You are on page 1of 408

ERTEKİN'e parayı gönderdiklerini, sadece 300-400 YTL'lik bir kısmının kaldığını, Bu dönem

içerisinde kesinlikle şahıslarla aralarında kavga veya küfür olmadığını ve kimseyi darp
etmediğini,
24.07.2007 günü saat: 22.27'de X şahısla yaptığı telefon görüşmesindeki; Ali'nin
"Akşam PAŞAM arıyo, ben seni biliyorum tamam mı NORMALDEN arıyorsun
zannediyordum bülbül gibi ötüyorum, bu Faruk'u dövdüm" dediği, X şahsın "Kalabalık
gitseydiniz" dediği, Ali'nin "800 MİLYON HARAÇ ALDIM, 850 MİLYON DAHA
DOĞRUSU, 1450 KALDI DEDİM" "Ya dedi nasıl kalır 1400, s..ktir lan dedim bu geçerlidir"
şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, bu görüşmeyi Bursa'da bulunan Ali SATIK'm yanında
çalışan Murat..? isimli şahısla yaptığını, "Paşam" derken herhangi birini kastetmediğini,
kendisinin herkese bu şekilde hitap ettiğini, bunlann hepsinin şaka olduğunu, kimsenin adına
haraç almadığını,
21.11.2007 günü saat:23.09 da X şahısla (546 595 58 59) yaptığı telefon
görüşmesindeki; X şahsın "Abi biz misafirle görüştük bugün" "Yaklaşık iki saat filan bir
görüşme oldu gerekenleri söyledim 400 bin dolarlık senetleri yarm biz alıyoruz" "ilkin senle
görüşecek" "O şeyleri falan ahyo bilgin olsun" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
Kendisinin bu görüşmeyi hatırlamadığını, bu görüşmeyi kendisinin yapmadığını,
Askeri personelden kimleri tanıdığı sorulduğunda;
Bir dönem Muşta görev yapan Mustafa Kemal TUTKUN paşa ile görev ile ilgili
görüştüğünü ancak şu anda görüşmediğini, ayrıca Muş alay komutanı Naim KURT ile
görüştüğünü, bu şahıslada emekli olduktan sonra görüşmediğini, Muş Emniyet İstihbaratı
Şube Müdürü ile de PKK konusunda yardım amaçlı görüşmelerinin olduğunu, daha önceki
dönemlerde yani geçici köy koruculuğu yaptığı dönemlerde istihbarat birimleri ile
görüştüğünü, ancak kod isimi kullandıkları için görüştüğü şahısların gerçek kimliklerin
bilmediğini,
05.09.2007 günü saat:18.22'de Mastafa..? (534 301 54 40) isimli şahısla yaptığı
telefon görüşmesi hatırlatılıp MUSTAFA'NIN "Dün beni aldılar Ali. Ağzımı gözümü
yamulttular" "Evden çağırdılar aşağıya indim aldılar götürdüler ormana" "Tanıyorum biraz
isimlerden bahsetti telefonda konuşulmayacak şeyler var" "Bazı büyük isimler saydı biz
bunlardanız şudur budur" "Bi milletvekili öldürüldü ya o yüzden diyorum" "O milletvekili
öldürüldü ya hani arabasında vuruldu, onu öldüren biziz şudur budur" dediği, Ali'nin
"Telefonda konuşmamda onun anasmı s..kerim ben" dediği, X şahsın "Sen birşey yapmıyorsan
bana bir emanet vereceksin ben ucuz mucuz bulacam" dediği, Ali'nin "Onlarla görüşeğiz"
şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, Mustafa isimli şahısı tanımadığını, kendisinin Mustafa
isimli abisinin olduğunu, ancak abisinin bu işlerle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını,
18.10.2007 günü saat:11.31 de H.İBRAHİM (506 548 50 88) ile yaptığı telefon
görüşmesi sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, görüşmeyi Halil İbrahim isimli, Etilerde bir kuaför dükkanı
işleten şahısla yaptığını, görüşmede Halil ibrahim'in sevgilisinin bir dönem Ankara da kalacak
yer araması ile ilgili olduğunu, H.İbrahim'in kendisinden bu konuda yardım istediğini,
28.10.2007 günü saat: 19.44 te H.İBRAHİM (506 548 50 88) ile yaptığı telefon
görüşmesinde; X şahsın "3.koIordu astsubay lojmanları sosyal tesisleri, aldığın andan itibaren
doğal olarak bağlı olan Beşiktaş'taki Orhaniye'yi de veriyorlar sana" dediği, Ali'nin "Hangisi
şanslıysa onu alacağız paralı olanı alacağız" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, görüşmeyi de Halil İbrahim ile yaptığını, şahsın berber
olduğu için 3. kolordu tesislerinin kuaför işini almaya çalıştığını, bu konu ile ilgili görüşme
yaptıklarını, kendisinden askeriyede olan tanıdıklanyla konuşmasını istediğini, ancak bu konu
ile ilgili kendisinin askeriyeden kimseyle görüşmediğini,
17.12.2007 günü saat: 12.49 da .?. Emniyet Müdürlüğünü aradığı (0436 216 10 17)
ve yaptığı telefon görüşmesinde; telefonu açan görevliye Mustafa isimli biri ile görüşmek
istediğini söyledikten sonra "Cizreli Ali deyin jandarmadan" "Cizreli Ali Jandarma
istihbarattan de" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, Muş ilinde olduğu bir sırada Muş Emniyet müdürlüğü
Narkotik Şube de çalışan Polis memuru Mustafa..? ile görüşmek istediği için bu şekilde
yaptığını, Emniyet Müdürlüğünü aradığını ve Mustafa..? isimli görevliyle görüştüğünü, daha
önce Jandarma istihbaratına muhbirlik yaptığı için kendisini bu şekilde tanıttığını, uyuşturucu
ile ilgili bilgi edindiğinde bunu narkotik birimlerine bildirdiğini, bu zamana kadar muhbirlik
yaptığı için Muş emniyetinden de resmi olarak para aldığını,
29.12.2007 günü saat: 16.25 te Gönül..? isimli şahısla (546 746 22 41) yaptığı
telefon görüşmesindeki; Ali'nin "PAŞAMIN bazı malzemeleri var onları almaya
gidiyoruz şuanda" "Senle her zaman görüşebiliriz ama bu bizim mevzuyla ilgili kaçıklık
olmuyo" "YANİ ORDA RAPOR VERMEMİZ LAZIM NE BOK YEDİK NE YEDİK
NE YEMEDİK ANLADINMI" "MİLLETİ VATANI KURTARMAYACAĞIM ARTIK,
Allah izin verirse bu iş bitecek artık kendileri vatanı korusun" "Eğerki bana bıraksalar
ben beş arkadaşamı toplar GECEDE 20 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRÜM, kimin ne olduğunu
biliyoruz kimin ne kahpe yaptığını biliyoruz ama fırsat yok İŞTE NEYMİŞ ADALET
VARMIŞ YOK KAMU VARMIŞ" görüşme içeriği sorulduğunda;
Malzemelerini alacağı şahsın kim olduğunu hatırlamadığını, görüşmede geçen
konunun PKK terör örgütü ile ilgi olduğunu, medyada çıkan şehit haberleri ile ilgili "Bana
bıraksalar 20 kişi ile gider hepsini öldürürüm" dediğini, ancak adaletin bunu engellediğini
böyle bir şeye izin vermediğini kastettiğini, "Kahpe" diye bahsettiği nin PKK olduğunu, Türk
adaletine güvendiğini,
03.02.2008 günü saat:17.12'de Mekin..? (532 428 25 56) Ue yaptığı telefon
görüşmesindeki; Mekin'in "O sana zarf atmış para muhabbetine, sen canını sıkma biz
birbirimize yardım edeceğiz" dediği, Ali'nin "Yemin ederim istanbul ikinci başkanı
geldi Emniyet Müdürlüğüne" "Tuttum ellerinden elimi attım bunun omzuna eyvallah
dedim, Paşamda şaşırdı hayırdır dedi Ali yine birşeyler karıştırmaz sinirliydim ya"
şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
29.06.2007 günü saat:12.10 da X şahısla (506 548 50 88) yaptığı telefon
görüşmesinde; X şahsın Haliç'te bulunan Hadımköy Spor tesisleri başkanının Fatoş..? isimli
bayanı dövmeye kalktığından bahsettiği, Ali'nin "Hemen iki dakikada öğrenirim kim
olduğunu" "Ben onu hallederim bizim Kıvırcık Sedat'ı arayacam, bizim orada dostlarımız var,
bir daha öyle akıllı olsun" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, ancak görüşmeyi Halil İBRAHİM ile yapmış
olabileceğini,
09.10.2007 günü saat: 15.47 de X şahısla (536 415 45 36) yaptığı telefon
görüşmesindeki; Ali'nin "Ulan ben senin avradını s.kecem bu cuma günü a.ına koyacam
senin" "Ben sana ne yapacam görürsün" dediği, X şahsın "Seni savcılığa da verdim" dediği,
Ali'nin "Ver senin o SAVCINI DA S.KECEM oğlum" "SENİN O SAVCIMDA S.KECEM
OĞLUM. Şerefini s.ktiğimin o.ospu çocuğu" "Ben senin için iki tane adamı cezaevine
gönderirim" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmesini ve görüşmeyi kiminle yaptığını hatırlamadığını,
30.10.2007 günü saat: 22.49 da Ahmet..? (532 200 11 27) isimli şahısla yaptığı
telefon görüşmesindeki; Ahmet'in "Bu Abdullah ÇATLI olaymı anlattım dayı" "Sen
imkanları olan adamsın" dediği, Ali'nin "Havaalanmdayım BİRŞEY VERECEKTİM
SANA en yakın sendin çünkü" "BİŞEY SANA BIRAKACAKTIM DA BEN UÇAĞA
BİNECEKTİM bi yere gidiyorum" "Gerek kalmadı ATEŞE'DE bir arkadaş çağırdım onlar
geldiler" "Diyorsun Abdullah ÇATLI bilmem ne zıkım olduda uzaklaştı" dediği, Ahmet'in "O
zaman yanımızda görmek istedik ya halen devam ediyo çok kötü güzelleştik" "Bizim şimdi
birşeylere ihtiyacımız olacak" "Şimdi biz bi savaş patlattık ne kadar büyüğümüz var ne kadar
ahilerimiz var bilmiyorum ama bize bi ulaşmaları lazım artık bıçakta kemiğe dayandı BENİM
ÇOK ACAYİP BİÇİMDE MÜHİMMATA İHTİYACIM VAR HABERİN OLSUN" dediği,
Ali'nin "Telefonda bunlar konuşulacak işler değil" diyerek yüz yüze görüşmek istediği,
Ahmet'in "Mete abi" "O işide bi gözden geçirelim önada zıplayacaz tamamım dayı"
şeklindeiki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmesini yaptığı şahsın Ahmet KÜTÜK olduğunu, şahsın Kumburgazlı
olduğunu, bu şahsın insan kaçakçılığı yaptığını, Emniyetle bu şahsı yakalatmak için çalışmalar
yaptığını, Ahmet KÜTÜK ile telefon görüşmeleri yaptığmıve onun güvenini kazanarak
yakalanmasını sağladığını, şahsın neden Abdullah ÇATLI dan bahsettiğini bilmediğini,
kendisinden silah ve fişek istediğini, kendisinin de şahsı yakalatmak için bunu kabul ettiğini,
ancak kendisinin Devlete muhbirlik yaptığını duyduğu için şahsın gelmediğini, kendisinin
Ahmet KÜTÜK isimli şahsın güvenini kazanmak için bu şekilde davrandığını,
09.01.2008 günü saat:15.09 da Ahmet..? (554 845 45 84) ile yaptığı telefon
görüşmesindeki; Ali'nin "Dinleceksin sözümü. Ondan sonra yola geleceksin oğlum
herkes dünya kadar para kazanıyor. Bizim dünya kadar paramız var" dediği, Ahmet'in
"Yapcaz işte işallah Ali abi, senin dediğin iş ne" dediği, Ali'nin "Ahmet o o arkadaşlar
ne oldu" "O iki tane onlara güveniyormusun" diye sorduğu, Ahmet'in "onlar yaramaz
ya, onlar yararda o konular öyle muhabetteleri biliyorsun Ali abi sevmiyorum
sertliği"dediği, Ali'nin "iyi bitane araba sana ayarlayahm oğlum" dediği, Ahmet'in
"Abi Müjdat hapiste ötekisini de görmüyorum ne zamandır" "Yarın geleceğim abi
sana" dediği, Ali'nin "Bak başkasını çağırırım" "yarım saatte gel" "Beşiktaş'ta yerimiz"
dediği, Ahmet'in "Tamam abi elimde güzel ekip var bi geliyim konusalımda ben aslında
o işleri sevmiyorum, sertli sert olmayı sevmiyorum" şeklindeki görüşme içeriği
sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin insan kaçakçısı Ahmet KÜTÜK olduğunu, bu şahsın
doğudan ve batıdan temin ettiği insanları Avrupa'ya kaçırdığını, hatta PKK üyelerini de
Avrupa'ya kaçırdığını, kendisinin Ahmet KÜTÜK ile irtibatlı olarak onun güvenini sağlamaya
çalıştığını, çünkü bu şahsı Muş veya İstanbul emniyetine yakalatabilmeyi sağladığı takdirde
ikramiye almayı düşündüğünü, şahsı yanma çağırmasına rağmen Ahmet KÜTÜK'ün,
kendisinin muhbirlik yaptığını bildiğinden dolayı yanma gelmediğini,
23.01.2008 günü saat:10.08'de Ahmet..? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde
geçen; Ali'nin "Başka bir kimlikle gittim" "Fatih adliyesindeyim savcı beyin yanma gelmişim
ondan sonra arattırdım ben şimdi" şeklindeki beyanları sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin Ahmet KÜTÜK olduğunu, Ahmet KÜTÜK'ü yanma
çağırdığında gelmediğini, sebebini sorduğunda şahsın Büyükçekmece de polisçe yakalandığını
söylediğini, bunun doğru olup olmadığını kontrol etmek amacı ile karakolu aradığını ve
Ahmet KÜTÜK'ün kullanmış olduğu sahte kimlik olan Can VARDAR ismini sorduğunu,
ancak kendisine bu konuda bilgi vermediklerini, telefon görüşmesinde Can VARDAR olarak
birinin tutuklanmadığını öğrendiğini^jAime|,.KÜTÜK yakalandığında Can VARDAR sahte
kimliğini kullandığını söylediğini^)rüs*f^ae2^aşka bir kimlikle gittim" derken bunu
kastettiğini,
30.01.2008 günü saat:19.22'de Çağrı..? ile (543 345 15 15) yaptığı telefon
görüşmesinde geçen; Çağrı'nın "Vatan caddesindeki otelin adı neydi bi abilerin oteli varya"
"Hani ağabeylerin ya MAFYALARIN VAR YA, BİZİM DOSTLARIMIZIN YA" "Bunlar
meşhur abüer mafya herifler" dediği, Ali'nin "BİLİYORUM BİZİM DOSTLARIMIZ
BUNLAR" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmesini yaptığı şahsın Çağrı ....? İsimli, soy ismini bilmediği bir kişi
olduğunu, şahsın nereli olduğunu bilmediğini, muhtemelen Gaziantepli olabileceğini, şahsın
bir üniversite de okuduğunu duyduğunu, kendisine telefon açarak Vatan caddesinde bulunan
AKGÜN otelini sorduğunu, bunu sorarken de "MAFYALARIN, abilerin ya" diyerek
sorduğunu, kendisinin de "Biliyorum onlar bizim dostlarımız" şeklinde cevap verdiğini,
görüşmede geçen otelin AKGÜN oteli olduğunu, bu otelin sahibini tanımadığını ve orada
dostlarının olmadığını, sadece hava atmak için bu şekilde konuştuğunu,
28.01.2008 günü saat:16.49'da Ömür..? İle (535 795 66 54) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ömür'ün "Adamlar bugün gelmiş" "Demişler ki biz Cizreli Alinin ortağıyız"
"Adını duymuş tırsmışlar yarın yine gideriz alırız abi tamam 5 i" dediği, Ali'nin "Senin hatırın
için yoksa ben başka şekil yaparımda benim şey biraz farklıdır bu bölgede anladın mı ne
demek istiyorum" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
*28.01.2008 günü saat:16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ali'nin "Sen bunları çağırıyorsun" "Zeytinburnu'nda bir yere gelin" "Para
konusunda bizim paramız problem değil demi" Paralı gelsinler de onları başka şekilde
konuşacağız oğlum onlar telefonda olmaz anladın mı ne demek istediğimi" şeklindeki
görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
28.01.2008 günü saat:18.23'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ali'nin "Yarın sende gel onların dükkanına gidelim olmazsa o köpekleri bir
daha çağırtırım kulaklarını keserim bu sefer birdaha o aileye karışmasınlar" şeklindeki
görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
28.01.2008 günü saat:18.19'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ömür'ün "Ali abi hallolmuş olay adamlar tamam size dokunmayız demişler"
"Bunlarda demişki Hayrettin ertekin'in yeğeni benim kızımın arkadaşı" "Öyle hallolmuş yani"
"Ben bi şey ayar çekerim" dediği, Ali'nin şahısların kendisini arayarak özür dileyeceklerini
söyledikten sonra "Bu insanlar ömür boyu orada hayatını sürdürecekler ama niye?. Bizden
dolayı." "Ben derimki; bu bölge benim bölgemdir karışmayın! Karışmazlar çekinirler"
şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
28.01.2008 günü saat:20.44'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ömür'ün "Beni ZEZENIN adamı aradı" "Özür diledi kusura bakmayın dedi"
"Ali abiye ulaşamadık dedi" dediği, Ali'nin "Bunlar bizi tamdı artık bunlara yarın bu
arkadaşlarımıza cezasını versinler bu iş bitsin" "Onlara kendimi bir şekil yaptırıcam bir yere
yollayacağım ben o adamları" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmelerini kendisinin yapmadığını,
29.01.2008 günü saat:19.35'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ömür'ün "Abi ben konuştum cart curt ediyorlar" " dedim abi böyle söyledi
parayı versin bitsin dedim" "Uzattıkça uzatıyorlar abi sen artık ne yapacaksan yap" dediği,
Ali'nin "Beni arasm bu" dediği, Ömür'ün "Kız mı annesi mi çocuk mu" şeklindeki görüşme
içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmelerini kendisinin yapmadığını/' * -
02.02.2008 günü saat:10.57'de Murat..? ile (535 615 5491) yaptığı telefon
görüşmesinde; Ali'nin "Araba çalıntı ondan dolayı alınmışlar" "Mahkemesi Kadıköy'de
yapılacak" "Amir bey dedi ki; Ali biz gereğini yaparız." "Yüzde birmilyon bu işler böyle
Muradım" "Ne yapalım iş bize düştü demek ki" "Başka müdürler var dedik hani görüşmemiz
daha iyidir" "Bakarız şimdi ben adliyeye geçeceğim" "Duruşmaya gidecekse konuşeceğiz"
şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
02.02.2008 günü saat:12.05'te Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin
"Bunu bugün çıkartacaklar nöbetçiye" "Şimdi buna bi şeyler yapmamız lazım çıkartmamız
için gerçi ben Ali için birşey yapmak istemiyorum ama" "Bi dostla görüştüm de dostlardan
birisi yardımcı olacak bu herife" "Çıktıktan sonra BUNA BIRŞEYLER ATACAĞIZ bu
pezevenk verir mi" dediği, Murat'ın "Zorlar NE KADAR İSTİYORLAR" dediği, Ali'nin "IKI
ÜÇ FİLAN VERİRİZ IKI VERİRİZ ama bunun şeyi zordur sana söyleyeyim çenç olaymda
birşeyler olmuş" "Hırsızlık varmış" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
*02.02.2008 günü saat:13.32'de Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin
"Emniyete haber verdik" "Sana söylediğim şekil yani bizim iki tane güzel dostum var" "Orda
görevli değil de başka bi yerde" "Rica edecekler" dediği, Murat'm "NE DİYORLAR BEDEL
NE" diye sorduğu, Ali'nin "IKI IKI OLSUN IKI VERELİM" "Gereğini yapsınlar biz
paslaşırız sonra" "Savcıya haber vermişler vermeseydiler sorun kalmazdı" şeklindeki görüşme
içeiriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
El konulan 0630940 seri numaralı hafıza kartının içeriği sorulduğunda;
Hafıza kartında çıkan resimlerin kendisine ait olduğunu, resimde silahlı olarak poz
verenin oğlu Veysel Emre TONÇER olduğunu, resimleri tarihten 2,5 yıl kadar önce Muş
ilinde iken evinde çektiğini, İlk üç resimde geçen 14 lü tabancanın ruhsatsız olduğunu ve
üzerinde taşıdığını, Köy Koruculuğunu bıraktığı için üzerinde tabanca olduğunu, bir dönem
Muş İl Jandarmaya istihbarat amaçlı çalıştığını, Muhbirlik yaptığını, O dönemde Muş İl
Jandarmaya üzerinde silahla girerken yakalandığını ve silahla ilgili hakkında işlem yapıldığını,
4. Resimdeki silahın 14 lü tabir edilen bir tabanca olduğunu, 1994 yılında, PKK
itirafçısı olduğunu ve Jandarma İstihbarata çalışmaya başladığını, resmin Cudi Dağında
çekildiğini, bir dönem Jandarma da, PKK için istihbarat sağlarken, operasyonlara da
katıldığını, fotoğrafta görülen tabancanın da o dönem kendisine resmi olarak verilen tabanca
olduğunu, sonradan bu görevden ayrıldıktan sonra tabancayı iade ettiğini,
2005 veya 2006 yılında askerliğini Muş İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat
bölümünde yaptığını, askerliğini sivil istihbaratta yaptığı için, sivil kıyafetler kullandığını,
elindeki A4 olarak tabir edilen silahın kendisine zimmetlenen otomatik tüfek olduğunu, yine
elindeki tabanca'nm da kendisine zimmetli bir tabanca olduğunu" beyan etmiştir.

b) Savcılık ifadesinde özetle;


Emniyette vermiş olduğu ifadelerini aynen tekrar etiğini, arama sırasında çalıştığı
dükkanın Hayrettin ERTEKİN'e ait olduğunu, bahse konu dükkan da 7 aydır gümüş tamirciliği
yaptığını, daha sonraki dönemde Azerbaycanlı ustasının iş yerine uzun bir dönem gelmemesi
üzerine onun yerine çalışmaya başladığını, iş yerinde kullandığı oda da Hayrettin'e ait bir
buzdolabının bulunduğunu, iş yerinde kendisine ait özel herhangi bir vergi levhası, belge veya
kira kontratı gibi belgelerinin bulunmadığını, dükkanın mülkiyetinin METE..? isminde bir
şahsa ait olduğunu, kendisinin çahş'tığtiş yeri için kira ödemediğini,
Herkesin kendisini CİZRELİ ALİ olarak bildiğini, 1990 yılında Cizre 'de PKK terör
örgütüne katıldığını, 1 yıl Kuzey Irakta askeri ve siyasi eğitimden sonra önce Çukurca'ya
sonrada Muş'a savaşçı olarak gönderildiğini, 1993 yılı 10. ayında Muş ilinde güvenlik
güçlerine teslim olduğunu, o dönem içerisinde SASON korucu başı ile Hasköy Korucu başının
hayatını kurtararak teslim olduğu için Diyarbakır'da 3 Nolu DGM'de yargılandığını, PKK
itirafçısı olarak hiçbir ceza almadığını, mahkemesinin devam ettiği dönemlerde Şırnak
bölgesinde askeriyeye yardımcı olduğunu, daha sonra mahkemeden beraat karan çıkması
üzerine Muş'ta jandarma istihbaratta askerlik görevini yaptığım, kendisinin aslen Şırnak
Cizre'li olduğunu, terhis olduktan sonra geçici köy korucusu olarak Muş Merkez Hasköy
ilçesinde 12-13 yıl çalıştığını, abisi MUSTAFA TONÇER'in İstanbul'da Artı Özel Güvenlik
şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 1995-1997 yıllarında Bingöl'de bir operasyon
sırasında itirafçı bir şahıs olan ADİL TİMURTAŞ ile tanıştığını, ADİL TİMURTAŞ'm
Diyarbakır JİTEM Grup Komutanlığında görevli olduğu dönemde kendisinin askerlik
yaptığını, Bingöl ili Genç ilçesi kırsal alanında PKK terör örgütü ile çatışmaya girdiklerini, bu
operasyon da ADİL TİMURTAŞ'm komutanı olduğunu, daha sonraki dönemlerde bu şahısla
samimiyetini ilerlettiğini, kendisinin 1994 yılında Elazığ'da Zeki Yüzbaşının komutanı olduğu
Elazığ JİTEM Grup Komutanlığına bağlı olduklarını,
2006 yılı yaz ayında İstanbul'a geldiğini, o dönemde ADİL TİMURTAŞ'm İstanbul'
da olduğunu, bu şahsın kendisine iş bulacağını söylemesi üzerine Beşiktaş'a gittiğini ve şahısla
görüştüğünü, daha sonra kendisini Hayrettin ERTEKİN'in Beşiktaş ta bulunan ofisine
götürdüğünü ve orada işe başladığını, bu işten aylık olarak yaklaşık 450 YTL maaş aldığını,
maaşını KAAN DUT'tan aldığını, yapmış olduğu gümüş işinden kalan bahşişlerle aylık
gelirinin toplamda 600-700 YTL yi bulduğunu,
Kendisinin ERGENEKON terör örgütü üyesi olmadığını, örgütün ismini ilk defa
duyduğunu, zaman zaman Hayrettin ERTEKİN'in alacağı ile ilgili konularda Bursa'ya gidip
geldiğini, ancak illegal hiçbir iş yapmadığını, itirafçı olduğu dönemde Muş, Şırnak ve
Bingöl'de JİTEM görevlileri ile birlikte her türlü PKK konusunda mücadele ettiğini, JİTEM'de
görev yaptığı sırada komutanlarının Şehit Kadir KILAVUZ Binbaşı, Cem ERSEVER Binbaşı,
Şırnak bölgede ALİ Binbaşı, Silopi'de RIDVAN Yarbay, Muş'ta ZEKİ Binbaşı, Naim KURT
Albay, İstihbarat Şube Müdürü Kenan Sefa BÜYÜKAYDIN, Yavuz ERTÜRK paşa, Muş
İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Osman ERKOL, Mustafa Kemal TUTKUN paşa, (Muş
Güvenlik Komutanı) ile itirafçılardan Adil TİMURTAŞ, Muammer SONAR, Bedirhan KURT,
Hüseyin (KOD) Hüseyin BİLBİL (CİZRELİ), ibrahim BABAT, Mehmet DÖRTYAMA,
Abdülkadir AYGAN, Eyüp (SİLOPİLİ), SAKALLI ve YEŞİL (kod) Mahmut YILDIRIM
arkadaşı olarak belirttiği şahıslarla 1993 yılı 10. ayından 1995 yılı sonlarına kadar JİTEM'de
faaliyetlere katıldığını, YEŞİL (KOD) Mahmut YILDIRIM ile Muş Şenyayla'da 1995 yılında
kırsalda operasyonlara katıldığını, ancak şu anda Mahmut YILDIRIM'm nerede olduğunu
bilmediğini,
Cem ERSEVER'in öldürülmesi olayı ile ilgili basından duydukları dışında özel bir
bilgiye sahip olmadığını, kendisinin Veli KÜÇÜK ile bizzat yüz yüze görüşmediğini, sadece
medyadan ismini duyduğunu, Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM ve diğer kişilerle
görüşmediğini, herhangi bir irtibatının olmadığını, şuanda irtibat halinde olduğu ve görüştüğü
hiçbir komutan olmadığını, ancak itirafçılardan Muammer SONAR ile görüştüğünü, ancak
Muş Emniyet Müdürlüğü ile irtibatlı olarak yaklaşık 2 ay kadar önce Muş İstihbaratına bilgiler
vererek 3 kilo saf esrar ve tabancayı polise yakalattığını, bu işten de 500-600 YTL ikramiye
aldığını,
Kendisinin telefon rehberinde kayıtlı olan "Bİ TANEM" in kız arkadaşı Gönül..?
isimli bayana, "ADİL AZO" olarak kayıtlı olan 0535 705 49 23 numaralı telefonun, Adil
TİMURTAŞ'm arkadaşı Abuzer..? isimli şahsa, Ahmet ARK,'şeklinde kayıtlı olan 0555 498
35 23, 542 241 53 81 numaralı telefonların, Ahmet FAHRİ joîarak kayıtlı 0537 443 43 31,

0544 788 37 76 numaralı telefonlara, Ahmet MURAT olarak kayıtlı 0535 541 11 42, 0537 895 72
32 numaralı telefonların kendisinin insan kaçakçılığını yaptığını bildiği ve yakalatmak için
uğraştığı Ahmet KÜTÜK isimli şahsın arkadaşlarına ait olduğunu ancak bu şahısların isimlerini
bilmediğini,
Kendisinin tarihten 1 yıl kadar önce Ahmet KÜTÜK'ü Kurtuluş'ta yakaladığını, şahsa
"SEN İNSAN KAÇAKÇILIĞI YAPIYORSUN" dediğini, şahsında kendisine yardımcı olma
konusunda söz verdiğim, bunun üzerine İpsala Jandarma da bölük komutanı Mustafa..? üsteğmen
ile yanındaki uzman çavuşla irtibata geçtiğini, o dönemde eşinin rahatsızlanması üzerine Muş a
gittiğini, Ahmet KÜTÜK'ün o sırada kendisini cep telefonun dan aradığmıve insan kaçakçılığı ile
ilgili iblgiler verdiğini, kendisinin de bu bilgileri ilgili birimlere ileterek kaçakçılık yapan şahıslan
yakalattığını, bunun üzerine Ahmet KÜTÜK'ün kendisini aramamaya başladığını, bunun üzerine
kendisinin Ahmet KÜTÜK ve etrafmdakileri aramaya başladığını, o dönemde Van ve Nusaybin
civannda PKK üyesi iki kişinin teslim olması ile ilgili olarak Muş İstihbarat Şube Müdürü ve
Kaçakçılık Şube Müdürü ile koordineli olarak bir çalışma hazırlığı içinde olduğunu ancak o
dönemde Hayrettin ERTEKİN'in işyerindeki sekreterinin kendisini aradığını ve "Senin silahın
alınmış, gel" dediğini, kendisinin de Mardin'den uçağa binerek 20-21 Şubat 2008 tarihinde
İstanbul'a geldiğini, İstanbul'a geldiğinde Kaan DUT'un adliyeye gideceğiz demesi üzerine
kendisinin teslim olduğunu,
Telefon sim kart çözüm tutanağında bulunan ARK ADİL İST 0535 706 78 55 yazılı
numaranın Adil TİMURTAŞ'm arkadaşı olan ancak ismini hatırlamadığı şahsa ait olduğunu, Avk.
Mustafa..? 0216 445 63 08, Avk. ÖMER..? 0532 333 51 19 numaralı telefon sahipleri ile Hayrettin
ERTEKİN'in bürosunda tanıştığını, ajandasında bulunan "B özel hark g k 0537 343 36 23"
numaralı telefon numarasının Bingöl Özel Harekat Grup komutanı olan daha sonra Ankara'ya
tayini çıkan HASAN..? binbaşıya ait olduğunu,
Bilal ASBY 0505 292 29 84 yazılı telefon numarasının Silopi'den silah arkadaşı olan
Bilal..? (Astsubay) isimli şahsa ait olduğunu, BUCAKLARLEVENT 0542 336 11 21 , 0537 559
82 49 yazılı telefon numaralannm BUCAK aşiretinden olduğunu söyleyen Levent..? isimli şahsa
ait olduğunu, Hayrettin abi 0542 433 07 71, 0212 259 09 99 numaralı telefon numaralannm
Hayrettin ERTEKİN'e ait olduğunu, "J ark osta 0537 211 32 81 numaralı telefonun Jandarmadan
bir arkadaşına ait olduğunu ancak ismini hatırlayamadığını, KOMUTAN 0536 474 62 97 numaralı
telefon ile KOMUTAN GAZİ 0532 482 92 07 numaralı telefonun ismini hatırlayamadığı
komutanlanna ait olduğunu, Mahir SONAR 0536 657 87 60, 0505 236 36 60 numaralı telefonlann
itirafçı olan Muammer SONAR'a ait olduğunu,
İletişim tespit tutanaklarında "PAŞA" diye hitap ettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda;
Kendisinin çocuğuna bile "Paşam" şeklinde hitap ettiğini, özel bir kişiye PAŞAM diye
hitap etmediğini,
24/07/2007 tarihinde saat 22:27 den 22:29 arasında yapmış olduğu görüşme
sorulduğunda;
Kendisinin bu görüşmeyi Bursa'da Oto tamirciliği yapan soy ismini hatırlamadığı
Murat..? isimli şahısla yaptığını, görüşmeyi şaka amaçlı yaptığını, kendisinin hiç bir kimseden
haraç almadığını, görüşmede "AĞAM" diye bahsettiği kişinin Hayrettin ERTEKİN olduğunu,
kötü amaçlı olarak yapılan bir görüşme olmadığını,
05/09/2007 tarihinde kendisine ait 0544 380 88 48 numaralı telefondan 0534 301 54 40
numaralı telefonu arayarak Mustafa..? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme okunup;
"Orada MİLLETVEKİLİ ÖLDÜRÜLDÜ-""SA^ HANİ ARABASINDA VURULDU,
ONU ÖLDÜREN BİZİZ, ÖYLEMİ YA, M BİZİ DE ÖLDÜRSÜNLER, TELEFONDA
KONUŞMA, ONJIN AVRADINI --/SİNKAF*% EDERİM, BEN
' \ -V *
* ^ ¥ f- *
MAHVOLDUM, SIKINTIYA DÜŞTÜM, NE OLUR BİR GÖRÜŞELİM, SEN BİRŞEY
YAP, SEN BİRŞEY YAPMIYORSAN BANA BİR EMANET VERECEKSİN, BEN UCUZ
MUCUZ BULACAM, BEN SENDEN ALACAĞIM, HEPSİNİN ANASINI AVRADINI
SİNKAF EDECEĞİM" şeklindeki görüşmeleri soruluduğunda;
Kendisinin bu görüşmeyi kiminle yaptığını hatırlamadığını, öldürülen milletvekilinin
kim olduğunu bilmediğini, emanet olarak bahsedilen şeyin de ne olduğunu bilmediğini,
03/10/2007 tarihli görüşme tutanağındaki "AĞAYI GÖNDERDİK YURTDIŞINA
ÇİN'E" olarak bahsettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda,
Bahse konu şahsın Hayrettin ERTEKİN olduğunu, kendisinin Hayrettin ERTEKİN'e
"AĞA" şeklinde hitap ettiğini, tüm konuşmalarda geçen (AĞA) mn Hayrettin ERTEKİN
olduğunu,
09/10/2007 tarihinde yapmış olduğu görüşmede sövmüş olduğu savcmm kim olduğu
sorulduğunda;
Böyle bir görüşmeyi hatırlamadığını,
28/10/2007 tarihli görüşme sorulduğunda;
Görüşmede geçen "BEN PAŞAMLA BERABERİM, ŞİMDİ BİLMEM LAZIM,
YARIN BEN TELEFONLARA CEVAP FELAN VERMEM, PAŞAM ŞEYLER VAR,
BİRİFİNGLER VAR, BİLMEM NELER VAR, ONLA BERABER OLACAĞIM ÇÜNKÜ..."
derken beraber olacağını söylediği paşanın paşa Ethem ERDAĞLI olduğunu, kendisinin
3.Kolordu Komutanı olduğunu, bir yakınının kolordu da yapmak istediğini, görüşmenin
bundan ibaret olduğunu,
28/10/2007 tarihli görüşmesi sorulduğunda;
Halil İBRAHİM isimli arkadaşının 3.Kolordunun astsubay-subay tesislerindeki
kuaför salonunu tutacağını, buranın teklif verme usulü ile tutulacağını, görüşmede geçen "6
Milyar" konusunun ise söz konusu yerin tadilatı ile ilgili olduğunu,
Bazı görüşmelerinde " TELEFONLA GEREK YOK, BU KONUYU TELEFONLA
GÖRÜŞMEYELİM" şeklinde niye görüştüğü, neden telefonla bazı şeyleri görüşmek
istemediği sorulduğunda;
Yapmış olduğu görüşmelerin Ahmet KÜTÜK'le yapılmış olan görüşmeler olduğunu,
şahsı yakalatmak maksadı ile bu şekilde konuştuğunu,
17/12/2007 tarihli görüşmede kendisini "CİZRELİ ALİ JANDARMA
İSTİHBARATTAN" şeklinde tanıtmasının sebebi sorulduğunda;
Daha önceden Jandarma İstihbaratta çalıştığı için ve kod adı olarakta "Cizreli Ali"
ismini kullandığından herkesin kendisini o şekilde tanıdığını, o yüzden bu şekilde
konuştuğunu,
Ahmet..? ismindeki şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinde Ahmet'in kendisine
"BİZ BİR SAVAŞ PATLATTIK, NE KADAR BÜYÜĞÜMÜZ VAR, NE KADAR
ABİLERİMİZ VAR BİLMİYORUM, AMA BİZE BİR ULAŞMALARI LAZIM, ARTIK
BIÇAKTA KEMİĞE DAYANDI, BENİM ÇOK ACAYİP BİR ŞEKİLDE MÜHİMMATA
İHTİYACIM VAR, HABERİN OLSUN" dediği, kendisinin de "OĞLUM TELEFONLARDA
BUNLAR KONUŞULACAK İŞLER DEĞİL..." şeklinde cevap verdiği hatırlatılarak bahse
konu görüşme sorulduğunda;
Bu görüşmeyi Ahmet KÜTÜK isimli şahısla yaptığını, şahsın kendisinin Devlet için
çalıştığını bilmediğini, kendisine zarf atığını, Ahmet KÜTÜK'ün güya mühimmat ve silah
bulup PKK'lı öldüreceğini, ancak kendisinin buna inanmadığını, şahsa hiçbir şekilde silah ve
mühimmat temin etmediğini, Ahmet KÜTÜK'ün 30 yaşlarında sarışın 1,75 boylannda
Kumburgaz'lı bir şahıs olduğunu, daha önce de polis tarafından Büyükçekmecede 3-4 ay önce
yakalandığını, ancak sahte kimliğinde Can VARDAR olarak geçtiği için serbest bırakıldığını,
Can VARDAR ismini kullanan kişinin Ahmet KÜTÜK olduğunu, Kurtuluş'ta
bir kahveye takıldığını, ikamet olarak Kumburgaz'da Merkez Çarşı'da tek katlı bir evde
oturduğunu,
28/01/2008 tarihli Ömür..? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme de "BANA BU
ADAMLARI GETİR, YANIMA ZEYTİNBURNU'NA 5 MİLYAR LİRA İLE Mİ
GELSİNLER, ZEYTİNBURNU'NA OĞLUM PARALI GELSİNLER DE ONLARI BAŞKA
ŞEKİLDE KONUŞACAĞIZ, OĞLUM ONLAR TELEFONDA OLMAZ, ANLADIN MI NE
DEMEK İSTEDİĞİMİ MARİNAYA GELİN" şeklindeki beyanları sorulduğunda;
Görüştüğü şahsın Hayrettin ERTEKÎN'in yeğeni olan Ömür ERTEKİN olduğunu,
görüşmede geçen Marina'ya getirilecek olan kişileri anlayamadığını, Bostancı'da bir galerinin
olduğunu, 5 milyar olayının da ne olduğunu hatırlayamadığını, kendisinin adını kimlerin
kullandığını hatırlayamadığını,
03/02/2008 tarihinde Mekin..? isimli Düzceli şahısla yaptığı görüşme sorulduğunda;
Mekin..? isimli şahsın soy ismini bilmediğini, Bitlis'li olduğunu bildiğini, şahsın
Düzce de çalıştığını, şahsa sadece zarf attığını, şahsın Devlete yakın olup olmadığını
öğrenmek istediğini, görüşmede "PAŞA" olarak bahsettiği kişinin Hayrettin ERTEKİN
olduğunu, MELTEM RÜZGARI isimli teknenin Hayretin ERTEKİN'e ait olduğunu,
Dosya içerisinde bulunan HÜSEYİN ÇALIŞKAN'ın ifadesi sorulduğunda;
Hüseyin ÇALIŞKAN'ın çalıştığı pasajda altın gümüş tadilat işi yapan bir şahıs
olduğunu, 5 numaralı işyerinin bina sahibinin METE olduğunu ancak burayı Hayrettin
ERTEKİN'in kullandığım,
Arama sırasında ele geçirilen GLOCK marka silahı Silopi'den yaklaşık 1,5 yıl kadar
önce Iraklı Basri..? ismindeki bir şahıstan 1.000 YTL'ye aldığını, silahın renginin siyah
olduğunu, iki adet şarjörünün bulunduğunu, birinin boşta, birinin silaha takılı vaziyette
bulunduğunu, silahın ağzında mermi olup olmadığını hatırlayamadığını, şarjörün ise tam dolu
olmadığını, içinde kaç tane mermi olduğunu da hatırlayamadığını, kendisine Hayrettin
ERTEKİN'in "Silahı sen sahiplen" şeklinde bir talimat vermediğini, silahın kendisinin olduğu
için suçunu kabul ettiğini,
3713 saydı Terörle Mücadele Yasasının 20.maddesi okunup, kendisine PKK itirafçısı
olduğu ve bazı operasyonlara katıldığı yönündeki ifadelerinin kendisi için gizlilik kurallarının
ihlali olabileceği tekrardan hatırlatıldığında;
Kendisinin PKK itirafçısı olduğunu, bunu Muş ilinde herkesin bildiğini, bu durumu
PKK'nm da bildiğini, hatta tarihten 1,5 yıl önce kendisini bir düğünde PKK'lılarm vurduğunu,
kendisini sağ ayağından yaraladıklanm, bu nedenle ifadesinde belirttiği hususlar da gizlenecek
bir durumun olmadığını beyan etmiştir.
c) Aramalarda elde edilen deliller;
İlimiz Sultanbeyli Beldesi Fatih mahallesi Fırat caddesi Kumral sokak No.8 K.2 D.2
sayılı adresinde 27.02.2008 günü yapılan aramada;
-(1) adet üzerinde RAİN UNFORMATİON TECKNOLOGİES ibareli silah ve gri
renkli bilgisayar kasası,
-(1) adet üzerinde RHAPSDOY ibaresi bulunan CD,
-(1) adet üzerinde U-TEK-RS-MMC ibareleri bulunan 256 megabayt hafıza kartı,
-(1) adet üzerinde 0630940 seri numaralı multimedya 63 megabayt hafıza kartı,
-(1) adet üzerinde 89902860310066050280 S-12K seri numaralı avea sim kartı
bulunarak el konulmuştur.

İnceleme Tutanakları
Şüpheli'nin İlimiz Sultanbeyli Beldesi Fatih mahallesi Fırat caddesi Kumral sokak
No.8 K.2 D.2 sayılı ikametinde yapılan aramada el konulan (1) adet üzerinde RHAPSDOY
i f—■ -
ibaresi bulunan CD'nin incelemesinde; içersinde herhangi bir kaydın olmadığı ve "boş"
olduğu, el konulan (1) adet 0630940 seri numaralı 64 Mb'lık hafıza kartının içeriğinde;
Abdulmuttalip TONÇER'in silahlarla çekilmiş fotoğraflarının olduğu tespit edilmiştir. d)
Telefon görüşmeleri;
Tape:J 00004, 28.06.2007 günü saat:22.26 da x şahısla (542 485 58 58) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Bu kavadm adreslerini
felan aldım" dediği, X şahsın "O şey vardiya gelin tarafı yardımcı olduğun, onların
numaraları lazım bu ipnelerle bir görüşmem lazım, hasta var hastaya reçete
yazdırılacaktı" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in Pazartesi hepsini
hallederim hepsini bir araya getiririz" dediği,
Tape:J 00005, 29.06.2007 günü saat: 12.10 da X şahısla (506 548 50 88) yaptığı
telefon görüşmesinde; X şahsın Haliçte bulunan Hadımköy spor tesisleri başkanının Fatoş
isimli bayanı dövmeye kaltığından bahsettiği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"Hemen iki dakikada öğrenirim kim olduğunu" "Ben onu hallederim bizim Kıvırcık
Sedatı arayacam, bizim orada doslarımız var, bir daha öyle akıllı olsun" dediği
Tape:J 00009, 12.09.2007 günü saat:18.02 de x şahısla (546 595 58 59) yaptığı
telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER' in "Belki yarın hatta öbürsü gün
çocukları gönderecem" dediği, X şahsın "Tamam abi durumlarda biraz kritik bilgin yok
heralde" "Bir sıkıntı var bişey oldu telefonda olmaz geldiğinde görüşelim" dediği
Tape:J 00010, 03.10.2007 günü saat:16.11 de Akm..? (533 304 05 21) isimli şahısla
yaptığı telefon görüşmesinde; Akm'm "Kardeşini darp ediyorlar hiç haberin yok"
"Maslağın orda otoparkçıyla didiştik" "Onlara bir ekibin intikal etmesi gerekiyor"
dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Onların a..ına koyarım merak
etme" dediği, Akm'm "O tarafa gideriz belki" "Sen hazırlıklı ol" dediği
Tape:J 00012, 09.10.2007 günü saat:15.47 de x şahısla (536 415 45 36) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Ulan ben senin
avradını s..kecem bu cuma günü a..ma koyacam senin" "Ben sana ne yapacam
görürsün" dediği, X Şahsın "Seni savcılığa da verdim" dediği, Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'in "Ver SENİN O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM" "SENİN
O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM, şerefini s..ktiğimin orospu çocuğu" "Ben senin
için iki tane adamı cezaevine gönderirim" dediği
Tape:J 00014, 28.10.2007 günü saat: 19.36 da X şahısla (506 548 50 88) ile yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Ben PAŞAMLA
beraberim" "Alacağın yerin tam adresini istiyor" dediği
Tape:J 00015, 28.10.2007 günü saat: 19.44 te X şahısla (506 548 50 88) ile yaptığı
telefon görüşmesinde; X Şahsin "3.kolordu Astsubay lojmanları sosyal tesisleri aldığm
andan itibaren doğal olarak bağlı olan Beşiktaştaki Orhaniyeyi de veriyorlar sana"
dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hangisi şanshysa onu alacağiz
paralı olanı alacağız" dediği,
Tape:J 00017, 30.10.2007 günü saat:22.49 da Ahmet..? (532 200 11 27) isimli
şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Ahmet'in "Bu ABDULLAH ÇATLI olayını anlattım
dayı" "Sen imkanları olan adamsın" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"Havaaîanındayım birşey verecektim sana en yalan sendin çünkü" "Bişey sana
bırakacaktım da ben uçağa binecektim bi yere gidiyorum" "Gerek kalmadı Ateşe'de bir
arkadaş çağırdım onlar geldiler" "Diyorsun ABDULLAH ÇATLI bilmem ne zıkım
olduda uzaklaştı" dediği, Ahmet'in "O zaman yanımızda görmek istedikya halen devam
ediyo çok kötü güzelleştik" "Bizim şimdi birşeylere ihtiyacımız olacak" "Şimdi biz bi
savaş patlattık ne kadar büyüğümüz var ne kadar abilerim|z^var bilmiyorum ama bize
bi ulaşmalar! lazım artık bıçakta kemiğe«dayandı %eniW çok acayip biçimde
mühimmata ihtiyacım var haberin olsun" /dediğİ^Cİ^eli Aİi (Kod) Abdulmuttalip
TONÇER'nin "Telefonda bunlar konuşulacak işler değil" diyerek yüz yüze görüşmek istediği,
Ahmet'in "Mete abi" "O işide bi gözden geçirelim önada ziplayacaz tamammi dayı" dediği
Tape:J 00019, 16.12.2007 günü saat:22.15 te x bayanla (546 746 22 41) yaptığı
telefon görüşmesinde; "Çıkacam biletlerim hepsi hazırda burada olaylar var bugünde hava
saldırısı oldu Kanimasi bölgesinde" "izin alabilirsek direk çıkıyoruz zaten olaylar uzamazsa"
"Eroin yakalandı Hakkari'de Meşene dağda" dediği
Tape:J 00020, 17.12.2007 günü saat:12.49 da .?. Emniyet Müdürlüğünü aradığı
(0436 216 10 17) ve yaptığı telefon görüşmesinde; Telefonu açan görevliye Mustafa isimli biri
ile görüşmek istediğini söyledikten sonra "Cizreli Ali deyin jandarmadan" "Cizreli Ali
jandarma İstihbarattan de" dediği
Tape:J 00023, 23.12.2007 günü saat: 12.46 da x şahısla (505 354 15 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; X şahsin "Muşa gelince ara" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip
TONÇER'nin "Tamam o çocuklarla konuştum haberin olsun. Geldiğimiz zaman paslaşırız"
dediği, X şahsin "Hadi bayram sonrası birşeyler yapak ha" dediği
Tape:J 00024, 29.12.2007 günü saat: 16.25 te Gönül..? isimli şahıs ile (546 746 22
41) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Paşamın
bazı malzemeleri var onları almaya gidiyoruz şuanda" "Senle herzaman görüşebiliriz ama bu
bizim mevzuyla ilgili kaçıklık olmuyo" "Yani orda rapor vermemiz lazım ne pok yedik ne
yedik ne yemedik anladmmı" "Milleti vatanı kurtarmayacağım artık, Allah izin verirse bu iş
bitecek artık kendileri vatanı korusun" "Eğerki bana bıraksalar BEN BEŞ ARKADAŞAMI
TOPLAR GECEDE 20 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRÜM, kimin ne olduğunu biliyoruz kimin ne kahpe
yaptığını biliyoruz ama fırsat yok işte neymiş adalet varmış yok kamu varmış" dediği
Tape:J 00025, 09.01.2008 günü saat:15.09 da Ahmet..? isimli şahıs (554 845 45 84)
ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"Dinleyeceksin sözümü ondan sonra yola geleceksin oğlum herkes dünya kadar para
kazanıyor. Bizim dünya kadar paramız var" dediği, Ahmet'in "Yapcaz işte işallah Ali abi senin
dediğin iş ne" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Ahmet o o arkadaşlar ne
oldu" "O iki tane onlara güveniyor musun" diye sorduğu, Ahmet'in "Onlar yaramaz ya, onlar
yararda o konular öyle muhabettleri biliyorsun Ali abi sevmiyorum sertliği"dediği, Cizreli Ali
(Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "İyi bitane araba sana ayarlayalım oğlum" dediği,
Ahmet'in "Abi Müjdat hapiste ötekisini de görmüyorum ne zamandır" "Yarın geleceğim abi
sana" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bak başkasmı çağırırım" "Yarım
saatte gel" "Beşiktaş'ta yerimiz" dediği, Ahmet'in "Tamam abi elimde güzel ekip var bi
geliyim konuşalım da ben aslında o işleri sevmiyorum, sertli sert olmayı sevmiyorum" dediği
Tape:J 00028, 16.01.2008 günü saat:12.59'da Ahmet ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Ahmet'in "Bi şeyler yapalım ya gerçekten ihtiyaç var" "Var mı elinde iş Ali
abi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Valla ben aradıklarımı arıyorum"
dediği, Ahmet'in "Sen kimseyi arama bizim ekip yeter ben sana söyliyeyim sana yemin billahi
bizim ekip yeter" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Cumhur geçen gün
Aveayı açmış attım bi mesaj" "Dedi sana bulacam, dedim oğlum seni ibne yapacam" dediği,
Ahmet'in "O kimdi onu kopartan kimin parasını almıştı yemişti o" "O çok büyük parayı
vurdu" "Eko dem yokmu İkitelli de onun sahibi o" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip
TONÇER'nin "Hemen gidelim ona ya" "Onu ben bırakırmıyım" dediği
Tape:J 00031, 23.01.2008 günü saat:10.08'de Ahmet ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin t'Başka bir kimlikle gittim"
"Fatih Adliyesindeyim savcı beyin yanma gelmişim ondan sqhra adattırdım ben şimdi"
"Söyledim onlara amir ile görüştüm yok dedi Can VARDAR diye öyle birisini
tutuklamamışlar" dediği, Ahmet'in "isim Sen Ne Diye Sorguladm" dediği, Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'nin "Can VARDAR diye bi dostum var içeri almışsınız akşam"
"Araştrmadan hareket etme sen yanıma gel savcı beyin yanma tekrar gidecez""Tek gelde
birkaç konu varda sana sen yapabileceksen söyle onlarla git konuş tartış yapamıyorsan başka
şekil olur" dediği
Tape:J 00034, 28.01.2008 günü saat:16.49'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Adamlar bugün gelmiş" "Demişler ki biz Cizreli Ali'nin
ortağıyız" "Adını duymuş tırsmışlar yarın yine gideriz alırız abi tamam 5 i" dediği, Cizreli Ali
(Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Senin hatrm için yoksa ben başka şekil yaparımda benim
şey biraz farklıdır bu bölgede anladm mı ne demek istiyorum" dediği
Tape:J 00035, 28.01.2008 günü saat:16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Sen bunlan
çağırıyorsun" "Zeytinburnunda bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil
demi" "Paralı gelsinler de onları başka şekilde konuşacağiz oğlum onlar telefonda olmaz
anladm mı ne demek istediğimi" dediği
Tape:J 00040, 28.01.2008 günü saat:18.19'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Ali abi hallolmuş oluy adamlar tamam size dokunmayız
demişler" "Bunlarda demişki HAYRETTİN ERTEKIN'IN yeğeni benim kızımın arkadaşı"
"Öyle hallolmuş yani" "Ben bi şey ayar çekerim" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip
TONÇER'nin şahısların kendisini arayarak özür dileyeceklerini söyledikten sonra "Bu insanlar
ömür boyu orada hayatını sürdürecekler ama niye bizden dolayı" "Ben derimki bu BÖLGE
BENİM BÖLGEMDIR KARIŞMAYIN KARIŞMAZLAR ÇEKİNİRLER" dediği
Tape:J 00042, 28.01.2008 günü saat:20.44'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Beni ZEZENIN adamı aradı" "Özür diledi kusura bakmayın
dedi" "Ali abiye ulaşamadık dedi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"BUNLAR BİZİ TANIDI ARTIK bunlara yarin bu arkadaşlarımıza cezasını versinler bu iş
bitsin" "Onlara kendimi bir şekil yaptırıcam bir yere yollayacağım ben o adamları" dediği
TaperJ 00047, 29.01.2008 günü saat: 19.35'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Abi ben konuştum cart curt ediyorlar" " Dedim abi böyle
söyledi parayı versin bitsin dedim" "Uzattıkça uzatıyorlar abi sen artık ne yapacaksan yap"
dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "BENİ ARASIN BU" dediği, Ömür'ün
"Kız mı annesi mi, çocuk mu" dediği,
Tape:J 00049, 02.02.2008 günü saat:10.57'de Murat..? ile (535 615 5491) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Araba çalıntıdan dolayı
alınmışlar" "Mahkemesi Kadıköyde yapılacak" "Amir bey dediki Ali biz gereğini yaparız"
"Yüzde birmilyon bu işler böyle Muradım" "Ne yapaim iş bize düştü demek ki" "Başka
müdürler var dedik hani görüşmemiz daha iyidir" "Bakarız şimdi ben Adliyeye geçeceğim"
"Duruşmaya gidecekse konuşeceğiz" dediği
Tape:J 00050, 02.02.2008 günü saat:12.05'te Murat..? ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bunu bugün çıkartacaklar
nöbetçiye" "Şimdi buna bi şeyler yapmamız lazım çikartmamiz için gerçi ben Ali için birşey
yapmak istemiyorum ama" "Bi dostla görüştümde dostlardan birisi yardımcı olacak bu herife"
"Çıktıktan sonra buna birşeyler atacağız bu pezevenk verir mi" dediği, Murat'ın "Zorlar Ne
Kadar istiyorlar" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki üç filan veririz iki
veririz ama bunun şeyi zordur sana söyleyeyim çenç olayında birşeyler olmuş" "hırsızlık
varmış" dediği f, * ' , x ^
Tape:J 00051, 02.02.2008 günü saat:13.32'de Murat..? ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER'in "Emniyete haber verdik" "Sana söylediğim şekil
yani bizim iki tane güzel dostum var" "Orda görevli değilde başka bi yerde" "Rica edecekler"
dediği, Murat'in "NE DİYORLAR BEDEL NE" diye sorduğu" Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki iki olsun iki verelim" "Gereğini yapsınlar biz paslaşırız
sonra" "Savcıya haber vermişler vermeseydiler sorun kalmazdı" dediği
Tape:J 00055, 03.02.2008 günü saat:17.12'de Mekin..? (532 428 25 56) ile yaptığı
telefon görüşmesinde; Mekin'in "O sana zarf atmış para muhabbetine sen canını sıkma biz
birbirimize yardım edeceğiz" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Yemin
ederim istanbul ikinci başkani geldi Emniyet Müdürlüğüne" "Tuttum ellerinden elimi attım
bunun omzuna eyvallah dedim, paşamda şaşırdı hayırdır dedi Ali yine birşeyler karıştırmaz
sinirliydim ya" dediği tespit edilmiştir.
e) Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüphelilerden Hayrettin ERTEKİN isimli şahsın yanında çalıştığı, Şüphelinin
ikametinin aranması esnasında şahsa hitaben "YUKARI BİZE AİT DEĞİLDE ATÖLYEDE
ÇEKMECE DE ALİYE AİT BİŞEY VAR. ONU YOK ET" şeklinde mesaj çektiği, ayrıca
şüpheli hayrettin ERTEKİN 'in şüpheliyi alacağını tahsil etmesi için bursa iline gönderdiği,
şüpheli hayrettin ERTEKİN'den aramalar sırasmda elde edilenkuru sıkıtabancanm kendisine
ait olduğunu söylemesi için şüphelinin avukatının yönlendirmesi ile adliyeye geldiği
anlaşılmıştır.

f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Kaan DUT, Emniyet'te alman ifadesinde;
Abdülmutalip TONÇER'in ile ilişkisi sorulduğunda;
"Kendisinin Abdulmuttalip TONÇER'i Ali..? olarak tanıdığını, yakalandıktan sonra
gerçek kimliğini öğrendiğini, şahsın aynı pasajda altın-gümüş atölyesinin bulunduğunu,
kendisinin de kuyumcu olması sebebiyle ara sıra tamir işleri için şahısla görüştüğünü,
Abdulmuttalip TONÇER ile Hayrettin ERTEKİN in tanıştıklarını bildiğini, ancak
aralarındaki ilişkinin düzeyinden haberinin olmadığını,
25.02.2008 günü Beşiktaş'ta bulunan istanbul C. Başsavcılığına kimlerle birlikte
ve ne maksatla gittiği sorulduğunda;
25.02.2008 günü Hayrettin ERTEKIN'in avukatı Fatih..? isimli şahsın iş yerinden
kendisini aradığını ve 22.02.2008 günü yapılan aramada bulunan kuru sıkı tabanca ile ilgili
ifade vermek için Beşiktaşta bulunan İstanbul adliyesine gitmesini söylediğini, kendisinin de
ifade vermek için adliyeye gittiğinde Abdulmuttalip TONÇER ve Fatih..? isimli avukatın
dışarıda beklediklerini gördüğünü, avukat Fatih..? in kendisine savcıya çıkıp söz konusu
tabanca ile ilgili olarak ifade vermesini istediğini,
22.02.2008 günü saat:07.57 de Hayrettin ERTEKIN'in kendisine gönderdiği
mesajda "YUKARI BİZE AİT DEĞİLDE ATÖLYEDE ÇEKMECE DE ALİYE AİT BİŞEY
VAR. ONU YOK ET" şeklindeki mesaj sorulduğunda;
Mesajda geçen Ali..?nin Abdulmuttalip TONÇER olduğunu, ancak ifadesinde de
belirttiği gibi şahsı Ali..? olarak tanıdığını, mesajda bahsi geçen ve Hayrettin ERTEKİN'in
yok etmesini istediği şeyin ne olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Kaan DUT, savcılıkta alınan ifadesinde özetle;
Kendisinin emniyette ifade verdiğini, ancak kendisinin patronu olan Hayrettin
ERTEKIN'in Avukatı FATİH IŞIL'ın adliyeden telefonla kendisini aradığını, kendisine,
Adliyeye glmesini söylediğini, Daha sonra tekrar arayarak "Bir tanesi Ali'ninmiş öteki de
seninmiş de" şeklinde ifade vermesini istediğini, kendisinin de adliyeye gittiğini, daha sonra
Adliyeden emniyet güçlerince alındığını, Emniyette gaz tabancasının kendisine ait olduğunu
söylediğini, ancak gaz tabancasının patronu Hayrettin ERTEKİN'% ajt olduğunu,
ALİ diye bildiği şahsın ABDÜLMÜTTALİP TONÇER olduğunu, şahsı aynı pasajda
atölyesi olduğundan ve 2 yıldır atölyeyi işlettiğinden tanıdığını, zaman zaman dükkana
geldiğini, Ali'nin genelde patronu olan Hayrettin ERTEKİN'in ofisine çıktığını" beyan
etmiştir.
Hayrettin ERTEKİN, Savcılık ifadesinde özetle;
22/02/2008 tarihi saat 07:57'de Kaan DUT'a göndermiş olduğu "Yukari bize ait değil
de atölye de çekmecede Ali'ye ait birşey var onu yok et" şeklindeki SMS mesajı
sorulduğunda;
"Kaan DUT'un, abisi HAYRULLAH ERTEKİN, EDİZ AYDIN ve ÇAĞRI ERTEKİN'in
ortak olduğu Beşiktaş'taki ERGOLD Kuyumculuk dükkanının sorumlusu ve işleticisi
olduğunu, Ali..? isimli şahsın da üst katta kuyumcu atölyesi olan ABDULMUTTALIP
TONÇER olduğunu, bahse konu mesajda bahsettiği ve yok edilmesini istediği şeyin ALI..?
olarak bahsettiği ABDÜLMÜTTALİP TONÇER'in atölyesinde bulunan çekmecedeki GLOCK
marka ruhsatsız tabanca olduğunu, "Polis arama yapacak pasajı açın." diye ALI'yi
aradığında Ali'nin kendisine silahının olduğunu söylediğini, kendisinin de Kaan DUT'u
uyarma gereği hissettiğini,
Kendisinin ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir silahının olmadığını, ele geçirilen
GLOCK marka tabancanın ABDÜLMÜTTALİP TONÇER'e ait olduğunu, Abdülmuttalip
TONÇER'in PKK itirafçısı olup Devlete bağlı birisi olduğunu, komutanların söylemesi
üzerine şahsa pasajın içinde küçük bir oda verdiğini, tezgah kurduğunu, kaynak ve cila
işlerini yaptığını, üç tane çocuğunun olduğunu, gözü kör olan çocuğunu Dünya Göz
Hastanesinde tedavi ettirdiğiini, insanlık namına kendisine kendisi ve oğlunun yardımcı
olduğunu, Abdülmuttalip TONÇER'in silahının olacağını hiç tahmin etmediğimi, çünkü şahsın
silah alabilecek kadar parasının olmadığını, Ümraniye'de amcasının yanında kaldığını,
haftada 100 YTL civarında para kazandığını,
Aramalarda el konulan malzemeler ile ilgti İstanbul Kriminal Polis Laboratuarının
25/02/2008 tarih 2008/2510 Uzmanlık sayılı ekspertiz raporu hakkındaki beyanı
sorulduğunda;
GLOCK marka tabanca, bir adet şarjör, şarjöre basılı 6 adet mermi ile 50 adet beyaz şeffaf
poşetteki 9mm çaplı merminin kendisine ALI diye hitap ettikleri ABDÜLMUTTALİP
TONÇER'e ait olduğunu " beyan etmiştir. g) Hukuki durumunun değerlendirmesi;
Şüpheli Abdülmuttalip TONÇER'in, 1990 yılında PKK terör örgütüne katıldığı,
yaklaşık 3 yıl örgüt içinde faaliyet gösterdikten sonra 1993 yılında bir çatışmadan sonra
güvenlik güçlerine teslim olduğu, daha sonra JİTEM içinde faaliyet gösterdikten sonra
İstanbul'a gelerek yine PKK itirafçısı olan Adil TİMURTAŞ aracılığıyla Şüpheli Hayrettin
ERTEKİN ile tanışıp onun işyerinde çalışmaya başladığı,
Şüphelinin iletişim tespit tutanakları incelendiğinde; şüpheli Abdülmuttalip
TONÇER'in illegal faaliyetler yürüttüğü, ERGENEKON terör örgütünün en çok önem verdiği
gizliliğe azami riayet ettiği, telefon görüşmesi yaptığı sırada bir kısım konulann telefonda
konuşulmayacağını muhatabına bildirdiği Bu cümleden olarak;
Tape:J 00017, 30.10.2007 günü saat:22.49 da Ahmet..? (532 200 11 27) isimli şahısla
yaptığı telefon görüşmesinde; Ahmet'in "Bu ABDULLAH ÇATLI olayını anlattım dayı" "Sen
imkanları olan adamsın" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdülmuttalip TONÇER'in
"Havaalanmdayım birşey verecektim sana en yakın sendin çünkü" "Bişey sana bırakacaktım
da ben uçağa binecektim bi yere gidiyorum" "Gerek kalmadı Ateşe'de bir arkadaş çağırdım
onlar geldiler" "Diyorsun ABDULLAH ÇATLI bilmem ne zıkım oldu da uzaklaştı" dediği,
Ahmet'in "O zaman yanımızda görmek istedikya halen devam ediyo çok kötü güzelleştik"
"Bizim şimdi birşeylere ihtiyaciîöız^îslacak" "Şimdi biz bi savaş patlattık ne kadar
büyüğümüz var ne kadar abileriım^^&bimjiyorum ama bize
bi ulaşmalar! lazım artık bıçakta kemiğe dayandı benim çok acayip biçimde mühimmata
ihtiyacım var haberin olsun" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in
"TELEFONDA BUNLAR KONUŞULACAK İŞLER DEĞİL" diyerek yüz yüze görüşmek
istediği, Ahmet'in "Mete abi" "O işide bi gözden geçirelim önada ziplayacaz tamam mi dayı"
dediği,
Tape:J 00009, 12.09.2007 günü saat:18.02 de x şahısla (546 595 58 59) yaptığı
telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER' in "Belki yarın hatta öbürsü gün çocukları
gönderecem" dediği, X şahsın "Tamam abi durumlarda biraz kritik bilgin yok heralde" "Bir
sıkıntı var bişey oldu TELEFONDA OLMAZ GELDİĞİNDE GÖRÜŞELİM" dediği,
Tape:J 00035, 28.01.2008 günü saat: 16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Sen bunları
çağırıyorsun" "Zeytinburnun da bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil
demi" "Paralı gelsinlerde onları başka şekilde konuşacağiz oğlum onlar TELEFONDA
OLMAZ anladın mı ne demek istediğimi" dediği, gizli birtakım faaliyetler içinde olduğu ve
telefonlarının teknik takipte olması ihtimalini gözönüne alarak bir çok konuyu telefonda
görüşmekten imtina ettiği, gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmıştır.
ERGENEKON terör örgütü mensuplarının tipik özelliklerinden biri olan kendilerini
devletin görevlisiymiş gibi gösterme veya derin devletin adamı izlenimi verme tavrını Şüpheli
Abdulmuttalip TONÇER'in de gösterdiği anlaşılmıştır. Bu cümleden olarak;
Tape:J 00020, 17.12.2007 günü saat:12.49 da .?. Emniyet Müdürlüğünü aradığı (0436
216 10 17) ve yaptığı telefon görüşmesinde; Telefonu açan görevliye Mustafa isimli biri ile
görüşmek istediğini söyledikten sonra "Cizreli Ali deyin jandarmadan" "Cizreli Ali jandarma
İstihbarattan de" dediği,
Tape:J 00050, 02.02.2008 günü saat:12.05'te Murat..? ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bunu bugün çıkartacaklar
nöbetçiye" "Şimdi buna bi şeyler yapmamız lazım çikartmamiz için gerçi ben Ali için birşey
yapmak istemiyorum ama" "Bi dostla görüştüm de dostlardan birisi yardımcı olacak bu herife"
"Çıktıktan sonra buna birşeyler atacağız bu pezevenk verir mi" dediği, Murat'ın "Zorlar Ne
Kadar istiyorlar" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki üç filan veririz iki
veririz ama bunun şeyi zordur sana söyleyeyim çenç olayında birşeyler olmuş" "hırsızlık
varmış" dediği,
Tape:J 00051, 02.02.2008 günü saat:13.32'de Murat..? ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER'in "Emniyete haber verdik" "Sana söylediğim şekil
yani bizim iki tane güzel dostum var" "Orda görevli değilde başka bi yerde" "Rica edecekler"
dediği, Murat'in "NE DİYORLAR BEDEL NE" diye sorduğu" Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki iki olsun iki verelim" "Gereğini yapsınlar biz paslaşırız
sonra" "Savcıya haber vermişler vermeseydiler sorun kalmazdı" dediği,
Tape:J 00055, 03.02.2008 günü saat:17.12'de Mekin..? (532 428 25 56) ile yaptığı
telefon görüşmesinde; Mekin'in "O sana zarf atmış para muhabbetine sen canını sıkma biz
birbirimize yardım edeceğiz" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Yemin
ederim istanbul ikinci başkani geldi Emniyet Müdürlüğüne" "Tuttum ellerinden elimi attım
bunun omzuna eyvallah dedim, paşamda şaşırdı hayırdır dedi Ali yine birşeyler karıştırmaz
sinirliydim ya" dediği tespit edilmiştir.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER kendisini istihbarat elemanı olarak lanse ettiği,
hatta alman ifadesinde "kendisinin Muş Emniyet Müdürlüğü ile irtibatlı olarak yaklaşık 2 ay
kadar önce Muş İstihbaratına bilgiler vererek 3 kilo saf esrar ve tabancayı polise yakalattığını,
bu işten de 500-600 YTL ikramiye aldığını," beyan etmiş ise-de^Muş Emniyet Müdürlüğüne
müzekkere yazılarak durum sorulmuş olup, Muş Emniyet Mi|lutlfğ%ıün 23/02/2008 gün ve
B.05.1.EGM.4.49.00.14.04.(505)08 Sayılı cevabi yâzMndaj^uMrkğümüz görevlilerince
Abdulmuttalip TONÇER isimli şahısla ihtiyaç duyulan bilgi ve belge temini için irtibata
geçilmediği ve hakkında tanzim edilen dosyanın bulunmadığı yapılan arşiv tetkikinden
anlaşılmıştır" şeklinde cevap verilmiştir.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER, ERGENEKON terör örgütü içerisinde şüpheli
Hayrettin ERTEKİN' e bağlı olarak faaliyet yürüttüğü, yapmış olduğu eylemlerle ilgili olarak
Hayrettin ERTEKİN'e rapor sunduğu, askeri ihale alma, tehdit, gasp (haraç alma), darp
eylemlerini gerçekleştirdiği iletişim tespit tutanaklarında yapılan görüşmelerde geçmiş ancak
her bir olayın mağdur ve müştekisi tespit edilememiş olup olaylar sadece konuşmalarda
belirtildiği tam olarak delilleri ortaya konamadığı için sevk maddesi tertip edilmemiştir. Bu
cümleden olarak;
Tape:J 00024, 29.12.2007 günü saat: 16.25 te Gönül..? isimli şahıs ile (546 746 22
41) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (KOD) Abdulmuttalip TONÇER' in "Paşamın
bazı malzemeleri var onları almaya gidiyoruz şu anda" "Senle herzaman görüşebiliriz ama bu
bizim mevzuyla ilgili kaçıklık olmuyo" "Yani orda rapor vermemiz lazım ne pok yedik ne
yedik ne vemedik anladınmı" "Milleti vatanı kurtarmayacağım artık, Allah izin verirse bu iş
bitecek artık kendileri vatanı korusun" "Eğer ki bana bıraksalar BEN BEŞ ARKADAŞAMI
TOPLAR GECEDE 20 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRÜM, kimin ne olduğunu biliyoruz kimin ne kahpe
yaptığını biliyoruz ama fırsat yok işte neymiş adalet varmış yok kamu varmış" dediği, bu
konuşmalarından da şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in her türlü konuda bağlı olduğu
Hayrettin ERTEKİN'ERGENEKON terör örgütü rapor sunduğu, ERGENEKON terör
örgütünün amaçlan doğrultusunda öldürmek te dahil olmak üzere her türlü eylemi
gerçekleştirebileceğim beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tape:J 00004, 28.06.2007 günü saat:22.26 da x şahısla (542 485 58 58) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Bu kavadm adreslerini
felan aldım" dediği, X şahsın "O şey vardiya gelin tarafı yardımcı olduğun, onların numaraları
lazım bu ipnelerle bir görüşmem lazım, hasta var hastaya reçete yazdırılacaktı" dediği, Cizreli
Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in Pazartesi hepsini hallederim hepsini bir araya getiririz"
dediği,
Tape:J 00005, 29.06.2007 günü saat: 12.10 da X şahısla (506 548 50 88) yaptığı
telefon görüşmesinde; X şahsın Haliçte bulunan Hadımköy spor tesisleri başkanının Fatoş
isimli bayanı dövmeye kaltığmdan bahsettiği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"Hemen iki dakikada öğrenirim kim olduğunu" "Ben onu hallederim bizim Kıvırcık Sedatı
arayacam, bizim orada doslarımız var, bir daha öyle akıllı olsun" dediği
Tape:J 00009, 12.09.2007 günü saat:18.02 de x şahısla (546 595 58 59) yaptığı
telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER' in "Belki yarm hatta öbürsü gün çocukları
gönderecem" dediği, X şahsın "Tamam abi durumlarda biraz kritik bilgin yok heralde" "Bir
sıkıntı var bişey oldu telefonda olmaz geldiğinde görüşelim" dediği
Tape:J 00010, 03.10.2007 günü saat:16.11 de Akın..? (533 304 05 21) isimli şahısla
yaptığı telefon görüşmesinde; Akm'ın "Kardeşini darp ediyorlar hiç haberin yok" "Maslağın
orda otoparkçıyla didiştik" "Onlara bir ekibin intikal etmesi gerekiyor" dediği, Cizreli Ali
(Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Onların a..ına koyarım merak etme" dediği, Akm'm "O
tarafa gideriz belki" "Sen hazırlıklı ol" dediği
Tape:J 00012, 09.10.2007 günü saat:15.47 de x şahısla (536 415 45 36) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Ulan ben senin
avradını s..kecem bu cuma günü a.ana koyacam senin" "Ben sana ne yapacam
görürsün" dediği, X Şahsın "Seni savcılığa da verdim" dediği, Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'in "Ver SENİN O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM" "SENİN
O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM, şerefini s..ktiğinıpf-0.r^spu çocuğu" "Ben senin
için iki tane adamı cezaevine gönderirim" dediği *.'İL f* %

Ş^f\^^>
Tape:J 00015, 28.10.2007 günü saat: 19.44 te X şahısla (506 548 50 88) ile yaptığı
telefon görüşmesinde; X Şahsin "3.kolordu Astsubay lojmanları sosyal tesisleri aldığın andan
itibaren doğal olarak bağh olan Beşiktaştaki Orhaniyeyi de veriyorlar sana" dediği, Cizreli Ali
(Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hangisi şanshysa onu alacağiz paralı olanı alacağız"
dediği,
Tape:J 00025, 09.01.2008 günü saat:15.09 da Ahmet..? isimli şahıs (554 845 45 84)
ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"Dinleyeceksin sözümü ondan sonra yola geleceksin oğlum herkes dünya kadar para
kazanıyor. Bizim dünya kadar paramız var" dediği, Ahmet'in "Yapcaz işte işallah Ali abi senin
dediğin iş ne" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Ahmet o o arkadaşlar ne
oldu" "O iki tane onlara güveniyor musun" diye sorduğu, Ahmet'in "Onlar yaramaz ya, onlar
yararda o konular öyle muhabbetleri biliyorsun Ali abi sevmiyorum sertliğf'dediği, Cizreli Ali
(Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "İyi bitane araba sana ayarlayalım oğlum" dediği,
Ahmet'in "Abi Müjdat hapiste ötekisini de görmüyorum ne zamandır" "Yarın geleceğim abi
sana" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bak başkasmı çağırırım" "Yarım
saatte gel" "Beşiktaş'ta yerimiz" dediği, Ahmet'in "Tamam abi elimde güzel ekip var bi
geliyim konuşalım da ben aslında o işleri sevmiyorum, sertli sert olmayı sevmiyorum" dediği
Tape:J 00028, 16.01.2008 günü saat:12.59'da Ahmet ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Ahmet'in "Bi şeyler yapalım ya gerçekten ihtiyaç var" "Var mı elinde iş Ali
abi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Valla ben aradıklarımı arıyorum"
dediği, Ahmet'in "Sen kimseyi arama bizim ekip yeter ben sana söyliyeyim sana yemin billahi
bizim ekip yeter" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Cumhur geçen gün
Aveayı açmış attım bi mesaj" "Dedi sana bulacam, dedim oğlum seni ibne yapacam" dediği,
Ahmet'in "O kimdi onu kopartan kimin parasmı almıştı yemişti o" "O çok büyük parayı
vurdu" "Eko dem yokmu İkitelli de onun sahibi o" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip
TONÇER'nin "Hemen gidelim ona ya" "Onu ben bırakırnuyım" dediği,
Tape:J 00031, 23.01.2008 günü saat:10.08'de Ahmet ile yaptığı telefon
görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Başka bir kimlikle gittim"
"Fatih Adliyesindeyim savcı beyin yanma gelmişim ondan sonra arattırdım ben şimdi"
"Söyledim onlara amir ile görüştüm yok dedi Can VARDAR diye öyle birisini
tutuklamamışlar" dediği, Ahmet'in "isim Sen Ne Diye Sorguladm" dediği, Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'nin "Can VARDAR diye bi dostum var içeri almışsınız akşam"
"Araştrmadan hareket etme sen yanıma gel savcı beyin yanma tekrar gidecez""Tek gelde
birkaç konu varda sana sen yapabileceksen söyle onlarla git konuş tartış yapamıyorsan başka
şekil olur" dediği,
Tape:J 00034, 28.01.2008 günü saat:16.49'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Senin hatrm için yoksa
ben başka şekil yaparımda benim şey biraz farklıdır bu bölgede anladm mı ne demek
istiyorum" dediği,
Tape:J 00035, 28.01.2008 günü saat:16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Sen bunları
çağırıyorsun" "Zeytinburnunda bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil
demi" "Paralı gelsinler de onları başka şekilde konuşacağız oğlum onlar telefonda olmaz
anladm mı ne demek istediğimi" dediği,
Tape: J 00040, 28.01.2008 günü saat:18.19'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Ali abi hallolmuş oluy adamlar tamam size dokunmayız
demişler" "Bunlarda demişki HAYRETTİN ERTEKIN'IN yeğeni benim kızınım arkadaşı"
"Öyle hallolmuş yani" "Ben bi şey ayar çekelim" dediği, Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'nin şahısların kendisini arayarak özür dileyeceklerini söyledikten
sonra "Bu insanlar ömür boyu orada hayatını sürdürecekler ama niye bizden dolayı" "Ben
derimki bu BÖLGE BENİM BÖLGEMDIR KARIŞMAYIN KARIŞMAZLAR
ÇEKİNİRLER" dediği,
Tape:J 00042, 28.01.2008 günü saat:20.44'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Beni ZEZENIN adamı aradı" "Özür diledi kusura bakmaym
dedi" "Ali abiye ulaşamadık dedi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin
"BUNLAR BİZİ TANIDI ARTIK bunlara yarin bu arkadaşlarımıza cezasını versinler bu iş
bitsin" "Onlara kendimi bir şekil yaptırıcam bir yere yollayacağım ben o adamları" dediği,
Tape:J 00047, 29.01.2008 günü saat:19.35'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı
telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Abi ben konuştum cart curt ediyorlar" " Dedim abi böyle
söyledi parayı versin bitsin dedim" "Uzattıkça uzatıyorlar abi sen artık ne yapacaksan yap"
dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "BENİ ARASIN BU" dediği, Ömür'ün
"Kız mı annesi mi, çocuk mu" dediği tespit edilmiştir.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER' in şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile birlikte illegal
faaliyetlerin içinde olduğu ve ERGENEKON terör örgütü içinde ayrıca örgütün gücünü
kullanarak kişilere karşı şiddet kullanarak kendilerine çıkar sağladıkları anlaşılmıştır.
ERGENEKON soruşturması kapsamında yapılan aramalar sırasında Hayrettin
ERTEKİN'in işyerinde ele geçirilen Glock marka silahla ilgili olarak şüpheli Abdulmuttalip
TONÇER Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelerek söz konusu silahın kendisine ait olduğu
yönünde ifade vermiştir.
Ancak; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in iletişim tespit tutanaklarına göre:
Tape: 1815/1816, 22.02.2008 tarihi, saat: 07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in
Kaan DUT' a gönderdiği mesajda; "YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE
ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR ONU YOK ET" aynı gün saat: 07.59 sıralarında "
"EDİLMESİ GEREKEN BİZİM ÇEKMECEDE BİŞEY VAR"
Tape: 1817/1818, 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'e
Kaan DUT'un gönderdiği mesajlarda; "TAMAMDA NE MESALA"
Aynı gün saat: 08.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a gönderdiği
mesajda; "BAK GÖR-RSÜN" şeklindeki SMS mesajları ve şüpheli Hayrettin ERTEKİN
Cumhuriyet Başsavcılığımıza mevcutlu olarak getirildiğinde Avukatının telefonunu
kullanarak Kaan DUT ile yaptığı görüşmelerde:
Tape:1825, 25.02.2008 günü saat:18.51'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKİN ile Kaan..?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Fatih'in "He Kaan Bey" "Bi saniye (Arka planda Fatih
Hayrettin ERTEKİN' e hitaben: Neydi nasıl) (Arka Planda Hayrettin ERTEKİN konuşmasına
devam ederken: Ali Ali de gelsin)" "Ali de gelsin" dediği, Kaan'ın "Tamam" diyerek
onayladıktan sonra Fatih'in "(Arka planda Hayrettin ERTEKİN: BENİM ATÖLYEM İŞTE
SİLAH DA BANA AİT DESİN) ATÖLYE YANİ ÇIKAN ŞEY ALİ' YE AİT" "ÖBÜRÜ DE SANA
AİT' Kaan 'Tamam' Fatih "Şeyde aşağıda kasa kapıda savcının çağırdığını söyleyeceksiniz
tahkikatla ilgili savcı Mehmet Beyin çağırdığını söyleyeceksiniz yukarı çıkacaksınız tamam
mı" dediği, Kaan'ın "Tamam anlaşıldı abi" şeklindeki görüşmeleri ve Kaan DUT'un
Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği ifadesinde:
"... kendisinin patronu olan Hayrettin ERTEKİN'in Avukatı FATİH IŞIL 'in adliyeden
telefonla kendisini aradığını, kendisine, Adliyeye gelmesini söylediğini, Daha sonra tekrar
arayarak "Bir tanesi Ali'ninmiş öteki de seninmiş de" şeklinde ifade vermesini istediğini,
kendisinin de adliyeye gittiğini, daha sonra Adliyeden emniyet güçlerince alındığını,
Emniyette gaz tabancasının kendisine ait olduğunu söylediğini, ancak gaz tabancasının
patronu Hayrettin ERTEKİN'e ait olduğunu, f ■■.;jii , t".\

t
L/1 i/ a y/r
fcf.ı i/t \'->fj
fs/^M ,
'■•^./feüH^ı
ALİ diye bildiği şahsın ABDÜLMÜTTALİP TONÇER olduğunu, şahsı aynı pasajda
atölyesi olduğundan ve 2 yıldır atölyeyi işlettiğinden tanıdığını, zaman zaman dükkana
geldiğini, Ali'nin genelde patronu olan Hayrettin ERTEKÎN'in ofisine çıktığını" beyan etmiş
olup tabancaların kendilerine ait olduğu şekilnde ifade vermelerini istediğini açıkça beyan
etmiştir.
Bu açıklamalarımız ışığında; şüpheli Abdulmuttalip TONÇER yasadışı
ERGENEKON terör örgütü üyesi olan Hayrettin ERTEKİN ile birlikte hareket ederek onun
örgütsel faaliyet kapsamında illegal olarak yürüttüğü eylemlerin gerçekleştirilmesi yönündeki
emir ve talimatlarını eksiksiz olarak yerine getirdiği, bu cümleden olarak kendi beyanına göre
de şüpheli Hayrettin ERTEKÎN'in talimatı ile Bursa'da bir tahsilat (haraç) işini
gerçekleştirdiği, yine soruşturma kapsamında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'den ele geçirilen
GLOCK marka tabanca ve eklerinin kendisine ait olmadığı halde örgütsel tavır takınarak diğer
örgüt mensubunu cezadan kurtarmak için onun suçunu üstlendiği, faaliyetlerinde gizliliği
temin ve deşifre olmamak için Cizreli Ali kod adını kullandığı böylece yasadışı
ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği yönünde kamu davasının açılmasını
gerektirecek yeterli şüphe oluştuğu anlaşıldığından;
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in Yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyesi
olmak suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun hakkında başkasının
suçunu üstlenme eyleminden dolayı 5237 Sayılı TCK'nun 270, 53, 58/9 ve 63. maddelerinin
tatbiki talep edilmiştir.

61- ŞÜPHELİ MURAT ÖZKAN


a)-Emniyet ifadesinde;
"1993 yılında Kıbrıs'ta Üniversiteyi kazanıp 1 yıl okuduktan sonra bıraktığını, daha
sonra demir doğrama işinde çalıştığını, 2004 yılı sonlarında Eminönü ilçesinde Hanedan
Cafe'yi Mahmut ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM ile birlikte açtıklarını ve 6 ay çalıştırdıklarını,
Mahmut ÖZTÜRK isimli şahısın akrabası olduğunu, Oktay YILDIRIM'm ise Mahmut'un
arkadaşı olduğunu, her ikisinin de askeriyeden emekli olduğunu, Oktay YILDIRIM'la
geçimsizliğinden dolayı işyerini Oktay'ın tanıdığı arkadaşına devrettiklerini, 2006 Aralık
ayından itibaren Mahmut ÖZTÜRK'le birlikte Oto Center K Bl. No: 30 Yüzyıl Bağcılar'da Oto
galeri dükkanım çalıştırdıklarını, yurtdışı olarak Kıbrıs'a gittiğini, her hangi bir yasadışı örgüte
üyeliğinin olmadığını,
Ali YİĞİT'i Ümraniye'de evinde bombaların çıktığı akrabası olan Mahmut ÖZTÜRK
isimli şahsın vasıtasıyla tanıdığını, her ikisinin de bomba ve malzemelerin ele geçmesi
olayından sonra tutuklandığını, Ali YİĞİT'in cezaevinden çıktığında kendisinin telefonunu
akrabası olan Mahmut OZTÜRK'ün verdiğini ve mahkeme ile ilgili olarak tutukluluğa itiraz
dilekçesini vermesini istediğini, Ali YİĞİT isimli şahısla yüz yüze iki kez, telefonla ise birkaç
kez görüştüğünü, Ümraniye'de bir evde yakalanan bombalar ve malzemeler hakkında ise
basından Ali YİĞİT isimli şahsın evinde yakalandığını öğrendiğini,
19.11.2007 Tarihinde Pınar GÜNER ile yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili;
bu şahsı Mahmut OZTÜRK'ün yazıhanesinde 7-8 yıldan beri sekreter olarak çalıştığını
bildiğini, kendisi ile bu telefon görüşmesini cezaevinde olan Mahmut OZTÜRK'ün isteğiyle
gerçekleştirdiğini, Mahmut OZTÜRK'ün cezaevinden kendisini telefonla aradığım, Pmar'la
görüşmesini kendisi ve Oktay YILDIRIM isimli şahısla olan ilişkisi hakkında ne biliyor ise
savcılığa giderek anlatmasını, Mahmut ÖZTÜK ile Oktay YILDIRIM'm geçmişte bir ticari
ortaklıkları oldukları, 2 yıldan beri aralarında herhangi bir ticari ortaklıklarının olmadığı, bu
şahısla her hangi bir ilişkisinin kalmadığı hakkında Cumhuriyet Savcılığına ifade vermesi için
kendisinden ricada bulunduğunu, bu konuyu vekili olan. Avukat Nuri Seçkin ALBAYRAM'a
anlattığını, Onun da kendisine Pmar'ın ifadesine gerek olmadığını ve bu konuda tanık
dinlettiklerini, Pmar' m tanıklığına gerek kalmadığını söylediğini, Pınar GÜNER ile bu konu
haricinde telefonla her hangi bir konu görüşmediğini,
28.11.2007 Tarihinde Aydın TUNCEL'le yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili
olarak sorulduğunda; bu şahsın Mahmut ÖZTÜRK ile beraber çalıştığı sırada yerine geldiğini,
Aydın TUNCEL isimli şahıs Mahmut ÖZTÜRK' ün emekli olmadan önce askeri olduğunu,
hatırladığı kadarı ile yanlarına bir kez geldiğini, Mahmut OZTURK'ün tutuklandığını duyunca
durumunu öğrenmek için aradığını,
29.11.2007 Tarihinde Müge TEKİN'le yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili, bu
şahsm Muzaffer TEKİN' in eşi olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK için cezaevine gittiğinde
tanıştığım, 29.11.2007 günü cezaevinde açık görüş olduğundan Müge TEKİN ile Mahmut
ÖZTÜRK' ün görüştüğünü, Mahmut OZTURK'ün Akdeniz Petrol'ün sahibi olduğundan
geçmiş tarihte Orduevine kalorifer yakıtı verdiğini, ancak faturasını kestiği halde parasını
tahsil edemediğini, Müge TEKİN'den yardım istediğini, konu hakkında kendisinin bilgisi
olduğu için telefonla aradığını, konuyu kendisine anlattığını ancak konuyu tam anlayamadığı
için Müge TEKİN'in yanında bulunan Faik BÜYÜKTEOMAN'a telefona verdiğini, konuyu
ona da anlattığını onun da kendisine yardımcı olacağını söylediğini, halen parayı tahsil
edemediğini, Faik BÜYÜKTEOMAN' la ilişkisinin bundan ibaret olduğunu,
20.12.2007 Tarihinde İsa ÖZTÜRKTe yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili, bu
şahsm Mahmut OZTURK'ün kardeşi olduğunu, kendisinin kullandığı 05323344275 nolu
telefonu akrabası olan Zafer ÖZSOY isimli şahsa ait olduğu, kendisinin Turkcell' e borcu
olduğundan dolayı telefonu Zafer ÖZSOY adına aldığını, 20.12.2007 tarihindeki geçen telefon
konuşmasını Mahmut OZTURK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK'le yaptığını, konuşma içerisinde
geçen "MUZAFFERİN EKİBİ TAM TEŞKİLAT GELMİŞTİ" demesindeki kaşıtın Muzaffer
TEKİN' in ziyaretine çok kalabalık insan geldiği için bunu bir sitem amacıyla söylediğini,
17.12.2007 tarihinde B... Albay isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi ile
ilgili olarak, Mahmut ÖZTÜRK'e ait Akdeniz Petrol'ün Fenerbahçe orduevine kalorifer yakıtı
verdiğini, ancak parasını alamadığını, İsa ÖZTÜRK ile birlikte kendisinin Orduevinin Müdürü
olan B... Albayla parayı ne zaman alacağını konuştuğunu, bu konu hakkında telefonla veya
yüz yüze B... Albayla birkaç kez görüştüğünü,
34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele geçen üç sayfadan ibaret olan
doküman ile ilgili olarak sorulduğunda;
Ali YİĞİT cezaevniden çıktıktan sonra, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisini
aradığını, ellerinde ifadelerin olduğunu ve Ali YİĞİT ile bir randevu almasını istediğini,
kendisinin de Ali YİĞİT'i arayarak Avukatlarla ifadeler hakkında toplantı yapacaklarını
söylediğini, Ali YİĞİT'in de Ümraniye'deki evinin yakınında bulunan Balık lokantasına
gelmelerini istediğini, kendisinin Mahmut OZTURK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ve vekili Nuri
Seçkin ALBAYRAM'ı alarak Ali YİĞİT'in vermiş olduğu adrese gittiklerini, Kemal
KERİNÇSİZ ve Av. Engin ÇELİKKADIGİL'i de arayarak bu adrese çağırdığını, Avukat
Kemal bey'in Ali YİĞİT'e daha önce vermiş olduğu ifadeleri okuduğunu ve doğru olup
olmadığını sorduğunu, Ali'nin de bu ifadelerin kendisine ait olmadığını söylediğini, bunun
üzerine Av. Kemal Bey'in de Ali YİĞİT'e tekrar ifade vermesi gerektiğini söylediğini,
Ali'nin de ifade vermek istediğini söylediğini, Kemal beyin de konuyla alakalı tüm
hususları not aldığını, bir hafta sonra Ali YİĞİT'in savcılığa ifade vermeye gitmediğini
öğrendiğini, Avukatı Seçkin ALBAYRAM'm kendisine toplantıda geçen hususlarla alakalı
savcılıkta tanıklık yapıp yapmayacağını sorduğunu, kendisinin kabul ettiğini, Av.KemaPin
tutmuş olduğu notları kendisine verdiğini, notlarda geçen hususların tamamıyla o gün Ali
YİĞİT'in anlattığı konulardan ibaret olduğunu, O notların.da o günden beri arabasında
olduğunu, /y' ?. ' i
05.11.2007 tarihinde Saat 11:40 Sıralarında Av. Kemal KERİNÇSİZ'le yaptığı
telefon görüşmesi ile ilgili, görüşmede kastedilen tanıklık konusunu kayıtlardan da okunduğu
gibi ilk defa kendisine Kemal KERİNÇSİZ'in teklif ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini,
görüşmede Kemal beyin kendisinin Ali YİĞİT'le görüşüp boş bırakmaması ve aynı davadan
tutuklu bulunanların onun beyanlarmdan dolayı tutuklu kaldıkları hususunda Ali YİĞİT'i
aramasını istediğini, fakat kendisinin bu görüşmeden sonra Ali YİĞİT'i aramadığını, bilahare
tanıklığının kabul edildiğini yine Kemal beyin bildirdiğini, kendisinin de ifadesini verdiğini,
boş bırakmamakla da neyi kastettiğini bilmediğini" beyan etmiştir.
h)-Savcılık ifadesinde;
"Kolluk ifadesini tekrarladığını, ERGENEKON Terör Örgütünü ortağı ve akrabası
olan Mahmut ÖZTÜRK'ün yargılandığı davadan dolayı Avukatlardan duyduğunu, Mahmut
ÖZTÜRK'ün cezaevinden kendisini arayarak Oktay YILDIRIM ile aralarında geçen diyalogu
ve belli bir müddet ortaklık yaptıktan sonra ayrılmalarını sekreteri olması nedeniyle en iyi
bilen kişi olan Pınar GUNER'in savcılığa gidip tanıklık yapmasını söylemesini istemesinden
dolayı Pınar GÜNER ile bu amaçla görüştüğünü, ancak Avukatları Nuri Seçkin ALB
AYRAM'm daha önce bu konuda başka şahitler dinlendiğinden onun dinlenmesine gerek
kalmadığını söylediğini,
Sorulması üzerine de;
Muzaffer TEKİN'in eşi olan Müge TEKİN ile yapmış olduğu görüşmenin, Mahmut
ÖZTÜRK'ün orduevine kalorifer yakıtı vermesi nedeniyle olan alacağına ilişkin olduğunu,
kendisinin Mahmut ÖZTÜRK ile galeri dükkanında ortak olduklarını, Mahmut ÖZTÜRK'ün
ayrıca Akdeniz Petrol adı altında tankerle kalorifer yakıtı getirip satma işinin olduğunu,
cezaevine girmeden önce Fenerbahçe Orduevine kalorifer yakıtı vermiş olduğunu, daha sonra
ise işi takip edemediği için cezaevi görüşü sırasında aynı koğuşta kaldığı Muzaffer TEKİN'in
eşi Müge TEKİN'e durumu anlatmış olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK'ün kendisinin telefonunu
verdiği için Müge TEKİN'in de kendisini aradığını, kendisinin Faik BÜYÜKTEOMAN'ı
tanımadığını, Müge TEKİN'in telefonu bu kişiye verdiğini, kendisinin de durumu ona izah
ettiğini, ancak henüz parayı alamadıklarını,
Aracında yapılan aramada ele geçirilen Ali YİĞİT ile ilgili olan notlar ile ilgili
olarak sorulduğunda; hatırladığı kadarı ile kendilerinin olayla ilgili olarak ikinci defa ifade
vermelerinden bir hafta önce Ümraniye'de bulunan Kardak isimli balık lokantasında kendisi,
İsa ÖZTÜRK, Seçkin ALBAYRAM, Av.Kemal KERİNÇSİZ, Av.Engin ÇELİKKADIGİL,
Ali YİĞİT ve yanındaki tanımadığı iki akrabası ve abisi ile birlikte oldukları halde bir
görüşme yapıldığını, bu görüşmede Ali YİĞİT'in daha önce vermiş olduğu ifadelerin
Av.Kemal KERİNÇSİZ tarafından satır satır okunduğunu, bunun üzerine Ali YİĞİT'in
kendisinin söylemediğini veya yanlış anlaşıldığını söylediği konulan anlattığını, Av.Kemal
KERİNÇSİZ'in de Ali YİĞİT'in anlattıklarını not aldığını, Ali YİĞİT'in bu görüşmede
yeniden ifade vereceğini söylediğini, ancak tekrar ifade vermeye gelmediğini öğrendiğini,
daha sonra bu konuda telefonda görüştükleri Kemal KERİNÇSİZ'in Ali YİĞİT'in ifade
vermemesinden dolayı kendilerinin balık lokantasında geçen görüşmeyi savcılıkta
anlatmalarını isteyerek tanıklık yapıp yapamayacaklarını sorduğunu, kendisinin de kabul
ettiğini, anlatılan konuları akılda tutmaları mümkün olmadığından dolayı ikinci defa ifade
vermek için gelirken Kemal KERİNÇSİZ'in görüşmede tuttuğu notları yanlarına
aldıklarını, en son yakalandıklarında arabada çıkan notların söz konusu görüşmede Kemal
KERİNÇSİZ tarafından tutulan notlar olduğunu, kendilerinin de ifadelerinde Ali YİĞİT'in
söylemiş olduğu şeyler dışında farklı bir şey söylemediklerini, kendisi kulakları ile ne
duyduysa savcılıktaki ifadesinde onları söylediğini, Ali YİĞİT'in daha önce söylediklerini
inkar ettiğini, "■" ,

vxGfeW~
3350 nolu tapede ismi geçen Aydın TUNCEL'in, Mahmut OZTURK'ün görev
yaptığı sırada yanında askerlik yapan bir kişi olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK cezaevine
girmeden önce bir kere yanlarına geldiği için tanıdığını, Mahmut OZTURK'ün durumunu
öğrenmek için telefon açmış olduğunu,
3205 numaralı tapedeki 05.11.2007 tarihli Kemal KERİNÇSİZ ile yaptığı ve Kemal
KERİNÇSİZ'in kendisine "SEN YİNE DE BU AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASILSIN
AYAKLARINA BİR TELEFON AÇARSAN, NE YAPTIN NE ETTİN BAK İŞTE BU
ADAMLAR SENİN BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYOR MATIYOR" , "ONU DA
BİŞEYE ALIRSAN ÇOK İYİ OLUR" sözlerini söylediği, kendisinin de "Tamam" diyerek
onayladığı görüşmeden sonra, tamam demesine rağmen Ali YİGİT'i aramadığını, Kemal
KERİNÇSİZ'in "ONU DA BİŞEYE ALIRSAN ÇOK İYİ OLUR" sözü ile ne anlatmak
istediğini bilmediğini,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli KÜÇÜK'ü medyadan duyduğunu, Mahmut
OZTURK'ün ortağı ve akrabası olduğunu, Oktay YILDIRIM'ı da Mahmut ÖZTÜRK aracılığı
ile emekli asker olarak tanıdığını, Ali YİĞİT ve Muzaffer TEKİN'i bu davadan dolayı
tanıdığını, Zeki Yurdakul ÇAGMAN'ı da MAHMUT OZTURK'ün bir araba alış verişinden
dolayı arkadaşı olarak tanıdığım, kendisinin bu örgütün üyesi olmadığım, yasadışı herhangi
bir işi olmadığını beyan etmiştir.
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Murat ÖZKAN'm İlimiz Bakırköy İlçesi Kartaltepe Mahallesi Terakki
Caddesi Özpmar Apt. No:28/12 sayılı ikametinde yapılan aramada;
(1) adet 358051/01/852793/8 IMEI nolu Nokia 6300 marka cep telefonu ile üzerinde
takılı vaziyette 0303290149889 seri nolu Turkcell sim kart,
(1) adet Nokia 2610 marka 352771/01/930205/8IMEİ NOLU Cep Telefonu,
telefonda takılı vaziyette 0501060063392 seri nolu Turkcell sim kart, yine telefonun
içerisinde 0101010143657ser nolu Hazır Kart sim kart ile telefon içerisinde
8990029258070279364L6969 seri nolu sim kart,
(1) adet Casper Marka 0000606523 seri nolu notebook dizüstü Bilgisayar,
(1) adet J510064124E2 seri nolu MMC Pro Memory 256 MB Hafıza kart,
(1) adet S06GJ10L270493 seri nolu Samsung marka 80 GB Hard Disk,
(1) adet Sony mark MP 60 ibareli el yazısı ile " Nişan Esra" yazılı Video kaset,
(1) adet Murat ÖZKAN adına tanzimli TR-I233193 seri nolu pasaport,
(35) adet 1' den 35'e kadar numaralandırılmış CD,
(2) adet İve 2 ile numaralandırılmış DVD CD,
(2) adet 1 ve 2 ile numaralandırılmış disket
(1) adet 4JV6GİD8 seri nolu SEAGATE marka 80 GB Hard Disk,
Şüpheli Murat ÖZKAN'm İlimiz Bağcılar İlçesi Oto Center Akdeniz Otomotiv
K.Blk. No: 30 sayılı iş yerinde yapılan aramada;
(1) adet "Gecekondudan Devlet sırrı çıktı" başlıklı gazete kupürü,
(1) adet 21 Haziran 2007 Posta Gazetesi "Ümraniye Olayına Baskın Yeter" başlıklı
gazete kupürü,
(1) adet Ümraniye soruşturmasında Yazar POYRAZ tutuklandı gazete kupürü,
(1) adet Yüzbaşı Muzaffer TEKİN ve Mahmut ÖZTÜRK' e ait fotoğraf arkasında (El
Yazısıyla Mahmut ÖZTÜRK adıyla imzalı)
(2) adet 1 ve 2 ile numaralandırılan CD,
1' den 5' e kadar numaralandırılan " Merhaba canım Tuğba' nın da stajının, Kübra ise
Avukat, Canım sana bir notum ve Leyla hanımın notu" ile başlayan el yazması
doküman,
- (1) sayfa el yazması "Yavrukuşum-46@Hotmail.Com" mail adresiyle başlayan
doküman, ,. "'•
- (1) sayfa el yazması "Aliermisece@mynet".ile başlayan el yazılı doküman,
-(1) adet kahverenkli Akdeniz Petrol ibareli telefon numaralan bulunan ajandaya
(Şubat 25 Çetin Bayla başlayan) ,
Şüpheli Murat ÖZKAN'm 34 U 1613 plaka sayılı Volvo marka otosunda
yapılan aramada ele geçirilen;
- (3) sayfadan oluşan 1, 2, 3 olarak numaralandırılan "Mehmet ÖZTÜRK", "yazılı
ve görsel basını hiç kullanmadım", "Tanımadığım gibi Çavuşbaşmdaki Villasını bilmem"
ibare ile başlayan bilgisayar çıktısı doküman ele geçirilerek konulmuştur.
l)Dokümanlarm incelenmesinde;
Şüpheli Murat ÖZKAN'm ikamet ve iş yerinde; yapılan aramada elde edilen
dokümanların yapılan incelemesinde;
İlgi soruşturma ile ilgili basında çıkmış haberlere ait gazete 3 sayfa kupürü,
1 adet üzerinde Muzaffer TEKİN ile Mahmut ÖZTÜRK'ün bulunduğu fotoğraf
olduğu,
1 adet aliermisece@mynet ile başlayan dokümanın olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Murat ÖZKAN'a ait 34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele
geçirilen l'den 3'e kadar numaralandırılmış dokümanın, şüphelilerin beyanlarından da
anlaşılacağı üzere, aynı soruşturma kapsamında yakalanan Ali YİĞİT ile daha sonra
yakalanarak tutuklanan Muzaffer TEKİN'in Avukatı Kemal KERİNÇSİZ ve Mahmut
ÖZTÜRK'ün Avukatı Nuri Seçkin ALBAYRAM'm Ümraniye'deki bir balık restoranında
buluştuklan ve Ali YİĞİT'in verdiği ifade ile ilgili konuştuklan anlaşılmaktadır. Ali YİĞIT'i
tekrar ifade vermeye ikna ettikleri ve ifadesini nasıl değiştirmesi gerektiği yönünde Kemal
KERİNÇSİZ'in aldığı notlar olarak değerlendirilmiştir. Ali YİĞİT ifadesini değiştirmeyince
toplantıda hazır bulunanlara tanıklık yaptırma cihetine gidildiği kanaatine vanlmıştır.
2)Bilgisayar incelemesinde:
Şüpheli Murat ÖZKAN'm ikametinden elde edilen ;
(1) adet S06GJ10L270493 seri nolu samsung marka 80 GB hard diskin yapılan
incelemesinde.
1- doc klasörü içerisinde,
-Toplam iki sayfadan oluşan "intihar bir düzmecemi diye başlayıp, Levent
ALBAYRAK İstanbul özel istihbarat" diye biten ve Muzaffer TEKİN hakkında bilgi verilen
toplam iki sayfadan oluşan (tekin) isimli Word belgesi görülmüştür.
"Silah merakı vardı" diye başlayıp, "Levent ALBAYRAK İstanbul" ibaresiyle biten
ve Alparslan ARSLAN hakkında bilgi veren. (ARSLAN) isimli Word belgesi görülmüştür.
"Sinirli ve agresif bir yapısı vardı" diye başlayıp, "Levent ALBAYRAK İstanbul
Foto Hülyanın e mailine atıldı" ibaresiyle biten ve Alparslan ARSLAN hakkında bilgi veren.
(Ankara) isimli Word belgesi görülmüştür.
2 - resimler klasörü içerisinde;
FOTO(l).jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in askeri bir kurumda sivil ve asker
şahıslarla birlikte askeri flama ile çektirdikleri resim olduğu,
FOTO(2).jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in resminin Türk Bayrağı ve Atatürk
portresi ile fotomontajlanarak elde edilen fotoğraf olduğu,
FOTO(3).jpg. yazılı resmin asker üniformalı bir kişinin resmi üzerinde "Son
Canavar" isimli Necati OCAKÇI tarafından 24.3.1985 tarihinde yazıldığı anlaşılan Muzaffer
TEKİN'e ithafen yazılan şiirin olduğu,
FOTO(7).jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN adına düzenlenmiş rütbesi "vatan
aşığı" yazılı mühürsüz ve seri numarasız olduğu görülen takdirname fotoğrafı olduğu
görülmüş bu takdirname ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'na ait olup olmadığı, ait ise
bu belgenin yasa gereği veya niteliği bakımından gizli belgelerden olup olmadığının sorulması
üzerine; Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'mn 02.06.2008 tarih, 2008/303 S.O. sayılı
yazısı ile verilen cevapta "Muzaffer TEKİN adına" 4üzenfenmiş takdirnamenin
s\ İ r7) * :'>->"' ' * ^
/ 20/3//? # ■ / • • / ' / » M 3 --*---------.
sahte bir evrak olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgisinin olmadığı" bildirilmiştir.
FOTO(8).jpg. yazılı resmin üzerinde Türkiye haritası şeklinde bayrak, Atatürk
portresi, Muzaffer TEKİN'in resmi ve Muzaffer TEKİN'e yazılmış şiirin yer aldığı resim
olduğu,
KADl.jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in resmi üniforma ile çektirdiği resim
olduğu,
KADl.jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN adına düzenlenmiş "Kıbrıs Barış
Harekatına Katılma Belgesi" olduğu,
Kontra_ilişkiler_agi_artık_gizlene yazılı resmin "Oktay YILDIRIM Tekin'i ilk
tebrik edenlerdendi" şeklinde basında çıkan Muzaffer TEKİN ile Oktay YILDIRIM'm birlikte
çekilmiş resimlerinin olduğu,
Kuvva-i Reina yazılı resmin Oktay YILDIRIM'm büro olduğu anlaşılan bir yerde
çekilen fotoğrafı olduğu, arka planda FOTO(2) ve FOTO(3) te yer alan resimlerin göründüğü,
Muzaffer tekin.jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in katıldığı bir cenaze töreninde
çekilen fotoğrafı olduğu,
Muzo(l).jpg. - Muzo(2).jpg. - Muzo(3).jpg. - Muzo(4).jpg. - Muzo(5).jpg.
-Muzo(6).jpg. - Muzo(7).jpg. - Muzo(8).jpg. - Muzo(9).jpg. yazılı resimlerin Muzaffer
TEKİN'in Danıştay saldırısı sonrası aranır durumdayken intihara teşebbüs etekten sonra
kaldırıldığı Acıbadem Hastanesi Acil servis girişinde çekildiği anlaşılan ve genellikle görevli
polislerin görüldüğü fotoğraflar olduğu,
Oy-l(l).jpg - Oy-2(l).jpg - Oy-3(l).jpg yazılı resimlerin Muzaffer TEKİN, Oktay
YILDIRIM ve Kemal KERİNÇSİZ'in katıldıklan bir basın açıklamasında birlikte çekilen
fotoğraflar olduğu,
-yemin20e2bl2e20e2bl2fby[l] - yeminnn215792432153592eby[l]
-yeminnn215792432153592ekc[l] yazılı resimlerin Kuvay-i Milliye Derneği Genel Başkam M.
Fikri Karadağ ve Hüseyin GÖRÜM isimli şahısların basında da yer alan silah üzerine yemin
yaptırdıkları töreninin fotoğrafları olduğu görülmüştür.
(1) adet 4JV6GPDB seri nolu Seagate marka 80 GB Hard Disk'in ve Casper marka
0000606523 seri nolu dizüstü bilgisayarın içerisinde bulunan
Seagate_120GB_SN_5LZ3HR8K seri nolu hard diskin yapılan incelemesinde
herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
(1) adet J510064124E2 seri nolu MMC Pro Memory 256 MB Hafıza kartının
yapılan incelemesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
-(2) iki adet Disketin yapılan incelemede herhangi bir suç unsuruna
rastlanılmamıştır.
-Murat ÖZKAN isimli şahsın ikamet adresinde ve işyeri adresinde elde edilen
toplam 41 adet CD ve DVDTerin yapılan incelemesinde herhangi bir suç unsuruna
rastlanılmamıştır.
d)-Teîefon görüşmeleri;
Tape: 3025, 05.11.2007 tarihi, saat: 11.40 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in,
Ümraniye soruşturmasıyla alakalı olarak, Murat ÖZKAN isimli şahsa, Ali YİĞİT isimli
tanıkla görüşmesini isteyerek Murat ÖZKAN'a hitaben; "SEN YİNE DE BU AKŞAM BU
VATANDAŞA Bİ NASSIN MAŞSIN AYAKLARINDA Bİ TELEFON AÇARSAN, NE
YAPTIN, NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ
YATIYO MATIYO" demesi üzerine Murat ÖZKAN 'm da "TAMAM ABİ" diyerek, Ali
YİĞİT ile konuşmayı kabul ettiği, kendisinin de soruşturma ile alakalı olarak tanıklık
yapacağım kabul ettiği,
Tape: 3347 19.11.2007 tarihi, saat: 14:21 sıralarında MURAT ÖZKAN ile PINAR
GÜNER isimli şahısla yapılan telefon görüşmesinde MURAT ÖZKAN'm "...ŞİMDİ
AVUKATLA GÖRÜŞÜCEM SENİ EE ŞAHİT OLARAK DİNLp*TJRME ŞEYİMİZ VAR
DURUMUMUZ VAR..." yine "...YANİ ŞEY HUSUSUNDA EE MAHMUT ABİ İLE
OKTAY ARASINDA GEÇEN MEVZULARI BİLİYORSUN SONUÇTA 7-8 SENELİK
SEKRETERİSİN BU DURUMLARI BİLİYORSUN SAVCIYA İSTEKTE BULUNACAĞIZ
KABUL EDERSE SENİ BİR ORAYA GÖTÜRECEĞİZ..." şeklindeki görüşmede Mahmut
ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM lehine şahitlik yapması ve lehte ifade vermesi için bir dönem
sekreterlik yapan Pınar isimli şahıs ile görüşme yaptığı anlaşılmıştır.
Tape: 3350 28.11.2007 tarihi, saat: 14.19 sıralarında MURAT ÖZKAN ile AYDIN
TUNCEL isimli şahısla yapılan telefon görüşmesinde AYDIN TUNCEL'in tutuklu bulunan
MAHMUT ÖZTÜRK'ün durumunu sorduğu, MURAT ÖZKAN'in da "VALLA YILBAŞINA
DOĞRU ÇIKMASINI BEKLİYORUZ ALLAH İZİN VERİRSE" "YA İLK MAHKEMEDE
ÇIKMASI KESİN ONDAN BİR SIKINTIMIZ YOKTA" şeklinde cevap verdiği,
Tape: 3353 20.12.2007 tarihinde saat: 19:44 sıralarında MURAT ÖZKAN ile İsa
ÖZTÜRK ile yapılan telefon görüşmesinde İsa ÖZTÜRK'ün "..MAHMUT ABİNİN SELAMI
VAR DİYON NERDE GÖRDÜN LAN MAHMUT ABİNİ.." MURAT ÖZKAN'ın
"...TELEFON ETTİ BU GÜN BANA..." Dediği, İsa ÖZTÜRK'ün "...HE HEH HEH
MUZAFFER'İN MUZAFFERİN EKİBİ TAM TEŞKİLAT GELMİŞTİR..." dediği, MURAT
ÖZKAN'ın "... TAM KADRO CANIMMM..", diyerek İsa ÖZTÜRK'ün "Tam Teşkilat' sözünü
"Kadro" olarak çaktırmadan düzeltmeye çalıştığı "...DEDİM BENİM ANAM BABAM YOK
ELİNİ ÖPMEYE GELDİM DEDİM.." şeklindeki görüşmeden Ümraniye'de elde edilen el
bombalan sonrasında tutuklanan Mahmut ÖZTÜRK'ü cezaevinde ziyarete gittiği anlaşılmıştır.
e)-Diğer şüpheîilerîe örgütsel irtibatları;
Şüpheli Kemal KERİNSİZ ile ortak hareket ederek yürütülen soruşturma ile ilgili
açıklayıcı bilgiler veren Ali YİĞİT'in ifadesini değiştirmesi yönünde gerçekleştirilen
Ümraniye'deki balık restoranındaki görüşmeyi planlayıp organize etmiştir
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde;
"Murat ÖZKAN'ı Ümraniye davası şüphelileri ve tanıkları olmaları ve onlarla olan
ilgileri nedeniyle tanıdığını,
3025 sayılı tapede Murat ÖZKAN' la yapılan görüşmede "Ali YIGIT in yeniden ifade
vermesi konusunda BOŞVERİLMEMESİ" şeklindeki beyanları okunup sorulduğunda;
Şüpheli Ali YIGIT' in cezaevinden tahliye olduktan sonra derhal aynı günde veya bir
gün sonra önce Murat ÖZKAN'ı Müge TEKİN'i ve Muzaffer TEKİN'in kardeşi RIZA TEKÎN'i
arayarak kendisinin hatalı yazılan ve gerçekte beyan etmediği ifadeleri yüzünden Muzaffer
TEKİN' in ve Mahmut ÖZTÜRK' ün cezaevinde yattığını ve bundan vicdanen rahatsız
olduğunu ifade ederek telefonla aramış olduğunu, bunun üzerine yukarıda ismi geçen 3 kişinin
Muzaffer TEKİN'in Avukatları olarak kendisine ve Avukat ENGİN BEYE bu konuyu
anlattıklarını, Ali YIGIT' in cezaevinde kaldığından dolayı yıprandığını, Trabzon' da ailesinin
yanına giderek biraz dinleneceğini daha sonra İstanbul' a gelip bu konuda gerekirse yeniden
ifade verebileceğini, yine yukarıdaki 3 kişiye beyan etmiş olduğunu, aradan bir süre geçtikten
sonra Murat ÖZKAN kendisine telefon açarak Ali YİĞİT'in Trabzon'dan geldiğini kendileri ile
görüşmek istediğini söylemiş olduğunu, kendisinin de Murat ÖZKAN'a böyle bir görüşmenin
yapılabileceğini görüşme yeri konusunda da tamamen Ali YIGIT'in söylediği yere
gidebileceklerini belirttiklerini, bir müddet sonra Murat ÖZKAN' in söz konusu toplantının
yerini Ümraniye'de bir balıkçı dükkanı olarak verdiklerini, bu adresi Avukat ENGİN BEY'le
Avukat SEÇKİN BEY'e de bildirdiğini, bu sebeple oraya gelmesini istediğini, kendisinin de
söylenen saatte kendi vasıtasıyla söz konusu balıkçı dükkanına gittiğini, toplantıya en az 10-12
kişinin katıldığını, Ali YİĞİT'in abisi dahil akrabaları ile birlikte kalabalık bir şekilde
geldiklerini, toplantıda Muzaffer TEKİN vekili olarak 'kendisinin, ve> Avukat ENGİN'in,
Mahmut ÖZTÜRK'ün vekili Avukat SEÇKİN ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ve
ortağı Murat ÖZKAN ile Ali YİĞİT ve isimlerini bilemedi birçok akrabasının katılmış
olduklarını, karşılıklı tanışmadan sonra geçmiş olsun dileklerinde bulunduklarını, Ali YIGIT'e
Emniyette verdiği ifadeyi okuyarak bu ifadeyi verip vermediğini sorduklarını, Ali YIGIT'in
kesinlikle bu ifadeyi vermediğini olayın gerçeğini bire bir cümlelerle herkesin huzurunda
anlattığını, anlatımlarını not şeklinde yazdığını, aldığını notu tek tek herkesin huzurunda
cümle cümle Ali YİĞİT'e tekrar okuyarak ifadenin bu şekilde olup olmadığını sorduğunu, Ali
YİĞİT'in verdiği ifadesinin hatalı olduğunu, okutmadan imzalatılmış olduğunuvekil
arkadaşının ifadenin sonunda geldiğini, bu sebeple ne yazıldığını bilmediğinden imzalamak
zorunda kaldığını, ama gerçeğin kendisinin anlatığı gibi olduğunu, bunun için "yarın
Savcılığa gidip ifademi yeniden vereceğim" dediğini, kendisinin de daha önce Savcı Zekeriya
ÖZ'e bu konuyu anlatıp Ali YİĞİT'in yeniden ifadesini alıp almayacağını sorduğunu, sayın
savcının da gelirse alırım dediğini, ancak ertesi gün Avukatının tesirinde kalarak belki de
muhtemelen Avukatın sorumluluğu doğabileceğinden ifade vermeye gitmemiş olduğunu,
kendilerinin de bunun üzerine o toplantıda bulunan kişileri tanık olarak dinlettiklerini, Murat
ÖZKAN'ın arabasında yapılan aramada ele geçen ifade tutanaklarının söz konusu toplantıda
almış oldukları notlar olduğunu " beyan etmiştir.
g)- Şüpheli Murat ÖZKAN'ın Hukuki durumunun
değerlendirilmesi;
Ümraniye'de ele geçirilen el bombalan ve bağlantılı olan kişiler hakkında ifade veren
ve şüphelilerin arasındaki örgütsel bağlantıların ortaya çıkmasına katkıda bulunan Ali YİĞİT
üzerinde cezaevinde iken Mehmet DEMİRTAŞ ile Oktay YILDIRIM 'in baskı ve tehdit
uygulayarak gerçek beyanı dışında kendilerinin lehlerine olarak hazırlayıp verdikleri farklı bir
ifadeyi ezberletmeye çalıştığı bilindiği halde Ali YİĞİT cezaevinden tahliye olduktan sonra da
benzer şekildeki ifadeyi vermesi için şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Ali YİĞİT'i boş
bırakmaması gerektiği yönündeki telefondaki talebi üzerine Şüpheli Murat ÖZKAN'ın, Ali
YİĞİT ile bir toplantı yapılmasını temin ettiği, bu toplantı sonrasında da Ali YİĞİT'in yine
ifadesini değiştirmemesi üzerine, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ tarafmdan yazılıp kendisine
verilen ve arama sırasında arabasında ele geçirilen ifadeyi ezberleyerek örgüt üyeleri lehine
ikinci kez tanık olarak ifade vermek suretiyle; yasadışı ERGENEKON terör örgütü içinde
hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiğine ilişkin
kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli şüphenin oluştuğu anlaşıldığından;
Şüpheli Murat ÖZKAN hakkında 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 ve 220/7. maddesi
yollaması ile TCK'nun 314/2, Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince
cezalandırılması şüpheli hakkında TCK'nun 53/1-2/3, 54/1, 58/9 ve 63. maddelerinin
tatbiki talep edilmiştir.
62- ŞÜPHELİ SATILMIŞ BALKAŞ a)
Emniyet ifadesinde,
"1973 yılında Kastamonu da doğduğunu, lise Mezunu olduğunu, 1993 yılında
askerliğini yaptığını, çeşitli temizlik işlerinde çalıştıktan sonra Met Güvenlik şirketine
başvurarak güvenlik görevlisi olduğunu, 2004 yılından beri Sakıp SABANCI'nm mezarında
Güvenlik Görevlisi olarak çalıştığını, evli ve çocuksuz olduğunu, aynı anne ve babadan olma
iki kardeş olduklarını, Pasaportu olmadığını, bugüne kadar Legal veya illegal yollardan
yurtdışına çıkmadığını, Güvenlik Kuvvetleri tarafından bugüne kadar kendisi ve aile
fertlerinden biri için herhangi bir işlem yapılmadığını, Kastamonu-Araç-Bahçecik köyü
yardımlaşma ve dayanışma derneğine üye olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üyeliği
olmadığım, Ümraniye de elde edilen el bombalan hakkında görsel basın ve gazetelerden
gördüğü ve okuduğu bilgiler haricinde herhangi bir bilgisinin' bulunmadığını, Kemal
KERİNÇSİZ isimli şahsı internet haberlerini okurken ve Rum Ortodoks Patrikhanesine karşı
yürüttüğü mücadeleyi fikir olarak desteklediği için kendisinin telefonunu internetten aldığını
ve mücadelesinden dolayı kendisine teşekkür etmek için aradığını, bayramlarda ve özel
günlerde kendisini aradığını, 3336 numaralı, 16.12.2007 tarihli iletişim Tespit tutanağında
Kemal KERİNÇSİZ ile yapılan birbirinin devamı niteliğindeki iki mesaj hakkında
sorulduğunda, mesajı kimsenin telkin ve yönlendirmesi ile çekmediğini, 2004 yılında
üniversite sınavına hazırlanırken okuduğu Atatürk İlke ve İnkılap tarihi derslerinde Kuvayi
Milliye Derneğini tanıdığını ve kendinde Kuvayi Milliye fikrinin geliştiğini, mesajda adı
geçen paşaların isimlerini internetten öğrendiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinin
gönderdiği mesajlara karşılık vermediğini, bunun üzerine bahse konu mesaj hakkında Kemal
KERNİÇSİZ isimli şahsın cep telefonunu aradığını ve mesajın içeriği hakkında soru
sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine hitaben "bu gibi konuların telefonda
konuşulamayacağmı, kendisini aşan konular olduğunu" beyan ederek telefonu kapattığını,
22.01.2008 günü adresinde yapılan aramada elde edilen yazılı dokümanlar hakkında sorulan
sorulara vermiş olduğu cevapta, 3 numara ile numaralandırılmış "Sayın Dilek EKER" ile
başlayan yazılı dokümanı çalıştığı işyerinde ki konfeksiyon bölümünde Dilek isimli bir bayana
duygusal anlamda bir şeyler yazması için vermiş olabileceğini, 7 numara ile numaralandırılmış
tarihini hatırlamadığı "bu bir gerçektir" isimli Word belgesini roman yazma hevesinden dolayı
böyle bir çalışma ürünü olduğunu, "Bu ülke de bazı politikacıları idam mı bekliyor? Bu ülkeyi
hainler yönetmiş" şeklinde söylemlerin bulunduğu 5 ve 6 numaralı dokümanları 2002 yılında
yapılan genel seçimler de partilere vererek kime oy vermeleri gerektiği yönünde fikir
edinmeleri için kendisi tarafından hazırlanan bir not olduğunu" beyan etmiştir.
b)-Savcılık ifadesinde;
"Kolluk ifadesini tekrarladığını, kendisinin Sakıp SABANCI'nm mezarı başında
güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, soruşturma kapsamındaki kişilerden Av.Kemal
KERİNÇSİZ'i internetteki haber sitelerinden gördüğünü ve telefonunu aldığını, daha sonra ise
bürosuna giderek tanıştığını, Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiği 16 Aralık 2007 tarihli
"KEMAL BEY BAZI VATANDAŞLAR GENELKURMAY BAŞKANININ DARBE
YAPAMAYACAĞINI AKP İKTİDARININ İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR, PEKİ KİM
ÇEKER, ORGENERAL ERDAL CEYLANOĞLU (EDOK) VE ORGENERAL HASAN
IGSIZ (2.0RDU KOMUTANI) BU GENERALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU"
şeklindeki telefon mesajını boş bulunduğu için dalgınlık ile çektiğini, daha sonradan da telefon
açıp mesajı alıp almadığını sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in mesajını aldığını ancak birşey
söylemesi halinde kendisini alıp bir yere koyacaklarını söylediğini, mesajda geçen EDOK'un
Eğitim ve Doktrin Komutanı anlamına geldiğini, daha önce Kemal KERİNÇSİZ ile aralarında
darbe v.s. konulan konuşmadıklarını, kendisi otobüste bu şekilde konuşulduğunu duyduğu için
mesaj çektiğini, bundan pişmanlık duyduğunu, kendisinin herhangi bir yasadışı oluşum içinde
olmadığını, ele geçirilen bomba ve mühimmatlarla ilgisinin bulunmadığını" beyan etmiştir.
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm; Nartanesi Sokak No: 13/5 Küçükbakkalköy
-KADIKÖY adresinde yapılan aramada;
-(6) adet 1 'den 6'ya kadar numaralandırılmış CD,
-(1) adet Samsung marka HD1230IJ model Hard Disk (PEFCACB1N22058) 120
Gb. SN:SOAEJ1PP300580
-(2) adet 1 'den 2'ye kadar numaralandırılmış disket, -Samsung marka D520
model 353134/01/501451/7 İMEİ nolu cep telefonu, -(1) adet telefon üzerine
takılı 01.04.150675496 seri nolu Turkcell hazır kart, -(1) adet Kingston marka
DTI0/1GB 014169-316A00LF;sen nolu flash disk,
-(1) ile numaralandırılan Sn.Alim CAN ibaresi ile başlayan tel:216 573 11 43 ibaresi
ile biten,
-(2) ile numaralandırılan "Sn.A.Rafet MESTÇİOĞLU" ibaresi ile başlayıp "Satılmış
BALKAŞ" ibaresi ile biten,
-(3) ile numaralandırılan "Sn.Dilek EKER" ibaresi ile başlayıp "Ben de sizlere vesile
oluyorum diye yazıyorum" ile biten el yazımı not,
-(4) ile numaralandırılan "milletler hizmet bekler" ibaresi ile başlayıp "Belediyeyi
seç (Satılmış)" ibaresi ile biten büyük harflerle yazılı bilgisayar çıktısı,
-(5) ile numaralandırılan "Ülkemizde" ibaresi ile başlayıp "bekliyorum" ile biten
büyük harflerle yazılı bilgisayar çıktısı,
-(6) ile numaralandırılan "Bu memleketi hainler yönetmiş" ibaresi yazılı bilgisayar
çıktısı,
-(7) ile numaralandırılan "Bu bir gerçektir" ibaresi ile başlayıp arka sayfasında
"Satılmış pişman olmayacağız yarma " ile biten el yazımı doküman,

Üst Aramasmda;
-(1) adet, 8990029252770487955L6969 Vodafone marka sim kart, -(1)
adet, 0705170279257 sim plus hazır kart elde edilmiştir.

l)Dokümanların incelenmesinde;
l'den 7'e kadar numaralandırılmış yazılı Dokümanlarm yapılan incelemesinde,
1 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından Doğu Türkistan Göçmenleri
Derneği üyesi olan Alim CAN isimli şahısa kendisi ile irtibata geçmesi için yazılmış
faks ile çekileceği değerlendirilen bir yazı olduğu,
1 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından A. Rıfat MESTÇİOĞLU
isimli askeri personele yazılmış mektup olduğu,
1 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından Dilek EKER isimli şahısa
yazılmış mektup olduğu,
4 Numaralı dokümanın; "Millet Hizmet Bekler Fakat Hizmet Alabilmek
Önemlidir. Milletler Hizmet Alabilecekleri Belediyeleri Seçmelidirler. Hizmet
Almak İstediğin Belediyeyi Seç. Satılmış" şeklinde bilgisayar çıktısı olduğu,
4 Numaralı dokümanın; "ÜLKEMİZDE BAZI POLİTİKACILARI İDAM
SEHPASI BEKLİYOR MU?" şeklinde bilgisayar çıktısı olduğu,
6 Numaralı dokümanın; "BU MEMLEKETİ HAİNLER YÖNETMİŞ" şeklinde
bilgisayar çıktısı olduğu,
6 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından yazılmış içeriğinde yazmış
olduğu kitap ile ilgili bilgilerin bulunduğu el yazması doküman olduğu tespit
edilmiştir.
2)Bilgisayar incelemesinde:
Satılmış BALKAŞ'tan elde edilen Samsung marka HD1230IJ model Hard Disk, (6)
adet CD, (2) adet disket ve (1) adet Kingston marka flash diskin yapılan incelemesinde
herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape: 3072 , 16.12.2007 tarihi, saat: 22:03 sıralarında, şüpheli Satılmış BALKAŞ
tarafından, Kemal KERİNÇSİZ'e; « KEMAL BEY. BAZİ VATANDAŞLAR. GENEL KURMAY
BASKANİNİ DARBE YAPAMAYACAĞIN AKP.IKTİDARİNİNJPİNİ ÇEKEMEZ
DİYORLAR.PEKİ KİM ÇEKER.ORG.ERDAL CEYLANOGLU. (EDOK)VE ORG HASAN
IGSIZ. ZORDU KOMUTANI. BU GENARALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU...." Şeklinde
iki adet mesaj gönderildiği^" * ..-^N»
16.12.2007 günü saat : 22.05'de Satümfş BAIK£^ge Kemal KERİNÇSİZ
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; u u> ^ /tfjj3*N
Satılmış BALKAŞ'm "TAMAM ALDIN MI MESAJIMI" dediği, Kemal
KERİNÇSİZ'in "HA ALDIM" dediği, Satılmış BALKAŞ'm "DOĞRU BİLMİYORUM
DOĞRU MU DÜŞÜNDÜK AMA" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "VALLA SATILMIŞ'IM
ŞİMDİ BUNLARI SEN TELEFONDA KONUŞURSAN BİZİ ALIR YERE KOYARLAR"
"ÇÜNKÜ BU İNSANLARIN NEYİ NE ŞEKİLDE ALGILADIKLARI BİLE BELLİ
DEĞİL" "ARTIK NORMAL BASİT Bİ KONUŞMA BİLE ADETA SUÇ KONUSU
SAYILIYO ANLATABİLDİM Mİ BENİM CAN KARDEŞİM" dediği, Satılmış BALKAŞ'm
"ANLADIM EFENDİM AMA YANİ BEN TESPİTİMİN DOĞRU OLDUĞUNU
DÜŞÜNÜYORUM" dediği görülmüştür.
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şahsın örgüt içindeki ilişkisinin Kemal KERİNÇSİZ ile olduğu, Şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ, Savcılık ifadesinde adı geçen Satılmış BALKAŞ'ı tanımadığını beyan etmesine
karşın, ifadesinin ilerleyen bölümlerinde şahsın kendisine gönderdiği "KEMAL BEY BAZI
VATANDAŞLAR GENEL KURMAY BAŞKANINI DARBE YAPAMAYACAĞINI AKP
İKTİDARININ İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR PEKİ KİM ÇEKER ORG. ERDAL
CEYLANOGLU (EDOK) VE ORGENARAL HASAN IGSIZ (2.0RDU KOMUTANI) BU
GENERALLERDEN BİRİ OLSAYDI OLURDU' şeklindeki mesaja yönelik sorulan soru üzerine
vermiş olduğu cevapta" Ben kesinlikle bu tür mesajları konuşmaları tasvip etmiyorum, zaten
cevabımı da telefonda veriyorum, bu tür ordu ile ilgili ulu orta yapılacak konuşmaların
kurumları yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağı inancında olduğumdan her zaman karşı
gelmişimdir, ancak karşımdaki insanları kırmamak için bunu yumuşak bir üslupla
geçiştirmişimdir, burada da telefon sahibine katılmadığım açıkça ifade edilmiştir.'1'' şeklinde
verdiği cevaptan da anlaşılacağı üzerine adı geçen şahısla karşılıklı mesaj lastiğim ve telefonla
konuştuğunu kabul etmekte böylece şahsı tanıdığı anlaşılmıştır.
Yapılan telefon görüşme analizinde de şüpheli Satılmış BALKAŞ'm, Şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ ile toplam 71 kez görüşme yaptığı tespit edilmiştir.
f)- Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm kendi beyanına göre önceleri fikirlerini
beğendiği için yasadışı ERGENEKON terör örgütünün özel görevli üyelerinden olan şüpheli
Kemal KERİNÇSİZ 'in telefon numarasını internetten aldığını, kendisine bayram ve yılbaşı
gibi özel günlerde mesaj çektiğini, daha sonra bürosuna gidip tanıştığını beyan etmiş olup,
Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde Satılmış BALKAŞ'ı tanımadığını beyan ederek, şüpheli
Satılmış'ı tanıdığını gizleme ihtiyacı duymuştur. Telefon görüşme analizleri neticesinde de
şüpheli Satılmış BALKAŞ'm 01/01/2000 tarihinden operasyon tarihine kadar olan süre içinde
ERGENEKON terör örgütünün özel görevlilerinden olan Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile 71
kez görüştüğü, bu şekliyle örgütsel irtibatının olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm yukarıda belirttiğimiz askeri darbe yapılması
yönündeki telefon mesajını göndermesinin dalgınlığına geldiği yönündeki savunması dahi
gerçek amacım ortaya koyması açısından yeterlidir. Bir kişinin durup dururken herhangi birine
askeri darbe yapılması gerektiğini telefon mesajı olarak göndermesi hayatın olağan akışına
uygun değildir, önceye dayalı bir ilişkisi ve irtibatı olmasa böyle bir eylemde bulunmaz,
aralarında fikir ve amaç birliği olmasa böyle bir şeye cesaret edemez, mesajı gönderen ile
karşı tarafta mesajı alan şahıs arasında sıkı bir ilişkinin varlığı yadsınamaz, ayrıca şüphelinin
evinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanlardan da aynı düşünceyi paylaştıkları açıkça
anlaşılmış olup şüpheli Satılmış BALKAŞ'm yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile
süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurduğu ve terör örgütü üyesi olmak
ve halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik suçlarını işlediği
hususunda yeterli şüphe teşkil eden delil elde edildiği anlaşıldığından;
Şüpheli Satılmış BALKAŞ hakkında 5237 Sayüı TCK'nun 314/2, 313/1, 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Kanunun 5 ve TCK'nun 53, 54/1, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbiki talep
edilmiştir.
63-ŞÜPHELİ ASİM DEMİR
a) Emniyet İfadesinde;
"Sivas'ta doğduğunu, İlkokul mezunu olduğunu 1996 yılında Ali KOCAOĞLU'nun
kızı Gülşah ile evlendiğini, bu evliliğinden 2 çocuğunun olduğunu, 2004 yılında
Küçükçekmece- Sefaköy'de Kaymakamlığın karşısında Okyanus Cafe isimli iş yerini açtığım
ve 1 yıl süreyle burayı çalıştırdığını, 2003 yerel seçimlerinde Küçükçekmece ilçesinde
MHP'den aday olan Avukat Kemal KERİNÇSİZ isimli şahıs ile tanıştığını, o tarihlerde
Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde bulunan Ülkü Ocaklan'nda takıldığını, bu vesileyle
kendisiyle çalıştığını, parti ve seçim çalışmalarına katıldığını, 2004 yılından sonra işyerini
kapattığını, en son olarak 2003 yerel seçimlerinden tanıdığı Avukat Kemal KERINÇSIZ'in
yanma gelerek kendisinden iş talebinde bulunduğunu, kendisinin de bürosunda çaycılık ve
evrak getir-götür işlerine bakmasını söylediğini halen burada ücret karşılığında çalıştığını
kalacak yerinin olmamasından dolayı kendisinin başkanlığını yaptığı dernekte kaldığını, bir
arkadaş vasıtasıyla tanıştığı kendisiyle birlikte gözaltına alınan Müzeyyen ŞEN isimli şahısla
yakalandığı günün akşamı beraber olduklarını, geç vakit olması nedeniyle kendisini kalmış
olduğu derneğe getirdiğini ve dernekte kaldığını, yakalandığında onun da dernekte
olduğundan dolayı birlikte gözaltına alındıklarını, pasaportu olmadığını, herhangi bir dernek,
sendika veya partiye üyeliğinin bulunmadığını,
Kullanmakta olduğu 0536 528 62 18 numaralı hattın kardeşi Sebahattin DEMİR
adına kayıtlı olduğunu, Büyük Hukukçular Birliği Derneği'nde yapılan aramada elde edilen 30
adet "Türk Milleti Atatürk'ün evine yakışan cumhurbaşkanını seçiyor" ibaresi ile başlayıp
"Büyük Türk Milleti Cumhuriyet İçin Elele" ile biten dokümanın ve 2. sayfasında
Cumhurbaşkanlığı küresel işbirlikçilerinin eline geçtiğinde işgal edilecek makamlar ve yetkiler
başlığı altında cumhurbaşkanının atayacağı makamlar ve kullanacağı yetkiler alt alta
sıralandığı -3. ve 4. sayfasında Türkiye Cumhuriyeti Nasıl Bir Cumhurbaşkanı İle Temsil
Edilmelidir? başlığı altında Cumhurbaşkanın sahip olması gereken tecrübe-bilgi, yabancı
güçlerin denetiminde olmayan, "Türkiyelilik", "alt ve üst kimlik" gibi fantezilerle uğraşmayan,
manevi değerleri ve inancı istismar etmeyen gibi özelliklerin alt alta sıralandığı ve ayrıca
Cumhurbaşkanlığı yemini ile sonlandmlmış altında büyük Türk Milleti Cumhuriyet için elele
ibaresiyle son bulduğu anlaşılan dokümanlar hakkında herhangi bir bilgisinin bulunmadığını,
bir ara Kemal KERİNÇSİZ ile aralarının bozulduğunu bu esnada artık dernekte kalmadığını,
yaklaşık iki ay sonra derneğe tekrar geri döndüğünde bahse konu belgeleri gördüğünü kimin
tarafından ve ne zaman getirildiği konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığını ve bahse
konu belgelerin bir yerlerde dağıtıldığına şahit olmadığını, kendisiyle birlikte gözaltına alman
şahıslardan;
Kemal KERİNÇSİZ'i ikamet olarak kullandığı Büyük Hukukçular Derneği Başkam
olarak tanıdığını, kendisiyle olan tanışıklığını detaylı olarak yukarıda anlattığını,
Sevgi ERENEROL'u Kemal KERİNÇSİZ vasıtası ile tanıdığını, Kemal
KERİNÇSİZ'in Orhan PAMUK hakkında açmış olduğu davanın duruşmasında Şişli
Adliyesinde Kemal KERİNÇSİZ ile buluştuğu zaman tanıdığını,
Atilla AKSU isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ'e Adliyeden evrak getirip götürürken
tanıdığını
3329 no'lu iletişim tespiti tutanağından; 07.11.2007 tarihi, saat 17:20 sıralarında
Kemal KERİNÇSİZ ile telefon görüşmesi yaptığı ve burada "şeyi aldım yani Atilla 'dan gizli
belgeler var demiştin ya.. " şeklinde beyanlarda bulunduğu konuşma için, bahse konu telefon
görüşmesini hatırlamadığını, Atilla AKSU isimli .şahıstan hgrhangi bir belge almadığını,
Kemal KERİNÇSİZ ve Atilla AKSU isimli şahısla olan ilişkilerini daha önceden detaylı
anlattığını,
3331 no'lu iletişim tespiti tutanağından; 15.12.2007 tarihi, saat 14.58 sıralarında
Selahattin Demir adına kayıtlı 0536 528 62 18 numaralı hattan Kemal Kerinçsiz ile yaptığı
telefon görüşmesi için; konuşmada adı geçen bayanın 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Kalemindeki
müdür olduğunu İsimini hatırlamadığını Kemal KERİNÇSİZ'le Başbakan'a açtığı tazminat
davası ile ilgili konuştuklarını sandığını, dava sonucu ile ilgili Kemal KERİNÇSİZ'e yapacağı
tebligatı kendisine elden verdiğini kendisinin de Kemal KERİNÇSİZ'e götürdüğünü,
3330 no'lu iletişim tespiti tutanağından; 17.12.2007 tarihi, saat 19.54 sıralarında 0536
325 90 50 numaralı hattan arayan bir bayan şahısla yaptığı telefon görüşmesi için;
Zeytinbumu'nda ikamet eden bir arkadaşı olduğunu, kendisiyle arkadaşlıktan öte herhangi bir
bağının olmadığını konuşmada geçen makineden kasıt kendisine ait olan kurusıkı silah
olduğunu, Zaten bu silahın yakalandığı dernekte yapılan aramada bulunduğunu" beyan
etmiştir.
b) Savcılık İfadesinde;
"Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çaycı olarak aylık 500 YTL maaşla
çalıştığını, bazen de Adliyeye dosya getir-götür işini yaptığını, kendisinin Büyük Hukukçular
Derneğinde yatıp kalktığını, gözaltına alman kişilerden Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi
ERENEROL ve Müzeyyen ŞEN'i tanıdığını, Sevgi ERENEROL'u basın açıklamasında ve
Orhan PAMUK ile ilgili davanın duruşma günleri Adliye önündeki protestoda gördüğü için
tanıdığını, kendisinin Ümraniye ilçesinde ele geçen el bombalan ile ilgisininolmadığını, sonu
62 18 ile biten telefon hattının kardeşi Sebahattin DEMİR'e ait olduğunu, Büyük Hukukçular
Derneğinde ele geçen dokümanlan kimin koyduğunu bilmediğini, kendisinin 2007 yılı
içerisinde 2 ay kadar Kemal KERİNÇSİZ'in yanından aynldıktan sonra geri döndüğünü, iş ile
ilgili Adliyeye gidişleri nedeni ile Atilla AKSU'yu tanıdığını, ancak merhabalığı olmadığını,
savcılık kaleminde çalışıyor olabileceğini,
Sorulması üzerine ise ;
07.11.2007 tarihi, saat 17:20 sıralannda Kemal KERİNÇSİZ ile yapılan görüşmeyi
tam olarak hatırlamadığını, kendisinin ilkokul mezunu olduğunu, gizli belgeler ile ilgisi
olamayacağını, bu görüşmenin şaka amaçlı olabileceğini, kendisinin Atila AKSU'dan bir şey
almadığını,
15.12.2007 tarihi, saat 14:58 sıralannda yapılan telefon görüşmesinin, Kemal
KERİNÇSİZ'in başbakan aleyhine açtığı davaya ilişkin tebligatın kendisine elden verilmesi ile
ilgili olduğunu, görüşmede geçen müdüre hanımın Kartal Adliyesi 2.Sulh Hukuk Mahkemesi
Müdürü olduğunu,
17.12.2007 tarihi, saat 19:54 sıralanndaki telefon görüşmesini, Sabiha
DEĞİRMENCİ ile yaptığını, görüşmede makine sözünden kurusıkı silahı kastettiğini,
kendisinin dükkanını batırdığını, mafyacılık oynayan kişilerin kendisinden haraç istediğini, bu
nedenle iş yerini kapattığını, kurusıkı silahı o tarihlerde aldığını, yakın zamanda silah
almadığını, görüşmede geçen sözlerin şaka mahiyetinde söylendiğini,
Kemal KERİNÇSİZ'in Kartal Adliyesinde görevli müdüre hanım ile önceye dayalı
bir ilişkisi olup olmadığını bilmediğini, ancak olay günü Kartal Adliyesine giderek başbakana
açılan davayla ilgili karar örneğini aldığım,bu sırada müdüre hanım ile Kemal KERİNÇSİZ'in
telefonla görüştüklerini, içeriğinin doğru olduğunu,kendisinin kaldığı Büyük Hukukçular
Derneğinde her hangi bir silah ve patlayıcı madde olmadığını,
Büyük Hukukçular Derneğinde çantası içinde ele geçen Bora marka silahın kendisine
ait olup kuru sıkı olduğunu zannederek 2006 yılında hatırlamadığı birisinden aldığını,
Sabiha DEĞİRMENCİ ile yaptığı görüşmeŞîi^^aka mahiyetinde olduğunu,
görüşmede "yeni aldım bir tane ya " sözü ile
herhangi Şir şey kastetmediğini beyan etmiştir İ •'"' <* L-~-r-v * , *^

\
<=g>-—J
c) Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Asim DEMİR'in Hoca Üveys Mahallesi Cemil Sakarya sokak Güler
Ap.No:2/6 Büyük Hukukçular Derneği FATİH sayılı adresinde Sekreter odasında
yapılan aramada elde edilen 9 adet CD'nin yapılan incelemesinde,
Ö.No'lu CD'de Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Rafet
ARSLAN isimli şahısların da bulunduğu 2005 yılında Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış
olduğu toplantı resmi ve Basın Bildirisi bulunduğu,
Oktay YILDIRIM isimli şahsın Yeni Hayat Dergisi için yazmış olduğu
yazılardan derginin 3. sayfasında "Bu bir Dip Dalgasıdır" başlığı altına yazının olduğu,
Şüpheli Asim DEMİR'in yakalandığı yerde ele geçirilen
"Seagate_10GB_SN_7DBUTlK" marka hard diskinde yapılan incelemede,

Asim_DEMİR_Seagate_10GB_SN_7DBlJTlK isimli klasör içerisinde bulunan,


"EXPORT" klasörü içerisindeki 1.2) _AYASOFYA TÜZÜK ll.doc isimli 12 sayfadan oluşan
ve (imaj programı ile kurtarılan silinmiş belge) "Ayasofya Derneği Tüzüğü" başlığı altında
dernek tüzüğünün aşağıdaki gibi olduğu;
Aynı adreste yapılan arama sırasında 1 Adet ÇAKARD Marka çanta
içerisinde 9765 seri numaralı cal 9 mm KNALL BORA-MK-19 Marka kurusıkıdan bozma
toplu tabanca ele geçirildiği;
Kriminal incelemesi sonucu tanzim edilen 24.01.2008 tarihli ve 2008/1105
sayılı ekspertiz raporuna göre:
"9765 numaralı silah 9 mm çaplı, ses ve gaz fişeği istimal eden BORA Marka
MK-19 Model 6'h toplu bir tabanca olduğu, ateşleme sisteminde görev alan mekanik
aksamının sağlam ve işler durumda olduğu, namlusu içerisinde ateşli silah fişeklerinin
istimalini engelleyen parçanın ise bulunmadığı,
Bahse konu tabancanın mevcut haliyle laboratuarda yapılan denemelerde ses
ve gaz fişeklerini istimal edebildiği gibi aynı çaplı el yapımı çekirdekli (Metal Bilyeli)
fişekleri atabileceği,
El yapımı çekirdekli (Metal Bilyeli) fişekleride atabileceği görülen tabancanın 6136
sayılı yasaya göre yasak niteliğine haiz ateşli silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiği,
6136 sayılı yasanın 12/4. bendende belirilen vahim silahlardan olmadığı, tespit edilemeyen
olaylar arşivinde her hangi bir irtibatının bulunmadığı," belirtilmiştir.
d) Şüpheli Asim DEMİR'e ait telefon görüşmeleri;
Tape: 3282, 07.11.2007 tarihi, saat:17:20 sıralarında ASİM DEMİR ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; ASİM DEMİR'in "ŞEYİ ALDIM
YANİ ATİLLA'DAN GİZLİ BELGELER VAR DEMİŞTİN YA" dediği, yapılan görüşmeden
Kemal KERİNÇSİZ'in şahıs ile önceden görüştüğü ve şahsa Sultanahmet Adliyesinde görevli
olan Atilla AKSU isimli şahısta bulunan GİZLİ BELGELERİ alıp kendisine getirmesi talimatı
verdiği, şahsın da bu talimat üzerine GİZLİ BELGELERİ şüpheli Atilla AKSU'dan aldığını
telefon açarak Kemal KERİNÇSİZ'e ilettiği KEMAL KERİNÇSİZ'in de "GİZLİ DEĞİL BE
YAVRUCUĞUM, NORMAL BELGE ÖYLE GİZLİ BELGE OLUR MU LAN SEN DE
TELEFONDA GİZLİ BİLGİ, GİZLİ BİLGİ, ULAN NE GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE ŞEY
NORMAL BELGE HA ALDIN MI ONLARI ?" şeklinde yapılan görüşmede ERGENEKON
terör örgütü yöneticilerinden olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgütün amacı doğrultusunda
kullanabileceği bilgi ve belgeleri normal prosedür dışında el altından savcılıkta görevli Atilla
AKSU isimli şahıstan menfaat karşılığı aldığı ve sürekli şahıs ile irtibatlı olduğu, önemli bir
dan/a belgesi olduğunda şahıs ile telefonlaştığı ayrıca alınacak bilgi ve belgeleri şüpheli.,Asimi
DEMİR vasıtası ile aldırdığı anlaşılmıştır.
Tape: 3026 07.11.2007 tarihi, saat:12.19 sıralarında, Kemai KERINÇSIZ'in İstanbul
Adliyesi Savcılık kaleminde görev yapan şüpheli Atilla AKSU' nun kamuoyunda sansasyonel
hale gelmiş bazı insanların dosya safahatları ve fotokopilerini Kemal KERİNÇSİZ'e vererek,
bu dosyalar ile alakalı geçen görüşmede; Kemal KERINÇSIZ'in Atilla AKSU'ya hitaben;
«ÇOK GÜZEL, HEPSİ BİRBİRİNDEN GÜZEL. ON NUMARA YANİ ON NUMARA"
dediği, Atilla AKSU'nun da "MUZAFFER BEYİN KARŞI TARAFINDA OLAN BAZI
ŞEYLERİ." Kemal KERINÇSIZ'in de "A O ONLAR ÇOK FAYDALI OLDU, ONLAR
BİLDİĞİN GİBİ DİĞİL. ONLAR ÖYLE FAYDALI OLDU Kİ ABİ" diyerek, İstanbul
Adliyesinde memur olarak çalışan şüpheli Atilla AKSU' nun aynı gün saat: 12.19 sıralarında,
Kemal KERINÇSIZ'in yanında çalışan Asim DEMİR'e teslim ettiği, şüpheli Asim DEMİR'in
Kemal KERİNÇSİZ'i arayarak "ŞEYİ ALDIM YANİ ATİLLADAN GİZLİ BELGELER VAR
DEMİŞTİN YA.." diyerek, Atilla AKSU'dan almış olduğu GİZLİ BELGELERİ, teslim
aldığına dair Kemal KERİNÇSİZ'e bilgi verdiği anlaşılmıştır.
e) Diğer şüpheliler ile olan ilişkileri;
Şüpheli Atilla AKSU ifadesinde; Kemal KERİNÇSİZ'e verilmek üzere Adliye'den
aldığı bazı soruşturma evraklarını şahsa teslim edilmesi amacıyla Asim DEMİR'e verdiğini
beyan etmiştir.
Telefon Bağlantıları;
Şüpheli Asim DEMİR'in telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;
Kemal KERİNÇSİZ-05322143354, Kemal KERİNÇSİZ - 05332949190
Şeklinde kayıtlara rastlandığından adı geçen şüpheli ile irtibatlı olduğu,
Şüpheli Atilla AKSU'nun 3281 no'lu iletişim tespit tutanağında; 07.11.2007
tarihi, Saat 12:19 sıralarında şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile yaptığı telefon görüşmesi ile ilgili
sorulan soruya;
" Kemal KERINÇSIZ'in avukat olduğunu, Adliyeye gelip gittiğini, kendisini on yıldır
tanıdığını, ancak, kendisiyle gerçek samimiyetinin yaklaşık bundan 4 yıl önce, amcasının
oğlunun kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERINÇSIZ'in aldığını,
kendilerine yardımcı olduğunu, bu vesileyle kendisiyle samimiyetimiz arttığını, kendisiyle
zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya
evrakları istediğini, kendisinin de ona gücü yettiğince yardımcı olduğunu,
Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine telefon açtığını, Muzaffer TEKİN'in
avukatlığını yaptığını, ancak Muzaffer TEKİN ile ilgili dolandırıcılık ve hırsızlık şaibeleri
çıktığını, bunu aydınlatabilmesi için kendisinden Adliyede başka Muzaffer TEKIN'lerle ilgili
dolandırıcılık ve hırsızlık suçundan herhangi bir dosyanın bulunup bulunmadığını sorduğunu
kendisini de bakayım dediğini, birbirinden farklı 3 adet Muzaffer TEKİN adına kararları
çıkardığını, bu Muzaffer TEKİN'lerin 3 'ü de kimlik bilgileri itibariyle birbirinden farklı
olduğunu . Bu şahıslarla ilgili hırsızlık dolandırıcılık kaydının bulunduğunu, fakat bunlar,
Kemal KERINÇSIZ'in müvekkili olan Muzaffer TEKİN'den farklı kişiler olduğunu Kemal
KERİNÇSİZ' de bu bilgilerin çok işine yarayacağını, müvekkilini aklayacağını söylediğini,
kendisine yanında çalışan "Arap" olarak bildiği, ancak sonradan Asim DEMİR olarak
tanıdığı, Avukat Kemal KERINÇSIZ'in yanında çalışan çaycı Asim DEMİR'e zarf içerisinde
verdiğini," beyan etmiştir.

Güvenlik Şube Müdürlüğünün hazırladığı dosyanm incelenmesi sonucu; Şüpheli


Asim DEMİR'in katılmış olduğu örgütsel eylemler:

1- 07.05.2006 Günü saat 12.15 sıralarında Beyoğlu ilçesi Galatasaray meydanında


Hukukçular Birliği ve Milli Güç platformu, Vatansever Güç Birliği, Türkiye'm Topluluğu,
Aydmlar Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklar Derneği, Anadolu Dostluk ve
Türkmen Derneği, Şehit Anaları Derneği tarafından Yunanistan'ın Selanik'te açmayı
planladığı "Pontus Soykırımı Amtı"m protesto etmek için basın açıklaması düzenlendiği,
Kemal KERİNÇSİZ, Av. Özcan PEHLİVANOĞLU, Mualla ERKUT tarafından topluluğa
hitap edildiği, Yunanistan Konsolosluğu önüne siyah çelenk bırakıldığı, eyleme şüpheliler
OktayYILDIRIM, Muzaffer TEKİN, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSES, Kemal
KERİNÇSİZ ve Asim DEMİR'in birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay
esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
2-17.05.2006 günü saat 12.00 sıralarında Beyoğlu ilçesi Fransız konsolosluğu önünde
Büyük Hukukçular Birliği tarafından "sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını protesto etmek"
için basın açıklaması düzenlendiği, Eyleme şüpheliler Oktay YILDIRIM, Kemal
KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Asim DEMİR'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün
olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

3- 07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesi


önünde Perihan MAGDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50 kişilik gruba
Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük Hukukçular birliği yazılı
pankart,Perihan sen Şehit anası değil, ancak Deniz anası olabilirsin ,vicdani retçilik PKK'ya
Hizmettir- ABD Hizmetindeki Fettullah Ordu ve Emniyetten Kirli elini çek-Küreselciler
tarikatlar siyasi iktidar Şeytan üçgenini Bozacağız- yazılı dövizler taşınmış. "Her Türk asker
doğar-Burası Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABD işbirlikçi
AKP-Asker Doğduk Asker Ölürüz" şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir.. Aynı gün
İstanbul adliyesi 2.Asliye Ceza mahkemesinde Perihan MAGDEN'in - sanık olarak
yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki bazı şahıslarca sözlü
sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası içerisindeki koridora çevik Kuvvet Şube
Müd.Görevli Polisler alınarak , beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatları ile yanlarında
bekleyen Şanar YURDATAPAN, Ayşe KÜLİN, Cüneyt ÖZDEMİR, Ataol
BEHRAMOĞLU'nun bulunduğu grup ile Av. Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALPAKBABA,
M.Zekeriya ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulunduğu,
özellikle avukatlar ve gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve avukatları ile
birlikte gelen şehit yakınlarından oluşan grup arasında, koridorda tampon oluşturulmak
suretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik tedbirleri alınmıştır. Grubu
Av.Kemal KERİNÇSİZ'in yönlendirdiği ve grup içerisinde slogan atılması üzerine, güvenlik
güçlerince herkesin duyabileceği şekilde gruba ve grubu yönlendiren şahıslara gerekli uyanlar
yapılmış olup, şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRM, Asim
DEMİR'in grup içinde bulundukları, Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş
olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

4- 12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunan
AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks
Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın
açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının
okunduğu, üzerinde Büyük Hukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne
bırakıldığı, bu etkinliğe şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M.
Zekeriya ÖZTÜRK, Asim DEMİR'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay
esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

4- 20.06.2006 günü Atatürk hava limanı Genel binası önünde Milli Güç Platformu
ve Büyük Hukukçular Birliği organizesinde "Ermenistan Katolikosu 2.Karakin'nin

^/2^1 ' ,•__^ r—~~


ülkemizi ziyaretini" protesto eylemi düzenlendiği, konuk Misafirin aracı geçerken grup
tarafından yumurta atıldığı, polisin ikazına rağmen eyleme devam edildiği, Merdan AYDIN,
Ferdi ÇELİK, Muammer KOCADAĞLI, Fatih SEKMAN isimli şahısların gözaltına alındığı,
eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Asim DEMİR'in
(Elinde megafon olan şahıs olarak) katıldığı Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında
çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

6- 22.06.2006 günü Heybeliada da açılacak olan Ruhban Okulunu protesto eylemine


Av. Kemal KERİNÇSİZ ve Asim DEMİR'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay
esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

7-19.11. 2006 günü saat 08.00 ile 17.00 arası Çağlayan Meydanında Bağımsız
Türkiye partisi (BTP) mitingi adı altında açık hava toplantısı düzenlediği, grup tarafından
"Ruhban okulu açılması Kopenhag kriteri değildir -Ekümenik Kopenhag kriteri
değildir-Papayı Türtiye'ye istemiyoruz" ibareli pankartlar ile "Patrik-Papa-Fenerde,
Türk Milleti Nerede- Patriği Türkiye de istemiyoruz" şeklinde dövizler taşındığı, gruba
hitaben Büyük Hukukçular Birliği başkanı Kemal KERİNÇSİZ tarafından Türk milletine
çağrı! İstanbul'a geldiği taktirde Papa'yı ülkemize istemiyoruz- Faaliyetine mutlaka
katılın" başlıklı bildirinin okunduğunu, çevre illerden gelen BTP yönetici ve üyeleri ile
İstanbul il ve ilçe teşkilatlan üyelerinin desteğiyle yaklaşık 2500-3000 kişinin katıldığı, BTP
Genel Başkanı Haydar BAŞ'ın konuşmacı olarak katıldığı, "Bağımsız Türkiye için Milli
ekonomi modeli için bizi de Yaz Sayın ProfDr.Haydar BAŞ (Tekirdağlı ülkücüler) -Buradayız
üstad buradayız ASIM'in NESLİ bu kuvva-i Milli hareketin de yanın da olmayacağım mı
sandın (yeniçiftlikli ülkücüler) - Bağımsız Türkiye için bizlerde varız (Tekirdağlı
muhafazakarlar) - Sayın ProfDr.Haydar BAŞ Bu yolda bizde varız (sosyal demokratlar)
ibareli dövizler açıldığı, "Bu Vatan bizimdir bizim kalacak - Türkiye Seninle gurur duyuyor -
üstad sen bizim her şeyimizsin - Üstad Nerede Biz Oradayız - Avrupa şaşırma sabrımızı
taşırma - kuvva-i miliye tekrar hedefe - işte Milet işte başbakan - Papa şaşırma sabrımızı
taşırma - Bu millet Kardeştir ayıranlar kalleştir" şeklinde sloganların atıldığı etkinliğe,
şüpheliler Asim DEMİR ve Kemal KERİNÇİZ'in birlikte katıldıkları, Güvenlik şube
müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden
anlaşılmıştır.

8- 18.12.2006 günü saat 12.25 de Eminönü ilçesi Sultanahmet Adliyesi önünde Doç.
Necip HABLEMİTOĞLU'nun ölümünün yıl dönümü nedeniyle Hukukçular Birliği,
Ayasofya Derneği, Milli Güç Birliği, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği tarafından
basın açıklaması düzenlendiği, Büyük Hukukçular Birliği üyesi Cevat ÇALIK tarafından
gruba hitaben bir basın metni okunduğu, eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Muzaffer
TEKİN, Sevgi ERENEROL, Rafet ARSLAN ve Asim DEMİR'in birlikte katıldıkları,
Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşılmıştır.

9-15.06.2007 günü saat:13.00 da Beşiktaş ilçesi Levent Camii' de yaklaşık 500-600


kişinin katılımıyla Hakkari ilinde şehit edilen P.Kd. Bnb. Murat ÖZYALÇIN ve Elazığ'da
şehit edilen Jn.Uz.Erbaş Cihan KIZILTAŞ' m cenaze namazı kılınmış ve cenaze namazını
müteakip cenazeler Edirne kapı şehitliğine defnedilmiş ve konu saat 14.30 da sona ermiştir.
Katılan grup içerisinde; şüpheliler Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Kemal
KERİNÇSİZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Asira.DEMİR'in birlikte katıldıkları,
Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşılmıştır. /-^ _ ^-
10- 04.07.2007 günü saat: 10.05 de Beyoğlu İlçesi İtalyan Başkonsolosluğu önünde
Türkiye Sivil Toplum Örgütleri, Türk Ortodokslar Derneği ve Aydınlar Ocağı tarafından
"PKK Terör örgütü tarafından kullanılan İtalyan menşeli mayınları" protesto etmek basın
açıklaması düzenlendiği, Ülker DURUKAN, Ayşe SALMAN, Burak GÜNEŞ isimli şahıslar
tarafından basın açıklamasının okunduğu, bu eyleme şüpheliler Kemal KERINÇSIZ ve Asim
DEMİR'in birlikte katıldıkları, Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu
kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
f) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Asim DEMİR ifadesinde Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in yanında
çalıştığını, ERGENEKON terör örgütü üyesi olmadığım beyan etmiş ise de;

Aramalar sırasında 1 adet 9765 seri numaralı cal 9 mm KNALL BORA-MK-19


Marka kurusıkıdan bozma 6136 Sayılı Yasa kapsamında kalan ruhsatsız silahın ele geçirilmiş
olması, Büyük Hukukçular Derneğinin binasında yatıp kalkması örgütün tertip etmiş olduğu
veya örgütsel içerikli olan 07/05/2006, 17/05/2006, 07/06/2006, 12/06/2006, 20/06/2006,
22/06/2006, 19/11/2006, 18/12/2006, 15/06/2007, 04/07/2007 tarihlerinde yapılan toplumsal
eylemlerde diğer şüpheliler Oktay YILDIRIM, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi
ERENEROL, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSES, Rafet ARSLAN ve Kemal Yalçın
ALEMDAROĞLU ile birlikte bizzat yeralması, telefon görüşmeleri incelendiğin de de
savunmasının aksine İstanbul Adliyesinde görevli zabıt katibi olan şüpheli Atilla AKSU
tarafından temin edilen bir kısım belge ve dokümanları şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e
ulaştırdığı örgütün faaliyetlerini yürütmek için kurduğu dernek binasında yatıp kalktığı,
böylece ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik ve çeşitlilik arz eden organik bir bağ
kurduğu anlaşıldığından, şüpheli hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak ve ruhsatsız silah
bulundurmak suçlarından kamu davası açılması için yeterli şüphe oluştuğu anlaşıldığından;

Şüpheli Asim DEMİR hakkında 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile 6136 Saydı Kanunun
13/son yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 13/1, 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 3 ve
4. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 5 ve TCK'nun 53, 58/9, 54/1 ve 63. maddelerinin
tatbiki talep edilmiştir.

64- ŞÜPHELİ ATİLLA AKSU


a)-Emniyet ifadesinde;
Şüpheli ATİLLA AKSU İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube
Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde;
"Lise mezunu olduğunu, 1986 yılında Adliye personeli olarak Kartal Adliyesinde
göreve başladığını halen İstanbul Adliyesinde çalıştığım 4 yıl önce, amcasının oğlunun kızı
olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERİNÇSİZ'in aldığını, bu vesileyle
kendisi ile tanıştığını, kendisiyle telefonla ve yüz yüze zaman zaman görüşmelerinin
olduğunu, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya ve evrakları istediğim, kendisinin de
gücünün yettiğince yardımcı olduğunu,
Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in 07.11.2007 günü kendisine telefon açarak, Muzaffer
TEKİN'in Avukatlığını yaptığım, Muzaffer Tekin ile ilgili herhangi bir dosyanın bulunup
bulunmadığını sorduğunu, hakkında dolandırıcılık ve hırsızlık şaibeleri çıktığını, bunu
aydınlatabilmesi için belge istediğini, kendisinin de Adliye arşivinden araştırarak birbirinden
farklı 3 adet Muzaffer Tekin adına üç ayrı mahkeme kararlarının olduğunu bulduğunu, Kemal
Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalışan kendisinin "Arap" olarak bildiği, Asim
DEMİR'e arşivden aldığı kararları zarf içerisinde verdiğini,
07.11.2007 günü Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan
profesörlerin Ermeni ve Kürt Konferansı ile ilgili gizli belgeleri ve içerisinde Ogün
SAMAST'm da adresinin bulunduğu belgeleri de Kemal KERİNÇSİZ'e verilmek üzere Asim
DEMİR'e verdiğini,
Tayyip Erdoğan'ın damadının Turkuaz'm genel müdürü olduğunu, Turkuaz davası
ile ilgili evrakları daha önce Kemal Kerinçsiz'e verdiğini, daha sonra 10-15 tane daha Türk
Parasını Koruma Kanunu ile ilgili evrakları Asim Demir ile zarf içerisine koyarak Avukat
Kemal Kerinçsiz'e gönderdiğini,
Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden 301 inci maddeden yargılanan Profesör Taner
AKÇAM ile ilgili dosyanın olup olmadığını sorduğunu, araştırdığını herhangi bir dosya
bulamadığını,
Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden "Abdullah Unahtan, Ali Ülker, Murat Ülker,
Şenol Çelik, Metin Çilci ve Türk İntikam Tugayının tehdit mektubu gönderdiği bazı şahıslara
ait dava dosyalarını" istediğini kendisinin de kararlardan çıkararak Asim Demir'e zarf
içerisinde verdiğini,
Kiraz BİÇİCİ ve Abdullah UNAKITAN hakkında Tekel davası ile ilgili ihaleye fesat
karıştırmak suçundan dava açılması ile ilgili evrakları Kemal KERİNÇSİZ'e verdiğini,
KİPTAŞ ile ilgili evrakı kendisine gönderdiğini,
TCK'nm 301 ve 302. maddeleri ile ilgili davaları olup takipsizlik karan verilmiş
kişilerin isim listesine ulaştığını ve bunlan da Asim DEMİR'e vererek Kemal KERİNÇSİZ'e
gönderdiğini,
Güvenlik Şube Müdürlüğünden DHKP-C liler ve PKKTılann ölenlerin isimlerinin
yazılı olduğu anıt dikilmiş olması ile ilgili evrak geldiğini, bilgisi olması için Kemal
KERİNÇSİZ'e o evrakı gönderebileceğini söylediğini,
ERGENEKON operasyonu ile ilgili olarak gözaltına alman şahıslardan Kemal
KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Asim DEMİR isimli şahıslan tanıdığını" beyan etmiştir.
b)-Savcı!ık ifadesinde;
"Kolluk ifadesini tekrarladığını, dört yıl önce bir yakınının boşanma davası sırasında Avukat
Kemal KERİNÇSİZ ile tanıştığını, kardeşi Fatih AKSU'ya iş bulma konusunda yardımcı
olacağını söylediğinden ve kendisini Atatürkçü, milliyetçi ve vatansever olarak bildiğinden
dolayı fikir olarak sempati duyduğu için samimiyet kurduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in zaman
zaman kendisinden Türklüğe hakaret, Atatürk'e hakaret, Recep Tayyip ERDOĞAN'm damadı,
Abdullah UNAKITAN, Ali ÜLKER, Murat ÜLKER ve Türk İntikam Tugayından Semih
Tufan GÜNALTAY'm tehdit edilmesi ile ilgili evraklan ve bunlann sayı numaralannı
istediğini, kendisinin bunlardan bazılannm numaralannı ve kesinleşmiş takipsizlik kararlannm
birer örneğini, UYAP'tan ulaşabildiği kadan ile istediği şeylerin, 301 . madde ve Atatürk'e
hakaret davalan ile ilgili liste suretlerini çıkartarak göndermiş olduğu ismini bilmediği
elemanına verdiğini, kendisinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile bir bağlantısının
olmadığını, sadece görevi ie ilgili hatalar yapmış olabileceğini, Sorulması üzerine ise;
3281 sayılı tapedeki görüşmede, Kemal KERİNÇSİZ'in müvekkili olan Muzaffer
TEKİN hakkında basında hırsız ve dolandıncı olduğu şeklinde haberler çıktığını, kendi
müvekkilinin isim benzerliği nedeni ile kanştınldığmı söyleyerek bu isimle ilgili dava
dosyalannm numaralannı istediğini, kendisinin de bu ismi UYAP'tan sorgulayıp anne ve baba
isimleri farklı olan Muzaffer TEKİN isimli kişilere ait soruşturma numaralannı tespit ederek
bir elemanına verip gönderdiğini,
3282 nolu tapedeki görüşmede geçen "gizli belgelerin" ne olduğunu hatırlamadığını,
Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ^ yanında çalışan bir Icışi olduğunu, Avukat Kemal
KERİNÇSİZ'in Türklük adına davalara müdahil olmak amacı ile kendisine Kürt Konferansı
düzenleyen Bilgi ve Boğaziçi Üniversitelerinde görevli Profesör Taner AKÇAM ve ismini
hatırlamadığı öğretim üyelerinin isimlerini vererek bu kişilerle ilgili soruşturma dosyası olup
olmadığını sorduğunu, kendisinin de verilen isimlere baktığını, Profesör Taner AKÇAM ile
ilgili sorulan 1974 yılma ait evrakı bulamadığını, kendisine bu evrakın Beyoğlu Adliyesinde
olabileceğini söylediğini,
3283 nolu tapedeki görüşmede; Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine Recep
Tayyip ERDOĞAN'm damadının genel müdürü olduğu Turkuaz şirketi ile ilgili dava dosyası
olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de 10-15 tane Türk Parasını Koruma Kanununa
Muhalefet suçu ile ilgili ve birçoğu karara bağlanan dosya numaralarını liste halinde yanında
çalışan Avukata verdiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in çekineceği bir takım şeylerden dolayı
kendisine "sakiniz demi ha" demiş olabileceğini,neden bunu söylediğini ise anlayamadığım,
3284 nolu tapedeki görüşmede, Kemal KERİNÇSİZ'in arayarak, Yeniçağ
Televizyonunda yaptığı programa kendisinin Balıkesir Üniversitesinde yardımcı doçent
olarak görev yapan milliyetçi görüşlü kardeşi Levent AKSU'nun telefonla katılacağını
söylediğini,
3285 nolu tapedeki görüşmenin; HSBC Bankası tarafından aleyhine icra takibi
yapılan kendisinin Fatih KOÇ isimli arkadaşının başka bir arkadaşı hakkında olduğunu,
kendisinin de yardımcı olmak adına banka Avukatına giderek selamını söylemesini
ilettiğini,görüşmenin Kemal KERİNÇSİZ ile ilgisi olmadığını,
3286 nolu tapedeki görüşmedeki; başbakanın kinci,kindar olduğu yönündeki sözleri,
yıllar önce eniştesinin Kartal'da Sulh Ceza Hakimliği yaptığı sırada Recep Tayyip
ERDOĞAN aleyhine verdiği bir karardan dolayı, başbakan olduktan sonra tayinini Urfa'ya
çıkarttırdığını düşündüğünden dolayı söylediğini,
3288 nolu tapedeki 26.11.2007 tarihli görüşmeyi hatırlamadığını,
3289 nolu tapedeki görüşmeyi,kendisine duruşma gününü soran Şener ERTEN
isimli mahalle arkadaşı ile yaptığını,
3290 nolu tapedeki görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden sorduğu
Abdullah UNAKITAN, Metin ÇİLCİ,Murat ÜLKER ve Şenol ÇELİK ile ilgili soruşturma
numaralarını, Murat ÜLKER ve Ali ÜLKER hakkındaki 5846 sayılı kanuna muhalefetten
olan evrak numaralarını ve TİT ile ilgili tehdit davasmmm tesadüfen eline geçtiğini
söylediğini, Bestan YILDIRIM'ı tanımadığını, görüşmede Kemal KERİNÇSİZ'in "İyi sen
bana telefonda söyleme ben sana göndereyim ' diyerek neden birşeyler gizlediğim
anlamadığını,
3291 nolu tapedeki görüşmede; Abdullah UNAKITAN hakkında olduğunu
tespit ettiği vergi usul kanununa muhalefet dosya numarasını verdiğini, Ataol
BEHRAMOĞLU ile ilgili kendisine herhangi bir bilgi vermediğini,
3291 nolu tapedeki görüşmede; gazeteden PKK'lı olduğunu öğrendiği Kiraz
BİÇİCİ'nin dolandırıcılık suçu konusundaki dosya numarasını verdiğini,
3294 nolu tapedeki görüşmede geçen Tekel olayını, Abdullah UNAKITAN ile ilgili Tekel
davasının Kanaltürk Televizyonunda çıktığı anlamında söylediğini, kendisinin görüşmedeki
"BUNLARIN DAHA ÇOK PİSLİKLERİNİ ÇIKARTACAĞIZ" şeklindeki tabirini yanlışlıkla
söylemiş olabileceğini, MHP'nin İzmir ve Güneydoğu'da yaptığı bayrak mitingleri ile ilgili
konuşmadaki Kemal KERİNÇSİZ'in Ankara Tandoğan'da yapılan mitingin Kanaltürk'ün
organize ettiğini söylemesi üzerine kendisinin "EVET ONLARLA BİR ALAKAMIZ YOK
DİMİ" şeklindeki sözünü ani bir refleksle söylemiş olabileceğini, 3295-3296 nolu tapelerdeki
görüşmelerin Kemal KERİNÇSİZ ile ilgisi olmadığını, 3298 nolu tapedeki görüşmede; TCK
nun 301 maddesi ile ilgili olarak verilen takipsizlik kararlarını ulaştındığımn, kendisinin
Cumhuriyet ve Yeni Çağ gazetelerinden

^)7^K^
okuduğu haberlerden edindiği bilgiler çerçevesinde Necip HABLEMİTOGLU ve Uğur
MUMCU cinayetlerinin konuşulduğunu,
3313 nolu tapedeki görüşmede geçen Haygün HASANOGLU'nun kendisinin bayan
arkadaşı Azerbaycanlı araştırmacı yazar olduğunu,
3313 nolu tapedeki görüşmenin kardeşi Fatih AKSU'ya Kemal KERİNÇSİZ'in iş
bulması ile ilgili olduğunu,
3319 nolu tapedeki görüşmede Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden, yaptığı bir
programda "Atatürk Kurtuluş Savaşını yapmış ise de iki tane kadını idare edemedi" şeklinde
beyanda bulunan Seray SEVER ilgili dosya numarasını istediğini, kendisinin de bunu öğrenip
bildirdiğini,
3323 nolu tapedeki görüşmede ; kendisinin okuduğu Işık KOŞANER ile ilgili gazete
haberinden sonra Kemal KERİNÇSİZ'e görüşlerini ve yorumlarım anlattığını,
3326 nolu tapedeki görüşmede; THKP/C ile ilgili olan bir evrakı Kemal
KERİNÇSİZ'e bildiridiğini, ancak evrakı kendisine ulaştırmadığını,
Kendisinin soruşturma kapsamındaki kişilerden sadece Avukat Kemal KERINÇSİZ
ve onun yanında çalışan Asim DEMİR'i tanıdığını, Sevgi ERENEROL'u ise 29 Ekim
kutlamalannda gördüğünden dolayı tanıdığını, kendisinin söz konusu örgütle hiçbir
bağlantısının olmadığını " beyan etmiştir.
c)-Aramaîarda elde edilen deliller;
Şüpheli Atilla AKSU'mm görev yaptığı İlimiz Eminönü İlçesi Sultanahmet İstanbul
Adliyesi Eminönü- İstanbul sayılı iş yerinde yapılan aramada elde edilen dokümanların
yapılan incelemesinde;
1-İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığına hitaben yazmış olduğu 08.01.2008 tarihli ve Boğaziçi Üniversitesi Güney
Kampüsünde öğrenciler tarafından düzenlenen "Barış Haftası" etkinlik ile tespit edilen
görüntü ve CD izleme tespit tutanağının gönderilme yazısı, CD İzleme ve Tespit Tutanağı,
2-Başlık kısmı kapatılmak suretiyle fotokopisi çekildiği anlaşılan 06.01.2008 tarihli
ve Boğaziçi Üniversitesinde 13.12.2007 günü saat 13:00 sıralannda kardeşlik yürüyüşüne
katılan Sosyalist Gençlik Derneği (MLKP)'li (6) öğrencinin bilgilerinin bulunduğu resmi yazı.
3-"01/01/2005-20/12/2007 Tarihleri Arasında Açılan Davalar" başlıklı ve "Türklüğü,
Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini Alenen aşağılama Türk Ceza Kanunu 301/1"
suçundan haklannda dava açılan 22 şahsın ve Dosya No, C. Savcısı, Suç tarihi gibi bilgileri
içeren liste.(25.12.2007 tarihli)
4-"01/01/2005-14/12/2007 Tarihleri Arasında Açılan Dosyalar" başlıklı ve
14.12.2007 tarihli haklannda TCK 301/2 maddeden dava açılan şahısların istatistiki bilgileri
ile (3) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
5-14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve takipsizlik
karan verilen (7) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
6-14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve yetkisizlik
karan verilen (8) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
7-14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve birleştirme
karan verilen (4) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
8- 14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve ek takipsizlik
karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
9-"10/12/2007-21/01/2008 tarihleri arasında açılan dosyalar" başlıklı ve TCK 301/1
maddeden hakkında dava açılan şahıslann istatistiki bilgileri ile "Derbest Hazırlık Dosyalan"
başlığı altında (1) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgileri. (21.01.2008 tarihli)
10-21.01.2008 tarihli TCK 301/1 maddeden ?hak,la?mda dava açılan ve takipsizlik
karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç/tarihi bilgilerini içeren liste.
11 -" 10/12/2007-21 /01 /2008 tarihleri arasında açılan dosyalar" başlıklı ve TCK 301/1
maddeden hakkında dava açılan şahısların istatistiki bilgileri ile "Derbest Hazırlık Dosyalan"
başlığı altında (1) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgileri. (21.01.2008 tarihli)
12-21.01.2008 tarihli TCK 301/1 maddeden haklarında dava açılan ve takipsizlik
karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
13-21.01.2008 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve yetkisizlik
karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
14-"01/01/2007-14/12/2007 tarihleri arasında açılan dosyalar" başlıklı ve TCK 301/1
maddeden hakkında dava açılan şahıslann istatistiki bilgileri ile "Derbest Hazırlık Dosyalan"
başlığı altında (1) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgileri. (14.12.2007 tarihli)
15-14.12.2007 tarihli TCK 301/1 maddeden haklannda dava açılan (6) şahsın Dosya
No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
16-14.12.2007 tarihli TCK 301/1 maddeden haklannda dava açılan ve haklannda
takipsizlik karan verilen (26) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
17-14.12.2007 tarihli TCK 301/1 maddeden haklannda dava açılan ve haklannda
yetkisizlik karan verilen (17) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste ele
geçirilmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape: 3281 07.11.2007 tarihi saat: 12:19 sıralannda ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; ATİLLA AKSU'NUN
İSTANBUL ADLİYESİNDEN BİR TAKIM EVRAKLARI GÖNDERDİĞİNDEN
BAHSEDEREK, GÖNDERDİĞİ EVRAKLARIN NASIL OLDUĞUNU SORDUĞUNDA;
KEMAL KERİNÇSİZİN DE, "ÇOK GÜZEL, HEPSİ BİRBİRİNDEN GÜZEL. ON NUMARA
YANİ ON NUMARA" şeklinde cevap verdiği, ATİLLA AKSU'NUN, «MUZAFFER BEYİN
KARŞI TARAFINDA OLAN BAZI ŞEYLERİ.." şeklindeki beyanı ile Atilla AKSU'nun
Muzaffer TEKİN' i tanıdığı ve davalanm takip ettiği, usulüne uygun talepte bulunulmadan,
Cumhuriyet Savcısının izni ve haberi olmadan bir kısım belgeleri gizli gizli Kemal
KERİNÇSİZ'e verdiği KEMAL KERİNÇSİZ'İN, «A O ONLAR ÇOK FAYDALI OLDU,
ONLAR BİLDİĞİN GİBİ DİĞİL. ONLAR ÖYLE FA YDALI OLDU Kİ ABİ" dediği,
Tape: 3282 07.11.2007 tarihi saat: 17:20 sıralannda ASİM DEMİR ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde; ASİM DEMİR'in "ŞEYİ ALDIM YANİ
ATİLLA'DAN GİZLİ BELGELER VAR DEMİŞTİN YA" dediği, yapılan görüşmeden Atilla
AKSU isimli şahsın Sultanahmet Adliyesinde görevli olduğu, kendisi yetkili olmadığı halde
hiçbir görevli savcı, hakim ve yazı işleri müdürüne haber vermeden gizli olarak verilmemesi
gereken bilgi ve belgeleri dışan sızdırdığı, Kemal KERİNÇSİZ'inde Avukat olarak savcılıktan
çıkanlmaması gereken evraklan kendi menfaatleri için kullanmak amacı ile bilerek çıkarttığı,
telefonunun da dinlendiğinden şüphelenerek yapmış olduğu illegal işi kapatmak için "GİZLİ
DEĞİL BE YAVRUCUĞUM, NORMAL BELGE ÖYLE. GİZLİ BELGE OLUR MU LAN
SENDE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ, GİZLİ BİLGİ ULAN NE GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE
ŞEY NORMAL BELGE şeklinde açıklama yaparak karşı tarafı susturmaya çalıştığı
anlaşılmıştır.
Tape: 3283 21.11.2007 tarihi saat: 16:24 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde; Atilla AKSU'nun "BU RECEP TAYYİP
ERDOĞAN'INDAMADIORANIN GENEL MÜDÜRÜ BEN BU TURKUAZ İLE İLGİLİ BİR
ŞEYLER DAHA BULDUM EN AZ 10 TANE 15 TANE TÜRK PARASINI KORUMA KANUNU
VE YA BİEVRAKLARI VAR", diyerek kamuoyunda büyük yankılar getirecek dosyalan
araştırarak bulduğu ve Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiği KEMAL KERİNÇSİZ'İN DE,
"OLUR ABİ OLUR ABİ G0NDER"^ '"YALNIZ TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA", AMAN
KARDEŞİM SEN <|UNKÜ BİZİM CANIMIZSIN dediği,
Tape: 3286 24.11.2007 tarihi saat: 13:14 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN hakkında yapılan telefon
görüşmesinde; KEMAL KERİNÇSİZ'İN "YAV İŞTE TÜRKİYE'Yİ NASIL PAZARLARIM
DÜŞÜNCESİ İÇERSİNDE PEZEVENK", "YANİ BU GÜNE KADAR GELMİŞ EN
BÜYÜK HAYSİYETSİZ ŞEREFSİZ YÖNETİCİDİR O", "DİYORUM YA İŞTE
MENDERES'İ ASTILAR, MENDERES'İ ASMA GEREKÇELERİNİN YÜZ KATI BUNDA
VAR" şeklinde ithamlarda bulunarak Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına ağır hakaretlerde
bulunduğu, asılma gerekçelerinin bile çoktan oluştuğu fikrini beyan ettiği, Atilla AKSU'nun
da "EVET EVET KİNCİ BİR ADAM ÇOK KİNCİ BİR ADAM" dediği,
Tape: 3290 03.12.2007 tarihi saat: 21:57 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun özetle; "ABDULLAH
UNAKITAN, ALİ ÜLKER, MURAT ÜLKER, ŞENOL ÇELİK, METİN ÇİLCİ VE TÜRK
İNTİGAM TUGAYININ TEHDİT MEKTUBU GÖNDERDİĞİ BAZI ŞAHISLARA AİT
ADLİYE DOSYALARININ KEMAL KERİNÇSİZ'E GÖNDERMESİYLE ALAKALI
GÖRÜŞME YAPTIĞI, KEMAL KERİNÇSİZ'İN de «EYİ SEN BANA TELEFONDA
SÖYLEME DE BEN SANA GÖNDEREYİM" şeklinde Atilla AKSU'nun fazla ileri gitmesini
engellemek için susturduğu adı geçen dosyalan aldırmak üzere birini göndereceğini beyan
ettiği, Atilla AKSU'nun sürekli olarak önemli ve ses getirecek dosyalan takip ettiği ve hemen
Kemal KERİNÇSİZ ile irtibat kurduğu tespit edilmiştir.
Tape: 3294 06.12.2007 tarihi saat: 20:36 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun "DAHA DAHA
BUNLARIN DAHA ÇOK PİSLİKLERİNİ ÇIKARTACAZ, YAVAŞ YAVAŞ ÇIKARTACAZ,
ŞİMDİ ONU ARAŞTIRIYORUM DEVAMLI ARAŞTIRIYORUM, HER GÜN ÜZERİNDEYİM
BU KONULARIN' diyerek önemli tüm dosyalan çıkartarak Cumhuriyet savcılığında
KÖSTEBEK görevini üstlendiği, KEMAL KERİNÇSİZ'İN ".... YARIN ALIRIM BEN
SENDEN SEN MERAK ETME..." dediği,
Tape: 3298 14.12.2007 tarihi saat: 17:43 sıralannda ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun "...Bİ ŞEY
SÖYLEYECEĞİM 301 LER LE İLGİLİ TAKİBE YER OLMAYAN 301 302..." KEMAL
KERİNÇSİZ'İN DE "...TAMAM ABİ ÇOK GÜZEL KİMLERİN BUNLAR..." diyerek
sevindiği, "...YANİ KİMLERİN YOK Kİ İNANAMAZSIN YANİ BUNLARA NASIL
TAKİPSİZLİK KARARI VERİYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM..." diyerek mahkemenin vermiş
olduğu takipsizlik kararlannı eleştirdiği ve kendisini yargı mensuplannm yerine koyduğu
KEMAL KERİNÇSİZ'DE "... VERİYORLAR ABİ ABİ VER VER ONLARI HEPSİNİ Bİ
GÖZDEN GEÇİRELİM ABİ ÇOK FAYDALI OLUR..." dediği tespit edilmiştir.
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheli Atilla AKSU Ergenekon terör örgütü içinde özel bir görev yürüten şüpheli
Kemal KERİNÇSİZ ile irtibatlı olup, örgütün amaçlan doğrultusunda çalıştığı adliye
içerisinde Kemal KERİNÇSİZ'in istediği ve ya elde ettiği doküman ve bilgileri kendisine veya
yanında çalışan Asim DEMİR aracılığı ile gönderdiği şüpheli ifadeleri ve iletişim tespit
tutanaklanndan anlaşılmıştır.
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Kemal KERİNÇSİZ İfadesinde;
"Atilla AKSU'yu Sultanahmet Adliyesinden zabıt katibi olması nedeniyle yaklaşık 4-5
yıldır tanıdığını, Atilla'nın zaman zaman Türklük aleyhine, Atatürk'e karşı açılan, ifade
özgürlüğü ile ilgili olan kesinleşmiş basına yansımış mahkeme kararı veya kesinleşmiş
kovuşturmaya yer olmadığına dair kararları emsal olması nedeniyle kendisine gönderdiğini,
en fazla 2 veya 3 defa bu kararlardan kendisine göndermiş olduğunu, Atilla'nın Avukatlık
bürosuna yaklaşık iki hafta kadar önce Azerbeycan' da yazarlık yapan bir bayanla birlikte
geldiklerini, yazarın elinde "ermeni meselesi" ile ilgili güzel kitaplar olduğunu, "bunlardan
istifade etme şansımız var mı?" diye sormaya geldiğini, hatta kendisine iki kitabı hediye olarak
bıraktığını, arada bir kendisine basında ismi geçen tamamen güncelleşmiş kesinleşmiş
kararları da göndereceğini de söylediğini, ancak kendisinin kesinlikle bu kararları talep
etmediğini, çünkü kendisinin o tür bir karara ihtiyacının olmadığını, iki hususta kendisinden
talebinin olduğunu, biri; Amerika'da yaşayan "Ermeni soykırımı vardır" diyen yazar Taner
AKÇAM hakkında eski tarihte kesinleşmiş bir kararın eline geçtiği veya bulduğu takdirde
vermesini rica ettiğini, çünkü bunu ismini hatırlamadığı bir müvekkilinin Taner AKÇAM
hakkında Ermeni meselesinden dolayı Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği bir şikayetinin
üzerine takipsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle, Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesine itirazda
bulunmak için kullanmak maksadıyla emsal karar olması için istediğini, ancak bilahare
kendisine döndüğünü bulamadığını ifade ettiğini, diğeri; Muzaffer TEKİN konusunda ricada
bulunduğu, onun sebebinin de, 2007 Ağustos ayında Sabah ve Zaman gazetelerinde Muzaffer
TEKİN'in Alman ajanı ve uyuşturucu kaçakçısı olduğuna dair haberler çıkması üzerine,
arkasından 9. ayda savcı Zekeriya ÖZ ile bu konuyu görüştüğünü, kendisine bu konuyu
araştırdıklarını, gerekli yazışmayı yaptıklarını o Muzaffer TEKİN'in bu Muzaffer TEKİN
olmadığını söylediğini, ancak soruşturma gizli olduğundan bu konuda herhangi bir belge
almasının mümkün olmadığını, kendisinin de Zaman ve Sabah gazetelerine dava açabilmek
için hangi Muzaffer TEKİN hakkında bu suçlardan ötürü şikayet edildiğini ve hakkında karar
çıktığını tespit edebilmesi için Atilla'ya böyle bir kesinleşmiş karar var ise kendisinden
vermesini istediğini, kendisine bir adet kesinleşmiş karar gönderdiğini, ancak Atilla'nın
kendisine gönderdiği bu kararın gizli olmadığını ve bu kararı hiçbir yerde kullanmadığını,
bunun dışında telefonda kendisine söylediği konularda vereceğini belirttiği ancak kendisinin
hiçbir talebi olmayan telefon görüşmelerinde dahi talepte bulunmadığı belli olan hiçbir karar
göndermediğini, telefon görüşmelerine bakıldığında görüleceği üzere kendisinin Atilla'dan
Muzaffer TEKİN ve Taner AKÇAM'ın dışında hiçbir karar talep etmediğini, kaldı ki söz
konusu kesinleşmiş emsal kararların her zaman için araştırılıp bulunabilecek basına yansımış
kararlar olduğunu, gerek ev, gerekse büro aramalarında Atilla'nın telefonda kendisine
bahsettiği kararlardan hiçbirinin çıkmadığını ve gerçekte de olmadığını, çünkü 301
konusundaki kararlar birbirine benzediğinden AIHM uygulaması açısından önem arz
etmemesi sebebiyle kendisine bir fayda vermediğinden kendisinden hiçbir şekilde karar
aldırmadığınıverdiği TCK 301 kararı ile ilgili karar ve Muzaffer TEKİN ile ilgili bir kararı
hiçbir yerde kullanmadığını belirttiği,
Kendisine İletişim tespit tutanakları ve Atilla AKSU'nun beyanları okunarak
sorulduğunda;
Şüpheli Atilla AKSU'nun bir bayan akrabasının boşanma davasını takip ettiğini, bu
iş için çok cüzi bir miktar para aldığını, ayrıca Atilla 'nın kardeşinin işsiz olduğunu kendisine
söylediğini, kendisinin de müvekkillerinden işçi arayan olursa söylerim dediğini, yaklaşık 4-5
aydır iş aradığını bildiğini, şüpheli Atilla'nın kardeşi Levent AKSU'nun Balıkesir
Üniversitesinde Sosyal Bilimler Dalında öğretim üyesi olarak tanıdığını, Yeni Çağ
Televizyonu'nda "Medeniyet Dediğin" isimli programa iki defa bağlantı kurdurduğunu,
kendisinin temiz bir insan olduğunu bildiğini, zaman zaman telefonla görüşmüşlüğünün
olduğunu belirttiği,
TCK'nun 301. maddesinin uygulanması ile ilgili istatistiki bilgi isteyip istemediği
sorulduğunda;
Kendisinin istemediğini, ancak Onun 301. maddeden yargılananlarla ilgili liste
çıkarıp kendisine gönderdiğini, kendisinin istemediğini, beyanında bahsettiği gibi kendisinin
yukarıda söylediği iki konu dışında hiçbir şekilde Türklüğe hâkaretpAtatürk'e hakaret, Recep
Tayyip Erdoğan in damadı, Abdullah UN AKIT ANf Ali ve' Murat Ülker, Türk İntikam
Tugayından (TİT) SEMİH GÜLALTAY hakkında hiçbir şekilde talepte bulunmadığını ve
herhangi bir bilgi ve belge almadığını, aldırmadığını, Zaten arama sırasında da bu tür
belgeler çıkmadığını, yine kendisinin Taner AKÇAM dışında, kurt konferansı düzenleyen
öğretim üyeleri ile ilgili kendisinden bilgi ve belge istemediğini belirttiği,
3283 nolu tapedeki görüşmede "TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA" şeklinde bir
beyanda bulunup bulunmadığı sorulduğunda:
Hatırlamadığını, ne anlama geldiğini de hatırlamadığını,
3290 nolu tapede "İYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA
GÖNDEREYİM" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
İkaz etmesinin nedeninin Onun devlet memuru olması ve telefonların dinlendiğini
bildiğinden, daha doğrusu tahmin ettiğinden, kendisine zarar gelmesin diye kalbini de
kırmamak için uyardığını, sık sık kendisini aradığını, kendisinin telefonda onu dinlerken
başka işlerle uğraştığını, çünkü uzun uzun aynı konuları konuştuğunu, iyi niyetli bir insan
olduğunu, asla kendisine gizli belge vermediğini belirttiği,
3205 nolu tapedeki THKP/C illerle alakalı görüşme sorulduğunda;
Kendisinin ondan görüldüğü üzere herhangi birşey istemediğini, onun kendisinin
bahsettiğini, kendisinin de başından savmak için getirirsin aldırırım dediğini, bu tür
belgelerin işine yaramadığını belirttiği,
3319 nolu tape okunup sorulduğunda;
SERAY SEVER'le ilgili davanın bilgilerini kendisinin istemediğini, Atilla'nın
kendisinin göndereceğini söylediğini, bunu aldırmadığını almak için de kimseyi
göndermediğini" beyan etmiştir.
Asim DEMİR ifadesinde ;
"Atilla AKSU isimli şahsı Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in işi ile ilgili evrakları
istanbul Adliyesine götürüp, getirirken tanıdığını, şimdiye kadar Atilla AKSU isimli şahıstan
hiçbir belge almadığını Sorulması üzerine ise ;
07.11.2007 tarihi saat 17:20 sıralarında Kemal KERiNÇSİZ ile yapılan görüşmeyi
tam olarak hatırlamadığını, kendisinin ilkokul mezunu olduğunu, gizli belgeler ile ilgisi
olamayacağını, bu görüşmenin şaka amaçlı olabileceğini" beyan etmiştir.
g)-Şüpheli Atilla AKSU'nun Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Atilla AKSU'nun yasadışı ERGENEKON terör örgütünün özel görevlisi olan
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile irtibata geçerek, kardeşinin işe alınmasını temin amacıyla,
örgütün amaçlan doğrultusunda çalıştığı adliye içerisinde Kemal KERİNÇSİZ'in istediği veya
elde ettiği doküman ve bilgileri Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza
Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik' in 45. maddesinde
belirtilen normal prosedürü takip etmeksizin memuriyet görevini suistimal ederek, şüpheli
Kemal KERİNÇSİZ'e bizzat verdiği veya yanında çalışan Asim DEMİR aracılığı ile
gönderdiği, bu şekilde şüphelinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü içinde hiyerarşik yapıya
dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediği
anlaşıldığından;
Şüpheli Atilla AKSU'nun memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan
eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nun 257/1. maddesi, örgüte bilerek ve isteyerek yardım
etmek suçundan dolayı eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 ve 220/7. maddesi
yollaması ile TCK'nun 314/2, 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5 ve TCK'nun 53,
54/1, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
65-ŞÜPHELİ MEHMET FİKRİ KARADAĞ a)-
Emniyet ifadesinde;
1973 yılından itibaren 3. Hudut Taburu Demirköy Kırklareli'nde, 1976 yılından
itibaren Erzurum 29. Piyade Tümen Komutanlığı'nda, 1981 yılından itibaren Gemlik Bursa
Askeri Veteriner Okulunda, 1985 yılından itibaren İstanbul Kara Harp Akademisinde, 1988
yılından itibaren Edirne Keşan Silahlı Kuvvetler Akademisinde, 1991 yılından itibaren Elazığ
8. Kolordu Komutanlığında , 1996 yılından itibaren Komutan yardımcısı görevi ile İstanbul
Hasdal 6. Piyade Tugay Komutanlığında, 1998 yılından itibaren Öğretim üyesi olarak İstanbul
Silahlı Kuvvetler Akademisinde,2000 yılından itibaren Ayazağa İstanbul 3. Kolordu Kurmay
Başkanlığında, 2001 yılından itibaren de Silahlı Kuvvetler Akademisi Öğretim Başkanlığında
görev yaptığını, Kurmay Albay rütbesinde iken 30 Ağustos 2003 tarihinde kadrosuzluk nedeni
ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye ayrıldığını, emekli olduktan İstanbul iline
yerleştiğini, emekli olduktan sonra resmi veya sivil herhangi bir iş yapmadığmı,geçimimi
emekli maaşıyla sağladığını, başkaca herhangi bir geliri olmadığını,
Yaklaşık iki yıldır 535 888 115 14 numaralı telefon hattını kullandığını, 539 ile
başlayan başka bir telefon da kullandığını ancak tam numarasını hatırlamadığını, kendisinin
herhengi bir lakabı yada takma ismi olmadığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü, Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'deki bürosuna Muzaffer
TEKİN'in yanına gidip gelirken gördüğünü, kendisine subay olduğunu söylediğini, bunun
dışında özel olarak görüşmediklerini,
Sevgi ERENEROL'u, Türk Ortodoks Kilisesinin basın sözcüsü olarak önce medyadan
tanıdığını, Selçuk ERENEROL'un cenazesinde kendisini görerek tanıştığmı,birkaç defa da
paskalya ve kardeşi olarak bildiği Paşa ERENEROL'un patriklik görevine başlama törenine
katıldığını,birkaç defa konferanslarda karşılaştığını ve selamlaştığmı, başkaca herhangi bir
ilişkisi olmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ'nün,bir gazetede köşe yazan olduğunu bildiğini ancak
tanışmadığım,
Sami HOŞTAN ye Erol ÖLMEZ'i tanımadığım,
Hüseyin Gazi OĞUZ ile bir yıl önce bir yerde karşılaştıklannı ve tanıştıklanm,daha
sonra Kuvayı Milliye Derneği Pendik temsilciliğini açmak üzere dernek yönetim kurulu karan
ile kendisine temsilcilik açma yetki belgesi verdiklerini,lokantacı olduğunu bildiğini,birkaç
defa Pendik Kuvayı Milliye temsilciliğinde görüştüklerini,Kadıköy'deki dernek binasına da
birkaç defa gelmiş olabileceğini,ancak tam olarak hatırlamadığını,
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'i, 22 Temmuz seçimleri sonrasında Kadıköy'deki
dernek binasında birkaç defa gördüğünü ve konuştuğunu, ancak herhangi bir samimiyeti
olmadığım,kendisine emlakçı olduğunu söylediğini, dernekten ayrıldıktan sonra dernekte
yaşanan olaylan anlatmak üzere birkaç defa yanma geldiğini,kendisinin dernek başkanlığına
vekalet görevini yönetim kurulu kararıyla Hüseyin GÖRÜM'e devrettiği toplantıda Oğuz
Alpaslan ABDÜLKADİR'in de genel sekreterlikle görevlendirildiğini,
Raif GÖRÜM ile, yeğeni olduğunu söyleyen Hüseyin GÖRÜM tarafından
tanıştınldığım, bir gece kendisinin evinde Hüseyin GÖRÜMTe kaldıklanm,dernekte bir görevi
olup olmadığını bilmediğini,ancak derneğin kuruluş bildirgesini verirken kendisi ile birlikte
Dernekler Müdürlüğüne geldiğini, Hüseyin GÖRÜM'ün daha sonra şahsı dernekten
kovduğunu duyduğunu,ancak sebebini bilmediğini,dernekten aynldıktan sonra kendisini
telefonla birkaç kez aradığını,
Hüseyin GÖRÜM'ü, hatırladığı kadan ile 2005 yılı içerisinde Muzaffer TEKİN'in
daveti üzerine gittiği Kadıköy Fenerbahçe'de bulunan Tesadüf-Kafede tanıdığmı,Muzaffer'in
yanma gittiğinde Muzaffer'in yanında Kelebek .-İbrahim fye~-"Hüseyin GÖRÜM'ün de
bulunduğunu, arkadaş çevresinin kendisine çocukluğundan beri İmam Hüseyin olarak hitap
ettiğini söylediğini ve kendisini öyle tanıttığını, ayrıca kendisini Kuvayı Milliyeci ve bu
davaya kendisini adamış bir vatansever olarak anlattığını, vatansever insanları sevdiği için
takdir ettiğini ve lanse ettiği şekilde kabul ettiğini, kendisi ile görüşmek için telefon açtığını
ancak buluşup görüşemediklerini,daha sonra Hüseyin GÖRÜM'ün Vatansever Kuvvetler Güç
Birliği'nin kurucusu Taner ÜNALTa görüştüğunü,hatta Taner ÜNAL'm yayınladığı Türkeli
dergisinde İstanbul Kuvayı Milliye de bize katıldı diye haber yayınladığını,bu yazıda Hüseyin
GÖRÜM'ün İstanbul Kuvayı Milliye sorumlusu diye lanse edilmiş olduğunu öğrendiğini,
kendisinin hartada veya onbeş günde bir Muzaffer TEKİN'in bürosuna giderek sohbet ettiğini,
yine böyle bir günde Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm VKGB broşürlerini
getirdiklerini gördüğünü ve bu görüşmede broşürleri ve dergiyi göstererek VKGB hakkında
bilgi verdiklerini,bu esnada yanında Muzaffer'in de bulunduğunu,o günlerde VKGB başkanı
olarak bilinen Taner ÜNAL'm İstanbul'a geldiğinde konferansına davet edildiğini, kendisinin
de bu konferansa gittiğini, orada Taner ÜNAL ile tanıştıklarını^ gün içerisinde kendisini
Ankara'daki yapılacak genel kurula davet ettiğini, kendisinin de davet ettiği tarihte giderek
genel kurula katıldığını,genel kurula Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm da geldiğini,
ancak nasıl geldiklerini bilmediğini,orada Taner ÜNAL'm genel başkan seçildiğini, kendisinin
de teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak isminin yazıldığını, 7-10 gün sonra tekrar bir
toplantı için Ankara'ya gittiğinde genel kurula katılan bazı şahısların kendisine Taner ÜNAL'm
aynı evi birkaç kişiye sattığını söyleyerek noter belgelerini gösterdiklerini, Taner ÜNAL'm
daha önceki görüşmelerinde kendisine teröristler tarafından vurulduğunu bunun için
ayaklannm kısaldığını söylemiş olduğunu,ancak şahsın dolandırdığı insanlar tarafından
vurulduğunu öğrendiğini,öğrendiği bilgiler üzerine VKGB ile ilişkisini kestiğini ve bir daha
toplantılarına katılmadığını,Taner ÜNAL'm ikinci toplantıya Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim
ÖZCAN ile birlikte bazı şahısları çağırmadığmı,şahıslarm da bu nedenle Taner ÜNAL'a
kızdıklarını öğrendiğinijstanbul'a döndükten sonra birkaç ay kadar hiç kimseyle görüşmek
istemediğini,ancak şahısların bir ara at yarışları dalında Kuvayı Milliye kupası adı ile turnuva
düzenlediklerini duyduğunu ve şahısları yaptıkları etkinlik için tebrik ettiğini, Ayvalık'tan
İstanbul'a geldikten sonra şahıslarla görüşmeye başladığmı,yaşanan bu olaylardan sonra
İbrahim ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM Te birlikte Kuvayı Milliye Derneğini kurmaya karar
verdiklerini ve gerekli çalışmalara başladıklarını,
Kemal KERİNÇSİZ'i basından tanıdığını ve Türk Ortodoks Patrikhanesinde katıldığı
programlarda da birkaç defa gördüğünü,
Yusuf GÖRÜM'ü Hüseyin GÖRÜM'ün abisi olarak tanıdığını,derneğe gelip gittiğini,
Kahraman ŞAHİN'i Hüseyin GÖRÜM'ün çocukluğundan beri yanında yetiştirdiğini,
Kuvayı Milliyeti olduğunu söylediği şekli ile tanıdığmı,bu kişinin daha sonra yönetim kurulu
kararıyla dernek saymanlığına getirildiğini,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun derneğe üye olmak için geldiğini, ilk
görüşmelerinde kendisinin nano teknolojiyle uğraştığını söylediğini ve bazı projelerini
anlattığını, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin Ar-Ge Şube Müdürlüğü görevini
verdiklerini,
Erkut ERSOY'un kendisine bilgisayar uzmanı olarak tanıtıldığını, bu kişinin kendisine
özel büro adında bir arkadaş grubunun olduğundan ve İstanbul'daki toplantıya geldiğinden
bahsettiğini, kendisini de bu toplantıya davet ettiğini, ancak kabul etmediğini, daha sonra
kendisini hal hatır sormak ve özel günlerde kutlama amacıyla aradığını, Tempo dergisinde
çıkan haberin arkasında bu şahsın olduğunu hatta bu fikrin Erkut ERSOY'a ait olduğunu
öğrendiğini,
Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün Kuvayı Milliye Adana Şube Başkanı olduğunu, bu kişi
ile kendisini Mersin temsilcisi Kemal CANAY'm tanıştırdığını,

^YJ^y^^^-
^r^j
Tanju OKAN'a 22 temmuz seçimleri öncesinde Kemal CAN AY yerine Mersin Şube
sorumlusu olarak yönetim kurulu kararıyla yetki verdiklerini,kendisi ile bir defa Mersin'de
görüştüğünü,
Muhammet YÜCE'nin basında çıkan haberler üzerine kendisini telefonla arayarak
uzman çavuş olarak tanıttığım,kendisini ayda bir veya 15 günde bir aradığını, İstanbul'da bir
cenazeye geldiğinde kendisiyle görüştüklerini, bir defa da derneğe geldiğini hatırladığını,
Ali KUTLU'nun Mersin'e gittiğinde kendisini karşılayan şahıslardan birisi
olduğunu,bu kişinin İstanbul'a geldiği zaman Hüseyin GÖRÜM'ün bilgisi dahilinde dernekte
yatıp kalktığını sonradan öğrendiğini,
İhsan GÖKTAŞ'm kendisinin dernekten ayrılmasından sonra dernekteki faaliyetleri
anlatmak için yanma gelen bir şahıs olduğunu, kendisi ile telefonla ve yüzyüze görüştüklerini,
Veli KÜÇÜK ile 1992 veya 1993 yılında Ağrı İl Jandarma Alay Komutanlığına
atandığı zaman tanıştıklarmı,Alay komutanı olarak buraya geldiğini,hatırladığı kadarıyla
kendisinin o zamanki rütbesinin yarbay olduğunu,yaklaşık 1 veya 2 yıl birlikte terörle
mücadele kapsamında görev yaptıklanm,Eşref BİTLİS şehit olduğunda beraber
olduklarmı,kendisinin Eşref BİTLİS'in arkasından ağladığını gördüğünü,tahminen bir yıldan
fazla birlikte görev yaptıklarını, Komutanlıkları ayrıldığı için daha sonra Veli KÜÇÜK'le hiç
görüşmediğini, herhangi özel bir amaçla da görüşmediğini, ancak görev veya özel günlerde
kutlama amacıyla görüşmüş de olabileceklerini, her ikisinin de emekli olduktan sonra Türk
Dünyası Araştırma Vakfmdaki konferanslarda merhabalaştıklarmı, bu konferanslarda 5-10
defa karşılaşmış ve selamlaşmış olabileceklerini, bu tarihten bir ay kadar önce aynı vakıfta
karşılaştıklarını ve selamlaştıklarmı,ancak özel bir görüşmelerinin olmadığını,hatta kendisine
Kuvayı Milliye çalışmaları ile ilgili dahi herhangi bir beyanda bulunmadığını, Veli
KÜÇÜK'ün terörle mücadeledeki görevlerinde çok başarılı birisi olduğunu,
Muzaffer TEKİN'i askeri öğrenciliğinden beri tanıdığını, Muzaffer TEKİN'in Türk
Silahlı Kuvvetlerinde çalıştığı sürece ortak hiçbir görevlerinin olmadığını, daha sonra 12 Eylül
öncesi (1980 öncesi) mide kanseri olduğunu öğrendiğini ve ailesini telefonla arayarak geçmiş
olsun dileklerinde bulunduğunu, 1996 yılma kadar bir defa karşılaştıklarını ve orada sohbet
ettiklerini, Muzaffer'in 1985 yılında TSK dan Askeri Şura kararıyla ayrıldığını, 1996 yılma
kadar şahısla bir daha temasının olmadığmı,olduysa da hatırlamadığını, kendisinin Hasdal
Kışla Komutanlığına geldiği zaman hayırlı olsuna geldiğini ve orada yüzyüze görüştüklerini,
kendisinin de iadei ziyaret yapmak amacıyla bürosuna gittiğini ve görüştüklerini, İstanbul'da
kaldığı sürece arkadaşlık çerçevesinde görüşmelerinin olduğunu, 2005 yılı içerisinde
VKGB'den ayrıldıktan sonra bürosundaki bir görüşmede kendisine "VKGB'nin İstanbul
Başkam olarak seni uygun gördük" dediğini,kendisine ben hiç kimsenin lafıyla bir yere
gelmem ve her şeyi kendim yaparım dediğini ve şahısla bir daha hiç görüşmediğini, bundan
sonra Fenerbahçe Orduevinde bir defa karşılaştıklarını ve kerhen selamlaştıklarmı ancak
herhangi bir görüşmelerinin olmadığmı,yaklaşık 2-3 yıldır hiçbir temas veya görüşmelerinin
olmadığını,
Taner ÜNAL ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) ile irtibatını yukarıda
anlattığını, yaşanılan olaylardan sonra Taner'in kendisini bir defa aradığını, kendisine bir daha
görüşmek istemediğini söylemesi üzerine bir daha temaslarının olmadığını,
Semih Tufan GÜLALTAY'm ismini kendisi Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akın
BIRDAL'm tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, hapisten çıkana kadar herhangi bir
görüşmesinin olmadığmı,Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'm kardeşi
Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında
3-4 defa görmüş olabileceğini, Emre'nin kendisine abisinin hapishanede yazdığı kitaplardan 5-
6 tane verdiğini,vermiş olduğu kitapları okuduğunu ve.çok hoşuna gittiğini,Emre'yle
görüşmelerinde ağabeyinin durumunu da sorduğunu,çünkü. Semih vTufan'm yazmış olduğu
kitapların çok hoşuna gitttiğini,Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer'le veya
ayrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Ulusal Birlik Partisinin kurulması aşamasında görüş
alışverişlerinin olduğunu,hatta partinin ismini birlikte koyduklannı,partinin genel başkanı
olarak kendisini lanse ettiğini,çok defa şahısla devlet sorunları hakkında görüştüklerini, resmi
olarak da birkaç defa yanma gittiğini, şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da
görüştüğünü,çünkü o zamanlar herhangi bir olumsuz durumunun olmadığını, Ulusal Birlik
Partisinin Kurulması aşamasında birlikte Ankara'ya giderek bazı şahıslarla görüştüklerini,
görüştükleri şahısların hiçbirisini hatırlamadığım,ancak şahısların kendisine eski ülkücüler
olarak lanse edildiğini hatırladığını, ilerleyen dönemde Semih Tufan'm ticari ve gayri menkul
faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiği söylediğini,bu söylemlerde bulunurken bu
olayların kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığım,bunun üzerine kendisine
kızdığını ve "bu güne kadar senle görüştüğüme yazık" diyerek yanından ayrıldığını ve bir
daha görüşmediğini,
Bir süre önce Almanya'da silahlı saldırı sonucu öldürülen ve uyuşturucu kaçakçısı
olduğu iddia edilen Ertuğrul YILMAZ'ı tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise kimin vasıtasıyla ne
şekilde tanıdığı sorulması üzerine ; Ertuğrul YILMAZ'ı kendisine Avrupa'da PKK'yla
mücadele eden, çatışan, kahraman bir vatan evladı olarak Muzaffer TEKİN'in tanıttığım,
tahminen 2000 yılında Muzaffer TEKİN ile Ertuğrul YILMAZ'm kendisini Kolordu
bahçesinde ziyaret ettiklerini, oturup sohbet ettiklerini,yine burada Ertuğrul YILMAZ'm
kendisine Avrupa'da PKK'ya yönelik çalışmalarından bahsettiğini,hatta kendisini Avrupa'da
PKKTılarm uyuşturucu ticaretini engelleyen kişi olarak tanıttığını, başka bir zamanda eşli
olarak Muzaffer TEKİNTe birlikte Ertuğrul YILMAZ'm oğlunun sünnet yemeğine
gittiğini,daha sonra Ertuğrul YILMAZ yurtdışına çıktığını öğrendiğini, kendisi Harp
Akademilerinde görevli iken Almanya gezisine gitmeden önce Ertuğrul YILMAZ'ı cep
telefonundan arayarak Berlin'de görüşmek istediğini söylediğini,ancak kendisinin Almanya
dışında olduğunu söylediğini, şahısla başkaca herhangi bir görüşmelerinin olmadığını, daha
sonra Muzaffer TEKİN'in telefonla kendisine Ertuğrul YILMAZ'm Almanya'da öldürüldüğünü
söylediğini, vatansever bir Türk evladının şehit edildiğini düşündüğünden üzüldüğünü,
kendisini PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği ve şehit olduğunu düşündüğü için
resmi elbiseyle Kadıköy Söğütlüçeşme'de cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine
gittiğinde Muzaffer TEKİN'in de orada olduğunu, Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul
YILMAZ'm köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'm akrabalarıyla birlikte mevlüt
merasimine gittiklerini, oradayken mevlüt merasimine Sedat PEKER'in kardeşi Atilla
PEKER'in de katıldığını gördüğünü, burada Atilla PEKERTe tanıştığmı,Ertuğrul YILMAZ'ı
kimin vurduğunu bilmediğini,
Sedat PEKER ile kendisini Muzaffer TEKİN'in tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN'in
kendisine Sedat PEKER'i Türkçü, vatansever birisi ve İstanbul'da başta PKKTılar olmak üzere
bütün uyuşturucu satanların ellerini kıran şahıs olarak tanıttığmı,daha sonraki tarihlerde
Muzaffer TEKİN'in kendisine Sedat'ın hapishaneden çıktığım, Tekirdağ'da hastanede
olduğunu ve ziyarete gideceklerini kendisinin de gelmek isteyip istemediğini sorduğunu,
kendisinin de bu kahraman Türk evladının ziyaretine gidebileceğini söylediğini ve birlikte
ziyarete gittiklerini, oraya Dalyan Mehmet lakaplı Mehmet UYSAL'm arabasıyla Muzaffer
TEKİN'le birlikte gittiklerini, hastanede 10 dakika kadar Sedat PEKER'i ziyaret ettiklerini,ilk
tanışmalarının da orada olduğunu, Sedat PEKER'in kendisini ve Muzaffer TEKİN'i Beylerbeyi
sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini, bulundukları yerde fazla müşteri olmadığı için
orayı kapattığını değerlendirdiğini,orada birkaç saat sohbet ettiklerini, görüşmelerinin vatan
millet kurtarma ekseninde geçtiğini, kendisinin de Muzaffer TEKİN'in anlattığı şekilde
uyuşturucu satıcılarıyla mücadele ettiği anlattığını, daha sonra Muzaffer'in Sedat'ın kendilerini
yemeğe çağırdığını söylediğini, kendilerinin Muzaffer'in bürosunda beklediklerini, adını
Boğaç olduğunu öğrendiği kişinin kendilerini alarak Beykoz'da bulunan büyük bir bahçe
içerisindeki eve götürdüğünü, Sedat'ın ayrıca kendisine Öztürkler isimli
internet sitesini kurduğunu söylediğini ve içeriği hakkında konuştuklarını, bu ziyaretin Sedat
PEKER'le son görüşmesi olduğunu ve bir daha da yüzünü görmediğini, daha sonra Sedat
PEKER'in kardeşi Atilla PEKER'le birkaç defa kandil ve bayramlarda kutlama amaçlı
görüşmelerinin olduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğini 11 Kasım 2005 tarihinde İl Dernekler Müdürlüğüne
müracaat edip alındı belgesinin alınmasıyla kurmuş olduklarını, kendisinin VKGB'den
ayrıldıktan sonra uzun bir süre herhangi bir girişimde bulunmadığmı,yukarıda da beyan ettiği
üzere Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile birlikte çekirdek kadro ve düşünceyi
oluşturduklarını, tam bağımsız ve bağlantısız Kuvayı Milliye adında bir dernek kurmayı
planladıklarını ve kendisinin, Binvar KURBANOĞLU, Türkan GÖRÜM, Sezin ALPER,
Nevzat ÇETİN, Savaşan TOSUN ve Mehmet BEŞLİOĞLU isimli şahıslarla kurucular
kurulunu oluşturup derneği kurduklarmı,Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN sabıkalı
olduklarından dolayı kurucular kurulunda yer almayı uygun bulmadıklarını, hatırladığı
kadanyla kendisi aynlmadan önce üye kayıt defterindeki üye sayısının 280 civannda
olduğunu,şu an net üye sayısının kaç olduğunu bilmediğini, üyelerin görev ve
sorumluluklarının dernek tüzüğünde yazdığını,
Kuvayı Milliye Derneği'nin amacının, İstiklal Savaşını zaferle neticelendiren ve
Cumhuriyeti kuran kahraman ecdadımızın hatırasını canlı tutmak, Atatürk'ümüzün ve
şehitlerimizin mirasına sahip çıkmak,milletimizi dış ve iç tehlikelere karşı uyarma görevi
yapmak olduğunu, başlangıçta dernekte kimsenin kalmadığmı,daha sonra Hüseyin
GÖRÜM'ün ev kirasını ödeyemediği için evden çıkmak zorunda kaldığını ve dernek binasında
kalmaya başladığım,halen dernek binasında kalmaya devam etmekte olduğunu,Kahraman
ŞAHİN'in arada sırada kaldığını bildiğini, kendisi 7 Eylül 2007 tarihinde Kuvayı Milliye
Derneği genel başkanlığından ayrıldıktan sonra olağan genel kurulun toplanmasına kadar
Hüseyin GÖRÜM'ün vekil olarak seçildiğini,kendisinin bütün evrak, doküman ve demirbaşı
tutanakla Hüseyin GÖRÜM'e teslim ettiğini ve bir daha derneğe uğramadığmı,bu nedenle o
tarihten bu yana faaliyetler ve yaşanan olaylar hakkında duyduklanndan başka bildikleri
olmadığmı,aynı tarihten geçerli olmak üzere noterden onaylı istifasını da dernek genel
merkezine gönderdiğini, bildiği kadanyla derneğin halen faaliyet göstermekte olduğunu ancak
net bir bilginin de kendisine ulaşmadığını,
Dernek binasını İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünün açtığı ihaleyi
kazanarak şartlı olarak yıllık 20.000 YTL karşılığında kiraladıklannı,birinci taksit olarak 5.000
YTL civannda bir para yatırdıklanm, dernek binasıyla ilgili olarak yapılan bütün masraflann
Hüseyin GÖRÜM tarafından karşılandığını,Hüseyin GÖRÜM'ün bu parayı nereden aldığını
bilmediğini,ancak kendisine elinde senetlerinin ve bonolarının olduğunu ve onlarla
karşıladığını söylediğini, müteakip kiralan ödeyemedikleri için Defterdarlık tarafından tahliye
karan çıktığını ve Kaymakamlık tarafından derneğe tebliğ edildiğini,ancak söz konusu bina
Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesine geçtiğinden bu işlemin durdurulduğunu, şu anki
durumunu bilmediğini,binanm elektrik, su ve telefonlannm borçlanndan dolayı kapatıldığını
bildiğini, derneğin genel merkezinin Kadıköy'de olduğunu,dernek genel merkezine bağlı
olarak Pendik, Adana, Mersin, Antalya ve Kars'ta şube ve temsilcilikler açıldığmı,ancak
kendisi görevi bıraktıktan sonra Pendik haricindeki diğer tüm şube ve temsilciliklerin kendi
kendine kapatıldığını bildiğini, derneğin üyelerinden alman aylık 1 YTL den başka herhangi
bir gelir kaynağı olmadığmı,ara sıra bazı üyelerin bağış maksadıyla çok cüzi miktarlarda en
fazla 50 YTL olmak üzere bağış yaptıklannı,bunlann kayıtlarda mevcut olduğunu,
Hüseyin GÖRÜM'ün dernekte teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcılığı yaptığını,
kendisi aynldıktan sonra ise başkan vekilliğine vekalet ettiğini,Muhammet YUCE'nin dernekte
hiçbir resmi görevi olmadığını,üye"'olup*""olmadığını bilmediğini, Kahraman ŞAHİN'in
başlangıçta dernek üyesi olduğunu, daha sonra ise dernek saymanlığı
yaptığmı,Erkut ERSOY'un dernekle ilişkisini bilmediğini,Selim AKKURT'u ise
tanımadığını, kendisine sorulan şahıslarla herhangi gayri yasal iş yapmadığını,
Kendisine ait 2 adet ruhsatlı silahı bulunduğunu,bir de ruhsatlı av tüfeğinin olduğunu,
Kamuoyuna da yansıyan görüntülerde görüldüğü üzere, kendisinin dernek üyelerine
silah, Bayrak ve Kur'an üzerine yaptırdığı ve içeriğinde "ölmek var, öldürmek var, öldürülmek
var" gibi beyanlarının bulunduğu yemin metnini kimin hazırladığı sorulduğunda ; söz konusu
metnin kendisi tarafından hazırlandığını, ancak yemin metninde "ölmek, öldürmek ve
öldürülmek" gibi hiçbir beyan olmadığını, hatta o manaya gelebilecek hiçbir beyanın da
bulunmadığını, ayrıca dernekle ilgili hiç kimseye ölmek veya öldürmek konusunda herhangi
bir telkinde, teşvik ve imanm yapılmadığını, yemin töreninde masa üzerinde duran silahların
derneğin Mersin temsilcisi Kemal CANAY ve kendisine ait ruhsatlı silahlar olduğunu,
derneğe üye olan kişilere bu yeminin yaptırılmadığını, sadece bir defa Mersin'deki törende bu
yeminin yaptırıldığını,
Kuvayı Milliye Derneğini tam bağımsız ve bağlantısız tek numune dernek olması için
kurduğunu, bu nedenle hiçbir kurum ve kuruluştan destek alınmadığını, bu zamana kadar
derneğin diğer dernek veya oluşumlar ile birlikte etkinliklere katılmadığını,
Kuvayı Milliye Derneği Kurulmadan önce veya kurulduktan sonra herhangi bir kişi,
kurum veya kuruluştan herhangi bir konuda ortak hareket etme veya ortak iş yapma
konusunda teklif alıp almadığı sorulduğunda; bu yönde bir teklif almadığım,ancak basında
çıkan haberlerden sonra Amerika İstanbul Başkonsolosu olan bir şahsın yanma geldiğini, bu
şahsa Amerikanın Irak ve Afganistan gibi ülkelerde yaptıkları zulümleri anlatarak
gönderdiğini, bu görüşmeye Kahraman ŞAHİN'in de şahit olduğunu,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ÜN 25.05.2006 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünde
alman ifadesi okunduktan sonra; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ifadesinde Hüseyin
GORUM'ün etrafındaki şahıslara vereceklerini söylediği eğitimin ne olduğu, Düzce'de
bulunduğu söylenen yerin neresi olduğu sorulduğunda; bahsi geçen yerle ilgili hiçbir bilgisinin
bulunmadığını, böyle bir yer olması halinde Hüseyin GÖRÜM ün kendisine söyleyeceğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün "Asker yetiştireceğiz, silahımız her şeyimiz de var" sözlerinden neyi
kast ettiğini bilmediğini,kendisinin bu konu hakkında bilgisinin olmadığını,
Murat ÇAĞLAR isimli şahsı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Murat ÇAĞLAR'ı
dernek binasına Hüseyin GÖRÜM'ün getirdiğini, şahıstan haberinin olmadığını, hatta
kendince teşkilat başkan yardımcısı diye kartvizit bastırdığını, dernek binasında yapılan
aramadan sonra bu olaylardan haberinin olduğunu, Murat ÇAĞLAR'm bir daha demek
binasına gelmemesi için Hüseyin GÖRÜM'ü ve şahsı uyardığını, birkaç defa demek civarında
gördüğünü, daha sonra görmediğini, Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy ilçelerinde (2)
adet ruhsatsız tabanca ile yakalanması olayları ile ilgili olarak bilgisi sorulduğunda; şahsın
Pendik'te yakalanması sonrası demekte arama yapıldığı için haberinin olduğunu, Bakırköy'de
yakalanmasından haberinin olmadığını,
Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 günü Pendik ilçesinde yakalandığı sırada kullanımda
bulunan 34 AD 4374 plaka sayılı otoda çok sayıda belge ve CD bulunarak el konulmuştur. El
konulan belgelerde "çiftçi = tetik çeken, kelle alan" "alış veriş = operasyon", "takım elbiselerin
astarları düğmeleri kolay sökülmeyecek cinsten olmalı kavgada sökülenler ileride
yakalandığında mahkemede delil olarak kullanılabilir, büyük ve sağlam pamuk mendil çok
önemlidir, her işe yarar yaranın üzerine bastınrsan kan kaybını önler" şeklinde el yazısıyla
yazılmış suç örgütlerinin kullanabileceği düşünülen bilgilerin bulunduğunun tespit edildiği,
Murat ÇAĞLAR'm beyanında, el konulan belgelerin kendisine ait olmadığı, söz konusu
otonun Kuvayı Milliye Derneği'nin kullanımında olan bir oto olduğunu beyan ettiği
anlatılması üzerine ; demeklerinin kullandığı bir oto olmadığmı,bahsedilen belgeleri
kendisinin yazmadığını, kim tarafından yazıldığını da bilmediğini, ■
Murat ÇAĞLAR'm kullanımında bulunan otodan el konulan belgelerin bazılarında, ise
çeşitli şahıslar hakkında istihbari mahiyette bilgilerin (ev, işyeri adresleri, medeni durumu,
siyasi düşüncesi, dini, ırkı... vb.) bulunduğu tespit edildiğinin anlatılması üzerine ; kendisinin
herhangi bir kişinin takip edilmesi veya hakkında bilgi toplanması için hiçbir kimseye talimat
vermediğini, belgelerden haberinin olmadığını,
Kuvayı milliye derneği'nde yapılan arama el konulan bilgisayarların incelemesinde
tespit edilen "KOMİSYONLAR.doc" isimli belge içersinde derneğin kuruluş seması olarak
bazı bölümlerin oluşturulduğu, belgenin altında Mehmet Fikri KARADAĞ yazdığı, bu
bölümlerden, Özel Kuvvetler Komisyonu başlığının altında "Bu komisyon savaş anında,
seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan
Kuvayı Milliye Kuvvetlerini oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir... ayrıca Kuvayı
Milliyenin güvenliğinden sorumlu olup alt kurullar oluşturacak, güvenlik şirketi ve benzeri
ticari işlere girecek." ibaresi yazdığı tespit edildiği hatırlatılarak,
Söz konusu komisyonun ne amaçla oluşturulduğu sorulduğunda ; Beyan edilen
belgeden ve Özel Kuvvetler Komisyonundan haberinin olmadığını, hiçbir kimseye bu şekilde
talimat vermediğini, Kahraman ŞAHİN'in bu türlü konulara meraklı olduğunu, belgeyi
Kahraman'm yazmış olabileceğini, ancak bu konuda hiçbir talimat vermediğini, belgeden
haberi olmadığını, hatta bir ara şahısların bastırmış olduğu özel kuvvetler kartlarını tesadüfen
gördüğünü ve alarak imha ettiğini, Özel Kuvvetler adını derneğin kullanmamasını söylediğini,
Ali ÖZOĞLU'nun 25 Mayıs 2006 tarihinde Tempo Dergisinde vermiş olduğu
röportajdaki beyanlan hatırlatılarak, Kuvayı Milliye Demeği'nin "2000 motorize ekipten
oluşan, telsizli istihbarat ekipleri hazırladığı, bu ekiplerin istanbul içinde ve iki yakada başta
kurt mafyası olmak üzere her türlü organize suç şebekesine ve mafyaya karşı mücadele
etmekle görevli olacakları" yönündeki beyanlan sorulduğunda; konu hakkında hiçbir bilgisinin
olmadığını, Ali ÖZOĞLU'nun beyanlannın, Erkut ERSOY ile birlikte kendi düşüncelerini
yansıttığını, Kuvayı Milliye Derneği olarak bu konuda hiçbir çalışmalannın olmadığını,
Çeşitli yayın kuruluşlannda ve aramalarda el konulan bazı CD'ler içerisinde yer alan,
"ellerinde 13.500 hainin listesi" olduğu yönündeki beyanlan hatırlatılarak, bahse konu listenin
nerede veya kimde olduğu sorulduğunda; kesinlikle bu şekilde bir listenin olmadığını,
beyanlann aslı olmayıp laf olsun diye söylenmiş sözler olduğunu,
Yukanda anlatılan Murat ÇAGLAR,kendisi ile yapılan mülakatta; Kuvayı Milliye
Derneği'nde kaldığı süre içerisinde kendilerine, "vatanın elden gittiğini, bir an evvel halkın
ayaklandınlması gerektiği, ayrıca Kuvayı Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni bir
ordu kurma yetkisinin olduğu, bunun için maddi güç kazanmalan gerektiği, bu nedenle sık sık
yardım toplandığı, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğu, vatan hainlerinin olduğu" nun
anlatıldığını, bu çerçevede kendisinin de çok defa yardım toplama faaliyetlerine katıldığını
beyan etmiştir. Beyanlar sorulduğunda; kesinlikle bu yönde bir talimat vermediğini ve bu
şekilde bir açıklama yapmadığını, şahıslann kendi aralannda bu şekilde görüşmüş
olabileceklerini, ancak kendisinin bilgisi ve ilgisi olmadığını,
Aramalarda elde edilen bazı CD'ler içerisinde ve medyada çıkan haberlerde "11 kasım
1938'den bugüne vatana ihanet eden her şahıs, kurum ve kuruluştan hesap sorulacak"
şeklindeki beyanlan hatırlatılarak sorulduğunda; bu tür beyanlannda geçen hesap sormak
sözündeki amacının, tam bağımsız şerefli Türk hakim ve savcılan tarafından gerekli işlemlerin
yapılması olduğunu, bunun dışında hiçbir amaçlannm olmadığını,
Erkut ERSOY'un yöneticiliğini yaptığı "Özel Büro" isimli birim ile ilgisi
sorulduğunda; Erkut ERSOYTa yukanda anlattığı bilgiler dışında herhangi bir ilgisinin
olmadığını,
Kuvayı Milliye Derneğine üye kazandırmak adı altmda örgüte adam temin etmeye
çalışıp çalışmadığı, bu konuda örgüt üyelerine herhangi - bir' talimat verip vermediği
sorulduğunda; Kuvayı Milliye Derneğine üye toplamak gibi bir amacının olmadığını,
üyelerinin tamamının derneğe gelerek üye olan kişiler olduğunu,
02.07.2007 günü Yusuf isimli kişi ile yapmış olduğu telefon görüşmesi okunduktan
sonra; Yusuf isimli şahsın kim olduğu sorulduğunda; Adı geçen Yusuf u dernekte bir ara
kalan ancak daha sonra Hüseyin GÖRÜM tarafından kovulan bir şahıs olarak bildiğini,
Yusuf un "bu yer altı durumu, şeyden sonra mı düşünüyorsun, seçimden sonra mı, ekip
hazırla dedin ya" diyerek bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda; şahsın görüşmede ekip
diye bahsettiği konunun ne olduğunu bilmediğini,
Yusufun beyanlan sonrasında kendisinin neden "Onu 23 Temmuz'dan sonra
konuşuruz. Şu anda söz konusu değil. Ortalık duman olacak. Herhalde birileri bir şeyler yapar,
hepsini bize mi bırakacak" diyerek bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda; Bu şekilde
beyanlarda bulunarak neyi kastettiğini hatırlamadığını,
21.04.2007 günü Kahraman ŞAHİN'le yapmış olduğu telefon görüşmesi okunduktan
sonra; Görüşmede adı geçen "Devlet TOPÇU" isimli şahsın kim olduğu sorulduğunda; Devlet
TOPÇU'nun, hemşerisi olan bir arkadaşı olduğunu, kızının askeri hastanede işe girmesi için
yardım talep ettiğini, görüşmede geçen militan kelimesinin yanlış söylendiğini, Devlet
TOPÇU'nun sade bir vatandaş olduğunu,
Görüşmede Devlet TOPÇU isimli şahıs için "bizim militanlardan birisi yani. iyi bir
çocuk yani. Terk edilecek bir çocuk değil ama." diyerek neyi kastettiği sorulduğunda; Devlet
TOPÇU'nun kesinlikle militan olma gibi bir özelliği olmadığını, bu beyanlan yanlışlıkla
kullandığını,
Yapılan çalışmalar sonucu tespit edilen telefon görüşmelerinde örgüt üyelerinin sürekli
olarak elaman temin etme ve ekip hazırlamaya çalıştıklannm anlaşıldığı,eğer kendisinin
herhangi bir talimatı yoksa neden sürekli kendisine bilgi verdikleri sorulduğunda; Kendisinin
kimseye talimat vermediğini, böyle bir ekiplerinin de olmadığını,
08.10.2007 günü Muhammet YÜCE ile yapmış olduğu telefon görüşmesi okunduktan
sonra; Görüşmede Muhammet'in "bayramdan sonra size 20 tane genç gönderiyorum. 20 tane
sağlam ekip" diyerek bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda; Görüşmeyi hatırladığını,
Muhammet YÜCE'nin hiçbir konuşmasını ciddiye almadığını, Muhammet'in kendisine göre
kişilik tatmini peşinde koşan birisi olduğunu,
Muhammet'in görüşmede bahsettiği şahıslann yanma gelip gelmedikleri, geldiler ise
nereden ve ne amaçla gönderildikleri sorulduğunda; Yanma kimsenin gelmediğini,
İletişim tespitlerinde örgüt üyelerinin kendisinden talimat almadan herhangi bir işlem
yapmadıklan anlaşıldığı, kendisi örgüt lideri veya yöneticisi değilse şahıslann neden her
konuda kendisinden talimat aldıklan sorulduğunda; Telefon görüşmelerinde adlan geçen bu
şahıslarla ortak herhangi bir çalışmasının olmadığını, şahıslann hiçbirisine talimat
vermediğini,
07.08.2007 günü Gökhan SİPAHİOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesi
sorulması üzerine ; görüşmede bahsi geçen konunun dernek yönetim kurulunca yapılması
planlanan bir toplantı olduğunu, başka bir anlam ve amaç taşımadığını,
Görüşmede Gökhan'ın "Mustafa'ya da dedim. Babayı ara... görüş, ne yapacağımızı, ne
edeceğimizi, kendisi bize talimat verecek dedim. Babacım biz gerçek çekirdek ve 500 kişi şu
anda hazır bekliyor." diyerek bahsettiği kişilerin kimler olduğu ve kendisinden ne yönde bir
talimat bekledikleri sorulduğunda; O günkü dernek toplantısında Hüseyin GÖRÜM'le
aralannda bir tartışma olduğunu, kendisini desteklemek amacıyla geleceklerini beyan
ettiklerini, ancak Gökhan SİPAHİOĞLU nun tek kişi olduğunu ve 500 kişilik bir grubu
getirmesinin imkansız olduğunu,
Yapılan teknik takip çalışmalannda birçok defa Emniyet Teşkilatı ve Türk Silahlı
Kuvvetlerinin görevlerini yapamadıklanndan bahsettiği hatırlatılarak, amacının ne olduğu, bu

205i//Uf- ■ ^-,<n<^^T
şekilde davranarak çevresindeki insanları devletin güvenlik güçlerine karşı kışkırtmaya mı
çalıştığı sorulduğunda; Kesinlikle böyle bir şeyin olmadığını,
18.06.2007 ve 18.09.2007 günü Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki telefon
görüşmelerinden örgüt üyelerinin bazı şahıslan kaçırmaya, alıkoymaya çalıştıkları, gerekli
çalışmaları yapmak içinde "karargah" denilen dernek binasını kullandıklarının anlaşıldığı
sorulması üzerine ; Her iki telefon görüşmesinden de haberinin olmadığını ve olayları tasvip
etmediğini,
29.08.2007 günü Muhammet YÜCE ile X şahsın yaptığı telefon görüşmesinde,
Muhammet YÜCE'nin "Bu şey var ya Ömer var ya, Ömer'i de kaçıracağuk, onun planını da
yaptık, Bizim Fikri Albay planı yaptı" dediği anlaşılmaktadır. Görüşmede geçen "Ömer"
isimli şahsın kim olduğu sorulduğunda; Muhammet YÜCE'nin hiçbir fikrini dikkate
almadığını, Muhammet YÜCE'nin bu sözleri kendisine itibar kazandırmak için söylediğini,
Ömer isimli şahsı tanımadığını,
27.10.2007 ve 28.10.2007 günü yapmış olduğu telefon görüşmeleri okunduktan sonra;
Görüşme yaptığı M.B.'m Kastamonu'dan hemşerisi olduğunu, bu kişiye ait arızalı olan ruhsatlı
bir silahı kendisinin talebi üzerine Düzce'de silah tamiri yapan bir dükkanda tamir ettirdiğini,
bu silah kendisine teslim edilirken aralarında herhangi bir belge düzenlemediklerini, silahı
tamir için götürdüğü Süleyman ESEN'e kendisini yönlendiren kişinin daha önceden emrinde
çalışan ve dostu olan bir subay olduğunu,o gün kendisinin de Düzce'de olduğu için orada
buluştuklarını, tamir sonrası kendisine ait tabancanın birkaç mermisini verdiğini ve deneme
atışı yapıldığını,
Yapılan teknik takip çalışmalarına yakalanmamak için telefon görüşmelerine dikkat
ettiği, bu yönde örgüt üyelerini de sık sık uyardığı, bazı telefon numaralarının dinlendiğini
bildiği için bu numaralarla yapmış olduğu telefon görüşmelerine özellikle dikkat ettiği
hatırlatılarak, konuyla ilgili ifadesi sorulduğunda; Yaşanan olaylar ve çıkan haberlerden sonra
telefonunun dinlenebileceğini düşündüğünden, bu şekilde görüşmeler yapmış olabileceğini,
02.09.2007 günü Ferahi SES ile yapmış olduğu telefon görüşmesi okunduktan sonra;
Ferahi SES isimli şahsın kim olduğu sorulduğunda; Ferahi SES'in dernekte genel sekreterlik
yapan bir bayan olduğunu, görüşmede geçen telefonların dinlendiğini nerden öğrendiği
sorulduğunda ise ; telefonların dinlendiğini bilmediğini, sadece tahmin yürüttüğünü,
görüşmede "özel hattan arayacam seni sonra" derken neyi kastettiği sorulduğunda; görüşmeyi
sonlandırmak için bu şekilde bir beyanda bulunmuş olabileceğini, görüşmeyi hatırlamadığını,
09.08.2007 günü Niyazi KIYAK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı
okunduktan sonra; görüşmede "Niyazi sivil hattan arıyorum oğul. sivil hattı açık tut." diyerek
bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda; kontörü olmadığı için ankesörlü telefondan
arama yapmış olabileceğini, görüşme ve içeriğini hatırlamadığını,
28.04.2007 günü Neslihan isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi okunduktan
sonra; Basit bir çanta kaybolması veya hırsızlığı olayında, çantasını alan kişiler hakkında "...
polis'te olabilir senin dediğin gibi, polis, istihbaratçı, gazeteci, o.... çocuğu bir sürü ne varsa"
şeklinde beyanlarda bulunarak güvenlik kuvvetlerine neden iftira attığı sorulduğunda;
çantasını bir arkadaşının otosunda unuttuğunu, otonun camının kırılarak, oto içinde bulunan
diğer eşyalarla birlikte çantasının da çalındığını, o anlık sinirle bu şekilde beyanlarda
bulunduğunu, ancak herhangi bir art niyetinin olmadığım,görüşmede çantada isim listesinden
başka birşey olmadığından bahsettiği hatırlatılarak, söz konusu isim listesinin ne amaçla
oluşturulduğu ve kimlerin isimlerinin bulunduğu sorulduğunda; çanta içinde ajandasının
olduğunu, adres defteri olduğunu,
27.04.2007 günü Ferahi SES ile yaptığı telefon görüşmesi okunduktan sonra; yaşanan
olaylar sonrasında tespit edilen delilleri polisin koyrnuş;-olabileceği yönünde beyanlarda
bulunarak, neden güvenlik güçlerine iftira attığa'sorulduğunda; Böyle bir görüşmeyi
hatırlamadığını,
5k/?£-"V
UOP^
1
Telefon görüşmelerinde, 22 Temmuz 2007 genel seçimleri sonrası "Türk Milletine"
hakaretler ettiği ve aşağılayıcı ithamlarda bulunduğunun tespit edildiği, kendisini basma veya
diğer şahıslara karşı vatansever biri olarak göstermesine rağmen telefon görüşmelerinde neden
bu şekilde hakaretlerde bulunduğu sorulduğunda; 22 Temmuz seçimlerinden sonra
sinirlendiği için bu şekilde sözler söylediğini, hiç birisini hatırlamadığını,
26.07.2007 günü Muhammet YÜCE ile yaptığı telefon görüşmesi okunduktan sonra;
görüşmede "Eşşek Türk diye boşuna dememişler Mamocum. İşte bunun için Eşşek Türk'ün
manası bu." diyerek yine gelen seçimler sonrasındaki çıkan sonuçlarla ilgili yorum yaparken
Türk milletine neden bu şekilde hakaretler ettiği sorulduğunda; Sinirle söylenmiş sözler
olduğunu,
Fehmi KORU,Orhan PAMUK,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR ve Sebahat
TUNCEL'in öldürülmesi konusunda kimseye talimat vedmediğini, hiç kimseyi bir suç için
tahrik edip yönlendirmediğini, bu eylemlere ilişkin telefon görüşmleri yapan Muhammet
YÜCE'nin hiçbir fikrini dikkate almadığını,
Muhammet YÜCE ve Selim AKKURT isimli şahıslarla en son nerede, ne zaman ve ne
şekilde görüştüğü sorulduğunda; Muhammet YÜCE ile bir akrabasının cenazesine geldiğinde
bir defa yüz yüze görüştüğünü, yanında bir veya iki akrabası olduğunu, bir defa da dernek
genel merkezine geldiğini, muhabbet ettiklerini, Selim AKKURT'u kesinlikle tanımadığını,
Çamlıca'da görüşmek için yanında getirdiği akrabalarından birisi olabileceğini,
12-13.11.2007 tarihlerinde Muhammet YÜCE ve Selim AKKURT ile buluşup
buluşmadığı veya şahıslara ulaşmaya çalışıp çalışmadığı sorulduğunda; Belirtilen tarihlerde
Muhammet YÜCE'nin bir akrabasının olduğundan bahsettiğini, kendisinin de "gelsin bi
görüşelim" diye telefon numarasını istediğini, bunun üzerine Muhammet'in bir telefon
numarası verdiğini, bu numarayı aramış olabileceğini ancak görüştüğünü hatırlamadığını,
Muhammet'ten telefon numarasını aldıktan bir süre sonra Muhammet'in "cinayetten aranan
akrabasının yakalandığını" anlattığını, ancak yakalanan şahsın, Muhammet'in kendisine
numarasını vermiş olduğu şahısla aynı kişi olup olmadığını bilmediğini,
12.11.2007 günü Muhammet YÜCE ve Selim AKKURT arasındaki telefon görüşmesi
okunduktan sonra; Muhammet YÜCE'den Selim AKKURT'un telefonunu neden istediği
sorulduğunda; Muhammet YÜCE'nin kendisine söylemiş olduğu akrabasının Selim AKKURT
olup olmadığını bilmediğini, Muhammet'in, akrabasını bir fabrikanın sorumlusu gibi
tanıttığını, kendisinin görüşme talep ettiği kişinin bu kişi olduğunu, Muhammet'in akrabasının
ismini bilmediğini,
Görüşmede kendisinin söylediği işin ne olduğu sorulduğunda; Muhammet YÜCE'ye
böyle bir konudan bahsettiğini hatırlamadığını,
12.11.2007 günü Muhammet YÜCE ile yaptığı telefon görüşmesi okunduktan sonra;
görüşmede "Oğlum ben seni arayacam dedim. Başka telefodan. Bu telefondan aradın bütün
planı bozdun." diyerek bahsettiği planın ne olduğu sorulduğunda;Plandan kastettiği herhangi
bir şeyin olmadığını, Muhammet'in telefon numarasını verdiği akrabasıyla herhangi bir
görüşme yapmadığını,
13.11.2007 günü Muhammet YÜCE ile yaptığı telefon görüşmeleri okunduktan sonra;
Herhangi bir gayriresmi işi yoksa görüşmelerde neden bu kadar dikkatli olduğu, görüşmelerde
Selim AKKURT'un telefon numarasını dahi verdirmediği, özellikle ankesörlü telefondan
aradığı ve yüz yüze görüşmek istediğini söylediği sorulduğunda; Herhangi bir kötü niyetle
söylenmiş bir şey olmadığını, herhangi bir art niyet ve plan gerçekleştirme niyetinin
olmadığını,
13.11.2007 Selim AKKURT'un telefonunun iki ayrı (0 212 224 14 43 - 0 212 296 14
61) ankesörlü telefondan arandığı, daha sonra Muhammet YÜÇEjıin aradığı ancak Selim
AKKURT'a ulaşılamaması üzerine, aynı gün Muhammet .YÜCE ile yaptığı telefon görüşmesi
okunduktan sonra; Selim AKKURT isimli şahsı nederi ankesörlâ'telefonlardan aradığı ve
Muhammet YÜCE'yi arayarak, Selim AKKURT'a ulaşamadığını belirterek telefon numarasını
teyit ettirdiği sorulduğunda; Aradığı kişinin adının Selim AKKURT olduğunu bilmediğini,
şahsı Muhammet'in akrabası olarak bildiğini, tam hatırlamamakla birlikte akrabasınm cinayet
suçundan arandığını veya cinayet işlediğini söylemiş olabileceğini, o
esnada orada yaşanan olayları hatırlamadığını,
13.11.2007 günü Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK arasındaki telefon görüşmesi
okunduktan sonra; görüşmede şahısların bir eylem için hazırlandıkları, kendisinin Selim
AKKURTTa görüşme talebinin örgüt üyeleri tarafından bir eylemin gerçekleştirileceği
düşüncesini oluşturduğu ve bu yönde hazırlık yaptıklarının değerlendirildiği hatırlatılarak,
konuyla ilgili ifadesi sorulduğunda; Selim AKKURT veya Halil isimli hiçbir şahısla
görüşmediğini, kesinlikle böyle bir toplantının söz konusu olmadığını, bahsedildiği gibi
herhangi bir pazarlık sözkonusu olmadığını, şahısların başka bir konudan bahsettiklerini
değerlendirdiğini, bu görüşmenin kendisinin dışında gerçekleştiğini, bilgisinin olmadığını,
13.11.2007 günü Muhammet YÜCE ile yapmış olduğu telefon görüşmesi okunduktan
sonra; ulaşmaya çalıştığı Selim AKKURT'u neden cep telefonundan veya ev telefonundan
aramayıp, çok uzun mesafeler yürüyerek ankesörlü telefonlardan aradığı ve bu şekilde
ulaşmaya çalıştığı, şahısla kanunlara aykırı bir konu görüşmeyecekse neden bu şekilde hareket
ettiği sorulduğunda; Kanuna aykırı herhangi bir şey görüşme isteği ve arzusunun olmadığını,
bahsedilen kişinin Selim AKKURT olduğunu kesinlikle bilmediğini, bu kişinin Muhammet
YÜCE'nin sadık ve güvenilir bir akrabası olduğunu bildiğini,
İfade alma aşamasının neredeyse tamamında Muhammet YÜCE isimli şahsın
düşüncelerini dikkate almadığını beyan ettiği halde , şahsın akrabası olduğunu ve cinayet
işlemiş olabileceği belirtilen bir şahısla neden görüşmek istediği sorulduğunda; Yaşanan
olayları Muhammet YÜCE'nin hayali olarak Kuvayı Milliye derneğini yeniden canlandırmak
olarak düşündüğünü, şahısla bu konuda herhangi bir görüşme yapmadığını,
Yapılan iletişim tespitlerinden ve fiziki takiplerinden kendisinin (2) ayrı cinayet
suçundan firari olarak aranmakta olan Selim AKKURT isimli şahsa bir görev vermek için
ulaşmaya çalıştığı, şahısla özellikle cep telefonundan görüşmemeye özen göstererek ısrarla
ankesörlü telefondan aradığı , yapılan çalışmalar ve tespitlerin geneli de göz önüne
alındığında, kendisinin kimliği tespit edilemeyen bir şahsa karşı eylem yaptırmak üzere
örgütün (2) ayrı cinayet suçundan aranan üyesi Selim AKKURT ile görüşmeye çalıştığının ve
bu şahsa bir eylem görevi vereceğinin değerlendirildiği sorulduğunda ; O adamın 2 insanı
öldüren cani birisi olduğunu bilmediğini, aklının ucundan geçmeyen bir olayın, telefon
görüşmeleri yolundan kurgulandığını, iddia edilen konularda kesinlikle art niyetinin
olmadığını,
İkametinde ve üst aramasında çıkan malzemelerin kendisine ait olduğunu,
Üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan siyah renkli 1992 yılma ait ajandada çeşitli
şahısların vesikalık fotoğraflannm ve haklarında bilgilerin bulunduğu, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerindeki çeşitli yerler ve kişilerle ilgili istihbari mahiyette bilgilerin bulunduğu
görüldüğünün sorulması üzerine ; bunların kendisinin Elazığ 8.Kolordu İstihbarat Komutanı
iken tutmuş olduğu notlar olduğunu, beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, Yüksek Askeri Şura karan ile ordudan ayrılmış bulunan
Muzaffer TEKİN ile devre arkadaşı olduklarını, 2004 yılında İstanbul'da görüştüklerinde
kendisine "Vatansever Kuvvetler Birliği İstanbul Teşkilatı için seni uygun gördük şeklinde
sözler söylediğini, kendisine ben kimsenin demesi ile iş yapmam, kendi işimi kendim yaparım
şeklinde cevap verdiğini, son görüşmelerinin de bu olduğunu, daha sonra 11.11.2005 tarihinde
Kuvayı Milliye Derneğini kurduğunu ve genel başkanlığını yaptığını,
22.07.2007 seçimlerinden sonra dernekten istifa ederek ayrıldığını, bu derneğin herhangi bir
terör örgütü ile bağlantısı olmadığını,
Mersin ilindeki Silah, Kur'an ve Bayrak üzerine yapılan yeminin Türk Kurtuluş Savaşı
öncesindeki zor şartlarda yapılmış mücadeleyi anımsatan bir tören olduğunu, ancak basın
tarafından çarpıtılarak kamuoyuna duyurulduğu için bir daha tekrarlanmadığını, bu yemin
töreninden sonra Muhammet YÜCE isimli psikopat olduğunu değerlendirdiği kişinin telefonla
arayarak Bursa'da yanında 50-60 kişi bulunduğunu, emrettiği takdirde herşeyi yapmaya hazır
olduğunu söylediğini, ancak kendisini geçiştirdiğini, 22 Temmuz seçimlerinden sonra yine
telefonla arayarak Ahmet TÜRK ve Osman BAYDEMİR'in işinin bitirilmesi gerektiğini
söylediğini, her defasında kendisini geçiştirdiğini, Kuvayı Milliye Derneğinin bu tür olaylarla
ilgisi olamayacağını, Ümraniye'de ele geçen el bombaları ile de ilgileri olmadığını, Ergenekon
isimli yapılanmayı basından duyduğunu, böyle bir yapılanma olup olmadığını, var ise
mahiyetini bilmediğini, askerlik mesleğini ifa ettiği sürede merhametli oluşundan dolayı
astları ve üstlerinin kendisine "Baba Fikri" şeklinde hitap ettiğini, kendisinin insan
öldürmeyle, cinayetle hiçbir işi olamayacağını, kendisinin Kuvayı Milliye Derneğinin kapısına
da yazdırdığı " Kuvayı Milliyede Allahm razı olmayacağı hiçbir şey yapılmaz" düstûruna
sahip olduğunu, bu görüş ve düşünceden hareketle terör ve şiddetle hiçbir ilgisi olmadığını,
kendisine yüklenen suçların iftiradan ibaret olduğunu beyan etmiştir.

c)-Ar amalar da elde edilen deliller;


Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
- Telefon fihristleri, üzerinde notların yazılı bulunduğu ajandalar ve çeşitli dokümanlar
bulunmuş olup, soruşturma evrakına eklenilmiştir.
Ayrıca;
Toshiba marka laptop bilgisayar,
Çeşitli CDTer,
Nokia marka 6080 model 353243/01/598237/3 IMEİ nolu telefon ve telefona takılı
0702050424913 seri numaralı sim kart,
Nokia marka 2652 model 35709600/189457/2 IMEİ nolu telefon ve telefona takılı
vaziyette 07052601545771 seri nolu sim kart, elde edilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait, TOSHIBA marka, seri numarası Z3L17076 olan
dizüstü bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
"TÜRKİYEARTIKBİZİMKONTROLÜMÜZDE[2].doc" isimli bir MSword dosyası
tespit edilmiştir. "TÜRKİYEARTIKBİZİMKONTROLÜMÜZDE[2].doc" isimli MSword
belgesi incelendiğinde üstünde 09.04.2006 Ali ÖZOĞLU yazılan metinde;
"Hainlerin yaptığı en küçük ihanet bile Kuvayı Milliye tarafından ortaya dökülecek ve
gereği neyse o mutlaka yapılacaktır!"
O gün, 'Başbakanım, bakanım, başkanım, müdürüm ya da amirim böyle emretti yaptım..'
gibi bir mazeret asla geçerli olmayacaktır.
• En milli kurumlarımızda bu türden kadrolaşmalar hızla yapılmaktadır. Bütün bu
çalışmaları Kuvayı Milliye hassasiyetle izliyor ve not ediyor!, şeklinde yazıların bulunduğu
tespit edilmiştir.

Hard diskte bulunan "Giden Kutusu.dbx" dosya incelendiğinde


hulkicevizoglu@cevizkabugu.com.tr isimli E-posta adresine "BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE
DUYURU" konulu bir E-posta gönderildiği anlaşılmaktadır. "BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE
DUYURU.htm" isimli dosyanın "11.11.2005 M.FİKRİ KARADAĞ" şeklinde imzaya açıldığı,
Kuvayı Milliye Derneği'nin kuruluşu hakkında bildirim-olduğu anlaşılmıştır. Metin
incelendiğinde "Vatanın bütünlüğü ve milletin bölünmezliğinin tehlikede" olduğu, "Devleti
yöneten seçilmiş kişilerin dalalet ve hatta hıyanet içerisinde" oldukları, "Hıyaneti Vataniye
Kanunun yürürlüğe konulduğu" ve herkesin hesap vereceğinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.

Soruşturma kapsamında olup daha sonraki bir tarihte yakalanan şüpheli İhsan
GÖKTAŞ'tan elde edilerek 2 , 3 rakamları ile numaralandırılan CD'ler içerisinde Kuvayı
Milliye Derneği binasında 12 kişinin katılımı ile yapılan bir toplantıda Hüseyin GÖRÜM ve
Mehmet Fikri KARADAĞ'm görüntülü konuşmalarının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiş,
İhsan GÖKTAŞ CD'leri Kuvayı Milliye Derneğini savcılığa şikayet etmek için dernekten
aldığını, içeriğindeki görüntüleri kendisinin çekmediğini beyan etmiştir. Söz konusu CD
lerdeki görüntülü konuşmalarda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm
tanışmalarından itibaren Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı Milliye
Derneğinin kuruluş aşaması, süreç içerisinde gelişen olayların tabii bir şekilde konuşulduğu
değerlendirildiğinden çözümü yaptırılarak soruşturma evrakına eklenilmiştir. Tabi bir ortamda
geçen bu konuşmaların tamamının bütünlük içerisinde okunması gelişen olayların kavranması
için gerekli görülmüş ise de, çok uzun olan bu konuşmaların yer darlığı nedeni ile özetlenen
bazı kısımları aşağıya alınmıştır.
3 Nolu CD İçerisinde 43 Dakika 33 Saniyelik Görüntünün bazı bölümlerinde özetle ;
Hüseyin'imSavcılığa gidip teslim olacam, savcılığa da kendim teslim olacam, Ben
suçluyum, anlatacam hepsini, bütün suçlarımı da anlatacam, benim bilmediğim suçları da ,
belki sen beni yann, Mehmet Fikri'nin : Dinlemek istemiyorum öyle şeyleri, öf saçmalama yav,
Hüseyin'in:...Biz beraber bu yola çıkmadan önce,Fenerbahçe Berlüde Muzzafer TEKİNTe
ikinizi tamdım, Berlü Tesadüf Berlü 'de tanıdım sizi, onun akabinde aradan bayağı bir zaman
geçtikten sonra Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi kuruluyor diye Muzzafer TEKİN'in
odasına gittiğimde sen de ordaydm, sende dedin ki, Mehmet Fikri'nin : Her gün gidiyordum
evet, Hüseyin'in:Velhasıl,Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi kurulduğunda orada
Nihat GÜRKAN teşkilat başkanı olmak istedi, ama ben Nihat GÜRKAN'm ne kadar yanlış, bu
memleket için ne kadar zararlı olduğunu bildiğim için orda da söyledim, ben de dedim
Vatanseverlerin Teşkilat Başkanı Mehmet Mehmet Fikri'nin olacak, Mehmet Fikri
KARADAĞ olmazsa ben bu harekette yokum dedim, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği
Hareketinden 15 -20 gün geçmeden Muzaffer TEKİN'in bürosundayım, Taner ÜNAL'ı
anyorum telefonlarıma çıkmıyor, telefona sen çıktın, çünkü senin Vatanseverlerin içerisinde
olduğunu biliyorum, büroda olduğunu biliyorum, sen telefona çıktığında biraz ileri geri
konuştuk, belki o tarihte senin kalbini kırdıysam özür diyorum, agresifliğime bağışla, Mehmet
Fikri'nin :Yav Vatanseverler toplantısı var diye Taner telefon etti, ben de o zaman ayrıldım
dedim ve çıktım, geldim, Hüseyin'in:Telefon açtığımda Muzzafer TEKİN'in bürosundaydım,
Mehmet Fikri'nin : Her ne ise, seni ne ilgilendirir, Vatansever Kuvvetler olayı bitti çoktan,
Hüseyin'in::Tamam bitti, ama o Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin içerisinde, bir
ay sonra beni Türkiye Cumhuriyetinin en büyük eroincisi yaptınız, Mehmet Fikri'nin : Kim,
Hüseyin'in:Sen yaptm,sen yaptın, Onlar yaptılar oyun kurdular, Oyun kuruldu,yapıldı,
Muzaffer TEKİN'in bürosunda seni aradığımda telefona çıktığında o dedim,Taner şerefsizini
bana telefona ver,sen dedin ki yok, ileri geri sana ben sana da konuştum, sen bana telefonla
dedin ki, tek kelime söyledin dedin ki,sen kendini dünyanın merkezi mi zannediyorsun, bende
dedim ki estağfurullah merkez filan değilim, Hüseyin'imTesadüf beni aradın, buraya geldin,
Maltepe'deki konteynıra geldin,meşhur konteynır var ya, herkesin geldiği yer var ya, sen de
geldin, hatta 3-4 defa geldiniz, sağ olun geldiğiniz için teşekkür ediyorum, Mehmet Fikri'nin :
Mekan olarak orayı biliyorum doğru, Hüseyin'in:Ne dedik, ben bir davaya baş koyduğumda
Allah'ım özür diliyorum ben dedim, eğer bir davaya başlarsak başlıyoruz ,size söyledim siz de
dediniz evet kabul ediyorum, onun arkasından Vali Erol- Çakır öğretmen evinde bir konferans
düzenledik mi sevgili paşam, düzenledik demi, Hüseyin'in : Onun ertesi
düzenledik mi sevgili başkan, demi, o konferans bittikten sonra bu Kuvayı Milliyenin
tüzüğünü kimden aldık sevgili paşam, Müslüm ERDEMOĞLU, Mehmet Fikri'nin :Müslüm
ERDEMOĞLU gönderdi, Hüseyin'inden söylüyorum, bir asker, çok değerli bir asker olarak
tamdım ve benim için de bu Türkiye'de tanıdığım en değerli askerlerden bir tanesisiniz, bunu
da her zaman her yer de söylüyorum, ama bu güne kadar sizle kimi tanıştırdıysam hep o
insanla iki gün sonra arkasında onu gidin, gurup kurun, vuralım, kıralım, keselim ve
bana dediniz ki artık toprağın dibine girelim, ben toprağın dibinde değilim, sizle
tanıştığımda ben dava adamıydım, davam için insan arıyordum, ne anyordum, bu
memleketin , Mehmet Fikri'nin :Ne toprağın dibi oğlum, Hüseyin'imYerin altına girelim,
Mehmet Fikri'nin :Ne yerin altı, Hüseyin'in:Ben hayatımda gayri meşru yapmadım,beni size
kim anons ettiyse, Hüseyin'imGayri meşru olarak, ülkücü ve mafya olarak gördünüz beni ama,
orda yanıldınız, Mehmet Fikri'nin :Ulan sana bir gün öyle bir şey söyledim mi ben,
Hüseyin'imBenim yüzüme söylemedin, arkamdan herkese söylediniz, Mehmet Fikri'nin :Hiç
kimseye bir şey söylemedim, saçmalıyorsun, Hüseyin'ür.Sende sattın beni, eğer ki bu Kuvayı
Milliye bir iki tane, onu bunu yaptırsaydın, yine suçlu ben olacaktım, Danıştay davasına
gittiğimde hepiniz beni sattımz,hepiniz buradan gittiniz, ne dediniz Hüseyin gitti
müebbet ceza alacak, Hırant Dink davası oldu buraya gelmedin, Düzce Hendek
Adapazarı'nda bilmem ne olmuş sa Hüseyin yaptı, yapan da kim biliyor musun ,
Allah'ta şahidimdir, bütün millet şahidimdir, hep de yapan asker çıktı, kime
sığındıysam, Şimdi gelelim Kuvayı Milliye'ye, İki tane Kuvayı Milliye' ye gelelim. Bir tanesi
Kuvvayi Milliye Ankara'da kuruldu. Bunu kurduran, Bunu kurduran, siz geldiniz bana dediniz
ki, Ankara'da Kuvvai Milliye kuruldu. Bu kuruldu. Yine bu kuranların hepsi sizin
tanıdıklarınız değil miydi. Mehmet Fikri'nin :Hiç birini tanımıyorum. Ben kimi tanıyorum.
Nerde görüyorsun ki tanmm.Beraber gittik Kanal D'de o gün orda gördüm onu, ne Aziz
ERGEN denen ... tanırım ,o da oralarda şey yapmış. Söyleyiver. Gazetelerde verdiği
beyanatlarla Hüseyin'in: Arkasındaki Muzzaffer TEKİN'i , Mehmet Fikri'nin :Ben Aziz
ERGEN'i ömrümde görmüş değilim.Muhatap olmamışımdır, Bekir ÖZTÜRK denen adamı da
sadece 32. gün programında gördüm evlat, onları nerde gördüm sen gördün mü,
Hüseyin'imDemek oradaki Kuvvai Milliyeler sevgili paşam, orada ki Kuvvai Milliyeler Kemal
TEKİN'i tanımıyor musunuz. Arkasından kim çıktı Muzaffer TEKİN çıktı. Oradaki Kuvvayi
Miliyleler, Mehmet Fikri'nin :Hiç bir haberimiz de yok, var mı yok mu bilmiyoruz ki, sadece
tahminin, Hüseyin'in:Bulunan bombalar, bu bulunan bombalar yarın birgün bir yerde
patladığı zaman yine İmam Hüseyin yaptı diyeceklerdi, Mehmet Fikri'nin : Ne münasebet,
Hüseyin'in:Nasıl o zaman bu kadar asker, Mehmet Fikri'nin : Senin elinde var mı oğlum
bomba, Hüseyin'in:Burası Kuvayı Milliye, burası Atatürk'ün binası, Kuvayı Milliye var.
Karşılığında Kuvvayi Milliye kuruyorlar. Ve bunların yüzde 90'nı da hepsi asker.
Doğrumudur sevgili paşam, Mehmet Fikri'nin :Ne bileyim, Bekir ÖZTÜRK asker mi,
Hüseyin'in: Bekir ÖZTÜRK'de bir tane sağlıkçı benim gibi, Benim gibi, safsabanm teki,
sallamanın teki, koyanlar kukla diye aynısını bu ülkede Allah şahidimdir arkadaşlar.
Allah şahidimdir arkadaşlar o kadar çok oyun oynadılar ki ama bir tek Allah'ımız müsaade
etmedi. Çünkü diyor ki onlar diyor. Onlar buradan dışarıya çıktıklarında tuzak kurarlar ama
diyor bilmezler ki diyor en büyük tuzağı biz kurarız. Çünkü bu dava hak davasıdır. Beni
tanıdığında Kuvayı Milliye hareketiydim. O davamda o hareket, çok daha rahattım. Ne zaman
ki buraya girdim. 14 aydır bu binadan dışarıya çıkmıyorum. Çoluğumun çocuğumun yüzünü
görmüyorum. Mehmet Fikri'nin :Sana kim çıkma dedi. Hüseyin'imHa çık dedin niye çıktım.
Mehmet Fikri'nin : Çıkıp da ne yaptın. Hüseyin'in: Çık dedin niye çık dedin. Mehmet
Fikri'nin : Şöyle bir çık dolaş, Hüseyin'in: Parayı bul çünkü, ne dediniz , Mehmet Fikri'nin
:Ne parası, Hüseyin'in: Parayı bul, Mehmet Fikri'nin : Para bulacağım diyordun her gün.
Hüseyin'in: ... Bir gün genel başkanın para, para, para demesinden bunaldım. Bir iş yaptım
onu da buradan açıklıyorum. Baktık bû Kuvayı Milliyeye kim
faydalı olabilir. Dedim ki bu memlekette kim vardır. KOÇ var, bize yakışan da KOÇ'tur.
Onun yerine gittim. Ama oraya gittiğimde onlara da şunu söyledim. Burası bir sırça köşk,
sırça köşkün bir de dışarısı var. Ben sizden para almaya para istemeye de gelmedim. Sizden
istediğim ATATÜRK'ün binasını ziyaret edin. Orada ATATÜRK'ün orijinal cam filmleri
ATATÜRK'ün bazı orijinal evrakları var. Gelin görün. Bazı kırtasiye ihtiyaçlarımızı da siz
karşılayın çünkü bu memleket bu ülkenin insanları sizi bu duruma getirmiş. Şu anda da
Kadıköy'de ATATÜRK'ün bir binası var dedim. Bir tek gitmiş olduğum KOÇ ailesidir onun
haricinde de hiç kimseye gitmedim. Hiç kimseye gidip bir makbuz kesmedim. Bu Kuvayı
Milliyeye para verin diye..
2 Nolu CD İçerisindeki 31 Dakika 59 Saniyelik Görüntüde ; Hüseyin'in:Alemlerin
rabbi olan Yüce Allah'ım, bırak suçu sen milleti diyorsun ya, gurup kur, yer altına inin,
şunu vur, bunu vur, herkese diyorsun , Mehmet Fikri'nin:Yavrum ne vuru..., Hüseyin'in:
Demediğin adam kalmadı be, Mehmet Fikri'nimBöyle bir şeyle alakamız yok, Hüseyin'in:
Kime diyorsun, çağırıyorsun karşına,tab bi tanesi adam vursa Hüseyin'in'e
kitleyeceksin değil mi, Hüseyin'in: Ben hiç hayatımda yalan söylemedim, söylemem, senin
için bir kere yalan söyledim bir de Allah'ımı şahit tuttum, Aynı gün Allah'ım bana tokat attı,
ertesi gün, senin için söyledim, ama sen benim hiçbir konuda ne yanımda ne arkamda durdun,
Danıştay davasına gittim telefonunu bile iptal ettin, Hır ant Dink davası olmuş burası
polisler dolmuş iki gün buraya gelmedin, ne oluyorsa, Mehmet Fikri'nin:Ne geleyim,
polisleri çağırdım, Mehmet Fikri'nin:Polisleri gönderen ben değil miyim, Hüseyin'in:
Hiç unutmuyorum onu, dedin ki, ben gidiyorum, danışacağım yerler var, beni iyi
eğitiyor,demek ki senin bağını ve bağlantını ama, gazetecilerin geleceği gün, aynı gün
Beşiktaş'a gittin, gidiyorum dedin Beşiktaş'a ne var bilmiyorum Beşiktaş'ta, gidecem
görüşecem beni de aradın, Mehmet Fikri'nin: Eğitenim kimmiş, Hüseyin'in :Ben görüşmeden
geliyorum, orda da taktikler verdiler, o taktikleri sana kim verdi, ^Mehmet Fikri'nimNe
diyorsun Beşiktaş'ta bir tanıdığım var, mühendis yav, Hüseyin'ihrTaktik aldım geldim demedin
mi bana, Hüseyin'in : Hep beni ön plana koydun, arkadaır3u Ağustos Ankara'ya gittik,
Kızday meydanına yürüdük, yürüdüğümüzde baktım, Mehmet Mehmet Fikri'nin
gelmedi bir de telefonlarla devletin başına eşkıya etti bizi, Ankara'dan İstanbul'a gelene
kadar yönetimdeki bütün insanları çağırmış, ertesin gün işte diskalife edecekmiş bizi, ama
Ankara'dan gelince ertesin gün hemen değişti, hep beni sattı, Allah'ım ben nasıl sabrettim bu
adama,Mehmet Fikri'nin :Polisle mi dövüş edeceksin oğlum, polislen mi kavga
edeceksin, meclise yürürüm bilmem nereye yürürüm, esrar krizi gelmiş adamlar gibi buralarda
polise hücum, devlete hücum olmaz diyorum, gelin amaca ulaştı, gösteri amaca ulaştı gidelim
diyorum, Hüseyin'in :Çok tehlikeli adamsın, Hüseyin'in : Hendek'te senle anlaşma
yaptık,Mehmet Fikri'nin : Krize giriyorsun oğlum, vaktin mi geldi, niye böyle yapıyorsun,
Hüseyin'in :İşte sen böyle bir adamsın, benim ayıbım ot içmek, senin ayıbını burama
gömüyorum, Ahde vefa olmayan adamla hiçbir iş olmaz, kırmadığın, kırmadığın insan
bırakmadın, bu bir sivil hareket, bura askerin hareketi değil, askerlik yapacaksan git
askeriyede yap, Buradan açıklıyorum belki konuşmadığımdan bu konuşmalarımdan
insanları çoğu belki bana kızmıştır, benim mafya olarak gördüler, gayri meşrucu olarak
gördüler, Bu davada hak davasıdır, buradan bütün insanlara, bütün ehli kitaba sesleniyorum, bu
dava bütün insanların davasmdır, Kuvayı Milliye bir barış hareketidir. Bizim ordumuz var,
askerimiz var, biz burada adam vurmak için burada değiliz, adam öldürmek için burada
değiliz, Mehmet Fikri'nin :Deli misin lan, Hüseyin'in :Çünkü Türkiye
Cumhuriyetini yıkmak için burada değiliz, Türkiye Cumhuriyetini ilelebet payidar kalması
için buradayız, Türkiye Cumhuriyetinin delinmiş kurumlarını tamir etmek için buradayız,
Allah şahidimizdir. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK her zaman ve her zaman bizim bir
askerimiz olarak burada yerini koruyacaktır.... , Bütün üyelerime söylüyorum Allah için
konuşuyorum, eğer suçluysam anlaşmamda, Hendek anlaşmamızda eğer suçlu ben
olursam benim kanım sana helal, Senin kanın bana helal dedin. Mehmet Fikri'nimSen
suçlusun, Hüseyin'in : Eğer burada, bir şuradır, karan verin, eğer ki ben suçluysam Allah
şahidimdir, bunu kalbime saplıyacam (elinde bıçak var), ama eğer bu suçluysa, benim için pis
kan dedin ya, seni Allah'a havale ediyorum, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU:Saym Hüseyin
başkanım, sayın Fikret KARADAĞ başkanım Allah rızası için Allah aşkı için elinize
ayağınıza kapanıyorum babacım, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU : Bu aile parçalanma sın, kol
kırılsın yen içinde kalsın, Allah aşkına başkanım, Allah aşkına , Hüseyin'in :Gelin buraya 1-2-
3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 tane insan huzurunda karan verin, suçluysam Allah için bunu ben
kendi kalbime ( elinde bıçak var) sokucam, burada karan Allah için verin, soruyorum size
hepinize Allah için söyleyin, Mehmet Fikri'nin :Neden suçlusun oğlum, ne suçu yav,tövbe
yarabbi, Hüseyin'in : Söyle,X şahıs:Suçsuzsun, Hüseyin'in :Söyle, X şahıs: Suçsuzsun,
Hüseyin'in :Söyle, X şahıs :Suçsuzsun, Hüseyin'in :Söyle, X şahıs:Suçsuzsun, Hüseyin'in
:Söyle, X şahıs:Suçsuzsun, Hüseyin'in :Söyle, X şahıs:Suç yok başkanım, Hüseyin'in :Söyle,
X şahıs:Suçsuzsunuz, Mehmet Fikri'nin :Yav, kim kimi, X şahıs: Ortada bir suç yok ki,
Mehmet Fikri'nin:Seni suçlayan kim yav, yav, ... şeklindeki konuşmalann geçtiği tespit
edilmiştir.

d)-Te!efon görüşmeleri;
01.07.2004 tarihinde Hüseyin NALBANTOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Hüseyin'in "Ben Hüseyin NALBANTOĞLU, Atilla Beyin yanından ben"
"Komutanım saygılar ellerinizden öpüyorum." diyerek kendisini tanıttığı, Mehmet Fikri'nin
"Bir arayıp sorayım dedim. Ne oldu bu çocuklara, hiç ses soluk çıkmıyor dedim, iyiler mi
dedim." dediği, Hüseyin'in "İyiler Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Reis nasıl iyi mi" diye
sorduğu, Hüseyin'in "İyi Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Hepsine selam söyle." dediği,
Tape:7 , 01.01.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin evde olduğunu söyleyerek bir süre sohbet ettikleri, Muhammet'in "Komutanım ben
de çalışıyordum, bir arayayım dedim, şu gazetelere bir göz atıyorum, bunlar iyice kudurdu"
"Nasıl yapsanız, bunlara bir ses yapmamız lazım", ".... Kenan EVREN'i görmüyor musunuz
PKK ya destek amaçlı konuşmalar yapıyor" ,... ".. onlara bir düşünce yapacaz komutanım, ben
bir şeyler planlıyorum, DTP yi bombalayacam" dediği, Mehmet Fikri'nin "Yok, sakm yapma,
haberim olmadan bir şey yapma, sakm", "Onlara prim verirsin, bizim istediğimiz zaman
yapacaz, onlar istediği zaman değil" dediği, Muhammet'in "Ahmet TÜRK var ya DTP
başkanı,..." dediği, Mehmet Fikri'nin "Soyu sopu ermeni, hepsi ermeni, bu millete diş bileyip
duruyor, boyna zorluyorlar başlanna gelecek var" dediği,
Tape:l, 24.02.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle ;
Mehmet Fikri'nin "Muhammedim, yiğidim", ".. .Sağol yavrum., bomba gibiyiz Allah'a şükür
..." dediği, Muhammet'in "Derneği de aradım, dernekte de kimse yok zannedersem" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Dernekte de şimdi telefonlar kapandı" "Yakında paramız olacak inşallah
hepsini açacaz" dediği, Muhammet'in "Ya ona bi çözüm buluruz ya, bağlarız bazı yerleri,
toplarız aylık aidatımızı", " olmasa biz gideriz komutanım olur mu öyle şey, ben zaten bu
aydan sonra gelcem Allah izin verirse gerekeni yapacaz yani" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Eninde sonunda biz başaracaz" , "Biz bu memleketin gerçek sahiplerine tapuyu vermeden
ölmeyecez, Allah bize o görevi verdi" dediği, Muhammet'in "Ceviz kabuğuna çıkacaktınız ya
onu ne yaptınız görüştünüz mü" dediği, Mehmet Fikri'nin "Ha yok, onlarla görüşmedim"
dediği, Muhammet'in "Pazartesi benim iki tane yeğen gelecek komutanım oradalar",
"Canavar gibi çocuklar, sizin yanınıza gönderdim" dediği, Mehmet Fikri'nin "Aslanlanm
benim, aslanlanm benim" dediği, Muhammet'in "... gibi yönlendirin, hiç arkanız geri
çekmesin, çok sağlam delikanlılar" dediği, Mehmet Fikri'nin "Gelsin aslan parçalan gelsin
benim yavrulanm gelsinler" dediği, /-■' ■- ;•' ; / ^ v,
Tape:2, 26.02.2007 tarihinde Yaşar AĞSU ile görüşmesinde özetle ; Yaşar'm "Evet
bi isteğiniz bi emriniz olduğu zaman biz de burda sizinle beraberiz bunu bilmenizi istedim"
dediği, Mehmet Fikri'nin "karargaha bi ziyarete gelsene, madem o kadar iyisin" "Kuvayı
Milliye karagahı, mabedi bir gör, Atatürk'ün karargahı burası" dediği,
Tape:3, 26.02.2007 tarihinde Resul/Mehmet/Abdullah isimli kişiler ile
görüşmesinde özetle ; Resul'ün "Albayım merhabalar", "Ben sizin bir sempatizanmızım.."
".. .derneğin üyesi de olacaz" dediği, telefonu Mehmet'in aldığı, Mehmet Fikri'nin "bu Doğu
PERİNÇEK'in avukatları tazminat için beni arayacaklar demiştin Mehmet abi,
aramadılar onu geçen gün sana söylemeyi unutmuşum ben" , "o konuda yardımını
istiyorum" dediği..., telefonu Abdullah isimli şahsın alarak bir süre televizyonda çıkan
programlardan bahsettikleri, Ahmet'in "İzledim Korkut Abiyle de kulağını çınlattık geçen gün
aradım onu" dediği, Mehmet Fikri'nin "hiç aramıyo ... herifler ..." "Ben vazifedeyken onların
hepsini arıyodum, Vatansever Kahramanların hepsini hiç çekinmeden anyodum" "Ü. Albay ..
buraya kadar geldi destek verdi" dediği,
Tape:4,26.02.2007 tarihinde Hülya DEMİRCİ ile görüşmesinde özetle ; Hülya'mn
"Sayın İ.Z. Paşamla Emekli Subaylar Derneği sizleri de aralarında görmek istiyorlar" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Tamam olur .." dediği, Hülya'mn "Sekreterinize falan bahsetmeyin bu
konulardan", "Gizli kalsın yani" , "...Hüseyin kardeşimle, Kahraman Bey kardeşim her
zaman takdire şayan insan., yalnız sekreterinize her konuda bilgi vermeyin" dediği,
Tape:6 , 28.02.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Mehmet Fikri'nin
"Hacı abi merhaba" dediği, X Şahsın "Komutanım nasılsın, seni çok seviyorum be" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Sağol sağol yiğitlerin yiğidi sevgili abinı vefakar abim" dediği, X Şahsın
"Allah razı olsun, şuanda bir gardaşım var, Vatan Cumhur.. Derneği başkanı genel başkanı 24
il 24 ilde şube kurdu, şu anda N.D. büyüğümüzün elini öpmeye gidiyoruz" dediği, Mehmet
Fikri'nin " Çok güzel çok selam söyleyin" dediği,
Tape:8, 02.03.2007 tarihinde Ömer ALPARSLAN ile görüşmesinde özetle ;
Mehmet Fikri'nin HADEP kongresinin bile kendilerini tek rakip olarak gördüğünden
bahsettiği, Ömer'in "Kuvayı Milliye bu kadar ölmedi" dediği, Gazi Üniversitesindeki bir
konferanstan ve üst düzey askeri yetkililerin de katılacağından bahsettikleri, Mehmet Fikri'nin
"davetiye olursa beraber gidelim" dediği, Ömer'in "Süleyman DEMİREL sabah oturumunu
açıyor", "Öğleden sonra işte bu askeri şeyler konular, Suat İLHAN oturum başkanı", "Albay
Yavuz ÖZGÜLDÜR var" "Emekli Korgeneral Hasan MURATLI var" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Kürt..o, vatansever gözüküyor da..." dediği, Ömer'in "Emekli Tümgeneral Rıza
KÜÇÜKOĞLU" dediği, Mehmet Fikri'nin "Kuvvayi Milliye genel başkanı olarak beni davet
ederlerse gelirim,öbürü türlü gelmem zaten" dediği, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde, 50
milyon dolarlık bir arsanın satışıyla ilgili konuşmalar yaptıkları,
Tape:386, 05.03.2007 tarihinde Erkut ERSOY ile görüşmesinde özetle ; Erküt'un
"Merhaba komutanım" dediği, Mehmet Fikri'nin "Aslanım ne haber ne yapıyorsun", "Ne
yapıyor arkadaşlarınla ne yapıyorsun iyi misin" diye sorduğu, Erküt'un "Valla çalışmalarımız
devam ediyor komutanım işte, internet üzerinden" dediği, Mehmet Fikri'nin "Şimdi bu
bizim binanın, birinci taksidini ödemiştik, iki ve üçüncüyü ödeyemedik, on bir milyar lira
kadar bir borcumuz, on bir bin lira", "O internet şeyinden bir yardım çağrısı yap bakayım,
gelen katılan var mı, veya öyle bir şey yapabilir misin" diye sorduğu, Erküt'un "Yalnız
komutanım şöyle bir sıkıntı olabilir, biz daha önce heckır grubumuz için böyle bir çalışma
yapmıştık, fakat yasal bağış olarak yasal izin olmadığı için, bağış kanununa muhalefetten
işlem yapıldı" , "Yasal olarak izin alınması lazım ki komutanım, ona göre bağış şeyi
yapılabilsin destek yapılabilsin" dediği, Mehmet Fikri'nin "Kuvayı Milliyeye üye olmak şart
değil, üye aidat için üye olmak lazım" dediği, r ".,,",-
Tape:15, 06.03.2007 tarihinde Erkut ERSOY ile-görüşmesinde özetle ; Bir süre hal
hatır sorduklan, Mehmet Fikri'nin "Bomba gibiyiz;evlat" dediği, Erküt'un "Komutanım her

1060 .«
zaman yanınızdayız, biliyorsunuz" , "Her zaman elimizden geldiği kadar, derneğimize,
davamıza, her zaman biliyorsunuz, ne olursa yardımcı olacağız komutanım" diyerek bir emri
olup olmadığını sorduğu,
Tape:18, 12.03.2007 tarihinde Y.I. ile görüşmesinde özetle ; Mehmet Fikri'nin
"Merhaba nasılsın evlat" dediği, Y.I.'m "Sağolun komutanım Albay Y.I." , "..ben topçu
okuluna geldim akademiden sonra" , "Televizyonda gördük, tabi gurur duyduk...", "Ben ve
kolordum emrinde diyemiyorum komutanım, kolordum yok ama arkadaşlarımın hepsi
emrinizde" dediği, Mehmet Fikri'nin "Onlara selam söyle, sakın ola ki ihmal etmesinler"
dediği, Y.I'ın "Burdakilerin hepsi emrinizde" dediği, Mehmet Fikri'nin "Seyirci kalmasın hiç
kimse Y." dediği,
Tape: 19,12.03.2007 tarihinde Atalay COŞKUN ile görüşmesinde özetle ; Atalay'm bir
kaza sonucu yaralanmasından dolayı hastanede yattığından bahsettiği ve "Televizyondaki şey
olayını falan, sizin dün de evelsi gün de il başkanı falan gelmişti CHP'den", "Halk arasında
büyük bir yaygınlaşma var, çok güçlü bir şey var, bütün politik temelde hemen hemen" "o
politik anlamdada biz onu ekleyeceğiz, ..kanımızın son damlasına kadar" "Ölümü alan göze
düşmanı getirir dize, o şekilde mücadele edeceğiz" dediği,
Tape:20,13.03.2007 tarihinde Remzi ÖZKAN ile görüşmesinde özetle ; Bir süre
selamlaştıktan sonra, Mehmet Fikri'nin "Sağol bomba gibiyiz, Allah'a şükür, uğraşıyoruz
burada ki şeylerle, vatan haini eriyle" "Karargahtayım"dediği, Remzi'nin
www.Alanyaajans.com şeklinde bir internet adresi verdiği, daha sonra "dün bi Kürt vatandaşın
birisi bi açıklama yapmış" "Alanya'da öğretmen şarkı söylettirmiş öğrencilere, onla ilgili bir
açıklamam var izleyebilirsin paşam" dediği ve Milli Eğitim'in yaptığının suç olduğundan
bahsettiği, Mehmet Fikri'nin "Ya milli eğitimin başı ne ya, anam kurt, babam arap diyosun,
sen nesin, ben diyorum ki,.... başka ne olabilir., peki oldu yavrum" dediği,
Tape:23, 20.03.2007 tarihinde Atalay COŞKUN ile görüşmesinde özetle; Atalay'm bir
şahsın cenazesinden bahsettiği ve telefonla ulaşamadığım anlattığı ve "bugün mutlaka ulaşınm
o dava mava açtılar herhalde bugün, şey hakkında, televizyonda ben okudum da o içişleri
bakanı ...." dediği, Mehmet Fikri'nin "Atalay, suç olmadığı için dava açamazlar, suç unsuru
yok" dediği, Atalay'm "açsa da ..biraz halk hareketi ivme kazansın, bir iki tanesi geberdi mi,
ondan sonra güç olduğu zaman bir şey olmaz, bu iş kitleselleştimi ondan sonra defolup
giderler" dediği,.. Mehmet Fikri'nin "..onların kurduğu oyuna gelmiycez biz kuracaz oyunu"
dediği,
Tape:24, 24.03.2007 tarihinde Ahmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Ahmet
isimli şahsın bir şahsı tanıştırmak istediğini söyleyerek "öğleden sonra falan nerde buluşalım
paşam" dediği, Mehmet Fikri'nin "karargahta da olur karargahta istemiyor musun" dediği,
Ahmet'in "..onu şu anda telefonda şey yapamam" , "Daha farklı bir durum çünkü", "...bir
buçuk ikiden sonra bu arkadaşımızla mutlaka tanışmanızı istiyorum" dediği ve Acıbadem' de
buluşmaya karar verdikleri,
Tape:25, 26.03.2007 tarihinde Recep BULAL ile görüşmesinde özetle ; Recep
BULAL'm Yedek Subay olacak Hasan... isimli şahsın haricinde A.A isimli şahsm askerlikle
ilgili tayin konusunda da yardım istediği ve "Çocuk ıspartada, nisan başında" "Dağıtım olucak,
bu taraflara falan istiyo" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam bakarım ben sen merak etme"
dediği, ilerleyen konuşmalarda Mehmet Fikri'nin bir işletme defterinden bahsederek, bir
notere tasdik ettirilmesi konusunu görüştükleri, Mehmet Fikri'nin Derneğin ekonomik
sıkıntılarından bahsedip sponsor bulamadıklarını söyleyerek "... o senin Bilgin ........... de 100
milyarlık ilan vermiş, bize beş kuruş faydası yok" dediği, Recep'in "hakikaten bi dönmedi
bize" dediği, Mehmet Fikri'nin "Sedat PEKER p...............J^diyerek Sedat PEKER'le de
muhtemelen maddi yardım konusunu görüştüklerini anlajfcftf ySü^j|g|ı,
Tape:26 , 04.04.2007 tarihinde Hasan BARjnTÇl? ile' pişmesinde özetle ; Hasan
BARUTÇU'nun kendisini Recep BULAL'm yeğeni olaraM&ttığı, Ivfehmet Fikri'nin "Sen

„ «*»* "

fk n) »I
k
2061. AVV^^-
bekle Hasan'ım iyi olucak inşallah" dediği, Hasan'm "Pazar günü girdim paşam sınava,
elimden geleni yaptım" , "yedek subay olarak işaretledim" dediği, Mehmet Fikri'nin "iyi o
büyük ihtimalle olacak ben söyledim" "Hiç merak etme sen, iş iyi olucak" dediği,
Tape:82, 21.04.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; ahraman'm
"Baba, bu Devlet TOPÇU" "Altıyolda seni bekliyormuş" dediği, Mehmet Fikri'nin "Nerden
çıktı o yaa şimdi" "Şeydeki bir çocuk ya. Bizim hemşerilerden birisi." dediği, Kahraman'm
Mehmet Vakıf DÖĞÜŞÇÜ ve Savaşan TOSUN isimli şahısların aradığından bahsettiği ve
"bizde başlayacağız birazdan, geldi elemanlar" dediği, M. Fikri'nin "Devlet bana birşey
demedi. Canım bi randevumuz yok da." "Görüşürüm yani. O bizim şey iyi bir çocuk
yani."dediği, Kahraman'm "Ben o zaman ona diycem böyle böyle babam bir toplantıya gitmiş
diycem" dediği, Mehmet Fikri'nin "Bizim militanlardan birisi yani. İyi bir çocuk yani."
"Terkedilecek bir çocuk değil ama. Şimdi ne yapayım ben ona ordaysa." dediği, Kahraman'm
"Tamam. Gelirse buraya davet ederim. Bir çay içirir, gönderirim ben." dediği,
Tape:84, 24.04.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; X'in "Alo Kuvayı
Milliye buyuran" "Baba seni balıkçı Orhan aradı" diyerek bilgi verdiği, Mehmet Fikri'nin "..ne
yapıyor çocuklar orda" dediği, X'in "Çocuklar şu an da Kahraman ile Ali dışarda, bir işleri
varmış" dediği, Mehmet Fikri'nin "Ne yapıyorsunuz alt katta bir şeyler yapıyorlardı" dediği,
X'in "Ordan bir şey çıkmadı baba" dediği,
Tape:85, 25.04.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Mehmet Fikri'nin bir
süre çantasının çalındığını, evraklanmn gittiğini anlattığı ve "namuslu vatandaşa memleket
zehir oldu" "O .... de bakanımız, başbakanımız ... oralarda işte" "Ya o .... orda duruyorlar,
millet dolaşamıyor sokakta" dediği, X'in "Biz bu işe niçin girdik peki babacım, yani bunu sen
benden daha iyi biliyorsun, biz bu işe zaten bunları düzeltmek amacıyla girdik" dediği,
Tape:86, 25.04.2007 tarihinde Ali isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Ali'nin
"...Aman aman iyi ol nasıl gidiyor geçen Mersin'e gitmiştin duyduğuma göre" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Mümin KELEŞ diye bir tane şeylen tanıştım", "Daha doğrusu o beni buldu Mümin
KELEŞ seni de tanıyor" dediği, Ali'nin "He şu Sivaslı olan mı" dediği, Mehmet Fikri'nin "
Sivaslıyım diyor işte Özel Harekatçıyım falan diyor, ben hatırlayamadım tam olarak ta"
dediği, Ali'nin "Yav kardeşim o yazıyor yazıyor,bırak inanma o ... ya o herkese yazar öyle
ya", "Normal bir oğlan değil o yani, o kanaate vardım yani" dediği, Mehmet Fikri'nin " Osman
bizim Osman GÜRBÜZ'e filan da bir sürü şey yazıyor, 50 tane suç yapmadığı kalmamış"
dediği, Ali'nin "Osman'ın nesini görmüş görsün ya, Osman'ın yaptıkları meydanda zaten",
"Yani Osman'a demiyoruz ki şey sütten çıkmış bilmem ne kaşık demiyoruz ki biz, yatmış
çıkmış cezasını çekmiş, aslan gibi de geziyor yani , ne yani kime ne yapmış vatanı milleti
müdafaa ediyor yani, yani şimdi birisini öldürdü birisini vurdu birisini öldürdü ceza evinde
hangimiz yatmadık ki, başka ya ben de yattım çıktım yani ne olacak mühim olan vatanımızı
sevmek" dediği, Mehmet Fikri'nin "O kadar canım, o kadar" dediği,
Tape:89, 26.04.2007 tarihinde Osman GÜRBÜZ üe görüşmesinde özetle; Osman'ın
"Başkanım rahatsız ediyorum, bu Teziç'e suikast yapandan mı çıkmış kartımız" dediği,
Mehmet Fikri'nin "He yok ya, bizim kartımız değil o, Kuvayı Milliye kartı
çıktı diye yazmış o......... ", "Kuvayı Milliye Teziç'e suikast yapmış düşünebiliyor musun
çamuru" dediği, Osman'ın "..tabi oyun yapıyor şerefsizler" dediği,
Tape:90, 26.04.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kemal'in
Takvim gazetesinde kendileriyle ilgili haber çıktığı, berat karan verildiğini bildirdiği,
Mehmet Fikri'nin "Tabi canım kovuşturmaya yer olmadığına karar verecek ............, başka ne
yapacak" dediği, Kemal'in "Verirse burdan ben de müracaatta bulunup aleti mi alayım
efendim" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tabi tabi tamam anladım bakım''*dediği, ( Mersin ilinde

2062
~ 0 *"-^ ""Î ^

düzenlenen törende Kuvayı Milliye Derneğine üye olacak kişilere Mehmet Fikri KARADAĞ'm
"ölmeyi,öldürülmeyi ve öldürmeyi de göze almalarını" ihtar ettikten sonra Kur'an,Bayrak ve Silah
üzerine Kuvayı Milliye Yemini olarak bilinen yemini tekrarlattığı,bu törene ilişkin görüntülerin
basında yer almasından sonra başlatılan soruşturma kapsamında polis tarafından törende masa
üzerinde duran Kuvayı Milliye Mersin İl Başkanı Kemal CANAY'm ruhsatlı silahına el konulduğu ,
görüşmenin bu konuya ilişkin olduğu anlaşılmıştır.)
Tape:92, 27.04.2007 tarihinde Ferahi SES ile görüşmesinde özetle; Ferahi'nin "Posta
gazetesinde bir şey yazıyor, sizi yazıyor, bir de orda görevli bir bayanın kartı çıktı diye" "Benim
kartım mı diye sordum" dediği, Mehmet Fikri'nin birilerine kart verip vermediğini sorduğu,
Ferahi'nin de vermediğini söylediği ve "Kimin o zaman benim değilse, öğreneyim diye aradım"
dediği, Mehmet Fikri'nin "Senin kartın niye olsun canım, ben görmedim ki, bizi ne ilgilendirecek"
"Polis koymuş olur, bilmem ne olur, senin kartın niye olsun" "Sen öyle önüne gelene kart mı
dağıttın" dediği,
Tape:93, 27.04.2007 tarihinde Ahmet SAYAR ile görüşmesinde özetle; Ahmet'in
televizyonlarda Genel Kurmay'm Muhtıra açıkladığının söylendiğini anlattığı, Mehmet Fikri'nin
"Oh ne güzel, demek ki Kuvayı Milliye hedefine ulaştı" dediği , Ahmet'in "O zaman Anayasa
Mahkemesi de yann bu işi aynen bağlar" dediği,Mehmet Fikri'nin
".........Köpek gibi bağlıycaklar" , "Ne mutlu Türküm diyemeyen ... ne işi var Atatürk'ün
köşkünde" , "O zaman generallerin kafasını keserdi bu genç subaylar" , "Hadi bakalım
başarıya ulaştık, bu bizimdir" , "O yemin var ya o yemin", "Bizim Mersin'deki konuşmaların da
hepsi gitti, bunlar da bi bok yapamaz falan dedik" dediği, Ahmet'in "Hainlerin, azınlıkların bu
ülkeye hükmettiği ne zaman görülmüş, nereye kadar hükmedebilirler" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Anayasa Mahkemesi iptal edecek ve erken seçime gidilecek başka çare yok" , "Bu
olmazsa .... kan akar o zaman bu memlekette, çok tehlikeli olur" dediği,
Tape:94, 27.04.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kemal'in Genel
Kurmay'm açıklamasını sorduğu, Mehmet Fikri'nin "..bizim ateş orayı sarmış, belli oldu" dediği,
Kemal'in "Muhtıra gibi şey vardı, açıklama yaptı", Mehmet Fikri'nin "Ne kadar güzel, aşağıdan
gelen baskı da bu" , "Benim yiğitlerimin baskısı da bu" dediği,
Tape:95, 28.04.2007 tarihinde Nilgün isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Nilgün'ün
"Bir görev veriyor musunuz bana gelim mi İstanbul'a" dediği, Mehmet Fikri'nin "Gelmene lüzum
yok, şimdi yann biz gidiyoruz" dediği, Mehmet Fikri'nin "Oradaki toplantıya" dediği, Nilgün'ün
"Gerçekten emrinizdeyim yani, ne yapabilirsem" dediği, Mehmet Fikri'nin "...devam et orda
teşkilatlanmaya" dediği, Nilgün'ün "Muhtıra ile ilgili ne yapıyoruz" diye sorduğu, Mehmet Fikri'nin
"Hiç bir şey, şimdilik" , "Aynen devam edin" dediği, Nilgün'ün "Talimatınız olursa bekliyorum
başkanım" "Hepimiz hazırız burada" "Bizde çok kalabalığız"dediği, Mehmet Fikri'nin "Yaparız,
yapacaz evel Allah"dediği,
Tape:96, 28.04.2007 tarihinde Neslihan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin çalman çantası ve eşyalarından bahsettikleri, Neslihan'ın hırsızlardan haber olup
olmadığını sorduğu, Mehmet Fikri'nin "Yok arayıp duruyorlar, bakalım bir iki tane falakaya
alacaklar bugün yann" , "Bilmiyorum Polis te olabilir, senin dediğin gibi",
"Polis, İstihbaratçı, Gazeteci,........ bir sürü ne varsa" dediği, Neslihan'ın da "tabi, senin
çanta da ne var diye..." diyerek çantanın içindekileri elde etmek, bilgilere ulaşmak için, çantanın
polis, istihbaratçı veya gazeteciler tarafından çalınmış olabileceğini anlatmaya çalıştığı, Mehmet
Fikri'nin "isim listesinden başka bir bok yok" dediği,
Tape:98, 29.04.2007 tarihinde İsa TARIM ile görüşmesinde özetle; İsa'nın "Tarsus'tan
İsa Tanm" "Söylediğiniz Kırmızı Beyaz devrim gerçekleşti galiba, Allah'ın izniyle" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Olacak, olacak" de'dıgi^dâhâ' sonra bu konu üzere Hulki CEVIZOĞLU'nun televizyon
programından bahsettikleri, ,_
Tape:99, 30.04.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Mersin
ilinde yapılan yemin töreniyle ilgili gazetelerde çıkan haberlerden bahsettikleri, askerlik
problemi olan bir şahsın işinin ayarlanması konusunda görüşme yaptıklan, Kemal'in "Ankara'
da Milli Savunma Bakanlığından bitecek bir konu var" , "Bir askerlikle ilgili" , "Uçak biletini
göndersek, akşam Ankara'da buluşabilir miyiz", "Bu arkadaşımız da bize baya iyi bir
kaynak aktaracak bize", "Kuvayı Milliyeye yardımda bulunacaklar" dediği, Mehmet
Fikri'nin "şimdi ben şeye gidince sana bir telefon numarası verecem, özel telefon, oraya
açarsın, açsın, bana o olayı anlatsın, ben hemen Ankara ile temasa geçip halledeyim bugün"
dediği,
Tape:322, 30.04.2007 tarihinde Hüseyin GÖRÜM ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Gelen giden var mı" diye sorduğu, Hüseyin'in "Sabahleyin iki tane avukat
geldi buraya" "Müze yapıyoruz şimdi, Bizim ıvır zıvırlar var ya,böyle tarihi şeyler"
"Orta kata koyuyoruz. Eğer öyle bir şey yani kapatma şekline gelirse, Atatürk'ün
müzesini kapatıyorlar şeklide bütün her şeyi yığarız diyo,kimse bir şey yapamaz
diyorlar" dediği, Mehmet Fikri'nin "Aynen yapsmlar,şimdiden başlasınlar.Onun için gereken
ne varsa hemen gelip yarın imzalayayım,yazsınlar,müze haline dönüştürdük burayı falan
diye" dediği,
Tape:323,30.04.2007 tarihinde Hüseyin GÖRÜM ile görüşmesinde özetle;Mehmet
Fikri'nin "Kuvayı Milliye Atatürk Müzesi diye oraya bi kağıda birşey yazdırın. O bizim eski
çerçevelerden bir tanesine koyun cama asm kenara" "Oraya bir hikaye yazdırın şeye,
dersiniz, Atatürk Misak-ı Milli Kararlarını bu binada almıştır diye,o şeyin altına da
yazm,asm dışarıya" "O dediğin oyunu oynayalım o zaman" dediği,
Tape:102, 30.04.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kemal'in
"Aradın mı Genel Başkanım aradın mı" dediği, Mehmet Fikri'nin "Şimdi Askerlik şubesine
gidecem bakacam çaresine bakacam nedir çaresi" , "Ankara'da onun şeyi neydi"
dediği, Kemal'in "Bu Türkiye Dispiratörü .........Bankasının", "... bizim ilerde çok işimize
yarayacak bu adam" , "Biz 9'da gidiyoruz akşam bize uçak biletlerini gönderiyor gidiyoruz
akşam" dediği,
Tape:106, 30.04.2007 tarihinde T., isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin T.'a görevinin ne olduğunu sorduğu, T'nin ".............Almanya-Türkiye temsilcisiyim,
artı bir de Türkiye .......... Federasyonunun As Başkanıyım" dediği, Mehmet Fikri'nin "...........
Bankasıyla ilgili de görevin var mı" diye sorduğu, Tayyar'm "................... Bankasıyla benim
ortağımın görevi, ben onun temsilcisiyim firmanın temsilcisiyim" dediği,
Tape:107, 30.04.2007 tarihinde X şahıs/Y Şahıslar ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin bir askeri üssü arayarak X şahıs sonrası Y şahısla görüştüğü ve "Sevgili
paşam nasılsın" diye hal hatır sorduğu, Y Şahsın ".. dün Çağlayan'da miydin" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Dün Çağlayan'a ekibi gönderdim, kendim seyrettim", "Çağlayan'da kuvvetli
bizim ekip" diyerek yapılan mitinglerden bahsettikleri, ilerleyen konuşmada, Kuvayı
Milliyecilerden olarak tanıttığı T... askerlik problemi konusunda yardım talep ettiği tespit
edilmiştir.
Tape:109 30.04.2007 tarihinde T., ile görüşmesinde özetle;Mehmet Fikri'nin M..
Komutanlığında Tuğ General N.Ö.ile konuştuğunu, askerlik problemi konusunda bu şahsın
yanma gidip derdini anlatması gerektiğini, oraya gidince Kuvayı Milliyeci olduğunu
anlatmasını söyleyerek "..ordan küçük bir paket yap, benim adıma götür, kendi adına sakın
götürme" dediği,
Tape:110, 30.04.2007 tarihinde T. ile görüşmesinde özetle;T'nin "M.Komutanı N.
Paşayla görüşçem, yetiyor dimi" dediği, M. Fikri'nin "Evet oraya görüşmeye geldim dersin
direk kendisiyle görüşücem bekliyor beni de" "Onlar hemen sorarlar kim o derse, Emir
subayına dersin. Ben böyle Kurmay Albay Fikri KARADAĞ Kuvayı Milliyeden dersin."
"Tabi N.oranm .. komutanı oranın komutanı o" dediği,
V<drwc
Tape:115, 30.04.2007 tarihinde T. ile görüşmesinde özetle; T'nin "...Bu rapor işini
yarma, çünkü bizi oraya yönlendireceğini bilmiyordum.", "Şimdi o yüzden yarın sabah.
Konuşamıyoruz yani telefonda kusura bakmayın." dediği, M. Fikri'nin "Oğlum konuşacak
birşey yok. Ben gereğini söyledim. Siz hiç birşey yapmanız gerekmiyor. ...Sen kendin tek
başına git. Nizamiyeden gir işini bitir dön." dediği,
Tape:324, 01.05.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Turgay diye bir arkadaşı gönderiyorum yanma" "Ümraniye'de bir E 200
Mercedes çalınmış" "Maltepe grubu çalmış, oralarda işte Tuzla Şifasuyu'na göndermiş" "50-
55 Euroluk bir araba doksan milyarlık", "Arabayı bulursak, ordan bizim de hakkımızı
verecek, satacaz galeride doksan milyara 90-95", "Tamam, onu Turgayla siz anlaşırsınız
onu" dediği, Kahraman'm "Tamam Gönder Babacım" dediği,
Tape:325, 01.05.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;Bir
önceki görüşmede bahsi geçen araçla ilgili olarak konuştukları ve Mehmet Fikri'nin "Ama
oralarda dolaşıyormuş o araba, onu jandarmaya mı bulduracaz, biz bulursak 30 lirasını alırız,
en az 20 sini alırız" , "Bi geçin bakayım bi araştırın nedir" dediği,
Tape:117, 02.05.2007 tarihinde Recep isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Recep'in Alaattin .. isimli bir şahıstan bahsederek, bu şahsın Şırnağa askerliğinin çıktığını,
onun için rahatsız olduklarını, şahsı bu taraflara alıp alamayacağını sorarak yardım istediği,
Mehmet Fikri'nin da yaparız dediği,
Tape:118, 02.05.2007 tarihinde Recep isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Recep'in ".......... nasıl durumlar baksana toz duman DSP ile CHP birleşiyormuş" dediği,
Mehmet Fikri'nin " Toz duman, tabi sağda onlar birleşecek, solda, öbürleri de sağda
birleşecek" dediği, Recep'in "Sağda öbürü sağda, bizimkiler solda birleşecek" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Hiç bir şey olmaz, aynen öyle olacak, birinci parti CHP dedim bana kimse
inanmadı" dediği, Recep'in " Evet birinci parti CHP olacak, ben sana söyleyim" dediği,
Mehmet Fikri'nin "..Bütün köpekler sürünüp gidecek siktir olup gidecek" dediği, Recep'in
"250 milletvekili çıkartırız değil mi paşam" dediği, Mehmet Fikri'nin "Daha fazla, daha
fazla" dediği, Recep'in "Daha bile fazla, hayırlısıyla başkanım, ne diyorsun milletvekili
olayım mı, gireyim mi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hemen tabi, hemen yokla, hemen yokla ben
seni her zaman desteklerim", "Her şeyinden desteklerim ben seni", "Bütün bu varoşların
hepsine de yollarım adamlarımı,hiç merak etme" dediği,Recep'in "Varoşların hepsine
yollarım diyorsun Maltepe'den Ümraniye'sine kadar" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hepsine,
hepsine" dediği, Recep'in "İşte ilk on, onikiye falan girebilsem" dediği, Mehmet Fikri'nin "...
gönderirse buradan size oy vermiyor Kuvayı Milliye der olur biter" dediği,
Tape:120, 03.05.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle;Bir süre
Tekirdağ'a açılacak dernekten ve şahıslardan bahsettikleri, ilerleyen bölümlerde, seçimlere
katılacak bağımsız adayın kim olacağını, bağımsız adayın Kemal veya Silifkeli Doktorun
olması gerektiğinden bahsettikleri, konuşmanın devamında, siyasi olaylardan bahsederek
Abdullah GÜL'e ... diyerek hakaret ettikleri, konuşmanın son bölümlerinde, Kemal'in
çıkartacakları gazetenin manşetinin konusunu sorduğu ve "Açılıştaki konuşmanızı koyalım mı
efendim" , "Başlık şöyle atıyorum, Türkiye'de 200 bin ajan var" dediği, Mehmet Fikri'nin
"200 bin ajan misyoner kılığında, 200 bin ajan de, aynen öyle" , "Misyoner kılığında" , "Sivil
toplum kuruluşu misyoner, ondan sonra yardım kuruluşları adı altında 200 bin ajan dolaşıyor"
"...hesap sormaya geliyoruz, o kadar" "Kuvayı Milliye hesap sormaya geliyor, o kadar"
dediği,
Tape:122, 04.05.2007 tarihinde M. Vakıf DÖĞÜŞÇÜ ile görüşmesinde özetle;
Vakıfın "...T.Paşamın yanma vardım, selamlarınızı arz ettim." "Güvenlik ve temizlik şirketi
var. Hasanpaşa'da Paşam." "T.Paşamın Fenerbahçe stadyumunu, "Fenerbahçe'nin bütün
tesislerini almışlar. Güvenliğini, temizliğini." , "...Ben sizin birimden de bahsettim de."

^^«sXaösrT
dediği, M. Fikri'nin de "Tamam biliyorlar beni canım. Ben onlara gittim, onlar bana geldi.
Ben onlara gittim şirketlerine."dediği,
Tape.:125, 07.05.2007 tarihinde Yakup isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Yakup'un Kayseride bazı kurt gurupların olduğunu, bunların halka ve bazı iş adamlarına baskı
yaptığım, bazı şahısların bunlardan faizle para aldığını, şahıslarında bu kişileri tehdit ettiğini
anlatarak, bu şahıslara ne yapmaları gerektiğini sorduğu ve "E.A.diye bir Kürt burada, ..
milletin kanım emiyor, ..bizim bu esnaflara nasıl yardımcı olabiliriz" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Ne demek ya, öyle şey olur mu, onlar siktir olup gitçek ...", "Onları bana sormayın oğlum ..
nasıl yaparsanız yapın, .. teslim olmayın da köpeğe" dediği, Yakup'un "Yok komutan, köpeği
nasıl zehirleyip elindekini nasıl alacağız onu düşünüyoruz" dediği, Yakup'un dikkatli olmaları
gerektiğinden bahsettiği, Mehmet Fikri'nin "Planlı yapacağız planlı", "Balıklama atladın mı
işler kanşır" dediği, Yakup'un "Anladım komutanım, o zaman biz şu oluşumumuzu yaptık
mı.", "O zaman özel konuşuruz bu mevzuları zaten" dediği,
Tape:126, 08.05.2007 tarihinde Metin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Metin'in
şehit haberlerinin gelmesi ile morallerinin bozulduğunu söyleyerek "Söyleyin bir şeyler
yapalım komutanım ya, vallahi ya çok gücüme gidiyor" dediği, Mehmet Fikri'nin "Allah bize
öyle bir maddi imkân verir vermez, zaten Kalpakların siparişi" , "Kalpakla beraber tabi,
öbürlerinin de siparişini vereceğiz" , "Bunlardan hepsinden hesabını soracağız, Meclisin
önünde soracağız, hepsini açık mahkemelerde" dediği,
Tape:134, 11.05.2007 tarihinde Derman isimli şahıs ve M.A.ile görüşmesinde özetle;
Derman ile M. Fikri'nin bir süre bir toplantıda Mehmet Fikri KARADAĞ'm yazısının
okunması konusundan görüştükten sonra Derman'm "...Bizim asker de geldi. Benim bir
onursal üye var burda." , "Sizin de sesinizi duymak istiyor, istersen bi izniniz varsa konuşmak
istiyor sizinle." dedikten sonra telefonu M.A'ya verdiği, M.A.'nm kendisini tanıttıktan ve
babasının savaşa girdiğinden bahsettikten sonra "Benim oğlumu Şırnak Taşkonak'a
vermişler." , "He Taşkonak. ... Yardımlarınızı bekliyorum. Bende sizin bir üyenizim." dediği
ve oğlunun ismini söyledikten sonra Derman isimli şahsa telefonu verdiği, Derman'm ismi
geçen şahsın askerlik yaptığı yerin bilgilerini M. Fikri'ye verdiği, M. Fikri'nin de Tugay
Komutanıyla görüşeceğini söylediği, görüşmenin sonlanna doğru Derman'm "Paşam birde
sizin adresinizi alabilir miyim", "Bi paketiniz var. Size bir hediye gönderiyorum da." dediği,
M. Fikri'nin de adresini verdiği,
Tape: 139,14.05.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle;
Kendilerinden bağımsız bir milletvekili seçilmesinin iyi olacağından bahsettikleri, İzmir ilinde
yapılan mitingin iyi olmadığını, olayı siyasi partilerin üstlendiğini, şova dönüştürdüklerini
anlatarak Mehmet Fikri'nin "Kürsüye falan şey yaptık müdahale ettik" diyerek kavgayı
önlediklerini anlattığı , Kemal'in "CHP ile DSP nin şeyine dönüştü yani" diyerek rahatsızlığını
bildirdiği, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde bir doktordan bahsederek, doktorun
kendilerinden bağımsız aday olabileceğini konuştuklan, Mehmet Fikri'nin da Kemal'e "önce
kendini düşün" diyerek bağımsız milletvekili adayı olmasını istediği,
Tape: 151, 14.05.2007 tarihinde Ferhat isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Ferhat'ın hava alanında olduğu, Bodruma tatile gittiğini söyleyerek Mehmet Fikri
KARADAG'ı da Bodruma tatile çağırdığı, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Ferhat'ın
"Bizim Muzaffer'in yine isimleri çıkmaya başladı, gazete, televizyonlarda" "O ne ya,
Kuvayı Milliyenin ismini çıkanyo orda, niye öyle o" dediği, Mehmet Fikri'nin "onlann
bizimle alakası yok, onlar ayn şey kurmuş bizden habersiz" dediği, Ferhat'ın "Serseri midir
nedir o astsubay" dediği, Mehmet Fikri'nin "O zaten öyle, manyak ya" dediği, Ferhat'ın
"Muzaffer'i aradım biraz önce, dedim ne yapıyon, nedir bu rezillik diyecektim" dediği,
Mehmet Fikri'nin "... uzaktan yakından, zaten savcıya da.bflgiçverdirn-bu konuda" , "Savcı
zaten bizim hemşeri çıktı tesadüf bu ya" dediği, ~' '"'"" ;
Tape:142-143, 24.05.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; (1. SMS) "Sen
ki Teşkilatı Mahsusanm Yiğit Komutanı. Sen Ki Yiğit Asil Komutan. Yüce Türk Devletim ve
Asil Türk Milletim Senden Başbuğklukta Hizmeti Sana İnanmış Bir ... (2. SMS) ...İnşaallah
Ben Daim Hazirim. Rabbim Senin Sırtını Yere Getirmez. Bileğin Bükülmez. Yüce Türk
Devletimin Hainlerine Çelik Balyoz Eylesin. Rabbim Türk'ü Korusun" yazdığı,
Tape:339, 13.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile B. isimli kişi arasındaki
görüşmede özetle ; B.'ün "Bizim Erenköy'de birkaç camide AKP'liler toplanıp, AKP'nin
reklamını yapıyorlarmış. Ordu'yu devamlı yalanlıyorlarmış, saçma sapan konuşmalar
yapıyorlarmış", "AKP lehine konuşmalar yapıyorlarmış, birde bu en son işte bu şehit olayları
var ya hani AKP'yi şey yaptılar, kovdular movdular, çıldırmışlar, ordunun yanında olan
dinsizdir Allah'sızdır diye cami'de şey veriyorlarmış" dediği, Kahraman'm "Tamam, Ben
Şimdi Şey Yapacam 1 .İnci Ordu'yu Ararım Şimdi" dediği,
Tape:340, 13.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Kahraman'm "Şimdi bize bir ihbar geldi Kuvayı Milliyeye" , "Bu Sahrayı Cedit Camiinde
Ordu aleyhine AKP'liler bütün mahallelerde, camilerde vaazlar veriyorlarmış, Ordu Allah'sız
kitapsız gibisine" dediği, Mehmet Fikri'nin "biliyom şimdi Ordu Kurmay Başkan'ma
söylüyorum hemen" dediği, Kahraman'm "Orda bir de tarikat varmış herhalde baba" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Tabi tarikatçı onlar zaten hepsi ajan, İngiliz ajanı" "Tamam
Istihbaratçılanm gönderirler hemen. Ben şimdi arayayım onları" "Aptal herifler otursunlar
orda" dediği,
Tape:153, 16.06.2007 tarihinde Mümin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Mümin'in
"Komutanım ne yapıyorsun, gazetelerdeydin yine" dediği, Mehmet Fikri'nin "öyle, bizim
alakamız yok onlarla" dediği, Mümin'in "o oğlan galiba... oğlan gariban zaten komutanım, o
çocuğu hava indirmeden tanıyorum"dediği, Mehmet Fikri'nin "Onlar doğruysa, bombalar
mombalar bilmiyoruz tabi, iftira da olabilir" dediği, Mümin'in "Yok AKP var ya bu AKP,
herşeyi yapıyor biliyon mu" , "Ya komutanım Oktay'ın cebinde harçlığı yok, o çocuk Çapa'ya
hastaneye geliyodu" dediği, Mehmet Fikri'nin ".. iftiradır onların hepsi ya" dediği ve
konuşmanın devamında Kadıköy bölgesinden bağımsız millet vekili adayı olduğunu söylediği,
Tape:154,17.06.2007 tarihinde M. Vakıf DÖĞÜŞÇÜ ile görüşmesinde özetle; Bir süre
M. Fikri'nin milletvekilliği adaylığı hakkında görüştükleri, M. Vakıfın bazı kişilere M.
Fikr'nin bağımsız aday olduğunu söylediğinden bahsettikten sonra M. Vakıfın "Babalar
gününüz kutlu olsun paşam." dediği ve H.B.ve K.B.isimli şahıslarla görüştüğünden
bahsettikten sonra "Paşam H. beyin yanma gidecem, selamlarınızı da söyleyecem. Çok kişi
müracaat etmiş. Şubat ayında bu teşkilata. Çoğunun olumsuz yazısı gelmiş. Benimki gelmedi.
Bir ay önce gelmişti hatta" dediği,
Tape:265, 24.06.2007 tarihinde Muhammed YÜCE ile görüşmesinde özetle; Bir süre
sohbet ettikten sonra Muhammed'in "geçen ay iki defa geldim İstanbul'a" , " onunla beraber
geldik, 4 kişi getirdim oraya" dediği, Fikri'nin "..bütün ekip olarak İzmir'e gitmiştik" dediği,
Muhammed'in "Bu son olaylar nedir komutanım geçmiş olsun", "soruşturma falan açıldı ya, ..
sizle ilgili" dediği, Fikri'nin "E siktir et onlan zaten vardı" dediği,
Tape: 158,24.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde
özetle;Yapılan bir kamp toplantısından bahsettikleri, Kahraman'm " nasıl değerlendiriyon
baba" , "Bugünkü gündemi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Gayet güzeldi", "Gençliği de
konuşturduk, gençliği konuşturmayı unutmayalım bundan sonra" , " çok önemli, hatta bide
güzel, iyi bir kadın bulsak, oda konuşsa, her seferinde bi kadın bi genç" diyerek gençlere
konuşma yapması için kadın konuşmacı ayarlamaya çalıştıkları,kotıuşmanm ilerleyen
bölümlerinde siyasi konulardan bahsettikleri, Mehmet Pikrı,'hin "'.\".Gürcistanda, Amerikada,
İngilterede, Ermenistanda, Suriyede, Arabistan'da gidin Türkler'e dininiz elden gidiyo deyin,
başbakanda olursunuz cumhurbaşkanı da olursunuz diyor, yani bizim millet ohh batan
geminin mallan deyip propagandayı yapıyor, bakan oluyor, başbakan oluyor, herşey
oluyorlar, Cumhurbaşkanı bile oluyorlar, Turgut Özal gibi ..........mesela" , "Neden, işte bu
bizim yapacağımız işten sonra olamayacaklar" dediği, konuşmanın son bölümlerinde
Muzaffer TEKİN'in Bursa'da bi evde daha bazı malzemelerin çıktığından bahsettikleri,
Tape:27, 29.06.2007 tarihinde Erkut ERSOY ile görüşmesinde özetle;Erkut'un
"Komutanım merhaba, Erkut Ersoy ben Özel Büro" , "Biz arkadaşlarımıza sizin
çalışmalarınızdan bahsettik" , "Bu konuda dağıtım komitelerimiz de postayla ilgili yerlere
bildirme yapıyor" dediği,
Tape:28, 30.06.2007 tarihinde Yasemin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Yasemin'in bir bayrak olayıyla ilgili, Sedat isimli şahısla problem yaşadığından bahsederek,
"tehditler alıyorum" , "Paşam ne yapacağız bunları, çok üzerime çullandılar" dediği, Mehmet
Fikri'nin "PKK lımı o şerefsizler" dediği, Yasemin'in "Valla PKK'lımı irticacı mı ben
bilmiyorum, yani bir tarafa dayanıyor mutlaka" "Darp var, Gasp var, tahrik var, uzun
zamandır da tehdit alıyorum, anneni kaldırımın önüne atarız, ipini çekeceğiz, ben kimim ki
benim ipimi çekiyorlar" dediği ve adresini verdikten sonra "Sayın paşam ne olur bir el koyun
olaya, müdahale edin, gerçekten beni burda sahipsiz gördüler" dediği, Mehmet Fikri'nin
"İlgileneceğim yavrum" dediği,
Tape:29, 30.06.2007 tarihinde Yasemin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin "Yasemin, seni Süleyman diye benim evlatlardan birisi arayacak, gereği yapılacak,
sakin olarak bekle tamam mı" dediği, Yasemin'in "Sayın paşam Allah razı olsun, sağ olun,
yemin ediyorum canım pahasına emrinizdeyim ben" dediği,
Tape:30, 30.06.2007 tarihinde Ö. isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Ö'm "... Bölge
Komutanlığından arıyorum, komutanım Fikri Karadağ Albayım", "...komutanımız konutuna
geçiyor şu anda ben sizi irtibatlıyacam hatta bekleyebilir misiniz komutanım" dediği,
Tape:31, 01.07.2007 tarihinde Pelin ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; Pelin'in "Sizin
dernek bölünüyormuş" , "Hüseyin GÖRÜM sizin yerinize geçmek istiyormuş" "Hakkınızda
arkanızdan bir şeyler çeviriyormuş" dediği, Mehmet Fikri'nin "Öyle bir şeyin olması mümkün
değil yavrum, öyle şey olur mu, onlann hepsi benim evlatlanm" dediği ve derneğin yayılma
politikası, faaliyetleri ve yapacaklan işlerle ilgili konuştuktan sonra, Mehmet Fikri'nin "..tabi
anyor hepsi anyor, aramayan hiç bir kesim yok, onlan devlet biliyor, benim telefonları mı
dinledikleri için çok iyi biliyorlar" dediği,
Tape:32, 02.07.2007 tarihinde Derman ALPASLAN ile görüşmesinde özetle;Bir süre
basında çıkan haberlerle ilgili görüştükten sonra, Derman'm "Bu muhtarlar dernek başkanı
benim komşudur, yanda bizim yazıhanenin yanında" , " akşamlan gittikten sonra polis falan
geliyor kapının önüne diyor, acaba bunlar neye geliyorlar dedim, Emniyet Müdürünün yanma
bir çıkayım, acaba ne diye gelip gidiyorlar..", "...acaba bu ortak olaylardan dolayı mı... gelip
bakıyorlar" dediği,
Tape:33, 02.07.2007 tarihinde Yusuf isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Yusuf un
"bende şimdi Ümraniye tarafmdayım, bu Yeraltı Durumu, şeyden sonra mı düşünüyorsun,
seçimden sonra mı" "... ekip hazırla dedin ya", "ben çok ciddiyim baba" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Onu boşver, unut onu" , "23 Temmuzdan sonra konuşuruz" , "Şu anda söz konusu
değil" "memleket tam kaosa gidecek zaten, öyle gözüküyor" "Ortalık duman olacak, Herhalde
Birileri Bir Şey Yapar, Hepsini Bize Mi Bırakacak" , "Ellerinde Orduları olan, Polisleri olan
kuvvetleri olanlar yapsm ya" dediği,
Tape:165, 03.07.2007 tarihinde Mahmut KUZ ile görüşmesinde özetle;Mahmut'un
"Ben sana şunu rica etsem, ben kapıya kadar gelsem, a kişiyle "görüşmek istiyorum desem"
dediği, Mehmet Fikri'nin "Olur git" , "M.Ç. Tuğgeneral İ.Daire Başkanı" , "öbürüde F.D."
"..Tümgeneral H.Başkanı" dediği, Mahmut'un "Tamam komutanım, çünkü ben, bi yerlerle bi
görüşme yaptım, neden böyle kesiliyor, şey yapılmıyor diye görüşmek istemiyorlar" dediği,
Mehmet Fikri'nin ".... hepsinin, ... , yarın ayaklanma kapanıcaklar ama onlara ben
göstericem" dediği,
Tape:166, 03.07.2007 tarihinde Mahmut KUZ ile görüşmesinde
özetle;Mahmut'un "Komutanım, girdim şu anda genel komutanlıktan çıkıyorum,
görüştüremediler, toplantıdalar, yoğun programlan var, yarın da dolu dediler, durum onu
gösteriyorki görüşmek istemiyor" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam lan siktir et,... bizde
başka türlü yaparız bırak" dediği, Mahmut'un ".. İstanbul'da buna vuruş yapma ihtimalimiz
var mı" diye sorduğu, Mehmet Fikri'nin "Tamam, İstanbul'da o işi öyle birşeyi yaparız artık"
"Buradaki istihbaratçılar da yapar" dediği, Mahmut'un "Var mıdır orda, yani
güvenebileceğimiz" dediği, Mehmet Fikri'nin "Öyle yaparız, buraya gel görüşelim" dediği,
Tape: 168,10.07.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet diye bir çocuk geliyor" , "Bizim
derneğin önde gelmiş olduklarından" , "Arabasıyla geliyormuş, onu alın görüşün, Hüseyin
abinle de görüşsün, bende çıktım geliyorum" "Muhammet diye bir çocuk uzman
çavuşmuş" dediği,
Tape:37, 12.07.2007 tarihinde A. isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;A.'nm
"Sınavlara giremedim,bir kaza yaşadık telefonda anlatılmaz da" "Bizden rahatsız olan çevreler
biraz üstümüze geldi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hesabını Gördün Mü İbnelerin" dediği,
A.'nm "biraz hırpaladılar o kadar" "Şimdilik yok, hastaneden çıktım taburcu oldum, bir aydır
işte yatıyorum" , "Siz bu taraflara gelecek misiniz" , "Gelseydiniz kısa sürede çok iyi olurdu
bizim için, Bu Şeyleri Aldık Ya Silahları" , "..onların numaralarını aldık şimdi, bizimkilerin
çoğu, bazılannm durumu iyi değil, Şimdi alanlardan bazılan İstanbul'a falan çalışmaya
gidiyorlar ya" "Burdan da İstanbul'la haberleşiyorlar, bunlar silahlı falan, Devlette
Çalışıyorlar, Orda Onlara Bir Zarar Gelmesinden Korkuyorum Ben" dediği, Mehmet
Fikri'nin "O zaman git A.paşaya anlat durumu" dediği, A.'nm ".. siz gelseydiniz birlikte A.
Paşa ile konuşsaydık" dediği,
Tape:38, 13.07.2007 tarihinde İ.Ç. ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin
"Bizim o şeylerle hiç bir alakamız yok, ya o pezevengler ne bok yiyorsa", "Çoktan terk ettim
onlan ben biliyorsun", "3 seneden fazladır yani ne konuşuyoruz ne bir şey" dediği, İ.nin "...Sen
hissettin hissettin onlann problemli olduğunu zaten hemen terk ettin biliyorum" dediği,
Mehmet Fikri'nin "He boyuna boyuna boyuna 2003 yılında bir şeye gitmiştik bu
Karacaahmet'i anma pilav tarihinde ", "Orda çekilmiş bir resimi kullanıp duruyorlar" dediği,
İ.'nin "O maksatla bir soruşturma moruşturma görmüyorsun değil mi, yok öyle bir şey" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Bizimle ilgili hiç bir şey yok, bize soru bile soran yok, ya biliyom ben
bunlann böyle olacağını, biliyorduk biz zaten kardeş", "Danıştay davasından sonra
bugünlerin böyle olacağını biliyorduk" , "O zaman bize müsaade...", " Biz bunlan
göreceksiniz ne yapacaz diye" dediği, İ.'nin "Vay canına tamam kardeşim" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Göreceksiniz biz bunlan ne yapacaz dediler o zaman bize" , "Baştan aşağı pislik,
bütün esrarcı eroincileri bana PKK ile mücadeleden kahramanlar diye tanıtmış şerefsiz
herifler", "Biz onlan adam zannettik, Türkçü zannettik meğer ohoo herifler yemediği bok
kalmamış", " Yemedikleri bok yok ya yemedikleri bok yok", "Biliyorlar şimdi, onlan
bağlantılan kurulunca bütün Türkiye de şaşınr", "Yani esrar, eroin, uyuşturucu bilmem ne
hepsi ortaya çıkınca onlar boku yiyecekler bombadan daha kötü olacaklar" dediği,
Tape:39, 13.07.2007 tarihinde Erkut ERSOY ile görüşmesinde özetle; Erkut'un
"Erkut ben komutanım Özel Büro" diyerek kendisini tanıttığı, Mehmet Fikri'nin "Tamam
Erkut, şeylen Özel Büro terimini kullanmıyoruz biliyorsun" "Özel Büro Falan Yok, Bir
Tek Kuvayı Milliye Var Tamam Mı Evlat" dediği, ErkuÇar^oğru doğru komutanım
haklısın" dediği, ?

* .-. i \t -in
\ ~*
Tape:169, 14.07.2007 tarihinde H. isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Bir süre
sohbet ettikten sonra, Mehmet Fikri'nin "..senin kanal gene bizi reklam yapıyor,", ".. ötekilerle
bizi karıştmyor, eşkiyalarla gene" , ".. gladyo,mladyo filan diyo, Kuvayı Milliye tam
bağımsız, tam bağlantısız, bizim üstümüzde.. Allah'la Atatürk'ten başka kimse yok", "Kanal
24'te işte veriyo" dediği, H.'m "Haa şeyin programı Fehmi KORU'nun programı" , ".. O
Fehmi KORU kendi yapıyo programı ya bizimle ilgisi yok" dediği, Mehmet Fikri 'nin "Fehmi
KORU senin kanalında yapıyo ama" dediği, H.'m "..program yapıyo adam ona biz
kanşamıyoz ki içeriğine" dediği, Mehmet Fikri'nin seçim öncesinde programa çıkmak için
ricada bulunduğundan bahsettiği, H.'m "Yapacaz onu yapacaz albayım" diyerek ancak seçim
sonrası olabileceği, seçim öncesi manipülasyon olacağını söylediği,
Tape:401, 15.07.2007 tarihinde Erkut ERSOY ile görüşmesinde özetle;Erkut'un
"Komutanım biz Taksim Select otelde toplantıdayız, toplantımız başladı da"
dediği,Mehmet Fikri'nin "Bizde şimdi ... Paşabahçe Beykoz'da seçim propagandası yapıyoruz,
bu gün çocuklar izin almış buradan" , "Paşabahçe'deyiz şu anda Erkut arkadaşlara çok selam
söyle ya" dediği, Erkut'un " Aleyküm selam komutanım iletirim, bu arada sizinle tanışmak
isteyen birisi var komutanım, bizim Özel Büroda,Düzce'de İstihbarat görevlimiz" "ben
yarın bi yanınıza uğramak istiyorum derneğe" dediği, Mehmet Fikri'nin de gelmelerini
söylediği,
Tape:42, 16.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Ha Mamo, ya nerdesin evlatçım yav" , "Ben dedim acaba Mamocuk ne
oldu dedim, gitti galiba dedim, varmıştır dedim" dediği, Muhammet'in "Hee valla sağolun
komutanım arayamadım da vallah mitinge de gelemedim" "He he gelecem Allah izin ederse
varmı bir emriniz buradan" dediği, Mehmet Fikri'nin "Koçum benim beklerim" dediği,
Tape:44, 20.07.2007 tarihinde Refik isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Kısa bir
süre hal hatır sorduktan sonra A.nm hastalığı konusunda görüştükleri, Refik'in "Valla Allah'a
çok şükür ayakta şu an da sayın paşam" dediği, Mehmet Fikri'nin "... A.'nm, Bolu'dan
müracaat eden çocuk, şey yaptım dün ben telefon ettim ama B.'dan" "O müracaat eden,
kendisi dilekçeyi bize bildirsin, onu geri alsın diyor" dediği, Refik'in "Orda kimlik istedi,
kimlikleri verdik, zaten Tugay komutanımızla görüştük" , "4 dakikalık Tugay komutanımızın
yanında kaldık, konuştuk, herhangi öyle bir durum yaşanmadı, gazeteye gittik işte kimlikleri
unutmuşuz notlan" , "O da bizi aranıyor, nere gittiniz, nereye kaçtınız, komutanım dedik,
zaten buralardaydık, Tugay komutanının yanma gittik herhangi bir sorun yaşanmadı dedim"
dediği,
Tape:45, 21.07.2007 tarihinde Y.GÖRÜM/Süleyman isimli şahıslar ile
görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin "Bağımsız altıncı sıradan adayım biliyorsun değil
mi" dediği, Yusuf un "Biliyorum tabi ki, bizim oylar senin baba ya, ne demek" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Ona göre oralarda kulis yaptın mı" dediği ve Yusuf un arkadaşlarının
hepsine söylediğini belirttikten sonra "Ülkemiz gerçekten tehlikede gerçekten, ben yani artık
buna tamamen inandım" , "İnandım baba, adama dün akşam Turan ÇÖMEZİ dinledim"
dediği, Mehmet Fikri'nin "He oda binde birini anlatmadı, ya onu milyon daha milyona ekle
onu milyona" , "Bende programı dinledim ,istifa et dedim, sen de hemen istifa et dedim , 2002
de geldi bana, bak sağlık bakanı olacam müsteşarım olur musun diye, ben de dedim ki,
Tayyip'in sen arkadaşı olduysan onun bakanı olduysan ben şenlen yokum dedim ona", "Demiş
sana işte stratejiyi taktiği bilmem uluslararası güvenliği ....benim ateremden ...bir
hocam var komutanım......geldi aynen böyle bir gün beraber olduk kabul etmedim", "Ama
istifa etseydi çok daha iyi olurdu, onlarlan bir arada durmuyacaktı" dediği, Yusuf un "Baba
birşey diyecem" "Ben bu Bodrum yalıkavak var ya" ,"Bu yalıkavakta bana bir otel veriyorlar,
Hüseyin de bu adamı tanıyor, A.T diye" "Sen bu A.T. daha evvelden duymuşsundur", "Senin
döneminde yani senin tam şey zamanlarında bu silahlı kuvvetler" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Tanımıyorum tanımıyorum" dediği, Yusuf un "Bu seksenbeş yılmda silahlı kuvvetler yapı
koparatifi diye bir kooperatif kurduydu Kadıköy'de" , "Silahlı Kuvvetler adına Hüseyin de çok
iyi tanıyor, ondan sonra neyse bu adam zamam içerisinde epey şey oldu, çok yıl geçti, şimdi
bu Bodrum Yalıkavakta otel almış üç tane, bunu Hüseyin iyi tanıyor, bu üç tane otelin bir
tanesini veriyor, ben de dedim ki, ben dernekte konuşurum babaylan tamam mı" , "Derneğin
adına dedim verirsen dedim bunu çalıştırmak üzere alırız dedim" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Aman istemem dernek adına falan ,bırak sen onları bulaştırma", "Bulaştırma derneği falan o
işlere" , "Bi bok olduğu yok, adamda o gelsin öyle bir niyeti varsa benlen konuşsun söyle"
dediği, Yusuf un "Ya bize devreder baba demi" dediği ve telefonu yanında bulunan
Süleyman'a verdiği ,Mehmet Fikri'nin Süleyman'a "Zaten bundan sonraki seçimlerde
buralarda değil, küçük yerden Çanakkale'den garanti verildi, Çanakkale'den oraya gideceın" ,
"He ekibin nasıl hazır mı , yeniden teşkilatlanma yapacam" dediği, Süleyman'ın "Hüseyin
güden ayrıldınız mı" dediği, Mehmet Fikri'nin "Yok ayrılmadık" dediği, Süleyman'ın "Ama
biliyorsunuz, onun bulunduğu teşkilat içerisinde bizim olma şansımız yok" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Onların işi başka, bizim işimiz başka" , "Onları görderirim başka yere artık , daha o
şey yeniden genel kurulu topluyacam hepsini atacam şeyden" dediği,
Tape:51,26.07.2007 tarihinde Muhammed YÜCE ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri KARADAĞ'm milletvekili adayı olup TBMM'ye girememesi ile ilgili olarak
görüştükleri, Mehmet Fikri'nin "Eşşek Türk Diye Boşuna Dememişler Mamocum, İşte Bunun
İçin Eşşek Türk'ün Manası Bu" dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Muhammed'in
"...Star gazetesinde şey yazmışlar, sizin şeyin resimleri neydi o, Yüzbaşı TEKİN" dediği,
Fikri'nin "Yıldırım Oktay" dediği, Muhammed'in "He o bir de Kundakçı Paşa" , "Hepinizin
resimleri orda, sizin hakkınız da şey yazmış, milleti galeyana getiren" , "Hepinizin resimlerini
koymuş., bizim dernek başkan yardımcınız Ali Başkan.." , "Hüseyin başkanımızın resmi, onu
da koymuş" dediği, Mehmet Fikri'nin "Mehmet ALTAN bu Ahmet'in kardeşi Çetin
ALTAN'm oğlu" "O .... suratlı bir herif var ya ... sakallı" dediği, Muhammed'in "Yanlış
Yapıyorsa ...Harcayalım Onu" , ".. Gideriz Komutanım, PKK'ymış MKK'ymış, Bu Saatten
Sonra Millete O Gerekiyor" "Yani İlla Terörist Mi Olalım Ki Bir Yerimiz Olsun Bir Yerde"
dediği,
Tape:3461, 29.07.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU arasındaki telefon
görüşmesinde özetle; Recep Gökhan'ın "Babacım iyi akşamlar nasılsınız" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Eyvallah evlatcığım napıyorsun" dediği, Recep Gökhan'ın "... bizde bi arkadaşlarla
yine bu haftaya erteledik, bir toplantı yapalım dedik, işte sekiz arkadaş geldi", "...hafta içinde
bi görüşebilir miyiz", "...bize bi yol belirleseniz babacım" , "Kadıköy' deydim işte Ertuğrul
bey burada yanımda, Alparslan burda", "Abdullah bey burada, tamam onların da selamı var
babacım" , "Yani beraber bir fikrimiz var, onu size açmamız lazım babacım" dediği, Mehmet
Fikri'nin "gelince görüşürüz kimseyle bişey konuşma" dediği,
02.08.2007 tarihinde Erkut ERSOY ile görüşmesinde özetle; Erkut'un "Eee
Komutanım Hüseyin GÖRÜM beyin telefonu var mıydı acaba sizde" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Yok", "Onum şimdi burada telefonu yok bende, o telefon kullanmıyor zaten" dediği, Erkut'un
"Öyle mi, oldu Komutanım onu soracaktım" dediği,
Tape:54, 07.08.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Recep Gökhan'ın "..Mustafa'ya da dedim, babayı ara., görüş, ne yapacağımıza ne
edeceğimizi, kendisi bize talimat verecek dedim", "babacım biz gerçek çekirdek ve 500 kişi şu
anda hazır bekliyor" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam Gökkuşum, görüşecez, Perşembe saat
12'de orda buluşuyoruz" , "Karargahta" , "..bütün arkadaşlarla beraber orda buluşuyoruz,
onlara haber ver" dediği,
Tape:173, 07.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Kahraman'm bir süre sitem ettiği ve bazı olaylardan doiayı .ıjâhat^z olduğunu anlatması
üzerine, Mehmet Fikri'nin olayın ne olduğunu sorduğu/K^hrâman'ın'^Ne bileyim, Hüseyin
abiyle falan" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hiçbir şey olmadı" dediği, Kahraman'm "Sen bizim
babamız değil misin baba ya" "Sen bizi öldürsen, dövsen dahi biz sana kötülük düşünebilir
miyiz baba, her şeyimiz sensin bizim" , "..senin evladın var, biliyor musun, her türlü her
şekilde, her şeyle çarpışacak bi askerin var", "Baba, senin emrindeyiz tamam mı, öl dediğin
an, o sahtekarlar gibi değil" dediği, Mehmet Fikri'nin "Ben evlatlarımı hiçbir zaman
kimseye ne yem ettiririm nede yem ederim tamam mı.." dediği,
Tape:56, 09.08.2007 tarihinde Niyazi KIYAK ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin "Niyazi, sivil hattan arıyorum oğul" , "Sivil hattı açık tut" dediği,
Tape:62, 25.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Muhammet nerdesin yavrum" , "He şeye Acıbadem'e gelebilir misin "
dediği, Muhammet'in "Tamam komutanım oraya ordasınız dimi" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Türk Telekomu geçince iki üç durak ilerde iş bankası var orda buluşalım" dediği,
Tape:65, 29.08.2007 tarihinde Hüseyin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Hüseyin'in "Vallahi haberleri izliyorum evde üzülüyorum dedim bi komutanımı arayayım"
dediği, Mehmet Fikri'nin "Boşver oğulcum ya boşver, bu millet neler" , "He bu millet Nedim
OKLAR'ı gördü, bu millet ya ne olacak" dediği, Hüseyin'in "Komutanım çalışması ne beş
torba kömürü, yazdan kış kömürü dağıttılar" , "Aziz NESİN bunlara az söylemiş bu halka
ya" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tabi ya yüzde 60 ne yüzde altmışı yüzde 97 ya" , "Aziz
NESİN cennette, cennette, onlar ne derse desin" dediği,
Tape:67, 02.09.2007 tarihinde Ferahi SES ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin
"....Öyle dicem tabi canım öyle dicem, telefonlar dinleniyor ..." dediği, Ferahi'nin "Senin
Sakıncan Olduğun İçin Asla Yapmıcam O İşi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Özel Hattan
Arayacam Seni Sonra" dediği,
Tape:3406, 02.09.2007 tarihinde Yaşar ARSLANKÖYLÜ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Ya ne olacak bu milleten ne olacak Yaşar bütün şeyim sıyrıldı, sıktım
sıyrıldı derler ya" dediği, Yaşar'm "Evet ben de aynı fikirdeyim ama bırakmayacağız" dediği,
Mehmet Fikri'nin "S..Anasını " dediği, Yaşar'm "Millet uyanacak ama iş işten geçecek"
"Milletin iradesi önemli" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hiç kimse yok, hiç kimse yok, biz de boşa
kürek çekiyoruz, ömrümüz boşa bitecek, bir şey bir bokta yok" , "hep aklımdan geçiyor,
diyorum çocuklara bırakayım gençlere bırakayım, onlar çalışsınlar artık benden fayda yok",
"Vallahi bunlarla uğraşacak halim yok, bu şerefsiz milletle ne uğraşacam ya
hırsızlığı kabul etmiş haramı helal kılmış, topunun .........soysuz değilsen, eşkıya değilsen
bence itibarin yok, müslümanın itibarı suç olduğu, vatanseverliğin suç olduğu bir yerde
yaşıyoruz ne olacak" , "Esas elinde güç olanlar da para olanlar da hikaye, bakalım başka bir
yol deniyeceğim" , "Düşman o zaman silahı ile gelmiş, şimdi parası, okulu ile , misyonerliği
ile geldi, daha tehlikeli, hiç haberi yok, herif gidiyor lan yiyor vücut gidiyor bittik ha ha ha
vay biz niye uyanmadık diyecekler, ne uyanmayacaksın pezevenek uyansaydm" dediği,
Yaşar'm "Keşke tekrar silahı ile gelse çok kolay olur ama" dediği, Mehmet Fikri'nin "Vallahi
ben razıyım ya, silahı ile gelse, ırza namusa tecavüz etse PKK gibi, bu öküz millet o
zaman ayılır belki değil mi Yaşar." dediği, Yaşar'm "Evet evet çok haklısınız" dediği
Tape:68, 03.09.2007 tarihinde E.T. ile görüşmesinde özetle; E.'nin "Komutanım
ben E.T." dediği, Mehmet Fikri'nin "Ha sevgili paşam" dediği, E.'nin "Komutanım ne
yapıyorsunuz" dediği, Mehmet Fikri'nin "Yiğidim benim, geçen aradım dediler ki şeyde"
dediği, E.'nin "Komutanım , öyle biraz devir teslim, ıvır zıvır, biraz yoğundu, dedim bir
arayayım komutanımı, evet komutanım iyiyiz sizler nasılsınız" dediği, Mehmet Fikri'nin "İyi
yani memnun oldum çok güzel bir görev" , "Sonradan Genel Kurmay başkanlığına çıkıyor
biliyorsun" dediği, E.'nin "Komutanım, beklerim komutanım siz nerdesiniz komutanım şimdi"
dediği, Mehmet Fikri'nin " Ben şimdi Kadıköy'deyim karargah ... kuvvayi milliye genel
merkezine", "İyiyiz ama, bizim gurubumuz tertemiz, bizde hiçbir şey yok", "Ötekilerin
hepsi eşkıya çıktı" dediği, E.'nin "Komutanım sağolun, emirlerinizi beklerim, hürmetlerimi
sunarım, komutanım sağolun, komutanım sağolun komutanım sağolun komutanım" dediği,
Tape:69, 07.09.2007 tarihinde Hüseyin GÖRÜM ile görüşmesinde özetle;Mehmet
Fikri'nin "Şarköy'e gidiyordum, yazlığı satacam inşallah oraya" dediği, Hüseyin'in "Biz de
yarın Ankara'dayız komutanım Anıtkabir'deyiz" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hadi güzel bir
kokla bakayım şöyle manzarayı ..." dediği, Hüseyin'in "Birşey olursa ordan ararım
komutanımı" dediği,
Tape:70, 09.09.2007 tarihinde Muhammed YÜCE ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin ".. vekâlet verdim çocuklara, onlar ben dönene kadar vekâlet edecekler", "Çocuklar
iyimi, İstanbuPdakiler" dediği, Muhammet'in "İyi komutanım, senden haber bekliyoruz"
dediği,
Tape:3411, 12.09.2007 tarihinde Yaşar ARSLANKÖYLÜ ile görüşmesinde özetle;
Yaşar'm "Oğuz ALPASLAN Genel Sekreterim diye aradı beni" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Oğuz ALPASLAN Genel Sekreter yaptı yeni yönetim kurulunda evet doğru", "Daha
Yönetim Kuruluna şey yaptım dedim, ben böyle böyle kafam bozuldu, gidiyorum ben geri
dönene kadar işte yeni yönetim kurulu vekalet etsin, hatta şeye kadar aralık ayma yapılacak
eee genel kurula kadar diye, öyle kafam bozuldu, bu seçimlerden sonra hiçbir kalmadı
hevesim" , "Bizde adaylığımızı koyduk bir bok çıkmadı, Kuvayı Milleyin'in kaç bin üyesi var
Genel Başkanına 46 oy çıkıyor olacak iş mi bu ha ha", "Mersin gurubu ile karar verirsiniz.
Mersin gurubu ile karar verirsiniz siz", "Yaşar Mersin gurubu ile görüşün, gerekirse
kapatırsınız ben size bırakıyorum" , "Yaşar kadrolarınızı muhafaza edersiniz , bekleyin" ,
dediği, Yaşar'm "Üstün olma gayreti içinde bulundular, gittiler Meclise kadar yürüyeceğiz, siz
de demiştiniz o zaman ucuz kahramanlık peşinde koşmayın arkadaşlar diye söylemiştiniz, ben
bunu gayet mantıklı buldum ,yani zafere ulaşmadıktan sonra..." dediği, Mehmet Fikri'nin
"Boylarının ölçüsünü alsınlar, yarın öbür gün kafese de girerler merak etme, ne bok
yediklerini bilmez onlar", "Mersin gurubu ile konuşun Tanju'yla ve Kemal ağabeyinle ona
göre kararınızı verin" , "Sen ölene kadar Kuvayı Milliyecisin" "Şimdi özel özel bir görev
almak istiyorum da şeyde" "...ayrıca şey altından örgüte devam edeceğiz Kuvayı Milliye
bırakmayacağız" dediği
Tape:71, 14.09.2007 tarihinde Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle; Oğuz Alparslan'ın "Bizde onlara dava açtık,., ben bide yalan söyledim komutanım"
".. ..biraz yalan yaptım, dedim, her ne kadar binamız yıprandıysa bile orayı mahsus patlattılar,
binamızı su bastı, Atatürk'le ilgili ilk belgeler var, bir daha eşi benzeri yok dedim" , "...
Atatürk'ün belgelerini, Ankara' ya gönderdik, Arkeoloji müzelerine, onarmaya çalışıyorlar,
yakında onların raporları gelecek, biz tekrar bir dava daha açacaz dedim" , "Abdullah'ı da alıp
götürecem" dediği, Mehmet Fikri'nin "Bütün Her Şeyi Silsinler" "Bedava Su Bağlasın..."
dediği, Oğuz Alparslan'ın "Tamam, para pulu siliyorsunuz, suyumuzu açarsanız, yönetim
kurulunu ikna ederim, onlar da davadan vazgeçerler diyecem" dediği, Mehmet Fikri'nin "O
Savcıyla da benim konuşmam lazım, sizi muhattap almaz" "2'deki randevudan sonra onlara
deyin ki, Hemen Bağlayın, Saatte Koymayın, Doğrudan Bağlayın Bize Deyin" dediği,
Tape:174, 16.09.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle;
Kemal'in dernekle ilgili sorunlardan bahsettiği, Mehmet Fikri'nin yeni yönetim
oluşturulduğunu, bir süre sonra durum hakkında bilgi vereceğini söylediği, ilerleyen
görüşmede Kemal'in "Tuncay ÖZKAN bişey başlatmış.." "Biz kaç kişiyiz diye, şimdi bir
milyon kişi Ankara'ya topluyo" "... gidelim mi efendim" dediği, Mehmet Fikri'nin "toplasın
bakalım" "Gideriz, gidilir artık başka bir şey olarak gidilir boşver",, " Onlar., boş laflar
Anayasa değişiyo, artık bu iş bitti" dediği, Kemal'in,"Gidiyo memleket, teslim mi olacaz
başkanım" dediği, Mehmet Fikri'nin "..............Şe..siz Ö.ç. Korumak Ve Kollamakla Yasal
Olarak Görevli Olan, emrinde milyon tane asker olan ...................... teslim oluyosa bize mi
düşecek" "Tankı, Topu, Uçağı, Gemisi Bende Değil Onlarda, onlar ne gerekiyorsa yaparlar"
dediği, Kemal'in "...belki daha beklediği vardır genel başkanım" dediği, Mehmet Fikri'nin
"Onlar Bekleseydi, Bizlen Temas Kurarlardı Ne Yapayım" , "Ancak
ölüler fikir değiştirmez" , "... kimisi bizim farklılıklar zenginliğimiz diyo, ................ işte öyle
kandırıyorlar bizi" dediği,
Tape:72, 17.09.2007 tarihinde Muhammed YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet'in "Dönüşte Bir Konuşalım Komutanım, Şu İşleri Halledelim, Ankara'dakiler
İyice Coştular'V'Şu DTP'liler, Bi Planımız Var Da, Onu Bi Görüşelim, Onu Bi Yapalım"
"Sebahat TUNCEL'le Şu Osman BAYDEMİR","Neyse döndüğünüzde bi görüşelim bu
konuyu komutanım" dediği,
Tape:205, 03.10.2007 tarihinde M. Vakıf DÖĞÜŞÇÜ ile görüşmesinde özetle;
M.Vakıf m "...Amca görüştürdüğün büyüğümle nereye giderse, emrindeyim ben dedim." ,
"Seve seve yolun açık olsun yeğenim dedi. Paşam nereye giderseniz Hakkari, Muğla, Antalya
nereye olursa olsun.", "Çok yakın, çok yakında da geliyormuş efendim. O hayırlı iş çünkü
bana o ikili oynayandan uzak dur diyen vardı ya efendim.", "Çok yakında sayın paşamız da
geliyor dedi, o hayırlı iş dedi." diyerek ismini açıklamamaya özen gösterdiği bir şahısla
yaptığı görüşmeyi Mehmet Fikri'ye aktardığı,
Tape:75, 08.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Doğudan
gelen şehitlerle ilgili konuştuktan sonra, Muhammet'in " Ne yapıcaz
komutanım,bunun sonu ne olucak" dediği, Mehmet Fikri'nin ".........çocukları, 4 yıldızı takıp
dolaşıyorlar, onlar yapsınlar ne yaparsa" dediği, Muhammet'in ".. yapmamız gereken şeyleri
yapalım komutanım, ... jandarmanın, emniyetin birşey yapacağı yok" dediği, Mehmet Fikri'nin
"onlar yapar., kendine dert etme" dediği, Muhammet'in "..bu böyle olmuyo, biz rahat
duramıyoz artık, bazı şeyleri yapıcaz komutanım, ..bayramdan sonra size 20 tane genç
gönderiyom", "..20 tane sağlam ekip" dediği,
Tape:76, 09.10.2007 tarihinde Mustafa isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Mustafa'nın "Hayırlı akşamlar komutanım başın sağolsun","Komutanım yok mu
yapacağımız,yapabileceğimiz herhangi birşey yok mu,bizim elimizden gelen,gideceğimiz
geleceğimiz,vuracağımız,asıp keseceğimiz bir şeyimiz yok mu bizim","Elimiz kolumuz böyle
bağlı oturucaz yani komutanım" dediği, Mehmet Fikri'nin "Bilmiyorum oğulcuğum, fazla şey
yapamıyorum, bu seçimlerden sonra artık bu millet için hiçbir şey yapılamayacağını kabul
ettim, benim sıtkım temelli sıyrıldı oğulcum, şimdi boşuna üzülüyormuşuz biz boşu boşuna,
hiç değmezmiş hiç değmezmiş, hiçbir şeye değmez bu millete, memleketi kim satıyorsa
onlara oy veriyor, topunun canı cehenneme topunun canı cehenneme" dediği,
Tape:178,10.10.2007 tarihinde İmam Hüseyin YARDIÇ ile görüşmesinde özetle; Bir
süre seçim sonrası siyasi yapıyla ilgili değerlendirmeler yaptıkları, İmam Hüseyin'in ".. bu
memleketi Yugoslavya gibi bölüp parçalamaya uğraşıyorlar, iş ona geldiği zaman., biz vatanı
koruruz" dediği, Amerika'nın Irak ta yapmak istediği planlardan, oyunlardan bahsettikleri, bir
süre mahalle aralannda bulunan mescit ve kiliselerle ilgili konuştuktan sonra Mehmet Fikri'nin
"Hepsi Amerika'ya çalışıyor köpeklerin, işte hepsi, yani o dediğin medrese denen yerler de
Amerikan ajanlanyla dolu", "En büyük misyoner devletin başında" "Bu bu ş... a... millet ondan
sonra gidip bunalara yine yüzde elli veriyor" dediği,
Tape:318-319-80-81, 18.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin gönderdiği mesajda
" Bir papaz öldü hristiyan oldular,bir Hrant öldü ermeni oldular, 2 günde 15 şehit verdik,kim
Türk oldu. Komutanım,bize emri verin gerekeni yapalım,Muhammet YÜCE" yazdığı,
Tape:183, 21.10.2007 tarihinde Ali isimli şahısla ile görüşmesinde özetle; Bir süre hal
hatır sorduktan sonra Ali'nin Hakkari Dağlıca'd^ "şehit pla^ askerleri kastederek
"...Üzüntümüz var işte. Bu şeylere kafamız, moralimiz bozuldu.","Bizim yapacağımız bir
şeyler var mı", "Artık yani burda çocuklar da soruyor. Yani bunaldı millet, bildiğin gibi
değil." demesi üzerine, Mehmet Fikri'nin "... ne yapacağız bu .................... milletine. Vatan
hainlerine bilmem neylere bütün iktidarı veriyor alkışlıyor. A........bu milletin ben.,.........
vatan hayinlerine her şeyi teslim ediyorlar, ........... çocukları....... ibneleri akılları
başlarına gelmiyor..." dediği,
21.10.2007 tarihinde Nihat YILMAZ ile görüşmesinde özetle; Nihat'ın Şırnak'a
Kuvayı Milliye Derneği olarak otobüslerle gitmeyi teklif ettiği, Mehmet Fikri'nin "Tabi ki
bizim planımıza göre onlara kalsa şimdi gidip meclisi kuşatıp bunları hepsini ....
mahkeme edip ordaki o şerefsiz hainlerin de hepsini orda sallandırıp madem siz öyle
hainsiniz teskereye karşısınız" dediği, Nihat YILMAZ'm "Olacak zaten" dediği,
Tape:46-47-48-49-50, 21.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin gönderdiği
mesajda; "Komutanım , öncelikle bizim ve yüce Türk Milletinin başı sağolsun. Yine şehit,
yine kanlı terör, bu işe dur demenin zamanı geldi, Ankara'daki DTP binasına göz dağı amaçlı
bomba atıldı, ama gereken ders alınmadı. Komutanım, arkamızda durun, bu sefer Osman
BAYD ve Ahmet KÜRTÜ kaldıralım, bize maddi manevi desteyi verdirin, bu hafta
hallettireyim" yazdığı,
Tape:184, 21.10.2007 tarihinde M. Vakıf DÖĞÜŞÇÜ ile görüşmesinde özetle;
M.Vakıf m "Paşam, ben ihtilal istiyorum ben, yemin ediyorum. Askeriye el koysun."
dediği, M. Fikri'nin "O zaman hiç bir askeri idare istemez. Yani hiç bir asker, onu yapacak
kapasitede adam yok ki. Yaptın mı Türkiye'yi Dünya Devleti yapacaksın..." , dediği,
Tape:185, 27.10.2007 tarihinde M.B. ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin
M.'in "Tamam nerde buluşalım Albayım." dedikten sonra buluşacakları yeri görüştükleri,
M.'in "Yalnız bu tabancayı alacak adama bir yazıyla vermek lazım Albayım.", "Ya bi
suç işlerler falan üzerimize kalmasın sonra." dediği, Mehmet Fikri'nin "Hiç birşey kalmaz.
Hiç kimse suç işlemez. Ben başında duracam abi öyle şey olur mu" diyerek tabancanın
tamiriyle ilgili görüştükleri,
Tape:187, 27.10.2007 tarihinde Süleyman ESEN ile görüşmesinde özetle;Mehmet
Fikri'nin "Bugün gelsem bir şey olur mu", "Bir gün de parçası orda bulunup yapılıp gelinebilir
mi" , "O Smith diyorum. Şey Belçika Browning" , "Küçük bir tane pim gibi bir şey" dediği,
Tape:190, 27.10.2007 tarihinde M.B. ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin
"Neyse peki şey tamam hallettim getirdiydim de" , "Yazı hariç, yazı üç gün beklesin filan
dediler. Olmaz dedim, aldım geldim yazı kısmı hariç", "Ötekiler tamam, deneme şeyini de
yaptık. 3 tane'de attık." dediği,
Tape:191 28.10.2007 tarihinde M.B.'a gönderdiği mesajda ; "................Emaneti
getirdim, sizden haber bekliyorum, aşağıdayım." yazdığı,
Tape:204, 02.11.2007 tarihinde Şeref isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Şerefin
"...Merak ettim herhalde dedim, bu biraz telaşlı olduğunu hissediyorum. Çünkü önemli bir
durumumuz vardı. Onunla ilgilenmediğine göre dedim. Daha çok önemli telaşı vardır merak
ettik. Aslında o lazımdı farkında mısınız bugünlerde bilhassa." dediği, Mehmet Fikri'nin "Tabi
çok önemli çok çok.", "Diyorlar Hiçbirisine Ulaşılamıyor Dönen Yok Filan Filan", "He hiç
kimse kimseye dönmüyo." dediği, Şerefin "...acayip bişey. Gitme randevu alma filan. Sonra
hani gitmeye gidilir de, randevu olsa hiç olmazsa" dediği,
Tape:800, 12.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Muhammet", "Oğulcum, Şey hattından arıyorum. Öbürü hat
dinlendiği için.", "Öbür hattan arıyorum.", "Şimdi şeyim beja- Ordan aradığım için,
öbür numaradan hiç arama.", "Yarın bir yerde buluşalım?', 'tBeaf seni arayacağım."
dediği, -- s
12.11.2007 tarihinde Turan isimli kişi ile görüşmesinde özetle;Bir süre siyasi
gündemle ilgili konuştukları, seçimlerin değerlendirmesini yaparak, halka küfür ettikleri,
Turan'm "Komutanım bundan sonra sivil harekete dair bir şey yapacak mıyız sizce", "Biz ne
yapabiliriz, bizim elimizden ne gelir, ben artık kudurdum, çıldırdım komutanım" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Dedim ya, üzülmeye değmez, o oğulları şehit olan şerefsiz köpekler de
bunlara oy verdi, ben mi verdim......." dediği,
Tape:794, 12.11.2007 tarihinde ; Muhammet YÜCE'nin 537 878 66 42 numaralı
telefon hattı ile Mehmet Fikri'nin kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattını
ödemeli olarak aradığı, Mehmet Fikri'nin ödemeli aramayı kabul ettiği,
Tape:795, 12.11.2007 tarihinde ; Muhammet YÜCE'nin 542 588 35 26 numaralı
telefon hattı ile Mehmet Fikri'nin kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattını
çaldırdığı,
Tape:796, 12.11.2007 tarihinde ; Mehmet Fikri'nin kullanımındaki 535 888 15 14
numaralı telefon hattı ile Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 542 588 35 26
numaralı telefon hattını çaldırdığı,
Tape:797, 12.11.2007 tarihinde ; Mehmet Fikri'nin kullanımındaki 535 888 15 14
numaralı telefon hattı ile Muhammet YÜCE'nin kullanımında bulunan 542 588 35 26
numaralı telefon hattını çaldırdığı, Muhammet YÜCE'nin telefonunun meşgul düştüğü,
Tape:798, 12.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ( 0 536 310 28 79 numaralı
telefonundan) ile görüşmesinde özetle; Muhammet'in "İyi akşamlar. Muhammet. Nasılsınız
Komutanım" diyerek kendisini tanıttığı, Mehmet Fikri'nin ise "Oğlum ben seni arıyacam
dedim başka telefondan. Bu telefondan aradın, bütün planı bozdun." dediği,
Muhammet'in "Yok komutanım teşbih var, size yaptırmıştım. Onu nasıl adrese vereyim
dedim." dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam da, sağol. Yarın görüşünce alırız ya dert değil"
dediği, Muhammet'in "...Yok cenazem var dönecem ben geri de. O yüzden komutanım." ,
"...Yani yarın kalamayacam o yüzden." dediği, Mehmet Fikri'nin "...Bugün mü görüşelim
diyorsun" diye sorduğu, Muhammet'in de "He he bu akşam veya nasıl yapalım" dediği,
Mehmet Fikri'nin Muhammet'in vereceğini söylediği tespih ile ilgili "O bizim delikanlılara
bırak. Hem onlarla da görüşecektim ben zaten", "Ben seni ararım evlat. Onların şeyini
alırız, o telefondan tamam", "Telefonlarını alırız çocukların..." dediği,
Tape:801 13.11.2007 tarihinde 0 216 449 14 35 numaralı sabit telefon hattından
Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle ; Mehmet Fikri'nin "O şeyin delikanlının
telefonunu kaçtı, o bana vermişti ama ben onu bir yerde kaybetmişim" dediği,
Muhammet'in "Onu şey mesajla mı göndereyim" diye sorduğu, Mehmet Fikri'nin "Yok, o
telefonu hiç kullanmıyorsun" "O 24 saat dinlemede" dediği, Muhammet'in "Hangisi
komutanım sizinki mi" diye sorduğu, Mehmet Fikri'nin "O senin ikisi de, ceplerin ikisi de"
dediği, Muhammet'in "Anladım, başka bir numara verin bana" dediği, Mehmet Fikri'nin "Ee..
O numarayı şimdi veremiyorum" , "Verirsem ikisi de şu anda elimdekiler öyle",
"Olursa ben sana oradan zaten mesaj çekerim, bir tane alırsam yeni hat" dediği, ... "Ben
seni 10 dakika sonra ariyayım. O çocukla görüşmem lazım", "...Bir kaç dakika sonra
arıyacam. O telefonu bana bildir. Onu yazdır bana" dediği,
Tape:802, 13.11.2007 tarihinde 0 216 449 14 35 numaralı sabit telefon hattından
Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle ;Mehmet Fikri'nin "Muhammet, benim
oğulcum" , "Söyle canım telefonu" dediği ve 545 251 66 25 ( Verilen telefon numarasının
Selim AKKURT'un kullanımındaki telefon hattı olduğu tespit edilmiş, Selim AKKURT
da hattın kendisinin kullanımında olduğunu teyit etmiştir ) numaralı telefonu aldıktan
sonra "İyi bunu ben araymca bulacam direkt " dediği, Muhammet'in "Doğrudur
komutanım şu an telefon açık", "Tamam komutanım, eee beni neyse» onu arar ben ondan şey
yaparım" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam yüz yüze görüşriıek lazım. .Telefonda olmaz."
dediği, Muhammet'in "Görüşürüz o zaman en kısa zamanda, tamam "komutanım" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Telefon olursa, ben senden öğrenince onun telefonunu ararsın" ,
"Herhangi bir sivil telefon, ben sana bildiririm" dediği,
Tape:803,13.11.2007 tarihinde 0 212 233 14 39 numaralı sabit telefon hattından
Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle ; Mehmet Fikri'nin "Mamo, o telefon cevap
vermiyor oğlum" , "545 evet 0545 251 66 25 cevap vermiyor şimdi kapalı diyor" dediği,
Muhammet'in "Ben ona ulaşayım hemen komutanım, bakayım ben bir diğer numaralarını
deneyeyim" dediği,
Tape:813, 13.11.2007 tarihinde 0 212 233 14 39 numaralı sabit telefon hattından
Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle ; Muhammet'in "Alo komutanım","Şu an
numara açık","Bekliyor sizi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Peki peki. Artık şey,eve geldim.
Ben napayım şimdi, artık sonra ","Sonra, sonra ararım ","Tamam,şimdi görüşme şansım yok"
dediği,
Tape:827, 22.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Aralarında merhabalaştıktan sonra Mehmet Fikri'nin "Sen nasılsın" dediği, Muhammet'in
"Allaha şükür komutanım,bizim moral bozuk işte " , "Bizim elamanı aldılar" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Kim o" diye sorduğu, Muhammet'in "Bizim elaman vardı ya, İstanbul'daki.
Onu aldılar ilçeden" dediği, Mehmet Fikri'nin " Hee öylemi " demesi üzerine Muhammet'in
"Vallaha da billaha, nasıl oldu biz de anlamadık ha" dediği, Mehmet Fikri'nin "Ne bileyim
ben, hiç bir şey, nerden bileyim ben ya, ben hiç aramadım" dediği, Muhammet'in "He
görüşmediniz mi siz hiç" diye sorduğu, Mehmet Fikri'nin "Hayır, ben ne arayayım, sen
bu telefondan verdikten sonra ne arayayım, sen telefondan veriyorsun. Telefon, bu
telefondan şey verilir mi... senin yüzünden olmuştur. Ben seni akıllı adam zannediyorum
ya. Neyse tamam. 24 saat dinleniyor bu telefon" dediği, Muhammet'in "Neyse, ben bir
geldiğimde görüşürüz komutanım" dediği, Mehmet Fikri'nin "Neyse, peki hadi Ankara'da
buluşuruz" dediği,
Tape:949, 03.12.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Raif in
"Baksanıza paşam, biz yeniden bir şeyler, şey yapacaz, sizi de çağırıp bi görüşmek istiyoruz
az, yani Hüseyin GÖRÜM'le değil yani, biz kendi aramızdaki şeylerimizlen devam etmek
istiyoruz hani" dediği, Mehmet Fikri'nin "Yav gelirim tabi niye gelmeyim , ben her yere
giderim" dediği, Raif in "Ben, ben şey büro işleri biraz da maddimizi düzeltiyoruz, hepimiz
toplaşcaz, ondan sonra böyle bundan sonra bu yolda devam edeceğiz", "Paşam ya, bu adama
naaptılar ya, abi bu B.O. falan büyü müyü yapmıştır paşam, yani B.O.'m da babasını
biliyorsun neyin kimin başkanı biliyorsun dimi paşam ya" dediği, Mehmet Fikri'nin "Kimin
başkanı", "Mason, rotaryen, lions " dediği, Raif in "Hı hı mason, masonların şeyiymiş
başlanymış" dediği, Mehmet Fikri'nin "Büyük ihtimalle" dediği, Raif in "Bu bu adamı delirten
bu B.O. oldu abi, yani bu öyle konuşmuyordu" dediği, Mehmet Fikri'nin "Kapalı odada,
boyuna kapalı odada daima esrarı çeke çeke çocuk mahvoldu", ... Mehmet Fikri'nin
"Kahraman, bütün otlan o getiriyormuş ona, sanada mı getiriyor sende mi içiyorsun" dediği,
Tape:950, 07.12.2007 tarihinde İhsan GÖKTAŞ ile görüşmesinde özetle ; İhsan'm
"Göz göze göre görüşsek çok iyi olur be dayı" , "Siz yann İstanbul'un neresindesiniz, ben semt
olarak bilmiyorum..." dediği, Mehmet Fikri'nin "Yann Şişli'ye geçeceğim. Şişli'de, o tarafta
bir yerde buluşabilir miyiz" dediği, İhsan'm "Tamam Şişli. Bu Şişli Adliyesi falan var o taraf
değil mi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Nedir konu İhsan'cım" diye sorduğu, İhsan'm "Dayı
gerçi onu göz göze konuşmam lazım, ama niyetim iyidir dayı. Benden zarar gelmez..."
dediği, Mehmet Fikri'nin "Peki İhsancım. Yann on gibi şeye geleceğim ben, Şişli'ye." dediği,
Tape:961, 09.12.2007 tarihinde İhsan GÖKTAŞ ile görüşmesinde özetle ;Mehmet
Fikri'inin "Kadıköy'de nerede, yani Karargahta mısın", "Ben Fenerbahçe Orduevindeyim
şimdi" dediği ve şahsa yanma gelmesi için hangi minibüslere binmesi gerektiğini tarif ettiği,

Tape:951, 16.12.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle ;


Muhammet'in "Bursa'dayım komutanım, Bursa'ya döndüm. İşte şu an arkadaşlarla beraberiz de
elemanlarla..." dediği, Mehmet Fikri'nin "... selam söyle arkadaşlara" dediği, Muhammet'in
"Sağolun komutanım, onların da selamları var", "Bir özel görüşelim komutanım",
"Emirlerinize her zaman hazırız, bunu biliyorsunuz..." dediği,
Tape:955, 24.12.2007 tarihinde Nihat ALTILAR ile görüşmesinde özetle ;Nihat'm
"Sayın başkanım, babacığım, ben Nihat Altılar", "...Ben Bursa'dayım. Ben Kahraman beyle
görüştüm. Benim bir çalışmam var şimdi. Bizim Kuvayı Milliye Derneği adına. Türkiye
genelinde ve yurt dışında ne kadar denizci kardeşlerimiz varsa "/'Bunların hak hukuk adaletini
ve mağdur kaldıklarına dair bir CD yaptım ben burada ","0 filmi size izleticem ve aynı
zamanda olayın içeriğini anlayacaksınız. Çünkü bizler 1980 ve 1990 dan beri her şekilde hak
hukuk... bizim Türkiye'de olmadığını ve Ankara'da milletvekili olan Cengiz
KAPTANOĞLU'na yönelik bir CD hazırladım "/'Armatörler bizim denizcileri her zaman için
mağdur bırakmıştır. Buna yönelik bir çalışma başlatıcam ","...Bu denizcileri kendi bünyemize
almak açısından ve bunları üye edip onların fonlarmdan derneğimizin kalkınma adına. Aynı
zamanda bir çalışma başlatıyorum saym başkanım " dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam
Nihat'çığım tamam." dediği, Nihat'ın "Geldiğimde dernekte görüşürüz" dediği, Fikri'nin "Ha
tamam" dediği,
Tape:956, 25.12.2007 tarihinde İhsan GÖKTAŞ ile görüşmesinde özetle ; İhsan'm
"...Çmaraltı diye bir samimi dostumun restorandmdayım. Acaba oraya gelme imkânın var mı
senin şimdi'V'Bir konuşmamız lazım göz göze. Telefonda biliyorsun rahat konuşamıyorum ",
"Hiç uğraşmıyorsun ha. Çünkü şu an senin gelen yazı elimde aldım yazıyı" , "...Dayı şu an
sana bir Hüseyin'den doğru falan bir şey yok dimi. Tehdit falan yok, baskı falan yok." dediği,
Mehmet Fikri'nin "Kime ne yaparsa yapsın. Bana öyle bir şey yapma şansı yok. Hiç kimse
yapamaz..." dediği, İhsan'm "Valla işte bu işi temizlemeye çalışıyorum zaten. Az kaldı
temizlenecek te, bazı yerlerin haberleri var. Bu ona Hazreti İsa'yı, Musa'yı gösteri cem ben,
çok az kaldı..." dediği,
Tape:968, 05.01.2008 tarihinde Remzi ÖZKAN ile görüşmesinde özetle ;Bir süre
Mehmet Fikri'nin dernekten ayrılması hakkında görüştükten sonra Mehmet Fikri'nin "Bazı
şeyler peşindeyim, onları elde edersem Remzi'cim ihya olucaz yeniden gene, tamam mı"
dediği, Remzi'nin "Her zaman, herzaman yanındayım başkanım" dediği, Mehmet Fikri'nin
"İşte nereden geldiği belli olmayan bilmem ne ... genel merkezini yapmıştık, Allah bizi
cezalandırdı, Hüseyin harcamıştı o paraların hepsini", "Nerden aldığını bilmiyorum tabi, hepsi
anlaşılan haramdı gayri meşruydu Allah ... nasip etmedi." dediği,
Tape:969, 08.01.2008 tarihinde Ali SULMAZ ile görüşmesinde özetle ;Ali'nin
"Babacığım senden bir ricam olcak yav ","Bu Van'daki bu Van'daki yetkililerle beni bir
tanıştırma olanağın var mı bir, yani sürekli sorun yaşayıp duruyorum bu konularda ya" , "...
özellikle bir tane şey var bizim ilçede bir tane binbaşı var sürekli sorun yaratıp duruyor
sağolsun" , "Valla bir kere gözüne battık adamın, gözünden çıkmıyoruz adamın, M. S. diye bir
tane binbaşımız var Van'ın .... ilçesinde" dediği, Mehmet Fikri'nin "İsminde meymenet yok
lan", Ali'nin "Bi iyilik yapamaz mısın baba bize bu konuda" dediği, Mehmet Fikri'nin "Yaparız
yaparız" dediği, Ali'nin "Valla bizi buradakilerle ya Kolordudakilerle veyahut Alaydakilerle
tanıştırsaydm makbule geçerdi Allah için." dediği, Mehmet Fikri'nin "Evet evet neyse, Ali
şimdi onların ben kimler onların bana isimlerini bildirirsen Alay Komutanının Alay
Komutanıyla bir görüşürüm" dediği, tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;

Mehmet Fikri KARADAĞ'm soruşturma kapsamındaki "diğer kişiler ile telefon


irtibatlarım gösterir kolluk tespitleri aşağıda yazılmış olup, şüphelinin 'örgütsel irtibatlan bir
sonraki hukuki durumunun değerlendirilmesi başlığı altında açıklanacağından burada tekrar
edilmeyecektir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullanımındaki 535 8881514 numaralı telefon
numarasının ; Kahraman ŞAHİN (baba ismi ile), Muhammet YÜCE, Oktay YILDIRIM, Oğuz
Alpaslan ABDÜLKADİR (komutan ismi ile), Raif GÖRÜM (paşa ismi ile) ve İhsan
GÖKTAŞ'm kullammlarmdaki telefonlarda, ayrıca Hüseyin GÖRÜM'e ait klasörde kayıtlı
olduğu,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullanımındaki 539 6550456 numaralı telefon
numarasının da , Hüseyin Gazi OĞUZ, Kahraman ŞAHİN , Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR,
ve Tanju OKAN'nm kullanımlanndaki telefonlarda kayıtlı olduğu,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm telefonlarında ve elde edilen telefon fihristlerinde; Erkut
ERSOY, Hüseyin Gazi OĞUZ, İhsan GÖKTAŞ, Muzaffer TEKİN (Zafer ismi ile), Oğuz
Alpaslan ABDÜLKADİR, Raif GÖRÜM, Tanju OKAN ve Yusuf GÖRÜM'ün
kullanımlanndaki telefon numaralarının kayıtlı bulunduğu, belirtilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullanmakta olduğu 05358881514 nolu GSM hattının
01.01.2000 tarihinden itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Muzaffer TEKİN' in kullandığı 02165666152 nolu Sabit Telefon hattı ile 4
-Muzaffer TEKİN'in kullandığı 02164140705 nolu Sabit Telefon hattı ile 28
-Muzaffer TEKİN'in kullandığı 05322919293 nolu GSM hattı ile 284
-Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 05373755310 nolu GSM hattı ile 154
-Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 05466478283 nolu GSM hattı ile 18
-Hüseyin GÖRÜM'ün kullandığı 005056588812 nolu GSM hattı ile 545
-Yusuf GÖRÜM'ün kullandığı 05362716692 nolu GSM hattı ile 82
-Recep Gökhan SİPHAHİOĞLU'un kullandığı 5053043924 nolu GSM hattı ile 24
-Recep Gökhan SİPHAHİOĞLU'un kullandığı 05558571924 nolu GSM hattı ile 2
-Recep Gökhan SİPHAHİOĞLU'in kullandığı 05554952648 nolu GSM hattı ile 2
-Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in kullandığı 5378786138 nolu GSM hattı ile 73
-Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in kullandığı 05332756462 nolu GSM hattı ile 2
-Tanju OKAN'm kullandığı 05322383077 nolu GSM hattı ile 4
-Erkut ERSOY'un kullandığı 05435331769 nolu GSM hattı ile 154
-Muhammet YÜCE'in kullandığı 05378786642 nolu GSM hattı ile 19
-Hüseyin Gazi OĞUZ'un kullandığı 05322650260 nolu GSM hattı ile 4
-Raif GÖRÜM'ün kullandığı 05358258383 nolu GSM hattı ile 31
-İhsan GÖKTAŞ'in kullandığı 05398725788 nolu GSM hattı ile 15
-Atilla PEKER'in kullandığı 05338156148 nolu GSM hattı ile 13
-Oktay YILDIRIM'in kullandığı 05425315368 nolu GSM hattı ile 4
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullanmakta olduğu 05396550456 nolu GSM hattının
01.01.2000 tarihinden günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj
alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde de;
-Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR' in kullandığı 05378786138 nolu GSM hattı ile 9
-Tanju OKAN'in kullandığı 05322383077 nolu GSM hattı ile 18 -Recep Gökhan
SİPHAHİOĞLU'nun kullandığı 05554952647 nolu GSM hattı ile 4 -Recep Gökhan
SİPHAHİOĞLU'nun kullandığı 05558571924 nolu GSM hattı ile 9 -Recep Gökhan
SİPHAHİOĞLU'nun kullandığı 05554954648 nolu GSM hattı ile 2 -Recep Gökhan
SİPHAHİOĞLU'nun kullandığı 05053043924 nolu GSM hattı ile 6 -İhsan GÖKTAŞ'm
kullandığı 05398725788 nolu GSM hattı ile 10 -Kahraman ŞAHİN'in kullandığı
05373755310 nolu GSM hattı ile 85 -Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 05466478283
nolu GSM hattule 66 -Hüseyin Gazi OĞUZ'un kullandığı 05322650260 nolu GSM hattı
ile, 16
-Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün kullandığı 05365483885 nolu GSM hattı ile 40 kez
görüştüğünün tespit edildiği, belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Bir kısım şüpheli ve tanıkların Mehmet Fikri KARADAĞ hakkındaki beyanları


aşağıda özetlenmiştir.
Gizli Tanık -17 , ifadesinin bazı kısımlarında aynısı ile ; " Mehmet Fikri KARADAĞ'I
Kuvayı Milliye Derneğinin genel başkanı olarak biliyorum. Kendisi emekli Kurmay Albaydır.
Derneğin Kadıköy de ki 3 katlı binasının en üst katında genel başkan ofisinde çalışırdı. Dernek
üyeleri ve ilgililer kendisine paşam, komutan veya baba olarak hitap ederlerdi. Kendisi
dernekte neredeyse askeri yapıya benzer bir hiyerarşi kurmuştu. Bazen dernekte bulunanları
içtimaya çekerdi. Dernekte görev alan bazı kişileri kendisini emri ve Hüseyin GÖRÜM' ün
talimatı ile yüzbaşı, binbaşı, özel kuvvetler görevlisi, istihbaratçı, AR-GE sorumlusu gibi
sıfatlar verilir ve buna uygun kimlikler düzenlenirdi.
Muhammet YÜCE' yi derneğe geldiği zaman tanıdım. Kendisini uzman çavuş olarak
tanıttı. Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşeceğini söyleyerek odasına gitti. Bu kişinin daha
sonra da derneğe birkaç sefer geldiğini gördüm. Hüseyin GÖRÜM ile de görüştü. Bu kişinin
Mehmet Fikri KARADAĞ ile araba ile bir yerden derneğe geldiğini de gördüm.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu
görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç
üniversitesindeki laboratuan yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda
kavga ettiğini, alacağını tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHIN
ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum.
Tanju OKAN ve Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün isimlerini duydum. Kendilerini
görmedim. Mersindeki yemin törenine katılmadım. Mersin ve Adana civarında Kuvayı
Milliyenin alt yapısı olduğunu, derneğin aynı isimdeki dergisinin burada basıldığını biliyorum.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm buraya özel ilgi gösterdiğini, birkaç defa gittiğini biliyorum
Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'deki binası resmi bir kurum gibi düzenlenmişti.
Kırmızı halılar serilmişti. Güzel bir dekorasyonu vardı. Buraya gelenler buranın resmi bir
kurum olduğu hissine kapılıyordu. Mehmet Fikri KARADAĞ dernekte kendine göre çeşitli
birimler oluşturmuştu. Bunlardan Hatırladıklarım Özel Kuvvetler Komutanlığı, İstihbarat
Birimi, Türkiye Büyük Millet Meclisini İzleme Ve Denetleme Komisyonu, Arge, Anneler
Birliği, Din Komisyonu, Ahilik gibi birimlerdi. Hatta bunlardan bazılarına görev verilen
kişilerce tabela yaptmlarak odalann kapılanna asılmıştı. Mehmet Fikri KARADAĞ özellikle
özel kuvvetler komutanlığı tabelasını görünce kızdı. Bunu görseler bizi asarlar dedi. Tabelayı
kaldırtarak yerine arama kurtarma birimi yazılmasını söyledi. Buna uygun şekilde tabela
hazırlandı. Kişilere bu şekilde kimlikler verildi, Özel Kuvvetler Komutanı olarak
görevlendirilen kişi Hüseyin GÖRÜM' dü. Zaten kendisini gelen kişilere askeriyenin özel
kuvvetlerinde görevli olarak tanıtıyordu. Sürekli olarak başında özel kuvvetlerin kullandığı
bordo bere ile gezerdi. Ben bir döneme kadar gerçekten kendisini askeriyede görevli olarak
zannediyordum.
Derneğin 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan genel seçimlerden önce faaliyetleri
olmuştur. Bunlardan bazdan İstanbul Çağlayan, Çanakkale , İzmir , Samsun ve Ankara' da
yapılan mitinglere dernek olarak katılmaktı.
Çanakkale'de yapılan Cumhuriyet mitingine dernek tarafından temin edilen
minibüslerle gidildi. Bildiğim kadanyla bu araçlar minibüsçuîer^odası veya kooperatifi
yetkilisi olan Ahmet isimli kişi tarafından ücretsiz olarak"temfn^'edifdi. \Hatta yakıtını dahi
kendisinin koyduğunu biliyorum. Ben bu kişinin bu yardımı o sıralarda açılan 1.Ordunun
yakıt temini ihalesini Kuvayı Milliye derneğim aracı kılarak almak istemesi nedeni ile
yaptığım değerlendirdim. Çünkü o sıralar dernekte ihaleden para geleceği konuşuluyordu.
Tam da bu sıralarda daha önce kendisini tanımadığım orda bulunanlar söyleyince ismini
öğrendiğim Tuncer KILINÇ Paşa derneğe geldi ve Mehmet Fikri KARADAĞ ile kendi
odasında görüştü.Ne konuştuklarını bilmiyorum. Ancak dernekte bulunan kişilerce
bahsettiğim ihalenin alınmasına ve derneğe bu yolla maddi yardımda bulunmasına yardım
edeceği konuşuluyordu.
Bunun dışında askeri kurumların ihalelerini almak istediğini söyleyen birçok kişi de
Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmek ve yardımını istemek için derneğe geliyordu.
Mehmet Fikri KARADAĞ da bu kişileri gere çevirmiyor ve görüşüyordu.
Çanakkale'deki mitingde Tuncay ÖZKAN kürsüye çıkarak solcuların birleşmesi
konusunda bir konuşma yaptı. Kuvayı Milliye' den gidenler olarak mitingin siyasi bir
gösteriye dönüşmesine tepki gösterdik. Bu nedenle mitinge katılan Atatürkçü Düşünce
Derneği Ve Biz Kaç Kişiyiz Hareketi isimli tanıtma yeleği giymiş kişiler ile bizler arasında
yumruklaşmaya varan bir tartışma oldu. Bu nedenle Kuvayı milliye grubu olarak bizler
mitingden aynlıp slogan atarak Çanakkale'nin içinden geçip minibüslere gittik. Burada miting
alanmdayken beyaz renkli Kartal marka bir aracın içersinde birinci ordu çekim aracı yazılı bir
kamera olduğunu ve çekim yapıldığını gördüm. Bu mitinge Mehmet Fikri KARADAĞ
katılmamıştı. Nedenini tam olarak bilemiyorum. Dönüşte Mehmet Fikri KARADAĞ' m
Kuvayı Milliye katılanları olarak burada yapılan tartışmadan dolayı herkesi fırçaladığını
tartışılan dernek ve oluşumların Kuvayı Milliye ile yandaş olduklarını söylediğini biliyorum.
Çanakkale mitinginden 2 veya 3 gün sonra gece saat 23.00 sıralarında Kuvayı Milliye
Derneğinin Kadıköy'deki binasına Veli KÜÇÜK geldi. Kendisini Mehmet Fikri KARADAĞ
kapıda karşılamıştı. Veli KÜÇÜK'ün Jip' e benzer bir araçla geldiğini, yanında koruması veya
şoförü olan 2 veya 3 kişi olduğunu, doğrudan 3. katta bulunan Mehmet Fikri KARADAĞ' m
odasına gittiğini gördüm. Hatta doğrudan gidip Mehmet Fikri KARADAĞ' m koltuğuna
oturdu. O sıralar dernekte bulunan Niyazi KIYAK' m da onlara çay kahve servisi yaptığını
gördüm. Ben Veli KÜÇÜK' ü daha önceden görmemiştim. Ancak isim olarak tanıyordum ve
gazetelerde fotoğraflarını görmüştüm. Bu nedenle kendisini görünce hemen tanıdım. Mehmet
Fikri KARADAĞ genelde 19.00 veya 20.00 saatlerinde dernekten çıkardı. Ancak o gün geç
vakte kadar kaldı. Neden kaldığını söylememişti. Veli KÜÇÜK gelince sebebini anlamış
oldum. Veli KÜÇÜK derneğe geldiğinde baklava getirmişti. Bunu da hatırlıyorum. Getirdiği
tatlıyı orada bulunanlar yediler. O saatte dernekte kalan yaklaşık 10 kişi Mehmet Fikri
KARADAĞ' m odasına çağrıldı. Veli KÜÇÜK burada Çanakkale mitinginde Kuvayı Milliye
olarak gösterilen tepkinin yanlışlığından, mitingi düzenleyen dernek ve kurumların yandaş
olduklarından, birlik ve beraberlik içersinde bulunulması gerektiğinden bahsetti. Sonrasında
kendi güvenlik şirketine 150 tane genç alıp işe başlatacağını, bunların sağlam kişiler olması
gerektiğini, bu kişilerin Kuvayı Milliye Derneği aracılığı ile bulunmasını, özgeçmişlerinin,
ailelerinin, araştırılmasını istedi. Daha sonra da ayrıldı. Ertesi günü eleman temini için bir
duvar ilanı hazırlanarak derneğin iç kısmına asıldığını gördüm. Derneğe gelip gidenler bu ilana
bakıp müracaat ediyorlardı. Bu işle Kahremen ŞAHIN ilgileniyordu. İlk işlemleri ve
görüşmeyi yaptıktan sonra görüştüğü kişileri mülakat yapması için Mehmet Fikri KARADAĞ'
a gönderiyordu.
Bu olaydan yaklaşık 10 gün sonra Kahraman ŞAHİN ile Niyazi KrYAK' m Veli
KÜÇÜK' ün Ümraniye ilçesinde Güvenlik şirketi aracılığıyla korumasını yaptırdığı bir binaya
gittiklerini, burada Veli KÜÇÜK' ün adamlarını hem kaldıklarını,mülkiyeti Anayasa
Mahkemesi eski başkanı Tülay TUĞCU'ya ait olduğu söylenen eski bir hipermarket olduğu
söylenen bu boş binada barındıklarını, yaklaşık 15 kişi olduğunu, bunun dışında sürekli gelip
gidenler bulunduğunu, bu kişilerin de hepsinin sabıkalı tipler olduğunu, Veli KÜÇÜK' ünde
buraya gelerek kendileri ile görüştüğünü dernekte anlattıklarına şahit olmuştum. Zaten bu
ziyaretten sonra da Ümraniye' deki bu yerden derneğe sürekli genç kişiler gelmeye başladı.
Dernek içerisinde Veli KÜÇÜK' ün Cumhuriyet muhafızları adında bir birim
oluşturduğu, işe almak istediği 150 kişiyi bu amaçla istediği, güvenlik şirketi görüntüsü
altında bu kişileri eğiteceği, bu kişilerin öncülüğünde diğer sivil toplum kuruluşlarının da
katılımı ile Ankara'da meclis önünde büyük bir kalabalığın toplanacağı, toplanan insanların
birden bire ceplerindeki kalpakları, bordo ve siyah bereleri takarak meclise yürüyecekleri,
kalabalığın önünde bu oluşumda yer alan Ahmet Hurşit TOLON ve bir kısım emekli paşalann
yer alacağı, meclisi koruyan askeri birliğin bu kişileri görünce direnemeyecekleri
anlatılıyordu. Hatta bu fikrin hayata geçirilmesi için İstanbul Yeşildirek'teki tekstilcilere
10.000 adet kalpak, bere sipariş verildiği, ancak maliyetin yüksek olmasından dolayı bundan
vazgeçildiği,bunlan Veli KÜÇÜK' ün Azerbaycan'dan temin edip getirteceği konuşuluyordu.
Bunlar benim uydurduğum şeyler değildir. Bizzat Mehmet Fikri KARADAĞ' m da ağzından
duydum.
Zaman içersinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM arasında bir
sürtüşmenin olduğuna şahit oldum. Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri KARADAĞ' m başkaları
ile ilişkide olduğunu, toplantılar yaptığını, kendisini ise bunlara çağırmadığını söylüyordu.
Hatta burada dernekte yönetim kurulu var, neden onlara gidip danışıyorsun dediğini
biliyorum. Hüseyin GÖRÜM' ün Mehmet Fikri KARADAĞ' m bu ilişkilerinin ortaya
çıkartmak için o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK isimli kişiye kendisini takip
ettirdiğini, bu kişinin de Mehmet Fikri KARADAĞ' ı Acıbadem semtindeki evinden Karaköy
semtindeki Türk Ortodoks Patrikhanesine ait küçük bir kiliseye kadar takip ettiğini, kiliseye
girdiğini görüp geri dönerek durumu Hüseyin GÖRÜM'e anlattığını, Hüseyin GÖRÜM' ün de
bunun üzerine ben zaten bunun Hıristiyan olduğunu biliyordum. Asıl dönmemiş dönme
kendisidir dediğini biliyorum. Bu olaydan sonrada Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin
GÖRÜM arasında sert tartışmalar oldu.
Tarihini tam olarak hatırlamıyorum. Ancak cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu
düşündüğüm bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ' m o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi
KIYAK isimli kişiye Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde
adalet sembolü terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, Niyazi KIYAK' m da
bu levhayı Kemal KERİNÇSİZ' in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini
biliyorum. Çünkü bu konu dernekte konuşulmuştu. Aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve M
Mehmet Fikri KARADAG'm bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini ise bilmiyorum. Ancak bu
kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşünüyorum.
Bu kapsamda Çağlayandaki Cumhuriyet mitingine bende katıldım. Burada Kuvayı
Milliye grubunun yanma bizzat Doğu PERİNÇEK geldi. Bizlere hitaben biz de Kuvayı
Milliyetiyiz. Hepimiz birlik ve beraberlik içersinde olmalıyız, dedi.
Mehmet Fikri KARADAĞ dernekte kendisine göre bir yapı oluşturmuştu. Dernek gibi
sivil toplum kuruluşunda herkesin birbirine komutanım, yüzbaşım, binbaşım gibi askeri
rütbelerle hitap etmesini yadırgamıştım. Ancak Mehmet Fikri KARADAĞ dernekte içtima
bile alıyordu. Kendilerine göre bir literatür oluşturmuşlardı. Dernekte kalanlar askeri
üniformaya benzer elbise ile fotoğraf çektiriyorlardı. Bunu da Mehmet Fikri KARADAĞ
istemişti. Bunlar benim gelecekteki komutanlarım diyerek kendi odasındaki panoya asmak için
bunu istediğini söylemişti. Dernekte o sıralar bulunan Niyazi KIYAK' m MEHMET Mehmet
Fikri KARADAĞ' in yönlendirmesiyle Ayşe Ceylan GEÇYOL isimli yine dernek üyesi bir
bayanla evlendirildiğini, nikahlarının kendilerine göre Kuvva nikahı olarak adlandırılan bir
törenle Kuvayı Milliye Derneğinde Hüseyin GÖRÜM tarafından bordo bere ile kıyıldığını,
daha sonraki tarihlerde Niyazi KIYAK' in başka bitişte çalışmaya başladığını, eşinin de eve
gelmesi için Kuvayı Milliye derneğinden vaktinde, eve gelmesini istediğini, bu konuda
yaptıkları tartışma sonrası Hüseyin GÖRÜM' ijn Niyazi KÎYAK'a biz seni derneğe
hizmet et, adam kazandır diye çağırdık. Sen buradan ayırmaya çalışıyorsun dediğini bu
tartışmalar sonucu Niyazi KIYAK' m Ayşe Ceylan GEÇYOL ile fiilen ayrıldıklarını
biliyorum.
Mehmet Fikri KARADAĞ' m demekte bir basın izleme ve arşiv bürosu kurduğunu,
günlük gazetelerin düzenli olarak alınıp özellikle köşe yazarlarının yazılarının kesilerek
kendisine götürüldüğünü biliyorum. Daha sonra bunlar arşivlenirdi. Hatta Mehmet Fikri
KARADAĞ' m yazılarını beğenmediği bazı gazete köşe yazarlarını fiilen demekteki bazı
kişilere takip ettirdiği dahi söyleniyordu. Ne amaçla takip ettirdiğini ise bilmiyorum.
Demek içersinde zaman zaman " Mahkeme " dedikleri bir toplantı yaptıklarına da şahit
oldum. Bunlardan birisinde Niyazi KIYAK isimli kişiyi basında da çıkan Hüseyin GÖRÜM,
Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN ve Oktay YILDIRIM' m birlikte aynı karede
oldukları fotoğrafların demekten alınıp basına verilmesi ile suçlandığı, Mehmet Fikri
KARADAĞ' m bu kişiyi ajanlık ile suçlayıp başka bir şey anlatmaması konusunda bizzat
öldürmekle tehdit ettiği, daha sonra Hüseyin GÖRÜM' ün buna ilişkin diğer resimleri yakıp
imha ettiği konuşuluyordu. Bu mahkeme denilen toplantıda Niyazi KIYAK suçlu bulunarak
demekten kovuldu.
Yine Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM arasında bir tartışma daha
yaşanmıştı. Bu tartışmada o an demekte bulunan kişiler de vardı. Daha doğrusu Hüseyin
GÖRÜM mahkeme kuracağız diyerek bu kişileri çağırmıştı. Bu tartışma da Kahraman ŞAHİN
tarafından kameraya çekilmişti. Bu tartışmada Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm kendisini sattığını, demeği kapatmak için dilekçe verdiğini tespit ettiğini,
kendisinin demeğe çok emeği geçtiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ' m başka oluşumların
peşinde olduğunu, halbuki kendisi ile bu işlere girmeden önce Hendek ilçesinde anlaşmayı
bozanın kanının diğerine helal olduğu şeklinde anlaşma yaptıklarını, Mehmet Fikri
KARADAĞ' m gizli gizli başkalarıyla görüştüğünü, demeğe gelen herkesi hainlik ile
suçladığını, olaylarda hep kendisini ön plana çıkardığını, kendisinin ise kasıtlı olarak geri
planda durduğunu, demeğe kimi getirdiyse ekip kurmalarını, para bulmalarını, kırıp
dökmelerini söylediğini, bunlardan biri gerçekleşse kendisine yıkılacağını, Danıştay ve Hrant
Dink olaylanndan sonra herkesin demekten kaçtığını, kendisinin göz altına alındığı Danıştay
olayında yalnız bırakıldığını söylediğini ve orada bulunanlara kimin suçlu olduğunu teker
teker sorduğunu, bu sırada da elinde kılıç bulunduğunu, orada bulunanların Hüseyin GÖRÜM'
ün suçsuz olduğunu söylediklerini , Hüseyin GÖRÜM'ün burada duvardaki Atatürk resmini
alıp Mehmet Fikri KARADAĞ' m koltuğuna koyarak sen buraya layık değilsin dediğini
biliyorum.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm demeğe gelen kişilere ekip kurmaları talimatı verdiğini
bizzat duydum. Bu kişilerin sürekli olarak kendi kontrolü altında tutup hazır güç olarak her
şekilde kullanmayı düşündüğünü şimdi anlıyorum.
Mehmet Fikri KARADAĞ bir seferinde o sıralar demekte bulunan Niyazi KIYAK' a
zarf verip Sami HOŞTAN' a gönderdiğini, Sami HOŞTAN' m da Niyazi KIYAK ile Mehmet
Fikri KARADAĞ' a para gönderdiğini duydum. Çünkü bunlar demekte konuşuluyordu.
Demeğe sürekli olarak gelen giden kişiler oluyordu. Bunlar genellikle Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'e gelirlerdi. Mehmet Fikri KARADAĞ'
a genelde görevli ve emekli olan asker kişiler gelirlerdi. Görevli olarak gelenler olduğunu
demek girişinde gösterdikleri kimliklerden biliyorum. Çünkü demek girişinde güvenlik
kontrolü vardı. Bu kişiler başkaları ile muhatap olmadan doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ'
m odasına çıkardı.
Mehmet Fikri KARADAĞ' m Çanakkale ilinden gelen ve jandarma görevlisi
olduğunu söyleyen bir kişiye bütün demekte dinleme cihazı arattırdığını biliyorum. Bu kişi
elindeki sinyal algılayıcısı olduğunu söylediği cihazla bütün- bingyı, aradı. Ancak dinleme
cihazı bulunamadı. Mehmet Fikri KARADAĞ bütün dernektekileri telefon görüşmelerinde
dikkatli konuşmaları için uyarıyordu.
Mehmet Fikri KARADAG'm hükümetin ihanet içersinde olduğu, başka ihanet
edenlerin de bulunduğu, elinde 13.500 kişilik bir ihanet edenlerin listesi olduğu, zamanı
gelince hepsinin hesap vereceği, halkın ayaklandınlmasınm gerektiği şeklindeki
konuşmalarına bizzat şahit oldum. Hatta ordunun gerekli müdahaleyi yapmadığından yakınıp
bizzat genel kurmay başkanına küfür ettiğini de duydum " şeklinde beyanda bulunmuştur.
Alparslan ARSLAN, Ayhan PARLAK aracılığı ile tanıdığı Muzaffer TEKİN'in ofisine
4-5 defa gittiğini, bu ofiste birkaç sefer de Mehmet FikriKARADAĞ'ı gördüğünü beyan
etmiştir.
Osman YILDIRIM, Bombaların kendisine teslim edildiği ve bir öncesinde yapılan
Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması teklifinde bulunulduğu toplantıya Veli KÜÇÜK,
Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Mehmet Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKUR
ve Oktay YILDIRIM'm katıldığım beyan etmiştir.
Şüpheli Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAG'm Harp Okulundan sınıf arkadaşı
olduğunu,2004 yılı başlarında bu kişinin başkanlığında İstanbul Kadıköy'de Kuvayı Milliye
Hareketinin oluşturulduğunu, bu grubun basında da yer aldığı gibi Mersin'de silah üzerine
yemin ettiklerini, kendisinin bunlarla herhangi bir bağı olmadığını, Mehmet Fikri
KARADAG'm yetersiz insanlarla bu oluşumu kurduğu için içerisinde yer almadığını,
kendisinin 2004 yılından sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Sevgi ERENEROL,Mehmet Fikri KARADAĞ'I basın açıklamaları yapılan
toplantılardan tanıdığını, Muzaffer TEKİN ve Mehmet Fikri KARADAG'm bir bayramda
kilisede yapılan ayine katıldıklarını beyan etmiştir.
Şüpheli Coşkun ÇALIK , Muhammet YÜCE ile konuşmalarında kendisine Orhan
PAMUK'u öldürmeleri halinde Fikri Albay'm 2 trilyon vereceğini, Orhan PAMUK'un Türk
düşmanı bir yazar olduğunu anlattığını, kendisinin de paraya ihtiyacı olduğundan dolayı bu
teklifi kabul ettiğini, bu dönem içersinde Muhammet YÜCE ile irtibatlı olarak Orhan
PAMUK'un öldürülmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını, Orhan PAMUK'u kurban
bayramının üçüncü günü İstanbul'da gerçekleşecek bir konferansa geldiği zaman öldürmeyi
planladıklanm, bu eylemde kendisi ile birlikte, Muhammet YÜCE, yine hemşerileri olan Selim
AKKURT, Selim'in Halasının oğlu "Fuçi" lakaplı Ayhan ÇELİK isimli şahısların da yer
alacağını, Selim AKKURT'un tetiği çekeceğini, Muhammet YÜCE'nin şoförlük yapacağını,
kendisi ve Ayhan ÇELİK'in ise gözetleme yapacaklarını kararlaştırdıklarını, Muhammet
YÜCE'nin kendisine Orhan PAMUK'u öldürmeleri halinde Fikri Albay'm adam başı 2 trilyon
vereceğini, eylemi gerçekleştirdikten sonra da 5 trilyon, bir villa ve bir benzinlik vereceğini
anlattığını, kendisinin Fikri Albay'm bu kadar parayı nereden bulacağını sorduğunu,
Muhammet YÜCE'nin de Albayın bir derneğinin olduğunu, o dernekten paranın geleceğini
anlattığını, Mehmet Fikri KARADAG'm bu konuyla ilgili olarak Muhammet YÜCE ile irtibat
kurduğunu, diğer şahıslarla görüşmediğini, Orhan PAMUK'a silahlı eylem planı yaptıktan
sonra şahsın yurt dışından dönmesini beklediklerini, Muhammet YÜCE ile yaptığı
konuşmalarda, DTP milletvekili Ahmet TÜRK'e suikast yapılacağını anlattığını, ancak daha
sonra bu eylemi gerçekleştirmeleri halinde PKK terör örgütünün ailelerine bela olacağını Fikri
Albay'a söylediğim, bunun üzerine Fikri Albay'm da Orhan PAMUK'u öldürün o zaman
dediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Erkut ERSOY, 2006 yılında İnternette kurduğu Özel Büroyla ilgili olarak
Kuvayı Milliye Derneğinden birinin aradığını, tanışmak amacıyla Kadıköy ilçesinde bulunan
dernek binasına gittiğini, orada Dernek Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştığını,
ilerleyen dönem içersinde de telefonla görüşmeler yaptığını, Mehmet Fikri KARADAG'm
derneğin bazı sıkıntılarından bahsederek internet üzerinden mail -gurubu üyelerinden bağış
toplayıp toplayamayacağım sorduğunu, bağış toplanabilmesi için Valilikten izin alınması
gerektiğini söyleyerek bu isteğini kabul etmediğini beyan etmiştir.

Şüpheli Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri KARADAĞ ile 3 yıl kadar önce Muzaffer
TEKİN ve İbrahim CİNGİ aracılığı ile tanıştığını, tanıştıktan 6 ay sonra Mehmet Fikri
KARADAĞ, Yusuf Ziya TANRIVERDİ, Mehmet BESTEOĞLU ve kendisinin 11.11.2005
günü resmi olarak Kuvayı Milliye Derneğini kurduklarını, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği
Derneğinin Şile'de yapılan toplantısında Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Kuddusi
OKKIR, Mehmet Fikri KARADAG'm da olduğunu, Mehmet Fikri KARADAG'm Kemal
KERİNÇSİZ ile de görüştüğünü ancak aralarındaki ilişkiyi bilmediğini, Kuvayı Milliye
Derneğinde yapılan aramada el konulan bilgisayarların incelemesinde tespit edilen
"komisyonlar.doc" isimli belgenin içeriği hakkında genel başkan olan Mehmet Fikri
KARADAG'm bilgisi olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ asker emeklisi olduğundan dolayı
bu şekilde derneğin faaliyetlerini ve görev alanlarını belirlediğini, belirtilen konuların hepsinin
Mehmet Fikri KARADAĞ' m kafasındaki projeler olduğunu, Özel Kuvvetler olarak
oluşturdukları bir birimlerinin olmadığını, ancak bazı şahıslara bu şekilde kimlikler
verildiğini, basında da yer alan ve aramalarda el konulan bazı CD'lerin içerisindeki Mehmet
Fikri KARADAG'm ellerinde "13500 hainin listesi" olduğu yönündeki beyanlannı kendisinin
de Mehmet Fikri KARADAĞ'dan duyduğunu, ancak listede kimlerin olduğunu , kimin ne
amaçla hazırladığını bilmediğini , yine basında da yer alan ve aramalarda el konulan bazı
CD'lerin içerisindeki "11 kasım 1938'den bugüne vatana ihanet eden her şahıs, kurum ve
kuruluştan hesap soracakları" yönündeki beyanları Mehmet Fikri KARADAĞ'dan duyduğunu,
Mehmet Fikri KARADAG'm illegal olarak para toplama olaylarını organize etmiş
olabileceğini, ancak bu konuda bilgisi olmadığını, derneğe gelen şahıslara bazen ekibini kur
şeklinde söylemleri olduğunu, ancak bunun ayrıntılarım bilmediğini,beyan etmiştir.
Şüpheli Muhammet YÜCE, Mersin ilinde yapılan Kuvayı Milliye yemin töreninin
basında yer akmasından dolayı Mehmet Fikri KARADAĞ'I tanıdığını ve sempati duyduğunu,
daha sonra derneğin telefon numarasını bularak görüşme yaptığını, kendisini derneğe
çağırdığını, görüşmeden bir hafta kadar sonra İstanbul'a gelerek dernek binasında Mehmet
Fikri KARADAĞ ile görüştüğünü,kendisine makbuz verip Bursa'dan yardım toplamasını
istediğini, ancak kendisinin bunu kabul etmediğini,
01.01.2007 tarihli görüşmesindeki; ".. onlara bir düşünce yapacaz komutanım, ben bir
şeyler planlıyorum, DTP yi bombalayacam" sözlerini DTP yi sevmediği , bu nedenle
İstanbul'daki veya herhangi bir binasını bombalamayı düşündüğü için söylediğini, Mehmet
Fikri'nin "Yok, sakın yapma, haberim olmadan bir şey yapma, sakın", "Onlara prim verirsin,
bizim istediğimiz zaman yapacaz, onlar istediği zaman değil" diyerek kendisine bu eylemi
istediğimiz zaman yapacağız dediğini ancak ne zaman yapacaklarını söylemediğini, kendisinin
daha sonra bu eylemden vazgeçtiğini,
Mehmet Fikri KARADAG'm kendisinden dört dörtlük delikanlı bir adam getirmesini
istediğini, kendisinin de karşılıklı telefon numaralarını vererek Selim AKKURT ile Mehmet
Fikri KARADAĞ'I tanıştırdığını, Mehmet Fikri KARADAG'm İstanbul'da bir otel ismi
söyleyerek Selim AKKURT'u buluşmaya çağırdığını, daha sonra ise Selim AKKURT'a
ulaşamadığını söylediğini, bu nedenle "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun"
dediğini, kendisinin Selim AKKURT ile Orhan PAMUK'u öldürmeyi düşündüklerini, ancak
sonradan vazgeçtiklerini, Mehmet Fikri KARADAG'm kendilerinden böyle bir talepte
bulunmadığını, Mehmet Fikri KARADAG'm kendisinden adam getirmesini istediğini,
kendisinin de bu konuda Ali GÜRBÜZ ile konuştuğunu, Mehmet Fikri KARADAG'm neden
bu talepte bulunduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK,Mehmet Fikri KARÂDAĞ'ny .ismini basından
duyduğunu, yazılarında adını da vererek bu tür örgütlerin "başı bozuk" örgütler olduğunu ve
halkın bunlara güvenmemesi gerektiğini, bu tür başı bozuk örgütlerle Türkiye'nin hiçbir
meselesinin çözülemeyeceğini vurguladığım beyan etmiştir.

Şüpheli Veli KÜÇÜK, kendisi Ağrı İl Jandarma Komutanı iken, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm da Elazığ Kara Kuvvetleri Kolordu Komutanlığında görevli olduğunu, Ağrı ve
Tendürek dağlan eteklerindeki operasyonlarda birlikte görev yaptıklarını, emekli olduktan
sonra da İstanbul'da Türk Dünyası Araştırmaları vakfmdaki toplantılarda iki kez
karşılaştıklarını beyan etmiştir.
Şüpheli Kahraman ŞAHİN, Kendisinin Kuvayı Milliye Derneğinin muhasebesi ile
ilgilendiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'm kira olan dernek binasını milli emlağm ellerinden
almaması için dernek binası içine ve dışına Atatürk'ün bu binayı 1923 yılında İstanbul işgal
altındayken karargah olarak kullandığını yazdırdığını beyan etmiştir.
Haklarındaki soruşturma evrakı ayrılan şüpheliler İbrahim ÖZCAN, Durmuş Ali
ÖZOĞLU ve Hatice BAHTİYAR benzer ifadelerinde ; Mehmet Fikri KARADAĞ'm
"Paşaların kellelerini çuvala dolduracakları" şeklindeki beyanlarına, hatta Genelkurmay
Başkanına hakaret ettiğine şahit olduklarını söylemişlerdir.
Taner ÜNAL ifadesinin konu ile ilgili bölümlerinde özetle; Hüseyin GÖRÜM' ün genel
başkanlığını Fikri KARADAĞ' m yaptığı Kuvayı Milliye Derneğinin genel başkan yardımcısı
olduğunu, bu derneğin gizli veya açık amaçları hakkında bilgisinin bulunmadığını,ancak
sağlıklı düşünceleri olmadığından demekten gönderdiği için kurduğu bu yeni derneğin de
amaçlarının iyi olduğunu düşünmediğini, Hüseyin GÖRÜM'ü demeğe Mustafa ALPAY ve
Nihat GÜRKAN' m getirdiğini, bu şahıs ile ilgili daha önce uyuşturucu işi yaptığı
doğrultusunda dedikodular duyduğu için demeğe almadığını, Hüseyin GÖRÜM ve
akrabalarına İstanbul'dan Ankara'ya kadar olan hattın Nihat GÜRKAN tarafından verildiğini,
Hüseyin GÖRÜM' ün uyuşturucu, mafya ve pis işler yapan bir adam olduğunu, Nihat
GÜRKAN' m kendisine Hüseyin GÖRÜM ve ekibinin Kuvayı Milliye adında büyük bir
hareket olduklarını, kendilerine katılmak istediklerini, bu katılım için de bir tören yapılmasının
iyi olacağını bu nedenle Hasan KUNDAKÇI Paşayı getirmek istediğini söylediğini, bunun
üzerine Nihat GÜRKAN, Hasan KUNDAKÇI Paşa ve Hüseyin GÖRÜM' ü bir tören
havasında demeklerine getirdiğini, daha sonra Hüseyin GÖRÜM ve Nihat GÜRKAN' m daveti
üzerine 13 Mart 2005 tarihinde İstanbul'da Vali Erol Çakır Öğretmen evinde düzenlenen
"Türkiye' nin Karşı Karşıya Kaldığı Sorunlar" başlıklı konferansı verdiğini, konferans sonrası
tebrik etmeye gelen kişiler arasında bulunan Muzaffer TEKİN'i Hüseyin GÖRÜM' ün kendisi
ile tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN ile samimiyetinin olmadığını, ancak birisi yukarıda
bahsettiği konferansta diğeri de İstanbul' da Ordu evinde olmak üzere iki defa karşılaştığını, bir
takım karanlık ilişkileri olduğu yönünde bilgi aldığı için de demek teşkilatlarına sokulmaması
yönünde talimat verdiğini, Fikri KARADAĞ' m emekli Albay olduğunu, demeğin yönetim
kurulunda olduğunu, ancak daha sonra ayrıldığmı, ihtilal yapmayı düşünenlerin Fikri
KARADAĞ ve Alaattin PARMAKSIZ olduğunu, bu fikri açıklayan kişinin ise Fikri
KARADAĞ olduğunu, hatta Alaattin PARMAKSIZ' ı göstererek "işte benim Genel Kurmay
Başkanım bu" dediğini, bu arada bütün görüşmelerde Muzaffer TEKİN' den talimat alır gibi
konuştuklarını, kendisiyle telefonla irtibat halinde olduklarını, Fikri KARADAĞ'm söylediği,
paşaların kellesini çuvala dolduracağız kelimelerinin tamamen doğru olduğunu, kendisine
bunları söylediklerini, neye istinaden bu kelimeleri kullandığını bilmediği beyan etmiştir

Yasin ALPARSLAN ifadesinin konu ile ilgili bölümlerinde özetle; VKGBH


Demeğinin yaklaşık 300 üyenin katılımıyla yapılan genel kurulu sonrasında, Alaattin
PARMAKSIZ, Hüseyin GÖRÜM, Fikri KARADAĞ, -Taner ÜN,AL ve kendisinin demeğin
Ankara ilindeki genel merkezinde bir araya geldiklerini, belirttiğU-Simlerin demeğin yönetim
kurulu üyeliğine de seçildiklerini, Taner ÜNAL' m Fikri KARADAĞ' a "Yönetim olarak ne
yapmak istiyorsunuz" sorusu üzerine Fikri KARADAĞ'm "Biz Kelleleri Çuvala
Dolduracağız" dediğini, Taner ÜNAL' m bu sözler üzerine "Kimin Kellelerini "diye
sorduğunu, Fikri KARADAĞ' m da "Genel Kurmaydaki Paşaların" cevabını verdiğini, bunun
üzerine Taner ÜNAL' m "bunun yeri burası değil, burası bir dernek " diyerek adı geçenleri
dernekten kovduğunu, kendisini iş adamı olarak tanıtan Hüseyin GÖRÜM' ün de olay
esnasında orada olduğunu, ayrıca bu görüşme sırasında Hüseyin GÖRÜM' ün Muzaffer
TEKİN olarak tahmin ettiği şahıs ile telefonla görüştüğüne tanık olduğunu, Hüseyin GÖRÜM'
ün telefondaki şahsa Muzaffer Albayım diye hitap ettiğini, Taner ÜNAL ile yaptıkları
görüşmelerin bilgisini aynen verdiğini, Muzaffer TEKİN' i medyadan tanıdığını, ayrıca 2006
yılında Taner ÜNAL ile birlikte İstanbul ilinde Vali Erol ÇAKIR öğretmen evinde dernek
faaliyetleri ile ilgili gittikleri konferans sonrasında yemek yemek için uğradıkları polis evinde
karşılaştıklarını, orada kendilerine dernek ve konferans ile ilgili olarak ayak üstü
teşekkürlerini bildirdiğini, o esnada bu şahsı tanımadığını, daha sonradan Muzaffer TEKİN
olduğunu anladığını beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'ın, Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden


olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca
kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın
Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı
"Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli
Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi
uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile Kuvayı Milliye Derneğinin
kurulması ve Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesini sağlaması ile
görevlendirildiği ,bu görevi kapsamında da Kuvayı Milliye Derneğini kurduğu, Genel
Başkanlığını yaptığı, "Lobi" adı verilen örgüt belgesinde "Eleman Profili" alt başlığında yazılı
" .... gereğinde her tür eleman profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır.
özellikle sistemle banşık olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir...."
hedefine uygun olarak örgüte eleman kazandırdığı, "Hedef alt başlığında yazılı " ....mafia
gruplan tümüyle yeniden gözden geçirilmeli, deneyimli mevcut gruplann karşısında yeni ve
güçlü bir grup oluşturularak, denetim, ve kontrol altına almmalan sağlanmalıdır" ve "Finans"
alt başlığında yazılı " Lobi'nin faaliyetlerinin finansı başlangıç noktasında Ergenekon
tarafından karşılanmalıdır. Ancak, organizasyon ilk ticari şirketini kurup faaliyete
geçirmesinin ardından finansal desteğe son verilmeli ve örgütün kendisine finans kaynaklan
oluşturması sağlanmalıdır" hedefine uygun olarak örgüte kazandırdığı elemanlann
profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine
"Amaç" alt başlığında yazılı "..bu çalışma ile hayata geçirilmesi plânlanarak önerilen "Lobi"
göstereceği faaliyetler ile yukanda işaret edilen alanlarda çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat
toplayabilecek ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirecektir. Kontra senaryolar
üretebilecek, etkinlikler tasarlayarak uygulamaya koyacak....... işlev ve misyonunu
tamamlamış çeşitli işçi sendikalannm, sivil toplum örgütlerinin etkilenmeleri sağlanarak,
mevcut sendikalann tepkisel ve kitlesel eylemleri, endirekt metodlarla yönlendirilmesi
sağlanacak " hedefine uygun olarak örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları
doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki
görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini
organize ettiği veya içerisinde yer aldığı, illegal faaliyetleri kapsamında ise yukanda
sayılanlardan ayrı olarak örgütün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıklarını düşündükleri
yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden
uzaklaştırabilmek için askerleri emir komuta zinciri dışında hareket etmeye teşvik ettiği, yine
bu amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı temin amacı ile de ülkede karışıklık
veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti
oluşturacak provakatif terör eylemleri organize etme teşebbüsünde bulunduğu iddia
edilmektedir.

Şüpheli özetle ; Kendisinin daha önce VKGB Hareketinin teşkilattan sorumlu başkan
yardımcısı olduğunu, daha sonra bu hareketin başkanı Taner ÜNAL'in kendisine söylediğinin
aksine teröristler tarafından değil dolandırdığı insanlar tarafından vurulduğunu öğrendiğini,bu
nedenle VKGB ile ilişkisini kestiğini,Kendisinin Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile
birlikte çekirdek kadroyu oluşturarak 11 Kasım 2005 tarihinde Kuvayı Milliye 1919 Derneğini
kurduğunu, Mersin ilindeki Silah, Kur'an ve Bayrak üzerine yapılan yeminin Türk Kurtuluş
Savaşı öncesindeki zor şartlarda yapılmış mücadeleyi anımsatan bir tören olduğunu, bu yemin
töreninden sonra Muhammet YÜCE isimli psikopat olduğunu değerlendirdiği kişinin telefonla
arayarak Bursa'da yanında 50-60 kişi bulunduğunu, emrettiği takdirde herşeyi yapmaya hazır
olduğunu söylediğini, ancak kendisini geçiştirdiğini, 22 Temmuz seçimlerinden sonra yine
telefonla arayarak Ahmet TÜRK ve Osman BAYDEMİR'in işinin bitirilmesi gerektiğini
söylediğini, her defasında kendisini geçiştirdiğini, Ergenekon isimli yapılanmayı basından
duyduğunu, böyle bir yapılanma olup olmadığını, var ise mahiyetini bilmediğini savunmuştur.
Esasen, Kuvayı Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil
Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel
çalışması uyarınca kurulan "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum
Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında
kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı kurdurulduğu, derneğe konulacak ismin dahi
"Dinamik" isimli örgüt belgesinde belirlendiği,yukarıda genel açıklamalar bölümünde
anlatılmıştır.
Buna karşın Kuvayı Milliye Derneğinde faaliyet yürüten birçok şüpheliden elde edilip
önemi nedeni ile aşağıda özetlenen, logosu yanında "Kuvayı Milliye Genel Merkezi" başlık ve
"Kuvayı Milliye Nedir" alt başlıklı 5 sayfalık bilgisayar çıktısı metinde ; Türk Ordusunun
tarihi gelişiminden, 1.Dünya Savaşından sonra dağıtılmasından, vatan topraklarının düşman
tarafından işgal edilmesinden, devletin halkını ve ülkesini koruyamadığı gerçeğinin farkına
varan halkın savunma içgüdüsü ile Kuvayı Milliye birliklerini kurduğundan, askerlerin bir
bölümünün de milis güçlerinin oluşumuna destek verdiklerinden , elde kalmış bir kaç parça
silahın milislere aktarıldığından, genç subaylar'in da milis güçlerinin öncü ve lider kadrolarını
oluşturduğundan, bu ortamda Kuvayı Milliyenin doğrudan doğruya Harbiye Nezareti
(Savunma Bakanlığı) ve Erkanı Harbiyei Umumiye (Genelkurmay)'ye bağlı olmadığı için
kontrol ve disiplinini sağlamanın yeterince mümkün olmadığmdan,Kuvayı Milliyenin kendi
içerisinde bir bütün oluşturmadığından, milis güçlerinin kumandanlarımndan bir kısmının
asker kökenli olmalarına karşın o an ordu kadrosu içerisinde yer almayan veya istifa eden genç
subaylar ile emekli olan subaylar, bir kısmının eşrafbir kısmının efeler,bir başka grubun da
eşkiya reislerinden oluştuğundan, dolayısıyla bu gruplarda genel bir karargah,kumanda
bütünlüğü,silah birliği,ortak hareket olmadığından, bu nedenle zaman zaman yanlışlıklara,
keyfi uygulamalara yönelebildiklerinden, Meclis açıldıktan sonra Ankara Hükümeti ile
bağlantılarını sürdürdüklerinden, Büyük Millet Meclisi düzenli ordularının yetersiz kalıp
ayaklanmalara tek başına cevap veremediği durumlarda Kuvayı Milliyenin devreye
girdiğinden, Kuvayı Milliye'nin görevini yerine getirerek işgal ordusunun yayılmasını
önledikten sonra kesin sonucun alınması için düzenli ordu birliklerin yanında yer aldığından,
Hıyaneti Vataniye Kanununun çıkarılması ve İstiklal Mahkemeleri'nin kuruluşu ile hainlerin
hak ettiği cezalara çarptırıldığından, milli ordu kurumlaşman ardından da ebedi Başkomutanı
Mustafa Kemal Paşa'nm yönetiminde zaferin kazanıldığından , en son aşamada da ordu-millet
bütünleşmesi ile milli devrimlerin gerçekleştirildiğinden bahsedilerek, aynısı ile
"...günümüzde de aziz vatan toprakları can düşmanlarımıza pazarlanmakta, kahraman
ordumuz sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi her fırsatta yıpratılmakta, yer altı ve
yerüstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte, Cumhuriyet'in bütün maddi
ve manevi kazanımları çılgınca yok edilmeye çalışılmakta, Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü gözlerimizin önünde parçalanmaya devam etmekte, velhasıl tarih
tekerrür etmektedir.Büyük Atamızın Gençliğe Hitabesi'ndeki her şey mevcut ve
gerçekleşmek üzeredir.O halde; Ey Türk'ün asil evlatları!..Kuvayı Milliye zamanı değil
mi.." şeklindeki yazılar bulunduğu tespit edilmiştir.
Gerçekte, örgüt amaç ve ilkelerine aykırı davrandıkları kabul edilen yönetimi, askeri
bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırmayı , bu
amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı temin için ülkede karışıklık veya silahlı
bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak
provakatif terör eylemleri organize etmeyi amaçlayan ve gerçekleştiren Ergenekon Terör
Örgütü, Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması ile ; bu ve buna benzer birçok dokümanda
demokratik sistemin tüm kurumlarıyla yaşandığı ülkeyi kurtuluş savaşı yıllarında işgal
edilerek istilaya uğramış Anadolu topraklan gibi gösterip, bu savaşın kazanılmasındaki önemli
rolüne hemen kimsenin itiraz etmeyeceği Kuvayı Milliyenin tarihe malolup her zaman saygı
ile anılan hatırasından yararlanıp vatandaşları yanıltarak "hain" ve "düşman" olarak
gösterdikleri kişiler aleyhine Kuvayı Milliye Dernekleri ile örgütleyip silahlı mücadeleyi de
içerir şekilde faaliyet göstermeye çağırarak örgüt propagandası yaptığı değerlendirilmiştir.
Şüphelinin 14.10.2006 tarihinde Mersin Kuvayı Milliye Derneğinin düzenlediği
toplantıda yeni üye olacak kişilere özetle ; " bu uğurda ölmeyi,öldürülmeyi ve öldürmeyi de
göze almaları gerektiğini, bunu göze almayanların şimdiden ayrılması gerektiğini" ikaz
ettikten sonra Kuran,Bayrak ve Silah üzerine Kuvayı Milliye Yemini olarak tabir ettikleri
yemini ettirdiği görsel basında yer almış, yapılan aramalarda da bu tören görüntülerine ilişkin
CD'ler birçok şüpheliden elde edilmiştir. Şüpheli yemin metninin kendisi tarafından
hazırlandığını, ancak yemin metninde "ölmek, öldürmek ve öldürülmek" gibi hiçbir beyan
olmadığını, hatta o manaya gelebilecek hiçbir beyanın da bulunmadığını, ayrıca dernekle ilgili
hiç kimseye ölmek veya öldürmek konusunda telkin, teşvik ve ima yapılmadığını, yeminde
töreninde kullanılan silahların derneğin Mersin temsilcisi Kemal CANAY ve kendisine ait
ruhsatlı silahlar olduğunu, derneğe üye olan kişilere bu yeminin yaptırılmadığını, sadece bir
defa Mersin'deki yapılan törende bu yeminin yaptırıldığını savunmuştur.
Şüpheli,her ne kadar kendisinin hazırladığı yemin metninde "ölmek,öldürülmek ve
öldürmek" gibi kelimelerin geçmediğini savunmuş ise de, incelenen görüntülerden bu sözlerin
yeminden hemen önce yaptığı konuşmada söylendiği tespit edilmiştir.
Bu sözlerin bir tarih konferansı yada toplantısında değil, Kuvayı Miliye Derneğine üye
olacak kişilere yaptırılan yemin öncesinde söylendiği , Ergenekon Terör Örgütünün de amaç
ve ilkelerine aykırı davrandıkları kabul ettikleri yönetimi, askeri bir müdahalenin sağlanmasını
temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırmayı , bu amaçla kamuoyunda askeri bir
müdahalenin haklılığı temin için ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden
olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provakatif terör eylemleri
organize etmeyi amaçlaJ^ğrtfpSrte ..alındığında, Kuvayı Milliye
Derneğine üye olacak kişilerin "ölmek,öldürülmek ve öldürmeyi de göze almaları"
gerektiğinin ikazı için söylendiği anlaşılmaktadır.
Esasen bu yemini eden veya etmeyen dernek yapılanmasmdaki kişiler ile şüphelinin
yaptığı;
07.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; Kahraman'm "Sen
bizim babamız değil misin baba ya" "Sen bizi öldürsen, dövsen dahi biz sana kötülük
düşünebilir miyiz baba, her şeyimiz sensin bizim" , "..senin evladın var, biliyor musun, her
türlü her şekilde, her şeyle çarpışacak bi askerin var", "Baba, senin emrindeyiz tamam mı, öl
dediğin an, o sahtekarlar gibi değil"
09.10.2007 tarihinde Mustafa isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Mustafa'nın
"Komutanım yok mu yapacağımız,yapabileceğimiz herhangi birşey yok mu,bizim elimizden
gelen,gideceğimiz geleceğimiz,vuracağımız,asıp keseceğimiz bir şeyimiz yok mu
bizim","Elimiz kolumuz böyle bağlı oturucaz yani komutanım"
26.07.2007 tarihinde Muhammed YÜCE ile görüşmesinde özetle; Mehmet
Fikri'nin "Mehmet ALT AN bu Ahmet'in kardeşi Çetin ALTAN'm oğlu" "O .... suratlı bir
herif var ya ... sakallı" , Muhammet'in "Yanlış Yapıyorsa .. .Harcayalım Onu"
Şeklindeki sözler ve buna benzer daha birçok telefon görüşmesinden de şüphelinin,
sorgulamadan insan öldürmek dahil her şeyi yapacak derecede kendisine bağlı kişileri etrafına
topladığı anlaşılmaktadır.
Çeşitli yayın kuruluşlarında Kuvayı Milliye Derneği Mersin Temsilcisi Kemal
CANAY'm bir basın açıklamasında "ellerinde 13.500 hainin listesi" olduğu yönünde
beyanları yer almış , aynı görüntülerin aramalarda çıkan CDTer içerisinde de yer aldığı tespit
edilmiştir. Şüpheli kesinlikle bu şekilde bir listenin olmadığını, beyanların aslı olmayıp laf
olsun diye söylenmiş sözler olduğunu savunmuştur.Yukarıdan itibaren yapılan açıklamar ile
sözü edilen şekildeki bir listeyi Ergenekon Terör Örgütünün kendilerince hain ve düşman
olarak gördüğü kişileri Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasının istihbarat faaliyetleri ile
oluşturmuş olabileceği de akıldan uzak değildir.
Nitekim, Mehmet Fikri KARADAĞ'm ikametinde yapılan aramada elde edilen
Toshiba_Laptop bilgisayarında Doc isimli klasör içerisinde: Ali ÖZOGLU tarafından
09.04.2006 tarihinde hazırlandığı yazılı "TÜRKİYEARTIKBİZİMKONTROLÜMÜZDE[2]"
isimli (4) Dört sayfalık word belgesinde ; "...Ülkeye ihanet edenlerin icraatları her geçen gün
ortaya dökülmeye başladı. Hainlerin yaptığı en küçük ihanet bile Kuvayı Milliye tarafından
ortaya dökülecek ve gereği neyse o mutlaka yapılacaktır! .Vatan topraklarını satanlardan,
makam koltuklarını satanlara kadar her kim olursa olsunlar, bundan nasibini alacaktır.., O gün
başbakanım, bakanım, başkanım, müdürüm ya da amirim böyle emretti yaptım., gibi bir
mazeret asla geçerli olmayacaktır. Çünkü, vatana ihanet etmek, sadece stratejik sırlan
yabancılara vermekle sınırlı değildir.., Bir grubun üyesi veya yandaşı olan en olmadık
insanları, en olmadık görevlere atamak ta masum bir torpil değil vatana ihanettir.. Böylesi bir
atamayı onaylamak, emir verildi yaptım., gibi bir mazerete asla sığdınlamaz!. En milli
kurumlarımızda bu türden kadrolaşmalar hızla yapılmaktadır. Bütün bu çalışmaları Kuvayı
Milliye hassasiyetle izliyor ve not ediyor!..,Her şey ortaya dökülüyor...Hiçbir şey gizli
kalmaz..Ve yolun sonuna yaklaşıldı!..Bu cennet vatana ihanet edenler ve ihanetin en
küçük halini bile o küçük beyinlerinden geçirenler şunu çok iyi bilmeli ki, Kuvayı Milliye
asla unutmaz.. Asla affetmez!..." yazılı olduğu gibi Kuvayı Milliye Derneğindeki
yapılanmanın istihbarat faaliyetleri ile not ettiği kişilerden 13.500 kişilik bir liste çıkması da
mümkündür.
Kuvayı Milliye Derneğinin Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin GÖRÜM'ün "Mehmet Fikri KARADAĞ'm elinde 13.500 hainin yazılı bulunduğu bir
liste olduğu beyanlarını kendisinden duyduğu, ancak-bu Üstede kimlerin olduğunu ve

2090
4V<k&£
kimin ne amaçla hazırladığını bilmediği " şeklindeki beyanları da bu değerlendirmeyi teyit
etmektedir.Gizli Tanık-17 ve şüpheli Murat ÇAĞLAR da bu beyanları doğrulamışlardır.
Ergenekon Terör Örgütü ve örgütün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasının
istihbarat toplama faaliyetleri ile Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki
yapılanması ile bağlantılı olarak çalışan,Ergenekon Terör Örgütüne bağlı Lobi yapılanmasının
istahbarat toplama biriminin yöneticisi Erkut ERSOY'un faaliyetleri ilgili bölümlerde geniş
olarak izah edildiğinden burada tekrar edilmeyecektir. Mehmet Fikri KARADAĞ'm gerek
Erkut ERSOY ile bağlantılı olarak, gerekse Kuvayı Milliye Derneği yapılanmasında
kendisinin alt hiyerarşisinde bulunan diğer şahıslar ile Ergenekon Terör Örgütünün amaçları
doğrultusunda istihbarat toplama faaliyetinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şüphelinin,Kuvayı Milliye Derneğini Ergenekon Terör Örgütünün amaçları
doğrultusunda, dernek mevzuatı dışında ve uygulamada da görülmeyen bir şekilde hiyerarşik
bir yapı oluşturarak yönettiği, kendi faaliyet ve yönlendirmeleri ile bu yapılanmaya eleman
kazandırdığı, örgütün amaçlan doğrultusunda motive ettiği,örgüte gelir temin etme,istihbarat
toplama gibi illegal ve toplantı, miting, seçim çalışması gibi legal faaliyetlerini organize ettiği,
faaliyetlerinde gizliliğe olabildiğince dikkat ettiği yukanda özetlenen telefon görüşmelerinden
açıkça anlaşılmakta olup, burada tekrar edilmeyecektir.
Ergenekon Terör Örgütü ve ona bağlı olan Lobi yapılanması gizli bir örgüttür. Bu
özelliği örgütün ana dokümanlan olan Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve
Geliştirme Projesi isimli belgede gizlilik ön koşul olarak gösterilerek illegal işlerin en önemli
sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı olabildiğince az
olmalıdır, Lobi isimli belgede ise, Lobi gizli örgütsel çalışma olarak tarif edilerek Lobinin tüm
çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır şeklinde ifade edilmiştir.
Buradan hareketle üyelerinin önemli bir kısmının örgüt yapılanmasını dahi kapsamlı olarak
bilmediği ve bilmesinin de gerekmediği anlaşılmaktadır. Esasen gizli olan bu örgütün açık
kaynaklar aracılığı ile propagandasının yapıldığını iddia etmek ilk başta çelişki olarak görülse
bile yukanda izah edildiği gibi Lobinin yapılanması ve tüm faaliyetlerinin mevcut hukuk
plâtformuna uygun olması, faaliyetlerin legal görünümlü dernek, vakıf ve benzeri sivil toplum
kuruluşlan ile perdelenerek yürütülmesi öngörülmüştür. Bu amaçla örgüt tarafından
kurdurulan Kuvayı Milliye Derneği legal bir yapılanmadır. Bu nedenle legal bir derneğe üye
temin etme görüntüsü ile eleman kazandmlması veya başka bir amaçla propaganda yapılması
örgütün gizlilik prensibini ihlal etmemektedir.
07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde 1 adet ruhsatsız tabanca ile yakalanan Murat
ÇAĞLAR'm, Kuvayı Milliye Derneğine ait olduğunu söylediği araçta bir kısım dokümanlar
bulunmuştur.
(1) rakamı ile numaralandmlan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; İstihbarat jargonu
başlığının olduğu ve altında "çiftçi=tetik çeken kelle alan, çöpçü=silahşörlere lojistik destek
sağlayan, tavşan=operasyondaki hedef, namazdan sonra=cuma öğleden sonra, alış
veriş=operasyon, yemlemek=dolar vermek, kış uykusuna yatmak=emir gelinceye kadar hiçbir
şey yapmamak, perdeleme=koruma altına alma, çizgi=ülke sınırı, şirket=cıa merkezine denir
Türk istihbaratçılar da Mit'e şirket diyor" şeklinde notlann yazılmış olduğu, (2) rakamı ile
numaralandmlan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; "Pantolonun ağ kısmı derin ve bol
olacak, ayakkabı kaymamalı ses çıkarmamalı koşmaya müsait olmalı, ceket kabalanndan
aşağıda uzun olur dışanya hafif bombe verilir tabanca tamamen kaybolur, takım elbiselerin
astarlan düğmeleri kolay sökülmeyecek cinsten olmalı kavgada sökülenler ileride
yakalandığında mahkemede delil olarak kullanılabilir, büyük ve sağlam pamuk mendil çok
önemlidir, her işe yarar yaranın üzerine bastınrsan kan kaybını önler, iç çamaşın slip olmaz
bokser gibi şort olmalı ki aleti yani tabancayı rahat koyabilesin külotunun lastikleri elinin
kalınlığında olmalıki alet düşmesin, kemerler Amerikandan özel gelir son delikten sonra
kemer içinde bir boğayı rahatlıkla kesebileceğin çok>keskin 'bıe"ak görevi yapan bir metal
vardır bu kemerler çok pahalıdır piyasada satılmaz" şeklinde notların yazılmış olduğu, (4)
rakamı ile numaralandırılan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; "Kimlik gizli kalmalıdır,
anne-baba kardeş senin kimliğini bilmemelidir, kimlik taşınmaz, şirket telefonundan ulaşılır,
numara gizlidir, yazı tipleri çok yönlüdür, sağ ve sol el kullanılmalıdır" şeklinde notların
yazılmış olduğu görülmüştür. Ayrıca diğer belgelerin içeriğinde ise değişik kişilere ait
istihbari mahiyette bilgiler olduğu tespit edilmiştir.
Bunlar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan
aramada el konulan bilgisayarların incelemesinde tespit edilen "KOMİSYONLAR, doc"
isimli, altında Mehmet Fikri KARADAG,Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN yazan
belge içeresinde derneğin kuruluş şeması olarak bazı bölümlerin oluşturulduğu, belgenin
altında Mehmet Fikri KARADAĞ yazdığı tespit edilmiştir. Bu bölümlerden, Özel Kuvvetler
Komisyonu başlığının altında "Bu komisyon savaş anında, seferberlik anında ve şanlı
ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan Kuvayı Milliye
Kuvvetlerini oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir... ayrıca Kuvayı Milliyenin güvenliğinden
sorumlu olup alt kurullar oluşturacak, güvenlik şirketi ve benzeri ticari işlere girecek." ibaresi
yazdığı tespit edilmiştir.
Şüphelinin Kuvayı Milliye Derneğinde neredeyse askeri yapıya benzer bir hiyerarşi
oluşturduğu, her konuda kendisine danışıldığı, diğer şüphelilerden Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun ifadesinde de belirttiği şekilde kararlan kendisinin verdiği, yönetim kurulu
karan ve karar alma prosedürünün ise göstermelik olduğu, bu konunun şüphelinin ve Kuvayı
Milliye Demeğindeki yapılanma ile bağlantılı diğer kişilerin burada tekrarlanamayacak kadar
çok olan telefon görüşmelerinden de açıkça anlaşıldığı, buna göre şüphelinin yukanda yazılı
dokümanlardan haberinin olmadığını beyan etmesinin savunma amaçlı bulunduğu, aksine bu
dokümanlan bir suç örgütü hüviyetinde yapılandırdığı dernek üyelerine bizzat kendisinin
verdiği veya kendisinin anlattıklanndan tutulan notlar olduğu değerlendirilmiştir.
Yine Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada ele geçen " Yönetim Kurulu" ile
başlayıp "Tüm Birimler Birbirine Emir Komuta Zincir İle Bağlıdır" diye biten şema da
derneğin illegal yapılanmasında nasıl bir hiyerarşi kurulduğunu göstermektedir.
Nitekim Derneğin teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan yardımcısı Hüseyin
GÖRÜM'ün ; "..Bu belgelerin içeriği hakkında genel başkan olan Mehmet Fikri
KARADAĞ'm bilgisi olduğu, Mehmet Fikri KARADRAĞ'm asker emeklisi olduğundan
dolayı bu şekilde derneğin faaliyetlerini ve görev alanlannı belirlediği, belirtilen konulann
hepsinin Mehmet Fikri KARADAĞ m kafasındaki projeleri olduğu, Özel Kuvvetler olarak
oluşturduklan bir birimlerinin olmadığı, ancak bazı şahıslara bu şekilde kimlikler verildiği.."
şeklindeki kaçamaklı beyanı , Gizli Tanık-17 nin de benzer beyanlan bu değerlendirmeyi
doğrular niteliktedir.
Kuvayı Milliye Derneğinin Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu Ali ÖZOĞLU ile
yapılmış röportaj 25 Mayıs 2006 tarihinde Tempo Dergisinde yer almıştır. Bu röportajda Ali
ÖZOĞLU Kuvayı Milliye Derneği'nin "2000 motorize ekipten oluşan, telsizli istihbarat
ekipleri hazırladığı, bu ekiplerin İstanbul içinde ve iki yakada başta kurt mafyası olmak üzere
her türlü organize suç şebekesine ve mafyaya karşı mücadele etmekle görevli olacaklan"
yönünde beyanlarda bulunmuştur. Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ bu konu hakkında
hiçbir bilgisinin olmadığını, Ali ÖZOĞLU'nun beymlannm, Erkut ERSOY ile birlikte kendi
düşüncelerini yansıttığını, Kuvayı Milliye Derneği olarak bu konuda hiçbir çalışmalannm
olmadığını,Ali ÖZOĞLU'nun basında çıkan haberlerden sonra dernekten istifa edip
aynldığmı savunmuştur. ...
Emekli yüzbaşı olan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, 25'Ö5.2Öp8gfinü Ankara Emniyet
Müdürlüğünde alman ifadesinde ; Kuvayı Milliye Dern€gi' Teşkilat^B^şkanı olan Hüseyin
GORUM'ün kendisinden etrafındaki şahıslara askeri eğitim y.errrtesihi istediğini söylemiştir.
Yukanda açıklandığı şekilde genel başkanlığını yaptığı dernekte neredeyse askeri bir
hiyerarşi oluşturan, her konuda kendisine danışılan ve onayı istenen şüphelinin bu
gelişmelerden haberi olmadığını söylemesinin savunma amaçlı olduğu değerlendirilmiştir.
Aşağıda özetlenen;
18.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede ; Erol'
un " sayın Özel Kuvvetler Komutanım nasıllar iyiler mi", "Paşamız nasıl" , Kahraman'm "Paşa
da gayet iyiler efendim", "Tamam efendim, teşekkür ediyorum hayırlı görevler"
Şeklindeki ve bu içerikteki birçok telefon konuşmaları,
Kahraman ŞAHİN'den elde edilen 13 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede tespit
edilen ; Kahraman ŞAHİN ve diğer bir çok şahsın askeri üniformayı anımsatan ayrıca bere,
apolet, fular ve benzeri aksesuarları bulunan elbiseler giyerek Türk Bayrağı ve Kuvayı Milliye
Flamaları önündeki fotoğrafları,
Dikkate alındığında, ele geçen dokümanda Kuvayı Milliye Derneğinde kurulması
öngörülen "Özel Kuvvetler" in sadece düşünce aşamasında kalmayıp uygulamaya da
konulduğunu göstermektedir.
Şüphelinin Erol ÖLMEZ'i tanımadığı şeklindeki savunmasının, Erol ÖLMEZ'in ifade
ve telefon görüşmeleri içeriğinden savunmaya yönelik olduğu, Erol ÖLMEZ'in kendisine ait
bölümde anlatılan istihbarat ve örgüte gelir temin etme amaçlı faaliyetleri ile ilgisinin
kurulamaması amaçlı bulunduğu değerlendirilmiştir. Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm
oğlu Serdar KARADAĞ'm aynı suçtan tutuklu bulunan ve sürekli olarak gönderdiği dilekçeler
ile yeniden ifade vermek istediğini söyleyen Erol ÖLMEZ'e cezaevinde para yatırması da bu
değerlendirmeyi doğrulamaktadır.
Vatanın elden gittiği, bir an evvel halkın ayaklandırılmasmm gerektiği şeklindeki örgüt
propagandasının sadece yukanda yazılı ve ona benzer dokümanların basılıp
yaymlanması,dağıtılması ile sınırlı kalmayıp Kuvayı Milliye Derneği yöneticileri tarafından
bizzat kişilere de yapıldığını, 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde oto içersinde 1 adet
ruhsatsız tabanca ile birlikte suç örgütü mensuplanna ait olduğu değerlendirilen belgeler ile ele
geçirilen Murat ÇAĞLAR kendisi ile yapılan mülakatta ; " Kuvvayi Milliye Derneğinde
kaldığı süre içerisinde kendilerine, vatanın elden gittiğini, bir an evvel halkın ayaklandmlması
gerektiğini, aynca Kuvvayi Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma
yetkisinin olduğunu, bunun için maddi güç kazanmalan gerektiğini, bu nedenle sık sık yardım
toplandığını, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu
anlattıklannı, bu çerçevede kendisinin de çok defa bu yardım toplama faaliyetlerine katıldığını
" söyleyerek teyit etmiştir. Daha sonra tekrar yakalanan Murat ÇAĞLAR ifadesinde bu
mülatattaki beyanlannı doğrulamış, Gizli Tanık-17 de aynı şekilde beyanda bulunmuştur.
Soruşturma kapsamında olup daha sonraki bir tarihte yakalanan şüpheli İhsan
GÖKTAŞ'tan elde edilerek 2 , 3 rakamlan ile numaralandmlan CD'ler içerisinde Kuvayı
Milliye Derneği binasında 12 kişinin katılımı ile yapılan bir toplantıda Hüseyin GÖRÜM ve
Mehmet Fikri KARADAĞ'm görüntülü konuşmalannm kayıtlı bulunduğu tespit edilmiş, Gizli
Tanık-17 bu görüntülerin Kahraman ŞAHİN tarafından kayda alındığını beyan etmiştir. Söz
konusu CD lerdeki görüntülü konuşmalarda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri
KARADAĞ'm tanışmalanndan itibaren Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı
Milliye Derneğinin kuruluş aşaması, süreç içerisinde gelişen olaylann tabii bir şekilde
konuşulduğu değerlendirildiğinden çözümü yaptınlarak özet olarak yukanda yazılmıştır.
Bu konuşmanın ; şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendi beyanı içeriğine göre 22
Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimler sonrasında Kuvayı.Milliye Derneği ile bağlantısını
zayıflattığı, 07 Eylül 2007 tarihinde de resmi olarak ayrıhdığı tarihten sonra yapıldığı , Kuvayı
Milliye Derneğinin Kadıköy ilçesindeki genel ''merkez Cinasında geçtiği, huzurda

Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den başka 12 kişinin daha olduğu


anlaşılmaktadır.Tartışmalarmm ise ; Mehmet Fikri KARADAĞ'm Ergenekon Terör Örgütünün
amaçlan doğrultusunda görünürdeki Kuvayı Milliye Demeğinin legal yapılanmasının tüm
imkanlarını kullanmasına karşın söz konusu genel seçimlerde beklediği neticeyi sağlayamaması,
bunun dışında Mersin ilindeki ölme,öldürülme ve öldürme ikazı ile yaptırdığı yemin töreni,
Demeğin Teşkilat Başkanı Hüseyin GÖRÜM'ün başında bordo bere ile kıydığı Kuvva Nikahı ve
sağma ve soluna alıp temsili olarak İsa ile Musa Peygamber olarak tanıttığı kişiler ile birlikte
yaptığı basın açıklaması görüntülerinin basında yer alıp vatandaşlardan tepki alması, yukarıda
silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalandığı anlatılan Murat ÇAĞLAR'dan sonra Demek
yapılanması hakkında soruşturma başlatılması olaylarından sonra işlevsiz kaldığını düşündüğü
Demeğin legal yapılanmasını tasfiye etme düşüncesinden ve Hüseyin GÖRÜM'ün buna karşı
çıkmasından kaynaklandığı görüntülü konuşmanın tümünün incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi neredeyse askeri bir itaatle bağlı
örgüt üyelerinin kendisine bu tartışmada olduğu gibi karşı çıktıkları görülmemiştir. Bu nedenle de
olayların gelişiminin kavranması açısından önem verilen bu konuşmada Hüseyin GÖRÜM'ün
Mehmet Fikri KARADAG'a ; Muzaffer TEKİN tarafından tanıştırıldıklarını, VKGB'nin kumlusu
aşamasında kendisinin Maltepe semtindeki meşhur barakasına gelip gittiğini, Hendek ilçesinde
anlaşmayı bozanın kanının diğerine helal olduğuna dair bir anlaşma yaptıklarını, buna karşılık
kendisinin eroin kaçakçısı olarak gösterilip VKGB oluşumundan uzaklaştırıldığını, kutsal bir dava
olarak gördüğü Kuvayı Milliye Demeğinin kumlusunda kendisinin büyük emeği olduğunu, ancak
Mehmet Fikri KARADAĞ'm demeğe gelen kişilere grup kuran, yer altına inin, şunu vur, bunu
vur, kıralım, keselim,para bulalım dediğini, bütün eylemlerde arka planda durup kendisini öne
çıkardığını, Ankara'da kurulan Kuvva-i Milliye Demeğinin arkasında da Muzaffer TEKİN'in
olduğunu, başkanı olan Bekir ÖZTÜRK'ün kendisi gibi kukla olduğunu, telkinlerine uyan birisinin
suç işlemesi halinde kendisine yükleneceğini, nitekim Danıştay saldırısı ve Hrant DİNK'in
öldürülmesi olaylarından sonra ortadan kaybolduğunu, bütün bu olaylardan sonra işin iç yüzünü
anladığını söylediği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki konuşmalardan da anlaşılacağı gibi ülkemizde meydana gelen sansasyonel
eylemlerden sonra Mehmet Fikri KARADAĞ'm demeğe gelmeyişi, Hüseyin GÖRÜM'ün
Danıştay saldırısında adının geçmesi üzerine Mehmet Fikri KARADAĞ ve diğer demek
üyelerinin kendisiyle irtibatlarını kesmesi, Mehmet Fikri KARADAĞ'm danışacağım yerler var
diyerek Beşiktaş'taki bir yere gitmesi , burada da Veli KÜCÜK'ün bürosunun bulunduğunun
bilinmesi , Mehmet Fikri KARADAĞ ile Veli KÜCÜK'ün örgütsel irtibat halinde bulundukları
yönünde değerlendirilmesi gereken diğer bir durumdur. Danıştay eylemi sonrası Veli KÜÇÜK-
Muzaffer TEKİN örneğinde olduğu gibi, deşifre olan örgüt üyesi Hüseyin GÖRÜM ile irtibatın
koparılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Murat ÇAĞLAR'm "kendilerine, vatanın elden gittiğini, bir an evvel halkın
ayaklandınlması gerektiğini, aynca Kuvvayi Milliye Demeğinin mevcut orduya alternatif yeni bir
ordu kurma yetkisinin olduğunu, bunun için maddi güç kazanmalan gerektiğini, bu nedenle sık sık
yardım toplandığım, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu
anlattıklannı, bu çerçevede kendisinin de çok defa bu yardım toplama faaliyetlerine katıldığı"
şeklinde demek yöneticilerince yönlendirildikleri hususu Kuvayı Milliye Demeği ile bağlantılı
olan şüphelilerin ilgili bölümlerde genişçe özetlenen,ancak bu bölüme yazılamayacak kadar çok
olan telefon görüşmeleri içeriğinden de açıkça anlaşılmakadır.
Mehmet Fikri KARADAĞ ve diğer şüphelilerin "vatanın elden gittiği, memleket
topraklannın düşmana satıldığı" şeklindeki görüş ve düşünceleri" .suç isnadına konu edilmemiştir.
İfade hürriyeti çerçevesinde herkesin bu türlü düşüncelerini açıklama, bu
eylemleri gerçekleştirdikleri iddia edilen yönetime karşı demokratik yollardan tepki
gösterme,en nihayetinde yine demokratik siyasi yollardan yönetimde bulunan kişilerin tekrar
seçilmemesi, kendi düşüncelerinde olan kişilerin veya bizzat kendilerinin yönetime gelmesi
için çalışma hak ve hürriyetleri vardır.Burada suç isnadına konu edilen eylem, meşru yoldan
yönetime gelmiş kişiler aleyhine, yukarıdaki dokümanda da yazılı olduğu şekilde halkın
silahlı ayaklanması için tahrik edilmesidir.
Diğer birçok şüpheliden de ele geçen bir CD içerisindeki görüntüde ; Mersin ilinde
bulunan bir yerel televizyona Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Hüseyin GÖRÜM, Kuvayı
Milliye Derneği yöneticilerinden Fikri KARADAĞ konuk olarak katılarak Kuvayı milliye
Derneği ve Hareketinin yapılanmasının ve amacının anlatıldığı, ayrıca hükümetin devleti 500
Milyar Dolar borca soktuğunu ve devleti iyi yönetemediğini bunun karşısında Genelkurmayın
ve askerin bir şeyler yapmasını ve görev almasını anlattığı, tespit edilmiştir.
Aşağıda özetlenen;
27.04.2007 tarihinde Ahmet SAYAR ile görüşmesinde özetle; Ahmet'in
televizyonlarda Genel Kurmay'm Muhtıra açıkladığının söylendiğini anlattığı, Mehmet
Fikri'nin "Oh ne güzel, demek ki Kuvayı Milliye hedefine ulaştı" dediği , Ahmet'in "O zaman
Anayasa Mahkemesi de yarın bu işi aynen bağlar" dediği,Mehmet Fikri'nin
".............Köpek gibi bağlıycaklar" , "Ne mutlu Türküm diyemeyen ... ne işi var Atatürk'ün
köşkünde" , "O zaman generallerin kafasını keserdi bu genç subaylar" , "Hadi bakalım
başarıya ulaştık, bu bizimdir" , "O yemin var ya o yemin", "Bizim Mersin'deki konuşmalann
da hepsi gitti, bunlar da bi bok yapamaz falan dedik" dediği, Ahmet'in "Hainlerin, azınlıkların
bu ülkeye hükmettiği ne zaman görülmüş, nereye kadar hükmedebilirler" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Anayasa Mahkemesi iptal edecek ve erken seçime gidilecek başka çare yok" , "Bu
olmazsa .... kan akar o zaman bu memlekette, çok tehlikeli olur" , "Oraya, o ...., Atatürk
düşmanı, Türk düşmanı, devlet düşmanı, müslüman olmayanlar çıkmayacak" dediği,
27.04.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kemal'in Genel
Kurmay'm açıklamasını sorduğu, Mehmet Fikri'nin "..bizim ateş orayı sarmış, belli oldu"
dediği, Kemal'in "Muhtıra gibi şey vardı, açıklama yaptı" "Ne Mutlu Türküm diyemiyen
herkes düşmammızdır dedi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Ne kadar güzel, aşağıdan gelen baskı
da bu" , "Benim yiğitlerimin baskısı da bu" dediği,
Ve benzer içerikli birçok telefon görüşmesindeki sözlerinin , görüşme tarihlerinde
gerçekleşen bu olayı Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda ve kendisine göre
muhtıra şeklinde yorumlayarak , örgütün amaç ve ilkelerine aykm davrandıklannı
düşündükleri yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan
yönetimden uzaklaştırabilmek yönündeki çabalannı gösterdiği değerlendirilmiştir.
Diğer şüphelilerden Kahraman ŞAHİN'den , Bayrampaşa Kapalı Cezaevinden Deniz
YILDIRIM isimli cinayet hükümlüsünün gönderdiği mektuplar ele geçmiştir. Deniz
YILDIRIM'm cezaevinden Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'deki adresini yazarak
Kahraman ŞAHİN ve Hüseyin GÖRÜM'e gönderdiği mektup içeriklerinde "Gönlümden geçen
tek hareket Darbeyle içimizdeki dış güçlere hizmet eden şerefsizleri infaz etmek" ,
"Paşama,Hüseyin Abi'ye,Soran herkese selam olsun,Yolumuz açık olsun", "Tam aktif
zamanımızda başımıza bu iş geldi, lanet olsun", "İçerde de olsak dışanda da olsak fark etmez,
her türlü yaşam şartına alışkmız„ben savaşımı burada veriyorum", "Ben silahımı ülkenin
bölünmez bütünlüğünü bölmeye çalışana çalışanlara çekmeye and içtim, bizler bu ülkenin
direnişçileriyiz" , "Toplu giydirme zamanı yaklaşıyor ! , farkındayım, beni unutmayın
buralarda.Bizler bu millet için topraklar için vanz,zırhımızı giymeden sokağa çıkmak yok" ,
sözlerinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu mektuplann da , şüphelinin örgütün Kuvayı Milliye yapılanmasındaki bütün üyeleri
ile birlikte diğer kişilere, vatanın elden gittiği , Kuvayı Milliye derneğinin vatanın kurtanlması
davasını yürüttüğü, bu kapsamda askeri bir darbenin zemininin hazırlanarak hain
olan kişilerin infaz edilmesi gerektiği şeklindeki örgüt propagandası yaptığını gösterdiği,
esasen Ergenekon Terör Örgütünün yönetici konumunda bulunan üyelerinden, bu mektupları
kaleme alan cezaevinde cinayet suçundan tutuklu olarak yatan bir ilgilisine kadar bir askeri
müdahale söyleminin bulunduğu soruşturma evrakı genelinden de anlaşılmaktadır.
Ankara C.başsavcılığının Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği (VKGB) ile
ilgili yürüttüğü soruşturmada usulünce alınmış Mahkeme kararlan uyarınca yapılan iletişimin
dinlenilmesinde tespit edilen telefon görüşmelerinde bu soruşturmamızı aydınlatabilecek
konuşmalar da bulunmaktadır. Ankara C.başsavcılığmdan temin edilen buna ilişkin
soruşturma evrakları C.başsavcılığımızm soruşturmasında CMK 138/2 maddesi kapsamında
tesadüfen elde edilen deliller niteliğindedir. C.başsavcılığımızm soruşturma konusunun da
CMK 135/6 maddesinde sayılan suçları kapsadığı dikkate alındığında söz konusu telefon
konuşmalarının delil olarak kullanılabileceği değerlendirildiğinden, sözü edilen telefon
görüşmelerinin konumuza ilişkin bölümleri aşağıya alınmıştır.
28.05.2006 günü saat: 23:04:34' de Taner ÜNAL ile Ahmet CİNALİ arasındaki telefon
görüşmesinde özetle ;
Taner' in "....bir gün oturmuşlar bunlar, ee şey kurmuşlar cunta kurmuşlar , ee şeyi
Genelkurmay Başkanı yapmışlar, A.P.' ı, şeyi Fikri KARADAĞ da Başbakan olmuş, şey de ee
Muzaffer ee neydi bu TEKİN miydi neydi bu, onu da Cumhurbaşkanı yapıyorlarmış, .... ihtilal
yapıyorlarmış, bunlar işte Ahmet bunlar devletin nüfuzunu ordunun nüfuzunu kullanarak
ortada böyle yıllardır gemiyi yürütmüşler, bunların nüfuzu bize geçmedi sadece ..."dediği,
04.06.2006 günü saat: 22:58:41' de Ahmet CİNALİ ile Taner ÜNAL arasındaki telefon
görüşmesinde özetle ;
Taner' in "....kimseye açıp ta diyemiyorum ki, biz diyor Genel Kurmayda ne kadar
paşa varsa kellesini torbaya dolduracağız diyor Fikri KARADAĞ, biz bir ihtilal örgütüyüz
diyor, bu dernek te diyor ihtilal örgütüne hizmet edecek..." dediği,
04.07.2006 günü saat: 18:31:30' da Taner ÜNAL ile Nihat isimli kişi arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Taner' in "Şimdi iyi dinle,o A. P.'la bunun yanındaki Fikri KARADAĞ, bunları şey
sözde bu görevlendirmiş,hatta bir iki kere bu Fikri KARADAĞ filan bunla telefonda
konuştu,hatta R.P. da vardı,ben dedim ki sizin dedim şeyle alakanız ne eee neydi bu adamın
ismi Muzaffer TEKİN'le, dedi biz ihtilal yapacağız, yani bunun üzerine gönderdim bunlan,
dedim ne ihtilali yapıyorsunuz siz dedim, Genel Kurmay Başkanını değiştireceğiz dedi,
kelleleri torbaya koyacağız dedi, dinleyenlerde dinlesin a...avr... s..., Taner ÜNAL'ı niye
suçluyorlar dedim,kardeşim burası kelle toplama yeri değil ki dedim, yani kellenizi nerde
toplayacaksanız toplayın dedim ya ne yapıyorsunuz siz dedim,ya eee biz bunun için geldik
buraya dedi şey Fikri KARADAĞ" , "... Allah canımı alsın bana dediği şey bu oldu şey dedi
ne dedi o Genel Kurmay Başkanının bilmem nerenin hepsinin kellelerini çuvala katacağız
dedi, bir ihtilal yapacağız dedi..." , " Genel Kurmay Başkanı da A.P. olacak dedi, onun için
siktir ettim ben bunları. Haa şimdi de kalkmışlar beni yargılıyorlar a..m av...nı s..., bunlara
bilmem Anadolu bilmem ne derneği kurduruluyor, ötekine bilmem ne derneği kurduruluyor ,
si.. .1ar Türkiye'nin anasını, A.P. öyle bir dernek kurmuş, şimdi iki de bir efendim şeyin neydi
o Atatürk'ün Bursa Nutkunu yapacakmış, ya burası terörist ülkesi mi, Atatürk'ün Bursa Nutku,
yani savcıları keseceklermiş, ötekilerini çuvala dolduracaklarmış...." dediği,
06.10.2006 günü saat: 20:59:15' de Taner ÜNAL ile Ahmet İzzet DAĞISTANLI
arasındaki telefon görüşmesinde özetle ;
Danıştay olayı ile ilgili bir süre görüştükten sonra, Taner' in "Hedefte kimse bunun
şeyi var, Fikri KARADAĞ var, tam Danıştay saldırısının en şey günlerinde dedi ki, efendim
biz motorize ekip kuruyoruz, bir milyon kişi, yav kardeşim sen kelle avcısı mısm,aynı Fikri
KARADAĞ yani aramızda kalsın aynı Fikri KARADAĞ Alaaddin/PARMAKSıZ'ın yanında
bizim yönetimdeydi, bunlan daha önce ben kovaladım bunlan, elli kişilik bir yönetim kurulu
vardı işte, bunlar seçildiler geldiler. Kardeşim dedim, yani hoş geldiniz iyi yaptınız memnun
oldum, iki tane dedim mümtaz şey paşa subay size nasıl yardımcı olabilirim, ne yapmak
istiyorsunuz, hedefleriniz neler dediMehmet Fikri KARADAĞ dedi ki, biz dedi paşalann
kellelerini çuvala dolduracağız dedi, anlamadım dedim, evet dedi biz ihtilal yapacağız, ihtilali
de dedi Muzaffer TEKİN yapacak dedi, ben dedi şey dedi, Muzaffer ımmmm A.P.Genel
Kurmay Başkanı olacak dedi, ben de başbakan olacağım dedi. Dedim beyler siz yanlış yere
gelmiş e bunlar ben bunlar bunun için mi buraya geldiniz, evet dedi Türkiye'nin en büyük sivil
toplum kuruluşu buradan güç alarak dedi bunu yapacağız, dedim beyler yanlış yere
gelmişsiniz siz dedim burada bunu size ben yaptırmam dedim, İran'a savaş yapmak kaydıyla
yani aramızda kalsın bunlan hiç kimseye söyleme, İran'a savaş açmak kaydıyla Başbakanlık
teklif edildi, ulusalcı diyorlar, Türkiye'de bir şey gelecek, sende zorluyorsun, yıkılmadın,
önünü açalım ama diyorlar, tek şartımız var İran'a savaş açarsın, açacaksın, bunlar paranoya
gibi gelir yani, ilk şeyde şey olmaz da, e şimdi Türkiye'de demek ki yapılmak istenen bir
takım şeyler var, operasyonlar var, kusura bakmayın kardeşim biz adamı tersledik mersledik,
doğruydu yanlıştı ben bunlan gündeme getirmem ama bilmen bakımından söylüyorum"
dediği,
Bu telefon görüşmelerinin ilgilisi olan kişilerin Mehmet Fikri KARADAĞ'm VKGB
Hareketine katılışının amacını aynca yoruma yer vermeyecek şekilde anlatmakta olduklan
görülmektedir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'dan sonraki tarihte yakalanan ve haklanndaki evrak aynlan
İbrahim ÖZCAN,Durmuş Ali ÖZOĞLU ve Hatice BAHTİYAR ifadelerinde Mehmet Fikri
KARADAĞ'm bu söylemlerine şahit olduklannı beyan etmişlerdir.
Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda 22 Temmuz 2007
tarihinde yapılan genel seçimlerde yönetim aleyhine legal faaliyette bulunduğu, hatta
kendisinin bağımsız olarak milletvekili adayı olduğu bilinmektedir.
30.04.2007 tarihinde X şahıs/Y Şahıslar ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin bir
askeri üssü arayarak X şahıs sonrası Y şahısla görüştüğü ve "Sevgili paşam nasılsın" diye hal
hatır sorduğu, Y Şahsın ".. dün Çağlayan'da miydin" dediği, Mehmet Fikri'nin "Dün
Çağlayan'a ekibi gönderdim, kendim seyrettim", "Çağlayan'da kuvvetli bizim ekip" diyerek
yapılan mitinglerden bahsettikleri,
02.05.2007 tarihinde Recep isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Recep'in "..................
nasıl durumlar baksana toz duman DSP ile CHP birleşiyormuş" dediği, Mehmet Fikri'nin "
Toz duman tabi sağda onlar birleşecek, solda, öbürleri de sağda birleşecek" dediği, Recep'in
"Sağda öbürü sağda, bizimkiler solda birleşecek" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hiç bir şey olmaz,
aynen öyle olacak, birinci parti CHP dedim bana kimse inanmadı" dediği, Recep'in " Evet
birinci parti CHP olacak, ben sana söyleyim" dediği, Mehmet Fikri'nin "..Bütün köpekler
sürünüp gidecek siktir olup gidecek" dediği, Recep'in "250 milletvekili çıkartmz değil mi
paşam" dediği, Mehmet Fikri'nin "Daha fazla, daha fazla" dediği, Recep'in "Daha bile fazla,
hayırlısıyla başkanım, ne diyorsun milletvekili olayım mı, gireyim mi" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Hemen tabi, hemen yokla, hemen yokla ben seni her zaman desteklerim", "Her
şeyinden desteklerim ben seni", "Bütün bu varoşlann hepsine de yollanm adamlanmı,hiç
merak etme" dediği,Recep'in "Varoşlann hepsine yollanm diyorsun Maltepe'den
Ümraniye'sine kadar" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hepsine, hepsine" dediği, Recep'in "İşte ilk
on, onikiye falan girebilsem" dediği, Mehmet Fikri'nin "... gönderirse buradan size oy
vermiyor Kuvayı Milliye der olur biter" dediği,
14.05.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kendilerinden
bağımsız bir milletvekili seçilmesinin iyi olacağından bahsettikleri^ İzmir ilinde yapılan
mitingin iyi olmadığını, olayı siyasi partilerin üstlendiğini, şova dönüştürdüklerini anlatarak
Mehmet Fikri'nin "Kürsüye falan şşyj yaptık müdahale ettik" diyçrgk^kavgayı önlediklerini

anlattığı , Kemal'in "CHP ile DSP nin şeyine dönüştü yani" diyerek rahatsızlığını bildirdiği,
konuşmanın ilerleyen bölümlerinde bir doktordan bahsederek, doktorun kendilerinden
bağımsız aday olabileceğini konuştukları, Mehmet Fikri'nin da Kemal'e "önce kendini düşün"
diyerek bağımsız milletvekili adayı olmasını istediği,
16.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Mehmet Fikri'nin
"Ha Mamo, ya nerdesin evlatçım yav" , "Ben dedim acaba Mamocuk ne oldu dedim, gitti
galiba dedim, varmıştır dedim" dediği, Muhammet'in "Hee valla sağolun komutanım
arayamadım da vallah mitinge de gelemedim" "He he gelecem Allah izin ederse varan bir
emriniz buradan" dediği, Mehmet Fikri'nin "Koçum benim beklerim" dediği,
Yukarıda yazılı CD çözümü içerisindeki Hüseyin GÖRÜM ile konuşmalarında ;
Hüseyin'in ".... Mehmet Fikri KARADAĞ en çok neye karşı, bu günkü yönetime karşı,
Allah'ım dedim sana yalvanyorum, Allah'ım tam ters çevir dedim biliyor musun" , Mehmet
Fikri'nin "Sen dua ettin de oldu", Hüseyin'in "Bu gün onlar yüzde 46 aldı, siz 46 oy aldınız..."
Şeklindeki görüşmeleri ve yukarıda özetlenen benzer mahiyetteki birçok telefon
görüşmesinin bu hususu teyit ettiği anlaşılmaktadır.
Şüphelinin bu genel seçimler öncesindeki legal faaliyetlerinden Ergenekon Terör
Örgütünün amaçlan doğrultusunda beklediği sonucun çıkmadığı da anlaşılmaktadır.
Bu konudaki;
12.09.2007 tarihinde Yaşar ARSLANKÖYLÜ ile görüşmesinde özetle; "Bizde
adaylığımızı koyduk bir bok çıkmadı, Kuvayı Milleyin'in kaç bin üyesi var Genel Başkanına
kırk altı oy çıkıyor olacak iş mi bu ha..."
29.08.2007 tarihinde Hüseyin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Hüseyin'in
"Vallahi haberleri izliyorum evde üzülüyorum dedim bi komutanımı arayayım" dediği,
Mehmet Fikri'nin "Boşver oğulcum ya boşver, bu millet neler" , "He bu millet Nedim
OKLAR'ı gördü, bu millet ya ne olacak" dediği, Hüseyin'in "Komutanım çalışması ne beş
torba kömürü, yazdan kış kömürü dağıttılar", "Aziz NESİN bunlara az söylemiş bu halka ya"
dediği, Mehmet Fikri'nin "Tabi ya yüzde 60 ne yüzde altmışı yüzde 97 ya" , "Aziz NESİN
cennette, cennette , onlar ne derse desin" dediği,
10.10.2007 tarihinde İmam Hüseyin YARDIÇ ile görüşmesinde özetle; Bir süre seçim
sonrası siyasi yapıyla ilgili değerlendirmeler yaptıklan, İmam Hüseyin'in ".. bu memleketi
Yugoslavya gibi bölüp parçalamaya uğraşıyorlar, iş ona geldiği zaman., biz vatanı koruruz"
dediği, Amerika'nın Irak ta yapmak istediği planlardan, oyunlardan bahsettikleri, bir süre
mahalle aralannda bulunan mescit ve kiliselerle ilgili konuştuktan sonra Mehmet Fikri'nin
"Hepsi Amerika'ya çalışıyor köpeklerin, işte hepsi, yani o dediğin medrese denen yerler de
Amerikan ajanlanyla dolu", "En büyük misyoner devletin başında" "Bu bu ş... a... millet
ondan sonra gidip bunalara yine yüzde elli veriyor" dediği,
21.10.2007 tarihinde Ali isimli şahısla ile görüşmesinde özetle; Bir süre hal hatır
sorduktan sonra Ali'nin Hakkari Dağlıca'da şehit olan askerleri kastederek "...Üzüntümüz var
işte. Bu şeylere kafamız, moralimiz bozuldu.","Bizim yapacağımız bir şeyler var mı", "Artık
yani burda çocuklar da soruyor. Yani bunaldı millet, bildiğin gibi değil." demesi
üzerine, Mehmet Fikri'nin "... ne yapacağız bu..................milletine. Vatan hainlerine bilmem
neylere bütün iktidan veriyor alkışlıyor. A.........bu milletin ben., ......... vatan hayinlerine her
şeyi teslim ediyorlar,........çocuklan.........ibneleri akıllan başlanna gelmiyor..." dediği,
Şeklindeki ve benzer mahiyette bulunan birçok telefon görüşmesinde seçim
sonuçlannm istediği gibi olmamasından kaynaklanan sözlerinin her fırsatta millet sevgisinden
bahseden şüphelinin millete en ağır hakaretleri edecek dereceye vardırarak bireysel bir tepki
smırlanm aştığı, kendi ifadesindeki "Kuvayı Milliye Derneğinin Tam Bağımsız ve
Bağlantısız" olduğu şeklindeki savunmasının aksine, seçimlerden önce Ergenekon Terör
Örgütünün amaçlan doğrultusunda yapmış olduğu yoğun mesainin karşılılığmı alamamanın
ifadesi olduğu değerlendirilmiştir.
Şüphelinin bu aşamadan sonra Kuvayı Milliye Derneğinin Adana ili temsilcisi Yaşar
ARSLANKÖYLÜ ile yaptığı 12.09.2007 tarihli görüşmede "Şimdi özel özel bir görev almak
istiyorum da şeyde" "...ayrıca şey altından örgüte devam edeceğiz Kuvayı Milliye
bırakmayacağız"
Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmada istihbarat ve tetikçi kanadında görevli
Kahraman ŞAHİN'in Ali SULMAZ isimli kişi ile yaptığı 08.11.2007 tarihli görüşmede "Şimdi
bi takım insanları genel kurmay geri çağırdı anladın mı" "Ha anladın mı fazla telefonda
konuşamıyorum ben", Ali'nin "Anladım abi baba yi da çağırdılar mı", Kahraman'm "Yani öyle
bi durum var" "Tamam fazla konuşamıyom yani"
Sözleri ve benzer mahiyetteki birçok telefon görüşmesinin, şüphelinin bu görüşme
tarihlerinde Dernek Genel Başkanlığından ayrılmış olması, emekli bir asker olmasına karşılık
"Şimdi özel özel bir görev almak istiyorum da şey de" "...ayrıca şey altından örgüte devam
edeceğiz Kuvayı Milliyeyi bırakmayacağız" diyerek yeni ve özel bir görev almak istediğini
belirtmesi dikkate alındığında ; kendisinin Ergenekon Terör Örgütünün hiyerarşik yapılanması
içerisinde yer aldığını, 22.07.2007 tarihindeki genel seçimlere kadar örgütün amaç ve ilkeleri
doğrultusunda belli bir strateji ile yönettiği Kuvayı Milliye Derneğinden seçimlerde istenilen
sonucun almamasından dolayı Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasında başka bir görev
üstlenmek için görünürde ayrıldığını, ancak yeni görevinde de her zaman ihtiyaç duyacağı için
Kuvayı Milliye Derneği yapılanmasmdaki örgüt üyelerinin dağılmamasını istediğini gösterdiği
değerlendirilmiştir.
Şüphelinin Kuvayı Milliye Derneğinin Mersin eski temsilcisi olup, perde arkasından
Mersin ve Adana temsilciliklerini de yönlendirdiği anlaşılan Kemal CANAY ile yaptığı,
16.09.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kemal'in "Gidiyo
memleket, teslim mi olacaz başkanım" dediği, Mehmet Fikri'nin "............Ş.O... Korumak Ve
Kollamakla Yasal Olarak Görevli Olan, emrinde milyon tane asker olan..........teslim oluyosa
bize mi düşecek" "Tankı, Topu, Uçağı, Gemisi Bende Değil Onlarda, onlar ne gerekiyorsa
yaparlar" dediği, Kemal'in "...belki daha beklediği vardır genel başkanım" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Onlar Bekleseydi, Bizlen Temas Kurarlardı Ne Yapayım" dediği,
Sözlerinin de, Ergenekon Terör Örgütünün genel seçimlerden istenilen sonucun
almamasından dolayı örgütün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıklarını düşündükleri yönetimi
ancak askeri bir müdahalenin yapılmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden
uzaklaştırarak sağlayabileceği, yine bu amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı
temin amacı ile görüşme tarihinde şüphelinin Kuvayı Milliye Derneğinden ayrılmış olduğu, bu
durumda kendisinden bir sivil toplum hareketini yönlendirmesinin de zorlaştığı dikkate
alınarak, ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki
çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provakatif terör eylemleri organize etme görevini beklediği
değerlendirilmiştir.
Yönetim aleyhine yapılan sivil toplum gösterilerine katılanların geneli için bu tür bir
değerlendirme yapmak yersiz olsa da, örgüt yöneticisi sıfatı ile şüphelinin bu gösterilerin
organizesinde ve katılım sağlanmasında görev aldığı telefon görüşmelerinden
anlaşılmaktadır. Sözü edilen mitinglerde ve diğer sivil toplum hareketi görüntüsündeki bazı
eylemlerde katılımcılardan birkaçının fotoğrafları soruşturma evrakına ekli "Ordu Göreve"
yazılı döviz taşıdıkları basın ve yayın kuruluşlarında yer almıştır. Bu kişilerin şüpheli ile
bağlantısı delillendirilememiş ise de, şüphelinin örgüt yöneticisi olması deneni ile TCK
314/3,220/5 maddeleri uyarınca suç teşkil eden bu eylemlerden de sorumlu tutulması
gerektiği değerlendirilmiştir. -" y, -
Şüpheliler arasındaki aşağıda özetleri yazılı telefon görüşmeleri trafiği şüpheli
Mehmet Fikri KARADAG'm genel seçimler sonrasındaki faaliyetlerini göstermesi açısından
önemlidir.
15.09.2007 tarihinde saat:21.52 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT
arasındaki ; Muhammet'in "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine" "...komutan
diyorum, olursa olsun diyorum., biz her türlü varız, indirilecek adam varsa indirelim, her türlü
arkanızdayım dedim", "Bu Yeni Şafak gazetesinde Fehmi KORU mu ne var ya bir tane
gazeteci" "O kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri ayarla dedim,., sen
bizi başkasına yönlendir dedim" , "Yani yapacağımız varsa yapalım bize destek olsun dedim",
"O gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama, dedim
sende bize yap dedim", Selim'in "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi", Muhammet'in
"Erkek, Fehmi KORU var ya a... k... ", "Komutan onu biz indiririz dedim, Sabahat TUNCEL'i
de indirelim dedim, zaten Sabahat TUNCEL'i indireceğiz dedim, ikisini de indirelim dedim,
siz gerisine karışmayın dedim, siz sadece bize yolu gösterin dedim" Selim'in "Baydemir'le O
Olabilir", Muhammet'in "Sabahat TUNCELİ dedim, o da tamam diyor, tamam da a... k.... önce
bir mekan lazım bize, para lazım dedim..."
21.09.2007 tarihinde saat:13.13 sıralarında Selim AKKURT ile Ayhan ÇELİK
arasındaki ; Ayhan'ın "He yeter a... k..., peki oyuncakların falan nasıl iyi mi", Selim'in
"Oyuncaklarım hazır işte maddiyata bakıyor"
29.09.2007 tarihinde saat :23.58 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim
AKKURT arasındaki ; Muhammet'in "İyi, ben şimdi bizim Fikri Albayla görüştüm de beni
aradı..." , "...Biri varmış İstanbul'da, o da maddi destek sağlayacak, diyor gidin ona diyor, nasıl
edek" , "Hı başımızı ağrıtır ama ...","... 'de ceza savcısı varmış, ... ceza savcısı, bir de hakim
varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da görüştürecem sizi, onlar da arkanızda
ama,onlarm bize ne faydası olacak ki a... k... ", "Bir işe benzesin, bir de içerde bakacak bir
para olsun a... k..." , "Devlet zaten bizi s... de", "Ancak o büyüklerden koruyanlardan olursa
olur,korur,yoksa dışardan öyle devlet mevlet bizi de s... a... k..., adam diyecek devletin askeri
var, polisi var, size mi kalmış a... k..." , "He iyice bizi vatan haini ederler de", Selim'in "He
Ağca gibi oluruz ha", Muhammet'in "Başka bir şey dediğin, Orhan PAMUK'u diyek a... k...",
Selim'in isim söylememesi konusunda uyanda bulunduğu, daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili
gazetede çıkan haberlerden bahsederek Selim'in "Ogün'ün hesabında trilyon varmış",
Muhammet'in "Ya a... k..., bunlar DİNK'i hallettiler hiçbir s... olmadı, ne akrabaları ne
çevreleri, hepsi kahraman oldu çıktı a... k..., biz ona diyek ki gelin biz ORHAN'ı dökek",
30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon
mesajında ; "Halaoğlu, gazeteci Orhan PAMUK'u halledecez,ben,sen,Halil,Fuci, var mısın,
toplam 2 trilyon alacaz,var mısın kurban bayramından sonra hazır ol"
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon
mesajlarında ; "Allah izin ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından sonra İstanbul'da
konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkışı halledecez, ilk başta 2 trilyon alacaz, işi
bitirdikten sonra da 5 trilyon,bir tane villa,bir tane benzin istasyonu alacaz,bunlar İstanbul'da,
ama sonuçta kesin yakalanacaz, bunu bü,Hrant DİNK'i vuranlar gibi tüm Türkiye bizim
peşimizde olacak,haberin olsun " "Bu hafta görüşecez,Ben, Sen, Halil, Fuci, hazırlıklı ol" ,
"Öyle de yok,böyle de, en azından hayatımızı kurtannz,babalar gibi yatarız çıkanz,zaten Sedat
PEKER yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış,en büyük biz olacaz,paranm da her
şeyin de en iyisini yapacaz, halaoğlu bu saatten sonra bize bu gider"
09.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK arasındaki ;
Muhammet'in "He iyi bayramdan sonra hazırlan ha", "Kesin ha tamam" , Coşkun'un
"Kurban bayramını sabırsızlıkla bekliyorum yani" , Muhammet'in "Kesm bak daha buradan
bunun dönüşü yok,işi hallettiklesin kararlaştırdık " »
10.2007 tarihinde saat:00.06 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT
arasındaki ; Selim'in "Tamam, şey yap ne oldu komutandan bişey çıkmıyor mu", "deki Osman
yada şey ...", Muhammet'in "Tamam bakacağız"
21.10.2007 tarihinde saat: 15.25 sıralarında Selim AKKURT ile Zafer POLAT
arasındaki ; Selim'in "....Abuşlan görüştük, Abus gitti. Ertesi gün a... k... o şeyler patladı
mevzuatlar. Ondan sonra numaramı değiştim hemen.", "Onun telefon da kesin mimlidir
yani. .. .ama isim vermedik birşey etmedik öyle bir konuştuk işte...", Zafer'in "E ne edek a...
k...., bizde gidek, sen o zaman git, o DTP'nin başkanını öldür. Bende gidim ha o Diyarbakır
belediye başkanını. Kardaş bizde gidip yatak ne edek." ,
22.10.2007 tarihinde saat:18:20 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT
arasındaki; Muhammet'in ".. .Albayından birşey çıkacağı yok, o... a... koyayım, iki gündür ara
ara a... k..., ..bu sefer de diyor, devletin askeri var, polisi var boş verin, a... k.. k.... ya" ,
"Bizim rızkımız kesiliyor her taraftan"
22.10.2007 tarihinde saat: 19:09 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT
arasındaki ; Muhammet'in " O Veli KÜÇÜK'ün telefonunu bulamaz mısın", Selim'in
"Bulurum", Muhammet'in ".. ..bir de Veli KÜÇÜK'ü bulayım bana", "Bu Albaydan bi s...
çıkmayacak a... k... onun ben", Selim'in "... onu boşver ya, bize güvenemez halaoğlu o, o
yüzden biliyor musun" , Muhammet'in "...bana Veli KÜÇÜK lazım, onu bir bulayım" ,
Selim'in "Veli KÜÇÜK bizimkinin arkadaşı ya" , "Geldi ben görmüşüm"
30.10.2007 tarihinde saat:17:15 sıralarında Muhammet YUCE'nin Selim AKKURT'a
gönderdiği mesajda; ".. .sen Veli KÜÇÜK'ün numarasını sen sade bana bul a... k..., o tanıdık
Albaydan bir s... çıkmayacak, sen o Veli KÜÇÜK'ün numarasını bana bul yolla"
12.11.2007 tarihinde saat: 19.28 sıralarında Muhammet YÜCE ile görüşmesinde ;
Mehmet Fikri'nin "Muhammet" , "Oğulcum, şey hattından arıyorum. Öbür hat dinlendiği
için." , "Öbür hattan arıyorum." , "Şimdi şeyim ben. Oradan aradığım için, öbür numaradan
hiç arama" , "Yarın bir yerde buluşalım.", "Ben seni arayacağım."
12.11.2007 tarihinde saat: 19.49 sıralarında ; Muhammet YUCE'nin kullanımında
bulunan 537 878 66 42 numaralı telefon hattı ile Mehmet Fikri KARADAG'm kullanımındaki
535 888 15 14 numaralı telefon hattını ödemeli olarak aradığı, Mehmet Fikri KARADAG'm
ödemeli aramayı kabul ettiği
12.11.2007 tarihinde saat: 20.12 sıralarında ; Muhammet YUCE'nin kullanımında
bulunan 542 588 35 26 numaralı telefon hattı ile Mehmet Fikri KARADAG'm kullanımındaki
5358881514 numaralı telefon hattını çaldırdığı
12.11.2007 tarihinde saat : 20.12 sıralarında ; Mehmet Fikri KARADAG'm
kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattı ile Muhammet YUCE'nin kullanımında
bulunan 542 588 35 26 numaralı telefon hattını çaldırdığı
12.11.2007 tarihinde saat : 20.13 sıralarında ; Mehmet Fikri KARADAG'm
kullanımındaki 535 888 15 14 numaralı telefon hattı ile Muhammet YUCE'nin kullanımında
bulunan 542 588 35 26 numaralı telefon hattını çaldırdığı, Muhammet YUCE'nin telefonunun
meşgul düştüğü
12.11.2007 tarihinde saat : 22.56 sıralarında Mehmet Fikri KARADAG'm
kullanımında bulunan 0 535 888 15 14 numaralı telefonu ile , Muhammet YUCE'nin
kullanımında bulunan 0 536 310 28 79 numaralı telefon arasında yapılan görüşmede özetle ;
Mehmet Fikri'nin "Oğlum ben seni anyacam dedim, başka telefondan. Bu telefondan aradın,
bütün planı bozdun." , "Ben seni ararım evlat. Onlann şeyini alırız, o telefondan tamam.",
"Telefonlarını alırız çocukların..."
13.11.2007 tarihinde saat: 14.06 sıralarında Muhammet YUCE'nin kullanımında
bulunan 0 537 878 66 42 numaralı telefonu, Mehmet Fikri KARÂTJAĞ'm kullanımında
bulanan 0 216 449 14 35 numaralı sabit telefonla aramalıyla yâpila4 görüşmede özetle ;

Mehmet Fikri'nin "O şeyin delikanlının telefonunu kaçtı, o bana vermişti ama ben onu biyerde
kaybetmişim.", Muhammet'in "Onu şey mesajlamı göndereyim?" Mehmet Fikri'nin "Yok, o
telefonu hiç kullanmıyorsun." "O 24 saat dinlemede.", Muhammet'in "Hangisi komutanım
sizinki mi" , Mehmet Fikri'nin " O senin ikisi de. Ceplerin ikisi de.", Muhammet'in "Anladım
başka bir numara verin bana." Mehmet Fikri'nin "Eee o numarayı şimdi veremiyorum",
"Verirsem ikisi de şu anda elimdekiler öyle" , "Olursa ben sana ordan zaten mesaj çekerim. Bir
tane alırsam yeni hat" , Muhammet'in "Şimdi ne var komutanım, Var mı bişey" , "He şeyi, dün
gazeteyi okudum, gazetede şey var" , "Tespihli mespihli ne oldu onlar" Mehmet Fikri'nin
"Onlar yalancı peygamber olmuş işte. Seçimden sonra benim zaten hiç uğradığım yok ya terk
ettim", Muhammet'in "Bıraktınız mı siz orayı" , Mehmet Fikri'nin "Terk ettim bırakmış gibi
bişey artık. Yani napayım artık", Muhammet'in "Nasıl yapalım orayı şimdi" Mehmet Fikri'nin
"Konuşmamız lazım işte, onun için hemen en kısa zamanda" dediği, Muhammet'in "Tamam
komutanım onu hallederiz. Tamam var mı bi emriniz komutanım." Mehmet Fikri'nin "Ben seni
10 dakika sonra ariyayım. O çocukla görüşmem lazım." "...Bir kaç dakika sonra arıyacam. O
telefonu bana bildir. Onu yazdır bana"
13.11.2007 günü saat: 14.10 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT
arasındaki; Muhammet'in "Şey et ha, iyi ben görüştüm a, şimdi o senin numaranı istedi, şimdi
yine aradı, veriyorum ha bu numarayı diyor bi onla görüşecem", Selim'in, "Şey mi" dediği,
Muhammet'in "Ha Fikri Karadağ" , Selim'in "He, tamam da, isim soy isim söyleme" ,
Muhammet'in "He yo. Diyor onla bi görüşeyim bi iş var diyor tamam mı"
13.11.2007 tarihinde saat: 14.10 sıralarında Muhammet YÜCE'nin kullanımında
bulunan 0 537 878 66 42 numaralı telefonu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullanımında
bulanan 0 216 449 14 35 numaralı sabit telefonla aramasıyla yapılan görüşmede; Mehmet
Fikri'nin "Muhammet benim oğulcum" , "Söyle canım telefonu" dediği ve (545 251 66 25-
Verilen telefon numarası Selim AKKURT'un telefon numarasıdır) numaralı telefonu aldıktan
sonra "İyi bunu ben arayınca bulacam direkt", Muhammet'in "Doğrudur komutanım şu an
telefon açık" , "Tamam komutanım. Eee beni neyse onu arar ben ondan şey yaparım" Mehmet
Fikri'nin "Tamam yüz yüze görüşmek lazım. Telefonda olmaz." Muhammet'in "Görüşürüz o
zaman en kısa zamanda tamam komutanım" Mehmet Fikri'nin "Telefon olursa ben senden
öğrenince onun telefonunu ararsın" , "Herhangi bir sivil telefon ben sana bildiririm"
13.11.2007 tarihinde saat: 14.12 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT
arasındaki ; Muhammet'in "Numaranı verdim ha, bu numarayı arayacak. Bak bakayım hele ne
diyor a... k..." , Selim'in "Tamam, sen bişey konuşmadın mı" , Muhammet'in "Yok telefonla
konuşamadım da. Dedi bana o lazım dedi, onla görüşmem lazım dedi, herhalde bir iş mi vardır
nedir bilmiyorum ki. Tamam dedi, o bana lazım dedi, numarasını ver dedi, onla görüşecem
dedi, yüzyüze görüşülmesi lazım dedi nasıl edek dedi" , Selim'in "Tamam giderim ben ya" ,
Muhammet'in "Ama yine de dikkat et. Bu ayrılmış ordan ha. Bırakmış orayı ha."
13.11.2007 tarihinde saat: 14.28 sıralarında Selim AKKURT ile Muhammed YÜCE
arasındaki ; Muhammet'in Selim'e Mehmet Fikri ile görüşüp görüşmediğini sorduğu, Selim'in
"Yok o şeyden arar beni, ankesörlüden arar, o yüzden", Muhammet'in "Bi iş var dedi de,
konuşamadım bende" , devamında da Mehmet Fikri KARADAĞ'm Selim ile görüşmek
istediğinden bahsettikten sonra "Diğer o şerefsizler sahte peygamber olmuş çıkmışlar diyor,
deki orayı ele alak, deki tekrar get deki orayı deki alak deki a... k...., Deki sen gerekeni yapak,
deki sen şeyi yap , deki sen hallet bizi , deki biz orayı alınk deki geri, hele bak ne diyor, ya da
başka bir iştir heraldeki tamam."
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında ; Saat:16.05 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy Beşiktaş JDO iskelesi önünde
buluştukları, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feriboranaJ)indikleri,-sâat:17.15 sıralarında
Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35. Noterin
ofisi olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştukları, saat:
18.40 sıralarında üç şahsın da noterden çıktıkları, yaklaşık 5 dakika sonra Mahmut KUZ'un
diğer şahıslardan aynldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR' in
Mecidiyeköy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in burada İETT
otobüsüne binerek Mehmet Fikri KARADAĞ'dan ayrıldığı, M.Fikir KARADAĞ'm ise yaya
olarak Şişli Osmanbey metro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57 sıralarında 0212 224 14 13
numaralı ankesörlü telefon ile bir yeri aradığı, daha sonra yine saat:19.07 sıralarında
yaya olarak Şişli Harbiye Vali Konağı kavşağına gelip 0212 296 14 61 numaralı
ankesörlü telefondan bir yeri aradığı,sonrasmda Harbiye ordu evine girdiği ve burada
yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra Beşiktaş Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy feribotuna
bindiği, belirtilmiştir.
13.11.2007 tarihinde saat: 19.25 sıralarında Muhammet YÜCE'nin kullanımında
bulunan 0 537 878 66 42 numaralı telefonu, Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kullanımında
bulanan 0 212 233 14 39 numaralı sabit telefonla aramasıyla yapılan görüşmede;
Mehmet Fikri'nin "Mamo o telefon cevap vermiyor oğlum" , "545 evet 05452516625 cevap
vermiyor şimdi kapalı diyor" , Muhammet'in "Ben ona ulaşayım hemen komutanım, bakıyım
ben bi diğer numaralarını deneyeyim"
13.11.2007 tarihinde saat: 19.43 sıralarında Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK
arasındaki ; Muhammet'in "Tamam şuan Halil ( Selim Akkurt ) görüşmeyi yapıyor.
Görüşüyorlar. Toplantıdalar şu an, eğer dediğim iş olursa bu akşam olacak tamam. Ya yarın ya
da öbür gün gideceğiz, hazırlan." , Coşkun'un "Tamam ben hazırım ya" , Muhammet'in
"Vallah diyorum, şu an görüşüyorlar para konusunda. Yarın öbür gün gidebiliriz a... k... var
var, yok yok.", Coşkun'nun "Bekliyorum bekliyorum . Ben hazırım her türlü ya.",
13.11.2007 tarihinde saat: 21.27 sıralarında Muhammet YÜCE ile Selim
AKKURT arasındaki; Muhammet'in "He şey et aradı mı seni Albay", Selim'in "Yok işte
kapandı ondan sonra telefonum da aramadı", Muhammet'in Mehmet Fikri'nin kendisine
ulaşmaya çalışıtığmı belirttikten sonra "Şu an şeydeymiş, Harbiye oteli nerde. Orada
bekliyormuş seni"
13.11.2007 tarihinde saat: 21.31 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ'm
kullanımında bulunan 0 535 888 15 14 numaralı telefonla, Muhammet YÜCE'nin
kullanımında bulanan 0 542 588 35 26 numaralı telefonu aramasıyla yapılan görüşmede;
Muhammet'in "Alo komutanım." "Şu an numara açık" "Bekliyor sizi" Mehmet Fikri'nin "Peki
peki. Artık şey eve geldim. Ben napıyım şimdi, artık sonra" , "Sonra sonra ararım", "Tamam
şimdi görüşme şansım yok."
16.11.2007 tarihinde saat: 21.49 sıralarında Selim AKKURT'un Muhammet
YÜCE'ye gönderdiği mesajda ; " Halaoglu, şu an Balıkesir'deyim ne yaptın, Albay'la
görüştün mü, kontorüm yok, Mesud'un numarasını msj at"
22.11.2007 tarihinde saat: 16.19 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ'm
kullanımında bulunan 0 535 888 15 14 numaralı telefonu, Muhammet YÜCE'nin
kullanımında bulanan 0 537 275 90 74 numaralı telefonla aramasıyla yapılan
görüşmede; Aralarında merhabalaştıktan sonra Mehmet Fikri'nin "Sen nasılsın"
Muhammet'in "Allaha şükür komutanım, bizim moral bozuk işte", "Bizim elamanı aldılar",
Mehmet Fikri'nin "Kim o" Muhammet'in "Bizim elaman vardı ya İstanbul'daki. Onu aldılar
ilçeden." Mehmet Fikri'nin " Hee. Öylemi" Muhammet'in "Vallaha da billaha, nasıl oldu bizde
anlamadık ha." Mehmet Fikri'nin "Ne bileyim ben, hiçbir şey, nerden bileyim ben ya, ben hiç
aramadım" ,Muhammet'in "He görüşmediniz siz hiç" Mehmet Fikri'nin "Hayır, ben ne
arayayım, sen bu telefondan verdikten sonra ne arayayım, sen telefondan veriyorsun. Telefon
bu telefondan şey verilir mi. Senin yüzünden olmuştur- ;Şen seni akıllı adam zannediyorum
ya. Neyse tamam. 24 saat dinleniyor bu telefon", M'uhaîhmet'in "Neyse ben

bir geldiğimde görüşürüz komutanım" , Mehmet Fikri'nin "Neyse peki hadi Ankara'da
buluşuruz"
Şeklinde konuşmaların geçtiği tespit edilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAG'm ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonunu aradığı, ancak ulaşamadığı tespit edilmiş, Selim
AKKURT belirtilen cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri
KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini söylemiş, Mehmet Fikri
KARADAĞ ise Muhammet YÜCE'nin kendisine bir akrabası olduğundan bahsettiğini,
kendisinin de telefon numarasını istediğini,vermiş olduğu numarayı aramış olabileceğini, ancak
görüştüğünü hatırlamadığını beyan etmiştir.
Şüphelinin , 10.07.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile yaptığı görüşmede ; Mehmet
Fikri'nin "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet (Muhammet YÜCE) diye bir çocuk
geliyor","Bizim Derneğin önde gelmiş olduklarından" , "Arabasıyla geliyormuş, onu alın
görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün, bende çıktım geliyorum" , "Muhammet diye bir çocuk,
uzman çavuşmuş" şeklindeki sözleri ve telefon görüşmeleri genelinden de , Mehmet Fikri
KARADAG'm , psikopat ve megalomanyak olduğunu düşündüğü Muhammet YÜCE'nin kendisi
ile yaptığı hiçbir konuşmayı dikkate almadığı, Muhammet YÜCE'nin konuşmalardan kendine
görev çıkarttığı, bazen de frenlemek için kendisi ile yanlış anlama gelebilecek tarzda konuştuğu
şeklindeki beyanlarının da,savunma ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Coşkun ÇALIK, Muhammet YÜCE'nin daha önce Ahmet TÜRK'Ü öldürme teklifinde
bulunduğunu,ancak PKK'nm ailelerine zarar verebileceğini düşündüklerinden vazgeçtiklerini,
daha sonra da Mehmet Fikri KARADAG'm Muhammet'e Orhan PAMUK' u öldürmeyi teklif
ettiğini, Osman BAYDEMİR konusunda da aynı şeylerin geliştiğini, Orhan PAMUK'a suikast
eylemini planladıklarmı,eylemde tetiği Halil (Kod) Selim AKKURT' un çekeceğini, kendisi ile
Ayhan ÇELİK' in gözetleyici olacağını, Muhammet YÜCE' nin de şoför olacağını, Muhammet
YÜCE ile aralarındaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Fuci (Kod) Ayhan ÇELİK olduğunu
ve bu kişiyi Selim AKKURT' un akrabası olarak bildiğini beyan etmiştir.
Selim AKKURT, 13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ m 0212 224 14 43 numaralı ankesörlü telefondan kendisinin kullanımında bulunan
0545 251 66 25 numaralı cep telefonuna ısrarla ulaşmak istediği ancak ulaşamadığının tespit
edildiği, tüm bu eylem planlarının konuşulduğu bir dönemde Mehmet Fikri KARADAĞ' m
kendisine ısrarla ulaşmak isteme sebebinin sorulması üzerine; Belirtilen cep telefonunun
kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak
istediğini bilmediğini, bu hususun Fikri Karadağ' a sorulmasını istediğini, Mehmet Fikri
KARADAĞ ile hiç görüşmediğini, kendisinin böyle bir eylem planının içerisinde olmadığını
beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE,Selim AKKURT ile Mehmet Fikri KARADAĞ'I kendisinin
tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralarını verdiğini,Fikri Albay'm kendisinden dört dörtlük
delikanlı bir adam istediğini,kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini,Fikri Albayın İstanbul'da
bir otel söyleyerek buluşmak için çağırdığım, sonrasında Selim'e ulaşamadığını söylediğini,daha
sonra da "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun" dediğini, ne amaçla çağırdığını
neden böyle bir adam istediğini de bilmediğini, S elim AKKURT'u İstanbul'da olduğu için tavsiye
ettiğini, Selim'in Erzurum Oltu'daki ağabeylerinin karıştığı bir silahlı çatışma olduğunu, bu olayda
iki kişi öldüğünü, 3-4 kişinin de yaralandığmı,ölü ve yaralıların hepsinin Selim AKKURT'un
ailesinden olduğunu, bu olaydan bir yıl sonra karşı taraftan bir kişinin öldürüldüğünüzü olay
nedeni ile Selim'in dört yakınının tutuklandığını, Selim'in bu olaydan dolayı aranıp aranmadığını
bilmediğini, Orhan PAMUK ile herhangi bir husumeti olmadığını, Orhan PAMUK'u kaldırma
konusunda-Selim-AKKURT ile aralarında konuştuklarını, ancak herhangi bir şey
yapmadıklafrnı, "gerçekleştirmeyi düşündüğü
eylemden sonra Türkiye'nin ikiye bölüneceği ve iç savaş çıkacağını düşünerek vazgeçtiği"
şeklindeki kaçamaklı beyanının bu değerlendirmeyi doğruladığı telefon görüşmelerinde geçen
Halil isimli kişinin Selim AKKURT olduğunu beyan etmiştir.
Bütün bu telefon görüşmeleri ve ifade içeriklerinden Ergenekon Terör Örgütünün
Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasının Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,
Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'in öldürülmesi konusunda plan yaptığının sabit
olduğu ve gerçekleşmesi halinde terör eylemi niteliğinde bulunacağının yukarıda genel
açıklamalar bölümünde geniş olarak açıklandığı, Coşkun ÇALIK'm bu eylem planının var
olduğunu söyleyerek eyleme katılacak olan Halil lakaplı kişinin Selim AKKURT olduğunu
beyan ettiği, Muhammet YUCE'nin ise Halil lakaplı kişinin Selim AKKURT olduğunu, bu
eylemleri aralarında konuştuklarmı,kimseden talimat almadıklarını ve kendiliklerinden
vazgeçtiklerini beyan ettiği, Mehmet Fikri KARADAĞ ve eylem planında adı geçen diğer
şüphelilerin Orhan PAMUK ve adı geçen diğer kişiler ile şahsi bir husumetlerinin
bulunmadığı,tüm delillerin değerlendirilmesinden anlaşılacağı gibi bu eylemin provakatif bir
terör eylemi olacağını bildikleri, Kuvayı Milliye Demeği ve dernek tüzüğünde gösterilen
görünür yasal amacı ile ilgili olmadıkları kendilerine ait bölümde yazılı bulunan telefon
görüşmelerinden açıkça anlaşılan , esasen maddi çıkar karşılığında aralarında herhangi bir
husumet bulunmayan kişileri de öldürmeyi göze alabilecek yapıdaki Muhammet YÜCE,Selim
AKKURT, Coşkun ÇALIK ve Ayhan ÇELİK isimli şüphelilerin maddi menfaat ve eylemden
sonra korunup kollanma vaadi ile teklifi kabul ettikleri, esasen Muhammet YUCE'nin Coşkun
ÇALIK ile yaptığı 02.11.2007 günlü telefon görüşmesinde söylediği "İyi belki çıkar da
kurtarak amına koycam. Savaş çıkar da o kuyumcuları soyak o adamları", "Valla
banka mankalara girek belki millet savaş telaşına düşer amma koyını, yaralı ölü, bizde
gidek bankaları soyarık anıma koyım." "Benim derdim o. Yoksa ne sikerim ben
Türkiye'yi amma koyim he " sözlerinden anlaşılacağı gibi yapmayı planladıkları eylemleri
gerçekleştirmeleri halinde ülkenin nasıl bir hale geleceğini öngördükleri, yakalanmayı
başından itibaren göze aldıkları, yakalanmamaları halinde ise bu eylemlerden dolayı ülkede
çıkacak bir karışıklıktan kendi menfaatleri doğrultusunda ayrıca yararlanma düşünceleri
bulunduğu anlaşılmaktadır.
Muhammet YUCE'nin Mehmet Fikri KARADAĞ'm yukarıda sözü edilen provakatif
terör eylemleri için kendisinden eleman temin etmesini istemesi üzerine iki ayrı cinayet
suçundan yakalama emri ile aranan Selim AKKURT'u Mehmet Fikri KARADAĞ ile
tanıştırdığı, bu aşamadan sonra telefonlarının dinlendiği yönündeki kuvvetli şüphesi nedeni ile
Mehmet Fikri KARADAĞ'm Muhammet YÜCE ile yaptığı konuşmalarda eylemlere onay
vermediği anlamı çıkarılacak sözler söylediği, Muhammet YUCE'nin ilk başta bu durumu
anlamadığı ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm eylem yaptırmaktan vazgeçtiğini düşünüp Veli
KÜÇÜK ile bağlantı kurmaya çalıştığı, ancak gerçekte Mehmet Fikri KARADAĞ'm
eylemlerden vazgeçmediği, olabildiğince dikkatli şekilde tekrar Selim AKKURT ile bağlantı
kurduğu, en son da iki ayrı ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımındaki cep
telefonunu aradığı ancak ulaşamadığının belirlendiği, bu aşamadan sonra planlanan eylemler
için yapılan görüşme ve faaliyetlerin arttığı, hedefteki kişiler için göze alınamayacak derecede
tehlikeli boyuta vardığı düşüncesi ile zaten yakalama emri ile aranan Selim AKKURT'un
yakalandığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ile, Mehmet Fikri KARADAĞ'm yukarıda yazılı Kemal CAN AY ile
görüşmesinde Kemal'in söylediği "Gidiyo memleket, teslimmi olacaz başkanım" , kendisinin
söylediği ".. Şerefsiz O... Ç...., Korumak Ve Kollamakla Yasal Olarak Görevli Olan, emrinde
milyon tane asker olan o... ç... teslim oluyosa bize mi düşecek", "tankı, topu , uçağı gemisi
bende değil onlarda, onlar ne gerekiyorsa yaparlar", Kemal'in ".. .belki daha beklediği vardır
genel başkanım" ve kendisinin söylediği "Onlar bekleseydi bizle temas kurarlardı ne yapayım"
sözleri ile beklediği bağlantının kendisi ile kurulduğunun ve Yaşar
ARSLANKÖYLÜ ile görüşmesinde almak istediğini söylediği "Özel görevi" bağlı bulunduğu
Ergenekon Terör Örgütünden aldığı değerlendirilmiştir.

"Lobi" adı verilen örgüt belgesinde "Eleman Profili" alt başlığında yazılı " ....
gereğinde her tür eleman profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır. Özellikle sistemle
barışık olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir...." hedefine uygun
olarak daha önce örgüte kazandırdığı,profıli yukarıda kısaca açıklanan Muhammet YÜCE'den
söz konusu provakatif terör eylemleri için adam temin etmesini istediği, Muhammet
YUCE'nin temin ettiği iki ayrı kasten öldürme suçundan aranan, ayrıca işleyeceği bir cinayet
için prakitle daha fazla ceza yatmayacak Selim AKKURT'un bu eylemler için en uygun kişi
olduğunu değerlendirerek bağlantı kurmaya çalıştığı, şüphelilerin görüşmelerinde haklarında
suikast planlan yapılanların etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası
düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de yandaşları olduğu kadar
halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişiler olduğu,maddi menfaat karşılığı bu eylemlerin
havale edileceği yukarıda yazılı kişilerden ayrı,neredeyse gönüllü olarak bu eylemleri
gerçekleştirebilecek pek çok kişinin bulunduğu, kamuoyundaki bu algılama nedeni ile olası
bir suikastin Ergenekon Terör Örgütünce takdim edileceği görünürdeki sebeplerinin
kamuoyunca doğru olarak algılanmasına yol açacağı gibi,eylemlerin asıl amacına uygun
şekilde halkın bir kısmının tepkisini sağlayacak, hatta Muhammet YUCE'nin ifadesinde
"gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemden sonra Türkiye'nin ikiye bölüneceği ve iç savaş
çıkacağını düşünerek vazgeçtiği" şeklindeki kaçamaklı beyanına uygun bir tehlike oluşturacak
nitelikte oldukları değerlendirilmiştir.
Coşkun ÇALIK'm "...Orhan PAMUK'u tanımadığını,televizyonda dahi görmediğini,
ancak Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK'u öldürmeleri halinde Fikri Albay'm 2
trilyon vereceğini söylediğini, Muhammet YUCE'nin kendisine Orhan PAMUK'u Türk
düşmanı bir yazar olarak anlattığmı,paraya ihtiyacı olduğu için bu teklifi önce kabul ettiğini,
bu eylemi gerçekleştirmeleri halinde Muhammet YUCE'nin dediğine göre Fikri Albay'm adam
başı 2 trilyon vereceğini, kendisi Muhammet YÜCE'ye Albay'da bu kadar para ne geziyor diye
sorduğunda Albayın bir derneğinin olduğunu, o dernekten paranın geleceğini söylediğini..."
şeklindeki ifadesinde de belirttiği şekilde bu eylemler için vaat edilen miktardaki paranın
Mehmet Fikri KARADAĞ'da bulunmasının, bulunsa bile yukanda açıklanmaya çalışıldığı
şekli ile bu eylemleri nerede ise gönüllü olarak yapabilecek kişiler varken maddi menfaat
karşılığı azmettirdiği diğer şüphelilere vermesinin mantıksız olacağı, bu hali ile de suikast için
Mehmet Fikri KARADAĞ tarafından vaat edilen paranm da Ergenekon Terör Örgütünün Lobi
Yapılanması tarafından karşılanacağı değerlendirilmiştir.
Şüphelinin,Ergenekon Terör Örgütünün diğer birimlerinde önemli görevler alan Veli
KÜÇÜK,Muzaffer TEKİN,Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sedat PEKER,Semih Tufan
GÜLALTAY,Sami HOŞTAN,Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ ile bağlantılı
olduğu,yukanda özetlenen Gizli Tanık-17 ve diğer beyanlar ile kendi beyanlan içeriğinden de
anlaşılmaktadır.
Gizli Tanık-17'nin " Zaman içersinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM
arasında bir sürtüşmenin olduğuna şahit oldum. Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri
KARADAĞ' m başkalan ile ilişkide olduğunu, toplantılar yaptığını, kendisini ise bunlara
çağırmadığını söylüyordu. Hatta burada dernekte yönetim kurulu var, neden onlara gidip
danışıyorsun dediğini biliyorum. Hüseyin GÖRÜM' ün Mehmet Fikri KARADAĞ' m bu
ilişkilerinin ortaya çıkartmak için o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK isimli kişiye
kendisini takip ettirdiğini, bu kişinin de Mehmet Fikri KARADAĞ' ı Acıbadem semtindeki
evinden Karaköy semtindeki Türk Ortodoks Patrikhanesine ait küçük bir kiliseye kadar takip
ettiğini, kiliseye girdiğini görüp geri dönerek durumu Hüseyin GÖRÜM'e anlattığını, Hüseyin
GÖRÜM' ün de bunun üzerine ben zaten bunun Hıristiyan olduğunu biliyordum.
Asıl dönmemiş dönme kendisidir dediğini biliyorum. Bu olaydan sonrada Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM arasında sert tartışmalar oldu" şeklindeki beyanı da,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile Sevgi ERENEROL arasında örgütsel gizlilik içerisinde bağlantı
bulunduğunu göstermektedir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm Veli KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu, Türk Dünyası
Vakfında buluştukları tespit edilmiştir.
Yapılan fiziki takipte ; 10.11.2007 günü ( Yukarıda yazılı suikast planı
görüşmelerinden önce ) Kuvayı Milliye Derneği eski başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ve
Veli KÜÇÜK'ün Eminönü ilçesi Hoca Gıyasettin Mahallesi Şifahane Sk. No:6 sayılı adreste
bulunan Türk Dünyası Vakfında buluşacakları bilgisinin edinilmesi üzerine, aynı gün saat:
15.20 sıralarında belirtilen adres önünde, trafiğe kapalı sokak üzerinde park edilmiş halde, 34
A 0009 beyaz zemin üzerine kırmızı resmi plakalı Honda marka gri renkli araç, 34 SB 598
plaka sayılı Kia Sorento marka siyah cip, 34 GV 021 plaka sayılı Volvo marka araç, 34 AH
4523 plaka sayılı Hyundai Getz marka mavi renkli araç, 34 DC 8823 plaka sayılı Toyota
Corolla marka araçların bulunduğu görüldükten sonra bahse konu vakıf içerisine girildiğinde,
avlu içerisinde küçük gruplar halinde bazı şahısların beklediği ve sohbet ettiklerinin
görüldüğü, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Veli KÜÇÜK'ün ise görülemediği, saat: 16.30
sıralarında Veli KÜÇÜK'ün şoförü ve koruması ile birlikte vakıf binasından ayrılarak 34 SB
598 plaka sayılı araç ile gittiği, yaklaşık 20 dakika sonra da Mehmet Fikri KARADAĞ'm da
aynı vakıf binasından yaya olarak ayrıldığının tespit edildiği, belirtilmiştir.
Gizli Tanık-17'nin Çanakkale'de yapılan Cumhuriyet mitinginden sonra Veli
KÜÇÜK'ün Kuvayı Milliye Derneğine gelerek Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüştüğü,
Cumhuriyet Mitinginin siyasi bir gösteriye dönüştürülmesine tepki babında Kuvayı Milliye
grubu olarak mitingden ayrılmmasmı eleştirip Çanakkale mitinginde Kuvayı Milliye olarak
gösterilen tepkinin yanlışlığından, mitingi düzenleyen dernek ve kurumların yandaş
olduklanndan, birlik ve beraberlik içersinde bulunulması gerektiğinden bahsettiği, sonrasında
kendi güvenlik şirketine 150 tane genç alıp işe başlatacağını, bunların sağlam kişiler olması
gerektiğini, bu kişilerin Kuvayı Milliye Derneği aracılığı ile bulunmasını, özgeçmişlerinin,
ailelerinin, araştırılmasını istediği şeklindeki beyanından Mehmet Fikri KARADAĞ ile Veli
KÜÇÜK'ün örgütsel gizlilik içerisinde bağlantılı bulunduğunu gösterdiği değerlendirilmiştir.
Şüphelinin Almanya'da silahlı saldın sonucu öldürülen ve uyuşturucu kaçakçısı olarak
bilinen Ertuğrul YILMAZ'm İstanbul Kadıköy'de yapılan cenazesine Muzaffer TEKİN ile
birlikte resmi üniforması ile katıldığı, aynca bu törende Veli KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu tespit
edilen ve çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan hüküm giyen Sedat PEKER'in kardeşi ve
birçok adamının da hazır bulunduğu,bu törene ait görüntülerin incelenmesinde Sedat
PEKER'in kardeşi Atilla PEKER, Sedat PEKER'in adamlanndan olduğu iddia edilen Mecnun
ODYAKMAZ, Boğaç Kaan MURATHAN, Mete Can KURT, Olgun PEKER ye Sedat
PEKER'in avukatlanndan Turgay ÖZDAĞAN'm, bunlann yanı sıra Muzaffer TEKİN ile
irtibatlı olduğu bilinen hatta Danıştay saldmsmda gözaltına alınıp iddianame düzenlenen, dava
sonucu ise hakkında beraat karan verilen Ayhan PARLAK'm da görüntüleri bulunduğu
belirtilmiştir.
01.07.2004 tarihinde Hüseyin NALBANTOĞLU ile görüşmesinde özetle;Hüseyin'in
"Ben Hüseyin NALBANTOĞLU, Atilla Beyin yanından ben" "Komutanım saygılar
ellerinizden öpüyorum." diyerek kendisini tanıttığı, Mehmet Fikri 'nin "Bir arayıp sorayım
dedim. Ne oldu bu çocuklara, hiç ses soluk çıkmıyor dedim. İyiler mi dedim." dediği,
Hüseyin'in "İyiler Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Reis nasıl iyi mi" diye sorduğu, Hüseyin'in
"İyi Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Hepsine selam söyle." dediği,
26.03.2007 tarihinde Recep BULAL ile görüşmesinde özetle ; Derneğin ekonomik
sıkmtılanndan bahsedip sponsor bulamadıklannı söyleyerek "... o senin Bilgin ............ de 100
milyarlık ilan vermiş, bize beş kuruş faydası yok" dediği, Recep'in "hakikaten bi dönmedi
bize" dediği, Mehmet Fikri'nin "Sedat PEKER p............... " diyerek Sedat PEKER'le de
muhtemelen maddi yardım konusunu görüştüklerini anlatmaya çalıştığı,
03.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde
özetle; X ŞAHSIN "haftaya Cumartesi günü şeyleriniz bol olsun formlarınız", "başvuru
formlarınız bol olsun, haftaya Cumartesi","link açtık Öztürklerle, Öztürkler sitesiyle"
"tanışmak isteyen arkadaşlar haftaya Cumartesiye Kuvayı Milliye derneğinde buluşmak üzere
diye",".. .en azından 20 kişi bak en az getirmeleri lazım"
Şeklindeki telefon görüşmelerinin Sedat PEKER ile bağlantısını, kendisinden
muhtemelen derneğe maddi yardımda bulunmasını ve Sedat PEKER ile bağlantılı olduğu
bilinen öztürkler isimli internet sitesi ile Kuvayı Milliye derneğinin internet sitesi arasında link
kurularak Sedat PEKER'in çevresinden de eleman temini çalışmalarının bulunduğunu
göstermektedir. Şüpheli ifadesinde de Muzaffer TEKİN aracılığı ile Sedat PEKER ile
tanıştığını, birkaç kez görüştüklerini, kendisini hastanede ziyaret ettiklerini beyan etmiştir.
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon
mesajlarında ; "Allah izin ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından sonra İstanbul'da
konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkışı halledecez, ilk başta 2 trilyon alacaz, işi
bitirdikten sonra da 5 trilyon,bir tane villa,bir tane benzin istasyonu alacaz,bunlar İstanbul'da,
ama sonuçta kesin yakalanacaz, bunu bil,Hrant DİNK'i vuranlar gibi tüm Türkiye bizim
peşimizde olacak,haberin olsun " "Bu hafta görüşecez,Ben, Sen, Halil, Fuci, hazırlıklı ol" ,
"Öyle de yok,böyle de, en azından hayatımızı kurtanrız,babalar gibi yatarız çıkanz,zaten Sedat
PEKER yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış,en büyük biz olacaz,paranm da her
şeyin de en iyisini yapacaz, halaoğlu bu saatten sonra bize bu gider"
Sedat PEKER'in yukarıda anlatılan suikast planlarına ilişkin telefon görüşmelerinden
bir tanesinde , bir önceki paragrafta yazılı şekilde ismi geçmektedir. Bu görüşme kendisi
dışında gelişmiş ise de, bu eylem planlarını organize eden Mehmet Fikri KARADAĞ ile
bağlantısının bulunması telefon görüşmesinde söylenilen "zaten Sedat PEKER yakalanınca
bizi kendi koğuşuna aldıracakmış" sözlerinin kendisi ile yapılan bir görüşme sonrası
söylendiği kanaati vermektedir.
Şüpheli, Semih Tufan GÜLALTAY'ı da Muzaffer TEKİN aracılığı ile tanıdığını, bu
kişi cezaevinden çıktıktan sonra birçok kez görüştüklerini, Ulusal Birlik Partisi kurulması
aşamasında görüş alışverişlerinin olduğunu,hatta partinin ismini birlikte koyduklannı,partinin
genel başkanı olarak kendisini lanse ettiğini,çok defa şahısla devlet sorunlan hakkında
görüştüklerini, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini ,Ulusal Birlik Partisinin kurulması
çerçevesinde Ankara'ya gittiklerini,burada bazı şahıslarla görüştüklerini,beyan etmiştir.
Diğer şüphelilerden Doğu PERİNÇEK,Mehmet Fikri KARADAĞ'ı Kuvayı Milliye
adlı örgütün liderleri arasında basında ismini duyduğunu, yazılarında bu örgütün adını da
vererek bu tür örgütlerin "başı bozuk" örgütler olduğunu ve halkın bunlara güvenmemesi
gerektiğini, bu tür başı bozuk örgütlerle Türkiye'nin hiçbir meselesinin çözülemeyeceğini
vurguladığını söylemiş ise de;
26.02.2007 tarihinde saat: 14.09 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ ile
Resul/Mehmet/Abdullah isimli kişiler arasında yapılan görüşmede geçen ; Resul'ün "Albayım
merhabalar" "Ben sizin bir sempatizanmızım.." "...derneğin üyesi de olacaz", telefonu
Mehmet'in aldığı Mehmet Fikri KARADAĞ'm "bu Doğu Perinçek'in avukatları tazminat için
beni arayacaklar demiştin Mehmet abi, aramadılar onu geçen gün sana söylemeyi unutmuşum
ben" "o konuda yardımını istiyorum"
Sözlerinden, kendisi hakkında çıkan bir haberden dolayı Doğu PERİNÇEK'in
avukatlarının hukuki yardımda bulunmayı vaat ettiğinin anlaşıldığı, kendisi hakkındaki
fikirleri yukarıda yazılı Doğu PERİNÇEK'in beyanları karşısında, Avukatlarının bu yardımını
kabul etmemesini gerektirirken aksi davranışta bulunması aralarında bağlantı olduğuna dair
şüphe oluşturduğu değerlendirilmiştir.

2108 ,/-
,/- ' .'•
* "- V-—-
'* ': \
Şüpheli, Kemal KERİNÇSİZ' i basından tanıdığını ve Türk Patrikhanesinde katıldığı
programlarda da birkaç defa gördüğünü beyan etmiş ise de, Hüseyin GÖRÜM'ün "Kemal
KERİNÇSİZ'in Mehmet Fikri KARADAĞ'm görüştüğü bir şahıs olduğunu, derneğe gelip
gitmediğini, ancak Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüştüğünü bildiğini" şeklindeki beyanı ve
Gizli Tanık-17'nin "...Mehmet Fikri FİKRİ KARADAĞ' in o sıralar dernekte yatıp kalkan
Niyazi KIYAK isimli kişiye Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış,
üzerinde adalet sembolü terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, Niyazi
KIYAK' m da bu levhayı Kemal KERİNÇSİZ' in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine
verdiğini biliyorum. Çünkü bu konu dernekte konuşulmuştu. Aralarındaki ilişkinin mahiyetini
ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini ise bilmiyorum. Ancak
bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşünüyorum." şeklindeki beyanı
içeriğine göre bu iki şüpheli arasında bağlantı bulunduğu yönünde şüphe oluştuğu
değerlendirilmiştir.
Şüpheli Sami HOŞTAN'ı tanımadığını beyan etmiş ise de ; Gizli Tamk-17'nin
"Mehmet Fikri KARADAĞ bir seferinde o sıralar dernekte bulunan Niyazi KIYAK' a zarf
verip Sami HOŞTAN' a gönderdiğini, Sami HOŞTAN' m da Niyazi KIYAK ile Mehmet Fikri
KARADAĞ' a para gönderdiğini duydum. Çünkü bunlar dernekte konuşuluyordu." şeklindeki
beyanı,
Şüphelinin, Danıştay saldırısında hüküm giyen Osman YILDIRIM tanık olarak alman
ifadesinin konu ile ilgili bölümünde Veli KÜÇÜK ile örgütsel bağlantı içerisinde
bulunduğunu, Veli KÜÇÜK'ün azmettirmesi ile Necip HABLEMİTOĞLU'nu öldürdüğünü
beyan ettiği Osman GÜRBÜZ ile de bağlantılı olduğu yukarıda yazılı telefon görüşmelerinden
anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ve burada yer verilemeyen diğer telefon görüşmeleri ve delillerden
şüphelinin adı geçen kişiler ile bağlantısının savunması gibi olmadığını, örgütsel bir bağ
içerisinde tanıştıkları veya tanıştırıldıklarını gösterdiği değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden
olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan
Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ile Kuvayı Milliye Derneğinin
kurulması ve Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesini sağlaması ile
görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da Kuvayı Milliye Derneğini kurduğu, Genel
Başkanlığını yaptığı, bizzat veya azmettirmesi ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat
toplayıp kişilerin siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine
ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak kişisel veri olarak kaydettiği, örgütün amaç ve ilkelerine
aykırı davrandıklarını düşündükleri yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip
hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırma, yine bu amaçla kamuoyunda askeri bir
müdahalenin haklılığı temin amacı ile de ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına
neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provakatif terör eylemleri
organize etme teşebbüsünde bulunduğu, aramada ele geçen dokümanlardan üç kişi hakkında
istihbari mahiyette notlar tutup kişisel veri olarak kaydettiği, ayrıca iki ayrı kasten öldürme
eylemi nedeni ile yakalama emri ile arandığını ve saklandığı yeri bildiği,kendisi ile görüştüğü
Selim AKKURT'u yetkili makamlara bildirmediği yönünde hakkında kamu davası açılmasını
haklı kılacak derecede deliller elde edildiği anlaşılmıştır.
TCK'nun 312. ve 313. maddelerin düzenleniş şeklinde, suçların silahlı bir örgütle
işlenmesinden değil cebir ve şiddet kullanılarak işlenmesinden bahsedilmektedir. Buna göre
söz konusu suçlann silahlı bir örgüt olmadan da işlenebileceğinin kabulü gerekir. Ayrıca
TCK'nun 313. maddesindeki suçun işlenmesi için bir örgüte ihtiyaç duyulmayacağı da açıktır.

2109

'
ir
Toplum üzerinde etkili olan bir kişinin de bu suçu işleyebilmesi mümkündür.Bu nedenle
şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'a yüklenen TCK'nun 312 ve 313. maddelerine uyan
suçların yanı sıra TCK'nun 314/1 maddesine uyan örgüt yöneticiliği suçundan da ceza tayin
edilebileceği,
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'ın eylemlerine uyan TCK'nun 314/1, 312/1, 313/1
ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 312/2. maddesi yollamasıyla TCK
135/2-1,43/2 - 216/1 ve 284/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması,
Ayrıca, Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ, ERGENEKON terör örgütünün
yöneticisi konumunda olup, 5237 Sayılı TCK'nun 314/3. maddesi "Suç işlemek amacıyla
örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" ve TCK'nun
220/5. maddesi de "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan
dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü gereği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm
suçlardan 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 maddesi yollaması ile TCK'nun 220/5. maddesi
gereğince ERGENEKON terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan
sorumlu tutulmasının yasal zorunluluk olması nedeniyle;
1-Cumhuriyet Gazetesine 3 kez bomba atılması nedeniyle, ruhsatsız patlayıcı madde
bulundurmak ve taşımak, korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanma, mala
zarar vermek suçlarından TCK'nun 174/1-2 (hukuki kesinti oluşturan iddianame öncesi tüm
ruhsatsız patlayıcı bulundurma eylemleri Yargıtay kararlarında tek suç sayıldığından alt
sınırdan uzaklaşılması suretiyle bir kez uygulanması), 170/1-c (3 kez), 151/1(3 kez),
2-Danıştay saldırısında Türk Milleti adına yargılama görevini yürütmekte iken
görevinin başında katledilen yargı şehidi Mustafa Yücel ÖZBİLGİN'in tasarlayarak
öldürülmesi, mağdurlar Mustafa BİRDEN, Ayla GÖNENÇ, Ayfer ÖZDEMİR ve Ahmet
ÇOBANOGLU'nun tasarlayarak öldürülmeye teşebbüs edilmesi nedeniyle TCK'nun 82/a-g,
82/a-g, 35/2. maddesi (4 kez),
3- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Muzaffer
TEKİN, İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Mete YALAZANGİL,
Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK, Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin
güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması
gereken bilgileri temin etmek suçundan dolayı TCK'nun 327/1. maddesi gereğince (8)
SEKİZ KEZ,
4- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; İsmail YILDIZ,
Ergün POYRAZ, Mete YALAZANGİL, Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK ve
Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal
yararlarma ilişkin belge veya vesikaları geçici de olsa, bunları tahsis olundukları
yerden başka bir yerde kullanmak suçu nedeniyle: TCK'nun 326/1. maddesi
gereğince, (6) ALTI KEZ,
4- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Gazi GÜDER,
Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Halil Behiç GÜRCİHAN, İsmail YILDIZ, Kemal
ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU, Ergün POYRAZ,
Fikret EMEK, Doğu PERİNÇEK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL,
Habip Ümit SAYIN, Hikmet ÇİÇEK, Kemal KERİNÇSİZ, Nusret SENEM, Erkut
ERSOY ve Murat ÇAGLAR'in işlemiş oldukları, Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî
görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel
yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel
veri olarak kaydetmek suçu nedeniyle; TCK'nun 135/2-1,43/2. maddesi gereğince
(18) ONSEKİZ KEZ,
6- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Oktay
YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları, silahlı terör

2110 ' ,. ^^_ JC~~T~~


örgütüne ait silahları depolamak suçu nedeniyle; TCK'nun 315 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ,
7- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Ayşe Asuman
ÖZDEMİR ve Halil Behiç GÜRCİHAN'in işlemiş oldukları, Adil Yargılamayı
Etkileme suçu nedeniyle; TCK'nun 288. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,
7- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Fikret
EMEK, Hayrettin ERTEKİN, Hikmet ÇİÇEK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hayati
ÖZCAN, Ergün POYRAZ, Nusret SENEM ve Doğu PERİNÇEK'in işlemiş
oldukları; Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre
açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri
temin etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 334/1 maddesi gereğince (8) SEKİZ
KEZ,
7- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: İsmail
YILDIZ, Bekir ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM ve Fuat ERMİŞ'in işlemiş
oldukları; Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle,
TCK'nun 319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince
(4) DÖRT KEZ,
10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Hayrettin
ERTEKİN ve Muhammet YÜCE'nin işlemiş oldukları; Tutuklu, hükümlü veya
suç delillerini bildirmeme suçu nedeniyle, TCK'nun 284/1 maddesi gereğince (2)
İKİ KEZ,
10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheli Muzaffer
ŞENOCAK'm işlemiş olduğu; Ruhsatsız patlayıcı bulundurmak suçu nedeniyle,
TCK'nun 174/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5/2. maddeleri,
12- Şüpheli Ergün POYRAZ'ın işlemiş olduğu; Yasaklanan bilgileri
açıklamak suçu nedeniyle TCK'nun 336. maddesi,
12- Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu; Halkı kin ve düşmanlığa
alenen tahrik etmek veya aşağılamak suçu nedeniyle TCK'nun 216/1. maddesi
gereğince (1) BİR KEZ,
12- Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ve Aydın YÜKSEK'in işlemiş olduğu 2863
Sayılı yasalara muhalefet etmek suçu nedeniyle, 2863 Sayılı Kanunun 73.
maddesi (2) İKİ KEZ,
15-Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu 2813 Sayılı Kanuna muhalif
olarak ruhsatsız telsiz kullanmak suçu nedeniyle 2813 Sayılı Kanunun 32/a maddeleri
gereğince ayrı ayrı CEZALANDIRILMASI talep edilmiştir.

66-ŞÜPHELİ HÜSEYİN GÖRÜM a)-


Emniyet İfadesinde;
Daha önce taksicilik ve serbest ticaret yaptığını, son iki yıldır ise ailesinin yardımı ile
geçimini sağladığını, gelir getirecek sabit bir işinin olmadığını, 1981 yılında Hüsamettin
isimli arkadaşı ile bir büroda 7,65 mm silahıyla oynarken silahın patladığını ve arkadaşının
öldüğünü, bu olaydan dolayı 2 yıl cezaevinde yattığını, ayrıca 1988 veya 1989 yıllarında
Kars' lı olarak bildiği bir müşterisini Gebze'ye götürdüğünü, bu arkadaşının kız kaçırmış
olması ve arkadaşına yardım etmesinden dolayı 1 ay cezaevinde kaldığını, 2006 yılı içersinde
Danıştay'da meydana gelen ve Alparslan ASLAN' m yapmış olduğu saldın olayından dolayı
3 gün gözaltında kaldığını ve savcılıktan serbest kaldığını, çevresinin kendisine Kuvvacı
İmam Hüseyin diye hitap ettiklerini, ayrıca dedesinin isminin Kerim BAYRAKTAROGLU
olduğunu, babasının küçük yaşta yetim kalmasından sonra babasının kendisine bakan aileye
ait GÖRÜM soyadını aldığını, bunu öğrenen Mehmet Fikri KARADAĞ'm bazen kendisine
Kerim BAYRAKTAROGLU olarak hitap ettiğini, ^
Soruşturma kapsamındaki kişilerden; .-."' * -i.-?'''~\
Mehmet Zekeriya OZTURK'ün emekli binbaşı olduğunu, Muzaffer TEKIN'm arkadaşı
olduğunu, kendisini Muzaffer TEKİN vasıtasıyla Vatansever Kuvvetler Güç Birliği
Demeğinin Şile'de yapılan toplantısında tanıdığını, bu toplantıda Muzaffer TEKİN, Oktay
YILDIRIM, Kuddusi OKKIR, Mehmet Fikri KARADAĞ isimli şahısların da olduğunu, bu
şahısların bu demeğe üye olup olmadıkları, bu demekte ne gibi faaliyetleri olduğunu
bilmediğini, bu toplantıdan sonra iki sefer daha Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahısla
görüştüğünü, daha önce M.Zekeriya ÖZTÜRK'ün Maltepe ilçesinde bulunan Kuvayı Milliye
Demeğine ziyaret amaçlı olarak Muzaffer TEKİN ve Kuddusi OKKIR ile birlikte geldiklerini,
daha sonra M.Zekeriya ÖZTÜRK ile bir kez daha Fenerbahçe Güverte Kafe'de Muzaffer
TEKİN ile birlikte sohbet ettiklerini, sohbet konusunun da ülkenin geleceği ile ilgili olduğunu,
Sevgi ERENEROL'u medyadan tamdığım,2005 yılı içerisinde gazetecilerin
düzenlediği Yılın Kuvayı Milliyeti ödülü töreninde beraber ödül aldıklannı,başka bir
irtibatının olmadığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I yaklaşık 3 yıl önce Muzaffer TEKİN ile birlikte
Fenerbahçe Berlü Kafe isimli yerde İbrahim CİNGİ isimli cezaevi arkadaşı olan şahsın
vasıtasıyla tanıdığını, daha sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ile 1919 Kuvayı Milliye
Demeğini kurduklarını, kendisinin emekli Kurmay Albay olduğunu, 4 ay kadar önce
demekten ayrıldığını, ancak resmi olarak demekten ayrılmadığını, aralannda herhangi bir
sorunun olmadığını,
Kemal KERİNÇSİZ'i avukat olması nedeniyle tanıdığını, Mehmet Fikri KARADAĞ'm
görüştüğü bir şahıs olduğunu, demeğe gelip gitmediğini, ancak Mehmet Fikri KARADAĞ ile
görüştüğünü bildiğini,
Erol ÖLMEZ'i Kuvvai Milliye demeğine gelip gitmesinden dolayı tanıdığını, demeğe
üye olduğunu ancak bir iş yapmadığını, şu anda nerede olduğunu ve ne iş yaptığını
bilmediğini,
Erkut ERSOY'un bilgisayar işi ile uğraştığını bildiğini, demeğin üyesi olmadığını,
internette bazı terör örgütü sitelerini hacklediğini bildiğini, bu yüzden Mehmet Fikri
KARADAĞ ile tanıştırdığını, bir sefer demekte görüştüklerini, ancak bunun haricinde
kendilerine herhangi bir yardımının olmadığını, internette Özel Büro adı altında Hack
grubunun olduğunu bildiğini,
Ali KUTLU'yu tanıdığını, demeğin üyesi olduğunu, muhasebe işi ile uğraştığını,
irtibatının olmadığını,
İhsan GÖKTAŞ'ı tanıdığını, şahsın Almanya ülkesinde kaldığını bildiğini, bunun
haricinde bazı tarikatlar ile ilgili olduğunu bildiğini,
Oktay YILDIRIM'ı Muzaffer TEKİN'in yanında tanıdığını, şahsın askeri personel
olduğunu, Muzaffer TEKİN ile aralarındaki ilişkiyi bilmediğini,
Diğer şahıslardan bir kısmını basından veya demekten tanıdığını, bir kısmını ise hiç
tanımadığını,
Taner ÜNAL ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) ile irtibatı sorulduğunda;
Taner ÜNAL'ın VKGB başkanı olduğunu, bir ara kendisinin de Vatanseverler Kuvvetler
Birliği içerisinde bulunduğunu, bu vesile ile Taner ÜNAL ile tanıştığını, daha sonra şahısların
fikirleri hoşuna gitmediğinden dolayı yanlarından ayrıldığını, bu demeğin onursal başkanının
Hasan KUNDAKÇI Paşa olduğunu,
Ergenekon ve Lobi yapılanması sorulduğunda; Ergenekon oluşumu hakkında
bilgisinin olmadığını, 2005 yılının Ocak ayında Kadıköy'de İkizoğlu İş Hanının 3. katında
bulunan Muzaffer TEKİN' e ait büroya çay içmeye uğradığını, büroda Kuddusi OKKIR, Rafet
Albay, Nedim Albay, Hüseyin BEYAZIT ,kendisini Jitemci olarak tanıtan Mustafa ALPAY
ve 6-7 tane asker kökenli şahsın olduğunu, orada Kuddüsi;Okkır'm "Ayrık Otu" isimli bir
oluşumdan söz ettiğini, dosyasını çıkarıp birini Muzaffer TEKİN' e verdiğini
gördüğünü, aynı dosyadan "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği" isimli derneğe verildiğini
duyduğunu,
Hüseyin BEYAZIT isimli şahsın Muzaffer TEKİN ile irtibatlı olduğunu, bu şahsın
Harp Akademilerinde hocalık yaptığını, Muzaffer TEKİN'in akıl hocası olduğunu, şahsın
Amerikadan gelen bir şahıs olduğunu,
Kendisinin Kuvayı Milliye Derneğinde teşkilat başkanı olarak görev yaptığını, 2000
yılında ağabeyi Yusuf GÖRÜM vasıtası ile tanıdığı Nihat GÜRKAN'm kendisine Ankara'da
"Ulusal Güç Birliği Yeniden Kuvvai Milliye" adında bir oluşum olduğunu, bu oluşumda görev
almasını teklif ettiğini, bu teklifi kabul ettiğini, 10 gün sonra Nihat GÜRKAN ile birlikte
Ankara-Kızılay'daki yeni oluşumun bürosuna gittiklerini, bu büroda bulunan genel sekreter
Tayyib YELEN, genel sekreter yardımcısı Anıl ÇEÇEN, başkan diye hitap edilen Arif
İskender KÖRNDER,Hüsnü MERDANOGLU, Mete İzzet ÖZCANOĞLU ile tanıştığını, yeni
oluşum ile ilgili konuştuktan sonra İstanbul'a geri döndüğünü, 2 ay sonra Arif İSKENDER'in
kendisini aradığını ve Ankara ATO'da panel olduğunu bu panele katılmasını söylediğini, daha
sonra verilen tarihte Ankara Ticaret Odası toplantı salonuna gittiğini, toplantı salonunda genel
sekreter Tayyib YELEN, genel sekreter yardımcısı Anıl ÇEÇEN, başkan diye hitap edilen Arif
İskender KÖRNDER,Hüsnü MERDANOGLU, Mete İzzet ÖZCANOĞLU, Nihat GÜRKAN,
Hasan KUNDAKÇI, Suat İLHAN, Cumhur EVCİL, Ali ÖZOĞLU, Savaş ÖZDAĞ isimli
şahısların olduğunu, toplantıyı ATO başkanı Sinan AYGÜN'ün düzenlediğini, toplantının
konusunun Türkiye'nin emperyalist saldırılara maruz kaldığı, Duyun-u umumiyenin bugünkü
versiyonları ve Sevr'in bugünkü hali içerikli konuşmalar olduğunu, bu oluşumun görevinin
vatanı savunmak, emperyalist güçlere karşı mücadele vermek olduğunu, bu toplantılara 3 defa
gittiğini, her zaman aynı şahısların katıldığını gördüğünü,
Mehmet Fikri KARADAĞ ve Muzaffer TEKİN ile eski ceza evi arkadaşı olan İbrahim
CİNGİ vasıtası ile tanıştığını, İbrahim CİNGİ'nm şahıslarla kendisini Kuvvacı lakabı ile
tanıştırdığını, tanıştıktan sonra 2 saat kadar konuştuklarını, Kuvvai Milliyeyi anlattığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ ve Muzaffer TEKİN'in kendisinin anlattıklarından memnun
kaldığını, tanıştıktan 6 ay sonra Mehmet Fikri KARADAĞ, Yusuf Ziya TANRIVERDİ,
Mehmet BESTEOĞLU ile birlikte 11.11.2005 günü resmi olarak Kuvayı Milliye Derneğini
kurduklarını, Mehmet Fikri KARADAĞ'm genel başkan, kendisinin de teşkilat başkanı
olduğunu, hala faaliyetlerine devam ettiklerini, üyelerden alman aylık 1 YTL gelirleri
olduğunu, Mersindeki Kuvvai Milliye Derneği'nin kendi şubeleri olduğunu, yemin töreni
sırasında orada olduğunu, yemin töreninde Mehmet Fikri KARADAĞ, polis müdürü olarak
bildiği Kemal CANAY ve 500 kadar ismini bilmediği üyenin olduğunu, masanın üzerinde
bulunan silahlardan bir tanesinin Mehmet Fikri KARADAĞ' a, diğer silahın ise Kemal
CANAY'a ait olduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğinin hiçbir yere bağlı olmadığını, derneğin deprem ve afetlerde
yardımcı olmak için AKUT benzeri üyeleri içerisinde oluşturdukları Arama Kurtarma isimli
bir birimi olduğunu, bu birimde olan şahıslara Kuvayı Milliye Derneğinin kimliklerinden
verdiklerini, bu kimliklerin üzerinde Özel Kuvvetler Birliği yazılı olduğunu, ayrıca
vatandaşlardan gelen bilgileri değerlendirdikleri bir birimlerinin olmadığını, sadece gelen
bilgileri Askeriye ve Polise bildirdiklerini,
Kuvayı Milliye Derneğinin herhangi bir yasa dışı faaliyetine tanık olmadığım,
herhangi bir kimseden yardım almadığını, hatta Kuvayı Milliye Derneğinin yeni yapılan yerini
Milli Emlaktan 3 yıllığına aylık 1200 YTL'ye kendisinin kiraladığını, kira bedellerini
kendisinin karşıladığını, bu yerin tadilatına yaklaşık 70.00Q-80.000 YTL para harcadığını,
kimseden herhangi bir ad altına para toplamadığmı, aracını, ailesinden' aldığı paralan ve tüm
birikimini harcadığını, bir yıldır gelir olmadığı için de kira veremediğim, ',
Kuvayı Milliye Derneğine aralarında karargah dediklerini, eskiden Kuvayı Milliye
üyelerinin toplanma yerlerine karargah dedikleri için aynı terimi kullandıklarını, hiçbir zaman
askeri rütbe kullanmadığını, askeri rütbe kullanan şahısların dernekten yardım sağlamaya,
menfaat temin etmeye çalışan şahıslar olabileceğini, bu şahısların dernekten gelir elde
edebilmek için derneği kullanmaya çalışan şahıslar olduğunu,
Murat ÇAĞLAR'ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda;Murat ÇAGLAR'ı Mersin ilinde
yaptıkları yemin töreninde Kemal CANAY vasıtasıyla tanıdığını, otelcilik yaptığını bildiğini,
yemin töreninden sonra iki kez İstanbul'da görüştüğünü, bu şahsın dernekle bir ilgisinin
olmadığını,
Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 günü Pendik ilçesinde yakalandığı sırada kullanımda
bulunan 34 AD 4374 plaka sayılı otoda çok sayıda örgütsel içerikli doküman ve CD'ler
bulunduğu, Murat ÇAĞLAR'm el konulan belgelerin kendisine ait olmadığı, söz konusu
otonun Kuvayı Milliye Derneği'nin kullanımında olan bir oto olduğunu söylediği
hatırlatılarak, oto ve belgelerle ilgili ifadesi sorulduğunda; 34 AD 4374 plakalı otonun Kuvayı
Milliye derneğine ait olmadığını, Murat ÇAĞLAR'm beyanlarının doğru olmadığını, otonun
içerisinden elde edilen istihbarat notlarının kime ait olduğunu bilmediğim, bu istihbarat notlan
ile derneğin ilgisinin olmadığını,
Kuvayı Milliye Derneği'nde yapılan arama el konulan bilgisayarların incelemesinde
tespit edilen "komisyonlar.doc" isimli belge sorulduğunda; belgenin içeriği hakkında Mehmet
Fikri KARADAĞ'm daha çok bilgi sahibi olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm asker
emeklisi olmasından dolayı bu şekilde derneğin faaliyetlerini ve görev alanlarını belirlediğini,
belirtilen konuların hepsinin Mehmet Fikri KARADAĞ'm kafasındaki projeler olduğunu,
ancak herhangi bir uyguluma alanı oluşmadığını, Özel Kuvvetler Komisyonun deprem ve afet
anında Kuvayı Milliye Derneğinin oluşturacağı arama kurtarmaya yardımcı olacak şahıslardan
oluştuğunu, dernekte bir kısım üyelere bu şekilde görevler verilerek kendilerine görev
bölümünde Özel Kuvvetler yazılı Kuvayı Milliye Derneğinin kimliklerden verildiğini, diğer
komisyonları faaliyete geçirmenin mümkün olmadığını,
Ali ÖZOĞLU isimli şahıs sorulduğunda; Ali ÖZOĞLU'nun Kuvayı Milliye
Derneğinde başkan yardımcılığı yaptığım, 3 yıldır tanıdığını, gazeteci yazar olduğunu, 2005
yılında derneğin kuruluş aşamasında görev aldığını,
Ali ÖZOĞLU'nun 25 Mayıs 2006 tarihinde Tempo dergisine vermiş olduğu
röportajdaki Kuvayı Milliye Derneğinin 2000 motorize ekipten oluşan, telsizli istihbarat
ekipleri hazırladıkları, bu ekiplerin İstanbul içinde ve iki yakada başta kurt mafyası olmak
üzere her türlü organize suç şebekesine ve mafyaya karşı mücadele etmekle görevli olacakları
yönündeki beyanları sorulduğunda, Tempo dergisindeki röportajı okuduğunu, ancak Kuvayı
Milliye Derneğinin böyle bir çalışmasının olmadığını, bu şekilde röportaj vermesinin sebebini
bilmediğini, istihbarat ve motorize ekip kurma gibi bir çalışmalannm olmadığını, daha sonra
Ali ÖZOĞLU'nun Mehmet Fikri KARADAĞ ile anlaşamadığı için dernekten aynldığmı,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm ellerinde "13500 hainin listesi" olduğu yönündeki
beyanlan sorulduğunda; Mehmet Fikri KARADAĞ'm, elinde 13.500 hainin yazılı bulunduğu
bir liste olduğu şeklinde elinde liste olduğu beyanlanm duyduğunu, ancak bu listede kimlerin
olduğunu, kimin ne amaçla hazırladığını bilmediğini,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün 25.05.2006 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünde
alman ifadesi yüzüne karşı okunduktan sonra; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ÜN ifadesinde
geçen kendisinin etrafında bulunan şahıslara vermek istediği askeri eğitimin ne amaçla
verilmek istendiği, bu şekilde asker yetiştirmekteki maksadının ne olduğu sorulduğunda,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile aralannda husumet olmadığını, asker yetiştirmek için Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK'ten bir talebinin olmadığını, M.Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisi ile birlikte
Danıştay saldmsmda yargılandığı için üzerine bu şekilde iftira attığını, şahıslann
Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan ARSLAN'm kendisinin avukatı olduğunu
söyledikleri için Danıştay saldırısı olayında kendisinin de gözaltına alındığını,
Alpaslan ARSLAN'm dernek ile ilgisinin ne olduğu, gerçekleştirdiği Danıştay saldırısı
hakkında bildikleri sorulduğunda; Alparslan ARSLAN'ı 2000 yılından beri tanıdığını, 2004
yılı içerisinde Tarhan Tarım Hayvancılık Şirketi ile ilgili olarak kendisi ile görüşme yaptığını
ve Alparslan'a imzalı bir belge verdiğini,
Erkut ERSOY'un yöneticiliğini yaptığı "özel büro" isimli birim hakkında bilgisi
sorulduğunda;Erkut ERSOY'un internet üzerinde ÖZEL BÜRO adında bir gurubu olduğunu,
bu gurup çalışmalannda terör amaçlı örgütlerin sitelerini çökerttiklerini, Kuvayı Milliye'ye
yararlı olacağını düşündüğünden İstanbul'a davet ettiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ ile
tanıştırdığını, yaptıkları görüşmede Erkut ERSOY'un, internet ortamında aldığı bilgileri Genel
Kurmay Başkanlığına ve Milli İstihbarata verdiğini söylediğini, daha sonra görüşmesinin
olmadığını,
13.10.2007 tarihinde Volkan isimli kişi ile Kahraman ŞAHİN arasındaki telefon
görüşmesi okunarak, Volkan'm "Bekir İĞDIRLI ile aran nasıl senin" "Ya genç çocuklar var
ya. Kerim başkanın yakmmdalarmış bunlar" "Onlarda da kart var abi" "Aynı bizim karttan"
"Hatta şeyin Veli KÜÇÜK kanalı yani" "Bizim başkandan bahsediyor", Kahraman'm
"Hüseyin abiden mi", Volkan'm "He, ondan sonra işte onun iyi biri olduğunu falan ondan
falan bahsediyor. Ben hiç konuşmadım zaten konuşma bitene kadar hiç açık etmedim. Baktım
kart gösterdi, bende küt diye arabanın içersinde kendi kartımı gösterince şey oldu yani o onda
şey yaptı böyle açıldı" sözleri sorulduğunda; görüşmenin içeriğinden bilgisinin olmadığını,
ancak Kuvayı Milliye Derneği üyelerine dağıttıkları üzerinde Özel Kuvvetler yazılı bir kimlik
kartlarının olduğunu, bunun haricinde görüşmede geçen Veli KÜÇÜK kanalı ile neyin
kastedildiğini bilmediğini, Bekir IĞDIRLI'yı da tanımadığını,
Zihin Kontrolü ile ilgili bilgisi sorulduğunda; Kuvayı Milliye Derneğine üye olan
İhsan GÖKTAŞ'tan zihin kontrolü yapılabildiğini duyduğunu, İhsan GÖKTAŞ'm kendisine
Amerika da faaliyet gösteren SCİONTOLOGY tarikatı içerisinde 9 yıl kaldığını, bu örgütün
bir makine vasıtası ile bilinç altına istenilen şeyleri yüklediğini, hafızasına bilgi yüklenen
şahsın da robot gibi kendisinden istenilen şeyleri yaptığını söylediğini, ancak bu zihin kontrol
seanslarına hiç katılmadığını, sadece duyduğunu, İhsan GÖKTAŞ'm bu tarikatın içerisine İsak
HİMMELSTAİN olarak girdiğini, kendisini Yahudi olarak tanıttığını,
Abdullah ARAPOĞLU'nu tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, ifadenin başında
tanımadığını beyan ettiğini, ancak yeni hatırladığını, Abdullah ARAPOĞULARI'nm Güneşli
semtinde fırıncılık yaptığını, Kuvayı Milliye Derneğine gelip gittiğini, ayrıca gazetecilik
yaptığını bildiğini,
Dernekte elde edilen belgelerden olan bir ajandanın içerisinde Abdullah
ARAPOĞULLARI isimli şahsın ilk müdahale 0545 283 89 98 numaralı telefonunun, kan
grubunun yazdığı ve üye olduğu bilgilerinin kayıtlı olduğu sorulduğunda; belgede bu şahsın
özel kuvvetlerde deprem ve afet anında ilk müdahalede bulunacak şahıslar olarak yazdığını,
28.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Abdullah ARAPOĞULLARI arasındaki
telefon görüşmesi okunarak , görüşmedeki Abdullah'ın ".. ben şeyi görüştüm o İsrail'li adamı,
benim bir adamım var, o şu an Trabzon'da oradan Bafra' ya geçecek yann, buraya geliyor sırf
bu iş için, ekip hazır yani, istediğiniz an kaldınnz onu", "Hüseyin abiyle konuşucan mı bu
akşam bugün" , "Bbir an önce bitirelim bu işi, zamana bırakmayalım" "Paraylaysa parayla
konuşalım, dişe dişse silahla silahla konuşuruz" sözleri sorulduğunda; kaldınlacak olan şahıs
ile ilgili bir bilgisinin olmadığını, şahıslann kimi, hangi amaçla kaldıracağını bilmediğini,
kesmenin kendisine böyle bir olaydan bahsetmediğini,
10.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kahraman ŞAHİN ansmdaki
telefon görüşmesindeki ; Mehmet Fikri'nin "Oğulcum, şimdi Bursa'dan Muhammet diye bir
çocuk geliyor'Y'Bizim derneğin önde gelmiş olanlanndan","Arabasıyla geliyormuş, onu alın

ı 'Y)<zy^aA
görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün. Bende çıktım geliyorum" , "Muhammet diye bir çocuk,
uzman çavuşmuş" sözleri sorulduğunda ,Bursa ilinde uzman çavuş olan Muhammet
YUCE'nin Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmek için İstanbul'a geldiğini, dernekte
Muhammet YÜCE ile görüştüğünü, Muhammet'in Kuvayı Milliye'yi benimsediğini, Bursa
ilinde dernek adına faaliyet göstermek istediğini anlattığını, daha sonra Muhammet'i Mehmet
Fikri KARADAĞ ile görüştürdüğünü, bu görüşmede vatanın gidişatı ile ilgili sohbet
yapıldığını, daha sonra Muhammet'i görmediğini,
Fehmi KORU, Orhan PAMUK, Ahmet TÜRK, Sebahat TUNCEL ve Osman
BAYDEMIR'e silahlı saldırı hazırlığı konusu sorulduğunda ; Bu eylemlerden bilgisinin
olmadığını, bu olayla ilgili kimseyle görüşmediğini, kimseye de herhangi bir şekilde eylem
yapması için telkinde bulunmadığını,
Kuvayı Milliye Derneğinin gelirlerinin ne olduğu, bu gelirlerin ne şekilde elde
edildiği, şu anda bulundukları binayı nasıl aldıkları sorulduğunda; Kuvayı Milliye'nin gelirinin
üyelerinden aldığı aylık İYTL aidat parası olduğunu, bunun haricinde herhangi bir gelirlerinin
olmadığını, Kuvayı Milliye Derneğine makbuzlu ve ya makbuzsuz herhangi bir ad altında para
toplanmadığını, binayı Milli Emlaktan kendisinin kiraladığını, tadilatını yaptırdığını,
Dernekte çalışan şahısların maaş alıp almadıkları, bu paraların nasıl karşılandığı
sorulduğunda;Dernekte çalışan şahısların herhangi bir ücret almadıklarını, gönüllü
çalıştıklarını,
05.01.2008 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Remzi ÖZKAN arasındaki telefon
görüşmesinde ; Mehmet Fikri'nin "İşte nereden geldiği belli olmayan bilmem ne ... genel
merkezini yapmıştık, Allah bizi cezalandırdı, Hüseyin harcamıştı o paraları hepsini",
"Nereden aldığını bilmiyorum, tabi hepsi anlaşılan haramdı, gayri meşruydu Allah ... nasip
etmedi " sözleri , Derneğe kazandırdığı herhangi bir gayri meşru ve haram paranın olmadığını,
derneğe yaptığı harcamaların hepsini kendi imkanları ile yaptığını, Mehmet Fikri KARADAĞ'
m neden bu şekilde konuştuğunu bilmediğini,
21.07.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Mehmet Fikri KARADAĞ arasındaki telefon
görüşmesindeki ; Yusuf un "... bu Bodrum Yalıkavak var ya" "Bu Yalıkavakta bana bir otel
veriyorlar, Hüseyin de bu adamı tanıyor, A.T. diye" , " Bu üç tane otelin bir tanesini veriyor,
ben de dedim ki, ben dernekle konuşurum babaylan tamam mı" , "Derneğin adına dedim
verirsen dedim bunu çalıştırmak üzere alırız dedim", Mehmet Fikri'nin "Aman istemem,
dernek adına falan bırak, sen onları bulaştırma", "Bulaştırma derneği falan o işlere" "Bi bok
olduğu yok, adamda o gelsin öyle bir niyeti varsa benlen konuşsun söyle" sözleri
sorulduğunda; görüşmeden bilgisinin olmadığını, görüşmede geçen A.T.'i tanımadığını, ancak
ismini ve müteahhitlik yaptığını duyduğunu, şahsın neden otel vermek istediğini bilmediğini,
18.08.2007 tarihinde Muhammet YUCE'nin Selim AKKURT'a gönderdiği "Ben
Albayla yine görüstüm,iş tamam,hemen ekibi kur diyor, derneğe yardım adı altında paralan
toplasmlar diyor , bütün zenginlenn ve esnafın listesini verecek bize, o başımızda biz
koşturacaz" şeklindeki mesaj sorulduğunda; bu olaylardan haberinin olmadığını, Mehmet
Fikri KARADAĞ'm bu şekilde illegal olarak para toplama olaylannı organize etmiş
olabileceğini, kendisinin kimseden derneğe yardım adı altında para toplanmasını istemediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm bazen derneğe gelen şahıslara ekibini kur şeklinde söylemlerinin
olduğunu duyduğunu,
03.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Raif GÖRÜM arasında yapılan
görüşmedeki ; Mehmet Fikri'nin "...kapalı odada boyuna esrar çeke çeke çocuk mahvoldu",
"Ben de artık oraya girmek istemiyorum şeytan yuvası diye Raif , "Her duvannda esrar
kokusu, hep sabahlara kadar içiyorlarmış, kusuyorlarmış söyledi çocuklar", "...Kahraman,
bütün otlan o götürüyormuş ona, sana da mı getiriyor, sen de'mi"içiyorsun" sözleri
sorulduğunda; şeker hastalığına iyi geldiği için 2-3 ayda bir esrar içtiğini, esrarı sürekli olarak
kullanmadığını, esrarı taksici olan eski arkadaşlarının getirdiğini, ancak isimlerim
hatırlamadığını,
Evinde yapılan aramada bulunan (1) adet HP marka cnf70431fc seri numaralı laptop,
(1) adet nokia 6610 marka 351527/00/227365/1 imei numaralı cep telefonu, (1) adet üzerinde
030314048910 ibareleri bulunan turkcell hazır kart, (17) adet 1' dan 17' e kadar
numaralandırılan CD, (8) adet küçük kamera video kasetinin kime ait olduğu ve içerikleri
sorulduğunda; Laptop bilgisayar, Cep telefonu, sim kartların kendisine ait olmadığını, Ayşe
Ceylan GENÇYOL'a ait olduğunu, CD' 1er ve küçük video kasetlerin Kuvayı Milliye
Derneğine ait olduğunu, içeriklerinden bilgisi olmadığını,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan çok sayıdaki Kuvayı Milliye
Hareketi ve Derneğinin yapılanması ve amacının anlatıldığı görüntülerinin bulunduğu CD,
ajanda, belge ve dokümanların derneğe ait olduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan CD'lerden; 4-6-13- rakamları ile
numaralandırılan CD'ler içeresindeki ; VKGB başkanı Taner ÜNAL, genel sekreteri Sıla
Deniz POYRAZ , kadın kollan başkanı Türkan GÖRÜM ve kendisinin konferans salonunda
100-150 kişilik grup ile birlikte sohbet tarzında vatansever kuvvetler güç birliği hareketi'nin
yapılanmasının, amacının , kurumlar ve teşkilatlar içerisine nasıl nüfuz edilmesi gerektiğinin
anlatıldığı, toplantıya dinleyici olarak katılanların içerisinde Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Kanal Türk Televizyonu program yapımcısı Merdan YANARDAĞ isimli
şahsın da bulunduğu video görüntüsü sorulduğunda; CD' lerde görüntüleri bulunan şahıslan
nasıl tanıdığını açıkladığını, CD Terdeki görüntünün, daha önce içerisinde yer aldığı
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği derneğinin tanıtım görüntüleri olduğunu,
5 nolu CD içerisindeki "190505 fabrika" ve "210505 onur konferans" isimli
klasörlerdeki fotoğraflar içerisinde Muzaffer TEKİN, Hüseyin GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM,
Rafet ARSLAN, Kuddusi OKKIR,Amerika A.Ünv. öğretim üyesi O. Ş. isimli şahıslann
birlikte çekilmiş fotoğraflannm bulunduğunun tespit edildiği hatırlatılarak, bu kişiler ile
ilişkisi sorulduğunda; ismi geçen şahıslarla birlikte 2005 yılında Süleymaniye camisinin
içerisindeki Türk Dünyası isimli yerde Kızıldereliler ile Türklerin aynı ırktan geldiği ile ilgili
bir toplantı yapıldığını, Dil Filolojisi üzerine uzman olan O.Ş.isimli şahsın bu toplantıda
konuştuğunu,
28 nolu CD içerisindeki ; 14.10.2006 tarihinde Mersin Kuvayı Milliye Derneğinin
toplantısında Mehmet Fikri KARADAĞ'm ölmek ve öldürmek ikazından sonra yemin ettirdiği
tören görüntüleri bulunduğunun tespit edildiği hatırlatılıp sorulduğunda, Mersin ilinde yapılan
toplantı ile ilgili görüntüler olduğunu, ismi geçen şahıslardan sadece Yaşar ASLANKÖYLÜ'
yü tanıdığını, diğerlerini tanımadığını,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan (27) adet Vodafone firmasına ait
cep telefonu hatlannm kime ait olduğu ve neden bu kadar çok hat bulundurulduğu
sorulduğunda; Vodafone şirketinin sim kart alana telefon hediye ettiğini, Kahraman ŞAHİN
ve isimlerini hatırlamadığı dernek üyelerinin bu hatlan aldıklannı, ancak bu hatlan hiç
kullanmadıklannı, bu yüzden sim kartlann burada bulunduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan "Yönetim Kurulu" yazısı ile
başlayıp "Tüm Birimler Birbirine Emir Komuta Zincir İle Bağlıdır" yazısı ile biten şema
kendisine gösterilerek sorulduğunda; Derneğe ait şema olduğunu, belgenin kime ait olduğunu
ve kimin bu şemayı çizdiğini bilmediğini,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan Alparslan ARSLAN'a ait (2)
adet kartvizit sorulduğunda; Alparslan ARSLAN'ı ne şekilde tanıdığını yukanda beyan
ettiğini, bu şahsın kartının kendisinde bulunduğunu, yine aramada bulunan Kuddusi OKKIR'a
ait kartvizitin bu kişiyi tanıdığı için kendisinde bulunduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan;- ('!} adet;3Ş434201-223595-6
imei nolu sony ericson K350İ cep telefonu, (1) adet Samsung marka 0273J1DR856794 seri
numaraları Hard Disk, (1) adet Segate Marka 7EJ1FÇJSG seri numaralı Hard Disk, (1) adet
Segate Marka 5JZCQ1GA seri numaralı Hard Diskler sorulduğunda; cep telefonunun
kendisine ait olduğunu, bilgisayarlara ait harddisklerin demeğe ait olduğunu, içerisinde
demekle ilgili görüntülerin olduğunu,
Demekte yapılan aramada bulunan (2) adet Memorey marka video kaset, (2) adet
ogatech marka video kaset, (1) adet üzerinde Yeniçağ Gazetesi 18.01.2006 görüşme yazılı
küçük video kaseti, (6) adet l'den 6'ya kadar numaralandırılmış disket sorulduğunda; Video
kaset ve disketlerde demek ve yemin töreni ile ilgili görüntülerin olduğunu,
Kuvayı Milliye Demeğinde yapılan aramada bulunan; (1) adet Suat Salih
KERKÜKLÜ adına tanzim edilmiş boş çek koçanı, (37) adet Kuvayı Milliye kimlik kartı, (1)
adet Murat BALIKÇI adına tanzimli T01 888181 seri nolu nüfus cüzdanı, (1) adet İbrahim
IŞIKLI adına tanzimli L09 455416 seri nolu nüfus cüzdanı, (11) adet değişik şahıslara ait
kimlik fotokopisi sorulduğunda; Suat Salih KERKÜKLÜ'nün 2003-2004 döneminde
kendisinin şirketinin müdürlüğünü yaptığını, bu yüzden şirkete ait eski bir koçan olduğunu,
kimlik kartlarının demeğe ait olduğunu, kimlik bulan şahıslann bazen demeğe kimlik
bıraktıklanm, Murat BALIKÇI ve İbrahim IŞIKLI isimli şahıslann kimliklerinin de bu şekilde
bırakılmış olabileceğini, kimlik Fotokopilerinin ise üyelere ait olabileceğini,
Kuvayı Milliye Demeğinde yapılan aramada bulunan; (2) adet üzerinde "Kuvayı
Milliye Görev Aracı" yazan araç kartı, Sadık GÜLİZAR adına tanzim edilmiş basın kartı,
(304) adet fotoğraf sorulduğunda; Kuvayı Milliye Demeğine ait olan Mehmet Fikri
KARADAĞ'm kullanımında bulunan araç olduğunu, bunun haricinde demeğin başka aracının
olmadığını, 34 BF 8118 ve 34 TZ 5991 numaralı araç tanıtma kartlannm kime ait olduğunu
bilmediğini, Sadık GÜLİZAR isimli şahsın Mersin ilinde gazeteci olduğunu, ancak kimliğin
demekte bulunmasının nedenini bilmediğini, şahsın üye olmak için bırakmış olabileceğini,
demekte bulunan fotoğraflann ise kendisine ait olduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada bulunan diğer dokümanlar ve belgeler
kendisine tek tek okunarak sorulduğunda; Elde edilen ajanda, belge ve dökümanlann demeğe
ait olduğunu, bu belgelerden kendisine de ait olanının bulunduğunu, bu belgelerde herhangi
bir suç unsurunun olmadığını, demekle ilgili notlann ve telefon numaralannın olduğunu,
Suçlamalan kabul etmediğini, örgüt ile herhangi bir alakasının olmadığını, demekte
olan usulsüzlüklerden bilgisinin olmadığını, herhangi bir şekilde demeğin ismini kullanarak
kimseden tahsilat yapmadığını, eylemle ilgili olduğu tespit edildiği iddia edilen Muhammet
YÜCE ile Mehmet Fikri KARADAĞ' m isteği üzerine bir sefer görüştüğünü, ancak eylem
konulanndan bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

b)- Savcılık ifadesinde;


Kolluk ifadesini tekrarladığını, 11.11.2005 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile
1919 Kuvayı Milliye Demeğini kurduklannı, kendisinin demeğin teşkilat başkanı olduğunu,
demeğin amacının Atatürk'ün görüşlerine paralel olarak Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan
insanlan kaynaştırmak, birlik ve bütünlüğü tesis etmek olduğunu, Kuvayı Milliye hareketinin
terörle bir ilgisi olmadığını, kendisinin kesinlikle Ahmet TÜRK, Sebahat TUNCEL, Orhan
PAMUK ve Fehmi KORU'ya yönelik olarak bir saldın hazırlığından haberdar olmadığını, bu
iddialann da aslının bulunmadığını, hiç kimsenin demek tarafından yasalara aykın şekilde
fişlenmeye tabi tutulmadığını, böyle bir şey duymadığını ve bilmediğini, Ümraniye'de
yakalanan el bomlan ile demeğin hiçbir ilgisinin olmadığını,
Demek gelirinin üye aidatlanndan kaynaklandığını, aylık 1 YTL, senelik 12 YTL aidat
alındığını, kendisinin uzun yıllar taksicilik yaptığını, taksici arkadaşlannm erzak ve gıda
yardımı yaptıklannı, demek olarak başka bir gelir kaynakları olmadığını, hatta bu nedenle bir
kısım menfaatçi insanlann kendilerine düşman olduklannı,* bir ^ kısım kişilerin askeri
ihalelerde demeğin aracı olmasını istediklerini, bunlann hepsini kovduklannı beyan etmiştir.
c)-Aramada elde edilen deliller;
Evinde yapılan aramada;
(1) adet HP marka CNF70431FC seri numaralı Laptop,
(1) adet Nokia 6610 marka 351527/00/227365/1 İMEİ numaralı cep telefonu,
(1) adet üzerinde 030314048910 ibareleri bulunan Turkcell sim kart,
(17) adet 1' dan 17' e kadar numaralandırılan CD,
(8) adet küçük Kamera Video Kaseti,
Kadıköy, Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada;
-(1) adet "Yön.Kur." ile başlayan "tüm birimler birbirine emir komuta zinciri ile bağlıdır"
ile biten el yazması şema,
-(47) sayfa "Ulusal Güç Birliği Hareketinin Gerekçeli Ekonomi Politikası" başlıklı
kitapçık,
-(1) adet "Ajan Ekipmanları" başlıklı siyah kartvizit,
-(1) adet 1 ile numaralandırılmış içeriği belli olmayan CD,
-(1) adet Samsung marka 0273J1DR856794 seri numaralan Hard Disk,
-(6) adet 1 'den 6'ya kadar numaralandmlmış disket,
-(1) adet kahverenkli markasız fihrist,
-(1) adet lacivert renkli netbank yazan ajanda,
-(2) sayfa l'den 4'e kadar numaralandmlmış "Kuvai Milliye Gençleri" ile başlayan "Ediz
Kentkuran" ile biten el yazması doküman,
-(4) sayfa l'den 8' e kadar numaralandmlmış doküman,
-(2) sayfa 1 'den 4'e kadar numaralandmlmış doküman,
-l'den 5'e kadar numaralandmlmış "yetki belgesi kayıt formu" ibaresi ile başlayan
"20.06.2007" yazısı ile biten doküman,
-l'den 8'e kadar numaralandmlmış "Kuvayı Milliye Derneği" ibaresi ile başlayıp "Serhat
SAVAŞ" ismiyle biten doküman,
-Kavun içi renkli üzerinde "Kuvayı Milliye" yapıştırması bulunan ajanda,
-1 'den 1 l'e kadar numaralandmlmış faks çıktıları,
-(1) adet üzerinde "Gn.Kurul Bildirim Formatı" Genel Kurul Bilgi Notu yazılı CD,
-(5) adet 1 'den 5'e kadar numaralandırılmış CD,
-(1) adet kahverenkli telefon fihristi,
-(1) adet lacivert telefon fihristi,
-(1) adet kırmızı renkli üzerinde fihrist 24 yazılı ajanda,
-5466479879,5466478936,5466478933,5466478966,5466478929,5466478321,
466478964, 5466478956,5466478940, 5466478960, 5466478961, 5466478922, 5466478696,
5466478288, 5466478291, 5466478921, 5466478939, 5466478920, 5466478299,
5466478968,5466478947, 5466478932, 5466478963, 5466479886, 5466478297,
5466478967, 5466478918 numaralara ait Vodofone sim kartları,
-(38) adet l'den 38'e kadar numaralandmlmış CD,
-(2) adet l'den 2'ye kadar numaralandmlmış CD,
-(90) adet kırmızı klasör içerisinde "Kuvayı Milliye Yetki Belgesi"
-(1) adet kahverenkli Ece marka ajanda,
-(1) adet kahverenkli 1973 yazılı ajanda,
-(1) adet T.C Ziraat Bankasına ait siyah renkli ajanda,
-(1) adet sobek yazan kahverenkli ajanda,
-(1) adet kırmızı renkli Kuvayı Milliye Derneğine ait üye kayıt defteri,
-(1) adet kahve renkli ticari fihrist yazılı ajanda, ,* ' „,, -, ^
-l'den 6'ya kadar numaralandmlmış "telepost" ibaresi ile başlayıp\"Osmangazi
Bursa" ibaresi ile biten doküman, . '

-T"

)2<^H
-l'den 4'e kadar numaralandırılmış "hepimiz insanız" ibaresi ile başlayan "iman et" ile
biten doküman,
-l'den 2'ye kadar numaralandınlmış "25.05.2005" ile başlayıp "düşündüm efendim" ile
biten doküman,
-l'den 13'e kadar numaralandırılmış "Sayın Genel Kurmanı Başkanlığı" ibaresi ile
başlayıp "Sultanahmet-İstanbul" ibaresi ile biten doküman,
-l'den 7'ye kadar numaralandınlmış "Net Eğitim Danışmanlığı" ile başlayıp
"Hadarpaşa Portakal Camii" ibaresi ile biten doküman,
-l'den 39'a kadar numaralandınlmış "Vakıflar ve dernekler" ile başlayan "Nursal Kutu
(Sevinç Hanım)" ile biten doküman,
-1 sayfa "Duyurumuzun dağıtı" başlıklı doküman,
-Kırmızı klasör içerisinde takılı (265) adet Kuvayı Milliye derneği üye başvuru formu
-(1) adet "Ender Kıran" ibaresi ile başlayıp "hayırlı cumalar" ile biten uzun faks çıktısı
-(2) adet Av. Alparslan ARSLAN adına kartvizit,
-(1) adet Kuddisi OKKIR adına kartvizit,
-(1) adet Suat Salih KERKÜKLÜ adına tanzim edilmiş boş çek koçanı,
-(1) adet ulusal güç birliği hareketi, yeniden Kuvayı milliye hareketinin yapılanması
isimli kitapçık,
-(1) sayfa "belgedir" başlığı ile başlayıp "Hüseyin Gürüm" ifadesi ile biten doküman,
-(2) adet 1 'den 2'ye kadar numaralandınlmış CD,
-(1) adet SEGATE MARKA 7EJ1FQSG seri numaralı Hard Disk,
-(1) adet SEGATE MARKA 5JZCQ1GA seri numaralı Hard Disk,
-(1) adet siyah renkli telefon fihristi,
-(1) adet siyah renkli plastik telefon fihristi,
-(1) adet üzerinde "hürkimsa" yazılı fihrist,
-(2) adet Memorey marka video kaset,
-(304) adet fotoğraf,
-(52) adet l'den 52'ye kadar numaralandınlmış CD,
-(1) adet üzerinde Keny yazılı fihrist,
-(2) adet ogatech marka video kaset,
-(1) adet Akar Copy Center yazır kırmızı renkli ajanda,
-(1) adet lacivert renkli fihrist,
-(3) adet numaralandınlmış üye kayıt defteri,
-(1) adet üzerinde Yeniçağ Gazetesi 18.01.2006 görüşme yazılı küçük video kaseti,
-(1) adet siyah renkli fihrist,
-(11) adet değişik şahıslara ait kimlik fotokopisi,
-(37) adet Kuvayı Milliye kimlik kartı,
-(1) adet Murat BALIKÇI adına tanzimli T01 888181 seri nolu nüfus cüzdanı,
-(1) adet İbrahim IŞIKLI adına tanzimli L09 455416 seri nolu nüfus cüzdanı,
-(8) adet klasör içerisinde Kuvayı Milliye Derneği üyelik formu,
-l'den 40'a kadar numaralandınlmış Muhittin BAHADIR ile başlayan "Devamını
Dilerim" ile biten doküman,
-l'den 104'e kadar numaralandınlmış "Yeter Artık" ile başlayan "Kurma İzin Belgesi"
ile biten doküman,
-(2) adet üzerinde "Kuvayı Milliye Görev Aracı" yazan araç kartı
-1 'den 222'ye kadar numaralandınlmış doküman,
-Sadık GÜLİZAR adına tanzim edilmiş basın kartı,
-l'den 11'e kadar numaralandınlmış doküman, _ ' >T -v
-(4) adet 1 'den 4'e kadar numaralandınlmış CD, /
-(13) adet 1 'den 13 'e kadar numaralandınlmış CD, ' /** *' \ ^
\ ,... ',; > S
-i -
Ust aramasında;
-(1) adet 35434201-223595-6 imei nolu sony ericson K350İ cep telefonu,elde
edilmiştir.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün ajandasında Tarkan COŞKUN isimli bir kişinin telefon
numarasının kayıtlı olduğu , UYAP ortamında sorgulandığında C.başsavcılığımızın
2007/1742 sayılı soruşturması ile hakkında işlem yapıldığı tespit edilmiştir.
Soruşturma konusu ise özetle ;
"İP numarası ve kullanıcısının tespit edilemediği bildirilen bir bilgisayardan Haber
Özel isimli TV programı muhabiri Gökhan Taşkm'a ait "haberozel@showtv.co.tr" e-mail
adresine,bu kişi tarafından da İstanbul İl J.K.Lığı KOM Şb.Md.J.Bnb.Asım Sürer'e ait
"asimsurer@mynet.com" e-mail adresine 24.05.2006 tarihinde iletilen e-posta yazısında aynısı
ile "Haber Özel,Gökhan Bey'e Özel,Gökhan Bey,Vereceğim bilgileri ancak sizin değerlendirip
bir sonuca ulaştıracağınızı düşündüğüm için sizi seçtim.Aşağıda sıralayacağım bilgileri belki
de hayatım pahasına da olsa paylaşmak zorundayım.Çünkü ülkemiz çok karanlık bir
dönemecin tam başında ve her taraftan bu olaylar tetikleniyor.Alparslan Arslan yani
Danıştay'ın tetikçisi ve kilit adamı susma hakkını aşağıda belirteceğim ve araştmnca
ulaşabileceğiniz şahıs ikinci eylemi rahatlıkla gerçekleştirsin diye kullanıyor.ikinci eylem
Anayasa Mahkemesi Başkanına bir hafta içinde evinin önünde glok marka silahla 1975 Kars
doğumlu kamuoyunda Türk İntikam Tugayları olarak bilmen örgütün de tetikçisi olan Tarkan
Coşkun tarafından yapılacaktır.Arslan ve Tarkan tüm eylemlerin başından beri birlikte hareket
ediyordu.Arslan yakalanınca Tarkan eylemini gerçekleştirmek için şu an Marmaris'te
saklanıyor ve Arslan da susma hakkını eylemden sonra bozacaktır. İşi ve bu eylemleri finanse
eden kişi direk Tarkan adlı şahısla irtibattadır. Gazete saldırılarında ve silahların temininde
Tarkan bizzat bulunmuştur.Kendisi en son şu telefon numarasını kullanmaktaydı.0 538
2254711 .Verdiğim bu bilgilerin ve benim kim olduğumun önemi yok.Araştırma cesaretini
gösterirseniz tüm gerçeklere ulaşırsmız.Bol şanslar." ihbarı yapıldığı,
İhbarda adı geçen Tarkan COŞKUN'un 23.09.2006 tarihinde İstanbul Pendik İlçe
Emniyet Müdürlüğü'ne üzerindeki Caner TOK ve İsmail ÇILGIN adına düzenlenmiş sahte
cüzdanları ile giderek,kendisinin arandığını ve teslim olmak istediğini beyan ettiği,
aranmadığının anlaşılması üzerine de,kendisinin TİT mensubu olduğunu,sivil topluma karşı
bazı eylemler gerçekleştirmesinin istenildiğini,bu yüzden kaçtığmı,hayatmın tehlikede
olduğunu,bu nedenle teslim olduğunu beyan ettiği,
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bilgi sahibi sıfatı
ile verdiği 24.09.2006 tarihli ifadesinde özetle; 2005 yılında eşinden aynldığmı,internette
TİT'e ait bir form sitesi gördüğünü,svmtr@hotmail.com e-posta adresini irtibat adresi olarak
verip siteye üye olduğunu,bir süre sonra Mert21@hotmail.com e-posta adresinden e-mail
aldığmı,kendisini Mert Yiğit olarak tanıtan bu kişi ile bir süre internette Messenger yolu ile
görüştükten sonra İstanbul'da buluşup tanıştıklarmı,bu kişinin TİT'in devletin illegal işlerini
yapan yasal olmayan bir grup olduğunu söylediğini,kendisini 4-5 TİT üyesi ile İstanbul'da
tanıştırdığmı,bir yıl süresince harçlık olarak aralıklarla toplam 7-8 milyar para
verdiğini,kendisine üzerinde fotoğrafı olan aralannda polis ve asker kimliklerinin de olduğu
30-40 adet kadar kimlik verdiğini,peşimizde birkaç kişi var,korunmak için bu silahı al diyerek
bir silah verdiğini,bir süre sonra bu silahı kendisine iade ettiğini,aktif eylemlere katılma
teklifini kabul ederek Mert'in verdiği paketleri istenilen yerlere bıraktığını,içerisinde bomba
olduğunu tahmin ettiği ve kendisinden aşıklar şenliğinde kurulan standm altına koyması
istenilen paketi ise yerine bırakmadığmı,bu nedenle tehdit edildiğini,kendisine Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e suikast yapmasının teklif edildiğini,daha
sonra ise bu eylemden vazgeçildiği söylenilerek genel eylem yapılmasına karar verildiğinin
söylendiğini,bu tür eylemlere karşı olduğunu söylemesi üzerine teHdit,.edildiğini,bu nedenle
can güvenliği olmadığı için Pendik Polis Merkezine giderek' teslim olduğunu^beyan etmiş,TİT
mensubu olduğunu beyan ettiği Mert ve İdris isimli kişilerin eşgalini tarif ederek robot
resimlerini çizdirmiştir.Tarkan Coşkun İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube
Müdürlünde şüpheli sıfatı ile alman 26.09.2006 tarihli ifadesinde ise özetle;TİT örgütü üyesi
olmadığını, TİT hakkındaki bütün bilgisinin internetteki sitesini incelemesinden
kaynakladığını, Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğüne yaptığı başvurusunun amacının kendisini
mağdur duruma düşürerek eski eşinin dikkatini çekmek olduğunu,üzerinden çıkan Caner Tok
adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını bankadan kredi çekmek amacı ile daha önceden birlikte
çalıştığı Caner Tok isimli kişinin kimlik fotokopisini habersiz alarak Pendik Fevzi Çakmak
Mahallesi Muhtarlığından ikamet ilmühaberi alıp üzerine kendi fotoğrafını yerleştirerek
Pendik Nüfus İdaresinden aldığmıjsmail Çılgın adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını ise yolda
bularak üzerine kendi fotoğrafını yerleştirdiğini,hakkmdaki e-mail ihbarında geçen 0 538
2254711 numaralı cep telefonu hattının kendi kullanımında olduğunu,TİT adına yayın yapan
internet sitelerine açık kimlik bilgilerini ve telefon numarasını verdiğinden dolayı bu
sitelerden kendisinin kimlik ve telefon bilgilerini öğrenen birisinin bu e-maili atmış
olabileceğini,Alparslan Arslan'ı tammadığmı,bilgi sahibi sıfatı ile verdiği ifadedeki beyanları
psikolojik problemlerinden dolayı ve eşinin ilgisini çekmek için tamamını uydurarak
söylediğini,23.09.2006 günü,çalıştığı işyeri sahibi olan Seyithan Kurtcebe'ye 0544 322 32 37
nolu telefon hattından bu kişiye ait 0536 264 07 95 nolu telefona çektiği " Serkan abi Ali'yi
tutuklamışlar, iş yerinden haber verdiler, beni de sormuşlar, durum ne tam olarak bilmiyorum,
bir avukat ağabeyimiz var onun yanma gidiyorum, olur ki polis gelip sorarsa benim
ayrıldığımı söylersin, durum netleşsin ben haber verecem sana" ve " Abi sen adam bul,ben
yarın gelip eşyalarımı alacam, kusura bakma, zor durumda bırakmak istemezdim " şeklindeki
sms mesajlarını Seyithan Kurtcebe'nin kendisini aramaması için gönderdiğini beyan etmiştir.
Sonuçta,ihbann Danıştay saldırısı olayı ile ilgili bulunması nedeni ile soruşturma
evrakı bu yönden ayrılarak Ankara C.başsavcılığma (CMK 250.Md.İle Yetkili), sahtecilik
yönünden ise Pendik C.başsavcılığma gönderilmiştir.Konu ile ilgili yazılara verilen
cevaplardan Ankara C.başsavcılığınca Tarkan COŞKUN hakkında Kovuşturmaya Yer
Olmadığına Dair Karar verildiği, Pendik C.başsavcılığmca ise sahtecilik suçundan dava
açıldığı ve yargılaması sonucu mahkum edildiği, bir süre tutuklu olarak yattıktan sonra tahliye
olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan araştırmada şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün ajandasında yazılı telefon
numarasının Tarkan COŞKUN'un eski eşinin çalıştığı işyerine ait olduğu, bu kişinin halen
burada çalıştığı,alman ifadesinde de Tarkan COŞKUN'un müşterek çocuklarını görmek için
buraya geldiğini beyan ettiği anlaşılmış, Tarkan COŞKUN bu bağlantının aydınlatılabilmesi
amacı ile ifadesinin tespiti için aranmış ise de bulunamamıştır.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün Danıştay Saldırısı olayından dolayı gözaltına alındığı,
bu olayın sanığı Alparslan ARSLAN'm şüpheli hakkında " Hüseyin GÖRÜM'ü tanıdığını ,
ülkücü bir davadan dolayı cezaevine girdiğini bildiğini, Nihat GÜRKAN'ı Hüseyin GÖRÜM
ile olan arkadaşlığı sırasında tanıdığını, Danıştay olayı sonrası Ankara Emniyet
Müdürlüğünde yapılan üst aramasında elde edilen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi
isimli derneğin kartı hakkında Ankara Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde de;
"Benim Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği bir üyeliğim yoktur. Sadece gidip
geliyordum. Bu kartı da arkadaşım Hüseyin GÖRÜM 'den almış olabilirim." şeklinde
beyanda bulunduğu dikkate alındığında, yukarıda özetlenen e-mail ihban ile başlayan
soruşturmada ismi geçen Tarkan COŞKUN'un telefon numarasının Hüseyin GÖRÜM'ün
ajandasında kayıtlı olması dikkat çeken bir husus olarak görülmüş, bu husus aydmlatılamamış
olsa da şüphelinin içerisinde bulunduğu faaliyetleri ve bağlantıları gösterir bir olay şeklinde
görülerek Mahkemenin dikkatine sunulmuştur. A*"" f' ,
- Hüseyin GÖRÜM'e ait, SAMSUNG marka? seri nunıarasV 0273J1DR856794
olan dizüstü bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemşd^,? ^ ,

2122
"FAHRETTİN ÇELENK.doc" ve "İBRAHİM DEVECİ.doc" isimli bir MSvvord
dosyalan incelendiğinde, Kuvayı Milliye derneğine üye olmak amacıyla başvuran
şahısların detaylı kimlik, ikamet, iletişim ve iş kayıtlarının alındığı görülmüştür.
"KUVAYI MİLLİYETAHKİKAT KOM..doc" isimli dosya incelendiğinde 10
sayfadan oluştuğu, Tuncay YÜRÜK tarafından hazırlandığı, konu ile ilgili Kuvayı
Milliye Derneğine çalışmalarının sürdüğü ve kabul edilmesi halinde çalışmaların daha
da hızlandırılacağı ifade edildiği, Kuvayı Milliye Kemalizm Tahkikat Komisyonu
Türkiye Cumhuriyeti'nin Tarih başlangıcında rol oynamış olan Kuvayı Milliye (milis
çeteleri) ulaklarının günümüze geldiği, oluşumun misyonu, tarihi, yönetim kurulu,
denetim kurulu, çalışma şartnamesi, uzmanlık alanları belirtilmiştir. "Biz Kuvayı
Milliye Derneği olarak kurmuş olduğumuz Kuvayı Milliye Kemalizm Tahkikat
Komisyonu'nun Onursal Başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkilaplanmn bu
dönemde ülke sorunlanna ne kadar gerekli olduğunu vurgulayarak toplumumuza ve
dünya mazlum toplumlanna anlatmaya çalışacağız.Bu çalışmalanmız Kendini bilen
genç,dinamik,erdemli ve onur sahibi insanlarla sizlere dünyada kullanılan bütün
iletişim araçlan kullanılarak ulaştırma amacını gütmekteyiz." gibi ifadelerin bulunduğu
ve bahse konu tahkikat komisyonunun kurtuluş savaşından bu yana var olduğu, bu
günkü temsilcisinin Mehmet Fikri KARADAĞ olduğu ve bir takım kurullar
oluşturulan bir belge olduğu görülmüştür.
-"BİLDİRİ.doc" isimli bir MSvvord belgesi incelendiğinde belgenin Kuvayı Milliye
Derneği'nin kuruluş bildirisi olduğu anlaşılmıştır. Bildiride 'vatanın bütünlüğü ve milletin
bölünmezliğinin tehlikede' olduğu, 'Devleti yöneten seçilmiş kişilerin Türk milletinin güvenini
yitirmekte' olduklan, 'Hıyaneti Vataniye Kanunu'nun, zamanı geldiğinde, yürürlüğe konulması
için çalışılacaktır' gibi ibareler yer almaktadır.
- "kuvayı mlliye nedir.doc" isimli bir MSvvord belgesi incelendiğinde belgedeki logo
başlıktan dokümanın Kuvayı Milliye derneğince hazırlandığı, belge içeriğinde 'kuvayı
miliye'nin ne olduğu tarihi bilgilerle anlatılmaya çalışıldıktan sonra son bölümde yer alan;
'Günümüzde de, aziz vatan topraklan can düşmanlanmıza pazarlanmakta, kahraman
ordumuz, sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi, her fırsatta yıpratılmakta, yer altı ve
yerüstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte, Cumhuriyet'in bütün maddi ve
manevi kazammlan, çılgınca yok edilmeye çalışılmakta, Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü, gözlerimizin önünde parçalanmaya devam etmekte, velhasıl tarih
tekerrür etmektedir.Büyük ATA'mızm Gençliğe Hitabesi'ndeki her şey, mevcut ve
gerçekleşmek üzeredir. O halde; Ey Türk'ün asil evlatlan!..Kuvayı Milliye zamanı değil
mi?..'cümleleri ile Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kuvvayı Milliye Cemiyetinin
oluşumuna zemin hazırlayan şartlann bugünde gerçekleştiği belirtilerek Kuvayı Milliye
Derneğinin kuruluşuna anlam yüklenmeye çalışıldığı değerlendirilmektedir.
- "ılgılıi.doc" isimli bir MSvvord belgesi incelendiğinde Ali ÖZOGLU isimli şahsın
istifa dilekçesi ile birlikte belge içeriğinde Ali ÖZOGLU'nun Yönetim Kurul üyesi ve
Basm'dan sorumlu olduğu, Ali ÖZOGLU'nun Özel Büro hakkında Tempo Dergisine vermiş
olduğu beyanatın ardından ikaz üzerine 18 Temmuz 2006 tarihinde Dernek ile ilgili
görevinden istifa etmiş olduğunu belirten bir yazı olduğu, görülmüştür.
Hüseyin GÖRÜM'e ait, 28 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"3 001.jpg","3 002.jpg", "3 003.jpg", "3 004.jpg", "3 005.jpg", "3 006.jpg", "3
007.jpg", "3 008.jpg", "3 009.jpg", "3 010.jpg", "3 011.jpg", "3 012.jpg", "3 013.jpg",
"3 014.jpg", "3 015.jpg", "3 016.jpg", "3 017.jpg", "3 018.jpg", "3 019.jpg", "3
020.jpg" ve "dfgf.jpg" isimli resim dosyalan incelendiğinde; 3 002.jpg, 3 003.jpg, 3
006.jpg, 3 017.jpg, 3 019.jpg, dfgf.jpg isimli resimlerin "080505 ŞİLE GEZİSİ"
adıyla, 3 014.jpg isimli resmin "10505 ORTODOKS KİLİSESİ" adıyla, 3 020.jpg, 3
013.jpg, 3 010.jpg, 3 009.jpg isimli resimlerim "190505 FABRİKA" adıyla kayıtlı
bulunduğu , 3 018.jpg.isimli resmin "210505 ONUR KONFERANS" adıyla , Oğuz
Alparslan ABDÜLKADİR' isimli şahıstan ele geçirilen
ve incelemeye konu olan 55 numaralı CD içerisinde de kayıtlı oldukları görülmüştür. Bu
bağlamda soruşturma kapsamında göz altına alman Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri
KARADAĞ, Oktay YILDIRIM, Zekeriya ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM isimli şahıslarında
aralarında bulunduğu bir grubun dosya isminden hareketle 08.05.2005 tarihinde İstanbul ili
Şile ilçesine birlikte geziye gittikleri anlaşılmıştır. Muzaffer TEKİN ve Hüseyin
GÖRÜM'ünde aralarında bulunduğu bir grubun 21.05.2005 tarihinde Türk Dünyası
Araştırmaları Vakfı'nca Süleymaniye Kültür Merkezinde düzenlenen bir konferensa
katıldıkları anlaşılmıştır.
- "KARANLIKTAKİ İLİŞKİLER.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde
operasyon kapsamında yakalanan Hüseyin GÖRÜM isimli şahısla ilgili soruların yer aldığı ve
dosyada bulunmayan bir resme atıfta bulunularak Mısır'daki El Ezher Üniverisitesi ve
Amerika'nın üst düzey yetkilileri ile bir araya geldiği ifade edilmiştir.
- Hüseyin GÖRÜM'e ait, 37 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
-"310820060918060984.jpg" isimli bir resim incelendiğinde Ankara'da Hüseyin
GÖRÜM tarafından yapılan basın açıklamasına ait fotoğraf olduğu görülmüştür .
- Hüseyin GÖRÜM'e ait, 9 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
- "Kuvayı milliye-l.htm" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde Hüsnü
MERDANOGLU isimli şahıs tarafından dernek adresi, kurucu, yönetim, denetim üyelerinin
isimleri boş bir şekilde husnumerdan@hotmail.com adlı email adresinden
ataandas@hotmail.com adlı e mail adresine e posta edildiği görülmüştür. Mevcut ve bir
sonraki "Kuvayı milliye.htm" isimli dosyalardan hareketle, dernek tüzüğünün Hüsnü
MERDANOGLU isimli şahıs tarafından hazırlandığı, tüzükte boş bırakılan yerlerin
doldurularak tekrar Hüsnü MERDANOGLU'na gönderilmek sureti ile dernek tüzüğünün
oluşturulduğu değerlendirilmektedir.
Hüseyin GÖRÜM'e ait, 27 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"AVSEQ01.DAT" isimli bir video incelendiğinde aralarında Hüseyin GÖRÜM'ün de
bulunduğu bir grubun 30.08.2006 tarihinde Ankara ilinde yapmış oldukları gösteri
yürüyüşünün kayıtlarının bulunduğu görülmüştür.Söz konusu gösteride grubun önü güvenlik
kuvvetlerince kesilmiş ve Hüseyin GÖRÜM isimli şahıs tarafından kalabalığa hitaben bir
bildiri okunmuştur.
Hüseyin GÖRÜM'e ait, Kuvayı Milliye Derneği/KADİKÖY adresinde el
konulan PRINCO BUDGET marka, 5 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası incelendiğinde "Kuvayı Milliye Asla
Unutmaz, Asla Affetmez" şeklinde bir ifade ile başladığı, Fikri KARADAĞ, Hüseyin
GÖRÜM aralarında bulunduğu bir grubun Anıtkabir ziyareti ile birlikte Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM isimli şahısların konuşmalarının bulunduğu
görülmüştür. Hüseyin GÖRÜM isimli şahsın konuşmasında Hıyaneti Vataniye
Kanununun zamanı geldiğinde çıkarılacağı, bu ülkeyi soyan 13500 şerefsizin isim
listesinin ellerinde olduğu ifade edilmiştir.Söz konusu videonun Kahraman ŞAHİN
isimli şahıstan ele geçirilen 2 numaralı CD içerisinde bulunan "AVSEQ01.DAT" isimli
video dosyası ile aynı veya benzer içerikli olduğu görülmüştür.
Hüseyin GÖRÜM'e ait, Kuvayı Milliye Derneği/KADİKÖY adresinde yapılan
aramada el konulan PLM START marka, 4 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"KUVAYI MİLLİYE.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde, yukarıda yazılı
SAMSUNG marka, seri numarası 0273J1DR856794 olan dizüstü bilgisayar hard
diskinde bulunan "KUVAYI MİLLİYETAHKİKAT KOM..doc"isimli belge ile aynı
olduğu,
Hüseyin GÖRÜM'e ait, Kuvayı Milliye Derneği/KADİKÖY adresinde yapılan
aramada el konulan PRINCO marka, 5 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede
"AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası incelendiğinde; Mersin ilinde yayın yapan
yerel bir kanalda yayınlanan Forum isimli program un?' görüntülerinin olduğu, program

^ 2124 f
! J
"
sunucusu tarafından konuklarının Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Teşkilat Başkanı Hüseyin Kerim BAYRAKTAROĞLU(GÖRÜM) isimli
şahıslar olduğu ifade edilmiştir. "Kuvayı milliye Derneği ve Hareketinin yapılanmasının
ve amacmın anlatıldığı" aynca "hükümetin devleti 500 Milyar Dolar borca soktuğunu ve
devleti iyi yönetemediğini bunun karşısmda Genelkurmayın ve askerin bir şeyler yapmasını
ve görev almasını anlattığı belirtilmiştir.
Hüseyin GÖRÜM'e ait ait, 4 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası tespit edilmiştir. "AVSEQ01.DAT" isimli
video dosyası incelendiğinde Star isimli özel televizyonda objektif programının sunucusu
Kadir ÇELİK isimli şahıs ile operasyon kapsamında yakalanan Hüseyin GÖRÜM isimli
şahısla Kuvayı Milliye Derneği merkezinde yapmış oldukları röportaj görüntüleri olduğu
görülmüştür.

d)-Telefon görüşmeleri;
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün kayıt altına alman telefon görüşmeleri oldukça sınırlıdır.
Cep telefonu hattı bulunmasına karşın zorunlu olmadıkça kullanmadığı anlaşılmaktadır.
02.08.2008 tarihinde Erkut ERSOY ile Mehmet Fikri KARADAĞ arasındaki
görüşmedeki ; Erkut'un " .. .Komutanım Hüseyin GÖRÜM beyin telefonu var mıydı acaba
sizde" Mehmet Fikri'nin "Yok", "Onum şimdi burada telefonu yok bende o telefon
kullanmıyor zaten" sözleri de bu hususu teyit etmektedir.
Ancak diğer şüpheliler arasında yapılan telefon görüşmelerinde şüphelinin ismi
geçmekte olup, bunlardan şüphelinin Kuvayı Milliye Derneği yapılanmanmasındaki konum ve
faaliyetlerini gösterir bir kısmı aşağıda özetlenmiştir.
Tape:616, 24.02.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Naci isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle ; Naci'nin "Kadıköye git, o Albay varya, Albay'la bir görüş konuş ne diyor
bakalım yani, personel alıyorlar yani şeye MİT'e" dediği, Yusuf un "Ben onu şu anda
konuşamam onların toplantıları var" dediği, Naci'nin "Bazı şeyler vardır, onun var mı ilişkisi
var mı adamı acaba, o da var" dediği, Yusuf un "Ya vardır onun, sen onu Hüseyin' le
konuşacaksın" dediği, Naci'nin "Çünkü bizim Osman müracaat etti aldılar yani de ..................
adamlar var yaptırmışlar onlara bir iki silah da" dediği, Yusuf un "Tamam giderken atlet kilot
ta götür" dediği, Naci'nin "Tamam sorun değil şey yaparız ayarlarız onları önemli değil olursa
zaten kıyak yaparız boş değiliz yani tamam tamam ben akşam oğlanı da alır giderim o zaman
olmazsa" dediği,
Tape:5, 26.02.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile H.D. arasındaki
görüşmede özetle ; H.'nın "Sayın İ.Z. Paşamla, Emekli Subaylar Derneği sizleri de aralarında
görmek istiyorlar" dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam olur .." dediği, H.'nm "Sekreterinize
falan bahsetmeyin bu konulardan" "Gizli kalsın yani" "...Hüseyin kardeşimle, Kahraman Bey
kardeşim her zaman takdire şayan insan., yalnız sekreterinize her konuda bilgi vermeyin"
dediği,
Tape:619, 27.02.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Naci isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle ; Naci'nin " Lan dedim, Hendek'e gitti lan, gel dedim bizim buraya takıl
da.......seninle Kuvayı Milliye Derneği açalım buraya şube" dediği, Yusuf un " Nereye bana
ne söylüyorsun onu Hüseyin'e söyle" dediği, Naci'nin " Şeklini bilmiyorum yani, şekil
olması lazım abi, bak bak burada rant var ya, ben onun için dedim" dediği, Yusuf un
"Var tabi orda" dediği, Naci'nin "Bu piyasada var, öbür orda yok" dediği, Yusuf un " Var
evet" dediği, Naci'nin " Bu piyasada var yani, o piyasada yok Kadıköy'den önce de burada var
anladın" dediği, Yusuf un " Naci ben İstanbul a geldiğimde konuşalım" dediği,
Tape:662, 16.03.2007 tarihinde Murat ÇAĞLAR ile Muşika VATANKULU
arasındaki görüşmede özetle ; Murat'ın "Tutuklandım ben;',, "Silahlâ-yakalandım" "Şu an
Bakırköy'de karakoldayız" dediği, Muşika'nm "Kim var yanında" dediği, Murat'ın "Ahmet
var" dediği, Muşika'nm "Yapacağımız bir şey var mı" dediği, Murat'ın "Hiç bir şey yok,
Hüseyin abiye bildirdik, avukatımıza o halledecek" dediği,
Tape:628, 20.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Zeki isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle ; Yusuf un " He Zeki aldım ben şimdi Hüseyin'e senin numaranı vericem,
ben şimdi zaten genel merkezin ordayım" dediği, Zeki'nin "Şey söylicem Kurtköy'de tanıdık
var mı,Jandarma'da falan" dediği, Yusufun " Jandarmada var tabi" dediği, Zeki'nin "..Tamam
sen bir şey yap da orda bir tane o., ç... var onu şey yapcaz tamam" dediği, Yusufun "Hayrola
senin ne işin var ya orda" dediği, Zeki'nin " Yav konuşuruz şimdi orda bir tane lavuk var da
onu çekicez, anladın" dediği, Yusufun "Tamam Hüseyin'le konuşurum" dediği,
Tape:321, 28.04.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR arasındaki görüşmede özetle ; Mehmet Fikri'nin "... E.Bey gelecekti
Fenerbahçe .. .başkanı haber var mı ondan", "Hüseyin abine sor Kahramana sor" dediği,
Tape:322, 30.04.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; M.Fikri'nin "Gelen giden var mı" diye sorduğu, Hüseyin'in "Sabahleyin iki tane avukat
geldi buraya" "Müze yapıyoruz şimdi, bizim ıvır zıvırlar var ya böyle tarihi şeyler" "Orta
kata koyuyoruz, eğer öyle bir şey yani kapatma şekline gelirse, Atatürk'ün müzesini
kapatıyorlar şekline bütün her şeyi yığarız diyor, kimse birşey yapamaz diyorlar"
dediği, M.Fikri'nin "Aynen yapsınlar, şimdiden başlasınlar, onun için gereken ne varsa hemen
gelip yarın imzalayayım, yazsınlar müze haline dönüştürdük burayı falan diye" dediği,
Tape:323, 30.04.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle ; M.Fikri'nin "Kuvayı Milliye Atatürk Müzesi diye oraya bi kağıda birşey yazdırın. O
bizim eski çerçevelerden bir tanesine koyun cama asm kenara" "Oraya bir hikaye yazdırın,
dersiniz, Atatürk misak-ı milli kararlarını bu binada almıştır diye,o şeyin altına da yazın asm
dışarıya" "O dediğin oyunu oynayalım o zaman" dediği,
Tape:667, 14.06.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile X şahıs arasındaki
görüşmede özetle ; X Şahsın "Sen Oktay YILDIRIM'ı tanıyor musun", "Kuvayı Milliye
İstanbul Şube Başkanı" "Evine baskın yapılmış, 28 tane el bombası, bir sürü şey","Damştay
savcılığına suikast yaptı ya, avukatın biri, o zaman Muzaffer TEKİN vardı, gözaltına alman
bir yüzbaşı, onun da arkadaşı, bu şerefsizler bu ülkede, Kuvayı Milliye gibi hassas şeyleri
kullanarak, o ad altında, her türlü adiliği, şerefsizliği yapıyorlar." dediği, Muşika'nm "Sen, bu
Yeni Kuvayı Milliye'den bahsediyorsun" dediği, X Şahsın "Yalnız Kuvayı Milliye diyor.
İstanbul Ümraniye'de, bir eve yapılan baskında, sandık içinde saklanan taarruz tipi 28 el
bombası bulundu. Bombaların sahibi olduğu iddiasıyla Kuvayı Milliye derneği İstanbul Şube
Başkanı diyor. Yeniden meniden yok yani, sonuçta Hüseyin'de bunlardan biri, sana söyleyim.
Benim dediklerime geleceksiniz, sizde kendinizi, ona buna kullandırarak bir şeyler yapıldığı
zaman, aklınız başınıza gelecek, haberiniz olsun" dediği,
Tape:31, 01.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Pelin ŞAHİN
arasındaki görüşmede özetle ; Pelin'in "Sizin dernek bölünüyormuş" "Hüseyin GÖRÜM
sizin yerinize geçmek istiyormuş" "Hakkınızda arkanızdan bir şeyler çeviriyormuş" dediği,
Fikri'nin "Öyle bir şeyin olması mümkün değil yavrum, öyle şey olur mu, onların hepsi benim
evlatlarım" dediği,
Tape:168,10.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kahraman ŞAHİN
arasındaki görüşmede özetle ; Mehmet Fikri'nin "Oğulcum, şimdi Bursa'dan Muhammet
(Muhammet YÜCE) diye bir çocuk geliyor", "Bizim derneğin önde gelmiş olduklarından",
"Arabasıyla geliyormuş, onu alın görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün, ben de çıktım
geliyorum" "Muhammet diye bir çocuk uzman çavuşmuş" dediği,
Tape:570,15.07.2007 tarihinde Yusuf KARLIOĞLU ile Erol ÖLMEZ arasındaki
görüşmede özetle ; Erol'un "...bizimle Tayyip'ten başka kimse uğraşmıyor zaten" "Tayyip
ERDOĞAN" dediği, Yusuf un "Bu dakkadan sonra abi her tür basın şimdi ona saldırıyor"
dediği, Erol'un "Saldıncak tabi, .... önde gideni kardeşim .... değil ki" , "Vatana ihanet eden bi
şahıstır o" dediği, Yusuf un "bu bizim için bulunmaz bir fırsattır", "Tayyip karşıtı basım
arkana alıcaksm anladın mı, iki tane eylem, iki tane gösteri yapıcaksm basma..." dediği,
Erol'un "Ya biz yapıcaktık abi, yürek yok, yürek yürek, o ara bir tanesi çıkmış biz ben İmam
Hüseyin'e dedim ki kardeşim bak dedim abi dedim ,bak sen dedim bastın ama dedim, yanlış
yoldasın dedim, tamam mı bak dedim, abi sen dedim bize yol vermiyosun dedim, yani yol ver
dedim ya" "Kapa dedim çeneni sadece dedim, senden var ya kardeşlerin olarak bize bir gün
ver dedik yani, bir gün , adam korktu yaa yol vermiyor yani yol vermiyor" "Ayın diyo 22'sini
bekleyin" "O öyle dedikçe aklıma şey geldi hatırlıyormusun bir ara bi hatırlarsan birşeyler
yaşamıştık bi ara" dediği, Yusuf un "Evet, boşver abi bana bir gün Hüseyin abi dese ki Yusuf
gel sana ihtiyacım var, giderim ama başka türlü çağırırsa gidemem, ama adam gibi olacaksa
giderim" , "O oturacak, o oturacak olayı bize bırakıcak", " Yaası öyle ben sizden sonra hiç
birşey yapmadım, koşmadım hiçbir şeye , çünkü koştuğum zaman beni indirirlerdi
biliyorum", "Dinlediklerine de eminim anlatabiliyor muyum, zıpladığım zaman fırsat
kolluyorlar, ben ordan ayrıldım ama benden bilgileri yok mu sanki" dediği,
Tape:45, 21.07.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM/Süleyman isimli şahıslar ile
Mehmet Fikri KARADAĞ arasındaki görüşmede özetle ; Yusuf un "Baba birşey diyecem"
"Ben bu Bodrum Yalıkavak var ya" "Bu Yalıkavakta bana bir otel veriyorlar Hüseyin de bu
adamı tanıyor A.T.diye" "Sen bu A.T.'i daha evvelden duymuşsundur" "Senin döneminde yani
senin tam şey zamanlarında bu silahlı kuvvetler" dediği, Mehmet Fikri 'nin "Tanımıyorum
tanımıyorum" dediği, Yusuf un "Bu seksenbeş yılında silahlı kuvvetler yapı koparatifi diye bir
kooperatif kurduydu Kadıköyünde" "Silahlı kuvvetler adına Hüseyin de çok iyi tanıyor ondan
sonra neyse bu adam zamam içerisinde epey şey oldu çok yıl geçti şimdi bu Bodrum
Yalıkavakta otel almış üç tane bunu Hüseyin iyi tanıyor bu üç tane otelin bir tanesini veriyor
bende dedim ki ben dernekle konuşurum babaylan tamam mı" "Derneğin adına dedim verirsen
dedim bunu çalıştırmak üzere alırız dedim" dediği, Mehmet Fikri'nin "Bi bok olduğu yok
adam da o gelsin öyle bir niyeti varsa benlen konuşsun söyle" dediği, Yusuf un "Ya bize
devreder baba demi" dediği ve telefonu yanında bulunan Süleyman'a verdiği Mehmet Fikri'nin
Süleyman'a "Zaten bundan sonraki seçimlerde buralarda değil küçük yerden Çanakkaleden
garanti verildi, Çanakkale'den oraya gidecem","He ekibin nasıl hazır mı, yeniden
teşkilatlanma yapacam" dediği, Süleyman'ın "Hüseyin güden ayrıldınız mı" dediği, Mehket
Fikri'nin "Yok ayrılmadık" dediği, Süleyman'ın "Ama biliyorsunuz onun bulunduğu teşkilat
içerisinde bizim olma şansımız yok" dediği, Mehmet Fikri'nin "Onların işi başka bizim
işimiz başka" dediği,
Tape:51, 26.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Muhammet YÜCE
arasındaki görüşmede özetle ;Muhammet'in "...Star Gazetesine şey yazmışlar, Sizin Şeyin
Resimleri Neydi O, Yüzbaşı Tekin" dediği, Mehmet Fikri'nin "Yıldırım Oktay" dediği,
Muhammed'in "He o bide Kundakçı paşa" "Hepinizin resimleri orda, sizin hakkınızda şey
yazmış, milleti galeyana getiren" "Hepinizin resimlerini koymuş., bizim dernek başkam
yardımcınız Ali Başkan.." "Hüseyin başkanımızın resmi, onu da koymuş" dediği,
Tape:441, 02.08.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Ayhan isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle ;Ayhan' m Erol' a hitaben" Ya Kanal D'yi açsana bi, var mı yakında
televizyon" "İmam Hüseyin nikah kıyıyor, sende var mıydm nikahta" dediği, Erol' un "...., lan
ne nikahı kıyıyo lan" dediği, Ayhan' m "Kuvayı Milliyenin yemin törenini yapıyor" dediği,
Erol' un "Yemin et" dediği, Ayhan' m "Vallahi billahi, Kahraman'da orda Kahraman yemin
ettiriyor" dediği, Erol' un "M... bunlar sıyırmış kafayı lan iyice" dediği, Ayhan' m "Vallahi,
Türk Bayrağı, Kuranı Kerim ve Kılıç, İmam Hüseyin'in Kırbacı, Kahraman orada" dediği,
Tape:442, 02.08.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Osman isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle ; Erol'un "Ahmet abi de aramış demiş böyle böyle, bizim vatandaş bir gün
şeye gitmiş Kuvayı Milliyeye gitmiş" "Orda şey var ya İmam Hüseyin" "Gitmiş ona şikayet
etmiş beni, kendi kendime kızdım, madem sen Osman Turan'a Osman abiye söylüyosun,
Osman abi kalkıyo bana söylüyo, tamam diyoruz bütün evrağmı emanetini veriyoruz diyoruz"
dediği, Osman' m "Niye bu kadar terbiyesizlik yapmış" "Tantana etmesin yani, kadın bizi
şikayet bilmem ne yap demiş ona, dedim beklesin dedim, yumuşattırdım onları" dediği,
Tape:379, 07.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU
arasındaki görüşmede özetle; Recep Gökhan'ın "Hüseyin abi geldiği zaman ben gelicem
kendisiyle başka bir şey konuşacam abi", "Eğer benim onun gözünde bir yerim varsa" , " O
konuşmaya başlamadan önce de ona her şeyi göstermek istiyordum, öyle bir şey
konuşacaktım abi" dediği, Kahraman'ın " Gelir ya,niye gelmesin,olmadı alır gelirim ben
yani,canm sıkkın mı abi nedir" dediği, R.Gökhan'm "Canım sıkkın değil de", "üstümde çok
büyük bir görev var abi" dediği, Kahraman'ın " Sen benim ağabeyimsin tamam,onun dışında
var ya ben başka bir şey kabul etmiyonum, fark etmez yani biliyor musun sen benim
ağabeyimsin yani ölene kadar artık" dediği,
Tape:448, 13.08.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki
görüşmede özetle ; Erol' un "..koşturuyoruz aynen devam" dediği, Kahraman' m "Fatih'te
misin" "Nerdesin Çarşamba'da mısın" diye sorduğu, Erol' un "İkitellide" "işlerim var
koşturuyorum" "İmam Hüseyin ne yapıyo İmam hazretleri" diye sorduğu, Kahraman' m
"İmam Hazretleri ne yapsın s... seni yakalarsa", "Nebil abiye takmışsın oğlum" , "Erol dedi
benden para aldı vermedi dedi, yok Kuvayı Milliyeyim ayağı bilmem ne hesabı anladın mı"
"Hatta İmam Hüseyin kızdı dedi kimliğini de alın onun dedi" , "Sen gel çözeriz bu işi tamam,
sende a.. k...gelecem dedin geçen hafta ne geldin ne gittin" dediği, Erol' un "Ben sana
geleceğim gün bi baktım Ahmet arıyo, bana diyor ki, Erol Nebil diyor, Kuvayı Milliyelere
gitmiş, seni şikayet etmiş, beni İmam Hüseyin aradı bizi burada tehdit etti, bağırdı çağırdı
bilmem ne yaptı, küfür etmiş bir şeyler demiş" dediği, Kahraman' m "Sana kızsada bişey
demez yani, öyle sen gelip açıklayacan kardeşim sen kaçıyon ya anladın mı adam ona kızıyo
yani" dediği,
Tape:69,07.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Şarköy'e gidiyordum yazlığı satacam inşallah oraya" dediği, Hüseyin'in
"Biz de yarın Ankara'dayız komutanım, Anıtkabir'deyiz" dediği, Mehmet Fikri'nin "Hadi
güzel, bir kokla bakayım şöyle manzarayı ..." dediği, Hüseyin'in "Bir şey olursa oradan ararım
komutanım" dediği,
Tape:451, 17.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ üe Kahraman ŞAHİN arasındaki
görüşmede özetle ;EroP un "Taksime geçiyorum, ordan da Çarşamba'ya geçecem", "İftardan
sonra akşam 8, sabah 8 nöbete devam yani" "Biz de mollaların arasına takıldık girdik işte ne
yapalım, soktunuz bizi, o taraf Çarşamba'ya" dediği, Kahraman' m "Ya hayırlısı olsun be
kardeşim ya, görevini tam yerine getir de" dediği, Erol' un "Yok ben tutarım ben hoca adamım
biliyorsun sakal bıraktım haberin yok galiba" "Molla oldum ben de" dediği, Kahraman' m
"İmam Hüseyin de bıraktı" dediği,
Tape:452, 18.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki
görüşmede özetle ; Görüşmenin başında Kahraman' m karargahta olduğundan bahsettiği, Erol'
un kimlerin orda olduğunu sorduğu, Kahraman' m Seda, Ali, Niyazi isimli şahısların orda
olduğunu söylediği, görüşmenin devamında Erol' un " sayın Özel Kuvvetler Komutanım
nasıllar iyiler mi" diye sorduğu, Kahraman' m "İyiler efendim iyiler" dediği, Erol' un "Paşamız
nasıl" diye sorduğu, Kahraman'ın "Paşa da gayet iyiler efendim" dediği, Kahraman' m
"Tamam efendim, teşekkür ediyorum hayırlı görevler" dediği,
Tape:598, 19.09.2007 tarihinde Yusuf isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Hüseyin'in "Dur, şeyden Samsun'dan gelme 2 kilo var" , "Samsun'dan geldi de ne kadar fiyatı
daha doğrusu ne eder" dediği, Yusuf un "Kalitesine göre değişiyor" "Bir buçuktan
yukarıya yani" dediği, Hüseyin'in "Bir kilosu" "Tamam oldu o zaman ben seni ................. şey
yapıcam bir konuşayım sana dönüş yapıcam tamam mı" dediği, Yusuf un "... normal millet bir
buçuktan yukarıya alıyo güzelse" dediği, Hüseyin'in "Tamam oldu ben sana dönüş yapıcam"
"He telefonda açık konuşamıyorum yaa" dediği, Yusuf un "Kıvırcık kıvırcık" "Salata dimi"
"Yeşil çay" dediği, Hüseyin'in "Tamam ben seni anyacam" dediği,
Tape:455, 23.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki
görüşmede özetle; Görüşmenin başında Erol' un bazı dizilerde oynamak için rol teklifi
aldığını, Oğlum İçin dizisinde imam rolünü oynayacağından ve cenaze namazı
kıldıracağından bahsettiği, devam eden görüşmede Erol' un "Karargahta kim var şimdi" diye
sorduğu, Kahraman' m "İmam Hüseyin var, Ali var, Seda var" "Birkaç tane işte yeni gelenler
vardı" "İrtibat yok yani kimseyle" dediği, Erol' un "Kimse de yok, nereye doğru gidiyor abi bu
Kuvayı Milliye şimdi" "Başka yerler de açılışlar var mı., yani bir güçlenme var mı veya ne
bileyim" diye sorduğu, Kahraman' m "Var var oluyor bir şeyler" dediği,
Tape:357, 13.10.2007 tarihinde Volkan isimli şahıs ile Kahraman ŞAHİN arasındaki
görüşmede özetle ;Volkan'm "Bekir İĞDIRLI ile aran nasıl senin" "Genç çocuklar var ya.
Kerim Başkanın yakmmdalarmış bunlar" "Onlarda da kart var abi" "Aynı bizim karttan"
"Hatta şeyin Veli KÜÇÜK kanalı yani" "Bizim Başkandan bahsediyor" dediği, Kahraman'm
"Hüseyin abiden mi" diye sorduğu, Volkan'm "He,ondan sonra işte onun iyi biri olduğunu
falan ondan falan bahsediyor. Ben hiç konuşmadım zaten konuşma bitene kadar hiç açık
etmedim. Baktım kart gösterdi, bende küt diye arabanın içersinde kendi kartımı gösterince şey
oldu yani, o onda şey yaptı böyle açıldı" dediği,
Tape:629, 23.10.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM üe Yasin (Rasim GÖRÜM) arasındaki
görüşmede özetle ; Merve kapı'da bulunan fabrikanın yanmasıyla ilgili konuştukları,
Hüseyin'in oradan bir süre önce ayrıldığını ancak kirasını halen aldığını söyleyerek Yusuf un
"Nizam AYTEMİZ" "Nizam bir geceleyin 8-10 kişiyle geliyo fabrikaya, oraya yazıhaneye"
"Bekçiyi güzel bir dövüyorlar, kafasını gözünü kırıyorlar" "Hüseyin'lerin bekçisi" "Ondan
sonra diyorlar ki bir daha buraya gelirseniz ayaklarınızı kıranz" "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor
gidiyor oraya, KahramanTan var ya hani" "Nizam AYTEMİZ"in 10 tane adamı var, hepsi
silahlı, ondan sonra diyorlar ki, onlar da Nizam AYTEMİZ bak diyor, al bu adamlanm git
tamam mı, Hepsini de diyor burda kurşuna dizdiririm diyor" dediği,
Tape:678 28.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Abdullah
ARAPOGULLARI arasındaki görüşmede özetle ; Bir süre sohbet ettikten sonra, Abdullah'ın
"..koşturuyoruz yetiştiremiyoruz" "...görüştüm o İsrail'i adamı" "..bir adamım var, şuan
Trabzon'da, Oradan Bafra'ya geçecek, yann buraya geliyor sırf o iş için" "Ekip hazır yani,
istediğin zaman kaldınnz onu" "Hüseyin abiyle konuşacan mı bu akşam..." dediği,
Kahraman'm "Gideceğim bu akşam bakalım" dediği, Abdullah'ın "...biran önce bitirelim bu
işi, zamana bırakmayalım" "Paraysa para ile konuşalım, dişe dişse silahla konuşuruz" dediği,
Tape:371, 29.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Abdullah isimli şahıs
arasındaki görüşmede özetle ; Kahraman'm " Vallahi genel başkan şimdi yetkisini Hüseyin
abime devretti genel başkanı", " Devretti ama dedi ki, ben aynlmış değilim dedi, yine
geleceğim gideceğim dedi, öyle bir durum işte Abdullah abi" Abdullah'ın "Senin başkanın
durumu ne" dediği, Kahraman'm "Valla ne yapsın o hala orda bir şekilde çarpışıyor yani"
dediği, . -
Tape:949, 03.12.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile Mehmet Fikri KARADAĞ
arasındaki görüşmede özetle ; Raif in "Efendim,şimdi yani bu adam televizyona çıkıp
duruyor,dinli minleri bilmem neleri falan hani senin daha bi bağlantın var mı onlan" dediği,
Mehmet Fikri'nin " Yok ya, hiç yok benim hiç haberim yok o işlerle" dediği, Raif in " Bittimi
yani olaylar orda" dediği, Mehmet Fikri'nin "Bana göre bitti ya,ben seçimlerden sonra ben
orda ne yapayım,seçimlerden sonra bu millet için üzülmeye değmez dedim" dediği, Raif in
"Baksanıza paşam,biz yeniden bişeyler şey yapacaz,sizi de çağırıp bi görüşmek istiyoruz az,
yani Hüseyin GÖRÜM'le değil yani, biz kendi aramızdaki şeylerimizlen devam etmek
istiyoruz hani","...paşam sizi çağırabiliriz ama gelirsiniz değil mi yani" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Yav gelirim tabi, niye gelmeyim, ben her yere giderim" "Hadi ne zaman" dediği,
Raif in " Hı hı ben ben şey büro işleri,biraz da maddimizi düzeltiyoruz, hepimiz toplaşcaz
ondan sonra böyle bundan sonra bu yolda devam edeceğiz" dediği, Mehmet Fikri'nin "Kapalı
odada boyuna kapalı odada daima esrarı çeke çeke çocuk mahvoldu","Ben esrar içiyorum ben
esrar içiyorum şeker arpa diyor tavsiye ederim diyor adam ya, oğlum hem günah yasak suç
diyorum, olsun ben 25 senedir içiyom diyor", "Kapalı odada o şekilde şey dengesi bozuldu
bence", "Kapandı çıkmıyor biliyorsun nerdeyse bir sene oldu" , "Hayal kura kura okuduğu her
şey kendisine, kargayla konuşuyorum , serçeyle konuşuyorum , sinekle konuşuyorum falan
diyormuş ya", "Her duvarında esrar kokusu, her gün sabaha kadar içiyorlarmış kusuyorlarmış
söyledi çocuklar, kendisi itiraf etmese bana yüz bin kere yemin ediyordu bana esrar eroinle
işim olmaz diye, ondan sonra şeyde itiraf etti, şeyde on onbeş kişinin içinde şeker hastalarına
iyi geliyor diyor, ben diyor içerim diyor herkesede tavsiye ediyorum, şeker hastalarının
hepsine tavsiye ediyorum diyor hı hı herife bak yani" dediği
Tape:971, 14.12.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle; Bir süre
hal hatır ettikten sonra Hüseyin'in "...çakmak için de teşekkür ederim." dediği, Yusuf un "Yok
abicim bir şey değil ya. Sen kendine iyi bak yeter." "Orhan gönderdi değil mi Hüseyin " diye
sorduğu, Hüseyin'in "He gönderdi,Fahri göndermiş " dediği, Yusuf un "Ben biraz Fahri'ye
fırçaladım, o gecesi.","... Utanmıyor musun sen dedim. Ya tamam Yusuf falan dedi. Ben
sormadım ne kadar şey " dediği, Hüseyin'in "500 lira göndermiş " Dediği, Yusuf un "İyi
tamam işte ya, işini görürsün abi. Yav Hüseyin şeyi soracam sana. Bu hani Fethullah
GÜLEN'in CD'leri vardı ya sende." dediği, Hüseyin'in "Bende yok onun CD'leri ","Onlar bir
ara vardı. Paşadaydı. Yok şimdi onlar artık. Onlarla ilgilenmiyorum ben anladın mı, Onların
hepsi bir oyundu. Yani bizi hep tezgaha getirmek istediler g.." dediği,
Tape:968, 05.01.2008 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Remzi ÖZKAN
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Bir süre Mehmet Fikri KARADAĞ'm dernekten
ayrılması hakkında görüştükten sonra Mehmet Fikri'nin "Bazı şeyler peşindeyim, onlan elde
edersem Remzi'cim ihya olucaz yeniden gene tamam mı" dediği, Remzi'nin "Her zaman
herzaman yanındayım başkanım." dediği, Mehmet Fikri'nin "İşte nerden geldiği belli olmayan
bilmem ne ... genel merkezini yapmıştık, Allah bizi cezalandırdı, Hüseyin harcamıştı o
paraların hepsini" , "Nerden aldığını bilmiyorum, tabi hepsi anlaşılan haramdı, gayri
meşruydu Allah ... nasip etmedi" dediği,

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Hüseyin GÖRÜM'ün soruşturma kapsamındaki diğer kişiler ile telefon irtibatlarını
gösterir kolluk tespitleri aşağıda yazılmış olup, şüphelinin örgütsel irtibattan bir sonraki
hukuki durumunun değerlendirilmesi başlığı altında açıklanacağından burada tekrar
edilmeyecektir.

Hüseyin GÖRÜM'ün kullanımındaki 505 6588812 ve 537 8551942 numaralı telefon


numaralannm ; Erkut ERSOY ve Yusuf GÖRÜM'ün kullanımlanndaki telefonlarda kayıtlı
olduğu belirtilmiştir.
Hüseyin GÖRÜM'ün kullanmakta olduğu 0505 6588812 nolu GSM hattının 01.01.2000
den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlanmn
yapılan analizinde;
-Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kullandığı 5323412902 nolu Telefon hattı ile 2
-Oktay YILDIRIM'm kullandığı 5425315368 nolu Telefon hattı ile 8 -Yusuf
GÖRÜM'ün kullandığı 5362716692 nolu Telefon hattı ile 146 -Erkut ERSOY'un
kullandığı 5435331769 nolu Telefon hattı ile 4 -Muzaffer TEKİN'in kullandığı
5322919293 nolu Telefon hattı ile 57 -Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 5373755310
nolu Telefon hattı ile 170 -İbrahim CİNGİ'nin kullandığı 5357184841 nolu Telefon
hattı ile 8 -Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullandığı 5358881514 nolu Telefon hattı
ile 380 -Kuddusi OKKIR'm kullandığı 5337624601 nolu Telefon hattı ile 71 -Raif
GÖRÜM'ün kullandığı 5358258383 nolu Telefon hattı ile 169 Kez görüştüğünün
tespit edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Gizli Tanık 17, ifadesinde aynısı ile ; "Hüseyin GÖRÜM demeğin teşkilatlanmadan
sorumlu genel başkan yardımcısıydı. Kendisinin eski sabıkalı olduğunu biliyorum. Demek
binasının 3. katında özel bir odası vardı. Çevresine sabıkalı kişileri toplamıştı. Bunlara da
anlattığım gibi çeşitli askeri rütbeler veriyordu. Bu kişilerle demekte esrar partileri verdiğini
bizzat gördüm.
Kahraman ŞAHİN'in demeğin gençlik kollarından sorumlu olduğunu, binbaşı lakabı
kullandığını, Hüseyin GÖRÜM tarafından esrar içmeye alıştınldığım, demekte aktif olarak
görev yaptığını, hatta demeğin borçlarından dolayı kendisine haciz geldiğini biliyorum.
Muhammet YÜCE' yi demeğe geldiği zaman tanıdım. Kendisini uzman çavuş olarak
tanıttı. Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşeceğini söyleyerek odasına gitti. Bu kişinin daha
sonra da demeğe birkaç sefer geldiğini gördüm. Hüseyin GÖRÜM ile de görüştü. Bu kişinin
Mehmet Fikri KARADAĞ ile araba ile bir yerden demeğe geldiğini de gördüm.
Raif GÖRÜM ve Yusuf GÖRÜM' ü Hüseyin GÖRÜM' ün yakınları olarak biliyorum.
Raif GÖRÜM' ün esrar içmek için demeğe geldiğini Hüseyin GÖRÜM ile birlikte esrar
içtiklerini gördüm. Demek adına bulundukları faaliyetlerden bilgi sahibi değilim.
Erol ÖLMEZ, demek binasında yatıp kalkıyordu. Hüseyin GÖRÜM kendisine binbaşı
rütbesi vermişti. Bir arada Fatihteki Çarşamba semtine tarikatlar hakkında istihbarat toplamak
için görevlendirildiğini biliyorum. Hatta Erol ÖLMEZ bunun için sakal bırakmıştı.
Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte demeğe gelmişti. Demekte yatıp kalkıyordu.
Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde,
Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin
dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için
Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işinMuratÇAĞLAR' a
havale ettiğini,MuratÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp
demeğe getirdiğini öğrendim.Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla
yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla
yakalandığını biliyorum.
Kuvayı Milliye Demeğinin Kadıköy'deki binası resmi bir kurum gibi düzenlenmişti.
Kırmızı halılar serilmişti. Güzel bir dekorasyonu vardı. Buraya gelenler buranın resmi bir kurum
olduğu hissine kapılıyordu. Mehmet Fikri KARADAĞ demekte kendine göre çeşitli birimler
oluşturmuştu. Bunlardan hatırladıklarım özel kuvvetler komutanlığı, istihbarat birimi, Türkiye
Büyük Millet Meclisini izleme ve denetleme komisyonu, ARGE, Anneler birliği, din
komisyonu, Ahilik gibi birimlerdi. Hatta bunlardan bazılarına' görev verilen kişilerce tabela
yaptırılarak odaların kapılarına asılmıştı. Mehmet Fikri* KARADAĞ özellikle özel kuvvetler

2131
/— ' *Dg]f>s*r
—-
komutanlığı tabelasını görünce kızdı. Bunu görseler bizi asarlar dedi. Tabelayı kaldırtarak
yerine arama kurtarma birimi yazılmasını söyledi. Buna uygun şekilde tabela hazırlandı.
Kişilere bu şekilde kimlikler verildi, Özel kuvvetler komutam olarak görevlendirilen kişi
Hüseyin GÖRÜM' dü. Zaten kendisini gelen kişilere askeriyenin özel kuvvetlerinde görevli
olarak tanıtıyordu. Sürekli olarak başında özel kuvvetlerin kullandığı bordo bere ile gezerdi.
Ben bir döneme kadar gerçekten kendisini askeriyede görevli olarak zannediyordum.
Zaman içersinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM arasında bir
sürtüşmenin olduğuna şahit oldum. Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri KARADAĞ' m başkaları
ile ilişkide olduğunu, toplantılar yaptığını, kendisini ise bunlara çağırmadığım söylüyordu.
Hatta burada dernekte yönetim kurulu var, neden onlara gidip danışıyorsun dediğini
biliyorum. Hüseyin GÖRÜM' ün Mehmet Fikri KARADAĞ' m bu ilişkilerinin ortaya
çıkartmak için o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK isimli kişiye kendisini takip
ettirdiğini, bu kişinin de Mehmet Fikri KARADAĞ' ı Acıbadem semtindeki Karaköy
semtindeki Türk Ortodoks Patrikhanesine ait küçük bir kiliseye kadar takip ettiğini, kiliseye
girdiğini görüp geri dönerek durumu Hüseyin GÖRÜM'e anlattığını, Hüseyin GÖRÜM' ün de
bunun üzerine ben zaten bunun Hıristiyan olduğunu biliyordum. Asıl dönmemiş dönme
kendisidir dediğini biliyorum. Bu olaydan sonrada Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin
GÖRÜM arasında sert tartışmalar oldu.
Mehmet Fikri KARADAĞ dernekte kendisine göre bir yapı oluşturmuştu. Dernek gibi
sivil toplum kuruluşunda herkesin birbirine komutanım, yüzbaşım, binbaşım gibi askeri
rütbelerle hitap etmesini yadırgamıştım. Ancak Mehmet Fikri KARADAĞ dernekte içtima
bile alıyordu. Kendilerine göre bir literatür oluşturmuşlardı. Dernekte kalanlar askeri
üniformaya benzer elbise ile fotoğraf çektiriyorlardı. Bunu da Mehmet Fikri KARADAĞ
istemişti. Bunlar benim gelecekteki komutanlarım diyerek kendi odasındaki panoya asmak
için bunu istediğini söylemişti. Dernekte o sıralar bulunan Niyazi KIYAK' m Mehmet Fikri
KARADAĞ' m yönlendirmesiyle Ayşe Ceylan GEÇYOL isimli yine dernek üyesi bir bayanla
evlendirildiğini, nikahlannm kendilerine göre Kuvva nikahı olarak adlandmlan bir törenle
Kuvayı Milliye Derneğinde Hüseyin GÖRÜM tarafından bordo bere ile kıyıldığını, daha
sonraki tarihlerde Niyazi KIYAK' m başka bir işte çalışmaya başladığını, eşinin de eve
gelmesi için Kuvayı milliye derneğinden vaktinde eve gelmesini istediğini, bu konuda
yaptıkları tartışma sonrası Hüseyin GÖRÜM' ün Niyazi KIYAK' a biz seni derneğe hizmet et,
adam kazandır diye çağırdık. Sen buradan ayırmaya çalışıyorsun dediğini bu tartışmalar
sonucu Niyazi KIYAK' m Ayşe Ceylan GEÇYOL ile fiilen ayrıldıklarını biliyorum.
Dernek içersinde zaman zaman mahkeme dedikleri bir toplantı yaptıklarına da şahit
oldum. Bunlardan birisinde Niyazi KIYAK isimli kişiyi basında da çıkan Hüseyin GÖRÜM,
Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN ve Oktay YILDIRIM' m birlikte aynı karede
oldukları fotoğrafların dernekten alınıp basma verilmesi ile suçlandığı, Mehmet Fikri
KARADAĞ' m bu kişiyi ajanlık ile suçlayıp başka bir şey anlatmaması konusunda bizzat
öldürmekle tehdit ettiği, daha sonra Hüseyin GÖRÜM' ün buna ilişkin diğer resimleri yakıp
imha ettiği konuşuluyordu. Bu mahkeme denilen toplantıda Niyazi KIYAK suçlu bulunarak
dernekten kovuldu.
Yine Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM arasında bir tartışma daha
yaşanmıştı. Bu tartışmada o an dernekte bulunan kişiler de vardı. Daha doğrusu Hüseyin
GÖRÜM mahkeme kuracağız diyerek bu kişileri çağırmıştı. Bu tartışmada Kahraman ŞAHİN
tarafından kameraya çekilmişti. Bu tartışmada Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri
KARADAG'ın kendisini sattığını, derneği kapatmak için dilekçe verdiğini tespit ettiğini,
kendisinin derneğe çok emeği geçtiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ' m başka oluşumların
peşinde olduğunu, halbuki kendisi ile bu işlere girmeden önce Hendek ilçesinde anlaşmayı
bozanın kanının diğerine helal olduğu şeklinde anlaşma yaptıklarını, Mehmet Fikri
KARADAĞ' m gizli gizli başkalarıyla görüştüğünü, derneğe gelen herkesi hainlik ile
suçladığım, olaylarda hep kendisini ön plana çıkardığını, kendisinin ise kasıtlı olarak geri
planda durduğunu, demeğe kimi getirdiyse ekip kurmalarını, para bulmalarını, kırıp
dökmelerini söylediğini, bunlardan biri gerçekleşse kendisine yıkılacağını, Danıştay ve Hrant
Dink olaylarından sonra herkesin demekten kaçtığını, kendisinin göz altına alındığı Danıştay
olayında yalnız bırakıldığını ve orada bulunanlara kimin suçlu olduğunu teker teker
sorduğunu, bu sırada da elinde kılıç bulunduğunu, orada bulunanların Hüseyin GÖRÜM' ün
suçsuz olduğunu söylediklerini, Hüseyin GÖRÜM'ün burada duvardaki Atatürk resmini alıp
Mehmet Fikri KARADAĞ' m koltuğuna koyarak sen buraya layık değilsin dediğini biliyomm.
Demeğe sürekli olarak gelen giden kişiler oluyordu. Bunlar genellikle Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN' e gelirlerdi. Mehmet Fikri
KARADAĞ' a genelde görevli ve emekli olan asker kişiler gelirlerdi. Görevli olarak gelenler
olduğunu demek girişinde gösterdikleri kimliklerden biliyorum. Çünkü demek girişinde
güvenlik kontrolü vardı. Bu kişiler başkaları ile muhatap olmadan doğrudan Mehmet Fikri
KARADAĞ' m odasına çıkardı" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mehmet Fikri KARADAĞ ; Hüseyin GÖRÜM ile 2005 yılı içerisinde Muzaffer
TEKİN'in daveti üzerine gittiği Kadıköy Fenerbahçe'de bulunan Tesadüf kafede tanıştığını,
Muzaffer TEKİN'in yanma gittiğinde Kelebek İbrahim ve Hüseyin GÖRÜM'ün de olduğunu,
Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini İmam Hüseyin lakabı ile Kuvayı Milliyeti ve bu davaya
kendisini adamış bir vatansever olarak tanıttığını, haftada bir defa veya onbeş günde bir
Muzaffer TEKİN'in bürosuna sohbet etmeye gittiğini, yine böyle bir günde Hüseyin GÖRÜM
ve İbrahim ÖZCAN'm VKGB broşürlerini getirdiklerini gördüğünü, bu görüşmede kendisine
broşürleri ve dergiyi gösterdiklerini, VKGB hakkında bilgi verdiklerini, bu esnada yanında
Muzaffer TEKİN'in de olduğunu, İstanbul'da bir konferansta VKGB Başkanı Taner ÜNAL ile
tanıştırıldığını, aynı gün içerisinde Taner ÜNAL'm kendisini Ankara'daki yapılacak genel
kurala davet ettiğini, Ankara'daki kurula gittiğinde Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm
da orda olduğunu gördüğünü,Kuvayı Milliye Demeğini 11 Kasım 2005 tarihinde kurduklarını,
Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile birlikte çekirdek kadro ve düşünceyi
oluşturduklarını, Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN sabıkalı olduklarından dolayı
kumcular kurulunda yer almayı uygun bulmadıklarını, 7 Eylül 2007 tarihinde Kuvayı Milliye
Demeği genel başkanlığından ayrıldıktan sonra olağan kumlun toplanmasına kadar Hüseyin
GÖRÜM'ün vekil olarak seçildiğini, bütün evrak, doküman ve demirbaşı tutanakla Hüseyin
GÖRÜM'e teslim ettiğini, demek binasıyla ilgili olarak yapılan bütün masrafların Hüseyin
GÖRÜM tarafından karşılandığını, Hüseyin'in bu parayı nerden aldığını bilmediğini, kendisine
elinde senetlerinin ve bonolarının olduğunu ve onlarla karşıladığını söylediğini, Murat
ÇAĞLAR'ı demek binasına Hüseyin GÖRÜM'ün getirdiğini, kendisinin şahıstan hiç haberinin
olmadığını, demek binasında yapılan aramadan sonra olaylardan haberi olduğunu beyan
etmiştir.
Erol ÖLMEZ ; Hüseyin GÖRÜM'ü Kuvvai Milliye Demeğinde çalıştığı dönemden
tanıdığını, demeğin teşkilat başkanı olduğunu, demeğin en üst katında yatıp kalktığını, 2006
yılmm Ekim ayı içerisinde Kadıköy semtinde bir arkadaşının yanında kaldığını, kendisinin
Kadıköy'de minibüs ile Kuvvai Milliye demeğinin önünden geçerken demekteki bayraklann
dikkatini çektiğini, minibüsten inerek demek önündeki yaşlı bir adama bayraklı binayı
sorduğunu, yaşlı adamın Kuvvai Milliye demeğine ait bir bina olduğunu bu yere herkesin
girebileceğini söylediğini, bunun üzerine merak ederek binaya girdiğini, burada başkan diye
hitap edilen Hüseyin GÖRÜM ile tanıştığını, Hüseyin GÖRÜM ile konuşarak iş aradığını
söylediğini, Hüseyin GÖRÜM'ün de kendisine demekte çalışacak elemana ihtiyacı olduğunu
söyleyince aynı gün işe başladığını ve demekte kalmaya başladîğınıVyapılacak iş karşılığında
Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine aylık para teklif etmediğini, sadece1 kalacak yeri olmadığı için
bu yerde aylık almadan kalmaya razı olduğunu, demekte çay, -yemek ve temizlik işleri
yapmaya başladığını, Kuvayı Milliye derneğinin herhangi bir gelirinin olmadığını, ancak
Hüseyin GÖRÜM'ün "paramız olursa fakirlere yardım edelim" diye konuştuğunu, Hüseyin
GÖRÜM'ün bazen konuşmalarında motorize ekip kurarak insanlara yardım etmeyi, ayrıca
AKUT benzeri depremde yardımcı olabilecek, insanların yaranna olacak örgütlenmelerden
bahsettiğini, ancak bunlan hayata geçirecek herhangi bir maddi gücünü görmediğini, bu
yüzden Hüseyin'in söylediklerine fazla inanmadığını, Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine
Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN'm Kuvayı Milliye derneği ile uğraştığını, vatana ihanet
ettiğini söylediğini beyan etmiştir.
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ; Kendisini askeri istihbaratta çalıştığı şeklinde tanıtan
Mustafa ALPAY'IN Hüseyin GÖRÜM' ün MİT adına çalıştığım, Kuvayı Milliye derneğinin
amacının dışına çıktığını ve kapatılması gerektiğini söyleyerek kendisinden bu konu ile ilgili
dernek ile ilgili yasadışı işler ile ilgili belge ve bilgiler istediğini, kendisinin de işe
yarayacağını düşündüğü çeşitli karvizitler, kira kontratı, dernek tüzüğü, çeşitli CD 1er dahil
olmak üzere Mustafa ALPAY'a verdiğini, bunlann içerisinde suç unsuru olup olmadığını
bilmediğini, onun karannı Mustafa ALPAY'm verdiğini, aynca dernek binası içerisinde esrar
kullanan Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN, Niyazi KIYAK, Engin ve İslam isimli
kişilerin de yazılı olduğu bir isim listesini bulunduğunu da duyduğunu beyan etmiştir.
Ayşe Ceylan GENÇYOL ; 2007 yılı Eylül ayında dernek yönetiminde değişiklik
olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm dernek genel başkanlığından istifa ettiğini, yerine
Hüseyin GÖRÜM'ün vekâleten bakmaya başladığını, kendisinin de dernekte genel sekreter
yardımcısı olarak görev aldığım, 2007 yılı Ekim ayı sonlannda İhsan GÖKTAŞ'la tanıştığını,
Hüseyin GÖRÜM'ün, İhsan GÖKTAŞ'a istihbarat görevi verdiğini, bu istihbarat görevinin
derneğe gelen üyelerinin kim olduklannı araştırma işi olduğu, İhsan GÖKTAŞ'm Hüseyin
GÖRÜM'e bu istihbarat ile ilgili bilgi verdiğini görmediğini beyan etmiştir.
Muzaffer TEKİN ; 2004 veya 2005 yıllannda Mehmet Fikri KARADAĞ ile birlikte
gittiği Tesadüf Kafede İbrahim CİNGİ'nin Hüseyin GÖRÜM'ü kendilerine Kuvayı Milliye
Hareketinin Marmara Bölge Sorumlusu olarak tanıştırdığını, daha sonra Hüseyin GÖRÜM'ün
kendisini telefon ile arayarak Ankara Merkezli VKGBH adı altında bir oluşumdan
bahsettiğini,bir süre sonra İbrahim ÖZCAN'ı bürosuna getirip kendisi ile tanıştırarak içerisinde
yer aldıklan Kuvayı Milliye Hareketinin VKGBH'ne katıldığını anlattığını, yanında bulunan
Türkeli dergisini göstererek katılışlannı belgelediklerini, Hüseyin GÖRÜM'ün İstanbul Vali
Erol ÇAKIR Konukevinde bir toplantı yapacaklannı belirttiğini ve daha sonra bu toplantının
burada yapıldığmı,kendisinin de bu toplantıya katıldığını, Hüseyin GÖRÜM'ün İsmail
PAKER (EKSİK)'i kendileri ile tanıştırdığını, Hüseyin GÖRÜM ve arkadaşlanna karşı
kendisini doldurduğu için Hüseyin BEYAZIT'ı tehdit ettiklerini ve VKGBH ihanet ettin
kalemin kınldı bir haftalık ömrün kaldı dediklerini, Kuddusi OKKIR ile Hüseyin GÖRÜM
aracılığı ile tanıştığını, işyerinde yapılan aramada ele geçen "Devletin Yeniden yapılanması
için öneriler (Master Plan ön Çalışması) isimli belgeyi kendisine soruşturma aşamasında ölen
Kuddusi OKKIR'm verdiğini beyan etmiştir.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU; Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendisinden derneğin
kapanan Internet sitesi yerine yeni bir internet sitesi hazırlamasını isteyerek bu amaçla
yönetim kurulu karan hazırlanması talimatı verdiğini, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman
ŞAHIN'in bu karan hazırladıklannı,ancak orada hazır bulunmayan üyelerin yerine de
kendilerinin imza attıklannı,kendisinin bunu garipsediğini, daha sonra derneğe gittiğinde bunu
Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, kendisine bunun önemli olmadığını, kararlan Mehmet Fikri
KARADAĞ' m verdiğini, onun dediğinin olacağını söyleyerek sertçe çıkıştığını, derneğe bu
gidişinde yanında oğlu Emir SİPAHİOĞLU'nun da bulunduğunu, Emir'in tesadüfen derneğin
alt katında esrar içen kişiler görerek kendjşine söylediğini, bunun üzerine gidip baktığında
gerçekten esrar içtiğini tahmin ettiği Kahraman' ŞitMJN ve Niyazi KIYAK
ile isimlerini bilmediği iki kişi daha gördüğünü,bulunduklan oda da çuval içerisinde esrar
olduğunu tahmin ettiği bir madde gördüğünü, bunu Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, onun da
kendisine esrar içmenin yanlış olmadığını, Kur'anda bunun aksine bir hüküm olmadığını, hatta
Peygamberin dahi ot içtiğini söylediğini, kendisinin söylenenleri yadırgadığını ve
katılmadığını söyleyerek kızgınlıkla dernekten aynldığmı,daha sonra bu konuyu dernek
başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ' a telefonla söylediğini, onun da kendisine buluşmak ve
konuşmak için randevu verdiğini, buluştuklannda dernekte esrar içildiğini başkalanndan da
duyduğunu, Hüseyin GÖRÜM' ün bu işleri yaptığını anlattığım, ancak herhangi bir çözüm
önerisi getirmediğini, tüm yaşananlardan sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin
GÖRÜM'ün ün aynı görüşe sahip olduğunu, ancak dernek üyesi olan diğer kişilere karşı iyi
polis, kötü polis rolünü oynadıklan kanaati edindiğini, gördüğü çeşitli olumsuzluklardan
dolayı dernekten ayrıldığını, bundan sonra dernek merkezine vedalaşmak için gittiğini, orada
bulunanlarla vedalaştığını, bu sırada Hüseyin GÖRÜM'ün de orada olduğunu, kendisine tehdit
mahiyetinde oğlu Emir' i kastederek "Emir Sultan' a iyi bak göz kulak ol" dediğini, kendisine
tehditlerinden korkmadığını söylediğini, daha sonra da Kadıköy' de arabasının içerisinde
bulunduğu sırada tanımadığı birisinin arabaya yaklaşıp belindeki silahı ve kamayı göstererek
"koçum sen Hüseyin GÖRÜM' e çok zıpladın" dediğini ve ayrıldığını, bundan etkilenerek
tansiyonu çıktığım, hastaneye gittiğini, bu olaylardan etkilenerek evini ve bürosunu taşımaya
karar verdiğini, çünkü buralann bilindiğini, ev aradığı sırada da da yine tanımadığı birisinin
doğrudan gelerek kendisine kafayla vurduğunu, hiçbir şey söylemeden ayrıldığını, kendisinin
bu iki olay konusunda herhangi bir yere müracaat etmediğini,daha sonra Şefik isimli kişinin
işyerini kiraladığını, birkaç gün sonra buranın da kurşunlandığını öğrendiğini,mal sahibi ile
birlikte gidip Koşuyolu Polis Karakoluna şikayetçi olduklannı, Karakolun işyerinde gerekli
incelemeyi yaptığını ve boş kovan bulunduğunu beyan etmiştir.
İhsan GÖKTAŞ ; Kendisinin derneğin üyesi olduğunu, yurt dışına gidip gelmesi
ve yurt dışı irtibatlan nedeni ile Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine uluslar arası bilgi toplama
görevi verdiğini, dernekte bulunduğu sürede Hüseyin GÖRÜM'ün Kuran' dan ayetler okuyup,
esrann helal olduğundan bahsettiğini,dernek yöneticilerinin zaman zaman toplantı yaptıklannı,
kendisini gizli görüşmelere almadıklannı, elektrik, su parası ödemeyerek kaçak kullandıklannı
beyan etmiştir.
Raif GÖRÜM; Hüseyin GÖRÜM'ün kendisinin amcası olduğunu, kendisine istihbarat
araştırma görev kartı verdiğini , kendisine verilen kartta görev olarak istihbarat yazdığını,
ancak bunu kullanmadığını, dernekte zaman zaman esrar içtiklerini beyan etmiştir.
Alpaslan ARS LAN ; Hüseyin GÖRÜM'ü tanıdığını , ülkücü bir davadan dolayı
cezaevine girdiğini bildiğini, Nihat GÜRKAN'ı Hüseyin GÖRÜM ile olan arkadaşlığı
sırasında tanıdığını, Danıştay olayı sonrası Ankara Emniyet Müdürlüğünde yapılan üst
aramasında elde edilen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi isimli derneğin kartı
hakkında Ankara Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde de; "Benim Vatansever
Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği bir üyeliğim yoktur. Sadece gidip geliyordum. Bu
kartı da arkadaşım Hüseyin GÖRÜM 'den almış olabilirim." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yusuf GÖRÜM ; Hüseyin GÖRÜM'ün kendisinin kardeşi olduğunu, Hüseyin
GÖRÜM'ün teşkilat başkanı olması nedeni ile derneğe gittiğini, derneğin kuruluş çalışmalan
kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün Maltepe semtinde bulunan yazıhanesinde yapıldığından burada
Muzaffer TEKİN ve Hüseyin BEYAZIT'ı tanıdığını, kendisinin işletmekte olduğu
Maltepe'deki deterjan imalathanesinin üst katındaki boş büroyu kullanmak istediklerini
kardeşi aracılığı ile rica ettiklerini, bu imalathanede bulunan yazıhaneyi yaklaşık 1 ay dernek
işlerinde kullandıklannı, sonra derneğin şimdiki yerine taşmdığını,basına da yansıyan yemin
görüntülerinde Fikri KARADAĞ ve kardeşi Hüseyin GÖRÜM' ,üNanıdığını,kendisinin,
derneğin 30 Ağustos 2006 tarihinde Ankara'da düzenlediği Atatürk'ü ziyaret etkinliği ve

<\ .^

Kızılay meydanına yürüyüş mitingine kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün ricası üzerine katıldığını
beyan etmiştir.
İsmail EKSİK; Hüseyin GÖRÜM ile 2003 yılında iş nedeni ile tanıştıklarını, kendisinin
de inşaat işini yaptığını söyleyerek telefon numarasını aldığını, 2004 yılında arayarak elinde
inşaat malzemeleri olduğunu, çevresinin geniş olduğunu, Irak'ta iş yapacak müteahhit
bulabileceğini söylediğini,daha sonra kendisini fabrikaya ziyarete gittiğini,kendisinin soruşturma
kapsamındaki kişileri ve Kuvayı _ Milliye çevresi ile tanışmasının Hüseyin GÖRÜM vasıtasıyla
olduğunu,Hüseyin GÖRÜM ile ile kısa süreli ticari ilişkisinin de bulunduğunu beyan ederek ,
Hüseyin GÖRÜM'e ait işyerinde çekilen fotoğrafta bulunan kişilerden tanıdıklarını teşhis
etmiştir.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ; VKGBH'nin 2004 yılında Maltepe'de yaptıkları toplantısı
sırasında Hüseyin GÖRÜM'ün yanında buluna 4-5 kişilik 20-25 yaş grubundan olan kişilere
kendisini kastederek "Komutan da sizin eğitiminizi verecek, Düzce'de yerimiz var" dediğini
ancak kendisinin buna tepki gösterdiğini, Hüseyin GÖRÜM'ün "Asker yetiştireceğiz,silahımız
her şeyimiz var" dediğini , emin olmamakla birlikte VKGB'nin Maltepe'deki bir toplantısında
Alparslan ARSLAN'ı gördüğünü beyan etmiştir.
Taner ÜNAL ifadesinin konu ile ilgili bölümlerinde özetle; Hüseyin GÖRÜM' ün genel
başkanlığını Fikri KARADAĞ' m yaptığı Kuvayı Milliye Demeğinin genel başkan yardımcısı
olduğunu, bu demeğin gizli veya açık amaçlan hakkında bilgisinin bulunmadığmı,ancak sağlıklı
düşünceleri olmadığından demekten gönderdiği için kurduğu bu yeni demeğin de amaçlarının iyi
olduğunu düşünmediğini, Hüseyin GÖRÜM'ü demeğe Mustafa ALPAY ve Nihat GÜRKAN' m
getirdiğini, bu şahıs ile ilgili daha önce uyuşturucu işi yaptığı doğrultusunda dedikodular
duyduğu için demeğe almadığını, Hüseyin GÖRÜM ve akrabalarına İstanbul'dan Ankara'ya
kadar olan hattın Nihat GÜRKAN tarafından verildiğini, Hüseyin GÖRÜM' ün uyuşturucu,
mafya ve pis işler yapan bir adam olduğunu, Nihat GÜRKAN' m kendisine Hüseyin GÖRÜM ve
ekibinin Kuvayı Milliye adında büyük bir hareket olduklarını, kendilerine katılmak istediklerini,
bu katılım için de bir tören yapılmasının iyi olacağını bu nedenle Hasan KUNDAKÇI Paşayı
getirmek istediğini söylediğini, bunun üzerine Nihat GÜRKAN, Hasan KUNDAKÇI Paşa ve
Hüseyin GÖRÜM' ü bir tören havasında demeklerine getirdiğini, daha sonra Hüseyin GÖRÜM
ve Nihat GÜRKAN' m daveti üzerine 13 Mart 2005 tarihinde İstanbul'da Vali Erol Çakır
Öğretmen evinde düzenlenen "Türkiye' nin Karşı Karşıya Kaldığı Sorunlar" başlıklı konferansı
verdiğini, konferans sonrası tebrik etmeye gelen kişiler arasında bulunan Muzaffer TEKİN'i
Hüseyin GÖRÜM' ün kendisi ile tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN ile samimiyetinin olmadığını,
ancak birisi yukarıda bahsettiği konferansta diğeri de İstanbul' da Ordu evinde olmak üzere iki
defa karşılaştığını, bir takım karanlık ilişkileri olduğu yönünde bilgi aldığı için de demek
teşkilatlarına sokulmaması yönünde talimat verdiğini, Fikri KARADAĞ' m emekli Albay
olduğunu, demeğin yönetim kurulunda olduğunu, ancak daha sonra ayrıldığını, ihtilal yapmayı
düşünenlerin Fikri KARADAĞ ve Alaattin PARMAKSIZ olduğunu, bu fikri açıklayan kişinin
ise Fikri KARADAĞ olduğunu, hatta Alaattin PARMAKSIZ' ı göstererek "işte benim Genel
Kurmay Başkanım bu" dediğini, bu arada bütün görüşmelerde Muzaffer TEKİN' den talimat alır
gibi konuştuklarını, kendisiyle telefonla irtibat halinde olduklarını, Fikri KARADAĞ'm
söylediği, paşaların kellesini çuvala dolduracağız kelimelerinin tamamen doğru olduğunu,
kendisine bunları söylediklerini, neye istinaden bu kelimeleri kullandığını bilmediği beyan
etmiştir
Yasin ALPARSLAN ifadesinin konu ile ilgili bölümlerinde özetle; VKGBH Demeğinin
yaklaşık 300 üyenin katılımıyla yapılan genel kurulu sonrasında, Alaattin PARMAKSIZ,
Hüseyin GÖRÜM, Fikri KARADAĞ, TanerrÜMAL ve kendisinin demeğin Ankara ilindeki
genel merkezinde bir araya geldiklerini^belirttiği İsimlerin demeğin yönetim kumlu üyeliğine de
seçildiklerini, Taner ÜNAL' m Fikri 'KARADAĞ' a "Yönetim olarak ne
yapmak istiyorsunuz" sorusu üzerine Fikri KARADAĞ'm "Biz Kelleleri Çuvala
Dolduracağız" dediğini, Taner ÜNAL' m bu sözler üzerine "Kimin Kellelerini "diye
sorduğunu, Fikri KARADAĞ' m da "Genel Kurmaydaki Paşaların" cevabını verdiğini, bunun
üzerine Taner ÜNAL' m "bunun yeri burası değil, burası bir dernek " diyerek adı geçenleri
dernekten kovduğunu, kendisini iş adamı olarak tanıtan Hüseyin GÖRÜM' ün de olay
esnasında orada olduğunu, ayrıca bu görüşme sırasında Hüseyin GÖRÜM' ün Muzaffer
TEKİN olarak tahmin ettiği şahıs ile telefonla görüştüğüne tanık olduğunu, Hüseyin GÖRÜM'
ün telefondaki şahsa Muzaffer Albayım diye hitap ettiğini, Taner ÜNAL ile yaptıkları
görüşmelerin bilgisini aynen verdiğini, Muzaffer TEKİN' i medyadan tanıdığını, ayrıca 2006
yılında Taner ÜNAL ile birlikte İstanbul ilinde Vali Erol ÇAKIR öğretmen evinde dernek
faaliyetleri ile ilgili gittikleri konferans sonrasında yemek yemek için uğradıkları polis evinde
karşılaştıklarını, orada kendilerine dernek ve konferans ile ilgili olarak ayak üstü
teşekkürlerini bildirdiğini, o esnada bu şahsı tanımadığını, daha sonradan Muzaffer TEKİN
olduğunu anladığını beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin kurulması ve
kuruluş masraflarını karşılanmasında etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan
doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı
olarak görevlendirildiği , bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte
kazandırdığı elemanlann profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak
örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçlan
doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki
görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini
organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddia edilmektedir.
Şüpheli özetle ; Kendisinin daha önce Taner ÜNAL'm başkanı olduğu VKGB
içerisinde bulunduğunu, daha sonra buradaki kişilerin fikirleri hoşuna gitmediğinden dolayı
yanlanndan ayrıldığını, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Muzaffer TEKİN ile cezaevi arkadaşı
İbrahim CİNGİ vasıtası ile tanıştığmı,tanıştıktan 6 ay sonra Mehmet Fikri KARADAĞ, Yusuf
Ziya TANRIVERDİ, Mehmet BESTEOĞLU ile birlikte 11.11.2005 günü resmi olarak Kuvayı
Milliye derneğini kurduklannı, kendisinin derneğin teşkilat başkanı olduğunu,derneğin hiçbir
yere bağlı olmadığını, derneğin Deprem ve afetlerde yardımcı olmak için AKUT benzeri
üyeleri içerisinde oluşturduklan arama kurtarma isimli bir birimlerinin olduğunu, bu birimde
olan şahıslara Kuvayı Milliye derneğinin kimliklerinden verdiklerini, bu kimliklerin üzerinde
Özel Kuvvetler Birliği yazılı olduğunu,Kuvayı Milliye Derneğine aralannda karargah
dediklerini, eskiden Kuvayı milliye üyelerinin toplanma yerlerine karargah dedikleri için aynı
terimi kullandıklanm, hiçbir zaman askeri rütbe kullanmadığmı,Kuvayı Milliye Derneği'nde
yapılan arama el konulan bilgisayarlann incelemesinde tespit edilen "komisyonlar.doc" isimli
belgenin içeriği hakkında Mehmet Fikri KARADAĞ'm daha çok bilgi sahibi olduğunu,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm asker emeklisi olmasından dolayı bu şekilde derneğin
faaliyetlerini ve ■ görev alanlannı belirlediğini, belirtilen konulann hepsinin Mehmet Fikri
KARADAĞ'm kafasındaki projeler olduğunu, ancak herhangi bir uyguluma alanı
oluşmadığını, Ali ÖZOĞLU'nun Tempo Dergisindeki

/ i 2137

röportajında söylediği "Kuvai Milliye derneği'nin "2000 motorize ekipten oluşan, telsizli
istihbarat ekipleri hazırladıkları, bu ekiplerin İstanbul içinde ve iki yakada başta kurt mafyası
olmak üzere her türlü organize suç şebekesine ve mafyaya karşı mücadele etmekle görevli
olacakları" sözlerindeki gibi Kuvayı Milliye Derneğinin bir çalışması olmadığını, istihbarat ve
motorize ekip kurma gibi bir çalışmalarının olmadığını, Mehmet Fikri KARADAG'dan 13.500
hain olduğu, elinde liste bulunduğu beyanlarını duyduğunu, ancak bu listede kimlerin
olduğunu,kimin ne amaçla hazırladığını bilmediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTURK'ün ifadesinde
belirttiği gibi kendisinden asker yetiştirmek için bir talebinin olmadığını, Mehmet Zekeriya
ÖZTURK'ün kendisi ile birlikte Danıştay saldırısında yargılandığı için üzerine bu şekilde iftira
attığını, şahısların Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan ARSLAN'm avukatı olduğunu
söyledikleri için kendisinin Danıştay Saldırısı olayında gözaltına alındığını, Alparslan
ARSLAN'ı 2000 yılından beri tanıdığını, 2004 yılı içerisinde Tarhan Tarım Hayvancılık Şirketi
ile ilgili olarak kendisi ile görüşme yaptığını ve Alpaslan'a imzalı bir belge verdiğini, Mehmet
Fikri KARADAĞ bu şekilde illegal olarak para toplama olaylarını organize etmiş olabileceğini,
kimseden derneğe yardım adı altında para toplamasını istemediğini, Mehmet Fikri
KARADAG'm bazen derneğe gelen şahıslara ekibini kur şeklinde söylemlerinin olduğunu,
Ergenekon Terör Örgütü ile ilgisi bulunmadığını savunmuştur.
Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum kuruluşları alanındaki
yapılanmalarından birisi olan Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşunda aktif olarak faaliyet
gösterdiğinin Yusuf GÖRÜM'ün " Derneğin kuruluş çalışmalarının Hüseyin GÖRÜM'ün
Maltepe semtinde bulunan yazıhanesinde yapıldığı , kendisinin işletmekte olduğu Maltepe'deki
deterjan imalathanesinin üst katındaki boş büroyu ise Hüseyin GÖRÜM'ün ricası ile geçici
olarak derneğe tahsis ettiği" şeklindeki beyanı, derneğin genel başkanı Mehmet Fikri
KARADAĞ ve yukarıda anlatılan kendi beyanları ile sabit olduğu anlaşılmaktadır.
Mehmet Zekeriya ÖZTURK'ün , Danıştay Saldırısı sanığı Alparslan ARSLAN'ı emin
olmamakla birlikte VKGB nin Maltepe'deki bu yerinde gördüğü şeklindeki beyanının, Alparslan
ARSLAN'm yakalandığında üzerinden çıkan VKGB kartvizitini arkadaşı olarak tabir ettiği
Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceği şeklindeki beyanı dikkate alındığında doğru olarak
kabul edilebileceği değerlendirilmiştir.
Soruşturma kapsamında olup daha sonraki bir tarihte yakalanan şüpheli İhsan
GÖKTAŞ'tan elde edilerek 2 , 3 rakamları ile numaralandırılan CDTer içerisinde Kuvayı
Milliye Derneği binasında 12 kişinin katılımı ile yapılan bir toplantıda Hüseyin GÖRÜM ve
Mehmet Fikri KARADAG'm görüntülü konuşmalarının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiş, Gizli
Tanık-17 bu görüntülerin Kahraman ŞAHİN tarafından kayda alındığını beyan etmiştir. Söz
konusu CD lerdeki görüntülü konuşmalarda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAG'm
tanışmalarından itibaren Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı Milliye
Derneğinin kuruluş aşaması, süreç içerisinde gelişen olayların tabii bir şekilde konuşulduğu
değerlendirildiğinden çözümü yaptırılarak özet olarak yukarıda Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait
bölümde yazılmıştır.
Bu konuşmanın ; şüpheli Mehmet Fikri KARADAG'm kendi beyanı içeriğine göre 22
Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimler sonrasında Kuvayı Milliye Derneği ile bağlantısını
zayıflattığı, 07 Eylül 2007 tarihinde de resmi olarak ayrılıdığı tarihten sonra yapıldığı , Kuvayı
Milliye Derneğinin Kadıköy ilçesindeki genel merkez binasında geçtiği, huzurda Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den başka 12 kişinin daha olduğu
anlaşılmaktadır.Tartışmalannm ise ; Mehmet Fikri KARADAG'm Ergenekon Terör Örgütünün
amaçlan doğrultusunda görünürdeki Kuvayı Milliye Derneğinin legal yapılanmasının tüm
imkanlarını kullanmasına karşın söz konusu, genel seçimlerde beklediği neticeyi
sağlayamaması, bunun dışında Mersin ilindeki ölm^âldürulme ve öldürme ikazı ile yaptırdığı
yemin töreni, Derneğin Teşkilat Başkanı Hüseyin GQRÜM'ün başında bordo bere
ile kıydığı Kuvva Nikahı ve sağma ve soluna alıp temsili olarak İsa ile Musa Peygamber
olarak tanıttığı kişiler ile birlikte yaptığı basın açıklaması görüntülerinin basında yer alıp
vatandaşlardan tepki alması, yukarıda silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalandığı anlatılan
Murat ÇAĞLAR'dan sonra Dernek yapılanması hakkında soruşturma başlatılması
olaylarından sonra işlevsiz kaldığını düşündüğü Derneğin legal yapılanmasını tasfiye etme
düşüncesinden ve Hüseyin GÖRÜM'ün buna karşı çıkmasından kaynaklandığı görüntülü
konuşmanın tümünün incelenmesinden anlaşılmaktadır. Yukarıda özetlenen telefon
görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi neredeyse askeri bir itaatle bağlı örgüt üyelerinin
kendisine bu tartışmada olduğu gibi karşı çıktıkları görülmemiştir. Bu nedenle de olayların
gelişiminin kavranması açısından önem verilen bu konuşmada Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet
Fikri KARADAĞ'a ; Muzaffer TEKİN tarafından tanıştırıldıklarını, VKGB'nin kuruluşu
aşamasında kendisinin Maltepe semtindeki meşhur barakasına gelip gittiğini, Hendek
ilçesinde anlaşmayı bozanın kanının diğerine helal olduğuna dair bir anlaşma yaptıklarını,
buna karşılık kendisinin eroin kaçakçısı olarak gösterilip VKGB oluşumundan
uzaklaştırıldığını, kutsal bir dava olarak gördüp Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşunda
kendisinin büyük emeği olduğunu, ancak Mehmet Fikri KARADAG'ın derneğe gelen kişilere
grup kurun, yer altına inin, şunu vur, bunu vur, kıralım, keselim,para bulalım dediğini, bütün
eylemlerde arka planda durup kendisini öne çıkardığını , Ankara'da kurulan Kuvva-i Milliye
Derneğinin arkasında da Muzaffer TEKİN'in olduğunu, başkanı olan Bekir ÖZTÜRK'ün
kendisi gibi kukla olduğunu, telkinlerine uyan birisinin suç işlemesi halinde kendisine
yükleneceğini, nitekim Danıştay saldmsı ve Hrant DİNK'in öldürülmesi olaylarından sonra
ortadan kaybolduğunu, bütün bu olaylardan sonra işin iç yüzünü anladığını söylediği
anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki konuşmalardan da anlaşılacağı gibi ülkemizde meydana gelen sansasyonel
eylemlerden sonra Mehmet Fikri KARADAG'ın derneğe gelmeyişi, Hüseyin GÖRÜM'ün
Danıştay saldırısında adının geçmesi üzerine Mehmet Fikri KARADAĞ ve diğer dernek
üyelerinin kendisiyle irtibatlanm kesmesi, Mehmet Fikri KARADAG'ın danışacağım yerler
var diyerek Beşiktaş'taki bir yere gitmesi , burada da Veli KÜCÜK'ün bürosunun
bulunduğunun bilinmesi , Mehmet Fikri KARADAĞ ile Veli KÜCÜK'ün örgütsel irtibat
halinde bulundukları yönünde değerlendirilmesi gereken diğer bir durumdur. Danıştay eylemi
sonrası Veli KÜÇÜK- Muzaffer TEKİN örneğinde olduğu gibi, deşifre olan örgüt üyesi
Hüseyin GÖRÜM ile irtibatın koparılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerinden de, şüphelinin Ergenekon
Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması hiyerarşisi içerisinde bulunduğu
ve doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ'a bağlı olarak faaliyet gösterdiği, bizzat veya örgüt
hiyerarşisi içerisinde kendisine bağlı olan örgüt üyeleri Kahraman ŞAHİN,Erol
ÖLMEZ,Yusuf GÖRÜM,Raif GÖRÜM,Ali KUTLU,Abdullah ARAPOĞULLARI, Erdal
İRTEN,Murat ÇAĞLAR ve İhsan GÖKTAŞ aracılığı ile örgüte eleman kazandırma, örgüte
gelir temin etme adına tahsilat, istihbarat toplama faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Örneğin;
27.02.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Naci isimli şahıs arasındaki görüşmede
özetle ; Naci'nin " Lan dedim, Hendek'e gitti lan, gel dedim bizim buraya takıl da........seninle
Kuvayı Milliye Derneği açalım buraya şube" dediği,Yusufun " Nereye bana ne söylüyorsun
onu Hüseyin'e söyle" dediği, Naci'nin " Şeklim bilmiyorum yani, şekil olması lazım abi, bak
bak burada rant var ya, ben onun için dedim" dediği, Yusuf un "Var tabi orda" dediği,
Naci'nin "Bu piyasada var, öbür orda yok" dediği, Yusuf un " Var evet" dediği, Naci'nin " Bu
piyasada var yani, o piyasada yok Kadıköy'den önce de burada var anladın" dediği, Yusuf un
" Naci ben İstanbul a geldiğimde konuşalım" dediği,,
Şeklindeki görüşmenin, görüşme yapan kişilerin rant bulunduğunu değerlendirdikleri
yere Kuvayı Milliye Derneği açarak bu dernek yapılanmasındaki faaliyetler ile ranttan pay
alma düşüncelerini gösterdiği gibi, buna karar verecek olanın Hüseyin GÖRÜM olduğunu
gösterdiği anlaşılmaktadır.
10.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ'm Kahraman ŞAHİN ile
görüşmesinde özetle;Mehmet Fikri'nin "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet diye bir çocuk
geliyor" , "Bizim derneğin önde gelmiş olduklarından" , "Arabasıyla geliyormuş, onu alın
görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün, bende çıktım geliyorum" "Muhammet diye bir çocuk
uzman çavuşmuş" dediği,
Şeklindeki görüşmenin Mehmet Fikri KARADAĞ'm şüpheliye , ilgili bölümde geniş
olarak anlatılan örgütün provakatif terör eylemleri planında önemli rol üstlenen Muhammet
YÜCE ile görüştürecek kadar güvendiğini gösterdiği anlaşılmaktadır.
16.03.2007 tarihinde Murat ÇAĞLAR ile Muşika VATANKULU arasındaki
görüşmede özetle ; Murat'ın "Tutuklandım ben" , "Silahla yakalandım" "Şu an Bakırköy'de
karakoldayız" dediği, Muşika'nm "Kim var yanında" dediği, Murat'ın "Ahmet var" dediği,
Muşika'nm "Yapacağımız bir şey var mı" dediği, Murat'ın "Hiç bir şey yok, Hüseyin abiye
bildirdik, avukatımıza o halledecek" dediği,
Bu görüşmede geçen Murat isimli kişi 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde 1 adet
ruhsatsız tabanca ile yakalanan Murat ÇAĞLAR'dır. Bu kişinin kullanımında bulunan ve
Kuvayı Milliye Derneğine ait olduğunu söylediği araçta ilgili bölümlerde geniş olarak
anlatılan bir kısım örgütsel dokümanlar, birtakım kişiler hakkında istihbari bilgilerin yazılı
bulunduğu notlar bulunmuştur.
Yukarıda yazılı görüşmenin de , daha önce de 07.01.2007 tarihinde üzerinde ruhsatsız
silah ve kullandığı araçta örgütsel dokümanlar ile yakalanan Murat ÇAĞLAR'ın, bu sefer
16.03.2007 tarihinde yine ruhsatsız silah ile yakalandığında ilk önce Hüseyin GÖRÜM'e haber
verdiğini ve yardımını istediğini, şüphelinin de bu talebi olumlu karşılayarak avukat temin
etme yoluna gittim gösterdiği , Mehmet Fikri KARADAĞ'm bu konudaki "Murat ÇAGLAR'ı
dernek binasına Hüseyin GÖRÜM'ün getirdiğini, şahıstan haberinin olmadığını, hatta
kendince teşkilat başkan yardımcısı diye kartvizit bastırdığını" şeklindeki beyanı ve telefon
görüşmesi içeriği karşısında şüphelinin " Murat ÇAGLAR'ı Mersin ilinde yaptıkları yemin
töreninde Emniyet Müdürü olan Kemal CANAY vasıtasıyla tanıdığını, otelcilik yaptığını
bildiğini, yemin töreninden sonra iki kez İstanbul'da görüştüğünü, bu şahsın dernekle bir
ilgisinin olmadığını" şeklindeki beyanının savunma amaçlı olduğu anlaşılmıştır.
Murat ÇAĞLAR'ın 07.01.2007 tarihinde yakalandığında kendisi ile yapılan mülakatta
söylediği ; " Kuvvayi Milliye Derneğinde kaldığı süre içerisinde kendilerine, vatanın elden
gittiğini, bir an evvel halkın ayaklandınlması gerektiğini, ayrıca Kuvvayi Milliye Derneğinin
mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma yetkisinin olduğunu, bunun için maddi güç
kazanmaları gerektiğini, bu nedenle sık sık yardım toplandığını, mevcut ordunun içinde
bölünmeler olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu anlattıklanm, bu çerçevede kendisinin de
çok defa bu yardım toplama faaliyetlerine katıldığını " beyanları karşısında bu kişinin Hüseyin
GÖRÜM'e bağlı olarak mafya tarzı tahsilat faaliyeti yürüttüğünü anlaşılmıştır.
Murat ÇAĞLAR'ın yakalanması, üzerinde ve aracında suç unsuru eşyaların ele
geçirilmesi üzerine Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada el konulan bilgisayarların
incelemesinde tespit edilen "KOMISYONLAR.doc" isimli altında Mehmet Fikri
KARADAĞ,Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN yazan belge içeresinde derneğin kuruluş
şeması olarak bazı bölümlerin oluşturulduğu, belgenin altında Mehmet Fikri KARADAĞ
yazdığı görülmüştür. Bu bölümlerden, Özel Kuvvetler Komisyonu başlığının altında "Bu
komisyon savaş anında, seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu
anlarda görev yapacak olan Kuvayı Milliye Kuvvetlerini oluşturmak ve hazırlamakla
görevlidir... ayrıca Kuvayı Milliyenin güvenliğinden sorumlu olup alt kurullar oluşturacak,
güvenlik şirketi ve benzeri ticari işlere girecek." ibaresi yazdığı tespit edilmiştir.
Bu konu ile ilgili aşağıda yazılı telefon görüşmeleri bulunmaktadır.

<~~ \ „ ' ,'JU" — *-— —-----------------



18.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede özetle
;Görüşmenin başında Kahraman' m karargahta olduğundan bahsettiği, Erol' un kimlerin orda
olduğunu sorduğu, Kahraman' m Seda, Ali, Niyazi isimli şahıslatın orda olduğunu söylediği,
görüşmenin devamında Erol' un " sayın Özel Kuvvetler Komutanım nasıllar iyiler mi" diye
sorduğu, Kahraman' m "İyiler efendim iyiler" dediği, Erol' un "Paşamız nasıl" diye sorduğu,
Kahraman'm "Paşa da gayet iyiler efendim" dediği, Kahraman' m "Tamam efendim, teşekkür
ediyorum hayırlı görevler" dediği,
02.08.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Osman isimli şahıs arasındaki görüşmede özetle
;Erol'un "Ahmet abi de aramış demiş böyle böyle, bizim vatandaş bir gün şeye gitmiş Kuvayı
Milliyeye gitmiş" "Orda şey var ya İmam Hüseyin" "Gitmiş ona şikayet etmiş beni, kendi
kendime kızdım, madem sen Osman Turan'a Osman abiye söylüyosun, Osman abi kalkıyo
bana söylüyo, tamam diyoruz bütün evrağmı emanetini veriyoruz diyoruz" dediği, Osman' m
"Niye bu kadar terbiyesizlik yapmış" "Tantana etmesin yani, kadın bizi şikayet bilmem ne yap
demiş ona, dedim beklesin dedim, yumuşattırdım onları" dediği, tespit edilmiştir.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM ,Murat ÇAĞLAR'm aracında ele geçen bu dokümanların
içeriği hakkında genel başkan olan Mehmet Fikri KARADAG'm bilgisi olduğunu, Mehmet
Fikri KARADRAG'ın asker emeklisi olduğundan dolayı bu şekilde derneğin faaliyetlerini ve
görev alanlarını belirlediğini, belirtilen konuların hepsinin Mehmet Fikri KARADAĞ' m
kafasındaki projeleri olduğunu, Özel Kuvvetler olarak oluşturdukları bir birimlerinin
olmadığını, ancak bazı şahıslara bu şekilde kimlikler verildiğini, savunmuş ise de,
Kahraman ŞAHİN'den elde edilen 13 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede tespit
edilen ; Kahraman ŞAHİN ve diğer bir çok şahsın askeri üniformayı anımsatan ayrıca bere,
apolet, fular ve benzeri aksesuarları bulunan elbiseler giyerek Türk Bayrağı ve Kuvayı Milliye
Flamaları önündeki fotoğrafları, şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün açılış,tören ve benzeri birçok
dernek faaliyetinde TSK'ne bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığının kullandığı bordo bere
giymesi ve yukarıdaki telefon görüşmeleri ile benzer içerikli diğer telefon görüşmeleri dikkate
alındığında, ele geçen dokümanda Kuvayı Milliye Derneğinde kurulması öngörülen "Özel
Kuvvetler" in sadece düşünce aşamasında kalmayıp uygulamaya da konulduğu, Hüseyin
GÖRÜM'ün de bu birimin sorumlusu yapıldığı, kendisine bağlı örgüt üyeleri aracılığı ile
örgüte gelir temin etme adına tahsilat işleri yaptığı, hatta bu konudaki şikayetlerin kendisine
iletildiği anlaşılmaktadır.
17.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede
özetle ;EroP un "Taksime geçiyorum, ordan da Çarşamba'ya geçecem", "İftardan sonra akşam
8, sabah 8 nöbete devam yani" "Biz de mollaların arasına takıldık girdik işte ne yapalım,
soktunuz bizi, o taraf Çarşamba'ya" dediği, Kahraman' m "Ya hayırlısı olsun be kardeşim ya,
görevim tam yerine getir de" dediği, Erol' un "Yok ben tutarım ben hoca adamım biliyorsun
sakal bıraktım haberin yok galiba" "Molla oldum ben de" dediği, Kahraman' m "İmam
Hüseyin de bıraktı" dediği,
Şeklindeki görüşmeden Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in hiyerarşisinde
bulunan örgüt üyesi Erol ÖLMEZ'in bu şüpheliler tarafından istihbarat toplamak için
görevlendirildiği anlaşılmaktadır.
28.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Abdullah ARAPOĞULLARI arasındaki
görüşmede özetle ; Bir süre sohbet ettikten sonra, Abdullah'ın "..koşturuyoruz
yetiştiremiyoruz" "...görüştüm o İsrail'i adamı" "..bir adamım var, şuan Trabzon'da, Oradan
Bafra'ya geçecek, yarın buraya geliyor sırf o iş için" "Ekip hazır yani, istediğin zaman
kaldırırız onu" "Hüseyin abiyle konuşacan mı bu akşam..." dediği, Kahraman'm "Gideceğim
bu akşam bakalım" dediği, Abdullah'ın ".. .biran önce bitirelim bu işi, zamana bırakmayalım"
"Paraysa para ile konuşalım, dişe dişse silahla konuşuruz"'dediği, , - -
Şeklindeki görüşmeden, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHIN'in hiyerarşisinde
bulunan örgüt üyesi Abdullah ARAPOĞLU'nun bir işadamının örgüte gelir temin etme amacı
ile kaçırılması konusunda Hüseyin GÖRÜM'den onay beklediği anlaşılmaktadır.
Gizli Tanık 17'nin bu konudaki ; " Hüseyin GÖRÜM çevresine sabıkalı kişileri
toplamıştı. Bunlara da anlattığım gibi çeşitli askeri rütbeler veriyordu. Bu kişilerle dernekte
esrar partileri verdiğini bizzat gördüm. Erol ÖLMEZ, dernek binasında yatıp kalkıyordu.
Hüseyin GÖRÜM kendisine binbaşı rütbesi vermişti. Bir arada Fatihteki Çarşamba semtine
tarikatlar hakkında istihbarat toplamak için görevlendirildiğini biliyorum. Hatta Erol ÖLMEZ
bunun için sakal bırakmıştı. Murat ÇAGLAR'm çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir
seferinde Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya
getirdin dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı
olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu
işinMuratÇAĞLAR' a havale ettiğini,MuratÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın
bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendim. Dernekte çeşitli birimler oluşturmuştu. Özel
kuvvetler komutanı olarak görevlendirilen kişi Hüseyin GÖRÜM' dü. Zaten kendisini gelen
kişilere askeriyenin özel kuvvetlerinde görevli olarak tanıtıyordu. Sürekli olarak başında özel
kuvvetlerin kullandığı bordo bere ile gezerdi. Ben bir döneme kadar gerçekten kendisini
askeriyede görevli olarak zannediyordum." şeklindeki beyanı yukarıdan itibaren anlatılan
bütün değerlendirmeleri doğrular niteliktedir.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün ajandasında , Danıştay saldırısında hüküm giyen Osman
YILDIRIM'm tanık olarak alman ifadesinin konu ile ilgili bölümünde Veli KÜÇÜK ile
örgütsel bağlantı içerisinde bulunduğunu, Veli KÜÇÜK'ün azmettirmesi ile Necip
HABLEMİTOĞLU'nu öldürdüğünü beyan ettiği Osman GÜRBÜZ'ün telefonunun kayıtlı
bulunması aralarında örgütsel bir bağlantı bulunduğu yönünde şüphe oluşturan bir delil olarak
Mahkemenin dikkatine sunulmuştur.
Ankara C.başsavcılığının Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği (VKGB) ile ilgili
yürüttüğü soruşturmada usulünce alınmış Mahkeme kararlan uyannca yapılan iletişimin
dinlenilmesinde tespit edilen telefon görüşmelerinde bu soruşturmamızı aydınlatabilecek
konuşmalar da bulunmaktadır. Ankara C.başsavcılığmdan temin edilen buna ilişkin
soruşturma evraklan C.başsavcılığımızın soruşturmasında CMK 138/2 maddesi kapsamında
tesadüfen elde edilen deliller niteliğindedir. C.başsavcılığımızın soruşturma konusunun da
CMK 135/6 maddesinde sayılan suçlan kapsadığı dikkate alındığında söz konusu telefon
konuşmalannm delil olarak kullanılabileceği değerlendirildiğinden, sözü edilen telefon
görüşmelerinden ve yine Ankara C.başsavcılığının soruşturması kapsamında alman şüpheli
ifadelerinden bir kısmının konumuza ilişkin bölümleri yukanda Mehmet Fikri KARADAĞ'a
ait bölümde yazılmıştır.
Burada aynca tekrar edilmeyecek olan bu telefon görüşmeleri ve ifade içeriklerinden,
telefon görüşmelerinin ilgilisi olan kişilerin ; Mehmet Fikri KARADAĞ ve onunla birlikte
hareket eden Hüseyin GÖRÜM'ün, Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan VKGB'ye
Muzaffer TEKİN'in yönlendirmesindeki ihtilal örgütüne hizmet etmesini amaçlayarak
katıldıklanm beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada el konulan PRINCO marka, 5 Nolu CD
üzerinde yapılan incelemede "AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası incelendiğinde
Mersin ilinde yayın yapan yerel bir kanalda yayınlanan Forum isimli programın
görüntülerinin olduğu, program sunucusu tarafından konuklannm Kuvayı Milliye Derneği
Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ve Teşkilat Başkanı Hüseyin Kerim
BAYRAKTAROĞLU(Hüseyin GÖRÜM) isimli şahuslar ' olduğu ifade edilmiştir.
Görüntülerde "Kuvayı milliye Derneği ve Hareketinin yapılanmasının ve amacının
anlatıldığı" aynca Hüseyin GÖRÜM'ün "Hükümetin devleti' 500 'Milyar Dolar borca
soktuğunu ve devleti iyi yönetemediğini bunun karşısında Genelkurmayın ve askerin bir
şeyler yapmasını ve görev almasını anlattığı belirtilmiştir.
Diğer şüphelilerden Kahraman ŞAHİN'den , Bayrampaşa Kapalı Cezaevinden Deniz
YILDIRIM isimli cinayet hükümlüsünün gönderdiği mektuplar ele geçmiştir. Deniz
YILDIRIM'm cezaevinden Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'deki adresini yazarak
Kahraman ŞAHİN ve Hüseyin GÖRÜM'e gönderdiği mektup içeriklerinde "Gönlümden geçen
tek hareket Darbeyle içimizdeki dış güçlere hizmet eden şerefsizleri infaz etmek" ,
"Paşama,Hüseyin Abi'ye,Soran herkese selam olsun,Yolumuz açık olsun", "Tam aktif
zamanımızda başımıza bu iş geldi, lanet olsun", "İçerde de olsak dışarıda da olsak fark etmez,
her türlü yaşam şartına alışkınız„ben savaşımı burada veriyorum", "Ben silahımı ülkenin
bölünmez bütünlüğünü bölmeye çalışana çalışanlara çekmeye and içtim, bizler bu ülkenin
direnişçileriyiz" , "Toplu giydirme zamanı yaklaşıyor ! , farkındayım, beni unutmayın
buralarda.Bizler bu millet için topraklar için vanz,zırhımızı giymeden sokağa çıkmak yok" ,
sözlerinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Hüseyin GÖRÜM adına da gönderilen bu mektupların da , şüphelinin örgütün Kuvayı
Milliye yapılanmasmdaki bütün üyeleri ile birlikte diğer kişilere, vatanın elden gittiği , Kuvayı
Milliye derneğinin vatanın kurtarılması davasını yürüttüğü, bu kapsamda askeri bir darbenin
zemininin hazırlanarak hain olan kişilerin infaz edilmesi gerektiği şeklindeki örgüt
propagandası yaptığını gösterdiği, esasen Ergenekon Terör Örgütünün yönetici konumunda
bulunan üyelerinden, bu mektuplan kaleme alan cezaevinde cinayet suçundan tutuklu olarak
yatan bir ilgilisine kadar bir askeri müdahale söyleminin bulunduğu soruşturma evrakı
genelinden de anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün
üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan
Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil
Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı
"Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli
Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi
uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye
Derneğinin kurulması ve kuruluş masraflannı karşılanmasında etkin rol oynadığı, Ergenekon
Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan
sorumlu genel başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte
eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanlann profillerinden de yararlanıp mafya tarzı
faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, örgütün amaç ve ilkelerine aykm davrandığını
düşündüğü yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan
yönetimden uzaklaştırabilmek için askerleri emir komuta zinciri dışında hareket etmeye teşvik
ettiği yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan
delillerin bulunduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün eylemine uyan; TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile TCK'nun 319/1,2 ve
3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep
edilmiştir.
Ayrıca, şüphelinin TCK 191 maddesine uyan uyuşturucu madde kullanmak suçunu
işlediği yönünde ilişkin deliller bulunduğu anlaşılmış ise de, bu suç hakkındaki evrak
ayrılmıştır.
67-ŞÜPHELİ ERKUT ERSOY a)-
Emniyet ifadesinde;
Üniversitenin Profesyonel Bilgisayar Uzmanlığı Bölümü mezunu olduğunu, çeşitli
bankalarda çalıştığını, 2001 senesinde psikolojik bir rahatsızlık geçirdiğini, yakın takipte
olduğunu,zihninin kontrol edildiğini düşündüğünü, halen tedavisinin devam ettiğini,bu
nedenle çalışmadığmı,geçimini annesinin ve babasının emekli maaşı ile sağladığını, 0 543 533
17 69 numaralı telefonun adına kayıtlı olduğunu,
MİT, İstihbarat gibi oluşumlara ilgisinden dolayı 2007 yılı Haziran ayında kendi
çabalarıyla internet üzerinden Özel Büro İstihbarat Grubu isminde bir mail gurubu
oluşturduğunu, zamanla bu guruba bir çok şahsın üye olduğunu, üyeler ile siyaset, güncel
konular, polisiye ve istihbarat konulan gibi bir çok alanda yazışmaların yapıldığını,
Özel Büro isimli internet sitesinden geliri olmadığını, sadece paylaştıkları konulan bir
arşiv DVD si haline getirdiğim ve isteyen üyelere bu DVD leri satarak gelir elde ettiğini, Özel
Büro isimli internet sitesi dışında Özel-Büro.com isminde bir web sitesinin daha bulunduğunu,
bu sitenin içeriğinde de yine istihbarat paylaşımı ile ilgili makaleler bulunduğunu,
Özel Büro mail grubu içerisindeki bir kişinin Kuvayı Milliye dernek yöneticelerine
kendisinden bahsetmesi üzerine dernek yönetiminin kendisi ile tanışmak istediğini, kendisinin o
sıralar mail grubunun üyeleriyle İstanbul ilinde tanışma toplantısı düzenlemek istediğini dernek
yöneticelerine söylediğini, bunun üzerine dernek yöneticilerinin bu toplantı için kendisine
yardımcı olabileceklerini söylediklerinden Düzce' den İstanbul iline geldiğini ve Derneğin
Kadıköy' deki yerine gittiğini burada Dernek Başkanı olan Mehmet Fikri KARADAĞ, Dernek
yöneticilerinden Ali ÖZOĞLU ve isimlerini hatırlamadığı birkaç şahıs ile tanıştığını, mail
grubu ve faaliyetlerinden bahsettiğini, mail grubunun çalışmalannı anlattıktan sonra aynca
bölücü ve irticai faaliyetlerin web sitelerini takip ettiğini ve bu konularda ilgili yerlere
şikayetlerde bulunduğunu söylediğini, bahsettiği tanışma toplantısı için Çamlıca' daki Türkü
Evi-Ban' nı Kuvayı Milliye dernek yönetiminin ayarladığını, bunu grup üyelerine bildirdiğini,
toplantıya ismini hatırlamadığını ancak mail grubunun üyelerinden olan kişilerin katıldığım
ancak Mehmet Fikri KARADAĞ ve diğer şahıslann bu toplantıya katılmadıklanm, toplantıda
Kuvayı Milliye derneğinden gelen görevlilerden birinin dernek ile ilgili bazı bilgiler verdiğini,
bu şekilde Kuvayı Milliye görevlileri ve mail gurubunun tanıştığını,
Daha sonra Kadıköy'de bulunan dernek binasına giderek Mehmet Fikri KARADAĞ ile
görüştüğünü, bu görüşmede Mehmet Fikri KARADAĞ' in kendisine milletvekili adayı
olacağını söylediğini, daha sonraki dönemlerde ara sıra Mehmet Fikri KARADAĞ' ı telefon ile
aradığını, Mehmet Fikri KARADAĞ ile bu dönem içerisinde yapmış olduğu bir telefon
görüşmesinde derneğin bazı sıkmtılanndan bahsederek internet üzerinden mail gurubu
üyelerinden bağış toplayıp toplayamayacağmı sorduğunu, kendisinin bunu kabul etmediğini,
yine aynı dönemde Dernek yöneticilerinden Ali ÖZOĞLU' nun kendisini telefonla arayarak
Türk Hava Yollan yönetimine kendilerinin tasvip etmediği bazı şahıslann geldiğini, THY ye ait
internet üzerindeki web sitesinin hecklenmesini, yani çökertilmesini talep ettiğini, kendisinin
bu talebi de kabul etmediğini, Ali ÖZOĞLU ile yaptıklan sohbetlerde kendilerinin, yani
Kuvayı Milliyenin toplumsal bir çalışması olduğunu, 5000 kişilik motorize bir ekip
kuracaklannı, bu ekiplerin yeri geldiğinde çöp toplayacaklannı, vatandaşa yardım edeceklerini
söylediğini, ancak bahsedilen proje ile ilgili kendisinden herhangi bir talepte bulunmadığını,
06.03.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı: görüşmede söylediği "Her
zaman yanınızdayız, derneğimize, davamıza yardımcı olacağız"- şeklindeki beyanlannm
okunup sorulması üzerine; görüşmede davamız kelimesi ile Kuvayt Milliye ruhunun
yaşatılmasını kastettiğini, * • s•
06.03.2007 tarihinde Bekir ÖZTÜRK ile yaptığı görüşmede, Kuvva-i Milliye
üyelerine yönelik tanıtım çalışması yaptıklarını anlattığı şeklindeki beyanlarının okunup
sorulması üzerine; Bekir ÖZTÜRK' ün Ankara İli Kuvva-i Milliye Derneği Başkan yardımcısı
olduğunu,bu görüşmede 1100 kişilik mail grubu üye sayısını artırmak istediğinden Bekir
ÖZTÜRK'ten dernek üyelerinin mail adreslerini istediğini, bunun dışında görüşmede geçen
Kirli Ellerin İttifakı isimli kitabı yayımlanan Aziz Albay' m da Ankara Kuvva-i Milliye
Derneği Başkanı olduğunu,
29.06.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı görüşmede, Mehmet
Fikri'nin "Yıldmm hızı ile devam edin, size birkaç tane de resim mesim göndereceğim" sözleri
ile neyi kastettiğini bilmediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı görüşmede kendisini "Özel Büro"dan şeklinde
tanıtması üzerine Mehmet Fikri'nin "Özel Büro falan yok, bir tek Kuvayı Milliye var tamam
mı evlat" şeklindeki beyanlarının okunup sorulması üzerine; Özel Büro olarak kendi mail
gurubunu kastettiği için bu şekilde konuştuğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ bu konuyu yanlış
anlamış olabileceğini, Özel Büro yok sadece Kuvayı Milliye var sözlerini ne amaçla
söylediğini bilmediğini,
Bir çok görüşmesinde, kendisini Özel Büro istihbarat gurup lideri olarak tanıtmasının
sebebinin sorulması üzerine; Kendisini İstihbarat görevlisi olarak tanıtırken, Devletin yapmış
olduğu istihbaratın anlaşılmaması gerektiğini, internet ve yayın organlarında çıkan haberlerle
ilgili istihbarat yaptığını, istihbarattan kastettiğinin Devlet Adına çalışma gibi bir konu
olmadığını,
Özel Bro oluşumu olarak nerelerde ve kimlerle toplantı yaptıkları, toplantıları kimlerin
organize ettiğinin sorulması üzerine; tarihini tam olarak hatırlamadığı, ancak Ankara'da mail
grubundaki birisinin üye olduğu Demokratik-Demokrasi Platformu isminde bir gurupla kendi
mail gurubu arkadaşlarıyla toplantı yaptıklarını, bu toplantıda kendi üyelerine basın yayın
kuruluşlarından toplamış olduğu bilgilerle ilgili bir sunum yaptıklarını,
Mehmet KARADAĞ ile yaptığı bir görüşmede kendisinin Seleckt Otelde yapılan
toplantıda olduğunu söyleyerek "Bizim Özel Büro Düzce'de istihbarat görevlimiz" sözleri ile
tanıştırmak istediği kişinin sorulması üzerine , Düzce'de bir alışveriş merkezinde çalışan
Yusuf isimli arkadaşını Kuvayı Milliye Derneğini merak ettiğinden dolayı beraberinde
götürerek Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştırdığını, kısa bir görüşme yaptıklarını,
05.09.2007 tarihinde Ömür isimli kişi ile yaptığı görüşmedeki ; terörle ilgili
hazırladıkları konuları görüşmek üzere O. komutanla tanışacaklarını, bu konuyla ilgili askeri
yetkililerle görüşme yaptıklarım anlattıkları şeklindeki beyanların okunup sorulması üzerine;
O.'nu medyadan duyduğunu, emekli bir general olduğunu, kenodisine mail göndererek Özel
Büro mail gurubunun çalışmaları ile ilgili bilgi verdiğini ve tanışmak istediğini
söylediğini,Ömür'ün de onun web sitesinin yöneticisi olduğu için kendisini telefonla arayarak
konuyu aktardığını söylediğini, ancak görüşme yapmadıklarını,
27.09.2007 tarihinde Y. isimli şahıs ile yaptığı görüşmedeki ; Y.'m otogardan kendisini
almasını söylediği şeklindeki beyanların okunup sorulması üzerine; Y.'m m Güneydoğu'da
görevli yüzbaşı olduğunu, kendisini görmek için Düzce'ye geldiğini, oturup sohbet ettiklerini,
yaptığı işleri biraz da abartarak anlattığını, kendisini devlet adına çalışan bir istihbarat görevlisi
olarak algılamış olabileceğini, daha sonraki dönemlerde telefonla görüşmelerinin olduğunu,
27.09.2007 tarihinde Yusuf isimli şahıs ile yaptığı görüşmedeki ; Düzce'de yaptıkları
çalışmalara katılmak üzere İstanbul ilinden bir şahsın geldiğini, tanışacaklarını konuştukları
şeklindeki beyanların okunup sorulması üzerine; bu görüşmede ismi geçen şahsın Y. Yüzbaşı
olduğunu, Düzce de herhangi bir çalışma yürütmediklerini, sadece internet üzerinde bahsettiği
çalışmaları yaptıklarını, kendini abarttığı için telefon görüşmelerinde bu şekilde konuşmalar
olduğunu,
El konulan dokumanlar arasında özel büro istihbarat @hotmail.com başlıklı yazının
içeriğinde dağıtım komiteleri, istihbarat bölümü, proje gudubu, hack gurubu gibi başlıklann
olduğunun tespitinin sorulması üzerine; Milliyetçi hackırlan bir gurup altında toplamaya
çalıştığını, böyle bir projesinin olduğunu, ancak bunu başaramadığını, hackırlıktan anlamadığı
için de herhangi bir siteyi hacklemediğini,
El konulan dokümanlar arasındaki, özel büro 28 ekim 2007 pazar iştirakçileri listesi
başlıklı doküman ve isim listelerinin sorulması üzerine; bu belgede isimleri geçen tüm
şahıslann, özel büro mail gurubunun üyeleri olduğunu, Ankara' da tanışma toplantısı
yaptıklarını, bu toplantıya katılanlann listesi olduğunu,
El konulan dokümanlar arasındaki Kuvayı Milliye Derneği başlıklı ve üzerinde
Mehmet Fikri KARADAG'm fotoğrafi bulunan doküman sorulması^ üzerine; Kuvayı Milliye
Derneğine üye olmadığını, bunu dokümanı Mehmet Fikri KARADAĞ' m verdiğini,
El konulan dokümanlar arasındaki kendi el yazısıyla alınmış isim, telefon numaralan
ve diğer bilgilerin, mail yoluyla veya telefonla arkadaşlannm bildirdiği bilgiler olduğunu,
edindiği bilgilerin bir kısmını emniyete mail olarak bildirdiğini, beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Halen herhangi bir iş yapmadığını, 2006 yılının başından itibaren www.ozelburo.com
adresli internet sitesini işlettiğini, 'DSS'nin Türk Güvenlik ve İstihbarat grubu anlamına
geldiğini,orada çıkan yazılann kendisine ait olduğunu, kendi çapında bir mail grubu
kurduğunu,buna ilişkin listenin dosyada mevcut olduğunu, dosyadaki bilgilerin daha önceleri
çalıştığı yerlerden kalan bilgiler olduğunu, özel kişi ve firmalann bilgilerini depolamadığmı,
Kuvva-i Milliye Derneği ile ilgisi bulunmadığını, kendisinin "THT" (Türk Hack Timi) adı
altında bir grup kurmak istediğini,grupta 756 tane görevli mevcut şeklindeki konuyu
abarttığını, 100 tane hacker olmadığnı,Özel Büroya Çağn isimli metni kendisinin hayali olarak
yazdığmı,böyle bir örgütlenme içinde olmadığını, 2001 yılından itibaren takip
edildiğini,zihninin başkalan tarafından yönlendirildiğini düşüdüğünü, Ergenekon
yapılanmasını ve Ergenekon, Lobi belgeleri hiç duymadığım,bilgisayanndan çıkan yazılan
kendisinin hayali olarak uydurduğunu veya basında çıkan konulan takip edip arşivlediğini,
bunlardan altında yazılar olan resimlerin zihin kontrolü mağdurlanna ait olduğunu,dosyadaki
bazı bilgilerin ise kendisine internetten gelmiş olduğunu,kendisinin Fikri KARADAĞ ve
Hüseyin GÖRÜM ile bağlantısı olmadığını,Türkiye' de bir istihbarat ağı kurduk, her türlü
bilgiyi alıp askerlerle paylaşıyoruz şeklindeki telefon görüşmelerinin abartılı olduğunu,
Sorulması üzerine de;
Mehmet Fikri KARADAĞ ile iki defa yemekli toplantılarda bir araya geldiklerini,
kendisi ile görüştüğünde söz konusu belgeleri verdiğini,birkaç sefer de hal hatır sormak için
telefonda görüştüklerini,
Bilgisayanndan çıkan "Özel Büroya, Ergenekona Bağlı Lobinin Belgesi başlıklı
P.Kur.Yrb.xx imzalı ve devamında Ergenekon Lobi başlıklı Özel Büro imzalı metinlerin
internetten mail olarak geldiğini,kendisinin de bunlan üyelerine mail olarak göndermiş
olabileceğini, içeriklerini okuyup okumadığını hatırlamadığını,
İletişim tespit tutanaklanndaki görüşmelerin kendisinin şahsi meraklan ile ilgili
olduğunu,kendisinin herhangi bir istihbarat örgütü kurmadığım,sadece sanal olarak internet
üzerinden bu konuya meraklı olan insanlarla yazıştığını, telefon görüşmelerindeki " bizim
hack grubumuz var, proje grubumuz var, bir de istihbarat grubumuz var,neden çalışmak
istiyorsun, neden görev almak istiyorsun, onlan da belirt, fotoğrafnı da ekleyip gönder, DS
Security adresine gönder, ben grubun istihbarat grup lideriyim" şeklindeki yazı ve telefon
görüşmelerinin de kendisinin abartılı konuşmalan olduğunu, bahsedildiği gibi bir grup
olmadığım, haberleşme grubunda 3000 , Dağıtım Komite isimli grupta 6500 üye
bulunduğunu, "Düzce'ye gelirsen ikamet edeceğin bir yer ayarlayabiliriz, sorun değil"

şeklindeki görüşmelerin otel şeklinde anlaşılması gerektiğini, kendisinin elde ettiği


bilgileri bazen Emniyete, JİTEM' e veya MİT' e 'DSS' adı altında resmi rapor şeklinde
gönderdiğini, ancak isim belirtmediğini ve imza atmadığım,
Mehmet Fikri KARADAG'm Kuvayı Miliye Derneğinin paraya ihtiyacı olduğunu
söyleyerek, ilan yapıp 11 milyar toplayabilir miyiz diye sorduğunu, kendisinin ise böyle
bir şeyin Valilikten izin alınıp yapılması gerektiğini söylediğini,
Genelkurmay' dan Ankara' daki toplantılarına gelinmiş olabileceğini,ancak
kendisinin bilmediğini, Savaş isimli mail grubu üyesi kişi ile görüşmesinde kendisine
Genelkurmay'a bağlıyız demediğini, ancak kendisinin o şekilde algıladığını, Kendisinin
telefon görüşmesinde "Milli İstihbarat Teşkilatını da yargılayacak kadar gücümüz var"
demesinin abartılı olduğunu, Kendisinin Kuvayı Milliye Derneğinden Mehmet Fikri
KARADAĞ dışında kimseyi tanımadığını, Kimse hakkında istihbari bilgi toplamadığmı,
kendisini Derin Devletin elemanı olarak lanse etmediğini, sadece olduğundan fazla
abarttığını beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller;

Şüphelinin evinde yapılan aramada;


(1) adet IPC marka 22060038 seri nolu ekran çerçevesi kırık vaziyette olan Laptop
ve Laptop' a şarj aleti,
(2) adetAselsan Cobra marka H609002561 ve H609002675 seri nolu PMR telsiz,
(81) adet Cd ve DVD , (2) adet 60'lık Video kaseti,
- (2) adet üzerinde Jet Flaş 256 MB ve 10338103890445 ibareleri bulunan flaş bellek
-(1) adet üzerinde Smart Disk ibaresi bulunan 063015454 seri nolu Plips marka, (1)
adet Everest marka, (1) adet VD marka QCAS805695 seri nolu taşınabilir Hard Disk,
(1) adet Frisby marka 7460 seri nolu Bilgisayar Kasası,
Çok miktarda muhtelif evrak,
- (1) adet Samsung SGH-X200 model R8QA695267N seri nolu cep telefonu, cep
telefonuna takılı vaziyette bulunan 0 543 5331769 numaralı hatta ait
92000009054204A0918
seri nolu "0613" Pink Kodu ile bir adet Sim kart elde edilmiştir.
Erkut ERSOY'a ait, SAMSUNG marka seri numarası S042J10L853725 olan harici
hard diski üzerinde yapılan incelemede ;
"ÖZEL BÜRO KIMDIR..FAALIYETLERI NELERDIR.doc" isimli bir MSword
dosyası tespit edilmiştir. "ÖZEL BÜRO KİMDİR..FAALİYETLERİ NELERDIR.doc"
isimli MSword dosyası incelendiğinde belgede 'Özel Büro' isimli bir oluşumun tanıtımının
bulunduğu görülmektektedir. Belgeye göre 'Özel Büro'; ülkeyi yakından ilgilendiren
konular hakkında internet ve diğer ortamlarda araştırma yapan, üyelerine yapılan
araştırmalarla ilgili bilgi veren hiç bir legal yada illegal kuruluşla organik bağı olmadan
tamamiyle sivil insiyatifle oluşturulmuş bir grup olarak tanımlanmaktadır. Grubun Dağıtım
Komiteleri, İstihbarat Bölümü, Proje Grubu ve Hack Grubu olmak üzere 4 alt grubunun
bulunduğu ve üyelerinin Atatürk milliyetçilerinden ve Kemalist'lerden oluştuğu, Dağıtım
Komitelerinde 6412, İstihbarat bölümünde 756 kişinin görevli olarak belirtildiği
görülmüştür.
"Digi-Security grubuna hos geldiniz....doc" isimli bir MSword dosyası tespit
edilmiştir. "Digi-Security grubuna hos geldiniz....doc" isimli MSword dosyası
incelendiğinde belgede DSS (Digital Security Service) isimli grubun tanıtımının olduğu
görülmüştür. Belgeye göre Grup:
Elektronik ve Dijital Güvenlik,Teknik Takip, - "
Echelon & Cornivera,Enfopol,DIG-ıNT, MicroWave,
SIG-NET, SIGNAL INTELLIGENCE-SIG-INT, HUMINT (HUMAN
INTELLIGENCE), Agent Netvvork, OSINT (ÖPEN SOURCES INTELLIGENCE),
IMINT (IMAGERY - ORIMITATIVE - INTELLIGENCE, MASINT
(MEASUREMENT AND SIGNATURE INTELLIGENCE),
ECHELON & Carnivera & Promis & Dig-Int & KEYSMART
EDG : Elektro Manyetik Dinleme,Tempest,TETRA, QEEG
Uzaktan Zihin Kontrolü,
NöroPsikolojik Checkup ve Zihin Haritalama,
Uydu haberleşme sistemleri, Project L.U.C.I.D.,UKUSA,
Nüfuz Casusluğu,Sanayi ve Teknolojik Casusluk,
Dijital iletişim, GPS & GPRS sistemleri,
Elektro-Manyetik istihbarat sistemleri,
İstihbarat iletim ürünleri, Askeri istihbarat teknolojisi,
Mind Contrrol / Zihin kontrol teknolojisi ve kullanım alanları,
Psikolojik Savaş ve Teknolojisi,
Uluslararası Gizli Topluluklar,Derin Devlet ve Terminolojisi,
Lokal ve Global Terörizm, Anti-terör kontrol ekipmanları,
Psikoloji ve istihbarat alanında kullanımı,
Lokal ve Global istihbarat servisleri,
Finansal suçlar ve kontrol mekanizmaları,
PROMİS ve diğer şüpheli finans takip yazılımları,
Temel istihbarat prensipleri ve terminolojisi,
Dijital sabotaj ve suikast ekipmanları
Suçla mücadele teknikleri, Kontr-Espiyonaj teçhizatı,
Konularında araştırmalar yapıp internet ortamında paylaşmayı hedeflediği görülmüştür. "DSS
& ÖZEL BÜRO GRUBUNDAN BASIN DUYURUSUDUR !.doc" isimli bir MSword
dosyası tespit edilmiştir. "DSS & ÖZEL BÜRO GRUBUNDAN BASIN
DUYURUSUDUR !.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin Erkut ERSOY
tarafından yazıldığı görülmüştür. Belgede Özel Büro Dağıtım Komiteleri tarafından PKK ve
Ermeni meselesi ile ilgili olarak oluşturulan projeye ilişkin duyuru olduğu görülmüştür.
"DAĞITIM KOMİTELERİ - İLETİŞİM BİLGİLERİ FORMU.doc" isimli bir MSword
dosyası tespit edilmiştir. "DAĞITIM KOMİTELERİ - İLETİŞİM BİLGİLERİ FORMU.doc"
isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin Özel Büro Dağıtım Komiteleri'ne ve bu
komitenin çalışmalanna katılmak isteyenler veya Özel Büro adına araştırma yapmak isteyenler
için bir çağrı metni olduğu görülmüştür.
"AKTİF İŞTİRAK MEKTUBU.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
"AKTİF İŞTİRAK MEKTUBU.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin bir
önceki bölümde yer alan çağrı metnine cevap veren kişilere gönderilerek kendilerinden nelerin
yapılması istendiğini anlatan bir posta olduğu görülmüştür.
"DAĞITIM KOMİTELERİ GÖNDERİM ŞEKLİ.doc" isimli bir MSword dosyası
tespit edilmiştir. "DAĞITIM KOMİTELERİ GÖNDERİM ŞEKLİ.doc" isimli MSword
dosyası incelendiğinde Dağıtım Komitelerine üye olan bir kişinin kendilerine gönderilen
metinleri nasıl ve nerelere göndereceklerine ilişkin açıklamaların olduğu görülmüştür.
"DAĞITIM KOMİTELERİ....Sizi de aramıza katılmaya davet ediyoruz....doc" isimli
bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "DAĞITIM KOMİTELERİ....Sizi de aramıza katılmaya
davet ediyoruz....doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin Özel Büro Dağıtım
Komitelerine katılımı sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir metin olduğu görülmüştür.
"İstihbarat grubumuza yeni elemanlar alarak kadromuzu güçlendiriyoruz..doc" isimli
bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "İstihbarat grubumuza yeni elemanlar alarak kadromuzu
güçlendiriyoruz..doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde Özel Büro istihbarat grubuna
katılım sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir metin olduğu görülmüştür. Metinde istihbarat
elemanlan'nm görevi, 'Hack grubunun çalışmalarına' deştçk vermek amacıyla Grup

21
f\^~^~ /S ) 48
Yönetiminin verdiği konularda internette araştırma yapmak ve bu konulara ilişkin toplanan
bilgileri Grup Yönetimine iletmek' olarak tanımlandığı görülmüştür.
"D-G GRUBU KURALLARI.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "D-G
GRUBU KURALLARI.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde Özel Büro dağıtım
komiteleri üyelelerinin uymak zorunda oldukları kuralların metin haline getirildiği
görülmüştür.
"D-K İRTİBAT LİSTESİ.txt" isimli bir metin belgesi tespit edilmiştir. "D-K
İRTİBAT LİSTESİ.txt" isimli metin belgesi incelendiğinde belgede Özel Büro dağıtım
Komiteleri üyelerinin irtibat kurabileceği yöneticiler ve iletişim adreslerinim olduğu
görülmüştür.
"D-K- ÜYE İL DAGILIMI.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir. "D-K-ÜYE
İL DAGILIMI.xls" isimli Excel dosyası incelendiğinde belgede Özel Büro Dağıtım
Komiteleri üyelerinin isim, meslek ve iletişim bilgilerinin olduğu görülmüştür.
"DSS YARDIM.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir. "DSS YARDIM.xls"
isimli Excel dosyası incelendiğinde belgede DSS'ye (Digital Security Service) yardım yapan
üyeler ve yardım miktarlarının bulunduğu görülmüştür.
"HACKER GRUBUMUZA DESTEK.doc" isimli bir MSword dosyası tespit
edilmiştir. "HACKER GRUBUMUZA DESTEK.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde
belgede Özel Büro tarafından bazı Hacker gruplanmn desteklenmesi çağnsmda bulunulduğu
görülmüştür.
"MODLAR(l).doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "MODLAR(l).doc"
isimli MSvvord dosyası incelendiğinde belgede DSS&ÖZEL BÜRO DIGI SECURİTY
Türkiye Gurubu Görevliler'nin isim, meslek, iletişim adresleri ve fotoğraflannm bulunduğu
görülmüştür.
"İnternette İşlenen 8 Önemli Suç.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
"İnternette İşlenen 8 Önemli Suç.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgede Özel
büro tarafından bir ihbar hattı kurulduğu ve internette işlenen bu suçlara ilişkin ihbarlan Özel
Büroya gönderilmesi gerektiğinin istendiği görülmüştür.
"BİZE İLETECEĞİNİZ İHBAR'LARINIZI SİTEMİZ ÜZERİNDEN
YAPABİLİRSİNİZ !.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen MSword
dosyası incelendiğinde belgede Özel Büro tarafından oluşturulan ihbar hattına her türlü suçla
ilgili ihbarlann yapılabileceği duyurusunun olduğu görülmüştür.
"İHBAR HATTIMIZ.doc" isimli bir MSvvord dosyası tespit edilmiştir. "İHBAR
HATTIMIZ.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgede Özel Büro tarafından
oluşturulan ihbar hattına her türlü suçla ilgili ihbarlann yapılabileceği duyurusunun olduğu
görülmüştür.
"ÇOK ÖNEMLİ UYARI !!! LÜTFEN DİKKAT îü.doc" isimli bir MSword dosyası
tespit edilmiştir. "ÇOK ÖNEMLİ UYARI !!! LÜTFEN DİKKAT îü.doc" isimli MSword
dosyası incelendiğinde belgede bazı internet sitelerinin Milliyetçi, Atatürkçü, Vatansever,
kişiler ile ilgili Data Base topladığı konusunda bazı tespitlerin olduğu belirtilerek tanınmayan
ve bilinmeyen siteler hakkında dikkatli olunmasının tavsiye edildiği görülmektedir. Aynca
belgede; 'Bu konuya, Genel Kurmay Bilgi işlem Birimlerinin de önem verdiğini belirtmekte
özellikle yarar görüyoruz'ifadesinin de kullanıldığı görülmüştür.
"İL TEMSİLCİSİNİN GÖREVLERİ.doc" isimli bir MSvvord dosyası tespit edilmiştir.
"İL TEMSİLCİSİNİN GÖREVLERİ.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgede
Özel Büro İl temsilcisinin görevleri ve dikkat etmesi gereken hususlann yer aldığı
görülmüştür. Bunun yanı sıra il temsilcisinin;
Tüm gerçek milliyetçi ve vatanseverleri, tüm Kemalist ve ATATÜRKÇÜ düşünceyi
benimsemiş vatandaşlan ve gruplan,Görevi ne olursa olâun yukandaki özelliklere sahip tüm

^^~ S\$k^ <v£v£f^y


kamu kurum çalışanlarını, Özel Büro Grubuna kazandırması gerektiği talimatının olduğu
görülmüştür.
"Gençliğe Ulaşım Projesi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "Gençliğe
Ulaşım Projesi.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgede DSS (Digital Security
Service) Ankara tarafından hazırlanan projelerin olduğu görülmüştür. Bu projelerin; Merhaba
Üniversite, Gençzin, Vatandaş olmalıyım, Kayıp Ülke ve Hilafet ve Türban olarak
adlandınldıklan görülmüştür.
"21 EKİM 2007 PAZAR ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU TOPLANTISI
DUYURUSU !!!!!!!!!.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen MSword
dosyası incelendiğinde belgenin 21 Ekim 2007 günü yapılacak olan Özel Büro toplantısına
çağrı metni olduğu görülmüştür.
"ÖZEL BÜRO DÖKÜMANTER LİSTESİ.DOC" isimli bir MSword dosyası tespit
edilmiştir. "ÖZEL BÜRO DÖKÜMANTER LİSTESİ.DOC" isimli MSword dosyası
incelendiğinde belgede 28 EKİM 2007 günü yapılacak olan Özel Büro toplantısında yapılacak
olan sunuların olduğu görülmüştür.
"20 EKİM 2007 PAZAR ÖZEL BÜRO GRUBU TOPLANTISI.doc" isimli bir
MSword dosyası tespit edilmiştir. "20 EKİM 2007 PAZAR ÖZEL BÜRO GRUBU
TOPLANTISI.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin 28 Ekim 2007 günü
yapılacak olan Özel Büro toplantısına ilişkin rezervasyon talebi olduğu görülmüştür.
"28 EKİM 2007 PAZAR günü ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU olarak
ANKARA'da toplanıyoruz..doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen
MSword dosyası incelendiğinde belgenin 28 Ekim 2007 günü yapılacak olan Özel Büro
toplantısına ilişkin yer ve saat gibi detayların bulunduğu duyuru metni olduğu görülmüştür.
"28 EKİM 2007 PAZAR ANKARA TOPLANTISI.xls" isimli bir Excel dosyası
tespit edilmiştir. "28 EKİM 2007 PAZAR ANKARA TOPLANTISI.xls" isimli Excel dosyası
incelendiğinde belgede 28 Ekim 2007 günü yapılacak olan Özel Büro toplantısına katılacak
olan kişilerin isim ve iletişim bilgilerinin bulunduğu görülmüştür.
"İSTANBUL 15 TEMMUZ 2007 TOPLANTISI.doc" isimli bir MSword dosyası
tespit edilmiştir. "İSTANBUL 15 TEMMUZ 2007 TOPLANTISI.doc" isimli MSword dosyası
incelendiğinde belgenin 15 Temmuz 2007 günü yapılacak olan Özel Büro toplantısına çağrı
metni olduğu görülmüştür.
"15.07.2007 TAKSİM SELECT HOTEL-İSTANBUL TOPLANTISI
REZERVASYON.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen MSword
dosyası incelendiğinde 15 Temmuz 2007 günü yapılacak olan Özel Büro toplantısına ilişkin
rezervasyon talebi olduğu görülmüştür.
"28 EKİM TOPLANTISI.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "28
EKİM TOPLANTISI.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin 28 Ekim 2007
günü yapılan toplantı sonrası toplantıda konuşulan konular ve kararlann yer aldığı bir
bilgilendirme metni olduğu görülmüştür.
"DSS YEMEKLİ TOPLANTI LİSTESİ.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir.
"DSS YEMEKLİ TOPLANTI LİSTESİ.xls" isimli Excel dosyası incelendiğinde belgenin
DSS tarafından düzenlenecek olan bir yemekli toplantıya katılımcı listesinin olduğu
değerlendirilmektedir.
"ÖZEL BÜRO GRUP TOPLANTISI.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir.
"ÖZEL BÜRO GRUP TOPLANTISI.xls" isimli Excel dosyası incelendiğinde belgenin Özel
Büro tarafından düzenlenecek olan bir toplantıya ilişkin katılımcı listesinin olduğu
değerlendirilmektedir.
"01 TEMMUZ 2007 PAZAR TOPLANTISI.xls" isimli bir Excel dosyası tespit
edilmiştir. "01 TEMMUZ 2007 PAZAR TOPLANTISI.xls" isimli Excel dosyası
incelendiğinde belgenin Özel Büro tarafından 1 Temmuz 2007 günü yapılan toplantıya ilişkin
katılımcı listesinin olduğu değerlendirilmektedir.
"ulusalihanetkitap.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
"ulusalihanetkitap.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin çeşitli tarihlerde
www.ulusalihanet.com ve www.kursadhareketi.org isimli internet sitelerinde yayınlanmış
yazılardan derlenerek oluşturulan bir kitap olduğu görülmüştür.
"Atatürk Sabetayci Mı.doc", "Aşağıdaki Basın açıklaması sizin web sitenizden
almdı.doc", "Sayın Komutanımız ADD Genel Başkanı E.Org.Şener ERUYGUR'dan gelen
mesaj.doc", "TÜYLERİ DİKEN DİKEN EDEN RAPOR.doc", "Uğur Mumcu'dan ABD
belgeleri.doc", "Son Haçlı seferi.doc", "BOP - Büyük Ortadoğu Projesi.doc", "AHMET
TANER KIŞLALI'NIN CUMHURİYET GAZETESI'NDE 17 EKİM 1999 PAZAR GÜNÜ
YAYINLANAN YAZISI....doc", "BİLDERBERG NEDİR....NE İŞ YAPAR.doc", "ÜMİT
SAYIN KİMDİR.doc", "DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ÖRGÜTLER.doc", "Fethullah Gülen
ABD'ye neden gitti.doc", "İrticai terör - Hizbullah.doc", "İrticai terör - İBDA-C.doc", "ÖZEL
BÜRO'DAN FETULLAH CEMAATİ Raporu.doc" ve "TÜRKİYE'DE GİZLİ SERVİS
OPERASYONLARI.doc" isimli MSword dosyalan tespit edilmiştir. Bahsi geçen MSword
dosyalan incelendiğinde belgelerin Özel Büro tarafından grup üyelerine gönderilmek üzere
çeşitli konularda yazılmış yada almtılarak yapılarak hazırlanmış belgeler olduğu görülmüştür.

"ERGENEKON.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.


"ERGENEKON.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin soruşturma kapsamında
gözaltına alman bir çok kişide ele geçirilen 'LOBİ' isimli belgenin özeti olduğu görülmüştür.
"ERGENEKON KİMDİR.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
"ERGENEKON KİMDİR.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin soruşturma
kapsamında gözaltına alman bir çok kişide ele geçirilen 'LOBİ' isimli belgenin özeti olduğu
görülmüştür.
"Derin Devlet Finans Dnyasindaki Yeri.doc" isimli bir MSword dosyası tespit
edilmiştir. "Derin Devlet Finans Dnyasindaki Yeri.doc" isimli MSword dosyası
incelendiğinde belgenin soruşturma kapsamında gözaltına alman bir çok kişide ele geçirilen
'LOBİ' isimli belgenin özeti olduğu görülmüştür.
"yeni-milis-revize.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "yeni-milis-
revize.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin Halil Behiç GÜRCİHAN
tarafından hazırlandığı görülmüştür. Raporda; ülkenin globalleşme süreci adı altında içerisine
sokulduğu duruma ayak uyduramadığı, bütün kurumlann bu durum karşısında strateji
üretemediği, bu duruma farkında olanlardan milisleşme eğiliminde olanlann metodolojilerini
değiştirmedikleri sürece sistemin bir parçası olacaklanmn belirtildiği, önemli olanın
milisleşmenin nasıl olması gerektiğinin anlatıldığı görülmüştür. Raporda devamla; ülkenin
uzun soluklu, uzun perspektifli, nefesini iyi ayarlayan bir "milis"e ihtiyaç olduğu, kurulacak
yapının; "güç birliği" değil, "güç ağı" prensibi üzerinden dağınık olarak kurulması
gerektiğinden, bu yapının "liderlik" mekanizmasının da kendine özgü olması gerektiği,
sözkonusu altyapının hiyerarşik değil, heterarşik bir liderlik mekanizmasına ihtiyacı olacağı
vurgulandığı, sözkonusu heterarşik liderlik mekanizması ile koordineli olarak vatanperverlerin
üstlenecekleri görevlere göre aşağıdaki kategorilere ayrılması gerektiği belirtilmiştir.
Bunlann;Bilgi Milisi: Çevrelerindeki bilgi akışını ülke yaranna izleyen, değerlendiren ve
gerektiğinde kullanan kişiler,Teknoloji Milisi: Dünyadaki teknolojik gelişmeleri aynntılı
şekilde takip eden, teknolojinin uygulama alanlan ve çapı konusunda bilgili; alternatif ve
muadil teknolojilerin nasıl üretilebileceği konusunda öngörü sahibi olan kişiler,Sosyal Milis:
Sosyal ilişkileri kuvvetli, girdiği mekana uyumlu, makro hedefler doğrultusunda ilişki ağlan
kuran ve derinleştiren bir anlayışla hareket ederek, bu ilişki ağını
yöneten kişiler,Sermaye Milisi: Klasik kar-zarar güdülerinden arınmış bir şekilde, ülkenin
üretim altyapısının ülkenin geleceği için yeniden kurulması adına sermaye koalisyonları kuran
bir vizyona sahip kişiler,Operatif Milis: Mücadele piramidinin en işlevsel fakat aynı zamanda
en tehlikeli kısmını oluştrduklan ve bütün diğer milislerin çalışmaları sonucunda, gerektiği
takdirde, hareket edecek ve sonuç alacak unsurlar olduğu belirtilmiştir.
"Ulusalciligin Kapsayiciligi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
"Ulusalciligin Kapsayiciligi.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin Milli
Kuvvetler ve Vatanseverler Birliği Başkanı Tevfık BİR tarafından hazırlandığı görülmüştür.
Yazıda; Ulusalcılığın ülkücüleri, milliyetçileri, solcuları, bağımsızları vb. siyasi grupları
içinde barındıran, gerçek vatanseverlerin birleştiği yeni kesimin adı olduğu, Kanaltürk'ün,
Ulusalcı kesimi ayakta tutan, dik tutan, bilinçlendiren ve yönlendiren bir kanal olduğu,
laiklikten vazgeçilemeyeceğini ancak Anadolu'daki insanlara ulaşmak için laiklikten
bahsedilmeden ulusalcı kesim önderleri, vatansever aydınlar, Kanaltürk camiası tarafından
vatanseverlik, milliyetçilik, ulusalcılık, Atatürkçülük, yurtseverlik, Kuvayı Milliye
vurgusunun yapılması gerektiği, ülkenin parçalandığı, Türklüğün hukuken ve vatandaşlık
bakımından içinin boşaltılacağı şeklinde söylemlerde bulunulması gerektiği belirtilmektedir.
"On soru-cevapda ULUSALCILARIN ihanet çeteleri!.doc" isimli bir MSword dosyası
tespit edilmiştir. "On soru-cevapda ULUSALCILARIN ihanet çeteleri!.doc" isimli MSword
dosyası incelendiğinde belgenin Faruk ARSLAN tarafından hazırlandığı görülmüştür. Yazıda;
yeniden yapılandırılan ulusalcı sivil örgütlerin 2005 yılında devreye sokulduğu, ulusalcıların
akıl hocasının İlhan SELÇUK olduğu, ulusalcı oluşumlara 2001 yılında Sedat Peker ve Doğu
PERİNÇEK tarafından oluşturulan 'Kızıl Elma Koalisyonu' ile start verildiği, daha sonra
Kuvayı Milliyeti derneklerin kurularak buralara binlerce üye kaydedildiği, sonuçta yıllardır
kavgalı olan bu gruplann 2001 yılından itibaren birlikte görülmeye başladıkları, 1999'dan
itibaren yeniden yapılanmaya giden derin devlet 'Ergenekon'un bu faaliyetleri tek bir
merkezden idare edilmesi emrini verdiği şeklinde ifadelerin olduğu görülmüştür.
1 nolu E-posta mesajı incelendiğinde operasyon kapsamında gözaltına alman Ümit
SAYIN'm 'Zihin Kontrolü' konulu yazısının Özel Büro tarafından üyelere gönderildiği
görülmüştür.
2 nolu E-posta mesajı incelendiğinde operasyon kapsamında gözaltına alman
Hayrullah Mahmut ÖZGÜR tarafından yazılan bir yazının DSS tarafından üyelere
gönderildiği görülmüştür. Yazıda Ultra Türkler isimli bir oluşumdan bahsedildiği
görülmüştür.
2 nolu E-posta mesajı incelendiğinde yazıda özetle 'Ergenekon'un yeniden
yapılandınlışı, milliyetçi-ulusalcı bir görüntü çizmesi, Perinçek'in yeni Eegenekon'un
içinde oluşuyla ilgili ifadelerin olduğu görülmüştür.
4 nolu E-posta mesajı incelendiğinde yazıda Kurtlar Vadisi ve Şubat Soğuğu gibi
diziler marifetiyle 'sivil ergenekon'dan kesitler sunulduğu, 'sivil ergekon'un yok olmak
istemediği ve yeniden yapılandığı şeklinde ifadelerin olduğu anlaşılmıştır.
4 nolu E-posta mesajı incelendiğinde milli birlik için harekete geçen sivil inisiyatifin
'Kuvayı Milliye' dernekleri çatısı altında hızla sanal alemde örgütlendikleri şeklinde
ifadelerin olduğu görülmüştür.
4 nolu E-posta mesajı incelendiğinde yukarıda da yazılı Halil Behiç GÜRCİHAN
tarafında hazırlanan 'Yeni MİLİS' isimli raporun DSS tarafından üyelerine
gönderildiği görülmüştür.
4 nolu E-posta mesajı incelendiğinde DSS tarafından bir önceki e-postada kaynak
kullanılmadan üyelerine gönderdiği 'Yeni Milis' isimli rapor ile ilgili olarak Halil
Behiç GÜRCİHAN tarafından raporun kendisine ait olduğu ve gerekli düzeltmenin
yapılması
5 talebine DSS tarafından olumlu yanıt verildiği ve grupta gerekli açıklamanın yapıldığı
görülmüştür.
8 nolu E-posta mesajında Özel Büro tarafından 'Hack Grubu'nu Kuvayı Milliye
Derneğine katılmaya çağrıldığı, toplu olarak yemin edildikten sonra görevlerin
dağıtılacağı, hackerların Türk Hack Timi adı altmda Kuvayı Milliye çatısı
altında örgütlenileceği ve tüm lojistik destek ve ihtiyaçların Kuvayı Milliye
tarafından karşılanacağının belirtildiği görülmüştür. Yazının devamında Kuvayı
Milliye Derneği'nin kuruluş bildirgesinin de bulunduğu görülmüştür.
8 nolu E-posta mesajında Özel Büro ve DSS Dağıtım komiteleri üyelerinin
Kuvayı Milliye Derneği'ne üye olmaları çağrısında bulunulduğu ve toplu olarak
yemin edildikten sonra görev dağılımı yapılacağının belirtildiği görülmüştür.
Yazının devamında Kuvayı Milliye Derneği'nin kuruluş bildirgesinin de
bulunduğu görülmüştür.
"10.06.2006 GİDEN KLASÖRÜ.pst" isimli bir E-posta arşivleme dosyası tespit
edilmiştir. "10.06.2006 GİDEN KLASÖRÜ.pst" isimli E-posta mesajı incelendiğinde bu
raporun önceki bölümlerinde yer alan ve soruşturma kapsamında gözaltına alman bir çok
kişide ele geçirilen 'LOBİ' isimli belgenin özeti olduğu görülmüştür.
E-posta mesajı incelendiğinde Uğur MUMCU'nun Ergenekon tarafından öldürüldüğü,
yine 'Ergenekon' tarafından bu olayı araştırmak üzere görevlendirmenin kim tarafından
yapıldığını bilmeden görevlendirilen bir Hukuk Müşavirinin araştırmalan sonucunda
'Ergenekon'a ulaşması üzerine onun da öldürüldüğüne ilişkin ifadelerin bulunduğu
görülmüştür.
"DSS GELEN-20.09.2006.pst" isimli bir E-posta arşivleme dosyası tespit edilmiştir.
"DSS GELEN-20.09.2006.pst" isimli E-posta mesajı incelendiğinde yukarıda da yazılı
'İNTERNETTE KUVVA DALGASI .msg' dosyası ile aynı olduğu görülmüştür.
E-posta mesajı incelendiğinde soruşturma kapsamında gözaltına alınan Güler
KÖMÜRCÜ tarafından hazırlanan bir yazının DSS tarafından üyelerine gönderildiği
görülmüştür. Yazıda; 'Vatan elden gidiyor' kaygısı içindeki şahinleşmiş kitlenin hızla sivil
örgütlenme başlatmış olduğu, Kuvva-i Milliye örgütleri kurulduğu, büyük şehirler de dahil
olmak üzere Anadolu'nun birçok il ve ilçesinde farklı adlar altında kurulan Kuvva-i Milliye
dernekleri açıldığı şeklinde ifadelerin bulunduğu görülmüştür.
"DSS GELEN-21.08.2006.pst" isimli bir E-posta arşivleme dosyası tespit
edilmiştir. "DSS GELEN-21.08.2006.pst" isimli E-posta mesajı incelendiğinde DSS
tarafından gruba e-posta gönderen bir kişiye kendilerinin 'Özel Harp Dairesi'nin
uzantıları olduklarının belirtildiği görülmüştür.
"DSS GIDEN-21.08.2006.pst" isimli bir E-posta arşivleme dosyası tespit edilmiştir.
"DSS GIDEN-21.08.2006.pst" isimli E-posta mesajı incelendiğinde Kuvayı Milliye Derneği
Genel Başkan Yardımcısı Ali ÖZOĞLU tarafından Erkut ERSOY'a gönderilen mesajda
derneği ziyaretleri esnasında birlikte olamadığı için üzgün olduğunu, ancak Kuvayı Milliye
Derneği ile birlikte olma kararlarından büyük memnuniyet duyduğunu belirttiği görülmüştür.
Bu mesaja Erkut ERSOY tarafından da; derneği ziyaretlerinde bir çok karar aldıklarını, bir an
önce bir araya gelmeleri gerektiğini, ellerinde birçok dosyanın olduğunu ve Kuvayı Milliye
çatısı altında bunların çözüme kavuşturulabileceğini belirttiği görülmüştür.
E-posta mesajı incelendiğinde Özel Büro yöneticisi Erkut ERSOY tarafından Kuvayı
Milliye derneği Genel Başkan Yardımcısı Ali OZOĞLU'na gönderilen bir mesaj olduğu
görülmüştür. Mesajda Erkut ERSOY; Tempo Dergisi muhabiri Tutkun AKBAŞ tarafından
motorize ekipler ve Özel Büro hakkında röportaj sorularının olduğunu, belirlenecek bir tarihte
üçünün bir araya gelmesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür. Diğer yandan Özel Büro ve
Kuvayı Milliye yönetiminin Çağdaş Türkiye Partisi Genel Başkanı ^Ataman Bey tarafından
yemeğe davet edildiği görülmüştür. ' ' ' -. ,
E-posta mesajı incelendiğinde Özel Bürodan üyelere gönderilen bir mesaj olduğu
görülmüştür. Mesajda; her türlü mafya ve organize suç şebekeleri ile mücadele etmek ve
istihbarat toplamak amacıyla 2007 yılında telsizli ve motorize 2000 ekibin kurulacağı,
ekiplerin emniyet ve diğer güvenlik güçleri ile koordineli çalışacakları, timlere katılmak
isteyenlerin Özel Büro'ya müracaat etmeleri gerektiğinin duyurulduğu görülmüştür.
E-posta mesajı incelendiğinde Erkut ERSOY tarafından elma@elmabilgisayar.com
e-posta adresine gönderilen bir mesaj olduğu görülmüştür. Mesajm sonunda Erkut ERSOY'un
kendisini Kuvayı Milliye Derneği BİM sorumlusu olarak tanıttığı görülmüştür.
E-posta mesajı incelendiğinde Özel Büro tarafından gruba gönderilen bir mesaj
olduğu görülmüştür. Mesajda Özel Büroya gönderilen bir mesaja karşılık olarak Kuvayı
Milliye Grubunun tüm Türkiye'yi hatta dünyadaki tüm Türk Milliyetçilerini kapsayan bir grup
olduğu, kendilerinin Kuvayı Milliye olarak tüm Türkiye'de çok hızlı ve kapsamlı bir biçimde
örgütlendikleri, üyelik konusunda Özel Büro üyesi olunduğu söylenerek Kuvayı Milliye
derneğinden Kahraman Bey ile görüşülebileceğinin belirtildiği görülmüştür.
E-posta mesajı incelendiğinde Özel büroya gönderilen bir mesaja cevap olarak
gönderildiği görülmüştür. Cevapta; Özel Büronun Özel Harp Dairesine bağlı bir operasyon
gücü olduğu, Özel Harp Dairesi'nin sivil unsurları olarak istihbarat toplandığı, Özel Büro
bünyesinde her rütbeden muvazzaf asker, gerek MİT gerekse Emniyet İstihbarat Dairesinde
halen faal ve emekli bir çok üye ve görevlinin bulunduğu belirtilmektedir.
E-posta mesajı incelendiğinde Özel Büro yöneticisi Erkut ERSOY tarafından Kuvayı
Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ali OZOGLU'na gönderilen bir e-posta olduğu
görülmüştür. Mesajda; PKK'ya ait bir internet sitesinin Özel Büro tarafından çökertildiği
bilgisinin 'Fikri Komutan'a iletilmesini istediği görülmüştür.
Çok sayıda resim dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen resim dosyalan incelendiğinde
ilk iki resmin Özel Büro çalışanlan, diğer resimlerin ise Özel Büro tarafından Ankara'da
düzenlenen toplantıya ilişkin fotoğrafların olabileceği değerlendirilmektedir.

Erkut ERSOY'a ait , JetFlash marka, seri numarası 12665517340547 olan flash bellek
üzerinde yapılan incelemede

"İSTİHBARAT VE DAĞITIM KOMİTELERİ KADRO.xls" isimli bir Excel dosyası


tespit edilmiştir. "İSTİHBARAT VE DAĞITIM KOMİTELERİ KADRO.xls" isimli Excel
dosyası incelendiğinde belgede Özel Büro grubunda yer alan kişilerin isim ve iletişim
bilgilerinin yer aldığı görülmüştür.

Erkut ERSOY'a ait, PHILIPS marka harici hard disk üzerinde yapılan incelemede

"DAĞITIM KOMİTELERİ KADRO.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir.


"DAĞITIM KOMİTELERİ KADRO.xls" isimli Excel dosyası incelendiğinde belgede Özel
Büro grubunda yer alan kişilerin isim ve iletişim bilgilerinin yer aldığı görülmüştür.

Erkut ERSOY'a ait, SAMSUNG marka, seri numarası S08HJ1WL900019 olan hard
diski üzerinde yapılan incelemede
"serkan_kurt52@hotmail.com.html" isimli bir "html" dosyası tespit edilmiştir.
"serkan_kurt52@hotmail.com.html" isimli "html" dosyası incelendiğinde belgenin 'ÖZEL
BÜRO - www.Ozel-Buro.com' ve 'serkan_kurt52@hotmail.com' rumuzunu kullanan kişiler
arasında bir yazışma olduğu, 'ÖZEL BÜRO - www.Ozel-Buro.com' rumuzunu 'Erkut' ve
'serkan_kurt52@hotmail.com' rumuzunu 'Serkan' isimli
şahısların kullandığı görülmüştür. Yazışmada, 'Erkut' Kuvayı Milliye Derneği'nin
hesaplarında 10 trilyon para olduğundan bahsettiği görülmüştür.

"guvercin.posta@suomi24.fı.html" isimli bir "html" dosyası tespit edilmiştir.


"guvercin.posta@suomi24.fi.htmr isimli "html" dosyası incelendiğinde belgenin 'ÖZEL
BÜRO - www.Ozel-Buro.com' ve 'posta guvercin.posta@suomi24.fı' rumuzunu kullanan
kişiler arasında bir yazışma olduğu görülmüştür. Yazışmada, 'posta
guvercin.posta@suomi24.fi' rumuzunu kullanan kişi yurtdışında yaşadığını ve PKK ile ilgili
elinde bir bilgi olduğunu bu nereye vermesi gerektiğini sorduğu görülmüştür. 'ÖZEL BÜRO
-www.Ozel-Buro.com' rumuzunu kullanan kişide bunu kendilerine iletebileceğim, özel harbe
bağlı olarak çalıştıklarını, bu bilgileri kendilerine iletmeleri halinde takibini
yapabileceklerini belirttiği görülmüştür.
Erkut ERSOY'a ait , USB2 marka, seri numarası 10338103890445 olan flash bellek
üzerinde yapılan incelemede
"01 TEMMUZ 2007 PAZAR TOPLANTISI.xls" isimli bir Excel dosyası tespit
edilmiştir. "01 TEMMUZ 2007 PAZAR TOPLANTISI.xls" isimli Excel dosyası
incelendiğinde belgede Özel Büro tarafından 1 Temmuz 2007 günü düzenlenen toplantıya
katılacak kişilerin isim ve iltişim bilgilerinin bulunduğu görülmüştür.

d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:380, 23.02.2007 tarihinde Emre isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;
İnternetten telefon numarasını aldığım söyleyen Emre'nin "MSN'den konuşmak istiyorum da
MSN' iniz açık mı" diye sorduğu, Erkut'un "MSNmiz şu anda aktif değil açık değil" diyerek
hangi konuda görüşmek istediğini sorduğu, Emre'nin "Özel büro hakkında" dediği, Erkut'un
"Yani özel büroyla ilgili çalışmak mı istiyorsunuz" "Hangi konuda çalışmak istiyorsunuz yani
ne yapmak istiyorsunuz" diye sorduğu, Emre'nin "ben de onu konuşacaktım nasıl olur heck
grubu falan filan var da" "Lise öğrencisiyiz biz" dediği, Erkut'un "Şimdi bizim heck grubumuz
var , proje grubumuz var , bir de istihbarat" dediği, sonrasında Emre'nin İngilizce bilip
bilmediğini ve neden çalışmak istediğini sorup yapması gerekenler ile ilgili bilgi verdikten
sonra fotoğraflı özgeçmişini göndermesini istediği, Erkut'un tekrar "Neden çalışmak istiyorsun
neden görev almak istiyorsun onları da belirt fotoğrafını da ekleyip gönder bu DG SECURİTY
ADRESİNE gönder" " Ben grubun istihbarat grup lideriyim" dediği, Emre'nin "İsim alabilir
miyim" dediği, Erkut'un "İsmi daha sonra konuşuruz" dediği,
Tape:381, 27.02.2007 tarihinde Süreyya isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;
Erkut'un "İyi günler Özel Büro grubundan arıyorum ben Erkut ERSOY İstihbarat Grup
Lideriyim" dediği, yapılacak olan bir toplantının ertelenmesi nedeni ile katılımcılara bilgi
verilmemesinden dolayı mağdur olan Süreyya isimli şahsa özürlerini ilettiği, daha sonra 4
marta yapılacak olan toplantıya katılımcı olarak ismini kaydettiğini, katılıp katılamayacağım
sorduğu, Süreyya'nın o tarihte yurt dışında olduğunu söyleyerek katılamayacağını söylediği,
sonrasında Süreyya'nın "Sekiz yüz kilometre yerden geliyorum işyerimi kapattım geldim ben"
diyerek mağduriyetini dile getirdiği, Süreyya'nın "Evet mailiniz var, mail açılıyor, geçenlerde
bir arkadaşla biraz maille yazıştık yani, maile yazılabilecekler var, yazlamayacaklar var, ..." "
Benim de verebileceğim bir şeyler var, benim de katabileceğim bir şeyler var ve gönüllülük de
vardı" dediği, Erkut'un "Anladım bize aktarabileceğiniz herhangi bir konu olursa bizim MSN
adresimiz ve posta adresimiz sizde mutlaka mevcuttur tahmin ediyorum"
"Digi.security@isnet.net.tr" " Bu adresimize, herhangi bir konuda, yani sizin bölgenizle ilgili
bir konu olabilir, sizin şahsen duyum aidığmızİMr konu olabilir veya PKK ile herhangi başka
bir konu olabilir, bu konularda bize bildirim.yaparsanız biz güvenlik kurumlan nezdinde
takibini yaparız" dediği, Süreyya'mn'foriemli bulduğu bazı bilgileri
paylaşmak istediğini ve bu bilgilerin dağıtımı yaptığını söylediği, Erkut'un "0543 533 17 69
bu bizim telefonumuzdur, Özel Büronun telefonudur" "Buradan ararsanız, bize herhangi bir
konu hakkında bir ihbarınız olabilir veya bilgi aktarmak istediğiniz bir konu olabilir, bu
konularla bize aktardığınız her konuyu biz takip ederiz" dediği,
Tape:382, 27.02.2007 tarihinde Ümit isimli kişi ile görüşmesinde özetle ; Ümit'in
"Ümit ben, Can Bey'in selamı var size onu söyleyim önce şimdi aradı da haber ver dedi şey
kurulacakmış 2000 Surver kurulacakmış eksen kurulacakmış da" dediği, Erkut'un "Bu DSS
haberleşme grubunda 3000 üye var dağıtım komite diye bir grup var orada 6500 üye var"
"Yani biz makineyi bir gün bile boş bırakmıyoruz yani devamlı her gün makine çalışıyor"
dediği ve bir süre teknik bilgiler ile ilgili konuştuktan sonra Ümit'e nerede olduğunu sorduğu,
Ümit'in Ankara'da olduğunu söyledikten sonra, Erkut'un "Tamam Düzce'ye gelebilirsen
Düzce'de sana ikamet edebileceğim bir yer ayarlarız yani sorun değil" dediği,
Tape:383, 28.02.2007 tarihinde Atilla isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Atilla'nın
kendisinin araştırılması ile ilgili bazı sıkıntıların olduğunu, bunları sormak istediğini
söyleyerek "Abi köye muhtara birileri gitmiş, beni sormuş falan" "Ailem hakkında bilgi"
"Sanırım herhalde birim olabilir mi tam bilmiyorum görüşmedim, bana telefonda bildirdiler
de" dediği, Erkut'un "Yani birim olmaz da belki senin hakkında bilgi almak istemiş olabilirler
devlet" "İşte birime yardımcı olduğun için özel büroya hani bunun legal illegal bir bağlantısı
var mı falan gibisinden" dediği, Atilla'nın "Şimdi abi hani haber İstanbul'u herhalde evi
aramışlar" "Şey sormuş hani evden bir kitap vereceğiz ona demişler ondan sonra adresi istemiş
benim o da evden neyse bizde merkezde kalıyor diye söylenmiş hani sonuçta huylandım köyde
gidip sormuşlar diye normal bir durum mu diye bunu bir öğrenebilir misin abi" dediği,
Erkut'un " Valla bir bakalım bir büro mu araştırıyor seni başkası mı ama büronun olacağını
zannetmiyorum büro olsa bizim haberimiz olur" dediği, Atilla'nın araştıran kişileri öğrenip
öğrenemeyeceğini sorduğu, Erkut'un "Tamam onu öğreniriz ben sana söyledim ama
muhtemelen jandarma istihbarattır" dediği,
Tape:384, 28.02.2007 tarihinde Atilla isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut'un
"Büronun böyle bir çalışması yokmuş, yani büro sizin hakkınızda bir araştırma yapmamış,
yalnız emniyete bilgi vermiştik, bizim yöneticilerimiz bunlardır diye, hani bilginiz olsun diye"
" O anlamda hani illegel bir bağlantısı var mı diye sorabilirler dedi arkadaşlar, hani bilgin
olsun" dediği, Atilla'nın kendisini araştıran şahıslardan tedirgin olduğunu, Erkut'un ise
çekinecek bir durumun olmadığını söylediği akabinde kendisine araştıran şahıslar geldiği
zaman Erkut'un "Sana kimliğini çıkartacak diyecek ki ben jandarma istihbarattan, ben
emniyetten yani devletin herhangi bir kurumundan geliyorlarsa zaten saklayacağımız bir şey
yok biliyorsun" "Her şeyimiz ortada ama kimliğini görmediğin kişiye bilgi verme" dediği,
Atilla'ya yine kendisini araştıranlar hakkında tedbirli olması yönünde telkinde bulunduğu,
Tape:385, 28.02.2007 tarihinde Alev isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut'un
".....mailini aldım da onun için ben arayım dedim" dediği, Alev'in "Hangisini bir sürü mail
attım hangi birini" diye sorduğu, Erkut'un "Bir Sadık Arda diye birisinden mail almışsın sen,
Adıyamanlı bu, fevri konuşmalar yapmış sana" dediği, akabinde MSN'den görüştüğü kişilerle
fazla samimi olmamasını detaylı bilgi almak isteyenleri iyi tartıp değerlendirmesi gerektiğini,
çok merak eden insanlara ise özel büro kimdir? Faliyetleri nelerdir? başlıklı tanıtım yazısını
göndermesini söylediği, akabinde Erkut'un "Ben hep bütün yönetici arkadaşlarımıza özellikle
söylüyorum sizinle özel büro hakkında görüşmek isteyenler olursa iyice tanımadan bilgi
vermeyin yani, iyice tartm karşınızdaki insanı kimdir, bu adam nasıl bir niyeti var ,niyetini
öğrenmeye çalışın" "Ama yani bizim hakkımızda çok bilgi almak isteyen olursa, bizim zaten
telefonuz var oradan arar, biz gerekli bilgiyi veririz, terbiyesizlik yaparsa da, biz o
terbiyesizliği münasip bir yerine nasıl monte edeceğimizi butun dünya biliyor" dediği,
Tape:386, 05.03.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Erkut'un "Merhaba komutanım" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'm "Aslanım ne haber ne
yapıyorsun" "Ne yapıyor arkadaşlarınla ne yapıyorsun iyi misin" diye sorduğu, Erkut'un
"Valla çalışmalarımız devam ediyor komutanım işte, internet üzerinden" dediği, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm "Şimdi bu bizim binanın, birinci taksidini ödemiştik, iki ve üçüncüyü
ödeyemedik, on bir milyar lira kadar bir borcumuz, on bir bin lira" "O internet şeyinden bir
yardım çağrısı yap bakayım, gelen katılan var mı veya öyle bir şey yapabilir misin" diye
sorduğu, Erkut'un "Yalnız komutanım şöyle bir sıkıntı olabilir, biz daha önce heykır grubumuz
için böyle bir çalışma yapmıştık, fakat yasal bağış olarak yasal izin olmadığı için, bağış
kanununa muhalefetten işlem yapıldı" "Yasal olarak izin alınması lazım ki komutanım, ona
göre bağış şeyi yapılabilsin destek yapılabilsin" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'm "Kuvayı
Milliye üye olmak şart değil, üye aidat için üye olmak lazım" dediği ve akabinde Erkut'un
yasal izin alınması halinde internet üzerinden çağrı yapacağını belirttiği,
Tape:15, 06.03.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle; Bir
süre hal hatır sordukları, Mehmet Fikri KARADAĞ'm "Bomba gibiyiz evlat" dediği, Erkut'un
"Komutanım her zaman yanınızdayız, biliyorsunuz" "Her zaman elimizden geldiği kadar,
derneğimize, davamıza, her zaman biliyorsunuz, ne olursa yardımcı olacağız komutanım"
diyerek bir emri olup olmadığını sorduğu,
Tape:387, 06.03.2007 tarihinde Bekir ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında, Bekir ÖZTÜRK, Erkut ERSOY'dan, Aziz Albay'm "Kirli İttifakın elleri" isimli
kitabının imzalı bir nüshasının adresini gönderilmesi istemesi ile ilgili görüştüğü, Erkut
ERSOY, Aziz Albay'm yeni çıkan kitabı ile ilgili olarak SkyTürk TV'de canlı yayma
çıkacağından bahsettiği, akabinde Ergun ERSOY'un "Şimdi bizim Kuvayı Milliye üyelerine
yönelik bir tanıtım çalışmamız var, ÖZEL BÜRONUN" "Bununla ilgili bize
sağlayabileceğiniz Kuvayı Milliye üyelerinden, E-Posta adresleri var mı acaba" diye sorduğu,
Bekir ÖZTÜRK'ün "Valla E-posta adreslerini şu anda veremeyiz, çünkü bir takım sorunlar
yaşadık" dediği akabinde kendilerinin de uzun zamandır üyelerine e-mail yolu ile mesaj
gönderemediklerinden bahsettiği,
Tape:388, 09.03.2007 tarihinde Özlem isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;
Görüşmenin başında Kuvayı Milliye internet sitesine gelen mesajlar hakkında görüştükleri,
Funda isimli bayanın gelen e-maillere cevap verdiğine dair konuştukları, buna bir çare
aramaya başladıkları, Erkut'un "Ben sekiz dokuzdan sonra zaten gün içerisinde çok toplam
fazla mesaj gelmiyor yani aşağı yukarı 150 - 200 civan mesaj geliyor" dediği,
Tape:389, 14.03.2007 tarihinde Müfit isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut
ERSOY, biraz önce çıktığı bir toplantıdan bahsederek toplantının çok verimli geçtiğini,
yaptıkları çalışmalar hakkında, toplantı yaptığı kişilerin bilgi almak istediğini söylediği,
akabinde Erkut ERSOY, Müfit'e hitaben "Ne gibi çalışmalarınız var filan diye,çok isminizi
duyduk sağdan soldan, Teşkilattan gelmiş, Genelkurmaydan gelmiş, çok sağlam çocuklardır
diye, yani olumlu referanslar almışlar, teşkilattan falan" "İsminizi hep işte Servisten falan
duyuyoruz, Genelkurmay İstihbarat dairesinden arkadaşlarımız çok iyi istihbarat veriyor sizin
hakkınızda, iyi referanslar alıyoruz bir de kendimiz tanışmak istedik" "Birebir seninle bir
görüşelim ... işbirliği içerisinde oluruz nasıl bize yardımcı olabilirsiniz, nasıl bize istihbarat
aktarabilirsiniz falan gibi" " Bu alanda güzel bir konuşma geçti" dediği, Müfit'in "Kimler vardı
kaç kişiydi ortalama şeyde karşı" Erkut'un "Valla Bilişim suçlannda daire başkanı, şey daire
başkanı bir tane Başkomiser vardı İ.Bey, o vardı işte, Mesut Bey diye bir oradan arkadaş vardı"
diyerek gelen şahıslardan bahsettiği,...akabinde Erkut'un "Yani işte çok olumlu ama bunlar,
tabi resmi görevli olduğu için herkese güvenemiyorlar, şimdi teşkilattan filan bizim
hakkımızda olumlu referanslar almışlar bunlar" dediği yapmış'oldukları çalışmalardan ve zihin
kontrolü ilgili bilgilerden ve ellerinde bulunan teknolojiden bahsettikten sonra Erkut'un

fikjs
"Dediler ya bu kadar profesyonelsiniz nerede eğitim alıyorsunuz, o da bizde kalsın dedik
yani" diyerek yapılan toplantı hakkında genel bilgi verdiği,
Tape:390, 22.03.2007 tarihinde Müfit isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut'un
".....ay sonu itibariyle DSS dağıtım komite gruplarını kapatıyoruz eğer devretmezsek
devredemezsek" dediği, Müfit'in "O haberi aldım üzüldüm" dediği, Erkut'un "Evet yani saha
çalışmalarına biraz daha zaman ayırmamız lazım, DSS özel komite grupları yazışmalar çok
zamanımızı alıyor..." diyerek bu işi başka bir arkadaşlarına devretmek konusunda görüştükleri,
Erkut'un "Daha çok saha çalışmalarına ayıracağım zamanımızı abi sahada geçireceğiz
vaktimizi" dediği, Müfit'in "Aynen sen o zaman başladın, ben de yaklaşık işte hemen hemen
körfez savaşı öncesinde şey yaptım başladım, ondan sonra eğer şey teskere bir oyla dahi olsa
geçmediyse bizim de katkımız var, daha önce konuşlandıklarından evvel olduğunu biliyoruz,
ondan sonra biz elimizden geleni yaptık, aynı şeyleri defalarca tekrar etmenin de anlamı yok"
dediği ve akabinde bu güne kadar kendilerin yaptıkları çalışmalardan bahsettikten sonra
Erkut'un "Evet yani 34 bin mesaj geçmişiz bugüne kadar" diyerek üyelerine gönderdikleri
bilgilerden bahsettiği, akabinde Müfit'in " Neyse ne oldu şey saha görevlerinde yok mu bana
bir şey" dediği, Erkut'un "Valla hocam işte söyledik bakalım yani sorarlarsa söyleriz" dediği
ve DSS ve dağıtım guruplarının kaldırılacağından bahsettikten sonra kendi çalışmalarının
kalacağını söylediği,
Tape:391, 22.03.2007 tarihinde Alev isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut'un
".......bir haber için aradım seni, bu ay sonu itibariyle DSS ve Dağıtım Komiteleri gruplarını
kapatacağız, eğer bir yönetim bulamazsak devredeceğiz, bulamazsak kapatacağız" "Yok grup
devam edecek ya bizim çalışmalarımız devam edecek ama sizlere pek ihtiyacımız kalmadı
yani, Özlem Hamm'a sana Umut'a diğer temsilci arkadaşlara bir ihtiyacımız kalmadı..." "İşte
bunlar bizim arkadaşlarımızın ve bizim çok zamanımızı aldığı için yukarıdan talimat geldi,
dediler siz DSS ve şeyi komite gruplarını bir Atatürkçü düşünce sistemini benimsemiş bir
yönetim bulursanız devredin, ama güvenemezseniz yani eğer öyle bir sizden sonra sizin
özendiğiniz gibi devam ettirecek bir yönetim bulamazsanız kapatın dediler" dediği, Alev'in
"Ben bir yerle görüşüyordum o zaman görüşmeyi keseyim mi tercümeler için" " O zaman
şeyden de çıkartıyorsunuz değil mi modörütörlükten de" dediği,
Tape:392,22.03.2007 tarihinde Özlem isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut'un
".......Özlem Hanım şimdi biz yeni bir idare şekline gittik daha doğrusu yeni bir karar aldık
özel büro olarak, bizim biliyorsunuz iki tane grubumuz var DSS Haberleşme Bir De Dağıtım
Komiteleri" "Şimdi bize dediler ki yukarıdan saha çalışmalarına biraz daha zaman ayırmanız
gerekiyor biraz daha sahada kalmanız gerekiyor" diyerek 31 Mart itibari ile iki gurubu da
sağlam birine devretmek için çalışmalar yaptıkları hakkında konuştukları, yaptıkları
çalışmalardan dolayı Uğur bey ve Nesrin hanıma teşekkürlerini bildirmesini istediği,
Tape:393, 22.03.2007 tarihinde Neslihan isimli kişi ile görüşmesinde özetle ; Neslihan
Ankara Kızılay'da toplantıda olduğunu söyledikten sonra, Erkut'un "Anladım anladım, ben
biraz önce Özlem Hanım ile görüştüm, o size aktaracaktı konuyu ama aradığınız iyi oldu,
şimdi bizim bu ay sonu itibariyle DSS ve Dağıtım Komiteleri gruplarımız var ya" " Onları
kapatıyoruz" dediği akabinde bu işin çok zamanlarını aldığını ve özel büro olarak arkadaşları
ile birlikte saha ve istihbarat çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlattığı,
Tape:394, 26.03.2007 tarihinde Funda isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut
ERSOY kendisinin özel bürodan aradığını söyledikten sonra, "Geçmiş olsun ya, ben mailini
aldım da sevindim çok, şimdi bizim biliyorsun 31 Mart itibariyle DSS ve Dağıtım komiteleri
gruplarını kapatıyoruz" "Sahada olmamız istendi bizden, yani daha çok artık halkın
içerisinden toplayacağız istihbaratı" dediği,
Tape:397, 29.04.2007 tarihinde Özlem isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;Özlem ve
Erkut ERSOY birbirlerine iyi dileklerini ilettikten sonra,Erkut-un " Valla iyidir biz de işte
sürekli sahadayız, ben şu anda dışarıdayım da yani sürekli işte böyle ben Düzce'deki şeyi PKK
ile ilgili çalışmaları üstlendim, burada PKK ile ilgili işte izlediğimiz şahıslar var, işte onlara
bakıyoruz normal şekilde devam ediyor biz sahadayız" " İşte Hizbullah olsun, diğer İslami
fonksiyonlar, biraz bu ortamdan da şey bulup cesaret bulup, böyle biraz kuran kursları
açıyorlar, kuran kursu görünümünde gençleri çocukları böyle dini şeylere yönlendiriyorlar işte
Atatürk'ü kötülüyorlar, sürekli işte Atatürk sizin atanız değildir atanız peygamberdir, bu şeriat
düzeni gelecektir işte cumhuriyet rejimi bizim en büyük düşmammızdır falan diye çocukları
ufacık çocukları şey yapıyorlar böyle beyinlerine yıkıyorlar biz de bu şeylere karşı uyanığız,
Devamlı İşte O Ortamlara Giriyoruz Çıkıyoruz, Arkadaşlarımız Her Türlü Kılıkta Onların
İçerisindeler Yani, Devamlı Takip Ediyoruz, herhangi bir durum var mı yok mu ne gibi bir
şeyler olacak işte telefon takibi şu bu işte" dediği Özlem'in "Orada herhangi o konuda bir
ihtiyaç olursa, yardımınız benim, o yönde de şeyim var çünkü, geldim gittim onları biliyorum
ben anlarım yani" dediği, Erkut'un "O Zaman Kara Çarşafa Girmeniz Lazım, Bizim Buradaki
Elemanlar Kara Çarşaflı, Kara Cübbeli, Sakallı Geziyorlar, Kara Çarşafa Gireceksiniz Yirmi
Dört Saat Gelin Buyurun" dediği, Özlem'in "Tamam tasavvuf dilinden anlarım en azından ...
bilemem de" dediği,
Tape:422, 30.05.2007 tarihinde Can isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Erkut Ersoy
ve Can ...? bir birleri ile bir sure sohbet edip hal hatır sorduktan sonra Erkut'un "Valla bildiğin
gibi üstat işte 3 Haziran'da bir toplantı yapacaz yine" " Seninde katılmanı çok isterim eğer
müsait bir zamanın varsa" dediği, Can'm "Ne ile ilgili bu" diye sorduğu, Erkut'un "Yani bu
Ankarada yaptığımız o toplantının benzerini yapacaz" dediği, Can'm "Hocam .. kapatmadık
mı?" diye sorduğu, Erkut'un "Yok hayır hocam biz çalışmaya devam ediyoruz şimdi tekrar
arkadaşlara rica ettik, Ümit bizim ÜMİT diye bir arkadaş vardı" "Şimdi tekrar grubu açıyor
yani sahayı boş bırakmamak lazım diye web sitesi açılana kadar" dediği, Can'm bu konuda
kendisine bilgilendirme e-maili göndermesi istediği, Erkun ERSOY'un gönderdiği e-maillere
bakıp bakmadığını sorduğu, Can'm "Hı hı bakamıyorum bu sıralarda bir meşguliyet var bir ara
sana söylediğim gibi İRAN'A falan gittim İran ondan sonra Kuveyt oralarda falan dolaştım"
dediği, Erkut'un e-maili hangi adrese göndereceğini sorduğu, Can'm "Şeye eski adresim yok
mu sende canselek@yaho.com" dediği, bir süre aralarında Ankara'da yapılacak toplantıya
katılıp katılmama konusunda konuştuktan sonra Can'm "Bana bir bilgilendirme olsun
toplantıyla ilgili bir bilgilendirme maili" " Ondan sonra ben sana yarın ulaşırım konuşuruz
detayını" dediği,
Tape:423, 01.06.2007 tarihinde Can isimli kişi ile görüşmesinde özetle ;Erkut Ersoy'un
"Valla bildiğin gibi hocam, ya ben maili gönderdim aldın mı?" diye sorduğu, Can'm "Abi şey
toplantıyla ilgili mail mi?" "Düzce'de yapılacak olan" "Hı aldım aldım aldım ama .." dediği,
Erkut'un "Geliyorsun değil mi?" diye sorduğu, Can'm toplantıya gelemeyeceğini söylediği ve
akabinde "Sonrakilere bakarız hı ne oldu grubu tekrar aktif mi ettin" dediği, Erkut'un "Ya
şimdi web sitesi açacaktık biliyorsun yani .. grubu kapatmamız aslında web sitesi açmak
istediğimiz içindi ama web sitesi biraz zaman alacak yani onu iyi bir şey yapmak istiyoruz da
web sitesi açılana kadar da bari hiç olmazsa bilgilendirme çalışmaları devam etsin dağıtım
komiteleri devam etsin dedik o yüzden öyle bir şey düşündük yani" dediği, Can'm tüm
üyelerin bu konuda bilgilendirilmesini söylediği, Erkut'un bildirildiğini söylediği, Can'm
"Yani o dağılan dağılan insanlar toparlansın öyle değil mi?" diye sorduğu, Erkut ERKOY'un
"Ya birde şimdi içerisinde aktif olan olmayan var biz istiyoruz ki aktif olsunlar yani 3000 kişi
5000 kişi olmasında atıyorum 1000 kişi olsun ama aktif olsun istiyoruz o yüzden yani yeni bir
grup yeni bir enerji hesabı Öyle bir şey düşünmüştük" dediği, Can'm "Kim var kim var
tepede" diye sorduğu, Erkut'un "Tepede bizim Uğur var Uğur BİLGEHAN var" dediği, Can'm
"Şey olarak soruyorum yani ASKER KESİMİNDEN KİM VAR" diye sorduğu, Erkut'un
"Valla şu anda henüz daha belli

/""N 2159
) /<^V\g^f
değil"dediği, konuşmanın devamında Çan'ın düzce yapılacak olan toplantıya katılamayacağını
söylediği,
Tape:399, 27.06.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; Mehmet Fikri KARADAĞ'm "Erkut nahsın evlat" "İstanbul birinci bölgeden bağımsız
adayım arkadaşlarına haber ver gözlerinden öpüyorum yardımlarını bekliyorum" dediği,
Erkut'un "Tabi komutanım iletirim...." dediği,
Tape:27,29.06.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Erkut'un "Komutanım merhaba, Erkut Ersoy ben Özel Büro" "Biz arkadaşlarımıza sizin
çalışmalarınızdan bahsettik" "Bu konu da dağıtım komitelerimiz de postayla ilgili yerlere
bildirme yapıyor" dediği, Fikri'nin "Yıldırım hızıyla devam edin, size birkaç tane de şey
verebilir böyle resim mesim" dediği, Erkut'un "İyi olur komutanım, ulaştırabilirseniz o konu
da ... kullanırız" dediği, Fikri'nin ".. onun CD'sini nasıl aktaracam ben bilmiyorum, ben sana
bir çare bulurum" dediği,
Tape:400, 04.07.2007 tarihinde Umut isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Umut'un ".......haberleri izliyordum, ne bu vatan sever güçler platformunu da çökertmişler"
"Almışlar 12 kişiyi" dediği, Erkut'un "Aldılar evet" dediği, Umut'un "Ne iş abi herkesi
biliyorlar" dediği, Erkut'un "İllegal iş yapanları alıyorlar bunda tuhaflık yok ki" "Yani sen
şimdi Yüzbaşı rütbesi işte Muzaffer TEKİN Yüzbaşı falan deniyor evinde sen bomba tutarsan
o kadar salaksan evinde de bomba saklarsan, silah saklarsan, adamlarda zaten bu işin üzerine
gideceği belliydi pat diye yakalarlar" "Yapacaksan adam gibi yapacaksın, Saklı gizli
yapacaksın bi işleri elinde bomba tutmayacaksın" "Bile bile lades oğlum bunun adı, bile
bile lades, sen Emniyetini takip ediyorsan, evinde bomba saklıyorsun ulan bomba, madem
tutacaksın evine niye saklıyorsun, Git zula bir yere koy orda tut " "Yani bu kadar salak
insanla Derin Devlet diye geçiniyorlar...." dediği,
Tape:39, 13.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Erkut'un "Erkut ben komutanım Özel Büro" diye tanıttığı, Fikri'nin "Tamam Erkut, şeylen
Özel Büro terimini kullanmıyoruz biliyorsun" "Özel Büro falan yok, Bir Tek Kuvayı Milliye
var tamam mı evlat" dediği, Erkut'un "Doğru doğru komutanım haklısın" dediği,
Tape:401, 15.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; Erkut'un "Komutanım biz Taksim Select otelde toplantıdayız, toplantımız başladı da"
dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ' m "Bizde şimdi ... Paşabahçe Beykoz'da seçim
propagandası yapıyoruz, bu gün çocuklar izin almış buradan" "Paşabahçe'deyiz şuanda Erkut
arkadaşlara çok selam söyle ya" dediği, Erkut'un " Aleyküm selam komutanım iletirim,bu
arada sizinle tanışmak isteyen birisi var komutanım bizim özel büroda Düzce de
İstihbarat görevlimiz" "ben yarın bi yanınıza uğramak istiyorum derneğe" dediği, Mehmet
Fikri KARADAĞ'm da gelmelerini söylediği,
Tape:4022, 28.07.2007 tarihinde Hakan ATIŞ ile görüşmesinde özetle ;E.ERSOY'
un "Erkut ben Özel Büro" "Bu sorgulamayla ilgili bazı sunumlar dönecem gibi bir şey" dediği,
H.ATIŞ' m "Erkut bey şimdi benim şeye tayinim çıktı. Ağrıya tayinim çıktıda" "O yüzden
onlarla ilgileniyorum da Ankara'ya filan geldim daha hiçbir şey yapamadım uğraşamadım da
en kısa zamanda size ulaştıracam" ".. .tayin işleriyle uğraşıyorum onu iptal ettirmeye
çalışıyorum..." dediği, E.ERSOY' un "Atmış olduğumuz Maü'leri alabiliyor musunuz" dediği,
H.ATIŞ' m "...toplantı ile ilgili gönderdiğiniz Mail bana ulaşmadı geçen gün Yusuf bey'le
görüştüm" dediği, E.ERSOY' un "Diğerleri geliyor mu peki" dediği, H.ATIŞ' m "A şey Özel
Büro olarak gönderdikleriniz mi" "Yok Özel Büro ile ilgili hiç Mailcap gelmedi şu anda"
"...DSS'ye üye idim Özel Büro'ya tekrar üye olmadım" "Tekrar bir kontrol edeyim o şey ile
birlikte Sorgulama Teknikleri ile size gönderecem" dediği,
Tape: 4023, 29.07.2007 tarihinde Sinan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
E.ERSOY' un "... aldınız mı Cd'yi"dediği, SİNAN' in "Tabi tabi aldım onun için dönmedim
size zaten" "Bu sayıyı inşallah küçük bir şekilde halinde bastırıyorum yayınlamayı" dediği,

2160

E.ERSOY' un "...şeyi de özellikle belirtin yani Özel Büro şebekenin peşindedir diye
yorumlarınızı da yapın ki" "...mutlaka sizi takip ediyordur o şekilde yazarsanız en azından
bize yönelmiş olurlar biz de eee delil toplarız" dediği,
Tape:4024, 02.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; E.ERSOY'un "Eee Komutanım Hüseyin GÖRÜM beyin telefonu Var mıydı acaba
sizde" dediği, M.F.KARADAĞ' m "Yok" "Onum şimdi burada telefonu yok bende o telefon
kullanmıyor zaten" dediği, E.ERSOY'un "Öyle mi oldu Komutanım onu soracaktım" dediği,
Tape:4026, 05.08.2007 tarihinde Umut isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
E.ERSOY' un "Umut'cuğum merhaba" dediği, UMUT' un "Dört beş tane gurup var bu şekilde
Adapazan'nda Sakarya genelinde türemiş" "Muazzam oluşum içindeler hepsini isim isim
kurucularını dahil aldım" "Yani gerekli yerlerle irtibata geçtiğiniz zaman mutlaka altında bir
çok şey verecekler bulacaklar" dediği,
Tape:4027, 06.08.2007 tarihinde Ümit isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
E.ERSOY' un "Ümit'ciğim ne haber" dediği, ÜMİT' in "arkadaşlar geldi evde" dediği,
E.ERSOY' un "...bizim buralar araştırma çalışmaları yoğunluk kazındı" "Bizim
istihbarat birimini bir tane sağlam bir yönetici birisi lazım yani bu işleri derleyecek
toparlayacak çünkü üzerimizde iş yükü çok fazla" "Tercih edilen Lise mezunu olmazsa da
en azından kafası çalışan birine ihtiyacımız var" dediği, ÜMİT' in "İnternetten bulunmaz o
internetten sıkıntılı olur" dediği, E.ERSOY' un "İşte çevrenden bir tane sağlam birisi bir de
sadık olacak yani" "Hadi görüşürüz Oğuz" dediği,
Tape:4028, 08.08.2007 tarihinde Yavuzhan KARAGÖZ ile görüşmesinde özetle ;
Y.KARAGÖZ' ün "...daha evvel ben açık istihbarat gurubundaydım Behiç GÜRCİHAN
tanıyorsunuzdur belki" dediği, E.ERSOY' un "Tanıyoruz evet Behiç beyi" dediği,
Y.KARAGÖZ' ün "Ha Behiç beyle biraz çalışma yapmaya çalıştıkta" "...kendisinden 2023 ile
ilgili öneriler bekledik öyle kaldı o" dediği, E.ERSOY' un "...Behiç beyin de yoğunluğu var.
Tamam şimdi şunu şöyle söyleyim sizin gibi değerli arkadaşlara ihtiyacımız var. Özellikle
istihbarat araştırma birimimizi yönetebilecek onu yönlendirebilecek arkadaşlara ihtiyacımız
var şuanda" dediği, Y.KARAGÖZ' ün "Açık istihbaratın yapısını da biliyorsunuz internet
sitesinden günlük haber verme şeklinde de" "Daha elle tutulabilir insanların hani guruba
dahilim diyebileceği bir gurup lazım" dediği, E.ERSOY' un "Ben burada işin kapsamını
anlatırım bizim sade internet değil başka çalışmalarımız da var" dediği,
Tape:4031, 11.08.2007 tarihinde Özer KORKMAZ ile görüşmesinde özetle ;
Ö.KORKMAZ' m "Iıı bende sizin gibi faaliyet gösteren aktif sağda çalışan bir grubuz m
adımız Milli Bütünlük muhafızları sizinle iş birliği yapmak istiyoruz" "sizin gibi faaliyet
gösteren bir grubuz aktif sağda faaliyet gösteriyoruz" dediği, E.ERSOY' un "bizim
çalışmalarımız hakkında bilginiz var mı" dediği, Ö.KORKMAZ' m "araştırma yaptım
internetten daha çok sanal ortamda çalışıyorsunuz galiba" dediği, E.ERSOY' un "bizim sanal
ortamda faaliyetlerimiz de var sahada da faaliyetlerimiz var" "...bunları telefondan
konuşmaktan ziyade bire bir görüşmek lazım" dediği, Ö.KORKMAZ' m "Ges Komutanlığının
istihbarat raporlarında isminiz geçmiş oradan dikkatim çekti" "Ges Komutanlığı Ges
Genelkurmay İstihbarat Dairesi" dediği, E.ERSOY' un "Genelkurmay İstihbarat Dairesi evet
zaten bizi onlar tanırlar yani bizim çalışmamız bilirler" dediği,
Tape:402, 13.08.2007 tarihinde Ümit isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Ümit ve
Erkut ERSOY bir süre yaptıkları anket çalışmasında bahsettikten sonra, Ümit'in "...
Ankaralılara, onun üzerinde biraz durmak lazım, o anket çalışması direk şeye sunulacak,
Genel Kurmay Başkanlığına Sunulacak, sunum olarak" "Ama dolaylı olarak yaptırıyorlar,
hani direk işin içinde görülmeyelim diye, Avrupa Birliğinden ötürü" "Genel Kurmayla da
görüştük, en sonda ben onu sunum haline getiricem, anket sonuçlarını böyle hazırlayacağız
güzelce, ona göre bir strateji belirleyecek" " O yüzden çok önemli bir konu" dediği,

)
ny^k
Tape:4034, 24.08.2007 tarihinde Zuhal isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Zuhal'ın bir rahatsızlığından dolayı randevu alamamaktan bahsettiği ve dert yandığı,
devamında Zühal'in "Ortam o kadar felaketti burası Çanakkale yıkılıyor yani of of nasıl
anlatıyım ya of of ben hani bir kişinin adını vermiştim M.Ü.diye. O kişiler falan maşa onları
sonradan öğrendim birilerinin yaptırdığını A.. Beton diye bir firma var burada. R.A. emekli
Binbaşı. Askeri personel olduğu için hem yaptırma imkanı da çok çok yüksek bu kişileri
araştırın yüzde doksan dokuz bunlar A...Betor" dediği, Erkut'un "Tamam araştıracağız
Zuhal'çığım sen bu arada mutlaka randevunu al. Mutlaka randevunu al ve ilaç tedavine başla."
dediği,
Tape:4035, 25.08.2007 tarihinde Ömür isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Ömür'ün
"Alo Özel Büro mu, Ben Ömür Denizli'den. Denizli'den Haki nokta haki nokta ben" şeklinde
görüşmeye giriş yaptığı, devamında "Çok şükür böyle şu anda meşgulüm biraz hatta bana bir
meal göndermişiniz işte bu Türk Topluluklarının E-Posta adreslerini listeleyin falan filan diye
böyle bir detaylı bilgi istemişsiniz şu anda biraz meşgul olduğum için ee O.Paşanın hakkında
biraz bilgi dağıtımı yapıyorum. Kendisine not düştüm kendisi Ankara dışında. Ee geldiğinde
sizinle irtibata geçeceğinden eminim belki geç geçecek olursa gene ben tekrar ararım. Tekrar
görüşürüm Terör ve Terörsel faaliyetler hakkında bilgi edinme talebinde bulunmuşsunuz."
dediği, Erkut'un "Yok ya şöyle hep O. Paşamızla tanışmak istiyoruz. Hem de kendi
faaliyetlerimiz hakkında da bir bilgi vermek istiyoruz Komutanımıza. O zaten çalışmalarımız
bizim var o konularda da bilgi vereceğiz Komutanımıza" dediği, Ömür'ün "İnşallah artı fiziki
anlamda yani eylem insanı olmanızı isteyeceğinden emin olabilirsiniz yani şimdiden söyleyim
yani sadece." dediği, Erkut'un "E o zaten çalışmalarımız var o konularda Komutanımıza bilgi
zaten vereceğiz Komutanım." Ömür'ün "Yani mesela sadece ee sanal yani bileşim ortamında
değil de fiziki alanda da aktif olmanızı ister yani." Erkut'un "Zaten var o çalışmalarımız bizim
var o çalışmamız var.O konuda da bilgi veririz." dediği,
Tape:4036, 27.08.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; X şahsın "Merhaba
dün ben Düzce'den Yusuf abiden aldım telefon'unuzu. Sizle bir görüşebilecekleri biri var mı
acaba İstanbul'da, Nasıl yapabiliriz peki onu biz de görev almak istiyoruz da." dediği,
Erkut'un "Düzce'ye gelebilirsen benle görüşebilirsin. Yani sen müsait olduğun zaman
Düzce'ye gelmeden ara. Eğer müsaitsek gel deriz sen öyle gelirsin." dediği,
Tape:4037, 03.09.2007 tarihinde İ.U.ile görüşmesinde özetle ; İ.U. isimli şahsın bir
sorundan bahsedeceğinden bahisle "Teşekkür ederim sağ olun uğraşıyoruz sizinle benim
paylaşmak istediğim çok büyük sorunlar var. Şimdi Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi
bildiğiniz gibi yakında kuruldu. Burada bir Mardinleştirme ve Doğulaştırma operasyonlan çok
hız kazandı. Çok ayrıntılı konuşmamız lazım. Ben şu anda okuldayım Tekirdağ'mdayım
Meslek Yüksek Okulundayım. Bunun için Rektör Yardımcıları istifa etti. Birisi de benim çok
yakın dostum." dediği, Erkut'un "Şimdi ben görevde değil de Düzce'deyim. Bir gün izin
alsanız burada detaylı görüşsek olur mu, Bir gün izin alsanız okuldan." dediği, İ.U.'un "Burada
arkadaşlar yok mu" diye sorduğu, Erkut'un "İşte orada arkadaşlarımız bizim var ama yani
bizim istihbarat birimizdeki arkadaşlarımızı görev bu görüşmelerde kullanmıyoruz. Onlar
tamamen bilgi toplamak amacı olduğu için. Kendilerini şey yapmak istemiyoruz." dediği,
Tape:403, 05.09.2007 tarihinde Ömür isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Ömür'ün ".......O. Paşa aradı mı sizi" " mesajlarınızı falan ilettim de o yüzden dedim bugün
yarın arar yani" dediği, Erkut'un " Neyle ilgili olarak anycak bizi" dediği, Ömür'ün "Siz bi
mail göndermişsiniz ona doğru mu" dediği, Erkut'un "Neyle ilgili göndermişiz, bizden yani bir
çok mail gidiyo, yani bizim bir çok elemanımız var acaba neyle ilgili gitti" dediği, Ömür'ün
"Terör ve terörsel konularla ilgili" "Onunla bilgi alışverişinde bulunmak istemişsiniz Özel
Büro olarak belki siz gönderdiniz belki başka bir arkadaşınız" dediği,
Erkut'un "O.paşa dediğiniz hangi O. paşa bu" dediği, Ömür'ün "O.P." dediği, Erkut'un "Ha
O.P.tamam" "O.P.komutanımızla tanışmak, çalışmalarımızdan bahsetmek için mail attık bi
haki nokta" "Şimdi biz bir çok komutanla görüşüyoruz yani, Tuğgeneralden Orgenerale adar
görüştüğümüz birçok komutan var" "Bizde zaten resmi bir kurumla beraber çalışıyoruz belki
bilnıiyorsunuzdur" "O yüzden yani biz komutanla görüşme talebimizi ilettik, komutan eğer
görüşmek isterse görüşürüz, ama müsait olurmu olmazmı onu ben bilemem" dediği, Ömür'ün
"hayır ben numaranızı şahsına ilettim zaten" dediği,
Tape:424, 21.09.2007 tarihinde Özer KORKMAZ ile görüşmesinde özetle;Erkut
ERSOY ve Özer KORKMAZ bir birleri ile merhabalaşıp hal hatır sorduktan sonra, Özer'in
"İyidir sağ olasın ya teskereyi aldım bazı emanetler var biliyor musun" "Ben teskereyi aldım
ya" " Bende bazı şeyler var emareler var onları" "Ya işte bizim dokümanlar işte ya" dediği,
Erkut'un "Hı nerdesin sen şimdi" diye sorduğu, Özer'in "İstanbul'dayım" dediği, Erkut'un
"Anladım ben şu anda Düzce'deyim bu tarafa gelebilecen mi" diye sorduğu, Özer'in
gelemeyeceğini söyledikten sonra internet üzerinden bilgileri göndermeyi teklif ettiği,
Erkut'un "Tamam ederiz posta adresimiz var bizim aynca onu biliyor musun" dedikten sonra
şifreli olarak e-posta adresinin kodlayarak söylediği, Erkut'un ÖZEL-BÜRO@tr.net "Bu
adrese gönderirsen gelir bana" dediği, Özer'in "Hı bu abinlerin adresi mi" " Tamam ya ben
geldim şimdi özellikle bunlara yoğunlaşıyorum haberiniz olsun daha çok işimiz olacak yani
sizle tamam" dediği,
Tape:404, 26.09.2007 tarihinde Selçuk Hakan KORKMAZ ile görüşmesinde özetle ;
Selçuk'un "Ben Selçuk Hakan KORKMAZ" "Üzerimde beyin kontrolü yapılıyor uzaktan"
dediği, Erkut'un "Evet o konuyu biz mailde de belirttiğimiz gibi Türkiye'de
araştıran en yetkili kurum biziz" ".........bunun mağduru olmuş veya mağduru olduğunu iddia
eden bir çok insanla görüştük" "Onların şikayetlerini dinledik, bu konuda, bu zihin
kontrolünün sistematik detayları konusunda, detaylı bilgiye sahip olduğumuz için onlara tıbbi
olarak da yardımımız dokundu" "Aynı zamanda işte Metin TANKUT bey bizim ekipten"
"Zihin kontrol grubunun kurucusu", "Dolayısıyla bulunduğunuz mekanda size elektronik
manyetik frekansın ulaşmasını engelleyen bu tip cihazlar bugün çeşitleri internette çok var
onu geldiğiniz zaman biz size başka modellerini de şey yapabiliriz söyleyebiliriz" dediği,
Selçuk'un "Benim çıkardığım sonuç MİT'e bağlı özel bir ünite yapıyor bunları" "sizin
istihbaratla bi alakanız var mı" diye sorduğu,... Erkut'un "Onu şimdi bu telefonda
konuşmayalım birebir geldiğiniz zaman ben size dataylanyla açıklıycam" dediği, görüşmenin
devamında zihin kontrolü ile ilgili kendi aralarında bilgi alış verişinde bulundukları,
Tape:4039, 27.09.2007 tarihinde Özer KORKMAZ ile görüşmesinde özetle ; Özer
KORKMAZ'm Erkut ERSOY'a Yusuf diye hitap ederek "Yusuf günaydın kardeşim ne haber?
Hayırdır mesaj filan bırakmışınızda?" dediği, Erkut'un "Ha sana bir yardımımız dokunur mu
diye bu iş arıyorsun ya. Hani bir yardımımız dokunur mu diye bir arayım dedim sen Cv'nin
hazırsa bana bir gönder. Sen bana yine bir özgeçmiş ulaştır da bizde tanıdığımız yerlere
bırakalım. Oldu bir de sen emanetler var diyordun onları ulaştırma bilgisayarına aktarma
imkanın var mı? Bize sıkaynırdan tarayıp." dediği, Özer'in de Erkut'un istediklerini exel
ortamında kendisine ulaştıracağını belirttiği,
Tape:405, 27.09.2007 tarihinde Ümit isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Erkut'un ".......ya bizim 21 Ekimdeki toplantı vardı ya" dediği, Ümit'in "Abi o gün
referandum var" dediği, Erkut'un "Evet evet bende şimdi onu söyliycektim referandum benim
tabi üst yönetime söyledim ben onlar 21 ekim demişti bende şimdi tekrar referandum
olduğunu söyleyince onlarda dediler erteleyin bir hafta" "21 ekimde yapmıycaz da ekimin
sonunda" "İşte ekimin son haftası yani ekimin son pazarı yapıcaz" "Marina motelde de
yapabiliriz, oranın salonu müsait ama tabi katılımcı sayısına bağlı birazda yani" dediği, bir
süre toplantı yapılacak yerler ile ilgili görüştükten sonra Erkut'un "Ben şimdi sana,gene şey
göndericem konu göndericem internetten" "Hem dokümanlarını hem işte yazılarını sen onları
şey yaparsın powerpoint sunum haline getirirsin" dediği,
Tape:406, 27.09.2007 tarihinde Ali T.T.ile görüşmesinde özetle ; Erkut'un
"Merhabalar Ali bey nasılsın, ben Erkut Özel Büro istihbarat grubu yöneticisiyim" "Bizim
ismimizi duydunuz mu Özel Büro çalışmaları hakkında bilginiz var mı Ali bey" dediği, Ali T.
T.'un "Şu anda açıkçası bilemiyorum, ama siz nerden ulaştınız bana bi onu iletebilirsiniz"
dediği, Erkut'un "Bir arkadaşımız vasıtasıyla ulaştık size, sizin telefonunuzu verdiler, bizim
şimdi bazı çalışmalarımız var internet üzerinde özellikle, bu konuda şimdi babanızla, biz
kendimizi, faaliyetlerimizi anlatmak istiyoruz, bir çayını içmek istiyoruz, bayram civan yani
bayramdan sonra da olabilir bayramdan öncede olabilir o noktada bir arkadaşımızda sizin
telefonunuzu verdi burdan ulaşabilirsizin Komutanımıza dedi" "Bende o amaçla sizi rahatsız
ettim kusura bakmayın" dediği, Ali.T.T.'un "Yo estağfirullah yanlız bu noktada biliyorsunuz
hele ki böyle bi şey talepte bulunmanızdan dolayı öncelikle arkadaşımın kim olduğunu
bilmem gerekiyor" dediği, Erkut'un "Ben onu öğreneyim bir arkadaşımız bana iletti bizim
gruptan ben tabi kimin ilettiğini yani arkadaşımıza kimin ilettiğini ben bilmiyorum ama"
dediği, Ali T.T'un "O benim için önemli, ben tabi ki onun teyidini almaya müteakip eğer
uygun bir şey olursa, tabiki talebinizi zevkle iletirim, ama tabi sizin iştigal alanınızla ilgili de
biraz bilgi almak isterim" dediği,
Tape:407, 27.09.2007 tarihinde Yılmaz isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Yılmaz'm "Ben Yılmaz şeye geldim otogardayım şuanda da" dediği, Erkut'un "Sen otogarda
bekle ben geliyorum" "Tamam senin cep numaranı da ben alayım" dediği, Yılmaz'm "burdan
gözükmüyor mu aradığımdan"dediği, Erkut'un "Bir dakika bakayım" "0505 767 97 99" dediği,
Tape:408, 27.09.2007 tarihinde Yusuf ile görüşmesinde özetle ; Erkut'un "İstanbul'dan
bizim bu çalışmalarımıza katılmak için birisi gelmiş" "Düzceye bizle tanışmak istiyor da
sende müsaitsen seni de götüreyim" "Şuanda kalıcı konutlardan senin oraya doğru geliyorum
sen hazırlan seni alıcam ordan otogara geçicez çocuğu almaya" dediği. Yusuf un "Tamam
oldu abi bekliyorum seni" dediği,
Tape:4042, 28.09.2007 tarihinde X şahıs ile görüşmesinde özetle ; Erkut'un
"Komutanım merhaba Erkut ben." Dediği ve X şahsın E-posta adresini istediği ve "Size
paylaşacağımız konulan toplu olarak gönderecektim ya bu gün konuşmuştuk sizinle." dediği,
bunun üzerine X şahsın "Falcon_Serhat@yahoo.com" adresini verdiği, Erkut'un "İletiyorum
ben size komutanım şeyleri bu gün ee paylaşacağımız konulan görüşmek üzere" dediği,
Tape:4043, 30.09.2007 tarihinde Y.K.T.ile görüşmesinde özetle ; Erkut ERSOY"un
"K. Yarbayım. İyi akşamlar biraz önce ben aramıştım biz şimdi bütün guruplara bunun
dağıtımını yapıyoruz. Bu konuda bilgi vereyim istedim aynı zamanda da bütün irtibatlanmıza
da bu kampanya ile ilgili bilgi geçiyoruz." Y.K.T.'nun "İrtibatımız derken mail guruplanna
mı" diye sorduğu, Erkut'un "Mail guruplanna evet şu anda hali hazırda yerli mail guruplanna
onlann meal guruplannm sorumlu yetkililerine hepsine geçiyoruz bu kampanyayı." dediği,
Tape:425, 15.10.2007 tarihinde Savaş isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; SAVAŞ'm
"Ya Yusuf abi iş meselesi değil Yusuf abi bak şimdi ben sen benden CD istedin ben sana
tamam dedim ben CD'ler arabam kaza yaptı O CD'ler yüzünden ben ceza yedim sen yardımcı
olacam dedin olmadın dedim başka abi" "Abi Genel Kurmaya bağlıyız dedin öyle dedin böyle
dedin" "Abi ben Paşa'yla Abi ben Paşa'yla görüştüm ya Yusuf abi ben Paşa'yla görüştüm bir
tane Paşa'yle Genel Kurmaya bağlı böyle bir grup yok demiş" dediği, ERKUT'un "Paşa her
Paşa bilir mi bunu sonra onunla ne alakası var sen bize notebooku bizim çalışmamız için
hediye ettin" "Gruba hediye ettin bunu hediye ederken biz seni zorlamadık kendin hediye
ettin" dediği,
Tape:4046, 16.10.2007 tarihinde Engin SÖNMEZ ile görüşmesinde özetle ; Engin
SÖNMEZ'in Ben Engin SÖNMEZ abi Yusuf ÇETİNKAYA var ya Yusuf ağabey. Dün bir

2164
olay oldu sana söylememi istedi abi. Ben burada işte Kocaeli'ndeyim burada ben Kuvayı
Milliye Hareketini yürütüyorum da, dün ben okuduğum okulda bir iki çocuk geldi işte bu
hareketi burada yürütmeyeceksin tehdit mehdit ettiler ee bende karşı çıktım işte okulda biraz
olay çıktı, ondan sonra Yusuf abi dedi kesinlikle karşı çıkma dedi, seni birine aktaracam dedi
anlat olayı dedi, anlatıyorum abi" dediği, Erkut'un "Tamam şöyle yapalım sen nerdesin şu
anda." diye sorduğu, engin'in Kocaeli merkezde olduğunu söylemesi üzerine, Erkut'un şahsı
Düzce'ye davet ettiği, Engin'in de bunu kabul edip randevulaştıktan sonra görüşmenin sona
erdiği,
Tape:412, 21.10.2007 tarihinde Bahadır AKIN ile görüşmesinde özetle ;
Bahadır'm "Bilmediğim bi sebepten dolayı, sizinle görüşmem gerekiyor. Fakat telefonda
istemiyorum." "MSN üzerinden" dediği, Erkut'un "Tabi kimle görüşüyorum ben" dediği,
Bahadır'm ise "Siz beni tanıyorsunuz. Fakat şimdi isim şey yapmaya gerek yok." "Reklam
gerekmiyor fazla. Müsait bi zamanda ben sizi MSN'den." dediği, ".. .Biz MSN'mizi bu aralar
açmıyoruz fazla. Beni arayın bu numaradan. MSN'nizi açın derseniz ben hemen MSN yi
açarım, ordan devam ederiz." dediği,
Tape:413, 22.10.2007 tarihinde Miktat isimli şahıslar ile görüşmesinde özetle ;
Miktat'm "Yani bi şeylerin yapma vaktinin geldiğini, kimle konuşursam söylüyor. Radyo,
televizyon, medyaya baktığın zaman onlarda diyor. Söz bitti diyor." "Sözün bittiği yerde
bizler neler yapacaz. Nasıl bir güç oluşturucaz, Ne olacak yani " dediği, Erkut'un "Yani şimdi
elimize silah alıp oraya gitmeye kalksak, o zaman ona Genel Kurmay izin vermez yani.
Biz hazırız." dediği, Miktat'm "Hazırsak o zaman bir şeyler yapalım yani " "...Bazı erkler bu
işi çözemiyosa, çözecek birilerinin çıkması gerekiyor.", Erkut'un "Ulusal bilinci ayakta
tutmak lazım." dediği, Miktat'm da "...E bunun için de örgütlenmek gerekiyor kardeşim.
Sadece belli yerlerde, sanal alemde, internet üzerinde, surda burada değil. Artık pratik
olarak yasanım içerisine girmenin vakti geldi." , ....Miktat'm "E o zaman ikinci Kuvayı
Milliye hareketini başlatmanın vakti geldi de geçiyor" "Yani Genel Kurmay Şöyle Diyor. Beni
bağlamıyor artık, şu süreçten sonra.", "Bi elimizde kalan ordumuz var güvendiğimiz.
Onlar da bizim elimiz kolumuz bağlı diyorsa. O zaman bu yumruğu biz vuracaz
kardeşim. Başka türlü yolu yok." dediği, Erkut'un "Yok biz hazırız yani. Genelkurmaya
da söyledik zaten " dediği, Miktat'm "E bizde hazırız o zaman Mersin'de" "Problem yok
bizde hazırız. Gerekirse bu eller kalem tutar, gerekirse de silah tutar" "Yani biz tetik
düşürmesini de biliriz." "Ha bu işe baş koyulmuşsa bu bu şekilde olacak." "Başka çaresi
yok, çünkü süreç bunu dayatıyor." dediği, ayın 28'inde yapacakları toplantı için Erkut'un
Miktat'tan sunum hazırlamasını istediği, Miktat'm ise "Ama mesele o değil. Artık bu tür
paneller, sempozyum türü şeyleri bi tarafa bırakalım. Ya Milletin iradesi diyecez." "Biz
de örgütlenecez ,bakın orda bir örgüt kararı alacaz, ...Türkiye genelinde sathmda
örgütlenmek gerekiyor." "Biz bu ülkenin derin devletini oluşturacaz kardeşim. Başka
çaremiz de yok" dediği,
Tape:415, 24.10.2007 tarihinde Umut KUZU ile görüşmesinde özetle ;
Düzenleyecekleri toplantıda yapacakları sunum hakkında görüştükten sonra, toplantıyla ilgili
Erkut'un "60 kişiye sunum yapacaz ve bunlar üst düzey adamlar." dediği, Umut'un "Abi
kimler var, üst düzey derken" dediği, Erkut'un "Gelince ben sana söylerim." dediği, Umut'un
"Genelkurmaydan kimse olacak mı" diye sorması üzerine Erkut'un ısrarla isim vermediği ve
toplantıya gelmesini istediği değerlendirilmektedir.
Tape:4051, 12.11.2007 tarihinde Selçuk Hakan KORKMAZ ile görüşmesinde
özetle; Aralarında zihin kontrolü hakkında uzun bir görüşme yaptıkları, Erkut'un bu konuda
çeşitli çalışmalar yaptıklarından bahsettiği ve "Arkamızda desteğimiz var yani
Cumhurbaşkanlığına kadar gidecek bir arkamızda önemli bir güç önemli bir ;desteğimiz var"
dediği ve bu konu hakkında yaptıkları çalışmalar sonucunda ellerinde bı*lL^ıanTbiJgi ve
dokümanları şartlar oluştuğunda resmi makamlara ileteceğinden bahsettiği, ,, "'***. *

/^ ^-s^^^38* /"*""'" 2165 c — ^ " * " * * " " "--" T■ T'■" "
Tape:4055, 22.11.2007 tarihinde Tutkun AKBAŞ üe görüşmesinde özetle ; Tutkun
AKBAŞ'm "Abi şu konuyu çok önemli Mahfuz Kod adlı Selim Ç meselesi onla ilgili aradım
ben. Onla ilgili ayrıntılar lazım." dediği, Erkut'un "Ayrıntı maalesef veremiyecem ya bize
gelen bilgi de bu şekilde." dediği, Tutkun AKBAŞ'in "Yapma be yani tam tam ne zaman
yakalanmış. Kim yapmış operasyon nerden nasıl bellimi onlar." dediği, Erkut'un "Yok yani
özel büronun unsurlarının yaptığı söyleniyor ama başka bilgi geçilmemiş detay verilmemiş
yani." dediği,
Tape:4057, 22.11.2007 tarihinde Tutkun AKBAŞ ile görüşmesinde özetle ; Bir önceki
görüşmenin konusu ile ilgili olarak Tutkun AKBAŞ'm "Hakkaten teyit edemiyoruz diyorum
ilginç. Şey teknik olarak şunu bilebilirmisin sen peki diyelim Türkiye Almanyada Alman
hükümetine devletine haber vermeden böyle bir operasyon yapması uluslar arası." diye
sorduğu, Erkut'un "Yapabilir. Tabi yapabilir." dediği, Tutkun AKBAŞ'm "MİT işi gibi
duruyor biraz." dediği, Erkut'un "Yani muhtemelen. Ama işin içinde Özel Büronun unsurları
da var." dediği, Tutkun AKBAŞ'm "Yani onlar varsa siz o zaman ayrıntılı biliyorsunuz
demektir yani he." dediği,
Tape:4060, 29.11.2007 tarihinde Tutkun AKBAŞ ile görüşmesinde özetle ; Tutkun
AKBAŞ'm Erkut ERSOY'a Zaman ve Bugün gazetelerinin manşetlerine bakmasını istediği ve
"Almanya'dan ilk paket Eşref KIZILAY. Bu cumartesi Reise haber verdiğin olay." dediği,
Erkut'un "Yani işte bazı paketler gelecek gene." dediği, Tutkun AKBAŞ'm bu haberleri artık
yazmak gerektiğini belirtmesi üzerine Erkut'un "Şimdi eeee Tutkuncuğum yani biliyorsun
karar bende bitmiyor yani. Haberleri işte şimdi versem sen yazacaksm sonra diyecekler
nerden aldın onu." dediği,
Tape:4061, 29.11.2007 tarihinde Tutkun AKBAŞ ile görüşmesinde özetle ; Tutkun'un yaşanan
gelişmeler hakkında daha fazla ayrıntıya ulaşıp ulaşmadığını Erkut ERSOY'a sorması üzerine
Erkut'un "Valla ben işte senden sonra aradım onları dedim böyle böyle bir arkadaş var
guruptan yani sizden bilgi almak istiyor dediğim gibi onlar konuşmama kararı aldılar üst
yönetim tarafından konuşmaları şey yapıldı. Görüşmek istemediler yani yapabilecek bir şey
yok ben elçiyim." dediği, bunun üzerine Tutkun'un bilgi alma noktasında ısrar etmesi üzerine
Erkut'un "Selim ee Mahroz Kod adlı adam şu an Türkiye'de bunu yaz istiyorsan." dediği,
Tutkun'un bahse konu şahıs hakkında ne gibi bir işlem yapılacağını sorması üzerine Erkut'un
"Normal devletin kendi Jandarması alsa açıklar bunlar kontra gerilla. Yani getirenler kontra
gerilla yani getirenler özel büronun kendi unsurları." dediği, Tutkun'un "He sorgular devlete
ulaştırılmıyor mu." diye sorduğu, Erkut'un "Ulaştırılır ama yani bu çalışma sistemi onların çok
farklıdır onlar devletin gizli çocuklarıdır." dediği, görüşmenin devamında bir süre Selim isimli
şahsın sorgusundan bir şeylerin çıkmış olup olamayacağı noktasında ve Avrupa ülkelerindeki
PKK faaliyetleri üzerinde yaptıkları çalışmalardan bahsettikleri, Tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Mehmet Fikri KARADAĞ ; Erkut ERSOY'un kendisine bilgisayar uzmanı olarak
tanıtıldığını, bu kişinin kendisine özel büro adında bir arkadaş grubu olduğundan ve
İstanbul'daki toplantıya geldiğinden bahsettiğini, kendisini de bu toplantıya davet ettiğini,
ancak kabul etmediğini, daha sonra kendisini hal hatır sormak ve özel günlerde kutlama
amacıyla aradığını, Tempo dergisinde çıkan ( motorize istihbarat ekiplerinin kurulması )
haberin arkasında bu şahsın olduğunu hatta bu fikrin Erkut ERSOY'a ait olduğunu öğrendiğini
beyan etmiştir.
Semih Tufan GÜLALTAY; Erkut ERSOY' u tanımadığını, ancak avukatlarının bu
kişiyi, kendisini yağma suçu ile itham edip şu an tutuklu bulunduğu dosyada yargılanmasına
sebep olan Esra Feride GÖKÇİMEN' in çalıştığı Özel Büro isimli internet sitesinin sahibi
2166
ıOL======^ /^ -__rn~
olduğunu ve Mehmet Fikri KARADAĞ ile irtibatlı bulunduğunu anlattıklarını, Esra Feride
GÖKÇİMEN' in onun yanında hangi pozisyonda çalıştığını da bilmediğini, Esra Feride
GÖKÇİMEN' in kendisi hakkındaki bu iftirasının nedenini kendi özel çabası ile araştırdığını,
bu kişinin aynı zamanda Mehmet Fikri KARADAĞ' in genel başkanlığındaki Kuvayı Milliye
Derneği ile ilgili internet sitesinde Erkut ERSOY1 un yanında çalıştığını tespit ettiğini beyan
etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM;Erkut ERSOY'un ÖZEL BÜRO adlı mail grubu çalışmaları ile terör
amaçlı örgütlerin sitelerini çökerttiğim, Kuvayı Milliye Derneğine yararlı olacağını
düşündüğünden İstanbul'a davet ettiğini, kendisim Mehmet Fikri KARADAĞ ile
tanıştırdığını, bu görüşmede Erkut ERSOY'un internet ortamında aldığı bilgileri Genel
Kurmay Başkanlığına ve Milli İstihbarata verdiğini söylediğini, Kuvayı Milliye Derneği ile
aynı görüşte olduğunu ancak dernek üyesi olmadığını beyan etmiştir.
Habib Ümit SAYIN ; Erkut ERSOY' u tanımadığım, hiç görüşmediğim, ancak Erkut
ERSOY' un sahibi olduğu Özel Büro internet sitesi vasıtasıyla kendisine birkaç defa mail
gönderdiğini, Erkut ERSOY' un kendi maillerini ve bazı makalelerini çalıp sitesinin dağıtım
grubunda kendi araştırmalanymış gibi yayınladığını, uyarmak amacıyla sert bir mesaj
göndererek kendilerini mahkemeye vereceğini belirttiğini, Erkut ERSOY dan kendisine
geldiği iddia edilen e-maillerin aslında kirlitezgah.com isimli sitede kendisi aleyhinde çıkan
yazıların bozulup değiştirilen hali olduğunu, bunların çoğunun tarafından yazılmadığı gibi,
konuşmaların da tarafından yapılmadığını beyan etmiştir.
Muammer KARABULUT; Erkut ERSOY'u tanımadığını,bu kişiye ait CD ve
bilgisayarlarda isminin geçmesi konusunda bilgisinin olmadığını, Erkut ERSOY'un CD ve
Bilgisayarında çıkan "Digital Security Service Özel Büro Logolu, Derin Türk Tarihi ve Bir
Resim, Yazar Muammer KARABULUT" "istihbarat-genel-1 başlıklı excel belgesinin 39122.
sırasında Türk Güvenlik Muammer KARABULUT -Noel Baba Barış Konseyi Türk Güvenlik"
başlıklı belgeler sorulduğunda; Erkut ERSOY'u tanımadığını, yazının kendisine ait olduğunu,
yazının alınarak siteye kopyalanmış olabileceğini,beyan etmiştir.
Özer KORKMAZ , Kendisinin askerlik görevini Diyarbakır Ergani' de muhabereci
olarak yaptığını, okuduğu bazı kitaplardan etkilenerek kendince Ermenilere ve bölücü terör
örgütüne karşı bir ideoloji geliştirdiğini, bunlar aleyhine karşı propaganda faaliyeti yürütmeyi
düşündüğünü,askerde iken Erkut ERSOY' un organizasyon faaliyetlerinden haberi olduğunu,
Genel Kurmay'a gelen raporlardan Özel Büronun PKK ve Ermenilere karşı faaliyetlerinin
olduğunu öğrenmesi üzerine Erkut ERSOY ile telefonla irtibata geçtiğini,kendisinin de
bahsettiği konular ile ilgili faaliyet yürütmek istediğini söylediğini, kendisine ermeni
soykırımı ve PKK ile bağlantılı sitelerin adreslerini hacklasm diye vermeyi düşündüğünü,
ancak askerden gelince işsizlik sorunu sebebi ile belgeleri kendisine veremediğini ,
irtibatlarının koptuğunu, belgeleri de imha ettiğini beyan etmiştir.
Kemal KERİNÇSİZ ; Erkut ERSOY'u tanımadığım beyan etmiştir. Ancak Kemal
KERİNÇSİZ'in ikametinde yapılan aramada elde edilen ve 10 rakamı ile numaralandırılan
üzerinde "ÖZEL BÜRO DAĞITIM KOMİTELERİ DOKÜMANTASYONU" yazılı CD'nin
Erkut ERSOY tarafından hazırlanarak dağıtılan CDTerden olduğu,yine Kemal KERİNÇSİZ'in
bilgisayarında bulunan " METİN TERCÜMELERİ.doc" isimli dosyanın Erkut ERSOY'un
maillerinden birisi olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Erkut ERSOY'un ikametinde yapılan aramada
elde edilen EGS ibareli bloknot defterinde Büyük Hukukçular Birliği Bşk.Kemal KERİNÇSİZ
0532-214 3354 şeklinde el yazması olarak Kemal KERİNÇSİZ' in cep telefonu numarasının
yazılı olduğu tespit edilmiştir. Bu itibarla Kemal KERİNÇSİZ ile Erkut ERSOY'un örgütsel
bağ anlamında tanıştıkları , Kemal KERİNÇSİZ'in Erkut ERSOY'u tanımadığı şeklindeki
beyanının kendisi ile diğer örgüt mensupları arasında bulunan örgütsel irtibatın ortaya
çıkmasını engellemek ve örgütün deşifre edilmemesini sağlamaya yönelik olduğu yönünde
şüphe oluşturduğu değerlendirilmiştir.
Şüpheli Erkut ERSOY'un telefon ve sim kart kayıtlan incelendiğinde; Hüseyin
GÖRÜM 05056588812, Hayrettin ERTEKİN 05424330771, Mehmet Fikri KARADAĞ
05358881514 kayıtlarına rastlandığı,
Soruşturma kapsamındaki diğer şüphelilerin telefon ve sim kart kayıtlan
incelendiğinde; Mehmet Fikri KARADAĞ ve Özer KORKMAZ isimli şahıslann telefon ve
sim kart rehberinde Erkut ERSOY'un 05435331769 olan telefon numarasının kayıtlı olduğu
tespit edilmiştir.
Erkut ERSOY'un kullanmakta olduğu 05435331769 nolu GSM hattının 01.01.2000
den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm
kolluk tarafından yapılan analizinde;
Özer KORKMAZ'm kullandığı 05464571477 nolu GSM hattı ile 13
Güler KÖMÜRCÜ'nün kullandığı 05322136100 nolu GSM hattı ile 1
Hayrettin ERTEKİN'in kullandığı 05424330771 nolu GSM hattı ile 9
Hüseyin GÖRÜM'ün kullandığı 05056588812 nolu GSM hattı ile 2
Kemal KERİNÇSİZ'in kullandığı 05322143354 nolu GSM hattı ile 2
Kemal KERİNÇSİZ'in kullandığı 05332949190 nolu GSM hattı ile 2
Bekir ÖZTÜRK'ün kullandığı 05054513129 nolu GSM hattı ile 5
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullandığı 05358881514 nolu GSM hattı ile 23 kez
görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.Dolayısı ile aynı soruşturma kapsamındaki bu
kişiler ile telefon bağlantısı kurduğu anlaşılmaktadır.

f)-Hukııki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Erkut ERSOY'un Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu olduğu,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurlann" kurulması ve örgütlenmesi
amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon
Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" örgüt dokümanında yazılı Araştırma-Bilgi
Toplama (İstihbarat) biriminin sorumlusu olarak ve yine "Lobi" belgesinde "Amaç" alt
başlığında yazılı "..bu çalışma ile hayata geçirilmesi plânlanarak önerilen "Lobi" göstereceği
faaliyetler ile yukanda işaret edilen alanlarda çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat
toplayabilecek ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirecektir,kontra senaryolar
üretebilecek, etkinlikler tasarlayarak uygulamaya koyacak..." hedefine uygun olarak istahbarat
ve propaganda faaliyetleri ile görevlendirdildiği, bu görevi kapsamında daha çok sahibi
bulunduğu www.ozel-buro.com internet sitesi aracılığı ile elektronik ortamda internet
üzerinden olmak üzere propaganda yaparak örgüte eleman kazandırdığı, bizzat veya örgüte
kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat toplayıp kişilerin
siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine ilişkin bilgileri
hukuka aykın olarak kişisel veri olarak kaydettiği, örgütün amaç ve ilkelerine aykın
davrandıklannı düşündükleri yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk
dışı yoldan yönetimden uzaklaştırma amacı ile daha çok elektronik ortamda internet üzerinden
propaganda yaptığı iddia edilmektedir.
Şüpheli özetle ; Geçimini anne ve babasının emekli maaşı ile sağladığını, istihbarat
konulanna olan merakından dolayı 2006 yılında başından itibaren www.ozel-buro.com adresli
internet sitesinde aynı isimle bir mail grubu kurduğunu, aynca "THT" (Türk Hack Timi) adı
altında bir grup kurmak istediğini, ancak kuramadığını, Özel Büroya Çağn isimli metni
kendisinin hayali olarak yazdığını,böyle bir örgütlenme içinde olmadığını, Ergenekon-Lobi
belgesinin kendisine mail yolu ile gelmiş olabileceğini,Kuvayı Milliye Derneği ve Mehmet
Fikri KARADAĞ ile bağlantısının olmadığmı,telefon görüşmelerindeki "Türkiye' de bir
istihbarat ağı kurduk, her türlü bilgiyi alıp askerlerle paylaşıyoruz" ve benzeri konüşmalanmn
abartılı olduğunu savunmuştur.
Yukanda da geniş olarak özetlenen ;
Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki, Erkut'un ; "Komutanım her zaman
yanınızdayız, biliyorsunuz", "Her zaman elimizden geldiği kadar, derneğimize, davamıza,
yardımcı olacağız komutanım"
Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki, Mehmet Fikri KARADAĞ'a internet
üzerinden yaptığı çalışmalara devam ettiği şeklinde tekmil verdikten sonra Mehmet Fikri'nin
"Yıldırım hızıyla devam edin......"
Alev isimli kişi ile görüşmesindeki Erkut'un, "İşte bunlar bizim arkadaşlarımızın ve
bizim çok zamanımızı aldığı için yukarıdan talimat geldi, dediler siz DSS ve şeyi komite
gruplarını bir Atatürkçü düşünce sistemini benimsemiş bir yönetim bulursanız devredin, ama
sizin özendiğiniz gibi devam ettirecek bir yönetim bulamazsanız kapatın dediler"
Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki, Erkut'un "Erkut ben komutanım, Özel
Büro" Mehmet Fikri KARADAĞ'm "Tamam Erkut, şeyle Özel Büro terimini kullanmıyoruz
biliyorsun" "Özel Büro falan yok, bir tek Kuvayı Milliye var tamam mı evlat", Erkut'un ;
"Doğru doğru komutanım haklısın"
Şeklindeki konuşmalar ve benzer mahiyetteki birçok telefon görüşmesi, şüphelinin
Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği yapılanması ve bu yapılanmanın
sorumlusu Ergenekon Terör Örgütünün diğer yöneticilerinden Mehmet Fikri KARADAĞ ile
bağlantısını göstermektedir.
Şüphelinin bilgisayarlarından elde edilen ;
"Değerli DSS GRUBU, (Şüpheli DSS'nin Türk Güvenlik ve İstihbarat grubu anlamına
geldiğini, Özel Büro'nun altında çalıştığını, orada çıkan yazıların kendisine ait olduğunu, kendi
çapında bir mail grubu kurduğunu beyan etmiştir.) Tüm vatanseverleri Kuvayı Milliye çatısı
altında topluyoruz.Türk Milliyetçileri !!!, "Kuvayı Milliye Ruhuna ve Derneğimize henüz
aktif olarak iştirak etmedi iseniz lütfen gecikmeden sizde katılın !, Gücümüze güç katın!,
Toplu olarak yemin töreni ardından ülke meselelerine ilişkin aktif görevler
verilecektir.Projelerimiz hakkında bilgi almak ve bir çayımızı içmek isterseniz lütfen
merkezimize gelin. Merkezimiz : Yavuztürk Sok. No:24 Kadıköy - İstanbul İrtibat Telefon :
0535-303-4640 - Ferhat Bey"
"Sevgili Kardeşimiz Halil,Kuvayı Milliye Grubu tüm Türkiye'yi hatta dünyadaki tüm
Türk Milliyetçilerini kapsayan bir gruptur. Bu nedenle ister Tükiye'nin uzak bir köyünde olun
isterseniz Avustralya'da kalbi Türkiye için atan bir vatansever olun bu çağrımız NE MUTLU
TÜRKÜM DİYEN herkese açıktır.Biz Kuvayı Milliye olarak tüm Türkiye'de çok hızlı ve
kapsamlı bir biçimde örgütleniyoruz.Siz zaten DSS & ÖZEL BÜRO üyesi olarak Kuvayı
Milliye'nin doğal bir üyesisiniz.Bizimle aşağıdaki numaralarımızdan irtibata geçin ve Kuvayı
Milliye'nin bir neferi olmak istediğinizi (bu çağrımız sadece size değil bölgenizdeki tüm Türk
milliyetçilerinedir) belirtin size gerekenleri yapmanız için yönlendirme yapılacaktır.Öncelikle
Kuvayı Milliye'nin yeminli bir üyesi olmanız gerekiyor. Üyelik sonrasında her üyenin
yapabileceği memleket meselelerine ilişkin aktif görevler bilahare bildirilecek.Sizin yapmanız
gereken aşağıdaki numaradan dernek yöneticisi Kahraman Beyi arayın ve Özel Büro üyesi
olduğunuzu ve hem üye olmak istediğinizi hem de bölgenizde durumunuza uygun bir görev
almak istediğinizi söyleyin. Hüseyin Bey size yardımcı olacaktır.Ama mutlaka Özel Büro
Grubu üyesi olduğunuzu belirtin. Başkaca sorularınız olursa bizi 0543-533-1769 no'lu
telefonumuzdan arayınız. ÖZEL BÜRO
"Ali Bey Merhaba,Öncelikle bizi ÖZEL BÜRO grubunu ağırladığınız için ve her
imkanınızı seferber edip ilgilendiğiniz için grubum adına teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı
sunuyoruz. Sayenizde faydalı ve güzel bir gece geçirdik.Bir çok karar aldık gecemizde inşallah
bu konulan bilahare daha detaylı olarak görüşme imkanımız olur............Belki ben Düzce'den
taşınarak İstanbul'a geleceğim ve Kuvayı Milliye çatısı altında tüm bunları çözeceğiz. Zira
Kahraman Bey bana İstanbul'a taşınmam için yer baktığını ve kısa zamanda bir yer
ayarlayacağını ve beni mutlaka burada görmek istediğini belirtti. Bende bu teklife sıcak

2169
\
r
/^ 2L <*Ç%ZV\&*r
bakıyorum. Eğer İstanbul'da olursa gerek grubumdaki 7.000 arkadaşımı bu çatı altından
organize edebilirim gerekse olası sorunlara birlikte hemen müdahale edecek bir organizasyonu
kurabiliriz diye düşünüyorum....ÖZEL BÜRO KOORDİNASYON YÖNETİCİSİ ERKUT
ERSOY"
İkametinde yapılan aramada elde edilen;
1 sayfalık "Büyük Türk Milletine Duyuru........." başlıklı 11.11.2005 tarihli Kuvvayi
Milliye Derneği Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ imzalı bilgisayar çıktısı doküman,
1 sayfalık el yazısı ile "Kuvayı Milliye Andı" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman, 1 adet
Bağımsız Milletvekili Adayı Fikri KARADAĞ'a ait fotoğraf, 1 sayfalık boş Kuvayı Milliye
Derneği Üye Kayıt Formu.Kuvayı Milliye Seçim Bildirgesi, Yüce Türk Milletine başlıklı,sağ
üst köşesinde Mehmet Fikri KARADAĞ'm resminin bulunduğu ve Mehmet Fikri
KARADAĞ-İstanbul 1.Bölge Bağımsız Milletvekili imzalı bilgisayar çıktısı,
Ve, benzer mahiyetteki birçok yazı ve dokümanın da şüphelinin savunmasının aksine
Kuvayı Milliye Derneği ile olan yakın ilişkini, bu yapılanmaya eleman temini için propaganda
yaptığnı göstermektedir.
07.01.2007 tarihinde ruhsatsız silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalanan Murat
ÇAĞLAR'm yönetimindeki araçta elde edilen dokümanda ; "Kuvayı MİLLİYE alt birimi Özel
Büro Erkut Ersoy, Ali ÖZOĞLU başkan yrd, Av. Alpaslan ARSLAN" şeklinde not yazılı
bulunduğu tespit edilmiştir.
Ergenekon Terör Örgütü ve ona bağlı olan Lobi Yapılanması gizli bir örgüttür. Bu
özelliği örgütün ana dokümanları olan Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve
Geliştirme Projesi isimli belgede gizlilik ön koşul olarak gösterilerek İllegal işlerin en önemli
sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı olabildiğince az
olmalıdır, Lobi isimli belgede ise; Lobi, gizli örgütsel çalışma olarak tarif edilerek Lobinin
tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır şeklinde ifade
edilmiştir. Buradan hareketle üyelerinin önemli bir kısmının örgüt yapılanmasını dahi
kapsamlı olarak bilmediği ve bilmesinin de gerekmediği anlaşılmaktadır. Esasen gizli olan bu
örgütün açık kaynaklar aracılığı ile propagandasının yapıldığını iddia etmek ilk başta çelişki
olarak görülse bile yukarıda izah edildiği gibi Lobinin yapılanması ve tüm faaliyetlerinin
mevcut hukuk plâtformuna uygun olması, faaliyetlerin legal görünümlü dernek, vakıf ve
benzeri sivil toplum kuruluşları ile perdelenerek yürütülmesi öngörülmüştür. Bu amaçla örgüt
tarafından kurdurulan Kuvayı Milliye Derneği legal bir yapılanmadır. Bu nedenle legal bir
derneğe eleman kazandırılması veya başka bir amaçla propaganda yapılması örgütün gizlilik
prensibini ihlal etmemektedir.
Gerçekte, örgüt amaç ve ilkelerine aykırı davrandıkları kabul edilen yönetimi, askeri
bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırmayı , bu
amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı temin için ülkede karışıklık veya silahlı
bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak
provakatif terör eylemleri organize etmeyi amaçlayan ve gerçekleştiren Ergenekon Terör
Örgütü, Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması ile ; bu ve buna benzer birçok dokümanda
demokratik sistemin tüm kurumlarıyla yaşandığı ülkeyi kurtuluş savaşı yıllarında işgal
edilerek istilaya uğramış Anadolu topraklan gibi gösterip, bu savaşın kazanılmasındaki önemli
rolüne hemen kimsenin itiraz etmeyeceği Kuvayı Milliyenin tarihe malolup her zaman saygı
ile anılan hatırasından yararlanıp vatandaşları yanıltarak "hain" ve "düşman" olarak
gösterdikleri kişiler aleyhine Kuvayı Milliye Dernekleri ile örgütleyip silahlı mücadeleyi de
içerir şekilde faaliyet göstermeye çağırarak örgüt propagandası yaptığı değerlendirilmiştir.
Şüphelinin de daha çok elektronik ortamda internet aracılığı ile bu faaliyetleri yönettiği
anlaşılmaktadır.
Yukarıda da geniş olarak özetlendiğinden burada tekrar edilmeyecek olan telefon
görüşmeleri genelinden ; -■
Şüpheli Erkut ERSOY'un, Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği
yapılanması ile bağlantılı olarak örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat faaliyeti yürüttüğü,
bu faaliyetlerinin elektronik ortamda internet üzerinden yürüttüğü çalışmalar ile sınırlı
kalmayıp dış görüntüsünü ve kılığını değiştirerek istihbarat hedefi oluşumlar içerisine sızmaya
vanncaya kadar her türlü istihbarat faaliyetini de kapsadığı,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışmasının "Yöntem" alt
başlığında yazılı "Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık
kalınmalıdır" prensibine uygun olarak faaliyetlerini gizli yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Şüphelinin bilgisayarından elde edilen ;
"Değerli Arkadaşlar, Bu konuda yani metropolleri kuşatan başta Kürt Mafyası olmak
üzere tüm şehir terörüne karşı bir girişim başlatıyoruz.Bunu bir müjde olarak verelim.Tam
2000 motorize ekip (Yunuslar gibi) ten oluşan telsizli istihbarat ekiplerini 2007 içerisinde
hazırlıyoruz. Bu 2000 kişilik ekip aynı yunuslar gibi metropol sınırlan içinde (öncelikli olarak
İstanbul içinde ve iki yakada) her türlü melanete karşı donanımlı olarak hareket edecekler.
Asli işleri İstihbarat olan bu ekipler başta Kürt Mafyası olmak üzere her türlü mafya ve
organize suç şebekesine karşı mücadele etmekle görevliler.Emniyet ve diğer güvenlik
birimleri ile eşgüdümlü ve koordineli olarak çalışacaklar, öylece sokaklanmızı talan eden bu
mafya gruplannı kurutmak üzere bu girişimi de buradan müjdeliyoruz. TİM'e girmek
isteyenler ÖZEL BÜRO'nun ozel_buro@mynet.com adresinden bizimle irtibat
kurabilirler.ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU" şeklindeki yazı,
Bir rütbeli imzası ile ÖZEL BÜRO'ya gönderilen mailde ; gönderen tarafından
tarikatçı olduğu ileri sürülen bir asker kişi hakkında istihbari mahiyette bilgilerin bulunduğu
yazı,
"Bolu Emniyet Müdürlüğü'ne ve Konya Emniyet Müdürlüğü'ne aşağıdaki şahıslar
hakkında ihbardır" başlıklı metindeki ; Bolu İzzet Baysal Üniversitesinde okuyan bir kişinin
solcu Gruplar adına broşür dağıtıp tüm Türkiye çapında solcu gruplann eylemine katıldığı ve
illegal solcu gruplarla organik bağı olduğu tespitinin yapıldığı belirtilerek adı, bölümü,ev ve
cep telefonu numaralan verildiği,
Görünürde Galericilik yaptığı ancak asıl işinin Tefecilik olduğu tespit edildiği
belirtilen bir kişinin Konya'da Nur Cemaati'nin önde gelenlerinden olduğu, alman bilgilere
göre Nur Cemaati ve bazı radikal illegal islami gruplarla illegal faaliyetlerin içerisinde olduğu
belirtilerek adı ve cep telefonu numarasının verildiği, görülmüştür.
"ÖZEL BÜRO'DAN BİLGİLENDİRME NOTUDUR" ve "Bölücü terör örgütü
yandaşlan ve sempatizanlan raporu 1,2 ve 3" başlıklı metinlerde ; firma ve sahiplerinin
isimleri,adresleri, telefon numaralan,firma yetkilileri, ticari ünvanlan,ticari faaliyetleri, ticaret
sicili numaralan verilerek bazı firmalann PKK terör örgütüne maddi yardımda bulunduklannm
yazılı olduğu görülmüştür.
İkametinde yapılan aramada ele geçen;
4 Sayfalık "Özel Büro İstihbarat Grubu" başlıklı, başta PKK olmak üzere her türlü
terör örgütüne ve ermeni lobicilerine karşı mücadele ettikleri, grupta 756 görevli olduğuna
dair internet çıktısı doküman,
Bülent KIRTILLI, Müge KIRTILLI isimli şahıslann ait Özel Büroya vermiş olduklan
özgeçmiş raporlan,
2 sayfalık Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinde PKK yapılanması ihban ile ilgili
ihban yapan kişiye ait telefon numaralannm bulunduğu el yazısı doküman,
Ve, benzer mahiyetteki birçok yazı ve dokümanın da şüphelinin savunmasının aksine
istihbarat faaliyeti içerisinde bulunduğunu, yazıda sözü edilen motorize istihbarat ekipleri
kurma projesinin Kuvayı Kuvayı Milliye Derneği'ne ait olduğu bilinmekte"/bu projeyi
sahiplenecek kadar Kuvayı Milliye Derneği ile olan yakın ilişki içerisinde olduğu,bizzat-veya
örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda bir kısım firmalar
hakkında sahip ve ortaklarının kim olduğuna,ticari faaliyetlerine, ticaret sicili bilgilerine,
kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine ilişkin
bilgileri hukuka aykırı olarak kişisel veri olarak kaydettiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Erkut ERSOY'un ozel-buro@tr.net adlı e-mail adresinin gelen kutusunda
bulunan e-maillerin incelenmesinde özetle ;
Hakan AYAZ isimli kişinin 30.01.2008 günü hakanayaz@hotmail.com adlı e-mail
adresinden göndermiş olduğu, "Bu "Ergenekon" dan da çıkacağız" adlı e-mailde, 22.01.2008
günü yapılan Ergenekon operasyonunu eleştirici ve tehditvari cümlelerin bulunduğu,
Türk Gençliği Hareketi isimli oluşum tarafından 11.02.2008 günü
ikinci_kurtulus@yahoo.com adlı e-mail adresinden gönderilen "Ergenekon Liderinden Mesaj"
adlı e-mailde, güvenlik güçlerine yapılan eleştirilerin yer aldığı,
"Ergenekonculann MSN Konuşmaları" adlı Win Zib Rar. Dosyası şeklinde gönderilen
e-mail'de, Ergenekoncu olduğu iddia edilen kişilerin kendi aralarında yaptıkları MSN
görüşmelerinin dökümünün bulunduğu,
HULANTURK (gülseveyüboglu@gmail.com ) isimli kullanıcının 04.02.2008 günü
göndermiş olduğu e-mailde, ( özgün ileti Onbaşı Prof.Dr.Öner Gedikoğlu isimli kullanıcı
tarafından Y.B.'a gönderilmiştir ) , Türkiye'nin geldiği noktanın çok tehlikeli boyutlara
ulaştığı,şeriatm ülkeyi 250 yıl geriye götüreceği, ama ihtilalin ülkeyi 25 yıl geriye götüreceği
belirtilip bir tercih yapması gerektiği şeklinde Genel Kurmayın darbe yapmaya çağrıldığı,
Türk Gençliği Hareketi isimli oluşum tarafından 09.02.2008 günü
ikinci_kurtulus@yahoo.com adlı e-mail adresinden gönderilen e-mailde ; Türk Gençliği
Hareketi isimli sitelerinin kirli eller tarafından iş göremez bir hale geldiğinin , daha iyi yayın
yapmak ve seslerini duyurabilmek için artık http://site.mynet.com/turksun/THG adresinden
yayma devam ettiklerinin belirtildiği , http://site.mynet.com/turksun/THG internet sitesi
açıldığında ise , Türk Gençlik Hareketinin Yeni Sitesinde Ergenekon Lideri Olarak Mustafa
Kemal ATATÜRK'ün gösterildiği, ayrıca sitenin alt bölümlerinde, Muzaffer TEKİN,Oktay
YILDIRIM, Fikri KARADAĞ Ve Hüseyin GÖRÜM isimli kişilerin birlikte çekilmiş
fotoğraflarının bulunduğu,
Vural VURAL (E.Kd.Dnz.Albay) isimli şahsın 24.01.2008 günü Vural VURAL
<vural.vural@isbank.net.tr> adlı e-mail adresinden göndermiş olduğu e-mailde , Ergün
POYRAZ isimli şahsın gözaltına alındıktan sonra kendisine zorla askerlerden gizli belgeler
aldığına dair tutanak imzalatılmaya çalışıldığına dair iddiaların bulunduğu, tespit edilmiştir.
Şüphelinin, ilişkide olduğu kişilerden aldığı bu e-mail mesajları, yukarıdan itibaren
anlatılan telefon görüşmeleri,irtibatlan ve diğer faaliyetleri ile birlikte değerlendirildiğinde
iddianameye konu bu soruşturma aleynine yürütülen dezenformasyon faaliyeti içerisinde yer
aldığını göstermektedir.
Tape:413, 22.10.2007 tarihinde Miktat isimli şahıslar ile görüşmesinde özetle ;
Miktat'm "Yani bi şeylerin yapma vaktinin geldiğini, kimle konuşursam söylüyor. Radyo,
televizyon, medyaya baktığın zaman onlarda diyor. Söz bitti diyor." "Sözün bittiği yerde
bizler neler yapacaz. Nasıl bir güç oluşturucaz, Ne olacak yani ", Erkut'un "Yani şimdi elimize
silah alıp oraya gitmeye kalksak, o zaman ona Genel Kurmay izin vermez yani. Biz hazırız." ,
Miktat'm "Hazırsak o zaman bir şeyler yapalım yani " "...Bazı erkler bu işi çözemiyosa,
çözecek birilerinin çıkması gerekiyor.", Erkut'un "Ulusal bilinci ayakta tutmak lazım." ,
Miktat'm da "...E bunun için de örgütlenmek gerekiyor kardeşim. Sadece belli yerlerde, sanal
alemde, internet üzerinde, surda burada değil. Artık pratik olarak yaşamın içerisine girmenin
vakti geldi." , ....Miktat'm "E o zaman ikinci Kuvayı Milliye hareketim başlatmanın vakti
geldi de geçiyor" "Yani Genel KurraAy^öyle Diyor. Beni bağlamıyor artık, şu süreçten
sonra.", "Bi elimizde kalan ordumjıi^va^ ®yj^diğimiz. Onlar da bizim elimiz kolumuz bağlı
diyorsa. O zaman bu ^ûmruğji^bfe.^üracaz
kardeşim. Başka türlü yolu yok." , Erkut'un "Yok biz hazırız yani. Genelkurmaya da söyledik
zaten " , Miktat'm "E bizde hazırız o zaman Mersin'de" "Problem yok bizde hazırız. Gerekirse
bu eller kalem tutar, gerekirse de silah tutar" "Yani biz tetik düşürmesini de biliriz." "Ha bu
işe baş koyulmuşsa bu bu şekilde olacak." "Başka çaresi yok, çünkü süreç bunu dayatıyor." ,
ayın 28'inde yapacakları toplantı için Erkut'un Miktat'tan sunum hazırlamasını istediği,
Miktat'm ise "Ama mesele o değil. Artık bu tür paneller, sempozyum türü şeyleri bi tarafa
bırakalım. Ya Milletin iradesi diyecez." "Biz de örgütlenecez ,bakm orda bir örgüt kararı
alacaz, ...Türkiye genelinde sathmda örgütlenmek gerekiyor." "Biz bu ülkenin derin devletini
oluşturacaz kardeşim. Başka çaremiz de yok"
Şeklindeki konuşmaların ve şüphelinin görüşmede muhatabı olduğu kişiyi onaylar
tavrının ; Soruşturma evrakı bütününden de anlaşıldığı gibi, örgütün amaç ve ilkelerine aykırı
davrandıklarını düşündükleri yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk
dışı yoldan yönetimden uzaklaştırabilmek için askerleri emir komuta zinciri dışında hareket
etmeye teşvik etme yönündeki çabalarını, ancak bu çabalarının sonuç vermediğini düşünerek
vatandaşları yönetim aleyhine örgütleyip silahlı mücadeleyi de içerir şekilde faaliyet gösterme
amacında bulunduğunu göstermektedir.
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel belgesi diğer şüpheliler
Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN,Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Oktay
YILDIRIM' m yanı sıra Erkut ERSOY'un bilgisayarında da bulunmaktadır. Önemli bir gizli
örgütsel doküman olan "Lobi" belgesinin bu şüphelilerde ortak olarak bulunması soruşturma
evrakı bir bütün olarak ele alındığında sadece bu belgenin şüphelilerde ortak olarak
bulunmasının dahi aynı örgütsel amaç doğrultusunda birlikte hareket ettiklerine dair şüphe
oluşturduğu değerlendirilmiştir. Yine aynı değerlendirme kapsamında olarak kendisinden ele
geçen Yeni Milis (Çözülme sürecinde akıllı direniş için kanının son damlasından önce beynin
son hücresine kadar mücadele gereği) Behiç GÜRCİHAN-Haziren 2004 isimli örgütsel
doküman diğer şüphelilerden Halil Behiç GÜRCİHAN ve İsmail EKSİK'ten de ele
geçirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile Şüpheli Erkut ERSOY'un Ergenekon Terör Örgütünün üyesi
olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan
Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" örgüt dokümanında yazılı Araştırma-
Bilgi Toplama (İstihbarat) biriminin sorumlusu olarak ve yine "Lobi" belgesinde "Amaç" alt
başlığında yazılı "..bu çalışma ile hayata geçirilmesi plânlanarak önerilen "Lobi" göstereceği
faaliyetler ile yukarıda işaret edilen alanlarda çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat
toplayabilecek ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirecektir,kontra senaryolar
üretebilecek, etkinlikler tasarlayarak uygulamaya koyacak..." hedefine uygun olarak istahbarat
ve propaganda faaliyetleri ile görevlendirdildiği, bu görevi kapsamında daha çok sahibi
bulunduğu www.ozel-buro.com internet sitesi aracılığı ile elektronik ortamda internet
üzerinden olmak üzere propaganda yaparak örgüte eleman kazandırdığı, bu faaliyetlerinin
elektronik ortamda internet üzerinden yürüttüğü çalışmalar ile sınırlı kalmayıp dış
görüntüsünü ve kılığını değiştirerek istihbarat hedefi oluşumlar içerisine sızmaya varıncaya
kadar her türlü istihbarat faaliyetim de kapsadığı, bizzat veya örgüte kazandırdığı elemanlar
aracılığı ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat toplayıp kişilerin siyasî, felsefi veya dinî
görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak
kişisel veri olarak kaydettiği yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede
delil elde edildiği anlaşılmıştır.
Esasen, Erkut ERSOY'un Ergenekon Terör Örgütünün güvenini kazandığı ve bu
nedenle kendisine örgüt amaçlan doğrultusunda özel ve önemli biç. faaliyet olarak istihbarat
/
toplama görevi verildiği anlaşılmıştır. Suç tarihinden önce yürürlükte bulunan 765 sayılı
TCK'nun 168/1 maddesinde örgütün özel görevlisi olmak örgüt yöneticiliği kapsamında
düzenlenmekle birlikte,suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nun aynı eylemi
düzenleyen 314/1 maddesinde buna paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu nedenle Erkut
ERSOY'un örgütün özel bir görevini yürütmekle birlikte yönetici konumunda olmadığı
değerlendirilmiş olduğundan,
Şüpheli Erkut ERSOY'un eylemine uyan TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun
135/2,1,43/2 maddeleri uyarmca cezalandırılması talep edilmiştir.

68-ŞÜPHELİ KAHRAMAN ŞAHİN


a)-Savcılık ifadesinde;
Kollukta müdafii olan Cumhur ALTAN'ın yönlendirmesi ile susma hakkını
kullandığını, kendisinin trafik takip işi yaptığmı,Kadıköy Kuvayı Milliye Demeğinin üyesi
olduğunu,aym zamanda demeğin muhasebesi ile ilgilendiğini,üye kaydı yaptığından ve
aidatlan tahsil ettiğinden dolayı demek üyelerinin çoğunu tanıdığını,
Erol OLMEZ'in eskiden demek üyesi olduğunu, sonradan istifa ettiğini, aralarındaki
görüşmelerde kullanılan "komutanım" kelimesinin şaka mahiyetinde olduğunu,
Telefon görüşmelerinde geçen paşa kelimesi ile Mehmet Fikri KARADAG'm
kastedildiğini,kendisine bu şekilde hitap ettiklerini, aralarında konuşurken Kadıköy Kuvayı
Milliye Demeğine "karargah" dediklerini,
Telefonda kendisini Erolhan EJDEROĞLU olarak tanıtan kişinin Erol ÖLMEZ
olduğunu, Erol OLMEZ'in gariban birisi olduğunu,dernekte yatıp kalktığını, sürekli olarak
kendisine askeri görev verilmiş gibi hareket ettiğini,telefon görüşmesinde geçen görevden ise
neyin kastedildiğini hatırlamadığını, Erol OLMEZ'in kendilerine tarikatlarla mücadele etmek
amacı ile bazı tarikattan takip etmek amacı ile Çarşamba semtine gittiğini ve sakal bıraktığını
söylediğini,
Mehmet Fikri KARADAG'm demek binasını milli emlağm ellerinden almaması için
demek binası içine ve dışına bu binanın 1923 yılında İstanbul işgal altındayken Atatürk' ün
binayı karargah olarak kullandığını yazdırdığını,
Telefon görüşmesi yaptığı Abdullah isimli kişinin demek üyesi olduğunu,bunlann genç
kişiler olarak milliyetçilik duygulan ile birşeyler yapmak istediklerini, bu şekilde konuştuklan
için cevap olarak kendilerinin de aynı şekilde konuştuklannı,
Derneğe gelen kişilerin burasını askeriyenin gibi gördüklerini ve kendilerine
görev verilmesini istediklerini, derneğin üyesi oldukları taktirde dokunulmazlık
kazanacaklarını düşündüklerini,
Mehmet Fikri KARADAĞ' m komşusu olan bir kişinin çalınan mercedes marka
aracının bulunmasına yardımcı olunması halinde demeğe yardım edeceği konusunda görüşme
yaptığını,
Telefonlann dinlenildiğinden bahseden Nail isimli kişinin elektrikçi olduğunu,
dinleme olayını nereden öğrendiğini bilmediğini, daha önce 2-3 kez demek binası basıldığı
için telefonlann dinlenebileceğini tahmin ettiklerini,bu nedenle telefonlann dinlendiğini
görüştükleri kişiye söylediklerini,
Selim AKKURT ve Muhammet YÜCE isimli kişileri tanımadığını,
Kendisinin devletle veya herhangi bir gizli oluşumla ilgisi olmadığını, demeğin
maaşlı bir çalışanı olduğunu,7-8 aydır maaşını alamadığını, telefon koıjuşmalannın çoğunun
demeğe gelen,vatan sevgisi olan heycanlı insanlarla yaptığı ve bir çprğu şaka mahiyetinde olan
;
görüşmeler olduğunu, beyan etmiştir. , <■
b)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
-Çeşitli CD 1er,
-İmeil numarası gözükmeyen ve içerisinde sim kart bulunmayan simens marka cep
telefonu
-1 Adet 32mbyte kapasiteli hafıza kartı 0537 375 5310 numaralı hattın takılı
bulunduğu Nokia marka 6600 model siyah renkli cep telefonu
-Üzerinde lexar media ibaresi bulunan 128mb.lık hafıza kartı bir adet fotoğraf
makinesi hafıza kartı,
-Mektuplar, ele geçirilmiştir.
Kahraman ŞAHİN'e ait, 38 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede;
"İSTANBUL23,06,2007 011.jpg", "İSTANBUL23,06,2007 012.jpg",
"İSTANBUL23,06,2007 014.jpg", "İSTANBUL23,06,2007 020.jpg",
"İSTANBUL23,06,2007 024.jpg", "İSTANBUL23,06,2007 057.jpg",
"İSTANBUL23,06,2007 063.jpg", "İSTANBUL23,06,2007 075.jpg",
"İSTANBUL23,06,2007 079.jpg" ve "pendik_acilisi.jpg" isimli resim dosyalan tespit
edilmiştir. Bahsi geçen resim dosyalan incelendiğinde soruşturma kapsamında yakalanarak
tutuklanan Kahraman ŞAHİN, Hüseyin Görüm ve Mehmet Fikri KARADAĞ isimli şahıslann
Pendik Kuvayı Milliye Şubesinin açılışında bir arada olduklan değerlendirilmektedir. Söz
konusu açılışta Hüseyin GÖRÜM isimli şahsın Türk Silahlı Kuvvetlerimize bağlı Özel
Kuvvetler Komutanlığının kullandığı Bordo Bere taktığı ve diğer katılımcılann bir çoğunun
ise siyah bere taktığı görülmüştür.
Kahraman ŞAHİN'e ait 65 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede
"AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası tespit edilmiştir.;
"AVSEQ01.DAT" isimli video dosyası incelendiğinde "KUVAYI MİLLİYE ASLA
UNUTMAZ, ASLA AFFETMEZ" şeklinde bir ifade ile başladığı, yapılan gösteri yürüyüşleri
ve etkinliklerin görüntüleri ile birlikte Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM,
Kahraman ŞAHİN ve Feraye SES isimli şahıslann konuşmalannm bulunduğu görülmüştür.

Kahraman ŞAHİN'e ait 13 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede;


'TMAG0194.JPG", "IMAG0357.JPG", "IMAG0365.JPG", "IMAG0366.JPG",
"IMAG0374.JPG", "IMAG0386.JPG", "IMAG0391.JPG", "IMAG0393.JPG",
"IMAG0395.JPG", "IMAG0430.JPG", "IMAG0437.JPG", "asker2.gif, "Kuvayı Milliye
LOGOJPG", "resiml.jpg", "resim3.jpg", "100_6522.JPG" ve "100_6686.JPG" isimli resim
dosyalan tespit edilmiştir. Bahsi geçen resim dosyaları incelendiğinde Kahraman ŞAHİN
ve diğer bir çok şahsın askeri üniformayı anımsatan ayrıca bere, apolet, fular ve benzeri
aksesuarları bulunan elbiseler giyerek Türk Bayrağı ve Kuvayı Milliye Flamaları
önünde fotoğraf çektirdikleri görülmektedir. Medeni Kanunda açık bir şekilde şekil ve
şartlan tarif edilmesine rağmen örgüt üyelerinin örgüte olan manevi bağlannm
kuvvetlendirilmesi ve faaliyetlere yönelik motivasyonlannm arttırlması amacıyla kılıç, bayrak
ve kuran motiflerini içeren alternatif bir tören düzenledikleri görülmektedir. Söz konusu tören
kuvva nikahı adıyla kamuoyunda geniş yankı bulmuştur.Kuvayı Milliye isimli derneğin logo
olarak kullandığı resimde ise kuruluş tarihinin 1919 yazılı olduğu görülmüştür. Söz konusu
tarihten hareketle Kurtuluş Savaşımızda düzenli ordunun kurulmasına kadar büyük görev
üstlenen "Kuvva-i Milliye" isimli yararlı cemiyetin devamı olarak lanse edilmek istendiği
ortaya çıkmaktadır.
Şüphelinin evinde yapılan aramada ; Bayrampaşa Kapalı Cezaevinden Deniz
YILDIRIM isimli kişinin Kahraman ŞAHİN ve Hüseyin GÖRÜM'e gönderilmiş., mektuplar
elde edilmiştir. Açık kaynaklardan yapılan araştırmadan mektupları gönderen Deniz

YILDIRIM'm , şarkıcı Emrah İPEK'in dayısı olduğu belirtilen Cahit İPEK'in azmettirmesi ile
İstanbul Gayrette'de silahlı saldın sonucu öldürüldüğü iddia edilen Artı Reklam Ajansı sahibi
Özol YİCİ'nin katil zanlısı olduğu,hakkmda bu suçlama ile müebbet hapis istemi ile dava
açıldığı,halen Bayrampaşa Cezaevinde aynı suçtan tutuklu bulunduğu anlaşılmıştır. Deniz
YILDIRIM'm cezaevinden Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'deki adresini yazarak
Kahraman ŞAHİN ve Hüseyin GÖRÜM'e gönderdiği mektuplarda, tutuklu bulunduğu olayın
içyüzünden,ülkedeki kötü gidişten, dünyadaki gelişmelerden, Kahraman ŞAHİN'in kendisini
cezaevinde ziyaret etmesini istediğinden bahsetmesinin yanı sıra ; "Paşama anlatm,olaylarm
doğrusu bu","Gönlümden geçen tek hareket Darbeyle içimizdeki dış güçlere hizmet eden
şerefsizleri infaz etmek" , "Paşama,Hüseyin Abi'ye,Soran herkese selam olsun,Yolumuz açık
olsun", "Tam aktif zamanımızda başımıza bu iş geldi, lanet olsun", "İçerde de olsak dışarıda da
olsak fark etmez, her türlü yaşam şartına alışkmız„ben savaşımı burada veriyorum", "Basından
takip ediyorum,Beyoğlu'ndaki adreslere operasyon olmadı galiba,bilgin var mı,araştır haber
ver bana","Bir kardeş daha kazandık,Tahsin Mermer,sizleri anlatıyorum,çatımızı anlatıyorum,
onuda kazandık, şaşmyor,çok hoşuna gitti,yalnız olmadığını anlayınca rahatladı, kafasındaki
şifreleri kırıyorum rahatlıyor", "APS ile kitap gönderin bana,kartımı da içine koyun" , "Ben
silahımı ülkenin bölünmez bütünlüğünü bölmeye çalışana çalışanlara çekmeye and içtim,
bizler bu ülkenin direnişçileriyiz" , "Toplu giydirme zamanı yaklaşıyor ! , farkındayım, beni
unutmayın buralarda.Bizler bu millet için topraklar için vanz,zırhımızı giymeden sokağa
çıkmak yok" , "Dışarıdan alınması gereken alacaklarım var,Kahraman'ı gönder bana,yada sen
gel", "Kuvayı Milliye Karargahına giren kutlu kişi her bakımdan güvendedir, zira Kuvayı
Milliye Karargahında Allah'ın izin vermeyeceği hiçbir iş yapılmaz...", "İşimiz çok zor, çok
dikkat ve çok zor,Allah yolumuzu açık etsin, ölmek için emir beklerim ben,biz ölümle arkadaş
oluruz" sözlerinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu mektupların da , şüphelinin örgütün Kuvayı Milliye yapılanmasmdaki bütün üyeleri
ile birlikte diğer kişilere, vatanın elden gittiği , Kuvayı Milliye derneğinin vatanın kurtarılması
davasını yürüttüğü, bu kapsamda askeri bir darbenin zemininin hazırlanarak hain olan kişilerin
infaz edilmesi gerektiği fikrini aşıladığını gösterdiği, esasen Ergenekon Terör Örgütünün
yönetici konumunda bulunan üyelerinden, bu mektupları kaleme alan cezaevinde cinayet
suçundan tutuklu olarak yatan bir ilgilisine kadar bir askeri müdahale söyleminin bulunduğu
soruşturma evrakı genelinden de anlaşılmaktadır.

c)-Telefon görüşmeleri;
Tape:82,21.04.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Kahraman'ın "Baba bu Devlet TOPÇU" "Altıyolda seni bekliyormuş." dediği, Mehmet
Fikri'nin "Nerden çıktı o yaa şimdi" "Şeydeki bir çocuk ya. Bizim hemşerilerden birisi."
dediği, Kahraman'ın Mehmet Vakıf DÖĞÜŞÇÜ ve Savaşan TOSUN isimli şahısların
aradığından bahsettiği ve "bizde başlayacağız birazdan, geldi elemanlar" dediği, Mehmet
Fikri'nin "Devlet bana birşey demedi. Canım bi randevumuz yok da." "Görüşürüm yani. O
bizim şey iyi bir çocuk yani."dediği, Kahraman'ın "Ben o zaman ona diycem böyle böyle
babam bir toplantıya gitmiş diycem" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'm "Bizim
militanlardan birisi yani. İyi bir çocuk yani." "Terkedilecek bir çocuk değil ama. Şimdi ne
yapayım ben ona ordaysa." dediği, Kahraman'ın "Tamam. Gelirse buraya davet ederim. Bir
çay içirir, gönderirim ben." dediği,
Tape:321, 28.04.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR arasındaki görüşmede özetle; Mehmet Fikri'nin "...E.Bey'gelecekti F.. V..
Başkanı haber var mı ondan" "Hüseyin abine sor Kahraman'a sqr" dediği-ve-görüşmenin
devamında Mersin başkanı Kemal CANAY isimli şahıstan bahsedildiği,

■7- 'tfc^j-*
Tape:324, 01.05.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle ;
Mehmet Fikri 'nin "Turgay diye bir arkadaşı gönderiyorum yanma" "Ümraniye'de bir E 200
Mercedes çalınmış" "Maltepe grubu çalmış, oralar da işte Tuzla Şifasuyu'na göndermiş" "50-
55 Euroluk bir araba doksan milyarlık" "Arabayı bulursak, ordan bizim de hakkımızı verecek.
Satacaz galeride doksan milyara 90-95" "Tamam, onu Turgayla siz anlaşırsınız onu" dediği,
Kahraman'm "Tamam gönder babacım" dediği,
Tape:325, 01.05.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Bir önceki görüşmede bahsi geçen araçla ilgili olarak konuştukları ve Mehmet Fikri'nin "Ama
oralarda dolaşıyormuş o araba, onu jandarmaya mı bulduracaz, Biz bulursak 30 lirasını alırız,
en az 20 sini alırız" "Bi geçin bakayım bi araştırın nedir" dediği,
Tape:326, 02.05.2007 tarihinde Turgay isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ;
Turgay'm "Ben Turgay, dün görüşmüştük ya" "Bir gelişme var mı diye bir sorayım dedim"
dediği, Kahraman'm "Şu an için herhangi bir gelişme yok" dediği,
Tape:327, 04.05.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ; Erol'un "Ben
vatandaşlara ulaştım kadroyla ilgili hareketlere geçiyorum" "Şartlar ne falan diyo, ben dedim
yüz yüze, gel KahramanTa konuşursun o konuyu.." dediği, Kahraman'm "Ya sen kendi ekibini
kur da tamam mı. Şartları konuşuruz, Sen hazır adam tut yani elinde" "Cingöz aradı Cingöz"
"Senden bahsetti" "Dedi ki oradan ayrılmış falan, ben de dedim ki hayır dedim öyle bir şey
yok ayrılmadı dedim, sadece karşı tarafa geçti dedim, Görev yapmak için dedim" "Karşıya
görevlendirdik dedim, Görevli dedim yani" dediği,
Tape:328, 06.05.2007 tarihinde Selçuk isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Selçuk'un
"Abi kafama taktım, bir şey varsa bekleyelim" "Sonra bize vicdan azabı çektirme Kahraman
abi" dediği, Kahraman'm "Yok, öyle bir şey yok yani tamam mı, Bu hani daha önce bi
anlattım ya sistem kuracağız dedik" "Telefonla görüşmek istemiyorum telefonlarım dinleniyor
ya" dediği, Selçuk'un "Tamam, Sonra vicdan azabı çekmeyelim anladın mı abi" dediği,
Tape:330, 10.05.2007 tarihinde Fahri isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Fahri'nin
"Çok büyük bi elli milyarlık bir işim var tamam mı" "Moruk sana ihtiyacım var, ben senle
konuşmam lazım, cebi silkelemem bu numaradan olmaz, beni hemen ofisten ara, yada ben
seni arayayım" "Hemen hemen ara, adamlar bekliyorlar beni" dediği, Kahraman'm "Döneyim
de hemen arayayım seni" dediği,
Tape:332, 17.05.2007 tarihinde Ferdi isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Ferdi'nin
Kahraman'm yanında bulunan Ali'ye hitaben "Bizim Özgür'ü vurdular" "öldü diyorlar"
"Vallaha bir çatışma yaptık yukarda bir olay" "hastanede, yoğun bakımda. Öldü möldü
diyorlar, bizde şoktayız şuan" dediği ve telefonu alan Kahraman'a hitaben "abi başımızdan bir
olay geçti" "Bi şeyler yapmak lazım" "Bak 1 tane 2 tane ev var abi o evleri bitirelim ya"
dediği, Kahraman'm "Bu telefonla görüşme benim benle bu işleri burada gel buraya gelde
görüşelim" dediği,
Tape:333, 19.05.2007 tarihinde Kenan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Kenan'la
"Benim bir sıkıntım var" "Paşamla görüştüm ben" "O biliyo. Ben dedim arıyorum Kahraman'ı
ara dedi" "Hasan'la bir olayımız vardı, derneğimiz vardı ya bizim burda, bir sıkıntı yaşadım.
Buraya gelme şansın var mı" "Kaç kişi varsınız orda" dediği, Kahraman'm "Vallahi yaklaşık 4
kişiyiz" dediği, Kenan'ın "Sağlam mıyız" "Yok burda hep gezcez abi buraya, yok burayı, bir
şekil var yani burda da sıkıntı var" "Oraya gitmeden hayır bir dakika ben gideyim mi tek
başıma orayı dağıtacam" "Geliyorum, buraya gelcez bak gelceksek geleyim yoksa ben yalnız
gidiyorum" "Ben şimdi Fikri Albayla görüştüm, o da dedim arayayım Kahraman'ı, zaten bana
gerekeni söyledi dedi git dedim Kahramanı arayacam dedim ara dedi, tamam mı" dediği,
Kahraman'm "Ya tamam uzatma gel buraya ya, Telefondan uzatma, telefonum dinleniyo ya"
dediği,
,C •* ^ ev'
» "• \ , *H
* * ■;____________

2177

\ 3 * • ^
Tape:335, 05.06.2007 tarihinde Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Hakan'ın "Bir tane züppenin birisiyle uğraşıyorum" "Bakalım, bakalım herhalde Onun işi
bitirilecek" "Ya bir tane Bingöllü ya" dediği, Kahraman'm "Gel görüşelim beraber hallederiz"
dediği,
Tape:336, 11.06.2007 tarihinde Gülbeyaz isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Gülbeyaz'm "...fotokopi çektircem elimde olan o şey var ya asker resmi olan" dediği,
Kahraman'm "Hem Cumhurbaşkanıyla görüşecem hem de Genelkurmayla" dediği,
Gülbeyaz'm "Git, gereken neyse, gereken neyse hiç şey yapmayın herhangi bir ümitsizliğe
kapılmayın. Çok güzel bir gidiş oluyor yani" "Esnaflara bir gün o şeyden dağıtayım bildiri"
"Hani sen bana bir şey göndericen, gönderdin mi yoksa" dediği,
Tape:337,11.06.2007 tarihinde Niyazi KIYAK ile görüşmesinde özetle;Niyazi'nin "Ya
bu biz Genelkurmay'a gidip ne diyecez, Onu ben düşündüm de biliyor musun" dediği,
Kahraman'm "Ya Gidecez Ya Bizim De Hazır Olduğumuzu Belirtecez Ya" "Hazır
Olduğumuzu Bir Takım Bir Şeyler İsteyecem Ben" dediği, Niyazi'nin "Kime karşı abi, Irak'a
Irak'a karşı mı" diye sorduğu, Kahraman'm "Ya ne Irak'ı ya, Irak kim ya" dediği, Niyazi'nin
"Ya şimdi bir şeyi iyicene düşünüp öyle gitmek lazım kardeş, Talebimiz Güzel Olacak yani
biliyor musun" dediği, Kahraman'm "Ya gelsene sen, seni bekliyoruz" "Yani tam şey zırt
noktasındayız. Gel gelişmeler var anladın mı" dediği,
Tape:341, 13.06.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle;EroPun
"Kıdemli Binbaşı EROLHAN EJDEROĞLU" "Karargahtasın değil mi yarın" "Tamam,
işlerimiz var yarın biliyorsun" "Operasyona çıkıyoruz" dediği, Kahraman'm "Tamam abi sen
merak etme" dediği,
Tape:342, 13.06.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle;Erol'un
"Komutanım şimdi bizim bu Mersinli Ali ( Ali KUTLU ) vardı ya" "Şimdi onla görüştük de, o
biraz İstanbul'a geliyormuş haberin var mı senin" Öyle diyor İstanbul'a geliyorum diyo"
"Kahraman Binbaşıya da selam söylersin diyo" "Gel dedim kafam kırayım dedim senin
burda" "Biz dedim zaten dedim dağı bıraktık dedim indik yaylaya" dediği,
Tape:344,14.06.2007 tarihinde Niyazi KIYAK ile görüşmesinde özetle;Niyazi'nin
"Benim bir arkadaşım gelmiş oraya Ahmet YILDIZ Sivaslı" "Çok sağlam bir adamdır
tehlikelidir" "O var ya benim Edirne'den kader arkadaşım" dediği,
Tape:345,14.06.2007 tarihinde Ahmet YILDIZ ile görüşmesinde özetle;Ahmet'in "Bu
şeyler vardı ya, çıkaracaktın onların listesin işleme koyma da yarın biz senle konuşalım ondan
sonra koyalım, o benim dediğim şeyler vardı ya sana" "Yaşadıklarımızı yaşasan dersin ki, Ah
abi ah! dersin" dediği, Kahraman'm "Doğrudur abi, ben de o zaman şunu söylüyorum yani
sizler bizim önümüzde birer öndersiniz yani" dediği,
Tape:346, 15.06.2007 tarihinde Bünyamin SAVUR ile görüşmesinde özetle;
Bünyamin'in "24 saat emrinizdeyiz kardaşım" "Ben teşkilatçıyım. Gelip masaya oturacağım
zaten. Biraz işlerim var, onu bir halledeyim" "Komutanımdan yetki alıp oturacağım" "Ondan
sonra bu adamların korkulu rüyası olacam ben" dediği,
Tape:347, 17.06.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle;Bir süre sohbet
edildikten sonra Erol ÖLMEZ Almanya'dan gelen Mehmet isimli şahsı kast ederek "Mehmet
abiler he dün konuşacaklardı o konuyla ilgili, hatta beni çağırdı, komisyon başkanı da aradı"
"Hikmet vardı çağırdı konuşalım dedi. İşin içinde sen varsın dedi, sen getirdin dedi" dediği.
Kahraman'm "Şimdi o olay üzerine Bir oyun kuracaz inşallah tamam mı" dediği, Erol'un "Ne
konuştun yani dün toplantı güzel geçti mi" diye sorduğu, Kahraman'm "Ya iyiydi, çünkü İş
Bankası'nm üst düzey yöneticiliğini yapmış bir ablamız var yeni, onîan konuştuk" "Değişik
bir yol izleyeceğiz onun için inşallah" dediği, Erol'un "Mehmet abi'nin elindeki olan
dökümler, doneleri anladın mı" "Bakıldığı zaman karşılığı çıksın veya kim vermiş nasıl bir
araştırılsın A'dan Z'ye kadar ki emin olunduğu zaman her türlü oynanır o zaman, anladın mı"
"Bu adam o sizin bir tane var ya vatandaş işte çıkmış işte yok kardeşim
bunu 100 bin Euro'ya yakm parasını çarpmış ya bu adamın" "Bu adamda çok güzel ekmekler
yeni yani, sahip çıkılması gereken insan bu" dediği, Kahraman'ın "Biz Kuvayı Milliye
olarak çıkıyoruz yani, sen çıkıyorsun ben çıkıyorum Hikmet çıkıyor" dediği, Erol'un "Ne
yaptın ne ettin başka, Otlan nereye koydun sağlama koydun mu" diye sorduğu, Kahraman'ın
"sağlam hepsi" dediği, Erol'un "Yani öyle Mutfakta Durmasın açıkta" dediği, Kahraman'ın "...
şimdi önümüzdeki ay bu ... dava bittiği an", "Bittiği an zaten hepimiz rahattayız yani",
"Çünkü, çünkü bizim Kuvayı Milliye olarak surda ayın yirmi ikisinde değil mi şey bitiyo,
seçim? Ondan sonra rahatlıyoruz bitiyo yani bizim sıkıntımız o zamana kadar anladm
mı" dediği,kendi aralarında bir süre derneğin sıkıntılarından bahsettikten sonra Kahraman'ın
"Ondan sonra da düzelecek bir tane daha iş aldım bir 180.. " "Geldiğin zaman konuşuruz,
bunları telefonda fazla konuşmak" dediği, Erol'un "Bizim bi ismimiz var bi kimliğimiz var
kardeşim bakma böyle biz insanlar gibi arasına giriyoruz sohbet ediyoruz yani Allaha şükürler
olsun gözümüzün gördüğü hiç bir şeyden korkmayız Allahtan başkası ya", "Diyorum ki bizim
elimizde olan imkanlar hiç kimsede yok bunları değerlendirelim bak bir sürü insanlar var bir
sürü kardeşlerimiz var bak bir sürü sıkıntıda olan insanlar var", "Güçlenelim abi ya niye böyle
duruyoruz ya", Kahraman'ın "Erol şimdi biz dava yürütüyoruz anladm mı yani ticarate
bakmadık ama ufak ufak başhcaz yani" dediği, Erol'un "Şu Almanya'dan gelen o bizim
diplomatlara sahip çıkalım onlara tamam mı her hangi bir şekilde, o bitane vatandaş vardı ya
kimdi o Veli KÜÇÜK'ÜN bilmem nesimiymiş falanmış, o çakal var ya çakal kimse onu
karagaha getirttirelim abi bulalım o kimse istihbaratını yapın onun kimse bulun abicim onu bi
hesap versin bakalım kimmiş o" dediği,
Tape:348, 17.06.2007 tarihinde Şevket isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Şevket'in "Abi hani geçen gün demiştim ya kafası gözü kırılacak birisi var" "Boş vaktin
olur mu bu hafta" dediği, Kahraman'ın "Olabilir ya" "Ben sana bir iki tane kardeşimizi
gönderecem", "O zaman hallolur" "Sen bana telefon aç ne zaman olacağını" dediği,
Tape:349,18.06.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle;Erol'un "He
vatandaşları bekledim biliyor musun" "Operasyon yapacaktık onlara da baktım gelmediler"
"Gelseydi direktmen 1. Kolorduda gözlerini açtıracaktım, kaçtılar şerefsizler" "Yerlerini ..
tespit ettik zaten adresleri falan her şeyi tespit edildi, onlarla ilgili gereken çalışmaları yapalım
istihbaratla ilgili bilgileri her türlü, şahıslarla ilgili tamam mı" "Bu akşam onların gerekse
gece saat 2-3 arası alalım o şerefsizleri" "ben karargaha geliyorum komutanım" "Hayırlı
görevler diliyorum" dediği,
Tape:158, 24.06.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ üe görüşmesinde özetle;
Yapılan bir kamp toplantısından bahsettikleri, Kahraman'ın " Nasıl değerlendiriyon baba"
"Bugünkü gündemi" dediği, Mehmet Fikri'nin "Gayet güzeldi" "Gençliği de konuşturduk,
gençliği konuşturmayı unutmayalım bundan sonra" " çok önemli, hatta bide güzel, iyi bir
kadın bulsak, oda konuşsa, her seferinde bi kadın bi genç" diyerek gençlere konuşma yapması
için kadın konuşmacı ayarlamaya çalıştıkları, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde siyasi
konulardan bahsettikleri, Mehmet Fikri'nin "...Gürcistan'da, Amerika'da, İngiltere'de,
Ermenistan'da, Suriye'de, Arabistan'da, gidin Türklere dininiz elden gidiyo deyin, başbakanda
olursunuz cumhurbaşkanı da olursunuz diyo, yani bizim millet ohh batan geminin mallan
deyip propagandayı yapıyor, bakan oluyor, başbakan oluyor, her şey oluyorlar,
Cumhurbaşkanı bile oluyorlar, Turgut Özal gibi o.... mesela" "Neden işte bu bizim
yapacağımız işten sonra olamayacaklar" dediği, konuşmanın son bölümlerinde Muzaffer
TEKİN ile ilgili Bursa'daki bir evde daha bazı malzemelerin çıktığından bahsettikleri,
Tape:373, 25.06.2007 tarihinde Begüm isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Begüm'ün "Biraz önce Fikri Paşayla konuştum, onu haber vereyim dedini" "Kapıda
yakaladım paşayı, gel dedim konuşucam senle" konuştuk bi yanm saat" dediği, Kahraman'ın
"Bugünde ben fırça attım ona" "Bir tane çocuk vardı, onun numarası yazılmamış üyelik
numarası falan" "Dedim gençlere ne yapıcan sen dedim, mahvettiniz bizim gençliğimizi
dedim. Kalkıyorsun gençlerden şey istiyorsun falan neyse ondan sonra yumuşadı" dediği,
Begüm'ün "Paşa çok sinirli" "Ama güzel planlan var, benim içime su serpti" dediği,
Kahraman'm ".. .hazır yani her şeyimiz" dediği, Begüm'ün "Şu şehitlerden dolayı, Erdoğan'a
inat bi miting düzenleyemiyor muyuz İstanbul'da" dediği, Kahraman'm "Düzenleriz" "Ama
gel yardım et o zaman" "..gel çarpışalım" "Para olucak, ben bulucam parayı, 2-3 tane işimiz
var, inşallah biticek" dediği,
Tape:374, 26.06.2007 tarihinde Begüm isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Şişli
Belediyesinin çalışmalarından duydukları rahatsızlıkları konuştuklan,devammda Begüm'ün
"..Tanıdığınız birileri var mı bunun yardımcısı sağ kolu orta kolu" dediği, Kahraman'm "Ha
askeriyeden yani,önce ama askerlik te bir şey yok yani" dediği, aynı konuda konuşmaya
devam ettikleri,Kahraman'm "Ya bunları var ya ne yapıcan biliyor musun zamanı geldiği
zaman", " Elektrik vericem onlara hem de 2000-3000 voltluk anladım mı"dediği, Begüm'ün
aynı şikayetlerden bahsedip çıldırdığını söylemesi üzerine Kahraman'm " iyi çıldır biraz
ya,biraz çıldır da artık savşaçı ol,yani ruhun şey olsun"dediği, Begüm'ün "Ya ne yapayım
ya,ben tek başıma ne yapabilirim Kahraman yani" dediği, Kahraman'm "Ya şimdi ne yapacaz
boşver şimdi tamam mı,şimdi biz işimize hakıcaz,işimizi bitirecez yani, bizim yolumuz yani
biliyorsun bu işi biz bitiricez, başka hiç kimse bitiremeyecek görüceksin bak" dediği, "Ya
bunları nasıl ayıklıycaz Allahım bilmiyorum yani biliyor musun" dediği, Begüm'ün " Valla
bunlar ayıklanacak gibi değil yani yemin ediyorum"dediği, Kahraman'm "Bunları toplu imha
etmek lazım" dediği,Begüm'ün "Kene gibi bunlar kene,böyle sömürüyor,yapışmışlar toprağa
vatan emiyorlar yani başka bir şey değil yani" dediği, Kahraman'm "yakında biz de onlara
yapışacaz merak etme" dediği, Begüm'ün "inşallah birbirlerine yapışsınlar da ayrılmasınlar
öyle" dediği, Kahraman'm "...onları biz birbirine vurduracaz diyo,merak etmeyin diyo"dediği,
Begüm'ün " Yani S. kim yani Allah aşkına yani vallahi billahi nefret ediyorum ya" dediği,
Kahraman'm "S.var ya, hahamların,papazlarm şeyi olmuş biliyor musun.Tabi tabi evet yani
ben hepsini biliyorum yani onların" dediği, Begüm'ün "Allah Allah ne alaka var mı onda da
bozukluk yani" dediği, Kahraman'm "Tabi bu Ermenilerle bilmem nelerle onlara"
dediği,Begüm'ün "Şerefsiz boşuna nefret etmiyorum heriften yani" dediği, Kahraman'm
"Adam hep onlara hizmet ediyor,şu anda istihbaratını alıyoruz yani" dediği,
Tape:168, 10.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri'nin "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet (Muhammet YÜCE) diye bir çocuk
geliyor" "Bizim derneğin önde gelmiş olduklanndan" "Arabasıyla geliyormuş, onu alın
görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün, bende çıktım geliyorum" "Muhammet diye bir çocuk
uzman çavuşmuş" dediği,
Tape:375, 27.07.2007 tarihinde Ali KUTLU (Kahraman ŞAHİN'in telefonundan) X
Şahıs (Şerafettin GÖZÜKELEŞ) ile görüşmesinde özetle ; X şahsın "Evet ne oldu,bizim
Taner bey (Taner ÜNAL) gil çıktı mı acaba" dediği, Ali'nin "Yok hala devam ediyor" dediği,
X Şahsın "Yardımcı olsanıza Kuvayı milliyeciler olarak" "Ne yapmış ki. ..bir sürü it uğursuz
köpek varken yani bunlan mı almak gerekiyormuş" "Dün yazı hazırladım gene hazırlıyorum,
AKP ile artık daha şiddetli mücadele edicez yani" "Senide içeri aldılar mı" dediği, Ali'nin
"Biz İstanbul'dayız" "Çok kalabalığız burada, Ekip var" dediği, X Şahsın "Nasıl şey
yapıyorlar mı yani yine devlet üstüne gidiyor mu" dediği, Ali'nin "Hiç üstüne gitmiyor.
Genelkurmaydan araştırma yaptık, tek Kuvayı Milliye orada kadıköydeki Kuvayı milliye
dedi, dün Genelkurmayın basın açıklamasında" "Bizi işaret ediyor yani Genelkurmay" dediği,
X şahsın "Türkiye'de genel durum nasıl şu -arıda" diye sorduğu, Ali'nin "Şuan kötü, berbat.
İşte bakacaz, bi hamle yapacaz yakında, her şeyi haberlerden okursun zaten, haberleri
dinlersin birşey oldu mu" dedığin/'X Şahsın. "Ne hamlesi

2180

'AUı^
yapacaksınız" diye sorduğu, Ali'nin "Telefonda olmaz tamam" dediği, X Şahsın "Kardeşim bu
tarikatlara cemaatlere komple el koysunlar kapatsınlar" dediği, Ali'nin "Öyle Yapıcaz Zaten"
"11 kasım 1938'den bu güne her kurum kuruluş şahıstan hesap sorucaz. Sen hiç kafanı yorma
rahat ol yani" dediği, X Şahsın "Yeni şafak yeni Türkiye gazetesi var birde bu amma
kodumun tam militan bir gazete o da ya" dediği, Ali'nin "Hepsine el koyacaz kafanı yorma
hepsini" dediği, X Şahsın "Ya düşündükçe sinirleniyorum vallahi billahi ya, gidip eylem
yapasım geliyor ya" dediği, Ali'nin "Ya boşver, akşam MSN'de şey yaparız. Telefonda girme
bu tip şeylere tamam mı" dediği ve telefonlann dinlendiğini ima ederek bu konu hakkında
akşam MSN'den görüşmeyi tavsiye ettiği,
Tape:378, 30.07.2007 tarihinde Niyazi KIYAK ile görüşmesinde özetle;Niyazi'nin
"Bu telefonlann dinleme olayıyla ilgili bir çalışma yaptım da o bizim bi gazeteci arkadaş var
ya" O açıklamayı da yapacaz da, önce senle bi görüşelim, netleştirelim olayı" "Kesin tespit
ettirdim" "Özellikle 7 hat kesin dinleniyo" dediği,
Tape:441, 02.08.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Ayhan isimli kişi arasında yapılan
görüşmede özetle; Ayhan'ın " Ya Kanal D'yi açsana bi, varan yakında televizyon", " İmam
Hüseyin nikah kıyıyor İmam Hüseyin, sende var miydin nikahta" dediği, Erol'un " S... İmam
Hüseyin'in nikahını da İmam Hüseyin'i de, lan ne nikahı kıyıyo lan" dediği, Ayhan'ın " İmam
nikahı" dediği, Erol'un "Kime kıyıyor"dediği, Ayhan'ın " Kuvai Milliyenin yemin törenini
yapıyor", " Vallahi billahi, Kahraman'da orda Kahraman yemin ettiriyor" dediği, Erol'un "
M... bunlar sıyırmış kafayı lan iyice" dediği, Ayhan'ın " Vallahi, Türk Bayrağı Kuranı Kerim
ve Kılıcı Hüseyin İmam Hüseyin'in Kırbacı, Kahraman orda" dediği,
Tape:4089, 03.08.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle;X Şahsın "haftaya
Cumartesi tarihinde şeyleriniz bol olsun formlannız" "başvuru formlannız bol olsun, haftaya
Cumartesi" "link açtık Öztürklerle, Öztürkler sitesiyle" "tanışmak isteyen arkadaşlar haftaya
Cumartesiye Knvayı Milliye derneğinde buluşmak üzere diye" "...en azından 20 kişi bak en az
getirmeleri lazım" dediği, Kahraman'm "bugün de şeyden Bursa'dan, Uludağ üniversitesinden
on tane kardeşimiz, bir minübüs tutup geleceklermiş, diyorlar biz yemin etmek istiyoruz"
dediği, X Şahsın "R.. var ya" "Kıbns başkanı, onun yeğenleri falan geleceğiz, biz onlar
Dernek açmayı düşünüyorlar orada" dediği, görüşmenin devamında X Şahsın "Zeynep'in
kimliği ordaydı çıktı mı" dediği, Kahraman'm "Kardeşim be ablamız yeni geldi" "bunlan yann
falan bir gözden geçireceğiz halledeceğiz inşallah" dediği,
Tape:379, 07.08.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Recep Gökhan'ın "Hüseyin abi geldiği zaman ben gelicem kendisiyle başka bir şey
konuşacam abi", "Eğer benim onun gözünde bir yerim varsa" , " O konuşmaya başlamadan
önce de ona her şeyi göstermek istiyordum öyle bir şey konuşacaktım abi" dediği,
Kahraman'm " Gelir ya,niye gelmesin,olmadı alır gelirim ben yani,canm sıkkın mı abi nedir"
dediği, Recep Gökhan'ın "Canım sıkkın değil de", "üstümde çok büyük bir görev var abi"
dediği, Kahraman'm " Sen benim ağabeymsin tamam,onun dışında var ya ben başka bir şey
kabul etmiyonum, fark etmez yani biliyor musun sen benim ağabeymsin yani ölene kadar
artık" dediği,
Tape:350,13.08.2007 tarihinde Niyazi KIYAK ile görüşmesinde özetle;Niyazi'nin
"Bana bak sen o Ümraniyede'ki kardeşler geldi " "2 tane yeni üye getirdiler" "Kendileri de
öğleden sonra akşam üstü uğrucaklar buraya oldu mu" "Sen yoksun diye şeysi olmadı, sen
yoktun ya anladın demi manzarayı" "2116" dediği, Kahraman'm "2116" dediği,
Tape:4090, 18.08.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde
özetle; Abdullah'ın "He bizde hazırlandıkta seni bir ziyarete gelelim dedik arkadaşlarla hazır
mısın yani gelelim mi" dediği, Kahraman'm "kimlerle gelecen" ^"'evdeyim Abdullah
rahatsızım ya" "sen ne yapıyorsun, dün gelecektin geldim oraya bekledim 'gelmedin ya"
dediği, Abdullah'ın "Ya aksilik çıktı hiç sorma ağabi ya, şimdi bugüne hazırlandık dedik

2 x (^}ĞK^n
şimdi Cumartesi de onun arabayı marabayı hep hazırladıydık dedik bir telefon açalım da öyle
gidelim, boş gitmeyelim diye dediydik" dediği, Kahraman'm "ne yaptın sen işi hallettin mi?"
dediği, Abdullah'ın "ya ben işi hallettim de hani ben sana dedin ya ekip kurdum falan"
"onlarda hazır çok güzel ekip, tespit ettiğim yerlerde var, haraç değil de yardım amaçlı
gidecez otellere elli milyar, yüz milyar alacağımız yerler var onun için görüşecektim ben
seninle o ekiple gelecektim yanma. İstersen eve gelelim senin araba var altımızda" dediği,
Kahraman'm "sen şimdi bak, sen şeye geç Kadıköy'e geç" "Kadıköy'de Niyazi ağabi varya
hani" "onla görüş tamam mı" dediği, Abdullah'ın "Niyazi ağbi biraz ters bakıyor ama bu işlere
sen gelebilirsen biz seni atanz arabayla" dediği, Kahraman'm "ya gelemem ben rahatsızım
anladın mı Abdullah" dediği,
Tape:4091, 21.08.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X Şahsın "başkan
aslında seni ben niye rahatsız ediyorum biliyon mu" "senle bir yüz yüze görüşsek" "o tren
istasyonunda in kaynarca tren istasyonundan ben seni ordan alayım tren istasyonu arkasında
bir kahve var ben orda olacam aslında orda bir yüz yüze bi görüşsek bi iki iş var güzel bi
işler" "sıkıntıları da gideririz" "mersinde bir iş var olmazsa mersine beraber gideriz"
"gördüğüm kadarı ile sıkıntılarınız devam ediyor" dediği, Kahraman'm"evet öyle" dediği,
Tape:4092, 01.09.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde
özetle; Kahraman'm "biraz sıkıntılarım var Abdullah" dediği, Abdullah'ın "para sıkıntısı mı"
dediği, Kahraman'm "kardeşim öyle olmuyor yani bi iş güç şeyi halletmeden yani bu işe
girmek istemiyorum pek tamam mı" dediği, Abdullah'ın "hı hı anladım senin demek
istediğini" dediği, Kahraman'm "yani çünkü bişey olsa yani" dediği, Abdullah'ın "bi iş varda
çok güzel böyle ya aslında bizde yapıcaz da ben senle bi türlü konuşamadım bu şey işi var ya
gümrük" "bi tane adamını bulduk biz" "araba maraba alma işi olayları" "görüşürüz sonra"
dediği,
Tape:3414, 03.09.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde özetle
; Abdullah'ın "Bende oturuyorduk senden bahsediyorduk böyle üye olduğumuz arkadaşlar
vardı oraya bize kimlikler falan soruyorlar da dedim bi sorayım dedim ne zaman gelir" dediği,
Kahraman'm "Sen kime verdiniz şeylerinizi siz" dediği, Abdullah'ın ".. Niyazi abiye verdiydik
hepsini" dediği, Kahraman'm "Tamam yarın geldiğinde görüşürüz tamam kardeşim" dediği,
Tape:353, 07.09.2007 tarihinde Niyazi KIYAK ile görüşmesinde özetle ; Kahraman'm
"2116 durum ne" diye sorduğu, Niyazi'nin "Yukarda toplantı devam ediyor" dediği,
Tape:4094, 09.09.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; X Şahsın "...gelip
gidemiyom amma bir yaramazlık bir şey falan var mı?" "...bizim öbür Halil arkadaşın da
selamı var" dediği, Kahraman'm "bak sana sizin bir gelmeniz lazım bizim oraya ya, işlerimiz
var sizle" "eeeee 29 Ekim'e öyle bir güzel kadroyla şeye çıkacağız defileye törenlere
çıkacağız" "30 kişi falan oldu 35 kişi" "hep genç arkadaş hepiniz böyle tığ gibi hep genç böyle
biliyor musun" dediği, X Şahsın "tamam ağa gelirim" "ben toplarım buradan birkaç arkadaş
daha" dediği, Kahraman'ın "...gel ama bana şey çıkartacaz kimlik falan çıkartacaz size tamam
mı" dediği, X Şahsın "tamam yalnız benim öbür kimlik hazır mı" dediği, Kahraman'm "ya siz
bi gelim benim yanıma benim yanıma bi gelin bi takım şeyler değişti tamam mı" dediği,
Tape:451, 17.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ;
Kahraman'm Erol' a nerde olduğunu sorduğu, Erol' un "Taksime geçiyorum, ordan da
Çarşamba'ya geçcem" "İftardan sonra akşam 8, sabah 8 nöbete devam yani, sen ne
yapıyorsun ne var ne yok?","Biz de mollaların arasına takıldık girdik işte ne yapalım,
soktunuz bizi o taraf Çarşamba'ya" dediği, Kahraman' m ,"Y/% hayırlısı olsun be
kardeşim ya, görevini tam yerine getir de" dediği, Erol' un/CrÖrgvrgeîmyoruz, ne var ne
yok sen nerdesin ne yapıyorsun?..." dediği, Kahraman' m "İşm^var öyle'* "sefine yapıyorsun
'' •*' v * V
görülmüyorsun hiç?" dediği, Erol' un "yarın karargaha geliyorum" dediği,Erol'un Kahraman'a
oruçlu olup olmadığını sorduğu, Kahraman' m "Yok değilim, ne oldu?" "Sen de mi?" dediği,
Erol' un "Yok ben tutarım ben hoca adamım biliyorsun sakal bıraktım haberin yok galiba"
"molla oldum ben de" dediği, Kahraman' in "İmam Hüseyin de bıraktı" "Yarın geldiğinde
görüşürüz oldu mu?" dediği, Erol' un "tamam yarın karargaha geliyorum, rahatım yani
dinlenicem tamam" dediği,
Tape:452, 18.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ; Görüşmenin
başında Kahraman' m karargahta olduğundan bahsettiği, Erol' un kimlerin orda olduğunu
sorduğu, Kahraman' m Seda, Ali, Niyazi isimli şahısların orda olduğunu söylediği,
görüşmenin devamında Erol' un " Sayın Özel Kuvvetler Komutanım nasıllar iyiler mi" diye
sorduğu, Kahraman' m "İyiler efendim iyiler" dediği, Erol' un "Paşamız nasıl" diye sorduğu,
Kahraman'm "Paşa da gayet iyiler efendim" dediği, Kahraman' m "Tamam efendim, teşekkür
ediyorum hayırlı görevler" dediği,
Tape:453,18.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ; Kahraman' m
"ne yapıyorsunuz?" diye sorduğu, Erol' un "İyi ne yapalım koşturuyoruz işte" dediği,
Kahraman' m "Erol..." "Bize hiç takmıyon kendini be?" "Tak beni ya kendi şeyine" dediği,
Erol' un "Takayım, gel parayı buldurayım ben size" dediği, Kahraman' m "Hadi bulalım
beraber" dediği, Erol' un "İyi ama benim böyle aldığım paralar farklı yani, böyle yani yerine
göre vurcan, yerine göre kırcan, yerine göre alcan yani" "Bazı vatandaşların hakları var,
haklarına tecavüz edilmiş, bunları kurtaracaz" "Biz yine iyilik ediyoruz Allah adına..." dediği,
Kahraman' m "Kesinlikle ya" dediği, Erol' un "Tamam sen kur teşkilatı kendi ekibini kur"
dediği,
Tape:354, 20.09.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ve Erdal İRTEN ile
görüşmesinde özetle ;Abdullah'm "..Kurduğum ekip senle çalışmak istiyor" "Tamam abi
çünkü adamlarda ona göre haber bekliyor benden" dediği, Kahraman'm "Tamam işte pazar
tarihinde şey yaparız bi toplantı yaparız öyle güzel" dediği, telefonu alan Erdal'ın Kahraman'a
hitaben "Birebir görüşsek çok iyi olur şimdi bu arkadaşlar yani yeni bir ekibimiz var" "Sizinle
çalışmak bizim için bi şereftir" "Sizler bize yol göstereceksin" "Ha biz o yoldan ekibimizle
ilerlicez sizlere layık olmaya çalışacağız önce vatanımız" dediği,
Tape:355, 21.09.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde
özetle ; Kahraman'm "Var mı, parayı vurdun mu" diye sorduğu, Abdullah'ın "İşte pazar
tarihinde geldiğimiz zaman onaylarsan" "Su gibi akacak" dediği,
Tape:457, 24.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ; Erol' un "Ya
bu karargahın telefonları ne oluyor böyle ya, yani değiştirildi mi, bir şey mi var" diye sorduğu,
Kahraman' m "428 60 78 oldu" dediği, Erol' un "Niye böyle oldu yine bu" dediği, Kahraman'
m "İşte öyle ya dinliyorlar ya hani" dediği, Erol' un "Dinleme olduğundan dolayı mı diyorsun"
"Açıcan telefonu küfür edeceksin lan ibneler dinlemeyin fazla diyeceksin" dediği, Kahraman'
m "Devletin şeyini satarlarsa böyle Telekom Almanlara İngilizlere" dediği, Erol' un "Neyse
Tayyib'i de ... inşallah bacağından koparırız " dediği, Kahraman' m "Bugün gene arabada kaldı
haberin var mı" diye sorduğu, Erol' un "daha dur bakalım, o i... sara hastası biliyor musun"
"Kalsın i... bir daha da çıkamasın ordan yavşak" dediği ve konuyu değiştirdikleri, askeriyeye
ait bir arazide zeytinliklerin olduğu ve yakın bir zamanda ihalesinin olacağından bahsettikleri,
bahsettikleri yerin komutanının bu konuda kendilerine yardım etmesi için paşa olarak
adlandırdıkları Mehmet Fikri KARADAĞ' m kendilerine yardım edebileceğinden
bahsettikleri, görüşmenin devamında Erol' un "Yav ihalesi var da, orda ki komutan kimse
ihaleye veriyormuş, o da bizim Paşa nın yetiştirdiği adam değil mi kardeşim" "E tamam
gidelim hani Paşa ile şey yapalım" dediği,
Tape:356, 28.09.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle ;Oğuz Alpaslan'ın "Derneğe gelmeden görüşelim seninle tamâm mı" "Ali bir sürü bir
sürü planları var bunların anlıyor musun" "Yani senle yalnızken görüşecez. Buraya
gelmeyeceksin, beni çaldırıp kapatacaksın ben seni arayacam" "Kadıköyde bir yerde
buluşacaz. Görevini, Birlik beraberlik zamanı şimdi" "Anlıyor musun beni" dediği,
Kahraman'm "Tamam tamam" dediği, Alparslan'ın "Kadıköyde derneğin civarında bi yerde
buluşuruz tamam" dediği,
Tape:4099, 28.09.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ;X Şahsın
"Kahraman ben emekli astsubay Ö.S.", "Dedim ki burdaysanız bi uğrayım dedim derneğe"
dedikten sonra Kahraman'm derneğin adresini tarif ettiği,
Tape:4100, 28.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ;Erol'un "sayın
komutanım" dediği, Kahraman'm "merhabaaa erol komutan" dediği, Erol'un "merhaba
komutanım şimdi şöyle birşey söyleyim ya ...bu eeee bizim bi Ayhan vardı biliyormusun
Ayhan A." "he bu Ayhan'ın bir tanıdığının Fatih'te tamamı" ".. .bu vatandaşın eeee şeyde bir
işi var sen söyle milli emlekta bi işi var bu vatandaşın" "şimdi biz bu adamın işini halledersek
yardımcı olursak bu müdürün karşısına çıkamıyor" "eğer biz normalde ben dedim ki Ayhan
beni aradı eee abi dedi yani istersen şey yaparız dedi yani normalde ben dedim ki işin içinde
her hangi bir şekilde maddiyat varsa yardımcı oluruz dedim tamam mı" dediği, Kahraman'ın
"gideriz abi" "yemeğe çaracağız yani" dediği, Erol'un "bi yemeğe bizim oraya biz onu bizim
oraya gelemez tırsar korkar geri basar yani" dediği, Kahraman'ın dışarda bir yerde yemeğe
çaracaz yani onun içinde masraflar olur yani anlıyor musun" "canım ufak tefek masraflar olur
yani onu da söylersin arkadaşa gerekeni yaparız biz" dediği, Erol'un "Ya bizden bahsetmiş
zaten bu arkadaşlar kendileri asker kökenli ondan dolayı da her hangi bir şekilde şey olmaz
hesabı yani anlıyor musun" "bende gereken her neyse şaaptım yani konuştum onla dedim yani
kardeşim sen rahat ol tamam mı" "şey yaparız yani bu eğer ki gerekirse iş ciddiye ciddiye
bağlanırsa" "şey yaparız yani eee hatta daha önce Ayhan benimle gelmişti ya paşamız şey
yapmıştı" "aynen Ayhan anlatmış yani anlıyor musun yani bu adamlar çıkabiliyor bu adamlar
resmi adamlar yani bu adamlar eli kolu her tarafta anladın mı" dediği, Kahraman'm "pazar
tarihinde gelecen mi sen" "geldiğin zaman konuşuruz oldu mu bunları biz" dediği, Erol'un
"merkezde kimse yok mu yani karargahta kimse yok mu" dediği, Kahraman'm "var var
Hüseyin abi var" "gerekli şekilde biz konuşacaz biz paşayla maşayla her türlü anladın mı"
dediği, Erol'un "eeee şey yapabiliriz yani ben bu vatandaşla görüşmeleri yapim" "ya iş milli
emlağm milli emlağınmış kardeşim yansı adam müteahhit yarısını almış yansı da milli
emlağınmış adam sıkıntıda adam tamamını almayı istiyor 430 metre kare anladın mı" "...bana
bak kovalayacak çok iş var aslındada kovalayacak bişey yapamıyorsun kardeşim" dediği,
Kahraman'm "gelsene kardeşim konuşalım" dediği, Erol'un "Hikmet napmış biliyonmu" "o
bizim iş bankası davası var ya kardeşim" "Ankara'ya gitmiş bu" "hee sen git orda adamlara
tamam mı bizim şeylerimiz var ya üniformalı o şeylerle fotoğraflanmız gitmiş orda millete
fotoğraflan gösteriyor bilmem napıyo biz işte askeriz biz şöyleyiz böyleyiz biz alınz manyak
manyak işler yapıyor bu ya" "...gitmiş efendim yok kimliği göstermiş kimliğin arasından şey
düşmüş fotoğraf orda kalkmış adamlara biz işte yok şuyuz biz askeriz falan filan adam tırsmış
bilmem ne demiş falan filan anladın mı" "manyak mısın dedim ben buna ya geri zekalı
manyak adam ya ben demiş işte ya ben bilmem neyim İstanbul'un şu bu bölgesinde bilmem ne
sorumlusuyum cart curt kendi kimliğini açığa veriyor ya ne kadar eşşek bi adam bu ya eşşek
ya" "abi onun hemen şeyini verin ya defterini dürün bana bak" "şey vardı ya" "Mimarova
Sinanova Silivri" "he şimdi orda şey yapmışlar çocuklar teşkilatlanmışlar kafalarma göre"
"tamam mı hı hı arıyolar dediler eee abi böyle böyle biz dediler şey yapacaz tamam mı"
"dedimki Silivri'de bunlara bir adres verdim dedim bakın kardeşim vatandaş böyle böyle
dedim bu dedim" "vatandaş dedim arızalı yani devlete büyük bi ihanet eden bir vatandaş
tamam mı" "yapacağınız tek şey var bunun dedim resmi de verdim" "çökün dedim amma
koyim tamam mı abi nasıl çökeceğiz, dedim çökün alın götürün alm götürün dedim ibneyi ahn
götürün ondan sonrasını bizimkiler paket yaparlar dedim tamam mı" dediği, Kahraman'ın
"çökme ne
lan çökme ne demek lan çökme ne oluyor" dediği, Erol'un "çökün alın üstüne" "he alın parayı
üstüne" dediği, Kahraman'm "hı hı hı erol böyle şeyleri konuşma telefonda biliyon mu moruk
anladın mı" dediği, Erol'un "bi bok olmaz amma koyim telefonda ya" "tarlaya çöküyoruz
tarlaya arsaya çöküyoruz her tarafa çöküyoruz" dediği,
Tape:685, 04.10.2007 tarihinde Erdal İRTEN ile görüşmesinde özetle ; Erdal'ın "Ben
Erdal İrten Güneşliden" diyerek kendisini tanıttığı, bir süre sohbet ettikten sonra, Erdal'ın "...
arkadaşlarla beraberiz ", "İşte ekibi oluşturmaya çalışıyoruz" "O arkadaşlarla beraberiz"
dediği, Kahraman'm "çok iyi" diyerek tastik ettiği, Erdal'ın "işte ekibe kaydedeceğimiz bi kaç
arkadaş pek olumlu bakmamış, bi arkadaşa demişler işte böyle bişey bize saçma geliyor falan,
"Naşı bizi ikna etsinler, bize bi garanti falan, bende dedim ki, direk sizi ilk etapta telefonda
Başkanla görüştürebilirim" dediği, Kahraman'm "Gerek yok o tip adamlara, öyle şey fazla
soru soru adama gerek yok şimdi bu öyle zaten basit bişey değil anlıyor musun" dediği,
Kahraman ŞAHİN'in devamla "Sen neysen bende oyum yani hiç fark etmez anladın mı"
dediği,
Tape:357,13.10.2007 tarihinde Volkan isimli ile görüşmesinde özetle ; Volkan'm
"Bekir İĞDIRLI ile aran nasıl senin" "genç çocuklar var ya. Kerim Başkanın yakınmdalarmış
bunlar" "Onlarda da kart var abi" "Aynı bizim karttan" "Hatta şeyin Veli KÜÇÜK kanalı
yani" "Bizim Başkandan bahsediyor" dediği, Kahraman'm "Hüseyin abiden mi" diye sorduğu,
Volkan'm "He Ondan sonra işte onun iyi biri olduğunu falan ondan falan bahsediyor. Ben hiç
konuşmadım zaten konuşma bitene kadar hiç açık etmedim. Baktım kart gösterdi, bende küt
diye arabanın içersinde kendi kartı gösterince şey oldu yani o onda şey yaptı böyle açıldı"
dediği,
Tape:358, 13.10.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ;Erol'un "Geçtin
mi hiç KARARGAHA falan" diye sorduğu, Kahraman'm "Erol, Erol büyük bir iş var bak" "Bi
bi kardeşimiz var şey, Ukraynalı tamam mı" dediği, Erol'un "Senin ev numaran kaç, Evden
Arıyım Ben Seni" dediği, Kahraman'm sabit bir telefon numarası vermesi üzerine Erol'un
"Beş on dakika sonra arıyorum. Rahat rahat konuşalım" dediği,
Tape:359, 13.10.2007 tarihinde Erdal İRTEN ile görüşmesinde özetle ; Kahraman'm
"Bir kaç güne kadar dönecem KARARGAHA" dediği, Erdal'ın "Tarih yaklaşıyor. Zaman
yaklaşıyor" "Yani bi görüşsek çok makbule geçecek" "Abdullah'a söyleyecem sana ulaşsın"
dediği, Kahraman'm "He söyle bi Abdullah'a oldu mu" dediği, Erdal'ın "Tamam Başkanım"
dediği,
Tape:360, 13.10.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ;Erol'un
"Komutanım hayırlı akşamlar. Erol Han EJDEROGLU" "O vermiş olduğunuz görev
hakkında, dünkü tamamlanmıştır. Yarından itibaren sabah sekiz on arasında irtibata
geçiyorum haberiniz olsun" dediği, Kahraman'm "Tamam haberleşelim o zaman sabahleyin"
dediği,
Tape::361, 19.10.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Raifin "İyi
ben evdeyim Mark davası işte dedim Mark hani şey vericem Kahraman almadı dedim onu
alamadı parası yoktu dedim" "Ben dedi yok şey yapmıycam dedi istemiyom falan filan hani
dedi" "he ne yapalım hani bende o yüzden almıycam fazlasını hani biliyor musun" "Getir
dedim yok dedi işte bunu aldık bir kere bu böyle olsunda dedi falan filan iyi tamam dedim ben
onu görücem bi hafta sonu" "Bakim ne yiyip ne içiyo" "Anladın demi" "Güzel değilmiş diyo
moruk yani buna" dediği, Kahraman'm "Şaşırmış o ya akşam ben bayıldım ya buraya ya
görmedin mi ya" dediği, Raifin "İyi tamam fazla konuşmayalım"dediği,
Tape:362, 21.10.2007 tarihinde X Şahsın gönderdiği mesajda ; X Şahsın "S.A
Karaman abi milletimizin başı sağolsun yapılacak miting varsa en„,bas safta yer almak
istiyorum , isteyene istediği kadar mermi, isteyene istediği kadar ş&vgi ^eminizdeyim "
yazdığı, /, ^5 < • \
<" v, ** >• \
r• - --, > *
il ' "' ^
Tape:363, 21.10.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ;Erol'un "Sayın
komutanım hayırlı akşamlar Erol Ölmez" diyerek kendisini tanıtıp "..ne olacak abi, ..bu ne
oldu ya, bu bugün televizyonlar bişeyler söylüyor ya canım yüreğim yandı" "Varmı
bizimkilerde bir hareket herhangi bişey" diye sorduğu, Kahraman'ın "var var baya bi
hareketlenme var ya" dediği, Erol'un "Bişey yapmak gerekiyormu, geçmek gerekiyomu
napıcaz abi, şimdi oturuyorum bende yani böyle sıkıntı..." dediği, Kahraman'ın "Haber
bekliyoruz" dediği, Erol'un bir haber çıkarsa kendisine de haber vermesini söyleyerek "Ben
geçeyimmi şeye Karargaha" "Varmı bizden kimse varmı oralarda" dediği, Kahraman'ın da
"Var var Hüseyin abi falan var" dediği,
Tape:364, 21.10.2007 tarihinde Ahmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Bir süre
sohbet edip siyasi olaylardan ve sıkıntılardan bahsettikleri, Ahmet'in "Dün uğradım derneğe
de., sizin oraya" "Uzun saçlı şişman biri vardı" dediği, Kahraman'ın "he Alparslan, gözlüklü...
Kerkük kökenli" dediği, Ahmet'in Mehmet Fikri KARADAĞ'm derneğe gelip gelmediğini
sorduğu, Kahraman'ın da geldiğinden bahsettiği, işlerinin yoğun olduğunu anlattığı ve
"...Kökten yani çözülür inşallah bazı şeyler" dediği, muhtemelen K.Iraktaki gelişmeleri
kastederek Ahmet'in "Vallahi işte birkaç güne kadar mı artık birkaç aymı sürecek yani birkaç
saat mi olur yani bişey yapacaklar ama" "Baksana k... diyor ki kedi bile vermem onlara diyo"
dediği, Kahraman'ın geçmişteki bazı siyasi olaylar ve kişilerden bahsederek "Yani Çatlılar
falan gittikten sonra biliyosun işte" dediği, Ahmet'in "Onu vatan hayini, bunu çete yaptılar,
onlar vatan sever oldu, vatan için uğraşanlar çete oldu" dediği,
Tape:366, 24.10.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde özetle ;
Abdullah'ın "Ya sana ulaşmak ne kadar zorlaştı böyle" dediği, Kahraman'ın "Ya biraz sıkın
dışarıdaydım Ankara'ya falan gittim geldim" dediği, Abdullah'ın "Kendi işin mi yoksa
Kuvvayi Milliyenin mi" dediği, Kahraman'ın "Ya kendi isimdi vardı öylede bi telefonda pek
konuşmak istemiyorum bu tür şeyleri ne yapıyorsun iyimisin" ".. .Abdullah bi görüşelim senle
ya siz görüşmek için şey yaptınız da ben çok önemli bi yerdeydim anladın mı" dediği,
Abdullah'ın "Arkadaşlar m artık haber bekliyo biliyon mu yani" dediği, Kahraman'ın "Bu
hafta mutlaka görüşceğiz bu hafta siz bi kendinizi ayarlayın" dediği,
Tape:368, 27.10.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Kahraman'ın
"Hı karşının çocukları geldi o ekmek fırını falan ayağı vardı ya" (Muhtemelen Abdullah
ARAPOĞULLARI'nm ekmek fırını işinden bahsediliyor) ,"Bir iki işler varmış tehlikeli işler"
"Büyük paralar götürenler varmış" "Anlatacağım şeyler var yani şimdi telefonda çok uzun
sürer onlar" dediği, Raif in "Anladım tamam ya bizim İstihbarat hattan konuşuruz o zaman"
dediği, Kahraman'ın "İkinci kanala geçelim" dediği, Raif in "İyi hadi bakalım o zaman öyle
yaparız..." dediği,
Tape:369, 28.10.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde
özetle ;Bir süre sohbet ettikten sonra, Abdullah'ın "..koşturuyoruz yetiştiremiyoruz"
"...görüştüm o İsrail'i adamı" "..bir adamım var, şuan Trabzon'da, Oradan Bafra'ya geçecek,
yarın buraya geliyor sırf o iş için" "Ekip hazır yani İstediğin Zaman Kaldırırız Onu" "Hüseyin
abiyle konuşacağın mı bu akşam..." dediği, Kahraman'ın "Gideceğim bu akşam bakalım"
dediği, Abdullah'ın "...biran önce bitirelim bu işi, zamana bırakmayalım" "Paraysa para ile
konuşalım, dişe dişse silahla konuşuruz" dediği,
Tape:370, 28.10.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde özetle ;
Abdullah'ın "O adamı ne yapıyoruz" dediği, Kahraman'ın "Ne yapıyoruz., sen şimdi hemen
hareket etmeseydin keşke, konuşup şey yaptıktan sonra hareket etseydin keşke" dediği,
Abdullah'ın "Yok şuan ben sadece Hazırlık yaptım" dediği, Kahraman'ın "Hazırlığım yaptın
şimdi ben görüşmeyi yapayım ondan sonra şey yaparız tamam mı" dediği, Abdullah'ın
"Tamam ben emrini bekliyorum" dediği,
Tape:371, 29.10.2007 tarihinde Abdullah isimli,kişi ile görüşmesinde özetle;
Kahraman'ın "Valla şimdi bir takım bir şeyler oldu burda biliyor musun'genel merkezde", "O
yüzden yani çift başlılık meydana gelmeye başladı", "Biz burda bir menfaat gözetmiyoz
hepimiz vatanımız için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz işte durum orta da her şey", " İki sene
üç sene önce konuştuğumuz şeyler bu gün tek tek çıkmaya başladı" dediği, Abdullah'ın "Çok
şükür ya iyiyim peki ne yaptık sonuç ne ya şimdi genel başkan ayrıldı mı" dediği,
Kahraman'm " Vallahi genel başkan şimdi yetkisini Hüseyin abime devretti genel başkanı", "...
Devretti ama dedi ki ben ayrılmış değilim dedi yine geleceğim gideceğim dedi öyle bir durum
işte Abdullah abi" Abdullah'ın "Senin başkanın durumu ne" dediği, Kahraman'm "Valla ne
yapsın o hala orda bir şekilde çarpışıyor yani" dediği, Abdullah'ın "Yani başta gülük
gülistanlık şey ediyoz hatta biz o şeye hani o Ankara'ya geldik ya", "... yani orda da ha biz
farkına vardık" dediği, ...Kahraman'm " Yani olmadı abi niye olmadı işte bu yüzden olmadı
Allah hayırlısını etsin ben davamdan hiç zaman geçmiş değilim bu hepimizin Allahm davası
bu anlıyor musun" , " Şimdi burda demek ki yani bir şey olsa herkes bir tarafa kaçıp gidecek
şimdi belli bazı şeylerde var bilinmiyor biz işin içinde olduğumuz için biliyoruz insanlar
dışardan yani bir takım bir şeylerin içini bilmiyor daha" , " Şimdi o kadar masraflar yaptık o
kadar uğraştık o kadar emek harcadık ne maaş aldık ne bir şey aldık" , "Bilmesi daha iyi şimdi
bir takım bir vaatler verildi zamanında bunlar yerine getirilemedi anlıyor musun ben 30
yaşında bir insanım", "Şimdi bir şey bir hayvan bile affedersin abi yemeğini vermezsen onu
yürütemezsin" , " Hayvan yani bu hayvan anlıyon mu hayvan yani bu" dediği, Abdullah'ın "
Ya ne demek ya biz bu memlekete biz bu kadar bi ön plana çık... yani bu şimdi Mersin
Adıyaman Maraş Antep hepsi bizi tanıyor biliyor musun", "Yani herkes bizi tanıyor yani bize
başka türlü de siyasi yönde de bizi tanıyorlar yani" dediği, Kahraman'm "Bak Abdullah abi
inan bu İstanbul'da olan bütün her şeyi biz çevirdik" , " İşte ekonomi abi şimdi zamanında
yapılan vat edilen bir takım bir şeyler oldu anlıyor musun yürüteceğiz yürüteceğiz bunlar
gerçekleşmedi şimdi sen mazotun bitmiş nasıl gideceğin ya araban var bilmem neyin var ama
gidemiyosun" dediği, Abdullah'ın " Ha tamam şey edelim de yani artık yani artık yani burası
ben bizim başkanı arıyom", "Telefonlarıma cevap vermiyor" dediği, Kahraman'm " Bu Kemal
CANAY dimi" dediği, Abdullah'ın " Ha Kemal Canay Kemal Canay burada da ayağa kaldıran
yani ben oldum yani biz kahvede bu işi kurduk biliyor musun", "Ya sen ... Mersin bu ... olmaz
Mersine birşey yapamayız buna ya bunu böyle bırakamayız ya biz bu millete yani böyle mi
söz verdik yeminimiz bu muydu" dediği,
Tape:686, 29.10.2007 tarihinde Erdal İRTEN ile görüşmesinde özetle ;Kahraman'm
"Abdullah'la görüştüm ben" "He un ihtiyacı falan varmış onun" "Bakalım işte onu temin
edebilirsek güzel birşeyler yapacağız inşallah" dediği, Erdal'ın "O şeye gittin mi Karargaha
başkanla görüştün mü" "Valla başkanla görüşemedim..." "...bi randevu falan alsak toplu
şekilde kalkıp Ankara'ya gitsek" dediği, Kahraman'ın "... Erdal senin yaşın belli bir takım bir
şeye gelmişsin hayatı tanıyan insansın" "Maddiyatsız bir şey olmuyor tamam mı burdan
afedersin tuvalete de gitsen adam para istiyor..." "Şimdi her şeyden evvel bu sorunumuzu bi
çözmemiz lazım" "İşte dediğim gibi bir takım doneleri elimize alalım ki ondan sonra o kısma
geçecez... "dediği,
Tape:683, 02.11.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde
özetle ;Abdullah'm "Bir tane iş adamı ayarladım tamam mı" "Trabzonlu bu, Kuvayı Milliye
üstüne çok düşen birisi" "Bugün onay aldım, her türlü yanımızda, sen buna göre bir çalışma
yap, .. .Trabzonlu, İzmir'de iş adamı bu, İstanbul'a Almanya'da televizyon kanalıda kurdular,
bayağı varlıklılar yani" "Her yerde elleri var" "Trabzon'da bize ekip de ayarlayacak, beraber
çalışalım diyor" dediği, Kahraman'm "Olur Tamam" dediği, Abdullah'ın "Ankara'da ..Aykır
ihalelerine giriyormuş, o ihaleleri alırız dedim, sorun değil bu işi yaptıktan sonra" "...Para
konusunda destek veriyor" dediği, Kahraman'm "Tamam yüz yüze görüşelim bunları" "... ne
gerekiyorsa yaparız" dediği,
Tape:4107, 07.11.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle; Raif in
"Neler oldu bi bilsen bugün ya bende bi Pendiğe indinr şeyin 'yanma bizim Kadir var ya"

2187

? ''
"Öyle bi indim hani seyide vermiştik biliyorsun" "15 i " "Tekleyip duruyo moruk iyi mi
takılıp duruyo ha vallaha billaha ya" dediği, Kahraman'm "O gün söktü ya ondan oldu ben
sana söyleyeyim ben" "Bence orda oldu yani tekliyecek silah değil ya" "...Belki şarjörünü
falan şey yapmıştır bozmuştur" dediği, Raif in "Moruk işte şey almaya gittim yazdırcaktım
Polis Memuru arkadaşın üstüne" "Mermi falan yazdırdım" "Ondan sonra bana bi tane emanet
göstermez mi moruk" "Bil bakayım moruk sana söyleyeceğim şimdi" "Yok ya 82 model" "9
para var ya 9 milim para çek" dediği, Kahraman'm "Anladım anladım ha ha ha ha" "Moruk
ben onlann hepsini biliyorum ya" "Bilmez miyim hiç iki tane ben o zaman bi babama
yazıldığım zaman işte simit vesson yazıldım bide ondan yazıldım çek 16 lı" dediği, Raif in
"Ruhsat muhsat hepsini aldım işte moruk onun" "Moruk inanmazsın ama 2300 e işi bitirdim"
dediği,
Tape:4108, 08.11.2007 tarihinde Ali SULMAZ ile görüşmesinde özetle ; Ali'nin
"...babayı arıyorum ulaşamıyorum ya" dediği, Kahraman'm "...Ankara'dayım da bilmiyom
nerde olduklarını" "Ne yaptın sen hallettin mi işini" dediği, Ali'nin "Abi bizim iş savcılığa
intikal etti sindi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldık savcı şuanda hakkımızda
iddianame hazırlıyor" "Valla iddianame hazırlıyor bi yerden bi baskı gelmesi gerekiyor ki o
iddianameyi savcı hakim beye nöbetçi mahkemeye sevk etmesin bi mahkeme tarihinde
belirlemesin" dediği, Kahraman'm "Valla babaya bende ulaşamıyom ya" "Ya şimdi ortam
biraz şey yani gergin ya" "Şimdi bi takım insanları genel kurmay geri çağırdı anladın mı" "Ha
anladın mı fazla telefonda konuşamıyorum ben" dediği, Ali'nin "Anladım abi baba yi da
çağırdılar mı" dediği, Kahraman'm "Yani öyle bi durum var" "Tamam fazla konuşamıyom
yani" dediği, Ali'nin "Anladım abi anladım e peki ne yapabiliriz bi konuda birilerini bul yarat
bi şeyler yap" "Ya burada işe yara işi poka sürende bi tane Binbaşıydı ya başka bi şey değil di
ya" dediği, Kahraman'm "Demedin mi ben böyle böyleyim bende diye" dediği, Ali'nin "Herif
af edersin çokta s... de hesabı yaptı" "Jandarma ya Jandarma Binbaşı" dediği, Kahraman'm "
İsmini misinim al sen onun tamam" "İşte şey yaparız yani Paşa halleder onu" dediği, Ali'nin
"Yav avukatla çözülecek iş değil işin hakime gitmemesi gerekiyor gittiği zaman ya para cezası
ya hapis cezası çıkacak biz fişleneceğiz bi kere" dediği,
Tape:4109, 08.11.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;Kahraman'm
"Kusura bakma aradın ben şeydeydim m şey ıı öyle bi top şey kalabalıktı müsayit değildim ya
ne yapıyorsun" dediği, Raif in "İyi çıkmadın mı yola" dediği, Kahraman'm "Yok sabah
çıkacağız abi ya bi burada babamın" "Babamın bi işi çıktı" dedikten sonra Raif GÖRÜM'ü
yeni aldığı silahla birlikte rüyasında gördüğünü anlattıktan sonra Raif in "Moruk şuanda
belimde biliyor musun ve tiyoyu veriyom sana söyleyeyim de" dediği, Kahraman'm
"...mükemmel babama dedim babam çok güzel onlar diyo" "Çok güzel makineymış ya babam
söyledi güzeldir yani evladiyelik yani ömürlük" dediği, Raif in "Öyle diyo demi moruk baban
bilir silahşor o yani o bilir" dediği, Kahraman'm "Bilmez mi 50 tane silah değiştirdi senin
gibi" "Senin adamın aslında ya" dediği,
Tape:4110, 20.11.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile görüşmesinde özetle ; Erol'un "En
kısa zaman görüşelim ve bu telefonu kaydet bu telefonun sahibi işte o ağabeyimizdir Burhan
abi tanışmanı da istediğim bir insandır çok şeydir sana değer verdiğim kadar değer verdiğim
bi ağabeyimdir her türlü faydası olabilecek bi ağabeyinizdir yani" dediği, Kahraman'm "O
adamlar da bekliyorlar yani belki 50 kere aradılar 100 kere aradılar" dediği, Erol'un "Tamam
tamam hemen harekete geçiyoruz zaten bende artık fena fena böyle biraz darlandım ya",
"Sesimizi biraz duyuralım meydana çıkma zamanı" dediği, Kahraman'm "Bi harekete geçelim
ama gerçekten" dediği, Erol'un "Tamam komutanım" dediği,
Tape:830, 23.11.2007 tarihinde Melih AKŞİMŞEK ile görüşmesinde özetle ;
Aralarında merhabalaştıktan sonra Hüseyin GÖRÜM'ün ' TV kanallarında yayınlanan bir
röportajından ve bu röportajdan duydukları ciddi rahatsızlıktan bahsettikten sonra Melih
AKŞİMŞEK'in " Ya Hüseyin abi ne yapıyor ya şaşırdı o, rotadan çıktı ya.Ya onun çenesini
kapatmak susturmak lazım onu ..." şeklinde tepkisini ortaya koyduğu, Kahraman'm da " Yani
böyle bişey olmaz ya ..ben emek verdim 2 sene yani biliyor musun nasıl olacak bilmiyorum"
şeklinde tepki gösterdiği, daha sonra Kuvayı Milliye derneğine yapılacak parasal bir yardım
konusuna geçtikleri, bu konu ile ilgili Melih AKŞİMŞEK'in " biz farklı yerlerden farklı
kanallardan bişeyler yapmaya çalışıyoruz bişeyler bağlamaya çalışıyoruz, bi arkadaşım aradı
beni. Yüklü bir bağış yapacaktı bize. Ondan sonra Melih dedi böyle bişey duyarsa dedi
kesinlikle dedi öyle bişey yapmaz dedi. Ya evin tek kızı evlendirdiler rahatsız çocuğu
olmuyor mal varlığı çok çok mal varlığı var. ... kafasına sokturdum direk şeye indirecek bütün
şeyi servetini." diyerek Hüseyin GÖRÜM'ün yapmış olduğu bu röportajın söz konusu bu
yardımı tehlikeye attığına değindiği, devamında Kahraman'm "sorma ya biz nerelerde neler
yaptık biliyor musun" dediği, Melih'in "Az bile yaptık az az bu bişey değil daha yapacağımız
çok şey var. ..şuan hiçbir şey yapmış değiliz yani çok şey yapacaz." şeklinde konuşarak
Hüseyin GÖRÜM ile konuşulmasından ve susturulmasından bahsettikleri,
Tape:4112, 24.11.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;
Kahraman'm "Ya mahvetti ya moruk ya benim çok emeğim var o yüzden üzülüyorum biliyon
mu" dediği, Raif in "Bitmedi ki sen daha başkan değil misin" "Biz kurmayacaz mı kendi
şeyimizi" dediği, Kahraman'm "Kuracağız tabi ya babam dalga geçiyo bennen" dediği, Raif in
"Ya boşver ya Kahraman böyle bi oyun olmaz ya ancak ne diyebiliriz biliyor musun"
"Diyebiliriz ki yani biz öyle dedik ki bizim Kuvvayi Milliyede Din herkes herkese kapımız
açık anlıyor musun ne olursa olsun hani Hnstiyanlar olsun Museviler olsun Müslüman
aleminin birleşmesini istiyoruz diye bi mesaj vermek istedik dememiz lazım" "Anlıyor musun
o yüzden İsa ile Musa biliyor musun hani buradalar işte bu insanlar barışı temsil eden bu
insanlar yeniden biliyor musun diye bi konuşma geçmesi lazım anladın mı" "Amcamın
hakkında birisi konuşması gerekir anladın mı oda sen olabilirsin yani,.. telefon açarız deriz ki
böyle böyle Kuvvayi Milliye başkanıyım ben ondan sonra Kuvvayi Milliye ilen şeyimiz
amacımız esasında hani bu taraftı biliyor musun hani insanlara bi mesaj vermek eee Hüseyin
GÖRÜM'le ama kendisi o kadar dolgun bi vaziyette ki hani konuşamadı bile konuşturtmadmız
bile adamı yayını kestiniz felan diye bi şey yapmak gerekir onlara" ".. .Biliyormusun yeni
şeyimiz hani birleşsin diye yapılan bir mesajdı bu insanlaraama.kimse anlamadı yani bu
yaprakta barışın yaprağı hepimizin arasında ki olan" dediği, Kahraman'm "Zeytin yaprağı"
dediği, Raif in "Ha anladın mı aklında tut bunları" "Birine mesajdır yani bu" dediği,
Kahraman'm "Hepsi bir mesaj" dediği, Raif in "Kimse peygamber de değil hiç kimse bir şeyde
değil" "Anladın mı bu bi mesaj yani" "Bizde olmazsa Kuvayı Milliyeden bi kadın tutarız
konuşsun bunları bi" dediği,
Tape:4114, 26.11.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Kuvayı
Milliye Derneğinin düştüğü kötü durumdan bahsettikleri, devamında , Kahraman'm "Ya ben
sana bi şey söyleyeyim mi ben artık teşkilatlanmayı çok iyi biliyorum tamam mı acayip
biliyorum yani sadece bize lazım olan araba ve para birazcık" dediği, Raif in "Ya bütün Ege
Ege bölgesi bütün Raif GÖRÜM'ü tanıyor moruk" "Bütün o çingene çocukları olsun bilmem
ne olsun anlıyor musun Romenler ondan sonra o Ege bölgesindeki bütün o sokaktaki çocuklar
biliyor musun bütün kahvedeki çocuklar bi kaçtane çocukları tanıyom onlarda yani her şeyi
böyle dört gözle bekliyorlar..." "Eski kurallar geçsin Atatürk' ün gerçek kuralları yani geçsin
hep insanlar partilere giripte şu yasayı değiştirip bunu değiştirip peşinde olmasın yani
Atatürk'ün yasaları olsun ve kalsın ebedi herkeste onlara uymak zorunda olacak devlette
devlet olmazsa da onu hadi yıkıcaksm biliyon mu o kadar basit" "Burhan OMAY var ya
Burhan OMAY" "O var ya sizin hepinizi büyüledi o adam hepinize bi şey yaptı o adam..."
dediği, Kahraman'm " Z... yapıyor ya i., ya o yaşta" dediği, Raif in "hani ona ben
Profesörde saygı duyup ta elini mi öpecem ya o kim lan o kini o benim s... bile öpemez"
dediği, , " -,

> ^<S-fA^'
Tape:4118, 30.11.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde özetle
; Abdullah'ın "bizim bir arkadaş eğlence merkezi açtı işte bazı yerlerle bağlantıya geçtim" "şu
an bizi bekliyorlar gidip iş yapacaz" "şimdi bitane kadın var müzükolu var ama kadın herkesi
tanıyor çok zengin böyle" "bunun dostu var Amasyalı kadın adam bunu yemiş bitirmiş iyicene
Bahçelievler içerisinde yine bi tane müzükol açmış kadın" "bu dostundan kurtulmak istiyor
onla çalışacak sağlam bir ekip istiyor herkesi tanıyor gazinocuları tanıyor onları tanıyor
bunları tanıyor içeri sızacaz yani açık açık konuştum ben" "işte bu hafta pazartesi gelmeden
gidecez işte gelirsen bi arkadaşımda var işte bu serbest çalışıyor tabi mafya ayağında biraz
Aksaray'a müzükol açtı onla bağlantıya geçtim onla beraber çalışacaz artık ne iş olursa para
hem para hem o işi yapanların tepesine bin hem de ne yaparsan yap" "yav kadın her şeyimizi
ayarlıyacak zaten ben evde de kalmıyacam buraya bulaştık zaten iyicene" "baya birkaç tane
ekip buldum işte telefonla da olmuyor ama birkaç tanede emekli polis felan buldum" "beraber
çalışacaz işte" "Türkmenistanlılar var bazı yerlerde onları ayarladım polis bunların parasını
yiyormuş" "cumartesi onları bi ziyaret edeceğiz tabi yarın inşallah gelirsen buraya" dediği,
Kahraman'm "ne ne napıyormuş Kazakistanlılarm parasını mı yiyormuş" dediği, Abdullah'ın
"heee ya ya bize verecek yani bi nevi" dediği, Kahraman'ın "anladım tamam kardeşim ne
gerekiyorsa yapalım ya" dediği, Abdullah'ın "ama işte eee bize de hani silah taşımamız için o
kimlik falan çıkarttırın sana bana üç dört tane" ".. .ilerde onu şimdi değil" ".. .yarın akşam bi
şuraları düzeltelim para alalım ondan sonra bu şeye gidelim o kadının yanma gidelim çünkü
ben biraz basit" "...benimde emir aldığım yer var falan derim gösteririm seni" "sert bir şekilde
konuşursun bu adamı biz hallederiz"dediği,
Tape:972, 03.12.2007 tarihinde Ilmıra KANDEMİR ile görüşmesinde özetle ;
Ilmıra'mn " Raif konuştu mu seninle" dediği, Kahraman'm "he raif abim söyledi bana bir
şeyler" dediği, Ilmıra'mn "he bana ne ne gibi bir güzellik yaparsın" dediği, Kahraman'm "...ne
istiyon sen" dediği, Ilmıra'mn "bana özel olacak ne istiyom ben ne var" dediği, Kahraman'm
"işte şey var toz var yani" dediği, Ilmıra'nm "Nasıl Raif aldığından Raif aldığından mı" dediği,
Kahraman'm "evet evet" dediği, Ilmıra'nm "Şeker falan" dediği, Kahraman'm "şeker yokta
yani bulunur yani" dediği, Ilmıra'nm "tamam sen bana ondanda obirinden de" "ee bir paket
yaparsın" dediği,
Tape:973, 03.12.2007 tarihinde Erdal ÎRTEN/Abdullah ARAPOĞULLARI ile
görüşmesinde özetle ; Erdal'ın Kahraman'a hitaben "Abi bizim o kimlikler içinde şey yap hele
ya." "Yani artık böyle olmuyor. Yani çok küçük düştük ya." Dediği ve telefonu Abdullah'
verdiği, Kahraman'm "...O işi ne yaptın sen?" diye sorduğu, Abdullah'ın "Bu Müzikhol mu"
dediği, Kahraman'm "Hee" diyerek onayladığı, Abdullah'ın "Ben sizi bekliyom. Ben tek
başıma olmaz ki." dediği, Kahraman'm "Biz şimdi bu kadmlan nasıl bu randevuyu bağlıyacaz
biz." diye sorduğu, Abdullah'ın "Orasını bana bırakın." dediği, görüşmenin ilerleyen
bölümünde Abdullah'ın "Şeye kimlik çıkarabilir miyiz biz, sade üçümüze." dediği,
Kahraman'm "Çıkartırız çıkartırız bi şekilde..." dediği, Abdullah'ın "Tamam bizim
altımızdakiler önemli değil." "Sadece yetkili biziz diyecem yani. Kimliği gösterecez biz ona."
"Yani yine aramızda kalacak. Ona öyle söyleyecez." "Bazı kişilerlede tanıştıracak bizi." "Ya
bu saatten sonra kaybedecek bir şeyimiz yok zaten." "Kendi ülkemizde zülüm görüyoruz ya
resmen." dediği, Kahraman'm "Evet o ne diyo." Dediği, Abdullah'ın "Tamam diyo. Kadın
Amasyalı." "Seyide yabancı zaten." "O şey yapan pislik yapan adam." "Bilmiyorum da nereli
olduğunu, kadının evini bi tane diskosunu arabasını hep yemiş batırmış." dediği, Kahraman'm
"Tamam biz o işe el koyduk tamam mı" dediği, Abdullah'ın "Bizim oranın insanını da bilirsin
Amasya tarafları." "İki tane vurdu muydu, her şeyini verirler yani." Dediği, Kahraman'm
"Ortamı hazırla. Ben geleyim direk şey yapalım yani." Dediği, Abdullah'ın "Girecez artık bi
yerlere girecez. Yerimizi zaten belli..." dediği, Kahraman'm "Garantisini veriyon mu
hepsinin?" diye sorduğu, Âbdullalf-m "Veriyorum."
"He bide ne kimliği olacak bizde biliyon mu?" "Şimdi bizde o Kuyayı Milliyenin
>#■

z"""^ 2190
kimliğinimi taşıyacaz." "Tamam. Üzerinde şey yazması lazım. Sadece ona gösteririz
İstihbarat." "Bide o araştırdım. Daha önceden Kuvai Milliyeyi herkes İstihbaratçı olarak
biliyo." "Korkuyorlar Yani." "Tamam sen bi o kimliklere organize çek. Biz seni ordan
alalım." dediği, Abdullah'ın "Ondan sonra kadınla özel bi konuşalım. O adamında kafasını
koparırız gerekirse." dediği,
Tape:4121, 03.12.2007 tarihinde Ilmıra KANDEMİR ile görüşmesinde özetle ;
Kahraman'm "Kadıköy'de görüşelim" "Ne için aradın sen beni" dediği, Ilmıra'nm "Bir şeyler
istedim" dediği, Kahraman'm "İşte onlar için ben de" "İyi telefonlaşınz oldu mu ben bir iki
saat sonra çıkacağım bu taraftan" "Vallahi ne istiyorsun ot var kubar da var" "Ot'ta var kubar
da var" "Ne kadar alacan" "On iki buçuk yirmi beş ne" "İyi tamam şey yaparız ben ayarlarım
ona göre kaç kişi kaç kişisiniz ona göre ayarlayıp getireyim işte" dediğijlmıra'nm "Ha iki üç
kişiyiz" dediği, Kahraman'm "O zaman ben sana yirmi beş metre getireyim ben" dediği,
Ilmıra'nm "Ha kaç YTL" dediği, Kahraman'm "Onlar yüz altmış lira" "Yok piyasa öyle inan ki
Almi" dediği,
Tape:974, 03.12.2007 tarihinde Ilmıra KANDEMİR ile görüşmesinde özetle ;
Ilmıra'nm "Şey var mı Şeker var mı" dediği, Kahraman'm "Vallahi şeker şu anda yok" dediği,
Ilmıra'nm "Ha tamam iyi ben seni ararım tamam mı canım" dediği,
Tape:4125, 07.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ;X Şahsın "Yarın
seni almaya gelecek" dediği, Kahraman'm "Abdullah mı" dediği, X Şahsın "yarın
gönderiyorum" dediği, Kahraman'm "Tamam var mı bir gelişme" dediği, X Şahsın "Gelip seni
alıp bir şeyler olacak İzmir'deki adam" "Sana bahsetmiş miydi" "Ayakkabıcı" dediği,
Kahraman'm "Yok ondan bahsetmedi herhalde" "İşte o İzmir'deki adam İstanbuPdaymış
İkitelli de bu gün onunla görüşecem" "Sen burada bizimle oldun mu dahi olur" "Daha iyi
organize ederiz" dediği,
Tape:4126, 07.12.2007 tarihinde Abdullah ARAPOĞULLARI/Erdal İRTEN ile
görüşmesinde özetle ; Erdal'ın "Ben biraz erken çıktım Abdullah onlar da arkamdan geldiler
bu gün buradayız işte bir durum değerlendirmesi yapıyoruz yarın seni gelip alacaklar bunlar"
"Yani Abdullah diyormuş adam diyormuş bütün kapılan ardına kadar açacam" "...işte abeyi
gidin karşıdan getirin burada bütün planlarımızı masaya yatırırız" "Orada Abdullah'a yann seni
karşıdan orada alırken yoksa kimlikleri sonra mı alırız" dediği, Kahraman'm "Kimlikleri şimdi
biraz problem var tamam mı. Biz bir konuşma yapalım da onları ayarlarız kendi aramızda"
dediği, Erdal'ın "...yalnız bu Bedri'nin kimliğinin olması lazım" dediği, Kahraman'm "Tamam
ben onu halledecem ben tamam bir değerlendirme yapalım da" dediği, Abdullah'ın "Görüşme
yaptım ya bu şey var ya televizyona çıkıyor baya meşhur bu bende tanıyamadım baya
meşhurmuş adam kendi çapında mafya zaten , öyle bir işadamı Almanya'da bir şehirde kendi
adını vermiş adam" , "Çok zengin ... Başkanı var ya Spor Kulübünün" dediği, "beni yirmi
dördünde T..'a çağırdı..." "Bu Z.. var ya ... adı neydi" "N.Z., U. A.D." "Bunlar hep zaten böyle
şeyli Ankara'da balo var yirmi dört Şubat'ta bütün Bakanlar makanlar geliyormuş" "Biz de
oraya davetliyiz oraya gideceğiz" "Görüştüm T.'a yerleşip bu işe ufak kardeşi bakacak" "Ne
yapacağız bir Dernek açacağız biz oraya" "Biz hazır olduğumuz zaman gideceğiz buradan
adam almayacağız sen ben Erdal abi baş olarak" "Onlar oradan adama verecek bize altımızda
çalışacak" "Bunların ihaleleri var tamam mı" "Biz bu ihalelere girip alacağız sadece" "Merkez
T., olacak oraya bağlıyız çünkü adam bütün yatırımını oraya yapacak Televizyon kanalı kurdu
daha yeni" dediği, Kahraman'm "Onun başına da abim geçecek zaten" dediği, Abdullah'ın "Ha
ha bu ihaleler toplantılar zaten A.D., o N.Z., U. o adamlarla hep beraber olacak zaten" "Bu
adamların genel yeri Almanya Almanya'da kalıyor" "Ben sadece ihaleleri istiyorum, bir de bu
yani şeyle konuşturuyum Hüseyin Başkanla Askeri bot yapma ihalesi yeni bir Almanya'dan
fabrika getirdi kurdu Şubat'ta başlıyor" dediği, Kahraman'm "Tamam tamam kardeşim T.,..'da
da ekip var ha" dediği, Abdullah'ın "Ya biz şimdi o derneğe biz gizli şey yapacağımız, için
oradan ekip
almayacağız onlan bizim altında çalışacak adamlan verecek biz seçeceğiz kendimiz olmak
üzere başımızda" "Yeni seçeceğiz kendi adamımızı niye atalım ateşe" dediği, Erdal'ın
"Konulan masaya yatıracağız bütün planlanmızı" dediği, Abdullah'ın "Ben dedim
Genelkurmaya bağlı şöyle böyle bazı şeyleri söyleyemem dedim bize dedim soru
sormayacaksınız" "Sadece iş vereceksiniz yaptığımız işi bileceksiniz dedim" "Soru
istemiyorum dedim aynen böyle konuştum ben" dediği,
Tape:975, 10.12.2007 tarihinde Ilmira KANDEMİR Ue görüşmesinde özetle ;
Ilmira'nm "Bişey soracam." "25 metreyi biraz indirimli verebilir misin" "Yada 12.5 metre
alalım ama yine de indirimli fiyat yap bize." dediği, Kahraman'm "Yani ben şey değilim
tamam mı. Bu işin ticaretini ben yapmıyorum anladın mı?" dediği, Ilmira'nm "Hı tamam da
anladım. Sen öbür tarafa da konuş istiyorum." "25 metreyi bi bi 120-130 yapalım mı 120."
dediği, Kahraman'm "Tamam tamam." "Öbür şeyden buldum ben." dediği, Ilmira'nm "Hıhı
şeker" dediği, Kahraman'm "10 lira diyolar ona da." dediği, Ilmira'nm "Tamam bişey olursa
eve kadar getirirsin bana demi?" diye sorduğu, Kahraman'm "Tabi canım ne demek ya..."
dediği,
Tape:976, 10.12.2007 tarihinde Ilmira KANDEMİR ile görüşmesinde özetle ;
Kahraman'm "Ben şimdi görüştüm de." "Temiz bişey, güzel bişey varmış, tamam mı." "...100
liraya veririm diyo. 15 gram diyo." dediği, Ilmira'nm "Şey mi hazır mı basılmış." dediği,
Kahraman'm "Yok da hallederiz. Ben hallederim gelince." dediği, Ilmira'nm "Yok ama nasıl
kim basıcak ona." dediği, Kahraman'm "He orda basıp şey yapanm. Ben halleder çıkanm
yani." dediği,
Tape:4129, 10.12.2007 tarihinde Hurşit ÇAKAR Ue görüşmesinde özetle;
Kahraman'm "Paşalar var orada Hüseyin var hepsi var orada yani" dediği, Hurşit'in "Paşa'nm
telefonunu ver alabilir miyim senden" dediği, Kahraman'm "Hep eski telefon aynldım ben
onlardan Hurşit" "Yirmi milyar bana borç taktılar anladın mı kardeşim" dediği, Hurşit'in
"Yani ben burada yandım ama ben çok insanın canını yakanm biliyor musun" "ben bunun
aslını istiyorum yani aslı kimden bitiyorsa aslını istiyorum ben" dediği, Kahraman'm "Aslı o
işte gidicen oraya tamam mı" dediği, Hurşit'in "Ha ben gittim oraya kimsenin göz yaşma
bakmam Fikret'tir Hasan'dır Masan'dır yani kimsenin gözünün yaşma bakmam" "Peki Cevdet
şu anda oraya gidip geliyor mu" dediği, Kahraman'm "Ha oranın sürekli adamıydı o gelip
gidiyordu her zaman onunla görüşüyordum" dediği, Hurşit'in "Orada şu anda Hüseyin var
Fikret var bir de Cevdet var değil" dediği,
Tape:4130, 14.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Kahraman'm "İşte
Kuzeye filan gittik Kuzey Irak" "İşte gittik geldik o tarafa asker götürdük" "Brifing verdim
geldim" "Evet ya bombalıyorlar dağlan taşlan işte" dediği, X Şahsın "Peki abi ne olacak
burada herhangi bir şekilde hareket yapmayacak mıyız, Yani Olduğumuz yerde kaldık
tıkandık böyle vallahi diyorum sana ya daral geldi bana ya" dediği, Kahraman'm "Ya
Genelkurmaylık yaptırmış" dediği, X Şahsın "Yalandan mı" "Niçin abi" dediği, Kahraman'm
"Bu sahtekarlar falan var ya yani" "Onlan deşifre etmek için" dediği, X Şahsın "Anladım işin
içinde başka şeyler var yani" dediği,
Tape:4131, 14.12.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Kahraman'm
"Dün çağn bıraktım aramadın" dediği, Raif in "Mark şeyi geri getirdi moruk" "Emaneti" "İşte
anlaşmayı bozdu" "Gelsene bir konuşuruz" dediği,
Tape:3446, 15.12.2007 tarihinde İbrahim isimli şahıs arasındaki görüşmede özetle ;
(Görüşme Raif GÖRÜM'ün kullanımındaki telefondan yapılmıştır.) ; Kahraman'm "İbrahim
abi bu eksik çıktı ya" dediği, İbrahim' in "Ya eksik çıktı nasıl çıktı ben burada teraziye
koydum onu burada şeyde bak bakkalda koydum onu nasıl eksik çıktı terazi var mı orda"
dediği, Kahraman'm "Var tabi ya hassas terazi var ,bizde ya" dediği, ibrahim' in "Sen şimdi
teraziyi de alda geltirsene bakim onu buraya" dediği, Kahraman'm "Yetmişbeşliramı alınm
abi eksik bu yetmişaltı gıram -bu ya" "dediği, İbrahim' in
"Yetmişaltıgıram ben burada tarttım terazide yüzgıram geldi yetmişaltıgram iyi tamam"
dediği,
Tape:955, 24.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Nihat ALTILAR
arasındaki görüşmede özetle; Nihat'ın "Sayın başkanım babacığım ben Nihat Altılar" "...Ben
Bursa'dayım. Ben Kahraman beyle görüştüm. Benim bir çalışmam var şimdi. Bizim Kuvayı
Milliye Derneği adına. Türkiye genelinde ve yurt dışında ne kadar denizci kardeşlerimiz
varsa." "Bunların hak hukuk adaletini ve mağdur kaldıklarına dair bir CD yaptım ben burda."
"O filmi size izleticem ve aynı zamanda olayın içeriğini anlayacaksınız. Çünkü bizler 1980 ve
1990 dan beri her şekilde hak hukuk... Bizim Türkiye'de olmadığını ve Ankara'da Milletvekili
olan C.K.'na yönelik bir CD hazırladım." "Armatörler bizim denizcilere her zaman için
mağdur bırakmıştır. Buna yönelik bir çalışma başlatıcam." "...Bu denizcileri kendi bünyemize
almak açısından ve bunları üye edip onların fonlarından derneğimizin kalkınma adına. Aynı
zamanda bir çalışma başlatıyorum sayın başkanım." dediği, Mehmet Fikri'nin "Tamam
Nihatçığım tamam." dediği, Nihat'ın "Geldiğimde Dernekte görüşürüz." dediği,
Tape:4133, 26.12.2007 tarihinde Nihat ALTILAR ile görüşmesinde özetle ;
Nihat'ın "Başkanım hürmetler saygılar ben Nihat ALTILAR" "Yarın görüşürüz abi elimde bir
evraklar var CD'ler var onları da Genel Başkanımıza vereceğiz orada" "Baba'ya vereceğiz"
"Bir görsün gazeteler falan var işte" dediği,
Tape:4134, 26.12.2007 tarihinde Cenk isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Cenk'
in "Cenk ben nasılsın" "Alminanm arkadaşı hatırladın mı" dediği, Kahraman'm "Merhaba
Cenk" dediği, Cenk' in "Raif abi (Raif GÖRÜM) ile görüştüm de" ".. .hani bana bir parça bir
şey verdi ya" dediği, Kahraman'm "Ne kadar şey yapacan" dediği, Cenk' in "Ne kadar yapalım
sen ne taraftasın ben gerçi karşıdayım" dediği, Kahraman'm "150'den başlıyor işte 25'e"
"Şeyler mi şekerler mi" dediği, Cenk' in "Yok yok Basmaya" dediği, Kahraman'm "Ya şimdi
değişiyor ya sen ne kadar alacağına bağlı biliyor musun" "Ne kadar alacağına bağlı yani"
dediği, Cenk' in "Kaç tane alıyım bilmiyorum ki şimdi yani alırım atıyım 5-6 tane alıyım
ondan basılmıştan" "Ne var şuanda yani alıp ta pişman olmayacağımız o akşam ki gibi ne var
onu söyle onu sen" dediği, Kahraman'm "İşte ot var" "Biliyor musun e Klorda var" dediği,
Cenk'in "...ben Raif abiye (Raif GÖRÜM) sorunca direkt ara Kahramanı" dediği, Kahraman'm
"Sen bana miktar belirle" dediği, Cenk' in "Öbür kuburun şeyi ne" dediği,
Tape:4135, 26.12.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;Raif in
"Orada 50 tane CD var biliyor musun hepsini 49" dediği, Kahraman'm "Adam yolda geliyor
yolda geliyor şimdi şeye gelecek Bostancı'ya geldiği zaman beni arayacak bende çıkacam
aşağıya" dediği, Raif in "Ha moruk onların hepsini alacaksa alsın yani almayacaksa hiç
gelmesin yani" dediği, Kahraman'm "Sen bunu telefondan şey yapsaydın ben adam geliyor
şimdi köprüdeymiş şimdi" dediği, Raif in "...onların hepsini alacaksan gidelim yoksa dersin
hiç gitmeyelim tamam mı" "50 tane 49 tane mi CD olacak" "Güzel görüntülü onlar şeyli ee
Gümüş mü ne diyorlar onun kaplamalarına" dediği, Kahraman'm "Tamam işte dedim ya 300
lira" "250 tanesi" dediği, tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Telefon rehberi karşılaştırması;
Kahraman ŞAHİN'in ; 5373755310 telefon numarasının Erdal İRTEN, Erol ÖLMEZ,
Hüseyin GÖRÜM, Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR ve Raif GÖRÜM'e ait cep telefonları
rehberlerinde,
Kahraman ŞAHİN'in ;5466478283 telefon numarasının Erol ÖLMEZ, Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU, Yaşar ASLANKÖYLÜ ve Yusuf GÖRÜM'e ait cep telefonu rehberlerinde,
kayıtlı bulunduğu. - - -T,: '--,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm 5358881514 ve 5396550456 telefon numaralarının
"baba" ismi ile , Erol ÖLMEZ'in 5339661009 telefon numarasının "Erol komt ( komutan) "
ismi ile ve Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in 5378786138 telefon numaralarının da
Kahraman ŞAHİN'e ait telefon rehberinde kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Kahraman Şahin'in kullanmakta olduğu 0537 3755310 nolu GSM hattının 01.01.2000
den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm
kolluk tarafından yapılan analizinde;
Hüseyin Görüm' ün kullandığı 0505 6588812 nolu GSM hattı ile 257 Erdal İrten' in kullandığı
0539 4710939 nolu GSM hattı ile 206 Erol Ölmez' in kullandığı 0546 5777810 nolu GSM hattı
ile 20 Erol Ölmez' in kullandığı 0536 6310901 nolu GSM hattı ile 470 Erol Ölmez' in kullandığı
0538 3657258 nolu GSM hattı ile 62 Erol Ölmez' in kullandığı 0533 9661009 nolu GSM hattı ile
16 Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0505 3043924 nolu GSM hattı ile 28 Recep Gökhan
Sipahioğlu' nun kullandığı 0555 8571924 nolu GSM hattı ile 4 Recep Gökhan Sipahioğlu' nun
kullandığı 0555 4952647 nolu GSM hattı ile 36 Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538
5605898 nolu GSM hattı ile 8 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0535 8881514 nolu GSM
hattı ile 299 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0539 6550456 nolu GSM hattı ile 170 Raif
Görüm' ün kullandığı 0535 8258383 nolu GSM hattı ile 1325 Raif Görüm' ün kullandığı 0538
7496868 nolu GSM hattı ile 28 Hüseyin Gazi Oğuz' un kullandığı 0532 2650260 nolu GSM hattı
ile 8 Oğuz Alparslan Abdulkadir' in kullandığı 0537 8786138 nolu GSM hattı ile 68 Oğuz
Alparslan Abdulkadir' in kullandığı 0533 2756462 nolu GSM hattı ile 48 Yusuf Görüm' ün
kullandığı 0536 2716692 nolu GSM hattı ile 2 Mahir Şimşek' in kullandığı 0537 3897296 nolu
GSM hattı ile 32 Abdullah Arapoğullan' nın kullandığı 0545 2838998 nolu GSM hattı ile 14
Kahraman Şahin'in kullanmakta olduğu 0546 6478283 nolu GSM hattının 01.01.2000 den
günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm kolluk
tarafından yapılan analizinde de ;
Oğuz Alparslan Abdulkadir' in kullandığı 0533 2756462 nolu GSM hattı ile 98 Abdullah
Arapoğullan' nın kullandığı 0545 2838998 nolu GSM hattı ile 14 Erol Ölmez' in kullandığı 0536
6310901 nolu GSM hattı ile 14 Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0505 3043924 nolu
GSM hattı ile 162 Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0555 4952647 nolu GSM hattı ile
214 Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0555 8571924 nolu GSM hattı ile 20 Recep
Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0538 2372854 nolu GSM hattı ile 8 Mehmet Fikri
KARADAĞ' m kullandığı 0539 6550456 nolu GSM hattı ile 132 Mehmet Fikri KARADAĞ' m
kullandığı 0535 8881514 nolu GSM hattı ile 36 Raif Görüm' ün kullandığı 0535 8258383 nolu
GSM hattı ile 222 Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 12
Yaşar Arslanköylü' nün kullandığı 0536 5483885 nolu GSM hattı ile 4 kez görüşme yaptığının
tespit edildiği belirtilmiştir.
Bu tespitlerin dışında Kahraman ŞAHİN'in diğer şüphelilerden Mehmet Fikri
KARADAĞ, Erol ÖLMEZ,Abdullah ARAPOĞULLARI,Erdal İRTEN,Oğuz Alpaslan
ABDUÜLKADİR ve Raif GÖRÜM ile telefon bağlantısı kurduğu, yukanda özetlenen suç
unsuru görüşmeleri yaptığı da tespit edilmiştir.
Şüphelinin Kuvayı Milliye Derneği içerisinde örgütlenen illegal yapılanma içerisinde,
bu yapılanmanın lideri Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'e bağlı olarak hareket
ettiği, hiyerarşik yapı içerisinde Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den

2194
j; '^Tft^r^&K
aldığı talimattan yerine getirdiği, hiyerarşik yapıda kendisine bağlı olan Erol ÖLMEZ,Abdullah
ARAPOĞULLARI ve Erdal İRTEN gibi örgüt üyelerine emir ye talimat verdiği, bu kapsamda
görüştüğü kişilere ekip kurmaları talimatını verdiği, Erol ÖLMEZ'i istihbarat toplamak için Çarşamba
semtine gönderdiği, bu kişilerin kendisine başkanım veya komutanım şeklinde hitap ettikleri,
yapılması planlanan illegal işler konusunda kendisinin onayını istedikleri, bu işlerden bir kısmına
kendisinin onay verdiği, bir kısmında ise hiyerarşik yapıda kendisinden yukarıda bulunan Hüseyin
GÖRÜM'e aktardığı değerlendirilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Gizli Tanık-17 , ifadesinde aynısı ile ; "...Kahraman ŞAHİN'in derneğin gençlik kollanndan
sorumlu olduğunu, binbaşı lakabı kullandığım, Hüseyin GÖRÜM tarafından esrar içmeye
alıştmldığmı, dernekte aktif olarak görev yaptığını, hatta derneğin borçlanndan dolayı kendisine haciz
geldiğini biliyorum.
Çanakkale'deki mitingde Tuncay ÖZKAN kürsüye çıkarak solculann birleşmesi konusunda bir
konuşma yaptı. Kuvayı Milliye' den gidenler olarak mitingin siyasi bir gösteriye dönüşmesine tepki
gösterdik. Bu nedenle mitinge katılan Atatürkçü düşünce derneği ve biz kaç kişiyiz hareketi isimli
tanıtma yeleği giymiş kişiler ile bizler arasında yumruklaşmaya varan bir tartışma oldu. Bu nedenle
Kuvayı milliye grubu olarak bizler mitingden aynlıp slogan atarak Çanakkale'nin içinden geçip
minibüslere gittik. Burada miting alanmdayken beyaz renkli Kartal marka bir aracın içersinde birinci
ordu çekim aracı yazılı bir kamera olduğunu ve çekim yapıldığını gördüm. Bu mitinge Mehmet Fikri
KARADAĞ katılmamıştı. Nedenini tam olarak bilemiyorum. Dönüşte Mehmet Fikri KARADAĞ' m
Kuvayı Milliye Katılanlan olarak burada yapılan tartışmadan dolayı herkesi fırçaladığını tartışılan
dernek ve oluşumlann Kuvayı Milliye ile yandaş olduklannı söylediğini biliyorum.
Çanakkale mitinginden 2 veya 3 gün sonra gece saat 23.00 sıralannda Kuvayı Milliye
Derneğinin Kadıköy'deki binasına Veli KÜÇÜK geldi. O saatte dernekte kalan yaklaşık 10 kişi
Mehmet Fikri KARADAĞ' m odasına çağnldı. Veli KÜÇÜK burada Çanakkale mitinginde Kuvayı
Milliye olarak gösterilen tepkinin yanlışlığından, mitingi düzenleyen dernek ve kurumlann yandaş
olduklanndan, birlik ve beraberlik içersinde bulunulması gerektiğinden bahsetti. Sonrasında kendi
güvenlik şirketine 150 tane genç alıp işe başlatacağını, bunlann sağlam kişiler olması gerektiğini, bu
kişilerin Kuvayı Milliye Derneği aracılığı ile bulunmasını, özgeçmişlerinin, ailelerinin, araştınlmasım
istedi. Daha sonra da aynldı. Ertesi günü eleman temini için bir duvar ilanı hazırlanarak derneğin iç
kısmına asıldığını gördüm. Derneğe gelip gidenler bu ilana bakıp müracaat ediyorlardı. Bu işle
Kahraman ŞAHİN ilgileniyordu. İlk işlemleri ve görüşmeyi yaptıktan sonra görüştüğü kişileri mülakat
yapması için Mehmet Fikri KARADAĞ' a gönderiyordu.
Bu olaydan yaklaşık 10 gün sonra Kahraman ŞAHİN ile Niyazi KIYAK' m Veli KÜÇÜK' ün
Ümraniye ilçesinde Güvenlik şirketi aracılığıyla korumasını yaptırdığı bir binaya gittiklerini, burada
Veli KÜÇÜK' ün adamlannı hem kaldıklannı,mülkiyeti Anayasa Mahkemesi eski başkanı Tülay
TUĞCU'ya ait olduğu söylenen boş olan ve eski bir hipermarket olduğu söylenen bu binada
banndıklannı, yaklaşık 15 kişi olduğunu, bunun dışında sürekli gelip gidenler bulunduğunu, bu
kişilerin de hepsinin sabıkalı tipler olduğunu, Veli KÜÇÜK' ünde buraya gelerek kendileri ile
görüştüğünü dernekte anlattıklanna şahit olmuştum. Zaten bu ziyaretten sonra da Ümraniye' deki bu
yerden derneğe sürekli genç kişiler gelmeye başladı.
Derneğe sürekli olarak gelen giden kişiler oluyordu. Bunlar genellikle Mehmet Fikri
KARADAĞ , Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'e gelirlerdi..." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Abdullah ARAPOĞULLARI ; Telefon hattı satmak amacı ile Kuvayı Milliye Derneğine
gittiğinde Kahraman ŞAHİN ile tanıştığını, kendisini üye sorumlusu olarak
tanıttığını, müsait oldukları bir zaman konuşmak için çay içmeye beklediğini söyleyerek
gelirken arkadaşlarını da getirmesini istediğini,bir ay sonra Erdal İRTEN ile birlikte derneğe
gittiklerini, burada Erdal İRTEN'i Kahraman ŞAHİN ile tanıştırdığmı,Kahraman ŞAHİN'in
kendilerine Kuvayı Milliye Demeğinin Askeri bir kuruluş olduğunu, buranın Paşalar
tarafından yönetildiğini söylediğini,Kahraman ŞAHİN'in kendilerine Bağcılar'da Kuvayı
Milleye Demeği Şubesi açmalarını teklif ettiğini ve sen bu konuyla görevlisin dediğini,aynca
kendisine demeğin maddi sıkıntısından bahsedip bu demeğin bütün Türk Milletinin olduğunu,
kirasının ödenemediğini, demeğe maddi yardımda bulunabilecek esnaf tanıdığı olup
olmadığını sorduğunu,daha sonra kendisini demeğe çağırdığmı,yaklaşık bir ay sonra tek
başına Kuvayı Milliye Demeğine gittiğini, burada kendisine üç ay sonra kendilerine kimlik
çıkacağını, şu an Paşaların onaylamadığını, araştırıldıklarını söylediğini ve demeğe yardım
istenilecek kişiyi sorduğunu, kendisinin de Aksaray'daki otel sahibi kişiyi söylediğini,
sonrasında da Bağcılar'da Kuvayı Milliye Demeğinin şubesinin açılıp açılamayacağını,
esnafların olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de işlerini ve ablasının hastalığını gerekçe
göstererek bu konuyla ilgilenemeyeceğini söylediğini, bu tarihten yaklaşık bir buçuk ay sonra
Kahraman ŞAHİN'in kendisine ulaşamadığından Erdal İRTEN'i aradığını ve kendisini
aramasını istediğini öğrendiğini, ancak kendisini aramadığını, o tarihten sonra da Kahraman
ŞAHİN ile görüşmediğini beyan etmiştir.
Erdal İRTEN ; Kahraman ŞAHİN ile Abdullah ARAPOĞULLARI aracılığı ile
tanıştığını, Kuvayı Milliye Demeği Kadıköy Şubesinin muhasebecisi olduğunu
öğrendiğini,kendisinin işyerinin icralık bir işi olduğunu,bu işte karşı tarafın avukatının
Maltepe'de bulunduğunu, Kahraman ŞAHİN de Maltepe'de oturduğu için telefonla kendisini
aradığmı,bu işle ilgili görüşmek üzere birlikte avukatın bürosuna gittiklerini, 16.09.2007
tarihli görüşmeyi Kahraman ŞAHİN ile yaparken telefonu Abdullah ARAPOĞULLARI'na
verdiğini,Kahraman ŞAHİN kendisine "ekibi oluştur" deyince kendisinin böyle bir hareketin
içinde bulunmayacağını belirttiğini, beyan etmiştir.
Ayşe Ceylan GEÇYOL (KIYAK) ; Kahraman ŞAHİN'i Kuvayı Milliye Demeğinin
gençlik kollan başkanı olarak tanıdığını, 2007 yılı içersinde Çağlayan'da gerçekleşen
Cumhuriyet mitingine demek olarak katılma kararı alındığından Niyazi KIYAK, Ali isimli
biri, Kahraman ŞAHİN ve Gülbeyaz isimli bir bayan (Demek üyesi) ile birlikte katıldığını,
ilerleyen süreçte İzmir'de gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingine de demek yönetimi katılma
karan aldığından İzmir'e giderek mitinge katıldığını, mitinge demekten gelen Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN, Niyazi KIYAK'm da katıldığını
gördüğünü, beyan etmiştir.
Erol ÖLMEZ ; Kahraman ŞAHİN'i Kuvayı Milliye demeğinden Hüseyin GÖRÜM'ün
yardımcısı olarak tanıdığını, kendisine daha önce oto galericiliği yaptığını
söylediğini,dernekten aynldıktan bir müddet sonra telefon açarak kendisinin de dernekten
aynldığmı, Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine sürekli olarak küfür ettiğini, bağınp çağırdığını bu
yüzden dayanamayarak aynldığmı söylediğini,arada bir hal hatır sormak için telefon
görüşmeleri yaptıklannı, kendisinin demekte bulunduğu sırada Muhammet YÜCE'nin derneğe
geldiğini ve Kahraman ŞAHİN ile görüştüğünü gördügünü,Dernekte bulunduğu sırada
Kahraman ŞAHİN'in kendisine deprem afetleri sırasında Özel Kuvvetlerin afet ve deprem
kısmından sorumlu olduğunu söyleyerek üzerinde Özel Kuvvetler yazılı Kuvayı Milliye
Demeğinin kimlik kartını verdiğini,Murat ÇAĞLAR'ı tanımadığım,kendisinin araç içerisinde
silah ve bir kısım dokümanlarla yakalanması olayını demeğe gelip giden şahıslardan ve
Kahraman ŞAHİN'in konuşmalanndan duyduğunu,derneğe gelip giden bu kişinin
yakalandığını konuştuklannı, telefon görüşmesinde kendisini "Kıdemli Binbaşı Erolhan
EJDEROGLU" olarak tanıtmasının nedeni sorulması üzerine, Kahraman ŞAHİN'in kendisine
bu ismi takarak bu şekilde hitap ettiğini, kendisinin * de bu şahısla olan telefon
konuşmalannda komutan tabirini kullandığını, kendisinin Kahraman ŞAHİN' den emir ve
talimat almadığmı,onun emir ve talimatları doğrultusunda eylem ve faaliyetlere
katılmadığım,aralarmdaki "komutanım" şeklindeki hitaplann şaka mahiyetli ve şuursuzca
olduğunu,beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE , Kahraman ŞAHİN'i tammadığmı,ismini ilk defa duyduğunu
beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN' in Kuvayı Milliye Derneğinde yönetimde
sorumlu düzeyde görevli bulunan bir üye olduğunu beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ, Kahraman ŞAHİN'i Hüseyin GÖRÜM'ün çocukluğundan
beri yanında yetiştirdiğini,Kuvayı Milliyeci olduğunu söylediği şekli ile tanıdığmı,bu kişinin
daha sonra yönetim kurulu kararıyla dernek saymanlığına getirildiğini beyan etmiştir.
Raif GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN'in kendisinin aile dostu olduğunu, Kahraman
ŞAHİN'in kendisinin telkinleri ile Kuvayı Milliye Derneğine üye olduğunu,15.12.2007
tarihinde kendisinin kullanımındaki telefondan Kahraman ŞAHİN'in İbrahim ile yaptığı
telefon förüşmesinde geçen ; Kahraman'm "İbrahim abi bu eksik çıktı ya" dediği, İbrahim' in
"Ya eksik çıktı nasıl çıktı ben burada teraziye koydum onu burada şeyde bak bakkalda
koydum onu nasıl eksik çıktı terazi var mı orda" dediği, Kahraman'm "Var tabi ya hassas
terazi var bizde ya" dediği, İbrahim' in "Sen şimdi teraziyi de al da geltirsene bakim onu
buraya" dediği, Kahraman'm "Yetmişbeşliramı alırım abi eksik bu yetmişaltı gıram bu ya"
dediği, İbrahim'in "Yetmişaltıgıram ben burada tarttım terazide yüzgıram geldi yetmişaltıgram
iyi tamam" sözlerinin okunup sorulması üzerine ; görüşmenin Kahraman ŞAHİN ile İbrahim
isimli kişi arasında yapıldığını,içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığmijbeyan etmiştir.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, Kuvayı Milliye Derneğine üye olduktan sonraki bir
tarihte Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Ali KUTLU 'mm kendisini Mehmet Fikri
KARADAĞ' m odasına götürdüklerini,onun da kendisine basında çıkan haberin aksine
dernekte yasadışı hiçbir iş yapılmadığını söylediğini ve kendisinden derneğin kapanan Internet
sitesi yerine yeni bir Internet sitesi hazırlamasını isteyerek bu amaçla yönetim kurulu karan
hazırlanması talimatı verdiğini, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in bu karan
hazırladıklannı,ancak orada hazır bulunmayan üyelerin yerine de kendilerinin imza
attıklannı,kendisinin bunu garipsediğini, daha sonra derneğe gittiğinde bunu Hüseyin
GÖRÜM' e sorduğunu, kendisine bunun önemli olmadığını, kararlan Mehmet Fikri
KARADAĞ' m verdiğini, onun dediğinin olacağını söyleyerek sertçe çıkıştığını, derneğe bu
gidişinde yanında oğlu Emir SİPAHİOGLU'nun da bulunduğunu, Emir'in tesadüfen derneğin
alt katında esrar içen kişiler görerek kendisine söylediğini, bunun üzerine gidip baktığında
gerçekten esrar içtiğini tahmin ettiği Kahraman ŞAHİN ve Niyazi KIYAK ile isimlerini
bilmediği iki kişi daha gördüğünü,bulunduklan oda da çuval içerisinde esrar olduğunu tahmin
ettiği bir madde gördüğünü, bunu Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, onun da kendisine esrar
içmenin yanlış olmadığını, Kur'anda bunun aksine bir hüküm olmadığını, hatta Peygamberin
dahi ot içtiğini söylediğini, kendisinin söylenenleri yadırgadığını söyleyerek kızgınlıkla
dernekten aynldığını,daha sonra Kahraman ŞAHİN tarafından 2007 senesindeki Genel
Seçimlerde dernek olarak destek verileceğini söyledikleri Kadıköy' den Bağımsız Milletvekili
adayı olan Ertuğrul OĞUZ isimli kişi hakkında seçim çalışmalan için derneğe çağnldığmı,
yine bu çalışmalar için daha önce bahsettiği yönetim kurulu karan ile görevlendirildiğinin
söylendiğini, ancak bu karamı usulüne uygun olmadığını bildiği için gerek Internet sitesi
kurulması gerekse seçim çalışmalan için hiçbir faaliyette bulunmadığmı,beyan etmiştir.
Yusuf GÖRÜM, Kuvayı Milliye Derneğinin Mersin ilindeki yemin töreni
görüntülerini televizyonda gördükten sonra kardeşi Türkan GÖRÜM ve onun arkadaşı Sevilay
isimli bir kişiyi dernekten istifa etmeleri için ikna ettiğini,kendilerinin dernekten istifalan için
gerekli olan noter ihtarnameli istifa dilekçelerini yazdırdığını ve onlann istifalannı
sağladığım,bu olaydan sonra dernekte bulunan Kahraman ŞAHİN ve isimlerini
bilmediği birkaç kişinin kendisini vatan haini olarak ilan ettiklerini ve derneğe girmemesi için
karar aldıklarını Kahraman ŞAHİN'in kendisine söylediğini, Kahraman ŞAHİN'i 1997
yılından bu yana tamdığım,KartaPda bulunan yazıhanesine yeğeni Raifle birlikte
geldiğini,kendisini oradan tanıdığmı,dernekte ne görev yaptığını bilmediğini beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Kahraman ŞAHİN'in Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarım belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin faaliyetlerinde
etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesine
yardımcı olması için gençlik kollanndan sorumlu teşkilat başkan yardımcısı olarak
görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı
elemanlann profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin
ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat
topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu
oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya
içerisinde yer aldığı iddia edilmektedir.
Şüpheli özetle ; kendisinin devletle veya herhangi bir gizli oluşumla ilgisi olmadığını,
derneğin maaşlı bir çalışanı olduğunu,7-8 aydır maaşını alamadığını, telefon konuşmalannm
çoğunun derneğe gelen,vatan sevgisi olan heycanlı insanlarla yaptığı ve bir çoğu şaka
mahiyetinde olan görüşmeler olduğunu savunmuş ise de,
Yukanda tape şeklinde özetlenen telefon görüşmeleri genelinden de anlaşıldığı gibi
07.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde söylediği "Sen bizim
babamız değil misin baba ya" "Sen bizi öldürsen, dövsen dahi biz sana kötülük düşünebilir
miyiz baba, her şeyimiz sensin bizim" , "..senin evladın var, biliyor musun, her türlü her
şekilde, her şeyle çarpışacak bi askerin var", "Baba, senin ermindeyiz tamam mı, öl dediğin
an, o sahtekarlar gibi değil" sözlerinden de Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden ,
aynı zamanda örgütün Kuvayı Milliye Derneği yapılanması sorumlusu olan Mehmet Fikri
KARADAĞ'a sadakatle bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Telefon görüşmeleri genelinden şüpheli Kahraman ŞAHİN'in Ergenekon Terör
Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği yapılanmasında etkin rol oynadığı, Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün hiyerarşisinde faaliyette bulunduğu, kendisinin
Komutan ve Binbaşı gibi askeri sıfatlar kullandığı, örgüte adam kazandırdığı, örgüte
kazandırdığı adamlann profillerinden de faydalanıp bizzat veya bu kişileri azmettirerek
admam kaçırma, korumalık yapma, çek senet tahsilatı ve benzeri mafya tarzı faaliyetler ile
örgüte temin ettiği, örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat topladığı, Kuvayı Milliye
yapılanmasına iletilen taleplerin kendisi tarafından alındığı veya kendisine yönlendirildiği, bu
talepleri kendisine bağlı olan örgüt üyeleri Erol ÖLMEZ,Abdullah ARAPOĞULLARI,Erdal
İRTEN,Raif GÖRÜM ve Yusuf GÖRÜM gibi örgüt üyelerini yönlendirerek karşıladığı, kısım
eylemlerde ise bizzat kendisinin de yer aldığı, kendisine bağlı örgüt üyelerinin faaliyetleri
hakkında şüpheliye bilgi verdikleri, onay istedikleri veya yardımını talep ettikleri,
Her ne kadar, örgütsel gizlilik prensibi gereği dikkatli kojıuşmaya özen gösterip
muhataplannı da uyarsa da telefon görüşmelerinin yukanda yapılan değerlendirmeyi doğrular
açıklıkta olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Kahraman ŞAHİN'in örgüte adam kazandırma çalışmalarında 04.10.2007
günlü telefon görüşmesinde "Gerek yok o tip adamlara, öyle şey fazla sorgu soru adama gerek
yok şimdi bu öyle zaten basit bişey değil anlıyor musun" "Sen neysen bende oyum yani hiç
fark etmez anladın mı" söylediği gibi, bu yapılanmaya dahil edilecek kişilerin söylenilenleri
sorgulamadan kabul edecek nitelikte olmasını aradığı görülmektedir.
Kuvayı Milliye Demeğinin illegal yapılanmasında Özel Kuvvetler (Sözde)
Komutanlığı isminde bir birim kurulduğu yukarıda Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait bölümde
açıklanmıştır. Şüphelinin askeri üniforma benzeri bir elbise giyerek fotoğraf çektirdiği, telefon
görüşmelerinde kendisine Komutan,Binbaşı şeklinde hitap edildiği hususu , Gizli Tanık 17'nin
".. .Kahraman ŞAHİN'in binbaşı lakabı kullandığı" , diğer bir kısım şüphelilerin de benzer
beyanları içeriği dikkate alındığında , şüphelinin Kuvayı Milliye Demeğinin illegal
yapılanmasının "Özel Kuvveter (Sözde) Komutanlığı" biriminde görevli bulunduğu
anlaşılmıştır.
18.08.2007 günlü telefon görüşmesindeki Abdullah ARAPOĞULLARI'nm "ya ben işi
hallettim de hani ben sana dedim ya ekip kurdum falan" "onlarda hazır çok güzel ekip, tespit
ettiğim yerlerde var, haraç değil de yardım amaçlı gidecez otellere elli milyar, yüz milyar
alacağımız yerler var onun için görüşecektim ben seninle o ekiple gelecektim yanma. İstersen
eve gelelim senin araba var altımızda"
17.09.2007 günlü telefon görüşmesindeki Erol ÖLMEZ' in "Taksime geçiyorum,
ordan da Çarşamba'ya geçcem" "İftardan sonra akşam 8, sabah 8 nöbete devam yani...","Biz
de mollaların arasına takıldık girdik işte ne yapalım, soktunuz bizi o taraf Çarşamba'ya" "...
ben hoca adamım biliyorsun sakal bıraktım haberin yok galiba" "molla oldum ben de" ,
Kahraman'ın "Ya hayırlısı olsun be kardeşim ya, görevini tam yerine getir de"
Şeklindeki konuşmalar, şüpheli Kahraman ŞAHİN'in örgüt adına gelir temin etme ve
Örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat toplama faaliyetlerini gösterir en açık telefon
görüşmelerine örnektir.
Diğer şüphelilerden Erkut ERSOY'un bilgisayarındaki bir E-posta mesajı
incelendiğinde ; Özel Büro tarafından gruba gönderilen bir mesaj olduğu görülmüştür.
Mesajda Özel Büroya gönderilen bir mesaja karşılık olarak Kuvayı Milliye Grubunun tüm
Türkiye'yi hatta dünyadaki tüm Türk Milliyetçilerini kapsayan bir grup olduğu, kendilerinin
Kuvayı Milliye olarak tüm Türkiye'de çok hızlı ve kapsamlı bir biçimde örgütlendikleri,
üyelik konusunda Özel Büro üyesi olunduğu söylenerek Kuvayı Milliye demeğinden
Kahraman Bey ile görüşülebileceğinin belirtildiği görülmüş, bu husus da şüphelinin Kuvayı
Milleye Demeği yapılanmasındaki etkin konumunu gösterir bir husus olarak
değerlendirilmiştir.
Ayrıca,
Raif GÖRÜM ile yaptığı 07.11.2007 ve 08.11.2007 günlü telefon görüşmelerinin
açıkça silah ticaretine ilişkin olduğu değerlendirilmiş, nitekim Raif GÖRÜM ifadesinde
"..silah ticareti yapmaya kalkıştığını ancak beceremediğini, telefon görüşmelerinin bu konuya
ilişkin olduğunu" beyan etmiştir.
Ilmıra KANDEMİR ile yaptığı 03.12.2007 (üç adet) ve 10.12.2007 (iki adet), Raif
GÖRÜM ile yaptığı 19.10.2007 ve 14.12.2007 ve Cenk isimli kişi ile yaptığı 26.12.2007
günlü telefon görüşmelerinin açıkça uyuşturucu ticaretine ilişkin olduğu değerlendirilmiştir.
Abdullah ARAPOĞULLARI'nm kendisi hakkındaki ; demeğe gelirken arkadaşlarını
de getirmesini istediği ve kendilerine Kuvayı Milliye Demeğinin Askeri bir kuruluş olduğunu,
buranın Paşalar tarafından yönetildiğini söylediği,kendisine demeğin Bağcılar Şubesini açmak
ve yardımda bulunabilecek kişileri tespit etmek için görev verdiği,
Ayşe Ceylan GEÇ YOL (KIYAK)'un ; kendisi hakkındaki demeğin miting gibi
faaliyetlerine diğer demek yöneticileri ile birlikte katıldığınrgördüğü,

2199

7
Erdal İRTEN'in kendisi hakkındaki; bir telefon görüşmesinde Kahraman ŞAHİN
kendisine "ekibi oluştur" deyince kendisinin böyle bir hareketin içinde bulunmayacağını
belirttiği,
Erol ÖLMEZ'in kendisi hakkındaki, demekte bulunduğu sırada Muhammet YÜCE'nin
demeğe geldiği ve Kahraman ŞAHİN ile görüştüğünü gördüğü, deprem afetleri sırasında Özel
Kuvvetlerin afet ve deprem kısmından sorumlu olduğunu söyleyerek üzerinde Özel Kuvvetler
yazılı Kuvayı Milliye Demeğinin kimlik kartını verdiği, Kahraman ŞAHİN'in bu ismi
taktığından kendisini "Kıdemli Binbaşı Erolhan EJDEROĞLU" olarak tanıttığı, kendisinin bazı
telefon görüşmelerinde Kahraman ŞAHİN'e Binbaşı olarak hitap ettiği,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kendisi hakkındaki ; Kuvayı Milliye Demeğine üye
olduktan sonraki bir tarihte Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Ali KUTLU'nun kendisini
Mehmet Fikri KARADAĞ' m odasına götürdükleri,burada yapılan konuşmadan sonra Hüseyin
GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in yönetim kurulu karan hazırladıklan,ancak orada hazır
bulunmayan üyelerin yerine de kendilerinin imza attıkları, daha sonra kendisini demekte esrar
içerken gördüğü,sonra Kahraman ŞAHİN tarafından 2007 senesindeki Genel Seçimlerde demek
olarak destek verileceğini söyledikleri Kadıköy' den Bağımsız Milletvekili adayı olan Ertuğrul
OĞUZ isimli kişi hakkında seçim çalışmaları için demeğe çağrıldığı,
Şeklindeki beyanları içeriğine göre de, şüphelinin savunması gibi Kuvayı Milliye
Demeği ve içindeki illegal yapılanma ile ilgisinin sadece bu demeğin bir çalışanı olmakla sınırlı
olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
Muhammet YÜCE ve Kahraman ŞAHİN'in karşılıklı birbirlerini tanımadıkları
şeklindeki beyanlarına karşın , yukarıda yazılı 10.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ
ile görüşmesindeki Mehmet Fikri'nin "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet (Muhammet
YÜCE) diye bir çocuk geliyor" "Bizim demeğin önde gelmiş olduklarından" "Arabasıyla
geliyormuş, onu alın görüşün, Hüseyin abinlede görüşsün, bende çıktım geliyorum"
"Muhammet diye bir çocuk uzman çavuşmuş" sözleri, diğer şüphelilerden Erol ÖLMEZ'in ;
kendisinin demekte bulunduğu sırada Muhammet YÜCE'nin demeğe geldiğini ve Kahraman
ŞAHİN ile görüştüğü şeklindeki beyanı içeriğine göre , gerek Muhammet YÜCE gerekse
Kahraman ŞAHİN'in aksi yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir.
Şüphelinin evinde yapılan aramada, Bayrampaşa Kapalı Cezaevinden Deniz YILDIRIM
isimli cinayet hükümlüsünün gönderdiği mektuplar ele geçmiştir. Deniz YILDIRIM'm
cezaevinden Kuvayı Milliye Demeğinin Kadıköy'deki adresini yazarak Kahraman ŞAHİN ve
Hüseyin GÖRÜM'e gönderdiği mektup içeriklerinde "Gönlümden geçen tek hareket Darbeyle
içimizdeki dış güçlere hizmet eden şerefsizleri infaz etmek" , "Paşama,Hüseyin Abi'ye,Soran
herkese selam olsun,Yolumuz açık olsun", "Tam aktif zamanımızda başımıza bu iş geldi, lanet
olsun", "İçerde de olsak dışarıda da olsak fark etmez, her türlü yaşam şartına alışkmız„ben
savaşımı burada veriyorum", "Ben silahımı ülkenin bölünmez bütünlüğünü bölmeye çalışana
çalışanlara çekmeye and içtim, bizler bu ülkenin direnişçileriyiz" , "Toplu giydirme zamanı
yaklaşıyor ! , farkındayım, beni unutmayın buralarda.Bizler bu millet için topraklar için
vanz,zırhımızı giymeden sokağa çıkmak yok" , sözlerinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu mektupların da , şüphelinin örgütün Kuvayı Milliye yapılanmasmdaki bütün üyeleri
ile birlikte diğer kişilere, vatanın elden gittiği , Kuvayı Milliye demeğinin vatanın kurtarılması
davasını yürüttüğü, bu kapsamda askeri bir darbenin zemininin hazırlanarak hain olan kişilerin
infaz edilmesi gerektiği şeklindeki örgüt propagandası yaptığını gösterdiği, esasen Ergenekon
Terör Örgütünün yönetici konumunda bulunan üyelerinden, bu mektupları kaleme alan
cezaevinde cinayet suçundan tutuklu olarak yatan bir ilgilisine kadar bir askeri müdahale
söyleminin bulunduğu soruşturma evrakı genelinden de anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Kahraman ŞAHİN'in Ergenekon Terör Örgütünün
üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve
örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan
Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil
Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı
"Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli
Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi
uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye
Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yönetilmesine yardımcı
olması için teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği , bu görevi
kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden de
yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte
kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat topladığı yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Kahraman ŞAHİN'in eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarmca cezalandırılması talep edilmiştir.
Bunlann dışında ; yukanda yazılı bazı telefon görüşmelerinin , bağlantılı olduğu Raif
GÖRÜM'ün telefon görüşmeleri ile birlikte değerlendirilmesinden ; şüphelinin uyuşturucu
madde, yasadışı silah ve porno CD ticareti faaliyeti içerisinde bulunduğu yönünde şüphe
duyulmuş ise de, kendisinden uyuşturucu madde ve silah ele geçmemiş olması, kendisinden
çok miktarda porno CD ele geçirilmiş ise de suç delili olan telefon görüşmesinin CMK 138/2
kapsamında tesadüfen elde edilen delillerden olup TCK'nun 226//3 maddesine uyan bu suçun
CMK'nun 135/6 maddesinde sayılan katalog suçlardan olmaması nedeni ile bu suçlar hakkında
soruşturma yapılmasına yeterli delil ve imkan olmadığı değerlendirilmiştir.
Şüphelinin TCK'nun 191 maddesine uyan uyuşturucu madde kullanmak suçunu da
işlediği yönünde ilişkin deliller bulunduğu anlaşılmış ise de , bu suç hakkındaki evrak
aynlmıştır.

69-ŞÜPHELİ EROL ÖLMEZ


a)- Emniyet İfadesinde özetle;
2006 yılı Ekim ayında Kuvayı Milliye Derneğinin önünden geçerken bayrağı dikkatini
çektiğinden binaya girdiğini, dernekte Hüseyin GÖRÜM'le tanışarak iş aradığını söylediğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün dernekte çalışacak elemena ihtiyaç olduğunu söylemesi üzerine aynı gün
işe girerek dernekte kalmaya başladığını, dernekte çay, yemek ve temizlik işleri yaptığını,
dernek yöneticilerinin Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve
Feraye SES olduğunu, dernekte çalıştığı zaman içersinde Muhammet YÜCE'nin derneğe
gelerek Kahraman ŞAHİN ile görüştüğünü gördüğünü, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin
GÖRÜM'ün kendisine kötü davranmalan,Hüseyin GÖRÜM'ün sürekli olarak Kur'an'dan
bahsetmesi ve "Mehdi buradan doğacak" şeklinde konuşmalanndan dolayı dernekten yazılı
olarak istifa ettiğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine motorize ekip kurarak insanlara yardım etmeyi, aynca
akut benzeri depremde yardımcı olabilecek, insanlann yaranna olacak örgütlenmelerden
bahsettiğini, Kahraman ŞAHİN'in kendisine deprem afetleri sırasında "Özel Kuvvetlerin afet
ve deprem kısmından sorumlu" olduğunu söyleyerek Özel Kuvvetler yazılı bir kimlik
verdiğini,
İstihbarat toplama ile ilgili görüşmeleri hatırlamadığını,
Fatih ilçesi Çarşamba semtinde Murat isimli bir arkadaşının yanında kaldığını, Fatih
semtinde çarşaflı cübbeli şahıslann çok olmasından dolayı mollalann arasında kaldığını
söylediğini, Kahraman ŞAHİN'in görevini yerine getir, görevine devam et dediğini, Fatih
semtinde istihbarat toplamak amaçlı bulunmadığını, ''

2201 • ^-------^—_
^2' ^)>c^A^rr^^~l
Ayrıca; tahsilat, adam takip etme, istihbarat toplama tarzında yaptığı telefon
görüşmelerini hatırlamadığını, görüşmelerde emanet diye bahsettiğinin kuvvet macunu
olduğunu,
13.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile yaptığı telefon görüşmesi
sorulduğunda;Ukraynalı olan şahsın Kahraman ŞAHİN'in arkadaşı olduğunu, bu şahsın
çimento almak istediğini, Kahraman ŞAHİN kendisine tanıdık çimento fabrikası sahibi olup
olmadığını sorduğunu, kendisinin de bir arkadaşının tanıdığının olduğunu söylediğini,
görüşmenin bununla ilgili bir görüşme olduğunu,
15.07.2007 tarihli Yusuf KARLIOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda;
Kendisini askeri personel olarak tanıtmasında herhangi bir amacının olmadığını, Hüseyin
GÖRÜM isimli şahsın kendisine; Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN'm Kuvvai Milliye
derneği ile uğraştığım söylediğini ve Başbakanın vatana ihanet ettiği şeklinde konuştuğunu,
kendisinin bundan dolayı bu şekilde konuştuğunu, ancak bu konulardan bilgisinin
olmadığmı,Yusuf isimli şahsın ne iş yaptığını bilmediğini, Yusuf un Kuvvai milliye derneğine
üye olduğunu, görüşmenin içeriğinde geçen diğer konulan hatırlamadığını, "Koştuğum zaman
beni indirirler" sözü ile neyi kast ettiğini bilmediğini,
28.06.2007 tarihinde Halil isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, ancak kendisinin şirketinin olmadığını, görüşmede geçen "80 tane
Fransa var" sözü ile neyin kast edildiğini bilmediğini, kendisinin Vodafone hattından 10 adet
kullanmak amacı ile aldığını, ancak hatlann daha sonra kaybolduğunu, bu kadar hat almasının
özel bir nedeninin olmadığını,
13.08.2007 günü saat:12.17'deki Kahraman ŞAHİN isimli şahısla yaptığı telefon
görüşmesi sorulduğunda;Kendisinin Nebil' den Kuvvai Milliye adı altında para almadığını,
ancak bu şahsın kendisine parça parça yardımda bulunmak amaçlı 100 YTL para verdiğini,
Kahraman ŞAHİN'in de kendisiyle dalga geçmek için bu şekilde konuştuğunu, hiçbir şekilde
Kuvayı Milliyenin adını kullanarak para tahsil etmediklerini, Nebil'in kendisini Hüseyin
GÖRÜM'e neden şikayet ettiğini bilmediğini,
29.09.2007 tarihinde Hikmet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, herhangi bir şekilde koruma yapma gibi bir durumun olmadığını,
kendisinden koruma amaçlı kimsenin bir talepte bulunmadığını,
Aynı görüşmenin devamı sorulduğunda;Görüşmeyi kabul ettiğini, Hikmet'in kendisine
bu şekilde Cezaevinden bir şahsın çıkacağını, bu şahsın her türlü işlerine yarayacağını,
istediklerinin ayağına, kafasına sıkacağını, bundan dolayı şahsa bir silah gerektiği şeklinde
kendisinden talepte bulunduğunu, kendisinin de Hikmet isimli şahsa bakacağını söylediğini,
ancak Hikmet'i dikkate almadığını, kendisini işlettiğini düşündüğü için şahsa herhangi bir
şekilde silah temin etmediğini, kimseye silah satışı yapmadığını, kendisinin de silahının
olmadığını,
Abdullah ARAPOGLLARI'm tanımadığım,ismini ilk defa duyduğunu söylemiş,
kendisine 03.11.2007 günü saat 15:10 sıralannda Kahraman ŞAHİN ile birlikte bu kişinin
Güngören semtindeki Karadeniz Odun Ekmeği isimli fınnma giderek görüşme yaptıklanna dair
fiziki takip tutanağı bulunduğu hatırlatılması üzerine ise ; belirtilen tarihte Kahraman ŞAHİN
ile birlikte Güngören semtinde bir fınna gittiklerini, buranın Abdullah ARAPOĞULLARI'na
ait olduğunu şimdi öğrendiğini,Kahraman ŞAHİN'in kendisine fınnda yatmaya yer olduğunu,
burada hem çalışıp hemde yatabileceğim, kendisinin de fınna un bulabileceğini söylemiş
olduğunu,birlikte ekmek fınnma gittiklerini,içeride Kahraman ŞAHİN'in ile fınncı
konuştuğunu, daha sonra tekrar görüşmek üzere fınndan aynldıklannı,ancak tekrar fınna gidip
konuşmadıklanm,kendisinjn bu konuyu Kahraman ŞAHİN'e sormuş ise de yanıt alamadığını,
Kendisine sorulan diğer telefon görüşmelerini hatırlamadığını beyan etmiştir.
b)- Savcılık ifadesinde özetle;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, Kuvva-i Milliye Derneğinde çay ve temizlik işleri
yaptığını,kalacak yeri olmadığı için burada hem çalıştığını hemde kaldığını,kendisine verilen
işleri yaptığmı,kendisinin İsmailağa semtinde her hangi bir istihbarat toplama çalışmasında
bulunmadığını,Kahraman ŞAHİN ile bu konularda yaptığı görüşmelerin şuursuzca olduğunu,
kendisinin bir önceki yıl dernekten kovulduğunu, Kuvayı Milliye Derneğinde iken kendisine
verilen kimlik kartının görev bölümünde "özel kuvvetler" yazdığmı,ancak kendisinin bunu
afet ve kurtarma bölümü olarak bildiğini, özel kuvvetlerin ne olduğunu bilmediğini,bir önceki
yıl sözlü ve yazılı olarak istifasını verdiğini,
Kahraman ŞAHİN ile yaptığı ve "Vatandaşlara ulaştım, kadrolarla ilgili harekete
geçiyorum", "Sen kendi ekibini kur, hazır adam tut kendinde" şeklindeki konuşmaların geçtiği
görüşmeleri hatırlamadığını,
Kendisinin dernekte her hangi bir görevinin olmadığmı,Kahraman ŞAHİN ile sık
görüşmediğini, telefonda görüştüğü ve yukarıda anlatılan konunun derneğin özel faaliyetleri
ile ilgisi olmadığını,
Kahraman ŞAHİN binbaşı olmadığı halde kendisine Binbaşım şeklinde hitap
ettiklerini,diğer insanlara karşı böyle bir tabir kullanmadıklannı,ancak kendi aralarında
binbaşı, özel istihbaratçı gibi sözler kullandıklarını,
Ekip kurması için talimat verdiğine ilişkin telefon görüşmesindeki konunun gerçek
olmadığını,kimseye ekip kurması için talimat vermediğini,ancak aralarında bu tür şeylerin
konuşulduğunu,
Kimse hakkında istihbari bilgi toplamadığmı,DEHAP'a yapılan saldırılara
katılmadığmı,eline çakı bıçağı dahi almadığını,telefon görüşmelerindeki konuşmaların espiri
mahiyetinde olduğunu,
Kendisinin fakir bir insan olduğunu, şirkette yatıp kaltığmı,pişman olduğunu beyan
etmiştir.

c)-Şüphelinin, yeniden ifade vermek istediğine dair


cezaevinden gönderdiği dilekçeler üzerine alman ek ifadelerinde
özetle ;
Cezaevinden dilekçe verdiğini,ancak şu anda bir şey anlatmak istemediğini, bir şey de
bilmediğini,
Bazı telefon görüşmelerinde bahsi geçen konu ile ilgili olarak kendi el yazısı ile
hazırladığı notlan ibraz ettiğini,bunlann değerlendirilmesini istediğini beyan etmiş, yazdığı
notlar alınarak evrakına eklenilmiştir.
Kendisinden önce ifadesi alınan Mahmut ÖZTÜRK ün ifadesinde geçen, kendisinin de
tanık olarak gösterildiği Mahmut ÖZTÜRK ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki
tartışmanın sorulması üzerine ; bu kişilerle aynı cezaevinde kalır iken Mahmut ÖZTÜRK'ün
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' e "ben Muzaffer TEKİN' in kendisini yaraladığı bıçağı sana
polislere ver diye veriyorum, sen neden vermiyorsun" dedigini,bunun üzerine Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Sen ne demek istiyorsun" dediğini, birbirlerinin üzerine yürümeye
kalktıklanm,ancak kendisi dahil olmak üzere orada bulunanların araya girerek kavga
etmelerini önlediklerini,daha sonra bu kişilerin banştıklannı,kendisinin bu tartışmalarım
cezaevi pisikolojisine bağladığını beyan etmiştir.

d)- Aramalarda elde edilen deliller;


Şüphelinin işyerinde yapılan aramada; , „
-(1) adet Toshiba marka 126072735WSS12000100NTEB seri numaralı dizüstü
bilgisayan, bilgisayara takılı vaziyette Messopem A Bottle ibareleri bulunan CD,
-(1) adet Durmuş ARİF adına tanzimli Cl 1 Seri no 622738 nüfus cüzdanı,
-(30) adet l'den 30'akadar numaralandınlmış CD,
-(1) adet Career ajans ibareli CD,
-(1) adet Maxell ibareli disket,
-(1) adet Kingston Datatraveler ibareli flaşlı bellek,
-(1) adet P/N 2090-00/26 ibareli omcu marka hafıza kartı,
-(1) adet Nokia marka 1112 model 353648/01/867532/1 İMEİ numaralı cep telefonu,
bu telefona takılı vaziyette 05383657258 GSM numaralı 0706010242984 ibareli sim kart,
-(1) adet 926573023098118586 seri numaralı Telsim sim kart bulunarak el
konulmuştur.
-TOSHIBA_FUJITSU marka, seri numarası NW18T6128DVJ olan dizüstü bilgisayar
hard diski üzerinde yapılan incelemede "Gelen Kutusu.dbx" isimli bir resim dosyalan tespit
edilmiş, resim dosyalan incelendiğinde silahlı poz verdikleri, birbirlerine silah doğrulttuklan
görülmüş,resmi elbiseli polislerin bulunduğu ancak sivil kıyafetli ve polis yeleği giyenlerin
polis olup olmadığı tam olarak anlaşılamamıştır.

e)-Te!efon görüşmeleri
Tape:341, 13.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle ;
Erol'un "Kıdemli Binbaşı EROLHAN EJDEROĞLU" "Karargahtasın değil mi yann"
"Tamam, işlerimiz var yann biliyorsun" "Operasyona Çıkıyoruz" dediği, Kahraman'm
"Tamam abi sen merak etme" dediği,
Tape:342, 13.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle ;
Erol'un "Komutanım şimdi bizim bu Mersin'li Ali vardı ya" "Şimdi onla görüştük de, o biraz
İstanbul'a geliyormuş haberin var mı senin" Öyle diyor İstanbul'a geliyorum diyo" "Kahraman
Binbaşıya da selam söylersin diyo" "Gel dedim kafanı kırayım dedim senin burda" "Biz
dedim zaten dedim dağı bıraktık dedim indik yaylaya" dediği,
Tape:347, 17.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle ; Bir süre
sohbet edildikten sonra Erol ÖLMEZ Almanya'dan gelen Mehmet isimli şahsı kast ederek
"Mehmet abiler he dün konuşcaklardı o kunuyla ilgili, hatta beni çağırdı, komisyon başkanı da
aradı" "Hikmet vardı çağırdı konuşalım dedi. İşin içinde sen varsın dedi, sen getirdin dedi"
dediği. Kahraman'm "Şimdi o olay üzerine bir oyun kuracaz inşallah tamam mı" dediği,
Erol'un "Ne konuştun yani dün toplantı güzel geçti mi" diye sorduğu, Kahraman'm "Ya iyiydi,
çünkü İş Bankası'nm üst düzey yöneticiliğini yapmış bir ablamız var yeni, onlan konuştuk"
"Değişik bir yol izleyeceğiz onun için inşallah" dediği, Erol'un "Mehmet abi'nin elindeki olan
dökümler, donelerin anladın mı" "Bakıldığı zaman karşılığı çıksın veya kim vermiş nasıl bir
araştmlsın A'dan Z'ye kadar ki emin olunduğu zaman her türlü oynanır o zaman, anladın mı"
"Bu adam o sizin bir tane var ya vatandaş işte çıkmış işte yok kardeşim bunu 100 bin Euro'ya
yakın parasını çarpmış ya bu adamın" "Bu adamdan çok güzel ekmekler yenir yani, sahip
çıkılması gereken insan bu" dediği, Kahraman'm "Biz Kuvayı Milliye olarak çıkıyoruz yani,
sen çıkıyorsun ben çıkıyorum Hikmet çıkıyor" dediği, Erol'un "Ne yaptın ne ettin başka,
OTLARI nereye koydun sağlama koydun mu" diye sorduğu, Kahraman'm "sağlam hepsi"
dediği, Erol'un "Yani öyle Mutfakta Durmasın açıkta" dediği, kendi aralannda bir süre
derneğin sıkmtılanndan bahsettikten sonra Kahraman'm "Ondan sonra da düzelecek bir tane
daha iş aldım" bir 180... " "Geldiğin zaman konuşuruz, bunlan telefonda fazla konuşmak"
dediği, Erol'un "Şu Almanya'dan gelen o bizim diplomatlara sahip çıkalım onlara tamam mı
her hangi bir şekilde o bitane vatandaş vardı ya kimdi o Veli KÜÇÜK'ÜN bilmem nesimiymiş
falanrnış, o çakal var ya çakal kimse onu
karagaha getirttirelim abi bulalım o kimse istihbaratını yapın onun kimse bulun abicim onu bi
hesap versin bakalım kimmiş o" dediği,
Tape:349, 18.06.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle ; Erol'un
"He vatandaşları bekledim biliyor musun" "Operasyon yapacaktık onlara da baktım
gelmediler" "Gelseydi direktmen 1. Kolorduda gözlerini açtıracaktım, kaçtılar şerefsizler"
"Yerlerini... tesbit ettik zaten adresleri falan herşeyi tespit edildi, onlarla ilgili gereken
çalışmaları yapalım istihbaratla ilgili bilgileri her türlü, şahıslarla ilgili tamam mı" "Bu akşam
onların gerekse gece saat 2-3 arası alalım o şerefsizleri" "ben karargaha geliyorum
komutanım" "Hayırlı görevler diliyorum" dediği,
Tape:427, 21.06.2007 tarihinde Hikmet isimli şahıs ile birlikte Mehmet ATALAY ile
görüşmesinde özetle ; Erol' un Mehmet ATALAY' a hitaben "Gel senle bir oturalım
konuşalım, şöyle bi sohbet edelim" dediği, Mehmet' in "herhangi bir olay bişey var mı" diye
sorduğu, Erol' un "gelmeniz lazım, acil" dediği, Mehmet' in "İyi bişey varım yani" diye
sorduğu, Erol' un "Varda Hikmet Bey o konuyla ilgili zaten görüşüyor" "Yani çıkan sonuçlara
göre, sen Hikmet Beyle konuşacaksın o konuyu, tamam mı" diyerek telefonu yanında bulunan
Hikmet' e verdiği, Hikmet' in Mehmet' e hitaben "bi oturalım konuşalım" "Çünkü onların ben
hepsini Türkçeye çevirttim, ben bir bakayım hepsine, bazı evraklar da eksik, bi konuşalım o
konu üzerine" dediği,
Tape:428, 26.06.2007 tarihinde Nebil isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Nebil'in
"dünden beri seni arıyorum" dediği, Erol' un "ben heryerdeyim abi bildiğin gibi değil" "zaten
bugün emanetlerini alacaksın, ben müsait değildim, bir takım konularım var" "Konulan bu
telefonla koruşamıyorum" dediği, Nebil'in' in "Ya bana laf diyolar, telefona çıkamıyorum,
bende cebimi kapatmışım" dediği, Erol' un "Nebil abi ben her işi düzeltirim diyorum ve artı
sana söylüyorum, iki üç gibi senin yanında olacam, emanetlerini de getirecem, yalnız sana
farklı bir şekilde gelecem, şu anda telefonda o konulara girmeyelim tamam mı abi" "Benim
telefon şuan konuşmalara müsait değil anlarsın, İstiyorsan Git Birtane Yeni Şafak Gazetesi
Al, Gazete Al Oku Neyin Ne Olduğunu Görürsün" dediği, Nebil' in "tamam tamam haydi"
dediği,
Tape:429, 27.06.2007 tarihinde, Ahmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Ahmet' in
"Nerdesin Erol" diye sorduğu, Erol' un "Kuvayı Milliyede" dediği, Ahmet' in "bi gelişme
varan" diye sorduğu, Erol' un "Tamam, Paşa işi bitirecek, Paşa'yla konuştuk, ben halledecem
o işi dedi, şimdi bu Jandarma Komutanı, yetiştirdiği talebesi" "Hemen onu anyacak" "Aradı
hatta bugün geçte olsa o arabayı kurtaracam ordan" dediği ve görüşmenin devamında Erol' un
tutmuş olduğu bir evle ilgili konuştukları, Erol' un Ahmet' den evin adresini başkaların
bilmemesini ısrarla istediği, Erol' un ".. Özgün abiyede söyle, Ahmet Amca yani senle ikiniz
bilin yani adresimi, evimi kimse bilmesin" dediği,
Tape:430, 28.06.2007 tarihinde, Halil ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında
birbirlerine hal hatır sorduktan sonra Halil' in "Bişey çıkmadı mı bu şeyden" dediği, Erol' un
"..şimdi konuyla ilgili şöyle bişey var, bu hafta birkaç gün bi denetleme falan var tamam mı"
"O yüzden dedi Erol bu hafta sonuna kadar bekle dedi, çünkü denetleme bitti kafa bi
rahatlasın, ondan sonra hemen işleme alırız dedi" dediği, Halil' in "Ya kardeşim bak
önümüzde çok şeyler var, yalan çizmeyelim millete" dediği, Erol' un "bilyorum" "Ben şimdi
zaten bu işlerle uğraşıyorum, Kuvayı Milliye ile uğraşıyorum, birde kendi şirketim var
karşıda" "onlarla uğraşıyorum, ihaleler var girmem lazım anladın mı" dediği, Halil' in "80 tane
de Fransa" dediği, Erol' un "Şimdi abi bak, ben seni biyere davet edecem" "senle bi karşılıklı
yemek yiyecez" "Konuşacaz ciddi" "Şimdi ben seni bu telsimle arıyorum, çünkü 10 tane hat
varya" "ondan dolayı ben seni şimdi bu telefondan arayacam" dediği anlaşılmıştır.
Tape:431, 30.06.2007 tarihinde, Ahmet isimli şahıs*, ile görüşmesinde özetle;Erol'un
"bak şimdi biz orda oturduk konuştuk" "Murat'a da ben gerekenleri söyledim, Murat ben bu
işlerle ilgilenmiyorum, kafamda rahat değildedim" ".. ondan sonra sen kalktın,
şirkete adam gönderiyorsun bilmem ne gönderiyorsun" dediği, Ahmet' in "Erol sen beni çocuk
yerine koyarsan, benimle dalga geçersen, kaale almazsan, anladın mı" dediği, Erol' un "Şimdi
sen hem öyle söylüyorsun hemde kardeşlerin gelmiş biz onu buluruz, bulduğumuz yerde de
vururuz falan kafasına sıkarız" dediği, Ahmet' in "Bizim kardeşlerimiz kimseye palavra atmaz
oğlum, bizim kardeşlerimiz kimseye gidipte, kimseye biz vururuz müruruz, yaparlarsa
kendileri yaparlar, başka yerde konuşmazlar" dediği, Erol' un telefonu yanında bulunan
ağabeyine verceğini söyleyerek Hikmet YILMAZ' a verdiği, Hikmet' in "şimdi bu arkadaş
benim kardeşimden daha ötedir, Kuvayı Milliye'de ben milletvekili denetleme komisyon
başkanı Hikmet Yılmaz" dediği,
Tape:432, 01.07.2007 tarihinde, Cemal isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Cemal' in
Erol' a nerde olduğunu sorduğu, Erol' un "Kuvayı Milliye'deyim" "Kuvayı Milliyeye gelsene
bir ara yanıma" dediği, Cemal' in Kuvayı Milliye' nin yerini sorduğu, Erol' un Kadıköy'de
olduğunu söylediği, Cemal' in "Zeytinburnu'nda da var Kuvai Milliye" dediği, Erol' un
"Bizimki Kuvayı Milliye" "Kuvayı Milliye 1919 yazar" "öbürleri hep sahte dandik yani"
dediği,
Tape:433,02.07.2007 tarihinde, Emin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Emin' in
"Artık telefonlanda meşgule alıyosun cevap vermiyosun ya hayırdır" diye sorduğu, Erol' un
"Yoğunuz bu aralar, gündemdeyiz ondan dolayı" dediği, Emin' in "Biliyorum basında falan
çıkıyosunuz" dediği, Erol' un "Aynen öyle, basında çıkıyoz, televizyonlarda çıkıyoruz, o
yüzden fazla görüşmek ve konuşmak istemiyorum dostlarımla" "Herhangi sıkıntı olmasın diye
anladın mı" dediği, Emin' in "Anladım" dediği, Erol' un "Ben sana daha sonra bir numara
veririm öyle görüşürüz senle, bu telefonla değil tamam" dediği,
Tape:436, 14.07.2007 tarihinde, Nessiba ZEMMOURİ ile görüşmesinde özetle;
Görüşmede Nessiba ZEMMOURİ' in Erol' a İmam Hüseyinin kendisine yüklü miktarda borcu
olduğunu ve uzun zamandır ödemeyerek sürekli oyaladığını, İmam Hüseyin' e ulaşmak için
telefonu olup olmadığını sorduğu "yani onun telefonu varsa ben telefon edeyim ya" "Kendisi
Kuvayı Milliye, Kuranla bilmem ne, Allahı bilen böyle mağdur etmez insanları" dediği,
Tape:437,14.07.2007 tarihinde,X Şahsın 0536 258 58 58 numaralı telefondan
göndermiş olduğu mesajda; "Erol Bu İslerin Çocuk Oyuncagi Olmadigini Biliyosun,
Kardeşim Umutlandi, Arayip Duruyo İlaç İçin, Böyle Bi Mevzuda Arkanda Devlette
Duramaz" yazdığı tespit edilmiştir.
Tape:570, 15.07.2007 tarihinde,Yusuf KARLIOĞLU görüşmesinde özetle; Erol'un
kendisini Jandarma binbaşı Erolhan EJDEROĞLU olarak tanıttıktan sonra "Ulan o Ali var ya
Ali Ali var ya .... fırlama telefonlan kapalı biliyormusun" "He bu işte Taner ÜNAL bilmem ne
falanı filanı seçimleri meçimleri topladılar ya" "Buda alayını tanıyo ya onlan bir araya getiren
bu vatandaş ya" "Ondan dolayı telefonlannı kapatıyo tırsıyo yani" "Gazetelerde çıktı ya şimdi
asker kökenliler toplanıyor bilmem ne hesabı subaylar mubaylar" dediği, ....Erol'un "hiç birşey
yapamazsın bizimle Tayyip'ten başka kimse uğraşmıyor zaten" "Tayyip ERDOĞAN" dediği,
Yusuf un "Bu dakkadan sonra abi her tür basın şimdi ona saldmyor" dediği, Erol'un
"Saldmcak tabi ş...önde gideni kardeşim adam adam değil ki" "Vatana ihanet eden bi şahıstır
o" dediği, Yusuf un "bu bizim için bulunmaz bir fırsattır" "Tayyip karşıtı basını arkana
alıcaksm anladın mı iki Tane Eylem İki Tane Gösteri Yapıcaksm Basma..." dediği, Erol'un
"Ya biz yapıcaktık abi yürek yok yürek yürek o ara bir tanesi çıkmış biz ben İmam Hüseyin'e
dedim ki kardeşim bak dedim abi dedim bak sen dedim bastın ama dedim yanlış yoldasın
dedim tamam mı bak dedim abi sen dedim bize yol vermiyosun dedim yani yol ver dedim
ya" ..."Ayın Diyo 22'sini Bekleyin" "O Öyle Dedikçe Aklıma Şey Geldi Hatırlıyormusun Bir
Ara Bi Hatırlarsan Birşeyler Yaşamıştık Bi Ara" dediği, Yusuf un "Evet boşver abi bana bir
gün Hüseyin abi deseki. Yusuf gel sana ihtiyacım var giderim ama başka türlü çağmrsa
gidemem ama adam gibi olucaksa giderim" "O
oturacak o oturacak olayı bize bırakıcak" " Yaası öyle Ben Sizden Sonra Hiç Birşey
Yapmadım Koşmadım Hiç Birşeye Çünkü Koştuğum Zaman Beni İndirirlerdi Biliyorum"
"Dinlediklerine De Eminim Anlatabiliyor Muyum Zıpladığım Zaman Fırsat Kolluyorlar Ben
Ordan Ayrıldım Ama Benden Bilgileri Yok Mu Sanki" dediği,
Tape:571, 16.07.2007 tarihinde, Yusuf KARLIOĞLU ile görüşmesinde özetle; Yusuf
un "Ya şimdi bugün bu çocuklan benim getirtmem lazım cebimde var on milyon para para
peşine konuşucam sana geçersem o işin peşine koşamam" "bu çocuklan nerde yatmcaz ne
yapıcaz bi yer halledene kadar bir kaç gün" "O iş için o çocuklann biletini aldırmam lazım iki
kişi gelicekler anladın" dediği,
Tape:574, 16.07.2007 tarihinde, Yusuf KARLIOĞLU ile görüşmesinde özetle;
Yusuf un "yann öğlen 12-1 hurdalar Harem'deler yanımdalar" "gelmelerini hallettim geliyolar
da çocuklan nerde ikamet ettiricez bir kaç gün" "bak kardeşim ben sana söylüyorum birşeyler
yapacaksak ben bu sefer kafamı koyuyorum" dediği, Erol'un "Beraber birşey yapıcaz işte da"
dediği, Yusuf un "Ya ben bildiğim yolla yapacam ya da orda varsa destekliycek birileri taşın
altına hep birlikte el sokalım çocuklan ayazda bırakmayalım Seda'yı da bir şekilde ya Kasımı
bekliycez yada 2-3 milyar para ayarlayıp anladın mı" "Çocuğun ordaki borcunu kapatıcaz
diycez atla gel lan diycez gelir sözümden çıkamaz yani" "Açık açık söyliyim taşın altını
elinizi koyucaksanız beraberiz böyle taşın altına el koymayınca olmuyo" dediği, Erol'un
"Beraber ortak bi hareket ederiz tamam mı" dediği, Yusuf un "Tamam yann o zaman
görüşüyoruz bir araya geliyoruz Ali bizim ıvınmızı zıvmmızı içerinin organizasyonuna
hizmetimize bakar" dediği,
Tape:438, 23.07.2007 tarihinde, Engin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Engin'
in "Ne diyecem bu adam kaç yaşlanndaydı" diye sorduğu, Erol' un "50, 55" dediği, Engin' in
"Ne iş yapıyodu bu tarafta" "bi yerleri falan var dedin ya" dediği, Erol' un "Restorantlan var
tabi" "Baya yerleri var ya adamlann, yani konumlan güzel, boş değil, tanışacam zaten" "Sen
parayı hazırla, nakit" dediği,
Tape:439, 01.08.2007 tarihinde, Hikmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Hikmet' in "Şimdi eğer bu üzerimde azilname, herhangi bişey yoksa, temizse" "bu adamlar
eğer iş bitirebilirse içerde" "şöyle yapacaz, Tapu Müdürünü oranın tapusunu yaparken, sağı
solu aramıyacan tamam mı" dediği, Erol' un "Tamam, Başkan" dediği, Hikmet' in "ilk önce
bana birtane memurunu gösterecek uyandırmadan, bana bakacak üzerimde bişey varan, bi
pislik yokmu" "Eğer yoksa" "müdür sağı solu aramadan ben satışımı yapasıya kadar müdüre
otur işine bak derlerse de 100 milyar para veririm" dediği, Erol' un "Tamam başkanım" dediği,
Hikmet' in "Ama ilk önce temiz olduğunu bilebileyim, çünkü alıcı hazır" dediği, Erol' un
"Anladım anlatma tamam" "detaya gerek yok anladım Başkan" dediği, daha sonra konuyu
değiştirerek "Bu bizim Ahmetler, bu Batmanlılar, buraya geldiğinde ne diyolar Başkan,
diyolarmı ki biz geldik oraya küfür ettik size" diye sorduğu, Hikmet' in küfür etmediklerini
söylediklerini söyleyerek "Ya siktiret boşver senin bunlarla ne işin var, Ahmetten al paranı"
dediği, Erol' un "Ya yok alamıyoruz işte baksana" "Akşama diyo, beni akşama sallıyo" dediği,
Hikmet' in "Akşama sallıyorsa onunda kafasını kopartınz, bu kadar basit ya" "Sen hiç kavga
etme sen bekle bak" "Sen kes hesabını en ufak bişey dediği zaman bundan böyle, Hikmet
Başkana devrettim de" "Bundan sonra ne derdin varsa gör de, ben ondan sonra 10 dakkada
aldınnm onu tamam mı" "Ondan sonra çık gel burda zaten ben şu işi bitireyim surda
Göztepede bir Balık Lokantası var" "Onun peşindeyim" "Yani şunu bitirirsem, paraya dönüş
olursa, orayı alabilecem.." dediği,

Tape:442, 02.08.2007 tarihinde, Osman isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;


Görüşmenin başında Osman' nın bir yakınının tutuklandığından bahsederek tüm gün
Emniyette ve Adliyede olduğunu söylediği, Erol' un da teselli verdiği, daha sonra Erol' un
"Ya bu vatandaş, biz Ahmet abiye verdik sabahtan dedik al bunu git dedik bu vatandaşın
kimliğini falan götür, zaten üç dört tane resim vermişti, üçünü kullanmıştık, birtane kalmıştı
anlıyomusun, şirket olarak kullandık ya abi" "Geri kalan şimdi fotokopisi, bende onu verdim"
"Ahmet abi de aramış demiş böyle böyle, bizim vatandaş bigün şeye gitmiş Kuvayı Milliyeye
gitmiş" "Orda şey varya İmam Hüseyin" "Gitmiş ona şikayet etmiş beni, kendi kendime
kızdım, madem sen Osman Turan'a Osman abiye söylüyosun, Osman abi kalkıyo bana
söylüyo, tamam diyoruz bütün evrağım emanetini veriyoruz diyoruz" dediği, Osman' m "Niye
bu kadar terbiyesizlik yapmış" "tantana etmesin yani, kadın bizi şikayet bilmem ne yap demiş
ona, dedim beklesin dedim, yumuşattırdım onları" dediği anlaşılmıştır.
Tape:448,13.08.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN İle görüşmesinde özetle; Erol' un
"..koşturuyoruz aynen devam" dediği, Kahraman' m "Fatihte misin" "Nerdesin Çarşamba'da
mısın" diye sorduğu, Erol' un "İkitellide" "işlerim var koşturuyorum" "İmam Hüseyin ne
yapıyo İmam hazretleri" diye sorduğu, Kahraman' m "İmam hazretleri ne yapsın si...ek seni
yakalarsa" Nebil abiye takmışsın oğlum" "Erol dedi benden para aldı vermedi dedi, yok
Kuvayı Milliyeyim ayağı bilmem ne hesabı anladın mı" "Hatta İmam Hüseyin kızdı dedi
kimliğini de alın onun dedi" "sen gel çözeriz bu işi tamam, sende a., koyum gel ecem dedin
geçen hafta ne geldin ne gittin" dediği, Erol' un "Ben sana geleceğim gün bi baktım Ahmet
anyo, bana diyoki, Erol Nebil diyo Kuvayı Milliyelere gitmiş, seni şikayet etmiş, beni İmam
Hüseyin aradı bizi burda tehdit etti bağırdı çağırdı bilmem ne yaptı, küfür etmiş bişeyler
demiş" dediği, Kahraman' m "Sana kızsa da bişey demez yani öyle sen gelip açıklayacan
kardeşim sen kaçıyon ya anladın mı adam ona kızıyo yani" dediği anlaşılmıştır.
Tape:450, 07.09.2007 tarihinde, Hikmet YILMAZ ile görüşmesinde özetle;
Görüşmede Hikmet' in Ankara da olduğundan ve bazı evrakları beklediğinden bahsettiği, Erol'
un "gelmedi mi peki onlar getirmediler mi?" diye sorduğu, Hikmet' in "...gönderirler
gönderirler, göndermezlerse de o zaman kafalarım ezerim masrafı da alırım onlardan" dediği,
Erol' un "Sen şimdi bunları bana niye konuşuyorsun ki..." dediği, Hikmet' in "... adamları sen
bana getircektin.., herkes bir filme koşmasın herkes bir filme koşarsa var ya herkesi film
yaparım, elimde evraklar var herkesin yattığı kalktığı yeri biliyorum, herkesi yakarım valla"
"birbirinize laf yetiştirmeyi biliyorsanız, benim istediğim evrakları göndersinler" dediği, Erol'
un "Sen şimdi ne diyorsun, sen bana mı söylüyorsun?" "...Mehmet'lere mi söylüyorsun?" diye
sorduğu, Hikmet' in "Niye o masrafları yaptırdın o zaman bana, bu adamı niye getirdin bana"
diye sorduğu, Erol' un "Mehmet' in a... koyuyum" "Bana bak beni oraya getirttirme, ben onu
Kuvayı Milliye ye getirmiştim iş bitsin diye" "Aranızda anlaştınız konuştunuz.." "Ben de
zaten dadanmışım yani" dediği, Hikmet' in "Ben söylemişim, o evrakları bir hafta içerisinde
getirmesinler, ondan sonra daralmışımı maralmışım hepsini gösterecem onlara" "Tamam mı
kardeşim" dediği, Erol' un "Arıyorum Bahçelievler'deyim diyo yalandan yalandan" "Bir gün
de kalkmış diyo ki o Mersin varya, ne diyorlar oraya Hatay matay anla yani orda işte" dediği,
Hikmet' in " Bana Evrakları Getirmesinler, Bak Bakalım Hepsini Nasıl Kaldırttınnm
Seyretsinler" dediği, Erol' un "Ya bunlar, bunlar pis..." dediği, Hikmet' in "Devleti onlar
soymak istedikleri için beni de bu işin içine alet etmişler kardeşim bana evrakları
getirmezlerse alayını yakalattırırım" dediği anlaşılmıştır.
Tape:451, 17.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Kahraman' m Erol' a nerde olduğunu sorduğu, Erol' un "Taksime geçiyorum, ordan da
Çarşamba'ya geçcem" "İftardan Sonra Akşam 8, Sabah 8 Nöbete Devam Yani, sen ne
yapıyorsun ne var ne yok?" dediği, Kahraman' m "Ne yapalım koştur işte, napiyim" dediği,
Erol' un "Biz De Mollaların Arasına Takıldık Girdik İşte Ne Yapalım, Soktunuz Bizi O Taraf
Çarşamba'ya" Dediği, Kahraman' in "Ya Hayırlısı Olsun Be Kardeşim Ya, Görevini Tam
Yerine Getir De" dediği, Erol' un "Görevi getiriyoruz, ne var ne yok sen nerdesin ne
yapıyorsun?..." dediği, Kahraman' m "İşim var öyle" "sen ne yapıyorsun görülmüyorsun hiç"
dediği, Erol' un "yarın karargaha geliyorum" dediği, Kahraman' m "Yok değilim, ne oldu?"
"Sen de mi?" dediği, Erol' un "Yok Ben Tutarım Ben Hoca Adamım
J
J* ""■ *
Biliyorsun Sakal Bıraktım Haberin Yok Galiba" "molla oldum ben de" dediği, Kahraman' m
"İmam Hüseyin de bıraktı" "Yarın geldiğinde görüşürüz oldu mu" dediği, Erol' un "tamam
yarın karargaha geliyorum, rahatım yani dinlenicem tamam" dediği anlaşılmıştır.
Tape:452, 18.09.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Kahraman' m karargahta olduğundan bahsettiği, Erol' un kimlerin orda
olduğunu sorduğu, Kahraman' m Seda, Ali, Niyazi isimli şahısların orda olduğunu söylediği,
görüşmenin devamında Erol' un " sayın Özel Kuvvetler Komutanım nasıllar iyiler mi" diye
sorduğu, Kahraman' m "İyiler efendim iyiler" dediği, Erol' un "Paşamız nasıl" diye sorduğu,
Kahraman'm "Paşa da gayet iyiler efendim" dediği, Kahraman' m "Tamam efendim, teşekkür
ediyorum hayırlı görevler" dediği anlaşılmıştır.
Tape:453, 18.09.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Kahraman' m "ne yapıyorsunuz?" diye sorduğu, Erol' un "İyi ne yapalım koşturuyoruz işte"
dediği, Kahraman' m "Erol..." "Bize hiç takmıyon kendini be" "Tak beni ya kendi şeyine"
dediği, Erol' un "Takayım, gel parayı buldurayım ben size" dediği, Kahraman' m "Hadi
bulalım beraber" dediği, Erol' un "İyi ama benim böyle aldığım paralar farklı yani, böyle yani
yerine göre vurcan, yerine göre kırcan, yerine göre alcan yani" "Bazı Vatandaşların Haklan
Var, Haklarına Tecavüz Edilmiş, Bunları Rurtaracaz" "Biz yine iyilik ediyoruz Allah adına..."
dediği, Kahraman' m "Kesinlikle ya" dediği, Erol' un "Tamam sen kur teşkilatı kendi ekibini
kur" dediği anlaşılmıştır.
Tape:454, 22.09.2007 tarihinde, Murat isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Erol' un
"Ne yaptınız toplantı nasıl geçti dünkü?" diye sorduğu, Murat' in "Toplantı iyi geçti" "Ama
bilmiyorum adam diyo X5 alın bana diyo bilmem ne diyo" "Nasıl alcaz X5 i biz ona ya"
dediği, Erol' un "Şimdi tamam da, şartlar ne, nasıl konuştunuz nedir yani? şimdi X5 alın
derken neyin karşılığında X5 istiyo kardeşim bu bizden?" "O da İmam Hüseyin gibi çekmiş
esrarı konuşuyo" dediği,
Tape:456, 24.09.2007 tarihinde Mehmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Mehmet'
in "Erol bak şimdi telefon bekliyorum, direk parayla ilgili bir mesele tamam mı" "şimdi
telefon gelecekte Cevahir e gidecem" "Parayı kapacam yani" dediği, Erol' un "Tahsilata Mı
Gidiyorsun Abi" diye sorduğu, Mehmet' in "Hı hı" diyerek onayladığı, Erol' un "Beni Gönder
Abi Yapayım Tahsilatı" "Kimden alınacaksa alırız abi, her türlü biliyorsun yani" "Alırız Abi
Kafasma Sıkarız Yine Alırız Abi" dediği,
Tape:457, 24.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN görüşmesinde özetle; Erol' un "Ya
bu karargahın telefonları ne oluyor böyle ya, yani değiştirildi mi, bir şey mi var" diye
sorduğu, Kahraman' m "428 60 78 oldu" dediği, Erol' un "Niye böyle oldu yine bu" dediği,
Kahraman' m "İşte Öyle Ya Dinliyorlar Ya Hani" dediği, Erol' un "Dinlemede Olduğundan
Dolayı Mı Diyorsun" "Açıcan Telefonu Küfür Edeceksin Lan İ... Dinlemeyin Fazla
Diyeceksin" dediği, Kahraman' m "Devletin şeyini satarlarsa böyle Telekom Almanlara
İngilizlere" dediği, Erol' un "Neyse tayyibi de ... inşallah bacağından kopartırız" dediği,
Kahraman' m "Bugün gene arabada kaldı haberin var mı" diye sorduğu, Erol' un "daha dur
bakalım, o i.. .sara hastası biliyor musun" "Kalsın İ... Bir Daha Da Çıkamasın Ordan Y.........."
dediği ve konuyu değiştirdikleri, askeriyeye ait bir arazide zeytinliklerin olduğu ve yakın bir
zamanda ihalesinin olacağından bahsettikleri, bahsettikleri yerin komutanının bu konuda
kendilerine yardım etmesi için paşa olarak adlandırdıklan Mehmet Fikri KARADAĞ' in
kendilerine yardım edebileceğinden bahsettikleri, görüşmenin devamında Erol' un "Yav
ihalesi var da, orda ki komutan kimse ihaleye veriyormuş, o da bizim Paşa nın yetiştirdiği
adam değil mi kardeşim" "E tamam gidelim hani Paşa ile şey yapalım" dediği,
Tape:458, 24.09.2007 tarihinde, X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Erol' un "Sen bu
vatandaşlann adreslerini teşhis et abi" "Muhakkak bana lazım yani, bunun adresini tespit et,
ondan sonrasını bana bırak, ben gereken yerlere verecem onun adreslerini" dediği, X Şahsın
"onlara ulaşmaya çalıştın mı hiç" diye sorduğu, Erol' un "Ulaşmaya çalışmadım, kaçıyorlar

«-3&-""~~\
benden, beni duydukları veya gördükleri yerden adamlar zaten şey yapıyorlar yani anladın
mı" "Panik halinde yani, sen ne yap ne et bulmaya bak onu" "Bul adresi bana ver, yeter, başka
bir şey istemiyorum senden" dediği,
Tape:459, 24.09.2007 tarihinde, Mehmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Mehmet' in "Bu şeyini nasıl yaptın" diye sorduğu, Erol' un "O konuyu hallettim, bide bu senin
vatandaş vardı ya, şeyde ki" "o Antakya'lmm" dediği, Mehmet' in "hı hı" diyerek onayladığı,
Erol' un "O Şeyinin İstihbaratını Yaptık Biz" "Zaten Kahraman Binbaşı ile görüştüm ben,
onunla ilgili tüm bilgileri aldık, vatandaş şey yani, zama zingo hesabı anladın mı abi" "Her
türlü oynuyor, ona yanaşma, zaten onun aranması da var" "Anladın mı bide başka şeylerden
aranması var zaten bizim ekip arıyor onları bulduğu yerde zaten paket edecek, sen hiç şey
yapma onlarla, herhangi işe girme yani" dediği,
Tape:460, 28.09.2007 tarihinde, Kemal / Kısmet ile görüşmesinde özetle; Bir süre Erol
ÖLMEZ'in bir arkadaşının bankalarla yaşadığı sıkıntılardan bahsettiği ve Kısmet isimli
şahıstan bu konuda yardım istedikten sonra Erol'un "Abi benim telefonlarım duruyor dimi
sende?" diye sorması üzerine Kısmet'in "Senin telefonların durmuyor bende, o ikinci olay
patladıktan sonra ben şey yaptım onları sildim." diyerek açıklamadığı bir olaydan dolayı
Erol'un telefonlarını sildiğinden bahsettiği,
Tape:461, 29.09.2007 tarihinde, Hikmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Erol' un
"ben vatandaşla görüştüm" "Erol dedi, Salı günü arkadaşı bir araya getiririz konuşuruz dedi"
dediği, Hikmet' in "Hangisi için konuştun" diye sorduğu, Erol' un "O Profesör var ya" "Hani
sıkıntısı olan ..." "ben onla konuştum, sen dedim bize sığın arkadaşım, Erol baya diyor
sıkıntıdayım diyor, İşte Birileri Bi Takım Böyle Mafyacılık Yapmış, Ondan Dolayı Elini
Ayağını Çekmiş" dediği, Hikmet' in "Ya Siktir, Biz Ne Mafyalar Gördük Ya" "Öyle mafyayla,
lavuk çocuklarıyla işimiz olmaz, bizim gelip te ona çökecek adam ilk önce bize çökmesi
lazım" "Kuvayı Milliyeti olduğumu söyledin mi" diye sorduğu, Erol' un "Ben senin Üstdüzey
Komutan olduğunu söyledim, ben de dedim onun bi altıyım dedim..., o rahatsız edenler kimse,
biz dedim herrürlü şey yaparız dedim, sen adreslerini şeklini şemasını ver dedim, sen dedim
karışma rahat ol dedim, biz bunu korunmaya alacaz yani, ondan sonraki işleri her türlü sen
konuşacaksın Komutanım" "Herhangi Bir Yerde Yani Şekle Sokalım Bunu Da Korunmaya
Alalım Bunu" "Yanma iki tane de bizim kardeşlerimizden veririz, böyle takip etsinler" dediği,
Hikmet' in "Ben adam veririm ona" dediği. Erol' un "yani ihtiyacı da var yani korunmaya"
dediği, görüşmenin bundan sonrasında konuyu değiştirdikleri, Hikmet' in "Bide bi
arkadaşımız, senin o çevrede, Cezaevinde bir arkadaşım varda benim" "O çocuk çıkmış sizin
oralarda" dediği, Erol' un "Neresi sen bana bölge olarak söyle Komutanım ben şey yapayım"
dediği, Hikmet' in "Çocuk yarın beni arayacakta, çocuk şey istiyo ya, makina istiyor bir tane"
dediği, Erol' un "He öylemi tamam onun şeyini yaparız ya" dediği, Hikmet' in "Ayarlayabilir
misin yoksa ben mi bakayım" dediği, Hikmet' in "çocuk içerden çıkmış çocukta her türlü
çocuğu kopartırız yani" "yalnız çocuk boşa almıyor onu" "abi iş koşturmak için alıyor,
istediğimiz zamanda çocuk her türlü işimizi halledecek deriz yani, şunun ayağına
sıkılacak...şunun kafasına sıkılacak .. Öyle bi çocuk, Sağlam Çocuk" dediği, Erol' un
"Anlaşıldı tamam ben o zaman 10 dakika sonra size dönüyorum" dediği,
Tape:462, 03.10.2007 tarihinde, Hikmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Erol' un
"Ne yapıyorsun" diye sorduğu, Hikmet' in "Valla Mahkemeye çıktım geldim şimdi" "bundan
sonra sıyırdık ... 6 ay bekliyoruz işte" "6 Ay hapis cezası aldık, bu ikinciden, bu şimdiki
çıktığım mahkemeden de bişey almadık" "boşver sen ne yaptın" "Görüştün mü" diye sorduğu,
Erol' un "Bende görüştüm akşama doğru dönecek bana" dediği, Hikmet' in "Bi oturalım
onunla konuşalım ki ondan sonra şimdiden itibaren korumaya ihtiyacı var mı yok mu onlara
bakayım" "Adam Demesin Yarın, Bizi Baştan Savıyolar" dediği, Erol' un "ilk işimiz seni
Korumaya alacaz dedim" dediği, Hikmet' in "Davet etsin bir yerde oturalım
konuşalım, dersinki çağırayım Başkanımı konuşalım dersin, Korumaya almacaksa hemen
korumaya alırız onu" dediği,
Tape:463, 03.10.2007 tarihinde, Hikmet isimli şahıs görüşmesinde özetle; Erol' un
"Sayın Komutanım ben gereken arkadaşla görüştüm" "Kendisi bizim taleplerimize karşı
korunmayı alıyor" "eğer ki beni korumaya alırsanız diyo gereken her türlü yardımı yapmaya
hazırım diyo" dediği, Hikmet' in "görüşelim bi konuşalım bakalım, derdi tasası neymiş bunun
niye korunma istiyo, bunu sıkıştıran adam niye sıkıştınyo" dediği, Erol' un "tefecinin
bitanesinden para almış" "yüzbin dolara yakın bi para" dediği, Hikmet' in "................... kimse
çakallar, gider kendim konuşurum" "Ve artı korumaya alırım ve artı gider kendim
konuşurum" "kardeşim bi sıkıntın bi derdin varsa bundan sonra benimle konuşacaksın derim,
bir daha bu adamı rahtsız etmeyin işine baksın derim" "Ondan sonra gene korumasını alırız
veririm seni yanma akşama kadar gez onunla" "... İki Milyar bağlarım sana tamam mı, her ay
tıkır tıkır tüm masraflannı giyimini verecek, İki Milyar kuru para verecek sana, ondan sonra
öbür işlere biz koşturacaz, bir tane çocuk senin yanma sen geçersin benim yanıma" "kime
borcu varsa adını soyadını söylesin mekanın söylesin giderim mekanına kardeşim ben
konuşurum adamla" "Gerekirse kardeşim borç benim borcumdur derim" dediği,
Tape:464, 03.10.2007 tarihinde, Hikmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Hikmet'
in "Tamam Yüz bin Dolar mı şimdi bunun tefeciye borcu" diye sorduğu, Erol' un "Hı hı"
diyerek onayladığı, Hikmet' in "Nerde Beşiktaş hangi Üniversite" diye sorduğu, Erol' un
"Yıldız Üniversitesi komutanım" dediği, Hikmet' in "Yıldız, Onun Yakınında Sarallar'dan
Dostum Var" "Yani Mafyadan Sarallar" dediği, Erol' un "Yok SARALLAR falan değil, bu
farklı bi grup kafalarına göre Diyarbakırlı geçiniyorlarmış bir de Batman Mardin böyle karışık
mafya ayağı hesabı" "Ondan dolayı bizden korunma istiyor Komutanım" dediği,
Tape:358, 13.10.2007 tarihinde,Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde
özetle;Erol'un "Geçtin mi hiç Karargaha falan" diye sorduğu, Kahraman'm "Erol, Erol büyük
bir iş var bak" "Bi bi kardeşimiz var şey, Ukraynalı tamam mı" dediği, Erol'un "Senin ev
numaran kaç, Evden Arıyım Ben Seni" dediği, Kahraman'm sabit bir telefon numarası
vermesi üzerine Erol'un "Beş on dakika sonra arıyorum, rahat rahat konuşalım" dediği,
Tape:360, 13.10.2007 tarihinde,Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; Erol'un
"Komutanım hayırlı akşamlar. Erol Han EJDEROĞLU" "O Vermiş Olduğunuz Görev
Hakkında, dünkü tamamlanmıştır. Yarından itibaren sabah sekiz on arasında irtibata
geçiyorum haberiniz olsun" dediği, Kahraman'm "Tamam haberleşelim o zaman sabahleyin"
dediği,
Tape:466, 31.10.2007 tarihinde, Kemal DURSUN ile görüşmesinde özetle; Kemal
DURSUN'un bir banka kredisiyle ilgili konuştuğu, "Bankadan aradılar da ret" "O Ayşe hanım
ret dedi" "Şeyi aradım Ahmet'i şeyi Ayhan'ı meşgule aldı telefonu" "Banka müdürünün ismi
de Uğur" dediği, Erol ÖLMEZ'inde Ayhan'a mesaj çekmesini istediği,
Tape:468, 31.10.2007 tarihinde, Kemal DURSUN ile mesajlaşmasında özetle ; Erol
ÖLMEZ'in Ayhan ile görüşüp görüşmediğini sorduğu, Kemal DURSUN'un da
görüşemediğini ancak mesaj çektiğini anlattığı, Erol ÖLMEZ'in "Tamam ben mesajını aldım,
bende şimdi Kahraman Binbaşıyla zaten görüşecem konuyla ilgili tamam mı, ben halledecem"
".. bana bırak ben hallederim, gerekirse o banka müdürü kimse onu şeye çekeriz yani kızağa
çekeriz" dediği, Kelam DURSUN'un da " ..evraklarım resmi yani" dediği,
Tape:4100, 28.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
E.ÖLMEZ'in "sayın komutanım" dediği, K.ŞAHİN'in "merhabaaa erol komutan" dediği,
E.ÖLMEZ'in "merhaba komutanım şimdi şöyle birşey söyleyim ya .. .bu eeee bizim bi ayhan
vardı biliyormusun ayhan ateş" "he bu ayhanm bir tanıdığının fatihte tamamı" "...bu
vatandaşın eeee şeyde bir işi var sen söyle milli emlekta-,bi işi-var bu vatandaşın" "şimdi biz
bu adamın işini halledersek yardımcı oluursak bu müdürün karşısına çıkamıyor" "eğer biz

- y^^ 2211

normalde ben dedimki ayhan beni aradı eee abi dedi yani istersen şey yaparız dedi yani
normalde ben dedimki işin içinde her hangi bir şekilde maddiyat varsa yardımcı oluruz dedim
tamam mı" dediği, K.ŞAHİN'in "gideriz abi" "yemeğe çaracağız yani" dediği, E.OLMEZ'in
"bi yemeğe bizim oraya biz onu bizim oraya gelemez tırsar korkar geri basar yani" dediği,
K.ŞAHİN'in dışarda bir yerde yemeğe çağıracaz yani onun içinde masraflar olur yani
anlıyormusun" "canım ufak tefek masraflar olur yani onuda söylersin arkadaşa gerekeni
yaparız biz" dediği, E.OLMEZ'in "ya bizden bahsetmiş zaten bu arkadaşlar kendileri asker
kökenli ondan dolayıda her hangi bir şekilde şey olmaz hesabı yani anlıyormusun" "bende
gereken her neyse şaabtım yani konuştum onla dedim yani kardeşim sen rahat ol tamam mı"
"şey yaparız yani bu eğer ki gerekirse iş ciddiye ciddiye bağlanırsa" "şey yaparız yani eee
hatta daha önce ayhan benimle gelmişti ya paşamız şey yapmıştı" "Aynen ayhan anlatmış
yani anlıyormusun yani bu adamlar çıkabiliyor bu adamlar resmi adamlar yani bu adamlar eli
kolu her tarafta anladın mı" dediği, K.ŞAHİN'in "pazar günü gelecen mi sen" "geldiğin
zaman konuşuruz oldumu bunları biz" dediği, E.OLMEZ'in merkezde kimse yokmu yani
karargahta kimse yokmu" dediği, K.ŞAHİN'in "var var hüseyin abi var" "gerekli şekilde biz
konuşacaz biz paşayla maşayla her türlü anladınmı" dediği, E.OLMEZ'in "eeee şey
yapabiliriz yani ben bu vatandaşla görüşmeleri yapim" "ya iş milli emlağm milli emlağmmış
kardeşim yarısı adam mütahit yansını almış yansıda milli emlağmmış adam sıkıntıda adam
tamamını almayı istiyor 430 metre kare anladınmı" "...bana bak kovalayacak çok iş var
aslındada kovalayacak bişey yapamıyorsun kardeşim" dediği, K.ŞAHİN'in "gelsene kardeşim
konuşalım" dediği, E.OLMEZ'in "hikmet napmış biliyonmu" "o bizim iş bankası davası varya
kardeşim" "Ankara'ya gitmiş bu" "hee sen git orda adamlara tamam mı bizim şeylerimiz
varya ünüformalı o şeylerle fotoğraflanmız gitmiş orda millete fotoğraflan gösteriyor bilmem
napıyo biz işte askeriz biz şöyleyiz böyleyiz biz alınz manyak manyak işler yapıyor bu ya"
"...gitmiş efendim yok kimliği göstermiş kimliğin arasından şey düşmüş fotoğraf orda
kalkmış adamlara biz işte yok şuyuz biz askeriz falan filan adam tırsmış bilmem ne demiş
falan filan anladınmı" "manyakmısm dedim ben buna ya geri zekalı manyak adam ya ben
demiş işte ya ben bilmem neyim İstanbul'un şu bu bölgesinde bilmem ne sorumlusuyum cart
curt kendi kimliğini açığa veriyor ya nekadar eşşek bi adam bu ya eşşek ya" "abi onun hemen
şeyini verin ya defterini dürtün bana bak" "şey vardı ya" "mimarova sinanova Silivri" "he
şimdi orda şey yapmışlar çocuklar teşkilatlanmışlar kafalanna göre" "tamamım hı hı anyolar
dediler eee abi böyle böyle biz dediler şey yapacaz tamam mı" "dedimki silivride bunlara bir
adres verdim dedim bakın kardeşim vatandaş böyle böyle dedim bu dedim" "vatandaş dedim
anzalı yani devlete büyük bi ihanet eden bir vatandaş tamam mı" "yapacağınız tek şey var
bunun dedim resmide verdim" "çökün dedim amma koyim tamam mı abi nasıl çökeceğiz,
dedim çökün alın götürün alın götürün dedim ipneyi alın götürün ondan sonrasını bizimkiler
paket yaparlar dedim tamam mı" dediği, K.ŞAHİN'in "çökme ne la çökme nedemek lan
çökme ne oluyor"dediği, E.OLMEZ'in "çökün alın üstüne" "he alın parayı üstüne" dediği,
K.ŞAHİN'in "hı hı hı erol böyle şeyleri konuşma telefonda biliyon mu moruk anladın mı"
dediği, E.OLMEZ'in "bi bok olmaz amma koyim telefonda ya" "tarlaya çöküyoruz tarlaya
arsaya çöküyoruz her tarafa çöküyoruz" dediği,
Tape:4110, 20.11.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle ; Erol'un
"En kısa zaman görüşelim ve bu telefonu kaydet bu telefonun sahibi işte o ağabeymizdir Burhan
abi tanışmamda istediğim bir insandır çok şeydir sana değer verdiğim kadar değer verdiğim bi
ağabeyindir her türlü faydası olabilecek bi ağabeynizdir yani" dediği, K.ŞAHİN'in "O adamlar da
bekliyorlar yani belki 50 kere aradılar 100 kere aradılar" dediği, Erol'un "Tamam tamam hemen
harekete geçiyoruz zaten bende artık fena fena böyle biraz darlandım ya" "Sesimizi biraz
duyuralım meydana çıkma zamanı" dediği, K.ŞAHİN'in "Bi harekete geçelim ama gerçekten"
dediği, Erol'un "Tamam komutanım" dediği, tespit edilmiştir.

ı - <^] y€$/~\^k.
f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Kahraman ŞAHİN ; Erol ÖLMEZ'in eskiden dernek üyesi olduğunu ancak sonradan
istifa ettiğini, aralarındaki görüşmelerde kullanılan "Komutanım" kelimesinin şaka
mahiyetinde, Erol ÖLMEZ'in kendilerine tarikatlarla mücadele etmek amacı ile bazı tarikatları
takip etmek amacı ile Çarşamba semtine gittiğini ve sakal bıraktığını söylediğini beyan
etmiştir.
Gizli Tanık -17 , ifadesinde aynısı ile " Erol ÖLMEZ, dernek binasında yatıp
kalkıyordu. Hüseyin GÖRÜM kendisine binbaşı rütbesi vermişti. Bir arada Fatihteki
Çarşamba semtine tarikatlar hakkında istihbarat toplamak için görevlendirildiğini biliyorum.
Hatta Erol ÖLMEZ bunun için sakal bırakmıştı" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Hüseyin GÖRÜM ; Erol ÖLMEZ'i Kuvayı Milliye derneğine gelip gitmesinden dolayı
tanıdığını, şahsın son bir yıldır Kuvayı Milliye derneğine gelip gitmediğini, şahsın derneğe
üye olduğunu ancak herhangi bir iş yapmadığını, şu anda ne iş ile uğraştığını da bilmediğini
beyan etmiştir.
Şüpheli Erol ÖLMEZ'in telefon ve sim kart kayıtlan incelendiğinde;
Kahraman ŞAHİN'in 05466478283, 05373755310 olan numaralanılın kayıtlı
bulunduğu,
Soruşturma kapsamındaki şahıslardan ; Mehmet Fikri KARADAĞ ve Özer
KORKMAZ isimli şahıslann telefon,sim kart rehberi ve ajandalannda Erol ÖLMEZ'in
telefon numarasının kayıtlı bulunduğu belirtilmiştir.
Şüpheli Erol ÖLMEZ'in kullanmakta olduğu 05383657258 nolu GSM hattının
01.01.2000 den itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlannın kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 5373755310 nolu Telefon hattı ile 31
Şüpheli Erol ÖLMEZ'in kullanmakta olduğu 05366310901 nolu GSM hattının
01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlannın kolluk tarafıondan yapılan analizinde;
-Raif GÖRÜM' in kullandığı 5358258383 nolu Telefon hattı ile 6 kez , -Kahraman
ŞAHİN in kullandığı 5466478283 nolu Telefon hattı ile 7 kez, -Kahraman ŞAHİN in
kullandığı 5373755310 nolu Telefon hattı ile 235 kez, -Aynca şahsın kullandığı
05366310901 nolu telefon hattından diğer hattı olan
5465777810 nolu hattıyla 5 kez, görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.

g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Erol ÖLMEZ'in Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurlann" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı
"Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı
"Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet
şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında
gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin
günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin
uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde Hüseyin GÖRÜM ve
Kahraman ŞAHİN'in hiyerarşisinde mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin
ettiği, yine bu kişilerin görevlendirmesi ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat
topladığı,gerektiğinde de provakatif terör eylemlerinde tetikçi olarak görevlendirilmesinin
düşünüldüğü iddia edilmektedir.
Şüpheli,Kuvayı Milliye Derneğinde çaycılık ve temizlik işleri yaptığmı,kalacak yeri
olmadığı için burada kalarak kendisine verilen işleri yaptığını, Kahraman ŞAHİN'in kendisine
deprem afetleri sırasında "Özel Kuvvetlerin afet ve deprem kısmından sorumlu" olduğunu
söyleyerek Özel Kuvvetler yazılı bir kimlik verdiğini, ayrıca kendisine Erolhan EJDEROGLU
ismini taktığını ve bu şekilde hitap ettiğini,kendisinin İsmailağa semtinde istihbarat toplama
çalışmasında bulunmadığmı,Kahraman ŞAHİN ile bu konularda yaptığı görüşmelerin
şuursuzca olduğunu, yine telefon görüşmelerinde kendisini askeri personel olarak tanıtmasının
şaka mahiyetinde olduğunu,savunmuş ise de,
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmeleri genelinden şüphelinin Kuvayı
Milliye Derneği ve Dernek içerisindeki yapılanma ile ilgisinin,dernek binasında yatıp
kalkması,çaycılık ve temizlik işleri yapması ile sınırlı kalmadığının açıkça anlaşıldığı,
savunmasının aksine olarak Kuvayı Milliye Derneği içerisindeki yapılanma hiyerarşisi
içerisinde Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'e bağlı olarak istihbarat toplama, yasa dışı
tahsilat işleri yapma faaliyetleri ile görevlendirildiği anlaşılmaktadır.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm Erol ÖLMEZ'i tanımadığı şeklindeki savunmasının, Erol
ÖLMEZ'in ifade ve telefon görüşmeleri içeriğinden savunmaya yönelik olduğu , Erol
ÖLMEZ'in yukarıda anlatılan istihbarat ve örgüte gelir temin etme amaçlı faaliyetleri ile
ilgisinin kurulamaması amaçlı bulunduğu değerlendirilmiştir. Mehmet Fikri KARADAĞ'm
oğlu S erkan KARADAĞ'm aynı suçtan tutuklu bulunan ve sürekli olarak gönderdiği
dilekçeler ile yeniden ifade vermek istediğini söyleyen şüpheli Erol ÖLMEZ'e cezaevinde
para yatırması da bu değerlendirmeyi doğrulamaktadır.
Kuvayı Milliye Derneğinin illegal yapılanmasında Özel Kuvvetler (Sözde)
Komutanlığı isminde bir birim kurulduğu yukarıda Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait bölümde
açıklanmıştır. Şüphelinin askeri üniforma benzeri bir elbise giyerek fotoğraf çektirdiği, telefon
görüşmelerinde kendisine Komutan,Binbaşı şeklinde hitap edildiği hususu , Gizli Tanık
17'nin, Erol ÖLMEZ'e Hüseyin GÖRÜM'ün (Sözde) Binbaşı rütbesi verdiği, Fatih' teki
Çarşamba semtine tarikatlar hakkında istihbarat toplamak için görevlendirildiği, hatta Erol
ÖLMEZ'in bunun için sakal bıraktığı şeklindeki beyanı, kendisine üzerinde "Kuvayı Milliye
Derneğinin Özel Kuvvetler Komutanlığında" görevli kimlik kartı verilmesi hususu dikkate
alındığında şüphelinin Kuvayı Milliye Derneğinin illegal yapılanmasının "Özel Kuvveter
(Sözde) Komutanlığı" biriminde görevli bulunduğu anlaşılmıştır.
26.06.2007 tarihinde Nebil isimli kişi ile görüşmesindeki; Nebil'in "dünden beri seni
arıyorum", Erol' un "ben heryerdeyim abi bildiğin gibi değil" "zaten bugün emanetlerini
alacaksın, ben müsait değildim, bir takım konularım var" "konuları bu telefonla
konuşamıyorum", Nebil' in "Ya bana laf diyolar, telefona çıkamıyorum, bende cebimi
kapatmışım", Erol' un "Nebil abi ben her işi düzeltirim diyorum ve artı sana söylüyorum, iki
üç gibi senin yanında olacam, emanetlerini de getirecem, yalnız sana farklı bir şekilde
gelecem, şu anda telefonda o konulara girmeyelim tamam mı abi" "Benim telefon şuan
konuşmalara müsait değil anlarsın, İstiyorsan Git Birtane Yeni Şafak Gazetesi Al, Gazete Al
Oku Neyin Ne Olduğunu Görürsün" - ( Görüşmede geçtiği için Yeni Şafak Gazetesinin
internet sitesindeki arşividen 26.06.2007 günlü nüshası incelenmiş ; bu nüshada "Atabeyler'e
Yeni Darbe" başlığı altında Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yaptığı belirtilen emekli
binbaşı Fikret EMEK'in annesinin Eskişehir 'deki evinde ele geçirilen silah ve patlayıcı
maddeler , "Tekin 'in Devre Arkadaşı Da Savcıya İfade Verdi "başlığı altında Ümraniye'de ele
geçirilen el bombaları ile ilgili soruşturma kapsamında Ahmet Erden ARSLAN ve Muzaffer
TEKİN'in devre arkadaşı olduğu iddia edilen emekli yüzbaşı Raf et ARSLAN'ın soruşturma
savcısı tarafından sorgulanarak serbest bırakıldığı, Aydın YÜKSEK ve Muzaffer ŞENOCAK
isimli kişilerin ise tutuklandıkları, Muzaffer TEKIN'in yakın arkadaşı olduğu ileri sürülen bir
kişinin Bursa 'daki işyerinde dinamit lokumu ve fünyelerin ele geçirildiği, "Ümraniye'de iki
Gözaltı Daha" başlığı altında aynı soruşturma kapsamında Muzaffer TEKİN ve Oktay
YILDIRIM ile bağlantısı olan iki kişinin gözaltına alındığı, "Mersin Hatırası" başlığı altında 5
yıldır Tekin ve -Yıldu'itjt ile .görüşmediğini açıklayan
Mehmet Fikri KARADAĞ'in bu kişilerle geçen yaz çekilmiş bir fotoğrafta aynı karede yer
aldıkları, mahiyetindeki yazıların bulunduğu anlaşılmıştır.)
Şeklindeki ve benzer mahiyetteki diğer telefon görüşmelerinden de ; şüphelinin Kuvayı
Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki
yapılanması olduğunu bildiği, bu yapılanmanın hiyerarşisi içerisinde Hüseyin GÖRÜM ve
Kahraman ŞAHİN'in emrine verildiği, Kahraman ŞAHİN tarafından kendisine Dernekteki
yapılanmanın Özel Kuvvetler Komutanlığı kısmında görevlendirildiği söylenip buna ilişkin
dernek kimlik kartı verilerek örgüt adına istihbarat toplama, yasadışı tahsilat yapma
faaliyetlerinde görevlendirildiği, her ne kadar Kahraman ŞAHİN ifadesinde Erol ÖLMEZ'in
kendilerine tarikatlarla mücadele etmek amacı ile bazı tarikatları takip etmek için Çarşamba
semtine gittiğini ve sakal bıraktığını söylediğini beyan etmiş ise de, yukarıda yazılı telefon
görüşmelerinden açıkça şüphelinin bu konuda istihbarat toplaması için örgüt hiyerarşisi
içerisinde Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün talebi ile Kahraman ŞAHİN
tarafından görevlendirildiği, şüphelinin de kendisine verilen görevi benimseyerek bu konuda
faaliyette bulunduğu anlaşıldığı , soruşturma evrakı geneli ve şüphelinin kendi konuşmaları
içeriğinden dernekteki illegal yapılanmayı devletin bazı kurumlarının desteklediği, bu durumu
kullanarak yapacağı illegal işler ile örgüte ve kendisine maddi çıkar elde edebileceğini
düşündüğü, bu amaçla terör örgütüne maddi gelir temin etme adına cebir,şiddet ve tehdit
yöntemlerini de kullanarak tahsilat yapma,kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, izinsiz silah
bulundurma, gibi eylem veya eylem hazırlıkları içerisinde yer aldığı, Mersin ilinden gelerek
dernek içerisindeki yapılanmaya katılacak olan şüpheli Ali KUTLU ve yanındaki Seda YİVLİ
isimli kişiyi öncesinden itibaren tanıdığı, Ali KUTLU'nun öncesinde Taner ÜNAL'm
başkanlığındaki Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin kurulumu aşamasında yer
aldığını bildiği, sürekli telefon hattı değiştirerek, önemli örgütsel görüşmelerini telefondan
yapmayıp muhataplarını bu konuda uyararak, her fırsatta maddi yetersizliğinden bahsetmesine
karşılık en son olarak da 10 adet ayrı telefon hattı alarak, kalmış olduğu evin adresini sürekli
görüştüğü kişilere bile vermekten kaçınarak örgütün faaliyetlerindeki gizlilik prensibine
uyduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli EROL ÖLMEZ'in eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarmca cezalandırılması talep edilmiştir.

70-ŞÜPHELİ ABDULLAH ARAPOĞULLARI a)-


Emniyet ifadesinde;
Daha önce çeşitli işlerde çalıştığını,boş kaldığı zamanlarda arkadaşının yanında
telefon hattı sattığım,2007 Eylül ayında babasının fırınında çalışmaya başladığmı,fırmm
kapanmasından sonra ise boşta kaldığını, her hangi bir kuruluşa üyeliği olmadığını, Kuvayı
Milliye Derneğine üye olmak için form doldurduğunu ancak akıbetini bilmediğini,Ergenekon
isimli örgüte üye olmadığını,bu örgüt içersinde herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını,
soruşturma kapsamındaki kişilerden Kahraman ŞAHİN, Niyazi KIYAK ve Ayşe Ceylan
GEÇYOL ile Kuvayı Milliye derneği vasıtası ile tamştığım,2007 yılı yaz aylarında internetten
Kuvayı Milliyenin sitesini bulduğunu, askeri kuruluş sandığı için Avea hattı satmaya gittiğini,
yanında mahalleden Samet isimli arkadaşının bulunduğunu, burada Kahraman ŞAHİN'in
müsait oldukları bir zaman konuşmak için çay içmeye beklediğini söyleyerek gelirken
arkadaşlarını da getirmesini istediğini, -' ^
Kahraman ŞAHİN'i 2007 yaz aylarında Kuvayı Milliye Derneğine gittiği esnada
tanıdığım,kendisine üye sorumlusu olduğunu söylediğini, oturup konuştuktan sonra kalabalık
nedeni ile bir dahaki sefere detaylı bir şekilde konuşup üye olurum diyerek ayrıldığını,
kendisinin eskiden oturduğu binanın altında börekçi olan Erdal İRTEN'e Kadıköy'de Kuvayı
Milliye Derneğine gittiğinden bahsettiğini,buranm Askeriyeye bağlı bir kuruluş olduğunu
söylediğini, onun da giderken bana haber ver beraber gidelim ben bir bakayım dediğini, bir ay
sonra birlikte derneğe gittiklerini, burada Erdal İRTEN'i Kahraman ŞAHİN ile
tanıştırdığmı,Kahraman ŞAHİN'in kendilerine Kuvayı Milliye Derneğinin Askeri bir kuruluş
olduğunu, buranın Paşalar tarafından yönetildiğini söylediğini,daha sonra üye formlarım
doldurduktan sonra Erdal İRTEN'le beraber orada çalışan Ceylan ismi ile bildiği (Ayşe Ceylan
GEÇ YOL) kişiye teslim ettiklerini ve yıllık aidat olarak 12 YTL parayı verdiklerini,
Kahraman ŞAHİN'in kendilerine Bağcılarda Kuvayı Milleye Derneği Şubesi açmalarını teklif
ettiğini ve sen bu konuyla görevlisin dediğini,aynca kendisine derneğin maddi sıkıntısından
bahsedip bu derneğin bütün Türk Milletinin olduğunu, kirasının ödenemediğini, derneğe
maddi yardımda bulunabilecek esnaf tanıdığı olup olmadığını sorduğunu,daha sonraki bir
tarihte evine misafir olarak gelen akrabası Numan KILIÇ'a kendisinin askeri kuruluşa bağlı bir
derneğe üye olduğunu, derneğin kapanmaması için kiranın ödenmesi gerektiğini anlatarak
yardım alabilecekleri esnaf,iş sahibi yardım sever bir kişi olup olmadığını sorduğunu, onun da
kendisine hemşerileri olan Aksaray'da Büyük Koza otelinin sahibi Ayhan isimli şahsın yardım
edebileceğini söylediğini,bunu öğrendikten sonra Kahraman ŞAHİN'e yardımsever bir kişi
bulduğunu söylediğini, Kahraman ŞAHİN'in kendisini derneğe çağırdığmı,yaklaşık bir ay
sonra tek başına Kuvayı Milliye Derneğine gittiğini, Kahraman ŞAHİN'in burada kendisine üç
ay sonra kendilerine kimlik çıkacağını, şu an Paşaların onaylamadığını, araştırıldıklarını
söylediğini ve derneğe yardım istenilecek kişiyi sorduğunu, kendisinin de Aksaray'daki otel
sahibi kişiyi söylediğini, sonrasında da Bağcılar'da Kuvayı Milliye Derneğinin şubesinin açılıp
açılmayacağmı,esnaflann olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de işlerini ve ablasının
hastalığını gerekçe göstererek bu konuyla ilgilenemeyeceğini söylediğini, bu tarihten yaklaşık
bir buçuk ay sonra Kahraman ŞAHİN'in kendisine ulaşamadığından Erdal İRTEN'i aradığını
ve kendisini aramasını istediğini öğrendiğini, ancak kendisini aramadığını, o tarihten sonra da
Kahraman ŞAHİN ile görüşmediğini beyan etmiş,
Erdal İRTEN'in kendisi hakkındaki ; "Kuvayı Milliye Derneğini ilk olarak kendisi
sayesinde tanıdığını ve ilk kez kendisi ile birlikte gittiğini, bu derneğin genel kurmaya bağlı
olduğunu,askeriyeye istihbarat sağladığmı,amacmm ise derin devlet olduğunu" söylediği,
kendisinin de " derin devletin olmadığını izah ederek, yaptığınızın yanlış olduğunu ve sizin
yanınızda yer alamayacağını" söylemesi üzerine kendisinin " biz sen olsan da olmasan da
yolumuza devam ederiz" dediği şeklindeki beyanı okunup sorulması üzerine ; Erdal İRTEN
isimli arkadaşını derneğe götürdüğünün doğru olduğunu,fakat bu derneğin Askeriyeye bağlı
olduğunu Kahraman ŞAHİN'in kendisine söylediği gibi Erdal İRTEN'e de bizzat söylediğini,
kendisinin bizzat Erdan İRTEN'e ayrıca bu derneğin askeriyeye istihbarat sağladığını
amacının ise derin devlet olduğunu söylemediğini,aynca Erdal İRTEN'in Kahraman ŞAHİN
ile tanıştıktan sonra samimi olduklannı,kendisinin onların dışında kaldığını, kendi aralarında
neler görüştüklerini bilmediğini,zaman zaman kendisini de çağırdıklannı,fakat kendisinin bu
davetlerin çoğuna icabet etmediğini,
16.09.2007 tarihli Erdal İRTEN ile birlikte Kahraman ŞAHİN ile yaptığı görüşmede
geçen ; "Erdal İRTEN'in Kahraman ŞAHİN'e Samet isimli arkaşlan ile birlikte kendisini
ziyarete gittiklerini söylemesi, ardından telefonu kendisinin alıp Kahraman ŞAHIN'le
görüşmeye devam etmesi, görüşmede Kahraman ŞAHİN'in ekip oluşturma talimatı vermesi
konusunun okunup sorulması üzerine; kendisi, Erdal İRTEN ve Samet YILMAZ'm kimlik
fotokopilerini almak için derneğe gittiklerini, o sırada orada bulunmayan Kahraman ŞAHİN'i
telefonla aradıklarını, Kahraman ŞAHİN'in kendisine ekip oluşturması yönündeki
talimatından kastının ise Bağcılarda kurulmasını düşündüğü dernek olduğunu,
31.10.2007 tarihli Erdal İRTEN ile Kahraman ŞAHİN arasında yapılan görüşmede
geçen ; ismi söylenmeyen İsrailli bir işadamının alınması şeklinde bir başlangıç yapacakları,
bu iş içinde bir nakit akışının olması gerektiği, parasız bu işe girişemeyecekleri, bu konu ile
ilgili Hüseyin Abi ile de görüşecekleri, adamın yabancı olmasının işlerini rahatlatacağı,
kendisinin de bu görüşmenin yapıldığı gün bu konu ile ilgili Kahraman ŞAHİN'in yanma
gitmesi gerektiği konusunun okunup sorulması üzerine ; kendisinin bu görüşmeden haberinin
olmadığmıjsrailli biri konusunda herhangi bir bilgisi olmadığmı,ancak Erdal İRTEN'in
kendisine Kahraman seni arıyor dedikten sonra Kahraman'ı aramasını söylediğini,ancak
davranışları ve para istemeleri gibi tutumları hoşuna gitmediğinden aramadığını,görüşmede
geçen diğer konular hakkında da herhangi bir bilgisi olmadığını beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;

Kolluk ifadesini tekrarladığmıjstanbul Güneşli Semti meydanında bulunan Avea


bayisinden telefon hattı alarak hastane ve karakoUardaki kişilere 5 YTL prim karşılığı satma
işini yaptığını, 2007 yılı yaz aylarında telefon hattı satmak için Samet YILMAZ isimli
arkadaşı ile birlikte Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy Şubesine gittiklerini, burada
tanıştıkları Kahraman ŞAHİN'in kendilerine "burası askeri kuruluş,paşalar tarafından
yönetiliyor,bir dahaki sefere gelin sizi üye yapalım" dediğini, sonrasında ikamet ettiği evin
alt katında börekçilik yapan Erdal İRTEN'e bu konuyu anlattığını, Erdal İRTEN'in de merak
ederek kendisini de götürmesini istediğini, yaklaşık bir ay sonra Erdal İRTEM ile birlikte
Kuvayı Milliye Derneğine gittiklerini, burada Kahraman ŞAHİN ile sonradan tam isimlerini
öğrendiği Niyazi KIYAK ve Ayşe Ceylan GEÇYOL ile konuştuklarını, Kahraman ŞAHİN'in
Erdal İRTEM'e "Kuvva-i Milliye'yi nasıl bilirsin" sorusunu sorup Erdal İRTEM'den "Atatürk
tarafından kurulduğunu biliyorum" cevabını aldıktan sonra "Burası askeri bir çatı altmda,
paşalar tarafından yönetiliyor" şeklinde konuşarak bir form verip "bunları doldurun, sizi
üye yapalım" dediğini, kendilerinin formları doldurduklarım, kimliklerinin fotokopisi,fotoğraf
ve 12 YTL para ile birlikte verdiklerini, kendilerine "2-3 ay araştırılacaklarının ve daha sonra
üyeliklerinin kabul edileceğinin" söylendiğini,Kahraman ŞAHİN'in kendilerine "Biz her yerde
şubeler açıyoruz, Bağcılar'a da şube açmak istiyoruz, temiz esnaf, bu işin altından
kalkabilecek, parası olan esnaftan kimse var ise bul, araştır, Bağcılar'a da şube açalım, bu
görevi sana veriyorum" dediğini,aynca tam kapıdan çıkarken de Kahraman ŞAHİN'in
kardeşim hitabı ile kendisini çağırarak "yardımsever, para yardımı yapabilecek, bildiğin bir
kişi var mı, para sıkıntımız var" dediğini, kendisinin de "şu anda bilmiyorum " şeklinde cevap
verdiğini,Kahraman ŞAHİN'in yeniden "bu işle de sen ilgilen" dediğini,
Sonrasında evine misafir olarak gelen Numan KILIÇ'a Kuvayı Milliye Derneğinden ve
para sıkıntısı içerisinde olduklarından bahsettiğini,Numan KILIÇ'm kendisine Aksaray
semtindeki İski Binasının arkasında Büyük Koza Otelinin sahibi Ayhan isimli kişinin
kendilerine yardımcı olabileceğini söylediğini. Bunun dışında ikamet ettiği binanın yöneticisi
olan Duran isimli Güneşli semtinde emlakçilik yapan kişiden de Kuvayı Milliye Derneğinin
Bağcılar Şubesini açmak için yardımcı olmasını istediğini,ancak bu kişinin o işlerle
uğraşamam diyerek kabul etmediğini,
Kendisinin Uzman Çavuş olmak için sınavlara girdiğini,Mart ayında Ankara'da
mülakat olduğunu, bu kişiler ile tanışmasının sınavlarda kendisine yardımcı olabilecekleri
amacına yönelik olduğunu, bu sırada ablasının hasta olduğunu,bir süre bu kişiler ile
görüşemediğini,hatırladığı kadarı ile 2007 yılı Ekim ayında kimlik fotokopilerini geri almak
için Erdal İRTEM ve Samet YILMAZ ile birlikte Kadıköy Kuvayı-' Milliye Derneğine
gittiklerini, Kahraman ŞAHİN'i dernekte bulamadıklarım, orada, bulunan dernek sekreteri
Abdulkadir isimli kişiden ise kimlik fotokopisini geri * istemeye çekindiğini, Kahraman
ŞAHİN'e telefon açarak hastasının olduğunu söylediği halde çekindiğinden dolayı kimlik
fotokopilerini geri istediklerini söyleyemediğini,bundan sonra başka kimse ile görüşmeden
dernekten ayrıldıklarım beyan etmiştir.

c)-Telefon görüşmeleri;
Tape:4090, 18.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde
özetle;Kahraman'm "Ne yaptın sen işi hallettin mi" dediği, X ŞAHSIN "ya ben işi hallettim
de hani ben sana dedim ya ekip kurdum falan" "onlarda hazır çok güzel ekip, tespit
ettiğim yerlerde var, haraç değil de yardım amaçlı gidecez otellere elli milyar, yüz
milyar alacağımız yerler var onun için görüşecektim ben seninle o ekiple gelecektim
yanına. İstersen eve gelelim senin araba var altımızda" dediği,
Tape:3414, 03.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle,
K.Ş'in "Ha ne yapıyordun Abdullah" dediği,A.A'nun "Bende oturuyorduk senden
bahsediyorduk böyle üye olduğumuz arkadaşlar vardı oraya bize kimlikler falan soruyorlar da
dedim bi sorayım dedim ne zaman gelir." dediği, K.Ş.'in ":Sen kime verdiniz şeylerinizi siz"
dediği, A.A.'nun "Iıı Niyazi abiye verdiydik hepsini" dediği, K.Ş.'in "Sen yann gelmiycen mi"
dediği, A.A.'nun "Hı hı gelcem" dediği, K.Ş.'in "Tamam yann geldiğinde görüşürüz tamam
kardeşim" dediği,
Tape:3402, 11.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile Erdal İRTEN arasında
yapılan görüşmede özetle; E'm "Ben Abdullah ARAPOĞLU'nun arkadaşıyım, güneşli'den",
" Merhaba, nasılsınız, ben Erdal İRTEN" dediği, K'm "Şimdi Abdullah benimle görüşmedi,
bende şuan çocuk okula başladı, biliyor musun bende onlarla uğraşıyorum.", "Abdullah beni
bir arasın ya bir söyle de" dediği,
Tape:3403, 12.09.2007 tarihinde, Erdal İRTEN ile görüşmesinde özetle;E'm
"Sedat sana iki tane emanet vermişti ne oldu onlar" dediği, A'ın "Daha konuşamadım onu",
"Tamam ya veririm ben sana olmazsa" dediği,
Tape:3417, 12.09.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle, A.A.'nm "Yav
öyle bir yoğunum ki müsait değilim bu tarafa gelsen çok güzel bir iş var" dediği, X'in "Ne işi"
dediği, A.A.'nm "Sen gel sen hiç üşenmeden rahat kazanacaksın gel konuşalım" dediği, X'in
"Ben şu an yola gidiyorum İsparta'ya gidiyorum", "Ya Gökhan'ın yanma gidiyorum" dediği,
A.A.'nm "Eee bizim sindi bu Atina'ya gitmemiz lazım tamam mı Yunanistan tarafına o böyle
bizi oraya gönderebilecek bi tanıdığın kişi var mı ordan bizi alçaklar Hollanda'ya geçeceğiz
para neyse hepsi karşılanacak" dediği,
Tape:3418, 12.09.2007 tarihinde, X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; A.A.'nun "Bu
pasaport vize var ya", "Sordum bir haftada çıkıyormuş" dediği,X'in "Ya geç boş ver ötekisi
bizim iş kaçak yoldan" dediği,A.A.'nun "Tamam onlar yann hadi görüşürüz onu" dediği,
Tape:3404, 16.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN/ Erdal İRTEN arasındaki
görüşmede özetle;E'm " ben güneşliden Erdal" dediği, K'm "kiminle geldin" dediği, E'm
"Abdullah ile geldim, bir de Samet arkadaş var" dediği, K'm "bi versene Abdullah'ı" dediği,
A'ın "Aloo" dediği, K'm "hadi sen orda ki arkadaşlar ile görüş yine", "tamam-mı" dediği, A'm
"Alpaslan abi var burada, başka kimse yok" dediği, K'm "iyi ekibi oluştur sen yani tamam mı"
dediği, A'm "tamam" dediği,
Tape:354, 20.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Abdullah'ın " .. .kurduğum ekip senle çalışmak istiyor" dediği, K'm "Anladım kardeşciğim
anladım anladım" dediği, A'm " He he anladın mı demek istediğimi", " Tamam abi çünkü
adamlar da ona göre haber bekliyor benden" dediği, K'm " Tamam işte pazar günü şey yapanz
bir toplantı yapanz öyle güzel" dediği, A'm " Bi saniye abi Erdal bey görüşmek istiyor"
dediği, ERDAL İRTEN'in " Başkanım abi iyi akşamlar"- dediği, tekrar telefonu alan
Abdullah'ın " .. .birebir görüşsek çok iyi olur şimdi bu*arkadaşlar yani yeni bir ekibimiz var"
dediği,
Tape:355, 21.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle,K'm "He
işler nasıl", " Var mı parayı vurdun mu" , " Parayı vurdun mu" dediği, A'm " İşte pazar günü
geldiğimiz zaman onaylarsan", " Su gibi akacak" dediği,
Tape:685, 04.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Erdal İRTEN arasındaki
görüşmede özetle;E'm "Ben Erdal İrten Güneşliden" dediği, K'm " He merhaba Erdal'ım
naber" dediği, E'm " İşte ekibi oluşturmaya çalışıyoruz", "O arkadaşlarla beraberiz", " İşte
ekibe ekibe kaydedeceğimiz bi kaç arkadaş pek olumlu bakmamış bi arkadaşa demişler işte
böyle bişey bize saçma geliyor falan" , "Naşı bizi ikna etsinler bize bi garanti falan bende
dedimki direk sizi ilk etapta telefonda Başkanla görüştürebilirim yani sizin herhangi bi şeyiniz
olmasın ..." dediği, K'm " Gerek yok o tip adamlara ya öyle şey fazla sorgu soru adama gerek
yok şimdi bu öyle zaten basit bişey değil anlıyor musun" dediği, E'm " Bizde onu anlattık
zaten bu işler basit bişey değil yani" dediği, K'm " He boşver boşver o tip şeye girişen şuanda
bize ilerde problemde yaratır anlıyor musun", " Sizin gibi insanlar lazım bize" dediği, E'm
"Teşekkür ederim sağol" dediği, K'm " Yani olayın ne olduğunu bildikten sonra" , " Sen
neysen bende oyum yani hiç farketmez anladın mı" , "...sen görev yaparken farklı farklı
kademeleri de olabilir" dediği,
Tape:366, 24.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; K'm "Ya
biraz dışarıdaydım Ankara'ya falan gittim geldim" dediği, A'm " Ha kendi işin mi yoksa
Kuvvayi Milliyenin mi" dediği, K'm "Ya kendi işim de vardı öyle de telefonda pek konuşmak
istemiyorum bu tür şeyler..." dediği,
Tape:369, 28.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;A'm " Ben
şey görüştüm o İsrail'i! adamı", " Benim bir adamım var o şuan Trabzon'da Oradan Bafra'ya
geçecek yarın buraya geliyor sırf o iş için", "Ekip hazır yani istediğin zaman kaldırırız onu"
dediği, K'm " Tamam" dediği, A'm "Tamam mı bilgi vereyim dedim" dediği, K'm " Tamam
iyi kardeşim" dediği, A'm " Hüseyin abiyle konuşacan mı bu akşam bu gün" dediği, K'm "
Gideceğim bu akşam bakalım" dediği, A'm "Ha bak sen biran önce bitirelim bu işi zamana
bırakmayalım" dediği, K'm " Tamam kardeş" dediği, A'm "Paraysa para ile konuşalım dişe
dişse silahla silahla konuşuruz" dediği, K'm " Aynen öyle kardeşim" dediği,
Tape:679, 28.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;A'm
"Görüştün mü abi" dediği, K'm "Ya geçemedim daha ya geçemedim ha" dediği, A'm "Tamam
abi iyi o adamı ne yapıyoruz", " O adamı ne yapıyoruz" dediği, K'm " Ne yapıyoruz ne
yapıyoruz sen şimdi hemen hareket etmeseydin keşke konuşup şey yaptıktan sonra hareket
etseydin keşke" dediği, A'm "Yok şuan ben sadece hazırlık yaptım" dediği, K'm "Şimdi ben
şey görüşmeyi yapayım da ondan sonra şey yaparız tamam mı" dediği, A'm "Tamam ben
emrini bekliyorum" dediği,
Tape:686, 29.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile Erdal İRTEN arasındaki
görüşmede özetle; E'm "Ben böyle düşünüyorum görüşsen biran önce diyorum bi randevu
falan alsak toplu şekilde kalkıp Ankara'ya gitsek" dediği, K'm " İşte şimdi bir takım bir
şeylerin oluşması lazım biliyor musun" , "Yani bu oluşumlar olduktan sonra zaten inşallah
hepsini halledecez, Abdullah yarın bu tarafa gelecek inşallah", " İşte o un un falan işi var
şimdi Erdal senin yaşın belli bir takım bir şeye gelmişsin hayatı tanıyan insansın" , "
Maddiyatsız birşey olmuyor tamam mı buradan afedersin tuvalete de gitsen adam para istiyor
yoksa işeyemiyorsun afedersin", " Şimdi her şeyden evvel bu sorunumuzu bi çözmemiz
lazım" dediği, E'm "İşte sevgili başkanım işte onun içinde yani bi yerden başlamamız lazım"
dediği, K'm "İşte dediğim gibi bir takım doneleri elimize alalım ki ondan sonra o kısma
geçecez anladın mı" dediği,
Tape:687, 29.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile Erdal İRTEN arasındaki
görüşmede özetle ; E'm "işte bi yerlerde başlamamız lazım yani beklemek bizim aleyhimize"
dediği, K'm "Evet şimdi işte diyorum ya yarın işte Abdullah bu tarafa geçecek
inşallah" , "Şimdi orda bak senin iş yerin var onun iş yeri var Abdullah'ın" , "Eksik olan
şeylerimizi tamamlayalım bir şekilde temin edelim elimize para geçsin anladın mı rahat
hareket etmek için", " Hep beraber bu işi çözersek öbür işe de hemen zıplarız" , "Bende şimdi
bir iki kişiyle görüştüm bu un işi için" , " Madem öyle işyerleri var" , " bunları bunları biz
toparlayalım anladın mı hem seni hem Abdullah'ı", "Aynen şimdi işimizi yürütebilmemiz için
bir takım bir şeyler lazım bize" , "O yüzden bunu sağlamamız gerekiyor onun için ilk önce bu
sorunu bir çözelim buna bi eğilelim" , "Sen yarın Abdullah'la da görüş" dediği, E'm "Birazdan
bana gelecek zaten" dediği, K'm "Bir takım bir şeyler ben sağlıyacam yani anladın mı
uğraşıcam yani" dediği,
Tape:942 , 05.11.2007 tarihinde,Hüseyin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; A'm
"Sağol abi çalışmalar yapıyoruz napalım ya dün başkanlar buradaydı", " Ordan İmam
Hüseyin'i duymuşsundur meşhurdur baya", " Bu Kurmay Albay varya Fikri Karadağ",
"Onlarla beraberdik işte" , " O Muzaffer TEKİN'ler felan yakalattılar ya Cephanelik olayı" ,
"Ümraniye'de" , "He onlar bizle beraberdi işte,onlar yanlış iş yapınca ordunun adı" ,
"lekelenmesin diye biz yakalattık onları" , u Uzaklaştırdık" dediği,H'in " Napıyosun"
dediği,A'ın "Ya çalışmalar yapıyoruz zaten Ankara'ya gidecez işte", " Bu 23'ünde işte gitmem
lazım Genel Kurmaya", "Yapcaz işte güzel bişeyler" dediği, H'in "Ne zaman döneceksin
İstanbul'a" dediği,A'nm " İstanbul'a,2 gün kalacam orda, işte kimlikleri felan ayarlıyom bu
kadroyu falan kurdum şu an 400 kişilik özel kuvvetimiz var", "Ya özel birlik işte
bizimkisi,Genel Kurmaya bağlı,kimseden emir almaz, işte güzel bi çalışmalar yapıyoruz
bakalım ne olacak" dediği
Tape:943, 09.11.2007 tarihinde, Hüseyin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;A'm
"Demin ben Türkmenistanlılarla görüşmedeydim" , " Oranın ihalesini diyo alırız diyolar"
dediği, H'in "Nerenin şey askeriyesinin mi" dediği, A'm "Hıhı askeriyesinin" dediği, H'in "Ya
bizim fark etmez bize sadece Abdullah yapmaları gereken ne biliyor musun" , "Onların
askeriyede kullanacakları ayakkabıyı bize verecekler", " Biz ona göre onların yaptığına göre
bir tane numune hazırlayıp verecez onlara" , "Fiyat teklifinde bulunacaz kabul ederlerse
yurtdışıyla çalışmanın prosedürünü ben sana daha farklı geniş olarak anlatırım onlar belli bir
parayı yatırıyorlar bankaya bloke ediyorlar", " Ondan sonra mal tesliminde işte yüzde 35'ini"
dediği, A'm "Zarar edecez mi" dediği, H'in "Hayır biz zarar etmeyiz onlar sadece mal
siparişini bize okey verdiklerinde paranın yüzde 35'ini bankaya yatırıyorlar bizim hesabımıza
mal tesliminde geri kalan diyelim yüzde 65'inide mal tesliminde gümrüğe yatırıp malı
çekiyorlar" , " Onun haricinde bizim için bi problem yok yeter ki bizim fiyatlarımız
okeylensin" , " Onlarda numunemizi ökeylesin" dediği, A'm "Şimdi konuştum ben onlarla da",
" Bunlarda zaten askeriyeyle bağlantılı hepsi beni davet ettiler de" dediği, H'in " Şey
Özbekistan'da mı" dediği, A'm "Dediler gideriz dediler numuneyi göndeririz hemen dediler
gereken şey yaparız zaten dediler iki taraflı sözleşme yapılıyor dedi" , "İki tarafında dedi
mührü basılıyor dedi" , " Hemen işleme başlarız dediler" dediği, H'in " Tamam olur hemen
bizim için hiç problem yok ben zaten bugün konuştum Almanya'yla", " Bahsettim böyle böyle
askeriye diye ya onlar dediler ki mesela bize hiç askeriyeden öyle bir şey yedirmezler
dediler...ben dedim ki benim oradaki adamım çok yani uç noktada bir adam dedim öyle bir şey
olmasa zaten" dediği, A'm "Ooo o konuda rahat olsunlar" dediği, sonrasında başka bir konuya
geçtikleri H'in " He bide hani sana ben bugün başka bir şey söylemiştim ya" dediği,, A'm "Onu
sen haber verdiğinde ben hemen telefon açacam işi bitirecem" dediği, H'in " Tamam mı hatta
dayıma senin telefonunu verecem arayacak dayım seni diyecek sana ki isim şu sınav tarihi şu"
dediği, A'm "Tamam nerde sınava girecek hepsini bana versin" dediği, H'in "O zaten şey
bakıyormuş ona", "Tuzladaki askeriye bakıyormuş" dediği, A'm " Ben bir şey diyeyim mi abi
askeriye olsun İstihbarat olsun tamam biter ..." dediği, H'in " Sivil ne diyorlar ona Sahil
Güvenlik Komutanlığı bakıyormuş o işe", '-' Yani o işe boşu boşuna para filan gidecek"
dediği, A'm "Evet anlıyorum para yiyçn çok? olur" dediği, sonrasında ihale
konusuna döndükleri A'm "Hıhı pazar günü pazar günü basın açıklamamız var televizyondayız
zaten", " O pazar gününü bekliyoruz ondan sonra öbür işleri bitirecez", " Hıhı şeyin bu askeri
ihaleyi o adam aslında doğru diyor herkes giremiyor çok kişi girdi", " Hıhı kimse alamadı"
dediği, H'in "Abdullah biliyorum onu ben onu ben biliyorum" dediği, A'm "Ben onu oldu
gözüyle bakıyorum zaten sadece numune istediler katolag felan istediler ben şimdi orayla
görüşecem ben numune isteyecem onlardan" dediği, H'in " Onlar verirler bana bir tane ben
şeye bir tane ayakkabı hazırlayıp vermiştim", "Bu şeyin Polis Özel Harekata", "Tabi tabi
onlara bir tane ben fermuarlı bir tane askeri bot yapmıştım hazırlayıp vermiştim onlar
kullandılar onu çok", "Hayır onlar benden şey ben tasarım tasarımını vermiştim onlara böyle
hane yangında falan hemen ayaktan çıkartıp atılabilecek hem bağlı hem bağ yerin ortasında bir
fermuarı vardı", "Böyle yangında filan bir ateşe bastıklarında çıkartıp atabilecekleri bir
ayakkabı tasarlamıştım ben onlara", "Onları halen kullanıyorlar bu Yunuslar falan var ya", "
Ben o zaman bundan diyelim 3-4 sene önce öyle bir şey yaptım verdim onlara ,sadece bana
dediğim gibi şunu yapacaklar diyecekler ki kardeşim biz bu ayakkabıyı şu kalitede istiyoruz bu
kalitedeki fiyatımız da şu diyelim 20 lira", "Ben onlara aynı ayakkabıyı 20 liraya çıkartmaya
çalışacam" dediği, A'm " Ben şimdi jeton düştü benim onlar o zaman demek ki böyle demek
istiyor onlar bana bir tane numune yapsın sizin için getireyim" dediği, A'm " Bakalım
Ankara'ya gidecek çünkü" dediği, H'in " Ama onlar bize ben şimdi neye göre numuneyi
hazırlayacam onlara onlar verecekler bana bir örnek diyecekler ki bizim ayakkabımız bu bizim
kuruldan geçecek olan ayakkabımız bu ben onlara göre istedikleri kalitede numune hazırlayım
onlara onda problem yok" dediği, A'ın " Salı günü olmazsa ben giderim Ankara'ya kendim",
"Şimdi bu işe girdik bitirmemiz lazım", "Çünkü bazı kişileri araya soktum ben iki bazı
sıkıntılarda yaşadık çünkü bitirmemiz lazım bir de bu Türkmenistan ayakkabı askeriyesinin
şeyini iste hemen alayım" dediği, sonrasında başka konuya geçtikleri H'in " Tamam tamam o
problem değil zaman hiç önemli değil en kısa zamanda hallederiz ama dediğim gibi ben şimdi
aklında olsun Halit diye bir bey arayacak seni", "Halit AYNA sana benim adımı verir der ki
sana", "O sana söyleyecek isimlerini iki dayımla gideceksin ama", " Ne zaman hangi tarihte
ben bilsem sana yazdıracam onları yani şimdi ama bilmiyorum tarihlerini filan onları sana
söyleyecek ben ona şey bakıyorum yani olmuş bakıyorum" dediği, A'm "Evet tamam o
hallettirecem ben onu da eğer o dediğim kişiye ulaşabilirsem halledecem ama ulaşamazsam
biraz para yedirir mi az bişey" dediği, H'in " Hallederiz tamam tamam sen hallet o işi yani"
dediği, A'm "Ya ben senden isteyemiyorum ama o konularda", "Ama sen ben birde şunu
söyleyeyim ben sana para kazandırırım her türlü", "Eğer parada esirgemezsen istediğin şeyi
olmuş bil" dediği, H'in "Tamam ben zaten diyorum ya sana onları hep anlatacam sana" dediği,
A'm "Evet ben bak var ya abi fınnmış oymuş buymuş yok öbürüymüş herşeyle ...kestim abi"
dediği, H'in "Yok bunlara hiç gerek yok senin zaten" dediği, A'm " Ben senle artık yürüyecem
ben şimdi şeyleri kimlikleri değiştiriyorum bu Askeri İstihbarat Jandarma Kimliği falan
çıkarttıracam bu 8 tane ekibe onu çıkarttırdığım zaman Türkiye yurt dışı giriş çıkış hep serbest
pasaporta gerek yok her yerde sözleri geçiyor", "O kişileri ben başta olmak üzere sana
bağlıyorum" dediği,
Tape:944, 13.11.2007 tarihinde, Samet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;A'm "He
aradım şimdi geliyor bekle şeyde pastanede" , " Elinden geleni yap tamam mı, bak seni polis
biliyorlar ha" dediği, S'in " Tamam hadi görüşürüz" dediği, A'm "Ona göre şey yap bak ilgilen
ondan sonra firma gel, oğlum istihbaratçı değil misin lan" dediği,
Tape:940, 14.11.2007 tarihinde, X Şahıs ile görüşmesinde özetle;A'm "İyi akşamlar
abi ben Abdullah Arapoğlu" , X'in "Abdullah he söyle Abdullah'cım aslanım benim" dediği,
A'm "Abi karakola kağıdı vermişler polisin eline ne nerden geçti o kağıt biz Savcıdan almadık
mı o kağıdı" dediği, , X'in "Tamam eyvah eyvah eyvah o..." dediği, A'm "Çocuğu bu akşam
götürüyorlar Cezaevine" dediği, X'in "Ordan çıkartma çıkar" dediği, A'm " Karakoldan
girsinler" dediği, X'in " Peki çocuğu çocuğa şey ...yarın çıka çıkarsalar
çıkaramazlar tamam o zaman çocuğun üzerinde öyle bi kağıt olmasın sordukları zaman
hırsızlıktan diyecek tamam mı" dediği, X'in " Evrak yazıhanede kalır ertesi güne iner oraya
İnfaza anladın mı" , "Şeydir gizlidir Savcı gelmeden sabahleyin açılmaz evrak çocuk
hırsızlıktan geldim desin tamam mı" dediği, A'm "Tamam polisler oraya söylemiz demi..."
dediği, X'in "Söyle... ya rica et yani söylemesinler bi 50 kağıt verin eline polislerin,hırsızlıktan
diye söylesin" dediği, A'm "Şimdi yann girdi bu akşam girdiği zaman bitti yani demi" dediği,
X'in " Hıı itirazı itirazı yann yann yapacaz yani yann yapacaz diye yann ...Asliye Ceza
Hakimi... sende olmayacan demi buralarda" dediği, A'm " Ben kaç gibi geleyim" dediği, X'in "
Yani bilemiyoruz ki ben yani ben saat 9:30 10'da burada olacam takip edecem yani senin
gelmene de işini de alıkoymayalım Abdullah", " Yani sende ihalelerin var şu var bu var
tamam mı ben burda sana bilgi veririm sen bana Abdullah birtane benim numaram şudur diye
mesaj mesaj at benim Telefona" dediği, A'm " Hıhı şimdi o kağıdı ... giderken çocuk mu
sokuyor yoksa polisler mi veriyor" dediği, X'in "Yok yok o evrak polisler üzerinde neden
tutuklandığına ilişkin de şeylerin eline geçmez daha o o olduğu gibi Savcının masasına gidiyor
o evrak tamam mı" dediği, A'm " Evet hıhı Metris ti değimi" dediği, X'in " Hee onu altlara
falan koysunlar üstte olmasın yani tamam mı" , " Onu sağla.." dediği, A'm " O kağıdı altlara
koysunlar çocuk girdiği zaman" dediği, X'in " Şeyle de şeyle de sorduklan zaman bu cinsel
tacizdi falan diye memur söylemesin yani orda" dediği, X'in " Anladın mı ona da rica et bizim
memur öbür götüreceğe söylesin yani rica etsin tamam mı", " İftiraya uğradı de al" dediği,
A'm " Onlan polislerin elinden alıcam onlan ben götürecem" dediği, X'in " O iş o işleri kurtar
sende yanlannda git tamam mı arabanın içinde" dediği,
Tape:941,14.11.2007 tarihinde , Hüseyin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;H'in "
Abdullah şimdi bu havaalanının alt tarafında bir otele numuneler vardı ya onlan bırakacam",
"Sen yetiştiremediğin işi niye erken" dediği, A'm " Abi çocuğun Hakan'ın tutuklama karan
çıktı paydos etmelerini bekledim", " Gittim paydos etti... Savcıdan kağıdı aldım tam 2 saat
konuştum tutuklama karannı kaldırdım" , " Karakola getirdim çocuğu bıraktım" , " Arkadan
kağıt yollamışlar tekrar" , " Şuan cezaevine gidiyo çocuk" , " Kağıdı yollamışlar ben gittim
hapis cezası verdi o hapis cezası verdiği kağıdı, şey cezaevine gitmeden gittim aldım ben
ondan sonra Karakola getirdim dedim ceza yemedi dedim bıraktım karakola ondan sonra
arkadan kağıt yollamışlar şimdi götürüyorlar" dediği, H'in "Allah Allah kurtaramadın sen"
dediği, A'm " Şimdide ben bir şey yapamıyorum", "Yani şimdi bende o zaman onlan beraber
gidecem Metris'e bırakacam gelecem" dediği,
Tape:365, 23.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile Erdal İRTEN arasındaki
görüşme de özetle; E'm "İşte yani Abdullah'la beraber geldik arkadaşlarlan gelseydik bi
görüşseydik biliyorsunuz" dediği, K'ın " Evet kardeşim ben şimdi yeni geldim Ankara'daydım
biliyo musun" dediği, E'm "He he geldik biz burdan çağn atalım orda karargahta bi görüşsek
çok iyi olacak ya", " Tamam çok iyi olur bu hav yani şeyi geçirmeyelim bu hafta işi" dediği,
K'ın " Tamam kardeşim ıı Abdullah'a da çok selam söyle oldu mu" dediği,
Tape:973, 03.12.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;K'm "He
kardeşim Abdullah nerelerde" dediği, E'm "Abdullah burda yanımda hani sen gelecektin
sen ... gelmedin" dediği, K'ın "Ya gelemedim ben niye gelemedim biliyonmu", " Cebimde
para yoktu o yüzden gelemedim" dediği, E'm "Abi bir yerlerden başlamak lazım ya
oturuyoruz", " Abi bizim o kimlikler içinde şey yap hele ya" dediği, K'ın "Abdullah'ı bir
versene" dediği, A'm " Sağol abi naşı olalım ya" dediği, K'ın " Oğlum param yok ...gelemedim
ya... ordan burdan da isteyemiyorum utanıyorum biliyomusun bi üç lira beş lira için", "Ben şu
anda yok Kadıköy'e geçecem Pendik'teyim de, o işi ne yaptın sen" dediği, A'm " Bu Müzikhol
mu", "Ben sizi bekliyom ben tek başıma olmaz ki" dediği, K'ın " Biz şimdi bu kadmlan nasıl
bu randevuyu bağlıyacaz biz" dediği, Â'm "Orasını bana bırakın" dediği, K'ın "O zaman bir
randevu yap getir Kadıköy'e" dediği; A'ın "Sırf onun oraya
gidecez bi gece hep beraber, yiyecez içicez konuşucaz" , " Şeye kimlik çıkarabilir miyiz biz,
sade üçümüze" dediği, K'm "Çıkartırız çıkartırız bi şekilde" dediği, A'm "Tamam bizim
altımızdakiler önemli değil", "Sadece yetkili biziz diyecem yani kimliği gösterecez biz ona",
"Yani yine aramızda kalacak ona öyle söyleyecez", "Bazı kişilerle de tanıştıracak bizi", " Ya
bu saatten sonra kaybedecek bir şeyimiz yok zaten", " Kendi ülkemizde zülüm görüyoruz ya
resmen", " Ben öyle dedim ona" dediği, K'm " Evet o ne diyo" dediği, A'ın "Tamam diyo
kadın Amasyalı", "Seyide yabancı zaten", "O şey yapan pislik yapan adam" dediği, K'm
"Yabancı nereli" dediği, A'm "Bilmiyorum da nereli olduğunu kadının evini bi tane diskosunu
arabasını hep yemiş batırmış" dediği, K'm "Tamam biz o işe el koyduk kamam mı" dediği,
A'm "Bizim oranın insanını da bilirsin Amasya tarafları", "İki tane vurdu muydu her şeyini
verirler yani" dediği, K'm "Anladım tamam işte gerekli şeyleri yapalım beni beni burdan alın
kardeşim gelin siz tamam mı" dediği, A'm "Tamam biz gelelim o zaman , şey diyecem abi"
dediği, K'ın " Ortamı hazırla biz gelelim" dediği, K'm "Ortamı hazırla ben geleyim direk şey
yapalım yani", A'm " Ortam hazır", " Girecez artık bir artık yerlere girecez yerimizi zaten
belli ol... o zaman paramız arabamız sorun değil" dediği, K'm " Garantisini veriyon mu
hepsinin" dediği, A'm " Verm vermesem zaten ben bulaşmam", " Para almasaydım", "Bide şey
önemli" dediği, K'm " Aldın mı sen bir şeyler" dediği, A'm "Yok almadım gidiyorduk da biz
konuşmaya şimdi ben tek gitmek istemedim" dediği, K'm "Anladım tamam beraber gideriz"
dediği, A'm "He bide ne kimliği olacak bizde biliyon mu", "Şimdi bizde o Kuvai
Milliyenin Kimliğini mi taşıyacaz" dediği, K'm "Evet" dediği, A'm "Tamam, üzerinde şey
yazması lazım, sadece ona gösteririz istihbarat" dediği, K'm "Tamam tamam kardeşim
bunları geldimmi" dediği, A'm "Bide o araştırdım, daha önceden Kuvai Milliyeyi herkes
İstihbaratçı olarak biliyo", "Korkuyorlar yani" , "Tamam sen bi o kimliklere organize
çek biz seni oradan alalım", "Ben bu buradan da randevu almaya çalışayım", "Ondan sonra
kadmla özel bir konuşalım o adamında kafasını koparırız gerekirse", "Seni bugün almaya...
Kadıköy'e mi gelelim" dediği, K'm "Şey kimliğimi" dediği, A'm "Hehe" dediği, K'm " Ben
şimdi oraya gidiyorum bir işlerimiz var ben sana gerekli şeyleri" dediği, A'm "Tamam bende
şimdi gideyim o zaman organize yapayım" dediği, K'm " Tamam sen organizeyi yap hadi"
dediği,

d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Kahraman ŞAHİN ; Resmi olarak Kuvayı Milliye Derneği Yönetim Kurulu yedek
üyesi olan , kendi beyanına göre aynı zamanda dernek muhasebe ve saymanlığını, üye kayıt
işlemlerini de yapan, Ergenekon Terör Örgütünün dernek içerisindeki yapılanmasının tetikçi
ve istihbarat kanadı sorumlularından olan, sorumlu olduğu örgüt mensuplarını yönlendiren,
her türlü faaliyetleri ile ilgilenen bu kişi ile bağlantı halinde olduğu, sürekli şekilde doğrudan
ve telefon aracılığı ile görüştükleri, fiziki takip tutanağında Kahraman ŞAHİN'in diğer bir
örgüt üyesi Erol ÖLMEZ ile birlikte kendisinin işyerine gelip görüşme yaptıklarının
belirtildiği,
Kahraman ŞAHİN'in derneğe yardım edebilecek esnaf tespit etmesi talimatını da
yerine getirerek tespit ettiği bir kişiyi bildirdiği,yukanda özetlenen telefon görüşmelerinden de
anlaşılacağı gibi Kahraman ŞAHİN'in kendisine illegal işlerde kullanılacak ekip kurması
talimatını da yerine getirdiği, Kahraman ŞAHİN'e ekibi oluşturduğunu ve harekete geçmek
için onay beklediğini ısrarla söylediği, yine ısrarla illegal işlerde kullanılacak olan Kuvayı
Milliye İstihbarat Kimliği talep ettiği, istihbaratını yaptığı İsrail'li bir işadamının kaldırılması
ve Müzikol bağlantılı Amasya'lı bir kadının problemini örgüt adına halletmek için Kahraman
ŞAHİN'den onay beklediği, kendisinin özel işi olan fırın işletmeciliğindeki maddi
sıkıntısından dolayı Kahraman ŞAHİN'den yardım istedıği,derneğe ekmek satmaya aracı
olmasını talep ettiği, Kahraman ŞAHİN'in de kendisine yardımcı olmayY;vaat ettiği, örgüte
bağlılığı nedeni ile Kahraman ŞAHİN'den taktir aldığı,öyle ki Kahraman ŞAHİN'in Erdal
İRTEN ile yaptığı yukarıda yazılı telefon görüşmesinde Erdal İRTEN'in örgüte yeni katılacak
olan kişilerin bazı şüpheleri bulunduğunu söylemesi üzerine Kahraman ŞAHİN'in kendisini de
kastederek söylediği "o tip fazla soru soran adama gerek yok, ileride problem yaratır,olaym ne
olduğunu bilen sizin gibi insanlar lazım bize, sen neysen ben de oyum.." sözlerinin kendisinin
örgüte bağlılık derecesini gösterdiği değerlendirilmiştir.
Erdal İRTEN ; Abdullah ARAPOGULLARI'nm Erdal İRTEN'in işyerinin bulunduğu
binada ikamet ettiği, Kahraman ŞAHİN'in kendisine örgüte eleman kazandırılması talimatını
yerine getirmek amacı ile bu kişiye Kuvvayi Milliyle Derneğinin Genel Kurmaya bağlı
olduğu, askeriyeye istihbarat sağladığı, amacının ise derin devlet olduğu,derin devletin ise
devlet içerisinde devlet olduğu sözleri ve Kuvvayi Miliyle Derneğine götürüp Kahraman
ŞAHİN ve diğer örgüt yöneticileri ile görüştürmek yolu ile örgüt propagandası yaptığı, bu
şekilde Erdal İRTEN'i örgüte kazandırdığı, çoğu zaman aynı telefon hattını kullandıkları,
birlikte bulundukları sırada aynı telefon hattından Kahraman ŞAHİN ile örgüt işleri
konusunda görüştükleri, her ne kadar kendisi sözü edilen şeyin telefon hattı olduğunu beyan
etse de Erdal İRTEN ile kendisinde bulunan ve emanet kelimesi ile şifrelenen iki adet ele
geçmeyen silah konusunda konuştukları değerlendirilmiştir.
Erol ÖLMEZ ; Örgüt üyesi konumunda bulunan Erol ÖLMEZ'in, Kahraman ŞAHİN
ile birlikte kendisine ait işyerine gelerek görüşme yaptıklarına dair fiziki takip tutanağı
bulunduğu,bu şekilde Erol ÖLMEZ ile de bağlantılı bulunduğu değerlendirilmiştir.

-Şüphelinin kullanımında bulunan 5452838998 numaralı telefon hattının Erdal


İRTEN'e ait telefon fihristinde ve Hüseyin GÖRÜM'den elde edilen belgelerde yer aldığı
tespit edilmiştir.

Abdullah Arapoğullan'nm kullanmakta olduğu 0545 2838998 nolu GSM hattının


01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Kahraman Şahin' in kullandığı 0546 6478283 nolu GSM hattı ile 6
-Kahraman Şahin' in kullandığı 0537 3755310 nolu GSM hattı ile 7
-Mahir Şimşek' in kullandığı 0537 3897296 nolu GSM hattı 73
-Erdal İrten' in kullandığı 0539 4710939 nolu GSM hattı ile 7 kez görüştüğünün tespit
edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Kahraman ŞAHİN ; Abdullah ARAPOGULLARI'nın derneğin genç bir üyesi


olduğunu, milliyetçilik duygulan ile birşeyler yapmak istediğini,telefon görüşmelerinde bu
şekilde konuştuğu için kendisinin de aynı şekilde cevap verdiğini beyan etmiştir.
Erol ÖLMEZ ; Abdullah ARAPOĞULLARI'nı tanımadığım,daha önce ismini
duymadığını, kendisi ile herhangi bir irtibatı bulunmadığını söylemiş,kendisine teknik takip
çalışmaları kapsamında 03.11.2007 günü saat 15:10 sıralannda Abdullah
ARAPOGULLLARI'na ait Güngören semtindeki Karadeniz Odun Ekmeği isimli fmnda
Abdullah ARAPOGULLARI ve Kahraman ŞAHİN ile buluşup görüşme yaptıklannm tespit
edildiğinin sorulması üzerine ise; belirtilen tarihte Kahraman ŞAHİN ile birlikte Güngören
semtinde bir fınna gittiklerini, buranın Abdullah ARAPOĞULLARFna ait olduğunu yeni
öğrendiğini, Kahraman ŞAHİN'in kendisine fmnda yatmak için yer olduğunu, burada hem
çalışıp hem de yatabileceğim, kendisinin de fınna un bulabileceğini söylediğini,burada
Kahraman ŞAHİN ile fınncmm konuştuğunu, daha sonra(t,tekrar görüşmek üzere fmndan
aynldıklannı,ancak tekrar fınna gidip konuşmadıklanm-kendisinin bk konuyu Kahraman
ŞAHİN'e sorduğunu ancak bir yanıt alamadığını beyan e/miştir.. f. "" \
>''■ '%
Erdal İRTEN ; Abdullah ARAPOĞULLARI'nm kendisinin iş yerinin bulunduğu
binada oturduğunu, Kuvayı Milliye Derneğini Abdullah ARAPOĞULLARI sayesinde
tanıdığmı,Kadıköy' de kurulu bulunan bu derneğe Abdullah ile birlikte iki kez gidip geldiğini,
Abdullah ARAPOĞULLARI'nm kendisine bu derneğin Genel Kurmaya bağlı olduğunu,
askeriyeye istihbarat sağladığını, amacının ise derin devlet olduğunu,derin devletin ise devlet
içerisinde devlet olduğunu anlattığım, bu görüşlere katılmadığını ve yanlış bulduğunu
söylemesi üzerine Abdullah ARAPOĞULLARI'nm kendisine biz Kuvayı Milliyetiyiz biz sen
olsan da olmasan da yolumuza devam ederiz dediğini,
Kahraman ŞAHİN'in telefon görüşmelerinde Abdullah ARAPOĞULLARI'na "... iyi
ekibi oluştur sen yani tamam mı.." şeklindeki beyanlarını Abdullah ARAPOĞULLARI'na
sorarak kendisinin bir oluşum içerisinde yer almayacağını söylediğini, Abdullah
ARAPOĞULLARI'nm ise "...o zaman kendi başımıza hareket ederiz, biz Kuvayı
Miliyleyiz..." dediğini, beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM ; Abdullah ARAPOĞULLARI'nm Güneşli semtinde fırıncılık
yaptığım, Kuvayı Milliye derneğine gelip gittiğini, aynca gazetecilik yaptığını bildiğini beyan
etmiştir. Aynca Kuvayı Milliye Derneği binasından elde edilen ajandanın içerisinde Abdullah
ARAPOĞULLARI' nın ilk müdahale 0545 283 89 98 numaralı telefonunun, kan grubunun
yazdığı ve üye olduğu bilgilerinin kayıtlı olduğu sorulması üzerine de, bu şahsın özel
kuvvetlerde deprem ve afet anında ilk müdahalede bulunacak şahıslar olarak yazdığını beyan
etmiştir.
İhbarlar : 26.01.2008 tarihinde ismini vermeyen bir kişinin şüphelinin adresini vererek
bu adreste bomba bulunduğunu ihbar ettiği,
Yine aynı tarihte Erdal İRTEN'in telefonda şüphelinin El-Kaide terör örgütü üyesi
olduğunu söyleyerek bulunduğu yeri ihbar ettiği, belirtilmiştir.
İhbarlar üzerine 22.01.2008 tarihinde yapılan operasyonda yakalanamayan şüpheli
evinde yapılan aramada yakalanmış, ancak ihbarda belirtildiği şekilde evinde bomba
bulunmamıştır.
İhban yapan Erdal İRTEN 24.01.2008 tarihinde C.savcılığmdaki ifadesi ardından
serbest bırakılmış, bağlantılı olduğu Abdullah ARAPOĞULLARI ise yakalanamadığından
aranmasına devam edilmiştir. 26.01.2008 günlü bu ihbar üzerine aynı gün Abdullah
ARAPOĞULLARI yakalanmıştır.

e)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Abdullah ARAPOĞULLARI'nm Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu ,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurlann" kurulması ve örgütlenmesi
amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon
Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum
Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda
kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde Hüseyin
GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in hiyerarşisinde mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte
gelir temin ettiği, yine bu kişilerin görevlendirmesi ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat
topladığı,gerektiğinde de provakatif terör eylemlerinde tetikçi olarak görevlendirilmesinin
düşünüldüğü iddia edilmektedir.
Abdullah ARAPOĞULLARI özetle ; geçmişte babasına ait fınnda çalıştığını, buranın
kapanması ile boşta kaldığını, halen 5 YTL prim karşılığı seyyar olarak telefon hattı sattığını,
Kuvvayi Milliye Derneğine de bu amaçla gittiğinde Kahraman ŞAHİN ile tanıştığını, üyelik
için başvurduğunu,ancak sonucunu bilmediğini, bu kişiler ile tanışmasının bir diğer sebebinin
de kendisine uzman çavuşluk sınavlannda yardımcı; olabileceklerini düşünmesinden
* - '" "- ^—-
kaynaklandığını, daha sonra davranışları hoşuna gitmediğinden bağlantısını kestiğini
savunmuş ise de;
Yukarıda tape şeklinde özetlendiğinden burada sadece ilgili bölümleri yazılı telefon
görüşmelerindeki kendisine ait;
"...çalışmalar yapıyoruz,dün başkanlar buradaydı, Oradan İmam Hüseyin'i
duymuşsundur meşhurdur baya, Bu Kurmay Albay var ya Fikri Karadağ, Onlarla beraberdik
işte, O Muzaffer TEKİN'ler felan yakalattılar ya, Cephanelik olayı Ümraniye'de He onlar bizle
beraberdi işte,onlar yanlış iş yapınca ordunun adı lekelenmesin diye biz yakalattık onları,
Uzaklaştırdık..." , "...Çalışmalar yapıyoruz zaten Ankara'ya gidecez işte, Bu 23'ünde işte
gitmem lazım Genel Kurmaya , İşte kimlikleri felan ayarlıyorum,Bu kadroyu falan kurdum şu
an 400 kişilik özel kuvvetimiz var, özel birlik işte bizimkisi,Genel Kurmaya bağlı,kimseden
emir almaz..." , "...Pazar günü basın açıklamamız var televizyondayız zaten..." , "...Ben şimdi
kimlikleri değiştiriyorum bu Askeri İstihbarat Jandarma Kimliği falan çıkarttıracam, Bu 8 tane
ekibe onu çıkarttırdığım zaman Türkiye yurt dışı giriş çıkış hep serbest pasaporta gerek yok
her yerde sözleri geçiyor..." , "...Kurduğum ekip senle çalışmak istiyor, Çünkü adamlar da ona
göre haber bekliyor benden..." , "...Şimdi bizde o Kuvayı Milliyenin Kimliğini mi
taşıyacaz ...", "...Tamam, üzerinde şey yazması lazım, sadece ona gösteririz istihbarat , Bide o
araştırdım, daha önceden Kuvayı Milliyeyi herkes İstihbaratçı olarak biliyor, Korkuyorlar
yani..."
Sözlerinden,savunması gibi Kuvayı Milliye Derneği ve içindeki illegal yapılanma ile
ilgisinin sadece bu derneğe birkaç defa gitmesi şeklinde olmadığının açıkça anlaşıldığı,
Kuvayı Milliye Derneğinin sadece yasalar çerçevesinde kurulup tüzüğüne uygun faaliyet
gösteren bir dernek olmadığını bildiği, Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden olan
ancak Kuvayı Milliye Derneği ile görünürde bir ilgisi bulunmayan Muzaffer Tekin ile
irtibatını kuracak derecede Ergenekon soruşturmasının başlamasına yol açan Ümraniye
ilçesindeki bombalardan ve daha önce bu kişiler ile birlikte hareket ettiğinden bahsettiği
anlaşılmaktadır.
"...Ben seni o Albaylarla tanıştırırım...", "...kurduğum ekip senle çalışmak istiyor..." ,
"....abi çünkü adamlar da ona göre haber bekliyor benden..." , "...Tamam ben emrini
bekliyorum ..."
Sözlerinden, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığının anlaşılmaktadır.
"...Ben sizi bekliyom ben tek başıma olmaz ki..", "... Tamam diyo kadın Amasyalı
Seyide yabancı zaten , kadının evini bi tane diskosunu arabasını hep yemiş batırmış...",
"...Bizim oranın insanını da bilirsin Amasya tarafları, İki tane vurdu muydu her şeyini verirler
yani..." , "...Ondan sonra kadınla özel bir konuşalım o adamında kafasını koparırız
gerekirse ...", "...Ben şey görüştüm o İsrail'li adamı..." , "...Benim bir adamım var o şuan
Trabzon'da Oradan Bafra'ya geçecek yarın buraya geliyor sırf o iş için...", "...Ekip hazır yani
istediğin zaman kaldırırız onu..." , "... biran önce bitirelim bu işi zamana bırakmayalım,
Paraysa para ile konuşalım dişe dişse silahla silahla konuşuruz ..."
Sözlerinden Müzikol bağlantılı bir kadının arasında sorun bulunan kişiye ve İsraill'li
olduğu söylenen bir kişiye yönelik olarak örgüt adına cebir,şiddet ve tehdit de içeren eylem
planladığı anlaşılmaktadır.
Kahraman ŞAHİN'in Erdal İRTEN ile yaptığı yukarıda yazılı telefon görüşmesinde
Erdal İRTEN'in örgüte yeni katılacak olan kişilerin bazı şüpheleri bulunduğunu söylemesi
üzerine Kahraman ŞAHİN'in kendisini de kastederek söylediği "o tip fazla soru soran adama
gerek yok, ileride problem yaratır,olaym ne olduğunu bilen sizin gibi insanlar lazım bize, sen
neysen ben de oyum.." sözlerinin kendisinin örgüte bağlılık derecesini gösterdiği,
18.08.2007 günlü telefon görüşmesinde Kahraman ŞAHİN'e "ya ben işi hallettim de
hani ben sana dedim ya ekip kurdum falan" "onlarda hazır çqk güzel ekip, tespit ettiğim
yerlerde var, haraç değil de yardım amaçlı gidecez otellere elli milyar, yüz, milyar alacağımız
yerler var onun için görüşecektim ben seninle o ekiple gelecektim yanma. İstersen eve gelelim
senin araba var altımızda" sözlerinin örgüte gelir temin etme için işyerlerinden haraç alınması
da dahil olmak üzere illegal faaliyetler içerisinde bulunduğunu, bu konuda yapılanma
hiyerarşisi içerisinde Kahraman ŞAHİN'den onay beklediğini gösterdiği anlaşılmaktadır.
Erdal İRTEN'e, Kuvayı Milliyle Derneğinin Genel Kurmaya bağlı olduğu, askeriyeye
istihbarat sağladığı, amacının ise derin devlet olduğu,derin devletin ise devlet içerisinde devlet
olduğu sözleri ve Kuvvayi Milliye Derneğine götürüp Kahraman ŞAHİN ve diğer örgüt
yöneticileri ile görüştürmek yolu ile örgüt propagandası yaptığı, bu şekilde Erdal İRTEN'i
örgüte kazandırdığı, çoğu zaman aynı telefon hattını kullandıkları, birlikte bulundukları sırada
aynı telefon hattından Kahraman ŞAHİN ile örgüt işleri konusunda görüştükleri, her ne kadar
kendisi sözü edilen şeyin telefon hattı olduğunu beyan etse de yukarıda yazılı görüşmesinde
Erdal İRTEN ile kendisinde bulunan ve emanet kelimesi ile şifrelenen iki adet ele geçmeyen
silah konusunda konuştukları anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Kuvayı Milliye Derneğinin Ergenekon Terör
Örgütünün Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki yapılanması olduğunu bildiği, bu
yapılanmanın hiyerarşisi içerisinde Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in emrine
verildiği, Kahraman ŞAHİN tarafından ekip kurması ve örgüte gelir temin etme adına illegal
faaliyetlerde bulunması için görevlendirildiği, şüphelinin de kendisine verilen görevi
benimseyerek bu konuda faaliyette bulunduğu, soruşturma evrakı geneli ve şüphelinin kendi
konuşmaları içeriğinden dernekteki illegal yapılanmayı devletin bazı kurumlarının desteklediği,
bu durumu kullanarak yapacağı illegal işler ile örgüte ve kendisine maddi çıkar elde
edebileceğini düşündüğü, bu amaçla terör örgütüne maddi gelir temin etme adına cebir,şiddet
ve tehdit yöntemlerini de kullanarak tahsilat yapma,kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, izinsiz
silah bulundurma gibi eylem veya eylem hazırlıkları içerisinde yer aldığı yönünde yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Abdullah ARAPOĞULLARI'nın eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

71-ŞÜPHELİ ERDAL İRTEN


a)-Emniyet ifadesinde;
Arkadaşı Abdullah ARAPOĞULLARI aracılığı ile Kuvayı Milliye Derneğine gittiğini
ve üyelik başvurusunda bulunduğunu, Abdullah'ın kendisine "Bu derneğin Genel Kurmaya
bağlı olduğunu, Askeriyeye İstihbarat sağladığını, amacının ise derin Devlet olduğunu , derin
devletin Devlet içerisinde Devlet olduğunu" söylediğini, bunun üzerine kendisinin " Devletin
bir, Milletin bir, Bayrağın bir ve Dilin bir olduğunu, başka bir devletin olmadığım" izah
ederek yaptıklarının yanlış olduğunu, kendilerinin yanlarında yer almayacağını söylediğini,
Abdullah'ın da buna karşılık "biz Kuvayı Milliyeciyiz, biz sen olsanda olmasan da yolumuza
devam ederiz" dediğini,
Kuvayı Milliye Derneğinde herhangi bir görev almadığını,Abdullah isimli
arkadaşından da Kuvayı Milliye derneğinin faaliyetleri hakkında edindiği bilgiler
doğrultusunda yapmış oldukları faaliyetlerin yanlış olduğunu anladığından bu dernekle
ilişkisini kestiğini,bir daha da gidip gelmediğini,
Soruşturma kapsamında kişilerden kendisini derneğe götüren Abdullah
ARAPOGULLARPnı, teşkilat başkanı olan Niyazi isimli şahsı, ^dernek başkanı Hüseyin
GÖRÜM'ü ve derneğin muhasebecisi Kahraman ŞAHİN' i tanıdığmi,derneğin genel başkanı
olan Mehmet Fikri KARADAĞ' ı görmediğini, ancak kendisini ismen "tanıdığım,
16.09.2007 tarihli telefon görüşmesindeki ; E'm "he hi seni ziyarete geldik", "Abdullah
ile geldim, bir de Samet arkadaş var"dediği, K'm "bi versene Abdullahı"dediği, A'm "Alpaslan
abi var burada, başka kimse yok"dediği, K'm "iyi ekibi oluştur sen yani
tamam mı"dediği, A'm "tamam"dediği, şeklindeki konuşmanın sorulması üzerine ; görüşmeyi
Kahraman ŞAHİN ile yaptığını, telefonda bahsi geçen "İyi ekibi oluştur sen yani tamam mı"
şeklindeki konuşmanın ne amaçla söylendiğini bilmediğini, bununla ilgili olarak Abdullah' a
bu konuyu sorarak oluşturacağınız bir hareket veya oluşum varsa ben böyle bir yapılanmanın
içerisinde yokum dediğini, Abdullah'ın ise o zaman kendi başımıza hareket ederiz, biz Kuvayı
Milliyeyiz dediğini, beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluktaki ifadesini tekrarladığmı,herhangi bir yasadışı örgüte üye olmadığını,
Kadıköy'de bulunan Kuvayı Milliye Derneğine kendisinin çalıştığı pide dükkanı üzerinde
ikamet eden ve reklam işi yapan Abdullah ARAPOĞLU aracılığı ile giderek üye olduğunu,iki
defa derneğe gittiğini, ikinci gidişinde Abdullah ARAPOĞLU'na bu derneğin gayesi nedir
diye sorduğunu, kendisine "biz Genelkurmay Başkanlığı'na çalışıyoruz, istihbarat sağlıyoruz,
biz derin devletiz,devlet içinde devletiz " şeklinde cevap verince bu saatten sonra bu hareketin
içinde yer almayacağım, tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek dil bildiğini ailesinden bu
şekilde öğrendiğini,kendileri ile beraber olamayacağını, üyelik kartı da istemediğimi, bir daha
derneğe gitmeyeceğini söyleyerek ilişkisini kestiğini, bu olayın yedi ay kadar önce olduğunu
beyan etmiş,
16.09.2007 tarihli görüşmeyi Kahraman ŞAHİN ile yaparken telefonu Abdullah
ARAPOĞULLARI'na verdiğini,Kahraman ŞAHİN kendisine "ekibi oluştur" deyince
kendisinin böyle bir hareketin içinde bulunmayacağını belirttiğini,
Ergenekon yapılanması içerisinde yer almadığmı,herhangi bir yasadışı örgüte üye
olmadığını beyan etmiştir.

c)- Ar amalar da elde edilen deliller;


Şüphelinin işyerinde yapılan aramada ;
35795900/299158/2 imei numaralı Nokia 2600 marka cep telefonu ve telefona takılı
0605310109390 sımplus hazır kart yazılı sim kart bulunarak el konulmuştur.

d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:3401, 04.09.2007 tarihinde, Mehmet isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;E'm
"Ne oldu bi şey haber çıktımı"dediği,M'in "Yok bekliyoruz"dediği,E'm "im o silah için bir iki
kişiye haber saldım dediydin ya"dediği,M'in "Acele etme canım"dediği,E'm "Yo benim için
sorun değil yani sen çıkın ben birini buldum müşteri de satıvereyim sana
deycedim"dediği,M'in "Hele bakarız ya"dediği,E'm "Tamam seninkiler olmazsa bu adama
satalım"dediği,
Tape:3402,11.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;E'm
"...Ben Abdullah ARAPOĞLU'nun arkadaşıyım, Güneşli'den", "İşte yola çıktım o tarafa
geliyorum, Abdullah öyle dedi, dedi gitmen lazım", K'ın "Abdullah beni bir arasın ya bi söyle
de"dediği, E'm "tamam efendim"dediği,
Tape:3403,12.09.2007 tarihinde; Abdullah ARAPOĞULLARI ile görüşmesinde
özetle; "Sedat sana iki tane emanet vermişti ne oldu onlar"dediği,A'm "Daha konuşamadım
onu", "Tamam ya veririm ben sana olmazsa"dediği,
Tape:3404,16.09.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;E'm
".. .Seni ziyarete geldik", "Abdullah ile geldim, bir de Samet arkadaş yar"dediği, K'm "bi
versene Abdullahı"dediği, A'ın "Alpaslan abi var burada, başka kimse yok"dediği, K'm "iyi
ekibi oluştur sen yani tamam mı"dediği, A'm "tamam"dediği,
Tape:3405, 28.10.2007 tarihinde, X şahıs ile görüşmesinde özetle;X'in "bak sana bi
yanlış yaptım, ikincisinde canımdan olurum bak"dediği, E'm "yav sen rahat ol öyle bi şey
olmaz"dediği,X'in "eee senin işler nasıl, ciro nedir ne değil"dediği,E'm "yav haftada 200
milyon ciro yapıyoruz", "diğer o malzemeyi aşağıya aktarsam bir milyarı geçer"dediği, X'in
"hıı vallahi tamam ben elimden geleni yaparım yav, o Murat onlar yardım etmiyor mu
sana"dediği,E'm "yakalanmış"dediği,X'in "ya o Bitlisli vardı, onun adı neydi"dediği, E'm
"Bitlisli kim"dediği,X'in "Muraf'dediği, E'm "Onlarla görüşmüyorum, Ali asker kimse ile bir
bağlantım yok"dediği,X'in "tamam senin işini ben hallederim tamam"dediği, E'm "tamam sana
güveniyorum ha"dediği,X'in "seni mahcup etmeyeceğim, ben 5 gün içinde sana haber
veririm", "ama ben seni aramayabilirim, belki biraz geç arayabilirim çünkü nakit şeyini
benden kesmişler ya bu ara", "sadece ben gel git işlerine bakıyorum bu aralar", "ama bir kıyak
yaparlarsa da bana büyük bir kıyak yapacaklar bana", "bana en az ne kadar söz verdiler
biliyorsun", "bana dediler sana en fazla yani şey yapacağız, 30 kağıt", "30 kağıt yardım
edecekler bana"dediği,
Tape:685, 04.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;E'm "
Başkanım iyi akşamlar", "Seni sormalı hamdolsun arkadaşlarla beraberiz o", "İşte ekibi
oluşturmaya çalışıyoruz", " İşte ekibe ekibe kaydedeceğimiz bi kaç arkadaş pek olumlu
bakmamış bi arkadaşa demişler işte böyle bişey bize saçma geliyor falan", "Naşı bizi ikna
etsinler bize bi garanti falan bende dedim ki direk sizi ilk etapta telefonda Başkanla
görüştürebilirim yani sizin herhangi bi şeyiniz olmasın bu"dediği, K'm "Gerek yok o tip
adamlara ya öyle şey fazla sorgu soru adama gerek yok şimdi bu öyle zaten basit bişey değil
anlıyor musun"dediği, E'm " Bizde onu anlattık zaten bu işler basit bişey değil yani"dediği,
K'm " He boşver boşver o tip şeye girişen şuanda bize ilerde problemde yaratır anlıyor
musun"dediği, E'm " Evet sayın Başkanım"dediği, K'm "Sizin gibi insanlar lazım bize", "Yani
olayın ne olduğunu bildikten sonra", "Sen neysen bende oyum yani hiç fark etmez anladın
mı", "...sen görev yaparken farklı farklı kademeleri de olabilir" dediği,
Tape:686, 29.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;K'm E'm
"O şeye gittin mi Karargaha başkanla görüştün mü" dediği, K'm "Valla başkanla görüşemedim
o da bir yere gitmiş ama görüşecem yarın bir gün görüşecem" dediği, E'm "Ben böyle
düşünüyorum görüşsen biran önce diyorum bi randevu falan alsak toplu şekilde kalkıp
Ankara'ya gitsek" dediği, K'm " İşte şimdi bir takım bir şeylerin oluşması lazım biliyor
musun" , "Yani bu oluşumlar olduktan sonra zaten inşallah hepsini halledecez, Abdullah yarın
bu tarafa gelecek inşallah", " İşte o un un falan işi var şimdi Erdal senin yaşın belli bir takım
bir şeye gelmişsin hayatı tanıyan insansın" , " Maddiyatsız birşey olmuyor tamam mı buradan
afedersin tuvalete de gitsen adam para istiyor yoksa işeyemiyorsun afedersin", " Şimdi her
şeyden evvel bu sorunumuzu bi çözmemiz lazım" dediği, E'm "İşte sevgili başkanım işte onun
içinde yani bi yerden başlamamız lazım" dediği, K'm "İşte dediğim gibi bir takım doneleri
elimize alalım ki ondan sonra o kısma geçecez anladın mı" dediği,
Tape:687, 29.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;E'm " işte
bi yerlerde başlamamız lazım yani beklemek bizim aleyhimize" dediği, K'm " Evet şimdi işte
diyorum ya yarın işte Abdullah bu tarafa geçicek inşallah", " Ya ben kıpırdayamıyorum
anladın mı biraz maddi şeyim eksik anladın mı", "Eksik olan şeylerimizi tamamlayalım bi
şekilde temin edelim elimize para geçsin anladın mı rahat hareket etmek için", " İlk önce bu
sorunu bi halledelim hep beraber anladınız mı", " Hep beraber bu işi çözersek öbür işede
hemen zıplarız", "Şimdi e elimiz boş kafamız çıplak afedersin anlıyor musun ne yapıcaz hiç
bir şey yapamıyacaz", " Ama şekilli olursak en azından gittiğimiz yerde ağırlığımız olur
anlıyor musun" dediği, E'm "Doğru söylüyor'sun'^dediği, ^K'tn " işte bunun için hep beraber
Erdal el birliği yapmamız lazım bu olayı' atlatabilmemiz için" dediği, E'm
"Yav anca beraber kanca beraber" dediği, K'm " Bende şimdi bir iki kişiyle görüştüm bu un işi
için", "Nakit dönmeye başladığı zaman bizim elimizde bizim sorunumuz kalmaz", " He bunun
için el birliği yapıyoruz hep beraber anladın mı", "Ya bizim aramızda bir takım şeyler önemli
değil Erdal" dediği, E'ın "He birimiz hepimiz hepimiz birimiz" dediği, K'm "Aynen şimdi
işimizi yürütebilmemiz için bir takım birşeyler lazım bize", "Bunu eğer bu toparlanmayı
yaparsak toparlar gideriz biz hep beraberiz" dediği, E'm " E rahat toparlanırız önümüz açılır"
dediği, K'm " heh en azından yani günlük gelir bir şey olursa cebimizde", " giderimizi
karşılarız sağa sola gidecez bilmem ne şimdi ufak tefek şeyler değil bunlar anlıyor musun
Erdal", "Şimdi üç kişiylen dört kişiylen bir yere gitmek biliyosun ne olduğu", "Şimdi yani
hayal kurmanın bir anlamı yok gerçeğe bakacaz", " Sen yarın Abdullah'la da görüş", "Bi takım
birşeyler ben sağlıycam yani anladın mı uğraşıcam yani", "Bütün elimdeki paranın falan filan
hepsini oraya gömdüm anladın mı kardeşim", "İki seneden beri dayandım ama artık son
noktama geldim yani", "Yani evim barkım var her şeyim var fakat maddi eksikliğim var
sadece" dediği tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Kendisinin kullanımındaki 539 4710939 numaralı cep telefonu rehber bölümünün
incelenmesinde ; Kahraman ŞAHIN'in (Kahraman Başkan ismi ile) 5373755310 , Abdullah
ARAPOĞULLARI'nm 5452838998 ve Kuvayı Milliye Derneğinin (Karargah ismi ile)
02164186078 telefon numaralarının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Şüphelinin,Kahraman ŞAHİN ve Abdullah ARAPOĞULLARI ile telefon bağlantısı
kurduğu ve yukanda yazılı suç unsuru içeren görüşmeler yaptığı tespit edilmiştir.
Kahraman ŞAHİN ; Resmi olarak Kuvayı Milliye Derneği Yönetim Kurulu yedek
üyesi olan , kendi beyanına göre aynı zamanda dernek muhasebe ve saymanlığını, üye kayıt
işlemlerini de yapan, Ergenekon Terör Örgütünün dernek içerisindeki yapılanmasının tetikçi
ve istihbarat kanadı sorumlularından olan, sorumlu olduğu örgüt mensuplarını yönlendiren,
her türlü faaliyetleri ile ilgilenen bu kişi ile bağlantı halinde olduğu, sürekli şekilde doğrudan
ve telefon aracılığı ile görüştükleri anlaşılmıştır.
Yukanda özetlenen telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi Kahraman ŞAHİN'in
kendisine illegal işlerde kullanılacak ekip kurması talimatını yerine getirdiği, Kahraman
ŞAHİN'e Abdullah ARAPOĞULLARI ile birlikte ekibi oluşturduğunu ve harekete geçmek
için onay beklediğini ısrarla söylediği, örgüte bağlılığı nedeni ile Kahraman ŞAHİN'den taktir
aldığı,öyle ki Kahraman ŞAHİN'in Erdal İRTEN ile yaptığı yukanda yazılı telefon
görüşmesinde Erdal İRTEN'in örgüte yeni katılacak olan kişilerin bazı şüpheleri bulunduğunu
söylemesi üzerine Kahraman ŞAHİN'in kendisini de kastederek söylediği "o tip fazla soru
soran adama gerek yok, ileride problem yaratır,olaym ne olduğunu bilen sizin gibi insanlar
lazım bize, sen neysen ben de oyum.." sözlerinin kendisinin örgüte bağlılık derecesini
gösterdiği değerlendirilmiştir.
Abdullah ARAPOĞULLARI; Abdullah ARAPOĞULLARI'nm Erdal İRTEN'in
işyerinin bulunduğu binada ikamet ettiği, Kahraman ŞAHİN örgüte eleman kazandınlması
talimatını yerine getirmek amacı ile Abdullah ARAPOĞULLARI'nm kendisine yaptığı
Kuvvayi Milliyle Derneğinin Genel Kurmaya bağlı olduğu, askeriyeye istihbarat sağladığı,
amacının ise derin devlet olduğu,derin devletin ise devlet içerisinde devlet olduğu sözlerinden
ve Kuvvayi Miliyle Derneğine götürülüp Kahraman ŞAHİN ve diğer örgüt yöneticileri ile
görüştürmekten etkilenerek örgüte kazandınldığı,Abdullah ARAPOĞULLARI ile çoğu
zaman aynı telefon hattını kullandıklan, birlikte bulunduklan sırada aynı telefon hattından
Kahraman ŞAHİN ile örgüt işleri konusunda görüşlükleri, her ne kadar kendisi sözü edilen
şeyin telefon hattı olduğunu beyan etse de yukanda yazılı telefon görüşmesinde Erdal İRTEN
ile emanet kelimesi ile şifrelenen iki adet 'ele geçmeyen silah konusunda
konuştuklan,değerlendirilmiştir. *
Şüpheli Erdal İRTEN'in kullanmakta olduğu 0539 4710939 nolu GSM hattının
01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Abdullah ARAPOGULLARI' in kullandığı 5452838998 nolu Telefon hattı ile 7 -Kahraman
ŞAHİN in kullandığı 5373755310 nolu Telefon hattı ile 103 kez görüştüğünün tespit
edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Kahraman ŞAHİN ; Abdullah ARAPOGULLARI ve arkadaşlarının genç kişiler olarak
milliyetçilik duygulan ile birşeyler yapmak istediklerini, telefonda kendisi ile bu şekilde
konuştukları için cevap olarak kendilerinin de aynı şekilde cevap verdiğini söylemiştir.
Abdullah ARAPOGULLARI ;Erdal İRTEN'in kendisi hakkındaki ; "Kuvayı Milliye
Derneğini ilk olarak kendisi sayesinde tanıdığını ve ilk kez kendisi ile birlikte gittiğini, bu
derneğin genel kurmaya bağlı olduğunu,askeriyeye istihbarat sağladığım,amacınm ise derin
devlet olduğunu" söylediği, kendisinin de " derin devletin olmadığını izah ederek, yaptığınızın
yanlış olduğunu ve sizin yanınızda yer alamayacağını" söylemesi üzerine kendisinin " biz sen
olsan da olmasan da yolumuza devam ederiz" dediği şeklindeki beyanı okunup sorulması
üzerine ; Erdal İRTEN isimli arkadaşını derneğe götürdüğünün doğru olduğunu,fakat bu
derneğin Askeriyeye bağlı olduğunu Kahraman ŞAHİN'in kendisine söylediği gibi Erdal
İRTEN'e de bizzat söylediğini, kendisinin bizzat Erdan İRTEN'e ayrıca bu derneğin
askeriyeye istihbarat sağladığını amacının ise derin devlet olduğunu söylemediğini,aynca
Erdal İRTEN'in Kahraman ŞAHİN ile tanıştıktan sonra samimi olduklarmı,kendisinin onların
dışında kaldığını, kendi aralarında neler görüştüklerim bümediğini,zaman zaman kendisini de
çağırdıklarmı,fakat kendisinin bu davetlerin çoğuna icabet etmediğini,
İhbar ; 26.01.2008 gün ve 11 nolu ihbar tutanağında, Erdal İRTEN'in Abdullah
ARAPOĞULLARFnm El Kaide Terör Örgütü üyesi bulunduğunu söyleyip bulunduğu adresi
verdiği bildirilmiştir.
Erdal İRTEN 24.01.2008 tarihinde C.savcılığmdaki ifadesi ardından serbest
bırakılmış, bağlantılı olduğu Abdullah ARAPOGULLARI ise yakalanamadığından
aranmasına devam edilmiştir. 26.01.2008 günlü bu ihbar üzerine aynı gün Abdullah
ARAPOGULLARI yakalanmıştır.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Erdal İRTEN'in Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı
"Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı
"Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki
faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde Hüseyin
GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in hiyerarşisinde mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte
gelir temin ettiği, yine bu kişilerin görevlendirmesi ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat
topladığı,gerektiğinde de provakatif terör eylemlerinde tetikçi olarak görevlendirilmesinin
düşünüldüğü iddia edilmektedir.

^X^=====^^" X^ 2231
' ^-C^T ~^
Erdal İRTEN özetle , Kuvayı Milliye Derneğine kendisinin çalıştığı pide dükkanı
üzerinde ikamet eden ve reklam işi yapan Abdullah ARAPOGLU aracılığı ile giderek üye
olduğunu,iki defa derneğe gittiğini, ikinci gidişinde Abdullah ARAPOGLU'na bu derneğin
gayesi nedir diye sorduğunu, kendisine "biz Genelkurmay Başkanlığı'na çalışıyoruz, istihbarat
sağlıyoruz, "Biz derin devletiz,devlet içinde devletiz " şeklinde cevap verince bu saatten sonra
bu hareketin içinde yer almayacağını, tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek dil bildiğini
ailesinden bu şekilde öğrendiğini,kendileri ile beraber olamayacağını, üyelik kartı da
istemediğini, bir daha derneğe gitmeyeceğini söyleyerek ilişkisini kestiğini savunmuş ise de,
Yukarıda tape şeklinde özetlendiğinden burada sadece ilgili bölümleri yazılı telefon
görüşmelerindeki kendisine ait;
"... ben Abdullah ARAPOGLU'nun arkadaşıyım , işte yola çıktım o tarafa geliyorum,
Abdullah öyle dedi, dedi gitmen lazım..." , "... Başkanım iyi akşamlar, İşte ekibi oluşturmaya
çalışıyoruz, İşte ekibe kaydedeceğimiz bir kaç arkadaş pek olumlu bakmamış bir arkadaşa
demişler işte böyle bir şey bize saçma geliyor falan, Naşı bizi ikna etsinler bize bir garanti
falan bende dedim ki direk sizi ilk etapta telefonda Başkanla görüştürebilirim yani sizin
herhangi bir şeyiniz olmasın ...",".. .0 şeye gittin mi Karargaha başkanla görüştün mü , Ben
böyle düşünüyorum görüşsen bir an önce diyorum bir randevu falan alsak toplu şekilde kalkıp
Ankara'ya gitsek , İşte sevgili başkanım işte onun içinde yani bir yerden başlamamız lazım..." ,
"... işte bir yerlerde başlamamız lazım yani beklemek bizim aleyhimize , Yav anca beraber
kanca beraber, birimiz hepimiz hepimiz birimiz..."
Sözlerinden,savunması gibi Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye
Derneğindeki yapılanamı ile ilgisinin sadece bu derneğe birkaç defa gitmesi şeklinde
olmadığının, Kuvayı Milliye Derneğinin sadece yasalar çerçevesinde kurulup tüzüğüne uygun
faaliyet gösteren bir dernek olmadığını bildiğinin ve örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer
aldığının anlaşıldığı,
Kahraman ŞAHİN ile yaptığı yukarıda yazılı telefon görüşmesinde Erdal İRTEN'in
örgüte yeni katılacak olan kişilerin bazı şüpheleri bulunduğunu söylemesi üzerine Kahraman
ŞAHİN'in kendisini de kastederek söylediği "o tip fazla soru soran adama gerek yok, ileride
problem yaratır,olaym ne olduğunu bilen sizin gibi insanlar lazım bize, sen neysen ben de
oyum.." sözlerinin kendisinin örgüte bağlılık derecesini gösterdiği,
Abdullah ARAPOĞULLARI ve açık kimliği belirlenemeyen Mehmet isimli kişi ile
silah satımı konusunda konuştukları,
Yine yukarıda özetlenen tapelerde yer aldığı gibi, Kahraman ŞAHİN'in örgütün illegal
işlerinde istihdam edilecek ekip kurulması talimatını yerine getirdiği, bu konuda Abdullah
ARAPOĞULLARI ile birlikte çalıştığı ve bu konuda harekete geçmek için ısrarla Kahraman
ŞAHİN'den onay beklediği değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Kuvayı Milliye Derneğinin Ergenekon Terör
Örgütünün Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki yapılanması olduğunu bildiği, bu
yapılanmanın hiyerarşisi içerisinde Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in emrine
verildiği, Kahraman ŞAHİN tarafından ekip kurması ve örgüte gelir temin etme adına illegal
faaliyetlerde bulunması için görevlendirildiği, şüphelinin de kendisine verilen görevi
benimseyerek bu konuda faaliyette bulunduğu, soruşturma evrakı geneli ve şüphelinin kendi
konuşmaları içeriğinden dernekteki illegal yapılanmayı devletin bazı kurumlarmm desteklediği,
bu durumu kullanarak yapacağı illegal işler ile örgüte ve kendisine maddi çıkar elde
edebileceğini düşündüğü, bu amaçla terör örgütüne maddi gelir temin etme adına cebir, şiddet
ve tehdit yöntemlerini de kullanarak tahsilat yapma,kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, izinsiz
silah bulundurma gibi eylem veya eylem hazırlıkları içerisinde yer aldığı yönünde yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Erdal İRTEN'in eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

72-ŞÜPHELİ RAİF GÖRÜM


a)-Emniyet ifadesinde;
Piyano tamircisinde çalıştığını, amcası Hüseyin GÖRÜM'ün Kuvayı Milliye Derneği
Kadıköy Şubesi Başkanı olduğundan derneğe üye olduğunu,erneğin illegal bir amacı ve
yapılanması olup olmadığın bilmediğini,soruşturma kapsamındaki kişilerden Hüseyin
GÖRÜM' ün öz amcası ve Kadıköy Kuvvayi Milliye Dernek Başkanı olduğunu, Kahraman
ŞAHÎN' in aile dostu olduğundan dolayı tanışıklığının olduğunu, Kahraman ŞAHİN'in kendi
telkinleri sonucu Kuvayı Milliye Derneğine üye olduğunu, İbrahim ÖZCAN'ı, Kuvayı Milliye
Derneğinde gördüğünü, fakat kendisinin bu derneğin üyesi olup olmadığını bilmediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I, Kuvayı Milliye Genel Başkanı olarak bildiğini, asker kökenli
paşa olarak tanıdığını, Yusuf GÖRÜM'ün, amcası olduğunu, amcasmında Kuvayı Milliye
Derneğine gidip geldiğini, fakat üye olup olmadığını bilmediğini, ismi geçen diğer kişileri
tanımadığını,
Evinde yapılan aramada ele geçen (2) adet kt-wp4 ibareli yabancı plakar, 41373 seri
nolu Zirve ibareli bulunan pompalı ruhsatsız av tüfeği, (9) adet 12 kalibrelik dolu av tüfeği
fişeği, 20x15 cm ebadında (4) adet Kuvayı milliye flamaları, ile eşi Nilgün KARASULU'nun
üzerinde 100 gram esrar maddesi ile ilgili, tüfeğin dedesinden kaldığını, ruhsatının evin bir
yerinde olduğunu zannettiğini, ikametinin şehrin dışında bulunduğu için bulundurduğunu,
fişeklerinde tüfeğe ait olduğunu, yabancı araç plakalarının kendisine ait olduğunu, yurt
dışından getirdiğini, İstanbul Yeşilköy gümrüğüne teslim ettiği ford fıesta marka oto ait
olduğunu, Kuvayı Milliye Derneği flamalarının üyesi bulunduğu Maltepe Kuvayı Milliye
Derneğinden aldığını, eşi Nilgün KARASULU'nun üzerinde çıkan tahminine göre 30-35
gramı civarında esrar maddesi olduğunu, esrarın kendisine ait olduğunu,
28.11.2007 günü saat: 10:44 sıralarında İlmira KANDEMİR ismine kayıtlı X şahıs ile
yapılan telefon görüşmesindeki, İlmira KANDEMİR'in kim olduğu, şahısla olan bağlantısının
ne olduğunu, görüşme ile ilgili ifadesi sorulduğunda; İlmira KANDEMİR'in birlikte olduğu
bayan arkadaşı olduğunu, Kazakistan asıllı Türk olduğunu bildiğini, konuşmada geçen Irak ve
Kerkük'e gitme konusu, bayan arkadaşa hava atmak için uydurduğu bir şey olduğunu, bu
konunun aslının olmadığını, esrar içicisi olduğunu, İlmira KANDEMİR ile ara sıra bir araya
gelerek birkaç tane sigaralık sarıp içtiklerini, görüşmede geçenin esrar konusu olduğunu,
28.11.2007 tarihinde İbrahim ÖZCAN ismine kayıtlı X şahıs ile yaptığı görüşmedeki,
ibrahim ÖZCAN'm kim olduğu, şahısla olan bağlantısını anlatarak görüşmede geçen
konularla ilgili detaylı bilgi vermesi istendiğinde; amcası Hüseyin GÖRÜM'ün FOX Tv'de
çıktığı programdan sonra Kuvayı Milliye üzerindeki olumsuz etki ve toplumun görüşü
hakkında konuştuklarını, tekrar toparlamak ve bu olumsuzlukları giderebilmek, Kuvayı
Milliye gerçeğini çevrelerine anlatabilmek için ne yapmaları gerektiğini, bir araya gelerek bu
konuları konuşmak için sohbet ettiklerini, çevrelerinden bu programla ilgili olumsuz telefon
aldıklarını, İbrahim ÖZCAN'ı amcası Hüseyin GÖRÜM'ün arkadaşı olduğundan dolayı
tanıdığını, kendisini askeriyeye bağlı istihbarat elemanı olarak tanıttığını,
28.11.2007 tarihinde Serdar isimli bir şahıs yaptığı görüşmede, Serdar'm kim olduğu,
konularla ilgili detaylı bilgisi sorulduğunda; Serdar'm Üsküdar'da korsan CD sattığını ,
İzmirli olduğunu bildiğini, sigaralık tabir edilen esrarı temin ettiğini, kendisinin de içici
olduğu için bazen kendisinden temin etmek için yaptığı görüşme olduğunu,
29.11.2007 tarihinde Hakan isimli şahıs ile yaptığı görüşmedeki, Hakan'ın kim
olduğu, ilişkisinin ne olduğu, konu ile ilgili detaylı bilgisi sorulduğunda; Hakan'ın arkadaşı
olduğunu, kendisinin Erzincanlı olduğunu bildiğini, ne işle uğraştığını bilmediğini, Bostancı
veya Kadıköy tarafında telefonla görüştükten sonra buluştuklarını, Aralarında geçen 3 sene
ceza yatacağı konusunun esrar olduğunu, fakat kesin olarak bilmediğini,
01.12.2007 tarihinde Murat ile yaptıkları görüşmedeki, Murat'ın kim olduğu, ilişkileri
sorulduğunda; Murat'ın Murat SAZ olduğunu, Kartal Rahmanlarda CD dükkânı bulunan bir
arkadaşı olduğunu, telefondaki konuşmaların CD hakkında olduğunu,
01.12.2007 tarihinde Uğur ile yaptıkları görüşmedeki, Uğur'un kim olduğu ilişkisinin
ne olduğu sorulduğunda; Şahsın akrabası Uğur ATAR olduğunu, akrabasına bir miktar para
borcunun olduğunu,görüşmenin bununla ilgili olduğunu, Uğur ATAR'm tanıdığı bir
arkadaşının ruhsatlı silah sattığını, kendisinin de aracı olarak yolunu bulmak için yaptığı
görüşme olduğunu,
03.12.2007 tarihinde Öznur isimli şahıs ile yaptığı görüşmedeki, Öznur'un kim
olduğu, ne gibi bir ilişkilerinin olduğu ve görüşmenin detayları sorulduğunda; Hüseyin
GÖRÜM'ün FOX TV de çıkan açıklamalarından sonra Öznur'un büyü yapmış olacağını
düşündüğünü, Öznur'u arayarak amcasının basında yapmış olduğu açıklamada kendisinin bir
kusurun olup olmadığını anlatmaya çalıştığını, Öznur'un Kuvayı Milliye Pendik Derneğinde
birkaç kere görüp sohbet ettiğini,
03.12.2007 tarihinde Yetkin isimli şahıs ile yaptıkları görüşmedeki, Yetkin'in kim
olduğu, ilişkilenin ne olduğu sorulduğunda; Yetkin'in, Yetkin YAVUZ olduğunu,
İçerenköy'de ikamet ettiğini, emekli olduğunu bildiğini, Bu görüşmede kendisindeki silahı
alması için yapılan pazarlık ve amcası Hüseyin GÖRÜM'ün FOX Tv'de yayınlanan İsa-Musa
içerikli programın kendileri üzerindeki etkisinin konuşulduğunu, ayrıca Yetkin'deki tabanca
ile kendisinde bulunan ruhsatsız pompalı tüfeği değiş tokuş yapmak istediklerini
konuştuklarını,
04.12.2007 tarihinde X şahıs ile yaptıkları görüşmedeki, X şahsın kim olduğu, ne gibi
bir ilişkilerinin olduğu sorulduğunda; X şahsın Ukranya'lı Mark olduğunu, bu şahsın komşusu
olduğunu, gemi işi yaptığını, konuşmada geçen Tamer'in, Mark'm ortağı veya tanıdığı
olduğunu, Tamer'in kendisinden birkaç silah ismi vererek temin edebilirmisin diye sorduğunu,
kendisininde internete bakmasını söyleyerek konuyu kapattığını,
04.12.2007tarihinde X şahıs ile yaptığı görüşmedeki, x şahsın kim olduğu, ilişkilenin
ne olduğu sorulduğunda; X şahsın Mark olduğunu, Mark ile Ukranya'dan getirmiş olduğu
çayla ilgili görüşmelerinin sonunda esrar içmek için kendisine geleceğini söylediğini,
05.12.2007 tarihinde Tamer DEMİRCİ ile yaptıkları görüşmedeki, Tamer DEMİRCİ'
nin kim olduğu, ilişkilerinin ne olduğu sorulduğunda; Tamer DEMİRCİ'nin kendisinden silah
istediğini, şahsı kendisinin tanımadığını, bu şahısla telefon numarasını komşusu olan ve gemi
işleri yaptığım bildiği Mark'm verdiğini, kendisine Mavzer marka silah istediğini, kendisinin
de bulabilirse ayarlayacağını söylediğim,
05.12.2007 tarihinde X şahıs ile yaptıkları görüşmedeki, x şahsın kim olduğu,
ilişkilerinin ne olduğu sorulduğunda; görüşmeyi Yetkin YAVUZ ile yaptığını, kendisinden
silah istediğini, gel görüşelim fiyatta anlaşırsak alır veririz şeklinde yapılan görüşme
olduğunu,
05.12.2007 tarihinde X şahısla yaptığı görüşmedeki, x şahsın kim olduğu, ilişkilerinin
ne olduğu sorulduğunda, komşusu Mark ile yaptığım, yanında çalışan Ferhat ile Barebella
marka silah istediğini, kendisinin de Tamer isminde kendisinin arkadaşının aradığını
söylediğini, gelmesini söylemesi ile ilgili olduğunu,
08.12.2007 tarihinde Murat SAZ ile yaptıkları görüşmedeki, Murat SAZ' m kim
olduğu, ilişkilerinin ne olduğu sorulduğunda; Kartal'da CD işi yapan arkadaşı olduğunu,
kendisinden porno CD almak istediğini, bunun üzerine yapılan konuşma olduğunu,
13.12.2007 tarihinde X şahısla yaptığı görüşmedeki, x şahsın kim olduğu, ilişkisinin
ne olduğu sorulduğunda, görüşmeyi Hakan ÇARKAÇI ile yaptığını, herhangi bir iş ile
uğraşmadığını, Hakan ÇARKICF dan görüşmesinde esrar istediğini, "çiçek" olarak
belirttiğinin esrar olduğunu,
14.12.2007 tarihinde X şahısla yaptığı görüşmedeki, X şahıs kim olduğu, görüşme
içeriği sorulduğunda, görüşmeyi Ukranya'lı Mark ile yaptığım, kendisinde bulunan arızalı bir
silah parçası üzerine yaptığı görüşme olduğunu,
14.12.2007 tarihinde X şahıs ile yaptığı görüşmede, X şahıs kim olduğu, görüşme
içeriğinin ne olduğu sorulduğunda, Trabzonlu İbrahim ile yaptığını, kendisi ile bir araba işi
olduğunu, esrar İçmek için yapılan görüşme olduğunu,
17.12.2007 tarihinde X şahısla yaptığı görüşmedeki, x şahıs kim olduğu, görüşe içeriği
sorulduğunda, görüşmeyi Hakan ile yaptığını, şahsın kendisine esrar temin ettiğini,
Hakan'ın kendisine esrar temin etmesi üzerine yapılan görüşme olduğunu,
03.01.2008 , 07.01.2008 ve 08.01.2008 tarihlerinde Hakan ile yaptıkları görüşmenin
içeriği sorulduğunda ; Kendisine içmek için esrar temin edenin Hakan olduğunu,
kendisinden esrar istemesi ile ilgili olduğunu,beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, iki yıl önce Kuwa-i Milliye Derneğine üye olduğunu,
Hüseyin GÖRÜM'ün kendisinin amcası olduğunu, Hüseyin GORUM'ün kendisine ilk başta
dernekle ilgili olarak üzerindeki görev bölümünde istihbarat yazılı araştırma görev kartı
verdiğini, ancak bu kartı hiç göstermediğini,aynca çalıştığı Ulusal Haber isimli gazeteye ait
basın kartının da bulunduğunu, kendisinin resmi üye kaydı olmamasına karşın Hüseyin
GÖRÜM' ün verdiği Kuvayı Milliye istihbarat kartı ve rozetini taşıdığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Kahraman ŞAHİN'in sürekli olarak kendisi ile
gezdiğini, Muhammet YÜCE ve diğer ismi geçenleri tanmıadığım,amcası olan Hüseyin
GÖRÜM'ün derneğin borçlarını ödememiş olabileceğini,bunun iğrenç bir durum olduğunu,
Evinde yapılan aramada ele geçen Kuvayı Milliye flamalarını dernekten
aldığını,kendisinin esrar içicisi olduğunu, kollukta aksini söylemiş ise de evinde yapılan
aramada resmi nikahsız eşi Nilgün KARASULU'nun üzerinden çıkan esrarın kendisine ait
olduğunu, içmek için bulundurduğunu, İlmira KANDEMİR isimli bayan arkadaşı ile de
zaman zaman oturup esrar içtiklerini, dernekte de zaman zaman esrar içtiklerini,
Yine evinde yapılan aramada ele geçen pompalı av tüfeğinin dedesinden kalma
olduğunu , güvenlik amacı ile bulundurduğunu, bu silahı derneğe götürmediğini, kendisinin
silah ticareti yapmaya kalkıştığını ancak beceremediğini, telefon görüşmelerinin bu konuya
ilişkin olduğunu, daha önce arızalı bir tabanca taşıdığını,hiç kimseden Kuvayı Milliye Derneği
için para dilenmediğini beyan etmiştir.

c)-Telefon görüşmeleri;
Tape:361,19.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
RAİF'in "İyi ben evdeyim Mark davası işte dedim mark hani şey vericem kahraman almadı
dedim onu alamadı parası yoktu dedim" "Ben dedi yok şey yapmıycam dedi istemiyom falan
filan hani dedi" "he ne yapalım hani bende o yüzden almıycam fazlasını hani biliyor musun"
"Getir dedim yok dedi işte bunu aldık bir kere bu böyle olsunda dedi falan filan iyi tamam
dedim ben onu görücem bi hafta sonu" "Bakim ne yiyip ne içiyo" "Anladın demi" "Güzel
değilmiş diyo moruk yani buna" dediği, KAHRAMAN'm "Şaşırmış o ya akşam ben bayıldım
ya buraya ya görmedin mi ya" dediği, RAİF'in "İyi tamam fazla konuşmayalım"
Tape:721, 19.10.2007 tarihinde, Mehmet Yavuz ÜNLÜ ile mesajlaşmasında ;
"Kanka yarin müsait olursan bir ara uğra sana yemek listesi vereceğin ortalik bayram yeri gibi
MYU" dediği,
Tape:722, 20.10.2007 tarihinde Mehmet Yavuz ÜNLÜ ile görüşmesinde ; R.GÖRÜM'
ün "Sen bana mesaj attın dimi" "Ne ne davadır abi o" dediği, M.Y.ÜNLÜ' nün "Ya işte bazı
liste yani" "Şimdi bana uğradığın zaman veririm o listeyi geçende göstermiştim ya sana"
dediği, R.GÖRÜM' ün "Ne listesi o abi anlamadım ki yani ne işler çeviriyoruz anlamadım
yani" "Tamam abi sen sen tamam çeviriyorsan kime çalışıyorsan onlar çevir yani" "Abi o
bütün çataldere kameralarlan dolu abi yani" "sen herhalde akim fikrin ermiyor birşeye sen
işine bak abi biliyor musun" "Ben o işlere bakmıyorum yani" "Ama bakmak istiyorsan ben
seni yönlendiririm tamam mı abi" dediği, M.Y.ÜNLÜ' nün "Tamam tamam ben bakıyorum
sonuna kadar da bakacağımda" dediği,
Tape:368, 27.10.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Kahraman'm "Bir iki işler varmış tehlikeli işler" " Büyük paralar götürenler varmış" dediği,
Raif GÖRÜM'ün "Mahsur kalan insan olmuş mu o olaylarda" "Vatandaşlanmıza zarar gelmiş
mi" dediği, Kahraman'm "Kesinlikle gelmiş çok kötü şeyler olmuş moruk" "Anlatacağım
şeyler var şimdi telefonda çok uzun sürer onlar" dediği, Raif GORUM'ün "Anladım tamam ya
bizim istihbarat hattan konuşuruz o zaman" dediği, Kahraman'm "İkinci kanala geçelim"
dediği,
Tape:935, 05.11.2007 tarihinde, Ilmıra KANDEMİR ile yaptığı görüşmede; Ilmıra'mn
"Sen Tabanca alabilirmisin lütfen, bu tabanca bizim evde olmayacak kesin" dediği,
Tape:4107, 07.11.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM'ün "Neler oldu bi bilsen bugün ya bende bi Pendiğe indim şeyin yanma bizim
Kadir varya" "Öyle bi indim hani seyide vermiştik biliyorsun" "15 i " "Tekleyip duruyo
moruk iyi mi takılıp duruyo ha vallaha billaha ya" dediği, K.ŞAHİN'in "O gün söktüya ondan
oldu ben sana söyleyeyim ben" "Bence orda oldu yani tekliyecek silah değil ya" "...Belki
şarjörünü falan şey yapmıştır bozmuştur" dediği, R.GÖRÜM'ün "Moruk işte şey almaya
gittim yazdırcaktım Polis Memuru arkadaşın üstüne" "Mermi falan yazdırdım" "Ondan sonra
bana bi tane emanet göstermez mi moruk" "Bil bakayım moruk sana söyleyeceğim şimdi"
"Yok ya 82 model" "9 para var ya 9 milim para çek" dediği, K.ŞAHİN'in "Anladım anladım
ha ha ha ha" "Moruk ben onların hepsini biliyorum ya" "Bilmezmiyim hiç iki tane ben o
zaman bi babama yazıldığım zaman işte simit vesson yazıldım bide ondan yazıldım çek 16 lı"
dediği, R.GÖRÜM'ün "Ruhsat muhsat hepsini aldım işte moruk onun" "Moruk inanmazsın
ama 2300 e işi bitirdim" dediği,
Tape:4109, 08.11.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM'ün "Moruk şuanda belimde biliyormusun ve tiyoyu veriyom sana söyleyeyim de"
dediği, K.ŞAHİN'in "...mükemmel babama dedim babam çok güzel onlar diyo" "Çok güzel
makineymış ya babam söyledi güzeldir yani evladiyelik yani ömürlük" dediği, R.GÖRÜM'ün
"Öyle diyo demi moruk baban bilir silahşor o yani o bilir" dediği, K.ŞAHİN'in "Bilmez mi 50
tane silah değiştirdi senin gibi" "Senin adamın aslında ya" dediği,
Tape:4114, 26.11.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; ...
R.GÖRÜM'ün "paşanın adamı bendim moruk" dediği, K.ŞAHİN'in " aynen öyle moruk" "Ya
sana ben bişey söyleyeyim mi inan ki varya iki kişi varya iki kişi iki üç kişi varya yemin
ediyorum Türkiye'yi sallamaya yeter yani" dediği, R.GÖRÜM'ün "Tabi biz ikimiz Paşa'ya
takılacaktık Hüseyin'de ne yaparsa yapcaktı işte", "Moruk biz öyle dediğimiz gibi biraz
paralanalım her şeyi toparlıyacağız yani başkan maşkan felan hiç kimse olmayacak
anlıyormusun" dediği, K.ŞAHİN'in "Ya ben sana bi sey söyleyeyim mi ben artık
teşkilatlanmayı çok iyi biliyorum tamam mı acayip biliyorum yani sadece, bize lazım olan
araba ve para birazcık" dediği, R.GÖRÜM'ün "Ya bütün Ege Ege bölgesi bütün Raif
GÖRÜM'ü tanıyor moruk" "Bütün o çingene çocukları olsun bilmem ne olsun anlıyormusun
Romenler ondan sonra o Ege bölgesindeki bütün o sokaktaki çocuklar biliyormusun bütün
kahvedeki çocuklar bi kaçtane çocukları tanıyom onlarda yani her şeyi böyle dört gözle
bekliyorlar..." "Eski kurallar geçsin ATATÜRK' ün gerçek kuralları yani geçsin hep insanlar
partilere giripte şu yasayı değiştirip bunu değiştirip peşinde olmasın yani Atatürk'ün yasaları
olsun ve kalsın ebedi herkeste onlara uymak zorunda olacak devlette devlet olmazsa da onu
hadi yıkıcaksm biliyon mu o kadar basit" , "B.O.var ya B.O. "O varya sizin hepinizi büyüledi
o adam hepinize bi şey yaptı o adam..." dediği, K.ŞAHİN'in "Z... yapıyor ya i... ya o yaşta"
dediği, R.GÖRÜM'ün "... ona ben Profesörde saygı duyup ta elini mi öpecem ya o kim lan o
kim o benim s... bile öpemez" dediği,
Tape:3419, 28.11.2007 tarihinde, Ilmira KANDEMİR ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM' ün "Irak tarafına ya Kerkük'e gittik de" "Paşalarla şeye gittik ya böyle neyse
gittik geldik ya" "Emi evde mi" "Hay Allah olmazsa ben oraya bırakırdım şeyleri Esrarları"
"Mesaj çektiğiydin hani bana o şey onlar duruyor onlar duruyor onları verirdim sana"
"Onların fiyatı biraz farklı sana söyleyim Almi" dediği,
Tape:3420, 28.11.2007 tarihinde, İbrahim ÖZCAN ile görüşmesinde özetle;
İ.ÖZCAN' m "...sıkıntılı işler o işler ve doğru işler değil yani" dediği, R.GÖRÜM' ün "Gel abi
düzeltelim her şeyi birlikte biz yapalım ya siktiret onu yani biliyor musun yani onu iptal edip
kovarız ya mahvetti a... koydu hepsinin abi ya" dediği, İ.ÖZCAN' m "O B.O.var ya B. O.
dediği, R.GÖRÜM' ün "Onun a... koydu biliyor musun" dediği, İ.ÖZCAN' in "O evet B. O.'ı
onun a... koyduğumun o i., var ya o i..." "A... koyduğumun çocuğunun Müslüman bile değil
biliyor musun Raif in "Diş geçiremediği bir tek bendim onun" dediği, R.GÖRÜM' ün ".. .abi
sana yanlış yaptı biliyonmu ya yüz sefer konuştuk bunu yani anladın mı" dediği,
Tape:3421, 28.11.2007 tarihinde, İbrahim ÖZCAN ile görüşmesinde özetle;
İ.ÖZCAN' m "...bunu oturuz sonra yüz yüze konuşuruz bazı şeyleri ben sana bazı şeyler
anlatacam" "Telefonda olmaz telefonda olmaz" R.GÖRÜM'ün "Devam etcek miyiz abi"
dediği, İ.ÖZCAN'm "Ben sana söyliyecem ne olacağını da söyliyecem iş finalini de
söyliyecem" "Ben sana o zaman karar bak o zaman bir karar verdik zaten yürüyoruz" "Onlar
yokken biz yürüyorduk yine de devam edeceğiz çünkü bizim millet içimizi herkes biliyor"
"Devlette biliyor bunu hiç aklından çıkarma Devlette bizim ne yaptığımızı biliyor bir çok
insanda biliyor anladın mı" dediği, R.GÖRÜM' ün "Tamam İbrahim abi o zaman biz doğru
yoldayız tamam bizim öbür tarafta hiç alakamız yok gel bir tane toplanacağımız yer kuralım
buralarda bir yerde tamam mı abi, Okey" dediği,
Tape:3422, 28.11.2007 tarihinde, Serdar isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
SERDAR'm "Ben de İstanbul'dayım da İzmir'e geldim ya . Geçen gün o Kuvayı Milliye
şeylerini gördüm televizyonda aklıma sen geldin." dediği, Raif in "Oğlum gelsene getirsene
böyle bir..." dediği, SERDAR'm "Ben işte İstanbul'a geldim abi çok karışık ya abi" dediği,
Raif in "Ya ne İstanbul karışık hayırdır. İstanbul'a girdin bizim kontrol altındasın ya"
"Tamam işte sen şey yapsana oradan böyle bir olay yaratsan" "Tamam para var yani" dediği,
devam eden görüşmede Raif in televizyonda kimi gördüğünü sorması üzerine SERDAR'm
"Kadıköy'de Kuvayı Milliye ofisinde bir adam var çağırıyor bizi dün bu iki tane adam
çağırmıştı. Bu diyor Musa öteki de İsa" "Anladım abi oradan aklımda kalmış sen bana
diyordun ya Kuvvayi Milliye falan ulan dedim bunlar ne ayak" dediği, Raif in "Onlar farklı
şeyler sen gel de" dediği, SERDAR'm " Tokatçı mı onlar abi" dediği, Raif in "Yok lan olur
mu ya olur mu ya" "Tokatçı ayaklan falan değil yani izah ederim gel sen" dediği,
SERDAR'm "Tamam tamam hoşuma da gitti biliyon mu ondan dedim sana böyle böyle"
dediği, Raif in " Ya bu İsa ile Musa arası ne biliyor musun, Bizim Kuvayı Milliye din acet
aynçlılığı yapmadığına dair biliyor musun" dediği, SERDAR'm "Kuvayı Milliye Atatürk'ün
kuruluşu değil mi, kurduğu bir dalga" dediği, ,-• ,- /

2237 * -, ••* <-*



Tape:3423, 29.11.2007 tarihinde, Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
HAKAN'm "Kazaklar ne yapıyor" dediği, Raif in "Ne yapsınlar iyiler iyiler onlarda" dediği,
Hakan'ın "Uğramıyorlar mı" dediği, Raif in "Ha yok bu sıralar dağıldılar bilmiyorum
aramadım hiç" " İyi yaptın Hakan'cığım paslaşalım var mı bir haberler yenilenme" dediği,
HAKAN'm " Abi en son aldığımdan isteyenler var ondan gelmişler geçecem ona bakacam
başka işte de var bir gidip geliğimde yarın olmazsa oturup konuşuruz" dediği, Raif in "
Tamam öbür Kazakistan işini de hallederiz tamam mı, Bir konuşalım oturalım birlikte
hayatımızı yaşayalım senle" dediği, HAKAN'm "Yani bir ağabeylik yap şurada gideceğiz üç
sene ceza yatacağız bir daha göremeyeceğiz üç sene seni" dediği, Raif in "Morukçuğum ya
söyleme bana böyle şeyler ya sen girmeyecen hiçbir yere tamam mı" dediği,
Tape:3425, 29.11.2007 tarihinde, Mark isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Raif in
"He Mark" , "Ya moruk özür dilerim ama Kahraman da geldi biliyor musun", "Şimdi tam yani
istiyorsan başka bir zaman gidelim hani o da geldi şimdi biliyor musun. Hani şey yapamam
onu getiriyim mi onu da" dediği, X Şahsın "İyi tamam getir ya ne problem ver ya yani
tanıyoruz bir birini ya" dediği, Raif in "Bizde de Bonfile var biliyor musun getiririm bende"
dediği, X Şahsın "Tamam tamam getir hepsi Kahraman, Bonfile nerede" dediği,
Tape:3426, 01.12.2007 tarihlerinde, Murat isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Raif
in "İyilik gelecektin var mı bir yenilikler" dediği, MURAT'm "Yağmur yağıyor ya adamla
konuştuk da ayarlamış yüz tane" dediği, Raif in "Sen de yok mu şu anda hiçbir şey" , "İyi
tamam Murat pazartesi" dediği,
Tape:3427, 01.12.2007 tarihinde, Uğur isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; RAİF'in "
baksana yakında bi miktar bişiy olacak seni görecem haberin olsun yani tamam mı kardeşim
onu söylüyorum" "herhaldede yani benimde bi bildiğim bişeyler var yani" " olsunda bişeyler
olacak tamamı yani bişeyler peşindeyim yani" UĞUR'un "yok be abi yok olur mu ben o akşam
böyle bişey dediysen sen hiç kafana takma yani ben cahilliğime demişimdir" dediği, RAİF'in
"boş ver yok olur mu seninde hakkın var biliyonmu ama yani ordan ordan hani ordan para
alamıyacaktım çünkü çocuğun parası anlıyormusun" " hiç türlü ateş edemiyecek durumum"
"yoksa hiç sorun değil ki ben onun peşindeyim yani ben onla birlikteyim şey yapıcam yani
bişeyler yapıyoruz burada" "ve bir işler olacak hani gemi işi biliyorsun hani çok büyük paralar
var bunda o yüzden hani aklımdasm da küsmede bi şeyler olacak yakında" "bak bak bide şey
var o ben sana bişey söyleyipte sen bi şey bi şey başlatmıştın onu da halledelim tamam mı
yani halledilmesini istiyorum ben hani istiyorsan hani sen gidip hani şeye baktında hani bana
söyledin ya abi gittim dedin ya parasıda şu kadar dedin ya hani" dediği, UĞUR'un "neydi abi
o" dediği, RAİF'in "aynısıda benziyen vardı ya bizim hani demirden" " hı hı Mark'a
verdiğimden ondan sonra" " ya bizim de baya varya ne ismi ne de 15 varya hani" "onu
istiyorsan yani hani bi şey hani fiyatta bişey yaparsa onu alim burada değerlendireyim hem
sen de orda şey yap biliyon mu" dediği, UĞUR'un " tamam abi tamam sen ne zaman tamam
dersen ben bidaha ulaşırım oraya duruyorsa alırız yani" dediği, RAİF'in " ya onu bi bilmem
lazım di bide biliyormusun şimdi ordan hani çocuğa diyecem şu bak bide hani bana bir fiyat
desen yani bana bi fiyat söyle bende sana harçlık şeyinin parasını verecem yani anladmmı
sende yolunu bulucaksın yani ordan" UĞUR'un "üç buçuk üç buçuk dediydi abi ben duruyorsa
ben yine konuşurum sen bu tarafa gelsen veya ben otarafa gelsem bir iki başka bişeyler daha
var ben sana onları da anlatırım sana abi" dediği, RAİF'in "ee çok güzel varsa ne var eee çok
iyi olurdu ya ne biliyim konuşalım ya rahat ol yani biliyonmu ben" "hı hı baksana şey var mı
ismini söyleyim ben sana varan ondan para edecek şey hani brownig falan varmı" dediği,
UĞUR'un "yar abi var" " he ruhsatlı falan hani biliyormusun hani ruhsatlı fanla hani yani"
"anla anla anladın" "tamam mı okey ozaman ama öbürküsü o kesin biliyormusun onunda bak
uğur bak uğur napalım biliyormusun ordan sen para alacaksın alcanmı moruk bana söyle hani
3,5 dedin ya bana" " yani o üç milyarikiyüzelli o almış oluyor demi" UĞUR'un " aynen aynen
abi 3,5 dedi ben dedim ki benin akrabam alacak onu dedim
ben dedim 250 milyonunu ben alırım dedim" dediği, RAİF'in " iyi demişsin iyi demişsin"
dediği, UĞUR'un "3,5 dedi 3,5 dan aşağıya veremem dedi ben dedim öteki taraftan bişey
alamam dedim" dediği, RAİF'in "2,5 ver 2,5 oraya verelim 500 de milyonda sana vereyim
biliyormusun anlıyormusun 2,5 ver oraya 500 sana hani yani her şeyi de güzel demi çalışıyor
her şey güzel demi onun yani" "beyazdı demi beyez di demi" "hiç üstündede çizgi mizgi
atmışlar demi moruk" dediği, UGUR'un "işlemeli ya işlemeli" dediği, RAİF'in " Allah
kahretsin neyse fark etmez" "tamam sallanmıyo demi sağı solu hani böyle" "ama numaralar
yok demi moruk üstünde" dediği,
Tape:949, 03.12.2007 tarihinde, Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle;RAİF'in "Efendim şimdi yani bu adam televizyona çıkıp duruyor dinli minleri bilmem
neleri falan hani senin daha bi bağlantın var mı onlan" dediği, M.F.KARADAG'm " Yok ya
hiç yok benim hiç haberim yok o işlerle" dediği, RAİF'in " Bittimi yani olaylar orda" dediği,
M.F.KARADAG'm "Bana göre bitti ya bene seçimlerden sonra ben orda ne yapayım
seçimlerden sonra bu millet için üzülmeye değmez dedim" dediği, RAİF'in "Baksanıza paşam
biz yeniden bişeyler şey yapacaz sizide çağırıp bi görüşmek istiyoruzaz yani Hüseyin
GÖRÜM'le değil yani biz kendi aramızdaki şeylerimizlen devam etmek istiyoruz hani" "Ee
paşam sizi çağırabiliriz ama gelirsiniz değil mi yani" dediği,M.F.KARADAĞ'm "Yav gelirim
tabi niye gelmeyim ben her yere giderim" "Hadi ne zaman" dediği, RAİF'in ".. ..ben şey büro
işleri birazda maddimizi düzeltiyoruz hepimiz toplaşcaz ondan sonra böyle bundan sonra bu
yolda devam edeceğiz" dediği,M.F.KARADAĞ'ın "Kapalı odada boyuna kapalı odada daima
esrarı çeke çeke çocuk mahvoldu", "... bende artık oraya girmek istemiyorum şeytan yuvası
diye Raif' "Her duvarında esrar kokusu her gün sabaha kadar içiyorlarmış kusuyorlarmış
söyledi çocuklar kendisi itiraf etmese bana yüz binkere yemin ediyordu bana esrar eroinle işim
olmaz diye ondan sonra şeyde itiraf etti şeyde on onbeş kişinin içinde şeker hastalarına iyi
geliyor diyo ben diyo içerim diyo herkesede tavsiye ediyorum şeker hastalarının hepsine
tavsiye ediyorum diyor hı hı herife bak yani" "Kahraman da o ben gittikten sonra Kahraman da
uğramıyormuş" dediği, RAİF'in " Evet o ayrıldı Kahraman benle birlikte" dediği,
M.F.KARADAG'm "Ee Kahraman bütün otlan o getiriyormuş ona sana damı getiriyor
sendemi içiyorsun" dediği, RAİF'in "Ee Kahraman mı getiriyormuş" dediği,
M.F.KARADAG'm "Tabi ya Kahraman getiriyormuş otlan" "Yak bitane daha yak bitane daha
üçüncüde Hüseyin kusmaya başlıyormuş" dediği, RAİF'in "O çocuğun hiç bi şeyi yok ben"
dediği, M.F.KARADAG'm "Yok yok elli tane şahit var en az elli tane şahit bütün otu götürüp
getiriyo zaten Kahramanı görmüyor musun" dediği, RAİF'in "Kahraman Kahraman gidiyo
çalışmak bir seneden beri çalışıyor arada sırada görüyorum onun böyle bi şeyleri pozisyonlan
yok paşam yani ya" dediği, M.F.KARADAG'm "Yok mu iyi söyledim ben içmiyorum demedi
bana" " Neyse peki görüşelim oğuzcum hadi" "Hadi gene ara beni hadi" dediği, RAİF'in
"Tamam paşam" dediği,
Tape:3432, 03.12.2007 tarihinde Yetkin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM' ün "Yetkin abi" "Sendeki o şey var ya hani" "Var dimi duruyor mu" dediği,
YETKİN' in "Tabi" dediği, R.GÖRÜM' ün "Onu ben almm çok uygun bir şey söylersen var
mı niyetin öyle bir şeye" dediği, YETKİN'in "İyi olur veriyim ben de" dediği, R.GÖRÜM' ün
"Temiz mi o güzel temiz mi böyle güzel mi" "Tertemiz ha" "Siyah mı" dediği, YETKİN' in
"Siyah" "Yanımda değil şu anda öteki evde" dediği, R.GÖRÜM' ün "Ne kadar istiyorsun
dedecik" dediği, YETKİN' in "Beş Lira" "Telefonlanmızı dinliyorlar vatandaşlar galiba"
dediği, R.GÖRÜM' ün "Dinlesin de ne olacak neyin peşinde yani ne yani" dediği, YETKİN' in
"PKK karşı bir tane pompalımız var ne olmuş yani ha ha" "Vatan hainlerinin a... koyayım
nerde bir Vatan haini varsa" "Ne Kahraman yok mu Kahraman Kahraman" dediği,
R.GÖRÜM' ün "Yok abi be buradaydı git o" "Yetkin abi o şeye ver de ben bana onu bir
güzel" , "fiyatını söyle ben de sana hani biliyon neyse onu söyledim o zamanlarda" "Ya para
olarak ne kadar istersin o zaman" dediği, YETKİN' in "Bunlar telefonda konuşulacak şeyler
değil yiğidim be abi be" dediği, R.GÖRÜM'ün "Ama ne olmuş dede aman ne olmuş ki öyle
bir hani ne yapıyoruz ki yasak bir şey yaptığımız yok ki" dediği, YETKİN' in "Yiğidim yann
konuşalım..." "Ne söyleyim abi be iki kağıt istenir abi" dediği, R.GÖRÜM' ün "Yani şey dimi
Dayı çalışır dimi o yani" "Temiz çok güzel dimi" dediği, YETKİN'in "Temiz on yedi yaşında
y... yememiş daha" dediği, R.GÖRÜM' ün "Tamam dede getir onu yanmdaysa getir" dediği,
Tape:3433, 04.12.2007 tarihinde, Mark (Mark ZUKARİYEV) ile görüşmesinde
özetle; Raif in "Efendim Mark" dediği, Mark'm "Nasıl Tamer aradı mı sana" dediği, Raif in
"Aramadı be Mark" dediği, Mark'm "Hı yok ben onun senin telefona mesaj attım" "Dün de
görüştüm onun" "O dedi tamam arayacaktım" "İşte belki ...lazım değilmiş yoksa arayacakmış"
dediği, Raif in "Ha lazım değilmiş o zaman" dediği, Mark'm "Ya evet lazım olursa
arayacakmış çünkü ben onun gündüz telefonu attı ondan sonra akşam görüştüm adamla" "
Yani bildirdim böyle vardır." Dediği, Raif in " Şuanda var yani biliyor musun iki tane" "
İlerisini bilemem yani ya bulur İnternette baksın oradan da alsın ya" "Ama bu çok güzeldi bu
onda şeylerde var yazılı ya işte ne deyim olsaydı iyi olurdu bir milyar daha haçlık yapardım
ya" dediği,Mark'm " Tamam neyse son durum budur" "Akşam görüşürüz inşallah on da
gelirsin" dediği,
Tape:3434, 04.12.2007 tarihinde, Mark ZUKARİYEV ile görüşmesinde özetle; Raif in
"Mark günaydın kusura bakma rahatsız etmek istemedim ama." "Şey duruyor mu sende ben
sana vermiştim ya kavanozda" dediği, Mark'm "Duruyor ama ben onu bir yere getirdim yani
evde değil" dediği, Raif in "Yok onu istemiyorum ben zaten bir tek sordum var mı diye ben
alacam da o yüzden kendime çok güzel bir şey vardı dün akşam" dediği, Mark'm " Tamam
sen al bakarız onu birlikte güzelse şey telefonda konuşma tamam sen al bir şey ben akşama
uğrayım sana tamam mı" dediği
Tape:3435, 05.12.2007 tarihinde, Tamer DEMİRCİ ile görüşmesinde özetle;
T.DEMİRCİ' nin "İyi günler ben telefonunuzu şeyden aldım bu Mark ZUKARİYEV var
bilirsiniz" ".. .Mavzer filan" "C96 var mı" dediği, R.GÖRÜM' ün "O onun markası mı oluyor
MAVZER'in markası mı" dediği, T.DEMİRCİ' nin "İtici oluyo şey gibi biraz daha büyükcene
oluyo alttan şarjör takılıyo önüne doğru tetiğin önüne doğru" dediği, R.GÖRÜM' ün "Ya onu
ben hiç şey yapmadım da bilmiyorum da yani ama öbür konuda üç tane var yani biliyormusun
mavzer var" dediği, T.DEMİRCİ' nin "Ha üç tane Mark'm kimden var o zaman" dediği,
R.GÖRÜM' ün "Orda yardımcı olabilirim yani size" dediği, T.DEMİRCİ' nin "Yani iyi
bakımlı mı yoksa yani sindi bazen sağı solu kırılıyor uyduruk bir vida takıyorlar bilmem ne
takıyorlar filan iyi durumdalar mı" dediği, R.GÖRÜM' ün "Şimdi Tamer bey bu normal
telefon istersen evden arayayım ben sizi hem cepten şey olmasın yani" dediği,
Tape:3436, 05.12.2007 tarihinde, X Şahıs ile görüşmesinde özetle; R.GÖRÜM' ün
"Onu şey yapalım sen hani sende yine ver onu sen al" dediği, X ŞAHSIN "Nasıl bendekini ver
onu sen al" "Hani bir şey vardı ya sende hani Belçika" dediği, R.GÖRÜM' ün "Yok o ruhsatlı
dedim ya sana abi" dediği, X ŞAHSIN "Olsun ruhsatlı olsun iyi gelince konuşuruz Raif
dediği, R.GÖRÜM'ün "Abi onu getir abi onu getir ben sana hani dedim ya hani getir onu abi
ya gözünü seveyim hadi abi ya" dediği, X ŞAHSIN "5 lira veriyormusun 5 milyar lira" dediği,
R.GÖRÜM' ün "Yo abi ya bırak şimdi 5 milyar lirayı filan beni şimdi bıçaklamaya kalkma
ya" "Dede ya yapma şimdi gel bi görüp bakalım ben senle anlaşırız senle her halde demi ya"
dediği, X ŞAHSIN "Verirsen veririm" "Sen 3,5 mu teklif ettin" dediği, R.GÖRÜM' ün "Hayır
2 lira vercem bide öbürkünü vercem" dediği,
Tape:3437, 05.12.2007 tarihinde Mark ZUKARİYEV ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM' ün "... bu Tamer abi var ya" "Barabelya mı" dediği, Mark'm "Tamer abi evet
onunda istediği bir şey var o arkadaş düşkünü ya bende bir şey onun çok iyi bir çocuk benim
işte benim ofiste çalışıyor çok yakın efendi bir çocuk gpl-bir tanıştırayım sana konuşucaksmız
ha senin gördüm yani Türk çocuk Ferhat belki gördün onu" dediği,

//^
Tape:3438, 08.12.2007 tarihinde, Mark ZUKARİYEV ile görüşmesinde özetle;
RAİF'in "Efendim Mark ne haber" dediği, MARK'm "Şey soracaktım o çay var ya" "Onu
bana yollayı verebilirmisin sen zaten., bakmıyorsun" dediği, RAİF'in "Veririm" dediği,
MARK'm "Tamam mı ben zaten şimdi ofisten çıktım 15 dakka içinde uğrayacağım sana
tamam mı çıkmadan önce" dediği,
Tape:3439, 08.12.2007 tarihinde, Murat SAZ görüşmesinde özetle; M.SAZ' in ".. .hep
aynısından var abi hatta onlarda sorun çıktı değiştireceğim ya anycağım ben seni abi
getireceğim" "Valla sana karşı mahcup olduk ama kusura bakma ya 100 tane" "Dediğim gibi
getirceğim abi 100 tane porno" "Ben seni anyacağım kağıtsız hem de gelcek kağıtlı fark eder
mi abi" dediği, R.GÖRÜM'ün "Ya şeyleri üstünde olursa daha güzel yani ne bileyim ben"
dediği, M.SAZ' m "Kağıtlı olduğu zaman farklı oluyo kağıtsız olduğu zaman farklı oluyo o
yüzden ben sana dedim ama abi ben senin aldıkların nasıl güzel mi abi" "çünkü müşteri
beğendi de o yüzden adam dedi bunlar" dediği, R.GÖRÜM' ün "Ondan öncekiler daha iyiydi
böyle" dediği, M.SAZ'm "Tamam abi sen sıkma canını ben sana ayarlarım onları" dediği,
Tape:3440, 10.12.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
KAHRAMAN'm "A., koyayım başıma neler geldi ya bu amma kodumun şeyinin yüzünden
beni tutuklardılar", "Ya bu Kuvayı MiUeyenin yüzünden ya", "Vallahi 10 gün şey çıkartmışlar
bana mal beyanında bulunmama hesabı 10 gün hapis cezası çıkartmışlar" , "Sağ olsun babam
çıktı para yatırdı mara yatırdı da sindi çıktım ya" , "Hiçbir şey yapamadım a... koyayım hiçbir
şey, aranman var dediler küt yakalandım moruk" dediği,
Tape:3441, 10.12.2007 tarihinde, Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Hüseyin GÖRÜM'ün televizyondaki görüntülerinden bahsettikleri,
sonrasında RAİF'in "Hı eeee şeylerin peşindeyim ya" " Bi şeylerin şeylerin peşindeyim bu
evraklar var ya hani dosya" " Hakan şey bulabilirmiyiz o çiçeklerden" dediği, HAKAN'm
"Yok şuanda abi ya varda iyi değil yaramaz bir iki güne bir şeyler olur uyandırırım ben seni
acele etme" " Acele etme haber bekliyorum haber gelsin haber vereceğim ben sana" dediği,
RAİF'in "Ya fiyatı hiç önemli değil şimdi Aralık ya biliyormusun yılbaşı hani güzel bir işe
ortak gariban.." dediği,
Tape:3442,12.12.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Kadıköy Kuvayı Milliye Derneğinin düştüğü kötü durumu ve Hüseyin
GÖRÜM'ün psikolojisinin bozolduğunu konuştuktan sonra RAİF'in "Ne yapacağız" dediği,
KAHRAMAN'm "Bilmiyom ki ne yapacağız yapılcak ne var bi şey yok yann bi daha
gideceğim ben", " Dedim böyle böyle dedim çıktın dedim oraya yani bilgini kullanamadın
dedim hep imajımızı dedim sarsıldı dedim biliyormusun s... dedi imajını mımajını a... korum
dedi imajının dedi" "O işte şeyi konuştuk bana istifa et hesabı falan" " Ben diyo öyle bir şey
söyledim o o... çocuklan söylemiş falan filan iyi dedim madem öyle bilmem ne falan filan işte
öyle iyi tamam yann görüşürüz" dediği,
Tape:3443, 13.12.2007 tarihinde, Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; RAİF'in
"Hakan o sende bi şey o yaramaz bi çiçekler vardı onlan alsam olmaz mı ya çok mu şey onlar"
dediği, HAKAN'm " hepsini verdik abi" "Serdar'da vardı o da iyi deyil yaramaz" " Pek acele
etme bayrama kadar inşallah bir yerden güzel bi şeyler getirecem" dediği, RAİF'in "Tamam
okey morukcum" dediği, HAKAN'm "Naaptm sen bizim manitalan" dediği, RAİF'in "Ya
Hakan duruyor öyle işte biliyor musun gidemiyorum bi şeyim yok ya benim" "Çağınp
duruyorlar ikide bir beni vallaha" "Yok ya ben gidiyom oraya ben bazılan ben geliyom
buraya, buraya getirirsek çok kıyak olur zaten arabaylan alıp getiririz yani arabada var"
dediği, HAKAN'm "Kaç tane var" dediği, RAİF'in "İki tane" dediği, HAKAN'm " Şu işi bi
gelsin şu işi bi alayım da" dediği,
Tape:4131, 14.12.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
K.ŞAHİN' in "Dün çağrı bıraktım aramadın" dediği, R.GÖRÜM' ün "Mark şeyi geri getirdi
moruk" "Emaneti" "İşte anlaşmayı bozdu" "Gelsene bir konuşuruz" dediği,

sfp><3rs&c\-~
Tape:3444, 14.12.2007 tarihinde, Mark ZUKARİYEV ile görüşmesinde özetle;
RAİF'in "Hı mark baksana kardeşim sen bana bu şeyi getirdin ya hani" , " Baksana burda eksik
parça var gelsene sen buraya bir dakka ya" , " Onun bu şu ön kapağı var ya hani" dediği,
MARK'm " Onun üstündeymiş ben sana verince" dediği, RAİF'in "Yok burda bir ben moruk
gelsene bir sen buraya bir dakka" dediği, MARK'm " Yok ya Raif sen bana o Alimleri yapma
tamam mı ben o" , " O hep benim elimizde ben sana verdiğim zaman gördüm gördüm" dediği,
RAİF'in "Baksana baksana moruk gel sen buraya bir dakka burada Kahraman da var burada
bak gel buraya bir dakka" dediği, MARK'm " Bu parça ben sana bütün parçalar toplanmış
vaziyette sana verdim" dediği, RAİF'm "Bu parça yok kardeşim aldım ben şimdi ordan
anladın mı Nilgün verdi" dediği, MARK'm " Raif ben şenlen kavga etmek istemicem bu işleri
bitirdik yok benim kavga etmek istersen ben bu akşam benim dung arkadaş var oraya
getirecem benim sorunları çözen arkadaş var" "Onunla düvüş istiyorsan tamam mı ama ben
bunu yapmak istemiyorum tamam mı" dediği , RAİF'in "Sen sen beni tehdit mi ediyorsun
Mark" dediği, MARK'm " Kardeşim sen beni tanımıyorsun benim burada çok büyük bağlantı
var hemde mafya" "Gel bana öldür ama bana adam bir kuruş parasız sonra almazsın yada bu
sihalm ben unuttum tamam mı o silah" dediği, RAİF'in " Baksana sende bende daha iki tane
şey var onlara takılan şeyler var kardeşim onları istiyorum moruk" "En son parça dedim moruk
içindeki olan bu mediencermeni yazıyor medincermöni moruk" dediği, MARK'm " Yok yok
ben şey zannettim o kilit parça küçük kare parça varya kilit parça zannettim af edersin
kardeşim ben çok yanlış düşündüm" dediği, RAİF'in "Sen bana hem böyle bak moruk
adamlarla tehdit falan ediyorsun moruk", "Ondan sonra ondan sonra bi de buraya geliyorsun
telefonda benim zaten telefonlarım dinleniyor anlıyormusun şirketimizden kuvvayi
milliyeden olayından bi de bana tehtit" dediği, MARK'm " Ya siktir et ne bu Kuvayı milliye
raif nedir bu kuvvai milliye siktir edecem ya ne bu getirin onu bana hepsini" " bana kuvvai
milliye Atatürk zamanında vardı şimdi yok şimdi devlet var, asker var, jandarma var" dediği,
RAİF'in "Sen beni beni niye tehdit ediylorsun moruk yani biliyormusun" dediği, MARK'm "
Ben seni tehdit etmiyorum ben kuvvaimilliyeyi siktir et diyorum" "Yok Kuvayı Miilliye, yok
unut onu, bitmiş o, yetmiş sene önce bitti o, şimdi bu Kuvayı Milliye nedir, kadın madın
satıyorlar" dediği, RAİF'in "Bak Mark doğru konuş" dediği, MARK'm "Hırsızlık işler
yapıyorlar biliyormusun" dediği,RAİF'in "Bak Mark doğru konuş biliyormusun yanlış bişeyler
konuşma yani" dediği, MARK'm "Ben yanlış bişey hiç bişey konuşmam ben burada iyi
adamım bak tuzlaya gidersen ben tersanelerin sahipleriyle tanışıyorum onlar hep benim
arkadaş olur", " Anlıyormusun kardeşim en büyük biziz yapıyorum bak bir problem çocuk
söylerdim sanada gittim söyledim kardeşim dedim bak o problemi halledeceksin sen dedin yok
halletmedim" "Ama ben biliyorum benim ben salak değilim biliyorsun benim çok güçlü
bağlantım var ben onu sadece denemek için söyledim", " Artık o ihtiyacı yok benim problem
çözümleyecek adamlarım var on senedir buradayım on sene" dediği, RAİF'in "Arsa
davasından mı arsa davasından mı" dediği, MARK'm " Yok yok benim şey para geri almak
için şey bu proplemleri benim ortağı da ortağı da gördüm ortağı da gördüm ha böyle o da boş
adam değilmiş kimya profösörü benim ortakım" "Boş boşa ortak olamazsın bak ben burada"
dediği, "Yok sen şey diyorsun Kuvayı Milliye Muayı ben diyorum bu kuvayı milliye ya ben
sadece" dediği, RAİF'in "Oğlum kuvayı milliyenin durumu iyi deyil biliyormusun o yüzden
bizim telefonlar dinleniyor diyorum sen sana" dediği, MARK'm " Ben sadece sana saygı
olarak yoksa ben kuvvai milliye ne demek ben biliyorum o hiçbir şey yok o boş" dediği,
RAİF'in "Sen hiç bir şeyden haberin yok kuvayı milliyeden onları bırakalımda biliyomusun
biz yani gelelim bizim şeyimize" dediği, MARK'm " Ya Raif kapatalım şimdi telefonu ben
biliyorsun benim durumu şimdi kafa iyi değil" dediği,
Tape:3445, 14.12.2007 tarihinde, İbrahim isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
RAİF'in "Ne haber lan ibo" dediği, İBRAHİM'in " Ben seni, anyacam nasıl yaparım seni
olmazsa senii ben en kötü ihtimalle yarın seni arıyorum" " Çünkü varda birine verdim
biliyormusun az bişey gelmişti" " Hee ona verdim fena değil yani güzel yani görünümü
mörünümüde çok güzel öbürleri gibi değil bu güzel yani ben sana olmazsa yarın bir parça
saparım bakarsın hani bu güzel birilerine vericem şimdi verim bakim ben bi notunu aliyim
seni" dediği, RAİF'in "Tamam oldu" dediği,
Tape:3446, 15.12.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile İbrahim isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle (Görüşme Raif GÖRÜM'ün kullanımındaki telefondan yapılmıştır.);
K.ŞAHİN' in "İbrahim abi bu eksik çıktı ya" dediği, İBRAHİM' in "Ya eksik çıktı nasıl çıktı
ben burada teraziye koydum onu burada şeyde bak bakkalda koydum onu nasıl eksik çıktı
terazi var mı orda" dediği, K.ŞAHİN' in "Var tabi ya hassas terazi var bizde ya" dediği,
İBRAHİM' in "Sen şimdi teraziyi de alda geltirsene bakim onu buraya" dediği, K.ŞAHİN' in
"Yetmişbeşliramı alırım abi eksik bu yetmişaltı gıram bu ya" dediği, İBRAHİM' in
"Yetmişaltıgıram ben burada tarttım terazide yüzgıram geldi yetmişaltıgram iyi tamam"
dediği,
16.12.2007 tarihinde, X Şahıs ile görüşmesinde özetle; R.GÖRÜM' ün "bu iboda
yanlış yaptı" dediği, X ŞAHSIN "Nasıl yanlış yaptı" dediği, R.GÖRÜM' ün "Pislik bişey verdi
bize de" dediği, X ŞAHSIN "Görmedin mi alırken niye alıyorsun" "Bilirim o sigarayı ben san
gibi böyle biraz" dediği, R.GÖRÜM' ün "Yok ya öyle şey tohumlu bişey böyle" dediği, X
ŞAHSIN "Yarın bi şey gelecek hazırla kendini sen" dediği, R.GÖRÜM' ün "Hı çiçek mi"
dediği, X ŞAHSIN "Tamam böyle kokulu mokulu güzel yani sorunsuz" dediği,
Tape:3447, 17.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X ŞAHIS "in "Hee
gel sana bir ufak parça vereyim bak uyarsa saparsın alırsın tamam" dediği, RAİF'in "Sen
baktın demi moruk" dediği, X ŞAHIS'm "Baktım güzel fena değil sorunsuz" dediği, RAİF'in
"İyi alırım bende o zaman şey yapayım gelirim ben birazdan" dediği,
Tape:3448, 17.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X ŞAHIS'm
"Benim eşyam orda kalmış ama ya çantam" dediği, RAİF'in "Ne çantan ya" "Ne gibi çantan
nasıl bi şey" dediği, X ŞAHIS'm "Ah be abi..............göndermicekmisin bana çantayı falan" "
Yani dur bişeyler olunca arıcam ben seni anladın mı " dediği, RAİF'in " Ya onu o mühim
deyil zaten ya onu hea ben anlamadım anladım yok yav o Kahraman'm mı o çanta o
Kaharaman'm ya boş ver sen bi şey unuttun mu harbi burada" dediği, X ŞAHIS'm "Yok be
abi" dediği, "Ama benim o benim o şeyi duruyorsan dursun yani biraz bekle beni biliyor
musun" dediği, RAİF'in "Hı yok ya sorun diğil ya sen bakarsın ya" dediği,
Tape 4135, 26.12.2007 tarihinde, Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM' ün "Orada 50 tane CD var biliyor musun hepsini 49" dediği, K.ŞAHİN' in "Adam
yolda geliyor yolda geliyor şimdi şeye gelecek Bostancı'ya geldiği zaman beni arayacak
bende çıkacam aşağıya" dediği, R.GÖRÜM' ün "Ha moruk onların hepsini alacaksa alsın yani
almayacaksa hiç gelmesin yani" dediği, K.ŞAHİN' in "sen bunu telefondan şey yapsaydın ben
adam geliyor şimdi köprüdeymiş şimdi" dediği, R.GÖRÜM' ün "...onların hepsini alacaksan
gidelim yoksa dersin hiç gitmeyelim tamam mı" "50 tane 49 tane mi CD olacak" "Güzel
görüntülü onlar şeyli ee Gümüş mü ne diyorlar onun kaplamalarına" dediği, K.ŞAHİN' in
"Tamam işte dedim ya 300 lira" "250 tanesi" dediği,
Tape:3449, 03.01.2008 tarihinde, Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
R.GÖRÜM' ün "Hakan geçen şey yaptığımızın aynı şekil'i olmaz mı" dediği, HAKAN' m
"Sana bir söyleyim nasıl olsa çocuk geldi 470 gramını aldı gitti çocuk" "içimi tadı madımı çok
güzeldi ama" ".. .sana parça veriyorum git bir arkadaşınla otur iç kafan rahat bak onu da dene
sende dene o zaman kararını ver" "Bir alıyorsun bir ay kalıyor bir bakıyorsun bir günde
bitiyor vallahi bitti abi" dediği,
Tape:3450, 07.01.2008 tarihinde, Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; RAİF'in
"Ya işte aradım biliyon mu böyle şey hazırlanmıştı" dediği. HAKAN'm "Yok ne içiyorsun ne
yapıyorsun" dediği, RAİF'in "Hiçbir şeyim yok yani* dediği, HAKAN'm
"Çiçek var bakar mısın" dediği, RAİF'in "O şeyse biliyor musun neden olmasın yani" dediği,
HAKAN'm "Güzel canım güzel ya sen Allah Allah biz seni deri parçası ederiz" "Düşünmesek
biz seni çağırır mıyız" dediği, RAİF'in "Biliyorum 12.30 geliyimi o zaman morukçuğum"
dediği,
08.01.2008 tarihinde, Hakan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; RAİF'in "Bizde
öyle oturuyorduk ta baksana benim hani şeyimi ayır ee ben yarın gelip alacam iyimi" "Ha
baksana o şişmanlarından koy morukçum be onlar çok zayıftılar" dediği, HAKAN'm
"Geldiğinde görüsün tozun toprağını hepsini ayırdım yani hep seçtim hep seçmece zaten
görürsün" , "Gizli vermiyorum eve çağırıp gözünün önünde veriyoruz Raif abi" dediği,

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Mehmet Fikri KARADAĞ'm 535 8881514, Yusuf GÖRÜM'ün 5362716692,
Kahraman ŞAHİN' in 5466478283 telefon numaralarının kendisine ait cep telefonu
rehberinde kayıtlı olduğu,
Kendisine ait 5358258383 telefon numarasının da Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Yusuf GÖRÜM'ün ajanda ve cep telefonu ehberlerinde kayıtlı bulunduğu
tespit edilmiştir.
Şüphelinin, Mehmet Fikri KARADAĞ,Kahraman ŞAHİN ve Yusuf GÖRÜM ile
telefon irtibatı kurduğu, yukarıda yazılı suç unsuru içeren görüşmeler yaptığı tespit edilmiştir.
Şüphelinin üzerinden görev bölümünde istahbarat araştırma yazılı Kuvayı Milliye
Derneği genel merkezince verilen fotoğraflı kimlik kartı çıktığı, bu kimlik kartının Hüseyin
GÖRÜM tarafından kendisine verildiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Raif GÖRÜM'ün isimli şahsın kullanmakta olduğu 05387496868 nolu GSM hattının
01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Yusuf GÖRÜM' ün kullandığı 05362716692 nolu GSM hattı ile 8
-Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 05373755310 nolu GSM hattı ile 14
-Ayrıca şahsın kullandığı 05387496868 nolu GSM hattından diğer hattı olan
05358258383 GSM hattı ile 79 kez görüştüğünün tespit edildiği,
Raif GÖRÜM'ün kullanmakta olduğu 05358258383 nolu GSM hattının 01.01.2000
den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının
kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullandığı 05358881514 nolu GSM hattı ile 31
-Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 05466478283 nolu GSM hattı ile 111
-Erol ÖLMEZ'in kullandığı 05366310901 nolu GSM hattı ile 6
-Hüseyin GÖRÜM'ün kullandığı 05056588812 nolu GSM hattı ile 49
-Kahrman ŞAHİN'in kullandığı 05373755310 nolu GSM hattı ile 663
-Alparslan ASLAN'm kullandığı 05326713439 nolu GSM hattı ile 2
-Yusuf GÖRÜM'ün kullandığı 05362716692 nolu GSM hattı ile 377
-Ayrıca şahsın kullandığı 05358258383 nolu telefon hattından diğer hattı olan
05387496868 GSM hattı ile 573 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Hüseyin GÖRÜM ; Raif GÖRÜM'ün yeğeni olduğunu,derneğe üye olmadığını beyan
etmiştir. Buna karşılık Raif GÖRÜM kolluk beyanında Maltepe Kuvayı Milliye Derneği üyesi
olduğunu söylemiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ ; Raif GÖRÜM ile yeğeni olduğunu söyleyen Hüseyin
GÖRÜM tarafından tamştmldığını,bir gece kendisinin evinde Hüseyin GÖRÜM'le
kaldıklannı,dernekte bir görevi olup olmadığını bilmediğini,ancak kendisi kuruluş bildirgesini
verirken kendisi ile birlikte Demekler Müdürlüğüne geldiğini, Hüseyin GÖRÜM'ün daha
sonra şahsı demekten kovduğunu duyduğunu,ancak sebebini bilmediğini,dernekten ayrıldıktan
sonra kendisini telefondan birkaç kez aradığını,
Yusuf GÖRÜM ;Raif GÖRÜM'ün yeğeni olduğunu,derneğe üye olduğunu
sonradan öğrendiğini, kendisini Kahraman ŞAHİN ile tanıştıranın Raif GÖRÜM olduğunu
beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Raif GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı
"Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı
"Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki
faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Demeğinde Kahraman
ŞAHİN ile bağlantılı olarak istihbarat toplama faaliyetlerinde bulunduğu, nitekim kendisinden
Kuvayı Milliye İstihbarat Görevlisi kartı elde edildiği iddia edilmektedir.
Şüpheli Kuvayı Milliye Demeği ile olan ilgisinin amcası olan Hüseyin GÖRÜM'ün bu
demeğin Kadıköy Şubesi Başkanlığını yapması dolayısı ile demeğe üye olmasından
kaynaklandığını, demeğin ve demek içersindeki illegal yapılanmanın illegal bir amaç ve
faaliyeti olduğunu bilmediğini, kendisinin uyuşturucu kullanıcısı olduğunu,silah ticareti
yapmak istediğini ancak beceremediğini,telefon görüşmelerinin buna ilişkin olduğunu
savunmuştur.
20.10.2007 günlü telefon görüşmesindeki Mehmet Yavuz ÜNLÜ' nün gönderdiği
"yemek listesi vereceği" şeklindeki mesaj üzerine telefonunun dinlendiğini öngörerek
söylediği "Ne listesi o abi anlamadım ki yani ne işler çeviriyoruz anlamadım yani" "Tamam
abi sen sen tamam çeviriyorsan kime çalışıyorsan onlar çevir yani" "Abi o bütün çataldere
kameralarlan dolu abi yani" "sen herhalde aklın fikrin ermiyor birşeye sen işine bak abi
biliyor musun" "Ben o işlere bakmıyorum yani" "Ama bakmak istiyorsan ben seni
yönlendiririm tamam mı abi"
27.10.2007 günlü açıklıktan yoksun telefon görüşmesinde Kahraman ŞAHİN'e
söylediği "tamam ya bizim istihbarat hattan konuşuruz o zaman"
24.11.2007 günlü telefon görüşmesinde Hüseyin GÖRÜM'ün televizyonda yayınlanan
görüntülerinden dolayı Kuvayı Milliye Demeğinin düştüğü durumdan konuşmaları sırasında
Kahraman ŞAHİN'in söylediği "Ya mahvetti ya moruk ya benim çok emeğim var o yüzden
üzülüyorum biliyon mu" sözlerine verdiği "Bitmedi ki sen daha başkan değimlisin" "Biz
kurmayacazmı kendi şeyimizi"
26.11.2007 günlü aynı konunun devamı mahiyetindeki telefon görüşmesinde "Moruk
biz öyle dediğimiz gibi biraz paralanalım her şeyi toparlıyacağız yani başkan maşkan felan hiç
kimse olmayacak anlıyormusun" ,"Ya bütün Ege Ege bölgesi bütün Raif GÖRÜM'ü tanıyor
moruk" "Eski kurallar geçsin ATATÜRK' ün gerçek kuralları yani geçsin hep insanlar
partilere giripte şu yasayı değiştirip bunu değiştirip peşinde olmasın yani Atatürk'ün yasaları
olsun ve kalsın ebedi herkeste onlara uymak zorunda olacak devlette devlet olmazsa da onu
hadi yıkıcaksm biliyon mu o kadar basit"
28.11.2007 günlü telefon görüşmesinde Hüseyin GÖRÜM'ün televizyonlarda
yayınlanan görüntülerinden dolayı Kuvvayi Milliye Demeğinin düştüğü durumdan
bahsettikleri sırada İbrahim ÖZCAN'a "Biz bir toplanacağız filan falan tamamı belki yeniden"
"...bak Kahraman Yusuf amcam falan hep birlikteyiz haberin olsun abi biz de ayrılmak yok
yani biliyonmu ya yeniden bir şeyler toparlanıp büro yapıp" sözleri ve
devamında İ.ÖZCAN' in ".. .bunu oturuz sonra yüz yüze konuşuruz bazı şeyleri ben sana bazı
şeyler anlatacam" "Telefonda olmaz telefonda olmaz"
29.11.2007 günlü telefon görüşmesinde Hakan isimli kişinin muhtemelen uyuşturucu
suçundan dolayı cezaevine gireceğinden bahsedip "Yani bir ağabeylik yap şurada gideceğiz üç
sene ceza yatacağız bir daha göremeyeceğiz üç sene seni" demesi üzerine söylediği
"Morukçuğum ya söyleme bana böyle şeyler ya sen girmeyecen hiçbir yere tamam mı"
03.12.2007 günlü telefon görüşmesinde Hüseyin GÖRÜM'ün televizyonlarda
yayınlanan görüntülerinden dolayı Kuvvayi Milliye Derneğinin düştüğü durumdan bahsederek
Mehmet Fikri KARADAĞ' a söylediği "Baksanıza paşam biz yeniden bişeyler şey yapacaz
sizide çağırıp bi görüşmek istiyoruzaz yani Hüseyin GÖRÜM'le değil yani biz kendi
aramızdaki şeylerimizlen devam etmek istiyoruz hani" "Ee paşam sizi çağırabiliriz ama
gelirsiniz değil mi yani" sözleri, M.F.KARADAĞ'm "Yav gelirim tabi niye gelmeyim ben her
yere giderim" "Hadi ne zaman" sözleri, kendisinin " Hı hı ben ben şey büro işleri birazda
maddimizi düzeltiyoruz hepimiz toplaşcaz ondan sonra böyle bundan sonra bu yolda devam
edeceğiz" cevabı ve M.F.KARADAĞ'm "Peki Raif hadi arkadaşlarını topla"
14.12.2007 günlü Mark ZUKARİYEV yaptıkları ve aralarındaki silah ticaretinden
kaynaklanan anlaşmazlığın konuşulduğu telefon görüşmesinde "Ondan sonra ondan sonra bi
de buraya geliyorsun telefonda benim zaten telefonlarım dinleniyor anlıyormusun
şirketimizden kuvvayi milliyeden olayından bi de bana tehtit" "Oğlum kuvvaimilliyenin
durumu iyi deyil biliyormusun o yüzden bizim telefonlar dinleniyor diyorum sen sana" sözleri,
MARK'm " Ben sadece sana saygı olarak yoksa ben kuvvai milliye ne demek ben biliyorum o
hiçbir şey yok o boş" şeklindeki sözlerine verdiği "Sen hiç bir şeyden haberin yok
kuvvaimilliyeden onları bırakalımda biliyomusun biz yani gelelim bizim şeyimize"
Sözleri ve cevaplarının ; kendisinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye
Derneğindeki yapılanması ile ilişkisinin savunması gibi derneğe gidip gelme şeklinde
olmadığı,kendisinin İbrahim ÖZCAN hakkındaki askeriyeye bağlı istihbarat elemanı olarak
tanıttığı şeklindeki beyanı içeriğine göre de dernek içerisindeki illegal yapılanmanın, dernek
ismini kullanarak ve askeri kurumlar ve asker kişiler ile bağlantılı oldukları izlenimini vererek
illegal faaliyetlerde bulunduklarını bildiği, kendisinin de yukarıda yazılı telefon görüşmeleri
içeriğine göre bizzat bu faaliyetler içerisinde yer aldığı, derneğin içine düştüğü kötü
durumdan kurtarmak gerekirse yeni bir oluşum meydana getirmek için yapılan çalışmalar
içerisinde yer aldığı,
Kendisinin Kuvayı Milliye Deneğinin başka bir şubesinin üyesi bulunduğunu beyan
etmesine karşılık dernek içerisindeki ülgal yapılanmanın faaliyetleri çerçevesinde kullanmak
üzere üzerinde görev yeri genel merkez ve görevi istihbarat araştırma yazılı fotoğraflı bir
Kuvayı Milliye kimlik kartı taşıdığı,
Tüm bu açıklamalar ile Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde hakkında
kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
TCK'nun 314/2 - 3713 S.K.'nun 5 maddeleri uyarınca cezalandırılması talep
edilmiştir.
Ayrıca;
Yukarıda geniş olarak özetlendiğinden aşağıda sadece gün ve saatleri yazılı;
Kahraman ŞAHİN ile yaptığı 19.10.2007 gün ve 11.32 saatli, Serdar ile yaptığı
28.11.2007 gün ve 14.10 saatli , Mark ZUKARİYEV ile yaptığı 29.11.2007 gün ve 18.00
saatli, 04.12.2007 gün ve 12.09 saatli , 08.12.2007 gün ve 11.33 saatli, Mehmet Fikri
KARADAĞ ile yaptığı 03.12.2007 gün 09.59 saatli , Hakan ile yaptığı 29.11.2007 gün ve
12.11saatli, 10.12.2007 gün ve 17.05 saatli, 13.12.2007 gün ve 11.05 saatli, 16.12.2007 gün
ve 18.43 saatli , 17.12.2007 gün ve 19.40 saatli, 03.01.2008 gün ve 13.20 saatli, 07.01.2008
gün ve 10.52 saatli, 08.01.2008 gün ve 18.47 saatli, İbrahim ile yaptığı 14.12.2007 gün ve

2246 w--*- c

14.18 saatli, 15.12.2007 gün ve 16.44 saatli, Ilmira KANDEMİR ile yaptığı 28.11.2007 gün
ve 10.44 saatli telefon görüşmelerinden, evinde yapılan aramada resmi nikahsız eşi Nilgün
KARASULU'nun üzerinden uyuşturucu esrar maddesi çıkması ve şüphelinin bunun kendisine
ait olduğunu beyan etmesinden uyuşturucu madde ticareti faaliyeti içerisinde
bulunduğu,uyuşturucu madde kullandığı,temin ettiği anlaşılmıştır.

Şüphelinin Danıştay Saldırısı sanığı Alparslan ARSLAN ile 2 telefon görüşmesi


bulunduğu bu kapsamda Mahkemenin dikkatine sunulmuştur.
Ilmira KANDEMİR ile yaptığı 05.11.2007 gün ve 13.53 saatli,Kahraman ŞAHİN ile
yaptığı 07.11.2007 gün ve 23.51 saatli , 08.11.2007 gün ve 17.21 saatli, 14.12.2007 gün ve
12.41 saatli, Mark ZURKALİYEV ile yaptığı 29.11.2007 gün ve 18.00 saatli, 04.12.2007 gün
ve 11.42 saatli, 05.12.2007 gün ve 21.15 saatli, 14.12.2007 gün ve 13.41 saatli, Uğur ATAR
ile yaptığı 01.12.2007 gün ve 22.41 saatli, Yetkin YAVUZ ile yaptığı 03.12.2007 gün ve
22.55 saatli , 05.12.2007 gün ve 13.35 saatli , Tamer DEMİRCİ ile yaptığı 05.12.2007 gün ve
13.30 saatli telefon görüşmeleri,görüşme yaptığı kişilerden Mark ZURKALİYEV'in arama
sırasında kolluk görevlilerine söylediği "Raif GÖRÜM'ün kendisine elinde antika bir silah
olduğunu ve satmak istediğini teklif ettiği " şeklindeki beyanı ve evinde yapılan aramada
ruhsatsız bir pompalı av tüfeği bulunmasına göre yasadışı silah ticareti faaliyeti içerisinde
bulunduğu,
Murat SAZ ile yaptığı 01.12.2007 gün ve 10.53 saatli, 08.12.2007 gün ve 15.01 saatli,
Kahraman ŞAHİN ile yaptığı 26.12.2007 gün ve :22.32 saatli,telefon görüşmeleri ve evinde
ele geçirilen onlarca porno CD' den de yasadışı porno CD ticareti faaliyeti içerisinde
bulunduğu,
Değerlendirilmiş,ancak bu suçların örgüt adına işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturan
deliller elde edilememesi nedeni ile bu soruşturma evrakından ayrılmıştır.

73-ŞÜPHELİ YUSUF GÖRÜM a)-


Emniyet ifadesinde;
Kuvayı Milliye Derneğine üye olmadığmı,kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün teşkilat
başkanı olması nedeni ile derneğe gittiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ' ı kardeşi Hüseyin
GÖRÜM' ün yanında gördüğü için tanıdığını, derneğin kuruluş çalışmaları kardeşi Hüseyin
GÖRÜM'ün Maltepe semtinde bulunan yazıhanesinde yapıldığından burada Muzaffer TEKİN
ve Hüseyin BEYAZIT'ı tanıdığını, kendisinin işletmekte olduğu Maltepe'deki deterjan
imalathanesinin üst katındaki boş büroyu kullanmak istediklerini kardeşi aracılığı ile rica
ettiklerini, bu imalathanede bulunan yazıhaneyi yaklaşık 1 ay dernek işlerinde kullandıklarını,
sonra derneğin şimdiki yerine taşındığını, Derneği kurarken kendisine üye olur musun diye
teklifte bulunduklarını, tekliflerini kabul etmediğini, diğer kardeşi Türkan GÖRÜM' ün ise üye
olduğunu bildiğini, Mersin'de geçen yemin merasimine katılmadığını, ancak televizyonda bu
görüntüleri gördükten sonra kardeşi Türkan GÖRÜM ve onun arkadaşı Sevilay isimli bir kişiyi
dernekten istifa etmeleri için ikna ettiğini, kendilerinin dernekten istifaları için gerekli olan
noter ihtarnameli istifa dilekçelerini yazdırdığını ve onların istifalarım sağladığını, bu olaydan
sonra dernekte bulunan Kahraman ŞAHİN ve isimlerini bilmediği birkaç kişinin kendisini
vatan haini olarak ilan ettiğini ve derneğe girmemesi için karar aldıklarını, bu olaydan sonra
demeğe hiç gitmediğini, bu yemin görüntülerinde de Fikri KARADAĞ ve kardeşim Hüseyin
GÖRÜM' ü tanıdığını, diğer şahıslan tanımadığını, "Türk anadan ve Türk babadan
olma,soyunda dönme olmayan, ölürüz öldürürüz" gibi kelimeler geçmesinin kendisini rahatsız
ettiğini, Raif GÖRÜM'ün yeğeni olduğunu, demeğe üye olduğunu sonradan öğrendiğini,
Kahraman ŞAHİN'i 1997 yılından b"uv yaria tanıdığını, Kartal'da bulunan yazıhanesine yeğeni
Raif le birlikte gelip gittiğini, demekte ne görev yaptığını
bilmediğini, Oğuz Alparslan ABDULKADİR'i tanımadığını, dernekte de kendisini hiç
görmediğini,
İkametinde yapılan aramada elde edilen 6 adet disket, 2 adet "Kuvayı Milliye asla
nutmaz,asla affetmez" ibareli CD 1er, 1 adet "BLOW COMPAKT MOD 2002" şarjörü
olmayan kuru sıkı tabanca, 17 adet CD ve 25X30 ebadında "Kuvayı Milliye Kuruluş 1919
(Resmi Sitesidir)" şeklinde başlayan "Yüce milletimize saygılarımızla arz olunur" ile biten
internet çıktısı dokümanla ilgili olarak ; Kendisinin bilgisayar kullanmasını bilmediğini bu
yüzden evinde çıkan bilgisayar,disket ve CD lerin kendisine ait olmadığmı,oğlu Özgür
GÖRÜM' e ait olduklarını, evinden çıkan "Kuvayı Milliye asla unutmaz asla affetmez" isimli
2 CD den birisinde Derneğin 30 Ağustos 2006 tarihinde Ankara'da düzenlediği Atatürk'ü
ziyaret ve Kızılay meydanına yürüyüş mitingine ait görüntüler, dernekten aldığı diğer CD de
ise Kuvvai Milliye Derneğinin Mersin'de yapmış olduğu yemin töreni görüntülerinin
olduğunu, kurusıkı tabancayı oğlu Özgür GÖRÜM'ün daha önceden 5 YTL ye almış
olduğunu, evde durduğunu,
Kendisinin, derneğin 30 Ağustos 2006 tarihinde Ankara'da düzenlediği Atatürk'ü
ziyaret etkinliği ve Kızılay meydanına yürüyüş mitingine kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün ricası
üzerine katıldığını, bu yürüyüşte "Türk Polisine, Türk Askerine Kurşun Sıkan Eller
Kırılacaktır Kuvvai Milliye" yazılı bir pankart taşıdığını,
Ergenekon isimli oluşumu sadece basından duyduğunu,Muzaffer TEKİN'i de Kuvayı
Milliye Derneğinin kuruluşu aşamasında kardeşinin o dönemde Maltepe'de bulunan
yazıhanesine geldiğinde gördüğünü, kendisi ile samimiyetinin olmadığmı,beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrar ettiğini, soruşturma kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri
KARADAĞ'I 2006 yılında kardeşi Hüseyin GÖRÜM aracılığı ile tanıdığım,Vatansever
Kuvvetler Güç Birliği ile Kuvayı Milliye Derneğinin birleşmesi aşamasında Maltepe
semtindeki Hüseyin GÖRÜM'ün yazıhanesinde bulunan Muzaffer TEKİN ve Hüseyin
BEYAZIT'ı gördüğünü,kendileri ile fazla görüşmediğini, basında bu kişilerin Danıştay olayına
karıştıklarını ve bir takım yeminler yaptıklarını gördüğünden dolayı kız kardeşi Türkan
GÖRÜM ile onun arkadaşı Sevilay'm kurucu üye olmalarına rağmen ayrılmaları için bizzat
ilgilenerek dilekçelerini noter aracılığı ile gönderdiğini,kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün Kuvayı
Milliye Derneği Kadıköy Şube Başkanı olduğunu, kendisine söz geçiremediği için müdahale
edemediğini,kendisinin derneğin ve dernekte bulunanların amaçlarının ne olduğunu tam olarak
bilmediğini,ancak basındaki haberleri görünce bunlardan uzaklaştığmı,Hüseyin GÖRÜM'ün
kendisine 30 Ağustos 2006 tarihinde Ankara'da Anıtkabir Ziyaretleri olduğunu söylediğinden
bu etkinliğe katıldığım,bundan başka derneğin etkinliklerine katılmadığını, aramada ele
geçirilen CD'lerin oğlu Özgür GÖRÜM'e ait olduğunu,Kuvayı Milliye derneği ile ilgili CD'leri
Derneğin Kadıköy Teşkilatının bastırarak herkese dağıttığını, kendisinin de aldığını, yine
aramada ele geçen kurusıkı tabancanın Şırnak'ta askerliğini yapan oğlu Özgür GÖRÜM'e ait
olup 5 YTL'ye satın aldığını,
Sorulması üzerine ise;
Kahraman ŞAHİN'i 1997 yılından itibaren yeğeni olan Raif GÖRÜM'ün arkadaşı
olarak tamdığmı,daha önce toptan gıda işi yaptığı sırada yanlarına geldiğini, Hüseyin
GÖRÜM'ün yanında teşkilat başkan yardımcılığını yaptığını bildiğim, Hüseyin GÖRÜM,
Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM ve Mehmet Fikri KARADAĞ 'm bir arada oldukları
fotoğraftan gazetede gördüğünü, Ümraniye ve Eskişehir'de ele geçirilen bomba ve mühimmat
ile ilgisi olmadığını, deterjan işi yaptığmı,evine ekmek götürmek için uğraştığmı,suçsuz
olduğunu beyan etmiştir. .*" ^

2248

c)-Aramalarda elde edilen deliller;


Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
-1 'den 6'ya kadar numaralandırılmış disket,
-l'den 2'ye kadar numaralandırılmış "Kuvayı Milliye Asla Unutmaz Asla Affetmez"
CD,
-(1) adet BOW Cmpact Mod.2002 yazılı şarjörü olmayan kurusıkı tabir edilen tabanca,
-(2) adet Türk Telekoma ait 8AAB802328408136-8AAB802328408122 seri numaralı
50 Kontörlük kart,
-(17) adet l'den 17'ye kadar numaralandırılmış CD,
-25cmx30cm ebatmda sağ alt tarafından yırtılmış "Kuvayıi Milliye Kuruluş 1919
(Resmi Sitesidir)" ile başlayan "16-Yüce Milletimize saygılarımızla arz olunur" ile biten
internet çıktısı doküman elde edilmiştir.
Üst Aramasında;
-(1) adet, 6020 (353275/01/469503/6)imei nolu Nokia cep telefonu,
-(1) adet, 0703160022571 turcell hazır kart,elde edilmiştir.
CD 08 İçeriğinde : Fikri KARADAĞ' m katıldığı televizyon programından görüntüler
olduğu görülmüştür.
5 nolu CD içerisinde "190505 FABRİKA" ve "210505 ONUR KONFERANS" isimli
klasör bulunduğu, "190505 FABRİKA" adlı klasör içerisinde 169 adet fotoğrafın bulunduğu,
bu fotoğraflar içerisinde Muzaffer TEKİN, Kuvayı Milliye Dernekleri Başkanı Hüseyin
GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM, Rafet ARSLAN, Kuddusi OKKIR ve Amerika Arizona
Üniversitesi öğretim üyesi Onur ŞENARSLAN isimli şahısların birlikte çekilmiş
fotoğraflarının bulunduğu, "210505 ONUR KONFERANS" isimli klasör içerisinde 47 adet
fotoğrafın bulunduğu, bu fotoğraflar içerisinde Muzaffer TEKİN, Hüseyin GÖRÜM, Yusuf
GÖRÜM ve Amerika Arizona Üniversitesi öğretim üyesi Onur ŞENARSLAN isimli şahısların
birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu görülmüştür.
9 nolu CD içerisinde KUVVAYI MİLLİYE 8Ekim 2005 İstanbul ile başlayan ve
devamında konferans salonunda konuşmacılar Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Hüseyin
GÖRÜM, Kuvayı Milliye Derneği yöneticilerinden Fikri KARADAĞ ve Prof Dr. Anıl
ÇEÇEN'in "Kuvayı Milliye Hareketi ve Derneği'nin yapılanması ve amacının" anlatıldığı,
dinleyiciler içerisinde Yusuf GÖRÜM isimli şahsında bulunduğu video görüntüsü olduğu
tespit edilmiştir.

d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:615, 23.02.2007 tarihinde, Naci isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Naci'nin
"Sen şimdi konuşsana onunla MİTLE bir alakası var mı o adamın" dediği, Yusuf un "Ya Naci
seninle yüz yüze konuşuruz ya olmaz böyle konuşmak" dediği,
Tape:616, 24.02.2007 tarihinde Naci isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Naci'nin
"Kadıköye git o Albay varya Albay la bi görüş konuş ne diyor bakalım yani personel alıyorlar
yani şeye MİTE" dediği, Yusuf un "Ben onu şuan da konuşamam onların toplantıları var"
dediği, Naci'nin "Bazı şeyler vardır onun var mı ilişkisi var mı adamı acaba o da var" dediği,
Yusuf un "Ya vardır onun sen onu Hüseyin le konuşacaksın" dediği, Naci'nin "Çünkü bizim
Osman müracaat etti aldılar yani de .......... adamlar var yaptırmışlar onlara bir iki silah da"
dediği, Yusuf un "Tamam giderken atlet kilot ta götür" dediği, Naci'nin "Tamam sorun değil
şey yaparız ayarlarız onları önemli değil olursa zaten kıyak yaparız boş değiliz yani tamam
tamam ben akşam oğlanı da alır giderim o zaman olmazsa" dediği,
Tape:619, 27.02.2007 tarihinde, Naci isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Naci'nin " Lan dedim Hendeğe gitti lan gel dedim bizim buraya takıl da..........seninle Kuvayı
Milliye derneği açalım buraya şube" dediği, Yusuf un " Nereye bana ne söylüyosun onu

Hüseyin e söyle" dediği, Naci'nin " Şeklini bilmiyorum yani şekil olması lazım abi bak bak
burada rant var ya ben onun için dedim" dediği, Yusuf un "Var tabi orda" dediği, Naci'nin "Bu
piyasada var öbür orda yok" dediği, Yusuf un " Var evet" dediği, Naci'nin " Bu piyasada var
yani o piyasada yok Kadıköy den önce de burada var anladın" dediği, Yusuf un " Naci ben
İstanbul a geldiğimde konuşalım" dediği,
Tape:622, 12.03.2007 tarihinde, Ayşe isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Yusuf un
"İyiyim Kadıköy üne uğradım Genel Merkeze" "Albay la filan görüştüm" "Şey iyiler
durumlarda iyi şeyden eleman arıyorlar genel merkezden" dediği, Ayşe'nin "Aman arasınlar
ya zaten şey dünya kadar alacağım var orda hani nerde" "Onlar vermezler yine" dediği, Yusuf
un " Yok Milli Savunma Bakanlığından ödenek çıkmış canım" " O olaylardan sonra şey
yapmış Genel Kurmay falan da kapattırmış olayı zaten hı Albay la epey konuştum" dediği
Tape:625, 15.03.2007 tarihinde, Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Yusuf un
"He Yasin e söyle bu Metin berberin yanında bir Ramis diye bir çocuk vardı onun bir işi
varmış Hendek te tamam mı hı Yasin i arayacak yani senin bu numarayı veriyorum ben aradı
mı konuştur onu tamam mı Ayhan" "Şimdi bu numarayı verdim mi sen görüş Yasin şeyle
Ramis ile ne işi varsa onun Hendek te hallediverin tamam mı" "Bilmiyorum bir problemler
varmış orda herhalde bir alacak verecek hesabı" dediği,
Tape:626, 15.03.2007 tarihinde, Rasim GÖRÜM ile görüşmesinde özetle; Yusuf un
"Sen Ayhan la görüş onlarla bir işi varmış dedim Hendek te Adapazarı nerde işiniz" dediği,
Rasim'in "Bi güzel bir iş 85 milyarlık bir iş" dediği, Yusuf un "85 tamam size onlar yardımcı
olacaklar Hendek te tamam mı" "Oradan çıkartma yap yani bize de" dediği,
Tape:627, 15.03.2007 tarihinde, Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;Yusuf un
"Şimdi seni arayacak Rasim" "Bi 85 lik iş varmış herhalde" "Gerekeni yaptın mı bizi de gör
yani tamam mı" dediği,
Tape:628, 20.03.2007 tarihinde, Zeki isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Yusuf un "
He Zeki aldım ben şimdi Hüseyin'e senin numaranı vericem ben şimdi zaten Genel Merkezin
ordayım" dediği, Zeki'nin "Şey söylicem Kurtköy'de tanıdık var mı Jandarma'da falan" dediği,
Yusuf un " Jandarmada var tabi" dediği, Zeki'nin " Tamam sen bir şey yap da orda bir tane
orospu çocuğu var onu şey yapcaz tamam" dediği, Yusuf un "Hayrola senin ne işin var ya
orda" dediği, Zeki'nin " Yav konuşuruz şimdi orda bir tane lavuk var da onu çekicez, anladın"
dediği, Yusuf un "Tamam Hüseyin'le konuşurum" dediği,
Tape:45, 21.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
M.F.KARADAĞin "Bağımsız altıncı sıradan adayım biliyorsun değil mi" dediği,
Y.GÖRÜM'ün "Biliyorum tabi ki bizim oylar senin baba ya ne demek" dediği,
M.F.KARADAĞ'm "Ona göre oralarda kulis yaptın mı" dediği ve Y.GÖRÜM'ün
arkadaşlarının hepsine söylediğini belirttikten sonra "Ülkemiz gerçekten tehlikede gerçekten
ben yani artık buna tamamen inandım" "İnandım baba adama dün akşam Turan ÇÖMEZİ
dinledim" dediği, M.F.KARADAĞ'm "He oda binde birini anlatmadı ya onu milyon daha
milyona ekle onu milyona" "Bende programı dinledim istifa et dedim sende hemen istifa et
dedim 2002 de geldi bana bak sağlık bakanı olacam müsteşarım olur musun diye bende dedim
ki TAYYİBİN sen arkadaşı olduysan onun bakanı olduysan ben şenlen yokum dedim ona"
"Demiş sana işte sıtratejiyi taktiği bilmem uluslar arası güvenliği
....benim ateremden ...bir hocam var komutanım.......geldi aynen böyle bir gün beraber olduk
kabul etmedim" "Ama istifa etseydi çok daha iyi olurdu onlarlan bir arada durmuyacaktı"
dediği, Y.GÖRÜM'ün "Baba birşey diyecem" "Ben bu Bodrum yalıkavak var ya" "Bu
yalıkavakta bana bir otel veriyorlar Hüseyin de bu adamı tanıyor A.T. diye" "Sen bu A. T.
daha evvelden duymuşsundur" "Senin döneminde yani senin tam şey zamanlarında bu silahlı
kuvvetler" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Tanımıyorum tanımıyorum" dediği, Y.GÖRÜM'ün
"Bu seksenbeş yılında silahlı kuvvetler yapı koparatifi diye bir kooperatif kurduydu
Kadıköyünde" "Silahlı kuvvetler adına Hüseyin de çok iyi tanıyor ondan sonra neyse bu adam
zamam içerisinde epey şey oldu çok yıl geçti şimdi bu Bodrum Yalıkavakta otel almış üç tane
bunu Hüseyin iyi tanıyor bu üç tane otelin bir tanesini veriyor bende dedim ki ben dernekte
konuşurum babaylan tamam mı" "Derneğin adına dedim verirsen dedim bunu çalıştırmak
üzere alırız dedim" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Aman istemem dernek adına falan bırak sen
onları bulaştırma" "Bulaştırma derneği falan o işlere" "Bi bok olduğu yok adamda o gelsin
öyle bir niyeti varsa benlen konuşsun söyle" dediği, Y.GÖRÜM'ün "Ya bize devreder baba
demi" dediği ve telefonu yanında bulunan SÜLEYMAN'a verdiği M.F.KARADAĞ'm
SÜLEYMAN'a "Zaten bundan sonraki seçimlerde buralarda değil küçük yerden
Çanakkaleden garanti verildi Çanakkaleden oraya gidecem" "He ekibin nasıl hazırmı yeniden
teşkilatlanma yapacam" dediği, SÜLEYMAN'ın "Hüseyin güden ayrıldınız mı" dediği,
M.F.KARADAĞ'm "Yok ayrılmadık" dediği, SÜLEYMAN'ın "Ama biliyorsunuz onun
bulunduğu teşkilat içerisinde bizim olma şansımız yok" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Onların
işi başka bizim işimiz başka" "Onları görderirim başka yere artık daha o şey yeniden genel
kurulu topluyacam hepsini atacam şeyden" dediği,
Tape:629, 23.10.2007 tarihinde, Rasim GÖRÜM ile görüşmesinde özetle; Merve
kapı'da bulunan fabrikanın yanmasıyla ilgili konuştukları, Hüseyin'in oradan bir süre önce
ayrıldığım ancak kirasını halen aldığını söyleyerek Yusuf un "Nizam AYTEMİZ" "Nizam bir
geceleyin 8-10 kişiyle geliyo fabrikaya, oraya yazıhaneye" "Bekçiyi güzel bir dövüyorlar,
kafasını gözünü kınyorlar" "Hüseyinlerin bekçisi" "ondan sonra diyorlar ki bir daha buraya
gelirseniz ayaklarınızı kırarız" "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor gidiyor oraya, kahramanları var
ya hani" "Nizam AYTEMİZ'in 10 tane adamı var, hepsi silahlı, ondan sonra diyorlar ki onlar
da Nizam AYTEMİZ bak diyor, al bu adamlarını git tamam mı, Hepsini de diyor burda
kurşuna dizdiririm diyor" dediği, ilerleyen görüşmelerde fabrikayı kimin yaktırmış
olabileceğiyle ilgili görüştükleri,
Tape:630, 25.10.2007 tarihinde, Muammer isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Yusuf GÖRÜM'ün "Ne oldu Muammer" diye bir konuyu sorduğu, Muammer'in "Abi yarın
dönüyorlar" "çok güzel bir iş yakaladım, ... eğer olursa abi, herhalde İstanbul'u terk ederim"
"Mazotla alakalı" "Yarın öğleden sonra senin yanma gelcem görüşürüz" dediği,
Tape:3420, 28.11.2007 tarihinde,Raif GÖRÜM ile İbrahim ÖZCAN arasındaki
görüşmesinde özetle; Muhtemelen Hüseyin GÖRÜM'ün televizyonlarda çıkan görüntüleri
konusunda bir süre konuşup rahatsızlıklarını dile getirdikten sonra, aynı konu ve derneğin
yeniden toparlanması konusunda ; Raif in "Ya abi gel toparlayalım her şeyi yine ya" "Gel abi
düzeltelim her şeyi birlikte biz yapalım ya siktiret onu yani biliyor musun yani onu iptal edip
kovanz ya mahvetti amma koydu hepsinin abi ya" dediği, Raif in " Biz bir toplanacağız filan
falan tamamı belki yeniden" "Tamam tamam bak Kahraman Yusuf amcam falan hep
birlikteyiz haberin olsun abi biz de aynlmak yok yani biliyonmu ya yeniden bir şeyler
toparlanıp büro yapıp" "Abi bırakalım da eskileri şey yapalım bir hani kırgın olmayalım da bir
şeyler yapalım birlikte oluruz anlıyor musun" dediği,
Tape:971,14.12.2007 tarihinde Hüseyin GÖRÜM ile telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre hal hatır ettikten sonra Hüseyin'in "...çakmak için de teşekkür ederim." Dediği, Yusuf
un "Yok abicim bir şey değil ya. Sen kendine iyi bak yeter." "Orhan gönderdi değil mi
Hüseyin?" diye sorduğu, Hüseyin'in "He gönderdi Fahri göndermiş." Dediği, Yusuf un "Ben
biraz Fahri'ye fırçaladım, o gecesi." ".. .Utanmıyor musun sen dedim. Ya tamam Yusuf falan
dedi. Ben sormadım ne kadar şey." Dediği, Hüseyin'in "500 lira göndermiş." Dediği, Yusuf un
"İyi tamam işte ya, işini görürsün abi. Yav Hüseyin şeyi soracam sana. Bu hani Fetullah
GÜLEN'in CD'leri vardı ya sende." dediği, Hüseyin'in "Bende yok onun CD'leri." "Onlar bir
ara vardı. Paşadaydı. Yok şimdi onlar artık. Onlarla ilgilenmiyorum ben anladın mı, Onlann
hepsi bir oyundu. Yani bizi hep tezgaha getirmek istediler g...enler." dediği, tespit edilmiştir.

"2251
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
İşyerinin bir bölümünü büro olarak kullanmaları için tahsis etmesinin Vatansever
Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin oluşumu aşamasında yer aldığını, bu oluşuma önayak olan
Muzaffer TEKİN'in telefon rehberinde kendi telefonun kayıtlı olmasının da bu kişiler ile
örgütsel bağlantı içerisinde olduğuna dair şüphe oluşturduğu,

Yukarıda yazılı telefon görüşmeleri içeriğine göre de , kendisine iletilen illegal


talepleri Kuvayı Milliye Demeğinde ve aynı zamanda Ergenekon Terör Örgütünün Demek
içerisindeki illegal yapılanmada sorumlu düzeyde yer alan kardeşi Hüseyin GÖRÜM'e
yönlendirdiği anlaşılmaktadır.
Muzaffer TEKİN'in telefon rehberinde Yusuf GÖRÜM'ün 05362716692 numaralı
telefonunun yazılı olduğu,
Şüpheli Yusuf GÖRÜM'ün telefon ve sim kart kayıtlan incelendiğinde; Hüseyin
GÖRÜM-05378551942, Raif GÖRÜM-05358258383, Kahraman ŞAHİN-05466478283
şeklinde kayıtlara rastlandığı,
Kuddusi OKKIR ve Raif GÖRÜM, isimli şahısların telefon ve sim kartında telefon
numarasının Yusuf GÖRÜM-05362716692 şeklinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Yusuf GÖRÜM'ün kullanmakta olduğu 05362716692 nolu GSM hattının 01.01.2000
den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının
kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Yasin (Rasim) GÖRÜM'ün kullandığı 05385605898 nolu GSM hattı ile 142
-Raif GÖRÜM'ün kullandığı 05358258383 nolu GSM hattı ile 378
-Raif GÖRÜM'ün kullandığı 05387496868 nolu GSM hattı ile 8
-Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullandığı 05358881514nolu GSM hattı ile 81
-Hüseyin GÖRÜM'ün kullandığı 05056588812 nolu GSM hattı ile 188
-Hüseyin GÖRÜM'ün kullandığı 05378551942 nolu GSM hattı ile 18
-Kuddusi OKIR'm kullandığı 05337624601 nolu GSM hattı ile 5
-Alparslan ASLAN'ın kullandığı 05326713439 nolu GSM hattı ile 11
-Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 05373755310 nolu GSM hattı ile 2 kez
görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Mehmet Fikri KARADAĞ ; Yusuf GÖRÜM'ü Hüseyin GÖRÜM'ün abisi olarak
tanıdığını, demeğe gelip gittiğini beyan etmiştir.
Raif GÖRÜM ; Yusuf GÖRÜM'ün amcası olduğunu, 03.12.2007 günü telefon
görüşmesi yaptığı kişinin amcası Yusuf GÖRÜM olduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ün FOX TV'de
yayınlanan görüntülerinden rahatsız oldukları ile ilgili görüştüklerini beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM ; Yusuf GÖRÜM'ün ağabeyi olduğunu,temizlik maddesi alım satımı
ile uğraştığını, demekle hiçbir alakasının olmadığını, 2000 yılında ağabeyi Yusuf GÖRÜM
vasıtası ile tanıdığı Nihat GÜRKAN isimli şahsın kendisine Ankara'da Ulusal Güç Birliği
Yeniden Kuvvai Milliye adında bir oluşum olduğunu kendisinin de bu oluşumda görev
almasını teklif ettiğini beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Yusuf GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan

<—
rs ,2252 . ,

(J/&&'} Ç^
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Demeğinde Hüseyin
GÖRÜM ile bağlantılı olarak demeğin legal faaliyetlerinde bulunduğu, aynı amaç
doğrultusunda kurulan VKGB'nin İstanbul yapılanmasının oluşumu aşamasında işyerini tahsis
ettiği, bunun yanı sıra örgüte gelir temin etme amacı ile mafya tarzı tahsilat işleri yaptığı iddia
edilmektedir.
Şüpheli, Kuvayı Milliye Demeği ile ilgisinin kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün bu demekte
sorumlu düzeyde yer almasından dolayı demeğe gidip gelmesinden, Muzaffer TEKİN ile
tanışıklığının Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi oluşumuna ilişkin toplantıların
Hüseyin GÖRÜM'e ait yazıhanede yapılmasından,sonrasmda da işyerini kardeşi Hüseyin
GÖRÜM'ün ricası ile bu kişilere geçici süre kullandırmasından ibaret olduğunu savunmuştur.
Yukarıda geniş olarak özetlendiğinden aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılacak olan
telefon görüşmelerindeki,
Naci isimli şahsın bir yakının MİT'te işe girmesi için Kuvayı Milliye Demeği
Başkanının aracı olmasını istemesi üzerine söylediği "Ya Naci seninle yüz yüze konuşuruz ya
olmaz böyle konuşmak"
Naci isimli şahsın Kuvayı Milliye Demeğine gidip görüşmeleri sonunda edindiği
kanaate göre kendisine söylediği " .... gel dedim bizim buraya takıl da.............seninle Kuvayı
Milliye demeği açalım buraya şube" " Şeklini bilmiyorum yani şekil olması lazım abi bak bak
burada rant var ya ben onun için dedim" sözleri üzerine kendisinin verdiği "Var tabi orda" "
Naci ben İstanbul a geldiğimde konuşalım"
Ayşe isimli şahıs ile Kuvayı Milliye Demeğinin maddi sıkıntıları üzerine yaptıkları
konuşmada kendisinin söylediği " Yok Milli Savunma Bakanlığından ödenek çıkmış canım" "
O olaylardan sonra şey yapmış Genel Kurmay falan da kapattırmış olayı zaten hı Albayla
epey konuştum"
Rasim GÖRÜM ile yaptıkları Hendek ilçesindeki 85 milyarlık bir tahsilat işi ile ilgili
konuşmada kendisinin söylediği "85 tamam size onlar yardımcı olacaklar Hendek te tamam
mı" "Oradan çıkartma yap yani bize de" sözlerinin, aynı konuda Ayhan isimli kişi ile
yaptıkları görüşmede "Şimdi seni arayacak Ramis" "Bi 85 lik iş varmış herhalde" "Gerekeni
yaptın mı bizi de gör yani tamam mı"
Zeki isimli şahıs ile yaptığı görüşmede Zeki'nin söylediği "Şey söylicem Kurtköy'de
tanıdık var mı Jandarma'da falan" " Tamam sen bir şey yap da orda bir tane orospu çocuğu var
onu şey yapcaz tamam" Yav konuşuruz şimdi orda bir tane lavuk var da onu çekicez, anladın"
sözlerine verdiği " Jandarmada var tabi" "Tamam Hüseyin'le konuşurum"
Rasim GÖRÜM ile yaptıkları Hüseyin GÖRÜM'e ait fabrikada meydana gelen olaylar
ile ilgili görüşmede kendisinin söylediği "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor gidiyor oraya,
Kahraman'lan ( Kahraman ŞAHİN) var ya hani"
Raif GÖRÜM ile İbrahim ÖZCAN arasında yapılan Hüseyin GÖRÜM'ün televizyonda
yayınlanan görüntüleri ve Kuvayı Milliye Demeğinin düştüğü kötü durum ile ilgili konuşmada
Raif in söylediği " Biz bir toplanacağız filan falan tamamı belki yeniden" "Tamam tamam bak
Kahraman Yusuf (Yusuf GÖRÜM) amcam falan hep birlikteyiz haberin olsun abi biz de
ayrılmak yok yani biliyonmu ya yeniden bir şeyler toparlanıp büro yapıp" "Abi bırakalım da
eskileri şey yapalım bir hani kırgın olmayalım da bir şeyler yapalım birlikte oluruz anlıyor
musun"
Sözleri ve cevaplarının, kendisinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye
Demeği içerisindeki illegal yapılanması ile ilişkisinin savunması gibi demeğe gidip gelme
şeklinde olmadığı, demeğe üye olmamakla birlikte derneğin 'Ankara ilindeki mitingine
katıldığı, demek içerisindeki illegal yapılanmanın, demek ismini kullanarak ve askeri
kurumlar ve asker kişiler ile bağlantılı oldukları izlenimini vererek illegal faaliyetlerde
bulunduklarını bildiği, kendisinin de yukarıda yazılı telefon görüşmeleri içeriğine göre bizzat
bu faaliyetler içerisinde yer aldığı, demeğin içine düştüğü kötü durumdan kurtarmak gerekirse
yeni bir oluşum meydana getirmek için yapılan çalışmalar içerisinde yer aldığı, illegal bir
tahsilat işine aracı olduğu,
İşyerinin bir bölümünü büro olarak kullanmaları için tahsis etmesinin Vatansever
Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin oluşumu aşamasında yer aldığını, bu oluşuma önayak olan
Muzaffer TEKİN'in telefon rehberinde kendi telefonun kayıtlı olmasının da bu kişiler ile
örgütsel bağlantı içerisinde olduğuna dair şüphe oluşturduğu anlaşılmıştır.
Şüphelinin Danıştay Saldırısı sanığı Alparslan ARSLAN ile 11 telefon görüşmesi
bulunduğu bu kapsamda Mahkemenin dikkatine sunulmuştur.
Tüm bu açıklamalar ile Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde hakkında
kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Yusuf GÖRÜM'ün eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayüı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

74-ŞÜPHELİ OĞUZ ALPASLAN ABDÜLKADİR a)-


Emniyet ifadesinde;
Emlakçilik yaparak geçimini sağladığmı,soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli
KÜÇÜK'ü basından tanıdığını, Mehmet Fikri KARADAĞ'I 2007 yılı Temmuz ayı içerisinde
Kuvayı Milliye demeğine üye olması ile tanıdığını, o dönemde demekte bulunan Kahraman
ŞAHİN, Niyazi KIYAK ve Demek Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştığını, ancak
ilişkisinin demek faaliyetleri ile sınırlı kaldığım,Hüseyin Gazi OĞUZ' u demeğin Pendik Şube
Başkanı olması nedeni ile tanıdığını, Hüseyin GÖRÜM'ü demek başkan yardımcısı olması
sebebiyle tanıdığını, Kahraman ŞAHİN'i yine demek faaliyetleri içerisinde tanıdığını, bu
kişilerle ilişkisinin de demek faaliyetleri ile sınırlı kaldığını ,Ayşe Ceylan GEÇYOL'u 2007
yılı içerisindeki seçim çalışmalarında tanıdığını, bu kişinin demeğe ait bazı belge ve kayıt
evraklarını 2007 yılı içerisinde çaldığını, bunun üzerine hakkında Kadıköy C. Başsavcılığına
suç duyurusunda bulunduğunu,Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nu demekten tanıdığını, kendisi
ile ailece görüştüğünü, Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün Adana Kuvayı Milliye Demeği Şube
temsilcisi olduğunu,kendisi ile sadece demek faaliyetleri ile ilgili bir telefon görüşmesi
yaptığmı,kendisine sorulan diğer kişileri tanımadığını,
Kendisinin demeğe 2007 yılı içerisinde emlakçı arkadaşı Ayfer ÖZCAN aracılığı ile
üye olduğunu ve üyeliğinin 3-4 ay kadar sürdüğünü, demeğin İstanbul'da 700 üyesinin
bulunduğunu, Atatürkçü ve Kemalist bir yapıda bulunduğunu, ancak bir süre sonra bu
amacmdan sapmaya başladığım, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN, Niyazi KIYAK, Engin
ve İslam isimli kişilerin demekte esrar içtiklerine dair isim listesi bulunduğunu duyduğunu,
bunlar üzerine 20 Ekim 2007 de dernekten istifa ettiğini, kendisinin demekte çok kısa bir
dönem genel sekreterlik yaptığını, demeğin kurucu üyeleri hakkında bilgisi olmadığını,
Türkiye genelinde demeğin yaklaşık 70 Şubesinin bulunduğunu, demeğin bulunmuş olduğu
binanın Milli Emlak Müdürlüğüne ait olduğunu 2007 yılı içerisinde binayı tahliye yazısı
gelmesinden sonra öğrendiğini, tahliye sebebinin ise elektrik, su vs. borçları olduğunu, ancak
tahliye yazısının geldiği gün Hüseyin GÖRÜM'ün binanın Vakıflar Müdürlüğü'ne geçtiğini
söylediğini,Derneğin gelir kaynağı konusunda bir bilgisi olmadığını, bu konuyu Mehmet Fikri
KARADAĞ'a sojjmjıjjse de cevap alamadığını, kamuoyuna yansıyan bayrak ve silah üzerine
yapılan yşmih ^iBpıp^atılmadığını,
31.10.2007 günü Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde
söylediği "derneğin adının temizlenmesi" sözünün sorulması üzerine ; Emlakçı arkadaşı Nihat
GÜRKAN vasıtası ile tanıştığı ve askeri istihbarat görevlisi olarak bildiği Mustafa ALPAY
isimli kişi ile sık sık görüştüğünü, bu kişinin kendisine Hüseyin GÖRÜM'ün MİT elemanı
olduğunu söylediğini, Hüseyin GÖRÜM'ün kamuoyuna da yansıyan hal ve hareketlerinin
derneğe zarar verdiğini düşündüğünden Mustafa ALPAY'm derneğin kapatılması gerektiğini
kendisine belirttiğini, kendisinin ise çeşitli toplantı vb. faaliyetlerle derneği Hüseyin GÖRÜM
gibi düşünen kişilerden temizlemek için planlar yaptığım, bunu da Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU ile paylaştığını, kendisinin dönem dönem Mustafa ALPAY'a dernek ile ilgili
bilgi, belge ve doküman verdiğini, son zamanlarda derneğin amacından tamamen sapmaya
başladığını hissettiği için kendisim milliyetçi bir kişi olarak bildiği ve güvendiği için Mustafa
ALPAY'a bu tür yardımda bulunduğunu, verdiği belgelerde suç unsuru olup olmadığını
bilmediğini,bunun kararını Mustafa ALPAY'm verdiğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm medyaya yansıyan "Vatan hainlerini temizleyeceğiz"
şeklindeki beyanını basından duyduğunu, kendisinin veya derneğin ise hiçbir şekilde böyle bir
niyet ve faaliyetinin olmadığını,
Kendisinin Hüseyin GÖRÜM ile şahsi bir husumetinin olmadığını, ancak bu kişinin
hal ve hareketleri ile derneğin kuruluş misyonuna tamamen ters bir kişi olduğunu, bu kişinin
dernek faaliyetlerindeki rolünü kırmak için yasal faaliyetleri dışında herhangi bir şekilde
illegal faaliyetinin,bir eylem planının bulunmadığını,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'NU'nun bir fınnın camını silahla ateş etmek yolu ile
delmesi olayı hakkındaki bilgisi sorulması üzerine ;Recep Gökhan'ın bir kurusıkı tabancasının
bulunduğunu, bunun dışında bir silahının bulunup bulunmadığını bilmediğini,
Bu konu ile ilgili 21.10.2007 günü Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile yaptığı^ telefon
görüşmesinin sorulması üzerine ise ; bahsi geçen tarihte Recep Gökhan SİPAHİOGLU'na
ailece ziyarete gittiklerini, olayı Recep'in o akşam kendisine anlattığını, ancak kendisinin
önemsemediğini ve hiçbir adli mercie iletmediğini,Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun ruhsatı
olup olmadığım bilmediği bir tabancası olduğunu,yukarıda başının belaya girmemesi için
söylemediğini,
Dernekten istifa ettiği zaman dernekten aldığı CD ve belgeleri evine götürdüğünü,
aramalarda ele geçen belgelerin bunlar olduğunu, beyan etmiştir.

b)-Savcı!ık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, Ergenekon yapılanması ile ilgisi olmadığını, böyle bir
yapılanma olup olmadığmı,var ise mahiyetini bilmediğini,kendisinin milliyetçi ve Atatürkçü
düşünceye sahip bir insan olduğunu, bu nedenle Kuvayı Milliye Derneğine ilgi duyduğunu ,
2007 yılı Temmuz ayından 2007 yılı Ekim aymınn 20'sine kadar derneğin genel sekreterliğini
yaptığını, daha doğrusu 2 ay üye olarak kaldığını 1,5 ay kadar da genel sekreterliğini
yaptığmı,daha sonraları derneğin yetersiz insanlardan oluştuğunu gözlemlediğini,ayrıca
Hüseyin GÖRÜM'ün tavır ve davranışlarından rahatsız olduğunu, bu nedenle 20.10.2007
tarihinde genel sekreterlik ve dernek üyeliğinden istifa ettiğini,birlikte gözaltına alındığı
kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM,Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nu
tanıdığını,bu kişiler hakkındaki kolluk beyanlarım tekrarladığını,
Sorulması üzerine ise;
Mustafa ALPAY isimli kişinin bildiği kadarı ile Genelkurmay Askeri İstihbaratında
görevli olduğunu,emlakçı olan Nihat GÜRKAN isimli arkadaşının kendisini Mustafa ALPAY
ile tanıştırdığını, Mustafa ALPAY'm ilk başta Kuvayı Milliye Derneğine üye olduğu için
kendisine kızdığmı,daha sonra ise bir müddet burada kal, bize bilgi getir dediğini,bu kapsamda
dernekte yolunda gitmeyen işlerle ve yetersiz kişilerle ilgili bazı belgeleri kendisine verdiğini,
hatta derneğin kira kontratını, tüzüğünü, tüzüğe aykırı yapılan yeminlerini, daha
önceden tutuklanmış kişilerin resimlerini Mustafa ALPAY'a verdiğini,Hüseyin GÖRÜM
dengesiz bir şekilde konuştuğu ve Kuvayı Milliye ismini küçülttüğü için Kadir ÇELİK'in
programına çıkmadan önce Mustafa ALPAY ile görüşerek ne yapabiliriz diye sorduğunu,
onun ise kendisine, kafasını gözünü kırın , bunu devletin için yap şeklinde sözler söylediğini,
ancak kendisinin bu türlü şiddet içeren bir şey yapmadığım,yine Hüseyin GÖRÜM ile ilgili
olarak Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile telefon görüşmelerinin bulunduğunu,ayrıca Mehmet
Fikri KARADAĞ ile de görüşmelerinin olduğunu,hatta bir telefon görüşmesinde dernekteki
yolunda gitmeyen şeylerle ilgili olarak "ihtilal yapalım" tabirini kullandığını,ancak Hüseyin
GÖRÜM'e saldın düzenlemek için Sedat PEKER grubundan adam ayarlayacağını
söylemediğini,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun Kuvayı Milliye Derneğinin Ar-Ge (araştırma
geliştirme) sorumlusu olduğunu,görevmin derneğe internet sitesi yapıp mail adresleri
oluşturmak olduğunu,bu kişinin de Hüseyin GÖRÜM'den rahatsız olduğunu,bu nedenle
kendisiyle telefon görüşmeleri yaptığım,hatta Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile ayn bir dernek
de kurmak istediklerini, fakat bunu başaramayacaklannı düşünerek vazgeçtiklerini, kendisinin
herhangi bir örgüte üye olmadığmı,örgütten de haberi olmadığını, esnaf olduğunu,emlakçılık
yaptığını,suçsuz olduğunu beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller;


Şüpheli Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in evinde yapılan aramada;
-(8) adet CD,
-(3) adet kaset,
-(2) adet Kuvayı Milliye Andı,
-Büyük Türk Milletine Duyuru başlıklı yazı,
-Kuvayı Milliye Derneğine ait yetki belgesi,
-Neden Kuvayı Milliye ibareli yazı,
-(23) sayfa Kuvayı Milliye Dernek Tüzüğü,
-(3) adet Kuvayı Milliye aylık siyasi bağımsız gazetesi,
-(5) sayfa "Bütün Kürtleri Türkiyeden kovacağız, başka yolu yok sorun bölücülük
veya terör değil kürtün ta kendisidir" doküman,
Şüphelinin işyerinde yapılan aramada ;
-(54) adet CD,
-(8) adet bilgisayar disketi,
-(1) adet üzerinde MSI ibareli flash disk,
-(1) adet 06307856600 seri numaralı hafıza kartı,
-Microsd/trans flahs adapter ibareli hafıza kartı,
-(2) adet 89902860301013625795, 89902860301025425143 seri numaralı sim kart,
-(3) adet 89902860310065827902, 89902860301090867831, 89902860310057088059
seri numaralı sim kartlar,
-(2) adet 060108001833, 050617019944 Turkcell sim kart,
-Üzerinde uluslar arası LIONS 118-T Yönetim Çevresi Federasyonu 2003-2004
hizmet dönemi görevlileri ibareli (176) sayfadan ibaret el kitapçığı,
-El yazısı ile yazılmış (24) maddelik (2) sayfadan ibaret talimat listesi,
-(2) adet bilgisayar kasası (casper Pentium 4, 52xMAX ibareli kasa)
-(1) sayfa üzerinde makbuz listesinin dağıtımını gösterir evrak,
-Kadıköy Cumhuriyet Savcılığına yazılmış şikayet dilekçesi,
-Üzerinde 2007 Karayollan ibareli işyeri sahibinin notlannı tuttuğu ajanda,
-(1) sayfa Tutanak ibareli yazı,
-El yazısı ile yazılmış Arapça ve Türkçe yazılmış doküman,
-(1) adet flash disk,

&? <~±
£hzK
-(2) adet karar defterinin fotokopisi,
-(1) adet Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanına yazılmış yazı bulunarak el
konulmuştur.
Ele geçirilen dokümanların incelemesi;
Şüpheliden elde edilen dokümanlarda;
6 Sayfa el yazması karalama şeklindeki tutulmuş 23 maddelik ilk iki sayfasında
derneğin yeniden yapılanması ile alakalı alınmış kararlar
2007 - Ocak ayı ile başlayıp, 2007 Aralık ayı ile biten Takvim sahifesine yazılmış
günlük notlardan ibaret 24 sahife not içeriğinde karalama notların tutulduğu isim ve telefon
numaralarının olduğu, alınacak kararlar ve yapılacaklar şeklinde notların tutulduğu,
26.11.2007 tarihli Tutanak İçeriğinde; Ayşe Ceylan hakkında dernek yönetimine
verildiği anlaşılan derneğin karar defteri mühür ve evrakının bu kişi tarafından çalındığı iddia
eden tutanak ve ekinde de bu kişiye ait nüfus cüzdan fotokopisi
Kuvayı Milliye Genel Merkezi İstanbul ile başlayıp, Ulusa Çağrı, Derneğin Tüzüğü ve
Dernek defterleri ile biten toplam 22 sahife doküman içeriğinde; Kuvayı Milliye Derneği
tarafından hazırlanmış Büyük Türk Milletine Duyuru 11.11.2005 tarihli Mehmet Fikri
KARADAĞ imzalı 16 Maddelik bildiri,
Kuvayı Milliye nedir başlığı altında Kuvayı Milliye yazı
Ulusa Çağrı başlıklı yazı,
"Bütün Kürtleri Türkiye'den kovacağız, başka yolu yok" ile başlayıp, Kürtlere
yapılan yardımlar ve ekonomik durumlarını içeren 5 sahifelik yazı olduğu görülmüştür.
7 nolu CD içerisinde matbaa ve yeni Dizayn broşür başlıklı 2 klasör ile 2 adet kuvayı
milliye amblemi bulunan resim olduğu,
a) Matbaa klasörü içerisinde 5 adet word dosyanm(l-KUVAYI MİLLİYE GENEL
MERKEZİ İSTANBUL, 2-BİLDİRİ, 3-kuvayı mlliye nedir, 4-ULUSA ÇAĞRI, 5-
DERNEK TÜZÜĞÜ adlı) bulunduğu,
a) Yeni dizayn broşür klasörünün içerisinde yine 5 adet word dosyasının (1-
KUVAYI MİLLİYE GENEL MERKEZİ İSTANBUL, 2-BİLDİRİ, 3-kuvayı mlliye
nedir, 4-ULUSA ÇAĞRI, 5-DERNEK TÜZÜĞÜ adlı) basıma hazır vaziyette
bulunduğu,
(33) Nolu CD'nin içerisinde Ankara Kızılay meydanında Hüseyin GÖRÜM'ün basın
açıklaması ve Anıtkabir'e çelenk koyma töreni,
(35) Nolu CD7nin içerisinde Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün konuşmaları ve
basın bildirisi.
(38) Nolu CD'nin Kuvayı Milliye Asla Affetmez Asla Unutmaz yazısı, Türk Bayrağı ve
Kuvayı Milliye Armasıyla başlayan, üyelerinin Anıtkabir'i ziyaretleri, röportajları ve genel
başkan Fikri Karadağ 'm konuşmasıyla biten tanıtım cd si.
(41) Nolu CD'nin Muzaffer TEKİN,Oktay YILDIRIM, Hüseyin GÖRÜM,Kuddusi
OKKIR, Fikri KARADAĞ ve arkadaşlarının toplu olarak Ortadoks Kilisesi,Şile'de Karaca Ali
Paşa Mezarlığı,Amtkabir,Kemer gezileri ve konferans sırasında çektirdikleri resimleri.
(46) Nolu CD'nin Ankara Kızılay meydanında Hüseyin GÖRÜM'ün basın açıklaması
ve Anıtkabire çelenk koyma töreninin olduğu Kuvayı Milliye Tanıtım cd'si
(49) Nolu CD'nin Bekir ÖZTÜRK, Fikri KARADAĞ'IN Katıldığı Kuvayı Milliye
konulu 32.Gün Programı

Şüpheliye ait "Samsung_40GB_SN_0469JlFW202079" marka hard diskin


incelemesi neticesinde;
"Oguz_A_ABDULKADIR_Samsung_40GB_SN_0469JlFW202079" isimli klasör
içerisinde bulunan, "resimlerin" isimli klasör içerisinde: resim formatı içeren jpeg, bmp, gif
vb. uzantılı 14.000 den fazla belgelerden oluştuğu, 58 âdet resmin Kuvayı Milliye standmdan
çekilen resimlerden ibaret olduğu tespit edilmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:321,28.04.2007 tarihinde, Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; M.Fikri'nin "Gelen E.BEY gelecekti F. Vakfı Başkanı haber var mı ondan" "Hüseyin
abine sor Kahramana sor" dediği ve görüşmenin devamında Mersin başkanı Kemal CANAY
isimli şahıstan bahsedildiği anlaşılmaktadır.
Tape:3407,12.09.2007 tarihinde, Yaşar ASLANKÖYLÜ ile görüşmesinde özetle;
O.Alparslan ABDÜLKADİR'in "biz yeniden bir yapılanmaya giriştik Hüseyin GÖRÜM
başkanımız teşkilatı tekrar yeniden bir güven tazelemek ve tekrar fikir alış veriş yapmak
amacı ile" "sizleri ve yönetimde olan en yakın adamlarınızla birlikte merkeze bekliyoruz en
kısa zamanda" "...Hüseyin Bey teşkilatlardan sorumlu başkan olduğu,başkan yardımcısı
olduğu için şu anda teşkilatlarla tek tek görüşmeye çalışıyoruz temsilciklerle yani" "Yemden
yapılaşmaya giriştiğimizden dolayı elinizde bizimle ilgili makbuz ve yahut temsilcilik yetki
belgesi varsa onlar yenilenecek, onları da birlikte getirmenizi istiyoruz" dediği,
Tape:3413,12.09.2007 tarihinde, Yaşar ASLANKÖYLÜ ile görüşmesinde özetle;
O.Alparslan ABDÜLKADİR'in "Biz yeni yönetim oluşturduk,teşkilattaki yetki belgesi olan
herkes ile tanışmak istiyorum, bu işi devam ettirecek olanlar devam ettirecek, eğer devam
ettirmek istemiyorsanız bütün yetki belgesi ve evraklarla beraber istifa dilekçenizle beraber
göndereceksiniz yurt içi kargo ile", "Çünkü bu dava oturma dava değil artık hızlanıyor, bu şey
değil, düşünün taşının bizi arayın bildirin kararınızı" dediği, Y.ARSLANKÖYLÜ'nün
"Vallahi ben sizi tanımıyorum, beni tanıyacak olan buraya gelmesi lazımdı" dediği,
O.Alparslan ABDÜLKADİR'in "Bu dava böyle gitmez, eğer devam ettirmek istiyorsanız
buraya geleceksiniz. Eğer devam ettirmek istemiyorsanız yetki belgeniz demin size
söylediğim istifa dilekçenizi bize gönderin" "Genel merkezin direktifine talimatına bu kadar
sorgularsan senle iş yapılmaz anlamında söylüyorum ben, anlıyor musun beni, Kuvayı Milliye
sırf yetki belgesi alıp ta oturmak değildir. Genel Merkez çağırıyorsa geleceksin" dediği, tespit
edilmiştir.
Tape:3373, Tanju OKAN ile görüşmesinde özetle;T.OKAN'm "Tanju ben Mersin'den
Mersin il başkam"dediği, O.Alparslan ABDÜLKADİR'in "Biz dernekte yeni yönetim tabi
başkanımız başta kalmak üzere yeni yönetim seçildi teşkilat başkanımız Hüseyin GÖRÜM m
Türkiye'de ne kadar beldede şubelerimiz temsilcilerimiz var ise bunları zaman vermeden
herkes kendi zamanını belirlemek kaydıyla bi hem bi tanışmak hem bi m problemlerimizi
gidermek amacı ile bi görüşmek isterler, bende sizi ondan arayıp yani ne zaman müsait
olursunuz işte 15 gün sonra 20 gün sonra bir ay sonra gerçi ameliyat olacakmışsınız." "Hızlı
bir şekilde artık herkes aldı başmı gidiyor Cumhurbaşkanlığı seçimleri de oldu bitti artık
meydanlar bizim yani" "mesela siz gelemezseniz yönetimden birisini gönderirseniz yahut ta
iki arkadaş gelsinler bu diyalog kurmamız gerekiyor yani yüz yüze her şey daha güzel olacak
ama siz belirleyin tarihlerini falan..." dediği, T.OKAN'm "tamam" dediği,
Tape:761, 18.10.2007 tarihinde, Hüseyin KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Oğuz'un
"Fazla kontörüm yok. Sana şöyle bahsedeyim şimdi. Bizim özel harekattan bir arkadaşımız
geldi. Ayrıldı oradan yani. Şu anda davaları falan var." "Çalışması lazım. İş beğenmezlik
problemi yok. Anlıyor musun " "Ona yardımcı ol sen. Bizim arkadaşımız, bizden yani" dediği,
Hüseyin'in "Tamam abi" dediği, Oğuz'un "Hani demişsin ya hani Seda gibi değil yani anladın
mı beni" dediği, Hüseyin'in "He yani o yönde çalışırsa çalışır evet şoförlüğü falan var mı"
dediği, Oğuz'un "Şoförlüğü de var her şey var tank bile kullanıyor" dediği,
Tape:762, 21.10.2007 tarihinde, Hüseyin KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Hüseyin'in
"Sağol Başkanım Hüseyin (Hüseyin GÖRÜM) bey Ankara'yı aradı mı" dediği,
Oğuz'un"Verdim bilmiyorum" dediği,Hüseyin'in; "Abi bir ona üstüne düş be" dediği,

/^ 225§

.1
Oğuz'un "Tamam tamam ben açacağım şimdi orda değilim dışarıdayım" dediği, Hüseyin'in "
Memleketten beni arıyorlar sıkıştırıyorlar şu işi bir hallet gerekiyorsa İskenderun'a düşürmeye
çalış" dediği, Oğuz'un "Tamam" dediği,
Tape:764, 21.10.2007 tarihinde, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Recep'in "Şu finnın yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak gel
gel..." dediği, Oğuz'un "Tamam gördüm ... çakmadılar değil mi abi?" dediği, Recep'in "Yok
Kürt p.. ..onlar." dediği,Oğuz'un "İyi yaptın abi iyi yaptın" dediği,
Tape:766, 22.10.2007 tarihinde, Uğur ŞİMŞEK ile görüşmesinde özetle;Oğuz'un "Ya
ne oldu bir haber var mı Uğur ya" dediği, Uğur'un "Ya Alp vallahi bana öyle bir utanıyorum
telefonu bile nasıl açayım diyorum Kur'an çarpsın" , " Şimdi vallahi şimdi diyeceksin ki 100
lira 150 lira yaav öyle bir ibne işler başımda ki Allah seni inandırsın çünkü oradan buradan her
yerden saldın var yani evden de bir durumlar var ben o hani şeydeki 125 lira vardı ya" , " O da
çarşamba günü geliyorum dedi o da çarşamba dönüyormuş Hendek'ten yani yarından sonra
onu alayım da sana vereyim diyorum direkt onu sana verecem işte" dediği, Oğuz'un "Anladım
o zaman bir çarşamba günü ne olursun" dediği, Uğur'un " He he sen dernekte misin nerdesin"
dediği, Oğuz'un "Dernekteyim dernekteyim" dediği, Uğur'un " He burada ne yapıyor
Ferruh'lar" dediği, Oğuz'un " Ne yapayım FerruhTar işte telefonlaşıyoruz o kadar başka bir
şey konuşmuyor benimle", " He sen yarın yerinde misin uğrarım ben sana öğleden sonra"
dediği, Uğur'un " He uğra uğra yarın yalnız bir şey duydum ben, dur ben arayayım seni sen
aradın beni ben mi aradım sen mi aradm","He tamam şimdi ben ne diyecem, sana yalnız birisi
dedi geçen çok kebap yerindeymiş o herhalde fazla para aldı ordan gibi bir his var içimde"
dediği, Oğuz'un " Öyle mi" , "Öğreneyim ben öğreneyim onu" dediği, Uğur'un "Ya tahmin
ediyim 5 lira daha kopardı oradan fazla aldı", " E yalnız bak şimdi ben önümüzdeki haftadan
sonra yavaş yavaş kardeşim bayramdan 15-20 gün sonra ben çökecem paramı hesabımı kapat
diyecem" dediği, Oğuz'un " Bak sen eğer paranı alamazsan bana devret yani bu devret derken
beni de işin içine sok ben senin o paranı alırım", " Üstüne kendime para alırım" dediği,
Uğur'un "A... koyim 120" dediği, Oğuz'un "Anlıyor musun beni" dediği, Uğur'un " Yav abi
120 milyar para almış oradan biz onun dörtte biri para aldık kardeşim" dediği, Oğuz'un "Ben
sana söylüyorum abi ya bu şeyle olmaz, normal kimlik emniyet kardeşlerimiz hakeza" dediği,
Uğur'un " Bayramdan 15-20 gün sonra kapatıcam hesabı diyo bilmem ne diyor ben diyor
halledecem bilmem ne neyse yarın konuşuruz kardeşim" dediği,
Tape:767, 27.10.2007 tarihinde, Ali KUTLU ile görüşmesinde özetle; O.Alpaslan'm
"... yok Seda'lar gelmiyor o zaman bu akşam" dediği, Ali'nin "Bilmiyorum
belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beye de.........çıktı şeyi bekliyor makina gelecek de onu
takacaz Turan" , " Şeyi söyleyecem Selim'le görüştün mü Selim'le Selim'le anlarsm sen
dediği, O.Alpaslan'm " He yok daha görüşmedim" dediği, Ali'nin " Öyle kaldı değil mi" , "
Sonra yüz yüze görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce", " Siktir et
takma kafana ya" dediği, O.Alpaslan'm " Tamam tamam tamam takmıyorum zaten bitti gitti"
dediği,
Tape:768, 28.10.2007 tarihinde, Seda YİVLİ ile görüşmesinde özetle;Seda'nm "Abi
iyiyiz de tadımız tuzumuz yok. Onlar baba oğul birbirleriyle çatışıp duruyorlar." "Hadi
hastaneyi yarın bitiriyoruz çünkü tamam mı" dediği,
Tape:770, 31.10.2007 tarihinde, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU üe görüşmesinde
özetle; Recep'in "O çocuklar da bizim işin stresini mitresini falan kaldıramadılar." dediği,
Oğuz'un "Kimle kavga etmişler abi Turan'la mı" dediği, Recep'in "Yok hayır. Yani genelde
herkesin tavırlanndan falan bahsediyorlar. Cenaze var, bu cenazenin kalkması lazım." "Ya
cenaze ortadayken ben kimseye pof pof yapabilir misin Alparslan" diyerek Ali ve Seda isimli
kişiler ile yaşadıklan problemlerden bahsettikleri,
Tape:771, 31.10.2007 tarihinde, Kamil OSMAN ile görüşmesinde özetle;
Oğuz'un "He tahmin ettim ben dedim Osman abi uyuyordur görüşmek istemiştim de o yüzden
aradım Osman abi seni" dediği, Kamil OSMAN'm "Tamam olabilir buralarda mısın" dediği,
Oğuz'un " Şey ben Kadıköy'deyim de ama tabi dernekte görüşmeyelim yani derneğe götürmek
istemiyorum seni" dediği, Kamil OSMAN'm " Yok ben zaten gelemeyecem artık" dediği,
Oğuz'un " He ben de orda görüşmek istemiyorum da yani hiç olmazsa orda sizle tanışır bir
fikir alışverişi hem de siz A.... gidiyor musunuz" dediği, Kamil OSMAN'm " Gidiyorum bak
şey Ali'ye falan sor o şeyin kahve şurada özel size yakın" dediği, Oğuz'un " Şey Ali'ye de
söyle Ali orda kalıp kalıyor altında, kaçırır benim olayları şey yapmadığımı yani Ali orda
kalıyor da bir şey yaptığı yok da ona bir şey söylemiyorum ben ağzından falan kaçırır kalıyor
olsun kalsın proplem yok" dediği, Kamil OSMAN'm "Özel kahvesi var şeyde" dediği,
Oğuz'un "Derneğin orda mı" dediği, Kamil OSMAN'm "Yukarı çık sağa dön hani adalı var ya
halıcı var", " Halıcının hemen yanında" , "He he çeşmenin ordan acıbademe giderken sağda
kuruyemişçinin yanında" dediği, Oğuz'un " Evet biliyorum kuruyemişçi küçük bir kahve"
dediği, Kamil OSMAN'm "Yok ya arkadaş gelecek de yani ona göre" , "Daha da geç olabilir
mi" dediği, Oğuz'un "Olur olur olur yani bi görüşme sizinle o anlamda başka bir şey yok yani"
dediği,
Tape:773, 31.10.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Oğuz'un "Abi şeyler var şimdi. Burayı derneğin adını temizlemek için, anlıyor musun
beni?" "Bir takım çalışmalar. Telefonda konuşmayalım sonra konuşurum seninle" dediği,
Tape:774, 01.11.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Oğuz'un "Ne yapayım, şuanda şey müsait de değilim. Yanımda arkadaşlarım var ama
Seda delirmiş vaziyette. Murat hadi ondan biraz daha şeyli. Ne bileyim işte böyle yani. Gittiler
geldiler bir akşamleyin bir paşa mı vardı onun yanma gittiler geldiler hani bir adamlar vardı ya
...abi neyse konuşmamız lazım konuşuruz seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, abi yüz
yüze görüşmemiz lazım telefonda olmaz." dediği, Recep'in "Niye kızmışlar" "Her şeyi başında
herkesle konuştuk Alpaslan" dediği, Oğuz'un "...Biliyorum da ben de sana söyliyim. Normal
insanlar değil bunlar. Öbürü 149 tane kelle almış. Tam 149 tane saymış. Bana şeylerini
gösteriyor bunlar. Bak ben bunları var ya parmağımda oynatırım derken o anlamda
söylemiyorum. Beni sevdikleri için anlıyor musun,Abi hiçbir karşılık beklemeden benimle her
şeyi yaparlar. Senin de öyle. Yaklaştılar sana yani, sen de bunlarla aslında çok yani
seviyorlar..." dediği,
Tape:775, 01.11.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle;Oğuz'un "...Seda yok, Murat içerde, Ali içerde televizyon seyrediyorlar ama yani
heyheyli yani bu bunu bir tür bir şey yapalım yani nasıl olacaksa bilmiyorum da konuşmamız
lazım benim yol paramda yok ama yarın geleyim işyerine" dediği, Recep'in "Yok nasıl
anlamadım ben Alpaslan ya" dediği, Oğuz'un "Yani bu bunlar burada problem bunlar
oturuyorlar burada bir şey yok bir şey ettikleri yok" , "Yani yüz yüze konuşmamız lazım"
dediği, Recep'in " Tamam hayır ben ne yapayım yani şimdi ne yapalım" dediği, Oğuz'un
"Alacağımız falan var diyorlar" dediği, Recep'in "Ne alacakları varmış abi" dediği, Oğuz'un
"İşte onar gün çalıştık diyorlar" dediği,
Tape:776, 01.11.2007 tarihinde Murat ZELYURT ile görüşmesinde özetle; Oğuz'un
"Alo Murat, sert yapabilirsin ama öfkeli davranma dinliyor musun beni" , "Çünkü kaldığın yer
ettiğin yer belli ıı şekil yapabilirsin o parayı al ondan sonra ben diyecem ki yarın gittiler
diyecem anlıyo musun beni", "O da burada kalmanızı anlayacak ondan sonra da yani iziniz
belli değil ondan sonra da ne yaparsanız yaparsınız anladın mı benim demek istediğimi" , "
Zaten zor durumdasınız bide kalacak malacak yer problemi olmasın" dediği, Murat'ın
"Tamam abi" dediği,
Tape:777, 01.11.2007 tarihinde Murat ZELYURT ile görüşmesinde özetle; Oğuz'un
"Alo gittiniz mi" dediği, Murat'ın "He abi" dediği, Oğuz'un "He Seda'nm burada

olmadığını söyledim beni aradılar demin telefonla" , " Seda dedim yok evde dedim dün de yok
bugün de yok dedim" , "Hadi küstü gitti hadi ba bay" , " Sakin olun yani" dediği, Murat'ın "
Eyvallah" dediği,
Tape:778, 01.11.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle; Oğuz'un " Yok değil mi problem" dediği, Recep'in "Yok bi problem yok ya" dediği,
Oğuz'un " İyi ya merak ettim ondan bi arayım dedim tamam" dediği, Recep'in " Çocuklar
çıktılar zaten" , "Dışarıdalar" dediği, Oğuz'un "Tamam tamam ben yarın geliyorum dokuz
buçuk onda" dediği,
Tape:780, 04.11.2007 tarihinde Uysal OTLU ile görüşmesinde özetle;Uysal'm
"Teşekkür ederim ee koşturuyorum bende Malatya'dayım şuan İstanbul'dan geldim", "Ee bazı
araştırmalarım vardı Diyarbakır Hakkari tarafında kitap çıkaracağım bende PKK 'yla ilgili"
dediği, Oğuz'un "Hı hı ben isminizi alamadım tekrar söyler misiniz" dediği, Uysal'm " Ulusal
kanaldan Uysal OTLU" dediği, Oğuz'un " He Ulusal Kanal nasılsınız" dediği, Uysal'm "Valla
bende koşturmacayla işte yarın bir toplantı var ee Malatya'da bir yürüyüş başlatacağız PKK ya
karşı DTP ye karşı ee" , " Ankara'ya yürüyüş başlatacağız PKK'ya karşı" dediği, Oğuz'un
"Nerden" dediği, Uysal'm " Malatya'dan ama bunu İstanbul'dan da başlatsak güzel olur diye
düşünüyorum" dediği,Oğuz'un "Hı hı eğer öyle bir şey olursa bizde sunarız yönetim
kurulumuza", "Bizde elimizden geleni yaparız" dediği,Uysal'm "Zaten İzmir başlıyacak
İzmir'de arkadaşlarım var İstanbul sizi düşünüyorum aynı zamanda Samsun Trabzon
başlıyacak Ankara başlıyacak Mersin Adana başlıyacak", "DTP nin kapatılması ve PKK lı
şeylerin Milletvekillerinin Milletvekillikleri iptal olması için birdaha askerimiz ölmesin
toprağımıza saldırı olmasın askerimizin kanı akmasın diye bir kampanya başlatıyoruz imza
kampanyası" dediği,Oğuz'un " Doğrudur biz bunları iletiriz biz .." dediği, Uysal'm "Aynı
zamanda aynı zamanda ee Türk Milleti olarak şuan Türk Silahlı Kuvvetlerinin emrine girmeye
hazırız diye bir imza kampanyası", "Asker olmak istiyoruz", "Bir imza kampanyamız var buna
sizde destek verirde ee" dediği, Oğuz'un "Tabi" dediği,Uysal'm "Bizimle aynı anda
başlatırsanız seviniriz" dediği,
Tape:937, 06.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile görüşmede özetle;
O.ALPASLAN'm "Abi merhaba, evdeydim konuşamadım akşam rahatta konuşamadım, abi
bunlar şimdi 3 kişimi geldi sana" dediği, MUSTAFA ALPAY'IN "Ben görmedim de, dedi
dışarıda 2 arkadaşım var şenlen görüşmek istiyorlar dedi." dediği, O.ALPASLAN'm " Hu, abi
zibidi onlar ben deki, şöyle zibidi bende kalanlar onlar" , "Gariban adamlar biri,ordudan atılma
adını madını soyadını aldım bu Topal'm akrabasıymış, öyle diyor ama birden bire samimi
oldular çok samimi oldular" dediği, MUSTAFA ALPAY'IN "Bir mahkemeleri varmış ta
Nevşehir'de bir tapu işleri arsa işleri varmış mahkemeye yardım istiyorlarmış" dediği,
O.ALPASLAN'm "Abi hikaye 12 yıldır sürüyormuş ben yüzüne bile bakmadım" dediği,
MUSTAFA ALPAY'IN " Hı hı onla ilgili ben görüşmedim dedim kardeş avukat değilim
hakim değilim tapucu değilim dedim" dediği, O.ALPASLAN'm "İyi demişsin abi, da bir şey
yok yani, Ali yalnız içlerinde bilgili" , "Oda tutarsız abi yani, mesela ben onun dernekleri sağı
solu kurcalarken yakaladım" , MUSTAFA ALPAY'IN "Tamam işte yani Ali şimdi diyor ki
şeyde bir şey yapmıyor Alpaslan da bir şey yapmıyor" dediği, O.ALPASLAN'm "Abi
yapamam ama mecburen yapamam ki o durumda" dediği, MUSTAFA ALPAY'IN " Gidiyor
geliyorlar diyor, öbürü Hüseyin zaten kendini dine vermiş diyor, falan filan dedim kardeş ben
bilmem dedim yani ben derneğin üyesi bile değilim , o derneğin sorunu dedim, Fikri albay
nerde dedim, Fikri albayda gitmiş dedi küsmüş gitmiş dedi karışmıyor dedi, e dedim valla
yapacak bir şey yok dedim bilmiyorum" dediği, O.ALPASLAN'm "Abi dernekten çok arayan
var beni üyelerden" , "İlle bir şeyler yapalım ille bir şeyler dedim yapacak bir şey yok dedim
yani" , " Hiçbir şey yapacak bir şey yok dedim" dediği, MUSTAFA ALPAY'IN "Yani tuzağa
da düşürebilirler seni" dediği, O.ALPASLAN'm "Biliyorum biliyorum biliyorum abı" dediği,
MUSTAFA ALPAY'IN
"Çünkü Hüseyin biraz tehlikeli tamam mı" , "Sen farkında değilsin sen bilmiyorsun
Hüseyin'in arka planını bilmiyorsun" ," Yani senin hiç ummadığın bilmediğin insanlara zarar
verdirttirir, zarflar niyetini öğrenir, onun için Hüseyin hakkında hep iyi konuş olumlu
konuş"," De ki ya işte iyidir başımızdadır abimizdir başkanımızdır hep böyle git" dediği,
O.ALPASLAN'm " Anladım abi okey" dediği,
Tape:936, 06.11.2007 tarihinde X şahıs (Mustafa ALPAY) ile görüşmede özetle;X
Şahsın "Ali KUTLU ile görüştüm" "Şenlen ben Ali KUTLU bir araya gelmemizi pek
istemedi" "... Özel Harekatçı şu atılan biri vardı hatırlıyor musun" "Onu getirmiş yanma adı
neydi Murat mıydı" "Bir o birde Ömer Lütfü TOPAL m yeğeni diye birisini getirdi" "..
Kuvayı Milliyeye geliyormuş" "Bunların bir tapu işleri falan varmış diye" ".. yanındaki o
getireceği özel harekatçıyla o şeyi Ömer Lütfü TOPAL' m oğlunu istemedim yeğenini,
görüşmedim" "Anlat bakim dedim, abi dedi işte Alpaslan bize geldi de bir varlık gösteremiyor
dedi, pek bir şey yapamıyor dedi. Hüseyin abi, Hüseyin de kendini dine vermiş" "Alpaslan
ben seni bir iki şeyde de ikaz edecem" dediği, O.Alpaslan'm "Tamam abi" dediği, X Şahsın "
O Güney Doğudan Özel Harekattan atılan tip, hala senle ilişkisi var mı" dediği, O.Alpaslan'm
"Yok, onlarla" dediği, X Şahsın "Tamam sen gel de yarın bir görüşelim bir araya gelelim", "
Ama Ali KUTLU ile benim görüştüğümü falan sen bilmiyorsun, ben sana bunu söylüyorum",
" Yarın görüşelim ben sana anlatacam her şeyi hakim olursun" dediği,
Tape:938, 13.11.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;O.Alpaslan
ABDÜLKADİR'in "Ne yapayım hamdolsun, Komutanımla beraberim de yann mahkeme
varmış bu Atatürk' e hakaretten şeye İSKİ' ye doğru" "4.Asliye Ceza Mahkemesinde saat 9 da
oraya gelmen gerekiyor" dediği ve telefonu Mehmet Fikri KARADAĞ'a verdiği, Mehmet
Fikri'nin ".. şimdi bunlar bizim su parasından vazgeçerlerse bizde bu şikayetten vazgeçecez
öyle bir antlaşmamız var biliyorsun" "Ama daha hala haber alamadık Hayati bey dün gitti
bugün akşama kadar şeydeydi İSKİ' deydi de" ".. Hüseyin'e söyle oda gelsin" dediği,
Tape:831, 22.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile görüşmesinde özetle; Hüseyin
GÖRÜM'ün Fox Tv de yayınlanan röportajından bahsedip Oğuz Alpaslan'ın Mustafa'ya
telefonunun dinlenip dinlenmediğini sorduktan sonra, Oğuz Alpaslan'ın "Ama dinliyorlar
diyorsun., bir şeyler yapacaz, biz yarın senle acilen görüşmemiz lazım.. Burada dernekle
beraber bir şeyler planladık ihtilal yani başkaldıracağız, senle bir konuşmam lazım onayını
almam lazım,telefonla konuşamıyorum. Akşam gece yarısı yani bana bi zaman ayır onayını
konuşmam lazım,ondan sonra tabanım hazır her şey hazır." dediği,
Tape:832, 22.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile görüşmesinde özetle;Oğuz
Alpaslan'ın Hüseyin GÖRÜM'ün Fox Tv de programla çıkmasını engellemek amacı ile suç
duyurusunda bulunmaktan bahsettiği, Mustafa ALPAY'm ise bu konu ile ilgili olarak
kendisine bir adam yönlendireceğinden bahsettikten sonra "Tamam tamam he tamam
gerekirse kafalarını gözlerim kırın çekinme" dediği, Oğuz Alpaslan'ın da "Vallahi bir şey
olmaz demi abi." dediği, Mustafa'nın "Oğlum gir bir gece de yat ben gelene kadar. Bak şunu
da yapın Hüseyin'i kaçmrsanız gidin televizyonu basın ... Hüseyin'i engelleyin
çıkarmaym.Hüseyin'i engellemeye çalışın, baktınız olmuyor, kafasını gözünü kırın, içeri de
girin bir gece yatın bir şey olmaz girin yatın 12-15 kişi. Oğlum devlet için yatacaksınız."
dediği, Oğuz Alpaslan'ın "Tamam abi tamam şey görüştüğün arayacaklar beni şimdi demi"
"Arayacak mı kimse beni" "Beni kimse arayacak mı diyorum" dediği, Mustafa ALPAY'm "
Tamam ben seni orda biriyle görüştürecem", "Seni arayacaklar cebin açık olsun bak cebin
kapalı" dediği,
Tape:833,22.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile görüşmesinde özetle;Bir önceki
görüşmeye paralel olarak Oğuz Alpaslan'ın iki konu hakkında Mustafa'dan onay istediğinden
bahisle "Abi 2 şey için rahatsız ettim seni, bir onay alıcam. Sedat Sedat'ın grubundan
ayarlıyorum birkaç tane en geç 09:30 almaya gelecekler, göndermeyecem onu. İki,

2262

^
^j
hiç kontörüm yok abi, kimseyi arayamıyorum nasıl yardımcı olabilir misin bana." dediği,
Mustafa'nın da Oğuz'a Kadıköy Altıyol mevkiinde bir adres tarif ederek oraya giderek Dursun
isimli bir kişiden kontör alması talimatı verdiği, görüşmenin devamında Mustafa'nın "Aman
Peker grubundan adam al.Peker grubundan adam al. Ateş etmeyin,ateş etmeyin,darp darp.
Sadece kafa göz kırm,ateş etmek yok." şeklinde talimat verdiği,
Tape:834, 22.11.2007 tarihinde Hüseyin KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle;Oğuz
Alpaslan'ın " Sağol Hüseyin bir şey soracam. Bana 4 kişi lazım, kötü bir şey yok, ama en fazla
1 gün karakolluk kalıcaz, bizim davamız için gerekiyor, bir şey yok ama 4 kişi bana biat
edecekler, gerekirse kafa göz kıracaz o kadar,bir kişi yarm da problem yok var mı öyle kimse"
dediği, Hüseyin KÜÇÜK'ün "Şimdi valla bir arkadaşlarımız var ben bir arayam. Bizim tinerci
arkadaşlar var onları ben bi arayanı." dediği, devamında "Kafa göz kırılacak mı, Kafa göz "
diye sorduğu, Oğuz Alpaslan'ın "Kınlıcak. Eğer uslu durmazsa kınlıcak, yoksa uslu durursa
hiç bir şey yok ama 4 kişi." dediği, Hüseyin'in "Tamam abi" diyerek onayladığı, Oğuz
Alpaslan'ın da "Tamam sağlam hadi." diyerek görüşmenin bitirildiği,
Tape:835, 22.11.2007 tarihinde Hakan ve Aydın isimli şahıslar arasındaki görüşmede
özetle; Hakan'ın Aydm'a nerede olduğunu sorduğu, Aydının da Minibüste olduğunu söylemesi
üzerine Hakan'ın "Ya çok acil bir şekilde At Nalına gelebilir misin diyecektim ya. Orda bazı
bazı kişiler var onlarla da görüştürmem lazım seni." dediği, Aydm'm "Hayırdır yaramazlık
yok" dediği, Hakan'ın "Ya bugün ya bir devlet mevzusu yani o kadarını söyleyeyim" şeklinde
cevap verdiği ve At nalında buluşmak üzere sözleşerek görüşmenin sonlandığı,
Tape:3457, 22.11.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile görüşmesinde
özetle; R. Gökhan'ın Oğuza nerede olduğunu sorduğu, Oğuz'un da Kartalda olduğunu
belirttikten sonra, R. Gökhan'ın "Oğlum bir şey söyleyeceğim sana. Ben sana o zaman da
söyledim evvelden de söyledim bu Kuvayı Milliye bitti kardeşim." dediği, O. Alpaslan'ın da
"Abi bitmeyebilir be." şeklinde cevap verdiği, R. Gökhan'ın "Nasıl bitmeyebilir" dediği, O.
Alpaslan'ın "Sonra konuşuruz telefonlar dinleniyor." dediği,
Tape:4113, 24.11.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
O.A.ABDULKADİR'in "Alparslan Kahraman şey bu yönetim kurulundasm ya sen" "Hüseyin
abi demişti ki Kahraman'a söyle istifa dilekçesini versin demişti senden nasıl alnım onu getirip
bırakır mısın yoksa verir misin benle buluşur mu hı" "Öyle dedi bilmiyorum sen televizyonda
seyrettin mi şeyleri" dediği, K.ŞAHİN'in "Hı iyi tamam olur abi veririz" "Ne yapmaya
çalışıyor bu" dediği, O.A.ABDULKADİR'in "Abi ne yapmaya çalışıyor diye bir şey yok" "im
görüyorsun ne yaptığını Kahraman" dediği, K.ŞAHİN'in "Ne yapıyo ya bu şekilde olmaz ki
ya" "Yok ben istifa falan etmiyorum yani" "Edecek birisi varsa oda kendisi yani" dediği,
25.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Mustafa ALPAY arasında
yapılan görüşmesinde özetle; Oğuz Alpaslan: "Şimdi karar defteri falan bendeydi ya", "Ben
geri götürüp yerine koymuştum koydurtmuştum orada İhsan GÖKTAŞ diye bir çocuk girdi
oraya yeni" , "Bu bizim benim yardımcım var kadın vardı orada onu kafaya almış bunlar bana
yardımcı olmuşlardı bu FOX TV de bunu engellemek için anlıyor musun abi", "Sonra ben
dedim ki bunlar dediler ki burası kapanmasın anladın mı beni abi elimizden geleni yapalım
yani adamlar bu İhsan GÖKTAŞ kime bağlı ise buraya konmak istiyorlar ben dedim ki burayı
kimseye yar etmem ya adam gibi kişiler olur anladm mı beni veyahut ta işte kapanıcak
gideceksin bunu kimseye ... etmeyecek dedim şimdi bunlar bu ikisi karar defterini mühürü
falan almışlar ben de dün derneği ayağa kaldırdım Hüseyin GÖRÜM'ün de haberi var şimdi
bundan ben şimdi ne yapayım pazartesiye kadar süre verdim bunlara ama yani bir taşla gidip
bunlann hakkında suç duyurusunda mı bulunayım hem kapanış davası yani dernekle ilgili suç
duyurusunda mı bulunayım ne yapayım", Mustafa: "Bir şey yapma
ya", Oğuz Alpaslan: "O yetki belgesini almak istemiştim ben biliyor musun", "Görevli
olduğuma dair orada karar defterinde var ya şimdi burada kilit nokta olduğum için ben paşa
yok ortada Hüseyin GÖRÜM ü de kimse bir şey yapmıyor ama genel sekreter sıfatıyla
olduğum için herkes bana geliyor", "Üyeler bir şeyler istiyor yani burayı abi kapatmadan bir
şeyler yapamaz mıyız yahut da ne bileyim bunları", Mustafa: "Şimdi ben şey yapacağız gidip
şeye Savcılığa şikayette bulun", Oğuz Alpaslan: " Abi bu İhsan GÖKTAŞ ben diyor orduyla
ordu kanalı var diyor bende diyor bir sürü bir adam daha var adını unuttum ben mesela bir
ekipte olabilir oyunlarmı da bozmak istemiyorum eğer doğru bir yerlerde doğru kişilerse o
anlamda soruyorum", Mustafa: " Hayır o zaman ya o zaman da doğru adam doğru iş yapar
yani sen Savcılığa git şey ver dilekçe vermek iste deki ben efendim derneğin genel
sekreteriyim bir takım ilgisi olmayan üyelikleri bile olmayan kişilerde derneğe geldiler istila
ediyorlar de güvenlik istiyorum de" dediği,
Tape:984, 07.12.2007 tarihinde Murat ZELYURT ile görüşmesinde özetle; Murat'ın
"Valla 8 günden beri sokaktayık." "Nano ile bitirdik her şeyi." "Ya böyle bi mübtezel çıktı."
dediği, Alpaslan'ın "Yav ben içerdeydim. Yeni çıktım anneme geldim şimdi." "10 gün, 10
gün. Mal beyanı, hep çeviriyorlar ya ibneler." dediği, Murat'ın "Valla ne yapacağı yok abi biz
perişan olduk yav per perişan olduk." dediği, Alpaslan'ın "Baba şey yapın ya. Üçünüz bir
arada zor olur." dediği, Murat'ın "Ya abi zaten Seda gitti ya." "He Aliyle beraber kaldık biz."
dediği,
Tape:985, 16.12.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile görüşmesinde özetle; Alpaslan'ın
"Abi bizim hani dernekten İsa Musa vardı ya abi." "İsa Musa vardı ya Hüseyin GORÜM'ün
yanında." "Şimdi Musa yanımda, yaklaşık 4-5 saattir beraberiz." "İşte şey yapmak istiyor
yani. Konuştuk ettik de. Bu şikayetleri var. Nasıl bulaştığı, nasıl ettiğini yakınıp duruyor.
Geldiğin zaman tanıştırayım mı abi" dediği, Mustafa'nın "Alpaslan" "İkimiz görüşelim."
"Şimdi ben bir bakayım. O arkadaşların sen bana anlattığın duruma göre, Ben bir bakayım
ondan sonra o arkadaşlara." "Konuşurum yada konuşmam, artı dernekle ilgili pek de bir
yetkili değilim sadece sen benim gönlümdesin." "Çünkü onunla birlikte kullanıyorlar. Onunla
birlikte televizyonlara çıkıyorlar. Onunla birlikte falan falan falan yapıyorlar. Şimdi onlarla
benim oturup konuşmam uygun olmaz." , "Yani ama sen beni geleceksin ki aydınlatırsın kefil
olursun" , "Senin kefaletine anlattıklarına inanırsam o çocukları da dinlerim ben"
dediği,Alpaslan'm "Tamam abi bi emrin varmı abi başka bir şey" dediği, tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in 05378786138 olan telefon numarasının ; Hüseyin
Gazi OĞUZ,İhsan GÖKTAŞ,Kahraman ŞAHİN, Mehmet Fikri KARADAĞ,Hüseyin
GÖRÜM ve Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün telefon,sim kart veya ajandalarında kayıtlı
bulunduğu,
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in 0 537 8786138 hatlı telefonu ve sim kartında ise ;
Kahraman ŞAHİN'in 0537755310, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun 05554898215,
05554952647,05053043924,Ayşe Ceylan GEÇYOL'un 05427120047,Hüseyin Gazi OĞUZ'un
05322650260,Tanju OKAN'm 05322383077, Mehmet Fikri KARADAG'm
05358881514,05396550456 ve İhsan GOKTAŞ'm 05398725788 olan telefon numaralannm
kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Fiziki takip tutanağı ; 13.11.2007 günü saat: 16.05 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in Kadıköy ilçesi Beşiktaş İDO iskelesi
önünde buluştukları, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feribotuna bindikleri, saat: 17.15
sıralarında Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35.
Noterin ofisi olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştukları,
akabinde saat: 18.40 sıralarında üç şahsında noterden ayrıldıkları, yaklaşık 5 dakika sonra

(S
Mahmut KUZ isimli şahsın diğer şahıslardan ayrıldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Alpaslan OĞUZ
isimli şahısların Mecidiye köy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan'ın burada İETT otobüsüne
binerek Mehmet Fikri KARADAĞ'dan ayrıldığı, M. Fikir KARADAĞ'm ise yaya olarak Şişli Osman
bey metro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57 sıralarında 0212 224 14 13 numaralı ankesörlü telefon ile
bir yeri aradığı, daha sonra yine saat: 19.07 sıralarında yaya olarak Şişli Harbiye - Vali konağı
kavşağına gelip 0212 296 14 61 numaralı ankesörlü telefondan bir yeri aradığı ( aradığı telefon
numarasının Selim AKKURT'a ait olduğu tespit edilmiştir.) ve akabinde Harbiye ordu evine girdiği ve
burada yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy feribotuna
bindiği,belirtilmiştir.
Şüpheli Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in kullanmakta olduğu 0537 8786138 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Kahraman Şahin' in kullandığı 0537 3755310 nolu GSM hattı ile 34 -Mehmet Fikri KARADAĞ' m
kullandığı 0535 8881514 nolu GSM hattı ile 73 -Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0539
6550456 nolu GSM hattı ile 9 -Yaşar Aslanköylü' nün kullandığı 0539 9387597 nolu GSM hattı ile 2
-Yaşar Aslanköylü' nün kullandığı 0536 5483885 nolu GSM hattı ile 9 -Tanju Okan' m kullandığı 0532
2383077 nolu GSM hattı ile 4 -Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0505 3043924 nolu GSM
hattı ile 6 -Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0555 4952648 nolu GSM hattı ile 2 -Recep
Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0555 4952647 nolu GSM hattı ile 147 -Recep Gökhan Sipahioğlu'
nun kullandığı 0555 4898215 nolu GSM hattı ile 12 -İhsan Göktaş' m kullandığı 0539 8725788 nolu
GSM hattı ile 22 -Hüseyin Gazi Oğuz' un kullandığı 0532 2650260 nolu GSM hattı ile 34 Ayrıca
şahsın kullandığı 0537 8786138 nolu telefon hattından diğer hattı olan 0535 5526566 nolu GSM hattı
ile 18 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.
Şüphelinin kullanmakta olduğu 0533 2756462 nolu GSM hattının ise 01.01.2000 den
günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının kolluk
tarafından yapılan analizinde;
-Kahraman Şahin' in kullandığı 0546 6478283 nolu GSM hattı ile 49 -Kahraman Şahin' in kullandığı
0537 3755310 nolu GSM hattı ile 24 -Ayşe Ceylan Geçyol' un kullandığı 0542 7120047 nolu GSM
hattı ile -Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0535 8881514 nolu GSM hattı ile 2 -Recep Gökhan
Sipahioğlu' nun kullandığı 0555 4952647 nolu GSM hattı ile 2 -Recep Gökhan Sipahioğlu' nun
kullandığı 0505 3043924 nolu GSM hattı ile 2 -Recep Gökhan Sipahioğlu' nun kullandığı 0555
8571924 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Gizli Tanık -17 , ifadesinde aynısı ile ; "Oğuz Alparsaln ABDULKADİR, sonradan derneğe
geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek
binasında oda yaptı. Kadıköy çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip
Kuvayı Milliyeyi, anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandınlması gerektiğim söylüyordu."
şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mehmet Fikri KARADAĞ ;Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'i 22 Temmuz seçimleri sonrasında
Kadıköy'deki dernek binasında birkaç defa gördüğünü ve konuştuğunu, kendisi ile herhangi bir
samimiyetinin olmadığını, kendisinin dernekten ayrıldıktan sonra dernekte yaşanan olayları kendisine
anlattığını, bu amaçla birkaç kez yanına geldiğini, kendisinin
demek başkanlığını vekaletliğini yönetim kurulu kararıyla Hüseyin GÖRÜM'e devrettiği
toplantıda Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in de genel sekreterlikle görevlendirildiğini beyan
etmiştir.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ;Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy'de
emlakçilik yaptığını, kendisi ile aile olarak görüştüklerini, demekten istifa ettikten sonra geri
döndürmek amacı ile kendisini telefonla arayarak ikna etmeye çalıştığını beyan etmiştir.
Tanju OKAN ; Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile önceden tanışmadığını, Kemal
CANAY'm kendisine bu kişinin İstanbul Kuvayı Milliye teşkilat başkanı Hüseyin GÖRÜM'ün
yardımcısı olduğunu söylediğini, Kemal CANAY'a bu şahsın kendisi ile ne görüşeceğini
sorduğunda Ekim ayında kongre yaparak Mehmet Fikri KARADAĞ'I İstanbul Kuvayı Milliye
demek başkanlığından indirip yerine şimdiki teşkilat başkanı Hüseyin GÖRÜM'ü
seçeceklerini söylediğini, ancak bu konuyla ilgili olarak herhangi bir şahısla buluşmadığını,
beyan etmiştir.
Yaşar ASLANKÖYLÜ ; Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR ile 2007 yılında telefon ile
tanıştığım,kendisini şahsı simaen tanıdığını,kendisini Kuvayı Milliye Derneği Genel Sekreteri
olarak tanıttığını, demek bünyesinde Genel Merkezde bir yapılanma olacağından
bahsettiğini,temsilcilik yetki belgisinin ve demek makbuzlannm yenilenmesi ve İstanbul'a
gelmesi gerektiğini söylediğini, beyan etmiştir.
Ali KUTLU ; Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'i Kuvayı Milliye Demeğinde bulunduğu
sırada tanıdığını, aslen KerkükTü olduğunu ve Kadıköy civarında emlakçilik yaptığını,
demekte de genel sekreterlik yaptığını bildiğini, demekte oldukça aktif olduğunu da
gördüğünü,ancak demeğin fikir yapısını ve gidişatını da beğenmediğini,beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu ,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi
amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon
Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum
Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında
kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kumlan Kuvayı Milliye Derneğinin faaliyetlerinde
etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yönetilmesine
yardımcı olması genel sekreter olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte
eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı
faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı
ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat topladığı, iddia edilmektedir.
Kendisinin milliyetçi ve Atatürkçü düşünceye sahip bir insan olduğunu, bu nedenle
Kuvayı Milliye Demeğine ilgi duyduğunu , 2 ay üye olarak kaldığını 1,5 ay kadar da genel
sekreterliğini yaptığmı,daha sonralan demeğin yetersiz insanlardan oluştuğunu gözlemlediğini,
aynca Hüseyin GÖRÜM'ün tavır ve davranışlanndan rahatsız olduğunu, bu nedenle
20.10.2007 tarihinde genel sekreterlik ve demek üyeliğinden istifa ettiğini, ilişkide olduğu
kişiler ile bağlantısının demeğin yasal faaliyetleri ile sınırlı kaldığını, Mustafa ALPAY isimli
kişinin bildiği kadan ile Genelkurmay Askeri İstihbaratında görevli olduğunu, Mustafa
ALPAY'ın ilk başta Kuvayı Milliye Demeğine üye olduğu için kendisine kızdığını, daha sonra
ise bir müddet burada kal, bize bilgi getir dediğini,bu kapsamda demekte yolunda gitmeyen
işlerle ve yetersiz kişilerle ilgili bazı belgeleri kendisine verdiğini savunmuştur.
Yukanda geniş olarak özetlendiğinden aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılan telefon
görüşmelerindeki;
12.09.2007 tarihinde Yaşar ARSLANKÖYLÜ ile yaptığı telefon görüşmesindeki
"Çünkü bu dava oturma dava değil artık hızlanıyor, bu şey değil, düşünün taşının bizi arayın
bildirin kararınızı" , "Genel merkezin direktifine talimatına bu kadar sorgularsan senle iş
yapılmaz anlamında söylüyorum ben, anlıyor musun beni, Kuvayı Milliye sırf yetki belgesi
alıp ta oturmak değildir. Genel Merkez çağırıyorsa geleceksin"
14.09.2007 tarihinde Tanju OKAN ile yaptığı telefon görüşmesindeki ; "Hızlı bir
şekilde artık herkes aldı başını gidiyor Cumhurbaşkanlığı seçimleri de oldu bitti artık
meydanlar bizim yani"
Sözlerinin de; savunmasının aksine derneğin teşkilat başkanı olan Hüseyin GÖRÜM'ün
tavır ve davranışlarından rahatsız olmadığını, bilakis Mehmet Fikri KARADAĞ'm geçici
olarak dernek genel başkanlığından ayrılmasından sonra bir süre Hüseyin GÖRÜM'ün lehine
faaliyette bulunduğunu, derneğin tüzüğünde yazılı amaçlan dışında "dava" olarak tanımladığı
bir amacının olduğunu ve dernek temsilci ve üyelerinin de genel merkezin kararlarını
sorgulamamasını isteyecek kadar dernek içerisindeki yapılanmanın hiyerarşisine bağlı
bulunduğunu gösterdiği anlaşılmaktadır.
18.10.2007 tarihinde Hüseyin KÜÇÜK ile yaptığı telefon görüşmesindeki "... Bizim
özel harekattan bir arkadaşımız geldi. Ayrıldı oradan yani. Şu anda davaları falan var."
"Çalışması lazım. İş beğenmezlik problemi yok. Anlıyor musun " "Ona yardımcı ol sen.
Bizim arkadaşımız, bizden yani" sözleri ve aynı kişi ile yaptığı;
21.10.2007 tarihli telefon görüşmesindeki Hüseyin'in "Sağol Başkanım Hüseyin
(Hüseyin GÖRÜM) bey Ankara'yı aradı mı" " Memleketten beni arıyorlar sıkıştırıyorlar şu işi
bir hallet gerekiyorsa İskenderun'a düşürmeye çalış" sözlerine verdiği "Tamam" cevabının,
Dernek içerisindeki yapılanmada yer aldığı anlaşılan Murat ZELYURT isimli kişinin,
yine kendisinin yaptığı telefon görüşmeleri içeriğine göre Sedat PEKER ile bağlantılı olduğu
anlaşılan Hüseyin KÜÇÜK aracılığı ile iş bulması, Hüseyin KÜÇÜK'ün de bir tanıdığının
askerlikle ilgili talebini karşılama için girişimde bulunduğunu gösterdiği gibi, dernek
içerisindeki yapılanmanın dışa karşı dernek adına askeri kişi ve kuruluşlar ile bu talepleri
iletecek derecede bağlantılı bulunulduğu izlenimini verdiğinin anlaşıldığı,
21.10.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesindeki
Recep'in "Şu fırının yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak gel gel..." ,
"Yok Kürt pezevenk onlar." sözlerine verdiği "İyi yaptın abi iyi yaptın" cevabının, sürekli
bağlantı halinde bulunduğu dernek içerisindeki yapılanmada yer alan Recep Gökhan
SİPAHİOGLU'nun yasadışı eylemini onayladığını gösterdiği,
22.10.2007 tarihinde Uğur ŞİMŞEK ile yaptığı telefon görüşmesindeki; Uğur'un "...
yalnız bak şimdi ben önümüzdeki haftadan sonra yavaş yavaş kardeşim bayramdan 15-20 gün
sonra ben çökecem paramı hesabımı kapat diyecem" sözlerine verdiği " Bak sen eğer paranı
alamazsan bana devret yani bu devret derken beni de işin içine sok ben senin o paranı alırım",
" Üstüne kendime para alırım" , "Ben sana söylüyorum abi ya bu şeyle olmaz, normal kimlik
emniyet kardeşlerimiz hakeza" sözlerinin , açığa çıkartılamadığından bu konuda isnatta
bulunulmayacak ise de, dernek içerisindeki yapılanmanın adını ve demek kimliğini kullanarak
yasa dışı bir tahsilata aracı olarak pay almak istediğini gösterdiği,
27.10.2007 günü Ali KUTLU (görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı
telefonla yapılmıştır) ile yaptığı telefon görüşmesindeki "... yok Seda'lar gelmiyor o zaman
bu akşam" , Ali'nin "Bilmiyorum belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beye de..........çıktı şeyi
bekliyor makina gelecek de onu takacaz Turan" , " Şeyi söyleyecem Selim'le görüştün mü SelimTe
Selim'le anlarsın sen" sözleri ve kendisinin söylediği " He yok daha görüşmedim" , Sonra yüz yüze
görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce" sözleri içerisinde geçen Selim isimli
kişinin,
Yukarıda genel açıklamalar bölümünde geniş olarak anlatılan dernek içindeki
yapılanmanın Orhan PAMUK ve bir kısım kişilere karşı gerçekleştirmeyi planladığı eylemde
tetikçi rolü üstlenmesi düşünülen Selim AKKURT olabileceği,nitekim şüphelinin de
içerisinde bulunduğu Kuvayı Milliye grubu içerisinde Selim isminde bir başka kişinin
bulunmadığı, görüşmenin yapılanmanın gizlilik prensibi ve özellikle planlanan bu eylemm
özelliği gereği açıklıktan yoksun yapılarak yüz yüze konuşmaları gerektiğinin belirtildiği,
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında Mehmet Fikri KARADAĞ ile şüphelinin birlikte
Kadıköy'den vapurla geçerek Mahmut KUZ ile buluştukları,bir süre birlikte vakit geçirdikten
sonra ayrıldıkları, bundan sonra M. Fikir KARADAG'ın yaya olarak gidip ankesörlü
telefonlar ile Selim AKKURT'u aradığı,ancak ulaşamadığı,sonrasmda ise Beşiktaş - Kadıköy
iskelesine gelerek Kadıköy feribotuna bindiğinin belirtildiği, görünürde Selim AKKURT ile
bir bağlantısı bulunmayan şüpheliye yapılanmanın diğer bir tetikçisi Ali KUTLU'nun bu kişi
ile görüşüp görüşmediğini sormasının ve bu görüşmenin söz konusu eylemm planlandığı
tarihler ile uyuşmasının şüphelinin de bu eylem planı içerisinde yer aldığı yönünde şüphe
oluşturduğu,
31.10.2007 tarihinde Kamil OSMAN ile yaptığı telefon görüşmesindeki " Şey ben
Kadıköy'deyim de ama tabi dernekte görüşmeyelim yani derneğe götürmek istemiyorum seni"
" He ben de orda görüşmek istemiyorum da yani hiç olmazsa orda sizle tanışır bir fikir
alışverişi hem de siz A.... gidiyor musunuz" " Şey Aliye de söyle Ali orda kalıp kalıyor
altında, kaçırır benim olayları şey yapmadığımı yani Ali orda kalıyor da bir şey yaptığı yok da
ona bir şey söylemiyorum ben ağzından falan kaçırır kalıyor olsun kalsın proplem yok"
şeklindeki açıklıktan yoksun sözlerinin , dernek içerisindeki yapılanmanın bir faaliyeti olarak
ve yapılanmanın gizlilik prensibine uygun şekilde derneğe bile gelip görünmesini mahsurlu
gördüğü bu kişi ile bağlantıya geçtiğini gösterdiği,
31.10.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesindeki
"Abi şeyler var şimdi. Buraya derneğin adını temizlemek için, anlıyor musun beni" "Bir takım
çalışmalar. Telefonda konuşmayalım sonra konuşurum seninle" sözlerinin, derneğin gidişatını
beğenmediğinden dolayı 20 Ekim 2007 tarihinde istifa ettiği şeklindeki savunmasının aksine,
dernek içerisindeki yapılanmadaki faaliyetini, bu yapılanmanın gizlilik prensibi içerisinde
devam ettirdiğini gösterdiği,
01.11.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesindeki;
"Ne yapayım, şuanda şey müsait de değilim. Yanımda arkadaşlarım var ama Seda delirmiş
vaziyette. Murat hadi ondan biraz daha şeyli. Ne bileyim işte böyle yani. Gittiler geldiler bir
akşamleyin bir paşa mı vardı onun yanma gittiler geldiler hani bir adamlar vardı ya .. .abi
neyse konuşmamız lazım konuşuruz seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, abi yüz yüze
görüşmemiz lazım telefonda olmaz." Sözü, Recep'in "Niye kızmışlar" "Her şeyi başında
herkesle konuştuk Alpaslan" sözleri ve kendisinin "...Biliyorum da ben de sana söyliyim.
Normal insanlar değil bunlar. Öbürü 149 tane kelle almış. Tam 149 tane saymış. Bana
şeylerini gösteriyor bunlar. Bak ben bunları var ya parmağımda oynatırım derken o anlamda
söylemiyorum. Beni sevdikleri için anlıyor musun,Abi hiçbir karşılık beklemeden benimle her
şeyi yaparlar. Senin de öyle. Yaklaştılar sana yani, sen de bunlarla aslında çok yani
seviyorlar..." sözleri ve,
01.11.2007 tarihinde Murat ZELYURT ile yaptığı telefon görüşmesindeki "Alo Murat,
sert yapabilirsin ama öfkeli davranma dinliyor musun beni" , "Çünkü kaldığın yer ettiğin yer
belli ıı şekil yapabilirsin o parayı al ondan sonra ben diyecem ki yarın gittiler diyecem anlıyo
musun beni", "O da burada kalmanızı anlayacak ondan sonra da yani iziniz belli değil ondan
sonra da ne yaparsanız yaparsınız anladın mı benim demek istediğimi" , " Zaten zor
durumdasınız bide kalacak malacak yer problemi olmasın" sözleri ve Murat'ın "Tamam abi"
cevabının,
Ali KUTLU'nun ifadesi ve diğer telefon görüşmeleri genelinden de demek
içerisindeki yapılanmada tetikçilik görevi üstlendikleri ve şüphelinin kontrolü ve hiyerarşik
denetimine verildikleri, bir süre Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun evinde barındıkları
anlaşılan Ali KUTLU,Seda YİVLİ ve Murat ZELYURT isimli kişilerin profillerini,
şüphelinin telefonda ismini ve görüşme konusunu söylemek istemediği bir paşa ile
görüştüklerini, şüphelinin bu kişileri bir süre sonra Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanma
yasa dışı işlerinde istihdam etmek amacı ile görevlendirdiğini, süreç içerisinde bu kişiler ile
Recep Gökhan SİP AHİOGLU arasında çıkan problemleri çözmede aktif rol üstlendiğini
gösterdiği,
04.11.2007 tarihinde kendisini Ulusal Kanal çalışanı olarak tanıtan Uysal OTLU ile
yaptığı telefon görüşmesindeki Uysal'm "Valla bende koşturmacayla işte yann bir toplantı var
ee Malatya'da bir yürüyüş başlatacağız PKK ya karşı DTP ye karşı ee" , "Ankara'ya yürüyüş
başlatacağız PKK'ya karşı" "Aynı zamanda aynı zamanda ee Türk Milleti olarak şuan Türk
Silahlı Kuvvetlerinin emrine girmeye hazırız diye bir imza kampanyası", "Asker olmak
istiyoruz", "Bir imza kampanyamız var buna sizde destek verirde ee" sözlerine verdiği "Bizde
elimizden geleni yaparız" cevabının, yasalar çerçevesinde olduğu anlaşılan bir sivil toplum
girişimini göstermekle birlikte, Ulusal Kanal ve bağlı olduğu grup ile görünürde doğrudan bir
bağı bulunmayan Kuvayı Milliye Demeğinin bu grup ile gerekli gördükleri durumlarda
birlikte hareket ettiklerini, şüphelinin de bu talebin kendisine iletilecek ve yardımı istenecek
derecede demek içerisindeki yapılanmada etkin rol üstlendiğini gösterdiği,
13.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki; Mehmet Fikri'nin
".. şimdi bunlar bizim su parasından vazgeçerlerse bizde bu şikayetten vazgeçecez öyle bir
antlaşmamız var biliyorsun" sözlerinin, demek ve üyelerinin taraf olduğu anlaşılan bir davada
nasıl ifade verileceğine dair kişisel davranışını dahi yönlendirecek derecede demek içerisindeki
yapılanma hiyerarşisi içerisinde talimat aldığını gösterdiği,
Benzer konular ile ilgili;
22.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile yaptığı telefon görüşmesinde Mustafa'ya
telefonunun dinlenip dinlenmediğini sorduktan sonra söylediği "Ama dinliyorlar diyorsun.. bir
şeyler yapacaz, biz yarın senle acilen görüşmemiz lazım.. Burada demekle beraber bir şeyler
planladık ihtilal yani başkaldıracağız, senle bir konuşmam lazım onayını almam
lazım,telefonla konuşamıyorum. Akşam gece yarısı yani bana bi zaman ayır onayını
konuşmam lazım,ondan sonra tabanım hazır her şey hazır." "Tamam yani desteğin olması
lazım anlıyor musun,beni yanımdakilere de onun telefonu da senle konuşim, ondan sonra her
şey hazır yani. Bir Tek Kuvayı Milliyeyi kurtarmak için yani."
22.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile yaptığı telefon görüşmesindeki Hüseyin
GÖRÜM'ün Fox Tv de programla çıkmasını engellemek amacı ile Mustafa'nın söylediği
"Oğlum gir bir gece de yat ben gelene kadar. Bak şunu da yapın Hüseyin'i kaçmrsanız gidin
televizyonu basın ... Hüseyin'i engelleyin çıkarmaym.Hüseyin'i engellemeye çalışın, baktınız
olmuyor, kafasını gözünü kırın, içeri de girin bir gece yatın bir şey olmaz girin yatın 12-15
kişi. Oğlum devlet için yatacaksınız." sözlerine verdiği "Tamam abi tamam şey görüştüğün
arayacaklar beni şimdi demi"
22.11.2007 tarihinde Mustafa ALPAY ile yaptığı telefon görüşmesindeki "Abi 2 şey
için rahatsız ettim seni, bir onay alıcam. Sedat Sedat'ın grubundan ayarlıyorum birkaç tane en
geç 09:30 almaya gelecekler, göndermeyecem onu. İki, hiç kontörüm yok abi, kimseyi
arayamıyorum nasıl yardımcı olabilir misin bana." Sözü ve Mustafa'nın "Aman Peker
grubundan adam al.Peker grubundan adam al. Ateş etmeyin,ateş etmeyin,darp darp. Sadece
kafa göz kırın,ateş etmek yok."
22.11.2007 tarihinde Hüseyin KÜÇÜK ile yaptığı telefon görüşmesindeki " Sağol
Hüseyin bir şey soracam. Bana 4 kişi lazım, kötü bir şey yok, ama en fazla 1 gün karakolluk
kalıcaz, bizim davamız için gerekiyor, bir şey yok ama 4 kişi bana biat edecekler, gerekirse
kafa göz kıracaz o kadar,bir kişi yann da problem yok var mı öyle kimse"
22.11.2007 günü Hakan isimli şahıs ( Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in telefonu) ile
Aydın isimli kişi ile yaptığı telefon görüşmesindeki ; Hakan'ın "Ya çok acil bir şekilde At
Nalına gelebilir misin diyecektim ya. Orda bazı bazı kişiler var onlarla da görüştürmem lazım
seni." "Ya bugün ya bir devlet mevzusu yani o kadannı söyleyeyim" sözlerinin,
Derneğin gidişatını beğenmediğinden dolayı 20 Ekim 2007 tarihinde istifa ettiği
şeklindeki savunmasının aksine, dernek içerisindeki yapılanmadaki faaliyetini, bu
yapılanmanın gizlilik prensibi içerisinde devam ettirdiğinin, kendisinin askeri istihbarat
görevlisi olarak bildiğini söylediği Mustafa ALPAY'dan bu konularda onay beklediğinin,
dernek adma olumsuz faaliyetlerde bulunduğunu değerlendirdiği Hüseyin GÖRUM'ün
televizyona çıkmasını engellemek için bu kişiye karşı nezarette kalmayı da göze alacak
şekilde eylem planladığının, bu iş için telefon görüşmeleri içeriğinden Sedat PEKER ile
bağlantılı olduğu anlaşılan Hüseyin KÜÇÜK'ten adam temin etmesini istediğini anlaşıldığı,
07.12.2007 tarihinde Murat ZELYURT ile yaptığı telefon görüşmesindeki Murat'ın
"Valla 8 günden beri sokaktayık." "Nano ile bitirdik her şeyi." "Ya böyle bi mübtezel çıktı."
Sözlerine verdiği "Baba şey yapın ya. Üçünüz bir arada zor olur." Cevabı ve Murat'ın karşılık
olarak "Ya abi zaten Seda gitti ya." "He Aliyle beraber kaldık biz." sözlerinin,
Ali KUTLU'nun ifadesi ve özellikle bu ifadesindeki Recep Gökhan
SİPAHİOGLU'nun Murat ZELYURT'un eline silah vererek aralannda problem olan bir kişiye
korkutma amaçlı gönderdiği şeklindeki beyanı, diğer telefon görüşmeleri genelinden de dernek
içerisindeki yapılanmada tetikçilik görevi üstlendikleri ve şüphelinin kontrolü ve hiyerarşik
denetimine verildiklerini, şüphelinin bu kişileri bir süre sonra Recep Gökhan
SİPAHİOGLU'nun yanma yasa dışı işlerinde istihdam etmek amacı ile görevlendirdiğini,
süreç içerisinde bu kişiler ile Recep Gökhan SİPAHİOGLU arasında çıkan problemleri
çözmede aktif rol üstlendiğini, bu kişilerin şüpheliden talimat aldığını gösterdiği,
Ergenekon Terör Örgütünün , Kuvayı Milliye Derneğindeki kendine özgü yapısı
içerisinde sorumlu düzeyde görev alan kişide derneğin tüzüğü dışında başka amaçlan
olduğunu bilmesi ve bunlar doğrultusunda faaliyet göstermesinin bekleneceği, nitekim
yukanda yazılı telefon görüşmeleri ile desteklenen Gizli Tanık 17'nin şüpheli hakkındaki
"..Derneğe getirdiği kişilere vatanın elden gittiği, halkın uyandmlması gerektiği" şeklinde
beyanına göre , aslında Kuvayı Milliye Derneğinin de genel propaganda tarzını uyguladığı
anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR'in Ergenekon Terör
Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurlann"
kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması
uyannca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu
yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için
hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi
Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete
geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı
Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesinde görev
aldığı, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanlann
profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği,
istihbarat topladığı, Orhan PAMUK ve diğer bir kısım kişilere karşı provakatif amaçlı eylem
hazırlıklan içerisinde yer aldığı yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak
derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in eylemine uyan; TCK'nun 314/2 ve 3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

75-ŞÜPHELİ RECEP GÖKHAN SİPAHİOĞLU a)


Emniyet ifadesinde;
2005 yılında Kadıköy Hasanpaşa'da Denge Gurup Klima Teknolojileri Araştırma
Geliştirme Sanayi adlı Limitet Şirketini kurduğunu, halen Koç Üniversitesinde kurulu olan
Nano Teknoloji laboratuarında işletmecilik yaptığını, 2006 yılındaki Çanakkale savaşı
kutlamalarına tanımadığı bir kişinin kendisine üzerinde Kuvayı Milliye 1919 logolu ve
Mehmet Fikri KARADAĞ Emekli Kurmay Albay yazan kartvizit uzattığını, kendisi
vatansever bir kişiliğe sahip olduğundan İstanbul'a döndüğünde Kuvayı Milliye Genel
Merkezi'ne gittiğini,derneğin kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında bilgi aldıktan sonra aynı
gün ailece üye olduklarını, Derneğin hiçbir toplantısına, gösterisine ya da başka bir faaliyetine
katılmadığını, sadece Mayıs 2007 yılında genel başkanın kendisi ile tanışmak istemesi üzerine
derneğe giderek Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman^ ŞAHİN ve Ali
KUTLU isimli şahıslar ile tanıştığını, bu tanışmada Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendisinden
dernek ile ilgili bir Web sayfası hazırlamasını istediğini ve kendisini bu konuda yetkili
kıldığını, bununla ilgili talimatı orda hazır bulunan Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'e
verdiğini, alman kararın kayıt defterine kaydedildiğini, ancak Hüseyin GÖRÜM'ün orada
bulunmayan yönetim kurulu üyeleri yerine imza attığım,kendisinin bunu yadırgadığım,bu
durumu iyice düşündükten sonra, ertesi gün Kuvayı Milliye Derneğine gittiğini ve Hüseyin
GÖRÜM ile neden böyle bir yönteme gerek duyduğunu sorduğunu, bunun üzerine Hüseyin
GÖRÜM'ün "Kardeşim oradaki isimleri bırak burada Mehmet Fikri KARADAĞ ne derse o
olur" dediğini ve kendisini dışarı çıkardığını, bu yüzden görevi kabul etmekten vazgeçtiğini,
bu esnada küçük oğlunun kendisine derneğin mutfak bölümündeki bazı şahıslann sigara içine
bazı malzemeler sararak içtiklerini söylediğini, bunun üzerine kendisinin mutfak kısmına
indiğini ve Kahraman ŞAHİN, Niyazi KIYAK ve isimlerinin bilmediği iki kişinin esrar
olduğunu tahmin ettiği bir madde içtiklerini gördüğünü, şahıslann yanlannda içinde ot şeklinde
bir şeylerin bulunduğu dört çuvalın olduğunu, bunun üzerine dernek binasını terk ettiğini, aynı
gün Mehmet Fikri KARADAĞ'I aradığını ve durumu anlattığını, Mehmet Fikri KARADAĞ'm
da, Hüseyin GÖRÜM'e beddua okuyarak "Bu herif bu haltlan yiyor ve yanındakilere de peşkeş
çekiyor. Gökhan merak etme seçimden sonra zaten ben seçilemezsem derneğin ödenemeyen
giderleri ile zaten kapatacam. Ben kapatma dilekçesi vereceğim" dediğini ve Hüseyin
GÖRÜM ile konuşacağını söylediğini, bunun üzerine kendisinin derneğe gittiğini ve orada
Hüseyin GÖRÜM ile tartışarak derneği erk ettiğini,
Olaydan 7-8 gün sonra Mehmet Fikri KARADAĞ'ın Av. Nevzat ÇETİN ile beraber
kendisini iş yerinde ziyaret ettiğini, şahıslann kendi aralannda Ankara' daki bir soruşturmadan
bahsettiklerini, aynı gün kendisi ve ailesinin dernekten istifa ettiğini, dernekten istifa ettiği
gün Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine "Emir Sultana iyi bak,göz kulak ol" diyerek tehtidvari
konuştuğunu, bu tarihten 5-6 gün sonra Kadıköy Altıyol'da arabasında beklerken bir şahsın
gelerek kendisini "Koçum sen çok zıpladın Hüseyin GÖRÜM'e, Derneğin hayırlı olsun"
diyerek tehdit ettiğini, aynca aynı gün kendisinin bir şahıs tarafından Kadıköy'de darp
edildiğini, ancak karakola gidip şikayette bulunmadığını, bu olaydan yaklaşık 10 gün sonra
evini ve işyerini Koşuyolu semtine taşıdığını, yeni işyerinin tadilatı esnasında sabah işyerine
gittiğinde işyerinin kurşunlanmış olarak gördüğünü,
Ümraniye'de ele geçirilen el bombalan hakkında medyadan duyduğu kadan ile bilgi
sahibi olduğunu,
29.07.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı^ telefon görüşmesi
sorulduğunda;Kendisinin o dönemlerde Mehmet Fikri KARADAĞ'a "Babacığım ve
komutanım" şeklinde hitap ettiğini, yanında olduğunu söylediği Ertuğrul isimli şahsın
Ertuğrul OĞUZ olduğunu, Alparslan isimli şahsın Oğuz ALPARSLAN olduğunu, kendisinin
görüşmeyi gerçekleştirdiği esnada Muhasebeci Nalan hanım, Temel ŞİMŞEK, Asım
DARGIN, emekli polis memuru Saim, tesisatçı Hasan,oğlu Turhan SİPAHİOĞLU, eşi Sevgi
SİPAHİOĞLU ve Ertuğrul OĞUZ'un eşinin de bulunduğu, bu kişiler ile yeni demek
kurulması için beraber hareket ettğiğini, görüşmede geçen toplantının yeni kuracakları
dernekle ile ilgili olduğu,
Yapılan aramalarda el konulan mermiler ile ilgili olarak; mermileri, askerlik sonrası
hatıra olarak sakladığını, bu mermileri kullanmış olduğu herhangi bir silahının olmadığını,
Ergenekon olarak tanımlanan örgütle hiçbir bağlantısının bulunmadığını, soruşturma
kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ, Kahraman ŞAHİN, Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR, Hüseyin GÖRÜM ve Ayşe Ceylan GEÇYOL'u tanıdığını, sorulan diğer
şahısları ise tanımadığını beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrar ettiğini, 2006 yılındaki Çanakkale savaşları anmaları sırasında
daha önce tanımadığı birisinin kendisine üzerinde Emekli Kurmay Albay ve Kuvayı Milliye
Demeği Başkam Mehmet Fikri KARADAĞ yazılı bir kart verip, demeğe katılmasından şeref
duyacağını söylediğini, İstanbul'a döndükten sonra demek tüzüğünü inceleyerek eşi Sevgi ve
çocukları Turan ile Emir olmak üzere tüm aile olarak demeğe üye olduklarım, daha sonraki
günlerde demeğe gittiğinde Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Ali KUTLU'nun
kendisini Mehmet Fikri KARADAĞ' m odasına götürdüklerini,onun da kendisine basında
çıkan haberin aksine demekte yasadışı hiçbir iş yapılmadığını söylediğini ve kendisinden
demeğin kapanan Internet sitesi yerine yeni bir Internet sitesi hazırlamasını isteyerek bu
amaçla yönetim kumlu kararı hazırlanması talimatı verdiğini, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman
ŞAHİN'in bu karan hazırladıklannı,ancak orada hazır bulunmayan üyelerin yerine de
kendilerinin imza attıklarmı,kendisinin bunu garipsediğini, daha sonra demeğe gittiğinde bunu
Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, kendisine bunun önemli olmadığını, kararlan Mehmet Fikri
KARADAĞ' m verdiğini, onun dediğinin olacağını söyleyerek sertçe çıkıştığını, demeğe bu
gidişinde yanında oğlu Emir SİPAHİOĞLU'nun da bulunduğunu, Emir'in tesadüfen demeğin
alt katında esrar içen kişiler görerek kendisine söylediğini, bunun üzerine gidip baktığında
gerçekten esrar içtiğini tahmin ettiği Kahraman ŞAHİN ve Niyazi KIYAK ile isimlerini
bilmediği iki kişi daha gördüğünü,bulunduklan oda da çuval içerisinde esrar olduğunu tahmin
ettiğim bir madde gördüğünü, bunu Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, onun da kendisine esrar
içmenin yanlış olmadığını, Kur'anda bunun aksine bir hüküm olmadığını, hatta Peygamberin
dahi ot içtiğini söylediğini, kendisinin söylenenleri yadırgadığını ve katılmadığını söyleyerek
kızgınlıkla demekten aynldığim,daha sonra bu konuyu demek başkanı Mehmet Fikri
KARADAĞ' a telefonla söylediğini, onun da kendisine buluşmak ve konuşmak için randevu
verdiğini, buluştuklarında demekte esrar içildiğini başkalanndan da duyduğunu, Hüseyin
GÖRÜM' ün bu işleri yaptığını anlattığını, ancak herhangi bir çözüm önerisi getirmediğini,
tüm yaşananlardan sonra Mehmet Fikri KARADAĞ' la Hüseyin GÖRÜM' ün aynı
görüşe sahip olduğunu ancak dernek üyesi olan diğer kişilere karşı iyi polis, kötü polis
rolünü oynadıkları kanaati edindiğini, daha sonra 2007 senesindeki Genel seçimlerde demek
olarak destek verileceğini söyledikleri Kadıköy' den Bağımsız Milletvekili adayı olan Ertuğrul
OĞUZ isimli kişi hakkında seçim çalışmalan için demeğe çağnldığmı, yine bu çalışmalar için
daha önce bahsettiği yönetim kuralujj^arjyle görevlendirildiğinin söylendiğini, ancak bu karann
usulüne uygun olmadığı^biiajgiıi^^gerek Internet sitesi ı™™ı«,o« gerekse seçim çalışmalan
kurulması için hiçbir faaliyette jt>ulü6madiğını,bundan sonra
^—^ . C <( f?P^\ r
Mehmet Fikri KARADAĞ ve avukat Nevzat ÇETİN'in işyerine geldiklerini,burada aralarında
Ankara' daki davaların akıbeti konusunda aralarında konuştuklarmı,avukat Nevzat ÇETİN'in
Ümraniye' de yakalanan bombalardan dolayı başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan
Muzaffer TEKİN ile Mehmet Fikri KARADAĞ' m resimlerinin gazetelerde çıktığını ve
dernek üyesi Hüseyin GÖRÜM' ün Ankara' da gözaltına alındığını söyleyerek bu konuda ne
yapacağını sorduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm ise lanet okuyarak zaten dernek binası
için tahliye kararı çıktığını, derneği fesedip bir kenara çekileceğini söylediğini ve işyerinden
ayrıldıklarmı,bundan sonra kendisinin derneğe giderek istifa ettiğini, kendisi ile birlikte tüm
aile fertlerinin de istifa ettiklerini, dernekteki tüm başvuru formları, kimlik fotokopilerini
bularak iade aldıklarını, bundan sonra da bu derneğin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda
hareket etmediği aksine Atatürkçülüğü bitirmenin önemli bir basamağı olduğu kanaatiyle
bağırarak orada bulunanlan da istifaya çağırdığını, daha sonra bu çağrısına uyan Emekli Polis
Memuru Saim, Emekli Başçavuş Asim DARGIN ile Temel ŞİMŞEK'in bürosuna gelerek istifa
ettiklerini söylediklerini, bunlardan Asım DARÇIN'm derneğin faaliyetleri konusundaki
rahatsızlığını ağlayarak anlattığını,kendisinin de Kuvayı Milliye adına başka bir isimle dernek
kurabileceklerini söylediğini, bundan sonra dernek merkezine vedalaşmak için gittiğini, orada
bulunanlarla vedalaştığmı, bu sırada Hüseyin GÖRÜM'ün de orada olduğunu, kendisine tehdit
mahiyetinde oğlu Emir' i kastederek "Emir Sultan' a iyi bak göz kulak ol" dediğini, kendisine
tehditlerinden korkmadığını söylediğini, daha sonra da Kadıköy' de arabasının içerisinde
bulunduğu sırada tanımadığı birisinin arabaya yaklaşıp belindeki silahı ve kamayı göstererek
"koçum sen Hüseyin GÖRÜM' e çok zıpladın" dediğini ve ayrıldığını, bundan etkilenerek
tansiyonu çıktığını, hastaneye gittiğini, bu olaylardan etkilenerek evini ve bürosunu taşımaya
karar verdiğini, çünkü buraların bilindiğini, ev aradığı sırada da da yine tanımadığı birisinin
doğrudan gelerek kendisine kafayla vurduğunu, hiçbir şey söylemeden ayrıldığını, kendisinin
bu iki olay konusunda herhangi bir yere müracaat etmediğini,daha sonra Şefik isimli kişinin
işyerini kiraladığını, birkaç gün sonra buranın da kurşunlandığını öğrendiğini,mal sahibi ile
birlikte gidip Koşuyolu Polis Karakoluna şikayetçi olduklarını, Karakolun işyerinde gerekli
incelemeyi yaptığını ve boş kovan bulunduğunu beyan etmiş,
Evinde yapılan aramada ele geçen doküman ve CD leri Kuvayı Milliye Derneği
içerisindeki ve dernekte çay getirip götüren Ali KUTLU isimli kişinin oğlu Turan'a verdiğini
düşündüğünü,bu kişinin konuşma ve tavırlarını beğenmediği için oğlunun bu kişiyle
samimiyetini engellemek istediğini, hatta Ali KUTLU 'yu dövdüğünü, dokümanların içeriği
konusunda da bilgi sahibi olmadığını, yine evinde yapılan aramada ele geçen dolu mermilerin
askerliğinden hatıra olarak getirdiği zimmet dışı olan mermiler olduğunu,bunlara ait bir silah
olmadığını,
Kendisinin Ben 0555 495 26 47 numaralı telefon hattını kullandığını, tarafına okunan
iletişim tespit tutanaklarındaki görüşmelerin kendisi tarafından yapıldığmı,bunlan kimlerle ve
ne amaçla yaptığını kolluktaki ifadesinde ayrıntısıyla anlattığı için tekrar etmek istemediğini,
Sorulması üzerine ;
Seda isimli erkek kişinin soy ismini bilmediğini,kendisini dernek üyesi olarak
tanıdığını, Seda'nm bu dernekten istifa ettikten sonra Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in
evinde kısa bir süre misafir olarak kaldığını bildiğini,Sede dernekten istifa ettikten sonra
İstanbul' da kalacak yeri olmadığı için kendisini eve çağırdığını, birkaç gün Oğuz Alparslan
ABDULKADİR'in evinde kaldığını, daha sonra yol parasını verip kendisini gönderdiğini,
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in kendisi dernekten istifa ettikten sonra sürekli
kendisi ve ailesini arayarak geri döndürmek istediğini, bu kapsamda derneğe gelen giden
kişilerden bahsettiğini, görüşmede geçen Paşa'dan kimin kastedildiğini bilmediğini,hatta kim
olduğunu öğrenmek için ısrar ettiğini, ancak telefonda olmaz diyerek söylemediğini,daha
sonra da yüz yüze kendisiyle görüşmediklerini beyan ejpişfcf*.^
c)-Savcılık ek ifadesinde ;
Daha önceki kolluk ve savcılık ifadelerini kabul ettiğini,ek olarak ; Kadıköy Kuvayi
Milliye Derneğinde ele geçen bilgisayarlardan elde edilip kendisine gösterilen fotoğraflardan
İsmail EKSİK'i tanıdığmı,2007 yılı Temmuz ayındaki genel seçimlerden önce bağımsız
milletvekili adaylarım tanıştırma amacı ile genel merkeze çağnldığını,burada Mehmet Fikri
KARADAĞ ve ismini hatırlayamadığı diğer bir bağımsız milletvekili adayı bulunduğunu,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm bağımsız milletvekili adayı olduğunu söyleyerek diğer adayı da
tanıştırdığmı,bu arada Kahraman ŞAHİN'in yanma gelerek Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini
odasına çağırdığını söylediğini,Hüseyin GÖRÜM'ün yanında fotoğraftan teşhis ettiği İsmail
EKSİK'in kişinin bulunduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ün İsmail EKSİK hakkında " bu arkadaş
biraz derindir. Bir sıkıntı varsa ulaşırsın yolunu açar, elinden geleni yapar" dediğini, Hüseyin
GÖRÜM'e bu kişiyi kendisi ile neden tanıştırdığını sorduğunu, onun ise "oğlum seni Jitemci
ile tanıştırıyoruz işte daha ne istiyorsun, bir derdin sıkıntın olursa ara halletsin" dediğini,
ancak oğlunun internetten bu kişiyi araştırarak hakkında bir çok iddialar olduğunu, Aytaç
GİRAY isimli emekli bir C.savcısı ile birlikte olduklarını ve haklarında birçok iddianın
bulunduğunu gördüğünü,tedirgin olduğundan dolayı bu şahsı hiçbir zaman aramadığını ve
görüşmediğini,
Yukarıda ismini hatırlayamadığını söylediği Kuvayi Milliye Derneğinin ikinci
bağımsız milletvekili adayının Ertuğrul OĞUZ olduğunu,bu şahsın seçimlerden bir hafta önce
İşçi Partisinden istifa ederek derneğe gelip bağımsız milletvekili adayı olduğunu tesadüfen
Kahraman ŞAHİN'in Kuvayi Milliye Derneği merkezindeki odasındaki masasının üzerinde
Türkiye İşçi Partisi antetli kağıdı tesadüfen gördüğünde öğrendiğini,bu evrakta "..............parti
üyelerimizden Ertuğrul OĞUZ'un istifasının kabulü..........." şeklinde bir yazı bulunduğunu, bu
konuyu Mehmet Fikri KARADAĞ'a sorduğunu ve hatta kızdığını, onun ise "Gökhan'çığım
herkes bir gün dönecek" dediğini, kendisinin ise İşçi Partilileri kastederek, onların Atatürk'ü
yok, onları Che'si var, Stalini, Lenin'i var, benim ise Atatürk'üm var dediğini,
Ali KUTLU 'yu dernekten tanıdığmı,kendisini 2007 seçimleri yaklaştığı zamanlarda
dernekte görmeye başladığım,daha önce görmediğini,kendisine sürekli derinlik ve gizem
kazandırmaya çalışan bir kişiliğe sahip olduğunu, Ali KUTLU ve Seda isimli kişinin
kendisinin ticari ilişkini bildikleri için iş bağlayabileceklerini, mimarlar, fabrikatörler,
işadamları ile tanıştıracaklarını söylediklerini,üç-dört gün Hasanpaşa'daki bürosuna
geldiklerini,fakat herhangi bir şeyin gerçekleşmediğini, Ali KUTLU ile dernekte bir kavgaları
olduğunu, Ali KUTLU herkesin gözü önünde Genel Kurmay ve bayrağa karşı saygısızlık
yaptığım,bu nedenle orada kendisini dövdüğünü,bu kişinin "16 bayrağımız var, şu an
onyedincisi var, sende büronda asıyorsun, 18 incisini yapsak ne olur" dediğini, bu sözünü
onaltı yıkılan devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'de yıkılıp yerine yenisi kurulsa yeni
bayrağımız olsa ne olur şeklinde anladığından aralannda başka konuşma geçmeden kendisine
dayak attığmı,bu olayın kendisinin dernekten soğumaya başlamasına neden olduğunu,bir hafta
sonra dernekten ayrılmak istediğini dile getirerek, herkesin de ayrılması yönünde telkinde
bulunmaya başladığım,hatta bu dernekte üye kalmanın vatan hainliği ile denk düşeceğini dahi
yüksek sesle söylemeye başladığını, kavga olayından sonra tedirgin olarak büro ve evini
taşıdığını,
Ali KUTLU'nun " kendisinin teklifi üzerine Seda isimli kişi ile birlikte yanında işe
başladıklan, kendilerine inşaat şantiyelerini denetlemek ve şirketi tanıtarak yeni müşteriler
bulmak görevi verildiği,çalıştıklan süre içerisinde kendisinin evinde kaldıklan" şeklindeki
beyanı sorulması üzerine ; Ali KUTLU'ya öyle bir görev vermediğini, evin de iki gün
kaldıklannı, sadece oğlu ile beraber bir gece Yeni Bosna'daki Nisa hastanesi şantiyesinde bir
gece kaldıklannı, oraya gitmelerinin sebebinin ise çalışan ekibin başında oğlu ile birlikte
kalmak olduğunu,kendilerini maaşlı olarak yanında çalıştırmâdığını,kendisinin sadece
kurusıkı silahı olduğunu,onun da emniyet birimlerince yapılan aramada bulunduğunu , başka
silahı olmadığını, kimseye silah vermediğini ve almadığını,
Ali KUTLU'nun "Seda ile birlikte kendisinin yanında çalıştığı dönemde arkadaşı olan
Murat ZELYURT'un da kendileri ile birlikte işten ayrıldığını, aralarında yapmış oldukları
konuşmalarda kendilerinin çevreye karşı caydırıcı olmak ve korku vermek için işe alındığını,
genelde kendisinin anlaşmazlığa düştüğü yerlere kendilerinin gönderildiğini
değerlendirildiklerini, bu yerlerden bazılarının İTÜ uzay uçak bölümü, Hayrunnisa Hastanesi
Yenibosna şubesi, Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi olduğunu,hatta bu
yerlerden birinin avukatı ile yapmış olduğu tartışma neticesi şahsın Yenibosna'ya geleceğim
söyleyerek Murat ZELYURT'a silah verdiği, ayrıca yanında çalıştığı sürede Seda'ya 250 Ytl,
Murat'a da 2-3 bin YTL civarında para verdiği" şeklindeki beyanı sorulması üzerine ;
kendisinin ismi geçen yerlende işlerinin olduğunu, Ali KUTLU ve yanmdakilerin kendisine iş
bulacaklan yerde yapmış olduğu işlerin dosyası ile ilgili bilgileri öğrenmeye
çalıştıklannı,ancak neden öğrenmeye çalıştıklannı bilmediğini,kendisinin bu kişileri tehdit
amaçlı hiçbir yere göndermediğini, memlekete gideceğini söylediği için Seda'ya 250 Ytl
verdiğini,Murat'm da Şırnak'ta öğretmen nişanlısı bulunduğunu,aldıklan eşyalara ait senedi
ödeyemedikleri için kendisinden para yardımı istediğini, kendisinin de 800 Ytl verdiğini,hatta
nişanlısı ile de telefonda görüştüğünü, Murat ZELYURT'a silah verip kimseyi tehdit
ettirmediğini, beyan etmiştir.

d)- Aramalarda elde edilen deliller;


Evinde yapılan aramada;
(2) adet 7,62 mm. çaplı fişek, (1) adet 7,65 mm. çaplı boş kovan, (1) adet 5.56 mm.
çaplı fişek, (44) adet 7,65mm çaplı dolu fişek, (8) adet 9 mm çaplı dolu fişek,
(1) adet Kuvayı Milliye Üsküdar İlçe "34 AD 9945" Plakalı araca ait teşkilat Başkanı
Hüseyin Kerim BAYRAKTAROGLU tarafından imzalanmış araç görev kartı,
(128) adet Kuvayı Milliye Derneği "Boş" üye başvuru formu,
(2) adet Sİ ve S2 ile numaralandmlan CD,
(10) adet yaklaşık 50x cm ebadında üzerinde Kuvayı Milliye Kuruluş 1919 yazılı
Flamalar,
(1) adet şahs tarafından kullanılan büyük K300İ Sony Ericson Model, 35915200-
427548-8 İMEİ numaralı cep telefonu ile üzerine takılı 6608020231173 seri numaralı Simplus
Kart,
(1) adet şahıs tarafından kullanılan BenQ.Siemens JASB1A modal, 351808061544997
İMEİ numaralı cep telefonu ile üzerine takılı 88902860301118702796 012K seri numaralı
simplus kart,
(2) adet "89902860310038876812S12k", "88902860310044136391112k" seri
numaralı Avea kartlar,
(1) adet "0316150188533" seri numaralı hazır kart,
(16) ade (Yİ -Yİ6) kadar numaralandınlmış CD,
(1) adet Bilgisayar Kasası içerisinde bulunan Maxtor Model 30 Gb 2F 030J0310211
seri nolu alman Hard Disk, bulunmuştur.
istanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvan Müdürlüğünden aldmlan
24.01.2008 gün ve BLS-2008/1138 sayılı ekspertiz raporunda ; Ele geçirilen dolu mermilerin
6136 S.K. kapsamında bulunduğu belirtilmiştir.
Yll nolu CD de: "ERGENEKON SS'LERİ (SCHUTZSTAFFEL) KURMAYA
BAŞLADI, SIRADA KAMPLAR VAR!" başlıklı yazı (EKİNDE SUNULDU), "ulusal__guc"
isimli içeriğinde "ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ PANELİ 5 Ocak î0Q2'-başlıklı 77 sayfalık word
dosyasının bulunduğu, * ...'"■*. '
- ( t
Yİ6 Nolu CD de : Hüseyin BEYAZIT- İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya
ÖZTÜRK'ün birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'na ait isimli şahsa ait, 4 Numaralı CD üzerinde yapılan
incelemede;
"BİLDİRİ.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "BİLDİRİ.doc" isimli
MSword dosyası incelendiğinde belgenin Kuvayı Milliye Derneği'nin kuruluş bildirisi olduğu
anlaşılmıştır. Bildiride 'vatanın bütünlüğü ve milletin bölünmezliğinin tehlikede' olduğu,
'Devleti yöneten seçilmiş kişilerin Türk milletinin güvenini yitirmekte' oldukları, 'Hıyaneti
Vataniye Kanunu'nun, zamanı geldiğinde, yürürlüğe konulması için çalışılacaktır' gibi ibareler
yer aldığı,
"devlet.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "devlet.doc" isimli MSword
dosyası incelendiğinde belgede ülkeye ihanet edenlerin Kuvayı milliye tarafından ortaya
çıkarılıp gereğinin mutlaka yapılacağı belirtilerek 'KUVAYİ MİLLİYE ASLA UNUTMAZ..
ASLA AFFETMEZ!' şeklinde bitirildiği tespit edilmiştir.
"kuvayı milliye nedir.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "kuvayı mlliye
nedir.doc" isimli mli MSword dosyası incelendiğinde belgedeki logo başlıktan dokümanın
Kuvayı Milliye derneğince hazırlandığı, belge içeriğinde 'kuvayı miliye'nin ne olduğu tarihi
bilgilerle anlatılmaya çalışıldıktan sonra son bölümde yer alan; 'Günümüzde de, aziz vatan
topraklan can düşmanlarımıza pazarlanmakta, kahraman ordumuz, sanki başka bir milletin
ordusuymuş gibi, her fırsatta yıpratılmakta, yer altı ve yerüstü milli servetlerimiz yabancılara
peşkeş çekilmekte, Cumhuriyet'in bütün maddi ve manevi kazammlan, çılgınca yok edilmeye
çalışılmakta, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, gözlerimizin önünde
parçalanmaya devam etmekte, velhasıl tarih tekerrür etmektedir.Büyük ATA'mızm Gençliğe
Hitabesi'ndeki her şey, mevcut ve gerçekleşmek üzeredir. O halde; Ey Türk'ün asil
evlatlan!..Kuvayı Milliye zamanı değil mi?..' cümleleri ile Kurtuluş Savaşımızın
başlangıcındaki Kuvvayı Milliye Cemiyetinin oluşumuna zemin hazırlayan şartlann bugünde
gerçekleştiği belirtilerek Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşuna anlam yüklenmeye çalışıldığı
değerlendirilmektedir.

e)- Telefon görüşmeleri


Tape 3461, 29.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun "babacım iyi akşamlar nasılsınız" dediği, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm "eyvallah evlatcığım napıyorsun" dediği, R.Gökhan SİPAHİOGLU'nun "...
bizde bi arkadaşlarla yine bu haftaya erteledik bir toplantı yapalım dedik işte sekiz arkadaş
geldi" "...hafta içinde bi görüşebilirmiyiz" "...bize bi yol belirleseniz babacım" "benimde size
aktancaklanm var oldu babacım", "Kadıköy'deydim işte Ertuğrul bey burada yanımda
Alparslan burda" "Abdullah bey burada tamam onlannda selamı var babacım" "yani beraber
bir fikrimiz var onu size açmamız lazım babacım" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'm
"gelince görüşürüz kimseyle bişey konuşma" dediği,
06.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Turan SİPAHİOĞLU
(telefon görüşmesini Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adma kayıtlı numaradan yapmıştır)
arasındaki görüşmede özetle ; TURAN'in "Komutanım merhaba" dediği,
M.F.KARADAĞ'm "Heee Turan sen misin yavrum" dediği, TURAN'm "Komutanım eee
dernekte nolmuş ya" "Kavga mavga çıktı diyolar da" "Emirhan diyo şimdi de dereneğe
gidiyorum da ben" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Ne işin var dernekte" dediği, TURAN'm
"Babam oradaymış" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Baban ne yapıyormuş dernekte" dediği,
TURAN'm "Bilmiyorum onlar, onlar iyice sıkı fıkı oldular, benim anlamadığın bir şekilde sıkı
fıkı oldular ya" "Babam da onlann kafasında ilerleyen biriymiş" dediği,
Tape:54,07.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Gökhan'ın "..Mustafa'ya da dedim, Babayı ara../görüş, ne yapacağımızı ne edeceğimizi,
kendisi bize talimat verecek dedim" "Babacım biz gerçek çekirdek ve 500 kişi şu anda hazır
bekliyor" dediği, M.Fikri'nin "Tamam Gökkuşum görüşecez, Perşembe günü saat 12'de orda
buluşuyoruz" "Karargahta" "..bütün arkadaşlarla beraber orda buluşuyoruz, onlara haber ver"
dediği,
Tape:379,07.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;
R.Gökhan'm "Hüseyin abi geldiği zaman ben gelicem kendisiyle başka bir şey konuşacam
abi", "Eğer benim onun gözünde bir yerim varsa" , " O konuşmaya başlamadan önce de ona
her şeyi göstermek istiyordum öyle bir şey konuşacaktım abi" dediği, Kahraman'm " Gelir
ya,niye gelmesin,olmadı alır gelirim ben yani,canm sıkkın mı abi nedir" dediği, R.Gökhan'm
"Canım sıkkın değil de", "üstümde çok büyük bir görev var abi" dediği, Kahraman'm " Sen
benim ağabeyinsin tamam,onun dışında var ya ben başka bir şey kabul etmiyonum, fark etmez
yani biliyor musun sen benim ağabeyinsin yani ölene kadar artık" dediği,
Tape:3456, Oğuz Alpaslan Alpaslan ABDÜLKADİR' ile görüşmesinde özetle;
R.G.SİPAHİOĞLU' nun "Alparslan ne haber" "20-30 tane şehit" "Belki 500-600 tane yaralı
var şuanda" "Hakkari'de" "Ben şuanda ana avrat din iman mail çekiyorum abi herkese"
"Genelkurmay gelsin beni de mahkemeye çıkarsın" "Genel Kurmay'da beni mahkemeye
çıkartsın bu sefer Genel Kurmay'a da savaş açtım" dediği, O.A.ABDÜLKADİR' in "...Özel
Harekatçı bi arkadaş var burda Askerden ayrılma o anlatıyor da bize içler acısı her şey
anlatıyor içler acısı içler acısı abi arıyorum ben sindi seni" dediği,
Tape:764, 21.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle ; Recep'in "Şu fırının yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak gel
gel..." dediği, Oğuz'un "Tamam gördüm ... çakmadılar değil mi abi?" dediği, Recep'in "Yok
K... pezevenk onlar." dediği,
Tape:765, 22.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle; R.G.SİPAHİOĞLU'nun " .. sonra Seda'lar ne yapacak" dediği, O.Alpaslan'm " ben işte
gidicem ondan onra istifamı verip gelicem" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " He onlar ne
zaman gidiyorlar gidiyorlar mı" dediği, O.Alpaslan'm " Geldiler işte şeyde Kadıköyde İskinin
orda çıkıp buluşucaz onlarla" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Onlar nerde kaldı" dediği,
O.Alpaslan'm "Sedalar bende", " Bendeler şimdi kalktılar üstlerini giyiniyorlar onları
alıyokayacam abi burda şu dernek işlerini bi faaliyete geçirelim" dediği,
R.G.SİPAHİOĞLU'nun "Neyi" dediği, O.Alpaslan'm "Dernek dernek işlerini dernek",
"Konuşalım yapalım bir şeyler" , "Tamam abi geliyor musunuz" dediği,
R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Ben ses çok kötü benim ya berbat ya" dediği, O.Alpaslan'm
"Bağırma olsun abi gel öyle", "Varlığın yeter görüntün yeter" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun
" Senle işle alakalı da konuşacağım bir şey var bambaşka bir şey çıktı" dediği, O.Alpaslan'm "
Abi işte konuşuruz tabi mitingin sonuna doğru gelin burda buluşalım bir yerde oturup
konuşalım bir şeyler yapalım ... varken şey ..." dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Ben kendimi
tutamıyorum hiç iyi değilim yani" dediği,O.Alpaslan'm " Tamam abi tamam tamam tamam
tamam zorlamıyorum telefonlaşınz abi tamam mı" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Oldu
görüşürüz" dediği,
Tape:786,23.10.2007 tarihinde Seda YİVLİ ile görüşmesinde özetle; Bir süre bütün
haberlere sansür geldiğiyle ilgili konuştukları, Seda'nm "Başbakanlıktan şerefsiz adi oğlu adi"
dediği, R.Gökhan'm da "Artık ne olup bittiğini kimse bilmeyecek" dediği, Seda'nm "İyice
hükümet milletin ağzını bağladılar ha ş....ler a..oğlu a..ler" dediği, R.Gökhan'm Alpaslan'ı
sorduğu, Seda'nm da yanında olmadığını söylediği, Alpaslan'ın istifa etmesiyle ilgili bir
konuyu görüştükleri, ilerleyen görüşmesinde Seda'nm "Tamam oldu .. o zaman Murat'la bi iş
var onla onun görüşmesini yapsın" dediği,
Tape:788,24.10.2007 tarihinde Seda YİVLİ ile görüşmesinde özetle;R.Gökhan
SIPAHİOGLU'nun "Ne haber bazı pürüzler çıktı/bu saaW."ben. ...Yenibosnadayım"
"Mecidiyeköy'de, Toplantıyı sonlandıracaz" "Siz akşam eve gelsenize" "siz evde bekleyin"
"Dur bi dakka Ali'yi veriyorum" dediği,
Tape:767 , 27.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Ali KUTLU
(Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan yapılmıştır) arasındaki
görüşmede özetle; O.Alpaslan'm "... yok Seda'lar gelmiyor o zaman bu akşam"
dediği, Ali'nin "Bilmiyorum belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beye de ............... çıktı şeyi
bekliyor makina gelecek de onu takacaz Turan" , " Şeyi söyleyecem Selim'le görüştün mü
Selim'le Selim'le anlarsın sen" dediği, O.Alpaslan'm " He yok daha görüşmedim" dediği,
Ali'nin " Öyle kaldı değil mi" , " Sonra yüz yüze görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz
yüze görüşünce", " Siktir et takma kafana ya" dediği, O.Alpaslan'm " Tamam tamam tamam
takmıyorum zaten bitti gitti" dediği,
31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Murat ZELYURT (Görüşme
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adma kayıtlı telefondan yapılmıştır) arasındaki görüşmede
özetle; Murat'ın "Allaha çok şükür tadımız tuzumuz yok abi", "Gökhan olayını bitiriyoruz
tamam mı bitirdik", " Eğer bugün ordaysan bugün akşam geliyoruz tamam mı ya akşam değil
belki şimdi de çıkabiliriz de haberin olsun diye aradım tamam mı bugün geliyoruz kesin
geliyoruz yani bitirdik tamamen tamam mı" dediği,O.Alpaslan'm "Şey olmadı anlaşamadız
ha" dediği, Murat'ın " Sen hiçbir şekilde arama onu tamam mı abi hiçbir şekilde arama",
"Tamam mı abi gelince konuşuruz tamam mı" dediği,
Tape:770, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle; Recep'in "O çocuklar da bizim işin stresini mitresini falan kaldıramadılar." dediği,
Oğuz'un "Kimle kavga etmişler abi Turan'la mı" dediği, Recep'in "Yok hayır. Yani genelde
herkesin tavırlanndan falan bahsediyorlar. Cenaze var, bu cenazenin kalkması lazım." "Ya
cenaze ortadayken ben kimseye pof pof yapabilir misin Alparslan" diyerek Ali ve Seda isimli
şahıslar ile yaşadıkları problemlerden bahsettikleri,
Tape:773,31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle; O.Alpaslan'm "Merhaba abi aradılar şimdi Vapurdalarmış geliyorlarmış" dediği,
R.Gökhan'm "He Alpaslan seni şey aradı mı beni Fikret Karadağ aradı", " senin telefonunu
istedi" dediği, O.Alpaslan'm "He Paşa aradı görüştüm komutanımla", " He görüştüm söyleme
de bir şey görüştüm onunla görüştüm" dediği, R.Gökhan'm " Ne diyor" dediği, O.Alpaslan'm
"Şeyle ilgili ya işte ne yaptın ne ettin böyle bi de su olayı var ya o yarın buluşacaz su olayına
bakacaz onlar da geçiyor ya" , " Söyleyecez yani adı geçiyor ama dernekle ilgili bunlar
görüşmek istedi yani kısacası bilmiyorum öyle bir şey söyledi ama sen ne yapıyorsun abi"
dediği, R.Gökhan'm " Ben de işte ne olacak ne edecek falan gibi bir şeyler söyledim arayınca"
dediği, O.Alpaslan'm "Dur mu diyor" dediği, R.Gökhan'm " He" dediği, O.Alpaslan'm " Abi
şeyler var şimdi burayı derneğin adını temizlemek için anlıyor musun beni", " Bir takım
çalışmalar telefonda konuşmayalım sonra konuşurum seninle" dediği, R.Gökhan'm " Tamam
konuşuruz o zaman" dediği, O.Alpaslan'm "Anladın" dediği, R.Gökhan'm " Onu ben de haber
aldım da onun için dedim o da dur bakalım dedi tamam komutanım dedim duruyoruz dedim"
dediği,
Tape:774, 01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde
özetle; Oğuz'un "Ne yapayım, şuanda şey müsait de değilim. Yanımda arkadaşlarım var ama
Seda delirmiş vaziyette. Murat hadi ondan biraz daha şeyli. Ne bileyim işte böyle yani.
Gittiler geldiler bi akşamleyin bi paşa mı vardı onun yanma gittiler geldiler hani bi adamlar
vardı ya ...abi neyse konuşmamız lazım konuşuruz seninle yani" "Müsait değilim anladın mı,
Abi yüzyüze görüşmemiz lazım telefonda olmaz." dediği, Recep'in "Niye kızmışlar" "Her şeyi
başında herkesle konuştuk Alpaslan" dediği, Oğuz'un "...Biliyorum da ben de sana söyliyim.
Normal insanlar değil bunlar. Öbürü 149 tane kelle almış. Tam 149 tane saymış. Bana
şeylerini gösteriyor bunlar. Bak ben bunları var ya,parmağımda oynatırım

derken o anlamda söylemiyorum. Beni sevdikleri için anlıyor musun.Abi hiçbir karşılık
beklemeden benimle herşeyi yaparlar. Senin de öyle. Yaklaştılar sana yani, sen de bunlarla
aslında çok yani seviyorlar..." Oğuz'un " Hiçbir karşılık beklemeden benle herşeyi yaparlar
senide öyle yaklaştılar sana yani sende bunlarla aslında çok yani seviyorlar halende
seviyorlar sevmeseler bu kadar kızamazlar zaten anladın mı beni" dediği, Recep'in "Herşeyi
söyledim ben bunlara ama dedim herşey kilit üstesinden gelin açın" dediği,Oğuz'un "Abi
konuşalım sen akşam gelince buluşalım bu tarafta bir yerde bi beş dakika konuşalım" "İyi
Ali'de yanımda zaten" dediği,
01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Sevgi SİPAHİOĞLU
arasındaki görüşmede özetle ; Sevgi'nin " Alpaslan bey yer olarak nerdesiniz" dediği,
O.Alpaslan'm " Ya şey Aliyle Murat çıktı geliyorlar ben gelmiyorum" dediği, Sevgi'nin "
Ne demek Aliyle murat çıktı ben gelmiyorum" dediği, O.Alpaslan'm " Dedim gidin kendi
işinizi kendiniz görün dedim" dediği, Sevgi'nin " Ali'yle Murat geliyormuş anlamadım ben
bunu ya ben bu işin içinde bir şey anlamadım ya" dediği, O.Alpaslan'm "Ya bunlar burda
huzursuz oldular ben de ben dedim ki Gökhan bey gelip konuşayım seninle bunların hepsini
yatıştırayım edeyim diye" dediği,Sevgi'nin " Ya neyi yatıştıracaksın yani ben anlamadım
konuyu" dediği, O.Alpaslan'm "Ya konuyu ben de bilmiyorum kavga falan etmişsiniz
bildiğim kadarıyla" "Alacaklanmız var diyorlar" "Bilmiyorum işte öyle diyorlar çalıştık
diyorlar" dediği, Sevgi'nin " Ney 2-3 gün ... yanında durmakla alacaklı mı oldular" dediği,
O.Alpaslan'm "İşte geliyorlar konuşuruz tatlıya bağlayın gerek yok onlar da bizden bizim
çocuklarımız yani şeyler değiller" dediği,Sevgi'nin " Hayır nedir yani bak bak böyle işten
pazarlık ben hiç sevmem sen geliyordun şimdi Murat'la şey geliyor diyorsun bana" dediği,
O.Alpaslan'm " Ama şey oldu sen dedin ya onlar arasınlar onlar ...1ar kendi işlerini kendi
görsünler, ben dedim ki oğlum kendi işiniz kendiniz görün dedim ben dedim tıkanırsınız
ileride problem olursa ben devreye girerim dedim gidin konuşun efendi efendi ne derdiniz
varsa anlatın" dediği, Sevgi'nin "Benim yapacağım sadece buna ev tutacaktık kiralarını
verecektik eşyalarının taksitini ödeyecektik üstüne üst baş alacaktık oturup iş bulacaklardı
oturup iş bulacaklardı bunlar ondan sonra oturup para yiyecekti biz kimseye maaş verecez
demedik ki kardeşim" "Ben maaş verecek olsam 2 tane mühendis tutarım oraya 1,1 buçuk
milyara zaten maaş veririm nedir bunlar kim yani" dediği, O.Alpaslan'm " Ya olur mu onlar
da bizim arkadaşlarımız hepsi dava arkadaşlarımız" dediği,
Tape:948,07.11.2007 tarihinde Ali KUTLU ile Emre isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle; Ali'nin " Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiyo işte bişey
söyleyecektim sana", " Hani Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim
verme isim kullanma tamammı onunla görüşecem görüşüyoruzda gene şu şeyi yapıyoruz
burda baya bize destek olacaktı, biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine girdik kalorifer işine
bi Abiyle Yüksek İnşaat Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta olacam hissedar olacam
ne diyosun gideyimmi bu adamların ..." dediği, Emre'nin " Ben bilmem Ali ben tanımam
etmem adamları ya ben sana ya gir veya girme diye bişey diyebilirmiyim" dediği, Ali'nin
"Hayır onlar değil şey değil şey bahsettiğim varya ... hatırladın sen" dediği, Emre'nin " Kim
o biraz ipucu ver" dediği, Ali'nin " Ya hani Çerkez Çerkez deyip duruyordu ya sana
telefonda, hatırlasana Tanker", "Tanker Tanker, hatırladın mı" dediği, Emre'nin " Ya o adam
yolda geçen adamada Çerkez diyo hiç demediği adam yoktu ki onun ya" dediği, Ali'nin " Ya
Efsane varya Efsane diyolar hatırlasana" dediği, Emre'nin "Ya şimdi Ali ne garip adamsın
sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak
mı" , " Kendi aklınla kararını vereceksin, yani Mersin'de olsan sana yola gösterirdik şunu
şöyle yap bunu böyle yap Mersinde üç aşa beş yukarı herkesi tamyoruzda sen gittin büyük
adamım dedin sizdende ...büğüyüm dedin gittin İstanbul'a", " Ya sizden de ötekindende
büyüğüm alayınızı ikiye üçe katlarım dedin İstanbul'a gitt'in;işte" , Ali'nin " Ben ben biara
gelecem uzun uzun konuşuruz tamam ben bu işlerin, içerisine giriyorum" dediği,

Emre'nin "Tamam öyle yapalım", "Ali bak ne diyorum bildiğim konuda ben sana hiç lafımı
sakınmam biliyosun" dediği, Ali'nin "...sağol bunu başka ne var neyok bunu daha sonra konuşuruz
uzunlamasına ben gir ben girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki
arkadaşlar" dediği, Emre'nin " Niye az önce ben hissedar olacağım diyodun" dediği, Ali'nin "
Efendim o şirkette şirkette şirket bizim şirket onları şey verecek bize ihale, onun grubu inşaat falan
üzerine işte" dediği, Emre'nin " Sen harbiden hissedar olacanmı atıyon mu" dediği,Ali'nin " Yo
olacam harbiden olacam" , " Az kaldı sana güzel şeyleri çıkartacam ben ... hastaneden falan yani
güzel şeyler olacak Emre'cim biraz sabret ben olmazsa haftaya Mersin'e gelecem bi iki gün
kalacam orda" , "Geldiğimizde uzun uzun konuşuruz Emre" , "Bu numaradan ara bundan sonra bu
numaradan bana ulaşabilirsin" , " Öbürlerini diğerlerini hepsi geçersizdir bundan sonra" dediği,
Tape:3457,22.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDULKADİR ile görüşmesinde özetle;
R.Gökhan'm Oğuza nerede olduğunu sorduğu, Oğuz'un da Kartalda olduğunu belirttikten sonra, R.
Gökhan'ın "Oğlum bir şey söyleyeceğim sana. Ben sana o zaman da söyledim evvelden de
söyledim bu Kuvayi Milliye bitti kardeşim." dediği, O. Alpaslan'ın da "Abi bitmeyebilir be."
Şeklinde cevap verdiği, R. Gökhan'ın "Nasıl bitmeyebilir" dediği, O. Alpaslan'ın "Sonra konuşuruz
telefonlar dinleniyor." dediği,
Tape:3458,30.11.2007 tarihinde Şevki YORULMAZ ile görüşmesinde özetle;
R.G.SİPAHİOĞLU'nun "Sağolun ben bürodayım buraya kurşun atmışlar Şevki amca" "şimdi ben
polis falan çağırdım" "Ve bazı kişilerden de davacı olacağım" "Çünki eşimi falan tehdit etmişler"
"Geçen gün sen geldiğinde konuşuruz şevket amca" dediği,
02.12.2007 tarihinde Turhan SİPAHİOĞLU ile Murat ZELYURT arasındaki görüşmede
özetle; Murat'ın "Gardaş sen bizim emanetleri, biz sana Temel amcaya mı ver dedik." diye sorduğu,
Turhan'ın "Ben ne diyim. Ben babamdan emir alıyorum biliyorsun." dediği, Murat'ın "Ya neyi
söyliyim biz siyasi suçlu muyuz. PKK'lı mıyız kardeş. Bizi iyice rezil ettiniz, ayağa ya. Ben oraya
bi olay olmuş, ben canımı ortaya koymuşum. Bu insan için olmadıysa bu kadar kötü görmesinin ne
alemi var. Temel Amcayı bizi arayıp ta yok kardeşim emanetiniz, ben de gelin alın anlıyon mu, Ne
gerek var. Sen bana bi telefon et abi nerdesin, Rıhtımdayım ben seni orda bekliyom. Temel amca
beni arıyor Turan bana bıraktı gitti." (Arka Planda X Şahıs : kimlikleri kendine getiriyor buraya
getirmiyorlar dediği, Turhan'ın "Dün ne olay olduğunu ben açıkçası anlamadım. Birden çektiniz
gittiniz." dediği, Murat'ın "Ya olay olduysa git Emirhan kardeşine sor. Annene sor, hepsini açık
biliyo. Annen gözüyle gördü. Emirhan'm üstüne yürüyen annen bizden önce. (Arka Planda X
Şahıs : suçluyuz kardeş biz suçluyuz biz tamam boşver) ... Sana bişi söyleyim mi, Bizi ne şerefsiz
bilirseniz bilin tamam mı ama bunu bilin ki biz insanı hayatta satmak illegal olaya da girmek,
anlıyon mu " "... (Arka Planda X Şahıs : Kimlikleri bize vermeleri lazımdı.) Bizim Ali'nin
kimliklerini falan... Biz büroya da gelmiyoz tamam mı, Bunu nasıl ediyosa, Gökhan abi gene bi
gelsin Temel amcaya mı bırakır, bize mi bırakır anlıyon mu ", "Biz büroda işimiz yok kardeşim. Şu
an yaptığınız olay zaten yanlış bi olay. Bana telefon açıyosun nerdesiniz, buradayız. Sen gidiyosun
Temel Amca. Temel beni arıyor ki yav senin eşyaları buraya bıraktı. Bu ne demek ya. Sanki dersin
ki ben yani jandarma, istihbarat, MİT benim peşimde, biz katil değilik bişey değilik yav, etimiz
butumuz buyuz." ".. .Temel amcaya yarın verin anlıyon mu, kimlikleri de verin gardaş olsun bitsin.
Ben babana da söyledim. Senin o olaydan dolayı bana 10 Milyar senet mi diyodu. Bana onun
parasını vermesine de gerek yok. Onun parası bir ayı geçmez, iki ayı geçmez onun parası ödenecek
anlıyon, ödenecek yani." dediği,
Tape:3460,08.12.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDULKADİR ile görüşmesinde özetle;
O.Alpaslan'm "Ih ıh içerdeydim abi ya on gündür yoktum"dediği ,R.Gökhan'm "Onur un davası
mı"dediği, O.Alpaslan'm "Yok yok onlarla, ilgisi yok abi bu benim kredi kartından dolayı" dediği,
R.Gökhan'm " Hayır onurla ilgisi "olsaydı", "Onun ağzına sıçardım çünkü" dediği, O.Alpaslan'm
"Yok yok onlarla bir şey yok abi onlar yaklaşamaz bile yanıma
sen bakma", " Bu GBT ye düştüğüm için yoksa normalde yine çıkıyordum telefondan ama
aramaya takıldım orada da sorgulandığım için birde kesilmiş şey olduğu için mecburen girdim
yoksa hiç ben kimliksiz alıyorum insanları, ya abi Ali aradı Ali ayrılmış galiba sizin ordan",
"Niye bunları geri aldın abi oraya", "Şimdi açmışlar bana şey istiyorlar", "sokakta kaldık
yatacak yer yatacak yer yatacak yer evde değilim dedim şu anda", "Ayrılırken ayrılırken
sokakta bırakmadın üç kişi kaldı benim burada anladın mı beni" dediği, R.Gökhan'm "Yani
bende dernekte tanıdım dedim", "Onun için yardımcı olayım dedim ama" dediği,
O.Alpaslan'm "Abi bunlar baktım abi burada yayıldılar zaten ev küçük Turhan biliyor evimi
şey şey Emirhan biliyor evimi küçük ev", "Hadi önemsemedik naptıysak hep beraber yaptık
ettik biraz yanlışları oluyordu ufak ufak ondan sonra da biz ayrılıyoruz dediler çekip gittiler
benim bi dediğim yok bi şey yok meğerse senin yanma gelmişler tekrar önemli değilki bu yani
benin bilip bilmemem anlıyormusun beni", "Şimdi şey yapıyor işte biz sokakta kaldık dedim
ben evde değilim dedim bitti abi şey gitmiş memlekete galiba adı ney", "Seda işte ayrılın
dedim napıyorsunuz burada tanıştınız ettiniz yani sanki kırk yıllık arkadaş oldular kader birliği
yaparlar ayranları yok hiç kimseye tek tek olsa yeter", "Ali de fos yani Ali'nin yüzüne de
söylüyorum ali konuşuyor başka bir bok yok" dediği, R.Gökhan'm "napıyon işler nasıl Sen sen
mi yapıcan işleri" dediği, O.Alpaslan'm "Abi ben ben bi bok yaptığım yok derneği aradım
dernekten bir sürü evraklar kayıp çaltı şey Ceylan hanım çalmıştı yok etti dernekten evrakları
soruşturdum", "Ee çaldı kaybetti ondan sonra bende baskı yaptım bende dedi bende deyince
bende mecburum genel sekreter olduğum için gittim", "Suç duyurusunda bulundum onun
hakkında anlıyormusun beni", "Baktım ki tamda ertesi gün içeri düştük simidi arıyorum
Hüseyin ağabeyle görüştüm şey diyo Ceylanda orda dedim abi niye alıyorsun orda o orda o
eee evraklar onun elinde sana mahsus demiş mahsusumu var bu işin ya manyak mıdır nedir
bunlar" dediği, R.Gökhan'm "Abicim peki sen manyak mı nedir bunlar diyorsun adam isa da
burada Atatürk burada Atatürk'ü göstersem kafayı keserler diyor sen inanıyor musun
Atatürk'ün orda olduğuna" dediği, O.Alpaslan'm "Abi ben onun hiçbir şeyine inanmıyorum
ben olayı kapattırmaya çalışıyorum" dediği, R.Gökhan'm "Nasıl efendim" dediği,O.Alpaslan'm
"Neyse sonra telefon yüz yüze konuşuruz abi" dediği, tespit edilmiştir.

f)- Diğer şüpheiliere örgütsel irtibatları;


Kahraman ŞAHİN'in 5466478283 olan telefon numarasının kendisine ait cep
telefonunda kayıtlı bulunduğu,
Kendisine ait 5554898215 telefon numarasının Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in ,
Kendisine ait 5554952648 telefon numarasının Mehmet Fikri KARADAĞ'm,
5554952647 telefon numarasının Hüseyin GÖRÜM,Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in,
5053043924 telefon numarasının Hüseyin GÖRÜM,Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz
Alparslan ABDÜLKADİR'in telefon ve ajandalarında kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 489 82 15 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk yapılan analizinde;
Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ilel2
Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 203
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 495 26 48 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ile 2
Mehmet Fikri KARADAĞ' in kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet
Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 535 888 15 14 nolu GSM hattı ile 2 Ayrıca kendisi
adına kayıtlı diğer hatları olan 0 537 791 88 53 nolu GSM hattı ile 29
ve 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 1286 kez görüştüğünün tespit edildiği,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 495 26 47 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 107 Mehmet Fikri
KARADAĞ' m kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 4 Oğuz Alparslan
ABDULKADİR' in kullandığı 0 533 275 64 62 nolu GSM hattı ile 2 Oğuz Alparslan
ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ilel47 Kahraman ŞAHİN' in
kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 18 Bekir ÖZTÜRK' in kullandığı 0 505 451 31 29
nolu GSM hattı ile 3 Ayşe Ceylan GEÇYOL' in kullandığı 0 542 712 00 47 nolu GSM hattı ile 2
Ayrıca kendisi adına kayıtlı diğer hatları olan 0 555 495 26 48 nolu GSM hattı ile 1321 , 0 505
304 39 24 nolu GSM hattı ile 1011 , 0 538 237 28 54 nolu GSM hattı ile 193 , 0 555 857 19 24
nolu GSM hattı ile 134 , 0 537 791 88 53 nolu GSM hattı ile 18 ve 0 555 489 82 15 nolu GSM
hattı ile 208 kez görüştüğünün tespit edildiği,

Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 857 19 24 nolu GSM


hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 10 Kahraman
ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ'
m kullandığı 0 535 888 15 14 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ' in
kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 9 Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in
kullandığı 0 533 275 64 62 nolu GSM hattı ile 2 Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 555 495
26 47 nolu GSM hattı ile 134 ve 0 505 304 39
24 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 505 304 39 24 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk yapılan analizinde;
Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ile 6
Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 533 275 64 62 nolu GSM hattı ile 2
Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 535 888 15 14 nolu GSM hattı ile 24 Mehmet
Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 6 Alparslan
ASLAN' in kullandığı 0 532 671 34 39 nolu GSM hattı ile 1 Kahraman ŞAHİN' in
kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 81 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537
375 53 10 nolu GSM hattı ile 14 Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 537 791 88 53 nolu GSM
hattı ile 39 , 0 555 495 26 47
nolu GSM hattı ile 993 ve 0 555 857 19 24 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit
edildiği,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 538 237 28 54 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 4
Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 193 kez görüştüğünün
tespit edildiği,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 537 791 88 53 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 48 nolu GSM hattı ile 40 , 0 505 304 39 24 nolu
GSM hattı ile 43 ve 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 18"kezt görüştüğünün tespit edildiği
belirtilmiştir. "; ' :'' .,

Şüphelinin Mehmet Fikri KARADAĞ,Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR,Kahraman ŞAHİN, Ali


KUTLU ile telefon irtibatının bulunduğu,yukanda yazılı görüşmeleri yaptığı tespit edilmiştir.
Şüphelinin Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile bağlantılı olduğu, örgütün hiyerarşik yapısı
içerisinde ise Mehmet Fikri KARADAĞ'dan aldığı talimatlara uygun hareket ettiği, örgütün tetikçi
kanadında yer alan Seda YİVLİ,Ali KUTLU ve Murat ZELYURT isimli kişileri evinde barındırdığı,
bu kişileri ayrıca kendi illgal işleri için kullandığı değerlendirilmiştir.

g)- Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Mehmet Fikri KARADAĞ ; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun derneğe üye olmak için dernek
binasına geldiğini, ilk görüşmelerinde kendisini Nano teknolojisiyle uğraşan bir kişi olarak tanıttığını
ve bazı projeleri kendisine anlattığını, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin Arge Şube Müdürlüğü
görevini verdiklerini beyan etmiştir.
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU' nun Kuvayı Milliye
Derneğinin ARGE sorumlusu olduğunu ve ailece görüştüklerini, dernekte aynı duygu ve düşünceleri
paylaştığı ve inandığı tek insan olduğunu, şahsın (1) adet kurusıkı tabancasının bulunduğunu, bir adet
de ruhsatlı olup olmadığını bilmediği küçük bir silahı olduğunu bildiğini, , kendisine 21.10.2007 tarihli
telefon görüşmesindeki ; Recep'in "Fırının yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak
gel gel..." dediği, kendisininde "Tamam gördüm ... çakmadılar değil mi abi" dediği yine Recebin "Yok
K... Pezevenk Onlar" şeklindeki görüşmenin sorulması üzerine ise ; görüşmeyi sonradan hatırladığını,
2007 yaz aylannda kendisi ve oğluyla Recep SİPAHİOĞLU'nun Maltepe/İdealtepede bulunan evine
ziyarete gittiklerini, ziyaret sonrası bir fırının karşısında dolmuş beklerken Recep'in kendisine evinin
birinci katından telefon ile "Arkandaki yere bak geçen gün oraya ateş ettim. Camı deldim. Onları zaten
sevmiyorum kurt p.. .nkler." diye bağırdığını, o geceden yaklaşık 2-3 gün sonra bunu neden yaptığını
sorduğunda Recep'in yanlışlıkla oraya ateş ettiğini söylediği, bu konuyu ifadesinde Recep'in başının
sıkıntıya girmemesi için söylemediğini, konuyu adli mercilere bildirmediklerini,beyan etmiştir.
Ali KUTLU ; Kuvayı Milliye Derneği genel merkezinde denetleme kurulu başkanı olarak
çalıştığını, Recep Gökhan SİPANİOĞLU'nu dernekten tanıdığmı,derneğin ARGE departmanının
sorumlusu olduğunu, kendisi dernekteki görevinden ayrıldıktan sonra yine dernek üyesi olan Seda
YİVLİ isimli arkadaşı ve Murat ZELYURT ile bu kişinin Kadıköy'deki Denge mühendislik isimli
şirketinde 4-5 ay çalıştıklarını, kendisinin inşaat teknikeri olarak çalıştığını, şirketteki görevinin bu
kişinin inşaat şantiyelerini denetlemek,şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak olduğunu, kendisinin
yanında çalıştığı sürede ailesi ile birlikte ikamet ettiği evde kaldıklarını, Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun yanından aynlnktan sonra bu kişinin aslında kendilerini çevresine karşı caydırıcı
olmak ve korku vermek için işe aldığını değerlendirdiğini,çünkü genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere
kendilerini gönderdiğini, bu yerlerden bazılarının İTÜ Uzay Uçak Mühendisliği Bölümü, Hayrünnisa
Hastanesi Yenibosna Şubesi,Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Bölümü gibi yerler olduğunu, bu
yerlerden birisinin avukatı ile telefonda taştıktan sonra avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek
Murat ZELYURT'a bir silah verdiğini gördüğünü, bu olaylardan sonra kullanıldığını anlayarak
yanından ayrıldığını, beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 , şüpheli ve bağlantıda olduğu kişiler hakkındaki ifadesinde aynısı ile ;
ALI KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun
başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde VKGB tarafından organize edilen
bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından
halkın galayana getirilmesi için özellikle yaktınldığmı bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki
amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum.
Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu.
Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde,
Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin
dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için
Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin MuratÇAĞLAR' a
havale ettiğlni,MuratÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp
derneğe getirdiğini öğrendim.MuratÇAGLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla
yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla
yakalandığını biliyorum.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu
görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç
üniversitesindeki laboratuan yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda
kavga ettiğini, alacağını tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHIN
ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum.
Oğuz Alparslan ABDULKADİR, sonradan derneğe geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa
sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek binasında oda yaptı. Kadıköy
çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip Kuvayı Milliyeyi,
anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandınlması gerektiğini söylüyordu." şeklinde
beyanda bulunmuştur.

h)- Hukuki durumunun değerlendirmesi;


Şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU 'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi
amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon
Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum
Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında
kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin faaliyetlerinde
etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yönetilmesine
yardımcı olması Ar-Ge sorumlusu olarak görevlendirildiği, örgütün tetikçi kanadında görevli
kişilerin profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak kendisine ve örgüte
gelir temin ettiği iddia edilmektedir.
Şüpheli, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin kapanan web sitesini yapma ve Ar-Ge
bölümü sorumluluğu verildiği, ancak buna ilişkin yönetim kurulu kararının Hüseyin GÖRÜM
ve Kahraman ŞAHİN tarafından hazır bulunmayan kişilerin yerine de imza atılarak usulsüz
şekilde alındığından dolayı bu konuda hiçbir faaliyette bulunmadığım, aynı şekilde dernek
olarak destekledikleri bağımsız milletvekili adaylarının seçim çalışmalarında da
görevlendirildiğini, bunlardan Ertuğrul OĞUZ'un İşçi Partisinden istifa ettiğini tesadüfen
öğrendiğini^ ve bu duruma kızdığını, dernekte esrar içildiğini görerek Mehmet Fikri
KARADAĞ'a şikayet ettiğini, bu tür işlere karşı görünmesine karşın süreç içerisinde onun da
Hüseyin GÖRÜM ile aynı görüşe sahip olduğunu ancak dernek üyesi olan diğer kişilere karşı
iyi polis, kötü polis rolünü oynadıkları kanaati edindiğini, nitekim bu nedenlerden dolayı
dernekten istifa ettiğini, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in kendisi dernekten istifa ettikten
sonra sürekli kendisi ve ailesini arayarak geri döndürmek istediğini, bu kapsamda derneğe
gelen giden kişilerden bahsettiğini, aniden ilişkisini kesemediği için Mehmet Fikri
KARADAĞ ile de görüşmeye devam ettiğini, telefon görüşmelerinde geçen Seda isimli kişiyi
dernekten tanıdığını, Murat isimli kişiyi tanımadığını,görüşmede/geçen "Paşa dan" kimin
kastedildiğini bilmediğini,hatta kim olduğunu öğrenmek için ısrar ettiğini, ancak telefonda
olmaz diyerek söylemediğini,daha sonra da yüz yüze kendisiyle görüşmediklerini, kendisinin
telefonunu kullanarak görüşme yapan Ali'nin Yenibosna' daki hastane inşaatının laminat parke
işini yapan kişi olduğunu,açık kimlik ve adresini bilmediğini, öğrenip bildirebileceğini,
görüşme yaptığı Emre isimli kişiyi de tanımadığını,Ali KUTLU'yu dernekten tanıdığını,
kendisine sürekli derinlik ve gizem kazandırmaya çalışan bir kişiliğe sahip olduğunu, Ali
KUTLU ve Seda isimli kişinin kendisinin ticari ilişkini bildikleri için iş bağlayabileceklerini,
mimarlar, fabrikatörler, işadamları ile tanıştıracaklarını söylediklerini,üç-dört gün
Hasanpaşa'daki bürosuna geldiklerini,fakat herhangi bir şeyin gerçekleşmediğini,Ali
KUTLU'nun aksine beyanlarını kabul etmediğini, 2007 yılında yapılan genel seçimlerden
önce Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini İsmail EKSİK ile tanıştırdığını lunduğunu ve bu kişi
hakkmda"oğlum seni Jitemci ile tanıştırıyoruz işte daha ne istiyorsun, bir derdin sıkıntın
olursa ara halletsin" dediğini, ancak oğlunun internetten bu kişiyi araştırarak hakkında bir çok
iddialar olduğunu, Aytaç GİRAY isimli emekli bir C.savcısı ile birlikte olduklarını ve
haklarında birçok iddianın bulunduğunu gördüğünü,tedirgin olduğundan dolayı bu şahsı hiçbir
zaman aramadığını ve görüşmediğini savunmuştur.
İsmail EKSİK'in, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile 2000-2001 yıllarında kardeşi
aracılığı ile tanıştığı, bir dönem ticari ortaklıkları bulunduğu, alice tanıştıkları şeklindeki
beyanı ve İsmail EKSİK müdafi Av.Ertaç GİRAY'm ibraz ettiği vekaletname,CD ve
fotoğrafların incelenmesinden ; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun 2003 yılında Av.Ertaç
GİRAY'a vekalet verdiği, İsmail EKSİK ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun 2003 yılında
birlikte,yan yana çekilmiş fotoğraf ve görüntülerinin bulunduğu anlaşılmış, bu maddi deliller
ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun ifadesinin doğru olmadığı, kendisine ait bölümde
genişçe izah edilen eylemleri ve özellikle Danıştay saldırısı olayından sonra tespit edilen
Muzaffer TEKİN ile olan ilişkisi nedeni ile İsmail EKSİK ve soruşturma konusu eylemler ile
bağlantısının kurulamaması amacı ile bu yönde beyanda bulunduğu değerlendirilmiştir.
Şüpheli Kuvayı Milliye Derneğince seçim çalışmaları için görevlendirildiğine dair
yönetim kurulu karan alındığını, ancak kendisinin bu faaliyetlere katılmadığını beyan etmiş ise
de, soruşturma evrakına ekli fotoğraflardan şüphelinin aktif olarak seçim kampanyasına
katıldığı anlaşılmaktadır.
Şüphelinin yine bu iddianamede Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğundan bahisle
nakkmda dava açılan İsmail EKSİK ile bağlantısını inkarmin , kendisi adına kayıtlı telefon
hattı ile Danıştay Saldırısı sanığı Alparslan ARSLAN'm telefonu arasında görüşme
bulunmasının da dikkate değer bir husus olduğu değerlendirilmiştir.
Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerinin şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
savunmasının aksine olarak , Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki
illegal yapılanması içerisinde yer aldığını, dernekle ilişkisini kesmediğini, aksine dernek
içerisindeki yapılanmada ilerleyen kişi olarak görüldüğü,Mehmet Fikri KARADAĞ ile
bağlantısını devam ettirdiğini ve yeni bir oluşum için talimat vermesini beklediğini, dernek
içerisindeki illegal yapılanmada kendisine önemli görevler verildiğini, ilgililerinin Kürt
olduğunu söylediği bir fırının camına dernek içerisindeki yapılanmanın amaç ve yöntemine
uygun şekilde silahla ateş ettiğini, istifa ettikten sonra da dernek faaliyeti olan bir mitinge
katıldığını, tanımadığını söylediği Murat ZELYURT ile bağlantısını, bu yapılanmada tetikçi
kanadında yer alan Seda YİVLİ,Ali KUTLU ve Murat ZELYURT'u yanında illegal
faaliyetleri için bulundurduğunu, bu amaçla Murat ZELYURT'a silah temin ettiğini gösterdiği
anlaşılmaktadır.
Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan
yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki 07.11.2007 tarihli telefon görüşmesindeki ; Ali'nin "...
Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiyç işte bişey söyleyecektim sana", " Hani
Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle,' isim verme isim kullanma
tamammı onunla görüşecem görüşüyoruz da gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize destek
olacaktı, biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine girdik kalorifer işine bi Abiyle Yüksek İnşaat
Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta olacam hissedar olacam ne diyosun .. " ,
devamında başka bir konuya geçerek , Emre'nin "Kim o biraz ipucu ver", Ali'nin " Ya Efsane
varya Efsane diyolar hatırlasana" dediği, Emre'nin "Ya şimdi Ali ne garip adamsın sen şimdi
bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak mı" , Ali'nin
"...sağol bunu başka ne var neyok bunu daha sonra konuşuruz uzunlamasına ben gir ben
girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki arkadaşlar" "Bu
numaradan ara bundan sonra bu numaradan bana ulaşabilirsin" , " Öbürlerini diğerlerini hepsi
geçersizdir bundan sonra" sözlerinden , şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanında
bulundurduğu ve illegal faaliyetlerinde istihdam ettiği,kendisi adına kayıtlı telefon hattı
verdiği Ali KUTLU'nun illegal yapılanma içerisindeki faaliyetlerini gösterdiği
anlaşılmaktadır.
Ali KUTLU'nun ifadesindeki ; "... kendisi dernekteki görevinden ayrıldıktan sonra
yine dernek üyesi olan Seda YİVLİ isimli arkadaşı ve Murat ZELYURT ile bu kişinin
Kadıköy'deki Denge mühendislik isimli şirketinde 4-5 ay çalıştıklarını, kendisinin inşaat
teknikeri olarak çalıştığım, şirketteki görevinin bu kişinin inşaat şantiyelerini
denetlemek,şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak olduğunu, kendisinin yanında^ çalıştığı
sürede ailesi ile birlikte ikamet ettiği evde kaldıklarını, Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun
yanından ayrılnktan sonra bu kişinin aslında kendilerini çevresine karşı caydırıcı olmak ve
korku vermek için işe aldığını değerlendirdiğini,çünkü genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere
kendilerini gönderdiğini, bu yerlerden bazılarının İTÜ Uzay Uçak Mühendisliği Bölümü,
Hayrünnisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Bölümü gibi
yerler olduğunu, bu yerlerden birisinin avukatı ile telefonda taştıktan sonra avukatın
Yenibosnaya geleceğini söyleyerek Murat ZELYURT'a bir silah verdiğini gördüğünü, bu
olaylardan sonra kullanıldığını anlayarak yanından ayrıldığını..."
Gizli Tanık 17' nin şüpheli ve bağlantılı olduğu kişiler hakkındaki ifadesinde aynısı
ile ; " Ali KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun
başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde VKGB tarafından organize edilen
bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından
halkın galayana getirilmesi için özellikle yaktırıldığmı bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki
amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum.
Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu.
Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde,
Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin
dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için
Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin Murat ÇAĞLAR' a
havale ettiğini, Murat ÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp
derneğe getirdiğini öğrendim. Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla
yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla
yakalandığını biliyorum.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu
görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç
üniversitesindeki laboratuarı yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda
kavga ettiğini, alacağım tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHİN
ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum."
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR, sonradan derneğe geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa
sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek binasında oda yaptı. Kadıköy
çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip Kuvayı Milliyeyi,
anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandırılma sı gerektiğini söylüyordu"
Şeklindeki beyanları, yukarıda yapılan değerlendirmeyi destekler niteliktedir.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun Ergenekon Terör
Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların"
kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması
uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu
yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için
hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi
Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete
geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı
Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda derneğin legal
faaliyetlerinde görev aldığı, Ar-Ge sorumlusu yapıldığı, ayrıca kendisinin yanma
görevlendirilen tetikçi kanadında görevli Ali KUTLU,seda YİVLİ ve Murat ZELYURT isimli
şahısların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak kendisine ve örgüte
gelir temin ettiği, yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe
oluşturan delillerin bulunduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun eylemine uyan; TCK'nun 314/2 ve 3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Ayrıca;
Her ne kadar Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR şüphelinin ruhsatlı olup olmadığını
bilmediği bir silahı bulunduğunu beyan etmiş ve şüpheli yukarıda yazılı telefon görüşmesinde
silah kullanarak bir işyerine ateş ettiğinden bahsetmiş, yine Ali KUTLU şüphelinin Murat
ZELYURT'a silah verdiğinden bahsetmiş ve şüphelinin oğlu Turan ile Murat ZELYURT
arasında yapılan telefon konuşmasında silahtan bahsedilmiş, evinde de mermiler ele geçmiş
ise de, bu silah ele geçmediğinden izinsiz silah bulundurmaktan dolayı sorumlu
tutulamayacağı, ancak evinde yapılan aramada ele geçirilen dolu mermiler nedeni ile;
TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 13/4 ve 3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

76-ŞÜPHELİ MUHAMMET YÜCE a)-


Emniyet ifadesinde;
1998 yılında yaptığı askerlik görevinden sonra uzman çavuş olduğunu, Ankara
Etimesgut Askeri Havaalanında göreve başladığını, 5 Yıl 6 ay aynı birimde görev yaptıktan
sonra 26 Eylül 2006 tarihinde sağlık nedeniyle ayrıldığını, Bursa iline yerleştiğini, 9 ay kadar
Ilve isimli özel güvenlik şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, daha sonra bu işi
bıraktığını, şuanda herhangi bir işte çalışmadığını, 0537 878 66 42 numaralı adına kayıtlı hattı
1,5 yıldır kullandığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden;
Mehmet Fikri KARADAĞ'ı Kuvayı Milliye Derneğinin başkanı olarak tanıdığını, 2007
yılında Mersin'de Kuvva Yemini ettirirken televizyonda gördüğünü, bu yemin töreninin
hoşuna gittiğini ve Mehmet Fikri KARADAĞ' a karşı sempati duyduğunu, 118'den Kuvayı
Milliye derneğinin telefonunu alıp, Fikri albay ile görüştüğünü, Mehmet Fikri KARADAĞ'a
kendisini tanıtıp, yemin törenini televizyonda izlediğini ve tanışmak istediğini söylediğini,
kendisini derneğe çağırması üzerine bir müddet sonra Kuvayı Milliye derneğine gittiğini ve
Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştığını, görüşmeye başladıklarını, bu görüşmede
"komutanım derneğin var mı bir geliri" diye sorduğunda Fikri KARADAĞ' m "makbuzla
bağış topluyoruz, başka herhangi bir gelirimiz yoktur" dediğini, hâttâ kendisine makbuz verip
Bursa'dan yardım toplamasını istediğini ancak kendisinin 'bıaîuv kabul etmediğini, bir
defasında da Kadıköy' de bir çay bahçesinde görüştüklerini, gündelik konularda kendisiyle
görüştüğünü, en son bir ay kadar önce telefon ile görüştüğünü, diğer şahısları tanımadığını,
Kuvayı Milliye derneğine üye olmadığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile herhangi bir eylem planlayıp planlamadıklarının
sorulması üzerine; Herhangi bir eylem planlamadığını, Fikri KARADAĞ' m kendisini
Kadıköy'deki bir mitinge davet ettiğini, ancak gitmediğini, Fikri KARADAĞ'm da herhangi
bir şekilde eylem için adam bulma yönünde bir talebinin olmadığını,
01.01.2007 tarihindeki Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı telefon görüşmesinin
doğru olduğunu, kendisinin DTP yi sevmediğini, bu nedenle bombalamak istediğini, DTP nin
İstanbul veya herhangi bir binasını bombalamayı düşündüğünü, ancak daha sonra
vazgeçtiğini, Fikri Albay' m telefonda kendisine "istediğimiz zaman yapacağız" dediğini,
ancak ne zaman yapacaklarını söylemediğini, Fikri Albayın talimatlarına göre hareket
etmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ' m da kendisine herhangi bir talimat vermediğini, Fikri
Albay' m talimatlarını yerine getirmeyeceğini, gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemden sonra
Türkiye'nin ikiye bölüneceğini ve iç savaş çıkacağını düşünerek vazgeçtiğini,
Fikri Albay' m Kuvayı Milliye Derneğine eleman lazım olduğunu söylediğini, dernekte
çalışsınlar mitinglere katılsınlar diye kendisinden adam temin etmesini istediğini, bunun
üzerine araştırma yaparak Bursa Emek Köyünde 5-6 genç bulduğunu ancak daha sonra
vazgeçerek göndermediğini, kontur gitmesini istemediği için de telefonda konuşmayalım
dediğini,
Fehmi KORU' yu Yenişafak gazetesinin yazan olarak tanıdığını, kendisi ile hiçbir
ilişki ve husumetinin bulunmadığını, Fikri albayın sadece Fehmi KORU'yu sevmediğini
söylediğini, kendisinin herhangi bir kimseden talimat almadığını, plan yapmadığını, ancak
düşündüğünü, bu eylem düşüncesini Fikri albaya söylediğini, onun da kabul etmediğini,
Selim AKKURT' un hemşerisi olduğunu, İstanbul'da K.A.diye bir fabrikatörün
yanında çalıştığını, Cinayetten dolayı yakalandığını, şuanda Erzurum Cezaevinde olduğunu
bildiğini, kendisini Erzurum'dan tanıdığını, ancak İstanbul'da çalıştığını bildiği için kendisi ile
burada görüştüğünü, Selim AKKURT ile Fikri albayın birbirini tanıdığını, kendisinin
tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralarını verdiğini, Fikri Albay' m kendisinden dört
dörtlük delikanlı bir adam istediğinde, Selim'in telefonunu verdiğini, Fikri albay' m
İstanbul'da bir otelde buluşmak için çağırdığını, Selim'e ulaşamadığı için kendisine "sen
ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun" dediğini,
Selim AKKURT' u Fikri Albay' a tavsiyesi ile ilgili olarak, Kriterlere uyup
uymamanın önemli olmadığını, birde ne amaçla çağırdığını neden böyle bir adam istediğini
bilmediği için kendisini söylemediğini, Selim AKKUT'u İstanbul'da olduğu için tavsiye
ettiğini, Erzurum Oltu'da Selim ve ağabeylerinin karıştığı bir silahlı çatışma olduğunu, Selim
AKKURT' un ailesinden ölenlerin olduğunu, bir yıl sonrada karşı taraftan bir kişinin
öldürüldüğünü, bu olay nedeniyle Selim AKKURT' un aranıp aranmadığını bilmediğini,
Orhan PAMUK' u bildiğini, herhangi bir husumetinin olmadığını, Orhan PAMUK' u
kaldırma konusunda Selim AKKURT ile aralarında konuştuklannı, ancak herhangi bir şey
yapmadıklannı, Orhan PAMUK' a silahlı saldın düzenlemek için herhangi bir talimat
almadığını, eylem için bir plan yapmadığını,
istanbul' da bu konu ile ilgili maddi destek sağlayacak kişiyi bilmediğini, Fikri Albay'
m bir hakim ve savcı tanıdığının olduğunu söylediğini, sadece tanıştıracağını söylediğini,
Orhan PAMUK' a suikast için bir amaçlannın olmadığını sadece düşündüklerini sonradan
vazgeçtiklerini,
Coşkun ÇALIK' m olaylan gerçekten biliyor olabileceğini,
Ali GÜRBÜZ' ün hiçbir iş yapmadığını, Bursa Osmangazi ilçesine bağlı Emekköy
beldesinde bulunduğunu, kendisi ile Emekköy ülkü ocaklarında tanıştığını, Ülkü ocaklannda
herhangi bir görevi olmadığını, sadece gidip geldiğini bildiğini, ■•'6-3Çkişiyi Kuvayı Milliye
*s
derneğine getirmek için istediğini, bu şahısları Fikri KARADAĞ' m istediğini, niçin istediğini
bilmediğini, Kadıköy'deki derneğe gitmeleri için çağırdığını, herhangi bir sebebin olmadığını,
Adı geçen diğer şahısları tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, medyadan
tanıdığını, şahıslarla bir husumetinin bulunmadığını, Bu şahıslara suikast yapmak için
herhangi bir kimseden talimat almadığını, eylem hazırlığı içinde bulunduğunu ancak
vazgeçtiğini, bu eylemleri Ali GÜRBÜZ, Selim AKKURT ve Ali GÜRBÜZ'ün temin ettiği
isimlerini bilmediği şahıslarla birlikte gerçekleştirmek istediklerini, sonucunu düşündükten
sonra vazgeçtiklerini, bu aşamadan sonra susma hakkını kullanmak istediğini beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, Ergenekon yapılanması hakkında bilgisi ve bu
yapılanmanın üyesi olmadığını, Kuvayı Milliyeyi ise üyesi olmamakla birlikte Atatürkçü
düşünceyi ve vatansever görüşleri benimseyen bir dernek olarak bildiğini,
Sorulması üzerine ise ;
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ'ı televizyonda çıkan
Mersin'deki Bayrak ve Kur'an üzerine yemin ettirdiği görüntülerden sonra telefonla arayarak
tanıştığını, İstanbul'da 2 kez de yüzyüze görüştüğünü,diğer ismi geçen şüphelileri
tanımadığını,
0542 588 35 26, 0533 570 89 38, 0537 878 66 42, 0537 408 24 00, 0546 207 38 33
numaralı telefonları kendisinin kullandığını, bu telefonlarla yapılan görüşmelerin kendisine ait
olduğunu,
Şehit cenazelerinden etkilendiği için PKK'ya destek veren DTP'li milletvekilleri ile
Orhan PAMUK ve Fehmi KORU'ya yönelik olarak eylem yapmak istediğini telefonda
Mehmet Fikri KARADAĞ ile konuştuğunu,Mehmet Fikri KARADAĞ'm ise önceleri
kendisine boşver evlat, devletin polisi emniyet güçleri var onlar gerekeni yapar, bir daha
benimle telefonda bu konulara girme dediğini, kendisinin ısrarı ve Bursa'dan ekip ayarladığını
söylemesi üzerine ise görüşmek istediğini söylediğini,ancak bu konuda Mehmet Fikri
KARADAĞ ile görüşmediğini,
Yapmayı tasarladığı şeyleri telefonda görüştüğünü, bundan da pişman olduğunu beyan
etmiştir.

c)» Ar amalar da elde edilen deliller;


Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
-Beyaz renkli karton kutu içerisinde ön yüzünde Türk Bayrağı Atatürk resmi ve
Kuvayı Milliye Derneği Muhammet Yüce Yönetim Kurulu Üyesi, arka yüzünde Doğunun
sınır taşı ... şeklinde başlayarak Eğilmez Türkün Başı şeklinde sona eren kartvizit,
-(1) adet üzerinde Sus Konuşma Hayyam GARİPOĞLU bir yatırımcının başına
gelenler "Kapak iç kısmında sağ üst köşesinde 13.02.2006 ismam Özdemir imzalı orta
kısmında el yazısı ile Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı Sayın Em.Albay Mehmet Fikri
KARADAĞ ibareli kitap"
-(134)adet l'den 134'e kadar numaralandırılmış CD
Üst Aramasında;
-(1) adet Nokia 8310 (351104/10/245911/7) imei nolu cep telefonu,
-(1) adet 0703220148424 seri nolu turcell sim kart elde edilmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:296, 07.06.2007 tarihinde Metehan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
M.YÜCE ile METAHAN' m bir süre ne iş yaptıklarından bahsettikten sonra Muhammet : "İyi
valla şimdi ben de istanbula gidirem ya" "Ağa'nm yanma"
Tape:298, 09.06.2007 tarihinde ALİ ÇALIK'ın yaptığı telefon görüşmesinde özetle;
Muhummet: "Az sabret, Halilin bi işi var İzmirde 500 Milyarlık" "500 Milyarlık, bu hafta
gidecek ona", "Halil bu Hafta İzmire gider 600 Milyarlık bi işi var anladın", Ali'nin : "Tamam
para dersen para sorun değil" , Muhammet: "Ya paranın a.. .na koyim Halil de olan para
kimde var" "Son model jip'i var, parası pok gibi, dayalı döşeli evi var, sen Halil'e ne
bakıyorsun"
Tape:299, 09.06.2007 tarihinde Hasan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; HASAN:
"Hiç hiç ne edirsin Ankarayı geçtik işte ya" , Muhammet' in Halil ile birlikte olduğunu
söylemesi üzerine Hasan'm Halil lakaplı Selim AKKURT ile görüşmek istediği, Muhammet'
in telefonu S.AKKURT' a verdiği, HASAN ile S.AKKURT' un birbirlerine hal hatır sorduğu,
daha sonra S.AKKURT'un M.YÜCE ile birlikte Bursa'ya gittiklerinden bahsettiği,
Tape:300, X Şahıs ile görüşmesinde özetle;M. YÜCE X ŞAHIS ile hal hatır sorduktan
sonra telefonu S.AKKURT' a verdiği, Selim: "Ne oldu o bizim işlere bakıyor musun", X
ŞAHIS: "o işlere bakıyorum, yarın onla beraber bi yer gine varmış oraya gidecez", Selim: "bak
müşteri hazır", X ŞAHIS: "muhammet.... gümüş saplı bıçak var bi tane elinde" "10 Milyar
istiyor ona" diyerek ellinde bulunan muhtemelen tarihi eser niteliği taşıyan bir bıçaktan
bahsettiği tespit edilmiştir.
Tape:301, Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle;M.YÜCE kendisini gizli
numaradan arayan COŞKUN' a sitem ederek, "500'ünü şimdi verecek 500'ünü iş bitince",
Coşkun: "sen de varsın değil mi", M.YÜCE' nin "Tabi canım, ben de gidecem" "BMW araba
var onunla gidecez" diyerek Halil lakaplı S.AKKURT' un 85 Milyara aldığı BMW ile
gideceklerinden bahsettiği, Coşkun: ".. .kuduracam ulan, bugün polisler gelmiş....", M.YÜCE:
"Gitsene bi karakola, de ki niye gelmişiz" "... boşanma davasıyla alakalı birşeydir kesin",
Coşkun: "Oğlum ondan olsa, Ercan abiyi de bugün sormuşlar" diyerek kendisini soran
polislerden rahatsızlık duyduğunu anlattığı,
Tape:302, 12.06.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Coşkun:
"..planladığınız işi beklirim" , M.YÜCE: "o olacak sen canını sıkma, 1 ay içinde" "telefon
senin dinlenir, benimkine boş ver" dediği,
Tape:208, 14.06.2007 tarihinde ABOŞ ile görüşmesinde özetle; ABOŞ'unM. YÜCE'
yi arayarak Doğukan'm bu numaradan kendisini aradığını söyleyerek Doğukan'ı sorduğu,
M.YÜCE' nin ise numarayı 20 gündür kendisinin kullandığını söyledikten sonra bir süre
birbirlerine hal hatır sorduktan sonra görüşmeye son verdikleri,
Tape:207,14.06.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Selim: "Hı o
PEKER'in adresini bulsana bana" , M.YÜCE: "Tamam onu ben Mesut'a derim yazar yollar",
Selim: "Sen bana yaz ben ona bir mektup yazacam ben ona bir damardan girecem" dediği,
görüşmenin devamında S.AKKURT M.YÜCE' nin telefon hattını isteyerek kendisinin 0542'li
yeni hat istedikten sonra "Tamam sen o hattı bana ver birde o Peker'in adresini canını yiyeyim
ne et et bana bul" "Benim ona bir damardan girmem lazım ona bir mektup yollayacam ben"
dediği,
Tape:264, 16.06.2007 tarihinde Huriye isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Huriye:
"ortama artık dayanamıyorum" , Muhammet: "..1-2 ay sabret, seni yanıma alcam, o dernek ne
ayak ya hiçbir şey anlamadım, şeyi hiç gözüm tutmadı, Orhan değil de öbürü o yanındaki ne
ayak" "Orayı ben ele alcam şimdi" ".. oranın başına ben geçicem" ..şuan bi araştırmasını
yapıyorum.. SEDAT PEKER ile de görüşüyorum., şuanda Kütahya'da
cezaevinde" "O yol gösterecek, bi rota çizicek bana ..dün mektuplaştık., o burda bir ortam
kurcak, .. başka işlerde yapcam" "Şu Peker'le iyi bir rayına oturtturayım, o bir yolu yordamı
çizsin, tanıştırsın bir kaç kişiyle" dediği,
Tape:303, Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Coşkun: "Görüştün mü sen onla,
sen de, geçenlerde 1 aydı, şimdi 2 ay, yarın 3 ay a... koyim" , M.YÜCE: "en fazla 2 ay, sen bi
sabret ..güzel olacak Allanın izniyle" "Ben Mektup Yazdım Peker'e" "Orda Mesut var
Balıkesirli işte bizim o ...." "şu an Balıkesir'in en büyük mafyası" ".. 3-4 tane galerisi var,
altında x bmw jip yav" "Biloşa sor, o kuş satirdi Oltu'da, döverlerdi onu ..şimdi Balıkesir'i ele
almış, Balıkesirin Haracını Resmen Yiyir, Balıkesirde Onun Üstüne Adam Yok Şuan" "2 sene
önce bu cezaevine girdi, Kütahyada" "Sedat PEKERLE aynı yere düştüler, aynı koğuşa"
"Onlar yol verdi buna" "Peker'in de gözüne girmiş ülkücülüğü, milliyetçiliği falan işte
MHP'ye bağlılığı var ya" dediği,
Tape:265, 24.06.2007 tarihinde Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;Bir süre
sohbet ettikten sonra Muhammet: "geçen ay iki defa geldim İstanbul'a" "onunla beraber
geldik, 4 Kişi Getirdim Oraya", Mehmet Fikri: "..bütün ekip olarak İzmir'e gitmiştik",
Muhammet: "Bu son olaylar nedir komutanım geçmiş olsun" "soruşturma falan açıldı ya, ..
sizle ilgili", Mehmet Fikri: "E siktir et onları zaten vardı" "Ne takacaz ya biz vatanı milleti ve
devleti yükseltmek yüceltmek için yemin etmişiz, bunun suç olan ne tarafı var" dediği,
Tape:266, 30.06.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"Biz dışarıdayız.." "Çim Suliyorum Bitti İşin", Coşkun: "He bitti", Muhammet:"İyi Asim'i
hallettik", bir süre Halil ve Asım isimli şahısların arasındaki problemle ilgili görüştükleri,
Coskun'un "Halil'i oralara falan getittirme bi daha" "herhangi bişey de hemen çağırma adamı",
Muhammet: "Tabi canım .. Gelecek Zaten O, Gelse Kesin Vurur" "A..na koyank ona gerek
kalmaz ama ben de vururukta de yani siktir et şuan bu telefon açması da yeter boşver",
Coşkun: " haber gönderdim bugün " "Asim'e, Serkan'a" "Gürsel'e" "Dedim, ayaklarını denk
alsınlar, .. Bursa'yı dar edirim onlara, haberleri olsun dedim", Muhammet: "..bu hafta içi veya
hafta sonu gelebilirim bursa'ya, söyle Bursa'yı dar ederim onlara, haberleri olsun bak si.rim
onları" dediği,
Tape:304, 02.07.2007 tarihinde Şeref isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; ŞEREF'in
Komutan ..bana bi tane Sarento veyahutta X 5 JİP ne var" "bizim eski ekipten bi tane Serento,
ya da X 5 bağlantıya geç, başka ellerinde ne var" "Ellerinde Jip olarak ne var, bi tane acil
lazım bana., bi tane indirelim bu gece" "Temizse, sağlamsa" , Muhammet: "İkisi de vardır" ,
Şeref: "Şu an Otlu'dayım, bi gece inip getireceğiz, ya da onlar getirecek" , Muhammet:
"..başımızı belaya sokma başkası için" dediği, ŞEREF' in "Yok canım kendim binecem
dedim ..ona göre temiz bir şey olsun", Muhammet: "Neyse bu telefonda konuşma, ben seni
ararım başka numaradan" "Bu numaradan öte bir şey konuşma" dedeği,
Tape:268, 02.07.2007 tarihinde İsrafil ÇELİK ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"..yarın İstanbul'a gelicem, Kürşatlann orda kalayım mı, var mı çalışma malışma yarın
marm" , İsrafil: "Yok bişey yok sağol, burda var bir sürü adam sağol teşekkür ediyorum",
Muhammet: "Yarın Kürşat'ın yanma gelcem bir hafta kalçam da olmazsa dedim kalayım orda"
dediği,
Tape:269, 02.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE' nin
C.ÇALIK' m yanma gelmesi ile ilgili görüştükten sonra Coşkun: "Gelirken onları da alın gelin
oğlum ne var yani a..na koyayım" , Muhammet: "Gö...enlik etme da Halilen geleceğiz ..." "..
.cumartesi bundan direk Bilece'ği git yada ben geleyim ordan dedim beraber gidek bakak işte
ona göre ayarlayacağız geleceğiz oraya ne edek a..na koyayım", Coşkun: "O iş olmuyor mu?"
diye sorduğu, Muhammet: "Hangi iş bu alacağını aldı ordan da öbür işte seçimi bekler da
ağanın şuan milletvekili adayı ya İsraf dayım" "Şimdi olayı yapsa yakalanma makalanma
durumunda onu etkiler diye seçimden.sonrayı bekler anladın" "20 gün sonra Ağa demiş dur
demiş bekle demiş seçim bjr geçsin demiş", "Anladın Ağa durduruyor
yani zaten Ağa ... almış ona aldı zaten Sorento Jip aldı kendine" "Ha bir tane de ev alıyor
şimdi" "... öbürü parayı aldığında ... zaten ben ha bu evi bana para verecek zaten ha bu evi
bitirdim mi halaoğlu direk zaten oraya gidiyoruz zaten o Selami ile beraber evde kalıyor"
"Selami ben sen o dördümüz kalacağız a..na koyayım", Coşkun: "Allah 4t tabanca 4 kişi 4
tabanca", Muhammet: "Öylede yok böylede yok a..na koyayım ben ve sen zaten bekar çoluk
çocuk derdi yok ..." "Durup ne edeceğim ben a..na koyayım bunların içinde ben askeriyeden
ayrılmışım benim hayatım bitmiş ..." "A..na koyduğumun dernekte telefonunu kapatmış
telefonları hep kapalı a..na koyduğumun" "Kero aramış onu tamam mı?" "...masanın altına
saklanacak az daha yani bana gözükmüyor ..." "O Gürsel'in Emmisinin oğlu var onunda bir
tane Java moturu var kırmızı" "... isteseydim yani ben korktuğumdan zannetmeyin ki bu orda
kavga falan çıkarmadı gitti de dedim ben sizden korktuğum için değil dedim ..." "...Gürselden
korkmuyorum dedim ama dedim o Asim'ı dedim sL.cek dedim ... Süleyman özür dilediler ilk
önce diyor sizin adamınız varsa bizimde adamımız var işte ben Doko yu tanırım..." "...gaddar
Doko vuracağım diyor ben bu hafta geldim mi diyor ben kesin vuracağım diyor yani onun için
geliyor da...", Coşkun "Al gel buraya boş ver", Muhammet: "Ha ben Gürselin yazıhanesine de
yazı bırakmıştım bilirsin onide almış" "Dedim eğer benimle işin varsa dedim ben sahildeyim
beklerim gel dedim şey yazdım geldim büroda yoksun aynen böyle yazdım benim Kuvvayi
Milliye kartım var ona" , Coşkun "Nerde ki onun bürosu a..na koduğumun", Muhammet: "Ya
aynen benim gibi güvenlik çalışıyor ya şeyde" "Ama iyi korktular yani çok güzel oldu da Asım
sopayı yiyecek hala oğlu Asım yiyecek", Coşkun "İkisi de hak etti o Gürsel de o da hak etti
yani", Muhammet: "... İstanbul'a gidek bir ortalık yatışsın 5- 6 ay sonra gelip onların bir gece
a..na koyup gideceum" "Ondan da yani bizden geldiğini bilmeyecekler ...", Coşkun: "İşte gelir
oraya onların anasını siker ondan sonra geçeriz Ankara'ya" , Muhammet: "Ha Ankara ya
Ferdinin de a..na koyduk sen hiç merak etme halaoğlu", Coşkun "Onu var ya ayaklarına
sıkacağım onun böyle ayaklarına sıkacağım", Muhammet: "...bu millet onlar var ya .o bu Asim
bu Gürsel bunlar korktuklarından bile ... anlıyorsun bunlar korktuklarından", Coşkun
"Herhalde yani korktuklarından ben bunu demişim bak sikerim anasına lan millete hesap
soracağım ben bundan sonra artık a..na koyayım", Muhammet: "Hiç ... evvel Allahm izniyle
bundan sonra a..na koyayım Allah a şükür Mafyasıda Biziz Delikanlısı Da Bizik a..na
koyarım" "Halil de şeyi kafaya takmış Ankara da Öztürkü" "Öztürk ü vuracağım diyor" "Onu
da listeye yazmışım diyor Ha" "Ya Öztürk le Fuçi tartıştı ya Ankara da Fuçi Ankara'dayken"
"Diyor Öztürk ü ben kafaya takmışım diyor onu vuracağım diyor ..." "Şimdi Çağın ile
görüşmüyor Reşitle görüşmüyor İsrafil'e demiş o da demiş yapma demiş demiş yok demiş yani
onu İsrafil gil bile bilir Reşit gil bile bilir yani Öztürk ü vuracağını" "... yine diyorum sen az
sabret ha bu Halil o işlerini bir halletsin evi mevi bir tamamlasın bir gidek İstanbul'a bir
kafamıza göre.. ."dediği,
Tape:270, 02.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE'
nin C.ÇALIK' a "... zaten Jip ağa da şuan Ağa daymış" "Seçim işleri var ya ağanın" "Kendi
arabasını götürmemiş Halil'in arabası ondaymış" "Biz ağa yi ben sen Halil ağıyı götürürüp
bırakırız şeye Ankara'ya ordan biz geri Bileciği dönerik..." dediği,
Tape:271, 04.07.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle;X Şahıs: "Yarın yarın
da İstanbul'da mısın" "Onlara evrak yaptıracaklardı" "Parayı vereceksin evraklan alacaksın"
"..Kardeşi Parayı Çıkart Yapayım Dedi, bende şey yapmadım dedim sen yap", Muhammet:
"Ben gider bakanm Halil'le beraber bakarım" , X Şahıs: "Evraklan alırsınız öyle parayı
verirsiniz" "..evraklan Halil biliyor", Muhammet: " Tamam anladım, başka numara varsa şey
et, ondan anyayım, senin telefondan açık açık konuş işte" dediği,
Tape:272, 04.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle;Bir süre
çeşitli konularla ilgili görüştükten sonra Muhammet: "Duruma göre bakacağız ..eğer ağayı
Ankara'ya bırakırsak, ordan arabayla geri oraya döneceğiz, ağa İstanbul'da kalırsa arabayı

(JJ^
•" / ^ ''
la
alamayız, bakacağız başka bir araba buluruz belki" "Zaten seni alacağız ordan, ağayı
bırakacağız Ankara'ya" dediği,
Tape:273, 05.07.2007 tarihinde Ali ÇELİK ile görüşmesinde özetle;M.YÜCE' nin
A.ÇELİK' e "...biz yarın akşam Ankara'ya gideceuk herhalde ki İsrafil ağıyı bırakacauk
Halil'in araba onda şuan he Halilde jip var ya jip aldı o kendine" "Ağa da Milletvekilliğine
adaylığını koydu da" "Kaç kişisiniz sen Coşkun işte Metin" dediği,
Tape:274, 06.07.2007 tarihinde GÖKTÜRK isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
GÖKTÜRK' ün "Eve gidiyim bunlar karşılıyor gelecekler çocuklar" "Durumun nasıl" "İyi iyi
Kuvayı" , Muhammet: "Kuvayı Milliye yi ele alacağım..." dediği,
Tape:305, 10.07.2007 tarihinde C.ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet: "..ben
Kuvai Milliyedeydim bizim .... görüştüm" "Adam altında son model jipi yemeğe
götürdü bana krallar gibi baktı a..na koyim" "Valla işte.......... gelsinler dedi, ben bu komple
yönetimi iflas ettirecem dedi, biz böyle böyle varık dedim, tamam dedi, gelin kurulu düzen
meşen hazır dedi, başınızda ben vanm dedi, devlet arkamızda gelin dedi, koşturun dedi.... gil
yarın gidecekler tanışacaklar, zaten bu akşam geri dönüyorum, göktürkle beraberim" ,
Tape:42,16.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri: "Ha mamo ya nerdesin evlatçım yav" "Ben dedim acaba Mamocuk ne oldu
dedim gitti galiba dedim varmıştır dedim", Muhammet: "Hee valla sağolun komutanım
arayamadım da vallah mitinge de gelemedim" "He he gelecem Allah izin ederse varmı bir
emriniz buradan" , Mehmet Fikri: "Koçum benim beklerim" dediği,
Tape:278,18.07.2007 tarihinde GÖKTÜRK üe görüşmesinde özetle; Muhammet:
"Gece 12'de yarın televizyona çıkıyorum CNN TÜRK'Ü izle yarın gece ordayız" "Bizim o
albayla beraber", GÖKTÜRK: "Helal olsun sen işleri büyütüyorsun git git" dediği,
Muhammet: "...bu ay sonu da temelli gidiyorum" "Patrona söyledim git dedi git dedi... maddi
manevi destekte sağlarım dedi..." "2-3 yeri bağladık mı zaten bağlı yerleri var a..na koyayım
Albay beni yanma almış siktir et" dediği,
Tape:279, 18.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"CNN TÜRK'te gece 1 'de program var, bizim o albayla beraber çağırdılar beni" , Coşkun:
"senin o mahkeme ne oldu", Muhammet: "Kredi kartı, bide Kuva-i Milliye'den mahkeme var
ya" "televizyona çıkmadık mı, ..her gün bomba momba buldular evlerde, Kuva-i Milliyeciler
haberlerde hiç izlemiyor musun" "Bende oranın yönetimindeyim" "Derneği kurdu ama
ağaylan da görüştük, ağada ökeyi verdi, dedi hepiniz oraya toplanın dedi, ..Albayla Da
Tanışacak İşte Seçimden Sonra" "...orayı ele alın dedi, orası resmi biliyor musun" "Orda Her
Türlü Koşturursun, En Azından Devlet Arkanda..." dediği ve CNN TÜRK kanalında
katılacakları programla ilgili olarak bir süre görüştükten sonra Muhammet: "Canını sıkma,
oraya gideceğiz başka yolu yok halaoğlu, böyle olmuyor, Ona Buna Hizmetçilik Et Et Nereye
Kadar" "Her türlü şeyimiz var, ağamız var, Halil var, yani bizim bileğimizi büken olmaz,
bende şimdi Kuvayı Milliye'ye girdim, Zaten Devlet Arkamızda, Yani Kuvayı Milliye Az Boz
Bi Yer Değil, bizim Fikri albay az boz adam değil zaten" dediği,
Tape:280, 20.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"Televizyona çıktık gece l'de CNN TÜRK deydik işte on da çekime girdik bu günde geri
geldik işte sen izlemedin" "Göktürk ... hepsi izlemişler ya gece birde yayma verdiler ya onda
girdik yayma işte" "Ordan zaten karşıya geçmedim hiç ordan direk bindim feribota geri
geldim ya Halil gilin oraya geçmedim bir de", Coşkun: "Her hangi bir şey oldu mu yoksa",
Muhammet: "Yok herhangi bir şey yok ya televizyona çıktık dedi yayma işte" "... Halil geldi
ya gittiğimde" "Dükkan falan bakiyi buradan" "Şey bir mekan açiyi şimdi o parayı aldığı
zaman Balıkesir'de bir tane Mesut var işte" "O da geldi burda buluştular işte" "Yada dedi
İstanbul'da bir mekan aç dedi ben bakamam da dedi bu dedi zaten İstanbul'a gelecek dedi yani
benim için" "Dedi aç dedi başında bu durdun. dedi a..na koyayım o da dedi ya burdan ya da
ordan dedi bir açayım dedi" "Halil de dedi ban" açtırak dedi Coşkun lan
beraber dedi siz başında durun dedi ben duramam dedi hani aranması var ya" "Bakak işte
Reşit dün gitmiş İstanbul'a yer bakiyir işte onun arkadaşları var ya" "İşte Ağa ile dün
görüştüm iyi etmişin dedi Kuvayi Milliye ye girmişsin dedi Göktürk de gelir şimdi İstanbul'a
hepsi İstanbul'a birleşir seçimden sonra ağa dedi ben size yolda gösteririm dedi..." "01 tabi yo
onlar üye olmayacak ta ben sen oranın yönetiminde olacağım yani orayı arkamıza alacauk"
"Ağa da beğendi dedi aferin dedi iyi etmişen diyer bizden diyor hele şükür diyer ya diyor bir
tane akıllı iş yaptız..." "... ben size yol yordam göstericem dedi tanıştıracağım dedi sağıyla
soluna" "İstanbul'a yerleşin dedi hepiniz birikin orda dedi" "Birleşir oraya zaten Halil len
geldik mi detaylı konuşur" "Hayırlısı işte o Halil bir gitsin bu seçimden sonra Ağa da bir
İzmir'deki işe seçimden sonra gittiydi işte" "Oraya gidecek seçimden sonra bir 100 bin dolar
daha alacak ordan" "...en kral telefonu taşıyacağın takım elbiseyle gezecuk bundan sonra sen
rahat ol" "Biz para peşine koşirek bundan sonra" dediği,
Tape:310, 20.07.2007 tarihinde X.ŞAHIS ile görüşmesinde özetle;M.YÜCE ile X
ŞAHIS bir süre Erkan isimli arkadaşları hakkında sohbet ettikten sonra X ŞAHIS: "... bir
tanesi gelmiş dövecekti zor tuttum onu ya..." "Erkan'ın peşine gelmişler Erkan'ı dövmeye",
Muhammet: "Onların anasını si..im kim onlar" "Erkan'ın canını yerim .. adamın a..na koyarım
ben, ona de ki o benim kardeşimdir de" "O çocuklar kim" "Biz geliriz ha hemen a..na
koyarım" "Sıkayım Kafalarına, Yarın Geliriz" ".siz esnaf adamsınız kardeş, siz uğraşmayın,
biz gelir a..na koyar döneriz, yasalar ağır kimsenin cezası yatılmıyor", görüşmenin devamında
X ŞAHIS ile aralarında problem olduğu anlaşılan bir şahıstan bahsettikten sonra Muhammet:
"Sen merak etme Onun Kalemini Kırdım" dediği,
Tape:210, 23.07.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle;
Muhammet:"Sebahattin ÇAKIR'm yerini buldum" "..1050 Konutlardaymış" "tam yerini
öğreneyim, sana haber ederim, 1050 Konutlarına gelmiş, ..hangi okulda bilmiyorum ama"
"Asım öğrenecek yerini" dediği,
Tape:211, 23.07.2007 tarihinde X ŞAHIS ile görüşmesinde özetle; Muhammet: "o
Yener var burada .. Beyzan vardı da kahvesi vardı Abdurrahman abinin dükkanının yanında
onun kardeşi burada., ona sorduk, o şimdi 1050 Konutlardan bir yerdeymiş idari kısımda artık
orada oturuyor herhalde de nerede görev yapıyor bilmiyorum ya yazlığa geldi o piç buraya
yada" Tatile tatile gelmiş o zannedersem buraya da şimdi Asım gidecek o Yener'in yanma bu
gün yarın gidip onun yerini öğrenecek şimdi ben haber ederim" dedikten sonra telefonu
yanında bulunan X ŞAHSA verdiği, X ŞAHSIN S.AKKURT' a Sebahattin ÇAKIR' ı
kastederek "Baksana ben onu benim arkadaşım var Bursa Sağlık İl Müdürlüğünde çalışıyor
tamam mı ben yarın onunla görüşecem" "Tamam akşam ben onun ismini cismini verecem
diyecem ki yarın diyecem Sağlık İl Müdürlüğünü araştır bak ki tayin olmuş mu buraya her
hangi bir yerde neredeyse bunun adresi bunun adresini bana var", Selim: "Tamam canını
yerim ama sıkı tut orada burada konuşmasın yani yarın", X ŞAHIS: "Ya ya hayır biz zaten
konuştuktan sonra bir anlamı kalmaz, önemli olan bizim için o dava işi çaktırmadan onu bulup
elimize geçirmek yani", Selim: "Ama onun üstüne bir düşünde ben hemen çıkıp geleyim bu iş
çok uzadı ..", X ŞAHIS "Bursa'da kaç... Bursa'daysa da anasının a..na da girse ben onu çekip
çıkaracam" sonra kaçırmak için çalışmalar yaptıkları Sebahattin ÇAKIR hakkında elde
ettikleri bilgileri kendi aralarında değerlendirdikleri,
Tape:311, 23.07.2007 tarihinde, Selim AKKURT üe Ayhan ÇELİK arasındaki
görüşmede özetle; SELİM: "O şey yok mu hoca" "O öğretmen da" "Şıh olan" "O şeye gelmiş
işte de" "Cenazeye" "Diyorum şimdi gelecek oraya ona göster o tanır" "He bi baksın orda var
mı yarın mı cenazeler kalkıyor", AYHAN: "5 aile var hangisini geldi acaba a..na koyduğum",
SELİM:"Neyse Emine memine gile bişey sormada sen" "Onun evine Sen onun evini Coni
gelirse Coni'ye bi göster" "Bi izlesin baksın hele geliyor mu gidiyor mu görebilir mi",
AYHAN: "He gelsin göstereyim evini" "O zaman eve giderken o adamın evinin önünden
geçeyim yabancı plakalara bakayım bi", SELİM: "He-,he ama şimdi bence o
kardeşinin evindedir onun kardeşi Bursa'da ya", AYHAN: "Bu adamın yerini bulamayız demi
asıl yerini", SELİM: "Kesin emin değilik daha onun orda olduğundan orda olduğundan emin
olduk mu...", AYHAN: "Nerden aldınız haberi", SELİM: "Ya şimdi cenaze menaze mevzusu
yokmu Cuni duymuş" "Hım ismi soy ismi geçmiş", AYHAN: "Soy ismi neydi", SELİM:
"Çakır" "Yok yok sen araştırma deşifre edersiniz kendini Cuni araştırıyor boşver sen" "Sen
araştırırsan hemem öğrenirler Cuni'nin araştırması o kadar şey olmaz Cuni bizim köylü değil
ya"
Tape:281, 24.07.2007 tarihinde ADEM isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Adem:
"Ya reis aradı beni haber varmış", Muhammet: "O Sebahattin pi.. vardı ya" "onun a..na
koyayım, dün o Bağlarbaşı'ndaymış, bulamadım" "bu Gürsu'da 4 kişi trafik kazası geçirmiş
ölmüş", Adem: "Ölenlerden biri koyu milliyetçi, milletçilerin ileri gelenlerinden MHP'nin"
"Belki onun arkadaşı olabilir" "Bak onun yerini yurdunu bul ya" dediği,
Tape:282, 24.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"Sen cumartesi gelebilirsin", Coşkun: "Cumartesi günü gelebilirim herhalde" "Gündüz işte
saat 5' te çıkam direk gelirim", Muhammet: "5 'te olmaz" "Gündüz gündüz onu araştıracağız
akşamda Bilecik'e gideceğiz" 'İyi sen bi Emrah Yeneri arayabilirsen bi ara" "Sebahattin Çakır
unutma tamam sağlık meslek lisesinde öğretmen" dediği,
Tape:283, 26.07.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Coşkun: "Ne
ettiniz o işleri" diye sorduğu, Muhammet: " yerini bulamadık ..bi bulsak a..na koyacak,
endirecez aşağıda", Coşkun: "Yok öbür işi öbür işi", Muhammet: "Öbür işi, bu hafta gider
inşallah zannedersem" "İşte seçim bitti ya ona gidecek, İzmir'de ki işe" "Ama bu işler öyle
kolay değil, herşeyin bi projesi planı vardır" "Adam basit işlerle uğraşmıyor ki, hemen hurra
diye bir işe gidilmez" "Oğlum Sonucun Da Cezaevi Var, Ölüm Var, Öyle Her İşi Bir Anda
Yapamazsın" dediği,
Tape:472, 26.07.2007 tarihinde Selim AKKURT üe görüşmesinde özetle; Selim:
"Bakalım işte diyorum ya bir şeyler ayarlayabilirsem gelecem", Muhammet: "Hangi şey Boru
mu yoksa", Selim: "Ya Boru var aslında da" "Diğer türlü bir şeyler lazım da orada a..na koyım
oraya buraya gitmeye gelmeye" "Onu hemen bulmamız lazım ya" "Valla ben orada yapacağım
bulmak başka ne senin orada yapacağın bulmak benim ki de şey yapıp gelmek yoksa ben gelip
orada düzlerde gezemem yani" "Benim gelip hemen oradan hemen adrese teslim etmem
lazım", Muhammet: "Hı o olacakta işte nasıl ben diyorum ki yarın sen gel o Coşkunla
arattıralım o Yener a..na koyum yada o Emrah'ı anladın Coşkun çalışırmış o gelemiyor O
Emrah'la Yener arasın biz gidelim oraya arasın onlardan onun yerini öğrensin hemen oradan
çıkalım gelelim a..na koyim sen buradan görüş" "Başka yapacak bir şey yok a..na koyduğum
öyle aramaktan da nasıl edelim bilmiyorum ki ya bulsaydık a..na koyduğum evlerini bilsek
gider orada iki gün takılırız a..na koyum hiç" "a..na koyduğum imkan yok ya nasıl edelim
bilmiyorum ki hı o gün takip edemedim takip etseydim şimdi o Necati'nin abisine gidecem o da
beni tanıyor a..na koyum o şüphelenecek şimdi" , Selim: "Beş on kuruş atarsın ya öyle
konuşturursun ya beş on kuruş atar konuşturursun", Muhammet: "Zaten Yener transporter
hastası a..na koyum onda para olduğu zaman ona bir tane git al sana transporter 3 milyara
verecen bir tane .. Diyecen al sana bizim bu işi hallet a..na koyum o adam tarnsporter istiyor
benden yok amin koyum işte para yok o Yener biliyordur kesin onun yerini biliyordur çünkü
onların dünürleri a..na koyum de Yener sikine sallamaz yani söyler yerini", Selim: "Nereli o
Yener", Muhammet: "Ya Hürkan'lı Hürkan'lı onun a..na koyum ben" diyerek Cumartesi günü
yanma gelmesini istediği, Coşkun'u da alıp beraber Bilecik'e gideceklerini söyledikten sonra
"şimdi bu akşam gider, iki gün pusu atarım orayada yok imkan yok araba olsa parada önemli
değil benim için ben gider onlann evini Coşkun'dan öğrenirim derin evleri nerede gider orada
iki gün takılmm evlere kim giriyor kim çıkıyor bakanm giriyor mu çıkıyor mu ben onu
bulurum parada yok ki a..na koyduğum nasıl edelim a..na ne araba var ne para var" "Ya bunun
a..na koşum burada olmasa bile en azından bir nerede görev yaptığını bilsekte
yeter yani", Selim: "Ondan sonra da geldim onu araştıracaz onu bulacaz", Muhammet: "Hı
onun sağlıkta ismi yok mu şimdi" dediği,
Tape:212, 30.07.2007 tarihinde X ŞAHIS ile görüşmesinde özetle;Muhammet: "...o
Kuvayı Milliye derneği varya" "Oranın yönetimine girdim, geçen hafta geldim toplantıda
yönetimine girdim, Göktürkgilde geldi, yönetimindeyim şuan... o bizim dernek başkanı var
Albay onunlada konuştuk bize vakıftanda biyer ayarlayacak, Göktürk yıkama açacak bi mekan
yada kafetarya" "...bu hafta temelli geliyoruz hepimiz oraya sen biraz sabret" "...ceza gelmiş
banada a..na koyum 3 ay, neden a..na koyum ben gidip yatacam", X Şahıs: "Ulan oğlum ya
burda yatılır mı ya sen delimisin", Muhammet: "Yok ya ben yatmam a..na koyarım ben bu
saatten sonra gidem bide cezamı yatayım..." dediği,
Tape:473, 01.08.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Selim: "Var
mı bir gelişme boş ver çıkmayı", Muhammet: "Bekleycem gece on ikiye kadar valla
bekleyecem Coşkun gittide ben bekliyorim işte arabayla a..na koyum" "Coşkun döndü
Bilecik'e", Selim: "Hı .. öğrenemedi mi", Muhammet: "Yok öğrenemedim işte Yener'i
bekliyorum şimdi Yener'i aradım o gelecek ona diyecem böyle böyle diyecem bul a..na koyum
bende bekliyorum on ikiye kadar bekleyecem valla tamam" "Bu Emoş burada Feyzo'nun
oğlu" "O da diyor a..na koyum o Çakırlar şeyde Orhangazi'de diyor kahve açmışlar diyor"
dediği,
Tape:474, 01.08.2007 tarihinde EMOŞ isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Muhammet'in Emoş ile beraber olduğunu söyleyerek telefonu Selim AKKURT'a verdiği,
Emoş'un Bursa'da olduğunu söyleyerek uzun zamandır görüşemediklerinden bahsettikten
sonra Selim: "Hı şeylerden kimseler var mı oralarda", Emoş: "Şişkolardan" "Cemal ÖZDEN
diye biri var şeyde Cengiz'lerden Hakan CENGİZ var işte", Selim: "Cemal ÖZDEN onlardan
değil ki o başka ÖZDEN'ler", Emoş: "Birde ÇAKIR'lardan var" "Hakan diyorlar da
bilmiyorum ben tam olarak", SELİM'in "Hakan ÖZDEN o ya Çakır değil o ya", Emoş: "Özden
mi top oynuyor şimdi" "He top oynuyor 25 Mart sporda top oynuyordu şimdi geldi Orhangazi
spor'da oynayacakmış", Selim: "O Atalay olmasın", Emoş: "Ben simaen tanıyorum ismini
bilmiyordum dedi ki benim ismim Hakan dedi Hakan ÇAKIR dedi", Selim: "He Onların Bir
Ara İşte Yerlerini Yurtlarını Hele" "Evlerini barklarını mekanlarını çalıştığı yerleri bir öğren
de ben bir ara gelirim tamam mı" "O hocadan hiç duyum muyum hocayı soramaz mısın ona",
Emoş: "Yok ya Hoca'yı ona sorarımda bir Orhangazi'de sıkıştırıp sormam lazım", Selim:
"Neyse olmazsa ben gelirim ben sıkıştırırım", Emoş: "Yok ben sıkıştırırımda onu bir denk
getirmem lazım o şimdi top oynuyor artık geldi başladı mı başlamadı mı bilmiyorum ben
Orhangazi'de iki üç sefer denk geldik genelde Yalova'da kargoda çalışıyor" dedikten sonra
telefonu MUHAMMET'e verdiği SELİM'in aradıkları kişinin bu şahıs olmadığını, Emoş'a
telefonunu vermesini söyleyerek bir şey öğrenmesi hakkında kendisini aramasını istediği,
Tape:284, 02.08.2007 tarihinde X ŞAHIS ile görüşmesinde özetle;Muhammet:
"Sebahattin ÇAKIR diye biri, Oltu'nun... şuan Bağlarbaşı'ndaymış, 6 Yıldır Arıyoruz
Bulamıyoruz" geçen gün denk getirdik.. Ama elimizden kaçırdık, 3 Gün Pusu Attık Evin Orda
Kaçtı" "Bağlarbaşı'nda Emrah'ın düpnünde 2-3 tane Ş... vardı onlar onun akrabası" "O Ş... de
onu için kaçtı, bizim bir olay oldu... ondan sonra... kaçtı buraya geldiler" "Emrah'a
söylemeyeceğiz, ..gider söyler bu sefer seni arıyorlar diye", X Şahıs: "Toprağım Oltu'da ki
kavga mavga muhabbeti vardı ya o mu?" diye sorduğu, Muhammet: "bizim rahmetli Necdet'i
öldürdüler" "işte benim bu halamınoğlu onlardan 3 kişiyi vurdu zaten, ..kaldı şimdi sebahattin
hoca, sebahattin hocanın peşinde" "Sen var ya yeter ki onun yerini bul, Kendi Bile Almaz
Adamları Var" "Pavyonu var restorandan var barları var durumu çok süper yani" "benim o
teyze oğlunun o olaydan sonra Balıkesir'e geçti, Sedat PEKER buna yol gösterdi, Şuan orda
bir numara yani, Mesut dedin mi., akan sular-duruyor orda" dediği,
Tape:285, 04.08.2007 tarihinde ALİ isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "Reis gelecekte Reisin buraya işleri yoğun biraz İzmirde bir iş var ora yarım kaldı
onu bi halletmesi lazım" "Git İstanbul'a İstanbul'a git evi dolu o ev aldı şimdi kendine bide
150 milyara eve aldı İstanbul'un göbeğinde" "Altında jipi var ha" dediği,
Tape:475, 06.08.2007 tarihinde S.AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"Şey ben o YAKUP'a iki tane tespih getirtir FİKRİ ALBAY istiyor" "O beleş getirtirebilir mi
dedi ben getirtiririm ama", Selim: "Gene veririk 30-40 gönderirik", Muhammet: "Ayıp olmaz
değil mi o ...", Selim: "Getittirdiği çocuğa bi 50 milyon gönderin" "Onu ne zaman bu hafta
içinde getirtirsin mi ben onu Albaya vereyim" dediği,
Tape:476, 08.08.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle;
Muhammet'in konuştuğu numaranın arkadaşının olduğunu söyledikten sonra "He şey et ben
şeyle görüştüm bizim Albayla" "Bu dernek Kadıköyde 3 katlı anlıyorsun" "Oranın alt katını
bize ver dedim verecek vakıf yeri" "Tamam dedi sen git dedi bu hafta orayı alın dedi ben
gelecem Ben Albayla konuştum dedim oraya kafe açacağız dedi alt katı vereyim dedi tamam
dedim dedi beraber tamam mı o dedi beraber tamam mı haberin olsun ben bu hafta
geliyorum", Selim: "Tamam çok iyi Öbür işten haberin yok mu", Muhammet: "Yok o işten bi
haberi yok a..na koyayım ne yapayım daha gitmedim ne edeyim", Selim: "Ya bi araştır nasıl
etmedim onu bi araştır onun üstünde dur", Muhammet: "İyi tamam haydi görüşürüz şey et
Yakup'a deki tespihleri getirtirsin bu hafta" dediği,
Tape:214, 09.08.2007 tarihinde FEVZİ isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: Kuvveyi Milliye Derneğinin Kadıköy deki Vakıflara ait binanın ikinci katma
Kafe açacağından bahsettikten sonra "Kadıköy'de bizim Kuvayı Milliye var oranın dernek
başkanı var Fikri Albay benim eski destek komutanım o" "Kuvayı Milliye derneği üç katlı
anlıyorsun" "İşte geçen gittik konuştuk dedim komutanım bu alt katı bize verin vakıf yeri ya
devletin yeri kira mira yok ... Göktürk bu hafta gelir bu hafta açarız orayı" "Haberin olsun
vallah diyorum sende gel orada tamam bundan sonra orada mekanımız var ama Kuvayı
Milliye Derneğinin'de zaten yönetimine girdim ... devletin yeri 20 yıllık ora bizim Albay
almış, devletten sözleşmesi var alt katı bize verdi bu hafta geliyoruz işte oraya", Fezvi: "Senin
ceza ne oldu lan", Muhammet: "Ceza duruyor yatmadım bilmiyorum ne zaman giderim a..na
koyum bulurlar mı beni onlar" dedikten sonra tekrar Kuvvayi Milliye Derneğinden bahsederek
"Bakıyorum orada 500 tane işyerini bağlamış her ay 100 milyon yardım topluyor derneğe, para
direk bizim fikri albayın eline kalıyor, şimdi benide oraya yönetime aldı, dedim komutanım
böyle böyle benimde çevrem var, dedim güzel adamlarımız var, dedim her türlü dedim biz
koşuştururuz dedim, tamam dedi muhammet dedi zaten ben seni bilirim dedi, gel dedi ben sizi
yönetime alacam dedi, beni yönetime aldı" "...vakıf yerini de aldık ...şimdi oraya bir tanede
aynyatten yıkama yeri ayarlayacak ... Aboş'un kardeşi orada Yakup Ömer var ya Aboş'un en
ufakları o da orada ..." "İşte güzel olacak sen hiç canını sıkma paranın a..na koyacağız bu sefer
her şeyimiz resmi yani sahtekarlıkla işimiz yok Kuvayı Milliye resmi derneği Emniyet
Arkasında Jandarma arkasında hiç bir sorunumuz yok yani" dediği,
Tape:286, 11.08.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"İnsan Bilecek gibi bir yerde ayakkabıya para verir mi?" "Git şeye göçmen konutlarına a..na
koyayım" "Yarın dönüş paramı verirsin", Coşkun: "Buraya mı geleceğin", Muhammet:
"İstanbul'daydım bende ya o şeye işte bir Vakıf yeri aldık Halaoğlu Allah izin ederse bende bu
ayın sonunda temelli gidirim bak" "Vallah diyerim ya yemin ederim vakıftan yer aldık bizim o
Albayın üç katlı dernek var ya bizim" "İşte oranın yönetimine girdim geçen hafta" "O üst katın
da alt katını dedim komutanım bize ver dedim biz Cafe açak dedim orayı" "Ben Halil gettuk
işte ağaylan da görüştüm" "Ağa da tamam dedi açın dedi bende size orda yardımcı olayım
tanıştırayım sizi sağlan sollan dedi ülkü ocakları başkanı ile dedi bundan sonra orda koşturun
dedi...", Coşkun: "O işler ne oluyor Halil den bir şey yok mu?" dediği,
Tape:287,14.08.2007 tarihinde X ŞAHIS üe görüşmesinde özetle;Muhammet: "He
Murat astsubay Bursadan", X ŞAHIS: "İyiyim sağol telefonumu nerden aldın" dediği,
Tape:289, 14.08.2007 tarihinde Savaş isimli şahıs üe görüşmesinde özetle;
Savaş:"Orhan nerde lan şah Orhan nerde ...", Muhammet: "Ha izine gelmiş" "Bir tane devlet
yeri aldım kira mira yok 20 yılığına devlet yeri buldum..." "Kuvvayi Milliye derneği var
tamam mı?" "Oranın başkanı bu Kuvvayi Milliye var ya" "Oranın başkanı benim eski
komutanım beni yönetime aldı tamam mı?" "4 katlı devletin yerini kiralamış 20 yılığına"
"...komutanım ben yönetimine aldı..." "... komutanım o alt katı bize ver dedim..." "Para bizden
dedim oraya kafeterya açsak dedim" "...Kadıköy de ondan sonra işte Halil' le gittik konuştuk
yeri verdi bize..." "...Nilgün'e bile dedim Nilgün diyiyor ordan uzak dur diyor boş ver diyor
Nilgün diyor ben sizi kurtaramam diyor benden ..." "Bir tane de yıkama yeri bakıyor işte
Albay bize yine o da devletin vakıf yeri" "Beni ağa da okey verdi dedi siz gidin dedi orda bir
başlayın dedi ben de size tanıştırayım dedi sağlan sollan dedi", Savaş:"... geçen sene o
Salahattin in evine gittik a..na soktuğumun uşağının", Muhammet: "Sosyetik Kadıköy'ün
merkezinde 4 katlı bina he 4 katlı bina kuvvayi milliye dersin şimdi ben onun yönetimine
girdim anladın hani televizyonda bir ara çıktı silah bayrak üstüne yemin ettiler" "...Fiki
Karadağ albay benim eski destek komutanım şimdi bende oranın yönetimindeyim" "Ben
oranın başkan yardımcısıyım şuan gençlik kollan başkanıyım ..." "Geleceksin zaten seni
getirttireceğim yıkamada bir tane yıkama bul dedim yıkamaya da şenlen Tolgahan bakacak
Tolgahan da burada da" "Tolgahan Yukup Ömerin kardeşi Yakup onlar hepsi burada" ".. .valla
paranın a..na koyacığık bide Kuvayı Milliye derneği var ya" "Her şey resmi devlet arkanda
emniyet jandarma" "... Göktürk bile İstanbulda beraberdik da bundan 20 gün önce
İstanbul'daydı ya Göktürk", SAVAŞ'm "... oğularma güvenilmiyor oğlum onlar adamı satarlar"
"Seni var ya öldürürler yollarlar a..na koyayim" dediği,
Tape:215, 16.08.2007 tarihinde Yaşar isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE
ve YAŞAR bir süre işletecekleri çay bahçesi ve yıkama yerlerinden bahsedip başka yerlerinde
bulunması yönünde konuşmalar yaptıktan sonra Muhammet: "İki yer olsun a..na koyum bir
Oltu kafe açarız derneğin altını raya kafe açarız zaten ben konuştum a..na koyum bende
yönetimdeyim dedim, bundan sonra resmi yerlere ben gidecem, paraları ben toplayacam
dedim yardımları" "Listesinide alacam a..na koyum, kim ne hepsiyle gidip tanışacam, aydan
aya yardım topluyorlar ya 500 - 600 tane yer var, bir tanede bayan var onunla beraber
koşturacaz artık, altada kafe açtık mı Albayda Bizimle Beraber" "Hiç bir sıkıntı olmayacak her
şey resmi a..na koyum kimsede karışamaz edemez .. . Kuvayı Milliye'de arkamızda" diyerek
kanuni olarak kurulan derneğin adı altında başka faaliyetlerin yürütüleceğinden bahsettikleri,
Tape:478,18.08.2007 tarihinde Selim AKKURT'a gönderdiği mesajda; "Halaoğlu
Göktürk Haftaya Parayı Alıyo Hemen Gelecek Zaten Ben Albayla Yine Gorustum Is Tamam
Hemen Ekibi Kur Dıyo Demeye Yardım Adı Altında Paraları Toplasmlar, Dıyo Butun
Zenginlerin Ve Esnafın Lıstesmı Verecek Bize, O Basımızda Biz Koşturacaz, Ben Çarşamba
Oradayım" yazdığı,
Tape:222, 20.08.2007 tarihinde X Şahısla yaptığı mesajlaşmada; X ŞAHIS: "Sen
Varya Gel Bu isten Vazgec.Bursa Senm Icm Daha Hayırlı.Istanbul Isı Senı(Bızı)
Asar.Bursadakı Hayatda Fazla Para Yok Ama En Uygun Ve En Mutlu Olanıdır." Yazdığı,
Tape:223, 20.08.2007 tarihinde X Şahısla yaptığı mesajlaşmada; "eğer ıstanbuldaysan
ne yapıp et gel, bir yolunu bul oradan ayni. Başka islere bak ıstersen,ama o islerden kesm uzak
dur.o isler bize mutluluk degıl bela getınr" yazdığı,
Tape:224, 20.08.2007 tarihinde X ŞAHSIN gönderdiği mesajda; "ya 1 sakatlık çıksın
veya çıkmasın sen bu isten vazgeç. Valla bu ıs sana para ve huzurdan hane her turlu sey
getınr. Şuanda parası az ama huzurlu bı ısın var" yazdığı, - '-•.
Tape:225, 23.08.2007 tarihinde Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra Muhammet: "...bizimkiler Yüceleri
si.burda oldu sürece burda tat yok" "...dayıoğlu bunları si..mek lazım var ya uzak kaçacan",
Ayhan: "Senin yanında kim var bunlardan la", Muhammet: "..Selçuk var bizim o ısuzu
münibüsü yok mu" "Apo bizim en başımız Apo'dur ikinci sensin biz a..na koyum Halil sen
Apo abi bizim öyledir., ayrı gayri olmaz ki dayıoğlu, ha sen ha ben ha Halil ha Savaş yani
bizim ayrı gayrımız oldumu bugüne kadar" "...Biz Birbirimiz İçin Canımızı Veririz, Bizim
İçin Liderlik Önemli Değil ki", başka bir konu ile ilgili konuştuktan sonra Muhammet: "Bir
Kemal ön planda millet Kemali ön plana çıkarmış, Kemal öyle Kemal böyle yani adam bir iş
yapmış sa millette on üstüne koyuyor" dediği ve Oltu dan tanıdıkları Mesut.... isimli şahıstan
bahsederek, Sedat PEKER'in bu şahsa yol verdiğini ve Mesut'un Balıkesirde bir çok işler
yaptığını, Polat Alemdar gibi 4-5 tane adamıyla gezdiğini anlattığı, Ayhan: "Şimdi bu millete
güçlü olmamız şart...", Muhammet:"... Kemal Atabeklediyor, ona artık daha nereye kadar
bekle, daha beklesi var mı.." "O Manisa'nın peşinde" "O Manisa'yı halletti mi var ya o a..na
koyar" "Bizde kim var bi ben, sen, ..tamer, yener, bi de halil var, başka yok", AYHAN'm bir
süre köyde bulunan bir kızla ilişkisini konuştuğu, bu kızla buluşmaya gittiğinden bahsettiği,
Muhammet YÜCE'nin de dikkat etmesini söylediği, Ayhan'ın da "Yok oğlum ya a..na
koyayım SİLAHLA GİDİYORUM ya hiç bişey olmaz" "Sana orda bişey diyen miyen oldumu
bana alo diyesin gelirim oraya tamam mı", Muhammet:"...Fakuritti bi sorunum oldu piç
Galo'nun yeğeni Asim var onun" diyerek şahıslarla yaşadığı sorunu anlattığı, Ayhan: "..
.Oğlum Birlikteysek Ölümüne Beraber Hareket Edeceğiz Bundan Sonra, Tamam Anlaştık
Cuni"dediği,
Tape:62, 25.08.2007 tarihinde M.Firki KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;Mehmet
Fikri: "Muhammet nerdesin yavrum" "He şeye Acıbademe gelebilir misin ", Muhammet:
"Tamam komutanım oraya ordasmız dimi", Mehmet Fikri "Türk Telekomu geçince iki üç
durak ilerde iş bankası var orda buluşalım" dediği,
Tape:226, 27.08.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Selim: "...
Feyzullah Başçavuş sizi mutlak görüşmek istiyor" "..Komutanım ... Sen Şu Albayı Bi Arada
Sıkıştır Deki O Ermeniyle Bir Görüşsün", Muhammet: "Ermeniyle tamam onu görüşecek ben
şimdi işe gidiyorum" dediği, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde, İzmir
ilindeki bir emanet için Zafer........isimli şahsın arayıp aramadığını sorduğu, konuşmanın son
bölümünde ise Selim AKKURT'un Feyzullah Uzmançavuşla görüşmesini istediği tespit
edilmiştir.
Tape:313, 28.08.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Bir süre
sohbet ettikten sonra, Muhammet: "Albay aradı mı seni" ".. görüşmüş oraylan" "Olumlu her
halde ki, o Ermeni vakfıyla görüşmüş, şuan müsait değilim dedi, ben sonra kulübeden ararım
dedi" dediği,
Tape:314, 28.08.2007 tarihinde, Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet
YÜCE'nin bir konuyu söylemeyi unuttuğunu söyleyerek Adnan'ı sorduğu ve devamında "
..makine var makine, ben şimdi ayarladım, haftaya Oltu ya gönderiyorum onları.." "Sen
Adnan abi ile görüş tamam" "biz mi gidek nasıl edek makine var dedim, dediler hemen gidek
dediler, haftaya Cumartesi beraber gidek", Selim AKKURT'un "...sen buraya gel konuşalım
olmazsa beraber gideriz" dediği,
Tape:315, 29.08.2007 tarihinde Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Bir süre
selamlaşıp ailelerinden bahsettikten sonra, Ayhan "Kuvayi Milliye sana kalırsa y...ğı yedik biz
a..na koyayim", Muhammet YÜCE'nin istanbula tayin isteyip gelmesini söylediği, Ayhan'ın da
kararsız olduğunu anlattığı, Muhammet: "Halil güler de kalacauk, ev mev tutuk işte, bu hafta
taşıyruk evi" "...Vakıf yeri aldık, Ermeni vakfının yerini işte, bu hafta ruhsat muhsat
işlemlerini ayarlıyoruk" "Tam Kadıköy'de., sahilde .aklık, yer çok süper, devlet hazine
yeri, Ermeni Vakfının yeri, 20 yıllığına kiraladı yani, para mara yok, kira mira hiç bir şey
yok.." dediği,
Tape:316, 29.08.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle;Muhammet: "Bu şey
var ya Ömer var ya" "Ömer'i de kaçıracağuk onun planını da yaptık" "Bizim Fikri Albay Planı
Yaptı" "Fikri Albay haberin olsun yani, onu sonra konuşuruz, o özel Vallah diyirim" "..benim
bu saatten sonra beklentim yok, ben işten ayrılmışım" "Devlet işinden çıkmışım" "...bu
mekanı bi kurak, araba marabamızı da alak, sen de gel de tayinini iste" diyerek aralarında
Aynur diye bir bayan ve çocuklarından bahsettikleri, devamında Muhammet: "Parayı
bulacağuk, bir yıl sonra oltuya iki tane jeeple gideceuk" "Yemin ediyorum sana, var ya
Kuvayı milliye derneği gel gör" dediği,
Tape:489, 03.09.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında başka bir konu ile ilgili sohbet ettikten sonra Muhammet: "E evi değiştirmedin",
Selim: "Değiştim" "Yani başka ev tuttum kendime onlarla bile tutmadım onları o evde
bıraktım ben tek bi yere çıktım o evi kimse bilmeyecek" "Hiç kimse bilse bilse sen bilirsin
yani", Muhammet: "İyi iyi sakın sakın söyleme Yakup'a bile söyleme" dediği,
Tape:216, 05.09.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X ŞAHSIN
M.YÜCE' ye "O tayin olayı var ya da uşağın tayini çıkarmasını istediği adam var ya" "Onu bir
yerde sakın bir şey söyleme bak uyanır adam ha tamam" "... hakikaten de yani temel
prensibimiz gizlilik olsun tamam kardeş", Muhammet: "Bu konular hayati konular ya bunlar
önemli yani" "Sakın sakm kimseye söylemeyesin, ben sen ondan başkada kimse bilmesin"
dediği,
Tape:217,10.09.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK/X Şahıs ile görüşmesinde özetle;
M.YÜCE ile C.ÇALIK bir süre sohbet ettikten sonra C.ÇALIK' m telefonu yanında bulunan X
ŞAHSA verdiği, X ŞAHSIN Halil'i sorduğu, Muhammet: "Halil İstanbul'da bu hafta
Manisa'ya gidiyor" "Orada Sebo Hoca var ya" "Sabahattin Hoca vardı bir tane" "O Şıhtır
bunlar zaten onun yerini bulduk işte bu hafta oraya gidiyor" "He Onu Kaldıracak" diyerek
Sebahattin ÇAKIR' dan bahsettikleri, görüşmenin devamında "Valla iyi oldu canım o zaten o
kalmıştı, birde onu buldu işte geçen hafta gidecekti AĞA bırakmadı", X ŞAHIS: "O bir tane ..
vardı ya o mu" "Oraya buraya kaçıyor devamlı", Muhammet: "Hı hı o o Manisa'daymış
bulduk işte AĞA buldu" demesi üzerine X ŞAHIS: "Üstü örtük konuş ha" diyerek telefonda
konuşmasına dikkat etmesi için uyanda bulunduğu,
Tape:218, 15.09.2007 tarihinde SELİM AKKURT'un ile görüşmesinde
özetle;M.YÜCE' nin S.AKKURT' a "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine", Selim: "Ne
diyor o a.. .cık", Muhammet: "A..na koyum onun da ben şu an tatildeyim diyor, komutan
diyorum olursa olsun diyorum., biz her türlü varız, İndirilecek Adam Varsa İndirelim, her türlü
arkanızdayım dedim" "Bu Yeni ŞAFAK gazetesinde Fehmi KORU mu ne var ya bir tane
gazeteci" "O kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri ayarla dedim,., sen
bizi başkasına yönlendir dedim" "Yani yapacağımız varsa yapalım bize destek olsun dedim" O
Gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama dedim,
sende bize yap dedim", S.AKKURT' un "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi?",
Muhammet: "Erkek Fehmi KORU var ya a..na koyum" diyerek gazeteci FEHMİ KORU' nun
yazdığı Yenişafak gazetesinin Fikri KARADAĞ ile çok uğraştığından bahsederek "Komutan
Onu Biz İndiririz Dedim, Sabahat TUNCEL'i de indirelim dedim, zaten Sabahat TUNCEL'i
İndireceğiz Dedim, ikisini de indirelim dedim, Siz gerisine karışmayın dedim, siz sadece bize
yolu gösterin dedim", Selim: "Baydemir'le O Olabilir", Muhammet: "Sabahat TUNCELİ
dedim, O Da Tamam Diyor, tamam da a..na koyum önce bir mekan lazım bize, para lazım
dedim...", dediği,
Tape:290, 17.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "Dönüşte Bir Konuşalım Komutanım," ,Şu İşleri Halledelim, Ankara'dakiler
İyice Coştular" "Şu DTP'liler, Bi Hanımız VâKDa, Onu Bi Görüşelim,
Onu Bi Yapalım", Mehmet Fikri: "Hiç bir şey yapmayın... yapsın o..pu çocukları, biz
yapacağımızı zamanında yaptık", Muhammet: "Sebahat Tuncel'le Şu Osman Baydemir"
"Neyse döndüğünüzde bi görüşelim bu konuyu komutanım", Mehmet Fikri: "...bunları
aklından çıkar evladım", Muhammet: "Yok komutanım bunlar iyice coştular, bunları
halledicez, bunların.. Suyu doldu" "biz kafaya koyduk halledecez yani de, bi ön bilgiyi sizden
alalım sizin bilginiz olsun dedim", Mehmet Fikri: "Aklınızdan çıkarın öyle şeyleri .. katiyen
düşünmeyin", Muhammet: "Neyse döndüğünüzde görüşürüz komutanım" dediği,
Tape:221, 18.09.2007 tarihinde ABOŞ isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "Ne oldu Yargıtay olayı" diye sorduğu, Aboş: "İşte avukat tuttuk bir tane bakacak
bakalım ne olur kardeş ya", Muhammet: "Bizim bu şey var Kuvayı Milliye Derneği varda
bizim ki sana söyledi mi onunla biz konuştukta" "Hiç olmazsa diyor kaçıralım diyor a..na
koyum vallah diyorum" "Vallah diyorum Halil'i de .. ikisini bir duruma bak bizim Fikri Albay
var" dediği,
Tape:227, 29.09.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"..Ben şimdi bizim Fikri Abayla görüştüm de, beni aradı, bu Ankara'da Sebahat var ya o
cezaevinden çıkan Tunceli' li" , "Şimdi bi Hakim varmış, bi Avukat varmış, onlannan da beni
görüştürecek", "Bi tene de biri varmış İstanbul'da , o da maddi destek sağlayacak, diyor gidin
ona diyor, nasıl edek" "... Başımızı ağrıtır ama ...", Selim: "Yav başımız ağrımaz da koyum
a..na da", Muhammet: "A..na koyum oğlum içeri girersek y...ğı
yeriz", Selim: "... Koyam a..na girek ne olacak, sanki böyle çok mu iyi yaşıyoruz" "...........Bu
adamlara yanlış yapılmaz", Muhammet: "Yanlış nasıl edek a..na koyum, ... ceza savcısı
varmış, ... ceza savcısı, birde hakim varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da
görüştürecem sizi, onlar da arkanızda, ama onların bize ne faydası olacak ki a..na koyum",
Selim' in Osman BAYDEMİR'i kastederek "O Belediye Başkanına ona yönlendirsene sen",
Muhammet'in Sebahat TUNCEL'e eylem yapabileceklerinden, Osman BAYDEMİR'e
yapamayacaklarından bahsettiği, Selim'in ise Osman BAYDEMİR' in İstanbul' a gelip gittiği
sırada eylem yapılabileceğinden bahsettiği,2-3 Milyar para bulmaya çalışması ile ilgili
konuştukları, Muhammet'in nasıl yapacaklarını düşündüğünü, konuyu Fuçi lakaplı arkadaşına
da söylemek istediğinden bahsederek "O da gelsin bayramdan sonra bi gidek o Albayın
yanma konuşak diyek bize biraz nakit ver,kendimizi hazırlıyak diyek ....", Selim: "Yav
Osman Olur, Öbürü Türk Olur", Muhammet: "A..na koyam ken diyorum bunlardan desteği
alak girağ a..na koyim yolda kendimizi ihbar edek a..na koyayım gitmeden işte giderken
yakalandılar misali" "Valla bu büyük te bilmerım artık nasıl edek a..na koyam yani sonunu
düşüneceğuk büyük bu diyor kesin yapın diye", Selim' in ise kendisine bir ay müsaade
verilmesini, Sebahattin ÇAKIR' ı kastederek önce bu işi halletmesi gerektiğinden bahsettiği,
Muhammet'in eylem sonunda işin patlayabileceğinden bahsettikten sonra "O kesin o yüzde
yüz a..na koyam Türkiye çalkalanacak onda o kesin yani sonu kesin kötü de onun artık
herşeyi göze alacağık artık kaç yıl yatarık bilmerim a..na koyam", Selim'in "Yüzümüzün
akıyla çıkarım he", Muhammet'in Sebahattin ÇAKIR eyleminin de öğrenilmesi durumunda
işinin zor olacağından bahsederek "Bir işe benzesin birde içerde bakacak bir para olsun a..na
koyduğum" "Ya bilmiyorum işte bir paranın a..na koyam da işte bizim arkamızda durur millet
işte yani kaç yılda çıkarık a..na koyayım", Selim: "Sizin arkanızda o zaman herkes durur" ,
"...hiç aklına gelmeyecek insanlar durur da", "... orada kral olsan da orası ora işte ..."
dedikten sonra ailelerini unutmaları gerektiğini, eylem sonrasında ailelerine PKK' nın zarar
verebileceğini konuştuktan sonra Muhammet : "Devlet zaten bizi si...mez de" "Ancak o
büyüklerden koruyanlardan olursa olur korur yoksa dışardan öyle devlet mevlet bizi de s..er
a..na koyam, adam diyecek devletin askeri var polisi var size mi kamış a..na koyam" "He
iyice bizi vatan haini ederler de", Selim: "He Ağca gibi oluruz ha", Muhammet: "Başka bişey
dediğin Orhan PAMUK'u diyek a..na koyam" ,, Selim'lnlsün söylememesi konusunda
uyanda bulunduğu, daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili'1 gamete de çıkan haberlerden
bahsederek Muhammet: "Ogün'ün hesabında trilyon varmış", Muhammet: "Ya işte ben şeyden
korkarım işte bu a..na koyduğum Ahmet Mehmet'leri onlardan korkarım çevre var ya", Selim:
"Ya onları da PKK şey yapar yani başkası diyecek ki Ahmet'in kardeşi mi gelecek onlar hiç
bir ya.. .mı yiyemez ama PKK mn adamı sonuçta onlar", Muhammet: "Ya a..na koyam bunlar
DİNK İ HALLETTİLER hiçbir si..m olmadı, ne akrabaları ne çevreleri hepsi kahraman oldu
çıktı a..na koyam, Biz ona diyek ki gelin biz Orhan'ı dökek", Selim: "Yo Orhan'ın da şu an hiç
sesi soluğu çıkmıyor a..na koydum adam oldu biliyor musun şu an Şükrü Engin'i o Emmet"
"Emmet' le Osman da işte Osman'a yanaşamazık a..na koyam", Muhammet: "Ya ona
yanaşamazık Ahmet'e de yanaşamazık ki", Selim: "Ahmed'e de yanaşamazık Ahmet 40 kişiyle
gezer", Muhammet: "Ya onun a..na koyayım ben onu göze aldıktan sonra ben onun her türlü
a..na koyarım da ta meclisin içine girerim", Selim: "Girer Bombayla Patlatırım kendimi de
onu da", Muhammet: "Onun a..na koyarım Meclisin Nizamiye De Duran Uzman Çavuş Bizim
Ol... li" " .. bizim 01...1İ meclisin nizamiyesinde o bizi her türlü içeri alır da sorunsuz içeri
giderim de işte sorun sonu", Selim: "Neyse siktir et bunları konuşmayak telefonda da gelirsin
konuşuruz" "Kaç kontörün var" "Az yolla ha ben yarın değiştirecem 5 tane olsa yeter bana"
dediği,
Tape:228, 30.09.2007 t arihinde X Bayan ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında hal hatır sorduktan sonra X BAYANIN "Şu AVEA numarasını da versen diyorum",
Muhammet: "O askeri hat onu veremem tamam mı", X BAYANIN "Tabi ondan bir işler
karıştırıyorsun ondan konuşuyordun herkesle de ondan vermiyorsun di mi", Muhammet: "O
askeri hat onu veremiyorum ben onla askeri hatla görüşüyorum tamam mı o numarayı
veremem o sadece askeri içinde kullandığımız hat" "Zamanı gelince veririm tamam şu an
veremiyorum" dediği,
Tape:229/230, 30.09.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'm telefonuna gönderdiği mesajda;
"Halaoğlu Gazeteci Orhan Pamuğu Halledecez Ben Sen Halil Fucı Varmış in Toplam 2
Tnlyon Alacaz Varmışın Kurban Byrammdan Sonra Hazırol" yazdığı,
Tape:231, 02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında hal hatır soruduktan sonra MUHAMAMET'in "Mesajı aldın", Coşkun: "Yok",
Muhammet: "Senin telsime mesaj gönderdim" "Bir bak hele gelir" "Eyvallah tamam ona göre
kararını ver ha" dediği,
Tape:232, 02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Coşkun:
"Mesaj mesaj gelmemiş da" "Ha göndersene bir daha" dediği,
02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda; "Gazeteci Orhan PAMUK
Var Onu Halledecez 2 Tnlyon Alacaz Hazırlıklan Yapacaz Hrant Dınkı Vuranlarlada Halil
Gorusmus Sedat Peker Alaattm Çakıcı Arkamızdalar ... Emniyet Muduru Ve .. .Savcıyla da
Bu Hafta Gorusecez Ben Sen Halil Fucı Hazırlıklı OP'yazdığı,
02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'm gönderdiği mesajda ; "Her Türlü Hazınm
Halaoğlu Yeterkı Haber Venn" yazdığı,
Tape:233/234/235/236/237, 02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'm telefonuna
gönderdiği mesajda; "Kuvayı Milliye Demeyi Başkanı Fikri Albay Hazırlıklan
Yapıyo DTP Genel Başkanı Ahmet Turkle Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemın
Söylediler Biz Onlan Kbl Etmedik Onlar Bizim Basımızı Ağırtır Pkk Sülaleyi Rahat Bırakmaz
Diye Biz Olmaz Dedik Onlarda Orhan Pamuğu Dediler" şeklinde mesaj gönderdiği,
Tape:238/239/240/241/242/243,02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'a gönderdiği
mesajda ; "Allah izm ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından sonra ıstanbulda
konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkısı halledecez, ilk basta 2 tnlyon alacaz, ısı
bitirdikten sonra da 5 tnlyon, bir tane villa, bir tane de benzin istasyonu alacaz, bunlar
istanbul'da, ama sonuçta kesm yakalanacaz, bunu bil Hrant Drnk'i vuranlar gibi tüm Türkiye
bizim peşimizde olacak habenn olsun" yazdığı, " * : -v.
Tape:244/245/246/247, 02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda ;
"Öylede Yk Boylede Enazmdan Hayatımızı Kurtarırız Babalar Gibi Yatar Çıkarız Zaten Sedat
Peker Yakalanınca Bizi Kendi Koğuşuna Aldıracakmıs En Buyuk Biz Olacaz Paranmda
Herseymde Emyısmı Yapacaz Halaoğlu Bu Saatten Sonra Bize Bu Gider"
Tape:248, 02.10.2007 tarihinde Fevzi isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Gül isminde bir kızdan bahsettikten sonra Fevzi: "Valla ben de gündüz
çalışırım gündüz bir sürü millet var a..na koyim milletle uğraşıyorum a..na koyim milletin ya
hep çoğunu işten çıkardılar gönderdiler", Muhammet: "Allah Allah ne için o evrakta bi sorun
yok emi", Fevzi: "Yok Da Yeni Bi Evrak Yapirim" "Ehliyet Çıkartacam", Muhammet:
"Ehliyet satın o da ehliyet değil miydi seninki ehliyet", Fevzi: "Ehliyetti de" "Tanıdığın bi
insanın hoş şeynen" "Bulduk hem de böyle var ya ismini cismini böyle ana baba çoluk çoluk"
"Tamam mı öyle buldum ki böyle var ya işte onu götürecem adama telefon açtım ya şimdi
adam 50 milyon da verecek ...", Muhammet: "Verir onlar ya onlar sağlamdır öyle şey
etmezler" "Kesilir de 10 gün de hapis cezası var mal beyanında bulunmadım diye kesinleşti"
"Yani yol aramalarında falan dikkat edeyim emi" "Askeri kimliği gösteriyorum zaten öyle
arama marama oldu mu askeri kimliği gösteririm normal ehliyeti göstermirim aramaya
sokmiler zaten diyirim askeri personelim" dediği,
Tape:291, 07.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE'
nin S.AKKURT' a Çarşamba günü maaş alacağından bahsettikten sonra "Telefonların niye
kapalı", Selim: "Değiştim ya", Muhammet: "Hangi yeni numara aldın" "Şimdilik bunu ha",
Selim: "Hım" diyerek sık sık telefon numarası değiştirdiğinden bahsettikten sonra "İşimiz var
daha kaç gündür" dedikten sonra bir süre bayramı nasıl geçirecekleri ile ilgili görüştükten
sonra Muhammet: "Şey dün şey gelmişti Pala Nizam'm oğlu var bitane Orhan mı Orhan değil
onun kardeşi var Ayhan Ayhan O derneği çalıştırıyordu ya bitane çocuk vardı neydi Erhan
Erhan" "Onun abisi var o gelmişti o gün İstanbul'a dedi şeygilin evinde kaldım bi akşam
Selamigü'in evde dedi" diyerek Kutsi ile görüşüp görüşmediğini sorduktan sonra "Bende 546
var şuanda onu taktım onu kullanıyorum..." "5462073833 var ya şuan onu kullanıyorum ha",
devamında ise M.YÜCE' nin birlikte olduğu bir kadından bahsettiği,
Tape:75, 08.10.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Doğudan gelen şehitlerle ilgili sohbet ederek, Muhammet: " Ne yapıcaz komutamm,bunun
sonu ne olucak", Mehmet Fikri: "A..na kodumun çocukları, 4 yıldızı takıp dolaşıyorlar, onlar
yapsınlar ne yaparsa", Muhammet: ".. yapmamız gereken şeyleri yapalım komutanım, ...
jandarmanın, emniyetin birşey yapacağı yok", Mehmet Fikri: "onlar yapar., kendine dert
etme", Muhammet: "..bu böyle olmuyo, biz rahat duramıyoz artık, bazı şeyleri yapıcaz
komutanım, ..bayramdan sonra size 20 tane genç gönderiyom" "..20 tane sağlam ekip".
Mehmet Fikri: "Gözü kör mü devletin jandarması polisi özel harekat herşey var onlar yapar",
Muhammet: " Yapamıyor işte komutanım yani bu iş bize kaldı artık" "...Neyse komutanım biz
geldiğimizde görüşelim telefonda konuşmayalım da tamam" dediği,
Tape:292, 09.10.2007 tarihinde Ali isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE' nin
ALİ' ye hitaben "Muhammet Yüce akşam görüştük ya Muhammet uzman" "Sağol naptm var
mı bi gelişme görüştün mü elemanlarla", Ali: "ABİ GELİŞME VAR" "6-7 kişi şuan tam
sağlam şimdi birkaç kişi daha alcam yanıma konuşuyorum şimdi topluyorum olayın daha ne
olduğunu daha söylemedim sadece üstü kapalı", Muhammet: "He Tamam sen görüş açık açık
söyle deki böyle böyle" "YA ORHAN YA ORHAN PAMUK... YA DA ŞEY AHMET TÜRK
VEYA OSMAN BAYDEMİR SEBAHAT TUNCEL DÖRDÜNDEN BİRİ", Ali: "Tamam
seve seve Ahmet Türk'e seve seve", Muhammet: "Ahmet Türk Sebahat Tuncel bide şey
Osman Baydemir ve ya Orhan Pamuk büyük bir ihtimalle.prhan Pamuk 'tur. Siz görüşün
bayramdan sonra onun yanma gitceniz tamam mı.ben görüştüm tamam", Ali: "Ahmet Türk
Ahmet Türk garanti olsun yani o bizim tam nefret ettiğimiz adam", Muhammet: "Neyse
bakcaz ona tamam şey yapm siz sen bi elemanlarla iyi görüş sağlam olsunlar ama ha" dediği,
Tape:293,09.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Coşkun:
"Savaş var yanımda", Muhammet: "He İyi Bayramdan Sonra Hazırlan Ha" "Kesin Ha
Tamam", Coşkun: "Kurban bayramını sabırsızlıkla bekliyorum yani", Muhammet: "Kesin bak
daha burdan Bunun Dönüşü Yok İşi Hallettik Kesin Kararlaştırdık tamam yani kesinleşti
tamam", Coşkun: "Her türlüsüne hazırım" dediği,
Tape:294, 09.10.2007 tarihinde Göktürk isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
GÖKTÜRK'ün "Senin telefonunu sikeyim sende orospu kan gibi 3-5 tane telefon var a..na
koyayım" "Bi adamın 1 tane telefonu olur Oltu'dayım", Muhammet: "Ne ettin işi gücü",
GÖKTÜRK'ün "Parayı Makinaya Verecem Ya", Muhammet: "Vay onun a..na koyayım ne
güzel fırsat elimize düştü arkadaş bak yok para yok işte a..na koyayım nasıl olacak",
GÖKTÜRK'ün "Para yok işte para bulamıyoz ki" "Bu sefer gelecek sene üzerime bi araba
alacam", Muhammet: "Adam diyor gelin istediğiniz yerden alın diyor vereyim diyor Ermeni
Vakıf Başkanı a..na koyayım yok para yok neyle girek a..na koyayım bilmiyorum ki",
GÖKTÜRK'ün "Sen onları nerde buldun", Muhammet: "Şey Bizim Fikri Albay Tanıştırdı
Onunla Beraber Gittik" "Sen biraz bize ver para orayı da biz alsak sen de bas gel İstanbul'a mı
geliyorsun ne ediyorsan et" "Bak vallah gel ya gel gidek bak senide adamla tanıştırayım"
"Adam Yer Verir Ya Vakıf Yeri Verir Ya vallah yer verir ya para yok a..na koyayım
giremiyoruz" "Ha ha yani sen ne et et bi para bul ya orayı halledek ya a..na koyayım ne güzel
fırsat düşmüş elimize bu daha geçmez böyle fırsat ele bak", GÖKTÜRK'ün "Tamam şimdi
ben yüzde 900 geliyorum abi" dediği,
Tape:317,12.10.2007 tarihinde X BAYAN üe görüşmesinde özetle; Muhammet: X
BAYAN' a "Geçen bi yanlış mesaj atmıştım hatırlarsanız, uzman çavuş Murat hatırladınız mı"
dediği, akabinde M.YÜCE' nin göndermiş olduğu mesajlarla ilgili görüşme yaptıkları,
Tape:496, 13.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında hal hatır sorduktan sonra Selim: "Tamam ama 38 33 Tüyü tak tamam mı o benim
verdiğim 42'liyi kullanma" "Tamam şey yap ne oldu Komutandan Bişey Çıkmıyor Mu" "deki
Osman yada şey ...", Muhammet: "Tamam bakacağız" dediği,
Tape:499, 13.10.2007 tarihinde Selim AKKURT üe görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında SELAMİ isimli şahısla tutulan yeni bir evden ve Altun isimli bir bayanın kocası
olduğu tahmin edilen bir şahıs hakkında konuşulduktan sonra bu şahıs hakkında Muhammet:
"bu bizden de beter hadi yine biz neyse bu tam p... süzme ya", Selim: "Ya Sen Şu Vcd Yi Ne
Yaptın Arkadaşım Ya" "Tamam öbürgün biz geliriz alırız o zaman" "Numaramı şu an hiç
kimse bilmez son o 542 liden de arama" "Sakat Onu Kullanmıyorum Mimli diye",
Muhammet: "Ha şey aradı seni GÜRKAN kim Gürkan diyor ben nereliyim TELEZKÖKLÜ
müyüm mü dedi yok Telezköklü değil ya biri ben Gürkan dedi o bilir 536 lı bir numara ya",
Selim: "Ha ha Göleli Gürkan" "Tamam tamam tamam o işi Gürkan o onunla benim manyak
bir işim var eğer o işim olduysa ... kurtulduk" "Vallah 100 bin dolarlık bir iş getirdi o beni"
"Şifreli Konuşmuşsa Odur Odur dur hele ben onu arayayım sabah oldu ya", Muhammet:
"Numarası varsa ara bide şeyi aradı bu gün mesaj atmış bizim ... Torunu Var Ya Emrah
Emrah" "Gardiyan Burhanın oğlu o mesaj atmış selam söylediydi bayram mesajı atmış" "Ben
CDTe beraber oray götürürüm Halıfleks de var" "Onları beraber ordan alır görürüsün tamam
zaten ben Cuma günü geleceğim sen o yeni evi tuttun emi" dediği,
Tape:318/319/320, 18.10.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ'a gönderdiği
mesajda; "Bir Papaz öldü hnstıyan oldular. Bir Hrant öldü ermeni oldular.2 günde 15 sehıt
verdik kim Türk oldu. Komutanım bize emri verm gerekeni yapalım Muhammet Yüce"
yazdığı,
Tape:500, 17.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"...O İtalyan Baretta En Son Kaça Olur", SEL%in "9'lu mu", Muhammet:
"Sıfırı sıfır", Selim: "He o en son 1 olur ya", Muhammet: "Bir 141ü filan", Selim: "l'e bile
sanmıyorum ama uğraşırım alırım herhalde"Muhammet'in "Az bi dakika al sen onu şey yap
İtalyan'ı 1 öbürü de 1 tamam mı sende şey yap sen bi görüş HALİL'len", Selim: "14'ü bire
vermez ya" "He 1 buçuktan yani ben bene vereceği fiyatları söylüyorum sana" dediği,
Tape:46/47/48/49/50, 21.10.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ'a gönderdiği
mesajda; Muhammet YÜCE'nin "Komutanım öncelikle bizim ve yüce Türk Milletinin başı
sağolsun. Yine şehit yine kanlı terör, bu işe dur demenin zamanı geldi, Ankarada'ki DTP
binasına göz dağı amaçlı bomba atıldı ama gereken ders alınmadı. Komutanım arkamızda
durun bu sefer Osman Bayd ve Amet Kurtu kaldıralım,bize maddi manevi desteyi verdirin bu
hafta hallettireyim" yazdığı,
Tape:250, 22.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"...Albayından birşey çıkacağı yok onun a..na koyayım iki gündür ara ara a..na
koyduğumun ..bu seferde diyo devletin askeri var polisi var boşverin, a..na koyduğumun k..atı
ya" "Bizim rızkımız kesiliyor her taraftan" "Manisa., ne ettin orayı ", Selim: "Hala oğlu
toparlayamıyorum ki kendimi..." "..parasız pulsuz gidilmez da oraya, en az cebinde iki milyar
olacak ki..." "...Kürşat'ı arıyormuş getir evrağı, orayı arıyor ordan o evrağı al ne bileyim bir
şeyler kriz miriz varmış neyse" "Yav çekirge bir sıçrar iki sıçrar a. .nam bakcaklar ..."dediği,
Tape:251, 22.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Selim: "Bu
Oltunun en büyük Başkomutanı kim", Muhammet: "Oltu'nun Albay, niye?", Selim: "He ona
benim adıma güzel birşey birşeyler yaz da getir ben de kendi el yazımla yazayım., bir kağıda
göndereni" "... de ki işte o Çukurca mıdır Dağlıca mıdır ne .." ".... orada gönüllü olarak de
gitmek istiyorum de seve seve de ölmeye öldürmeye hazırım de...", Muhammet: " O Veli
KÜÇÜK'ÜN telefonunu bulamaz mısın", Selim: "Bulurum", Muhammet: "Ozan Arif inkini
buldum görüşemedim de müsait değilim dedi, sonra görüşelim dedi, bir de Veli KÜÇÜK'ü
bulayım bana", Selim: "Veli KÜÇÜK'ün", Muhammet: "Bu Albaydan bi s..im çıkmayacak
a..na koyayım onun ben", Selim: "... onu boşver ya, bize güvenemez halaoğlu o, o yüzden
biliyor musun", Muhammet: "...bana Veli KÜÇÜK lazım, onu bir bulayım", Selim: "Veli
KÜÇÜK bizimkinin arkadaşı ya" "Geldi ben görmüşüm" dediği,
Tape:252/253, 23.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'aa gönderdiği mesajda ;
Muhammet: "Halaoğlu Mektubu Hallettim Tamam Cumartesi Getiririm Beraber Veli
Kücük'ün Nosunu Neyaptm Son Kontorum" yazdığı,
Tape:307, 24.10.2007 tarihinde Kubilay isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
KUBİLAY' m Muhammet YÜCE'ye Komutan diye hitap ettikten sonra hal hatır sorduğu,
Muhammet: "... Dün De Bizim Elemanlar bu Emek köyün gençleri bu DTP binasını mı
yaktılar ne", KUBİLAY' m "Ya üzüldüm abi bak ben ocağa kızıyorum arkadaş yapmayın bunu
ha bir de hakkını... hatırlatayım benim telefonlarım dinleniyor belki farkmdaysan eko yapıyor"
"Yok yok da biz bir on senedir nedense bilmiyorum devlet işte bizden ne anyorsa bunu da
açık... bizde bir şey yok kardaş o Halis'in olayından dolayı", Muhammet: "Bi Sedat Peker Bu
Vatan İçin Canım Vermiş içeride yatan Sebahat TUNCEL meclise giriyorsa bunda da
adaletsizlik vardır" "Bunun Hesabını Da Sorarız Reis Gerekiyorsa", KUBİLAY' m "Hah işte
biz DTP'nin binasını taşlayacağımıza oturalım kafamızı ellerimizin başına alıp bunu
düşünelim yani o orda yatıyor o milletvekili oluyor", Muhammet: "Yani bu düşündürücü bir
olay benim Kuvayı Milliye Derneği'nin başkanı var benim başkanım ben de yönetimindeyim
Kuvayı Milliyenin Kadıköy'de dedim komutanım yani bu böyle gitmez dedim ister benim
telefonum dinlensin varsa birşey de cezamı çekerim dedim..." "32'liyi iptal ettim 42'liyi aldım
reis 32 dinlemede olduğu için" "Benim ev falan burda İstanbul'a gidip geliyorum reis işte orda
Kuvayı Milliye Derneğindeyim ya yönetimdeyim orda oraya gidiyoruz" dediği,
Tape:308, 27.10.2007 tarihinde Yener isimli ,şajııs ile görüşmesinde özetle;YENER'
in "Sen araba var mı yanında?", Muhammet: "araba^yok abi ya ben arabaya

•V/
binemiyorum Abi Benim Aranma Var ya ben arabaya binemiyorum" "Beni o yakalandım ya"
"... ikinciye binemem yani ben., alırlarsa var bir daha çıkamam ben", YENER' in "iki Tane
Peugeot Partner Kaldıramaz mıyız?", Muhammet: "Nerden?", YENER' in "İstanbul'dan",
Muhammet: "Yani biz mi kaldıracağız?", YENER' in "He he bir tane kaldıracaz abi lazım bana
ya", Muhammet: "Abi İki Milyara Alalım Sana Bir Tane" "Ver bir milyanm peşin bir milyanm
da sonra var", YENER' in "Şahini yere kaptırdım..." "arabayı alırız da satış verdik..." "adam
Konya'da" "arabayı kaldırırım araba ben bugün gidek bugün alının arabayı", Muhammet: "ee
ama satışı adam da ... hırsızlığa girer" "abi o şekilde araba biz alırsak onun suçu büyük" "Yani
1 yıl ile 6 yıl arası" "Eğer eskidende varsa dosyan Benim Dosya Var O Da Patlak Verecek"
"Yanacak benimki 5 yıl geçmesi lazım ya" "Abi en güzeli işte sen 1,5-2 falan ayarla sana bir
araba alalım..." "Bak ben sana bizim Halo var onun numarasını sana mesaj atayım" "Onla bir
görüş veya beraber görüşelim nasıl diyorsan? .. .seni onlar istediğin model istediğin marka
araba..." "Yusuf dayım onun kirvesidir onun oğlunun kirvesi, O Halo Da Diyarbakırlı
İstanbul'un En Büyük ..." "Olmazsa İstanbul'a geldiğimde de yanma giderim, bizim Halil var
Oltu'lu bir tane Halil diye biri var Oltu'nun şey köyünden .... Kevgirli o da aynı işi yapıyor
onun da evrak ne istersen var onda, telefon dinlenmiyor değil mi senin de" "Benim De
Dinlenmiyor Da Dinlenirse Sakıncalı Konuşmayalım", YENER' in "Evrak da bulabiliriz değil
mi abi?", Muhammet: "Abi Evrak Ne İstersen Yani" "Demir'den Tut Evrak Kimliğinden Tut
Ehliyetinden Tut Diplomasından Tut", YENER' in "Evraklar Basmamı Diyorum Yoksa Orjinal
Mi", Muhammet: "Hakiki Hakikisi, Ne İstersen Normalde 400 Milyon Ama Sana 50 Milyona
Alınz" "Yani kimlik desen ehliyet desen ama bunlan kimseye söyleme Yener abi bak"
"...Şenlen de tanıştırayım bana da gerek yok istediğin zaman ara git ne lazımsa al hiç sorun
değil", YENER' in "Kardaş iki tane iki tane evrak alayım bende bunlan Konya'ya gideyim
Konyadan bi iki araba yem indireyim ya", Muhammet: "yem mi, tamam indir çek de verek abi
çek de alınz sana", YENER' in "Çek lazım işte düzgün bir tane façalı araba oldu mu anlıyon
mu façayla beraber ben o çekle ordan Müftüoğlu unlan var beni tanıyorlar çok eski tanıyorlar",
Muhammet: "Benim halamın oğlu ama bana yemin edeceksin bu numarayı kimseye
vermeyeceksin" ".. .benim halamın oğlu bu o şıhbızmlann dört cinayetten aranıyor" "Bu
İstanbul'da bunun kimse bilmiyor yerini tamam mı?" "Onun numarasını verecem sana ben onu
yann da arayacam onla irtibatı kur o sana çek senet ne istersen herşeyi sen ona söyle" "İsim
falan verme buna tamam mı?" "Ama Yener Abi Bak Canını Yiyeyim Bu Numarayı Sakın
Kimseye Verme" "Yani Emrah'a Bile Verme Bak Sakın Sakın .. .demir evrak araba ne istersen
sen bunu ara 500 se sana 100 milyon 50 milyon sen ara ama sağlam kimseye verme kimseye
de söyleme sakın sakın", sahte evraklarla ilgili konuşmalardan sonra, kendisinin İstanbulda
Fikri KARADAĞ ile Kuvayı Milliye de yönetimde olduğunu, daha sonra yönetimden
aynldığım, Bursaya Şubesini açacağım anlattığı, devam eden konuşmalannda, Yener'in
Konyadan alacağı unun bir depoya indirilmesiyle ilgili konuştuğu, ".. .ben ordan gönderecem
kamyonu bir depoya indereceksin anlıyon mu depodan da yol verecez gitsin, ondan sonra bir
araba 400 çuval un 2 çuval iki araba da şey gönderecem un gönderecem anlıyon mu" "Sen bir
tane büyük bir depo bulman lazım Bursa'da" "... geçilmiyor yani bu organize oluyor biliyor
musun abi?", Muhammet: "...sburda da fazla çevre yok yani öyle bir yer ayarlayabileceğim bir
yer yok da çeki evrağı sana güzel bir kimlik yaptmnm birinin adına o kimlik çeki olan birinin
adına kimlik yaptmnm o çekide aynı kimlikle çek isimleri aynı böyle bir limitsiz bir çek de
veririz sana sen onu yann bizimkiyle görüş tamam" "Sen Ona Doğu De Doğu Doğu" "Şifreli
Doğu De Tamam?" "Telefon dinleniyor", YENER' in "Kapatalım o zaman", Muhammet: "Ben
Bursaya geldiğimde görüşek" dediği,
Tape:254, 27.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE'
nin telefonunun dinlendiğinden şüphe ettiğini söylediği, konuşmanın devamında, "Neyse
bizim Yener.... abi var bir tane ... çok sağlam biri, o da>burada tamam mı, bir tane

£2
.
2306
demiştim ya o İstanbul'a gelecek, onunla ilgilen, ona bir evrak lazım çek bir de, bir evrak
lazım, kimlik tamam mı, ararsa yardımcı ol..." "Kesin tanırsın Yener diye biri o da burada işte
kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışıyor da ..." "Telsimi de yalnız isim falan söylemedim
işte hiç bir şey" ".. .Konya'da bir iş var onu vuracakmış, iki kamyon yem, çek var mı şeygilde"
dediği,
Tape:255/256, 27.10.2007 tarihinde X Şahsın gönderdiği mesajda "Abı Ben Simdi
Doğuyla Gorustum Tamam istersen Ara Benim Turkcel Dmlenıyo Simdi Ara Şifreli Konuş"
yazdığı,
Tape:257, 27.10.2007 tarihinde X Şahsa gönrediği mesajda ; M.YUCE'nin "Mesaj
Yazdim Cevap Bekliyorum" yazdığı,
Tape:258, 27.10.2007 tarihinde X Şahsın gönderdiği mesajda;"3102879 DOĞU"
yazdığı,
Tape:259, 27.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle;
Muhammet:"Tukcelli tak Turkcelli" "Mesaj attı sana şimdi" "Aradı turkcellden görüş", Selim:
"Şey yap Adem'in numarasını göndersene ona" dediği,
Tape:260, 27.10.2007 tarihinde X Şahsın telefonuna gönderdiği mesajda;
M.YUCE'nin "5373366625" yazdığı,
Tape:261, 27.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle ; Selim: "Şey
yapmışlar şimdi mesaj yolladım he arar şimdi", Muhammet:"Şey şey et fazla şey yapma öyle
üstten al a..na koyum de ki hallederiz de ki ne gerekiyorsa de ki Muhammet söyledi ...
tamamdır de ki de ki yalnız de ki İstanbul'a geldiğinde benden görüşemezsin de de ki ben sana
bir yer söylerim oradan evrakları alırsın de ki" dediği,
Tape:263, 30.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a gönderdiği mesajda; "...sen Veli
KÜÇÜK'ÜN numarasını sen sade bana bul a..na koyum o tanıdık Albaydan bir si..m
çıkmayacak sen o Veli KÜÇÜK'ÜN numarasını bana bul yolla" yazdığı,
Tape:309, 31.10.2007 tarihinde Gökhan isimli şahis ile görüşmesinde özetle; Gökhan:
".. .Yener'e gidiyor diyorsun ki Yener bana diyor ben ben Oltu'ya nasıl bir kamyon
götüreyim..." "Yener beni arıyor o senin adamın abi nasıl bir tane komyon Oltu'ya
götürebiliriz ulan ne işi var o Yener biliyor kamyon mamyonlarla", Muhammet: "Seni
Bilmiyor Yav Yav O Seni Bilmiyor Yav Senin Kamyonla İş Yaptığını Nerden Bilir O",
Gökhan: "İşte anla nasıl bir kamyon sen adama ne demişsin" "...Bak Bak Senin Kendi Sabıkan
Var Oğlum Bak Yaptığın İşleri Birşey Bilirsen O Senin Kendinde Kalsın", Muhammet:
"...Yener'in senle ne bağlantısı var ya", Gökhan: "Oğlum yaptığın işi kimse bilmesin Yener
mener, bak senin sabıkan var sen bir yakayı ele verirsin bak hep gideriz... sen şimdi Olcay'ı
arıyorsun tamam Olcay güzel ondan sonra Yener'e diyeceksin ki ben böyle böyle şeyini
alıyorum bunu bunu alıyorum..." ".. .Yener'le Senin Ne İşin Var Bir İşi Bilir Bir İşi 5 Kişi Bilir
Mi" dediği,
Tape:565, 02.11.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle ; Muhammet:
"İyi belki çıkar da kurtarak a..na koycam. Savaş Çıkarda O Kuyumcuları Muyumcuları Soyak
O Adamları." "Valla banka mankalara girek belki millet savaş telaşına düşer a..na koyım
yaralı ölü bizde gidek bankaları soyarık anıma koyun." "Benim derdim o. Yoksa ne S....ben
Türkiye'yi a..na koyım he" dediği, Coşkun: "Bende zaten onu bekliyorum bende" dedikten
sonra çeşitli konularla ilgili görüştükleri,
Tape:808, 13.11.2007 tarihinde Selim AKKURT üe görüşmesinde özetle; Aralarında
bir süre konuştuktan sonra, Selim: "He iyiyim bende ne edeyim ya işler nasıl?", Muhammet:
"Şey et ha iyi ben görüştüm a şimdi o senin numaranı istedi şimdi yine aradı veriyorum ha bu
numarayı diyor bi onla görüşecem.", Selim:, "Şey mi", Muhammet: "Ha Fikri Karadağ.",
Selimin bunun üzerine "He tamam da isim soy isim söyleme." Diyerek telefonda Mehmet
Fikri KARADAĞ'm ismini söylememesini istediği, görüşmenin
^
\
devamında, Muhammet: "..Diyor onla bi görüşeyim bi iş var diyor tamam mı" diyerek
Mehmet Fikri KARADAG'm Selim AKKURT ile görüşmek istediğini belirttiği,
Tape:804, 12.11.2007 tarihinde Selim AKKURT üe görüşmesinde özetle; Aralarında
merhabalaştıktan sonra Muhammet: " Senin defterin bata gine numaralarını değiştin a..na
koyayim hepsini arıyrim kapalı he ", Selim:, "Olur mu komutanım Avea yi çaldırdın ya.",
devamında Okmeydanmda buluşmak için randevulaştıklan tespit edilmiştir.
Tape:800, 12.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Memhmet Fikri: "Muhammet" "Oğulcum şey hattından arıyorum. Öbürü hat dinlendiği için."
"Öbürü hattan arıyorum." "Şimdi şeyim ben. Ordan aradığım için, öbürü numaradan hiç
arama." "Yarın bir yerde buluşalım." "Ben seni arayacağım." dediği,
Tape:801, 13.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri: "O şeyin delikanlının telefonunu kaçtı. O bana vermişti ama ben onu biyerde
kaybetmişim.", Muhammet: "Onu şey mesajlamı göndereyim" diye sorduğu, Mehmet Fikri:
"Yok o telefonu hiç kullanmıyorsun." "o 24 saat dinlemede.", Muhammet: "Hangisi
komutanım sizinki mi?" diye sorduğu, Mehmet Fikri: " o senin ikisi de. Ceplerin ikisi de.",
Muhammet: "Anladım başka bir numara verin bana.", Mehmet Fikri: "Ee O Numarayı Şimdi
Veremiyorum." "Verirsem ikisi de şuanda elimdekiler öyle." "Olursa ben sana ordan zaten
mesaj çekerim. Bitane alırsam yeni hat", Muhammet: "şimdi ne var komutanım,Var mı bişey"
"He şeyi, dün gazeteyi okudum gazetede şey var." "Tespihli mespihli ne oldu onlar.", Mehmet
Fikri: "Onlar yalancı peygamber olmuş işte. Seçimden sonra benim zaten hiç uğradığım yok
ya terk ettim.", Muhammet: "Bıraktınız mı siz orayı" diye sorduğu, Mehmet Fikri: "Terk ettim
bırakmış gibi bişey artık. Yani napayım artık.", Muhammet: "Nasıl Yapalım Orayı Şimdi"
diye sorduğu, Mehmet Fikri'nin de "Konuşmamız Lazım İşte, Onun İçin Hemen En Kısa
Zamanda", Muhammet: "Tamam Komutanım Onu Hallederiz. Tamam var mı bi emriniz
komutanım.", Mehmet Fikri: "Ben seni 10 dakika sonra ariyayım. O Çocukla Görüşmem
Lazım." "...Bir kaç dakika sonra arıcam. O telefonu bana bildir. Onu yazdır bana." dediği,
Tape:802, 13.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri: "Muhammet benim oğulcum." "Söyle canım telefon." dediği ve (545 251 66
25) numaralı telefonu aldıktan sonra "İyi bunu ben arayınca bulcam direkt.", Muhammet:
"Doğrudur komutanım şuan telefon açık." "tamam komutanım. Ee beni neyse onu arar ben
ondan şey yaparım.", Mehmet Fikri: "tamam yüz yüze görüşmek lazım. Telefonda olmaz.",
Muhammet: "Görüşürüz o zaman en kısa zamanda tamam komutanım.", Mehmet Fikri:
"Telefon olursa ben senden öğrenince onun telefonu ararsın." "Herhangi Bir Sivil Telefon Ben
Sana Bildiririm." dediği,
Tape:809, 13.11.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle;Bir önceki
görüşmenin hemen ardından Muhammet YÜCE'nin Mehmet Fikri KARADAĞ'I kastederek,
"Aradı" diye sorduğu, Selimin olumsuz cevap vermesinin ardından, Muhammet: "Numaranı
verdim ha bu numarayı arayacak. Bak bakayım hele ne diyor a..na koyayım.", Selim: "Tamam
sen bişey konuşmadın mı", Muhammet YÜCE'nin ise "Yok telefonla konuşamadım da. Dedi
bana o lazım dedi onla görüşmem lazım dedi Heralde Bir İş Mi Vardır nedir bilmiyorum ki.
Tamam dedi o bana lazım dedi numarasmı ver dedi onla görüşecem dedi yüzyüze görüşülmesi
lazım dedi nasıl edek dedi.", Selim: "Tamam giderim ben ya." Dedikten sonra Muhammet:
"Ama yinede dikkat et. Bu ayrılmış ordan ha. Bırakmış orayı ha." diyerek dikkatli olması
konusunda uyardığı,
Tape:814, 13.11.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet
YÜCE' nin Selim'e Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşüp görüşmediğini sorduğu, Selim:
"Yok o şeyden arar beni ankesörlüden arar o yüzden." dedikten sonra kendi numarasmmm
Mehmet Fikri KARADAG'a verilip verilmediğini sorduktan sonra Muhammet: "Bi iş var
dedi de konuşamadım bende/'^devammda da Mehmet Fikri
KARADAĞ'm Selim ile görüşmek istediğinden bahsettikten sonra "Diğer o şerefsizler sahte
peygamber olmuş çıkmışlar diyor deki orayı ele alak deki tekrar get deki orayı deki alak deki
a..na koyayım. Deki sen gerekeni yapak deki sen şeyi yap deki sen hallet bizi deki deki biz
orayı alınk deki geri. Hele bak ne diyor yada başka bir iştir heraldeki tamam." dedikten sonra
Selim: "Tamam" diyerek telefonu kapattığı,
Tape:803, 13.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet Fikri: "Mamo o telefon cevap vermiyor oğlum" "545 evet 05452516625 cevap
vermiyor şimdi kapalı diyor.", Muhammet: "Ben ona ulaşayım hemen komutanım bakıyım
ben bi diğer numaralarını deneyim." dediği,
Tape:926, 13.11.2007 tarihinde X şahıs ile görüşmesinde özetle; Muhammet: "..
Doğukan'la (Selim AKKURT) görüşecektim", X şahsın Doğukan'm çıktığını söylediği,
Muhammet: "..O yanındaki şey vardı ya onun evde kaldığı çocuk Emrah'mıydı Adem'miydi
sizin orda çalışan çocuk vardiya Ağrı'lı onunla birlikte aynı evde kalıyolar", X Şahıs: "O
hangisi Cüneyt'miydi", Muhammet: ".. ben Bursa'dan arıyomda, ben Murat Astsubay ,
Teyzesinin oğluyum" ".. .ben ulaşmaya çalışayım" dediği tespit edilmiştir.
Tape:810, 13.11.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Muhammet
YÜCE'nin Coşkuna nerede olduğunu ve ne iş yaptığını sorduktan sonra,"Tamam şuan Halil
(Selim Akkurt) görüşmeyi yapıyor. Görüşüyorlar. Toplantıdalar şuan eğer dediğim iş olursa
bu akşam olacak tamam. Ya yarın ya da öbür gün gideceğiz, hazırlan.", Coşkun: "Tamam ben
hazırım ya." Şeklinde cevap verdiği, Muhammet: "Vallah diyorum şuan görüşüyorlar para
konusunda. Yarın öbür gün gidebiliriz a..na koyayım var var yok yok.", Coşkun'nun
"Bekliyorum bekliyorum . Ben hazırım her türlü ya." dediği,
Tape:811, 13.11.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Aralannda
bir süre birbirlerine telefondan görüşememelerinden bahsettikten sonra Muhammet: "He şey et
aradı mı seni Albay" diye sorduğu, Selim: "Yok işte kapandı ondan sonra telefonum da
aramadı.", Muhammet YÜCE'nin Mehmet Fikri KARADĞ'm kendisine ulaşmaya çalışıtığım
belirttikten sonra "Şuan şeydeymiş Harbiye oteli nerde. Orda bekliyormuş seni." dediği,
görüşmenin devamında Mehmet Fikri KARADAG'm Selimi Harbiye Oteline beklediğini
ancak Selimin Mehmet Fikri KARADAĞ ile bir gün sonra görüşmek istediğinden
bahsettikleri,
Tape:813, 13.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "Alo komutanım." "Şu an Numara Açık" "Bekliyor Sizi", Mehmet Fikri: "Peki
peki. Artık şey eve geldim. Ben napıyım şimdi, artık sonra." "sonra sonra ararım." "tamam
şimdi görüşme şansım yok." dediği,
Tape:837,17.11.2007 tarihinde Ali GÜRBÜZ ile görüşmesinde özetle; Aralarında
selamlaştıktan sonra Muhammet: "He ben şuan müsait değilim .. ben de bi karakoldayım ya şu
an bir sorun var tamam sonra görüşürüz.", Ali: "Tamam şu şey için konuşacaktım ekip iptal
sadece plan yaptık ona göre biz 2-3 tane araba lazım sadece .", Muhammet: "Kardeş şu anda
müsait değilim ben karakoldayım bir sorun var hadi." diyerek görüşmeyi sona erdirdiği,
Tape:838,17.11.2007 tarihinde Feyzullah isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Yakalanan Selim AKKURT ile ilgili bir gelişmenin olup olmadığını konuştuktan sonra
Feyzullah'm Adem isimli bir şahıs ile görüştüğünü ve Adem'in telefonunun dinlendiğinden
bahsettiği, görüşmenin devamında Muhammet YÜCE'nin Selim AKKURT'un yakalanması ile
ilgili olarak "He kırk 40 tane polis gitmiş eve a..na koyim arkadaş sanki teröristtir a..na koyim
40 tane polis Çevik kuvvetin bi eve valla öyle gitmişler ya öyle saçmalık mı olur ya. Aboşu da
almışlar. Ne güzel Okmeydanmdaki eve de çıkmıştı a..na koydum Mecidiyeköyden ayrılmıştı
ne güzel evi kimse bilmir oğlum ne güzel a..na koyim y...ğım ya." dediği ve Selimin ne
şekilde yakalandığı konusunda fikir yürüttükleri, bu konuda Muhammet: "Bilmirim ki a..na
koyim telefon dinlenmiştir başka ne şekilde öf|cak bilmirim ki a..na koyim
nokta üzerine gitmişler bunlar bunların a..na koyim nokta üzerine gitmiş bunlar almışlar."
dediği ve " Bilmirim Ağa nasıl yapar ağa belki devreye girer Savcı mavcıyı bilmirim artık
nasıl ederler İnsaf Dayım nasıl eder artık bilmirim ben görüşemedim valla kontörüm de yok."
dediği ve Göktürk isimli şahısla görüştüğünü, görüşmenin devamında Muhammet'in kendi
aralarında "Doko ve Doğukan" isimlerini kullandıkları şahsın örgüt üyesi Selim AKKURT
olduğunu konuştukları, görüşmenin devamında Feyzullah'm kendisi hakkında bulunan arama
kararlan ile ilgili olarak teslim olmak istediğinden bahsettiği,
Tape:839, 17.11.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Aralarında
Selim AKKURT'un emniyet güçlerince yakalanması hakkında uzun bir süre konuştuktan
sonra, Muhammet: "Yapılacak birşey yok da o gitti o y..ağı yedi de ama belki az ceza alır yani
ağa devreye girerse bilmirim artık ceza alır." dediği ve Selim AKKURT isimli şahsın cinayet
suçundan aranmasının ve asker kaçağı olduğundan bahsettikleri;
Tape:840, 20.11.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK ile görüşmesinde özetle; Aralarında
bir süre konuştuktan sonra Muhammet YUCE'nin Selim AKKURT ile ilgili olarak Mehmet
Fikri KARADAĞ ve Alpaslan ( Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR) isimli şahıs ile görüştüğünü
söylediği ve bu konuda gereken tüm işlemlerin yapılacağından bahsettikten sonra Muhammet
YUCE'nin yakalanan örgüt üyesi Selim AKKURT'u kastederek "Sen ne diyorsun belimiz
kırıldı yav onun varlığı yetiyordu anam avradım olsun." Dediği ve aynı konu hakkında bir
süre daha görüştükten sonra görüşmenin sona erdiği,
Tape:827, 22.11.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ üe görüşmesinde özetle;
Aralarında merhabalaştıktan sonra Mehmet Fikri: "Sen nasılsın", Muhemmet: "Allaha şükür
komutanım bizim moral bozuk işte." "Bizim elamanı aldılar.", Mehmet Fikri: "Kim o" diye
sorduğu, Muhammet: "Bizim elaman vardı ya İstanbul'daki. Onu aldılar ilçeden.", Mehmet
Fikri:" Hee. Öylemi" demesi üzerine Muhammet:"Vallaha da billaha nasıl oldu bizde
anlamadık ha.", Mehmet Fikri: "Ne bileyim ben hiç bişey nerden bileyim ben ya. Ben hiç
aramadım.", Muhammet: "He görüşmediniz siz hiç?" diye sorduğu, Mehmet Fikri "Hayır ben
ne arayım sen bu telefondan verdikten sonra ne arayım sen telefondan veriyorsun. Telefon bu
telefondan şey verilir mi?. Senin yüzünden olmuştur. Ben seni akıllı adam zannediyorum ya.
Neyse tamam. 24 saat dinleniyor bu telefon.", Muhammet:"Neyse ben bi geldiğimde
görüşürüz komutanım.", Mehmet Fikri "Neyse peki hadi Ankara'da buluşuruz" diyerek
görüşmeyi bitirdiği,
Tape:842, 23.11.2007 tarihinde Abdullah isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Aralarında bir süre selamlaştıktan sonra Muhammet: "ne oldu son gelişmeler ne şimdi?" diye
sorduğu, Abdullah: ".. işte elimizden ne geliyorsa hayatımızı ortaya koyup bu işi bitirecez"
dediği, görüşmenin devamında yakalanan ve kendi aralarında "DOKO" diye hitap ettikleri
Selim AKKURT ile ilgili olarak Muhammet: "Dün gittim ben uğramaya da görüşemedim.
Bizim Oltulu bi asker var onun orda Bayrampaşa Cezaevinde Gürsoy diye biri. Bu Göleli'gilin
Hersen Dede var ya onun karısının yeğeniymiş. G.E.diye. O orda asker onunla görüşür sürekli
Doko İle Sürekli Görüşür Askerdir Bayrampaşa Cezaevinde durumu falan iyidir. Tanıdık
varmış zaten orda. Tanıştırmışlar koğuşu falan iyi ben dün gittim kendisi ile görüşemedim de
O G. ile görüştüm. Bir miktarda para bıraktım ona dedim ona verirsin dedim. Pazartesi günü
bizim şu şey var Kadıköy'de Kuvayı Milliye derneği var Fikri Albay. Bu silah Bayrak üstüne
yemin ettiren bi Fikri Albay vardı televizyonda. O benim eski destek komutanım onlan
görüştüm. Bu .. savcısı onun çok samimim arkadaşı ." dediği, akabinde Mehmet Fikri
KARADAĞ'ı kastederek "Dedi şuan birşey yapmayın dedi mahkeme sonuçlansm mahkemede
dedi ben geleyim o savcmm yanma beraber gidelim işte yani yapacak.", Abdullah: "Ya biz
şuanda bütün hazırlıklarımızı yapıyoruz işte elimizden işte herkes şuanda hazır yani talimat
beklir. Liste misteyi yapmışık yani ne gerkirse .Ortadayız yani.", Muhammet YUCE'nin Selim
AKKURT'u emniyet güçlerine ihbar eden kişinin bir hemşire olduğunudan bahsettiği ve "Ben
onun adresini bulaeanvben onun zaten a..na

.2310

koyacam. Yerini merini bi öğreniyim onun ben onu bi dize getirecem onu si...em hiç
şansı yok birde bunda da suç vardı bunda da suç vardı. Sen kızı dögirsin , kovalirsin o kız
tabi seni ele verir. Neyse ben Pazartesi yine gidecem Reşit dayım da gelecek pazartesi o
savcının yanma gideriz hele biz. Fikri Albay ben bide Reşit dayım bi gidelim hele Reşit
dayım da söyledim. Tamam yapabileceği birşey varsa yapak artık tamam ben dün gittim
biraz para bıraktım artık yine bakalım bir şeyler edecez." dediği ve görüşmenin sona
erdiği,
Tape:951, 16.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; Muhammet: "Bursa'dayım komutanım, Bursa'ya döndüm. İşte şuan arkadaşlarla
beraberiz de elemanlarla...", Mehmet Fikri: "... selam söyle arkadaşlara.", Muhammet:
"Sağolun komutanım onların da selamlan var." "Bir özel görüşelim komutanım."
"Emirlerinize her zaman hazırız, bunu biliyorsunuz..." dediği,
Tape:977, 19.12.2007 tarihinde Kenan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "...O sendeki araba kaç modeldi" diye sorduğu, Kenan'ın "2002",
Muhammet: "Şey var. Bende bir tane doblo var. Onu nasıl alak, anahtarı falan bende
İzmir plaka." "Bu sıfır hı daha iki aylık bir araba." "Normal araba ya. Abi anahtarın
yedeği bende sadece. Araba normal adamın kendi arabası ya. Ona Bir Plaka Çıkar Sen.
Ben geldiğim de aynı akşam alayım ben onu.", Kenan: "Ya o kolay, sana 24 saate ben
ruhsatta çıkarayım.", Muhammet: "Tamam sen ruhsatla plakayı hallet. Sen bana otobüse
ver ben alayım onu aynı akşam, çıkarayım ben ordan." "Araba bu renk mi? ha bu renk mi
16 GJ 843 plakalı sen bir plaka çıkar.", Kenan: "Aynen o ruhsata göre mi?" "Şimdi onları
sen mesajla yaz bana gönder bir. Bir de aynı ruhsat ikizini mi yapıyoruz.", Muhammet:
"Aynı ruhsat ikizini yap. Aynı ruhsattan doblo 2008 multijet 16 GJ 843 aynı plakadan
ruhsattan hazırla sen. Ben hemen aynı akşam arabayı vurayım. Onu çıkarayım ordan
ben.", Kenan: "Oğlum hemen alırsa, para yok a..na koyım. Bunu parasız yapmıyorlar ki
avradını si...im." "Evrağı parasız yapar mı millet..." dediği,
Tape:978, 19.12.2007 tarihinde Kenan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "16 le le Lüleburgaz in leşi 38 30 bu plakadan ruhsatlı.", Kenan: "...Şimdi bu
adama veririm. Bu adam hemen çıkarır ama para yok ki nasıl edicez.", Muhammet:
"...Onu hallet sen. Öbür arabada İzmir'de o plaka milakasmı vurup onu çıkaralım onu.",
Kenan: "Yani bu adam için çocuk oyuncağı hemen çıkarır bugün." "Bugün çıkarırsa bile
akşam veririm otobüse.", Muhammet: "Anahtarları bizde yani öbür arabanın." Dediği,
Tape:982, 03.01.2008 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; Muhammet: "Var mı bir gelişme ne oldu? Dernek mernek tekrar dönme ihtimali."
Diye sorduğu, Mehmet Fikri: "Yok ya hepsini bıraktım.", Muhammet: "Valla yeni bir
oluşum kurun komutanım. Sizin olmanız gerekiyor." "Valla yeni oluşum oluşturun.
Gerekiyorsa onları alalım oradan. Başa tekrar geçin komutanım. Yani bu böyle olmaz. Ne
adamlar Musa İsa bu ne biçim olay ya. Böyle bir saçmalık mı olur. Valla komutanım yani
bunlar resmen şey o zaman yani bunlar misyoner ya. Bunlar Amerika'nın bir şeyi
bunlar.... nedir yani ben anlayamadım bunları.", Mehmet Fikri: "Yapacak bir şey yok.
Canları cehenneme umurumda değil. Bu millet için üzülmeye değmez." "Hepsi köleliğe
razı. A...mı s..yim hepsinin. A..na kodumu milleti. Görmüyor musun, Parayla bilmem
nesini, şanını şöhretini, oyunu her şeyini satan bu o... çocukları için... S..yim anasını."
"İşte Barzani en iyi arkadaşları. Baksana Barzani ne diyor AKP hükümetine arkanızı
dönmeyin ey Kürtler lan ne anlaşması yaptınız." dediği, ve bir süre aynı konulardan
bahsettikleri, daha sonra Muhammet: "...Komutanım biz emrinizdeyiz biliyorsunuz.
Sonuna kadar. Siz yeni bir oluşum hazırlayın. Biz burda her zaman hazır tetik
bekliyoruz..." "Ya komutanım onlar yapamıyo da, biz yapacaz... Kim duyarsa duysun.
...Çok güzel bir örgütümüz var. Biz gerekeni yapacağız komutanım." "Valla Çok Güzelde
Bir .Eylemin Hazırlığmdayız Zaten." "İster telefonum dinlensin, ister nolursa olsun.",
MehmeK,Fikri: "Yavrum sadece hapishanelerde çürümekten başka bir işe yaramıyor...",
Muhammet: "Çürürsek çürürüz

konutanım.", Mehmet Fikri: "O şeyde Ankara'ya gelince Ankara'da buluşuruz gene tamam mı?",
Muhammet: "Emirlerinizi bekliyorum efendim.", Mehmet Fikri: "Selam gençlere. Hadi hazır olun
hazırlığınıza devam edin." dediği,

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasının
yöneticisi olan Mehmet Fikri KARADAĞ ile bağlantılı olduğu, talimatları doğrultusunda hareket
ettiği, bu örgütün amaçları doğrultusunda düzenlemeyi düşündükleri provakatif eylemler için
Mehmet Fikri KARADAĞ' m talimattan doğrultusunda Selim AKKURT' u örgüte sokarak örgüte
adam temin ettiği, aynca bu konuda 08.10.2007 günü Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı telefon
görüşmesinde Mehmet Fikri KARADAĞ' a adam ayarladığını ve 20 kişi olarak bahsettiği bu
kişileri kendisinin yanma götüreceği şeklinde beyanlannm bulunduğu, Mehmet Fikri KARADAĞ'
dan aldığı talimatlan örgütün diğer üyelerine ilettiği ve onlann motive olması konusunda
çalışmalannm bulunduğu, Mehmet Fikri KARADAĞ' a sürekli olarak örgüte adam temin etme
çalışmalarından bahsettiği, 14.06.2007 tarihli yaptığı görüşmesinde Sedat PEKER ile irtibata
geçmek istediğini belirttiği, 24.06.2007 günü Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüştüğü ve 4 adam
getirdiğini söylediği, Selim AKKURT' un Sebahattin ÇAKIR isimli şahsı öldürmek üzere
Muhammet YÜCE' den bulunması için yardım talep ettiği, Muhammet YÜCE' nin de bunu Coşkun
ÇALIK ile birlikte aramaya çalıştığı hatta, Coşkun ÇALIK' a bu konuda talimat verdiği, yaptığı
görüşmelerde sürekli olarak Kuvayı Milliye derneği ve Fikri Albay' m arkasında olduğunu, devletin
de bu derneğin arkasında olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Aynca Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kahraman ŞAHİN' in 10.07.2007 günü yaptıklan
telefon görüşmesinde, Mehmet Fikri KARADAĞ' m Dernek içerisindeki illegal yapılanmanın
tetikçi ve istihbarat kanadı sorumlulanndan Kahraman ŞAHİN' e Muhammet YÜCE' den
bahsettiği, Muhammet YÜCE' nin karşılanarak kendisi ile görüşülmesi ve Hüseyin GÖRÜM ile
görüştürülmesi talimatını verdiği tespit edilmiştir.
Her ne kadar ifadesinde tanımadığını beyan etmiş ise de, resmi olarak Kuvayı Milliye
Derneği Yönetim Kurulu yedek üyesi olan, kendi beyanına göre aynı zamanda dernek muhasebe ve
saymanlığını, üye kayıt işlemlerini de yapan, dernek içerisindeki illegal yapılanmanın tetikçi ve
istihbarat kanadı sorumlulanndan olarak faaliyet gösteren Kahraman ŞAHİN ile de bağlantı halinde
olduğu gerek Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kahraman ŞAHİN' in 10.07.2007 tarihinde yaptıklan
telefon görüşmesinden, gerekse Erol ÖLMEZ' in her iki şahsın dernekte görüştüklerine dair vermiş
olduğu beyanlarından anlaşılmaktadır.
Şüpheli Muhammet YÜCE'nin kullanmakta olduğu 05378786642 nolu GSM hattının
01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlannm kolluk tarafından yapılan analizinde;
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullandığı 05358881514 nolu GSM hattı ile 11 kez
görüştüğü,
Coşkun ÇALIK'm kullandığı 05378786623 nolu GSM hattı ile 1248 kez görüştüğünün
tespit edilmiş olduğu belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Coşkun ÇALIK; Muhammet YÜCE' akrabası olduğunu, Bursa ilinde özel güvenlik olarak
çalıştığını, kendisi ile ortak yaptıklan hiçbir iş olmadığını, başka bir suçtan dolayı cezaevinde
bulunduğunu, Orhan PAMUK ve Ahmet TÜRK' e yapmayı planladıklan eylemleri kendisine
Muhammet YÜCE' nin söylediğini ve planlan Muhammet YÜCE' nin yaptığını, bu eylemler
karşılığında Fikri Albay' m kendilerine 2 trilyon para-vereceğini Muhammet YÜCE' nin kendisine
söylediğini, Orhan PAMUK' u vereceği bir korilerâns çıkışında öldürmeyi
planladıklarını, Muhammet YÜCE' nin bu eylemde şoför olacağını, kendisi ile Ayhan ÇELİK'
in gözetleyici olacağını, tetiği Selim AKKURT' un çekeceğini, bu iş karşılığında da Fikri
Albay' dan 2 trilyon para alacaklarını Muhammet YÜCE' nin kendisine söylediğini,
Muhammet YÜCE' ye "Albay' da bu kadar ne geziyor" diye sorduğunda, Muhammet YÜCE'
nin kendisine Fikri Albay' m bir derneği olduğunu ve bu paranın da bu dernekten geleceğini
söylediğini, Muhammet YÜCE' nin öncelikle Ahmet TÜRK' ün öldürüleceğini kendisine
söylediğini, ancak PKK' nm ailelerine zarar vereceği endişesi ile bu fıkirnden vazgeçtiklerini,
bunu Muhammet YÜCE' nin Fikri Albay' a söylediğini ve Mehmet Fikri KARADAĞ' in da "o
zaman Orhan PAMUK' u öldürün" dediğini Muhammet YÜCE' den öğrendiğini beyan
etmiştir.
Ayhan ÇELİK; Muhammet YÜCE' yi tanıdığını, akrabası olduğunu, uzman
çavuşluktan istifa ettiğini duyduğunu, kendisini 3-4 yıldır görmediğini, Muhammet' in ramazan
bayramında kendisine, bayram için kutlama mesajı çektiğini, daha sonra birkaç defada
kendisine telefon açtığını ve hal hatır sorduklarını, bunun haricinde başkaca görüşmelerinin
olmadığını, şuan nerede olduğunu ve ne iş yaptığım bilmediğini beyan etmiştir.
Selim AKKURT; Muhammet YÜCE' yi tanıdığını, yakın köylüsü olduğunu, yüzyüze
hiç görüşmediğini, ancak telefonla birkaç kez görüştüğünü, bu kişinin uzman çavuş olduğunu
bildiğini, Ergenekon terör örgütü ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, Muhammet
YÜCE ile birkaç kez görüştüğünü, bu kişiyle çok sık görüşmediğini, bu nedenle Muhammet
YÜCE' nin adı geçen dernekle bir ilgisi olup olmadığını bilmediğini, Muhammet YÜCE' nin
Kuvayı Milliye derneğiyle ilgisinin ne şekilde olduğunu bilmediğini, bu dernek adına
Muhammet YÜCE' nin para toplayıp toplamadığmı bilmediğini, Muhammet YÜCE' nin
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü' ndeki ifadesinde kendisi ile alakalı
olarak bu eylem planım "Selim AKKURT ile konuştukları ancak vazgeçtikleri" şeklindeki
beyanlarını kabul etmediğini, Muhammet YÜCE' nin kendisine iftira attığını, o dönemde
arandığı için olayı kendisinin üzerine yıkmaya çalıştığını, Muhammet YÜCE' nin kendisi ile
ilgili iki tane cinayetten arandığını muhakkak bildiğini, nasıl olsa alacağı cezayı göz önünde
bulundurarak böyle bir olayı kendi üzerine yıkmayı düşünmüş olabileceğini beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ; Muhammet YÜCE'nin basında çıkan haberler üzerine
kendisini telefonla arayarak uzman çavuş olarak tanıttığını, kendisini ayda bir veya 15 günde
bir aradığını, İstanbul'da bir cenazeye geldiğinde kendisiyle görüştüklerini, bir defa da derneğe
geldiğini hatırladığını, Muhammet YÜCE'nin dernekte hiçbir resmi görevinin olmadığını,
Muhammet YÜCE'nin hiçbir konuşmasını ciddiye almadığını, şahsı kendisine göre kişilik
tatmini peşinde koşan birisi olarak gördüğünü, Muhammet YÜCE ile bir akrabasının
cenazesine geldiğinde bir defa yüzyüze yanında bir veya iki akrabası olduğu halde
görüştüğünü, Muhammet YÜCE' nin bir akrabasının olduğundan bahsettiğini, Muhammet' in
bu kişinin telefon numarasını verdiğini, ancak vermiş olduğu numarayı aramış olabileceğini,
ancak görüştüğünü hatırlamadığını, Muhammet' in telefon numarasını verdiği kişinin
cinayetten aranan akrabası olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Erol ÖLMEZ; Muhammet YÜCE' yi Emniyet Müdürlüğü' nde gördüğünde, daha
önceden derneğe gelen ve dernekte Kahraman ŞAHİN ile görüşen kişi olarak hatırladığım
beyan etmiştir.
Kahraman ŞAHİN; Muhammet YÜCE ve Selim AKKURT isimli kişileri tanımadığını
beyen etmiştir.
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR; Muhammet YÜCE'yi tanımadığını beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Muhammet YÜCE'nin Ergenekon Terör Örgütürfön üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kumpas? 'yğ örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde istihbarat
toplama, mafya tarzı eylemler ile örgüte gelir temin etme ve provakatif terör eylemleri için
adam temin etme faaliyetleri ile görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman
kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı
faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı
ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat topladığı, Ergenekon Terör Örgütünün provakatif
bir terör eylemi olarak Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasına havale ettiği Orhan
PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'in
öldürülmeleri eylemlerine ilişkin hazırlık hareketleri aşamasında yer aldığı iddia edilmektedir.
Şüpheli, 1998 yılında yaptığı askerlik görevinden sonra uzman çavuş olduğunu,
Ankara Etimesgut Askeri Havaalanında göreve başladığını, 5 Yıl 6 ay aynı birimde görev
yaptıktan sonra 26 Eylül 2006 tarihinde sağlık nedeniyle ayrıldığını, Bursa iline yerleştiğini, 9
ay kadar İlve isimli özel güvenlik şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, daha sonra
bu işi bıraktığını, şu anda herhangi bir işte çalışmadığını, Mehmet Fikri KARADAĞ ve
Kuvayı Milliye Derneği' ni medyada yer alan yemin töreninden sonra duyduğunu, bu yemin
töreni hoşuna gittiğinden Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanışmak istediğini ve sonrasında
Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştığım, derneğe üye olmadığını, bu görüşmeden sonra
Mehmet Fikri KARADAĞ' m kendisine bir makbuz verdiğini ve derneğe yardım toplamasını
istediğini, ancak kendisinin bunu kabul etmediğini, adı geçen şahıslara silahlı eylem yapmak
amacıyla kimseden talimat almadığını, ancak bunları kendisinin düşündüğünü, daha sonra da
vazgeçerek bu eylemleri gerçekleştirmediğini, Ergenekon Terör Örgütüne üye olmadığını
savunmuştur.
Yukanda tape şeklinde özetlendiğinden aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılı;
24.06.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; " ................ 4 kişi
getirdim oraya"
02.07.2007 tarihli Coşkun ÇALIK ile görüşmesindeki ; "Ha ben Gürsel'in
yazıhanesine de yazı bırakmıştım bilirsin onu da almış" , "Dedim eğer benimle işin varsa
dedim ben sahildeyim, beklerim gel dedim, şey yazdım geldim büroda yoksun aynen böyle
yazdım benim Kuvvayi Milliye kartım var ona"
06.07.2007 tarihli GÖKTÜRK isimli kişi ile görüşmesindeki; "Kuvayı Milliyeyi ele
alacağım..."
10.07.2007 tarihli Coşkun ÇALIK ile görüşmesindeki ; "..ben Kuvayı Milliyede'yim
bizim .... görüştüm" , "Valla işte ... gelsinler dedi, ben bu komple yönetimi iflas ettirecem
dedi, biz böyle böyle vank dedim, tamam dedi, gelin kurulu düzen hazır dedi, başınızda ben
varım dedi, devlet arkamızda gelin dedi, koşturun dedi .... gil yann gidecekler tanışacaklar..."
16.07.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki; Mehmet Fikri "Ha
mamo ya nerdesin evlatçım yav" "Ben dedim acaba Mamocuk ne oldu dedim gitti galiba
dedim varmıştır dedim" , Muhammet: "Hee valla sağolun komutanım arayamadım da vallah
mitinge de gelemedim" "He he gelecem Allah izin ederse var mı bir emriniz buradan" dediği,
Mehmet Fikri: "Koçum benim beklerim"
18.07.2007 tarihli GÖKTÜRK isimli kişi ile görüşmesindeki ; "Gece 12'de yann
televizyona çıkıyorum CNN TÜRK'Ü izle yann gece ordays^U'^Bizim o Albayla beraber"
"...bu ay sonu da temelli gidiyorum" "Patrona Vöyledmi^it,dedi git dedi... maddi

r^
>
manevi destekte sağlarım dedi..." "2-3 yeri bağladık mı zaten bağlı yerleri var a..na koyayım
Albay beni yanma almış siktir et"
18.07.2007 tarihli Coşkun ÇALIK ile görüşmesindeki ; "CNN TÜRK'te gece 1 'de
program var, bizim o albayla beraber çağırdılar beni", "Televizyona çıkmadık mı, ..her gün
bomba momba buldular evlerde, Kuvayı Milliyeciler haberlerde hiç izlemiyor musun" "Bende
oranın yönetimindeyim" "...orası resmi biliyor musun" "Orda her türlü koşturursun, en azmdan
devlet arkanda...", "Her türlü şeyimiz var, Ağamız var, Halil (Selim AKKURT'u kastediyor)
var, yani bizim bileğimizi büken olmaz, bende şimdi Kuvayı Milliye'ye girdim, zaten devlet
arkamızda , yani Kuvayı Milliye az boz bir yer değil, bizim Fikri Albay az boz adam değil
zaten",
06.08.2007 tarihli Selim AKKURT ile görüşmesindeki ; "Şey ben o Yakup'a iki tane
tespih getirtir Fikri Albay istiyor"
09.08.2007 tarihli Fevzi isimli kişi ile görüşmesindeki; "Kadıköy'de bizim Kuvayı
Milliye var oranın dernek başkanı var Fikri Albay benim eski destek komutanım o" ,
"Bakıyorum orada 500 tane işyerini bağlamış her ay 100 milyon yardım topluyor derneğe,
para direk bizim Fikri Albayın eline kalıyor, şimdi benide oraya yönetime aldı, dedim
komutanım böyle böyle benimde çevrem var, dedim güzel adamlarımız var, dedim her türlü
dedim biz koştururuz dedim, tamam dedi Muhammet dedi,zaten ben seni bilirim dedi,gel
dedi,ben sizi yönetime alacam dedi,beni yönetime aldı", "İşte güzel olacak,sen hiç canım
sıkma,paranm amma koyacağız,bu sefer her şeyimiz resmi,yani sahtekarlıkla işimiz
yok,Kuvayı Milliye resmi derneği,Emniyet arkasmda,Jandarma arkasında hiç bir sorunumuz
yok yani"
16.08.2007 tarihli Yaşar isimli kişi ile görüşmesindeki ; " ... bundan sonra resmi
yerlere ben gidecem, paralan ben toplayacam dedim yardımları" , "Listesini de alacam am..
.na koyum, kim ne hepsiyle gidip tanışacam, aydan aya yardım topluyorlar ya 500 -600 tane
yer var, bir tanede bayan var onunla beraber koşturacaz artık, alta da kafe açtık mı Albay da
bizimle beraber" "Hiç bir sıkıntı olmayacak, her şey resmi amma koyum kimse de karışamaz
edemez ... Kuvayı Milliye de arkamızda"
18.08.2007 tarihli Selim AKKURT'a gönderdiği telefon mesajmdaki ; "...,ben Albayla
yine görüştüm,iş tamam,hemen ekibi kur diyo,derneğe yardım adı altmda paraları toplasmlar
diyo,bütün zenginlerin ve esnafm listesini verecek bize, o başımızda biz koşturacaz..."
25.08.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; M.F.
KARADAĞ'm "Muhammet nerdesin yavrum" "He şeye Acıbadem'e gelebilir misin "
Muhammet: "Tamam komutanım oraya ordasımz dimi", M.F.KARADAG'm "Türk Telekomu
geçince iki üç durak ilerde iş bankası var orda buluşalım"
28.08.2007 tarihli Selim AKKURT ile görüşmesindeki ; "Albay aradı mı seni" "..
görüşmüş oraylan" "Olumlu her halde ki, o Ermeni vakfıyla görüşmüş, şuan müsait değilim
dedi, ben sonra kulübeden ararım dedi"
02.10.2007 günü Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon mesajmdaki ; " Kuvayı Milliye
Derneği Başkanı Fikri Albay hazırlıkları yopıyor DTP Genel Başkanı Ahmet TÜRK'le
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman BAYDEMİR'i söylediler,biz onları kabul etmedik,onlar
bizim başımızı ağırtır,PKK sülaleyi rahat bırakmaz diye biz olmaz dedik, onlar da Orhan
PAMUK'u dediler"
13.10.2007 tarihli Selim AKKURT ile görüşmesindeki ; Selim: "Tamam şey yap ne
oldu Komutandan bir şey çıkmıyor mu " , "De ki, Osman ya da şay...", Muhammet: "Tamam
bakacağız"
12.11.2007 tarihli Selim AKKURT ile görüşmesindeki ; " Muhammet: "Şey et ha iyi,
ben görüştüm şimdi, o senin numaranı istedi, şimdf'ymir^adı veriyorum ha bu numarayı, diyor
bi onla görüşecem", Selim:, "Şef nii" ^Muhammet: "Ha Fikri

■ * / r"' Vs H*r—^r—4------
Karadağ" Selim: "He tamam da isim soy isim söyleme." , Muhammet: "... diyor onla bir
görüşeyim, bir iş var diyor tamam mı"
12.11.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki M.F.KARADAG'ın
"Oğulcum şey hattından arıyorum. Öbür hat dinlendiği için " "Öbür hattan arıyorum." "Şimdi
şeyim ben. Ordan aradığım için, öbürü numaradan hiç arama." "Yarın bir yerde buluşalım."
"Ben seni arayacağım."
13.11.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; M.
F.KARADAG'm "O şeyin delikanlının telefonunu kaçtı,o bana vermişti ama ben onu bir yerde
kaybetmişim" , Muhammet: "Onu şey mesajlamı göndereyim" , M.F.KARADAG' m "Yok,o
telefonu hiç kullanmıyorsun " "O 24 saat dinlemede " , Muhammet: "Hangisi komutanım
sizinki mi" , M. F.KARADAG'm " O senin ikisi de._ Ceplerin ikisi de.", Muhammet:
"Anladım başka bir numara verin bana" , M. F.KARADAG'm "...o numarayı şimdi
veremeyorum "/'Verirsem ikisi de şu anda elimdekiler öyle" "Olursa ben sana ordan zaten
mesaj çekerim. Bir tane alırsam yeni hat" , Muhammet: "Bıraktınız mı siz orayı" , M.
F.KARADAG'm "Terk ettim bırakmış gibi bişey artık. Yani napayım artık." , Muhammet:
"Nasıl yapalım orayı şimdi " , M. F.KARADAG'm "Konuşmamız lazım işte onun için, hemen
en kısa zamanda" , Muhammet: "Tamam komutanım onu hallederiz. Tamam var mı bir
emriniz komutanım." , M. F.KARADAG'm "Ben seni 10 dakika sonra ariyayım. O çocukla
görüşmem lazım" "...Bir kaç dakika sonra arıcam. O telefonu bana bildir. Onu yazdır bana."
13.11.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki; M.F.KARADAG'ın
"Muhammet benim oğulcum." "Söyle canım telefon" dediği ve ( 545 251 66 25 - Bu telefon
numarası Selim AKKURT'un kullanımındaki numaradır,Selim AKKURT da hu hususu
ifadesinde teyit etmiştir ) numaralı telefonu aldıktan sonra "İyi bunu ben arayınca bulacam
direkt", Muhammet: "Doğrudur komutanım şu an telefon açık." "Tamam Komutanım, beni
neyse onu arar ben ondan şey yaparım" , M. F.KARADAG'm "Tamam yüz yüze görüşmek
lazım. Telefonda olmaz ", Muhammet: "Görüşürüz o zaman en kısa zamanda tamam
Komutanım." , M. F.KARADAG'm "Telefon olursa ben senden öğrenince onun telefonu
ararsın "/'Herhangi bir sivil telefon ben sana bildiririm " ,
13.11.2007 tarihli Selim AKKURT ile görüşmesindeki ; Muhammet'in Selim'e
Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşüp görüşmediğini sorduğu, Selim: "Yok o şeyden arar
beni ankesörlüden arar o yüzden." dedikten sonra kendi numarasmımn Mehmet Fikri
KARADAĞ'a verilip verilmediğni sorduktan sonra Muhammet: "Bir iş var dedi de,
konuşamadım ben de"
13.11.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; M.
F.KARADAG'm "Mamo o telefon cevap vermiyor oğlum" "545 evet 05452516625 cevap
vermiyor şimdi kapalı diyor" , Muhammet: "Ben ona ulaşayım hemen Komutanım bakayım
ben bir diğer numaralarını deneyeyim."
13.11.2007 tarihli Selim AKKURT ile görüşmesindeki ; Muhammet: "... aradımı seni
Albay" Selim: "Yok işte kapandı, ondan sonra telefonum da aramadı." Muhammet'in Mehmet
Fikri KARADAĞ'm kendisine ulaşmaya çalışıtığım belirttikten sonra "Şu an şeydeymiş,
Harbiye Oteli nerede. Orada bekliyormuş seni."
13.11.2007 tarihli Coşkun ÇALIK ile görüşmesindeki "Tamam şu an Halil ( Selim
AKKURT) görüşmeyi yapıyor. Görüşüyorlar. Toplantıdalar şu an, eğer dediğim iş olursa bu
akşam olacak tamam. Ya yarın ya da öbür gün gideceğiz, hazırlan." , Coşkun:"Tamam ben
hazırım ya." , Muhammet: "Vallah diyorum şu an görüşüyorlar para konusunda. Yarın öbür
gün gidebiliriz, amma koyayım var var, yok yok.",Coşkun: "Bekliyorum bekliyorum. Ben
hazırım her türlü ya."
22.11.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki Muhammet: "Bizim
elamanı aldılar" , "... nasıl oldu bizde anlamadık ha"Mumda Selim AKKURT'un
... -■■■* •
yakalanmasından bahsedilmektedir) , M.F.KARADAG'm "Ne bileyim ben hiçbir şey, nerden
bileyim ben ya. Ben hiç aramadım", Muhammet: "He görüşmediniz siz hiç",
M.F.KARADAG'm "Hayır, ben ne arayım, sen bu telefondan verdikten sonra ne arayayım,
sen telefondan veriyorsun. Telefon bu telefondan şey verilir mi. Senin yüzünden olmuştur.
Ben seni akıllı adam zannediyorum ya. Neyse tamam. 24 saat dinleniyor bu telefon.",
Muhammet: "Neyse ben bir geldiğimde görüşürüz komutanım", M.F.KARADAG'm "Neyse,
peki hadi Ankara'da buluşuruz"
16.12.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; Muhammet:
"Bursa'dayım komutanım, Bursa'ya döndüm. İşte şu an arkadaşlarla beraberiz de
elemanlarla...", M.F.KARADAG'm "... selam söyle arkadaşlara.", Muhammet: "Sağolun
komutanım onların da selamları var." "Bir özel görüşelim komutanım." "Emirlerinize her
zaman hazırız, bunu biliyorsunuz..."
03.01.2008 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; Muhammet: "Var
mı bir gelişme ne oldu, Dernek mernek tekrar dönme ihtimali.", "Valla yeni bir oluşum
kurun komutanım. Sizin olmanız gerekiyor." "Valla yeni oluşum oluşturun.
Gerekiyorsa onları alalım oradan. Başa tekrar geçin komutanım. Yani bu böyle
olmaz..." M.F.KARADAG'm "Yapacak bir şey yok. Canları cehenneme umurumda değil.
Bu millet için üzülmeye değmez." "Hepsi köleliğe razı. Anasını si...yim hepsinin. Am..na
kodumu milleti. Görmüyor musun. Parayla bilmem nesini, şanını şöhretini, oyunu her şeyini
satan bu o...pu çocukları için... si...yün anasını."...Muhammet: "...Komutanım biz
emrinizdeyiz biliyorsunuz. Sonuna kadar. Siz yeni bir oluşum hazırlayın. Biz burda her
zaman hazır tetik bekliyoruz..." "Ya komutanım onlar yapamıyo da, biz yapacaz...
Kim duyarsa duysun. ...Çok güzel bir örgütümüz var. Biz gerekeni yapacağız
komutanım." "Valla çok güzel de bir eylemin hazırlığındayız zaten" "İster telefonum
dinlensin, ister nolursa olsun." , M.F.KARADAG'm "Yavrum sadece hapishanelerde
çürümekten başka bir işe yaramıyor...", Muhammet: "Çürürsek çürürüz konutanım" ,
M.F.KARADAG'm "O şeyde Ankara'ya gelince Ankara'da buluşuruz gene tamam mı",
Muhammet: "Emirlerinizi bekliyorum efendim.", M.F.KARADAG'm "Selam gençlere,
hadi hazır olun hazırlığınıza devam edin"
Şeklindeki konuşmaları ve telefon görüşmeleri genelinden ; şüphelinin savunmasının
aksine olarak suça eğilimini, Kuvayı Milliye Derneğinin dernek tüzüğünde gösterilen görünür
yasal amacı ile ilgisi olmadığını, esasen maddi çıkar karşılığında aralarında herhangi bir
husumet bulunmayan kişileri de öldürmeyi de göze alabilecek yapıda olduğunu, kendi
konuşmaları içeriğinden edinilen dernekteki illegal yapılanmayı devletin bazı kuramlarının
desteklediği , bu durumu kullanarak yapacağı illegal işler ile maddi çıkar elde edebileceği
düşüncesi ile Kuvayı Milliye Derneği ve genel başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ile bağlantı
kurduğu,dernekteki yapılanma hiyerarşisi içerisinde doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ'm
emrinde hareket ettiği ve aldığı talimat gereği bu yapılanmaya adam temin ettiği, her ne kadar
derneğe resmi olarak üye olmasa da derneğin illegal yapılanması içerisinde aktif şekilde rol
aldığı, muhtemel olarak da kendisine provakatif terör eylemlerinde görev verilmesi
düşünüldüğünden dernek ve dernekteki kişiler ile bağlantısının kurulamaması amacı ile resmi
üye yapılmadığı, Mehmet Fikri KARADAĞ'm yukarıda sözü edilen provakatif terör eylemleri
için kendisinden eleman temin etmesini istemesi üzerine iki ayn cinayet suçundan yakalama
emri ile aranan Selim AKKURT'u Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştırdığı, hiyerarşi
içerisinde kendisine bağlı oldukları anlaşılan Selim AKKURT,Ayhan ÇELİK ve Coşkun
ÇALIK'ı da bu eylemlere katılmaları için ikna ettiği, bu aşamadan Mehmet Fikri
KARADAĞ'm Selim AKKURT ile Muhammet YÜCE aracığılı ile bağlantı kurduğu, Mehmet
Fikri KARADAĞ ve Selim AKKURT'un yüz yüze de görüşerek eylemler karşılığı verilecek
maddi menfaati konuştukları, sonrasında telefonlarının.dinlendiği yönündeki kuvvetli şüphesi
nedeni ile Mehmet Fikri KARADAĞ'm Muhammet YÜCE ileyşp'tiğı konuşmalarda eylemlere

z:

onay vermediği anlamı çıkarılacak sözler söylediği, Muhammet YÜCE'nin ilk başta bu durumu
anlamadığı ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm eylem yaptırmaktan vazgeçtiğini düşünüp yeli
KÜÇÜK ile bağlantı kurmaya çalıştığı, ancak gerçekte Mehmet Fikri KARADAĞ'm
eylemlerden vazgeçmediği,bu aşamadan sonra ve olabildiğince dikkatli şekilde tekrar Selim
AKKURT ile bağlantı kurduğu, en son da iki ayrı ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un
kullanımındaki cep telefonunu aradığı,ancak ulaşamadığının belirlendiği, bu aşamadan sonra
planlanan eylemler için yapılan görüşme ve faaliyetlerin arttığı, hedefteki kişiler için göze
alınamayacak derecede tehlikeli boyuta vardığı düşüncesi ile zaten yakalama emri ile aranan
Selim AKKURT'un yakalandığı, yakalamadan sonra da Muhammet YÜCE'nin Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile bağlantı kurarak Selim AKKURT'a
yardımcı olmalarını istediği,anlaşılmaktadır.
10.07.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kahraman ŞAHİN arasında yapılan
görüşmede ; M.F.KARADAĞ'm "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet (Muhammet YÜCE)
diye bir çocuk geliyor" "Bizim derneğin önde gelmiş olduklarından" "Arabasıyla geliyormuş,
onu alm görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün, bende çıktım geliyorum" "Muhammet diye bir
çocuk uzman çavuşmuş" şeklindeki sözleri ve telefon görüşmeleri genelinden de , Mehmet
Fikri KARADAĞ'm , psikopat ve megalomanyak olduğunu düşündüğü Muhammet YÜCE'nin
kendisi ile yaptığı hiçbir konuşmayı dikkate almadığı, Muhammet YÜCE'nin konuşmalardan
kendine görev çıkarttığı, bazen de frenlemek için kendisi ile yanlış anlama gelebilecek şekilde
konuştuğu şeklindeki beyanlarının da,savunma ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu
anlaşılmaktadır.
Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat
TUNCEL'in öldürülmesine ilişkin eylem hazırlıklarının var olduğuna ilişkin deliller yukarıda
Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait bölümde ve genel açıklamalarda anlatıldığından aşağıda özet
olarak konuya ilişkin birkaç telefon görüşmesi,bir kısım şüpheli ifadelerinin konuya ilişkin
bölümleri ve fiziki takip tutanağı anlatılacaktır.
Tape:218, 15.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;M.YÜCE'
nin S.AKKURT' a "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine", Selim: "Ne diyor o a.. .cık",
Muhammet: "A..na koyum onun da ben şu an tatildeyim diyor, komutan diyorum olursa olsun
diyorum., biz her türlü varız, İndirilecek Adam Varsa İndirelim, her türlü arkanızdayım
dedim" "Bu Yeni ŞAFAK gazetesinde Fehmi KORU mu ne var ya bir tane gazeteci" "O
kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri ayarla dedim,., sen bizi
başkasına yönlendir dedim" "Yani yapacağımız varsa yapalım bize destek olsun dedim" O
Gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama dedim,
sende bize yap dedim", S.AKKURT' un "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi?",
Muhammet: "Erkek Fehmi KORU var ya a..na koyum" diyerek gazeteci FEHMİ KORU' nun
yazdığı Yenişafak gazetesinin Fikri KARADAĞ ile çok uğraştığından bahsederek "Komutan
Onu Biz İndiririz Dedim, Sabahat TUNCEL'i de indirelim dedim, zaten Sabahat TUNCEL'i
İndireceğiz Dedim, ikisini de indirelim dedim, Siz gerisine karışmayın dedim, siz sadece bize
yolu gösterin dedim", Selim: "Baydemir'le O Olabilir", Muhammet: "Sabahat TUNCELİ
dedim, O Da Tamam Diyor, tamam da a..na koyum önce bir mekan lazım bize, para lazım
dedim...", dediği,
Tape:227, 29.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "..Ben şimdi bizim Fikri Abayla görüştüm de, beni aradı, bu Ankara'da Sebahat
var ya o cezaevinden çıkan Tunceli' li" , "Şimdi bi Hakim varmış, bi Avukat varmış, onlarman
da beni görüştürecek", "Bi tene de biri varmış İstanbul'da , o da maddi destek sağlayacak,
diyor gidin ona diyor, nasıl edek" "... Başımızı ağrıtır ama ...", Selim: "Yav başımız ağrımaz
da koyum a..na da", Muhammet: "A..-na koyum oğlum içeri girersek y...ğı
yeriz", Selim: "... Koyam a..na girek ne olacak, sanki* böyle çok.mu iyi yaşıyoruz" ".........Bu
adamlara yanlış yapılmaz", Muhammet: "Yanlış nasıl,..edek»a..na koyum, ... ceza savcısı
varmış, ... ceza savcısı, birde hakim varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da
görüştürecem sizi, onlar da arkanızda, ama onların bize ne faydası olacak ki a..na koyum",
Selim' in Osman BAYDEMİR'i kastederek "O Belediye Başkanına ona yönlendirsene sen",
Muhammet'in Sebahat TUNCEL'e eylem yapabileceklerinden, Osman BAYDEMİR'e
yapamayacaklarından bahsettiği, Selim'in ise Osman BAYDEMİR' in İstanbul' a gelip gittiği
sırada eylem yapılabileceğinden bahsettiği,2-3 Milyar para bulmaya çalışması ile ilgili
konuştukları, Muhammet'in nasıl yapacaklarını düşündüğünü, konuyu Fuçi lakaplı arkadaşına
da söylemek istediğinden bahsederek "O da gelsin bayramdan sonra bi gidek o Albayın yanma
konuşak diyek bize biraz nakit ver,kendimizi hazırlıyak diyek ....", Selim: "Yav Osman Olur,
Öbürü Türk Olur", Muhammet: "A..na koyam ken diyorum bunlardan desteği alak girağ a..na
koyim yolda kendimizi ihbar edek a..na koyayım gitmeden işte giderken yakalandılar misali"
"Valla bu büyük te bilmerim artık nasıl edek a..na koyam yani sonunu düşüneceğuk büyük bu
diyor kesin yapın diye", Selim' in ise kendisine bir ay müsaade verilmesini, Sebahattin ÇAKIR'
ı kastederek önce bu işi halletmesi gerektiğinden bahsettiği, Muhammet'in eylem sonunda işin
patlayabileceğinden bahsettikten sonra "O kesin o yüzde yüz a..na koyam Türkiye çalkalanacak
onda o kesin yani sonu kesin kötü de onun artık herşeyi göze alacağık artık kaç yıl yatank
bilmerim a..na koyam", Selim'in "Yüzümüzün akıyla çıkarım he", Muhammet'in Sebahattin
ÇAKIR eyleminin de öğrenilmesi durumunda işinin zor olacağından bahsederek "Bir işe
benzesin birde içerde bakacak bir para olsun a..na koyduğum" "Ya bilmiyorum işte bir paranın
a..na koyam da işte bizim arkamızda durur millet işte yani kaç yılda çıkank a..na koyayım",
Selim: "Sizin arkanızda o zaman herkes durur" , "...hiç aklına gelmeyecek insanlar durur da",
"... orada kral olsan da orası ora işte ..." dedikten sonra ailelerini unutmaları gerektiğini, eylem
sonrasında ailelerine PKK' nın zarar verebileceğim konuştuktan sonra Muhammet : "Devlet
zaten bizi si...mez de" "Ancak o büyüklerden koruyanlardan olursa olur korur yoksa dışardan
öyle devlet mevlet bizi de s..er a..na koyam, adam diyecek devletin askeri var polisi var size mi
kamış a..na koyam" "He iyice bizi vatan haini ederler de", Selim: "He Ağca gibi oluruz ha",
Muhammet: "Başka bişey dediğin Orhan PAMUK'u diyek a..na koyam" , Selim'in isim
söylememesi konusunda uyanda bulunduğu, daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili gazete de çıkan
haberlerden bahsederek Muhammet: "Ogün'ün hesabında trilyon varmış", Muhammet: "Ya işte
ben şeyden korkanm işte bu a..na koyduğum Ahmet Mehmet'leri onlardan korkanm çevre var
ya", Selim: "Ya onlan da PKK şey yapar yani başkası diyecek ki Ahmet'in kardeşi mi gelecek
onlar hiç bir ya.. .mı yiyemez ama PKK nın adamı sonuçta onlar", Muhammet: "Ya a..na
koyam bunlar DİNK İ HALLETTİLER hiçbir si..m olmadı, ne akrabalan ne çevreleri hepsi
kahraman oldu çıktı a..na koyam, Biz ona diyek ki gelin biz Orhan'ı dökek", Selim: "Yo
Orhan'ın da şu an hiç sesi soluğu çıkmıyor a..na koydum adam oldu biliyor musun şu an Şükrü
Engin'i o Emmet" "Emmef le Osman da işte Osman'a yanaşamazık a..na koyam", Muhammet:
"Ya ona yanaşamazık Ahmet'e de yanaşamazık ki", Selim: "Ahmed'e de yanaşamazık Ahmet
40 kişiyle gezer", Muhammet: "Ya onun a..na koyayım ben onu göze aldıktan sonra ben onun
her türlü a..na koyanm da ta meclisin içine girerim", Selim: "Girer Bombayla Patlatınm
kendimi de onu da", Muhammet: "Onun a..na koyanm Meclisin Nizamiye De Duran Uzman
Çavuş Bizim Ol... li" " .. bizim 01...1İ meclisin nizamiyesinde o bizi her türlü içeri alır da
sorunsuz içeri giderim de işte sorun sonu", Selim: "Neyse siktir et bunlan konuşmayak
telefonda da gelirsin konuşuruz" "Kaç kontörün var" "Az yolla ha ben yann değiştirecem 5 tane
olsa yeter bana" dediği,
Tape:229/230, 30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'ın
telefonuna gönderdiği mesajda; "Halaoğlu Gazeteci Qrhan Pamuğu Halledecez Ben Sen
Halil Fucı Varmış in Toplam 2 Tnlyon Alacaz Varmısıri Kurban Byrammdan Sonra Hazırol"
yazdığı, '•> "}
Tape:231, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK ile
görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında hal hatır soruduktan sonra MUHAMAMET'in
"Mesajı aldın", Coşkun: "Yok", Muhammet: "Senin telsime mesaj gönderdim" "Bir bak hele
gelir" "Eyvallah tamam ona göre kararını ver ha" dediği,
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda;
"Gazeteci Orhan Pamuk Var Onu Halledecez 2 Trilyon Alacaz Hazırlıkları Yapacaz Hrant
Dmkı Vuranlarlada Halil Gorusmus Sedat Peker Alaattm Çakıcı Arkamızdalar ... Emniyet
Muduru Ve ... Savcıylada Bu Hafta Gorusecez Ben Sen Halil Fucı Hazırlıklı OF'yazdığı,
02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'm Muhammet YÜCE'ye gönderdiği mesajda ;
"Her Türlü Hazırım Halaoğlu Yeterkı Haber Verm" yazdığı,
Tape:233/234/235/236/237, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun
ÇALIK'ın telefonuna gönderdiği mesajda; "Kuvayı Milliye Demeyi Başkanı Fikri Albay
Hazırlıkları Yapıyo DTP Genel Başkanı Ahmet Turkle Diyarbakır Belediye Başkanı Osman
Baydemırı Söylediler Biz Onları Kbl Etmedik Onlar Bizim Basımızı Ağırtır Pkk Sülaleyi
Rahat Bırakmaz Diye Biz Olmaz Dedik Onlarda Orhan Pamuğu Dediler" şeklinde mesaj
gönderdiği,
Tape:238/239/240/241/242/243, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun
ÇALIK'a gönderdiği mesajda ; "Allah izm ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından
sonra ıstanbulda konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkısı halledecez, ilk basta 2 trilyon
alacaz, ısı bitirdikten sonra da 5 tnlyon, bir tane villa, bir tane de benzin istasyonu alacaz,
bunlar İstanbul'da, ama sonuçta kesm yakalanacaz, bunu bil Hrant Dınk'i vuranlar gibi tüm
Türkiye bizim peşimizde olacak haberin olsun" yazdığı,
Tape:244/245/246/247, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a
gönderdiği mesajda ; "Öylede Yk Boylede Enazmdan Hayatımızı Kurtarırız Babalar Gibi
Yatar Çıkarız Zaten Sedat Peker Yakalanınca Bizi Kendi Koğuşuna Aldıracakmıs En Buyuk
Biz Olacaz Paranmda Herseymde Emyısmı Yapacaz Halaoğlu Bu Saatten Sonra Bize Bu
Gider"
Şeklindeki telefon görüşme ve mesajlarının da , adı geçen kişilere yönelik eylem
planlan ile ilgili bulunduğu anlaşılmaktadır.
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında ; saat: 16.05 sıralannda Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy ilçesi Beşiktaş İDO iskelesi
önünde buluştuklan, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feribotuna bindikleri, saat: 17.15
sıralannda Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35.
Noterin ofisi olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştuklan,
saat: 18.40 sıralannda üç şahsın da noterden ayrıldıklan, yaklaşık 5 dakika sonra Mahmut
KUZ'un diğer şahıslardan aynldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR'in Mecidiyeköy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in
burada İETT otobüsüne binerek Mehmet Fikri KARADAĞ'dan aynldığı, M. Fikir
KARADAĞ'm ise yaya olarak Şişli Osmanbey metro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57
sıralannda 0212 224 14 13 numaralı ankesörlü telefon ile bir yeri aradığı, daha sonra yine saat:
19.07 sıralannda yaya olarak Şişli Harbiye - Vali konağı kavşağına gelip 0212 296 14 61
numaralı ankesörlü telefondan bir yeri aradığı ve sonrasında Harbiye ordu evine girdiği ve
burada yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy
feribotuna bindiği, belirtilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonunu aradığı, ancak ulaşamadığı tespit edilmiş,
Selim AKKURT belirtilen cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet
Fikri KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğinTb-ilmediğini söylemiş, Mehmet Fikri
KARADAĞ ise Muhammet YÜCE'nin kendisine bir* âkçfeİj>ası olduğundan bahsettiğini,

kendisinin de telefon numarasını istediğini,vermiş olduğu numarayı aramış olabileceğini, ancak


görüştüğünü hatırlamadığını beyan etmiştir.
Coşkun ÇALIK ise ; Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK' u öldürmeyi teklif
ettiğini,bu eylemi planladıklannı,eylemde tetiği Selim AKKURT' un çekeceğini, kendisi ile Ayhan ÇELİK'
in gözetleyici olacağını, Muhammet YÜCE' nin de şoför olacağını, Muhammet YÜCE ile aralarındaki
mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Ayhan ÇELİK olduğunu ve bu kişiyi Selim AKKURT' un akrabası
olarak bildiğini beyan etmiştir.
Selim AKKURT, 13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ m
0212 224 14 43 numaralı ankesörlü telefondan kendisinin kullanımında bulunan 0545 251 66 25 numaralı
cep telefonuna ısrarla ulaşmak istediği ancak ulaşamadığının tespit edildiği,tüm bu eylem planlannm
konuşulduğu bir dönemde Mehmet Fikri KARADAĞ' m kendisine ısrarla ulaşmak isteme sebebinin
sorulması üzerinej Belirtilen cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri
KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini, bu hususun Fikri Karadağ' a sorulmasını
istediğim, Mehmet Fikri KARADAĞ ile hiç görüşmediğini, kendisini neden aradığını bilmediğini,
kendisinin böyle bir eylem planının içerisinde olmadığını, bu tür eylemlerle de bir ilgisinin bulunmadığını,
Muhammet YÜCE; Selim AKKURT ile Mehmet Fikri KARADAĞ'I kendisinin tanıştırdığını,
birbirlerine telefon numaralarım verdiğini,Fikri Albay'm kendisinden dört dörtlük delikanlı bir adam
istediğini,kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini,Fikri albayın İstanbul'da bir otel söyleyerek buluşmak
için çağırdığım,kendisinin gelemeyeceğini söylediğini, Selim'e de ulaşamadığını söylediğini,sonra da "sen
ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun" dediğini, ne amaçla çağırdığını neden böyle bir adam
istediğini de bilmediğini,Selim AKKURT'u İstanbul'da olduğu için tavsiye ettiğini, Selim'in Erzurum
Oltu'da ağabeylerinin karıştığı bir silahlı çatışma olduğunu, bu olayda iki kişi öldüğünü, 3-4 kişinin de
yaralandığını,ölü ve yaralıların hepsinin Selim AKKURT'un ailesinden olduğunu, bu olaydan bir yıl sonra
karşı taraftan bir kişinin öldürüldüğünüzü olaydan Selim'in dört yakınının tutuklandığmı,Selim'in bu
olaydan aranıp aranmadığını bilmediğini, Orhan PAMUK ile herhangi bir husumeti olmadığını, Orhan
PAMUK'u kaldırma konusunda Selim AKKURT ile aralarında konuştuklanm,ancak herhangi bir şey
yapmadıklarını, telefon görüşmelerinde geçen Halil isimli kişinin Selim AKKURT olduğunu beyan
etmiştir.
"Lobi" adı verilen örgüt belgesinde "Eleman Profili" alt başlığında yazılı " ....
gereğinde her tür eleman profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır. Özellikle sistemle
barışık olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir...." hedefine uygun
olarak, Mehmet Fikri KARADAĞ'm daha önce örgüte kazandırdığı, profili yukarıda kısaca
açıklanan Muhammet YÜCE'den söz konusu provakatif terör eylemleri için adam temin
etmesini istediği, Muhammet YÜCE'nin temin ettiği iki ayrı kasten öldürme suçundan
aranan, ayrıca işleyeceği bir cinayet için prakitle daha fazla ceza yatmayacak şüpheli Selim
AKKURT'un bu eylemler için en uygun kişi olduğunu değerlendirerek bağlantı kurmaya
çalıştığı, şüphelilerin görüşmelerinde haklarında suikast planlan yapılanlann
etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri
bazı söylemleri nedeni ile de yandaşlan olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişiler
olduğu,maddi menfaat karşılığı bu eylemlerin havale edileceği yukanda yazılı kişilerden ayn,neredeyse
gönüllü olarak bu eylemleri gerçekleştirebilecek pek çok kişinin bulunduğu, kamuoyundaki bu algılama
nedeni ile olası bir suikastin Ergenekon Terör Örgütünce takdim edileceği görünürdeki sebeplerinin
kamuoyunca doğru olarak algılanmasına yol açacağı gibi,eylemlerin asıl amacına uygun şekilde halkın bir
kısmının tepkisini sağlayacak nitelikte olduklan değerlendirilmiştir.
Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmanın Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,
Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'in öldürülmesi konusunda plan
yaptığının yukarıda yazılı deliller ile sabit olduğu ve gerçekleşmesi halinde terör eylemi
niteliğinde bulunacağının yukarıda genel açıklamalar bölümünde açıklandığı, Coşkun
ÇALIK'm bu eylem planının var olduğunu söyleyerek eyleme katılacak olan Halil lakaplı
kişinin Selim AKKURT olduğunu beyan ettiği, Muhammet YÜCE'nin ise Halil lakaplı kişinin
Selim AKKURT olduğunu, bu eylemleri aralarında konuştuklarmı,kimseden talimat
almadıklarını ve kendiliklerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği, şüphelinin de aralarında
bulunduğu bu eylemi icra etmesi düşünülen kişilerin Orhan PAMUK ve adı geçen diğer kişiler
ile şahsi bir husumetlerinin bulunmadığı,tüm delillerin değerlendirilmesinden anlaşılacağı gibi
bu eylemin provakatif bir terör eylemi olacağını bildikleri, esasen şüphelinin Coşkun ÇALIK
ile yaptığı 02.11.2007 günlü telefon görüşmesinde söylediği "İyi belki çıkar da kurtarak amma
koy cam. Savaş çıkar da o kuyumcuları soyak o adamları", "Vatta banka mankalara girek
belki millet savaş telaşına düşer amına koyım, yaralı ölü, bizde gidek bankaları soyarık anıma
koyım." "Benim derdim o. Yoksa ne sikerim ben Türkiye'yi amına koyim he " sözlerinden
anlaşılacağı gibi yapmayı planladıkları eylemleri gerçekleştirmeleri halinde ülkenin nasıl bir
hale geleceğini öngördükleri, maddi menfaat ve eylemden sonra korunup kollanma vaadi ile
eylemi kabul ettikleri, yakalanmayı başından itibaren göze aldıkları, yakalanmamaları halinde
ise bu eylemlerden dolayı ülkede çıkacak bir karışıklıktan kendi menfaatleri doğrultusunda
ayrıca yararlanma düşünceleri bulunduğu, Muhammet YÜCE'nin ifadesindeki
"gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemden sonra Türkiye'nin ikiye bölüneceği ve iç savaş
çıkacağını düşünerek vazgeçtiği" şeklindeki kaçamaklı beyanının bu değerlendirmeyi
doğruladığı, şüphelinin de bu eylemlerde adam temin eden ve özellikle Orhan PAMUK'a
düzenlenmesi planlanan eylemde adam temin etmekle birlikte eylemde kullanılacak olan aracı
kullanarak suça fiile katılan olarak suça katılacağı, ancak sözü edilen eylemlerin tetikçilik
görevi verilen Selim AKKURT'un yakalanması ile teşebbüs aşamasına varmadığı, her ne kadar
şüphelinin silah temin ettiğine dair telefon görüşmeleri var ise de ele geçmediğinden bu suça
ilişkin hazırlık hareketlerinde suç oluşturan bir eyleminin tespit edilemediği, bu hali ile
şüpheliye söz konusu eylemlerden dolayı suç isnadında bulunulamayacağı, bu eylem planlarına
ilişkin delillerin şüpheliye yüklenen terör örgütü üyesi olmak suçunda delil olarak
kullanılabileceği,
Her ne kadar şüphelinin silah temin ettiğine, sahtecilik eylemlerine aracı olduğuna,
kasten öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylem veya eylem planlan bulunduğuna
dair telefon görüşmeleri var ise de,suç isnadında bulunmaya yetecek derecede
aydınlatılamadığından şüpheliye bunlardan dolayı da suç isnadında bulunulamayacağı,
Ayrıca ,şüphelinin iki ayrı kasten öldürme eylemi nedeni ile yakalama emri ile
arandığını ve saklandığı yeri bildiği,kendisi ile sürekli olarak görüştüğü Selim AKKURT'u
yetkili makamlara bildirmediğinin yukarıda yazılı telefon görüşmeleri ile sabit olduğu
değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu ve yakalama
emri ile aranan kişiyi yetkili makamlara bildirmediği, yönünde hakkında kamu davası
açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Muhammet YÜCE'nin eylemine uyan; TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 284/1
maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

77-ŞÜPHELİ SELİM AKKURT a)-


Savcılık ifadesinde;
Şüpheli başka suçtan tutuklu olarak Erzurum Kapalı Cezaevinde yattığından talimat
yolu ile Erzurum C.başsavcılığınca alman ifadesinde ; *~
Erzurum Oltu ilçesinde Şıhbızmlar diye bilinen bir grubun ağabeyini ve amcasının
oğlunu pazar yerinde öldürdüklerini, bu olaylar üzerine İstanbul'a yerleştiğini, 2002 yılında
Şıhbızm olarak bilinen kişilerden birinin öldürüldüğünü ve kendisinin de bu olaydan dolayı
arandığını öğrendiğini,2007 yılma kadar İstanbul' un değişik yerlerinde ev kiralayarak
kaldığını, daha sonra Okmeydanı semtinde bulunan evinde yakalandığını ve halen Erzurum E
Tipi Kapalı Cezaevine bulunduğunu,
Kendisine arkadaşlarının Doğukan ismi ile hitap ettiğini,kaçak olduğu dönem içinde
yaklaşık 40 a yakın cep telefonu değiştirdiğini, değişik telefon numaraları kullandığını,
yakalandığında üzerinden çıkan iki adet sahte sürücü belgesinin, arkadaşları Adem POLAT ve
Selami ALABAY'a ait olduğunu,iki ayrı cinayet suçundan hakkında çıkartılan adli aramaların
dışında aramasının bulunmadığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden;
Ayhan ÇELİK' in akrabası olduğunu, Erzurum' da memur olarak çalıştığını bildiğini,
6-7 yıldır görüşmediğini, Coşkun ÇALIK'm yakın köylüsü olduğunu, 2001 yılında köyünden
ayrıldıktan sonra görüşmediğini, ne iş yaptığını bilmediğini,Muhammet YÜCE'nin de yakın
köylüsü olduğunu, yüz yüze hiç görüşmediğini, ancak telefonla birkaç kez görüştüğünü,
uzman çavuş olduğunu bildiğini,
Ergenekon terör örgütü ile ilgisi bulunmadığını, bu soruşturma kapsamında gözaltına
alman ve tutuklanan kişileri tanımadığını, ancak televizyondan seyrettiğini,Kuvayı Milliye
Derneği ile ilgisinin olmadığını, Muhammet YÜCE ile çok sık görüşmediğini, bu nedenle
Muhammet YÜCE'nin adı geçen dernekle bir ilgisini,dernek adına para toplayıp toplamadığmı
bilmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I tanımadığını, herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını,
Ahmet TÜRK, Sebahat TUNCEL ve Osman BAYDEMİR' i tanıyıp tanımadığı, bu
şahıslara karşı kendisinin de içinde yer aldığı bir eylem planlarının olup olmadığının sorulması
üzerine; bu kişileri televizyondan tanıdığını, bu kişilere karşı herhangi bir eylem planı
içerisinde bulunmadığını,
Muhammet YÜCE' nin bu eylem planını "Selim AKKURT ile konuştukları ancak
vazgeçtikleri" şeklindeki beyanlarının hatırlatılarak sorulması üzerine; Muhammet YÜCE' nin
kendisine iftira attığını, o dönemde arandığı için olayı kendisinin üzerine yıkmaya çalıştığını,
Muhammet YÜCE' nin kendisi ile ilgili iki tane cinayetten arandığını muhakkak bildiğini,
nasıl olsa alacağı cezayı göz önünde bulundurarak böyle bir olayı kendi üzerine yıkmayı
düşünmüş olabileceğini, Muhammet YÜCE' nin hakkındaki iddialarını kabul etmediğini,
böyle bir eylem içerisine girmediğini, bu planın içerisinde olmadığını,
Coşkun ÇALIK'm Orhan PAMUK'a yönelik suikast eylemleri planladıkları,
Muhammet YÜCE nin otoyu kullanacağı, Selim AKKURT' un ateş edeceği, kendisi ve Fuçi
lakaplı Ayhan çelik'in de gözcülük yapacağı, Selim AKKURT' un telefonda takibe
takılmaması için "Halil" kod ismini kullandığı şeklindeki beyanlarının sorulması
üzerine;Coşkun ÇALIK' in hakkındaki ifadesini kabul etmediğini, iftira attığım, hangi
şartlarda ifade verdiğini bilmediğini, böyle bir eylem planı içerisinde olmadığını, kendisinin
bir şey karşılığında suç işleyecek kadar karaktersiz bir insan olmadığını,
02.10.2007 günü saat:20.11/20.12 sıralarında Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a
gönderdiği "gazeteci Orhan PAMUK var onu halledecez 2 trilyon alacaz hazırlıkları yapacaz
Hrant DİNK i vuranlarla da Halil görüşmüş.." şeklindeki mesajın sorulması üzerine; Arkadaş
çevresinde kendisine Halil diye konuştuklarını duyduğunu, ancak kendisine Halil ismiyle
hitap edilmediğini, görüşmede geçen Halil' in kendisi mi yoksa başka biri mi olduğunu
bilmediğini, bu mesajı kabul etmediğini, mesajın içeriğiyle ilgili bilgisinin bulunmadığını,
13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ m 0212
224 14 43 numaralı ankesörlü telefondan kendisinin kullanımında bulunan 0545 251 66 25
numaralı cep telefonuna ısrarla ulaşmak istediği ancak ulaşamadığının jtespit edildiği,tüm bu
eylem planlarının konuşulduğu bir dönemde Mehmet Fikri KARADAĞ' m kendisine ısrarla
ulaşmak isteme sebebinin sorulması üzerine; Belirtilen cep telefonunun kendisine ait
olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğini
bilmediğini, bu hususun Fikri Karadağ' a sorulmasını istediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile daha önceden görüşüp görüşmedikleri, şahısla neden
özelikle cep telefonu değil de ısrarla ankesörlü telefonla ^ görüşme girişimlerinde
bulunduğunun sorulması üzerine;Mehmet Fikri KARADAĞ ile hiç görüşmediğim, kendisini
neden aradığını bilmediğini, kendisinin böyle bir eylem planının içerisinde olmadığını, bu tür
eylemlerle de bir ilgisinin bulunmadığını,
Kendisinin ismi geçen diğer şüphelileri tanımadığını, söz konusu soruşturma ile de
ilgisi bulunmadığını, suçlamaları kabul etmediğini, böyle bir örgüte üye olmadığını beyan
etmiştir.

b)-Teîefon görüşmeleri;
Tape:207, 14.06.2007 tarihinde MUHAMMET YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Selim: "Hı o PEKER'in adresini bulsana bana", Muhammet: "Tamam onu ben Mesut'a derim
yazar yollar", Selim: "Sen bana yaz ben ona bir mektup yazacam ben ona bir damardan
girecem" dediği, görüşmenin devamında S.AKKURT'un M.YÜCE' nin telefon hattını
isteyerek kendisi 0542'li yeni hat istedikten sonra "Tamam sen o hattı bana ver birde o Peker'in
adresini canını yiyeyim ne et et bana bul" "Benim ona bir damardan girmem lazım ona bir
mektup yollayacam ben" dediği,
Tape:469, 14.07.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; SELİM AKKURT'un
X ŞAHSA Karaoğlan diye hitap ettikten sonra X ŞAHIS: "O evi de bir 10 gün sonra
değiştirin" "Hiç kimsede bilmesin bak tamam" "Burayı ihbar mihbar ederlermiş anlıyor musun
şey .. şey yapıyorlarmış", Selim: "Hı tamam kime ihbar etmişler", X ŞAHIS: "O savcılığa,
yine sana nanay geliyor bu işler zannediyorsun ki bu gün girerim yarın çıkarım değil mi"
"Bilmiyorum yani o o evini değiştirin bir hafta on gün sonra, o üç kişiden başka da hiç kimse
seninle kimseyle görüşüyorsun ki ne işin var senin kimseyle görüşeceksin kimse seninle niye
görüşüyor ki a..na koyum" "Görüşmüyorsun sen biliyorsun bak içeri girdin mi çıkma şansın
yok" dediği,
Tape:470, 15.07.2007 tarihinde Feyzullah YILDIZ ile görüşmesinde özetle;
FEYZULLAH'm "Ya akşam sabah yine vallahi yüreğim ağzıma geldi lan" "Anam avradım
olsun ya bu işleri bırakıyoruz ya her gün geliyoruz aynı uygulama beni işi bırakacam ya",
Selim: "Dur hele dur yaptırırız bir evrak ne işi bırakıyorsun ya", FEYZULLAH'm "Ya akşam
bak benim hiç üstümde bir şey yoktu ya hepsinin kimliğini aldılar ben ortada kaldım şimdi ne
yapayım ne yapayım ne yapayım dedim abi içimdekini tutayım da yok ismimi sordu ismim
dedim ki ya Feyzullah YILDIRIM dedim YILDIZ demedim Öylece geldim şimdi acaba bir şey
çıkar mı orada çıkmaz mı", Selim: "Abinin adına vermeye verse neyse" "Verse neyse abinin
bilgilerini", FEYZULLAH'm "Akşam akşam çok panik yaptım abi beni aramazlar dedim az
daha ele veriyordum kendimi ya" "Hepsi hepsinin GBT'lerine baktı hepsinin bakıyor hemen
aniden çıkıyor ne yapalım ya bir şey yap ya canını yiyeyim ya ..." dediği,
Tape:471, 16.07.2007 tarihinde Feyzullah YILDIZ ile görüşmesinde özetle;
Feyzullah'm bir olaydan dolayı 6 ay hapis cezasının olduğunu, dosyasını Yargıtay'dan
halletmeye çalışacağından bahsettikten sonra "İyi iyi o o mekanı bir değişin", Selim:
"Bakıyoruz he bu gün baktıkta yine bulamadık ki a..na koyum", Feyzullah'm "Değişin artık
kimseyle işin olmasın oğlum bak" "Sen her şeyi basite alıyorsun" "O işin yakayı ele verdin mi
.. kurtaramazsın hayatın boyunca kurtaramazsın bak ona göre" dediği,
Tape:210, 23.07.2007 tarihinde MUHAMMET YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet:"Sebahattin ÇAKIR'm yerini buldum"'"..1050 VKpnutlardaymış" "tam yerini
öğreneyim, sana haber ederim, 1050 Konutlarına gelmiş, ..hangi okulda bilmiyorum ama"
"Asım öğrenecek yerini" dediği,
Tape:211, 23.07.2007 tarihinde MUHAMMET YÜCE/XŞAHIS ile görüşmesinde
özetle; Muhammet: "O Yener var burada.. Beyzan vardı da kahvesi vardı Abdurrahman abinin
dükkanının yamnda onun kardeşi burada., ona sorduk, o şimdi 1050 Konutlardan bir yerdeymiş
idari kısımda artık orada oturuyor herhalde de nerede görev yapıyor bilmiyorum ya yazlığa
geldi o p.. buraya yada" "Tatile tatile gelmiş o zannedersem buraya da şimdi Asım gidecek o
Yener'in yamna bu gün yann gidip onun yerini öğrenecek şimdi ben haber ederim" dedikten
sonra telefonu yanında bulunan X ŞAHSA verdiği, X ŞAHSIN S.AKKURT' a Sebahattin
ÇAKIR' ı kastederek "Baksana ben onu benim arkadaşım var Bursa Sağlık İl Müdürlüğünde
çalışıyor tamam mı ben yann onunla görüşecem" "Tamam akşam ben onun ismini cismini
verecem diyecem ki yann diyecem Sağlık İl Müdürlüğünü araştır bak ki tayin olmuş mu buraya
her hangi bir yerde neredeyse bunun adresi bunun adresini bana var", Selim: "Tamam camm
yerim ama sıkı tut orada burada konuşmasın yani yann", X ŞAHIS: "Ya ya hayır biz zaten
konuştuktan sonra bir anlamı kalmaz, önemli olan bizim için o dava işi çaktırmadan onu bulup
elimize geçirmek yani", Selim: "Ama onun üstüne bir düşünde ben hemen çıkıp geleyim bu iş
çok uzadı..", X ŞAHIS: "Bursa'da kaç... Bursa'daysa da anasının a.. .na da girse ben onu çekip
çıkaracam" dedikten sonra kaçırmak için çalışmalar yaptıklan Sebahattin ÇAKIR hakkında
elde ettikleri bilgileri kendi aralannda değerlendirdikleri,
Tape:311, 23.07.2007 tarihinde AYHAN isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
SELİM'in "Neyse Emine memine gile bişey sormada sen" "Onun evine Sen onun evin Coni
gelirse Coni'ye bi göster" "Bi izlesin baksın hele geliyor mu gidiyor mu görebilir mi",
AYHAN'm "He gelsin göstereyim evini" "O zaman eve giderken o adamın evinin önünden
geçeyim yabancı plakalara bakayım bi", Selim: "He he ama şimdi bence o kardeşinin
evindedir onun kardeşi Bursa'da ya", AYHAN'm "Bu adamın yerini bulamayız demi asıl
yerini", Selim: "Kesin emin değilik daha onun orda olduğundan orda olduğundan emin olduk
mu...", AYHAN'm "Nerden aldınız haberi", Selim: "Ya şimdi cenaze menaze mevzusu yok
mu Cuni duymuş" "Hım ismi soy ismi geçmiş", AYHAN'm "Soy ismi neydi", SELİM'in
"Çakır" "Yok yok sen araştırma deşifre edersiniz kendini Cuni araştınyor boşver sen" "Sen
araştmrsan hemem öğrenirler Cuni'nin araştırması o kadar şey olmaz Cuni bizim köylü değil
ya" dediği,
Tape:472, 26.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Selim:
"Bakalım işte diyorum ya bir şeyler ayarlayabilirsem gelecem", Muhammet: "Hangi şey Boru
mu yoksa", Selim: "Ya Boru var aslında da" "Diğer türlü bir şeyler lazım da orada a..na koymı
oraya buraya gitmeye gelmeye" "Onu hemen bulmamız lazım ya" "Valla ben orada yapacağım
bulmak başka ne senin orada yapacağın bulmak benim ki de şey yapıp gelmek yoksa ben gelip
orada düzlerde gezemem yani" "Benim gelip hemen oradan hemen adrese teslim etmem
lazım", Muhammet: "Hı o olacakta işte nasıl ben diyorum ki yann sen gel o Coşkun'la
arattıralım o Yener a.. .na koyum yada o Emrah'ı anladın Coşkun çalışırmış o gelemiyor O
Emrah'la Yener arasın biz gidelim oraya arasın onlardan onun yerini öğrensin hemen oradan
çıkalım gelelim a..na koyim sen buradan görüş" "Başka yapacak bir şey yok a.. .na koyduğum
öyle aramaktan da nasıl edelim bilmiyorum ki ya bulsaydık a..na koyduğum evlerini bilsek
gider orada iki gün takılınz a..na koyum hiç" "a..na koyduğum imkan yok ya nasıl edelim
bilmiyorum ki hı o gün takip edemedim takip etseydim şimdi o Necati'nin abisine gidecem o da
beni tanıyor a..na koyum o şüphelenecek şimdi" , Selim: "Beş on kuruş atarsın ya öyle
konuşturursun ya beş on kuruş atar konuşturursun", Muhammet: "Zaten Yener transporter
hastası a..na koyum onda para olduğu zaman ona bir tane git al sana transporter 3 milyara
verecen bir tane .. Diyecen Al Sana Bizim Bu İşi Hallet a.. .na koyum o adam tarnsporter istiyor
benden yok a..na koyum işte para yok o Yener biliyordur kesin onun yerini biliyordur çünkü
onlann dünürleri a...na koyum de Yener s...ne sallamaz^yam söyler yerini", Selim: "Nereli o
Yener", Muhammet: "Ya Hürkan'lı Hürkan'lı onun a..na koyum ben" diyerek Cumartesi günü
yanma gelmesini istediği, Coşkun'u da alıp beraber Bilecik'e gideceklerini söyledikten sonra
"şimdi bu akşam gider, iki gönü pusu atarım orayada yok imkan yok araba olsa para da önemli
değil benim için ben gider onlann evini Coşkun'dan öğrenirim derim evleri nerede gider orada
iki gün takılırım evlere kim giriyor kim çıkıyor bakarım giriyor mu çıkıyor mu ben onu
bulurum para da yok ki a...na koyduğum nasıl edelim a..na ne araba var ne para var" "Ya
bunun a.. .na koşum burada olmasa bile en azından bir nerede görev yaptığını bilsekte yeter
yani", Selim: "Ondan sonra da geldim onu araştıracaz onu bulacaz", Muhammet: "Hı onun
sağlıkta ismi yok mu şimdi" dediği,
Tape:473, 01.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Selim:
"Var mı bir gelişme boş ver çıkmayı", Muhammet: "Bekleycem gece on ikiye kadar valla
bekleyecem Coşkun gittide ben bekliyorim işte arabayla a.. .na koyum" "Coşkun döndü
Bilecik'e", Selim: "Hı .. öğrenemedi mi", Muhammet: "Yok öğrenemedim işteYener'i
bekliyorum şimdi Yener'i aradım o gelecek ona diyecem böyle böyle diyecem bul a.. .na koyum
bende bekliyorum on ikiye kadar bekleyecem valla tamam" "Bu Emoş burada Feyzo'nun oğlu"
"O da diyor a..na koyum o Çakırlar şeyde Orhangazi'de diyor kahve açmışlar diyor" dediği,
Tape:474, 01.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE/Emoş ile görüşmesinde özetle;
Muhammet'in Emoş ile beraber olduğunu söyleyerek telefonu Selim AKKURT'a verdiği,
Emoş'un Bursa'da olduğunu söyleyerek uzun zamandır görüşemediklerinden bahsettikten sonra
Selim: "Hı şeylerden kimseler var mı oralarda", Emoş: "Şişkolardan" "Cemal ÖZDEN diye biri
var şeyde Cengiz'lerden Hakan CENGİZ var işte", Selim: "Cemal ÖZDEN onlardan değil ki o
başka OZDENler", Emoş: "Birde ÇAKIR'lardan var" "Hakan diyorlar da bilmiyorum ben tam
olarak", SELİM'in "Hakan ÖZDEN o ya Çakır değil o ya", Emoş: "Özden mi top oynuyor
şimdi" "He top oynuyor 25 Mart sporda top oynuyordu şimdi geldi Orhangazi spor'da
oynayacakmış", Selim: "O Atalay olmasın", Emoş: "Ben simaen tanıyorum ismini
bilmiyordum dedi ki benim ismim Hakan dedi Hakan ÇAKIR dedi", Selim: "He Onlann Bir
Ara İşte Yerlerim Yurtlarım Hele" "Evlerini barklannı mekanlanm çalıştığı yerleri bir öğren de
ben bir ara gelirim tamam mı" "O hocadan hiç duyum muyum hocayı soramaz mısın ona",
Emoş: "Yok ya Hoca'yı ona soranmda bir Orhangazi'de sıkıştınp sormam lazım", Selim:
"Neyse olmazsa ben gelirim ben sıkıştınnm", Emoş: "Yok ben sıkıştmnm da onu bir denk
getirmem lazım o şimdi top oynuyor artık geldi başladı mı başlamadı mı bilmiyorum ben
Orhangazi'de iki üç sefer denk geldik genelde Yalova'da kargoda çalışıyor" dedikten sonra
telefonu MUHAMMET'e verdiği SELİM'in aradıklan kişinin bu şahıs olmadığım, Emoş'a
telefonunu vermesini söyleyerek bir şey öğrenmesi hakkında kendisini aramasını istediği,
Tape:475, 06.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "Şey ben o YAKUP'a iki tane tespih getirtir FİKRİ ALBAY istiyor" "O beleş
getirtirebilir mi dedi ben getirtiririm ama", Selim: "Gene veririk 30-40 gönderirik", Muhammet:
"Ayıp olmaz değil mi o ...", Selim: "Getittirdiği çocuğa bi 50 milyon gönderin" "Onu ne zaman
bu hafta içinde getirtirsin mi ben onu Albaya vereyim" dediği,
Tape:476, 08.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet'in konuştuğu numaranın arkadaşının olduğunu söyledikten sonra "He şey et ben
şeyle görüştüm bizim Albayla" "Bu dernek Kadıköy'de 3 katlı anlıyorsun" "Oranın alt katını
bize ver dedim verecek vakıf yeri" "Tamam dedi sen git dedi bu hafta orayı alın dedi ben
gelecem Ben Albayla konuştum dedim oraya kafe açacağız dedi alt katı vereyim dedi tamam
dedim dedi beraber tamam mı o dedi beraber tamam mı haberin olsun ben bu hafta geliyorum",
Selim: "Tamam çok iyi Öbür işten haberin yok mu", Muhammet: "Yok o işten bi haberi yok
a..na koyayım ne yapayım daha gitmedim ne edeyim", Selim: "Ya bi araştır nasıl etmedim onu
bi araştır onun üstünde dur", Muhammet: "İyi tamam haydi görüşürüz şey et Yakup'a deki
tespihleri getirtirsin bu hafta" dediği, , ,*••"' ;-,
Tape:477,13.08.2007 tarihinde Yakup isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Selim: "İş
yerindeyik biz ya" "Tolgahan da burada", Yakup: "O sabah Kadıköy'e gidiyordu" "Zaten
g..nde gönlünde çalışmak yok da", Selim: "Yok da kardaş telefonla orayı burayı arar beni
deşifre eder, zaten tutmuş iş yerini, telefonuyla evi arıyor işte millete diyor biz hep beraber aynı
yerde çalışıyoruz nasıl edecem bilmiyorum bizi paket edecek ..." "Hele bi daha yapsın ben
dedim bi şey olur dedim senle selamın ölüm fermanını imzalarım a..na koyim" dedikten sonra
Tolgahan'ın 5-6 sene infazı olduğundan bahsettikleri,
Tape:478/479/480/481, 18.08.2007 günü saat:12.50 sıralarında Muhammet YÜCE'nin
gönderdiği mesajda; "Halaoğlu Göktürk Haftaya Parayı Alıyo Hemen Gelecek Zaten Ben
Albayla Yine Gorustum Is Tamam Hemen Ekibi Kur Dıyo Demeye Yardım Adı Altında
Paraları Toplasmlar, Dıyo Butun Zenginlerin Ve Esnafın Listesini Verecek Bize, O Basımızda
Biz Kosturacz, Ben Çarşamba Oradayım" yazdığı,
Tape:482,18.08.2007 tarihinde X Şahısı ile görüşmesinde özetle; X ŞAHIS: "Valla
iyidir ben senle daha önce görüşmüştüm burda araştıracaktım ya" "O o..pu çocuğu Yalova'dan
gelmemiş burada ya Yalova'daymış", Selim: "O Hakan Çakır emin isin sen onun adının
soyadının Hakan Çakır olduğuna" dediği,
Tape:483, 18.08.2007 tarihinde Muhammet. YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "He he tespihi ne etti o ya", Selim: "Ya tespih gelir adam ... yatıracak ta" "Şu
işlere ağırlığım koyda şu işleri halledek ya", Muhammet: "Halletmemiz lazım hala oğlu yoksa
böyle olmuyor bugün polis Kemal'de buradaydı" "Dedim Kemal bey dedim yani biz gireceğiz
dedim bu işe iyi ve ya kötü yok dedi iyi olur dedi hiç geri çekilmeyin dedi varsa dedi öyle bir
şey hiç dedi kaçırma dedi" "Dedim abi sen de gel dedim bizlen beraber sende başımızda ol
dedim sağlan sollan sen gene bizi tanıştır dedim" dediği,
Tape:484, 22.08.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X ŞAHIS: "İyidir ya
hoca vardı ya bi alo" "O o..pu çocuğu 41 plakalı bir arabayla buraya gelmiş gitmiş biliyor
musun" "2-3 ay oluyormuş", Selim: "He inşallah ordadır ya" , X ŞAHIS: "Yusuf diyor
geleyim yanına her işe varım anam avradım bak Kuran çarpsın diyor beraber" "Geleyim diyor
a..na koyayım diyor vur desin vurak beraber vurak beraber ölek beraber yakalanak beraber
kırak çünkü Yusufun da onlara düşmanlığı var ya" "Ya işi var gücü var da ya adam hep
gurbetlerde çalışıyor ya buda bide bu ... boyna düşüp kalkıyor ya o da dövüşmüşler o a..na
koyduğumun piçlerini", Selim: "Kardeş gerek yok beraber iş yapmaya gerek yok zaten bir kişi
şey yapmış 10 kişi mi gitsin gerek yok" "Yok hepsi gitsin onlarında bizden bi kişi gitmiş yani
daha fazlasına gerek yok daha fazla insanın kendisini yakmasına gerek yok", X ŞAHIS:
"Diyor a..na koyucam diyor versin bana silahı ben vuracam diyor milleti Kuran çarpsın ya"
"Kuran çarpsın geçen o da bu şeyler var ya bu a..na koyduğum bu Çevirmelilerden bitane polis
varmış kim o tanıyor musun sen bu Özenlerde" "Erzincan'da görev yapıyor" "Bilmiyorum
böyle 3-5 gün oluyor tutmuş onu dövmüş tamam mı bu" "Arabayı mı ne önüne çekmiş bu Eko
var ya bizim ... tanırsın da" "İkisi beraber dövmüş bu adamda bunlara silah çekmiş ne biliyim
bişeyler olmuş Yusufun üstünü başını yırtmışlar" "Yusufta diyor a..na koyucam vurucam ya
adam" "Tabancayı mabancayı hep beline koymuş beynini s....ğimin salağı ya vuracam diyor
onların a..na koyarım diyor gelip gidiyor aklı", Selim: "O işi bi halledek bi yeri düzeni falan
değiştiririm yeri mekanı değiştireyim öyle gelsin" "Şuan buraları bilenler var ya buraları hep
değiştiririm tamam" dediği,
Tape:485, 26.08.2007 tarihinde Feyzullah YILDIZ ile görüşmesinde özetle;
FEYZULLAH'm "Ya telefonu kapattım benim zaten öbür Turkcell'da kapattım" "Belli olmaz
şimdi Turkcell benim adıma ya belli olmaz a..na koyayım polis o konuda çok şeydir" "Çok
ibnedir biliyorsun" "Onun için diyorum ki olabilir yani hemen kontrol altına alabilirler", Selim:
"Tabi ya kimliklerinin birinin şeyini alırız yani sen", FEYZULLAH'm "He he geleyim de
ordan benim şeyilen öbür oğlanın kimliğiyle alayım" "B'itâneiyi hat alayım kendime tamam
öbürünü de iptal edek" dediği, «:> s/
Tape:486,27.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Selim
AKKURT'un .... savcının kendisi ile görüşmek istediğini söyledikten sonra "Tamam
komutanım orası öylede sen şu Albayı arada sıkıştır deki o ermeniyle bi görüşsün ya",
Muhammet: "Ermeniyle tamam onu görüşecek ben şimdi işe gidiyorum işten arayacam da şey
Zafer seni aradı mı" "O Emanet için İzmir'de ki" "Numaram verdim arayacak seni onu bi hallet
onun işini ya" "Ben dedim 1 dedim 1 kağıt", Selim: "Tamam iyi yapmışsın tamam biz
hallederiz" dediği,
Tape:487, 28.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Bir süre
sohbet ettikten sonra, Muhammet: "Albay aradı mı seni" ".. görüşmüş oraylan" "Olumlu her
halde ki, o Ermeni vakfıyla görüşmüş, şuan müsait değilim dedi, ben sonra kulübeden ararım
dedi" dediği,
Tape:314, 28.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet YÜCE'nin bir konuyu söylemeyi unuttuğunu söyleyerek Adnan'ı sorduğu ve
devamında " ..makine var makine, ben şimdi ayarladım, haftaya Oltu ya gönderiyorum onları.."
"Sen Adnan abi ile görüş tamam" "biz mi gidek nasıl edek makine var dedim, dediler hemen
gidek dediler, haftaya Cumartesi beraber gidek" , Selim AKKURT'un "...sen buraya gel
konuşalım olmazsa beraber gideriz" dediği,
Tape:489, 03.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında başka bir konu ile ilgili sohbet ettikten sonra Muhammet: "E evi
değiştirmedin", Selim: "Değiştim" "Yani başka ev tuttum kendime onlarla bile tutmadım onları
o evde bıraktım ben tek bi yere çıktım o evi kimse bilmeyecek" "Hiç kimse bilse bilse sen
bilirsin yani", Muhammet: "İyi iyi sakın sakın söyleme Yakup'a bile söyleme" dediği,
Tape:218, 15.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE üe görüşmesinde özetle; M.YÜCE'
nin S.AKKURT' a "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine", Selim: "Ne diyor o amcık",
Muhammet: "A..na koyum onun da ben şu an tatildeyim diyor, komutan diyorum olursa olsun
diyorum., biz her türlü varız, İndirilecek Adam Varsa İndirelim, her türlü arkanızdayım
dedim" "Bu Yeni ŞAFAK gazetesinde Fehmi KORU mu ne var ya bir tane gazeteci" "O
kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri ayarla dedim,., sen bizi
başkasma yönlendir dedim" "Yani yapacağımız varsa yapalım bize destek olsun dedim" "O
gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama dedim,
sende bize yap dedim", S.AKKURT' un "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi",
Muhammet: "Erkek Fehmi KORU var ya a..na koyum" diyerek gazeteci FEHMİ KORU' nun
yazdığı Yenişafak gazetesinin Fikri KARADAĞ ile çok uğraştığından bahsederek "Komutan
Onu Biz İndiririz Dedim, Sabahat TUNCEL'i de indirelim dedim, zaten Sabahat TUNCEL'i
indireceğiz dedim, ikisini de indirelim dedim, Siz gerisine karışmayın dedim, siz sadece bize
yolu gösterin dedim", S.AKKURT' un "Baydemir'le O Olabilir", Muhammet: "Sabahat
TUNCELİ dedim, O Da Tamam Diyor, tamam da a..na koyum önce bir mekan lazım bize,
para lazım dedim..." dediği, devam eden görüşmelerinde, FİKRİ KARADAĞ' m tatilde
olduğunu, tatil dönüşü görüşeceklerinden bahsettikleri,
Tape:220, 17.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE
ile S.AKKURT Murat ağabeylerinden bahsederek, yeni kiraladıkları anlaşılan evlerinin
eşyaları hakkında konuştukları, akabinde para bulamadıklarından yakındıktan sonra
Muhammet: "Tamam ben yarın giderim toplarım bir şeyler ütü mütü a..na koyum veririm
gariban biri var bizim ülkü ocakları başkanının mağazası var giderim oraya alırım bir şeyler
derim gariban biri var ona eşya meşya toplarım derim .." dediği,
Tape:490, 21.09.2007 tarihinde Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Selim:
"Aksilikler hep üst üste geliyor ya", AYHAN'm "Ya, ne kadar maddiyat sorunun var ki la
senin, söylesene bi", Selim: "Ya reis yine nerden baksan ne bilem bir 1 milyar falan üstümde
olması lazım" "Ne bileyim bir şey düşünürüm, sessizlik\yar ya sessizlik" "Sessizlikten
öbüründen şöyle güzel bir şey" "Ya ne bileyim bir tane olursVböyle bir güzel güzel değil di bir
araba, çene" "Öyle yani nerden baksan yine bir 4-5 çıkar biliyor musun, 3-4" "işte o şeyleri
ayarlıyorum" "Tamam ordan hemen ondan sonra gidip alacam arabayı" "Artık yani ben bilirsin
üç yaşından beri araba sürüyorum artık profesyonelleştim yani" "İstanbul'da araba sürerim ben
reis ya", AYHAN'm "He yeter a..na koyayım, peki oyuncakların falan nasıl iyi mi?", Selim:
"Oyuncaklarım hazır işte maddiyata bakıyor" "İyi onların yerini ayarlamışım ya böyle sessiz
gidiyor o araba", AYHAN'm "Bak bu derece kafaya takmıştın ama süratle yapacan
etkilenmemek kararsızlığı bir kenara bırakıp tamam" "Sana bir şey diyeyim mi yapacağın
direkmen hedefe kilitlenmek kardeşim bilirsin", Selim: "Bakarız reis, ondan sonra yine
konuşuruz yok herhalde reis ondan sonra bırakırım ya başka araba almam yani", AYHAN'm
"O zaman bu işi halledeceksin a..na koyum ha" "... işte biraz zor zor düşünelecek de birşey
değil tamam mı? İyi zor .. sıkıntıya gireceği... sen öyle yollardan aştın geldin ki a..na koyim"
"Sana birşey diyeyim, bu zaman böyle arabanın var ya öyle tak takman çalıştırmak daha kolay
uzaktan kumandayla yani öyle" "Yani Arabanın Tekerine Sağma Soluna Böyle Normal Şey
Etmekten Daha Kolay Ha Bu İşler Bilirsin", Selim: "Bu çok kolay reis sade iste yeter ki maddi
şeyin olsun" "Peşinatım ver taksitlerim ödemek kolay" dediği,
Tape:491, 26.09.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X ŞAHIS: "Bugün
buraya Efendiler gelmişte" "Bilmiyorum, Sivil Efendiler gelmiş buraya ... müdür seni soruyo
neyin nesi ihbar falan olmuş herhalde Adnan seni soruyodu" dediği,
Tape:492, 26.09.2007 tarihinde Adnan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
ADNAN'm "Ha bu hatla sen kimseyi aradın mı" "Bu arkadaşlar gelmişte" "Arabayla arabayla
sağa sola gidilmiş diye soruyormuşlar bizim orda öyle bişey olmazda senin haberin var mı öyle
bir şeyden", Selim: "Yok abi bana daha şimdi bizim arkadaş söyledi şoför de ben anlamadım
yani ben bişey aramadım ya ben arabayla pek biyere çıkmadım yani", ADNAN'm "Yokta bir
şeyetmiş biri o..spu çocuğu biri bizimle oynuyo herhalde" "İşine gücüne bak seyide sormuşlar
senide sormuşlar", Selim: "He tamam şeye gidemmi ben şeye Okmeydamna gecem mi yoksa
geçmeyem mi bu akşam, bi durum olur mu", ADNAN'm "Ya durum olacak bişey yok oğlum
bizim... hat hattın sağlam değil senin dinliyorlar hattını adi seni" "Şeyden de o işine bak şeyden
de olmazsa , Allah Allah sen şeyle görüşüyon mu hattan hattıyla" "Ulen konuşma işte oraya
adamlar gelmiş dangalak", Selim: "Tamam da abi yani o ondan değildir başka bişeyden
gelmiştirler başka birisi bi o..spu çocukluğu yapmış olabilir", ADNAN'm "Oğlum bizim ne
işimiz var bizim her işimiz düzgün, orası işletme lan arabayla gittiniz diye soru sormuşlar şimdi
Gayrettepeye gidecem öğrenirim zatende" "O şeyle görüş olmazsa neydi o çocuğun Enginin
oraya gitme Enginin" "Öbür tarafa da şey yapma yani uzak dur ben sana şey ederim" dediği,
Tape:493,27.09.2007 tarihinde Adnan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Selim:
"Beşiktaştayım abi" "Bi akrabam varda onun yanındayım", ADNAN'm "Biraz şey etme izinini
kullan biraz", Selim: "Tamam abi izinim var biraz bi durum yok değil mi abi", ADNAN'm
"İznini kullan izini orda biraz sıkıntı var ...işlerde" "Ya izinin zaten pazartesi bitiyormuş
birazda ücretsiz izin şey et te iyice şey et sağlık sorunlarım da hallet öyle telefonunu da açık
şeyet", Selim: "He Engin oraya da mı izin kullanam abi Enginin iş yerine", ADNAN'm
"Engin'le ilgili yani dikkat et Engin'in şeyine de ya" "Bir de aleti de değiştir" "Yani o şeyin
elektronik şeyi değiştir mutlaka bu ... şey et ki yarın görüşürüz" "Tamam mı biri şey etmiş
herhalde o işlerle ilgili dangalak adam yanlış yapmış" dediği,
Tape:227, 29.09.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Muhammet:
"..Ben şimdi bizim Fikri Abayla görüştüm de, beni aradı, bu Ankara'da Sebahat var ya o
cezaevinden çıkan Tunceli' li" , "Şimdi bi Hakim varmış, bi Avukat varmış, onlannan da beni
görüştürecek", "Bi tene de biri varmış İstanbul'da , o da maddi destek sağlayacak, diyor gidin
ona diyor, nasıl edek" "... Başımızı ağrıtır ama ...", Selim: "Yav başımız ağnmaz da koyum
a..na da", Muhammet: "A..na kpyum oğlum içeri girersek y...ğı
yeriz", Selim: "... Koyam a..na girek ne olacak, sanki böyle-ç'dk m^iyi yaşıyoruz" "...........Bu
adamlara yanlış yapılmaz", Muhammet: "Yanlış nasıl--edek a..nVkoyum, ... ceza savcısı
varmış, ... ceza savcısı, birde hakim varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da
görüştürecem sizi, onlar da arkanızda, ama onların bize ne faydası olacak ki a..na koyum",
Selim' in Osman BAYDEMİR'i kastederek "O Belediye Başkanına ona yönlendirsene sen",
Muhammet'in Sebahat TUNCEL'e eylem yapabileceklerinden, Osman BAYDEMİR'e
yapamayacaklarından bahsettiği, Selim'in ise Osman BAYDEMİR' in İstanbul' a gelip gittiği
sırada eylem yapılabileceğinden bahsettiği,2-3 Milyar para bulmaya çalışması ile ilgili
konuştukları, Muhammet'in nasıl yapacaklarını düşündüğünü, konuyu Fuçi lakaplı arkadaşına
da söylemek istediğinden bahsederek "O da gelsin bayramdan sonra bi gidek o Albayın yanma
konuşak diyek bize biraz nakit ver,kendimizi hazırlıyak diyek ....", Selim: "Yav Osman Olur,
Öbürü Türk Olur", Muhammet: "A..na koyam ken diyorum bunlardan desteği alak girağ a..na
koyim yolda kendimizi ihbar edek a..na koyayım gitmeden işte giderken yakalandılar misali"
"Valla bu büyük te bilmerim artık nasıl edek a..na koyam yani sonunu düşüneceğuk büyük bu
diyor kesin yapın diye", Selim' in ise kendisine bir ay müsaade verilmesini, Sebahattin ÇAKIR'
ı kastederek önce bu işi halletmesi gerektiğinden bahsettiği, Muhammet'in eylem sonunda işin
patlayabileceğinden bahsettikten sonra "O kesin o yüzde yüz a..na koyam Türkiye
çalkalanacak onda o kesin yani sonu kesin kötü de onun artık herşeyi göze alacağık artık kaç
yıl yatank bilmerim a..na koyam", Selim'in "Yüzümüzün akıyla çıkarım he", Muhammet'in
Sebahattin ÇAKIR eyleminin de öğrenilmesi durumunda işinin zor olacağından bahsederek
"Bir işe benzesin birde içerde bakacak bir para olsun a..na koyduğum" "Ya bilmiyorum işte bir
paranın a..na koyam da işte bizim arkamızda durur millet işte yani kaç yılda çıkarık a..na
koyayım", Selim: "Sizin arkanızda o zaman herkes durur" , "...hiç aklına gelmeyecek insanlar
durur da", "... orada kral olsan da orası ora işte ..." dedikten sonra ailelerini unutmaları
gerektiğini, eylem sonrasında ailelerine PKK' mn zarar verebileceğini konuştuktan sonra
Muhammet : "Devlet zaten bizi si...mez de" "Ancak o büyüklerden koruyanlardan olursa olur
korur yoksa dışardan öyle devlet mevlet bizi de s..er a..na koyam, adam diyecek devletin askeri
var polisi var size mi kamış a..na koyam" "He iyice bizi vatan haini ederler de", Selim: "He
Ağca gibi oluruz ha", Muhammet: "Başka bişey dediğin Orhan PAMUK'u diyek a..na koyam"
, Selim'in isim söylememesi konusunda uyarıda bulunduğu, daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili
gazete de çıkan haberlerden bahsederek Muhammet: "Ogün'ün hesabında trilyon varmış",
Muhammet: "Ya işte ben şeyden korkarım işte bu a..na koyduğum Ahmet Mehmet'leri
onlardan korkarım çevre var ya", Selim: "Ya onları da PKK şey yapar yani başkası diyecek ki
Ahmet'in kardeşi mi gelecek onlar hiç bir ya...mı yiyemez ama PKK mn adamı sonuçta onlar",
Muhammet: "Ya a..na koyam bunlar DİNK İ HALLETTİLER hiçbir si..m olmadı, ne
akrabaları ne çevreleri hepsi kahraman oldu çıktı a..na koyam, Biz ona diyek ki gelin biz
Orhan'ı dökek", Selim: "Yo Orhan'ın da şu an hiç sesi soluğu çıkmıyor a..na koydum adam
oldu biliyor musun şu an Şükrü Engin'i o Emmet" "Emmef le Osman da işte Osman'a
yanaşamazık a..na koyam", Muhammet: "Ya ona yanaşamazık Ahmet'e de yanaşamazık ki",
Selim: "Ahmed'e de yanaşamazık Ahmet 40 kişiyle gezer", Muhammet: "Ya onun a..na
koyayım ben onu göze aldıktan sonra ben onun her türlü a..na koyarım da ta meclisin içine
girerim", Selim: "Girer Bombayla Patlatırım kendimi de onu da", Muhammet: "Onun a..na
koyarım Meclisin Nizamiye De Duran Uzman Çavuş Bizim Ol... li" " .. bizim 01...İİ meclisin
nizamiyesinde o bizi her türlü içeri alır da sorunsuz içeri giderim de işte sorun sonu", Selim:
"Neyse siktir et bunlan konuşmayak telefonda da gelirsin konuşuruz" "Kaç kontörün var" "Az
yolla ha ben yarın değiştirecem 5 tane olsa yeter bana" dediği,
Tape:494, 03.10.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında
Selim AKKURT Kadıköy Kozyatağmda olduğunu söyledikten sonra X ŞAHIS: "Uğra yarın
uğrucan mı HASAN'a" "Uğra yarın uğra Öbür Yere Uğra Bizim Şeye Değilde ..." "Oğlum o
tarafta ne dolanıyorsun" "Geç Yerine Geç", Selim: "Engin'in Orda Bişey Yok Değilmi Abi", X
ŞAHIS: "Yok len yok ne olacak ki biri şey etrriîşJbizİ de" "Etrafına şey et len
adam gibi adamlarla otur bak", Selim: "Aynen abi aynen sen hiç merak etme şeyde
değiştirdim abi o dediğin seyide değiştirdim şimdi bunu tekrar değiştireyim mi öbürünü", X
ŞAHIS: "Numarayı mı" "Değiştir 2 hattın olur değiştir onu alırım ben senden bide bu şey de
kendi çevrenden uzaktır dur lan işine zararı oluyor oğlum kendi çevrenden uzakdur" "Bak Şey
Etmişler Biri Şey Etmiş Öğrenemedim İsmini de" dediğini, Selim: "Tamam abi onun ismini
öğrenemez miyiz kim olduğunu" "Telefonda Gevezelik Etme İşine Bak Geç O Tarafa Geç"
dediği,
04.10.2007 tarihinde Yakup ÖNAL ile görüşmesinde özetle; Bir şahsın ceza evinde
ziyaretiyle ilgili görüşme yaptıkları, Yakup ÖNAL'm "..bu numara kimin", Selim AKKURT'un
"Benim ama Allahm oğlunda yok senden başka Allanın oğlunda da olmasın" "... bizim şeyi
deşifre etmişler kim etmişse" "İş yerini piyon etmişler ya" "Bizim işte evlen ..tek yetki varsa
oda sensin", Yakup ÖNAL'm "... ben onu ya yarın ya öbürüsü gün gönderirim", Selim
AKKURT'un ".. acele etme elimde tespih var hiç acelesi yok" "..Tolgahanla da konuşursan de
ki, şey yapmış de bilsin değişmiş dersin ya, hiç görüşme de ki hiç görüşmirem" "Hiç kimse
seninle görüştüğümü de bilmesin tamam kardeşim" dediği,
Tape:495, 06.10.2007 tarihinde Göktürk isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Selim AKKURT kira eksiği olduğunu ve 200 milyon paraya ihtiyacı
olduğunu, GÖKTÜRK isimli şahsın parayı postaneden göndereceğini söylemesi üzerine
Selim: "He Benim Şeyim Adım Polat Dayıoğlu Tamam Mı", GÖKTÜRK'ün "Tamam tamam
adın Polat nerenin postanesi" "Şişli adın POLAT" dediği,
Tape:291, 07.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' ile görüşmesinde özetle;
M.YÜCE' nin S.AKKURT' a Çarşamba günü maaş alacağından bahsettikten sonra
"Telefonların niye kapalı", Selim: "Değiştim ya", Muhammet: "Hangi yeni numara aldın"
"Şimdilik bunu ha", Selim: "Hım" diyerek sık sık telefon numarası değiştirdiğinden
bahsettikten sonra "İşimiz var daha kaç gündür" dedikten sonra bir süre bayramı nasıl
geçirecekleri ile ilgili görüştükten sonra Muhammet: "Şey dün şey gelmişti Pala Nizam'm
oğlu var bitane Orhan mı Orhan değil onun kardeşi var Ayhan Ayhan O derneği çalıştırıyordu
ya bitane çocuk vardı neydi Erhan Erhan" "Onun abisi var o gelmişti o gün İstanbul'a dedi
şeygilin evinde kaldım bi akşam Selamigil'in evde dedi" diyerek Kutsi ile görüşüp
görüşmediğini sorduktan sonra "Bende 546 var şuanda onu taktım onu kullanıyorum..."
"5462073833 var ya şuan onu kullanıyorum ha" dediği, devamında ise M.YÜCE' nin birlikte
olduğu bir kadından bahsettiği,
Tape:496, 13.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında hal hatır sorduktan sonra Selim: "Tamam ama 38 33 lüyü tak tamam mı
o benim verdiğim 42'liyi kullanma" "Tamam şey yap ne oldu Komutandan Bişey Çıkmıyor
Mu" "deki Osman yada şey ..." dediği, Muhammet: "Tamam bakacağız" dediği,
Tape:499, 13.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında SELAMİ isimli şahısla tutulan yeni bir evden ve Altun isimli bir bayamn
kocası olduğu tahmin edilen bir şahıs hakkında konuşulduktan sonra bu şahıs hakkında
Muhammet: "bu bizden de beter hadi yine biz neyse bu tam p.. süzme ya", Selim: "Ya sen şu
VCD yi ne yaptın arkadaşım ya" "Tamam öbürgün biz geliriz alırız o zaman" "Numaramı şu
an hiç kimse bilmez son o 542 liden de arama" "Sakat onu kullanmıyorum mimli diye",
Muhammet: "Ha şey aradı seni Gürkan ,Gürkan diyor ben nereliyim Telezköklü müyüm mü
dedi yok Telezköklü değil ya biri ben Gürkan dedi o bilir 536 lı bir numara ya", Selim: "Ha ha
Göleli Gürkan" "Tamam tamam tamam o işi Gürkan o onunla benim manyak bir işim var eğer
o işim olduysa ... kurtulduk" "Vallah 100 Bin Dolarlık bir iş getirdi o beni" "Şifreli
konuşmuşsa odur odur dur hele ben onu arayayım sabah oldu ya", Muhammet: "Numarası varsa
ara bide şeyi aradı bu gün mesaj atmış bizim ... Torunu var ya Emrah Emrah" "Gardiyan
Burhanın oğlu o mesaj atmış selam söylediydi bayram mesajı atmış"--"Ben CD'le beraber oray
götürürüm Halıfleks de var" "Onları beraber ordan alır götürüşün tamam zaten ben Cuma günü
geleceğim sen o yeni evi tuttun emi" dediği,
Tape:500, 17.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
MUHAMMET'in "Sağolasm o İtalyan Baretta En Son Kaça Olur", Selim: "91u mu",
Muhammet: "Sıfırı sıfır", Selim: "He O En Son 1 Olur Ya", Muhammet: "BİR 14'LÜ
FİLAN", Selim: "l'e bile sanmıyorum ama uğraşırım alırım herhalde", MUHAMMMET'in
"Az bi dakika al sen onu şey yap İtalyan'ı 1 öbürü de 1 tamam mı sende şey yap sen bi görüş
HALLİL'len", Selim: "14'ü bire vermez ya" "He 1 buçuktan yani ben bene vereceği fiyatları
söylüyorum sana" dediği,
Tape:688, 20.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin
başında birbirlerinden kontör istedikten sonra AYHAN'm "Hee Cünim ne ediyor lan", Selim:
"Yav Cüni çok memnun reis senden yav" ... "Cüni de şimdi Ayhan REİS diyor başka birşey
demiyor" , bir kavga olayından bahsettikten sonra , Ayhan'ın " Onu çektin mi vuracaksın a..na
koyam" "Hiç olmazsa belden aşağı değil mi,yani", Selim: "Ya p...leri öne çıkartırlar ona canım
sıkıldı hele bak hele aminim ne bileyim biz Biz Adam Geberttik Bu Kadar Gündeme Gelmedi
neymiş Erol büğürmüş herkesin ağzında Erol böğürmüş", AYHAN'm Yener..? isimli bir
şahıstan bahsettikten sonra Cüneyt..? ve Rasim..? isimli şahısların ne yaptığını sorduktan
sonra "Şey diyorum çok mu yanınızdaki adamlar yani sağlam adamlar mı ne diyorsun he"
"Bunlarla İcraata Çıkılır Mı ey", Selim: "He he Cuni İyi İstihbarata Çıkıyor İşte O Yönü Var"
"Öbürlerinin hiç birisi bişey değil Reis" dediği,
Tape:501, 21.10.2007 tarihinde, Zafer POLAT ile görüşmesinde özetle; Bir süre çeşitli
konular ve şahıslar hakkında görüştükten sonra Zafer'in "Öbür ibneler ne ediyor?" diye
sorduğu, Selim: "Adem gelecekti. Heraldeki şimdi birazdan gelebilir. O da yazmış kardeş işte
müjdemi isterim, şudur, budur." "....Gelecek hiç birşey yok kesin. Diyecek ki şey sigara
içeceğiz müjdesi odur kesin", Zafer'in "Sen görüşür müsün Aguşla?" "Yok. O şeyden sonra
ben uyuz oldum yaa işte." "Abuşlan görüştük, Abus gitti. Ertesi gün a..na koyayım o şeyler
patladı mevzuatlar. Ondan sonra numaramı mumaramı değiştim hemen." "Onun telefonda
kesin mimlidir yani. ...Ama İsim Vermedik Birşey Etmedik Öyle Bir Konuştuk İşte...",
Zafer'in "Ya onların ki hep dinlenir da. .. .En küçük şifreyi şey yapıyor adamlar." dediği, uzun
bir süre çeşitli konular hakkında görüştükten sonra Zafer'in "O ibneyede bir mektup gönderdim
ben." "Kendimi adımman soyadımman yazdım çokta sikime." "Onun adres yine aynıda.",
Selim: "Aynı aynı he. Gitmiş bulmuştur onu ya. D 17 miydi kaçtı koğuşu?" diye sorduğu,
Zafer'in bilmediğini söymesi üzerine Selim: "...O sana cevap yazar. Bize şimdi adresi bahane
eder, yazmiğirde. Sana yazar." "Onun derdi banaymış yaa. Abusta diyir sana çok kırılmış diğir.
Dedim ne ettim ki kırılır bilmirim diğir.", Zafer'in "E ne edek a..na koyum. Bizde gidek. Sen, o
zaman git. O dtp'nin başkanım öldür. Bende gidim ha o diyarbakır belediye başkanını. Kardaş
bizde gidip yatak ne edek.", Selim: "Bizde gidek yatak. Ona mı kizir acep bilmirim ki..."
dediği ve yine çevrelerindeki şahıslarla yaşadıkları problemlerle ilgili görüştükleri,
Tape:250, 22.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "... Albay'mdan birşey çıkacağı yok onun a..na koyayım iki gündür ara ara a..na
koyduğumun ..bu seferde diyo devletin askeri var polisi var boşverin, a..na koyduğumun k.. .atı
ya" "bizim rızkımız kesiliyor her taraftan" "Manisa.. Ne ettin orayı", Selim: "Hala oğlu
toparlayamıyorum ki kendimi..." "..parasız pulsuz gidilmez da oraya, en az cebinde iki milyar
olacak ki..." "...Kürşatı arıyormuş getir evraği, orayı arıyor ordan o evrağı al ne bileyim bir
şeyler kriz miriz varmış neyse" "Yav çekirge bir sıçrar iki sıçrar a..na m bakcaklar ..."dediği,
Tape:251, 22.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: " O Veli KÜÇÜK'ÜN telefonunu bulamaz mısın", Selim: "Bulurum", Muhammet:
"Ozan Arifinkini buldum görüşemedim de müsait değilim dedi, sonra görüşelim dedi, bir de
Veli KÜÇÜK'ü bulayım bana", Selim: "Veli KÜÇÜK'ün", Muhammet: "Bu albaydan bi s.. .im
çıkmayacak a..na koyayım onun ben", Selim: "... onu böşvfer^â, bize güvenemez halaoğlu o, o
yüzden biliyor musun", Muhammet: "...bana Veli KÜÇÜK lazım, onu bir bulayım", Selim:
"Veli KÜÇÜK bizimkinin arkadaşı ya" "Geldi ben görmüşüm" dediği,
Tape:252/253, 23.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE üe mesajlaşmada; Muhammet:
"Halaoğlu Mektubu Hallettim Tamam Cumartesi Getiririm Beraber Veli Kücuğun Nosunu
Neyaptm Son Kontorum" yazdığı,
Tape:497, 25.10.2007 tarihinde Adem isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra Adem'in bir şahsı aradığından
bahsettiği, Selim'in de iş değiştirdiğini, başka bir iş yerine geçtiğini anlattığı, Adem'in
"Sağlam mı şimdiki yer?" "..yine dikkat et" "Müsait olayım dedim arayım onu dedim"
"Kimlesin sen Selami'yle mi?", Selim: "Yok yok Hayri" "Konuşuyoruz da şu an Hayri,
herşeyi değiştirdim" "Ev işim" "Mekanı evi", Adem'in "Yolların bile değişti da, şeyden haber
var mı" "Mesut'tan?" "He bi ara haber al ne oldu a..na koyim", Selim: "İçerdeydi ya bakalım"
"nasıl gidiyor mahkemenin seyrini", Adem'in "Bak Avea hatlar sağlam mı?" dediği,
Tape:254, 27.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE'
nin telefonunun dinlendiğinden şüphe ettiğini söylediği, konuşmanın devamında, "Neyse bizim
Yener.... abi var bir tane ... çok sağlam biri, o da burada tamam mı, bir tane demiştim ya o
İstanbul'a gelecek, onunla ilgilen, ona bir evrak lazım çek bir de, bir evrak lazım, kimlik tamam
mı, ararsa yardımcı ol..." "Kesin tanırsın Yener diye biri o da burada işte kendi çapında bir
şeyler yapmaya çalışıyor da ..." "Telsimi de yalnız isim falan söylemedim işte hiç bir şey"
".. .Konya'da bir iş var onu vuracakmış, iki kamyon yem, çek var mı şeygilde" dediği,
Tape:259, 27.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet:"Tukcelli tak Turkcelli" "Mesaj attı sana şimdi" "Aradı turkcellden görüş" , Selim:
"Şey yap Adem'in numarasını göndersene ona" dediği,
Tape:261, 27.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Selim:
"Şey yapmışlar şimdi mesaj yolladım he arar şimdi", Muhammet:"Şey şey et fazla şey yapma
öyle üstten al a..na koyum de ki hallederiz de ki ne gerekiyorsa de ki Muhammet söyledi ...
tamamdır de ki de ki yalnız de ki İstanbul'a geldiğinde benden görüşemezsin de de ki ben sana
bir yer söylerim oradan evrakları alırsın de ki" dediği,
Tape:689/690, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Kardas
ihaleye girmeye, güçlü olmaya, risk almaya, artık kabuğumuzu kırmaya, ortalığı toz duman
etmeye, kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar güçlü olmaya, kendinizi hazırlaym,Yener
babaya selamlar" yazdığı,
Tape:691, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Reis emir ve
görüşlerinize hazırız, biz zaten her zaman hazırız. Yeter ki emret, reisim o mübarek ellerinden
öpüyoruz." yazdığı,
Tape:692, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Hay Yener'in
ben canını yiyerim onun, onu yanımda görmek istiyorum, öyle bir güce ihtiyacım var, segmus
yeğenimi kesin ikna et" yazdığı,
Tape:693, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Tamam reis, bu
zaten hazır, biz seni bekliyoz, bu kirkolari bu aralar yıkalım mı" yazdığı,
Tape:694, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Yener baba
diyorsa problem yok, hemen saldınnz,ama ben Tamer'in a..na koyem, bu i..ne için değer mi
bilmiyorum ki" yazdığı,
Tape:695, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Reis önce
paraya ihalelere saldıralım,sonra sikilecekleri sikelim,Çağn ekibinizde bende olmak istiyorum
hatasını anlamış seni gerçekten seviyor." Yazdığı,
Tape:696/697, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT arasındaki mesajda; "Ya tabi ki
o şerefsizi bende atmadım ki zaten atamazsın da, aramıza tekrar hoş geldi, zaten onun bir
derdi olsa hesapsız saldıracak yine biziz basta sen ben'''.;"...o bunu böyle bilmeli Türkiye'nin
yaptığı gibi kenetlenmeliyiz görüyorsun içimizde bir taiı£-alt çeken yok" yazdığı,
Tape:698, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Çağrı çok
sevindi,teşekkürlerini sunuyor,ellerinden öpüp emirlerini bekliyoruz reis,biz artık çok
güçlüyüz,efsane geri döndü." yazdığı,
Tape:699/700, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Ona de ki
değiştim demeynen kabuğa çekilmeyle riske girmeden hiçbir şey olmaz, artık yakında bir
yerlere saldırmaya hazır olun Cuni'ye de haber salın ortalığa" "dehşet salacağız" yazdığı,
Tape:701, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT arasındaki mesajda; "Çagrı'ya söyle
küslük bitmiştir" yazdığı,
Tape:702/703, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Selo'yu da
bize katılmak isteyene kapımız açık" "Tamam reis buda çok sevindi, bence biz bu aralar
kirkolara vuralım" yazdığı,
Tape:522, 28.10.2007 tarihinde Ayhan ile görüşmesinde özetle; Uzun bir süre çeşitli
konulardan ve tanıdıkları şahıslar hakkında görüştükten sonra para kazanmak için yapacakları
işlerle ilgili Selim: "Cesaret olmadığı kadar var da. Bize işte biraz ney akıllı hareket yapcağız
akıllı." "Teknik arabası silahı milahı sonra reis", Ayhan'ın "Aynen aynen şerefsizim zaten bir
tane taksi aldım mı falan onlan gelecem. Galo maloyu doldurup gelecem a..na koyayım.",
Selim'in Ya iyi ya kötü bu normal normal hayat bize göre değil" dediği,
Tape:263, 30.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile yaptığı mesajlaşmada;
Muhammet: "...sen Veli KÜÇÜK'ÜN numarasını sen sade bana bul a..na koyum o tanıdık
Albaydan bir s..im çıkmayacak sen o Veli KÜÇÜK'ÜN numarasını bana bul yolla" dediği,
Tape:525,31.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Selim:
"Fuçiyle görüşüyor musun deli Fuçiyle" diye sorduğu, Muhammet: "Dün akşam konuştum işte
a..na koyayım. Yine bir imparatorluğu kuracam diyor, atlayacam diyor hiç şevki yok. Hepiniz
geleceksiniz diyor kimse kaçmayacak diyor. Sanki a..na koyayım dövüşe gidiyoz." "...Adam
a..na koyayım İstanbul'u ne zannediyor. Ne bileyim tamam var kardaş yapak da. Ne İle
Yapalım Para Yok a..na koyayım. Birşey yok parasız ne edelim a..na koyayım.", Selim: "...50-
100 milyar olmadan mümkün mü yav.", Muhammet: "Hiç a..na koyanı Tamam gidek aha
vurak" "Hiç a..na koyayım arabası. Para yok hadi gittik birini vurduk. İçeride kim bakacak bize
rezil olup kalacağız a..na koyayım" dediği, bir süre Coşkun İsimli şahıs hakkında görüştükten
sonra Muhammet: "Şey Ata'yla görüşmüyor musun? Deki yol göster yav de..." "Ona de ki
teyzemin oğlu var. Böyle böyle de... Sabıkası yok, birşeysi yok, Uzman Çavuşluktan ayrılma
de.", Selim: "Fazla birşey talep edemiyorum. Mesela onun tır filosu var. Diyemedim ki işte
benim abimin de kamyonu var da ....tır alsın da.", Muhammet: "Ağayla dün konuştum."
"Dedim dayı ne var ne yok, Ne ettin diyor. Kuvayı Milliye derneğini dedim devam ediyoruz
dedim, diyor sizi harcarlar diyor dikkat edin diyor seni....", Selim: "Doğru diyor yav, ORDAN
Bize Birşey Çıkmaz Yav." "O da boş konuşuyor. Boşver biz bakacaz halaoğlu kendi işimize
bakacaz." dediği ve bir süre izledikleri filmlerle ilgili görüştükleri, daha sonra Muhammet:
"Dün akşam onu arayacaktım ya emanet için de..." "...bizim muhtarın oğlu... Benim evimin de
yanında oturuyor da. O bir tane alayım diyor. 500'ünü vereyim, 500'ü diyor. Neyse öbürünü de
sonra vereyim diyor...", Selim: "Yok yok öyle birşey teklif edilmez ya. Yani yardımcı olur
uygun birşey ayarlar ama öyle birşey yansı peşin yansı sonra olmaz." "Olmaz olmaz ne o şey
değil ki yav elbise almıyoruz ki araba almıyoruz ki." dediği,
Tape:536, 04.11.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "İnşallah tabiki
en yakmda bu esarete son vereceğiz. Emin ol ki herkesin yüreği kopuyor,Beraber
bağlılığımızı duyan zaten herkes duymuş Cuni de bize hep la..." yazdığı,
Tape:538, 04.11.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Reis bozkurtlar
puslu yağmurlu havayı severler. Biz de o kanşıklığı bekliyoruz zaten. Ortalık kanşmca
ortalığın a..na koyacağız. Yeter ki bir kıvılcım .çıksın" yazdığı,
Tape:540, 04.11.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Olacak Reis
hepsi olacak.Maddi manevi çok büyüyecek güçleneceğiz. Hayal bile edemeyeceğin kadar
.Yeter ki beklenen gün gelsin. Dedim ya bir kıvılcım çıksın yeter" yazdığı,
Tape:550/551, 04.11.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; Erzurum'un
Oltu ilçesindeki seçilmelerle ilgili (l.SMS) "Yakında muhtarlık seçimi var. İnşallah orda
patlak verecek. Bekle ve gör. Kim gözü kara ise o işi götürür ama kanlı çatışma da olabilir,
emin ol şimdiden muhtarlık senaryoları hazırlanıyor." yazdığı,
Tape:552, 04.11.2007 tarihinde Ayhan ÇELİK ile mesajlaşmasmda ; "Sen hiç yorum
yapma, o muabbetlere karışma bile. Köyü boşver,büyük düşün. Savaş çıksın neler yapacağız.
Her istediğimize sahip olacağız.Savaşta güçlü olan kazanır." yazdığı,
Tape:804, 12.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Aralarında merhabalaştıktan sonra Muhammet: " Senin defterin bata gine numaralarım değiştin
a..na koyayim hepsim ariyrim kapalı he?", Selim:, "Olur mu komutamm Avea yi çaldırdın ya."
dediği, devamında Okmeydanmda buluşmak için randevulaştıkları tespit edilmiştir.
Tape:808, 13.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Aralarında bir süre konuştuktan sonra, Selim: "He iyiyim bende ne edeyim ya işler nasıl?",
Muhammet YUCE'nin "Şey et ha iyi ben görüştüm a şimdi o senin numaranı istedi şimdi yine
aradı veriyorum ha bu numarayı diyor bi onla görüşecem.", Selim:, "Şey mi", Muhammet:
"Ha Fikri Karadağ." dediği, Selimin bunun üzerine "He tamam da isim soy isim söyleme."
Diyerek telefonda Mehmet Fikri KARADAĞ'm ismini söylememesini istediği, görüşmenin
devamında, Muhammet: "He yo. Diyor onla bi görüşeyim Bİ İŞ VAR DİYOR tamam mı"
diyerek Mehmet Fikri KARADAĞ'm Selim AKKURT ile görüşmek istediğini belirttiği,
Tape:809, 13.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Bir önceki
görüşmenin hemen ardından Muhammet YUCE'nin Mehmet Fikri KARADAĞ'ı kastederek,
"Aradı" diye sorduğu, Selimin olumsuz cevap vermesinin ardından, Muhammet: "Numaranı
verdim ha bu numarayı arayacak. Bak bakayım hele ne diyor a..na koyayım.", Selim: "Tamam
sen bişey konuşmadın mı", Muhammet YUCE'nin ise "Yok telefonla konuşamadım da. Dedi
bana o lazım dedi onla görüşmem lazım dedi HERALDE BİR İŞ Mİ VARDIR nedir
bilmiyorum ki. Tamam dedi o bana lazım dedi numarasmı ver dedi onla görüşecem dedi
yüzyüze görüşülmesi lazım dedi nasıl edek dedi.", Selim: "Tamam giderim ben ya." Dedikten
sonra Muhammet: "Ama yinede dikkat et. Bu ayrılmış ordan ha. Bırakmış orayı ha." Diyerek
dikkatli olması konusunda uyardığı,
Tape:810, 13.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK arasındaki
görüşmede özetle ; Muhammet: Coşkuna nerede olduğunu ve ne iş yaptığını sorduktan
sonra,"Tamam şuan Halil (Selim Akkurt ) görüşmeyi yapıyor. Görüşüyorlar. Toplantıdalar
şuan eğer dediğim iş olursa bu akşam olacak tamam. Ya yarın ya da öbür gün gideceğiz,
hazırlan.", Coşkun.'un "Tamam ben hazırım ya." Şeklinde cevap verdiği, Muhammet: "Valîah
diyorum şuan görüşüyorlar para konusunda. Yarın öbür gün gidebiliriz a..na koyayım var var
yok yok.", Coşkun'nun "Bekliyorum bekliyorum . Ben hazırım her türlü ya." Dediği,
Tape:811, 13.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Aralarında bir süre birbirlerine telefondan görüşememelerinden bahsettikten sonra Muhammet:
"He şey et aradımı seni Albay" diye sorduğu, Selim: "Yok işte kapandı ondan sonra
telefonum da aramadı.", Muhammet YUCE'nin Mehmet Fikri KARADĞ'ın kendisine
ulaşmaya çalışıtığmı belirttikten sonra "Şu an şeydeymiş Harbiye oteli nerde. Orda
bekliyormuş seni." dediği, görüşmenin devamında Mehmet Fikri KARADAĞ'm Selimi
Harbiye Oteline beklediğini ancak Selimin Mehmet Fikri .KARADAĞ ile bir gün sonra
görüşmek istediğinden bahsettikleri, '"'V.y.''
Tape:814, 13.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetie;
Muhammet YÜCE'nin Selim'e Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşüp görüşmediğini sorduğu,
Selim: "Yok o şeyden arar beni ankesörlüden arar o yüzden." dedikten sonra kendi
numarasının Mehmet Fikri KARADAĞ'a verilip verilmediğini sorduğu , Muhammet: "Bi iş
var dedi de konuşamadım bende." dediği , devamında da Mehmet Fikri KARADAG'm Selim
ile görüşmek istediğinden bahsettikten sonra "Diğer o şerefsizler sahte peygamber olmuş
çıkmışlar diyor deki orayı ele alak deki tekrar get deki orayı deki alak deki a..na koyayım. Deki
sen gerekeni yapak deki sen şeyi yap deki sen hallet bizi deki deki biz orayı almk deki geri.
Hele bak ne diyor yada başka bir iştir heraldeki tamam." dedikten sonra Selim: "Tamam"
diyerek telefonu kapattığı,
Tape:946, 16.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'ye gönderdiği mesajda ; Selim
AKKURT'un " Halaoglu şuan Balikesir'deyim ne yaptin Albayla görüştün mü, kontorum yk
Mesud'un numarasini msj at." Yazdığı,tespit edilmiştir

c)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Muhammet YÜCE; Selim AKKURT' un hemşerisi olduğunu, İstanbul'da Kemal ATA
isimli bir fabrikatörün yanında çalıştığını, cinayetten dolayı yakalandığını Erzurum
Cezaevinde olduğunu bildiğini, kendisini Erzurum'dan tanıdığını, ancak istanbul'da çalıştığını
bildiği için kendisi ile burada görüştüğünü, Selim AKKURT ile Fikri Albay' m birbirini
tanıdığını, kendisinin tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralarını verdiğini, Fikri Albay' m
kendisinden dört dörtlük delikanlı bir adam istemesi üzerine, Fikri Albay' a Selim AKKURT'
un telefonunu verdiğini, Fikre Albay' m İstanbul'da bir otel söyleyerek orada buluşmak için
çağırdığını. Kendisinin gelemeyeceğini söylediğini, Selim AKKURT' a da ulaşamadığını
söylediğini, kendisine "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun" dediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ' m kendisinden dört dörtlük bir adam istediğinde ne amaçla
istediğini neden böyle bir adam istediğini bilmediği için kendisini söylemediğini, Selim
AKKURT' u İstanbul' da olduğu için tavsiye ettiğini, Erzurum Oltu' da Selim AKKURT ve
ağabeylerinin kanştığı bir silahlı çatışmanın olduğunu, Selim AKKURT tarafından ölenlerin
olduğunu, bu olaydan bir yıl sonra karşı taraftan bir kişinin öldürüldüğünü bildiğini ancak
Selim AKKURT' un bu olaydan dolayı aranıp aranmadığını bilmediğini,Orhan PAMUK' u
tanıdığını, herhangi bir husumetinin olmadığını, Orhan PAMUK' u kaldırma konusunda Selim
AKKURT ile aralarında konuştuklarını, ancak herhangi bir şey yapmadıklannı, aralannda
geçen bazı mesajlan birbirlerine şaka olsun diye gönderdiklerini, mesajlarda geçen Halil isimli
kişinin gerçekte Selim AKKURT olduğunu,
Coşkun ÇALIK; Selim AKKURT ile aynı ilçeden olduklannı, işlediği suçlardan dolayı
ismini çok duyduğunu, ancak Selim AKKURT' u hiç görmediğini, telefon dinlemelerinde
hedef şaşırtmak amacıyla Selim AKKURT' a Halil diye hitap ettiklerini, gerçekleştirmeyi
planladıklan eylemlere Selim AKKURT' un da katılacağını,
Orhan PAMUK' a silahlı saldın konusunda, Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan
PAMUK' u öldürme teklifinde bulunduğunu, Orhan PAMUK' u yurt dışından döndüğünde
kurban bayramının üçüncü günü İstanbul' da gerçekleşecek bir konferansa geldiği zaman
öldürmeyi planladıklannı, bu eylemde kendisinin Ayhan ÇELİK ile birlikte gözetleyici
olacağını, tetiği Selim AKKURT' un çekeceğini, Muhammet YÜCE' nin şoför olacağını,
Aynca Balıkesir'de fabrikası olan bir iş adamının öldürülmesi konusunda Muhammet
YÜCE' nin kendisine teklif yaptığını, bu eylemi Selim AKKURT ve Muhammet YÜCE ile
birlikte gerçekleştirmeyi planladıklannı, daha sonra vazgeçtiklerini, Muhammet YÜCE' nin
kendisine bu eylemi azmettirenler ile Selim AKKURT' un görüşmeye gideceğini söylediğini,
kendisinin azmettiren şahıslan tanımadığını, Selim AKKURT^ un bu kişiler ile görüşmeye
gideceğini Muhammet YÜCE' den duyduğunu, bu kişinin 4e4at PEKER olup olmadığı
2 3 36 ' ;_^""p r—
:
1J2S - V^P-^^Ks^
konusunda bilgi sahibi olmadığını, Selim AKKURT ile hemşeri olduğunu, Sebahattin ÇAKIR
isimli kişinin akrabalarının Selim AKKURT' un akrabalarını öldürdüğünü bildiğini, bu
nedenle Selim AKKURT' un Sebahattin ÇAKIR' ı araştırmış olabileceğini beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ; Selim AKKURT' u tanımadığını, Muhammet YÜCE ile
bir akrabasının cenazesine geldiğinde bir defa yüzyüze yanında bir veya iki akrabasının
olduğu halde görüştüğünü, bir defa da dernek genel merkezine geldiğinde görüştüklerini,
Selim AKKURT' u kesinlikle tanımadığını, Çamlıca' da görüşmek için yanında getirdiği
akrabalarından birisi olabileceğini, Selim AKKURT' u görse bile tanımayacağmı,Muhammet
YÜCE' nin kendisine bir akrabasının olduğundan bahsettiğini, kendisine bu kişinin telefonunu
verdiğini, bu numarayı aramış olabileceğini, ancak görüştüğünü hatırlamadığını, Muhammet
YÜCE' den bu telefon numarasını aldıktan bir süre sonra Muhammet YÜCE' nin cinayetten
aranan akrabasının yakalandığını söylediğini, ancak yakalanan şahsın Muhammet YÜCE' den
numarasını aldığı şahıs olup olmadığını bilmediğini,
13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08'de Selim AKKURT' un telefonunun iki ayrı (0
212 224 14 43 - 0 212 296 14 61) ankesörlü telefondan arandığının, daha sonra saat 19.20'de
Muhammet YÜCE' nin aradığı ancak Selim AKKURT' a ulaşılamaması üzerine, aynı gün saat
19.25' te Muhammet YÜCE ile telefon görüşmesi yaptığının hatırlatılması üzerine; Aradığı
kişinin Selim AKKURT olduğunu bilmediğini, şahsı Muhammet' in akrabası olarak bildiğini,
akrabasının cinayet suçundan arandığını veya cinayet işlediğini kendisine söylemiş
olabileceğini,bahsedilen kişinin Selim AKKURT olduğunu kesinlikle bilmediğini, Muhammet
YÜCE' nin sadık ve güvenilir bir akrabası olarak bildiğini,
13.11.2007 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince yapılan
fiziki takipte ısrarla ankesörlü telefon aradığı ve daha sonra bu ankesörlü telefondan bir yerleri
aradığının kendisine hatırlatılarak neden ısrarlı Selim AKKURT' u ankesörlü telefondan
aradığı ile ilgili olarak da herhangi bir art niyetinin olmadığını bu değerlendirmelerin telefon
görüşmelerinden çıkarıldığını beyan etmiştir.
Ayhan ÇELİK; Selim AKKURT' un akrabası olduğunu, 5-6 yıl kadar önce TSE'de
çalışırken gördüğünü, Selim AKKURT' un bazen kendisini telefonla aradığını, Selim
AKKURT' un şuan cezaevinde bulunduğunu, Selim AKKURT' a aile içersinde Doğukan
olarak hitap ettiklerini, kesinlikle Halil ismiyle hitap edenin olmadığını, Selim AKKURT' la
ara sıra görüştüğünü, Coşkun ÇALIK' m kendileriyle ilgili ifadesinde iddia ettiği hususları
kabul etmediğini,
Selim AKKURT ile yaptığı telefon görüşmeleri için çoğunun gır gır amaçlı
görüşmeler olduğunu, aralarında şaka amaçlı bu tür görüşmeleri yaptıklarım,beyan etmiştir.

d)-Hukııki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Selim AKKURT'un Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde mafya tarzı
eylemler ile örgüte gelir temin etme ve provakatif terör eylemlerinde tetikçilik yapma
faaliyetleri ile görevlendirildiği, Ergenekon Terör Örgütünün provakatif bir terör eylemi olarak
Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasına havale ettiği Orhan PAMUK,Fehmi
KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahâr-TUNCEL'in öldürülmeleri
eylemlerine ilişkin hazırlık hareketleri aşamasında yer aldığı iddfa edilmektedir.

^2 — / y^-v
■****-
Şüpheli, yakınlarının Erzurum Oltu ilçesinde bir silahlı çatışmada öldürüldüğünü, bu
nedenle ilçeyi terk edip İstanbul'a geldiğini, daha sonra bu silahlı çatışmanın karşı tarafından
olan bir kişinin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak kendisi hakkında yakalama emri
çıkarıldığını, ancak kendisinin teslim olmayarak İstanbul ilinde kaçak olarak yaşamaya devam
ettiğini,diğer şüphelilerden Muhammet YÜCE, Ayhan ÇELİK ve Coşkun ÇALIK'ı akrabası
ve yakınları olmalarından dolayı tanıdığını, Mehmet Fikri KARADAĞ dahil olmak üzere
diğer şüphelileri tanımadığını, Ergenekon Terör Örgütü veya Kuvayı Milliye Derneği ile ilgisi
bulunmadığmı,arkadaş çevresinde kendisine Halil dendiğini duyduğunu ancak bu isim ile
hitap edilmediğini,herhangi bir eylem hazırlığı içerisinde yer almadığını savunmuştur.
Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat
TUNCEL'in öldürülmesine ilişkin eylem hazırlıklarının var olduğuna ilişkin deliller yukarıda
Mehmet Fikri KARADAĞ , Muhammet YÜCE ve Kuvayı Milliye Derneği kısmındaki genel
açıklamalarda geniş olarak anlatıldığından aşağıda özet olarak konuya ilişkin birkaç telefon
görüşmesi,Coşkun ÇALIK'm ifadesinin ilgili kısmı ve fiziki takip tutanağı anlatılacaktır.
Tape:218, 15.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;M.YÜCE'
nin S.AKKURT' a "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine", Selim: "Ne diyor o a.. .cık",
Muhammet: "A..na koyum onun da ben şu an tatildeyim diyor, komutan diyorum olursa olsun
diyorum., biz her türlü varız, İndirilecek Adam Varsa İndirelim, her türlü arkanızdayım
dedim" "Bu Yeni ŞAFAK gazetesinde Fehmi KORU mu ne var ya bir tane gazeteci" "O
kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri ayarla dedim,., sen bizi
başkasına yönlendir dedim" "Yani yapacağımız varsa yapalım bize destek olsun dedim" O
Gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama dedim,
sende bize yap dedim", S.AKKURT' un "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi?",
Muhammet: "Erkek Fehmi KORU var ya a..na koyum" diyerek gazeteci FEHMİ KORU' nun
yazdığı Yenişafak gazetesinin Fikri KARADAĞ ile çok uğraştığından bahsederek "Komutan
Onu Biz İndiririz Dedim, Sabahat TUNCEL'i de indirelim dedim, zaten Sabahat TUNCEL'i
İndireceğiz Dedim, ikisini de indirelim dedim, Siz gerisine karışmayın dedim, siz sadece bize
yolu gösterin dedim", Selim: "Baydemir'le O Olabilir", Muhammet: "Sabahat TUNCELİ
dedim, O Da Tamam Diyor, tamam da a..na koyum önce bir mekan lazım bize, para lazım
dedim...", dediği,
Tape:227, 29.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "..Ben şimdi bizim Fikri Abayla görüştüm de, beni aradı, bu Ankara'da Sebahat
var ya o cezaevinden çıkan Tunceli' li" , "Şimdi bi Hakim varmış, bi Avukat varmış, onlannan
da beni görüştürecek", "Bi tene de biri varmış İstanbul'da , o da maddi destek sağlayacak,
diyor gidin ona diyor, nasıl edek" "... Başımızı ağrıtır ama ...", Selim: "Yav başımız ağrımaz
da koyum a..na da", Muhammet: "A..na koyum oğlum içeri girersek y...ğı
yeriz", Selim: "... Koyam a..na girek ne olacak, sanki böyle çok mu iyi yaşıyoruz" "...........Bu
adamlara yanlış yapılmaz", Muhammet: "Yanlış nasıl edek a..na koyum, ... ceza savcısı
varmış, ... ceza savcısı, birde hakim varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da
görüştürecem sizi, onlar da arkanızda, ama onların bize ne faydası olacak ki a..na koyum",
Selim' in Osman BAYDEMİR'i kastederek "O Belediye Başkanına ona yönlendirsene sen",
Muhammet'in Sebahat TUNCEL'e eylem yapabileceklerinden, Osman BAYDEMİR'e
yapamayacaklarından bahsettiği, Selim'in ise Osman BAYDEMİR' in İstanbul' a gelip gittiği
sırada eylem yapılabileceğinden bahsettiği,2-3 Milyar para bulmaya çalışması ile ilgili
konuştukları, Muhammet'in nasıl yapacaklarını düşündüğünü, konuyu Fuçi lakaplı arkadaşına
da söylemek istediğinden bahsederek "O da gelsin bayramdan sonra bi gidek o Albayın yanma
konuşak diyek bize biraz nakit ver,kendimizi hazırlıyak diyek ....", Selim: "Yav Osman Olur,
Öbürü Türk Olur", Muhammet: "A..na koyam ken diyorum bunlardan desteği alak girağ a..na
koyim yolda kendimizi ihbar edek a..na.keyâyirh'gitmeden işte giderken yakalandılar misali"
"Valla bu büyük te bilmenm artık nasıl edeîc'a/.na.koyam yani sonunu

338

2,'
düşüneceğuk büyük bu diyor kesin yapın diye", Selim' in ise kendisine bir ay müsaade
verilmesini, Sebahattin ÇAKIR' ı kastederek önce bu işi halletmesi gerektiğinden bahsettiği,
Muhammet'in eylem sonunda işin patlayabileceğinden bahsettikten sonra "O kesin o yüzde yüz
a..na koyam Türkiye çalkalanacak onda o kesin yani sonu kesin kötü de onun artık herşeyi
göze alacağık artık kaç yıl yatarık bilmerim a..na koyam", Selim'in "Yüzümüzün akıyla
çıkarım he", Muhammet'in Sebahattin ÇAKIR eyleminin de öğrenilmesi durumunda işinin zor
olacağından bahsederek "Bir işe benzesin birde içerde bakacak bir para olsun a..na koyduğum"
"Ya bilmiyorum işte bir paranın a..na koyam da işte bizim arkamızda durur millet işte yani kaç
yılda çıkarık a..na koyayım", Selim: "Sizin arkanızda o zaman herkes durur" , "...hiç aklına
gelmeyecek insanlar durur da", "... orada kral olsan da orası ora işte ..." dedikten sonra
ailelerini unutmaları gerektiğini, eylem sonrasında ailelerine PKK' nın zarar verebileceğini
konuştuktan sonra Muhammet : "Devlet zaten bizi si...mez de" "Ancak o büyüklerden
koruyanlardan olursa olur korur yoksa dışardan öyle devlet mevlet bizi de s..er a..na koyam,
adam diyecek devletin askeri var polisi var size mi kamış a..na koyam" "He iyice bizi vatan
haini ederler de", Selim: "He Ağca gibi oluruz ha", Muhammet: "Başka bişey dediğin Orhan
PAMUK'u diyek a..na koyam" , Selim'in isim söylememesi konusunda uyarıda bulunduğu,
daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili gazete de çıkan haberlerden bahsederek Muhammet:
"Ogün'ün hesabında trilyon varmış", Muhammet: "Ya işte ben şeyden korkarım işte bu a..na
koyduğum Ahmet Mehmet'leri onlardan korkarım çevre var ya", Selim: "Ya onları da PKK şey
yapar yani başkası diyecek ki Ahmet'in kardeşi mi gelecek onlar hiç bir ya.. .mı yiyemez ama
PKK nın adamı sonuçta onlar", Muhammet: "Ya a..na koyam bunlar DİNK İ HALLETTİLER
hiçbir si..m olmadı, ne akrabaları ne çevreleri hepsi kahraman oldu çıktı a..na koyam, Biz ona
diyek ki gelin biz Orhan'ı dökek", Selim: "Yo Orhan'ın da şu an hiç sesi soluğu çıkmıyor a..na
koydum adam oldu biliyor musun şu an Şükrü Engin'i o Emmet" "Emmef le Osman da işte
Osman'a yanaşamazık a..na koyam", Muhammet: "Ya ona yanaşamazık Ahmet'e de
yanaşamazık ki", Selim: "Ahmed'e de yanaşamazık Ahmet 40 kişiyle gezer", Muhammet: "Ya
onun a..na koyayım ben onu göze aldıktan sonra ben onun her türlü a..na koyarım da ta
meclisin içine girerim", Selim: "Girer Bombayla Patlatırım kendimi de onu da", Muhammet:
"Onun a..na koyarım Meclisin Nizamiye De Duran Uzman Çavuş Bizim Ol... li" " .. bizim
01...H meclisin nizamiyesinde o bizi her türlü içeri alır da sorunsuz içeri giderim de işte sorun
sonu", Selim: "Neyse siktir et bunları konuşmayak telefonda da gelirsin konuşuruz" "Kaç
kontörün var" "Az yolla ha ben yarın değiştirecem 5 tane olsa yeter bana" dediği,
Tape:229/230, 30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'm
telefonuna gönderdiği mesajda; "Halaoğlu Gazeteci Orhan Pamuğu Halledecez Ben Sen Halil
Fucı Varmış in Toplam 2 Trilyon Alacaz Varmışın Kurban Byrammdan Sonra Hazırol"
yazdığı,
Tape:231, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK ile
görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında hal hatır soruduktan sonra MUHAMAMET'in
"Mesajı aldın", Coşkun: "Yok", Muhammet: "Senin telsime mesaj gönderdim" "Bir bak hele
gelir" "Eyvallah tamam ona göre kararını ver ha" dediği,
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda;
"Gazeteci Orhan Pamuk Var Onu Halledecez 2 Trilyon Alacaz Hazırlıkları Yapacaz Hrant
Dınkı Vuranlarlada Halil Gorusmus Sedat Peker Alaattm Çakıcı Arkamızdalar ... Emniyet
Muduru Ve ... Savcıylada Bu Hafta Gorusecez Ben Sen Halil Fucı Hazırlıklı Of'yazdığı,
02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'm Muhammet YECE'ye gönderdiği mesajda ;
"Her Türlü Hazırım Halaoğlu Yeterkı Haber Verin" yazdığı,
Tape:233/234/235/236/237, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun
ÇALIK'm telefonuna gönderdiği mesajda; "Kuvayı Milliye. Demeyi Başkanı Fikri Albay
Hazırlıkları Yapıyo DTP Genel Başkanı Ahmet Turkje Diyarbakır Belediye Başkanı Osman
Baydemırı Söylediler Biz Onları Kbl Etmedik Onlar Bizim Basımızı Ağırtır Pkk Sülaleyi
Rahat Bırakmaz Diye Biz Olmaz Dedik Onlarda Orhan Pamuğu Dediler" şeklinde mesaj
gönderdiği,
Tape:238/239/240/241/242/243, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun
ÇALIK'a gönderdiği mesajda ; "Allah izm ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından
sonra ıstanbulda konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkısı halledecez, ilk basta 2 tnlyon
alacaz, ısı bitirdikten sonra da 5 tnlyon, bir tane villa, bir tane de benzin istasyonu alacaz,
bunlar İstanbul'da, ama sonuçta kesm yakalanacaz, bunu bil Hrant Dınk'i vuranlar gibi tüm
Türkiye bizim peşimizde olacak habenn olsun" yazdığı,
Tape:244/245/246/247, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a
gönderdiği mesajda ; "Öylede Yk Boylede Enazmdan Hayatımızı Kurtannz Babalar Gibi
Yatar Cıkanz Zaten Sedat Peker Yakalanınca Bizi Kendi Koğuşuna Aldıracakmıs En Buyuk
Biz Olacaz Paranmda Herseymde Emyısım Yapacaz Halaoğlu Bu Saatten Sonra Bize Bu
Gider"
Şeklindeki telefon görüşme ve mesajlannın da , adı geçen kişilere yönelik eylem
planlan ile ilgili bulunduğu anlaşılmaktadır.
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında ; saat: 16.05 sıralannda Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy ilçesi Beşiktaş İDO iskelesi
önünde buluştuklan, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feribotuna bindikleri, saat: 17.15
sıralannda Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35.
Noterin ofisi olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştuklan,
saat: 18.40 sıralannda üç şahsın da noterden ayrıldıklan, yaklaşık 5 dakika sonra Mahmut
KUZ'un diğer şahıslardan aynldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR'in Mecidiyeköy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in
burada İETT otobüsüne binerek Mehmet Fikri KARADAĞ'dan aynldığı, M. Fikir
KARADAĞ'm ise yaya olarak Şişli Osmanbey metro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57
sıralannda 0212 224 14 13 numaralı ankesörlü telefon ile bir yeri aradığı, daha sonra yine saat:
19.07 sıralannda yaya olarak Şişli Harbiye - Vali konağı kavşağına gelip 0212 296 14 61
numaralı ankesörlü telefondan bir yeri aradığı ve sonrasında Harbiye ordu evine girdiği ve
burada yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy
feribotuna bindiği, belirtilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonunu aradığı, ancak ulaşamadığı tespit edilmiş,
Selim AKKURT belirtilen cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet
Fikri KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini söylemiş, Mehmet Fikri
KARADAĞ ise Muhammet YÜCE'nin kendisine bir akrabası olduğundan bahsettiğini,
kendisinin de telefon numarasını istediğini,vermiş olduğu numarayı aramış olabileceğini,
ancak görüştüğünü hatırlamadığını beyan etmiştir.
Coşkun ÇALIK ise ; Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK' u öldürmeyi
teklif ettiğini,bu eylemi planladıklannı,eylemde tetiği Selim AKKURT' un çekeceğini, kendisi
ile Ayhan ÇELİK' in gözetleyici olacağını, Muhammet YÜCE' nin de şoför olacağını,
Muhammet YÜCE ile aralanndaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Ayhan ÇELİK
olduğunu ve bu kişiyi Selim AKKURT' un akrabası olarak bildiğini beyan etmiştir.
Selim AKKURT, 13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08 sıralannda Mehmet Fikri
KARADAĞ m 0212 224 14 43 numaralı ankesörlü telefondan kendisinin kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonuna ısrarla ulaşmak istediği ancak
ulaşamadığının tespit edildiği,tüm bu eylem planlannm konuşulduğu bir dönemde Mehmet
Fikri KARADAĞ' m kendisine ısrarla ulaşmak isteme sebebinin" sorulması üzerine; Belirtilen
cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ' m neden
kendisine ulaşmak istediğini bilmediğim, bu hususun Fikri JCaradâğ'^a sorulmasını istediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile hiç görüşmediğini, kendisini neden aradığını bilmediğini,
kendisinin böyle bir eylem planının içerisinde olmadığını, bu tür eylemlerle de bir ilgisinin
bulunmadığım beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE ; Selim AKKURT ile Mehmet Fikri KARADAĞ'I kendisinin
tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralarını verdiğini,Fikri Albay'm kendisinden dört
dörtlük delikanlı bir adam istediğini,kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini,Fikri albayın
İstanbul'da bir otel söyleyerek buluşmak için çağırdığını,kendisinin gelemeyeceğini
söylediğini, Selim'e de ulaşamadığını söylediğini,sonra da "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye
kadar orda olsun" dediğini, ne amaçla çağırdığını neden böyle bir adam istediğini de
bilmediğini,Selim AKKURT'u İstanbul'da olduğu için tavsiye ettiğini, Selim'in Erzurum
Oltu'da ağabeylerinin karıştığı bir silahlı çatışma olduğunu, bu olayda iki kişi öldüğünü, 3-4
kişinin de yaralandığım,ölü ve yaralıların hepsinin Selim AKKURT'un ailesinden olduğunu,
bu olaydan bir yıl sonra karşı taraftan bir kişinin öldürüldüğünüzü olaydan Selim'in dört
yakınının tutuklandığmı,Selim'in bu olaydan aranıp aranmadığını bilmediğini, Orhan PAMUK
ile herhangi bir husumeti olmadığını, Orhan PAMUK'u kaldırma konusunda Selim AKKURT
ile aralarında konuştuklannı,ancak herhangi bir şey yapmadıklarını, telefon görüşmelerinde
geçen Halil isimli kişinin Selim AKKURT olduğunu beyan etmiştir.
"Lobi" adı verilen örgüt belgesinde "Eleman Profili" alt başlığında yazılı " ....
gereğinde her tür eleman profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır. Özellikle sistemle
barışık olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir...." hedefine uygun
olarak, Mehmet Fikri KARADAĞ'm daha önce örgüte kazandırdığı, profili yukarıda kısaca
açıklanan Muhammet YÜCE'den söz konusu provakatif terör eylemleri için adam temin
etmesini istediği, Muhammet YÜCE'nin temin ettiği iki ayrı kasten öldürme suçundan
aranan, ayrıca işleyeceği bir cinayet için prakitle daha fazla ceza yatmayacak şüpheli Selim
AKKURT'un bu eylemler için en uygun kişi olduğunu değerlendirerek bağlantı kurmaya
çalıştığı, şüphelilerin görüşmelerinde haklarında suikast planları yapılanların
etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile
getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de yandaşları olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini
de çeken kişiler olduğu,maddi menfaat karşılığı bu eylemlerin havale edileceği yukarıda yazılı
kişilerden ayn,neredeyse gönüllü olarak bu eylemleri gerçekleştirebilecek pek çok kişinin
bulunduğu, kamuoyundaki bu algılama nedeni ile olası bir suikastin Ergenekon Terör
Örgütünce takdim edileceği görünürdeki sebeplerinin kamuoyunca doğru olarak algılanmasına
yol açacağı gibi,eylemlerin asıl amacına uygun şekilde halkın bir kısmının tepkisini
sağlayacak nitelikte oldukları değerlendirilmiştir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmeleri ve ifade içeriklerinden de ;
Kuvayı Milliye Derneğinin tüzüğünde gösterilen görünür yasal amacı ile ilgisi olmayan, esasen
maddi çıkar karşılığında aralarında herhangi bir husumet bulunmayan kişileri de öldürmeyi de
göze alabilecek yapıda olduğu anlaşılan Selim AKKURT'un, kendi konuşmaları içeriğinden
edinilen dernekteki illegal yapılanmayı devletin bazı kurumlarının desteklediği , bu durumu
kullanarak yapacağı illegal işler ile maddi çıkar elde edebileceği düşüncesi ile Muhammet
YÜCE aracılığı ile Kuvayı Milliye Derneği ve Mehmet Fikri KARADAĞ ile bağlantı kurduğu,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm yukarıda sözü edilen provakatif terör eylemleri için Muhammet
YÜCE'den eleman temin etmesini istemesi üzerine bu eylemlerde tetikçilik yapmak için
Mehmet Fikri KARADAĞ ile tanıştırıldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Selim AKKURT'un
yüz yüze de görüşerek eylemler karşılığı verilecek maddi menfaati konuştukları, bu aşamadan
sonra telefonlarının dinlendiği yönündeki kuvvetli şüphesi nedeni ile Mehmet Fikri
KARADAĞ'm Muhammet YÜCE ile yaptığı konuşmalarda eylemlere onay vermediği anlamı
çıkarılacak sözlerj-söylediği, Muhammet YÜCE'nin ilk başta bu durumu anlamadığı ve Mehmet
Fikri KARADAĞ'm eylem yaptırmaktan vazgeçtiğini'.düşünüp Veli KÜÇÜK ile bağlantı
kurmaya çalıştığı, ancak gerçekte Mehmet Fikri KARADAĞ'm eylemlerden vazgeçmediği, bu
aşamadan sonra ve olabildiğince dikkatli şekilde tekrar Selim AKKURT ile bağlantı kurduğu,
en son da iki ayrı ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımındaki cep telefonunu
aradığı ancak ulaşamadığının belirlendiği, bu aşamadan sonra planlanan eylemler için yapılan
görüşme ve faaliyetlerin arttığı, hedefteki kişiler için göze alınamayacak derecede tehlikeli
boyuta vardığı düşüncesi ile zaten yakalama emri ile aranan Selim AKKURT'un yakalandığı,
yakalamadan sonra da Muhammet YÜCE'nin Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR ile bağlantı kurarak Selim AKKURT'a yardımcı olmalarını istediği
anlaşılmaktadır.
Yukarıda yazılı telefon görüşmeleri içeriğinden, şüpheli Muhammet YÜCE'nin
Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki illegal yapılanmasında yer aldığım
bildiği, yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmeleri genelinin bu yapılanma
hiyerarşisinde Muhammet YÜCE ile bağlantılı olduğunu gösterdiği anlaşılmaktadır.

Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmanın Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet


TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'in öldürülmesi konusunda plan
yaptığının yukarıda yazılı deliller ile sabit olduğu ve gerçekleşmesi halinde terör eylemi
niteliğinde bulunacağının yukarıda açıklandığı, Coşkun ÇALIK'm bu eylem planının var
olduğunu söyleyerek eyleme katılacak olan Halil lakaplı kişinin Selim AKKURT olduğunu
beyan ettiği, Muhammet YÜCE'nin ise Halil lakaplı kişinin Selim AKKURT olduğunu, bu
eylemleri aralarında konuştuklarmı,kimseden talimat almadıklarını ve kendiliklerinden
vazgeçtiklerini beyan ettiği, şüphelinin de aralarında bulunduğu bu eylemleri icra etmesi
düşünülen kişilerin Orhan PAMUK ve adı geçen diğer kişiler ile şahsi bir husumetlerinin
bulunmadığı,tüm delillerin değerlendirilmesinden anlaşılacağı gibi bu eylemin provakatif bir
terör eylemi olacağını bildikleri, maddi menfaat ve eylemden sonra korunup kollanma vaadi
ile eylemi kabul ettikleri, yakalanmayı başından itibaren göze aldıkları, şüphelinin de bu
eylemde tetikçi, tetiği çeken kişi olarak suça katılacağı anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Selim AKKURT'un eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayüı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Her ne kadar şüphelinin silah temin ettiğine,sahte kimlik kullandığına dair telefon
görüşmeleri var ise de, silah ele geçmediğinden, sahte kimlik konusunda da yakalamalı olarak
arandığı yer C.savcılığmca işlem yapıldığından bu eylemlerden dolayı ayrıca suç isnadında
bulunulmayacaktır.

78-ŞÜPHELİ COŞKUN ÇALIK a)-


Emniyet ifadesinde;
Halen Bilecik'te bir fabrikada mermer taşı kesme işinde çalıştığını,soruşturma
kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAG'ı Fikri Albay olarak Muhammet YÜCE'
den duyduğunu, yüz yüze görüşmediklerini,Muhammet YÜCE'nin kendisine planladıkları
eylemleri gerçekleştirmeleri halinde Fikri Albay'm hesaplarına para yatıracağını söylediğini,
Muhammet YÜCE'nin teyzesinin oğlu olduğunu,ifadesinde anlatacağı eylemleri
gerçekleştirmek üzere kendisine teklifte bulunduğunu,Selim AKKURT'u kendisi ile aynı
ilçeden olması nedeniyle ismen tanıdığını, telefon dinlemelerinde hedef şaşırtmak için bu
kişiye Halil olarak hitap ettiklerini,Selim AKKURT' un da planlanan eylemlere katılacağını
bildiğini, Kuvayı Milliye Derneği'ne üye olmadığını ve herhangi bir faaliyetine katılmadığını,
Yazar Orhan PAMUK'a silahlı saldırı hazırlığı,yapılması ile ilgili olarak; Orhan
PAMUK'u tanımadığını,televizyonda dahi görmediğini, arİcâk"- Muhammet YÜCE' nin
kendisine Orhan PAMUK'u öldürmeleri halinde Fikri Albay'ın 2 trilyon vereceğini
söylediğini, Muhammet YÜCE'nin kendisine Orhan PAMUK'u Türk düşmanı bir yazar olarak
anlattığmı,paraya ihtiyacı olduğu için bu teklifi önce kabul ettiğini,
Orhan PAMUK yurt dışında olduğu için kendisini kurban bayramının üçüncü günü
İstanbul'da gerçekleşecek bir konferansa geldiği zaman öldürmeyi planladıklannı,bu eylemde
kendisinin Selim AKKURT'un akrabası olan Ayhan ÇELİK ile birlikte gözetleyici olacağını,
tetiği Selim AKKURT'un çekeceğini, Muhammet YÜCE'nin şoför olacağını,bu eylemi
gerçekleştirmeleri halinde Muhammet YÜCE'nin dediğine göre Fikri Albay'ın adam başı 2
trilyon vereceğini, kendisi Muhammet YÜCE'ye Albay'da bu kadar para ne geziyor diye
sorduğunda Albayın bir derneğinin olduğunu, o dernekten paranın geleceğini söylediğini,
daha sonra Bilecik'te Orhan PAMUK' un yurt dışından dönmesini beklediğini, bu konuda
Fikri Albay,Selim AKKURT yada Fuci lakaplı Ayhan ÇELİK ile telefon görüşmesi
yapmadığını, tek irtibatının akrabası Muhammet YÜCE olduğunu, daha sonra da bu işten
vazgeçtiğini,
Muhammet YÜCE' nin kendisine ilk önce DTP milletvekili Ahmet TÜRK'e suikast
yapılacağını söylediğini,ancak PKK'nın ailelerine bela olabileceğini düşündüklerinden
vazgeçtiklerini, bunu Fikri Albay'a Muhammet YÜCE' nin söylediğini, bunun üzerine Fikri
Albay'ın da Muhammet YÜCE'ye "Orhan PAMUK'u öldürün o zaman" dediğini öğrendiğini,
yine Muhammet YÜCE'nin yakalanmaları halinde Sedat PEKER ile aynı cezaevinde
kalacaklarını kendisine söylediğini,
30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin gönderdiği ; "Halaoğlu gazeteci Orhan
PAMUK'u halledecez, Ben,Sen Halil,Fucı,var mısm,toplam 2 trilyon alacaz, var mısın, kurban
bayramından sonra hazır ol" şeklindeki mesajın sorulması üzerine; Orhan PAMUK' a suikast
için Muhammet YÜCE ile yaptıkları plan ile ilgili bir mesaj olduğunu, Muhammet' in toplam
2 trilyon dediğini ancak daha sonra sadece kendisine 2 trilyon verileceğini söylediğini,mesaj
metninde geçen Halil isimli kişinin Selim AKKURT, Fuci lakaplı kişinin de Ayhan ÇELİK
olduğunu,
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin gönderdiği "Gazeteci Orhan PAMUK
var, onu halledecez,2 trilyon alacaz,hazırlıklan yapacaz,Hrant DİNK'i vuranlarla da Halil
görüşmüş, Sedat PEKER, Alaattin ÇAKICI arkamızdalar,... Emniyet Müdürü ve ...savcıyla da
bu hafta görüşecez, Ben, Sen, Halil, Fucı, hazırlıklı ol" şeklindeki mesajın okunup sorulması
üzerine; Orhan PAMUK' a suikast planı ile ilgili olduğunu, Sedat PEKER ve Alaattin
ÇAKICI' nm kendilerine cezaevinde sahip çıkacaklarını Muhammet'in kendisine anlattığını,
12.09.2007 tarihli Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmedeki, Coşkun :
"..planladığınız işi beklirim", Muhammet : "O olacak, sen canını sıkma, 1 ay içinde", "telefon
senin dinlenir, benimkine boş ver"
02.10.2007 tarihli Muhammet YÜCE' ye gönderdiği mesajdeki , "Her türlü hazırım
halaoğlu, yeter ki haber verin"
09.10.2007 tarihli Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmedeki , Muhammet : "....
bayramdan sonra hazırlan ha...", "....kesin ha tamam...", Coşkun : "...kurban bayramını
sabırsızlıkla bekliyorum yani...", Muhammet : "....kesin bak, daha buradan bunun dönüşü
yok, işi hallettik, kesin kararlaştırdık tamam yani kesinleşti tamam...", Coşkun : "............her
türlüsüne hazırım...."
Şeklindeki söz ve yazıların sorulması üzerine; başta bahse konu eylemi yapmayı kabul
etmiş iken sonradan vazgeçtiğini,Selim AKKURT' un da cezaevine girmesiyle Muhammet
YÜCE'nin bu eylemi yapmaktan vazgeçmiş olabileceğini,
Ahmet TÜRK ve Osman BAYDEMİR' e yönelik silahlı saldırı hazırlığı yapılması ile
ilgili olarak; Ahmet TÜRK' ün DTP Milletvekili olduğunublldiğîni, Osman BAYDEMİR' i
tammadığını,Muhammet YÜCE'nin daha önce Ahmet. TÜRK'Ü öldürme teklifinde
bulunduğunu, ancak PKK'nın ailelerine zarar ^ verebileceğini düşündüklerinden
vazgeçtiklerini, daha sonra da Mehmet Fikri KARADAĞ'm Muhammet'e Orhan PAMUK' u
öldürmeyi teklif ettiğini, Osman B AYDEMİR konusunda da aynı şeylerin geliştiğini,
02.10.2007 tarihli Muhammet YÜCE' nin gönderdiği "Kuvayı Milliye Derneği
Başkanı Fikri Albay hazırlıkları yapıyor, DTP Genel Başkanı Ahmet TÜRK ile Diyarbakır
Belediye Başkanı Osman BAYDEMİR'i söylediler, biz onları kabul etmedik, onlar bizim
başımızı ağrıtır , PKK sülaleyi rahat bırakmaz diye biz olmaz dedik, onlar da Orhan
PAMUK'u dediler" şeklindeki mesajın sorulması üzerine; Osman BAYDEMİR' in
öldürülmesi konusunu hatırlayamadığını, ancak Ahmet TÜRK ile ilgili olan bölümü
açıkladığım, bu konuda Muhammet YÜCE' yi azmettiren kişinin Fikri KARADAĞ olduğunu,
02.10.2007 tarihli Muhammet YÜCE'nin gönderdiği "Allah izin ederse Orhan
PAMUK'un kurban bayramından sonra İstanbul'da konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı
çıkışı halledecez,ilk basta 2 trilyon alacaz,işi bitirdikten sonra da 5 trilyon, bir tane villa,bir
tane de benzin istasyonu alacaz,bunlar İstanbul'da, ama sonuçta kesin yakalanacaz bunu bil,
Hrant DİNK'i vuranlar gibi tüm Türkiye bizim peşimizde olacak haberin olsun" şeklindeki
mesajın sorulması üzerine; Orhan PAMUK' un kurban bayramından sonra konferans çıkışında
öldürüleceği, eylem gerçekleşmeden önce her birinin hesabına 2 trilyon yatıracağı, eylemden
sonrada 5 trilyon , bir villa ve bir de benzinlik vereceği konusunda Fikri Albay'm Muhammet
YÜCE' ye söylediklerini, Muhammet YÜCE'nin kendisine aktardığını,
02.10.2007 tarihli Muhammet YÜCE' nin gönderdiği "Öyle de yok, böyle de, en
azından hayatımızı kurtarırız, babalar gibi yatar çıkarız, zaten Sedat PEKER yakalanınca bizi
kendi koğuşuna aldıracakmış,en büyük biz olacaz,paranm da herşeyin de en iyisini yapacaz,
halaoğlu bu saatten sonra bize bu gider" şeklindeki mesajın sorulması üzerine; Orhan
PAMUK' un öldürülmesi ile ilgili olduğunu, Muhammet YÜCE' nin sürekli olarak Sedat
PEKER'in kendilerini yanma alacağını söylediğini, ancak kendisinin Sedat PEKER' i
tanımadığını,
10.06.2007 tarihli Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmenin sorulması üzerine;
Balıkesir' de fabrikası olan kendisinin tanımadığı bir iş adamının kendisi, Muhammet YÜCE
ve Selim AKKURT tarafından öldürülmesiyle ilgili bir görüşme olduğunu, kendilerini
azmettiren kişi ya da kişileri tanımadığını, ancak Muhammet YÜCE' nin Fikri KARADAĞ ile
irtibatlı olmasından Fikri KARADAĞ'm azmettirmiş olabileceğini tahmin ettiğini,
Muhammet YÜCE'nin kendisine Selim AKKURT' un azmettirenlerin yanma gideceğini
söylediğini, kendisinin bu kişileri tanımadığını, bu işin tamamen para için yapılacağını,
Sebahattin ÇAKIR isimli kişiye silahlı saldırı düzenlemek amacıyla takip çalışması
yapılması olayı ile ilgili olarak; bu kişiyi tanımadığını, ismini Muhammet YÜCE' den
duyduğunu, bu kişiyle husumetinin bulunmadığını, Muhammet YÜCE' nin kendisine
Sebahattin ÇAKIR'm öğretmen olduğunu söyledyerek bu kişiyi bulup bulamayacağını
sorduğunu, kendisinin de arkadaşları Koksal VURAL ve İsmail YILDIRIM'a sorduğunu,
Selim AKKURT'un akrabalarının Sabahattin ÇAKIR'm akrabaları tarafından öldürdüğünü
duyduğunu, bu yüzden de Selim AKKURT' un bu kişiyi öldürmek için bulmaya çalıştığını
tahmin ettiğini, ancak kendisinin bu kişiyi bulamadığını, zaten aramadığını, Muhammet
YÜCE ile birlikte Bursa'ya bu amaçla gitmediğini,
01.08.2007 tarihli Selim AKKURT ile Muhammet YÜCE'nin yaptığı telefon
görüşmesinde geçen , Selim : "Var mı bir gelişme, boş ver çıkmayı" , Muhammet :
"Bekleycem, gece on ikiye kadar valla bekleyecem, Coşkun gitti de ben bekliyorum işte
arabayla... ", "Coşkun döndü Bilecik'e" , Selim : " .. öğrenemedi mi" , Muhammet : "Yok
öğrenemedim işte Yener'i bekliyorum, şimdi Yener'i aradım o gelecek ona diyecem böyle
böyle diyecem bul ... , bende bekliyorum on ikiye kadar bekleyecem valla tamam" şeklindeki
sözlerin sorulması üzerine; kendisinin Bursa İli Gürsü ilçesinde ikamet eden kız kardeşinin
yanma gittiğini, bu arada Muhammet YÜCE' nin çalıştığı fabrikanın önünde araba
ile beklediklerini, konunun bundan ibaret olduğunu, kendisinin Sebahattin ÇAKIR' ı bulmak
için Muhammet ile birlikte hiçbir yerde beklemediğini beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığım, Bilecik'te bir fabrikada ST operatörü olarak çalıştığını,
soruşturma kapsamındaki kişilerden Muhammet YÜCE' yi akrabası olması,Selim AKKURT'u
da yakın köylüsü olması nedeniyle tanıdığını, Mehmet Fikri KARADAĞ ile yüz yüze
görüşmediğini, ancak Muhammet YÜCE'nin Fikri Albay diye bahsettiği için gıyabında
tanıdığını, Selim AKKURT' a HALİL diye hitap ettiklerini,
Kuvayı Milliye Derneği üyesi olmadığını, Muhammet YÜCE' nin daha önce Uzman
Çavuş olarak görev yaptığını, kendisine Uzman Çavuşluğu bırakacağını söyleyerek birlikte
araba kiralama işi yapma teklifinde bulunduğunu, kendisinin de zor durumda olduğundan bu
teklifi kabul ettiğini, ancak Muhammet YÜCE'nin Uzman Çavuşluktan ayrıldıktan sonra
ekonomik olarak çok zor duruma düştüğünü, bu nedenle araba kiralama işini yapamadıklarım,
yaklaşık iki yıl önce Muhammet YÜCE'nin kendisine gelerek para ile adam öldürme
teklifinde bulunduğunu, tanıdığı emekli bir albayın bu konuda kendilerine yardımcı
olacağını, bu kişinin bir derneği oiduğunu,bu derneğe de üye olacağını söylediğini, önceki
yıl Bilecik'te iken Muhammet YÜCE'nin yanma gelerek "Balıkesir'de bir iş adamı varmış, onu
öldüreceğiz, 1 trilyon para verecekler" dediğini, bu işi 4 kişi ile birlikte yapacaklarını
söylediğini ancak isimlerini vermediğini, ellerinde silah olmadığını, Balıkesir'deki iş adamının
ismini de bilmediğini, Muhammet YÜCE'nin bu kişiyi öldürmeleri halinde Sedat PEKER' in
kendilerini yanma aldıracağını söylediğini, Muhammet'in Balıkesir'de mafya olarak bilinen
Mesut ismindeki kişi ile görüşüp plan yapacağını konuştuklarını,
10.06.2007 ve 17.06.2007 tarihli Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmelerin de bu
konuya ilişkin olduğunu, bu görüşmede geçen HALİL' in yakın köylüsü Selim AKKURT
olduğunu ve kendisinin halen adam öldürmek suçundan cezaevinde yatmakta olduğunu, bu
kişinin yakalanmasından sonra eylemden vazgeçtiklerini,
02.06.2007 tarihli telefon görüşmesinde, Muhammet YÜCE'nin aynı olaydan dolayı
Gürsel'in yazıhanesine giderek arkasına not yazdığı Kuvayı Milliye kartını bıraktığını
anlattığını, görüşmede geçen Tayeddin'in kayınbiraderi olduğunu, ailevi bir nedenden dolayı
kendisine kızdığı için bu şekilde konuştuğunu,Halil olarak bahsi geçen kişinin Selim
AKKURT olduğunu, Öztürk isimli kişiyi ise tanımadığını,
24.07.2007 tarihli telefon görüşmesinin, Selim AKKURT ile Sebahattin ÇAKIR
ismindeki kişiler arasındaki konu ile ilgili görüşme olduğunu, Muhammat YÜCE' nin
kendisine Bursa'ya gel, bu kişiyi takip edeceğiz, yerini belirleyip Selim AKKURT'a
bildireceğiz dediğini, kendisinin de Bursa'ya gittiğini, Muhammet ile birlikte bir süre
fabrikanın önünde muhabbet ettiklerini, daha sonra kendisinin ayrıldığını, Muhammet'in bu
kişiyi takip edip etmediğini bilmediğini,
10.09.2007 tarihli telefon görüşmesinin, Sebahattin ÇAKIR ile ilgili olduğunu,
görüşmede AĞA olarak bahsettikleri kişinin emekli albay Fikri KARADAĞ olduğunu,
Sebahattin ÇAKIR ile Selim AKKURT arasında kan davası olduğunu bildiğini, bu konu ile
ilgili olarak Selim AKKURT ile görüşmediğini, Muhammet YÜCE' nin ise Selimle
görüştüğünü,
Muhammet YÜCE' nin 2007 yılı Eylül ayında kendisini 0537 878 66 23 numaralı
telefonundan arayarak , Türk düşmanı olduğunu belirttiği yazar Orhan PAMUK'u Kurban
Bayramının üçüncü günü İstanbul'da katılacağı konferans çıkışında öldüreceklerini, eylemde
tetikçi olarak Halil Kod adlı Selim AKKURT'un, gözetlemeci olarak da Muhammet YÜCE ve
sonradan ismini Ayhan ÇELİK olduğunu öğrendiği FUÇİ lakaplı kişinin bulunacağını,
eylemden önce kişi başına 2 Milyon YTL, eylemden sonra daİ'Milyon YTL olacak şekilde
hesaplarına para yatacağını, ayrıca herkese birer villa ve benzinlik verileceğini,bunları ismini
vermediği bir derneğin karşılayacağını söylediğini, parayı ihtiyacı olduğundan teklifi kabul
ettiğini, ancak daha sonra eyleme katılmaktan vazgeçtiğini, bir hafta sonra da Bilecik'e gelen
Muhammet'e vazgeçtiğini söylediğini,
Muhammet YÜCE'nin kendisine Orhan PAMUK' tan önce DTP milletvekili Ahmet
TÜRK'Ü öldüreceklerini söylediğini, ancak PKK'nm ailelerine zarar vereceği düşüncesi ile bu
eylemden vazgeçtiklerini, bu eylemlere ilişkin görüşmelerin olduğu dönemde Muhammet'e
"Her türlü hazırım halaoğlu yeter ki haber verin" şeklinde mesaj çektiğini, ancak bu dönemde
hem maddi sıkıntı içinde olduğunu hem de eşinden ayrıldığım, bu nedenle böyle bir mesaj
çektiğini ve pişman olduğunu,
Herhangi bir örgüte üye olmadığını, örgüt adına da suç işlemediğini, Ali GURBUZ'ü
tanımadığım, Sedat PEKER ile herhangi bir şekilde görüşmediğini beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller;

Şüphelinin evinde yapılan aramada;


(1) adet Samsung marka CE0168 seri numaralı cep telefonu,
(1) adet Kingmax marka hafıza kartı,
(1) adet 0006010490S1 seri numaralı simkart,
Üst aramasında;
-(1) adet 926203-023574 21 86 numaralı telsim simkart,
-(1) adet 0 506 502 06 23 2 turkcelle hazır simkart,ele geçirilmiştir.

d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:557, 10.06.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet : "Bu Balıkesir'e gidersem" "1 Trilyonluk bir iş var" "Halil'le gidecem" "Hafta içi
hafta sonu 1 trilyon 500'ünü peşin alacaksınız, 500'ünü iş bittikten sonra" , Coşkun : ".. hafta
sonu hafta içi biraz zor da, gine de giderim a... koyum, eğer doğruysa s... anasını", Muhammet
: "..hafta içine 500 milyarını verir" "Ya 1 günlük, gidip orda 1 tanesi var, onu halledeceksiniz"
"Halil gidecek, 1 trilyona anlaştı" "Bu hafta adam parayı yatıracak" "200-250 kağıtı alırsın"
"Kimseye deme, Ben, Sen, Halil" "Toplam 1 Trilyon, kişi başı 250'şer milyar yeter"
Tape:558/559/560, 12.06.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin gönderdiği mesajda ;
"Halaoğlu ne haber, Halil görüştü,şu an Kütahya'da yarın cezaevinde Sedat PEKERTe
görüşecek, PEKER'in emrini bekliyoz, 1 ay içinde artık hem paramız, hem de arkamızda
PEKER olacak"
Tape:561, 12.06.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Coşkun :
"Nerdeydin ki", Muhammet: "Şeyde işte orda" dediği, Coşkun: "görüştün mü sen",
Muhammet :"Mesaj attım sana" , Coşkun : "sen de beraber miydin" , Muhammet: "Yok ben
gitmedim o şu an Kütahya'da, yarın görüşü var, yarın görüşsün ona göre" , Coşkun : "Ne için
aramyormuşuk biliyor musun" "Kaçakçılıktan"
Tape:266, 30.06.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet : "Biz dışarıdayız.." "Çim suluyorum bitti işin" , Coşkun : "He bitti" , Muhammet:
"İyi Asim'i hallettik" , bir süre Halil ve Asım isimli kişilerin arasındaki problemle ilgili
görüştükleri, Coşkun : "Halil'i oralara falan getittirme bi daha" "herhangi bir şeyde hemen
çağırma adamı" , Muhammet : "Tabi canım .. gelecek zaten o, gelse kesin vurur" "A.. .koyank
ona gerek kalmaz ama ben de vururuk ta de yani siktir et şu an bu telefon açması da yeter
boşver" , Coşkun : " haber gönderdim bugün -" "Asimle, Serkan'a" "Gürsel'e" "Dedim,
ayaklarını denk alsınlar, .. Bursa'yı dar edirim onlara," haberleri olsun dedim" ,
Muhammet: "..bu hafta içi veya hafta sonu gelebilirim Bursa'ya, söyle Bursa'yı dar ederim
onlara, haberleri olsun bak s.. .onları" ,
Tape:562, 02.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet : "Hangi iş o, alacağını aldı oradan, öbür iş te seçimi bekler, Ağa'nın şu an
milletvekili adayı İsrafil dayı", "Şimdi olayı yapsa yakalanma makalanma durumu da onu
etkiler diye seçimden sonrayı bekler", ".. zaten Ağa o işi almış, ona almış zaten, Sorento Jip
aldı kendine" , "Bir tane de ev alıyor şimdi" , ".. bu evi ben bitirdim mi halaoğlu direk zaten
oraya gidiyoruz, o Selami ile beraber evde kalıyor, Selami, Ben, Sen, O, dördümüz
kalacağız" , Coşkun : "Allah 4 tabanca 4 kişi" , Muhammet: "..Durup ne edecem bunların
içinde ben askeriyeden ayrılmışım benim hayatım bitmiş a.. .koyarım ben bundan sonra böyle
hayatım, benim memurluk derdim yok bir şey derdim yok ev sıkıntım yok öyle değil" ve bir
süre çeşitli kişiler hakkında görüştükten sonra... Muhammet: "He ben Gürsel'in yazıhanesine
de yazı bırakmıştım biliyorsun onu da almış" "Bide dedim eğer benlen işin varsa dedim ben
sahildeyim beklerim gel dedim, şey yazdım "Geldim büro da yoksun" , "Aynı böyle yazdım
benim Kuvayı Milliye kartım var ona" "Ben geldim yoksun eğer benlen işin varsa sahilde
bekliyorum" aynı böyle yazdım bıraktım, Süleyman onu bana diyor yav diyor sen taa adamın
bürosuna gitmişsin böyle böyle yazı yazmışsın, dedim gittim dedim, benim çekerim yok
dedim, gereğini görüşürüz dedim, madem öyleyse a... koyduğum", "Ya bir o da benim gibi
güvenlik çalışıyor ya şeyde" ,"Güzelyalı'da, yani kendi bürosu mürosu yok a... koyum",
"Ammanı iyi korktular yani çok güzel oldu da, Asim sopayı yiyecek Halaoğlu" , Coşkun :
"Asım o ikisi de hak etti o Gürsel de o da" , Muhammet : "Bir ortalık yatışsın 5-6 ay sonra
gelip onların bir gece a... koyup gideceğiz" "Yani bizden geldiğini bilmeyecekler" , Coşkun :
"Şimdi geliriz oraya onların anasını s... sonra geçeriz Ankara'ya" , Muhammet: "He Ankara'ya
Tayeddin'in de a... koyanz" "Onu var ya ayaklanna sıkacam onun ben böyle ayaklanna
sıkacam" "Ben kendim a... koyum onu var ya , böyle ayaklanna sıkacam a... koyum o frene ki
bastığı gaza bastığı... ya anasını s... onun o ayaklanm" "He hiç arkan geniş çekmezsin, Allah'ın
izniyle bundan sonra a... koyum Allah'a şükür Mafyası da biziz delikanlısı da biziz a...
koyank" , Coşkun : "Kim ne demişse a... koyum, çıkacam karşısına böyle böyle demişsin
doğru mu, doğru, çak a... koyum ... a... koyduğumunu" , Muhammet: "Halil de şeyi kafaya
takmış Ankara'da Öztürk'ü" "Özturk'ü vuracam diyor" "Bunu da listeye yazmışım diyor "
Tape:272, 04.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Bir süre
çeşitli konularla ilgili görüştükten sonra Muhammet : "Duruma göre bakacağız ..eğer ağayı
Ankara'ya bırakırsak, oradan arabayla geri oraya döneceğiz, ağa İstanbul'da kalırsa arabayı
alamayız, bakacağız başka bir araba buluruz belki" "Zaten seni alacağız oradan, ağayı
bırakacağız Ankara'ya"
Tape:279, 18.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "CNN Türk'te gece 1 'de program var, bizim o Albayla beraber çağırdılar beni" ,
Coşkun : "Senin o Mahkeme ne oldu" , Muhammet: "Kredi kartı, bide Kuvayı Milliye'den
Mahkeme var ya" "Televizyona çıkmadık mı, ..her gün bomba momba buldular evlerde,
Kuvayı Milliyeciler haberlerde hiç izlemiyor musun" "Bende oranın yönetimindeyim"
"Derneği kurdu ama ağaylan da görüştük, ağa da ökeyi verdi, dedi hepiniz oraya toplanın dedi,
..Albayla da tanışacak işte seçimden sonra" "...orayı ele alın dedi, orası resmi biliyor musun"
"Orda her türlü koşturursun, en azından devlet arkanda..." ve CNN Türk Kanalında
katılacaklan programla ilgili olarak bir süre görüştükten sonra Muhammet : "Canını sıkma,
oraya gideceğiz başka yolu yok halaoğlu, böyle olmuyor, ona buna hizmetçilik et et nereye
kadar" "Her türlü şeyimiz var, ağamız var, Halil var, yani bizim bileğimizi büken olmaz,
bende şimdi Kuvayı Milliye'ye girdim, zaten devlet arkamızda , yani Kuvayı Milliye az boz bi
yer değil, bizim Fikri Albay az boz adam değil zaten" '*' '' -

'""1'. v^y-^^İ^Vss»
Tape:563, 20.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetie;
Muhammet : "Televizyona çıktık gece l'de CNN Türk'deydik işte on da çekime girdik bu
günde geri geldik işte sen izlemedin", "Göktürk ... hepsi izlemişler ya gece birde yayma
verdiler ya onda girdik yayma işte", "Ordan zaten karşıya geçmedim hiç ordan direk bindim
feribota geri geldim ya Halil gilin oraya geçmedim bir de" , Coşkun : "Her hangi bir şey oldu
mu yoksa" , Muhammet: "Yok herhangi bir şey yok ya, televizyona çıktık dedi yayma işte"
"... Halil geldi ya gittiğimde" "Dükkan falan bakiyi buradan" "Şey bir mekan açiyi şimdi o
parayı aldığı zaman Balıkesir'de bir tane Mesut var işte" "O da geldi burada buluştular işte"
"Ya da dedi, İstanbul'da bir mekan aç dedi, ben bakamam da dedi, bu dedi zaten İstanbul'a
gelecek dedi, yani benim için" "Dedi aç dedi başında bu dursun dedi a.. .koyayım, o da dedi
ya buradan ya da oradan dedi bir açayım dedi" "Halil de dedi bari açtırak dedi, Coşkun'la
beraber dedi siz başında durun dedi, ben duramam dedi, hani aranması var ya" "Bakak işte
Reşit dün gitmiş İstanbul'a yer bakiyir işte onun arkadaşları var ya" "İşte Ağa ile dün
görüştüm iyi etmişin dedi Kuvayı Milliyeye girmişsin dedi, Göktürk de gelir şimdi İstanbul'a
hepsi İstanbul'a birleşir seçimden sonra ağa dedi ben size yolda gösteririm dedi..." "Ol tabi, yo
onlar üye olmayacak ta ben sen, oranın yönetiminde olacağım yani orayı arkamıza alacauk"
"Ağa da beğendi dedi aferin dedi iyi etmişen diyor, bizden diyor hele şükür diyor ya diyor bir
tane akıllı iş yaptız...""... ben size yol yordam göstericem dedi tanıştıracağım dedi sağıyla
soluna" "İstanbul'a yerleşin dedi hepiniz birikin orda dedi" "Birleşir oraya zaten Halü'len
geldik mi detaylı konuşur" "Hayırlısı işte o Halil bir gitsin bu seçimden sonra Ağa da bir
İzmir'deki işe seçimden sonra gittiydi işte" "Oraya gidecek seçimden sonra bir 100 bin dolar
daha alacak ordan" "...en kral telefonu taşıyacağım, takım elbiseyle gezecuk bundan sonra,
sen rahat ol" "Biz para peşine koşirek bundan sonra" ,
Tape:282, 24.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet: "Sen cumartesi gelebilirsin" , Coşkun : "Cumartesi günü gelebilirim herhalde"
"Gündüz işte saat 5' te çıkam direk gelirim" , Muhammet :"5'te olmaz" "Gündüz gündüz onu
araştıracağız akşamda Bilecik'e gideceğiz" "İyi sen bi Emrah Yener'i arayabilirsen bir ara"
"Sebahattin ÇAKIR unutma tamam sağlık meslek lisesinde öğretmen"
Tape:283, 26.07.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; Coşkun :
"Ne ettiniz o işleri", Muhammet : " yerini bulamadık ..bi bulsak a... koyacak, endirecez
aşağıya" , Coşkun : "Yok öbür işi öbür işi" , Muhammet: "Öbür işi, bu hafta gider inşallah
zannedersem" , "İşte seçim bitti ya ona gidecek, İzmir'de ki işe" , "Ama bu işler öyle kolay
değil, her şeyin bi projesi planı vardır" , "Adam basit işlerle uğraşmıyor ki, hemen hurra diye
bir işe gidilmez" "Oğlum sonucunda cezaevi var , ölüm var, öyle her işi bir anda yapamazsın"
Tape:217, 10.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle; M.YÜCE
ile C.ÇALIK bir süre sohbet ettikten sonra Coşkun'un telefonu yanında bulunan X şahsa
verdiği, X şahsıh Halil'i sorduğu, Muhammet : "Halil İstanbul'da bu hafta Manisa'ya gidiyor"
"Orada Sebo Hoca var ya" "Sabahattin Hoca vardı bir tane" "O Şıhtır,bunlar zaten onun yerini
bulduk işte bu hafta oraya gidiyor" "He onu kaldıracak" , "Valla iyi oldu canım o zaten o
kalmıştı, birde onu buldu işte geçen hafta gidecekti Ağa bırakmadı" , X : "O bir tane .. vardı
ya o mu" , "Oraya buraya kaçıyor devamlı" , Muhammet:"... Manisa'daymış bulduk işte Ağa
buldu", X : "Üstü örtük konuş ha"
Tape:229/230, 30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin gönderdiği mesajda;
"Halaoğlu gazeteci Orhan PAMUK'u halledecez,ben,sen Halil,Fuci varmış , toplam 2 trilyon
alacaz,var mısın, kurban bayramından sonra hazır ol" yazdığı,
Tape:232, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Coşkun'un "Mesaj mesaj gelmemiş da" "Ha göndersene bir daha" ,
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'ye gönderdiği mesajda ; "Her türlü
hazırım halaoğlu,yeter ki haber verin" *' t^ _t»
Tape:238/239/240/241/242/243, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YUCE'nın
gönderdiği mesajda; "Allah izin ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından sonra
İstanbul'da konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkışı halledecez, ilk başta 2 trilyon alacaz,
işi bitirdikten sonra da 5 trilyon bir tane villa, bir tane de benzin istasyonu alacaz, bunlar
İstanbul'da, ama sonuçta kesin yakalanacaz bunu bil, Hrant DİNK'i vuranlar gibi tüm Türkiye
bizim peşimizde olacak, haberin olsun"
Tape:244/245/246/247, 02.10.2007tarihinde Muhammet YÜCE'nin gönderdiği
mesajda; "Öyle de yok, böyle de, en azından hayatımızı kurtarırız, babalar gibi yatar
çıkarız,zaten Sedat PEKER yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış,en büyük biz
olacaz,paranm da her şeyin de en iyisini yapacaz halaoğlu,bu saatten sonra bize bu gider"
Tape:565, 02.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Muhammet : "İyi belki çıkar da kurtarak a...koycam. Savaş çıkar da o kuyumcuları
muyumcuları soyak o adamları." "Valla banka mankalara girek belki millet savaş telaşına
düşer a... koyım, yaralı ölü bizde gidek bankaları soyarık a...koyim." "Benim derdim o. Yoksa
ne s... ben Türkiye'yi a...koyım he" , Coşkun : "Bende zaten onu bekliyorum bende"
Tape:839, 17.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Aralarında Selim AKKURT'un güvenlik güçlerince yakalanması hakkında uzun bir süre
konuştuktan .. .Muhammet : "Yapılacak bir şey yok da o gitti, oy... yedi de ama belki az ceza
alır yani ağa devreye girerse, bilmirim artık ceza alır." ve Selim AKKURT'un cinayet
suçundan aranmasından ve asker kaçağı olduğundan bahsettikleri,
Tape:840, 20.11.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Aralarında bir süre konuştuktan sonra Muhammet YÜCE'nin Selim AKKURT ile ilgili olarak
"Ağa" diye hitap ettiği muhtemel olarak Mehmet Fikri KARADAĞ ve Alpaslan isimli şahıs
ile görüştüğünü söylediği ve bu konuda gereken tüm işlemlerin yapılacağından bahsettikten
sonra Muhammet YÜCE'nin yakalanan örgüt üyesi Selim AKKURT'u kastederek "Sen ne
diyorsun belimiz kırıldı yav, onun varlığı yetiyordu anam avradım olsun."

e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Selim AKKURT; Coşkun ÇALIK'ı tanıdığını, yakın köylüsü olduğunu, 2001 yılında
köyünden ayrılıp İstanbul'a döndüğünden beri görüşmediğini, ne iş yaptığını bilmediğini,
Coşkun ÇALIK'm Orhan PAMUK'a yönelik suikast eylemleri planladıkları, Muhammet
YÜCE nin otoyu kullanacağı, Selim AKKURT' un ateş edeceği, kendisi ve Fuçi lakaplı Ayhan
ÇELİK'in de gözcülük yapacağı, Selim AKKURT' un telefonda takibe takılmaması için
"Halil" kod ismini kullandığı şeklindeki beyanlarının sorulması üzerine ise, Coşkun ÇALIK' m
hakkındaki ifadesini kabul etmediğini, iftira attığım, hangi şartlarda ifade verdiğini bilmediğini,
böyle bir eylem planı içerisinde olmadığmı,beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE ; Coşkun ÇALIK'm kendisinin teyzesinin oğlu olduğunu,kendisi ile
bir defa Kuvayı Milliye ile ilgili görüşme yaptığmı,bu derneğe gidip geldiğini söylediğini,
bunu da sadece bilmesi için söylediğini, başka herhangi bir amaç ve sebebi olmadığını,
akrabalık ilişkileri dışında bir bağlantısı olmadığını, kendisi ile şakalaşarak konuşmuş
olabileceklerini,Orhan PAMUK ile husumeti olmadığmı,Orhan PAMUK'u kaldırma
konusunda kendisinin Selim AKKURT ile konuştuğunu,ancak herhangi bir şey
yapmadıklarını,beyan etmiştir.
Ayhan ÇELİK; Coşkun ÇALIK'm akrabası olduğunu,ancak yaklaşık 10 yıldır
görüşmediklerini, telefonla da konuşmadıklarmı,Bilecik'te oturduğunu biîdiğini,herhangi bir
husumetlerinin olmadığmı,samimi olmadıklarını,Coşkun ÇALIK'm,Orhan PAMUK'un
öldürülmesini Muhammet YÜCE'nin kendisine teklif ettiği, mesajlarda ismi geçen
şahıslardan, Fuci'nin Ayhan ÇELİK , yani kendisi olduğu-, Halil'in ise Selim AKKURT
olduğu şeklindeki ifadesi okunup sorulması üzerine; kendisinin bir lakabı olmadığını,
Coşkun ÇALIK' m beyanlarını kabul etmediğini, Fuci' nin kendi lakabı olmadığını, Selim
AKKURT' a ise aile içerisinde Doğukan ismi ile hitap ettiklerini, Selim AKKURT'a Halil
ismiyle hitap edenin olmadığım,beyan etmiştir.
Şüpheli Coşkun ÇALIK'm kullanmakta olduğu 05378786623 nolu GSM hattının
01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde; Muhammet YÜCE' in kullandığı
5378786642 nolu Telefon hattı ile 1520 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir
Şüpheli Coşkun ÇALIK'm telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde; Muhammet
YÜCE nin 05378786642 numaralı telefonun kayıtlı bulunduğu,
Muhammet YUCE'nin telefon ve sim kart rehberinde de Coşkun ÇALIK 8786623
şeklinde kaydın bulunduğu tespit edilmiştir.

f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Coşkun ÇALIK'm Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde mafya tarzı
eylemler ile örgüte gelir temin etme ve provakatif terör eylemlerinde görevlendirildiği,
Ergenekon Terör Örgütünün provakatif bir terör eylemi olarak Kuvayı Milliye Derneğindeki
yapılanmasına havale ettiği Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman
BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'in öldürülmeleri eylemlerine ilişkin hazırlık hareketleri
aşamasında yer aldığı iddia edilmektedir.
Şüpheli, Muhammet YUCE'nin kendisine planladıkları eylemleri gerçekleştirmeleri
halinde Fikri Albay'm hesaplarına para yatıracağını söylediğini, Muhammet YUCE'nin
teyzesinin oğlu olduğunu,eylemleri gerçekleştirmek üzere kendisine teklifte
bulunduğunu,Selim AKKURT'u kendisi ile aynı ilçeden olması nedeniyle ismen tanıdığını,
telefon dinlemelerinde hedef şaşırtmak için bu kişiye Halil olarak hitap ettiklerini,Selim
AKKURT' un da planlanan eylemlere katılacağını bildiğini, Kuvayı Milliye Derneği'ne üye
olmadığını ve herhangi bir faaliyetine katılmadığım,
Orhan PAMUK'u tanımadığmı,televizyonda dahi görmediğini, ancak Muhammet
YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK'u öldürmeleri halinde Fikri Albay'm 2 trilyon vereceğini
söylediğini, Muhammet YUCE'nin kendisine Orhan PAMUK'u Türk düşmanı bir yazar olarak
anlattığmı,paraya ihtiyacı olduğu için bu teklifi önce kabul ettiğini, Orhan PAMUK yurt
dışında olduğu için kendisini kurban bayramının üçüncü günü İstanbul'da gerçekleşecek bir
konferansa geldiği zaman öldürmeyi planladıklannı,bu eylemde kendisinin Selim
AKKURT'un akrabası olan Ayhan ÇELİK ile birlikte gözetleyici olacağını, tetiği Selim
AKKURT'un çekeceğini, Muhammet YUCE'nin şoför olacağmı,bu eylemi gerçekleştirmeleri
halinde Muhammet YUCE'nin dediğine göre Fikri Albay'm adam başı 2 trilyon vereceğini,
kendisi Muhammet YÜCE'ye Albay'da bu kadar para ne geziyor diye sorduğunda Albayın bir
derneğinin olduğunu, o dernekten paranın geleceğini söylediğini, daha sonra Bilecik'te Orhan
PAMUK' un yurt dışından dönmesini beklediğini, bu konuda Fikri Albay,Selim AKKURT
yada Fuci lakaplı Ayhan ÇELİK ile telefon görüşmesi yapmadığını, tek irtibatının akrabası
Muhammet YÜCE olduğunu, daha sonra da bu işten vazgeçtiğini,
Muhammet YÜCE' nin kendisine ilk önce.DTP milletvekili Ahmet TÜRK'e suikast
yapılacağını söylediğini,ancak PKK'nm ailelerine belâ"-..olabileceğini düşündüklerinden
vazgeçtiklerini, bunu Fikri Albay'a Muhammet YÜCE' nin söylediğini, bunun üzerine Fikri
Albay'm da Muhammet YÜCE'ye "Orhan PAMUK'u öldürün o zaman" dediğini öğrendiğini,
yine Muhammet YÜCE'nin yakalanmaları halinde Sedat PEKER ile aynı cezaevinde
kalacaklarını kendisine söylediğini,
Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat
TUNCEL'in öldürülmesine ilişkin eylem hazırlıklarının var olduğuna ilişkin deliller yukarıda
Mehmet Fikri KARADAĞ , Muhammet YÜCE ve Kuvayı Milliye Derneği kısmındaki genel
açıklamalarda geniş olarak anlatıldığından aşağıda özet olarak konuya ilişkin birkaç telefon
görüşmesi,şüpheli ifadelerinin ilgili kısmı ve fiziki takip tutanağı anlatılacaktır.
Tape:218, 15.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki
görüşmede özetle;M.YÜCE' nin S.AKKURT' a "İyi o Albayla da görüştüm ben az önce yine",
Selim: "Ne diyor o a...cık", Muhammet: "A..na koyum onun da ben şu an tatildeyim diyor,
komutan diyorum olursa olsun diyorum., biz her türlü vanz, İndirilecek Adam Varsa
İndirelim, her türlü arkanızdayım dedim" "Bu Yeni ŞAFAK gazetesinde Fehmi KORU mu ne
var ya bir tane gazeteci" "O kafaya takmış, tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece yeri
ayarla dedim,., sen bizi başkasına yönlendir dedim" "Yani yapacağımız varsa yapalım bize
destek olsun dedim" O Gazeteciyle dedim Sabahat TUNCEL'i biz indirelim dedim, senin için
indirelim ama dedim, sende bize yap dedim", S.AKKURT' un "Gazeteci kolay ya gazeteci
erkek değil mi?", Muhammet: "Erkek Fehmi KORU var ya a..na koyum" diyerek gazeteci
FEHMİ KORU' nun yazdığı Yenişafak gazetesinin Fikri KARADAĞ ile çok uğraştığından
bahsederek "Komutan Onu Biz İndiririz Dedim, Sabahat TUNCEL'i de indirelim dedim, zaten
Sabahat TUNCEL'i İndireceğiz Dedim, ikisini de indirelim dedim, Siz gerisine karışmayın
dedim, siz sadece bize yolu gösterin dedim", Selim: "Baydemir'le O Olabilir", Muhammet:
"Sabahat TUNCELİ dedim, O Da Tamam Diyor, tamam da a..na koyum önce bir mekan lazım
bize, para lazım dedim...", dediği,
Tape:227, 29.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile Selim AKKURT arasındaki
görüşmede özetle; Muhammet: "..Ben şimdi bizim Fikri Abayla görüştüm de, beni aradı, bu
Ankara'da Sebahat var ya o cezaevinden çıkan Tunceli' li" , "Şimdi bi Hakim varmış, bi
Avukat varmış, onlarınan da beni görüştürecek", "Bi tene de biri varmış İstanbul'da , o da
maddi destek sağlayacak, diyor gidin ona diyor, nasıl edek" "... Başımızı ağrıtır ama ...",
Selim: "Yav başımız ağrımaz da koyum a..na da", Muhammet: "A..na koyum oğlum içeri
girersek y...ği yeriz", Selim: "... Koyam a..na girek ne olacak, sanki böyle çok
mu iyi yaşıyoruz" "......Bu adamlara yanlış yapılmaz", Muhammet: "Yanlış nasıl edek a..na
koyum, ... ceza savcısı varmış, ... ceza savcısı, birde hakim varmış, baş hakim midir nedir,
diyor onlarla da görüştürecem sizi, onlar da arkanızda, ama onlann bize ne faydası olacak ki
a..na koyum", Selim' in Osman BAYDEMİR'i kastederek "O Belediye Başkanına ona
yönlendirsene sen", Muhammet'in Sebahat TUNCEL'e eylem yapabileceklerinden, Osman
BAYDEMİR'e yapamayacaklarından bahsettiği, Selim'in ise Osman BAYDEMİR' in istanbul'
a gelip gittiği sırada eylem yapılabileceğinden bahsettiği,2-3 Milyar para bulmaya çalışması ile
ilgili konuştukları, Muhammet'in nasıl yapacaklarını düşündüğünü, konuyu Fuçi lakaplı
arkadaşına da söylemek istediğinden bahsederek "O da gelsin bayramdan sonra bi gidek o
Albayın yanma konuşak diyek bize biraz nakit ver,kendimizi hazırlıyak diyek ....", Selim:
"Yav Osman Olur, Öbürü Türk Olur", Muhammet: "A..na koyam ken diyorum bunlardan
desteği alak girağ a..na koyim yolda kendimizi ihbar edek a..na koyayım gitmeden işte
giderken yakalandılar misali" "Valla bu büyük te bilmenm artık nasıl edek a..na koyam yani
sonunu düşüneceğuk büyük bu diyor kesin yapın diye", Selim' in ise kendisine bir ay müsaade
verilmesini, Sebahattin ÇAKIR' ı kastederek önce'bu işi halletmesi gerektiğinden bahsettiği,
Muhammet'in eylem sonunda işinpatlayabileceğinderibahsettikten sonra "O kesin o yüzde yüz
a..na koyam Türkiye çalkalanacak onda o keşin yani sonu kesin kötü de onun

2351

^ :''£p-
£k^
artık herşeyi göze alacağık artık kaç yıl yatarık bilmerim a..na koyam", Selim'in "Yüzümüzün
akıyla çıkarım he", Muhammet'in Sebahattin ÇAKIR eyleminin de öğrenilmesi durumunda
işinin zor olacağından bahsederek "Bir işe benzesin birde içerde bakacak bir para olsun a..na
koyduğum" "Ya bilmiyorum işte bir paranın a..na koyam da işte bizim arkamızda durur millet
işte yani kaç yılda çıkarık a..na koyayım", Selim: "Sizin arkanızda o zaman herkes durur" ,
"...hiç aklına gelmeyecek insanlar durur da", "... orada kral olsan da orası ora işte ..." dedikten
sonra ailelerini unutmaları gerektiğini, eylem sonrasında ailelerine PKK' nm zarar
verebileceğini konuştuktan sonra Muhammet : "Devlet zaten bizi si...mez de" "Ancak o
büyüklerden koruyanlardan olursa olur korur yoksa dışardan öyle devlet mevlet bizi de s..er
a..na koyam, adam diyecek devletin askeri var polisi var size mi kamış a..na koyam" "He iyice
bizi vatan haini ederler de", Selim: "He Ağca gibi oluruz ha", Muhammet: "Başka bişey
dediğin Orhan PAMUK'u diyek a..na koyam" , Selim'in isim söylememesi konusunda uyanda
bulunduğu, daha sonra DİNK cinayeti ile ilgili gazete de çıkan haberlerden bahsederek
Muhammet: "Ogün'ün hesabında trilyon varmış", Muhammet: "Ya işte ben şeyden korkanm
işte bu a..na koyduğum Ahmet Mehmet'leri onlardan korkarım çevre var ya", Selim: "Ya onları
da PKK şey yapar yani başkası diyecek ki Ahmet'in kardeşi mi gelecek onlar hiç bir ya.. .mı
yiyemez ama PKK nm adamı sonuçta onlar", Muhammet: "Ya a..na koyam bunlar DİNK İ
HALLETTİLER hiçbir si..m olmadı, ne akrabaları ne çevreleri hepsi kahraman oldu çıktı a..na
koyam, Biz ona diyek ki gelin biz Orhan'ı dökek", Selim: "Yo Orhan'ın da şu an hiç sesi
soluğu çıkmıyor a..na koydum adam oldu biliyor musun şu an Şükrü Engin'i o Emmet"
"Emmef le Osman da işte Osman'a yanaşamazık a..na koyam", Muhammet: "Ya ona
yanaşamazık Ahmet'e de yanaşamazık ki", Selim: "Ahmed'e de yanaşamazık Ahmet 40 kişiyle
gezer", Muhammet: "Ya onun a..na koyayım ben onu göze aldıktan sonra ben onun her türlü
a..na koyarım da ta meclisin içine girerim", Selim: "Girer Bombayla Patlatırım kendimi de onu
da", Muhammet: "Onun a..na koyarım Meclisin Nizamiye De Duran Uzman Çavuş Bizim Ol...
li" " .. bizim 01...H meclisin nizamiyesinde o bizi her türlü içeri alır da sorunsuz içeri giderim
de işte sorun sonu", Selim: "Neyse siktir et bunları konuşmayak telefonda da gelirsin
konuşuruz" "Kaç kontörün var" "Az yolla ha ben yarın değiştirecem 5 tane olsa yeter bana"
dediği,
Tape:229/230, 30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'm
telefonuna gönderdiği mesajda; "Halaoğlu Gazeteci Orhan Pamuğu Halledecez Ben Sen Halil
Fucı Varmış in Toplam 2 Trilyon Alacaz Varmışın Kurban Byramından Sonra Hazırol"
yazdığı,
Tape:231, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK ile
görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında hal hatır soruduktan sonra MUHAMAMET'in
"Mesajı aldın", Coşkun: "Yok", Muhammet: "Senin telsime mesaj gönderdim" "Bir bak hele
gelir" "Eyvallah tamam ona göre kararını ver ha" dediği,
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda;
"Gazeteci Orhan Pamuk Var Onu Halledecez 2 Trilyon Alacaz Hazırlıkları Yapacaz Hrant
Dmkı Vuranlarlada Halil Gorusmus Sedat Peker Alaattm Çakıcı Arkamızdalar ... Emniyet
Muduru Ve ... Savcıylada Bu Hafta Gorusecez Ben Sen Halil Fucı Hazırlıklı OF'yazdığı,
02.10.2007 tarihinde Coşkun ÇALIK'm Muhammet YECE'ye gönderdiği mesajda ;
"Her Türlü Hazırım Halaoğlu Yeterkı Haber Verin" yazdığı,
Tape:233/234/235/236/237, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun
ÇALIK'm telefonuna gönderdiği mesajda; "Kuvayı Milliye Demeyi Başkanı Fıkn Albay
Hazırlıkları Yapıyo DTP Genel Başkanı Ahmet Turkle Diyarbakır Belediye Başkanı Osman
Baydemın Söylediler Biz Onları Kbl Etmedik Onlar Bizim, Basımızı Ağırtır Pkk Sülaleyi
Rahat Bırakmaz Diye Biz Olmaz Dedik Onlarda Orhan Raöıuğu Dediler" şeklinde mesaj
gönderdiği, J </
Tape:238/239/240/241/242/243, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YUCE'nin Coşkun
ÇALIK'a gönderdiği mesajda ; "Allah izm ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından
sonra ıstanbulda konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkısı halledecez, ilk basta 2 trilyon
alacaz, ısı bitirdikten sonra da 5 trilyon, bir tane villa, bir tane de benzin istasyonu alacaz,
bunlar İstanbul'da, ama sonuçta kesm yakalanacaz, bunu bil Hrant Dınk'i vuranlar gibi tüm
Türkiye bizim peşimizde olacak haberin olsun" yazdığı,
Tape:244/245/246/247, 02.10.2007 tarihinde Muhammet YUCE'nin Coşkun ÇALIK'a
gönderdiği mesajda ; "Öylede Yk Boylede Enazmdan Hayatımızı Kurtarırız Babalar Gibi
Yatar Çıkarız Zaten Sedat Peker Yakalanınca Bizi Kendi Koğuşuna Aldıracakmıs En Buyuk
Biz Olacaz Paranmda Herseymde Enıyısmı Yapacaz Halaoğlu Bu Saatten Sonra Bize Bu
Gider"
Şeklindeki telefon görüşme ve mesajlarının da , adı geçen kişilere yönelik eylem
planlan ile ilgili bulunduğu anlaşılmaktadır.
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında ; saat: 16.05 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy ilçesi Beşiktaş İDO iskelesi
önünde buluştukları, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feribotuna bindikleri, saat: 17.15
sıralarında Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35.
Noterin ofisi olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştukları,
saat: 18.40 sıralarında üç şahsın da noterden ayrıldıkları, yaklaşık 5 dakika sonra Mahmut
KUZ'un diğer şahıslardan ayrıldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR'in Mecidiyeköy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in
burada İETT otobüsüne binerek Mehmet Fikri KARADAĞ'dan ayrıldığı, M. Fikir
KARADAĞ'm ise yaya olarak Şişli Osmanbey metro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57
sıralarında 0212 224 14 13 numaralı ankesörlü telefon ile bir yeri aradığı, daha sonra yine
saat: 19.07 sıralarında yaya olarak Şişli Harbiye - Vali konağı kavşağına gelip 0212 296 14 61
numaralı ankesörlü telefondan bir yeri aradığı ve sonrasında Harbiye ordu evine girdiği ve
burada yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy
feribotuna bindiği, belirtilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonunu aradığı, ancak ulaşamadığı tespit edilmiş,
Selim AKKURT belirtilen cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet
Fikri KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini söylemiş, Mehmet Fikri
KARADAĞ ise Muhammet YUCE'nin kendisine bir akrabası olduğundan bahsettiğini,
kendisinin de telefon numarasını istediğini,vermiş olduğu numarayı aramış olabileceğini,
ancak görüştüğünü hatırlamadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Coşkun ÇALIK ise ; Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK'
u öldürmeyi teklif ettiğini,bu eylemi planladıklarmı,eylemde tetiği Selim AKKURT' un
çekeceğini, kendisi ile Ayhan ÇELİK' in gözetleyici olacağını, Muhammet YÜCE' nin de
şoför olacağını, Muhammet YÜCE ile aralarındaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin
Ayhan ÇELİK olduğunu ve bu kişiyi Selim AKKURT' un akrabası olarak bildiğini beyan
etmiştir.
Selim AKKURT, 13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ in 0212 224 14 43 numaralı ankesörlü telefondan kendisinin kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonuna ısrarla ulaşmak istediği ancak
ulaşamadığının tespit edildiği,tüm bu eylem planlarının konuşulduğu bir dönemde Mehmet
Fikri KARADAĞ' m kendisine ısrarla ulaşmak isteme sebebinin sorulması üzerine; belirtilen
cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ' m neden
kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini, bu hususun 'Mehmet Fikri KARADAG'a
sorulmasını istediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ ile hiç 'görüşmediğini, kendisini neden
aradığım bilmediğini, kendisinin böyle bir eylem planının içerisinde olmadığını, bu tür
eylemlerle de bir ilgisinin bulunmadığını,
Muhammet YÜCE; Selim AKKURT ile Mehmet Fikri KARADAĞ'I kendisinin
tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralarını verdiğini,Fikri Albay'm kendisinden dört
dörtlük delikanlı bir adam istediğini,kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini,Fikri albayın
İstanbul'da bir otel söyleyerek buluşmak için çağırdığım,daha sonra Selim'e ulaşamadığını
söylediğini, sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun dediğini, ne amaçla çağırdığını
neden böyle bir adam istediğini de bilmediğini,Selim AKKURT'u istanbul'da olduğu için
tavsiye ettiğini, Selim'in Erzurum Oltu'da ağabeylerinin karıştığı bir silahlı çatışma olduğunu,
bu olayda iki kişinin öldüğünü, 3-4 kişinin de yaralandığını,ölü ve yaralıların hepsinin Selim
AKKURT'un ailesinden olduğunu, bu olaydan bir yıl sonra karşı taraftan bir kişinin
öldürüldüğünüzü olaydan Selim'in dört yakmmm tutuklandığını,Selim'in bu olaydan aranıp
aranmadığını bilmediğini, Orhan PAMUK ile herhangi bir husumeti olmadığını, Orhan
PAMUK'u kaldırma konusunda Selim AKKURT ile aralarında konuştuklanm,ancak herhangi
bir şey yapmadıklarını, telefon görüşmelerinde geçen Halil isimli kişinin Selim AKKURT
olduğunu beyan etmiştir.

Yukarıda özetlenen telefon görüşmeleri içeriğinden de , şüphelinin Kuvayı Milliye


Derneğindeki illegal yapılanma hiyerarşisinde Muhammet YÜCE ile bağlantılı olduğu
anlaşılmıştır.
Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasının Orhan
PAMUK ve diğer ismi geçen kişilerin öldürülmesi konusunda plan yaptığının şüphelinin
ikrarı ve yukarıda yazılı deliller ile sabit olduğu,eylemin gerçekleşmesi halinde terör eylemi
niteliğinde bulunacağının yukarıda genel açıklamalar bölümünde de açıklandığı, şüphelinin de
aralannda bulunduğu bu eylemi icra etmesi düşünülen kişilerin Orhan PAMUK ve ismi geçen
diğer kişiler ile şahsi bir husumetlerinin bulunmadığı,tüm delillerin değerlendirilmesinden
anlaşılacağı gibi bu eylemin provakatif bir terör eylemi olacağını bildikleri, maddi menfaat ve
eylemden sonra korunup kollanma vaadi ile eylemi kabul ettikleri, yakalanmayı başından
itibaren göze aldıkları, şüphelinin de bu eylemde gözetleyici olarak suça katılacağı
anlaşılmıştır.
Her ne kadar telefon görüşmeleri içeriği ve fiziki takip tutanağından Orhan PAMUK
ve diğer ismi geçen kişilere yönelik bir eylem planlandığı anlaşılmakta ise de, diğer
şüphelilerin bu eylem hazırlığı olduğunu kabul etmedikleri, Muhammet YÜCE'nin eyleme
katılacak kişiler arasında Fuci lakaplı kişinin de bulunduğunu yazarak Coşkun ÇALIK'a
gönderdiği mesajdaki Fuci isimli kişinin Ayhan ÇELİK olduğunun şüphelinin ifadesine kadar
tespit edilemediği, şüphelinin samimi anlatımları ile bu eylem hazırlığının, dolayısı ile Kuvayı
Milliye Derneğindeki yapılanmanın açığa çıkartılmasma,şüpheli Ayhan ÇELİK'in tespit edilip
yakalanmasma,genel olarak suçun aydınlatılmasına yardımcı olduğu, bu nedenle hakkında
TCK 314/3 göndermesi ile TCK 221/4,Son cümle maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin
uygulanmasının gerektiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Coşkun ÇALIK'm eylemine TCK'mın 314/2, TCK'nun 314/3. maddesi
göndermesi ile TCK'nun 221/4,Son cümle ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5.
maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir, „ , ,
&
■ <-

;f(f v, * -
ît "U * .___ %.
79-ŞUPHELI AYHAN ÇELİK a)-
Emniyet ifadesinde;
Halen Erzurum Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünde memur olarak görev yaptığını,
soruşturma kapsamındaki kişilerden,Coşkun ÇALIK'm akrabası olduğunu,ancak yaklaşık 10
yıldır görüşmediklerini, telefonla da konuşmadıklanm,Bilecik'te oturduğunu bildiğini,
herhangi bir husumetlerinin olmadığmı,samimi de olmadıklarım,Selim AKKURT'un akrabası
olduğunu,5-6 yıl kadar önce TSE'de çalışırken gördüğünü, o tarihten bugüne kadar
görmediğini,bazen kendisini telefonla arayıp hal hatır sorduğunuzu an cezaevinde
bulunduğunu, ancak birkaç suçtan dolayı yargılandığı için hangi suçtan dolayı cezaevinde
bulunduğunu bilmediğini, Muhammet YUCE'nin akrabası olduğunu,uzman çavuşluktan istifa
ettiğini duyduğunu, kendisini 3-4 yıldır görmediğini,ramazan bayramında kutlama mesajı
çektiğini, daha sonra birkaç defada kendisine telefon açtığını ve hal hatır sorduğunu,bunun
dışında görüşmelerinin olmadığım, şu an nerede olduğunu ve ne iş yaptığını bilmediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I tanımadığım,Kuvayı Milliye Derneği'ni haberlerden
duyduğunu, üyesi olmadığını, Sedat PEKER'i sadece haberlerden duyduğunu, Orhan
PAMUK'u basında kendisine suikast planlan yapıldığı şeklinde verilen haberlerden
duyduğunu ve akrabası olan Selim AKKURT'un ismi geçtiği için bu haberleri okuduğunu,
Kendisinin Orhan PAMUK' a yönelik suikast hazırlığı içerisinde olmadığını, yaşanan
olayları sadece basından bildiğini,
02.10.2007 tarihli Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK' a gönderdiği mesajda
geçen; "Gazeteci Orhan PAMUK var,onu halledecez, 2 trilyon alacaz,hazırlıklan
yapacaz,Hrant DİNK'i vuranlarla da Halil görüşmüş,Sedat PEKER, Alaattin ÇAKICI
arkamızdalar, ...Emniyet Müdürü ve ...savcıyla da bu hafta görüşecez, ben, sen, Halil,
Fuci,hazırlıklı ol" şeklindeki mesajın okunup sorulması üzerine; Bu konu hakkında bilgisinin
olmadığını, Muhammet' in kendisini 3 defa aradığını, ancak Orhan PAMUK'a saldın hakkında
kendisine en ufak bir şey söylemediğini,
Coşkun ÇALIK'm ; Orhan PAMUK'un öldürülmesini Muhammet YUCE'nin
kendisine teklif ettiği, mesajlarda ismi geçen şahıslardan, Fuci'nin Ayhan ÇELİK , yani
kendisi olduğu, Halil'in ise Selim AKKURT olduğu şeklindeki ifadesi okunup sorulması
üzerine; Kendisinin bir lakabı olmadığını, Coşkun ÇALIK' m beyanlannı kabul etmediğim,
Fuci' nin kendi lakabı olmadığını, Selim AKKURT' a ise aile içerisinde Doğukan ismi ile
hitap ettiklerini, Selim AKKURT'a Halil ismiyle hitap edenin olmadığını,
Coşkun ÇALIK'm ; Muhammet YUCE'nin kendisine, Orhan PAMUK'un kurban
bayramında Türkiye'ye geleceğinden, Orhan PAMUK'u o zaman öldüreceklerinden, talimatı
Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAG'm verdiğinden, Orhan
PAMUK'un öldürülmesi sonrasında herkese 2 trilyon para verileceğinden bahsettiği
şeklindeki ifadesi okunup sorulması üzerine; Kendisinin hiçbir kişi ile bu konuyu
görüşmediğini,bilgisi olmadığını, Selim AKKURT ile ara sıra görüştüğünü, ancak kendisine
bu konuda bir şey söylemediğini,
Coşkun ÇALIK'm ; Orhan PAMUK'u öldürmek için plan yaptıklan, bu plana göre
Muhammet YUCE'nin arabayı kullanacağı,Selim AKKURT'un tetiği çekeceği, kendisinin ve
Ayhan ÇELİK'in gözetleyici olacaklan şeklindeki ifadesi okunup sorulması üzerine ; Bu
plandan haberinin olmadığını, böyle bir plan içersinde yer almasının söz konusu bile
olamayacağını, olaylann kendisinin dışında gerçekleştiğini,
Yapılan çalışmalarda örgüt üyelerinin öncelikle Ahmet TÜRK, Sebahat TUNCEL ve
Osman BAYDEMİR'e yönelik saldın planladıklan, ancak PKK'nm kendilerini veya ailelerini
rahat bırakmayacağı düşüncesiyle bundan vazgeçerek •. yazar Orhan PAMUK'a saldın
düzenlemeyi planladıklannm tespit edildiği konusu sorukrlasiv üzerine ; Bu kişileri
basından takip ettiği kadarı ile bildiğini,herhangi bir tavrı veya kininin olmadığını,
kendilerine yönelik herhangi bir saldırı planı içerisinde de olmadığım,
Yapılan çalışmalarda Mehmet Fikri KARADAĞ'm Muhammet YÜCE'ye Fehmi
KORU'nun öldürülmesi talimatı verdiğinin,Muhammet YÜCE'nin de bu yönde hazırlıklar
yapmaya çalıştığının tespit edildiği konusu sorulması üzerine ; Fehmi KORU'yu
tanımadığmı,kendisine saldırı düzenlenmesi hakkında da bilgisi olmadığını,
Yapılan çalışmalarda Selim AKKURT ile husumeti bulunduğu ve Bursa ilinde ikamet
ettiği öğrenilen Sebahattin ÇAKIR'm öldürülmesi yönünde telefon görüşmeleri bulunduğu
konusu sorulması üzerine ; Sebahattin ÇAKIR'ı tanımadığım,bildiği kadarıyla Selim
AKKURT'un hasımlarının soy isminin Özden olduğunu, Sebahattin ÇAKIR'm Selim
AKKURT'un düşmanı olup olmadığını bilmediğini,
01.11.2007 tarihli Kürşat isimli şahsa gönderdiği "Kürşat yakın bir zamanda
Çagn,Ben,Cuni,Tamer,Yener,Baba,Gallo,Tamer bizim uşak İstanbul'da olacağız, seni de orda
kesin istiyorum.Zaten başka şansın da yok" "Yeniden tek yürek olmak için bu topyekün
isteğimiz efsaneyi yeniden canlandırmak cevap yaz hemen" "Kesin geliyoruz ama uygun bir
zamanda gelmeyeni anam avradım döğecem,yeter artık bu bölünmüşlük parçalanmışlık,bunu
da bil, bu fikir benden değil, bizim diğer çocukları tümü karar almış, beni aradılar,artık
piyasaya çıkmanm,güçlü bir şekilde problemleri çözmenin ve sağa sola saldırmanın zamanı"
mesajının okunup sorulması üzerine ; Mesajda ismi geçen kişinin amcasının oğlu Kürşat
ÇELİK olduğunu, mesajın şaka amaçlı gönderildiğini,ara sıra Muhammet YÜCE'ye de
Cuni lakabı ile hitap ettiğini, mesajın başka bir anlamı olmadığını,
Yapılan aramada bulunarak el konulan 29 Ocak 2008 günlü Hürriyet Gazetesine ait
"Pamuk'u halledince trilyoneriz oğlum" başlıklı haberin bulunduğu gazete kupürünü neden
bulundurduğunun sorulması üzerine; Selim AKKURT'un akrabası olduğunu,gazetede ismi
çıktığı için bu gazeteyi aldığım,başka bir amacı olmadığını,
Yapılan aramada bulunan telefon defterlerinde "Muhammet YÜCE" isimli kaydın
olduğu, telefon bölümünde de "533 771 56 98 - 536 321 92 97 - 536 344 47 15 - 537 351 27
10" numaralarının yazılı bulunduğu hususunun sorulması üzerine; Muhammet YÜCE' nin
akrabası olduğu için bu numaraları yazdığmı,ara sıra görüştüğünü,kendisini fazla kaale
almadığını ve samimi olmadığını, beyan etmiştir.

b)-S avcılık ifadesinde


Kolluk ifadesini kabul ettiğini, soruşturma kapsamındaki kişilerden Selim AKKURT,
Coşkun ÇALIK ve Muhammet YÜCE'nin akrabaları olduğunu, Coşkun ÇALIK ile yaklaşık
10 yıldır görüşmediklerini, Selim AKKURT ve Muhammet YÜCE ile ise akrabalık ilişkileri
çerçevesinde ara sıra telefonla görüştüklerini, Selim AKKURT' a Doğukan lakabıyla da hitap
edildiğini bildiğini, diğerlerinin bir lakapları olduğunu bilmediğini, kendisinin de herhangi bir
lakabı olmadığını, soruşturma kapsamındaki diğer kişileri tanımadığını, 0537 258 90 17
numaralı telefon hattını yaklaşık 6 yıldır kullandığını, kendisinin "Fuci" şeklinde bir lakabı
olmadığmı,ancak Erzurum yöresinde yeni doğan buzağılara ve bazen de şaka mahiyetinde
küçük çocuklara ve insanlara bu şekilde hitap edildiğini,
30.09.2007 günlü Muhammet YÜCE ve Coşkun ÇALIK arasındaki telefon mesajının
sorulması üzerine; Mesajda geçen Fuci ismi ile kastedilen kişinin kendisi olmadığını, Orhan
PAMUK' un öldürülmesi planı içerisinde yer almasının da mümkün olmadığını, 02.10.2007
günlü mesajda da aynı konudan bahsedildiğini ancak kendisi ile ilgili olmadığını, Coşkun
ÇALIK'm beyanlarının doğru olmadığını, kendisi ile herhangi bir suikast planının
görüşülmediğini, kendisinin de onay vermediğini, öldürülmüş planlandığı iddia edilen Orhan
PAMUK, Ahmet TÜRK, Sebahat TUNCEL. Osman* BAYDEMİR,Fehmi KORU ve
Sebahattin ÇAKIR'ı tanımadığını, öldürülmelerini gerektirecek pir '-husumetinin olmadığım,
s
^~\ •* i-. *> "■
menfaat karşılığı öldürülmeleri planı içerisinde yer aldığı şeklindeki Coşkun ÇALIK'm
beyanlarının da tamamen hayal ürünü olduğunu,
Evinde yapılan aramada bulunan Orhan PAMUK ile ilgili gazete kupürünü Selim
AKKURT'un da ismi geçtiği için gazeteden kesip bulundurduğunu,
Soruşturma konusu Ergenekon örgütü ile hiçbir ilgisi olmadığını, bahsi geçen kişilerin
öldürülmesinin planlanması konusunda herhangi bir girişimde bulunmadığını, kendisine bu
konuda bir teklifte de bulunulmadığını, aleyhe olan beyanları kabul etmediğini,kendisinin
Erzurum ilinde memur olarak çalışıp normal bir hayat süren insan olduğunu, beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller;


Şüphelinin Erzurum ili merkezindeki evinde yapılan aramada,
9 Ocak 2008 günlü Hürriyet Gazetesine ait "Pamuk'u halledince trilyoneriz oğlum"
başlıklı haberin bulunduğu gazete kupürü,
İçerisinde "Muhammet YÜCE" nin "533 771 56 98 - 536 321 92 97 - 536 344 47 15 -
537 351 27 10" numaralarının yazılı bulunduğu telefon defterleri bulunmuştur.

d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:311, 23.07.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Selim :
"O iş ne oldu" Ayhan : "Yok hallettim o işi", Selim : "He şey ya trafik kazası mırafik kazası
olmuş ...", Ayhan : "He ya bizim Emine'nin köylüleri akrabaları", "He 5 kişi öldü ya",
"Erzincan'a varmadan buraya geliyorlardı, burda bizim mahallede oturuyorlar ", "Evlerini
biliyor musun onların", "Dedim ya bizim mahallede oturuyorlar", Selim : "Yarın ya çocuklar
yanmdaysa çekil kenara ki" , Ayhan : "He dur çekiliyim he" , Selim : "O şey yok mu hoca" "O
öğretmen da", "Şıh olan", "O şeye gelmiş işte de", "Cenazeye", "Diyorum şimdi gelecek oraya
ona göster o tanır", "He bi baksın orda var mı yarın mı cenazeler kalkıyor", Ayhan : "5 aile var
hangisi geldi acaba ..." , Selim : "Neyse Emine Memine gile bişey sorma da sen", "Onun evine
sen onun evini Cuni gelirse Cuni'ye bi göster" , "Bi izlesin baksın, hele geliyor mu gidiyor mu
görebilir mi", Ayhan : "He gelsin göstereyim evini", "O zaman eve giderken o adamın evinin
önünden geçeyim,yabancı plakalara bakayım bi", Selim : "He he ama şimdi bence o
kardeşinin evindedir, onun kardeşi Bursa'da ya" , Ayhan : "Bu adamın yerini bulamayız demi
asıl yerini" , Selim : "Kesin emin değilik daha onun orda olduğundan orda olduğundan emin
olduk mu..." , Ayhan : "Nerden aldınız haberi", Selim : "Ya şimdi cenaze menaze mevzusu
yok mu, Cuni duymuş", "Hım ismi soy ismi geçmiş" , Ayhan : "Soy ismi neydi" , Selim :
"Çakır", "Yok yok sen araştırma, deşifre edersin kendini, Cuni araştırıyor boşver sen",
"Sen araştırırsan hemen öğrenirler, Cuni'nin araştırması o kadar şey olmaz, Cuni bizim
köylü değil ya"
Tape:315, 29.08.2007 tarihinde Muhammet YÜCE ile görüşmesinde özetle;
Ayhan : "Kuvayı Milliye sana kalırsa y... yedik biz a...", Muhammet'in İstanbul'a tayin isteyip
gelmesini söylediği, Ayhan'ın da kararsız olduğunu anlattığı, Muhammet : "Halil gülerde
kalacauk, ev mev tutuk işte, bu hafta taşıyruk evi", "...Vakıf yeri aldık, Ermeni vakfının
yerini işte, bu hafta ruhsat muhsat işlemlerini ayarlıyoruk", "Tam Kadıköy'de., sahilde
aldık, yer çok süper, devlet hazine yeri, Ermeni Vakfının yeri, 20 yıllığına kiraladı yani,
para mara yok, kira mira hiç bir şey yok.."
Tape:490, 21.09.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Selim :
"Aksilikler hep üst üste geliyor ya" , Ayhan : "Ya, ne kadar maddiyat sorunun var ki la senin,
söylesene bi" , Selim : "Ya reis,yine nerden baksan ne bilem bir 1 milyar falan üstümde
olması lazım","Ne bileyim bir şey düşünürüm, sessizlik var ya sessizlik","Sessizlikten
öbüründen şöyle güzel bir şey","Ya ne bileyim bir tane olursa böyle bir güzel,güzel değildi bir
araba, çenç","Öyle yani nerdea>baksan yine bir 4-5 çıkar biliyor musun, 3-4","İşte o
şeyleri ayarlıyorum'V'Tamam oradan hemen ondan sonra gidip alacam arabayı","Artık yani
ben bilirsin üç yaşından beri araba sürüyorum artık profesyonelleştim yani","İstanbul'da araba
sürerim ben reis ya", Ayhan : "He yeter a..., peki oyuncakların falan nasıl iyi mi" , Selim :
"Oyuncaklarım hazır işte,maddiyata bakıyor","İyi onların yerini ayarlamışım ya böyle sessiz
gidiyor o araba" , Ayhan : "Bak bu derece kafaya takmıştın ama,süratle yapacan
etkilenmemek kararsızlığı bir kenara bırakıp tamam","Sana bir şey diyeyim mi,yapacağın
direkmen hedefe kilitlenmek kardeşim bilirsin" , Selim : "Bakarız reis, ondan sonra yine
konuşuruz, yok herhalde reis ondan sonra bırakırım ya, başka araba almam yani" , Ayhan : "O
zaman bu işi halledeceksin a...","... işte biraz zor zor, düşünülecek de bir şey değil tamam mı
iyi zor .. sıkıntıya gireceği... sen öyle yollardan aştın geldin ki a.. ..","Sana birşey diyeyim, bu
zaman böyle arabanın var ya öyle tak takman çalıştırmak daha kolay,uzaktan kumandayla
yani öyle","Yani arabanın tekerine sağma soluna böyle normal şey etmekten daha kolay ha bu
işler bilirsin" , Selim : "Bu çok kolay reis,sade iste yeter ki maddi şeyin olsun", "Peşinatını ver
taksitlerini ödemek kolay"
Tape:688, 20.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle; Ayhan :
"Hee Cüni ne ediyor lan", Selim : "Yav Cüni çok memnun reis senden yav", "Cüni de şimdi
Ayhan Reis diyor başka birşey demiyor" , Ankara'daki bir trafik kazası sonrası çıkan
tartışmadan söz ettikleri, Selim : " Bilo dara geliyor ya hemen tabancasını çekiyor", Ayhan'ın
"Onu çektin mi vuracaksın a..." "Hiç olmazsa belden aşağı değil mi yani", Selim : "O zaman
yukarıdan da öbürleri de bakıyor artık ki adamlar çevirdi öbürleri geliyor bağırıyor
çığırıyorlar, Çağrı Mağınlar,Erol Baba, Öztürk Baba, Özkan Baba", "Ya piçleri öne çıkartırlar
ona canım sıkıldı hele bak,hele aminim ne bileyim biz biz adam geberttik bu kadar gündeme
gelmedi,neymiş Erol böğürmüş herkesin ağzında Erol böğürmüş" , Ayhan'ın Yener isimli bir
şahıstan bahsettikten,Cüneyt ve Rasim isimli şahısların ne yaptığını sorduktan sonra Ayhan :
"Şey diyorum çok mu yanınızdaki adamlar yani sağlam adamlar mı ne diyorsun he" "Bunlarla
icraata çıkılır mı ey" , Selim : "He he Cuni iyi istihbarata çıkıyor işte o yönü var" , Ayhan : "...
Ya oğlum onlara deki bana ilaç milaç getirin,bana e ayak işleri zaten yanımızdakilerde hep
ayakçı a..., doğru düzgün vuran kıran yok ki" , dekikleri,devammda Abdurrahman isimli
şahsın 3 katlı yeri, arabası, arazisi olduğundan konuştukları, Ayhan : "Tehdit eder alırım
tamam mı"
Tape:689/690, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda;"Kardaş
ihaleye girmeye, güçlü olmaya, risk almaya, artık kabuğumuzu kırmaya, ortalığı toz duman
etmeye, kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar güçlü olmaya, kendinizi hazırlaym,Yener
babaya selamlar" yazdığı,
Tape:691, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Reis emir ve
görüşlerinize hazmz, biz zaten her zaman hazmz. Yeter ki emret, reisim o mübarek ellerinden
öpüyoruz." yazdığı,
Tape:692, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda;"Hay Yener'in ben
canını yiyerim onun, onu yanımda görmek istiyorum, öyle bir güce ihtiyacım var, Şehmuz
yeğenimi kesin ikna et" yazdığı,
Tape:693, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Tamam reis, bu
zaten hazır, biz seni bekliyoz, bu kirkolari bu aralar yıkalım mı" yazdığı,
Tape:694, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda; "Yener baba
diyorsa problem yok, hemen saldırırız,ama ben Tamer'in a..., bu i., için değer mi bilmiyorum
ki" yazdığı,
Tape:695, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Reis önce
paraya, ihalelere saldıralım,sonra s... s..., Çağrı ekibinizde ben-de olmak istiyorum diyor ,
hatasını anlamış seni gerçekten seviyor." yazdığı,
Tape:696/697, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda; "Ya tabi ki, o
şerefsizi bende atmadım ki, zaten atamazsın da, aramıza tekrar hoş geldi, zaten onun bir derdi
olsa hesapsız saldıracak yine biziz başta sen ben ",
Tape:698, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Çağrı çok
sevindi, teşekkürlerini sunuyor,ellerinden öpüp emirlerini bekliyoruz reis,biz artık çok
güçlüyüz,efsane geri döndü." yazdığı,
Tape:699/700, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda; "Ona de ki,
değiştim demeynen kabuğa çekilmeyle riske girmeden hiçbir şey olmaz, artık yakında bir
yerlere saldırmaya hazır olun, Cuni'ye de haber salın ortalığa dehşet salacağız" yazdığı,
Tape:701, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda; "Çagrı'ya söyle
küslük bitmiştir" yazdığı,
Tape:702/703, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Selo'yu da
bize katılmak isteyene kapımız açık" "Tamam reis bu da çok sevindi, bence biz bu aralar
kirkolara vuralım" yazdığı,
Tape:522, 28.10.2007 tarihinde Selim AKKURT ile görüşmesinde özetle;Uzun
bir süre çeşitli konulardan ve tanıdıkları şahıslar hakkında görüştükten sonra para kazanmak
için yapacakları işlerle ilgili Selim : "Cesaret olmadığı kadar var da. Bize işte biraz ney akıllı
hareket yapacağız akıllı", "Teknik, arabası, silahı, milahı sonra reis" , Ayhan : "Aynen aynen
şerefsizim zaten bir tane taksi aldım mı falan onlan gelecem. Galo maloyu doldurup gelecem
....." , Selim : "... bu normal normal hayat bize göre değil" yazdığı,
Tape:704/705, 01.11.2007 tarihinde Kürşat ÇELİK'e çektiği mesajda; "Kürşat, yakın
bir zamanda, Çagri,Ben,Cuni,Tamer,Yener baba,Gallo,Tamer, bizim uşak İstanbul'da
olacağız,seni de orda kesin istiyorum, zaten başka sansın da yok" , "Yeniden tek yürek olmak
için, bu topyekün isteğimiz efsaneyi yeniden canlandırmak, cevap yaz hemen" yazdığı
Tape:706, 01.11.2007 Tarihinde Kürşat ÇELİK'in çektiği mesajda; "...sen adamları
topla gel" yazdığı,
Tape:707, 01.11.2007 Tarihinde Kürşat ÇELİK'e çektiği mesajda; "Kesin geliyoruz,
ama uygun bir zamanda gelmeyeni anam avradım döğecem, yeter artık bu bölünmüşlük
parçalanmışlık, bunu da bil, bu fikir benden değil bizim diğer çocuklann tümü karar almış,beni
aradılar, artık piyasaya çıkmanm,güçlü bir şekilde problemleri çözmenin ve sağa sola
saldırmanın zamanı" yazdığı,
Tape:536, 04.11.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda; "İnşallah tabiki en
yakında bu esarete son vereceğiz. Emin ol ki herkesin yüreği kopuyor,Beraber bağlılığımızı
duyan zaten herkes duymuş, Cuni de bizle hep la..." yazdığı,
Tape:538, 04.11.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Reis bozkurtlar
puslu yağmurlu havayı severler. Biz de o karışıklığı bekliyoruz zaten. Ortahk karışınca
ortalığın a...koyacağız. Yeter ki bir kıvılcım çıksın" yazdığı,
Tape:540, 04.11.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Olacak Reis
hepsi olacak.Maddi manevi çok büyüyecek güçleneceğiz. Hayal bile edemeyeceğin
kadar.Yeter ki beklenen gün gelsin. Dedim ya bir kıvılcım çıksın yeter" yazdığı,
Tape:550/551, 04.11.2007 tarihinde Selim AKKURT'a çektiği mesajda; Erzurum'un
Oltu ilçesindeki seçilmelerle ilgili "Yakında muhtarlık seçimi var. İnşallah orda patlak
verecek. Bekle ve gör. Kim gözü kara ise o işi götürür ama kanlı çatışma da olabilir, emin ol
şimdiden muhtarlık senaryoları hazırlanıyor." yazdığı,
Tape:552, 04.11.2007 tarihinde Selim AKKURT'un çektiği mesajda; "Sen hiç yorum
yapma, o muabbetlere karışma bile. Köyü boşver,büyük düşün. Savaş çıksın neler yapacağız.
Her istediğimize sahip olacağız.Savaşta güçlü olan kazanır." yazdığı,
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüphelinin, Muhammet YÜCE ve Selim AKKURT'un akrabası bulunduğu, bu kişiler
ile bağlantı halinde bulunduğunun yukarıda yazılı telefon görüşmeleri ile sabit olduğu,
29.08.2007 günlü telefon görüşmesinde Muhammet YÜCE'ye söylediği "Kuvayı Milliye sana
kalırsa y..." sözlerinin Muhammet YÜCE'nin Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmada yer
aldığım bildiğini, 20.10.2007 günlü telefon görüşmesinde de Selim AKKURT'un Cuni lakaplı
Muhammet YÜCE'yi kastederek kendisine söylediği ""Yav Cüni çok memnun reis senden
yav" "Cüni de şimdi Ayhan Reis diyor başka birşey demiyor" sözlerinin bu yapılanma
hiyerarşisinde Muhammet YÜCE ile bağlantılı olduğunu gösterdiği,yukarıda geniş olarak
özetlenen telefon görüşmeleri genelinin de şüphelinin suça eğilimini gösterdiği anlaşılmıştır.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Coşkun ÇALIK; Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK' u öldürmeyi teklif
ettiğini,bu eylemi planladıklarmı,eylemde tetiği Selim AKKURT' un çekeceğini, kendisi ile
Ayhan ÇELİK' in gözetleyici olacağını, Muhammet YÜCE' nin de şoför olacağını, Muhammet
YÜCE ile aralanndaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Ayhan ÇELİK olduğunu ve bu
kişiyi Selim AKKURT' un akrabası olarak bildiğini beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE; Ayhan ÇELİK' in akrabası olduğunu,Fuci lakabında kimseyi
tanımadığını beyan etmiştir. Ancak yukarıda sözü edilen eylemlere katılacak kişiler arasında
Fuci lakaplı kişinin de bulunduğunu yazarak Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesaj içeriğine
göre bu beyanının suvanmaya yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Selim AKKURT; Ayhan ÇELİK' in köylüsü ve akrabası olduğunu, Erzurum'da memur
olarak çalıştığını bildiğini, yaklaşık 6-7 yıldır görüşmediğini, en son Kars ilinde gardiyanlık
yaptığını bildiğini, kendisi ile birkaç kez telefon görüşmesi yaptığını, köylerindeki bazı olayları
telefon mesajları ile gönderdiğini beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Ayhan ÇELİK'in Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı
"Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı
"Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet
şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında
gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin
günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin
uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde mafya tarzı eylemler ile
örgüte gelir temin etme ve provakatif terör eylemlerinde görevlendirildiği, Ergenekon Terör
Örgütünün provakatif bir terör eylemi olarak Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasına
havale ettiği Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat
TUNCEL'in öldürülmeleri eylemlerine ilişkin hazırlık hareketleri aşamasında yer aldığı iddia
edilmektedir.
Şüpheli, kendisinin Orhan PAMUK' a yönelik suikast hazırlığı içerisinde olmadığını,
yaşanan olaylan sadece basından bildiğini, Halil ve Fuci isimli şahıslann kimler olduğunu
bilmediğini,Muhammet YÜCE'nin kendisini 3 defa aradığını, ancak Orhan PAMUK'a saldın
hakkında kendisine en ufak bir şey söylemediğini, telefon mesajlarında Fuci ismi ile
kastedilen kişinin kendisi olmadığını, Coşkun ÇALIK'm beyanlarının doğru olmadığım,
kendisi ile herhangi bir suikast planının görüşülmediğim, kendisinin de onay vermediğini,
öldürülmesi planlandığı iddia edilen Orhan PAMUK, Ahmet' TÜRK, Sebahat TUNCEL,
Osman BAYDEMİR,Fehmi KORU ve Sebahattin ÇAKIR'f tanımadığını, öldürülmelerini
2360 '% ,';,
gerektirecek bir husumetinin olmadığını, menfaat karşılığı öldürülmeleri planı içerisinde yer
aldığı şeklindeki Coşkun ÇALIK'm beyanlarının da tamamen hayal ürünü olduğunu
savunmuştur.
Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK,Osman BAYDEMİR veya Sebahat
TUNCEL'in öldürülmesine ilişkin eylem hazırlığının var olduğuna ilişkin deliller yukarıda da
anlatıldığından aşağıda özet olarak konuya ilişkin birkaç telefon görüşmesi,Coşkun ÇALIK'm
ifadesinin ilgili kısmı ve fiziki takip tutanağı anlatılacaktır.
21.09.2007 tarihinde saat:13.13 sıralarında Selim AKKURT ile Ayhan ÇELİK
arasındaki ; Ayhan'ın "He yeter a... k..., peki oyuncakların falan nasıl iyi mi", Selim'in
"Oyuncaklarım hazır işte maddiyata bakıyor"
30.09.2007 tarihinde Muhammet YÜCE'nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon
mesajında ; "Halaoğlu, gazeteci Orhan PAMUK'u halledecez,ben,sen,Halil,Fuci, var mısın,
toplam 2 trilyon alacaz,var mısın kurban bayramından sonra hazır ol"
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği telefon
mesajlarında ; "Allah izin ederse Orhan PAMUK'un kurban bayramından sonra İstanbul'da
konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkışı halledecez, ilk başta 2 trilyon alacaz, işi
bitirdikten sonra da 5 trilyon,bir tane villa,bir tane benzin istasyonu alacaz,bunlar İstanbul'da,
ama sonuçta kesin yakalanacaz, bunu bil,Hrant DİNK'i vuranlar gibi tüm Türkiye bizim
peşimizde olacak,haberin olsun " "Bu hafta görüşecez,Ben, Sen, Halil, Fuci, hazırlıklı ol" ,
"Öyle de yok,böyle de, en azından hayatımızı kurtarınz,babalar gibi yatarız çıkarız,zaten
Sedat PEKER yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış,en büyük biz olacaz,paranm da
her şeyin de en iyisini yapacaz, halaoğlu bu saatten sonra bize bu gider"
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında ; Saat:16.05 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy Beşiktaş İDO iskelesi önünde
buluştukları, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feribotuna bindikleri, saat: 17.15 sıralarında
Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35. Noterin ofisi
olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştukları, saat: 18.40
sıralarında üç şahsın da noterden çıktıkları, yaklaşık 5 dakika sonra Mahmut KUZ'un diğer
şahıslardan ayrıldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR' in
Mecidiyeköy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in burada İETT
otobüsüne binerek Mehmet Fikri KARADAĞ'dan ayrıldığı, M.Fikir KARADAĞ'm ise yaya
olarak Şişli Osmanbey metro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57 sıralarında 0212 224 14 13
numaralı ankesörlü telefon ile bir yeri aradığı, daha sonra yine saat:19.07 sıralarında yaya
olarak Şişli Harbiye Vali Konağı kavşağma gelip 0212 296 14 61 numaralı ankesörlü
telefondan bir yeri aradığı,sonrasmda Harbiye ordu evine girdiği ve burada yaklaşık 30 dakika
kaldıktan sonra Beşiktaş Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy feribotuna bindiği, belirtilmiştir.
13.11.2007 tarihinde saat: 19.25 sıralarında Muhammet YÜCE'nin kullanımında
bulunan 0 537 878 66 42 numaralı telefonu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullanımında
bulanan 0 212 233 14 39 numaralı sabit telefonla aramasıyla yapılan görüşmede; Mehmet
Fikri'nin "Mamo o telefon cevap vermiyor oğlum" , "545 evet 05452516625 cevap vermiyor
şimdi kapalı diyor" , Muhammet'in "Ben ona ulaşayım hemen komutanım, bakıyım ben bi
diğer numaralarını deneyeyim"
13.11.2007 tarihinde saat: 19.43 sıralarında Muhammet YÜCE ile Coşkun ÇALIK
arasındaki ; Muhammet'in "Tamam şuan Halil ( Selim Akkurt ) görüşmeyi yapıyor.
Görüşüyorlar. Toplantıdalar şu an, eğer dediğim iş olursa bu akşam olacak tamam. Ya yarın ya
da öbür gün gideceğiz, hazırlan." , Coşkun'un "Tamam ben hazırım ya" , Muhammet'in
"Vallah diyorum, şu an görüşüyorlar para konusunda. Yanh öbür gün gidebiliriz a... k... var
var, yok yok.", Coşkun'nun "Bekliyorum bekliyorum . ]3en Jıazırım her türlü ya." dedikleri
tespit edilmiştir. - '-""-/
Coşkun ÇALIK, Muhammet YÜCE'nin daha önce Ahmet TÜRK'Ü öldürme teklifinde
bulunduğunu,ancak PKK'nm ailelerine zarar verebileceğini düşündüklerinden vazgeçtiklerini,
daha sonra da Mehmet Fikri KARADAG'm Muhammet'e Orhan PAMUK' u öldürmeyi teklif
ettiğini, Osman BAYDEMİR konusunda da aynı şeylerin geliştiğini, Orhan PAMUK'a suikast
eylemini planladıklarmı,eylemde tetiği Halil (Kod) Selim AKKURT' un çekeceğini, kendisi ile
Ayhan ÇELİK' in gözetleyici olacağını, Muhammet YÜCE' nin de şoför olacağını, Muhammet
YÜCE ile aralarındaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Fuci (Kod) Ayhan ÇELİK
olduğunu ve bu kişiyi Selim AKKURT' un akrabası olarak bildiğini beyan etmiştir.
Selim AKKURT, 13.11.2007 günü saat 18.57 ve 19.08 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ m 0212 224 14 43 numaralı ankesörlü telefondan kendisinin kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonuna ısrarla ulaşmak istediği ancak
ulaşamadığının tespit edildiği, tüm bu eylem planlarının konuşulduğu bir dönemde Mehmet
Fikri KARADAĞ' m kendisine ısrarla ulaşmak isteme sebebinin sorulması üzerine; Belirtilen
cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ' m neden
kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini, bu hususun Fikri Karadağ' a sorulmasını istediğini,
Mehmet Fikri KARADAĞ ile hiç görüşmediğini, kendisinin böyle bir eylem planının
içerisinde olmadığını beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE,Selim AKKURT ile Mehmet Fikri KARADAĞ'I kendisinin
tanıştırdığını, birbirlerine telefon numaralarını verdiğini,Fikri Albay'm kendisinden dört
dörtlük delikanlı bir adam istediğini,kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini,Fikri Albayın
İstanbul'da bir otel söyleyerek buluşmak için çağırdığını, sonrasında Selim'e ulaşamadığını
söylediğini,daha sonra da "sen ulaşabiliyorsan akşam yediye kadar orda olsun" dediğini, ne
amaçla çağırdığını neden böyle bir adam istediğini de bilmediğini,Selim AKKURT'u
İstanbul'da olduğu için tavsiye ettiğini, Selim'in Erzurum Oltu'daki ağabeylerinin karıştığı bir
silahlı çatışma olduğunu, bu olayda iki kişi öldüğünü, 3-4 kişinin de yaralandığmı,ölü ve
yaralıların hepsinin Selim AKKURT'un ailesinden olduğunu, bu olaydan bir yıl sonra karşı
taraftan bir kişinin öldürüldüğünüzü olay nedeni ile Selim'in dört yakınının tutuklandığını,
Selim'in bu olaydan dolayı aranıp aranmadığını bilmediğini, Orhan PAMUK ile herhangi bir
husumeti olmadığını, Orhan PAMUK'u kaldırma konusunda Selim AKKURT ile aralannda
konuştuklarım, ancak herhangi bir şey yapmadıklarını, telefon görüşmelerinde geçen Halil
isimli kişinin Selim AKKURT olduğunu beyan etmiştir.
02.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK'a gönderdiği mesajda ;
"Öyle de yok,böyle de, en azından hayatımızı kurtarınz,babalar gibi yatarız çıkanz,zaten Sedat
PEKER yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış, en büyük biz olacaz, paranın da her
şeyin de en iyisini yapacaz,halaoğlu bu saatten sonra bize bu gider" ,
09.10.2007 tarihinde Muhammet YÜCE' nin Coşkun ÇALIK ile yaptığı görüşmede
özetle; Muhammet: ".. .bayramdan sonra hazırlan ha" "Kesin ha tamam" , Coşkun : "Kurban
bayramını sabırsızlıkla bekliyorum yani" , Muhammet : "Kesin bak,daha buradan bunun
dönüşü yok,işi hallettiklesin kararlaştırdık ..." ,
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında ; saat: 16.05 sıralarında Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in Kadıköy Beşiktaş İDO iskelesi önünde
buluştukları, yaklaşık 10 dakika sonra Beşiktaş feribotuna bindikleri, saat: 17.15 sıralarında
Halasgargazi Caddesi Unsal Çarşısı No:300/73-84 sayılı adreste bulunan Şişli 35. Noterin ofisi
olarak kullandığı yazıhaneye girdikleri ve burada Mahmut KUZ ile buluştukları, saat: 18.40
sıralarında üç şahsın da Noterden ayrıldıkları, yaklaşık 5 dakika sonra Mahmut KUZ'un diğer
şahıslardan ayrıldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in
Mecidiyeköy istikametine yöneldikleri, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in burada İETT
otobüsüne binerek Mehmet.^ikri KARADAĞ'dan ayrıldığı, Mehmet Fikri KARADAG'm ise
yaya olarak Şişli Osmanbey 'rrtetro girişine yürüdüğü ve saat: 18.57 sıralarında 0212 224 14
13 numaralı ankesqrTii :telefon^ile bir yeri aradığı, daha
sonra yine saat: 19.07 sıralarında yaya olarak Şişli Harbiye - Vali konağı kavşağına gelip 0212
296 14 61 numaralı ankesörlü telefondan bir yeri aradığı ve sonrasında Harbiye ordu evine
girdiği ve burada yaklaşık 30 dakika kaldıktan sonra Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek
Kadıköy feribotuna bindiği, belirtilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm ankesörlü telefondan Selim AKKURT'un kullanımında
bulunan 0545 251 66 25 numaralı cep telefonunu aradığı, ancak ulaşamadığı tespit edilmiş,
Selim AKKURT belirtilen cep telefonunun kendisine ait olduğunu, ancak bu tarihte Mehmet
Fikri KARADAĞ' m neden kendisine ulaşmak istediğini bilmediğini söylemiş, Mehmet Fikri
KARADAĞ ise Muhammet YÜCE'nin kendisine bir akrabası olduğundan bahsettiğini,
kendisinin de telefon numarasını istediğini,vermiş olduğu numarayı aramış olabileceğini,
ancak görüştüğünü hatırlamadığını beyan etmiştir.
Coşkun ÇALIK ise ; Muhammet YÜCE' nin kendisine Orhan PAMUK' u öldürmeyi
teklif ettiğini,bu eylemi planladıklarmı,eylemde tetiği Selim AKKURT' un çekeceğini, kendisi
ile Ayhan ÇELİK' in gözetleyici , Muhammet YÜCE' nin de şoför olacağını, Muhammet
YÜCE ile aralarındaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Ayhan ÇELİK olduğunu ve bu
kişiyi Selim AKKURT' un akrabası olarak bildiğini beyan etmiştir.
Şüpheli Ayhan ÇELİK'in , Muhammet YÜCE ve Selim AKKURT'un akrabası
bulunduğu , bu kişiler ile bağlantı halinde bulunduğu yukarıda yazılı telefon görüşmeleri ile
de sabittir.
29.08.2007 günlü telefon görüşmesinde Muhammet YÜCE'ye söylediği "Kuvayı
Milliye sana kalırsa ya... koyayım" sözlerinin Muhammet YÜCE'nin Kuvayı Milliye
Derneğindeki yapılanmada yer aldığım bildiğini, 20.10.2007 günlü telefon görüşmesinde de
Selim AKKURT'un Cuni lakaplı Muhammet YÜCE'yi kastederek kendisine söylediği ""Yav
Cüni çok memnun reis senden yav", "Cüni de şimdi Ayhan Reis diyor başka birşey demiyor"
sözlerinin bu yapılanma hiyerarşisinde Muhammet YÜCE ile bağlantılı olduğunu gösterdiği
anlaşılmıştır.
Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmanın Orhan PAMUK'un öldürülmesi
konusunda plan yaptığının yukarıda yazılı deliller ile sabit olduğu ve gerçekleşmesi halinde
terör eylemi niteliğinde bulunacağının yukarıda açıklandığı, Muhammet YÜCE'nin Coşkun
ÇALIK'a gönderdiği bu konuya ilişkin telefon mesajlarında Fuci lakaplı bir kişinin de eyleme
katılacağının yazılı bulunduğu, Coşkun ÇALIK'm bu eylem planının var olduğunu söyleyerek
eyleme katılacak olan Fuci lakaplı kişinin Ayhan ÇELİK olduğunu beyan ettiği, Muhammet
YÜCE ve Coşkun ÇALIK'm mesajlarda geçen Halil lakaplı kişinin Selim AKKURT olduğunu
beyan ettikleri , ancak Muhammet YÜCE'nin kendi yazdığı mesajdaki Fuci lakaplı kişinin kim
olduğunu inkara yönelik olarak bilmediğini beyan ettiği, şüphelinin de aralarında bulunduğu
bu eylemi icra etmesi düşünülen kişilerin Orhan PAMUK ile şahsi bir husumetlerinin
bulunmadığı,tüm delillerin değerlendirilmesinden anlaşılacağı gibi bu eylemin provakatif bir
terör eylemi olacağını bildikleri, maddi menfaat ve eylemden sonra korunup kollanma vaadi
ile eylemi kabul ettikleri, yakalanmayı başından itibaren göze aldıkları, şüphelinin de bu
eylemde gözetleyici olarak suça katılacağı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından
Şüpheli Ayhan ÇELİK'in eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
80-ŞÜPHELİ HÜSEYİN GAZİ OĞUZ a)-
Emniyet ifadesinde;
Halen Pendik ilçesinde ticaretle uğraştığını, 2007 yılı Mayıs ayında Mehmet Fikri
KARADAĞ'm Genel Başkanlığını yapmış olduğu Kuvayı Milliye Derneğine Hüseyin GÖRÜM
vasıtası ile üye olduğunu, yine Mayıs ayı içerisinde Kuvayı Milliye Derneğinin o zamanki Yönetim
Kurulu Üyesi olan Yusuf Ziya TANRIVERDİ vasıtası ile de Kuvayı Milliye Derneğinin Pendik
İlçe Temsilcisi olduğunu, halen resmi olarak bu derneğin Pendik İlçe Temsilcisi olduğunu, ancak
son dönemlerde dernek yeri olarak kullandığı yeri kapatarak Doğanay İç ve Dış Ticaret ismiyle iş
yeri yaptığını, Ergenekon yapılanması ile ilgili bilgisinin bulunmadığını,
İkametinde yapılan aramada ele geçen mermileri yaklaşık 2-3 yıl önce daha önce Pendik-
Kadıköy minibüs hattında minibüsçülük yapan İrfan isimli kişiden satın aldığını, bu mermilerin
silahını da daha sonra ismini hatırlamadığı bir şahsa 250.000. 000 TL'ye sattığını, bu mermilerin de
o zamandan kaldığını,
İkameti ve temsilciliğini yaptığı Kuvayı Milliye Derneğinin Pendik Temsilciliğinde yapılan
aramalar sonucunda ele geçen çok sayıda dokümanlar ile ilgili olarak; Bu dokümanların bir kısmını
internetten araştırma amaçlı indirdiğini, bunları herkesin elde edebileceğini, diğerlerini de
Temsilciliğini yapmış olduğu Kuvayı Milliye Derneğinden elde ettiğini,
İkameti ve temsilciliğini yaptığı Kuvayı Milliye Derneğinin Pendik Temsilciliğinde yapılan
aramalar sonucunda ele geçen çok sayıda CD ile ilgili olarak; bu CD leri tarihini hatırlamadığı bir
zamanda Hüseyin GÖRÜM tarafından kendisine verildiğini, bunları izlemek amaçlı aldığını,
çoğaltıp kimseye vermediğini,
24.10.2007 tarihli Ayşe isimli kişi ile yaptığı görüşmede geçen, Emin., isimli bir kişinin
bahçesinde silah atışı yaptığı şeklindeki beyanları okunup sorulması üzerine; görüşmede geçen
silahın ev aramasında bulunan ruhsatsız silah olduğunu, bundan başka silahının bulunmadığını,
Ayşe KÖMÜR isimli şahsın iş yerinde çalışan personeli olduğunu, Emin' in ise Mehmet Emin
KAR olduğunu, kendisinin iş ortağı olduğunu, bu silahı daha önceden kendisine ve iş yerine karşı
yapılmış olan saldın ve haraç istemelerinden sonra Kmkkale'de şoför olan Apo isimli bir şahıstan
650 YTL'ye 2007 yılının Ramazan ayında satın aldığını, bu saldın dosyalannm Pendik Savcılığında
olduğunu,
26.10.2007 tarihli Veysel isimli kişi ile yaptığı görüşmede geçen, Hüseyin: "Savcım
nasılsın" "Ben Kuvai Milliye ilçe başkanı. Ne yapıyorsun" diye sorduğu, Veysel: "Ya bu sizin Ordu
mahallesinde bi bakıcı çocuğu öldürmüşte ona olay yerine" "Savcıyı götürüyorum..." şeklindeki
beyanlan okunup sorulması üzerine; görüşmede geçen kişinin Pendik Savcılığında şoför olan
Veysel isimli şahıs olduğunu, Savcının şoförlüğünü yaptığı için kendisine savcı diye hitap
ettiklerini, şahsi bir davası için Veysel' le görüşmek istediğini, ancak meşgul olduğu için
görüşemediğini,
31.10.2007 tarih ve 19.06 saatli Veysel ile yaptığı görüşmede geçen, Hüseyin: "Ne yapıyon
nerelerdesin" diye sorduğu, Veysel: "Şu anda Başsavcıyı almaya gidiyorum, havaalanına",
Hüseyin: "Ne Yaptın O Dediğim Dosyayı Hiç Araştırdın Mı" diye sorduğu, Veysel: "Dayı hiç
araştırmadım.", Hüseyin: "Yann halledebilir misin" diye sorduğu, Veysel: "Tamam yann bana bir
hatırlat tamam mı hadi görüşürüz." şeklindeki beyanlan okunup sorulması üzerine; trafik kazası
sonucu ölen bir kimsenin yakmlannm işi için Veysel' i aradığını, bu yardım karşılığında maddi bir
karşılık almadığını,
01.11.2007 tarihli Veysel isimli kişi ile yaptığı görüşmede geçen, Veysel'in "Ben sana
neticeyi vereyim. Ali abiyede o verdiğin evrağı, VenyorUfta tamam mı" "...Henüz daha savcıda
devam ediyo. Mahkeme devam ediyo tamam mı, ÂdİLtıptan rapor bekleniyor anladın mı, netice."
şeklindeki beyanlann okunup sorulması üzerine; "trafik kazasında eşini kaybeden
şahıs ile ilgili konu olduğunu, Ali' nin abisi olduğunu, bu konuyu takip ederken kullandığı
Kuvayı Milliye sıfatını yardım amaçlı olduğu, bundan başka kimsenin dosyasını takip
etmediğini,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile bir kez Pendik Palmiye kafe restaurantta aynı ortamda
bulunduklarını ancak samimiyetinin olmadığını,
Muzaffer TEKİN' i tanıdığını, Palmiye Kafe Restaurantımm açılışına akrabası Mithat
KURT' un davetiyle geldiğini, 2-3 sefer daha kendi iş yerine gelip gittiğini beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, Ergenekon yapılanması hakkında bilgisi olmadığını,
Pendik'te esnaflık yaptığını, Kuvayı Milliye Demeğinin Pendik ilçe temsilcisi olduğunu,
soruşturma kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Muzaffer
TEKİN, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR' i tanıdığını,
Sorulması üzerine ise ; telefon görüşmeleri ile ilgili olarak kollukta ayrıntılı beyanda
bulunduğunu, Kuvayı Milliye demeğinin yürüyüş türü eylemlerine katılmadığmı,diğer
şüphelilerin yapmış olduğu eylemleri bilmediğini, son zamanlarda demek başkanı olan
Mehmet Fikri KARADAG'm demeğe kızdığı için geliş gidişi bıraktığmı,evinde yapılan
aramada bulunan ruhsatsız silahın önceki yıllardan kalma ve kendisine ait olduğunu, güvenlik
amacı ile bulundurmakta olduğunu beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller;


Şüphelinin işyerinde yapılan aramada;
-(8) adet CD
-(1) adet raks marka 60Tık teyp kaseti
Klasöre dizilmiş 1 'den 33'e kadar numara verilmiş evrak
-1 'den 73'e kadar numara verilen doküman
6 föy içerisinde muhtelif doküman
Klasör içerisinde üye başvuru evraklarının bulunduğu dosya
(1) adet samsunğ marka 160 GB SONWJDQBGl 173 seri numaralı hard disk
Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
-(2) adet "Neden Kuvayı Milliye yazılı broşür"
-1 'den 13'e kadar numaralandırılan kağıtlar,
-(88) adet Kuvayı Milliye amblemi bulunan flama,
-(1) adet P.B Mat 70 Made in Italy ibaresi bulunan 9 mm. Çapında tabanca ve şarjörü
ile 9 adet fişeği,
-(3) adet MKE yapımı 7.65 mm.çapmda dolu fişek,
(İstanbul Emniyet müdürlüğü Kiriminal Polis laboratuarı Müdürlüğünden aldırılan
24.01.2008 gün ve 2008/BLS.1105 sayılı raporda ele geçen fişek ve tabancanın 6136
S.K.kapsammda bulunduğu belirtilmiştir.)
-(1) adet kingston marka 256 MB hafıza kartı,
-(1) adet telefon fihristi soogae marka 1001185640 seri numaralı hard disk,
-(1) adet HP marka HSTNN -105 C seri numaralı siyah laptop bilgisayar,
-1 'den 257'ye kadar numara verilmiş CD/DVD,
-1 'den 6'ya kadar numara verilmiş Sony kaset,
-(1) adet (60)'lık Raks marka teyp kaseti,
-(2) adet klasör içerisinde doküman,
-(1) adet telefon fihristi, ,,-*'-«•.-. '*■> ,
-1 'den 80'e kadar numara verilmiş doküman, ,-' \
-(2) adet kartvizit,
34 BC 5504 plakalı aracında yapılan aramada ;
-(4) adet CD,
-(3) adet kartvizit, ele geçirilmiştir.
Hüseyin Gazi OĞUZ'a ait, SEAGATE marka, seri numarası 5PJ0PG9V olan PC
bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
"BİLDİRİ.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde belgenin Kuvayı Milliye
Derneği'nin kuruluş bildirisi olduğu anlaşılmıştır. Bildiride 'vatanın bütünlüğü ve
milletin bölünmezliğinin. tehlikede' olduğu, 'Devleti yöneten seçilmiş kişilerin Türk
milletinin güvenini yitirmekte' oldukları, 'Hıyaneti Vataniye Kanunu'nun, zamanı
geldiğinde, yürürlüğe konulması için çalışılacaktır' gibi ibareler yer aldığı tespit
edilmiştir.
"KUVAYI MİLLİYE.doc" isimli bir MSword belgenin bir konuşma metni şeklinde
düzenlendiği, 'Şanlı Kuvayı Milliye'çiler' hitabı ile başladıktan sonra metin içerisinde
'Türk Milletini tarihine yakışır şekilde, dünyanın efendisi yapmaya talibiz ve kararlıyız'
cümlesi ile amaçlanan hedefin açıklandığı, "Bu gün burada, hep birlikte vereceğimiz
karar şudur.Tam Bağımsız, Muktedir, Güçlü, Mazlumun umudu koruyucusu,Zaliminin
korkulu rüyası,Kemal ATATÜRK'e layık yeniden Büyük Türkiye'yi inşa
etmek...'cümleleri ile de amaçlanan hedefe ulaşmak için yapılması gerekenin ne olduğu
belirtilerek konuşma metninin 'Gazanız mübarek olsun.. .'ibaresi ile bitirildiği
anlaşılmıştır.
"kuvayı mlliye nedir.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde belgedeki logo
başlıktan dokümanın Kuvayı Milliye derneğince hazırlandığı, belge içeriğinde 'kuvayı
miliye'nin ne olduğu tarihi bilgilerle anlatılmaya çalışıldıktan sonra son bölümde yer
alan; 'Günümüzde de, aziz vatan topraklan can düşmanlarımıza pazarlanmakta,
kahraman ordumuz, sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi, her fırsatta
yıpratılmakta, yer altı ve yerüstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte,
Cumhuriyet'in bütün maddi ve manevi kazammlan, çılgınca yok edilmeye çalışılmakta,
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, gözlerimizin önünde parçalanmaya
devam etmekte, velhasıl tarih tekerrür etmektedir.Büyük ATA'mızm Gençliğe
Hitabesi'ndeki her şey, mevcut ve gerçekleşmek üzeredir. O halde; Ey Türk'ün asil
evlatlan!..Kuvayı Milliye zamanı değil mi?..' cümleleri ile Kurtuluş Savaşımızın
başlangıcındaki Kuvvayı Milliye Cemiyetinin oluşumuna zemin hazırlayan şartlann
bugünde gerçekleştiği belirtilerek Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşuna anlam
yüklenmeye çalışıldığı değerlendirilmektedir.
-"Yeni WordPad Belgesi" isimli word belgesinde, "Script Saldmlan 1" isimli program
yardımı ile şifrelerini ele geçirdiği e-mail adreslerinin isimlerini ve şifrelerini kayıt ettiği (3)
Üç sayfalık doküman olduğu görülmüştür.
Hüseyin Gazi OĞUZ'a ait SAMSUNG marka, seri numarası SONWJDQP501173
olan Dizüstü bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
- "zekeriya%20%F6zt%FCrk2[l].jpg" isimli bir MSword incelendiğinde operasyon
kapsamında gözaltına alman M.Zekeriya ÖZTÜRK ile Kemal KERİNÇSİZ isimli şahıslann
bir arada olduklan görülmüştür.
C-52 No'lu CD içeriğinde; Mersin ilinde bulunan bir yerel televizyona Kuvayı Milliye
Derneği Başkanı Hüseyin GÖRÜM, Kuvayı Milliye Derneği yöneticilerinden Fikri
KARADAĞ konuk olarak katılarak "Kuvayı milliye Derneği ve Hareketinin yapılanmasının
ve amacının anlatıldığı", aynca "hükümetin devleti 500 Milyar Dolar borca soktuğunu ve
devleti iyi yönetemediğini bunun karşısında Genelkurmayın ve askerin bir şeyler yapmasını
ve görev almasını anlattığının tespit edildiği belirtilmiştir.

d) Telefon görüşmeleri;
16.03.2007 tarihinde Muşika VATAN KULU ite görüşmesinde özetle; Muşika: "Ya
dün Murat geldi, illa bana faturalı hat alalım abla", 'Gazftıin "Bu gün alalım", Muşika:
"Bugün alalım da, faturalı hat farklı yerlerde kullanılırsa" "Tehdit amaçlı, borcundan
harcından da vazgeçtim de" dediği,
16.03.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile görüşmesinde özetle; Muşika: "
Ya! senin silahta gitti. Zeynep'e söyledin mi?", Gazi: "Ya üç günlüğüne aldı", Muşika: "ben,
sana geçen gün verme dedim", Gazi: "lama'yla değiştiriyorum arkadaş, aletimi ver dedim,
istedim, bana lazım dedim, abi sen lama'yı al, bu bende kalsın" diyerek Murat ÇAĞLAR'm
yakalattığı silahı kendisinin verdiğini söyledikten sonra görüşmenin devamında Muşika:
"bilgin olsun, herhangi bir şey olursa, silah Özcan'm meselesi, sakın kabul etme" "Özcan'm
meselesi, silah Gazi'nin silahı mı falan" diyebileceklerini düşündüğünü, Gazi: "Yok canım
derler mi ya", Muşika: "Yok, Murat demez ama ne olur ne olmaz" dediği,
27.06.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile görüşmesinde özetle; Muşika: "
Ben, bunların ağzına sıçayım. Size belli etmiyorum ama şoktayım, iyi kötü bakalım, sonu
nereye varacak", Gazi: "düşünüp tartacağız usta, bu hafta bakalım ne olacak" "Olacak bir şey
yokta, ne yapalım yani, bu saatten sonra, bu işin geri dönüşü yok ki artık", Muşika: "Geri
dönüşü yok ama Kahraman'm p..liği bu" "İlerleme şansımız yok. El Altından, Öbür Derneğe
Yoğunluk Ver Tamam Mı" "... uydurabilirsen çeviririsin o zaman, onlarda analannmkini
görürler, büyümek değil, geri gitmektir bu", Gazi: " adam, bu davanın önünde engel" " Fikri
Paşayı aradım, telefonu kapalıydı. Paşayla bir görüşme yapacaz. Bu, Gebze teşkilatından
Şeref bey de geldi. Benim oraya, İzmit'i, Adapazan'nı ve en yakınları çağıracağız", Muşika:
"ya bir kişi ya bin kişi", Gazi: "Ya bunlar ne biliyor, hele dün Şeref bey geldi, bir şeyler
anlattı. Orada olanlar hakkında şok oldum" "Kan, kız, esrar, eroin hepsi var. Kahraman
efendi, oraya gelen nişanlı karıya askmtılık yapmış" "O Murat pezevengi de, bize dedikodu
yapıyordu işte, sarıyorlar manyorlar diye, orada Murat'ta içiyormuş" dediği,
18.07.2007 tarihinde Yusuf KARLIOĞLU ile görüşmesinde özetle; Yusuf: "Ne
yaptın abi müjdeler......." "Müjdeler verildi mi merak ettim", Gazi: "Daha erken daha erken
Daha Sezgin abiyle görüşmedim ben bakarsın yani şimdi anahtar Antalya'daymış", Yusuf:
"Ben anladım sen akşam söyleyince oraya gidiyo diye ordan oraya geçiyo galiba", Gazi:
"Büyük İhtimalle Biraz Sonra Trafik Başlar", Yusuf: "E Gözetim Altmdamı Peki Ora"
"Gözetliyolar Mı Hala", Gazi: "Tabi canım", Yusuf: "He çünkü ordan hareket eder sağo sola
gider akşama ...", Gazi: "O İş Bitti Abi Onlar Ordan Daha Kıpırdayamaz Çok Sağlam
Adamlara Teslim Edilmiş İş" "Nereye Giderse Nereye Giderse Gitsin Bu Saatten Sonra Daha
Mersin Mersin Sınırlarını Çıkamazlar Bitti O Olay", Yusuf: "Heh onun önlemini aldın iyi
abi", Gazi: "Heh aynen daha o sının çıkamazlar o iş bitti" "Yusuf hemen haber vericem sana
canını sıkma" dediği,
26.07.2007 tarihinde X şahıs ile görüşmesinde özetle; Aralannda bir süre
merhabalaştıktan sonra X Şahıs:"Telefonun sesini kapatmayı unutmuşum da başkan falan da
vardı onun için." dediği, daha sonra bir şahsın katılacağı askeri bir sınavın mülakatında
yardım bulunmasından bahsedildiği, bu çerçevede X Şahıs:"Şimdi şey torpil gerekiyormuş
herhalde.", Hüseyin Gazi OGUZ'un "Vala Nesrinciğim Paşayla görüşmekten başka bir
şansımız yok başka bir diğerleri biliyorsun Muzaffer falan içerideler diğerleri
tutuklandılar gittiler yani biliyorsun. Kadro dağınık.", X Şahıs:"Emekliler var değimli
orda.", Hüseyin Gazi OGUZ'un "Ha bi emekliler var orda bir şey diyemem." dediği ve
görüşmenin bu çerçevede sona erdiği,
Tape:3367, 27.07.2007 tarihinde Mehmet BOĞAZKAYA görüşmesinde özetle;
Birbirlerinin hal hatınnı sorduktan sonra Mehmet: "Valla hiç iyi değilim durumlar çok kötü
ya.", Hüseyin Gazi OGUZ'un da aynı sıkıntı içinde olduğunu belirttiği, Mehmet: "Ya gerek
yok boşver yani bu ülkede bu kadar şerefsiz bir insan topluluğu varsa biz ne yapalım. Haa
dedim ki bütün (anlaşılmıyor) toplayalım o ne yapacaksak önümüzde bütün detaylanmızı
koyalım öne göre çalışalım." dediği ve buluşup durum değerlendirmesi yapmak için bir Pazar
günü görüşmeyi planladıklan, Hüseyin Gazi OĞUZ'^n ^teki hafta Pazar günü doğru
diyosun bu hafta zaten genel başkanla bir görüşmemiz var. Fikri paşayla.", "Onunla bir
görüşelim onlarında stratejisi ne olacak bu seçim sonu değerlendirmeleri ne olacak. Onun için
şimdi biraz önce Yusuf Ziya hocamla görüştüm Paşayı getir de Pazar günü bir toplantı
yapalım diye bir durum değerlendirmesi yapalım ona göre bir strateji belirleyip
çalışmalarımıza koyulalım.", Mehmet: "Benim çok farklı düşüncelerim var biliyorsun." dediği
ve görüşmenin sona erdiği,
Tape:4139, 05.08.2007 tarihinde Öznur isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Hal hatır
sorduktan sonra Öznur: "Son şeylerde izledim ağzımıza iyice s...tılar. Ne yapacaksınız ya ne
yapmayı düşünüyorsunuz orayı.", Hüseyin Gazi: "Öznur işte bu soru da benim moralimi
bozuyor yani. Ne yapmayı düşünüyorsunuz ya bu işe birlikte atıldık." dediği, bir süre daha
derneğin içinde bulunduğu durumdan dert yandıkları, bu bağlamda Hüseyin Gazi'nin Ertuğrul
isimli bir şahsı kastederek "Şimdi o insanları kaybetmemek adına Pendik'i diyor Pendik'i
kapatmayı düşünmeyin diyor adam çok kısa zamanda burada bir oluşum başlatalım orası zaten
... yemiş galiba milli emlaktan falan." dediği ve yeni oluşumdan kasıt olarak Hüseyin Gazi
OĞUZ'un "Yok Haa ne olur halkın kuva-i milliyesi olur yeni kuva-i milliye olur günün kuva-i
milliyesi olur bir şey olur yani ama kuva-i milliye. Orayla değil genel merkez statüsünde
olacak burası." dediği, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde tüm bu konular ile Mehmet Fikri
KARADAĞ'm düşüncesine değindikleri, bu bağlamda Hüseyin Gazi OĞUZ'un "Valla
bilmiyorum....dün büyük ihtimalle paşa gelmiş olması lazım bugün olmazsa bir daha aranm.
Bir de onunla konuşuruz. Onun yapacağı bir şey yokta artık bilmeli yani en azından eğriyi
doğruyu bilmeli arkadaşım kusura bakma.", Öznur: "Biliyor biliyor onlar birbirlerine çok
girmişler hani duyuyorduk ya biz yok böyle bir şey falan filan diyorduk yok olmaz diyorduk
ama birbirilerine girmişler Hüseyin başkanlar birbirlerine silah çekmişler onlar. Evet Genel
başkan ben olacağım işte sen şu olacaksın bu olacaksın falan filan sen milletvekili ol git olayı
hesabı." dediği ve görüşmenin aynı çerçevede sona erdiği,
Tape:53, 06.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Hüseyin: "Yav başkan, bu olası bir şey değil kurban olayım yani, bizden böyle bir şey olmaz
zaten", Mehmet Fikri: "Benim senden endişem yok, o gelen dedikodular bilmem neler hepsi
demek doğru, sana layık olmayan insanlar var etrafında, daha başka bir şey konuşmak
istemiyorum ben" "Sana güveniyorum dolaylı olarak birilerinin altını ara" "Onların ne bok
yediklerim de ben biliyorum sana söylemek istemem" "Çok ayıp bir şey çok ayıp bana köstek
edenin gözü çıkar gözü" dediği,
Tape:4143, 11.08.2007 tarihinde X şahıs (Ertuğrul OĞUZ) ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin Ertuğrul.. isimli bir şahısla yapıldığı, görüşmeye derneğin durumundan
bahsederek başladıklan ancak kısa bir süre sonra Ertuğrul..? un "İsterseniz 318 10 67 den
arayın hatlı telefondan daha rahat konuşalım." dediği, devamında Hüseyin Gazi: "Eee saat 3'te
Yusuf Ziya hocamla ee eski Kuva-i Milliye yönetiminden ayrılmış istifa etmiş arkadaşlarla
toplantımız var ben sizin orda olmanızı çok istedim ama ulaşamadık bir türlü.", Ertuğrul: "Hı
hı ya ziyanı yok abi ben yani biliyorsunuz her türlü oluşuma açık bir insanım.", Hüseyin Gazi:
"Peki o diğer bir 2 arkadaşın ismini daha zikretmiştiniz siz o arkadaşlarda bu oluşuma katılır
mı." dediği, bir süre daha dernek adı altında yeni bir oluşum hazırlıkları içinde olduklarından
bahsettikleri, daha sonra Ertuğrul: "Evet yani şu anda Kuvayı Milliye tamamen bıçak gibi
ikiye bölündü hiçbir hareket yapacak durumda değiller üyeler şaşkın ve endişe içinde eee
anladığım kadarıyla Hüseyin bey oranın yönetimini ele geçirmek istiyor geçirse ne yapacak....
yani harekete zarar verirler bir de o konuşmaları cd ye aldılar o cd yi tekrar Samanyolu tv ye
verecekmiş bak dedim bunu vermeyesin Kuvayı Milliye'ye dedim büyük zarar getirirsin yok
vereceğim. Ama şimdi paşayla olan bir prova hayır bir provakasyon yaptı oraya bizi de alet etti
onu cd ye çektiler^eg^cd de şey yaptılar aman ee filmi cd ye çektiler Samanyolu TV ye
verilecek şimdi ,î©fdak% |önl^trıalar Samanyolu tv bizi (anlaşılmıyor) kıçında güler yani."
dediği ve konuşnîamn aynfç'efçevede sona erdiği,
't »-".C^s,, '-»4s \
Tape:751, 24.10.2007 tarihinde Ayşe (Ayşe KOMUR) ile görüşmesinde özetle;
Hüseyin: "Emin'in bahçeye çıktık. Silahlan denemeye attık, bi onar tane." dediği,
Tape:753, 26.10.2007 tarihinde Veysel isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Hüseyin: "Savcım nasılsın" "Ben Kuvayı Milliye ilçe başkanı. Ne yapıyorsun" diye sorduğu,
Veysel: "Ya bu sizin Ordu mahallesinde bi bakıcı çocuğu öldürmüşte ona olay yerine"
"Savcıyı götürüyorum..." dediği,
Tape:755, 31.10.2007 tarihinde Veysel isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Hüseyin:
"Ne yapıyon nerelerdesin" diye sorduğu, Veysel: "Şuanda Başsavcıyı almaya gidiyorum,
havaalanına.", Hüseyin: "Ne Yaptın O Dediğim Dosyayı Hiç Araştırdın Mı" diye sorduğu,
Veysel: "Dayı hiç araştırmadım." , Hüseyin: "Yarm halledebilir misin" diye sorduğu, Veysel:
"Tamam yarm bana bir hatırlat tamam mı hadi görüşürüz." dediği,
Tape:756, 01.11.2007 tarihinde Ali / Veysel isimli şahıslar ile görüşmesinde özetle;
Bir süre hal hatır ettikten sonra Veysel: "Ben sana neticeyi vereyim. Ali abiyede o verdeğin
evrağı veriyorum tamam mı" "...Henüz daha savcıda devam ediyo. Mahkeme devam ediyo
tamam mı Adli tıptan rapor bekleniyor anladın mı, netice.", Hüseyin: "Tamam sen dosya
numarasını oraya yaz ağabeycim" dediği,
Tape:758, 01.11.2007 tarihinde Yasemin isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Hüseyin: "Ben ben Kuvai Milliye başkanı Gazi Oğuz nasılsınız" dediği, "Kuvayı Milliye
Başkanı şu dosyanızla ilgili gelmiştiniz bana, hatırladınız mı" diyerek kendim tanıttıktan
sonra "Canım şimdi senin dosyan şuanda savcılıkta hazırlık aşamasında." "Adli tıp raporu
gelmediği için herhangi bir mahkemeye ya da hakimliğe intikal etmemiş pozisyonda." dediği
ve dosyanın Soruşturma Numarasını 2007 / ... olarak verdikten sonra, "Ha çok yakında bu
dosyanız gelir. Adli tıptan o hazırlıklar tamamlanır." "Onun İçin Biraz Bana İhtiyacınız Var
Gene. Herhangi bi sıkıntın olursa ara beni, tamam mı canım." dediği,
Tape:923, 07.11.2007 tarihinde Yusuf isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Bir oto
konusundan bahsederek, Yusuf un yaptıkları işten dolayı Hüseyin Gazi OĞUZ dan para
istediği, Hüseyin Gazi'ninde daha önce bu konuyla ilgili para verdiğini, bir daha para
vermeyeceğini anlattığı, bu konu üzerine uzun bir görüşme yaptıkları, Yusuf: "... abi senin
işini bitiren ben miyim o mu" dediği, Hüseyin Gazi OĞUZ'un da sinirlenerek "Gürhan arasın
beni" "..ne iş bitirdiniz bedelini ödemedik mi kardeşim" "1 milyar 100 200'de geçenlerde
verdim 1.300 daha ne olacak" "Kardeşim getirdiğiniz çekler tahrifatlı çek ben nasıl
kullanacam onu", Yusuf: "... seni 36 milyarın altından kurtardık" "... o adamlar senin arabanı
parçalatcaktı" dediği tespit edilmiştir.
Tape:925, 09.11.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile görüşmesinde özetle;
Hüseyin Gazi OĞUZ: "Ekmeğini yedim suyunu içtim diyen adamlar da geçen gün tehdit
ediyor bize silah taşıttırıyorlar gene bize nasıl olacaksa" ".. Yusuf pezevengi" "Para istedi
dedim para mara yok oğlum o işi geçeceksin işte abi sana iyilik yapmadıkmıda şöyle 36
milyar liradan kurtarmadık mı arabanı.... dedim oğlum bedelini aldın bedelini ödedim bedava
iş yaptırmıyorum artık kimseye çünkü dedim bedavalar pahalıya patlıyor bana" diyerek Yusuf
ile aralarındaki problemden bahsettiği tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Hüseyin Gazi OĞUZ'un telefon ve sim kart rehberinde; Muzaffer TEKİN,Oğuz
Alpaslan ABDULKADIR ve Mehmet Fikri KARADAG'm telefon numaralannm kayıtlı
olduğu,
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR,Mehmet Fikri KARADAĞ ve Yılmaz KARTAL'm
telefon ve sim kart rehberlerinde de Hüseyin Gazi OĞUZ'un-telefon numarasının kayıtlı
bulunduğu tespit edilmiştir.
' i!S > " ■
Şüpheli Hüseyin Gazi OĞUZ'un kullanmakta olduğu 05322650260 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-
mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Muzaffer TEKİN' in kullandığı 5322919293 nolu telefon hattı ile 9 kez görüştüğü,
Ayrıca şahsın kullandığı 05322650260 nolu telefon ile yine kendi adına kayıtlı
bulunan 216 3909364 nolu sabit telefon hattı ile 10 kez görüştüğünün tespit edildiği
belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Mehmet Fikri KARADAĞ; Hüseyin Gazi OĞUZ ile tahminen bir yıl önce bir yerde
karşılaştıklannı ve tanıştığını, daha sonra Kuvayı Milliye Derneği Pendik temsilciliğini açmak
üzere şahsa temsilcilik açma yetki belgesini dernek yönetim kurulu kararıyla verdiklerini,
Hüseyin Gazi OĞUZ' un lokantacı olduğunu bildiğini, birkaç defa Pendik Kuvayı Milliye
temsilciliğinde görüştüklerini, Kadıköy'deki dernek binasına da birkaç defa gelmiş
olabiliceğini, ancak tam olarak hatırlamadığını beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM; Hüseyin Gazi OĞUZ' u tanıdığını, Kuvvai Milliye derneğinin
Pendik sorumlusu olduğunu, bu şahısla irtibatının olduğunu, kendisini lokantacı olarak
bildiğini beyan etmiştir.

Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR; Hüseyin Gazi OĞUZ' u derneğe üye olmasından


sonra tanıdığını, Kuvayı Milliye derneğinin Pendik Şube Başkanı, eşinin de başkan yardımcısı
olduğunu, 2007 seçim çalışmalarında eşi ve kendisi ile tanıştığını, ilişkilerinin dernek
faaliyetleri içerisinde olduğunu beyan etmiştir.
Murat ÇAĞLAR ; Hüseyin Gazi OĞUZ'un Kuvayı Milliye Derneği üyesi olduğunu
beyan etmiş,
16.03.2007 tarihinde Hüseyin Gazi OĞUZ ile Muşika VATANKULU'nun yaptıkları;
Muşika: " Ya senin silah ta gitti. Zeynep'e söyledin mi ", Gazi: "Ya üç günlüğüne aldı",
Muşika: "ben, sana geçen gün verme dedim", Gazi: "Lama'yla değiştiriyorum arkadaş, aletimi
ver dedim, istedim. Bana lazım dedim. Abi sen Lama'yı al, Bu bende kalsın" diyerek Murat
ÇAĞLAR'm yakalattığı silahı kendisinin verdiğini söyledikten sonra görüşmenin devamında
Muşika: "bilgin olsun, herhangi bir şey olursa, silah Özcan'm meselesi, sakm kabul etme"
"Özcan'm meselesi, silah Gazi'nin silahı mı falan" diyebileceklerini düşündüğünü, Gazi: "Yok
canım derler mi ya", Muşika: "Yok, Murat demez ama ne olur ne olmaz" dediği tespit edildiği
söylenerek,görüşmeden daha önce yakalattığı silahın Hüseyin Gazi OĞUZ'a ait olduğunun
anlaşıldığı, neden başkasının silahını üstlendiği sorulduğunda; Gazi isimli şahsın Hüseyin
Gazi OĞUZ olduğunu, yakalattığı silahı Hüseyin Gazi'den 900 YTL ye aldığını, yani
kimsenin silahını üstlenmediğini, Muşika diye söylenen kişiyi Öznur VATANKULU olarak
tanıdığını, Gazi ile Öznur arasında yapılan görüşmelerden haberi olmadığını beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 ; Hüseyin Gazi OĞUZ' u Derneğin Pendik temsilcisi olarak bildiğini,
buranın açılışında kendisinin de bulunduğunu,açılışta Hüseyin GÖRÜM'ün konuşma
yaptığmı,Hüseyin Gazi OĞUZ'un aynı tarikatçılar gibi konuştun diyerek Hüseyin GÖRÜM' e
tepki gösterdiğini,
Hüseyin Gazi OĞUZ ile bağlantılı olan Murat ÇAĞLAR hakkında da
;MuratÇAĞLAR'm , Ali KUTLU ile birlikte derneğe geldiğini, dernekte yatıp kalktığını,
Mersedes marka bir aracının bulunduğunu,çek senet tahsilatı işi yaptığını bildiğini,bir
seferinde Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya
getirdin dediğini duyduğunu, daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı
olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini. Hüseyin.GÖRÜM' ün de bu işin Murat
ÇAĞLAR' a havale ettiğini, Murat ÇAĞLAR'in da borçlu olan kişileri bulup arabanın
bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendiğini, Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy'de
ruhsatsız silahla yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız
silahla yakalandığını bildiğini beyan etmiştir.

g)-HukukI durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Hüseyin Gazi OĞUZ'un Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu ,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi
amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon
Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum
Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında
kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde bu derneğin
Pendik Temsilciliğinde faaliyet göstermek ile görevlendirildiği, bu faaliyetleri kapsamında
örgüte eleman kazandırdığı, yanında bulundurduğu Murat ÇAĞLAR isimli şüphelilerin
profillerinden de faydalanıp mafya tarzı yöntemlerle örgüte gelir temin ettiği, bu eylemlerde
kullanması için Murat ÇAGLAR'a silah verdiği iddia edilmektedir.

Şüpheli, Pendik'te esnaflık yaptığını, Kuvayı Milliye Derneğinin Pendik ilçe temsilcisi
olduğunu, soruşturma kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM,
Muzaffer TEKİN, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR' i tanıdığını, Kuvayı Milliye derneğinin
yürüyüş türü eylemlerine katılmadığmı,diğer şüphelilerin yapmış olduğu eylemleri
bilmediğini, evinde yapılan aramada bulunan ruhsatsız silahın önceki yıllardan kalma ve
kendisine ait olduğunu, güvenlik amacı ile bulundurmakta olduğunu,Ergenekon Terör
Örgütüne üye olmadığını savunmuştur.
Yukarıda geniş olarak özetlendiğinden buraya aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılı;
16.03.2007 tarihli Muşika VATANKULU ile görüşmesindeki; Muşika: "Ya dün
Murat geldi. İlla bana faturalı hat alalım abla" , Gazi: "Bu gün alalım" , Muşika: "bugün
alalımda, faturalı hat farklı yerlerde kullanılırsa" "Tehdit amaçlı, borcundan harcından da
vazgeçtim de",
16.03.2007 tarihli Muşika VATANKULU ile görüşmesindeki ; Muşika: " Ya senin
silah ta gitti Zeynep'e söyledin mi " , Gazi: "Ya üç günlüğüne aldı" , Muşika: "ben, sana
geçen gün verme dedim" , Gazi: "Lama ile değiştiriyorum,arkadaş aletimi ver
dedim,istedim,bana lazım dedim,abi sen Lama'yi al bu bende kalsın" , Muşika: "Bilgin olsun,
herhangi bir şey olursa, silah Özcan'm meselesi, sakın kabul etme" "Özcan'm meselesi, silah
Gazi'nin silahı mı falan", Gazi: "Yok canım derler mi ya" , Muşika: "Yok, Murat demez ama
ne olur ne olmaz",
27.06.2007 tarihli Muşika VATANKULU ile görüşmesindeki; Muşika: "Geri dönüşü
yok ama Kahraman'm p..liği bu" "İlerleme şansımız yok. El altından öbür derneğe yoğunluk
ver tamam mı " , Gazi: " adam, bu davanın önünde engel" " Fikri Paşayı aradım, telefonu
kapalıydı. Paşayla bir görüşme yapacaz...",
18.07.2007 tarihli Yusuf KARLIOĞLU ile görüşmesindeki "Gazi'nin "Büyük
ihtimalle biraz sonra trafik başlar" , Yusuf: "E gözetim altında mı peki ora", "Gözetliyorlar mı
hala" , Gazi: "Tabi canım" , Yusuf: "He çünkü ordan hareket eder sağa sola gider akşama ..." ,
Gazi: "O iş bitti abi,onlar ordan daha kıpırdayamaz,çok sağlam adamlara teslim edilmiş iş"
"Nereye giderse gitsin bu saatten sonra daha Mersin sınırlarını çıkamazlar bitti o olay" ,
Yusuf: "Heh onun önlemini aldın iyi abi" ,
26.07.2007 tarihli X Kişi ile görüşmesindeki ; Bir kişinin katılacağı askeri bir sınavın
mülakatında yardımda bulunmasından bahsedildiği, bu çerçevede X Kişi: "Şimdi şey torpil
gerekiyormuş herhalde." , Hüseyin Gazi OĞUZ'un "Vala-Nesnn'ciğim Paşayla görüşmekten
başka bir şansımız yok başka bir diğerleri biliyorsun Muzaffer falan içerideler diğerleri
tutuklandılar gittiler yani biliyorsun. Kadro dağınık." ,
27.07.2007 tarihli Mehmet BOĞAZKAYA ile görüşmesindeki ; Hüseyin Gazi
OĞUZ'un "Öteki hafta Pazar günü doğru diyosun bu hafta zaten genel başkanla bir
görüşmemiz var. Fikri paşayla." Onunla bir görüşelim onlannda stratejisi ne olacak bu seçim
sonu değerlendirmeleri ne olacak. Onun için şimdi biraz önce Yusuf Ziya hocamla görüştüm
Paşayı getir de Pazar günü bir toplantı yapalım diye bir durum değerlendirmesi yapalım ona
göre bir strateji belirleyip çalışmalarımıza koyulalım." , Mehmet: "Benim çok farklı
düşüncelerim var biliyorsun."
05.08.2007 tarihli Öznur isimli şahıs ile görüşmesindeki ; Öznur: "Son şeylerde
izledim ağzımıza iyice s...tılar. Ne yapacaksınız ya ne yapmayı düşünüyorsunuz orayı.",
Hüseyin Gazi: "Öznur işte bu soru da benim moralimi bozuyur yani. Ne yapmayı
düşünüyorsunuz ya bu işe birlikte atıldık." Hüseyin Gazi'nin Ertuğrul isimli bir şahısı
kastederek "Şimdi o insanları kaybetmemek adına Pendik'i diyor Pendik'i kapatmayı
düşünmeyin diyor adam çok kısa zamanda burada bir oluşum başlatalım orası zaten ... yemiş
galiba milli emlaktan falan." "Yok Haa ne olur halkın Kuvayı Milliyesi olur, Yeni Kuvayı
Milliye olur,Günün Kuvayı Milliyesi olur, bir şey olur yani ama Kuvayı Milliye. Orayla değil
genel merkez statüsünde olacak burası."
06.08.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; Hüseyin: "Yav
başkan, bu olası bir şey değil kurban olayım yani, bizden böyle bir şey olmaz zaten", Mehmet
Fikri: "Benim senden endişem yok, o gelen dedikodular bilmem neler hepsi demek doğru,
sana layık olmayan insanlar var etrafında, daha başka bir şey konuşmak istemiyorum ben"
"Sana güveniyorum dolaylı olarak birilerinin altını ara" "Onların ne bok yediklerini de ben
biliyorum sana söylemek istemem" "Çok ayıp bir şey çok ayıp bana köstek edenin gözü çıkar
gözü",
11.08.2007 tarihli Ertuğrul (Ertuğrul OĞUZ) ile görüşmesindeki; Ertuğrul: "İsterseniz
318 10 67 den arayın hatlı telefondan daha rahat konuşalım." , Hüseyin Gazi: "..Yusuf Ziya
hocamla eski Kuvayı Milliye yönetiminden ayrılmış, istifa etmiş arkadaşlarla toplantımız var,
ben sizin orda olmanızı çok istedim ama ulaşamadık bir türlü.", "Peki o diğer bir 2 arkadaşın
ismini daha zikretmiştiniz siz o arkadaşlarda bu oluşuma katılır mı."
01.11.2007 tarihli Veysel isimli şahıs ile görüşmesindeki; Veysel: "Ben sana neticeyi
vereyim. Ali abiye de o verdiğin evrağı veriyorum tamam mı" "...Henüz daha savcıda devam
ediyo. Mahkeme devam ediyo tamam mı,adli tıptan rapor bekleniyor anladın mı, netice.",
Hüseyin: "Tamam sen dosya numarasını oraya yaz ağabeycim" ,
01.11.2007 tarihli Yasemin isimli şahıs ile görüşmesindeki; Hüseyin: "Ben ben Kuvai
Milliye başkanı Gazi Oğuz nasılsınız" , "Kuvayı Milliye Başkanı şu dosyanızla ilgili
gelmiştiniz bana, hatırladınız mı?" , "Canım şimdi senin dosyan şu anda savcılıkta hazırlık
aşamasında." "Adli tıp raporu gelmediği için herhangi bir mahkemeye ya da hakimliğe intikal
etmemiş pozisyonda." dediği ve dosyanın Soruşturma Numarasını 2007 / ... olarak verdikten
sonra, "Ha çok yakında bu dosyanız gelir. Adli tıptan o hazırlıklar tamamlanır." "Onun için
biraz bana ihtiyacınız var gene. Herhangi bi sıkıntın olursa ara beni, tamam mı canım." ,
09.11.2007 tarihli Muşika VATANKULU ile görüşmedeki; Hüseyin Gazi OĞUZ:
"Ekmeğini yedim suyunu içtim diyen adamlar da geçen gün tehdit ediyor bizi silah
taşıttırıyorlar gene bize nasıl olacaksa" ".. Yusuf p...ngi" "Para istedi dedim para mara yok
oğlum o işi geçeceksin işte abi sana iyilik yapmadık mı da şöyle 36 milyar liradan
kurtarmadık mı arabanı .... dedim oğlum bedelini aldın bedelini ödedim bedava iş
yaptırmıyorum artık kimseye çünkü dedim bedavalar pahalıya patlıyor bana"
Şeklindeki söz ve beyanlardan, Ergenekon Terör. Örgütünün Kuvayı Milliye
Derneğindeki yapılanması ile ilgisinin savunması gibi'olmadığının anlaşıldığı, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm Ümraniye ilçesinde ele geçirilen el bombafânnie ilgili olarak tutuklanan
Muzaffer TEKİN ve diğer bazı şüpheliler ile ilgisini gösterir bulguların ele geçmesi, bunlardan
bir kısmının basında da yer alması, daha önceki tarihte yapılmasına karşılık Kuvayı Milliye
Derneğine katılacak olan kişilerin ölmeyi,öldürülmeyi ve öldürmeyi göze almalarını göze
alarak üye olmaları gerektiğini söyleyerek sonrasında yemin ettirmesine dair kamuoyunda da
tepkiyle karşılanan törenin bu aşamada basında yer alması sonucu dernek genel
başkanlığından ayrılmasından sonra tekrar bu yapılandırmayı canlandırmak amacı ile
girişimlerde bulunduğu, Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşerek onun çizeceği stratejiye göre
hareket etmeyi beklediği, yapılan aramada ele geçen bir sayfalık el yazısı "Milli Mücadele
Birliği" başlıklı dokümanda kendi ismi dahil 16 kişinin isminin yazılı bulunduğu, bunların
içerisinde şüphelinin hakkında beyanda bulunmadığı Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun da
isminin yazılı olduğu, güvenlik amacı ile temin ettiğini savunmuş ise de yukarıda yazılı telefon
görüşmeleri içeriğinden evinde ele geçirilen ruhsatsız silahı üyesi bulunduğu terör örgütünün
silahlı eylemlerinde kullanılmak amacı ile bulundurduğu,yine iletişim tespit tutanakları
genelinden Yusuf,Gürhan ve Murat isimli kişileri tahsilat ve benzeri yasa dışı eylemlerde
kullanmak için yanında bulundurduğu, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda
hazırlanmış çok sayıda dokümanı da örgütün ve amaçlarının propagandasını yapmak amacı ile
bulundurduğu anlaşılmıştır. Bu dokümanlar içerisinde bulunanlardan örnek olarak ;
Şüphelinin bilgisayarında "kuvayı milliye nedir.doc" isimli word belgesi içerisindeki
Logosu yanında "Kuvayı Milliye Genel Merkezi" başlık ve "Kuvayı Milliye Nedir ? " alt
başlıklı 5 sayfalık bilgisayar çıktısı imzasız dokümanda özetle ;
Türk Ordusunun tarihi gelişiminden, 1.Dünya Savaşından sonra dağıtılmasından,
vatan topraklarının düşman tarafından işgal edilmesinden, devletin halkım ve ülkesini
koruyamadığı gerçeğinin farkına varan halkın savunma içgüdüsü ile Kuvayı Milliye
birliklerini kurduğundan, askerlerin bir bölümünün de milis güçlerinin oluşumuna destek
verdiklerinden bahsedilerek , "...günümüzde de aziz vatan toprakları can düşmanlarımıza
pazarlanmakta, kahraman ordumuz sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi her fırsatta
yıpratılmakta, yer altı ve yerüstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte,
Cumhuriyet'in bütün maddi ve manevi kazanından çılgınca yok edilmeye çalışılmakta,
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü gözlerimizin önünde parçalanmaya devam
etmekte, velhasıl tarih tekerrür etmektedir.Büyük Atamızın Gençliğe Hitabesi'ndeki her şey
mevcut ve gerçekleşmek üzeredir.O halde; Ey Türk'ün asil evlatları!..Kuvayı Milliye zamanı
değil mi.." şeklindeki yazılar bulunduğu tespit edilmiştir.
Gerçekte, örgüt amaç ve ilkelerine aykırı davrandıkları kabul edilen yönetimi, askeri
bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırmayı , bu
amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı temin için ülkede karışıklık veya silahlı
bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak
provakatif terör eylemleri organize etmeyi amaçlayan ve gerçekleştiren Ergenekon Terör
Örgütü, Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması ile ; bu ve buna benzer birçok dokümanda
demokratik sistemin tüm kurumlarıyla yaşandığı ülkeyi kurtuluş savaşı yıllarında işgal
edilerek istilaya uğramış Anadolu topraklan gibi gösterip, bu savaşın kazanılmasındaki önemli
rolüne hemen kimsenin itiraz etmeyeceği Kuvayı Milliyenin tarihe malolup her zaman saygı
ile anılan hatırasından yararlanıp vatandaşlan yanıltarak "hain" ve "düşman" olarak
gösterdikleri kişiler aleyhine Kuvayı Milliye Dernekleri ile örgütleyip silahlı mücadeleyi de
içerir şekilde faaliyet göstermeye çağırarak örgüt propagandası yaptığı, şüphelinin de bu
faaliyetlere katıldığı anlaşılmaktadır.
16.03.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile görüşmesindeki ; Muşika: "Ya dün
Murat geldi, illa bana faturalı hat alalım abla" , Gazi: "Bu günTalal'ım" , Muşika: "bugün
alalımda, faturalı hat farklı yerlerde kullanılırsa" "Tehdit amaçlı, borcundan harcından da
vazgeçtim de" şeklindeki beyanlardan, faturalı bir hat talebinde bulunan Murat ( Murat
ÇAĞLAR ) isimli kişinin talebini karşılamaya hazır olmakla birlikte, görüşmedeki
muhatabının da açıka söylediği gibi, hattı alacak olan kişinin bu telefon hattını örgütün
faaliyeti çerçevesinde tehdit amaçlı görüşmelerinde kullanacağı,örgütün gizlilik prensibi
gereği bu durumdan kaygı duyduğunu gösterdiği,
26.07.2007 günlü Nesrin isimli kişi ile görüşmesinde ; Askeri bir sınavın mülakatında
yardımda bulunması istenilen kişiden bahsedilmesi sırasında Nesrin'in "Şimdi şey torpil
gerekiyormuş herhalde." sözlerine verdiği "Valla Nesrinciğim Paşayla görüşmekten başka bir
şansımız yok başka bir diğerleri biliyorsun Muzaffer falan içerideler diğerleri tutuklandılar
gittiler yani biliyorsun. Kadro dağınık." cevabının Ergenekon Terör Örgütü üyeleri olup,
örgütün stratejisi gereği Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanma ile görünür bir ilişkileri
bulunmayan Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile derneğin genel başkanı
Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendi beyanı ile kadro tabir ettiği bağlantılarını bildiğini,
örgütün diğerleri yanında askeri kurumlarlara da sızma politikası gereği askeri bir kurumun
sınavına girecek kişi hakkında talepte bulunacak derecede örgüt hiyerarşisinde kendisinden üst
konumda olan bu kişiler ile bağlantı halinde bulunduğunu, esasen kendi ifadesinde de
Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile tanışıp görüştüğünü beyan ettiği
anlaşılmaktadır.

Bunun dışında ; 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde yönetiminde bulunan 34 AD


4374 plakalı araç içerisinde yakalanan Murat ÇAĞLAR'm üzerinden ve kullandığı araçtan 1
adet ruhsatsız silah ve Kuvayı Milliye Derneğinin illgal yapılanmasına ilişkin çok sayıda
doküman ele geçmiş, Murat ÇAĞLAR ruhsatsız silahın kendisine ait olmakla birlikte
dokümanların ise kendisine ait olmadığını,aracm Kuvayı Milliye Derneğine ait olduğunu ve
kendisinden başka Ali (Ali KUTLU), Kahraman (Kahraman ŞAHİN) ve Ahmet isimli
kişilerin de kullandığını beyan etmiş, ruhsatsız silah bulundurma eyleminden dolayı hakkında
Kadıköy C.savcılığınca işlem yapılmış, Murat ÇAĞLAR bu olaydan sonra Mart ayı
içerisinde yine ruhsatsız silah ile yakalanmış,bu silahın da kendisine ait olduğunu beyan
etmiş, hakkında düzenlenen evrak Bakırköy C.savcılığma gönderilmiş ise de , 16.03.2007
günlü Hüseyin Gazi OĞUZ ile Muşika VATANKULU arasında yapılan görüşmede geçen ;
Muşika: "Bilgin olsun, herhangi bir şey olursa, silah Özcan'm meselesi, sakın kabul etme",
"Özcan'm meselesi, silah Gazi'nin silahı mı falan", "Yok canım derler mi ya","Yok, Murat
demez ama ne olur ne olmaz" şeklindeki sözlerden de Murat ÇAĞLAR'dan ele geçirilen
tabancanın aslında Hüseyin Gazi OĞUZ' a ait olduğuna, örgüt içerisinde faaliyet gösterdiği
anlaşılan Murat ÇAĞLAR isimli kişiye illegal faaliyetlerde kullanması için verdiğine, Murat
ÇAĞLAR'a silahın gerçek sahibini söylemeyerek suçu üstüne alacağı yönünde örgütsel
güven duyulduğuna dair şüphe oluştuğu anlaşılmaktadır.
Murat ÇAĞLAR'dan ele geçirilen ruhsatsız silah konusunda Bakırköy C.savcılığınca
işlem yapılıp dava açıldığı , temin edilen soruşturma evrakından Murat ÇAĞLAR'm ruhsatsız
silahın kendisine ait olduğunu beyan ettiği tespit edilmiştir. Murat ÇAĞLAR
C.savcılığımızdaki ifadesinde ise ruhsatsız silahı Hüseyin Gazi OĞUZ'dan satın aldığını
beyan etmiştir. Ancak yukarıda yazılı telefon görüşmesi içeriği ve soruşturma evrakı
genelinden Hüseyin Gazi OĞUZ'un bu silahı mafya tarzı faaliyetlerde bulunup örgüte gelir
temin etmesi için istihdam ettiği Murat ÇAĞLAR'a parasız devrettiği anlaşılmıştır.
Şüphelinin, kendisine silah ve telefon hattı verdiği yönünde kuvvetli şüphe bulunan
Murat ÇAĞLAR'm konumu kendisinin bireysel durumunun değerlendirildiği bölümde
açıklanmıştır.
Yukarıda genel açıklamalar bölümünde izah edildiği.gibi şüpheli Hüseyin Gazi
OĞUZ'un Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda kurdurulan Kuvayı Milliye
Derneğinin Pendik Temsilcisi olduğu, derneğe üye.;.'öjan,'kişilerin geneli için bu tür
değerlendirme yapılması yersiz olsa da, bu örgütün kendine özgü yapısı içerisinde bir ilçe
temsilciliğine getirilmesi düşünülen kişide derneğin tüzüğü dışında başka amaçlan olduğunu
bilmesi ve bunlar doğrultusunda faaliyet göstermesinin bekleneceği değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Hüseyin Gazi OĞUZ'un eylemine uyan TCK'mın 314/2 ve- 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri,
Ayrıca ;
Evinde yapılan ele geçen ruhsatsız tabanca ve mermiler nedeni ile de TCK'nun 314/3
ve 220/4. maddeleri yollaması ile 6136 S.K.'nun 13/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Kanunun 5. ve
Murat ÇAĞLAR'a parasız devrettiği ruhsatsız tabanca nedeni ile de 6136 S.K.'nun
12/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep
edilmiştir.

81-ŞÜPHELİ TANJU OKAN


a)-Emniyet ifadesinde;
23.04.2007 tarihinde Mersin ilinde kendisinin sahibi olduğu ancak işletmeciliğini
başkasının yaptığı İhtiyar Balıkçı isimli işyerinde yapılan Kuvayı Milliye Gazetesinin açılışına
davet edildiğini, bu açılıştan birkaç ay sonra derneğin Mersin Şubesi Başkanı olan Adana
Havaalanından emekli Başkomiser Kemal CANAY'm Mehmet Ali ŞAHİN ve Abdurrahman
HARİKÇİ ile birlikte gelerek kendisine Mersin Kuvayı Milliye Dernek Başkanı olmayı teklif
ettiklerini, Kemal CANAY'm babasının çok yakın arkadaşı olmasından dolayı isteğini
kıramadığını, Kemal CANAY'm İstanbul'dan Mehmet Fikri KARADAĞ'm gönderdiği
evrakları kendisine verdiğini,bu evraklar ile Mersin Valiliği Dernekler İl Müdürlüğüne
müracaat ettiğini, ancak evraklardaki eksiklikler nedeni ile sorun çıktığını,daha sonra
dernekteki mobilyaları satarak derneğin elektrik, su ve telefon borcunu kapattığını, evinde
yapılan aramada ele geçen derneğe ait matbu basılı evrak, dergi, gazete ve flamayı alarak eve
götürdüğünü, derneğin kapısını da kilitleyerek anahtarı da mal sahibine teslim ettiğini,
Evinde yapılan aramada ele geçen S-l-332507 seri nolu STAR marka 7.65 mm.
Çapındaki ruhsatsız tabancayı hasım sahibi olduğundan güvenlik amacı ile bulundurduğunu
beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, Atatürkçü olduğu için Kuvayı Milliye Derneğine sıcak
baktığından babasının arkadaşı Kemal CANAY'm ricası ile bu derneğe üye olduğunu, Kemal
CANAY'm derneğin Mersin il başkanı olursa kendisinin de Akdeniz bölge başkanı olacağını
söylediğini, Kemal CANAY'm bu belgeleri posta ile valiliğe gönderdiğini ve kabul edilmesi
üzerine yönetimi oluşturduklarmı,bundan sonra kongre yapmalan gerektiğini, kendisinin esnaf
olduğunu,dernek işi ile ilgilenecek zamanı olmadığını ve ilgili kişilerin hal ve hareketlerini
beğenmediğini, kendisini il başkanı yapıp derneği kullanacaklarım düşündüğünü, bu nedenle
çaba sarf etmediğini, Kemal CANAY'm dernek adına yardım toplama makbuzu bastırma
teklifini reddettiğini, dernekte. bulduğu eski makbuzları ise kendisinin genel merkeze
gönderdiğini, evinde yapılan aramada" ele geçen belgelerin Mersin Kuvayı Milliye Derneğine
ait olduğunu, fiilen 'burayı kapatmasına karşın hukuken kapanmadığından dolayı bu belgeleri
bulundurduğunu, , fy \\ ''

/^ 2375

YJs>t&~'^^r*
Sorulması üzerine ise;
Dernek işine girdikten sonra Kemal CANAY, Abdurrahman HARIKCI, Berati
AKDOĞAN ve Mehmet Ali ŞAHİN'in kendisine ortak olarak gazete dağıtımı,araba
servisçiliği işi yapmayı teklif ederek , birlikte şirket kurarız, ihalelere gireriz , çevrenden
faydalanırız dediklerini, kendisini kullanacaklarını anladığından bu işlere girmediğini,
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in kendisinin numarasını öğrenerek telefonla
aradığını, arayan kişinin kim olduğunu Kemal CANAY'a sorduğunu, bu kişinin Hüseyin
GÖRÜM isimli dernek genel merkezindeki kişinin adamı olduğu ve genel başkan Mehmet
Fikri KARADAĞ'I başkanlıktan indirmeyi istediği cevabını aldığmı,bu nedenle bu kişi ile bir
daha görüşmek istemediğinden telefon numarasını değiştirdiğini,
Kendisinin derneğe birçok kişinin girip çıktığını görerek üye yapmak istediğini, ancak
bunların kimlik bilgilerini vermediğini, bu şekilde derneğe kimin girip çıktığının belli
olmadığmı,bu nedenle genel başkan Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşerek bu kişileri
çıkartmaları gerektiğini söylediğini, Hüseyin GÖRÜM'ün adamlarını çıkarttığını
söylemediğini,
Kemal CANAY'm kendisine derneğin Akdeniz Bölgesi Başkanı olduğunu söylediğini,
ancak bunun resmiyeti olmadığını, kendisini de il başkanı yapmak istediğini, ancak dernekte
sürekli bulunanın Kemal CANAY olduğunu,
Dernek genel merkezinin kendisinin il başkanı,Cengiz ABACI'nm başkan yardımcısı
ve Aykut ÖZEN'in ise muhasip üye olması yönünde karar aldığını, Mersin'de çıkan Kuvayı
Milliye gazetesinin görünürdeki sahibi Abdurrahman HARIKÇI olmasına karşın gayri resmi
sahibinin Kemal CANAY olduğunu, gazete ile bizzat ilgilenerek basımını yaptırdığını,bu
gazetenin 3 sayı basıldığını,
Abdurrahman HARIKÇI'yı dernekten ihraç ettiğine dair Mehmet Fikri KARADAĞ ile
görüşme yaptığını,ancak bunun resmi bir ihraç olmadığını,
Mithat ALGÜL ile yüz yüze görüşmüşlüğü olmadığım,ancak onun kendisini
tanıyabileceğini, Kemal CANAY ile Mithat ALGÜL'ün arasını düzeltmek için aracı olduğunu,
Mithat ALGÜL ile olan görüşmelerinde bu kişinin söylediği "Kemal CANAY istihbaratta olan
bir adam" sözlerinden ne kastettiğini bilmediğini, bu konuşma sırasında Kemal CANAY'm
kendisinin yanında olduğunu, görüşmede sahte faturadan bahsedilmiş ise de dernek adına
sahte fatura basılmadığım beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller;


Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
-(1) Adet S-l 332507 seri nolu 7.65 mm çapında Star Marka Tabanca,
-(1) Adet şarjör,
-(8) Adet 7.65 mm.çapmda dolu fişek,
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünden aldırılan
24.01.2008 gün ve BLS-2008/1105 sayılı ekspertiz raporunda ruhsatsız olan bu silah ve
mermilerin 6136 S.K.kapsammda kaldığı belirtilmiştir.
-(1) Adet SINWCANKP 535400 Seri nolu harddisk,
-(104) Adet Kuvayı Milliye Derneği Mersin şube Kuvayı milliye Kuruluş 1919 ibareli
renkli olarak basılmış antetli kağıt,
-(3) Adet bilgisayar disketi,
-(14) Adet video kaseti,
-(39) Adet 19 Mayıs 19 Haziran tarih ve 2 sayılı Kuvayı Milliye Gazetesi
-(200) Adet CD,
-(3) Adet Kuvai Milliye Derneğine ait flamalar,'-' '' \\
-(1) Adet kareli defter kağıdına kurşun kalem ile yazılmış el notu,

2376 *

-(1) Adet üzerinde fgotoğraf bulunan Kasımpaşa Kolpacısı ibaresi ile başlayıp Yüce
Türk Milletine Saygılarımla Tanju OKAN ibaresi ile biten bilgisayar çıktısı,
-(1) Adet uyan sevgili ülkem ibaresi ile başlayıp Kuvayı Milliye Mersin il başkam Tanju
OKAN ibaresi ile biten bilgisayar çıktısı,
Şüphelinin işyerinde yapılan aramada ;
-(2) Adet Samsung marka hard disk
Üst Aramasında;
-(1) adet, Nokia 6500 cep telefonu,
-(1) adet, 05322480670 Turcell sim kart elde edilmiştir
Tanju OKAN'a ait, SAMSUNG marka, seri numarası SOVRJ1NP803754 olan PC
bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
"10.JPG", "13.JPG", "HPIM4271.JPG", "HPIM4272.JPG", "HPIM4274.JPG",
"HPIM4275.JPG", "HPIM4277.JPG", "HPIM4279.JPG", "HPIM4287.JPG" ve
"HPIM4299.JPG" isimli bir resim dosyalan tespit edilmiştir. Bahsi geçen resim dosyaları
incelendiğinde Kuvayı Milliye derneği tarafından düzenlenen bir yürüyüşe ait fotoğraflar olduğu
görülmüştür.

d)-Te!efon görüşmeleri;
Tape:3369,28.07.2007 tarihinde X Şahıs (Aydın ÇELİK) ile görüşmesinde özetle;
X Şahıs:"Tanju başkan ben şeyim Ankara'dayım da, burada Ankara'da şeyimiz nerde,
Derneğimizin yerini biliyor musun", Tanju: "Ankara'dakini bilmiyorum abi.", X Şahıs:"elimde
benim dergiler falan var, bizim gazeteler vardı. Götüreyim onları bırakıyım dicektim." dediği,
Tape:3370, 27.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Tanju: "Başkanım ellerinden öperim nassmız" , Mehmet Fikri:"0 dernek adına iki kişinin
faaliyette bulunduğu ve yahut işte ıvır zıvır işler çevirdiği, onlar bizim üye., üyemiz bile değil
onlar", Tanju: "Biliyorum başkanım biliyorum. Ben o gün hiç aramazdım da..", Mehmet Fikri :
"Üye kartı da yok,gerekmiyor da zaten ", "Mersinde Kuvayı Milliyenin adını kullanarak bir şey
yapıyorlarsa hemen yazı yazıcam, bizimle alakası yoktur diye.", Tanju: "Öyle herhangi bir şey
ben duyum almadım, olanları da ben temizledim, burada kimse kalmadı.", "dernekte,orda kırk
kişiydi, otuz yedisi ajandı.", "Hepsini sakat ettim çıkarttım.", Mehmet Fikri:"İyi o Harikçi nasıl,
Abdurrahman HARİKÇİ", Tanju: "... şu an o bize küs gelmiyor,bide bu m... Ak Partiye çalıştı
seçimlerde...", Mehmet Fikri:"İyi o zaman yönetim kurulunu topla karar al, ihraç et hemen onu.",
Tanju: "İhraç ettim zaten başkanım." dediği,
Tape:3371, 03.09.2007 tarihinde Mithat ALGÜL ile görüşmesinde özetle; Mithat:"Ya
bu nedir Kemal Canay'la bizim m.. Hüseyin YOKSULABAKAN arasında bir tartışma sürüp
gidiyormuş", "O an işte şey çıkıyor. Bu nedir bir milletvekili var. Kamer GENÇ... Kamer GENÇ
çıkıyor, o an tabi çıkarken de Kemal bey şey diyor. İşte anasını avradını si...imin kızılbaşı diye
-çok affedersin- böyle bir cümle kullanıyor.", Tanju: "Bi yanlışlık vardır abi", "Orda
arkadaşlarımızın çoğu alevidir.", Mithat:"Alevilikle ilgili bir yazı yazmıştım zaten.", "Aleviliğin
bir Türkmen inancı olduğunu, Türk inancı olduğunu belirten bir yazı.", "Ama isim vermedim
ama Kuvayı Milliye derneğinden böyle bir şey yapılmış, yanlış yapılmış çünkü Cumhuriyete şu
an sahip çıkan kitleler bellidir. Laik Demokratik Hukuk devletine, Atatürk'ün devrimlerine, Türk
Silahlı Kuvvetlerine sahip çıkan kesim zaten alevi kesimi...", "Çünkü Kuvayı Milliye Derneği, bu
ülke için gerekli olan bir dernek. Yani bir-iki kişiye kızaraktan -ülkenin sorunlanna çözüm
bulmamız gerekirken- birbirimize düşmememiz gerekir diye söyledim.", " Kemal (Kemal
CANAY) bey istihbaratta olan bir adam, ıı... bu ülkeye baya katkılar sunmuş bi insan sonuçta,
Emniyet teşkilatı içersinde, surda burada;", "İşte böyle yani bir açıklama yapması bir
de,Akdeniz>jtŞmsilcisi olması anlamında çok doğru değil.", Tanju: "Yani ama bir yanlış var abi
işin için'fie.", Mithat:"Bayağı bi olay
2377 ' ' ' '»
olmuş bayağı. Herhalde dernek adına sahte fatura basılmış, falan diyorlar. Var mı böyle bir
şey", Tanju:" Alakası yok.", Mithat:"İşte yani olayı çok dallandırıp budaklandırma, çünkü
dernek açısından da çok iyi olmaz,", Tanju: "Bırakın sahtesini, orijinalini basamadık. Yazı
bekliyoruz, karar aldırdım makbuz bastırmak için", Mithat:"Bana Kuvva-i Milliye Derneğini
kurun dediler, bana Kuvva-i Milliye Derneğini verdiler, bu Bekir'gili biliyorsun değil mi",
Tanju: "Bekir ÖZTÜRK", Mithat:"Dedim bi tane Kuvayı Milliye var ikincisine gerek yok
dedim yani sizin dernekten dolayı.", "Zaten şimdi bu süreçte böyle derneklere ihtiyaç varken,
birbirimize ihtiyaç varken, birbirimizi kırmanın, birbirimizi rencide etmenin bir anlamı var
mı,yok. Biz birbirlerimize sahip çıkalım ya.", "Hüseyin baya şey.........çünkü bana dedi ki ben
hiç görüşmedim, dedim ki git görüş kendisiyle, durumu izah et", Tanju: "Ortada bi menfaat
dönüyor", Mithat:" Bizi de piyon olarak kullanacaklar.", Tanju: "Şimdi ben bir şeyler
biliyorum, o yüzden ben telefonda konuşmak istemiyorum", Mithat: "siz başkansınız,
arabulucu olun, hiç yüzleştirmeyin de, onlar kendisi barışır veya şey yapar.", Tanju: "Onlar
beraber bir iş kovalıyordu, herhalde orada sürtüştüler." dediği,
Tape:3372,14.09.2007 tarihinde Ali TESTİCİ ile görüşmesinde özetle; A.TESTİCİ:
"ben Edirne teşkilat başkanıyım ismim Ali", "Ben abi şuan Mersin'deyim de gelmişken dedim
size bi uğrayayım dedim Adana'daydım", Tanju: "nerdesiniz şimdi", A.TESTİCİ: "Valla
derneğin ordayım", Tanju: "Sindi Başkanda yanımda Kemal abide yanımda eğer gelirseniz",
A.TESTİCİ: "Tamam" dediği,
Tape:3373,14.09.2007 tarihinde O.Alparslan ABDULKADİR ile görüşmesinde özetle;
Tanju: "Tanju ben Mersin'den Mersin il başkanı", O.Alparslan ABDULKADİR: "Biz dernekte
yeni yönetim tabi başkanımız başta kalmak üzere yeni yönetim seçildi teşkilat başkanımız
Hüseyin GÖRÜM m Türkiye'de ne kadar beldede şubelerimiz temsilcilerimiz var ise bunları
zaman vermeden herkes kendi zamanını belirlemek kaydıyla bi hem bi tanışmak hem bi m
problemlerimizi gidermek amacı ile bi görüşmek isterler, bende sizi ondan arayıp yani ne
zaman müsait olursunuz işte 15 gün sonra 20 gün sonra bir ay sonra gerçi ameliyat
olacakmışsmız." "Hızlı bir şekilde artık herkes aldı başını gidiyor Cumhurbaşkanlığı seçimleri
de oldu bitti artık meydanlar bizim yani" "mesela siz gelemezseniz yönetimden birisini
gönderirseniz yahut ta iki arkadaş gelsinler bu diyalog kurmamız gerekiyor yani yüz yüze her
şey daha güzel olacak ama siz belirleyin tarihlerini falan...", Tanju: "tamam" dediği,
Tape:3374,15.09.2007 tarihinde Cengiz ABACI ile görüşmesinde özetle; Tanju:
"Şeyle görüştük Abdurrahman (Anlaşılmıyor) aradım yarın öğlen gelecek", "Necati'yi aradım
oda az önce geldi", "Yarın Ceyhan'a gidiyormuş", "Mehmet Ali ŞAHİN'i aradım telefon çaldı
meşgule çevirdi.", " Berati beyi aradık telefonumuza bakmadı yazıhanede olduğu halde yok
dedirttirdi.", "O yüzden kaldı yani şey başkan bir şey söyledi mi sana Kemal", "Yarın öylen
saat 2 de diyor oturak son bi kes bunlarla konuşak bi sakar işçi geliyor yarın", C.ABACFnın
"Tamam hadi görüşürüz." dediği, tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Mehmet Fikri KARADAĞ'm 5396550456 olan telefon numarasının Tanju OKAN'in
cep telefonu fihristinde kayıtlı olduğu,
Tanju OKAN'm 5322383077 olan telefon numarasının da Hüseyin Görüm,Mehmet
Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alparslan Abdulkadir'in ajanda ve telefonlarında kayıtlı bulunduğu
tespit edilmiştir.
Tanju OKAN'm Kuvayı Milliye Derneği Mersin Şubesi Başkanı olduğu, Mehmet
Fikri KARADAĞ'm talimatları doğrultusunda dernekten bazı şahıslan ve sadece seçimlerde
AKP lehine çalıştığı için Abdurrahman HARİKÇİ isimli üyey-L dernekten ihraç ettirdiği,
Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM arasındaki demelebaşkanlığı tartışmalarında
Mehmet Fikri KARADAĞ yanında yer aldığı, kendisi ile telefon İrtibatı halinde bulunduğu
değerlendirilmiştir. -, ,V>"-v, "
Mehmet Fikri KARADAĞ'm evinde yapılan aramada elde edilen ve 31 rakamı^ ile
numaralandırılan CD içerisinde ; Kuvayı Milliye Demeği Genel Başkanı Fikri KARADAĞ'm
katılmış olduğu Mersin'deki Kuvayı Milliye Gazetesi açılış töreni görüntüleri bulunduğu,
açılış görüntülerinde Tanju OKAN'in da yer aldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tanju OKAN'm 05322383077 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar
yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından
yapılan analizinde;
Yaşar ASLANKÖYLÜ nün kullandığı 05399387597 nolu GSM hattı ile 4 Yaşar
ASLANKÖYLÜ nün kullandığı 05365483885 nolu GSM hattı ile 12 Mehmet Fikri
KARADAĞ'm kullandığı 05396550456 nolu GSM hattı ile 36 Mehmet Fikri KARADAĞ'm
kullandığı 05358881514 nolu GSM hattı ile 8 Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in kullandığı
05378786138 nolu GSM hattı ile 8 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Yaşar ASLANKÖYLÜ; Tanju OKAN'ı demek çalışmalarından dolayı tanıdığını beyan
etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ, Tanju OKAN'a 22 temmuz seçimleri öncesinde Kemal
CANAY yerine Mersin şube sorumlusu olarak yönetim kurulu kararıyla yetki verdiklerini,
kendisi ile bir defa Mersin'de görüştüğünü beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 , Tanju OKAN'nm ismini duyduğunu, , Mersin ve Adana civarında
Kuvayı Milliyenin alt yapısı olduğunu, demeğin aynı isimdeki dergisinin burada basıldığını
bildiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'm buraya özel ilgi gösterdiğini, birkaç defa gittiğini
bildiğini beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Tanju OKAN'm Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı
"Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı
"Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet
şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında
gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin
günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin
uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Demeğinde bu demeğin Mersin
Temsilciliğinde faaliyet göstermek ile görevlendirildiği iddia edilmektedir.
Şüpheli, babasının arkadaşı olan Kemal CANAY'm ricasını kıramayarak Kuvayı
Milliye Demeği Mersin Şubesinin başkanı olduğunu,ancak demek işi ile ilgilenecek zamanı
olmadığını ve ilgili kişilerin hal ve hareketlerini beğenmediğini, kendisini il başkanı yapıp
demeği kuUanacaklanm düşündüğünü, bu nedenle demeğin kongresini yapmak için çaba sarf
etmediğini, demek işine girdikten sonra Kemal CANAY, Abdurrahman HARIKCI, Berati
AKDOĞAN ve Mehmet Ali ŞAHİN'in kendisine ortak olarak gazete dağıtımı,araba
servisçiliği işi yapmayı teklif ederek , birlikte şirket kuranz, ihalelere gireriz , çevrenden
faydalanınz dediklerini, kendisini kuUanacaklanm anladığından bu işlere girmediğini,evinde
bulunan ruhsatsız silahı güvenlik amacı ile bulundurduğunu savunmuştur.
Yukanda genel açıklamalar bölümünde izah edildiği,gibi şüphelinin Ergenekon Terör
Örgütünün amaçlan doğrultusunda kurdurulan Kuvayı Milliye "• Derneğinin Mersin Şube
Başkanı olduğu, demeğe üye olan kişilerin geneli için bu tür değerlenâiçme yapılması yersiz
olsa da, bu örgütün kendine özgü yapısı içerisinde bir ilin? fşubV, başkanlığa getirilmesi
düşünülen kişide derneğin tüzüp dışında başka amaçlan olduğunu bilmesi ve bunlar
doğrultusunda faaliyet göstermesinin bekleneceği, nitekim yukarıda Mithat ALGÜL ile
yaptığı telefon görüşmesinde Mithat ALGÜN'ün kendisini derneğin başkanlığına getiren
Kemal CANAY hakkında söylediği " Kemal (Kemal CANAY) bey istihbaratta olan bir adam,
ıı... bu ülkeye baya katkılar sunmuş bi insan sonuçta, Emniyet teşkilatı içersinde, şurada
burada;", "İşte böyle yani bir açıklama yapması bir de Akdeniz temsilcisi olması anlamında
çok doğru değil." sözleri ve kendisinin de buna itiraz etmemesinden, hatta bizzat Kemal
CANAY'm perde arkasından derneği yönettiğini,resmi sıfatı olmasa da Akdeniz Bölge
Başkanı olduğunu beyan etmesinden derneğin tüzüğü dışında faaliyetleri bulunduğunu bildiği
ve bu il şube başkanlığı görevini almakla bu faaliyetler içerisinde bulunduğu, her ne kadar
kendisi Kuvayı Milliye derneği ile ilgilenmediğini savunmuş ise de, derneğin bölünme
aşamasında bile Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ arasındaki tartışmalara
katılarak Mehmet Fikri KARADAG'm yanında yer aldığı ve Mehmet Fikri KARADAG'm
talimatları doğrultusunda dernekten bazı kişileri ihraç ettirdiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Tanju OKAN'ın eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri,
Ayrıca;
Evinde yapılan aramada ele geçen ruhsatsız silah nedeni ile de TCK'nun 314/3 ve
220/4. maddeleri yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 13/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

82-ŞÜPHELİ YAŞAR ASLANKÖYLÜ a)-


Emniyet ifadesinde;
2007 yılında Adana Kuvayı milliye Derneğine üye olduğunu, kuruluş aşamasında
kendisine Adana İli Kurucu Başkanlığı verildiğini ve daha sonra istifa ettiğini,,
02.09.2007 tarihinde saat 20:09 sıralarında Mehmet Fikri KARADAĞ ile yapmış
olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak; Bu görüşmeyi kendisini yaptığını, öylesine bir
görüşme olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'I Emekli Albay olarak tanıdığım, Mersin ve
Adana Kuvayı Milliye Derneklerinin açılışında gördüğünü, daha sonra hiç görmediğini, 2007
Eylül ayında Noter yoluyla dernekten istifa ederek Adana Kuvayı Milliye Derneğini tamamen
kapattığını,
12.09.2007 tarihli telefon görüşmesi ile ilgili olarak; Bu görüşmeyi Kemal CANAY ile
yaptığım,Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in kendisini İstanbul Genel Merkeze çağırmasını
Kemal CANAY'a ilettiğini, Kemal CANAY'm da Genel Başkan ile görüştükten sonra
kendisine bilgi vereceğini söylediğini,
12.09.2007 tarihli görüşmesi ile ilgili olarak; Bu görüşmeyi Kemal CANAY ile
yaptığını, kendisinin genel başkan ile görüşerek yeniden yapılanma ile ilgili problemleri
aktarması sonucunda genel başkanın moralinin bozuk olduğunu, bu yapılanmadın genel
başkan Mehmet Fikri KARADAG'm haberinin olmadığını, Oğuz Alparslan
ABDULKADİR'in bir daha ararsa "ben seni tanımıyorum kimsin kardeşim" gibi cevaplar
vermesini istediğini, Kemal CANAY'm dernek kuruluşunun tamamlandığını öğrendikten
sonra dernek ile ilgili demirbaşların deftere geçirilmemesini, emanetmiş gibi bir tutanak
tutmalarım istediğini, 08 Ağustos 2007 itibarı ile de dernek kuruluşunu resmen
gerçekleştirdiklerini, ■' ' , *„, -
12.09.2007 tarihli görüşmesi ile ilgili olarak; Bu görüşmeyi Kemal CANAY ile
yaptığmı,dernek faaliyetleri hakkında konuştuklarını, geneUbaşkanın Ramazan ayı boyunca

Is
yazlıkta kalacağını, Kemal CANAY'm Kanal Türk'ü takip edip etmediğini sorduğunu,
kendisin de takip etmediğini söylemesi üzerine yeni bir hareketin başladığını, Tuncay
ÖZKAN'm biz kaç kişiyiz programını izlemesini söylediğini ve Kuvayı Milliye Gazetesi
çıkarma konusunda konuştuklarını,
12.09.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile yapmış olduğu telefon görüşmesi ile
ilgili olarak; Bu görüşmede Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendisine Aralık ayma kadar genel
yetki verildiğim, seçimlerden sonra hevesinin kalmadığını, dernek faaliyetlerinin devam edip
etmemesi konusunu kendilerine bıraktığını, kendisinin de özel bir görev almak istediğini,
başka bir şekilde örgüte devam edeceğini söylediğini,
İkametinde yapılan aramada elde edilen 100 Adet CD'den 16 Nolu CD'nin kendisine
ait olduğunu, Kuvayı Milliye 'nin Adana İlindeki açılışında yapılan konuşmalar içerdiğini, 28
Nolu CD'nin Mersin Kuvayı Milliye derneği açılışında çekilmiş görüntüler olduğunu, bu
açılışa kendisinin de katıldığını, bu açılışta temsilcilik verilen kişilerin yemin ettiğini, ancak
yemin bittikten sonra "Ölmek, Öldürmek ve Öldürülmek" kelimelerini Fikri KARADAĞ'm
ilave ettiğim, Kuvayı Milliye Yemininde bu kelimelerin bulunmadığını,
İkametinde yapılan aramada elde edilen Kuvayı Milliye Kartının kendisine ait
olduğunu, bu kartın Adana Kuvayı Milliye Derneği kurulduktan sonra İstanbul Kadıköy'deki
Genel Merkezden posta yolu ile yollandığım,dernek kapandıktan ve kendisi de istifa ettikten
sonra cüzdanında kaldığını, öylesine taşıdığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ,Oğuz Alparslan
ABDULKADİR, Tanju OKAN ve Hüseyin GÖRÜM'ü dernek çalışmalarından dolayı
tanıdığını beyan etmiştir.

b)-Savcıîık ifadesinde;
Kolluk ifadesini tekrar ettiğini, Kemal CANAY'm 2007 yılı içinde Adana'da Kuvayı
Milliye Derneğini kurmasını istediğini, amacını milli duygulan canlandırmak olarak bildiği
derneğin çalışmalarına iyi niyetle katıldığım,Emine ÖZCAN,Ayhan BULUT ve kendisinin
Haziran 2007 tarihinde derneğin Adana Şubesini açtıklarını, kendisinin geçici kurucu başkan
olduğunu, derneğin üst kademesinde çekişme olduğunu ve rant peşinde koşulduğunu hissettiği
için 2007 Eylül sonlarında istifa ettiğini, dernekte bulunduğu süre içerisinde şiddete çağrı
içeren herhangi bir konuşma olmadığını, derneğin karıştığı herhangi bir yasadışı eylem
olmadığını veya bilmediğini, kendisinin Ümraniye'de ele geçirilen el bombalan ile her hangi
bir ilgisi olmadığını,
Sorulması üzerine ise;
İletişim tespit tutanaklanndaki görüşmelerin kendisine ait olduğunu,bunlarm dernekle
ilgili olarak iyi niyetle yaptığı görüşmeler olduğunu, kendisinin dernek işleri ile ilgili olarak
daha çok Kemal CANAY ile görüştüğünü,genel merkezle çok sık görüşmediğini,
Evinde yapılan aramada ele geçirilen eşyalar ve ajandanın, el yazısı notlann da
kendisine ait olduğunu,
14.10.2006 tarihinde Mersin ilindeki Kuvayı Milliye Derneğinin yemekli toplantısında
kendisinin ^ de bulunduğunu,yemek sonrası yemin edildiğini, yemini Mehmet Fikri
KARADAĞ'm yaptırdığmı,kendilerinin de tekrarladıklannı,kendisinin bu yeminden haberi
olmadığmı,yemin sırasında masa üstünde duran silahın kime ait olduğunu ve özelliklerini
bilmediğini, ettikleri yemin metninde ölmek ve öldürmek kelimelerinin olmadığını, yemekten
sonra Mehmet Fikri KARADAĞ'm ölmek ve öldürmek sözlerinin açıklamasını yapmadığını,
daha sonra basın açıklaması ile bunu izah ettiğini, aradan uzun zaman geçtiği için konuşmanın
devamını hatırlamadığını, Ergenekon isimli bir. yapılanma bilmediğini,suçlamalan kabul
,;
etmediğini beyan etmiştir. ' -•■
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin evinde yapılan aramada ;
- (1) adet üzerinde "İdeal 2006 Ultra Magnum" ibaresi bulunan kuru sıkı tabanca ve
(1) adet şarjör, ve (5) adet fişek,
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis laboratuarı Müdürlüğünden aldmlan
24.01.2008 gün ve BLS-2008/1139 sayılı ekspertiz raporunda ; tabancanın 6136
S.K.kapsamma girmediği, ebat görünüm ve mekanik yapısı ile ateşli bir silah görünümünde
olduğu, silahı tanıyan birinin dahi eline alıp incelemeden ilk bakışta ateşli bir silahtan ayırt
edebilmesinin zor olduğu, bu nedenle iğfal kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir.
(7) adet Kuvayı Milliye isimli derginin 19 Mayıs 19 Haziran 2007 tarih ve (2) sayısı,
(1) adet San zarf içerisinde toplam (83) adet "Ulusal Gazeteler" ile başlayan, "Yaşar
ASLANKÖYLÜ" ile biten dokümanlar,
(1) adet sarı zarf içerisinde toplam (27) adet "Kuvvai Milliye" ile başlayan, "Mersin İl
Teşkilatı" ile biten doküman,
(1) adet san zarf içerisinde toplam (20) adet "Kuvvai Milliye" ile başlayan "Daha da
artacağını biliyoruz dedi" ile biten doküman,
(1) adet san zarf içerisinde toplam (19) adet "Şube Yönetimi" ile başlayan "Geldi
Geçiyor" ile biten el yazısı doküman,
(1) adet san zarf içerisinde toplam (86) adet "Kahraman Türk Milleti" ile başlayan,
"Hrant Dink Cinayetinden sonra bu konunun üzerine gidiliyor" ile biten doküman,
- (1) adet 2007 ibareli siyah ajanda içerisinde "Ayhan BULUT" ile başlayan,
"Gazeteciler Cemiyeti" ile biten el yazmalan,
- (1) adet üzerinde Burak Matbaası ibaresi bulanan, içerisinde el yazısı mevcut bloknot
defter,
- (1) adet Kırmızı renkli Ofis 2000 ile başlayan KEY ile biten, içerisinde el
yazmalannm bulunduğu ajanda,
(3) adet KONTEK ibareli not kağıdı, üzerine yazılmış "K.Mil Muzaffer" ile başlayan
"Ark.Hat.0533. 600 60 61" ile biten el yazısı doküman,
(2) adet Kuvvai Milliye derneği üye başvuru formu,
- (7) adet üzerinde "Kuvvai Milliye mazlumun ahım ahirete bırakmaz" ibareleri
bulunan takvim,
(1) adet san dosya içerisinde Kuvvai Milliye derneği kira kontratosu,
(3) adet el yazımı doküman (5 sayfa)
(1) adet yaklaşık 50x200 cm. ebadında Kuvvai Milliye Mazlumun Ahım Yerde
Bırakmaz ibareli pankart,
(1) adet 50x200 cm. ebadında "Asla Unutmaz, Asla Affetmez" ibaresi bulunan
pankart,
(1) adet yaklaşık 70x200 cm. ebadında "Asla Unutmaz, Asla Affetmez" ibaresi
bulunan iki ucu tahta saplı pankart,
Kuvayı Milliye dergisinin 20 Haziran 2007-20 Temmuz 2007 tarihli 3. sayısı,
(21) adet fotoğraf,
(1) adet "Siyasi Misyonerliğe Karşı" ile başlayan, "Hatta Mahkumuz" ile biten toplam
(77) sayfa doküman,
(1) adet Kırmızı renkli üzerinde "2006 ibaresi bulunan, içerisinde "Başannm anahtan"
ile başlayıp, "TarsusTu" ile biten el yazmalannm bulunduğu ajanda,
(100) adet tarafımızdan numaralandınlmış CD,
(5) adet Disket,
(165) adet "Kuvvai Milliye" ile başlayan, "Adana İfTeşkilatı" ile biten doküman,
(112) adet "Kuvvai Milliye" ile başlayan, "MerşirvÜ Teşkilatı" ile biten doküman,
(1) adet "Kasa Defteri" ibareli, içerisinde 05.12.2006 ile ilgili harcamaların not edildiği
çizelge,
(1) adet Kuvayı Milliye Genel Başkanlığı tarafından verilmiş, (043) sayılı Yaşar
Aslanköylü adına düzenlenmiş yetki belgesi renkli fotokopisi,
(1) adet üzerinde "23.06.2007 Kuvvai Milliye Açılış Konuşması" ibareli VHS Video
kaset,
(11) sayfa "Kuvvai Milliye" ile başlayan, son sayfasında "Hacı Ali Menekşe" ile biten
el yazısı doküman,
- (1) adet üzerinde "Phoenix" ibareli bilgisayar kasası içerisinde Maxtor marka
E1DVJY7E seri numaralı 40 GB harddisk,
Üst Aramasında;
- (1) adet üzerinde "Luyoudaoju" yazılı yaklaşık 10 cm. saplı açıldığında 18 cm. olan
sustalı tabir edilen bıçak,
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis laboratuarı Müdürlüğünden aldırılan
24.01.2008 gün ve BLS-2008/1139 sayılı ekspertiz raporunda ; bıçağın 6136 S.K.kapsamma
girdiği belirtilmiştir.
(1) adet kendi adına tanzim edilmiş (295) üye nolu Mehmet Fikri KARADAĞ Genel
Başkan imzalı Kuvayı Milliye kimlik kartı,
(1) adet kendisi tarafından Kuvayı Milliye Derneği Kasımpaşa Mahallesi Yavuztürk
Sokak No:6 Kadıköy/İSTANBUL adresine gönderilen 09.10.2007 tarihli APS gönderi
belgesi,
(1) adet Kendisi tarafından Kuvvai Milliye Derneği Kasımpaşa Mahallesi Yavuztürk
Sokak No:6 Kadıköy/İSTANBUL adresine gönderilen 30.06.2007 tarihli APS gönderi
belgesi,
(1) adet siyah renkli Piranha Matriks marka MP3 çalar,
(1) adet Nokia 3310 marka cep telefonu,
(1) adet Turkcell 702150875972 seri numaralı Simplus muhabbet kart.
(1) adet Turkcell 0103010838856 seri numaralı Muhabbet kart,
(1) adet Avea 89902860357097 004133 112 seri numaralı simkart,
Şüpheliden elde edilen "Phoenix" ibareli bilgisayar kasası içerisinde elde edilen bir
adet Maxtor_SN_ElDVJY7E_40GB hard diskin incelemesinde;
-KUVAYI MİLLİYE ve ÖZEL DAVET isimli word belgeleri içerisinde, Yaşar
Arslanköylü imzalı 2007 yılı Haziran ayında Adana İlinde yapılacak olan ve Genel Başkan
sıfatıyla Mehmet Fikri KARADAĞ'm da katılacağının belirtildiği Kuvayı Milliye toplantısının
davetiyesi olduğu,
-temat_sn_2 yazılı disket içerisinde; -"KAHRAMAN TÜRK MİLLETİ NİN" isimli
word belgesinin içerisinde; Kahraman Türk Milleti Nin ; Benliğini Şuurunu Kaybetmemiş ;
Yiğit Ata Yadigarları, Çok Değerli Gönül Erleri .... Başlığı ile başlayıp,GAZAMIZ
MÜBAREK OLSUN, Sağlıcakla Kaim, Yaşar ARSLANKÖYLÜ imzası ile sona eren (1) bir
sayfalık doküman,
-" SAYIN GENELBAŞKANIM" isimli word belgesi içerisinde; Sayın genelbaşkanım,
genelbaşkan yardımcım, akdeniz bölge başkanım , değerli basın mensuplan, saygıdeğer
misafirler, kahraman kuvayı miUiyeciler, hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. , kuvayı
milliye (1919 ) gazetemizin ,yayın hayatına başlamasının yüksek gurur
ve şuuru içerisinde, bu sevinci, coşkuyu, birlikte paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz..........
Başlığı ile başlayıp, Var mısınız! Türk milleti'nin bağmısızlığı,ülkemizin bütünlüğü,
milletimizin huzur ve refahı için çalışacağına yeminler edip, ettiği yemini birgün sonra
hatırlamayanlara,yıllardan beri bu ülkeyi peş keş çekenlere gereken cevabı vermeye,
varmışınız! Öyleyse; doğruyum, dürüstüm, çalışkanım^ * devletimin ve milletimin öz
varlıklarını, parasının bir kuruşunu; haine, dalkavuğa, işbirlikçi düzenbaza,yedirmem
diyen,kendi yaptığım, markam olan uçağım, helikopterim, traktörüm, tankım nerede diyen,
vatanını bir bütün olarak benimseyen , türk milleti'nin her ferdi, 1919 kuvayı milliye ruhuyla,
yeniden dirilmek durumundadır..ne mutlu türküm diyene! 1919 kuvayı milliye , adana il
başkanı, İmzası ile sona eren (1) bir sayfalık doküman,
-" VAROLUŞUN ADI" isimli word belgesi içerisinde; VAROLUŞUN ADI ;
KUVAYI MİLLİYE , Türk Milleti'nin varlığının tehlikeye girip , istikbalinin ipotek altına
alınmaya başladığı hissedildiği an; şartlar ne olursa olsun,Kuvayı Milliye ruhunun doğuşu
kaçınılmazdır.İşte bu ruh ; tarih boyunca var olmuş, kıyamete kadar var olacak Türk
Devleti'nin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Mazlumun ve güçsüzün koruyucusu, zalimin
korkulu rüyası olan, Türk Milleti'nin varlığından kimler rahatsız olabilir? Tabiki; kendini
güçlü zanneden, mazlum ve güçsüz milletleri ezip ,sömüren emperyalist ülkeler ve parçalayıp
sömürecekleri ülkelerdeki, işbirlikçi satılmış yandaşları olduğu aşikardır............ Başlığı ile
başlayıp, Bu duygular içerisinde,kahraman ecdadın evlatlarımn,kendine gelerek, "Hattı
müdafa yok, sathı müdafa vardır.O satıh , bütün vatandır" ilkesinde birleşip, Kuvayı Milliye
ruhuyla,dik duruş sergilemesi, emperyalist kan emici ve onların uşaklarma,Türk Devletini
soyanlara karşı, amansızca mücadele mecburiyeti doğmuştur. Kurtuluş Savaşımızda gösterilen
azim ve gayretin ,birlik beraberliğin, çok daha fazlasına ihtiyacımız olduğu
unutulmamalıdır.Saygılarımla Yaşar ARSLANKÖYLÜ, 1919 Kuvayı Milliye Adana İl
Temsilcisi, Şeklinde sona eren (1) bir sayfalık doküman,.
Jpg isimli dosya içerisinde:- Resim 0011 isimli resim dosyası içerisinde Kuvayı
Milliye Derneği Genel Merkezi başlıklı (1) bir sayfalık bildiri olduğu,
16 No Tu CD içeriğinde; Adana Kuvayı milli Derneğinin Açılış töreni ve Kuvayı
Milliye Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞ ile Adana Kuvayı Milliye Derneği Başkanı
Yaşar ARSLANKOYLU'nün vatandaşlan Kuvayı milliye Derneği içerisinde faaliyet
göstermeye çağırdıkları konuşmalarının olduğu,
19 NoTu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye
Derneği Yöneticisi Fikri KARADAG'ın Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin
yapılanması ve amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü,
19 No Tu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye
Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞTn Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin
yapılanması ve amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü
28 NoTu CD içeriğinde; Adana Kuvayı milli Derneğinin Açılış töreni ve Kuvayı
Milliye Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞ ile Adana Kuvayı Milliye Derneği Başkanı
Yaşar ARSLANKOYLU'nün vatandaşlan Kuvayı milliye Derneği içerisinde faaliyet
göstermeye çağırdıklan konuşmalannm olduğu,
36 NoTu CD içeriğinde; Adana Kuvayı milli Derneğinin Açılış töreni ve Kuvayı
Milliye Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞ ile Adana Kuvayı Milliye Derneği
Başkanı Yaşar ARSLANKOYLU'nün vatandaşlan Kuvayı milliye Derneği içerisinde
faaliyet göstermeye çağırdıklan konuşmalannm olduğu,
36 NoTu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye
Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞTn Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin
yapılanması ve amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü
36 NoTu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye
Derneği Yöneticisi Fikri KARADAG'ın Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin
yapılanması ve amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü
36 NoTu CD içeriğinde; Adana Kuvayı milli Derneğinin Açılış töreni ve Kuvayı
Milliye Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞ ile Adana. Kuvayı Milliye Derneği Başkanı
Yaşar ARSLANKOYLU'nün vatandaşlan Kuvayı" milliye Derneği içerisinde faaliyet
göstermeye çağırdıklan konuşmalannm olduğu.

46 No'lu CD içeriğinde; Adana Kuvayı milli Derneğinin Açılış töreni ve Kuvayı


Milliye Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞ ile Adana Kuvayı Milliye Derneği
Başkanı Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün vatandaşları Kuvayı milliye Derneği içerisinde
faaliyet göstermeye çağırdıkları konuşmalarının olduğu,
46 No'lu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye Derneği
Yöneticisi Fikri KARADAG'ın Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin yapılanması ve
amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü
46 No'lu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye Derneği
Yöneticisi Fikri KARADAG'ın Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin yapılanması ve
amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü
46 No'lu CD içeriğinde; Adana Kuvayı milli Derneğinin Açılış töreni ve Kuvayı
Milliye Derneği Yöneticisi Fikri KARADAĞ ile Adana Kuvayı Milliye Derneği
Başkanı Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün vatandaşları Kuvayı milliye Derneği içerisinde
faaliyet göstermeye çağırdıkları konuşmalarının olduğu,
46 No'lu CD içeriğinde; Adana ilinde bir yerel televizyonda Kuvayı Milliye Derneği
Yöneticisi Fikri KARADAG'ın Kuvayı Milliye Derneğive Hareketinin yapılanması ve
amacı hakkında vermiş olduğu röportajın video görüntüsü
46 No'lu CD içeriğinde; Yağmur Bilgisayar adlı işyerinin reklam görüntüsü, Kuvayı
Milliye Adana İl Teşkilatında Yaşar ARSLANKÖYLÜ' nün konuşma görüntülerine ait
fotoğraf slaytı ve sesli videosu
46 No'lu CD içeriğinde; Kuvayı Milliye Genel Başkanının Kanal A TV de Son Nokta
adlı TV programında Kuvayı Milliye Derneğinin yapılanması ve amacını anlattığı
program görüntüsü olduğu tespit edilmiştir.
PIRANHA_MP3_1GB flash diskin incelemesinde;
-KUVAYI MİLLİYE isimli word belgesi içerisinde, Yaşar Arslanköylü imzalı 2007 yılı
Haziran ayında Adanan İlinde yapılacak olan ve Genel Başkan sıfatıyla Mehmet Fikri
KARADAG'ın da katılacağının belirtildiği Kuvayı Milliye toplantısının davetiyesi olduğu,
-K.M. BİLDİRGE isimli word belgesi içerisinde ; Kuvayı Milliye, Aziz Türk Milleti' ne,
Cevher-i aslinde, vatana ihanet olmayan, milli benliğini, şuurunu kaybetmemiş, kahraman
ecdadın torunlan,Hepiniz, bu cennet vatanımız tehlikeye düştüğünde; birer Sütçü İmam, Hasan
Tahsin, Kara Fatma, Nene Hatun ve daha bir çok kahramanlarımızı örnek alıp, aynı azim ve
kararlılıkla hareket edeceğinizden, asla şüphemiz yoktur. Ancak! Millet olarak, iç ve dış
düşmanlarımızın, sinsi oyunlarına karşı çok çok uyanık olmak zorundayız,Vatanımız; Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal etmesinden itibaren, günümüze kadar; teslimiyetçi,
başka milletlerin himayesinde yaşamayı, onlara uşaklık etmeyi düstur edinmiş, bir takım kişiler
tarafından, Aziz MiUetimiz'in gözünü boyamaya çalışarak idare edilmiş, bu son dönemde had
safhaya gelmiştir. Daha da açık belirtmek gerekirse, Büyük Önderimiz, Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ün Türk Gençliğine hitabesindeki şartların kat kat daha ötesindedir. Şehit kanlarıyla,
efsanevi mücadeleler sonucu kazanılmış, Ata yadigarı vatanımız; emperyalist güçler ve yerli
işbirlikçileri tarafından, kültürel, ekonomik ve siyasi yönden, adım adım adım işgal edilmekte,
bölücü, irticai, Siyonist akımlar artarak devam etmektedir. En gözde arazilerimiz, sanayi
kuruluşlarımız, finans sektörümüz, limanlarımız, yer altı yerüstü kaynaklarımız, kan emici
emperyalist güçlere ve yerli işbirlikçilerine pervasızca satılmakta ve bundan haz
duyulmaktadır.Neden? Dışarıdaki patronlarının emirlerim yerine getirip, aferin aldıkları için.
Şehitlerimizin acısı çok çabuk unutulmakta, hatta hiç hissedilmemekte, ateş düştüğü yeri
yakmakta, bir ermeni vatandaşımıza gösterilen duyarlılık; namusumuzla eşdeğer olan, hatta
onunda ötesinde olan vatanımız uğrunda, canlarını esirgemeyen, Kahraman ordumuzun yiğit
Mehmetçiklerine gösterilmemektedir. Türk ordusu, Türk polisi horlanmakta; sanki başka bir
mljletin askeri, polisiymiş gibi davranılmaktadır. AB uyum yasaları adı altında
çıkanlan^asalaf* Türk tarımını çökertmiş,
çiftçimiz üretemez hale getirilmiş, küçük ve orta ölçekli sanayicimiz karamsarlığa düşmüş,
esnafımız kepenk kapatmış, yerini; büyük sermayeli yabancı şirketlere bırakmıştır. Ayrıca
finans sektörünün yüzde yetmiş beşi yabancıların eline geçmiştir. Türk Milleti'nin var
oluşunun, gelecekte'de var olmasının anahtarı olan, Milli Eğitim sistemimiz, millilikten çıkmış,
Müfredat programı bile, yabancı güçler ve içimizdeki yerli uygulayıcıları tarafından
yapılmaktadır. İktisadi yönden , iyice zayıflatılmış,milli duygudan ,geleneksel Türk ahlakından
, samimi İslam inancından uzaklaştırılmak istenen milletimizin, tek yürek tek yumruk, tek
vücut olması giderek zorlaşmaktadır.Bütün bunlara bir de, etnik ve dini ayrıştırma
senaryolarının eklendiğini düşünürsek,her saniye akıllı düşünmek , oyun kurucuların oyununu
bozmak mecburiyetindeyiz., Türk Milleti'nin çok duyarlı olduğu , İslamiyet,Laiklik,
Atatürkçülük,Milliyetçilik gibi düşünce akımlarının hangisi ön plana çıkarsa , mutlaka bir
emperyalist kanadı oluşturulmaya çalışılır.Gerçek anlamda, bu değerlerin tamamına yeterince
sahip çıktığımız sürece ayakta kalabileceğimiz aşikardır Şartlar böyle iken; milletimizi ve
vatammızı.tam bağımsız ve ileri medeniyetler seviyesine, yine milletimizin kendisinin
çıkaracağı inancıyla, Mustafa Kemal Atatürk çizgisindeki, ulu ecdadın vefakar varisleri ,
bindokuzyüzondokuzdaki Kuvayı Milliye ruhuyla bir araya gelmişler, 11 Kasım 2005
tarihinde,genel başkanlığını, Em. Kurmay Albay, sayın Mehmet Fikri KARADAĞ'm yaptığı,
genel merkezi İtanbul'da olan, Kuvayı Milliye Hareketi Derneğini kurmuşlardır. Kuvayı
Milliye; Türk Milleti'ne has, vatan, millet, ve devletin geleceğinin, namus ve şerefinin
tehlikeye düşürüldüğü hissedildiği an, onun asil kanında taşıdığı, milli mukavemet tam
bağımsızlık namus ve şeref hasletinin kendiliğinden var olduğu bir ruhtur. Milli egemenliği
namusu gibi savunan, bu savunmada; "Hattı Müdafa Yok, Sathı Müdafa Vardır"bu satıh bütün
vatandır., kuralını sarsılmaz bir inançla uygulayan. " Ya İstiklal Ya Ölüm" parolasıyla
davranan hareketin adıdır. AMACIMIZ; — Hakkariden Edirneye kadar, vatanı bir bütün kabul
edip,Türk MiUeti'ni yeniden şahlandırıp, milli devleti korumak., —11 Kasım 1938 den beri
ihanet eden her şahıs kurum ve kuruluşun hesap vermesini sağlamak., —Hıyanet-i Vataniye
kanununun , zamanı geldiğinde , yürürlüğe girmesini sağlamak., —Bu devleti, soyan her kim
olursa olsun, çaldıklarını yurt dışına kaçırdığı servetlerin tamamını geri getirtmek.,—
Malzumun koruyucusu , zalimlerin karşısında olmak,—Katil ABD, Haçlı AB, Sömürgeci IMF'
ye ve her türlü emperyalizme karşı yiğitçe mücadele etmektir.—Kuvayı Milliye ilkesinde,
zaman aşımı diye bir kavramın olmayacağı, mazlumun ahinin ahirete bırakılmayacağı,~Ne
Mutlu Türküm diyebilen herkesi, haçlının uşaklarına, Türk vatanım satanlara,Türk MiUeti'ni
ezen ve sömürenlere ,ülkemizi, ekonomik, siyasi ,kültürel ve askeri açıdan , dışa bağımlılık
batağına sürükleyenlere karşı başlatılan mücadelede; Kuvayı Milliye etrafında ,1919 ruhuyla
yeniden birleşmeye, tek yürek, tek yumruk, tek millet olduğumuzu bir kez daha hatırlayarak ,
siz kahraman ecdadın torunlarını her türlü desteği vermeye davet ediyoruz.
Saygılanmızla,Kuvayı Milliye Adana İlteşkilatı, Başkan; Yaşar ARSLANKÖYLÜ
Yaşar ASLANKÖLYÜ'ye ait, MAXTOR marka, seri numarası E1DVJY7E olan
bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede ;
"MİLLİ OLMANIN VAZGEÇİLMEZLİĞİ.doc" isimli bir MSvvord dosyası
tespit edilmiştir. "MİLLİ OLMANIN VAZGEÇİLMEZLİĞİ.doc" isimli belge
incelendiğinde içimizdeki emperyalist işbirlikçilerinin sonlarının kötü olacağı, milli devleti
inşa etmemiz gerektiği, siyasilerin artık vurgunu vurup gitme zamanının olmadığı, anında
millete hesap verecekleri anlaşılmıştır. Yazının altında 1919 Kuvayı Milliye Adana İl Başkanı
olarak Yaşar ASLANKÖYLÜ ismi bulunmaktadır.
"K.M. BİLDİRGE.doc" isimli bir MSword ..dosyası tespit edilmiştir. "K.M.
BİLDİRGE.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Kuvayı Milliye Adana İl Teşkilat
Başkanı Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün kamuoyu bildirisi olduğu anlaşılmıştır. Bu yazıda
ülkemizin içinde bulunduğu zor şartlar anlatıldıktan sonra aşağıda belirtilen AMAÇLAR
kısmı yer almaktadır.
® 11 Kasım 1938' den beri ihanet eden her şahıs kurum ve kuruluşun hesap vermesini
sağlamak.
Hıyanet-i Vataniye kanununun, zamanı geldiğinde, yürürlüğe girmesini sağlamak.
Bu devleti, soyan her kim olursa olsun, çaldıklarını yurt dışına kaçırdığı servetlerin
tamamını geri getirtmek.
Malzumun koruyucusu, zalimlerin karşısında olmak,
Katil ABD, Haçlı AB, Sömürgeci IMF' ye ve her türlü emperyalizme karşı yiğitçe
mücadele etmek.
Kuvayı Milliye ilkesinde, zaman aşımı diye bir kavramın olmayacağı, mazlumun ahinin
ahirete bırakmamak.

"KUVAYI MİLLİYE.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "KUVAYI


MİLLİYE.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Kuvayı Milliye Derneği Adana İl
Teşkilatının Dernek Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAG'm 23 Haziran 2007 tarihinde
katılacağı yemek için davetiye yazısı olduğu anlaşılmıştır.
"ÖZEL DAVET.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "ÖZEL DAVET.doc"
isimli MSword belgesi incelendiğinde Kuvayı Milliye Adana İl Başkanı Yaşar
ASLANKOYLU'nün 22 Haziran 2007 tarihinde Genel Başkanın yemek organizasyonuna
katılması üzerine kaleme alınmış bir teşekkür yazısı olduğu anlaşılmıştır.
Yaşar ASLANKÖLYÜ'ye ait ait, TEMAT_SN_2 isimli disket üzerinde yapılan
incelemede;
"KAHRAMAN TÜRK MİLLETİ NİN.doc" isimli bir MSword dosyası tespit
edilmiştir. "KAHRAMAN TÜRK MİLLETİ NİN.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde
benliğini ve şuurunu kaybetmemiş kahraman Türk Milletine hitaben Yaşar ASLANKÖYLÜ
tarafından yazılan ve Türküye'nin içinde bulunduğu şartlan anlatan yazı olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu yazının sonunda aşağıdaki şiir yer almaktadır.'Tırat değişir sanma, bu kan yine o
kandır,Korkunç denilen silah, ölebilen insandır."
"Resim 001.jpg" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "KAHRAMAN Resim
001.jpg" isimli resim dosyası incelendiğinde altında Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanu
Mehmet Fikri KARADAG'm imzası bulunan 11 Kasım 2005 tarihli ve Kuvayı Milliye
Derneğinin Kuruluşunu kamuoyuna duyurmak amacıyla hazırlanan metinin üzerine daktilo ile
Mersin İl Temsilciliğinden Kemal CANAY'm irtibat telefonlarının yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Yaşar ASLANKÖLYÜ'ye ait isimli şahsa ait, MAXELL_SN_4 isimli disket üzerinde
yapılan incelemede,
"VAROLUŞUN ADI.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "VAROLUŞUN
ADI.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Kuvayı Milliye Adana İl Temsilcisi Yaşar
ASLANKOYLU'nün kaleme aldığı bir yazı olduğu, bu yazıda Kuvayı Milliye ruhunun
doğuşunun kaçınılmaz olduğu, Kuvayı Milliyenin her zaman varlığını hissettirmesi gerektiği,
ülkemiz ve milletimiz adına yapılmış ve yapılacak yanlışları teşhir etmesi gerektiği,
yapanların yanma kar bırakmaması gerektiği, Türk Milletini soyanlara karşı amansızca
mücadele mecburiyetinin doğduğu konulan yer almaktadır.

d)-Telefon görüşmeleri;
Tape:3406, 02.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Yaşar: "çalışıyorum işte yaz dolayısıyla biraz rolantideyiz" "ama okullar açılınca inşallah" ,
Mehmet Fikri: "Ya ne olacak bu milletterı,ne olacak Yaşar bütün şeyim sıynldı sıktım sıynldı
derler ya" , Yaşar: "evet ben de aynı fikirdeyim'-ama bırakmayacağız" ,
Mehmet Fikri: "si... anasını", Yaşar: "Millet uyanacak ama iş işten geçecek" "milletin iradesi
önemli" , Mehmet Fikri:"hiç kimse,yok hiç kimse yok, biz de boşa kürek çekiyoruz, ömrümüz
boşa bitecek, bir şey bir bokta yok" "hep aklımdan geçiyor, diyorum çocuklara bırakıyım,
gençlere bırakayım onlar çalışsınlar artık benden fayda yok" "vallahi bunlarla uğraşacak halim
yok bu ş...siz milletle ne uğraşacam ya hırsızlığı kabul etmiş haramı helal kılmış topunun a...
koyayım soysuz değilsen eşkıya değilsen bence itibarın yok müslümanm itibarı suç olduğu
vatan severliğin suç olduğu bir yerde yaşıyoruz ne olacak" "esas elinde güç olanlarda para
olanlar da hikaye bakalım başka bir yol deniyeceğim" "düşman o zaman silahı ile gelmiş,
şimdi parası, okulu ile misyonerliği ile geldi daha tehlikeli hiç haberi yok, herif gidiyor lan
yiyor vücut gidiyor bittik ha ha ha vay biz niye uyanmadık diyecekler ne uyanmayacaksın
pezevenek uyansaydm" , Yaşar: "Keşke tekrar silahı ile gelse çok kolay olur ama" ,Mehmet
Fikri:"Vallahi ben razıyım ya silahı ile gelse ırza namusa tecavüz etse PKK gibi bu ö.-üz
millet o zaman ayılır belki değil mi Yaşar." Yaşar: "Evet evet çok haklısınız",
Tape:3407,12.09.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDULKADİR ile görüşmesinde
özetle;O.Alparslan ABDULKADİR: "biz yeniden bir yapılanmaya giriştik Hüseyin GÖRÜM
başkanımız teşkilatı tekrar yeniden bir güven tazelemek ve tekrar fikir alış veriş yapmak
amacı ile" "sizleri ve yönetimde olan en yakın adamlarınızla birlikte merkeze bekliyoruz en
kısa zamanda" "...Hüseyin Bey teşkilatlardan sorumlu başkan olduğu,başkan yardımcısı
olduğu için şu anda teşkilatlarla tek tek görüşmeye çalışıyoruz temsilciklerle yani" "Yeniden
yapılaşmaya giriştiğimizden dolayı elinizde bizimle ilgili makbuz ve yahut temsilcilik yetki
belgesi varsa onlar yenilenecek, onları da birlikte getirmenizi istiyoruz" dediği,
Tape:3408, 12.09.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Yaşar:
"Genel Merkezden arıyorlar yapı değişikliği olacak gibi sizin haberiniz var mı", Kemal: "Kim
aradı", Yaşar: "Oğuz ALP ASTAN", "Genel Başkanla daha önce görüştüm de her halde onun
da biraz bilmiyorum problem var gibi geldi bana kesin bilmemekle beraber yani", Kemal:
"Ben görüşüyüm de beraber hareket ederiz" dediği,
Tape:3409,12.09.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmesinde özetle; Kemal: "ben
görüştüm Genel Başkanla yazlıktaymış şu anda, kim seni telefonla arayan kim", Yaşar:
Oğuz Oğuz ALPTEKİN'mi di ne herhalde", "İstanbul'a gelin diyor işte teşkilattaki .............4-5
kişi", Kemal: "Şimdi ben Genel Başkan ile görüştüm de ben tanımıyorum diyor kimmiş o
adam diyor, bir takım peki ne ile ilgili diye sormadın mı sen", Yaşar: "herhalde yeniden
yapılanma gibi bir şey", Kemal: "Ortada bir takım herhalde rahatsızlıklar var. Genel Başkanın
da kafasını bozmuşlar o Hüseyin diye teşkilat başkanı var ya bir tane" "bu adama biraz bir
şeyler yapmaya çalışıyor, adam o da canı sıkılmış, şu anda yazlıkta benim haberim yok diyor
bir daha ararlarsa ben seni tanımıyorum kimsin kardeşim diyin diyor" "Morali de bozuk yani
bir hayli canı sıkın adamcağızın da" "Evet evet millet sıçıp sıvıyor, millet ne yapacan, i..ne
millet çıktı, artık Aziz NESİN'in dediği gibi ya", "Size ben çok inek var memlekette genel
başkanım varmış dedim güle güle ölüyor. Doğru diyor Kemal bey sağ sağ inekleri hiç
bitmiyor" "Bir iki ay bir ay daha bekleyelim biraz daha bekleyelim de ondan sonra gerekirse
şey yaparız, sen oranın kuruluşunu tamamladın mı resmen yok", "Defter falan da
alma,demirbaşa da geçme,tamam onları bir tutanakla tutun, birisininmiş gibi mesela, bir
arkadaş almış gibi onun emanetmiş gibi bir tutanak tutun, elinizin altında kalsın" "Yarın
herhangi bir şey olduğunda eşyalan falan el koyup ta devlet almasın" Yaşar: "Zaten hiçbir
yerde kaydı yok bir yerden alındığını dair", Kemal: "Yani demirbaş şeye gitmesin, kapandığı
zaman yani demirbaş kaydedersen şeye gidiyor devlete gidiyor", Yaşar: "Evet oldu başkanım"
dediği,
Tape:3410, 12.09.2007 tarihinde Kemal CANAY ûe görüşmesinde özetle;Yaşar: "Ben
sanki benim Genel Başkanımın haberi varmış, gibi zanriettjirrr", "olayın değişik olduğunu
anlayınca", "tamamen lağvetmek istiyorlar her şeyi"; "çünkü, teşjçilat başkanı kendi ağırlığını
hissettirmek çabasmdaydı o zaman","kendini yüksek daha göstermek içindeydi", "Genel
Başkanın dediğini tutmadı ayrı baş çekti", Kemal: "Kanal Türk'ü takip ediyor musun","Yeni
bir hareket başladı Tuncay ÖZKAN", "Biz kaç kişiyiz, biz kaç kişiyiz, bir kanal bilmem ne
diyor orayı bir izle bakalım yani Türkiye'de boş durmayacak.. ..bu ihaleyle iş bırakılmayacak
yani","Bırakılmayacaksa biz biz şimdi kendi şeyimizi çizmemiz lazım rotamızı", "Bir gün
müsait bir zaman da karar vermemiz lazım, ben bizimkilerle görüşüyüm de ondan sonra
beraber müşterek hareket ederiz, ya ben biraz dursun diyorum olmaz mı", Yaşar: "Siz nasıl
isterseniz ben o şekilde hareket ederim yani ilk önce sizi tanıdım." "Teşkilat kurulmasına yani
kendim ikna olduğum için arayış içindeyken", Kemal: "Burada toplantı yaparız bir..........başka
ne günler bekleniyorsa ona göre ayarlarız bir arada oluruz","Beraber hareket edelim,sizi
ararlarsa beklemede kalm,tekrar genel merkez ararlarsa", "Gazeteyi hazırlıyorum, yazıda çok
güzel olmuş, Milli Eğitim ile ilgili", "Avukat da yanlış çıktı, daha seçimden beri beni aramıyor
iyi mi", "Adamın peşinde koştur, oraya git buraya git Silifke'ye git, Aslanköye git, ya işte
insanoğlu belli olmuyor,böyle kazanamasan kazanamasm", "Adam 3-4 milyar para harcadı,
afiş bastı, işte hepsi o kadar, vay efendim Kuvayı Milliyeciler bana yardımcı olmadı.", Yaşar:
"Zaten milletin yapısını biliyorsun", Kemal: "Ama bu mücadele tabi buralarda kalmaz, kalmaz
kardeşim inşallah yani Türkiye değerlerine sahip çıkacaktır.", "Bir kurtarıcı çıkacak, bu milleti
yoksa görüyorsunuz işte Türkiye'nin durumunu belli meydanda", "Belki insanların morali
bozuluyor ama biz ne yapalım bizim de .. .moralin bozulsun senin bozulsun onun bozulsun
kimse kalmayacak artık, Tuncay ÖZKAN öyle dedi. Herkes köşesine çekilmiş morali
bozulmuş aynı bizim gibi konuşuyor adam ya televizyonda akşam dinledim yorumlarını da"
"Aynen bizim gibi konuştu yani", Yaşar: "Doğru aynen asgari müşterekte buluşacağımız çok
insanlar var aslında" dediği
Tape:3411,12.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Yaşar: "Oğuz ALPASLAN Genel Sekreterim diye aradı beni", Mehmet Fikri:"Oğuz
ALPASLAN Genel Sekreter yaptı yeni yönetim kurulunda evet doğru", "Daha Yönetim
Kuruluna şey yaptım dedim ben böyle böyle kafam bozuldu gidiyorum ben geri dönene kadar
işte yeni yönetim kurulu vekalet etsin, hatta şey kadar Aralık ayma yapılacak eee genel kurula
kadar diye öyle kafam bozuldu bu seçimlerde sonra hiçbir kalmadı hevesim", "Mersin gurubu
ile karar verirsiniz. Mersin gurubu ile karar verirsiniz siz", "Yaşar, Mersin gurubu ile görüşün,
gerekirse kapatırsınız ben size bırakıyorum", "Bizde adaylığımızı koyduk bir b..k çıkmadı,
Kuvayı Milleyin'in kaç bin üyesi var Genel Başkanına kırk altı oy çıkıyor olacak iş mi bu ha
ha", "Hiç kimse, iki kişiden bir kişisi iki kişiden bir kişi, onlarda hiç şey tarafında kimse yok
sıkıntı bekleyeceğiz bekleyeceğiz Yaşar kadrolarınızı muhafaza edersiniz bekleyin", Yaşar:
"Üstün olma gayreti içinde bulundular, gittiler meclise kadar yürüyeceğiz, siz de demiştiniz o
zaman ucuz kahramanlık peşinde koşmayın arkadaşlar diye söylemiştiniz, ben bunu gayet
mantıklı buldum, yani zafere ulaşmadıktan sonra ulaşamamaya kesin karar ulaşmaya",
Mehmet Fikri:"Boylarmm ölçüsünü alsınlar yarın öbür gün kafese de girerler merak etme ne
b..k yedikleri bilmez onlar", "Mersin gurubu konuşun Tanju'yla ve Kemal ağabeyinle ona göre
kararınızı verin" "sen ölene kadar Kuvayı Milliyetisin" "Şimdi özel özel bir görev almak
istiyorum da şey de" "...ayrıca şey altından örgüte devam edeceğiz Kuvayı Milliyeyi
bırakmayacağız" dediği,
Tape:3412, 12.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle; Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün "Yine bu Oğuz beyle yine görüştükte.", "Sen buraya
gelecek misin, biz seni tanımak isteriz, işte teşkilattaki kişileri tanımak isteriz, buna hakkımız
var böyle bir şey", Mehmet Fikri :"tam yetkilisin, canın ne istiyorsa onu yap, hiç hiç kimseye
minnet borcun yok, senin bana bile bana dahil kimseye cinnet borcun, gereken cevabı hiç
ver", Yaşar: "Sizinle beraberim, zaten Kemal ağabeyi de 4amyorum,yani gerisinin sahte
olduğuna inanıyorum", Mehmet Fikri:"Hiç dert etrn'e hiç .dert "İtme Adana şey ile Mersin'le
konuşunun gereğini yapın oldu mu" dediği, ,"' Şs:"\'- ■
Tape:3413,12.09.2007 tarihinde O.Alparslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde özetle;
O.Alparslan ABDÜLKADİR: "Biz yeni yönetim oluşturduk,teşkilattaki yetki belgesi olan
herkes ile tanışmak istiyorum, bu işi devam ettirecek olanlar devam ettirecek, eğer devam
ettirmek istemiyorsanız bütün yetki belgesi ve evraklarla beraber istifa dilekçenizle beraber
göndereceksiniz yurt içi kargo ile", "Çünkü bu dava oturma dava değil artık hızlanıyor, bu şey
değil, düşünün taşının bizi arayın bildirin karannızı", Yaşar: "yallahi ben sizi tanımıyorum,
beni tanıyacak olan buraya gelmesi lazımdı", O.Alparslan ABDÜLKADİR: "Bu dava böyle
gitmez, eğer devam ettirmek istiyorsanız buraya geleceksiniz. Eğer devam ettirmek
istemiyorsanız yetki belgeniz demin size söylediğim istifa dilekçenizi bize gönderin" "Genel
merkezin direktifine talimatına bu kadar sorgularsan senle iş yapılmaz anlamında söylüyorum
ben, anlıyor musun beni, Kuvayı Milliye sırf yetki belgesi alıp ta oturmak değildir. Genel
Merkez çağırıyorsa geleceksin" dediği, tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Kahraman ŞAHİN'in 5466478283 telefon numarasının Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün
ajandasında Genel Merkez Teşkilat Bşk. Yazısı ile kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Şüphelinin Mehmet Fikri KARADAĞ, O.Alparslan ABDÜLKADİR ve Kemal
CANAY ile telefon irtibatı bulunduğu, yukarıda yazılı görüşmeleri yaptığı tespit edilmiştir.
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in ajandasında Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün
05365483885 olan telefon numarasının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün kullanmakta olduğu 05365483885 nolu GSM hattının
01.01.2000 den itibaren kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Mehmet Fikri KARADAĞ'm kullandığı 05396550456 nolu GSM hattı ile 40
-Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR'in kullandığı 05378786138 nolu GSM hattı ile 9
-Kahraman ŞAHİN'in kullandığı 05466478283 nolu GSM hattı ile 2
-Tanju OKAN'm kullandığı 05322383077 nolu GSM hattı ile 8
-Ayrıca şahsın kullandığı 05365483885 nolu telefon hattından diğer hattı olan
05399387597 GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.
Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün kullanmakta olduğu 05399387597 nolu GSM hattının
01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlannm kolluk tarafından yapılan analizinde;
-Tanju OKAN'm kullandığı 05322383077 nolu GSM hattı ile 3
-Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR'in kullandığı 05378786138 nolu GSM hattı ile 2
-Ayrıca şahsın kullandığı 05399387597 nolu telefon hattından diğer hattı olan
05365483885GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR, Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün Adana Kuvayı Milliye
Derneği Şube Temsilcisi olduğunu,kendisi ile sadece bir defa dernek faaliyetleri ile ilgili
telefon görüşmesi yaptığını beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ, Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün Kuvayı Milliye Derneği
Adana İl Şube Başkanı olduğunu, bu kişi ile kendisini Mersin Temsilcisi Kemal CANAY'in
tanıştırdığını beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 , Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün , Mersin ve Adana civarında Kuvayı
Milliyenin alt yapısı olduğunu, derneğin aynı isimdeki' dergisinin Mersin'de basıldığını
bildiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'm buralara özel ilgi gösterdiğini, birkaç defa gittiğini
bildiğini beyan etmiştir. ■• , —. -^
g)-Hukuki durununum değerlendirilmesi;
Şüpheli Yaşar ASLANKÖYLÜ'nün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu ,
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi
amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon
Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum
Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında
kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Demeğinde bu demeğin
Adana Temsilciliğinde faaliyet göstermek ile görevlendirildiği iddia edilmektedir.
Şüpheli, Kemal CANAY'm 2007 yılı içinde Adana'da Kuvayı Milliye Demeğini
kurmasını istediğini, Haziran 2007 tarihinde demeğin Adana Şubesini açtıklanm, kendisinin
geçici kumcu başkan olduğunu, demeğin üst kademesinde çekişme olduğunu ve rant peşinde
koşulduğunu hissettiği için 2007 Eylül sonlannda istifa ettiğini, demekte bulunduğu süre
içerisinde şiddete çağn içeren herhangi bir konuşma, yasadışı eylem olmadığını veya
bilmediğini, 14.10.2006 tarihinde Mersin ilindeki Kuvayı Milliye Demeğinin yemekli
toplantısında kendisinin de bulunduğunu,yemek sonrası yemin edildiğini,yemini Mehmet Fikri
KARADAĞ'm yaptırdığmı,kendilerinin de tekrarladıklannı, kendisinin bu yeminden haberi
olmadığım,yemin sırasında masa üstünde duran silahın kime ait olduğunu ve özelliklerini
bilmediğini, ettikleri yemin metninde ölmek ve öldürmek kelimelerinin olmadığını, yemekten
sonra Mehmet Fikri KARADAĞ'm ölmek ve öldürmek sözlerinin açıklamasını yapmadığını,
daha sonra basın açıklaması ile bunu izah ettiğini savunmuştur.
Yukanda geniş olarak özetlendiğinden buraya aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılı;
02.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı telefon görüşmesinde, bir
siyasi parti olmadıklan halde demek olarak seçimlerde bekledikleri sonucun çıkmamasından
yakmdıklan konuşmada Mehmet Fikri: "Ya ne olacak bu mületten,ne olacak Yaşar bütün
şeyim sıynldı sıktım sıynldı derler ya" sözleri üzerine kendisinin söylediği "evet ben de aynı
fikirdeyim, ama bırakmayacağız" "Millet uyanacak ama iş işten geçecek" cevabı, devamında
Mehmet Fikri KARADAĞ'm düşmanın silah ile değil parası, okulu ve misyonerliği ile
geldiğini söylemesi üzerine kendisinin söylediği "keşke tekrar silahı ile gelse çok kolay olur
ama " sözlerinin,
12.09.2007 tarihinde Kemal CANAY ile görüşmelerinde ; daha önce Ankara ilinde
kumlan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin kurucuları içerisinde yer
alan,sonrasmda buradan aynlarak Kuvayı Milliye Demeği Mersin Temsilcisi olan, burayı
Tanju OKAN'a devreden,ancak bizzat Tanju OKAN'm beyanına göre perde arkasından demeği
yönetmeye devam eden, Yaşar ARSLANKÖYLÜ'ye demeğin Adana Şubesini kurduran, resmi
bir durum olmamasına karşılık kendisini Kuvayı Milliye Demekleri Akdeniz Bölge sorumlusu
olarak tanıttığı söylenen Kemal CANAY'dan, Mehmet Fikri KARADAĞ'm demekten
aynlmasmdan sonraki süreçte ne yapılacağı konusunda görüşünü sorduğu,Kemal
CANAY'm,"Bırakılmayacaksa biz biz şimdi kendi şeyimizi çizmemiz lazım rotamızı", "Bir
gün müsait bir zaman da karar vermemiz lazım, ben bizimkilerle görüşüyüm de ondan sonra
beraber müşterek hareket ederiz, ya ben biraz dursun diyorum olmaz mı" sözleri üzerine "Siz
nasıl isterseniz ben o şekilde hareket ederim yani ilk önce sizi tamdım." "Teşkilat kurulmasına
yani kendim ikna olduğum için arayış içindeyken.." sözlerinin,
12.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı telefon görüşmesinde;
Mehmet Fikri KARADAĞ'm demekten ayni ması sonucu ~ yönetime talip olan Hüseyin
GÖRÜM ve onun adına kendisini arayan Oğuz Alpaslan' ABÖlJliKADİR ile görüşmelerini
derhal Mehmet Fikri KARADAĞ'a aktardığı,Mehmet Fikri, KAftÂDAĞ'm bu aşamadan
,-. ( (- -- -, it

Pr*™ ^— •
sonra yeni bir görev almak istediği !, kadrosunu muhafaza etmesini tembih ettiği, "Yaşar
kadrolarınızı muhafaza edersiniz bekleyin" "Mersin gurubu konuşun Tanju'yla ve Kemal
ağabeyinle ona göre kararınızı verin" "sen ölene kadar Kuvayı Milliyetisin" "Şimdi özel özel
bir görev almak istiyorum da şey de" "...ayrıca şey altından örgüte devam edeceğiz Kuvayı
Milliyeyi bırakmayacağız" şeklindeki sözlerine verdiği "Sizinle beraberim, zaten Kemal
ağabeyi de tanıyorum,yani gerisinin sahte olduğuna inanıyorum"
Şeklindeki beyanlardan, Kuvayı Milliye Derneği ve dernek içersindeki illegal
yapılanma ile ilgisinin savunması gibi olmadığının anlaşıldığı, Mehmet Fikri KARADAG'm
Ümraniye ilçesinde ele geçirilen el bombaları ile ilgili olarak tutuklanan Muzaffer TEKİN ve
diğer bazı şüpheliler ile ilgisini gösterir bulguların ele geçmesi, bunlardan bir kısmının basında
da yer alması, daha önceki tarihte yapılmasına karşılık Kuvayı Milliye Demeğine katılacak
olan kişilerin ölmeyi,öldürülmeyi ve öldürmeyi göze almalarını göze alarak üye olmaları
gerektiğini söyleyerek sonrasında yemin ettirmesine dair kamuoyunda da tepkiyle karşılanan
törenin bu aşamada basında yer alması sonucu demek genel başkanlığından ayrılmasından
sonra, emekli bir asker olmasına karşılık yukarıda da yer verilen "Yaşar kadrolarınızı
muhafaza edersiniz bekleyin" "Mersin gurubu konuşun Tanju'yla ve Kemal ağabeyinle ona
göre kararınızı verin" "Şimdi özel özel bir görev almak istiyorum da şey de" "...ayrıca şey
altından örgüte devam edeceğiz Kuvayı Milliyeyi bırakmayacağız" sözleri , yine konumu
yukarıda anlatılan Kemal CANAY'm aynı konuda söylediği "Bırakılmayacaksa biz biz şimdi
kendi şeyimizi çizmemiz lazım rotamızı", "Bir gün müsait bir zaman da karar vermemiz lazım,
ben bizimkilerle görüşüyüm de ondan sonra beraber müşterek hareket ederiz, ..." sözleri ve
kendisinin bu sözler karşısındaki onaylayıcı ve itaatkar tavrının, demeğin normal bir prosedüre
uygun işlemediğini, içerisindeki illegal yapılanmayı ve bu yapının amacını bildiğini gösterdiği
anlaşılmaktadır.
Yukarıda genel açıklamalar bölümünde izah edildiği gibi şüpheli Yaşar
ASLANKÖYLÜ'nün Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda kurdurulan Kuvayı
Milliye Demeğinin Adana Şube Başkanı olduğu, demeğe üye olan kişilerin geneli için bu tür
değerlendirme yapılması yersiz olsa da, bu örgütün kendine özgü yapısı içerisinde bir ilin şube
başkanlığa getirilmesi düşünülen kişide demeğin tüzüğü dışında başka amaçlan olduğunu
bilmesi ve bunlar doğrultusunda faaliyet göstermesinin bekleneceği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri,
Ayrıca;
Evinde yapılan ele geçen ruhsatsız sustalı bıçak nedeni ile de TCK'nun 314/3 ve
220/4. maddeleri yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 15/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

83-ŞÜPHELİ İHSAN GÖKTAŞ a)-


Emniyet ifadesinde;
1973 yılında Almanya -Berlin de doğduğunujlk-orta ve Lise öğrenimini Berlin'de
tamamladığını, 2004 yılında Ayşe Nazmiye UÇAN ile evlendiğini, 2006 yılında eşinden
boşandığını, Scientology Tarikatı üyeleri tarafından kendisinin ismi geçen şahısla zorla
evlendirildiğini, hala tehdit aldığını,
Bir silahlı saldın olayı ile ilgili olarak Eyüp-J&ndarfna^ Karakoluna dilekçe verdiği
dönemde Yavuz KARA ile tanıştığını, bu kişinin kendisine Sevgi ERENEROL'un telefonunu
verdiğini,aynca avukatlık konusunda da Kemal\K*E]ÖNÇ&IZ'in telefon numarasını

^-> ^ 2392/," '-^'J^k ^"1 r~~T~~'~~ "


verdiğini,Sevgi ERENEROL"u Scientology örgütünün Hristiyanlık ile ilgisi olmadığını dile
getirmesi için telefonla aradığını, kendisini Kemal KERİNÇSİZ'in yanma çağırdığını ve
burada buluştuklarını, Kemal KERİNÇSİZ'in de orada olduğunu,Sevgi EERENEROL ile
Scientology hakkında konuştuklanm,sonrasmda Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinin boşanma
davası konusu ile ilgili olarak yardımcı olması için Cevat ÇALIK'a yönlendirdiğini,
Şu anda herhangi bir işi ve gelir kaynağının olmadığını, Türk vatandaşlığı yanında
Alman vatandaşlığının da olduğunu, Kuvayı Milliye Derneğine üye olduğunu, dernek başkanı
Hüseyin GÖRÜM tarafından Uluslar arası istihbarat sorumlusu olarak atandığını,
Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmadığını, Mehmet Fikri KARADAĞ' ı tanıdığını ve
Kurban Bayramında kutlama mesajı gönderdiğini, Sevgi ERENOROL isimli şahısla yapmış
olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak, Sevgi ERENEROL' u Scientology tarikatı hakkında
Star TV'de bir programa çıkacağını bu programda tarikatın Hıristiyanlık ile bir alakasının
bulunmadığını anlatması için programa bağlanmasını, ayrıca bir muhabirin kendisinin cep
telefon numarasını istediğini verip vermeyeceğini sormak için aradığını,
11.01.2008 tarihli LİA TV ye ait olan telefon ile yapılan görüşme ile ilgili olarak
Hüseyin GÖRÜM' ün Dernekte esrar partisi düzenlediğini bildiğini, bunu gizli kameraya
çekmek için adı geçen TV kanalından aldığı gizli çekim yapılacak kamerayı istediklerini
bundan dolayı bir telefon görüşmesi yaptığını, Hüseyin GÖRÜM' ün esrar partisi görüntülerini
çekemediğini çünkü kendisim odaya almadıklarını,
Kendisinden elde edilen CD 1er ile ilgili olarak CD'leri Kuvayı Milliye Derneğini
savcılığa şikayet etmek için dernekten aldığını, içeriğindeki görüntüleri kendisinin
çekmediğini, üzerinde çıkan cep bilgisayarının yapılan incelemesinde elde edilen dijital
malzemeler ile ilgili olarak Kuvayı Milliye derneğine gittiği üç dört aylık dönem içinde
tuttuğu notlar olduğunu, üzerinde çıkan cep bilgisayarının yapılan incelemesinde elde edilen
dijital malzeme ile ilgili olarak, Ural KÜÇÜK isimli bir şahısla tanıştığını, kendisinin Veli
KÜÇÜK' ün akrabası olduğunu söylediğini ve kendisiyle ilgilendiğini bu esnada aldığı notlar
ve gazete kupürlerinin bulunduğu belge olabileceğini, Gold isimli klasör içinde ki belgeler ile
ilgili olarak eski tarihlerde altının nasıl çıkanlacağım anlatan belgelerin bulunduğu klasör
olduğunu, kendisine soru olarak sorulan çoğu belgeyi internet üzerinden bulduğunu ve
kullandığını,
Yine kendisine ait cep bilgisayarında bulunan "Fuckrtepe" isimli dosya içersindeki ;
"Fikirtepe, Göztepe, Buhara İş Hanı 47,Son Kat Ra.,Şehremini,Av. Cevat orayı kullandı, geri
takibi zorlaştırmak için bana, kendi adresini belirtmekten kaçındı her durumda" şeklindeki
yazının sorulması üzerine ; Cevat'm kendisini götürdüğü yeri not ettiğini,kendisini bürosuna
değil de bu adrese götürdüğü için şüphelendiğini,bu kişinin Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in alt
kademesinde çalışan Cevat ÇALIK isimli bir Avukat olduğunu,aracı olanın ise Av.Kemal
KERİNÇSİZ olduğunu, Av. Cevat ÇALIK'm kendisinin boşanma davası ile ilgilendiğini,
yazıda bahsedilen "takip" kelimesini kendilerini gizlediklerinden,nerede ne zaman
buluşulacağını kendileri belirlediğinden dolayı şüphelenerek yazdığını,
Scientology tarikatının 21.yüzyılın en tehlikeli örgütü olduğunu, silahlı olmadığını,
fakat çok tehlikeli olduğunu bir süre içinde bulunduğunu ama ayrıldığını, çantasında yapılan
aramada elde edilen fotoğraflarda Muzaffer TEKİN, Kuddusi OKKIR, Oktay YILDIRIM,
Mehmet Fikri KARADAĞ bulunduğu fotoğraflar ile ilgili olarak bahse konu fotoğrafları
Kuvayı Milliye derneğinden aldığını ve derneği şikayet etmek için kullanacağım, soruşturma
kapsamında gözaltına alman şahıslarlardan Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Hüseyin
GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ' ı tanıdığını diğer şahıslan tanımadığını beyan
etmiştir.
*r jt
er*

3>'TȣW*

b)-Savcılık İfadesinde ;
Kolluk ifadesini tekrarladığım, halen bir işi olmadığını, daha önce sahibi olduğu
yurtdışında bulunan restaurantlan sattığını, onların parası ile geçindiğini, Kuvayı Milliye
derneğine 3 ay önce üye olduğunu, yurtdışına gidip gelmesi ve bağlantıları nedeni ile Hüseyin
GÖRÜM' ün kendisine uluslararası bilgi toplama görevi verdiğini, dernek genel başkanı olan
Mehmet Fikri KARADAĞ ile dernekteki olumsuz işleri kendisine şikayet etmek için zaman
zaman görüştüğünü, dernekte uyuşturucu işinden, alem yapmaya kadar her türlü pisliğin
bulunduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ün Kuran' dan ayetler okuyarak esrarın helal olduğundan
bahsettiğini, dernekte Oğuz Alpaslan ABDULKADİR ve Doğan ÖZER isimli kişilerin
bulunduğunu, İslam isimli kişinin ise kendisini "İsa" olarak tanıttığını,
"hıyanet edenlerin cezalandıracağı" şeklindeki beyanların da geçtiği belgelerin dernekte
çıktığını, kendisinden ele geçen senedi ise dernekten aldığını, belgeleri şikayet amaçlı
topladığını,
Kendisinin Scientoloji derneğinin yurtdışında iken üyesi olduğunu, Türkiye' deki
yayılma şekillerini Levent' deki Jitem birimindeki Yavuz isimli görevliye bildirdiğini, aynı
belgelerin kendisinin bilgisayariannda da bulunduğunu, eski eşinin Scientoloji örgütünün
Türkiye gizli başkanı olduğunu, bu sebepten dolayı boşandıklannı, kendisinin zaman zaman
dernekte kaldığını, sekreter gibi bir görevi olduğunu, yakalandığında üzerinden Ayşe CEYLAN
ve yeni üye olan birisinin kartı çıktığını, bu kişi gelmediği için kartını veremediğini,
Dernek yöneticilerinin zaman zaman toplantı yaptıklarını, kendisini gizli
görüşmelere almadıklarını, elektrik, su parası ödemeyerek kaçak kullandıklannı, bu durumu
savcılığa bildirdiklerini, Ayşe CEYLAN ve Faruk SILMAZ'm bu konularda kendisi adına
şikayet dilekçesi vereceklerini, gözaltında olduğu için şikayet dilekçesini imzalayamadığını,
kendisinin Ergenekon örgütü ile ilgisi olmadığını beyan etmiştir.

c)- Aramalarda Elde Edilen Deliller,


Şüpheli İhsan GÖKTAŞ'm çantasında ;
(59) adet çeşitli şahıslara ait fotoğraf,
(37) adet Kartvizit,
(7) adet negatif fotoğraf,
(9) adet CD,
(2) adet Isak HIMMELSTEİN ve Özlem ARI adına düzenlenmiş kimlik,
(1) adet Medion Pocket Pc marka, S/N:RD1G5233375 seri numaralı cep bilgisayan,
(1) adet IPC marka, PZXN344S814004582 seri numaralı Laptop,
(1) adet llomlon Elec.Ltd. Leptop adaptörü, (1) adet ara kablosu, (1) adet USB kablosu,
(1) adet İhsan GÖKTAŞ adına tanzim edilmiş pasaport,
(1) adet Fuji film marka, P590 ibareli video kaseti,
(1) adet Trekstor DSPXU-CY-A marka ve model harici harddisk,
(1) adet Sony MC-60 ibareli mini ses kaseti,
(1) adet "Inokson" ibarili küçük not defteri,
(1) adet (kendi beyanına göre) Seientology örgütünün simgesi olan kolye,
(1) adet Remzi HANCAĞIZ adına tanzim edilmiş Kuvvai Milliye kimlik kartı,
(1) adet Ayşe Ceylan GEÇYOL adına tanzim edilmiş Kuvvai Milliye kimlik kartı,
(2) adet (Kendi Beyanına göre) Almanya Hükümetince düzenlenmiş sosyal güvenlik
kartı, ./'-' -^ ; ---
(1) adet Oğuz Alpaslan ABDULKADİR adjna gelmj^J^fenlik. kodlu Readers Digest
ibareli mektup zarfı, ■ »' -- '-'•*/'"** '
(1) adet Kapalı zarf içerisinde, Ali KUTLU adına Türk Telekom faturası, -
(210) adet bilgisayar çıktısı ve el yazması dokümanlar,
(70) adet el yazması doküman,
(1) adet, Kuddusi OKKIR, Oktay YILDIRIM, Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM,
Muzaffer TEKİN'in resimlerinin bulunduğu küçük resim,
(1) adet siyah klasör içerisinde çeşitli bilgisayar çıktısı doküman (1 nolu)
(1) adet siyah klasör içerisinde çeşitli bilgisayar çıktısı doküman (2 nolu)
- (1) adet Fatih Mehmet GÖYTAK adına tanzim edilmiş, 17.07.1997 tarihli
626.000000 miktarlı senet,
Üst aramasında;
(1) adet 0703030257886 seri numaralı Simplus hazır kart,
(1) adet Nokia 6310 marka 350841/20/943537/2 IMEI nolu cep telefonu,
(1) adet 0705/90448791 seri numaralı Simplus muhabbet kart,
- (1) adet Nokia 6310 marka 35084/20/850684/3 IMEI nolu cep telefonu,elde
edilmiştir.
İhsan GÖKTAŞ'a ait, SAMSUNG marka, seri numarası 0540J2FT94936 olan PC
bilgisayar hard diski üzerinde yapdan incelemede;
"irfan yıldız.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "irfan yıldız.doc" isimli
MSword dosyası incelendiğinde belgede 'isaakhimmelstein@hotmail.com' takma ismini
kullanan kişinin 'İhsan GÖKTAŞ' olduğu değerlendirilmektedir. İhsan GÖKTAŞ ile
'irfanyildizl964@hotmail.com' takma ismini kullanan kişi arasında geçen yazışmalar yer
almaktadır.
"irfanyildizl964.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "irfanyildizl964.doc"
isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin internet üzerinde gerçek zamanlı yapılan
sohbet kayıtlan olduğu, 'isaakhimmelstein@hotmail.com' takma ismini kullanan kişinin 'İhsan
GÖKTAŞ' olduğu değerlendirilmektedir. İhsan GÖKTAŞ ile 'irfanyildizl964@hotmail.com'
takma ismini kullanan kişi arasında gerçekleşen ve sohbet akışı içerisinde yapılan yazışmalann
dökümü çıkartılarak evrakına eklenilmiştir.
İhsan GÖKTAŞ'a ait TELEFON'dan çıkan HAFIZA KARTI üzerinde yapılan
incelemede;
"Av.pwi" isimli bir dosya tespit edilmiştir. "Av.pwi" isimli dosya incelendiğinde Kuvayı
Milliye Derneği yönetimi ile ilgili bazı notlann olduğu görülmüştür.
"Furkan fakir ahmet in.pwi" isimli bir dosya tespit edilmiştir. "Furkan fakir ahmet in.pwi"
isimli dosya incelendiğinde soruşturma kapsamında gözaltına alman Veli KÜÇÜK isimli
şahısla ilgili bir not bulunduğu görülmüştür.
"KM tüzük irfan sor ki.pwi" isimli bir dosya tespit edilmiştir. "KM tüzük irfan sor ki.pwi"
isimli dosya incelendiğinde dernek tüzüğü ve üyelikten çıkarma ile ilgili alınmış notlar olduğu
görülmüştür. "KM tüzük irfan sor ki.pwi" isimli bir dosyada "KM Tüzük irfan sor kim yazdı,
Demişti askaryede yzildi diye" şeklinde Kuvayı Milliye Tüzüğü ile ilgili bir not bulunduğu
tespit edilmiştir.
"Positif Figurlar.pwi" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "Positif Figurlar.pwi"
isimli dosya incelendiğinde muhtemelen Kuvayı Milliye Derneği'nin yeni yönetimine ilişkin
bazı bilgiler olduğu görülmüştür.
"Aufnahmel6.wav", "Aufnahmel7.wav" ve "Aufnahmel8.wav" isimli ses dosyalan tespit
edilmiştir. Bahsi geçen ses dosyalan incelendiğinde dosyalann birbirinin devamı olduğu ve bir
toplantı ortamının kaydedildiği değerlendirilmektedir. Toplantıda 3 erkek ve 1 bayanın
bulunduğu, konuşmalarda Kuvayı Milliye Derneğinin yöneticileri, derneğin mevcut durumu
ve gelecekte yapılması gerekenler tartışılmaktadır.
ihsan GÖKTAŞ'a ait, 1 Nolu CD üzerinde yapıtaihce|e|pde;"AVSEQ01.DAT" isimli
bir video dosyası tespit edilmiştir. "AVSEQ01.QATâ' isimff.föiy.ası incelendiğinde

C"
'Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi derneği' tarafından düzenlenen bir konferansa
ilişkin görüntüler olduğu anlaşılmış, dinleyiciler arasında soruşturma kapsamında gözaltına
alman Mehmet Fikri KARADAĞ ile Muzaffer TEKİN isimli şahısların bulunduğu ve
konuşmacılar arasında da yine soruşturma kapsamında gözaltına alman Hüseyin GÖRÜM
isimli şahsın bulunduğu anlaşılmıştır
İhsan GÖKTAŞ'a ait 2 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası tespit edilmiştir. "AVSEQ01.DAT" isimli
video dosyası incelendiğinde '5 NOLU DELİLE AİT İNCELEME SONUCU' bölümünde yer
verilen '3 Nolu Cd'nin devamı niteliğinde görüntüler içerdiği anlaşılmıştır.
İhsan GÖKTAŞ'a ait, 3 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede ;"AVSEQ01.DAT"
isimli bir video dosyası tespit edilmiştir. "AVSEQ01.DAT" isimli video dosyası
incelendiğinde; soruşturma kapsamında gözaltına alman Mehmet Fikri KARADAĞ ile
Hüseyin GÖRÜM isimli şahısların bulunduğu ve görüntülerden anlaşıldığı kadarı ile her iki
şahsın 'Kuvayı Milliye Derneği'nin kuruluşu aşamasında yaşananlar, dernek yönetimi, yapılan
faaliyetler, Danıştay saldırısı vb. konular da tartıştıkları görülmüştür.
İhsan GÖKTAŞ'a ait isimli şahsa ait, 3 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;
"PICT0114.JPG", "PICT0116.JPG", "PICT0117.JPG", "PICT0119.JPG", "PICT0121.JPG",
"PICT0125.JPG", "PICT0126.JPG", "PICT0128.JPG", "PICT0142.JPG", "PICT0147.JPG",
"PICT0153.JPG", "PICT0158.JPG" ve "PICT0160.JPG" isimli resim dosyalan tespit
edilmiştir. Bahsi geçen resimler incelendiğinde aralarında soruşturma kapsamında gözaltına
alınan Mehmet Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM isimli şahısların da bulunduğu bir
grubun Kuvayı Milliye derneği olarak görüntülerden anlaşıldığı üzere Anıtkabir'i ziyaret
ettikleri değerlendirilmektedir. Bahsi geçen resim dosyalarından bir tanesinde ; Kuvayı
Milliye Derneğinin gösteri türü bir etkinliğinde bir aracın camından Kuvayı Milliye Derneği
flamasının sarkıtıldığı, ön kısmını kaplayacak şekilde de , " Ey Türk Genci, Birinci Vazifeni
Unutma, Artık Durumdan Daha Da Vazife Çıkarma Zamanıdır." yazılı pankartın asılı
bulunduğu görülmüştür.
İhsan GÖKTAŞ'a ait, 5 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede; "AVSEQ01.DAT"
isimli bir video dosyası tespit edilmiştir. "AVSEQ01.DAT" isimli video dosyası
incelendiğinde görüntülerden anlaşıldığı kadarıyla 'Yeniden Kuvayı Milliye Ulusal Güç
Birliği Hareketi' adlı bir oluşumun tanıtım veya bilgilendirme toplantısında yapılan
konuşmalan içerdiği ve topluluk içerisinde soruşturma kapsamındaki Hüseyin GÖRÜM isimli
şahsın da bulunduğu anlaşılmıştır.

d)-Telefon görüşmeleri
25.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Mustafa ALPAY arasmda
yapılan görüşmesinde özetle; Oğuz Alpaslan: "Şimdi karar defteri falan bendeydi ya", "Ben
geri götürüp yerine koymuştum koydurtmuştum orada İhsan GÖKTAŞ diye bir çocuk girdi
oraya yeni" , "Bu bizim benim yardımcım var kadın vardı orada onu kafaya almış bunlar bana
yardımcı olmuşlardı bu FOX TV de bunu engellemek için anlıyor musun abi", "Sonra ben
dedim ki bunlar dediler ki burası kapanmasın anladın mı beni abi elimizden geleni yapalım
yani adamlar bu İhsan GÖKTAŞ kime bağlı ise buraya konmak istiyorlar ben dedim ki burayı
kimseye yar etmem ya adam gibi kişiler olur anladın mı beni veyahut ta işte kapanıcak
gideceksin bunu kimseye ... etmeyecek dedim şimdi bunlar bu ikisi karar defterini mühürü
falan almışlar ben de dün derneği ayağa kaldırdım Hüseyin GÖRÜM'ün de haberi var şimdi
bundan ben şimdi ne yapayım pazartesiye kadar süre verdim bunlara ama yani bir taşla gidip
bunlann hakkında suç duyurusunda im bulunayım hem kapanış davası yani dernekle ilgili suç
duyurusunda mı bulunayım ne yapayım'',..Mustafa: "Bir şey yapma ya", Oğuz Alpaslan: "O
yetki belgesini almak istemiştim bengiliyor musun", "Görevli
olduğuma dair orada karar defterinde var ya şimdi burada kilit nokta olduğum için ben paşa
yok ortada Hüseyin GÖRÜM ü de kimse bir şey yapmıyor ama genel sekreter sıfatıyla
olduğum için herkes bana geliyor", "Üyeler bir şeyler istiyor yani burayı abi kapatmadan bir
şeyler yapamaz mıyız yahut da ne bileyim bunları", Mustafa: "Şimdi ben şey yapacağız gidip
şeye Savcılığa şikayette bulun", Oğuz Alpaslan: " Abi bu İhsan GÖKTAŞ ben diyor orduyla
ordu kanalı var diyor bende diyor bir sürü bir adam daha var adını unuttum ben mesela bir
ekipte olabilir oyunlarmı da bozmak istemiyorum eğer doğru bir yerlerde doğru kişilerse o
anlamda soruyorum", Mustafa: " Hayır o zaman ya o zaman da doğru adam doğru iş yapar
yani sen Savcılığa git şey ver dilekçe vermek iste deki ben efendim derneğin genel
sekreteriyim bir takım ilgisi olmayan üyelikleri bile olmayan kişilerde derneğe geldiler istila
ediyorlar de güvenlik istiyorum de" dediği,
Tape:9S0, 07.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
İhsan: "Göz göze göre görüşsek çok iyi olur be dayı." "Siz yarın İstanbul'un neresindesiniz
Ben semt olarak bilmiyorum...", Mehmet Fikri: "Yarın Şişli'ye geçeceğim. Şişli'de, o tarafta
bir yerde buluşabilir miyiz", İhsan: "Tamam Şişli. Bu Şişli Adliyesi falan var o taraf değil
mi", Mehmet Fikri: "Nedir konu İhsan'cim." Diye sorduğu, İhsan: "Dayı gerçi onu göz göze
konuşmam lazım ama niyetim iyidir dayı. Benden zarar gelmez...", Mehmet Fikri: "Peki
İnsancım. Yarın on gibi şeye geleceğim ben, Şişli'ye." dediği,
Tape:961, 09.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle;
Fikri'inin "Kadıköyde nerde yani Karargahta mısın" "Ben Fenerbahçe Orduevindeyim şimdi."
dediği şahsa yanma gelmesi için hangi minibüslere binmesi gerektiğini tarif ettiği,
Tape:956, 25.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde
özetle;İhsan: "...Çınar altı diye bir samimi dostumun restoranmdayım. Acaba oraya gelme
imkânın var mı senin şimdi." "Bir konuşmamız lazım göz göze. Telefonda biliyorsun rahat
konuşamıyorum." "Hiç uğraşmıyorsun ha. Çünkü şuan senin gelen yazı elimde aldım yazıyı."
".. .Dayı şuan sana bir Hüseyin'den doğru falan bir şey yok dimi. Tehdit falan yok baskı falan
yok.", Mehmet Fikri: "Kime ne yaparsa yapsın. Bana öyle bir şey yapma şansı yok. Hiç kimse
yapamaz...", İhsan: "Valla işte bu işi temizlemeye çalışıyorum zaten. Az kaldı temizlenecekte
bazı yerlerin haberleri var. Bu ona Hazreti İsa'yı Musa'yı göstericem ben, çok az kaldı. Hani
tabiri caizse ben Cumhuriyet çocuğuyum ve böyle bir şeye izin veremem yani. ölürüm daha
iyi.", Mehmet Fikri: "Estafullah. Estafullah canım benim. Oldu yarın görüşelim bir yerde."
dediği,
Tape:1254, 27.12.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle;İhsan
GÖKTAŞ'm "... İhsan GÖKTAŞ veya namı değer isak.. bir ara görüşmüştük sizinle hatırlıyor
musunuz Kemal beyin orada" "Bu yurtdışında 2005 te Amerikalı örgüte Türk darbesi diye
mevzu bahis olmuştu medyaya çıkmıştım ve rahmetli Atilla İLHAN kitap yazmıştı benim
üzerime" "... üç gün önce Star Tv de ana habere bir demeç verdim iki hafta önce de tekrar
gazetelere çıktık dediklerim tekrar teyitlendi söz konusu şu bu sciontogy diye bir örgüt var"
"Kendilerine Hiristiyan kılıfı adı altında ... sokmaya çalışıyorlar bu benim bildiğime göre
Almanya da ki içişleri bakanlığı ve Fransa ve İngiltere dekilerin de bildiğime göre bundan
Vatikan da rahatsız artı gerçek Hristiyan dinine mensup olan insanlarda rahatsız" diyerek bu
konularda Kadir ÖZÇELİKTe bir televizyon programı yapmayı düşündüğünü söyleyerek
Sevgi ERENEROL'u da programa çağırdığı, onunda kabul etmediği,
Tape:3377, 07.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; İhsan: "Eee bi
notum var a bi ee şey aradı bi abla aradı numara bıraktı" "İki tane bina işi var bi tanesi
emniyette emniyet içi komple boyanacak" "Bi tanesi de özel bi bina" "bu çamaşırcı abla diye
birisi var ya" "Yabancıya gitmesin dedi onu seviyoruz dedi vesayire eya sana yanlışları yoksa
ee al bence" dediği,
Tape:3378, tarihinde Faruk isimli şahıs üjfrJjörüşflSBshîde özetle; Faruk: "Ee şimdi
ee renkte çok hafif bi sorun var orjinalinin aynisini"" İhsajK '7ffw bi boyaya geliyosunuz abi
burada telefonla konuşacak kadar aptal değilsiniz ya" "Hiç bi şekilde yok hiç bi şekilde hayır
hiç bi şekilde", Faruk: "Başka bişey söyleyecem aa şeyi ee istediğin o orjinali tutmadı" İhsan:
"(Öksürüyor) Tamam buraya gelin tamam buraya gelin", Faruk: "Sabitten arayım mı", İhsan:
"Yok buraya gelin hayır telefondan konuşulmaz böyle şeyler ya" dediği,
Tape:3379, tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle;X Şahıs: "Bahadır'ın yarın sabah
gizli kamera çekimi varmışta gelirken kamerayı da getirebilirmisiniz diye soruyo", İhsan:
"Tamam yanımda yanımda olacak" dediği,
Tape:3380, 14.01.2008 tarihinde Faruk ile görüşmesinde özetle; İhsan: "Ee bana
telefon geldi acil internet kafeye gittim" "Eee hard diskinde data hard diskinde yok lap topta"
"Bana en hızlı hanginiz gelebilirse", Faruk: "Tamam geliyorum anladım", İhsan: "Aa bi
şekilde en hızlı şekilde ee gelirsen çünkü öbür taraf bekliyo şu an gazteye çıkacaklar gazteye
çıkacaklar oldu mu" dediği,
Tape:3381,14.01.2008 tarihinde Erdal ile görüşmesinde özetle; İhsan: "...arıycam seni
yerine geçtin mi..." , Erdal: "Ne geliyo ne geliyo", İhsan: "Üç sayfa ee bu konulara yazılı
metin" "Açık bildiri", Erdal: "Türkiye ayağında herhangi bir gözaltı mözaltı bişey olmadı dimi
şu ana kadar", İhsan: "Eee şu an şu an olmadı çünkü e yani hükümet ....gerçeğe uyu uyu
uyuyolar onu da yazdım zaten", Erdal: "Ha şu an tamam mercek altmdalar da ee ama
operasyonda henüz kimse alınmadı dimi" dediği,
Tape:3383, 14.01.2008 tarihinde Özkan ile görüşmesinde özetle; İhsan:"...bu haberi ee
bu şekilde ee bi şekilde basarsanız içeriğini ee bozmadan eminim ee İlk Türkiye'deki Bu Gizli
Başkanı Yakalanması İçin Ee Ortamı Hazırlamış Olacaksınız", Özkan: "Yok yok sen merak
etme ben çok güzel bişey yazdım yarın inşallah göreceksin" "...şimdi hazırlıycaz birazdan
karar vercez bu güne mi verelim yarma mı diye karar vercez" "Çıkacak ama yani bilgin
olsun", İhsan: "O gönderdiğim şey işe yarayacak mı ordan hiç bi alıntı yapmayacakmısmız",
Özkan: "Tabi tabi ondan alıntı yaptım zaten" dediği,
Tape:3386, 15.01.2008 tarihinde Özkan ile görüşmesinde Özetle;Özkan: "Gördün mü
o gün yazıyı" "Kıyamet kopuyo vaha kıyamet" "Elli tane adam arıyo elli tane", İhsan: "Ee
normal normal vatandaş mı öbürkülerden mi", Özkan: "Yok yok onlardan görüşmek istiyolar
diye", İhsan: "Ha tabi şimdi ee aptallar o haberi düzelttirmek için ee reklam amaçlı haber
verirler şimdi size" , Özkan: "HA ha evet haber türk evet", İhsan: "Ee bi şu an görüntü
ayarlamaya çalışıyorum aa örgütün içindeki çek çekilmiş görüntülerden filmden alıntı falan
değil yani" , Özkan: "Tamam ne var naşı bi görüntü bunlar", İhsan: "Ya bu Hipnoz Esnasında
Gizli Çekilmiş Görüntüler" "Valla işte şu an onu koşturuyorum e inşallah yarma yetiştiririm
çünkü bu ee şey var bi film labarutuvan var orda kesmeyi biçmeyi orda yapıyorum" dediği,
Tape:3387, 16.01.2008 tarihinde Hakan ile görüşmesinde özetle;Görüşmenin başında
İhsan GÖKTAŞ'm Habertürk kanalındaki yayını ile ilgili konuştuktan sonra İhsan: "...
doküman verdim fazla konuşmadın da ama ee bu işte bantları kasetleri almış ee", Hakan:
"Güzel kardeşim yani bak her şeyden önce yani sen haberden önce insansın ve senin başın
belada", İhsan: "E üç senedir öyleyim zaten", Hakan: "...abi ben sana Özkan'la konuş dedim
ben sana bu kızla konuş demedim ki" "Özkan güvenebileceğimiz bi adam yani" İhsan: "Ee
bunlan masaya koycam ve şu an o kadın kendi ipini çekmiş oldu yani o gizli başkan şu an ee
eminim bi şekilde çünkü kız demişti ki onu da arıycaz demişti gizli başkanı", Hakan: "Gizli
başkandan kastın kim", İhsan: "Ayşe Nazmiye Uça" "...2005'deki e tüm elamanlar ee zoraki
olarak derslere sokuldu ve bu örgüt tarafından da" "Ee isimlerim tanıyorum evet ama çıkıp
konuşmazlar korkarlar ama sen konuşturabilirsen o başka hani konuşturabilirsen o başka veya
şirketle daha sonradan ters düşmüş birisini bulursan ee bülbül gibi öter herhalde bi kaç isim
var bende bi kaç telefon numaralan var bende", Hakan: "Bunlann telefonda konuşmayalım
konuşuruz sonra" dediği,
Tape:3388,16.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; İhsan GÖKTAŞ,
konuştuğu X Şahsa Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili 'savcılığa 'narkotik konusunda şikayet
dilekçesi yazacağından ve nasıl dilekçe yazması gerektiğini sorduktan sonra, X
Şahıs:"Tamam mı diyceksin ki uyuşturucu madde kullanmak ve dernek tüzüğüne aykırı
hareket etmek" "Uyuşturucu kullanma partisi yapacağından suçüstü yapılmasına" dediği,
Tape:1297, 16.01.2008 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle;İhsan:
"Sevgi hanım merhaba rahatsız ediyorum kusura bakmayın İhsan Göktaş" "Veya namı diğeri
İsak Himmelstein " "Şeyin dur bakayım avukat şeyin bürosunda buluşmuştuk siz söyleyin
Kemal KERİNÇSİZ buluşmuştuk hatırlıyor musunuz" "Sevgi hanım şöyle bir olay var gece
aramıştım sizi bir yayın için" "Ekibimde yani burda Türkiye'deki ... kişiler haklı yere onu dile
getirdiler sizin gibi o yüzden de çıkmadım iyi ki çıkmamışım çünkü onların avantajına reklam
gibi yine yayın o format da yaptılar" "Biraz önce yarım saat önce haber Türk ile röportaj
yaptım" "Yoksa gündeme gelmek istemiyorum ben" "Görevimi yaptım çünkü kitaplar da
yazıldı" "...Sevgi Erenerol hanımı arayın çünkü konumundan ötürü bilirkişidir şu açıdan
benim hani aklımın yettiğine kadar bilir kişidir çünkü bu organizasyon kendisine biz
Hıristiyan'ız görünümünü vermeye çalışmaktadır bunu yaparak Hıristiyan alemine de zarar
vermektedir" "Bu örgüte benim bildiğim Avrupa daki kaynaklardan doğru istihbaratlardan
doğru Vatikan bile karşıdır bu örgüte" "İngiltere Fransa ve Almanya daki mesela Almanya da
Kristian Gandov vardır kilise sözcüsü Almanya da" "O arkadaşımız bile hani bırakın karşı
olmayı çok yüksek faaliyetler yapıyor halkı uyarmak için" "O yüzden seviniyorum ve Naziyan
hanım sizi aramasını ben ricada bulundum kendisini" "Yani burda bir bilir kişi yani burda
şimdi durup dururken bir Müslüman çıkıp ta bunlar Hıristiyan demesi olmaz çünkü" "Sizin
numaranızı ben verebilir miyim Nazeyen hanıma sizi arasın bir it... geçsin sizinle", Sevgi:
"Tamam olur verebilirsiniz" dediği,
Tape:3389, 18.01.2008tarihinde Aslan ÇATAL'ın gönderdiği mesajda, Bu gece 12 ye
kadar parami getirmezsen sahte kimlik düzenlemeden dolandırıcılıktan savcılığa dilekçe
verecem" yazdığı,
Tape:3390, 18.01.2008 tarihinde Ramazan DEMİRTAŞ'ın gönderdiği mesajda;"İhsan
(İhsan GÖKTAŞ) ben pastaneci Ramazan bu gün onlara sahte tapu sahte kimlikle bir işlemler
yapmışın adamın lütfen 1000 $ dolarını geri getir yann savcılığa müracaat edecekler.
Muhakkak bizi ara not" yazdığı,
Tape:3391, 19.01.2008 tarihinde Faruk ile görüşmesinde özetle; Faruk: "Bilgisayarı
kapattım hard diski çıkardım Ceylan hanıma bırakacam" "Ondan sonra konuşmamı yapacam
kabul etti etti etmedi sen bilirsin diyecem", İhsan: "Oldu konuşmayı yaptıktan sonra geri gel
şeye Merkeze" "Ee şeyleri mektup çıkarmadan önce" "...çünkü mektubu yola çıkarmadan
önce ben burada olayı bir şeyler yapmak istiyorum ee ondan sonra belki gerek kalmayacak
anlıyor musun ?", Faruk: "Son şeklini hem de Ceylan hanımdan ödemeyi alacam ki
gönderebileyim", İhsan: "Çünkü benim baya kafamı bozdu o salak kod adı madı kullanıyor
sanki eşoğlu sanki çok film bakmış herhalde" dediği,
Tape:3392, 19.01.2008 tarihinde Faruk ile görüşmesinde özetle; Faruk: "Ee şimdi
görüştüm" "Ya emlakçı o projeyi göndereceğimiz adam var ya" "O ana adam göndereceğimiz
adam" "Hani aracı olan" ".. .dedim ki oraya git tamam mı orada dedim bekle ama dedim bana
bir şekilde isim vermen lazım ki ben bu projeyi sana hızlı bir şekilde kurye ile teslim
edebileyim" "Ya Ramazan'dan ee bu aracı arkadaş" "Aradaki meblağlıyı o arada olduğu için
almış", İhsan: "Onlara fatura kesmiş yani"".. .elma cebimizde kaldı yani", Faruk: "Bu arada
gözlüklü bir arkadaş vardı ya ismini hatırlayamıyorum akşamları yani yanma gelip gidiyordu
hani akşamlan oturuyorsunuz yukanda sohbet ediyorsunuz ya" "O geldi senin odanda
oturuyor" dediği,
Tape:3393, 20.01.2008 tarihinde X Şahıs .île görüşmesinde özetle; X Şahıs:"...alındın
mı ne oldu Mustafa da garip mesaj, çekmiş ", İhsan: "Evet alındım sonra Allah şükürler olsun
suçsuz olduğumuz anlaşıldı çıktık" r "Sebep-'birisi benim bu Giyim Kentte kaldığım 3 katlı
büro var ortaklaşa bir .şey ^pmak istediğimiz ama ortak

olamadığımız üç kere üç ayrı projede beni dolandırmaya kalkan adamın bürosu var orada
işte bu aralar büromu oradan taşıyacaktım eşyalarımı işte sandalye masa dosyalarımı"
"Sayacaktım onu bu arada birden telefon geldi ben o adamın bürosunu satmaya çalışmışım
evraklar düzenlemişim..." "...bir sürü işkence psikolojik baskı işte çırılçıplak betonlu odaya
koydular..."".. ..Savcılığa gittik Savcılık bıraktı işte vallahi şuan işte Kadıköy'de bir ablamız
var sağ olsun bir işte on lira masaya koydu..." dediği,
Tape:3394, 20.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; İhsan: "İşte
suçsuzluğumuz anlaşıldı" "..burada kısaca şunu söyleyecem eşyaları alacam 2-3 gün içinde"
"Alacam onları zaten saçma bir şey yani öyle bir şey yapsam eşyalarımı niye orada
bırakıyım anlıyor musun ve o dosyalar benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun"
"Kime teslim edildi oda şey de Kuvayı Milliye de dosyalar ", X Şahıs:"Değil değil değil ya
dün kaldık ya gece" "Ha anladın mı fazla açık konuşamıyorum" dediği,
Tape:3395, 20.01.2008 tarihinde Hasan KARABAL ile görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında bir süre İhsan GÖKTAŞ'm gözaltına alınmasından bahsettikten sonra,
İhsan: "Abi bunlar örgütün evrakları biliyorsun", Hasan: "He bilemiyom ben işte ee ne var
ne yok bilemiyorum sen şey yapmışın eee bunlar Resulün cep telefonuna el koydu polis"
"Tamam mı orda sen mesaj çekmişsin demişin ki işte ee benim dosyalarım var onlar önemli
onlara bir şey olmasın diye" "Poliste o mesajı aldı okudu" "Okuyunca da gitti orda ne var ne
yok hepsini topladı şimdi sen benim o diğer işi çözersen ben de onlara diyecem ki" "Bak iş
çözüldü diyeceğim eee arkadaşın dosyaları evrakları neyse geri verin diyeceğim işi böyle
temizliyeceğiz yani tamam mı" "...o zaman Tamam sen o taraftan işi çöz ben de bu taraftan
işi çözücem" dediği,
Tape:3909, 21.01.2008 tarihinde tarihinde İlkay ile görüşmesinde özetle;İhsan: "Çok
kısa geçecem ben ortalama otuz saat içeri alındım" "Aa bu esnada bürodaki tüm o örgütle
ilgili evraklarıma el konuldu", İlkay: "Siantolojiyle ilgili", İhsan: "Evet hepsine el kondu ve
bu otuz saat içinde ee 7 saat 6 saat ayakta çini çıplak beton üstünde bırakıldım", İlkay:
"İnanmıyorum neden kim yaptı bunu", İhsan: "Ee şeyde bu Zeytinburnu polis karakolunda" ,
"Bi sebep gösterilmiş ben evrakta sahtekarlık yapmışım", "Bu oturduğum emlakla ilgili" ,
"Ee şeye geldiler beni Kuvayı Milliyeden aldılar", "Kuvayı Milliyeden aldılar aa ondan
sonra götürdüler işte yanımda birkaç ee birkaç diyorum iki arkadaş daha aldılar", "Aa onun
da bu ....kimliği var ya boynunda boğaz kimlik", "Sürekli oraya basmışlar parmakla
konuşsun diye yani suç kabul etmemizi istediler ondan sonra savcılığa götürdüler savcılık
hemen bıraktı çünkü yani şey yok hani gerçekten suç yok ve bişey yapmadık", İlkay: "Ya
Kuvai Milliye'demiydi evraklannız onlan mı almışlar", İhsan: "Evet evet", İlkay: " Hay
Allah çok büyük geçmiş olsun Ankara nasıl geçti peki Ankara'dan sonra oldu dimi bunlar",
İhsan: "Evet evet evet ben orda bir gün kaldım geri geldim fazla kalamadım yani gittim...",
İlkay: "Ne oldu anlattılar mı ya anlattınız mı kiminle konuştunuz muhatap oldunuz ne oldu",
ihsan: "Ee isim yok kağıtta göstermiyorlar aa zaten hep şeyde buluşuyorlar benimle siz
söyleyin", "Böyle ofisel makamda değil hani fayansçı fayans dükkanıydı işte halı
dükkanıydı veya bir oto galeriydi" , "Öyle şeyle görülmüyorlar yani hani aa gerçek
askeriyelere götürmüyorlar yani", İlkay: "Ama o zaman resmi olduğuna inanmak inanmakta
güç yani bunlann dimi" dediği,
Tape:3910, 06.03.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle; X Kişi: "Ee
telefon yapıldı", İhsan: "Dışardan mı geldiler", X Kişi: "Ha ha dışardan geldiler", İhsan: "Ha
sorun anza neymiş", X Kişi: "Anzaymış kronede problem varmış kablolann içlerini falan
değiştirdi" , "Ha halloldu yani şu an çalışıyor", İhsan: "Çok yoğun yani maymun hızında
yoğun çalışman gerekiyo şu an biz .. .çıktık", "Ee işin ieMâe*3§ane numara var", "Ya 2
ayda
canlanınz ya da çantamızı alıp gideriz", X Kişi: '^Madım^İljsan: "Tamam mı teferuatlı
konuşuruz", "Hızlandır" dediği, $ ^ sj-f^s

You might also like