melike'nin kokusu. Elini srd yerde bu kokuyu brakyor. Havluyu ikinci kez koklarken kapnn zilini duyuyorum. Sevim Hanm olmal, sandmdan daha abuk geldi. Gerekten de nemli bir haber var galiba. Banyodan aceleyle kyorum. Mine'nin annesini antrede karlyorum. Mine gibi o da minyon tipli, daha ilk bakta kzn andrd fark ediliyor. Aln yaps, kalkk burnu, kaln dudaklar tpk kz. Ama Mine ondan daha farkl, daha gzel deil de, nasl sylesem yz, mimikleri daha anlaml. "Ho geldiniz" diyerek elimi uzatyorum. Kadn elimi skyor, yz olduka gergin, enesinin titrediini fark ediyorum. "Sizinle konumam lazm" diyor. "Tabi, buyurun" diyorum alma odam gstererek. Yrrken dayanamayp soruyorum: "Ne oldu Sevim Hanm, yoksa Mine'den bir haber mi var?" "Hayr" diyor, umutsuz bir halde ban sallayarak. "Keke yle olsayd." Odaya girince pencerenin kenarndaki koltua oturuyor. Ben de karsndaki iskemleye iliiyorum. Melike kalsn m gitsin mi karar veremeden bir sre ayakta eleiyor. Sevim Hanm'a bakyorum, sz geciktiriyor, anlalan Melike'nin konutuklarmz duymasn istemiyor. "Bize biraz izin verir misin Melikeciim ?" diyorum onu krmaktan da ekinerek. "Elbette" diyerek toparlanyor Melike. "Size birer kahve yapaym m?" diye soruyor, sanki odada bulunma nedeni buymu gibi. "Saol ekerim, hibir ey istemem" diyor Sevim Hanm kararl bir sesle. Bir an kadnn Mine'yle ilikimizi rendiini, bu nedenle beni sulamaya geldiini dnyorum. Allah'tan karm burada olmayacak. Melike kapy kapatp ktktan sonra, "Metin size neler anlatt?" diye soruyor fkeyle. Bir an olaylar toparlayamyorum. "Metin mi?" "Metin, Mine'nin babas..." "Haa Metin Bey! Evet, bu sabah konutuk. Almanya'ya dnecekti." "Doru, u anda uakta olmal. Beni havaalanndan arad. Yine imiti. Mine'nin kaybolmasndan beni sorumlu tutuyor. Ceyhun hakknda olur olmaz eyler syledi..." Sevim Hanm konutuka fkesi daha da artyor. Neredeyse bararak konuuyor. "Gya Ceyhun Mine'ye akm da... Mine ona yz vermemi de, anlyorsunuz deil mi? 'Hepsini Sedat Bey'e anlattm' dedi. Ona inanmayn. Bize ktlk etmek istiyor." Kadnn szleri beni rahatlatyor, demek bana deil Metin Bey'eymi btn kzgnl. Ama alttan almyorum. "Hi de ktlk yapacak birine benzemiyordu." "Grn yledir, efendi bir adam sanrsnz. Onu tanmak iin 14 yl birlikte yaamak lazm." "Size sert mi davranyordu?" "Bo verin, bunun konumuzla ilgisi yok." "Kznz hakkndaki her bilginin konumuzla ilgisi var. Hi nemsemediimiz bir ayrnt onu bulmamz salayabilir."

Bir an anlatsam m anlatmasam m ikircimi iinde yzme bakyor, sonra ban sallayarak vazgeiyor; "Utan verici bir ey." "Sularn altnda genellikle utan verici eyler yatar." "Ne demek istiyorsunuz ?" "Hii. Yalnzca olanlar bilirsem, daha doru akl yrtebilirim, diyorum." Bir sre dndkten sonra: "Peki" diyor. "Size anlatacam. Kimseye sylemeyeceksiniz ama." "Bana gvenebilirsiniz." "Metin nasl evlendiimizi anlatmtr. ok zor durumdaydm. O zamanlar biz, gnmz genleri kadar serbest deildik. Bir delikanlyla flrt edince hemen adnz dolamaya balard ortalkta. Ceyhun'la ortaokul nc snftan beri birbirimize ktk. Lise son snfta ok yaknlatk, ben istemiyordum ama, Ceyhun'a engel olamadm birlikte olduk. ki ay sonra hamile kaldm rendim. Ceyhun ok genti. Ailesine kar kamad, beni o halimle brakp Ankara'ya okumaya gitti." "Bunlar biliyorum, Metin Bey anlatt." "Evet, sonra Metin geldi. ok irkin bir adamd. Beni grm, beenmi. Teyzesi azm yoklad. nce istemedim, sonra dnnce bunun evden kurtulmam iin bir frsat olduunu anladm. Evdeki yaamm bir cehennem azabna dnmt. Babam her gn beni aalyordu, hatta bir keresinde beni intihar etmeye tevik edici szler syledi. Bazen beni ldrecekler diye korktuum bile oluyordu. Metin'in teklifini kabul ederek bu evden kurtulabilirdim. Hem Metin yakkl saylmasa da iyi bir insand. Bildiiniz gibi evlendik. Evliliimizin ilk haftas stanbul'da kaldk. Her ey gzeldi. Annemin babamn bana kar tavrlar deimiti. Yine onlarn biricik kz olmutum. Almanya'daki evde ikinci haftamzd. Yataktaydk..." Sevim Hanm ban nne eiyor. "Neden sustunuz ?" diyorum. "Anlatmaya utanyorum" diyor. "Utanacak bir ey yok. Burada i konutuumuzu dnn." Ban kaldrp mahcup gzlerle yzme bakyor, bu davrannn yapay m yoksa iten mi olduunu tam olarak kestiremiyorum. Sonunda konumaya karar veriyor. "Metin o gece baarsz oldu. Zaten bnyesi pek salam deildi sk sk hastalanyordu. ok utand, onu yattrdm. Bunun nemli olmadn syledim. Sonraki gecelerde dzelmeye balad. Ama birlikte olduumuz gecelerin says giderek azalmaya balamt. Birka yl sonra ise artk hi seviemiyorduk. nceleri byk rahatszlk duyan Metin sanki bu duruma alm gibiydi ya da her defasnda baarsz olmak onu yldrm, artk denemek bile istemiyordu. Yalnzca bir kez "Bu kmr ocandan kurtulmam gerek" demiti. Maden ocann muhasebe mdr iyi bir adamm. Adam, Metin'e senin gibi birinin ocakta rmesine raz olamam gibilerinden bir eyler sylemi. "Yaknda beni yukarya alacaklar" dedi. Syledii de oldu. Metin'i ocaktan alp, madenin gvenlik biriminde altrmaya baladlar. "Gvenlik birimi mi?" "Maden iletmelerini koruyan zel polis gibi bir ey." "lgin. Ka yldr alyor orada?" "Drt ya da be yl kadar oluyor. Bir yl kadar gizli alt, iiler hakknda rapor hazrlayacakm. Sonra onu yukar aldlar." "Hl bu zel gvenlik rgtnde mi?" "Evet, o Alman herifin ok byk etkinlii var iletmede." "Adn hatrlyor musunuz ?" "Adama Rolfi, derdi, ama ad Rolf Schmitz'di." Syledii ismi not defterime yazyorum. nemli bir bilgi saydmdan deil, ama soruturmakta yarar var. Sevim Hanm elimdeki kaleme bakarak: "Mine'yi bunlar karm olabilir mi?" diyecek oluyor. "Hayr, hayr yle bir ey yok, yalnzca bilgi topluyorum. Peki sonra ilikiniz dzeldi mi ?"

"Hayr, hibir deiiklik olmad. Dorusunu sylemek gerekirse balarda benim iin de ok nemli deildi bu. nk Metin'i sevmiyordum. Ceyhun'dan aldm hazzn krntsn bile bulamamtm Metin'de. Kendimi kzm bytmeye vermitim. Hatta yataklar bile ayrdm, Mine'yle yatmaya baladm. Sevimeyi dnmek bile istemiyordum." "Metin Bey'in size kar tavrlar nasld ?" "Anlattm ya sanki hibir ey olmam gibi davranyordu bana. Evde bir kadnn bulunmas, ocuunun olmas ona yetiyordu. Belki de annesini buluyordu bende. Scak bir yuvada yaama duygusunu tadyordu bylece. Bu durum, Trkiye'de Ceyhun'la karlancaya kadar srd. Ak sylemek gerekirse Ceyhun'u grnce ilk gen kzlmdaki kadar byk bir heyecan duydum. Ama umuda kaplmam iin de bir neden grmedim. Onun da evlenmi olduunu dnyordum. yle bir konuup ayrldk. Ertesi gn beni buldu, hl sevdiini syledi. Hi evlenmemi, yllardr sululuk duygusu iinde yaam. zr diledi. Biraz sitem ettim, ama ne yalan syleyeyim, ben de hl ona tutkundum. Tahmin edeceiniz gibi eski ilikimiz yeniden alevlendi. Almanya'ya 93 dndkten sonra ben olanlar Metin'e anlatacakken mektup olay kt. Metin olgun bir insan gibi davrand, ama bana ve Ceyhun'a kar byk bir fke beslediini hissediyordum. Hi zorluk karmadan benden boand. O kadar iyi davranyordu ki sululuk bile duydum. Ama onu sevmiyordum ve henz yam genti." "Ya kznz ?" diye kaveriyor azmdan. nk Mine'nin Ceyhun'u sevmediini biliyorum. Onun anlaysz ve hastalk derecesinde pinti olduunu sylerdi. Mine'yi asl artan annesinin bu adama nasl k olabildiiydi? "Evlenince Ceyhun kendi ocuuymu gibi sevdi Mine'yi. Ona efkat gsterdi, korumak istedi. Ama Mine hep tartma kard, hep sorun yaratt. Bakn, Mine benim kzm, canmn bir paras, ama doruyu sylemek gerekirse, ok dncesizce davrand, gvenimizi boa kard. Serbest bir kzd. Daha lisedeyken bir sr sevgilisi vard. ok rahatt." "Ama" diyorum. "ocukluu Almanya'da gemi, farkl gelenek greneklerle bym." "Doru. Uyum zorluklarn birlikte yaadk. Lise yllarnda neler ektiimi bir Allah bir de ben bilirim. Okula balad sralar iki gnde bir gelir, 'Almanya'ya gidelim' diye alard. Zorla yat-trrdm. Bir yandan Mine'nin uyum salamas iin rpnr, bir yandan Ceyhun'u ikna etmeye alrdm. ounlukla da ikisinin arasnda kalrdm. Ama imdi dnyorum da haksz olan Mi-ne'ydi. Bizim iin Almanya bitmiti, artk oray unutmas lazmd. Ceyhun namusuna ok dkn adamdr. nce iyilikle konutu, Mine tnmad; ceza verince de kt baba oldu. Ben kzm bilirim, bu tartmalar bahane ederek Metin'den para szdracakt. Sorumsuzca yaamak istiyordu. Ona defalarca yalvardm, 'Bana bir i gelir kzm' dedim, dinlemedi. niversiteye girince iyice yoldan kt. Babasnn yollad parayla gitti o Kurtulu'taki evi tuttu. Yine brakmadm peini, 'Oray atlye olarak kullan, gel bizim evde kal' dedim, dinletemedim. Sevim Hanm'n sesi titremeye balyor. Sonunda olanlar oldu ite. Ne dirisi ne ls var ortalkta, mezarn bile bulamayacam..." diyerek balyor alamaya. "Sakin olun, onu bulacaz" gibi szler sylyorum, ama beni dinlemiyor. Ancak, ayaa kalktm fark edince yal gzlerini bana eviriyor. "Size bir bardak su getireyim" diyorum. Eliyle gzyalarn silerken: "Saolun istemem" diyor. Sanki az nceki fkeli kadn gitmi, yerine ocuu iin kayglanan bir anne gelmi. 94 "Melike'yi daha fazla rahatsz etmeyelim" diyor burnunu ekerek. Melike'nin aladn bilmesini istemiyor. Ona acmaya balyorum. zntme ar bir sululuk duygusu elik ediyor. "Bazen btn bunlarn kt bir aka olduuna inanyorum" diyor. "Bir gn uyanacam ve Mine'yi karmda bulacam gibi geliyor bana."

"Umarm yle olur." Kalkarken, hatrlatmay unutmuyor. "Ceyhun'u bu ie kartrmayacaksnz deil mi ?" "Merak etmeyin, einizi sorgulamak iin bir neden yok." "Teekkr ederim, Sedat Bey" diyor. "nce kznz sa salim size teslim edelim de sonra teekkr edersiniz." Odadan ktmzda Melike'yi mutfakta buluyoruz. Hi de alnm gibi bir hali yok. Ya da belli etmiyor. "Yemee kalsaydmz Sevim Hanm" diyor. "Saol ekerim, bizimki de neredeyse gelir. Benim de hazrlk yapmam lazm." Sevim Hanm' uurladktan sonra Melike ne konutunuz diye sormuyor bile. Salatann bana dnyor. "Limonunu skaym m?" diye soruyorum. "yi olur" diyor ksaca. Aramzda bir suskunluk oluuyor. Limonu keserken, aklama gerei duyuyorum. "Eski kocasyla birbirlerini suluyorlar." Melike yine suskun, tabaklan koyarken syleniyor: "Eler anlaamyor, olan ocuklara oluyor. Zavall Mine. El ele verip harcadlar kzcaz." Sesi duygu ykl. Alayacakm gibi bir hali var. Gnlerdir tutuyor kendini imdi boalrsa amam. Bir gnde karmda alayan nc kadn, diye dnerek limon suyunu salatann zerinde gezdirirken, Gke yetiiyor imdadma. Minicik boyuyla mutfan kapsnda dikilip, "Anne acktm" diye szlanyor. "Tamam canm" diyor Melike bir an iin kasvetli ruh halinden kp. "imdi hazr olacak." Derin bir soluk alarak kucaklyorum Gke'yi. "ok mu ackm benim kzm ?" "Sen ne zaman geldin Baba?" "Siz televizyon seyrederken. Kardein nerde ?" 95 "erde reklamlar izliyor." Gke kucamda ieri gidiyoruz. Aya yanan sa eline dayam, bir ampuan reklam izliyor. "Bkmadn m kzm ?" diyorum. Dnp bakyor, "Aa babam gelmi" diyerek, kollarn aarak yanma geliyor. kisini birden kaldrmaya korkuyorum. Doktorlar bir sre ar kaldrma demilerdi. Gke'yi de indirip, ikisini birden yerde kucaklyorum. Kzlarla oynarken, televizyonda haberler balyor. lk haber stanbul polisinin gerekletirdii bir ev baskn. Polis katili terrist l ele geirilmi. Kzlar brakp koltua oturuyorum. Aya okulla ilgili bir eyler anlatyor, yarm yamalak duyuyorum. Aklm haberde; bizden gzlemci olarak kim katld acaba? Birden Naci'yle ilgili raporu yazmadm hatrlyorum. Bu akam onu da hazrlamal diye dnyorum, televizyonda ldrlen terristlerin kanl grntleri geerken. On birinci blm Naci'nin brosu, 1. ube'nin bulunduu binann ikinci katnda uzun bir koridorun sonunda yer alyor. Girite resm giyimli polis ayakzeri sohbet ediyorlar; douya atanan bir arkadalar hakknda konutuklarn iitiyorum yanlarndan geerken. Koridor boyunca yryorum. Yzndeki ekingenlik kadar ellerinde beceriksizce tad evraklardan da sradan bir vatanda olduu anlalan 40-45 yalarnda bir adam, ikircimli admlarla sa yandaki odann kapsndan ieri giriyor. Ak brakt kapdan onu izliyorum, masadaki memura doru yaklayor. Adamn yzn gremememe karn, azndan dklen rkek szckleri duyar gibiyim. Bam evirdiimde yan yana yryen kiiyle karlayorum. Bunlarn iki sivil polisle, bir zanl olduklarn anlamakta gecikmiyorum. Sadaki sivilin ak telsizinden ykselen czrt kulaklarm trmalyor. Sakallar iyice uzam olan zanlnn yznde rahat bir ifade var; sorgudan yeni km olmal. Polis olmay hi istemedim. Onlar kmsediimden deil, ou gzlerimi kaparm vazifemi yaparm anlaynda memurlar olduklar halde yaptklar iin, lke iin yararl olduuna inanyorum. Ama nasl sylesem, oyunu onlar kurmuyor, bir oyuncudan daha yetkili deiller. Naci gibi canla bala abalayanlar da olmakla birlikte, ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar bakalarnn kurduu oyunlarda rol almaktan teye gidemiyorlar. Bizim iin durum farkldr, istihbaratlar kendi oyunlarn kendileri kurarlar. Sonuta bizler de devlet memurlar olsak

bile alanmzda olduka zgr davranabilme hakkna sahibiz. Geri, imdi bana istihbarat olmay ister miydin, diye sorsalar, genlik gnlerimde-ki kadar kolay "Evet" diyemem. Bu meslei severdim, belki hl da seviyorum. Ama, mesai saatleri iinde zorunlu ilerini bile byk bir skntyla yapan, yksek tavanl, souk odalarda unutulmu kk memurlardan farkmz kalmadn grdke, inandm pek ok eyin doru olmadn daha iyi anlyorum. Oysa tekilata girdiim gn, amcam beni karsna alarak gururlu bir tavrla unlar sylemiti: "Buras lken ve ulusun iin zekn ve cesaretini kullanabilecein biricik devlet kurumu. Buraya girebilmek bir ayrcalktr. Tekilat, kendini kantlaman iin btn olanaklar sunuyor. Btn yollar ak, dilediince koabilirsin. Merak etme kimse seni durdurmayacak." Ama durdurdular; yalnzca beni deil, Yldrm', tekilat daha yararl hale getirmeyi isteyen herkesi durdurdular. ten ie devleti rten hava, bizim aramza da srad, soluumuza kart, birlikte almamzn rn olan ortak enerjiyi sndrd. Bir tr yallk mikrobu alad. Belki tekilat yok etmedi, ama bitkisel yaama mahkm etti. "Yine yrttn kefeni ha?" Bam evirince bizim Bakomiser Fuat' gryorum. Yandaki kapnn nnde durmu, beni szyor. Baklarnda saygyla kark bir tr hayranlk sezinliyorum. Belki de bu benim hsn kuruntum. Belki de yalnzca kskanlk duyuyor. "Azrailini vurmusun" diyor. "Hem de hareket halindeki bir arabadan." "Abartmlar" diyorum umursamaz bir tavrla. "Yalan m yani?" diyor umut ykl bir sesle. Sanki yalan olmasn ister gibi bir hali var. Drt yl nce Yldrm, Fuat ve ben poligonda birlikte at yapardk. Yldnm'la daha iyi anlarlard. Nedense pek snamadk birbirimize. Bunu da karlkl olarak belli etmekten ekinmedik. Silahlara hastalk derecesinde merakldr. Ben grmedim ama, Yldrm'n sylediine gre evinde olduka geni bir tabanca koleksiyonu varm. Aslnda fena da silah kullanmaz, gergin bir adam olmasa iyi bir atc bile saylabilir. Sk sk yansrdk. Fuat bir trl nclkten kurtulamazd; az baln yemedik Kavak'ta. Hl o gnlerin acsn tayor demek. Dur biraz damarna basaym unun. "kimiz de silahlarmz ektik ve ate ettik; hzl olan kazand." "Sendeki yarann da ar olduunu sylemilerdi." "Demek ki o kadar ar deilmi." "Burnundan kl aldrmyorsun bu sabah." "Birka saat sonra yine dene. leye kadar buradaym." "Naci'yle mi iin ?" yy "Evet geveze komiserler hakknda bir rapor hazrlyoruz." "Zamanlaman harika, tam da rapor yazacak halde olan." "Niye, ne oldu ki?" Yzn buruturuyor Fuat, ukalalndan syrlyor, zld belli. "Yargsz infaz hikyesi. Defterini drecekler ocuun." "Bir ey yapamazlar." "Keke dediin gibi olsa. Ama biraz zor... Neyse, hadi bana eyvallah." "Grrz." Demek sonunda soruturmay rendi Naci, benim rapor yazdm da biliyor mu acaba? Bu dncelerle giriyorum odasna. eride sigara dumanndan gz gz grmyor. Odada Naci'den baka kimse de yok. Telsizi kapatm, dirsekleri masaya dayal kara kara dnyor. Beni grnce ayaa kalkyor. "Gel Sedat" diyor, iini ekerek. "Gel otur yle." "Hayrola" diyorum. "Ne bu surat, Karadeniz'de gemilerin mi batt?" Alttan alttan szyor. "Sanki bilmiyorsun da?" "Neyi?" "Elinin krn" diyor sert bir tonda. "skdar'daki ev baskn. Hani u senin aylakla gzlemci olduunuz operasyon." "Haa u mesele."

"Yaa o mesele. Bir de anlamazlktan geliyorsun." "Soruturmay duydum, tamam. Ama kafan bozan iin o olduunu nereden bileyim." "Ulan bundan daha nemli bir ey olur mu ? Hapse atacaklar bizi." "Bir ey olmaz." "Sen yine yle san, baksana u gazeteye." Masann zerinde duran gazeteyi alyorum. n sayfann alt sralarnda, "atma m, yargsz infaz m ?" bal altnda u haberi okuyorum: "Getiimiz gnlerde skdar'da rgt evine dzenlenen basknda ldrlen, aralarnda Zeynep Kmil Hastanesi hemirelerinden Glizar Nesim'in de bulunduu kiinin yargsz infaza kurban gittii iddia ediliyor. Glizar Nesim'in ailesi, yapt basn toplantsnda evdekilerin gvenlik kuvvetlerine ate amadklarn, buna karn, ieri giren polisin onlar sorgulamaya bile gerek grmeden kuruna dizdiini sylediler. ldrlen terristin 100 zerinden iki silah kmas da kukular artryor. ileri Bakan-l'nn olay hakknda geni apl bir soruturma balatt renildi." Gazeteden bam kaldrnca, Naci'nin kaygl baklaryla karlayorum. "Yazl savunmam istediler. Bu defa iim bitik." "Sanmam" diyorum sakinliimi koruyarak masann karsndaki koltua otururken. "Ellerinde hibir kant yok." "Hemire olmasayd, ben de senin gibi dnecektim." "Terrist deil mi bu kadn?" "Terrist ama, len heriflerle ayn rgtten deil." "Nasl deil, ayn evde bulunmuyorlar myd ?" "Evet. Ama kadn ayn rgtten deil. Be ay da ieride yatm." "Adi bir sutan deil herhalde ?" "Tabi ki deil, baka bir terr rgtnn davasndan." "Ne olacak eski rgtn pasif bulup, yatay gei yapmtr" diyorum Naci'nin kederini datmak iin. Esprime glmyor. "yle deil ite" diyor yenilmi bir ses tonuyla. "Anlamadm" diyorum, ciddileerek. "u ii bandan anlatsana." "Biliyorsun, her ey Zincirlikuyu'da evik kuvvet otosuna dzenlenen saldryla balad. ki arkadamz ehit oldu, yedi tanesi yaral. Hemen harekete getik. nceden tespit ettiimiz, iki terristi izlemeye baladk. Amacmz teki birimlerle balant kurmalarn beklemek, sonra da rgt topyekn kertmekti. Ama herifler uyand. Kaldklar yeri terk ettiler. Fark ettirmeden onlar izlemeye baladk. Takipten kurtulduklarn sanmalarn istiyorduk. Birka ev dolatktan sonra, nc gnn sonunda ilerinden biri bu hemirenin kocas olan adamn iyerine gitti. Herif, belediyede alyor. Onunla konutu ve leden sonra hemirenin evine gittiler." "Terristler kadnn deil, kocasnn arkadalar?" "Evet yle, adam eski bir sempatizan, aktif ilerde yer almam, ama her zaman rgte yardmc olmu. zlediimiz herifler balan sknca, buna gelmiler, evinde iki gn kalmak istemiler. Adam da raz olmu." "Nereden biliyorsun bunlar ?" "Kadnn kocas anlatt." "Adam elinizde mi?" 101 "Evet ierde. Terristleri eve getirdikten sonra, adam yeniden iyerine dnd. Adam belediyeden aldk. Evde terristlerin olduunu itiraf etti. Karsnn da tpk kendisi gibi eski aktif ilikilerini braktn, yalnzca bir sempatizan olduunu syledi." "Yani kadnn bu ite hibir suu yok mu ?" "Adam yle sylyor." "Karsn korumaya alyordun" "Samimi olduunu sanyorum. Bildii her eyi anlatt. Elimizdeki bilgilerle karlatrdk, ou doru." "Ama bodrum kattan yandaki eve bir geit olduunu gizlemi." "yle. Herifi de yataklk suundan tutukladk zaten. Ama hemire atmada ld." "O atma hengmesinde kimin sulu, kimin susuz olduunu nasl saptayacaktnz ?"

"te bunu anlatamyoruz" diyor Naci. "Adamlar zerimize ate ayor, biz onlara gl m atacaz ? Gzlerinle okudun, gya terristler ate etmemi, gya biz ieri girip onlar kuruna dizmiiz." "Olur mu canm, ben tanm. Bize de ate ettiler." Bir an neden sz ettiimi anlamyor. erde neler olup bittiini grmediimin farknda. nk Mustafa ile ben hep dardaydk. Polis katillerine dnyann hibir yerinde acma gsterilmediini, onlarn ldrlmesinin sanki gvenlik gleri arasnda varlan gizli bir anlamayla doal sayldn ikimiz de ok iyi biliyoruz. Yine de aklamak zorunda kalyorum. "Alt kattan kaan iki kii." "Tamam, sonra birini Balmumcu'da vurmutuk." "Bana ate ettii silah da bulmutunuz. Arkamdaki duvar delik deik olmutu." "Evet, 9 mm'lik Brovraing. Ama teki arkada kayp." "Demek ki katktan sonra ayrldlar." "Ya da sen yanldn. O gece ok karanlkt, stelik sis de vard. Topladmz kovanlarn tm Browning'e ait. Olayda baka silah kullanlmam." "Belki teki herifin silah yoktu. Ben yanlmadmdan eminim. Grdm iki kiiydi. Mustafa da yanmdayd. O da dorulad. Sisin iinde iki siluet grdk, nce onlar terrist sanmam-tk. nk evden kimsenin kabileceine ihtimal vermiyorduk..." Kendisini suladm sanan Naci, szm keserek aklyor. "Her ey o kadar hzl geliti ki. Yandaki apartmandan ikinci bir k olduunu renememitik." 102 "Biliyorum. Neyse, onlar on be metre kadar nmzdeydiler. Onlar ilk ben grdm. Ama evre sakinleri olduklarn dndm. Yine de bir kontrol edeyim, dedim. "Durun!" diye seslendim, durmadlar. Yeniden "Durun!" dedim. Aldrmaynca el ate ettim. Onlar da atee karlk verdiler. Kendimizi zor yere attk. Atei kestiklerini fark ettiimizde bile hemen zerlerine gidemedik. Biliyorsun sis vard. Bir sre bekledikten sonra, harekete getik, kamlard. Ara sokaklara baktk, ama onlar bulamadk." "Belki o civarda baka bir eve girdiler." "Belki, ama birini vurdum. Yerde kan izleri vard." "O zaman gerekten de iki kiiydiler. nk Balmumcu'daki olan daha nceden yaralanmam. Demek ki sen tekini vurdun. ld m acaba?" "Sanmam, yle olsayd bunu propaganda iin kullanrlard." "Bize ipucu vermek istememi olabilirler." "Gtrp sessizce bir mezarla gmdklerini mi sylyorsun? Bence bu imknsz. lm onlar iin politik bir malzeme. Bu yzden gzlerini krpmadan cinayet ileyebiliyorlar." "te bunda haklsn. Biz de kendimizi savunmaya kalknca yargsz infazc oluyoruz." "Bu ite kimse seni sulayamaz." "Suladlar bile. Basn biraz daha olayn stne giderse kafam koparrlar." "Hkmet byle bir eye yanamaz. Terrizmle topyekn mcadele politikas yrrlkte." Bir sigara yakyor Naci, derin bir nefes ektikten sonra, "Politikaclarn ba sktnda ilk harcayacaklan bizler oluruz" diyor ac ac glerek. "Emniyet mdr ne diyor bu ie ?" "Basnda bizi destekleyen gazetecilerle grt. Kar yazlar karmaya alyor. Ama o da senin gibi dnyor. 'Biraz grlt kopar, ardndan unutulur' diyor." "Hakl. Sana dokunamazlar." "Nasl bu kadar kesin konuabiliyorsun?" Sigara duman gzlerimi yakyor, onu yantlamadan kalkp pencereyi ayorum. Serinlikten nce pis bir koku arpyor yzme. Darda karlar erimeye balam. Bahe vck vck su. Aralarndan inen iki polis sulara basmamak iin srayarak kapya doru yaklayorlar. Genzimin yanmaya baladn hissediyorum. Hemen kapatyorum pencereyi, ierdeki nikotin dardaki kkrtten daha iyi.

"Yoksa bir eyler mi biliyorsun?" diye steliyor Naci. Dnyorum, tam arkamda dikilir halde buluyorum onu. "Darda hava berbat" diyorum, sanki onu duymam gibi. Sonra dnp koltua yerleiyorum yeniden. Naci dikkat kesilmi btn davranlarm izliyor. vecenlikle yanmdaki koltua otururken: "Sizden de rapor istediler deil mi?" diye soruyor, gzlerinde ilk kez umut kvlcmlar gryorum. "Tabi" diyor yantm beklemeden, sa elini yumruk yapp sol avucunun iine vurarak. "Baka kimden bilgi isteyebilirler ki? Siz oradaydnz." "Sabahtan beri sana merak etme diyoruz." Kendimden emin tavrm Naci'yi etkiliyor, ama sevinci uzun srmyor. "Senin grlerine ne kadar nem verirler ki?" diyor bir an gz gze geliyoruz. Tekilatla arann iyi olmadn biliyorum, derce-sine bakyor. Sonra utanyor, gzlerini kanyor. "Senin bu kadar karamsar olduunu bilmezdim." "yle deme Sedat, kz bu yl paral koleje verdik, kk ilkokula balad. Evin taksidi... Ne yaparm iten atarlarsa?" "Atamayacaklar." Dikkatle beni szyor, inandrc grnyor olmalym. "Umarm hakl karsn" diyor. "Yaptklarn iin saol." "nemli deil. Biz ayn taraftayz, birbirimizi kollamazsak, bizi kim destekler." "Saol" diye yineleyerek omzuma dokunuyor. Belki bir iki ey daha syleyecek, ama telefonun zili izin vermiyor. Naci, almac kaldrarak: "Alo?" diyor. "Beni mi grmek istiyor? Tamam gelsin." "Senin adam gelmi." "Sinan m?" "Evet. Ama daha ne yapacamz konumadk." "Telefonda syledim ya, sen kt, ben iyi polisi oynayacaz." Az sonra kap kararl bir biimde iki kez alnyor. Gelen Sinan olmal. Ben masada oturuyorum, Naci arkadaki elik dolaptaki dosyalarla urayormu gibi yapyor. Kap yavaa alyor, olduka ksa boylu, kumral bir adam ieri giriyor. Srtnda kahverengi bir kaban var. Tel ereveli yuvarlak gzlkleri, eneye doru krlamaya balam sakallanyla bir entel grntsne sahip. Solcunun sanatya dnm hali. Gzucuyla Naci'ye bakyorum, sa kan hafife yukar kaldrm ters ters Sinan' szyor. Naci'nin ii kolay olacak, diye geiriyorum iimden. Hi sevmez byle tipleri. Ama Sinan'n hi de ekingen bir hali yok. Kendinden emin admlarla masaya doru yaklayor. Nazik bir tavrla: "Bakomiser Naci'yle grecektim" diyor. "Ne grecekmisin benimle ?" diye grlyor Naci. Sinan aknlkla bir bana bir de Naci'ye bakyor. Galiba beni Naci sanmt. abuk toparlyor. "Siz ardnz ya" diyor, sakin bir tavrla. Naci elindeki dosyayla masaya doru yaklayor. "Gnde elli kiiyi aryoruz buraya. Kim olduunu nereden bileyim senin ?" "Dn telefonla..." Naci, Sinan'n daha fazla konumasna izin vermeden, elindeki dosyay, masaya frlatyor. "Bak hl telefon diyor. nce bir kendim tant be adam!" Sinan attk dercesine derin bir nefes alyor. "Ben Sinan Dalya" diyor skntyla. Naci dnrm gibi yapyor, sonra anlaml anlaml ban sallayarak: "Eveet Sinan Dalya" diyor, "illegal yayn hikyesi." Sinan oka uram bir halde soruyor: "illegal yayn m?" "Evet illegal yayn. Sen, u acayip adl dergiyi kartan Sinan deil misin?" "Hurufat." "Tamam ite o." Sinan, bir yanllk var gizlerinden glmseyerek:

"Ama" diyor. "Hurufat yasad bir dergi deil ki. Evraklarmzn hepsi tamam, kontrol edebilirsiniz." "Bana ukalalk yapma" diye kyor Naci. "Evraklarn tamam olduunu ben de biliyorum. Ama dergi yasad." Sinan'n yz kpkrmz oluyor. "Evraklar eksiksiz olan bir dergi nasl yasad olabilir?" "Gryorsunuz deil mi Amirim" diyor Naci bana bakarak. "Bir de byle bilgi bilgi konuurlar." Sinan'a dnyor yeniden. "Derginin her saysndan bize on adet yollaman gerekirdi. Ama sen yollamadn. Yazlanlar renmemizi istemiyorsunuz tabi. Ne yapyorsunuz bu dergiyle, rgt m kuruyorsunuz ?" "rgt filan kurduumuz yok" diyor Sinan iki elini yana aarak. Sonra aklamak istermiesine bana bakyor. ''Hurufat bir kltr-sanat dergisi." "Kltr-sanat dergisiymi" diye kt kt srtyor Naci. Benim devreye girmem iin en uygun an. "Bir dakika bir dakika, Naci sakin ol" diyorum. "Nedir bu i ?" Naci, karsnda bir katil varm gibi nefretle Sinan' szdkten sonra: "Bunlar bir dergi kartyorlar. Ama dergiyi bizden gizliyorlar." "Hayr kimseden gizlemiyoruz" diyerek atlyor Sinan. "kan saylardan gndermek bizim deil matbaann grevi. Sizin matbaayla konumanz gerekir." "Yok canm, istersen ktyla da konuaym. Oh be beyefendi dergi kartsn. Ben de onun peinden koaym." "Ben peimizden filan koun demiyorum. Hurufatn yasal bir dergi olduunu anlatmaya alyorum." Naci karlk verecekken, elimi kaldrarak onu susturuyorum. "Tamam Naci, tamam. Anlald." Hl masann nnde dikilmekte olan Sinan'a dnerek "Buy-run oturun" diyorum. Sinan karmdaki koltua yerleirken babacan bir tavrla srdryorum konumam. "Dergilerin bize gelmesi gerekiyor. Belki bu matbaann ii, ama dergiler elimize ulamazsa sizi sorumlu tutarz. Anlyor musunuz?" "Yani matbaay da bizim denetlememiz gerekiyor." "yle... Baka trl iin iinden kamyoruz." Bir sre ikimiz de susuyoruz. Sinan gergin. Yaptmzn keyf bir uygulama olduunun farknda, ama bir ey de syleyemiyor. Ortam biraz yumuatmam gerek. "Derginizde ne tr yazlar yer alyor?" diye soruyorum. "Edebiyat. iir, yk, denemeler yaymlyoruz" diyor dalgn bir tavrla. Naci'ye dnerek saf saf soruyorum. "Bunda bir ktlk yok ki Naci? Ben de edebiyat severim. Hatta lisedeki iir yarmasnda ikinci olmutum." "Ama Bakomiserim" diyor Naci. "Edebiyatm, sanatm, bunlarn hepsi grnty kurtarmak iin. Arkada neler dnyor? Asl nemlisi o." "Okudun mu ?" diye soruyorum. "Okumama gerek yok ki, zaten belli." "Yapma Naci" diyorum saduyulu bir adam edasyla. "Okumadan, deerlendirmeden, nasl bu karara varabiliyorsun?" "Ben bilirim" diyerek kestirip atyor Naci. Hmla yeniden elik dolabn bana dnyor, dosyalan kartrmaya devam ediyor. Naci'yi onaylamadm belirtircesine bam iki yana sallayarak, Sinan'a soruyorum: "Orhan Veli'nin iirlerini de yaymlyor musunuz? Baylrm, 'stanbul'u Dinliyorum'a." Sinan iyice rahatlyor. "Ne yazk ki, Orhan Veli'nin iirlerini pek yaymlayamyoruz. Daha ok yeni kuak airlerin rnlerine yer veriyoruz. Ama iki say nce Garip akmyla ilgili bir aratrma yazs yaymlamtk." "ilgin. Syledim ya eskiden ben de iir yazardm. Artk yazamyorum tabi. Ama okumay severim." "iir yazmak zor i. Ben hi yazmadm." "Siz neler yazyorsunuz ?" "yk yazdm. imdi de roman yazyorum."

"Okumak isterim" diyorum. "Tabi, yollarm" diyor. "Bugnlerde hangi yazarlar okunuyor?" "ada Bat yazarlar var. Modernizmi eletiren kitaplar pek tutuluyor. Kimi postmodern romanlar ilgi ekiyor." Modernizmin eletirisi, postmodernizm, doruyu sylemek gerekirse bunlardan hibir ey anlamyorum. "Edebiyat dnyasn ok iyi biliyorsunuz." "Benim iim bu. Her iki anlamda da; hem yazarm hem de bir kitap dkknm var." "yle mi?" diyorum arm gibi. "O zaman kitaplar sizden alabilirim." Bir sre yant vermiyor. Sonra ikircim duygusunun ykyle arlam bir glmseme beliriyor dudaklarnda. "Neden olmasn" diyor. "Size bir set hazrlarm." Belki de kitaplan bedavaya getireceimi dnd iin can sklyor. Byle dnmesi daha iyi, onu artmam kolay olacak. "ok sevinirim" diyorum. "Dkkn neredeydi ?" "Beyolu, Mis Sokak'ta. 27 numara, Hurufat Kitabevi." Kabannn cebinden bir kart kartarak uzatyor. "Gelmeden nce telefon ederseniz, ben de orada olurum." "Teekkr ederim." "Peki dergiyi ne yapacaz." Bir an dnrm gibi yapyorum. "Eksik saylar tamamlayn. Yarn onlar da alrm." Sinan'n siyah gzlerindeki gerginlik yok oluyor. "Saolun" diyor. "ok yardmc oldunuz." Naci'ye doru kaamak bir bak atp sonra sanki onun duymasn istemiyormu gibi fsldyorum Sinan'a: "Aslnda bunlara hi gerek yok. Ama ne yaparsn ki kurallar byle." Dikkatle yzme bakarak, iten olup olmadm tartyor. Nasl bir sonuca vardn anlamak zor. Usulca ayaa kalkyor. "Hoa kaln" diyor, elini uzatarak. Elini skarken: "Yarn grrz" diyorum. "Beklerim." Naci'ye tek sz bile sylemeden yryor kapya doru. Sinan kar kmaz, Naci hnzrca glmseyerek yaklayor. "Nasldm ama?" "Mthi" diyorum abartl bir tavrla. "Deme aktrlere ta kartrdn." On ikinci blm Tekilat binasna geldiimde gne kendini iyice hissettirmeye balyor. Kurumaya yz tutmu asfalt yolda ilerliyorum. Bahedeki karlar hzla eriyor. Aracn penceresini ayorum. Hava temizlenmi gibi. evrede bir hrt var. Islak dallar gne nda belli belirsiz parlyor. am aalarndan ktle halinde karlar dyor yere. Aracm park ettikten sonra binaya doru yrrken Orhan' gryorum. Kapnn yannda dikilmi, sigarasn tttryor. Yaklanca, cebinden kard Camel paketini uzatyor Orhan. "Gel, yak bir tane" diyor. Yz endieli. Neler samalayacaksn yine diye geiriyorum iimden, ama uzatt sigaray da almamazlk etmiyorum. Paketi cebine koyup, parlak metalle kapl Zippo akmayla sigaram yakarken fsldyor: "i dallanp budaklanyor." "Ne ii ?" diyorum sigaradan derin bir soluk alarak. "Soruturma. Dn, sen gittikten sonra ismet Bey, beni yanna ard. Tekilat hakkndaki dncelerimi bir rapor haline getirmemi istedi." Anlamazla vuruyorum. "iyi, sen de yaz ite." Tavrm Orhan' fkelendiriyor. akman kapam hrsla kapatrken: "Brak u vurdumduymaz tavrlar" diyor. "Farknda deil misin azmz yokluyorlar."

"Bunu neden yapsnlar ki?" diyorum. "Yeni bir dileke olay m var?" "Bilmiyorum. Ama stmze stmze geliyorlar." "Gerekten de tekilat yenilemek istiyor olamazlar m?" 310 "Yalnzca dilekeye imza atanlardan gr alarak m ?" "Belki hakl olduumuzun farkna varmlardr." Alayc tavrm onu sinirlendiriyor. "Seni tanyamyorum" diyor. "Yoksa sen de mi bu oyunun iindesin?" "Samalama" diyerek dosta vuruyorum omzuna. "Bo yere paniklediini anlatmaya alyorum. Ortada muhalif bir grup yok. Olsa bile biz onlarn iinde deiliz." "smet Bey ve ekibi byle dnmyor ama. Tekilatn bana sivil bir patronun gelmesi bile onlar kayglandrd. Koltuklarn yitireceklerinden korkuyorlar." "Korksunlar ya da korkmasnlar sana ne" diyorum. "Sen hibir ey olmam gibi iini yapmaya devam et." "br arkadalar da kaygl." "br arkadalar m? Ka kiiyi armlar?" "imdilik be, ama dilekede imzas olan herkes arlmay bekliyor." "Ayn sorular m sormular?" "Aa yukar ayn, ama bana seni sordular." Duraksyorum. "Benimi?" Orhan, imdi kavradn m iin ciddiyetini gibilerden ban ne doru sallayp, szcklerin stne basa basa yineliyor. "Seni bir de Yldrm'." "Nasl sordular?" "Seninle almak ister miymiim? Yldrm nasl bir istihbarat-ym?" "Sen ne syledin?" " 'Sedat'la almaktan gurur duyarm. Baanl bir arkadatr' dedim. 'Yldrm da ok iyi bir istihbaratyd, hepimiz iin byk bir kayp' dedim." Ksa bir sessizlik oluyor aramzda. "Yanl m yaptm?" "Hayr, doru yapmsn" diyorum. "Her soruya byle ak yantlar ver. Adamlarn paranoyasn azdrmayalm." "Sence bu bir paranoya m?" "yle olmal. Ama st dzey bir yneticide ortaya karsa bunun bedelini btn tekilat dyor." "Amcan m kastediyorsun?" "Kimi kastettiimi bo ver. Arkadalara da syle, sakin olsunlar. Mmkn olduunca bir arada grlmemeye aln." Tedirgin baklarla evreyi szyor. Gzleri pencerelerin, binann iini gstermeyen aynal camlannda geziniyor. Sonra fsldar gibi konuuyor. "Ne var ki bunda; iki arkada ayakzeri sigara iiyoruz." "Bence de" diyerek henz yansna bile gelmediim sigaram yere monte edilmi mermer kl tablasna bastnyorum. "Grrz" diyorum. "Sigaraya yazk oldu" diyor. "nsan asabi yapyormu, doktor azalt dedi." "Ben de yle bir doktor bulsam iyi olacak." "Adresini veririm" diyerek aynlyorum yanndan. Eskiden bu kadar korkak deildi bu ocuk. Tekilata ayn yl girmitik. nanla altmz dnemlerdi, harikalar yaratyordu. Analitik bir zekya sahip. En az veriyle bile, olaylar doruya yakn bir biimde zmlerdi. Ad "Cebircf'ye kt bu yzden. Yl-dnm'n lm onu ok rktt. Zeksn ie deil, kendi gvenliine evirdi, daha kts kontroln kaybetti. Korku zeksn ele geirdi. imdi yalnzca gvenliini tehdit edebilecek tehlikeler zerine dnyor. ok da hzl dnd iin, bazen olaslklar gerekmi gibi grmeye balyor. Onu sakinletirmenin bir yolunu bulmal. Nasl olsa bir sre sonra bizim amca bey vazgeecek bu iten. Kapdan ieri girdiimde bir srprizle karlayorum. Amcam santrala srtn dayam bana bakyor. Demek bizi izliyordu. Belki de yalnzca rastlantdr. Olanlarn farknda deilmiim gibi saygyla glmsyorum amcama. Glmseyiime

karlk vermiyor, sadece anlaml anlaml ban sallyor. Sonra dnp santraldaki kza bir eyler sylyor. Ama ben yanndan geerken, "Bekle sana syleyeceklerim var" diyor. Kza telefonlarla ilgili birka direktif daha verirken, Orhan, amcam grmese bari diye geiriyorum iimden; iyice rkecek olan. Korktuum gibi olmuyor, Orhan sigarasn bitirmeden amcam yanma geliyor, saatine bakarak: "Vakit le olmu, birlikte yemek yiyelim" diyor. "Olur, ben de ackmtm zaten" diyorum. Birlikte alt kattaki yemekhaneye doru yryoruz. "Orhan myd, dardaki ?" "Evet, sigara molas vermi." "Skntl grnyordu." "erde sigara iememekten rahatsz. 'Bu gidile hepimiz nezle olacaz' diyor." LJ Amcam keyifle glmsyor. "Eee siz deil miydiniz, tekilat modernlemeli diyen. Bu ka-darck zahmete de katlanacaksnz artk." "Ben de yle syledim. 'Brakalm artk u mereti' dedim." Yemekhanenin kapsna geldiimizde, iki arkadala karlayoruz. Selamlar souk. Neden? Birden jeton dyor, onlar da dilekeye imza atmlard. Amcamla beni birlikte grnce, yanl deerlendirdiler. Amcamn yzne bakyorum. Olduka neeli grnyor. O an amcamn beni neden yemee ardn anlyorum. Dilekecileri sorgularken, bu ie nayak olmu benim gibi birini yanna alarak, onlarn kafalarnda soru iaretleri oluturmak, morallerini bozmak istiyor. Bendeki deiiklii hemen fark ediyor, ama belli etmemeye alyor. Yemekhanede masalar simetrik olarak yerletirilmi, ortada aa saylabilecek byklkte bir kauuk var. Kauuun sol yannda, herkesin bizi grebilecei masalardan birine yerleirken: "Aratrma nasl gidiyor?" diye soruyor. "Henz kayda deer bir gelime yok" diyorum saklayamadm bir skntyla. "Kzn babasyla grmsn." "Nereden biliyorsun?" diye soruyorum kuku ykl bir sesle. "Dn sabah evi aradm. Melike syledi. Nasl biri ?" Melike'yi uyarmal, her eyi anlatmasn bu adama, diye dnrken: "Sradan bir insan" diye geitiriyorum sorusunu. "Almanya'da bir gvenlik biriminde altn duydum." Ne yapmak istiyor bu adam? Operasyonu ben mi yrtyorum o mu? "le ilgilenen bakalar da m var?" "Hayr, bu tamamyla kiisel bir enformasyon." Mavi gzlerinde gerei aramak bouna, duygularn o kadar iyi gizliyor ki, onu tanmasam, yeeniyle birlikte yemek yemekten mutluluk duyan bir amca diyeceim. "yi aratrmsnz, ama bunun Mine'nin kaybolmasyla ne ilgisi var?" diye soruyorum. "Benim tezimi pek ciddiye almyorsun deil mi ? Adamn bir gvenlik rgtnde almas rastlant m?" "Gvenlik rgt dediiniz, basit bir zel koruma birimi." "Bu basit gvenlik biriminin bandaki adam, bir ara Alman istihbarat rgt iin alm. Sonra, Dou Almanya yklnca ii brakp zel sektre gemi." "Bu neyi kantlar? Souk Sava'n sona ermesiyle birok istihbarat iinden oldu. Onlardan biri ite." "Sen yine yle san. Bence bo yere zaman kaybediyorsun. Kzn babasn aratrmalsn. Sahi nerede imdi bu adam ?" "Almanya'ya gitti." "Almanya'ya m gitti? Tuhaf! Kz kayboluyor, hatta lm bile olabilir, ama adam sanki hibir ey olmam gibi Almanya'ya dnyor." "zni o kadarm. Bilirsin Alman disiplini. Bir hafta sonra yeniden gelecek." "Gelir mi dersin ?" diyor bilmi bir glmsemeyle. "Metin istihbarat olacak biri deil" derken, garsonlardan biri elinde yemek dolu tepsiyle yaklayor. "Ho geldiniz efendim., naslsnz ?"

"Saolasn, ne yiyoruz bugn ?" diye soruyor amcam. "Domates orbas, kadnbudu kfte, salata, stla." "Ben yalnzca salata istiyorum" diyor amcam. "orbamz da ok gzel." Garsonun srar amcamn houna gidiyor. "Kilo almaya baladm. Yediklerime dikkat etmem gerekiyor. Sigaray da gnde be taneye indirdim." Amcam ikna edemeyeceini anlayan garson bana dnyor. "Ama sizin iyi beslenmeniz gerekiyor." "Tamam" diyorum glmseyerek. "Hepsinden istiyorum." Garson tepsideki yemek dolu tabaklar beceriyle masaya yerletirdikten sonra: "Baka bir arzunuz var myd ?" diye soruyor. Teekkr edip, yolluyoruz. "yi kt bu ocuk" diyor amcam. "Becerikli ve hzl." Amcama bakyorum, yznde memnun bir ifade var. Buradaki personeli kendi ocuklar gibi gryor. Onlarla ilgilenmekten, kk yardmlar yapmaktan, bazen azarlamaktan gizli bir zevk alyor. Babacan, sert adam oynamak onu mutlu ediyor. yi bir adam olarak anlmak iin mi ? Belki. Belki de byle ypratc sorunlarla uratktan sonra bir para rahatlamak, insanlarla normal ilikiler kurmak iin. Belki de iyi bir ynetici olarak anlmak istiyor. Ama dileke olaynda bize ayn hogry gstermedi. Sanki karsnda dman varm gibi katlat hatta Yldnm'a kar saldrgan bir tavr taknd. Beni bile tehdit etti. Bazen ona hak vermiyor da deilim. Sahip olduu her eyi kaybedeceinden korkuyor; yalnzca bugn deil btn yaamn adad bir dava114 yi yitirmek, yle kolay hazmedilecek bir i deil. Btn mrn yatrdn bir ite yenilmek, gen ve deneyimsiz meslektalar tarafndan yaptklarn yanl bulunarak, emekliye sevk edilmek. Korkun bir durum! "Niye daldn yle ?" diye soruyor amcam. "Mine'nin babasn dnyordum" diyerek kam orbaya daldryorum. "Bence de dnmelisin. Dm o adamda." "Sanmyorum" diyorum ka azma doru gtrrken.. "O da bizim garson gibi kendi halinde biri. Ezik bir insan." "iyi ya, daha kolay ele geirilir." "Yllarca kmr madeninde alm, saln iyice yitirmi, yal, zayf bir adam" diyecek oluyorum. "Angaje edilen insanlarn ou byle zayf tiplerdir" diyerek kesiyor szm. "Yapma Amca!" diyorum ka taban iine koyarak. "Bir kmr iisinden sz ediyoruz. Byle biri Alman istihbarat rgtnn adam olacak." "Neden yalnzca adam dnyorsun, ya kz ? ocukluu Almanya'da gemi. Her yaz babasn grmeye gidiyormu. Belki de nce onu angaje etmilerdir, o da babasn ikna etmitir." "inandrc gelmiyor" diyerek aklamaya alrken "Afiyet olsun" diyerek saygl bir tavrla Mustafa dikiliyor bamzda. Gzleri l l, aracn sahibini bulmu anlalan. "Gel bakalm" diyor amcam yanndaki sandalyeyi gstererek. Mustafa, otururken: "Adam tespit ettik" diyor gururla. "Eski bir sabkal Necmettin Karanfil. evrede Pi Neco olarak tannyor. ocuk karmaktan, adam yaralamaya kadar bir sr su ilemi." "Eski sabkal da kim?" diye merakla atlyor amcam. "Madam'n kzm karmaya alan adam" diye aklamaya alyor Mustafa. Amcamn olay bilmemesi tuhafna gidiyor. "u geri zekl kz m? Onu karmaya m altlar?" "Evet, dn leden nce." "Peki ama neden ?" "Biz de onu aratryoruz. Mine'nin kaybolmasyla bir balants olabilir." Amcam kalarn yukar doru kaldrarak soruyor: "Ne ilgisi var?" "Mine'yi, Mana sanarak karm olabilirler." "ok mu benziyorlar birbirlerine."

125 "Hayr ama, giydikleri kaban ayn. K olduu iin de kimse yzne dikkat etmemitir." Kafas kanyor. Olaylar zmlemekte glk; ekiyor. "Bir dakika, bir dakika! Kz neden karmak istemiler?" "Dilendirmek iin." "Ka yanda bu kz ?" "25'inde filan olmal." "Dilencilik iin olduka yal." "Belki de" diyorum, "i organlann Avrupal zengin hastalara satacaklar." "i organlarm satmak m..." diyor dnceli bir tavrla. "Hrm.. Evet ama, teki kz bu i iin kardlarsa amalanna ulatlar. Neden geri gelsinler?" "Benim de zemediim nokta bu." Amcam ataln brakp bir sre dndkten sonra: "Bence yanl yoldasnz" "diyor. "Adamlar Maria'y niye karmak istediler bilmiyorum, ama bu iki olayn birbiriyle balants yok." Mustafa'nn yz kpkrmz oluyor. Baanl iler yaptn dnd bir anda amirinin amiri ona yanl yaptn sylyor. Amcamn byle kesin konumas benim de canm skyor, para-noyakln dncelerini snrlyor, demek geiyor iimden, ama Mustafa'nn yannda bir tartmaya girmek de istemiyorum. "Emin olmamz gerek" diyorum. Yzme bakyor, ben de onun gzlerinin iine bakyorum. Ba-klann kanyor. "Emin olun o halde" diyor, ataln yeniden alp salata tabana gtryor. "Ama boa urayorsunuz." En ackls Mustafa'nn durumu; yukar tkrse byk, aa t-krse sakal, ne syleyeceini bilemeden ylece oturuyor. "Sana yiyecek bir eyler syleyelim Mustafa" diyorum konuyu deitirmek iin. "Gelirken sylemitim" diyor ekingen bir tavrla. "Ama garson bu masaya oturacam bilmiyor." "Merak etme, o bulur seni" diyor amcam. Gerginliini atm grnyor. "Yakaladnz m bari herifi?" "Bu akam sust yapacaz" diyor Mustafa gzucuyla bana bakarak. "Yapn bakalm" diyor amcam onaylamadn belirten bir tavrla. "Greceksiniz bu iten hibir ey kmayacak." m On nc blm Tarlaba'nn ypranm binalarnn arasna skm, pek de aydnlk olmayan caddelerden birinde, iki bayan sivil polis, Mustafa ve ben arabann iinde bekliyoruz. Bayan polislerin, yzlerinde abartl bir makyaj var. n koltukta, yanmda oturan Meral, polis kolejinden bu yl mezun olduunu sylyor. Ar makyajn altnda sevimli, adeta ocuksu bir yz gizleniyor. Mine'nin yanda olmal. Deiik bir havas var; altm polis tipine pek benzemiyor. Konumalarndan, davranlarndan genlik fkryor, yle rahat, yle tasasz. Yllar henz onu rselememi. Meslek yaamnda sonsuz sayda olanan kendisini beklediini dnyor. Krmz bir mini etei var, stne de lame bir ceket giymi. Koltukta otururken etei yukar doru ekiliyor, fildii rengindeki bacaklar olduka dzgn, konuurken gzlerimin bacaklarna kaymasn engelleyemiyorum. O da bunun farknda, ama hi de rahatsz olmua benzemiyor. Arkada, Mustafa'nn yanndaki Ay-in'in zerinde ise neredeyse gslerinin tmn aa karan, zeri simlerle naklanm yeil renkli bir gece kyafeti var. Ayin de zerine koyu renkli bir kaban alm. Meral kadar cesur deil, sk sk kabanla rtyor gslerini. Mustafa'nn hi de ikyet-iymi gibi bir hali yok. Arada bir Ayin'e taklyor, ama kz gerginliini bir trl stnden atamyor. Arabam bir gece kulbnn nnde duruyor. Kapnn stnde yanp snen koyu krmz klar yer yer aracn iini aydnlatyor. Operasyon dzenleyeceimiz Pandorosa Oteli yz metre ileride. Pandorosa'nn karsndaki sala birahanede sivil polis var; Neco'yu tanyan onlar. ki sivil de caddenin alt giriini kontrol ediyor. Arada bir telsizle haberleiyoruz. ok dikkatli ve saygl grnyorlar, ama eminim ilerinden bize kfrediyorlardr; ikin1 l

ci ubenin en gzel kzlar bizim yanmzda diye. Sustn ayarlayan muhbirimiz ise adna "Perdeci" dediimiz, ierdeki temizliki kadn. Operasyonu balatacak iareti ondan bekliyoruz. Vakit geceyars, ama cadde olduka ilek. er beer kiilik gruplar halinde yayalar geiyor, ara younluu daha fazla. nsanlarn ou evlerine dnyorlar ya da elenceyi srdrmek iin garsoniyerlerine ya da bu i iin hizmet veren otellere ekiliyorlar. Pandorosa da bu otellerden biri. Ama fuhuu erkek ecinselliiyle snrlam. Daha ok kulamparalarn rabet ettii bir mekn. Yalnzca mekn olarak hizmet vermiyor aym zamanda ecinsel fahieler de buluyor. zel hizmeti ise mterilerine ocuk fahieler sunmak. Beklediimiz Pi Neco, bu oteli iletenlerle birlikte yrtyor faaliyetlerini. Pi Neco otuz beini amam olmasna karn insan hayrete drecek kadar ok su ilemi. Adndan da anlalaca gibi annesi bir fahieymi. ilk kez 14 yanda komunun kmesinden tavuk alarken yakalanm Neco. Hapisten ktktan bir yl sonra oto teybi anrken tutuklanm. Ya kk olduu iin ok kalmam ierde. Ama ksa sre sonra zerinde eroinle ele gemi. Girmi, km. yl bir vukuat olmam. nc yln sonunda, emekli bir komiserin czdamm alarken yakay kaptrm. Hapiste bir eroin satcsnn ilenmesi olayna karm. Kant olmadndan suunu ispatlayamamlar. Dar knca yine rahat durmam, bir bann kundaklama iine bulam. ki yl yatm, km. zgrl yine ok srmemi, bu defa da sahte dolar basp piyasaya srmek suundan yakalanm. Eleba kendisi olmad iin ok ceza almam. ktktan sonra tvbe ettiini sylemi, Eyp Sultan'a gidip kurbanlar kesmi, mezzin olan amcas onu caminin imarethanesine alm. Ama iki ay sonra caminin en deerli halsyla birlikte kayplara kanm. Alt ay sonra bir Alman turiste tecavz etmek zereyken yakalanm. Hapisten ktktan sonra, Taksim civarnda bir umum tuvaletin iletmesini devralm. Ya antaj ya da birtakm mafya balantlaryla bunu saladn tahmin etmek g deil. Tuvalet iletmecilii srasnda sokak ocuklaryla karlam. Bu ite byk para olduunu fark etmi. Dilenci etesine karm, ama iki yl sonra, bir kolu ile bir baca kesik, yedi yandaki bir olan ocuun ifadesiyle tutuklanm. Kimsesiz kk ocuklar kanp, ameliyatla sakat brakmak, tecavz etmek ve dilendirmek suundan yeniden ieriye atlm. erde mahkmlar onu lin etmek istemiler, ar yaral olarak kurtulmu. Cezasn tamamlayana kadar tek kiilik bir kouta kalm. Hapisten ktktan sonra eski mesleine geri dnm. Mustafa'nn istihbaratna gre dilencilii brakp daha krl bir ie girimi, sokak ocuklarn, zengin kulamparalara satmaya balam. Yanmzdaki kzlarn operasyonun ierii hakknda bilgileri yok. in iine biz kartmz iin bunun sradan bir fuhu operasyonu olmadn sezinliyorlar. Ama hibir ey sormuyorlar. On dakika sonra telsizdeki czrtlar ykseliyor, arayan birahanedeki sivillerden biri. "Birac, Gece Bekisi'ni aryor. Gece Bekisi beni duyuyor musun?" "Evet Birac, Gece Bekisi seni dinliyor" diyorum telsizi elime alarak. "Adammz geldi" diyor Birac. "Yannda iki ocuk var." "Anlald Birac. Perdeci'yi bekleyin. Tamam" "Emir tekrar yapar msn, Gece Bekisi." "Konuk ieri girsin. Gznz drdnc katta olsun. Perde-ci'nin iaretini alnca bizi arayn, tamam." "Anlald Gece Bekisi, tamam." Birac'nn verdii haberi caddenin alt kesindeki ekip de duymu olmal. "Telsizleri ak brakn" demitim, ama denetlemekte yarar var. "Gece Bekisi, Sokak Lambas'n aryor." Beklediim yant fazla gecikmiyor: "Evet Gece Bekisi, Sokak Lambas seni dinliyor." "Sokak Lambas, Birac'y duydunuz mu?" "Duyduk Gece Bekisi." "Hareket iin hazr olun. Tamam." "Anlald Gece Bekisi. Tamam." Telsizi kucama koyuyorum.

"Biz de hazrlklarmz tamamlayalm" diyorum. Tabancam karp azna mermi srerken. "atma kacan sanmyorum, ama silahlarnz kolay eriebileceiniz bir yerde olsun." Kzlar kk antalarn ap silahlarn karyorlar. Arkada namluya mermi sren Mustafa'ya dnyorum. "nden Meral'le biz gireceiz. Siz hemen arkamzda olun." "Adamlarn hangi odalarda olacaklar belli mi?" diyor Mustafa. "Perdeci'nin bildirdiine gre 21 ve 27 numaral odalar. Umarm son anda bir deiiklik olmaz. ocuklarla aym yatakta yakalamalyz onlar." Meral'in yznde tiksintiye benzer bir ifade beliriyor. "Ka yldr sryor bu pis ticaret?" "Bu otel alal beri. Be yldr falan" diyor Mustafa. "Bir karklk olursa unutmayn. Hedef Neco" diyorum bu aptalca konumay keserek. "Onu karmamalyz." Ciddi bir yzle dinliyorlar. Tuhaf, sanki Ayin imdi daha rahat. Bunun bir i olduunun farkna yeai varyor galiba. Gzlerimin kendisine takldn anlaynca: "Merak etmeyin, hibir yere kaamaz" diyor. "Anlatk o zaman" diyorum silahm klfna koyarken. "Umarm ok beklemeyiz" diye mrldanyor Mustafa. Bu olann sinirleri yeterince gl deil mi, diye dnyorum. Kzlarn yannda mzldanmas canm skyor. Otelin nne doru bakyorum. "Beyaz ahin'i grebiliyor musun ?" diye soruyorum. Koltuunda dorulup otele doru bakyor. "Siyah bir BMW, krem rengi bir Opel var" diyor. "ahin, ortalkta grnmyor?" "Belki baka bir i iin kullanyorlardr." Kzlar konumalarmza katlmyor, antalarn smsk kavram, harekete geme ann bekliyorlar. nce telsizden czrtlar ykseliyor, ardndan Birac'nn sesi duyuluyor. "Birac, Gece Bekisi'ni anyor. Gece Bekisi beni duyuyor musun? Tamam." Hemen yant veriyorum: "Evet Birac. Seni duyuyoruz. Tamam." "Perdeci, drdnc kattaki odann n kez yakp sndrd. Tamam." "Anlald Birac. Harekete geiyoruz. Biz otele girdikten sonra siz de ieri girin. Tamam." "Anlald Gece Bekisi. Tamam." "kalm m?" diyor Mustafa. "Aadakilere de haber verelim" diyorum, ama gerek kalmyor onlar bizimle balant kuruyor. "Sokak Lambas, Gece Bekisi'ni anyor. Tamam." "Seni duyuyoruz Sokak Lambas. Biz balyoruz. Biraclarla ieri girecek ekilde kendinizi ayarlayn. Tamam." "Anlald Gece Bekisi. Tamam." Aratan kyoruz. Dars souk deil, lk bile saylr, hava lodosa evirdi. gndr yaan kar, birka saat iinde eriyip gitti. Ama yerler hl slak. Meral yksek topuklar nedeniyle yrmekte zorluk ekiyor, koluma giriyor. Otele doru ilerliyoruz. Meral'in titrediini fark ediyorum. Ona doru bakyorum. "yorum" diyor. "Bu ilk operasyonun mu ?" diye soruyorum. "Evet" diyor, sanki bir itirafta bulunurmu gibi. Sesi titrek. Demek o rahatlk filan, hepsi oyundu. : "Sakin ol" diyorum babacan bir tavrla. "Greceksin ok kolay olacak." "Saolun" diyor minnetle. Binalardan szlen solgun klarn aydnlatt slak kaldrmda yryoruz. Mustafa ile Ayin'in ayak sesleri bizi izliyor. Otelin kapsna yaklatmzda, yavalayp Mustafalar bekliyoruz. Bir ara kardaki sala birahanenin penceresine gz atyorum. Adamlarmzdan birini gryorum. aretlemiyoruz. Caddenin alt ucuna bakyorum. tekiler de oralarda bir yerlerde bizi izliyor olmallar. Mustafa ile Ayin yaklanca otelin kapsn aarak, kzlarn ieri girmesi iin yana ekiliyorum. Kzlarn arkasndan biz de dalyoruz ieri. .

Otelin hemen giriinde yer alan kk lobide kimsecikler yok. Sa taraftaki duvar boydan boya kaplayan, manzara resminden oluan yekpare duvar kd da olmasa sade bir havas var diyeceim lobinin. Resepsiyona doru yryoruz. Resepsiyonda iman bir adam oturuyor. Tezghn arkasnda ban emi ya gazete okuyor ya da hesap yapyor. Adamn tam arkasnda byke bir tabloda altn suyuna batrlm harflerle Arapa olarak "Bis-millahirrahmanirrahim" yazs okunuyor. Adam bizi fark edince, hazrlksz yakalanm gibi hemen ayaa kalkyor. Yznde skntl bir ifade var. Daha ne isteimizi bile belirtmeden: "zr dilerim, bo odamz yok" diyor. "Dur be anam, hemen bozma havamz" diyorum bitirim tavrlaryla. "Bak zor durumda kalmz" diyerek bamla kzlar gsteriyorum. "Anlyorum, ama bo oda yok Beyefendi." "Brak u beyefendi azlarn da patronuna bir sor" diyorum tatl sert bir tonda. ocuun gzleri bir an sol tarafta, merdivenin hemen yanndaki ahap kapya doru kayyor. Demek patronlar orada. "Hayr, hayr onlar da bir ey yapamazlar" diyerek kestirip atyor. Mustafa cebinden bir tomar binlik kanp, olana gsteriyor. "Patronlar bo ver. Kendi aramzda halledelim u ii. Belki sen bulursun bize bo iki oda." Adamn gzleri paraya taklyor, sonra yine ynetim odasna bakyor. Ksa bir ikircimden sonra: "Para mhim deil Beyefendi" diyor ama, binlikleri alamad iin kahrolduu o kadar belli ki, patron burada olmasayd keke, der gibi bir hali var. "Gerekten yerimiz yok." Gzucuyla dar bakyorum. Birahanedeki ekip otele doru yaklayor. "Ne yapalm, o halde gideriz" diyorum Mustafa'nn gzlerinin iine bakarak. "Koca Beyolu'nda baka otel mi yok?" Mustafa, iman adama doru dnyor. "Yine de saol" diyerek elini uzatyor. iman adam sorunu zd iin rahatlam, ama paray kaybettii iin biraz mahzun bir halde elini uzatyor. Mustafa, iman adamn elini yakalayp, olanca gcyle kendine doru ekiyor. Bo bulunan adam, resepsiyon masasnn zerine doru sendeliyor. Adamn zerine atlyorum, sol elimle ban masann zerine yaptrrken sa elimdeki tabancamn namlusuyla adamn aknlktan yan ak kalm azn kapatyorum. Adamn kulana eilerek, fsltyla: "Biz polisiz" diyorum. "Eer gkn karrsan beynini datrm. Anladn m ?" Adam korkuyla ban sallyor. Mustafa ii ansa brakmyor. Hzla tezghn arkasna geip adamn azn kocaman bir bantla kapattktan sonra onu yzkoyun yere yatryor. "Sen adam kontrol et" diyorum Meral'e. antasndan tabancasn karp Mustafa'dan adam devralyor. "Sen de kapy kolla" diyorum Ayin'e. "Kimsenin dar kmasna izin verme." O srada dardaki ekipler de ieri giriyor. Sessiz olmalarn sylyorum. Biraclarn ekibinden Neco'yu tanyan kel polisi yanma aryorum. "Biz Neco'yu enseleyeceiz. Siz iki grup halinde yukar kyorsunuz. Oda numaralarn biliyorsunuz ?" Ekiptekiler anladklarn belirtiyorlar sessizce. "Size bir dakika veriyorum. Bir dakika sonra ynetim odasna gireceiz." Szlerim biter bitmez, hzl ama sessiz bir biimde merdivenleri trmanmaya balyorlar. Son bir kez kzlara bakyorum. Meral, silah yerde yatan iman adama evrili kararl bir halde bekliyor. Ayin eli kabannn altna gizledii silahnda, yznde sakin bir ifadeyle kapy kolluyor. Her ey yolunda grnyor. O halde biz de Neco'yu ziyaret edebiliriz. Ynetim odasnn kapsna yaklayoruz. Henz bir dakika dolmad. Mustafa kapnn sana, kel polis ise soluna geiyor. Yaklap ieriyi dinliyorum. Sesler bouk bouk, ne konuulduu anlalmyor. Ka kiiler acaba? ierde bir sandalye ekiliyor. Yoksa dar m kacaklar? Saatime bakyorum, bir dakikann dolmasna on be saniye var. Acele etmemeliyim. Yukardakiler iin her saniyenin nemi var. Ama ayak sesleri yaklayor. Galiba biri dar kacak. Adamn kapya yaklatn iitiyorum. Duruyor, bir eyler

sylyor. Artk sylediklerini anlyorum. "Sabah gelip ocuklar alrm" diyor. Pi Neco olmal. Vaktin dolmasna birka saniye var, ama artk bunun bir nemi yok. Arkadalarma iaret veriyorum ve kapy aarak ieri giriyoruz. "Kprdamayn, polis !" Pi Neco olduunu tahmin ettiim adam, ayakta odann ortasnda ylece donup kalyor. Orta boylu, kumral, yumuak hatlar olan, temiz yzl, hatta yakkl saylacak biri. Dorusu Ne-co'nun byle biri olacan hi dnmemitim. Sokakta grseniz onun bu ilere bulatn asla-tahmin edemezsiniz. Tam karmzda masif masann banda orta yal, imanca, ince bykl, kaln gzlkl biri oturuyor. Otelin sahibi de bu herif olmal. nce Pi Neco topluyor kendini. "Ne oluyor" diyor adeta bararak. "Ellerini bann stne koy diyorum" diyorum, tabancamla iaret ederek. Neco tnmyor. "Suumuz neymi" diyor biimli dudaklarn bkerek. Neco'nun diklenmesi otel sahibini de cesaretlendiriyor. "Arama izniniz var m ?" diye kyor, o da sesini alabildiine ykselterek. Adamn gzlklerinin cam o kadar kaln ki, gzleri mercimek tanesi gibi gzkyor. Amalan yukandaki paral sbyanclara baskn haber vermek. "Ayaa kalk" diyor Mustafa adama. "nce arama izninizi gsterin" diye yine banyor Neco. "Bar Pi Neco, bar" diyorum tabancam karnna bastrarak. "Belki mterilerine duyurursun." Neco ellerini kaldrp bann stne koyuyor, gzleri gayriih-tiyar yukar doru evriliyor. Odada buz gibi bir rzgr esmeye balyor. Masadaki herifin tavn annda deiiyor. "Buras namuslu bir messesedir. Karakoldan da bilirler bizi. Bugne kadar en ufak bir vukuatmz kmamtr." "Eminim yledir, ama nce kalk bakalm o masadan" diyerek adamn gzlklerini karyor Mustafa. Adam gzlkleri kaptrmamak iin atlyor, ama Mustafa daha hzl. "Verin gzlm" diyor adam gzlerini iyice ksarak grmeye alrken. "Zorluk karmayn. Anlaabiliriz." Mustafa dnp anlaml anlaml yzme bakyor. Yant vermediimizi gren adam umutlanr gibi oluyor. "Daha nce de byle hallettik bu ileri." "Artk anlaabileceimizi sanmyorum" diyerek herifi yzst duvara yaptryor Mustafa. "Aptallk etmeyin" diye atlyor Neco. "Bize bir ey olmaz." "Kimin ne olacan yaknda grrsn" diyerek Neco'yu duvara itekliyorum.. Neco akn, durumu anlamaya alyor. "Hangi karakoldansnz ?" diye soruyor. "Biz FB'danz" diyor Mustafa neeyle. Kel polis glyor, ben ciddiyetimi bozmadan Neco'yu yzst duvara yaklatryorum. "Ellerini duvara daya" diyorum. Neco sylediimi yaparken, "Elenin bakalm" diyor. "Buldunuz gariban." "Sen misin gariban" diyorum elimle kemerinin evresini yoklarken. "lediin sulan gazetede yaymlamaya kalksalar bir ylda bitmez." Neco'nun sesi endieli bir hal alyor. "Beni biriyle kantnyorsun." "Seni yle bir kartracaz ki bir daha dzelemeyeceksin" diyorum. "Bu da ne ?" diyerek blyor Mustafa konumamz. Ona bakyorum. Yapmack bir hayretle, otel sahibinin belinden kard Baretta marka tabancay gsteriyor. "Ruhsatldr, ekmeceye bakn belgeler orada" diyor adam telala. "Kendimi korumak iin." "Kimden?" diye soruyor Mustafa. "Hrszdan uursuzdan..." diyor adam kekeleyerek. "Sizden daha byk uursuz mu olur?" "Hakszlk ediyorsunuz" diyor adam.

"Sen silah tamyor musun?" diye soruyorum Neco'yu ararken. "Ben de o yollar yoktur." "ocuklan korkutmak iin silaha gerek yok ki" diye atlyor kel polis. Neco bam evirerek tehditkr baklar frlatyor kel polise. "nne bak" diye uyanyorum. Aldrmyor. Aklnca sert adam oynayacak. Bana bu olana verdii iin memnunum. Sorgu nce125 si onu biraz yumuatmak gerek. Sa elimin ayasyla ensesine vuruyorum. Yz duvara arpyor. "Ah... Ne vuruyorsun" diyor can havliyle. Bir kere. daha vuruyorum. "Vurmasana be" diye banyor, belki de niyetimi anlad stnl kaptrmak istemiyor. Bu kez daha sert vuruyorum. Duvardan tok bir ses geliyor. "Ah..! Vurma lan" diye uluyor Neco. Sa bbreine esasl bir kroe yerletiriyorum. Soluu kesiliyor. Dizlerinin stne kyor. Yz acyla arplm bana doru dnmeye alyor. "Bir daha syle" diyorum. Umduumdan daha etin kyor Neco, azndan kesik kesik: "Siktir git" szckleri dklyor. ki adm gerileyip, olanca gcmle brne bir tekme yerletiriyorum. Yere kapaklanyor. Bir tekme daha yerletiriyorum. Sonra kulana yaklap sesleniyorum. "Bir daha syle." Neco'nun pataklandn gren otelci: "Yapmayn, vurmayn" diye yalvanyor. "Sen kanma" diyor Mustafa adam yeniden duvara yaptrarak. Neco bir daha svmyor. Ama ben kendimi tutamyorum, bir tekme daha yerletiriyorum, elleriyle kapatmaya alt kann boluuna. Tekmenin iddetiyle savruluyor, sonra yeniden kapanyor. Artk gk bile kmyor. Danda grltler duyuyorum. Kel polis ile Mustafa'y zanllann yannda brakp, lobiye kyorum. Biri otuz be teki ellisini oktan am iyi giyimli iki adam, yzleri yerde polislerin arasnda aa iniyor. Arkada iki olan ocuu var. ncecik bedenlerindeki rengrenk kz elbiseleriyle ksa salan tam bir kartlk oluturuyor. ki ocuk da birbirine ok benziyor. Kardeler mi ? Dikkatli baknca yanldm anlyorum. Gzlerindeki ve dudaklanndaki abartl boyalar onlan benzer gsteriyor. Tuhaf, ocuklann yznde zerre kadar utanma belirtisi yok. Hayaszca glyorlar. Hatta arada bir nc snf porno filmi yldzlan gibi dillerini kartarak, dudaklannn stnde saa sola gezdiriyorlar. Ekip efi, bayla ocuklan iaret ederek: "Uuyorlar, ikisi de hap alm" diyor. Kulamparalardan yal olan yaklayor. 126 "Bakn Komiserim" diyor. "Bu ite bir yanllk var." Adam tepeden trnaa yle bir szdkten sonra: "Bu ocuklar senin olun mu ?" diyorum manidar bir ses tonuyla. "Yok, deil." "Akraban m?" "Hayr" diyor souka. "Onlarla ayn odada ne iin var?" Daha gen olan atlyor. "Tamam" diyor. "Bir bok yedik. Yaptk bu ii. Ama ailemiz, evremiz duyarsa..." "Yerinde olsam ailemi deil de hapiste lin edilmekten nasl kurtulacam dnrdm" diyerek kesiyorum lafn, "ikinizi de fena becerecekler ierde." Adamlarn utantan kzarm yz, korkuyla kararyor. Bam evirdiimde Meralle gz gze geliyoruz. Hl resepsiyondaki herifin banda dikiliyor, ama tedirginliini atm, koyu renk kirpiklerinin arasndan ak renk gzleri keyifle panldyor. On drdnc blm Asayi ubesi bizim gelmemizle enleniyor. Hl yalvarmay srdren iki kulampara, srekli olarak gzln ve avukatn isteyen otelci, ocuklarn

isterik glmeleri, merakl polisleri bamza topluyor. Neyse ki nbeti bakomiser becerekli biri kyor da ileri dzene sokuyor. Otelciyi, iki kulamparay ve ocuklar alt katta ayr ayn odalara alyorlar. Bize de biraz mrn krn ettikten sonra Neco'yu sorgulamamz iin ikinci katta pencere-siz, kk bir oda veriyorlar. Neco sokulduu sknt verici odann ortasndaki masada sessizce oturmu, bana gelecekleri bekliyor. Alnm duvara arpmaktan oluan morluk, gzel yznde bir leke gibi duruyor. Oteldeki hrnlnn yerini endieli bir uysallk alm. Ama onun bu haline bakp da teslim olduunu, ilk sorularmzla zleceini sanmak saflk olur. Kafasnn iinde neler dndn ancak eytan bilir. Asayi ubesiyle aramzdaki kk przleri zdkten sonra Neco'nun sorgusuna balayabiliyoruz. Mustafa, onun arkasna geip ayakta dikiliyor, ben karsndaki iskemleye oturuyorum. Neco bir tr savunma mekanizmasyla olsa gerek, masann zerinde duran ellerini ekiyor, gremeyeceimiz bir yere, byk olaslkla dizlerinin stne indiriyor. "Bak, Neco" diyorum. "Adam dvmeye merakl deilim. Oteldeki gibi kntlk yapmazsan, cann yakmayz. Ama bizi uratrmaya kalkarsan..." Neco'nun yeil beneklerle harelenen ela gz bebekleri hzla hareket ediyor. "O ocuklarla ilgim yok" diyor szm keserek. Mustafa sa elinin iaret parmam Neco'nun ensesine dayayarak: 128 "Terbiyesizlik etme" diyor. "Amirimin sz bitmedi." "Kusura bakma Komiserim" diyor. Demek komiserim olduk, bu iyiye iaret. Neco yumuuyor. Ama Mustafa'y gremedii iin tedirgin, her an arkadan bir darbe gelebilecei kaygs iinde ban evirmeye kalkyor. Mustafa'nn yznn gerildiini gryorum. Parman Neco'nun ensesine iyice bastryor. "Otelde yediin sopa yetmedi mi ?" diyor soukkanl bir sesle. Neco hemen nne dnyor. Gz gze geliyoruz, baklarn benden karp masann parlak yzeyine indiriyor. Ona bir sigara uzatyorum. Benden bu davran beklemiyor olmal. kircim iinde alyor. akmam uzatp sigarasn yakyorum. Derin bir soluk ekiyor. "Aslnda, ocuklar bizi ilgilendirmiyor" diyorum. Neco'nun aknlkla byyen ela gzlerinde, o halde beni neden gzaltna aldnz sorusu okunuyor. Yant yerine masann zerindeki mavi kapakl dosyay ayorum. Hareketlerimi zellikle yavalatyorum. Yavalm onun sinirlerini geriyor. Dosyann iinden Maria'nn vesikalk bir fotorafn alp, ona uzatyorum. Olanlar hl anlayamayan Neco temkinli bir tavrla fotoraf alyor, ama gzleri bende. Elimle fotoraf gsteriyorum. Baklar fotorafa kayyor. Bir sre inceliyor, ama yznde Maria'y tandna ilikin hibir belirti yok. Ban kaldrrken: "Sakn onu tanmadn syleme" diyorum. Yeniden fotorafa bakyor. "Ama tanmyorum." "Tanyorsun." "Hayr, onu tanmyorum" diyor kesin bir ifadeyle. "Sana bizi uratrmaman sylemitim." Gzlerindeki aknlk artyor, az aralanyor. "Bama ne i sarmaya alyorsunuz ?" Syledikleriyle ilgilenmediimi belirtmek istercesine baklarm yukarya, Mustafa'ya kaydryorum. "Sen haklymsn" diyorum. "Bu herif yalnzca sopadan anlyor. "Durun, durun!" diyor telala. "Byk bir yanllk yapyorsunuz. Ellerinin titremeye baladn gryorum. Sigaradan sararm dileriyle dolgun dudaklarm kemiriyor. lk grdnzde fark edilmese de, onunla konumaya baladnzda ya da davranlarm daha yakndan incelediinizde kadns bir yana sahip olduunu sezinliyorsunuz. Mustafa da Neco'nun ecinsel olduunu sylemiti. eride, nc snf bir hapishane kabadaysnn kapatmas olmu uzunca bir sre.

Zorunluluktan doan bir durum mu, isteyerek yaplm bir tercih mi, oras belli deil. "Belki kendini de pazarlyordur" demiti Mustafa. Ben sanmyorum. Ecinselliini saklamaya alyor. Bu alanda baanl olduunu da syleyebilirim. Ses tonu, hareketleri normal bir erkeinkinden farkl deil. Geri ecinselliinin gizli kalmas ok zor. Onun dnyasnda herkes birbirini tanr. Dedikodular inanlmaz bir hzla yaylr. Yine de gizlemeye alyor, nk otoritesi sz konusu. yle ya, ibnelerden ocuklar bile korkmaz. Nasl bir belaya bulatn anlamaya alan Neco'nun tedirginlii de giderek artyor. Gzaltna aldmzdan beri koruduu kendine gven duygusu onu terk ediyor. Sigaras bitince, skntyla klle bastryor. Ellerini nne doru ekiyor, nce sol elini sa avucunun iine koyuyor, .sonra ellerin yerlerini deitiriyor. Bir eyler sylememi, hatta onu sulamam bekliyor. Suskunluumuz onu rktyor. "nann bana ben o kz tanmyorum" diyor. Nerdeyse yalvarmaya balayacak. Mustafa sanki dndklerimi hissetmi gibi arkadan Neco'nun kulana doru eiliyor, yatak odas sesiyle: "Yalan syleme" diyor. "Yalan sylemiyorum" diyor Neco kulam Mustafa'dan olabildiince uzaa kararak. "Hi grmedim bu kz." Ksa bir sessizlik oluyor. Neco'nun rkek baklar yzmde geziniyor. "lm m?" Soruyu sorarken yznde beliren kayg ykl merak, ses tonu yle iten ki, bir an acaba yanl adamn peinde miyiz, diye dnyorum. Ama Mustafa ayn kanda deil. Sol eliyle Neco'yu arkadan kendine doru ekiyor. Neco'nun btn bedeni korkuyla sarslyor, ama kar koymuyor. Direnmenin ona hibir ey kazandrmayacan deneylerinden renmi olsa gerek. Mustafa, onu iskemleye yasladktan sonra eilip sa kulana, "Artk balayalm" diyor. Neco korkuyla byyen gzlerini, yardm et der-cesine bana dikiyor. lgilenmiyorum. Cebimden sigara paketimi karp, iinden bir tanesini dudaklarma yerletiriyorum. akmam akarken, Mustafa sa eliyle Neco'nun sa kulann st ksmna periyodik aralklarla fiskeler vurmaya balyor. "Ah... Ah..! Yapmayn. Aradnz ben deilim." Mustafa'nn yznde ne fke ne kin var, duygusuz bir ifadeyle pe pee fiskelerini sralyor. Kolundaki altn knye her vuruunda bir sarka ileri geri sallanyor. Fiskelerin says arttka Ne-co'nun yz acyla burumaya balyor. "Onu ben ldrmedim!" diye tekrar ediyor yalvararak. Elimle Mustafa'ya durmas iin iaret ediyorum. Derin bir soluk alyor Neco. "Kzn ldn nereden biliyorsun ?" diyorum. Eliyle, kpkrmz olmu sa kulan ovutururken: "Baka ne olabilir ki ?" diyor. Kzn ldnden eminmi gibi. "Ne zaman faili bulunamayan, pis bir i olsa biz gte gideriz." "Tank var." Neco'nun yz adeta arplyor, inanmam gibi yarm az glmsyor. "Alay ediyorsunuz" diyor. "Soytarl brak" diye sktryor Mustafa. Neco yalvaran gzlerle bana bakyor. "Seni kzla grmler" diyorum. "Yalan" diye syleniyor aresizlik iinde, "iftira." "Dn sabah neredeydin ?" "Dn sabah?.." Biraz dnyor. Mustafa avyla oynamay srdryor. "Ne o, erken bunama m balad?" "Hatrlamaya alyorum. Tamam, tuvaletteydim. Dn sabahtan leye kadar. Tuvaletteydim." "shal mi olmutun?" diyor Mustafa srtarak. "Benim iim tuvalet iletmecilii." "Pezevenklik sanyorduk." "Yanmdaki bfenin sahibine sorabilirsiniz" diyor Neco, sylenenleri duymazdan gelerek. "O da m eteden?" diye steliyor Mustafa.

"ete mete yok" diyor sinirli bir ses tonuyla. "Nuri Abi aptesinde namaznda bir adamdr." "imdi onlara da m el attnz?" "Niye inanmyorsunuz!" diyor Neco aresizlik iinde. Biraz daha sktrsak alayacak. "Ben yapmadm. Tamam, temiz bir adam saylmam. Ama o kz ldrmedim. Bakalarnn yznden neden hapislerde ryeyim ?" "Tanklar byle sylemiyor ama" diyorum souk bir ses tonuyla. Neco fkelenmeye balyor. "Kimmi onlar, gelsinler yzleelim." 1JJ "Araban nerede Neco?" diyerek Mustafa yeniden katlyor sorguya. Afallyor Neco. "Arabam m ?" "Araban. Hani u beyaz, ahin, neydi plakas?" "34 KZ 763" "Evet ite o." "Siz neyin peindesiniz?.." "Senin peindeyiz. Araban nerede?" "Ondan bir ey tutturamazsn" diyor. "O bir kazayd ? Su da kamyonetin srcsndeydi." Mustafa ile ben aknlkla birbirimize bakyoruz. "Ne samalyorsun sen? Ne kazas?" diye atlyorum. "Arabam sordunuz anlatyorum. gece nce alayan giriinde, yourt tayan bir kamyonet arpt bana. Yollar slakt. arampole yuvarlandm. Epeyce zayiat var." "Uydur Neco uydur" diyerek ban sallyor Mustafa. "Uydurmuyorum" diyor Neco kendinden emin bir tavrla. "renmek istiyorsanz, ili Trafik Mdrl'ne sorun. iko bir polis geldi, tutanak tuttu." "imdi araba nerede ?" "Nerede olacak. Kaportacda." "Ne zamandr orada." "Kazadan sonra ekici alp gtrd. Bir haftaya kadar ancak bitermi ii." "Beyaz ahin'den sz ediyoruz deil mi ?" "Baka arabam yok" diyor. yle doal bir hali var ki. Eer ok iyi bir oyuncu deilse kesinlikle doru sylyor. "Beni iyi dinle Neco" diyorum sa elimin iaret parman yzne doru uzatarak. "Bizi atlatmaya kalkyorsan, canna okurum senin." "Sizi niye atlatmaya kalkaym. Yarm saatte renirsiniz iin asln" diyor Neco. Sonra elini ceketinin cebine sokuyor, kart kart bana uzatrken srdryor szlerini, "ite kaportacnn telefonu, sorun renin. Daha iyisi gidip arabay gzlerinizle grn." Uzatt kart alp, bakyorum. Kt bir kartona koyu renk bir yeille baslm Kaportac smet Usta yazsn okuyorum. Adresi 4. Levent'teki Sanayi Sitesi. Ev ve i telefonu var. Karta bakarken, erefi dnyorum. eref bize neden yalan sylesin ? Ayrca Neco'yu nereden tanyor, arabasn plaka numarasna kadar nasl biliyor? L Mustafa da olanlan anlayamam, bir aklama beklercesine bana bakyor. Kart ona uzatyorum. "Sor bakalm beyaz ahin orda mym." Mustafa kolundaki saati gstererek: "imdimi?" "Evet, kaybedecek zaman yok. Trafik ubesini de ara, nbeti birileri vardr. gn nce alayan'da kaza olmu mu, bir sor bakalm." Mustafa kart alp odadan kyor. Neco rahatlam grnyor. Neler olup bittiini bilmemesine karn bu araba meselesinin nemli olduunu kavram, onu temize kartacak kantlan olduu iin tedirginliinden kurtulmu oturuyor. "Bir sigara daha alabilir miyim?" Paket ile akma uzatrken: "Nerede oturuyorsun ?"diye soruyorum.

"Dolapdere'de. Drtyol aznda, Elmada'a kan yokuun bandaki kahvenin hemen arkasnda. Rahmetli pederin evinde" diyerek sigarasn yakyor. "Babann olmadn sanyordum." Bozuluyor Neco, ama alttan alyor. "Babasz insan olur mu ?" diyor. "Herkes gibi bizim de bir babamz var Allah'a kr." Szlerini bitirince dolu dolu ekiyor duman iine. "Yukarya, Kurtulu'a, Feriky'e ktn olur mu?" "Niye kmayaym Abi. ocukluumuz oralarda geti." "Tanrlar m seni orada?" "Tanyan da vardr tanmayan da. Eskilerden tanyan daha ok kar. Az kz kovalamadk..." "Kurtulu'un genleri ne diyordu bu ie ?" "Alay puttur onlarn. Hi geinemeyiz. Bizi hakir grrler. Adam yerine koymazlar." "ingene diye mi?" "yle ama, ben Roman deilim Abi" diyor. Roman szcnn stne basa basa. "Nerelisin?" "Doma byme stanbul ocuuyuz Abi. Rahmetli pederi Be-yolu'nun eski gazinolarnda bilmeyen yoktu. Mehur Grnatac Raif i. Karayaz, uzun boylu. Btn orospular yanp tutuurmu babam iin." "Ya annen ?" Yine derin bir soluk ekiyor sigarasndan. 133 "Hi rahat brakmadlar annemi" diyor dalgn bir halde sigara dumann savururken. "Gzel kadnd. Hi unutmadm bir sz vardr. 'Gzelin dman ok olur olum' derdi. Bir de 'Gzelin baht kara olur.' Syledii gibi kt. Babamla evlendikten sonra brakt o ileri, evinin kadn oldu. Ama gpegndz kardlar anam. Dolapdere'de herkesin gzleri nnde. Bavurmadk yer kalmad. Karakol karakol dolat peder. Hi haber alamadk. Arkadalarm 'Senin anan orospu, kendi gnlyle kat' dediler. nanmadm tabi. ftira ediyorlard anama. Be yl sonra lm haberini duyduk. Mara kerhanesinde baklamlar." "Trk filmi gibi" diyorum. "Film gibi" diye tekrarlyor ac ac glerek. "Hem de sinemaskop." Ban ne eiyor. Yaaran gzlerini mi gizliyor, rol mu yapyor belli deil. "Kurtulu'ta hi vukuatn oldu mu?" Neco nereye varmaya altm merak ederek, kendisi iin en tehlikesiz yant bulmaya alyor. "Senden ne saklayacam. Son duraa yakn ara sokaklardan birinde, kumar oynatan bir kahvenin kundaklanmasna kartrdlar admz. Allah seni inandrsn, hibir iliiim yoktu o ite. ok tutmadlar ieride zaten." Bir an erefi sormak geliyor aklma, ama hemen vazgeiyorum. Eer Neco yalan sylyorsa, muhbirimizi ele vermek anlamna gelir bu. nmdeki dosyay ayorum, okur gibi yaparak: "ocuk karma iine de bulamsn sen" diyorum. Yeniden tedirginleiyor Neco. "Yok Abi, olay yle deil. Bunlar yoksul ocuklar. Sokakta yatp kalkyorlar yani. Dilenmek istiyorlar. Ama nerde dilenecekler, btn kebalar tutulmu. Gelip benden yardm istediler. Biz de onlar himayemize aldk." "ikyet eden ocuk yle demiyor ama. Kendisini senin kardn, iki koluyla, sol bacan krdn, sakat kalmas iin kemikleri ters sardn, hem de sana almas iin ona defalarca tecavz ettiini sylemi" diyorum. "Hepsi yalan" diyor. Sanki btn bu tyler rperten olaylarla hibir ilgisi yokmu gibi. "Bu sylediklerini yapan baka bir ete. Ben ocuklara yardm edince onlar da bana bu ktl yaptlar. Zaten ocuk ifadesini sonra deitirdi." "Yani sen ocuklara yardm ediyordun yle mi ?" 134 Ya alay ettiimi anlamyor ya da anlamazla vuruyor. "Aynen yle Abi" diyor. "Dilencilik iinde hep ocuklar m kullanlr?"

"Benim bu ilerle ilgim yok" diyor kendini salama almak kaygsyla. Ama benimle aray da bozmak istemiyor. "Duyduuma gre. Arayan soran olmayan, esmer, zayf ocuklar seiyorlar-m. ri kara gzl olanlar." "ri kara gzl m ?" "O ocuklarn yznde, nasl syleyeyim bir mahzunluk, bir hzn var. Vatanda grnce acyor, vicdan szlyor, atyor paray." "Genleri de dilendiriyorlar m ?" "Yok Abi dilencilik iinde genleri kimse istemez. Hrszlk falan olsa neyse." "Deliler, geri zekl olanlar?" "Deliler kendilerine acndrmay beceremezler. nsanlar delilere glerler. Bir de verdikleri parann boa gideceini dnrler." "Ya karma olaylar? Organ nakli iin filan." Neco ne sylediimi anlamam gibi davranyor. "Nasl organ nakli!" "Yabanc zengin hastalara. Kalp hastas olanlar, bbree ihtiyac olanlar iin. Gen ocuklarn karlmas." "lk senden duyuyorum. Byle bir ey varsa da benim haberim yok... Demek vatanda paralayp gvurlara satyorlarm. Vay anasn, neler varm be!" Neco giderek abartya kaan bir halde ban saa sola sallarken ask bir suratla Mustafa giriyor ieriye. "Araba kaportacdaym" diyor. Bu habere hi sevinmedii belli. "Ya Trafik ubesi?" "Onlar da sylenenleri doruladlar. Sz konusu araba gn nce ar bir kaza geirmi." "Bende yalan yok Abi" diyor Neco hakl km olmann keyfiyle. "Ne sylediysem harfi harfine dorudur." "Kes sesini" diye emkiriyor Mustafa. "Seninle iimiz daha bitmedi." Mustafa'nn tehditleriyle tad kaan Neco nne bakyor. Odada bir sessizlik balyor. erefi dnyorum. Bize neden yalan sylemi olabilir? Belki de karma olay filan olmad. eref, Ne-co'ya dmand, onun ban belaya sokmak iin bu yalan kulland. Hayr, bu inandrc deil. Baka bir neden olmal. Mine'nin kaybolmasyla ilgisi var m acaba? "eref diye birini tanyor musun?" "Kurtulu'tam?" "Evet. Bakkalk yapyor." "Ev, arsa filan da alp satar m?" "Doru, komisyonculuk da yapyormu." "Komisyonculuk mu, ekyalk desene una?" "Herifi tanyorsun yani." "Ne anasnn gzdr o." "Kavgal msnz ?" "Yoo hi bulamadm. O da bana yaklamaz." "Pek sevmiyorsun erefi?" "ly soyan adam sever misin Abi?" "Sanki kendisi stten km ak kak da" diye syleniyor Mustafa. "lleri mi soyuyor?" diye soruyorum Mustafa'ya aldrmadan. "Daha beter. Yal Rumlar var ya. Hani ocuklar trsp Yunanistan'a filan kam olanlar. Onlar korkutup evlerini yok pahasna elde etmeye alyor." "Daha ak anlatsana unu." "Diyelim ki bir Rum ailedensin. Yllar nce yaplm mstakil bir evin ya da ne bileyim iki katl bir apartmann var. Bu erefsiz herif, seni tedirgin etmeye balyor. Akamlar pencerelere ta atmalar, duvarlara yazlar, imzasz tehdit mektuplar falan. Ama kendini gstermeden. Sanki birileri bu ii yapyor, o da mahallenin iyi ocuu olarak sana yardm edecek. Sat maln mlkn, ya git Balkl Rum Vakf'nda kal, diyor ya da akrabalarn falan varsa Yunanistan'a g. Eer Rum vatandamz tufaya gelirse, seninki yok pahasna alyor evi. Hurda binann yerine nurtopu gibi bir apartman dikiyor." "Niye ikyet etmiyorlar adam." "ou farkna bile varmyor olayn. Hem ikyet etse ne olacak? Ortada su yok, sulu yok. Biraz rkektir o insanlar."

Bam kaldryorum, Mustafa'nn anlaml baklaryla karlayorum. Sanrm o da ayn eyi dnyor. "Baka ilere bulat m bu eref?" diye soruyorum yeniden Neco'ya. "Yaralama, ldrme falan?.." "Yok canm, o ilere hi girmez. ok korkaktr... Niye sordunuz erefi?" "Hiii baka bir i bu ?" diyorum umursamaz bir tavrla. Gzlerini ksarak bakyor Neco. "Yoksa bana iftira eden o herif mi?" Sonra sa elini sol avucuna vuruyor. "Tabi ya, o yapmtr bu putluu bana" diye syleniyor. "Kfrl konuma" diye uyaryor Mustafa. Neco Mustafa'y takmyor. "Gryorsun Abi. Benim hibir suum yok. Hepsi o putun iftiras" diyor. Der demez de Mustafa olanca gcyle bir tokat indiriyor ensesine. "Sana kfrl konuma dedim." Bo bulunan Neco, neredeyse yz masaya deecek kadar ne doru savruluyor. "Vurma Abi, imdi ben sana ne yaptm ?" "Aalk herif! Ne yapmm? Ya bu geceki ocuklar? Onlar da eref mi satyordu?" Hrsn alamayan Mustafa, sadan soldan tokatlar indirmeye balyor Neco'nun yzne. Ayaa frlayp Mustafa'y yakalyorum. Operasyonu o ynetiyor olsayd oktan hastanelik etmiti Neco'yu. "Sakin ol" diyorum onu sarsalayarak. Zor yatyor Mustafa. "Yzmze baka baka yalan sylyor bu herif diyor burnundan soluyarak. Neco'nun nnde yaptnn yanl olduunu sylemek istemiyorum. "nce sakin ol" diyorum. Szlerimin altnda yatan uyary sezinleyen Mustafa, geri ekiliyor. "Tamam" diyor, sitem ykl bir sesle. "Ben sakinim." Elleriyle ban korumaya alan Neco rkek gzlerle bizi izliyor. On beinci blm Asayi ubesindeki hayhuydan kurtulup yeniden sakin geceye dnyoruz. Arabay ben kullanyorum. Mustafa dnceli bir halde yan koltukta oturuyor. Sorgu hakknda konumak, davrann nasl deerlendiimi renmek istiyor, ama laf aacak cesareti yok. Ben de renk vermiyorum, sa elimi direksiyondan ekip, cebime sokuyorum, not defterini karp Mustafa'ya uzatyorum. "Bak bakalm u herifin adresine, neredeymi ?" Karanlkta gremiyor. Torpido gznn kapana uzanyor. Kapak alr almaz ierdeki k yanmaya balyor. Defteri a tutarak eviriyor yapraklarn. "Biraz arkalarda olacak" diyorum. "Evet, ite burada: eref Kuru, Cevizli Sokak. No: 3/3 Bomon-ti... erefi tutuklayacak myz?" "Hangi sutan?" "Tehdit, insanlarn evlerini hileyle ellerinden almak." "Ne ikyeti ne de kant var." "Neco'nun syledikleri." "Mahkemede bir ie yaramaz." "Peki, ne yapacaz ?" "Gzn korkutacaz." "Sopa m atacaz ?" "Daha iyisini yapacaz." Caddeler tenha, tek tk ara geiyor yanmzdan; ksa srede ulayoruz erefin evine. Apartmandaki dairelerin klan kapal, herkes ml ml uyuyor olmal. nce Mustafa'y yollasam, diye dnyorum sonra vazgeiyorum. Beni grmezse belki gel-memezlik eder. Bu ii sessiz sedasz halletmeliyiz. Mustafa'yla birlikte iniyoruz arabadan. Apartman kaps kapal. Yandaki zillerin zerlerinde ismini buluyoruz: eref Kuru. st ste kere basyorum zile. Birka dakika sonra ikinci katta k yanyor. Pencerenin aldn duyuyoruz, ba rtl bir kadn grnyor. Yal bir ses merakla soruyor: "Kimi aradnz ?" "erefi aryoruz." "Bu saatte ne yapacaksnz erefi ? Kimsiniz siz ?" "Arkadayz Teyze. Kapy aarsanz anlatrz."

Kadn ieri giriyor, az sonra erefin uykulu surat grnyor. "Kimsiniz?" "Benim" diyorum gven veren bir tarzda sa elimi yukar doru kaldrarak. "Komiser Sedat. Tandn m ?" "Sedat Abi!" Sesindeki fke yerini meraka brakyor. "Ne oldu, bir ey mi var?" "nemli bir ey deil? Kapy a da konualm." "Tamam. Hemen ayorum." Otomatiin sesiyle alyor kap. On basamakl iki merdiveni trmanarak ikinci kata ulayoruz. eref daire kapsnda bizi bekliyor. "Kusurumuza bakma eref, rahatsz ettik. Ama herifi tehis etmen lazm." "Yakaladnz m?!" diye aknlkla syleniyor eref. "Elbette yakaladk. Niye ardn?" "Yoo. armadm da. Bu kadar abuk olacan tahmin etmedim." "Bak imdi alndm eref. Trk polisini kk gryorsun." "Affedersiniz Komiserim. yle demek istemedim." "Kim bu ocuklar eref?" Yal kadnn sesi duyuluyor kapnn arkasndan. "Polisler" diyor eref, tatsz bir sesle. Ama hemen dzeltiyor. "Merak etme onlar benim arkadalarm. Tanklk iin karakola gidip geleceiz." Kap aralanyor, beyaz bartl, temiz yzl yal bir kadn kyor karmza. Gzleri endie ykl. "imdi mi gideceksiniz ?" "Adalet beklemez Anacm" diyorum. "Ne tankl bu? Kt bir i deildir inallah?" "Yok, nemli bir ey deil. eref saolsun bize yardmc oluyor ite." eref dikkatle dinliyor beni, yzmdeki her kprty inceliyor. Annesiyle konutuklarmz onu da rahatlatyor. "Ben giyinip geleyim" diyerek ieri giriyor eref. "eri girseydiniz evladm" diyor kadn. "Vaktiniz varsa size bir kahve yapaym." "Saolun, sizi gecenin bu saatinde uyandrarak yeterince rahatszlk verdik." "Ben zaten kalkmtm evladm. Sabah namaz yaklayor." "Allah kabul etsin" diyorum. Yal kadn glmsyor. "Cmlemizinkini" diyor, ardndan ekliyor. "Her akam byle sokaklarda msnz ?" "in durumuna bal." "Allah annenize, karnza sabr versin evladm" diyor kadn. "Zormu iiniz." eref yeniden yanmza geldiinde, yine endie kaplyor kadnn yzn. "Ge kalma" diye tembihliyor'olunu. eref dnceli gzlerle bana bakyor. "Merak etmeyin birka saat sonra evde olur" diyorum. Apartmandan knca, anahtar Mustafa'ya uzatarak: "Sen kullan" diyorum. Mustafa src koltuuna geip oturuyor. Arka kapy aarak, erefi ieri davet ediyorum. Peinden ben de giriyorum ieri. Araca binerken, pencerede erefin annesini gryorum. Yal kadn el sallyor, ama erefin kafas sorularla ylesine dolu ki onu grecek hali yok. Aracmz hareket ediyor. Bir sre kimse konumuyor. eref kuku dolu gzlerle alacakaranla boulmu caddeyi izliyor. i-li'ye deil de evre yoluna ktmz anlayan eref, tedirginlik iinde soruyor: "Nereye gidiyoruz ?" Sa elimin iaret parman dudaklarma gtrerek, sus iareti yapyorum. Tavrmzn deitiini sezinleyen eref, korkuyla geriliyor. Ama bir ey sormaya da ekiniyor. Mustafa ile ben suskunluumuzu koruyoruz. Aracmz evre yoluna knca erefin sabrszl artyor. Dorudan soramad iin, kurnazla bavuruyor. "ok hzl alyorsunuz Komiserim" diyor yalak bir tavrla. "p diye buldunuz herifleri." "Ruhlar yardmc oldu" diyorum. Ne sylediimi anlamyor, ama ona yant verdiim iin rahatlam, aptalca glmsyor. Kt olaslklar kafasndan uzaklatr-

140 maya alyor olmal. "Ruhlar m?" "Evet. Evleri gasp edilen insanlann ruhlar." Korktuunun bana geldiini anlamaya balayan eref: "Hibir ey anlamadm sylediklerinizden" diyor. "Birazdan anlarsn" diyorum kesin bir tavrla. rkm gzlerle evresine bakmyor. "Nereye gidiyoruz ?" diye yineliyor. "Annenle iyice vedalatn m ?" diyorum sanki sorusunu duymam gibi. "Ne... Ne demek istiyorsunuz Komiserim?" "Hadi eref, o kadar da salak deilsin." "Benim bir suum yok Komiserim... Valla hibir suum yok. Pi Neco yalan sylemitir size." "Pi Neco mu! O da kim ?" diyerek ellerimi yana ayorum. Sonra Mustafa'nn omzuna dokunuyorum. "Sen tanyor musun PiNeco'yu?" "Yoo hi duymadm" diyor Mustafa gzlerini yoldan ayrmadan. "Duymadnz m?" diye mitsizce mrldanyor eref. "Duymadk. Belki sen anlatrsan reniriz" diyorum. "Benim bir suum yok, Komiserim" diye yineliyor eref umarszca. "Onlar kz karmak istediler." "Maria yle sylemiyor ama." "Akl banda deil ki. Herkes bilir kzn deli olduunu." "Brak bu bo laflar da syle bakalm, kemerin var m ?" "Ne? Ne dediniz?" diye mrldanyor korkuyla. "Kemerin var m" dedim. eref, kendi de bilmiyormu gibi eilip beline bakyor. "Var, evet ite burada" diyerek doruluyor. "Onu kart" diyorum soukkanl bir tavrla. "Kemerimi?" "Evet, hemen kart." "Ne yapacaksnz ?" "Sylediklerimi ikiletmesen iyi olur. kart kemerini." eref hzla sylediklerimi yapyor. Kemeri alyorum. "imdi ellerini bana doru uzat... Aferin, bileklerini kavutur... gzel." "Bakn yanllk yapyorsunuz Komiserim" diyor, ben ellerini balarken. "Asl yanll sen yapyorsun. Ben komiser deilim." oka uram bir halde soruyor: "Kimsiniz yleyse ?" "Bizi bo ver de sen kendini anlat. Ne zamandr KYP'ye alyorsun?" ; "Kime alyorum ?" "Seni besleyen rgt soruyorum. Bilmediini syleme ?" "Neden bahsettiinizi bilmiyorum Abi. Kuran ekmek arpsn ki terristlerle ilgim yok." "KYP'yi. Yunan istihbarat rgt'n bilmiyor musun?" Adeta oturduu yerden zplyor eref. "Sen ne diyorsun Abi! Elhamdlillah Mslmanz. Ben Yunanllara falan alr mym hi ?" "Sana ok para vermiler." "Yalan Abi. Genliimin hayrn grmeyeyim ki yalan." " 'Rum vatandalan taciz et ki onlar da bizim iin alsn' demiler." "ftira ediyorlar Abi. Ben yle ie girer miyim hi ?" Mustafa'ya doru sesleniyorum. "Sen haklymsn. Bu herif itiraf etmeyecek." "Ben sana sylemitim" diyor Mustafa doal bir ses tonuyla. "Bu tip herifleri tannm. i kknden halletmemiz lazm. Sorguydu, mahkemeydi ne uraacaz." "Durun, byk bir yanllk yapyorsunuz. Ben Yunanllara falan almyorum." "Bak hl uyduruyor."

"Valla yalan sylemiyorum Abi" diyor sesinin titrediini fark ediyorum. "Yapmayn Abi. Ben o kadar kansz deilim" diyerek balyor alamaya. Hem de nasl, hngr hngr. "Kes u zrlamay" diyorum. "Biraz cesur ol. leceksen erkek gibi l." lm lafm duyan eref iyice panikliyor. "Acyn Abi" diyerek elime sarlmaya kalkyor. Btn gcmle itiyorum onu. Pencereye kadar savruluyor. Ama vazgemiyor. "Ne isterseniz yaparm Abi. Yeter ki bana kymayn. mr boyu muhbiriniz olurum sizin." "Sen ancak Yunanllarla alrsn" diyorum. "Niye inanmyorsun Abi, ben Yunanllara almyorum. Tamam Madam' korkutmak istedim. Tamam Pi Neco olay tezght. Ama benim Yunanllarla ilgim filan yok Abi." "Ka kiinin evini byle ucuza kapattn? Bak yalan sylemek yok ama." "Tamam Abi" diyor burnunu ekerek. "Yalan yok... ... yok drt. Biri Ermeni, Rum..." Susuyor eref, sonra ekliyor. "Evet bu alakl yaptm, ama inann Yunanllarla filan ilgim yok." "Ama bu iten onlar yararlanyor. Bizim vatandalarmz, bakn Trkler ne kadar kt diye, kandrarak kendileri iin almaya ikna ediyorlar." "Valla bilmiyordum Abi. Bilsem yapar mydm?" "Yapmaz miydin?" diye soruyorum. "Yapmazdm Abi" diyor kendinden emin bir tavrla. "Anam avradm olsun ki yapmazdm. Ben bu vatan iin gerekirse canm veririm." Glmemek iin kendimi zor tutuyorum. Yeniden Mustafa'ya dnyorum. "Ne diyorsun erefin sylediklerine ?" "Bana inandrc gelmedi" diyor Mustafa oyunu srdrerek. "Yunanllarla ilikisi yoksa bile, bu herif bu ii brakmaz." "Brakrm Abi. Hemen brakrm. Yarn gelin bakn, btn ev, arsa ilanlarm kaldracam. Bakkallk yapacam. Sadece bakkallk... Ekmek, peynir, deterjan satacam Abi." Bir sre konumuyorum. eref gzlerini dikmi, korkuyla vereceim karar bekliyor. "Sana bir ans daha vereceim" diyorum sonunda. "Ama nce lm yemini edeceksin." "Ne yemini?" "lm yemini. stemiyor musun?" "stiyorum Abi. Ne yemini istersen ederim." "Dur hemen, ederim filan diye konuma. lm yemini kanundur. Eer yeminine sadk kalmazsan kendi lmn onaylamsn demektir." "Kabul. Neyin stne isterseniz yemin ederim." "Kendi cannn stne yemin etmen yeterli." "Tamam. Eer ben de bu alakl bir daha yaparsam, siz de beni vurun Abi." "Umarm buna gerek kalmaz eref diyorum. "Yok Abi, gerek kalmayacak. Bundan sonra bu yollarda ben yokum." "Greceiz" diye syleniyor Mustafa nden. "Greceksiniz, cetvel gibi dzgn bir adam olacam." "yleyse, uzat bakalm ellerini." Bileklerindeki kemeri zyorum. Rahat bir soluk alyor. "Allah raz olsun Abi" diyor. "Piman olmayacaksnz." "Bir ey daha var. Bu konudan kimseye sz etmeyeceksin. Ma-dam'a aklama yapmaya filan da kalkma. Onunla ben konuurum." "Nasl istersen Sedat Abi. Zaten utannm kadnn yzne bakmaya." Yeniden Mustafa'nn omzuna dokunuyorum. "erefi evine brakalm. Annesi merak etmesin." "Aman Abi, ne zahmet. Beni burada indirin. Zaten yeterince eziyet ettim size." "Araba bulabilir misin ?" "Bamn aresine bakarm Abi. Siz beni u kede brakn yeter." "yi o zaman. Sen bilirsin." Mustafa arac saa ekiyor. eref hzla atlyor arabadan. "Verdiin sz unutma" diyorum.

"Hi unutur muyum Abi" diyor. "Allah raz olsun, bana doru yolu gsterdiniz." Kapy saygyla kapayp, geldiimiz yne doru yrmeye balyor. Mustafa dudaklarnda kurnaz bir glmsemeyle erefin uzaklamasn izliyor. Ben arabadan kyorum. Bir sre erefin arkasndan bakyorum. zerinden byk bir yk kalkm gibi koar adm uzaklayor. n kapy ayorum: "stersen yer deitirelim. Nasl olsa nce sen ineceksin" diyorum. Mustafa kyor kapdan, kalkt koltua ben yerleiyorum. O eski yerine, yanmdaki koltua oturuyor. Ben arac hareket ettirirken: "Amma korkak herifmi" diyor. Glmseyerek, gzucuya Mustafa'ya bakyorum. O da ilgiyle beni inceliyor. Sonunda dayanamayp soruyor: "Gerekten de lm yemini diye bir ey var m ?" "Sence?" Biraz dnyor sonra glmeye balyor. "Yok tabi... Bir daha ayn ii yapar m?" "En az bir yl yapmaz. Sonrasn bilemem." kimiz de susuyoruz. Az sonra Mustafa "Amirim" diyor, birden anmsam gibi. "Sizden zr dilemek istiyorum." Bam evirip bakyorum. "Niin?" "Neco'nun sorgusunda yanl davrandm." Niyeti af m dilemek, yoksa davran hakknda ne dndm m anlamak, emin olamyorum. "Herif ok adiydi, deil mi?" diyorum, yeniden yola bakarken. "Gerekten de yleydi. Bir de utanmadan ahlak dersi vermeye kalkt." Mustafa'nn niyetinin zr dilemek olmad anlalyor. Ona biraz daha hak versem, davrannn ne kadar doru olduunu anlatacak bana. "Bazen, ie duygularmzn kart olur" diyorum, "insanz ne de olsa." "Evet" diyor Mustafa. "ocuklarn hali etkiledi beni." Gzucuyla ona bakyorum. Davranna gereke bulduunu dnerek, rahatlam bir halde yola bakyor. "Sana bir ey syleyeceim ama, darlmaca yok Mustafa" diyorum. "Ne demek Amirim, buyurun." "Aslnda sen ocuklar yznden kzmadn Neco'ya." nce alkanlkla onaylayacak gibi oluyor, sonra sylediklerimin anlamn kavryor. "Baka ne iin kzm olabilirim ki ?" "Yanldmz iin kzdn." "Yanldmz iin mi?" "Evet. Biz hesabmz Neco'nun sulu olmas zerine kurmutuk. Ama Neco Maria'nn karlma iinden susuz kt. Sen btn abamzn boa gittiini dndn, bunun hncn da Ne-co'dan almak istedin." "Ama her ey Neco'nun aleyhineydi." "Doru. Neco'dan daha uygun bir sulu aday zor bulunur. eref de bu yzden att onu nmze. Biz de bu sahte yeme inandk. Akas kandrldk. Ama bunun acsn Neco'dan karmann da bir anlam yok. Aynca olaslklar azaltmak da, bir anlamda zme yaklamak demektir. Yani tmyle baarsz da saylmayz." Mustafa hi itiraz etmeden dinliyor sylediklerimi. "Haklsnz" diyor. Ama cannn skld belli. Konuyu biraz daha amalym, diye dnrken, sa taraftaki sokaktan siyah bir BMW aniden caddeye frlyor. Frene basyorum; balatalar ac ac tyor. arpmamza ramak kala durdurabiliyorum arabay. ndeki arabann iinde kii var. Olan biten umurlarnda deil. 145 Kfreder gibi sonuna kadar basyorum kornaya. BMW'dekiler hi tnmyorlar, gaza basp gidiyorlar. Son yllarda treyen dviz ya da borsa speklatrlerinden olmallar. "Yakalayalm Amirim" diyor Mustafa fkeyle. "Bo ver" diyorum. "Onlarla zaman kaybedemeyiz. Gidip, biraz uyuyalm."

Zaten ndeki ara da o kadar hzl ki bir anda gzden kaybolu-veriyor. Mustafa'nn Tevikiye'deki evine kadar baka bir ey konumuyoruz artk. Mustafa buruk belki de iten ie bana kzgn kesinde oturuyor. Oturduu apartmann nne geldiimizde: "Bak Mustafa" diyorum. "Az nce sylediklerim seni sulamak iin filan deildi. O adi herife vurmana ierlemi de deilim. Ben yalnzca yukardakilere deil, sana kar da sorumluyum. Bildiklerimi sana anlatmak grevim. Sylediklerimi benimsersin ya da benimsemezsin, oras senin bilecein i." "Ne demek Amirim" diyor. "Anlattklarnz benim iin ok yararl." ten mi yoksa durumu kurtarmaya m alyor hl anlayabilmi deilim. "Yarn grrz o halde" diyorum. "Hoa kaln" diyor aracn kapsndan karken. Belki de btn sorun kendine olan gvensizlii. Yapt her yanln dnyann sonunu getireceini sanyor. evik admlarla apartmann kapsna yaklarken ben de Nianta'na doru hareket ediyorum. Sa elini kaldrarak uurluyor beni. Pek de yeni saylmayacak bu apartmann nc katnda yal annesiyle birlikte oturuyor Mustafa. Daire babadan kalm. Banka mdrym adamcaz. Emekli olamadan kalp krizinden lm. Benim gibi o da ailenin tek ocuu. stanbul Erkek Lise-si'ni bitirmi. Sk bir Alman disiplini alm, sanrm dakiklii buradan geliyor. Sonra Hukuk Fakltesi... Tekilata gazete ilanyla gelen kuaktan. Tekilata gazete ilanyla gelen kuak! Eskiler, yeniler, herkes dudak bkyor bu ocuklara. Onlan kmsyor, bir anlamda bizden saymyoruz galiba. Neden ? ou serven ya da iyi bir kariyer uruna giriyor meslee. Ya biz ? Bizim ve bizden nceki kuan yurtseverlik duygulan daha glyd. yle de olmas gerekir. Yalnzca para kazanmak iin edinilen bir meslek deil ki bu! Devletin, lkenin baka bir anlam vard bizim iin. Onlar iin yok mu ? Herhalde vardr, yine de benim meslee ilk girdiim gnlerde hissettiim cokuyu gremiyorum Mustafa'da. Amcam bende gryor muydu acaba? Elbette gryordu, yoksa 146 tekilata girmem iin srar eder miydi ? Kabul etmeliyim ki aramzdaki anlay farkna ramen nceki kuakla daha yakndk biz. Yeni kuak gerekten de ok farkl. Belki de byle olmas gerekiyor. Dnya ok hzland. Amcamn anlamad da bu. lke karlar, yurtseverlik, bunlara bal olarak da istihbarat anlay ok deiti. Oysa biz ilk haberleme uydumuzu ancak bu yl atabildik uzaya. Amerikallar yllardr bu yolla dnyay dinliyorlar. Belki de bu yeni gelenler dzeltecek tekilat... an gereklerine uygun bir yap kuracaklar. nk onlar devleti, lkeyi yalnzca kendi mallan gibi grmyorlar. Belki memurca yaklayorlar, ama bu daha mantkl deil mi ? Bizler zaten birer devlet memuru deil miyiz ? Maamz devlet demiyor mu ? tekilerden farkmz iimizin niteliinden kaynaklanyor. Daha bilgili olmal, daha ok zveride bulunmal ve zekice davranmalyz. Hepsi bu. Bu yeni ocuklar hrsa kaplmayacaklar m ? Ellerindeki g onlar etkilemeyecek mi? Onlar paraya, kariyere bizden daha ok nem veriyorlar. Yanla kaplmalar daha kolay olmaz m? Bizdeki coku yok onlarda. Devlet iin, lke iin aba harcamak coku vermiyor onlara. Sanki coku duymalar iin ok neden var da? Ama en kts tekilatta kuaklar aras ban zayflamas. Hem ynetsel hem de psikolojik dzeyde byle bir olumsuzluk var. Giderek ortak dili bulmakta zorlanacaz. Hepimiz bize dayatlan yabanc bir slupla konumaya boyun eeceiz. Yldrm'la hazrladmz raporda buna da deinmitik. Btn itenliimizle aksaklklar sralamtk. Ne kadar aptalmz. Yllar sonra baka birileri ayn aptall yapar m acaba? Bu gazete ilanyla gelen ocuklardan birileri ? Zor. Belli de olmaz. Onlar yeni bir an ocuklar. Sorumluluklar kadar haklarn da biliyorlar. Aslna bakarsanz sorumluluklarndan ok haklarm biliyorlar ya. Belki aralarndan gz kara birileri kar da... Kendi kendime glmsyorum. Mustafa yapyormu bu ii, bizim yanda braktmz projeyi gerekletirip, tekilata yeni bir kan, yeni bir soluk getiriyormu. Hadi canm, olacak i deil. Neden olmasn, ok istekli bir ocuk. stelik gen ve dinamik. En byk handikab da bu ya. ncelikle hi kimsenin mkemmel olmadm anlamas gerek. Yoksa, brak tekilata ekidzen vermeyi, kendi ban

bile kurtaramaz. Bir de nianls var. Avukat. Byk bir holdingin davalanna bakyormu. Bir kez karlatk, olduka alml bir kz. Gzleri de velfecri okuyor. Bizimkinin kza deli gibi k olduu daha ilk bakta anlalyor. Sanki birileri kz alp kaacakm gibi evresinde dolanp duruyor. Kz da durumun farknda, bunu kullanmaktan da geri kalmyor. Belki de bizimki kadar sevmiyordun Ama akta eitlik olmaz ki zaten. Bazen kefelerden biri, bazen de br ar basar. Aslna bakarsanz genellikle hep ayn kefe ar basar ya. Bizimki farklyd. nceleri Mine ok istekliydi, ben souk durdum biraz. Sonra ben kaptrdm, bu defa da Mine mesafeli durdu. Fahri'yle karlamasayd, durum daha farkl olurdu belki. Sanmyorum, Fahri bir sonutu, Mine'nin duygulan deimiti. Onun da syledii gibi, ak bitmiti, anlamalydm artk... Aracm Osmanbey kavana yaklarken, eve gitmeyi hi istemediimi fark ediyorum. Hi uykum da yok. Karmdaki ssz cadde beni Kurtulu'a anyor. Bu anya uyuyorum. Direksiyonu krmadan karya, beni Mine'nin evine gtrecek yola devam ediyorum. Ya eve girerken bir gren olursa ? Olursa olsun. Ne diyebilirler ki, Mine yok artk. Pencerelerde beni bekleyen glgesi yok. ieri girince tutkuyla bana sanlan bedeni yok. Belki de onu artk hi gremeyeceim. Aracn gsndeki sigara paketine uzanrken, bu dncenin geree ne kadar yakn olduunu fark ediyorum. Paketi ap azmla bir sigara alyorum. Cebimden akmam kartrken, bunu neden daha nce fark etmediimi soruyorum kendime. Umudumu yitirmemek iin mi? Sigaram yakp derin bir soluk alyorum. Yoksa kendimi mi kandnyo-rum? On altnc blm Yavaa aydnlanan kmaz sokan bana park ediyorum benim Ford'u. Gecenin nemi yerde ince bir buz tabakas oluturmu. Bastm yerler hafife trdyor. kmaz sokaa girince, gzlerim kendiliinden Mine'nin dairesine taklyor. Hibir yaam belirtisi yok. Madam'n oturma odasnn penceresinde bir glge grr gibi oluyorum. Ama dikkatle baknca, tllerle rtl eski pencerede kimseciklerin olmadn anlyorum. Binaya yaklap, cebimdeki anahtan kartrken, kapnn ak olduunu fark ediyorum. Tuhaf! Maria kapamay unutmu olmal, diye dnyorum. Madam kapnn ak olduunu bilse, kim bilir ne kadar tedirgin olurdu. Elimle itiyorum, ar kap nazlanarak alyor. Ia yakp, merdivenlere doru yneliyorum. ilk basama karken bir grlt iitiyorum. Dinliyorum. Kesintisiz bir grlt, sanki bir yerlerde bir motor alyor. Etrafa bakyorum. Grltnn nereden geldiini anlayamyorum. Aaya bodrum kata inen merdivenin bana kadar gidip dinliyorum. Hayr, ses aadan deil, yandaki kapdan geliyor. Ama burada kimse oturmuyor ki! Meyhanesi kapandktan sonra eyalar satmaya [nl raz olmayan Msy Koo, onlar buraya tam. Dairenin kapsna yaklap ieriyi dinliyorum. Yanlmamm, ses ieriden geliyor. Kesintisiz bir motor grlts. Ne olabilir ki ? Birden hatrlyorum. Temizliki kadn kznn doumu iin kye gidince iki aylk erzak buzdolabna koyduklarn sylemiti Madam. Galiba o buzdolab alyor. Ypranm ta merdivenleri sessizce trmanmaya balyorum. Merdivenler prl prl; Maria'nn temizlediini sylemiti Madam. iyi becermi dorusu. Ama binadaki kf kokusu artm gibi. Havalandrma boluuna alan pencereler uzun sredir kapal du150 ruyor anlalan. Zavall Madam, o sakat haliyle nasl ekip evirsin bu eski binay. Yardmc kadn ne zaman dnecek acaba? Madam'n kapsnn nne geldiimde iyice yavalatyorum admlarm. Yal insanlarn uykusu hafif olur. Bu saatte Ma-dam'la karlamak hi iime gelmez dorusu. Mine'nin dairesi braktmz gibi sessiz. Kapy ieriden kapatp, yatak odasna doru yryorum. Kendime bile itiraf edemememe karn onu yatanda uyurken bulacakmm gibi aptalca bir umut tayorum hl. erisi alacakaranlk, ama yatan bo olduunu anlamama engel deil bu. Yok, Mine yok ite... Salona doru ilerliyorum. Alacakaranlkta suskun bekleyen eyalar, duvarda tozlanmaya yz tutmu tablolar insana rknt veriyor. Berjer koltua kadar yryorum. Pencerenin yanndaki valenin zerinde yarm kalm yalboya bir peyzaj var. Yaklap resme dokunuyorum. Parmam burnuma yaklatryorum.

Boya oktan kurumu, kokusunu alamyorum. Salondan kp banyoya bakyorum... Sanki Mine aka olsun diye, odalardan birine saklanm da az sonra kacakm gibi. Odalar dolatktan sonra yatak odasna dnyorum yeniden. Perdeleri ayorum. Sabrszlkla ieri dolan kl rengi k, karanla boulmu eyalara eski biimlerini hzla yeniden kazandryor. Mine'nin yata hl dank. Krmz ilek desenleriyle ssl yorgann ucu yerde srnyor. Yastk ikiye katlanp ylece braklm. Mine'nin yatakta okumay ok sevdii geliyor aklma. Masa banda kitap okurken hi grmedim onu. "Mmkn olsa resmi de yatakta yapacaksn" diye taklrdm. Glerdi, "Ne yapalm, tembellii seviyorum ite" derdi. Yatan kenarna oturuyorum. Usulca gcrdyor yaylar. Hep, deitirelim u yata, derdik. Bir trl yapamadk. Seviirken aada Madam'n duymasndan korkardk. Bazen yatan minderini yere serer orada seviirdik, bazen de ierideki berjer koltuun stnde. Ne lgnlkt! Ama drst olmak gerekirse, karmla sevimelerimizin daha doyurucu olduunu sylemeliyim. Belki bedenlerimiz birbirini iyi tandndan. Mine'yle sevimekten byk heyecan duyuyordum, dolgun dudaklarn pmek, diri tenine dokunmak tutkuyla titretirdi beni. Ama bu coku ayn oranda doyumu getirmezdi ou zaman. Belki bedenlerimizin dili uyumuyordu. Belki de alttan alta hissettiimiz sululuk duygusu engel oluyordu bize. Yine de deliler gibi istiyordum onu. Tmyle kefedemediimden midir nedir, teni byk bir istekle ekiyordu beni. Karmla birlikteyken bile Mine'yle sevitiimi dndm anlar olurdu. O ender anlarda sevimekten aldm haz katlanr, lmle sonsuzluun i ie getii duygular tadardm. Hafiften bam dnyor. Uykunun kendini en ok hissettirdii saatler bunlar. Paltomu, ceketimi karp, kravatm gevetiyorum. Botlarm kartrken, yatan altnda Mine'nin bez terliklerini gryorum. Ellerime alp usulca okuyorum onlar. Sonra yorgan zerime ekip yataa uzanyorum. Souk yatak bedenimi rpertiyor. Isnmay umarak bam yasta gmyorum. Belli belirsiz bir koku alnyor burnuma. Gzlerimi kapayp, kokuyu alglamaya alyorum. Evet, yanlmamm, yasemin kokusu. Nerede olsa tanrm bu kokuyu. Melike'ninkinden daha hafif, daha uucu bir koku. Hl yastkta kalm olmas artc. Kokuyu daha iyi alglamak iin burnumu iyice gmyorum yasta. Evet, imdi daha iyi hissedebiliyorum. En son ne zaman srnd acaba? Benimle grt gn olmal. aramba myd? Evet, onu kafede karladmda, perken duymutum bu kokuyu. O gn ok katyd Mine. Israrlarm birazck olsun etkilememiti onu. Neredeyse yalvaracaktm, ama o tnmyordu. "Seni zmek istemiyorum, ama artk birlikte olamayz" demiti. "Zamana ihtiyacmz var, biraz daha dnelim" demitim. Kabul etmemiti. "O hapishane art olan buldun, deil mi ?" diye sylenmitim fkeyle. "Mesele o deil" demiti umursamaz bir tavrla. "Anla artk bitti." Syledikleri deil de, umursamaz tavr ldrtmt beni. "Yaptn kahpelik" diye barmtm. Susmu, ban ne emiti. Nefretle srdrmtm konumam. "Sylesene, ikimizi birden nasl idare ediyorsun?" Ban kaldrp yzme bakmt. Gzleri dolu doluydu, ama alamad. "Byle konumaya hakkn yok" dedi titrek bir sesle. "Byle konumaya hi hakkn yok. Sen iki yldr hem karn hem beni idare ediyorsun." Kendimi tutmasam tokatlayacaktm onu. kp gitmitim bulutuumuz kafeden. Birka gn kendini bilmez bir halde dolatm. Sonra ona kzmaya hakkm olmadn anladm. Syledii doruydu, iki yldr hem onu hem karm idare etmitim. Belki de hl bir ansm vard. Belki de bunlar beni kskandrmak iin yapyordu. Artk kararm vermeli, ikisinden birini semeliydim. Ve Mine'den vazgeemeyeceimi artk biliyordum. Onu aradm. Yoktu. Akam yeniden aradm yine yoktu. Evde Melike'nin azn aradm, "Sevim Hanmlar gryor musun?" diye. Mine'nin annesine gelmi olabileceini dnyordum. "Bugn bana aya geldi" dedi. "Kzndan dertli. Kimseye haber vermeden ekip bir yerlere gitmi. ki gndr evde bulamyormu." Kavga ettik ya, stres atmak iin tatile gitmitir, diye dndm. Sonra Fahri'yle birlikte olabilecei geldi aklma. Kan beynime srad. Melike'ye belli etmemeye alarak, Mine'ye telefon ettim. Cevap vermiyordu. Beklemekten baka arem yoktu. Kskanlk iinde kvranarak tam bir

hafta bekledim. Ama Mine'den hl bir haber yoktu. Bir akam, Sevim Hanm bize geldi, iyice kayglanmaya baladn syledi. Ben de bunu frsat bilip aratrmaya baladm. Onu Fahri'yle birlikte bulacam sanyordum. Fahri'nin evini aradk, olan evde yoktu. Bir haftadr ailesinin yannda Antalya'da olduunu sylediler. Antalya'daki evden telefonla aradk. Annesi kt. Olunun yannda kz falan olmadn syledi. Bu haber yreime su serpti. Demek Fahri'ye gitmemiti. O zaman Selin'in yanna talya'ya gitmitir diye dndm. Geen yl da Mine'yi davet etmi, ama Mine benimle kalmak iin gitmemiti. Kavga edince ekip gitmitir arkadann yanna. Ama Selin'i arayp da onun yannda olmadn rendiimizde, iyice korkmaya baladm. lk aklma gelen Fahri oldu. Antalya'dan dner dnmez gzaltna aldk. Ama olan ii salam tutmutu. Mine kaybolmadan bir gn nce yani benim onunla kavga ettiim gn Antalya'da, ailesinin yannda olduunu kantlad. Sorulara ikna edici yantlar veriyordu. Sorgudaki yklm hali kafam kurcalamt. Mine'nin kaybolmasna sanki gerekten zlyordu. Bir ara ona inanr gibi olmutum. Belki de Mine herkesten, her eyden uzaklap bir sre kafasn dinlemek istemiti. Yapmad ey deildi. Mine sorumsuz davranlarda bulunabilen bir kzd. Arada biz, iki salak k kvranp duralm, bunun Mine iin pek nemi yoktu. Sorgu srasnda olann bir anda yalanan yzn grdmde, ona acdm, hatta onu kendime yakn bulduumu bile syleyebilirim. Ama Fahri'nin beni ldrmeye almasyla her ey ortaya kt... Yine de anlayamadm bir ey var. rgt byle kiisel bir meseleye taraf olmak ister mi? Sanrm Fahri rgt de yanltt. Onlar kandrd. Eminim ok srar etmitir. Suikast kendi olanaklaryla gerekletireceini sylemitir. Babasnn silahlarn kullanm olmas da aklanr bylece. rgt, Fahri'yi gzden karm da olabilir. Eylemin bykl gzlerini kamatrmtr. Sansasyonel bir olay gerekleecek, sk sk rgtn ad anlacaktr. Buraya kadar her ey iyi de, sonra niye rgt stlenmedi ii ? Olayn iyzn renmilerdir. Bunu devrimci ahlaklarna uygun bulmamlardr... Skntyla dnyorum yatakta, karmda kk bir kitaplk var. Yan yana dizilmi kitaplarn srtlar vakur bir ifadeyle bakyor bana. Yazlar belli belirsiz seebiliyorum. Kitaplarn srtlarn okumaya alyorum: Gombrich/Sanatn yks, Croce/Estetik, Vasili Kandinski/iScmaMa Zihinsellik stne, Paul Eluard /Btn iirler sonra ayn boyda, ayn kalnlkta sanat ansiklopedileri; Sembolizm, Romantizm, Realizm... Kitapln yannda mzik seti duruyor. Mzik Mine iin resim kadar nemliydi. "Ressam olmak istemeseydim mzisyen olmak iin alrdm" derdi. Ne zaman bu eve gelsem mzik olurdu. Caz ok severdi. Yatakta doruluyorum, mzik setinin kordonuna bakyorum. Fi prize takl. CD alarn play tuuna basyorum. nce piyano sesi doluyor odaya, ardndan yumuak sesli bir kadn ngilizce bir arkya balyor. Bu arky tanyorum. Bir keresinde seviirken dinlemitik bu paray. Aslnda caz mziini sevmem, ama bu ark houma gidiyor. Yeniden yataa uzanp dinliyorum... Gzlerim kapanyor, ark srkleyip gtryor beni... Pencereden bal rengi bir k vuruyor stme. oktan sabah olmu. Yavaa kalkyorum yataktan. Gzlerimi ovuturarak banyoya gidiyorum. Bol suyla yzm ykyorum. Banyoda havlu yok, tuvalet kadyla kurulandktan sonra bir sigara yakarak, salona geiyorum. Berjer koltuun yanndaki kk sehpann zerinde dergiler var. Birden tandk bir dergi dikkatimi ekiyor: Hurufat. Bu Sinan'n kard dergi deil mi ? Daha nce inceleye-memitim. Merakla alyorum dergiyi elime. lgin bir dergi. Alldk sanat dergileri gibi ciddi bir grnm yok. Boyutlar da ok farkl, ince uzun bir dergi. Her sayfada bir fotoraf var. Tek renk baslm, ama siyah deil, koyu kahve. Bu renk, dergiye eski bir grnm katyor, fotoraflar daha anlaml klyor. Yazarlann isimlerine dikkat ediyorum. Hibiri tannm deil. Sinan'n adnn okuyorum, "Gece Hep Gece" adl bir yk yazm. Sayfay eviriyorum, Mine'nin fotoraf kyor karma. Alt ay nce, salarn kestirdikten sonra ekilmi olmal. Belli belirsiz glmsyor, gzleri koyulam, yumuack, sevgiyle bakyor. Resmin altnda bir iir var. Ad: "Fotoraf' okuyorum. Yamurdan iki damla, kulaklarnda kpe: salarnda sarho ikindi esintileri: aysz gecelerin dantelleriyle rl kirpikler: dudaklarnda pembe kanatl bir kelebek:

tenin sabah gneinde buday rengi: gzlerinde kvranan derin siyahi istek... Biraz e ban, hafife glmse, oldu. Ik uygun, harika bir fotoraf olacak bu; bir de fonda u czaml yeryz olmasa! Ah, kurumu deniz toprandaki gmrah baca! Ah, a yolcular tayan ekmekten tekne yine de seviyorum seni sakn kprdama! Altndaki imzaya bakyorum. "Fahri Ertrk." Boazma bir eyler dmleniyor. Dergiyi aldm masann stne brakyorum. Ben hi iir yazmadm Mine'ye. Gzel szler bile syleyemedim. Yalan bile olsa kadnlar baylr buna. Kim bilir byle ka iir daha yazmtr Mine'ye. Akln bandan alm kzn. Birdenbire ayrlmak istiyorum, diye tutturmasnn nedenini daha iyi anlyorum imdi. Berjer koltua kp, dolu dolu ekiyorum sigarann dumanm. Ben de neler dnyordum. Yok Mine beni seviyormu da, yok karmdan ayrlmam iin bunlar yapyormu da. Oysa kzcaz ka kez aka syledi bana; "Anla artk, bitti" diye... Ne aptalmm... Ama daha ac olan Mine'nin durumu. Bana tercih ettii adam, onu kard. Belki de ldrd. Fahri onu zorla gtrrken ne dnmtr acaba? Aklna ilk ben gelmiimdir herhalde. Piman olmu mudur ? Onu bulduumda, tabi sa bulabilirsem eer, bana ne syleyecek? Nasl bakacak yzme? Ne ilgisi var? Eer beni brakp gidebiliyorsa, bu ilikimizin bitmi olduunu gsterir... Belki yine birlikte oluruz... Her ey eskisi gibi olabilir mi ? Belki de o hl Fahri'yi sevecektir. nsanda kendisine ktlk yapanlar sevmek gibi bir yan vardr ya. Mine'nin kimi davranlarnda da sezerdim bu duyguyu. Kendisini kmseyenlere sanki daha ok nem verirdi. Onu eletiren, almalarn hi beenmeyen bir doent vard, adama adeta tapard... Bir duman daha ekiyorum; ttnn tad giderek aclayor. Yzm buruturarak, kl tablasna bastryorum sigaray. Yeniden ayaa kalkyorum, pencereye kadar gidiyorum. Koyu glgelere teslim olan kmaz sokakta kimsecikler yok. Gkyznde gne iyice ykselmi, gzlerim saatime kayyor: 12'ye 20 var. Sinan'a gitmeliyim. Bakalm bir ey kacak m? Ama nce Ma-dam'a uramalym. lk almda alyor Madam'n kaps. "Ah, siz miydiniz Sedat Bey!" diyor Madam. "Korkuttum mu ?" r "Yukarda grltler duyunca meraklanmtm." Ben ieri girerken, merdivenlere bakarak syleniyor. "Bu kz da gitti gelmedi?" "Nereye yollamtnz ?" : "Alt kata canm" diyor kapy kapatarak. "Aadaki buzdolabndan peynir getirecekti. Kim bilir neye taklmtr orada." Birlikte salona doru yrrken srdryor szlerini. "ok sever aasn. Aile dostu bir psikolog var.. 'Aada babasnn varln hissediyor' diyor." "Tuhaf diye mrldanyorum. "yle sylemeyiniz. Aas tpk meyhane gibidir. Duvarlarda resimler, masalar. Her ey olduu gibi durur. Bir Msy Koo eksik." Salona giriyoruz. Madam her zaman oturduum koltuu gsteriyor bana. "yle buyurunuz." * Koltua yerleirken, "Biraz yorgun grnyorsunuz ?" diyor Madam. "Btn gece uyumadm. Maria'ya sarkntlk eden adamlar bulduk." Sevin ve aknlk karm bir yz ifadesiyle soruyor. "Yaa! Demek yakaladnz onlar? Ne kadar abuk! Bravo size." "Onlar yakaladk, ama olay sandnz gibi deil." "Nasl yani ?" "Karma olay yok. Sarkntlk yapmlar hepsi bu." Endie Madam'n yzndeki krklklar oaltyor. "eref yle sylemiyor ama." "eref abartm. Uzaktan grnce Maria'y kardklarn sanm." "Kendilerini kurtarmak iin yalan sylyor olmasnlar." "Hayr, onlar iyice sktrdk. Her eyi olduu gibi anlattlar. Hem eref de dorulad onlar." Madam kayg dolu gzlerini yzme dikerek soruyor.

"Onlar serbest mi braktnz ?" "Hayr, biraz daha ieride kalacaklar. yice akllan balarna gelsin." "ktktan sonra, bize bir ktlk yapmazlar deil mi ?" "Bir daha evinizin nnden bile geeceklerini sanmyorum. ok korktular." Madam rahatlyor. "Ah, saolunuz Sedat Bey. Bu iyiliinizi nasl deyeceiz?" "Sadece grevimi yaptm." "yle sylemeyiniz. Bize ok yardm ettiniz... Ne iersiniz? Taze hlamur var. Yarm saat nce koydum atee" "Dorusu bir bardak hlamura hayr demem." "Hemen getiriyorum" diyerek tekerlekli iskemlesini mutfaa doru hareket ettiriyor. O gidince uyuan boynumu saa sola hareket ettirme olana buluyorum. Az sonra Madam'n ieriden sesi duyuluyor. "Sedat Bey affedersiniz. Biraz buraya kadar gelebilir misiniz ?" Kalkp, mutfaa Madam'n yanna gidiyorum. "Kusura bakmaynz" diyor elindeki camdan bo ekerlii gstererek. "ekerimiz bitmi. u buzdolabnn stnde eker kutusu olacakt. Alabilir misiniz ?" "Tabi" diyerek uzanyorum, ama bej rengi buzdolab o kadar uzun ki zerini gremiyorum. Elimi krleme gezdirerek eker kabn bulmaya alyorum. "Koo, byle byk buzdolaplarn severdi" diye aklyor Madam. "Her eyi iine kolayca yerletirebiliyormu. Etler iin ayr, mezeler iin ayn, meyve ve sebzeler iin ayr. Amerika'dan getirtmiti. Drt tanedir bunlar. Bir de aadakini greceksiniz." Sonunda elim karton bir kutuya arpyor, sanrm aradm buldum. Kutuyu aa indirince yanlmadm anlyorum. O anda kap alnyor. "Maria'dr" diyor Madam. eker kutusunu yal kadna uzatarak. "Ben aarm" diyorum. "Kusurumuza bakmaynz Sedat Bey. Misafir geliyorsunuz, sizi altryoruz." Ben kapya yollanrken konumay srdryor. "Fatma Hanm kt zamanda gitti. Daha yirmi gn yok. Bebek krk gnlk olmadan gelemezmi." Kapy anca Maria'nn ocuksu baklaryla karlayorum. Elindeki taban iinde bir kalp peynir var. Beni grnce yz kzaryor. "Merhaba Maria" diyorum. ri yapsyla hi uyumayan ocuksu bir tavrla ban ne eiyor. Kapnn nnde dikilip duruyor. Bir ey sylemesem, orada ylece bekleyecek. "eri girsene" diyorum. Kapdan admn atarken, glmseyerek yzme bakyor. Yanmdan geerken: I "Sedat Bey" diye fsldyor yznde tuhaf bir ifadeyle. O srada mutfan kapsna km olan Madam kzn duyuyor. "Sizi tand" diyor. "ounlukla kimseyi tanmaz." Maria elindeki taba annesine veriyor, sonra yal kadnn kulana eilip bir eyler fsldyor. Sadece "Tavan" szcn duyabiliyorum. Soran baklarmla karlaan Madam, glmsyor. Cesaretlenerek soruyorum. "Ne tavan?" "Uzun hikye" diyor Madam iini ekerek. "Siz buyurun ieri gein, hlamurunuzu getirince anlatrm." Maria'yla birlikte salona yryoruz. "ok mu seviyorsun tavanlar ?" diyorum yeniden koltuuma kurulurken. Ama o artk beni duymuyor. Sanki ben salonda yok-muum gibi, yerdeki bebeini alp kendi kesine ekiliyor. Onu izlerken, tekerlekli sandalyesinde tad tepsiyle Madam giriyor ieriye. "Bouna uramaynz" diyor. "Anlatmaz." "Neden ?" diye soruyorum. Madam hlamur barda olan tepsiyi bana uzatrken: "Babasyla arasnda gizli bir anlama vard... Buyurun, tabanzn kenarna iki eker koydum ama, yeterli mi ?" "Evet, teekkr ederim" diyorum barda alrken. Madam ay tepsisini yandaki sehpann zerine brakyor.

"Efendim biliyorsunuz Msy Koo avc idi. Tavan, keklik, bldrcn ne avlar ise eve getirirdi. Maria korkmasn diye, avlad hayvanlarn l olduunu gizler, 'Uyuyor' derdi. 'Ama bunlar en iyi buzdolabnda uyur' diye de ekler idi. Maria da babasnn getirdii av hayvanlarn alp buzdolabna koyard. Onlar gerekten de uyuyor sanrd. Giderek bu ii yalnzca Maria yapmaya balad. Babas av hayvanlarn aada brakr. Maria da bunlar alr buzdolabna yerletirirdi." "Peki sonra, bu hayvanlara ne oldu, diye sormaz m ?" "Hayr. On dakika sonra onlan unutur. Uzunca bir zaman getikten sonra ya da konu ald zaman anmsar, ancak o zaman sorard. Biz de, uyannca dalanna, ormanlarna dndler, derdik. zlr gibi olur, ama bu duygusu da abucak geer idi." "Babasyla arasndaki gizli anlama..." "Onu da anlataym. Maria bir gn komu ocuklarna. 'Bizim buzdolabnda tavanlar, kular uyuyor' demi. Arkadalar da 'Onlar l, hem de onlar senin baban vurdu' demiler. Maria ok kt bir halde geldi eve. Babas durumu renince, 'Bir daha bizim buzdolabnda hayvanlarn uyuduunu kimseye syleme, yoksa tavanlar, kular bir daha gelmezler' dedi. Maria da o gnden sonra kimseye anlatmad." "Babasnn ldn bilmiyor mu ?" "Bilmiyor. Ona gre babas ava gitti. 'Arada bir babam ne zaman gelecek' diye sorar. Sonra unutur gider." aym yudumlarken Maria'ya bakyorum. Sanki gerekleri renmekten korkar gibi bizden iyice uzaklam, kucana ald bebeine tavanlar hakknda bir eyler anlatyor. On yedinci blm ^ istiklal Caddesi'nde kucanda bebeini tayan gen bir annenin yannda yryorum. Sakall iki delikanlyla, salar sanki ayn berber elinden km gibi ksack kesilmi iki gen kz dnyaya bo vermi bir halde, Fransz Konsolosluu'nun nnde sarma dola sohbet ediyorlar. Konsolosluun karsndaki kk dviz brosunun nnde ihtiyar kadnlardan, gencecik lise rencilerine kadar eitli ya gruplarna mensup insanlardan oluan bir kuyruk var. Dvizin ykselecei tyosunu alan vatanda, yine yabanc paraya hcum ediyor anlalan. Sa avucunda gizledii tinere batnlm pamuu sk sk koklayan, st ba yrtk bir sokak ocuu kalabala bakp bakp glyor. Halinden, iyice elendii belli. Bam evirince mini etekli iki kzn nm sra salnarak yrdn gryorum. Ne yalan syleyeyim, bir sreliine de olsa onlan izleyebilmek iin ayaklarm admlarna uyduruyorum. Kzlarn peinden yrrken, aniden duyduum bir ngrak sesiyle kendimi yana atyorum. Tklm tklm dolu iki vagondan oluan tramvay hzla geiyor yanmdan. Tramvayn sahanlna aslan yaramaz olan, lmcl gsterilerini baaryla tamamlam sirk akrobatlannn vakan iinde el sallyorlar bana. Caddeyi yandan kesen sokan bana geldiimde, nereden kt belli olmayan diri bir rzgr lavanta kokulan getiriyor bana. Bankann nne bada kurmu oturan kara kuru, gen bir kadn mterilerini bu kokuyla ekeceinin farknda, lavantalan nndeki sepetin iinde soldan saa, sadan sola serpitirip duruyor. Az ileride palyao klkl bir adam yolun ortasna koyduu iskemlenin zerine km, sa eliyle yandaki dkkn gstererek, "Ne alrsan yz elli bin..." diye bas bas banyor. On on be kiilik Japon turist kafilesinin kendisiyle ilgilendiini anlaynca daha glbU l banyor: "Ne alrsan yz elli..." Japon kadnlar elleriyle azlarn kapatarak glyor. Daha aaya inip, Lale Sinemas'n geince, byk maazalarn zenle dzenlenmi, parltl vitrinlerinin nlerinde, mukavva kutulardan yaptklar tezghlarda kt mendil satan ocuklarla karlayorum. ou ilkokula bile gitmeyen be alt yalarnda ocuklar bunlar. Civar hanlarda kapclk ya da ayclk yapan insanlarn ocuklar olmal diye dnyorum. Daha bugnden atlyorlar yaam kavgasna. Bu onlarn kiiliklerini nasl etkileyecek? Yrtc, tuttuunu koparan baarl kiiler mi olacaklar? Yoksa gelecein gz kara dolandrclar m?

Minik burnundan, dudann stne kadar sallanan smn ekerek, bir kz ocuu yaklayor yanma. Elindeki kt mendil paketini bana doru uzatyor. "Siftah Emmi." Bam sallayarak, istemediimi belirtiyorum. Ama peimi brakmyor. "Okul paras kazanyorum Emmi. Yedi bin be yz lira." "stemiyorum" diyorum. Buruk bir yz ifadesi taknarak boynunu yana eiyor. Aldrmadan yryorum. Ama bu defa da el rgs, mavi balk giymi, sevimli yzl bir olan taklyor peime. "Amca" diyor az nceki kzla rekabet edercesine. "Bende ikisi on iki bin be yz lira." Glmsyorum. Olan cesaretleniyor. "Kokulusu da var" diyor. "Saol olum, istemiyorum" diyerek admlarm hzlandryorum. Benden i karamayacan anlayan ocuk, yazgsna raz olarak mukavva tezghnn bana dnyor. Cebimden adresi karp bir gz atyorum. Hurufat Kitabevi, Mis Sokak, 27 numara. Sokan kesindeki piyango bileti satan yal adama soruyorum. "uras" diyor, eliyle sol taraf gstererek. "Az ilerde." Adamn gsterdii sokaa giriyorum. Sinan'n kitap dkknn bulmak zor olmuyor. On be yirmi adm sonra, san zemin zerine koyu kahverengi, trnakl harflerle yazlm, "Hurufat Kafe -Kitabevi" yazan tabelay gryorum. Demek bir de kafesi varm Sinan'n. Dkkna yaklanca ho bir mzik alnyor kulama. Sanrm bu bir ingene arks; sanki bir yerlerde duymu gibiyim. Geni kapdan ieri giriyorum. Duvarlar kitap dolu raflarla kaplanm genie bir koridordan oluuyor dkkn. Sol tarafta bir merdiven var; kvrlarak yukar kyor. Kafe yukarda olmal. Kitaplara yle bir gz atp dkknn iine doru yryorum. Raflarn nnde dikilen irkince bir gen kz, yardmc olabilir miyim, diyen baklarla beni szyor. "Sinan Bey burada m ?" diye soruyorum. Eliyle keyi gstererek: "Bakn orada" diyor. Baknca, Sinan' gryorum. Kasann bulunduu kk masaya oturmu, deri ceketli bir kz dinliyor. Kz olduka gzel, ama Sinan'n yznde bkkn bir ifade var. "Merhaba" diyorum yanlarna yaklaarak. Sinan beni grnce, anlaml anlaml szerek ayaa kalkyor: "Buyurun, ho geldiniz." Beni grdne sevindi mi yoksa bozuldu mu anlayamyorum. Ama kzn bu durumdan holanmad kesin; sen de nereden ktn gibilerden ktcl baklarla tepeden trnaa szyor beni. "Keke telefon etseydiniz" diyor Sinan. "Kitaplar hazrlattm, ama Hurufat'm birka says eksik. Neyse imdi bir arkada depoya yollayp tamamlarz." "nemi yok" diyorum. "Vaktim var, beklerim." "Vaktiniz olduunu tahmin ediyorum" diyor Sinan anlaml baklarn srdrerek. Oral olmuyorum. "inize bakn ben kitaplarla oyalanrm" diyorum. "Olmaz yle ey" diyerek az nce konutuum kza sesleniyor. "Suna... Suna, bakar msn!" Suna yaklarken, Sinan masann kk ekmecesini ayor iinden kk bir not defteri kanyor. "Depo bir sokak aada hemen getirirler" diyerek elindeki not defterinden bir yapra yrtp, bize yaklam olan Suna'ya uzatyor. "u listeyi Mahmut'a ver. Depodaki Hurufat'm eski saylarnn olduu paketleri asn. Listedeki saylardan onar tane bulup getirsin. Sen de sonra buraya gel." Kz, "Olur" diyerek listeyi alp, kapnn yanndaki uzun boylu esmer delikanlya doru ynelirken, Sinan bana dnyor. "Beklerken birer kahve ieriz deil mi ?" diye soruyor kibarca, ama yzndeki gerginlik kaybolmuyor. "eriz tabi" diyorum memnuniyetle.

Sinan, ksa sal kza dnyor. "Kusura bakma Jale" diyor. "Beyle ilgilenmem gerekiyor. Seninle baka zaman konuuruz." Gen kzn surat iyice aslyor. Burulmu bir halde ayaa kalkyor. "yle olsun" diyerek oturduu iskemlenin arkasna ast bez antasn, serte srtna atyor. Benim yzme bile bakmadan, Sinan'a sitem dolu bir sesle: "Hoa kal" diyerek ayrlyor yanmzdan. "Arkadan kzdrdk galiba" diyorum glmseyerek. Bo verin gibilerinden elini sallyor. "Yeteneksiz biri. Ama kendini byk air sanyor. Hurufatn her saysnda iirini basacakmz!" "Duyarl insanlarla ilikiler zor olmal" diyorum. "Sorun duyarllk deil" diyor. "Neyse. Sizin iin hazrladm kitaplar burada." Masann altndan kk bir paket karp bana veriyor. "ok teekkr ederim" diyorum. "Borcum ne kadar?" "Hediyemiz olsun." Kat bir sesle sylyor bunu. Yznde nasl olsa para vermeyeceksin, ne soruyorsun dercesine kmser bir ifade var. "Kesinlikle olmaz" diyorum. "Parasn vermeden bu kitaplan alamam." arm gibi yzme bakyor, ama renk vermiyor. "Nasl isterseniz" diyerek nndeki kasa defterine bakyor. "Borcunuz, sekiz yz yetmi bin lira." Czdanmdan paray karp Sinan'a uzatrken Suna yeniden yaklayor masaya. "Mahmut'u yolladm, Sinan Abi." Sinan uzattm paray yazarkasaya koyduktan sonra: "Bizim biraz iimiz var" diyor Suna'ya. "Kasaya sen bak." Yerini gen kza brakp ayaa kalkarken, yazarkasadan ald fii bana uzatyor. "Buyurun" diyor. "Yukarya kalm, orada kimse bizi rahatsz etmez." "Siz iinizden olmasaydnz, ben beklerdim" diyorum. Sanki yarm az sylediimi anlam gibi byk altndan glerek yle bir szyor beni. " nemli deil, hem ben de sizinle konumak istiyordum. yle buyurun" diyerek kafeye kan merdivenleri gsteriyor. Ben nde, o arkada merdivenleri kmaya balyoruz. Kafenin bulunduu asma kata geldiimizde, burasnn aadan daha geni bir mekn olduunu gryorum. Ama olduka sakin. Mteriler bu saatlerde gelmiyorlar anlalan. Metal ve camdan modern stilde dizayn edilmi on be kadar masann yalmzca ikisi dolu. Kafeye girdiimizi gren gen garsonlardan biri koup bizi karlyor. "Buyurun Sinan Abi, nereye oturmak istiyorsunuz ?" "Pencerenin oraya oturalm Arif." Arif seirtip sol taraftaki pencerenin nndeki masay siliyor. Biz sandalyelerimize yerleirken, yana ekilerek: "Ne iersiniz?" diye soruyor. "Trk kahvesi mi ?" diyerek yzme bakyor Sinan. "Evet, orta ekerli olursa sevinirim." "Ben de aynsndan istiyorum" diyor garsona gz krparak. yi anlatklar belli. Pencereden yandaki at grnyor. Buraya kadar her ey normal de, atnn iinden kan kocaman incir aacn grnce hayrete dyorum. Binann sahibi kesmeye kyamam olmal. Nasl kurumadan kalabilmi byle ? Eri br dallarnn stnde iki sere, kuyruklarn bir aa bir yukar sallayp tyorlar. "Tuhaf diyorum. "Evin iinde byle kocaman bir aa." "Ev deil, ayakkab atlyesi. Sahibi pek sevilmez. Sokakta kavga etmedii kimse yok, ama nedense bu aac ok sever. Yannda alan iiler, her sabah aala konutuunu sylyor." "Bu ykk dkk binalarn arasnda byle bir aa greceimi hi ummazdm." "Bir de baharda, yapraklandnda greceksiniz" diyor Sinan. "Ben hep bu pencerenin nne otururum. Baka yerlerde sknt basyor iime."

"Haklsnz, kim olsa buray seer." "Benim daha geerli bir nedenim var." "Neymi o?" "Uzun yllar ierde kalan insanlar, n kapal meknlar sevmezler." "erde mi!" diye hayretle soruyorum. "Hadi camm, dosyama bakmadnz sylemeyin." Sinan'la gz gze geliyoruz, kara gzleri aklmdakileri okur gibi bakyor yzme. nkr etmenin yarar olmayacak. "Haa... u hapis meselesi." "Evet, u on iki yl sren hapis meselesi" diyor alayc bir tavrla. "Karakol basmsnz..." Bir sre dik dik bakyor yzme, sonra aniden soruyor. "Benden ne istiyorsunuz ?" "stediklerim bunlard" diyerek masann stne koyduum ii !fc>4 kitap dolu poeti gsteriyorum. "Onlar da aldm." "Benimle ak konuun. lkinde 52, ikincisinde 87 gn iki defa gzaltnda kaldm. yi polisi oynayanlarla, kt polisi oynayanlarla, aray bulmaya altn syleyenlerle karlatm. Gnlerce birlikte yaadm. Hepsini iyi tanrm. Bir polis bana iyi davranyorsa, istedii bir ey vardr." "yi polislerin olduuna inanmyor musunuz?" "nanmyorum" diyor fkeli bir tavrla. . "Yanl dnyorsunuz. Polisler de sizin gibi insan. Hepsinin ailesi, ocuklar var. Grevlerini yerine getirerek evlerini geindirmeye alyorlar." "Grevlerini nasl yerine getirdiklerini akam haberlerinde dinliyoruz. kencede sakat kalan insanlar... Baslan evlerde ele geirilen terristler..." "Ya ldrlen polisler?" "Etki tepki meselesi..." diyor fkeyle. Bir sre susuyor, sonra baklarn gzlerime dikiyor. "Yanl anlamayn ben terrn her trne karym. nk sivil terr, devlet terrne gereke hazrlyor. Belki inanmayacaksnz, ama polisler ldnde znt bile duyuyorum." "Neden inanmayaym? ki akl banda insan urada oturmu konuuyoruz." Senin niyetin ne gibilerden, dikkatle bakyor yzme. "Arkadanz sizin gibi dnmyor ama." "Naci mi?" diyorum glmseyerek. "yi ocuktur aslnda. ki gn nce ok sevdii bir arkada vuruldu. Hncn sizden karmak istedi." "Benim de arkadam vuruldu" diyor kin dolu bir sesle. "Ama bu yzden arkadanza hakaret etmedim." "zldm" diyorum, aradm frsat yakaladm dnerek. "Nasl oldu?" "ok iyi bir air olabilirdi" diyor sanki sorumu duymam gibi. "Geri gnmzde iyi air kimin umurunda?" "Kim vurdu?" "Kim mi?" diyor l l yanan gzlerini yzme dikerek. Bir an sen, diyeceini sanyorum, ama baklarn karyor. "Kim olacak, polis." "Arkadan terrist miydi?" Yine dik dik bakyor yzme Sinan. "Yani gizli rgt yesi miydi, demek istiyorum." "Deildi" diyor ac ac glmseyerek. "in tuhaf ieride, rgt 165 de hain ilan etmiti bizi." "Bir yanllk oldu desenize. Ad neydi?" Gzleri yzmde, baklar yumuuyor: "Fahri" diyor yenilmi bir ses tonuyla "Fahri Ertrk." Masann stndeki elini kaldrarak, arkamdaki duvar gsteriyor. "Bakn orada fotoraf var." Merakla gsterdii yne dnyorum. Arkamdaki duvarda, siyah bir pano asl. Panonun ortasndaki byke, renkli fotoraftan Fahri glmseyerek bakyor. Resmin altnda 1958-1995 tarihleri okunuyor. Bu tarihin altnda bir drtlk var: Nak nak fkeyle dokulu: hrn ama krk dkk bakmayn ana avrat kfrettiine o gzyalar iinde bir ocuk!

Pano oktan mora dnm krmz karanfillerle evrelenmi. Fahri'nin resminin stnde, sanda ve solunda yer alan fotoraf daha var. Fotoraflar gruplar olarak ekilmi. Uzaktan yzlerini seemiyorum. "Yakndan bakabilir miyim ?" diye yle bir usulen sorduktan sonra ayaa kalkyorum. Davranma bir anlam veremiyor Sinan. Ama ben panoya yaklarken o da masadan kalkp peim sra gelmekten kendini alamyor. "Tabi bakabilirsiniz, insanlar grsn diye astk o panoyu buraya" diye de syleniyor yrrken. nce Fahri'nin byk boy fotorafnn stndeki resim dikkatimi ekiyor. Siyah beyaz ekilmi bir topluluk resmi bu. Yaklanca kolej niformalar iinde, aydnlk yzleriyle kameraya glmseyen yirmi be otuz kiilik bir renci grubuyla karlayorum. Yirmi yl nce ekilmi olmal. Brakn bizim simitiyi fotorafta Fahri ile Sinan' bulmak bile ok g. "Kimi aryorsunuz?" Bam evirince Sinan'n arkamda dikildiini gryorum. "Sizi bulmaya alyordum." Kaytsz bir tavrla, ayakta duran birini gsteriyor. "Evet, bu sizsiniz" diyorum. Sinan sonra nnde yere mel-mi bir ocuu iaret ediyor "Bu da arkadanz." "On be yandaydk." Gzlerim yandaki resme kayyor. Baktm resimde kii var. L 166 Bu renkli bir fotoraf, o kadar eski olmamal. Sinan ile Fahri'yi hemen tanyorum, ortalarnda kasket giymi bir adam var. Resme iyice yaklap bakyorum. Uzun boylu, bykl bir adam, kasketinin siperlii alnndan burnunun yarsna kadar glgede brakm, yz tam seilemiyor. Gl bir ene yaps var. Sa elinde bileine dolanm rme bir tebih tayor, ama ocuklarn yannda olduka saygl duruyor. Bu bizim simiti olmasn? Simiti'yi gzlerimin nne getirmeye alyorum. Sanki bu kasketli adamda onu andran bir yan var. "Bu adam..." diyecek oluyorum, Sinan szm azmda koyuyor. "Neyin peindesiniz bilmiyorum, ama yanl adama baktnz syleyebilirim." Bam resimden kaldrp Sinan'a dnyorum. "Neden yle sylediniz ?" "O sizin dosyanzda yer alacak biri deil. Adl bir mahkm. Babasn ve karsn ldrm." "Sizinle ne ii var?" "Fahri'nin babasnn emrinde askerlik yapm. Adamn byk iyiliini grm. 'Nazmi Albaym' der baka bir ey demezdi. Onun yatt cezaevine sevk olunca, bize ok yardm dokundu. Biz de onu aramza aldk." Galiba adamm buldum. "Sanki onu daha nceden grm gibiyim" diyorum azndan laf almak iin. "Salar dklm deil mi?" "Evet" diyor Sinan aknlkla. "Nasl bildiniz ?" "Ad ne bu adamn ?" Sinan ikilleniyor, nereye varmak istediimi anlamak istercesine beni szyor, sonra kendinden emin glmsyor. "Cuma" diyor alayc bir tavrla. "Cuma Dal. Ama ondan bir ey kartamazsnz, nk adamcaz mebbete mahkm. Hl ierde." "Hangi cezaevi ?" "inanmyorsunuz deil mi bana?" "Benimkisi yalnzca merak." "Gkeada Cezaevi." Yeniden fotoraftaki adama bakyorum. Evet bu o. Cezaevinden nasl kt bilmiyorum, ama bu Cuma'nn bizim simiti olduuna eminim. teki iki resme stnkr bir gz atyorum. Biri durumada, biri de cezaevinde, kouta ekilmi, Cuma bu resimlerde yok. Bakalm onu cezaevinde bulabilecek miyim? Son kez Fahri'nin fotorafna bakyorum. "Yazk" diyorum. "ok da yakklym."

"yleydi" diyor Sinan panonun nnden ayrlp yeniden masaya dnerken. "Hani romanlarda, filmlerde rnek kahramanlar vardr; yakkl, zeki, yiit, zverili..." "Yazk olmu" diyorum. "Evet yazk oldu" diyor ve balyor Fahri'yi vmeye. Arkadan gerekten de ok seviyor olmal. Kolay deil liseden beri arkadalar. Masaya dndkten sonra da, garson kahvelerimizi getirinceye kadar, kesik kesik cmlelerle Fahri'yi vmeyi srdryor Sinan. Garson kahvelerimizi, yanlarnda birer bardak suyu birlikte brakp ayrlnca: "Olay hatrlyorum" diyorum. "Arkadan bir polise silahl saldn dzenlemiti. Orada vuruldu deil mi ?" Ciddi bir yz ifadesiyle yzme bakarak: "Hl oynuyorsunuz" diyor. "Size ak olmanz syledim. Neyi renmek istiyorsanz bana sorabilirsiniz. Sizden gizleyecek bir eyim yok. Ne yasad bir iin iindeyim ne de bir rgtle balantm var." Sakinliimi korumaya alarak, kahveme uzanyorum. Sinan en kk bir hareketimi bile karmadan beni izliyor. Zeki ocuk, ii anlad. Kahveden bir yudum alyorum. "Bol kpkl" diyorum. "Tam kvamnda." "Afiyet olsun da" diyor gerilmi bir ses tonuyla, "Benden ne istiyorsunuz, artk onu syleyin." "Hibir ey" diyorum. "Farknda msnz size hi soru sormadm. Her eyi siz anlatmaya baladnz. u anda buradan kalkp gidebilirim." "Gitmezsiniz. Gidemezsiniz. Aslna bakarsanz ok daha nceden bekliyordum sizi. Fahri vurulduktan hemen sonra." Kahvemden bir yudum daha alp, arm gibi soruyorum. "Neden bekliyordunuz ?" "Bu iin arkasnda bir rgt arayacaktnz. Aratrmaya balayacanz ilk kii de ben olacaktm. Fahri'yle ocukluk arkadayz, ayn rgtn yesiydik, hapiste birlikte yattk. Onun srlarm benden iyi kim bilebilir? Ama gelmediniz. aknla kapldm. O srada eski rgt arkadalarmzdan zerin ldrld haberini aldm." Bir an bu zer'i anmsayamyorum. kircimimi anlayan Sinan aklamaya alyor. Lb "zer Ylk. Cesedini ailesine vermeyip uzun sre morgda bekletmitiniz, tehis iin." Gzlerimin nne morgdaki ceset geliyor. "Evet, on be gn nce bir atmada ele gemiti." "atma m, yoksa baka bir ey mi belli deil... Neyse bu haberi de duyunca artk kesin beni ziyaret ederler dedim. Ama yine gelmediniz. aknlm giderek artyordu. Bizim polis eski yntemlerden vazgeip, akllanmaya m balad diye dnmeye balamtm ki, 1. ube'den aradlar. Neymi efendim dergimizin her saysndan on tane vermemiz gerekiyormu da, vermemiiz. Ka saydr sren bu aksama nedense Fahri'nin lmnden sonra gndeme geldi. ubeye gelip, iyi polisi oynayan sizinle karlanca, stelik kitap sevginizden de haberdar olunca, neler olacan az ok tahmin etmeye baladm..." Yan alayc bir hayranlkla yzne bakyorum. "Mthi bir hayal gcnz var. Roman yazyorum demitiniz deil mi? nann bana baarl olacaksnz." "Baarl olmay isterim. Ama ncelikle sizin sorununuzu zelim. Fahri hakknda ne renmek istiyorsunuz?" "Fahri Ertrk'n arkadanz olduunu bile bilmiyordum, ama syledikleriniz de ilgin. Benim anlayamadm u: rgt yesi olmayan bir adam, neden polis ldrmeye kalksn ?" "Ak desem?" Glmsyorum. "Hadi canm, bir devrimci, ak iin polis vuracak!" "Fahri'yi tanmyorsunuz. O farkl bir insand. Bir eye baland m btn yaamn adard." "rgte adad gibi mi ?" "Haklsnz, bir zamanlar her eyi rgtt."

"Ya sizin?" Bir an kukuyla beni szyor, ama sonra umursamazm gibi kararllkla yantlyor: "Ben de onun gibiydim. Ama o benden daha ateliydi. Uzlamay, g karsnda eilmeyi sevmezdi. nandklarna sonuna kadar inanr, hibir zveriden kanmazd. Onu babas byle eitmi. Nazmi Amca delifek bir adamm. Bu yzden albaylktan yukar kamadn sylerdi Fahri. Sk sk komutanlaryla ba belaya girermi. Fahri kkken sokaktaki ocuklardan sopa yese bir de babas dver, 'Alayarak yanma gelme' dermi. Byle byle onu dven ocuklarla baa kmay renmi." "Sen kavga etmeyi sevmez misin?" "Sevip sevmemek meselesi deil. Ben okumaya yazmaya yatkndm. Fahri daha atak, daha duygusal, daha cesurdu." "Bir devrimci iin iyi bir zellik olmal." "Bazen..." diyor dnceli bir halde, sonra ekliyor. "Ama bazen de saduyu, mantk gerekir. Yine de szlerinize katlmyor deilim. O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim iin ok nemliydi. nk kavga yaam biimimizdi. Bu houmuza gitmiyor da deildi. O gnlerde her eyin bir anlam vard. Kendimi hi boluktaym gibi hissetmezdim. Gerekliin sama duvarlar arasnda skp kalmazdm. Yaadklarm bana onur verirdi... Sanrm Fahri bu duyguyu benden daha youn olarak tatmt. Okul, aile, meslek bunlarn hibiri umurumuzda deildi. Gnler, dzenlenen eylemlerin ba dndrc heyecanyla hzla akp geiyordu. Sonra yakalanmaya baladk. O ok gvendiimiz rgtmz, birka hafta iinde zld. Btn kadrolar polisin eline geti. kence altnda geen youn bir sorgu-'dneminden sonra neredeyse rgtn drtte tutukland. erde ilk oku atlattktan sonra yeni yaama almaya baladk. Bir devrimci nerede olursa olsun direnmeyi bilmeli, savam srdrmeliydi. Tutukevi devrimciler iin nemli bir snav yeriydi. Ama bizi, en azndan Fahri ile beni yadrgatan baka eyler ortaya kmaya balad. erde rgtn st dzey yneticileriyle birlikte kalyor, ayn kouu paylayorduk. Btn o parlak laflarn yerini, amar ykamak, yemek piirmek, gemek bilmeyen zaman paylamak gibi basit gereklilikler almt. Hapishane yaam o kadar yaln, o kadar akt ki, devrimci kimlik, kiiliklerimizdeki olumsuz ynleri gizleyemiyor-du artk. Komn yeleri arasnda sorunlar ba gstermeye balad, bu bir yere kadar doald. Birbirinden ok farkl kiiliklere sahip insanlar, zamanlarnn byk blmn bir arada geirmek zorundaydlar. Bunun da baz skntlar yaratmas kanlmazd. Ama daha nemlisi komnle bizim aramzda bir anlay fark olduu aa kt. Belki bu hep vard da, hzl geen gnlerin scakl iinde biz anlayamamtk." "Nasl bir ey bu farkllk?" "lk tartma silahl mcadele sorununda balad. Konuyla ilgili olarak Fahri ile ben bir rapor hazrladk. rgt yaplan silahl eylemlerin devleti zayflataca, bunun da yaklamakta olan halk devrimini kolaylatraca varsaymndan hareket ediyordu. rgtsel faaliyetimizin ekseni bu stratejiden oluuyordu dersem abartm olmam. Ama yaananlar tam tersinin gerekletiini gsterdi. Devlet zayflayaca yerde giderek glendi. Bizim her /u eylemimiz polis terrne gereke olmaya balad. Devlet bask gcn artrd; daha ok polisi, daha ok gvenlik uzmann, daha gelikin silahlar ve yntemlerle donatt. Buna gereke olarak da terr gsterdi. Ortada bylesi bir gerek varken hl silahl eylemden sz etmenin hibir anlam yoktu. Raporumuzda bunlar ayrntl olarak belirttik. rgtmzn yeni bir politika benimsemesinin gerekliliinin altn izdik. Rapor komnde byk grlt kopard. Pasifze olmakla sulandk.. rgt yneticileri disipline aykr tutum almaktan bize knama cezas verdiler. Cezay kabul etmedik. Bu tr tartmalar yapmann en doal hakkmz olduunu belirttik. Ama arkadalarmz bu grlerimize katlmadlar dahas tavrmzn, Marksist proletarya diktatrl ilkesiyle elitiini syleyerek bizi revizyonist ilan ettiler." "Sonra da sizi rgtten attlar." "yle oldu." "Kar kmadnz m ?"

"Kar ksak ne olacakt? Komnn ounluu u ya da bu nedenle ynetimi destekliyordu. nsanlar zorla ikna edemezdik. Komnden ayrlmaktan baka yapacak bir ey yoktu." "Sadece ikiniz mi ?" "Sadece ikimiz. Belki de iyi oldu. Artk kendi kafamza gre davranabilir, istediimiz eitim programn gerekletirebilirdik. Ama te yandan iimizde bir boluk da hissetmiyor deildik. Yllarca omuz omuza dvtmz, ac tatl yzlerce annn bizi birbirimize balad arkadalarmzdan ayrlmtk." "Baka bir rgte katlmay dnmediniz mi ?" "Dndk. Ama grlerimize yakn bir grup yoktu. Ne yazk ki bizim solcu gruplar kendilerini kolay yenileyemiyor." "Kendinize gre yeni bir rgt kurmay..." "Brakn artk u rgt paranoyasn" diyerek kesiyor szm. "Neden sylediklerimi anlamak istemiyorsunuz ?" "Hemen kzmayn canm" diyorum. "Bakn kahveniz de olduu gibi duruyor. Bir yudum bile almadnz." "Bo verin kahveyi" diyor. "En yakn arkadam ldrld. Ben gizli rgt yesi olmakla sulanyorum." "Kimse sizi sulamyor. Arkadanza gelince, suikast dzenleyen oydu.... Sahi Fahri sizden habersiz rgte dnm olamaz m?" "Olamaz" diyor Sinan skntyla soluyarak. "nk son aylara kadar birlikteydik. rgtten ayrldktan sonra tmyle edebiyata yneldik. erde insanlar daha duygusal oluyor. Politik tutuklula/ rn arasnda iir yazmayan kii yok denecek kadar azd. Bizim edebiyatla uramz ise ok eskilere lise yllarna kadar uzanyordu. Okulda edebiyat kulbndeydik. eride yaz yazmak iin her zamankinden daha fazla zaman ve olanak vard. Ben yk, Fahri iir yazyordu. rnlerimizi dardaki dergilere yolladk. Bizim rgte yakn sanat dergilerinden birinde Fahri'nin iki iiri, benim de bir ykm yaymland. Ama rgtten ayrlnca kimse bizim rnlerimizi yaymlamaz oldu. rgtn grlerine sempati duyan dergi 'dnek' olduumuz iin rnlerimize yer vermiyordu, teki edebiyat dergileri ise yazdklarmz 'hapishane edebiyat' sayarak, ou zaman ne yazdmza bile bakmadan deerlendirme d tutuyorlard. Btn bu olumsuzluklara ramen yazmay srdryor, bu duyarsz emberi krmak isteiyle daha ok alyorduk. Birka yl sonra politika bizim iin tmyle ikinci planda kalmt. Edebiyatla yatyor edebiyatla kalkyorduk. Balarda ou didaktik olan rrflerimiz giderek olgunlamaya gerek anlamda yaznsal tat vermeye balamt. Bunu evremizdeki insanlarn tepkilerinden anlyorduk." "evrenizdeki insanlar, onlardan biri de u Cuma m ?" "Evet biri de o. Elinden geldii kadar bize gz kulak olmaya alyordu. Fahri'nin babasna sz vermi." "Edebiyat almalarnza katlan baka kimse yok muydu ?" "Bir iki hevesli oldu" diyor glmseyerek. "Ama bizim hummal almalarmz grnce, kendi duygulanmlarn szcklere dkp, bunu iir diye arkadalarnn beenilerine sunmak daha kolay geldi onlara. Birka ay sonra da ou yazmay brakt, hapishane edebiyatnn modas da gemiti zaten. Ama biz kendimizi bu modann olumsuz etkilerinden kurtaramadk. Dar ktktan sonra da hapishane edebiyatnn temsilcileri diye alnmaktan kurtulamadk. Hurufat' bu yzden kardk. Fahri benden farkl dnyordu. Akademik bir almadan yanayd, bu yzden niversiteye girdi. Edebiyatn kuramyla da ilgilenen biri olacak, onu dinlemelerini salayacakt..." Sinan anlatrken sylediklerinden, bir ey kmayacan dnyorum. Kurcalamazsam, belki de ok iyi hazrlanm bir senaryoyu bana gerek diye yutturacak. "yi de btn bunlar bana neden anlatyorsunuz" diyorum sklm bir yz ifadesiyle. "Siz sordunuz, ben de anlatyorum." "Neyi sordum?" " 'Bir devrimci ak iin adam ldrr m?' dediniz" ^

1/'I "Evet ama, hl aktan sz etmediniz ?" diyorum alayc bir glmsemeyle. "Tam oraya gelmitim" diyerek srdryor konumasn. "Dar knca Fahri niversite snavlarna girdi ve Mimar Sinan niversitesi Edebiyat Fakltesi'ni kazand, ilk gnler byk bir istekle gitti okula, ne yazk ki bu ok srmedi. Okulda retilenlerin ounun bildik, kalplam bilgiler olduunu anlamakta gecikmedi. Kendinden yaa kk, stelik de alkanlklar, davranlar olduka farkl olan rencilerin arasnda giderek sklmaya balad. Fahri'nin amac okulu bitirip yksek lisans yapmakt. Bu niyetle asistanlarn, doent ve profesrlerle ilikilerini gzlemliyordu, grdkleri hi de ho eyler deildi. Nesnel kriterlere gre deerlendirme yapmann yerini yalakalk, adam kayrmacalk gibi bilimsel almalarla uzaktan yakndan ilgisi olmayan tutum ve davranlar almt. Her grtmzde ikyeti biraz daha artyordu. Ben, yaknda okulu brakr diye dnmeye balamtm ki bir gn her ey deiiverdi. Buray ilk atmz gnlerden biriydi, Fahri ieri girdi. Uzun sredir uramyordu, onu grnce sevindim. 'Neredesin olum ?' diye biraz sitem ettim. 'Okulda taklyordum' dedi ama, onda bir deiiklik vard. Davranlarna bir sevecenlik, bir rahatlk yerlemi, yzndeki gerginlik, yerini dnyaya umutla bakan, yumuak bir ifadeye brakmt. Merakla sordum: 'Ne bu keyif? Ne oldu?' 'Yok bir ey' dedi saklayamad bir neeyle. 'Nasl yok bir ey' dedim. 'Yznden sevin fkryor.' 'Bir kzla tantm' dedi mahcupa glmseyerek. 'Eee!' 'E'si bu kadar.' 'Hi de bu kadara benzemiyor.' Ban kaldrp yzme bakt. Fahri sanki genlemi gibiydi. Bu kz ona bir tr by yapm, ocuun oturuu, duruu, konumas, glmseyii, her eyi deimiti. 'Yok yle, kolay kolay kurtulamazsn elimden' dedim. 'Anlat bakalm nedir u iin asl ?' 'Ad Mine' dedi. Kzn adn sylerken yznn ald sevecenlik gzlerimin nnden gitmiyor. Sanki dudaklanndan kutsal bir szck dklyormu gibi saygyla, en anlaml, en derin ses tonuyla fsldamt kzn adn: Mi-ne. O anda bizim olann srlsklam k olduunu anladm. Ne yalan syleyeyim biraz kskandm onu, ama daha ok da sevindim. Kz resim blmnde okuyormu. Estetik konulu bir konferansta tanmlar. Bizimki konferans veren profesrle tartm, kz da bu tartmay ilgin bulmu olacak ki, salondan ktklarnda Fahri'ye gelip konuyla ilgili bir eyler sormu. Kitap alverii derken bizim olan abay yakm kza. 'Peki kz ne diyor bu ie ?' diye sordum. Fahri'nin yz glgelenir gibi oldu. 'Galiba o da benden holanyor' dedi. 'Ama bazen yle tuhaf davranyor ki, aramzda bilmediim, gizli bir engelin varln sezer gibi oluyorum.' 'Aka konumadnz m yani.' 'Konumadk' dedi. 'Yattk, ama konumadk.' aknlkla yzne baktm. 'Ne!' 'Evet, yattk ama ne ilikimizin niteliini konutuk ne de geleceimiz hakknda bir karar aldk. Mine tuhaf bir kz. zgr yaradll. Bana hibir ey sormuyor. lgisiz deil, anlatrsam dinliyor. Ama ne soruyor ne de anlatyor.' Fahri'nin syledikleri ok tuhafma gitmedi. Mine'nin kadnca birtakm numaralar yaptn dndm. Ama on be gn sonra Fahri yklm bir halde yanma geldi. 'Ne oldu ? Ne bu halin ?' diye sordum. 'Kzn baka sevgilisi varm' dedi. 'Yapma ya!' dedim aknlkla. 'Adamdan ayrlmak istediini syledi.' 'O zaman sorun yok, iler yoluna girmi.' 'Ama adam polismi.'

'Polis mi?' Kafamdan yoksa kz da polise mi alyor, diye geti hemen. Malum biz sabkalyz ya, hl bizi izliyor olabilirlerdi. Fahri yzme bakt, sanki ne dndm anlam gibi. 'Mine, yalnzca duygusal ilikilerinin olduunu syledi. nce Mine k olmu adama, sonra o da karlk vermi. Mine zamanla soumu. Adam bu gerei kabullenememi. istersen karm da boarm demi.' 'Adam evli mi ?' diye sordum aknlkla. 'iki de ocuu varm. Mine'nin adamla ilikisi, adamn evli olmas filan neyse de bunlar daha nceden sylememesi canm skt. Kavga ettik. Her ey daha kt oldu.' Aslnda benden akl istiyordu Fahri. Ama ben de ne syleyeceimi bilemiyordum. yle sradan bir flrt falan olsa, 'Brak olum u kz' der, sorunu zerdim. Gel gr ki olan karasevdaya tutulmutu. stelik kzn syledikleri doru da olabilirdi. Bir zamanlar adam sevmi, sonra da duygulan deimitir, neden olmasn? Btn aklar er ya da ge ayn sonla yzlemek zorunda kalmazlar m?" Sinan'n dikkatle yzme bakmasndan, sorunun bana yneltilmi olduunu sanyorum. "Bilmem, ak konusunda ne yeterli bilgiye ne de deneyime sahibim" diyorum. "Szn gelii sordum zaten" diyor Sinan, iimden benden kukuland m diye geirirken o szlerini srdryor. "Fahri'yi karma alp adamakll konutum. 'Mine'ye kzarak sorunlar zemezsin' dedim. 'Git sakin kafayla konu kzla.' 'Bakalm o benimle konuacak m ?' 'Biraz nazlanr belki, ama sonunda konuur. Senden holandna gre.' Gitti Fahri. Dndmz gibi olmu. Kz onu iyi karlam. Adamla kesin olarak ilikisini bitireceini sylemi. Bizimkinin neesi yerine geldi. Ama adam kzdan vazgemeye pek niyetli grnmedi. Yine de kz kararl kt adamla grmemeye balad. Yaklak bir ay sonra Fahri'yle karlatm. Suratndan den bin para. Kz hamileymi." "Neymi?" diyorum sesimi ykselterek. Sinan tepkime bir anlam verememi: "Hamileymi" diye yineliyor olduka doal bir tavrla. "Kimden hamileymi ?" "Neden bu kadar ilgilendiniz?" "Yalnzca merak." "iyi yleyse meraknz hemen gidereyim" diyor ineleyici bir ses tonuyla. "Fahri, nce, ocuun kendinden olduunu dnyordu. Bu yzden kza evlenme teklif etmi. Ama Mine kabul etmemi." "Neden kabul etmemi?" " 'Anne olmak iin ok gencim, ocuk resim yapmama engel olur' demi." "Krtaj m olmu ?" "Mine'nin istedii buymu, ama Fahri kar km. Bu ocuun domasn istiyormu." Duyduklarmn bende uyandrd aknl gizlemek iin yapmack bir glmsemeyle soruyorum. "ok mu evcimen bir adamd bu Fahri ?" "Konu evcimenlik deil. Fahri kz gerekten de seviyordu. Bu ocuk doarsa, ikisinin arasnda hibir zaman kopmayacak bir ba oluacan dnyordu." "Kza fazla gvenmiyordu yleyse." "Tam yle olduu sylenemez. Her k, sevdiini kaybetme kaygsn tar." "Peki sonunda kz krtaj olmu mu ?" "ite bunu bilmiyoruz. nk, Fahri Antalya'ya gitmeden nce sert bir tartma gemi aralarnda. Fahri de ekip Antalya'ya gitmi, iki gn sonra da kzcaz kaybolmu zaten." "Nasl kaybolmu ?" diye soruyorum, Sinan'n tepkilerini dikkatle izleyerek. "Nasl kaybolduunu kimse bilmiyor" diyor Sinan rahat bir tavrla. "Fahri iki gn sonra Antalya'dan aryor. Kz evde bulamyor. Ertesi gn yeniden aryor,, ama kz yine yok. Belki telefon bozuktur filan diye dnerek aklna kt eyler getirmiyor. Aradan bir hafta geince polis Fahri'nin Antalya'daki evine telefon

ediyor. Annesiyle konuuyor, olun ka gndr orada, filan gibi sorular soruyorlar. Bunun zerine Fahri bir eyler olduunu anlayp, hemen istanbul'a geliyor. Mine'nin evine gidiyor. Kimseyi bulamyor. Ev sahibi olan Madam'la konuuyor, kadn Mine'nin bir haftadr eve gelmediini sylyor. Ailesinin de onu ok merak ettiini sylyor. Bunlar rendikten sonra Fahri yanma geldi. Panik iindeydi. 'Adam kz ldrd' dedi. 'imdi de ii benim zerime ykmaya alacak.' 'Adam neden ldrsn kz?' dedim. 'Belki de ocuk adamdand' dedi yklm bir halde. 'Mine'nin ocuu aldrmak iin bu kadar srar etmesi bouna deildi. Belki adam da ocuu aldrmasn istemiyordu. Bylece Mine'nin yeniden ona dneceini umuyordu. Ama Mine ocuu aldrmakta kararlyd. Tarttlar, belki kaza sonucu, belki de bilerek isteyerek onu ldrd. Mine lnce de bir yerlere saklad. imdi de beni ldrmeyi planlyor.' 'Dur hemen aklna kt eyler getirme' dedim. 'Belki de kz krtaj oldu da, bir yerlerde iyilemeyi bekliyordun' 'Hayr, burada krtaj olmay dnmyordu. On gn sonra Almanya'ya babasnn yanna gidecekti. ocuu orada aldrmaya karar vermiti.' 'Belki de oradadr, aradn m Almanya'y ?' ^ 'Annesi aram, ama yokmu. Hayr, yanlmyorum. Bu herif kza bir ktlk etti.' 'O halde olan biteni polise anlatalm' dedim. ok tuhaf bir ey sylemiim gibi uzun uzun bana bakt. 'Bize, iki eski devrimciye inanacaklar ha! ocuk olma..! Hadi inandlar, olayn stne giderler mi ? Adamn grevini bilmiyorum, ama Mine'nin sylediine gre nemli biriymi.' 'Yapacak bir eyler olmal ama' dedim. 'Tek are o herifi temizlemek. O beni ldrmeden, ben onu l-drmeliyim.' 'Sakn ha, bu her eyi daha kt bir hale sokar' dedim. ' tmyle senin zerine kalr.' 'O herif Mine'yi ldrdyse, i benim zerime kalm ya da kalmam ne fark eder' dedi. 'Samalyorsun' dedim. 'Beklemen gerek. Mine hi aklmza gelmeyen bir yere de gitmi olabilir.' Ban ellerinin iine alp kara kara dnd bir sre. 'Peki' dedi. 'Biraz daha bekleyelim, bakalm ne kacak.' O akam Fahri'yi gzaltna aldlar. Mine'yi sormular, biraz hrpalamlar. Bir ey karamaynca sabahleyin brakmlar. Gidecek kimsesi de yok. Benim yanma geldi. 'Kzn eski sevgilisini anlatsaydm' dedim Fahri'ye. 'Nasl anlatrm ?' dedi. 'Gzlerimi balamlard, belki de beni sorgulayan o herifti.' 'Adam tanyor musun ?' diye sordum. 'Bir kere Mine'yle birlikte yrrken karlatk' dedi. 'Sonra ekledi o herif benim peimi brakmayacak.' 'Moralini bozma. Senin salam kantlarn var, hibir ey yapamazlar' dedim. 'Eve gitme, gel birka gn bizde kal.' 'Yarn Gkeada'ya gideceim, Cuma'y grmeye. Bir iki gn uzaklam olurum buradan. Dnnce urarm' dedi. Ama uramad. Birka kez evine telefon ettim. 'Merak edecek bir ey yok. Ben iyiyim' dedi. O sralar adam vurmay planlyormu meer. 'Grelim' diye srar ettim. 'Tamam, ben sana geleceim' dedi. Ama gelmedi..." Sinan szlerini srdrrken, benim kafam Mine'yle megul. Hamile olduunu neden bana sylemedi? Yoksa ocuk gerekten de benden miydi ? Ayrlmadan bir ay nce sevimitik. Mine'nin evindeydik. nceleri gnlszd. steksizce karlk veriyordu plerime. Ama brakmadm. Ellerimi bacaklarnn arasna kaydrdm, henz slanmam organn okamaya baladm. Mine baylrd buna. Altmdaki bedeninin gerildiini hissettim, sonra ateli pcklerle karlk

vermeye balad. ok iyi bir sevimeydi. Sanki birbirimizi bir daha hi grmeyecekmiiz gibi. Ama sevimemiz sona erince hemen stnden atmt beni Mine. Oysa daha nceleri iinde kalmam, ylece uyumay isterdi. O sevimede hamile kalm olmal. Bana sylemesi gerekirdi. Bu benim hakkm. O benim ocuum. "Siz ne dersiniz ?" Sinan'n sorusuyla kendime geliyorum. "Hangi konuda?" "Ben kzn bana krtaj srasnda bir i geldiini dnyorum" diyor soran baklarn yzme dikerek. "Kz krtajdan lseydi, u ana kadar oktan bulunurdu. nk biri kayp olduunda polisin ilk aratraca yerler morg ve hastanelerdir. Oralar sk bir ekilde aratrmlardr. Kz lm olsayd, cesedi mutlaka bir yerlerden kard." "Ya krtaj yapan doktor korkup, cesedi sakladysa?" "Zayf olaslk. O tr durumlarda, genellikle panik halindedirler. Her eyi ellerine yzlerine bulatrrlar. Soukkanl olanlarn yaptklar en baarl i ise cesedi herkesin kolayca bulabilecei bir yere brakmaktr. Sizin tahmininize uyan bir vaka hi duymadm. Hem kz Almanya'da krtaj olmak istiyormu. Neden ocuu burada aldrmaya kalksn ki ? Ama bir kez daha aratrmakta fayda var. Asl benim merakm eken nokta Fahri'nin sizden yardm istememesi." "Hangi konuda?" diyor Sinan neyi kastettiimi anlayamam. "Polisi vurmak iin." "Onu vazgeireceimi dnmtr. Ayrca benim bam belaya sokmaktan da ekinmi olabilir. Bu ii kimseyi kantrmadan tek bana yapmay istemitir. Gazetede okuduum kadaryla da yalnzm zaten." "yleymi" diyorum. Gazetedeki haber, teki sulunun kendini gven iinde hissedip, rahat davranmas iin zellikle yanl verilmiti. "Ve btn bu olaylar sizi korkuttu?" diye ekliyorum. "Siz olsaydnz korkmaz mydnz ?" "Haklsnz korkardm. Ama sizin Fahri'ye yardm ettiinizi gsteren hibir kant yok ki. Kimse sizi sulayamaz." "Bu lkede kantsz, tanksz insanlar asld" diyor umarsz bir ses tonuyla. "Genelletirmek doru olmaz, ou rastlantsal olaylar. Gvenlik glerinin byle bir politikas yok. Ayrca sylediklerinizi de aratracam" diyerek saatime bakyorum. "Ooo vakit ge olmu, benim kalkmam gerek. Dergiler gelmi midir acaba?" "Sanrm gelmitir." "O halde izninizi isteyeceim" diyorum Masadan birlikte kalkyoruz. "Dergiyle ilgili bir probleminiz olursa, bana gelin" diyorum, merdivene yrrken. "Saolun" diyor. Gzucuyla ona bakyorum, yznde derin bir endie var. Bana bir eyler gelebileceinden korkuyor olmal. Benim dncelerim ise Cuma denen adam ile Mine'nin hamilelii arasnda gidip geliyor. On sekizinci blm Amcam, o ok sevdii lacivert takmn giymi, gsterisiz odasna pek uymayan ceviz aacndan yaplma byk masasnda oturuyor. Yarnki toplantya bugnden uyum salamaya alyor anlalan. Belki de mstearn srpriz bir ziyaretine kar hazrlkl olmak istiyor. Peki neden gzleri sknt ykl ? Sa elinin parmaklan arasnda siyah renkli, k bir dolmakalem var. Eski mstearn, baarlarndan dolay amcama hediyesi. Beni dinlerken yzme bakmak yerine, kalemle ilgilenmeyi seiyor. Gzbebeklerinin oynayndan, ban eviriine, ellerini kprdatn-dan arada bir beni szne kadar anlamlandramadm bir tedirginlik seziyorum. Oysa son grmemizde ne kadar rahatt. inin ehli, bir operasyon yrtcs kadar kendinden emin, kollarn kavuturmu olacaklar bekliyordu. Yeni gelimeler mi var acaba? Sanki benden uzak durmaya alyor; bedenini geri ekerek, koltuuna iyice yaslanp dinliyor anlattklarm. Sylediklerim bizi olayn zmne gtrecek nemli bilgiler iermesine karn,

amcam hi oral deil. Sylediklerim sona erince, her eyini yitirmek zere olan, ama durumu deitirmek iin de hibir uman kalmadn anlayan bir adamn kaytszl iinde soruyor. "Sana ate eden simiti bu Cuma m?" "Galiba o." Sanki anlattklanmn hepsi anlamsz bilgilermi, ben de onu oyalayan biriymiim gibi derinden i geiriyor. "Kesinlikle o" diye yinelemek zorunda kalyorum. Glmsemeye alyor, baaramyor; bandaki sorun her neyse epeyce nemli olmal. "Sanmakla oluyor mu bu iler?" diyor. Yenilmi ses tonu, bombo bakan gzleri beni rktyor. 180 "Fotoraf ok net deildi, ama Sinan'n syledikleri adammzn Cuma olduunu gsteriyor." "Ama adam ierdeymi." "Bir yolunu bulup km olmal." "Sonra geri mi dnd?" "Bilmiyorum. Anlayacaz." "Cezaevine gitmek mi istiyorsun?" Bam sallayarak onaylyorum sylediklerini. "Gerekli resm yazlara ihtiyacm var." Bir sre susuyor, sonra dalgn konuuyor. "Evet, onunla yzlemen doru olur. Ne zaman gitmeyi dnyorsunuz ?" "Bugn. Ama yanma Mustafa'y almayacam." Bo baklar kukulu parltlarla canlanyor. Elindeki dolmakalemi sumenin zerine brakarak, yzme bakyor. "O neden?" "Tekilattaki boboazlara dedikodu malzemesi vermemek iin." Babamnkileri andran ince dudaklarnda yapay bir glmseme beliriyor. "Bunu daha nce dnmen gerekmez miydi?" "Zararn neresinden dnersek krdr" diyorum geri adm atmayarak. "nce bu olay zelim sonra istersen, istifam da verebilirim." Sylediklerimi bir meydan okuma olarak alglyor. Yz kzaryor, mavi gzlerinin fkeyle parladn gryorum, aniden ayaa frlyor. "Aptal!" diye banyor. "Aptal! Eer bu iin arkasnda operasyon varsa deil istifan, lmn bile bir boka yaramaz." "Amca biraz sakin ol." "Sakin olmu..." diye sylenerek ktcl baklarla beni szyor. "Mstear olaanst toplantya ard beni." "Bunda ne terslik var?" "Anlamyor musun? Bu bir hesaplama toplants. Belki de beni emekliye sevk edecekler..." Demek tedirginliinin nedeni buymu. Sresi dolmamken emekliye sevk edilmek, amcam gibi yaamn mesleine adam bir istihbarat iin olduka ar bir durum. "Belki dndn gibi deildir" diyorum, alttan alarak. "Dndm gibi olsa sanki ok umurunda" diyor d krklna uram bir insann burukluu iinde. "yle syleme Amca, senin ktln istemem." "Brak palavray" diyor. "Seni ok iyi tanyorum." Belki kzmam gerek, ama yapamyorum. Tersine onun iin zlyorum. Yaamn adad her eyi bozmaya alan sorumsuz bir yeenden baka bir ey deilim ben. Hem de oul yerine konan, oul gibi sevilen bir yeen. Amcam pencereye yryor. Bedeninin hafife titrediini fark ediyorum. En g operasyonlarda bile soukkanlln yitirmeyen bu deneyimli istihbarat sanki bir anda km, yal bir adam gibi grnyor gzme. Ayaa kalkp yanna yryorum. Yaklatm fark edince, elini pencerenin pervazndan indiriyor, kmseyen baklann yzmde gezdiriyor. Aldrmadan yaklayorum. "Seni zor duruma drdm iin zr dilerim" diyorum ezik bir tavrla. "Byle olmasn istemezdim. Ama birbirimize inanmazsak, bakalarn nasl ikna..."

"Ben kimseyi ikna etmek istemiyorum" diyerek kesiyor szlerimi. "Ben gerei istiyorum." "Ben de sana gerei getireceim. Ama zel yaamm neden herkesin diline dsn ?" "Ah Sedat ah!" diyor ban sallayarak. Mavi gzlerinde aresizlii okuyorum. Bir an sanki alayacak gibi geliyor bana. "Bir kz iin mi? Btn bunlar bir kz iin mi?" Bir ey sylemiyorum. Baklarnn arl artyor yzmde. "Buna inanamyorum" diyor. "Bunu mantm kabul etmiyor. Senin gibi bir adam, k yeni kalkmaya balayan liseli bir olan gibi delice k olsun." Ne syleyeceimi bilemeden duruyorum karsnda. "yle mi ?" diye steliyor. "Neden susuyorsun, sylesene." "yle" diyorum kesin bir ifadeyle. "Aynen yle. Liseli bir ocuk gibi k oldum." Gzleri nefretle doluyor. "Yalan sylyorsun!" diyor. "Yalan sylyorsun. Sana inanmyorum. Ak, mek bunlar fasa fiso. Sen mesleini her eyin stnde tutarsn." "Tutardm" diyorum sesimi ykselterek. "Ama deitim, deitirdiniz. Bana gvenmediniz. Elimi kolumu baladnz. nancm zedelediniz." "Abartyorsun." "Hi de abartmyorum. Siyas polisin dzenledii operasyonlarn etelesini tutar hale geldim." "Terrist rgtlerin yabanc lke balantlarm aratryorsun." "Terristler balantlarn evlerinde saklayacak kadar aptal nk." "Sabrl olman gerekir." "Sabrl olmak m?.. Bunu baardm syleyebilirim. Ama sabrl olmak epeyce deitirdi beni." "Seni grevin deil, Yldrm deitirdi." "Rahat brak artk Yldnm'. Bu ite onun ne suu var?" "Biz miyiz sulu olan ?" Evet sizsiniz, demek istiyorum, dilimin ucuna kadar geliyor syleyemiyorum. "nemli olan sulu bulmak deil, olay zmek. Tekilattaki herkes bu lke iin alyor. Farkl dnyoruz diye birbirimizin kuyusunu kazmak yalnzca dmanlarmzn iine yarar." "Doru, ama buras da Beyolu Gzelletirme Dernei deil. Herkes aklna geleni sylemeye kalkarsa..." "Kimse gr belirtmesin o zaman." "Belirtsin, ama sizinki gibi rapor yazp, imza toplayarak deil." "Onlarn hepsi tekilatn glenmesi, ilerin daha iyi yrmesi iindi. Ama dladnz, tasfiye ettiniz..." "Kimse sizi tasfiye etmedi. Yldnm' kast ediyorsan o kendi isteiyle ayrld tekilattan. Ayrlmamas iin rica ettim. Dinlemedi. Bylece kiisel gvenlii zayflad. Bunu frsat bilen terrist gruplar da onu vurdular." "Ama nedense tekilat onun suikastm soruturmay stlenmedi. Yllardr bu tekilat iin baarl almalar yapm, st dzey grevlerde bulunmu, ender yetien bir yneticiye bu bile ok grld." "Hakszlk ediyorsun. Soruturma almasn bizzat ben talep ettim." "Peki ne oldu?" "Bu iin siyas polisin grev alan iinde olduunu sylediler." "Kim, askerler mi ?" "Hemen askerler mi? Sanki siviller yanl yapmazlar?" "Elbette yaparlar. Ama o zaman bamzda askerler vard. Hem de istihbaratn i'sinden bile anlamayan askerler." "Unutma bu tekilat kuranlar da askerlerdi." "Sivillemenin zaman gelmedi mi hl ?" "Geldi" diyor amcam anlaml bir glmsemeyle. "Hatta siville-tik bile. Yarnki toplantda greceiz neler olacan." "ok nemli bir ey olmayacak. Mantn deitiini sanmyorum." "Neymi o mantk ?" "Sen bilirsin." "Kendini ok zeki sanyorsun deil mi ?"

"Olduka. Ama tekilat bundan yararlanmay istemedi." "Sen de gidip o kza k oldun." fkeyle amcama bakyorum. Mavi gzlerinde sinsi bir parlt var. Bu adamla tartlmaz. Hibir ey sylemeden dnp koltuuma oturuyorum. nmdeki komodinin stnde bir sigara paketi var, ellerim kendiliinden pakete uzanyor. Bir sigara alacak oluyorum, amcamn yannda olduumu hatrlyorum. Paketi yerine brakrken, "nemi yok, yak" diyor. "Bir tane de bana ver." Yaklap, uzattm sigaray alyor. "Bugnk ilk sigaram" diyor, ben kendi sigaram dudaklarmn arasna yerletirirken. akmamla nce onunkini sonra kendiminkini yakyorum. Derin bir soluk ekiyor, sonra gzlerini ksarak keyifle flyor duman dar. Rahatlam grnyor. "Yanl anlama" diyor fkesiz, iten bir sesle. "Damarna basmak iin sormuyorum. Sadece inanmak, anlamak istiyorum. O kza neden k oldun ?" Yzne bakyorum. Az nceki sert ynetici gitmi, yerine bir zamanlar bir dost gibi konutuum amcam gelmi. "Bilmiyorum" diyorum iki elimi yana aarak. "nan, bilmiyorum. nceleri elenceli geldi. Gen bir kz, nee dolu... Meli-ke'den ok farkl... Deiikti, hotu, baka bir dnyas vard... Kapldm ite... Ne syleyebilirim ki kapldm..." Amcam sylediklerimi anlamam gibi aknlkla bakyor yzme. "Doru sylyorum" diye yineliyorum. "Nedenini bilemiyorum, ama ona k oldum." "Evlenecek miydin onunla?" diyor. Sesindeki gerginlii seziyorum; Melike'yi, belki de ocuklar dnyor. "Evlenirdim herhalde." Kzacan sanyorum, bir ey sylemiyor, yalnzca beni szyor. Baklarnda kmseme yok, fke de yok, anlamak ister gibi, zlm gibi bakyor. "Kz seninle oynam" diyor neden sonra. "ok kt oynam hem de." "Yanlyorsun" diyorum. "Beni sevmiti." "Hl onu savunuyorsun" diyor d krkl iinde. "Nasl bu kadar aymaz olabilirsin. Grmyor musun bunlarn hepsi tezgh." "Kusura bakma, ama bence yanl dnyorsun Amca." Duyduklarna inanamam gibi tuhaf bir ifadeyle bakyor yzme. Sonra baklarn yere indirip kendi kendine konuurmu gibi: "Kz ok akllym" diyor. "O terrist olan da kulland. kinizi birbirinize drp srra kadem bast. ok ustaca. Kzn babas, Metin de bu iin iinde." "Yapma Amca, evlat acsyla kavrulan zavallnn biri o." Sanki bir ryadan uyanrm gibi ban kaldrp yzme bakyor. "Senin o zavall dediin adam talya'da tek bana soruturma yrtyor. ki gn nce Roma'daki eliliimize uram. Mine'nin arkadayla grmek istemi." "Selin'lemi?" "Selin miydi ad, tamam ite o kzla." "Grmler mi?" "Hayr, Selin'in babas olaylar duyunca kznn bana bir bela gelmesinden korkmu. Bu yzden kzm Trkiye'ye gndermemi. Metin'in kzyla konumasna da izin vermemi. Ama Metin vazgememi, imdi Roma'da bir otelde kalyor, her gn eliliin kapsn andnyormu." "Ona talya'ya gitmemesini sylemitim." "Seni niye dinlesin ki, adamn kendi planlan var." "Belki de aresizliinden ne yaptn bilmiyor." "Bence ok iyi biliyor. Kusursuz bir senaryoyu adm adm oynuyor." "Bunlarn hepsi varsaym. Cuma konumadan gerei rene-meyiz." "Cuma konuursa gerein yalnzca bir yanm reneceksin. Onun bildii kadarn." "Onu sorgulamadan bunu anlayamayz..." Sigarasndan derin bir soluk aldktan sonra: "te bunda haklsn" diyor ban sallayarak. "Vakit yitirmeden yola ksam." Amcam karmdaki koltuktan kalkp masadaki yerine geiyor. Tedirginlii dalm gibi. Mavi gzbebeklerinin dnceli bir halde ar ar kprdadn

gryorum. Sumenin zerine frlatt siyah dolmakalemi yeniden eline alyor. Biraz dndkten sonra. "Cuma'y stanbul'a getirelim" diyor. Burada sorgularz." Yine o kukucu yneticinin geldiini anlyorum. i ansa brakmak istemiyor. "Vakit kayb olmaz m?" diyorum. "Sen hi merak etme. anakkale'dekiler sk ocuklardr. Herifi yarn elinde bil." "Peki" diyorum. "Ama herifi yalnz sorgulayacam." Bir an, ok ksa bir an dnyor. "Tamam ocuklar adam yumuatr, sana teslim ederler." "Anlatk" diyorum ayaa kalkarken. "atalca'daki sorgu birimini kullan. Oras sakindir." "Cuma'y oraya m getirteceksin?" "Evet, ekip sana haber verir." "Oldu..." diyorum. Kapya doru birka adm attktan sonra dnyorum, "unu bilmeni isterim, bu ii sana zarar vermeden zmeye alacam." "Tabi ge kalmadysan" diyor, beni balamadn belirten bir tavrla. Koridorda yrrken, yarnki toplantnn sonularn dnyorum. Amcam kukularnda hakl olabilir mi? Bu olanaksz gibi geliyor bana; bylesi bir deiiklik iin hibir belirti yok. Yeni ynetimin mevcut durumu koruyacan, en azndan kadro tasfiyesine gitmeyeceini sanyorum. Ama belli de olmaz. Bu lkede hibir kurum oturmam, uluslararas alandaki kck deiiklikler bile byk depremler yaratabilir. Aaya inip, kendi broma girdiimde Mustafa'y Orhan'la koyu bir sohbete dalmken buluyorum. Hafta sonu yaplacak Fe-nerbahe-Galatasaray man tartyorlar. Mustafa'nn fanatik dzeyde Fenerli olduunu biliyorum da Orhan'n takm tuttuunu bilmezdim. "te bir Fenerli daha" diyor Orhan beni grnce. Davranla-rndaki yapaylk o kadar belirgin ki, bizim odaya ma tartmak iin deil bilgi toplamak iin geldiini hemen anlyorum. Umarm Mustafa durumun farknda deildir. "Merhaba" diyorum souk bir tavrla. Mustafa hemen toparlanyor, Orhan tnmyor bile. Sa elini aarak "Size be ekeceiz" diyor. "Eminim ekersiniz" diyorum, kaytsz bir sesle. "Siz Fenerliler ok fanatiksiniz" diyor, Orhan. "Niye Orhan Bey ne yaptk ki ?" diyor Mustafa safa. "Kalkp bronuza geliyoruz, bir ay bile sylemediniz." Mustafa saygl ocuk, kendinden yal meslektan krmyor. "Kusura bakmayn, tartmaya daldk. imdi kendim getiririm" diyerek ay almaya yollanyor. Mustafa kar kmaz, Orhan hemen masama doru yaklai yor. Yznde amcamnkine benzer bir endie var. Aradaki fark amcam olacaklar kabullenmi, bir anlamda endiesini yenmi gibiydi, Orhan ise korkudan gzbebeklerinin iine kadar sararm durumda. "Galiba bu defa iimiz tamam Sedat" diyor dudaklar titreyerek. "Eyalarn toplamaya balayabilirsin, defterimizi duruyorlar." "Kim, neyi duruyor?" "Yeni mstear, yarn daire bakanlarn olaanst toplantya arm." "Ne olmu armsa?" "Olum anlamyor musun ? Tekilat ii ilikileri ele alacaklarm. Tekilat alanlar arasndaki psikolojik birlii, ball yeniden dzenleyeceklermi." "Ne ktlk var bunda?" "Yahu Sedat bilmezmi gibi konuma. Bu birilerinin tasfiyesi demek. O birileri de bizden bakas deil." Sanki zm ararm gibi skntyla ban saa sola eviriyor, sonra birden yzme bakyor. "Belki" diyor. "Belki amcanla konumamz gerekir." "Amcamla m ? Neyi ?" "Rapor iinde nayak olan kiinin Yldrm olduunu."

"Sen ne diyorsun Orhan ?" diyorum, karmdaki kiinin bu kadar alalabileceine inanamayarak. "Yanl geliyor deil mi ? Ama nce kendimizi korumalyz. Yldrm da bizim yerimizde olsayd eminim ayn eyi yapard." "Yapmazd" diyorum fkeyle. "Olay niye tersinden alyorsun. Nasl olsa Yldrm ld. Ona artk ktlk yapamazlar. Ama biz yayoruz. u anda kendimizi korumaktan baka are yok. Belki yarn artlar..." "Sen ldrmsn olum" diyorum szn keserek. "Git izin al, biraz dinlen." "Merak etme yarn hepimizi izne ayracaklar zaten." "Ayrsnlar. Kurtulmu oluruz bylece." Bir an tuhaf bir ifadeyle yzme bakyor. Sonra kurnazca glmsyor. Gya beni zayf yerimden yakalayacak. "Tekilat onlara brakacaksn yani. Yldrm'n katillerine." "Hassiktir ulan..." diyorum. "Ne biim konuuyorsun, kendine gel Sedat." "Asl sen kendine gel. u haline bak. dn bokuna karm." "Ben yalnzca kendim iin deil senin iin de kayglanyorum." "Brak bu ucuz numaralan. Ya efendi efendi olacaklar bekle. Ya da git kiminle istiyorsan onunla konu. Ama beni bu ilere bulatrma." "Parlama hemen, neden kzyorsun ?" "Kzmyorum... zninle benim yapacak ilerim var." "ay gelecekti" diyor, btn o azarlamalarmdan sonra hl arszca glerek. "Yolda alrsn ayn." "Demek sen de terk ediyorsun bizi." eytan diyor suratnn ortasna bir tane yaptr. "O tr ileri senin gibi cibiliyetsizler yapar" demekle yetiniyorum. "Ben, lm de olsalar arkadalarm satmam." "Sen bana kzdn" diyor, kadns bir rahatlkla. "Hadi Orhan, hadi" diyorum. "Bugnlk bu kadar yeter." Orhan tam kalkacakken, Mustafa elinde ay bardaklaryla ieri giriyor. "Gidiyor musunuz ?" diye soruyor aknlkla. "Aadan aryorlar" diyor Orhan. "aynz alsaydnz" diyor Mustafa. "Saol, benimkini Sedat isin." Kapdan kacakken yeniden dnyor. "Konutuklarmz aramzda kalacak deil mi?" Boynunu bkm, af dileyen gzlerle bakyor. "Tamam" diyorum skntyla oflayarak. "Kar takma para yedirdiinizi Mustafa'ya sylemem." Ylk bir ifade beliriyor suratnda. "Sakn syleme" diyor glerek. Kapy ap kyor. Bu herifin bu kadar yreksiz olduunu bilmezdim. yi arkadalar semiiz kendimize dorusu. "ike mi yapmlar?" diyor Mustafa elindeki ay bardan masama koyarken. "Bo ver onu da, iimize bakalm" diyorum. "stanbul'da krtaj yapan, resm ve zel tm hastane ya da hastane benzeri yerlerin listesini karman istiyorum. Oralar tek tek dolap Mine'yi sor. Kzn hamile olduunu rendik. ocuu aldrmay dnyormu. Krtaj srasnda bana bir ey gelmi olabilir." Mustafa'nn gzlerinde bir n kurnazca yanp sndn gryorum. On dokuzuncu blm Derinden gelen bir zil sesiyle uyanyorum. Sanki yine o ssz, ykk dkk konan nndeyim, ses yine arkadaki telefon kulbesinden geliyor. Koup amalym, diye dnyorum. Hareket etmek istiyorum, ama kprdayamyorum. Skntm oalrken zil sesi yaklayor yaklayor.... Gzlerimi atmda Melike'nin zerime eilmi, bana baktn gryorum. Karanla ramen gzlerindeki merak fark ediyorum. Grdm d zmeye mi, yoksa cesaret edip soramad gerei uykuda yaptm konumalardan m renmeye alyor, bilmiyorum. "Telefon alyor" diyorum. "Neden beni uyandrmadn ?" "ok derin uyuyordun" diyor, efkatli bir ses tonuyla. "Kyamadm. Bakma telefona, her kimse yarn arasn."

"Olmaz" diyerek frlyorum yataktan. "nemli bir haber bekliyorum." Odamn ii souk. Urperiyorum. Aldrmadan telefona yneliyo-rum. Telefondaki kii evde olduumdan o kadar emin ki art arda aldrmay srdryor. Drdnc alnda kaldryorum. "Alo?" "Sedat Bey'le mi gryorum?" diyor tanmadm bir ses. "Evet, buyurun!" "Ben anakkale'den Tevfik. smet Bey..." "smet Bey mi? Evet... evet, anladm." "Kusura bakmayn sizi uyandrdk, ama smet Bey iin nemli olduunu syledi." "Doru sylemi. Cuma'y bulabildiniz mi ?" "Evet, u anda yanmzda." "Siz neredesiniz ?" "atalca'dan aryoruz." "Geldiniz yani." "Bir saat kadar oluyor." "Bravo, ok abuksunuz. Ben de hemen geliyorum." Almac yerine koyarken, Melike yanma gelip, srtma bir hrka rtyor. "Gidiyor musun ?" diyor. "Evet, bana ate eden adam bulduk" diyerek elbiselerimin bulunduu dolaba doru yneliyorum. "Gitmeden bir eyler attrsaydn" diyor Melike peim sra gelerek. "Vaktim yok, hemen kmam lazm." "Hi deilse bir bardak st staym." "Saol, hibir ey istemiyorum." Yzm ykamam, giyinmem be dakikay bulmuyor. Kapdan karken Melike: "Dikkatli ol" diyor. "Erken yetieceim diye arabay hzl kullanma." "Merak etme" diyorum. "Hadi sen de git uyu." "Hoa kal" diyor, ben kapdan karken. Asansre binene kadar kapnn aralndan beni szyor. atalca'daki sorgu birimi bir iftlik evi grnmnde. atal-ca'ya on kilometre kala asfalttan ayrlp, toprak bir yola sapyorum. Daha nce iki kez gelmitim buraya, ilkinde bir Bulgar ajannn sorgulanmasnda bulunmutum, ikincisinde bizim tarafa angaje olan Suriyeli bir ajan saklamtk. Ortalk aard aaracak. atalca'nn bu yresinde toprak pek verimli deil, bizimkiler zellikle byle gzlerden uzak bir yeri semi olmallar. Avclar dnda kimsenin yolu dmez buralara. On be dakika kadar, sabah ayaznda buz tutmu nemli topran zerinde ilerledikten sonra iftlik evi grnyor. Daha nce gelmi olmama ramen, drt yan kaln duvarlarla evrili evin sabah alacasmdaki koyu glgeli grntsn yadrgyorum. Nedenini bilemediim bir yabanclama duygusu doluyor iime. Benim Ford'u birka kilometre teden gren bir grevli, byk demir kapnn nnde karlyor beni. Karanln azalmasyla giderek etkisini yitiren farlarn grevlinin yzn aydnlatacak kadar gc var hl. Adam tanmyorum. Onun da beni taramayacan sanarak, pencereyi ap, kimliimi uzatyorum. Adam yaklayor. "Kimlik istemez Sedat Bey" diyor. "Daha nce karlam mydk ?" diye soruyorum. "Birka kez" diyor. "Benim adm Hayri. Eskiden Yldnm'la birlikte alrdk." "Keskin Hayri" szckleri dklyor dilimden. : "Evet, ta kendisi" diyor, sonra alayc bir tonda ekliyor. "Tekilatn en iyi atcs. Yldrm' bile gemitim." Dikkatle ona bakyorum. ok zayf olduunu gryorum. Belleim beni yanltmyorsa, bir ara ar bir hastalk geirdiini sylemilerdi. Yzmdeki ifadeden ne dndm anlyor mu ne? "Yalandk artk" diyor. "Eski gnler geride kald. Sen onlara yetiemedin, rahmetli Yldnm'la ne iler evirmitik." "Duymutum" diyorum gptayla bakarak. "ok eskilerde kald" diye yineliyor, sonra sa eliyle binay gstererek ekliyor. "Buras benim iin son durak... Neyse... Kapy aaym da ieri gir. Seni bekliyorlar."

Kapya doru yneliyor, topalladn fark ediyorum. Sa ayan adeta srkleyerek ilerliyor. Ermeni terristlere kar yaplan operasyonlardan birinde dizkapandan vurulmu. O gnden sonra aktif grevden almlar. Hayri kapy yana doru itiyor. Ar kap raylarn zerinde bir ty gibi kayarak alyor. Arabamla ieri giriyorum. Evin geni basamaklarnn nnde duran, anakkale plakal koyu renk cipin yanna park ediyorum. Arabadan karken, Hayri sa ayan sryerek yetiiyor. Bayla cipi iaret ederek: "Bu ocuklar tanmyorum, stanbul'dan deiller galiba." Byle sorular sormamas gerektiini biliyor olmal, ama ona kzamyorum. "Deiller" demekle yetiniyorum. "Grrz" diyerek eve giriyorum. Uzunca, karanlk holn banda, baheyi gzleyen bir kii oturuyor. Ben ieri girince ayaa kalkyor. Yzn seemiyorum, gvenlik grevlilerinden biri olmal. Yaklanca tanyorum; Tahir. Amcamn en gvendii adamlardan biri. "Merhaba" diyorum. "Gnaydn, Sedat Bey" diyor saygl bir tavrla, sonra eliyle bodruma inen merdiveni gsteriyor. "Alt katta sizi bekliyorlar." "Tamam saol." Daire bakanlarnn toplants olmasa amcam da burada olurdu, diye geiyor aklmdan. Gece ge saatlere kadar notlar alm, nasl konuacan kurmutur. Yine de yokluu hissedilsin istemiyor. En iyi adamn yollam buraya. Merdivenlerden aa inip alacakaranlk bir holden geerek, aydnlk bir odaya giriyorum. Odada kii var. Beni grnce konumay brakp, oturduklar koltuklardan ayaa kalkyorlar. Kel kafal, iriyan olan, bir adm yaklap elini uzatyor: "Ben Tevfk, telefonda konumutuk" diyor. "Merhaba, naslsn?" diyorum. "Saolun" diyor "Biraz yorgunuz btn gece araba kullandk." Yanndakilere bakyorum. Ksa boylu tknaz olan tanmyorum. Uzattm eli skarken: "Ben Sadi" diyor. teki kiiyi tanyorum, bu da amcamm gvendii adamlardan Hikmet. Kendisine baktm grnce glmsyor. "smet Bey size yardmc olmam iin gnderdi" diyor. "Adamn zorluk karacan sanmyorum" diyor Tevfk kendinden emin bir tavrla, yandaki sorgu odasnn iini gsteren byk pencereyi iaret ederek. "Onun iinde iyice yumuamtr." Pencereye yaklaarak ieri bakyorum. Sorgu odasnn ortasnda, yaklak bir metreye bir metre boyutlarnda, kasay andran metal bir kutu duruyor. "anakkale'den beri bunun iinde mi tadnz!" diye soruyorum aknlkla. "anakkale'den deil Gkeada'dan beri. Herifin dayankl biri olduunu sylediler. yle sopayla falan sonu alamazmz. 'Beklemedii yntemler kullann' dediler." "Havaszlktan lm olmasn?" diyorum kaygyla. "Merak etmeyin Sedat Bey" diyor Tevfik. "Ona bir ey olmaz. lk kez kullanmyoruz bu kutuyu." "Hi konutunuz mu onunla?" "Elbette hayr. Belirsizlik ne kadar uzun srerse direnci o kadar abuk krlr." "Anladm, anladm da, sizden ricam, hemen ieri girip u adam dar karmanz." Tevfik gvensiz, hatta kmser bir bak frlatyor yzme, ama dediimi yapmaktan da geri durmuyor. Sadi'yi de yanna alarak sorgu odasna giriyor. Onlar camdan izliyorum. Sandn bana geliyorlar. Tevfik cebinden kard kk bir anahtarla ayor metal kutunun kilidini. Sonra kapa usulca kaldryor. Kapak kalknca, gzleri siyah bantla balanm bir adam tedirginlik iinde uzatyor ban. Onu ilk grdmde simitiye benzetemiyorum. Kafas kel, ama yznde sakal var. stelik siyah bant gzleriyle birlikte, neredeyse alnnn yansm da kapatm. Adam suikast yerinde yle ksa bir an grdm ki kolay kolay emin olamyorum. Yzm adeta cama yaptrarak her hareketini ilgiyle izliyorum. Adamn ilk ekingenlii geince kapatld kutudan kurtulmaya alyor. Ama beceremiyor. Tevfik ile Sadi, karyorlar kutudan.

Ellerinin arkadan balanm olduunu gryorum. Tevfik bir eyler sylyor, adam kendisine vuracam sanarak, korkuyla ban yana ekiyor. te o an, boynunu yana yatrndan tanr gibi oluyorum onu. Hi unutmuyorum, ben vurulduumda, kendimi kurtarmak umuduyla geliigzel ate etmeye baladmda da ayn hareketi yapmt. Yine de emin olmak iin gzlerini grmeliyim. Tevfik kutudan kardklar adam ayaklannn zerinde durmaya zorluyor. Ama ayaklan iyice uyumu olan adam kendi bana duramyor yere dyor. Tevfik onu ayaa kalkmas iin zorluyor. Adam abalyor, ama beceremiyor. Tevfik serte bir eyler sylyor. Sylediklerini kestiremiyorum, sannm kfrediyor. Artk ne konutuklann duysak iyi olacak. Camn yanndaki hoparlr dmesini gstererek: "unu a" diyorum Hikmet'e. steimi hemen yerine getiriyor ve orann ii Tevfk'in sesiyle doluyor. "... koyduumun gavat, kalk ayaa." Adam ayaa kalkmyor, ama kin ykl bir sesle: "Kfretme" diyor. Tevfik gl kollarn iki yana aarak anlaml anlaml bam yana sallyor, sonra Sadi'ye dnerek: "Kaldr unu" diyor. Sadi, yerdeki adamn arkasna geiyor, koltuk altlanndan tutup ayaa kaldnyor. Braksa decek, adam ayakta glkle duruyor. Tevfik yaklayor. "Sen ne dedin lan ?" diyor. "Kfretme dedim" diyor adam ezik ama kararl bir tavrla. "Bana kfretme." "Peki o zaman" diyor Tevfik yumuak bir ses tonuyla ve hafife geriye doru yaylanarak adamn suratnn tam ortasna okkal bir yumruk indiriyor. Adamn ba arkaya doru savruluyor. Zamannda geri ekilmese Sadi'ye arpacak. Ama Sadi annda kendini yana atyor, adamcaz da srtst yere yklyor. Sadi kt kt bakyor Tevfk'e. Ama arkada ona aldrmadan yerde kvranan adamn bana geliyor. "Bu kfrden daha m iyi ?" diyor. Adam dizlerinin zerinde doruluyor, burun deliklerinden szan kann krl byklarn kzla boyayarak azna doru szl-dn gryorum. "Daha iyi" diyor adam glkle soluyarak. Tevfik sinirli sinirli glyor. "Bak ne kadar namuslu biri" diyor. Onu iyice benzetmeye kararl. Ama adam bana sa lazm, yznn gznn patlamas da iime pek gelmez. Sorgu odasna seslenen mikrofonun bana geiyorum hemen. "kiniz de dar gelin" diyorum mekanik bir ses tonuyla. arm Tevfk'in hevesini kursanda brakyor, ama aresiz uyuyor. Bizimkiler odadan karken adam dizlerinin stnde doruluyor. Burnundan damlayan kann yerde kk, kara bir birikinti oluturduunu gryorum. Tevfik ile Sadi ieri girerken, ben duvardaki kk ecza dolabndan pamuk ve kolonya alyorum. Tevfik yanma yaklayor, sanki sormuum gibi: "Yeterince yumuamam" diyor. "Bence henz sorguya hazr deil." "Tamam Tevfik" diyorum. "Onu buraya kadar getirerek ok yardmc oldunuz. Artk biraz dinlenin. Yatak odas yukarda. Hikmet sizi gtrr. kp biraz uyuyun." Sonra Hikmet'e dnyorum. "stersen sen de uyuyabilirsin ya da Tahir'le nbet blm yapn." "Onu tek banza m sorgulayacaksnz?" diyor Tevfik aknlkla. "Sen bunlar dnme" diyorum kaygsz bir tavrla. "Git iyi bir uyku ek. Btn gece yol tepmisiniz." "Siz bilirsiniz, ama herif etin ceviz. Babas ile karsn gzn krpmadan doram." "Uyarn iin saol, dikkatli olurum." in tuhaf Hikmet srar etmiyor. Amcam beni rahat brakmasn sylemi olmal. "Bana ihtiyacnz olursa, Tahir'in yannda olacam" demekle yetiniyor. "Tamam, size iyi uykular" diyorum. Onlar knca, dnp sorguyu izlememeleri iin kapy kapatyorum. Burann anahtar yalnzca kapdaki Keskin Hayri'de olmal. O da bunlara anahtar filan vermez. Pamukla kolonyay alp sorgu odasna geiyorum. Kapnn aldn, duyan adam toparlanyor. Yanna yaklayorum. Tedirgin, ban saknmaya alyor.

"Korkma" diyorum. "Sana vurmayacam." Dikkatle dinliyor szlerimi. Ama yine de tedirgin. Burnundan akan kan silmek iin pamuu yaklatrdmda panik iinde ban geriye atyor. "Korkma" diye yineliyorum. "Yzn temizleyeceim." Dudaklarnn stnde pamuun yumuakln hissedince biraz sakinleiyor. Kolonyal pamukla dudaklarnn stndeki kan siliyorum. Burun deliklerine iki pamuk tamponu yapyorum. Sonra onu ayaa kaldrarak, kedeki masaya doru gtryorum. Ayaklan hl almam, glkle yryor. Masann bandaki sandalyeye oturtuyorum. Kan bulaan ellerimi de kolonyal pamukla temizledikten sonra bir sandalye ekip karsna yerleiyorum. Siyah bandn altnda gzlerinin panik iinde kprdandn hissediyorum. Neden burada olduunu artk anlamtr herhalde. Dikkatle yzne bakyorum. Gzlerini rten siyah banda karn imdi onu tanyorum, bu adam kesinlikle o; bu bana ate eden simiti. "Sigara ier misin Cuma?" diye soruyorum. "erim" diyor. Cebimdeki paketten bir tane karp dudaklarna yerletiriyorum. Hl rkek. akmamla sigarasn yakyorum. Sigarasnn yandnn farknda deil. "eksene iine" diyorum. Derin bir soluk alyor. Sekiz saatten beri yaad en byk keyif bu olsa gerek. Bir soluk daha ekiyor. Sigarasn dudaklarndan alp, masann zerindeki tahta klln kenarna koyuyorum. "Kelepe bileime oturdu" diyor. "Kusura bakma ama, onu karamam" diyorum kesin bir ifadeyle. "Ama sorgunu bir an nce bitirmeye alacam. Tabi sen de bana yardmc olursan." "Olurum, niye olmayaym?" "Seni buraya neden getirdiimizi biliyor musun ?" "Bilmem" diyor gereinden fazla sert bir ses tonuyla. "Fahri'nin yznden" diyorum. Hibir ey sylemiyor. "Fahri'yi tanyorsun deil mi ?" diye steliyorum. "Tanrm" diyor. "Bir arkadamz ldrmeye kalkmsnz." "Ben mahpushanedeydim" diyor sanki ezberlemi gibi. "ylemi?" Sesimdeki alayc tny fark etti mi bilmiyorum, ama bir sre susuyor, sonra ban ne doru sallayarak: "Ben mahpusum" diyor. "Beni mahpustan getirdiler buraya." "Anlalan kollarndaki an biraz daha srecek. Ben ii kolaylatrmaya alyorum, sen zora sokuyorsun. Yine de sana yardmc olacam" diyerek ayaa kalkyorum. Arkasna geip gzlerindeki band zyorum. Aydnlk gzlerini kamatryor. Yeniden karsna oturuyorum. Gzlerinin kamamas geip de her eyi net grmeye balaynca, bu kyl yzl adamn gizlemeye almasna karn iten ie sarsldn gryorum. Yumuak bir tavrla glmseyerek: "Beni tandn deil mi?" diye soruyorum. Baklarn kanp, kl tablasndaki sigaraya bakyor. Sigarasn alp dudaklanna doru uzatyorum yeniden. Sanki konumaktan ekinir gibi ban sallayarak istemediini belirtiyor. Sigaray yeniden klln kenarna koyarken: "Bak Cuma" diyorum ayn sakin ses tonuyla. "Bo yere kendine eziyet ettirme. kimiz de nerede karlatmz ok iyi biliyoruz." "Ben seni tanmam" diyor. "Tanrsn" diyorum yzne bakarak, "iyi tanrsn." Israrm onu fazla etkilemiyor, az nce yedii yumruk nedeniyle altlar hafife morarmaya balayan gzlerinde korkudan ok keder var. "Hem artk saklayacak bir ey de yok" diyorum iskemleye yas-larak. "Fahri lmeden nce olanlar anlatt bize." Szlerim yznde aknlkla kark bir d krkl yaratyor. "Anlatt m ?" Sonra etkisi geiyor, kurnazca glmsyor. "Yalan sylyorsun, Fahri atmada lm" diyor. "Gazetelere yle syledik" diyorum. "Fahri atmada ar yaraland, ama hemen lmedi. Onu sorguladk. Neler olup bittiyse hepsini syledi bize." Sanki gerek yzmde yazlym gibi dikkatle bana bakyor. Kafasndaki ikircim o kadar belirgin ki neler dndn harfi harfine tahmin edebilirim. "Benim hibir eyle ilgim yok. Hem Fahri benim hakkmda kt bir ey sylemez."

"Seni nasl bulduk o zaman ?" diyorum doal bir tavrla. "Son derece akllca bir plan yapmsnz. Fahri anlatmasayd, seni bulmamz imknszd." "inanmam" diyor. "Fahri bunu bana yapmaz." "Yaralanmt, mitsizdi. Olay btn ynleriyle anlatt." Az nceki d krkl gelip yzne oturuyor. "Her eyi mi?" diyerek yzme bakyor. 197 "Her eyi." "inanmam" diyor yeniden, "inanmam. Akln yitirmitir." Fahri'nin kendini ele vermesinden ok arkadann zlm olmasna zlr gibi bir hali var. "Doru" diyorum. "Kurun kafatasn zedelemiti." Tuhaf, yzndeki d krkl kayboluyor. "Yoksa konumazd Fahri" diyor hakl kmann gururuyla. "Aklm yitirmeseydi konumazd." "Belki de haklsn" diyorum. "Kurun kafasna demeseydi konumazd. Ama artk olanlar biliyoruz." "O zaman beni niye buraya getirdiler ?" diye soruyor damdan dercesine. Sesindeki meydan okuyu yle belirgin ki ona iyi davrandma piman olacam neredeyse. "Yoksa unuttun mu, bana kurun skmtn..." diyorum alayc bir tavrla. "Hem kz bulamadk hl." Cuma'nn yz glgelenip^aln kryor. "Tanyorsun deil mi" diyorum. "Mine'den sz ediyorum. Fah-ri'yle birlikte..." "Tamam, Fahri anlatt ama" diyor atk kalarnn altndaki glgeli gzlerini yzme dikerek. "Kz anlatt ama..." "Amas ne ?" Alnndaki krklk daha da artyor. "Neden ekmiyorsun anlatsana" diye steliyorum. nce derin bir soluk alyor, sonra: "Valla, Fahri'nin sylediine gre kz sen ldrmsn" diyor. "Ben mi?" diyorum dizginleyemediim bir fkeyle. Cuma, sen renmek istedin ben de anlattm dercesine bakyor. Oyun mu oynuyor, yoksa Fahri mi onu byle kandrd, anlamaya alyorum, iten grnyor. Burun deliklerini tkadm tampon pamuklarn kzl renge dntn gryorum, az sonra kan yine krl byklarn boyayacak. "Neden ldrecekmiim Mine'yi ?" "Kz seni brakp ona sevdalannca ok kzmsn. Fahri'nin kz elinden almasna dayanamamsn. stelik suu da onun stne atmaya kalkmsn." "Bir dakika, bir dakika" diyorum, "Sakin ol, u ii batan, yava yava anlat." Cuma'nn yznde skntl bir ifade beliriyor, itiraz edeceini sanyorum, ama o utanarak. "nce bir ayakyoluna gitmem lazm" diyor. "Peki" diyorum. "Kalk bakalm." Yirminci blm Kalkt sandalyeye oturtuyorum Cuma'y tuvaletten dnnce. Burnundaki tamponlar deitiriyorum. Burun deliklerinden hl hafife kan szyor. Gzlerinin altndaki morluk artmasna karn, biraz daha rahatlam grnyor. "Su var myd ?" diye soruyor evresine baknarak. Kalkp ona bir bardak su getiriyorum. Kana kana iiyor. "Karnn da ackmtr senin." "Saol, istemem" diyor. "u i bitsin, beni kouuma teslim edin yeter." "yi o zaman anlat bakalm." "Sen sor ki anlataym." "Fahri'ye neden yardm ettin ?" "Yiit adamdr Fahri" diyor. "Has st emmi..." "Babas askerde albaynm." Bunu biliyor olmam tuhafna gidiyor. "Bunu da Fahri mi syledi ?" "Baka kim sylemi olabilir ki? Babasn ok severmisin." "Allah rahmet eylesin, ei menendi bulunmaz bir adamd Nazmi Albay."

"Onun araclyla m tantn Fahri'yle ?" "yle saylr. Fahri'yi ocukluundan bilirim. Ben asker oca-ndayken o sekiz on yalarndayd. Bindii atn yularndan tutar, onu garnizonda gezdirirdim. Ama sonra ayn mahpus damnda bulunmuuz, havalandrmada, kantinde yan yana, srt srta gelmiiz de bilemedim onu. Ta ki grte Fahri'yi Nazmi Albaymn yannda grnceye kadar." "Siyaslerle ayn yerde mi bulunuyordunuz ?" "anakkale mahpusunda yleydi. Karktk. Ak grte de hepimiz ayn yerde toplanrdk, ite o ak gr gnlerinden birinde karlatk albaymla. Herhalde eker Bayram'yd. Baktm kapda Nazmi Albaym; ihtiyarlam, km ama, baklarnda yine o sertlik, o yiitlik. Hemen sarldm eline. yle bir bakt, gzlerini krparak. 'Benim Albaym, ben Cuma' dedim. Yz d: 'Akabelli Cuma' dedi. Eskiden yle kolay kolay glmezdi, demek yalannca yrei yumuam. 'Cuma olum ne iin var burada?' diye sordu. 'Bildiin mesele Albaym' dedim. Bir adm gerileyip yle bir bakt bana, bir eyi hatrlayamad zaman hep byle yapard. Yz glgelendi. 'ldrdn m baban?' diye sordu. 'ldrdm' dedim. 'Hem babam hem karm ldrdm.' 'Yazk' dedi. 'Karna yazk etmisin.' 'Yok' dedim. 'Bildiin gibi deil, yazk etmedim'." "Gerekten de ldrdn m onlar ?" diyorum inanmam gzlerle Cuma'ya bakarak. "nsana bo yere mebbet hapis verirler mi?" "Peki neden ldrdn onlar ?" "Namus meselesi" diyerek kestirip atyor Cuma. Paketten bir sigara karp Cuma'nn dudaklarna yerletiriyorum. Kar kmyor. Yaktm sigaradan art arda iki derin nefes ekiyor. Sigaray azndan alp, elimde tutuyorum. "Yani" diyorum. "Baban karna sarkntlk m yapm ?" "Versene u cgaray" diyor. Yeniden dudaklarnn arasna koyuyorum sigaray, derin bir duman daha ekiyor. "Nazmi Albaym da aynen senin gibi sormutu" diyor. Aznda sigarayla konumas g oluyor. Alyorum sigaray. "Asker ocandaym o zaman, acemi erlii bitireli drt ay olmu, daha on iki ay var afaa. Nazmi Albaymn huzurundaym. Daymn gnderdii mektubu alm, beynimden vurulmua dnmtm. Namus ii, pis i herkese de sylenmez. Doru Nazmi Albay'n huzuruna ktm. Hal byle byle, dedim. 'Vay erefsiz' diye sylendi. 'Vay erefsiz herif. Sen vatanm korumak iin buraya gel, o da karma gz koysun. Olacak i mi bu!' 'Bana izin verin, gidip u ii temizleyeyim Albaym' dedim. Bir ey sylemedi, arkasndaki elik kasay at. Kasadan bir silah kard. Masaya koydu, silahn zerine de biraz para. 'Al bunlar. Sana istediin kadar da izin, iini hallet, gel. Ama kimseye grnme. Soran olursa sen asker ocandan hi ayrlmadn' dedi. zu 'Saol Albaym' diyerek eline sarldm. ptrmedi. 'Bu benim grevim. Senin namusun benim namusumdur' dedi. Hemen o gn bindim otobse. Kasabaya gece vardm. Bizim kyle kasabann aras ok deil, yryerek bir saat ya eker ya ekmez. Albaymn syledii gibi, kimseye grnmemek iin ge-ceyans ineceim kye. Babam temizleyip dneceim komutanmn yanna. Ama olmad. Kasabadan kye yrrken, oban Musa grd. Ha kydeki herkes grm ha oban Musa, yle geveze bir adam ki. Grsn dedim, kendi kendime. Ben namusumu temizleyeyim de. oban Musa da benim kye girdiimi grm olsun. oban Musa'nn selamna karlk vermeden yrdm burnumun dikine. Bir iki ard ardmdan, ses vermeyince vazgeti. Kye vardmda sabah ezan okundu okunacak. Sokakta kimseler yok. Yine de temkinliyim, duvar kenarlarndan yryp vardm bizim evin bahesine. Tahta kapy araladm ki kuyunun banda biri var. Baktm babam, aptes alyor, namaz klacak. Kapnn altnda durup, yle bir baktm babama. Ayn aydnl kamburlam glgesini ayaklarmn dibine kadar uzatyor. Bana benzemez babam, bir

ba daha ksadr benden. Kara kuru irkin bir adam. Onun alacakaranlkta iyice kamburlaan bedenine baktka daha da fkelendim. Albaymn verdii tabancay belimden kardm gibi arkadan atladm zerine. Neye uradn ard. Kuyunun yanndaki yalan nne ykld. Ben stndeyim. Yz yere dnk. Ban evirmeye alyor. Yzn grsem kt olacam, grmek istemiyorum. Bastrdm amura. 'Bre erefsiz herif dedim, tabancay boynuna batrarak, 'insan gelinine, kzna musallat olur mu ?' 'Cuma' dedi, sesimden tanm. 'Cuma, etme olum, benim bir suum yok.' Yalvannca kendime gvenim artt. Srtst evirdim onu. Yzne baktm. Utan iindeydi. 'Salavat getir' dedim. 'Etme olum, benim bir suum yok' dedi yine. Balad alamaya. Babam hi alarken grmemitim. Anam ldnde bile alamamt. Bir tuhaf oldum. Yzne biraz daha baksam, onu vu-ramayacam. Elimle yzn yan evirdim. Babam bakt, benden kurtulu yok salavat getirmeye balad. Salavatru bitirsin basacam tetie. Birden evin klar yanmaz m? Grltmze uyanmlar. Bir anda ev ahalisi skn etti dar, nce abim, arkasndan kk kardeim derken onlarn avratlar, bizimki ortalkta yok. Elimde silah beni babamn stnde grnce kendisini de ldururum diye korkmu olacak. O anda en ok anamn lm olmasna krettim. yi ki lm de bu gnleri grmemiti. Neyse uzatmayalm, ben tetie basamadan kardelerim gelip aldlar babam elimden. Ama artk o evde durur muyum, aldm avradm gtrdm babasnn evine. Giderken de eek sudan gelinceye kadar dvdm. Babasna teslim ettim. Bu sizin kznz dedim. Ka-ynbabamn beti benzi att. Kzn bo koyacam zannetti. Merak etme, kan yine benim kar, dedim. Askerden dnnceye kadar size teslim. Onun namusundan da her bir eyinden de siz mesulsnz. Ona gre. Ertesi gn de yola dp garnizona dndm. ktm albaymn karsna, aldm emaneti teslim ettim. Durum byle byle diye de olan biteni anlattm. Albaym, srtm svazlad. 'yi yapmsn, Allah'ndan bulsun' dedi." "Sonra?" diye soruyorum merakla Cuma'ya. "Sigaray sndrdn" diyor bayla kll gstererek. Yenisini veriyorum, st ste birka derin soluk ektikten sonra devam ediyor yksne. "Sonra askerlik bitti. Eve dndm. Ama artk kyde banna-mam. Kasabada bir rr fabrikas alm. Daymn yardmyla orda i buldum. Avrad da alp kasabaya tandm. Byle byle drt yl geti. Bu arada bir de kzmz oldu. Ben de rr fabrikasnda sivrildim, usta iilie ykseldim. Bir gn kasabadaki byk trafo yand, btn elektrikler kesildi. Kasabada tamir edecek kimse yokmu, ehre haber salnd, TEK'ten adamlar istendi. Fabrikada ortal derledik toparladk. Yapacak fazla bir i de yok. Ustaba, daymn yakn arkadayd, 'Cuma sen istersen git' dedi. Ben de erkenden evin yolunu tuttum. Pazara uradm, hi unutmam mays sonlan kiraz yeni km. Kzma kiraz, eve sebze filan aldm. Sokaa girdim ki, kzm Zhre kaldrmda oturmu alyor. 'Niye alyorsun kzm ?' dedim. 'Anam beni eve sokmad' dedi. Allah Allah, dedim kendi kendime. Bu kadn niye sokmaz ki ocuu eve. Elinden tutup kaldrdm Zhre'yi. aldm evin kapsn. Perdenin arkasndan biri bakar gibi oldu. Sonra ierde bir kouturma duydum. Az sonra da ald kap. 'N'oldu avrat?' dedim. 'Bu ocuk niye darda?' 'Hee' dedi telal bir halde. 'Misafir geldi de.' Bam uzatp ieri bakarken, 'Misafir mi ?' diye sordum. 203 'Baban' der demez beynimden vurulmua dndm. Demek dedim kendi kendime, bizim avrat da gnllym bu ite. Ama tuttum kendimi. Kzm kucamdan yere indirdim. Ayakkablarm filan karmadan ieri getim. Bizim deyyus ierde mindere kurulmu oturuyor, ama yz kpkrmz. 'Olum Cuma' diye kalkt ayaa. Baklar insanlktan km, sanki karmda rkm, azgn bir hayvan var. Frsatn bulsa pencereden atlayp kaacak, yle

de d bokuna karm. Aslna bakarsan benim halim de ondan farksz. Ama belli etmemeye alyorum. 'Ho gelmisin Baba' dedim. 'Kalkma buyur otur.' Sakinliime inanamam, salak salak glmeye balad. 'Otur, Baba otur' dedim, 'Bura senin evin saylr.' 'Et trnaktan ayrlmaz olum' diyerek oturdu. 'Gideyim Cu-ma'nn ocana bitsin artk u dmanlk dedim.' 'iyi etmisin' dedim ama, kafam nasl dnyor bilemezsin. Babam anlatt da anlatt. Anlattka zavalllat, kld. O anlattka ben, bu avrat, benden daha yal, daha irkin olan babamla niye birlikte olur, diye dndm. Dndm bir k yolu bulamadm. Belki de sevdalanmtr, dedim. Gnl kimi severse gzel odur. Babamn sz bitince, ben 'Ayakyoluna gideceim' deyip kalktm. Mutfaa getim, duvarda asl bir et satr vard. Alp arkama sakladm. eri girdim, babam merakla bana bakyor. Yanna yaklatm, hl salak salak glyor. Aramzda yarm metre ya var ya yok. Et satrn kaldrp kafasna indirdim. Ama babam kafasna yana ekti, satr kulann yarsn gtrd. Babam can havliyle kalkmaya alt. Dnn ortasna bir tekme vurdum. Srtst dt mindere. Ben de ktm dnn stne. Elimdeki satn indirmeye baladm. Ka kere vurdum bilmiyorum, bizim avradn barmasyla kendime geldim. Baktm babamn kafasnn yerinde kanl bir et yn duruyor. Kalktm, dndm ki benim avrat ile Zhre kapda durmu bana bakyor. Zhre'nin elinde bir avu kiraz, avradn yz sapsan. 'Bokunu yiyim Cuma bana bir ey yapma' dedi. 'Korkma' dedim. 'Sen kzmn anassn sana bir ey yapar mym hi ?' nanmad. Korkudan belermi gzleriyle bana bakmay srdrd. 'Korkma' dedim yeniden. 'Zhre'yi ieri gtr. Sen de gel elime su dk de, u pis herifin kanlanm ykayaym.' Belki inanmad ama, aresiz uydu sylediklerime. Ben de kapy gzleyerek mutfaa doru yrdm. KaZU4 maya kalksa be adm sonra yakalayacam. Kz odaya kapayp geldi. O yaklarken ben de satn brakp, tezghn stndeki ba aldm. Testiyi ald, yanma yaklat. Baktm rzgr gibi sallanyor. Sol elimle bileinden yakaladm. Testi elinden dt, su ayaklarmz slatt. Islaklk houma gitti. Niye bilmem bir ferahlk yayld yreime. Baktm, benim avradn titremesi daha da artm. 'Titreme' dedim. Yalvaran gzlerle bakt. 'Kznn ba iin beni ldrme' dedi. 'Seni ldrmeyeceim. Ama syle bana, babamda bende olmayan ne vard ?' 'Benim suum yok' dedi. 'nkr etme' dedim. 'Neyse syle seni brakacam.' 'Ben bir ey yapmadm' dedi. 'Bak, yalan syleme' dedim. 'Valla billa benim babanla iliiim yok.' Artk daha fazla dayanamadm. Ba kasna sapladm. nce fark etmedi, sonra anlad kendisini vurduumu. Baracak oldu. Bota kalan elimle azm kapayp, ba saplamaya baladm. nce dizlerinin stne kt, sonra yere yld kald. Ayamla dokundum, lmt. Ellerimi ykadm, elbisemi deitirdim. Kzm alp daymn evinin yolunu tutum. Zhre anasn sordu, 'Akam gelir' dedim. Daymlara varp, olanlar anlatp, kzm onlara teslim ettim." Duyduklarmn deheti iinde Cuma'nn yzne bakyorum. Ne kadar da sakin grnyor. Artk olay kanksam olmal. Kim bilir ka kez anlatmtr bunu. "Gene sndrdn cgaray Komiserim" diyor i geirerek. "Katn m?" diye soruyorum azna yeni bir sigara tututururken. "Nereye kaacam? Kim beni saklar? Doru karakola gittim. Hemen tutukladlar bizi. Mahkemede de inkr etmedim. nce idam istediler sonra mebbet verdiler. Kary da satrla ldrsey-miiz cezamz daha da hafiflermi. fke cezay drrm. Savc taammden cinayet dedi." "Sonra hapiste Fahri'yle karlatn ?" "Seneler sonra... bizim ceza yz birden otuz alt yla indiinde. anakkale mahpusuna gnderilmitik. Fahri ile Sinan benim nc ylmda geldiler anakkale'ye. Onlar siyas mahkm ya bizden ayr duruyorlar, onlar gryorum, ama tanmyorum, ite sonra albaymla karlatk. Bizi tantrd.

'Aman Cuma' dedi, 'Sen burada kdemlisin bu ocuklara gz kulak ol.' 'Emredersin Albaym' dedim. Dedim demesine ya, bir ay sonra sarlk oldum. Hastaneye gnderdiler bizi. Atlattk ama, gten de dtk. 'Kendine bakmazsan lrsn' dediler. Cezaevine gelince Fahri ile Sinan beni kendi koularna aldlar. Okumu adamlar, her bir eyi biliyorlar. Ayptr sylemesi, muzundan dalana kadar ne bulurlarsa yedirdiler. Biz ocuklara gz kulak olacamz yerde onlar bizi Azrail'in elinden aldlar. Ne yalan syleyim Albaym 'Bu ocuklara bak' dediinde, iimden bunlar devrimci, nasl geineceiz diye bir korku vard. Ama, tanynca anladm ki korkum bounaym." "Sen de devrimci oldun mu?" "Yok, benim aklm ermez yle ilere. Hem albaym da ho grmezdi bu davalar. ocuklar da braktlar zaten, yazya verdiler kendilerini. Gece gndz demez ha bire okurlard. Sonra balarlard yazmaya. Bir iki kitap da bana verdiler oku diye. Canm skld, kitap elimde uyuyakaldm hep." "rgte filan almadlar m seni ?" "ok rgt grdk biz ierde. Hibiri bu ocuklarn eline su dkemez. Bu ocuklar yiit ocuklar, Sinan biraz cvktr da Fahri aynen babas gibi taakl bir adamd. Onca yl hapis yattk, uygunsuz, gudmsz bir iini grmedim." "Ama" diyorum. "Seni bu ie bulatrmakta bir saknca grmemi." " yle deil Komiserim" diyor ban sallayarak. "Beni o kartrmad, kendim bulatm. Bunlar tahliye olduktan sonra arada bir gre gelirlerdi. Sonra Sinan'n aya kesildi. Ama Fahri hi brakmad beni, be alt ayda bir gelir, halm hatrm sorar, para brakrd. Derken bizim day sizlere mr. Zaten yengem yl ncesinden lmt. Daynn kimi kimsesi yok. Benim Zhre'yi onlar bytp evlendirdiler ya kendi ocuklar sayyorlar. Daym lmeden nce bir vasiyet hazrlam, kasabadaki evi, tarladaki birka dnm topra Zhre'ye brakm. Ama benim kardeler itiraz ettiler, Zhre'yi mahkemeye verdiler. Bizim damat da sessiz sedasz, koyun gibi adam. Braksak alacaklar mal mlk ellerinden. Durumu Fahri'ye anlattm. Hemen bir avukat buldu, kar dava atrd. Bu dediim bir yldan ok oluyor. Cezaevine de davay kazandmz sylemeye gelmi. Ama baktm olann hal hal deil. Dedim, 'Sen de bir ey var.' Sylemek istemedi, vebal verdirdim, 'Biz arkada deil miyiz ?' dedim. 'Hani sana bir kzdan sz etmitim' dedi. Annda hatrladm; Mine Bac. 'Evet, ite o' dedi. 'On gndr kayp.' 'kar gelir, cann skma' dedim. 'Yok' dedi. ' biraz kank. Bir polis var, kzn eski arkada. Ayrldlar. Kz bana gelince herif kaldramad. Kza bir ktlk etti. Bunu da benim stme ykmaya alyor.' 'N'olacak peki?' dedim. 'Bilmem ama, beni rahat brakmayacaklar' dedi. Fahri kolay kolay byle iri laflar etmez. Sylediine gre durum vahim, dedim kendi kendime. Aklma bir fikir geldi. Dedim, 'Fahri Karda, bu herif sana ktlk etmeden onu halledelim. Benim izin hakkm domutur. Be gn dar kacam, sen bana bir tabanca bul, ben bu herifin hakkn eline vereyim'." Cuma konumasnn burasnda sz kesip yzme bakyor. "Kusura bakma Komiserim, benim seninle bir alp veremediim yoktu. Ama Fahri iin her eyi yaparm" diyor. "nemli deil" diyorum. "Sen anlatmana devam et." "Fahri nce yanamad dnceme. 'Olmaz' dedi. 'Bu benim meselem. Bunca yldr hapistesin. Ban yeniden belaya soka-mam. Yaknda af var, kar biraz gn yz grrsn.' 'Herifi temizlediimi kim bilecek? Ben mahpus bir adamm. Kimse anlamaz' dedim. Bir ara kafasna yatar gibi oldu, sonra 'Olmaz' dedi. Neyse uzun etmeyelim azndan girip burnundan ktm, sonunda kabul ettirdim. 'Ama tek bana hayatta beceremezsin. Herif sk biriymi, bu ii ancak ikimiz halledebiliriz' dedi. 'Tamam' dedim. 'Srt srta verip bitiririz bu ii.' 'Yalnz bana sz ver, vurulursam beni brakp gideceksin' dedi. 'Olur' dedim.

'O zaman hemen harekete gemeliyiz' dedi Fahri. 'Adamn evini biliyorum. Sabah ie giderken hallederiz bu ii. Sen hafta banda iznini al stanbul'a gel.' Dediini yaptm..." Cuma anlatrken onu izliyorum. Syledikleriyle kendini yaktnn farknda deil mi ? Elbette farknda, ama arkadana ihanet etmek istemiyor. Belki de dan kmaktan korkuyordur. On be yldan ok kalm ierde. Syledikleri yalan olabilir mi? Kan anana dnen gzlerinde yle aptalca bir itenlik var ki, insan grr grmez bu adamn yalan sylemediini anlar. Yine de onu sktrmalym. "Btn bunlar iyi de Mine nerede ?" nanmam gzlerle beni szyor. "imdi sen, kzn nerede olduunu bilmiyor musun ?" "Tabi ki bilmiyorum..." diyerek serte yzne bakyorum. Yznde hi sululuk duygusu yok. Bilmediime arm gibi, hatta yalan sylyormuum gibi gzlerimin iine bakyor. Baklan o kadar etkili ki bunu yapmamam gerektiini bile bile kendimi savunma gerei duyuyorum. "Ben o kza ktlk yapamam" diyorum. "Anlyor musun ? O kza ktlk yapamam." "Sevdalydn deil mi o kza?" diye soruyor; gzlerinden bir acma bulutunun getiini gryorum. "Bo ver imdi..." diyecek oluyorum, szm kesiyor. "Bo ver deme? nsan sevdalsn da ldrr." "Samalama, insan sevdii birini neden ldrsn ?" "Kskanlktan. Bir de..." "Birde?" "El leme kepaze olmamak iin." "Fahri bu yzden mi kard Mine'yi?" "Kard m ?" Yzndeki keder perdesi yle bir dalgalanyor sonra yeniden eski koyu dinginliine kavuuyor. "Fahri o kza hibir ey yapmad." "Nereden biliyorsun ?" "Yapmadn syledi." "Yalan sylemitir." "Fahri yalan sylemez." "Ya sen?" "Ben, o kzcaz tanmam bile." "Beni de tanmazdn, ama hi ekinmeden ate ettin." "Sen Fahri'nin dmanydn." "Peki Mine." "O sevdalsyd." "Fahri bu kz ldr deseydi..." kircimsiz yantlyor sorumu. "ldrrdm. Ama byle bir ey demedi." "Nereden bileceiz bunu ?" "Mdre sor. Kz kaybolduunda ben ierideydim." "Fahri bir eyler anlatmtr belki sana." Tuhaf, szlerim sanki onu hi etkilemiyor; yznde hep ayn youn keder sessizce dinliyor tehditlerimi. "Ne anlatysa syledim. Baka da bir ey bilmiyorum." "Bak sonra kamazsn dar, hibir aftan yararlanamazsn." "Ne olacak ki" diyor hi umursamadan. "Sanki darda bok mu var?" Yirmi birinci blm Sorgu odasndan ktmda akamki karanlk holn gn yla aydnlanm olduunu gryorum. Sabaha kar basan sisten belliydi havann byle gzel olaca. Tahir ile Hikmet kapnn solundaki kk masada kahvalt yapyorlar. Beni grnce hemen ayaa kalkyorlar: "Buyurun kahvalt yapalm" diyor Hikmet, yzndeki saygyla kaplanm maskeye karn bana hi gven duymadn ok iyi biliyorum. Ben de kendi maskemin ardna gizlenerek: "Biraz ekmek ile peynire hayr demem dorusu." Tahir, eyrek ekmein iine peynir keserken, Hikmet de ay koyuyor bo bir bardaa.

"Nasl geti sorgu ?" diye soruyor Hikmet. "Sorgu iyiydi ama, bir ey kmad" diyorum, uzatt ekmei alrken. "Herifin sk biri olduunu sylyordu anakkaleliler." Ekmekten bir lokma srrken, hole bakyorum, ikisinden baka kimse yok. "anakkaleliler yok mu?" diyorum, azmdaki lokmay yuttuktan sonra. "Hl uyuyorlar" diyor Hikmet bayla yukary gstererek. "yi yorulmular anlalan... Haa bu arada sizi yenge arad. nemliymi. 'Mutlaka arasn' dedi." "Tamam saol, ararm" diyorum. "ierde telefon var" diyor. "Yolda ararm" diyorum. O telefonun gvenli olmadn biliyorum. Tahir'in masann ucuna koyduu ay bardandan bir yudum aldktan sonra: 210 "Uyannca adam aldklar yere gtrsnler" diyorum. "Ama kutuya sokmasnlar. Sorguda samimiydi." "Syleriz" diyor Tahir. "ay da tam kvamnda" diyorum. "Kim demledi?" ^ "Hayri" diyor Hikmet. " Geceden beri ayakta." Kahvaltm bitirip, evden knca, merdivenlerde dikilip sigaram yakyorum. Hayri grm, geliyor. "Gidiyor musun ?" " bitti" diyorum. "abuk zdn desene herifi." "Aslna bakarsan bir ey saklad yokmu." Gn nda bu ev daha ho grnyor insann gzne. Gen bir ard aacnn glgesi dyor stmze. Aacn dallarndaki kularn cvltsyla Hayri'nin yorgun yz tam bir kartlk oluturuyor. "Sen hi uyumaz msn ?" " knca uyumam" diyor. "Kimse olmad zaman yeterince uyuyorum zaten." Bizim burada bulunmamzdan mutluluk duyduunu sezinliyorum. Kendini bir kenara atlm, ie yaramaz biri olarak grmekten kurtuluyor olmal. Arabaya kadar geiriyor beni, kapy kapatrken soruyor: "Kaseti aldn m ?" "Ne kaseti?" Bir an duruyor, krd potun farkna abuk varyor. "Hiii" diyor. "Bir hafta nce Bosnal biri vard da burada. Onun sorgusuyla kartrdm. Yallk ite." "nemli deil" diyorum. "Hoa kal, yine grrz." "Grrz" diyor, biraz utanarak. Ford'u altrp yola kyorum. Demek amcam sorguyu video kasete aldrm. Hikmet ile Tahir'in neden burada olduklar anlalyor. Kaseti alp, sa salim ona gtrecekler. O da izleyecek, karar verecek. Ne reneceini umuyor acaba ? Ne umarsa umsun, onunla uraacak vaktim yok. Hl Mine'yle ilgili en ufak bir ilerleme kaydedemedim. Baladm noktada gezinip duruyorum. Ama galiba bu iin arkasnda rgt yok. Fahri, Mine'yi kskanlk sonucu karm ya da ldrm olabilir. Belki de Mine karnndaki ocuun benden olduunu sylemitir. Bunu duyunca ldrmtr. Benim polis olduumu rendiinde bile nasl da yklm herif. Mine de salam kz ama. Son zamanlarda aramzda geen onca tatszla karn yine de gizlemi mesleimi. Onun hakknda yanlmamm demek ki. Belki de Fahri kzn benimle ilgili bir eyler gizlediini sezinledi. Bu durumu da yanl yorumlayarak, Mine'yi bizim iin alyor zannetti. Sinan'n anlattna gre adam fanatik. Kabul etmek gerekir ki olduka da cesur. Akln da cesareti gibi kullandysa... Antalya'dan bir gnlne stanbul'a gelip, kz ortadan kaldrp ayn gn geri dndyse... Belki de Mine'yi yanna, Antalya'ya armtr. Sonra da Cuma'y kandrd. Bylece hem Mine'den intikamn alyor hem de benden kurtulmay amalyor. Yine de Cuma bozdu oyunu, beni grdnde heyecanlanmasayd Fahri amacna ulam olacakt. Evet, evet Fahri... Baka bir olaslk... Tek bana tatile filan gitmi desek, imdiye kadar oktan dner ya da haber verirdi. Hadi beni takmad, Fahri'ye haber verirdi. Hem bu kadar olay oldu, duymamas olanaksz... Ya u krtaj olay. Kzcaz ocuk aldrrken bana bir i gelmesin? Yok canm, yle bir olay olsa kokusu oktan kard. Hem ocuu aldrmak iin neden acele etsin

ki, henz bir aylk... Bir de amcamn tezi var. Mine ile babas istihbaratym. te bu hi aklma yatmyor... Kendinden korkuyor adam. Tekilattaki toplant ne oldu acaba? Dokuzda balayacakt. Gzlerim saatime kayyor: 11:21. leye kadar srer rahat. Bakalm ne sonu kacak? Az ilerde bir benzin istasyonu var. Yol sakin iyice saa yanap yavalyorum. Melike'yi aramal bakalm ne diyor. Aracm, istasyonda sper benzin yazan pompann nne ekiyorum. Yaklaan grevliye, anahtarlar verip "Full" dedikten sonra binann dndaki telefonun bana geiyorum. "Alo ?" Melike sesimi hemen tanyor. "Alo Sedat sen misin ?" "Benim, Hayrola aramsn?" "Naslsn?" Yaralanma olayndan sonra bu kadn da ok stme dmeye balad. "yiyim, iyiyim. Ne oldu?" "Yldrm Abi'nin hanm arad." "Glseren Abla m ?" "Evet, Glseren Abla. leye kadar seninle grmesi gerekiyormu. ok nemli olduunu syledi." "Allah Allah, neymi acaba?" "Bana bir ey anlatmad. Ama sesi telalyd." "Tamam canm, ben onu ararm" diyorum. "Akama ge kalma, ne olduunu ben de merak ediyorum" diyor. Telefonu kapatp, Glseren Abla'nn numarasn eviriyorum. Megul. Glseren Abla yiit kadn, Yldum'n lmnden sonra, balanan emekli maan kabul etmedi. Geri paraya da ihtiyalar yok, ama her kadn yapamaz bunu. Korkar, ekinir... Beni neden aryor acaba? Glseren Abla'y yeniden aryorum. Yine megul: evreye bakmyorum. Doa prl prl. Sanki k deil de bahar. Denizden esen nemli bir rzgr salarmda, yzmde geziniyor. Aada Bykekmece kylar grnyor. Denizde kyya yakn seyreden mavi bir yelkenli var. Bir sre bu mavi yelkenliyi izliyorum. Yeniden telefonun tularna dnyorum. Bu defa alyor. "Alo?.. Glseren Abla?" "Sedat sen misin?" Sesi umutla nlyor. "yi ki aradn." "Benim, hayrola bir ey mi var?" "Hemen konumamz gerek." "Ne oldu ki?" "Telefonda anlatamam. Buraya gelmelisin." "Peki hemen geliyorum." Aracma dnp, yola kyorum. Yldnm'n ailesi Yeilyurt'ta denize bakan bir apartman dairesinde oturuyorlar. Tek ocuklar Mete, Londra'da iletme dalnda master yapyor. Glseren Abla yalnz kalyor evde. Sk sk arayp sorardm onu. Uzun zamandr urayamadm. Yaralandmda hastaneye gelen ilk kiilerden biriydi. Ne oldu acaba? Neden byle yana yana beni aryor? yice ykleniyorum gaza. Kapda karlyor beni Glseren Abla. Ev tpk bizimki gibi dzenli, tertemiz. Kadnlarmz da birbirine benziyor. Onlara sunduumuz yaamdan olsa gerek. "Kusura bakma seni buraya kadar yordum" diyor ierdeki, kk odaya geip, gsterdii koltua oturduktan sonra. "Ama senden baka akl danacak kimsem yok." "Byle konuma Glseren Abla" diyorum. " Ne zaman bir eye ihtiyacm olursa..." "Saolasn" diyor. "Yldrm, seni z kardei gibi severdi. Sk sk seni anlatrd." Ona bakyorum. Ya henz elli bile deil, ama yz imdiden yal bir kadm andryor. Bir an onun erken km yznde Me-like'nin yalln grr gibi oluyorum. Sonra kovuyorum bu d213 nceleri kafamdan. "Ne yapmam gerektiini bilmiyorum" diyerek srdryor, yardm dileyen gzlerini yzme dikerek Glseren Abla. "Bana bir akl ver."

"Yardmc olmak isterim ama, neler olduunu bilmiyorum ki?" diyorum glmseyerek. "Bilmiyor musun?" diyor aknlkla. "Hayr!" "Tuhaf diyor. "Ben de senin etkin olmutur, diye dnyordum." "Nede benim etkim olmutur?" "Hay Allah, sen hibir ey bilmiyormusun. Dur unu batan anlataym sana. Bu sabah telefon ald. Atm, kibar bir kadn sesi, mstearn sekreteri olduunu syledi." "Mstearn sekreteri mi ?" diyorum inanamam gibi. "Evet yeni mstearn sekreteri. leden sonra saat 15:00'te mstearn beni ziyaret etmek istediini, zamanmn olup olmadm sordu. Bir sre ne diyeceimi bilemedim. Sonunda 'Buyursun' dedim. Telefonu kapattktan sonra iime bir kayg dt. Bunca zamandan sonra bu ziyaret de nereden kmt ? Mete'yi aradm. O da bir anlam veremedi. 'Sedat Abi'ye sor' dedi. 'Belki o biliyordur. Bize nasl davranmamz gerektiini syler' dedi." "Ne yazk ki bilmiyorum" diye yineliyorum. "Ama ilgin. Bunca yl sonra mstear, Yldnm'n evine gelmeye kalkyor!" enemi avucumun iine alp dnyorum. Yoksa bizim amca hakl m, gerekten de onun ayan m kaydnyorlar ? Hi yle bir belirti de yoktu. "Belki sizden zr dileyeceklerdir" diyorum. "Biraz ge kalmadlar m ?" diyor sitemle. "Galiba tekilat yanln anlad" diyorum. "Kime yarar olacak bunun ?" diyor gzleri dolarak. "Eer bu davranlan itense, tekilat iin de lke iin de ok iyi olur." "Umurumda bile deil. Yldnm ldkten sonra..." "yle syleme Glseren Abla" diyorum. "Yldnm yaasayd buna memnun olurdu." fkesi geer gibi oluyor. "Peki ben ne yapmalym? Ne sylemeliyim msteara?" "Bilmiyorum. En azndan hemen kar kmamalsn. Neler olup bittiini anlamaya almak lazm. Birka gne kadar durum aklk kazanr." 214 "Peki" diyor uysalca. "Anlamaya alalm bakalm ne olacak? Ama Yldrm'n katillerini de soracam msteara." "Yakalandklarn syleyecek sana. Kt zerinde yle grnyor nk." "Yalnzca kt zerinde." "Bu gibi olaylarda gerek, ancak uzun bir aratrma sonucu ortaya kar. Tabi gerek katiller de." "Yani hibir zaman yakalanmayacak onlar desene." "ok zor" diyorum. "Anlamyorum" diyor. "Btn olanaklar sizin elinizde. Her tr bilgiye sahipsiniz. Yine de bir arkadanzn katilini bulmaktan cizsiniz." "Biraz kark, senin sandn kadar basit deil Glseren Abla" diyorum. "Aklayamayaca bir konu oldu mu Yldrm da byle sylerdi." "Baka ne sylenebilir ki. Bunlar gze alarak girdik meslee." "Tamam ama, yapacak bir eyler de olmal" diyor inat bir tavrla. "Kocamn katillerini bulmak iin ne yaptklarm soracam msteara. Katilleri bulmak, onun grevi deil mi ?" Yirmi ikinci blm Tekilat binasna geldiimde mstearn sabahki grevini tamamlayp, aynldm reniyorum. Bana kalsa ok daha nce gelirdim buraya ama, Glseren Abla'mn srarlarna dayanamayarak le yemeini onunla birlikte yemek zorunda kaldm. Onun anlattklarn dinliyordum, ama aklm tekilat binasndaki toplantdayd. Ne trden bir sonu kacak diye dnyordum. Bizim amcann m ayan kaydracaklard, yoksa Orhan'n korktuu gibi yal kurdun konumu daha da m salamlaacakt ? Yemekten sonra kahveyi bile beklemeden kaarcasna ktm evden. Tekilat binasmn ii sakin. Grevliler yerinde, odalarn kaplan kapal. Herkes kapal kaplar ardna deerlendirme yapyor olmal. Koridorlarda her ey gnlk sradan grnmnde. Yuka-n kyorum, anslym Mustafa broda. "Merhaba Amirim" diyor beni grnce.

"Merhaba, ne var ne yok?" "Sizi Metin Bey arad" diyor. "Mine'nin babas deil mi bu adam?" "Evet, ne syledi?" "talya'daym, ama akam uayla Trkiye'ye geliyormu. Ya-nn sabah 10:00'da daha nce grtnz otelde sizi bekleye-cekmi. 'Mutlaka gelsin' dedi. ok nemliymi." "nemli ha! talya'da Selin'in peindeydi, bizim bilmediimiz yeni bir bilgi mi edindi acaba?" "Sanmyorum Amirim. Selin'le bizzat ben iki kez telefonla grtm. Kzcazn olan bitenden haberi yok. Olay bile bizden rendi." "Metin abartyor olabilir. Yann anlanz... Hastaneleri dolatn m?" diyorum paltomu asarken.. "Dolatm, ama bir sonu kmad" diyor. "Krtaj yapan resm, zel tam yirmi yer gezdim. Hibirinin kaytlarnda Mine'nin ad yok. Yetkililer, doktorlar byle bir kzn krtaj olduunu hatrlamyorlar. Hem teekkll hastanelerde krtajn lmle sonulanma olasl yok denecek kadar azm." Mustafa'nn anlattklar benim iin srpriz olmuyor. "Toplantdan haberin var m ?" "Kimse bir ey sylemiyor ama, herkes memnun." "Herkes kim?" "ismet Bey, Orhan Bey..." "Memnun olduklarn nereden kardn ?" "Amcanz ile Orhan Bey'i konuurlarken grdm. Olduka neeli grnyorlard." Demek uzlama karan kt. Hem amcam, hem de Orhan' memnun ettiine gre mstear olduka yetenekli biri. "Mstear ne zaman ayrld ?" "Gideli bir saati buluyor. Toplant bitince amcanz, Tahir ile Hikmet'i odasna ald. Geerken bizim broya urayp size baktlar. Sonra hep birlikte ismet Bey'in odasna gittiler. Az sonra Tahir ile Hikmet ktlar." "Bir saat kadar sonra da Orhan Bey girdi ieri" diye srdryor szlerini Mustafa. "Hl da ierde." "ierde olduunu nereden biliyorsun ?" "Yarm saat nce ismet Bey beni ard. skdar'daki atmayla ilgili raporunuzu sordu." Bir an hatrlayamyorum. "Komiser Naci'ye ynelik yargsz infaz sulamalar..." diye aklamak gerei hissediyor Mustafa. "Tamam, anladm" diyorum bam sallayarak. "Amcanz ite o raporu sordu. Sizin imzanz beklediini syledim. 'Sedat gelince raporu imzalayp bana getirsin' dedi." "Nerede rapor?" "Orada" diyor eliyle masann zerini gstererek. "Sumeninizin arasnda." Sumenin kapan kaldrp, sayfalk raporu alyorum. "Olayla ilgili gazetelerde haber kyor mu hl?" "Pek takip edemedim Amirim" diyerek kaamak bir yant veriyor. "Bo yere telaland Naci. Neyse biz arkadalmz yapalm da" diyerek, Naci'yi susuz bulduumuzu belirten raporda admn yazl olduu blm imzalyorum. Birden Mustafa'nn adnn ve imzasnn olmadm fark ediyorum. "iyi de, burada senin imzan yok" diyorum. "Ben evin iinde neler olduunu grmedim Amirim" diyor skntl bir tavrla. "Sizinle birlikte dardaydm. Yalnzca kaan iki kiiye 'Dur' dediinizi, kaaklar durmaynca da ate ettiinizi grdm. Oysa bu raporda ierde karlkl atma kt yazyor. Raporu siz yazdnza gre dorudur. Ama ben bu atmann nasl baladn, nce kimin ate ettiini grmedim. Bu yzden ayr bir rapor yazdm ve tank olduum olaylar orada belirttim." Pis korkak, diyorum iimden. Bozulduumu anlyor. "Yanl bir ey yazmadm" diyor Mustafa. "Raporun bir rnei de burada, isterseniz siz de okuyabilirsiniz." "Tamam tamam" diyorum, kestirip atarak, "istemez."

imzaladm raporu alp kapya doru yryorum. Eminim bu akl ona, nianls olan o gzel avukat vermitir. Hibir aklama yapmadan kyorum odadan. Keskin Hayri geliyor gzlerimin nne. Mustafa ile ikisini nasl kyaslarsn? Bu yeni kuakta grup ruhu, birlikte davranma duygusu yok. Yalnzca kendi klarn nasl kurtaracaklarn dnyorlar. Yann bir gn ba sknca ne yapacak bakalm ? Bu meslei bankaclkla filan kartryor olmal. Zamanla anlayacak, ama i iten geecek. Meslekte sevilmeyen biri olup kacak. Belki anlatmak lazm. Anlar m ki ? Amcamn odasna gidinceye kadar bu dnceler geiyor kafamdan, ieri girdiimde, amcam ile Orhan' karlkl oturmu sohbet ederken buluyorum. Amcamn yzne dikkat ediyorum, mutluluk okunuyor. Dnk tedirginlikten eser yok. "Merhaba" diyorum souk bir tavrla. "Ooo Sedat gel bakalm" diyor amcam. "Nerede kaldn, merak ettik yahu?" Orhan'n yznde de ayn rahatlk, ayn nee var. Kadim dost tavrlaryla: "Naslsn Sedat" diye soruyor. Yalak herif, sanki dn odamdan onu kovan ben deilim. "Saol" diyorum Orhan'a. Sonra elimdeki raporu amcama uzatarak ekliyorum: "Bunlar istemisiniz." "iyi ki getirdin" diyor raporu alarak. "Mahkeme yaknda, zamannda yollayalm da sorumluluk bizde kalmasn." "Otursana Sedat" diye ekliyor sonra. "Seninle de konuacaklarm var." nmdeki bo koltua yerleiyorum. Orhan ne kadar anlayl olduunu gstermek istercesine hzla toparlanyor. "izninizle ben kalkacam smet Bey" diyor. Amcam ayaa kalkp Orhan'n elini skyor. "Hazrlklarnz tamamlayn" diyor. "Tamam efendim" diyor Orhan, inanla amcamn gzlerinin iine bakarak. Sinirden glmemek iin kendimi zor tutuyorum. Sonra: "Grrz Sedat" diyerek kapya doru yryor. "Toplant fena gememi galiba" diye soruyorum yan alayc bir tavrla amcama. Amcamn gz Orhan'da, sorumu yantlamyor. Ancak o ktktan sonra anlatyor. "Korktuum gibi olmad" diyor. "Yeni mstear olduka becerikli bir adam. Tekilatn sorunlarn iyi biliyor. Bu toplanty ok daha nceden yapacakm, ama tekilat tanmak istemi. Birka aydr konu zerinde alyormu." "Nasl bir karar kt toplantdan ?" "Birlik. Tekilat iinde ayrlklara, gruplamalara son." "Daha nceki tartmalar, atmalar?" "Hepsini unutacaz. 'Dnyann, lkenin bulunduu u kritik aamada, nce tekilatn iinde birlii salamamz gerekir' dedi mstear. 'Devletin istihbarat rgt byle bir zamanda birliini koruyamazsa, lkesi iin nasl alabilir' dedi. Yrekten katldm mstearn szlerine... Bu arada sevinecein iki haber var. Yldrmla ilgili vc szler syledi. Tekilat eski yaralar sarmak istiyor. Galiba leden sonra Yldrm'n karsn ziyaret edeceklermi." "Tekilat zr diliyor ha ?" diyorum buruk bir yz ifadesiyle. "Biraz ge deil mi?" "Ne gerekiyorsa yaplacak. Yanllar telafi edilecek." "Yldrm'n katilleri de bulunacak m ?" "Sorun karma. O i oktan bitti... Hem laf aramzda, ka kii severdi Yldrm' u tekilatta? Drt ya da be kii. Neden? nk insanlarn kuyusunu kazmaya alrd, iyi adamd, yiit adamd, ama biraz paranoyakt. Tekilat ii operasyonlar dzenleyip dururdu. Eee ne demi atalarmz, alma elin kapsn, alarlar kapm... Ama bunlarn hepsi gemite kald. Artk tekilat ii operasyona izin verilmeyecek. Bizzat mstear sz verdi... Anlyor musun yeni bir dnem balyor" sonra kurnazca gz krpyor bana. "Sen de ikyet ettiin grevlerden alnp daha aktif ilerde istihdam edileceksin" diyor, "isteklerin gerekleecek." "nce Mine'yi bulmam gerek" diyorum. Anlatklar karsnda kaytsz kalmam cann skyor. Arkasna yaslanyor, bir sre dnceli gzlerle beni szdkten sonra:

"Dorusunu sylemek gerekirse, yanldm kabul etmeliyim" diyor. "Sen haklydn. Bu kz ldrdler." "inanamyorum" diyorum bam sallayarak. "Yllarn istihbarats, bir sorgu band izliyor, hem de o sorguda doru drst hibir kant yokken grnden vazgeiyor." Amcam hazrlksz yakalanmann tedirginlii iinde: "Band izlediimi nereden biliyorsun ?" diye soruyor. "Adamlarna daha dikkatli almalarn sylemelisin" diyorum kendimden emin bir tavrla. "Hele hi gvenmediin birine kar ok daha titiz davranmallar." "Bunu gvensizlik olarak alma" diyor pikin bir tavrla. "Neler olup bittiini baka kaynaktan da renmek istedim." "Bandan beri baka: kaynaklar kullanyorsun zaten." "Doru. Ama iyi ki de byle yapmm. Aslna bakarsan dncemi deitirmemde Cuma'mn sorgusu deil Almanya'daki aratrmann sonulan etkili oldu. Almanya'da Metin hakknda istihbarat yaptrdm. Adam da kz da temiz kt." "Yani ajan deiller miymi ?" diyorum glerek. "Glmen iin bir neden yok" diyor sinirli bir tavrla. "Her olaslk yanlma payn iinde tar." "Neyse. Yanlm olduunuzu anlamanz da nemli. Ama kz hl ortada yok. Ve ben onu bulmadan, yeni bir grev istemiyorum." "Duygusal davranyorsun. Anlald kadaryla kzn kaybolmasnda rgt parma filan da yok. Olay Fahri'nin ii gibi. Kz ldrp, bir yere gmdyse nasl bulacaksn ?" "Bilmiyorum. Ama bu dosyay kapatmayacam." "Bence kapatmalsn. Yalnzca bu dosyay deil, btn gemii kapatmalsn, farknda deil misin tekilatta yepyeni bir dnem balyor, sen de kendine beyaz bir sayfa amalsn." "Bu beni fazla ilgilendirmiyor. O kz bulmadan ya da bana her ne geldiyse renmeden ie balayamam." "Bak, olay ben de senin kadar izledim. Elinde bir ey kalmad. Kz nerede aratracaksn, kime soracaksn ?" "Birilerini bulacam. Gerekirse soruturmaya batan balayacam." Amcam fkeyle yzme bakyor. "Hep sorun karrsn deil mi? Hi oluruna gitmezsin." "Bu i kendime duyduum saygyla ilgili." "Kendine birazck sayg duysaydm, karna ocuklarna bunu yapmazdn." "Karm ocuklarm bu ie kartrma." "Sen kartrmsn zaten. Hem unutma ben amcanm." "Hatrlatmana gerek yok. Henz aklm yitirmedim." "Bence yitirmisin, yoksa yeni grevini reddetmezdin." "Merakls oktur" diyorum. "Orhan'a verin. Byle iyi bir grev yabancya gitmemi olur." Szlerim amcam zvanadan kartmaya yetiyor. "Allah belan versin!" diyerek banyor. "Bu ii sen atn bamza. Ben ise kapatmaya alyorum. Hl yangna krkle gidiyorsun." "Ne yapaym ben byleyim, iine gelmiyorsa silersin san defterinden." "Sildim zaten. Ne halin varsa gr. Ama skrsan, sakn bana gelme." "Merak etme" diyorum, odadan kmak iin ayaa kalkarken. "Gelmem." Yirmi nc blm Byk Londra Oteli'ne buluma saatinden on dakika nce geliyorum. Kapdan girer girmez, gzlerim lobiyi taryor. Metin'i gremiyorum henz inmemi. Arkadan atal bak sesleri geliyor. Belki de kahvalt ediyordur. Soran baklarla beni izleyen resepsiyondaki grevliye Metin Bey'i soruyorum. "Adnz Sedat m ?" diyor adam. "Evet" yant alnca, "Metin Bey sizi odasnda bekliyor" diyor. "nc kat, otuz dokuz numara." Metin'in neden lobiye inmediine biraz aarak, ama ok da nemsemeyerek, krmz bir halyla kaplanm geni merdivenleri trmanmaya balyorum. Otuz dokuz numaral odann nne geldiimde, bej renkli kap kendiliinden alyor. Kapnn arasndan Metin Bey'in yz grnyor. Beni grnce baklanndaki rkeklik dalyor, kapy rahata aarak: "Buyrun, ieri girin" diyor.

Metin'in davranlanna pek anlam veremeyerek giriyorum odaya. Dardan grldnden daha darm ierisi, ama karmdaki duvar olduu gibi pencere. Odann ortasndaki yataa doru ilerleyince, pencerenin Halic'e baktn fark ediyorum. Nereye oturabilirim, diye bakmrken Metin kapy kilitleyip yanma geliyor. "Buyurun, pencerenin nndeki u koltua oturun" diyor. "Ben de aynann nndeki iskemleyi alnm." Gsterdii koltua oturmadan nce bir sre yine Halic'e bakyorum. Metin iskemlesini alp karma oturuyor. "Odanzn manzaras gzelmi" diyorum. yle bir bakyor pencereden: i im. "Denizden ok gle benziyor" diyor. Syledikleri doru, st ste ylm binalar yznden Halic'in alt ve st yanlarn gremiyoruz; deniz olamayacak kadar kk bir su kitlesi var karmzda. "Yine de gzel" diyorum. "Haklsnz" diye geitirerek konuya giriyor. "Sizi buraya ardm iin kusura bakmayn" diyor. "Odamda konumamzn daha gvenli olacan dndm." "Korkacak ne var ki?" diyorum arm bir halde. "Beni izliyorlar" diyor. "Peime adam takmlar..." Amcamn adamlar olmal, onu sakinletirmeliyim. "Yanlm olmayasnz, sizi neden izlesinler ki ?" "Yanlmyorum, nk onlarla karlatm. Selinle konuurken beni tehdit ettiler." "Selin'i de mi izliyorlar ? Ailesinin yannda deil mi ?" "Ailesinin yannda ama, gvenlik altnda tutuluyor. Benimle konumasna bile izin vermediler. Kzcazla iki laf edene kadar yapmadm cambazlk kalmad. nce elilie gidip, babasyla grtm. Raif Bey, elilikte nemli bir adam, hep megul. Yine de sa olsun zaman ayrp beni dinledi. Mine'nin kaybolmasndan byk znt duyduunu syledi. 'Ama' dedi, 'Selin'in konuyla ilgili hibir bilgisi yok. Ne biliyorsa polise anlatt. Selin, ok hassastr. Konu alnca etkileniyor, yemek yemiyor, anlamsz korkulara kaplyor. Psikolojik sorunlar kacak diye kayglanyorum. Bu yzden belki de onu bu yl okula bile yollamayacam.' Yalnzca bir iki soru soracam syledim. 'Kusura bakmayn ama olmaz' dedi. Allah'tan, akl edip Mine'nin not defterinden Selin'in italya'da-ki ev adresini almtm. Almanca'yla at pat anlatarak, zar zor da olsa evi buldum. Evin evresinde dolamaya baladm. Bir yandan da insanlarn dikkatini ekeceim, beni hrsz sanp yakalayacaklar diye dm kopuyor. Sonunda beklediim frsat elime geti. leden sonra Selin, kani cinsi bir kpekle dan kt. Hemen yanna yaklatm." "Onu nceden tanyor muydunuz ?" diye soruyorum szn keserek. "Geen yaz Mine'yle birlikte Almanya'ya geldiler. O da beni tanr. Biraz da bu tanklktan cesaret alarak, konumak istiyorum-dum kzla. 'Merhaba Selin' dedim. Kzcaz nce tanyamad, ekindi. 'Korkma' dedim. 'Ben Metin. Mine'nin babas.' Tanynca gzleri doldu, neredeyse alayacak. 223 'ok zgnm Metin Amca' dedi. 'Mine'ye ne oldu Selin, nerede bu kz ?' diye sordum. Baklarn kard. 'Ben bir ey bilmiyorum' dedi. 'Sen onun en yakn arkadaydn, ayrlmadan nce ne yapyordu, bir yere gideceini filan syledi mi sana?' 'Bilmiyorum' dedi sanki benden kamak ister gibi bir hali vard. O zaman anladm ki Selin bir eyler saklyor. 'Bak Selin, sana hibir zarar gelmeyecek. Konutuumuzu kimseye sylemeyeceim, ne olur bildiklerini gizleme' dedim.

Bir an yzme bakt. 'Bir ey var, ama emin deilim' dedi. 'Neymi' dedim 'Mine hamileydi' dedi yz kzararak. 'Hamile mi?!' dedim hayretler iinde kalarak... Dnebiliyor musunuz Sedat Bey! Yirmr yalarnda bir kz, henz evlenmemi, nianl bile deil, ama hamile. Almanlar knardk, Trkiye'nin de hi fark kalmam Almanya'dan..." Sanki benim bir eyler sylememi beklemi gibi bir sre susuyor. Ama benden yant alamaynca devam ediyor yksne. "nanamadm tabi. 'Emin misin kzm ?' diye sordum. 'Mine syledi' dedi Selin. 'ocuk Fahri'den miymi?' diye sordum bunun zerine." Bunlar anlatarak bir yerlere mi varmaya alyor Metin ? Dikkatle yzne bakyorum, ama beni suladna ilikin hibir belirti gremiyorum. "Selin ocuun Fahri'den olmadn syledi. Baka bir sevgilisi varm. Bir ay kadar nce ayrlm. ocuk ondanm. u hale bakn bir ay nce baka bir sevgili. Anne, anne deil ki ilgilensin kzyla. Ben de pek masum saylmam tabi..." "Kimmi bu adam ?" diyorum sahte bir merakla. "Tanmadn syledi" diyor Metin. "Ama bence tanyordu. Onu korkutmaktan ekindiim iin ok zerine gitmedim. Belki diyorum, bu adam kskanlkla bir zarar vermi olabilir Mine'ye. Kz karp bir yerde saklyor da olabilir." "Adam hakknda Selin ne syledi?" "Adamn Mine'ye bir ktlk yapacam sanmyormu. Mine de hibir zaman kt sz etmemi adam hakknda. Selin baka bir ihtimalden sz etti. 'Mine krtaj olacakt' dedi. 'Belki kaybolmas bu krtajla ilgili olabilir. Aslnda Trkiye'de krtaj olmay dnmyordu. Ama ben stanbul'dan ayrlacam gn telefon etti. leden sonra havaalanna beni yolcu etmeye gelecekti. Kanamam var, doktora gideceim, dedi. Nereye gideceksin? diye sordum. Zeynep Kmil'de Fahri'nin Glizar adnda hemire bir arkada var. Onu aradm. Hemen gel, dedi. Salih diye bir kadn doumcu varm, iinin uzmanym seni ona gsterelim, dedi. Fahri de yannda deil, istersen yolculuumu erteleyeyim, dedim. nemli bir ey olduunu sanmyorum, belki nemsiz bir kanamadr, dedi. italya'dan ge saatlerde Mine'yi aradm. Neeyle at telefonumu. Hastaneye gittiini, ama Salih Bey'i bulamadklarn, Gli-zar'n onu baka bir doktora gtrdn syledi. Doktor bakm, nemli bir ey yok, demi. Ar iler yapmamasn, eve gidip dinlenmesini sylemi. Ama bir gelime olursa gecikmeden gel, demi. Zaten kanama da kesilmi. Bunlar duyunca rahatladm. Bir gn sonra aradmda Mine evde yoktu. Sonra kaybolduunu rendim. Zayf olaslk ama, acaba diyorum yine kanamas filan oldu da hastaneye mi gitti ? Orada rahatszland da...' 'Olabilir' dedim Selin'e. Hemire ile doktorun ismini aldm. Ama benim asl niyetim eski sevgilisinin adn renmek. Kz rktmeden nasl sorarm diye dnrken, birden ayaklarmn yerden kesildiini hissettim. Baktm irikym iki adam kollarmdan tuttuklar gibi beni havaya kaldrmlar. 'Niye rahatsz ediyorsun, kkhanm ?' diyerek beni yandaki duvara yaptrdlar. Selin, 'Brakn onu, bana bir ey yapmad' dedi de yle yere indirdiler. 'Bir daha da buralarda grnme' dediler. aresiz uzaklatm oradan. Ne dersiniz, bu hemire ile doktorun ismi iimize yarar m ?" "Hem de ok" diyorum. "Mine'nin hamile olduunu biz de renmitik, ama hangi hastaneye gittiini bilmiyorduk. Bunlar renmeniz iyi olmu. Benim asl merak ettiim Selin'in bunu polise neden sylemedii." "ok korkmu kzcaz" diyor Metin. "Biraz da ailesi abartyor. Mine'nin kaybolmasnn ardndan, Fahri de lnce aile iyice paniklemi. Fahri anaristmi ya, kzlarn yasad ilere bulam olmasndan ekiniyorlar. Trkiye'den de birileri yle eyler sylemi galiba. Babas ok nfuzlu bir adam. Burada bile peime adam takm olabilir." "Sanmyorum, o yalnzca kzn korumaya alyor. Bunu da en iyi talya'da yapabilir. Onun iin de kzn Trkiye'ye yollam-yor ya. Rahat olun, burada kimse sizi izlemez."

"Bu adam bulabilecek miyiz ?" diye soruyor. "Hangi adam ?" diye soruyorum anlamazla vurarak. "Eski sevgilisini canm." "Aratracaz" diyorum. "Ama ncelikle Zeynep Kmil'deki u Salih adndaki doktorla grmek istiyorum. "Sizinle gelebilir miyim ?" diyor. "Maalesef bu imknsz. Aratrmalarmza sivilleri katamayz. Siz zaten yeterince yardmc oldunuz. Saolun." "Bu benim meselem. Kzm bulmalym..." Bir an susup yzme bakyor. "Size bir ey sormak istiyorum. Kayp aileleri bir araya gelip, dernek kurmular. ocuklarnn bulunmas iin hafta sonlar Galatasaray Lisesi'nin nnde toplanyorlarm. Mine'nin resmini oaltp ben de onlara katlsam, diyorum." "Kim nerdi size bunu ?" diye soruyorum kukuyla. "Hi kimse" diyor. "Gazetede okudum." "Bir yaran olacan sanmyorum. Hem onlarn ou siyas faaliyetler. Devletin terre kar politikasn karalamak iin yasad rgtlerin dzenledii amal eylemler. Bence beklemelisiniz." "u ana kadar beklemekten baka bir ey yapmadm ki. Ama hibir gelime de olmad" diyor. "Sabrl olmalsnz" diyorum. "Bu iler sanldndan daha zordur." Yirmi drdnc blm Koridorlar, kadn hastalarn sesleriyle uuldayan hastanenin iinde Doktor Salih Kemer'i bulmak, sandm kadar zor olmuyor. Sorduum yal hastabakc, Salih Bey'in ikinci katta, soldan nc odada hsta kabul ettiini sylyor. Anlalan olduka tannan biri bu Doktor Salih. Muayene yapt odaya geldiimde ierisinin de tpk koridor gibi tklm tklm hastalarla dolu olduunu gryorum. Beklemeye kalksam, belki de akama kadar gremeyeceini adamla. Ask bir suratla, gelen hastalarn kaytlarn yapan gen hemireye yaklayorum. Kimlik kartm gstererek: "Ben Emniyet'ten geliyorum" diyorum. "Doktor Bey'le ok nemli bir konu greceim." Gen hemire, bolca srd rimelden neredeyse birbirine yapm kirpiklerim glkle krparak, sen de nereden ktn der-cesine skntyla yzme bakyor. "Doktor Bey'e sormam gerek" diyor. "O zaman sor" diyorum. "Ama ok nemli olduunu da eklemeyi unutma." Hemire ieri giriyor. Kadn hastalar kt kt bana bakyor. Aldrmyorum. Onlarn arasnda saatlerce beklemeyi gze alamam dorusu. "Sizin de mi hastanz var ?" diyor, masann yannda oturan orta yal, zayf bir kadm. "Hayr benim hastam yok, Doktor Bey'le baka bir konu konuacam. Merak etmeyin uzun srmez." "Byle iler mesai saatleri dnda yaplmal. Ne haklan var zamanmz almaya" diyor kalabaln arasndan biri. Duymazla vuruyorum. Ama kalabaln iinde homurtular artyor. Neyse ki fazla beklemeden hemire kz kyor: "Doktor Bey sizi bekliyor" diyor. erdeki hasta karken giriyorum ieri. Arkamdan kalabaln homurtusu artyor. Hemirenin onlara ters ters bir eyler sylediini iitiyorum. Kk bir masann arkasnda oturuyor Doktor Salih. Krk yalarnda atletik vcutlu, yakkl bir adam. Olduka yorgun grnyor. Merakl baklarn yzme dikerek: "Nasl yardmc olabilirim ?" diye soruyor. "Bir hasta hakknda bilgi alacaktm" diyorum. Gerginleir gibi oluyor. "Kimliinizi grebilir miyim?" Czdanm uzatyorum, kaytszca baktktan sonra: "Buyurun oturun" diyor. "Bu kii benim hastam m?" "Ondan emin deilim. Ad Mine..." "Kaytlara bakalm" diyor. "Ad kaytlarda olmayabilir" diyorum. "Glizar admda bir hemire araclyla gelmi."

Doktorun yznn deitiini gryorum. "Bir ey mi oldu?" diyorum. "Ne zaman gelmi bu hasta?" diyor souk bir tavrla. "Bir ay nce falan olmal. Niye sordunuz ?" "Glizar Hemire ld" diyor. "Bunu bilmeniz gerekir." "Bilmem mi gerekir, neden?" "Onu gvenlik gleri vurdu nk." "Polisler mi?" "Evet, skdar'da evine yaplan basknda ldrld." Vay canna, diyorum kendi kendime. Nasl da unuttum. Orada len hemirenin ad da Glizar'd. "Olay hatrlyorum" diyorum kibar bir tavrla. "len hemirenin, Glizar Hanm olduunu bilmiyordum. Mine o lmeden nce gelmi olmal. Bakn u resimdeki kz" diyerek czdanmdan kardm fotoraf uzatyorum. Doktor fotoraf alyor. Dikkatle bakyor. "Onu grdm" diyor emin bir tavrla. "Glizar getirdi. Belki de onun iin bu kadar net hatrlyorum. nk Glizar bu kzn geldii gnn akam ldrld." "Emin misiniz, bu kzn size geldii akam m?" "Kesinlikle o akam. ok iyi hatrlyorum. Mesai saatimiz neredeyse bitmek zeriydi. Kz hamileymi, kanamas vard. Bir gn nce yine gelmi. Ben yoktum bir baka arkada bakm. nem229 li bir ey olmadn sylemi. Ertesi gn de kanama srnce, yine hastaneye gelmi. Ben de baktm. Kanama ok deil, ama dkten korktum. 'ocuu alalm, garanti olur' dedim. Bir hafta sonra Almanya'ya gideceini, orada krtaj yaptrmak istediini syledi. Trkiye'de krtaj olma konusunda ii rahat deildi. Kritik bir durum olmad iin fazla zorlamadm. 'Yarna kadar bekleyelim. Kanama devam ederse ocuu alrz' dedim. Kabul etti. Kanamas durmu olmal ki ertesi gn gelmedi. O gn Glizar'n lm haberini aldk..." Selin'in Metin'e syledikleri geliyor aklma. "Ertesi gn aradmda Mine'yi evde bulamadm." Ertesi gn dedii Mine'nin ikinci kez hastaneye gelip, bu doktorla grt gn. Yani skdar'daki eve basknn dzenlendii, Glizar'n ldrld gn. "Aman Allahm" diyorum kendi kendime. Yoksa Mine de o akam Glizar'n evinde miydi ? Bu lgn dnceyi hemen kovuyorum kafamdan. Yok Canm Mine "neden o eve gitsin ki? "Glizar' ldrenler telafisi olanaksz bir yanl yaptlar" diyor, Doktor Salih, benim tedirginliimden habersiz. "O terrist deildi. Bir ara ieri girmi km. Hepsi bu." Vicdan duygulan uyanp, hemiresine yaplan geri dn olamayan yanlln acsn, kinayeli szlerle benden karmaya alan doktorun syledikleri bir kulamdan girip tekinden kyor. Ya Glizar, "Kanaman artabilir, bu gece bende kal" dediyse! Byle bir teklifi kabul edeceini sanmyorum. Yabanc birinin evinde kalmaktan holanmaz Mine. Ama sal konusunda da ok titizdir. Ya o da bu kritik geceyi tek bana geirmeyi gze alamadysa, bir hemirenin yannda kalmann daha iyi olacan dndyse. Hem ev hastaneye de yakn. "Glizar kimseyi ldrmemi, yaralamam" diye srdryor yaknmasn doktor. "Aksine dnyaya salkl ocuklar gelsin diye uraan biriydi o." Peki evde terristlerin olduunu bilmiyor mu Glizar? Naci'nin sylediine gre terristler eve akamst girmi. Yani eve gidene kadar Glizar'n onlardan haberi yok. Belki de var. Eer varsa Mine'yi armamtr eve. "Terristleri saklamann cezas lm deildir" diyen doktorun sesiyle dalr gibi oluyor karabasanm. "nsanlar ldrmeden ele geirmenin bir yolu olmal." Belki de ayr ayr gittiklerini grmtr doktor diye dnyorum, bu kayg verici olaslktan kurtulmak iin. 230 "Hastaneden birlikte mi kmlard ?" diyorum tedirgin bir sesle. Ama doktor benim beklediim yant vermiyor. Yzndeki fkenin daldn, kaygyla bana baktn gryorum. "Neyiniz var, yznz sapsar olmu" diyor. "Size bir bardak su vereyim."

"Saolun istemem" diyorum. "Siz yalnzca birlikte kp kmadklarn syleyin." Dnmeye alyor. "Mesai saati sona ermek zereydi. Belki de yanlyorum, ama Glizar ile kz konuarak dar ktlar." "Eyvah" diyorum mrldanarak. "Mine o gece Glizar'dayd." "Ne sylediniz ?" diyor doktor. "Hii" diyorum. "Benim gitmem gerek." Aniden kalkma anlam veremeyen doktor, akn gzlerle beni szyor. Kapdan karken, hemirenin benden sonraki hastann adn sylediini iitiyorum. Bu kadmlar kalabalndan kurtulmalym. Hzla kapya doru atlyorum. Aklm skdar'da bir ay nceki o baskn gecesinde. Grntler artc bir netlikle biimleniyor belleimde. Evi, pencerelerinden arka bahedeki karanla den beyaz k altnda koan iki glgeyi yeniden grr gibi oluyorum. "nne baksana be adam" diyor koridorda arptm tombulca bir kadn. Bu olay yalnzca bir an blyor dncelerimi sonra yeniden o geceye, karanlkta koan iki glgeye dnyorum. Bahenin alt kesinde dikiliyoruz. Yanmda Mustafa var. kide bir eline hohlayp durduuna gre hava souk. Canm sigara imek istiyor, ama bunu yapamam. Bam kaldrp pencerelerinden darya beyaz bir n yayld evin solgun grntsne bakyorum. Ortalk sessiz. Baklarm pencerelerden alrken fark ediyorum ilk glgeyi, ilerdeki aacn arkasndan hzla geiyor. Ardndan bir tane daha. Elim silahma uzanyor. Mustafa'ya yere yatmasn sylyorum... Glgeler karanlkta hayaletler gibi uuuyor. Parmam tabancann tetiine dokunuyor. el silah sesi, sonra iki tane daha. Karlk veriyorlar. Karanlktan zerimize kurun yayor. Mustafa'yla sindiimiz delikten bamz kald-ramyoruz bir sre. Bu arada evin iinden de silah sesleri gelmeye balyor. Dorulup glgelerin peine takldmzda, onlarn oktan srra kadem bastklarn gryoruz, ilerinden birini vur231 duumu ok sonra yerdeki kan lekelerinden anlayacaz. O kan lekeleri Mine'ye ait olabilir mi? ... Hastanenin kapsndan knca nemli bir rzgr yalyor yzm. nceden bir yamur balam. Yamurun altnda yrmek houma gidiyor. Yzme den damlalarn kulaklanmdaki uultuyu azaltacana ilikin tuhaf bir dnceye kaplyorum, bu yzden arabaya kadar olan yolu elimden geldiince uzatmak istiyorum. Arabaya girip bir sigara yakyorum. Kafam toparlamaya alyorum, ama olmuyor, o geceye ait anlar birbiri ardnca skn ediyor belleimde. O gece benim vurduum kii bulunamad. Oysa birlikte katklar arkada iki gn sonra Balmumcu'da bir apartmanda l ele geirilmiti... Bu hibir eyi kantlamaz ki, ayr ayr evlerde saklanmay semilerdir. Polis birinin yerini saptam, tekininkini bulamam olabilir... O da yaras iyileene kadar bir yerlerde saklanmtr... Ya ldyse? lseydi mutlaka cesedi bulunurdu. Bo yere cesedi niye saklasnlar. Aksine ly propaganda malzemesi olarak kullanrlard... len Mine'yse? nce sakin olmalym, diyorum kendi kendime. Olanlar soukkanllkla dnmeliyim, sanki o gece ate eden kii ben de-ilmiim gibi. Bandan balayalm. Mine, o eve gitmi olabilir mi ? Gittiini varsayalm. Ama evdeki kalabal grnce vazgemitir kalmaktan. Oradakilerden biri onu taksiye kadar gtrmek istemitir... Hayr bu mantkl deil, o srada polisi fark etmilerdir. Evin arkasndaki geitten kmalarnn bir nedeni olmal. Yoksa neden n kapy kullanmasnlar ? Evet bu daha akla yatkn. Sonra. Onlar kaarken ben gryorum. Ate ediyorum. Mine vuruluyor. Ama yryebiliyor, hatta koabiliyor ki baheden hzla uzaklaabiliyorlar. Sonra bir arabaya biniyorlar. Oradan hzla uzaklayorlar. Peki Mine'nin yaras kanamyor mu? yle bir yerden vuruldu ki fazla kan akmyor, diyelim. Byle yaralanmalarla ok karlatk. Adam kz bir hastaneye brakmak istemez mi ? nk Mine rgtten biri deil, stelik polisten gizlenmesine de gerek yok... Belki de Mine korkmu hastaneye gitmek istememitir. O zaman nereye gitmek ister? Beni

arayabilirdi! Ya ona ate ederken beni grdyse? Onu bilerek ldrmek istediimi sandy-sa? Byle bir ey dnr m? Kurunlan onun stne boaltrken grdyse neden dnmesin ? Kim bilir ne kadar korkmutur? Bir zamanlar k olduu adam onu ldrmeye alyor. stelik en son grmemizde olduka sert davranmtm ona... Yap^ i nndaki adam, Mine'yi rgt evlerinden birine gtrm olmasn. Sanmam. Neden onun sorumluluunu stne alsn ki ? Yarn bir gn kzn yakalanp evin yerini sylemeyecei ne malum ? O durumda kza nereye gideceini sormu olmas gerekir. Peki, Mine nereye gitmeyi ister ? Annesinin yanna. Ama benim o apartmanda oturduumu biliyor. Eer paniklemise, korkusu oraya gitmesine engel olabilir. Kendi evine gitmeyi istemez mi? Madam'n yardm edeceini dnebilir. Ama gitmemi ite... Belki de adam, kz gvenilir bir eve gtrmeyi gze ald. Kz eve sokunca da, orada kalanlar bu duruma ok bozuldular. Mi-ne'yi tedavi ettiler, ama gvenmedikleri iin de onu serbest brakmadlar, evde tutmay setiler. Ve Mine hl orada hapis! Neden olmasn, akla yakn grnyor. Bir baka olaslk ise Mine'nin lm olmas. yleyse ceset nerede ? rgt bir yere gmmtr. Bunu neden yapsnlar ki ? Arkadalarn gizlemek iin, ama onlarn hepsi ld, kimi gizleyecekler ? Eer Mine ellerinde lm olsayd, bir bildiriyle birlikte cesedini uygun bir yere brakr, polisin yargsz infaz yaptn sylerlerdi. Hayr, Mine o eve girdiyse bile lm olmas zayf olaslk. Demek ki yaadn hl mit edebilirim. Ama ne kadar sre? Birden, baka bir olaslk geliyor aklma. Eer Mine bir rgt evinde ahkonuluyorsa, polisin bir baka operasyonunda terrist sanlarak ldrlmesi iten bile deil. Naci'yle konumalym, diyorum ani bir kararla kontak anahtarn evirerek. Naci, Mine'nin alkonulduu evi bulabilir. Yirmi beinci blm 1. ube'deki brosunda buluyorum Naci'yi. Oturmu yaknda grlecek dava iin avukatlara rapor yazyor. Davadan duyduu kayg biraz azalm gibi. Yznde kavgac bir ifade var. Bizzat iileri bakan arayp, bu iten bir ey kmayacan, terre kar cansiperane alan polislerimizin yannda olduunu sylemi. Bu ona moral vermi, yalnz olmadn hissetmi. Onu dinledikten sonra olanakl olduunca ilikimizi gizleyerek Mine'nin bana gelenleri anlatyorum. Merak ve aknlkla dinliyor beni. Szlerim sona erince: "Bence kz rgt evinde saklamazlar" diyor. "Nasl bu kadar emin olabiliyorsun?" diye soruyorum. "Be yldr bu rgtle urayorum. ocuk yataki sempatizanlarndan, orta yan am st dzey yneticisine kadar her kademedeki elemann sorguladm. Onlar izledim, onlarla attm. Karmzdakiler, hakszlklara heyecanla kar kan toy genler deil, ldrme sanatnda giderek uzmanlam, gnll bir katil etesi. Gittike de daha profesyonelleiyorlar. Evden birlikte ktklar terrist, yaral kz asla rgt evine gtrmez. Neyine istersen iddiaya girerim." "atma sonrasnn duygusallyla ya da birlikte kurtulmu olmann sarholuuyla gtrdn..." "Bence olmaz" diyerek szm kesiyor Naci. "Bunu yapmazlar. Hi tanmadklar bir kzn yaamn kurtarmak iin kendi arkadalarn tehlikeye atmazlar." "Varsayalm yapt. Girdikleri evdekiler yaptnn yanl olduunu sylediler. Ama kz bir kez eve girmi bulundu." "Byle bir ey olmaz, ama diyelim ki oldu. Kz o evden brakmazlar. Belki ldrmezler, ama kendi gvenliklerini salayncaya kadar kz evde tutarlar. Ama tekrar ediyorum bu ok zayf bir olaslk." "Sence ne olmutur bu kza?" "Kz lmtr. Dokuz milimetrelik mermi skmsn, eer kolundan yaralanmadysa, vcutta derin tahribat yapar." "Ama o yarayla kaabildi." "Kaar, belki bir sre hibir ey olmam gibi yaar. Ama sonra dp lr. Sen de tank olmusundur buna." "Tamam da ortalkta ceset yok."

"Gmmlerdir." "Byle bir riske neden atlsnlar ki?" Gzlerini yzme dikerek dnyor Naci. "Haklsn" diyor. "Byle bir riske neden atlsnlar?" "ite bu nedenle kzn onlarn elinde olduunu dnyorum." Dnceli dnceli ban sallyor Naci. "Ama diyor u anda tespit ettiimiz rgt evi yok. Son operasyonda ok ar bir darbe indirdik onlara." "Yani byle rgt evleri kalmad m, diyorsun." "Keke dediin gibi olsa. Ben, bizim bildiimiz yok, diyorum. Mutlaka rgt evleri vardr. Dedim ya artk iyice profesyonelle-ti adamlar. Yurtdndaki merkeze bal birka yap kuruyorlar. Yaplardan biri kertilince teki harekete geiyor. rgt yeniden canlandrmaya balyor. Ama bu darbeden sonra toparlanmalar epeyce zaman alacaktr. Eer dndklerin doruysa, sabrla beklemen gerekecek." "Beklemeye beklerim de, senden bir isteim olacak. Eer bu rgtn evlerinden biri tespit edilirse. Benim haberim olmadan operasyon yapmayn. Mine ierde olabilir." "Anladm" diyor Naci. "Hi merak etme. Sana haber veririm." "Saol" diyorum. "nemli deil" diyor Naci. Sonra, iten baklarla szyor beni. "Bu kz ok mu nemli senin iin ?" "ok nemli" diyorum. "Kendi kzlarm kadar nemli." "Neden?" diye sormuyor. "Cann skma" diyor yalnzca. "Kz o eve hi girmemi de olabilir." "Olabilir" diyorum. "Olabilir de ben bu olanlar anasna babasna nasl anlatacam." "Aynen bana anlattn gibi" diyor. "zr dilerim, kznz ben vurmu olabilirim" mi diyeyim? "O ksmn sylemek zorunda deilsin. En azndan kz sa salim bulununcaya kadar." Yirmi altnc blm Kzlarn sa salim bulacamz syleyerek oyalyorum Metin Bey ile Sevim Hanm'. ili'de, anacaddeye bakan bir kafenin ikinci katnda konuuyoruz. Sevim Hanm, Ceyhun Bey'i de getirir diye korkuyordum, ama kadn bunu yapmyor. ocuklarnn yaamn ilgilendiren byle bir toplantda bile, bu eski karkoca birbirinden uzak durmay tercih ediyorlar. Zorunlu olmadka konumuyorlar hatta birbirlerinin yzne bile bakmyorlar. Meli-ke'nin anlattna gre, Mine'nin hamileliinin renilmesiyle karlkl hakaretlere varan szlerle birbirlerini sulamlar. "Mine'nin kaybolmasyla ilgili baz sonular elde ettik" diyorum, ikisi de dikkat kesiliyorlar. Kendimi olaylarn dnda tutarak, olan biteni ayrntlaryla anlatyorum. Sessizce dinliyorlar beni. Szlerimin sonuna doru kendi tahminimi sylyorum. Kafalarna yatar gibi oluyor. "O Fahri denen herife hi gvenmemitim zaten" diyor Sevim Hanm fkeyle. "Onunla tanmasayd bunlar bana gelmeyecekti." Metin kimseye kzmyor, kendi iine dnm, alad alayacak. "u talihsizlie bakn" diyor. "Akla hayale smayacak i geldi bizi buldu." "Olan oldu" diyorum. "Artk soukkanl davranmaktan baka are yok. Eer dndm gibiyse, yani Mine o evlerden birinde alkonuluyorsa, onu kurtaracaz, ama biraz zamana ihtiyacmz var." "Ya polis o eve de baskn dzenleyip, kzmz terrist diye ldrrse ?" diye atlyor Metin. "Merak etmeyin, onu da dndk" diyorum. "Polisin btn birimleri bu durumdan haberdar. Byle bir ev tespit edildiinde nce bana bildirecekler." Sylediklerim pek inandrc gelmemi olacak ki: "Bildirirler deil mi ?" diye soruyor Metin Bey. "Hi kayglanmayn, kesinlikle bildirirler." "Saolun Sedat Bey" diyor Sevim Hanm. "Bize ok iyiliiniz dokundu."

"nemli olan Mine'yi sa salim kurtarmak" diyorum. "Ben eminim" diyor Sevim Hanm, birden rahatlam bir tavrla. "Hissediyorum. Anneler hisseder. Kzm sa salim kp gelecek." "Elbette gelecek" diyorum. " Ama hepimizin sabrl olmas gerekiyor. Sizlerden tek ricam bu." "Haklsnz" diyor Metin Bey. "Gl olmalyz. Ve Mine dnnce de ona sahip kmalyz." Metin Bey'in szlerinde ineleyici bir tn var. "Bu yaz emekli olacam. Kzm alp birlikte oturacam" diye srdryor szlerini. "Biraz ge kalmadnz m Metin Bey?" diyor kadn olduka sert bir tavrla. "Ben ge kaldysam sen hep onun yanndaydn" diyor adam altta kalmayarak. "Ltfen" diyorum. "Byle zor bir zamanda, birbirinizi krmak yerine destek olmalsnz." Kesiyorlar tartmay. Metin bana dnyor. "Ataky'deki kirac evi boaltm. Mine'nin eyalarn oraya tayacam." "Neden acele ediyorsunuz ?" diyorum. "O ev gne grmyor. Soba yanmazsa her ey nemleniyor. Btn eyalar ryecek. Hem bo yere niye kira deyelim ? Mine dnnce de Ataky'deki eve yerleir. Oras daha iyi bir semt." "Bunu daha nce yapmalydn." "stemedim mi sanyorsun ? 'Ben oraya tanmam' dedi Mine. Okuluna uzakm." "Neyse canm brakn artk birbirinizi zmeyi. Madem Ataky'de eviniz boald, gtrn oraya eyalar. Tanrken bana da haber verirseniz sevinirim." kisi de bu isteimin nedenini anlayamam yzme bakyorlar. Aklama gerei duyuyorum. "Belki gzden kaan bir ipucu buluruz." "Merak etmeyin, haber vereceim, eski kiracnn bir iki para eyas var, nmzdeki hafta onlan alacak. Sonra tayacam eyalar. Belki o zamana kadar Mine de bulunur." "Umarm yle olur" diyorum. "yle olacak" diyor Sevim Hanm ellerini yukarya doru aarak. "nallah. Gzel Allahm onu bize gnderecek." Masada bir iyimserlik havas esiyor. "Belki de" diyor Metin. "Mine o eve hi gitmedi bile. Bir arkadana takld. Hani u bilinmeyen sevgiliye. O da daha iyi bir doktor buldu. Belki dinleniyordur. yilemeyi bekliyordur. Bakarsnz birka gne kalmaz kp gelir." Yal adamn ocuksulaan ypranm yzne bakyorum. "Belki de" diyorum. "Belki de kp gelir." Yirmi yedinci blm Ama gelmiyor Mine. Gnler geiyor, geen her gn umutlarmzn bo bir beklenti olduunu kantlamaktan baka ie yaramyor. Haftada birka kez Naci'yi aryorum. Haber yok. Morglara, hastanelere gidiyorum. Kimsesiz gen kz cesetlerine bakyorum, tabancayla vurulanlara, baklananlara, otomobillerin arpp katklarna, denizde boulanlara; hayr hibiri, ama hibiri Mi-ne'ye benzemiyor. Bilgileri dorudan kendim renmek istiyorum. Morg grevlileriyle, hastane yetkilileriyle gryorum. "Hayr" diyorlar "Tarif ettiiniz kza benzer biri gelmedi bize." Yine de onu aramaktan vazgeemiyorum. Mine'yi aramadm zamanlar, onu ldrm olabileceim kaygs sakland keden kp, yreimin ortasna gelip kyor. Nereye gidersem gideyim, bu dncenin arlndan kendimi kurtaramyorum. Bazen iyice bunalp, "Tamam onu ben vurdum, kabul ediyorum" diyorum kendi kendime. Ama isteyerek olmad ki. O karanlktaki glgenin Mine olduunu bilseydim ate eder miydim? Onu korumaya, kurtarmaya almaz mydm? Btn bu avutucu savlar, yaamda en ok nem verdiim insan kendi ellerimle ldrm olabileceim gereini deitirmiyor. O zaman baka bir varsayma yaslanyorum; "Belki de yanlyorum" diyorum. Belki de Mine o eve hi gitmedi. Ama sa ya da l onu bulmadan bunu anlamak olanaksz. Bu yzden onu vurmu olabileceimi unutmaya alyorum. Yoksa ldracam...

Bendeki deiiklikten en fazla etkilenen kii Melike. Ama ne bir ey sylyor ne de soruyor. Beni, uykuda gezer halimle ba baa brakp iin iin zlyor. Bir hafta kadar sonra, Metin Bey telefon ediyor. nce "Bir gelime var m" diye soruyor. Olmadn syleyince, d krkl iinde, "Yarn Mine'nin evini tayacaz, siz de bulunmak istemitiniz" diyor. "Saolun, gelirim" diyorum. Belki de gitmesem daha iyi olacak diye dnyorum telefonu kapattktan sonra. Neden gidiyorum ki oraya ? Mine'nin eyalarnn arasndan nemli bir ipucu kmayaca kesin. Ama o evde bir sr anm var. Bir anlamda oras benim ikinci evim saylr. Boaltlrken Mine bulunmayacak, hi deilse ben olmalym. O gece yine uyku tutmuyor. Mine'nin yok oluuna, belki de lmne yava yava altmz dnyorum, ite onun evini de boaltyoruz. Mine'nin izlerinin bulunduu meknlar birer birer terk ediyoruz... Ksa srede dncelerim acmasz bir hza eriiyor, varsaymlar kran krana bir atmaya tutuuyor kafamn iinde. Yatakta dnp duruyorum. Melike'nin de kprdadn fark ediyorum. Usulca sokuluyor yanma. Onun oktan uyumu olduunu dndm iin biraz aryorum. efkatle sarlyor. Yadrgayacam sanyorum, ama dokunmas houma gidiyor. Elleri yzmde, salarmda geziniyor. Dokunular yle iten ki, szcklerle anlatamadn sanki parmaklarnn ucuyla sylemek istiyor. Ellerinin scakln iimde bir yerlerde hissediyorum; sanki yanmda annem, saknmz gvenebileceim bir dost var. Gzlerim doluyor, gnlerdir biriktirdiim, aclar, fkeler, kayglar, kukular, korkular sonunda tayor. Kendimi daha fazla tutamyorum, koca adam burnumu eke eke alamaya balyorum, iyice sarlyor bana... Ben biraz yatnca: "Mine ld m ?" diye soruyor, sesi kederli. "Bilmiyorum" diyorum. "lmesin" diyor, eliyle gzyalarm silerek. Sanki onu sevdiini biliyorum, ama sizi baladm dercesine. Hibir ey sylemeden yzne bakyorum, alacakaranlkta olduundan daha gzel grnyor gzme. Sylediklerinde iten. Bu kadnn beni sevdiinden hi kukum yok. Sarlyorum ona, o yine salarm okuyor. Yzm, iki ocuk dourmu olmasna ramen diriliini koruyan memelerine deiyor. Hastaneden ktmdan beri onunla yatmadm fark ediyorum. Ellerim adeta kendiliinden kalalarna doru uzanyor. Pamuklu geceliini yukar doru ekiyorum, elim scak tenine dokunuyor. O salarm okamay srdryor, ama hareketleri eski uyumunu yitiriyor. \ Dudaklanna doru uzanyorum. O da bana yaklayor. Aralk dudaklarn pmeye balyorum. Tuzlu slakl fark ediyorum, o zaman Melike'nin de aladn anlyorum. Daha tutkuyla pmeye balyorum onu. Dudaklan yumuack eriyor azmn iinde. Srtst dndryorum onu. Geceliinin asklarn dlyorum, Z4 memeleri ortaya kyor, istekle avuluyorum onlar. Melike'nin inleyerek ban geriye doru attn gryorum. Eilip memelerini pmeye balyorum, teni lavanta kokuyor. Azma ho bir baharat tad bulayor. Dilimle meme balarn yalyorum, actmadan hafif hafif srmaya, dayanamayp emmeye balyorum, inlemesi artyor Melike'nin. Sabrszlanyor, nce kendi stndekileri karyor, sonra da benimkileri. Kendimi biraz geriye alyorum. Sa elim bacaklarnn arasna kayyor, yumuak tylerin arasndaki slakl buluyorum. Kaygan nemli teni, parmaklarmn arasnda kvranarak derinleiyor. Ben sevimeyi biraz daha uzatmaktan yanaym, Melike dayanamyor, "Hadi" diye kulama fsldyor. "Ne" diyorum. Belimden tutup, kendine doru ekiyor, i ie geiyoruz. Bedenimi, istedii gibi hareket ettirmeye balyor. Kendimi ona brakyorum. Birbirine kenetlenmi, yavatan hzlya doru bir devinime giriyor. Hz arttka Melike'nin iniltisi de gleniyor. Hzn en st noktasnda bedeni st ste kaslyor ve azndan sevin lna benzer bir inilti kyor. Bir sre bana sarlp ylece kalyor. Bedenindeki kaslma geince bu kez ben kprdanmaya balyorum. Ayn istekle karlk veriyor bana. Kalalarn tutup tadn karta karta boalyorum iine. Smsk sarlyor bana. Boalnca hafiflemiim gibi hissediyorum. Bede-nimdeki btn gerginlik, hatta bedenim ok uzaklarda kalm gibi. Sanki kuru bir nar yaprana dnmm de sessizce akan bir nehrin zerinde yavaa szlmekteyim. Gzlerim gkyzne taklm,

kenarlar mor bulutlar geiyor stmden. O dinginliin iinde ar ar yok oluyorum. "Bana yardm et" diyen bir sesle uyanyorum. Hemen tanyorum, bu Mine'nin sesi. Yatakta doruluyorum. Bakyorum, Melike yanmda uyuyor. Odann iine bakyorum kimse yok. Yanldm dnrken sesi yeniden duyuyorum. "Bana yardm et!" Dikkatle dinliyorum, ses yan taraftaki oturma odasndan geliyor. Melike'ye bakyorum ml ml uyuyor. Hzla kalkyorum yataktan. Kapnn nnden bir glge kayyor. "Dur" diye bararak peine dyorum. Ama glge durmuyor. Koridora ulatmda, daire kapsndan kmakta olduunu gryorum. Mine'ye benziyor. "Mine" diye sesleniyorum. "Mine, dur!" Ama o aldrmadan szlyor dar. Pei sra kouyorum. Daire kapsndan kar kmaz zifir bir karanln iine dyorum. Deil Mine'yi, burnumun ucunu bile gremiyorum. Elimle duvarlarda lambann dmesini aryorum, abalarm sonusuz kalyor. Ayaklarmla zemini yoklayarak merdivenleri bulmaya alyorum. Birka metre byle ilerlememe karn basamaklar bulamyorum. Bu olanaksz. Merdivenler buralarda bir yerlerde olmalyd! El yordamyla ilerlemeyi srdrrken, sanki karanlkta bir gedik alyor, bir yerlerden ieriye k vuruyor. aknlkla uzun bir koridorun sonunda olduumu fark ediyorum. yi ama bizim ev st katlarda deil miydi? Yanllkla tavan arasna m ktm yoksa? Kafamda bu sorularla a yryorum. Ia kar kmaz, gzlerim kamayor. Darda gn domu. Bir sre ellerimi gzlerime siper etmek zorunda kalyorum. Ia alrken, tandk bir ses yanklanyor kulaklarmda: "Nihayet geldin." Sesin geldii yne bakyorum. Bir valenin banda amcam smet'i gryorum. Glmseyerek karmda duruyor; hem de ok komik bir kyafetle. Banda yana yatm bir bere, sol elinde boya kartrlm bir palet, sa elinde ince bir fra. "Resim mi yapyorsun ?" diye soruyorum. "Hi beceremem, kamuflaj iin byle giyindim" diyerek elindeki frayla, valenin stndeki resmin sa alt kesini gsteriyor. "Kedeki imzay grmedin mi ?" Eilip bakyorum. Tuvalde ne resim ne de imza var. "Okuyamyor musun?" diye soruyor. "Burada resim de imza da yok" diyorum. Amcam sylediklerime inanamyor, resme doru yaklayor: "Bak ite burada" diyerek frayla tuvalin sa alt kesine "Mine" yazyor. Sonra dorularak: "Onu bulabildin mi ?" diye soruyor. Sorusundan rahatsz oluyorum. "Hayr, ama bulacam." "Gerek yok, o burada." Gsterdii yne baknca yine o kimsesiz, karanlk yzl kona gryorum. Ayn rm pencereler, ayn ypranm duvarlar ve zerinde ayn arma bulunan kanatl eski demir kap. "Mine orada m" diye soruyorum aknlkla. "Uzun zamandr bizim iin alyor. Ariv servisinde" diyerek yantlyor, kaytsz bir tavrla. "Alay ediyorsun" diyorum. "Neden alay edeyim canm. 'Ariv Servisini Modernletirme Program' iin ie alnd." "Mine bilgisayar kullanmasn bilmez ki!" diye kar kyorum. "Brak u aptal aleti. Bize alkan kleler deil, yaratc zeklar gerek." "iyi ama, o ressam. Arivde ne yarar olabilir?" "Kaytlardaki herkesin resmini izecek, iki tane de gen air bulduk mu, bak ariv servisimiz nasl tkr tkr iliyor." "Anlayamyorum" diye kekeliyorum. "Ressamlar, airler... onlarn arivde ne ileri var?"

"Anlayamazsn tabi. Szn ettiim gerek bir yenilenme, iimizi sanat haline getiriyoruz." Kendimi tutamayp glmeye balyorum. "Glme glme, bu sistem en ok senin yararna. Artk kk sevgilin polissin diye seni terk etmeyecek." Glmeyi kesiyorum. Amcam hnzrca yzme bakyor. "O beni terk etmedi" diyecek oluyorum. Yzn babacan bir glmseme sslyor. "Bo yere inkr etme. Her eyi anlatt." "Nerede o?" Elindeki fra ile paleti resmin yanna braktktan sonra: "Gel benimle" diyor. Kapya doru ilerliyoruz. Amcamn yan sra yryorum. Elini nlnn cebine sokup kocaman bir anahtar karyor. "Onu kilitli mi tutuyorsunuz ?" "Bilirsin, gvenlik" diyor kesin bir tavrla. Canm sklyor. Ama bir ey sylemiyorum. Amcam anahtar kilide sokup eviriyor. Pe pee iki metalik tkrt duyuyorum. Asma kilit alyor. Kilidi, iki kanadn demir halkalanndan karyor anahtarla birlikte cebine koyuyor. Sonra bana doru dnerek, usulca: "Biz ierdeyken biri kapy stmze kilitlemesin diye yanma alyorum" diyor. Kapnn sa kanadm iterek ieri giriyor, onu takip ediyorum. Eikten ieri adm atar atmaz ar bir koku saryor her yan. Yzm buruturarak duraksyorum. "Bayatlam boya kokusu" diyor amcam. "Alrsn." nme geerek yryor. Dar bir antreden grkemli bir salona geiyoruz, ierde kimse yok, ama salon hi de yllardr kullanlmama benzemiyor. Ayaklarmzn altnda, salonun te birini kaplayan, yer yer siyah lekeler olan bal rengi, ipek bir hal uzanyor. Tavandan sarkan birka ton arlndaki kristal avizenin altna dzenli olarak yerletirilmi barok stili mobilyalar sessizce bekleiyorlar. Amcam evreyle pek ilgilenmiyor, bu konaa defalarca girip kt belli. Ayaklarmzn altndaki kaln halya karn gcrdayan eski ahap zemine aldrmadan sol taraftaki kahverengi kapya doru yryoruz. Kapdan geerek kk bir odaya giriyoruz. Buras odadan ok bir kuleyi andryor. Ortada, kvrlarak yukar doru kan siyah bir merdiven var. Amcam merdivenin trabzann tutarak, "Senin kz yukarda, trmanmamz gerekecek" diyor. Bam kaldrp yukar baknca aknlktan azm ak kalyor. Ne odann tavann ne de merdivenin sonunu grebiliyorum. Dardan grdm kadaryla konan bu kadar yksek olmamas gerek, diye dnyorum. Yoksa baka bir binaya m girdik? Amcama sormak istiyorum, ama o merdivenleri trmanmaya balam bile. Ona yetimeliyim. Pei sra ilerliyorum. On be yirmi basamak sonra kulenin duvarlarnda resimler belirmeye balyor. stten ve alttan eit aralklarla aslm tablolar evremizi saryor. Bunlarn hepsi portre. Yukarlara ktka koku younlayor. Resimleri yapanlara yaklatm hissediyorum. Amcam doru sylyor galiba, arivdeki resimleme iini gerekten de ressamlara yaptryorlar. O halde Mine hakknda syledikleri de doru. imi bir sevin dalgas kaplyor. Demek Mine yukarda. Admlarm iyice hzlandryorum. Amcam be alt basamak nde trmanyor. Ona yaklap, Mine'yi sormak istiyorum. Ama soluum kesiliyor, bu hzl tempoyla daha fazla kamayacam anlyorum. Lanet olas bir ter balyor. Aldrmyorum, gcm toplayp ilerlemeye alyorum. Bedenimi saran nemli scaklk artyor. Amcam aramzdaki mesafeyi birka basamak daha ayor. Onu aknlkla izliyorum. Ben zar zor ilerlerken, o bir delikanl gibi evik hareketlerle trmanyor. Koku ve ter de gitgide artyor. Hafiften bamn dndn hissediyorum. Zaten dar olan kulenin duvarlan stme gelmeye balyor. Nefes almakta zorlanyorum. Bir sre olduum yerde kalyorum. Hzla bana yaklaan duvarlarda bir pencere, soluk alacak bir delik anyorum. Ama yan yana sralanan resimlerden baka bir ey gremiyorum. Belki de resimlerin altnda bir pencere vardr umuduyla en yakn resme uzanyorum. Resmi kaldnp altna bakyorum; kk bir krkayak mahcup bir tavrla duvardan aaya kayyor. Yanndaki resme uzanyorum, yanlmamm, tablonun altnda bir pencere var. Sabrszlkla pencereye uzanyorum. Ellerim titriyor. Son gcmn de

tkenmek zere olduunu hissediyorum. Hayr, baylmamalym, bir kez dersem bir daha kalkamam. Pencereye yaklayorum. Az sonra cierlerim temiz havaya kavuacak. Temiz havaya kavuma dncesi bile beni heyecanlandnyor. Dikkatli olmalym, en tehlikeli an budur, ellerimdeki titreme bacaklanma geiyor. Hayr, baarmak zorundaym. Ellerim pencerenin ispanyoletine dokunuyor. O anda amcamn bolukta yanklanan sesini duyuyorum: "Sakn yapma!" Bam kaldrnca kaygyla bana baktn gryorum. "Sakn pencereyi ama!" diye panik iinde yineliyor. "Ama boulacam!" "Sk diini az kald." Onunla konutuum o ksack zaman dilimi bile bana dayanlmaz geliyor. Elimin altndaki demiri eviriyorum. Amcam basamaklar birer ikier atlayarak aaya geliyor. Bana engel olacak, elimi abuk tutmalym. "Yapma !"diye banyor. Artk ok ge. Pencerenin kanadn kendime doru ekiyorum. Ama, daha temiz havay bile hissedemeden byk bir grlt kopuyor. zerinde durduum basamak sallanmaya balyor. Korkuyla trabzanlara tutunmaya alyorum. Trabzann tutunduum paras kopup elime geliyor. Yardm isteyen gzlerle amcama bakyorum. Panik iinde o da bir yerlere tutunmaya alyor. Bir an gz gze geliyoruz. "Ne yaptn!" dercesine bakyor yzme. Merdivendeki sarsnt artyor, kendimi bolukta buluyorum. Burnumda hep o pis, hep o eki koku; bolukta tepe st derken bile beni terk etmiyor. Amcam boya demiti. O nerede acaba? Derken onu anyorum, yanmda demir paracklan uuuyor; kaln lamalar, enli kebentler, kare saclar. Tuhaf, hibiri bana demiyor. Sanki ben biimsiz, kocaman bir gezegenmiim de onlar da belli bir uzaklkta evremde dnen uydularmm gibi. Hep birlikte bir kara delie doru ekiliyoruz. Ama amcam ortalkta grnmyor. Umanm yukarlarda bir yerlere tutunmutur. Ya Mine ? Mine de merdivenin zerinde miydi acaba? Yukanya bakmay istiyorum, ama bu imknsz. Bam eviremiyorum. yice zorluyorum kendimi. Zorlaynca scaklk artyor. Terliyorum. Terimi benimle birlikte den demirlere bulatnyorum. Renkleri deimeye balyor. Mat siyah yerini nce pas rengine, sonra turuncuya, sonra... Sesler duyuyorum, demirlerin sert zemine arptkla-nnda kardklan sesler olmal; ama bana tuvale arpan fkeli fra darbeleri gibi geliyor. Korku yok iimde. Olacaklar nceden kabul etmi, duyarsz bir ruh haliyle yere doru yaklayorum. Artk zemini seebiliyorum. Yerde mozaikten yaplm bir resim var. Yukar karken fark etmemitim imdi olduka iyi gryorum. Mozaikteki resimden bir adam bana bakyor. Demir paracklar zerine dyor. Ama mozaikler yaralanmyor, sadece san fon biraz koyulayor, demirlerin dedikleri yer nce pas rengine, sonra koyulaarak siyaha dnyor. Mozaikteki adam gzlerini am byk bir ilgiyle dm izliyor. Ben de ona bakyorum. Adama bir yerlerden ainaym. Neredeyse tanyacam... "Bir ey yok, rya gryorsun" diyor bir ses. Gzlerimi atmda Melike'yi buluyorum karmda. "ok mu ktyd?" "Tam hatrlayamyorum..." diyorum. "Blk prk sahneler..." "Kahvalt hazr! Hadi kalk, bir eyler ye kendine gelirsin" diyor. "Saat ka?" diyorum. "Dokuzu geiyor." "Amma uyumuuz." "Akam ge yattk" diyor anlaml anlaml glmseyerek. Nedense bu davran ok aptalca geliyor bana. "ocuklar okula gitti mi ?" diye soruyorum. "oktaaan" diyor yine o neeli tavryla. Giderek daha ok batyor bu tavr bana, yataktan kalkp, banyoya gidiyorum. Aynadaki yzm yorgun grnyor. Avu avu yzme arptm souk su da bedenimi canlandrmaya yetmiyor. Tra olmay kahvaltdan sonraya brakarak mutfaa yneli-yorum. Masaya otururken aym koyuyor Melike. Karmn yzne bakyorum,

bu sabah sanki genlemi gibi. Onun bu canll beni rahatsz ediyor. Sessizce kahvaltm yapyorum. Bir iki laf atyor karlk vermeyince o da susuyor. Saat ona doru ayrlyorum evden. Madam'n evinin nndeki kmazn giriinde krmz bir kamyonet duruyor. Mine'nin eyalarn bununla tayacaklar, diye dnyorum, aracm nne park ederken. Kapda tayc iilerden birine mzik setini arpmamasn syleyen Metin'i gryorum. Sevim Hanm ortalkta grnmyor. Gelmemi anlalan. Bam kaldrp yukar baknca Madam ile Maria'y gryorum. Madam bayla selam veriyor, zgn olduunu buradan bile hissedebiliyorum. Kapya yaklayorum, Metin Bey: "Merhaba" diyerek elini uzatyor. Elini skarken: "Kolay gelsin" diyorum. "Kk paralar kald" diyor. "renci evi, ne kadar eya olur ki!" "Ben bir yukarya bakaym" diyerek ieri giriyorum. Madam'n dairesinin nnden geerken kap aralanyor, Madam'n kederli yzn gryorum. "Gnaydn" diyorum. "Gnaydn Sedat Bey" diyor. "Buyurun, bir kahvemizi iiniz." "Teekkr ederim, yukar bakmak istiyorum." "Bir haber yok deil mi kzcazdan." "Henz yok." "Belki Mine gelmi olsayd, tanmak istemezdi." "Haklsnz, istemezdi" diyorum. "Niye yapt Metin Bey byle ?" "Ataky'de evi varm, kiracs boaltm. Buraya kira demek istemiyor." "Ondan kira isteyen mi vard" diyor sitemle. "Bilmem artk. Adam kzn babas. Ne syleyebiliriz ki?" "KK kaybolduktan sonra aklna geldi babas olduu." ki elimi yana aarak, boynumu bkyorum. "Kamyoneti gnderdikten sonra gelin" diyor Madam. "Dertleiriz biraz." "Gelirim" diyorum yal kadn kramayarak. O kapy kapatrken, ben de vale ile resim kartonlarn tayan gen adamn yanndan syrlarak yukar kyorum. Evin ii neredeyse boalm. Kapnn nnde birka iek sakss, mutfakta drt mukavva kutu, yatak odasndaki kitaplar ile salonda Mine'nin yapt resimler kalm, bir de pencerenin nndeki berjer koltuk duruyor. Evin bo odalarn dolayorum. Eyalarn durduu zeminlere bakyorum. Kt paralarn kartryorum. Hibir ey yok. Mzik setinin durduu yerde, altndan tek bir kpe buluyorum. Bu kk bir yenge. Bir yl nce ya gnnde ben hediye etmitim Mine'ye. Sonra tekini kaybettiini sylemiti. ok zgnd, "Yenisini alrm" dedim. Aldrmad. "Onun yerini bakas tutmaz" dedi. "Eyalarn da kiilii vardr." Pek katlmadm sylediklerine. Byk altmdan gldm sezinlemi olacak ki, kzmt bana. Tayclar ilerini iyi biliyorlar. Yarm saat iinde hibir ey kalmyor odalarda. Ben de aaya iniyorum. Son birka para eya yerletiriliyor kamyonete. Metin Bey yanma geliyor. "u adam soracaktm size" diyor. "Hangi adam ?" diyorum. "Mine'nin daha nce kt adam. Kim olduunu bulabildiniz mi?" "Okuldan biri" diyorum. "Ama Selin yle sylemedi" diyor. "ocuun ban belaya sokmamak iin sylememitir." "Onu sorgulamayacak msnz ?" "Ondan phelenmemiz iin fazla bir neden yok ?" diyorum nemsemez bir tavrla. "Ama yine de aratracaz." O srada gzlerim Madam'n pencerelerine kayyor. Madam eliyle bir eyler sylemeye alyor. Dikkatle bakyorum. Sanrm bekleyin, diyor. Az sonra apartman kapsnda iri cssesiyle Maria grnyor. Elinde bir battaniye var. Bu Mine'nin elektrikli battaniyesi olmal. yor diye Madam'a vermitir. Maria dorudan bana getiriyor battaniyeyi. Ben de alp kamyonete gtryorum. Maria da

peim sra geliyor. Boynu hafice saa yatm. Battaniyeyi adama veriimi izliyor. "O Mine Ablamn" diyor. "Evet" diyorum glmseyerek. "O Mine Abla'nn." Battaniyeyi de yerletirdikten sonra tayclarn ikisi kamyonetin arkasna biniyor. Metin Bey de benimle vedalatktan sonra teki taycyla birlikte ofrn yanna oturuyor. Kaplar kapannca Maria'nn durduu yerde sabrszlkla sallanmaya baladn fark ediyorum. Kamyon hareketlenirken paltomun kolundan tutarak beni ekiyor. "Ne oldu Maria? Bir ey mi istiyorsun?" diye soruyorum. "Mine Abla'y unuttular" diyor. Acyla glmsyorum. "Mine Abla gitti, Maria" diyorum. "Mine Abla'y unuttular" diyor yine iki eliyle paltomun kolunu ekitirerek. imdi nasl anlatacam bu kza Mine'nin kaybolduunu. "Mine Ablan bu sabah gitti" diyorum. "Gitmedi" diyor. "O ierde uyuyor." Bir sen eksiktin, diyorum iimden. "Nerede uyuyor Maria?" diyorum aresizlikle. kircimsiz bir tavrla apartmann giri katn gsteriyor. "Orada." "Peki, hadi gster bana" diyorum, bu kzdan baka trl kurtulu yok. "Gel" diyor elimden tutarak. Beni apartmana gtryor. eri giriyoruz. Giri katn kapsna gelince duruyoruz. "erde uyuyor. Tavanlar gibi." Kafamn iinde szcn tam anlamyla bir imek akyor. "Tavanlar gibi mi?" Aman Allahm, ne diyor bu kz ? "Anahtar sende mi ?" diyorum sabrszlkla. Maria ellerini ap, masum bir ifadeyle yzme bakyor. "Sen beni burada bekle" diyerek hzla yukar kyorum. Madam'n kapsn alyorum. Kapy aan yal kadn beni ieri buyur etmeye hazrlanrken: "Giri katn anahtarn alabilir miyim?" diyorum. Kadncaz neden anahtar istediimi anlayamam, tuhaf bir ifadeyle yzme bakyor. "Ne olur anahtar verin. Sonra size anlatrm" diyorum. Kadn ieri girip anahtar getiriyor. "Temizliki kadn bir aydr uramyor, Maria ortal datmtr" diyor anahtarlar uzatrken. "Bo verin ben yabanc saylmam." Anahtar alp aaya koturuyorum. Maria uslu uslu beni bekliyor kapnn nnde. Titreyen ellerimle anahtar kilide sokuyorum. lk eviriimde alyor kap. erisi daha nce iitmi olduum gibi bir meyhane grmnde. Oturma odas ile salon arasndaki duvar yklm, on tane masa, sandalyeleriyle birlikte belki de hibir zaman gelmeyecek olan eski mterilerini bekliyor. lerdeki bfenin zeri tabak, anak, bardak dolu. Duvarlar hasr kaplanm. Hasrlarn zerinde meyhanenin atafatl gnlerinden anlar tayan fotoraflar asl, sararm ktlarn zerinde yazlar, iirler okunuyor. Ama Mine ortalkta yok. Bu deli kzn oyununa geldik, galiba, Madam'a da ayp olacak, diye dnyorum. Mekanik bir ses dikkatimi ekiyor, geenlerde bir geceyans buraya geldiimde fark ettiim motor sesine benzeyen o grlty yeniden duyuyorum. "Hani Mine Abla?" diyorum Maria'ya. "erde uyuyor" diyor, sesin geldii ak kapy gstererek. Kapya yryorum. Yaklatka ses artyor. eride iki kanatl, kocaman bir buzdolab karlyor beni. "Babamn" diyor Maria ne geip, iki eliyle buzdolabna sarlarak. rperiyorum. Buzdolabnn kard grlt kulaklarmda uulduyor. Gnlerdir kafamn iinde birbiriyle ilgisizmi gibi uuan bilgiler hzla btnleerek

korkun bir sona ulatryorlar beni. Bu lanetli sondan, bu acmasz gerekten uzaklamak, baka olaslklar zerinde kafa yormak istiyorum. Olmuyor, aklm ne kadar zorlarsam zorlayaym bouna, hep ayn karabasan kyor karma. Buzdolabnn nnde ylece donup kalyorum. Ama umudumu yitirmiyor, yeni bir sona ulamak iin akl yrtmekten vazgemiyorum. skdar'daki ev baskn geliyor gzlerimin nne. Bahede sisler arasnda koan iki glge... Silah sesleri... Birini vuruyorum. Ama yere dmyor, komay srdryor. Belki de yanndaki yardm ediyor ona. Bir taksiye biniyorlar. Yaram ar, deil diye dnyor vurulan. Belki vurulduunun bile farknda deil. Sonra anlayacak. Yine de eve gitmeyi seiyor. Yanndaki adam onu evinin yaknlarnda indiriyor. Bakkal erefin syledikleri geliyor aklma. Bir gece saat 21 sularnda Mine'nin eve girdiini sylemiti. Szn ettii tarih Mine'nin kaybolduu gnlere denk dyor. Eve giriyor Mine, ama takati tkenmi. Merdivenlerde ylp kalyor. O gece alt kattan bir eyler almak iin aaya inen Mana, Mine'yi yerde yatar grnce babasnn avlad tavanlara yaptn ona da yapyor. Uyumas iin onu alp buzdolabna koyuyor... "Hayr" diye syleniyorum. "Hayr olamaz." Ama gerei renmek iin buzdolabn aacak cesareti kendimde bulamyorum. Titreyen ellerim kapa amaya gitmiyor. Gzlerim Maria'ya kayyor. Kendisine baktm fark eden Mana son derece doal bir tavrla, buzdolabnn kapana uzanyor. Benim ama dememe izin vermeden: "te" diyor. "Mine Abla!" Aralanan kapaktan krmz bir k vuruyor zemine, Maria'nn bedeni buzdolabnn iini grmemi engelliyor. Bir karalt seer gibi oluyorum. Maria'y biraz yana eksem o karaltnn ne olduunu anlayacam, ama yapamyorum. Bir kararszlk, bir korkaklk gelip yerleiyor stme. Mana, sanki ikircimimi anlam da beni bir an nce bu gerekle yzletirmek istermiesine aniden kenara ekiliyor. Maria'nn iri vcudunun arkasndan Mine'nin ince yz kyor karma. Solgun teni buzdolabnn krmz yla aydnlanyor, sanki hibir ey olmam gibi bana glmsyor. Ben de ona glmsemeye alyorum, olmuyor. "Demek burada saklanyordun?" diyebiliyorum yalnzca. Bir tek szck bile dklmyor dudaklarndan. Sulad m, sevindii mi belli olmayan baklar glmsemesini tamamlyor. "Meraktan ldk" diyorum. Glmsyor. Glmsemesi mutlu anlarmzn, kt gnlerimizin bir iareti gibi yapp kalm dudaklarna. "ok korkuttun bizi..." Maria, yanma yaklap: "it uyuyor" diyor. Aldrmadan Mine'yle konumay srdryorum. Konumazsam onu yeniden kaybedecekmiim gibi geliyor. Ama Mine yant vermiyor bana. Yalnzca glmsyor. "Seni kardklarn sandk..." Dudaklarn kprdatmadan, gzkapaklarn oynatmadan, buzdolabnn krmz altna uzanm glmsyor. "Doktorunla konutum. Krtaj srasnda bir eyler oldu sandm..." Yzmde sabitlenen baklar deimiyor. Dudaklanndaki bu mor, bu donuk glmseme, snrlar saydam bir uzakln varln sezdiriyor. Bu uzakl ortadan kaldrmak, istiyorum. Ona dokunurum bu souk saydamln tuzla buz olacan, Mine'nin benimle konuacan sanyorum. Buzdolabndan yaylan serin hava yzme vuruyor. Aldrmyorum. Yan yanya buzdolabna girip, Mine'ye, gen sevgilime sanlyorum. Giysisi buz gibi. Umurumda bile deil. Onu kucaklayp dan almak istiyorum. Sanki onu buzdolabndan kanrsam, dudaklanndaki o donmu glmseme zlecek, aramzdaki o tuhaf uzaklk sona erecek. Katlam bedenine sarlp, danya ekmeye alyorum. Ama bouna, olmuyor, buzdolab Mine'yi vermiyor. Kalbinin hizasnda krmz bir buz kitlesinin dolabn parlak tabanna doru yaylm olduunu gryorum. aresizlik iinde Mine'nin yzne dokunuyorum. Teni de glmsemesi gibi souk ve uzak. "Neden bana yardmc olmuyorsun" diyorum. Glmsyor. Gzlerim baklanyla karlayor. Donmu gz-bebeklerindeki bolukta bouna anyonun sorumun yantn. Daha fazla bakamyorum. Kabannn nndeki koyu lekeye kayyor baklanm. Mine'nin hamile olduu geliyor aklma.

"Hayr!" diyorum. "Hayr, bu gerek olamaz!" fkeyle arpyorum buzdolabnn kapan. Grltyle kapanyor. Kapan parlak metal yzeyinde bir adam gryorum. Omuzlan km, yz allak bulak bir adam; alad alayacak. Ona bir yerlerden ainaym, neredeyse tanyacam... Biri kolumu ekitiriyor. Dnyorum. Maria. Aferin bekleyen bir ocuk gibi duruyor karmda. Gzlerimi ondan karmaya alyorum, brakmyor paltomun kolundan tutup sabrszlkla ekitirerek: "Mine Abla ne zaman uyanacak?" diyor.

You might also like