You are on page 1of 56

4-NSA SURES Giri: Nzul zaman: Bu sure, muhtemelen H. 3. yln sonlar ile H. 4. yln sonlar veya H. 5.

yln balar arasnda geen dnem boyunca nazil olan birok blmden olumaktadr. Nzul tarihlerini kesin olarak belirlemek olduka zor olmasna ramen, ayetlerde verilen emirler, zikredilen olaylar ve bu ayetlerle ilgili hadisler sayesinde doru olmas muhtemel bir nzul dnemi belirlemek mmkndr. Bunu birka rnek olayla aklayabiliriz. a) ehitlerin miraslarnn paylatrlmas ve yetimlerin haklarnn korunmas ile ilgili emirlerin, 70 mslmann ehid edildii Uhud savandan sonra verildiini biliyoruz. O zaman tabi olarak Medine'deki birok ailede ehitlerin mirasnn paylatrlmas ve yetimlerin haklarnn korunmasyla ilgili sorunlar ortaya kmt. Bundan yola karak 1-28. ayetlerin bu dnemde indirildii sonucuna varabiliriz. b) Hadislerden rendiimize gre savata namazla (korku namaz) ilgili emirler H. 4. ylda yaplan Zat'r-Rika seferi srasnda verilmitir. O halde 102. ayeti ieren blmn bu sefer srasnda nazil olduunu syleyebiliriz. c) Yahudilere yaplan son uyar (47. ayet), Beni Nadir kabileleri H. 4. yln Rebi'l-Evvel aynda Medine'den karlmadan nce yaplmtr. Bu nedenle 47. ayeti ieren blmn bu olaydan bir mddet nce indirildiini sylememizde hibir saknca yoktur. d) Teyemmmle (su bulunmadnda, temiz toprak kullanarak abdest alma) ilgili izin, H. 5. ylda Beni Mustalk'a kar yaplan seferde verilmitir. O halde 43. ayeti ieren blmn H. 5. ylda nazil olmas muhtemeldir. Konular ve Surenin Arka-plan: imdi de sureyi anlayabilmek iin o dnemin sosyal ve tarih durumuna bir gz atalm. Bu suredeki btn b mler, Hz. Peygamber'in (s.a) o dnemde karlat temel meseleyle ilgilidir. lk olarak, l Hz. Peygamber (s.a), Medine'ye hicret ettikten sonra oluan slm topluluunun dzenlenmesi ve gelimesi ile urayordu. Bu amala, slm-ncesi dnemdeki deerlerin yerine ahlak, kltrel, sosyal, ekonomik ve politik yeni deerler ortaya koyuyordu. O'nun dikkat ve abasn ynelttii bir dier sorun da kendi davetini reddeden mrik Araplar, Yahudi kabileleri ve mnafklarla, mslman topluluk arasndaki savat. ncs, her eyin tesinde, O, kt glerin tm kar klarna ramen slm' yaymak ve gn getike daha ok kiiyi slm'a kavuturmak zorundayd. Bu nedenle, bu surede Bakara suresinde verilenlerin devam niteliinde, slm toplumunu glendiren ve birbirine balama ilevini gren, ayrntl emir ve tavsiyeler yer alr. Aile kurumunun iyi ilemesi ve aile kavgalarn zmlenmesini salayan prensipler retilir. Evlilik kurallar, kar ve kocann karlkl ve eit haklar belirlenir. Kadnn toplumdaki stats ortaya konur ve yetimlerin haklarnn ne olmas gerektii bildirilir; mirasn paylatrlmas iin gerekli olan kanun ve dzenlemeler ortaya konur ve ekonomik faaliyetleri yeniden dzenleyen emirler verilir. Ceza hukukunun temelleri kurulur; iki imek yasaklanr, temizlik ve paklkla ilgili emirler verilir. Mslmanlara, salih bir insann Allah'la ve dier insanlarla nasl bir iliki iinde olmas gerektii retilir. slm toplumunda disiplinin salanmas ve devam ettirilmesi iin gerekli olan emirler verilir. Mslmanlara ders vermek ve onlarn Ehli Kitab takip etmemeleri konusunda uyarmak iin, Ehli Kitabn ahlk ve din durumu tekrarlanr. Mnafklarn durumu eletirilir ve mslmanlarn onlar gerek mslmanlardan ayrdedebilmesini salamak iin mnafklk ile gerek imann belirgin zellikleri anlatlr. Uhud sava sonrasnda ortaya kan durumu dzeltmek iin, mslmanlar dmanlara kar cesurca savamaya tevik eden blmler indirilmitir. nk savataki yenilgi, mrik Arap kabilelerini, komu Yahudi kabilelerini ve mnafklar ok cesaretlendirmiti ve bu dman kabileler, mslmanlar her taraftan tehdit ediyorlard. Bu kritik durumda Allah mslmanlara cesaret verdi ve onlara bu tip sava rzgarlar eserken gerekli olan emir ve tavsiyelerde bulundu. Mnafklar ve iman zayf olan mslmanlar tarafndan yaylan korkun sylentilerin etkisini hafifletmek iin, mminlere bu sylentilerin kaynan iyice aratrmalar ve bunlar sorumlu ve yetkili kiilere haber vermeleri tavsiye edilmektedir. Bunun yansra mminler, baz seferler srasnda abdest almak vs. iin gereken suyu bulamadklarndan dolay namazlarn eda etmekte glk ekiyorlard. Burada, bu gibi durumlarda temiz toprakla abdest almalarna (teyemmm) ve namaz ksaltmalarna veya herhangi bir tehlikeyle kar karya kaldklarnda "korku namaz" klmalarna izin verilmektedir. Ayrca surede kfir ve ounlukla da dman Arap kabileleri arasnda yaayan mminlerin problemleriyle ilgili zmler ve emirler de getirilmektedir. Onlara, slm yurdu olan Medine'ye hicret etmeleri tavsiye edilmektedir. Bu sure ayn zamanda, mslmanlarla yaptklar bar anlamalarna ramen, dmanca ve haince davranlarda bulunan Beni Nadir kabilesinin durumunu da ele alr. Bu Yahudi kabilesi aka slm dmanlarnn safnda yer alyor ve hatta Medine'de bile Hz. Peygamber'e (s.a) ve slm toplumuna kar tuzaklar kuruyordu. Ad geen kabile

halk bu tr haince davranlarndan dolay sorguya ekilmi ve tutumlarn deitirmeleri iin kendilerine son bir uyar yaplmtr. En sonunda da anlayszlk ve itaatsizlikleri nedeniyle Medine'den srlmlerdir. O dnemde ok belirgin olan mnafklar sorunu, mminleri ok megul ediyor ve onlar zorluklar iinde brakyordu. Bu nedenle mslmanlarn onlarla uramasn kolaylatrmak iin belirli kategorilere sokulmulardr. Surede, kendileriyle sava halinde olunmayan kabilelere kar taknlmas gereken tavr hakknda da, gereken direktifler aka gzler nne serilmitir. O dnemde gereken en nemli ey, mslmanlar slm dmanlarna kar yaplan savaa hazrlamakt. Bu amala mslmanlarn ahsiyetlerinin oluturulmasna ok byk nem verilmitir. Gerek u ki; kck slm toplumu ancak ok yksek bir ahlk karaktere sahip olduu zaman baarl olabilir ve hayatn idame ettirebilirdi. Bu nedenle onlar ok yksek bir ahlk karaktere sahip olmalar konusunda eitiliyorlar ve herhangi bir manev zayflk gsterdiklerinde derhal uyarlyorlard. Bu surede ahlki ve sosyal dzenlemeler ele alnm olmasna ramen, slm'n tebli edilmesine de gereken nem verilmitir. Bir taraftan slm ahlk ve kltrnn, Yahudi, Hristiyan ve mriklerin ahlk ve kltrnden daha yce olduu ortaya konulurken, dier taraftan da onlar doru yola davet ortamn hazrlamak iin, yanl din dnceleri, hatal ahlk anlaylar ve kt davranlar anlatlmaktadr. Konu: slm Toplumu'nun Takviye Edilmesi. Bu surenin en nemli amac, mslmanlara, bir topluluu birletirip gl ve kk birimini oluturan ailenin istikrar iin, gereken tavsiye ve direktifler verilmektedir. Daha sonra mminler kendilerini savunmalar konusunda tevik edilmektedirler. Bunlarla birlikte onlara slm' tebli etmenin nemi de retilmektedir. Her eyin tesinde, en ok toplumu takviye etme ve birletirme temas altnda, ahlk karakterin yksek ve gl olmas gerektii vurgulanmaktadr. Muhtevas: 1) 1-35. ayetler: Kar ve koca iin, aile hayatnn dzenli ve gzel bir ekilde devam etmesini salayan dengeli, adil ve eitliki kanun ve dzenlemeler ortaya konuyor. Mirasn paylatrlmasyla ilgili ayrntl belirlemeler yaplyor ve yetimlerin hakknn korunmasna zel bir nem veriliyor. 2) 36-42. ayetler: Bu kanun ve dzenlemelere kolaylkla uymay salayacak olan ruhsal yapy oluturmak iin mslmanlara etraflarndaki herkese cmertlik gstermeleri ve bencillik, cimrilik ve hasislikten saknmalar emrediliyor. nk toplumun birbirine smsk balanmasn ancak bu salayabilir ve ayn zamanda slm'n tebliini de kolaylatrr. 3) 43. ayet: Namaz eda etmeden nce yaplmas gereken ruh ve beden temizliinin yollar retiliyor. nk namaz, ahlk ve sosyal dzenlemelerde en nemli rol oynayan bir ibadettir. 4) 44-57. ayetler: Ahlk ynden hazrlandktan sonra mslmanlara savunma ile ilgili emirler veriliyor. ncelikle mslmanlar, bu yeni harekete kar olan komu Yahudi kabilelerinin dmanca faaliyetleri ve gizli tuzaklarna kar hazrlkl olmalar bakmndan uyarlyorlar. slm'dan nce Medine halk ile Yahudiler arasnda varolan anlamann ortaya karabilecei baz yanl anlamalara meydan vermemek iin byle bir uyar ve dikkat ekmek ok gerekliydi. 5) 58-72. ayetler: Daha sonra gven ve emanetlerini erefli ve ehil kiilere vermeleri, doru ve adil olan ilemeleri, Allah'a, Rasl'ne (s.a) ve kendi ilerinden ilerini yapmak zere setikleri kiilere itaat etmeleri ve anlamazlklarnn zm iin Allah ve Rasl'ne (s.a) bavurmalar emrediliyor. nk sadece bu tr bir davran toplumun birlik ve btnln salayabilir. Mminler bu yoldan saparlarsa ayrlk ve zlme ile karlaacaklar konusunda da uyarlmaktadrlar. 6) 73-100. ayetler: Bu n hazrln salanmasndan sonra, mminler yurtlarn savunmaya ve hibir korku ve zayflk gstermeksizin Allah yolunda cesurca savamaya tevik ediliyorlar. Ayn zamanda mnafklara kar temkinli olmalar konusunda da uyarlyorlar. Ard niyetli hilekrlarla aresiz ve samimi mminleri ayran kesin bir snr izgisi ekiliyor. 7) 101-103. ayetler: Burada tekrar, askeri seferler ve sava srasnda namazn nasl eda edilecei konusunda direktifler veriliyor, tehlike ve korku annda bile namazn nemini vurgulanyor. 8) 104. ayet: Dier konuya gemeden nce mslmanlar, savata hibir zayflk gstermeksizin sebat etmeye tevik ediliyorlar. 9) 105-135. ayetler: slm toplumunu gven iinde gl ve emin klmak iin mslmanlara adaleti ok iyi korumalar emrediliyor. Mslmanlarn, sava halinde olduklar dmanlar sz konusu olduunda bile kesinlikle adil olmalar gerekmektedir. Kar ile koca arasndaki anlamazlklar da adilce zmlenmeli. Bunu becerebilmek iin mminler inan ve amellerini her trl pisliklerden temizlemeli ve adaletin gerek koruyucular olmaldrlar. 10) 136-175. ayetler: Savunma konusu tekrar ele alnarak, mslmanlar dmanlarna kar temkinli olmalar konusunda uyarlyor. Onlara mnafklarn, kfirlerin ve Ehli Kitabn tuzaklarna kar gerekli nlemleri almalar tavsiye ediliyor. Allah'a, vahye ve lmden sonra dirilie inanmak, her tr dmana kar kiiyi koruyacak tek silah

olduu iin, mminler Allah'n Rasl Hz. Muhammed'e (s.a) samimiyetle inanmal ve O'na uymaldrlar. 11) 176. ayet: Bu ayette de 1-35. ayetlerde ele alnan aile hukukuna deinilse de, surenin sonuna sadece ilve olarak eklenmitir. nk bu ayet, Nisa Suresi tam bir sure olarak vahyolunmadan ok nce nazil olmutur. 1. Mevdudi diyor ki: "Bu giri, bir mddet sonra gelecek olan insan haklar ile ilgili, zellikle de aile hayatnn iyi bir ekilde devam etmesini salamak amacyla ortaya konulan kural ve dzenlemelerle byk bir uyum iindedir. Bir taraftan insanlar Allah'tan ve onun azabndan korkma konusunda uyarlrken, dier taraftan onlara btn insanlarn bir tek ana-babadan yaratldklar ve bu nedenle insanlarn birbirinden tremi olduu hatrlatlyor. "....O sizi tek bir nefisten yaratt." lk nce bir tek insan yaratlm ve btn insanlk da ondan tretilip yeryzne yaylmtr. Bu nedenle akrabalk balarna ve haklarna dikkat edilmelidir. Kur'an'n bir baka suresinden de Hz. Adem'in (s.a) "bir tek nefis" olduunu reniyoruz. O btn insanlarn kendisinden tretildii ilk insand. "...Ondan da eini yaratt." Einin ondan nasl yaratld konusunda ayrntl kesin bir bilgiye sahip deiliz. Mfessirler genellikle Hz. Havva'nn (a.s) Hz. Adem'in (a.s) kaburga kemiinden yaratldn sylerler. Kitab- Mukaddes'te de ayn hikye vardr. Talmud bundan baka, onun Hz. Adem'in (a.s) on nc kaburga kemiinden yaratldn da belirtir. Fakat Kur'an bu konuda skt eder. Bunu destekler nitelikteki Hz. Peygamber'in (s.a) hadisi de anlalandan farkl bir anlama delalet eder. Bu nedenle yaplacak en iyi ey bu meseleyi Kur'an'da brakld ekilde belirsiz brakmak ve onun ayrntlarn tayin etmek iin zaman harcamamaktr. 2. Mevdudi diyor ki: "Yani, "Yetimlerin ya kk olduu srece onlarn maln sadece onlar iin harcayn ve gerekli yaa ulatklarnda onlarn hakk olan mallarn geri verin." Bu, anlam ok geni olan bir cmle. Bu cmle "Gelirinizi yasak olan hibir yolla pislie bulamayn" anlamna gelebildii gibi; "Kendi deersiz eylerinizi, yetimlerin deerli eyleri ile deitirmeyin" anlamna da gelebilir. 3. Mevdudi diyor ki: "Mfessirler buna anlam veriyorlar: a) Hz. Alie (r.a) bu ayetin, cahiliye dneminde yaygn olan kt bir alkanl ortadan kaldrmak zere indirildiini sylemitir. Yetim kzlarn velileri, onlar kendi kontrolleri altnda tutmak iin, koruyucular olmamasndan yararlanarak gzellikleri ve zenginlikleri iin bu yetimlerle evleniyorlard. Daha sonra da hi ekinmeden onlara adaletsiz davranyorlard. Bu nedenle mslman olduktan sonra yetim kzlarla evlenme konusunda pheye dtler. Bunun zerine Kur'an, onlara eer adil davranamayacaklarndan korkarlarsa, yetim kzlar yerine kendilerine hell olan dier kadnlarla evlenmelerini tavsiye ediyor. Bu surenin 127. ayeti de bu yorumu destekler niteliktedir. b) Bu ayeti tefsir ederken Hz. bn Abbas ve talebesi Hz. krime (Allah hepsinden raz olsun) bu emrin o dnemde varolan bir adaletsizlii ortadan kaldrmak iin verildiini iddia ederler. slm'dan nceki gnlerde, evlenilen kadnlarn saysnda herhangi bir snrlama yoktu; bazlar bir dzine kadnla bile evlenirlerdi. Fakat onlarn artan ihtiyalarn karlayamaynca, yetim yeenlerinin veya dier akrabalarnn aresiz yetim kzlarnn mallarna el koyarlard. Bu nedenle Allah, evlenilecek kadnlarn saysn azami drt ile snrlad ve hepsine adaletli davranma artn getirdi. c) Sa'id bn Cbeyr, Katade ve dier baz mfessirler bu emrin kadnlarn haklarn korumak iin verildiini sylerler. Onlarn iddialar udur: slm'dan nce de yetimlere yaplan hakszlk kt grlrd, fakat kadnlara gelince bu bakayd. stedikleri sayda kadnla evlenirler, vicdan azab hissetmezler ve toplumdan ekinmeksizin onlara kaba ve adaletsizce davranrlard. Bu nedenle, Allah, onlar yetimlere yaptklar gibi karlarna da hakszlk yapmaktan saknmalar konusunda uyaryor. O halde erkekler drt kadndan fazlasyla evlenmemeli ve ancak onlara adaletli davranabilecekler ise bu sayda kadn almaldrlar. Bu ayetin anlamnn da doru olmas muhtemeldir. Ayrca yle bir anlam da verilebilir: "Eer sizler yetimlere insafszlk etmekten korkuyorsanz, yetim kzlar olan dul kadnlar nikahnz altna aln." Fkh alimlerinin ortak fikri udur: Bu ayet evlenilen kadnlarn saysn snrlar ve drtten fazla kadnla ayn anda evli olmay yasaklar. Hadisler de bunu destekler niteliktedir. Taif'in bakan Gylan'n mslman olduunda dokuz kars vard. Hz. Peygamber (s.a) ondan sadece drt tanesini brakp dierlerini boamasn istedi. Hz. Peygamber (s.a) Nevfel bn Muaviye'ye de be karsndan birini boamasn emretmitir. Bu ayetin kadnlar arasnda eit davranmak artyla poligamiyi (birden fazla kadnla evlenmek) snrladna dikket edilmelidir. O halde kim adaleti yerine getirmeksizin bu izinden yararlanr ve birden fazla kadnla evlenirse Allah' aldatmaya alm olur. Bu nedenle slm devletinin mahkemeleri, bir kadna veya kadnlara yaplan hakszlklar ortadan kaldrmak iin, zorlayc nlemler alma hakkna sahiptir. Ayn zamanda bu emirde art koulan adalet nkoulundan yola karak, ok kadnla evliliin tamamen yasakland sonucuna varmak da kesinlikle yanltr. Bu, Kur'an'n gr deil, sadece Batl Hristiyanlardan ok etkilenmi olan baz mslmanlarn grdr. Bunlar, Kur'an'n da ok kadnla evlilie kar olduunu, fakat o dnemde bu gelenein ok yaygn olmas nedeniyle, ok sert olmasndan kayg duyarak dorudan yasaklamadn sylerler. Kur'an ok evlilie, btn elere eit davranld srece izin vermitir. Bu art yerine getirmek ise, ok zor olduuna gre tek kadnla evlilik tavsiye edilmi

olmaldr. Aka grlmektedir ki bu gr, zihin ve dnce bamllnn bir sonucudur. nk ok kadnla evlilik baz durumlarda kltrel ve ahlk bir ihtiyatr ve aslen kt deildir. yle kimseler vardr ki isteseler bile bir tek kadnla yetinemezler. ok kadnla evlilik izni, onlarn imdadna yetiir ve hem onlar, hem de btn toplumu yasak cinsel ilikilerin zararlarndan korur. Kur'an, ite bu nedenle bu tr kimselere adalet artn yerine getirmek kouluyla ok kadnla evlenme izni vermitir. "Sahibi olduunuz kadnlar" ile savata esir alnan ve hkmet tarafndan paylatrlan cariyeler kastedilmektedir. Bu ayet iki anlama gelebilir: "Eer hr bir kadnn masraflarn karlayamazsanz 25. ayette izin verildii gibi bir cariye ile evlenebilirsiniz." Veya "Eer birden fazla kadnla evlenmek istiyorsanz, fakat hr olarak alacanz karlarnz arasnda adaleti salayamacanzdan korkuyorsanz, cariyelerle evlenebilirsiniz. nk bu durumda sorumluluunuz daha az olacaktr." (Ayrntlar iin bkz. Nsa an: 44). 4. Mevdudi diyor ki: "Hz. mer (r.a) ve Kad urayh (r.a) eer bir kadn mehrinin hepsinden veya bir ksmndan vazgeerse, fakat daha sonra isterse, kocas ona mehri geri vermelidir; nk onun sonradan istemesi mehirden kendi isteiyle vazgemediini gsterir diye hkm vermilerdir. [Daha ayrntl bilgi iin bkz. "Hukuk-u Zevceyn" (KarKocann haklar) adl kitabmn "Mehir" blm.] 5. Mevdudi diyor ki: "Bu ayetin anlam ok geni kapsamldr. Mslman toplulua, hayatn devam ettirilmesi iin ok gerekli olan servetin, hi bir zaman beyinsizlere ve onu doru drst kullanmay baaramayacak ehil olmayan kiilere verilmemesi gerektii, nk bu tr kiilerin serveti israf ederek toplumun ekonomik ve kltrel sistemini, uzun dnemde de ahlk dzenini bozabilecei retilmektedir. zel mlkiyet haklar mutlaka korunmaldr, fakat ayn zamanda kiinin onu istedii ekilde snrszca kullanp, toplumu ifsad etmesine de izin verilmemelidir. Bir kiinin hayat ihtiyalar da szkonusu olduunda bunlar karlanmaldr. Fakat kiinin bu hakk zorlayarak, toplumunun ahlkn, kltrn ve ekonomik dzenini bozacak kadar ileri gtrmesine izin verilmemelidir. Bu ayete gre, her servet sahibi kendi servetini birine emanet etmeden nce o kiinin ehil olup olmadna dikkat etmelidir. Daha geni planda ise slm devleti, kendi servetlerini kullanmaya ehil olmayanlarn veya kt yollarda kullananlarn temel ihtiyalarn karlamak artyla, onlarn servetlerinin idaresini ele alabilir. 6. Mevdudi diyor ki: "Yani, "Onlar olgunlua yaklatklarnda, onlar yakndan gzetin ve kendi ilerini yapabilecek seviyeye gelip gelmediklerini snayn." Yetimlere mallarn geri verebilmek iin iki art koulmutur: Olgunluk ve ehil olma. Birinci artn yerine getirilmesi konusunda btn slm fkh alimleri fikir birlii iindedirler, fakat ikinci art hakknda farkl grler vardr. mam Ebu Hanife'ye gre, yetim olgunluk ana eritiinde, eer velisi onda ehil olma (aklllk) zelliini grmezse en fazla yedi yl bekleyebilir. Bu yedi yln sonunda yetimde ehil olma art yerine gelsin gelmesin, maln ona teslim etmek zorundadr. Fakat mam Ebu Yusuf, mam Muhammed ve mam af, ehil olmann yetimin maln geri verebilmek iin bir n-koul olduu grndedirler. Bu son zikrettiimiz alimler, byle bir kimse iin Kad'ya gidilmesi gerektii ve maln, servetinin idaresini Kad'nn yrtmesi gerektii grndedirler. Yani, "Hizmetleri iin yetimin malndan, herkes tarafndan adil kabul edilen bir lde harcamaldr ve bunu aka yapp hesabn da tutmaldr." 7. Mevdudi diyor ki: "Bu ayet miras hakknda be dzenlemeyi ierir: Birincisi, hem kadnlarn hem de erkeklerin mirasta bir haklar vardr. kincisi, az olsun ok olsun miras btn varisler arasnda paylallmaldr. O kadar ki, eer len kii bir miktar kuma brakm olsa bile gerekiyorsa mesela on paraya ayrlmaldr. Bununla birlikte eer bir varis isterse dierinin rzasn alarak onlarn paylarn satn alr ve tm mirasa sahip olabilir. ncs, bu ayetten anlaldna gre bu kural nakledilebilir olsun veya olmasn, tarmsal veya endstriyel veya dier her tr mal iin geerlidir. Drdncs, mirasn ancak len kiinin arkasnda mal brakmas halinde, hak olduunu gsterir. Beincisi, ayetin ortaya koyduu hkme gre yakn akrabalar hayatta ise, uzak akrabalarn mirasta haklar yoktur. 8. Mevdudi diyor ki: "Burada len kiinin varislerine, mirasta hibir haklar olmad halde yakn ve uzak akrabalara, ailedeki fakirlere ve mirasn paylatrld srada orada hazr bulunan yetimlere kar cmert olmalar emrediliyor. Varisler onlara bir eyler vermeli ve gzel szler sylemelidirler; beyinsiz ve cimri kimseler gibi onlara sert ve kt szler sylememelidirler. 10. Mevdudi diyor ki: "Bir hadise g e, Uhud savandan sonra bu ayet Hz. Sa'd bin Ruba'nin dul karsnn istei ve r sorusu zerine nazil olmutur. Hz. Sa'd'n dul kars iki kz ile Hz. Peygamber'e (s.a) gelmi ve yle demitir: "Ey Allah'n Rasl! te bunlar Uhud'da ehit olan Sa'd'n kzlar. Amcalar onlarn mirasnn hepsini aldlar ve bunlara bir dirhem bile kalmad. Bundan sonra bunlarla kim evlenir?" 11. Mevdudi diyor ki: "Mirasn bltrlmesinde ilk nemli prensip erkein hakknn, kadnnkinin iki kat olmasdr. Bu tamamen akla uygun ve adil bir paylatrmadr. slam hukuku ailenin ekonomik sorumluluunu erkee ykledii ve kadn bundan bamsz kld iin, adalet, kadnn miras paynn erkeinkinden az olmas gerektiidir. Ayn ey, iki kz ocuu iin de geerlidir. Yani eer len kimsenin geride erkek ocuu deil de iki veya daha fazla

sayda kz evlad kalmsa, bu kz ocuklara tm mirasn te ikisi verilir ve geride kalan te bir, dier varisler arasnda paylatrlr. Bunun gibi, eer lenin geride sadece bir tek olu kalmsa ve baka varisi yoksa, tm miras oluna kalr. Fakat eer baka varisi varsa, onlarn hakk verildikten sonra geride kalan mirasn hepsi, o oulun olur. Bu konuda mmetin alimleri ittifak etmilerdir. len kii geride kz ya da erkek sadece bir ocuk veya ocuklar brakm olsa, anne ve babasndan her birine mirasn altda biri der. Geride kalan te iki ise dier varisler arasnda paylatrlr. Eer baka hibir varis yoksa geriye kalan te iki babaya verilir; eer baka varis varsa baba o te ikiyi o varislerle paylar. Eer len kiinin geride kz veya erkek kardeleri varsa, annenin pay te birden altda bire der. Drlen altda bir ise, babann payna eklenir. nk bu durumda babann sorumluluklar artmaktadr. len kiinin anne babas hayatta ise, kz veya erkek kardelerine mirastan pay dmediine dikkat etmelidir. Vasiyetin yerine getirilmesi borlarn denmesinden ncedir. nk len herkesin borcu olmayabilir, fakat vasiyeti olabilir. Kanunun uygulamasna gelince, slm toplumunda, borcun vasiyetten nce gelmesi gibi ortak bir gr vardr. Yani bor her halkrda nce denmeli, sonra vasiyet yerine getirilmeli ve ondan sonra da miras paylatrlmaldr. Bakara suresinin 182. aklama notunda kiinin vasiyet ederek tm servetinin te birini hibe etmeye hakk olduu belirtilmiti. Bu izin, mirastan pay alamayan akraba veya akrabalara servetten bir miktar brakabilmek iin verilmitir. Sz gelimi yetim bir kz veya erkek torun varsa, bir oulun dul kars, fakir bir kz veya erkek karde vs. varsa, kii vasiyet ederek mirasnn bir ksmn byle birisine brakabilir. Hatta kiinin herhangi bir kimseye veya kamu yararna malnn bir ksmn vasiyet etmeye hakk vardr. Ksacas, kanun kiinin mirasnn te ikisinin (veya biraz daha fazlasnn) paylatrlmasn dzenler ve geride kalan (yaklak te bir) miras iin de, kiiyi (her ahs iin farkl olabilen) kendi ailesinin zel durumlarna uygun bir ekilde vasiyet etmesi iin serbest brakr. Ayn zamanda vasiyetle varislere herhangi bir hakszlk yaplmas da engellenmi olmaktadr. Aile yeleri varislere yaplan herhangi bir hakszlk durumunda, bu hatay kendi aralarnda veya Kad'ya bavurarak zmleyebilirler. Daha fazla aklama iin "Torunun Veraset Meselesi" adl kitabma baknz. 12. Mevdudi diyor ki: "Bu, miras hakkndaki lh kanunun hikmetini anlamayan ve kendi yaptklar eklemelerle, kanundaki "eksiklii" doldurmaya alan anlaysz kiilere bir cevap niteliindedir. Eer len kii geride ocuklar brakmsa, kars veya karlarna mirasn sekizde biri der. Eer geride ocuk brakmazsa, kars veya karlarna btn mirasn drtte biri der. Bu drtte bir veya sekizde bir eler arasnda eit paylatrlr. Eer baka varisler varsa, onlara duruma gre geride kalan 5/6 veya 2/3 zerinden paylar verilir. Aksi takdirde len kiinin geride kalan tm 5/6 veya 2/3'yi vasiyet etme hakk vardr. Btn mfessirler, bu ayetteki erkek karde veya kz kardelerden sadece anne tarafndan olan kardelerin kastedildii konusunda ayn fikirdedirler. z kz ve erkek kardeler ve sadece baba tarafndan kz ve erkek kardeler hakknda miras kural surenin sonunda yer almtr. Vasiyet eer kanun varislerin haklarna tecavz ediyorsa zararldr; bor da eer alacakl gerekte varolmayan bir alaca olduunu sylerse veya varislerin hakk olan paylar, baz oyunlarla azaltmaya alrsa zararl olur. Bir hadise gre bu en byk gnahlardan biridir. Baka bir hadiste Hz. Peygamber (s.a) yle der: "Bir kimse hayat boyunca Cennet'e yaklaacak ameller iler, fakat tam lecei srada zararl bir vasiyette bulunur ve sonunda kendisini Cehennem'e sokacak bir amel ilemi olur." Byle bir zarar verme her durumda byk gnah olmasna ramen, burada zellikle varis olarak ne anne babas, ne evlatlar olmayan kii iin sylenmitir. nk byle bir kimsenin, uzak akrabalar mirasndan mahrum etmek iin vasiyet etmesi daha muhtemeldir. Burada Allah'n Alim sfat iki nedenden tr anlmtr: Birincisi insanlara O'nun kanunundan kamann imknsz olduunu, nk O'nun hereyi bildiini hatrlatmak iin; ikincisi, Allah'n onlar iin hayrl olan daha iyi bildiinden dolay Allah tarafndan emredilen miras taksiminin, mutlaka doru olduuna insanlar ikna etmek iin. Halim sfat ise, Allah'n kanunlarnn kat ve sert olmadn, bilkis onlarn yumuak olduunu ve insanlar zora komadn gsterir. 14. Mevdudi diyor ki: "Bu sert uyar, insanlar, miras hkmlerini deitirdikleri veya Allah tarafndan belirlenen snrlar atklar zaman atlacaklar Cehennem azabndan korumak iin yaplmtr. Ne yazk ki Mslmanlar da, Yahudilerin yapt hataya derek Allah'n hkmne kar gelmi ve onu deitirmilerdir. Kadnlara miras haklar verilmiyor, mslmanlar tek erkek evlat sistemini (mirasn tmn en byk erkek ocua brakmak -ev.) veya geni aile sistemini (birden fazla ekirdek ailenin bir arada yaamas -ev.) esas alan uygulamalara tabi oluyarlard. Bir baka uygulama ekli de bugnk slm dnyasnn Bat'y takip ederek "lm vergisi" almasdr. Bu aka gsterir ki, devlet de, Allah'n dier varisler arasnda saymay unuttuu bir varistir! Gerekte ise devlet, ancak len kii arkasnda varissiz bir miras brakmsa veya kendi isteiyle bir ksmn vasiyet etmise miras almaya hak kazanabilir.

16. Mevdudi diyor ki: "slm'da ilk defa bu iki ayette (15-16) zina suu iin cezadan bahsedilmektedir. 15. ayete gre, sulu kadn bir sonraki emre kadar kapal tutulmaldr. 16. ayete gre ise, zina eden kadn ve erkek azarlanarak, hor grlerek, dvlerek vs. cezalandrlmaldr. Daha sonra Nur suresindeki 2. ayette bu ceza deitirilmitir. Artk zina eden kadn ve erkekten herbirine yz denek vurulmaldr. Ceza hukukunda cezalarn tedrici olarak artmas, akl ve hikmete dayanmaktadr. O dnemde Araplar belirli bir hukuk ve ceza sistemine sahip olan yerleik bir hkmetin emri altnda yaamaya alkn deildi. Bunun iin eer slm devleti, onlara tm ceza sistemini birden uygulamaya kalksayd, bu onlara ar gelebilirdi. Bu nedenle ilk nce bu iki ayetteki tipte cezalar uygulanm, daha sonra da yava yava zina, hrszlk, cinayet gibi sular iin daha ar cezalar belirlenmitir. Bylece slm ceza hukuku belirlenip tam bir sistem haline gelmi, Hz. Peygamber (s.a) ve daha sonra Raid halifeler dneminde uygulanmtr. Bu iki ayet arasndaki gzle grlen fark, mfessir Sddi'yi 15. ayetin evli kadn iin, 16. ayetin de bekr kadn ve erkek iin indirildii sonucuna gtrmtr. Fakat bu tr bir tefsir hibir ciddi delile dayanmamaktadr. Ayn ekilde Ebu Mslim sfehan'nin tefsirinde yer alan 15. ayetin, iki kadnn doal olmayan ilikisi, 16. ayetin de iki erkein doal olmayan ilikisi iin indirildii gr de yanltr. Ebu Mslim sfehan gibi deerli bir alimin byle bir sonuca varmasna hayret ediyorum. Halbuki Kur'an sadece kanunun ve ahlkn prensiplerini ortaya koyar. Bu nedenle sadece normal hayatta karlalan problemleri ele alr ve anormal artlar altnda meydana gelen olaylara deinmez. Bu son iki problem, mslmanlarn itihadlarna brakld iin, bir hkme balanmamlardr. Bu nedenle Hz. Peygamber (s.a) ldkten sonra ortaya kan, iki erkein gayri tabi ilikisi hakknda hkm verirken sahabe, bu iki ayete bavurmamtr. 18. Mevdudi diyor ki: "Arapa "t be" kelimesi, "geri d mek" ve "y elmek" anlamlarna gelir. Gnahndan piman v n n olup ondan vazgeen kimse, sahibinden katktan sonra tekrar efendisine geri dnen bir kleye benzetilebilir. Bu onun tvbesidir. Efendisi onun pimanln ve zrn kabul ettiinde, ona iyi davranlarla ynelir ve onu affeder. Arapa'da bu, onun klesine tvbesidir. Bu ayette Allah, tvbenin iki ynn de ortaya koyuyor. Allah yle diyor: "Sadece cahillikle, istemeden bir gnah ileyen, sonra da hatalarn farkedince benim balamama snan kullarmn tvbesini kabul ederim. Byle bir tvbe iin benim balama kaplarm tamamen aktr." Fakat hayatlar boyunca Allah'tan en ufak bir korku duymayan ve lm yaklatnda tvbe etmeye balayan kii iin byle deildir. Hz. Peygamber (s.a) lmn yaklatn bildirir bir belirti olmad zaman, yaplan tvbeleri Allah'n kabul ettiini sylemitir. mtihan zaman sona erdiinde artk kiinin gnahndan dnme ans yoktur. Ayn ekilde, eer bir kii kfir olarak lyorsa ve gzleriyle te dnyay grd anda tvbe ederse, bu t be de kabul olunmaz. v 19. Mevdudi diyor ki: "Bu len kiinin dul elerinin miras olarak kabul edilmemesi gerektii anlamna gelir. Kadn, kocasnn lmnden sonra istedii yerde yaama ve iddetini doldurduktan sonra istedii kimse ile evlenme hakkna sahiptir. Yani, "Onlarn ahlkszca davrandklar iin cezalandrabilirsiniz, fakat mallarn ellerinden almak iin onlara eziyet edemezsiniz." Eer kadn gzel deilse veya kocasnn houna gitmeyen bir eksiklii varsa, koca hi dnmeden hemen onu boama yoluna gitmemelidir. Soukkanl ve dikkatli davranmaldr. O kadnn, mutlu bir hayat geirmeyi salayacak olan gzellikten baka iyi zellikleri de olabilir. Bu iyi niteliklerin kefedilmesi, onun ilk andaki hayal krkln sevgiye dntrebilir. Ayn ekilde bazen evliliin balangcnda, koca, karsnda beenmedii bir eyle karlar ve ondan holanmamaya balar. Fakat sabrl olur ve onun iyi ynlerini de ortaya koymasna izin verirse iyi zelliklerinin, eksikliklerinden daha fazla olduunu ve onlarn eksikliini kapatacak kadar baskn olduunu anlayabilir. Bu nedenle kocann, uzun sre dnmeden karsyla ilikisini kesmesi doru deildir. Boanma ise, insann son are olarak bavuraca bir sosyal operasyondur. Hz. Peygamber (s.a) hell olan eyler iinde Allah'n en holanmad eyin boanma olduunu sylemitir. Baka bir hadiste ise Hz. Peygamber (s.a) yle der: "Evlenin ve boanmayn. nk Allah sadece cinsel hazlar iin evlenen, boanan erkek ve kadnlar sevmez." 21. Mevdudi diyor ki: "Salam teminat"; bir kadnn, kendisini kocasna teslim etmesini salayan evlilik bann garantisidir. Bu nedenle eer erkek, kendi verdii teminat hie sayarsa, anlamann (evliliin) meydana geldii zaman, karsna verdii mehirden istemeye hakk olmaz. (Bkz. Bakara an: 251). 22. Mevdudi diyor ki: "Kur'an cahiye dneminde ilenen ktlkleri yasaklarken, genellikle emri u kelimelerle bitirir. Gemite olanlar hari. Bunun grnrde iki anlam vardr: Birincisi, kii eer bu emri aldktan sonra, o yoldan dner ve hatalarn tamir ederse, gemite ilenen hatalarn dikkate alnmayaca anlatlmak isteniyor. kincisi, bu emirlerin gemite olanlarla bir ilgisi olmadn belirterek, bu hatalar ileyenler teselli ediliyor. Sz gelimi, eer bir kimse yasaklanmadan nce vey annesi ile evlenmise, bu szlere gre, bu evlilikten olma ocuklarn otomatikman gayri meru olmalar ve mirastan mahrum braklmalar sz konusu deildir. Yine szgelimi, bir kimse sonradan yasaklanan bir ticaret ekliyle birok alveriler yapm olsa, bu daha nce yaplan btn anlamalarn geersiz olduu, kiinin bu yolla kazand btn servetini geri vermesi gerektii veya o zamana dek kazanlan mallarn hepsinin haram olduu anlamna gelmez.

slm hukukuna gre bu, cezay gerektiren bir davrantr. Ebu Davut, Nese ve Msned-i Ahmed'de nakledilen baz hadislere gre, Hz. Peygamber (s.a) vey anneleriyle evlenen kiilerin, mallarna el koymu ve onlar lm cezasna arptrmtr. bn Mace'de, Hz. bn Abbas'tan rivayet edilen bir hadise gre Hz. Peygamber (s.a) bu konuda u hkm vermitir: "Evlenmenin yasakland kiilerle zina eden herkes lm cezasna arptrlr." Bununla birlikte slm fkh alimlerinin bu konuda farkl grleri vardr. mam Ahmed, byle bir sulunun malna el konulmas ve lm cezasna arptrlmas gerektiini savunur. Ebu Hanife, mam Malik ve mam afii ise, haram olan kiilerle zina eden bir kimsenin normal zina cezasna arptrlmas, haram olan kiilerden biri ile evlendiinde ise, bu byk gnah iin uygun olacak bir cezaya arptrlmas gerektii grndedirler. 23. Mevdudi diyor ki: "Bu yasak; hem , hem de vey anne iin geerlidir ve ikisi de haramdr. Bu kural ayn z zamanda annenin annesi ve babann annesi iin de geerlidir. Babasnn gayri meru ilikide bulunduu bir kadnn, oula haram olup olmad konusunda alimler farkl grlere sahiptirler. Byle bir kadnla evlenmenin haram olduu grnde olanlar, babann ehvetle dokunduu bir kadnn bile, oula haram olduunu sylerler. Oulun gayri meru ilikide bulunduu bir kadnn babaya haram olup olmad veya kzn gayri meru ilikide bulunduu bir adamn anneye veya tam tersi bir durumun, kza haram olup olmad konusunda da bir ok ihtilflar vardr. Bu meselenin fkh incelikleriyle ilgili birok kart gr vardr. Fakat biraz dnlnce, bu tr olaylarn toplum hayatnda meydana gelmemesi gerektii ve hak yolundaki bir hayatla uyum iinde olmad anlalr. Bu nedenle ilh kanun; bu tr eyleri kl krk yararak hell klmaya allmasna msamaha gsteremez. nk bu kck ayrlklar, tm toplum refahnn dayana olan aile bann kopmasna neden olacak kskanlklar aa karacaktr. Bu, aada yer alan, Hz. Peygamber'in (s.a) iki hadisi ile de desteklenmektedir: 1) "Bir erkee, cinsel organna bakt bir kadnn annesi ve kz haram olur." 2) "Allah, ayn zamanda hem annenin hem de kzn cinsel organn gren bir adama bakmaktan bile holanmaz." Kz iin sylenen haram hkm, oulun kz ve kzn kz (yani torunlar) iin de geerlidir. Bununla birlikte gayri meru iliki sonucu doan kz hakknda ihtilf vardr. mam Ebu Hanife, mam Malik, Ahmed bn Hanbel, aynen meru kz ocuk gibi gayri meru iliki sonucunda doan kz ocuun da babaya haram olduu grndedirler. mam afi ise, gayri meru ilikiden doan kzn haram olmadn syler. Fakat bir babann kendi sulbnden olduunu bile bile bir kzla evlenebilecei dncesi ok irentir. Bu kural ayn zamanda anne ve baba tarafndan vey kz kardeleri, z kz kardeleri de kapsar. z olsun, vey olsun anne veya baba tarafndan btn bu akrabalar haramdr. z olsun, vey olsun, annenin veya babann kz kardei oul iin haramdr. Ayn ekilde z olsun veya vey olsun kz veya erkek kardein kzlar, erkek iin kendi z kz gibi haramdr. Bu yasaklama gznnde bulundurulursa, bir kz veya erkei emziren bir kadn z anne gibi, onun kocas da z baba gibi kabul edilmelidir. Bu hususta ittifak vardr. z anne ve baba tarafndan yasaklanan ilikiler st anne ve onun kocas, yani st baba tarafndan akrabalklar iin de geerlidir. Bu, bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a) syledii bir hadise dayanmaktadr: "Kann haram kldn, st de haram klar..." Fakat emilmesi gereken st miktar konusunda gr ayrlklar vardr. mam Ebu Hanife ve mam Malik'e gre, eer ocuk en az orucu bozacak kadar bir miktar st emerse, o kadn evlilik bakmndan ayn z annesi gibi olur. Fakat man Ahmed'e gre, haramlar, ancak ocuk en az kez emdiinde, mam afii'ye gre de en az be kez emdiinde balar. Ayn zamanda, emdii srada ocuun ka yanda olmas gerektii konusunda da farkl grler vardr. Aada eitli fakihlerin bu konudaki fikirleri zetlenmitir.: 1) Hz. mm Seleme, Hz. bn Abbas, Zhri, Hasan Basri, Katde, krime ve Evzai'ye (Allah hepsinden raz olsun) gre, eer ocuk stten kesilmeden nce emzirilir ve doyacak kadar emerse, ancak o zaman haram kural geerli olur. Eer stten kesildikten sonra emerse, haram olmaz, nk bu aynen su imek gibidir. Hz. Ali'nin (r.a) de bunu destekleyen bir sz vardr. 2) Hz. mer, Hz. bn Mes'ud, Hz. Ebu Hureyre ve Hz. bn mer (Allah hepsinden raz olsun), ocuun iki yana kadar herhangi bir zamanda emzirildiinde bu yasan geerli olaca grndedirler. mam afii, mam Ahmed, mam Ebu Yusuf, mam Muhammed ve Sfyan Sevr de bu grtedirler. Ebu Hanife'nin de bunu destekler nitelikte bir sz vardr. mam Malik'de bu gr destekler, fakat iki yatan bir iki ay gese bile, bu yasan geerli olacan syler. 3) mam Ebu Hanife'nin gvenilir bir kaynaktan gelen szne gre, eer ocuk emzirilme dnemi boyunca, yani "iki buuk yana dek" emzilirse, bu, yasak snrlar iine girer. 4) Hz. Aie'ye (r.a) gre, ya snr olmakszn ne zaman emerse emsin, kii bu yasan snrlar iine girer. Hz. Ali'nin (r.a) bir sz de bunu destekler niteliktedir. Urve bn Zbeyr, At, Leys bin Sa'd ve bn Hazm da bu gr benimsemilerdir. Bir kadnla sadece nikh yapmann, onun annesi ile evlenmeyi haram klp klmad konusunda da ihtilf vardr. mam Ebu Hanife, mam Malik, mam Ahmed ve mam afii, sadece nikhlanmann da, o kadnn annesinin nikh

yapan kiiye haram klmaya yettii grndedirler. Fakat Hz. Ali'ye (r.a) gre eer henz cinsel birleme meydana gelmemise nikhlayan kiiye, o kadnn annesi haram olmaz. Karsnn kz, kendi evinde bym olsun veya olmasn kocaya haramdr. Allah, bu kelimeleri akrabalk ilikisinin hassasiyetini gstermek iin kullanmtr. Bir adamn karsnn kznn, kendi evinde bym olsun veya olmasn o adama haram olduu konusunda gr birlii vardr. Burada "sizin sulbnzden olan" ifadesi, evlatlk olarak alann oullarn dul veya boanm elerinin deil, sadece kendi oullarnn karlarnn kendilerine haram olduunu belirtmek iin kullanlmtr. Ayn ekilde erkek torunlarnn karlar da haramdr. Bir kiinin; hanmnn teyzesi, halas ve z yeenini hanm ile birlikte nikh altna almas haramdr. Bu prensip u ekilde geniletilebilir: Erkee kendi akrabalarndan, kendisine haram olan kadnlarn, hanm tarafnda benzer konumdakileri de hanm ile birlikte nikh altnda bulundurmas haramdr. Yani, "Cahiliye dneminde iki kz kardele ayn anda evli bulunarak ilenen gnah bir cezaya tbi tutulmayacaktr." (Bkz. an: 32). Fakat kii mslman olduktan sonra, cahiliye dneminde ald iki kz kardeten birini boamaldr.

(24) Mevdudi diyor ki: "Yani, "Sava esiri olarak alnan ve kocalar sava hatt dnda kalan evli kadnlar haram deildir." nk slm snrlar iine girdii iin artk onlarn evlilik ba kopmutur. Bu tr kadnlar nikhlayp onlarla evlenen veya cariye olarak elinde bulunduranlarn onlarla cinsel iliki kurmas helldir. Fakat byle bir kadnn kocas da esir alndnda, kadnn yine hell olup olmayaca konusunda gr ayrl vardr. Ebu Hanife ve onun gibi dnenler, byle bir iftin evlilik bann devam etmesi gerektii grndedirler. Fakat mam Malik ve mam afii'ye gre bu ba koparlmaldr. Savata esir alnan cariyelerle ilgili zihinlerde meydana gelmesi muhtemel olan yanl anlamalar nlemek iin aadaki hususlar dikkatle incelenmelidir. 1) Bir askerin, kendisine ganimet pay olarak verilmeden nce sava esiri olarak ald cariye ile iliki kurmas haramdr. slm hukuna gre btn esir alnan kadnlar devlete teslim edilr. Devlet de onlar serbest brakma, dman elindeki mslman esirlerle takas etme veya onlar askerlere datma hakkna sahiptir. Bir askere, ancak devlet tarafndan resmen verildii takdirde bir cariye ile iliki kurmas hell olur. 2) O zaman bile cariye ile iliki kurmadan nce, onun hamile olup olmadn anlamak iin bir ay beklemesi gerekir. Aksi takdirde, doum yapana dek onunla iliki kurmas haram olur. 3) Kadn sava esirlerinin ehli kitaptan olup olmamas, bu hkmde bir deiiklie neden olmaz. Dini ne olursa olsun bu kadn, kendisine kanunen verilen adama hell olur. 4) Sadece cariyeyi alan kiinin o cariyeye "dokunmaya" hakk vardr. Cariye efendisinin sulbnden bir ocuk dourursa, o ocuk da lhh Kanun'un, efendinin kendi sulbnden olan dier ocuklara verdii tm kanun haklardan yararlanr. ocuk dourduktan sonra artk o cariye satlamaz ve efendisinin lmnden sonra da hr olur. 5) Eer efendi cariyesini baka bir adamla evlendirirse, cinsel haklarn ona devretmi olur, fakat ondan hizmet bekleme hakkn devam ettirir. 6) Hr elerde konulan azam drt snr, cariyeler iin geerli deildir. nk kadn sava esirlerinin says ok fazla olabilir. Ancak byle bir snrlamann olmay, zengin ve ehvetine dkn kiilerin evlerini bir mekhane haline getirmeleri iin deildir. 7) Bir kiiye devlet tarafndan verilen kadn veya erkek esirlerin mlkiyet haklar, tm dier kanun mlkiyet haklar gibi el deitirebilir. 8) Anne babann veya velinin hr kzn bir adama nikhlamas sonucunda, nasl o kz artk adama hell oluyorsa, o cariye de o adama hell olur. Bu nedenle evlilikten tiksinmeyen bir adamn, cariye ile cinsel birlemeyi iren bulmasna hibir sebep yoktur. 9) Devlet bir kez bir cariyeyi bir adama verdi mi, artk o cariye zerindeki btn haklarn ona devretmi olur. Ayn durum hr kzn evlendiren ebeveyn iin de geerlidir. 10) Eer bir komutan, belirli aralklarla askerlerine cinsel ilikide kullanlmak zere sava esiri kzlar datyorsa veya onlara belli bir zaman iin kullanma izni veriyorsa, byle bir hareket tamamen haramdr. nk bununla zina arasnda hibir fark yoktur ve slm'a gre de zina byk bir sutur. (Daha geni bilgi iin bkz. Tefhimt cilt. II. ve Mes'il cilt I adl kitaplarm.)

(25) Mevdudi diyor ki: "Yani, "Bir toplumda yaayan insanlar arasndaki sosyal farkllklar izafidir, bunun tesinde btn mslmanlar eittir. Bir mslman, dier mslmandan ayran fark takva derecesidir ve bu da toplumun st snflarnn tekelinde deildir. Mslman bir cariyenin ahlk ve iman ynnden st seviyeye mensup bir aileden gelme hr bir kadndan daha stn olmas mmkndr." Bu b mde (24-25. ayetler), Arapa "muhsant" kelimesinin iki anlamda kullanldna dikkat edilmelidir: 1) l Kocalarnn korumas altnda olan "evli kadnlar". 2) Evli olmasalar da ailelerinin korumas altnda olan "hr mslman kadnlar." Bu nemlidir, nk bu ikisi arasndaki fark anlamamak birok yanl hkmler karmaya neden olmutur. Hariciler ve zina eden kadnn recm edilmesi (talanarak ldrlmesi) kuralna inanmayanlar, bu ayeti (25) kendi grlerine dayanak olarak almlardr. Onlar yle derler: Bu ayette, zina eden bir cariye iin, ceza olarak bunun yarsn vermek imknszdr. Bu nedenle, onlara gre, bu ayet slm'da recm cezasnn olmadnn bir delilidir. Eer "muhsant" kelimesinin anlam doru tesbit edilirse yukardaki iddiann ne kadar yanl olduu anlalr. Zina eden cariye szkonusu olduunda bu kelime kocasnn korumas altnda olan "evli kadn" anlamnda kullanlmtr. Bu "evlendikten sonra" ibaresinden de anlalabilir. Fakat zina eden cariyenin, yar cezasna arptrlaca, zina eden mslman kadn sz konusu olduunda ailesinin korumas altnda olan "hr mslman kadn" anlamnda kullanlmtr ve recm cezasna kar olanlar tarafndan anlald gibi "hr evli mslman kadn" anlamna gelmez. Zina eden cariyeye hr bir mslman kadna verilen cezadan daha hafif bir ceza verilmesine gelince; bu ikincinin, birinciye oranla ift koruma altnda olmas (evli olsa bile) ailesi tarafndan korunmas ilkesine dayanr. Hr bir kadnn tersine, bir cariye evli deilse snabilecei hibir dayanaa sahip deildir. Evli bile olsa, bu, onun konumunu bekr hr bir mslman kadnn seviyesine karmaz. nk hr kadnn dayanabilecei bir stats, ailesi, vb. eyleri vardr. Dier taraftan bir cariye kleliin snrlar iindedir ve aile, kabile gibi dayanaklar yoktur. Bu nedenle onun cezas hr ve evli mslman kadnn deil, hr ve bekr mslman kadnn cezasnn yars kadardr. Bu ayn zamanda, zina eden kadn iin Nur Suresi 2. ayette belirlenen 100 denek cezasnn bekr ve hr mslman kadn iin geerli olduunu gsterir. Evli ve hr bir mslman kadn, zina ettiinde onun cezasnn daha ar olmas normaldir. nk o hem kocas hem de ailesi tarafndan ift tarafl korunmaktadr. Bu nedenle onun cezas recm, yani talanarak ldrlmektir. Kur'an, recm cezasn ak bir ekilde anmam olmasna ramen, onu ima eder bir ifade kullanmtr. Peygamber de (s.a) bunu anlam ve bu cezay uygulamtr. Kur'an' ondan daha iyi kim anlayabilir. "Bu izin" efendisinin rzasyla bir cariye ile evlenmektir. (26) Mevdudi diyor ki: "Burada geen "yollar" (snen) kelimesiyle, surenin bandan buraya kadar verilen ve Bakara suresinde de deinilen kltrel ve sosyal problemlerle ilgili emir ve talimatlar kastedilmektedir. Allah, mminlere, kendilerini cahiliye detlerinden kurtarp, her dnemde Peygamberin (s.a) ve onlarn samimi takipilerinin uyduklar doru yola ulatran eyin, Allah'n bir rahmeti olduunu bildiriyor. (27) Mevdudi diyor ki: "Mminleri doru yoldan dndrp, sapkla yneltmek isteyen mnafklar, mrikler ve Medine'nin hemen dnda yaayan Yahudilerdi. Bu ilk iki grup eski nyarglar, det ve gelenekleri deitirmek iin yaplan dzenlemelere kesinlikle kar kyorlard: a) Kz ocuklarn mirastan pay almalarna, b) Dul kalan kadnn, kocasnn akrabalar tarafndan kendisine uygulanan kstlamalardan bamsz olmasna, c) ddet sresi bittikten sonra dul kadnn istedii kimse ile evlenebilme hakk olmasna, d) vey anne ile evlenmenin ve iki kz kardei ayn anda nikh altnda bulundurmann yasaklanmasna kar kyorlard. Onlar ayn zamanda, evlt edinilen ocuun mirastan pay sahibi olmad ve evlt edinilen erkek ocuun kars ile (boandktan sonra) evlenmekte hibir saknca olmad esaslarna dayanan, yeni evlatlk kurumundan da hi holanmyorlard. Bu ve buna benzer

dzenlemeler, putperestlerin eski gelenek ve alkanlklarna o denli ters dyordu ki, bunlara iddetle kar kyorlard. Bozguncular Hz. Peygamber'i (s.a) sert bir ekilde eletiriyor ve insanlar O'nun kiiliine ve tebliine kar kmaya tevik ediyorlard. rnein, Kur'an'n gayri meru kld bir iliki sonucu doan bir kimse varsa, hemen ona gidip Hz. Peygamber'in (s.a) kendisini gayri meru iln ettiini sylyorlard. lh rade'nin devam ettirdii slah hareketine bylece engel olmaya alyorlard. Dier taraftan ise, kendi yaptklar kanunlara uymayan slah hareketlerine kar eletirel bir propaganda yrten Yahudiler vard. Onlar gereksiz ayrntlar ortaya koyup kendi karlarna uygun olan kurallar kanun yaparak, kendilerine sert kurallar ve snrlamalar koyuyor ve birok hell eyi haram yaptklar, dolaysyla bu kanunlarn karakter ve zn deitirdikleri halde, Kur'an'n bunlar tasdik etmesini istiyorlard. Yahudi alimlerinin, hakimlerinin ve sradan halkn, Kur'an' Allah'n kitab olarak kabul etmemelerinin nedeni ite buydu. Kur'an'n kanunlarna o kadar karydlar ki, her ayetini ve her emrini bir eletiri konusu haline getiriyorlard. rnein, Yahudiler kadnn hayz (regl) dnemi boyunca pis olduunu kabul ediyorlard. Onlarn piirdii yemei yemezler, ellerini srdkleri suyu imezler, hatta onlarla ayn iltenin altnda oturmazlard. Ksacas kadnlar evlerinde temas edilmez bir konumda kalrlard. Ensar da ayn geleneklere sahip olduu iin, Hz. Peygamber (s.a) Medine'ye hicret edince O'na hayz ile ilgili sorular sordular. Bu soruya cevap olarak Bakara Suresi'nin 222. ayeti nazil oldu. Hz. Peygamber (s.a) ayba kanamas boyunca, sadece cinsel ilikinin yasak olduunu ve kadnlarla daha nceden var olan btn ilikilerin aynen devam ettirilebileceini bildirdi. Yahudiler buna sert bir ekilde kar ktlar ve: "Bu adam her eyde bize kar kmak, bizim hell dediklerimizi haram, haram dediklerimizi de hell yapmak iin gnderilmi" dediler. (28) Mevdudi diyor ki: "Btl", slm kanunlarna, prensiplerine aykr olan yanl ve gayri ahlk her eyi ihtiva eder. "Ticaret", alveri, endstri vs. de olduu gibi kr, kazan vb. faydalar iin yaplan karlkl alveri akitleridir. Bu ekilde bir taraf, hizmetin karln deyen kar tarafn ihtiyalarn gidermi olur. "Karlkl anlama" sz, bu alverilerin korkutma ve tehdit ile deil, karlkl anlama ile yaplmas gerektiini ifade etmektedir. rnein, faiz ve rvette de, karlkl anlama varm gibi grnse de ihtiyac olan tarafn, artlarn zorlamasyla bu anlamay kabul ettii ortadadr. Kumarda ise iki taraf da "kazanma" midi ile avunmaktadr. Aksi takdirde taraflardan biri kaybedeceini bilse oynamaz. inde hile bulunan her i de byledir. Dolandrlan kii, o ite hile olmad inancyla kandrlmaktadr. Eer kandrlacan bilse, hibir zaman o anlamay kabul etmez. "Kendi kendinizi ldrmeyin" ifadesi bir nceki ayetin devam olabilir veya kendi bana apayr bir ayet de olabilir. Birinci ihtimali kabul edersek u anlama geler: Haksz olarak bakalarnn maln alanlar, gerekte kendi sonlarn hazrlamaktadrlar. nk byle kt iler, sosyal dzeni yle bir bozar ki, sonunda kii kendisi de bu kt sonulardan kurtulamaz ve ahiret'te de mutlaka elem verici bir azapla karlar. kinci ihtimali kabul edersek, "Birbirinizi ldrmeyin", veya "ntihar etmeyin" anlamna gelir. Allah, bir hikmet eseri olarak bu anlama da gelebilecek kelimeleri kullanmtr. Yani, Allah sizin iyi olmanz ister, merhameti nedeniyle sizi felkete srkleyecek olan ktlkleri de size yasaklar. (29) (30) (31) Mevdudi diyor ki: "Yani, "Biz acmasz ve nyargl deiliz ve biz kullarmz kk ve basit meseleler iin sorguya ekmeyiz. Fakat siz byk ve ok kt gnahlar ilersiniz, ilediiniz kk gnahlardan da sorguya ekileceksiniz." Burada "byk gnahlar" ile "kk gnahlar" arasndaki nemli farklar anlamak sanrm yararl olacaktr. Bu konuda Kur'an ve snnette yaptm aratrmalara dayanarak (doru ve gerek ilim Allah katndadr) u eyin, bir gnah "byk gnahlar"dan biri kld sonucuna vardm. 1) Bir kimsenin, Allah'n, anne babasnn, baka insanlarn veya bizzat kendisinin haklarna tecavz etmesi. Gnahn vahim oluu, hakk gzetilmeyen kiinin deerine gre art gsterir. Kur'an'n, bir gnah zulm olarak nitelemesinin ve irkin (Allah'a ortak koma) en byk zulm olduunu belirtmesinin nedeni ite budur. 2) Eer bir gnah lh kanunlara meydan okuyup kar kyorsa, o zaman da byk gnahlardan olur. nk bu

gnah ileyen kii, aka utanmadan Allah'n emir ve yasaklarn hie sayar ve sadece Allah'a isyan amacyla bir emir veya yasa iner. syan ve itaatsizlikte Allah'a kar kstahln derecesi arttka gnahn bykl de artar. Allah'n Kur'an'da bir gnah fsk (itaatsizlik) ve ma'siyet (haddi amak) olarak nitelemesinin nedeni ite budur. 3) nsan hayatnn huzurunun dayanan tekil eden ba ve ilikileri kesmek -bu ilikiler ister Allah'la insan, ister insanla insan arasnda olsun- bir gnah byk gnahlar arasna sokar. Bir ba veya ilikiyi kesme sonucu ortaya kan gnahn bykl, o ban nemine ve badaki emanete gre deiir. Sz gelimi, zina her ekliyle byk gnahlardan biridir, nk insan toplumunu felkete srkler. Fakat ekilleri dierlerinden daha byk ve nemlidir. Evli bir erkein zina yapmas, bekr bir erkein zina yapmasndan daha byk bir gnahtr. Ayn ekilde evli bir kadnn zina yapmas, bekar bir kadnn zina yapmasndan daha byk bir gnahtr. Komu veya akrabalardan bir kadnla zina etmek, dierleriyle yaplan zinadan daha byk bir gnahtr. Ayn ekilde evli bir kadnn zina yapmas, bekar bir kadnn zina yapmasndan daha byk bir gnahtr. Komu veya akrabalardan bir kadnla zina etmek, dierleriyle yaplan zinadan daha byk bir ghahtr. likinin emaneti ve kutsiyeti nedeniyle, anne, kz karde ve kz ocuu ile yaplan zina en byk gnah olarak saylmtr. Ayn nedenle mescidde ilenen bir gnah, baka bir yerde ilenen gnahtan daha byktr. Yukardaki rneklerde, ayn gnahn haramlk bakmndan younluundaki fark, bu ilikilerdeki kudsiyet ve ilikide duyulan eminlik derecesinin farkl oluundan kaynaklanr. Bir gnahn, fcur (iliki ve balar koparma) olarak anlmasnn nedeni ite budur. (32) Mevdudi diyor ki: "Bu ayette Allah, eer dikkat edilirse, bugnk problemli sosyal hayata bir zm getirecek ahlk bir direktif sunuyor. Allah, insanlara bakalarnn mallar iin arzu ve kskanlk duymamalar gerektiini retiyor. nk O, bir hikmete bal olarak, herkesi ayn yaratmamtr. Eer bu eitsizlik olmasa, hayat ok sama ve anlamsz olurdu. Allah her eyin en iyisini bilen olduu iin, birini gzel, dierini irkin yaratmtr. Birine tatl bir ses, dierine ise kaba bir ses vermitir. Birini fizik olarak gl, dierini ise zayf yapl klmtr. Birine akl ve bedenle ilgili belli kabiliyetler vermi, dierini baka yeteneklerle donatmtr. Kimini zengin, kimini fakir yapmtr. Birazck dnmek bile insan, insan kltrnden tm eitliliklerin, bilgi ve hikmete dayanan bu farkllk ve deiikliklere dayand sonucuna gtrr. Bu nedenle ne zaman ki insanlar, bu farkllklarn arasn amaya veya onlar tamamen ortadan kaldrmaya yeltenseler, toplumda u veya bu eit bir karklk ortaya kar. nsanlarn, stnlkleri nedeniyle bakalarn kskanmaya kar eilimleri; hasislik, grtlak grtlaa rekabet, dmanlk, snf atmalar ve buna benzer kt sonulara yol aar. Byle bir kafa yapsna sahip olan kii, Allah'n, kendisine vermedii eyi elde etmek iin O'nun kurallarna kar gelir. Ayette, Allah, mslmanlara byle bir kafa yapsndan kanmalarn ve bakalarn kskanmaktan vazgemelerini tavsiye ediyor. Bununla birlikte insan, Allah'n kendi ltfundan vermesi iin dua etmelidir. nk O, kendisi iin hayrl olan eyi verir ve O her eyi bilendir. "Erkeklere de kazandklarnn bir karl var, kadnlara da kazandklarnn bir karl var." ifadesi ile ise, "kadnlar erkekleri, erkekler de kadnlar sahip olduklar Allah vergisi stnlkler nedeniyle kskanmasnlar" denmek isteniyor. Kendilerine verilen yetenekleri tam anlamyla kullansnlar ve herkesin kazancnn karln aynen alaca hususunda phe etmesinler. (33) Mevdudi diyor ki: "33. Ayet Araplarda varolan ok eski bir gelenei yrklkten kaldrd. Araplar birbirleriyle dostluk ve kardelik anlamalar yaparlar ve bylece birbirlerine varis olurlard. Bu ekilde bir manev oul, bir manev babaya varis olurdu. Bu ayette bu "cahiliye" deti ortadan kaldrlyor ve mirasn Allah tarafndan belirlenen varisler arasnda datlmas gerektii bildiriliyor. Bununla birlikte hayatta iken bu tip kiilere istenildii kadar verilebilir. (34) Mevdudi diyor ki: "Arapa "kavvam" veya "kayyum" kelimesi, bir kimsenin, bir kuruluun veya bir kurumun ilerini yrten, ona bekilik eden kimse iin kullanlr. O halde erkekler, kadnlarn ilerinin dzenleyicisi, yneticisi, koruyucusu, hkimi ve reisidirler.

Erkekler kadnlardan, kadnlara verilmeyen veya az verilen baz doal nitelik ve glere sahip olduklar iin stndrler. Yoksa bu onlarn eref ve fazilet bakmndan stn olduklar anlamna gelmez. Erkek sahip olduu doal nitelikler nedeniyle, ailenin kavvam' yani reisidir. Kadn da doal niteliklerindeki baz eksiklikler nedeniyle, kendi gvence ve gvenlii iin ona tbi olmak zorundadr. Hz. Peygamber'in (s.a) bir hadisi bu konudaki en iyi tefsirdir: "En iyi kadn, grdnzde sizi honut eden, emirlerinizi dinleyen, evde olmadnz zaman sizin malnz ve kendi namusunu koruyan kadndr." Bu balamda bir uyar yapmak yerinde olacaktr. Allah'a itaat, kocaya itaattan daha nemlidir ve ondan nce gelir. Bu nedenle koca, karsna Allah'n emirlerine aykr bir ey yapmasn emrettiinde, kadnn ona itaat etmemesi gerekir. Bu durumda kocaya itaat etmek, byk bir gnah olur. Eer kadn Allah'n emrettii bir ibadet yapyor ve kocas onu engelliyorsa, kadn yine kar koymaldr. Kar koymaz ise, gnah ilemi olur. ayet kadn, nafile namazdan ve orutan kocas men ediyorsa, kadn kocasna uymak zorundadr. Uymad takdirde ibadeti makbul olmaz. Eer kadn isyankrsa, kocasna itaat etmiyor veya onun haklarn korumuyorsa, bunun da ayn anda yaplmas gerektii anlamna gelmez. Bunlarn ne de izin verilmi olmasna ramen, iin mahiyet ve niteliine gre belli bir oranda uygulanmas gerekir. Ufak bir uyar yeterli ise, daha ileri bir adm atmaya gerek yoktur. Dvmeye gelince, Peygamber'imiz (s.a) buna isteksizce izin vermitir. zin verdii halde bile, bundan holanmamtr. Fakat gerek u ki, baz kadnlar dvlmeksizin hatalarn tamir etme yoluna gitmezler. Byle bir durumda bile, Hz. Peygamber (s.a) kadnnn yzne vahice vurmay ve vcutta yara izi brakacak bir eyle vurmay kesinlikle yasaklamtr. (35) Mevdudi diyor ki: "ki taraf", hem kar-kocaya hem de araclara iaret eder. Eer taraflar istiyorsa ve araclar samimi ve adil davranabilirlerse, her tartmada anlama ve bar salanabilir. Bu ayette, kar ile koca arasndaki anlamazlklar zmek iin bir plan ne srlyor. Mahkemeye bavurmadan veya son adm atmadan nce bir bartrma giriiminde bulunulmaldr. Bu grevi yrtmek iin de kar kocadan her birinin ailesinden birer hakem seilmelidir. Bu iki hakem anlamazln neden veya nedenlerini aratrmal ve bunlara zm aramaldr. Elbette kar ve kocann gerek durumunu bildikleri iin akrabalar bu ite daha ehildirler. Allah, hakemleri kimin seecei konusunu belirsiz brakmtr. Yani eer kar koca anlamazlklarn zme balamak istiyorlarsa, kendi akrabalarndan birer hakem seebilirler. Veya iki tarafn aile reisleri, bu ii zmlemek zere iki hakemi grevlendirebilir. Yahut da i mahkemeye varmsa mahkeme henz bir giriimde bulunmadan nce iki hakem tayin edebilir. Hakemlerin g ve yetkisi ile ilgili olarak alimler arasnda gr ayrl vardr. Hanef ve afi ekollerine gre hakemlerin ii sonuca balama yetkisi yoktur, sadece eler tarafndan kabul edilip edilmeyecei belli olmayan bartrma giriimlerinde bulunma yetkileri vardr. Eer eler hakemleri, meseleyi boanma (hul'u) veya baka bir sonuca balamalar iin bizzat tayin etmilerse, onlarn kararlarna elbette uymak zorundadrlar. Hasan Basri, Katde ve dier baz fakihler, hakemlerin bartrmada zorlayc olabilecei fakat boanma ileminde eleri zorlayc olmayacaklar grndedirler. bn abbas, Sa'id bn Cbeyr, brahim Nehi, a'bi, Muhammed bn Sirin ve dier baz fakihlere gre ise, hakemler uygun grdkleri her eyi (bartrma veya boanma) zorla kabul ettirme yetkisine sahiptirler. Halife Osman (r.a) ve Halife Ali (r.a) artlar gereince, barma veya ayrlma kararn uygulama yetkisine sahip hakemler tayin etmilerdir. rnein, Ebu Talib'in olu Akl ile (Utbe bn Rebia'nn kz olan) kars Fatma'nn meselesi Hz. Osman'n (r.a) mahkemesine getirilince, mminlerin emiri olan Hz. Osman (r.a) kocasnn ailesinden bn Abbas', kadnn ailesinden de Muaviye'yi hakem tayin etti ve onlara artlar gerei eleri bartrma veya boandrma yetkisi verdi. Ayn ekilde Hz. Ali (r.a) halifelii dneminde buna benzer bir durumda hakemler tayin etti ve onlara eleri bartrma veya ayrma yetkisi verdi. Bu da gsterir ki, bunun gibi hakemlerin hkm resm bir yetkileri yoktur. Fakat gerekli otorite onlara belli yetkiler verirse, o zaman onlar da zorlayc yetkilere sahip olabilirler. (36) Mevdudi diyor ki: "Arapa metindeki "es-sahib-i bil-cenb" terimi, herhangi yakn bir arkada veya bir kimsenin herhangi bir zamanda beraber olduu bir kiiyi kasteder. rnein, caddede, otobste, trende vs. karlalan kimse.

yi bir insan bu kadar bir sre arkadalk yapt kiiye bile, mmkn olduu kadar nazik davranmal ve ona zarar vermekten kanmaldr. (37) Mevdudi diyor ki: "Allah'n fazlndan kendilerine verdiini gizlemek", Allah'n rahmet ve ltfunu grmeksizin yaamak demektir. Szgelimi, zengin bir kimse asl seviyesinden aa bir seviyede yaar, parasn ne kendisine, ne ailesine, ne muhtalara, ne de baka yararl bir ie harcamazsa, o zaman Allah'n fazlndan verdii eyleri gizliyor ve cimrilik ediyor demektir. Ksacas, onun grn sanki ok fakir bir konumda imi gibidir. Bu Allah'a yaplan apak bir nankrlktr. Bir hadisi erif'te Hz. Peygamber (s.a) yle der: "Allah bir kiiye fazlndan verdi mi, onu o kimsede grmek ister." Yani kendisine servet lfedilen kii, fakir kimselere bir eyler verirken, cmert davransn. Bylece Allah'n kendisine verdiklerini aka belli etsin. (38) (39) (40) (41) Mevdudi diyor ki: "Yani, her mmetin peygamberi Allah'n huzurunda ehadet edecek ve: "Ya Rabbi, Senin mesajn halkma ulatrdm, onlara doru hayat eklini ve bana rettiin doru dnme ve uygulama eklini rettim" diyecektir. En sonunda da Hz. Muhammed (s.a) kendi mmetinin mensuplarna ehadet edecektir. Kur'an'a gre, O'nun peygamberlik dnemi, Rasl olarak tayin edilmesinden balayp kyamet gnne kadar srer. (Bkz. Ali-i mran an: 69). (42) (43) Mevdudi diyor ki: "Bu, arap ime ile ilgili ikinci emirdir. Birincisinde (Bakara: 219) ikinin kt bir ey olduu ve Allah'n bundan holanmad bildirilmiti. Bunu gznnde bulundurarak baz mminler iki imekten kanmaya balamlard. Bununla birlikte byk ounluk ikiyi brakmamt ve bazen namaza sarho gelip, okurken aryorlar ve anlalmaz eyler sylyorlard. Bu ikinci emir byk bir ihtimalle H. 4. yln banda nazil olmutur ve kiinin ikili iken namaz klmasn yasaklamaktadr. Bunun sonucu mslmanlar iki itikleri zamanlar, namazlara denk gelmeyecek ekilde ayarlamaya baladlar. Bundan bir sre sonra da ikiyi tamamen yasaklayan ayetler nazil oldu. (Maide: 5/90-91). Arapa metindeki "sekr" (sarholuk) kelimesi, bu emrin sadece ikili iken deil, her trl sarholuk an iin geerli olduunu ifade eder. Bunun yansra, sarholuk veren bir ey aslnda haramdr, fakat eer sarho iken namaza yaklarsa, o zaman iki kata byk bir gnah ilemi olur. Ayn nedenle, Hz. Peygamber (s.a) namaz srasnda uykusu gelen ve uyuklayan kiinin namaz brakp uyumas gerektiini sylemitir. Baz kimseler bu ayetten yola karak, Arapa metnin anlamn bilmeyen kiinin namaznn hi kabul olmayacn iddia etmilerdir. Bunun gereksiz bir zorluk olmasnn yansra, Kur'an bunu kastetmiyor. Kur'an "Onun anlamn anlamadka" veya "sylediiniz eyi anlamadka" demiyor, fakat "ne okuduunuzu bilmedike" diyor. Yani kii namazda iken ne okuduunun farknda olmal ve iir mi yoksa Kur'an m okuduunu hissetmeli, ksacas kendinde olmaldr. Arapa cenabet kelimesi szlkte "uzak ve yabanc olmak" anlamna gelir ve ecnebi kelimesi ile ayn kktendir. er' stlahta ise, cinsel birlemeden sonra veya rya grme sonucunda meninin akmasyla temizlikten uzaklama hali anlamna gelir.

Abdullah bn Mes'ud, Enes bn Malik, Hasan Basri ve brahim Neha gibi baz mfessirler ve fakihler, "Yolcu olmanz mstesna" ifadesinden yola karak bir kiinin cnp iken, ok acil ve nemli bir ii olup da mescidin iinden gemesi mstesna, mescidlere giremeyecei sonucuna varmlardr. Hz. Ali (r.a) bn Abbas (r.a) ve Said bn Cbeyr (r.a) gibi baz mfessirler ise bundan, kiinin yolculukta iken su bulamadnda temiz toprakla el ve yzlerini meshederek cnplkten temizlenebilecei hkmn karmlardr. Mescide cnp iken girme konusunda ise bu sonraki grup, kiinin ancak abdest aldktan sonra girebilecei grndedir. Yolculukta cnp olup da, su bulamaynca temiz toprak ile teyemmm etme konusunda alimler arasnda fikir birlii vardr. Fakat birinci grup bu grlerini hadislere dayandrr, ikinci grup ise 43. ayetin bu ksmndan bu sonuca varr. "Eer kadnlara dokunmusanz" ifadesinin farkl yorumlar vardr. Hz. Ali, bn Abbas, Ebu Musa E'ar, Ubey bn Ka'b, Sa'id bn Cbeyr, Hasan Basri (Allah hepsinden raz olsun) ve dier birok fakih "kadnlara dokunmak"la "cinsel iliki"kastedildii grndedirler. mam Ebu Hanife ve onun gibi dnenlerle Sfyan- Sevri bu tefsiri kabul etmilerdir. Buna kart olarak Abdullah bn Mes'ud, Abdullah bn mer ve (baz kaynaklara gre) Hz. mer (Allah hepsinden raz olsun) "kadnlara dokunmak" szyle, szlk anlam olan "el ile dokunma"nn kastedildii grndedirler. mam afi de bu gr benimsemitir. mam Malik gibi baz fakihler ise bu iki grn ortasnda bir yol benimsemilerdir. Onlara gre, eer bir erkekle bir kadn cinsel haz duyarak birbirlerine dokunurlarsa, abdest almak zorundadrlar, fakat hibir ey hissetmeksizin vcutlar birbirlerine dokunursa bu durumda abdest almalar gerekmez. Teyemmm: Eer kii namazdan nce abdest almak veya gusletmek ihtiyacnda ise ve su da bulamamsa Teyemmm'e bavurmaldr. Veya eer kii hasta ise ve su ile abdest alp guslettiinde hastalnn artma tehlikesi varsa, o zaman da su bulunduu halde teyemmm yapar. Teyemmm, szlk anlam olarak "bir eye niyet etmek" anlamna gelir. Yani eer su bulunamazsa veya su kullanmak zararl ise, o zaman abdest ve gusl iin temiz topraa niyet edilmelidir. mam Ebu Hanife, mam afi ve mam Malik gibi birok fakih, teyemmmde ellerin temiz topraa vurulup, yze srlmesi ve tekrar topraa vurulup, dirseklere kadar kollara srlmesi gerektii grndedirler. Bu metod Hz. Ali, Abdullah bn mer, Hasan Basri, a'bi ve Salim bn Abdullah gibi sahabe ve tabiundan bazlar tarafndan belirlenmitir. Fakat Ata, Mekhl, Evza ve Ahmed bn Hanbel gibi baz fakihler, elleri topraa vurup yze srmenin ve elleri dirseklere kadar deil, bileklere kadar meshetmenin yeterli olduu grndedirler. Ehli Hadis de genellikle bu yolu takip eder. Teyemmm yapabilmek iin toprak art deildir, herhangi bir ey veya kuru bir toprak paras da bu vazifeyi grr. "Eller temiz topraa srlp, el ile yze ve kollara srlerek nasl temizlenebilir?" diyerek teyemmmm kabul etmeyen baz kimseler vardr. Onlara bu olaya psikolojik ynden bakmalar tavsiye edilebilir. Teyemmm, uzun bir sre su bulamasa da, kiide kendisini temizleme ve namazn kutsal olduu duygusunu canl tutmaya yarar. Bu ekilde bir mslman, slm hkmleri tarafndan belirlenen temizlik ve pakl her an gndemde bulundurur ve namaz iin temiz ve pak olmak gerektiinin idraki iinde olur. (44) (45) Mevdudi diyor ki: "Kur'an'da birok kez Ehl-i kitap alimleri iin "Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenler" ifadesi kullanlr. Byle denmesinin nedeni onlarn kendilerine verilen Kitab'n bir ksmn kaybetmi olmalar ve ellerinde kalan blmn ruhundan ve gerek amacndan uzaklam olmalardr. Ellerinde kalan Kitap'tan aldklar tek ey, ifadelerin ayrntlarna ve imann felsefi inceliklerine dalmalardr. Kendilerine "Alimler" ve "Hkimler" denmesine ve topluluklarnn nderi olmalarna ramen, onlar dinin gerek znden cahildirler ve dinin aslna kar gzleri kapaldr. (46) Mevdudi diyor ki: "Yahudi olan" ifadesi, her peygamberin topluluunun mslman olmas gibi, onlarn da daha nceden "mslman" olduklarn anlatmak iin kullanlmtr. Daha sonra dejenere olmular ve "Yahudi" adn almlardr. Onlar ynden suluydular: 1) Kitab'n kelimelerinde deiiklik yaptlar. 2) Yanl yorumlarla Kitab'n anlamn deitirdiler. 3) Hz. Peygamber (s.a) ve ashabnn yanna gidip, daha sonra bozgunculuk karmak iin onlar hakknda yanl haberler yaydlar. Bu ekilde slm hakknda yanl bir imaj oluturuyorlar ve insanlarn mslman

olmasna engel oluyorlard. Yani, onlara Allah'n emirleri okunduunda "semi'na" (iittik) diyorlar ve sessizce ilerinden "Aseyna" (kar ktk) diyorlard veya "eta'na" (itaat ettik) kelimesini yle bir telaffuz ediyorlard ki "aseyna" gibi duyuluyordu. Hz. Peygamber'le (s.a) konuurlarken O'nun dikkatini ekmek iin sma' (bizi dinle) diyorlar ve arkasndan birok anlamlara gelebilecek olan "ayre msme'in" szlerini ekliyorlard. Bu sz "Sen o kadar saygdeer bir insansn ki sen istemesen senin yannda kimse sz syleyemez" anlamna gelebildii gibi "Sen bir ey sylenmeye demezsin" veya "Allah seni kahretsin!" anlamlarna da gelebilir. Bkz. Bakara an: 108. (47) Mevdudi diyor ki: "Bkz. Al-i mran an: 2. Bkz. Bakara an:82-83 (48) Ehl-i kitap peygambere ve indirilen kitaplara iman ettii halde irk komakla sulanyorlar. Bu, kii irkten saknd srece baka gnahlar ileyebilir anlamna gelmez. Bilakis basit bir gnahm gibi kabul edilen irkin, en byk gnah ve zulm olduunu vurgular. Gnahlar iinde balanmas mmkn olmayan tek gnah irktir. Yahudi alimleri, ounlukla kitapta ad bile gemeyen fakat kitaptan karlan kk ayrntlarla basit hkmlerle urarlard. Dier taraftan irki ok basit bir mesele olarak kabul ederlerdi. Sadece kendileri irke bulamakla kalmaz, topluluklarn da bu yola dmekten alkoymaya hibir aba harcamazlard. Bu nedenle mrik kabilelerle ibirlii yapmakta hibir beis grmyorlard. (49) (50) (51) Mevdudi diyor ki: "Arapa "cibt" kelimesi anlamsz, hibir dayana olmayan sama bir ey anlamna gelir. slm stlahnda ise, byclk, mneccimlik, gelecekten haber verme, kehanet gibi eylere "cibt" denir. Hz. Peygamber (s.a) bir hadis-i erif'te yle demitir: "Kularn sesinden, hayvanlarn ayak izinden yararlanarak gelecekten haber vermek ve dier btn kehanet eitleri cibttir." O halde, cibt, btl inan, hurafe ile e anlamldr. Bkz. Bakara an: 286-288. Yahudi bilginleri slm'a kar kmakta o kadar ileri gitmilerdi ki, Hz. Peygamber'e (s.a) inananlar mrik Araplardan bile daha sapk olarak kabul ediyorlard. Bir tarafta irk komakszn bir tek Allah'a iman, dier tarafta ise, Kitab- Mukaddes'in zerinde ok durduu ve hep ktledii putperestlik ve irk bulunmasna ramen onlar, mriklerin, mslmanlardan daha doru bir yolda olduklarn iln ediyorlard. (52) nsanln Ba Dmanlar: Seyyid Kutub diyor ki: Yce Allah yahudilerin tutumlarn, davranlarn ve szlerini hayretle karladn belirttikten ve bu yzden onlar lnetine arptrp yalnzln perianlna mahkm ettiini akladktan sonra Peygamberimize ve mslmanlara kar takndklar baka bir tutumu knamaya giriiyor ve yahudilerin mminlere ynelik ilhi nimeti kskanmalarn yeriyor. Bu nimet hak Din, zafer ve egemenlik-iktidar nimetidir. te yce

Allah'n tek tarafl bir ba olarak mslmanlara kar sunduu bu nimet yahudileri kskanlktan atlatyor. Oysa nimeti veren, yce Allah'tr, mslmanlarn bu ilhi takdirde hibir yetki paylar yok! Aadaki ayetlerde ayn zamanda yahudilerin pinti karakterlerine, bakalarnn elindeki her eyde gz kalan ekememezliklerine de parmak baslyor. Oysa yce Allah onlara ve atalarna da bol bol nimet balad. Fakat bu ilhi balar onlara ne cmertlii gsterebildi ve ne de kendilerini kskanlktan ve agzllkten vazgeirebildi. imdi ayetleri okuyoruz:1 (53) 53) Yoksa onlarn mlkten bir pay m var? O taktirde insanlara ekirdein zerindeki ukur kadar bile vermezlerdi. Yoksa o yahudilerin mal, mlk. G ve saltanattan bir pay, nasipleri mi var, neye gveniyorlar? Hayr... Onlarn ileri srdkleri gibi mlkten bir paylar yoktur. ayet yle olsayd o zaman cimriliklerinden insanlara hurma ekirdeinin zerindeki minnack filiz kadar birey bile karlksz vermezlerdi. Elbetteki mlk Allahndr, Onu kullarndan dilediine emanet olarak verir, ahirette de mlk Allahn diledii ve raz olduu ekilde kullanp kullanmadndan dolay hesaba eker. Nekr: Hurma ekirdeinin zerindeki oyuk demektir. 2 ekirdek paras, kk bir ey. Bir ekirdek zerindeki kk bir knt. ok kk olmas itibariyle rnek verilir. 3 Nakr, fetl, ktmr kelimeleri pek az, kymetsiz, deersiz eylerden kinayedir. yle ki: Lgat itibaryla nakr ekirdek zerindeki ufack bir nokta demektir. Fetil de ekirdek zerindeki incecik bir telden ibarettir. Ktmr lafz da hurma ekirdeinin stndeki yufkack kabdr. Hurma ekirdeinin arkasndaki akca noktaki aac ondan biter. Ashab- Kehfin kpeinin ad da ktmrdir.4 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Muhammed Ali es-Sabuni diyor ki: Bu soru inkr ifade eder. Yani onlarn mlkten herhangi bir paylar yoktur demektir. Ayette geen nakr kelimesi, fetl ve ktmr kelimeleri gibi, azlk ifade etmek iin bir misaldir. ekirdek zerindeki noktaya denir.5 2) Mevdudi diyor ki: "Yani, "Onlara ilh otoriteden bir pay m verilmi, ki onlar, kim doru yolda kim sapk yolda diye karar vermeye kalkyorlar?" "Eer onlara bir bilgi ve yetki verilmi olsayd, bakalarna bir zerre bile pay vermezlerdi." nk onlar o kadar cimridirler ki, Hakk' kabul etmeye bile yanaamazlar. Bu u anlama da gelebilir: Onlar, bakalarnn pay almak istedii bir lkenin mlkne mi sahiptirler, ki onu paylamak istemiyorlar? Onlardan istenen tek ey Hakk' kabul etmeleri, fakat onlar kskanlk yznden bunu bile reddediyorlar. 3) Seyyid Kutub diyor ki: Aman Allah'm, ne tuhaf ey! Adamlar, yce Allah'n herhangi bir kuluna kendi katndan bir nimet balamasn ekemiyorlar. Yoksa bunlar -haa- yce Allah'n ortaklar m? Yoksa O'nun mlknde, varlnda paylar m var? Bir blmn balad, kullarna karlksz aktt mlknde yani. Eer bu mlkde, bu varlkta paylar olsayd insanlara bir ekirdek krntsn, bir tohum zerresini bile ok grrlerdi. O kadar cimri ve o kadar pintidirler. Ayette geen "nukre (ekirdek krnts)" ekirdein srtndaki cck demektir. Eer yahudinin, yce Allah'n mlknde, varlnda pay olsa pintilii ve iren bencillii yznden insanlara bu ekirdein ccn bile vermeye eli varamazd. Allah'a hamdolsun ki O'nun, bu mlkte pay yok. Yoksa tm insanlar yandyd, kendilerine bir ekirdek cc bile verilmeyecektir.6 4) Mahmut Topta diyor ki: Allahn hkmranlnda orta yoktur. Peygamberlii dilediine verir. Bu konuda hibir insann isteinin etkisi yoktur. Yaratlmlar zerindeki tam hakimiyet Allaha aittir. Biz kanmza kalbimize hakim deiliz. Allah inkar eden ateist ve atarit, Allahn verdii dille inkr eder. Onun verdii elle inkrn basn
1 2

Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 2/510. Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 1/530. 3 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/181. 4 mer Nasuhi Bilmen, Kuran- Kerim Meali ve Tefsiri, pek Yaynlar: 2/73. 5 Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 1/533. 6 Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 2/511.

yoluyla Allahn kullarna duyurur. Kendi kannn akmasna etkisi olmayan bir insan, Allahn kanunlarna kar kanun koyup insanlar zerinde hkmetme tarafna giderse, bir ksm insanlara, ekirdein zerindeki zar bile fazla grr. Bugn batnn uygulamas bu ayeti doruluyor. Bat toplumu fazla beslenme neticesinde lyor. Eski korsanlar organize olup devlet kurarak adna Amerika, ngiltere gibi isimler vererek Afrika ve dier kta insanlarn soyup soana evrip gitmiler. Ellerindekini, toprak altndakileri aldklar gibi imdi ikiden, viskiden, ampanyadan paralanan cierlerini yenilemek iin baka insanlar canl ldrp cierlerini skp gtryorlar. Rabbimin emrine uyalm. nsan insann insafna brakmayalm.7 5) Ebu Bekir Cabir el-Cezairi diyor ki: Buradaki soru, onlarn mlkn kendilerine dnecei iddiasn red iindir. Eer ki mlk kendi ellerine geecek olsayd, onlar ok cimri olduklarndan, kimseye, bir ekirdein kenarndaki para kadar bile ok kk ve basit bir ey vermezlerdi... Onlar irki tevhide stn tutmak suretiyle cehalete uymakla tenkid edildikten sonra, burada da cimriliklerinden dolay tenkit edilmektedirler.8 6) mer Nasuhi Bilmen diyor ki: Bu mbarek ayetlerde o birtakm slam dmanlarnn nekadar adi, nekadar kskan, ve slamiyetten nekadar nefret eder olduklarn bildiriyor. Bununla beraber ilerinden bazlarnn da inanlarn dzelterek slam erefine nail olduklarna iaret buyuruyor. Bir ayette de yle buyruluyor: De ki, eer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydnz, o zaman yine harcanr korkusuyla onlar kstka ksardnz. Kimseye bir ey vermezdiniz. (sra: 17/100) Evet... Onlar yalnz kendi menfaatlerini dnrler, bakalarnn bir nimete nail olmasn istemezler, kskanrlar.9 Bundan sonra Yce Allah, cimriikten daha kt ve yerilen bir hasletten bahsederek yle buyurur: (54) 54) Yoksa Allahn ltfundan verdii ey iin insanlara haset mi ediyorlar? Muhakkak ki biz brahimin soyuna kitap ile hikmeti verdik. Ayrca biz onlara ok byk bir mlk verdik. Yoksa o yahudiler, Allahn ltuf ve kereminden kullarndan dilediine verdii nbvvet, kitap, izzet, eref, zafer gibi nimetlerden dolay Muhammede ve iman ettii iin ashabna haset mi ediyorlar? Bu yzden mi Muhammede ve getirdiklerine tabi olmuyorlar. Halbuki atalarna birok nimetler verilmiti. Allahn emirlerine itaat etmeyip isyan ettikleri iin Allah son rasul Araplardan seti. Ltuf Allahndr, dilediine verir. Muhakkak ki biz brahimin soyundan shak, Yakup, Yusuf, Musa, Davud, Sleyman, Zekeriyya, Yahya, sa gibi birok nebi ve rasuller karttk, onlara Tevrat, Zebur, ncil gibi kitap ve sahifler ile bunlar okuma, yazma, anlama ve anlatma kabiliyeti verdik, salkl ve ahlakl yaama bilgisini rettik. Ayrca onlara byk bir mlk, byk bir devlet ve saltanat ihsan ettik. Davud ve Sleymana byk bir mlk ve hkmranlk verdik. Davuda doksan dokuz hanm, Sleymana da bin hr kadn ve cariye verdik. O halde niin, Allahn nimetini ihsan ettii dier kiileri deil de, zellikle Muhammedi kskanyorsunuz? Artk hasedi brakp iman edin. Hased: Kskanlk. Bakasndaki bir nimetin kaybolmasn ve kendisinin o nimete kavumasn arzulamak. Hikmet: Hikmet. Allahn koyduu hkmlerin arkasndaki srlar bilerek szde ve ite isabetli olmak. 10 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Celaleyn diyor ki: Yahudiler Rasulullah (s.a.v.) hakknda yle derlerdi: Eer peygamber olsayd elbette kadnlardan yz evirirdi. 2) Muhammed Ali es-Sabuni diyor ki: Yoksa insanlar kskanyorlar m? cmlesinde mecaz- mrsel vardr. nsanlardan maksat Hz. Muhammeddir (s.a.v.) Umum zikredilmi, husus kastedilmitir. Burada nceki ve sonraki btn insanlarn tad stn vasflarn Rasulullah (s.a.v.)de toplandna iaret vardr. bn Abbas yle der: Rasulullahn (s.a.v.) risaletini, ashabn da iman etmesini kskandlar. Bundan maksat, yahudilerin Rasulullah (s.a.v.) kskanmalarn reddetmek ve Allahn brahimin soyuna lutfettii
7 8

Mahmut Topta, ifa Tefsiri, Canta Yaynlar: 2/272-273. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/182. 9 mer Nasuhi Bilmen, Kuran- Kerim Meali ve Tefsiri, pek Yaynlar: 2/72. 10 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/181.

nimetleri bildiklerini hatrlatarak onlar susturmaktr.11 3) Mevdudi diyor ki: "Yahudiler burada Hz. Peygamber (s.a) ve taraftarlarna kar kskanlk duyduklar iin azarlanyorlar. nk onlar daha nceden Allah'n ltfuna (peygamberlik) mazhar olmulard. imdi ise ona layk olmadklar halde kendilerine peygamberlik gelmesini bekliyorlar. Kendi deersizlikleri nedeniyle peygamberliin kendilerine gelmemi olmasna zlecekleri yerde, Allah'n ltuf ve merhameti ile Arabistan'da byk ruh, zihn ve ahlk bir devrim gerekletiren Hz. Peygamber'i (s.a) kskanyorlar. Onlarn mriklerle beraber olup mminlere kar kmalarnn sebebi sadece kskanlklaryd. Arapa "mlk-i azim" kelimesi, dnyann lideri ve rehberi olmak, kitap ve hikmeti rehber edinerek, dier milletlere stn gelmek anlamna gelir. Bu da kitap ve hikmet ile amel ederek elde edilir.12 4) Seyyid Kutub diyor ki: Yoksa yahudilerin hastal kskanlklarndan m kaynaklanyor? Yce Allah'n Peygamberimize ve mslmanlara balad imtiyaz m kskanyorlar? Mslmanlara yepyeni bir varolu kazandran, onlar yeniden domuasna bakalatran, kendilerine dier insanlardan farkl bir kiilik salayan; onlara bir yandan aydnlk, k, gven duygusu ve gnl huzuru, br yandan temizlik, arnmlk ve bunlarn yansra prestij ve egemenlik balayan slm dinini mi kskanyorlar? Evet, yahudilerin iini kemiren kurt, gerekten bu kskanlktr. stelik bu din yznden araplarn zerine nice yllardan beri kurmu olduu edeb ve ekonomik egemenlik de elden gidiyor; cahil, blk-prk ve birbirleri ile srekli atan zavall Araplarn srtlarndan, onlarn dinsiz gnlerinde salad k arlar artk hayal olmak zere! Fakat yce Allah bakalarna peygamberlik ve yeryz egemenlii verdi diye ne yzle insanlar kskanyorlar? nk kendileri de Hz. brahim dneminden beri ilh ban denizi iinde yzyorlar. Bilindii gibi yce Allah gerek Hz. brahim'e gerekse soyundan gelenlere kutsal kitap, peygamberlik mevki, egemenlik ve iktidar vermiti. Fakat bu nankrler bu ban deerini bilmediler, bu nimete sahip kmadlar ve vaktiyle yce Allah'a verdikleri sz tutmadlar. Tersine bir kesimi inanmayanlar safna katldlar. Oysa bu kadar nimete ve baa muhatap olan bir milletin bir kesiminin inkra sapmas, kfir olmas yakk almaz.13 5) Ebu Bekir Cabir el-Cezairi diyor ki: Burada da soru onlarn tutumlarna kar kmak iindir. Yce Allah onlarn peygambere (s.a.v.) ve mminlere verilen peygamberlik ve devleti kskanmalarna kar kmaktadr. nsanlar denirken kastedilen mminlerdir.Bu ifadelerin kullanlmasndaki ama, yahudilerin hasediliklerinden, cimriliklerinden ve bilgi sahibi olmalarna ramen cehaletle hareket etmelerinden dolay tenkid edilmeleridir.14 6) Salih Parlak diyor ki: Kitap, risaleti ve lke yneticiliini, hikmet de hilafet dediimiz nbvveti ve ilke nderliini anlatmaktadr. te trbe ve yatrlar topluca ziyaret edenler orada, o yatrn risalet ve nbvvet yaatcln dile getireceklerdir.15 7) Mahmut Topta diyor ki: Bu ehli kitap hereyin en iyisine kendilerinin layk olduuna inandklarndan yeryzndeki nimetlerin kendilerine ait olduunu iddia ettikleri gibi gkyz nimetinden olan kitabn, peygamberliin ve hikmetin de kendilerine ait olduunu iddia ediyorlar. Kendilerinden bakasna peygamberlik gelince de hemen hased ediyorlar. Bugnk yahudi ve hristiyanlar da 1400 sene nceki atalarnn yolunda devam edip hasetlerini srdryorlar. Filistinde kimsesiz braktklar ocuklarn Allahu Ekber demeleri karsnda kldklerini, ezildiklerini hissediyor ve hristiyan imparatoru Amerikadan mslman ocuklar ldrmek iin yardm istiyor.16 Sonu: 1) Kkanlk (hased) ktleniyor. 17 (55) 55) Onlardan kimisi ona iman etti, ilerinden kimi de yz evirdi. Dorusu yalml bir ate olarak Cehennem yeter.
11 12

Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 1/533. Mevdudi, Tefhimul-Kuran, nsan Yaynlar: 1/327. 13 Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 2/511. 14 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/182. 15 Salih Parlak, Kuran Meal Tefsiri, 2001 Yaynlar: 171. 16 Mahmut Topta, ifa Tefsiri, Canta Yaynlar: 2/273-274. 17 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/183.

Yahudilerden Abdullah b. Selam ve arkadalar gibi ok az brahime ve Muhammede iman etti, ilerinden ou da imandan yz evirdi. Dorusu yalml, pek iddetli, lgn bir ate olarak Cehennem onlara yeter. nk onlar bile bile hakk inkar ettiler, tevil ve tahrif ettiler, gizlediler, hakk batl ile kartrdlar. Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Mevdudi diyor ki: "Bunun, srailoullar'nn kskanlk dolu konumalarna bir cevap olduu unutulmamaldr. Onlara; hibir sebep olmakszn Hz. Peygamber'i (s.a) ve O'na inananlar kskandklar syleniyor. "Biz brahim'e (a.s) dnyann liderlik ve rehberliini, onun soyundan gelen ve gnderdiimiz Kitap ve Hikmet'e tbi olan kimselere vereceimizi vaadetmitik. lk olarak kitab' ve hikmet'i onun soyundan gelen sizlere verdik, fakat siz onu tam olarak uygulamadnz. Daha sonra biz de onu, yine brahim'in soyundan gelen smailoular'na verdik. Onlar kabul ettiler, ona inandlar ve uyguladlar. imdi kendi kendinize sorun bakalm; smailoullar'n kskanmanz iin hibir sebep var m?"18 2) Seyyid Kutub diyor ki: Yce Allah'n nimet ve bandan bol bol pay almlarn yine de bakalarn kskanmas, kskanlk kompleksinin en ac verici tezahrdr. Sebebine gelince nimetten yoksun olan kimse bakalarn kskannca bu duygu yznden knanr, antipatik grlr. lah nimetlerden bol bol pay alm kimselerin kskanlna gelince bu kkl ve derin boyutlu bir bir irretliktir. Yahudinin benzersiz ve kendine zg irretlii yani. Bundan dolay bu ayetin son cmlesinde alevli cehennem tehdidi ile karlayoruz. Bu tehdit, szn ettiimiz iren irretliin karl olan cezadr. Okuyoruz: "ylelerinin hakkndan alevli cehennem gelir." Hz. brahim'in soyundan gelenlerin arasnda kiminin iman ettii ve kiminin imana srt evirdii belirtildikten sonra gelinen noktada insana davranlarnn karlna ilikin geni kapsaml kural ile karlarz. Yalanlayanlarn ve iman edenlerin karl. Gerek tekilerin ve gerekse berikilerin grecekleri bu karlklar. Her din iin ve her zaman geerli olan bir kural retiliyor bizlere. Yalnz bu kural korkun, tyler rpertici bir Kyamet sahnesinin somut tablosu biiminde gzlerimizin nne sunuluyor. Ayetleri okuyalm: Bundan sonra Yce Allah, kfir ve gnahkrlar iin hazrlad iddetli azab ve tehditlerini haber vererek yle buyuruyor:19 3) Salih Parlak diyor ki: te o baz karizmatikler o sosyal statye gnlden katlrken teki statkocu kesim nlerini tkar; bindii dal keser. Eh, korlatrlm cehennem bo mu kalsn!20 4) Mahmut Topta diyor ki: Kuran nazil olurken iman eden yahudi ve hristiyan olduu gibi gnmzde Amerika, ngiltere, Almanya, Fransa gibi lkelerde slamn yayl kfirleri korkutmaktadr.21 Sonu: 1) Yahudilerden bazlarnn slama iman ettikleri, ounluunun ise, slamn gerek din olduunu, ona iman etmenin ve girmenin gerektiini bilmelerine ramen inkar ettikleri bildiriliyor. 22 (56) (57) (58) Mevdudi diyor ki: "Burada mslmanlar, srailoullar'nn daha nce dtkleri hatalara dmemeleri iin uyarlyorlar. Onlarn dtkleri en byk hata, dejenere olular srecinde yetkiyi hep beceriksiz ve ehil olmayan
18 19

Mevdudi, Tefhimul-Kuran, nsan Yaynlar: 1/327. Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 2/511-512. 20 Salih Parlak, Kuran Meal Tefsiri, 2001 Yaynlar: 171. 21 Mahmut Topta, ifa Tefsiri, Canta Yaynlar: 2/274. 22 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/183.

kiilere vermeleriydi. Sorumluluk isteyen, din ve siyas liderlikleri hep beceriksiz, ehil olmayan, dar kafal, ahlksz, erefsiz ve adaletsiz kiilere vermeye baladlar. Bunun sonucu, tm toplum yaps kt. Mslmanlara bu konuda dikkatli olmalar ve sorumluluk isteyen yetkileri ehil, sorumluluunun idrakinde ve iyi ahlkl kiilere vermeleri syleniyor. Yahudiler arasnda yaygn olan bir dier ktlk ise adaletsizlikti. Onlar adalet ruhunu oktan unutmular, aka adaletsiz, erefsiz, zalim olmular ve hibir vicdan azab duymakszn rahatlkla zulm ileyebilecek dereceye dmlerdi. Bizzat mslmanlar bu zulm ac bir ekilde tatmlard. Yahudiler, iki tarafn yaad hayat, hangi tarafn doru yolda olduunu gsterdii halde, mminlere kar putperest Kurey'in yannda yer alyorlard. Bir taraftan Hz. Peygamber (s.a) ve O'na inananlarn saf ve temiz hayat, dier tarafta ise kz ocuklarn diri diri topraa gmen, vey anneleri ile evlenen, Kbe'yi rlplak tavaf eden ve daha nice ahlkszlklar yapan putperestlerin iren ve kirli hayat vard. "Ehl-i kitap" bunlara ramen hl putperest kfirlerle ibirlii yapyor ve soukkanllkla onlarn mminlerden daha iyi ve daha doru bir yolda olduunu sylyorlard. Allah mminleri bu tip hakszlklara kar uyaryor ve onlara her zaman hakk sylemelerini; dost olsun, dman olsun, insanlara adaletle hkmetmelerini emrediyor. (59) Mevdudi diyor ki: "Bu ayet, slm'n btn dini, kltrel ve siyas sisteminin temelini tekil ettii gibi, sistemin kurulmas iin de, ilk ve en nemli dsturdur. Bu ayetten aadaki prensipler karlabilir: 1) slm sisteminde, tek gerek otorite olan Allah'a itaat edilmelidir. Bir mslman her eyden nce Allah'n kuludur, dier btn zellikleri, bu niteliinden sonra gelir. Bu nedenle bir fert veya toplum olarak btn mslmanlar, ilk olarak Allah'a baldrlar, tm dier balar bu baa boyun emek zorundadr. nk tm insanlar Allah'a verdikleri sze (ahid) sadk kalmak zorundadrlar. Baka birisine ballk ve itaat, ancak Allah'a itaati engellemeyecekse kabul edilir. Bu asl ballk ve ahde aykr olan tm teki ballk ve ahitler geersizdir. Hz. Peygamber (s.a) bunu bir hadisinde yle aklamtr: "Yaratcya isyan (itaatsizlik) olan yerde, yaratklardan hibirine itaat edilmez." 2) slm dininin ikinci nemli prensibi Hz. Peygamber'e (s.a) itaat ve ballktr. Bu itaat peygamberlik kurumunun bir gerei deil, bilkis Allah'a itaat etmenin tek kar yoludur. Allah'n Rasulne (s.a) itaat edilmelidir. nk O, Allah'tan gelen emir ve direktiflerin elde edilebilecei tek kaynaktr. O halde biz ancak O'nun Raslne (s.a) itaat ederek Allah'a itaat edebiliriz. nk itaatin baka bir yolu yoktur. Bunun aksine Rasl (s.a) ile aradaki ba koparmak, O'nu gnderen Hakim'e bakaldrmak demektir. Bir hadis-i erif'te bu konuyu yle aklar: "Kim bana itaat ederse Allah'a itaat etmi olur, kim de bana isyan ederse Allah'a isyan etmi olur." Ayn konu bu surenin 80. ayetinde de vurgulanmtr. 3) Bu birinci ve ikinci ballktan sonra bunlardan daha aa derecede yer alan bir ballk daha vardr. Bu, mslmanlarn kendi aralarnda seip yetki verdikleri yneticilere ballktr. "Ulil-emr" (kendilerine yetki verilenler) kelimesi ok geni kapsamldr. Mslmanlarn herhangi bir iinin banda olan herkesi kapsar. Din alimleri, dnrler, politik liderler, yneticiler, mahkemelerdeki kadlar, kabile bakanlar ve buna benzer kimseler. Ksacas, mslmanlar arasndan seilip kendilerine yetki verilen herkese itaat edilmelidir. Onlar a) Mslmanlardan olduklar b) Allah'a ve Rasl'ne itaat ettikleri srece, onlara kar gelip, mslmanlarn toplum hayatndaki bar bozmak doru deildir. Bu iki art onlara itaat edilmesinin n artn oluturur. Bunlar hem ayette aka ortaya konmu, hem de Hz. Peygamber (s.a) tarafndan aklanmtr. Aada artlarn gerekliliini belirten Hz. Peygamber'den (s.a) birka hadis zikrediyoruz: a) "Emrettii ey gnah olmad srece, bir mslmann kendilerine yetki verilen yneticilerin emirlerine, holansn veya holanmasn, itaat etmesi gerekir. Eer emir ona gnah olan bir eyi yapmasn emrederse, o yneticiyi dinlememeli ve emirlerine de itaat etmemelidir." (Buhari, Mslim). b) "Gnah olan bir konuda bir kimseye itaat etmek haramdr. taat ancak doru olan eylerde zorunludur." (Buhari, Mslim). c) Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: "Sizin banzda doru olduu kadar yanl da uygulayan yneticiler bulunacaktr. (Byle bir durumda) Kim yanl olan eylerden nefret ederse, sorumluluktan kurtulacaktr, kim de bu yaplan yanllardan holanmazsa (cezadan) kurtulacaktr." Ashabdan bazlar: "Byle yneticilere kar savamayacak myz?" diye sorunca Hz. Peygamber (s.a) "Namaz kldklar mddete, hayr" diye cevap vermitir (Mslim). Yani, eer namaz terkederlerse bu onlarn Allah'a ve Rasl'ne isyan ettiklerinin ak bir gstergesi olacaktr. d) Hz. Peygamber (s.a) yle buyurmutur: "Sizin en kt yneticileriniz, sizin nefret ettiiniz ve sizden nefret eden

ve sizin beddua ettiiniz ve size beddua eden yneticilerdir." Ashabdan bazlar: "Ey Allah'n Rasl, byle yneticilere kar bakaldrmayacak myz?" diye sorunca, Hz. Peygamber (s.a) yle buyurdu: "Aranzda namaz ikame ettii mddete, hayr." Bir ncekinde koulan namaz art bu hadiste daha ak bir ekilde belirlenmektedir. "c" hadisinde, ferdi olarak namaz klan bir yneticiye kar ayaklanlmamas gerektii hkm kyor. Fakat "d" hadisinde yneticilerin slm toplumunda namaz ikame edip onun temel direklerden biri yapmalar art kouluyor. Bu bir baka hadiste de yle ifade ediliyor: "Hz. Peygamber (s.a) bizden baz eylerle ilgili olarak ballk yemini ald. Bunlardan biri de, bamzdaki yneticilerde apak kfr almetleri grmeden onlara kar gelmememizdi. O (kfr almetlerini grdmz) zaman Allah huzurunda (bakaldrmamz iin) geerli bir nedene sahip olabiliriz." (Buhari-Mslim). 4) Mutlak ve srekli bir prensip olarak konulan drdnc husus ise, Allah'n emirlerinin ve Hz. peygamber'in (s.a) snnetinin, hkmlerin tespitinde ve slm dininde tek ve niha otorite olduu noktasdr. O halde mslmanlar arasnda veya ynetici ile ynetilenler arasnda herhangi bir mesele ortaya ktnda, hepsi birden Kur'an ve Snnet'e bavurmal ve O'nun verdii karara boyun emelidirler. Bu nedenle slm', dier slm-d sistemlerden ayran ana sebebin, Allah'n Kitab'n ve Rasl'nn (s.a) snnetini niha otorite olarak kabul edip, bu ikisine bavurulmas ve onlarn hkmne boyun eilmesi olduunu syleyebiliriz. Baz insanlar bu ilkenin derin anlam konusunda pheye derler. Hayatn bir ok yn olduu (rnein, Demiryollar, PTT, Belediye vs.) iin ve ne Allah'n Kitab'nda ne de Rasl'nn (s.a) Snneti'nde bunlarla ilgili hibir bilgi ve dzenleme olmad iin, byle bir ilkenin uygulanmasnn ok zor olduunu sylerler. O halde bu kadar eitli konularda karlatmz sorunlara nasl zm bulacaz? Bu phe, onlarn slm'n temel ilkesini tam anlamyla kavramam olmalarndan kaynaklanr. slm, Allah'n Kitab'nn ve Rasl'nn (s.a) sessiz kald konularda istenilen ekilde davranmay serbest brakmtr. Bir mslmanla, bir gayri mslimi ayran fark, ikincisinin kendisini mutlak bir ekilde zgr hissetmesi, birincisinin ise kendisini Allah'n kulu olarak kabul edip, ancak slm'n serbest brakt konularda kendisini zgr hissetmesidir. Mslman olmayanlar her konuda kendileri hkm verirler ve ilh bir rehbere ihtiyalar olmadna inanrlar. Bunun aksine mslmanlar, her eyde Allah ve Rasl'nn (s.a) rehberliine mracaat ederler ve onlarn kararna uyarlar. Fakat eer belli bir konuda ne Kur'an'da, ne de Snnet'te bir hkm bulamazlarsa, o zaman doru olduuna inandklar herhangi bir ekilde davranmakta serbesttir. slm'n belli bir konuda susmas, o konuda davran zgrlnn varolduuna bir iarettir. Bu ayetin ilk blmnde Kur'an, slm bir yapnn drt asl ilkesini iln eder ve ikinci blmde bu ilkelerin altnda yatan hikmeti retir. Mslmanlara, gerekten mminler iseler bu drt ilkeye uymalar emredilir, aksi takdirde onlarn ehadetleri pheli olur. Daha sonra onlara hayat sistemlerini, refahlarnn dayanan tekil eden bu drt temel ilkeye dayandrmalar retiliyor. nk sadece bu ilke, onlar bu dnyada doru yola gtrp ahiret'te de mutlu bir hayata ulatrabilir. Bu tavsiyenin, Yahudilerin ahlk ve din durumlarn eletiren pasajdan sonra geldiine ve mslmanlar belirsiz bir ekilde onlarn kt durumlarna kar uyardna dikkat edilmelidir. Bu, u anlama gelir: Ne zaman bir toplum Allah'n Kitab' ve Rasl'nn Snnet'ini frlatp atar, Allah ve Rasl'ne (s.a) isyan eden lidere uyar, Kitap ve Snnet'in hkm vermesini istemeksizin ynetici ve din liderlere dncesizce itaat ederse, srailoullar'nn kt akbetine uramaktan kurtulamaz. (60) Mevdudi diyor ki: "Bu ayette taut kelimesi, ilh olmayan hkmlere gre kararlar veren otorite anlamna gelir. Ayn zamanda ne Allah' tek Hakim ve ne de Rasl'n (s.a) niha otorite olarak tanmayan hkm sistemini de kasteder. Yani bu ayet gstermektedir ki bir kimsenin, prensip itibariyle taut olan bir merciye kendi ile ilgili kararlar vermesi iin bavurmas, o kiinin imanna ters bir davrantr. Allah'a ve Kitab'na iman, bir kimsenin byle bir mercii kabul etmemesini gerektirir. Kur'an'a gre Allah'a iman, tutu inkr etmeyi gerektirir. O ikisini birden ayn anda kabul etmek mnafkln ta kendisidir. (61) Mevdudi diyor ki: "Bu, mnafklarn sadece kendi lehlerine sonulanacan umduklar sorunlar Hz. Peygamber'e (s.a) getirdikleri ve kendi aleyhlerine sonulanacandan korktuklar meselelerde ise, O'na bavurmadklar anlamna gelir. Ayn ey bugnk mnafklar iin de geerlidir. Ancak slm hkmlerinin kendi lehlerine hkm verecei durumlarda ona tbi olurlar, aksi takdirde kendi karlarna uygun den herhangi bir det, gelenek veya merciye

mracaat etmekten ekinmezler. (62) Mevdudi diyor ki: "Yani mnafklar yaptklar iler ortaya ktnda, kendileri aleyhinde bir tedbir alnmasndan korkarak samimi olduklarna inanmalar iin mminlere yemin ederler. (63) (64) Mevdudi diyor ki: "Bu ayet bir peygamber'in konumunu aka ortaya koyar: Allah, rasllerini, sadece insanlar, peygamberliini kabul etsinler, daha sonra da bakalarna tbi olsunlar diye gndermemitir. Peygamber gnderilmesinin tek amac, onun getirdii hayat tarzna uyulup dierlerinin reddedilmesi ve yalnzca O'nun Allah'tan getirdii emirlere uyulup, dierlerinin terk edilmesidir. Eer bir kimse peygambere yukardaki anlamda inanmyorsa, onun peygamber olduuna ehadet etmesinin hibir anlam yoktur. (65) Mevdudi diyor ki: "Ayet 65'te verilen emir, sadece Hz. Peygamber'in (s.a) hayat sresi ile snrl deildir. Kyamet gnne kadar geerlidir. Hz. Peygamber'in (s.a) Allah'n rehberliiyle rettii hayat tarz, O'nun uygulad ve rettii hkm ve dzenlemeler, Kyamet'e dek tek niha otorite olarak kalacaktr. Bir kimsenin gerek mslman olup olmadn ite bu otoriteyi kabul edip etmemesi belirler. Bir hadis-i erif'e gre Hz. Peygamber (s.a) yle demitir: "Sizden biriniz, ehev arzularna, benim getirdiim Hak yol nnde boyun edirmedike mmin olduunu iddia edemez." (66) Mevdudi diyor ki: "65. Ayette Hz. Peygamber'in (s.a) getirdii hayat tarzna kr ve ihlasla balanmalar ve Hz. Peygamber'in (s.a) kararlar nnde kendi arzu ve karlarn feda etmeleri gerektii sylenmiti. Bu ayette ise, slm hkmleri gereince ufack bir fedakrlk bile yapamazlarsa, byk fedakrlklar hibir zaman yapamayacaklar konusunda uyarlyorlar. Aksi halde eer onlardan hayatlarn feda etmeleri, Allah yolunda yurtlarndan ayrlmalar istense, o zaman tamamen Hak yoldan ayrlr kfr ve isyana saparlard. Yani, "Eer onlar phe, kararszlk ve tereddtten vazgeip hibir zihn bocalama gstermeksizin Hz. Peygamber'e (s.a) tbi olsalard, o zaman kendilerinden emin, sebat iinde olurlar ve dnceleri, moralleri ve ileri daha kolaylar ve salam bir temel zerine olurdu." Ksacas, sebat ile doru ve hak yolu izlemenin karl olan tm ltuf ve faziletlere sahip olurlard. Bunun aksine, kararszlk, phe ve tereddt iinde olan ve insandan uzak bir ekilde bir o yola, bir dierine sapan kiinin btn hayat, hibir ey kazanmadan geip gider ve bir baarszlk timsali olur. (67) (68) Mevdudi diyor ki: "Yani, bir kimse, ek ve pheyi terkederek, Hz. Raslullah'a (s.a) tbi olursa, Allah kendi fazlyla, o kimseye doru yolu gsterir. Ayrca o kimsenin bu yolda att her admda onu gerek hedefe yaklatrr. (69) Mevdudi diyor ki: "Sddk" doru ve adil olan kimsedir; her zaman doruluk ve hak zere olan, btn ilerinde hakk koruyan ve doru olan, tm kalbiyle her zaman hakkn ve adaletin yannda yer alan, hibir zayflk gstermeksizin tm hakszlklara kar kan kimsedir. Sddk olan kimse o denli temiz ve bencillikten uzaktr ki, sadece dostlar

deil, dmanlar bile ondan tarafszlk ve adalet bekler. "ehid" kelimesinin szlk anlam bir eye ahit olan "tank"tr. Hayatnn her ynnde onu uygulayarak imana ahitlik (tanklk) eden kii ehiddir. Allah yolunda ldrlen kiiye de ehid denir, nk o Allah iin isteyerek lm seer. Doru olduuna inand ey iin hayatn feda etmesi, imanndaki ihlasn bir gstergesidir. Herhangi bir ey hakknda dorudur demesinin, o eyin gerekten doru olduuna yeter delil tekil ettii kimseler de ehiddir. "Salih" ise inancnda, niyetinde, szlerinde ve hareketlerinde doru olan ve hayatnn her ynnde doruluu benimseyen kimsedir. Yani, "phesiz bu dnyada byle kimselerle arkadalk eden kii ahiret'te de onlarla beraber olacaktr." Eer bir kimsenin feraseti tamamen yok olmamsa, kt kimselerle arkadalk etmenin bu dnyada bile zararl olduunu ve ahiret'te ise, onlar ayn akbetin beklediini farkedecektir. Bu nedenle iyi kimseler bu dnyada srekli dorularla arkadalk ve dostluk kurmak isterler. Ahiret'te de o dorularla birlikte olmak iin dua ederler. (70) (71) Mevdudi diyor ki: "Bu hitap, mslmanlarn Uhud'da yenilmesi nedeniyle cesaretleri artan komu kabileler hakkndadr. Mslmanlar her taraftan tehlike ile sarlmlard ve her taraftan saldr tehditleri ve sylentileri geliyordu. Mslman tebliciler slm' retmeleri iin arlyorlar ve sonra acmaszca ldrlyorlard. Medine snrlar dnda ne can, ne de mal gvenlii kalmt. Bu durum mslmanlarn, bu kadar byk tehlikeler karsnda slm hareket ve davetini srdrebilmeleri iin ok byk aba harcamasn gerektiriyordu. (72) Mevdudi diyor ki: "Bir dier anlam da udur: O, sadece tehlike karsnda kendi cesaretini yitirmekle kalmaz, dierlerini de cihaddan dndrmek ve vazgeirmek iin korkutur. (73) (74) Mevdudi diyor ki: "Yani, "Onlar aka anlasnlar ki yalnzca dnyev faydalar peinde koanlar Allah yolunda savamaya meyletmezler. Sadece, Allah' raz etmekten baka dnceleri olmayan, Allah'a ve ahiret gnne tam anlamyla iman eden ve bu nedenle bu dnyann btn zevk ve karlarn Rablerini raz etmek iin feda edebilecek olan kimseler, Allah yolunda savamaya hazrdrlar. Onlar bu dnyada "baarl" olmasalar da, amellerinin ahiret'de boa kmayacandan emindirler. O halde sadece bu dnyada kazanacaklar fayda ve karlara nem verenler Allah yolunda yryemezler." 75. Mevdudi diyor ki: "Bu, Mekke'de veya baka yerlerde mslman olan, fakat Medine'ye hicret etmeye veya kendilerini ikenceden korumaya gleri yetmeyen zayf ve yardma muhta ocuk, kadn ve erkeklerin feryad idi. Bunlar her ynden ikence ve baskya maruz kalyorlar ve Allah'a kendilerini bu kt durumdan kurtarmas iin yalvaryorlard. 76. Mevdudi diyor ki: "Allah katnda iki tr sava vardr. Birincisi Allah yolunda, yeryznde O'nun dinini ikme etmek iin savaan mminlerdir ve her mmin bu grevle ykmldr. kinci grup ise taut bir nizam kurmak iin savaan kfirlerdir ve hibir mmin bu kt ite onlarla beraber olamaz. Mminler eytann byk hile ve dzenleri karsnda korkuya kaplp dehete dmemeleri iin uyarlyorlar.nk her halkarda eytann hilesi boa kmtr. 77. Mevdudi diyor ki: "Bu ayet anlama gelir ve de ayn derecede dorudur: Birincisi,imdi korkaklk gsterip geri ekilen kimseler,sava emri verilmeden nce savamak iin sabrszlanyorlard. Kendilerine uygulanan basklardan ikayet ederek: "Bize izin ver de savaalm. nk bunca yanlla tahammlmz kalmad" diyorlard. Kendilerine sabrl olmalar, namaz ve zektla nefislerini temizlemeleri tavsiye edildiinde ise bu tavsiyeleri tutmuyorlard. Fakat onlara sava emri verildiinde, ayn kiiler, dman ordusu ve eitli tehlikelerle karlanca korkmaya baladlar. kinci anlam ise udur: Bu kimseler namaz ve zekt gibi kolay ve bir tehlike tekil etmeyen ibadetlerle

emrolunduklar srece "dindar"drlar. Fakat onlara Allah yolunda savamalar emrolununca hayatlarn kaybetmekten korkup dehete kapldlar ve dindarlklarn unuttular. nc anlam ise udur: slm ncesi dnemde ganimet toplamak veya heva ve heveslerini tatmin etmek iin gece gndz sava yapyorlard. Fakat Allah yolunda savamalar emredilince, kendi nefislerini yceltmek iin savatklarnda birer cesaret rnei olan bu kiiler birer korkak haline geliyor ve kaplan gibi atlgan olanlar, kedi gibi korkak oluyorlard. Yukarda bahsettiimiz bu anlam farkl gruba tekabl eder ve Arapa metin o kadar geni kapsamldr ki bu gruba da uyar. Yani, "Allah yolunda yaptnz hizmetlerin karln merak etmenize gerek yoktur. Siz Allah yolunda aba sarfederseniz, O sizin emeklerinizi boa karmaz." 78. Mevdudi diyor ki: "Onlar, Hz. Peygamber'e (s.a) kar takndklar tavr hakknda uyarlyorlar. Ne zaman baar ve zafer elde etseler, bunu hemen Allah'a balyor ve Allah'n onlara Hz. Peygamber'i (s.a) aracl ile ltfettiini unutuyorlard. Fakat ne zaman kendi hata ve zayflklar nedeniyle bir yenilgi ve baarszlkla karlasalar Hz. Peygamber'i (s.a) suluyor ve sorumluluu kendi stlerinden atyorlard. 80. Mevdudi diyor ki: "Yaptklar ilerden onlar kendileri sorumludurlar, sen onlardan mesul deilsin. Sana verilen tek grev Allah'n emir ve direktiflerini onlara iletmektir. Sen de bunu gerei zere yapyorsun. Onlar hak yolu kabul etmeye zorlamak senin grevin deildir. Senin araclnla onlara ulatrlan Hakk'a tbi olmazlarsa, sen onlarn isyanndan sorumlu tutulmayacaksn." 82. Mevdudi diyor ki: "Bu ayetlerde uyarlan zayf inanllarn ve mnafklarn hatal tutumlarnn asl nedeni, onlarn Kur'an'n Allah'tan gelmedii konusunda pheler tamalaryd. Onlar Kur'an'n Allah tarafndan Hz. Peygamber'e (s.a) vahyedildii ve onun iindeki emirlerin Allah'tan geldii konusunda phe duyuyorlard. Bu nedenle onlara Kur'an' yakndan tetkik etmeleri, phelerinin gerek olup olmadn aratrmalar tavsiye ediliyor. Kur'an'n kendisi onun Allah tarfndan gnderildiine ahittir. nk ne kadar akll olursa olsun hi kimse 23 yl sonunda iinde hibir eliki ve tutarszlk bulunmayan, birok konuya ve birok duruma hitap edebilen bir kitap meydana getiremez. 83. Mevdudi diyor ki: "Bu kritik dnemde her ynden eitli sylentiler geliyordu. Bazen Medine ve evresinde alarma geilmesine neden olan aslsz ve abartlm haberler de geliyordu. Bazen de mslmanlarn geveyip tetikde durmaktan vazgemeleri iin dman kampnn ok sakin olduu haberi yaylyordu. Bu tr sylentileri sadece heyecan ve maceray seven kiiler ciddiye alyordu. Byle kimseler slm ve Kfr arasndaki atmay nemli bir mesele olarak kabul etmiyorlar ve bu tr aslsz sylentilerle uramann ciddi sonular dourabileceini dnmyorlard. Ne zaman bir sylenti duysalar sebep olacaklar byk zararlar dnmeksizin bunu hemen yayyorlard. Bu ayette bu tr kimselere yaptklar iin ciddiyeti anlatlyor ve byle yapmamalar konusunda uyarlar yaplyor. Onlara duyduklar herhangi bir haberi hemen yetkili kiilere iletmeleri syleniyor. 85. Mevdudi diyor ki: "nsanlar farkl davranlarda bulunurlar ve farkl sonulara neden olurlar. Bazlar insanlar, Allah yolunda almaya, O'nun Kelimesi'ni yceltmeye davet ederler ve bunun mkfatn alrlar. Bazlar ise Allah'n Kelimesi'ni yceltmekten alkoymaya alrlar. Bu nedenle de cezaya mstehak (lyk) olurlar. 86. Mevdudi diyor ki: "Mslmanlar zellikle kfirlere kar nazik ve meden davranmalar konusunda uyarlyorlar. nk o dnemde iki topluluk arasndaki iliki, dmanlk tohumlar zerine kurulmutu. Gerginliin bu denli fazla olduu bir dnemde mslmanlar, gayri insan ve vahice davranlarda bulunmamalar konusunda uyarlyorlar. Yani davetiler kendilerine sayg ile selam veren kimselere kar ayn ekilde saygl ve nazike karlk vermelidirler. Hatta onlar karlarndaki kimselerden ok daha saygl ve insanca davranmaldrlar. Sert davran ve szlerin hi kimseye faydas olmaz. Fakat bu tr davran ve szler zellikle, kendilerini insanlar Hak yola armaya adayan ve insanlar doru yola ulatrmaya uraan slm teblicilerinin grevine uygun dmez. Bu tr davranlar insann nefsine ho grnr ve onu tatmin edebilir, fakat ayn zamanda mslmann yklendii greve byk zararlar verir. 87. Mevdudi diyor ki: "Yani, "Kfirlerin, inkrclarn, mriklerin ve benzerlerinin kt davranlar Allah'n ilhlna hibir zarar veremez. nk onlar, Allah'n bir, her eye kdir ve gl olduu, o gn btn insanlar bir araya toplayp onlar amellerine gre hesaba ekecei ve O'nun hesaba ekmesinden hi kimsenin kurtulamayaca gereini deitiremezler. Bu nedenle Allah'n kendisini, isyan edenlere kar koruyacak kimselere ihtiyac yoktur." Bu, ayeti bir nceki ayete balayan noktadr. Fakat bu ayet, ayn zamanda, 60. ayetle birlikte balayp pasaja bir ek niteliindedir. Bu durumda ayetin anlam yle olur: "Brakn bu dnyada herkes istedii yolu sesin ve istedii ekilde alsn. Fakat byle bir kimse o gn tek Hakim olan Allah'n huzuruna karlacan unutmamaldr. te o zaman herkes yaptklarnn ve ilediklerinin sonucunu grecektir."

88. Mevdudi diyor ki: "Bu pasaj, Mekke'de ve Arabistan'n dier blgelerinde slm' kabul eden fakat Medine'ye hicret etmeyen mnafklarla ilgilidir. Onlar nceden olduu gibi, kendi kabileleriyle birlikte yayorlar ve onlarn slm ve mslmanlar aleyhinde yaptklar btn dmanca hareketlerde rol alyorlard. Bu, byle kimselere kar nasl davranlacan kestiremeyen mslmanlar iin byk bir sorun olmutu. Mslmanlardan bazlar onlarn her eyin tesinde mslman olduklar grndeydiler. nk onlar ehadet kelimesini sylyorlar, namaz klyor, oru tutuyor ve Kur'an okuyorlard. Byle olduu halde onlara nasl kfir gibi davranlabilirdi? Allah mslmanlar arasndaki bu anlamazl zme balyor ve onlara nasl davranacaklarn bildiriyor. Bu pasaj anlayabilmek iin Medine'ye hicret etmeyen mslmanlarn neden mnafk olarak iln edildikleri iyice anlalmaldr. Aksi takdirde hem bu pasaj ve hem de Kur'an'daki benzer pasajlar iyi anlalamaz. Hz. Peygamber (s.a) Medine'ye hicret ettikten sonra, orada slm'n tm kurallarnn uygulanabilecei bir ortam meydana getirildiinde, herhangi bir beldede ezilen ve slm emirleri tam anlamyla yerine getiremeyen tm mslmanlarn Medine'ye, "slm Yurdu"na hicret etmeleri konusunda genel bir ar yapld. Bunun sonucunda hicret etme imknna sahip olan, fakat yurtlarn, akrabalarn karlarn slm'dan ok sevdikleri iin hicret etmeyenler mnafk olarak iln edildiler. Sadece gerekten hicret etmeye g yetiremeyen ve bu konuda sk tedbirlerle engellenen kimseler bu surenin 97. ayetinde mustazaf olarak tanmland. "Dar'l-harb"te yaayan mslmanlar ancak "Dar'l-slm"da yaayan kimselerden genel bir ar aldklar veya en azndan "Dar'l-slm"n kaplar onlara ak olduu halde, hicret etme gcne sahip olmalarna ramen, hicret etmeye abalamadklar zaman mnafk olarak iln edilebilirler. Dier taraftan eer hicret iin genel bir ar yaplmamsa veya "Dar'l-slm"n kaplar onlara ak deilse, o zaman hicret etmemi olmalar onlarn mnafk olmasn gerektirmez. Bir kimse gerekten hicret etmeye g yetirememi ise, o mstazaf kabul edilir. Mnafklar, iki yzl bir politika izledikleri ve sadece bu dnya hayatn gznnde bulundurduklar iin, Allah onlar eski kfrlerine geri dndrmtr. Onlar bu dnya hayatn ahiret'e tercih ettikleri iin baz kar hesaplar yaparak slm dairesine girmilerdi. manlaryla atan karlarn feda etmeye hazr deillerdi ve kiinin bu dnyay rahatlkla, ahiret hayat iin fed edebilmesini salayan kesin bir ahiret inancna sahip deillerdi. O halde mnafkln ayrdedildii nokta o kadar ak ve kesindir ki, bu konuda fikir ayrlna mahal yoktur. 89. Mevdudi diyor ki: "Burada mslmanlara, kfirlerle ibirlii iinde olan ve onlarn slm devleti karsndaki giriimlerine ortak olan mnafklara kar dikkatli olmalar tavsiye ediliyor. 90. Mevdudi diyor ki: "stisna sadece emrin birinci ksm iin geerlidir. Mslmanlar, slm devletinin anlama yapt kfir topluluklara snan mnafklar yakalayp ldrmemelidirler. Fakat onlar arkada ve dost da edinmemelidirler. Byle bir mnafn kan helldir, fakat slm devletinin anlama yapt bir gayri mslim devlete snrsa takip edilip ldrlmemelidir. Bu, mnafn kannn haram olduuna deil, anlamay bozmann yasak olduuna delalet eder. 92. Mevdudi diyor ki: "Bu, yukarda sz edilen ve kan hell olan mnafklar deil, "slm yurdunda" "sava blgesinde" veya "kfr diyar"nda yaayan ve kfirlerin slm aleyhinde yaptklar dmanca davranlara ortak olduklar konusunda hibir delili olmayan samimi mslmanlar kasteder. O dnemde byle bir uyar gerekliydi. nk mslman olduklar halde slm dmanlarnn arasnda yaamak zorunda kalan kimseler de vard. Baz durumlarda Mslmanlarn dman bir kabileye saldrdklarnda yanllkla mslman bir kimseyi ldren kiinin gnahnn kefareti iin ne yapmas gerektiini bildiriyor. ldrlen kii bir mmin olduu iin, bu kaza sonucu ortaya kan cinayete kefaret olarak mmin bir k e azat l edilmelidir. Hz. Peygamber (s.a) ldrlen kimsenin ailesine verilecek olan kan diyetini yz deve, iki yz inek veya ikibin kei olarak belirlemitir. Bu diyeti baka eylerle demek isteyen kii, bu hayvanlarn piyasa fiyatn gznnde bulundurarak hesaplama yapmaldr. rnein, Hz. Peygamber (s.a) dneminde para olarak denen diyet sekiz yz altn dinar veya sekiz bin gm dirhem idi. Halifelii dneminde Hz. mer (r.a) yle iln etmitir: "imdi devenin fiyat artt, o halde diyet olarak bin dinar veya on iki bin dirhem verilmelidir." Fakat buradaki cinayetin kasten olmadna, sadece kaza sonucu ilendiine dikkat edilmelidir. Ksaca 92. ayette verilen emirler yle zetlenebilir: Eer ldrlen kimse "slm diyar"nda (Dar'l-slm) yayorsa, ldren kimse kefaret olarak kan diyeti vermeli ve Allah'n balamas iin de bir kle azat etmelidir. Eer ldrlen kii mminlerle anlama halinde bulunan bir kfir topluluk iinde yayorsa, katil, bir kle azat etmeli ve anlamaya gre gayri mslim birinin ldrlmesi sonucu verilmesi gereken diyetin aynsn vermelidir. Bu orular hi ara verilmeksizin arka arkaya tutulmaldr. er'i mazereti hari eer en ufak bir ara verilirse, belirlenen iki ay oru tekrar batan tutulmaldr. Yani, "Bir kleyi azat etmek, diyeti demek veya aralksz iki ay oru tutmak, birer ceza deil fakat suun

balanmas iin birer kefarettir. kisi arasndaki fark udur: Ceza durumunda pimanlk, kendi kendini knama, vicdan azab ve nefsin slah olmas szkonusu deildir. Bunun aksine nefret, ztlama ve antipati duygular hakimdir. Bu nedenle Allah kefaret ve tvbeyi emrediyor. Bu ekilde gnahkr olan kii iyi ameller, fedakrlklar, grevi ifa gibi davranlarla kalbini temizleyip pimanlk ve vicdan azab iinde Allah'a ynelebilir. Bu ekilde gnah ileyen kii sadece o gnahndan kurtulmakla kalmayp gelecekteki gnahlardan da saknacaktr. Kefaret; szlkte rt anlamna gelir. Bir gnaha kefaret olmas iin ilenen iyi amel, aynen badanann duvardaki kiri rtmesi gibi gnah rtp kaplar. 94. Mevdudi diyor ki: "slm'n ilk zamanlarnda "Es-selamu aleykm" mslmanlarn tannmasn salayan bir sembold. Bir mslman dier bir mslmanla karlatnda bu szlerle selam veriyor ve "Ben senin topluluundanm; senin arkadan ve dostunum. Senin iin ancak bar ve gvenlik sunabilirim. Bu nedenle bana kar dmanlk gstermemelisin, benden de dmanlk ve zarar beklememelisin" demek istiyordu. Bu, sanki orduda karanlkta iken dmanla dostu ayrmak iin kullanlan bir parola vazifesi gryordu. Selam vermenin tannmaya yarayan bir sembol olarak kullanlmasnn nemi bilhassa o dnemde ok bykt. nk mslman bir Arap'la mslman olmayan bir Arab' birbirinden ayrmaya yarayan ak bir iaret yoktu. Ayn ekilde giyiniyor, ayn dille konuuyorlard. Mslmanlar bir kabileye saldrp orada yaayan bir mslmanla kar karya geldiklerinde asl zorluk bagsteriyordu. Dman konumunda olan kii "Es-selamu aleykm" veya "La ilahe illahlah" derse, saldr konumunda olan mslman bundan phe ediyor ve onu ldrmekten kurtulmak iin yalan syleyen bir kfir olduu kansna varabiliyordu. Bu nedenle ounlukla byle kimseleri ldrp mallarn ganimet olarak alyorlard. Hz. Peygamber (s.a) byle bir durumda mslmanlarn ldrmemeleri gerektiini emrettii halde byle olaylar tekrarlanyordu. Bunun zerine Allah bu sorunu zmleyen bir ayet indirdi: "Kendisini mslman olarak iln eden kiinin yalan syleyip sylemediini merak ederek aratrmak size dmez. Gerei sylyor olabilir, ayn ekilde yalan sylyor da olabilir ve derin bir aratrma yapmakszn hangisinin doru olduuna karar verilemez. Bu nedenle mslman olduunu syleyen yalanc bir kfiri serbest brakmak muhtemel olduu gibi, samimi bir mmini ldrme ihtimali de mevcuttur. Her ne olursa olsun yanllkla bir kfiri serbest brakmak, sizin iin, yanllkla bir mmini ldrmekten daha hayrldr." Yani, "Bir zamanlar siz de kfir kabileler arasnda tek tek fertler olarak yaamaktaydnz. O zaman bask ve ikence korkusuyla slm olduunuzu gizliyordunuz ve dilinizle ikrar etmekten baka mslman olduunuza deliliniz yoktu. Siz imdi Allah'n rahmeti nedeniyle mslman bir topluluk iinde yayorsunuz ve kfirlere kar slm bayran yceltme ansna sahipsiniz. Bu ltuf ve rahmete karlk Allah'a duyduunuz krn ifadesi, sizin daha nce bulunduunuz durumda olan mminlere nazik ve msamahakr davranmanzdr." 95. Mevdudi diyor ki: "Bu ibarede, slm ordularnn lideri, btn mslmanlar savaa armad ve sadece gnlller iin cihad ars yapld zaman, bu arya icabet esas alnarak gerek mslmanlarn nasl ayredildii ifade ediliyor. Mallar ve canlaryla katlanlar, iyi amellerle megul olsalar da geride kalanlardan daha yksek bir dereceye sahiptirler. Bunun tesinde onlara "byk bir ecir" vardr. Cihada gitmeleri emredildii halde bahaneler ne srerek geride kalan kimseler ise -bu iki durumda cihada gitmeyip baka ilerle uraanlar- mnafklardr ve geride kalmalar iin geerli bir sebebi olanlar hari" "byk ecir" den onlara bir pay yoktur. 97. Mevdudi diyor ki: "Kendi nefislerine zulmedenler" slm' kabul eden, fakat geerli bir nedenleri olmad halde henz slm'a girmemi kabileler arasnda yaayan kimselerdir. Onlar, "slm diyar" varolduu halde ve oraya hicret edip tam bir mslman olarak yaamalar mmkn olduu halde, yar slm bir durumda yaayarak kendi kendilerine zulmediyorlard. Onlarn "biz yeryznde zayflardan idik" diye ne srdkleri zrn kabul edilmemesinin nedeni ite budur. (Bkz. an: 116). Yani "Niin Allah'a isyankr kimseler tarafndan bask altnda tutulan ve Allah'n kanunlarna uygun olarak yaamann mmkn olmad bir yerde yaamaya devam ettiniz? Neden hibir engel olmad halde Allah'n kanunlarna uyabileceiniz bir yere hicret etmediniz?" 100. Mevdudi diyor ki: "Allah yolunda hicret etmek" iki durum dnda bir zorunluluktur: Kii orada slm' yaymak, peygamberin ve takipilerin grevlerinin ilk dnemlerinde yaptklar gibi kfr zerine kurulu hayat sistemini slm bir sisteme evirmek iin kalabilir. Veya kii oradan kp gitmeye bir yol bulamaz da nefret ve honutsuzluk iinde orada kalr. Bu iki durum hari "kfr diyar"nda yaamak srekli gnah iinde yaamak demektir. "Hicret edecek bir slm Diyar bulamadk" diye ne srlen zr de kabul edilmeyecek ve yle denilecektir. "Eer 'slm Diyar' diye bir blge bulunmad ise, kfrn kanunlarna boyun emekten kurtulmak iin aa yapraklar ve kei st ile beslenebileceiniz bir da veya orman da yok muydu?" Bu balamda, "Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur" hadisi hakkndaki yanl anlama da ortadan kaldrlmaldr. Bu, hicretle ilgili srekli bir emir deil, Mekke'nin fethinden sonra Arabistan'da deien duruma uygun den geici bir emirdi. Arabistan'n byk blm "kfr diyar" olduu srece mslmanlar, o dnemde tek "slm diyar" olan

Medine'ye hicret etmeye arlmlard. Fakat Arabistan'n hemen her taraf slm kontrolne girince, Hz. Peygamber (s.a) hicretin zorunlu olduu birinci emri ortadan kaldrmtr: "Mekke'nin fethinden sonra artk (zorunlu olarak Medine'ye) hicret etmek yoktur." Bu hadis hibir zaman Kyamet'e dek gelecek olan tm mslmanlara her zaman iin hicreti yasaklayan bir emir deildir. 101. Mevdudi diyor ki: "Bar zamannda yolculuk srasnda namaz ksaltmak, drt rekat iki rekata indirmektir. Fakat sava srasnda ne kadar ksalacan bildiren bir snrlama yoktur. Namaz her halkrda ve imkn-larn el verdii lde her yerde klnmaldr. Namaz eer cemaatle klmak mmknse, cemaatle klnmaldr, mmkn deilse tek bana klnmaldr. Yz kble tarafna evirmek mmkn deilse, herhangi bir tarafa ynelerek namaz klnabilir. Namazda bir yerde sabit olarak kalmak mmkn deilse binek zerinde veya yryerek klnabilir. Eer rk ve secde yaplamyorsa ima ile namaz klnabilir. Eer namaz srasnda oradan ayrlmak gerekiyorsa, hareket halinde iken de namaza devam edilebilir. Elbiseleri kan ile pislenmi de olsa, o kiinin bu ekilde namaz klmasnda bir beis yoktur. Eer btn bu kolaylklara ramen yine de namaz klnamyorsa o zaman "Ahzab" (Hendek) sava srasnda olduu gibi istemeyerek tehir edilir. Sefer srasnda sadece farzlarn m klnmas gerektii, yoksa bununla birlikte Hz. Peygamber'in (s.a) fazladan kld snnetlerin de klnp klnmayaca konusunda gr ayrl vardr. Hz. Peygamber (s.a) seferde iken hi terketmeksizin sabah namaznn iki snnetini ve yats namazndan sonra klnan rekat vitr namazn klmtr. Bunlardan baka snnet klp klmad konusunda delil yoktur. Bununla birlikte Hz. Peygamber (s.a) yolculuk srasnda vakit bulduunda, bazan binek zerinde iken nafile (navafil) namazlar klard. Bu nedenle Abdullah bn mer, yolculuk srasnda sabahn snnetinden baka snnetlerin klnmayacan sylemitir. Fakat ulemann ou, seferde snnetleri klp klmama konusunda kiiyi serbest brakmlardr. Hanefiler yolculuk yapld srada snnetlerin terkedilmesi, fakat insann gerekli zemini bulabilecei bir konak yerine gelindiinde klnmas gerektii grndedirler. Namazn ksaltlaca seferin (yolculuk) zelliine gelince, baz alimler (bn mer, bn Mes'ud ve At) yolculuun Allah yolunda, yani cihad, Hac, Umre, lim gibi sebepler iin olmasn art komulardr. mam afi ve mam Ahmed yolculuun meru bir nedene dayanmas gerektii, aksi takdirde kiinin namaz ksaltma hakkndan yararlanamayaca grndedirler. Yolculuun nitelii ne olursa olsun, kendi nitelii nedeniyle ceza veya mkafata neden olabilir, fakat namazn ksaltlmas konusunda hibir deiiklik yapmaz. "Sizin zerinizde bir gnah yoktur" ayetinin orijinal metindeki Arapa kelimeler eitli ekillerde tefsir edilmitir. Bazlar bunun "Namaz ksaltmak zorunda deil, istee baldr" anlamna geldiini sylemilerdir. Kii bu izinden yararlanp namaz ksaltma veya ksaltmama serbestisine sahiptir. mam afi de namaz ksaltmann daha iyi olduuna inanmasna ramen bu grtedir. mam afi "ksaltmadan yararlanmayan kiinin yce olan brakp, aa olan seen bir kii" olduunu syler. mam Ahmed "ksaltma"nn vacip olmamasna ramen, bu izinden yararlanmamann uygun olmad grndedir. mam Ebu Hanife'ye gre ise "ksaltma" vaciptir. mam Malik de bunu destekler nitelikte bir hadis rivayet etmitir. Hz. Peygamber'den (s.a) rivayet edilen btn hadisler O'nun her yolculukta namaz ksalttn gstermektedir ve O'nun seferde iken drt rekat kldn gsteren hibir gvenilir hadis yoktur. bn mer der ki: "eitli yolculuklarda Hz. Peygamber (s.a) Hz. Ebu Bekir, Hz. mer veya Hz. Osman'la (Allah hepsinden raz olsun) birlikte oldum. Onlarn hep namaz ksalttklarn mahede ettim. Hibir zaman drt rekat klmadlar." Ayn gr bn Abbas'tan ve dier birok sahabeden rivayet edilen sahih hadislerle de desteklenmektedir. Bir keresinde Hz. Osman (r.a) Mina'da namaz kldrrken drt rekat kld ve sahabeden bir ou ona kar ktlar. Hz. Osman (r.a) onlara: "Ben Mekkeli bir kadnla evlendim ve Hz. Peygamber'den (s.a) 'Kim nereden evlenirse oral olur' diye duydum. Bu nedenle namaz ksaltmadm" diyerek teskin etti. Bununla birlikte Hz. Aie'den (r.a) rivayet edilen ve namaz ksaltmann da tam olarak klmann da ayn ekilde doru olduunu gsteren bu rivayetlere zt iki hadis vardr. Fakat bu iki hadis de shhate zayf ve Hz. Aie'nin (r.a) kendi uygulamalarna aykrdr. nk o da seferde iken her zaman namaz ksaltrd. Bu balamda bir kimsenin dnml olarak deien artlara gre bazen seferde, bazen "kametghnda" olabilecei hatrlanmaldr. Byle bir durumda kii ortamna gre namaz ya ksa ksaltr, ya da tam olarak klar. Byk bir ihtimalle Hz. Aie (r.a) byle bir durumu kastederek: "Seferde iken Hz. Peygamber (s.a) namaz bazen ksaltr, bazen de tam klard" demi olabilir. "Namaz ksaltmanzda size bir gnah yoktur" szlerine bakp "emr"in ihtiyari olduu sonucuna varlmamaldr. Ayn szler Bakara Suresi'nin 158. ayetinde hac'da Safa ile Merve arasnda sa'y etme konusunda da kullanlmtr. Oysa sa'y, hacc'n farzlarndan biridir. ki yerde de bu kelimelerin kullanlmasnn sebebi, bunu yapmann gnah olduu veya namaz ksaltldnda Safa ile Merve arasnda gidip gelindiinde sevabn az olaca korkusunun ortadan kaldrlmasdr.

Yolculuun uzakl szkonusu olduunda, metnin szlk anlamna gre hkm veren Zahiriler, yolculuun uzakl ne olursa olsun "ksaltma"nn her yolculukta yaplabilecei grndedirler. mam Malik'e gre yolculuk en azndan 48 mil olmal veya sresi en az bir gn bir gece olmaldr. bn Abbas ve mam Ahmed de ayn grtedir. mam afii'nin de ayn gr desteklediini gsterir bir sz vardr. Hz.Enes'e gre "ksaltma" yapabilmek iin yolculuun en az 15 mil olmas gerekir. mam Evza ve mam Zhr, Hz. mer'in grne uyarak "ksaltma" iin bir gnlk yolculuk yeterlidir, derler. Hasan Basri ve mam Yusuf'a gre, iki gnlk yolculuk yapan kii namaz ksaltabilir. mam Ebu Hanife en az 54 millik bir yolculukta namazn ksaltlabileceini syler. bn mer, bn Mes'ud ve Hz. Osman da (Allah hepsinden raz olsun) bu grtedir. Yolculuk srasnda konaklandnda ksaltmann yaplp yaplmayaca konusunda gr ayrl vardr. mam Ahmed'e gre eer drt veya daha fazla gn iin konaklanmsa namaz tam olarak klnmaldr. mam Malik ve mam afi'ye gre tam namaz iin asgari konaklama sresi be gndr. Fakat bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a) ak bir emri yoktur. Bununla birlikte eer artlar kiiyi bir yerde kalmaya zorlar ve kii mmkn olan ilk frsatta evine dnmeyi beklerse, bu belirsiz zaman iinde namazn ksaltlabilecei konusunda gr birlii vardr. Sahabeden bazlarnn bu sebeple yaklak iki yl boyunca namazlarn ksalttklar vaki olmutur. Ahmed bn Hanbel'e gre bir mahpus hapsolunduu srece namazlarn ksaltabilir. Zahiriler ve Hariciler ayetin bu blmnden yola karak namazlar ksaltmann sadece sava zamannda geerli olduu ve barta yaplan yolculuk srasnda namaz ksaltmann Kur'an'a aykr olduu sonucuna varmlardr. Fakat sahih bir hadisten rendiimize gre Hz. mer (r.a) ayn sebeple bu uygulamaya kar km ve Hz. Peygamber (s.a) ona u cevab vermitir: "Namaz ksaltma izni Allah'tan bir ltuftur. O halde onu kabul et." Hz. Peygamber'in (s.a) hem savata, hem de bar zamannda yapt yolculuklarda namazn ksaltt da sabittir. bn Abbas'tan rivayet edilen dier bir hadis de meseleyi akla kavuturur: "Hz. Peygamber (s.a) Medine'den Mekke'ye giti ve Allah'tan baka korkulacak bir ey olmad halde drt rekatlk namaz iki rekat olarak kld." Bu nedenle mealde "zellikle" kelimesini parantez iinde not ettik. 102. Mevdudi diyor ki: "Ey Peygamber! Sen de ilerinde bulunup onlara namaz kldrdn zaman" ibaresinden mam Yusuf ve Yusuf bin Ziyad "korku namaz" ile ilgili emrin sadece Hz. Peygamber (s.a) zamannda geerli olduu sonucunu karmlardr. Fakat sadece Hz. Peygamber'in (s.a) ahsna hitap edildiinden yola karak, emrin, O'nun zamanyla snrlanmas sonucuna varmann hibir nedeni yoktur. Birok durumda hitap Hz. Peygamber'e (s.a) yaplm ve O'na uyanlar da o emirden sorumlu tutulmulardr. Bunun yansra sahabeden birounun Hz. Peygamber'in (s.a) irtihalinden sonra "korku namaz" kld sabittir. Sahabeden hibirinden bu uygulamann aksini savunan bir tek sz bile bize ulamamtr. "Korku namaz" ile ilgili emir, sava halinde olmakszn dmandan ani bir saldr beklendii durumlar iin de geerlidir. Savan devam ettii srada, Hanefiler'e gre, namaz tehir edilmelidir. mam Malik ve mam Sevr'ye gre ise eer rk ve secde yapmak mmkn deilse, ima ile namaz klnmaldr. mam afi'ye gre "korku namaz" klnrken eer gerekirse az olmak artyla atma ile de megul olunabilir. Sahih hadislerden, Hz. Peygamber'in (s.a) "Ahzab" (Hendek) sava srasnda arka arkaya drt vakit namaz tehir ettiini ve daha sonra ayn sra ile eda ettiini reniyoruz. Oysa "korku namaz" ile ilgili emir bu olaydan nce indirilmitir. "Korku namaz"nn ekli sava artlarna gre deiir. Hz. Peygamber (s.a) eitli durumlara gre eitli ekillerde namaz kldrd iin, mslman komutanlar durumuna gre bu ekillerden herhangi birini seebilirler. Birinci yol, bir grubun komutan ile namaz klp, ikinci grubun savaa devam etmesidir. Birinci rekat tamamlandktan sonra bu grup atma alanna gitmeli ve dier grup gelip imamla birlikte bir rekat klmaldrlar. Bu ekilde komutan iki rekat, iki grup ise birer rekat namaz klm olurlar. (bn Abbas, Cbir b. Abdullah ve Mcahid). kinci yol, bir grup imam ile bir rekat klar ve sonra ikinci grup gelip, onlar da imam ile bir rekat klarlar, daha sonra birinci grup tekrar gelir ve tek balarna birer rekat klarak, ikiye tamamlarlar. kinci grup da aynsn yapar. (Abdullah bn Mes'ud ve bu gr Hanefiler de tercih ederler.) nc yol ise yledir: Bir grup, komutann arkasnda iki rekat klar ve sava alanna dner. kinci grup bunun devam olan iki rekat komutanla birlikte klarlar ve son oturutan sonra sava alanna dnerler. Bu ekilde imam drt rekat, askerler ikier rekat klm olurlar. (Hasan Basri) Drdnc yol, bir grubun iki rekat imamnn arkasnda klmas, ikinci rekat kendilerinin tamamlamas ve sonra sava alanna dnmeleridir. mama gelince, mam ikinci rekatn biraz uzatarak ikinci grubun kendisine yetimelerini salar. kinci grup imamn arkasnda bir rekat kldktan sonra, bir rekat da kendi kendilerine klarlar. Bu ekilde imam, ikinci grubun da imamn arkasnda klabilmesi iin ikinci rekatn biraz uzatm olur. (mam afi, bu gr biraz farkl olarak kabul etmilerdir.) Bundan baka eitli "korku namaz" kl ekilleri vardr ki bunlarn ayrntlar slm fkh kitaplarnda belirtilmitir.

Kendi yanl kuruntular ile Allah'n nurunu sndrmek isteyen kfirlere Allah gereken cezay verecektir ve onlar byk bir alakla uratacaktr. Mminler bu konuda temin ediliyorlar. Alnmas emredilen tedbirler sadece onlara glerinin son noktasna kadar abalayp sonucu, zafer ve yenilgi hkmn elinde bulunduran Allah'a brakmalar gerektiini renmek iindir. 104. Mevdudi diyor ki: "O topluluk" slm' reddeden ve slm dininin yaylp yerlemesini engellemek iin alan kfirlerdir. Yani, "Mminlerin, kfirlerin taut iin katlandklar zorluk kadar Hak yolda zorluklar cesaretle zerlerine almamalar ok gariptir. nk kfirlerin bu dnyadan ve onun geici menfaatlerinden baka amalar yoktur. Oysa mminler, gklerin ve yerin Rabbi olan Allah' raz etme amacna sahiptirler ve onlar Rablerinden hi sona ermeyecek olan mkfatlar beklerler." 105. Mevdudi diyor ki: "105-115. ayetlerde o dnemde meydana gelen bir olayla ilgili ok nemli noktalara deiniliyor. Ensar'n Beni Zafer kabilesinden Te'ame veya Beir bin Ubeyrik denilen bir adam vard. Te'ame baka bir ensarn zrhn alm ve bir Yahudinin evine gizlenmiti. Bir hrszlkla ilgili soruturma baladnda zrhn sahibi meseleyi Hz. Peygamber'e (s.a) gtrd ve O'na Te'ame'den phelendiini syledi. Fakat sulu olan Te'ame, akrabalar ve Beni Zafer kabilesinden birok kii ibirlii yapp suu, susuz olduunu savunan Yahudinin zerine yktlar. Te'ame'nin akrabalar Yahudiye sulamay srdrerek yle sylediler: "Hakkn dman olan, Allah ve Rasl'ne inanmayan bir Yahudinin szne gvenilmez. Oysa biz mslmanz ve gvenilir kiileriz, o halde bizim szmze inanlmal." Hz. Peygamber (s.a) tabi olarak, doru gibi grnn bu iddiadan etkilendi; neredeyse Te'ame'yi beraat ettirip Yahudi aleyhine hkm verecekti ki bu meseleyi akla kavuturan bir vahiy ald. Hz. Peygamber (s.a) bir hkim olarak kendi nne getirilen delillere gre hkm verecek olsayd sulu saylmazd. nk hkimler, kendi nlerine getirilen delillere gre hkm vermelidirler ve bazen insanlar olay yanl aksettirerek kendi lehlerine hkm verilmesini salamay baarabilirler. Fakat meselenin bir yn daha vardr: Eer Hz. Peygamber (s.a) slm ile Kfr arasnda kyasya bir atmann hkm srd o dnemde Yahudinin aleyhine hkm verseydi, slm dmanlar O'nun, slm toplumunun ve slm davetinin aleyhinde kuvvetli bir manev silah ele geirmi olacaklard. slm aleyhinde sk bir propagandaya giriip: "Mslmanlar arasnda hi adalet yoktur. Bu Yahudi aleyhine verilen hkmden de anlalaca zere, onlar her ne kadar nyarg ve kavmiyetiliin aleyhinde gibi grnyorlarsa da nyargl ve kavmiyetidirler." diyeceklerdi. Bu nedenle Allah, mslmanlar bu tehlikeden uzaklatrmak iin meseleye dorudan mdahale etmitir. Bu pasajda (105-115. ayetler) bir taraftan kendi kabilelerinden sulu olan kiinin suunu gizlemeye alan mslmanlar, kavmiyetilikleri nedeniyle sert bir ekilde azarlanyorlar, dier taraftan btn mslmanlara kavmiyet ve kabile endielerinin adaleti engellememesi gerektii retiliyor. Bir kimsenin, haksz olduu halde kendi grubundan bir kiiyi savunup, hakl olduu halde kar gruptan bir kimseyi sulamas apak bir ihanettir. 107. Mevdudi diyor ki: "Bakalarna kar byle davranan aslnda kendisine namus d davranm olur. nk o kendisine emanet olarak verilen kafa, kalp ve btn dier melekelerini haysiyetsiz haince davranlarda kullanr. Bunun yansra o, Allah'n kendisine, ahlkn korumakta yardmc olsun diye verdii vicdann bastrr ve bylece vicdan tam anlamyla devreye girip onu bu haince davrantan kurtaramaz. Dolaysyla kii kendisine hakszlk edip haince davranabildii zaman, bakalarna kar rahata byle davranabilir.. 113. Mevdudi diyor ki: "Yani, "Eer onlar sana yanl haberler vererek bu meselede seni artmay ve kendi lehlerine hkm vermeni baarm olsalard bile, sana hibir zarar veremezler, ancak kendilere zarar verirlerdi. nk bu durumda Allah katnda sen deil, onlar sulu olurlard." Bu ok aktr, nk gerek sulu, kendi nne getirilen dellillere gre hkm veren hkim deil, hkimi aldatarak kendi lehinde karar vermesini salayan kiidir. Bunun yansra byle bir kimse kendi aldatc metodlaryla "Hakk'" kendisinin kazandn sanabilir. Fakat gerekte "Asl Hakk" Allah katnda "Hak" olarak kalr. (Bkz. Bakara an: 197). 115. Mevdudi diyor ki: "Yani, "hain 'mslman' slm d bir yola sapt. Allah da onu o yola dndrd." Hrszlk suuyla ilgili gerekler Allah tarafndan vahyolunup, Yahudi beraat ettiinde ve Te'ame sulu bulunduunda, bu mnafk Medine'yi terketti ve Mekke'de Hz. Peygamber'in (s.a) dmanlarna katlp, orada aka Hz. Peygamber'e (s.a) kar kmaya balad. 116. Mevdudi diyor ki: "Bu temann bir devam olarak, kzgnlkla mriklerin tarafna geen mnafn, yapt bu aklszca hareketin getirecei sonular tam olarak kavramad belirtiliyor. Bu amala onun tbi olduu yolun ktlkleri, beraber olduu arkadalarnn zellikleri anlatlyor. 117. Mevdudi diyor ki: "Hi kimse eytan'n nnde eilerek ibadet yapmaz, fakat kendisini tamamen ona teslim eden ve onun saptrd her yerde onu takip eden kii, ona ibadet ediyor demektir. Buradan da anlalaca zere kim bir bakasna kr krne itaat ederse, gerekte ona ibadet ediyor demektir.

118. Mevdudi diyor ki: "Yani, "onlarn zamanlarndan, ilerinden, abalarndan, kuvvetlerinden, yeteneklerinden, servetlerinden ve ocuklarndan bir ksmn kendim iin ayracam: Onlar hile ile aldatacam ve bunlarn byk bir ksmn benim yolumda harcamalarn salayacam." 119. Burada putperest Araplarn btl geleneklerinden biri kastediliyor. Araplar dii bir deve, be veya on yavru dourduunda onun kulaklarn yararlar, onu tanrlarna adarlar ve onu altrmay haram sayarlard. Ayn ekilde on yavrunun domasnda dii deveye elik eden erkek devenin de kulaklar yarlr ve tanrya adanrd. Bu ifade, yaratklar zerinde yaplan doru ve yerinde deiiklikleri lnetlemez. Aksi takdirde insanlk medeniyetinin tm eytan'n saptrmas olurdu. Medeniyetin, Allah tarafndan yaratlan eylerin doru ve yerinde kullanlndan baka bir ey olmad aktr. Kur'an'n eytan deitirmeler olarak tarif ettii ey, eyann, insan ftratnn ve kendi tabi fonksiyonunun aksine kullanlmas olaydr. O halde tabiatn dzeninden bir ka olarak benimsenen livata (ecinsellik), doum kontrol, dnyadan el-etek ekme vs. gibi ekillerin tm eytann aldatmasnn sonulardr. Kadnlarn kendilerine uygun fonksiyonlar brakp, yaratln erkeklere verdii grevleri stlenmeleri de ayn ekilde eytann aldatmasdr. eytann takipilerinin, evrenin yaratcsnn kanunlarn beenmeyip onlar "slah" etmeye altklarn gsteren bu tr rnekleri daha da oaltmak mmkndr. 120. Mevdudi diyor ki: "eytann baars tamamen bo vaadlere ve aldatmaya dayanr. eytan fertleri ve toplumu aldatmak iin kurbanlarn temin etmek zere kendi yanl yolunu ssleyip insanlara pembe bir manzara izer. Kiiyi baar ve zevk vaadlerinde bulunarak aldatr. Bazlarna milli g ve zenginlik, bazlarna insanlk refahnn baka bir ynn vaadederek aldatr. Bazlarna da kendisinin Hakk'a ulamada tek doru yol olduunu syler. Bazlarn ne Allah'n, ne de ahiret diye bir eyin varolmadn syleyerek aldatr. Bazlarn da ahiret'teki hesaptan u veya bu azizin efaati ile kurtulabileceklerini syleyerek saptrr. Ksacas, eytan insan en zayf tarafyla aldatmaya alr. (123) 123) Sizin kuruntularnza ve ehli kitabn kuruntularna gre deildir. Her kim bir ktlk yaparsa onunla cezalandrlr ve kendisi iin Allahtan baka bir veli de bulamaz yardmc da. eytan ve yandalarnn bo kuruntular sonucu mrikler, taptklar putlarn Allah katnda kendilerine efaati olacan, fayda vereceini zannediyorlard. Yahudiler Allahn sevgili ocuklar olduklar iin sayl gnler dnda Cehennemde kalmayp Cennete girieceklerini, dier din mensuplarnn ise asla Cennete giremeyeceini iddia ediyorlard. Hristiyanlar da Cennete sadece kendilerinin gireceini iddia ediyorlard. Mslman olduunu iddia ettii halde Allaha irk koan kimseler de srf Lailahe illallah dedikleri iin Cennete yalnz kendilerinin gireceini iddia ettiler. Ey iman edenler! Durum hi te onlarn zannettikleri gibi deildir. Mesele sizin kuruntularnza ve ehli kitabn kuruntularna gre deildir. Hak din sadece Allahn rasul Muhammede indirdii kitaptadr. nsanlarn ceza ve mkafat Allah katnda Onun koyduu llere gre verilir. Kim kendisine tebli ulat halde Allaha e koar ve tevbe etmeden bu ekilde lrse, kyamet gnnde ceza grecek ve Cehennemde ebedi olarak kalacaktr. Kimse ona yardm etmeyecek ve efaati olmayacaktr. Bu yzden nefsinizi hesaba ekin, lmden sonras ii hazrlk yapn. eytan Allahn affn hatrlatarak sizi gnaha arr. Sakn ona uymayn. Mmin bir kimse gnah ilerse dnyada hastalk, alk, bela ve musibetlerle cezalandrlr. Bu onun iin gnahlarna keffaret olur. Allahtan baka mmine yardm edecek, koruyacak, dost olacak kimse yoktur. Bu yzden daha dnyada iken hayat tanzim etmeli, kulluk vazifelerini yerine getirmeli, Cenab- Hakkn korumasna, af ve mafiretine snmaldr. Emaniyyukum: Kuruntularnz, zanlarnz. Ehl-i Kitap: Kitap ehli. Yahudiler ve hristiyanlar. Sen: Kt, gnah ve hata. Veliyyen: Dost ve yardmc.23 Nzul Sebebi: Katade yle der: Mminlerle Ehl-i Kitap, karlkl olarak kendilerini vdler. Ehl-i Kitap: Bizim peygamberimiz sizin peygamberinizden nce geldi, kitabmz da sizin kitabnzdan nce indi. Dolaysyla biz Allaha sizden daha yaknz. dediler. Mminler de: Bizim peygamberimiz, peygamberlerin sonuncusudur, kitabmz da dier kitaplarn hkmlerini kaldrmtr. dediler. Bunun zerine bu ayet indi.24
23 24

Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/260. Vahidi, Esbab- Nzul: 104; Celaleyn Tefsiri, Fatih Enes Kitabevi: 1/353; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 2/26.

Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Muhammed Ali es-Sabuni diyor ki: Hasan- Basri yle der: man kurutu ile olmaz. Fakat iman kalbe yerleen ve amel ile tasdik edilen eydir. phesiz bir kavmi, kuruntular oyalad da, nihayet iyi amel yapmadan dnyadan ktlar. Allah hakknda iyi zanda bulunup Allah kerimdir diyorlard. Halbuki bunlar yalan sylyorlard. Eer iyi zanda bulunsalard, iyi amel ilerlerdi.25 2) Elmall Muhammed Hamdi Yazr diyor ki: Ey mslmanlar! Allah'n hakkyla vaad ettii bu cennete girme gayesi; ne sizin kuruntularnzla olur, ne de kitap ehlinin kuruntularyla. Naklonuyor ki, mslmanlarla kitap ehli birbirlerine kar nmler, her biri Allah katnda kendilerinin daha hayrl olduunu iddia etmi, kitap ehli: "Bizim peygamberimiz sizin peygamberinizden nce, kitabmz kitabnzdan ncedir ve biz brahim'in dini zereyiz" demiler. Yahudiler, "cennete ancak yahudi olanlar girecek"; Hristiyanlar da, "Ancak Hristiyan olan girecek" diye iddia etmiler. Mslmanlar da: "Bizim peygamberimiz, sizin peygamberinizden sonradr ve peygamberlerin sonuncusudur, kitabmz da sizin kitabnzdan sonra ve onlara hakimdir. Ve biz brahim, smail ve shak dini zereyiz, cennete ancak bizim dinimizde olanlar girecek" demiler. Bunun zerine bu yet ve devam inmi ve byle kuru kuru nmelerle soyut arzular, kuruntular, mitler, temennilerle cennete girilemiyecei anlatlm ve onun yolu gsterilmitir. Allah'n bu vaadine ermek iin sadece kuruntu ve temenni kfi gelmez, zira: Gerek mslman ve gerek kitap ehli, gerekse dierlerinden her kim bir ktlk yaparsa onunla cezalanr, ya dnyada veya ahirette veya her ikisinde onun bir cezasn grr ve kendisine Allah'tan baka ne snacak bir dost, ne de kurtaracak bir yardmc bulamaz.26 3) Seyyid Kutub diyor ki: Yahudi ve hristiyanlar "Biz Allah'n oullar ve sevgilileriyiz" (Maide: 5/18) diyorlard. "Sayl gnlerden baka katiyen bize ate dokunmayacak." (Bakara: 2/80) iddiasnda bulunuyorlard. Yahudiler, "Allah'n setii halk olduklarn" da iddia ediyorlard. Baz mslmanlar da insanlar arasnda seilmi mmet olmalar dncesinden hareketle, mslman olmalarndan dolay yce Allah'n kendilerinden kaynaklanan hatalarn hesabn sormayacan dnm olabilirler. Bunun zerine u ayet, onlar ve unlar amel yapmaya, ama yalnz amel yapmaya yneltiyor. Tm insanlar bir tek kritere dndryor. Allah'a gzellikle teslim olmaktan, Allah'n dost edindii brahim'in yolu olan slm'a uymaktan ibarettir bu kriter. Kukusuz dinlerin en gzeli -brahim'in yolu olan- u slm dinidir. Amellerin_en gzeli de "ihsan"dr. "hsan; Allah' grr gibi ona ibadet etmendir. Her ne kadar sen onu gremiyorsan O, seni grr." Her eyde ihsan gereklidir. Hatta kurban kesiminde bile bu gzetilir. Kesilirken azap ekmemesi iin ban keskin olmas gibi. Ayet-i kerimede insan ruhunun, amel ve karlna ilikin iki kk arasnda bir denge gze arpmaktadr. Ayn ekilde amelin kabul olmasnn iman artna bal olduu yani Allah'a iman etmenin gerektii de belirtilmektedir. "... Erkek yada kadn kim inanarak iyi bir amel ilerse byleleri de zerre kadar hakszla uramakszn cennete girerler." (Erkek yada kadn) insan trnn iki kkna kar muamelede uyulan kuraln tekliini aka belirten bir hkmdr bu. Ayrca amelin kabul olmas imann zorunluluunu da aka belirtmektedir. nk imandan kaynaklanmayan ve imana elik etmeyen hibir amelin, Allah katnda deeri yoktur. Bu doal olduu kadar mantksaldr da. nk iyi bir amelin belirgin bir dnceden kaynaklanp, bilinen bir hedefe doru ynelmesini salayan, Allah'a imandr. Bu iman, ilenen ameli, doal ve srekli bir harekete dntrr. Bylece kiisel arzunun karl yada hibir kurala uymayan geici bir davran olmaktan kar. Bu ak szler; stad mam, eyh Muhammed Abduh (Allah rahmet etsin)'un Amme cz tefsirinde, yce Allah'n "Kim bir zerre kadar iyilik yaparsa karln grecektir." (Zilzal: 99/7) szn tefsir ederken ileri srd grlere aykr dmektedir. Abduh, ayetin hkmn mslman-mslman olmayan herkesi kapsayacak ekilde genelletirmitir. Oysa dier ak nasslar bu gr tamamen reddetmektedir. Ayn ekilde stad eyh Mera (Allah rahmet etsin)'nin grn de reddetmektedir ayet-i kerime. Bu konuya Amme cznde (Fi Zll'in otuzuncu cznde) deineceiz. Kukusuz yce Allah'n u sz mslmanlara son derece ar gelmiti: "Kim bir ktlk ilerse cezasna arplr ve Allah'tan baka hibir dost, hibir yardm edici bulamaz." nk mslmanlar insan ruhunun tabiatn ok iyi biliyorlard. Ne kadar salih ameller ileseler ne kadar iyi iler yapsalar da ktlk yapmann kanlmaz olduunu biliyorlard.
25 26

Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 2/29. Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Azim Yaynlar: 3/89-90.

nsan ruhunu -gerekte olduu gibi- biliyorlard, bu yzden kendilerini de tanyorlard. Gerek durumlar konusunda kendilerini kandrmyorlard. Nefislerinden ktlklerini gizleme yoluna gitmiyorlard. nsan ruhunda kimi zaman beliren zaaftan habersiz deillerdi. Bu zaafla karlatklarnda onu inkar etmeye, rtbas etmeye yeltenmiyorlard. ledikleri tm ktlklerin cezalandrlacan duyunca titremeleri bu yzdendi. Sonula fiilen karlam ona dokunmu biri gibi titriyorlard. Onlarn stnlkleri de buydu zaten. Ahireti bu ekilde duyumsamalar, duygularyla ahireti oradaym gibi yaamalar, sadece geleceinden kuku bulunmayan bir gn olarak deil... Bu vurgulu tehdit karsnda titreyip sarslmalar bu yzdendi. mam Ahmed anlatyor: Bize Abdullah b. Numeyr, Ebu Bekir b. Ebu Zbeyr'den smail anlatt: Bana Ebu Bekir (r.a)'in Resulullah'a (salt ve selm zerine olsun) yle dedii haber verildi: - Ya Rasulullah, "Allah'n verecei mkafat elde etmek ne sizin ne de Kitap Ehli'nin kuruntularna gre olmaz. Kim ktlk ilerse cezasna arplr." ayetinden sonra kurtulu mmkn m? nk ilediimiz her ktlk iin cezalandrlacaz. Bunun zerine peygamberimiz, "Allah seni affetsin ya Ebu Bekir, sen hi hastalanmaz msn? Yorulmaz msn? zlmez misin? Bir yerin yaralanmaz m?" buyurdu. Ebu Bekir: - Evet, dedi. Resulullah (salt ve selm zerine olsun): - te bunlar ekeceiniz cezalardr, buyurdu. (Hakim Sfyan- Sevri kanalyla smail'den rivayet etmitir.) Ebu Bekir bni Murdeveyh bni mer (r.a)'e isnad ederek Ebu bekir Es-Sddk (r.a)'ten yle nakleder: Peygamber'le beraber bulunduum bir srada, "Kim bir ktlk ilerse cezasna arplr ve Allah'tan baka hibir dost, hibir yardm edici bulamaz." ayeti nazil oldu. Resulullah (salt ve selm zerine olsun) ya Ebu Bekir, "u anda bana nazil olan bir ayeti sana okuyaym m?" buyurdu. Ben de; - Evet ya Resulallah bana oku dedim... Bilmiyorum, nasl olduysa birden belimde krgnlk hissettim ve gerindim. Bunun zerine Resulullah (salt ve selm zerine olsun): - Ne oldu sana ya Ebu Bekir, dedi. - Anam babam sana feda olsun ya Resulallah, hangimiz bir kt i yapmaz? Kald ki ilediimiz tm ktlklerin cezasn ekeceiz, dedim. Bunun zerine Resulullah (salt ve selm zerine olsun) yle buyurdu: - Sana ve mmin arkadalarna gelince ya Ebu Bekir; siz bunlarn cezasn dnyadayken ekersiniz, yle ki gnahsz olarak Allah'n huzuruna varrsnz. Bakalar ise; tm ktlkleri kendileri iin biriktirilir ve kyamet gn cezasna arptrlrlar. (Tirmizi) bn-i Ebu Hatem -kendi isnadiyle- Hz. Aie (r.a)'den yle rivayet eder: Dedim ki, "Ya Resulallah, Kur'an- Kerim'deki en ar ayeti biliyorum." Resulullah (salt ve selm zerine olsun) "Hangisidir ya Aie?" buyurdu. "kim ktlk ilerse cezasna arplr" ayetidir, dedim. Bunun zerine Resulullah (salt ve selm zerine olsun); "Mmin kulun bana gelen her ey hatta ayana deen bir akl bile..." buyurdu. (bn-i Cerir rivayet etmitir.) Mslim, Tirmizi ve Nesa Sfyan b. Uyeyne'nin -kendi isnadiyle- Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet ettiine gre; "Kim bir ktlk ilerse cezasna arplr" ayeti indiinde mslmanlara olduka ar geldi. Bunun zerine Resulullah (salt ve selm zerine olsun) onlara yle buyurdu: Dosdoru olun ve Allah'a yaklan. Kukusuz mslmann bana gelen herey keffarettir. Ayana batan bir diken, bir akl ta bile... " (Mslim, Tirmizi, Nese) Her naslsa, bu da amel karlna ilikin doru iman dncenin oluum aamalarndan birini oluturmaktadr. Bir ynden dncenin dier ynden pratik olgunun istikamet bulmasnda son derece nemlidir bu aama. Bu ayet, mslmanlarn bnyelerini sarsmt, ruhlarn titretmiti. nk onlar ii ciddiye alyorlard. Allah'n sznn doru olduunu ok iyi biliyorlard. Daha dnyadayken bu szn gerekliini ve ahireti yayorlard. En sonunda amel ve karl sorunu ve ondan nce de, gklerde ve yerde bulunanlarn tmyle Allah'a dndrlmesi, yce Allah'n hayatta ve hayat sonrasnda olan hereyi kuattnn belirtilmesi suretiyle irk ve iman sorunu zerine bir deerlendirme yer almaktadr:27 4) Ebu Bekir Cabir el-Cezairi diyor ki: Yaplan ilerin insan kirletme ve paklamasnda Allahn koyduu kanun udur: Kim irk ve isyan trnden bir ktlk ilerse tevhid ve itaat salh amel ileyen gibi, ilediinin karln alacaktr. Zira ktlk nefsi pisletirir ve iyiliklere hemhal olmaktan mahrum eder. Tevhid ve salih amel de nefsi temizler ve iyilerle hemhal olmaya layk klar, gnahkarlarla dp kalkmaktan uzak tutar.28 Sonu:

27 28

Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 3/78-81. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/261.

1) Allah katndakilere temenni etmekle deil, imanla, salih amelle, takva, sabr ve ihsanla ulaalr. 29 (124) 124) Ayrca her kim erkek veya kadn mmin olarak salih amellerden ilerse; ite onlar Cennete girerler ve hurma ekirdeinin ukurcuu kadar zulmedilmezler. Erkek olsun kadn olsun her kim mmin olarak Allaha irk komadan, geveklii brakp, slamn emirlerini, meru, hayrl, faydal ilerden sorumlu olduu ksm yapar, devaml, bilinli, amala rten niyete dayal, carkalc salih amellerin bir ksmn iler, hakk ve sabr tavsiye ederse; ite onlar Cennete girerler ve onlara hurma ekirdeinin ukurcuu kadar bile zulmedilmeden, amellerinin karln tam olarak alrlar. Mkfat veren, merhametlilerin en merhametlisi Allah olduktan sonra nasl cennete girmezler! Nasl haklar tam denmez! man etmi olma kayd, imansz amelin fayda vermeyeceini aklar. Nekr: Hurma ekirdeindeki ukurluk. Veya hurma ekirdeinin zerindeki zar. 30 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Celaleyn diyor ki: Yedhulune fiili, fail iin bina klnmakla okundu. Ayrca meful iin bina klnmakla yudhalune girdirileceklerdir- diye okundu.31 2) Elmall Muhammed Hamdi Yazr diyor ki: Erkekten olsun, diiden olsun, her kim de mmin olarak gzel gzel ameller iler, yarayl iler yaparsa, ite bunlar cennete girerler ve bir nkr (ekirdekteki kk oyuk) kadarck bile zulmedilmezler. Yani en kk, ok nemsiz bir lde bile haklar kesilmez. te cehennem grmeden cennete girme hususunda Allah'n hak olan kesin vaadi bunlar hakkndadr. "Nakir", aslnda hurma ekirdeinin stndeki beyaz ukurcua denilir ki, fidan bundan biter. Nitekim yarndaki iblie "fetil", ekirdee yapk ince kabua da "ktmir" denilir ve bunlar, ller ve dk miktarlardan kinaye olur. Dilimizde de, "ok ufak tefek" yerinde "nkr", "ktmir" tabir (deyim)i bilinmektedir. "man ve gzel amel yapmak iin en gzel din hangisidir?" diye mnakaaya, tartmaya da gerek yoktur.32 3) Ebu Bekir Cabir el-Cezairi diyor ki: Bu sevap veya gnah kazancnn nefse tesirini ve nefsin temiz veya pis durumda oluuna gre karlk greceine dair snnetullahn ilandr Yani mmin olarak salih ameller ileyen her insan bu amelleriyle nefsini temizlemi ve bylece cennete girmeye layk hale gelmitir. Zerre miktar bile hakszla uratlmaz.33 4) mer Nasuhi Bilmen diyor ki: Yaplacak gzel amellerin Allah katnda makbul olmas iin evvela iman lazmdr. Mmin olmayanlarn amelleri Allah katnda makbul, kendilerini cehennem azabndan kurtarmaya vesile olamayacaktr. mandan baka salih ameller de lazmdr. Bununla beraber her mmin salih amellerin tmyle mkellef deildir. Mesela: Fakir olan bir mmin zekat ile mkellef deildir. Yine bir mmin nafile, mendup olan amellerin hepsini yapabilecek bir durumda bulunamaz.34 Sonu: 1) Karlk, eylemin (amel) tabii etkisidir. Kim bir ktlk ilerse karln grrn anlam budur. Kim de erkek olsun kadn olsun, inanarak iyi ilerden bir i yaparsa, ite yle kimseler cennete girerler. 35 (125)
29 30

Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/262. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/260. 31 Celaleyn Tefsiri, Fatih Enes Kitabevi: 1/353. 32 Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Azim Yaynlar: 3/90. 33 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/261-262. 34 mer Nasuhi Bilmen, Kuran- Kerim Meali ve Tefsiri, pek Yaynlar: 2/135. 35 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/262.

125) Din bakmndan muhsin olarak yzn Allaha teslim eden ve brahimin hanif milletine uyan kimseden daha gzel kim olabilir? Allah brahimi dost edinmitir. Din bakmndan muhsin olarak yzn Allaha teslim eden, btn hayatn Allahn ve Rasulnn istedii ekilde dzenleyen, Allaha yce huzurunda bulunuyormu gibi halisane ibadette bulunan, iylii, iyi niyetleri, dinin, ahlakn ve kamu vicdannn emirlerini, devaml davranlarna, ilikilerine, grevlerine, hayatna yanstan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyilie, iyi uygulamaya, iyiletirmeye rnek olan, ilerinde mkemmellik, drstlk ve baar iin dikkat harcayan, hayrl icraatlar, kalc hizmetler yapan mslman idareci, askeri erkn ve bir mslman olarak, varln, benliini Allaha teslim eden ve brahimin her trl irkten uzak olan tm nebi ve rasullerin dini olan slama, slam eriatna ve medeniyetine uyan kimseden daha gzel kim olabilir? brahim Allahn emirlerine uygun hareket ettii ve Allahn sevdii eyleri elinden geldii kadar yaptndan dolay Allahn dostluuna ulamtr. Ey Mminler! Sizler de Allahn raz olduu amelleri ileyin ve Allah hereyden stn tutun ki Allah sizi veli edinsin. Hall: Samimi sevgi manasna gelen hulleden tremi olup dost manasnadr. Saleb yle der: Dost sevgisi, kalbe girip bo yer brakmayacak ekilde onu doldurduu iin dosta halil denilmitir. air Bear yle der: Sen benim kalbimin her tarafn doldurdun. Byle yapt iin dosta halil denildi.36 Sevgisi nefes yollarn aan, sevgiliden daha yakn dost. Millet-i brahim: brahimin dini. irk komadan, emrettii biimde bir tek Allaha ibadet etmek.37 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) bn Kesir yle der: phesiz brahim (a.s.) sevgi makamlarnn en yksei olan dostluk makamna ermitir. Bunun sebebi Rabbine kar oka itaat etmesinden baka bir ey deildir.38 2) Elmall Muhammed Hamdi Yazr diyor ki: Dince o kimseden daha gzel kim olabilir ki, zn, yzn tertemiz Allah'a tutmu, teslim etmi ve bu halde her ne yaptysa gzel yapm, hasenat (gzellikler) ilemi, ktlk yapmam, iledii iyilikleri de Allah huzurunda yaptn bilerek gc yetebildii kadar en gzel ekilde yapm, ve hanif, yani dier dinlerden yz evirmi bir muvahhid (Allah' birleyen) olarak brahim milletine, brahim'in izince giden topluma uymutur. nk Allah brahim'i halil (dost) edinmitir. Bundan dolay ona uyan toplum, "Allah'n kendilerine nimet verdii peygamberler, sddikler, ehitler ve salih kimselerdir." (Nis: 4/69). "Halil", bir kimsenin ileri ve srlar arasna giren ve sevgisi, kalbinin her yerine nfuz eden dostu demektir ki, hibir eksiklii olmayan sevgi mnsna "hullet"den alnmtr. Ve Allah'n brahim'i halil (dost) edinmesi, onu bir dost gibi zel seim ile lutfetmi ve Rabbn srlara mazhar klm olmasndan mecazdr. Allah Tel, brahim Aleyhisselam bir takm kelimeler ile imtihan etmi, o da onlar tamamlam olmakla "Ben seni insanlara nder yapacam." (Bakara: 2/124) ikramyla en gzel nder yapm, hayat verme srrn, yksek ve alak gayb lemini gstermi, o da toplumunu pei peine ilh tevhide davet etmi, putlara, yldzlara, Gne ve Ay'a tapmay yasaklam, Taut'a kar gelmi, Allah uurunda atelere atlmaktan, olunu kurban etmekten, maln misafirlere feda etmekten ekinmemi, ilh ahlk ile ahlklanmakta selef (kendinden ncekiler)in hepsini gemi, insan seenein en yksei onda ve onun ailesinde tecelli etmi, zrriyeti -zalimleri hari olmak zere- mlk ve peygamberlikle mjdelenmi ve muradna ulamtr. Byle bir Allah dostunun milletine tabi olan zat da o dostluktan elbette hissedar olacaktr. te o zat "Ben de kendimi Allah'a teslim ettim, bana uyanlar da" (l-i mran: 3/20) diyen Muhammed Aleyhisselam ve gerek tabileri ve bu din de slm dinidir. Ve bundan gzel hi bir din yoktur. Peygamberimiz demitir ki: "Allah brahim'i halil (dost); Musa'y neciyy, yani kelm ve beni habib (sevgili) edindi. Sonra buyurdu ki, 'zzet ve celalim hakk iin habibimi halilime ve kelimime muhakkak kolaylatracam ve tercih edeceim." Geri mehur Mirac hadislerinde sabit olduu zere Mirac gecesi Peygamberimiz Musa'y altnc, brahim'i yedinci semada grm ve kendisi bunlar geip Cibril'in makam olan Sidre-i mntehaya ve sonra onun da tesine gemitir. Dinlerin mukayesesi bakmndan hristiyanlar, Hristiyanla ait prensiplerin daha gzel ve daha ulvi bir ruh telkin ettiini ve bundan dolay slm dininden daha ince ve daha gzel olduunu iddia ederek: "Bir efendinin olu kulundan kymetli ve ereflidir. Bunun iin sa hakknda 'Allah'n olu' denmesi byk bir eref verme ve izzetlendirmeden mecazdr. sa, Allah katnda
36 37

Kurtubi, Camiu li Ahkamil-Kuran: 5/400; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir: 2/26. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/260. 38 Muhtasar- bn Kesir: 1/442; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir: 2/29.

kymetli bir kul payesiyle deil, bir evlat nisbet ve payesiyle izzetlendirilmi olduundan, bir hristiyann teslis (leme) ile bak da Allah'n makbul kullar deil, evlat gibi bu izzet mertebesinden hissedar olmaktr. u halde bir efendinin makbul bir kul (kles)u ile olu arasndaki fark ne ise, Mslmanlk ile Hristiyanlk arasndaki fark odur. Nitekim Yuhanna ncili'nin onbeinci babnda, 'Eer size emrettiim eylerin hepsini yerine getirirseniz dostlarm olursunuz, artk size kul ismi vermem, nk kul efendisinin ne ettiini bilmez, fakat size dost ismi verdim, zira pederimden iittiim eylerin hepsini size bildirdim' diye yazldr." diyorlar. Ve ite Allah brahimi halil edindi. fkras, bilhassa bu noktay da mukayese edip, meselenin ruhunun sevgide olduunu gstererek hristiyanlarn prensiplerindeki irk phelerini ktlemi ve slm'n eref ve izzete de yksek ve her dinden gzel olduunu anlatmtr. nce "Allah'n olu" deyiminin mecaz olarak retildii dnlse bile, Allah'a kar byle bir mecazda gzellik yok, kfr vardr. nk "oul" tabiri, Allah'a benzeme ve ilh hakikate ortak olmay anlatr. Ve sa'da da uluhiyet vardr demek olur. Ve nitekim tanry lemede bu inan aka da syleniyor. Bu ise Allah'a byk bir iftira olan Allah'a ortak komadr. kincisi: Bir efendinin nazarnda olu, muhakkak makbul bir kulundan daha kymetli ve daha yksek olmas iddias doru deildir. Ne oullar vardr ki kleye kle olmaya demez, Hz. Nuh'un olu bunun en ak misalidir. nc olarak Yuhanna ncili'nin bu onbeinci babnn zelilkle son yetleri sa'dan sonra "Farklt'in ve hak ruhun ve ahidinin" geleceini aklayarak slm dinini ve Muhammed Aleyhisselam'n geleceini mjdelemi ve meselenin ruhunun oullukta deil, dostlukta olduunu gstermitir. Ve hem de Allah'a kulluu deil, sa'ya kulluu yasaklamtr. Btn bunlar, aslndaki bozulmay bir yana brakarak, Trke tercmelerinde grlmekte olan fazla bozmalar iinden anlalmaktadr. Allah katnda sevgi ve yaknla erimenin en phesiz ve en yksek derecesini gsteren peygamber, veli, halil (dost), habib (sevgili) gibi yksek vasflar brakp da irk mnlar zerinde dolamak ve Allah'a kulluktan kanmak dindar olma mnsna aykr bir sapklk ve iftiradr. Kulluu inkr, Allah' inkrdr. imdi bu aklama zerine, acaba Allah'n brahim'i dost edinmesi dardan kendisine bir dost tedarikine ihtiyacndan mdr? yet yle ise gerekte irk tasavvurundan kurtulmak ve hanif olarak tevhid zerinde yrmek nasl mmkn olur? Ve bu ekilde btn btn Allah'a kendisini teslim etmek onun dndaki kuvetleri ihmal ile onlara kar kendisini tehlikeye koymak demek olmaz m? Ve sonra ortada belli bir hisse olmaya karar vermi ve Allah'n kullarn bedbaht etmeye azmetmi ve lanetlenmi bir eytan bulunduuna gre, errinden kurtulmak iin biraz da ona dost gibi grnmek gerekmez mi, gibi bir takm kuruntulara meydan brakmamak zere bu yet ve btn gemi bahisleri u yetle tamam ediliyor:39 3) Ebu Bekir Cabir el-Cezairi diyor ki: Bu Allah Tealadan slama bir vg ve onu dier dinlere stn tutmadr. nk slam, her ite, tam bir samimiyetle bir tek Allaha ibadet etmek, Ondan baka btn tanrlar inkr etmek suretiyle brahimin dinine tabi olmak esas zerine kuruludur. slam, Rabbinin dost edindii brahimin dinidir. Bu ayet, byk bir hkm ifade etmektedir. Amel ihlassz ve tabi olmakszn asla sahih olmaz. Amel, halis Allah rzas iin ve dosdoru, yani Allahn kitabnda ve peygamberi Muhammedin dili zere vazettiine uygun olmaldr. Hz. Muhammed de (s.a.v.) dostlukla ereflendirilmitir. Sahihaynda geer: Hz. Peygamber sahabeye son hutbesini okur. O hutbede yle der: Ey insanlar yeryzndekilerden bir dost edinecek olsaydm Ebu Bekir b. Kuhafeyi dost edinirdim. Ama kendii Allahn dostudur.40 4) mer Nasuhi Bilmen diyor ki: Bu mbarek ayetler, en mkemmel ekilde dindar olan zatlarn zelliklerine iaret etmekte ve Cenab- Hakkn btn kinata sahip ve her eyi ilmi ve kudreti ile kuatm olduunu bildirmektedir. Halil: Hllet kelimesinden bir vasftr. Hllet ise pek samimi bir dostluk demektir, kalbi igal eden bir muhabbet ve sevgiden ibarettir, sevgiliden bakasndan kalbin tahliye edilmesidir. Samimi bir muhabbet ve ihlasa, bir zat ile srda, karlkl bir muhabbete sahip olmak da bir hullettir, ilahi srlarn bir kalbi kuatmas da bir hullettir. te brahim de Allahn muhabbetine nail, muhterem bir peygamber olduundan kadrini yceltmek iin kendisine Halilullah denilmitir. Yoksa onun Halilullah olmas, Cenab- Hakkn ona bir ihtiyacndan veya onun btn ilahi srlara vakf olmasndan dolay deildir. Binaenaleyh onun bu nvana, bu erefe kavumas onun kulluk mertebesinin stnde olmasn gerektirmez. Keaf Istlahatul-fununda anlatlm olduu zere Peygamber Efendimiz de Halilullah nvan verilmi olduunu bir hadisi erif bildirmektedir. Ve ayn zamanda Peygamber Efendimiz Habibullah nvanna da sahiptir ve peygamberlerin ve mrsellerin sonuncusu olup, btn insanla ait bulunmutur. Binaenaleyh Rasuli Ekrem efendimiz btn peygamberler ve mrseller hazretlerinin stnde bir rtbeye sahiptir. u da malumdur ki brahimin (a.s.) pek muhterem bir zat olduunu ehli kitap da Arap mriklerini de tasdik etmekte ve onunla iftihar eylemektedirler. zellikle Araplar, Hz. brahimin neslinden olmakla da ayrca vnmektedirler. O halde Hz. brahim ile ayn din ve milliyete sahip ve btn peygamberleri ve zellikle Hz. brahimin kymetini, yceliini tasdik eden slam dininden daha gzel inanca sahip kim olabilir? Binaenaleyh Hz. brahimi tasdik edip
39 40

Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Azim Yaynlar: 3/90-92. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/262.

ycelten milletler, slam milletini de takdir ve slamiyetin hak olduunu itiraf etmeli deil midir? te bu ayeti kerime, bu hususa da iaret etmektedir.41 Sonu: 1) slam dini Ademden beri gelen dinin genel addr. 2) Hz. brahim, Rabbinin dost edinmesiyle ereflenmitir. 42

126. Mevdudi diyor ki: "Gklerde ve yerde varolan her ey Allah'n olduuna gre, insan iin en iyi ey kendi bamszln tamamen O'na teslim etmesi ve hi kar koymakszn O'na itaat etmesidir. Eer insan kendi isteiyle O'nun kulu olmay seer ve O'na kar hibir asilik gstermeksizin itaat ederse, o zaman tabiat ve ftrata yaklam olur. nsan, isyankr bir tutum iine girip Allah'a itaat etmedii zaman cezadan kurtulamayacan aklnda tutmaldr. nk O, her eyi kuatmtr ve O her eyi bilicidir. 127. Mevdudi diyor ki: "Burada insanlarn kadnlarla ilgili sorular sorduklar bildiriliyor. Bu sorularn cevab 128. ayette verilmitir. Bu, soruya cevap deil, fakat daha nceden sosyal reform ynnden meselenin nemini vurgulamak iin genelde yetimler, zelde de yetim kzlarla ilgili verilen emirleri hatrlatan bir giri niteliindedir. Yetimlerin haklarna bu surenin 1-14.ayetlerinde byk nemle deinilmi olmasna ramen, sorulmad halde Allah bu konuyu tekrar vurguluyor. Bu mesele, sosyal problemlerin zmnde ok nemli bir yer tuttuu iin sorulan evlilikle ilgili sorunlarn zmne gemeden nce Allah tekrar yetimlerin haklarn hatrlatyor.. Burada bu surenin 3. ayeti ima ediliyor: "Eer yetimlere hakszlk etmekten korkarsanz..." Metindeki "Tergabuune en tenkihuhnne" szleri ayn zamanda: "Evlenmek istediiniz" anlamna da gelebilir. Hz. Aie (r.a) yle buyuruyor: "Kendilerine servet kalan yetim kzlarn velileri onlara hakszlk yapmak iin ok eitli yollara bavurmulard. Eer yetim kz zengin ve gzelse, onun servetini harcayp, hibir mal sorumluluk yklenmeden gzelliinden de faydalanabilmek iin onunla evlenmek istiyorlard. Eer yetim kz zengin, fakat irkinse, ne kendileri onunla evleniyor, ne de bakalarnn onunla evlenmesine izin veriyorlard. Bu ekilde yetim kz kendi haklarn koruyacak bir veliye sahip olamyordu." Surenin 1. ayetinden 14. ayete kadar olan blmde, yetim haklarna iaret edilmitir. 128. Mevdudi diyor ki: "127. ayette sz geen hkm bu paragrafta (128-134. ayetler) veriliyor. Bunu anlayabilmek iin bu ayetlerin cevap tekil ettii sorunun mahiyetini ok iyi kavramak gerekir. Bu surenin 3-5. ayetlerinde evlilie konan snrlamalarla ilgili birok sorunlar bagstermitir. slm ncesi dnemde, bir kimse hibir sorumluluk duymakszn istedii kadar kadnla evlenebilirdi. Fakat bu ayetler, evlenilebilecek azami kadn saysn drtle snrlad, kadnlara mehir hakk verdi ve birden fazla kadnla evlenildii takdirde onlar arasnda adalet ve eitlii art kotu. Baz durumlarda bu artlar yerine getirmek imknsz olmaktadr. Szgelimi, eer bir kimsenin kars ksrsa veya hasta ise veya onun iin ekiciliini yitirmise veya cinsel birleme iin uygun deilse, insan ikinci bir hanmla evlendiinde baz prablemlerin ortaya kmas tabiidir. nsan iki karsn da ayn derecede sevecek mi veyahut cinsel birleme konusunda ikisine de eit davranabilecek mi? Eer bunu yapmak mmkn deilse, adalet ikinci ile evlenmeden nce birinciyi boamay m gerektirir? Veya birinci hanm kocas ile birlemek istemiyorsa, kocann kendisini boamamasna karlk baz haklarndan fedakrlk yapmaya raz ise, bu, adalet artna aykr bir durum mudur? Bu blm bu tr sorulara cevap veriyor. Yani, "Bir kadn iin haklarnn bir ksmndan fedakrlk ederek kocasyla anlama yapmas ve mrnn bir blmn birlikte geirdii kocas ile birlikte yaamaya devam etmesi, ondan boanp ayrlmasndan daha hayrldr." Kadn iin banazlk; kendisinin bir kadn ekici yapan zellikleri yitirdiini bilmesine ramen, kocasndan o zelliklere sahip bir kadna gsterilen ilgi ve sevginin aynsn bekleyip istemesidir. Dier taraftan koca, ekiciliini yitiren fakat yine de kendisiyle birlikte yaamak isteyen karsnn haklarn gzetmez ve onlar dayanlmaz bir noktaya kadar ksarsa, o zaman banaz olur. Allah tekrar kocadan karsna iyi davranmasn istiyor, nk erkek evlilikte gl olan taraftr. Kocay, ekiciliini
41 42

mer Nasuhi Bilmen, Kuran- Kerim Meali ve Tefsiri, pek Yaynlar: 2/137. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/262.

yitirse bile yllardan beri birlikte yaad karsna iyi davranmaya tevik ediyor. Allah, kocann karsna kar olan tutum ve davranlarnda kendisinden korkmas gerektiini bildiriyor. Kocann Allah kendisine ltfetmeyip, kendisinde baz eksiklikler varetseydi, nasl dayanacan tahayyl etmesi gerekir. 129. Mevdudi diyor ki: "Allah, kocann karlarnn hepsine birden tam anlamyla eit davranmasnn mmkn olmadn, nk kadnlarn her ynden birbirlerine eit olamayacaklarn bildiriyor. Bir kocadan irkin karsna da, gzel karsna da ayn davranmasn veya gen karsna, yal karsna, salkl karsna ve hasta karsna, iyi huylu karsna ve kt huylu karsna eit davranmasn beklemek fazla bir beklenti olur. Bu ve buna benzer durumlar tabi olarak kocann birinden ok, dier karsna eilim gstermesine neden olur. Byle durumlarda slm hukuku kocadan sevgi ve ak ynnden karlarna eit davranmasn istemez. slm hukukunun gerekli grd nokta, bir kadnn tamamen ihmal edilip kocasz bir kadn konumunda braklmamasdr. Eer kocas onu herhangi bir nedenle veya kars istemedii iin boamyorsa, en azndan ona bir e gibi davranmaldr. Tabi bu gibi durumlarda koca gzde olan kadna daha ok ilgi gsterir. Fakat dier kadn sanki hi onun kars deilmi gibi bir konumda brakmamaldr. Bazlar bu ayetten yola karak Kur'an'n birden fazla kadnla evlenmeye izin verdii halde "Ne kadar isteseniz de kadnlar arasnda adalet yapamazsnz..." diyerek pratikte bu izni ortadan kaldrd sonucuna varmlardr. Onlar bunun btn bir emrin sadece bir blmn oluturduunu grmezden geliyorlar: "O halde (ilh kanunlara uyabilmek iin) bir kadna tamamen ynelip de tekini muallakta brakmayn." Bu emir Kur'an'da izin verilen birden fazla kadnla evlilii gznnde bulundurduuna gre batllam kiilerin, slm'n belli artlar altnda birden fazla kadnla evlilie izin verdii gereinden kaabilecekleri bir boluk kalmamtr. Allah; Rahman ve Rahim olduu iin, tabii faktrler nedeniyle kanlmaz olan eksikleri de affeder. u artla ki, kii kasten ve isteyerek adaletsizlik yapmamal ve mmkn olduu kadar adil olmaya almaldr. 134. Mevdudi diyor ki: "Mslmanlar kadnlara ve yetimlere kar adil olmaya tevik etmek iin Allah, her zaman olduu gibi, sonu blmnde (130-134) ksa fakat etkili bir tavsiyede bulunuyor ve mminlere aadaki eyleri emrediyor: 1) Bir bakasnn kaderini tayin edebileceiniz veya bozabileceiniz zannna kaplmayn ve eer bir kimseden yardm ve desteinizi ekerseniz, o kimsenin tamamen yardmsz kalacan da sanmayn. Gerekte sizin kaderiniz ve sizin desteklediiniz kiilerin kaderi, tamamen Allah'n elindedir ve siz Allah'n, kullarn desteklemesine vesile olan tek vasta deilsiniz. Gklerin ve yerin Sahibi'nin kaynaklar ok geni ve snrszdr. O, hkm ve hikmet sahibidir, diledii kiiye diledii ekilde yardm etme gcne sahiptir. 2) Allah size ve sizden nceki mmetlere, ilerini yaparken kalbinizde Allah korkusu olmasn emretti. Bu Allah iin deil, sizin iyiliiniz iindir. Eer bu emirlere uymazsanz, Allah'a hibir zarar vermezsiniz, fakat kendiniz eski asi mmetlerin yolundan gitmi olursunuz. Kinatn Hakimi olan Allah, hibir ekilde size muhta deildir. Allah'n emirlerini uygulamazsanz sizi helk eder ve yerinize baka bir topluluk getirir. Ve sizin ortadan kaldrlmanz O'nun Mlk'nn byklnden hibir ey eksiltmez. 3) Allah bu dnyann ve ahiret'in geici veya kalc tm fayda ve mkafatlarnn sahibidir. Bunlardan kendi kapasiteniz ve cesaretiniz lsnde seim yapmak size der. Eer bu dnyann geici nimetlerini istiyorsanz ve hatta ahiret'in kalc saadetini bunlara feda ediyorsanz, Allah istediklerinizi burada ve imdi verecektir. Fakat ahiret'te bir paynz olmayacaktr. Kendi aklszlnz ve kafaszlnz yznden Allah'n ltuf deryasndan sadece bir damlay setiinizi unutmamalsnz. O halde hem bu dnyann, hem de ahiret'in sonsuz nimetlerine kavumanz salayacak olan, itaat ve ballk yolunu semeniz sizin iin daha hayrldr. Bu tavsiyenin, "O her eyi iiten ve her eyi grendir" ifadesiyle bitirilmesi ayrca anlamldr. Allah (h) sar ve kr olmad iin rahmet ve ltfunu kimlere dataca konusunda en ince ayrntlar hesaplama kudretine sahiptir. Kendi hkmettii kinatta neler olduundan ve herkesin niyet ve abalarndan haberdardr. O halde, O'na asi olan kimse, O'nun itaatkr kullarna tahsis ettii nimet ve ltuftan pay beklememelidir. 135. Mevdudi diyor ki: "Adaleti tam yerine getirerek Allah iin ahitlik edenler olun" szleri ok nemlidir ve unlar anlatmak ister: "Sadece adaleti yerine getirmekle deil, hakszl ortadan kaldrp yerine adaleti ve hakk getirmek iin adaletin koruyucular ve ahitleri olmakla da ykmlsnz. Mminler olarak ne zaman sizin desteinize ihtiya duyulsa, adaleti korumak iin hemen harekete gemelisiniz." Yani, "ehadetinizin tek gayesi, iinde hibir korku, kiisel kar ve taraf tutma bulunmakszn Allah'n rzasn kazanmak olmaldr." 136. Mevdudi diyor ki: "Burada, iman eden kimselere, "Ey iman edenler! man ediniz" denmektedir. Bu ilk bakta baz kimselere tuhaf gelebilir. Fakat aslnda "iman" kelimesi, burada iki anlamda kullanlmtr. Birincisi, bir insann kfrden vazgeip iman etmesi ve ehli imandan saylmas anlamndadr. kincisi, bir insann tm kalbiyle iman etmesi ve ciddi bir ekilde ihlasla dncelerini, zevklerini, sevgilerini, hayat tarzn, dostluk ve dmanlklarn,

ilikilerini inancna uygun bir biime sokmas, buna uygun arkadalklar kurmas, dmanlklarn ona gre ayarlamas ve tm abalarn inancna uygun bir yapya sokmas anlamnadr. Bu ayet, birinci anlamda mslman olanlara, ikinci anlamda, yani tam bir mmin olmalarn emretmektedir. Buradaki kfr iki durumu ihtiva eder: 1) Bir kimse aktan slm' reddedebilir. 2) Bir kimse gerekte (samimiyetle) inanmad halde slm'a bal imi gibi grnebilir veya inandn syledii halde, davranlar onun slm'a inanmadn gsterir. Burada kfr iki anlam da kapsar, ksaca ayet iki tr kfrn de slm inanc ile bir arada olamayacan ve kiiyi Hak yoldan ayran btl yollara srkleyeceini bildirmektedir. 137. Mevdudi diyor ki: "Bunlar iman ciddi bir mesele olarak kabul etmeyen, kendi arzu ve isteklerini tatmin etmek iin onlarla bir oyuncakla oynar gibi oynayan kimselerdir. Kafalarna eser, slm' seerler, kafalarna eser aksi yne saparlar ve kafirlerden olurlar. Veya karlarna uygun dtnde mslman olurlar ve kafirlikte menfaat varsa hi tereddt etmeksizin kfr seerler. Byle kiilere Allah ne merhamet edecek, ne de onlar doru yola ulatracaktr. Onlar kendi kfirlikleriyle kalmayp daha da ileri giderek, dier mslmanlar slm'dan dndrmeye alrlar. slm sancan indirip yerine kfr sancan dikmek iin slm aleyhine hile ve desiseler tertip ederler. Bu, insann kiisel kfrne ek bir gnah tekil ettii iin, slm'a inanmayan fakat dmanlk da etmeyen kiiden daha byk cezaya mstehaktr. 139. Mevdudi diyor ki: "Arapa (izzet) kelimesi "bir kimsenin etrafndakilerden grd sayg ve itibar" anlamna gelen "onur" kelimesinden daha geni kapsamldr. zzet, dokunulmazla sahip, sarslmaz yce bir itibar anlamna gelir. 140. Mevdudi diyor ki: "Mminlere slm' alaya alan kfirlerle birlikte oturmama konusunda verilen emir, Nisa Sures'inden daha nce nazil olan En'am Suresi'nin 68. ayetinde yer almtr. Bu emir mminlere, eer kfirleri Allah'n ayetlerini alaya aldklar srada soukkanllkla dinlerlerse, bu kfrde onlarn da pay sahibi olacaklarn bildirmektedir. Bu durumda onlarla kfirler arasnda hibir fark kalmayacaktr. 141. Mevdudi diyor ki: "Mnafklar her dnemde dilleriyle mslman olduklarn syleyerek ve szde slm topluluuna katlarak slm'n salad kolaylklardan yararlanmlardr. Ayn zamanda kfirlerin arasna karp; "Biz onlarla birlikte grnsek de gerekte mslman olmadk. Kltrde, dncede, hayat tarznda, size daha yaknz. Menfaatlerimiz ve ballmz sizinkilerin ayns. Bu nedenle slm ile kfr arasndaki atmada sizin yannzda yer aldmzdan emin olun" diyerek onlardan da menfaat bakmndan faydalanrlar. 142. Mevdudi diyor ki: "Namaz cemaatle klmak samimi bir mminle mnaf ayran kstas olarak kabul edilmitir. nk Hz. Peygamber'in (s.a) zamannda, bir kii dzenli ve vaktinde namaz klmadka slm topluluunun bir yesi saylmazd. Her cemiyet ve kurulu nasl ok nemli bir neden olmakszn, bu yenin toplantya katlmamasn ilgisizlik kabul eder ve srekli devamszlk halinde yeyi cemiyetten uzaklatrrsa, bir mminin cemaatle namaz klmamas da onun slm'a olan ilgisinin azlna iaret eder. Eer srekli olarak cemaatten uzak olursa, bu da onun slm'dan dndne bir delil tekil eder. te bu nedenle o dnemde mnafklar da gnde be vakit namaz katlmak zorundaydlar. Aksi takdirde slm toplumunun birer yesi saylmazlard. Fakat gerek mminlerle mnafklar ayran nokta, mminlerin mescide byk bir evkle vaktinden nce gitmeleri ve namazdan sonra bile orada kalmalaryd. Bu da onlarn ne kadar samimi olduklarn gsteriyordu. Dier taraftan ezan sesi mnafa lm habercisi kadar korkun geliyordu. Yine de isteksizce cemaate katlmak zere kalkyordu, fakat onun tm davranlar namaz isteksizce kldn gsteriyordu. Daha sonra da sanki hapishaneden kaar gibi mescidden aceleyle ayrlyordu. Onun btn davranlar, bir mminin aksine, onun Allah' anmaya hibir ilgi duymadn gsteriyordu.. 143. Mevdudi diyor ki: "Hi kimse, Kitap ve Snnet'ten yzevirip, kendi yneldii yanl yolda Allah'n kendisini terkettii, illa da sapmak istedii iin Allah'n btn hidayet kaplarn kendisine kapatt bir kimseyi hidayete ulatramaz. Allah'n snnetinde herkes arayp kazanmak istedii eye kavuur. rnein, bir kimse rzkn hell yoldan kazanmak istiyor ve buna abalyorsa, Allah ona hell yollar aar ve onun niyetinin samimilii nisbetince haram yollar kapatr. Bunun aksine eer bir kimse rzkn haram yoldan kazanmak istiyor ve buna abalyorsa Allah ona haram yollar aar ve hi kimse onu doru yola ulatramaz. stedii kiiyi istedii ekilde hidayete ulatrmak Allah'a mahsustur, hi kimse O'nun yardm ve izni olmakszn hi bir yola koyulamaz. Bilkis o herkese kendisi iin setii yolda yardm eder. Eer bir kimse Allah' seviyor, Hakk' aryor ve O'nun yolundan gitmek iin samimi bir aba harcyorsa, Allah ona, doru yola ulatran dnce ve hareketlerde yardm eder, izin verir ve ona bu yolda ilerlemesi iin destek salar. Fakat eer bir kimse yanl yolu seer ve o sapk yolda ilerlemek isterse, Allah ona hidayet kapsn kapar ve ona kendisinin semi olduu sapk yollar aar. Hi kimse byle bir kiiyi yanl dncelerden, kt amellerden ve enerjisini sapk yolda harcamaktan alkoyma gcne sahip deildir. O halde

kendi isteyerek doru yolu kaybeden ve isteyerek sapt iin Allah'n da kendisini saptrd zavall kiiyi, hi kimseler doru yola ulatramaz. 146. Mevdudi diyor ki: "mann Allah'a has klan kii btn hayatn O'nun yoluna feda eder, ihlasla sadece O'na balanr ve tm ballklarn, ilgilerini ve sevgisini sadece O'na hasreder. Ksacas, onun Allah'a olan ball o kadar kuvvetlidir ki, herhangi bir eyi veya kimseyi O'nun yoluna feda etmeye hazrdr. 147. Mevdudi diyor ki: "Yani, "Eer Allah'a ihlasla kreder de O'nun verdii nimet ve rzklara karlk O'na nankrlk edip kar yolu semezseniz, Allah'n sizi cezalandrmas iin hibir sebep olmaz." krn belirtisi ihlasla Allah'n ltfettii nimetlerin kadrini bilmek ve bunu dil ile ikrar edep davranlarla sergilemektir. Bu da eyi ifade eder: Birincisi, kreden kimse kendisine nimet verenin ltfunu iyice deerlendirmeli ve krde bakasn O'na ortak kabul etmemelidir. kincisi, kendisine nimet veren varla sevgi ve ballk duymal ve bu tr duygular O'nun dmanlarna kar beslememelidir. ncs, kendisine nimet verene itaat etmeli ve O'nun isteine aykr hareketlerde bulunmamaldr. Arapa kir kelimesi, Allah kastedildiinde, Allah'n kulunun hizmetlerini kabul ettii anlamna gelir. Kullar kastedildiinde ise kulun, verdii nimetler karlnda Allah'a krettii anlamna gelir. Allah kullarnn kendi yolunda yapt hizmetlerin nitelik ve niceliini ok iyi bilir ve hepsine hakk olan karl verir, hatta onlarn hak ettiinin kat kat fazlasn verir. Elbette O'nun kullarna kar tutumu, insanlarn dier insanlara kar olan tutumlarndan farkldr. nsanlar baka bir insann yapt hizmetin kadrini pek bilmezler ve yapt bir hatay bytrler. Allah ise rahmeti ile kendi yolunda hizmet eden kullarnn amellerini cmertce takdir eder; ayrca kullarnn hizmette yaptklar kusurlar grmezden gelme konusunda ok halim ve affedicidir. 149. Mevdudi diyor ki: "Bu ayette bahsedilen ahlk deerler, en yce deerlerdir. Mslmanlara faziletli olmalar, en azndan sinirli anlarnda sabretmeleri gerektii retiliyor. Bu ayet nazil olduu dnemde mnafklar, Yahudiler ve mrikler mmkn olan her ynden slm'a kar kyorlar ve mslmanlara her frsatta kt davranyorlard. Bu nedenle mslmanlarn nefret ve kzgnlk hisleriyle dolu olmalar tabiiydi. Allah kalplerindeki duygu frtnasna kar onlar uyaryor ve zulmedilmi, yani hakl olsalar bile nefret duygularn aa vurup kfreden ve duygularnn esiri olan kimseleri sevmediini belirtiyor. nkrclara kar mslmanlar olarak gizli veya aikr iyilik yapmalar veya en azndan ktle kar ktlk yapmamalar gerektii retiliyor: "Siz de Allah'n Rahman ismini kendi karakterinizle yourmalsnz. nk Allah o kadar balaycdr ki, en asi kullarn bile affeder ve onlara rzk verir. Bu nedenle ok halim davranp, en sinirli ve kritik anlarnzda bile balayabilmelisiniz." 151. Mevdudi diyor ki: "Yani, "u insanlarn hepsinin ayn seviyede kfir olduunda phe yoktur: Allah ve Rasl'n inkr edenler, Allah' kabul edip Rasl'n (s.a.)inkr edenler, rasllerin bir ksmn kabul edip, bir ksmn reddedenler... Byle insanlarn hepsi apak kfirlerdir." 152. Mevdudi diyor ki: "Yegne hkmedici olarak Allah' kabul eden, yalnz O'na ibadet eden, O'nun gnderdii btn elileri kabul edip, onlarn yolundan giden kimseler iyi amelleri lsnde mkfatlandrlacaklar konunusunda temin ediliyorlar. Bunlarn aksine, Allah' tek Hakim ve Mlik olarak kabul etmeyen veya rasllerin bir ksmna inanp bir ksmna inanmayan kimselere ise ackl bir azap vardr. Allah byle kimselerin iyi amellerini kabul etmez, nk o'nun katnda bu tr amelerin hibir deeri yoktur. Allah, Rahman ve Rahim olduu iin kendisine ve rasllerine inanan kimselerin amellerinin deerlendirilmesinde ok balayc olacaktr ve byle kimselere bir zorluk olmayacaktr. 153. Mevdudi diyor ki: "Bu, Medineli Yahudilerin garip dileklerinden biri idi. Hz. Peygamber'e (s.a) yle demilerdi: "Sen gkten yazl bir kitap indirmedike veya bu konuda herbirimize gkten 'Muhammed (s.a) bizim Raslmzdr, O'na inann' diye bir emir gelmedike senin Peygamber olduuna inanmayacaz." srailoullar'nn gnah listesindeki bu gnaha da, Yahudilerin ne kadar kstah olduklarn anlatmak iin ksaca deinilmitir. Bu olay Bakara Suresinin 55. ayetinde anlatlmaktadr. (Ayrntlar iin bkz. Bakara an: 71). srailoullar Hz. Musa'nn (s.a) Allah'n Rasl oluundan beri apak ayetler gryorlard. Onlar Msr'dan karken Firavun ve ordusunun nasl boulduklarn gzlemilerdi. Bu nedenle kendilerini Firavun gibi gl bir hkmdarn zulmnden (bir buzann deil) Alemlerin Rabbi olan Allah'n kurtardn biliyorlard. Yine de kendilerini o denli putlara kaptrmlard ki, Allah' braktlar ve altn buzaya tapmaya baladlar. 154. Mevdudi diyor ki: "Apak bir Emir"le Hz. Musa'ya (a.s) verilen levhalarda yazl olan emir kastediliyor. (Bkz. Bakara: 63. ve A'raf: 171) Alnan sz, Tur Da eteklerinde srail'in ileri gelenlerinden alnan ballk yeminiydi. Bu olay Bakara Suresi'nin 63 nc, A'raf Suresi'nin 171 inci ayetinde anlatlmaktadr. Bkz. Bakara Suresi: 58-59 ve an: 75 Bkz. Bakara Suresi: 65 ve an: 82-83 155. Mevdudi diyor ki: "Bakara Suresi'nin 88. ayetinde Yahudilerin bu tr szlerine deinilmiti. Btla tapan btn mriklerin Hakk'a kar krlkleriyle vnmelerine uygun bir ekilde, Yahudiler de inanlaryla o denli vnyorlard ki, babalarndan miras aldklar inan, nyarg, det ve geleneklerine smsk balydlar ve onlar

bunlardan vaz gemeye ikna etmek imknszd. te bu nedenle Allah Rasl'nn (s.a) mesajn sar bir kulakla dinliyor ve her zaman u cevab veriyorlard: "Siz ne kadar kesin deliller getirseniz de davetinizi kabul etmemeye kararlyz. nandmz ve uyguladmz eylere samimiyetle ve kuvvetle inanyoruz." (Bkz. Bakara an: 94). Bu, bir ara cmlesidir. 156. Mevdudi diyor ki: "Bu, bahsedilen konunun devam niteliindedir. sa Mesih'in doumu ile ilgili Hz. Meryem'e atlan iftira burada "kfr" olarak niteleniyor. nk bu, masum Meryem'in veya olunun ahsna deil, Allah'n Rasl sa Mesih'e (a.s) yneltilmi bir iftira idi. Yahudiler onun mucize olarak babasz dnyaya gelii konusunda hibir pheye meydan bulamadlar, nk Allah btn topluluu bu mucizeye ahit tuttu. srailoullar'ndan soylu ve dindar bir aileye mensup olan Hz. Meryem yeni domu bir ocukla eve dndnde orada byk bir topluluk birikti ve ondan bir aklama yapmasn istediler. Fakat Hz. Meryem sadece ocua iaret etti. Kalabalk beikteki bir ocuun nasl konuabileceini anlayamadlar, fakat onlar artacak bir ekilde ocuk toplulua hitap ederek fasih (dzgn) bir dille konumaya balayarak; "Ben Allah'n kuluyum. Allah bana kitap verdi ve beni peygamber yapt" (Meryem, 30) dedi. Bu ekilde Allah dedikoduyu kknden kesmiti. Bu nedenle Hz. sa (s.a) kendisini bir peygamber olarak iln edinceye kadar kimse Hz. sa'y (a.s) gayri meru bir ocuk olarak, Hz. Meryem'i zniye olarak sulayamad. Hz. sa (a.s) insanlar Allah'n yoluna armaya, Yahudileri kt amelleri nedeniyle azarlamaya, onlarn din adamlar ve hakimlerinin mnafklklarn ortaya karmaya ve btn toplumu ahlk bozulmaya kar uyarmaya balaynca, insanlar onun aleyhine dndler; onun davetini kabul edip, Allah yolunda fedakrlk yapmak ve kt hallerini dzeltmek yerine, bu isyankr ve adi gnahkrlar, Hakk'n sesini kesmek iin her tr pis dzen ve hileye bavurdular. te o zaman, otuz yl boyunca Hakk' engellemek iin byk bir iftira uydurdular. Daha nce bunu sylememilerdi, nk Hz. Meryem ve olunun byle bir sutan uzak olduklarn biliyorlard. 157. Mevdudi diyor ki: "Allah'n Rasl olduunu bildikleri halde Hz. sa'y (a.s) ldrmeye teebbs etmeleri onlarn ne kadar asi ve cretkr bir toplum olduklarn gsterir. Bir nceki notta beikte iken konumasnn, onun peygamberlii konusunda Yahudilerin zihninde hibir phe brakmadn grmtk. Daha sonra onlara Onun, gerekten Allah'n Rasl olduunu gsteren apak ayetler (Al-i mran: 49) gsterildi. Bu nedenle onlarn Hz. sa'ya (a.s) kar olan bu hain tutumlar, bir yanl anlama neticesi deildi, bilkis Allah tarafndan eli tayin edilen bir kiiye kar giriilen kastl bir tutumdu. Bir topluluun Allah'n elisi olduunu bildikleri halde bir kimseyi ldrmeleri ok gariptir. Fakat bu yaanm bir olaydr, nk sapk topluluklarn gidi yollar ok gariptir. Onlar, kendi kt davranlarn eletiren ve haram olan eylerden meneden bir kimseye msahama gsteremezler. Allah'n elileri olmalarna ramen byle kiiler, kendi sapk topluluklar tarafndan ikence edilmi, hapsedilmi veya ldrlmlerdir. Talmud'dan bunu destekler nitelikte bir b m sunuyoruz: l "ehir ele geirilince Nebukadanazar Mabed'in koruyucular ve yneticileri ile birlikte yrd... Duvarlardan birinde, sanki orada biri ldrlm ve yaknnda biri vurulmu gibi duvara saplanm bir ok ba grd ve: 'Burada kim ldrld?' diye sordu. 'Yce rahip Yehoyada'nn olu Zekeriya' cevabn verdiler. 'O bizi, srekli olarak zulmediyoruz' diye azarlyordu. 'Biz de onun dinlemekten bktk ve ldrdk.'" Kitab- Mukaddes'te Yeremya Peygamber, Yahudileri zulmleri ve ahlkszlklar nedeniyle uyarm ve onlara "ayet bu zulme devam ederseniz, Allah sizleri baka kavimler vastasyla helk eder" demitir. Bunun zerine Yahudiler onu "Kildanilerin ajan olmakla" suladlar ve hapsettiler. Ayrca Hz. sa'nn (s.a) armha gerilme hadisesinden 2,5 yl nce Hz. Yahya (a.s) katledildi. Yahudiler Hz. Yahya'nn (a.s) peygamber, en azndan aralarndaki en erdemli kii olduunu biliyorlard. Buna ramen Kral Herod, onu nce hapsetti, sonra sevgilisinin istei zerine ban kestirdi. O halde onlarn bu davranlar gsteriyor ki, Hz. sa'y (a.s) armha gerdiklerinde byk bir ihtimalle "Allah'n Rasl'n ldrdk" diye sevinmilerdi. Bu bir ara cmlesidir. Bu ayetten Hz. sa Mesih'in (a.s) armha gerilmekten kurtarld ve onun armhta ldne inanan Yahudi ve Hristiyanlarn yanl bir zanda bulunduklar apak anlalr. Kur'an'n ve Kitab- Mukaddes'in karlamal bir tahkiki, Platus'un mahkemesinde sorguya ekilenin, Hz. sa'nn (a.s) kendisi olduu tahminini destekler. Fakat onu ne ldrebilmiler, ne de armha gerebilmilerdir. nk Allah onu kendisine ykseltmitir. Olay budur; Platus, Hz. sa'nn (a.s) susuz olduunu ve sadece kskanlk nedeniyle kendi mahkemesine getirdiini biliyordu. Bu nedenle kalabala Festival'de, "sa'y m yoksa, mehur hrsz Barabbas' m serbest brakmak istediklerini" sordu. Fakat rahipler ve bykler, kalabal, Barabbas'n serbest braklp, Hz. sa'nn armha gerilmesini istemeye raz ettiler. Bundan sonra diledii her eyi yapmaya kadir olan Allah, Hz. sa'y (a.s) kendisine ykseltti ve onu armha gerilmekten kurtard. Ondan sonra armha gerilen kii u veya bu ekilde Hz. sa'nn yerine armha gerildi. Yine de onun mucizev kurtuluu Yahudilerin aalk gnahn azaltmaz, nk Yahudiler ikence

ettikleri, yzne vurduklar, tkrdkleri ve acmaszca armha gerdikleri kiiyi Meryem'in olu sa (a.s) olarak biliyorlard. Bu ahsn onlara ne ekilde "Hz. sa benzeri" olarak gsterildiini bilemiyoruz. Bu nedenle sadece tahmin ve sylentilere dayanarak, Meryem olu sa (a.s) onlardan kurtulduu halde Yahudilerin nasl onu armha gerdiklerine inandklarn yorumlamak doru deildir. "O'nun hakknda anlamazla denler" Hristiyanlardr. Hz. sa'nn (a.s) armha gerilmesi konusunda onlarn ortak bir inanlar yoktur. Bu mesele hakknda birok farkl inanca sahip olmalar, onlarn bu konuda kesin bir bilgiye sahip olmadklarn gsterir. Bir inanca gre armha gerilen kii Hz. sa (a.s) deil, O'na ok benzeyen bir adamd. Yahudiler ve Romal askerler bu adam acmaszca armha gererken Hz. sa (a.s) onlara bakp aptallklarna glyordu. Baka bir gre gre, armha gerilen kii Hz. sa (a.s) idi, fakat armhta lmemiti ve armhtan indirildiinde yayordu. Bazlar da Hz. sa'nn (a.s) armhta ldne, daha sonra tekrar dirilip havarileri ile birok kez buluup, konutuuna inanrlar. Bazlar O'ndan Kutsal Ruh karlmtr derler. Bazlar da Hz. sa'nn (a.s) lmnden sonra, insan vcudu iinde dirildiini ve bu vcut iinde ykseltildiini syler. Tm bunlar, Hristiyanlarn bu konuda gerek bir bilgiye sahip olmadklarn, farkl grlerini sadece tahminlere dayandrdklarn gsterir. 158. Mevdudi diyor ki: "Burada Allah meselenin gereini anlatyor. Kur'an, Yahudilerin Hz. sa'y (a.s) ldrmeyi baaramadklarn, Allah'n O'nu kendisine ykselttiini aka syler, fakat meselenin nasl olduunu ve ayrntlar konusunda sessiz kalr. Ne Allah'n O'nu bedeni ile birlikte yeryznden gkteki bir yere ykselttiini, ne de O'nun dier insanlar gibi lp ruhunun ge ykseltildiini belirtmez. Mesele o kadar kapal bir dille anlatlmtr ki, olay hakknda, olayn olaanst ve mucizevi olduunu sylemekten baka bir yorum yapmak imkn-szdr. Aadaki ifadeler olayn olaanst olduu sonucuna gtrr. 1) Birincisi, Kur'an olay hakknda "Allah O'nu kendisine ykseltti" ve "Seni kendime ykselteceim" (Al-i mran: 55) szlerini kullanr. Bu szler, Hz. sa'ya (a.s) ilh nitelikler atfeden Hristiyan mezheplerinin birinin gr olan "Ykselme doktrini"ne destek olarak alnabilir. Bu olay olaanst ve mucizevi bir olay olmasayd, Kur'an kendisinin reddettii Hz. sa'nn (a.s) ilhl doktrinini destekleyebilecek bu tr belirsiz ve her anlama gelebilen szler kullanmazd. 2) kincisi, eer Allah, metinde geen (158. ayet) kelimelerle (a) "Allah O'nu ldrd" veya (b) "Allah O'nun makamn ykseltti" demek isteseydi, daha ak bir ifade kullanabilirdi. (a)nn yerine: "phesiz onlar O'nu ne ldrdler, ne de armha gerdiler, fakat O'nu onlardan kurtard ve sonra O kendi eceli ile ld" szleri kullanlabilir; (b)nin yerine ise "Onlar Onu armha gererek alaltmaya altlar,fakat Allah Onun makamn ok ykseltti" ifadesi kullanlabilirdi. Bu tr bir ifade Hz. dris Peygamber (a.s) hakknda kullanlmtr: "Ve biz O'nu yce bir makama ykselttik" (Meryem: 19/57). 3) ncs, eer burada anlatlan olay sadece Hz. sa'nn (a.s) tabi olarak lmesi olay olsayd, hemen arkasndan sylenen "Allah gldr, hkm ve hikmet sahibidir" szleri ok anlamsz olacakt. Bu szler ancak Allah'n g ve hikmetini gsteren olaanst bir olay szkonusu olduunda kullanlr. Bu ayetten (158) Hz. sa'nn normal bir ekilde ld eklinde bir sonu karabilmemize destek tekil eden tek nokta, bu olayla ilgili Al-i mran suresinin 55. ayetinde geen "mteveffik" kelimesidir. Fakat Al-i mran suresinin an: 51'de "teveffa" kelimesinin szlkte "ruhu kabzetmek" anlamna deil, bedeni, ruhu veya her ikisini birlikte "almak ve ele geirmek" anlamna geldii konusunda akla kavumutur. Bu kelime iki ekilde de tefsir edilebildii iin bu kelimenin anlam, yukarda "Allah O'nu ldrd" fikrine kar ne srlen delillerin hibirine ters dmez. Ayeti bu ekilde tefsir edenler "mteveffa" kelimesinin hem ruh, hem de bedenin kabzedilmesi anlamnda hibir yerde kullanlmadn ne srerler. Fakat bu ok samadr, nk bu olay tarih boyunca kendi trnde meydana gelmi tek olaydr. Gz nnde bulundurulmas gereken tek nokta, bu kelimenin szlk anlam bakmndan bu anlamda kullanlp kullanlmayacadr. Eer szlkten bu kelimenin bu anlamda kullanlabilecei anlalrsa, ki yledir, o zaman u soruya cevap vermeliyiz: Kur'an lm iin direkt bir sz kullanmak yerine, neden Hz. sa'nn (a.s) ilahl inancna sebep olan ge ykselme inancna destek tekil edebilecek ekilde yorumlanabilen belirsiz bir kelime kullanmtr? Bu kelimenin kullanlmas, olayla ilgili olaanst bir durumun sz konusu olduunu gsterir. Bunun tesinde ge ykselme inanc daha sonralar, Meryemolu sa'nn (a.s) yeryzne dnp Deccal'le savaacan bildiren hadislerle de desteklenmitir. (Bu hadisler Ahzab suresinin tefsirine ek olarak ilve edilmitir). Bu hadisler aka Hz. sa'nn (a.s) tekrar yeryzne geleceini bildirir. Bu nedenle Hz. sa'nn (a.s) bir yerde l olmaktan ok, ikinci geliine dek evrenin bir yerlerinde yayor olduuna inanmak daha mantkl olacaktr. 159. Mevdudi diyor ki: "Bu, iki ekilde tefsir edilmitir. (Burada ehl-i kitap Yahudileri kastedilir ama Hristiyanlar da olabilir.) Mealde uygulanan birinci tr tefsire gre: "Hz. sa'nn (a.s) lm srasnda hayatta olan btn ehl-i kitap O'na, yani peygamberliine inanmlardr." kinci tefsir ekli ise yledir: "ehl-i kitaptan hi kimse yoktur ki, ecelleri gelmeden nce O'na inanm olmasn" Yani, lmeden nce ehlikitaptan her biri Hz. sa'nn (a.s) gerekten Allah'n Rasl olduuna inanr, fakat artk bunun hibir faydas olmaz. Bu iki tr tefsir de birok sahabe, tabiun ve ada mfessirler tarafndan kabul edilmitir; fakat hangisinin doru olduunu ancak Allah bilir.

Yani, "Allah'n huzurunda Hz. sa (a.s) Yahudi ve Hristiyanlarn Onun getirdii mesaj reddettikleri, deitirdikleri ve bozduklar hakknda ahitlik edecektir." Bu ahitlikle ilgili baz ayrntlar Maide Suresi 116-117. ayetlerde yer almtr. 160. Mevdudi diyor ki: "Bir parantez alarak kesilen ana tema buradan tekrar balyor. Kendilerine Allah'tan bir kitap gelen ve O'nun peygamberini gren Yahudiler sadece kendileri Allah yolundan uzaklamakla kalmadlar. O'nun doru yoluna engel de oldular. Onlarn Hakk' yaymak iin giriilen tm hareketlere kar ktklar, bu tr hareketlerin nne engeller koyduklar ve Allah'n yolunun aksi istikametinde hareket balattklar bir gerektir. Onlarn en son gnah, tarihte ilk defa hayat ve ynetim sistemini, ak ve kastl olarak Allah' ink-ra dayandran ve Allah'a ibadeti ortadan kaldrmak iin O'nun kanunlarna apak kar kan ilk sistem olan Komnizm'i kurmu olmalardr. Modern an, insanlar saptran bir baka doktrininin (Freudculuun) kurucusu da yine bir Yahudidir. 161. Mevdudi diyor ki: "te Kitab- Mukaddes'te faizi yasaklayan apak bir madde; "Kullarmdan fakir olanlardan birine bor para verdiinizde ona tefeci gibi davranmayn ve onun stne faiz yklemeyin." "Eer komunuzun elbisesini dn almsanz, onu gne battnda geri teslim etmelisiniz; nk o onun tek elbisedir, onun derisini kapatan giysidir. Vermezseniz ne ile uyuyacak? O bana dua edip aladnda Ben onu duyarm, nk Ben affediciyim". (k, 11, 15-27). Bunun yansra faiz, Tevrat'n birok yerinde de yasaklanmtr. Fakat bu yasaklamalara ramen, Tevrat'a inandklarn syleyen Yahudiler, dnyann en byk faizcileridir, cimrilikleri ve vicdanszlklar ile n salmlardr. Byk bir ihtimalle bu, En'am Suresi 146. ayetinde geen hususa deinmektedir; yani tm trnakl hayvanlar, koyun ve kzn yalar Yahudilere haram klnmt. Bunun yansra, Yahudi din adamlarnn, din kitaplarnda kendi kendilerine yasakladklar eyleri de kastetmi olabilir. Gerekte hayat standartnn bu ekilde daraltlmas bir toplum iin ok byk bir cezadr. (Ayrntlar iin bkz. En'am an: 122) Allah'n, dini tahrif eden, Allah'a itaatten uzaklaan, kfr ve isyan benimseyen Yahudilere, nasl ibret olacak bir ceza hazrladna tarih ahittir. Son ikibin yldr Yahudiler, onur iinde yaayabilecekleri bir beldeye sahip olmamlardr. Tm dnyaya yaylmakta ve her yerde yabanc gibi karlanmaktadrlar. O kadar zengin olmalarna ramen, dnyann hibir yerinde sayg ve itibar grmemektedirler. Bundan baka bu millet, dier milletler iin yaayan bir rnek olarak hayat srmeye devam etmektedir. Oysa dier milletler itibardan dtklerinde yok olup gitmilerdir. Bylece Allah onlarn, ktlerin "ne lm, ne de hayat ire olamayacaklar" Cehennem azabndan bir ksmn bu dnyada tatmalarn salam oluyor. nk onlar, Allah'n kitabn beraberinde tadklar halde, Allah'a isyanda ar gidiyorlard. Cehennem'de grecekleri azabn ise, bundan kat kat fazla olaca sylenebilir. srail devletinin varl ile ilgili yanl anlamalar ortadan kaldrmak iin, Al-i mran Suresi 112. ayetine ve onunla ilgili aklayc nota (90) baknz. 162. Mevdudi diyor ki: "Burada, ilh kitaplarn niteliklerini ok iyi bilen, adil, doru ve her tr nyarg, isyan ve zulmden uzak olan Yahudi alimleri kastediliyor. Onlar krcesine babalarnn dinine tbi olmam ve vahyolunan kitaptan rendikleri Hakk'a hemen tbi olmulardr. Bu nedenle onlar Kur'an retilerinin kendi peygamberlerinin retileriyle ayn olduunu kolayca anlamlar ve samimiyetle her ikisine de inanmlardr. (163) 163) Muhakkak ki biz Nuha ve ondan sonraki nebilere vahyettiimiz gibi sana da vahyettik. brahime, smaile, shaka, Yakuba, torunlara, saya, Eyyuba, Yunusa, Haruna ve Sleymana da vahyettik. Davuda da Zeburu verdik. Ey Muhammed! Muhakkak ki biz insanlarn ikinci babas ve ilk rasul olan Nuha ve ondan sonraki nebi ve rasullere vahyettiimiz gibi sana da Kuran ve muhta olduun bilgileri vahyettik. brahime, oullar smaile, shaka, shakn olu Yakuba, Yakubun on iki torununa, saya, Eyyuba, Yunusa, Haruna ve Sleymana da vahyettik. Sleymann babas Davuda da Zeburu verdik. nn evhayn ileyke: Muhakkak ki biz sana vahyettik. Vahiy, gizli sratli bildirme. Esbt: Torunlar. Evlatlar. Soy. Yakubun oullar. Zubr: Zebur. Allah tarafndan gnderilmi kitaplardan biri. Bu kitab, peygamberi Davuda indirmitir. 43 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri:
43

Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/300.

1) Celaleyn diyor ki: Zebur kitabn ismidir. Bu kelime zubur eklinde mastar olarak da okunur. Mezbur yani yazlm ey demektir.44 2) Muhammed Ali es-Sabuni diyor ki: Rasulullah (s.a.v.) her ne kadar dierlerinden sonra peygamber olmusa da, onlardan daha stn olduu iin nce zikredildi. Yce Allahn, bu rasulleri zellikle zikretmesi onlarn erefini yceltmek ve ykseltmek iindir. Burada Mrsel mufassal ad verilen tebih vardr. Peygamberlerin piri ve insanln ikinci babas olduu iin, Muhammedden (s.a.v.) sonra Nuh (a.s.) zikredildi. Daha sonra brahim (a.s.) zikredildi. nk o, insanln nc babasdr, nbvvet aac ondan dal budak salarak gelimitir. Nitekim bir ayet-i kerimede: Peygamberlii ve kitaplar, onun soyundan gelenlere verdik. (Ankebut: 29/27) buyrulmutur. sa (a.s.) ise, ona ar derecede nem verildii iin kendisinden nce gelen peygamberlerden nce zikredildi. Zira yahudiler onu ar derecede yeriyor, Hristiyanlar ise ilahlatryorlard. Kurtubi diyor ki: Zeburda 150 sure vardr. Bu surelerde, hi ahkm ayeti yoktu. Bunlar, hikmet ve tlerden ibaretti.45 3) Elmall Muhammed Hamdi Yazr diyor ki: Muhakkak ki biz sana tpk Nuh'a ve ondan sonraki btn peygamberlere vahyettiimiz gibi vahyettik. Yani mcerred bir ilham, bir saniha (ok dnmeksizin akla doan fikir), bir feraset (abuk sezi) deil, btn peygamberlerde kanun olan bir vahy ile vahyettik. Sana olan vahy, o peygamberlerde cereyan eden ve onlar peygamber tantan vahylerin btn trlerini ieren ve onlarn tamamnn benzeridir. u halde seni onlardan ayrt etmek kfr ve inattan baka hibir ey deildir. Sen ilk gelen bir peygamber deilsin. Nuh'tan sana gelinceye kadar nice peygamberler gelmitir. Ve bunlarn iinde kitap ehlinin doruladklarn iddia ettikleri birtakm mehur peygamberler vardr ki, imdi isimleri anlacaktr. Ve bunlar yle hep semadan birer kitap indirmemilerdir. Musa'nn levhalar mucizesi hepsinde olmamtr. Ve peygamberliin zorunlu gereksinimlerinden deildir. Peygamberliin asl, bir Allah vergisi olan zel vahiydir. Btn peygamberler byle ilh vahy ile peygamber olmulardr. Sana da btn onlara vahyolunduu gibi vahyedilmitir ve sende onlarn hepsinin vahy ekli tecelli etmi ve sana indirilen kitap bu ekilde indirilmitir. Byle iken o kitap ehlinin dier peygamberleri tasdik ettiklerini iddia edip de seni onlardan ayrmaya kalkmalar ve Allah'dan byle bir vahy ile indirilen bir kitab nebilik ve resullk iin yeterli grmeyip de zerlerine gkten bir kitap indirmeni istemeleri, yalnz sana inanmamak deil, hibir peygambere inanmamaktr, bu da Allah'a inanmamaktr. h vahy gndermektir. bn Esr'in Nihaye"de ve Syut'nin "Drri Nesir"de zikrettikleri zere vahy, lugatta risalet, kitabet (yazmak), iaret, ilham, gizli sz mnlarna gelir.46 Ve kelimenin asl, srat mnsnadr. Firuz Abad'nin "Besair" de aklamalarna gre vahy, asl lugatte sratli iaret demektir. Bu mn, kh remiz ve tariz (st kapal syleme) yoluyla sz ve kh terkib (kompozisyon)den ayrlm ses ve kh organlardan biriyle iaret ve yazmakla olur. Nitekim "Onlara (Zekeriya), akam sabah (Rabbinizi) tesbih edin diye iaret etti." (Meryem: 19/11) lh sz bu mnya gelir ki, remiz veya itibar veya kitabet (yazmak) denilmitir. "nsan ve cin eytanlar aldatmak iin birbirlerine yaldzl szler fsldarlar" (En'am: 6/112). Ayn ekilde "eytanlar, dostlarna fsldarlar" (En'am: 6/121) yetlerinde de vahy bu ekiller zerinedir ki, "nsanlara kt eyler fsldayan o sinsi vesvesecinin errinden" (Nas: 114/4) erefli nazmnda iaret olunan vesvese ile olur. Bir de vahy, Allah Tel'nn peygamberlerine ve velilerine retilen ilh kelimeye denir. Bu da "Allah hibir insanla (karlkl) konumaz. Ancak vahy ile, yahut perde arkasndan konuur; yahut bir eli gnderip, izniyle dilediini vahyeder" (r: 42/51) ilh sznn delalet ettii zere birka eittir ki, ya Cibril aleyhisselamn Hz. Peygamber'e belli ekilde teblii gibi zat grlr ve kelm (sz) iitilir, grlen bir eli araclyla veya Hz. Musa'nn Allah'n kelamn iitmesi gibi grmeksizin sz duymakla veya "Rhu'l-kuds benim kalbime fledi"47 nebev hadisinde akland zere samimi kalbe flemekle veya "Musa'nn annesine o (ocuu)nu emzir diye ilham ettik" (Kasas: 28/7) gibi ilham ile veya "Rabbin balarsna vahyeti" (Nahl: 16/68) gibi teshir (emre boyun edirme) ile veya ryay saliha (doru rya) ile olur. Nitekim Resulullah (s.a.v.) "Vahiy kesilmi, yalnz hayrl almetler kalmtr ki, o da mminin ryasdr."48 buyurmutur. Zikredilen yette ilham, teshir, rya ile; kelm duymas ile; Cibril'in teblii de ile ifade olunmutur. "Allah'a kar yalan uydurandan, ya da kendisine bir ey vahyedilmemi iken bana da vahyolundu diyenden daha zalim kimdir?" (En'am: 6/93) yetinde zikredilen, vahy eitlerinden hibiri olmad halde, "oldu" diye iddia edenler hakkndadr. Hasl bir ok yetlerde vahy bu eitli mnlarda kullanlmtr ki, bunlarn hepsinde sratli iaret mns vardr. Zeccac vahyin lugat bakmndan genel mnsn, "gizli bir ekilde bildirmek" diye tarif etmitir. Zira srat, bir
44 45

Celaleyn Tefsiri, Fatih Enes Kitabevi: 1/372. Kurtubi, Camiu li Ahkmil-Kuran: 6/17; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 2/56, 59. 46 bnul-Esir, en-Nihaye, fi Garibil-Hadis vel-Eser: 5/163; es-Suyuti, Durri Nesir: 4/212 (bnul-Esirin Garibul-Hadis ile birlikte). 47 Keful-Hafa: 1/268 (707). 48 Buhari, Tabir: 5; Mslim, Salat: 207-208; Ebu Davud, Salat: 143; Tirmizi, Rya: 2; Nesai, Tatbik: 9, 62; bn Mace, Rya: 1; Muvatta: Rya: 3; Darimi, Salat: 77; Rya: 3; Ahmed b. Hanbel, Msned: 1/219, 3/267, 5/454, 6/129.

gizlilii de gerektirir. u halde kim olursa olsun dierine gizli bir ekilde bilgi verir, bir ilim telkin ederse ona genel mnsyla bir vahy yapm olur. 'lm, ilimden alndna ve ilim ise eitli derecelere dayanmakla beraber hatay iermiyeceine gre, vahyin gizli yol olmakla beraber, muhakkak sonunda isabetli bir telkin ve iaret olmas gerekir. Ve isabetsiz olanlarda kullanlmas mecaz olur. Ancak gayesinin hayr olmas art deildir. Bunun iin bir fesatnn gizliden gizliye bir fesat belletmesine ve eytanlarn aldatmalarna da genel mnsyla vahy denilebilir. u halde gerek mnsyla vahy denildii zaman srat, gizlilik mnlaryla beraber bir ilm kymet de istenir ki, bu ilm deer, o i'lm ve iareti yapann hal ve anna ve alann irfan kabiliyetine gre eitli derecelerde tasavvur olunabilir. Demek ki genelde vahyin, ilk i olarak ikiye ayrlmas gerekir ki, biri Allah'dan bakasndan olan iaret ve i'lm, dieri de Allah tarafndan olan iaret ve i'lmdr. Vahy esas lugatta bunlarn hepsini iine almakta ise de, lugat rfnde ancak Allah tarafndan olana iaret ve i'lma isim olmutur. Mutlak olarak vahy denildii zaman da bu anlalr. Bunun da (r: 42/51) yetinden anlald zere eitli ekilleri ve bunlarn peygamberlere mahsus olup olmayanlar da vardr. u halde genel mnsyla vahy, peygamberlere mahsus deildir. Fakat peygamberlere mahsus olan bir eit vahy vardr. Bu zel mnsyla peygamberlik vahyi, dier beer ilimlerin stnde zel bir keyfiyet ve kesin zorunluk ile gerekliinde phe olmayan bir ilim telkin eden hakkn tecellisinin zel ismidir. er'an (din ynden) vahy denildii zaman da bu mn kastedilir. Vahyin dier ksmlar hem peygamberlerde, hem de dierlerinde bulunabilir. Fakat tam mnsyla peygamberlik, hangi eitle olursa olsun hi amayan zel bir vahy ile balar ve tecrbe ile ortaya kar. Vahyin dier ksmlar ise bunu istidlal ile mlahaza ve tasavvur edebilmek iin yeterli bir sebep tekil eder. Yani her vahy, ruh bir hadisedir. Gerek ak duyular ve gerek gizli duyulardan kalbe gizli bir yol ile sratli bir anlay telkin eden rhan bir initir. Eer bu iniin, emin bir ruh ile olduu tecrbeyle bilinirse, tam mnsyla vahy tahakkuk etmi (gereklemi) ve o zat peygamberlik makamn kazanm olur. Nitekim "Onu, Ruhu'l-Emin (Cebrail), senin kalbine, uyarclardan olman iin indirdi" (uara: 26/193-194) buyurulmutur. Fakat Emin Ruh ile olduu belli olmaz, kh isabet eder, kh da etmezse, o ya hi vahy deildir veya vahy olsa bile hak peygamberlik baheden tam ve zel vahy deildir. te burada Muhakkak ki biz Nuha ve ondan sonraki nebilere vahyettiimiz gibi sana da vahyettik. buyurulmasnda nce bu vahyin ilh vahy olduuna ve ikinci olarak peygamberlere vahyin bu zel yksekliine iaret buyurulmu ve nc olarak Peygamber efendimizin btn peygamberlerde cereyan eden vahy eitlerinden her trlsne mazhar bulunduu da ifade edilmitir. imdi bunu daha ok aklamak ve kitap ehlini cevap veremez duruma getirecek noktalar belirtmekle buyuruluyor ki: Ve biz Nuh'tan sonraki o peygamberler arasnda zellikle, kitap ehlince de bilinen ve mehur olan brahim'e, smail'e, shak'a, Yakub'a, esbat'a, yani Yakub'un ocuklarna, sa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a, Sleyman'a vahyettik, ve bunlar arasnda Davud'a bir Zebur da verdik. Vahyden baka bir kitap ile de ikram ettik. Halbuki kitap ehli genellikle itiraf ederler ki, bu saylp dklen peygamberlerin hibiri onlarn istedikleri ekilde semadan bir defada bir kitap indirmediler. Geri Davud'a Zebur verildi, fakat bu da bir defada levhalar ile inmedi. Bununla beraber bunlarn hepsi peygamberlerin mehurlardrlar. Zebur kelimesi, Hamze kretinde 'nn trs ile eklinde okunur ki "zbr" kelimesinin ouludur. "Zbr", ayn ekilde stn ile "zebur", "mezbur" mnsnda "kitap" demektir. Kurtubi tefsirinde der ki: "Zebur yz elli sredir ve iinde hi hkm yoktur. Hepsi hikmetler, vaazlar ve Allah Tel'ya hamdetmek, O'nu yceltmek ve mekten ibarettir."49 4) Mevdudi diyor ki: "Bu, Hz. Muhammed'in (s.a) yeni bir ey getirmediini, tarihte ilk defa yeni bir eyi iddia etmediini vurgulamak, O'nun gerekte kendisinden nce gelen tm peygamberlerle ayn kaynaktan vahiy aldn ve dnyann her tarafna gelen btn peygamberlerin getirdii Hak ve gerein aynsn getirdiini gstermek iindir. "Vahiy" szlkte (1) aret etmek, (2) ma ile iletiim kurmak, (3) Gizli bir ekilde ifade etmek, (4) Bir mesaj gndermek anlamlarna gelir. u anda elde bulunan Kitab- Mukaddes'te, Mezmurlar kitabnn sadece bir blm, Hz. Davud'un (a.s) Mezmurlarndan oluur ve O'nun ad ile anlr. Dier blmler baka insanlar tarafndan sylenmi mezmurlardr ve onlarn adlaryla anlrlar. Gerekte Zebur, yani Hz. Davud'un (a.s) mezmurlar incelendiinde, onun Allah katndan gelme bir kitap olduu kolayca anlalr. Ayn ekilde Hz. Sleyman'n (a.s) meselleri kitabna da eklemeler yaplmtr ve son iki blmn ekleme olduu ok aktr. Fakat buna ramen Meseller'in byk bir ksm Hakikat ve Hikmet doludur. Ayn ey Hz. Eyyub'un (a.s) kitab iin de geerlidir. Bu kitap incelendiinde, hikmet dolu olduu grlmesine ramen, kitabn tmnn Hz. Eyyub'a (a.s) atfedilmesi yanltr. Kur'an'n ve Eyyub kitabnn giri blmlerinin, Hz. Eyyub'un (a.s) gsterdii sabra ahitlik ediyor olmasna ramen, bu kitabn son blmlerinde Hz. Eyyub'un (a.s) Allah'a ikyette bulunduu ve arkadalarnn O'nun Allah'n adaletsiz olmad konusunda yattrmaya altklar yer alr. Bunun yansra, Eski Ahit'teki srail peygamberlerinden on yedi kitabn hepsinin byk bir blm gerek vahiydir. zellikle Yesu, Yeremya, Hezekiel ve Amos'un kitaplarnda vahyin azametini gsteren ve insan gnlne neve veren ibareler vardr. Onlardaki yce ahlk reti, putperestlie kar alan sava, Allah'n birliini ispatlayan deliller akla
49

Kurtubi, Camiu li Ahkamil-Kuran: 6/17; Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Azim Yaynlar: 3/125-128.

uygun tezler ve srailoullar'ndaki bozulmay eletiren blmler gsteriyor ki, bunlar, Hz. sa'nn (a.s) Yeni Ahit'teki vaazlardr ve Kur'an'la ayn kaynaktan gelmektedir.50 5) Ebu Bekir Cabir el-Cezairi diyor ki: Davuda da Zeburu verdik. cmlesinin, Biz sana da vahyettik. cmlesine bal olmasnda, Zeburun bir kitap olduuna iaret vardr. Drt kitaptan birisidir. yle byle olmasayd, Davudun (a.s.) ismi sadece kendisinden nce geen kimselerle ve Haruna ve Sleymana ve Davuda eklinde yeralrd. irkle savaan ilk eli oluu itibaryla Nuhun ad nce anld. nk irk Nuhtan nceki dris ve it dneminde henz ortaya kmamt. irk ortaya knca Allah Teala Nuhu eli gnderdi. Tefsirut-tahrir vet-tenvirin mellifi mam Muhammed Tahir b. Aur bu ayetin tefsirinde ad geen peygamberlerin tarihini kitap ehlinden nakleder. Sadece bilgi kabilinden onun verdii gibi aynen veriyoruz. Doruluk derecesini ise Allahtan baka kimse bilemez. Nuhun doumu hicretten nce 3974; brahimin Halil beldesinde vefat hicretten nce 2719; smailin vefat hicretten nce 2686; sann doumu hicretten nce 622; ge ykseltilmesi hicretten nce 589; Eyyub ki brahimden sonra Musadan ncedir. sadan nce 15. yzyl; Harunun vefat hicretten nce 1972; Davudun vefat hicretten nce 1626; Sleymann vefat hicretten nce 1597.51 6) mer Nasuhi Bilmen diyor ki: .52 7) Salih Parlak diyor ki: Davuda indirilen Zeburun ou blmleri sonradan dizilmitir. Kitab- Mukaddesteki Mezmurlar blmnn sadece bir blm Davudundur (a.s.) Hz. Sleymann Mesellerine de eklemeler yaplmtr. eytanlar o kitab byclk kitab olarak (Bakara: 2/102) almak istemilerdir. Bu mesellerin byk blm, Eyyubunki gibi hikmet ve hakikatlerle dopdoludur. Son blmlerinde hastalktan tr sabrnn isyana dnt, Allahn adaletsiz olmad konusunda yattrlmaya alld anlatlr.53 Sonu: 1) Kuran- Kerimin Allahn vahyi olduu aklanyor. 2) lk peygaber Adem (a.s.), sonuncusu Muhammeddir (s.a.v.) 54 (164) 164) O rasuller ki onlar elbette sana daha nce anlattk. yle rasuller de var ki onlar sana anlatmadk ve Allah Musa ile dorudan doruya konutu. Ey Muhammed! O rasullerin kssalarn elbette sana daha nce baka surelerde- anlattk. yle rasuller de var ki kssalar pratikte sana bilgi vermeyecei iin onlar anlatmadk. Allah Musa ile dorudan doruya, keyfiyetini ve mahiyetini bilemeyeceiniz bir ekilde konutu. Kad kasasnhum aleyke: Onlar sana anlattk. Peygamberlerden onsekizi Enam suresinde, yedisi de dier surelerde gemitir. Bu yedisi Muhammed, Hud, uayb, Salih, Zlkifl, dris ve Ademdir. (Allahn selam zerlerine olsun) 55 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Celaleyn diyor ki: Rivayet olundu ki: Allah teala sekiz bin peygamber yollad. Bunlardan drtbin tanesi Ben-i sraildendir. Dier drtbini de dier insanlardandr.56 2) Muhammed Ali es-Sabuni diyor ki: Allah (c.c.) vastasz olarak, zellikle Musa (a.s.) ile konutu. Bundan dolay Musaya kelm ismi verilmitir. Mecaz ihtimalini gidermek iin, ayette geen konutu fiili, Teklman kelimesi ile vurgulanarak sylenmitir. Saleb yle der: Eer bu vurgulama yaplmasayd baka bir mana anlalabilirdi. Kad kellemtu leke fulnen: Senin iin filan ile konutum sz, Senin iin ona bir pusula yazdm veya senin iin ona bir adam gnderdim manalarna gelebilir. Burada sz Teklman kayd ile vurguland iin, Allahtan iitilen szden baka bir mana anlalmamaktadr.57
50

Mevdudi, Tefhimul-Kuran, nsan Yaynlar: 1/384-385. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/300, 302. 52 mer Nasuhi Bilmen, Kuran- Kerim Meali ve Tefsiri, pek Yaynlar: 2/166-167. 53 Salih Parlak, Kuran Meal Tefsiri, 2001 Yaynlar: 195. 54 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/301, 302. 55 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/300. 56 Celaleyn Tefsiri, Fatih Enes Kitabevi: 1/372. 57 El-Bahr: 3/398; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 2/57.
51

3) Elmall Muhammed Hamdi Yazr diyor ki: Tefsirciler diyorlar ki Hz. Nuh Allah tarafndan kendi dilinden Allah'n din hkmleri kanun yaplan peygamberlerin ilkidir. Ve ilk nce mmeti azab edilen peygamber de odur. Bunun iin nce o zikredilmi, sonra btn peygamberler zetlendikten sonra bazlar belirtilerek aklanm ve bunda l'l-azm peygamberlerin ilki bulunan Hz. brahim'den balanp, Hz. Nuh ile beraber on iki peygamber zikredilmi ve Hz. Musa bunlar arasnda saylmayp en sona braklmtr. nk bunlarn saylmasndan asl maksat, kitabn inmesinde Hz. Musa gibi olmayan ve kitap ehlince kabul edilen mehur peygamberleri bir arada gstermektir. Bununla beraber peygamberlerin bunlardan ibaret olmadn aklamak ve Ondan sonra gelen nebiler ksaltmasnn aklamasn tamamlamak ve ayn mnnn insanlar Allah tarafndan davete grevli olmak demek olan risalet (peygamberlik) mnsyla da cereyann anlatmak iin buyuruluyor ki: Bunlardan baka sana bundan nce haber verdiimiz birtakm peygamberler ve sana haber vermediimiz daha nice peygamberler de gnderdik. u halde Allah'n vahyettii peygamberler, gnderdii resuller gerek burada ve gerek bundan nce isimleri, kssalar bildirilmi olan belli ve mehur zatlardan ibaret zannedilmemelidir. nsanlara daha bir ok peygamberler gnderilmitir ki, bunlarn saylarn, isimlerini, yerlerini, kavimlerini, kssalarn ancak Allah bilir. Cenab- Allah bu izah ile de kfirlerin takip ettikleri baz pheleri de kesmitir. Zamanmzda baz kimselere rastlanyor ki, bunlar gya peygamberler hakknda bir phe uyandrmak iin devaml u soruyu soruyorlar: "Allah lemlerin Rabbi deil mi? Acaba peygamberlerini niin sayl yerlerden ve sayl kavimlerden semi? Neden hep peygamberler arz- mukaddes (Filistin)den ve civarndan km? Yeryznn dier ktalarndaki insanlar Allah'n yaratklar deil midirler? in'den, Japon'dan, Avrupa'dan, Amerika'dan peygamber niin gnderilmemi?" diyorlar ve bununla felsefe adna dinlere bir itiraz ettikleri fikrinde bulunuyorlar. Halbuki byle bir soru, esas itibariyle yaratlta zel seimi bilmemekten doan ve hibir fikr ve ilm kymeti olmayan bo bir szden ibarettir. Byle olduunu gstermek iin buna karlk unlar sormak yeterlidir. Btn dnyadaki insanlar Allah'n yaratklar deil midir? Niin hepsini ayn seviyede yaratmam, niin hepsini peygamber yapmam? Haydi yapmam, ya niin akl ve dehada, g ve kuvvette eit yapmam, niin tarihte belli olan byk filozoflar birka kavme tahsis edilmi az ahslar olmutur? Niin her toplumda bykler snrl ve sayl kimselerden ibaret bulunuyor? Niin her ktada, her memlekette, her toplumda kaifler, fatihler ok olmuyor? Niin her zamanda dnyann siyaset nizamn bir blge, bir millet tutuyor? Niin mesela bu gnk Avrupa her yerden ok ilimlerin, fenlerin, medeniyet ve siyaset yapanlarn merkezi oluyor? Niin ve niin? u halde rnekleri pek ok olan bu gibi zellikler dierleri hakknda garip grlmyor da, en byk bir ilh tahsis olan peygamberlik ve resullk hakknda niin garip karlanyor? Kur'n daha nce bu gibi hatralar "Gerekten Allah, dem'i, Nuh'u, brahim ailesini ve mran ailesini lemler zerine sekin kld." (l-i mran: 3/33) yetinde ilh iradeyi ve seme kanununu gstererek halletmi ve defetmiti. Bundan baka burada "Sana haber vermediimiz nice rasuller..." fkrasyla peygamberlerin malum olan kimselere mahsus olmadn anlatarak, peygambrlerin arz- mukaddes (Filistin) ve civarna tahsis edilmi az kiilerden ibaret olmas hakkndaki varsaymn da katksz yalan olduunu anlatm ve bununla meseleyi kknden yok etmitir. Btn peygamberlerin adedi yz yirmi drt bin veya bir milyon drt yz yirmi drt bin olduu hakknda baz rivayetler varsa da, dorusu peygamber ve resullerin says bilinmemektedir. Zira yle rasuller de var ki onlar sana anlatmadk buyurulmutur. phe yok ki slm dininde btn peygamberlere inanmak imann esaslarndan bulunduu cihetle, btn peygamberler bildirilmi olsayd mslmanlarn bunlara geni bir ekilde inanmakla ykml olmalar gerekecek, bu da dinde byk bir zorluk olacakt. u halde ilh seimin en yksek mertebelerinde bulunan byk peygamberlerin aklanmasyla yetinilmesinde icml (ksaca) imann yetmesi gibi byk zel bir ltuf vardr. zetle isimleri, kssalar bildirilen veya bildirilmeyen daha birok peygamberler gnderildi. ve btn bunlar arasnda Allah Tel Musa'ya perde arkasndan, yani "Sen beni asla gremeyeceksin" (r'af: 7/143) mns zere kendini gstermeden, gerekten kelm ile syledi ki byle vastasz Allah ile konuma vahy mertebelerinin sonuncusudur. Musa'ya verilen kitapta da bundan daha yksek bir vahy ekli olmamtr."58 4) Mevdudi diyor ki: "Vahyin, Hz. Musa'ya (a.s) geli ekli dier peygamberlere geli eklinden farklyd. Dier peygamberler ya bir ses duymular, ya da Melek'ten mesaj almlardr. Fakat Hz. Musa, (a.s) Kur'an'da (Ta-Ha: 20/11-48) sz geen (Allah'la dorudan konuma) ayrcalna sahip olmutur. Bu ayrcalktan Kitab- Mukaddes'te de bahsedilir. "ve Rabbi Musa ile bir kimsenin arkada ile konumas gibi yz yze konutu" (k, 33: 11).59 5) mer Nasuhi Bilmen diyor ki: Son peygamber hazretleri de mira gecesinde vastasz ilahi vahye, Rabbani hitaba nail bulunmutur. Ve ona Kuran Kerimin yle farkl zamanlarda inii ise bir hikmeti ilahiye icabdr, bir ilahi ltuf gereidir. nk btn slami hkmler, slamn balangcnda birden tebli edilecek olsa idi, mkellefler iin pek ar grlebilirdi, fakat yle azar azar inmesi ile mkelleflere kolaylklar gsterilmi, yava

58 59

Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Azim Yaynlar: 3/128-130. Mevdudi, Tefhimul-Kuran, nsan Yaynlar: 1/385.

yava alklk meydana gelmi, o da bu mslmanlar hakknda bir ilahi rahmet eseri bulunmutur.60 Allah yz yirmi drt bin nebi, yz on rasul gndermitir. Kuranda yirmi be nebi ve rasuln ismi gemektedir. Kelam, Allahn sfatdr. Bu sfata da dier sfatlar gibi tebih, tevil, tatil, tekyif ve temsil gstermeden iman etmeliyiz. Sonu: 1) Allah Tealann kelam sfat vardr.61 (165) 165) Mjdeleyici ve korkutucu olan rasuller ki insanlar iin rasullerden sonra Allaha kar bir delil olmasn. phesiz Allah Aziz ve Hakim olandr. nsanlarn, rasullerden sonra Allaha kar ileri srecekleri bir bahaneleri, mazeretleri, delilleri olmasn diye iman edenleri cennetle mjdeleyici, inkar edenleri ise cehennem azabyla korkutucu, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanmz, sevgimizi mjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezay hatrlatan, uyarc rasuller gnderilmitir. Allah rasul gndermedike hi bir toplulua azap etmez. phesiz Allah mlknde galip ve gl, yaptklarnda ise hkm ve hikmet sahibi olandr. Huccet: Delil. Rablerine kar ileri srecekleri bir mazeret. 62 Alimlerin Ayet Hakknda Grleri: 1) Celaleyn diyor ki: Rusulen lafz evvelki ayetteki rusulenden bedeldir.63 2) Muhammed Ali es-Sabuni diyor ki: Yce Allah peygamberleri, Bana bir peygamber gnderilmi olsayd, ben iman ve itaat ederdim diyen kimselerin iddialarn kesmek iin gnderdi. Allah, peygamber gndermek ve kitap indirmekle, insan olunun yapabilecei bu gibi itirazlarn nn almtr.64 3) Elmall Muhammed Hamdi Yazr diyor ki: te ey Muhammed, Nuh'tan sana gelinceye kadar gnderilen peygamberlerin hepsine biz byle eitli mertebelerde vahyettik, sana da onlarn tmne yaptmz gibi vahyin btn eitleriyle vahyettik. imdi dier peygamberler arasnda Musa'nn, vahyin mertebelerinin sonuncusu olan Allah ile konumakta derinlemesi, dierlerinin peygamberliklerinin doruluu hususunda ne bir phe etmeyi gerektirmi, ne de imanda ve peygamberliin mahiyetinde ayrlmalarn zorunlu klmtr. u halde Tevrat'n ona bir defada inmi olmas, her peygamber iin de byle olmasn neden gerektirsin? Ve ona yle oldu diye kitap ehli her peygamberden o ekilde inmi olan bir kitap isteme hakkn nereden alm? Sana byle eitli vahiyler ile nebilik ve resullk verilmi iken, hikmetlere ve maslahat (menfaat)lara gre peyderpey Kur'n indirilip dururken bu ilh kitab tanmayp, gkten kitap istiyenler ve seni dier peygamberlerden ayrmaya kalkanlar artk kfr ve sapklktan baka bir ey yapm olmazlar. Ve bu konuda kabule deer hibir mazeret de ortaya atamazlar. nk biz btn insanlara byle mjdeci ve Allah'n azabndan korkutucu olarak, yani iman ve itaat edenlere ahirette ecir ve sevab ile mjde vermek, kfr ve isyan edenlere cehennem azabn haber verip ekindirmek zere eliler gnderdik ki bu peygamberlerden sonra Allah'a kar insanlarn mazeret gstermeye vesile olacak hibir delili, bir tutana olmasn. Azab grdkleri zaman: "Ey Rabbim vaktiyle bize bunlar bildirseydin hkmlerini, eriatn, kanunlarn bildiren bir peygamber gnderseydin de, bilmediklerimizi renip onlara tabi olsaydk ve bu felaketler bamza gelmeseydi ne olurdu; "Bize bir eli gnderseydin de byle alak ve rezil olmadan nce senin yetlerine uysaydk" (Th: 20/134) diye mazeret gstermeye haklar kalmasn. Allah ezelden byle aziz ve hakmdir. Hkmne kar gelinmez, yaptn hikmetiyle salam yapar. u halde byle mertebe mertebe pek ok peygamberler gndermi olmas ve o kitaplarn ini eklinde ve baz eriat ve hkmlerde birbirlerinin ayn olmamas srf hikmetinden ve mmetlerin durumlarnn eitli tabakalar zere bulunmasndandr. nk ilh sorumluluklarn dayana eitli durumlar ve kullarn iyiliidir. Allah Tel yarat hikmeti gereince mmetleri eitli ve farkl tavrlar ve hasletlerle yaratm olduu gibi, kanun koyma hikmeti gereince de bunlara dnya ve ahiretlerinde durum ve gidiatlarna uygun eitli ve farkl olan
60

mer Nasuhi Bilmen, Kuran- Kerim Meali ve Tefsiri, pek Yaynlar: 2/168. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/302. 62 Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/300. 63 Celaleyn Tefsiri, Fatih Enes Kitabevi: 1/372. 64 El-Bahr: 3/398; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetut-Tefasir, Ensar Neriyat: 2/57.
61

kabiliyetleriyle uyuan eriatler ve hkmler emir ve teklif etmi ve itiraz arzetmelerine sebep brakmamtr. Buna kar btn insanlara gnderilmi olan bir Peygamber'e gkten topyekn bir kitap indirmesini teklif etmek hem Allah'n erefine bir tecavz ve hem ilh hikmete aykr batl bir istektir."65 4) Mevdudi diyor ki: "Yani, "Btn peygamberlerin bir tek grevi vardr. Onlar ilh mesaja inanan ve ona uygun bir ekilde hallerini dzeltenleri mjdelemi yanl dnce ve hareketleri benimseyenleri de kt bir akbetle korkutmulardr." Btn peygamberler, insanlarn nnde Hak Yol'u teorik ve pratik olarak sergilemekten baka bir amala gnderilmemilerdir, ki kyamet gnnde gnahkr bir kul, Hakk' bilmediini syleyerek mazeret ne sremesin. te bu nedenle Allah, yeryznn eitli yerlerine eitli peygamberler ve kitaplar gndermitir. Bu peygamberler, hak bilgisini byk sayda bir insan topluluuna ulatrmlar ve arkalarnda insanlara hidayet rehberi olarak kitaplar brakmlardr. Artk buna ramen yolunu saptan kii, suu Allah'a ve rasllerine atamaz. Bundan kendisi sorumludur, nk Hakk kendisine geldiinde onu kabul etmemitir. Yahut da sorumluluk, Hakk' bilen, fakat bunu sapk kiilere tebli etmeyen kiidedir.66 5) Seyyid Kutub diyor ki: O halde bu, insanlk tarihi boyunca yol alan, birbirine bal tek bir kervandr. Uyar ve mjdelemek iin, bir tek hidayetle gelmi bir mesajdr bu. Kervanda insanln u stn ve sekin kiileri yer almaktadr: Nuh, brahim, smail, shak, Yakub ve torunlar, sa, Eyyb, Yunus, Harun, Sleyman, Davud, Musa... Bunlarn dnda yce Allah'n Kur'an'da peygamberine anlatt ve anlatmad daha nice peygamber. Bu, eitli kavim ve rktan, deiik blge ve ktadan farkl zamanlarda ortaya kan kafiledir. Ne soy, ne rk, ne toprak, ne vatan, ne zaman ne de ortam bunlar birbirinden ayramaz. Hepsi de o yce kaynaktan gelmilerdir. Tm de o yol gsterici nurun tayclardr. Uyar ve mjdeleme devini yerine getiriyorlar. Tm de insanl bu nura srklemeye abalyorlar. Bir airete, bir kavme, bir ehire, bir blgeye yada peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (salt ve selm zerine olsun) gibi tm insanla gnderilmi olmalar, bu durumu deitirmez. Hepsi de vahyi Allah'tan almlardr. Kendilerinden hibir ey katm deillerdir. ayet yce Allah Musa (a.s) ile dorudan konumusa bu da nasl gerekletiini kimsenin bilmedii bir vahiy eididir. Doruluundan phe edilmeyen tek doru kaynak olan Kur'an, bu konuda herhangi bir ayrntya girmiyor. nk bunun bir konuma olduundan te bir ey bilmiyoruz. Bu konumann mahiyeti nedir? Nasl meydana gelmitir? Musa bunu hangi duyu ve gle karlamtr, bilmiyoruz. Btn bunlar Kur'an'n bize szn etmedii bir gaybdr. Kur'an'n dnda -bu konuda- hibir kanta dayanmayan efsanelerden baka bir ey sz konusu deildir. Yce Allah'n, peygamberine anlatt ve anlatmad u peygamberlerin gnderilmesini O'nun adaleti ve merhameti gerektirmitir. Bunlar, itaat eden mminler iin hazrlanan nimet ve honutluklar mjdelemek ve isyanc kafirler iin hazrlanan cehennem ve gazaptan korkutmak iin gndermitir. Btn bunlarn nedeni de... "Peygambrlerden sonra insanlarn Allah'a kar ileri srebilecekleri hibir bahaneleri kalmasn" diyedir. nsanlarn i ve d dnyasnda, yce Allah'n, doru yola iletici kantlar vardr. Ayn zamanda yce Allah, insanlarn i ve d dnyasndaki bu kantlar dnecek akl da insanlara vermitir. Ancak yce Allah'n kullarna ynelik merhameti ve onlara bahettii yetenee bu akl yeteneine arzularn galip geleceini takdir etmesi nedeniyle O'nun rahmeti ve hikmeti, "mjdeci ve uyarc" peygamberlerin gnderilmesini gerektirmitir. Bu peygamberler insanlara hatrlatm, gerei onlara gstermitir. Ftratlarn uyandrmaya ve akllarn ehvetlerin arlndan kurtarmaya almlardr. Nitekim bu ehvetler, ya insanlarn akllarna perde olmular ya da i ve d dnyada yer alan hidayet kantlarna ve iman belirtilerine rt olmulardr: Hi kukusuz Allah gldr ve hikmet sahibidir." Gldr; yaptklarna karlk kullarn hesaba ekecek gtedir. Hikmet sahibidir; her ii hikmetle planlar ve her eyi yerli yerine koyar. Hi kukusuz yce Allah'n takdir edip honut olduu bu ite, O'nun, gcnn ve hikmetinin etkisi vardr.67 slamda Akln Yeri: Seyyid Kutub diyor ki: u ayetin nnde bir miktar duralm: " . Peygamberlerden sonra insanlarn Allah'a kar ileri srebilecekleri hibir bahaneleri kalmasn diye..." Kendimizi latif ve derin ilhamlarn nnde buluyoruz. Bu ilhamlardan sadece n seiyoruz, bizi Kur'an glgesinden karmayacak bir zetle.

65 66

Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Azim Yaynlar: 3/130. Mevdudi, Tefhimul-Kuran, nsan Yaynlar: 1/385. 67 Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 3/133-134.

ncelikle insan aklnn, "insanln" en nemli problemi olan Allah'a iman problemi konusundaki deerini, grev ve roln ele alalm. Yeryzndeki hayat, tm ynleriyle, ilke ve prensipleriyle, realite ve uygulamalaryla bu probleme dayanmaktadr. Nitekim yeryzndeki hayatn devam olan fakat ondan ok daha byk ve sonsuz olan ahiret hayat da buna dayanmaktadr. nsan ve tm yeteneklerini en iyi bilen yce Allah, insana bahettii akln, dnya ve ahirette kendisi iin doru yolu bulmas ve hayatn dzeltmesi iin yeterli olacan bilseydi i ve d dnyada yer alan hidayet kantlarn ve iman belirtilerini aratrp bylece, hayatn dayandraca bir sistemi belirlemeyi, sonuta hak ve doruluk zere bulunmay sadece insan aklna brakm olsayd, tarih boyunca bunca peygamberi gndermezdi. Rablerinden getirdiklerini tebli eden peygamberleri gndermeyi, onlara kar bir belge klmazd. Ayrca peygamberin gnderilmeyiini de kendi katnda bir mazeret olarak kabul etmezdi: "Peygamberlerden sonra insanlarn Allah'a kar ileri srebilecekleri hibir bahaneleri bulunmasn diye..." Ancak yce Allah, insana verdii akln, peygamberliin direktifleri, yardm ve korumas olmakszn kendi bana doru yolu bulmak iin yetersiz olduunu, ayn zamanda insanln hayat iin bir sistem belirleyemeyeceini, bu sistemin insanln hayatnda doruluu gerekletiremeyeceini, dnya ve ahirette kendisine mensup olan kt sonutan kurtaramayacan bilmektedir. Bu yzden yce Allah'n hikmeti ve rahmeti insanlara peygamber gndermeyi stelik peygamber ve teblile karlamadan insanlar sorumlu tutmamay dilemitir: "... Biz peygamber gndermeden azap edecek deiliz." (sra: 17/15) Bu husus u Kur'an ayetinde aka grlen gereklerden biridir neredeyse. ayet o kadar net olmasa bile ayetin tartmasz gereklerinden biridir. O halde... nsan aklnn grevi nedir? man ve hidayet, hayat sistemi ve dzeni konusundaki rol nedir? Kukusuz insan aklnn rol; peygamberin mesajn almak, grevi ise; peygamberlerden aldn anlamaktr. Peyganberin grevi ise; anlatmak, aklamak ve insan ftratn zerine ullanan arlklardan kurtarmaktr. ve d dnyada yer alan hidayet kantlarn ve iman belirtilerini dnmesi iin insan akln uyarmaktr. Ona doru bir alglama ve bak metotlu belirlemitir. Dnya ve ahirette iyiliin gereklemesini salayan pratik hayat sisteminin dayand temeli atmaktr. nsan aklnn grevi, dine hakim olmak deildir. Allah'tan geldiinden emin olduktan ve maksadn da anladktan sonra, yani dil ve kavram olarak ayetin anlamn kavradktan sonra doruluuna, yanllna kabul edilmesine yada reddine karar vermek deildir.. Kabul veya reddetmekte serbest olduu halde, anlamn kavradktan sonra reddediyorsa, bu anlam iyice zmsememi yada kendisine yce Allah'n kafirlere hazrlad azap aklandktan sonra olumlu karlk vermemi demektir. O halde doru bir kanalla kendisine ulatktan ve akln da anlam ve maksadn kavradktan sonra insan, dinin hkmlerini kabul etmek zorundadr. Kukusuz bu mesaj, akla hitap etmektedir. Onu uyandrmak, ynlendirmek ve kendisine doru bir bak as kazandrmak anlamnda elbette, yoksa bu mesajn doruluuna yada yanllna karar vermesi yada kabul veya red yetkisine sahip olmas anlamnda deildir. Gelen nassn hkm kesin olarak anlaldktan sonra, ister allm bir anlama sahip olsun ister allmam, insan aklna den; kabul etmek, uyup uygulamaktr. nsan aklnn -bu alandaki- fonksiyonu, hkmn amacn anlamaktr. Szck ve terim bakmndan metnin ierdii iaretleri gz nnde bulundurarak anlamn kavramaktr. te bu noktada insan aklnn fonksiyonu bitmektedir. Kukusuz bu hkmn doru anlam, akl tarafndan ykselen yanllk ve red itirazlarn kabul etmemektedir. nk bu hkm, Allah'tan gelmitir. Akl ise; Allah katndan gelen eyin doruluuna, yanllna, kabul edilmesine veya reddedilmesine karar verecek bir ilah deildir. Bu hassas noktada bir takm yanllklar yaplmaktadr. Bu ister insan akln ilahlatrp, gerek dinin hkmlerinin doruluk veya yanlla karar verecek bir hakem konumuna getirmek isteyenler tarafndan ilensin, isterse insan akln tamamen fonksiyonsuz brakp, iman ve hidayet konusundaki roln inkar etmek isteyenlerce ilensin fark etmez. Bu hususta orta ve doru yol burada akladmzdr. Peygamberlik akla hitap etmektedir, hkmlerini kavramas iin. Hem bu hkmlere hem de tm hayatta doru bir bak yntemi kazandrmas iin. Akl bu hkmleri kavraynca yani kastedileni anlaynca; nnde dorulamak, uyup ve uygulamaktan baka seenek kalmaz. nk anlayp anlamadna bakmakszn, insandan, bu hkmleri uygulamas beklenemez. Ayetlerin anlamna uygun olarak hkmler kavrandktan sonra tartlmasna, izin verilmez. Haktan baka birey anlatmayan, iyilikten baka birey emretmeyen yce Allah'tan geldii kesinletikten sonra; kabul edilmesini yada reddedilmesini, doruluunu yahut yanlln tartmak yersizdir. Yce Allah'tan geleni karlamann doru yntemi, insan aklnn -amacn kavradktan sonra- dinin gerek hkmlerine; mantksal szlerden, snrl deerlendirmelerden yada eksik deneyimlerden kaynaklanan hkmlerle kar kmamasdr. Doru yntem; insan aklnn doru hkmleri; kabul edilmesi gereken hkmler olduklar iin kabul etmesidir: nk bu hkmler kiisel hkmlerden daha dorudurlar. Dosdoru dinsel grn terazisiyle llmeden nce onun metodu kiisel metodtan ok salamdr. Bu yzden -yce Allah'n katndan geldiini

anladktan sonra- insan aklnn, kendi rn herhangi bir hkme gre, dinin hkmlerine hakemlik yapmas sz konusu olamaz. Akl, yce Allah'n bildirdii hkmleri, kendine zg ilkelerle deerlendirecek bir ilah deildir. Ancak, insan akl, Allah'tan gelmi hkm hakknda ileri srlen akla dayanan beeri anlama kendisine ait akl ve beeri bir anlamla itiraz edebilir. Bu onun sahasdr. Yorum ve farkl anlaylarn salkl temellere dayandrd srece de hibir zorluk ve engelle karlamaz. Bu salkl temellere ve bizzat dinin belirledii kurallara dayanmas kouluyla, farkl bak zgrl, bu alanda, insan aklna tannan en geni alandr. Hibir grup, otorite veya kii, insan akln, doru hkmn maksadn ve uygulama alann dnmekten alkoyamaz. Deiik grleri her zaman ileri srebilir. Dinin hkmlerinden gelen doru bir kaynan ve sistemin snrlar iinde kald srece, kendisine bak as belirleyebilir. te risaletin akla hitap ettiinin anlam budur. Kukusuz slm akl dinidir... Evet... Hkmler ve ilkeleriyle akla hitab eden anlamnda, kabul etmekten baka seenek brakmayan ve maddi harikalarla bask altnda tutmak anlamnda deil. Ona doru bir bak metodu kazandrp, i ve d dnyada bulunan hidayet kantlarn ve iman iaretlerini dnmeye arr. Bylece ftrat; alkanlklarn, geleneklerin, aptallklarn, akl ve ftrat saptran ihtiraslarn basksndan kurtarr. Ayetlerin anlamlarnn tad prensipleri anlamay ona brakmak eklinde akla hitab eder bu din. Anlamad yada kavramad bir eye inanmaya zorlamak anlamnda deil. Anlamlar kavrayacak ve hkmleri anlayacak aamaya geldikten sonra artk nnde iki seenek vardr; ya teslim olup mmin olacaktr yada isyan edip kafir olacaktr. Yoksa doruluuna yada yanllna karar verecek bir hakem deildir akl. Akl tanrlatrp, dosdoru dinin hkmlerinden kimisini kabul edip kimisini reddeden, dilediini seip dilediini brakan bir konuma karmak isteyenlerin syledii gibi; kabul ve red yetkisine sahip deildir. Yce Allah'n hakknda "Siz kitabn bir ksmna inanp bir ksmn inkar m ediyorsunuz?" (Bakara: 2/85) dedii durumdur bu. Bunu kfr olarak nitelendiriyor ve o korkun azapla tehdit ediyor. Yce Allah, evren konusunda, insan yada dier bir yaratk hakknda bir gerei belirledikten yahut farzlar veya yasaklara ilikin bir hkm verdikten sonra, yce Allah'n belirledii bu hkmn anlamn kavrar-kavramaz kendisine ulaan herkesin, kabul edip uymas zorunludur. Yce Allah: "Allah odur ki, yedi gk yaratm, onlarn benzerini de yerden aratm. (Talak: 65/12) "Kafirler, gklerle yerin bitiikken ayrdm ve her eye sudan hayat verdiimizi grmediler mi?" (Enbiya: 21/30) "Allah her canly sudan yaratmtr." (Nur: 24/45) "O insan pimi amur gibi kuru balktan yaratt. Cinleri de yaln bir alevden yaratmtr." (Rahman:55/14-15) Bunun gibi evrenin canllar ve eyann mahiyetine ilikin syledikleri gerein ta kendisidir. Ayetlerin anlamn ve bunlardan kaynaklanan prensipleri anladktan sonra, insan aklnn kalkp da; ilkelerime, bilgime ve deneyimine uymuyor diyemez. nk insan aklnn bu alanda ulat her dzey, doruluk ve yanllk ihtimaline aktr. Ancak yce Allah'n belirledii hkm ise btnyle hak ve dorudur. Yine Yce Allah: "Allah'n indirdii ile hkmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir." (Maide: 5/14) "Ey mminler, Allah'tan korkun ve faizden arta kalandan vazgein, ayet mminseniz. Eer bunu yapmazsanz Allah ve Resulnn ilan edecei savaa hazrlann. Eer tevbe ederseniz ana mallarnz sizindir. Bu ekilde ne hakszlk edersiniz ne de hakszla urarsnz." (Bakara: 2/278-279) "Evlerinizde oturun. lk cahiliyedeki gibi sslenip, pslenip sokaklara dklmeyin." (Ahzab: 33/33) "Bartlerini yakalarnn zerine koysunlar ve sslerini gstermesinler." (Nur: 24/31) Bunun gibi hayat sistemine ilikin syledikleri tartmasz gerektir. Hi bir akl, yararnn yce Allah'n emrine muhalif olan yada insanlara izin vermedii ve hkmetmedii u hususta olduunu syleyemez. nk akln yararl grd ey doru da olabilir yanl da. htiras ve igdlere aktr. Ancak yce Allah'n hkmnde yarar ve iyilikten baka ihtimal sz konusu deildir. Yce Allah'n inan ve dncelere yada hayat sistemi ve dzenine ilikin belirledii hkmler, akln ortaya koyduklaryla ayn deerde deildir. Hkmn yce Allah'tan geldii dorulandktan ve anlam kesinletikten sonra, herhangi bir zamanla snrlandrlamaz. O halde akl unu ileri sremez: nan ve kullukla ilgili ksmn kabul ediyorum ancak, hayat sistemi ve dzeni bakmndan zaman deimitir. Kukusuz yce Allah hkmlerinin uygulann belli bir zamana snrlandrmay dileseydi bunu yapard. Hkm mutlak olduu srece, ilk nazil olduu dnem ile kyamete kadar ki her hangi bir dnem arasnda fark yoktur. Bunun nedeni, Allah'a kar gelmekten saknmak ve O'nun ilmini eksiklik ve kusur thmetinden uzak tutmaktr. Kukusuz O, sylenenlerden mnezzehtir, ycedir, uludur. tihada gelince; bu, genel hkmn uygulan esnasnda ba gsteren somut ayrntlarda sz konusu olabilir. Herhangi bir nesil iinde akln etkisinde kalarak, genel ilkeyi kabul veya reddetmek konusunda itihada bavurulmaz.

Btn bu sylediklerimizden insan hayatnda akln deerini ve roln azmsamak anlam kmaz. Allah'n dini ve onun doru retisinden beslenen l ve bak yntemine bal kaldktan sonra, yenilenen durumlara gre hkm uygulama konusunda insan aklnn nnde olduka geni bir alan vardr. u evrenin mahiyetini, oradaki gizli enerji ve g kaynaklarn, iindeki varlk ve canllarn zelliklerini bilmee ilikin nnde son derece geni imkanlar vardr. Yce Allah'n emrine sunduu evren, varlk ve canllardan yararlanma ve hayat gelitirme, yceltme ve ilerletme bakmndan, byk bir ortama sahiptir. Ancak Allah'n sisteminin snrlar iinde kalmak artyla. Yoksa akl saptran, ftrat birtakm tortularla rten, ihtiraslarn ve arzularn ngrd biimde deil.68 Tebli: Seyyid Kutub diyor ki: "... Peygamberlerden sonra insanlarn Allah'a kar ileri srebilecekleri hibir bahaneleri kalmasn diye..." Bu ayetin zerinde biraz daha duralm. Kendimizi, insanla kar peygamberlerin (Allah'n selm zerlerine olsun) ve peygamberlerin getirdii mesaja inananlarn omuzlarna yklenen byk sorumluluun nnde buluyoruz. Kukusuz bu, byk olduu kadar ar bir sorumluluktur da. Kukusuz insanln akbeti, gerek dnyada gerekse ahirette; peygamberlere, onlardan sonra da mminlere baldr. Onlarn, bu ii tebli etmeleri esasna dayanr, insanlarn mutluluklar yada bedbahtlklar, sevap yada gnahlar... Hem dnyada hem de ahirette... Bu son derece byk ve olaanst bir itir. yle olmas gerekir de. Bu yzden peygamberler sorumluluklarnn bykln biliyorlard. Yce Allah kendilerine teslim ettii ykn gerek mahiyetini onlara gstermiti. Yce Allah'n, peygamberine syledii u sz bunu gstermektedir: "phesiz biz sana ar bir sz vahyedeceiz." (Mzzemmil: 73/5) Sonra buna nasl hazrlanacan, ne yapmas gerektiini retiyor: "Ey rtnen, gecenin az bir ksm hari, kalk namaz kl. Gecenin yarsnda kalk yada yarsndan biraz eksilt, yahut ilave et. Kur'an' da ar ar oku. phesiz biz sana ayr bir sz vahyedeceiz." (Mzzemmil: 73/1-5) "Biz sana Kur'an' ar ar indiriyoruz. yleyse Rabbinin hkmne sabret. Onlardan gnahkarlara veya kafirlere uyma. Sabah akam Rabbinin adn an. Gecenin bir ksmnda da O'na secde et. Bir de geceleyin uzun sre O'nu tesbih et." (nsan: 76/23-26) te yce Allah, peygamberine bunu retiyordu. Sylemesini ancak sylediklerinin gerek mahiyetini bilmesini emrediyordu: "De ki, Allah'a kar beni kimse savunamaz. O'ndan baka bir snak da bulamaz. Benim yaptm yalnz Allah'n katndan olan ve mesajn tebli etmektir." (Cin: 72/22-23) "Grlmeyeni bilendir. Grlmeyeni kimseye amaz. Ancak peygamberlerden diledii bunun dndadr. Rablerinin mesajn tebli etmelerini ortaya koymak iin her peygamberin nnden ve ardndan gzcler salar; onlarn yaptklarn ilmiyle kuatr ve hereyi bir bir sayar." (Cin: 72/26-28) Kukusuz bu rpertici ve byk bir sorumluluktur. nsanlar gzetme sorumluluu... Onlarn hayatlar, lmleri, mutluluklar ve mutsuzluklar, mkafat ve cezalaryla ilgili olmaktadr. Tm insanl ilgilendiren bir yk. Ya, bu mesaj onlara iletilecek, onlarda kabul edip uygulayacaklar dolaysyla da sonuta dnya ve ahiret mutluluuna erecekler yada, bu mesaj onlara iletilecek ancak onlar kabul etmeyip bir kenara atacaklar, o zaman da, dnya ve ahirette bedbahtlk iinde yaayacaklardr yahut da mesaj kendilerine ulamam olacaktr. Ancak bu durumda Rablerine kar mazeretleri olacaktr. Dnyadaki bedbahtlklarnn ve saptmalarnn sorumluluu da; teblile ykml olduu halde, ykmlln yerine getirmeyenlerin boynunda olacaktr. Peygamberlere gelince; onlar emaneti yerine getirip mesaj tebli ettiler ve bu ar sorumluluktan kurtulup Rablerine kavutular. Onlar sadece dilleriyle tebli etmediler -bununla beraber- pratik hayatta somutlaan bir rnek olmakla da tebli ettiler. Engelleri ve zorluklar bertaraf etmek iin, gece gndz giritikleri cihadla duyurdular arlarn. nsann iini yiyip bitiren kukulardan, trl sapklklardan oluan engel ve zorluklarla uratlar. nsanlar arya uymaktan alkoyan ve dinden dnmeye zorlayan azgn glerle savatlar. Risaletin sonuncusunu getiren son teblici, peygamberlerin sonuncusu Peygamberimizin (salt ve selm zerine olsun) yapt gibi. Kukusuz Resulullah (salt ve selm zerine olsun) engelleri dille ortadan kaldrmakla yetinmedi. "Fitne ortadan kalkp, Allah'n dini tam anlamyla egemen oluncaya kadar." diye, zorluklar mzrakla da ortadan kaldrmt. Ondan sonra bu ar grev peygamberimize iman edenlere kald. Ondan sonra nesiller birbirinden ardnca gelip getiler. Bu nesillere mesaj iletecek de ona tabi olanlardr kukusuz. Onlarn bu ar sorumluluktan, insanlarn Allah'a kar bahanelerin kalmamasn salamaktan insanlar ahiret azabna ve dnya mutsuzluuna kar uyarmak ykmllnden kurtulmalar mmkn deildir. Ancak, Resulullah'n tebli edip uygulad sistem uyarnca, tebli yapp grevlerini yerine getirmi olmalar hari. Bu gn de mesaj ayn mesajdr. nsanlar da ayn insanlar. Ortalkta sapklk, azgnlk, kuku ve ihtiraslar kol geziyor. nsanlarn ve davann peine den azgn ve zorba gler eskisi

68

Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 3/134-139.

gibi insanlar saptrmakla, g kullanmakla, dinlerinden dndryor. Konum ayn konum. Zorluklar ayn, hi deimemi, insanlar da ayn insanlar. Tebli kanlmazdr. Grevi yerine getirmek zorunludur. Szle aklamak suretiyle tebli yapmak gerektii gibi tebliciler tebli ettikleri davann birer canl ve red tercman olana kadar pratik uygulama eklinde tebli etmek de bir zorunluluktur. Davet yolunu tkayan, insanlar batl davalar ve g kullanarak saptran engelleri bertaraf etmek suretiyle, tebli grevini yapmak gerekir. Yoksa tebli yaplm, grev yerine getirilmi saylmaz. Bu grevi yklenmekten geri durmak dnlmez. yoksa byk bir sorumluluk altna girilmi olur. Tm insanln sapkl, dnyadaki bedbahtlklar, ahirette onlara kar yce Allah'n kant oluturamamann sorumluluu. Btn bu sorumluluklarn yannda cehennemden kurtulamamak sorumluluu da vardr. Kim kmseyebilir ki, belleri kran, yrekleri hoplatan, kemikleri titreten bu sorumluluu? Ben "mslmanm" diyen kii ya, bu ekilde tebli edip grevini yerine getirecektir yada, dnya ve ahirette kurtulma midini yitirecektir. O, ben "mslmanm" dedii halde tebli yapmayp bizzat yaamaynca, btn tebli ve uygulama yntemlerine bavurmaynca, mensubu olduunu iddia ettii slm'n lehine ahitlik yapmas bir yana, aleyhine ahitlik yapm olur. Nitekim slm'n lehinde ahitlik iin yce Allah yle buyurmaktadr: "Bylece sizi orta yolu benimseyen bir mmet yaptk ki, siz insanlara rnek olasnz ve peygamber de size rnek olsun." (Bakara: 2/143) Kiinin slm'a ahitlii kendisinden balar ncelikle. Sonra evinden ve ailesinden, akraba ve airetinden iddia ettii slm'a ilikin realist bir ekilde grlr bu ahitlik. Bu ahitliin ikinci adm, slm', tm hayatnda gerekletirmek iin ev, aile ve airetin arlmasndan sonra btn milleti davet etmektir. Bireysel toplumsal, ekonomik ve politik olarak slm', gerekletirmektedir. ahitliin son aamas da insanlar saptran ve fitneye dren her tr engeli ortadan kaldrmak iin cihad etmektir. Burada da ahitliini hakkyla yerine getirince, ite o zaman, "ahit" diye adlandrlr... Dini iin ahitliini gerekletirmi, Rabbine doru yol alm demektir ve "ahit" ancak buna denir kukusuz. Bu turun sonunda, yce Allah'n ilminde, adaletinde, gzetiminde ve u inat ve azgn insan denen varla ynelik ltfunda, rahmet ve iyiliinde beliren stnln ve ululuun nnde rpererek duruyoruz.69 Vahyin nderliindeki Akl: Seyyid Kutub diyor ki: u varla ilikin muazzam bilgisinin karsnda hayretle duruyoruz. Ona verdii g ve enerjilerin, bnyesinde yerletirdii hidayet ve sapklk yeteneklerinin karsnda buluyoruz kendimizi. Bu sonsuz bilgisinin bir sonucu olarak kendisine bahettii akl mekanizmasnn byklne, i ve d dnyada bir ok hidayet kantlarnn ve iman zorlayc iaretlerin bulunmasna ramen , insan sadece aklna havale etmediini gryoruz. Kukusuz yce Allah, arzu ve heveslerin bu byk mekanizmay etkilediini biliyordu. Varln evrelerine ve nefsin gizliliklerine yerletirilen kantlarn, heva ve hevesler, bilgisizlik ve kusurluluk tarafndan perdelendiini biliyordu. Bu yzden -peygamber gnderip aklamadan- hidayet ve sapkln sorumluluunu insana yklemitir. Tebli ve hidayetten sonra da hayat sistemini belirlemeyi de insana brakmamtr. Ancak yce Allah'n belirledii hayat sistemini uygulamay insana brakmtr. Bundan sonrasn da insann aklna brakmtr. Kukusuz bu da, geni alan insana bahetmi olmasndan yararlanarak, diledii eyin bileimini yada analizini yapabilir. Kukusuz insan akl yanlabilir de doruyu bulabilir de. Yolda aya kayabildii gibi dosdoru da yryebilir. ayet mjdeleyici ve uyarc peygamberler gnderilmi olmasayd, bunun, Allah'a kar insanlarn ileri srebilecekleri bir mazeret olacan gerektiren ilah adaletin karsnda duruyoruz. Bir yaratcya, onun birliine tedbir ve takdirine, g ve bilgisine ahitlik eden kantlarla dolu ak evren kitabna ve gizli nefis kitabna, ftrata yaratcsna kavuma, onu bilme istei ve eilimine, onunla evren ve nefislerde yer alan yaratcnn varln gsteren kantlar arasndaki uyuma, ekicilie de denklie ramen. Ayn zamanda insana bahedilen bu alan, kantlar bulup sonular karacak ekilde yaratlm olmasna ramen, yce Allah, tm bu glerin zerine ullanp i grmez hale getiren, bozan yada bastran yada hkmne yanlg ve eliki bulatran zaaf ve etkenlerini bildiinden, kendisine grlen eylerle kar bu mekanizmaya btnyle uyandrmak iin peygamber gndermedii srece insan evren, ftrat ve akln karmaklndan muaf saymtr. Ama bu mekanizmann peygamberlikte somutlaan hak terazisine balanmasn salamaktadr kukusuz. lah sistemi gzettii srece hkmleri doru olacaktr. te ancak o zaman insan kabullenmeye, uyup uygulamaya zorlar. Aksi takdirde haklln yitirerek cezaya layk olur. Son derece zayf ve eksik olduunu bilmesine ramen, kendisine bu geni alan brakmakla ikramda bulunup, setii insan denen bu yarata ynelik yce Allah'n byk gzetimi; ltfu, rahmeti ve iyilii karsnda buluyoruz kendimizi. Yce Allah yeryznn hilafetini insana vermitir. Her ne kadar Allah'n geni mlknde bir zerre

69

Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 3/139-141.

konumundaysa da insana gre, son derece geni bir alandr bu. Allah'n himayesine snp bu byk mlkte kaybolmayacaktr. Yce Allah'n insana ynelik himayesi; ltfu, rahmet ve iyilii, onu, bnyesine yerletirdii klavuz olan ancak, zamanla ilevsiz hale gelebilen, ftrat ve doruyu bulmas mmkn olduu gibi saptmas da muhtemel olan aklla ba baa brakmay dilememitir. Aksine Rabbi ona, ardarda peygamberler gndermitir. Buna ramen insan, Rabbinden gelen mesaj yalanlyor, kabul etmemekte direniyor. Kap uzaklayor. Ancak yce Allah, kendisine mesaj tebli edecek peygamberler gndermedike, hata ve gnahlarndan dolay hesaba ekmiyor. yilik ve ltfunu kesmiyor. Peygamberlerin eliyle hidayet bulmaktan yoksun brakmyor. Ardndan teblie muhatap olmadka, kar kp kafir olmadka, o haliyle tevbe etmeden Allah'a dnmeden lmedike, dnya ve ahirette cezalandrmyor. in garip taraf; bu insann, bir ara kalkp Allah'a ihtiya duymadn sylemesidir. O'nun himayesine, ltfuna, rahmet ve iyiliine muhta olmadn sylemesidir. Hem de yce Allah'n -ilah sisteme dayanmad srece yeterli olmayacan bildii ve peygamber gnderip aklamad srece cezalandrmad akl mekanizmasna gvenerek. Bacaklarnda biraz g olduunu sezen ocuk canlanyor gzmzn nnde. Dmemesi iin kendisine dayanak yapt ellerini yerden kesmeye abalyor bu ocuk. Ancak rnekteki ocuk, daha doru ve ftrata daha uygun hareket etmektedir. nk ocuk, ftratn arsna uyarak, ellerden kurtulma abasndadr. Bylece, bnyesinde gizli enerji harekete geecek, znde sakl kuvvet gelime salayacaktr. Altrma yapa yapa kaslar ve sinirler geliip glenecektir. Ancak gnmzde Allah'a dayanmak istemeyen ve O'nun yol gstericiliinden kaan insana gelince, onun bnyesinin, -iinde gizli tm gleriyle birlikte- Allah'n desteine ve yol gstericiliine ihtiya duymayacak yeterlilikte olmadn yce Allah biliyor. nsann sahip olduu yetenekler olsa olsa Allah'n peygamberlerinin duyurduu mesajla olgunlua eriebilir, dzelir ve istikamet bulabilir. Yok eer kendi bana davranp, Allah'n yol gstericiliini kabul etmezse saptr, derin bir boluk iine girer, bir bunalm hayat yaar. ayet hile ve yanltma deilse, hata ve aknlktr u iddia; "Byk akllar, peygamberliin amaladn, peygamberlik olmadan gerekletirebilirler." nk akl, peygamberlik sayesinde doru bir bak metodu edinir. Bundan sonra uygulama alannda bir hata yapacak olursa bu, uyarlanm ancak; hava artlarndan, birtakm etkenlerden ve bu etkenlerin etkisinde kalan madeninin zelliinden dolay yanlan bir saatin hatas gibidir. Babolua ve tesadflere braklm ayarsz bir saatin hatas gibi deil. kisinin arasndaki farksa ok byktr. Peygamberliin gerekletirdii eyin -bizzat akln yntemine gre- baka bir ekilde gerekletirilmesinin mmkn olmadnn ve insan aklnn hibir zaman kendi kendine yeterli olamayacann kant, insanlk tarihi boyunca, az bulunur byk bir akln, doruluu bulma bakmndan peygamberlie bal sradan bir akln dzeyine kamam olmasdr. Ne itikad dnce bakmndan, ne bireysel ahlk asndan, ne hayat dzeni ne de bu dzenin tek yasama merciine inanma bakmndan... Kukusuz Eflatun ve Aristo'nun akllan byk akllardr. Hatta, Aristo'nun aklnn, insanln tand en byk akl olduunu sylyorlar. Tabii ki, peygamberlikten ve onun yol gstericiliinden uzak bir akldr bu. Ancak biz Aristo'un, -kendi nitelendirmesi ile- tanrsna ilikin dncesine baktmzda, bu dnce ile, peygamberliin yol gstericilii dorultusunda doru yolu bulmu sradan bir mslmann ilahna ilikin dncesi arasnda korkun uurumlar grmekteyiz. Eski Msr'da Akhenaton, tevhid inancna ulamt. Buna ramen, Akhenaton'un `tevhid' inancndaki -Bu konuda Hz. brahim ve Hz. Yusuf'un getirdikleri tevhid inancnn kalntlarndan etkilenmedii ihtimalini zayf grsek bileboluk ve efsanelerden tr, sradan bir mslmann ilah inanc, birbirinden fersah fersah uzaklamaktadr. slm'n btnyle egemen olduu ilk dnemlerde, Resulullah'n (salt ve selm zerine olsun) eitiminden gemi ortalama insanlarda ahlk bakmndan nice rnekler vardr ki, tarih boyunca semavi bir mesajn eitiminden gememi ancak, rnek saylan hibir kii bunlarn dzeyine ykselememitir. slm dzeninin ilke ve kanunlarnda grdmz stnlk ve grkemin yannda yer alan bu uyum ve dengeyi, hibir yerde bulmamz mmkn deildir. slm'n meydana getirdii bu toplumun, ne kendi dneminde ne kendisinden nce, ne de sonra, hibir blgede, dengelilik, uyum, hayat kolayl ve zenginlik bakmndan tekrar meydana geldiini grmek mmkn deildir. Kukusuz maddi uygarlk dzeyine gre hkm verilmez hibir zaman. Maddi uygarlk, kendisini meydana getiren ileri bilimin yntemlerinin gelimesiyle gelime kaydeder. Ancak herhangi bir dnemin hayat ls; tm paralarnn, ara ve yntemlerinin arasndaki uyum ve dengedir. nsana mutluluk ve doygunluk kazandran bu dengedir. Saysz ynleriyle insan enerjisini engellemeden, bask altnda tutmadan hareket etmesini salayan bu uyumdur. nsanln eksiksiz slm' yaad dnemin dnda, -peygamberlik kurumu olmakszn- hibir dnemde byle bir eye rastlanmamtr. Kargaa ve dzensizlik de slm'n glgesinde srmeyen ancak, hayatn srekli zelliidir. Baz ynlerden gz kamatrsa da, gl grnse de, durum byledir. Kukusuz bir ok ynden srmtr o, parlak grnmesine ramen. Bir ok ynn zayf brakarak grnrde glenmitir. Byle bir hayatta insanln payna bunalm, aknlk ve mutsuzluk decektir.

Glgelerin akna uyarak, kalpte derin ve gl etkiler brakan, u ayetin yayd ilhamlara ilikin szmz burada kesiyoruz. "... Bu peygamberleri mjdeleyici ve uyarc olarak gnderdik ki, bu peygamberlerden sonra insanlarn Allah'a kar ileri srebilecekleri hibir bahaneleri kalmasn." Bundan sonra Kur'an'n akyla birlikte yolumuza devam ediyoruz:70 Fetret ehli denilen kendilerine tebli ulamayan kiilere Allah dnyada azap etmez. Ahirette ise imtihan edileceklerdir. Bu kimselere iledikleri irk ve kfr amelleri yznden dnyada mslman hkm verilemez. Onlar iin istifar dilenmez. nk slamda dnyadaki hkm zahire gredir. Bize den zahire gre hkmetmektir. Ahiretteki durumlar ise Allahn dilemesine kalmtr. nsanlar tekfir etmek bir hastalk haline gelmemelidir. Biz Mnker ve Nekir melei deiliz. Kafir saym memuru da deiliz. Elbette ki irki, kfr ve iman birbirinden ayracaz. Bize den grev nce nefsimizi, ailemizi ve yaknlarmz, sonra tm insanlar hakka davet etmektir. Sonu: 1) Rasullerin gnderilmesindeki hikmetlerden biri de, kyamet gn insanlara bahane brakmamaktr. 71 Sonra Yce Allah, Muhammedin (s.a.v.) peygamberliini inkr eden Yahudilere cevap vererek yle buyurdu: Sonu: 1) Peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammedin (s.a.v.) peygamberliine ve rasullne Allah-u Teala ve melekler ahitlik etmektedir. 2) Kurann ihtiva ettii eriat (din) ve iki kapa arasnda barndrd marifetler ve ilimler, Hz. Peygamberin (s.a.v.) peygamberlii ile rasullne en byk ahittir 170. Mevdudi diyor ki: "Yani, "Siz inkr ve isyannzla kendinizden bakasna zarar veremezsiniz. nk sizin gklerin ve yerin sahibine zarar vermeniz imknszdr." Yani, "Allah her eyden haberdardr, bu nedenle O'nun mlknde karabileceiniz hibir fesat cezasz kalmaz. O Hakim'dir ve kendi emirlerine isyan edenlere ne yapacan bilir." 171. Mevdudi diyor ki: "Burada "Kitap ehli" ile, dinde snr aan ve Hz. sa'ya (a.s) olan ar sevgileri nedeniyle Onu ilh mertebesine karan Hristiyanlar kastediliyor. Bu, dier ar uca ynelerek Hz. sa'ya (a.s) dmanlk gsteren Yahudilerin (dier Kitap ehli) tam aksi bir durumdadr. Hz. sa (a.s), babasz dnyaya geldii iin ounlukla "Allah'n kelimesi" diye anlr. Allah, Hz. Meryem'in hibir erkek dokunmadan hamile kalmasn emretmi ve Hz. Meryem de Hz. sa'ya (a.s) hamile kalmtr. Balangta Hristiyanlara Hz. sa'nn (a.s) Allah'n emri (kelimesi) ile babasz dnyaya geldii sylenmiti, fakat onlar yine de felsefesinden etkilendikleri iin "kelime"yi (emir) "lh kelm" anlamnda kabul ettiler. Daha sonra "lh kelm" "Logos"a evirdiler. Daha sonra Hz. sa'nn (a.s) ilhl inancn savunan btl Logos doktrinini kurdular. Bu ekilde Allah'n kendisini veya kendi kelm sfatn Hz. sa'nn kiiliinde tezahr ettirdiine inanmaya baladlar. (Bkz. Yuhanna, 1; 14). Burada Hz. sa, (a.s) "Allah'tan bir ruh" olarak anlmaktadr. Bakara Suresinin 253. ayetinde de Allah'n Hz. sa'y (a.s) "Kutsal ruh" ile takviye ettiinden bahsedilir. ki durumda da bu, Allah'n Hz. sa'y (a.s) yksek ahlk faziletlere ve mkemmel bir hak sezgisine sahip ve tm ktlklerden uzak kutsal bir ruhla tehiz ettii anlamna gelir. Hristiyanlara bu retilmi olmasna ramen, onlar yine ar giderek "Allah'tan bir ruh"u, "Allah'n ruhu" diye deitirdiler ve Kutsal ruhun anlamn Hz. sa'ya (a.s) hll eden "Allah'n kendi ruhu" diye saptrdlar. Dinde yaptklar bu saptrmalar "l doktrin" inancna neden oldu. n birlii, yani Baba, Oul, ve Kutsal ruh'un bir tek Tanrda birlemesi inanc. "Allah'tan bir ruh" ifadesini Matta ncili'ndeki ifadesinin tersine "Allah'n ruhu" (Kutsal ruh) diye deitirdiler. Oysa Matta'da (1; 20) "Meryem'de hasl olan ey 'Kutsal ruh'tan' idi ifadesi geiyordu. Yani Kutsal ruh'un kendisi deildi. Yani, "Hz. sa (a.s) sadece Allah'tan bir ruh olduuna ve O'nun ilhlkta bir pay olmadna gre, snrlar amayn ve sadece Allah'a inanp Hz. sa (a.s) dahil btn rasllerine inann." Hz. sa'nn (a.s) rettii gerek de budur ve gerek Hristiyan da buna inanmaldr. Hristiyanlar n birliine (teslis) inandklar iin elitiriliyorlar ve onlara haddi amamalar tavsiye ediliyor. Garip grnmesine ramen Hristiyanlarn hem Allah'n birliine, hem de teslise inandklar bir gerektir. nk hibir
70 71

Seyyid Kutub, Fzillil-Kuran, Dnya Yaynlar: 3/141-144. Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yaynlar: 2/302.

Hristiyan Hz. sa'nn (a.s) Kitab- Mukaddes'teki szlerine gre Allah'tan baka ilh olmad gereini reddedemez. Fakat Hristiyanln daha ilk dneminde Logos doktirinin ortaya kmas, onlar yanl bir inanca yneltti. Allah ve Kutsal ruh ile birlikte Hz. sa'nn (a.s) ilhlna inanmaya baladlar. O zamandan beri bu iki zt inanc uzlatrmak onlarn en nemli kmazlar olmutur ve onsekiz yzyldan beri Hristiyan lhiyatlar bu kendi icat ettikleri sorunu zmeye almaktadrlar. Bundan baka, bu doktrinlerin deiik yorumlar zerine birok Hristiyan mezhebi kurulmu ve her mezhebin dierini kfrle sulad birok din tartmalar ortaya kmtr. Ksacas btn alimler ve tefsirciler ne Allah, ne de Hz. sa (a.s) tarafndan ortaya konulmayan bu meselenin zmlenmesi iin uramaktadrlar. Bu sorunun zmnn olmad aktr; nk hi kimse, hem kiinin ilhln paylatklar, hem de Allah'n hi orta olmakszn tek olduu inancn savunan bir sorunu zmleyemez. Bu ikilem, onlarn ilh snrlar amalar sonucu ortaya kt iin, ancak haddi amaktan saknrlar, Hz. sa'nn (a.s) ve Kutsal ruh'un ilhl inancndan vazgeerler, yalnz Allah'a ibadet edip balanrlar ve Hz. sa'y (a.s) Allah'n ilahlna ortak deil Allah'n Rasl olarak kabul ederlerse bu ikilem zlebilir; ancak tm artlar yerine getirildiinde mmkndr bu. Bu ayet, Hz. sa'nn (a.s) Allah'n olu olduuna inanan Hristiyanlarn haddi atklar drdnc noktay reddeder. Bu inanla onlar, kendi dinlerinin snrn amlardr. Yeni Ahid'in ilk kitabna gre (bu szler gvenilir kabul edilse bile) Hz. sa (a.s) Allah'la insan arasndaki ilikiyi baba ile oul arasndaki ilikiye benzetmitir ve srailoullar arasnda yaygn olan gelenee gre, Allah'a mecazi olarak baba demitir. Eski Ahid'te de buna benzer birok rnekler vardr. Hz. sa (a.s) "Baba" kelimesini kavminin kulland anlamda da kullanmtr. O, Allah' sadece kendi babas olarak deil, tm insanln babas olarak adlandrmtr. Fakat buna ramen Hristiyanlar snr ap Hz. sa'y (a.s) Allah'n tek olu olarak iln etmilerdir. Onlar, bu sama inanc, Hz. sa'nn (a.s) Allah'n tezahr olduu ve O'nun Kelimesi Ve Kutsal ruhu'nun tecessm etmi ekli olduu varsaymna dayandrmlardr. Ayn zamanda Allah'n btn insanln iledii gnahn ykn zerine almas, armha gerilmesi ve kendi kan ile insanlarn gnahlarna kefaret olmas iin, kendi biricik olunu yeryzne gnderdiine inanarak, byk bir sapkla dmlerdir. Bu inan tamamen onlarn hayallerinin rndr, nk Hz. sa'nn (a.s) bunu destekler nitelikte bir tek sz bile yoktur. Burada Allah "Kefaret" doktrinini reddetmiyor, nk bu Hristiyan inancnn temel bir ilkesi deildir. Bilkis (a) Hz. sa'nn (a.s) Allah'n olu olduu inancnn (b) "Eer Hz. sa (a.s) Allah'n olu ise, neden armha gerilerek ldrld?" sorusuna verilen felsef ve mistik cevabn bir yan rndr. Hz. sa'nn (a.s) Allah'n olu olmad ve armhta lmedii gsterildiinde, bu doktrin de zaten otomatik olarak reddedilmi olmaktadr. Gklerde ve yerde olanlarn hepsi Allah'n olduu iin, onlardan hibiri O'nun baba-oul ilikisi iinde deil, bilkis efendi ve kle ilikisi iindedirler. Allah mlkn idare etmeye yeter ve bunun iin bir oula ihtiyac yoktur. 176 Mevdudi diyor ki: "176. ayet bu sure nazil olduktan ok uzun bir sre sonra indirilmitir. O kadar sonra nazil olmutur ki, baz hadislere gre bu, Kur'an'n nazil olan son ayetidir. Shhate gvenilir hadislere gre bu ayet, H. 9. ylda Nisa suresi tam bir sure olarak okunurken nazil olmutur. Bu nedenle, bu ayet surenin banda mirasla ilgili ayetlere eklenmemi, fakat bir ilve eklinde surenin sonuna eklenmitir. "Kelale"nin anlam konusunda farkl grler vardr. Baz mfessirlere gre Kelale, ne ocuu, ne babas, ne de dedesi hayatta olmakszn len kiidir. Bazlarna gre ise, babas veya dedesi hayatta olsun olmasn, geride ocuk brakmadan len kimse demektir. Hz. mer de (s.a) bu konuda kesin bir karara varamamtr. Bununla birlikte fakihlerin ou Kelale'nin, babas ve dedesi kendisinden nce lm olan ve geride ocuk brakmakszn len kii olduu yolundaki Hz. Ebu Bekir'in (r.a) grn benimsemilerdir. Bu gr, Kur'an tarafndan da desteklenmektedir. nk Kur'an'da Kelale'nin mirasnn yarsnn kz kardee verilmesi gerektii bildiriliyor. Oysa baba hayatta olsa kz karde mirastan hibir pay alamaz. Burada ortak anne-babadan veya ayn babadan olma kz ve erkek kardelerin kastedildii konusunda gr birlii vardr. Hz. Ebu Bekir (r.a) bu ekilde tefsir etmi ve sahabenin hibiri, bu konuda ona ihtilaf etmemilerdir. Baka varis olmadnda erkek karde mirasn tmn alr. rnein ocuu olmayan kadnn kocas hayatta ise, kadnn kardei, kocaya den pay verildikten sonra geriye kalan btn mirasa sahip olur. Ayn durum ikiden fazla kzkarde iin de geerlidir.

You might also like