You are on page 1of 47

Necip Fazl Ksakrek - Bir Adam Yaratmak

www.kitapsevenler.com

Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak Ltfen Yukardaki Aklamalar Silmeyin Not bu kitaplar Grme engelliler iin taranm ve dzenlenmitir. Tarayan Hasan Uslu elhasenu@gmail.com

BR ADAM YARATMAK Necip Fazl KISAKREK HOCA VEYS KTPHANES b d yaynlar

13. Basm / Austos 1999 b. d. yaynlar- 48 Bask- Eko Matbaas / st. b. d. yaynlar Kurucusu: Necip Fazl Ksakrek Yayn sorumlusu: Sual Ak Messese mdr: Emrah Ksakrek Her hakk mahfuz ve "b. d. Yaynlarna aittir. b. d. yaynlar, Ankara C. Vilyet Han 10/S Caalolu - stanbul Telefon. (0212) 5285551-5125922-5110873 ISBN 975-8180-31-2 BR ADAM YARATMAK / PYES ESER Eser, ilk defa, 1937 -1938 knda stanbul ehir Tiyatrosu'nda temsil edilmitir.

AHISLAR Husrev - Muharrir............................ (Muhsin Erturul) Ulviye - Annesi............................. (Neyyire Erturul) Selma - Halasnn kz.................. (Samiye Hn) Mansur -Aktr............................... (Talt Artemel) Nevzat - Ruh hastalklar doktoru... 38 yalarnda

56

"

23

32

45 (7. Galip Arcan)

eref - Gazete patronu................ (Hseyin Kemal) Zeynep - erefin kars.................... (Cahide Sonku) Turgut - Gazeteci........................... (Zihni Rona) Osman - Emektar Uak.................. (Sami Ayanolu)

36

"

33

24

65

"

Hizmeti kz - Hkmet doktoru - Birinci sivil memur ikinci sivil memur Gardiyan. OLAY MEHUL BR TARHTE STANBUL'DA GEER

I (Boaziinin Anadolu yakasnda, byk bir yalnn tal. Karda ve orta yerde rhtma alan caml kap. Kapnn sa ve solunda, baklava biiminde, demir parmaklkl iki pencere; sada ve ortada ifte koldan yukar kata kan merdiven. Merdivenin iki kolu iinde baheye bal antre. Solda, birbirinden uzak iki kap. ki kap arasnda, stnde ay takmlar duran rnesans bir dresuar. Her tarafta hasr koltuklar, tabureler. Orta yerde ngiliz stilinde, byk, yuvarlak, maun masa. Tavanda, masann merkezine doru sarkan billur avize. Duvarlarda tek tk yal boya resimler. ki kanad ak kapdan rpntl deniz ve Rumeli kylar grnr.) BRNC SAHNE Husrev - Turgut (Hasr koltuklara oturmular. Turgut, elindeki deftere not alyor. Bir iki sefer yazdktan sonra Husrev e bakar. Oturu ve hareketler saygl.) 11 HUSREV - Babas, kendisini bir incir dalna asmt. TURGUT - Nitekim sonunda, o da kendisini bir incir dalna asyor. HUSREV - Evet! Elinden kan kazaya kadar hi dnmedii bir ey, ondan sonra beynine yle yerleiyor ki, o da tpksn yapyor. Kendisini, evinin bahesindeki ihtiyar incir aacnn dalna asyor. TURGUT - Derler ki, baz sanatkrlar eserlerindeki vak'alar, ok kere kendi hayatlarndan alrlar. Hi olmazsa grdkleri, tesadf ettikleri hdiselerden karrlar. Benim en ok merak ettiim nedir, biliyor musunuz? Acaba piyesinizin vak'asyle husus hayatnz arasnda bir yaknlk var m? HUSREV - (Dnr, glmser.) Ltfen ayaa kalkar msnz?

(Turgut elindeki defteri tabureye brakr. akn, ayaa kalkar.) HUSREV - (Eliyle caml kapy gsterir.) u kapy biraz gein! Oradan rhtmn sol kesine doru bakn. (Turgut kapnn eiini biraz geer. Sola dner, bakar.) HUSREV - Ne gryorsunuz? TURGUT - Byk bir incir aac! HUSREV - Her dalnda bir insan ekecek kadar iri bir incir aac, deil mi? TURGUT - Evet! HUSREV - Demin rhtma knca nasl oldu da bu aac grmediniz? Sizden biraz evvel gelen gazeteciler, szlerine, bahemdeki incir aacndan giritiler. (Turgut, Husrev'i dinlemiyor gibi, dikkatle aaca bakmaktadr.) 12 HUSREV - Ne kadar da merakla seyrediyorsunuz! Noel aac deil bu, di bir incir aac. Gelin artk yerinize! TURGUT - (Gelirken) stadm, istihzanz anlamyor deilim. Fakat bu incir aac bence ok manl. Bahenizde byle bir aa olmasayd, piyesinizdeki kahraman herhalde kendisini bir incir dalna asmyacakt. Babas daha evvelce ayn aaca aslm olmayacakt. HUSREV - br gazeteciler sizin kadar ileriye gitmediler. Yalnz aradaki tesadfe iaret etmekle kaldlar. TURGUT - (Yerine oturur.) Piyesteki incir aac buluu, belki bir oklarnca teferruattr. Bence deil. Onda yaanma, hayattan alnma benzer bir koku var. Daha bahenizdeki aac grmeden bunu sezdim. HUSREV - Hele grdkten sonra... TURGUT - phelerim bsbtn dirildi. (O anda, rhtmn sa tarafndan, Ulviye, Mansur, Selma grnr. Caml kapya kadar gelirler. Orada dururlar. Hsrevle Turgut, gelenlere bakar..) 13 KNC SAHNE Ulviye - Mansur - Selma - Evvelkiler ULVYE - (Hsrev'e) Sizi rahatsz ettik galiba? HUSREV - Beyefendi gazetecidir. Kendisiyle piyesime dair konuuyorduk. (Turgut'a Ulviye'yi gstererek) Annem! (Turgut ayaa kalkar, Ulviye'yi hrmetle selmlar. Ulviye kapdan mukabele eder.) ULVYE - (Yine Hsrev'e) Uzun mu srecek konumanz? Canmz ay imek istiyordu. HUSREV - Bir iki dakikalk iimiz kald. Biraz daha dolan bahede... (Deminkiler geldikleri tarafa doru yryp kaybolurlar.) HUSREV - (Turgut'u iyice szdkten sonra) Bana hulsa edin bakalm yazdm piyesi. TURGUT - Piyes, Babam kendisini bir incir dalna asmt diye balyor. Piyesin kahraman, babas intihar etmi bir tip. htiyar annesiyle beraber bir yalda ya14 yor, yalnn bahesinde byk bir incir aac. Babasnn asld aa. Efendim... HUSREV - Devam edin! TURGUT - Babas kendisini niin asm? Bilmiyoruz. Zaten kahramanmz da bilmiyor. O zaman sekiz yanda bir ocukmu. Byd vakit de kendisine esasl bir ey sylenmemi. yle deil mi? HUSREV - Dinliyorum. TURGUT - (Heyecanl) Gnn birinde bu adam, sahnede grdmz gibi, bir kaza neticesinde annesini ldryor. Kaza isbat edildii iin serbest kalyor. Fakat serbest kalmak mmkn m? Kendi kendisine yle bir ceza vermitir ki, ondan kurtulu yoktur. Vicdan azab, gnden gne penesini beyninde derinletiriyor. Birdenbire gznde, o zamana kadar hi dikkat etmedii bir ey canlanyor. Babasnn akbeti! kide birde, babam kendisini bir incir dalna asmt, diye syleniyor. Muvazenesi gittike bozuluyor. Artk annesinin acs onda mcerret bir lm korkusu halinde tecelliye balyor. lm; sa, solu, n, arkas, her taraf lm. Piyes, batan baa bu adamn lm korkusu ile dolu. Zaten ismi de lm Korkusu. Yanl m gryorum?

HUSREV - Doru gryorsunuz. Netice? TURGUT - Nihayet bu korku, bu grlmemi korku onda o kadar byyor ki, lmden kaaca yerde lmn kucana atlyor. Kendisini, evindeki incir aacna asyor. Babasnn asld incir aacna. Ayn aaca. Piyes de bitiyor. HUSREV -Yaanma benzer bir koku, bu vak'ann neresinde? TURGUT - ncir aacnda. Niin herhangi bir aa deil de incir aac? Niin sadece aa deil de incir aac? 15 HUSREV - (Dalgn) Evet, niin sadece aa deil de incir aac! Bunu bana deil, fikri sabitlerimize sorun! ocuk, babam kendisini bir incir aacna ast diye diye ayn akbete srkleniyor. Bu fikri sabiti sadece aa diyerek canlandrabilir miyiz? Fikri sabitlerimiz, bir eye . takld zaman, o eyin basit, fakat ok esrarl hususiyetlerine k olur. TURGUT - O halde bu incir aac hikyesine bir hayl oyunu mu diyeceiz? HUSREV - Baka ne olabilir? TURGUT - Haylinizin bu oyununa baz hakikatler rehberlik etmi olamaz m? HUSREV - Ne tuhaf! Farzedelim ki bu incir aac fikrini, bana bahemdeki aa verdi. Byle olmakla piyesteki vak'a, yaanm bir vak'a m olur? TURGUT - Durup dururken de bir intihar fikrini bir aa nasl verebilir? HUSREV - Siz zorla, yazdm piyesi yaam olmam istiyorsunuz. Sizin fikri sabitiniz de bu! TURGUT - Vallahi stadm, belki ifade edemiyorum, sebeplerini syleyemiyorum; fakat neden bilmiyorum, bana byle bir his geliyor. Mantkl, mantksz bunu duyuyorum. Bu eserin her tarafndan hakikat szyor. Siz deta onu yaadnz. HUSREV - Nasl yaam olabilirim? Madem ki, piyeste olduu gibi annemi kaza ile ldrm deilim. Henz kendimi, bahemdeki incir aacna da asm bulunmuyorum. TURGUT - Rica ederim, ben bunu demek istemedim. HUSREV - Ya? TURGUT - Bu incir aacn saran yle hatralar 16 bulunabilir ki... HUSREV - (Yar alayl, yan mahzun) Bulunabilir, elbette bulunabilir. Bu incir aac, bilseniz bana neler neler hatrlatmaz. Btn bir ocukluk, btn bir gemi zaman. Eski stanbul kadnlarn bilmem hatrlar msnz? Hayl dediimiz kudret ite onlardayd. Benim bir bykannem vard ki, bu incir aacnn dibinde, gze grnmez bir cin ve peri lemi tasavvur ederdi. ocukken, beni bu incirin dibinde oynamaya brakmazlard. Bir gn, orada oynarken ayam kayp yere dtm. Sabahtan akama kadar mutfakta, cinlerin fkesini dindirecek erbetler kaynad. Sihirbaz deneklerine benzer kepelerle uzun uzadya bir kazan kartrdlar. ncirin dibine dktler. Cinler tatly severmi. TURGUT - nsan istihzanzdan kaacak yer bulamyor. HUSREV - Htra sordunuz, ben de anlattm. Gazeteci deil misiniz? Sormak sizden, karl bizden. TURGUT - Artk sizi rahatsz ettiimi sanyorum. Msaadenizi alabilir miyim? Bana ltfettiiniz bir saatlik mlakat iinde, unutulmaz hayranlk dakikalar yaadm. (Defterini katlar, cebine koyar) Zaten szlerinizi, ezbere tekrarlayacak kadar dikkatle dinledim. HUSREV - (Ayaa kalkar) Gle gle dostum! Fakltedeki psikoloji derslerinize bilhassa ehemmiyet verin! ok istidadnz var. TURGUT - (Eilerek) Allahasmarladk efendim. HUSREV - Durun, ben sizi geireyim. Sandalnz bekliyor deil mi? TURGUT - Evet efendim. (Turgut nde, Husrev arkada rhtma karlar. Turgut durur. Sol tarafa bakar.) 17 TURGUT - Her eye ramen bu aa gzmde ok esrarl kalacak. Ne de ihtiyar bir aa!

HUSREY - Krkbe, elli yalarnda var. TURGUT - (Arkasnda kalan Husrev'e ni bir dnle) Tek bir sual daha sormama izin verir misiniz? HUSREV - Buyurun! TURGUT - Pederiniz leli ka sene oldu? HUSREV - Bunu ne yapacaksnz? TURGUT - Sizin gibi bir sanatkra ait her ey bir? gazeteci iin mhimdir. HUSREV - (Biraz hain) Mahremiyetime bu kadar girilmesini sevmem. TURGUT - Affedersiniz. Allahasmarladk. HUSREV - Gle gle. (Turgut, sa taraftan kaybolur. Husrev, dnceli ieriye girer. Soldaki dresuarn nne kadar gelir. Kaynayan semaveri seyreder gibi durur. Sonra dner. Denize bakar. O nda caml kapnn sandan Mansur'la Selma goru-nr.) NC SAHNE Mansur - Selma - Husrev MANSUR - (Husrev'e) Nihayet babaa kalabildik. Gazeteci gitti. HUSREV - Giderken sana da bir eyler sormak istemedi mi? MANSUR - Bana ne sorabilirdi ki? HUSREV - unu sorabilirdi: Siz ki, lm Korkusu piyesinin ba roln yapm aktrsnz ve muharririn en yakn dostusunuz, elbette bilirsiniz: Piyesteki vaka muharririn bandan gemi bir vak'a mdr, deil midir? MANSUR - O da ne demek? HUSREV - Bunu bana sordu da. MANSUR - Olur saygszlk deil. HUSREV - Saygszlk-da lf m? O bunu bir hak diye yapyor. Sen kendi cebini kartmrsan saygszlk m etmi olursun? Biz onlarn ceplerinden farkl bir ey deiliz. Ellerini uzatyorlar ve bizi kartryorlar. Aznz an, dilerinizi sayacam dese, azn amaya, dilerini saydrmaya mecbursun. MANSUR - Kuzum, neler sylyorsun? HUSREV - Elbette mecbursun. Onun elinde mthi bir silh var. Seni tanmas, seni mehur kabul etmesi. MANSUR - Tannm olmak bir yzkaras m? HUSREV - Tamamiyle aksi. Bir eref. yle bir eref ki alcs sen, vericisi o. Veren taraf bu ite, farkna varmadan, vermi olmann selhiyetiyle hareket ediyor. Seni merak ediyor. Yediin yemei, giydiin elbiseyi, yattn yata... Daha devam edeyim mi? MANSUR - Gazeteci buna benzer eyler de mi sordu? HUSREV - Sormad. Fakat sorabilirdi. O, bu merakn simsardr. Yarn gelip yine sorabilir. Yarn gelip unuttuunu isteyebilir. Tpk burada bastonunu unutmu gibi. SELMA - (Demindenben dikkatle dinledii Husrev'e yaklar) Bunlar niin tabi bulmuyorsunuz? Byk adamlar merak ederler. HUSREV - (Selma ile kar karya) Byk adam ben miyim? Nasl olur? Ben bir bama, kendi kendime, kendi gzmde byk adam olabilir miyim? Araya bu fark koyan bakalar. te bu bakalardr ki, bana bykl kondurduktan sonra beni en kk insan haklarndan uzak gryor ya. (Yan tarafta kalan Mansur'a dner). Bak sen: Bir adam kyor, bir eser veriyor. Kimse onu tanmay aklndan geirmezken o kendi kendisini tantyor. Artk yapt iin uralacak yeri kalmamtr. Btn alka, bu adamn miskin taraflarna dnyor. Suratmz, nfus kdmz, hayat knyemiz... te meraka deer eyler. Benim iin neler yazmadlar! Nelerimi merak 20 etmediler! (ki elini, taaccp ifade edercesine, iki tarafa kaldrr) Syleyin Allah akna! Ben naslsa karaya vurmu garip bir deniz hayvan mym? Beni kalabalk bir sokakta, bir dkknn engeline mi amallar? Gelen geen beni be kurua seyir mi etmeli? Yosunlar, kayalar ve sessizlikler iinde yalnz kalmaya muhta deil miyim? (Elleri yanna der) Ben de bir insanm. Hi bir

fevkaldeliim yok. Bir kadere balym. Bir takm zaaflarla doluyum. Belki herkesten daha zayf. SELMA - Siz kuvvetlisiniz. HUSREV - (Yine Selma'ya dner) Ben ok zayfm. Onun iindir ki mahrem tarafmn hakkn mdafaa ediyorum. Mahremin cazibesini duyuyorum. Bu belki bir kuvvet itiyakdr. Fakat temeli zaaf. Bir insann yalnz kendisine mahsus, byle bir gizlisi olduunu kabul etmez misin? (Selma nne bakar. Cevap vermez.) HUSREV - Sylesene Selma! SELMA - ok bal olduum bir duyguya dokundunuz. HUSREV - Bu, benliimizin yle bir taraf ki, yaral bir parmak gibi sarglar iindedir. En keskin ary bu sarglar zlrken duyarz. nsan orada btn bahtyle yalnzdr. Eksikleri, fazlalar, korkular, ennleri, bezginlikleri, hasretleri, her eyleri. SELMA - Bana deta kendimi seyrettiriyorsunuz. (Husrev cevap vermez. Caml kapya doru gider. Eikte durur. Mansur'la Selma yerli yerinde.) HUSREV - (Uzakta kalan Mansur'la Selma'ya doru) Bir piyes yazyorum. Orada lm korkusunu yaatmak istiyorum. Evime gazeteciler doluyor. Bahemde bir incir gryorlar ve soruyorlar: Piyesinizdeki kahramann babas, kendisini bir incir dalma asmt. Bu fikri size aa m verdi? MANSUR - Ne mnsz sual! HUSREV - Demek istiyorlar ki, sakn sizin asl babanz kendisim bu aaca asm olmasn? (Sola dner. Sanki aaca bakyor. Deiik bir tonla) Haklar var. Babam kendisini ite bu incir aacna ast. (Bir ka saniye aa istikametinde bakar. Sonra orta yere doru yrr.) imdi evin pencerelerini ap herkese barmal mym? Ey ahli, beni dinleyin! Ben kendisini ite bu aaca asan babann oluyum. Piyesimdeki vak'a buradan geliyor. renin! Meraknz gesin. SELMA - (Elleriyle yzn kapar) Aman susun, susun! HUSREV - Selma, babam, senin de dayn, leli otuz sene oluyor. Sen onu hi tanmadn. Ho, ben de tanmadm ya. ld zaman kk bir ocuktum. Tpk piyeste olduu gibi. SELMA - Sizden rica ederim, boyuna piyesinizle mukayeseler yapmayn! HUSREV - Ben mi yapyorum? Yapyorlar. Piyesimi yaam olmam istiyorlar. imdi onlar memnun etmek iin ne yapmalym biliyor musun? SELMA - Susun, susun! (Caml kapnn sandan Ulviye gelir. Kapy birka adm geer, durur). 22 DRDNC SAHNE. Ulviye - Evvelkiler HUSREV - (Annesini grr grmez) Nerdesin anne? ULVYE - Gazeteciyle konuuyordum. HUSREV - Nasl? O, daha gitmedi mi? ULVYE - imdi gitti. HUSREV - Fakat bana veda ettii zaman sandalna doru yrd. Ben onu hemen gitti sandm. ULVYE - Hayr. Yanma geldi ve benden bireyler sordu. HUSREV - Ne gibi? ULVYE - Baban sordu. leli ka sene oluyor, dedi. HUSREV - Ya sen ne dedin? ULVYE - Senin de bildiini syledim. Otuz seneye yakn, dedim. HUSREV - (Heyecanla) Sonra? ULVYE - Bu lm tabi bir lm myd diye sor-

23 du. Birdenbire cevap veremedim. Skldm grd. Affn istedi. Bunu byk bir sanatkrn hayatn renmek iin yaptn syledi. Ben de anlattm. HUSREV - Anne, byle bir eyi nasl sylersin? ULVYE - Herkes bilmiyor mu? HUSREV - Muhitindeki birka kiiyi herkes mi sanyorsun. Bak gr, imdi beni nasl tefe koyacaklar. ULVYE - (Bir koltua oturur) Olum! Ben bu insanlarn maksatlarn ne bileyim? Soruu tuhafma gitmedi deil. Fakat cevap vermekten kendimi alamadm. Hali ok terbiyeliydi. Maksadn temiz ve gzel gsteriyordu, HUSREV - Kabahat senin deil, onu evime kabul ettiim iin benim. (Husrev, can sklm, bir koltua oturur. Bir iki saniye skt. Mansur ona doru ilerler.) MANSUR - Oldu olacak, artk kendini zme. Hem hatrmdayken soraym. Hani senin piyesine almadn sylediin bir takm tahliller vard, onlar bana verecektin. Nerdeyse misafirler gelecek, yine unutulacak. HUSREV - Kim bilir nerede? imdi arayamam. MANSUR - Rica ederim bul onlar. Bugn ala-mazsam ne vakit alabileceim?! Sk sk geemiyorum bu yakaya. SELMA - (Husrev'e) Ben biliyorum ktlarn nerede olduunu, isterseniz vereyim. HUSREV - (Kalar atk) Nereden biliyorsun? SELMA - Geen gn kitaplarnz ben dzeltmemi miydim? Onlar bir kede buldum. ekmecenize yerletirdim. HUSREV - Ver yleyse Mansur'a! Mansur! k yukarya Selma ile beraber, versin. 24 (Selma nde, Mansur arkada, sadaki merdivenden karlar. Husrev hl ask yzl, Selma ile Mansur'un ayak sesleri kaybolunca Ulviye'ye dner.) HUSREV - Sana bir haberim var. Mansur birka gn evvel benden Selma'y istedi. ULVYE - Y! Ne cevap verdin? HUSREV - Cevab ben vermiyeceim. Selma verecek. Mansur ok iyi bir ocuktur... Yegne dostumdur diyebilirim. Sor bakalm Selma'ya! Mansur sabrszlanyor. ULVYE - Sen sorsan daha iyi deil mi? Selma seni ok sever. Elinde byd gibi birey. Babas yerindesin. HUSREV - Benim bir gen kza byle teklifler yapmak houma gitmez. Sen kadnsn. Onun yengesisin. Senin sylemen daha yakk alr. ULVYE - Eer Selma'mn Mansur'u kabul etmesini istiyorsan sen syle! Onun zerinde, sen hepimizden daha tesirlisin. HUSREV - Bu meselede Selma'ya tesir etmek istemem. Fakat syliyeceim. (Merdivenden ayak sesleri gelir. Selma ile Mansur inerler.) 25 BENC SAHNE Selma - Mansur - Evvelkiler MANSUR - (Elindeki ktlar cebine yerletirirken) Eer Selma olmasayd bugn de alamayacaktm bu notlar. SELMA - (Mansur'a) Onlar ben ok sevdiim iin sizin de okumanz istedim. HUSREV - (Selma'ya) Demek okudun da Selma! SELMA - Evet, itiraf ederim. Eserinize ait bir para olduunu grnce okumak arzumu yenemedim. Darl-dnz m?

MANSUR - (Husrev'e) Niin almadn bu paralan piyesine? HUSREV - Bir piyes kadrosuna smayacak kadar uzun tahliller. Onlar kendim iin sakladm. (O srada, n ksma yakn soldaki kapdan hizmeti kz girer.) 26 ALTINCI SAHNE Hizmeti Kz - Evvelkiler (Hizmeti kzn elinde bir tepsi vardr. Tepsiden orta masasna, ayla beraber alnacak yiyeceklere mahsus tabaklar brakr. Hizmeti kz, ii yaparken onlar konumalarn kesmez.) MANSUR - Notlarda neden bahsediyorsun? HUSREV - lmden. MANSUR - Kafan bir ar kovam gibi hep lm ih-tizazlanyle dolu. Hep lmle megulsn. HUSREV - Ondan baka megul olunacak ne var? (Hizmeti kza) Saat ka kzm? HZMET KIZ - Be buuk efendim. HUSREV - (Kendi kendine) Ne de abuk geiyor saatler! (Hizmeti kz, geldii yerden kar. Selma masay tanzimle megul. Sadaki antreden Osman grnr.) 27 YEDNC SAHNE Osman - Evvelkiler OSMAN - (Husrev'in nnde durur) eref Bey'le hanm geldiler. Ne emredersiniz? HUSREV - Nevzat Bey de beraber deil mi? OSMAN - Hayr efendim. HUSREV - Peki, al onlar rhtma! (Ulviye'ye dner) Anne! Sen Mansur'la beraber misafirleri karla! Daha erken. aydan evvel biraz rhtmda oturursunuz. (Ulviye ve Mansur, Osman'n peinden antre yoluyla karlar. Selma, orta masasn dzeltmi, imdi semaverle uramakta. Husrev ayaa kalkar. Selma'ya doru yrr. Selma Husrev1 e arkasn vermitir.) HUSREV - Selma! SELMA - (Geriye dner) Efendim! HUSREV - Seninle konuulmas g bir mevzua gireceim. SELMA - Buyurun efendim! HUSREV - Dedim ya, konuulmas biraz g. Mi28 zam bu iin allm mukaddimelerine de yabanc. Gryorsun ya, ne kadar beceriksizim. SELMA - Mukaddimesizce sylemek istemez misiniz? HUSREV - Senelerdir yanmdasn. Sana babalk ediyorum. Bu bakmdan, senin hakknda, benden bir dellet isteyen bir mracaatla karlatm. SELMA - ok kapalsnz. HUSREV - Eer bu mracaat yapan, sevdiim biri olmasayd dellet hakkm kullanmak istemezdim. Teklifini hi duymam gibi yapardm. SELMA - Merak iindeyim. HUSREV - Mansur, onu kocala kabul edip etmeyeceini soruyor. Ne dersin? SELMA - (Ban nne eer... Yznde rahatsz olmaktan baka intiba yok. Birden ban kaldrr. Bulank bir tebessmle Hursev'e bakar.) Bu, sizce mnasip mi? HUSREV - Bence mnasip olacak veya olmayacak bir ey yok. Aranzda ben youm. Bence mnasip olan, iki sevdiim insan tamamiyle serbest brakmaktr. Karar senin. SELMA - Hi bir fikrim yok. HUSREV - Mansur hakknda m? SELMA - Hayr. Evlenme hakknda. Hi dnmedim. HUSREV - Biz bir ok eylere kar kaytsz olabiliriz. Fakat onlar bize lkayt kalmaz. Mutlaka kendisini .dndrr. Bir karar ister. SELMA - Ben dnmemekte srar ediyorum.

HUSREV - Selma, bilemezsin bu teklifteki rolm ne skntl! Byle bir vesileyle bir gen kzn mahremi29 yetine hi de sokulmak istemem. Sen de dndklerini bana syleyemezsin. Fakat bir mevkiim var. Senin veli-nim. Vazifemi yapmamak elimde mi? Onun iin, sana hi his ve fikir kartrmadan, gayet drst olarak meseleyi haber veriyorum. Sen de bana, benim kadar drst cevap ver. SELMA - Size sizin kadar drst, cevap vermek. His ve fikir kartrmadan. HUSREV - Evet. SELMA - O halde bana bu teklifi yapmam olun! HUSREV - yle mi Selma? SELMA - Evet. (Caml kapnn sol tarafndan Zeynep grnr. stnde, itina edildii belli yazlk bir kostm. Giyimi ve tavrlar hoppa. Kapda manl bir glle durur. Selma'nn dikkat ettiini grnce Husrev de o tarafa bakar.) 30 SEKZNC SAHNE Zeynep - Evvelkiler ZEYNEP - arlmadan geldim. Biraz uygunsuz amma, affedileceimi umuyorum. (Selma olduu yerden vakarl ve souk, Zeynep'e bakmakta devam eder. Husrev, Zeynep'e doru birka adm atar. Zeynep de ona yaklar. Elini uzatr. Husrev de bu eli kuru bir hareketle skar.) ZEYNEP - Hem de babaa konuurken rahatsz ettim. ok yazk... HUSREV - Ehemmiyeti yok. SELMA - (Husrev'e) Ben msaadenizle gidiyorum. HUSREV - Peki Selma. Syle misafirlere, artk aymz iebiliriz. SELMA - imdi. (Selma yrr. Zeynep onu durdurur.) ZEYNEP - Selm vermeden mi gidiyorsunuz, Selma Hanm? 31 SELMA - Affedersiniz. Safa geldiniz. ZEYNEP - ay iin daha erken sanyorum. Onlar denizi seyrediyorlar. Bu vakitler Boaz o kadar gzel ki. Hi bozmayn rahatlarn! Kendileri gelirler. (Selma, Husrev'e bakar. Husrev, kalarn atmtr. Hi bir ey sylemez.) SELMA - (Zeynep'e) Nasl isterseniz. (Selma, caml kapdan kar. Zeynep, mstehzi, Selma'yi arkasndan szmekte. Selma, soldan kaybolur. Husrev, olduu vaziyette. Zeynep Husrev'e bakar.) HUSREV - Nasl kendi kendinize msaade edersiniz, anlamam. Bir gen kz nnde bu hareket? ZEYNEP - Nasl hareket? HUSREV - Evvel herkesi brakp buraya bir banza gelebiliyorsunuz. Sonra da Selma'ya, benimle yalnz kalmak istediinizi aka hissettirmekte mahzur grmyorsunuz. ZEYNEP - detik. Siz de benimle yalnz kalmamak iin herkesi arttnz. HUSREV - Bir cemiyet iindeyiz. Riayete mecbur olduumuz kaideler var. ZEYNEP - (Birdenbire sinirli ve mark) Husrev, ciddi mi bunlar? HUSREV -Bu tarzda konumayalm. (Zeynep bir koltuk ekip oturur. Husrev'e diktii gzlerinde kinli bir k.) ZEYNEP - Her zamanki hain tabiat! HUSREV - Mizacm! ZEYNEP - Bundan sekiz sene evvel byle miydin?

HUSREV - Gryorsunuz ki u n ve bu yer hiss olmaya, tahamml edecek gibi deil. Gryorsunuz ki senli benli konumaktan rahatsz oluyorum. 32 ZEYNEP - Aramzda resmlik! Ne gln! HUSREV - Belki bunun aksi gln. ZEYNEP - (Heyecanla) Ne diyorsunuz? HUSREV - Sizi bilemem. Fakat ben yamn kanunlarna uymaya mecburum. Benim yamda, bir delikanl gibi davranlamaz. Salarmzn aksine, o yata beyaz olan birok ey vardr ki, bu yata karadr. ZEYNEP - nsan hararetini kaybedince byle dnr. HUSREV - Bu bahsi kapatalm, ister misiniz? (Husrev, bir iki adm uzaklar. Zeynep'e yann verecek surette bir koltua oturur. Zeynep, Husrev'i her haliyle takip etmekte.) ZEYNEP - Benimle konumaktan sklyorsunuz. Size, sz sylemek arzusunu bile veremiyorum. HUSREV - Arzularm kendi kendisine lyor. Sulu siz deilsiniz. ZEYNEP - Arzu lr m? HUSREV - Onu can skntsndan bunalanlar bilir. Hayatla aralarnda cama benzer effaf bir engel vardr. Sinekler gibi vrpmrlar, bu cam delinmez. ZEYNEP - Aka syler misiniz? Manzaram sizi skyor, yle mi? HUSREV - Manzaralar bazan skntmzn elbiselerini giyer. ZEYNEP - Devam edin, devam edin! Btn hakaretlerinize razym. HUSREV - Ben size hakaret etmiyorum. ok faydal bir eyi anlatmak istiyorum. Aramza bir para mesafe koymamz lzm. Bu bir sanat meselesidir. Birbirimize bu kadar abanmamalyz. Abandmz zaman da ne bileyim, birimizin arl brne bir ty kadar gelmeli. Ah, 33 bunlar anlatlmaz. Beni niin konuturuyorsunuz? ZEYNEP - Konuun, konuun! HUSREV - (Gzleri dalgn, orta yere doru syler, sanki Zeynep yok.) stediim eyleri sylyorum. Bunlar sylemek rahatszlm bsbtn arttryor. ok yalnzm. Yalnizlm gidermek iin aldm her tedbir, yalnzlm oaltmak oluyor. ZEYNEP - Anlyorum. Ben de bu tedbirlerden biriyim. HUSREV - Siz tabi evklerini shhatle duyan bir insansnz. Kendinizi kolayca onlara brakabiliyorsunuz. Bense yle deilim. im vehim, zevksizlik ve hasta hesaplarla dolu. ZEYNEP - Demek birbirimize bu kadar yabancyz? HUSREV - Bundan ikyet niin? Sekiz sene evvel bu yabanclk yznden yaklatk. imdi onu andrmaya bakmalyz. Yabancln bir srr var. Kurcalanmaz, rselenmezse iki ayr insan arasnda bir by brakabilir. (Ayaa kalkar) Zaten her ey bir by ii. Bylere dikkat etmeyi bilmeliyiz. (Husrev ayakta, Zeynep'e doru. Zeynep Husrev'i hain bir dikkatin iine almtr.) HUSREV - Bana bir dman gibi bakyorsunuz. ZEYNEP - Muhakkak ki dmannzm. HUSREV - Kimse bana kendim kadar dman deil! (Gz gze kalrlar. Sadaki antreden Osman kar.) DOKUZUNCU SAHNE Osman - Evvelkiler OSMAN-(HH-v'e)DoktorNevzatBey geldiler. HUSREV-Burayaal! asab, gzleri HusreVin

ZEYNEPHUSREV -(Ban geriye iliz. 34 ONUNCU SAHNE Nevzat - Evvelkiler HUSREV - (Nevzat' grnce) Merhaba doktor! NEVZAT - (Gelirken) Merhaba dostum. (Hus-rev'in elini skar. Zeynep'i grr.) Naslsnz hanmefendi? ZEYNEP - (Glmeye alarak) Teekkr ederim. NEVZAT - {Zeynep'in elini per. Husrev'e dner.) Herkes piyesinden bahsediyor. Grlmemi muvaffakiyet dorusu! HUSREV - Ben bktm artk ondan. NEVZAT - Sen bkabilirsin amma biz bkmyoruz. Herkes onun bir cephesiyle alkadar. Bense maraz tarafyle. ZEYNEP - (Nevzat'a) Tabi bir ey. Ruh hastalklar doktoru baka ne tarafyle alakadar olsun? NEVZAT - Cidd sylyorum hanmefendi. Bu eser, iindeki maraz psikoloji bakmndan fevkalde mhim. Ruh doktorluu ondan birok dersler alabilir. Zaten 36 zerinde bir etde baladm. HUSREV - Sakn bu ii yapaym deme! NEVZAT - Niin? HUSREV - Hilkat galatlar, tmarhane tipleri gibi bir de tp neriyatna karmayalm. lettiin husus klinikte deliler sana kfidir. Bol bol mevzu ve unsur verebilirler. ZEYNEP - (Nevzat'a) yle mi Nevzat Bey? Husus bir klinik mi atnz? NEVZAT - Evet hanmefendi! Drt aydan beri husus bir kliniim var. Gazeteler uzun uzadya bahsettiler. Duymadnz m? ZEYNEP - Hi duymadm. Bu klinikte tabi yalnz sinir hastalarna bakyorsunuz. NEVZAT - Yalnz sinir hastalarna. ZEYNEP - Bari ok mu hastalarnz? NEVZAT - Sormayn efendim, sormayn. Her taraf asab hastalarla dolu. Bunlardan bir ou da hasta olduk- . larn bilmezler. Kendilerini dnyann en shhatli insan farzederler. HUSREV - (Zeynep'e doru) Nevzat'a sorarsanz dnyann drtte delidir. Hele btn birinci safta gelenler: Peygamberler, sanatkrlar, limler, inklplar... NEVZAT - (Husrev'e) nsan durup dururken de tabi saflardan kamaz. Byle olmas iin tabi olmayan bir sebep lzmdr. HUSREV - (fkeli) Boyuna tabi olmayan insan tarif edersiniz. Bir de tabi insan etsenize! Kim bilir meydana nasl bir tip kar? Vahilerin putlar gibi bir ey. nsan eklinde bir odun. Hafzas, hayali, teessr yok. ttiin zaman gidiyor, braknca duruyor. Bu mu tabi adam? 37 NEVZAT - Yooo! O kadar byk bir iddiamz yok. HUSREV - Sizin o kadar byk bir iddianz var ki deli sandnz hibir insan nevinde bu kadar bulunmaz. NEVZAT - Neymi o iddia? HUSREV - Hkmleriniz! Hassasiyeti biraz takn insanlar hakknda kesip bitiiniz hkmler'. Btn insanln esiz bir manzara gibi seyrettii bir baa, idrak stvraplaryle alev alev yanan bir baa, bir hkmnzle takabileceiniz yafta! Bu ne iddia farknda msnz?

NEVZAT - Byle deme Husrev! Bizim elimizde amaz metodlar var. imdi senin lm korkusu piyesin-deki tipi normal bir adam kabul edebilir miyiz? Babas ker diini bir incir dalma asm. Marazlik verasetle geliyor. HUSREV - Demek babas intihar etmi her insan marazdir? NEVZAT - phe etme! HUSREV - Hdiseleri ne kaba ereveler iinde hapsediyorsunuz. Dnya umduunuz gibi drt ke deil. NEVZAT - (Parman Husrev'in azna doru uzatr) te bu mlhazalar da anormal! HUSREV - Zaten ben senin nazarnda bir deliyim. NEVZAT - Amma frenleri salam bir deli. Cemiyete faydal marazler de senin smfndandr. (Zeynep'e dner) yle deil mi hanmefendi? ZEYNEP - Benim bu ilere aklm ermez. HUSREV - (Zeynep'e) Madem ki akimiz ermiyor, merak etmeyin! Siz shhatli ve normal bir insansnz. (Caml kapnn solundan Ulviye ve eref grnr. Arkalarndan Mansur'la Selma gelmektedir.) ONBRNC SAHNE Ulviye - eref - Mansur - Selma - Evvelkiler (Nevzat, Ulviye'ye doru ilerler. Elini per. erefle el skrlar. Selma ile Mansur'un da ellerini skar. eref de Husrev'e doru yryp elini skar.) ULVYE - (Misafirlere) Buyurun efendim! aymz ielim. (Husrev'le Selma'dan baka herkes koltuklara oturur. Nevzat, eref, Zeynep sa plnda. Ulviye, Mansur sol plnda. Husrev masasnn sa kenarnda, kollarn aprazvar gsnde kavuturmu, ayakta. Selma semaverin yannda. Fincanlara ay koymakta, servis yapmakta.) EREF - Husrev Bey! Size bugn gazetemden bir muharrir gnderdim. Nasl memnun kaldnz m? HUSREV - Acaba o benden memnun kald m diye sorsanza! ZEYNEP - (Eliyle erefi gstererek) Kocam byledir. Kimin kime teekkr etmesi lzm geldiini bilmez. EREF - Hatm affedin! Maksadm anlatamadm. 38 39 NEVZAT - (erefe) Gazete nasl gidiyor erei Bey? Herkesin elinde onu grdme gre ok iyi. EREF - Hakikaten ok iyi. imdilik yalnz lm Korkusu piyesiyle megulz. Ona dair en iyi tenkitlerin, en canl haberlerin bizde kmasn istiyoruz. HUSREV - ok naziksiniz eref Bey, fakat bu derecesi fazla. Okuyucunun alkasn tek bir hadise zerinde bu kadar bekletmemeli. Dnyada meraka deer daha neler var. EREF - Bu ii bize brakn! Bir gazete bir ticarethanedir. Okuyucunun alkasn bilmese bu gibi eylerle urar m? NEVZAT - (Fincan elinde) Gnn hdisesi bu piyestir a! Diyecek yok. ZEYNEP - Ben bu kadar ackl mevzular sevmi-yorum. Hi iim gtrmyor. Piyeste tam kaza kt vakit o kadar sarsldm ki. (Ulviye'ye) Nasl hanmefendi, hakl deil miyim? ULVYE - Ben piyesi grmedim efendim. Husrev grmemi istemedi. ZEYNEP - Niin? Kaza size dokunur diye mi? ULVYE - Bilmem. NEVZAT - Hayatta kazann her trls var. ZEYNEP - Evet, fakat bana piyesteki kaza vak'as biraz tuhaf grnd. Bir insan tabancasn kartrrken annesini nasl vurabilir? EREF - (Karsna) Teferruatn sahnede grmedin mi, Zeynep? ZEYNEP - Grdm tabi. Amma bana mantksz geldi. Tabancada kurun olduu bilinmez mi?

EREF - Bilinmiyebilir. NEVZAT - Benim bu hususta takldm bir nokta yok. Ben zaten piyesin psikolojisiyle megul oldum. Baka taraflarda da aklm elen birey olmad. Fakat bunu muharririne soralm. EREF - Ne dersiniz, Husrev Bey! HUSREV - Aktre sormak daha iyi, oynayan o, bakalm o anda bir aksaklk hissetmi mi? MANSUR - Husrev cevap vermek istemedii iin bana havale ediyor. Bence piyeste tabi olmayan hi bir nokta yok. HUSREV - Herkes u talihsiz piyesin bir tarafna taklmak niyetinde. stnde durulacak daha deerli cepheler yok mu? NEVZAT - (Husrev'e) tirazlar ho gr! Bir hdiseyi herkes baka baka cephelerden alr. Dedim ya, ben bu tarafn dnmedim bile. HUSREV - (Kzmaya balyor) Canm efendim! Bu taraf stnde dnlecek ne var? Piyesteki kaza bir vesiledir. Byk krizin bir vesilesi. Her ey bir vesileye bal deil mi? (ZEYNEP - (Husrev'e) yle amma, bakalm bu olabilecek bir ey mi? HUSREV - Hayatta neler olur, olduu iin inanrz. hayale binince itirazlar st ste yaar. nk sadece bir tasavvurdur, bir nazariyedir, hayatn kendisi deil. Ne kadar benzeri olursa olsun, kendisi deil. NEVZAT - Bu doru. HUSREV - Bu tpk manevrayla bir harp arasndaki farka benzer. Birinde tahta kurun atlr, brnde sahici; birinde l taklidi yaplr, brnde lnr. Buna ramen harpte aranmayan mant manevrada ararlar. EREF - yle ya, harpte yle eyler olur ki, bir manevrada olsa glntr. 41 40 HUSREV - Hayat bir eyi yapnca o ey tamamdr. Olur muu, olmaz misi yoktur. Hayat yapar, izah etmez ve kabul ettirir. Btn sanat burada. Bizse hayattan sora-madmz hesaplar bir tasavvurdan isteriz. NEVZAT - Mantktan da bsbtn vaz geemeyiz ya. HUSREV - Kim diyor vaz gein diye? Amma onunla her eyi halletmeye bakmayn! Hdiselerin srr en az mantmdadr. Nasl ki tablonun kymeti en az erevesindedir. ereveyle ne urarsn? Tabloya bak! Korkarsn! (Husrev herkesi szer. Karsndakiler tesiri altna girmeye balamtr. Birka saniye geer.) EREF - Hayatta ne tuhaf eyler oluyor sahiden. HUSREV - Evet. kelimesi bu: Tuhaf. Bir kahraman dnn! Dnyada atlatmad tehlike kalmamtr. Ne korkulu ileri kendi iradesiyle dourmu, kendi iradesiyle yenmitir. Bir gn bu adam evinden karken aya bir taa taklr, der ve lr. Ne dersiniz? EREF - nsan ne sefil, ne kk sebeplere mahkm! HUSREV - Ben de eserimde hayatn bu tarafm gstermek istedim. Basit bir sebep temelinin stnde kocaman bir azap ve cinnet binas kuraym dedim. Binaya hayret edenler sebepten phelendiler. Sebep dediiniz de ne? Bir hi, bir hi! NEVZAT - Zeynep hanmefendi, sz size dyor. ZEYNEP - Ben sadece kazay beklenmedik bir ey grdm. HUSREV - (Zeynep'e) Gneli bir havada bir gk grltsn bekler misiniz? ZEYNEP - Beklemem. 42 HUSREV - Beklemezsiniz, fakat o gelir. Hayat beklenmediklerle doludur. (Ban tavana kaldrr, par-mayle tavan gsterir ve birden sesini ykseltir.) imdi u tavan ker ve hepimiz altnda kalabiliriz. Hi de olamaz demem. Hi de hayret etmem. (Etrafna baknr. Gsterilecek bir ey aryor gibidir.) Ne bileyim, her ey olabilir. (Elini alnna gtrr. Yznde strapl izgiler belirir.)

Her zaman beynimi trmalam bir misal hatrlarm. Bakn nasl! Mesel bir gn, Eminn meydannda bir otomobil bir adam iner. (Eliyle iaretler yaparak canlandrr.) Hdiseden on dakika evveline gidelim. Adam, mesel Glhane Parknn nndedir. Otomobil de faraza Taksim'den geliyor. Manzaray gryor musunuz? Geliyor? Bin otomobil iinde bir otomobil ve yz bin adam iinde bir adam. Ne adam ineneceini bilir, ne de otomobil ineyeceini. kisi de bir sr tesadflerle bilmeden birbirine doru yaklarlar. Mesel adam bir dkknn nnde durur. Bir kutu kibrit alr. Bir iki adm atar. Bir arkadayle konuur. Bir vitrini seyreder. Bu masum hareketlerin bile birka dakika sonra kopacak faciada hisseleri vardr. Btn bu hisseler birbirine esrarl bir ekilde gee gee nihayet me'um n doururlar. O n gayet basit bir son sebebe dayanr. Bir dalgnlk, bir bilgisizlik, u bu. Tesadflerin kim bilir nasl ve nereden idare I edilen son derece girift ve iinden klmaz bir riyaziyesi I vardr. NEVZAT - Sen deta kadere inanyorsun!.. HUSREV - Kadere inanyor muyum, onu siz kefedin! Fakat hayatn gizli bir uuru olduuna inanmak istiyorum. yle bir uur ki, kendisini, yok gsterecek kadar gizleyebilmitir. Ben hdiseleri ok girift bulan bir insanm. 43 NEVZAT - Bir bakma gre de onlar ok sadedir. HUSREV - Elbette! Girift olduu kadar basit. Biz de onlar bu basit ehreleriyle grrz. Byle grmee mecburuz. Gzlerimiz byle grmek iindir. Piyesteki kazay da byle grdk m soracak bir ey kalmaz. EREF - (Kendi tarafnda oturanlara doru) Canm tier yerde, her gn kaza olmuyor mu? NEVZAT - Oluyor tabi. EREF - Zaten ocuk tabancasn kartrrken vuruyor annesini. HUSREV - te en basit bir sebep. Belki sadeliinden tuhaf geliyor insana. ZEYNEP - Btn bu tefsirleriniz ok gzel Husrev Bey! Fakat bunlar hep felsefe. Bir de vakay vaka olarak ele alalm. HUSREV - Alalm. Ne var akla uygun gelmeyecek? (Mansur'a) Anlat unun teferruatn Mansur! MANSUR - Herkes tiyatroda grmedi mi? NEVZAT - Grdk ama, her eyi semek kabil olmuyor ki orada. MANSUR - ocuk eyasn kartrrken tabancasn buluyor. Derken... HUSREV - (Mansur'un szn keser) Yok, yok yle deil. Annesi odasnn bir kesinde, eilmi bir i yaparken o da bavulunu kartryor. Tabancas eline geiyor. Durun size o tarzda anlataym ki hi pheniz kalmasn. (Nevzat'a) Tabancan yannda m? NEVZAT - Yanmda. ULVYE - Ne o! Nevzat Bey tabanca m tayor? NEVZAT - Evet hanmefendi! Meslek icab tayorum. Malm ya, ilettiimiz hastahanenin binbir srprizi vardr. 44 HUSREV - (Gzlen Nevzat'ta) Delilerden korktuu iin tabanca tar. Sorun hatralarn! Bandan neler gemitir. Bir gn az kald boazlyorlard onu. Ver tabancan! (Nevzat arka cebinden tabancasn karp verir. Husrev tabancay sol eliyle alr.) ULVYE - Husrevciim brak u silh! Sras deil imdi. NEVZAT - Grelim unu hanmefendi. Korkacak bir ey yok. HUSREV - Ne diyordum? Evet, ocuk tabancasn alr. Kurunlar boaltmak iin arjr karr. (Sa eliyle arjr yerinden karp Mansur'a brakr) yle deil mi Mansur? MANSUR - Tastamam. HUSREV - (Herkese) Kurunlar arjrden boaltr. (Sa eliyle tuttuu arjrn kurunlarn, ayn elinin ba parmayle teker teker masaya dkerek) imdi arjr kurunsuzdur. arjr bavulun iine atar. (arjr masaya brakarak) Maksat namluda bir kurun kalp kalmadm muayenedir. (Ayn vaziyette tabancay saa sola gstererek) Bakn, bu kolu ekince bir kurun daha varsa darya frlar. Madem ki birey frlamamtr, o halde yoktur. Artk emin. Kurun yok. Mekanizmay yerine brakr. (Mekanizmay yerine brakarak ve sert bir mekanizma sesiyle tabancay sa eline geirerek) Halbuki namluda bir kurun kalmtr. Ne bileyim ben. itii, yahut pasland iin kmamtr. Olamaz m? Dedik ya, hayatta ne aptal eyler oluyor. imdi tabanca,

bo olarak kurulu. Tetii drmek lzm. (Tabancay Ulviye'ye evirerek.) Tabancay bilmeden annesinin bulunduu yere evirir. Annesini grmyor. Annesi, bir masann arkasn45 da, melmi bir i yapyor. (Tabanca hep ayn vaziyette iken sesini birdenbire ykseltip) eker. (Herkes ta gibi Husrev'i seyrediyor. Selma masann caml kap tarafndaki sa nsfna yapk. Husrev son kelimeyi syleyince tetii ekmez. Tabancay masann stne brakr. Sa plnda oturanlara kar hafife dner. Bir adm atar.) Ve tabancas patlar. Tam o nda annesi eildii yerden dorulmu. Birden bire kuruna hedef olmutur. Bu kadar... (Selma o anda, artk Husrev'in sz bitti zannyle, bo fincanlardan birini almak iin masann, caml kap tarafndan dolaarak sol nsfna geiyor. Masaya deta yapk yrr.) NEVZAT - (Husrev'e) ocuk tetii ekmek zereyken annesinin dorulduunu grmyor mu? HUSREV - Grmyor. An meselesi, grse bile ne kar? Tabanca gya bo. ZEYNEP - (Glmsiyerek) Biraz tuhaf dorusu. HUSREV - (Birdenbire ileden km) Bunun neresi tuhaf? (Selma o nda eline bo bir fincan alm, masann sol nsfndan, ayn tarzda sa nsfna geiyor. Husrev azndan kmaya balayan ilk kelimeyle beraber, imek gibi masann stndeki tabancay kapar. Annesine evirir. Tetii eker. Selma att bir admla Husrev ve Ulviye arasnda. Mthi bir infilk.) ULVYE - (Keskin bir lkla) Allahm! (Selma hafife sarslr. Ne bir lk, ne bir ey. Herkes kaskat. Nevzat insiyaki bir hareketle ayakta. Mansur ileriye doru uzanm. Selma iki eliyle tuttuu fincan, kesik kesik hareketlerle masaya brakmak istiyor gibi. Brakr. Hafife soluna dner. Caml kap tarafna yklyor. 46 Mansur frlad gibi Selma'yi kucana alr. Arka st iki koluna yatrr. Selma'nn ba, su gibi akan salaryle beraber sarkyor. Azndan ince bir kan yolu. Husrev, aaya indirdii sa elinde tabanca, donmu kalmtr.) NEVZAT - (Elleriyle yzn kapayan Ulviye'ye) abuk bir yatak, bir divan! ULVYE - (Frlar. Eliyle sol taraftaki pencereye yakn kapy gstererek) Buradan buradan! (Bir hamlede herkes vurulann etrafnda, Husrev daima ayn yerde, ayn donmu vaziyette, kapy Nevzat aar ve girer. Ulviye, Zeynep ve eref, dehet iinde onu takip eder. Husrev yalnz. Sadaki antreden hzla Osman frlar. Bir iki adm atar. Durur. Gzleri alabildiine alm, Husrev'e bakmaktadr. Birka saniye ayn hal. Birdenbire, Sel-ma'y geirdikleri kap alr. Ulviye, yz imekler iinde, eikte grnr.) 47 ONKNC SAHNE Ulviye - Husrev - Osman ULVYE - (Osman' grnce) Ko! Telefona ko! Hastahaneye telefon. Telefon. Ko! (Osman hzla sadaki merdivenlerden pat pat kar. Ulviye Husrev'e bakar, Deminki imekler yznden uar. izgileri tathlar. Yalvarr bir hal alr. Husrev'e yaklamaya balar. Husrev gzlerini, Ulviye'nin ak brakt kapya dikmitir. Ulviye Husrev'in bak istikametinde yryemez. Gittike, kollarn Husrev'e doru aarak, pencerenin nnden geni bir kavisle olunun sa yanna geer.) ULVYE - (Kollar Husrev'e doru uzanm) Husrev! Evldm! Kaybetme kendini! (Husrev hep o. Cevap vermez. Kprdamaz. Ulviye kollar uzanm bekler, birden Husrev'de bir hareket balar. Sa eli oynar. Tabancay yavaa masaya brakr. Ayn kol, bir l kol gibi yanma der. Selma'y gtrdkleri odaya doru, korkun bir sknetle yrr.)

KNC PERDE PERDE


48

(Maka taraflarnda bir apartmann byk salonu. Karsnda ve orta yerde, bir buuk metre geniliinde, kapsz bir geit. Bu geit, salonun yars byklnde, son nsfa isabet eden bir i odaya alr. Salonun ortasndan, i odann yalnz sa kesi grnr. Bu kede, kenarlar yastklarla evrili bir duvar, duvarn nnde, duvara bitiik bir tabure. Taburede bir abajur. Salonun sa duvarnn ortasnda bir kap. Kapnn bir adm ilerisinde, sa duvara muvazi bir kanape; kanapenin sa yan bir paravanaya dayal. Salonun cephesinde ve sa keye yakn bir yerde antreye alan ve paravanann arkasnda kald iin grnmeyen bir kap vardr. Her tarafa serpilmi koltuklar, iskemleler, sigara masalar vesaire. Salonun sol duvar ortasnda, kocaman bir endam aynas.) BRNC SAHNE Husrev - Ulviye (Husrev orta yerde, sa dizini bir iskemleye dayam garip bir vaziyette. Keskin bir irapla yz, artk eski 51 Husrev'inki deil. Salar karma kark, gzleri sabit, kemikleri kk. Hatlar, mecnun kvrmlarla akyor. Ulviye kanapede ezgin bir halde yzn elleriyle rtm.) ULVYE - (Ellerini yznden indirir) Olum, daha ne syleyeyim? Ne sylesem o! HUSREV - Bir kere daha syle! ULVYE - Krk kere sylesem yine o! HUSREV - Krk kere daha syle! ULVYE - Olum yok, sylenecek bir ey yok. HUSREV - (Tane tane) Babam, kendisini niin bahedeki incir aacna ast? ULVYE - Ah olum, o vakit yine byle Maka taraflarnda oturuyorduk. Babann halinde hibir ey yoktu. Sevimli, soukkanl, tabi. Bir k gecesiydi. Eve gelmedi. Ertesi sabah haberini aldk. inde in cin olmayan yalya gitmi. Geceyi orada geirmi. Sabaha kar o ii yapm. Gnlerce akn gezdim. Gnlerce aladm. Daha ne syliyeyim? HUSREV - Babam bir deli miydi? ULVYE - Dnyann en shhatli insanyd. Kendisine o kadar hakimdi ki... HUSREV - O halde onu kim deli etti? ULVYE - Etme Husrev! Sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum. HUSREV - (Sakin, fakat korkun) Sen babamn kars deil miydin? ULVYE - (Birdenbire rker) Husrev, o da ne demek? HUSREV - Madem ki karydn, bir eyler bilmen lzm. Benden biraz daha fazla bilmen lzm. ULVYE - Bilmiyorum Husrev, bilmiyorum. Baban kendisini vermeyen bir insand. Dndklerini hi 52 sylemezdi. Yznden, halinden de bir ey anlalmazd. HUSREV - Nasl adam bu byle? Bu adam sever miydin? ULVYE - Sorma bana bu sualleri! Gryorsun halimi, sorma! HUSREV - yle ise babam, kendisini niin bahedeki incire ast? ULVYE - (Gzleri yaarm) Hep babam, babam diyorsun. Biraz da anneni dn! Seni douran kadn! Eskiden beni ne kadar severdin. Baban ld zaman senin bir szn olmasayd ben yayabilir miydim? Hatrlyor musun? Dn bir kere! Sekiz yanda var, yoktun. Felketin ikinci gnyd. Ben bir kede rpmyordum. Yanma geldin. Yzme saf gzlerle baktn. Anne, kendini zme dedin, ben varm, byyeceim, sana bakacam. Babamn yokluunu duymayacaksn. Hatrlyor musun?

(Husrev, gzleri ok uzaklarda, bir ninni dinler gibi annesine kulak vermitir. Ulviye lfn bitirince olunun cevap vermesini bekler. Husrev, gzleri ayn sabit noktada ve hafif bir yala kapl, ban sallar.) HUSREV - Hi hatrlamyorum. (Ulviye mendiliyle yzn rterek alamaa balar. Husrev ban annesine evirir, alayn seyreder.) HUSREV - Ne de kolay alyorsunuz! Siz bir takm insanlar, ne de kolay alyorsunuz! Gzyalarnz olmasayd neyle mdafaa edecektiniz kendinizi? (Ulviye alamay keser, eli enesinde dikkatle Husrev'e bakar.) HUSREV - Bir takm insanlar da var ki, alamyorlar. Alamak onlara zor geliyor. Bir incir dalma aslmaktan daha zor. ULVYE - (Haykrrcasna) Husrev! 53 HUSREV - Ben odama dnyorum. (Husrev ayan iskemleden eker. Paravanaya doru yrr. Paravanann arkasndan geer. Kaybolur. Ulviye Husrev'in arkasndan baka kalr.) ULVYE - (Ba yukarda, elleri dizinde, vcudu gergin.) Allahm, muhafaza et bu insan! Korkuyorum. Deli olacak diye korkuyorum. Babasnn yapt ii yapacak diye korkuyorum. (Ulviye hafife saa dner. Ban kanapenin kenarna yaslar. ylece kalr. Bir iki saniye geer. Paravanann arkasndan hzla doktor Nevzat kar.) KNC SAHNE Nevzat - Ulviye NEVZAT - (Tell) Hanmefendi! Otomobil kapda. Derhal gidebiliriz. ULVYE - (Dorulmutur) Gidip de ne olacak Nevzat Bey! Vazgesek daha iyi. NEVZAT - Yapmayn, bunu yapmayn! Husrev aramzda kaldka, Allah vermesin, tedavisi imknsz bir hale gelir. Sonra piman olursunuz. ULVYE - im gtrmyor. Olumu nasl hastahanelere kaldraym? NEVZAT - Bu, bildiiniz hastahanelerden deil. Husus bir klinik. Kendi kliniim. Beni dnsenize bir kere. Husrev'in bu kadar yllk dostuyum. Hi ona fena bir ey tavsiye eder miyim? Orada bir ay kalsa sapasalam geriye dner. Hibir eyi kalmaz. ULVYE - Olmaz Nevzat Bey, baka bir hastalk olsa ne ise, delilere baklan bir yere olumu gndere-naem. O deli deil. ok strap ekiyor, kuruntular getiriyor, o kadar. 55 54 NEVZAT - Hanmefendi! Siz benim hastahanem-de delilere bakldn sanyorsunuz? mitsiz hasta, orada ancak bir ka kii. Delilerin yeri bakadr. smini bilirsiniz. Oraya giren bir daha kmaz. Eer Husrev'i bana teslim etmemekte fazla srar ederseniz, bakn aka sylyorum, sonra oraya gndermee mecbur kalacaksnz. Benim hastahanemde hep tedavisi kabil krizlerden yatanlar var. Gelin, grn bir kere! ULVYE - Ah Yarabbi! Zorlamayn! NEVZAT - Eer aklnz yatmaz,"iiniz gtrmez-se, raz olmazsnz. Byle kararlatrmadk myd? Bir kere grecektiniz. imdi niin vaz geiyorsunuz? ULVYE - Bugn hi odasndan kmad. Btn gn oradayd. Artk korkmaa baladm. Odasna gidilmiyor ki... Mansur'dan baka kimseyi grmek istemiyor. Demin kendi kendisine buraya geldi. yle dokunakl eyler syledi ki, aklm altst etti. NEVZAT - (Yakn bir koltua otururken) Neler syledi? ULVYE - Hep ayn hikye. Babas niin kendisini asm! NEVZAT - Grdnz m, bu fikri sabit onda nasl ilerliyor? Vallahi korkarm ki, tpk eserindeki gibi... ULVYE - (Nevzat'n szn keser) Devam etmeyin! Yazlmaz olsayd bu eser.

NEVZAT - Yazm yazmam hibir ey deimez. Onun yazm olmas da, iinde ayn ukdeyi gizlediini gsterir. ULVYE - (Ban korku ve hayretle sallyarak) Ya o kaza, ya o kaza! NEVZAT - Selma'y soruyor mu? ULVYE - Hi! Aradan be ay geti. Bir defa bile 56 bahsettiini bilmiyorum. Yalnz bir kere biliyorsunuz. NEVZAT - Mezar nerede diye sormutu deil mi? ULVYE - Evet, yerini syledim. Bir daha sormaNEVZAT - Demek baka bir ey sormad, Selma di. iin ULVYE - Hi! NEVZAT - Acaba? Bir dnn bakalm! ULVYE - Niin bu kadar srar? NEVZAT - Bugn olanlar bilseniz. ULVYE - (Heyecanla) Ne olmu? NEVZAT - erefin gazetesinde bugn Husrev'e dair yazlar kt. ULVYE - Yine ne yazlar yazyorlar? NEVZAT - Biliyorsunuz ki son vaka, btn stanbul'da alkalanyor. Hl ard arkas kesilmedi. yle ya, mehur bir muharririn tam piyes oynarken, tpk piyesteki gibi bir kaza karmas. Hem de o kazadan bahsederken, kazann felsefesini yaparken. Grlm, duyulmu ey deil. ULVYE - (Sinirli) Evet, evet? NEVZAT - Tabi i her trl tefsire yol at. Bu ite ilk defa erefin gazetesi nayak oldu. Piyesteki incir aac vakasnn gemi bir hdise olduunu yazd. ULVYE - Bunlar biliyorum. NEVZAT - Fakat iin ruhunu bilmiyorsunuz. Gazeteler yalnz olan biteni haber vermekle kalmadlar. Her eyi bsbtn esrarl gsterdiler. Onlarca en mehul taraf kazann kurbanyd. Herkes Selma'y., sadece Husrev'in akrabas biliyordu. Sadece halasnn kz. ULVYE - (Heyecanla ayaa kalkar) Bilinecek baka ne var? 57 NEVZAT - (O da ayakta) Bugnk gazete, Sel-ma'nn Husrev'i iin iin sevdiini yazyor. Gya kazadan biraz evvel Husrev Selma'y Mansur'la evlendirmek istemi de Selma raz olmam. ULVYE- Aman Yarabbi! Byle eyleri mi yazyorlar? NEVZAT - Dahas var. Gya gazete, Selma'nn tuttuu bir takm notlar ele geirmi. Selma'nn Husrev'i sevdii ondan anlalm. Bu notlar yaknda neredecek-lermi. ULVYE - (Elleriyle ban kavrar) Husrev bunlar duyarsa ne hale gelir? NEVZAT - Gazete okuyor mu? ULVYE - Hizmeti kz her gn odasna brakyor. Hem kendisi istiyor, hem de bazan hi bakmyor. Yazlanlarn ounu her halde hi bilmiyor. Fakat belli olmaz. Bugn bakverir. NEVZAT - Demeyin! Gazetenin ilk sahifesinde onun da, Selma'nn da resimleri var. Grmemesi kabil de-. ULVYE - Ne yapacaz imdi? NEVZAT - arn hemen hizmetiyi, soralm! (Ulviye hzla dner. Kanapenin kenarnda zilin kordonunu bulur, zile basar. Uzak bir ses. Ulviye kendisini ka-napeye brakr. Nevzat eli enesinde dnr.) ULVYE - Ne insanlar var bu dnyada! Nasl elleri gider, nasl dilleri varr? NEVZAT - Menfaatinden baka bir ey dnen var m: (Hizmeti kz, paravanann arkasndan kar.) 58

NC SAHNE Hizmeti kz - Evvelkiler ULVYE - (Hizmeti kza) Kzm, bugn beyefendinin odasna gazete gtrdn m? HZMET KIZ - Bir saat evvel gtrdm efendim. ULVYE - (ok tell) Okudu mu? HZMET KIZ - Bilmiyorum efendim. Ben ieriye girdiim zaman beyefendi yatanda oturuyordu. Eliyle brak diye iaret etti. Ben de bir iskemlenin zerine brakp ktm. ULVYE - Peki kzm! (Hizmeti kz geldii yerden gider. Ulviye ayaa kal-jkar. Nevzat'a korku dolu gzlerle bakar.) ULVYE - Demin buraya geldii vakit her halde | daha okumamt. Fakat imdi odasnda. Ya okursa? NEVZAT - Yapacak bir ey gremiyorum. ULVYE - Odasna girip belli etmeden gazeteyi alamaz myz? NEVZAT- Bsbtn phelenir. Hem kimseyi istemiyor, demiyor musunuz ? biz gidelim hastaneye kadar. urackta. Be dakika srmez. Hemen dneriz. u yeri bir kere grn kaybedecek vaktimiz yok. ULVYE- Durun, imdi durun! Gazete iini halletmeden bir yere gidemeyiz. NEVZAT- Hatrma bir ey geldi. Siz hemen giyinin. Zaten beraber kmayacak mydk? Husrevin odasna gider, benimle sokaa ktnz sylersiniz. Allahasmarladk dersiniz. Bu bir vesile olur. Gazeteyi okumamsa yavaa alrsnz. ULVYE- yi fikir. Birka saniye bekleyin! zerime bir eyler alaym. NEVZAT- Bekliyorum. ( ulviye sadaki kapdan kar. odann nne kadar yrr. eriye girer, divana yaklar. O anda paravanann arkasndan Mansur frlar. ok heyecanl. Geidin nnde durur.)

DRDNC SAHNE Mansur-Nevzat (Mansur ve Nevzat, birbirlerini grrler. Nevzat yerinden kalkar. Mansura doru yrr. Salona girer. ) MANSUR- Nevzat Bey! Grdnz m erefin yapt namussuzluu? NEVZAT-Sakin olunuz dostum, sakin olunuz. Biz de imdi hanmefendiyle onu konuuyorduk. MANSUR- Fakat bu adamn krd ceviz bini at. Gazetesini satmaktan baka bir endiesi yok. Karsnda bir facia var. Bu faciaya en ufak bir sayg duymuyor. NEVZAT- Ne yaparsnz ? herkesten yksek duygular beklenmez. MANSUR- Baka gazetelere baksanza; onlar da yazyor. Fakat lisanlarnda, alaka tarzlarnda bir insanlk var. Bu adam gya Husrevin dostu. NEVZAT- ok yazk ! MANSUR- Bandan beri byle. Husrevin babasn, peinden kazay, sonra adliye safhasn, sizin verdiiniz rapor meselesini nasl istismar etti biliyorsunuz. Hi insan, asabiyeci Nevzat, dostu hakknda muvazenesizlik raporu verdi diye yazabilir mi? Raporla kaza bsbtn mazur grld diye bir mtala yrtlebilir mi? NEVZAT - Bu hareket beni ne kadar mteessir etti bilemezsiniz. Halbuki ben onu gizlice iddia makamna vermitim. kr ki Husrev duymad. MANSUR - Husrev'in ldrmak zere olduunu iln etti. Yazd piyesi harfi harfine yayor dedi. Btn bunlardan sonra da bugnk? Ne yapacak imdi Husrev grrse? Eer bsbtn ileden kmazsa ne iyi! NEVZAT - Hakikaten ok feci eyler. Ben bugn erefi greceim. cap edeni sylerim. MANSUR - (Yumruunu eline asabiyetle vurarak) Sylenecek hi bir ey yok. Olan oldu. ' (Sadaki kap alr. Ulviye sokak klyle grnr. Daha kapy kapamadan gzleri paravanann arkasna mhlanr, olduu yerde ta kesilir. Husrev paravanann sol yanndan meydana kar. Elinde, ucundan tad bir gazete vardr.) 62

BENC SAHNE Husrev - Ulviye - Evvelkiler (Husrev orta yerde durur. Oradakiler uzun uzun bakar.) HUSREV - (Annesine orta yeri iaret eder. Tonu zehirli.) Gel, yle gel! Kanapenin arkasnda kalma! (Ulviye, korku iinde kanapeyi dolar. Kuvveti kesilmi bir halde kanapeye iliir.) HUSREV - (Herkesi szmekte) Biliyorsunuz deil yazlanlar? Sanki mesul sizmisiniz gibi bir korkunuz m var. par.) (Kimse cevap vermez. Mansur asabi, yere bakyor. Nevzat bir lf syliyecekmi gibi Husrev'e eliyle iaret yaHUSREV - Daha neler gelecek bama? Varsa bilen sylesin! NEVZAT - (Tatllatrmaya alt bir sesle.) Husrev, dostum. HUSREV - (Gittike heyecanna malup) Bana dostum kelimesini syleme! Ellerimde bir karncalanma duyuyorum. Bu kelimeyi iitmeyeyim. Parmaklarm bir eyi skmak istiyor. (Elindeki gazeteyi havaya kaldrp birden brakverir.) Al sana dost! (Dili tutulmu gibi susar. Ortaya doru uzatt eli titriyor) Dostlarm malm! Dmanm tanmak istiyorum. Ben senin dmannm diyecek kadar namus aptal kim var? Onu bulmak, ayaklarna kapanmak istiyorum. (akn etrafna baknr. Sanki hitap edecei kimseyi aryor) Dostluk, o bir maymuncuk, o bir hrsz anahtar. Evimizin kapsn ayor, ruhumuzun kapsn ayor ne bulursa yakp kl ediyor, ne bulursa pazarda satyor. (Tonu ve hareketi deiir) Beni upuzun bir tabuta yatracaklar gn, arkamdan gelecek dostlarm deil, kefenimin hrszlardr. ULVYE - (Kendinden geercesine) Husrev, yetiir! HUSREV - (Kendi leminde) Kefen hrsz yz para kazanmak iin alar. Fakat dost, hep mdafaasz brakt insan en mdafaasz annda bir kere daha vurmaya muhta olduu iin alacak. Kefenimi dostum alacak. Bana arnlk patiskay bile ok grecek. ULVYE - Olum, ldrme beni! HUSREV - (Annesini duymaz, ona bakmaz) Nereye gideyim? Bam alp nereye kaaym? Rahat rahat ldrmak iin neresi var? (Nevzat'a bir adm sokularak) Sen tmarhaneler khyas! Delilerin arkasndan teneke alnmayan, ta atlmayan bir mahalle ismi biliyor musun? NEVZAT - (Son derece yumuak davranr) Hus-revciim. Ne sylediini bilmiyorsun. Gryorum strap iindesin. Fakat diini sk! Herkesi dman grecek kadar kaybetme muvazeneni! HUSREV - (Nevzat' korkun bir dikkatle dinledikten sonra) Muvazenemi kaybediyorum, yle mi? Bana gzmden bir takm perdeler kalkyormu gibi geliyor. Hepinizi baka trl gryorum. Hepinizden korkuyorum. Btn mnasebetlerimden dm patlyor. (Annesine dner) Anam ki, beni dokuz ay kanyle besledi, yllarca kediler gibi tad; o bile bana eskisi gibi grnmyor. (Ulviye dehetle yzn avularna gmer. Nevzat dilerini skyor. Mansur endie ile Husrev'e bir iki adm yaklar.) HUSREV - Muvazenemi kaybediyorum, yle mi? Muvazene dediin ne? Dnyam kaybediyorum. Dnya benim iin artk o dnya deil. Krk sene iinde yaadm lem, o lem deil. Krk sene inandm hakikatler, bam bir yastk gibi dayadm emniyetler, stne binalar kurduum nisbetler, avucumdan kayp gidiyor. Hi bir ey eskisini andrmyor. Her eyin iinden bir baka yz kyor. (Titreyen parman eyann zerinde dolat(r.) u koltuk, koltua; u ayna, aynaya benzemiyor, angi dnya doru, bu mu, evvelkisi mi? NEVZAT - Husrev, Husrev, brak u vehimleri! HUSREV - (Bsbtn parlyarak) Bana hl lf sylyorlar. Dnyam elimden gidiyor. Bir el, altmdan bir ey ekiyor. Bir masann rts gibi bir ey. Onu ekiyorlar. Herey devriliyor. Herey onunla beraber kayyor. (Geri geri bir koltua doru gidip koltuun ayaklarna arpar) Dnyam

elimden gidiyor. Yerine bir baka dnya geliyor. Nasl bir dnya, anlatamam. (Koltua kverir) Etimi cmbzla lif lif koparsnlar, bu dnyay grmeyim. (Husrev yzn avularnn iine alr. Herkes dona kalr. Ulviye, birden metanetle ayaa kalkar. Oluna yaklar, yan banda durur. Ne yapacan bilemez. Nevzat da Husrevin yanna gelir. Husrev birden ellerini yznden eker. Annesiyle Nevzata bakar. ) HUSREV- Ne var, niin zerime geliyorsunuz ? beni yalnz brakamaz msnz? ok rica ederim. NEVZAT- Husrevciim! Zaten hanm efendi ile bir yere gidecektik. zin verir misiniz ? (Ulviye hakimane elini Nevzata kaldrarak susmasn iaret eder. Husrev, dalgn, bunlar grmez.) HUSREV- Gidin! yi edersiniz, ok iyi edersiniz. NEVZAT- Msaade et de Mansur seninle kalsn. HUSREV-Kalsn. ( Ulviye akndr. Nevzat, gayet iradeli, Ulviyenin koluna girer) NEVZAT- ( Ulviyeye ) Buyurun hanmefendi! (Husrev koltukta, baz yana eilmi, rpertici bir tavrla oturuyor. Ulviye kendisini srklercesine sevkeden Nevzatn kolunda oluna baka baka yryor. Ulviyenin omuz banda yryen Nevzat eliyle, Mansura kalmas lazm geldiini anlatmak ister. Mansur ban hafife ne eerek ve gzlerini krparak anladn bildirir. Ulviye ve Nevzat paravanann arkasnda kaybolurlar. Mansur ayakta, gzleri Husrevde. Saniyeler geer. ) HUSREV- ( Tatl ve hznl bir skunet iinde Mansura bakmadan konuur) Mansur ! MANSUR- ( Tehalkle ) Kardeim! HUSREV- Sen benim dostumsun, deil mi? MANSUR- Dostunum Husrev! HUSREV- Mansur, sana inanyorum. ( Mansurun ba teessrle gsne der. Cevap vermez.) HUSREV- Senin yannda gmleimi yrtabilirim. Senin yannda alayabiliri. ( Mansur bsbtn ezilir. Teessrn gstermemek iin arkasn dner. ) HUSREV- Mansur, ok fenaym. Dyorum. ( Mansur dehet iinde tekrar Husreve dner. ) HUSREV- Dipsiz bir uuruma sarkyorum. Yakalayabildiim bir iki ot tutuyor beni. Bu otlar sklyor. Yumuak topran iinden kkleriyle beraber geliyor. Dyorum. MANSUR- ( nandrmak isteyen bir gayret edas ile ) Husrev, sen dnyann en kuvvetli insanlarndan birisin. Bu buhran yeneceksin. Kendini kurtaracaksn. Eminim. HUSREV- Hibir eye yanmazdm, bu kadar gln olmasaydm. MANSUR- Gln olmak m? O sana gre deil. Herkes gln olabilir, sen olamazsn. HUSREV- Alemin maskaras oldum. Zehir yutturulmu sokak kpeklerinden farkm yok. Kaldrmlar stnde can ekiiyorum. Gen, ihtiyar etrafmda halkalanm. Herkes beni seyrediyor. ( Parman uzatarak mehul birini gsterir. ) te yazdn yaayan adam! ( Eli kaskat der.) Beni bu gln kadere insan iradesi sokmamal. Tepemde baka bir irade var. Onu bir kanat glgesi gibi, zerimde duyuyorum. Fakat elimle tutamyorum.. O byle istiyor. MANSUR- Ne syliyeyim ? bilmem ki, ne syliyeyim ? Sana kimse yardm edemez. Sana kendinden baka kimse deva bulamaz. HUSREV- ( Yerinden dorularak ) Mansur! Alemden gizli tek bir srrm kald. imdeki kyamet. Kimse bir ey bilmiyor. Bakma kvranlarma ! bakma azmn dikilerinden szan hrltlara! Bakma beni ldryor sanmalarna! Bilmiyorlar.. syleyemiyorum. stesem de syleyemem. Sylesem de bir ey anlalmaz.. (Bir hayalet gibi dimdik, ayakta kalr.) Mansur! O benim meer

kurbanmm. Gafletimin deil, en ahmak tarafmn, sanatmn kurban! Eserimi niin yazdm! Onu ldrmek iin mi? Onu niin ldrdm? Eserimi yazdm iin mi? MANSUR - Dnme Husrev bu eyleri. HUSREV - Ben sanat hayattan baka bir ey sanyordum. Hrriyetlerin sonu. ciz bahtmn ulaamad bir yer. Oras irademin bahesiydi. Orada, oyuncaklaryle oynayan bir ocuk gibi babotum. Orada kulluktan kyor gibiydim. MANSUR - Ah, Husrev! HUSREV - Ben ne yaptm? Bir hududu zorladm. Kendimin dna kmak isterken, kendime rast geldim. (Bir adm atar ve bir mecnun haliyle gittike alan gzlerini, Mansur'un korkulu gzlerine diker.) Meer kul olduumu anlamak iin Allahlk taslamalymm! Meer nasl yaratldm anlamak iin bir adam yaratmaya kalk-malymm! (Yznn ifadesi bsbtn-mecnun, orta yere dner) Ben ne yaptm? En salam basama ayamdan kaydrdm. Krl zedeledim. imdi grnen eye nasl bakaym? nsan kaderim bir rya gibi uykuda bulur. Bu ryay uyank nasl seyredeyim? Allahla kalabalk arasnda kaldm. Bolukta nasl duraym? MANSUR - (htiyatla elini dostunun omuzuna koyar) Husrevciim! HUSREV - (Silkinir. Patlayn son kademesinde Anlayn bu azab! Bir azap ki, kul olduum iin ekiyorum, ekmemek iin Allah olmak lzm. nsana gre deil bu; yok bunu ekecek za insanda! (Birdenbire ok gibi frlayp kollarn iki yana aar) Yetiir! Gelsin artk her ey yerli yerine! Verin bana artk dnyam! Salverin beni kalabalklara! (Husrev son kelimelerde bir sandalyeye ker. Yz paravanaya, arkas Mansur'a doru. Surat bir yangn.) MANSUR - (Husrev kadar ezgin) Husrev! Seni byle grdke para para oluyorum. Ne yapabilirim senin iin? HUSREV - (Gzleri paravanann arkasnda) Elinden gelirse beni bu insanlardan kurtar. (Mansur da paravanaya bakar. Paravanadan sade bir klkla Zeynep kar. Bir adm atp durur. Azimli bir hali vardr.) 69 ALTINCI SAHNE Zeynep - Evvelkiler ZEYNEP - (Husrev'e) Kimseyi kabul etmediinizi biliyorum. Kapdan deta zorla girdim. Kabahat bulmayn hizmetinize! HUSREV - Ne istiyorsunuz benden? ZEYNEP - (Hakimane bir tavrla Mansur'a) Man-sur Bey! Bizi bir lhza yalnz brakamaz msnz? (Husrev, yz deimi, sert ve hissiz, bekler. Man-sur paravanann arkasnda kaybolur.) HUSREV - Bekliyorum sizi. ZEYNEP - (Heyecanla ilerler. Kelimeler azndan birbirinden abuk dklr.) Husrev! Artk tahammlm kalmad. Koulacam bile bile geldim. Size her zamankinden daha balym. Felketiniz iinde, sizi, daha ok seviyorum. Emeyin banz, emeyin benden! Hi beni bu kadar dkn grdnz m? Artk dnn bana! Bu dakikada yannzda bulunmak istiyorum. Sizi teselli edebileime eminim. Belki size bir ok eyleri unutturabileceim. HUSREV - (Oturduu yerden cebr bir sknetle Bana iyice bakar msnz? 70 (Zeynep hayret ve korkuyla mendilini azna gtrp Husrev'e bakar.) HUSREV - Hi byle szler sylenecek bir insana benziyor muyum? Hatta insana benziyor muyum? (Ayaa kalkar) Bir gn, gen ve shhatli bir anmda naslsa oynadm bir oyuna u halimle mi devam edeyim? Bunu istemee mi geldiniz? ZEYNEP - (Kzgn, fakat azimkar) Bana ok al-alttnz kendimi. Artk yapmayacam yok. yi, fena diye bir ey bilmiyorum. Doru, yanl diye bir ey bilmiyorum. Size tekrar mlik olmak iin her eyi yapacam.

HUSREV - (Fena halde tahri edilmi) Zeynep! Sana ne syliyeyim? Artk beni lzumsuz ve aresiz kabul etmen iin ne anlataym? {Bir lhza ne diyeceini arm gibi durur) Sana bir ey mi borluyum? ZEYNEP - Hibir borcun yok. HUSREV - Farzet ki var. Borluyum. Fakat veremiyorum. Acizim, mflisim. alma bir alacakl gibi kap-n! Vazge, syrl, zl benden! ZEYNEP - (Tesiri altna girmeden Husrev'i szer Bunun iin tek are var. HUSREV - (Hakaret saan bir hayretle.) Neymi o are? ZEYNEP - Bu karmakark lflar, bu hastalkl fikirleri bir tarafa brakrsan. Onlardan hibir ey anlamyorum. Aka sylersin. Senden bktm, senden tiksiniyorum dersin. O zaman seni anlarm ve giderim. HUSREV - Zeynep, konuamyorum, bouluyorum. Beni, benden olmayan hareketlere zorlama! Seni istemediim bir tarzda kracam. ZEYNEP - Kurabilirsin! Buraya her eyi gze alarak geldim. Ya beni evinden kovacaksn, yahut yanndan 71 ayrlmyacam. HUSREY - Seni evimden kovmyacam. Bunu yapamam. Fakat sana o hastalkl fikirlerden bir tanesini daha syliyeceim. Belki onu da anlyamyacaksn. Belki o sana kovulmaktan daha hafif gelecek. ZEYNEP - Haydi, syle! HUSREV - Sen o kadn tipindensin ki, yzne manev bir kap kapatld zaman onu grmez, kendisine mal etmez. eriye girmemesi iin madd bir kapdan ve zorla itilmek ister. Bir sihirbaz incelii ile balayan i, bir hamal kabal ile bitirilmeli ki neticeye akl ersin. ZEYNEP - Teekkr ederim Husrev! HUSREV - Ben bu son hareketi yapamadm iin bana bu cezay ektirdin. Memnun ol! Emein boa kmad. Yllardan beri iime gmdm eyi nihayet zorla azmdan aldn. ZEYNEP - ok memnunum. HUSREV - Zeynep! Ben ehirleri, sokaklar, kahveleri dolduran seri mal insanlardan deilim. Keke onlardan olsaydm. Onlar shhatli, tabi, mkemmel mahlklar. Benim en lzm tarafm sakat. Ben Allann yalnz ac eksin, yalnz kvransn diye yaratt bir aletim galiba. Kinat dolduran her ey, her hdise, her hareket, benim iin bir ikence vesilesi. Bir trl rolm ve rahatm bulamyorum. Tabi zevkleriyle yaayan hayvanlara bakyorum da, ne gzel, ne emniyetli bir vastann ksz olduumu anlyorum. Ben, iindeki hayvan rktm, incitmi bir hastaym. ZEYNEP - Ne demek bunlar? HUSREV - Bak ne demek bunlar! Seninle aramda yle bir bakalk var ki, bu bakalk atele suyun arasnda yok. Bu bir maya farkdr. Bu kadar farkl iki ey uyua72 maz, anlaamaz. Bir arada hibir ahenk kuramaz. ZEYNEP - (rkek) Husrev! Nereye gidiyorsun? HUSREV - Sen tam bir kadnsn. Cinsiyetinin kr hamlelerinden baka bir ey grmyorsun. Haklsn. nk tabiatn ocuusun. Bense... ZEYNEP - Evet, ya sen... HUSREV - En azgn bir hayvan bnyesinin iine oturtulmu, yle cellt bir ruh tayorum ki, btn insiyaklarm krletiyor. Beni yiyor. Beni paavra haline getiriyor. ZEYNEP - (syankr) Anlamyorum, anlamyorum. HUSREV - (Garip bir istihza hengiyle) Bir dakika sabret! Birazdan hibir ey anlamyacaksm. Bendeki bu ruh her eyin iyzn kurcalyor, trmklyor. Gz bal hibir istee izin vermiyor. En sevdii eylerden bir anda ireniyor. En dnlmeyecek yerde, birdenbire dnmee, hesap yapmaa kalkyor. Kendisine gre, kanunlar, lleri var. Mthi bir irkinlik korkusu ve gzellik kaygs iinde rpnyor. Aradn bulamyor. Bulduuna raz olamyor. Saadetlerin yzde yz olan hayvan saffetleri, bir sansarn pilici bomas gibi bou-veriyor. ZEYNEP - Durma, yr artk!

HUSREV - Kadnla erkein yanyana gelmekle kurduu bambaka bir cihan tasavvur ediyor. Bu cihann husus bir tabiat, artlar, incelikleri var. O cihana eriememi insanlardan daha kaba bir ey bilmiyor. Fakat onlarn cezasn nefsine, kendi azasna ektiriyor. yle bir hkim tasavvur et ki, karsna karlan sulularn cezasn kendisi yklensin. Ne tuhaf deil mi? Kendisi ykleni73 yor. nk biliyor ki, o sulular, elindeki kanunun hikmetinden hibir ey anlamazlar. Mesul deillerdir. ZEYNEP - Ne iinden klmaz eyler bunlar. Kendini bunlarla harap ediyorsun. HUSREV - Doru! Bu, ne kadar ok isteyen, verilemeyecek, bulunamayacak kadar ok isteyen, doyurula-mayacak kadar a, okanamayacak kadar sinirli ve hodgm bir ruh. Bu ruh insann d ve n benlii iinde yle bir ikinci ben yapyor ki, bu ben, iyi kt her eye dman ve yabanc kalyor. ZEYNEP - Senden korkuyorum. HUSREV - te sen, bendeki bu ikinci benle ihtilt edemedin. Onu yalnz, kendi bana, kendi leminde braktn. Benimle beraberletiin her defa, bana yalnzlmn, aresizliimin derecesini ihtar ettin. ki ten arasndaki uurumu, bana reten sensin. ZEYNEP - (Haykrarak) Ben ne yaptm Husrev, ne yaptm? HUSREV - Dinle bak ne yaptn? Erkekle kadn arasnda yle hassas bir cazibe muhiti var ki, en deersiz sebeplerle renk gibi uar, duman gibi dalr. Artk hi bir fedakrlk ve gayretle iade edilemez. Karnzdakine hibir takip ve serzeni hakk vermez. Sen ne yaptn biliyor musun? Ruhumuzun bu amansz kanunlar nnde, kaybolan cazibeleri iade iin en kaba vastalara ba vurdun. Kanuna, jandarmaya, cemiyete mracaat eder gibi, cizlere mahsus bir hak takibine giritin. Sen ne yaptn biliyor musun? Beni ldrdn. ZEYNEP - (Elleriyle ban kavryarak) Hayret, hayretler iindeyim. HUSREV - Hayret deil mi? Ben de karna gemi neler kartryorum! Hastalm ne ahmaka tehir 74 diyorum! Ben ne ahmam ki, bunlardan hibirini anla-ladn syleyen insana, beni mazur grsn diye bunlan latyorum. ZEYNEP - Seni anlamasam bile maksadn ok iyi | kavryorum. HUSREV - Beni ok yalnz braktn, anlyor musun? stelik ben bu yalnzl senden gizleyim diye kvranrken, sen beni avucunda tutmak azmiyle nelere el at-madm. Beni, benim ruhumun hapishanesine tkmak; beni, benim korkularm, benim utanlarmla balamak istedin. Seni ilk tandm zaman, bende bulduun bir zaaf nnn hviyetini, bana daim mahkmiyet elbisesi diye giydirdin. (Husrev bunlar sylerken, Zeynep, onu bir umacya bakar gibi seyretmektedir. Husrev bir n bu baka dikkat edip devam eder.) HUSREV - Zeynep! Ba bo, gz kr, dizginsiz isteklerimizin bizi ne kadar irkinletirdiini gr artk! Bak sana, lm terleri dkerken neler syleyebiliyorum! Vazgemei, istememei bil. Beni, sana hakaret eden bir adam diye alma! Artk, bir takm vasflara malik olmad iin kendi haline braklmas lzm, deersiz bir mevzu diye al! Farzet ki ben, artk bir erkein vasflarna malik deilim. ZEYNEP - Ben seni tanrm, Husrev! HUSREV - Yalvaryorum. Hayvanlmn cezasn bana bu kadar pahalya detme! Beni bu cezaya, bu kadar istidatl olduum bir anda ve bu kadar merhametsizce davet etme! ZEYNEP - Husrev, dedim ya, ben seni tanrm. Sen hdiselerin mimarisini istediin gibi deitirebilir, karmdakine istediin gibi kabul ettirebilirsin. Sen sihir75 bazla ksn. Samim ve tabi deilsin u nda. HUSREV - (Elini gsne gtrr) Ben mi samim ve tabi deilim? Ben samim ve tabi deilsem u nda, o halde can ekien bir hayvan, me.sel ba tala ezilmi bir solucan da, kvranlarnda samim ve tabi deildir. ZEYNEP - Beni kadnla erkek arasndaki by sanatndan hibir ey anlamaz bir dii halinde tasvir ettin. nk kadn mevzuunda bu kadar titiz olan sen, nihayet anlaabilecein, beraberce bir ahenk kurabilecein kadn bulmutun. Onu buldun ve ben artk, btn mevcutlarmla ifls ettim.

HUSREV - (Kalar strapla atlr. ok fena bir ey beklercesine) Ne demek istiyorsun? ZEYNEP - Husrev, kaldralm peelerimizi, ister misin? Madem ki samimsin, o halde bana en halis yznle grn, korkma! HUSREV - (fke, nefret ve iddetle) Ne demek istiyorsun, diyorum. ZEYNEP - (Birdenbire Husrev'e sokulur, bkl-verir ve bir ylan gibi slk alarcasna) nk Selma'y seviyordun. ldrdn kz. Halann kzn, evldn yerindeki kz. HUSREV - (Yz mthi bir tiksinti ifade eder) Zeynep, meer sen ne ylanmsn! Senin gibi ancak kafas tala ezilecek, pencereden maayla atlacak bir ylana, ben de oturmu bir takm ruh oyunlarndan, his dolanba-larndan bahsediyorum. (Eliyle bana vurur) Ah, ben mstahakm bu vurulua! ZEYNEP - Husrev! Niin inkr ediyorsun? HUSREV - (Zeynep'i ilk defa gryormu gibi gzlerini diker. Sesi yrtc bir tonla ykselir.) Teekkr ederim zehrini dktn iin, artk bana btn mazeretleri verdin. ZEYNEP - (Asab parmaklarla antasn ap kk bir cep defteri karr.) Beni gzm de aldatamaz ya! HUSREV - (Vurgun, akn) Nedir o? ZEYNEP - Selma'nn not defteri. HUSREV - Nerede buldun onu? ZEYNEP - Vurulduu zaman elbisesinin cebinde.. Eliyle smsk tutuyordu. HUSREV - (Alar gibi) Demek ki lnn parmaklarn atn. ine srlarn gmd en kymetli mahfazasn aldn. Bir ly soydun. (Perian, etrafna ba-knr. Yerdeki gazeteyi grr. Kaplan gibi atlp yerden gazeteyi alr.) Sonra da onu kocana sen verdin. (Gazeteyi Zeynep'e uzatarak) Beni btn cemiyet karsnda tehir fikrini sen buldun. Kocan sen tevik ettin. ZEYNEP - Grdn m? Halbuki ben senden inkr bekliyordum. HUSREV - (ldracak gibi) Artk sana hakaret Letmeyeceim. nk hibir hakaret senin kadar alala-aaz. Brak o defteri masann stne ve hemen k evim-Iden. ZEYNEP - (Elindeki defteri smsk tutarak) B-Irakmyacam. Herkesin maldr o. HUSREV - O benim deil, senin deil, herkesin deil, yalnz o kzn malyd. O kz ki, defterine yazdklarndan hibirini, hi bir ifade vastasna aksettirmedi. Kimseye, hibir ey sezdirmeyecek kadar incelik ve mahremiyet gururu sahibiydi. ZEYNEP - Sanki bilmiyordun deil mi, burada yazl olanlar? 76 77 HUSREV - nan ki, ne onlar biliyordum, ne de senin i yzn! Brak diyorum deften elinden! ZEYNEP - (Elindeki deften gsne bastrarak) Kocamdan iste! O sana versin. HUSREV - Meer bu dnyada yalnz deirmisin. Senm mayandan erkekler de varm. Onlardan bin kocan senin. Ne de uygunsunuz birbirinize! (Tam o anda sofadan karmakark sesler gelmee balar. ki kii birbiriyle mnakaa etmektedir. Mansur'la erefin sesi duyulur.) MANSUR'UN SES - Olamaz eref Bey, giremezsiniz. Kimseyi kabul edecek halde deil. EREFN SES - Rica ederim msaade ediniz! Kendisine izah edeceim eyler var. Msaade ediniz! MANSUR'UN SES - Israr etmeyin! Sizi brakm-yacam. Hem sizi grmesi hi de hayrl olmaz hakknz da. (Husrev ve Zeynep dona kalrlar. Zeynep korku ve heyecan iinde. Husrev ban paravanaya evirir.) ZEYNEP - (Elleriyle akaklarn tutarak) Kocam! Ne mnasebet! HUSREV - (Zeynep'in haline bakar Sonra tekrar ban paravanaya evirir. Darya seslenir.) Mansur, brak, eref Bey grsn beni!

(Zeynep birdenbire harekete geer. Derhal yerinden frlayarak i odaya atlr. antasyle not defterini divann ustune frlatr, dner, i oday salondan ayran kadife perdenin kordonuna yapr ve eker. Kadife perdeler hzla Zeyneb'in ustune kapanr. Geit batan baa ortulur ve i odadaki herey Zeynep'le beraber grnmez olur. Husrev dimdik, kmldamaz. Paravanadan, nde eref, arkada Mansur, girerler. Husrev'in elinde hl gazete.) 78 YEDNC SAHNE eref - Mansur - Husrev (Mansur paravanann yan banda durur. Oradan gzleriyle takip eder. eref hzla Husrev'e yaklar. Ellerini uzatp bir eyler anlatmak ister gibi durur. Husrev'in elindeki gazeteyi gorur. Husrev, gazeteyi elinden brakr. eref, |Husrev'in halinden rkmtr. Birey syleyemez.) HUSREV - Ne yzle geliyorsunuz buraya eref S Bey? EREF - Teessrnz sylediler. Geldim. Neden bu infial? zah eder misiniz? HUSREV - Anlamyor musunuz? EREF - Anlamyorum. Gazetede bugn kan eylerden mteessir olduunuzu tahmin ediyorum. Fakat hakknz var m? HUSREV - Demek hakkm yok! EREF - Elbette yok. Sizin gibi, herkesin tand, herkesin sevdii bir insan, ne kadar alka eker bilirsiniz. Biz de rendiimizi yazdk. 79 HUSREV - (Kendisine gelmee alarak) Ben hi bir okuyucu tasavvur edemem ki, bakasnn bu trl mahremiyetine tecesss duyacak kadar ruh iffetinden syrlm olsun. ftira etmeyin mterilerinize! EREF - Okuyucu budur. HUSREV - Hayr, okuyucu bu deildir. Siz busunuz. Bir kere okuyucuyu tanmyorsunuz. Yzn, biimini, isteklerini bilmiyorsunuz. Onun seciyesi stndeki kyaslar, kendinizde aryor ve buluyorsunuz. EREF - Farzedelim ki, byle. HUSREV - Byle olunca mesuliyeti zerine alacak kadar benlik ve haysiyet sahibi olmanz lzm. EREF - (rkilerek) Husrev Bey, ok ileriye gidiyorsunuz. Sizi mazur gryorum. nk... HUSREV - nk? EREF - Hastasnz. HUSREV - Gzel, belki hastaym. Yalnz u anda beni hasta bilmeyin! Bu szlerde hazmedilemiyecek bir ey buluyorsanz, onlar shhatli bir adamdan, shhatli bir dakikasnda km farzedin! EREF - Husrev Bey, rica ederim. HUSREV - Evet. yle farzedin! Mukabelenizi ok merak ediyorum. Hi olmazsa mukabelenizde biraz eref grmee muhtacm. EREF - (Bir adm geri ekilir. Mendiliyle terini siliyormu gibi alnn uuturur) Hareketinize imdi mu-hakebele etmiyeceim. Her eyden evvel gsterin bana, su bu hareketin neresinde? HUSREV - (Nefret dolu gzlerle, erefi uzun uzadya tartar) Bir adam ki, iinin cehenneminde yanyor; herkesin malik olduu en basit mdafaa silhlarm, maskelerini kaybetmitir. Bu adam, unun bunun keyfini 80 gcklamak iin tehir etmekte su yok mu? EREF - Niin olsun? Demek ki, herkes bu adamla alkadar! HUSREV - Herkesin bu adamla alkas, onda yalnz kendisine ait bir taraf, manev bir fert hak ve mlkiyeti brakmaz demek? EREF - Cemiyetin mal olan insanlar, phesiz ki biraz ahs mlkiyetlerinden feda ederler.

HUSREV - Bu fedakrlk belki herkesle mterek, d izgilere aittir. Onlarn ferdiyetlerindeki en mahrem maktalar herkese gstermekten sizi alkoyan hibir duygunuz yok mu? EREF - Yok! HUSREV - (Sol elinin parmaklaryle yzn taraklar. Surat atlayacak gibi) Yalnz bu tarznz beni ldrtabilir. Ben demek kimseyle mterek ls kalmam bir zavallym. Demek ben bu topran stnde yaamyorum. Demek ki benim beynim, kimsede olmayan bir takm vehim nebatlar yetitiren bir hastalk tarlas! Alla-hm! Ya ben bir deliyim, ya karmdaki adam insann ba-kamyaca kadar dkn bir yaratl! EREF - Husrev Bey, siz hakikaten delisiniz ve yava yava bana mazur bir insan olduunuzu unutturacaksnz! (Paravanann yanndaki Mansur, nefretle erefe bakar. Bir iki adm yaklar. Husrev omuzlar hafife bkk erefe kar.) HUSREV - Ah, keke unutturabilsem! Kuzum, bana bir kere daha syleyin! Duygu cevherinden bu kadar nasipsiz olmay kavryamyorum. Bir insan hayat ve hususiyetinde, yabanc gzlere gstermiyeceiniz sizce hibir nokta yok mu? Bunu grmekten ve gstermekten sizi 81 SEKZNC SAHNE Zeynep - Evvelkiler (eref neye uradn arm, karsna bakmakta. Mansur utancndan sa eliyle gzlerini kapatmtr.) HUSREV - (Sa elinde kordon. Sol elini erefe uzatm) Karnz metresimdir. Bunu da yazn! (Odadakiler donmu, yerli yerinde. Zeynep olduu yerde kaskat, gzleri Husrev'de. Husrev perdenin kenarnda, yar eilmi erefe doru. eref karsna kar bitkin ve akn. Mansur elini yznden eker ve heyecanla baknr. Bir ka saniye geer erefte bir kmldan balar.) EREF - (Husrev'e dnerek) Bu hareketinizi size ok pahal deteceim, Husrev Bey! HUSREV - Bugn dettiiniz gibi... EREF - Hayr! Bu defa sizi lyk olduunuz yere, tmarhaneye tktracam. HUSREV - Ah, bunu sizden beklerim. EREF - Sade benden beklemeyin! Dostunuz akliyeci Nevzat'n da fikri bu. Hatt ilettii husus tmarhane 84 iin iyi bir reklm olacanza da emin. Demin grdm, u dakikada annenize tmarhanesini gezdiriyor. yi bir yer olduunu kabul ettirmek iin. (Husrev can acm gibi ban koluna dayar. Mansur yumruklarn skm, erefin zerine yrr.) MANSUR - eref Bey! Sizin insanlktan bu kadar uzak olduunuzu bilmiyordum. Hl nasl da durabiliyorsunuz bu evde? Nasl da konuabiliyorsunuz? EREF - (Soukkanl tavrn hi bozmadan) unun iin konuuyorum ki, Husrev Bey yaknlarn iyice tansn. Kastlarn bilsin. Kendisini ona gre kollasn. Bense nian alacam yeri aka haber veriyorum. Bu bir avanstr. Nevzat gibi gazete gazete gezip sizi tmarhanemde yatracam yazmyorum. (Karsna) Zeynep! Ben eve dnyorum. Davyamz orada hallederiz. Yrynz! (Zeynep put gibi, kire rengindeki yzyle ilerler. Kimseye bakmadan paravanann arkasndan kaybolur. eref de onu takip eder. Husrev, Mansur bir mddet ylece kalrlar. Mansur ilerler. Husrev'i ihtiyatla kucaklayp bir koltua doru srkler. Yavaa oturtur. Yan banda ve ayakta durur. Husrev elleri dizinde, mtevekkil ve perian, yz tam bir cinnet ifadesinde.) HUSREV - Mansur! MANSUR - Husrev! HUSREV - ldrmak zereyim Mansur! Elimi tut, bana dnyada, evimde ve senin yannda olduumu ihtar et! MANSUR - (Hemen Husrev'in sol elini yakalayp iki avucunun iinde kuyvetle skar.) Dostum, Husrevciim. Tahamml! HUSREV - (Elini eker. Mansur'a bakmadan dal-

85 gin dalgn konuuyor. Deliler gibi ar ve acayip bir telffuz ve baz kelimeler zerinde manasz duraklaylar vardr.) Beni daima iimin rahatszlklaryle babaa brakm bir kadn! Kolera gibi zaafm ve tutulma istidadmla beslenmi, itiim sudan yuttuum havaya kadar etrafm kska iine alm bir kadn! Yanma geldike yalnzlm, bana bir ey verdike mahrumluumu reten kadn! En gzel eyini teslim ettii erkei rezil etmek iin, sonunda kocasyle el birlii yapan kadn! Son nefesini verirken, belli olmasn diye srlarn avulayan lnn parmaklarn ap, bulduu eyle beni avlamak niye-tindeki kadn! Sonra koca! Krlan erkekliini, beni tmarhaneye attrmakla tamire kalkan koca! Sonra, sonra, tmarhanesine dostunun ismiyle reklm yapmak fikrinde bir bakas! Evime benim kadar serbest girip kabilen arkadam, ruh hastalklar doktoru! Kadnmla, dostumla, ne gzel cemiyet iindeyim. MANSUR - nanma Husrev! Nevzat'a iftira etti. HUSREV - (Daima ayn dalgnlkla Mansur'a bakmadan, ar ar) Bunlar yle adamlar ki, birbirlerine edebilecekleri hibir iftira yoktur. MANSUR - (Mahzun bir ba sallayyle) Sana hak vermemek elimden gelmiyor. HUSREV - Dayanamyacam Mansur! Bunlara istediklerini vereceim. O tarzda istiyorlar ki, elimden gelmiyecek. Ne istiyorlar? Tmarhaneye mi gireyim? Gireceim. Bu halimle mart kedisi rolne mi kaym? kacam. Arkamda tef, zurna ve bir alay mahalle ocuu, sokak sokak m gezeyim? Gezeceim. Babam kendisini bir incir dalma ast. Kendimi ayn aaca, ayn dala m asaym? Asacam. Daha ne istiyorlarsa yapacam. Anlyor musun Mansur? Bunlara kar mdafaaya mecbur 86 olmak bana ok irkin geliyor. MANSUR - Husrev! Yerin dibine geiyorum. HUSREV - Artk anlyorum. Beni kendi kendimle, azabmla ve cinnetimle yalnz brakmyacaklar. Kendi kendimle yalnz kalabilmek iin ne lazmsa yapacam. (Mansur yumruuyle alnna vurur. Husrev hep o. Birdenbire paravanann arkasndan biraz evvelki kyafetiyle Ulviye kar.) 87 DOKUZUNCU SAHNE Ulviye - Evvelkiler (Ulviye paravanann hemen nne durur. Oluna bakar. Halinde byk bir teessr ve strap. Mansur, Ulviye'yi grr grmez geriler ve kadm olunun yanma yaklasn diye bekler. Ulviye bulunduu yerde kalr. Husrev annesine bakar.) HUSREV - Nereden geliyorsun anne? ULVYE - Husrevciim! Nevzat Beyle urada yakn bir yere gitmitik. HUSREV - Nereye gittiniz? ULVYE - (aalar) Ehemmiyet vermee deecek bir yer deil. HUSREV - lettii husus tmarhaneye gittiniz deil mi? ULVYE - Ah olum, sana nasl yemin edeyim? HUSREV - Ne diye yemin edeceksin? Ne kar onun tmarhanesine gitmekle? (Ulviye akn halini brakamaz. Ezilir bzlr. O anda paravanadan Nevzat kar. Odadakilere yle bir bakp Husrev'e doru yrr. Husrev onu grnce ayaa kalkar. Nevzat Husrev'in kalkmasyle durur.) ONUNCU SAHNE Nevzat - Evvelkiler HUSREV - (Nevzat'a) Annemi ne diye gtrdn tmarhanene? NEVZAT - (arr. Ulviye ve Mansura bakar. Bir eyler anlamak ister. Anlyamaz.) Hanmefendiye hastanemi gstermek istedim. HUSREV - (Tuhaf ve korkun bir tonla) Niin? NEVZAT - Hi, grsn diye.

HUSREV - Grsn ve mnasip bulursa orada yatmama raz olsun diye, deil mi? NEVZAT - Husrev, kim syledi sana bu deli samasn? HUSREV - Ben syledim, madem ki ben deliyim, deli samasn syliyecek de benim. Kim olabilir? NEVZAT - Husrev, akln bana"devir! HUSREV - Deviremem. O zaman senin iine gelmez. Beni karm olursun. NEVZAT - Husrev, dostunu kryorsun. (Ulviye bir uval gibi yanndaki iskemleye ker. Mansur da koltua oturup ban elleri iine alr. Husrev Nevzat'a sokulur.) HUSREV - Artk dostuma yalan syletmiyece89 im. Ne istiyorsan dorudan doruya iste! Benden iste! Belki veririm. Annemi kandrmana lzum yok. NEVZAT - (Ulviye'ye) Hanmefendi! Bir ey syleyin! Bakn arkadandan neler umuyor? (Ulviye yal gzlerle Husrev'i arar. Husrev annesine bakmaz ve gzlerini doktordan ayrmaz..) HUSREY - Hl m arkadalk? Hi kaplanla yaban eei, engerekle saka kuu arkada olabilir mi? Ben senin avndm. Sen bana, avc ikrna nasl bakarsa yle baktn. Tantmz ilk gnden bugne kadar beni antanda keklik bildin. Sarma dola arkadalk ettiimiz, beraberce tetkikler, mnakaalar yaptmz gnler hatrnda m? te o gnlerde bile ben senin yannda, imdilik kesilmesine lzum olmad iin beslenen knal ve kordell bir kurbandm. Sen bana u deliyi gsterip zerinde fikir sorduun zaman, bana beni gsteriyordun. Fikirlerini ve ilmini o kadar beendiin arkadan, hakikatte btn lboratuvarnla hasretini ektiin en gzel deli, en semiz parayd. nelerin, deli gmleklerin, uyku illarn, dularn, btn lboratuvarlarnla! Hatrlyor musun, bana nasl babam sorardn? Niin kendini ast? Niin kendini ast? imdi ben soruyorum, o zaman sen sorardn. Hatrlyor musun, tantmz ilk gn, eserlerimle alkan nasl tasvir etmitin? Ruh doktorluu iin ok cazibeli eyler... Sen her halde edebiyat heveslisi deildin. Bana o gnden beri yalan sylyorsun. O gnden beri bir ot ynnda yuvarlanp koyun alna giren bir kurt hali var sende. Bu hal baklardan, gllerden, sorulardan, oturup ve kalklardan tten mnalarn yeknu. Ne mant var, ne isbat; ne zabtas var, ne adliyesi! Bu hale seni ihtisasn srklemiyor. in ve ahlkn srklyor. Eyvah senin tynetinle senin ihtisasn bir araya geti90 rene! (Bir an durur) Delide akl olsa senin elinden il ier mi? Deli, dnyasn biraz tamsa, seni tanrd. (Ulviye hkra hkra alamaa balar. Mansur dehetle ayaa kalkar. Husrev artk buhrann zirvesinde, Nevzat'n burnuna kadar sokulmu, gzlerine dalmtr.) NEVZAT - (Soukkanlln muhafaza azmiyle) lusrev, ne sylersen syle, seni affedeceim. HUSREV - Yalan, bu da yalan! Syle, annemi ni-Ijin gtrdn hastahanene? Ne de olsa anadr, olunun t-larhaneye girmesine raz olmaz; grsn, akl yatsn, raz lolsun diye deil mi? Ya bunu niin istedin? Ben hastaha-Inede yataym diye. Yatmam niin istedin? yi olaym di-j ye mi? in gtrmyordu halimi deil mi, dostluk duygusu deil mi? NEVZAT - Ya ne olabilir, Husrev? HUSREV - Ne mi olabilir? Bana temin et ki kimse hastahanene girdiimi bilmiyecek, geleyim, yataym istersen. Tabi ertesi gn gazeteler yazacak, deil mi? NEVZAT - Bunu gizlemee imkn m var? HUSREV - te o zaman da senin emelin yerine gelecek. Bundan hem senin hem de hastahanenin gururu beslenecek... Birinizin manev, brnzn madd gururu. NEVZAT - stirham ederim Husrev, unun bunun i altnda kalma! HUSREV - (Mthi bir hayretle) Kimin mesel? NEVZAT - Mesel eref gibi seciyesizlerin. HUSREV - (Hzla Mansur'a dner) Grdn m lansur? Bunlar iftira edebilirler miymi birbirlerine? (Mansur'un gzleri kapanr. Yz strap dolu. Hus-| rev yine Nevzad'a dner.) HUSREV - Aziz dostum Nevzat! Seni tokatlamak

isterdim. Fakat hl iimde bir uur krnts var. Elimi tutuyor. Farzet ki seni tokatladm. Git derhal evimden ve bir gn ksene dmem iin beni uzakta bekle! Artk sokulmana hacet kalmad. NEVZAT - Bir gn vicdann ok yanacak bu szlerinden! (Nevzat derhal geriye dner. Kimseyi selmlamadan asabiyetle kar. Husrev onun kt yere doru...) HUSREV - (Kendi kendisine) Vicdanm m yanacak? u anda her yerim yanyor. Vicdanm nasl olmu da kurtulmu. (Ulviye ayaa kalkar. Elindeki mendilin iine hkrarak yrr. Dmemek iin gayret sarfediyor. Kanapeyi g bel dner. Sadaki kapdan kendisini dar atar. Kapy arkasndan kapatr. Husrev sola dner. Sol duvardaki aynaya doru garip bir yryle ar ar yrr. Aynaya bir adm kala durur. Aynadaki hayaliyle kar karya. Bir mecnun hayretiyle kendisine bakyor. Mansur, Husrev'i arkasndan takip etmi ve aynann solunda, sol yann Hus-rev'e vererek durmutur. Merak ve korkuyla dostunu tetkik ediyor.) HUSREV - (Hibir eyin farknda deil) Bu ben miyim? (Mamura doru) Syleyin bana ben kimim? (Yine aynaya doru) u surata da bak! Kasap dkknlarnda meeden bir ktk zerinde, meeden bir ekile dvlm bayat bir et parasna benziyor! (Eli yava yava alnna kar) u kafaya da bak! Nasl ezilmi, nasl hurdaha olmu. Kamyon altndan km horoz lsne benziyor! (Parmaklarn uzaktan yznn stnde gezdirir) u izgilere de bak! Ne ciz, ne akn kvrmlar iinde. Nasl alamay, nasl boalmay aryor da bulamyor. Gzlerim! Gazsz bir idare lmbas halin92 deki ndan ne de utanyor. (Elleriyle elmack kemiklerine vurur) Ya u kemikler! yen bir ocuk gibi incecik bir deri yorganna muhta! Nerede yorgan? Bu ben miyim? {Ani bir hayret buhranyle) Kim getirdi beni bu hale? Bu adam ezmezler, srndrmezler, tmarhaneye sokmazlar da ne yaparlar? (Ceketinin yakalarna yrtacak gibi yapr) Bu elbiseler benim deil mi? Kim kuand elbiselerimi, kim giyindi benim kalbm da kt karma? (Aynadaki hayline, avaz kt kadar) Syle diyorum, ben, bu ben kimim? (Husrev'in elleri yavaa der. Sol tarafa kayar. lOrada bulduu bir iskemleyi arkalndan yakalar. Yava I yava bir balta gibi kaldrr. Gzleri hep aynadaki hayalin-Ide. Hayalini nianlad bellidir. Mansur dehetten dehete geiyor ,fakat menetmee cesaret edemiyor. O anda sadaki kap alr. Eikte Ulviye.) 93 ONBRNC SAHNE Ulviye - Evvelkiler (Ulviye ancak kanapeye kadar erliyebilir. Orada kalakalr. Husrev'in aynay krmak zere olduunu farket-mitir.) ULVYE - (Heyecanla haykrarak) Husrev! Ne yapyorsun? (Husrev arkasna bakmadan hareketini durdurur. skemle havada, bir an tevakkufta, Husrev, iskemleyi yerden ald tarzda, kesik kesik, ayn yavalkla yere brakr. Annesine dner.) HUSREV - (Alayan bir sesle) Hi, anne! PERDE NC PERDE 94 (Yalda Husrev'in kitap odas. Cephede, yerden bir kar yksekliinde pencere. Solda, oturulacak yz ve iskemlesi sol duvar tarafnda ve cephesi kar duvara doru, drt ayakl, byk bir yaz masas. Yaz masasnn stnde, solda bir abajur, ortada hokka takm, sada bir ka kitap. Yaz masasnn nnde, sol kesine yapk ve cephesi meydana doru, geni bir koltuk. Yaz masasnn ta karsnda ve sa duvarda, ii odun dolu bir mine. minenin sa ve sol yannda, duvarn ii oyulmak suretiyle yaplm iki ak ktphane. minenin stnde, duvara mus-selles bir kordonla asl byk bir yal boya portre. Husrev'in babas. Tpk Husrev. minenin mermeri stnde altar mumlu iki gm amdan. Sadaki duvarn n ksmnda ve mineye bir ka metre

mesafede sofaya alan buyuk kap. minenin sa ve solunda biri cephenin sol kesine, br sol duvarn n ksmna bakan iki koltuk daha. minenin nnde ve iki koltuk arasnda alak ve yuvarlak bir sigara masas. Sol duvarn n ksmnda, duvara bitiik "'e yaz masasna bir ka metre mesafede bir divan. Divann yaz masas tarafndaki bana bir etajer bititirilmi. Etajerin sanda bir telefon, ortasnda bir heykel, solunda bir abajur. Etajerle yaz masas arasnda kk bir kap. Sol duvarda ve etajerin stnde, kaln ve siyah bir rtyle ka97 pal bir ereve. Eya batan baa stil. Cephedeki pencere arasndaki iki boluk ksmnda, birer sehpa zerinde iki abajur daha. Sadaki kapya yakn ktphanenin nnde de bir kolon abajur. Tavanda tenvirat yok.) BRNC SAHNE Kimse yok - Sonra Osman (Perde alr almaz kitap odas olduu gibi grnr. Bombotur. Pencerelerden gelen tek tk k krntlarndan baka meydanda hi bir k yok. Mevsim k, vakit gece ve oda karanlk. Uzaktan rzgr uultusu gelmekte. Birdenbire telefon alar ve durur. Gelen yoktur. Peinden bir daha, bir daha alar. Sadaki byk kap alr. Osman girer. Girince kapyle ktphane arasndaki elektrik dmesini evirir. Btn abajurlar yanar. Mavi, krmz, sar, portakal rengi bir k demeti hasl olur. Osman telefona koar. Ahizeyi kulana gtrr...) OSMAN - Buyurun efendim! (Bir an skt) Hus-rev Beyin yals! Evet, evet efendim. (Bir an skt) Hayr, kimse yok. (Bir an skt) Beyefendi mi? Makadaki apartmanda deil mi? (Bir an skt) Hayr! Buraya hi uramad. Ne bugn, ne dn. (Bir an skt) Peki efendim. (Bir an skt) Ben mi? Ben uak Osman! (Osman ahizeyi yerine koyar. Mteessir bir tavrla geldii yerden kar. Giderken abajurlar sndrmez. Rzgr uultusu kh ykseliyor, kh alalyor. Rzgrn duraklar gibi olduu bir anda telefon yine ac ac ter. Bir daha ter. Osman acele acele ieriye girer.) 98 KNC SAHNE Osman (Osman telefona seirtir. Ahizeyi alr.) OSMAN - Benim efendim, Osman! (Bir an skt. Heyecanla...) Siz misiniz hanmefendi? Buyurun efendim! (Uzunca bir skt) Beyefendi gelmediler efendim. Hi uramadlar. Demin bakalar da sordu. Efendim? (Skt) Aa kesildi. Evet, ben kestim. Dibinden testereyle kestim. (Bir an skt) Bastne efendim. Peki efendim. (Bir an skt) Emredersiniz! (Hibir sey anlamyor gibi telefonu kapatr. Kendi kendisine sylenir.) Yarabbi, sen kurtar efendimi! (mineye doru yava yava yrr. minenin nnde durur. Yere melir. Alak masadan kibrit kutusunu alr. mineyi yakmaya alr. Bir iki kibrit sarfeder. Rzgr arada bir duyulmakta. Tam mine alev almaa balamtr ki sadaki kap alr. Srtnda paltosu, yakas kalkm, banda apka, elleri cebinde, bir hayl gibi, Hus-rev ieriye girer.) 99 NC SAHNE Husrev - Osman (Husrev, Osman' grr. mineye dner. apkasn karr. Eline alr. Osman farknda deil. Odunlarla urayor.) HUSREV - Niin akt bahe kaps? OSMAN - (Husrev'i grm, hayretle ayaa kalkmtr.) Siz misiniz Beyefendi? Ben ak braktm. Demin geldim de. HUSREV - Ne aryorsun burada? Kitaba merakl ' deilsin sanrm. OSMAN - Telefona cevap vermek iin geldim. HUSREV - Kim telefondaki ? OSMAN - Hkmet doktoruyum dedi.

HUSREV - Ne sordu? OSMAN - Sizi sordu. Yalda msnz diye sordu. HUSREV - Ne cevap verdin? OSMAN - Yahya hi uramadnz syledim. 100 HUSREV - l! Git rhtma da beni getiren sanda-j ln parasn ver! (Osman hzla kar. Husrev divana doru yrr. Divann nnde durur. apkasn divana atar. Paltosunu karr. Onu da atar. Hareketleri yava. Yaz masasna geer. Oturur. Dirseklerini masaya dayayp ban elleri iine alr. Rzgr slklar durmutur. Ses ada yok. Husrev hep ayn vaziyette. Bir ka saniye geer. Derinden bir piyano sesi gelmee balar. Piyanoda ar bir para alnmakta ve kompozisyon icab, ses bazan odaya dolmakta, bazan ok uzaklarda kalmaktadr. Piyano sesi ok hafifler gibi olur. O anda telefon alar. Sadaki kapdan soluk solua Osman gi-jrer.) 101 DRDNC SAHNE Osman - Husrev (Osman, odann ortasnda, akn, kalr. Husrev yumruklarn akaklarndan indirir.) HUSREV - kar u telefonun fiini! OSMAN - (Anlamam gibi) Efendim? HUSREV - ek telefonun kordonunu, kar duvardan! OSMAN - Cevap vermeyim mi? HUSREV - Verme! OSMAN - Peki efendim. (Osman telefona atlr. Telefon yine almaa balar. Osman etajerin arkasndan fii karr. Telefonun zili yarda kesilir. Skt. Piyano sesleri canlanyor. Osman yaz masasnn nne geer. Efendisine bakar.) HUSREV - Nereden geliyor bu piyano sesleri? OSMAN - Bitiik yaldan efendim. Btn gn aldlar. HUSREV - Susturamaz msm? 102 OSMAN - sterseniz gidip rica edeyim efendim? HUSREV - Vazge! Sen atee bak! (Osman derhal geriye dner. Yrr. minenin nnde melerek atei dzeltir. Husrev yzne vuran abajur altnda iyice grnyor. Artk hakik bir deliye dnm. Yz ufalm, kaym, ok zayflam. Atei dzelten Osman' sinsi ve sabit gzlerle seyrediyor. Osman atei dzelttikten sonra ayaa kalkar. Efendisine dner. Ellerini nnde bititirir. Piyano sesleri hznl bir tem zerinde.) HUSREV - Osman! OSMAN - Buyurun beyefendiciim! HUSREV - Ka yandasn? OSMAN - (akn) Altmbe yandaym. HUSREV - Ka senedir bizdesin? OSMAN - Krk seneyi geti. HUSREV - Benim doduum zaman hatrlyor musun? OSMAN - Nasl hatrlamam efendim? Sizi sekiz dokuz yama kadar ben gezdirirdim. HUSREV - Nerede gezerdik? OSMAN - Yalnn bahesinde, dada, krlarda. HUSREV - Nasl bir ocuktum? OSMAN - (Skntl bir hayretle) O kadar gzel, o kadar iyi kalpli bir ocuktunuz ki... Fakat beyefendi! Niin soruyorsunuz bunlar? HUSREV - Orasn ge! Sekiz dokuz yana kadar dedin deil mi? OSMAN - (Daima akn) Evet efendim. HUSREV - Yani babamn kendisini ast seneye

.kadar. OSMAN - (ok mteessir) Allah rahmet eylesin! (Piyano sesleri birden durmutur. Derin bir skt.) 1( 103 HUSREV - (Ayn sabit gzlerle ve bir fikri sabit edasiyle...) Osman! OSMAN - Efendim, beyim? HUSREV - Allah var m? OSMAN - (Korkmu, incinmi) Elbette var, elbette var. HUSREV - Ne biliyorsun? OSMAN - (Adeta isyankr) Bilmez miyim? Biliyorum. HUSREV - Gster yleyse! OSMAN - Gsteremem. Fakat var. HUSREV - Osman! Ben de gsteremem. Fakat bence de var. (Bir an, ba teessrle gsne den Osman'a bakar.) Sorsana niin diye? OSMAN - (Hkrkt) Niin efendim? HUSREV - Grnmedii iin. Grnen eylerden olmad iin. OSMAN - (Ban gsnden kaldrr. Yalvarr gibi) Beyefendiciim! Yatak odanza bakaym m efendim? HUSREV - (Hi kulak vermez) Osman! OSMAN - Efendim! HUSREV - Ben grnen eylerdenim. Beni gryorsun deil mi? OSMAN - (Alar gibi) Evet efendim. HUSREV - Ben neye benziyorum? (Osman strapla ban saa evirir. Cevap vermez.) HUSREV - Syle! Neye benziyorum? OSMAN - Beyefendi! htiyar uanza acyn! Hi byle ey sorulur mu? Neye benzeyeceksiniz? HUSREV - Beni bir eye benzet! Herkes bir eye benzer. 104 OSMAN - Allah benzetmesin efendim, babanza benziyorsunuz. HUSREV - (Eliyle minenin stndeki tabloyu gsterir) u adama deil mi? Mademki benziyorum, Allah niin benzetmesin? OSMAN - (ok muztarip) Allah benzetmesin! HUSREV - (Yavaa ayaa kalkar) Osman, merak etme! Ben babama benzemiyorum. OSMAN - (Dehete batm, elini azna gtrr.) Ya neye benziyorsunuz? HUSREV - Ben bir deliye benziyorum. OSMAN - Allah vermesin, Allah korusun! HUSREV - (Yaz masasna dner. Parmayle havada garip bir daire izer.) nsan niin deli olur Osman? OSMAN - Ah efendim, balayn suumu! nsan ok dnmekten deli olur. HUSREV - Osman, hi ban detii yerden kan akmaz olur mu? Benim de beynimden kan akyor. Ben dnmyorum, beynim kaynyor. Gryorum, gzlerimi yumunca gryorum. Beynimin etten yuvarla stnde her dnce bir damla siyah kan gibi yuvarlanyor. Ben istemiyorum Osman! Fakat hi ban detii yerden kan akmaz olur mu? OSMAN - Dnmeyin beyefendi! HUSREV - Herkesi dndrmee al, dnd-remezsin. Beni dndrmemee al, yine elinden bir ey gelmez! Ben bakalarnn dnmemee mahkm olduu kadar dnmee mahkmum. Osman! Pencereleri amak istiyorum. Bam souk havaya uzatmak ve kpekler gibi

haykrarak halk penceremin altna toplamak istiyorum. Dnmek istemiyorum diye barmak, ulumak istiyorum. Osman, dnmek istemiyorum! Dn105 mek istemiyorum. V (Osman, gzlerini sildii eliyle yzn kapam. Artk tahamml edilmez hale gelmitir. Husrev'in nazar babasnn resminde. Bir iki saniye resme bakar. Piyano ok uzaklarda tekrar balar.) HUSREV - Osman, ek elini yznden! (Osman derhal elini yznden eker.) HUSREV - Dn geriye ve bak resmine babamn! (Osman geriye donup resme bakar.) HUSREY - Bu adam tandn m Osman? OSMAN - Tanmaz mym efendim? Beni yalya o ald, bana ekmeimi o verdi. HUSREV - Hi babamn elini tuttun mu Osman? OSMAN - Elbette beyim. Ka kere tuttum ve ptm. HUSREV - (Deli edasyle) Scak myd elleri? (Osman cevap vermez. Ba kesik bir ba gibi gsne der.) HUSREV - Ne sorarsam cevap ver! OSMAN - Tabi scakt efendim. HUSREV - imdi o eller nerede? imdi onlar belki bileinden kopmu, buzdan souk, be tane kemikten kalem! (Mzik Husrev'in sesiyle mutabakat halinde. Cmle duraklarnda mzik^alnz kalr ve daha iyi duyulur. Cmle balanglarnda Husrev'le birleir. Husrev maraz tavrlarla resme doru iaretler yaparak konuuyor.) HUSREV - Bu gzler, bakt zaman gren, grd eyin haylini ayna gibi iine aksettiren bu gzler nerede? Onlar birer fincan renkli suydu. Topraa dkld. Buhar olup bulutlara kart. (Sesi birden coar. Gitgide kendisini kaybediyor. )Nerede bu adam Osman? Gzn, yzn, ellerini, ayaklarn brak btn terkibiyle, terkibinin tek ve yegne mnasiyle nerede bu adam? Eridi, dald, kurudu, ufaland, silindi deil mi? Ya erimek, dalmak, kurumak, ufalanmak, silinmek de ne demek? Her ey erir, dalr, kurur, ufalanr, silinir. Fakat bu adamn terkibinden kan, terkibinin mihrak noktasndan fkran hayat alevleri, varlk evk ve kudreti, var olmak haz ve emniyeti nasl silinir? Bu haz ve emniyet iradesi nasl olur da miskin eczamz birbirine lehimlemez? Leimizi ensesinden kavrayp ayaa kaldrmaz? Yoksa asl giden, silinen o mu? (Skt, mzik.) Hayr! O silinmiyor. Belki deil, yzde yz silinmiyor. atlarm, yine inanamam. Silinemez. Fakat nereye gittiine, nerede gezdiine, nasl olduuna aklmz ermiyor. Osman! Aklmz yetmiyor. Onun iin ldryomz. u resme bak! Bir takm nebatlardan karlm boyalaryle, muambas ve erevesi karmzda. O bir eyin kendisi deil, taklidi. O eyin kendisi yok, taklidi var. Bu nasl gne ki kendisi yok, dalgalarda aksi var? (Skt, mzik.) Yaamyoruz. Resimlerimiz, fotoraflarmz kadar yaamyoruz. Mendilimiz, gmleimiz, potinlerimiz kadar yaamyoruz. (Hzla dnp masasn gsterir.) Bir sigara kdn u masaya koy, stne bir ta brak, kaplar kapa ve git! yz sene sonra gel, yerinde bulursun. Belki sararm, belki burumu, fakat yine o. Bir sigara kd kadar yaayamyoruz. Kefenimizden evvel ryoruz. Duyuyorum! Kulak ver, sen de duyarsn! Toprak altnda, milyarlarca kurdun, tr tr dut yapraklarm yiyen milyarlarca ipek bcei gibi, milyarlarca ly yediini duyuyorum. (lgn) ller! Gzsz kulaksz kurtlarn itii kpkl ampanya damlalar! Tozun topram mezeleri! Korkun bir saklambacn korkun oyuncular. Kurtarn beni ebedilikten! ldm si107 zi araya araya...Kurtarn beni dnmekten! (Husrev susar. Mzik fevkalde srkleyici ve dndrc. Husrev tam bir deli. Dizleri stnde yere me-lir gibi yaylanm, liyle mehul bir eyi gsteriyor. Osman, efendisinin arkasnda, ba gsnde, sessiz alyor. Husrev hep o. Mzik devam ediyor.) HUSREV - Allahm, ben yok olamam! Her ey olurum yok olamam. Para para doranabilirim. Nokta nokta lekelere dnebilirim. Ttn gibi kurutulabilir, ince ince kylr, bir ubua doldurulur,

iilir, havaya savrula-bilirim. Fakat yok olamam. Madem ki bu kadar korkuyorum, yok olamam. Eczahane cameknlarmda, ispirto dolu bir kavanoz iinde, drlm bir ocuk ls gibi, yumruk kadar bir et parasna inebilir, bir ieye hapsedilebilirim. Fakat ienin camndan yine dary seyreder, nmden geenleri grr, kendimi bilir ve duyar, kendimi ve Allahm dnebilirim. Raz deilim Allahm! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemi olmaya, mevcut olmamaya raz deilim. (Skt, mzik.) Bu dnyada brakamayacam hibir ey yok. Ne deniz, ne aa, ne ehir, ne ev, ne kadn, ne de ben. (Eliyle gsne arpar.) Bu kalbm, bu zarfm, bu kafesimle ben. Onlarn hepsini brakabilirim. Fakat uurumu, bilmek, duymak, var olmak uurumu brakamam. Razym bir toz paras olaym. nsanlar zerime basarak gesin. Canm acsn, duyaym. Canmn acdn duyaym. Razym bir kertenkele olaym. Kzgm yaz gnlerinde bir bahe duvarna trmanaym. Trnaklarm tulalara geireyim. Yeil ve slak srtm gnee vereyim. Fakat gnele srtm arasndaki pmeyi duyaym. Tulalarn incecik zerrelerini sayaym. Kovuklardaki bceklerin, bir boru iinden bakar gibi bana baktklarn greyim ve dneyim. Razym bir nokta olaym. Fakat o noktaya btn kinat, btn mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Alarm, tepinirim, atlarm, ldrrm, lrm, fakat yok olamam. (Skt, mzik.) Her ey benim olsun, vereyim, gkler, yldzlar, gkteki samanyolu, ay, dnya vereyim. Fakat aklm bana kalsn! (Ac ac ulur) Aklm bana kalsn! Aklm!.. (Husrev, birdenbire parmaklarnn uciyle kafasn tutarak durur. Mzik yalvaryor. Osman, Husrev'in arkasndan frlar. Efendisinin sa yanma geer. Husrev, sanki beyninde bir bomba patlam gibi, tyler rpertici bir halde. Osman'n yanna kotuunu farketmi, fakat tavrn bozmamtr. Gzleri ya ve kan hcumundan phtam. Eliyle ban kavram, bir ey kefetmek istiyor gibi. Mzik son ve ksa bir rpntdan sonra durur. Husrev kalarn alabildiine atm, bir ey tutmak istiyor.) HUSREV - (Osman'a hi bakmadan) Osman, bu szlerim benim deil! (Osman, efendisinin maksadm anlayamaz. Korkuyla Husrev'e sokulur. Yzne baka kalr. Husrev sanki ldryor.) HUSREV - (Sesi yrtc bir tonla patlar) Bu szler benim deil, Osman! OSMAN - Efendim! Anlyamyorum. Sizin deil de kimin? HUSREV - Oradaki adamn szleri! OSMAN - Oradaki adam da kim? HUSREV - Bir eyler yazdm ya ben! Hemen oynadlar tiyatroda? OSMAN - Evet? HUSREV - te oradaki adam! OSMAN - Onun lflarn siz yazmadnz m, beyim? 108 109 HUSREV - Onun lflarn ben yazdm. Benim lflarm dajjmdi o yazyor. OSMAN - Beyim, kurbannz olaym, yatn artk! HUSREV - Yataklar beni almyor Osman! (Derin bir skt. Uzaklarda ac bir zil sesi.) OSMAN - Sokak kaps alnyor. zin verir misiniz aaym? HUSREV - (Deminden beri hi bakmad Osman'a yine bakmaz) A amaya! Fakat dmanlarm gelmise alma ieriye! OSMAN - Kim, beyim dmannz? HUSREV - Herkes, herkes! Sen onlar grnce tanrsn. (Zil tekrar ter. Osman bam strapla sallyarak sadan kar. Husrev saa dner. Divana yrr. Durur. Geriye dner. Divana oturur. Yz kapya doru arkas duvara dayal. Yere demiyen ayaklan kap istikametinde uzanm. Ban duvara gmerek gzlerini kapar. Ani bir rzgr uultusu pencereleri sarsp geer. Birden merdivenlerden pat pat ayak sesleri. Bir ses kapnn t yannda barr.) SES - Brak beni mbarek adam! Anlaana derdimi! Efendini, Beyefendiyi kurtarmaya geldim. (Sadaki kap alr. eriye heyecan iinde, srtnda paltosu, elinde apkas Turgut girer. Arkasnda Osman.) 110

BENC SAHNE Turgut - Osman - Husrev (Turgut, Husrev1 i divanda grnce tevahhula durur. Hrmetle eilir. Husrev gzlerim am, fakat hi tel eseri gstermiyor.) TURGUT - stadm, efendim, yalvarrm beni kovmayn! Bir saniye dinleyin! Tesadf bana, hakknzda mthi bir ey retti. Alak bir dman pususu. Nefretimden, kederimden lyorum. Size onu haber vermee geldim. HUSREV - Nasl eymi o? TURGUT - gn evvel, gazetede, patron eref beyle asabiyeci Nevzat Bey bulutular. Patron beni bir i iin armt. Yanmda konumakta mahzur grmeden devam ettiler. HUSREV - Size emniyetleri varm demek? TURGUT - Olmaz olsun byle emniyet! Sizi, affedin syliyemiyorum, bir yere kapatmak iin tertibat alyorlard. 111 HUSREV - Ne ekmiyorsunuz? Tmarhaneye desenize! TURGUT - Evet stadm! Nevzat icap eden raporu vereceini syledi. Hkmet doktorluuna mracaat ii iin birbirlerine randevu verdiler. Fakat ailenizden bir ikyet lazmm. Nevzat bu ikyeti validenizden alacan syledi. Alamasam bile onun da normal bir insan olmadn bildiririm, umumun selmet ve emniyeti noktasndan resm makamlarn dikkatini ekerim dedi. HUSREV - Ah, ne gzel! TURGUT - fkemden atlayacak hale geldim. Patronumla mehur doktoru tokatlamamak iin dudaklarm srdm. Size derhal haber verecektim. Veremedim. nk onlar takip etmek, plnlarn iyice renmek istedim. Tam Makaya komak zereydim ki sizin apartmandan katnz haberi geldi. Btn stanbul haberi duydu. ki gecedir evinizde deilmisiniz. Herkes yalya ekildiinizi sanyordu. Buraya telefonla soranlar bulamamlar. Hanmefendi bata olmak zere kimse nerede olduunuzu bilmiyormu. Hanmefendi ile aktr Mansur Bey dn btn stanbul'u aramlar. HUSREV - Neler olmu, ne tuhaf eyler! TURGUT - Nihayet dn patronla asabiyeci bulutular. Sizin nasl olsa yalya gideceinizi sylediler. Bu bir frsattr dediler. Bugn iimizi bitirir, yaly gzetletir, onu zabta kuvvetiyle gtrrz. HUSREV - Annem ikyet mektubunu vermi mi? TURGUT - Hayr! Patron, Nevzat'a, imzalad m diye sordu. Nevzat, ikna edemedim dedi. Nevzat validenize demi ki, eer bir mddet iin tmarhaneye kapatlmazsa olunuz kendisini, babasnn ast aaca asar. Buna ramen valideniz mektubu imzalamam. HUSREV - Ya nasl muvaffak olacakm beni zorla gtrmee? TURGUT - ikyet olmadan da mmknm. ier hkmet doktorluunca bir adamn deli olduu btbl edilir, cemiyet iinde serbest kalmasnda bir tehlike grlrse onun polis kuvvetiyle tmarhaneye atlmas ka-bilmi. HUSREV - Demek i benim deli olduumu isbata Icalyor. Bu kolay. TURGUT - Ah stadm! Btn bunlar anahtar de-Iliinden dinledim. Nevzat dedi ki: Ben memleketin en ta-Innm akliyecilerinden biriyim. Bu sahada bir otorite-jyim, raporum hkmet doktorluunca reddedilemez. HUSREV - Teekkr ederim ocuum. Tmarhaneye girsem de bu hareketinizi unutamam. TURGUT - Efendim! Msaade ediniz! Meseleyi her yere haber vereyim. Kyametler koparaym. Bu I ahlkszlar tehir edeyim. Halk ve hkmeti aydnlatalm. sterseniz izin verin! Burada kalaym. Sizi trnaklarma kadar her eyimle mdafaa edeyim. HUSREV - Tekrar teekkr ederim. Btn bunlara lzum yok. Siz en gzel hareketi yaptnz. i burada brakn! TURGUT - Msaade buyurun! Yannzda kalaym. Korkuyorum. HUSREV - Korkacak hibir ey yok. Siz gidin artk! Hem onlar, hem beni serbest brakn! Ricam kabul etmez misiniz? TURGUT - Arzunuz bence bir iradedir. Gidiyorum. Allah yardmcnz olsun! HUSREV - Teekkr ederim.

(Husrev oturduu yerden Turgut'a elini uzatr. Tur112 113 gut atlr, bu eli per. Teessrden bunalm, sadaki kapdan kaarcasma kar. Osman olduu yerde ezgin. Husrev dorulur, yerinden kalkar.) HUSREV - (Osman'a) Bahe kaps kilitli deil ya! OSMAN - Deil beyim! Fakat? HUSREV - Ben rhtma kadar gideceim. OSMAN - Beyim hava ok fena. Zifiri karanlk. Yamur balad. rsnz. HUSREV - Ben bir ey yaptm zaman nme geme. OSMAN - Beyim, efendim! Merhamet edin! HUSREV - (Byk bir telkin kuvvetiyle) Kal burada sen! (Husrev ilerler. Sadan kar. Husrev kaybolunca Osman minenin yaknndaki pencereye koar. Darsn grmek ister gibi alnn dayar. ylece kalr. Yamur sesi. - Peinden rzgr uultular, pencere ihtizazlar. Saniyeler geer. Sadaki byk kap alr. Ulviye, Mansur, Turgut girerler.) 114 ALTINCI SAHNE Ulviye - Mansur - Turgut - Osman (Ulviye nde, Mansur arkada, Turgut en arkada bir ka adm atarlar. Osman hl camdan bakyor. Ulviye odaya girer girmez Turgut'a dner.) ULVYE - (Turgut'a) Beyefendi! Siz kaln bizimle! u anda hakik dostlara ihtiyacmz var/Husrev'i sevdiinizi gryorum. Bana anlatacanz eyleri birazdan anlatrsnz, olmaz m? TURGUT - Emredersiniz efendim! (Osman duyduu sesler zerine hemen dner. Ulviye'yi grr. Ellerini nnde kavuturur. Bekler.) ULVYE - (Osman'a) Nerede Beyefendi? abuk syle! OSMAN - imdi rhtma kt efendim. Grmediniz mi? ULVYE - Biz sokak kaps tarafndan geldik. Bu havada nasl braktn Beyefendiyi? OSMAN - Nasl brakmaym Hanmefendi? Ne yapaym da brakmaym? 115 MANSUR - (Ulviye'ye) hakk var Hanmefendi! Ne yapsn? ULVYE ( Osmana) Bari kestin ya aac? Telefonda sylemitin. OSMan - kestim efendim. Testereyle t dibinden kestim. ULVYE - (Mansur'a) Gidelim mi dersiniz rhtma MANSUR - Olmaz Hanmefendi! Sonra kzar. O imdi buraya gelir. ULVYE - Ya bizi burada grnce kzmaz m? MANSUR - (Osman'a) Ne lemde Bey? OSMAN - ok fena efendim, ok fena! MANSUR - (Ulviye'ye) imdi Hanmefendi! En iyisi baka bir odaya gemek ve hareketlerini oradan takip etmektir. Onu imdilik Osman'la babaa brakalm. ULVYE - Doru! kalm hemen buradan! (Turgut'a) Buyurun Beyefendi! Yandaki odaya geelim. (Ulviye sola doru yrr. Solda yaz masasnn yaknndaki kapdan kar. Mansur'la Turgut da arkasndan. Bir ka saniye geer. Osman mahzun ve dnceli, alevleri seyrediyor. Sadaki kap alr. Husrev girer.) YEDNC SAHNE Husrev - Osman

(Husrev tutuk bir yryle Osman'a doru bir ka adm atar. Durur.) HUSREV - Kim kesti bahedeki incir aacn? OSMAN - Ben kestim efendim. HUSREV - Kim syledi kesmeni? OSMAN - Hanmefendi emrettiler. HUSREV - Ne kar bir ciz inciri kurutmaktan? Hanmefendiye syle! Sana emretsin. imdeki aac kes! O ciz deil, ok kuvvetli. OSMAN - Ah beyim. Ben ne yapaym? HUSREV - Hi, ne yapacaksn? (Husrev yaz masasna doru yrr. Etajerin arkasndan geer. Soldaki kk kapnn aralk olduunu grr. Aralk kanad eliyle tutarak aacakm gibi yapar. Ban Osman'a evirir.) HUSREV - Bu kap demin kapalyd. Kim girdi yatak odama? 117 116 OSMAN - Vallahi beyim, ne syliyeyim? Ne syleyeceimi bilemiyorum. (Husrev kapnn kanadn aar. eriye dik dik bakar. Mzik gayet hafif yine balamtr.) HUSREV - Kim o karanlktaki glge? OSMAN - Valideniz efendim. HUSREV - (eriye seslenerek) Anne, gel buraya! (Husrev geri geri ekilir. Odann ortasna yaklar. Osman'n iki adm nnde durur. Soldaki kapdan muz-darip bir hortlak gibi Ulviye yava ve vezinli admlarla nne bakarak girer.) 118 SEKZNC SAHNE Ulviye - Evvelkiler HUSREV - (Annesine divan iaret ederek) Otur uraya anne! (Ulviye etajere dner. Divana, iliir gibi oturur. Osman, annesine korkun bir tarzda bakan Husrev'in yan tarafndan hanmm tell gzlerle seyrediyor. Ulviye Osman'a eliyle iaret ederek kmasn bildirir. Osman sadaki kapdan kar. Mzik artk ykselmi, duyuluyor.) HUSREV Anne! ULVYE - Olum! HUSREV - Niin inciri kestirdin? ULVYE - stemiyordum. O aac grmeni istemiyordum. Kabahat mi ettim? HUSREV - Anne ben o aaca baktm zaman babam grm gibi oluyordum. Babam greyim diye rhtma ktm. Aradm, aradm. Nihayet onu ta dibinden ve toprak hizasndan kesilmi buldum. ULVYE - Yavrum! Bu kadar fena bir htras olan aac niin mdafaa ediyorsun? 119 HUSREV - nk o babamd. O bendim. O o-cukluumdu. O her eyimdi. Kkken onun dibinde oynardm. Ona yaslanr, bulutlar seyrederdim. Glgesine snrdm. O benim dadmd. O senden sonra en sevdiim eydi. En sevdiim eyden en byk fenal grdm. Babam kendisini ona ast. O benim yine en bal olduum ey kald. imdi onu kestiniz. Ta dibinden, toprak hizasndan kestiniz. Bylece dnyam kesmi oldunuz. Artk anlyorum ki, dnyam, ta dibinden ve toprak hizasndan kayboldu. ULVYE - (Alyarak) Husrev, affet! Anneni affet! Bu ii bana bala! HUSREV - Kendimi ayn yere asmaym diye korktunuz. Onu gre gre babamn yolundan gitmeyim diye korktunuz. Vah aklszlar! Bam, stnde bir ayva gibi kuracam ta m yok, duvar m yok? Deniz mi, dere mi, uurum mu yok? Cam, kemik, odun mu yok? nsan ne ldrmez ki? (Skt, mzik.) Gryorsun ya, insan ne erden pten! ULVYE - (Bararak) Olum, beraberce lelim de kurtulalm! (Husrev yzn meydana ve arkasn yaz masasna dndrr. Soldaki kk kapdan, birer glge halinde Mansur ve Turgut girerler.)

120 DOKUZUNCU SAHNE Mansur - Turgut - Evvelkiler (Mansur'la Turgut orackta, omuz omuza kalrlar. Husrev'e grnmek istemezler. Husrev de arkas onlara doru olduu iin grmez.) HUSREV - (Annesine bakmaz. Yznde yeni bir frtna.) Anne, beni nasl dourdun? ULVYE - (lk basafcasna) Husrev! HUSREV - (Hi farkunda deil, Annesine dner. Mansur'la Turgut'u grmez. Mzik daima Husrev'le ahenk iinde.) Anne, beni nasl dourdun? Siz analar, dnyaya bir evlt getirirken dnmez misiniz? Dnmez misiniz insan nedir diye? nsan kadar hassas bir cihaz var m? Boluklara uzatlm bir anten gibi sinirleriy-le, alayan bir surat gibi buru buru beyniyle, bir firkete ucuna dayanamyacak kadar ince bir insan! Bu cihaz dnyaya nasl getirirsiniz? Onu yeryzne ne cesaretle karr ve yeryznn meseleleriyle nasl da kar karya brakrsnz? Be yanda bir ocuu ylanl bir kuyuya 121 sarktsanz daha az korkar. Bizi dnyaya getiren sizsiniz. Bu kudrete maliksiniz de imdadmza niin gelmiyorsunuz? Haydi gelsenize! (Husrev susar. Mzik derin. Ulviye sol kolunu alnna kaldrm, rkek bir ocuk gibi yana bzlm, baylmak zere. Husrev annesine bir iki adm atar. nnde durur. Yere diz ker. Ellerini annesinin dizine koyar. Annesi bu manzaray grr grmez gz yalarn tutamaz. Alayarak eilir. Elini olunun salarna sokar. Mansur ve Turgut, olduklar yerden, omuz omuza, endieyle balarn uzatrlar.) HUSREV - Anne, beni affet! Ben seni deil, sen beni affet! Ben bir deliyim. ULVYE - Deilsin evldm, deilsin. HUSREV - Deliyim anne! Yazk ki deliyim. Bir ey deil, senden utanyorum. Seni elleme mahcup ettiim iin utanyorum. Anne! Benimle mahcup oluyorsun deil mi? ULVYE - (Gizli gizli alyarak) Hayr, ben seninle iftihar ediyorum. Mahcup olmuyorum. Keke her anne, senin gibi bir evlt dourabilse. HUSREV - Anne, sana beni niin dourdun dedim. Beni affet! Sen her anne kadar mbareksin. Beni do-urmasaydn ben imdi belki lmden korkmyacaktm, cinnetten titremiyecektim. Bu kadar korktuumuz eylerin zdd olan nimete sayenizde kavuuyoruz. Sen her anne kadar mbareksin. Ben deli olursam kabahat senin deil anne! (Husrev, annesinin parmaklar salarnda, gzlerini kaldrp Ulviye'ye bakar. Ulviye'nin gzlerinden ya iniyor. Husrev de annesinin dizlerine kapanr. Sarslmaa balar. Mzik durmutur.) ULVYE -(Kendi alad halde) Alama yavrum! 122 HUSREV - (Ban kaldrr) Anne, ben mrmde bir kere aladm. Hiten bir ey iin, doya doya kana kana aladm. Bilmem hatrnda m? Bundan yirmi be sene evvel. Sen byk bir felketten yeni km gen bir duldun. Ben bir asker mektebinde okuyordum. Haftada bir kyorduk. Sen mektebe geldin. Kapda beni grmee msaade etsin diye bir zabitle konuuyordun. Bense baheye km, bir aacn arkasnda sizi t uzaktan gzetliyordum. Sen benim orada olduumu bilmiyordun. Yamur yayordu. Seni uzaktan, bir araf iinde, incecik haylinle gryordum. Zabit sana bir takm iaretler yapt. Galiba grmemizin mmkn olmadn syledi. Sen de dndn. Yamur altnda, evimize saatlerce uzak o yerde, tek bana, boynu bkk, uzaklatm gittin. Kim bilir nereye gittin? Geceyi nerede geirdin. Sen giderken, ben de saklandm aaca bam dayadm. Belki bir saat, belki bir mr aladm. (Husrev dizleri yerde, cephesini meydana dndrr. Ksk ve tiz bir tonla ve dalgn bir bakla devam eder.) HUSREV - Seni hl, gecenin karanlnda, yamur altnda ince ve mahzun haylinle mektebin kapsnda gryorum. (Husrev, cephesi daima meydana doru, ayaa kalkar. Ulviye gzlerini olundan ayrmaz. Husrev mineye dner. Yrr. Ktphanenin nnde durur. Ulviye ban nne doru sarktr. Turgut'la Mansur olduklar yerde Husrev'e bakyorlar. Husrev ktphaneden siyah ciltli bir kitap karr.

Kitab kartrr. Birden kitapta bir yer bulur. Bulduu yerin iine parmaklarn geirip kitab sa eline alr. Dner. Dner dnmez Mansur'la Turgut'u grr.) HUSREV - (Mansur'la Turgut'a) Vay! Siz de mi buradasnz? Demek ben artk tam bir deliyim. nsanlar 123 benden gizleniyor. Arkamdan lflarm dinliyor. MANSUR - Canm Husrevciim! Sana yakn ben de ac ekiyorum. Birdenbire grnmek istemedim. HUSREV - Keke ben de grnmeyebilsem. Keke ben de kendi kendimden gizlenebilsem. Bzlme kapnn yannda Mansur! Meydana k! (Mansur akn, yrr. Turgut yerinde kalr. Mansur, ocak yanndaki cephenin sol kesine bakan koltua oturur. Husrev annesine dner. Elinde kitap.) HUSREV - Anne, gel yanma! (Ulviye ayaa kalkar. Husrev'e yaklar. Husrev bulduu yerden kitab aar. Parmayle gsterir.) HUSREV - Anne! u kurun kalemiyle yazlm not babamn yazs deil mi? ULVYE - Belki Husrev. HUSREV - (Cebinden bir mektup kd kararak kitabn ak sahifesine koyar.) te babamn vaktiyle sana yazd bir mektup! ki yaz da ayn deil mi? ULVYE - (Hkrarak) Ayn Husrev. HUSREV - Grm mydn bu notu bu kitapta? ULVYE - Hayr. HUSREV - Bak ne diyor: Aptal muharrir! lme il lmdr. (Ulviye irkilerek Husrev'den bir iki adm uzaklar. Husrev sknetle kitab kapatr.) HUSREV - Aptal muharrir! lme il lmdr. Babamn bu kelimesini vaktiyle bilmi olsaydm hi yazar mydm eserimi? Sorar mydm sana hi, babam kendisini niin ast diye? ULVYE - Baban da hep lm dnrd. O yzden ld. HUSREV - O yzden lmedi. Syleyemiyorsunuz. 124 Onun btn illarn dktler. l ielerini boalttlar. Ona baka il brakmadlar. ULVYE - (Barr) Ben mi brakmadm, Husrev? HUSREV - Kim bilir, ya sen, ya bakas, farknz ne birbirinizden? ULVYE - Husrev! Yine anneni unutuyorsun. Yine deiiyorsun. HUSREV - Kt yanar, bir kl yapra olur. Deimitir. Artk gemi ola! Bir daha eski haline dnmez. Ben de bir kere deitim. Artk gemi ola! MANSUR - (Dehetle Husrev'i dinledii koltuktan frlar) Husrev! Bu kadar yaknlarndan phe etme. HUSREV - (Ortaya dner. Kendi kendisiyle konuuyormu gibi. Tane tane.) phe mi dediniz? Bu bana gklerin cezas. Bir aralk yle sandm ki gzlerime akrep kuyruu gibi sivri bir mil sokuldu. Zehirden bir damla aktld. Bir de baktm ki hi bir ey eski heyetinde deil. Bir de baktm ki eskiye ait her ey yanl. Ana, baba, dost, kadn hakknda bildiklerim yanl. Su yzne kan bir le srt gibi bambaka bir dnya, bambaka iklimleri, bambaka insanlariyle dnyamn yerini ald. Bir de baktm ki her ey, yeniden muayeneye, yeniden tahkike muhta! Dorusu bu muydu? Ne bileyim? Soan gibi i ie, gmlek stne gmlek giyinmi saysz dnyalar gryorum. Hangisi doru? Ne bileyim? Tek bir ey mi doru! Bana bu dnyay, bu deliler dnyasn bir doru emniyeti iinde gsteren ceza, gklerin cezas. (Mansur'a dner) Hale bak! Bir incir dalna aslan babann olu, babas niin kendisini asm, otuz sene sonra yakalar gibi oluyor. ULVYE - 'Arkadan haykrr) Husrev. kar baban hatrndan, gelmedi baban, yok baban! HUSREV - (Ulviye'ye dner) Seni grdke anne, 125 hep babam hatrlyacam. Bana grnme yleyse! (Ulviye imek gibi dner. Soldaki kapdan hzla kar. karken kapnn yanndaki Turgut'u da ekip beraber gtrr. Birbiri peinden ikisi de karlar. Husrev yaz masasna kadar gider. Kitab masaya brakr. Masann nne geer. Elleriyle arkadan yaz masasna dayanp Mansur'a bakar. Mansur neye uradn bilemez bir vaziyette, koltuun yannda. Mzik yine canlanyor. Teker teker, tularn zerine baslyormu gibi kesik kesik sesler geliyor. Tam bir musiki cmlesi tekil

etmeyen bu sesler, sz aralarnda kmyor. Sonlarda ve durak yerlerinde ksa su arltlar halinde duyuluyor.) HUSREV - Mansur! MANSUR - Efendim! HUSREV - Sen benim eserimi oynadm deil mi? lm korkusu piyesini! MANSUR - Evet Husrev. HUSREV - Onu oynarken yaadn m? MANSUR - yle yaadm ki sahnede olduumu unutuyordum. HUSREV - Halbuki piyesimdeki adam kendisini asar. Babasnn asld aaca asar. Madem ki yaadn, ne aryorsun karmda? (Mansur birden parmaklarn azna gtrp srr. Sonra ban eer. Cevap vermez.) HUSREV - Mansur! Ben de biliyorum. Deliyim. Aldrma lflarma! MANSUR - (Hemen ban kaldrarak) Husrev! Sen hibir an deli olmadn. Olmayacaksn. HUSREV - Deli olmasam hi bama gelenler iin kabahati annemde bulur muydum? Kabahat bende. MANSUR - Niin sende olsun Husrev? 126 HUSREV - A! Bilmiyor musun? MANSUR - Bilmiyorum. HUSREV - (Tavrlar tamamiyle delice. Kendisine mahsus iaretlerle.) nk bir adam yaratmaa kalktm. Bir adam yaratmak. (Mzik cmleleri noktalyor. Husrev ldryor.) Bir adam yaratmak... Ona bir kafa, bir ift gz, bir burun, bir az uydurmak. Ona gre bir beyin yapmak ve gsnn iine bir kalb takmak. Saat gibi ilesin, kann vcudunda dndren bir kalb. Bir kalb, anlyor musun? Gya duyan, aclarna, sevinlerine yataklk eden yer de oras. Bir kalb. Bitti mi? Biter mi? Bu adama bir de kader izmek lzm. Bu adam yayacak, gezecek, tozacak, bandan bir eyler geecek. Bu adamn mesel bir babas olacak. O baba bir incir dalna aslm bulunacak. Sonra o da... Eeee? (Haykrr) Ben Allah mym? MANSUR - (Sa eli koltukta. Sol elini Husrev'e uzatarak.) Husrev, brak! HUSREV - Brakmam Mansur! tesi var. Biz bu dnyada her ey, en sefil nebattan tut, en uzak yldzdan tut, en kudretli insana kadar btn mevcutlar, bilerek bil-miyerek Allahtan gelen cazibenin kasrgas iindeyiz. Sonbaharda yapraklar nasl borann ektii istikamete ullanrsa, hepimiz, her ey, Allaha doru gidiyoruz. MANSUR - (ki eliyle koltuunun arkalklarna dayanarak) Husrev! HUSREV - Deliyim dedim ya, brak beni halime! MANSUR - (Mthi bir hayretle elini enesine gtrr. Koltua der) Braktm. HUSREV - (Mansur'a adm adm yaklar. Tavrlar bsbtn deli.) Biz, bu dnyada her ey, Allann birer meczubuyuz. O, Allah, kemllerin kemli. O noktaya 127 tutkun, bilerek bilmiyerek ondan onu istiyoruz. Bu yolu aan, bu atei bizde yakan da o, biz deiliz. Biz Allann murad nisbetinde kemline brnebiliriz. Fakat o, Allah olabilir miyiz? (Mansur, sur'at ve hayretle ellerini yzne gtrr. Yzn kapar.) HUSREV - Allah gayedir. Her varlan ey gaye olabilir mi? Yollar uzun, yollar sonsuz, yollar ak... Bilerek bilmiyerek Allaha doru yol almak vardr, varmak yoktur. Varabildiimiz hibir ey, hibir ufuk Allah deildir. Allah sonsuzluktur. Hi sonsuzlukla boy lmek olur mu? Hi adetler, milyonlar ve milyarlar sonsuzlukla yarabilir mi? MANSUR - (Yerinden frlar) Dikkat Husrev! HUSREV - Ben deil, sen dikkat et! MANSUR - Fenalamandan korkuyorum. HUSREV - Artk hibir eyden korkma! Az kald, rahata kyorum. (Mansur cevap vermez. Ezilir. Yine koltua oturur. Husrev'i bekler.) HUSREV - Bir adam yaratmaa kalktm. Ona bir surat ve kader bulmak... Nerede bulaym? Kendimi buldum. Suratsz ve kadersiz adam ahland. Zincirini krd. Elimden kat. Ben insanm. Beni arkamdan vurdu. Suratsz ve kadersiz adam benim suratm taknd. Kalbm giyindi. Kaderimin iine yatt. (Bir an skt) Benim de kaderim buymu. (Mansur oturduu yerde, lgnlk geiriyormu gibi salarna yapr. ylece ayaa kalkar.)

HUSREV - Ben trmanmak istediim kayadan dtm. Meer ok ileriye gitmiim. Yasak lkelere girmiim. Gz kr, yrrken, bir iyan yuvasna basar gibi 128 baz srlarn stne bastm. Onlar gaipler leminin bekileriydi. rktler ve beni arptlar. (Taar) Yaratc neymi, yaratmaa kalkarak tamdm. Yalanc ilh, dorusunu tand. Glge artist z sanatkr tand. Ben imdi, u anda tanyorum Allah. lminin, sanatnn karsnda akl m veriyorum. Aklm bir cephane deposu gibi patlyor, kl oluyor. Bekle, az kald. MANSUR - Husrev sus! ldrmak zereyim. HUSREV - (Mansur'un zerine yryecekmi gibi hareketle) Dur. Sana ikimizin de eserini gstereceim! (imek gibi dner. Masann ekmecesini aar. Kaln ciltli bir kitap karr. Mansur'a uzatr.) Bak, bu benim eserim! lm korkusu. Nedir bu? Bir takm kelimeler, vcutsuz hayller, aslsz rivayetler... (Orta yerde ve dimdik durur. Kitap elinde.) yi bak! Bu da onun eseri. Ben! Elimdeki kitapla, bir yangna benziyen manzaramla, bu rplak hakikatimle ben! MANSUR - (Kendinden gemi, haykrr.) Husrev, kes sesini! HUSREV - Al sana yaratmak!... (Husrev son kelimesinde sa eliyle kitab havaya kaldrr. Ar bir ta atar gibi geriler. Var kuvvetiyle ortadaki pencereye frlatr. Pencere angr angr krlr. ni bir rzgr l. Perdeler uuuyor. Mansur elleriyle ban kavram. Husrev'in karsnda iki bklm. Husrev angrtdan sonra Mansur'a dner. Avaz skt kadar haykrr.) HUSREV - lm korkusu piyesimin ba aktr! Piyesimi sen oynamadn. Oynayamadm. Ben oynuyorum. Nasl iyi mi oynuyorum? (Grlty duyan Ulviye koarak soldaki kapdan girer. Turgut arkasndan. Mzik kesilmitir.) 129 ONUNCU SAHNE Ulviye - Turgut -Evvelkiler (Ulviye yaz masasna kadar koar. Eliyle masann sandaki kitaba arpar. Drr. Patrty duyan Husrev geriye dner.) HUSREV - (Gelenleri grr grmez) Gelin, ieriye gelin! Oyun var! Yazdm piyesi oynuyorum. Gelin! (Ulviye korkusundan kollarn iki yana aar. Geri geri gider. Turgut, sola, yaz masasnn arkasna kamtr. Ulviye duvara arpar. Saa uzatt sa eliyle duvardaki rtl levhaya tutunur. Levhann siyah peesi deri Meydana Selma'nn byk, agrandize resmi kar. Husrev resmi grr grmez gzleri falta gibi alm, resme mhlanr. Artk kimseyi grmez. Ulviye korkuyla Husrev'in nnden geer. Divana iliir. Turgut, gzleri Husrev'de, kendisirji yavaa yaz masasnn iskemlesine brakr. Mansur yanndaki koltua kp, koltuun arkalna dayad sa kolunun stne kapanr.) HUSREV - Selma, ldrdm kz! Ben seni 130 unutmutum. (Annesine bakar) Ben bu resmin burada olduunu unutmutum. Ne de biliyorsunuz bana ait eyleri gmmeyi! Ne de biliyorsunuz! (Koltukta, yaral gibi bzlen Mansur'a.) Mansur! Kalk ayaa! (Mansur ayaa kalkar.) HUSREV - Mansur, bu kz benden istedin. Onu sana verecektim. imdi ne yapacam? MANSUR - Husrev, kapa, rt, gm, artk maziyi! HUSREV - Ya mazi her eyse, her eyi gmeyim mi? (Herkes perian. Husrev'in cinneti her an biraz daha keskin. Daim deli edasyle resme bakar.) HUSREV - Mansur, syle kardeim! Seviyor muydun onu? (Mansur herkese arkasn dner. Ulviye divana kapanr. Turgut ban yaz masasna arparcasna dayar. Husrev hep resme mhl.) HUSREV - Msaade edin de bundan sonra onu ben seveyim! Krkna basan yamla, bu tmarhanelik halimle, bir baba gibi deil, bir erkek gibi seveyim Sel-ma'y. Msaade etmez misiniz? Bir ly sevemez miyim? Gnah m, ayp m? Hani ldrasya sevmek derler. ldrasya seveyim. Gryorsunuz, ldryorum. (Husrev gzleri resimde, susar. Mzik matemli bir bocalay iinde. Saniyeler geer.)

HUSREV - (ok hazin, ok yava.) Hani bir deli, tmarhanede bir tahta paras bulur. Onu sevgilisi farze-der. Dizlerine yatrr. Ona hediyeler verir. Elbiseler giydirir. Onunla her an beraber, sonsuz bir hayat yaar. Brakn, ben de Selma'y yanma alaym. Selma yanmda kalsn. Onun taze bir gelin gibi incecik vcudunu kollarma gmeyim. Kyamete kadar onunla kalaym. 131 (Mansur herkese dnm, brleri olduklar yerde dorulmu, gzlerinde ve hallerinde dehet, Husrev'e bakyor.) HUSREV - (Resmin mknatsyetinde mahpus) Selma, bekle beni deliliin cennetinde! Geliyorum. Sensin benim kadnm! Bu gne kadar her kadn bana senden bahsetti. Senin ihtiyacn brakt. imdi buldum seni! Benim elimle lerek bana tutturdun kendini! (Husrev susar. Ulviye, Mansur, Turgut katalepsi halinde. Husrev hep resme bakarak drt be adm geri geri gider. Birdenbire bir eye arpm gibi durur. Gzlerini resimden kurtarr. Ulviyeye, Mansura, Turgut'a ayr ayr bakar.) HUSREV - Artk hibirinizi gremem. Gidiyorum. ULVYE - (Avaz avaz) Husrev! Nereye gidiyorsun? v HUSREV - Sakn kimse gelmesin arkamdan. (Sadaki byk kapya doru yrr. kar. Man-sur'la Ulviye yrtc baklarla gz gze. Turgut da yaz masasnda, Ulviye'ye bakyor. Mzik snmtr.) ULVYE - (Mansur'a) Mansur Bey, olumun szleri sizi incitmedi deil mi? MANSUR - (Mthi bir heyecanla),Ne diyorsunuz hanmefendi? Beni asl bu sznz incitebilir. Hus-rev'i konuturan Selma'nn ruhudur. Selma'nn defterindeki u satrlar hatrlayn! Benim iin ka yanda olursa olsun, yeryznde bir erkek var. O da o! Ben de Selma'nn fikrindeyim. (Ulviye gzlerini yumar. Turgut yerinden frlyarak Ulviye'nin nne geer.) TURGUT - (Ulviye'ye) Hanmefendi! Size her eyi anlattm. Bir saniye kaybedersek mahvoluruz. 132 ULVYE - (Ayaa frlar. Fakat decekmi gibi sallanr) Mansur Bey! (Mansur, atlr, Ulviye'yi tutar. Dmesine mni olur.) MANSUR - (Heyecanla) Ne var Hanmefendi? (Ulviye baylmamak iin kendine gelmee alr. Cevap veremez.) TURGUT - (Mansur'a) Anlatmaa vakit yok. Mansur Bey! Derhal Husrev Beyi zorla alp buradan karmalyz. MANSUR - Neden? (Ulviye ayakta duramaz. Divana ker. Turgut Ulviye'ye yardm eder. Mansur kala kalr. Sadaki kapdan hkmet doktoru, sonra gardiyan, daha sonra iki sivil memur, en arkada Osman, girer.) 133 ONBRNC SAHNE Hkmet doktoru - Gardiyan -Birinci ve kinci sivil memurlar - Osman Evvelkiler (Hkmet doktoru, Ulviye'ye doru ilerler. Gardiyan, sivil memurlar ve Osman kapnn yannda kalrlar. Ulviye ve Mansur hayretten donmu, gelenlere bakyor. Turgut fkeyle sokulur.) HKMET DOKTORU - Muharrir Husrev Beyin valideleri siz misiniz efendim? ULVYE - Benim, ya siz kimsiniz? HKMET DOKTORU - Hkmet doktoruyum. ULVYE - (Heyecanla ayaa kalkar) Ne istiyorsunuz? HKMET DOKTORU - Beni af buyurun! Fakat olunuzun fen bakmndan yannzda ve cemiyet iinde kalmasnda mahzur grld. Onu gtrmee mecburuz. TURGUT - (Hkmet doktoruna) Beyefendi! Ben 134

her eyi biliyorum. nann ki size haber verenler, sizden resm tavassut istiyenler bir iki namussuzdur. Husrev Beyin hibir eyi yok. Msaade edin, izah edeyim! HKMET DOKTORU - (Turgut'a) Husrev Beyi mahede altna alacaz. Eer hasta deilse derhal serbest kalacaktr. MANSUR - (Hkmet doktoruna) Fakat ne yapyorsunuz? Memleketin en hretli sanat adamn di bir deli gibi nasl gtreceksiniz? HKMET DOKTORU - Ben vazifemi yapyorum. Husrev Bey hakknda, yine memleketin en hretli mtehassslarndan biri rapor verdi. MANSUR - (ldracak gibi) Hakik namussuz ite o! HKMET DOKTORU - (Birinci sivil memura) Memur bey! arn Nevzat ve eref Beyleri alt kattan. Cevap versinler bu sze. MANSUR - Aman Yarabbi! Buraya kadar da m geldiler? BRNC SVL MEMUR - (Hkmet doktoruna) araym efendim. (Birinci sivil memur kar. Hkmet doktoru, Man-sur'a dner.) HKMET DOKTORU - (Mansur'a) tidalinizi elden brakmayn! Eer hakkndaki umum selmet ihbar yalansa birka gne kadar belli olur. hbar ok mthitir. Kendisini asmas, annesini ldrmesi, una buna saldrmas ihtimali vardr. Ben vazifem icab mahede altna aldrmaa mecburum. Beni mazur grn! TURGUT - (Hkmet doktoruna) Siz tabi mazursunuz. Fakat hakikati bilseniz; bir insan sfatiyle, nefretinizden atlarsnz. 135 HKMET DOKTORU - Merak etmeyin! Her ey belli olur. MANSUR - (Ban tutmu) Allahm! Kurbanlarnn yuvasna kadar da gelebiliyorlar. (Sadaki byk kapdan Husrev, sakin fakat korkun girer.) ONKNC SAHNE Husrev - Evvelkiler (Husrev, kapnn yanndaki gardiyan, ikinci sivil memur ve Osman'n yanndan geer. Hkmet doktoruna doru yrr. Doktor, Ulviye'nin korkulu hareketlerinden birinin geldiini anlar. Hzla arkaya dner. Husrev'e heyecan ve teessrle bakar.) HUSREV - (Hkmet doktoruna) Kim olduunuzu sorabilir miyim? HKMET DOKTORU - Hkmet doktoru! HUSREV - Beni tmarhaneye gtrmee geldiniz deil mi? (Hkmet doktoru ban eer. Cevap vermez. Ulviye yzkoyun divana der. Mansur'la Turgut yumruklarn skp atlmak isterler. Husrev onlar grr.) HUSREV - (Mansur'la Turgut'a) Yok! Tela lzum yok! Her ey yolunda. (Sadaki ak kapdan srayla Nevzat ve eref girerler. Fazla ilerlemeden kapnn yannda dururlar.) 137 136 ONNC SAHNE Nevzat- eref - Evvelkiler (Husrev, arkada kaldklar iin gelenleri grmez. Nevzat'la eref, hissiz birer put gibi, atk kalaryle bekliyorlar.) MANSUR - (fke ve heyecandan boulmu. Gelenlerden haberi yok.) Husrev! Brak sana yardm edeyim. HUSREV - stemem. (Husrev geriye dner dnmez henz mevki alan Nevzat'la erefi grr. Kaskat kesilir. Mansur'la Turgut da onlar grrler. Hkmet doktoru akn gzlerle hakikati soruturmaktadr.) HUSREV - (Elini Nevzat'la erefe uzatm, hkmet doktoruna.) Ya bunlar kim? HKMET DOKTORU - Biri mehur bir akliyeci, br gazete sahibi. HUSREV - Niin geldiler? 138

HKMET DOKTORU - Biri icabnda nezaret etmek iin! HUSREV - br de icabnda gazetesine yazmak iin. (Hkmet doktoru, mteessir, cevap aratrr. Herkes kafasna bir ta dm gibi cansz.) HKMET DOKTORU - (Husrev'e) Beyefendi! Gryorum ki byk bir eyiniz yok. Ksa bir mahede her eyi halledecek. HUSREV - Beni nereye gtreceksiniz? HKMET DOKTORU - Mahede yerine. HUSREV - Hayr! Ben tmarhaneye gitmek istiyorum. HKMET DOKTORU - Husrev Beyefendi! Kendinizi teessre kaptrmayn! aln, gsterin ki, bir eyiniz yok. HUSREV - Var, bir eyim var. Artk bu adamlarn gezdii ak havada gezemem. MANSUR - (Turgut'un kollarndan frlayarak Husrev'e sarlr) Husrev! Seni brakmyacam. HUSREV - Kendimi ben brakyorum Mansur! Sana ne der? MANSUR - Husrev anana ve dostlarna ac! HUSREV - (Hkmet doktoruna) Beyefendi! Halinizden belli ki, siz bir insan ocuusunuz. inizde belki ufak bir phe vardr. Bu adam ya deli deilse diye ufak bir phe. te o pheye hitap ederek sylyorum ki, ben Nevzat Beyin hastahanesine gitmemek artyle ve kendi irademle geliyorum. Temin edin bana! Hkmet hastahanesine gireceim, deil mi? HKMET DOKTORU - (ok mteessir.) Size yemin ederim ki, devlet messesesine gidiyoruz. 139 HUSREV - (Eliyle Nevzat ve erefi gstererek) Bu adamlara vazifelerinin bittiini syleyin! karn evimden! (Hkmet doktoru, Nevzat'la erefe doru yrr. Onlar hibir ey yokmu gibi hl kaskat. Doktor yanlarna gider. Yavaa kollarna girerek darya karr. Hus-rev, yar mecnun bir halde, divandan dorulmu olan annesine doru yrr. Mansur, Turgut'un omuzuna dayanm hkrr. Sadaki kapdan birinci sivil memur girer.) ONDORDNC SAHNE Birinci sivil memur - Evvelkiler 140 (Birinci sivil memur, ikincisinin kulana bir eyler fsldar. Husrev, annesine yaklamtr.) HUSREV - Allahasmarladk anne! ULVYE - Husrev! Sen gidersen ldrrm kendimi. HUSREV - (En hazin tonuyla.) Anne! Brak beni bu cemiyet iinde yaamaym. Bir kolumda sen, birinde Selma, tmarhanede lmek istiyorum. (Husrev dner, sadaki kapya doru birka adm atar. Durur, kapdaki birinci, ikinci sivil memurlara bakar.) HUSREV - (Memurlara) Gein iki yanma, memur beyler! (Memurlar Husrev'in iki yanma geerler. Husrev zahmetle kapya doru yrr.) 141 ULVYE - (Ban kaldrm lk koparyor) Evldm! Gitme! Gitme! HUSRJEV - (Durur, ban arkaya evirir.) Ne yapaym anne! Kestiniz incir aacn! (Ulviye ban duvara arpp arkaya derken Man-sur deli gibi gzlerini aar. Turgut elleriyle yzn rter. Husrev sanki srtyor.)

PERDE

8 Temmuz 1937... Gece yars..Perembe.. 63 numaral maden oca... Zonguldak..

You might also like