You are on page 1of 244

16.

Asrda Osmanl Sahas irleri Hakknda Yazlm Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm Adl Tannmayan Bir Tezkire
Ara.Gr. srafil BABACAN
zet: Klsik Trk Edebiyat hakknda bilgi veren en nemli kaynaklarn banda ir tezkireleri gelir. Bu eserler, hem irlerin biyografileri, hem de iir deerlendirmeleri asndan olduka nemlidir. almamzn konusu olan Garb tezkiresi, onaltnc asrn ilk yarsnda kaleme alnm olup, byk bir ihtimalle, Osmanl sahas Trk irleri hakknda yazlan ilk Trke ir tezkiresidir ve bugne kadar lkemizde tannmamtr. Eserde, onnc asrn ikinci yars ile onaltnc asrn ilk yars arasndaki irler sz konusu edilmektedir. Eserin mellifinin Anadoludan Safev lkesine g etmesi, her iki sahay deerlendirebilecek bilgi ve donanma sahip olmas ve kendi dnemindeki Osmanl irlerini yakndan tanyan bir kii olmas gibi sebepler tezkirede, edebiyat tarihimizle ilgili baz nemli tespitler yaplmasna neden olmutur. Buna bal olarak eserde, bata Mevln, Sleyman elebi, Necat ve Revn olmak zere edebiyat tarihimizde iz brakm airler hakknda nemli tespitlere rastlanr. Ayrca mellifin, daha ok Mevlev evrelerine yakn irleri bir araya topladn iddia etmesi, eseri, Esrar Dedenin Tezkirei uar-y Mevleviyesi ile beraber Mevlevlik ve Mevlev airler hakknda nemli kaynaklardan biri haline getirir. Anahtar Kelimeler: ir tezkireleri, Garb, Osmanl irleri, ran Azerbaycan, 16. Asr Osmanl Sahas Trk Edebiyat

Giri Trk edebiyatnn biyografik kaynaklarndan ir tezkireleri hakknda birok akademik alma yaplmtr1. Derli toplu bir edebiyat tarihinin yazlmas iin bu eserlerin tam metinlerinin akademik olarak ortaya konulmas zorunludur. Bugne kadar biyografik kaynaklar konusunda yaplan pek ok yayn sayesinde trih-edeb adan kymetli eserlerimiz ve bunlarn melliflerinin hayat hikyelerini gn yzne karma imkn domutur.
Tarih kitaplar ve bir ksm hl tercmeleri ieren eserler dnda srf irler hakknda yazlan uar tezkireleri, edebiyat tarihileri iin birinci elden kaynaklar arasnda saylr (pekten 1988: 25). Tezkere, Arapa zikr kknden

Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits / ANKARA babacan@gazi.edu.tr

bilig K / 2007 say 40: 1-16 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

tretilmi bir kelimedir. Zikr, anma, hatrlama, szn etme anlamlarna geldiine gre tezkire, hatrlamaya vesile olan ey manasna gelir. Bu geni szlk anlamna dayanlarak kelime, eitli manalarda kullanlmtr: Bir eyi hatrlatmaya ya da bir haberi bildirmeye yarayan ksa pusula; herhangi bir i iin izin verildiini bildirmek zere hkmetten alnan kt; askerin terhis olduunu gsteren belge; ayn ehirdeki resm daireler arasnda gidip gelen yazma, bunlarn balcalardr. Bu kelime ve terim anlamlarnn dnda tezkire, edebiyat terminolojisi olarak ok daha geni kullanm alanna sahiptir. Bu manada kelime, Osmanl toplumunun madd ve mnev kltrn meydana getiren her meslekten yaratc kiinin biyografik knye yazcln temel alan bir trdr (sen 1997: 28-29). Trk Edebiyatndaki uar tezkirelerine, Fars Edebiyatndaki Lbblelbb, Baharistan ve Devleth tezkiresi gibi eserler nclk etmitir. Bu trn edebiyatmzdaki ilk rnei Ali r Neva tarafndan Meclisn-Nefis adyla yazlmtr. Umum tarihler dnda bizde mstakil biyografi kitab olarak kaleme alnan ilk rnek, Laminin Nefehtl-nsn tercme ve zeylini ihtiva eden Fthul-mchidn li-Tervhi Kulbil-mhidn (y. 1520) adn tayan eserdir (sen vd. 2002: 10). Osmanl sahasnda bilinen ilk uar tezkiresi, Seh Beye it Het-Behit adl eserdir. Bugne kadar Trk edebiyatnda otuz drt adet ir tezkiresi tespit edilmitir. Bunlardan yedi tanesi onaltnc yzyla ittir. Ancak bizim yurt dnda rastladmz bir yazma mecma iinde bulunan Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm adl bir blm de, ir tezkiresi zellii gsterir. Bu tezkirenin ranl Trk yazar ve Trkolog Hseyin Muhammedzde Sddk tarafndan eski harflerle yaplan basm (Sddk 1382 / 2003), bizi, eserin mellifine ve yaad dneme ynlendirmitir. Daha sonra da grlecei gibi hayat hakknda eseri dnda hibir kaynakta bilgiye rastlamadmz Garb adl mellif, byk bir ihtimalle eserini ya HetBehitten nce ya da ayn dnemde ondan habersiz olarak kaleme almtr.

I. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rmun inde Bulunduu Yazma Mecma eitli engellerden dolay dorudan gremediimiz ancak mikrofilm ktsn ve CD kaytlarn elde ettiimiz bu yazma mecma, ilk defa sayn Sddk tarafndan grlm ve kayt altna alnmtr. Buna gre nshann zellikleri u ekildedir: Garb klliyat onuncu hicr asra ait bir eserdir. Nestalik hattyla o dnem Osmanl lehesi zellikleriyle kaleme alnmtr. 184 varaktr. lk ve son vara yenilenmi, sar renkli Semerkant kadndan, irkin lekelere sahip su renginde, mavi ve sar kenarlklar olan, her sayfas oniki satrdan ibret bir yazmadr. Eser, 1934 ylnda zel bir el tarafndan satn alnarak ahs bir ktphaneye kaydedilmitir . Ancak Trke eser olmasndan dolay, gerekli zen gsterilmemi2, baz sayfalar koparlarak kark bir halde it
2

Babacan, 16. Asrda Osmanl Sahas irleri Hak. Yaz. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm

olmad yerlere yaptrlmtr. Varak numaralar olmayp sonradan sayfa numaralar verilmitir. Bulunduu zel ktphanede okuyucu hizmetindeki eserler arasnda yer almaz. Eser, Sddk tarafndan incelenirken, koparlan sayfalar dikkate alnarak tekrar sayfa numaras verilmitir. Mecmann sonunda ise Allahn rahmetine muhta, zavall Muhtr bn-i Irak-i Mergnin elinde Allahn yardmyla tamamland. aramba gn Tarh ehr 2, Rebil-evvel sene 998 anlamnda Arapa-Farsa bir istinsah kayd bulunmaktadr3. Milad 1590 ylna karlk gelen bu tarih, eserin muhtevs incelendiinde, kaleme alnmasndan ok sonraki bir tarih olduu anlalacaktr. Bu da yazmann bir baka nshadan istinsah edildiini gstermektedir. Eserin blmleri ise u ekildedir: a. Bat Trkesi ya da Azer Trkesine dayanlarak evrilmi lzmunNevsb veya Risle-i Yuhanna adyla mehur ksm. Bu kitabn asl Arapadr ve bazlar onu Rzeddin Tvsa isnat etmitir. Eserin aslnn Arapasndan iki nsha, (4 cilt) sitn- Kuds-i Rezev Ktphanesinde mevcuttur. Farsa tercmesinden de 6 cilt Meclis-i r-y slm Ktphanesinde bulunmaktadr. Risle-i Yuhanna, kelm ve akid konularnda mehurdur. Kitap, drt mezhebin limleri tarafndan sz konusu edilmi srilli Yuhannann dilinden ann gerekliini ispatlamaya alr. Dier mezheplerin bozuluu hakknda deliller getirir. Ayrca slm dini ve a mezhebi dndaki dinlerin ve mezheplerin de geliimi sz konusu edilmitir Eserin sonunda, slmn ve a mezhebinin hakk olduu bahsi yer almtr. Bazlar bu eserin Farsa nshasn Ebul-fth Rzye de isnat etmektedir. Bazlarysa, eserin Arapa metninin, Keful-Hucb vel-str mellifi eyh Bah tarafndan yazldn syler. Mellifin sz konusu tercmesi, Arapadan yaplm ve nshada 16 ila 36. varaklar arasnda yer almaktadr. Bu ksm u ekilde balar: Hikyet-i Yuhann Tekzb Mezemmet-i Mnfikn ve Tasdk-i Yakn-i Ehl-i mn. Bu mukaddimeden sonra Garb, Yuhanny drt mezhebin mderrisleriyle kar karya getiriyor ve Yuhann onlarn her birine diyor ki: nyet-i lh, efat-i Muhammed ve Murtaznn vgsyle benim yldzm parlayarak iman ettim. Gnein iinin yla temas ediyorum. Bana Muhammed ve Alinin iret ettii doru yolu gsterin. Yuhannnn delillerinin sonunda Garb, Snn mezhebinin batl olmas ve ann tasdiki adl bir blm (varak 22 ve sonras) yazmtr. b. Menkb: Menkp blm, manzum ve mensurdur. Mecmuann 1-17. varaklar arasnda yer alr. Kendine has, salam ve secili bir nesir slbuyla 12 imamn faziletleri bir risle halinde ve tek para olarak anlatlmtr. c. Kasdeler, Terc ve Terkb-i Bendler: 36 ile 47. varaklar arasnda 14 masum hakknda 9 kaside ve iki terc-i bend yer alr. Son kasdede iki defa tecdd-i
3

bilig, K / 2007, say 40

matla yer alr. Son kasidede ah Tahmasb-i Safevden vgyle bahsedilmitir. Altnc kasdesi 54 beyittir ve ilk beyti Farsadr. kasidesi tegazzllerle balar ve 5. kasdede de ah Tahmasb vlr. nc kasde 32 beyitlik kaz redifli bir kasidedir. ki terc-i bendden biri Hazret-i Alinin faziletleri, dieri Hazret-i mam Hseyinin ehdetinin znts hakknda yazlmtr. ir, terc-i bendlerinin her biri iin nvn- manzm msra yazmtr. Birinci terc-i bend her biri on iki beyit olan 6 bendden olumutur. kendisini Safev dnemi Trkesinin ilk numnelerinden sayabileceimiz ikinci terc-i bend ise, her biri beyit olan 12 bendden mteekkildir. d. ehr-Fasl Rislesi: 52-77. varaklar arasnda manzum ve mensur olarak yazlmtr. Garb, her faslda, Kuran yetlerinin muhtevsna ve Hazret-i Peygamberin hadislerine dayanarak a mezhebinin tasdikini ve Hazret-i Alinin velyet ile kermetlerini sz konusu etmitir. Nesir paralar daha ok vg zerine kurulmutur. Nesir ksmlarn birbirine kk manzum parlar balar. Bu nesir ksmlar harmonik bir musikye sahiptir. Garb, drdnc fasln sonunda h smil Hatnin bir gazelini tahmis etmitir. e. Dvn- Garb: 76 ile 124. varaklar arasnda, 144 gazel, iki murabba, 4 muhammes, 2 terkb-i bend, 15 ksa mesnev, 12 kta, 14 rb, 48 matla, 28 makta, 12 matla ve makta-i mzdevic, 34 ferd vardr (Sddk 1382/2002: 18-22). f. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm: almamza konu olan bu ksm 136 ile 163. varaklar arasnda yer alr. Mevln Celledn ile balar Latfi4 (Deli Birder) ile son bulur. Bundan sonraki ksmda gazeller devam eder ve h smilin baz gazellerinin tahmisleri yer alr. 163. varakda ise Garbnin son kasidesi vardr. Belirtilen sayfalar arasnda da koparlma ve yanl yaptrmalardan dolay yer yer kesintiler ve atlamalar yer almaktadr. Eserin Dvn ve Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm ksm, H. M. Sddk tarafndan 2003 ylnda Tahranda, bugnk ranl genel Trk okuyucusuna hitap etmek amacyla, tarih dil zellikleri kaldrlp yerine modern Azer Trkesi zellikleri konmak suretiyle yaynlanmtr5.

II. Tezkire ve Mellifi Hakknda Bilgiler Bu eserin yazl tarihi, yeri ve mellifi Garbnin hayat hakknda, kayda deer bir bilgiye imdilik rastlamadk. Elimizdeki bilgiler ve bu bilgilerden yola karak tahmin ettiimiz btn tarihler, yazmann ve tezkirenin muhtelif yerlerinden topladmz ipularndan ibrettir. Sddkn da belirttii gibi, elimizdeki en genel bilgi onun hayatn aydnlatmak iin h Tahmasb, Safev dnemi Tebrizini dikkatle inceleme gereidir.
Garbnin ocukluu Anadoluda Mentee yresinde gemi, daha sonra h Tahmasb sarayna intisap ederek a bir ir olmutur
4

Babacan, 16. Asrda Osmanl Sahas irleri Hak. Yaz. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm

(1382/2002: 15). Osmanl sahas hakknda yazlan tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda alt adet Garb mahlasl ir yer almaktaysa da bunlarn hibirinin biyografisi mellifimiz hakknda topladmz bilgilerle uyumamaktadr6. Ayrca ran ve dou sahas Trkesi ile yazan irler hakknda bilgi veren kaynaklarda yer alan Garb mahlasl irler de, sz konusu Garbyi hatrlatmaktan olduka uzaktr7. Ancak u da unutulmamaldr ki ir, gurbette olmasndan dolay bu mahlas semi olabilir. Yani Osmanl lkesinde baka bir isim ya da mahlasla da tannma ihtimali vardr. Garbnin nerede ve ne zaman doduunu tam olarak bilmemekteyiz. Ailesi ve mensup olduu slle hakknda da yeterince bilgiye sahip deiliz. Yalnz yazma mecmann ehr-Fasl ksmnda Hikyet-i Hacc- Muslihiddn Bin Mentee blmnde devrn- tufliyetde ondan ders okuduu sylenir (Garb: vr. 59). Buna ilveten tezkirenin hid maddesinde, hid Dedenin Mentee yresi ve Muladan olduu belirtildikten sonra Ben de ol vilyetde iken ki henz cehl leminde idm ekser evktda nazarna varup Mesnev-i Moll-y Rmdan ve nahv u sarf kitbndan ders ohurdum.... denilmektedir (Garb: vr. 161). Bu cmleden mellifimizin Mentee asll olduu ya da ocukluunun burada getii dnlebilir. hid, eyhi Dvn Muhammed elebinin vefatndan sonra Mulaya gelerek babasnn tekyesinde oturmu, halk ird, vaaz ve nasihatle megul olmutur. 957/1550 tarihinde eyhinin trbesini ziyaret maksadyla Karahisara gitmi, orada 82 yanda olduu halde vefat etmitir. Onun hakknda en geni bilgiyi veren Esrar Dede tezkiresinde doum tarihi 875/1470 (Gen 2000: 251) olarak kaydedilmitir (Kleki 1996: 9). Bu bilgilerden yola karak ok kabaca bir tahminle, hidnin 40 yandan sonra Mulada ders verdii dnlrse, Garb 1510lu yllarn banda ocukluk ya da ilk genlik yllarn yayor olmaldr. Ayrca bu tezkirede, onun ocukluk anda Hekm adl bir irden de iir dersleri alm olabileceini dndren ifadelere rastlyoruz8. Ayrca Menteeli limler hakknda yaplan bir almaya gre (apan 2003: 254, 255 ve 257), ad ya da mahlas iinde Muslihiddn kelimesi yer alan Menteeli lim de yaklak olarak on altnc yzyln ilk yarsnda yaamtr. Bu da Garbnin ocukluk ve genlik yllarnn on altnc asrn ilk yarsnda getiine iaret eder. Daha sonra onun eserlerinde, hayat hakknda tarih bir tahminde bulunmamza yardm edecek yalnz bir nokta vardr: Sz konusu tezkirenin brhm Glen maddesinde Glen, Kann Sleyman tarafndan stanbula arldnda Garb kendisinin de orada olduunu ve Glennin elini ptn sylemektedir9. brahim Glennin siyas isnatlarla stanbula getirilii 934-935/1528-1529 tarihlerine rastlamaktadr (Konur 2000: 126). Garib, bu yllarda genlik anda ve stanbulda olmaldr.

bilig, K / 2007, say 40

Hseyin Sddk, Garbnin Tahmasba sunduu kasidelerde ha olan sevgisi ile onu vmekteki rahatln esas alarak onun Tebrize geldii ve Tahmasba snd kanaatine ulamaktadr. Garbnin Tahmasb dneminde, Tebrizin byk ir ve limlerinden birisi olduunu sylemektedir (1382 / 2002: 243). Zaten ehr-Fasl ve Tezkiresinde de bu durum aka grlmektedir. Garbnin eserlerinin tek nshasnn randa olmas, Safev lkesinde kald belki de Tebrizde ld dncesini uyandrmaktadr. Birok ey gibi mellifin lm tarihi de mehuldr. Bata dvn olmak zere dier eserlerinden de anlald kadaryla ok iyi Arapa ve Farsa bilmektedir. Ayrca Anadoluda bulunduu yllar chiliyet dnemi olarak adlandrmas ve yazma eserin elli nc varanda Hikyet-i Mrid-i Ulem ve Mrebbiyyl-Fuzel Sultn eyh Safyddn hikyesinde ryasnda eyh Safiyddn ile grp onun elinde Kara Mecmuay (Sddk 1380/2001) grmesi ve onu istemesi sonucunda eyhin: Ehl-i Hakda buhul olmaz. Eer kabiliyetin varsa gel bu gazeli tamam sana retem... cevbn vermesi onun mezhep deitirdii ve Safev lkesine gittii dncesini kuvvetlendirmektedir. Eer Garb rana gitmise bu Glen ile stanbulda grt 1529 ylndan sonra olmaldr. Risle-i Yuhanna, Menkb ve ehr-Fasl eserlerinde de grld gibi o, samim ve sk bir a takipisidir. Tezkirenin dili, 16. yzyl Osmanl Trkesidir. Ancak yer yer Azer Trkesi zellikleri de grlr. Garbnin bu tezkireyi ne zaman yazd da bilinmemektedir. Daha nce de belirttiimiz gibi, yazma sonunda yer alan ve 1590 yln gsteren istinsah kayd eserin yazlndan ok sonralarna it olmaldr. Ancak elimizdeki baz iretler eserin yazl tarihi hakknda da kabaca tahminlerde bulunmamz salamaktadr. ncelikle tezkirenin dibcesinde h smilin dvnndan ve bunun halk arasnda yaylm olduundan sz edilmektedir10. Ayrca onun h smilin gazellerine tahmislerinin de bulunmas, eserini, h smilin dvnnn tertibinden sonra yazdn gstermektedir. h smil Dvn zerinde yaplan son tenkitli almaya gre h smil, iirlerinde sk sk defter ve dvn hazrladn sylyorsa da onun divnnn yaad dneme it bir nshasna rastlamamaktayz. Bu dvnn en eski nshas ise zbekistan limler Akademisi, ark-ins blmndedir. Bu nshann istinsah tarihi 1535tir (smilzde: 1380/2001: 19-20). Bu takdirde Garb de aa yukar bu tarihlerde eserini yazm olmaldr. Bir baka adan yle dnebiliriz: h Tahmasbn hkmranlk tarihi 15241576dr (Saf 1366/1987: 32; etin vd: 11). Ona kaside sunan Garb de en erken 1524 tarihinden sonra eserini kaleme alm olmaldr. Bu durumda Seh tezkiresinin 1538 ylnda yazld dnlrse, Garbnin bu eseri, edebiyatmzda Osmanl sahas irleri hakknda yazlan ilk ir tezkiresi olma zelliini kazanmaktadr.

Babacan, 16. Asrda Osmanl Sahas irleri Hak. Yaz. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm

Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm, yazmann 136. varandan balar, 163. varana kadar devam eder. Eser, toplam 27 varaktr. lk varanda bir dbce yer alr. Bu dibcede ilk nce, bata uar Suresi olmak zere, yet ve hadislerden deliller getirilerek iyi iir ve kt iir ile, iyi ir ve kt ir arasndaki farklar anlatlr. Sonra zaman zaman Hazret-i Peygamberden de iir sdr olduu sylenerek, bata Hazret-i Ali olmak zere, l-i Abnn byklerinin iirlerinden rnekler getirilir. Daha sonra h smil ve onun irlii vlerek tasavvuf iirlerinden rnekler verilir. Sonra mellif, eseri yaz sebebini yle aklar: n kim semere-i ecere-i ferni ve ecere-i semere-i dni bni sz imi. Bes uar-y hakkat-ir azz kavm ve erf tayfa imiler. Ol sebepden bundan evvel Arap ve Acem vilyetlerinde vaki olan bleg ve fzel ceminn nm adlarn ve er- garib-irlar ile zhir olan girm-sftlarn baz fseh cem tahrr idp ol cemat zikri ile z kitblarna zb znet virmiler. Ebn-y Trkde olan derdmendleri kemter yd klmlar. Bu cihetden imdiki hlde i bu bende Garb Rm Vilyetinde m-tekaddem m-teahhardan ehl-i mn yani muhibb-i hnedn anlayan blbln- kfiye-senc-i serbistn- suhanver ve ttiyn- gazel-ser-y ekeristn- nazm-gster ki baznn hdmetine irp ve baznn hdmetine iren ve ahvllerinden haberdr olan gerekler naklinden iidp men anlarn dah nm adlar ve girm-sfatlar zamn sahfesinden ve cihn safhsinden mahv olnmayup ehl-i diller zikrinden mahrm kalmasunlar in ibu glen-i garb zmnnda erh-i etvr u erlar ile izhr u istr olnur ve bu nsha-i garb itmmna ol hsniyt- hakyk-sft vechi ile zb znet virilp hazret-i nevvb- km-yb ebkaullhu tel il-yevmil-hisb dusyla hatm-i kelm klnur (Garb: vr. 136-137). Bu ifdelerden de anlald gibi mellif, Arap ve Acem irlerinin kayt altna alnp Osmanl-Trk sahasndaki irlerin unutulmasndan ve onlar hakknda bir kayt olmamasndan rahatszdr. Buradan hareketle diyebiliriz ki, mellif, ya kendinden nce Osmanl sahas Trk irleri hakknda yazlan ir tezkire veya tezkirelerinden habersiz olup eserini onlarla ayn dnemde kaleme almtr ya da bu eser, Osmanl sahas hakknda yazlan ilk ir tezkiresidir. Ayrca yukarda dikkat eken dier hususlar ise tezkirenin metninde de grld gibi- mellifin sz konusu ettii irleri kendi asrnda ve ncesinde yani 13-15. Miladi asrlarda yaamlardr. Mellif, verdii bilgilerin bir ksmn airleri grerek, bir ksmnda iiterek kaleme aldn belirtmitir. Bundan sonra herhangi bir tabaka, blmlendirme ya da harf srasna dikkat edilmeksizin 54 ir tek blm halinde sralanr. Eser, Mevln Celleddin ile balar, Deli Birder Gazal ile sona erer. Bu irler srasyla unlardr: Mevln Celleddn, Mevln eyh, Hamzav, Mevln Ahmed, Nizm elebi, Ren, Mevln Hasan, Ahmed Paa, Scd (Sleyman elebi), Cem
7

bilig, K / 2007, say 40

Sultan, Sad eleb, Sz, Cafer Meddh, Cafer elebi, Sf, Krml Hamza, Emr elebi, Tli, Dern, Mevlna Saf, Revn, Ved, Nin, Melh, Mihr, ftb, Nect, Sun elebi, Hill, Amr, shak elebi, Ncm, Mevln Kand, eyh brhm Glen, Derv Ali Usl, Baba Drz, Ahmed Beg, Zt, Ferruh Beg, Aty, tiyk, Serr, Ml, slm Olu Sleymn Beg, Ali Beg, Mevln kr, h, Fevr, Abdlali Efendi, Mevlna Hasan Halfe, hid Dede, Hekm, Ltfullh elebi ve Latf (Deli Birder). Yazma mecmuann 142-145. varaklar aras kopartlp, mellifin dier eserlerindeki baz blmlerin yaptrlmas, aslnda bu eserde baka irler olduunu gstermektedir. Tezkirenin ir kadrosunu ilk dnem tezkirelerimizden Seh (1538) ve Latf (1546)11 tezkireleri ile karlatrdmzda u ortaklklar ve farkllklar grlmektedir:
Seh Tezkiresi le Ortak irler eyh, Ahmed, Nizm elebi, Ren, Mevln Hasan, Ahmed Paa, Scd (Sleyman elebi), Cem Sultan, Sadi elebi, Sz, Cafer elebi, Sf, Tli, Dern, Revn, Melh, Mihr, ftb, Nect, Sun elebi, Hill, Amr, shak elebi, Ncm, Mevln Kand, Ahmed Beg, Zt, Ferruh Beg, Aty, Serr, h, Latf (Deli Birder) Latf Tezkiresi le Ortak irler Mevln Celleddn, eyh, Ahmed, Nizm elebi, Ahmed Paa, Scd (Sleyman elebi), Cem Sultan, Sadi elebi, Sz, Cafer elebi, Sf, Tli, Dern, Mevln Saf, Revn, Nin, Melh, Mihr, ftb, Nect, Sun elebi, Hill, Amr, shak elebi, Mevln Kand, eyh brhm Glen, Dervi Ali Usl, Ahmed Beg, Ferruh Beg, Atay, Mevln kr, h, Fevr, Mevln Hasan Halfe, hid Dede, Latf (Deli Birder) Seh ve Latf Tezkirelerinden Farkl Olarak Sadece Garb Tezkiresinde Yer Alan irler Hamzav, Cafer Meddh, Krml Hamza, Emr elebi, Ved, Baba Drz, tiyk, Ml, slamolu Sleymn Beg, Ali Beg, Abdlali Efendi, Hekm, Lutfullah elebi

Tabloda da grld gibi Seh ile Garb tezkireleri arasnda 32 mterek isim bulunup bu say Garb tezkiresinin yaklak % 60n; Latf ile Garb tezkireleri arasnda 36 mterek ir olup bu say Garb tezkiresinin % 66sn tekil eder. 13 ir ise Seh ve Latf tezkirelerinden farkl olarak sadece Garb tezkiresinde yer alarak, tezkirenin % 24n oluturur. Bilindii gibi Latf tezkiresi, Seh tezkiresine nispeten daha kapsaml ve doal olarak tasavvf kiiliklere daha fazla yer veren bir tezkiredir. Garb ile Latf tezkireleri arasndaki benzerliin, Seh tezkiresine gre daha fazla olmas Garbnin eserinin daha sonra yazlm olmasn8

Babacan, 16. Asrda Osmanl Sahas irleri Hak. Yaz. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm

dan deil, Garb ve Latf tezkirelerinin tasavvf kiiliklere Sehye oranla daha fazla yer vermesinden kaynaklanm olabilir. Ayrca Garb tezkiresinin % 24 orannda dier iki tezkireden farkllk gstermesi, belirli ve nispeten ksa bir dnemi (13-15. Yzyllar) inceleyen bir tezkire iin byk bir oran saylabilir. Her tezkireyi dbcelerinin genel zellikleri asndan karlatrdmzda ise u sonulara ulamaktayz: Seh tezkiresi, yaratl ve insann deiik sfatlar kazanmas bahsi ile balar; Garb ise dorudan irler ve bunlarla ilgili yet ve hadislerle szlerine balar. Garbnin dbcesinde, iyi-kt iirin bulunduu ve bunun farklarnn Hazret-i Peygamber tarafndan ayrld ile Peygamber ve din byklerinden de iir sdr olduu bahisleri yer alr. Oysa Sehde byle bir bahis yoktur. Sehde iirin douu ve sdr olduu yerler konular daha ayrntldr. Her ikisi de kendi eserlerinden nce, Fars irlerinin kayt altna alndn sylerler. Ancak Seh, Cm ve Nevnin eserlerinden bahsederek, bir bakma etkilendii kaynaklara iret eder. Garb ise kendi eserinden nce yazlm eserleri zikretmez. Her iki mellif de hem kendi zamanlarndan nce hem de kendi zamanlarndaki irleri kaleme aldklarn ve bu irlerin bir ksmn grdklerini, bir ksmn ise grenlerden iiterek yazdklarn belirtirler. Garb, dbcesinde verdii iir rneklerinin ounu Ehl-i Beyt ve h smil gibi a byklerinden semi olup, rneklerin ou Arapadr. Seh tezkiresinde ise rnek iirlerin hemen tamam Trkedir. Latf tezkiresinin dbce ksmnn banda yer alan insann nutk ve benzeri sfatlar kazanmasna dir bahisler Garb dbcesinde yer almaz. Her iki tezkirenin dbcelerinde de zikredilen iirlerin kime it olduu belirtilmitir. Garb dbacesinde konular Latfde olduu gibi balklarla ayrlmamtr. Her iki dbcede de peygamber ve din byklerinin mevzun szlerine yer verilmitir. Ancak Garb bunlar da iir olarak adlandrrken, Latf byle bir adlandrmadan kanarak, bunlarn ir szlerinden ayrlmas gerektiini syler. Her ikisi de bal olduklar devrin sultanlarn (Kann Sleyman ve h smil) zikrederler. Garb tezkiresinde herhangi bir tabaka ya da harf sistemiyle sralama yaplmamtr. Mellif, irlerin yerini, kendine gre bir nem srasna gre belirlemitir. Ancak bu, tezkirenin bsbtn dzensiz olduunu gstermez. ncelikle bu dizili byk oranda tarih-kronolojik sralamaya uygundur. Bu da mellifin Osmanl iir tarihi hakknda mlmat sahibi olduunu gsterir. rnein Nectden sonra Sun ve Rennin gelmesi, bu irler arasndaki belirli bir ilgiden dolaydr12. Bunun yannda brhm Glen ve sonrasndaki irlerde grld gibi irlerin iinde bulunduklar sosyal tabaka ve meslek de gz nne alnmtr. Eser tek blm halindedir. Ancak Hikmet maddesinde (Garb: vr. 164) irden fasl- sn de geni olarak bahsedileceinin sylenmesi, eserin baka blmlerinin de var olabileceini ya da yazlmasnn plnlandn dndrmektedir.
9

bilig, K / 2007, say 40

Tezkirede ele alnan hemen her ir iin mevl-mereb anlr, Hseynve fehm olunur, eklinde kalp bir ifdeye yer verilmesi, eserde Mevlev evrelerine yakn irler ile a eilimli veya Ehl-i Beyte muhabbet duyan irlerin ele alndn gstermektedir. Mellifin, hid Dede gibi tannm bir Mevlev eyhinden de ders aldn gz nnde bulundurulmaldr. Garb gerekten byle bir semede bulunmusa, bu eser, edebiyatmzda Mevlev irleri olmasa da Mevlev evrelerine yaknlk duyan irleri bir araya toplayan ilk eserdir. Bu durumda Garb byle bir toplama iini, Esrar Dededen nce yapmtr13. Garb dbcesinde, kendinden nce ve kendi devrindeki irleri eserine aldn belirtir. Ayrca bu irlerden bir ksmnn hizmetine erdiini, bir ksmn ise hizmetine erenlerden duyarak yazdn vurgular. Onun kaynaklar bununla da snrl deildir. Avrupaya giden Baba Drz (Garb: vr. 157) hakknda oradan gelen bzergnlar vastasyla bilgi aldn sylemesi, mellifin eserini olutururken farkl kaynaklardan yararlandn ve eline geen her bilgiyi deerlendirmeye altn gsterir. Tezkirede, irlerin doum yeri, kesin olarak olmasa da nereli olduklar ya da nerede mehur olduklar mutlaka belirtilmitir. Hatta bazen irlerin mensup olduu ky bile kaydedilmitir. Ayrca irin iinde bulunduu toplumsal tabaka veya meslek de, mutlaka vurgulanan ikinci unsurdur. Evstunnsdandur, eyh...mrdidir, siphzdedir, sf oludur, kuloludur, ekbirzde vb. sfatlar bu kabil ifdelerdendir. Bir tezkirenin shhatlilii asndan ok nemli olan airlerin lm tarihleri ise belirtilmez. Bundan sonra irin kiilii ve iiri hakknda ok ksa ve z bilgiler verildikten sonra iirlerinden bir veya birka beyit rnek verilerek bahis sona erdirilir. Tezkirenin dili, Seh ve Latf tezkirelerine nispetle, gnlk konuma diline yakn, sade, ss ve zentiden uzaktr. Garb, iir deerlendirmelerini ksa tutmakla birlikte, bazen kendi iir bilgisinin derinliini gsterecek aklamalarda bulunur. Mesela, irlerin slbunu nazm tr ve ekillerine gre ayrmas, irlerin kulland edeb sanatlar zikretmesi onun dikkatini gsteren unsurlardandr. Eserlerin nazm tr ve ekillerine gre deerlendirilmesi on altnc yzyl tezkirecilerinde yer yer rastlanan bir durumdur (Tolasa 2002: 327). Bu adan Garbnin eseri, kendi dnemindeki dier tezkirelerle paralellik arz eder. rnein Ren maddesinde yle denmektedir: slb- iirde be-tahss mesnev ve gazel terc ve kasde etrz ve etvrnda hsniyyt vechi ile tasavvuf yznden hakkat fehvs zre er kldklar dvn ve klliyt makbl u mergb vki olmdur. Mevln Hasan maddesinde ise yle denmektedir: ...ve dvnnda oh sanyi ve haylt izhr itmi. bu gazel-i reddl-acz ales-sadr anundur... Tezkirecilerce yaplan tantma ve deerlendirmenin nemli bir ekli de airin, ya bir takm belirsiz air guruplar ve evreleriyle, ya da bu sahann belli bir takm ileri ahsiyetleriyle karlatrlma10

Babacan, 16. Asrda Osmanl Sahas irleri Hak. Yaz. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm

s; neticede, benzer, emsalsiz, tek, stn, sekin, ileri gibi hal ve vasflarla bir deer taktirine tabi tutulmas usul ierisinde geer. Bu, on altnc asrda, k elebi dnda fazla kullanlan bir usul deildir (Tolasa 2002: 280 ve 283). Oysa Garb, ran iirindeki bilgilerine de dayanarak, ele ald irleri, zaman zaman ranl irlere benzetir veya onlarla mukayese eder. rnein Revn hakknda yle demektedir: stanbulda sf ol imi ve kend zamnnun Selmn imi (Garb: vr. 147-148 ve 142). Garb sk bir a takipisi, propagandacs ve Osmanl muhalifi olmas sebebiyle verdii bilgilerde yer yer tarafl davranr. Eserine ald btn irlerin kendisinin dedii gibi Mevlev ve a olduunu sylemek mmkn deildir. rnein Nect hakknda yle der: Sf-dst imi. Amm enniyeti glib oldu cihetden sver-i meczda zhir seyr eyleyp men-i hakkatden b-haber olmam. Nevy kimi sunnler kesinde sergerdn olm (Garb: vr. 154). Ancak yeri geldiinde tarafsz olmay da baarm, sn-Aer olmak iddiasyla stanbula arlan brahm Glenye ve mritlerine Osmanl pdih tarafndan ok ihsanlarda bulunulduunu da sylemekten kanmamtr (Garb: vr. 156).

III. Eserde, Edebiyat Tarihimizle lgili Baz Tespitler Eserde, edebiyat tarihimizle ilgili baz tespitlere de yer verilir. rnein Mevln tarafndan Ehl-i Beyt hakknda ve mridlerine rehberlik amacyla sylendii iddia edilen Trke beyit vardr ki (Garb: vr. 146) bunlar, daha nce Mevlnnn tespit edilen Trke iirleri arasnda yer almaz (Mansurolu 1954: 207-220). Ahmet Paann seyyd olduu, Mesnev bahri ile Leyl ve Mecnn mesnevisi yazd ve ok sayda Farsa gazelleri olduu gibi bilgiler zikredilir. Bu bilgiler Seh, Latf ve k elebi tezkirelerinde yer almaz (Bk.: Mehmed kr 1325: 20-22, Canm 2000: 155-159 ve Kl 1994: 108112). Bundan daha ilginci, Scd maddesinde, irin Mevlid-i Peygamberi yazd ve bu kiinin Ahmet Paann eski klesi Sleymn olduu sylenir14. F. K. Timurta, hazrlad Mevlid kitabnda, Ahmet Paann Sleymn elebinin babas olduu hakknda bir rivyet olduunu, ancak bunun kesin olmadn syler (Timurta 1990: II). Elbette Scd mahlasl baka bir irin de mevlid yazmas mmkndr ancak Garb ayn maddede bu mevlidin zl-vezn olduunu sylyor ki Sleymn elebinin Mevlidi de byledir. Ayrca bu Mevlid iin Garbnin verdii rnek beyit ok az farkla Sleymn elebinin Mevlidinde yer almaktadr (Timurta 1990: 7 ve 10). Sadi elebi maddesinde (Garb: vr. 150), Cem Sultana it olduu sylenen ve dvnnda yer alan: Cm- Cem n eyle iy Cem bu Frengistndur / Her kulun bana yazlan gelr devrndur (Ersoylu 1988: 32) matlal manzmenin Cem irlerinden Sadi elebiye it olduu sylenmitir. Garb, Revn adl stanbulda sfi olu bir irin zl-vezn ve zl-kfiye ile Hsn Ak mesnevsi yazdn belirtir (Garb: vr. 152). Acaba eyh Glip daha sonra mehr
11

bilig, K / 2007, say 40

mesnevisini yazarken byle bir mesnevi varsa ondan haberdar olmu ve etkilenmi midir? Gerekten de Glipin Hsn Akna baktmzda Revn isminin zikredildiini grrz15. Baka bir yerde Nin adl irin hece ile kasideler ve Melhnin tertb-i hurf ile iirler kaleme aldndan sz edilmektedir (Garb: vr. 153-154). Bilindii gibi divan iiri gelenei iinde, ilk defa hece ile iirlerin yazlmas Mahrem ve Edirneli Nazm dnda 15-16. yzyllarda yaayan ikinci nc derecedeki airlerin divanlarnda rastlanan bir durumdur (Mermer 2006: 24). Buna bal olarak bu irlerin Trk-i Bast akm iinde yer alabilecei sylenebilir16. Bir baka ilgin tespit de udur: imdiye kadar, ir Nectnin, dzenli bir eitim almad ve ald en nemli resm grevin ehzde Mahmutun niancl olduu sylenegelmitir (Tarlan 1997: XVIII). Garb, bunun aksine onun dzenli bir eitim aldn m ederek in ve iiri sebebiyle imret ile nezret grevleri aldn hatta Ftih Sultn Mehmedin nianclna kadar ykseldiini syler. Bununla da kalmayp Nectnin Rm daki darb- meselleri topladn, devrinde ona reis-i uar dendiini ve bilinenin aksine mtevz deil kibirli olduunu iddia eder (Garb: vr. 153).

IV. Sonu Sonu olarak, Garb tarafndan 16. asrn ilk yarsnda yazld sanlan Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm adl eser, edebiyatmzda Osmanl sahas airleri hakknda yazlan ilk Trke tezkire olduu bilinen Seh Beyin Het-Bihit (y.945/1538) adl eserinden nce veya ayn dnemde, ama ondan habersiz olarak kaleme alnmtr. Bu eserdeki airler, Garbnin iddia ettii gibi Mevlev evrelerine yakn airler ise eser, edebiyatmzda ilk Mevlev irler tezkiresi olup Esrar Dedenin Tezkire-i uar-y Mevleviyyesiyle birlikte bu sahadaki en nemli iki eserden biri olma hviyetini kazanmaktadr. Tezkire, Osmanl airlerinin o gn iin Safev lkesinde de bilindiini ve tanndn gstermesi asndan nemlidir. Mellif, her ne kadar ar a taraftarl nedeniyle Osmanl sahas airlerinin kiilik ve inan zelliklerini olduka tarafl anlatyorsa da, edeb deerlendirmeleri daha dengeli ve tarafszdr. Eserin ierdii irler arasnda Scd (Sleyman elebi), brhm Glen, Ahmet Paa ve Nect gibi isimler hakknda edebiyat tarihimizle ilgili baz nemli tespitlere yer verilir. Sz konusu eserin, bu gibi zelliklerinden dolay edebiyat tarihimizde mutlaka gz nnde bulundurulmas gerekir. Aklamalar

1. Trk edebiyatnda ir tezkireleri hakknda yaplan almalar iin zellikle u kaynaklara baklmaldr: pekten, 1989; sen vd. 2002; Kksal, 1999, s. 544-567. 2. randa gerek devlet ktphanelerinde, gerekse zel ktphanelerde eitli nedenlerden dolay Trke eserlere zen gsterilmez.
12

Babacan, 16. Asrda Osmanl Sahas irleri Hak. Yaz. Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm

3. Temmetil-kitb bi-avni Melik Vahhb ala yedil-hakr fakril-muhtc il rahmetillahi Muhtr bn-i Irk-i Merg, rz- ehrenbe, trh ehr 2 Reblevvel sene 998 (Garb: vr. 184). 4. Mellif, Deli Birder Gazalnin mahlasn Latif diye kartrmaktadr (Garb: vr. 163). 5. Eserin bu basksnda devrin dil zellikleri gncelletirilmitir, zerinde edisyon kritik almas yaplmamtr. Ayrca bu neirde yazmann baz blmleri yer almamaktadr. 6. Bu irler unlardr: Dervi Ahmed Garb Efendi (v. 1556), Muhammed Garb elebi (v. 1548), elebi Seyyid Ebubekir Garb (v. 1748), Garb elebi (v. 1560), Mr Hseyin Garb (?). Yalnz bu son Garb Acem lakapl olmakla birlikte bu irin biyografisinde mellifimizi hatrlatacak bir bilgiye sahip deiliz (Tuman 1949: C. II, 737-738). Ayrca baknz: (pekten vd 1988: 158). 7. Bu sahada yer alan Garb mahlasl irlerse unlardr: Garb-i Astrbd, Garb-i Horasn, Garb-i Kazvn, Garb-i Kbil, Garb-i Kazrn, Garb-i Kn, Garb-i Herev (Hayyampr 1367 / 1988: C. II., 667). 8. Bu ifade yledir: Bu fakr uaklk anda fehm sinnine ve ferset kbiliyyetine irmemi iken merhmun ibu iki beytini ezber yd klup ohuduuma merhm hayret klurlar idi (Garb: vr. 162). 9. .... sem ve safs Rm kulana yetp sn-Aerdr diy davet klup Hnkra getrdiler. Ben de stanbul ehrinde anun nazarna yetp dest-bs- erfi ile merref oldum (Garb: vr. 156). 10. ....Ol sultn ibn-i sultn h smil bahdur hn enarallhu burhanehu ve edamullahu evlduhu el-kirm f-taht- irda istr ve izhr buyurduklar dvn- bmisl erbb- tevhd ehl-i hl dillerinde zikr evrd olmudur ve... (Garb: vr. 137). 11. Seh ve Latf tezkireleri iin bk.: Mehmed kr 1325; Canm 2000. 12. Bu irler arasndaki ilgi iin bk. Tarlan 1997: XVIII. 13. Esra Dede iin bk.: Horata 1998; Gen 2000. 14. Scdden bir nceki madde olan Ahmet Paa maddesiyle de balantl olarak bk. Garb: vr. 147-148. 15. lgili beyitler yledir: ehrlerimizde baz yrn/Semt-i hnere olur itbn/Tahsli Ik Torndendir / Nakli iidir Revndendir (Doan 2002: 164). 16. Trk-i Bast hakknda bk. Mermer, 2006, Ziya 1988, 2001, s. 127-141, Kksal 2004, s. 63-82.

Kaynaka
AVAR, Ziya (1988), Edirneli Nazm, Hayat, Edeb Kiilii, Eserleri, Trk-i Bast ve Gazeller Dndaki Nazm ekil ve Trleri, Yaynlanmam Doktora Tezi, GSBE, Ankara. AVAR, Ziya (2001), Trk-i Bast-i Yeniden Tartmak, bilig, 18/yaz, s. 127-141. CANIM, Rdvan (2000), Latf, Tezkiret-uar ve Tabsratn- Nuzem, Ankara: AKM Yay. APAN, Pervin (2003), akykun-Numniyye Zeyillerine Gre Mentee Yresinde Yetiin limler, Trklk Bilgisi Aratrmalar (Journal Of Turksh Studies, 27 (1), s. 251-262.
13

bilig, K / 2007, say 40

ETN, Altan-DLEK, Kaan, Safev Tarihinin Kaynaklar, Baslmam alma. DOAN, Muhammet Nur (2002), eyh Galib, Hsn Ak, stanbul: tken Yay. ERSOYLU, . Halil (1989), Cem Sultann Trke Dvn, Ankara: TDK Yay. Garb, Klliyt- Garb, Yazma. GEN, lhan (2000), Esrar Dede, Tezkire-i uar-y Mevleviyye, Ankara: AKM Yay. HAYYMPR, A. (1367/1988), Ferheng-i Suhanvern, C. II, Tahran. HORATA, Osman (1998), Esrr Dede, Hayat, Eserleri, iir Dnyas ve Dvn, Ankara: Kltr Bak. Yay. PEKTEN, Haluk (1989), Trk Edebiyatnn Kaynaklarndan Trke uar Tezkireleri, Erzurum: Atatrk niversitesi Yay. . vd. (1988), Tezkirelere Gre Divan Edebiyat simler Szl, Ankara: Klt. ve Turz. Bak. Yay. SEN, Mustafa (1997), telerden Bir Ses, Ankara: Aka Yay. . vd. (2002), ir Tezkireleri, Ankara: Grafiker Yay. SMLZDE, Resl (1380/2001), Klliyt- Hat, Tahran: ntirt- Elhud. KILI, Filiz (1994), Meir-uar, nceleme-Tenkitli Metin, Yaynlanmam Doktora Tezi, GSEB, Ankara. KONUR, Himmet (2000), brahm-i Glen, stanbul. KKSAL, Fatih (1999), Trke uar Tezkireleri zerine Yaplan almalar Bibliyografyas Gazi niv. Eitim Fak. Dergisi, Dr. Himmet Biray zel Says, s. 544-567, Ankara. KKSAL, Fatih (2004), Edirneli Nazmnin Yaymlanmam Trk-i Bast iirleri, Trklk Bilimi Aratrmalar, s. 63-82, Nide. KLEK, Numan (1996), hid brahim Dede ve Glen-i Vahdet, Ankara: Aka Yay. MANSUROLU, Mecdut (1954), Mevln Celleddn Rmde Trke Beyit ve bareler, Trk Dili Aratrmalar Yll Belleten, 207-220. Mehmed kr (1325), sr- Eslftan Tezkire-i Seh, stanbul. MERMER, Ahmet (2006), Trk-i Bast ve Aydnl Vislnin iirleri, Ankara: Aka Yay. SAF, Zebhullh (1366/1987), Tarh-i Edebiyt Der-ran, Tahran: ntirt- Firdevs. SIDDK, Hseyin Muhammedzde (1380/2001), Kara Mecmua, Tahran. . (1382/2003), Dvn- Garb ve Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm, Tahran. TARLAN, A. Nihat (1997), Nect Beg Dvn, stanbul: MEB Yay. TMURTA, F. Kadri (1990), Mevlid, stanbul: MEB Yay. TOLASA, Harun (2002), Seh, Latf ve k elebi Tezkirelerine Gre 16. Yzylda Edebiyat Aratrma ve Eletirisi, Ankara: Aka Yay. TUMAN, Mehmed Nil (1949), Tuhfe-i Nil, C. II, Ankara.

14

An Unknown Tezkire, Entitled Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm, on Ottoman Poets Written in the 16th Century
Research Assist. srafil BABACAN
Abstract: One of the most prominent sources that inform us about Classical Turkish Literature is tezkires (biographies of poets).These works are very important as they reveal information about both biographies of the poets and assesments of poetry. Garibis tezkire, that my article is about, was written in the first half of the 16th century and most probably is the first tezkire about Ottoman poets in Turkish and it has been unknown until today. In the book, poets who lived between the period of the second half of the 13th century and the first half of the 16th century are introduced. As the writer of the book had migrated from Anatolia to Safev region, had enough knowledge to assess literatures of the two countries, was familiar with the Ottoman poets of his era, the book became an important source for evaluation of the history of the Turkish literature. As a result, many assertions about Mevln, Sleyman elebi, Nect and Revn who have had great influence in our literature are found in this book. Also, claim of the author that he has collected mostly poets close to Mevlev environments makes the work one of the most important resources about the sect of Mevlan and Mevlev poets together with the Tezkirei uar-y Mevleviyye of the Esrar Dede. Key Words: Poet tezkires, Garb, Ottoman Poets, Persian Azerbaijan, 16th Century Ottoman Domains, Turkish Literature

Gazi University, Institute of Social Sciences / ANKARA babacan@gazi.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 1-16 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Tezkire-i Meclis-i uar-y Rm 16



: , - . . , 16 , . 13 16 . , , , . , , , , , . , , - - , . : , , , , 16

/ babacan@gazi.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 1-16 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi


Do.Dr. Belma GNER FIRLAR Yrd.Do.Dr. .Pelin DNDAR
zet: Deien ve yeniden yaplanan bugnn dnyasna baktmzda, insanlarn rn ve markalar sadece yaamlarn devam ettirmek iin satn almadklar, ihtiya duymasalar da reklam yaplan rn ve markalar satn almak iin davranlarna yn vermekte olduklar grlmektedir. Ekonomiklik, yokluk ve ciddiyetin yerini var olmak adna tketmenin ald bylesi bir ortamda hazrlanan mesajlar tama ilevini yerine getiren kitle iletiim ortamlarnn, yeni gelimeler karsndaki konumu dikkate alndnda da, gazetelere nemli grevler dt gzlemlenmektedir. Btn bunlara bal olarak ve Trkiyedeki gazetelerin yaplar dikkate alnarak hazrlanan bu alma, tketim kltrn de dnmek suretiyle gazete reklamlarnn genler zerindekini etkisini hem teorik hem de pratik boyutuyla irdelemek amacyla ekillendirilmitir. Anahtar Kelimeler: Gazete, Reklamlar, Tketim, Genlik

Giri: Getiimiz dnemde, Toys R Usn Trkiye temsilcilerinden biri olan Murat Beyazt, Dnya ocuk Haftas nedeniyle gazetecilere birer hediye paketi gndermi ve bunlarn zerine bir de not eklemitir. Notta; Her yetikin insann iinde, ortaya kmak isteyen bir ocuk vardr. Ama gelin grn ki, iimizdeki ocuu bastrarak olgun birer yetikin olacaz diye gerekte kendi neemizi yok ettiimizin farknda deiliz. ocuklara byklk taslamak yerine onlarla glmek, oynamak, elenmek, onlarn hem ellerinden hem de akllarndan tutmak ve onlara iyi birer rnek olmakBelki iimizdeki ocuk bunlar yapmamza yardmc olabilir (Milliyet 08/10/2003) yazmaktadr. Yine 2003 tarihli Marketing Trkiye dergisindeki bir baka yazda Gazanfer bar, yaamakta olduumuz dnemi Genlik ve Gzellie Tapnma a olarak ifade etmektedir. Bu iki rnekten de anlalabilecei zere, 2000li yllarn Trkiyesinde genlik, pazarlama ve reklam yneticilerinin veya ileti-

Ege niversitesi letiim Fakltesi, Reklamclk ve Tantm A.B.D / ZMR fbelma@hotmail.com Ege niversitesi letiim Fakltesi, Basn Ekonomisi ve letmecilii A.B.D / ZMR ismet.pelin.dundar@ege.edu.tr

bilig K / 2006 say 40: 17-33 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

im uzmanlarnn birincil hedefidir. nk onlar gentir, nk onlar przsz bir cilde ve bitmeyen bir enerjiye sahiptir, nk onlarn ya faktr nedeniyle gndeme gelebilecek eitli rahatszlklarla tanmalarna daha uzun yllar vardr. yleyse neden sellit kremleri, gz alt krk gidericiler, diyet rnler retilmektedir? ...Kanmzca ana hedef, orta ya ve st gruba, bu rnleri satarken ayn zamanda tketim ideolojisini gen kesime enjekte ederek gelecei de garanti altna alabilmektir Ve bylesi bir srete en nemli grev, tketim toplumunun ba rol oyuncular olan reklam ve medya endstrisince icra edilmektedir. Kimi yazarlarn pazarlama lgnl olarak da ifade ettii bu gelimeler, Trkiyede 1980li yllarda tketim toplumuyla tanlmas suretiyle balam ve 2000li yllarda ba dndrc bir hza ulamtr. lgili dnemdeki syleilere ve yazlara bakldnda, bunlarn kesime noktasnda Genliin yer ald grlr. Yani Trkiyede genlik, sanki 2000 ylnda kefedilmi gibidir. Oysa her zaman olduu gibi deiim ve oluumlar zmseyemeden yaanan bir kaos sz konusudur. Ve bunun takibi ise, yazl tarihi belgeler olan gazeteler ile bir toplumun aynas gibi dikkate alnmas gereken reklamlarla mmkndr. te, almann deikenleri bu balamda saptanm ve balang noktas da, tketim toplumunun bireylere medya ve reklam gibi dsal enformasyon kaynaklaryla rettii harcama alkanlklar dorultusunda deformasyona uratlan deer, inan ve tutumlarn, toplumlarn geleceini tehdit ettii gerekesiyle tketim toplumu ve genlik olarak belirlenmitir. Sz konusu belirleme dorultusunda da niversite genliine ynelik bir alan aratrmas yaplarak, yarglarn doruluu test edilmitir.

Tketim, Reklam ve Genlik: Yaamakta olduumuz ada insanlar sadece yaamlarn srdrebilmek iin deil, reklam yaplan mallar satn alabilsinler diye almaktadr. Dolaysyla sz konusu mallar, bireylerin almalarnn hedefi ve sonucu olarak grlmektedir. Baudrillarda gre bu durum, cretli alan pek ok kii iin bir gd gibidir. nk tketim ideolojisi, kapitalizmi yasallatrmaya ve dolaysyla insanlar fantezilerinde olduu kadar gerekte de tketici olarak motive etmeye dayanmaktadr.
Tm bunlarn balang noktasnda, Marx ve Engelsn da iaret etmekte olduklar Fordist ve Taylorist taktikler bulunmaktadr. Kendilerine gre, feodalizmden kapitalizme geite art deerler olumutur ve insanlarn tketebileceinden fazlasn retmesi yani montaj hatt sisteminin hayatlarna girmesi de fazla mallarn pazarlarda belli bir kar marjyla satlmas gerekliliini dourmutur. te bu gereklilik, kitlelerin tketime, daha fazla tketime zendirilmesini gndeme getirmitir.

18

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

Aklanacak olursa, 1910da Henry Fordun montaj hatlarn kurmasyla ncelikle Amerikan sistemini byk lde etkileyen bu deiimle tketim, bir zgrlk biimi olarak deerlendirilmeye balanmtr. rnein, gemite aristokrat snfn stat gstergeleri olan ve doutan servet sahibi olmann getirdii ayrcalklar eklinde deerlendirilen davran kalplar, zevkler, estetik anlay vb. farkllatrc gelerin yerini mesleki ve snfsal ayrmlar almtr. Ve farkllamann temel gstergesi de Tketim olarak belirlenmitir. Amerikan ryasnn geree dnt bu dnemde yokluk ve ciddiyet demode olurken harcama, gnn geerli deeri olarak kabul grmeye balamtr. Dolaysyla Raymond Williamsn tanmyla tketim, tahrip etmek, harcamak, israf etmek, bitirmek vb. kelimelerle anlam bulmutur. Bylesi bir ortamda doal olarak tketici kitleler, gerekte sahip olabileceklerinden ok daha fazlasn elde ettiklerinden lgna dnmlerdir. Ve pazarlama taktiklerinin dahi tkenebileceinin dnld noktada, rgtlerin kurtarcs olarak reklamclar devreye girmitir. O gne kadar tketicilerin kavramsal boyutlarna seslenen bu kiiler, gerek beyinlerinden gerekse pazardan bir pay daha kapabilmek adna bireylerin duygusal boyutlarna ulaabilmek iin psikolojik yaklamlar kullanmaya balamlardr. Hedefin doyuma ulamak bilmeyen tketicilerin yaratlmas olduu abalar sonucunda da, Marksist yaklam benimseyenlerin ifadesiyle, deerlerini kaybetmi, kendilerine yabanclam ve sadece tketmek iin yaayan, markalara tapan bireylerin oluturduu tketim toplumu yaplanmtr (Debord 1996: 29-30). zetle, Baudrillardn da belirtmekte olduu zere tketim, kodlar ve kurallarla dzenlenmi gstergeler sistemi olarak ekillenmitir. Ve reklam, bylesi bir kltrn yaygnlamasnda kelimenin tam anlamyla itici g ilevini stlenmitir. Farkl bir ifadeyle, kitlesel sanayi rnlerinin miktar ve eitliliinin artmasna paralel, reklam sektr ile kitle iletiim aralar, her yeni rn ve markay satn almaya hazr tketiciler retmek zere ynlendirilmeye balanmtr. Gerekletirilen her yeni retim bir yandan bo zaman arttrrken dier yandan da tketim hrsn alam ve sonuta hrs savaa dnmtr. nk bo zamanlarn doldurulmas iin bile baka rnlerin satn alnmas gndeme getirilmi ve skntdan kurtulmann reetelerini sunan reklamlar, yeni rnlerin prezantasyonuyla bir yandan reticilere yeni pencereler aarken dier yandan da tketicileri, daha fazlasna sahip olabilmek adna daha fazla almaya ya da kolay yoldan sahip olmann yollarn aramaya ynelterek farkl tketim alanlar yaratmaya devam etmitir. rnein; televizyon izlemek, VCD veya DVD seyretmek, kiisel bilgisayarlarla dnya evresinde dolamak gibi etkinlikler, bo zaman rnleri olarak gndeme getirilmitir (Aydoan 2004: 228-229). Buna bal olarak da tketici bireyler, ayn anda drt kanal izlemelerine olanak tanyan yeni teknoloji
19

bilig, K / 2007, say 40

rn dev ekran televizyonlara, uydu sistemlerine, VCD ve DVD oynatclarna, gelimi bilgisayarlara, yeni telefon hatlarna ihtiya duymaya balam yani yeni tketim mallarna ynelmilerdir. in gerei; bilgi edinmek, haberdar olmak ya da estetik duygularmz gelitirmek iin insanolunun gemiteki davranlar, tketim kltrnn etkisiyle gnmzn bo zaman etkinliklerine dntrlmtr. Dolaysyla haber ve enformasyon, bir rn gibi deiim deeri esas alnarak deerlendirilmeye balanm ve bylesi bir geliim nedeniyle de, kitle iletiim aralar, medya deer kaybna uramtr. Ve sonuta medya, elence endstrisinin bir paras ve bilgi de haber formundan karak tketim nesnesi haline gelmitir. Farkllaan tketim biimlerinin bireysel kimliklerin birer unsuru haline geldii yeni ada, grlebilecei zere tketilen rnler veya eylerle hayat tarzlar da oluturulmaya balanmtr. Dolaysyla gzellie nem veren, benlik duygusu gelimi, hazc yan n plana km, kendisini tketime adam hazr bir imaj yaplandrlarak bireylere enjekte edilmitir. Sonuta, satn alma, bireylerin odak noktas haline getirilmi ve davrann ynlendirilmesi srecinde doal olarak Tketicilerin Duygusal Tepkileri yn belirlemeyiciler gibi dikkate alnmtr. Tm bunlara bal olarak pazarlamaclardan-reklamclara kadar saysz iletiim uzmannca gerekletirilen her alma, gsterilen her abayla farkl tketim alanlar ekillenmitir. Ve mlkiyetilik veya materyalist ynelimler belirginlemitir. Gemite sz konusu ynelimler, ncelikle gelecek kaygs nedeniyle orta ya ve st gruba ait iken bugnn oluumlarna baktmzda, gen kesimin de benzer tepkiler vermekte olduu izlenmektedir. Bugn ile gemi arasndaki en nemli farkllk ise, alma ve tutumluluk esas alnarak mlkiyet edinme duygusunun yerini kolay yoldan, ksa zamanda, fazla emek harcamadan zengin olmann alm olmasdr. Yani zahmetsizce kazanp tketmek esastr. te bu noktada yine reklamlar karmza karak hangi kimlie hangi markalarla sahip olunabileceine, hi zorlanmadan nasl kimlik gelitirilebileceine dair reeteler sunmak suretiyle gen kesimi etkisi altna almaktadr. Farkl bir ifadeyle bugnn gen tketicileri grndkleri gibi olmak yerine olmak istedikleri gibi grnmelerini salayacak rn ve markalar tketmek suretiyle hedeflerine ulamaya almaktadr. Gen kesimin bylesi bir tketim tarzyla yaam stilini benimsemesi aslnda kanlmas mmkn olmayan bir sonun balangc gibidir nk, tketim toplumunun yesi olma zellikleri daha aileden alanmaya balanmakta ve geliimini reklamlar araclyla srdrmektedir. rnein, Baudrillardn simgesel dei-tokuolarak adlandrd hediye al verii aile iinde ekillenmekte ve reklamlarla daha da ileriye gtrlerek Hediye almanz iin zel bir gn olmas art m? sorgusuyla ileriki noktalara tanmaktadr. Geli20

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

im bu anlamda ok hzl yaanmakta ve henz anaokulu andaki bir ocuk bile anne veya babasndan her i dnlerinde ama bir srpriz yumurta ama bir boyama kitab isteyerek, onlar iteyken okulda uslu durduu veya onu okula braksalar bile halen onu sevdiklerini gstermelerinin artlar olarak her gn yeni rnler talep etmektedir. Sonuta da, bir krmz gl olmadan sevgisini dile getiremeyen, kendine bile yabanclam pasif varlklar olarak genlik, yeni tketicilermi gibi karmza kmaktadr. Ve sz konusu yeni tketiciler, aratrmaclar tarafndan hazrlanan tketim haritalarnda yeni bir renk olarak yerlerini almaktadr.

Trk Toplumunda Tketim Kltr ve Gen Kesim: Zygmunt Baumann da belirttii gibi; tketim kltr dncesinin gc, kitlesel pazarlama ve onunla ilikili reklamcla dayanmaktadr. Sanayi devrimiyle ortaya karak kitle retimiyle hzla gelien pazarlama ve reklamclk, znelere, ada ve gncel olabilmeleri iin moday izlemeleri gerektiini sylemektedir. Ve reklam ile moda endstrisi, yeni bir tketim toplumunun retilmesini, bireylerin bu topluma katlmalarn ngrmektedir (Ylmaz 1998: 286). Katlm ise; yeni bir hayat tarz, ideoloji ve kimlik inasyla belirginlemektedir. Srete; neyin sevilmesi, hangi rengin tercih edilmesi, nasl davranlmas, neyin iyi veya neyin kt olduuna ilikin ekilsel enformasyon ise bireylere, kitle iletiim aralar vastasyla aktarlmaktadr. zetle, kapitalist ekonomide kitle iletiim aralar, zel bir takm retimleri tevik etmek, baz rn grupar iin tketim topluluklarnn domasna yardmc olmak ve genel anlamda tketim ortamn glendirmek ilevlerini yerine getirmek adna saf bilgiyi aktarmak yerine imajlar yanstmaktadr (Lull 2001: 106-107). Reklam ise, bir yandan tketimi doallatrarak yaygnlamasna nclk ederken dier yandan da medyann en nemli gelir kaynaklarndan biri olmas nedeniyle kitle iletiim aralar ynlendirmektedir (Fairclough 1995: 12-14).
Trkiyeye baklacak olursa, genel tablonun ne Amerikadan ne de dier Avrupa lkelerinden ok farkl olmad grlr. Aradaki en belirgin ayra ise, gei srelerinin yaanmakszn yani deneyim sahibi olmakszn deiimlerin, Trk toplumunun tepesine inivermi olmasdr. Bir dier ifadeyle Trk toplumunun zemini belirtilen hususlara hazr deilken, modern kltrle entegre olmak durumunda braklmtr. Trk toplumunun hazrlksz yakaland bu deiimler tarihsel sre izlendiinde de belirlenebilmektedir. Aklanacak olursa; gemite halk, sadece ihtiyalarn karlamak iin tketimde bulunmu ve Osmanl mparatorluu dneminde, da alma politikasnn ilk adm olarak dikkate alnan Tanzimat Fermanna kadar da bu tutum, davran ve inan byle devam etmitir. Tanzimat Ferman ile sadece tketime bak as deimemi, ayn zamanda aznlklar tarafndan yaynlanmaya balanan gazete ve dergiler araclyla halk reklamla da tanmtr.
21

bilig, K / 2007, say 40

Dolaysyla gecikmeli de olsa, ekonomik alanda yaanan deiimlerle snflar artm ve snflar aras farkllklar belirginlemitir. Ancak Trk toplumunun tketim kltryle tanmas ok Partili Siyasi Hayata geile gereklemitir. Bir dier deyile, devletin ekonomiye mdahaleleri ve politik arenadaki deiimler, Trk toplumunun tketim ynelimlerini belirlemitir. Belirtilecek olursa, II. Dnya Sava sonras, Batl lkelerle ilikileri gelitirme arzusu, Trkiyeyi ok partili siyasal sisteme iterken yeni ekonomi politikalarnn benimsenmesini de beraberinde getirmitir. Ve zellikle Amerikal gibi olma, ykselen deer olarak belirginlemitir. 1960 ylnda yaanan darbe ve askeri rejim uygulamalar, her ne kadar geliim srecini kesintiye uratm olsa dahi thalat ve hracat kelimeleri altnda geliim kontroll olarak devam etmitir. Yine de zellikle Amerika ve Batl lkelerin 1950lerde yaad kitlesel retim deiimi ancak 1980lerde Trkiyeye IMFye borlanmak suretiyle giri yapabilmitir. Bir dier deyile Trkiye, karma ekonomiden liberal ekonomik sisteme 1980li yllarda gemi ve Refah Dnemi veya baz kiilerin ifadesiyle Ke Dnme Dnemi balamtr. lgili tarihe kadar Trk reklam sektrnn ktlar, ounlukla bilgi verme, haberdar etme amacyla oluturulmu iletiler grnmndeyken 1980 itibaryla reklam sektr de ivme kazanmtr. Buna bal olarak da Hanmyazktr beline, bir tane Hoover sprge alver evine sloganl almalar, yava yava terk edilmeye balanmtr. zetle 1980ler, deien toplumsal koullar stne liberal ekonomi anlaynn yerletii ve Trkiyede ekonomi toplumu oluturma yolundaki abalarn younlat yllar olmutur. Trk insan homosociustan homoeconomicus a gei srecini ilgili tarihte yaamaya balamtr. Ve tabii ki, ekonominin devlet politikas denetiminden karak zel sektre getii bu dnemde benimsenen Da Alma Politikas dorultusunda duvarlarn yok olmaya balamasyla ok sayda yabanc rn ve markayla birlikte yabanc reklam ajanslar da Trk pazarna girmitir. Bu dorultuda da irket Evlilikleri ad altnda birlemeler yaanm olmakla birlikte, ynetimin %50si veya daha fazla paynn denetiminin yabanc ortaklara devredilmesi sonucunda, reklam ktlarnda da nitelik ve nicelik balamnda deiimler gndeme gelmitir. Global ve Glo+cal reklamlarla bir anda evresi sarmalanan Trk toplumu, doal olarak hemen her alanda olduu gibi tketim konusunda da deneyimler yaamakszn, enjekte edilen deerlere aniden maruz kalmtr. Dolaysyla kltr yumann iinde yer almaya balayan yeni deerlerin tketilmesinde bile ekonomik ilikilerin egemen olmas nedeniyle haber ve bilgi de metalamtr. rnekle aklanacak olursa, gazete veya televizyon kurulular, ncelikle kendi reklamlarn yaynlamak suretiyle hem kendi varlna hem de okuyucusuna yeni frsatlar yaratmak adna abalar hale gelmitir. te yandan varlnn devamn salayabilmek
22

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

iin finans kayna olarak dikkate almak durumunda olduu reklamlara daha fazla arlk vermeye balam ve ksr bir dngnn iine girmitir (Topuolu 1995: 138-139). Daha zengin bir yaam iin daha ok tketim sloganlarnn medyadaki reklamlarla tketici kitlelere iletilmeye alld bu yeni ada, baarnn lt zenginlikle ve dinamizmin gereklilii de genlikle eletirilmitir. Dolaysyla, genlie ve genlere ynelik temalar hzla younlamtr. Daha arpc, daha gzel, daha przsz bir grnm ve bu grnm salayacak rn, markalara ilikin reklamlar ve haber formatna sokulmu tantmlar drt bir yan sarmtr. Medya ve kalc olmas nedeniyle de zellikle gazeteler, reklam ve moda dnyasyla ibirliine girerek insanlara, srekli olarak nasl grnmeleri gerektiini anlatmtr. Ve halen de tm bunlar lgnca bir hzla devam etmektedir Zayflama reeteleri; nelerin, nerelerde, ne zaman ve neden yenilip iilmesi gerektii tekrarlanp durmaktadr. Aile iinde farkllaan anne-baba rolleri ile tketim alkanlklar dorultusunda edinilen yeni deer ve yarglar, ocuklara da sanki ezberletilircesine retilmektedir. Medya ve reklam, bir yandan gen kesimi, ocuklar yeni hedef kitleler olarak tanmlarken dier yandan da genlie ykselen bir deer olarak aktarlmaktadr. Tketim ideolojisinin bir yandan genlii n plana kartp yalanmay kmsermi gibi gibi grnen syleminin gerek isteinin; krksz, yasz, sellitsiz, przsz yani gen grnen yetikin bedeni olduu da aktr. Deilse saysz krk giderici veya sellit nleyici kremlerin sat hedefi kimlerdir?... Bylesi bir ynelimin temelinde tabii ki, birincil hedef kitlenin tanmnda orta ya ve st grubun yer almas bulunmaktadr ve Trkiyede de durum pek farkl deildir. Hatta Trkiyenin sosyal yaps ve deerleri, inanlar, tutumlar dikkate alndnda izgilerin daha belirgin olduu izlenir nk, Trkiyede erikinlik ya 18dir. Gen birey, meslek sahibi olsa dahi evlenip kendi evini kurmadan- ahlaki olmamas nedeniyle- ayr bir eve tanamaz. zellikle Amerika ve Bat lkeleri ile Trkiye arasndaki ikilemin temelinde de sz konusu farkllklar bulunur. te bu farkllklar da, bugnn Trkiyesinde gen kesimin bir hedef kitle olarak yeniden tanmlanmasn gndeme getirerek dsal kaynakl enformasyonlarn yapsnn deitirilmi gibi aktarlmas sonucunu aa kartmaktadr. Yaanan ikilem Trkiyedeki rneklerle aklanacak olursa; 2000li yllarda Trk medyasnda yeralan eitli yazlardaki ana balk Genlik kefedildi olmutur. 2003 tarihli Marketing Trkiye dergisindeki bir yazsnda Gazanfer bar ise, yaamakta olduumuz a Genlik ve Gzellie Tapnma a olarak tanmlamtr (www.marketingturkiye.com). Ksacas, pazarlamaclardan reklamclara kadar herkes genlii, tketim ayla kefetmi gibi dav23

bilig, K / 2007, say 40

ranmaktadr. Oysa kanmzca hemen her eyin metalat gnmzde gen kesim, gerek ailesinin gerekse reklam gibi d kaynakl enformasyonlarn etkisiyle her geen gn kendine daha da yabanclamakta, zihinsel zenginliin yerine fiziksel zenginlii tercih etmekte ve tketim tercihlerini de tm bunlara bal olarak belirlemektedir. nk, tketim kltr, modern bireylerin alglarn ve karar verme mekanizmalarn deforme etmektedir. Ve genlik duyarsz bir kitle olarak karmza karken sadece dnden farkl tepkiler verdii iin yenilikmi gibi sunulmaktadr. Sz konusu yarg ise, Trk toplumunda yaanan siyasal, sosyal ve ekonomik oluumlar karsnda gen kesimin deien rolleri ve pozisyonlar balamnda irdelendiinde karmza kan ilgin tablo ile aklanabilmektedir. Buna gre, 1923 ylnda Trk genlii savatan kan ve varolma sava veren, Atatrk bir toplumun yesi olarak modernlemeci, yeniliki ve devrimcidir. 1950li yllarda Trkiyedeki siyasi politikalara ve Atatrkn izmi olduu yola bal olarak oulculuk ve demokrasiden yana bir gruptur. Trkiye iin bir dnm noktas olarak dikkate alnan ok partili dneme geii takiben 1960l yllarda Trk genlii; mevcut rejimi yozlatrmaya alan siyasi iktidara kar duran, devrimci ve cumhuriyet ideolojisiyle zlemi bir tepki topluluudur. 1970li yllarda Trk genlii, politize olmaya balar ve sylemleri Daha ok zgrlk, daha fazla ekmek, kalc bar gibi sloganlarla belirginleir. zlenebilecei zere Trkiyedeki siyasal sistem, nasl ki ekonomik yapy ve geliimini etkilemise toplumu oluturan bireylerin de tepkilerini ekillendirmitir (www.konrad.org.tr/index.php?id=487). Doal olarak 1980 ylnda, liberal ekonomiye geile benimsenen siyasal politikalaryla sular durgunlar ve Trk genlii de depolitizasyon srecine girer. Trkiyenin tketim toplumu zellii kazanmaya balad bu dnemde; bireyselleme ve toplumsal sorunlara kar tepkisizleme, katlmclk eiliminde krelme izlenir. Hatta devrimci ark szlerinin yerini bile Ben de isterim nakaratllar alr (www.konrad.org.tr/index.php?id= 488). Ve 1990lara gelindiinde Trk genlii; apolitik, global ynelimli, gelecek kaygsn yreinde tayan ve ksa yoldan zengin olmay ana hedef belirlemi bir grup tketici olarak karmza kar. Bugn Trkiyede Atatrkn belirttii zere, gen nfusun en nemli deer olduu unutulmu gibidir ve ncelikli sulular da Medya ve Reklam olarak sunulmaktadr. Medya sektrnde televizyon, sulular listesinin ilk srasnda yer almakta ve her ne kadar deformasyona urayan yaps nedeniyle eletirilere maruz kalsa da gazeteler ise, tketim younluklar dolaysyla ikinci sraya konumlandrlmaktadr. Reklamlar ise, hangi cepheden baklrsa baklsn yargsz infaz edilecekler listesinin bandadr Bylesi bir yargnn temelinde de, bireyleri etkileme gleri bulunmaktadr. Peki gerekte gen kesim, gazeteleri ve gazete reklamlarn ne kadar dikkate almaktadr?... Gazete reklamlarn nasl ve neden
24

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

alglamaktadr?... Tercih ve alglar davranlarnn ynn nasl ve hangi dzeyde etkilemektedir?...

Tketim anda Gazete Reklamlarnn Trk Genlii zerindeki Etkileri: Gnmzde kapitalist retim ve dolaysyla tketim kltr, tketici kitleler olarak kadnlar, ocuklar, genleri, iileri, memurlar, dedeleri yani herkesi, tartmasz kendilerine sunulan eyleri kabul eden bireyler olarak ekillendirmektedir. Okul veya aile, temel deerlerin, inan ve tutumlarn renildii kurumlar olmaktan yava yava uzaklamaktadr. Kiilik ve kimlik, imajlar ve bu imajlar yaratmamza yardmc rn ve markalarla belirlenmektedir. Hangi markalarn neden, nasl ve neye iyi geleceinin reeteleri ise, reklamlar ve zellikle de gazetelerdeki haberletirilmi reklam iletileri araclyla kitlelere sunulmaktadr.
Bu balamda ekillenen harcama rntlerinin toplumsal eitsizlii yanstt ve yeniden rettii gnmzde, genlerin gazete tketim tercihlerinin ve bu tercihlerin ekillendirdii gazete reklamlarna maruz kalma sreci dorultusunda ekillenen algsal tepkilerin ynlendirdii ngrlen tketim tercihlerinin neden-nasllarnn belirlenmesi amacyla Ege niversitesi rencilerine ynelik bir alan aratrmas gerekletirilmitir. lgili aratrma, Ege niversitesi kampsnde yer alan toplam 11 fakltede eitim almakta olan 550 renciye uygulanmtr. Elde edilen veriler SPSSe aktarlarak deerlendirilmi ve genel olarak aratrmada standart sapma 0.0.5den kk olarak tespit edilmitir. Aratrma, her fakltenin dikkate alnmas suretiyle ve rastgele rnekleme modeli dorultusunda belirlenen 19-27 ve st ya diliminde yer alan rencilere ynelik olarak gerekletirilmitir. Uygulamada, 11 fakltenin her birinden 50 renciye ulalmas hedeflenmitir. Buna bal olarak da rnekleme 280 kz (%51.0) ve 269 (%49.0) erkek renci katlmtr. Sz konusu rencilerin ya dalmlar, genlii temsil balamnda sorgulandnda %22.22sinin 18-20, %54.09unun 21-23, %20.21inin 24-26 ve %3.46snn da 27 ve st grupta yer aldklar tespit edilmitir. lgili rneklemin gazete okuma alkanlklar denetlendiinde ise, %95.08i gazete okuduklarn belirtirken, %4.92si okumadn ifade etmitir.

25

bilig, K / 2007, say 40

Gazete Okuma Sklk Oran %0 %23 %50 %27

Hergn

Gnar

Haftasonu

Tablo 1: Genlerin Gazete Okuma Alkanlk Dzeyi

Verilen yanttaki olumluluk oran 2000li Genliin Duyarszlatna ilikin yargy krar nitelikte olmakla birlikte gazete okuma sklklar sorgulandnda %50sinin her gn, %27sinin gn ar ve %23nn de sadece hafta sonlar tketime yneldikleri belirlenmitir. Dolaysyla gnmzde Trk genliinin farkl tketim tercihleri nedeniyle gazeteleri de bir meta gibi tketmekte olduklar yargs dorulanmtr. Bylesi bir dorulamann temel gerekesi ise, zellikle gazete ieriklerinin hafta sonlarnda daha fazla haber niteliindeki reklamlara ynelmesi eklinde deerlendirilmitir.
Gazete Reklamlarnn Dikkat ekme Oran %0 %35 %50 %15

Evet

Hayr

Bazen

Tablo 2: Gazete Reklamlarnn Genlerin Dikkatini ekme Dzeyi

26

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

Bu denetlemelerin yan sra gazete reklamlarnn dikkat ekme zelliklerini belirlemek amacyla yneltilen soruya ankete katlan ve gazete tketmekte olduklarn belirten toplam 522 rencinin %50si Evet, %15i Hayr ve %35i de Bazen yantn vermitir.
Dikkat eken Reklam Trleri %22 %30 %14 %16 %18 Kiisel lgiye Ynelik Yeni rn Haberleyen arpc Grsel eler eren Promosyon erikli Dier
Tablo 3:Genlerin Dikkatini eken Reklamlar

Gazete reklamlarnn arasra da olsa, dikkatlerini ektiini belirten rencilere (443 kii) ynelik olarak reklam trleri sorgulandnda ise, kiisel ilgi alanna giren reklamlar %30 ile birinci srada yer alrken, yeni bir rnn varlndan haberdar edenler (%18) ikinci sraya yerlemi ve bunlar; arpc grsel gelerin yer ald reklamlar (%16) ile promosyon ierikli reklamlar (%14) takip etmitir. %22si de farkl gerekeler ne srmtr. Ancak kan sonu, aktr ki, tketici kitleler olarak bireylerin dikkatinin ekilmesi, tketim toplumunun cazip tekliflerinin reklam almasna konumlandrlmasna baldr.
Gazete Reklamlarnn Hizmet Amac %9 %7 %38 %20 %26 Bilgilendirmek Daha Fazla Bilgi Edinmeye Sevk Etmek Rakiplerle Kyaslama Frsat Vermek Elendirmek Diret Satn Almaya Yneltmek Direkt Satn Almaya Yneltmek
Tablo 4: Genlerin Reklam Hizmetine likin Yarglar

27

bilig, K / 2007, say 40

Gazete reklamlarnn kendilerine hangi ynde hizmet verdii veya kendilerinin hangi amala gazete reklamlarn tketmekte olduklar sorgulandnda; %38i bilgilendirdiini, %26s daha fazla bilgi edinmeye sevk ettiini, %20si rakiplerle kyaslama frsat verdiini, %9u elendirdiini, %7si de direkt satn almaya sevk ettiini belirtmitir. Sz konusu yarglar dorultusunda ulalan nokta ise, Trk genliinin gazete reklamlarn tketim davran balamnda, birer bilgi kayna olarak dikkate alddr. nk tketim andaki Bilginin nitelik ve nicelii dnden olduka farkldr. Bir dier deyile, bugnn bilgi kaynaym gibi deerlendirilen reklamlar, bize telefon veya ampul kimin icat ettiini, stanbulun ne zaman fethedildiini retmemektedir.
G a z e t e le rin D i e r O rt a m la ra G re E t k i D z e y i %%2 0 % 2 9 % 5 9 % 1 0

D k

Y k s e k

O rta

E t k is iz

Tablo 5:Genlerin Gazete Reklamlarndan Dier Ortamlara Kyasla Etkilenme Dzeyi

Aratrmaya katlan rnekleme dier ortamlara kyasla gazetelerin etki iddeti sorgulandnda; %59u orta, %29u dk, %10u yksek ve %2si de hi etkisi olmadn belirtmitir. Bu sonu, bir anlamda tketim ann itici kuvveti olarak medya etkinlik sralamasnda basnn neden ikinci srada yer aldn da aklar niteliktedir. nk tketici kitleler olarak bugnn genliinin algs mesajlarda yer alan gelerin yaratclna ve etkililiine bal olarak gereklemektedir.

28

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

R e k la m la rn T r n e G re A lg la m a O ra n %5 0 % % 19 % 52 % 24 h t iy a ve is t e k b a z l P ro m o s y o n a y n e lik n l K i ile rin K u lla n ld G n l k N e d e n le r


Tablo 6: Genlerin Gazete Reklamlarn Alglama Dzeyleri

Aratrma sonularna geri dnlecek olursa, ihtiya ve isteklere yant veren reklamlar %52.15 ile en yksek alg deerine sahipken, promosyon vaadleri ieren reklamlar %24.37 ile ikinci srada yer almakta ve bunlar %18.97 ile nl kiilerin kullanm, %4.51 ile de gnlk nedenler izlemektedir. Neticede gen kesimin gazete reklamlarna ilikin algs, yine o gnn tketim gerekeleri ve ierii dorultusunda ekillenmektedir. Deilse her gn ihtiya duyduumuz ekmei satn almak iin gazete okumamzn veya genel olarak medyay takip etmemizin art olmad aktr
nan ve Tutum Asndan Gazete Reklamlar %3 %16 %36 %17 %28 Ntr ok Kuvvetli Kuvvetli ok zayf Zayf

Tablo 7: Genlerin Gazete Reklamlarna likin nan ve Tutum Dzeyi

Gazete reklamlarna ilikin inan ve tutumlarn yn sorgulandnda ise, niversite rencilerinin %36.12si ntr, %28.22si kuvvetli, %16.70i zayf, %16.26 ok kuvvetli ve %2.70inin de ok zayf olduu belirlenmitir. Bu da gstermektedir ki, gen kesim gazeteleri gerektende kiisel gerekelerle tketmektedir. Belki eve alndndan, belki dnyada ve Trkiyede neler ol29

bilig, K / 2007, say 40

duundan haberdar olmak adna ve belki de kiisel imaj iinSonuta yeni tketimlere ulamak, bir yenisi domayaca ak olan farkl hazlar ve doyumlar yaayp kendini ifade etmek iin

Sonu: zetlenecek olursa, Trkiye 1980lerde tant kapitalizm ve tketim kltrnde epey yol almtr. Sz konusu yolda ilerlerken Trk genliinin medya ve zellikle gazete tketim alkanl da farkllamtr. Aratrma sonular gstermektedir ki; Trk genlii, tketim kltrn benimsemitir ve buna bal olarak da, medya tketim tercihi sralamasnda gazeteler, ikinci srada yer almaktadr. te yandan reklam deikeni balamnda gazete tketim alkanlklar ve gerekeleri sorgulandnda ise, yine tketim ideolojisinin esaslar dorultusunda reklamlar dikkate almakta olduklar grlmektedir. Gazete reklamlarnn tketici kitleler olarak genlerin tercihlerini belirleme etkisi ve iddeti irdelendiinde de, gazetelerin davranlarnn ynnn belirlenmesinde ortalama bir etkiye sahip olduu izlenmektedir. Gazete reklamlarnn tketim sklklar ile dikkat eken reklam trleri ve ierikler ilikilendirildiinde ise, reklamlar araclyla retilen yeni ihtiya, istek ve tabii ki rnlerin farknda olmasalar bile, genliin ana hedefi haline getirildii bir kez daha gzler nne serilmektedir. Tm bu sonular dorultusunda ulalan noktadaki temel sorun, dn olduu gibi bugn de deiimleri, oluumlar ara geileri yaamadan yayor gibi olmasdr. Ve sonuta karmza kan tabloda, geleceimiz olan genlerin, her geen gn kendilerine, evrelerine yabanclaarak duyarszlatklar, tepkisizletiklerinin izlenmeksidir ki, bylesi bir geliimin yarnlarn belki de en nemli tehdidi olduu aktr.

30

Gneri Frlar, Dndar, Gazete Reklamlarnn Genler zerindeki Etkisi

Kaynaka: Kitaplar:
., (Austos/1998), Cumhuriyet Basn, Ankara: Ankara Gazeteciler Cemiyeti&Babakanlk Basn Yayn Enformasyon Genel Mdrl AYDOAN, Filiz (2002), Medya ve Popler Kltr, MediaCat Yaynlar DEBORD, Guy (1996), Gsteri Toplumu ve Yorumlar, ev. A. Ekmeki&O.Takent, stanbul:Ayrnt Yaynlar ERN, Orhan (Ekim/1996), Medya ile Politika, stanbul: ada Yaynlar FAIRCLOUGH, Norman (1995), Media Discourse, London:Arnold Publishers FEATHERSTONE, Mike (Temmuz/1996), Postmodernizm ve Tketim Kltr, ev.Mehmet Kk, stanbul: Ayrnt Yaynlar GNE, Sadk (1995), Medya ve Kltr-Sessiz Ynlarn Kltrel ntihar, Ankara: Vadi Yaynlar LULL, James (2001), Medya-letiim Kltr, ev.N. Gngr, Ankara: Vadi Yaynlar RGEL, Nurdoan (1993), Medya Ninnileri, stanbul:Sistem Yaynclk TOKGZ, Oya (1994), Temel Gazetecilik, stanbul: mge Kitabevi TOPUOLU, Nur (1995), Basnda Reklam ve Tketim Olgusu, Ankara: Vadi Yaynlar

Makaleler:
DATA, Banu (2002); Kltrel Bir Metin Olarak Reklam, Ankara: letiim, Gazi niversitesi Fakltesi Dergisi, S.14 YILMAZ, Ayhan (1998), Tketim Kltrnde ki Sunum Biimi: Reklam ve Moda, stanbul niversitesi letiim Fakltesi Dergisi, S: 8, stanbul: .. Basmevi

nternet Eriimleri:
BAR, Gazanfer (2004), Genlik ve Gzellie Tapnma a, stanbul: Marketing Trkiye, www.marketngturkye.com www.konrad.org.tr

31

Effects of Press Advertisements on Young People


Assoc.Prof.Dr. Belma GNER FIRLAR Assist.Prof.Dr. .Pelin DNDAR
Abstract: When we look todays alternating and re-structuring world, we designated that peoplesre buying products and brands not only to carry on their life but also advertisements. In this context, today peoplesre not hand to mouth buying products and brands can be aducing. On the other hand, theyre setting their behaviours for to buy advertised products and brandsre viewing. Consuming displacing with economic activity, destitution and solemnity. Such an atmosphere, mass communication media which one of the functionre carrying messages to peoples, taking new missions on employment because of changements all over the world and all structures. Because of this designations and structures of press organizations at Turkeyre accepted as variables of this study. And also from this perspective, we conducted with press ads and their influences on young people. First of all the variablesre examined from consumption culture and after this theoritical analysis the studyre completed with a research. As its seen, we collected various datas about young people and their beliefs, attitude and values about press at the end of the research. Key Words: Newspaper, Advertising, Consumption, Young peopleth

Ege University, Communication Faculty, Department of Public Relation / ZMR fbelma@hotmail.com Ege University, Communication Faculty, Department of Journalism / ZMR ismet.pelin.dundar@ege.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 17-33 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


.
: , - , , , , , . , , , , . . : , , ,

, / fbelma@hotmail.com , / ismet.pelin.dundar@ege.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 17-33 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)


Dr. mer Soner HUNKAN
zet: Trk Hakanl (Karahanllar) hanedannn bir mensubu olan Ali Tegin, 393/1002-1003de Mvernnehrde Smnlerin ortadan kaldrlmas olaylarnda ilk defa tarih sahnesine kmtr. Blgede kurnaz bir politikac olarak tannan Ali Tegin, 411/1020-1021de Buhry ele geirdi. 1032 Yl baharnda Debsiyede Gazneli ordusunu yenilgiye uratarak, Kutlug Orduda mstakil bir devlet kurmay baard. Trk Hakanl ve Gazneliler arasnda bir denge unsuru olan Ali Teginin devleti, onun lmnden sonra oullar tarafndan uzun sre yaatlamad. Bylece, Orta Asyada dengeler birden bire bozuldu. Trk Hakanl, Dou ve Bat olmak zere ikiye ayrld. Seluklular Horasna gemek zorunda kaldlar ve Gaznelileri buradan kararak, ksa srede Akdenize kadar uzanan Byk Seluklu devletini kurdular. Anahtar Kelimeler: Mvernnehr, Karahanllar, Ali Tegin, Buhr, Seluklular, Gazneliler

Giri X.yzyln ortalarndan itibaren muhtelif Trk boylar, siyas artlara bal olarak yava yava slamn en dousundaki, her ynden zengin blgesi Mvernnehr1e szmaya baladlar. Ayn yzyln sonlarna doru ise kalabalk Ouz gruplar, bata Semerkand ve Buhr evresi olmak zere Mvernnehre yerleerek aktif roller stlendi. Bu srada Seyhn tesinde, slam dairesinde siyas birliini tesis etmi olan Trk Hakanl2 (Karahanllar), teden beri elde etmeye alt Mvernnehri Smnlerden almak iin son bir teebbs daha gerekletirdi ve nihayet blgeyi ele geirerek Smnlere son verdi (1005). Bylece Mvernnehr, birka asr sonra yeniden Trklerin nfuzu altna girerken, buna bal demografik hareketlilikler sonucunda blge, Utb (.1036 veya 1040)nin ifadesi ile, Trk denizi haline geldi. te bu erevede bizim yapmak istediimiz, XI. yzyln balarnda kaynaklarn zekasna ve kurnazlklarna ska vurgu yapt srad bir tarih ahsiyet olan Ali Teginin eceresini, hayli dalgal Trk denizinde oynad rol, kurduu devleti, lmnn Orta Asya ve Orta Douda

Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Tarih Blm / DENZL oshunkan@yahoo.com bilig K/2007 say 40: 35-77 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K/2007, say 40

meydana getirdii nemli sonularn ve brakt mirasa sahip kmaya alan ocuklarnn faaliyetlerini, slam metinler ve son nmizmatik veriler nda derinlemesine incelemeye almaktan ibarettir. Ali Tegin ve ocuklarna dair muasr kaynaklar arasnda en geni bilgiler, Gazneliler devrine ait gvenilir bir kaynak olan Trh-i Beyhakde yer almaktadr. Eserin mellifi Ebul-Fazl Beyhak (1077), Gazneli Sultan Mesdun tarihini ele alrken, onun, Ali Tegin ve oullar ile ilikilerini devlet arivlerine dayanarak ayrntl olarak anlatr. Sultan Mesd ncesine dair baz nemli kaytlar ise, Zeynl-Ahbrda bulunmaktadr. Gerdznin 1049-1053 yllar arasnda yazd bu eserde, bilhassa aban 389/Haziran-Temmuz 999 tarihinden sonraki olaylara bizzat gzleri ile ahitlik ettiini sylemesi ok nemlidir (Gerdz 1363: 379). Bu nedenle, Ali Teginin Horasn istila teebbsleri ve Gazneli Mahmd ile ilikilerine dair kaydettii bilgiler olduka nemli olmaktadr. Horasn istila teebbslerine dair ayrntl bilgiler ise, Utb (. 1036 veya 1040)nin Kitbl-Yemnsinde kaytldr. Muahhar kaynaklardan Trh-i Beyhakn mellifi bn Funduk (.1170)un, lig Han (Ali Tegin)n vezirliini yaptn belirttii e-eyhr-Reis el-Vezr Ebul-Abbs el-Anber hakknda verdii bilgiler baka hibir kaynakta yoktur (bn Funduk 1361: 182). Ali Teginden bahseden muahhar kaynaklar, genellikle devrin muasr kaynaklarnda yer alan bilgileri aynen ya da zetle kaydetmekle birlikte, bazen ksa orijinal kaytlara da yer vermektedir. Bu erevede bnl-Cevz (. 1201), FahrdDn Rz (.1210), bnl-Esr (.1233), Czcn (.1266dan sonra), ReddDn (.1318), Zeheb (.1347), ebnkre (.1358), Tagrberd (.1470), Mirhond (.1498) ve Mneccimba (.1702)n, Ali Teginden bahseden muahhar mellifler arasnda saymak gerekir. Ali Tegin, hem kurnaz politik kiilii dolaysyla hem de Trk Hakanl, Seluklular, Hrizmhlar ve Gazneliler tarihinde oynad roln nemine binaen baz aratrmaclar tarafndan zel bir ilgi grmtr. Bu erevede O. Pritsak, Karachaninidsche Streitfragen 1-4 (Oriens, III/2 1950: 209-228) adl makalesinde yer alan Wer war Ali Tegin? (Ali Tegin Kimdir?) bal altnda Ali Teginin eceresi, isim ve unvan tehisleri zerinde durarak, slam kaynaklar ile mevcut nmizmatik verileri karlatrm ve baz grler ortaya atmtr. Bu paralelde onun siyas roln Die Karachaniden (Der slam, XXX, 1952: 17-68)de (Trkesi, slam Ansiklopedisi VI, stanbul, MEB, 1953/1997: 251-273.) zetlemitir. slam Ansiklopedisi (A, I, 1997: 358)nde Ali Tegin maddesini V. V. Barthold kaleme almtr. M. A. Kymen Byk Seluklu mparatorluunun Kuruluu I (DTCF, XV, sa.1-3, Ankara, 1957: 97-194.)de Ali Tegine zel bir balk ayrmtr. Son yllarda Ali Tegin hakknda yaplan aratrmalara Trk Hakanl nmizmat B. D. Konev de katlmtr. Histoire dAli Tegin, souverain qarakhanide de
36

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Boukhara (XI.siecle) vue a travers les monnaies (Cahiers dAsie Centrale n.5-6, Takent-Aix-en-Provence, 1998:19-36) adn tayan makalesinde yeni nmizmatik veriler nda Ali Teginin eceresi ve unvanlar zerinde durarak, onun Mvernnehrdeki roln ele almtr. Bu almasn biraz daha genileterek, Maverannahr Nakanune Sozdaniye Zapadnogo Karahanidskogo Kaganata (V Svete Numuzmatiki) (zbekistan Madd Medeniyeti Tarihi Dergisi, sa. 31, Semerkand, 2000: 178-203.) adndaki makalesini yaynlam ve burada Trk Hakanlnn ikiye ayrlmas ncesi olaylar kapsamnda Mvernnehrde, Ali Tegin ve oullarna ait nmizmatik verileri deerlendirmitir.

Ali Teginin eceresi Meselesi Beyhak, 423/1031-1032 tarihinde Mvernnehrin durumunu deerlendirmek zere Gazneli veziri Ahmed Hasan el-Meymend ile Sultan Mesd arasnda geen diyalogda, vezirin u szn nakleder: Ali Tegine gelince, o, hilekar ve sahtekar biridir. Otuz yldr da orada (Mvernnehr) bulunuyor (1982: 358). u halde Ali Tegin 393/1002-1003den beri Mvernnehrde idi. Pritsak, tam bu tarihlerde Mvernnehr ve Horasandaki faaliyetlerini kaynan zikrettii lig Nasr b. Alinin akrabas Suba Teginin, Ali Tegin olabilecei ihtimaline deinmitir (A VI: 257). Bu tahmini destekleyen nmizmatik bilgiye sahip deiliz. Ancak kaynaklarda Ali Tegin hakknda verilen bilgiler deerlendirildiinde, bunun isabetli bir tahmin olduuna hkmedilebilir. Beyhak, Ali Teginin, Kadr Han Ysuf ile mcadele iinde olan Togan Han (Muhammed b. Hasan)n kardei olduunu sylemektedir (1982: 93-94). bnl-Esrin, 1043 tarihinde hanedann dou kolunda yaplan aile toplantsnda Togan Han Muhammed b. Hasandan, Ali Teginin ocuklarnn amcas diye bahsetmesi bunu dorulamaktadr (bnl-Esr IX: 397). Czcn ise, onun, Afrasyab hanlarndan Buhr hakimi olduunu kaydeder (Czcn I 1363: 247). Fahrud-Dn Rz de onu Buhar valisi olarak zikreder (1346: 59). Dier taraftan 414 tarihli Buhara paralarnda Ali b. Hasan adna rastlanmaktadr (Konev 2000: 189, n.19). Bu durumda Kadr Han Ysuf b. Harun/Hasan ve Togan Han Muhammed b. Harun/Hasann Ali Teginin karde olduu anlalyor. slam ad Hasan olan babalar Bura Han Hrn, Trk unvann tayordu (anhanov ve Konev 1979: 146). Yazl metinlerde bu unvan ile Kadr Han Ysuf gibi, Suba Tegin de zikredilmektedir (Czcn II 1363: 230; Gerdz 1363: 388). Bura Han Hrn/Hasana ait Melikl-Mark (dounun hkmdar) unvan, hem Kadr Han Ysufa hem de Togan Han Muhammede babalarndan miras kald gibi, Trk unvan da Kadr Han Ysufa ve Suba Tegine ayn ekilde intikal etmi olmaldr. Suba Teginden nce Trk unvanl sadece Bura Han Hrn/Hasandan haberdar olunmaktadr. yleyse, kaynan Nasr b. Alinin akrabas diye tavsif ettii (Menn II 1286: 76) Suba Tegin, hanedann Hasan
37

bilig, K/2007, say 40

kolunun ba mmessili Bura Han Hrnun oullarndan biri olmas mmkndr. Suba Tegin ve Ali Teginin faaliyetleri karlatrldnda, aralarndaki iliki daha da netlemektedir. Kaynaklar Ali Teginin bilhassa iki ynne vurgu yapmaktadr: Tecrbe sahibi olduu ve Horasna her an saldrmaya hazr konumu ya da blgeye olan tecavzleri (Beyhak 1982: 474; Gerdz 1363: 404). u halde Ali Tegin siyaset ve askerlikteki yksek tecrbesini, lig Nasrn Mvernnehr ve Horasn mcadelelerinde Suba Tegin Trk unvan ile kazand. 1006-1008 yllar arasnda Horasan igali ve Gazneli ordusunun takibi karsnda ehir ehir dolaarak Mvernnehre geri ekili maceras, blgeyi iyice tanmasna frsat verdi ve buradan edindii kazanmlar, hayatnn sonuna kadar baar ile kulland. Sonu olarak Ali Tegin, kaynaklarn Afrsyb meneine dayandrd Trk Hakanl hanedannn bir mensubu ve Bura Han Harn/Hasan b. Sleymn lig b. Satukun olu idi. Buna gre, Bura Han Hrnun dier oullar Togan Han Muhammed, Kadr Han Ysuf, Sleymn ve Hseyn onun kardeleri olmaktadr.

Suba Tegin Trk (Ali Tegin)n Horasn stilas Buhry alarak Smn devletine son veren Trk Hakanl, Smnlerin Ceyhn batsnda kalan topraklarnn da tek varisinin kendileri olduunu ve burann, daha nce davranan Gazneliler tarafndan gasp edildiini dnyorlard. Bununla birlikte Trk Hakanlnn batsn yneten lig Nasr, Sultan Mahmd ile dost geinmenin yolunu arad ve Horasna sahip olmasndan dolay ona bir tebrik mektubu yazd (Menn II 1289: 26-27; Curfdekn 1374: 249; Rededdn II/4. 1999: 142). lig Nasr tarafndan gnderilen eli, Gazneliler ile bir gven anlamas yapmaya muvaffak oldu ve Ceyhn nehri iki taraf arasnda snr kabul edildi (Cemdiyelevvel 391/Mart 1001) (Gerdz 1363: 382; Rvend I 1999: 86).
Tamamen grne dayal bu gven anlamas, Sultan Mahmdun Hindistn vilayetlerinden Multna, Btniye mezhebine giren valiyi tedip iin sefere kt srada bozuldu (396/1005-1006). Zira, Horasn, ileri gelen Gazneli komutanlardan mahrum kalmt ve Trk Hakanlnn Ceyhnun batsna gemesi iin gerekli artlar olumutu. lig Nasr bu frsat deerlendirmek iin, 393/1002-1003den beri Mvernnehrde bulunan akrabas Suba Tegin Trk Horasn blgesine ve kardei Cafer Tegini byk bir ordu ile Belhe ahne olarak gnderdi. Bylece, Gazneliler ile drt-be yldr yrrlkte olan anlamay ve dostluu bozmu oldu (Menn II 1286: 76; Curfdekn 1374: 281; bnl-Esr IX: 154; Rededdn II/4. 1999: 148; Kazvn 1363: 393; Mirhond IV: 591). Cafer Tegin, itaate yanamayan Belh halkndan bir ounu ldrd. ehri yamalayp haraca balad (Beyhak 1982: 601). Sultan Mahmd byle bir saldry bekliyor olacak ki, Ts valisi
38

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Arslan Czibe her hangi bir saldr ya da i karklkta Gazneye ekilmesini ve oray muhafaza etmesini emretmiti. Bu nedenle Arslan Czib, Trk Hakanl ordu komutan Suba Tegin Trk Horasna saldrya getiinde, bulunduu Herttan Gazneye ekildi. Onun ehri terk etmesinden sonra Suba Tegin Trk kolaylkla Hert ele geirdi. Sultan Mahmddan bir haber alamayan Horasn ayannn bir ou Trk Hakanl tarafna geti. Suba Tegin Trk, Horasn ayanndan Hseyn b. Nasr vergi ilerinin idaresi, tahsili ve orann dzeni iin Nbra sahib-i divan olarak gnderdi (Menn II 1286: 76-77; Curfdekn 1374: 281; Gerdz: 1363: 388; Rededdn II/4. 1999: 148-149; bnl-Esr IX: 154; Mirhond IV: 591). Ayrca taraftar ok olan ve Sultan Mahmd yanls olduundan phe edilen ulema snfndan bazlarn bir mesele karmamalar iin tutuklatp gzlem altna ald.3 Horasnn artk Trk Hakanl hakimiyetine girdiini gstermek iin de, bu vilayetin idar merkezleri Hert ve Nbrda, Nsrul-Hakk Togan Han ve lig Nasr adna altn (dinar) para darp ettirdi (396/1005-1006) (Fedorov ve Ilisch 1996: 26-28).4 Trk Hakanlnn Horasn ele geirmesini nleyemeyen Gazne ynetimi, devletin merkezini korumak zere baz tedbirler ald. Gazneli vezir EbulAbbs Fazl b. Ahmed, Sultan Mahmda durumu bildirmek iin derhal sratli bir haberciyi Multna gnderdi. Sultan Mahmd olanlar renince, mola vermeksizin hzla Gazneye dnd. Emrindeki btn memrlara hediyeler vererek onlarn gnln ald. Hala Trklerini yardma ard. Onlardan mteekkil byk bir ordu ile Belhe hareket etti. Burada bulunan lig Nasrn kardei Cafer Tegin, Sultan Mahmd ile savamay gze alamad ve Ceyhnun dou kysna, Tirmize ekildi. Sultan Mahmd, sava yapmadan Belhi tekrar elde etti ve ehre yerleti. Onbin kiilik bir atl birlii ile Arslan Czibi, ekilmekte olan dier bir Trk Hakanl komutan Suba Tegin Trk zerine yollad. Suba Tegin Trk, Mvernnehre dnmek iin Ceyhn kysna gelmiti ki, Arslan Czibin ordusu ile kendisine iyice yaklatn haber ald. Bunun zerine nehri gemekten vazgeti.5 Merv tarafna gitti. Bylece iki kuvvet arasnda etin bir kovalamaca balad. Yazn scana, btn su kuyularnn doldurulmu olmasna, yolun belirsizliine ve elde etmi olduklar ganimetin arlklarna ramen Suba Tegin Trk, Serahsa yneldi. Yol zerinde karlarna kan Ouz Trklerinin emri Mahas (Hasan) b. Tk, onu yakalamak isteyince iki taraf arasnda iddetli bir sava oldu. Suba Tegin, Ouzlarn reisini ldrmeye ve sava kazanmaya muvaffak oldu (Menn II 1286: 77-79; Curfdekn 1374: 281-282; bnl-Esr IX: 155; Rededdn II/4. 1999: 150). Arslan Czibin takibi devam ettii iin, oyalanmadan Ebverde, oradan da Nesya geldi. Hertta iken elde ettii para, silah, deerli eyalar vb. ar39

bilig, K/2007, say 40

lklarn tamakta glk ektiinden dolay bunlarn bir ksmn burada brakmak zorunda kald. Arslan Czib, Nesya yaklanca, o da, Crcn tarafna hareket etti. Hi bilmedii dalk, ormanlk ve dar geitlerde pek ok zayiat verdi. Binek hayvanlar kalmayan adamlarnn bir ksm Bveyh emsl-Mel Kbs b. Vamigre iltica etti. Bu durumda Suba Tegin, aresiz olarak Dehistn yolundan tekrar Nesya dnd. Arlklarndan ne varsa toplad. Bunlar ve bitkin olan yayalarn, Hrizmh Ebul-Hseyn Ali b. Memna gnderdi. Ayrca bir mektupla, bu ganimetlerin lig Nasrn olduunu ve bunlar muhafaza ederek el srmemesi ynnde onu uyard. Oradan Merve hareket etti. Sultan Mahmd, Arslan Czibden haber beklemek iin Tsda ikamet etmekte idi. lig Nasr da, Suba Tegin Trk bu amansz takipten kurtarmak iin kardei Cafer Tegini yaklak alt bin kiilik bir atl birlii ile bir kez daha Belhe gnderdi. Ancak, Sultan Mahmd bu Trk Hakanl birliine ehemmiyet vermedi. Suba Tegin Trkn l yolu ile Merve gitmekte olduunu haber alnca, yolunu kesmek iin derhal o tarafa yneldi ise de, yetiemedi. Emrindeki bir Arap beyi Eb Abdullah Muhammed b. brhm et-T ve baz komutanlarn takibe memur etti. Bu kuvvetler Suba Tegin Trke lde yetierek savaa tututular. Suba Tegin Trkn kardei ve yedi yz kiiyi esr aldlar. Esirler nce Sultan Mahmda gnderildiler. Oradan tehir iin Gazneye nakledildiler. Suba Tegin Trk az bir kuvvetle Ceyhnu geerek lig Nasrn yanna dnmeye muvaffak oldu. Ancak, lig Nasr, Suba Tegin Trk ve Bu fillere, silahlara, aletlere ve savalara mukavemet edilemez (Gerdz 1363: 389). diyen askerlerini, baarszlklar nedeniyle bir hayli azarlad. lig Nasrn sonraki mhim savalarnda Suba Tegin Trkn yer almadna baklrsa, ordu komutanl grevinden azledilmi olmaldr. Bu ilk Horasn istil teebbsnde, bu srada Suba Tegin Trk ad ile zikredilen Ali Tegin, ksa bir sre iin de olsa Hert ve Nbra hakim olarak, Trk Hakanln batdaki en geni snrlarna ulatrd. Kendisi de Horasn macerasnda oynad rol ile, sonraki yllarda bundan fazlasyla yararlanaca nemli tecrbeler kazand.

Mvernnehrde Ali Tegin Mvernnehrde ve tarih sahnesinde ilk defa evvl 393/Austos 1003de Suba Tegin unvan ile Smn Muntasr ve mttefikleri Ouzlara kar Semerkand yaknlarndaki Khekde yaplan savata grlen Ali Tegin (Menn I, 1286: 336-337; Curfdekn 1377: 192-193; Gerdiz 1363: 383) hakknda Pritsak, onun sikkelere gre en azndan 405/1014-1015de Buhrya ve 407/1016-1017de Semerkanda hakim olduunu kesin gibi grmektedir (A VI: 257). Ancak, Pritsakn M. Fraehni referans gsterdii 405 tarihli Buhara flsnde Ali el-Ecell yazsnn (Pritsak 1950; 219) deil, Ahmed
40

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

b. Aliye ait Han el-Ecell yazsnn yer aldn tesbit eden Konev, 407 tarihli Semerkand flsnn ise, B. Dorn ve onun da F. Soreyi refarans alan kaynann mehul olup kontrol edilemediini ve gerekte byle bir sikkenin bulunmadn, Semerkand blgesinde yer alan Kyilitepin hazinesindeki 400-415/1019-1023 devresini ieren 1990 adet paradan tesbit edilen 407/1016-1017 tarihli 61 adet sikkenin 16 adedinin net okunabildiini, ancak, bunlar arasnda da F. Sorenin tasvir ettii Ali Tegine ait BahadDevle lakapl bir sikkeye rastlanmadn ortaya koydu (2000: 180). Konev, 404/1013-1014 tarihli a dirhemlerinde geen Ali ad ile 410/1019-1020 tarihli a paralarndaki Tonga Uk unvannn Ali Tegine ait olabileceini, onun 421/1030 tarihli tihan flsnde yer alan Kl Uk unvanna dayandrmaktadr (2000: 180). Buna gre, Ali Tegin 404410/1013-1020 tarihleri arasnda sadece a sahipti.

Ali Teginin Buhry Almas: Kutlug Ordu Devletinin lk Kurulu Devresi Mvernnehr fatihi lig Nasr b. Alinin 403/1012-1013 ylndaki lm, blgede byk bir otorite boluuna sebep oldu ve Trk Hakanl hanedan mensuplar arasnda i siyas ekimeler birden bire hz kazand. Buhr, Semerkand, Ke ve Hocend gibi nemli merkezlerde lig unvan, imdiye kadar muhtemelen hapiste bulunan ve lig Nasrn lm ile serbest kalan Mansr b. Aliye geti. Bu durum fazla srmedi. Ayn yl 403/1012-1013de Togan Han Ahmed b. Ali stn gelerek onu blgelerinden mahrum etti ve bu yerler en ge 404/ 1013-1014de lig olan Muhammed b. Aliye geti. Mcadeleyi brakmayan Mansr b. Ali glenerek 405/1014-1015ten ge olmamak zere Ahsiket, Hocend ve Tarzda kendini Arslan Han ilan etti (Konev 1993: 25).6 Ahmed b. Ali ve Mansr b. Ali arasndaki mcadeleden en fazla yararlanan dier bir karde, Muhammed b. Ali idi. ki byk kardein mcadelesinde lig unvan ile, metb olarak Ahmed b. Aliyi tanmakta olduu Tarz (405), lk (406), Hocend (407), Ursene (407) gibi merkezlerde metbunu deitirerek Mansr b. Ali tarafna geti.7 Arslan Han Mansr b. Ali, Kadr Han Ysuf tarafndan idare edilen Kgar, Yarkend ve Hoten merkezlerini iine alan Dou Trkistn dnda, lkenin tamamnda metb olarak tannd. Kadr Han Ysufun, Arslan Han Mansr b. Alinin hakanlna sessiz kalmas beklenemezdi. Zira o, 407/1016-1017 U (U) dirhemlerine gre U, Fergnann merkezi zkende hakim olarak i mcadeleye oktan karm bulunuyordu (Konev 1995: 137, n.463; Fedorov 2000: 48; Konev 1993. 26). Kadr Han Ysuf, Gazneli Mahmdu Arslan Han Mansra kar yardm iin Mvernnehre davet etti. Gazneli Mahmd bu amala Ceyhnu geti ise de, Arslan Han Mansrun kuvvetinden ekinerek bir sre sonra geri dnd. Hayal krklna urayan Kadr Han Ysuf, rakibi Arslan Han Mansr ile anlamaya
41

bilig, K/2007, say 40

vard. Bylece d mdahale, birden bire i mcadelenin bir sre iin ertelenmesine neden oldu. Anlamaya gre, Horasna saldr gerekletirilecek ve alnan yerler aralarnda paylalacakt. Ancak, Trk Hakanl birleik kuvvetleri Belhde Gazneli Mahmd tarafndan hezimete uratld (410/1019-1020) (bnl-Esr IX: 233). te, bu olaylarn yaand srada Tonga Uk unvan ile ada bulunduu tahmin edilen Ali Tegin harekete geti, ancak, 411/1020-1021de da lyas el-Haccc adnda Trk Hakanl kkeninden gelmeyen bir yerel idarecinin Arslan Han Mansr b. Alinin tbii olduuna baklrsa, bnl-Esrin kaydettii Ali Teginin esareti, bu sralarda gerekleti ve , elinden alnd (Konev 2000: 180). Bununla birlikte Ali Tegin, yine Belh yenilgisinin sebep olduu hengameden yararlanm olmal ki, Arslan Han Mansrun hapsinden kaarak Buharaya geldi ve ehri ele geirdi. Seluklu Arslan b. Seluk ile ittifak yapan ve bunu Arslan Yabgunun kzn alarak shr akrabalk ile de glendiren Ali Tegin (bnl-Cevz VIII 1358: 233; Tagrberd V: 29), Arslan Han Mansr ve kardei lig Muhammed b. Aliye kar kendini koruyabildi. Bu gelimeler karsnda lig Muhammed b. Ali, Buhrya yrd. Ancak, Ali Tegin ve mttefiki Seluklu Arslan, yaplan savata ligi malup ettiler ve bylece Ali Tegin, Buhrya iyice yerleti (bnl-Esr IX: 362-363). Ali Tegin, 411/1020-1021 tarihli Buhr sikkesine gre8 metb olarak Kadr Han Ysufu tand. Adna bastrd sikkelerde Bahad-Devle (devletin vnc) Yanga/Yaan Tegin unvan tayan Ali Tegin, ayn yl9 iinde Arslan Han Mansr ile uzlamaya vard (Konev 2000: 188). Byle bir uzlamaya belki de, Ali Teginin mttefiki Seluklulardan Kadr Han Ysufun duyduu rahatszlk ve Arslan Han Mansrun lig Muhammedin gcn kontrol etme arzusu neden oldu. nk, artk Ali Tegin 411-415/1020-1025 yllar arasnda yani Arslan Han Mansrun lmne kadar kesintisiz olarak onun metbluk haklarn tand ve hakimiyet sahasn genileterek lig Muhammed b. Aliyi Buhr vahasndaki haklarndan mahrum brakt (Konev 2000: 188). Ali Teginin kardei Muhammed b. Hasan, 412/1021-1022 Semerkand flslerine gre,10 401-404/1010-1014 yllar arasnda sahip olduu, ancak, lig Muhammede kaptrd Semerkanda Ynal Tegin unvan ile tekrar hakim oldu. Dier karde Ahmed b. Hasan 413-414/1022-1024de Semerkand Sodunda yer alan Kunde11 bulunuyordu. Bu tarihten sonra onun adna sikkelerde hi rastlanmamas, lm olabileceini dndrmektedir. Bylece Trk Hakanl lkesinin en verimli ve ekonomik adan en gelimi blgesi Zerefn vadisi, Ali Tegin ve kardelerinin eline gemi oldu (Konev 2000: 188). Ali Teginin bir dier kardei ar Tegin unvan ve Adudud-Devle (devletin yardmcs) lakab tayan Hseyn b. Hasan, lk blgesinin merkezi Tnketde12
42

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

404/1013-1014 tarihinden itibaren 407/1016-1017e kadar Togan Han Ahmed b. Aliyi, bu tarihten 415/1024-1025e kadar Arslan Han Mansr b. Aliyi metb olarak tand ve buradaki hakimiyetini kesintisiz olarak devam ettirdi. Arslan Han Mansr b. Ali ve kardei lig Muhammed b. Ali sikkelere gre, ayn yl iinde 415/1024-1025de vefat etmi olmallar. imdi Hasan kolunun talihi bsbtn ald. Muhammed b. Hasan, Balsgnda tahta kt ve kendini Togan Han13 ilan etti (Konev 1993: 27; Davidovi 1998: 125). Kardei Ali Tegin (Ali b. Hasan) de hiyeraride birka basamak ykselerek Arslan lig ve lig unvan kullanmaya balad. 415e kadar Buhr ile snrl blgesini, Semerkand, Tnket, ve Hocendi iine alacak ekilde geniletti.14 Bylece, Ali Tegin, Kutlug Orduda 1032 ylnda Kutbud-Devle Tamga Bura Kara Hakan unvan kullanarak ilan ettii devletinin ilk kurulu devresini baaryla tamamlam bulunuyordu. Ali Teginin kardei Togan Han Muhammedin metb olarak zikredildii 416da Buhr, Semerkand, 415de Hocend, 415, 417, 418de Ahsiket, 415de lk ve Hseyn b. Hasandan alnan lkn merkezi Tnket, 416da , sfcb, Balsgn, 417de Tarzda baslan sikkelerine baklrsa, onun hakimiyet alan, Yedisu blgesi, sfcb, , lk, Fergna, Hocend ve merkez Mvernnehr yani, Arslan Han Mansr b. Alinin lm ile boalan alanlar kapsamakta idi (Konev 1983: 126-128). Togan Han Muhammedi metb tanmayan drdnc karde Kadr Han Ysufun elinde eskisi gibi Dou Trkistn kald. Togan Han Muhammed, Ali Tegin ve Seluklu dayanmas, slamn dousunda Mvernnehr ve Trkistn hari btn Mslman lkelerini itaat altna alan Gazneli Mahmdu harekete geirdi. teden beri Trk Hakanl tahtna gemeyi planlayan Kadr Han Ysuf, pek istekli olmasa da onunla ortak hareket etmeye mecbur oldu. u halde, Trk Hakanl i mcadelesinin boyutu, 415ten itibaren Hasan kolunun mensuplar arasnda devam eden bir mcadele ekline ve bir taraf Seluklularn, dier taraf ise Gaznelilerin destekledii blgesel bir meseleye dnt.

Ali Tegine Kar Gazneli Sultan Mahmd ve Kadr Han Ysuf ttifak: Semerkand Grmesi Gerdznin rivayetinde Kadr Han Ysuf ile Sultan Mahmd arasnda yaplan Semerkand grmesi ve ittifaknn sebebi, 415/1024- 1025 ylna girildiinde, k geirmek zere Belhde bulunan Sultan Mahmda, Mvernnehr tarafndan gelen ve Ali Teginden zulm gren bir grubun onun huzuruna karak, Ali Teginin ok zulm yaptndan, halkn ve bar ehlinin bundan rencide olduundan dert yaknmalar ve zulm ikayetlerinin artmas zerine Sultan Mahmdun, Mslmanlar bu bela ve eziklikten kurtarmak istemesine balanmaktadr (Gerdz 1363: 404). Bu gelimelere, Ali Teginin Gazneli lkesi snrndaki ehirlere saldrd ve ayn zamanda Kadr
43

bilig, K/2007, say 40

Han ve Sultan Mahmd arasnda gelip giden elilerin yolunu kestii ynnde bnl-Esrin kaytlar da ilave edilebilir (bnl-Esr IX: 363). Muahhar tarihilerden Mirhond, byle bir ittifakn sebebini, Ali Teginden ekinmekte olan Kadr Han Ysufun, etrafndakilere dantktan sonra Sultan Mahmdu Mvernnehre davet ederek, bu tehlikeden kurtulmay dnmesine balar. Mirhond versiyonu yledir; lig Han15 olarak mehur olan Semerkand hakimi16 Ali Tegin, Trkistan hanlar ile eit soluklu, belki de daha stn idi. Ondan ok daha gl olan Trkistann dier han Kadr Hana etrafndaki danmanlar, Sultan Mahmd ile ittifak yaplmas halinde Ali Teginin saltanatnn baki kalmayacan tavsiye ettiler.17 Kadr Han da bir elilik heyetini Sultan Mahmda gnderdi. Eliler ona, Kadr Han ve Ali Teginin arasnn aldn, eer Ali Tegin galip gelirse ihtimal ki, Trn Memleketini ele geirir geirmez rna doru hareket edebileceini sylediler. Ama, Sultan Mahmd Semerkanda gelirse Kadr Han da kendisine ynelir ve bylece Han ve Sultann ittifakndan korkan Ali Teginin yerlerine Kadr Han yerleir, eklinde tavsiyede bulunmaktan da geri kalmadlar. Bu szler zerine Sultan Mahmd, btn maiyeti ile Trkistna hareket etti. Onun Ceyhn kysna ulatn haber alan Kadr Han da Semerkanda geldi (Mirhond IV: 655-656). ebnkre rivayetinde Mvernnehr seferi ve iki nderin grmesi, Mirhondun sylediklerinin tersine Kadr Hann daveti ile deil, Sultan Mahmdun arzusu zerine gereklemitir. Buna gre, Sultan Mahmd, Hindistn ilerinden eli boalnca baka bir mesele kalmasn diye Trk memleketi ile ilgilenmeye balad. Vezirleri ve nedimlerine danarak Kadr Hana eliler gnderdi ve Mvernnehri gelip grmek istediini, buray zapt etme konusunda kendisi ile mevereti arzu ettiini bildirdi. Kadr Han ileri grl biri idi. Bakt ki, Sultan Mahmd kararl, ekinerek yle enteresan bir cevap verdi: Bizim aramzda zel bir dostluk vardr ki, sen Trk aslndansn, yabanc deilsin. Btn memleket senden rahatsz deildir. Ama, senin gelmen zahmet olur. Bir nip gnder. Bu teklifi kabul etmeyen Sultan Mahmd, hazrlklara giriti ve byk bir ordu ile Semerkanda geldi (ebnkre 1376: 57). Sultan Mahmdun Semerkanda gelme kararll karsnda Kadr Han Ysuf, Kgardan harekete geerek 416/1025-1026da zkendi ele geirdi. ehrin idaresini tbi sfat ile kardei Sleymn b. Hrun (ihbd-Devle)a verdi. Ayn yl Sodda Togan Han Muhammede stnln kabul ettirdi (Konev 1995: 249). Semerkand kapsnda Sultan Mahmd ile gren Kadr Han Ysuf, meselede onun yardmn talep etti. Bunlardan ilki, Ali Teginin Mvernnehrden uzaklatrlmas ve burann, Yaan Tegin unvann tayan, ancak, o vakit Bura Han ismi ile anlan olu Muhammed b. Ysufa verilmesi idi (Beyhak 1982: 571). Bu gelimeleri haber alan Ali Tegin, Buhry terk ederek sratle le ekildi. Sultan Mahmd casuslar vastas ile Ali
44

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Tegini takip etmekte idi. Onun, haremi, mal ve mlkn de le nakledeceini haber alr almaz, bunlar ele geirmek zere Hcib Bilge Tegini grevlendirdi. Bilge Tegin bir takm hilelerle Ali Teginin karsn, kzlarn, mal ve mlkn elde ederek bunlar Sultan Mahmda getirdi (416/1025-1026). Ancak, devrin kayna, bizzat Ali Teginin yakalanmas iin her hangi bir giriimde bulunulduundan bahsetmiyor (Gerdz 1363: 410). Yalnz, bn Funduk, aslen Sebzvrdan olan ve bir ok eser yazan vezir e-eyhr-Reis Ebul-Abbs sml b. Ali el-Anbernin Mvernnehrde yllarca lig Hann vezirliini yaptn ve sonra istifa ederek, Sultn Mahmd ile birlikte Horasna geldiini syler ki, u halde, burada ad geen lig Han, lig Nasr olabilir, ancak, olaylarn erevesine gre, Ali Tegin olma olasl daha byktr. Ali Teginin veziri Horasna geldiinde Sultn Mahmd onu kendi veziri yapmak istediyse de bu grevi kabul etmedi. Bunun zerine hapsedildi ve burada zehirlenerek ldrld (bn Funduk 1361: 182). Dier taraftan Kadr Han Ysufun, adna kesilen 417/1026-1027de Balsgn (Kuz Ordu), lkda yer alan Dahket ve ayn yl iinde birka kez el deitiren 417-418/1026-1028 Ahsiket paralar, Togan Han Muhammedin hakim olduu yerleri birer birer ele geirdiini ve onu tahtndan indirdiini gstermektedir (Konev 1983: 128-129; Konev 1995: 250). Nitekim, Beyhaknin, Kadr Han Ysufun Trkistnda konumunun salamlamasnda ve Togan Han Muhammedin Balsgndan uzaklatrlmasnda, Sultan Mahmdun ne denli zorluklar ve byk harcamalara katlanarak nemli fedakarlklarda bulunduu ynnde verdii bilgiler, artk Togan Han Muhammedin tahttan hal edildiini ispatlamaktadr (Beyhak 1982: 9394).18 Bundan sonra bir sre adna sikkelerde rastlanmamas, rakibi tarafndan esir alnd ihtimalini akla getirmektedir. Btn bunlara ramen Sultan Mahmd, Ali Tegin gailesini tamamen ortadan kaldrmak istememi ve Gazne lkesi ile Trk Hakanl arasnda denge unsuru olacak tampon bir devletin varlna gz yummutur. Nitekim, 416/10251026da Sultan Mahmd Mvernnehrden geri ekildiinde, Ali Tegin, ayn yl ya da en ge 417ye kadar tekrar Buhrya sahip oldu. Hakimiyet alann yaymak iin hareketine devam ederek 418/1027-1028 tarihinde Kei ve Kaka Derya havzasn ele geirdi. 419/1028de hala Kadr Han Ysufun elinde olan Semerkand ve Sodu topraklarna katt. Bu baarlarn, 421/1030 ylndan itibaren adna kestirdii paralarda Tarkan Padi el-Melik el-Muzaffer ve 420-421/1029-1030 Semerkand flslerinde feth yazlar ile ilan etti (Konev 2000: 184, n.86; 189, 191-192). 419 /1028den sonra 423/1031-1032ye yani Kadr Han Ysufun lmne kadar geen devrede i mcadelenin imdilik sona erdii, taraflarn statleri ve blgelerinin belirginletiine ahit olunmaktadr. Buna gre, Ali Tegin merkez Mvernnehre, Kadr Han Ysuf ise Trk
45

bilig, K/2007, say 40

Hakanlnn dier btn blgelerine sahip oldu ve metb olarak tannd. lig unvann koruyan Ali Tegin stat olarak ona tabii olmakla birlikte, onun metb haklarn kabul etmedi. Bu nedenle bastrmakta olduu gm dirhemler yerine, Kadr Han Ysufun vefatna kadar kendi adna bakr flsler bastrd ve bu paralarda Kadr Han Ysufun adna yer vermeyerek, onu metb tanmadn gsterdi (Konev 2000: 192). Hem Trk Hakanl ve Gazneliler arasnda denge unsuru tampon bir devletin Mvernnehrde kurulmasna gz yumulmas, hem de Sultan Mahmdun, Kadr Han Ysufun olu Bura Han Muhammede kz Hrre Zeynebin nikahlanmas iini askya almas19, Trk Hakanl i mcadelesinin devamna yeil k yakldn da gstermektedir.20 Sultan Mahmd ve Kadr Han Ysuf ilikilerinde iki eit hkmdar stats geerliliini korudu. Ancak, Mvernnehrde varl tannan Ali Tegin daha alt statde grlyordu ki, Sultan Mahmd artk ona olum diye hitap etmektedir (Beyhak 1982: 371). Sonuta Ali Tegin, gl Trk Hakanl ve Gazneliler arasnda Mvernnehrde varln kabul ettirmeyi baarrken, Kutlug Orduda mstakil devletini tesis iin artlarn olgunlamasn beklemeye balamtr.

Ali Tegin ve Seluklular Selukun Yabgu unvan tayan byk olu Arslan, kendine tabi olanlarla Buhr yaknlarnda bulunuyordu. lig Nasr b. Ali zamannda yldznn parlamasna ramen, kaynamz onun hikayesini, Mvernnehrde tutunmaya alan Ali Tegin ile 1020 ylnda yapt ittifaktan itibaren ayrntl olarak ele alyor (bnl-Esr IX: 362-363). Mirhondda gre, yaplan ittifakla Buhrda tutunmay baaran Ali Tegin, Trkistan hanlar ile eit soluklu hatta daha stn bir konuma eriirken (Mirhond IV: 655), Arslan Yabgu da Nr-u Buhr ve Sod-u Semerkand blgesindeki Seluklular nezdinde konumunu ykselterek blge siyasetinde dikkate alnmas gereken asker bir g haline gelir (bnl Esr IX: 362). 416/1025-1026daki Semerkand grmesinden sonra Ali Teginin mttefiki Arslan Yabgu Ouzlar eski glerini kaybederken, yerine Mus Yabgu, Turul ve ar Beylere bal Ouz grubu Mvernnehrde nemli bir g haline gelir.
Cend havalisini h Melike kaptran bu grup, zorunlu olarak, Buhara ve Cend arasndaki izginin kuzeyinde kalan l mntkasnda hayat srmekte idiler. Onlarn hikayesi Meliknmede, lig Han ve Bura Han ile birlikte zikredilmektedir. Meliknme rivayetinin banda geen lig Hann, yine ayn rivayetin sonundaki, Semerkand hakimi diye bahsedilen Ali Tegin olaca aktr. Buna gre kendilerinden dehete den lig Han, lkesinin ileri gelenleri ile istiare yaparak bir ok asker toplad. Bu haber Selukun evlatlarna ulanca, askerleri, etrafa ve ln iki yakasna dattlar. lig Hann lkesinden dar karak Bura Hana iltica etmeyi yararl grdler. Nihayet,
46

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Tarz ve sfcb hakimi Bura Han Muhammed b. Ysuf tarafndan da uzaklatrlan Turul ve ar Beyler oradan tekrar Semerkand21 tarafna gittiler. lig Han olarak mehur olan Semerkand hakimi Ali Tegin, l-i Selukun kovulmas iin Trkistn emirlerinden yardm istedi. Kalabalk bir ordu hazrlad. Her iki karde bu haberin manasndan korktular. ar Bey, Turul Beye sen llere git ve bana izin ver ki, Rmlar ile savamaya gideyim. T ki, dmanlarn eli bizden ksa olsun. dedi. Turul Bey dolambal yollardan llere giderken, ar Bey de otuz22 bin atl ile Horasana ve oradan da Ruma gitti (Mirhond IV: 654-655). Gerek Beyhak, bnl-Esr, Urfal Mateos ve Ebul-Fecec gibi ortaa melliflerinin verdii bilgilere, gerekse nmizmatik verilere gre 1029-1035 yllar arasnda gereklemi olmas gereken ar Beyin Anadolu seferi, u halde, Ali Teginin onlar blgede tazyik etmesi ile balam bir siyas sonu idi. Ali Tegin, Mvernnehrde salam bir ekilde tutunabilmenin yolunun, Seluklularn desteini almaktan getiini biliyordu. Gnderdii eliler vastas ile, bu kez de Turul ve ar Beylere ortak hareket etmeyi salk veren bir ittifak teklifinde bulundu (bnl-Esr IX: 363; Mirhond IV: 656). Kaynaa gre bu teebbs, l-i Seluku avucunun iine almay amalayan Ali Teginin bir hilesi idi ki, Turul ve ar Beyler onun szlerine ve vaatlerine kanmadlar (Mirhond IV: 656). Bunun zerine Ali Tegin lkedeki btn Trkmenlerin bakanlna iki kardein amcazadesi Ysuf b. Musa b. Seluku getirdi. Ona Emr nan Yabgu unvan vererek, bir ok hediyeler ile birlikte iktalar tevcih etti. Yusuf vastas ile, hem btn Ouzlar kendine balayacak, hem de birlik ve beraberliklerini bozarak bir tehlike olmalarn nleyecekti. Ali Teginin bu siyasetinin ne anlama geldiini anlayan Turul ve ar Beyler, Yusufun hibir emrini yerine getirmemekle birlikte, ona kar asker harekata da girimediler. Hatta, Turul Beyin Ysufa kar yrme istei kardei ar tarafndan engellendi. Ali Tegin bakt ki, oku hedefini bulmad, adamlarndan korkusuz Alp Kara Bernyi23 l-i Seluk zerine gndererek Yusufun ldrlmesi emrini verdi (bnl-Esr IX: 363; Mirhond IV: 656). Alp Kara bir gece anszn Seluklular zerine saldrya geti. Ysufu ve Trkmenlerden bir grubu kltan geirdi. Ancak, savatan sa kurtulmay baaran Turul ve ar Beylere bu yenilgi ok ar geldi. Yusufun intikamn almak iin her taraftan asker topladlar. Ali Tegin de ayn ekilde asker toplad ve Seluklular zerine sevk etti. Bu kez, sava Ali Teginin gnderdii ordu kaybetti (1 Muharrem 420/20 Ocak 1029). Ertesi yl Turul ve ar Beyler, Alp Kara Bern zerine yryerek onu ldrdler (bnl-Esr IX: 364; Mirhond IV: 657) Bundan baka Ali Tegine bir darbe daha vurarak adamlarndan bin kadarn katlettiler (421/1030). Ne denli ciddi bir tehdit ile kar karya olduunu anlayan Ali Tegin, ocuklar dahil olmak zere lkesinde eli silah tutan herkesi toplad ve Seluklular zerine tekrar yrd. Her taraftan kuatlan Seluklulara ar bir darbe indirildi. Seluklu askerlerinden bir ou
47

bilig, K/2007, say 40

ldrld, mallar ele geirildi ve ocuklar esir alnd (bnl-Esr IX: 364). Herhalde Seluklular, perian bir ekilde Ali Teginin kuzeydeki rakibi ve Mvernnehrde teden beri emellerinin olduunu bildiimiz Taraz ve sficab hakimi Bura Han Muhammedin blgesine sndlar. Kaynaa gre, zeki ve tecrbeli olan Ali Tegin, iki taraf nasl idare edeceini bilir, tatl sz ve para (gm) ile Seluklular ve Trkmenleri gzetir, yardmlarn alrd. Zira, onlarn kendisinden uzaklamas halinde merkezinin zayflayacan bilirdi (Beyhak 1982:474). Nitekim, ok gemeden Seluklular tekrar Ali Teginin hizmetinde gryoruz. Sultan Mesdun 16 Zilkade 422/5 Kasm 1031 tarihinde k geirmek zere Belhe gelmesinin sebebi, Seluklular ile ittifak yapan Ali Teginin, Huttal, aniyn ve Tirmize saldrma ihtimalinin kendisine haber verilmesi idi (Beyhak 1982: 311, 313). 1032 Debsiye savanda Seluklular yine, Ali Tegin tarafnda yer aldlar (Beyhak 1982: 364). Gaznelilere kar kurulan Ali Tegin ve Hrizmah Harun ittifakna Seluklular da katld. Bu sayede yazn konakladklar Nr-u Buhrdan k geirmek zere Harizme gelme imtiyaz aldlar (Beyhak 1982: 748-749; Czcn I 1363: 247). Turul ve ar Beyler, Ali Tegine verdikleri btn bu yardmlara ramen, Ali Tegin nezdinde, amcalar Yabgu Musa b. Seluk ve olu Ysuf kadar imtiyazlara sahip olamadlar. Buhr ve Semerkand arasndaki Kermine, 415/1024-1025, 417 /1026-1027 ve 419420/1028-1029 tarihli sikkelere gre Musa b. Seluk ve olu Ysufa verilmiti. ehrin gelirinin onlara tahsis edilmesinin yan sra para basma ayrcal almalar nemli idi (Konev 2000: 183, n.26; 184, n.58, 69, 75). Hatta, Ysufa parasnda st hakimin adn zikretmeme hakknn da verilmesi, bu ayrcaln ne kadar byk olduuna hkmetmek iin yeterlidir (Konev 2000: 193). Ancak Ysufun 1029da ldrlmesinden sonra Kerminede sadece Ali Tegin adna kesilen paralara rastlanmas, artk Kerimineden Seluklularn karldklar ve buradaki haklarn kaybettikleri anlamna gelmektedir (Konev 2000: 194). Turul ve ar Beyler adna Mvernnehrde baslan bir paraya rastlanmyor. ayet, ehbeddin Mercn tarafndan Muhammed b. Mikil eklinde okunan Turul Beye ait 415/1024-1025 Ahsiket parasn dorulamak mmkn olsayd, farkl sonulara ulaabilirdik (Mecn 1864: 34). Ancak, Trk Hakanl nmizmatlarnn Mvernnehrde Mus ve olu Yusufun dnda adlarna para kesildiini tesbit ettikleri iki Seluklu yesinden biri 420/1029 tarihinde Keriminede Cebrail b. Muhammed, dieri Seyfd-Devle lakapl brahim Ynal idi (Konev 2000: 184, n.75, 69). Bununla birlikte, Yabgu (Beygu), Turul ve ar Beyler tarafndan temsil edilen Seluklularn Ali Tegin ile ilikileri, aralarnda olup biten her eye ramen, kendi ifadelerine gre24, sayg, sevgi ve dostlua dayanmakta idi (Beyhak 1982: 503).
48

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Hrizmah Hrn tarafndan Hrizm hududuna yerletirilen Seluklular, kadim dmanlar Cend hakimi h Melikin ani baskn sonucu katliama tabi tutularak mallar ve srleri yamalanmt (Zilhicce 425/Ekim-Kasm 1034) (Beyhak 1982: 749; Czcn I 1363: 247; bnl-Esr IX: 364; Mirhond IV: 657). stelik, Mvernnehrde Ali Tegin (18 Nisan 1035 ncesi) ve Hrizmde Hrnun (14 Mays 1035) pei sra lmleri, onlar tam bir aresizlik iinde brakt. Zira, Ali Teginin ordu komutan Konu ile Seluklularn aras iyi deildi. Konuun, Ali Teginin yerine geen kk yataki olu Arslan lig Ysufu nfuzu altna almas, onlarn Buhrya gitmelerini engelliyordu. Hrizmde de kalamazlard. Horasan ise Sultan Mesdun kontrol altnda idi. Blgeden dlanan ve yurtsuz kalan Seluklular, zorunlu olarak Horasna getiler (Beyhak 503; bnl-Esr IX: 364). Sonuta, Trk Hakanl ve Hrizmahlar tarafndan Mvernnehr ve Hrizmden kovulan Seluklularn yeni bir yurt edinme amac ile zorunlu olarak Horasna gemeleri ile balayan siyas hareketliliin, bir taraftan Seluklularn asker desteinden mahrum kalan Ali Tegin oullarnn Mvernnehrde hakimiyetlerini kaybetmeleri ile, Trk Hakanlnn ikiye ayrlmasna, dier taraftan da Trk Hakanl ve Seluklular arasnda skp kalan Gaznelilerin Horasndan ekilmelerine sebep olarak, Orta Asya ve Orta Douda byk siyas deiikliklere balang tekil etmitir.

Debsiye Sava ve Kutlug Ordu Devletinin Kuruluu Ali Tegin, Trkmenler ve Seluklular ile yapt anlamalar sayesinde Mvernnehrde nemli bir g haline gelmiti (Beyhak 1982: 311). Bu nedenle Sultan Mesd, babasnn lm ile boalan Gazne tahtna oturabilmek iin kardei Muhammed ile giritii mcadele srasnda, Ebul-Ksm erRehhl adl bir eliyi Ali Tegine gndererek, Kardeimize kar sefere hazrlanmaktayz. Ali Tegin bu konuda bize yardmc olur, kendisi ya da oullarndan birini tam donanml bir ordu ile yollar ve ilgilendiimiz bu meseleyi zersek, Ali Teginin oullarndan birine bu blgede byk bir vilayet (Huttl) vereceimizi bildiririz. eklinde bir neride bulunmutu (Beyhak 1982: 68). Ancak, Mesdun etrafndaki ileri gelen devlet adamlar, bu giriimin hayli tehlikeli olduunu ona uzun uzadya anlatmlard. Zira onlara gre, tahtn ele geirilmesinden sonra Ali Teginin kendisine verilecek bu blge ile yetinmesi imkanszd (Beyhak 1982: 68). Ayrca bu vilayet verilmez ise, Sultan Mahmd dneminde durulmu olan ilikiler yeniden dalgalanabilirdi. Nitekim, Mesd, Ali Teginin yardmna ihtiya kalmadan kardeini malup ederek taht ele geirmi (4 Ekim 1030) ve Ali Tegine vaat edilen topraklar verilmemiti.
Ali Tegin, kendisine vaat edilen topraklar ele geirmeye yarayacak frsatlar deerlendirmek zere Seluklularn da dahil olduu kalabalk bir ordu ile Belh
49

bilig, K/2007, say 40

yaknlarna geldi. aaniyan, Tirmiz ve Huttala saldrmas an meselesi idi (Beyhak 1982: 311). Hatta Ali Tegin, Gazneli lkesinin snr boylarna saldrya geerek, baz yerleri yamalamt (bnl-Esr IX: 385). Beyhakye gre, Ali Tegin iki sebepten dolay bu derece lgna dnmt. Birincisi, eski Sultan Mahmd, Kadr Han Ysufa yaknlk gstererek scak ilikiler kurmu, bu da Ali Teginin Trkistndaki konumunun ve prestijinin sarslmasna yol amt. kincisi, Sultan Mesdun ileri istikrara kavumadan nce Ali Tegine, yapaca yardm karlnda ocuklarndan birine bir vilayet ihsan edileceine dair mit verilmesi idi (Beyhak 1982: 357). Sultan Mesd, bu gelimeler karsnda veziri Hce Ahmed Hasan el-Meymendnin tavsiyesi zerine Hind seferine kma kararndan vazgeti. Meymendnin dnd tedbire gre, Sultan Mesd, Belhe giderek k orada geirmeli ve Ali Tegin meselesi bar ya da savatan biriyle sonulandrlmalyd (Beyhak 1982: 311). Ali Teginin ne kadar tehlikeli bir dman olduunu bilen Sultan Mesd, bu meseleyi babas zamannda shr akrabalk kurduklar Ysuf Kadr Hann oullar ile ibirlii yaparak, olmazsa Hrizmh Altnt Ali Tegin zerine gndererek zmekten yana idi. Buna gre, Ysuf Kadr Hann byk olu Bura Tegin Sleymnn Mvernnehre gelmesi istenecek ve onun gelmesiyle Sultan Mesd kz kardeini onunla evlendirerek, blgede skun salanacakt (Beyhak 1982: 358). Bu birinci plan gereklemedi. Zira, byle bir giriim Trk Hakanlnda i mcadeleyi daha da iddetlendirebilirdi. Mvernnehr, iki lke arasnda daha nce yaplan anlamalara gre, Kadr Han Ysufun dier olu Yaan Tegin Muhammede vaat edilmiti. u halde, ikinci plan devreye sokmaktan baka are yoktu. Zaten, Sultan Mesdun danmanlar da ikinci plan tercih etmekte idiler. Ancak, bu plan yrtecek olan Hrizmh Altnt ile Gazne ynetimi arasnda nemli sorunlar vard. Sultan Mahmd zamannda Gazne devleti topraklarna katlan Hrizmin valisi olan Altnt grnte Gaznelilere tabi, fakat Hrizmin coraf durumu dolaysyla hakikatte bamszd. Buna ramen Altnt tahta oturmak zere Gazneye gitmekte olan Mesdun davetini kabul ederek Herta gelmi, verdii nasihatler Gaznedeki devlet byklerinin Mesd lehine birlemesinde nemli rol oynamt. Ancak dier baz devlet adamlar gibi Altnt da, Sultan Mesda gvenmemekte ve bir an nce lkesine dnmek istemekteydi. Nihayet, lkesine dnebilmek iin msaade alarak, gece yars adeta kaarak Hrizme gidebildi (Barthold 1990: 316; Meril 1989: 54). Bununla birlikte, Altntn Eb Sehl Zevzen gibi Gaznelilerin ileri gelen baz devlet adamlar ile de aras iyi deildi. Onlarn, Sultan Mesdu aleyhinde kkrtmalar neticesinde, bir suikast ile ldrlmesine karar verildi. Ancak bu durum aa knca Altnt gerekli tedbirlerini alrken, Sultan Mesd ve ileri gelen devlet adamlar endieye kapldlar (Meril
50

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

1989: 58). Onun, Ali Tegin ile birleerek Gazne devletinin bana bela olmasndan korktular (Beyhak 1982: 343). Sultan Mesd, Altnta mektup gndererek aleyhinde bulunanlarn cezalandrlacan bildirdi ve zr diledi (Beyhak 1982: 347-349). Bylece, Altnt ile Ali Teginin Gaznelilere kar muhtemel bir ittifak nlenmi oldu. imdi, Gazne ynetimi, Ali Teginin ortadan kaldrlmasn Altnta havale ederek, hem onun kendilerine olan balln denemek, hem de gerekte itimat etmedikleri Altnt ile Ali Tegini birbirine vurdurarak zayflatmay veya en azndan dmann birinden kurtulmay siyasetlerine uygun grmekteydiler (Beyhak 1982: 358). Mvernnehrden gelen Gazneli casuslarn, Ali Tegin hakknda getirdikleri haberler zerine Sultan Mesd, Kethd Abdssamedi Altnta gndererek, Ali Tegin zerine yrmesini emretti. Altnt, Sultann evresinde kendi aleyhinde gelien hadiselerden haberdar olduundan, bu emre itaat etmekten baka aresi olmad dncesi ile, bu sefere kmaya mecbur oldu. Kethd Abdssamed, Sultana gnderdii haberde, Hrizmhn, Hrizmden Ceyhn ortalarna doru hareket ettiini ve kendisini huzuruna kabul ederek verilen grevi stlendiini bildiriyordu. Bunun zerine Sultan, Altntn ordusuna katlmak iin hazrlanan svarilerden ve ok sayda sekin piyadelerden oluan ordusunun teftiini yapt. Rivayete gre, ordunun says onbebin kadard. Askerin yry bittikten sonra Sultan Mesd, Bey Tegin vgan ve Mesdiye Ahrlar komutan Br ile dier komutanlara; akll ve uyank olmalarn, Altntn ordusuna katldklarnda grevlerini en iyi ekilde yapmalarn ve ona hibir ekilde muhalefet etmemelerini emretti. Emirek Beyhak de bu orduya posta sorumlusu olarak tayin edildi (Beyhak 1982: 362; bnl-Esr IX: 385). Horasnda da herhangi bir kargaa kmamas iin tedbirler alnd (Beyhak 1982: 363). Hrizmh Altnt, Sultann gnderdii yardmc kuvvetleri grdnde bu orduyu, Ali Teginin nc kuvvetleri sand. Byk bir korkuya kapld ve hemen tertibatn ald. Ceyhnun ortalarndan gemilerini geri ekti. Gelenlerin Gazneli kuvvetleri olduundan emin olana kadar byk bir tedirginlik yaad. Bu srada bir haberci, kuluk vakti elinde mhrl ve kapal bir mektup olduu halde geldi. Mektupta, Ali Teginin Hrizmahn Ceyhnu getiini rendiini ve Buhry Mvernnehr guzt askerlerine teslim edip, hazinesini alarak savamak zere Debsiyeye gittii ve bundan nce semi olduu yzelli kleye Buhr kalesini korumalarn emrettiini yazyordu (Beyhak 1982: 363; bnl-Esr IX: 385). uhalde Ali Tegin, daha nce birka kez yapt gibi, istilalara ak bir konumu olan Buhrdan ekilerek, sava, daha stratejik ve savunmaya msait, Buhr ile Semerkandn yaklak olarak ortasnda yer alan Debsiyede kabul etmek niyetinde idi. Kaynaa gre, zengin aalar ve akarsular olan Debsiye, aniyna da
51

bilig, K/2007, say 40

snrd. Hrizmah bu haber zerine svari askerlerinden on kiiyi seerek acele olarak Buhrya gitmelerini ve ehri teslim almalarn emretti. Kendisi de ordu ile ilgilendi. Sava plannda bir eksiklik olmamas iin Buhrya giden yollarn sanda ve solundaki btn yollar ele geirdi. Hrizmahn askerleri Buhrya ulatklarnda, Ali Teginin hnesi de Debsiyeye doru ekildi. Hrizmahn askerleri ehre girince Buhr halk ve Mvernnehr guzt itaatlerini Uzun sredir, byk slam sultan ihabd-Devlenin tabilerinden olmak istiyorduk. diye bildirince Hrizmah onlara iyi davrand (Beyhak 1982: 363). Buhr kalesi ele geirildi ve en iyi klelerden yetmii esir edilerek Sultann huzuruna karld. Kaledeki mallar msadere edildi. Birok ganimete ve hayvana el konuldu (Beyhak 1982: 364). Ali Tegin, Seluklulardan, Trkmenlerden ve hariyeden ald askeri yardm ile byk bir ordu meydana getirmiti. Altnt ise, Hrizm valiliine tayin edilince civardaki gebelerden meydana gelen baz birlikleri hizmetine alm ve bundan baka, hassa birliklerine ok sayda gulam satn almt. Bunun says ise, eski sultan Mahmdu bile endieye drmt (Barthold 1990: 316). Bu bakmdan Hrizm ordusunun en az Sultan Mesdun gnderdii on be bin kiilik yardmc kuvvetler kadar olduu kabul edilirse, Altntn idaresindeki ordunun otuz ile krk bin kii civarnda olduu kabul edilebilir. Ali Tegin ordusunun esasn tekil eden Seluklularn okluu, Sultan Mahmud ile Arslan Yabgu arasndaki mlakattan da anlalmaktadr (Rvend I 1999: 87-89; Rededdn I 1999: 8-10; Aksaray 1943; 106-108). Bu nedenle, her iki tarafn eit kuvvetlere sahip olduunu syleyebiliriz. Altunta, ertesi gn Debsiyeye yneldi. Bu arada casuslar, Ali Teginin Seluklulardan ve Trkmenlerden oluan byk bir ordu hazrlad haberini getirdiler. Zira, bu nazik durumda Ali Tegin, Seluklular ve Trkmenleri tatl sz ve gm ile tutup kendisine yardmc yapmt (Beyhak 1982: 474). Sultan Mesdun Belhe gelerek ordugh kurduu srada, Hrizmaha yardm iin gnderilen orduda posta grevlisi olarak bulunan Emirek Beyhakden gelen bir mektup, savan btn ayrntlarn iermektedir (Beyhak 1982: 365). Altunta, Debsiyeye yaklat zaman, Ali Teginin nc kuvvetleri ile karlat. Bunun zerine davullarn ve sava borularnn alnmasn emretti. Ordugh byk bir nehre (Sod) bakyor ve arkasndan korunakl bir kale ile destekleniyordu. nc birlikleri akama kadar kk arpmalara girdikten sonra ordugahlarna dndler. Altnt bir tepe zerine karak ordusunu evklendiren bir konuma yapt. Sava iin gerekli btn hazrln yapldn, herhangi bir olayn vuku bulmas durumunda endieye kaplmamalarn, nk savan kendi kontrollerinde cereyan edeceini syleyerek, askerlerin, ertesi gn yaplacak sava iin bu gece dikkatli bir ekilde olaylar
52

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

takip etmelerini syledi. Altnt ertesi gn, nc kuvvetlerinin drt taraftan ilerlemesini emretti. Ali Teginin nc kuvvetleri gn boyunca hcum ettiler. Akama kadar arpmalar devam etti. Neticede, bu ilk arpmalar Ali Teginin kuvvetlerinin yenilgisiyle sonuland (Beyhak 1982: 365-366). Buna ramen Ali Teginin gcn ve durumun vahametini gren Altnt, ordusunu yreklendirmek zere bir konuma yaptktan sonra ordunun merkezindeki yerini ald. En gl askerlerini yanna ald. Bu askerler gerektiinde sa ve sol kanatlar destekleyeceklerdi. Beytegin vgan ve hrsalr Bryi sekin bir kuvvetle sa kanada; Salr T Gazne ordusundan bir miktar askerle sol kanada yerletirdi. Be byk komutann da bir miktar seme askerle beraber savatan kaanlar takip etmekle grevlendirdi. Ayrca nc birliklerini tecrbeli svarilerle takviye etti (Beyhak 1982: 366). Gn doduunda sava davullar ve borular alnarak ordu bir fersah ilerideki nehri geebilecek bir mevkie geldiinde, nc kuvvetlerinden baz svariler hzla gelerek Ali Teginin hareketi hakknda bilgi getirdiler. Bu bilgilere gre, Ali Tegin nehri gemi, sk aalkl ve nehir tarafndaki geni bir sahrada yerini almt. Bundan baka, ordular uzun bir mesafeye yaylm, Hrizmhn ordusunun iae yolunda ayr yerde tuzak kurulmutu. Ayrca, Hrizmhn ordusunu, nehir tarafndan karak arkadan saraca da gelen haberler arasndayd. Ali Teginin kendisi de, bir tepeye kurdurduu krmz sancakl bir otada ikamet ediyordu. Hrizmh Altnt, kethdas idaresindeki kuvvetleri bin atl, bin yaya asker ile takviye ederek Ali Teginin hazrlad pusuya kar tedbirler ald ve iki ordunun karlamasndan nce, durumu izlemesi ve grg ahidi olmas iin posta sorumlusu Emirek Beyhakyi yanna alarak bir tepe zerinde yerini ald (Beyhak 1982: 366-367). le vaktinde Ali Teginin sa kanat kuvvetlerinin, Hrizmhn sol kanattaki kuvvetlerine kar iddetli bir saldrs ile sava balad. Hrizmh, bu ani ve iddetli hcum karsnda ordusunun sol kanadnn yenilmesi zerine, merkezden takviye birlikler gnderdi ise de duruma hakim olunamad. Bu kuvvetlerin komutan Ta ile geride kalan ikiyz kadar adam, kaarlarken nehirde telef oldular. Bu durumda Hrizmh sa kanadn Ali Teginin sol kanad zerine sevk etti. ki taraftan da byk kayplar verilmesine ve ordularnn bitkin dmesine ramen, Ali Teginin kuvvetleri byk bir mukavemet gsterdi. Bunun zerine Harizmhn sa kanat ordusu geri dnerken, Bey Tegin vgn ve hrslr Br yanlarnda beyz kiilik svari birlii ile savaa devam ediyorlard. Ali Teginin sevk ettii byk bir birlik, onlar her tarafndan kuatt. yle ki, Hrizmh, onlarn tamamen yok olacandan endieye dt. Kendisinin kumanda ettii merkez kuvvetlerinin bir ksm ile onlara yardm etmek zere harekete geti. Bu arada kaan askerler de geri dnd. Ali Tegin merkez ve sol kanat kuvvetleriyle birlikte sava meydanna hcum etti. Hrizmh da bizzat
53

bilig, K/2007, say 40

bir mzrak alarak ilerledi. ki ordu birbirine yaklap alametleri grndkten sonra, Emirek Beyhaknin tasvirine gre, ordular adet iki demir da gibi birbirlerine girdiler. ki taraftan o kadar ok sayda kii ld ki, svarilerin meydanda yrmeleri glemiti. ki ordu bu msamahasz savaa akama kadar devam ettiler. Daha sonra taraflar sava brakmakszn mevzilerine dndler. Emirek Beyhaknin ifadesi ile, eer Hrizmh, sava meydanna atlarak, bu cesur plann tatbik etmese idi, ordusunun tamamen yok olmas iten bile deildi (Beyhak 1982: 367-368). Altnt, bu savata daha nce Hindistnda bir kalenin kuatlmas srasnda, bir tala yaralanm olan sol ayandan bir ok yaras ald (Beyhak 1982: 368; bnl-Esr IX: 385). Ancak savan btn iddeti ile devam ettii srada bu acya tahamml ederek, durumunu ordusundan gizledi. Klesine bu oku karmasn ve yaray sarmasn emretti. Hrizmhn Emirek Beyhakye anlattna gre, kendisi byle amansz bir sava hayat boyunca hatrlamyordu (Beyhak 1982: 367). Altunta, daha sonra ordugha dnd. mitsizlie kaplan askerlerini cesaretlendirerek grev yerlerine gnderdi. Bu arada Kethd Abdssamed ve emrindekiler Ali Teginin tuzak kurmas ihtimaline kar tedbirler aldlar. Hrizmh ordu yetkililerini kabul ederek yarasn onlardan da gizledi. Savata kusuru olanlar azarladktan sonra, onlar affetti ve ertesi gn yeniden balayacak sava iin yerlerini almalarn emretti (Beyhak 1982: 368). Bu aamadan sonra Hrizmhn, ordusunun tamamen dalmasn nlemek iin psikolojik sava verdii grlmektedir. Nitekim ona gre, Ali Teginin ordusu yenilmek zereydi ve akam olmasa idi kesinlikle sava kazanlacakt. Ancak daha sonra Kethd Abdssamed ve Emirek Beyhakye ald ok yarasn haber verdi. Kethud ona, yaral olarak savaa devam etmesinin uygun olmayacan ve bundan sonra Ali Teginin ne yapacan beklemek gerektiini syledi. Ayn zamanda, kar tarafa casuslar gnderdiini ve gece yars geleceklerini Harizmaha bildirdi. Dinlenmi askerlerden de nc birlikleri oluturdu. Seher vaktinde dnen casuslar, Ali Teginin cephesinde de durumun daha iyi olmadn, ordusunun daldn ve ne yapacan bilmez durumda olduunu, hatt sulh giriiminde bulunabileceini bildirdiler (Beyhak 1982: 368-369). Harizmh, durumun Ali Tegine saldrmak iin uygun olduunu dnyordu. leri gelenlerle istiare ederek, Ali Tegine savaamayacaklar intiban vermek maksadyla haber gnderilmesini, bylelikle ordunun hazrlanmas ve Hrizmhn dinlenmesi iin zaman kazanlmas kararlatrld. Bu hazrlklar srasnda yeni bir kaza geiren Hrizmh, hazrlk ilerini Kethd Abdssamed ve Emireke havale etti. Kethud, sava hazrlklarn yrtmekle birlikte, Ali Teginden gelecek tepkiye gre hareket etmeyi uygun grmekteydi. Ancak Hrizm ordusunun daha fazla kayp vermesini nlemek iin
54

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Hrizmhn bilgisi dnda Ali Tegine eli gndererek anlama yolunu seti. Ali Teginin kethdasna bu mealde bir mesaj gnderdi. Ali Tegin ve kethudas bu mesaj frsat bilerek derhal o gece Semerkand ileri gelenlerinden bir kiiyi eli olarak Hrizmaha gnderdiler. Kethda Abdssamed, Altuntaa gizli sulh teebbsnden bahsetti. Ordunun sava iin hazrlk yapt srada, Ali Teginin elileri geldi. Yaralar sebebiyle bitkin den ve muhtemelen leceini tahmin eden Hrizmh Altnt, bar kabul etmeye meyyal olmakla birlikte, Ali Tegin ile anlat iin Sultan Mesdun oullarna zarar vermesinden korkuyor, bunun iin tedbirler almaya alyordu. Ancak, Kethd Abdssamed, Emirek vastasyla olaylarn gerek yznn Sultana iletileceini ve endie etmemesini syledi (Beyhak 1982: 369-370). Ali Teginin elileri tarafndan hastalnn anlalmamas iin gerekenleri yapan Hrizmh, grmelerin yaplaca otada elileri kabul etti. Ali Teginin elileri unlar sylediler: Ali Tegin diyor ki, nceki Sultan (Mahmd), Ali Tegini olu olarak isimlendiriyordu. Kardei kendisine doru Gazneye yneldii zaman bu Sultana (Mesda) Ali Tegin, olunu ve ordusunu gnderdi. Btn bunlarn karl bu mu olmalyd? Bugn devletin by Hrizmhtr. Hrizmhn da efendiniz Sultann huzurunda efaati olmas ve (Ali Teginin) kabahatinin balanmas dilenmektedir. Bylece, nceki Sultan zamannda olduu gibi, her ey yoluna girer ve kan dklmesi nlenir. Altnt, elilerin bu teklifini memnuniyetle karlad, onlara savan sona erdiini, bar iin gerekeni yapacan, imdi Ceyhna doru gidebileceklerini bildirdi. Daha sonra Bey Tegin, hrslr Br ve dier ileri gelenleri artarak onlarn grlerini ald. Onlar da, Sultan Mesdun kendilerini Hrizmha mutlak itaat etmekle ve emirlerini uygulamakla grevlendirdiini beyan ettiler. Ordunun bir kanadnn ar bir yenilgiye uradn, ayet Hrizmh yardma gelmemi olsa idi, telafisi mmkn olmayan zararlara urayabileceklerini sylediler. Altnt buna ramen, Ali Teginin tuzak kurmas ihtimaline kar ordusunu hazrlayp takviye etti. Hastalnn iyice artmas zerine Kethd Abdssamedi artarak, Ali Teginin elilerinin derhal getirilmesini ve anlamann salnda yaplp bitirilmesini emretti. Nihai grmelerin yaplaca byk otaa geildi. Ali Teginin elisine hilat giydirilerek ltufta bulunuldu. Yaplan anlamaya gre, Hrizmhn elilik heyeti, Ali Teginin elileri ile birlikte gidecek, Ali Tegin hemen bulunduu yerden bir menzil geri ekilecek, daha sonra ise bu elilerin geriye dnmesine msaade edilecekti. Hrizmh da, ayn ekilde Ceyhna doru bir menzil ekilecekti. Ali Tegin ekildikten sonra Hrizmh elileri serbest braklacakt (Beyhak 1982: 371). u halde, Altnt lm deinde olmasna ramen olaanst gayretle ordusunun durumunu gizleyerek Ali Teginin elilerini tam anlamyla aldatmt.
55

bilig, K/2007, say 40

leceini anlayan Hrizmh Altunta, Kethd Abdssamedi yerine vekil tayin ederek lmnn, ekilme srasnda saklanmasn, zira, Ali Teginin haber almas halinde baskn yapabileceini syledi. Emirekin de Sultan Mesda yapt hizmetleri anlatmasn ve oullarnn hukukunun korunmasn istedi. Kethd Abdssamed, byk otada ileri gelenlerle bir toplant yapt. Onlardan, askerlerine Ali Tegin ile barn salandn, onun Semerkanda doru bir menzil gerilediinin duyurularak, dn hazrlklarna balanmasn, bununla birlikte tedbirli olunmasn emretti (Beyhak 1982: 372). Hazrlklar srerken Hrizmh Altnt da vefat etti.25 Kethd Abdssamed, Hrizmh salnda ondan ald bir mektup ile yine ordunun ileri gelenlerini huzuruna davet ederek onlara, Hrizmhn ldn, ancak, bundan nce Ali Tegin ile bar yapldn ve dier btn olanlar bildirdi. Endielenmemeleri iin de Ali Teginin durumunun ters yz olarak ordusunun daldn, u anda yirmi fersah uzakta bulunduunu ve Ali Tegine lm haberi ulamadan Ceyhnu geeceklerini bildirdi. Kethda Abdssamed, Hrizmahn ordusundaki Gazneli ileri gelenlerinin itaatlerini saladktan sonra, Hrizmhn komutanlarn davet ederek onlara da Hrizmhn lm haberini verdi ve kendisine itaat edeceklerine dair sz ald (Beyhak 1982: 373-374). Ceyhn nehrinin geilmesini takiben Kethd Abdussamed, Emirek Beyhakye, bu byk ordunun emniyetle dndn syledikten sonra, kendisinin Belhe Sultann huzuruna gitmek istediini, ancak, bunun Hrizmhn lm sebebiyle Hrizmde byk karklklara sebep olabileceini belirtti ve ondan ahit olduu btn hadiseleri ve Hrizmhn oullarnn haklarnn korunmas gerektiini Sultana sylemesini istedi (Beyhak 1982: 374-375). Nitekim Debsiye sava ile ilgili btn ayrntlar, Emirek Beyhaki tarafndan 18 Cemdil-Evvel 423/1 Mays 1032 tarihli mektupla Sultan Mesuda bildirildi (Beyhak 1982: 364). Mektubun okunmasndan sonra Belhde bulunan Gazneli devlet adamlar bu yeni duruma gre baz tedbirler almak zere, snr blgelerindeki vilayetlere mektuplar gnderdiler ve gelimeler hakknda onlar bilgilendirdiler. agniyn emri, gelinen son durum erevesinde uyank olmas hususunda uyarld. Ali Teginden kendilerine bir eli gelecei, yeni bir fesat kmamas iin onun bu sulh mracaatnn kabul edilecei bildirildi (Beyhak 1982: 375-376). Debsiye savann sonular hakknda ksaca bir deerlendirme yapacak olursak; Gazneli sultanlarn hizmetinde alan tarihi Beyhak, iki tarafn da savatan kesin bir netice alamadn hikaye etse de, Ali Teginin, blgede Gaznelilere kaptrm olduu stnlk ve prestij kaybn telafi ederek nemli bir baar kazand sylenebilir.26 Savata yenilgiye urayan ya da en azndan ekilmek zorunda kalan Hrizmah Altuntan lm, Hrizmde meydana
56

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

gelecek karklklarn ve belki de tarihinde ilk kez yenilgiyi tadan Gazneli devletinin klme srecinin baladnn habercisi idi. Dier taraftan Ali Teginin, Sultan Mahmd devrinde tamamen Trk Hakanlndan koparlan Mvernnehrin gney vilayetlerini, hatta, Horasan tarafnda Belhi ele geirme itiyak iyice artt. Ali Tegin kazand bu zaferin ardndan stratejik bir konumda olan Debsiye yaknlarndaki Kutluk Orduda kendini Kutbud-Devle ve Nasrul-Mille Tabga Bura Kara Hakan (Konev 2000: 185; Federov 2000; 48; Stephen Album 1998: 76) ilan etti. Bylece, hem Mvernnehrin hakan, hem de Balsgn, Tarz ve Dou Trkistnda metbu haklarnn bulunduunu iddia ederek hedefini bytt. Bir anlamda talih de Ali Teginin byle bir iddiada bulunmasna frsat veriyordu. Zira, Gazneli Mahmd (.1030), Halife Kdir Billah (.1031), Kadr Han Ysuf (.1031/1032) ve son olarak Hrizmh Altnt (.1032) gibi uzun sre iktidarda kalm blgenin deneyimli ve bir o kadar da gl liderleri bir biri ardna vefat etmi ve yerlerini deneyimsiz haleflerine brakmlard. Ali Teginin merkezi Kutlug Ordu olmas, ayn zamanda onun, aniyn, Tirmiz, Belh ve Huttl ele geirmesini kolaylatracak stratejik hedeflerine de uygundu. Bu hedeflere paralel olarak Semerkandn nemi artarken, Debsiye savandan itibaren, Buhr siyas nemini yava yava kaybetmeye balad. Bylece, Ali Tegin 1003 ylndan beri faaliyet gsterdii Mvernnehrde nihayet mstakil olarak Kutlug Ordu27 devletini kurmay baard (1032).

Ali Tegin ve Gaznelilere Kar Hrizmh Hrn ile ttifak: Ali Teginin lm Debsiye savanda yaralanan Hrizmh, lmeden nce posta sorumlusu Emirek Beyhakye, hizmetlerinin ve Gazne devletine olan sadakatinin karl olarak, lmnden sonra Hrizmde oullarnn hukukunun korunmas ve birinin kendisi yerine tayin edilmesi ynnde Sultan Mesda bilgi vermesini emretmiti. Sultan Mesd istemeyerek de olsa Hrizmh Altntn olu Hrnu, her an isyan bayran ekebilecek zel bir konuma sahip olan Hrizme tayin etmek zorunda kald. Ancak, kuvvetini zayflatacak baz tedbirleri almay da ihmal etmedi. Hrizmh unvann kendi olu Sade verdi. Hrn ise Hrizmde sadece hkmdarn vekili (Halfetd-Dr) olarak bulunacakt (8 Cemdil-Evvel 423/22 Nisan 1032 Perembe). Vezir Abdssamed de Hrnun kethdas olacakt. Hrizmah Altuntan dier olu Sitt, Hrizme babasnn yerine tayin edilecei midiyle Gazne saraynda bulunuyordu (Beyhak 1982: 376). Ancak, Sitt bir gn Sultan Mesdun saraynda haddinden fazla imi ve hava almak iin kt damdan derek lmt. Sultan Mesd ile Hrnun arasn amak isteyen baz devlet adamlar, Hrna mektup yazarak, kardeini Sultan Mesdun ldrttn ve Altntn dier oullarn da teker teker ortadan kaldrma
57

bilig, K/2007, say 40

amacnda olduunu bildirdiler. Bunun zerine Hrn, Gazne sarayna yaknl ile bilinen Kethdas Abdssamed ve olu Abdlcabbrdan bsbtn endielenmeye balad (Beyhak 1982: 467). Bu yzden Abdlcabbr, Hrizmden kamak zorunda kald (Beyhak 1982: 748). Hrn, Hrizmde istiklalini ilan etmek zere hazrlklara balad. Ordusunu takviye iin ok sayda gulam ve at satn ald. Turul ve ar Beyler ile Ynalllardan mteekkil Seluklular kalabalk askerleri, adrlar, srleri ve btn maiyetleri ile Hrna yardm iin, Mvernnehrden Hrizm hududuna geldiler. Hrn, onlara bir ok hediyeler gnderdi ve otlaklar vererek Rbt- Me ve erhna yerletirdi (Beyhak 1982: 748-749; Czcn I 1363: 247). 17 evval 425/4 Eyll 1034 Perembe gn Bste bulunan Sultan Mesda, Horasn divan reisi Ebul-Fazl Srden gelen mektupta, Ali Teginin gizlice destekledii Trkmenlerin Merv, Serahs, Bdgis ve Bverde gelerek huzursuzluk kardklar, ayrca Ali Tegin ve Hrn arasnda yine gizli olarak bir ittifak yapld, buna gre, Ali Teginin, Tirmiz ve Belhe, Hrnun da Merve yryerek iki tarafn Horasnda buluaca bildiriliyordu (Beyhak 1982: 460). Bu zor durumda ne yapacan bilemez hale gelen Sultan Mesd, Belh ve Tohristnda gl ordularnn bulunmasndan dolay Ali Teginin saldrya geebileceine ihtimal vermiyordu (Beyhak 1982: 472). Hrna ise mektuplar yazdrarak nasihatlerde bulundu. Ancak, nasihatler bir ie yaramaynca, Gazneli vezir Abdssamedin Hrnu ldrmek zere hazrlatt suikast plan ele alnd (Beyhak 1982: 499). Bu arada mttefikler harekete gemeye hazrlanrken, Ali Teginin ldne dair haberler etrafa yaylmaya balad (Beyhak 1982: 474). 6 Cemazissni 626/18 Nisan 1035 Cuma gn, Belhden gelen bir mektuba gre, Ali Teginin ld28 ve hakimiyeti altndaki topraklarda yerine, ocuk yataki iki olundan by Arslan lig Ysufun getii bilgisi, Crcna gitmekte olan Sultan Mesda Amlda ulat (Beyhak 1982: 496).

Ali Teginin Oullar Devri (1035-1043) Ali Teginin yerine Arslan lig mevkiine ykselen, kk yataki iki olundan byk olan Arslan Tegin ve emsd-Devle Ysuf geti (Konev 2000: 195). Ancak o da, dier liderlerin halefleri gibi, deneyimli liderlerin birden bire tarih sahnesinden ekilerek boaltt alan doldurabilecek yetenee ve deneyime sahip deildi. u halde, i ve d dengelerin sarslarak yeni oluumlarn kanlmaz olduu blgede, Arslan lig Ysufu byk zorluklar bekliyordu. Beyhakiye gre, Arslan lig Ysuf taziye ve tebrikleri Buhrda kabul etti (Beyhak 1982: 496). Onun 427/1035-1036 Kutlug Ordu sikkelerinde el-Melikl-Muzaffer Arslan lig yazlar vardr (Konev 1995: 259; Fedorov 2000: 48).
Ali Tegin olu Arslan lig Ysuf, babasnn Hrn ile yapt anlamaya sadk kald. Sultan Mesdun Buhrya gnderdii taziye ve tebrikten pek honut
58

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

olmad. Zira, kendisine el-Emr el-Fzl el-Veled (erdemli ocuk (oul) emr) eklinde hitap olunmakta idi. phesiz ki, bu tarz bir hitabn ylann oluna olumlu tesir etmesi beklenemezdi (Beyhak 1982: 496-497). Arslan lig Ysuf, Hrn ile eski anlamay yeniledi. Buna gre, Hrn, Merve gelecek, Ali Tegin oullar da aniyn ve Tirmize saldrarak, buralar yamaladktan sonra Kubdiyn yolundan Endehda yryecekler ve o civarda Hrna iltihak edeceklerdi. Arslan lig Ysuf ve kardei birlikte aniyna saldrdlar. aniyn valisi damat Ebl-Ksm kaarak Kumicilere snd. aniyn yamaladktan sonra Drzengi yolu zerinden Tirmize geldiler. Tirmiz kalesini kolaylkla ele geireceklerine emindiler. Evkr (( adnda ileri gelen adamlarndan birinin komutasnda yz kiilik bir atl birlii, barla olmazsa savala kaleyi teslim almalar iin gnderdiler. Ancak, kaledekiler teslim olmay ret ettikleri gibi, Evkar da esr aldlar. Bunun zerine Ordu komutan Konu, kaleye bir ka kez taarruz etmesine ramen, kale ele geirilemedi (Beyhak 1982: 497-498). Bu arada, Arslan lig Ysufun mttefiki Hrnun bir suikast sonucu Gazneliler tarafndan ldrld haberi geldi (3 Recep 426/14 Mays 1035) (Beyhak 1982: 499). Dier taraftan, Ali Dye komutasndaki Gazneli ordusunun Belhe gelmesi ile, Arslan lig Ysuf ve kardei, Tirmiz kalesi kuatmasn kaldrarak Demir Kap yolundan Semerkanda dnmeye mecbur oldular (Beyhak 1982: 498). Arslan lig Ysuf henz kk yata olmas nedeni ile babasnn i ve d byk siyas emellerini gerekletirebilecek bir yetenee sahip deildi. Bu nedenle daha tahta geer gemez, babasnn ordu komutan Konu, onu ve kardeini etkisi altna alarak ordu iinde nfuzunu artrmt. Bundan baka, Ali Teginin tatl sz ve gm ile her zaman kendisine yardmc yapt Seluklularla geinemeyerek, onlarn askeri yardmndan Arslan lig Ysufu mahrum brakmt. Dolays ile Seluklularn yardm olmadan yaplan aniyn ve Tirmiz seferinin baarszlkla sonulanmas tabii idi (Beyhak 1982: 474, 503). Ali Tegin ile balayan ve olu Arslan lig Ysuf ile devam eden Hrizmh Hrn ittifak, baarszlkla sonulanmakla birlikte, yeni bir meseleyi yani Seluklu meselesini gndeme getirdi. Seluklularn, Hrizmh Hrn tarafndan Hrizm hududuna yerletirildiini casuslar vastas ile renen kadim dmanlar Cend hakimi h Melik, ani bir baskn sonucu onlar katliama tabi tutarak, mallarn ve srlerini yamalamt29 (Zilhicce 425/Ekim-Kasm 1034) (Beyhak 1982: 749). imdi ise, bahar ve yaz aylarn Nur-u Buhrda geirmelerine izin veren mttefikleri Ali Tegin (18 Nisan 1035 ncesi) ve kn konakladklar Hrizmde Hrn (14 Mays 1035) lmlerdi. Can dmanlar ah Melik dolaysyla Hrizmde gven iinde olmadklar gibi, Ali Tegin oullar ile aralar ak olduu iin Buhrya da dnemiyorlard
59

bilig, K/2007, say 40

(Beyhak 1982: 749). Sultan Mesd, Crcna ulat zaman (19 Mays 1035), Horasn divan reisi Ebul-Fazl Sr'ye mektup yazarak, Horasana yerlemeleri hususunda yardm istediler (Beyhak 1982: 503-504; Czcn I 1363: 248). Bu istein reddedilmesi zerine vuku bulan Nes savan Gazneliler kaybetti aban 426/Haziran-Temmuz 1035 (Beyhak 1982: 518; Gerdz 1364: 429-430; Czcn I 1363: 248-249; bnl-Esr IX: 364). Gaznelilerin Seluklulara malup olduunu haber alan Arslan lig Ysuf ikinci kez aniyn ve Tirmize hcuma teebbs etti. aniyn valisinin Kumicilerden takviye kuvvetler almas ve Gazneli Sipaslr Alinin de byk bir ordu ile Belhe gelmesi, Semerkanddan fersah ilerlemi olan Arslan lig Ysufun, seferden vazgeerek geri dnmesine sebep oldu (Beyhak 1982: 528-529). Bylece, Ysufun Gaznelilere kar giritii ikinci taarruz teebbs de sonusuz kald. Dier taraftan Sultan Mesdun, Ysufun bu teebbsne kar aniyn valisini tam destekleyerek o taraftan gelebilecek bir tehlikeyi nlemeye alt, hatt gerekirse birlikte Ali Teginin oullarna kar bir sefer yapmay tasarlad anlalmaktadr (Beyhak 1982: 532).

Arslan lig Ysuf ve Sultan Mesd Arasnda Diplomatik Gelimeler Arslan lig Ysuf, baarsz aniyn ve Tirmiz saldrlarndan sonra, Belhe gelmi bulunan Sultan Mesdun muhtemel bir Mvernnehr seferini nlemek iin Gazneliler ile anlama yolunu tercih etti. Bu amala, Uk lakapl Musa Tegin ve Semerkand fakihlerinden bir fakih bakanlnda bir elilik heyetini Belhe gnderdi. 3 Safer 427/7 Aralk 1035 Pazar gn Belhe gelen eliler, saray grevlileri tarafndan kendilerine yakr ekilde karlanmalarna ramen, Sultan Mesd, Ali Tegin oullarna kzgnln gstermek iin gn onlar huzuruna kabul etmeyerek bekletti (Beyhak 1982: 533). Bu arada mzakereleri veziri yrtt30. Gazneli devlet adamlar Sultan Mesda, lkede yeterince kargaa ve meseleler bulunduunu, hi olmazsa Ali Tegin oullarnn mesele olmaktan karlmalarnn yararn tavsiye ettiler. Bunun zerine Arslan lig Ysufun gnderdii mektup31 deerlendirilmeye alnd ve babalar zamannda olduu gibi bir anlamann yaplmas uygun bulundu. Taraflar arasndaki anlamann kendisini yakndan ilgilendirmesi dolaysyla aniyn valisi de grmelerde hazr bulundu. Vezirlerden Eb Muhammed Mesd, Ali Tegin oullarna gnderilmek zere eli tayin edildi (Beyhak 533-534).
Trk Hakanl ailesi iindeki gelimeler, Arslan lig Ysufu Gaznelilere daha ok yaknlamaya sevk etti. Mvernnehr fatihi lig Nasr b. Alinin olu Aynd-Devle Muhammed b. Nasr 425-426/1033-1035de zkendde bulunuyordu ve kardei Bri Tegin Eb shk brahim b. Nasr, Mvernnehrin gerek fatihi babasnn mirasn ele geirmek zere Arslan lig Ysufa, yani Ali Tegin oullarna kar harekete geti (428/1036-1037). Ayn yl Hocendi ele
60

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

geirdi. Ancak bu mcadeleler srasnda Ali Tegin oullarna esir dt (Beyhak 1982: 596; Konev 2000: 195). Bu arada, Arslan lig Ysufun Kadr Han Ysufun oullar Arslan Han Sleymn ve Bura Han Muhammed ile de aras iyi deildi. Dier taraftan Seluklularn Mvernnehri terk etmi olmalar, rakipleri karsnda onu askeri adan hayli zayf drmt. Bu durumda areyi Gaznelilere mracaat etmekte ve onlara daha ok yaknlamakta buldu. Sultan Mesdun desteini almak zere Alp Tegin ve Buhr hatibi Abdullah Fris bakanlnda bir elilik heyetini Belhe gnderdi. Eliler 17 Safer 428/10 Aralk 1036 aramba gn Belhe gelerek, merasimle Sultan Mesd huzuruna ktlar (Beyhak 1982: 548-549). Sultan Mesdun, elilere Kardeimiz lig Han nasl? eklinde ynelttii sorudan anlalyor ki, daha nce erdemli oul emr unvan ile hitap ederek kmsemi olduu Arslan lig Ysufu, imdi, iki eit hkmdar statsnde taltif etmektedir (Beyhak 1982: 549). Arslan lig Ysuf mektupta32, karlkl evlilikler yolu ile iki hanedan arasndaki ilikilerin pekitirilmesi, bata amca oullar Sleymn Arslan Han ve dier Trkistn hanlar ile aralarndaki ilikilerin iyiletirilmesi iin Sultan Mesdun tavassutta bulunmasn rica ediyor, buna karlk, Gazneli lkesine gz dikmeyeceklerini ve istenmesi halinde askeri yardmlarda bulunabileceini vaat ediyordu (Beyhak 1982: 550). Arslan lig Ysufun nerileri, bilhassa Seluklular ve dier Trkmenlerin faaliyetleri nedeniyle bir hayli zor anlar yaayan Sultan Mesd tarafndan, en azndan Ali Tegin oullarndan emin olmak ve onlarn kalabalk askerlerinden yararlanma midi ile, kabul grd. Belh divan reisi Abdsselma mektuplar ve mfeheler verilerek, Arslan lig Ysufun elileri ile Mvernnehre 23 Safer 428/15 Aralk 1036 Sal gn gnderildi. Buna gre, Arslan lig Ysuf, Sultan Mesdun amcas Nasrn kz ile, Arslan lig Ysufun kz Sultan Mesd olu Sad ile nikahlanacakt (Beyhak 1982: 551). Anlamann pratikte ne kadar tatbik edildii ve buna ne kadar sadk kalnd konusunda kaynaklarda baka bir bilgiye rastlanmyor. Yalnz, sonraki Trk Hakanl ve Gazneliler arasndaki ilikilerin seyrine bakarak, Mvernnehrde Ali Tegin oullar ve Horasanda Gaznelilerin rakipleri karsnda baarsz olmalar, iki taraf arasnda gerekleen bu son mnasebetin pek bir yarar getirmediini gstermektedir.

Kutlug Ordu Devletinin Sonu Arslan lig nezdinde temsil edilen Ali Tegin oullarnn, bilhassa Seluklu desteinden yoksun kalmalar ile Mavernnehrdeki konumlar olduka zayflad. Bu arada ellerinde esir bulunan lig Nasr b. Alinin olu Bri Tegin brhm b. Nasr da esaretten kurtulmay baararak, Mvarnnehrin gneyinde Kumic Trkleri ve Seluklularn desteini kazanm bulunuyordu. Bu artlarda 417/10261027de Balsgn tahtndan uzaklatrldktan sonra, Kadr Han Ysuf oullar elinde esir bulunan Togan Han Muhammed b. Hasan, Kadr Han Ysufun
61

bilig, K/2007, say 40

oullar tarafndan serbest braklarak yeniden i mcadelelerde rol almaya balad. Bu artlarda Arslan lig Ysufun, 429-430/1037-1039 Buhr ve Semerkand sikkelerine gre, Fergnay ele geirmi olan amcas Muhammed b. Hasan ksa bir sre iin de olsa metb olarak tandna ahit olunmaktadr (Konev 2000: 195-196). Zira, Bri Tegin brahim b. Nasr, Arslan lig Ysufun hapsinden kurtularak, bir gurup atl ile zkende kat ve buradan gnderdii mektuplarla Gazneliler nezdinde mcadelesine destek arad (429/1037-1038). Gazne ynetimi, istedii destein Ali Tegin oullar tarafndan renilmesinden endie duyduu iin, ona gerei gibi yardm etmedi. Beyhakiye gre, Bri Tegin brahim b. Nasr, zkendde Aynd-Devle Muhammed b. Nasrn yannda da barnamad. Bu nedenle Gaznelilerin nfuzu altndaki Mvernnehrin gneyinde yer alan ve dier blgelere gre savunmasz Huttal ve Vah blgesine geldi. Burada Kumuci Trklerinden bin kiilik atl birlii ile Hulbuka yneldi. Huttal blgesinde her yeri yamalad. Szde, ordusu ile Sultan Mesuda yardma gelmiti. Gazneli vezirlerin, bu meselenin zmn yani Bri Tegin ile mcadeleyi, anlama iinde olduklar Ali Tegin oullarna ve aniyn valisine havale etmenin daha yararl olacan tavsiye etmesine ramen, Sultan Mesd, Bri Tegini ve Ali Tegin oullarn Trkmenlerden daha byk tehlike addetmekte olduundan, Mvernnehre bizzat sefere kmaya karar verdi (Beyhak 1982: 608611). Tirmiz kalesi komutan Beytegin tarafndan Ceyhn zerine kurulan kprden geen Gazne ordusu, bir sre Bri Tegini takip etti ise de Seluklu ar Bey Davdun gl bir ordu ile Ceyhna gelerek buradaki dn kprsn ykaca haberi zerine Sultan Mesd geri dnmeye mecbur oldu. ekilmekte olan Gazne ordusunun arlklarn yamalayan Bri Tegin, aniyn valisinin geride halef brakmadan gen yata lmesi zerine Kumicelere yardma aniyna gitti. Bylece, konumu iyice glenen Bri Tegin, Ali Tegin oullarna komu oldu. Gazneliler de politikalarnda deiiklik yaparak, her iki Trk Hakanl mensubu arasndaki mcadelenin sonucunu kpekler inee saldrsn kabilinden beklemeyi mnasip grdler (430/1038-1039) (Beyhak 1982: 623). Beyhak 431/1039-1040 yl olaylarna, Bri Teginin, Ali Tegin oullarna kar kazand baarlar anlatarak balar. Buna gre, her taraftan birok dman (Seluklular, Kumc Trkleri ve Trkmenler) hazrlk yapyor ve Bri Tegine, Ali Tegin oullar ile giritii atmalarda ona yardmc olmalar iin adamlarn gnderiyorlard. Bri Tegin ve mttefikleri galip gelmi ve Mvernnehr blgesinin Ali Tegin oullarndan alnmasna ramak kalmt (Beyhak 1982: 654). 431/1039-1040de Ke ve Semerkandda Bri Tegin adna kesilen paralar, Beyhakinin verdii bilgileri desteklemektedir (Konev 1997: 248, n.861-862). Bununla birlikte, kaynan da ifade ettii gibi, Ali Tegin oullar henz
62

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Mvernnehrden sklp atlamad. Arslan lig Ysuf, bu tarihte Buhrda mevkiini korudu. Nitekim, Mays 1040 tarihinde Dandanakan savan kazanan Seluklular, Trkistan hanlarna ve ayanna, Aynd-Devle Muhammed b. Nasr ve Ali Tegin oullarna ayr ayr zafer mektuplar gndermeleri, bunu kantlamaktadr (Beyhak 1982: 694). Buhr ve evresine sktrlan Ali Tegin oullar, direnilerini birka yl daha srdrebildiler. Sikkelere gre, Bri Tegin 432/1040-1041de Buharaya girdi. Bu tarihte Buhrda adna kestirdii dirhemlerde Nsrul-Hakk (Hakkn zaferi, hakkn yardmcs) Meyyidl-Adl (adaletin destekisi) Hakan brahim yazlar dikkat ekicidir (Konev 1997: 248, n.864). Daha nce babasnn kulland Meyyidl-Adl lakabn alarak, Mvernnehri almakla babasnn mirasna sahip ktn, Nsrul-Hakk lakab ile hakanln ilan etmekte ve bylece Bri Tegin mevkii stnde yer alan basamaklar birden bire atlayp, piramidin en stne karak Hakan mevkiine ykseldiini gstermektedir. phesiz ki bu, hanedan mensuplar arasnda lkenin pay edildii, atl obanlardan mteekkil fetihi bozkr milletlerinin devlet yaplarnda her ne kadar sk hiyerari kurallar bulunsa da, hanedan mensubunun, siyasi artlar ile paralellik arz eden gc ve baarlar lsnde ou zaman bunu dikkate almadn gsteren enteresan bir gelimedir. Ali Tegin oullar mcadeleyi brakmad. Arslan lig Ysuf, 433/10411042de Buhrya tekrar sahip olmay baard (Konev 2000: 199). Ancak, Bri Tegin brahim b. Nasr, ayn yl Ali Tegin oullarn Buhrdan tamamen uzaklatrd ve kendisini Tafga Bura Kara Hakan ilan etti (Konev 1997: 248, n.870). Bri Tegin brahim b. Nasr, bu unvanlar kendine vererek, daha nce ayn unvanlar alan Ali Teginin, hem merkezini ele geirdiini hem de onun, sadece Mvernnehrde deil, btn lkede metb haklarnn olduu iddiasn da sahiplendiini ilan etmektedir. u halde, Ali Teginin uzun yllar verdii mcadeleler sonucunda kurmay baard Kutlug Ordu devleti, oullarnn tecrubesizlii ve hatalar sonucunda pek fazla yaayamadan ksa srede yklmtr. Bununla birlikte, Bri Teginin kulland hayli iddial unvanlar, Trk Hakanl lkesinde i mcadelenin bir sre daha devam edeceini gstermektedir. Ali Teginin oullarn Mvernnehrden karan Bri Tegin brhm b. Nasr nezdinde Bat Trk Hakanl kurularak Kutlug Ordu devletinin yerini alrken, Trk Hakanlnn dousunu elinde bulunduran Kadr Han Ysufun oullar Arslan Han Sleymn nezdinde bir araya gelerek, yaptklar aile toplants sonucunda Dou Trk Hakanln kurdular. Kendilerine snan akrabalar Ali Teginin oullarna, aile ii yaplan idar taksimatda Buhr ve Semerkand blgesi verildi (bnl-Esr IX: 397). Halbuki, 435/1043-1044de Buhr ve Semerkand, Tamga Han brahim b. Nasrn elinde idi. Buna ramen Arslan Han Sleymn tarafndan Ali Tegin oluna Buhr ve Semerkandn verilmesi,
63

bilig, K/2007, say 40

kaybedilen yerlerin yeniden ele geirilmesini amaladklarn gstermektedir. Nitekim, ksa sreli de olsa, bunda ksmen baarl olunmutur. Ali Teginin kk olu olmas muhtemel Hrn b. Ali, 443/1051-1052de Fergnada yer alan Kub ve Mergnn ele geirmeyi baarmtr (Konev 2000: 201). Sonu olarak, Trk Hakanlnn Mvernnehri ele geirerek, Ceyhn boylarna dayanmas, eski Trn-rn savalarn yeniden canlandrmtr. Trklerin Ceyhnun batsnda hakimiyet tesis etmeleri bir zamanlar nasl Ssn engeline taklm ise, imdi, bu grevi Gazneliler stlenmitir. Trk Hakanlnn Ali Teginin komutasnda Horasna yapt taarruzlar Gazneliler tarafndan baar ile pskrtlmtr. Bu arada Mverannehrde potansiyel bir tehlike addedilen ilk Ouz gruplar Horasna geerek Anadoluya kadar varan ilk aknlarn failleri olmulardr. Bunu, Ali Tegin ile anlaamayan ar Beyin seferi takip etmitir. Bu artlarda genilemesini tamamlayan Trk Hakanl, i siyas atmalara srklenmitir. Mvernnehrde Ali Tegin nezdinde kurulan devlet iindeki devlet (Kutlug Ordu) bir sre blgede istikrar salamaya ve iki byk devlet Trk Hakanl ve Gazneliler arasnda denge unsuru olmaya muvaffak olmutur. Ali Teginin lmnden sonra oullar, Seluklular Mavernnehrden Horasn tarafna uzaklatrarak asker anlamda zayflamlar ve babalarnn kurmay baard devleti pek fazla yaatamamlardr. Kutlu Ordu devletinin yklmasnn hem Orta Asyada hem de Orta Dounun siyas dzeninde yeni ekillenmelere yol aan nemli sonular olmutur. Trk Hakanl, hanedann iki ana kolu tarafndan Dou ve Bat olmak zere ikiye ayrlm ve siyas k balamtr. Mvernnehrden kovulan Ouzlar ise, Gaznelileri Horasndan kararak, kuzey Afganistna itmiler ve ksa srede Akdenize kadar genileyen Byk Seluklu devletini kurmulardr. Not: Ali Tegin ve Oullarna ait Mvernnehrde baslan paralar, B. D. Konev tarafndan tablolar halinde Histoire dAli Tegin, souverain qarakhanide de Boukhara (XI.siecle) vue a travers les monnaies (Cahiers dAsie Centrale n.5-6, Takent-Aix-en-Provence, 1998:19-36.) ve Maverannahr Nakanune Sozdaniye Zapadnogo Karahanidskogo Kaganata (V Svete Numuzmatiki) (zbekistan Madd Medeniyeti Tarihi Dergisi, sa. 31, Semerkand, 2000: 178-203.)de Latin ve Rus alfabesine gre hazrlanarak yaynlanmtr. Ancak, ayn yazarn Svod Nadpisey na Karahanidskih Monetah: Antroponimy i Titulatura, ast 1 (vostonoe storieskoe storinikovedenne i Spetsialnie Distsipliny Vpusk 4, Moskova, 1995: 201278.)de tek hakanlk dnemini ieren tabloda yer alan bilgiler paralarn Arapa aslna daha uygun olduu iin, aadaki Tablo 1., buradaki verilerden seilerek hazrlanmtr.

64

Tablo 1. MVERNNEHRDE AL TEGN VE OULLARINA AT PARALAR No Tr Tarih Yer n Yz Arka Yz 1 D 014 2 D 014 3 D 014 evre \ )( \ \ Tegin

214-114

Buhr

5 6 7 8 9 01 11 21 31 41 51 61 71 81 91 02 12 22 32

D F D D F F D F F F D D D D D F D F F

Buhr Buhr Buhr Buhr Buhr Buhr ?Debsiye Buhr Kuaniye Semerkand Tnket, a Hocend Buhr, Kuaniye Buhr Buhr

42

Buhr

52

tihan

62

114 314-214 314 514-314 314 514-414 ?414 514 514 514 514 514 514 514 514 614 614 714 814-714 914-814 234 ,224 024-914 ,124 ,914 724 134

Semerkand Buhr

72 )( \ \ )( )(

224 ,914

82

024

92 03 13 23 33 43 53 63 73

F F F F F F F F F

024 024 124-024 124 324,124 124 124 124 124

Sod Debsiye Kermine Kermine Semerkand Semerkand Buhr Buhr tihan ?tihan Semerkand Sod

83

124

Sod

93 04 14 24 34 44

F F F F F F

)?1(24 424 ,224 624,324 324 324 324

Sod Buhr Buhr Semerkand Semerkand Sod

? ... ... -

54

424-324

Kutlug Ordu

64 74 84 94

D F F F

324 424 524-424 624-424

Kutlug Ordu Buhr Buhr Buhr

)!(

05

424

Debsiye

15

424

25

424

?Debsiye Kutlug Ordu edDebsiye

)!( )!(

35 45 55 65 75 )( Ayn )( )( \ \ \ ... ...

F F F F F

424 424 424 524 524

Semerkand Semerkand Semerkand Buhr Buhr

85

524

Debsiye

95

524

Debsiye

06

524

Debsiye

16 26 36 46 56

F F D D D

524 524 524 524 624-524

Debsiye tihan Kutlug Ordu Kutlug Ordu Kutlug Ordu

66

524

Kutlug Ordu

76

524

Kutlug Ordu

86 96 07 17 27 37 47 57 67 77 87

F F F F F F F D D F F

524 524 524 524 5)24( ?524 624 624 624 624 724

Semerkand Semerkand Semerkand Semerkand Semerkand Hocend Buhr Buhr Semerkand Semerkand Buhr

)!( )!( )!( )!( ... ... -

97 08 18 28 38 48

F F F F F F

58

68 78

D F

724 824-724 724 724 034 ,824 034 ,824 824 924 .24 ,824 924

Buhr Buhr Kutlug Ordu Kutlug Ordu Buhr Buhr Kutlug Ordu Ke Semerkand Semerkand Buhr

88

924

Semerkand

98 09 19 29 39 49

F F F F F F

924 924 ?034 134 134 334

Semerkand Semerkand Semerkand Buhr Buhr Buhr

)( -

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

1. Mvernnehr ( ,)nehir tesi ya da ay tesi anlamnda Arapa bir terkip olup, konumuz asndan slam kaynaklarnda Ceyhn Nehrinin tesinde (dousunda) kalan blgeyi ifade etmek iin kullanlmtr. 2. Rus bilgin V.V. Grigorev 1874de nmizmatik veriler erevesinde devletin bat kolunun tarihini ele ald. Burada, hakan unvanlarndan yola karak bu devlet iin kulland suni Karahanllar ad, bilim evresinde geni bir kabul grd ve bu gne kadar kullanla geldi. Ancak, Nmizmatik verilerde kendilerine Trk ad ve unvan vererek, Trk slalesinden geldiini vurgulayan hanedann kurduu devleti, bnl-Esrin el-Haniyyetl-Etrk (Trk hanl) (bnl-Esr IX 1995: 320) eklinde kaydettii gibi, dier slam metinlerdeki kaytlara gre, devletin adnn, el-Hakaniyyett-Trk yani, Trk Hakanl eklinde olduunu dnmek mmkndr. Devletin ad konusunda daha geni bilgi iin bkz. . S. Hunkan, Orta Asyada lk Mslman Trk Devleti Trk Hakanl (Karahanllar) KuruluGelime-k, HSBE, (Baslmam Doktora Tezi), Ankara, 2005. 3. Bu ulemann en mehuru, Kerrmiye mezhebi imamlarndan Eb Bekr Muhammed b. shk Mehmed idi ki, Trk hakanl Mvernnehre ekilirken onu da yanlarna alarak gtrecekler, ancak bir frsatn bulup Trkistndan kaarak Gazneye gelecektir. Trk hakanl yerine Gaznelileri tercih etmesi, Sultan Mahmd nazarnda mevkiini ve saygnl arttracaktr (Menn II 1286: 310; Curfdekn 1374: 393). 4. 396/1005-1006 Nbr dinar: Arka tarafda; Pdi/Muhammed Resl Allah/elKdir Billah/Nsrul-Hakk Han/el-Meyyidl-Adl lig Nasr yazlar vardr. Hert dinar da ayndr (Fedorov ve Ilisch 1996: 26-28). Buradaki Nsrul-Hakk Han unvan, lig Nasrn kardei Trk hakanl hakan Togan Han Ahmede aittir (Konev 1993: 21; Album 1998; 75). Bu, lig Nasrn Togan Han Ahmede bal olduunu ve lkenin batsndaki fetihleri Trk hakanl hakan adna yaptn gstermesi asndan nemlidir. 5. Mirhonda gre Suba Tegin, nehir takn olduu iin karya geememiti (Mirhond IV 1373: 591). 6. 405/1014-1015 Tarz: (Konev 1995: 231; Fedorov: 2000: 51), Ahsiket: (Konev 1995: 227, n.333; Fedorov 2000: 42), Hocend: (Konev 1995: 232; Fedorov: 2000: 43). 7. 405/1014-1015 Tarz: (Konev 1995: 231; Fedorov 2000: 51), 406/1015-1016 lk: (Konev 1995: 233; Fedorov 2001a: 17), 407/1016-1017 Hocend: (Konev 1995: 234; Fedorov: 2000: 42). 8. 411/1020-1021Buhr: (Konev 2000; 189, n.5). 9. 411/1020-1021Buhr: (Konev 2000; 189, n.6; Markov 1896: 243, n.332) 10. 412/1021-1022 Semerkand: (Konev 2000; 189, n.11). 11. 413-414/1022-1024 Kun: (Konev 2000; 189, n.18,21). 12. 404- 407/1013-1017 ve 407-415/1016-1025 Tnket: (Fedorov 2001a: 18). 13. Togan Han unvannn, daha nce hanedann Ali koluna mensup Ahmed b. Ali tarafndan kullanldn biliyoruz. imdi, bu unvann, ikinci kez Hasan koluna mensup Muhammed b. Hasan tarafndan kullanldna ahit oluyoruz. Pritsak,
69

Aklamalar

bilig, K/2007, say 40

14. 15.

16.

17. 18. 19.

20.

21. 22.

23.

Togan Han unvann Ahmed b. Hasana ait olduunu belirlemi ve bir ok aratrmac da bunu ylece kabul etmiti (Pritasak A VI: 254). Ancak, Konev, 416/1025-1026 tarihli Sodda baslan ve yaynlanmam olan bir flse dayanarak II. Togan Han unvannn Muhammed b. Hasana ait olduunu ortaya koydu (Konev 1983: 125). 415/1024-1025 Semerkand: (Konev 2000: 183, n.29), Tnket: (Konev 2000: 183, n.31), : (Konev 2000: 183, n.31), Hocend: (Konev 2000: 183, n.32) Mvernnehr fatihi ve hakimi lig Nasr, sikkelerde lig, yazl metinlerde ise lig Han diye mehur olduundan, Mirhond, Mvernnehr hakimi Ali Tegini de lig Han olarak tavsif etmitir. Halbuki Ali Tegin 1032de kendini Tamga Bura Kara Hakan ilan etmeden nce sikkelerde genellikle sadece lig ya da Arslan lig unvanlar ile zikredilmekte idi. Bri Tegin brahim b. Nasr Mvernnehri Ali Tegin oullarndan aldktan sonra kendini Tamga Han ilan etmi ve Bat Trk hakanlnn merkezini Semerkand yapmt (1043). Bu nedenle ou muahhar kaynak, Trk hakanlnn ikiye ayrlmadan nceki Mvernnehrin bakentini de Semerkand olarak kaydetmiler ve dolaysyla Semerkand hakimi ya da Semerkand Han gibi tavsiflerde bulunmulardr. Zehebye gre Ali Tegin (nshada yanl olarak Ali ibn Tegin kaydedilmektedir) Buhrya saldrarak Kadr Han tazyik etmektedir (Zeheb XVII 1413: 492). Zeheb de artk, Kadr Han Ysuftan Balsgn ve Mvernnehr hakimi olarak bahsetmektedir (Zeheb XVII 1415: 494-496). Yaan Tegin (Bura Han) Muhammed, Hrre Zeyneb ile evlenmek ve bu sayede Gaznelilerin desteini elde ederek Ali Teginden Semerkand ve Buhry almak iin Belhe geldi. Ancak kendisine olumlu cevap verilmedi. Somnat seferi (416 /1025-1026) ile megul olduklarn, seferden dnlmesine kadar Siz de Trkistn Hanl n ele geirirsiniz ve o vakit bir tedbir dnrz., eklinde politik bir ret cevab verilerek geri dnmesi istendi (Beyhak 1982: 571). Nitekim, Kadr Han Ysufun lmnden sonra Beyhakye gre, Arslan Han Sleymn b. Ysuf, kardei Bura Han Muhammedin Mvernnehre hakim olarak, kendisi ile Gazneliler arasndaki bann kesilmesini istememi, bundan yararlanan lig, Arslan lig, Kl Uk ve Tarkan unvanlarn tayan Ali Tegin de, ayn ylda Ustruene ve muhtemelen Hocendi ele geirerek i mcadeleyi yeniden alevlendirmitir (Konev 2000: 192). bnl-Esr rivayetinde Semerkanda deil, Buhara yaknlarndaki Cende giderek orada ikamet ettikleri kaydedilmitir (bnl-Esr IX: 362). Mirhondun eserinde olduu gibi, Hondmrin eserinde de ar Beyin otuz atl ile Horasna gittii kaydedilmitir (Hondmr II 1333: 481). . Kafesolu bunun bin kii olabileceini sylemektedir (Kafesolu 1953: 263). Yararlandmz Mirhondun eserini hazrlayan nair de bu sayy otuz bin olarak dzeltmitir (Mirhond IV: 655). F. Smer, Alp Karann, Ali Teginin ordu komutan Konu olabileceini sylemektedir (Smer 1992: 76). Ancak, bu mmkn deil, 1030da Alp Kara Berni ldrlmt, Konu ise, 1035lerde hala hayatta idi.

70

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

24. Yabgu (Beygu), Turul ve ar Beyler, Mays 1035de Ebul-Fazl Srye yolladklar bu mektupta; Ali Tegin hayatta iken onunla ilikimiz, sayg, sevgi ve dostluk ilikisiydi. Bugn ise Ali Tegin lmtr (Beyhak 1982: 503). demektedirler. 25. bnl-Esr, Hrizmhn Hrizme dndkten sonra, ald yaradan dolay hastalanarak vefat ettiini syler (bnl-Esr IX: 385). 26. bnl-Esre gre, Debsiye sava bir kale muhasaras eklinde cereyan etmi, Ali Teginin merhamet dilemesi ile Hrizmh Altnt, kuatmay kaldrarak Hrizme dnmt (bnl-Esr IX: 385). Ancak, savan bu ekilde gelimedii Beyhaknin naklettii rapordan akca anlalmaktadr. 27. O. Turan, Ali Teginin Buhry almasndan sonra burada mstakil bir beylik kurduunu sylemektedir (1993: 89-91). M. A. Kymen de bu ynde grn belirtmitir (Kymen 1957: 145). Ancak, nmizmatik veriler, Ali Teginin bu srada lig ve Arslan lig unvanlar ile Trk hakanlna tbi olduunu net bir ekilde gtermektedir. Bu nedenle onun mstakil bir devlet kurmas, devletinin merkezi olan Kutlug Orduda bastrd paralarda Tamga Bura Kara Hakan ve KutbudDevle unvanlarn kullanmas ile mmkn olmutur. Bu bakmdan, Ali Teginin Buhry ele geirdii 1020 ylndan itibaren Mvernnehrdeki faaliyetlerini Kutlug Ordu devletinin kurulu aamalar olarak grmek gerekir. Buhr ve Semerkand yolunun tam ortasnda bulunan Debsiye yaknlarnda stratejik bir yerde bulunan Kutlug Ordu, muhtemelen balangtan itibaren Ali Teginin asker merkezi idi. Zira, Ali Tegin Buhrda az miktarda asker bulundurmakta ve kendisine ynelen saldrlar Debsiye tarafnda yani Kutlug Orduda karlamakta idi. Bu, eski Trk geleneine de uygun dmekted idi. Nitekim, emsl-Mlk Nasr b. brhm gibi, Trk hakanlar Buhr gibi nemli bir ticaret ve bilim merkezinde ordugah kurmadklar gibi, askerlerin ehre girilerini de snrlamlard. slam metinlerde Kutlug Ordu ( ) / / adna rastlanmamaktadr. Sadece, Ali Tegin ve oullarnn paralarnda rastlanan Kutlug Ordu adnn muhtelif yazllar vardr. Bu yazllar ve deerlendirmler hakknda bkz. (Konev 1990: 207-209; Federov 2001: 48). 28. Beyhaknin, Hrizm tarihini zetledii eserinin son blmnde Ali Teginin lmn, Cend hakimi ah Melikin, Hrzm hududuna yerletirilmi olan Seluklular katliama tabi tuttuu Zilhicce 425/Ekim-Kasm 1034 tarihinden nce vuku bulan bir olaym gibi hikaye etmesi, bir ok aratrma eserinde Ali Teginin 1034 yl iinde (yani Ekim-Kasm 1034 ncesi, 1034 k ya da 1034 ylnn son ay) ld ve bu sebeple, Seluklularn bundan sonra Hrizme gittii eklinde yorumlanmtr (Beyhak 1982: 749). Bize gre, Ali Teginin lm en azndan 1035 ylnn ilk ay iinde vuku buldu ve Seluklularn katliama urad tarihte Ali Tegin sad. Zira, Ali Teginin ld haberi, Belhden gelen bir mektup ile, Amlda bulunan Sultan Mesda 18 Nisan 1035de ulatna gre, bu tarih ile Seluklularn katliam tarihi arasnda en az alt aylk bir sre vardr ki, hzl atllardan mteekkil posta tekilatna ve gl bir istihbarata sahip olan Gaznelilerin, en byk dman kabul ettikleri ve gn be gn izledikleri komular Ali Teginin lmn alt ay sonra renmi olmalar imkanszdr. Kald ki, Ali Tegin hayatnn son zamanlarnda ele geirmeyi dnd aniyn, Tirmiz ve
71

bilig, K/2007, say 40

29.

30.

31.

32.

Belh yaknlarnda oyalanarak, frsat kolluyordu. Herhalde onun lm Belhde Ali Teginin muhtemel saldrlarn nlemek iin grevli Gazne ordusu komutan Ali Dye tarafndan Amldaki Sultan Mesda bildirildi (Beyhak 1982: 472, 496). Bunun ise, belki en fazla bir aylk bir sreyi gerektirdii dnlrse Ali Teginin Mart 1035de ldne hkmedilebilir. Nitekim suikast sonucu ldrlen Hrizmh Hrnun lm haberi de Amuldaki Sultan Mesda ok ksa bir sre iinde ( hafta) bildirilmiti (Beyhak 1982: 499). Beyhak, Ali Teginin 18 Nisan 1035 tarihli lm haberini, kronolojiyi esas alarak anlatt blmde 426/10341035 yl olaylarnda vermektedir (Beyhak 1982: 474). Halbuki, Hrizm bahsi 432/1040-1041 yl olaylarnda ele alnm olduundan, Beyhak, burada Seluklularn iinde bulunduu aresizlii izah etmek iin, Ali Teginin de lm olduunu belirterek Seluklularn Hrizmdeki trajedisini kronoloji kaygs tamadan ele almtr. Zaten, Seluklularn aresizlik iinde Gazneli Horasan divan reisi Ebul-Fazl Surye yazdklar mektup, Ali Tegin ve Hrizmh Hrnun lm sonrasnda Recep 426/Mays 1035 tarihinde idi. Ali Tegine ait 426 /10341035 tarihli sikkeler erevesinde Trk hakanl numizmat Konev de, Ali Teginin 1034 yl sonunda lm olmas gerektiini ifade ederek, Beyhaknin hatal olduu kanaatindedir. Ancak onun da kast ettii hata, Beyhaknin son blmde verdii bilgiler olup, Konev, Beyhaknin kronoloji dayal anlatt 426 yl olaylar iinde Ali Teginin ld haberinin verildii 18 Nisan 1035 tarihinden habersizdi. Bunun sebebi, herhalde, Barthold ve Pritsak gibi tarihilerin Beyhakden aktard bilgilerle yetinmesi ve ancak bu bilgileri kritize etmesinden kaynaklanmakta idi (Konev 2000: 195). Baz kaynaklara gre, Seluklularn kadim dmanlar Cend hakimi ah Melikin basknna maruz kalmalar, Hrizmh Hrnun ihanetinin bir sonucu idi (Czcn I 1363: 247; bnl-Esr IX: 364; Mirhond IV: 657). Mzakere srasnda Gazneli vezirin, elilere, Bu emrlere nasl kefil oldunuz? sorusuna, Uk bir cevap veremezken, dier eli ortaya atlarak, Biz, Sultana zr beyan etmek iin gnderildik. nk, emrlerimiz henz genliinin baharnda. Onlar sahtekarlar hile ile fesada yneltti. eklinde verdii cevaba Vezir, Ameller niyete gredir diyerek honutsuzluunu gsterdi (Beyhak 1982: 533). Arslan ligin mektubu, birok zr ve tevazu ibaresi ile dolu idi. zellikle de aniyn ve Tirmiz olaylar iin zr beyan edilerek; Olanlar, hata sonucu olmutur. Bizi yanltanlar, gerekli cezay almlardr. ayet yce Sultan uygun grrse, bizi affetsin ve eski dostluumuz yenilensin. denilmekteydi (Beyhak 1982: 533-534). Vezirlerin divannda okunan Arslan lig Ysufun mektubunda unlar yazlyd: hmalimizden kaynaklanan eylerden nasl zr dileyeceimizi bilmiyoruz. Bununla birlikte sadakat ve dostluk balar bu dereceye ulanca Sultan bizi himaye etti. Bu iki eliyi gndermemize bizi tevik eden ama vardr. Bu amalar karland ve iki taraf arasnda anlamalar yapld vakit istediimiz her eye ulam olacaz. Bunlardan ilki; Sultann hanedan kzlarndan birini bizden biri ile evlendirerek bizi ereflendirmesi, ikincisi; oullarndan birini bizim kzlarmzdan biri ile evlendirme cmertliini gstermesi ile, Sultann lkesine ynelik arzular sona erecektir, ncs; Trkistn Han Arslan Han ve Trkistnn emirleri ile bizim aramzda gven ve anlamalarn salanmasnda

72

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

Sultan Mesdun arac olmasdr. Bylece Sultan, bizim (Hanlar) aramzda bir anlamazlk olmadn ve evlerin tek bir ev olduunu, dmanlk ve husumetlerin ortadan kalktn anlayacaktr. Bu, bizim iki eliye verdiimiz mektuplar ve mfehelerdir. Bizim iin gerekli olan bu amalara, yce Sultann nem verecei umulur. Bizim de, Sultann isteklerini yaptmza ahit olmas iin iki elimiz ile birlikte bir elisini gndermesi beklenir. Bu amaca cevap verilmesinden sonra, ordumuz Ceyhn nehrini geerek Sultann ordusu ile birleecek ve fitnenin bastrlmas iin alacaktr. Bu konuda Sultann emirlerine riayet edeceiz ve her alanda yaplmas gerekeni vaat ediyoruz.

Kaynaka
AKSARAY, Kermd-Dn Mahmd (1943), Msmeretl-Ahyr (Seluklu Devletleri Tarihi), (Trc. M. N. Gencosman), Ankara. ALBUM, Stephen (1998), A Checklist of Islamic Coins, Santa Roca: 74-79. BARTHOLD, V. V. (1997), Ali Tegin, A, I, Eskiehir: 358. . (1990), Mool stilasna Kadar Trkistan, (H. D. Yldz), Ankara, TTK Yaynlar,. BEYHAK, Ebul-Fazl Muhammed (1982), Trhl-Beyhak (Arp. Trc. Y. Hab ve S. Neet), Beyrut: Drl-Nehdatil-Arabiyye. BOSWORTH, C. E. (1977), The Imperial Policy of the Early Ghaznawids, The Medievel History of Iran Afganistan and Central Asia, London: 49-82. . lig-Khans or Karakhanids, EI, III: 11131117. CURFDEKN, Ebu-eref Nsh. (1374) Tercme-i Trh-i Yemn, (Nr. C. ir), Tahran: ntirt- lm ve Ferheng. CZCN, Minhc Sirc (1363) Tabakt- Nsr, (Nr. Abdl-Hay Habb), I-II, Tahran, Dny-y Kitb. DAVDOV E. A. (1998), The Karakhanids, (Ed. M. S. Asimov ve C. E. Bosworth), History Of Civilizations of Central Asia, IV, Unesco, Paris: 119-143. FEDOROV M. ve L. ILISCH (1417/1996), Qarakhanid Gold Coins of the 11th Century AD, YN, VIII, Yarmouk: 25-36. . (2000) Notes on the Qarkhnids and Their Coinage, Supplement to ONS Newsletter, 165: 1-52. . (2001), Notes on the Qarkhnids and Their Coinage-II, Supplement to ONS Newsletter, 168: 1-45. . (2001a) Qarkhnid Coins as a Source for the History of Ilq, ONS Newsletter, 169: 10-21. GERDZ, Eb Sad Abdl-Hay (1363), Trh-i Gerdz, (Nr. Abdl-Hay Habb), Tahran: Dny-y Kitb. HONDMR, Gysd-Dn (1333), Trh Habbis-Siyer f Ahbr Efrdi Beer, (Mukaddime C. Hem), I- IV, Tahran: ntirt- Kitbhne-i Hayym.
73

bilig, K/2007, say 40

BN FUNDUK, Ebul-Hasan Beyhak (1361), Trh-i Beyhak, (Nr. A. Behmenyr ve Mukd. Mirza Muhammed Kazvn), Kitbfuru Furug. BNL-CEVZ, Ebul-Ferec (1358/1939-1940), El-Muntazam f Trhil-Mlk velmem, I-X, Beyrut: Dr Sdr, BNL-ESR (1991), El-Kmil fit-Trh Tercmesi, (Ed. M. Tulum), I-XII, stanbul: Bahar Yaynlar, (ofset). ANHANOV, C. ve B. D. KONEV (1979), Drevneyie Karahanidskie Monety, MKU, Vpusk 15, Takent: 142-152. KAFESOLU, brahim (1953), Dou Anadoluya ilk Seluklu Akn (1015-1021) ve Tarih Ehemmiyeti, Fuad Kprl Armaan, stanbul: DTCF Yaynlar. KAZVN, Hamdullah Mustevf (1364), Trh-i Gzde, Tahran, ntirt- Emr-i Kebr,. KONEV, B. D. (1998), Histoire dAli Tegin, souverain qarakhanide de Boukhara (XI.siecle) vue a travers les monnaies, Cahiers dAsie Centrale n.5-6, Takent-Aix-en-Provence:19-36. . (2000), Maverannahr Nakanune Sozdaniye Zapadnogo Karahanidskogo Kaganata (V Svete Numuzmatiki), zbekistan Madd Medeniyeti Tarihi Dergisi, sa. 31, Semerkand: 178-203. . (1995), Svod Nadpisey na Karahanidskih Monetah: Antroponimy i Titulatura (ast 1) vostonoe storieskoe storinikovedenne i Spetsialnie Distsipliny Vpusk 4, Moskova: 201-278. . (1997), Svod Nadpisey na Karahanidskih Monetah: Antroponimy i Titulatura (ast 2) vostonoe storieskoe storinikovedenne i Spetsialnie Distsipliny Vpusk 5, Moskova: 245-314. . (1993), Karahanidskie ssledovanie, Moskova. Monety: stonikovedeskoe i storieskoe

. (1983), Zametki po Srednevekovoy Numizmatike Sredney Azii ast 2 (Karahanidi), MKU, sa.15, Almaata: 120-138. . (1990), Zametki po Srednevekovay nmizmatike Sredney Aziyi, MKU, XXIV, Takent. KYMEN, M. A. (1957), Byk Seluklu mparatorluunun Kuruluu I, DTCF, XV, sa.1-3, Ankara: 97-194. MARKOV, A. (1896), nventarniy Katalog Musulmanskih Monet mperatorskago Ermitaja, Petersburg: 192-294. MENN, eyh (1286), e-erhl-Yemn el-Msemm bil-Fethil-Vehb al Trhi Eb Nasr el-Utb, I-II, Kahire. MERCN, ehbd-Dn (1864), Gurfetl-Hevkn li Urfetil-Havkn, Kazn: (1941de yazlan yazma nshas: Takent El-Brn arkinaslk Ens. Ktp. No: P.N. 5741).
74

Hunkan, Mvernnehrde Ali Tegin Oullar: Kutlug Ordu Devleti (1020-1041)

MERL, Erdoan. (1989), Gazneliler Devleti Tarihi, Ankara: TTK Yaynlar. MRHOND, Muhammed b. Hondh Belh. Ravzats-Saf, (Nr. ve Telhis. A. Zeryb), I- VI, Tahran: ntirt- lm. MNECCMBAI, eyh Ahmed (1940), Cmid-Dvel (Karahanllar Fasikl), (Trc. N. Lugal), stanbul. PRTSAK, Omeljan (1952), Die Karachaniden, Der slam, XXX, Berlin: 17-68. . (1950), Karachanidische Streitfragen 1-4, Oriens, 3: 209-228. . (1997), Karahanllar A, VI: 251-273. RZ, Fahrd-Dn (1346), Cmil-Ulm, Tahran, ntirt- Kitbhne-i Esed. RVEND, Muhammed b. Ali (1999), Rhats-Sudr ve yets-Srr, (Trc. A. Ate), I-II, Ankara: TTK Yaynlar. REDD-DN, Fazlullah Hemedn (1999), Cmit-Tevrh, (Nr. A. Ate), Sultan Mahmd ve Devrinin Tarihi, II/4, Ankara: TTK Yaynlar. . (1999), Cmit-Tevrh, (Nr. A. Ate), Seluklular Tarihi, II/5, Ankara: TTK Yaynlar. SMER, Faruk (1992), Ouzlar, stanbul, TDA Vakf Yaynlar. EBNKRE, Muhammed b. Ali (1376), Mecmaul-Ensb, (Nr. M. H. Muhaddis), Tahran: ntirt- Emr-i Kebir. TAGRBERD, Ebul-Abbs. Ncmz-Zhire f Mulki Msr vel-Khire, Msr: elMessesetl-Msryye el-mme. TURAN, Osman (1993), Seluklular Tarihi ve Trk-slm Medeniyeti, stanbul: Boazii Yaynlar. ZEHEB, Ebu Abdullah (1413), Siyer Almin-Nbeli (Nr. . Arnavt ve M. N. Arakss), I-XXIII, Beyrut: Messesetr-Risle.

75

Sons of Ali Tegin in Transoxania: The Kutlug Ordu State (1020-1041)


Dr. mer Soner HUNKAN
Abstract: Ali Tegin, a member of Turkish Hakanids (Qarakhanids), stepped in the historical stage on the removal of Samanids in Transoxania. In 411/1020-1021 Ali Tegin, known in the region as a cunning politician, took over Bukhara. Defeating Ghaznavid Army in Debsiye, in the spring of 1032, he managed to establish an independent state in Kutlug Ordu. An element of balance between the Hakanids and Ghaznavids, the state of by Ali Tegin was not maintained by hmis sons, after his death. Thus, the balance of power in Central Asia changed abruptly. Turkish Hakanids was divided into two parts as East and West Hakanids. Seljukids had to move to Khurasan and by driving the Ghaznavids out of Khurasan out in a short time, founded the Great Seljukids State reaching to the Mediterranean. Key Words: Transoxania, Qarakhanids, Ali Tegin, Bukhara, Seljukids, Ghaznavids

Pamukkale University, Faculty of Science and Letters, Department of History / DENZL oshunkan@yahoo.com

bilig Winter/2007 Number 40: 35-77 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

: (1020-1041)

: , () 393/ 1002-1003 . , , 411/ 1020-1021 . 1032 , . , , . , . : . , , , . : , , , , ,

, , / oshunkan@yahoo.com

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 35-77 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak


Dr. Ahmet Cneyt ISSI*
zet: Makale, Mehmet kifin Safahatta yer alan baz iirlerinin arbede kavram altnda deerlendirilip deerlendirilemeyeceini ele alyor. Makalede ncelikle tasavvufi bir anlatm biimi olan arbede tarif edilmi, ardndan, da Mehmet kifin sz edilen iirlerinin bu kavram etrafnda okunup okunamayaca tartlmtr. Sonu ksmnda ise inasi, Ziya Paa, Namk Keml ve Yahya Kemlin kifin iirleriyle benzerlik gsteren iirlerine ksaca temas edilmitir. Anahtar Kelimeler: Mehmet kif Ersoy, Safahat, arbede, athiye, isyan

Giri Nazm olsun nesir olsun, edebiyat eserlerinin kendilerini esas itibariyle iki byk ereveden biri iinde ortaya koyduklar sylenebilir. Bunlardan birincisi, kendisine geni zmreye seslenmeyi hedef semi olan toplumcu sanat erevesi iken, ikincisi birinciye gre daha mahdut bir zmreye hitap etmek pahasna estetik dikkatleri ne karan ve dierine gre daha bireysel olan estetik sanat erevesidir. Bu ilk bakta sanki birbirinden ayrym gibi grnen iki temel izginin, birletikleri esasl bir nokta elbette bulunabilir. O da, her iki endienin rn olan sanat eserlerinin, deien dzeylerde ve farkl maksatlarla da olsa ideal bir dnce ya da idealmi gibi alglanan bir hedefe kilitlenmi aray nvesini ilerinde barndryor olmalardr. Denebilir ki, edebiyat eserlerini zmlemek iin ortaya konmu olan btn eletiri metotlar da, -ister metne, ister yazara ya da d dnyaya dnk olsun- belli bir sistem erevesinde yaplandrlm olan eserdeki bu nveye, yani onunla sunulmaya allan ideal dnyaya ulamay, hi olmazsa buna yaklaabilmeyi ister. Szn tam da burasnda, estetikin bile varln nihayet bir ideal yaant (estetik yaant) etrafnda ortaya koymaya alt belirtilmelidir. O hlde, u rahatlkla sylenebilir: Edebiyat eseri, bir ey/olgu ya da karakter etrafnda ideal bir dnya/hayat/insan tasarmnn veya ideal bir dnya/hayat/insanda olmamas gerekenlerin ifade ediliiyle, her trden okunuunda benzer abann kelimelerle grnrlk kazandrlmaya alld yerdir.

Mula niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / MULA issi@mu.edu.tr

bilig K / 2006 say 40: 79-97 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

Edebiyat eserlerine, yukarda sz edilen bu olduka genel iki pencereden bakldnda, modern Trk edebiyatnn inasi, Ziya Paa ve Namk Keml gibi Tanzimatn ilk devresindeki sanatlarda siyasal gelimelere bal olarak birtakm toplumcu kayglarn ne kt sylenmelidir. Dolaysyla, bu adlarn ortaya koymu olduklar rnlerde bireysel ve estetik endieler, yerini, genellikle belli bir modelden (bu, batl bir modeldir) esinlenilerek ortaya konmu olan cemiyetin mutluluu gibi bir idealin ekillendiriciliine/belirleyiciliine brakmtr. Bu bakmdan, Ahmet Mithat Efendinin romanlarn, Namk Kemlin bilhassa tiyatro oyunlarn, Ziya Paa ve inasinn ou iirlerini bu ereve ierisinde yorumlamak, bize olduka doal/doru grnmektedir. Bu yaz, modern Trk edebiyatnn kuruluundan itibaren ortaya kan ve esaslarn eitli dnce akmlarnn belirledii toplumcu sanat iirle snrlandrarak, mesliyet duygusu ar gelimi, vatan ve millet sevgisini iman seviyesinde idrak etmi bir ir olan Mehmet kifin vatan, milleti, dini iin Allahla tartt baz iirlerini, arbede kavram etrafnda okumay hedefliyor.1 Sonu ksmnda ise, buhranl dnemlerde Allaha kar onunla benzeen tavrlar sergilemi olan modern Trk edebiyatnn kimi irlerinin iirleriyle, Mehmet kifinkiler arasndaki benzerlik ve farkllklara deinilecektir.

Bir airin Allahla Arbedesi Tasavvuf bir terim olan arbede, klsik edebiyatta athiye bal altnda yer alan bir anlatm biimidir. IX. ve X. yzyllardan itibaren tasavvuf bir terim olarak anlam kazanan athiye kelimesinin kk, athtr ve yle tarif edilmektedir:
Baz mutasavvflarn vecd ve istirak halinde kendi irdeleri dnda, mansn dnmeden syledikleri, iinde bir iddia ve akla aykr bir taraf bulunan ve dtan, eriata muhlif gibi grnen ar derecede sz olup, bu sz kabul veya reddedilemedii gibi, onu syleyen de bundan dolay muheze edilemez. nk ath, bir arbede yahut sfnin Tanrya nzdr. (Kurnaz vd. 2001: 7). te bu tarif ierisinde yer alan arbedenin kelime anlam ise savamak, kavga etmektir. Sleyman Uluda, kelimenin tasavvufta cezbeli sliklerin ve galebe hlindeki baz sfilerin Hak ile tartmalar, ekimeleri ve kavga etmeleri anlamna geldiini, buna mcere yahut muhseme de dendiini syler. Ona gre arbede bir nz ve samimiyet halidir (Bakl, age., s. 180). Hz. brahim Allahla tartmt (bk. Hud, 11/74) Hz. Musa Allaha: Bu senin fitnendir. (Araf, 7/155) demiti. En gzel arbede Hz. Berhiya ile ilgilidir: Hz. Musa kavmi ile yamur duasna knca, Cenb- Hak, Berhiya isimli kulu dua etmedike o gnahkr kavme yamur vermeyeceini sylemi, Hz. Musa gidip onu bulmu, alm, du etmesini rica etmi, Berhiya Allaha hitben yle demi: Bu yaptn ey ne senin fiiline ne de hilmine
80

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

yarar! Ne grdn de rahmetini kestin! Yoksa rzgrlar m emrini dinlemiyor, ya da rahmetin mi tkendi veya gnahkrlara gazabn m iddetlendi! Bu gnahkrlar yaratmadan nce affedici deil miydin? Rahmeti yarattn, efktli olmay emrettin, ama sen byle yapyorsun! Yoksa rahmetini bizden esirgiyor veya bizi elinden karacandan korktuun iin, hemen cezalandrmak m istiyorsun? Berhiya Allaha byle nice szler syledi. Sz biter bitmez semda bulutlar peydah oldu, sicim gibi yamur yamaya balad. Hz. Musa, Berhiyann bu szlerine ok fkelenmiti. Allah ise ona: Ya Musa! Berhiya beni her gn defa gldrr. demiti. (Gazal, hya, IV, 331). Yunusun iirlerinde de bu trl ekimeli dizeler var. Sen tema klasn ben hod yanam H lillah senden ey Rabbul-Enm! (Uluda 1999: 51, 52). Slike Tanryla ekiebilme, tartabilme, ona sitemde bulunabilme cesaretini veren ey, Tanryla arasnda var olan samimiyet ve yaknlktr. Yaknlk, Arapada kurb kelimesiyle karlanr ve bu da tasavvufta a) Allahn ibadet ve tatna yakn olmak. b) Hakkn tevfikine ve inyetine yakn olmak. c) Kul ile Hakkn arasnda aralarn bulunmamas veya az olmas, demektir (Uluda 1999: 323). Zhir ulemas, -olduka sammi bir dille yazldklarndan- arbedeleri genel olarak edebe aykr bularak reddetmilerdir. Gerekten de, ilk bakta acz iindeki insann Tanrya nerdeyse isyan saylabilecek serzeni dolu szleri demek olan arbedeleri, inanszln deil, belki de tersine kuvvetli bir imann gstergesi ya da Allah yan banda hissettiren kurbiyetin eseri olarak okumak gerekir (Uluda 1991: 347, 348). * ** Bilindii zere Mehmet kif, zamannn yceltilen bir deeri olan aklc felsefe dorultusunda eitim veren bir okuldan; Halkal Baytar Mektebinden mezun olmutur. phesiz, orada alm olduu eitim, onun dnme biimini, olay ve durumlara yaklam tarzn da etkilemitir. Bu sebeple, hayatnn dier sahalarnda olduu gibi din ve sanat anlaynda da genel olarak aklc bir bakn; kendi deyiiyle asrn idrkinin hakim olduu sylenmelidir (Ersoy 1986: 418). Ondaki aklclk, zellikle Safahatn ilk iki kitabnda yer alan ve muhtelif insan ve toplum manzaralarnn izildii iirlerde sosyal gereki bir sanat/ yaklam olarak karmza kmaktadr. kifin aklc yaklamn en ak ifadesini nmemitir hele Kuran, bunu hakkyla bilin/Ne mezarlkta okunmak, ne de fal bakmak iin (Ersoy 1986: 170) dizelerinde grmek mmkndr.

81

bilig, K / 2007, say 40

Ancak, Safahatn nc Kitabndan (Hakkn Sesleri) itibaren baz iirleri, onun bu yaklamnda yer yer esnemelerin (genlemeler de denebilir) olduunu bize gstermektedir. Dua ve arbede nitelikli bu lirik iirleri, airin yakn bir dostuna sylemi olduu Benim asl vdim bu idi. (Doan 1998: 30) cmlesinin iini dolduran iirlerdir. Esasen kifin iir macerasndaki bu belirgin tavr deiikliinin gerek sebebi, baz olan bitenlere/realitelere aklla zm bulamaydr. Elbette, akln problemleri zme noktasnda ifls ettii anlarda, dua ve arbedenin anlatm imknlarndan istifade etmek, bunlarn sunduu genilik, samimiyet ve rahatl kullanmak, airin hem kendi varlna olan inancn muhafaza etmesi, hem de mitsizlie direnebilmesi iin iyi bir yoldur. Bununla birlikte, Safahatta yer alan arbede tarznda yazlm iirlerde, Allaha yine akl kaynakl sorular ynelten, akln verileri dorultusunda onu sulayan, ona sinirlenen ya da azm kurusun demi olsa daneredeyse onun adaletine isyan edecek seviyeye kan bir insann varl hissedilmektedir. Mehmet kif, en ok da bu duyula yazd iirlerinde iirin sesini yakalam bir air gibi grnmektedir. Sanatn toplumun emrine sunmu biri olan Mehmet kif, kimi iirleriyle modern Trk edebiyatnda arbedenin en gzel rneklerini vermi bir airdir (Uluda 1991: 347, 348). Aklc adan yazlm iirlerinde olduu gibi, bunlarn da ortaya knda ahlklnn, cemiyetiliinin, cemiyetin dertleriyle dertlenen diergam mizacnn ve idealizminin yegne sebepler olduu sylenmelidir. Ondaki cemiyet sorumluluunu Hasan Basri antaya sylemi olduu, Kendimi milletimin huzurunda grdm gnden beri sanattan ziyade cemiyeti dnmek istedim. (Gr 1997: 92) cmlesi, net bir biimde ortaya koyar. kifin kendisini milletin huzurunda grd an, devletin ite ve dta eitli dman ve sorunlarla urat netmeli bir dneme denk gelir. kif, bir iirinde, o dnemi ve o dnemin vatan-millet manzarasn anlattktan sonra airliinin ve poetikasnn da snrlarn izer. Bu snr, bir iyandan bin yetimin nlesi ykselirken, blbl sesi dinlememek ahlk prensibi ve toplumcu endiesi erevesinde belirlenmitir: Ainalk yok, haylin konsa en bildik yere, Yd ayaklar iniyor: Dm vatan yd ellere Baka ses bilmem, muhitimden enn eyler hur Beklerim dinsin bu matem, beklerim, olmaz hm! Ah! Tek bir iyandan bin yetimin nlesi Ykselirken, dinleyen insan mdr blbl sesi! (Ersoy 1986: 230) nsan olmann lsn, toplumun dertleriyle ilgilenmek ya da ilgilenmemek seeneklerinde tespit eden Mehmet kif, bu keskin ve net tavryla hemen hemen onunla ayn dnemde rnlerini veren erken dnem Trk iirin
82

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

nemli ismi Mehmet Emin Yurdakula benzer. Yurdakul, Benim iirlerim balkl iirinde Akife benzer biimde unlar sylemektedir: Evet, benim her irimde ylan dili diken var; Sizler gidin, bal verecek yeni am gl bulun. Belki benim ac sesim kulaklar trmalar, Sizler gidin, gen kzlarn trksyle en olun! (Yurdakul 1989: 47). Mehmet kife gre toplumun iine dt bu acl durumu srf dmann gcyle ve acmaszlyla izah etmek belki doru, ancak buna diren gelitirilebilmesi, zm bulunmas noktasnda yetersiz bir izahtr. Asl aratrlmas, bulunmas gereken, milletin dmana yenilme sebepleri ve bu sebeplerin ortadan kaldrlmas iin yaplmas gerekenlerdir. Bir iirinde viranelerin yass bayku (Ersoy 1986: 568) benzetmesini yaparak airliini bayku, iirlerini yas olarak nitelendirse bile, esasnda onun iirleri, realiteler zerinde dnen, milletin, vatann ve dinin iinde bulunduu olumsuzluklar ortadan kaldrmak iin zmler reten, dertlere are bulmaya abalayan hizmet iirleridir. Her sz ve fiilini vatan, millet ve din yarar fikri etrafnda ren Mehmet kif, iirini de bu fikrin araclarndan biri olarak grr ve deerlendirir. Ancak, her idealist gibi o da sylediklerinin ya da yaptklarnn tam olarak sylemek ya da yapmak istedikleri olup olmad, yapmak istediklerini btnyle baarp baaramad konusunda eksiksiz bir tatmin duygusunu yaayamaz. Sonu itibariyle o, byk bir tevzu gstererek sanatkr olmadn syler ve iirleri iin de aczin giryesi (Ersoy 1986: 3) tamlamasn kullanr. Oysa air, hem ortaya koyduu iirleri, hem de siyasal, sosyal ya da dier sahalarda yapm olduu almalaryla acz iindeki bir insan deil, bilakis bir aksiyoneri, kuvvetli bir fikir adamn iaretlemektedir. Safahatta yer alan ve zellikle din ve devletin varlk - yokluk mcadelesini verdii olaanst dnemlerde yazlm olan iirler, safha safha takip edildiinde Mehmet kifin nce dertleri/problemleri tespit etmeye alt, devlet, millet ve dinin iinde bulunduu felketli dnemi atlatabilmesi iin neler yaplmas, hangi alanlarda allmas, nereye mracaat edilmesi gerekiyorsa bu yollarn hepsini kullanarak, hepsine mracaat ederek sonu almaya alt fark edilir. Bu maksatla, kimi zaman kendisini, kimi zaman da o devrin sz geen din adamlarn, cami krslerinde konumalar yapan viz klna sokar ve onlar insanlara lkenin, dnya Mslmanlarnn iinde bulunduu mitsiz durumdan, bundan kurtulmak iin nelerin yaplmas gerektiinden, bir zamanlar bizim durumumuza benzer dnemleri yaam milletlerin hangi enstrmanlar kullanarak, hangi i dinamikleri yeniden atelemek suretiyle kurtulduklarndan sz ettirir. Yine bu vizler, karlarndaki toplulua insanlarmz Avrupa uygarlndan geride brakan yanl slm ve bu yanla paralel olarak retilen yanl hayat-ilim anlayndan, hurfelerden, batl inanlardan
83

bilig, K / 2007, say 40

temizlenmi, gerek slmdan bahsetmektedirler. Ancak bu szl aklama ve uyarlar sonu vermeyince, yani bu ilticghndan bir cevap alamaynca air, ikayetin dilini kullanmaya balam, kafalarn deve kuu misli kuma gmm, utanma duygularn kaybetmi diri dinda ve milletdalarn bu din ve bu vatan/millet iin kendilerini yok eden slm ve vatan ehidi atalarna; babasnn da aralarnda olduu artk bu dnyada olmayan slm byklerine/atalar ruhuna ikayet etmitir: Ey, bu toprakta birer na- perian brakp, Ykselen, mevkb-i ervah! Sakn arza bakp; Sanmayn: evk-i ehdetle coan bir kan var Bizde leten daha hissiz, daha kokmu can var! Bakmayn, hem tkrn ehre-i murdarmza! Tkrn: Belki biraz duygu gelir rmza! Tkrn cebhe-i lkaydna arkn, tkrn! (Ersoy 1986: 199). beyinsiz kafann derdine, milyon halk, Bak nasl doranyor? Kalk baba, kabrinden kalk! Diriler komad imdadna, bri sen yeti () Syle, Mehed, peyim secde edip topran: Yok mudur sende Muradn iki damla kan? (Ersoy 1986: 203, 204). Ancak, bu adeta feryada benzeyen, kurtulu iin kap kap dolaan, kalabalklarn nne geerek onlar iinde bulunduklar gaflet uykusundan uyandrmak iin nefesini, idrak ve imnn son kertesine kadar kullanan insan, bunca duyarszlk, sarlk, krlk ve yaayan ller olma durumu (millet-i merhume) karsnda zaman zaman mitsizlie kaplmam da deildir. Sz gelimi, Safahatn nc kitab olan Hakkn Seslerindeki kimi iirlerde ve Glgelerin (Yedinci Kitap) Hsran balkl iirinde yer alan u dizelerde okur, bir iiri deil de sanki artk kurtulua, slm dnyasnn mutlu geleceine kuvvetle inanm bir adamn bu inancn yitiriini, her frsatta insanlar saknmalar iin uyard yes ve bedbinlik tuzana kendisinin yakalann izlemektedir: Ben byle bakp durmayacaktm dili bal, slam uyandrmak iin haykracaktm. Gr hisli, gr imanl beyinler coar ancak, Ben zaten uzun boylu dnmekten uzaktm! Haykr! Kime lakin? Hani sahipleri yurdun? Ellerdi yatanlar, saa baktm, sola baktm; Feryadm artk boarak, nam tuttum,
84

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

Bin para edip irime gmdm de braktm. Seller gibi vadiyi ennim saracakken, Hi alamadan, gizli inen ya gibi aktm. Yoktur elemimden u sar kubbede bir iz; nler Safahatmdaki hsran bile sessiz! (Ersoy 1986: 447). Vefasz yurt! z evladn iin olsun, vefa yok mu? Neden kalbin kararm? Bin ocaktan bir ziya yok mu? lh, kimsesizlikten bunaldm, ina yok mu? Vatansz, hnmansz bir garibim Mltec yok mu? Btn yokluk mu her yer? Bri bir Yok! der sad yok mu? (Ersoy 1986: 197). ltica ettii her kapda vurdumduymazlk duvarna arptnda, yani sesine ses veren bir mltec bulamadnda artk dinin gerek sahiplerine ynelip onlar greve armaktan baka aresi kalmamtr. Anlald gibi Mehmet kif, din ve vatann selmeti iin mracaat ettii kaplar belli bir hiyerariye gre tespit etmekte, bu sraya gre onlar ziyaret etmekte, dertleri bu sraya riayetle belli mercilere iletmektedir. Bu hiyerari, aadan yukar, insandan Allaha dorudur. Sosyal hayatta nasl her mercide kullanlacak olan dil belliyse, air de iirlerinde seslendii mevkiye/gruba uygun bir dil/sylem ve ton belirlemeye zellikle dikkat etmektedir. Sz gelimi Mehmet kif, Hz. Muhammede iltica ettii Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi balkl iirinde, seslendii kiinin temsil ettii makama uygun olarak dua tonunu kullanmaktadr. Yllar geiyor ki, y Muhammed, Aylar bize hep muharrem oldu! Akam ne gneli bir geceydi Eyvah, o da leyl-i mtem oldu! lem bugn yz elli milyon Mazluma yaman bir lem oldu: inendi harm-i pki erin; Namusa yabanc mahrem oldu! Beyninde ten ann sesinden Binlerce minare ebkem oldu. Allah iin, ey Nebiyy-i masum, slm brakma byle bkes, slm brakma byle malum. (Ersoy 1986: 231). Grld gibi Hz. Muhammede dua biimindeki bu hitabnda, ona, slm dnyasnn iinde bulunduu durumu, dinin kutsallk tayan birtakm sembollerinin imdi ne hallere dtn syleyerek rapor etmeye almaktadr.
85

bilig, K / 2007, say 40

Son iki dizede ise sanki dinin selmetini ve Mslmanlar, peygamberden daha fazla dnen biriymi gibi ondan Allah iin yardm talep etmektedir. Bu, dardan bakldnda, bizlere Mslman edebine pek de yakmayan bir sylem gibi grnmektedir. Elbette Peygamber, mmetinin iinde bulunduu durumu sradan kullardan daha iyi bilebilecek, grebilecek ve herkesten daha fazla bu durumla ilgilenecek bir yetenee/duyarla sahip olmaldr. Bununla birlikte kifin iirinde sergilemi olduu bu tavrn, uzun yllar gemesine ramen mslmanlarn hl hayatlarn bir muharrem skntsnda yayor olmalar gereine ve bunun daha fazla uzamas endiesinden doan acelecilik ve heyecanna balamak gerekir, dncesindeyiz. Bu endieli/buhranl dneminde sergiledii tavrn kifin hikmet konusunu atlaynn bir gstergesi olarak deerlendirmek mmkn gibi grnse bile, tm bu hata gibi alglanabilecek syleminin syleni maksad dikkate alndnda ve kifin mslmanlarn skntsn, esasen Allahn dininin sknts gibi dnd ve bu dncesindeki samimiyetine gvenildiinde, herhalde onu mazur grmek gerekecektir. Onun gibi dini btn bir Mslman, muhtemelen, fiil ve szlerindeki samimiyete kuvvetli bir biimde inandndan, peygamberle bu ekilde konuma cesaretini kendinde bulabilmektedir. Bu yaznn arbede kavram altnda asl zerinde duraca ve kifin yardmn talep iin iltica ettii hiyerarik dzlemdeki en st ve son makam olan Allahla konutuu, neredeyse ona isyan gibi alglanabilecek iirlerle, yukardaki iir kyaslandnda, ierik ve ton itibariyle bu iirin olduka masum durduu da sylenmelidir. Btn hayat ve faaliyetlerini inananlarn daim bir Asr- Sadet atmosferi iinde yaamalar ideali etrafnda kurgulayan Mehmet kif, bu idealine Leyla adn vermitir. kifin Leylas ile Mecnunun uruna cann seve seve vermek istedii Leyla, yklendikleri anlam ve deer bakmlarndan karlatrldklarnda birbirlerine denk kymetleri haizdirler. O, mahhas bir varlkm gibi hasbihal ettii, kendisi ve mslmanlar iin ne demek olduunu O aydnlkki snmek bilmeyen mmid-i irki/Vcdundan peman, lmek ister sandn ark,/Fsnkr iltimatiyle dndrm de eydya; / Srkler, bunca yllardr, o sevddan bu sevdya. (Ersoy 1986: 475) dizeleriyle ifade ettii Leyla balkl iirinde, szn/ikayetlerini esasen bu ak inananlarn kalbine koymu olana; yani Allaha duyurmak ister gibi grndnden, bu iirini, Allahn kapsna bir adm kala, ona bir perde (Leyla perdesi) arkasndan sylenmi cmleler gibi deerlendirmek mmkndr: Gel ey Leyl, gel ey candan yakn cnn, uzaklama! Senin derdinle canlardan geen Mecnnla urama Dn: brenin en kahraman, en grbz evld, Kimin urunda kurbandr ki, dorandka dorand?
86

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

u yz binlerce snm yurda yangnlar veren kimdi? u milyonlarca ksz, dul kimin boynundadr imdi? Kimin boynundadr serden geip berdr olan canlar? Kimin urundadr, Leyl, o makteller, o zindanlar? Hell olsun o kurbanlar, o kanlar, tek sen ey Leyl, Grn bir kerecik, yes etmeden Mecnnu istil. Niin hilkat zemininden henz yksekte pervzn? u topraklarda, ayet, yoksa hi imkn- izzn, afaklar, fer-i rhn, fecr-i sdklar erndr; Hillim, gklerin kalbinde yer tutmu otandr; Ezanlar nevbetindir: inletir ebd hayetten; Cihzndr lemler, kubbeler, inmi meiyyetten; Cemaatler klendir. Kbeler haclen. Gel ey Leyl, Gel ey candan yakn cnn ki giplerdesin hl! Bu nzn elverir, Leyl, in artk in ki bldan, Mebbed bir bahar insin u yanm yurda, Mevldan. (Ersoy 1986: 475, 476). Gerek bir Mevlid gecesi slm peygamberine yalvarlarndan, gerekse kiiletirmek suretiyle kendisiyle dertletii, sitem tonunda ondan baz dileklerde bulunduu Leyladan sonra mslmanlarn iinde bulunduklar durumda hlen herhangi bir iyileme gremeyen kif, artk mracaat edecei bir makam kalmaynca hissettii sahipsizlik, yalnzlk ve aresizlik duygusunun etki ve heyecanyla, belki fkesiyle, aracsz ve perdesiz olarak son makam olan Allaha; yani dinin gerek sahibine ynelir. Orhan Okayn kifin asl sanatkr ve air mizacn (Okay 1988: 97, 98) bulabileceimizi ifade ettii bu tarz iirlerinde air sitem, isyan ve ikayet gibi kark duygular ierisinde, yksek ve hatta sitemkr bir ses tonuyla Allaha unlar syler: Nur istiyoruz Sen bize yangn veriyorsun! Yandk! diyoruz Bomaya kan gnderiyorsun! () Mdm ki ey Adl-i lh yakacaktn Yaksaydn a melunlar Tuttun bizi yaktn! Kfrn o fakir elleri ytn sildi: Binlerce cevmi yklp hke serildi! Kalmsa eer bir iki mabed, o da mrted: Gsndeki ha, kfrne fetv-y meyyed! Dul kald kadnlar, babasz kald ocuklar, Bir giryede bin ailenin matemi alar!
87

bilig, K / 2007, say 40

En kanl enatle kovulmu vatanndan, Milyonla hayatn yreinden gidiyor kan! slm elinden tutacak, kaldracak yok N-hak yere feryd ediyor: cize hak yok! (Ersoy 1986: 213, 214). Ey bunca zamandr bizi tedib eden Allah; Ey lem-i slm ezen, inleten Allah! Bizler ki senin vad-i lahine inandk; Bizler ki bin yz bu kadar yl seni andk; Bizler ki beer bir sr mabuda taparken, Yktk o yaman irki, devirdik ebediyyen; Bizler ki birer hamlede evhm bitirdik, Mabedlere mabud- hakkyi getirdik; () mrn daha en canl, harretli anda, alkanmadayz yes ile hrman batanda! Km ald cihan, biz yine ferdlara kaldk Artk bize gster ki o ferdy: Bunaldk! Bir emrine ecdd da ahfd da kurban Olmaz m bu millet daha teyidine yn? Husran yine brenin mlini sard; Atisi nighnda karardka karard. Balkandaki yangn daha kl balamamken, Bir baka cehennem kversin Bu ne erken! (Ersoy 1986: 301, 302). slm, vatan ve millet akn ok iyi bildiimiz Mehmet kife deil de bir bakasna ait olsa, isyan ve inkr gibi okunabilecek bu dizelerin arasnda l ysel olmasna ramen adeta kudretini, varln hesaba ekercesine Allaha bir takm sualler sormaktan kendini alamadn ortaya koyan dizeler de mevcuttur (Okay 1988: 97, 98): Y Rab, bu yreklerdeki ses dinmeyecek mi? Senden daha bir emr-i skn inmeyecek mi? Her an ediyorsun bizi makhr- cellin, Kurban olaym, nerde senin, nerde cemlin? Sendense eer ektiimiz bunca devhi, Kimden kime feryd edelim, syle lh! La ysele binlerce sual olsa da kurban, nsan bu muammalara dehetle nigeh-bn. Bir ahsa esir olmay bir koskoca millet, Mekrinle mi, y Rab, sanyor kendine devlet?
88

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

Dnyay yakp ykmaya bir seyf-i teadd, Emrinle mi, y Rab, ediyor byle tesadd? Zlimlere kahrn o kadar verdi ki meydan: Yok dil-i Mutlak diyecek yes ile vicdan! (Ersoy 1986: 18-20). Bin yz otuz be senedir, arz- Hicazn Ateli muhitindeki szili niyzn Emvc hur-ver olurken melekta; an sesleri bosun da gmlsn m skta? Snsn de, lah, u yanan meal-i vahdet, Teslis ile ksn m btn leme zulmet? yz bu kadar milyonu canlandran iman Olsun mu be on sersemin ilhdna kurban? Enfs- habsiyle be on rh- lemin, Solsun mu o parlak yz Kurn- Hakmin? slm ayak altnda srnsn m nihyet? Y Rab, bu ne hsrandr, lh, bu ne zillet? Mazlmu nedir ezmede, ezdirmede mn? Zlimleri adlin, hani ldrmedi hl! Cni geziyor dipdiri Can vermede masm! Su bakasnndr da niin bakas mahkm? () Yetmez musb olduumuz bunca devhi? Azm kurusun Yok musun ey adl-i lhi! (Ersoy 1986: 213, 214). Tecell etmedin bir kere, Allahm, cemlinle! u yz elli milyon ruhu ldrdn cellinle! Oturmu elenirlerken Senin h- zevlinle, Nedir ilhd imhlin o smit infilinle? Nedir slm tenkilin bu mstacel neklinle? (Ersoy 1986: 193, 194). Bizler ki senin ismini dnyaya tanttk Grdkse mkafatn ya Rab, yeter artk! ektirmediin hangi elem, hangi ezdr? () Bir yldz, lhi! Bu ne zulmet, bu ne zindan? Hl m semmzda geen leyle-i memdd? Hl m grnmez o seher-pre-i mevd? (Ersoy 1986: 301, 302). Esasnda Mehmet kifin bu sorularn Allahtan istedikleri, dini ve vatan iin Allaha ettii bir dua gibi yorumlamak da mmkndr. Bir rnek vermek gerekirse, yukarda alntladmz Hl m grnmez o seher-pre-i
89

bilig, K / 2007, say 40

mevd? eklindeki son dize, neden Allahm, bize vaad ettiin o aydnl gster eklinde okunmasn ve dier soru dizeleri de benzer biimde dnlmesin? Bizim dndmz zaten bir iirinde airin kendisi uygulamal bir biimde sitemlerini dua klfnda saklayarak- yapmaktadr: () kindi oldu mu yahu? Nedir bu salli sesi? Evet kindi Gelin bari bir dua edelim! Kabul eder diyelim Hakka iltica edelim: Ya Rab, bizi kahretme, helk eyleme -min! Ta ibret olup kalmayalm leme -min! Yetmez mi cellinle grndklerin artk? Kurban olaym, biz bu tecelliden usandk! Bir fecr-i mid etmeli ferdlar temin Gster bize, ya Rab, o gzel gnleri -min! Ferdlara kaldksa eer Nerde o ferd? Hl m bu slm ezen mtem-i yeld? Hl m bu fka ken perde-i hnn? Nrn yetiir Bekliyoruz nrunu -min! Mstakbel iin sne-i millette emel yok! Sensin edecek var! diye vicdanlar tatmn. ok grme, lhi, bize nefhan -min! Kuran ayak altnda srnsn m, lhi? Aytnn stnde yrnsn m lhi? ksn m nihayet yklp koskoca bir din? ektirme, lhi, bu kadar zilleti -min! Velhamd lillahi Rabbil-lemn (Ersoy 1986: 295, 296) Gerekten, iirde yer alan Gelin bri dua edelim, Kabul eder diyelim Hakka iltica edelim, Yetmez mi cellinle grndklerin artk?, Kurban olaym biz bu tecellden usandk!, Ferdalara kaldksa eer Nerde o ferd?, Hl m bu slm ezen mtem-i yeld?, Hl m bu fka ken perde-i hnn? Nrn yetiir gibi dize ve ibrelerde yer alan bri, kabul

90

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

eder diyelim, yetmez mi, usandk, artk, hl, yetiir gibi ifadeler, bize bu iirin sitemlerin dua klfnda gizlenii olduunu dndrmektedir. Byle bir mantk yrterek kifi zellikle soru ifadeli dizelerinde anlamak mmkn gibi grnse de Allahn gcn, adaletini sorgulad dizelerinin, onu anlamada okura ayn kolayl salamad aktr. Bu sebeple biz, hem soru ifadeli olanlarnda, hem de dierlerinde, Mehmet kifin iirlerini ya Sleyman Uluda ve Orhan Okayn belirttikleri gibi vecd ve istirak2 halinde sylenmi szler olarak; yani tasavvuf edebiyatnn bir ifade biimi olan arbede bal altnda, ya da Nurettin Topunun ifade ettii gibi Allahn bizde hareketi denebilecek bir isyan (Topu 1998: 84, 85) eklinde dnmenin doru olacana inanyoruz. Baka trl dnmek bize imknsz grnmektedir. Zira Mehmet kif, Safahatta yer alan pek ok iirinde ya ima yoluyla yahut da aada vereceimiz iirindeki gibi hakkn, mutluluk ve zaferin ancak ve ancak alan, gayret eden insanlara ait bir ey olduunu, aslnda dua denilen eyin de bunlar olduunu, Allahn miskin kula, velev o kul mslman dahi olsa, yardm etmeyeceini ok ak bir biimde ifade eder; aresizlik ve yesten doan fke ve heyecan ne derse desin, vicdan ve imannn sesini bastramayarak sonunda Sus ey divne demek suretiyle adeta kendini azarlar: Sus ey divane! Durmaz kinatn seyr-i mutad. Ne sandn? Ftratn ahkm hi dinler mi feryd? Bugn, sen kendi kendinden mid et ancak imdd; Evet, sen kendi ikdmnla kaldr git de bdd. Cihan knn- sayin, bak, nasl bir hisle mnkat! Ne yaptn? Leyse lil-insani illa m-se vard!... (Ersoy 1986: 194).

Sonu Bilindii gibi kif Paann Adem Kasidesi ve Sadullah Paann Ondokuzuncu Asr balkl manzumeleriyle varln o sralar Batnn hakim bir dnme biimi olan aklclk ilkesi dorultusunda kurgulamaya altn hissettiimiz yeni edebiyat aray, ie Allah, kader ve bunlara bal olarak Allahn adaleti, kudreti konusunda tartma kapsn aralayarak balar. Bu manada, Tanzimat edebiyatnn ilk temsilcileri diyeceimiz inasinin Mnact ile Ziya Paann Terc-i Bendini de bu aralktan szan kta oynaan iirler olarak deerlendirmek gerekir. Bununla birlikte, hem inasi ve hem de Ziya Paann ad geen iirlerinde aklclklarna ramen yine de Allah fikri karsnda kararsz, emniyetsiz bir duru sergileyen airlerin varl hemen dikkati ekiyor. Sz gelimi inasi, bu hlini Ya Rab neden bu dehrde her merd-i z-fnn-Olmu bel-y akl ile rmdan msun / Nr- rahmet niye gldrmeye ry-i siyehim-Tanrnn mafiretinden de byk m
91

bilig, K / 2007, say 40

gnehim / B-nihye keremi leme mil mi deil-Yoksa lemde kulu leme dhil mi deil / Kulunun zafna nisbet o ise noksan-Ya ann kahrna glib mi deil ihsn diyerek, adeta onun iradesini sorgular gibi ifade ettikten hemen sonra, Ne dedim, tvbeler olsun, bu da bir fil-i erdir dizesiyle ifa ederken (Ekiz 1985:76), dieri, tvbe anlamna gelen Subhane men tahayyere f sunihil-ukl-Subhane men bikudretihi yaczl fuhl (Ggn 1987: 52) beytini, adeta Allahtan zr dilercesine ikide bir dier beyitlerinin arasna -bir tr emniyet subab gibi- konduruverir. te yandan, bu rneklerde tasavvuf anlamda bir arbede zellii de gremeyiz. inasinin bu tavrnn altnda yatan sebep konusunda erif Aktan ifade ettii gereke olduka isabetlidir ve bu gereke Ziya Paaya da temil edilebilir: Bu dnce adamnn hareket noktas iman ve ilham deil, akldr. (Akta 1996: 34). Ahmet Hamdi Tanpnar, Ziya Paann Zlimleri adlin ne zaman hk edecektir / Mazlumlarn kmadadr gklere h dizeleriyle Sensin eden idll nice ehl-i tark / Sensin eden ihd nice gmgete-i rh dizelerini aslnda bir insan kprdan olarak okumak, bu fikrin arkasnda mesuliyet fikrine giden insan yakalamak gerektiini syler (Tanpnar 1982: 323, 324). Aktan ifade ettii hususu dikkate almazsak sz gelimi Ziya Paadaki mesuliyet fikrine rnek olabilecek Zalimleri adlin ne zaman hk edecektir / Mazlumlarn kmadadr gklere h (Ziya Paa, Terkib-i Bend) dizeleri ile kifin Cni geziyor dipdiri Can vermede masm! / Su bakasnndr da niin bakas mahkm? dizeleri, iki idealist insann ses tonlarnn ve hitap biimlerinin ne kadar da birbirine benzediini ortaya koymaktadr. kifin son iltica kapsnda din ve vatan iin Allahtan yardm dilerken dillendirdii unsurlar/semboller ve bunlar ifade ederken kulland dil ile iki vatansever airimiz olan Namk Keml ve Yahya Kemlin aadaki paralar da ayn soydan airlere iaret etmektedir: Vaveyla () Nevha 4 De ki: ya Rab, bu Hseynindir! u mbarek Habib-i zi-ann. u kefensiz yatan ehidann Kimi Bedrin, kimi Huneynindir. Tazelensin mi kanl yareleri? Mey dklsn m kabr-i Ashaba? Yakr m sanem u mihraba? Ha m konsun bedel u mzba? Dininin kalmasn m bir eseri?
92

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

Adem evlad birtakm cani Senden alsn m sr-i eytan? (Ertem 1957: 187).

26 Austos 1922 u kopan frtna Trk ordusudur ya Rabb Senin urunda len ordu budur ya Rabb Ta ki ykselsin ezanlarla meyyed nmn Glib et nk bu son ordusudur slmn3 (Beyatl 1970: 4).
Arbede, yukarda da iaret edildii gibi vecd, istirak hlindeyken mutasavvfn azndan Allaha kar dklen isyana yakn, imn mercekten bakldnda ise akl d diye nitelendirilebilecek szleridir. Oysa gerek inasi ve gerekse Ziya Paann iirlerinde Allahn varln, adaletini, kaza ve kader gibi konular kukulu bir biimde grme eilimi daha ok Bat kaynakl aklc dn biimiyle, imana ilikin olarak ruhlarna ilemi olan eski bilgileri arasndaki atmalardan; bir de siyasal/toplumsal ya da kiisel plnda maruz kaldklar birtakm haksz muamelelerden domutur, denebilir. Halbuki, Mehmet kifin arbede kavram altnda ele alnan iirlerine bakldnda, bunlarn ok daha farkl kayglarla yazld, onun Allahla cedellemelerinin ok farkl konu ve tonlarda ortaya kt grlr. kif, bu tarz iirlerinde Allahla tartma, hatta ona sitem etme hakkn yine ondan, yani ilh bir kaynaktan alr. Bir baka deyile O, Allahla onun dininin selmeti noktasnda tartmaktadr. Safahatn pek ok yerinde mslmanlar yes batana dmemeleri konusunda sk sk tembihleyen kif, iirlerinde de grld gibi, zaman zaman bu bataa saplanmaktan kendini kurtaramamtr. te bu anlarnda adeta fkeden kendini kaybeden biri gibi Allaha sitem eden, hatta g ve kudretini sorgulayan, dini korumann asl ona ait grev olduunu hatrlatan bir tavr ve ses tonuyla onunla cedelleebilmitir. Allahla tartt, onu eletirdii bu tarz iirleri dolaysyla, zahire gre hkm vermekte srar eden baz evreler, Mehmet kifi eletirmilerdir. Oysa bu iirlerin, tasavvuf iirindeki arbede terimi altnda dnr ve bu terimin cezbeli sliklerin ve galebe hlindeki baz sfilerin Hak ile tartmalar, ekimeleri ve kavga etmeleri anlamna geldiini, bir nz ve samimiyet hli (Uluda 1999: 51, 52) olduunu hatrlarsak, airi bu biimde eletirmenin insafszlk olacan da hemen teslim etmek gerekir. Nurettin Topu ise kifin iirine adeta sonsuzlua trmanacak kadar kuvvet kazandran isyanna4 tasavvuf terminolojisiyle deil, isyann ahlk cephesinden yaklar ve zaman zaman nebilerle vellerden balayarak ruh dnyasnn btn kahramanlarnda grlen ve iinde ferd hibir menfaat, kin ve kibir olmayan (Topu 1998: 84, 85) isyan ile airin isyan arasnda ahlk asndan benzerlikler bulur. O sebeple de kifi, neb ve vel duyarllna sahip bir soyun mensubu olarak deerlendirir.
93

bilig, K / 2007, say 40

1. Mehmet kifin sanatndan sz eden hemen herkes, onun bu tarz iirlerini, -onu manzumeci diyerek kmseyenlere de adeta bir cevap/savunma olmak zeregl lirizmleri bakmndan ele alrlar. Vaka iir/lirizm gerekliliinden sz edildiinde hem bunlar hem de Safahatta yer alan dua karakterindeki dier iirler, airin, iirin sesini yakalad metinlerdir. (Bkz. Orhan Okay, Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Aka Yaynlar, Ankara 1988, s. 97, 98). Nurettin Topu ise Mehmet kifin bu erevede yer alan iirlerini onlardaki lirizmden ok sergilenen ahlk bakmndan ele alarak bu ahlk isyan ahlk bal altnda deerlendirir. (Nurettin Topu, Mehmet kif, Dergh Yaynlar, 2. basm, stanbul 1998, s. 81, 82). Bunlarn dnda kifin bu tarz iirlerini arbede bal altnda dnen, bir ilahiyat profesr olan Sleyman Uludadr. (TDVA, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, C. 3, stanbul 1991, s. 347, 348). Ancak, o da bu belirlemeyi sadece bir tespit olarak yapmtr. 2. Orhan Okay, kifin bu tip iirlerinin vecd ve istirak halinde sylenmi olduklarn belirlemekle beraber bunun arbede eklinde adlandrldnn altn izmiyor. Orhan Okay, Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Aka Yaynlar, Ankara 1988, s. 99. 3. Mehmet kif ve Yahya Kemal arasndaki tasavvufi bakmdan var olan benzerlikler konusunda bkz. Mehmet Demirci, Yahya Keml ve Mehmet kifte Tasavvuf, Akademi Kitabevi, zmir, 1993. 4. Orhan Okay, kifin bilhassa bu anlatm biimiyle yazlm iirlerinde lirik bir ifade bulduunu belirtmektedir. Orhan Okay, Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Aka Yaynlar, Ankara 1988, s. 98.

Aklamalar

Kaynaka
AKTA, erif (1996), Yenileme Dnemi Trk iiri ve Antolojisi, Ankara: Aka Yaynlar. BEYATLI, Yahya Keml (1970), Eil Dalar, stanbul: Milli Eitim Bakanl Yaynlar. DEMRC, Mehmet (1993), Yahya Keml ve Mehmet kifte Tasavvuf, zmir: Akademi Kitabevi. DOAN, D. Mehmet (1998), Cmideki air, Mehmed kif, stanbul: z Yaynlar. EKZ, Osman Nuri (1985), inasi, Hayat, Sanat, Eserleri, stanbul: Kasta Yaynlar. ERSOY, Mehmet kif (1986), Safahat, stanbul: nklap ve Aka Kitabevi. GGN, nder (1987), Ziya Paa, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar. GR, Muhammet (1997), Mehmet kif Ersoyun Edebiyat Anlay, Vefatnn 60. Ylnda Mehmet kif Sempozyumu Bildirileri, 30 Aralk 1996, stanbul : slam Tarih, Sanat ve Kltrn Aratrma Vakf (SAR). KURNAZ, Ceml TATI, Mustafa (2001), Trk Edebiyatnda athiye, Ankara: Aka Yaynlar.

94

Iss, Safahattaki syan Arbede Bal Altnda Okumak

Mehmed Emin Yurdakulun Eserleri I, iirler (1989), (Haz. Fevziye Abdullah Tansel), Ankara: Trk Tarih Kurumu Basmevi. Namk Kemlin iirleri, (Haz. Ali Ertem), (1957), stanbul: stanbul Kitabevi. OKAY, Orhan (1988), Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Ankara: Aka Yaynlar. TANPINAR, Ahmet Hamdi (1982), Ondokuzuncu Asr Trk Edebiyat Tarihi, stanbul: alayan Kitabevi. ULUDA, Sleyman (1991), Arbede Maddesi TDVA, (C. 3), stanbul: Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar. ULUDA, Sleyman (1999), Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul: Marifet Yaynlar. Yeni Trk Edebiyat Antolojisi II (1978), 1865-1876 (Haz. M. Kaplan, . Enginn, B. Emil), stanbul: Edebiyat Fakltesi Yaynlar.

95

To Read The Safahats Rebellion on the Term of the Arbede


Dr. Ahmet Cneyt ISSI
Abstract: This article tries to argue if some of Mehmet kif Ersoys poems could be examined under the term of the arbede (the mystic rebellion) or not. At first, the term of arbede was descripted and then the poems were diseussed to see if they were related with the arbede. At the end, these poems were compared with some other poets poems in the westernalisation period in the Turkish literature; like inasi, Ziya Paa, Namk Keml and Yahya Keml Beyatl. Key Words: Mehmet kif Ersoy, Safahat, arbede, athiye, rebellion

Mula University, Faculty of Science and Letters, Department of Turkish Language and Literature / MULA issi@mu.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 79-97 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

""

: "". "" , . , . : , , "", "",

/ issi@mu.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 79-97 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf


Yard.Do.Dr. Rya KILI
zet: slm dnyasndaki snrlar ya da sert muhalefet bnl-Arabnin n ve fikirlerinin yaylmasna engel olamad. zellikle Osmanl mparatorluundaki etkisi, genilii ve derinlii ile dikkat eker. Bu sebeple, bnl-Arabnin Osmanl sflii zerindeki etkisinin incelenmesi Osmanl sosyal tarihi asndan byk bir neme sahiptir. bnl-Arabye veya onun hakkndaki eletirilerin younlat vahdet-i vucda taraftar olmak, Osmanl mparatorluunda her zaman idam veya srgn anlamna gelmiyordu. Ynetimin ve ulemann tepkisini eken daha ziyade vahdet-i mevcda kayan ifadeler ve bunun siyas iddialarla birlemesiydi. Ancak XVII. yzylda bnl-Arabnin muhalifleri ile sfler arasndaki polemik yeniden alevlendi. Bu dnemde Niyaz-i Msr, Karaba Veli ve Osman Fazl, bnl-Arabye ilgi duyan isimler arasndayd. Gerek bu ilgileri gerekse tasavvuf yorumlar ile ulema ve ynetimi tedirgin ettiler. Her nn srgnnde bu tedirginlik kadar ynetim evreleriyle olan ilikileri de etkili olacakt. Anahtar Kelimeler: bnl-Arab, XVII. yzyl, Osmanl, Sufilik, Vahdet-i vucd

slm dnce tarihinde ok az, kii bnl-Arabi (. 1240) kadar geni bir alanda ve srekli etkili olabilmitir. Ancak slm dnyasnn en tartmal isimlerinin banda gelen bnl-Arab hakknda yaplan ciddi incelemelerin saysnn, artan ilgiye ramen hak ettii lde olduunu sylemek zordur.1 Aslnda bu ok da artc deildir. nk, bnl-Arab, veld ve anlalmas g bir yazardr. Eserleri halk iin yazlmamtr. Okurlarnn tasavvufu sadece bilfiil yaamalar deil, ayn zamanda bata tefsir, hadis, fkh, kelam ve felsefe olmak zere pek ok alanda bilgi sahibi olmalar beklenir (Chittick 1994: 71-72). Bununla birlikte Ekber irfann damgas sadece entelektel tasavvuf ile snrl kalmam, toplumun ok farkl kltr seviyelerini ieren bir tarikatlar aleminde de izlenebilmitir (Chodkiewicz 2003: 19). Bu almann amac ise onun Osmanl mparatorluundaki etkisini anlamaya alma ynnde sadece bir denemedir. bnl-Arabnin fikirlerine rastlamadan, Osmanl sflik tarihini incelemenin ne kadar zor olduu gz n Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Tarih Blm / ANKARA ruya@hacettepe.edu.tr

bilig K / 2007 say 40: 99-118 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

ne alnacak olursa meselenin nemi kendiliinden aklk kazacaktr. Baz metinlerde bnl-Arabnin ad aka zikredilir. Ancak bazlarnda ad verilmese de grlerinin izi takip edilebilir: Bu sessizlik, tedbir veya kendisi ile fikirlerinin ilk kayna arasna ok fazla arac girdii iin yazarn bilmeden Ekber olmas ile aklanabilir (Chodkiewcz 2005: 91). Bunun anlam, ok boyutlu ve kapsaml bir konu ile kar karya olduumuzdur. Bak as olduka daraltlarak belli bir dnem veya ok karakteristik bir tarikat ile snrlansa dahi, seilen kiilerin hayat hikayeleri, ilikileri ve dncelerinin analiz edilmesi gereklilii hatrlandnda, bnl-Arab etkisinin, aratrmaclarn nne ne denli engin ve derinlikli bir manzara sunduunu tasavvur edebiliriz2 Bu geni manzaray ulema ve sufi evreler olmak zere iki grup ile de snrlayabiliriz. Bunlar, bazen birbiriyle rten bazen de zt anlay ve yorumlar ortaya koymulardr. Dolaysyla, bnl-Arab etkisinin mahiyetini ve roln anlayabilmek iin ncelikle ulema ile sufi evrelerin bak ve yorumlarn ayr ayr deerlendirmek yararl olacaktr. Bunu yaparken de bu kesimlerin birbirleriyle kopuk olduunu varsayarak deil, aksine, birbiri ile ilikileri dnlerek hareket etmek gerekecektir. Burada konunun snrlar, sufi kesimden Atpazar Osman Fazl (. 1691), Karaba Veli (. 1686) ve Niyaz-i Msr (. 1694) olmak zere isim ile olduka daraltlmtr. Tabii ki, isimlerin belirlenmesi tesadfi deildir. lk sebep, bunlarn bnl-Arabnin etkisinde en ok kalan sufiler arasnda sunulmalardr. kinci olarak, toplumun farkl evrelerinden gelen eletirilere maruz kalmalar ve hatt devlet tarafndan srlmeleridir. Acaba srgnlerde mahkum olan bnl-Arab miydi? Yoksa sufilerin ynetim ile olan ilikileri, siyas tavrlar ve bireysel tercihleri gibi farkl unsurlarn da dikkate alnmas gereken, ok daha karmak bir ilikiler a m sz konusuydu? Her eyhin dier bir ortak noktalar ise XVII. yzylda yaam olmalardr. Bu yzyl, Osmanl mparatorluunda siyasi, sosyal ve ekonomik alanda nemli krlmalarn, deiimlerin yaand bir dnemdir. Zihniyet dnyasna damgasn vuracak olan tartmay balatan Kadzdeliler hareketi ise dnemin zel artlar iinde yerini bulacaktr. Bilindii gibi, onlarn sert eletirilerini ynelttii meseleler arasnda bnl-Arab de yer almaktayd. Bu sebeple diyebiliriz ki, XVII. yzylda bnl-Arab taraftar olmak hi de kolay deildi. unu hemen belirtelim ki, burada byle zor ve bir o kadar da karmak ve ok ynl bir konuyu btn boyutlaryla zme kavuturmak gibi bir iddiamz yoktur. Sadece bu nemli meseleye dikkat ekmeye ve tarihi bir perspektiften yaklamaya alacaz.

Karaba Veli - Niyaz-i - Msr - Atpazar - Osman Fazl Halvetiyye tarikatnn Karabaiyye kolunun kurucusu Karaba Vel, Arapkir ve ankrda balad eitimine stanbulda devam etti. Bu dnemde tasavvufa duyduu ilgi sebebiyle medreseden ayrlarak Kastamonuya gitti ve
100

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

eyh aban- Veli Dergh postniini smail orumye (. 1647) intisap etti. Ancak eyhinin lm zerine tasavvuf eitimini, yerine geen olu Mustafa Muslihiddin Efendinin yannda tamamlad.3 Bir sre Arap lkelerinde dolatktan sonra 1670-1671 (1081)de skdara yerleti (Karaba Veli:1b). Rum Mehmed Paa Camiinde ekildii inzivann ardndan da Vlide-i Atik Camii Zviyesi eyhi olarak irda balad (Hseyin Vassaf, IV: 13; Harrzde, III: 57b). O, etkili bir vaizdir ve ok gemeden n saraya kadar ular. Hatt Cuma selamlklarn Vlide-i Atik Camiine aldrmaya balayan Sultan Mehmedin, eyh Efendinin vaazndan, brahim Edhem gibi taht ve tac brakp dalara decek kadar etkilendiini syledii anlatlr (Hseyin Vassaf, IV: 16). Nitekim brahim Has, srlmesinin bir sebebinin de padiahn bu sz olduuna inanmaktadr (brahim Has: 11a-11b). Dier Halvet eyhi Niyaz-i Msr, 1618de Malatyada dodu. 1638de ilim tahsili amacyla kt seyahatteki duraklar Diyarbakr, Mardin ve Msrdr. Msrda bir Kadir eyhinin yannda geirdii senenin ardndan bir sre Anadolu ve Arabistanda dolar. 1646da stanbula, daha sonra Bursaya geer. eyhini aramak iin kt yolculukta eyh Mehmede ve onun vastasyla eyh mmi Sinana balanr. Hayatnda nemli bir mekan olacak olan Bursaya dn 1661dir (1971: 39-40; brahim Rakm: 2-8, 11-15).4 Kprlzde Ahmed Paann dvetinden sonra ikinci defa gittii Edirnedeki szleri ise, onun iin srgnler silsilesinin balamas anlamna gelir (eyh 1989, II-III: 93). 1632 tarihinde umnuda doan Atpazar Osman Fazl ise, ilk tahsilini tamamlamasnn ardndan Edirnede Aziz Mahmud Hdynin halifesi Sal brahim Efendiye, daha sonra stanbulda Celvet eyhi Zkirzde eyh Abdullaha intisap etti. Sekiz yl kadar burada kald ve zahir ilimlerle ilgili derslere devam etti. Halife olarak gnderildii Aydostan eyhinin lmnden sonra ayrlarak Filibeye gitti (1657-1658). eitli vesilerle bulunduu stanbula sonunda yerlemeye karar verdi ve Atpazarnda Manisal Mehmed Paa Camiinin iinde kurduu tekkedeki faaliyetleri dnda, haftann belirli gnlerinde Vefa ile Sleymaniye camilerinde vaaz verdi. 1683 Avusturya seferine gsterdii muhalefet ise Osmanl ynetici evreleriyle arasn amakta gecikmedi (Yldz 1991, IV:83-84).5

XVII. Yzylda bnl-Arab ve Vahdet-i Vcd Taraftar Olmak XVII. yzyl klasik Osmanl devlet ve toplum dzeninde zlme yaand ve Kadzdeliler ile sufilerin kar karya geldii bir dnemdi. ki grup arasndaki tartmada ilgin olan, bnl-Arabnin sanki hayattaym gibi hl tartmalarn odanda olmasdr (Mehmed Murad 1332, VII: 59; Naima 1280, VI: 220). Bu, onun ismi ve grlerinin etkisi yannda, slm dnyasndaki kkl tartmann Osmanl topraklarndaki yansmasn gstermesi asndan ol101

bilig, K / 2007, say 40

duka nemlidir. Aslnda Osmanldan nce slm toplumlarnda bnl-Arab yandalar ve muhalifleri, pek ok kez kar karya gelmilerdi. Her iki tarafn balca aktrleri ve tezleri, eitli aratrmalarda ele alnmtr. almann snrlarn aacandan bunlarn tam bir dkmn vermek niyetinde deiliz.6 Bununla beraber, XVII. yzylda Osmanl dnyasnn kalbinde yaanan atmann oturduu temelin anlalabilmesi iin ksa bir hatrlatma yapmann yerinde olaca kanaatindeyiz. XIII. asrdan itibaren bnl-Arabye kar yazlm eserlerin tedkiki, ona ve etkisinden bahsedilen hemen herkese yneltilen allm sulamann zndklk ve ibahiliin yan sra, daima Kurann manasn saptrmak olduunu aa karacaktr. Bu sulama, bnl-Arab kart polemiin fiili kurucusu olan ve sonraki btn saldrlarn ana hatlarn tayin eden bn Teymiyyede (. 1328) bulunmaktadr (Chodkiewicz 2003: 42). Onun ardllar ile sufiler arasndaki polemikler devam etti. Sulamalarn temel dayanaklar birka ufak deiiklikle daha nce bn Teymiyyenin ortaya att hususlard ve byk lde balamlarndan soyutlanm olan ayn alntlara dayanyordu. Tabiiki eletirilerin banda vahdet-i vcd geliyordu. Osmanl mparatorluunda da uzun sre tartlan bir baka tema, Firavunun ldkten sonraki durumu ile ilgiliydi. Muhalifler iin Hz. Peygamberin hayat ile ilgili retisi, zellikle hakkat- Muhammediyye, insan- kmil ve hteml-evliy kavramlar da metafizik anlayndan daha az sapkn deildi (Chodkiewicz 2005: 94, 95).7 bn Teymiyye mektebinin Osmanl mparatorluundaki temsilcisi ve devam, Birgiv mektebiydi. XVI. yzyln ikinci yarsnn balarnda, Osmanl topraklarnda eskiden beri etkili olan Rz mektebinden farkl ve Osmanl zihniyet tarihi boyunca sanldndan daha nemli olan bu mektep, Birgiv Mehmed Efendi (. 1573) tarafndan tesis edilmi bulunup, Osmanl tarihinde devletin temsil ettii slm anlayna ilk kar k hareketidir. Birgivnin, siyasette ve ynetimde grd, kendince sapma olarak deerlendirilen durumlardan ve toplum hayatnda mahede ettii zlmeden etkilendii ve bn Teymiyye ile rencilerinin fikirlerine snd grnyor (Ocak 1985: 34).8 XVII. yzylda bu mektebin szcln Kadzdeliler stlenecekti. Kadzdeliler ve sufilerle olan mcadeleleri eitli aratrmalara konu olduundan burada sadece konumuz iin ne anlama geldiine dikkat ekmekle yetineceiz.9 Kadzde Mehmed (. 1635) adndaki bir vizden adn alan Kadzdeliler, Osmanl mparatorluunda XVII. yzylda etkili olan bir dinde tasfiye hareketidir. Bu hareket, uygun ortamdan faydalanarak tasfiyeciliin ardnda baz din evrelerin nfuz ve iktidar mcadelesine katlarak menfaat salamas eklinde de yorumlanabilir (Ocak 1983: 208, 225). Kadzde Mehmedten sonra hareketin ikinci dalgasnn lideri, stvan Mehmed Efen102

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

di oldu. Siyasi otoritenin sarslmasndan yararlanan stvan Mehmed, sarayda kendine iyi bir evre edinerek buradan ald gle tasavvuf evrelerine satamalarn arttrp, halk tahrik etti (Ocak 1983: 222). Kadzdelilerin stanbul ve evresindeki tekkeleri ykmak, eyh ve dervileri tecdid-i imana davet ederek kabul etmeyenleri ldrmek ve ne kadar bidat varsa kaldrmak amacyla harekete gemeleri zerine Kprl Mehmed Paa (. 1661), ilmiyenin nde gelenleriyle bir toplant yapt. Toplant sonunda Kadzdeliler aleyhine alnan fetva ile stvan ve nde gelen taraftarlar Kbrsa srldler (Naima 1280, VI: 225-226). Vani Mehmed Efendinin (. 1685) hem Sultan ile hem de sadrazam Fazl Ahmed Paa (. 1676) ile olan yaknl ise yeni bir Kadzdeli hareketine sebep oldu. Vani Efendinin etkisi stanbulda youn bir biimde hissedildi ancak 1683ten sonra gzden dt (Zilfi 1999: 74-76). Vannin sfler arasndaki sert muhalifi, Msr idi.10 Nitekim, u dizeleri, onun vaizler grubuna baknn gzel bir ifadesidir: Bu gn bir meclise vardum oturm pend ider viz ki blm cihn halkn birini cennete salm Eliyle krsiden birin tamuya sarkdur viz kar azndan ateler yakar eytan- melun Sanasn yidi tamunun azb kendidr viz (Erdoan 1993: 218). Yine, Risle-i Esile ve Ecvibede (63b), sflerin baz szlerinin halk ve limler tarafndan yanl anlaldn ve bunlarn batl mezheplerden zannedildikleri iin bu eseri kaleme aldn ileri srer. bnl-Arabnin gl muhaliflerinin bulunduu bu dnemde Atpazar Osman Fazl, Karaba Veli ve Niyaz-i Msr, eyh-i Ekbere duyduklar ilgiyi dile getirmekten ekinmezler. rnein, Osman Fazl, daha tasavvuf eitimi esnasnda, iine doan duygular kaleme alp Zkirzdeye gsterdiinde, eyhi ona, szlerinde eyh-i Ekber zevki bulunduunu syler (Muslu 1994: 70; Naml 1994: 12). Bundan baka, iki nemli eserinin bnl-Arabnin nde gelen takipisi Sadreddin Konev (. 1274)nin eserlerine yazlan erh ve haiye olmas yannda, Tecelliyt- Berkyye adl eserinin bnl-Arabnin bir kasidesinin erhi olmas son derece dikkat ekicidir (Yldz 1991, IV: 84). Dier taraftan, Msrnin bnl-Arab ve eyh Bedreddin hayranln en iyi u dizeleri zetler: Muhyiddn u Bedreddn itdiler ihy-y dn Dery Niyz Fss enhrdur Vridt (Erdoan 1993: 156). Karaba Velinin, bnl-Arab ilgisinin en belirgin delili ise, onun tartmal eseri Fususl-Hikeme, Kifl-Esrr olarak da bilinen Arapa bir erh kaleme almasdr. Ayrca Fussun her faslnda hangi ilimlerden bahsedildiini ele alan Cmiu Esrril-Fuss adl bir eseri ile bnl-Arabnin Kaside-i Akyyesine bir erhi mevcuttur (Kara 2003: 127, 148).
103

bilig, K / 2007, say 40

bnl-Arabye yneltilen eletirilerin banda vahdet-i vcdun geldii sklkla tekrarlanr. bnl-Arab, ounlukla vahdet-i vcd doktrininin kurucusu olarak bilinir ve slm dnce iinde bu ifade, bnl-Arabden sonra gelen takipilerini ifade etmek iin kullanlr. Oysaki eserlerinde bir terim olarak vahdet-i vcd kullanmna rastlanmaz. eyh, eserlerinde kullanmasa da yazdklar bu ifadeye uygundur (Chittick 2003: 29-30).11 Eer sbjektif tecrbe olarak vcd darda braklrsa, bnl-Arabnin, vcud terimini iki temel anlamda kulland ileri srlebilir. lk olarak terim, Gerek Varlk (el-vcudul-hakk) olan Allaha veya olmamas dnlemeyen Zorunlu Varla (Vcibl-Vcd) iaret eder. kinci olarak, leme ve iindeki eylere de iaret edebilir. Ancak, bnlArabnin Allahtan baka olann vcdundan bahsederken vcd terimini kullanmas, mecazi anlamdadr. Zira, Gazali ve dierlerine benzer ekilde, vcdun yalnz Allaha ait olduunu iddia eder. Allahtan baka eyler var grnyorsa, bu, gnein yeryzndeki eylere dn verdii gibi, Allahn vcudunu onlara dn vermesindendir (Chittick 1994: 75). Bu sebeple, kendisinden sonraki slm gelenek, bnl-Arabyi vahdet-i vcud kavramyla ilikilendirmekte hakldr (Chittick 2003: 31). te Niyaz-i Msr, ok genel hatlaryla vermeye altmz bu vahdet-i vcdcu suf gelenek iine yerletirilebilecek bir isimdir. Risle-i Vahdet-i Vcd adyla bir risle de kaleme alan Msrnin, vahdet-i vcda dayanan tasavvuf anlayn eitli eserlerinde izlemek mmkndr. rnein, Evvel, Ahir, Zahir, Btn Odur (57/3) yetini, vahdet-i vcd anlayna uygun biimde yorumlar. Evvel, Allahn btn lem yaratlmadan nce varolduuna, Ahir, btn lem yok olduktan sonra Allahn varlnn devam edeceine iarettir ve Zahirlii cihandr ve cism-i insandr (Risle-i Vahdet-i Vcd: 4). Hatt bir gn Fakirlik tamam olduu zaman o, Allahtr sz zerinde dnrken, Allah tarafndan kendisine ilham yoluyla hakiki manasnn doduunu iddia eder. Allah ona aka gstermitir ki, Allahn dnda hibir varln gerek varl yoktur (Msr 1971: 8). Zikre ayan u dizelerde ise Msrnin vahdet-i vcd nevesini grebiliriz: Zih dery-y vahdet kim kesilmez hergiz emvc Bu kesret lemi andan doup nar olur peyd Alan lezzt birlikten hals olur ikilikten Niyaz kande baksa ol heman ddr olur peyd (Kara 2004: 197, 199). Osman Fazlnn halife olarak gnderildii Aydos (Edirne) kasabasndaki tecrbesi, vahdet-i vcd yorumu hakknda nemli bir ipucudur. Buna gre, orada vaaz, tedris ve tevhid zikri ile megul olurken, vahdetin yznden kesret hicbnn kalkmas ve vahdet nrunun fkta zuhuru diye tarif ettii
104

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

bir tecelliye nil olmutu (Naml 1994: 14). Karaba Veli ise vcda ait meselelerde glge ve ayna sembolizmini tercih eder. Onun Fuss rihi olduu hatrlanacak olursa, tercihi artc deildir. Gerek vcdda ayniyet ve gayriyet, gerekse vcdun mertebeleri bahsinde sklkla kullanlan ayna ve aynadaki grnt rneidir. Nitekim, Fussul-Hikem ve erhlerinde ayna sembolizmi eitli vesilelerle kullanlr (Tahral 2002, II: 33-34).12 Aslnda sfinin yaad mistik birlik halinin ifadesi olarak daha nce Gazl (. 1111)nin kulland ayna sembolizmi, bnl-Arabde detaylandrlmtr (Ulu 2006: 158, 159).13 Karaba Velinin, mer Nesefinin Akaidine yazd erhte ayna sembolizmi, u ekilde ifadesini bulur; Mezhir olmasayd zhir olan eyler zuhur etmezdi. Zuhur eden eyler zhir olunca mahzarlar da helk olucu (hlike) oldu. Ayna gibi mesel, aynada bir kiiyi grdnde aynay grdn sylenemez. Aynada bir sret grdnde aynay grmee muktedir olamazsn. Ancak orada bir sret grmeyen aynay grebilir. Aynadaki sret ise ayniyettir ve o aynadan mnezzehtir. nk aynaya bakan kiinin sretinin izhr iin bir vstadr. Grlen zt tibriyle bakann ayndr, letfeti ve kesfeti tibriyle ise ayniyettir ve o aynadan mnezzehtir (Kara 2003: 526-527). Glge (zll) sembolizmi de vcd ve vcd mertebeleri konusunda aynaya ok yakn durum ve mnlarda kullanlr (Tahral 2002, II: 35).14 Yine Akaid erhine gre; Onun vcdu vcib biztihidir. Bizim vcdumuz kendi nefsimizle deil, Onunla vcibtir. Glge ile sahibi gibi. Glgeyi gren, o glgenin shibini, mhiyetini ve nevini hayal eder; ayakta olduu, oturduu, yatt, hareketli, hareketsiz olduu hususlarnda bir fikri olur. Bu takdirde o glge shibinin gayr olur. Glgenin shibi grndnde glge, shibinde helk olur. Onda helk olduu iin o ahsn ayn olur (Kara 2003: 540). Vahdet-i vcd ile dorudan alkal bir mesele de mertib-i vcddur. Vcdun mertebeleri ok saydadr. Ancak bu mertebeler genel olarak drt, be, yedi eklinde tasnif edilmitir. Aslnda saydan ziyade nemli olan, her mertebedeki varln, ilk mertebeden, yani Allahn ztndan sudr ve zuhr etmesi, Hakkn varlnn yansma ve grntleri olmalardr (Tahral 1999, I: 45; Uluda 1995:119). Niyaz-i Msr drtl tasnifi kullanr (Akar 2004: 237238). Karaba Velinin Miyrut-Tarikasnda da lemin vcd- Hakn taayynt ve zuhru olduu dile getirilerek ayn tasnife yer verilir: 1-lem-i Lht 2-lem-i Cebert 3-lem-i Melekt 4-lem-i Nst. nsan- kmil ise bu lemlerin cmlesini cmidir.15 te burada karmza Ekber dncenin nemli konularndan biri olan insan- kmil kar.
105

bilig, K / 2007, say 40

nsan- Kamil - Hakikat- Muhammediye - Htemul - Evliy bnl-Arab ile netleen ve Abdlkerim Clnin (. 1417) el-nsnul-Kmil adl eseriyle kemle ulaan insan- kmil anlay u ekilde zetlenebilir: Allahn halifesi olan insan, Allahn zat, sfat ve fiilleriyle en mkemmel ekilde tecell ettii varlktr (Kara 2005: 205). Ferdi ahs dzeyinde insan- kmili temsil edenler Veli, Nebi ve Resldr. Bu de yeryzndeki en mkemmel ve eksiksiz tecelligahlar olmak hasebiyle, Hakkn halfeleridir. Onlar hakkat- Muhammediyyenin mahhas tecellleridir. bnl-Arab iki eit halfe arasnda kesin bir fark gzetmektedir: 1- Allahn Halfesi (Halfetullah), ve 2- Resln halfesi. nsan- kmil anlamndaki halfe (yani Halfetullah) slm mmetinin siyasi ba olan ve ayn ismi tayan halfeden (Halfetur-Reslden) farkldr (Izutsu 1999: 352). Tasavvufta ok sk kullanlan Kutb ve gavs da, insan- kmil iin eitli devirlerde kullanlan stlahlardandr (Kara 2005: 211).
Ekber dnceye gre Hakikat- Muhammediyye, Hz. Peygamberin ahsnda en kmil ve klli zuhuruna eriinceye kadar nesiller boyunca seyretmitir. Hz. Peygamberin irtihaliyle eriat getiren nbvvet kesin olarak mhrlendiinden, Hakikat- Muhammediyye, zaman iinde seyretmeye hl ak olan velyet vastasyla devam edecektir (Addas 2003: 93, 94). Tpk Hz. Muhammedin ahsnda resullerin hteminin zuhur etmi olmas gibi, velilerin de bir htemi olmaldr. Bu vazife bnl-Arabye gre ahsiyet arasnda paylalmaktadr. Birincisi, Muhammed velyetin htemidir ve dorudan doruya Hz. Muhammedin varisi olan veliler silsilesini mhrler. Muhammed htemin vefatyla Hz. Muhammedin dorudan veraseti kapanmakla beraber, nbvvet-i amme derecesi ak kalacaktr. Nbvvet-i amme kapsnn kapanmas ancak umumi velyetin hteminin zuhuruyla olacaktr. nc htemin zuhuruyla velyet, mutlak olarak mhrlenir. bnlArab klliyatnda bilindii kadaryla bu nc hteme dair ak bir tanmlama bulunmamaktadr (Addas 2003: 94-95). Geriye Muhammed ve umum velayetlerin htemlerini tehis etmek kalyor. Umum velyetin htemi konusunda bnl-Arab kesin konuur: O, Hz. sadr. bnl-Arab ise Muhammed velyetin htemidir. Ancak bnl-Arab, iddiasnda yalnz kalmayacak ve kendisinden sonra eitli sufiler bu rtbede hak iddia edecektir (Addas 2003: 95). te bunlardan biri Niyaz-i Msrdir. O, htem, konusunda hi bir phe gstermez. Btn velyetin kayna olan en yksek htem kendisinden bakas deildir. Mecmua (Msr :6a)snda bunu u ekilde aklar: Her vakitte hatml-evliya birdir. Bu vakitte Allh Subhanehu ve Tel, hateml-evliy olma Msrye verdi ve devam eder Benim istediim, Allahn isteidir. Niyaz-i Msrnin karakteristik nitelikteki htemul-evliy tabirini kullanmas, Ekber velyet mefhumunu tand anla106

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

mna geliyor. nk htemul-evliya, feyz-i akdes, feyz-i mukaddes gibi baz stlahlar, bnl-Arab etkisine dair genellikle yanltc olmayan gstergelerdir (Chodkiewicz 2003: 22-23). Hteml-evliylk ile bnl-Arab tarafndan mjdelenme iddias arasnda da ilgin bir iliki kurulur. Rivyete gre, Karaba Veliye bnl-Arab tarafndan iaret edilmitir ve kulland kelimeler eyhe dair bir takm rakam ve tarihleri ifade etmektedir (brahim Has: 12a-14a; Senayi: 10b-11a; Bursal Mehmed Tahir 1333, I: 149). ddialar bununla kalmaz ve ibare Karaba Velinin htem-i velyet-i Muhammed olduunun iareti olarak yorumlanr (brahim Has: 13b-14a; Senayi: 11a). Benzer ekilde Msrnin de bnlArab tarafndan kefen iaret edildii ileri srlr (Safayi II: 283/352; Glpnarl 1972, VII: 213, 219-220). Aslnda, iddia edilen iaretin gerek olup olmadndan ziyade dikkate deer olan neden buna ihtiya duyulduudur? Herhalde bylece bnl-Arab ile manev bir irtibat kuruluyor ve hteml-evliy iddias iin meruiyet salanyordu. Nitekim Karaba Veli ad etrafndaki bnl-Arab yorumu kendisine kadar ulaan Msr, eyh-i Ekberi ryasnda grd ve yazsnn yanl yorumlandn bildirmesi ile ancak huzur bulabildiini aklama ihtiyac duyuyordu (Mecmua: 97a).

Srgnler Karaba Vel, 1679 ylnda Limni adasna srgne gnderildi. Srgn kskanlk ve dmanlkla aklamak mmkn deildir. Nitekim eyh, kendisine baz n-sez kelimt isnd (1989: 581) olduunu bildirir. Ne yazk ki ayrntlar vermez. Ride gre ise, eyh Efendinin vaazlarnda tasavvuf stlahtn srlarndan bahsetmesi, zhir ulemas arasnda dedikodulara sebep olur ve cahil sufi takm arasnda baz szler dolar. Bunun zerine Karaba Veli srgne gnderilir ve zhir ulemas honut edilir (1282, I: 357). phesiz tasavvufa dair ne tr mnakaalar olduunu bilmek ilgin olurdu. Ancak eyhin bnl-Arabye olan yaknl dnldnde, ieriklerini ve neden ulemann tepkisini ektiini tahmin etmek o kadar g deildir.
Srgn gerekesi olarak gsterilen ok ciddi sulama ise, bir rislesinde Herkeste fndk kadar tanr bulunur dedii iddiasdr. Vassaf, bu isnad mutlaka bir garazkrn ortaya attn ileri srer. Burada, Karaba Veli hakkndaki ifadeler olduka ardr: O dnemde skdarda Karaba Ali Efendi olarak tannan bir mlhid Trke rislesinde herkeste fndk kadar tanr vardr demitir. Yazara gre, bu szlerin tevli mmkn deildir. Tevl olunsa bile btldr (Hseyin Vassaf, IV: 15-16),16 Her ne kadar iddiann gereklii dorulanamyorsa da reddetmeden nce Karaba Veliyi srgne gtrenin, tasavvufa ait baz szleri olduunun hatrlanmas ve zellikle vahdet-i vucda dair yorumlarnn halk arasnda yaylrken byle bir cmle ile ifade bulmu olabileceini dnmekte fayda vardr. Ayrca, ve bizim zamanmz107

bilig, K / 2007, say 40

da yine Bursada eyh Msr nmnda bir mfsid zuhr edp nbvvet-i Haseneyne kail olup, nice bin demi derece-i ilhda ve belki mertebe-i kfre eritirmekle sulanan dier ismin Niyaz-i Msr olmas ise bizim iin olduka manidardr. Nitekim, dnemin mlhidleri olarak anlan iki eyhin yollar, Limnide kesiecekti.17 Msrnin ilk srgn yeri 1674 veya 1672de Rodostur. Kendisi bunu habsin ibtidas 1085 Cemaziyelhiri eklinde ifade eder (Mecmua: 79a; Terziolu 1999: 141). brahim Rakm da Edirnede yneticileri rahatsz edecek mesel Sultan Mehmed gitti, filn ehzdeyi tiz yetitirin gibi szlerinden dolay 1674 (1085)de Rodosa srldn iddia eder (brahim Rakm: 27-28). Oysa eyhye gre, 1672 (1083) ylnda gittii Edirnede vaaz esnasnda bir takm cifre dair szler sarf etmesi zerine ynetime ihbar edilmi ve olay srgn ile sonulanmtr (1989, II-III: 93). kinci srgn Bursaya dndkten sonra 1677 ylndadr. eyh, bunu yine vaaznda cifre ait szlerden bahsetmesine balar (1989, II-III: 93). Dier taraftan, Abdurrahman Abdi ok fazla aklamadan hilf- zhir baz kelm demekle yetinir (Abdurrahman Abdi: 210b). Ride gre de syledii baz hakikat szleri, zahir ulemasnn dedikodusuna sebep olmu ve taassub ehlinin szlerini teskin iin Limniye gnderilmitir (1282, I: 339). Affedildikten sonra Limnide kalmaya devam eden eyh, ancak ynetimin emriyle 1692de Bursaya dnecektir (brahim Rakm: 31). Fakat bu son deildir. Ynetimin uyarlarna ramen 1693deki Avusturya seferine mridleriyle beraber katlmak konusundaki srar, onu yeniden Limniye srgne gnderecektir (Rid 1282, II: 217-218; brahim Rakm: 31-32). Vassaf, Msrnin srgnne dair be sebep ileri srer: 1-Bursaya dnnde Msryi karlamaya ok sayda kiinin gitmesi ve bunun ynetimin dikkatini ekmesi, 2-Hak sz sylemesi gerektiinde, padiah ya da devlet erknndan bile ekinmeden sylemesi, 3- Vahdet-i vcda ve baz hakikat mertebelerine dair szleri, ehl-i zhirin havsalasna smamas ve mugayir-i din olmakla sulanmas, 4- Onun hretini ekemeyenlerin bulunmas, 5- Cellinin cemline galip olmas (Hseyin Vassaf V: 85-86). Bizim iin burada vahdet-i vcd bahsi dierlerine gre daha ar basmaktadr. phesiz, hemen btn srgne gnderilen eyhler iin kullanlan kskanlk maddesini bir yana brakrsak, son srgnnde olduu gibi ynetimle uyuma ynnde hi de istekli olmayan kiilii ve denetimleri dndaki herhangi bir harekete kar son derece hassas olduklar bir dnemde taraftar kitlesinin, yneticilerin dikkatini ekme ihtimali tamamen gz ard edilemez. Dier taraftan gerek Rodos gerekse ilk Limni srgnnde, ayrntlar bilinmese de, mevcut ifadelerden, evre tarafndan kolay kolay kabul edilemeyecek tasavvuf yorumlarnn etkili olduunu dnebiliriz.

108

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

Msrye kar tepkilerin younlat bir dier nemli alan, Hz. Hasan ve Hseyinin peygamberliklerine dair gryd. Msr, Mevidl-rfnda bunu inkr etmenin cehlet, inat ve haset eseri olduunu belirtir (1971: 143). Risle-i Hasaneynde ise kabul eden etsin etmeyen kendi bilir eklinde nisbeten daha yumuaktr18. Msrnin szlerini aklamaya alan sfler olmakla birlikte muhalifleri de eksik deildi. phesiz bunlardan en iyi bilinen, bir baka Halvet eyhi, Nazmi Efendi (. 1701)dir. Nazmi Efendi, Msrnin eyh-i Ekberin kelimtnn esrrn tamamen fehm ettiini fakat delilie kadar vardn ve cifr kitaplar okuyarak kendisini bazen sa bazen de Mehdi sanmakla cifr, Anka al-Mugrib ve Fthttan iddiasn ispata altn ileri srer. Hatt Mehdi ve sa olduuna kendisinden de ehdet etmesini istemitir (Nazmi Efendi: 143b). Yine, Halk- lem dediler saya Msr bir zaman Dahi bundan zge m evh dedi Kuran bana eklindeki dizeleri zhir ehlinin bak asndan aklamak o kadar kolay deildir (Msr, Mecmua: 84a). Kimi zaman deta peygamberlik iddiasna kalkan (Karahan 1980, XIX: 94) Msr, Osmanl hanedann eletirmekten ekinmez ve srgn yllarnn ardndan eletirileri daha da sertleir. Ona gre, taht mutlaka Tatara, Krm hanedanna verilmelidir (Mecmua: 2b; Glpnarl 1972, VII: 217). Dier taraftan Osman Fazl, ynetimin emriyle srlmeden nce daha Filibede iken evresinden grd tepkiler sebebi ile zor durumda kalm ve g etmesi ynnde basklarla karlamt. stanbula yerletiinde de ulemann eletirilerinden kurtulamad (Yldz 1991, IV: 84; Naml 1994: 15-16). zellikle Fussul-Hikemi baz dostlaryla mzkere ettii duyulunca bnlArab muhaliflerinin tepkisini ektii, bunun zerine kendini gizleme yolunu setii ve zhir ilimlerle ilgili eserler yazp ders verdii (Naml 1994: 19) rivyeti son derece nemlidir. Zira bu, o dnemde bnl-Arab hakknda stanbulda hi de gz ard edilemeyecek muhalif bir evre olduu anlamna gelmektedir. 1683 Avusturya seferinin Osmanlnn hayrna olmad, bar yaplmas gerektiine inanan eyh, bozgundan sonra IV. Mehmed tarafndan sohbet iin arld Edirnede de konu ile ilgili dncelerini padiaha arzettiinde Sadrazam Kara Kethda brahim Paann tezvirat neticesinde umnuya srgn edildi. ay sonra yeni sadrazam Bosnev Sleymann daveti zerine Osman Fazl Edirneye dnd. Ancak 1690da, Sultan Selim Camii vaizi iken ekyaya yardm ettii gerekesiyle Kprlzde Fazl Mustafa Paa tarafndan Magosaya srld (Muslu 1994: 72). 1687de Sleyman Paann sava alanndan ar bir yenilgi ile kamas zerine Osman Efendi, Eer malm olsa Hindistana hicret ederdim. Zira gayreti olmayan bir sultann yann109

bilig, K / 2007, say 40

da vakit zy etmekte fayda yoktur diyecek kadar Osmanl padiah hakknda sert eletirilerde bulunacakt (Muslu 1994: 60). Nitekim Atpazar Osman Fazlya intisb eden ve 1675de halife olarak skbe gnderilen smail Hakk Bursevnin (. 1725) (Naml 2001, XXIII: 102), Kitbn-Netce adl eserinde marifet-i nefs ve Rabb hsl oluncaya kadar pek ok sknt ektiinden bahsetmesi ve bunlardan birinin skbten ihrc olduunu bildirmesi, eyhine dair yaplacak deerlendirmeler iin nemli bir veridir. Zira Bursev kendi hikayesini anlatrken, eyhinin de bana bu tr olaylarn geldiini ve baz vzernn garazyla Magosaya gnderildiini ilve etmeyi ihmal etmez (1997, II: 338-340)19. Burada, smail Hakk ve eyhi arasndaki ilikiyi vurgulamas asndan, Edirnede eyhinin gzetiminde Fuss okuduu, bnl-Arabye duyduu sevgi sebebiyle ama gittii ve 1720de am dn yerletii skdarda vaazlarnda vahdet-i vcdtan bahsettii ve slm akidesine muhalif szler syledii iddiasyla hakknda takibat aldn da ayrca hatrlatmay gerekli gryoruz (Naml 2001, XXII: 103). Sonu olarak diyebiliriz ki, bnl-Arabnin Osmanl sfliindeki etkisi, genilii yannda derinlii ile de dikkati eker. Hemen belirtelim ki, bnlArabye veya onun hakkndaki eletirilerin younlat vahdet-i vucda taraftar olmak, bu topraklarda her zaman idam veya srgn anlamna gelmiyordu. Osmanlda eyh-i Ekbere duyduklar hayranl gizlemeyen ok sayda saygn ulema ve sfye rastlamak hi de zor deildir. Ynetimin ve sflerin deyimiyle ehl-i zhirin tepkisini eken daha ziyade vahdet-i mevcda kayan ifadeler, toplumda yaratt kargaa ve bunun siyas iddialarla birlemesiydi. Ancak XVII. yzyln hassaslaan ortamnda bnl-Arabnin muhalifleri ile sfler arasndaki polemik yeniden alevleniyordu. te byle bir ortamda Niyaz-i Msr, Karaba Veli ve Osman Fazl, bnl-Arabye duyduklar ilgi ile ne kan isimler arasndayd. Gerek bu ilgileri gerekse tasavvuf yorumlar ile ulema ve ynetim evrelerini tedirgin ettiler. Her nn srgnnde bu tedirginlik kadar ynetimle olan ilikileri de etkili olacakt. Zira onlar siyasi, sosyal ve ekonomik alandaki zlmeden etkileniyor ve buna bir zm bulmakta kendilerini sorumlu hissediyorlard. zmleri ise kimi zaman keif ehline mahsus tasavvuf ifadeler kimi zaman da bununla snrl kalmayarak mevcut yneticilere dorudan bir eletiri ve tavr olarak ortaya kmaktayd.

110

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

Aklamalar
1. Burada bnl-Arabnin hayat, eserleri ve fikirleri hakknda mevcut literatr vermek, konunun ama ve kapsamn aacandan sadece birka isim vermekle iktifa edeceiz; Corbin (1981), Izutsu (1999), Afifi (1999; 2002), Addas (2003); Chittick ( 1989; 1994: 70-111; 2003), Chodkiewicz (1991, IX: 36-57; 2003), Nasr (2003: 103-148), Hirtenstein (1999), Keklik (1966, 1990), Uluda (1995), Kl (1999, XX: 413-516). 2. Mustafa Tahral, Muhyiddin bn Arab ve Trkiyeye Tesirleri (1994: 26-35) adl makalesinde, bn Arab etkisinde kalan 25 isim vermitir. Tahral, bunlardan dndaki isimlerin Bursal Mehmed Tahir Beyin Osmanl Melliflerinden tesbit edildiini, ancak ayn esere pek ok ilave yapmann mmkn olduunu szlerine eklerken, bn Arabnin Trkiyedeki tesirlerini incelemenin ok geni ve uzun bir aratrma gerektirdiine dikkat eker. Dier taraftan yazarn esasen bu makalesine dayanan A General Outline of the Influence of Ibn Arabi on the Ottoman Era (1999, XXVI: 43-54) isimli makalesinde ise sufi says 31dir. bnl-Arabnin Osmanl Devletindeki etkisinin henz ok genel bir erevede ele alnabileceini vurgulayan Michel Chodkiewiczin bn Arabnin retisinin Osmanl Dnyasnda Karlan, (2005: 89- 111) adl yeni bir makalesi ise bu konuda yaplacak aratrmalar iin nemli bir katk salamaktadr. Ayrca bnl-Arab ve Melmlere dair bkz. Holbrook (1991, IX:18-35; 1992, XII:15-31) ve XVI. yzylda bnlArabnin etkisindeki bir grup sufi sralamas iin bkz. (ngren 2000: 384-385). 3. Karaba Velinin hayat eserleri ve grleri hakknda bkz. Senyi: 10b-11a; brahim Has; Hseyin Vassaf, IV: 12-16;Harrzde, III: 57b-58b; eyhi 1989: 581; Kara 2003. 4. Burada zetlenen Msrnin hayat ve faaliyetleri hakknda ilk baklacak yer, phesiz kendi ifadeleridir. zellikle, Msrye ait bir eit hatrat niteliindeki Mecmuas (BEEK, Orhan Blm, Nr. 690/Mili Ktphane, MFA (A) 1693) son derece nemli bir eserdir. Arapa kaleme ald Mevidl- rfan ise farkl nshalar karlatrlarak Sleyman Ate tarafndan (1971) evrilmitir. Divan iin bkz. Erdoan (1993). Bir dier nemli eser brahim Rakm (. 1750)a ait olan Vkt- Msrdir. Ayrca, Msr hakknda Glpnarlnn Niyaz-i Msr (1972, VII: 183226) adl makalesi dnda Kara (1994), Akar (2004) ve Terzioluna ait (1999) iki almay da zikretmemiz gerekiyor. 5. Osman Fazl hakkndaki bilgiler esasen smail Hakk Bursevnin, Tamml-Feyz (Sleymaniye Ktphanesi, Halet Efendi, Nr. 244)ine dayanmakta olup eserin edisyon kritii Ramazan Muslu ve Ali Naml (1994) tarafndan yaplmtr. 6. bnl-Arabye ve zellikle Fussa yneltilen eletiri ve mdafaa iin bkz. Chodkiewicz (2005: 96-97); Kl (1996, XIII: 234-236). 7. Kara (2005:183) bn Teymiyenin bn Arabye ynelttii tenkitleri alt ana balkta toplar: Vahdet-i vcd, hteml-evliy, riclul- gayb, Firavunun iman, putlara ibadet, gaybdan haber verme ve Hurflik.

111

bilig, K / 2007, say 40

8. Fikr alanda Kadzdelilere nclk eden Birgiv Efendiye dair XVI. Yzyl Osmanl Dzenindeki Deiimin Tasfiyeci (Pritanist) Bir Eletirisi: Birgiv Mehmed Efendi ve Fikirleri adl kapsaml bir biyorafi almas iin bkz. Lekesiz 1997. 9. Bu konuda bkz. Naima (1280, VI: 218-226; V:53-59), Katip elebi (1306: 125132), Mehmed Murad (1332, VII: 56-62). Ayrca konu ile ilgili aratrmalar arasnda rnek olarak unlar verilebilir; Ocak 1983: 208-225; avuolu 1990; Zilfi (1999:65-79); Dina Le Gall (1992: 167-174). 10. Msrnin Vaniye eletirileri konusunda bkz. Terziolu (1999: 314-346). 11. Vahdet-i vcd teriminin tarihini inceleyen bir alma iin bkz. Chittick 1994: 70111. Ayrca bnl-Arab ve vahdet-i vcda dair bkz. Erdem (1990: 34-79). 12. Fuss ve erhindeki ayna sembolizmine dair rnekler iin bkz. A. Avni Konuk Fussul-Hikem Tercme ve erhi, (Hazrlayanlar M. Tahral-S. Eraydn), 1999, I: 205-207, 240-242). 13. Uluun bn Arabde Mistik Sembolizm adn tayan makalesi, Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits slm Felsefesi Bilim Dalna 2005 tarihinde sunulan ayn adl doktora tezinin zeti mahiyetindedir. 14. Fussda glge sembolizmi hakknda bkz. A. Avni Konuk Fussul-Hikem Tercme ve erhi, (Hazrlayanlar M. Tahral-S. Eraydn), 1999, II: 234, 239-240, 241-242. Ayrca bkz. Izutsu 1999:129-139. 15. Karaba Velinin tarikat dbyla ilgili bu Arapa rislesi eyh Nureddin Efendi tarafndan Trkeye evrilmi olup sz konusu tasnif iin bkz. 134a-134b. 16. Vassaf, Bursal smail Hakknn kendi hatlaryla muharrer bir mecmuada grd yaznn sretini verdiini ve bunu smail Hakknn henz talebelik dneminde yazdn kaydeder (Hseyin Vassaf, IV: 15-16). Glpnarl (1972, VII: 219) da, kimlii bilinmeyen ancak 1126/1714de hayatta olduuna gre Karaba ve Msr ile ada olduu bilinen Hakk demek suretiyle kanaatini belirtmitir. Kara ise Hakk adl kiinin, smail Hakk Bursev deil, Kadzdelilere mensup bir zhir ulemas olduuna inanmaktadr (2003: 87). 17. Karaba Veli, 1683de stanbula dndkten sonra Hac niyetiyle bakentten tekrar ayrlr. Bu ayrlta Padiahn yeniden ona yaknlk gstermesinden rahatsz olan Kara Mustafa Paann harekete gemesinin sebep olduu ileri srlr (Hseyin Vassaf IV: 14, 16). 18. Milli Ktphne (Yz. A 3036/1: 1b-12a)da Risle-i Hseyniyye adyla kaytldr. 19. Bursevye gre sebep zhirde erbb- inkrn hased ve garazlardr. Btnda ise sebeb-i ibtil m-sivdan tahls ve tecliye-i yne-i dildir (1997, II: 340).

112

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

Kaynaka
Abdurrahman Abdi, Vekynme-i Abdi Paa, TTK Ktphanesi, Yazma Eserler, Nr. 44. Addas, Claude (2003), bn Arabi Kibrit-i Ahmerin Peinde, (ev. Atilla Ataman), stanbul: Gelenek. Aff, Ebul-Al (1999), Muhyiddin bnul-Arabinin Tasavvuf Felsefesi, (eviren Mehmed Da), stanbul: Krkambar Yaynlar. -------------- (2002), Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, (Trkesi Ekrem Demirli), stanbul: z. Akar, Mustafa (2004), Niyaz-i Msr Hayat, Eserleri, Grleri, stanbul: nsan. Bursal Mehmed Tahir (1333), Osmanl Mellifleri, I, stanbul. Chittick, C. William (1989), The Sufi Path of Knowledge: Ibn al-Arabis Metaphysics of Imagination, Albany: SUNY Pres, -------------- (1994), Rumi and wahdat al-wujud, Poetry and Mysticism in Islam: The Heritage of Rumi, (Ed. A. Banani, R. Hovannisian and G. Sabagh), Cambridge. -------------- (2003), Hayal lemleri bn Arab ve Dinlerin eitlilii Meselesi, (Trkesi Mehmet Demirkaya), stanbul: Kakns. Chodkiewcz, Michel (1991), The Diffusion of Ibn Arabis Doctrine, Journal of the Muhyiddin Ibn Arabi Society, IX: 36-57. -------------- (2005), bn Arabnin retisinin Osmanl Dnyasnda Karlan, Osmanl Toplumunda Tasavvuf ve Sufiler, Hazrlayan A. Yaar Ocak, Ankara: TTK Yaynlar. -------------- (2003), Sahilsiz Bir Umman-Hakikat, eriat ve bn Arab-, (eviren Atila Ataman), stanbul: Gelenek. Corbin, Henry (1981), Creative Imagination in the Sufism of Ibn Arabi (Translated from the French by R. Manheim), Princeton. avuolu, Semiramis (1990), The Kadizdeli Movement: An Attampt of eriatMinded Reform in the Ottoman Empire, Princeton University. Erdem, Hsameddin (1990), Bir Tanr-lem Mnasebeti Olarak Panteizm ve Vahdeti Vcd, Ankara: Kltr Bakanl. Erdoan, Kenan (1993), Niyaz-i Msri Hayat, Edeb Kiii, Eserleri ve Divannn Tenkitli Metni, Doktora Tezi, Atatrk niversitesi, Sosyal Bilimler Ens. Erzurum. Le Gall, Dina (1992), The Ottoman Naqshbandiyya in the Pre-Mujaddidi Phase: A Study in Islamic Religious Culture and ts Transmission, Princeton University. Glpnarl, Abdlbaki (1972), Niyaz-i Msr, arkiyat Mecmuas, VII: 183-226. Harrzde, (Kemaleddin), Tibynu Vesilil-Hakaik, Sleymaniye Ktphanesi, brahim Efendi, Fatih Nr. 432/Milli Ktp. MFA C 441, III.
113

bilig, K / 2007, say 40

Hirtenstein, Stephen (1999), The Unlimited Mercifier The Spiritual Life and Thought of Ibn Arabi, Oxford. Holbrook, Victoria Rowe (1991), Ibn Arabi and Ottoman Dervish Traditions: The Melm Supra Order, Journal of the Muhyiddin Ibn Arabi Society, IX:18-35. -------------- (1992), Ibn Arabi and Ottoman Dervish Traditions: The Melm Supra Order, Journal of the Muhyiddin Ibn Arabi Society, XII: 15-33. Hseyin Vassaf, Sefne-i Evliy, Sleymaniye Ktphanesi, Yazma Balar IV-V. brahim Has, Menkb- Hazret-i eyh Hasan ns, Sleymaniye Ktphanesi, Hac Mahmud Efendi, Nr. 4607. brahim Rakm, Vkt- Msr, Sleymaniye Ktphanesi, zmir, Nr. 790. smail Hakk Bursev (1997), Kitbn-Netce, (Hazrlayanlar Ali Naml-mdat Yava), stanbul: nsan Yaynlar. Izutsu, Toshihiko (1999), bn Arabnin Fussundaki Anahtar-Kavramlar, (Trkesi A. Yksel zemre), stanbul: Kakns Yaynlar. Kara, Kerim (2003), Karaba Vel Hayat, Fikirleri, Risaleleri, stanbul: nsan Yaynlar. Kara, Mustafa (1994), Niyazi-i Msri, Ankara: TDV -------------- (2005), Derviin Hayat Sfnin Kelm, stanbul: Dergh Yaynlar. -------------- (2004), Metinlerle Osmanllarda Tasavvuf ve Tarikatlar, stanbul: Sr Yaynclk. Karaba Veli, erh-i Fussul-Hikem, Sleymaniye Ktphanesi, Hac Mahmud Efendi, Nr. 2225. Karahan, Abdlkadir (1980), Kendi Elyazs Htratna Gre Niyaz-i Msrnin Bz Mistik Grleri, Trkiyat Mecmuas, XIX: 93-98. Katip elebi (1309), Mznl-Hakk f ihtiyril-Ehakk, stanbul. Keklik, Nihat (1966), Muhyiddn bnl-Arab: Hayat ve evresi, stanbul. -------------- (1990), bnl-Arabnin Eserleri ve Kaynaklar iin Misdak Olarak elFtht el-Mekkiyye, Ankara: Kltr Bakanl Kl, M. Erol (1996), Fussl-Hikem, TDVA, XIII: 230-237. -------------- (1999), bnl-Arab, Muhyiddin, TDVA, XX: 493-516. Kurnaz, Cemal-Tat, Mustafa (2001), Trk Edebiyatnda athiyye, Ankara: Aka. Lekesiz, Hulusi (1997), XVI. Yzyl Osmanl Dzenindeki Deiimin Tasfiyeci (Pritanist) Bir Eletirisi: Birgiv Mehmed Efendi ve Fikirleri, Hacettepe niversitesi, Sosyal Bilimler Ens. Doktora Tezi, Ankara. Mehmed Murad (1332), Tarih-i Ebul-Faruk, stanbul. Muslu, Ramazan (1994), smail Hakk Bursev ve Temml-Feyz Adl Eseri (Birinci Ksm), Yksek Lisans Tezi, Marmara niversitesi, Sosyal Bilimler Ens. Naima (1280), Tarih-i Naima, V-VI, stanbul.

114

Kl, Osmanl Sfliinde bnl-Arab Etkisi: XVII. Yzyldan Sf

Naml, Ali (1994) smail Hakk Bursev ve Temml-Feyz Adl Eseri (kinci Ksm), Yksek Lisans Tezi, Marmara niversitesi, Sosyal Bilimler Ens. -------------- (2001), smail Hakk Bursev, TDVA, XXIII: 102-106. Nasr, Seyyid Hseyin (2003), Mslman Bilge, (ev. Ali nal), stanbul: nsan. Nazmi Efendi, Hediyyetl-hvan, Sleymaniye Ktphanesi, Reid Efendi, Nr. 495 (Milli Ktp. MFA 1525). Niyaz-i Msr, Risle-i Vahdet-i Vcd, Milli Ktphane, Yz. A 4409.. --------------, Risle-i Esile ve Ecvibe-i Mutasavvfne, Milli Ktphane, Yz. A 2482/4. --------------, Mecmua, Bursa Eski Eserler Ktphanesi, Orhan Blm, Nr. 690 (Milli Ktphane, MFA -A- 1693). -------------- (1971), Mevidl-rfan, (Notlarla eviren Sleyman Ate), Ankara: Emel Matbaas. --------------, Risle-i Hseyniye, Milli Ktphne, Yz. A 3036/1. Nureddin Efendi, Miyrut-Tarika Tercmesi, Milli Ktphane, Yz. A. 5535/3. Ocak, A. Yaar (1985), bn Kemalin Yaad XV ve XVI. Asrlar Trkiyesinde lim ve Fikir Hayat, eyhlislm bn Kemal Sempozyumu, 26-29 Haziran 1985 Tokat. --------------(1983), XVII. Yzylda Osmanl mparatorluunda Dinde Tasfiye (Pritanizm) Teebbslerine Bir Bak: Kadzdeliler Hareketi, Trk Kltr Aratrmalar (Prof. Dr. Kadri Timurtan Hatrasna Armaan), XVII-XXI/1-2, 1979-1983: 208-225. ngren, Reat (2000), Osmanllarda Tasavvuf Anadoluda Sfiler, Devlet ve Ulem (XVI. Yzyl), stanbul: z. Raid (1282), Tarih-i Raid, I, stanbul. Safayi, Tezkire-i Safayi, Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi, 2549 (Mikrofilm Arivi 769), II. Senayi, Menkb- Hazret-i eyh Nasuh, Sleymaniye Ktphanesi, Hac Mahmud Efendi, nr. 4573/1, Milli Ktp. MFA 1224. eyhi Mehmed Efendi (1989), Vekayil- Fudal, (Nere Hazrlayan Abdlkadir zcan), stanbul: ar Yaynlar Tahral, Mustafa (1994), Muhyiddin bn Arab ve Trkiyeye Tesirleri Kubbealt Akademi Mecmuas, say 1, Ocak, 26-35. -------------- (1999), A General Outline of the Influence of Ibn Arabi on the Ottoman Era, Journal of the Muhyiddin Ibn Arabi Society, XXVI, 43-54. -------------- (2002), Ahmed Avni Konuk Fussul-Hikem Tercme ve erhi, (Hazrlayanlar Mustafa Tahral-Seluk Eraydn), II, stanbul. Terziolu, Derin (1999), Sufi and Dissedent in the Ottoman Empire: Niyazi-i Msri (1618-1694), Harvard University (Dok. Tez.)
115

bilig, K / 2007, say 40

Uluda, Sleyman (1995), bn Arab, Ankara:Trkiye Diyanet Vakf. Ulu, Tahir (2006), bn Arabde Mistik Sembolizm, Tasavvuf, Ocak-Haziran, sy. 16, 151-190. Yldz, Skb (1991), Atpazar Osman Fazl, TDVA, IV, 83-85. Zilfi, Madeline C. (1999), Kadzdeliler: Onyedinci Yzyl stanbulunda Dinde hya Hareketleri, (ev. M. Hulusi Lekesiz), Trkiye Gnl, 58/Kasm-Aralk: 65-79.

116

The Impact of Ibn al-Arabi on the Ottoman Sufism: Three Sufis from the 17th Century
Assist.Prof.Dr. Rya KILI
Abstract: Boundaries or severe opposition against Ibn al-Arabi in the Islamic world were not impediments for the expansion of his fame and his thoughts. His influence in Ottoman territories attracts attention especially by, its scope and depth. Therefore, the study of Ibn alArabis influence on the Ottoman Sufism is of great importance in Ottoman social historiography. Being on the side of Ibn al-Arabi or his views namely wahdat al-wujud about, which criticism on him was intene, did not always mean execution or exile in the Ottoman Empire. The what caused reactions from the administrations or ulema was rather statements bordering the nations of Wahdat al-wujud and their connections to currentpolitics expressions directing towards wahdat al-mevcud and their mixture with political claims took reaction of the administration and ulema. However, polemics between opponents of Ibn al-Arabi and sufis intensified in the 17th century. n this period, Niyazi-i Msri, Karaba Veli and Osman Fazl among those who had an interest in Ibn al-Arabi. Both this interest and their understanding of sufism worried the administration of the time and the ulema. Their relations with administrative circles and the aforementioned uneasiness were to cause on their exile. Key Words: Ibn al-Arabi, 17th century, Ottoman, Sufism, Wahdat alwujud

Hacettepe University, Faculty of Letters, Department of History / ANKARA ruya@hacettepe.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 99-118 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

- : 17.

: - . . - . - "- " ( ), . , "x- " ( ) . 17 - . - , , . . . : - , 17 ,

, / ruya@hacettepe.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 99-118 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl


Do.Dr. Gaye ZDEMR YAYLACI
zet: lkretim dzeyindeki ocuklarn ilgi ve yeteneklerini kefederek mesleki geliimlerinde doru ynlendirilmelerinde, gnmzde rehberlik ve psikolojik danmanlk hizmetlerinin neminin artt grlmektedir. Eitim kurumlarnda rehberlik ve danmanlk hizmetleri okuldan yaama geii salayan srete kpr grevini stlenerek, rencilerin bedensel, zihinsel ve sosyal kapasitesini, potansiyelini en ileri bir seviyede gelitirmek zere uygulanan planl, programl biimde yardm etme abalarn kapsamaktadr. Kariyer danmanlk hizmetleri ocuklarn yetenekleri ve ilgi alanlar dorultusunda doru meslek seimi ve ileriki yaamnda baarl olmasnda ncelikle kendisini tanmasna, daha sonra ise aile ve retmeninin ocuu tanmasna araclk ederek, ynlendirici bir fonksiyonu stlenmektedir. Bu almann amac, yeni bir uygulama ve kariyer alan olan kariyer eitimi ve danmanlnn ocuun iletiimsel ve mesleki geliimine olan etkilerini sunmaktr. Ayrca almada Trkiye ve dnyadaki rehberlik hizmetleri ile rnek uygulamalardan bir kana yer verilerek, Trkiyedeki ilkretimde kariyer eitimi ve hizmetlerine ilikin neriler zerinde durulmaktadr. Anahtar Kelime: Kariyer geliimi, kariyer danmanl, ilkokul a, ocuk geliimi, aile ocuk iletiimi

Giri 21. yzyl, teknolojik geliim ve kresellemeye bal olarak sosyal, bireysel, siyasal ve ekonomik alanlarda byk ve hzl deiimlerin yaand bir dnem olarak ifade edilmektedir. Dolaysyla bireylerin bu deiimlere uyum salayp, rekabeti ynetmeleri ve deiimleri kariyerlerinde avantaj haline dntrebilmeleri giderek zorlamaktadr. Yetikin birey dzeyinde yaanan bu aba dnldnde, ocuklar ve genlerin bu deiimlere uyum salayp, yaama dair salkl ve retken kararlar alabilmeleri, aile-okul-devlet birliktelii ile profesyonel dzeyde kariyer eitim ve danmanlk hizmetlerini daha da zorunlu klmaktadr.

Ege niversitesi, letiim Fakltesi, Halkla likiler ve Tantm Blm / ZMR ozdemir@iletisim.ege.edu.tr

bilig K / 2007 say 40: 119-140 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

Ekonomik, sosyal ve teknolojik alardan yaanan deiimler, eitim kurumlarnn, ocuklarn ve genlerin baarl biimde okuldan i yaamna geilerini ve bu gei srecindeki taleplerini salamaya zorlamaktadr. Dolaysyla yeni dnya dzeninde eitim kurumlarnn, ilkretim aamasndan itibaren, programlarn ocuklar ve genleri gerek yaamla tantracak ierikte ve okuldan i yaamna baarl geii salayacak retken bir eitim ortam yaratmak ynnde kurgulamalar gereklidir. lkemizde konuyla ilgili literatr ile uygulamalara bakldnda, kariyer eitimi ve danmanlk konusu, daha ok lise dzeyinde ve niversite snavlaryla ilikili olarak deerlendirilmektedir. Bireyin yaamnn en nemli kararlarndan biri olan kariyer seimi konusunun ilkretimden itibaren deerlendirilmesi gerekliliine ilikin grler ise snrl dzeyde olup, yakn zamana denk dmektedir. Dolaysyla bu grlerin yaygnlamas ve konunun daha akademik dzeyde ele alnmas gereklidir. Bununla birlikte bu konuda lkemizde ilkretim rehberlik ve danmanlk hizmetleri merkezinin ald kararlar ve ereve programnn balatlmas gibi gelimeler de sevindirici niteliktedir. Bu almann amac, ocuklarn gelecee ait planlarn oluturmalarnda kariyer eitim ve danmanlk hizmetlerinin ilkokul dneminden itibaren balatlmasnn nemine k tutmaktr. almada ilkretim dzeyindeki kariyer danmanlk hizmetlerini etkileyen etmenler, ocuun kiisel geliimi ile kariyer geliim sreci, kariyer danmanlk uygulamalar ile kariyer danmanlk srecinin ksa ve uzun vadeli sonular bir model erevesinde deerlendirilmektedir. alma, ilkretim dzeyindeki kariyer danmanl hizmetlerinin etkinliine ilikin nerilerle tamamlanmaktadr.

I. lkretimde Kariyer Danmanlk ve Rehberlik Hizmetleri Eitim kurumlarnda rehberlik ve danmanlk hizmetleri, okuldan yaama geii salayan srete kpr grevini stlenerek, rencilerin bedensel, zihinsel ve sosyal kapasitesini, potansiyelini en ileri bir seviyede gelitirmek zere uygulanan planl, programl biimde yardm etme abalarn kapsamaktadr. Kariyer danmanl ise bu hizmetlerde nemli bir sahay oluturmakta ve ocuklarn yetenekleri ve ilgi alanlar dorultusunda doru meslek seimi ve ileriki yaamnda baarl olmasnda ncelikle kendisini, daha sonra ise aile ve retmeninin ocuu tanmasna araclk ederek, ynlendirici bir fonksiyonu stlenmektedir.
Kariyer danmanl, okul danmanlnn nemli bir hizmet alan olarak karmza kmaktadr. Basit bir tanmla kariyer danmanl, bireylerin kariyer geliim sorunlarna rehberlik etmek zere tasarlanan kiileraras sretir (Osborn ve Baggerly, 2004: 46). Amerikan Okul Danmanlar Kuruluu (ASCA, 1997), kariyer geliimini, kapsaml rehberlik programlar iinde temel bir hizmet alan olarak tanmlamtr; nk bu tr hizmetler, okuldan
120

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

kariyer yaamna baarl bir gei sreci iin rencilere beceri, tutum ve bilgi edinimlerini artran bir alt yap salamaktadr. (http://www.schoolcounselor.org, 14.05.2005) Konumuzla rten bir baka tanmda ise kariyer danmanl yle tanmlanmaktadr (Herr ve Cramer 1996: 357): Danmann eitli teknik veya srelerden oluan bir repertuar iinde alarak, bireylerin hedeflerini tanmlama ve uygulamaya odakland, kendi faaliyetlerinden sorumlu bireylere karar verme, kendini ve davransal seenekleri tanma konusunda yardmc olduu ve bireylerle bir arada dinamik ve ibirliine dayal ilikiler iinde gerekleen ve byk lde szl iletiime dayanan sretir. Eitim kurumlarnda kariyer danmanl, nemli bir alma sahasn oluturmaktadr. Eitimde kariyer geliimi, rencinin bo zamann etkin kullanma, ilgi alanlar, sorumluluklar, farkl meslekleri tanma, verimli renme, derste rendikleri ile gelecekteki alma yaam arasndaki ilikiyi kurabilme, ders mfredat ve almayla ilikisi, benlik geliimi gibi deikenlerle ilikilidir. Amerikan Okul Danmanlar Kuruluu (ASCA), ilkokullardaki kariyer danmanln yle tanmlamaktadr (Herr ve Cramer 1996: 359): Eitim felsefesiyle tutarl biimde ilkokul danmanl ocuun potansiyelini en st dzeye kartacak biimde geliimsel sreleriyle ilgilenir. lkokul danman eitimsel altyap ile ocuun kimlik kazand ve topluma ve kendisine faydal birey olmak iin seim ve tercihlerini belirlemeyi rendii evre alan iinde alr. ngilterede ilkretim dzeyinde danmanlk ve rehberlik hizmetlerinin, bir uzmanlk alan olarak, ilk kez 1960larda ortaya kt grlmektedir. Reading niversitesinde (1967) ilkretime ynelik retmen yetitiren danmanlk program / kursu ile rehberlik enformasyonu ve danmanlk becerileri, bu ya grubu iin gerekli ltler arasnda deerlendirilmeye balanmtr. Programda ocuklarn okul ve toplum iinde zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal geliimini olumsuz etkileyen veya engelleyen evresel faktrler zerine odaklanlmtr. (Avent 1983: 476) Kariyer eitiminin orta retimde balamasna ilikin gr ve uygulamalara ramen, gnmzde kariyer eitimine ilkretimde balanlmas gerektiine dair anlayn giderek gelitii grlmektedir. Bununla birlikte kariyer eitiminin yaplanmasyla ilgili farkl grler bulunmaktadr. Bir gre gre kariyer eitim program, mfredattan ayr bir blm olarak, ders saatleri dnda ve danmanlk boyutuyla deerlendirilirken; bir baka gre gre ise kariyer eitimi program, mfredat programnda ve ders saatleri iinde bir eitim arac olarak yer alan btnleyici bir yaklam iinde olmaldr. Bu
121

bilig, K / 2007, say 40

konudaki modern anlayn ise eitim ile kariyer danmanlk hizmetlerinin birarada yrtlmesinin ocuun daha bilinli tercihler yapmasna katk salayaca ynnde olduu ifade edilebilir. Avrupa Topluluunun Eitim ve Meslek Danmanl" adl raporu, eitim ve kariyer danmanlnn unsurlar olarak dokuz faaliyet alan tanmlamaktadr (http://www.insankaynaklari.com, 22.03.2005): Bilgi salama: Objektif ve gereki veri salama. (rnein, mevcut alan seenekleri, ders konular, eitim programlar, ya da i olanaklar vb. hakknda) Deerlendirme: Formel ve informal teknikleri (testler, snavlar, grmeler) kullanarak, bireyin belirli bir seenek iin uygunluu konusunda doru tehis koyan deerlendirmenin yaplmas. neri sunma: Danmann kendi bilgi ve deneyimine dayanarak nerilerde bulunmas. Rehberlik etme: Bireylere kendi durumlar, ak olan olanaklar, seimlerinin yaklak sonular hakkndaki kendi dnce ve duygularn kefetmelerinde yardmc olma. Kariyer eitimi: Bireylerin uygun kariyer tercihlerini yapabilmelerini salayabilecek beceri, kavram ve bilgileri gelitirmek zere planlanan deneyimlerin bir programn sunma. (zgemi yazma zerine tartmalar, alma atlyeleri; i grmeleri hakknda kk snavlar, rol oynama, grme egzersizleri; yerli ve yabanc firmalarn ziyaretleri, stajlar veya alma gzlemleri) Yerletirme: Adaylarn belirli bir ie, eitim veya yetitirmenin belirli bir dersine, alma gzlemlerine veya stajlara girmelerine yardmc olma. Savunma: Belirli bireylerin lehine kurumlarla dorudan mzakere etme (zellikle belirli bir eitime veya ie girmede tecrbe engellerine taklan, ya da kabul edilmeme riski bulunan adaylar iin). Geribildirim: verenler ve bireyler tarafndan gereksinim duyulan, fakat halihazrda sunulmayan, kurs eitleri ve eitim programlar hakknda eitim kurumlarn ve dier hizmet salayclar bilgilendirme. Takip etme mentorluk: Daha nce hizmet verdikleri bireylerin son durumunu grmek iin onlarla iletiim kurma ve gerekiyorsa yardm salama. Grld gibi kariyer ynetimi, rehberlik ve psikolojik danmanlk ile eitim alanlar aslnda insan temel alma alan olarak deerlendiren benzer alanlar olsa da, bu konuda disiplinleraras aratrma ve uygulamalarn eksiklii karmza kmaktadr. Bu uzmanlk dalnda yaanan dier sorunlar ise; konuyla ilgili ulusal dzeyde politika ve kaynak eksiklii, btnsellik ve vizyon eksiklii, meslekle ilgili genel bir egdm ve yaplanma eksiklii vb. olarak sralanabilir
122

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

Betze gre ocuklarn kariyer geliimi ile ilgili eitimin nemi yeterince anlalamamaktadr. (Betz, 1993: 674) Bu konuda Avustralyada, Avustralya Eitim Konseyi tarafndan kariyer eitimine gereken deeri vermek amacyla, ders mfredat program ats altnda geliimsel kariyer eitimi gelitirilmitir. Bu almada kariyer eitiminin mfredat program ile entegrasyonunu, tm renciler iin ilkokuldan, lise son dahil olmas gereklilii nerilmektedir. (Australian Education Council 1992; 12.) Bu ekilde renciler, rendiklerini gerek yaamdaki kariyer alanlaryla ilikilendirebilecek, bireysel kariyer planlamalarn daha bilinli biimde yapabilecekleri gibi, retmenler de, gerek i yaamnn dinamiklerinden ve taleplerinden uzak olmayan bir eitim anlay iine ynelebilirler. ocuklar; kendileri, dier bireyler ve yaam hakknda zihinsel, duygusal imajlar ve izlenimleri kefetmek iin frsatlara ve zihinlerinde kendileri ve mesleklerle ilgili kimlikleri gereklie dntrebilmek konusunda destee ihtiya duymaktadrlar. Rehberlik ve kariyer danmanlk programlarnn ocuk ve genlere ynelik hizmetlerinde ncelikli amalarnn, onlarn zeka ve yetenekleri ile ve evrelerini en iyi biimde ynetme ve gelitirme yoluyla potansiyellerini en st dzeye kartacak biimde yeterlilik kazanmalarn salamak olmaldr. Bu tr rehberlik ve danmanlk hizmetleri, uyguladklar programlar yoluyla, ocuklarn kendini tanma ve kiileraras iletiim becerilerini gelitirme, yaam ve kariyer planlama yetkinliini kazanma, renci yerletirme kaynaklarn tanmlama ve kullanma ve u an ve gelecekteki olas yaam rollerine hazrlanma ve aile, i, eitim ve aktivitelerle ilgili dzenlemeler gibi konularda destek vermelidir. lkretimde kariyer eitim ve danmanlk hizmetlerinin etkili biimde srdrlmesi konusunda gerekli prensipler yle sralanabilir: * Bireyin kariyeri, yaam boyunca sren ve her trl etkiye ak bir sretir. Dolaysyla bu konudaki abalarn bilinli, sistematik ve uzun dnemli programlara dntrlmesi gereklidir. * Her renci kendi yaam ve kariyer sorumluluunu stlenmesi konusunda eitilmeli, bunun iin gerekli enformasyon ve evre destei yaratlmaldr. * Tm renciler eit dzeyde kariyer danmanlk hizmetlerinden yararlanabilmelidir. * Kariyer geliim ve planlama sorumluluu okul, renci, aile, danman, i evreleri tarafndan paylalmaldr. zellikle aile ve i evrelerinin srece katlm eitimsel ve kariyer planlama abalarna zenginlik katar. * Kariyer planlamas ksa bir dnemlik abadan ok, geni bir zaman dilimini ieren uzun soluklu bir alandr.
123

bilig, K / 2007, say 40

Bireylerin kendilerini kariyer yaamna hazrlayan eitim sresince baarl olabilmeleri ve doru seimler yapabilmeleri iin erken yalardan itibaren kariyer planlama ve geliim hizmetlerinin balatlmas, nemli bir konudur. Okullarn konuyla ilgili hizmetleri ve etkinlii incelendiinde ise bir ounun yaplandrlm, bilinli ve uzun dnemli abalardan ok; rastgele, programsz ve ksa vadeli zmlerle bu hizmetleri yrttkleri grlmektedir. Bu durum ise mikro dzeyde bireysel yaamn daha etkin kullanlmas kadar, makro boyutta eitime ayrlan bte ve kaynaklarn da tasarrufunu da etkilemektedir. Aada ilkokul dzeyinde kariyer eitimi ve danmanlna ilikin gelitirilen zgn bir model nerilmektedir. Bu modelde sreci etkileyen girdiler, ocuun kiisel ve kariyer geliimi ile okulaile danman ibirlii geninde gelitirilen strateji, uygulamalar ve srecin ktlar deerlendirilmektedir. (Bkz. ekil 1) Kariyer danmanlk hizmetlerinin etkinliinde rgtsel, fiziksel ve beeri, aile, sosyoekonomik yap, yasal geliimler sreci etkileyen girdiler olarak sralanabilir. rgtsel faktrler, okulun konuyla ilgili ynetim politikas, yerel / merkezi okul olmas, kamu veya zel okul ayrm, okulun bykl, aile ibirlii ile okul iklimi vb.dir. lkemizde eitim kurumlarnda, rehberlik ve psikolojik hizmetleri konusunda ounlukla ABDdeki uygulamalarn model alnd grlmektedir. Bu hizmetlerin etkinliinde ise birimin yaplandrlmasnda zel / devlet okulu ayrm ile okulun ynetim politikalar ve genel yapsnn byk lde etkili olduu grlmektedir. zel okullarda bu tr hizmetler daha youn biimde kullanlmakla birlikte, yerel ve devlet okullarndaki hizmet skl ve kalitesinin ayn dzeyde olmad grlmektedir. Bu hizmetlerin ierii incelendiinde ise kariyer danmanlk hizmetlerinin 9-10-11. snflarda younlat ve daha ok niversiteye hazrlk sreci olarak algland grlmektedir. Benzer biimde zel okullarda kariyer eitimi ve danmanl iin ayrlan fiziksel ve beeri dzenlemeler de, rencilerin says ile her renciye den danman says, danmanlarn etkinlii, teknolojik alt yap gibi srecin baarsn etkilemektedir. Ailenin kariyere bak ve aile ile ilgili faktrler de kariyer geliim sreciyle yakndan ilikilidir. DeRidder, rnein dk eitim dzeyinde olan ailelerin, ocuklarn kariyer geliimini geciktirdiini vurgulamaktadr. DeRiddere gre snrl gelir ve eitim dzeyi olan ailelerin ocuklarnn eitim imknlar snrlanmakta ve bylece ocuklar ileriki aamalara geldiklerinde profesyonel kariyer hedeflerine ulama ve mesleki seimler yapma konularnda zorlanmaktadrlar. (DeRidder 1990: 30) Ailenin yaps, iletiim ekli de ocuun kariyer geliim srecini etkilemektedir. Tek ebeveynli aileler, ift evli aileler gibi yeni aile yaplar iinde ocuun kiisel ve kariyer geliimi de etkilenmektedir.
124

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

Kariyer eitimi ve danmanlk hizmetleri, sadece rgtsel veya fiziksel ve beeri kaynaklar deil, ayn zamanda makro boyutta sosyoekonomik ve yasal alanlardaki geliimlerden de etkilenmektedir. Ulusal dzeyde kariyer planlamaya bak as, gzde olan meslekler, mesleklere ilikin inan ve alglar ile konuyla ilgili eitsel politika ve anlaylar, mikro boyutta okul kariyer danmanlk uygulamalarnn ynn etkilemektedir. Dolaysyla okul ynetimlerinin konuyla ilgili abalarnn yan sra konunun ulusal ve yasal dzeyde de gerekli dzenlemelerle desteklenmesi nemlidir. almann bundan sonraki blmnde, modelde grlecei gibi, kariyer eitim ve danmanlk srecinde ocuun kiisel ve kariyer geliimi, okulaile-danman ibirlii ile kariyer eitim ve danmanlk uygulamalar boyutunda deerlendirilme ve alma, ideal kariyer eitim ve danmanlk hizmetlerine ilikin nerilerle tamamlanmaktadr

125

RGTSEL * Okul/ynetim politikas * Yerel okul/merkezi okul ayrm Kamu/zel okul ayrm Okul bykl Okul iklimi Okul-aile-danman ibirlii FZKSEL VE BESER KAYNAKLAR * renci says * Danman says * Danman yetkinlikleri (uzmanlk bilgisi, iletiim becerileri vb.) * Teknolojik kaynaklar ALE * Anne-baba meslei * Anne-baba-ocuk iletiimi ETM POLTKALARI SOSYOEKONOMK YAPI

OCUUN GELMSEL SREC Kiisel Geliim Sosyoduygusal geliim (Erikson) Bilisel Geliim (Piaget) Sosyokltrel yap iinde geliim (Vygotsky) Kariyer Geliimi (Super1990) OCUK

LKRETM DZEYNDE KARYER ETM VE DANIMANLIK UYGULAMALARI Stratejiler 1. ocuktaki merak duygusunu tevik etmek 2. Daha karmak bir renme iin gerekli balantlar kurmak 3. Sosyal kavray gelitirmek

KARYER DANIMANI ALE A OKUL

Fantezi (4-10 ya) lgi dnemi (11-12 ya) Kapasite (13-14 ya)

1. merak, 2. keif/aratrma 3. enformasyon 4. kilit figrler 5. ilgi alanlar 6. kontrol alan 7. zaman perspektifi 8. kiisel kavray 9. plan odakl olma

Taktik ve Uygulamalar Testler Mentorluk Sosyo Drama ve Role play Meslek Tantm Etkinlikleri Kariyer Atlyeleri

Uzun Dnemli Sonular Doru meslek seimi Bireyin potansiyelinin ve yeteneklerinin etkin kullanm Mutlu, salkl bir yaam

Ksa Dnemli Sonular Eitim kaynaklarnn rasyonel kullanm Bireysel ilgi alanlar, yeteneklerin kefi kendini tanma Salkl okul-renci-retmen ilikileri Karar verme ve problem zme becerilerinin gelitirilmesi Akademik becerilerin gelecekte nasl kullanlacana ilikin bilin geliimi

ekil (1): lkretim dzeyinde Kariyer Eitim ve Danmanlk Srecine likin Model nerisi Figure (1) A model of career education and development model in elemantary level

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

II. ocuklarn Kiisel Kariyer Geliim Sreci likisi Kariyer geliimi, karmak ve bireyin yaamnn tm boyutlarn ieren ok ynl bir sretir. (Hall 1996: 8) Bu sreci; tutumlar, ilgi alanlar, davranlar, evre, kaynaklar, snrllklar, gereksimler ve frsatlar etkilemektedir. Bylece mesleki seimi ve bireysel kariyer planlamas, geni ve btnsel bir perspektiften ve bireyin yaam boyunca devam eden bir sre olarak alglanmaldr (Gysberg vd., 1998: 15) ekil 1de grlecei gibi, ocuklarn kariyer tercihleri ise kendi yaam deneyimleri ile bireylerin retmenler, aileler gibi- eitli meslekler hakkndaki grlerinden elde ettikleri bilgilerle ekillenmektedir. Okul ise bu sreci renciye aktarma ve ynn etkilemede nemli faktrlerden birisidir.
lkokul dzeyindeki ocuklarn aktif alclar olarak, evrelerinden gelen her trl uyar ve davran modlaryla etkileime byk lde ak olduklar belirtilebilir. Bu merak ve coku dnemlerinde henz byklerinin alglarn, tercihlerini deitirmeye altklar veya zorladklar sosyal gereklikler ve kalplar dnemiyle mcadele etme evresine gememilerdir. Tersine bu dnemde, savunmasz bir biimde evresel faktrlerden gelen her trl ak veya gizli mesajlarn etkisi altnda kalarak, yaam hakknda tutum ve alglar srekli olarak gelitirmekte ve deitirmektedirler. Erikson, Piaget ve Vygotskynin ocuk geliimiyle ilgili teorileri, ocuklarn evre uyaranlarn nasl iselletirdikleri ve hangi srelerden getiklerini aklamaktadr. Bu teoriler ayn zamanda ocuun kariyer geliimi evrelerine k tutmas bakmndan da nemlidir. Buna gre Erikson, yaamdaki psikososyal geliime iaret etmekte ve her bir bireyin byme ve geliiminin eitli sosyo-duygusal geliim aamalarndan olutuunu varsaymaktadr. lkokul aamasna gelen ocuk, detaylar kefetme ve yeni eyler renme konusunda isteklidirler. Eriksona gre ocuklar, yaptklar keiflerle, yaadklar deneyimler (baar veya baarszlk gibi) dorultusunda, kendi yetenekleri hakknda karar vermektedirler. Gelien ocuk, okul yaam iinde zamanla kendine gvenmeme ve aalk duygusu gibi sinyalleri vermeye ve kendi yetenekleri konusunda phe duymaya balayabilir. Eer bu dnemlerinde kendilerini tanmaya ynelik keiflerinde desteklenmezlerse, meslekleri ve gerek yaam alglama konusunda sorunlar yaamaya balayacaklardr. Dolaysyla Eriksona gre ocuklarn kendileri, gerek yaam, i rolleri ve kariyerlerle iliki kurmalarnda geliimsel srelerinin byk etkisi olmaktadr (Erickson 1963: 27) ocuklarn dnme yeteneinin nemine iaret eden bilisel teori adl almasnda Piaget ise, ilkokul ana gelen bir ocuun, bu dnemde somut ilemler ve nesnelerin snflandrlmas gibi zihinsel faaliyetlerini gelitirdikle127

bilig, K / 2007, say 40

rini savunmaktadr. Dolaysyla Piagetin iaret ettii gibi, ocuun bu dnemde sergiledii kefetme ve merak duygusunun tevik edilmesi, aslnda onu kariyer ve yaam planlamasnn ilk admna (kendini tanma, meslek alanlarn aratrma) yneltmektedir (Piaget 1990: 15). Gnmzde bile pek ok okul ncesi ve ilkretim dneminin, Piagetin yapsal renme temeline dayal yaklam modellenerek yaplandrldn grmek mmkndr. Vygotsky, ocuun renme srecini, sosyal yap iinde aklamaya alt kuramnda, ocuklarn dnyay alglamalar srecinde dierlerinin yardmn aratrdklarn belirtmitir. Bu dnemlerinde yetikinlere sklkla ynelttikleri bu ne, neden, niye sorusu ise bu destek araynn gzel bir rneidir. Vygostskye gre szl etkileimler (ocuun kendi iinde ve dierleriyle olan iletiimleri) kavray, renmeyi onaylama frsatn yaratmaktadr (Vygotsky 1962: 8) Bu dnemde ocua ynelik mentorluk-danmanlk eksiklii ise onun dilkonuma becerisi ve bilisel geliimini olumsuz etkilemektedir. Bir baka ifadeyle ocuklar, kariyerler hakknda bilgi duymazlar ise, kariyerleri renemezler. (Magnuson ve Starr 2000: 96) Yukarda aklamaya altmz bu kuramlarn sonularn zetlemek gerekirse, kariyer ve yaam planlamas iin ilkretim aamasnn ok da erken olmad, tersine ocuun kendisi ve yaama ilikin fikir edindii bu erken dnemlerinde, asl kariyer planlamas srecinin baladn belirtmek mmkndr. ocuun kiisel geliimiyle, kariyer geliimi arasndaki ilikiyi yanstmak bakmndan kariyer geliim teorilerini sunmak, yararl olacaktr. Bu konuda Superin gelitirdii ve doumdan balayp yaam boyunca devam eden kariyer geliimine dair bir mesleki yaam dnemleri modeli (vocational life stage model) kiisel kariyer geliim ilikisini yanstmas bakmndan nemlidir (Super 1953: 185) Modele gre, ilkokul dnemini de iinde barndran byme evresi (doum 14 ya) 3 alt evreden olumaktadr ki bunlar (Schultheiss 2005: 190): Fantezi (4-10 ya; ihtiyalarn n planda olduu ve model almann nemli olduu dnem) lgi dnemi (11-12 ya; isteklerin ve faaliyetlerin en byk belirleyicisi ilgi ve beeni alanlardr.) Kapasite (13-14 ya; yetenekler, eitim ve i alanlar netlemeye balar.) Yukarda sralanan bu 3 alt evre boyunca drt kariyer geliim grevinin gerekletii belirtilmektedir: Gelecek hakknda merak ve ilgi duyma, bireyin kendi yaam hakknda kiisel kontrol abasnn artmas, i ve okul baarsnn nemi hakknda bilin gelitirme ve mesleki davran ve tutum yetkinliklerini gelitirmek. Bylece, ocuklarn kariyer kararlarn olduka erken ya128

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

larda formle etmeye baladklar belirtilebilir. Buna gre ocuklar, ailede ve evrelerindeki alanlarla ilgili gelitirdikleri izlenimlerine dayanarak, kendilerine uygun olan ve olmayan meslekleri zihinlerinde belirlemektedirler. (Herr ve Stanley 1996: 349) Super, sonraki almalarnda, ocuklukta kariyer geliimine ilikin daha detayl bir teorik model gelitirmitir. lkretimde eitim ve kariyer danmanlk hizmetlerinin kullanlmasnda fayda salayacak bu model, 9 boyuttan olumaktadr. Etkili problem zme ve karar vermede etkili bu boyutlar, yle sralanabilir (Super 1990: 198): (1) merak, (2) keif/aratrma (merak ihtiyacn gidermek iin bireyin kendisi veya evresiyle ilgili bilgi salamaya ynelik aratrma ve test etme amal faaliyetler), (3) enformasyon (farkndaln nemi veya mesleki enformasyonun kullanm ve bireyin bu bilgileri hangi kaynaklardan elde edecei), (4) kilit figrler (bireyin yaamnda anlaml bir role sahip rolmodel, ilgi ekici veya yardmc bireyler, (5) ilgi alanlar (bireyin yapmaktan holand ve holanmad alanlar), (6) kontrol alan (bireyin u an ve gelecei ynetme ynelik saduyusunu hissetme derecesi), (7) zaman perspektifi (gelecei ngrmek iin gemi, u an ve gelecein nasl planlanacana ilikin farkndalk), (8) kiisel kavray (iliki alar iinde veya bir fonksiyonu yerine getirirken sergiledii baz rol, durum veya pozisyonlara ilikin bilin dzeyi) ve (9) plan odakl olma (planlamann nemine ilikin farkndalk) Superin modelinden da anlalaca gibi ocuun kariyer geliimi ve salkl yaam / kariyer planlamas iin renmeyi tevik eden merak duygusunun uyarlmas ve ilenmesi ve kiisel kavray iin beceri, ilgi alanlarnn doru kaynaklar (testler, rnek olay almalar, dinleme, gzlem, mentor vb.) yoluyla tanmlanmas gereklidir.

III. ocuun letiim ve Mesleki Geliiminde Aile-Okul-Danman birlii lkretim dzeyindeki ocuun kariyer geliimi ile ilgili aratrmalarda, 5-10 ya grubu ocuklarn kariyer geliiminde aile dinamiklerinin rolleri ile ilgili olarak, pozitif aile ortamndaki ocuklarn, kendi ailelerinin faaliyetleri hakknda bilgi edinme eiliminde olduklar ve daha ok cesaretlendirildikleri tespit edilmitir. Bu faktrler, ocuun kariyer geliimine nemli katklar salamaktadr. Konuyla ilgili aratrmalar nda, ayn zamanda ocuklarn babalarna ilikin gl, nemli, ekici, ulalabilir ve iten olma eklindeki alglarnn da onlarn gelecee ilikin hedeflerin belirlenmesi srecinde etkili olduunu saptanmtr. (Herr ve Cramer 1996: 355) ocuklarn g ve hakimiyetten etkilendikleri bu dnemde aileler, rolmodel olmakta ve zellikle
129

bilig, K / 2007, say 40

babann yaam tarz, meslei ile baba-ocuk ilikisi, ocuun kariyer geliimi ve planlamasn nemli lde biimlendirmektedir. ou rencinin mesleki ynelimini evrenin, anne-babann ocuu iin uygun grd seenekler oluturmaktadr. Burada ailenin, ocuun gelecekle ilgili planlar ve tercihleri noktasndaki rol olduka nemlidir. Aile bu rol ocuu ynetmek veya zorlamaktan ok, ynlendirici ve ona gerekli destekleri (ilgi, enformasyon, aratrma vb.) salamak ynnde kullanmaldr. Aile yeleri eit dzeyde ocuklarnn eitim yaamna balamasndan itibaren onlarn geliimsel sorumluluunu paylamaldrlar. Ailelerin kariyer danmanl srecinde yapaca katklar ise yle zetlenebilir: (Herr ve Cramer 1996: 364-365): * Aileler, ocuklarna kendi ilgi alanlarn, becerilerini ve snrlarn analiz etmelerinde destek ve cesaretlendirici olmaldrlar * Aileler, i deerleri ve kendi deneyimleri ile sonular hakknda ocuklaryla tartabilirler. * Ailenin ekonomik durumu dorultusunda ocuun gelecek plannda hangi eitimleri almas gereklilii ve engelleri hakknda tartmaldrlar. * Aileler, okul kariyer danmanlk hizmetlerinin, ocuklarn ihtiyalarn daha iyi biimde karlayabilmeleri iin gerekli olan okul-aile ibirlii iin ak iletiim desteini salamaldr. Okul-aile-danman geninde kariyer danmanlar, ocuun kariyer geliimlerindeki etkileri, rolleri, kariyer kararlarnn deiken olmas, eitli eitim frsatlar, konuyla ilgili eitli bavuru kaynaklar, gzde meslekler ve cret durumlar, ocuun yetenekleri ve ilgi alanlar, kariyer planlama aamalar, kariyer geliimi nndeki engeller, aile-ocuk iletiimini glendirme amal yntem ve beceriler gibi konularda ailelere gerekli enformasyonu salamaldr. Okulda snf retmenide, kariyer eitim programnn temel talarndan birisidir. Bunun sebebi ise, ocuklarla birebir iletiim iinde olmas ve rencileri daha fazla oranda izleme ve tanma ansna sahip olmasdr. Dolayyla ilkretimde kariyer eitim srecinde snf retmeni kariyer danmanyla birarada alarak, ocuun kariyer geliim srecine gzleme, dinleme, mentorluk gibi yntemlerle nemli dzeyde destek vermelidir. Plowden Komitesinin lkretim Dzeyindeki ocuklar balkl raporunda (1967), ilkretim eitiminde ocuklarn geliimini engelleyen bu faktrleri ortadan kaldrmak iin okul-aile ibirliinin arttrlmas gereine iaret edilmitir (Plowden Report 1967. 23) Bylece 1920lerde balayan ocuk alanndaki almalardaki artn da etkisiyle, ilkretimde danmanlk uygu130

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

lamalarnn, aile ve ilgili dier kurulularn destek ve ibirliine daha ok bavurmaya baladklar grlmektedir. Bu destekle amalanan ise ailelerin, geliimsel ilkretim eitimi iin ders mfredat ve yntemlerine ilikin deiiklikleri alglamalarn salamak ve bu kapsamda kendi ocuklarnn geliimine ynelik yapacaklar katklarnn nemini alamaktr. Bu amala programda aile ziyaretleri, okul ortamnda profesyoneller arasnda yaplan konferanslar ve farkl kurumlarn okullara ynelik sosyal faaliyet destekleri gibi uygulamalar yrtlmektedir (Avent 1983: 476).

IV. Kariyer Eitimi ve Danmanl Uygulamalar lkokul dzeyinde kariyer eitimi ve danmanl, konuyla ilgili geleneksel olmayan rolmodelleri, uzman syleileri, fotoraf ve filmler, sunumlar, tartma toplantlar, kitaplar vb. teknik ve yntemleri iermelidir. Bu srete kariyer danmanlnn rol ise ocuu erken seimler belirlemeye zorlamaktan ok, tersine erken tercih yapmalarn nlemek olmaldr.
Bu blmde, lkemizde rehberlik hizmetlerine ilikin abalara profesyonel ve btnsel bir bak as getirebilecek, ocuklarn iletiimsel ve mesleki geliiminde etkili olabilecek ve baarl sonular getirmi uygulama rneklerinden bazlarna yer verilmitir: K12 rehberlik program (K12 Guidance Program), nemli bir geliimsel program olarak deerlendirilmektedir. Duyarl ve interaktif eitim anlayn ifade eden ve evrensel dzeyde uygulanan K eitim projesi, okul reformu ve eitim sisteminin modernizasyonu hakknda ok sayda proje, aratrma ve eitim materyallerini barndran bir program olarak karmza kmaktadr. K 12 rehberlik program, pek ok lkede yer alan eitim ofisleri tarafndan yrtlmektedir. Programn misyonu olarak da rencilerin kendi kiisel, eitimsel, mesleki ve sosyal potansiyelini ortaya karmak ve ynlendirmek olarak tanmlanmaktadr. Bu da profesyonel danman rehberliinde kiisel farkndalk, hedef belirleme ve etkili karar vermeyi btnletiren dinamik bir iliki ile gerekleebilmektedir. (http://www.k12.com, 23.03.2005) Gysbers & Henderson tarafndan gelitirilen bu program modeli, 3 aamadan olumaktadr; erik, rgtsel at ve kaynaklar. Programn ieriinde rencilerin ilgi alanlar yoluyla gruplandrld yetkinlikler yer almaktadr. rgtsel at ise yapsal bileenler (tanm, temel ve varsaymlar) ile program bileenlerini (rehberlik mfredat program, bireysel planlama, bireye yant veren hizmetler ve sistem destei) kapsamaktadr. Son olarak kaynaklar ise insan gc, finansal ve politik kategoriler altnda gruplandrlmaktadr (Gysbers ve Henderson 1994: 88) K12 Rehberlik Mfredat Program, renciler iin snf ve byk grup toplantlar yoluyla sistematik ve aamal olarak hazrlanan yapsal ve geliimsel
131

bilig, K / 2007, say 40

faaliyetleri iermektedir. Bireysel planlama ise ikinci bir geliimsel bileen olarak, tm rencilerin kendi kiisel ve kariyer geliimini olduu gibi renme srelerini de planlama, izleme ve ynetmelerine yardmc olmas amacyla, aamal biimde organize edilmi faaliyet ve deneyimleri iermektedir. Bu iki programn bileenlerinin en byk temel kavram ise, sosyalizasyondur. ngilterede ocuklarn, yetikinlerin i dnyasyla tanmalar, erken yalardan itibaren aratrmaya ynelik oyun aktiviteleri yoluyla alanmaktadr. birlii zerine kurgulanan eitli oyunlar ile (home corner, wendy house vb.) ev veya okul evresinde yaanan eitli roller ve faaliyetler yanstlmakta ve ocuun sosyallemesi salanmaktadr. Daha sonraki yalarda ise ocuklarn eitli mesleklerdeki faaliyetler hakknda bilgi gelitirebilmeleri iin, Bize Yardm Eden nsanlar ad altnda ders faaliyetleri dzenlenmektedir. Postac, hemire, doktor, dii gibi karakterler, ocuklar tarafndan okul ortamnda canlandrlarak, i rollerinin ocua tantlmas amalanmaktadr. Bylece eitimciler, okul ynetimleri, danman ve rehber uzmanlarn ibirlii ile eitim srecinde ocuun geliimi ve iinde yaad dnyay doru biimde alglamasna ynelik pratikler yrtlmektedir (Avent vd. 1983: 477). lkemizde ise eitim kurumlarmzda kariyer danmanlk hizmetleri, ilkretim ve ortaretimde psikolojik danmanlar ve retmenlerin ynlendirmeleriyle birlikte yrtlmektedir. lkemizdeki uygulamalarda, ilkretimde kariyer rehberlii, birinci kademede genelde snf retmenlerinin dersleri ilerken mesleklerle ilikilerini vurgulamalar ile gereklemektedir. Ayn ekilde, ikinci kademede bran derslerinin ilenileri srasnda da renim yaantlarnn mesleklerle ilikileri zerinde durulmaktadr. Bylece rencilerin ders performanslar ile gelecekte kariyer planlar arasndaki balanty fark etmeye balamalar amalanmaktadr. Ayrca ilkretimden itibaren eitimde interaktif ve yaayarak renme modeline gei, rencilerin kendilerini kefetme ve kariyer beklentilerini tanmlama amacna katk salayacak olumlu gelimeler olarak deerlendirilebilir. lkemizde eitim kurumlarnda eitim ve kariyer danmanlk hizmetlerinin organizasyonu deerlendirildiinde, yaklak 11.000 kadrolu okul psikolojik danmanlarnn istihdam edildii ve rehberlik hizmetlerinin yrtlmesi iin Mill Eitim Bakanl'na bal zel Eitim Rehberlik ve Danma Hizmetleri ile illerde bu birime bal olan Rehberlik ve Aratrma Merkezlerinin organize edildii grlmektedir. Rehberlik ve Aratrma merkezlerinin grevi ise ilkretimden itibaren yksekretime kadar tm retim kurumlarndaki rehberlik hizmetlerini yrtmek eklinde tanmlanmaktadr (Bkz. lkretim okullar rehberlik ereve program). Bu kapsamda pek ok ilde yer alan Rehberlik
132

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

Aratrma Merkezleri 2005 ylnda okullarn rehberlik ve psikolojik hizmetlerinde bir yllk srete uymak durumunda olduklar etkinlikleri kapsayan bir ereve program oluturmulardr (http://www.okulpdr.net, 23.03.2005). lkokullarda kariyer eitimleri ve rehberlii almalarna okul danman ve snf retmenleri ile balanmaktadr. lkemizde okullarda kariyer rehberlik ve danmanlk hizmetlerinin daha ok 9., 10. ve 11. snflara ynelik sistematik olarak dzenledikleri belirtilebilir. lkretimin ilk be ylnda snf retmenlii sistemi ile snf retmenlerinin rencileri ok ynl olarak tanma olanana sahip olduklar gzlenmektedir. Bu sre iinde psikolojik danmanlar, rehberlik faaliyetlerini snf retmeni, aile ve evreyle ibirlii iinde yrtmektedirler. lkretimde alan danmanlarn grevleri ise; okulda retmen ve yneticilerle ibirlii iinde, ocuun geliimine en uygun koullar salamak, rencilerin sosyal, duygusal problemlerini zmek ve ders baarlarna katk salamak vb. zetlenebilir. Snflarda rencilerin tannabilmesi iin snf ve okuldaki etkinlikleri, retmenler tarafndan dikkatli biimde izlenmektedir. Bu izlenimler ise gzlem kaytlar, renci ruhsal dosyalar ile dkmante edilmektedir. Ayrca ilgili ereve programnda rencilerin meslekleri tanmak ve uygun alanlara ynlendirilmelerini salamak amacyla ilkretim son snf rencilerine Akademik Benlik Kavram leinin uygulanmas, 7. ve 8.snfta Trkiye Kurumu Meslek Danma Merkezi, eitli meslek kurulularnn ziyaret edilmesi, Meslek nceleme Klavuzu uygulamalar, lkretim sonras eitim seeneklerinin deerlendirilmesi, meslekler rehberi kitaplar vb. etkinliklerin planland grlmektedir. Yukarda aklamaya altmz bu uygulamalarn altnda yatan temel stratejiler ise yle zetlenebilir (Magnuson ve Starr 2000: 9899): 1. ocuktaki merak duygusunu tevik etmek: ocuklarn mesleklerle ilgili olarak serbest biimde kefedecei ve meraklarn giderecekleri ara-gereleri salamak rnein; mikroskop, teleskop gibi. 2. Daha karmak bir renmeye geite gerekli balantlar kurmak iin bilgi aktarmak: Serbest grme saatleri, akademik projeler, okuma materyalleri ve oyunlar salayarak ocuun kariyer, keif ve aratrma srecine katk salamak 3. Sosyal kavray gelitirmek: ocuun kendisi dahil, evresi ile ilgili farkndalk ve sosyal bilin dzeyini gelitirmek iin farkl mesleklerden gelen bireylerle etkileim ortamlar oluturmak; meslek tantm gnleri, alan ziyaretleri, mesleklerle ilgili aratrma, rapor, grme, sosyodrama uygulamalar vb. etkinlikleri yrtmek

133

bilig, K / 2007, say 40

Sonu ocuun geliimsel sreci ile kariyer geliim teorileri, kariyer geliiminin erken yalarda baladn ortaya koymaktadr. lkretimden itibaren balayan bu dnem, ocuun kendisi ve dnya ile ilgili fikir ve alglarnn olutuu dnem olmas bakmndan nem tamaktadr. Dolaysyla bu dnemde ailelerin, retmenlerin, okul ynetimlerinin ve kariyer danmanlarnn birlikteliinde, ocuklarn hedeflerini ve kariyer planlarn oluturmalarnda gerekli koullarn salanarak doru biimde ynlendirilmeleri gereklidir. Eitim kurumlarnda rehberlik ve kariyer danmanl hizmetlerinin etkilerine ilikin ampirik aratrma eksiklii olduu gibi yaplandrlmas, konuyla ilgili devlet dzeyinde politika eksiklii karmza kmaktadr. Bu ekilde kariyer danmanl alannn iinde pek ok geliimsel sreci barndran teorik almalardan profesyonel abalara doru ciddi biimde ele alnmas ve konuyla ilgili daha ok sayda aratrma, uygulama ve deerlendirme abalarnn yrtlmesi gereklidir. Bu noktada devletin daha salkl ve retken bir toplum gelitirme konusunda eitime daha ok kaynak ayrmas; devlet okullarn uluslar aras dzeyde baarl ilkretim rehberlik ve danmanlk programlar ile ortak projelerin yrtlmesi, pilot okul seimi ve eitim proje partnerlii gibi desteklerle glendirmesi gereklidir
almamzda buraya kadar aktarlan kariyer ynetim uygulamalar dorultusunda, ocuun kariyer planlama ve geliim srecinde nerilen ve eitimin genleri i yaamna hazrlama misyonuna katk salayacak ynde okullarn bavurabilecekleri uygulamalar yle sralanabilir: Kariyer atlyeleri: Kariyer atlyeleri, ders saatlerinin dnda ocua kariyer eitimi ve etkili renme iin gerekli ortam salayan bir uygulama alandr. lkemizde eitim kurumlarnda ne yazk ki eitsel teknik alt yapnn yeterli dzeyde olmad bilinmektedir. Bu konuda sanayi desteinin alnmas nemlidir. Toplumsal duyarlln gzel bir gstergesi olarak kurumlar, gelecekte igc profilini oluturacak ocuklar iin, okullarda iinde, altrma kitaplar, oyuncak ve yap malzemeleri, optik posterler, haritalar, yaam tantan mini mzeler, ktphane, elektronik ortamlar, mikroskop, teleskop, mknats, pusula, telefon, slayt gibi bilimsel, sanatsal ve eitsel aralarn yer ald kariyer atlyelerinin kurulmasna destek verebilir. Bu atlyelerde ise ocuun ilgi alanlar ve kendini kefine yarmc olacak fiziksel materyallerin yan sra mzik, oyunlar, objelerin kullanmna ynelik beyin frtnalar, tantc CDler, fotoraf ekme, doay keif gezileri, puzzle ve laboratuar almalarndan yararlanlmaldr Testler: Bireylerin ilgi alanlar, kiilik trleri ile buna uygun meslek seimlerini belirlemeyi amalayan kariyer testleri, ocuun kendini tanma, kariyer ara134

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

trma aamalarna katk salayabilir. Bu noktada test seimi yannda, testlerin profesyonel biimde deerlendirilmesi ve sonularn eitim programna yanstlmas gibi konular nemlidir. lkemizde genellikle renciyi SYM snav sistemine hazrlayan 9-10. ve 11. snf etkinlii olarak alglanan kariyer testleri, ilkretim aamasndan itibaren uygulanmaldr. Meslek tantm amal etkinlikler: ocuun erken yalardan itibaren gerek yaam ve i rollerini alglamas, ileride yapaca seimler asndan nemlidir. Bu amala eitli mesleklerin ve i rollerinin sergilendii eitsel ierikli tantm CDleri, meslek tantm seminerleri/ziyaretleri, mesleklere ilikin aratrma ve rapor hazrlama yntemlerine bavurulabilir. Bu uygulamalar ise bir kez olmaktan ok, bir yla dalm sistematik bir program dahilinde yrtldnde etkili sonular verebilmektedir. Kariyer Danmanlk Merkezleri/Firmalar: Ana-babalarn ocuklarla birlikte kariyer alanlar, aranan zellikler, meslekte geliim ans, cret gibi konularda, bu konuda faaliyet gsteren firmalar tarafndan sunulan imknlardan faydalanabilirler. Bu nerinin ise lkemizde daha ok zel eitim kurumlar tarafndan uyguland grlmektedir. Mentorluk ve Koluk: Kariyerle ilgili ilgi alanlar ve tercihler eitli rol modellerin ocua sergilenmesi yoluyla retilebilir. Mentorluk uygulamas (a) duygusal ve psikolojik destek (b) kariyer ve profesyonel geliime dorudan rehberlik (c) rol model olma fonksiyonlarn iermektedir. Dolaysyla eitim programlarnn tasarlanmasnda, ocuun kendini ve dnyay kefetme srecinde onu gzlemleyecek, nerilerde bulunacak mentorluk uygulamasna yer verilmelidir. Mentorluk uygulamas ile yrtlecek almalar iinde ayrca okullardaki meslek seim derslerinin dzenlenmesi, mesleki tantm amal konferans, toplant organizasyonlar, firma ziyaretleri ve ziyaret sonras deerlendirmeler vb. olabilir. Mesleklere likin Rol Oynama ve Sosyodrama: Problem zme amal sosyodrama teknii, Moreno ve arkadalar (1969) tarafndan gelitirilen bir metodoloji temeline dayanmaktadr. Bu metot, aktrlerin destekleri yardmyla ve grubun yeleri tarafndan gelecekte davranlmas beklenen anlaml durumlar, hareketlerle anlatma abasn iermektedir. (Torrance 2001: 306) Senaryo temelli renme tarzna dayanan sosyodramada monolog, ikili oyunlar, birden fazla ikili oyunlar, karlkl rol deiimleri gibi teknikler yoluyla ocuklarn duygularn tanmlama ve kendilerini ifade etme becerileri gelitirilebilmektedir. Rekabet ortam iinde bir sorunun ve zm yollarnn aktr ve oyuncular tarafndan retimi ve yaratc biimde ifade etmenin baar kriteri sayld bu teknikler yoluyla amalanan ise grubun her bir yesinin izleyiciler de dahil- katlmn salamak ve onlar, yaratc zmler retmeye tevik etmektir. Oyun yoluyla ocuun doasnda zaten var olan dra135

bilig, K / 2007, say 40

ma, yaam durumlarn oyunda srelere dntrmek suretiyle; katlmclara kendini kefetme, tanma, bakalarn tanma, kendini bakalarnn yerine koyabilme frsat ve olanaklarn vermektedir. Oyun: Bilindii gibi okul ncesi oyun ocuun, geliiminde ve dnyay tanma srecinde nemli bir sre olarak deerlendirilmektedir. Oyunu daha yaplandrlm bir formatta ilkokul dnemine tamak ise lkokul eitim danmanl programnn nemli bir paras olmaldr. Oyun pek ok ekilde yaplandrlarak, kariyer ynetimi iin gerekli olan ocuun kavram, davran ve bireysel farkndal salayabilir ve ocuun duygusal ve sosyal geliiminde etkili eitsel bir yntem olabilir. rnein doktor, hemire, avukat, retmen, ressam gibi meslekleri oynamak biiminde kurgulanan oyunlar, ocuklarn ilgi duyduklar kariyer alanlarn belirlemelerinde etkili olabilir. Yaplandrlm Aile Destei: Ana-babalarn ve retmenlerin ocuk ve renciler iin dikkat etmeleri gereken tutumlar iin, kariyer geliimlerine ynelik programlarla bilinlendirilmeleri gerekmektedir. Bylece ocuk, kendini ifade etmeyi ve tanmay gerekletirebilir. Kariyer eitimi dorultusunda, ilkretim birinci kademede retmen ve danmann ibirliinden oluan ana-baba eitimi programlar uygulanabilir. Bu programlarda, anababa ve retmenlerden ocuk ve rencilerde aadaki durumlara dikkat etmeleri istenebilir (ltanr 2003: 25): * ocuklarn byynce ne olmaktan holanacaklar konusunda onlar cesaretlendirme, * Sadece ocuklarna glerek tepki vermek yerine, onlar sayg ile dinleme, * ocuklarn kariyer olanaklarnn neler olduu hakkndaki meraklarn gidermek amacyla bilgilenerek, onlarn sorularna cevap vermeyi renmeleri gerekmektedir. Kariyer planlama konusunda ailelerin rol, denetleyici ve karar verici olmaktan ok, destekleyici, yani ocuun gelecei iin en doru karar vermesinde ona gerekli koullar yaratmak biiminde olmaldr. Grld gibi kariyer, geliiminin ekillendii ilkokul dneminde, ocuun kendini tanma ve mesleki eilimlerini ortaya koyacak ve ona yaam deneyimi kazandracak pek ok uygulama sz konusudur. Kariyer testleri, meslek tanma amal oyunlar ve rol oynama, mentorluk ve rehberlik, mesleklerle ilgili bilgi aktarm vb. nerilen uygulamalar, ocuun gelecekte ben ne olmakne yapmak istiyorum? sorusuna doru yant vermesinde yardmc olabilecek eitsel uygulamalardan sadece bir ka olarak sralanabilir. Sonu olarak uygulamaclar, okul ynetimleri, aileler ve danmanlarn ibirlii erevesinde, ocuun erken dnemlerinden itibaren kariyer ve kiisel geliimiyle ilgili gelitirilen teorik perspektif dorultusunda ve profesyonel bi136

Yaylac, lkretim Dzeyinde Kariyer Eitimi ve Danmanl

imde hareket etmeleri ocuklar daha salkl, retken ve potansiyelini deerlendirecekleri bir kiisel ve kariyer yaamna hazrlayacaktr.

Kaynaka
American School Counselor Association (ASCA) (1997), Position Statement: The Professional School Counselor and Comprehensive School Counseling Programs, http://www.schoolcounselor.org, 14.05. 2005. Anderson, D. Ashton, B.D. (2004), Innovative Models of Collaboration to Serve Children, Youth, Families and Communities, Children&Schools, Vol:26, No:1, s. 4. Australian Education Council (1992), Career Education in Australian Schools: National Goals, Student, School and System Outcomes and Evaluative Arrangements, Canberra, Australia, s. 12. Avent, C. Sisterson, D.Fawcett, B.Watts, A.Newsome, A. (1983), Career Guidance and Counselling in England, Personnel and Guidance Journal, ,Vol:4, s. 476.. Ayala, M.Pines, Y.O. (2001), Unconscious Determinants of Career Choice and Burnout: Theoretical Model and Counseling Strategy, Journal of Employment Counseling, Vol:38., s. 34. Betz, N. (1993), Womens Career Development. In F.Denmark & M.Paludi (Eds.), Psychology of Women: A Handbook of Issues and Theories, Westport, Greenwood Pressden aktaran M.Macmohan, R. Carroll, Links Between School and Occupations:The Perceptions of Children, Guidance& Counseling, Vol:16, Issue:1, 2000, s. 674. DeRidder, L. The Impact of Parents and parentin on Career Development.Knoxville, TN: Comprehensive Career Development Project, s. 30. Erchul, W.P. Hughes, J.N. Meyers, J. Hickman, J. Braden, J.P. (1992), Dyadic Agreement Concerning The Consultation Process and Its Relationship to Outcome, Journal of Educational and Psychological Consultation, Vol:3(2), s. 45. Erickson, E.H. (1963), Childhood and Society. New York, Norton, s. 27. Gysbers, N.C. (1996), Meeeting the Career Needs of Children and Adolescents, Journal of Vocational Education Research, Vol:21, No:4., s.88. Gysbers, N.C. ve Henderson, P. (1994), Developing and Managing Your School Guidance Program. Alexandria VA: American Counseling Association, s.15den aktaran N.C. Gysbers Meeeting the Career Needs of Children and Adolescents, Journal of Vocational Education Research, Vol:21, No:4., 1996, s. 88. Hall, D.T. (1996), Long Live The Career. In D.T.Hall&Associates (Eds.) The Career is DealLong Live The Career, San Francisco, JosseyBass.den aktaran M. Ayala, Y.O. Pines, Unconscious Determinants of Career Choice and Burnout: Theoretical Model and Counseling Strategy, Journal of Employment Counseling, Vol:38., 2001, s. 8
137

bilig, K / 2007, say 40

Gysbers, N.C. Heppner M. Johnson, J.A. (1998), Career Counseling.Boston: Allyn&Bacon., s.15den aktaran, Ayala M.Pines, Y.O. (2001) Unconscious Determinants of Career Choice and Burnout: Theoretical Model and Counseling Strategy, Journal of Employment Counseling, Vol:38, s.34. Hall, D.T. Chandler, D.E. (2005), Psychological Sucess:When The Career is a Calling, Journal of Organizational Behaviour, Vol:26., s. 44. Herr, E. L. Cramer, S.H. (1996), Career Guidance and Counseling Through The Life Span, Fifth Edition, Harpercollins College Published, s. 355359. _______, Rehberlik Hizmetlerinin Dnyadaki Geliimi, http://www.insankaynaklari.com, Magnuson, C.S.Starr, M.F. (2000), How Early Is Too Early to Begin Life Career Planning? The Importance of The Elementary School Years, Journal of Career Delevopment, Vol:27, No:2., s. 96 Mcmahon, M.G. Robyn, M.Carroll, J. (2000), Links Between School and Occupations: The Perceptions of Children, Guidance&Counseling, Vol:16, Issue:1, s. 46. Osborn, D. Baggerly, J.N. (2004), School Counselors Perceptions of Career Counseling and Career Testing: Preferences, Priorities and Predictors, Journal of Career Development, Vol:31, No:1, s. 46 zden, M.C. (2005), Gelecei Yaratmak: Genler ve Kariyer Danmanl, http://www.insankaynaklar.com, 22.03.2005 Piaget, J. (1990). The child's conception of the world. New York: Littlefield Adams, s. 15. Plowden Report (1967), Children and their Primary Schools, Report of the Central Advisory Council for Education (England) London: HMSO, s.23. Schultheiss, D.E.P. (2005), Elementary Career Intervention Programs:Social Action Intiatives; Journal of Career Development, Vol:31, No:3., s.190. Super D. (1953), A Theory of Vocational Development. American Psychologist, 8, s. 185. Super D. (1990), A Life Span, Life Space Approach to Career Development. In D.Brown & L. Brooks (Eds.), Career Choice and Development: Applying Contemporary Theory to Practice, San Francisco s.198. Torrance, E.P (2001), Creativity and Futurism in Education, Education, Vol:100; No:4, s.306. ltanr, E. (2003), lkretim Birinci Kademede Rehberlik ve Psikolojik Danma. Nobel Yaynevi. Ankara., s.25. ltanr, E. (2003), Almanya'daki Meslek Okullarnda Mesleksel Rehberlik Hizmetleri. Abant zzet Baysal niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, Cilt, 3, Say:5 s.37. Vygotsky, L.S. (1962), Thought and Language. Cambridge, MA: MIT Pres, s.8 _______, Every Child is http://www.okulpdr.net,
138

Unique

and

Precious,

http://www.k12.com;.

Career Education and Counseling in the Development of Children in Elementary Schools


Assoc.Prof.Dr. Gaye ZDEMR YAYLACI
Abstract: It has been observed that the importance of guidance and psychological counseling services today is increasing. It is especially important for elementary school level children in their vocational development. Guidance services serve as a bridge between the students family and the teacher and cover planned and programmed efforts. Also such kind of services can help to improve his/her mental, and social capacity and potential to the highest possible level of a child. Thus a process through which the student finds an opportunity to present himself/herself, and to perceive his/her place in classroom and society can be created. Counseling first helps the child in appreciating his/her abilities there by providing assistanece for a better carever-orientation based on abilities and areas of interest. Furthermore it supports parents and the teacher in letter getting know the child. The aim of this study is to present the effects of career counseling services a new field of application and career on the communicational and vocational growth of the child. In this study, the effectiveness of guidance and career counseling services will be dealt together with the relations between the child, the family and the teacher. Focus will be on recommendations about guidance services in elementary education in Turkey. Key Words: Guidance and Career Counselling, Career development, Elementary schoolaged children, Child development, Family and School Communication

Ege University, Faculty of Comunication, Department of Public Relations / ZMR ozdemir@iletisim.ege.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 119-140 Ahmet Yesevi University Board of Trustees



: . , , , , . , . , , . , , . : , , , ,

, , , / ozdemir@iletisim.ege.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 119-140 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv and the Consequences of the Annexation on Turkmens
Assist.Prof.Dr. Memet YETGN
Abstract: The annexation of Merv into Russia in 1884 was one of the most important stages in Russian expansionist policies and in the Anglo-Russian rivalry in Turkistan. It brought all the Turkmenstoday living in Turkmenistanunder the Russian rule. The British who thought that the Russians had secret plans and goals towards India became extremely alarmed in every Russian move in Central Asia. Because of their fears of Russian expansion, the British sent agents to the region, adopted an adversarial diplomatc stance via-a-vis Russians and, from time to time, invaded Afghanistan and Iran during the nineteenth century. The Anglo-Russian rivalry that has been called as the Great Game reached a stage of open conflict during Russian annexation of Merv. The Turkmens who had suffered under the militaristic and corrupt Russian rule did not immediately change their traditional life style. However, their cities and fertile lands began to be occupied by Russian and other immigrants. When the British and the Russians agreed to draw a border between Turkistan and Afghanistan, some Turkmens were left under Afghan and Iranian domination. Key words: The Turkmen, the Russians, the British, Turkmenistan, Merv, Central Asia, Iran, Afghanistan, the Turks and the AngloRussian Rivalry

Few Remarks about Russias Invasions in Central Asia: Russian expansion into Central Asia had a long history starting in the late sixteenth century when a Cossack leader named Irmak (Yermak) Timosevitch in the service of the Stragonov family crossed the Urals and attacked the Khanate of Siberia (An Indian Officer 1894: 10-11)1and ending in the early twentieth century when the Russo-British Convention was signed in 1907, which recognized all Turkish Central Asia as the Russian protectorate (Rurthart 1986: 10).2 In the first half of the eighteenth century the Russians subdued Kazakh Hordes as a result of both Russias erstwhile eastern expansion and help the Kazakhs sought from the Russians because of the

St mam University, Faculty of Science and Letters, Department of History / K.MARA myetisgin@ksu.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 141-167 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

bilig, Winter / 2007, Number 40

danger posed by the Khalmuks. Russias control over large Kazakh Steppes, however, had taken quite a time. Although she succeeded in incorporating all of Kazakh Steppes towards the mid eighteenth century, Russias expansion into the Turkish lands stretching from the northern Black Sea in the west to the Chinese border in the east had limits until the mid nineteenth century. There were free Turkish khanates and Turkmen lands in the nineteenth century before Russia intensified her invasions in the 1860s. A line starting from the northern Caspian Sea passing through the steppes and reaching to the Chinese border in the east was the border between the independent Turkish Khanates of Central Asia and the Tsarist Russia (The Russians in Central Asia July-October 1865: 530).3 However, beginning in the mid nineteenth century, especially in the 1860s, Russian gradual expansion gained a sudden momentum. In this sudden increase in Russian invasions in Turkistan, Russias defeat at the Crimean War (1853-1856), which temporarily blocked her free action in the Near East forcing her to seek new places to satisfy her militaristic and imperialistic appetite elsewhere, American Civil War (1861-1866), which increased cotton prices in Europe forcing the European states to find this valuable commodity in other places, to Russia the place was Central Asia, and the British increased interests in Central Asian markets, which frightened some Russians who thought that the British were going to permanently settle in these places, played important roles. At this time, the Russians intensified their efforts to invade last remaining free Turkish lands, namely the khanates of Khiva, Khokand and Bukhara, and free lands of the Turkmens, Turkmenia, stretching from the Caspian Sea to Afghanistan and from Persia to Khiva, in Central Asia. All these last remaining free Turkish lands were either annexed into Russia or subdued to the Russian authority by wars fought between modern Russian armies on one side and poorly equipped Turkistan armies on the other, lasting roughly from 1857 to 1884. One of the last large areas annexed by the Russians was Merv which had been known since the ancient times as the queen of the world, a major center in the great oases of Central Asia and on the Great Silk Road. It was located on the Murghab River and had been a major agricultural center which had been irrigated by canals built to carry water from the Murghab River (Yakubovskiy 1997: 774). Some Iranian and Arab historians believed that the city of Merv was founded by the Turks in ancient times (Togan 1946: 26). At the time of Russian invasions, Merv which was a small town located in the great Merv oasis which was around 2,500 square kilometer (Yakubovkiy 1997: 776) was a part of Turkmenia and was mostly populated by the Turkmens, namely Teke, Sar, Salor, Ersari, Ata, Mahtim and Yamud
142

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

(Marvin 1883: 196).4 The Teke Turkmens whose number was estimated to around 250,000 (Vambery 1885: 42; Hopkirk 1992: 402) was the largest group who had perfect warrior qualities in Turkistan (Togan 1947: 75). Anglo-Russian Rivalry Regarding Merv: During Russian expansion in Central Asia, Every Russian forward move created new fears in the British circles both in British India and in England. These fears originated from the British concerns for the safety of India and were not at all groundless since the Russians were always closing the distances towards the British imperialist possessions in the east. The Russian threat to India seemed real enough at the time, whatever historians may say with hindsight today.For four centuries the Russian Empire had been steadily expanding at the rate of some 55 square miles a day, or around 20.000 square miles a year. At the beginning of the nineteenth century, more than 2,000 miles separated the British and Russian Empires in Asia. By the end of it this had shrunk to a few hundreds and in parts of the Pamir region to less than twenty. No wonder many feared that the Cossacks would only rein in their horses when India too was theirs (Hopkirk 1992: 5). After annexing strategically and economically important parts and subduing the rest of the khanates of Khokand and Bukhara into vassalage level by 1868 and establishing a governor-generalship, Turkistan in 1867, in there, as Tashkent was its capitol (Hayit, 1987: 213),5 the Russians were always making new steps to invade more lands in Turkistan. The British always knew that Russia was getting ready to make new advances after each gain they made in the region, which greatly alarmed them. Yet, both the disaster tasted at the First Afghan War (1839-1842) and death of two agent-officers in Bukhara in 1842 forced the British to act more cautiously in the Central Asian politics. Ardent supporters of forward policies in the region in the 1830s were left their ground to the masterly inactivists who searched a definite border between the Russian and the British imperialist possessions and were not enthusiastic about lands located beyond the Amu Daria River in Central Asia in the late stages of the great game. When Russias military campaign against the Khanate of Khiva was pending in 1872, the British were alarmed that their richest possession, India, was under a Russian threat from the north. They feared that the closer the Russians get to India, the more dangerous things were bound to happen in the region. Since they were not able, and even were not willing to interfere in the affairs that taken place in Turkistan, they desired to guaranty the security of India by putting a marked line with Russia in Central Asia. They
143

bilig, Winter / 2007, Number 40

preferred to keep Afghanistan, which was holding some of the most important passes, such as Khayber and Bolan, as well as strategic centers, including Herat, Balkh, Kabul and Gazne, under their sphere of influence at all time (The Times of London, 23 January 1853).6 In order to reach an agreement with the Russians over Afghanistan, the British held meetings with the Russians, sent messages and messengers to Russia, as well as received Russian messages and envoys. In 1869, Douglas Forsyth, who had been an explorer in Kashgaria, went to Russia to deliver a note penciled in by the Viceroy of India, Lord Mayo. In the note, the viceroy assured the Russians that the British had no interest beyond the Afghan borders and would not threaten Russia as long as she stayed out of Afghanistan (Lieven, vol. 1 (1883): 293-294). Later, Lord Augustus Loftus, British ambassador in Petersburg, delivered another note to Prince Gorchakov warning him not to violate Afghan borders. The note also contained a rough draft of these borders (The Times, 27 December 1872, 13 February 1873). The borders that the Russian and the British foreign ministers proposed during a meeting held between Lord Clarendon and Prince Gorchakov in 1869 were bound to be northern boundary of Afghanistan. The only problem was where the actual boundary line on the ground was passing! The British, whose Turkistan Policy all throughout the nineteenth century was designed to bar Russia from gaining an open door to the warm waters and to eliminate any possibility of Russias real threat to India, followed wide and strong plans. They developed and executed many joint-plans with the native states, namely the Ottoman Empire, Iran and Afghanistan, located on the way of Russias southward advances. The British undertook a successful policy of maintaining their interests in the Ottoman Empire up until 1878. They succeeded in averting Russias continuous attempts to reach to the Mediterranean. For this, they even fought on the Ottoman side against Russia in the Crimean War in the 1850s. While helping the Ottomans to set obstacles before the Russians in the Near East, the British also fought a fierce diplomatic and political war in Central Asia to keep Russia out of the Gulf of Persia and the Indian Peninsula. For them, Iran and Afghanistan were key places for the security of India. In order to stop Russia from reaching India, the British played a fierce diplomatic, political and military role that came to be called the great game which was first coined by Captain Arthur Conolly who was executed in Bukhara in 1842, and was immortalized by Kiplings novel, Kim. (Hopkirk 1992: 1). In the Great Game, Russias military campaign against Khiva was an important step. Russias advance in Khiva in 1873 created considerable fear
144

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

and anxiety among the British. However, Russias subjugation of Khiva was accepted by the British when Russia limited her territorial annexation with the northeastern part of Khiva. After the subjugation of Khiva, the British focused more on the methods of keeping Iran and Afghanistan under their control and free from Russias intrigues. The British determination to keep Russia out of Afghanistan somehow helped the Russians to develop proper policies to incorporate all of Central Asia populated by the Turkish communities. The Russians were sure that they would expand their lands up to the Afghan borders, as the British made clear that they were unwilling to get involved in events that would take place in the lands lying beyond the northern boundaries of Afghanistan. It was now just a matter of time for the Russians to annex or subdue lands that stretched up to Afghanistan, as well as the Iranian borders, in the 1870s. The subjugation of Khiva, annexation of Turkmenia and peaceful incorporation of Merv by the Russians all took place whenever the time was suited to the Russian expansionist policies. Nevertheless, Merv as in the hands of Russia, Great Britain began to feel more vulnerable to a possible Russian attack against India because at the early years of the nineteenth century, the British agent-specialists of the region, such as Captain John Macdonald Kinneir who was one of the British trainers of the Persian soldiers in 1812, clearly stressed that if Russia subdued the warlike tribes of Central Asia, she would overcome a great obstacle before attempting to invade India (Hopkirk 1992: 71-74). Despite a general consensus that existed in the minds of both imperialist states, Russias big gains in Central Asia always alarmed the British. In British India, they feared of a native uprising against their rule, as the natives were showing signs of favoring Russia over Britain after every Russian gain in Central Asia. It created a fierce Anglo-Russian rivalry that lasted well into early 1900. The basic characteristic of the rivalry was that while the Russians were expanding their lands and coming closer to India, the British were trying to keep Russia away from India. In this respect, the British found Afghanistan as a crucial place that had to be on their full control and that had to be under their sphere of influence at all times. Because of such conviction, the British spent all their diplomatic skill to persuade the Russians not to violate Afghan borders which had never been a clear border on the ground. For this, whenever they were threatened by a fresh Russian forward move, they intensified diplomatic, political and military pressure over the Russians to reach an agreement that might be beneficial to the both sides. One of such agreements was concluded in the eve of Russias Khivan expedition in 1873 (Yetigin 2000: 125-126).7
145

bilig, Winter / 2007, Number 40

A Russian envoy, Count P. Andreyevich Schouvalov, was sent to London to discuss the matter that had been talked upon by both the Russian and the British politicians. He was received by Lord Granville, British Foreign Secretary. After much discussion, both sides had reached to an understanding that marked the first solid step to draw lines between the spheres of influence of both countries. The basic aspect of the understanding was that while the British would not interfere with Central Asian affairs taking place in the north of Amu Daria (the Oxus River), the Russians would not violate the Afghan borders which roughly followed the banks of the river Oxus at this time (The Times, 25 January, 13 February 1873). Although, the 1873 treaty regarding Central Asia between the British and the Russians had established a temporary relief for the British, the Amir of Afghanistan continued to worry about Russias possible move into Merv. According to his view, the Turkmens of Merv would cross the border and come into Afghanistan if the Russians attacked their country. This would cause the Afghans to fight against the Russians (Leiven 1883, vol. 2: 66). The British who assured Shere Ali that his territory was safe from any trouble brought the fears of the Amir to the attention of the Russian authorities. Upon this, Prince Gorchakov assured the British that they had no intention of sending troops against the Turkmens. Gorchakov wrote, Afghanistan, I have told Lord A. Loftus that we had no intention of undertaking an expedition against the Turkomans; it depended entirely on them to live on good terms with us, and even to derive profit from our proximity and from the outlets which we are endeavouring to make for peaceful commerce; but if these turbulent tribes were to take to attacking or plundering us, we should be compelled to punish them. Later, the British authorities clearly indicated that they value Merv, and if the Russians were to make any move against that place, they would have to act swiftly to go further north to protect India (Leiven 1883, vol. 2: 67). Despite the Schouvalov mission to London and the agreement reached during this mission in 1873, the British never stopped worrying over Russian intrigues which never knew any rest in Central Asia. After subjugation of Khiva in 1873, Russia annexed Khokand in 1876 and sent strong military units into Turkmenia. When the British government inquired what the real aims of the Russians in Turkmenia towards Merv, the Russian authorities reiterated their pledges that they did not have any desire to march on Merv, and they assured that they were still respecting the treaty they had signed in 1873 (Leiven 1883, vol. 2: 70). During this time, Russia engaged a new war in the Near East against the Ottomans. While they were fighting in the Ottoman front, both in the
146

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

Caucasus and in the Balkans, they also gave serious considerations for sending another army through the Transcaspia to Herat to take this city, which would create an advantageous position against the British, who would enter the war on the Ottoman side in the Near East. Though they could not attempt to take Herat, the Russians sent a well-equipped military force numbered around 14.000 prepared by the Turkistan Governor General, General Kaufman, to be stationed near Balkh. This Russian force remained there until the Berlin Treaty of 1878 was signed (Bayur 1987: 443). Meanwhile, the British were having some reasonable doubts about the relations between the Russians and the Amir of Afghanistan, Shere Ali. Starting in 1876, the British India tried to reach an agreement with Shere Ali to strengthen her position in Afghanistan. They offered money, men and military supports to the Amir in return for him to stay in peace with his neighbors, not to enter diplomatic relations with other states without the British knowledge in advance, to allow the British army officers to watch northern borders and to help them draw these borders, to permit British merchants to trade freely in Afghanistan, to help the British who wanted to travel within the country, to consent the British to establish a telegraph line in the country, and to approve a British ambassador to come into Kabul. Shere Ali rejected all British offers. In order to help the British to reach an agreement with the Amir, the Ottomans sent an envoy to Kabul (B.O.A. 1992: 145). Behind the Ottoman decision to send an envoy headed by Ahmet Hamdi Efendi to Afghanistan was the requests made by either Austen Henry Layard, the British Ambassador in Istanbul, or Benjamin Disraeli, the prime minister of Great Britain. Despite a chilly welcome showed by the Amir, the Ottoman envoy asked Shere Ali to improve his relations with the British and help the Ottomans in their fight against the Russians. This attempt did not help the British to improve her relation with the Amir (Wasti 1994: 957-960). Shere Ali not only rejected these offers, but also allowed a Russian embassy led by General Stolietov to visit Kabul in 1878. The goal of the Russian envoy was to establish an alliance with the Amir against the British. In a possible war between the British and the Russians in the Near East, the Russians aimed to use this alliance to threaten the British in India. Yet, before the Stolietov mission to Kabul was reached, the treaty of Berlin was signed, which ended any possibility of war between Great Britain and Russia (Bayur 1987: 434-445). Because of his stubborn resistance for allowing a British envoy led by Sir Neville Chamerlaine to come to Kabul and trust on the Russians for a possible war with the British, Shere Ali had to suffer second British invasion of Afghanistan in 1879. After loosing war, Shere Ali escaped to Belh where
147

bilig, Winter / 2007, Number 40

he died in 1879. In his place, his son Yakub Khan was chosen as the new Afghan Amir Afghanistan 1879: 599-603). Between Yakup Khan and the British, Gandamak Treaty was signed. According to this treaty, the British were to control the foreign relations of Afghanistan, to protect her against the foreign attacks, to control Khayber and Michin passes. Furthermore, some military and civil servants of Great Britain were to handle things in Afghan cities and the Amir was to receive 600.000 ruble (around 60.000 British gold) every year (Bayur 1987: 446-447). With this treaty, the British gained not only a protectorate over Afghanistan but also undergone under new responsibilities for the Afghans in a possible conflict with Russia in the region. The Russians who had fears that the British were after establishing their rule over not only Afghanistan but also other Central Asian states to curb Russian interests in the region supported more active and forward policies. One of such Russian was Terentiev whose book entitled as Russia and England in the Struggle for the Markets of Central Asia claimed that the British were after monopolizing Central Asian bazaars and political life. He also claimed that the British were secretly arming the Turkmens to resist the Russians. In order to end British intrigues, according to Terentiev, Russia had to follow a forward policy with the ultimate goal of reaching India and ending the British rule there with the help of the natives who would readily join with the Russian liberating army (Hopkirk 1992: 363-364). Annexation of Merv into Russia: The British knew that the Russians were after annexing whole of the Turkmen lands stretching from the Caspian Sea to Afghanistan as soon as they got accustomed to what they earned from the Khivan expedition. In order to monitor Russian activities and receive more information about Turkmenia, especially about Merv, British agents were on active duty in Persia and Afghanistan. One of such agents was Captain George Napier who surveyed the north eastern borders of Persia, collecting as much information about the Turkmens as possible. Another British was Colonel Charles MacGregor. MacGregor went to Herat to gather information relating to Merv. Although he was invited by the Turkmens to come into Merv, because the Mervians were afraid of being attacked by the Russian forces and thus they were trying to receive helps from the British, MacGregor turned down their invitation and did not go to Merv lest he would exceeded his power (Hopkirk 1992: 366-367). Russias plan to march its Caucasus army through the Turkmen lands to capture Herat and to create pressure over the British India was carried out by a military campaign in 1879. Despite Russian assurances that the campaign was aimed to subdue indomitable Turkmens, it was designed to
148

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

go further than Turkmenia. Its first goal was to subdue the Teke Turkmens lining in the Akhal oasis. If the Russians had captured the Akhal country, they would have gone further south to invade Merv and even Herat. The fate of the campaign, however, was a disaster for the Russians. The Russians lost hundreds of men and great prestige by the failure of this campaign (Marvin 1880: 266-279). They had to prepare another military force to attack against the Turkmens, which took place in 1881. In 1881, the Russians sent a well-chosen and perfectly equipped army across the Caspian Sea into the Turkmen lands. This time, knowing what went wrong in 1879 campaign, the Russian military force led by General Skobelev, one of the most able and notorious commanders in the Russian army of the time, successfully crossed the desert and attacked the Turkmens. After fierce battles at Geok Tepe, the Russians defeated the Turkmens. This was a brutal and quite bloody battle in which more than half of the population of the Akhal Turkmens, including women, children and elderly, whose number have been estimated to around 25,000, were massacred by the Russians. With the order of General Skobelev, the Russians destroyed the walls of Geok Tepe fortress and plowed it. After annexing the Akhal Oasis, the Russians reached to Ashkabad in March and took the city which became the center for the Russian newly captured lands in Turkmenia (Hayit 1975: 111-112; Marvin 1984: 99; Vambery 1885: 30; Yetigin 2004: 223240). Further action was arrested by the Russians because the British strongly protested their move, and the Russian expeditionary force got shortages to march for the further south (Saray 1999: 354). After subjugation of the Turkmens and annexation of the Akhal Oasis and Ashkabad, all of the northern part of Turkmenia, Russia came closer to Merv which was the next place to invade. Merv was an ancient city and a mouthwatering place for the Russians. Mervs strategic situation, historic importance, commercial value, central position in Central Asia and arable lands had attracted the Russians. The Mervians were growing many agricultural goods, including rice, silk, melons, peaches, apricots, wheat and cotton. The Russians were especially interested in cotton that was being produced in quantity of some 54.000 pounds annually in Merv (Marvin 1883: 200). It was located on a strategic ground which was controlling important caravan roads. In Merv commercial goods were produced to be sold in Herat and other cities (Hopkirk 1992: 42, 219). As the Russian move in 1881 brought her closer to Afghanistan and India, the British hoped to find an understanding with the Russians to guaranty safety of her possession in India. One way to strengthen British line of defense for India would be the incorporation of Merv within the British
149

bilig, Winter / 2007, Number 40

sphere of influence in Central Asia. For this, the time was mature because the Mervians who knew that they were going to be put under the Russian bondage, had sent at least forty well-known envoys to Kandahar to seek the British help. They were even ready to accept a British suzerainty. In their preferences, both the British promises to protect them and the Russian wicked massacres at Geok Tepe played some great roles (The Merv Oasis 1883: 215). Furthermore, many British wrote on the subject to find out what was wrong and what would be done to keep the British possessions secure and their credit in the eyes of the natives high in the East. For example, Sir Baker suggested that Britain had to improve her defense of India and to prepare herself for a possible confrontation with the natives who would be encouraged by the Russians to rise against their masters. He also stated that the native press (at all times disloyal) not only exposes but exaggerates our failures, and the advance of Russia towards Afghanistan rule. The opinion is general among all classes that England is unable to resist Russia wherever Russia may determine to commence her long-meditated invasion (Baker 1888: 216). The general notion in India, especially among the natives, during Russian move into Merv was that the Russians were more powerful than the British and that the Afghans were developing more pro-Russian policies due to the Russian supremacy in the Central Asian affairs. They also believed that the Russians had greatly reduced the distances to India. It is the fashion for English people to ridicule the approaching danger. This happy indifference is the best incentive to the persistent advance of Russia. Twelve or fourteen years ago the chief organs of the press of Great Britain deprecated the suspicion of Russian duplicity. We were told to believe in the sagacity of our own statesmen, and to place implicit faith in the assurances of Russia. Khiva was to remain untouched and Merv was a question in the distance, so remote that it could not be approached within the wildest limits of probability Russia has now completed her railway from the Caspian to Merv (Baker 1888: 216). Despite alarming tones of many voices among the British, the prevailing notion in the British government was in favor of seeking political solution rather material involvement in the event, which had been laid down by the Duke of Argylls word mervousness seven years earlier (Pall Mall Gazete, 22 February 1884). Although the British feared and protested after every move the Russians made, the British had not shown any effort to commit themselves in providing real help to the Turks of Turkistan. As in the case of Merv,
150

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

although the Mervians had not only sought the British help but also unilaterally declared themselves as the British subjects, the British authorities in Tehran refused to give any sort of aid to them (Saray 1999: 354). Despite repeated appeals made by the Turkmens to the British government for erection of a British protection over Merv, the British government did not respond affirmatively (Saray 1989: 218-220).8 Nevertheless, the Mervians who had had a great relief when the Russian armies stopped at Ashkabad in 1881 after the bloody massacres at Geok Tepe and who had chosen Makhtum Kulu Khan as their leader had increased hopes for the British help when Edmund ODonovan came to Merv. Although the British had not sent ODonovan as their agent and although ODonovan himself told to the Turkmens that he had no official title, the desperate Turkmens held him in Merv in the hope of receiving the British help. However, according to Edmund ODonovan, a British journalist who had lived among the Turkmens through 1879 and 1882 claimed that the British had given some sorts of promises to the Mervians to protect them against possible Russian attacks (The Merv Oasis, 215). Togan believed that the British helped the Mervians at least in the form of financial aid (Togan 1947: 236). The Russians wanted to march on Merv and finish the job at once after the fall of Geok Tepe in 1881. However, General Skobelev suggested to the government that it would be wiser to apply diplomacy rather than war for the annexation of Merv (Hayit 1975: 113). Upon Skobelevs suggestion, the Russians waited to see effects of their bloody massacres inflicted on the Akhal Teke Turkmens among the whole Turkmens and desired to capture rest of Turkmenia without losing new men and more materials. They also wanted to wait for a while to reduce tension arisen in Europe, especially in England, against their ruthless behavior presented during the Skobelevs campaign against the Akhal Teke Turkmens in Geok Tepe (Yetigin 2004: 229-239). Massacres of the Turkmens, regardless of women, elderly and children, created an abhorrent feeling in Europe towards the Russians. The fall of Geok Tepe and defeat of the Turkmens also revived fears of the British who thought that the Russians would march on Merv and Herat, which would create a dangerous situation for the security of India. The British authorities asked the Russians about their exact plan regarding Merv. They protested the Russians and demanded them to keep their words that had been given by the Russian authorities about Merv (Leiven 1883, vol. 2: 72-74). Thus, the Russians wanted to avert a strong and hostile British reaction that would entail a rapid British invasion of Herat and even Merv. In order to appease the British, Russian authorities, including the tsar himself, promised again that they were not going further and were not interested in attacking Merv.
151

bilig, Winter / 2007, Number 40

Despite assurances, as the Russians had given many times in the nineteenth century, the Russians seriously contemplated capturing Merv. They hoped to gain those lands without shedding more blood! This was not at all true when the history of the Russian bloody expansions in Central Asia was concerned. Moreover, another cause for the arrest of the march, according to General Skobelev, was a lack of provision for soldiers who were tired after long march and fierce fights. Skobelev claimed that Russia at that time did not seriously contemplate the invasion of Merv. The immediate plan for the Russians was to destroy Geok Tepe, which was achieved. Along with Geok Tepe, Russia had some 60.000 of the finest Turkmen cavalry to be used in her future plan against the British in India (Marvin 1984: 98; Handsards Parliamentary Debates 1881: 230-231). The massacre and destruction of the Akhal Teke Turkmens at Geok Tepe furthered Russias plans to subjugate all the Turkmens living in Merv and elsewhere. In order to incorporate Merv into Russia, the Russians sought some ways to avoid receiving a strong British reaction in case of annexation. They produced new excuses, such as news that two Russians had been killed by the Mervians and some British agents were active in Merv to unite them against the Russians (Leiven 1883, vol. 2: 74). With their pretexts, the Russians were not only trying to pave the way for the future annexation of Merv, but also creating some excuses to break their early pledges given to the British. It was also a right time for the Russians to break their pledges given to the British and make new moves in Turkistan because the British concentrated at the Mehdi uprising in Sudan (Saray 2003: 72). In reality, the Russian policies pursued in Central Asia had always been based on creating a more profitable and sustainable frontier. For this, in order to feed their army and receive more profits, they needed to add rich oasis of Merv. Prince Gorchakov had once said, It was essential that the line of our advanced forts should be situated in a country fertile enough, not only to insure their supplies, but also to facilitate the regular colonization, which alone can prepare a future of stability and prosperity for the 'occupied country, by gaining over the neighbouring populations to civilized life (Leiven 1883, vol. 1: 288). The Mervians who had sought helps from the Persians, the British and the Ottomans did not receive any favorable answer. Since the British were interested in only Afghanistan, and since Persia and the Ottoman Empire were too weak to help the Mervians, the Russians were waiting a right moment to move into Merv. The Persians who had previously accepted some pledges made by the Mervians to join into Persia (Leiven 1883, vol. 1: 305)9 were afraid of the Russians who openly declared that it was
152

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

unacceptable for them to see the Persians claiming any right over Merv (Leiven 1883, vol. 2: 75). The Mervians knew that they were alone in case of a war with the Russians, which would be new massacres for them at the hands of the Russians. Their only option at the time seemed to bow before the Russian advance. Since the massacre at Geok Tepe, a State of helplessness and confusion has reigned in and around MervIt is in this state of anxiety that Russia has ultimately succeeded in turning the tide of Turcoman sympathies in her favour, and by creating a party which, evidently tired of the useless wavering, and fully convinced of the hopelessness of any Persian or English assistance, has found out that it would be much more advisable to throw itself into the arms of the lion than to be forcibly devoured (Vambery 1884). In order to annex Merv without going to war, the Russians sent military forces under the command of Colonel Muratov who took a central place, Karre Bent, in November 1883. Some Russian officers were sent under disguise as Russian merchants to learn the true feelings of the Mervians towards the Russians, as well as to collect information about defense lines and the military power of Merv in December 1883. The Russian officers headed by Captain Alikhanov (Maksud Ali Han Avar), an aristocratic Avar Turk in origin, went to Merv to observe the political situation and the prospect for peaceful surrender. After a long trip, and meeting with local dignitaries, these Russians learned the feelings of the locals and reported to St. Petersburg. They sensed that the Mervians were going to accept Russian authority without any resistance (Hayit 1975: 113-114); Vambery 1885: 48; Saray 1989: 223). Meanwhile, the military commander of the Russian forces in the Transcaspian region, General Alexander V. Komarov, invited a group of dignitaries from Merv to attend the coronation of the Emperor Alexander III in Moscow in May 1883. These Mervians carefully chosen by the Russians to see Russias power and capabilities witnessed how advanced and powerful the Russians were, and, after they returned to their lands, they told their stories, which greatly helped to influence people to accept a Russian protectorate (Tcharykow 1931: 161). As a result of Ali Hans propagandas and reports of the Mervians who visited St. Petersburg during the tsars coronation the dignitaries of Merv began to seriously consider about what their future would be. Many important dignitaries and leaders of the Turkmens, including Tkma Serdar, Makdum Kuli Khan, Gulcemal Hatun, gradually offered their allegiances to the Russians (Togan 1947: 236; Saray 2003: 63). Gulcemal Hatun, who was the widow of Nur Verdi Han, and
153

bilig, Winter / 2007, Number 40

who was one of the respected persons among the Merv leaders, accepted the idea of going under the Russian rule (Gme 2002: 207). The Mervians held many meetings in order to find a solution to their future. One meeting held on 1 January 1884, which was attended by 300 Merv dignitaries. In the meeting, the Mervians decided to send an envoy to Ashkabad to negotiate with the Russians. On 31 January 1884, an agreement between the Russians and the Mervians was reached in Ashkabad. According to the agreement, the leaders of the Turkmen tribes were going to keep their partial freedom and a Russian officer was going to handle affairs in Merv (Hayit 1975: 114). The rights given to the Turkmens and mentioned in the agreement was later denied by the Russians (Hayit 1995: 114) As soon as the Mervians accepted Russian offers, a Russian army led by General Komarov marched on Merv to take the place. Some Mervians tried to stop the Russian march but they were failed. In this stage, Gulcemal Hatun played an essential role in convincing the Mervians to allow the Russians to come and take Merv. Because of her role in inducing the Mervians to accept Russian authority over Merv, Gulcemal Hatun was later visited by Prince Dondoukoff-Korsakoff and given her an expensive dress which was said to be marked with needlework and sent by the Empress of Russia as a gift (Vambery 1885: 50; The Times, 13 June 1884; Pall Mall Gazette, 13 June 1884). On the first day of February, General Komarov, the Governor of Transcaspian region, telegraphed St. Petersburg, I have the pleasure of most humbly informing your Imperial Majesty that to-day in Ashkabad the Khans of four tribes of Merv Turcomans and 24 chosen delegates, one for every 2,000 kibitkas of tents, accepted unconditional allegiance to your Majesty; confirming the same by solemn oath for themselves and the whole people of Merv. According to the khans and delegates, the Turcomans of Merv come to this decision from the conviction that they cannot govern themselves, and that only the strong government of your Majesty can introduce and secure order and prosperity among them. LieutenantGeneral Komaroff (The Times 16 February 1884). Punch, a British humorous newspaper of the time, mocked the adjective peaceful before the annexation because of the Russian precise pre-designs and efforts to incorporate Merv (Punch, 8 March 1884). Prior to the Russian annexation of Merv, the Mervians had been rejected by the British, treated as worst enemies by the Persians, and never felt comfortable with the Afghans. Isolated and surrounded by not a single friendly power, they had given serious thoughts to the acceptance of a Russian protectorate. In any event, Merv, the last free lands populated by the
154

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

Turkmens in Turkistan, was annexed by the Russians in January 1884 (Kurat 1970: 514). Upon annexation of Merv by the Russians, the Shah of Persia telegraphed the tsar of Russia to congratulate him, which created a hateful feeling in the Islamic societies against the Shah (B.O.A. 1992: 165). In a lengthy article, Vambery mocked the idea that the Turkmens had willingly accepted the Russian authority. He had seen them, and their love for freedom. He wrote, Strange indeed! The most unruly adventurers of the Central Asian Steppes, who boasted twenty years ago before the writer of these lines that royalty is not according to their taste, and that with them everybody is a kingwell these adventurers have now suddenly become anxious to get a chiefmay, an Emperor; and, to our great amazement, they show willingness to be governed, taxed, and led on the path of modern civilization by the mighty tutor on the Neva. According to Vambery, Russian commercial and scientific travelers, civil engineers, and military adventurers have incessantly plied between Ashkabad and the TejendThe horrible onslaught and heavy losses sustained by their Akhal brethren struck them with terror, and, considering the absolute want of any sense of common interest, we can easily explain the state of helplessness and confusion which has reigned in and around Merv since 1880 (The Times, 16, 23 February 1884). Thus, it would be much more advisable to throw itself into the arms of the lion than to be forcibly devoured, (Punch, 8 March 1884). In the annexation of Merv, Russias clever policies paid off for what they had desired. They carefully planned the timing of the incorporation of Merv. First, the British government was headed by a pro-Russian, Lord Gladstone, who had always criticized forward approaches to the Russian moves in Central Asia. Second, as the British were preoccupied with the Egyptian problem, more precisely Sudanese uprising that was led by a person who called himself the Mehdi claimed to lead the Muslims to recover from the foreign pressures, the Russians easily felt that it was a good time to go further in Central Asia to annex one of the most strategic places, Merv (The Times, 16 February 1884). Though, General Komarov stressed the unconditional allegiance of the Turkmens, the reality was that these people knew they could not win even if they resisted to the Russians as far as their last man. They could not stand before the enormous power of Russia that inflicted the worst massacre against the Akhal Teke Turkmens a few years earlier. As The Daily Telegraph put, Beaten and massacred at Goek Tepe, isolated alike on the side of Khiva and Persia, having no friends and no allies, they were obliged
155

bilig, Winter / 2007, Number 40

to submit, give way either before Russian diplomacy or, Russian force. No one, we suppose, will have the hardihood to doubt that, had the Mervians not some in, they would have escaped the penalties of an expedition, and have incurred, perhaps, the sanguinary punishment inflicted on the Yomuts after the capture of Khiva. We may say, therefore, that the acquisition of Merv is the direct and inevitable consequence of Skobeleffs victory and bloody reprisals (The Daily Telegraph, 18 February 1884). Despite a general acceptance to the Russian move into Merv, some Mervians did not wanted to give up all hopes of having a free life unrestrained by the foreign domination. When General Komarov marched into Merv to establish Russian authority, one of the leaders of the Mervians, Kadjar Khan, and his helper, Siah Push, black-robed-one, an Afghan preacher who was hailed as mehdi, gathered military power to stop the Russians. However, despite preaching of some religious men against the Russians annexation of Merv, and Kadjar Khans attempt to stop the Russians, the majority of the Turkmens, including Gulcemal Hatun, seem to have been in favor of surrendering their country. After a brief fight between Kadjar Khans forces and Komarovs forces, Kadjar Khan who used to be one of the high ruling personalities of Merv before he was replaced by E. ODonovan, a British journalist (The Merv Oasis, 224), could not stop the Russians who simply marched on Merv and added it into the Russian Empire (Hayit 1995: 114). Even if the Mervians succeeded in stopping Komarovs forces, they knew that the Russians had plenty of forces to send against them. They told Tcharykow, one of the first Russian diplomatic agent at Merv, that they were not afraid of you (the first Russian force to enter Merv), but of your tail (Tcharykow 1931: 169; The Times, 12 May 1884). As the Russian semi-official Journal de Saint Petersburg had stated, Russia can easily bring the strength of her 70 millions to bear upon her few Mussulman subjects whose number was estimated to be around 400.000 (The Times, 26 July 1875; Tcharykow 1931: 169). It was not Komarovs small detachment, but the whole Russian power backed by the Russians determination to enlarge their lands that succeeded in annexing Merv. It was an inevitable destiny for the Turkmens to accept the Russians, since the British denied any support to them. If the British had extended their political and military help to the Turkmens, they had a very good chance of establishing their influence over Merv because the Turkmens were dissatisfied with Persian rule, dismayed at the possibility of annexation by Russia, and desirous of passing under an English protectorate (Marvin 1886: 92)

156

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

Although it was claimed to be a peaceful annexation to Russia, the native people of the region always hated the idea of being ruled by the infidel Russians. The notion of a Mussulman province asking to be governed by the Giaours is too ridiculous to be entertained, said Captain Maslov who was present in both General Grodekovs ride into Herat and General Skobelevs Akhal Teke expedition (Marvin 1883: 153). Yet, the circumstances they were in forced the Turkmens to accept Russian rule because there was almost no Turkish land left outside the Russian domination in Central Asia. Almost all Turkish lands had already become part of Russia after long and bloody invasions. Joining with this new empire was, in a sense, meeting with their countrymen. In addition, the Russians made it clear prior to the acceptance of allegiance that the Mervians were going to be a respected member of a big empire, and keep their way of life. This mild and somewhat friendly offer was an important element in inducing them to accept Russian rule. Furthermore, the Russians offered them protection, welfare, order, security (Vambery, The Times 23 February 1884), and the right to use the resources of the Russian Empire. Having played the most important role in inducing the Mervlis to accept the Russian rule Ali Han was awarded by the Russians with medals. His rank was raised to the rank of a colonel and was appointed as the governor of Merv. Immediate Effects of Mervs Annexation by the Russians: The Russians who cleverly annexed Merv gained a large and great country without losing any man and material. As soon as they annexed Merv, the Russians starter diluting their promises indicated in the agreement. They began to rule the place as they wished, attempting to populate Merv with immigrants, as they had been doing in other parts of annexed lands in Turkistan (Togan 1947: 84-85). Five years after the annexation, the Russians living in Merv were around 2,000 souls. Along with the Russians, Poles, Persians, Armenians and others began to populate Merv (Curzon 1889: 111-114).10 Indeed, one of the strange results of Russian invasions in Turkmenia was. Demographic change in the region. While cities and towns were mostly populated by the foreign traders, merchants and craftsmen, the Turkmens continued to practice their traditional life as villagers, townspeople, nomads and semi-nomads. However, in many places, especially on the fountainheads and upper parts of rivers and creeks, new villages were constructed by the new comers. These foreign elements started to control rare water resources, which quite badly affected the traditional life of the Turkmens who came to feel extreme hatred towards the new comers (Togan 1947: 290).
157

bilig, Winter / 2007, Number 40

After the annexation of Merv, the Turkmens continued to live in their kibitkas (tents) while the new comers began to build towns and cities for themselves, which suited to the tsarist Russias policies that had been applied in Turkistan. According to the tsarist policies, the Russians did not really want to settle the nomads on the land and encourage them to change their traditional life styles. Instead, the Russians pushed the nomads out of wet and arable lands and forced them to live in deserts. They expected the natives to die out in the arid lands, while they were encouraging and helping the immigrants to settle on arable lands and construct big towns and cities (Togan 1947: 299-300). According to Dobson, who visited to Merv in 1889 and had a chance to lunch with the governor, Ali Han, and local dignitaries, namely Yusuf Khan, Maili Khan, Sar Khan and Murat Khan, Russian Merv is now composed of eighteen streets, 414 houses, 619 shops, stalls, and caravanserais: four so-called hotels, which would be better designated as lodging-houses of the very commonest kind; thirteen bakeries, and thirty four eating houses and tea shops (Dobson 1890: 293). Mervs incorporation into Russia ended the Russians fears of the Turkmens who had been known by them as unruly and lawless people. Now, the Turkmens were under their rule and would be used as a powerful force in the Russian Army against the British India. In a couple of years form the subjugation of the whole of Turkmenia, hundreds of the Turkmens began to serve in the tsarist army. The Russians believed that, if they needed, 8,000 Turkmen would be enlisted in the Russian army. Some believed that with the fighting abilities of the Turkmen warriors, the Russians would march in India to fight against the British (Curzon 1889: 129). The British believed that the Merv oasis would provide provisions to more than one hundred thousand Russian soldiers, would add to the Russian army one hundred thousand of the best irregular cavalry in the world, would close the distance to Herat to one weeks march, would complete the invasions of Central Asia, would bring danger closer to India, would give a great political prestige to Russia (Pall Mall Gazette, 22 February 1884). It was not going to take long to confront the Cossacks on the banks of Indus. In a lengthy memorandum, the British government criticized and condemned repeated pledges given by the tsar and other Russian high officials about their forward move in Central Asia. Even though they had promised not to march on Merv, they easily took it without caring what they had told to the British. However, in case of Merv, the Russians claimed that the Turkmens had willingly offered their allegiance to Russia. Meanwhile, the British who were feverishly discussing Russias annexation of Merv in their journals, meetings and books came to appreciate a Russian
158

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

danger gradually growing to menace the British interests in Afghanistan, Persia and India (The Daily Telegraph, 16, 18 February 1884; 8 March 1884). Many British, especially the hawks, or the forward policy supporters, believed that the Russians were in a position to threaten Afghanistan and India, the government, however, headed by Gladstone did not show any sign of remorse toward the Russian annexation of Merv. When the Prime Minister Gladstone was asked about Merv, he simply told that the tsar had accepted Merv as a new Russian territory (The Times, 21 February 1884). Despite Gladstones personal pro-Russian stance, the British government protested the Russians. In the end, as Sir Charles Dilke said, Our position is clear. North of the Oxus (Amu Daria), outside the boundaries of Afghanistan, Russia has a free hand. She will advance or retreat, establish garrisons or agents or Residents, annex or protect, or do whatever she pleases and whenever she pleases, according to the dictates of her own interests and the interests of her Asiatic subjects, (Pall Mall Gazette, 5 March 1884) the British did not put any solid action on the ground against the Russians. In order to ease British reaction, the Russians offered a plan which involved a task on the ground to draw a solid border between Afghanistan and Russias possession in Turkistan. After much talking and correspondences, both sides agreed to establish a Joint Afghan Boundary Commission in October 1884. The Boundary Commission headed by General Zelenoy on the Russian group and by Sir Peter Lumsden on the British side was to meet at Sarakh. After delays and troubles in Pendjeh, the commission finally succeeded in drawing a border between Russia and Afghanistan up to the Pamir region in 1887 (Yate 1886: 1-2; Saray 2003: 126). Mervs annexation almost completed Russias design to include all the Turkish people of Turkistan under the tsarist rule. Except some Turkmens and other Turkish people who were left under Afghan and Iranian rules and the khanates of Khiva and Bukhara, both of which had accepted Russian suzerainty, as well as the Eastern Turkistan that ruled by the Chinese, all of the Turks living from the Caucasus to China and the Turkish lands stretching from the Caspian to China became parts of the Russian Empire. Furthermore, Although Merv had long been considered by the Persians as theirs, and the Persians had tried to incorporate Merv into Persia ever since the death of Nadir Shah in 1746 (Saray 1999: 271, 335), it became a Russian town, which ended Persias longtime claims. Indeed, the Persians whose power could not protect their own borders had nothing to do against the Russians annexation of Merv. Without any immediate supporty neighbors to the Turks of Central Asia and mingling of foreign powers with
159

bilig, Winter / 2007, Number 40

the Turkistan affairs, the Russians began to feel more secure in their newly reached borders. In short, with the incorporation of Merv, Russia gained a geographic harmony in the region, which greatly helped them to construct a railway starting from the eastern shores of the Caspian. The Russian railway that began to be built in 1880 reached to Merv in 1885 and to Semerkand in 1888. Having been known with its glorious past and called as the queen of the world Merv lost its romance under the Russian occupation. It turned to be a Russian frontier garrison town where Cheap Russian goods were sold and a Russian club where a dance was held once a week was erected (Hopkirk 1992: 442). When Curzon visited Merv in 1889, he witnessed how far the Turkmens had been forced to accept Russian authority. He reasoned from his observation that the Russian invasions in the region were complete because many Turkmens were wearing Russian uniforms and serving in the Russian army (Hopkirk 1992: 442). Since it had been attracting the Russians to grow cotton that the developing Russian textile industry badly needed the Merv oasis began to be irrigated by the Russians as much land as possible. Russias cotton policies radically changed the land-use in Turkistan. The Russians generally forced the locals to grow cotton and other sorts of plants that mostly served to their needs. Because of the Russian agricultural policies, a kind of cotton bondage was erected in the native lands and the natives were increasingly tied to the Russian economy (Togan 1947: 280). Furthermore, one of the Russian policies in annexed lands in Central Asia was to distribute rich lands among the Russians and other new comers who were to settle on these arable lands (Saray 1999: 356). As soon as they annexed Merv, the Russians started to build new dams and water canals to carry water from the Amu Daria River (Yarmolinsky 1967: 34). Today, the Karakum canal which is the longest irrigation canal in the world with its 1,100 kilometer length carries almost 15 percent of the water of the Amu Daria River into the Merv oasis (http://www.asie-centrale.com/turkmenistan/karakoum.htm). The wealth of Merv added new riches to the already great richness of the tsar. Withan imperial degree, a large tract of lands on the right bank of the Murghab River, which consisted of 103,908 desyatin soil,11 became the personal property of the tsar (Hayit 1975: 115). Besides this, all the Russian officers who served in Merv had lovely houses with flourishing gardens (Dobson 1890: 173). Furthermore, along with large number of animals, including 700.000 sheep, 44.000 cattle, 20.500 horses, and large quantities of cereals, including 29.700.000 pounds of wheat, the Russians added 4.000 Turkmen carpets priced as 32.000 pounds annually. Besides large quantities
160

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

of source materials originated from Merv, the Russians had chances to sell their goods that amounted to 719.765 roubles every year in the shops of Merv, which are all tenanted by Armenians, Greeks, Georgians and Jews (Curzon 1889: 114-116; Dobson 1890: 173). With the loss of Merv and with the erection of the Russian authority in there, the Turkmen tribes who had been wandering in large areas, including the Afghan Turkmenistan and Khorasan, lost their freedom of moving between long distances. Once quite a freedom-loving people, the Turkmens, lost their freedom to live as they wished. They began to obey a corrupt, militaristic Russian rule and pay heavy taxes to the Russian treasury (Togan 1947: 208, 262). Furthermore, they gradually lost their fertile and irrigated lands to the new comers, which forced them to recede into deserts and wildernesses. In addition, the Turkmens who had a type of unity in Turkistan were forcefully separated from each others. After the British and the Russians drew a border for Afghanistan and Turkmenistan in 1887, some Turkmen tribes were left in Afghanistan and Iran. This division among the Turkmens had many negative effects, including continuing pressures from different foreign dominations, lack of unity for developing a common culture, and division of traditional Turkmen territories.

Notes

1. An Indian Officer, Russias March Towards India, London: Sampson Low, 1894, p. 10-11. According to the author, Irmak, with his motley army, crossed the Ural Mountains in 1579, traversed the vest untrodden forests of Tobol, defeated Kuchum in a series of battles in 1581, captured his capital, Sibir, and made the Khans cousin, Mahmet Kul, a prisoner. Many of the neighbouring chiefs submitted, and the Russians then sailed down the River Irtish, 2. According to 1907 Russo-British convention, Russia was to respect British protectorate over Afghanistan in return respect for her possessions in Central Asia. Plus, Iran was divided into three parts leaving the southern part under the British and the northern part under the Russian control and recognizing the middle part as neutral. 3. The Orenburg Siberian line commenced from Guriev on the mouth of the Yayik (Ural) River, followed up the left bank of the river to Orenburg and Orsk, and then crossed by the head streams of the Tobol River to Troitska. From there it followed through Petro-pavlovsk on the Ishim and Omsk on the Irtish, and reached to Semipolatinsk and Bakharatminsk on the Chinese border. 4. According to Marvin, the Turkmens of Merv had claimed that they had 100,000 kibitkas (tents). However, the Russian sources claimed that the Turkmens had around 46,000 kibitkas, of which the largest group was the Teke Turkmens who were made up of 36,000 kibitkas.

161

bilig, Winter / 2007, Number 40

5. A committee headed by Russian War Ministery Milyutin decided to establish The Governor-Generalship of Turkistan in 1867 witthin the ministry of the war. The center of the Governor-Generalship was Tashkent. It established on lands annexed form the Turkish Khanates of Turkistan. It also handled affairs between Russia and the vassal khanates of Bukhara, Khokand and Khiva. 6. The Times of London, 23 January 1854. As the Times stressed, in the midnineteenth century, the British believed that there were there ways to reach India from the North. The first way was passing through Farsistan, Kerman, Beloochees and going along the Persian gulf to Cabul. This road was taken by Alexander the Great thousands of years ago. The second road was following the valley of Oxus through the khanate of Chunday, and crossing the Hindoo Koosh mountains to Cabul. And, the third road was leading from Tehran to Heart to Candahar and through Ghaznee to Cabul. All these roads had harsh climatic and geographical features. 7. In their 1873 settlement with the British, the Russians openly and repeatedly assured the British that they were not after annexation of the khans lands. Yet as the victory was gained, the Russians did not want to leave the khanate intact. They made some arrangements, including the ceding of territories located on the right bank of the Amu Daria River to Bukhara as a payment to the amirs help to the Russian expeditionary forces. Part of these territories was annexed in order to construct forts and to erect military posts to control the khanate in the future. Along with this territorial arrangement, the Russians ordered the khan to pay a 2,000,000 ruble indemnity. In a country where the income of the government was not more than 400,000 rubles, the obligation of paying 2,000,000 rubles as indemnity in a span of seven years was a harsh treatment of the vanquished. Later, 800,000 of this amount was decided to be paid by the Yomud Turkmens. 8. According to Saray, E. ODonovan was a correspondent of the Daily News of London. He was sent to make observations on the ground about the true nature of the Russian movements in Turkistan to inform the public in England. 9. Lieven, British Documents on Foreign Affairs, vol. 1, p. 305. According to a treaty signed between the Merv Turkmens and the Persians, " 1. The Merv Turkomans declare their allegiance to Persia. " 2. They engage that raids by them on this country shall entirely cease, " 3. That the Persian flag is to be hoisted at Merv, " 4. That a Persian Agent shall reside at Merv on the part of the ' Shah. " 5. That 100 hostages (men of position from the four divisions of the tribes) shall reside at Meshed, but without their families. " 6. That a body of 1,000 horsemen shall be sent to Meshed (about 250 from each division of the tribe) to be employed in the service of the Persian Government. These horsemen are to provide their own horses and arms, and to be under the command of their own Chiefs, but they are to be paid by the Persian Government, and they may be employed in any part of Persia where their services are required. " The Persian Government state their readiness to agree to the following points: " 1. They recognize the Merv Turkomans as Persian subjects, and promise them protection and favourable treatment.
162

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

" 2. They agree to defray the expenses of the hostages sent to Meshed, which may be estimated at about 6,000 tomans a-year. " 3. They undertake to pay the horsemen furnished by the Turkomans for service in Persia at the same rate as that allowed by the Government to the Khorassan irregular horse, which will amount to over 30,000 tomans annually. " 4. They grant permission for 1,000 families of Merv the Turkomans to occupy Old Sereklis, and the lands adjacent on the Tejjen." 10. According to Curzon, the population of Merv in 1889 consisted of 60,000 Sarik and Salor Turkmens, 100,000 Teke Turkmens, 3,500 Persians and Tatars, 3,500 Armenians, 2,000 Russains and Poles, 1,000 Khivans and Bokhariots, 300 Jews and others, such as Caucasians, Greeks, Germans, Hungarians, Afghans and Kirghiz. 11. One desyatin equals to 2.7 acres. 103908 x 2.7 = 280.551 acres.

References
An Indian Officer (1894), Russias March Towards India, London: Sampson Low. The Merv Oasis (January 1883), The Edinburgh Review, vol. 157, p. 205-227. Afghanistan (October 1879), The Edinburgh Review, vol. 150, p. 587-606. The Russians in Central Asia (July-October 1865), The Quarterly Review 118, p. 517-533. Baker, Sir Samuel W. (August 1888), Reflections in India, 1880-1888, The Fortnightly Review, vol. 50, p. 213-221. B. O. A., Osmanl Devleti le Kafkasya, Trkistan ve Krm Hanlklar Arasndaki Mnsebetlere Dir Ariv Belgleleri, 1687-1908Yllar Aras (1992), Yayn no 3, Ankara: Osmanl Arivi Daire Bakanl. Bayur, Y. Hikmet (1987), Hindistan Tarihi: Nadir ah Afarn Aknndan Bamszlk ve Cumhuriyete Kadar (1737-1949), Ankara: Trk Tarih Kurumu. Curzon, George N. (1889), Russia in Central Asia in 1889 and the Anglo-Russian Question, London: Longmans, Gren, and Co. Devlet, Nadir (1999), Rusya Trklerinin Milli Mcadele Tarihi (1905-1917), Ankara: Trk Tarih Kurumu. Dobson, George (1890), Russias Railway Advance into Central Asia: Notes of a Journey from St. Petersburg to Samarkand, London: W. H. Allen. Gme, Saadettin (2002), Trk Cumhuriyetleri ve Topluluklar Tarihi, Ankara: Aka. Handsards Parliamentary Debates (June 10, 1881), vol. 262: 230-231 Hayit, Baymirza (1995), Trkistan Devletlerinin Milli Mcadeleleri Tarihi, Ankara: Trk Tarih Kurumu. Hayit, Baymirza (1975), Trkistan, Rusya ve in Arasnda, eviren Abdlkadir Sadak, Ankara: Ota Matbaas.
163

bilig, Winter / 2007, Number 40

Hayit, Baymirza (1987), Sovyetler Birliindeki Trkln ve slmn Baz Meseleleri, stanbul: Trk Dnyas Aratrmalar Vakf. Hopkirk, Peter (1992), The Great Game: The Struggle for Empire in Central Asia, London: Kodansha International. http://www.asie-centrale.com/turkmenistan/karakoum.htm (October 2005). Kurat, Akdes Nimet (1970), Tsarist Russia and the Muslims of Central Asia, The Cambridge History of Islam, vol. 1, Cambridge: At the University Press, p. 503-525. Lieven, Dominic (1883), British Documents on Foreign Affairs: Reports and Papers from the Foreign Office Confidential Print, Series A Russia, 1859-1880, vol. 1, University Publications of America. Marvin, Charles (1880), The Eye-witnesses Account of the Disastrous Russian Campaign Against the Akhal Tekke Turcomans. London: W.H. Allen & Co. Marvin, Charles (1883), The Russians at Merv and Herat, and Their Power of Invading India, London: W. H. Allen & Co. Marvin, Charles (1886), Reconnoitering Central Asia: Pioneering Adventures in the Region Lying between Russia and India, London: Swan Sonnenschein, Le Bas & Lowrey. Marvin, Charles (1984), The Russian Advance Towards India: Conversations with Skobeleff, Ignatieff, and other Distinguished Russian Generals and Statesmen, on the Central Asian Question. Peshawar: Saeed Book Bank. Pall Mall Gazette, 22 February 1884; 5 March 1884; 13 June 1884. Punch, 8 March, 1884. Rudhart, Alexander (1986), Twentieth Century Europe, Englewood Cliffs, New Jersey: Prentice-Hall, Inc. Saray, Mehmet (1999), Yeni Trk Cumhuriyetleri Tarihi, Ankara: Trk Tarih Kurumu. Saray, Mehmet (1989), The Turkmens in the Age of Imperialism: A Study of the Turkmen People and Their Incorporation into the Russian Empire, Ankara: Turkish Historical Society Printing House. Saray, Mehmet (2003), The Russian, British, Chinese and Ottoman Rivalry in Turkestan, Ankara: Trk Tarih Kurumu. Tcharykow, N. V. (1931), Glimpses of High Politics through War and Peace 18551929. New York: The MacMillan Company. The Times of London, 23 January 1853; 27 December 1872; 13 February 1873; 25 January 1873; 13 February 1873; 13 June 1884; 16, 21, 23 February 1884; 12 May 1994; 26 July 1875. The Daily Telegraph, 16 February 1884; 18 February 1884; 8 March 1884. Togan, A. Zeki Velidi (1946), Umumi Trk Tarihine Giri, stanbul: Enderun Kitapevi.

164

Yetigin, The Anglo-Russian Rivalry, Russias Annexation of Merv

Togan, A. Zeki Velidi (1947), Bugnk Trkili (Trkistan) ve Yakn Tarihi, stanbul: Arkada, brahim Horoz ve Gven Basmevleri. Vambery, Arminius (February 23, 1884), The Times. Vambery, Arminius (1885), The Coming Struggle for India, London: Cassell&Co. Vambery, Arminius, (23 February 1884) The Times. Wasti, S. Tanvir (October 1994), The 1877 Ottoman Mission to Afghanistan, Middle Eastern Studies, volume 30. No. 4, p. 956-963. Wasti, Syed Tanvir (July 1991), Two Muslim Traveloques: To and From stanbul, Middle Eastern Studies, volume 27, no.3, p. 457-476. Yakubovskiy, A. (1997), Merv, slam Ansiklopedisi, cilt 7, Eskiehir: MEB, 1997. Yarmolinsky, Abraham (1967), The Memoirs of Count Witte, New York: Howard Pertig. Yate, A. C. (1886), England and Russia Face to Face in Asia: Travels with the Afghan Boundary Commission, London: William Blackwood and Sons. Yetigin, Memet (2000), The Times of London, Russians Expansion into Central Asia, 1850-1900, Unpublished doctoral thesis, Lubbock, TX: Texas Tech University. Yetigin, Memet (Mart-Nisan 2004), Russias Ruthless Behavoir Against the Turkmens in Central Asia, Trk Dnyas Aratrmalar, sa. 149 p. 223-240

165

ngiliz-Rus Rekabeti, Rusyann Mervi lhk ve Bu lhkn Trkmenler zerindeki Etkileri


Yard.Do.Dr. Memet YETGN
zet: Ruslarn Trkistandaki yaylmaclk siyasetlerinin son rneklerinden birisini oluturan Mervin igali, on dokuzuncu asr boyunca devam eden ngiliz-Rus rekabetinin nemli bir halkasn oluturduu gibi, Trkmenlerin yaad topraklarn byk ksmnn da Rus hakimiyetine girmesini salamtr. Ruslarn, Hindistan zerinde gizli emelleri ve planlar olduuna inanan ngilizler, onlarn Orta Asyada Hindistana doru igal ettikleri her toprak parasnda byk kayglar duymulardr. Bu kayglarndan dolay blgeye ajanlar gndermiler, Ruslarla etin bir diplomas trafii kurmular ve zaman zaman da Afganistan ve randa igallerde bulunmulardr. Byk Oyun olarak isimlendirilen ngiliz-Rus rekabeti, Mervin 1884te Ruslar tarafndan igali srasnda ateli bir seyir izlemitir. Rus hakimiyeti altnda asker ve bozuk bir dzenin basksna maruz kalan Trkmenlerin geleneksel yaam tarzlarnda hemen deiiklik olmam, ancak ehirleri ve zengin topraklar yeni gelen Rus ve yabanc gmenler tarafndan ele geirilmitir. Ruslar ile ngilizler arasndaki snr belirleme siyaseti nedeniyle bir ksm Trkmenler Afganistan ve ran idaresi altnda kalmlardr. Anahtar Kelimeler: Trkmenler, Ruslar, ngilizler, Merv, Trkmenistan, Trkistan, Orta Asya, Afganistan, ran, Trkler, ngiliz-Rus Rekabeti

St mam niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Tarih Bolm / K.MARA myetisgin@ksu.edu.tr

bilig K / 2007 say 40: 141-167 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

- ,
. , e
: , , - , 19 , . , , , , . , . - oe " " . . , , , . - , . : , , , , , , , , , -

, , / myetisgin@ksu.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 141-167 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri


Yard.Do.Dr. Neide YILDIRIM
zet: leler, ky ile ehir arasnda kalan kk yerleim yerleridirler. Bir yandan ehir, dier yandan ky zelliklerini gsterirler. Geleneksel yapnn etkili olduu muhafazakr yerlerdir. ameli ilesi de bu zelliklere sahiptir. Denizlinin krsalnda ve mesafe olarak uzanda yer alan, kapal bir ekonomik ve sosyal yaps vardr. Geim kayna olan tarm ve hayvanclk geleneksel usullerle yapld iin nfusu geindirmekten uzaktr. Yrenin dalk ve ormanlk olmas, zellikle kkba hayvan yetitirme ve ekili alanlarn daralmasna yol am, bylece, kkba hayvanclk, giderek azalmtr. Bu sebeple ailelerin gelir dzeyi dktr. Nfus itibaryla ekonomik ve sosyal sebeplerle yurt ii ve yurt dna g veren bir iledir. Bundan dolay nfusu her yl belirli oranlarda azalmaktadr. Bu azalma, daha ok gen nfusta grlmektedir. le gittike yal ve emekli nfusun yaad yerleim yerine dnmektedir. Ancak, doal gzellii ve turizm merkezlerine (Antalya, Fethiye, Marmaris, Dalyan, Dalaman) yaknl, alternatif turizm ekillerini gndeme getirebilir. Anahtar Kelimeler: le, g, aile, sosyal yap

Giri le, Trke szlkte; ynetim bakmndan yurt blnmesinde ilden sonra gelen blm, kaymakamlk olarak tanmlanmtr. le yerine kaza kelimesi de kullanlmaktadr (tdk.gov.tr). Anayasa ve l daresi Kanununa gre iller ilelere, ileler de bucak ve kylere ayrlr. ller gibi ilelerin kurulular da kanunla mmkndr. Osmanl devrinde klasik dnemde kaza nitesinin banda kaymakam (mlki ynetici), belediye bakan ve en yksek hkim olarak kad bulunuyordu ve bu grevi ahsnda birletirmiti. Onun iin bu mlki niteye kadlk manasna kaza denmitir. imdi ise ile deniliyor. Kasaba, ehirden kk, kyden byk, henz krsal zelliklerini yitirmemi olan yerleim merkezleridir. Bu yerleim merkezlerine belde de denilmektedir (tdk.gov.tr). Ky ve ehir arasnda bir nevi arac durumunda olan ve her iki kesimden de etkilenen ileler, kylere nazaran daha hzl bir sosyal deiim ierisindedirler. Aile yaps, ekonomik yap ve dier sosyal

Sakarya niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyal Hizmet Blm / SAKARYA nyildirim@sakarya.edu.tr

bilig K / 2007 say 40: 169-194 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

zellikleri iin de ayn durum sz konusudur. evre kyleri iin sadece pazaryerleri deil, ayn zamanda birer sosyal dayanma, kltr, beeri ve ekonomik iliki merkezidirler. le ve kyler, tre ve geleneklerin etkili olduu yerleim yerleridirler. ameli yresinde de bu etkiyi kuvvetli bir ekilde grmek mmkndr. Hemen her sosyal ve ekonomik aktivitede geleneksel metotlar baskndr. Dnler, bayramlar, asker uurlamalar, ekonomik ilikiler (mesela alm-satm, bor alp vermeler),1 tarmdaki alma dzenleri gibi pek ok iliki geleneksellemi kurallarla yrtlmektedir. Da kapal zellik tayan ameli ilesinde cemaat hayat, ferdin her trl sosyal ynn kapsadndan, ilikilerde zorlayc ve balayc deer yarglarnn etkisi geerlidir. Yz yze tanabilme imknnn fazla olmas, bu ilikileri kuvvetlendirmitir. Sosyolojik olarak cemaat tipi toplum yapsnda; ferdiyet yeterince geliemediinden, fertler deer yarglarna ve bakalarna tabi olma zelliklerini srdrrler. ameli ilesinde de bu zellikleri grmek mmkndr. ameli, Denizlinin ilelerinden birisidir. klim ve yzey ekillerinin elverisizlii, ulam balantlarnn yetersizlii ve Denizlinin genelde az gelimi bir kesiminde bulunmas dolaysyla, sosyo-ekonomik bakmdan yrenin en zayf ileleri arasndadr. Denizli merkezine 110 km uzaklktadr. evre kyleriyle birlikte 19 100 kiilik nfusa sahip kk bir yerleim yeridir. Uzun sre ulamnda problem yaanan, daryla ilikileri snrl olan, kendi iine kapal, duraan yap, bugn de tam anlamyla krlamamtr. Ekonomik imknlarn yetersizlii, halkn ounun bata Denizli olmak zere deiik merkezlere g etmesine yol amaktadr. Nfus younluu dktr. Balca geim kayna olan tarm ve hayvanclk, geleneksel metotlarla srdrldnden elde edilen gelir yetersizdir. Tarm ve hayvan rnleri, verimin dkl ve pazarlama imknlarnn kstl olmas dolaysyla genel olarak yerel tketime yneliktir. Rondinelli (1983; 379-395), Gelimekte olan lkelerde kasabalar ve kk ehirler, blgesel ve milli kalknma iin nemli ilevler gerekletirirler. Bu ehir merkezleri, bu yerlerin art alanlarnn (hinterland) kalknmasnda, geim kaynaklarnn ticari tarma dnmesinde ve krsal ekonomi ile ehir ekonomisinin entegrasyonunda olumlu gler olabilirler diyor. Ona gre, kasabalar iin kalknma politikalar unlar zerinde odaklanmaldr. Tarm rnlerinin tevik edilmesi, arttrlmas ve elde edilen mallarn pazarlanmas iin kapasitelerinin glendirilmesi ve ayrca kk lekli tarmsal kurulular desteklemek ve pazar merkezlerinin ekonomik temellerini farkllatrmak, deiik alanlara ynlendirmek gerekmektedir. Kasabalar ve kk ehirler pazarlama, hizmet, ticaret, ulam, datm ve iletiim merkezleri olarak hiz-

170

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

met verirler. Bylece kk ehirler, kk lekli iletmeler iin, yeniliklerin yaylmas iin ve sosyal etkileim iin merkezler olabilirler. Krsal alandaki insanlar, retim tesislerinin yetersizlii, azalan i imknlar, yeni yatrmlarn yaplmamas; gen ve eitimli nfusun d g sebebiyle ekonomik zorluklarla kar karyadr. te bu almada, Rondinellinin yukarda ifade ettii gibi, Trkiyedeki baz ilelerin (kk ehirlerin); kk lekli iletmeler iin, yeniliklerin yaylmas ve sosyal etkileim iin merkezler olabilecei vurgusu yaplmak istenmitir. alma, zel bir alana odaklanmadan, ilenin genel niteliini tayan baz sosyal yaplarn belirlenmesini hedef almtr. Tespitler, gzlem, mlakat ve ileyle ilgili tarihi ve istatistik bilgilerin kullanlmas yoluyla yaplmtr. Denizliye uzak, krsal alanda yer alan tarm ve hayvancla elverili topraklar ve doal gzellikleri ile turizm potansiyeline sahip olan ameli ilesiyle ilgili yaplan bu aratrma; etnik ve sosyal yap, aile, evlenme gelenekleri, dil ve konuma, nfus yaps ve kylerini konu alan bilgiler iermektedir. Burada, zel olarak ameli ilesi ele alnmakla beraber, genelde ile kavramna ve ilelerin sosyo-ekonomik yaplarna dikkat ekilmek istenmi, ayrca benzer alanlarda alma yapacak olanlara da katk salanmas arzulanmtr. Ayn zamanda verilerden hareketle ortaya konacak nerilerle yneticilerin uygulamalarna k tutulmas dnlmtr. nerilerin uygulanmasyla ileye olan ilginin (ekonomik, sosyal, turizm vb.) artabilecei, g verme olaynn yavalayabilecei, ekonomik ve sosyal canlln yeniden kazanlabilecei beklenmektedir. Bu adan almann genel anlamda biri yalnzca bilimsel, dieri ise pratik olmak zere iki ynl yararndan sz edilebilir. Alan aratrmas olarak srdrlen almadaki bir ksm bilgiler, yazarn bu merkezde uzun sre yapt gzlemlerine ve yre halk ile yapt diyaloglarna dayandrlmtr.

1. Tarihi ve Corafi zellikler Tarihi kaynaklara gre ameli, eski bir yerleim birimi olarak gsterilmesine ramen, Trklerin blgeye yerlemeleri, XIII. yzylda gereklemitir. Karamanoullarnn 1277 ylnda Seluklulara yenilmesiyle oluan gler, ameli blgesinde ilk yerlemeleri balatmlardr. ameli ve evresinde bulunan ve Trk boylarnn isimlerini tayan yerleim yerleri; mesela, Knk, Knkl Knkyeri gibi, buradaki Trklerin bir blmnn Knk Boyundan gelme ihtimallerini kuvvetlendiriyor. Burdur, Denizli evresinde karlatmz Karaman, Karamanl, Karaman gl gibi yer isimlerinin varl ise, blgede Karaman Beylii ve Karaman Trklerinin yerlemi olduunun gstergesi saylmaktadr. amelinin ilk isminin Karaman olarak tarihe gemesi de bunun bir kant olarak deerlendirilebilir (Baykara 1969). X1V. yzyln balarnda Karaman (bugnk ameli), Mentee Beyliine
171

bilig, K / 2007, say 40

balanmtr.2 Cumhuriyet dneminde yrenin merkezi haline gelen Karaman, 1930da nahiye olmu ve ilk olarak Marmaris ve Kyceize, 1932de de Acpayama balanmtr. 1953deki idari dzenlemeler srasnda Karaman ile merkezi olmu, ad, evresindeki am ormanlarndan dolay ameli olarak deitirilmitir. Corafi olarak ameli, Denizli ilinin gney batsnda, Toros dalarnn devam zerindedir. Rakm 7502313 m arasndadr (ile merkezinin rakm, 1325 metre). Mula ve Burdur illeri arasnda, kuzeyinde Acpayam, gneyinde Fethiye, dousunda Glhisar, batsnda Kyceiz ve Dalaman bulunmaktadr. Yzlm 73 800 hadr. Genellikle ormanlk alan iinde, engebeli ve yayla karakterli bir arazi zerine kuruludur. Yrede, Akdenizin da iklimi hkimdir. Bu sebeple klar souk ve yal; yazlar scak ve kurak geer. Yamurlar daha ok sonbaharda, bilhassa Ekim aynda balar, ilkbaharn Nisan ayna kadar devam eder. Kar ya, rakmn yksek olmas dolaysyla fazladr. Akdeniz bitki rts azdr. Kzlam, karaam, ard ve mee gibi aalar arlktadr.

2. Sosyal ve Etnik Yap Bir araya gelmi olan insan topluluklar, belli bir etkileim ierisinde, kendi sosyal ve fiziki artlarnn gerektirdii bir yap ierisinde yaarlar. Sosyal yap eitli snrlamalarn sistematik eklidir. Bu sistematik ekil ierisinde normal d sapmalar (davranlar, hareketler) fark edilebilir. Sosyal yapy oluturan her unsur, yerine getirdikleri fonksiyon ve varlklar itibaryla onu tamamlayc bir nitelik tar (Erkal 1987; 162). Sosyal yap, cemiyetin hem byk bir grubu, hem de tali gruplar bakmndan karakteristik vasflarn, gruplarn birbirleriyle, fertlerin grup iinde ve dnda birbirleriyle ve ayn zamanda gruplarla olan ilikilerini dzenleyen organizasyon tiplerini ifade eder (Kurtkan Bilgiseven 1982; 103). Birimlerin grece istikrarl bir ereve gsteren ilikileridir (Kongar 1993; 31). u halde toplumu meydana getiren fertler, sosyal yapnn ekirdek unsurlardrlar. Sosyal yap kavramnn iinde devamllk, istikrar ve dzen vardr. Sosyal yap iindeki her fonksiyon, sosyal deer veya normlarla birbirine baldrlar. Deer ve normlar yazl veya yazsz formda olabilir. Trkiyenin dier krsal kesimlerinde de olduu gibi amelinde nispeten da kapal bir yap tayan cemaat zellii fertlerin hayatnda etkilidir. Cemaat hayat ferdin her trl sosyal ynn kapsadndan, fertler ilikilerinde zorlayc ve balayc deer yarglarnn etkisindedirler. Bu adan geleneksel deer yarglar, fertlerin her trl ilikilerinde kuvvetli bir etkiye sahiptir. Sosyal ilikiler daha ok ahsi nitelik tar. ameli, kk bir yerleim birimi olduundan, toplumu oluturan yeler birbirini ahsen tanyabilmektedirler. Mesela, iletiim teknolojisinin yaygn olmad dnemlerde, uzun sre hemen her Cuma gn, evre kylerden pazara (Cuma Pazar)
172

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

gelenler arasnda dostluklar oluurdu. Dostluklar o kadar gelimitir ki, grup arkadalarndan birisinin pazara (Cuma gn) gelmemesi, dier arkadalar tarafndan merak konusu olurdu. Pazara gelenler veya gelmi bulunanlar, o hafta gelmeyen veya pazarda bulunmayan arkadalar iin ciddi bir aratrma ihtiyac duyarlard. Pazarda bulunmayan o kiinin ii dolaysyla m, yoksa bir rahatszlk, hatta lm dolaysyla m gelmedii, arkadalar tarafndan aratrlrd. Denilebilir ki, ameli ilesinde kurulan ilikilerin temelinde ve pek ounda ahsilik n plandadr. Dolaysyla ameli ilesinin sosyal yaps, yz yze temasn hakim olduu cemaat tipi ilikilere sahip bir karakter arz etmektedir. Cemaatte bireysellik yeterince geliemedii iin fertlerin deer yarglar baml bir zellik tar. amelinde de bu zellikler grlmektedir. likiler, yazl olan kurallardan ziyade, yazsz deer yarglarna (rflere, adet ve geleneklere) gre ekillenmektedir. Fertlerin altklar alanlar, tarm, hayvanclk gibi i blmnn fazla gelimedii geleneksel ilerdir. Dolaysyla i blm gelimedii gibi, i eidi de farkllamamtr. ler genel olarak sabahn ok erken saatlerinde aile bireylerinin tmnn katlmyla balayarak, akam saatlerine kadar devam etmektedir. Burada yaayan insanlar, sosyal hayatn gerektirdii ihtiyalar yerine getirirken, birok ii bizzat kendileri yapmak zorunda olduklarndan, sosyal ilikilerin gelimesi olduka zayf kalmtr. amelindeki yerleik toplum, Trk-Ouz Boylarna3 mensup Yrk ve Trkmenlerdir. Etnik kkeni (rf, adet, inan, soy vb.) ayn olan Yrk ve Trkmenler, yaadklar hayat nedeniyle bu isimlerle anlmlardr. Yrkler, Anadolu ger topluluklar, yaadklar blgelere gre Trkmen, Yrk, ger adlaryla anlan topluluklara verilen addr (Kutlu 1987; 3). Trkmenlerin yerleik hayata geenlerine Trk ad, konarger halde hayatlarn srdrenlerine ise bu zelliklerinden dolay Yrk ad verilmitir (Yaa 1999; 288). Yrk kelimesi, iyi ve abuk yryen, gebe, Anadolunun adrda oturan Trkmenleri, bir yerde yerleemeyen gebe halk anlamna gelmektedir (Trkay 1979; 821). Anadolunun Osmanl hkimiyetine gemesiyle, Bat Anadoludaki konarger Trkmenleri Yrk diye adlandrlmtr. Trk Dil Kurumunun gncel Trke szlne gre Yrk: ok ve abuk yryen, iyi yol alan, hzl giden; Osmanl imparatorluu zamannda otuz kiilik ocaklar olarak Rumeliye yerletirilen ve sava zamanlarnda geri hizmetlerde altrlan tmarl asker, hayvanclkla geinen gebe Trkmendir (Szlk TDK 1969; 817). Baz kaynaklar ise Yrkleri, hayvanclkla geinen, Toroslarda yaayan gebe Trk Oyma, yrmekten dolay bu ismi alan Ouz Boylar, Trkmenler olarak tanmlamtr (Smer 1950; 518, Gkbilgin 1957; 4).

173

bilig, K / 2007, say 40

Erz (1991; 20), Yrk ve Trkmenlerin ayn etnik zmreye mensup iki ayr kelimeden ibaret olduunu belirtmektedir. Baz yrelerde Yrklere Yaylac, yerleik halka Yayc denildii, Karadenizde bilhassa Giresunda bu kavramlar epni -ki bir Ouz boyunun da addr- ve Ekinci kelimelerinin karl olarak ifade edilmektedir. Anadolunun eitli yerlerinde Trkmen, Yrk, Ger kelimelerine karlk Manav ve Kyl (Erz 1996; 140) ifadeleri de yer alr. Mesela, Sakarya, Bolu, Dzce, Bilecik, Ktahya, Eskiehir, zmit, Bursa, Balkesir gibi Ege ve Marmarann dousunda yer alan illerde Trkmen ve Yrkler iin Manav deyimi kullanlmaktadr. ameli yresinde ise Yrk, 1950-1960-1970l yllara kadar; yazn ameli yaylalarna, k aylarnda ise, Dalaman, Fethiye, Dalyan, Kyceiz gibi yerlerde yaayan, o tarihlerde yerleik hayat bulunmayan ve hayvanclkla geinen gruplara denilmektedir. Bu ilelerden yaz aylarnda (Haziran, Temmuz, Austos), yaylak amacyla, ameli ve kylerindeki yaylalara hayvanlarn otlatmak iin gelmekteydiler. u anda ameli, Dalaman, Fethiye, Glhisar, Acpayam, Dalyan, Kyceiz, Marmaris gibi ilelerde nemli bir ksm yerleik hayata gemitir. te Yrk denilince nceki yllarda yaylaclk yapan, u anda ounluu yerleik hayata gemi bu gruplar alglanyor. ameli yresine yaylaclk amacyla gelen Yrklerin, kei, koyun, az miktarda inek ve deve besledikleri, yaz aylarnda, hayvancln dnda, cret karl develeriyle yk tamacl yaptklar; sap, saman, gbre gibi tarm ilerinde kullanlan veya elde edilen malzemeleri tadklar ve bylece ek gelir elde ettikleri belirtiliyor. O dnemlerde zellikle yre halk iin deve tutmak (kiralamak) bazen bir itibar meselesi olarak da grlrd. nk ekonomik ve sosyal olarak daha ok varlkl aileler yklerini tatabilmek iin deve kiralayabiliyorlard. Deve sahipleri, genelde rahatszlk verilmemesi dncesiyle develerin anlarn ot vb. eylerle kapatrlard, oysa deve kiralayarak yklerini tatan aileler ise, deve katar (kervan) yola koyulduu zaman, anlarnn almasn isterlerdi. Bylece an sesleri sayesinde uzaktan fark edilen deve kervannn, hangi ailenin ykn tad merak konusu olur ve aratrlrd. Ailelerin zenginlik ls olarak deerlendirilen bu gsterili durumun, o dnem iin onlara nemli bir itibar saladna inanlrd. Trkmen ise, Ouz Trklerinin bir koluna verilen ad (Szlk 1969; 750), slam kabul etmi Ouz boylarna verilen ad (Yeni Trk Ans.1985; 4386), Mslman Ouz anlamnda kullanlm olup, Ouzlarn Mslman olmasyla yaygnlk kazanmtr. Trkmene, Trk-iman (imanl Trk), Trk Kuman (Trk ben, Trk men), ben Trkm gibi anlamlar da verilmitir. Fakat menin kuvvet eki olduu ve Trkmenin Trklerin Trk z Trk anlamna geldii de belirtilmitir (Avcolu 1979; 2224). lk nceleri konak yerleri (Knkyeri, Sofular ky gibi) ve su kenarlarnda balayan yerleme (Arkaya
174

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

ky gibi), zamanla Yrk oba ve cemaatlerin toplanp cuma namaz kldklar yerlerde (Cumaalan ky gibi) daha byk yerleim yerlerini oluturmalar ile devam etmi ve kyler imdiki hallerini almlardr. Ayrca Ouzlarn Knk, Kay ve Afar boylarnn hkimiyeti, ky isimlerinden de anlalmaktadr 4.

2.1. Konuma ve Dil zellikleri Dil, bireyin doduu tabii ve sosyal evrenin bir parasdr. Bu bakmdan doal ve sosyal bir kurumdur; kk, bilinmeyen zamanlara ulaan bir anlama sistemidir. Dilin yap talar olan kelimeler, varlklar, kavramlar, hareket ve dnceleri ifade ederler. Dil, yaznn icadndan sonra, yaz vastasyla yz yze gelemeyen, aralarnda mesafe bulunan insanlar ve farkl nesiller arasnda anlama arac olmutur. Dilin ieriini milletlerin edindikleri bilgi, duygu ve kltr meydana getirir. Dil, bir milletin manevi karakterini oluturan kltr muhafaza eder. Millet denilen insan topluluklarnn olumasnda balca karakteristik unsur; tarih, doal yap ve kkleri iinde barndran dildir. nsan kelimelerle dnr, bu bakmdan dnce ile dil i ie geer. Herhangi bir insan topluluu dili ile millet olur (Mengolu 1968; 225. Yldrm 1986; 258).
Dil ile yaam tarz arasnda sk bir iliki vardr. Bu iliki kiinin bireysel gr as, milletin gr as ve de insann znel alan ile ilgilidir ve bu zellik dili, ayn zamanda da bir milletin dili haline getirir. Her dilin kendisine ait ataszleri, masallar, nkteleri vardr. Yine her dilin kzma, svme, argo ve nezaket gibi znel alanlar da mevcuttur. Sempati, antipati gibi duygusal haller de yine dil iinde anmsanabilir. Bundan baka bir milletin meydana getirdii menkbeleri, milli destanlar, musikisi ve edebiyat da dili ile olumaktadr (Songar 1982; 115). Dil, konuma dili ve yaz dili olarak ikiye ayrlr. Dil yazl edebiyat diline dnmedii srece fazla zenginleemez. Yaz ve edebiyat dili, bir milletin kltrn nesilden nesle devreder. Szl dil, dilin geleneksel yapsn belirtirken, edebiyat yahut yazl dil, gramer de dikkate alnarak ifade edilir (Haceminolu 1978; 221). Bu adan ameli yresinde ele alacamz dil zellikleri, konuma dilidir. Konuulan bu dil, Trkenin ierisinde genelde Ege yresine, zelde ise Denizli ve zellikle ameli yresine aittir. Yrede Trke dnda baka bir dil konuulmamaktadr. Konuulan Trke, kendine has ve bir ksm trkler araclyla yaygnlk kazanm farkl bir ive ve aza sahiptir. zellikle gnlk dilde ok sk kullanlan baz kelimeler, farkl ekilde telaffuz edilmektedir. Mesela: gari/gaari/degari kelimeleri iki farkl anlamda kullanlyor. Birincisi; kelimelerin/cmlelerin sonuna konan ve abuk ol, acele et, haydi anlamnda kullanlan gari/gaari kelimesinin, hadi gari tamlamas eklinde kullanm; ikincisi ise, ayn konuyu/eyi tekrar
175

bilig, K / 2007, say 40

tekrar anlatma, steleme, vazge, brak, yeter anlamnda, degari eklinde kullanmdr. Mesela, Hadi gaari gz davrann (abuk olun), degaari slenip durma, degaari alama gibi. Genelde eylem ve durum bildiren imdiki zaman eki yor yerine kelimelerin sonunda -bat ekinin kullanm da olduka yaygndr. gelin alay gelibat (geliyor), gidibat (gidiyor), yazbat (yazyor) gibi. Kelime oul ekilde kullanlacaksa, o zaman; alyorlar yerine albatla/ albatlla, okuyorlar yerine oku(y)ubatla/ oku(y)ubatlla eklinde telaffuz ediliyor. Ayrca, benzer ekilde, ekinler biiliyor/ biilibat, anasonu yoluyor musunuz/ yolubat msnz? vb. kullanmlar yaygndr. ok nazik davranan, yava ve yumuak sesle etrafndakilere tebessm ederek konuan kiiye Ispanak gibi eribat (eriyor) deyimi kullanlr. Bazen de herhangi bir eylemin bir sreden beri yaplmakta olduunu belirtmek iin butu kelimesi/ eki fiilin sonuna getirilir. Mesela ocuk uyubutu (uyuyor), tarlada albutula (albutulla), yemek yibutulla gibi. Burada uyuma, oturma ve yeme eylemlerinin bir sre nce balad ve hala devam ettii vurgusu yaplmak istenmektedir. Butu eki, baz eylemlerde hala m anlamnda hafif sitem iin de kullanlr. Mesela, oturubutu musunuz/ oturuyor musunuz? (hala oturuyor musunuz), burada hala almadn belirten bir sitem sz konusudur. Yibutu musunuz/ yiyor musunuz? hala yiyor musunuz), dedigodu mu edibutusunuz/ dedikodu mu ediyorsunuz? (hala dedikodu mu yapyorsunuz), degari ssleni butma (hala ssleniyor musun, sslenmeyi bitir) rneklerinde olduu gibi. Yaparm, ederim, atarm, giderim vb. genelde sonu (m) sesi ile biten bu trdeki kelimelerin son sesi (n) harfine, aradaki (r) sesi de kuvvetli bir tarzda telaffuz edilerek eddeleir. Bylece bu kelimeler, yaparrn, ederrin, atarrn, giderrin ekline dnr. Baz kelimelerin ortasndaki (r) harfi telaffuz edilmeyebilir. Mesela, anlattklarm komuna deyivereceksin/syleyivereceksin yerine anlattklarm komuna devcesin/slevcesin, yemek yapvereceksin yerine yemek yapuvcasn, denilmektedir. Gitmek, gelmek, kalmak trndeki kelimelerin ahs ekleri kendine has zellikler tamaktadr: gideceksin yerine gitcen, geleceksin yerine gelcen, kalacaksn yerine galcan, gitmeyeceksin yerine gitmecen ifadeleri kullanlr. Oraya, buraya, oradaki, buradaki kelimeleri, hora denilen tek bir kelime ile ifade ediliyor. Mesela, buraya gel yerine, hora gel, oraya git yerine, hora git, oradaki-buradaki yerine hordaki denilmektedir. Uzaktaki bir nesne/yer iin ta horda, tafrda kelimeleri kullanlr. Mesela; A- Krek nerede? B- Ta horda.
176

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

Dier bir kelime henz, imdi anlamnda kullanlan gcele veya gcle kelimesidir. Mesela; A- Ne zaman geldiniz? B- Gcele geldik (imdi geldik/henz geldik). A- Buyur, yemek yiyelim. Yemee gcele oturduk/baladk (yemee yeni/imdi oturduk/baladk), B- Biz de hindi bandan kalktk (Biz de yemei yeni yedik). Hastanz nasl oldu? A- Hasta gcele rahatlad (hasta yeni/imdi rahatlad) gibi. Ayn ekilde imdi yerine hindi kelimesinin kullanm da yaygndr. Karlkl konuma biimine rnek verecek olursak: A- A ne zaman balad? B- Hindi balad (imdi balad). A- Horda tencere nereye gitti? (buradaki/oradaki tencere nereye gitti?) B- Ta hindi ordayd (imdi oradayd) gibi. Ele / elem kelimesi de Aferin, pekiyi, ok iyi yaptn gibi anlamlarda kullanlr. Mesela; A- nekle nlerini gurutmula, gazzklarn denidirivdim5. B- Elem, ok iyi etmiin. (Teekkr ederim, ok iyi etmisin). A- Scakda susamsnzdr diye size sook su getirivdim (souk su getiriverdim). B- Elem, ok hora gedi (Teekkr ederim, ok makbule geti). Baka bir kelime O, onu, yle gibi anlamlarda kullanlan ende kelimesidir. Mesela; ende ocuk neden alyor? (o ocuk neden alyor), ende gibi gonuma (konuma) (yle konuma), endenleri ne yapcan (Onlar ne yapacaksn), endeni ver (onu ver), ende suyu ver (o suyu ver) gibi. ameli ve yresinde genel olarak byk kelimesi yerine koca kelimesi daha yaygn olarak kullanlmaktadr. Koca kap, koca tarla, koca ceviz, koca baba, koca ana gibi deyimlere ska rastlanmaktadr. Kk/az kelimesi ise; acck, cimicik gibi kelimelerle karlanmaktadr. Ayrca baz akraba isimleri de kendilerine has zellikler tamaktadr. Mesela; aabey iin ice kelimesi kullanlr 6. Ayn ekilde, daynn erkek ocuklarna day, kz ocuklarna hala; amca ocuklarna amca/hala, hala ocuklarna day/hala, teyze ocuklarna da day/teyze diye hitap edilir. Kardeler birbirlerini abla ya da ice (aabey) diye arrlar. Yrenin geleneksel yapsn177

bilig, K / 2007, say 40

da, u anda orta ve st yalarda bulunan nesil, kz ocuklarna (ya ne olursa olsun) Bizim kz; erkek ocuklarna da, bizim olan diye hitap ederler. Bizim kz ve bizim olan tabirleri, evlenip evden ayrlm olsalar dahi, o ailenin birer ferdi olduklarn belirtmek iin daha ok kardeler arasnda kullanlr. Eler ise genelde birbirlerine isimleriyle deil, bizimki, evdeki, ocuklarn anas, ocuklarn babas, hordaki (buradaki), gz (kadn iin), ula ve voyn (erkek iin) gibi sfatlarla hitap ederler. Kayn peder iin babalk, kayn valide iin analk kelimeleri kullanlr. Evin gelini, kendisinden byk ya da kk olsunlar, kocasnn erkek kardelerine efe veya ice, kz kardelerine ise abla diye hitap eder. Ayrca byk amcaya/amcalara koca baba, byk amcann/amcalarn hanmna/hanmlarna koca ana denilir. amelinde yurdun genelinden farkl olarak kullanlan sebze ve meyve adlar da vardr. Mesela patatese kompr; taze faslyeye gkbrlce; msra dar; rekotuna karaca ot; domatese ise tomasak denilir. ameli yresinin geleneksel konuma dilinde kullanlan bu ve benzeri kelimeler, dier yrelerde konuulan Trkenin deiik azlaryla benzerlikler gsterebilir. Aabey iin kullanlan ice ile ici kelimeleri ve anlamlar arasndaki benzerlikler buna rnektir. Anadolunun ou yresinde kz karde iin kullanlan bac kelimesi, ameli yresinde kullanlmamaktadr. Trakya yresinde de bac kelimesi kullanlmyor. Dil, bu aratrmann zel alan deildir. amelinin baz sosyal yap zellikleri ele alnrken, etnik yap ve konuulan dil ile ilgili sadece birka konuma ekli zerinde durulmutur.

2.2. Ekonomik ve Sosyal Hayat Ekonomik ve sosyal hayat ile yaanan corafyadan yola karak, insanlarn yaptklar ileri, alma dzenlerini, retim ve tketim biimlerini ifade etmek mmkndr. Tarihsel olarak Trkler incelendiinde, genellikle bozkr corafyasnda gebe bir hayat tarzn benimsedikleri grlr. Bu corafyada, at ve demir zerine kurulu, kendilerine ait bir kltr ortaya koymulardr. Kafesoluna (1984) gre eski Trklerde at, insan ruhuna ynelen iki beeri imkn salamtr: lki, at stnde insann kendini bakalarndan daha stn hissetmesi, ikincisi atn srati sebebi ile ksa zamanda istenilen yere ulaabilme arzusunun tatminidir. Bylece insanlar kendilerini daha zgr hissetmilerdir.
ameli; dalk, ormanlk ve engebeli corafi yapsyla Kafesolunun ifade ettii gibi, insanlarn zgr yaamasna imkn veren bir yeryz ekline sahiptir. Bu corafyada yaayan kiiler, sosyal olarak geleneklerin etkisinde kalmakla birlikte, tabiatla i ie bir yaam tarz benimsemilerdir. Kadn ya da erkek, byk ya da kk, toplumun bireyleri geleneksel olarak kendileri178

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

ne yklenen grevleri yerine getirirler. Deiime ak ama ayn zamanda deerlere bal bir yaam baskndr. le merkezi, Denizli il merkezine uzak olmakla birlikte, lkemizin gneybatsndaki baz turizm blgelerine yakn mesafede bulunmaktadr. Bu da ilenin deiimi yakndan hissetmesinin bir nedenidir. ameli, merkez olarak kk esnafa ait kk sanayi sitesinde yer alan bir ksm tamir ve bakm dkknlarnn yan sra, ekonomisini ounlukla tarma dayandrmaktadr. Sanayi olarak saks topra hazrlama ve paketleme tesisi mevcuttur. Eskiden Karaman Gl olan ve u anda kurutulmu durumda bulunan gln yatandan elde edilen toprak, ilenip paketlenerek saks ve bahe bitkilerinin yetitirilmesi iin sata sunulmaktadr. Bu amala oluturulan tesisler, yre ekonomisine katk salamaktadr. Tarma dayal iilik n plandadr. Tarm topraklarnn yetersizlii ve tarlalarn kk olmas, traktr iiliine elverili yapy ortadan kaldrmtr. Bu sebeple arlkl olarak geleneksel tarm metotlar uygulanmakta ve insan gcne ihtiya duyulmaktadr. Bu da verimi drmekte, iin glk derecesini arttrmaktadr. Tm bu sebepler gz nne alndnda, elde edilen gelir ok snrl olduundan, gen nfus yeni i imknlar aramak amacyla byk ehir merkezlerini tercih eden bir g olgusunun etkisindedir.

2.3 Aile Yaps ve Dn Adetleri Aile, ana baba, ocuklar ve taraflarn kan akrabalklarndan meydana gelmi ekonomik ve toplumsal bir birliktir (Tezcan 1990). Murdock (1949) aileyi; ortak bir yerde oturan, bireyler arasndaki ekonomik ibirlii ve retim ile karakterize edilen, birlikte oturan yetikin iki cinsten en az ikisinin toplumca kabul gren cinsel ilikiler iinde olduu ve bu evli iftin kendilerinin ya da evlat edinilmi bir veya birka ocuunun bulunduu sosyal birim olarak tanmlar. Tarihsel perspektif ierisinde yer, zaman ve yelerinin say ve ilevlerine bal olarak farkl aile trlerine ilikin gruplandrmalara yer verilmitir (Gke 1991; 214). Mesela, bir snflandrmada hane halk (ailenin yeleri) says lt olarak alnrken, baka bir gruplandrmada, otorite kriteri ne karlmtr. Ailedeki ye says esasna gre yaplan ayrmda aileler, byk aile ve kk aile (ekirdek aile) olmak zere ikiye ayrlr. Byk aile, kendi iinde; birleik aile ve kk aile olarak ayrlmaktadr. Otorite esasna gre yaplan gruplandrmalarda aileler; ana ailesi ve baba ailesi olarak snflandrlmaktadr. Baba ailesi, blnmez asabe ve ataerkil aile biiminde ikiye ayrlr. Trkiyede aileler yapsal bakmdan, ataerkil geni aile, gei halindeki geni aile ve ekirdek aile olmak zere gruba ayrlmaktadr (Katba 1981: Dnmezer 1999). ocuun iinde yetitii aile, yapsal bakmdan olmasa da, ilevsel ynden geni ailedir. Gnmzde en yaygn aile biiminin gei halindeki
179

bilig, K / 2007, say 40

geni aile ya da genilemi ekirdek aile olduu sylenebilir. Bu aile tr, yapsal ynden eitli seenekleri mmkn klmas, corafi hareketlilik salamas, deerleri ve kurallar gen kuaklara aktarmada arac olmas, hzl toplumsal deimelerin yol at gerilimlere kar bireylere duygusal destek salamas nedenleriyle yaygn bir aile eididir (Onur 1986; Dnmezer 1999). Aile, toplumun en kk, fakat ayn zamanda en devaml ve bu bakmdan (toplumun) en gerek cemaati olarak deerlendirilmitir (Nirun 1994). Gkalpin dncesinde de aile toplumun en temel unsuru olarak belirtilmitir. Aile, soy ve millet ayn biyo-sosyal hatt takip eder. Her de sosyolojide kapal zmreler olarak kabul edilir. Kapal zmre, bnyesine ancak doumla girilebilen ve lm yoluyla klabilen zmreler olarak nitelendirilir. Aileye, soy ve akrabalk gruplarna ve millete bir kii ancak doum yoluyla girebilir ve lm yoluyla kabilir. Bu anlamda devlet ise ak bir sosyal gruptur, rnein kii isterse vatandaln deitirebilir. Tabiiyet deitirmek artlara gre kiilerce mmkndr. Trk ailesi genel olarak soy ailesidir. Soy ailesi kadn ve erkek tarafndan gelen akrabalklar eit olarak kabul eden bir aile tipidir. Ana soyu ile baba soyunun eit olmas, asaletin de iki ynl olmasn gerektirmitir (Gkalp 1976; Nirun 1981; Yldrm 1995). ameli aile yaps itibaryla Trk aile geleneinin devamlln oluturmaktadr. Bu aile, Gkalpin tanmlad soy, pederi aile ve izdiva aile yaplarnn karakterlerini tamaktadr. Soy ailesinin zellikleri yukarda belirtilmiti. Pederi Aile ile Pederahi aileyi birbirinden ayran Gkalp, Pederahi aile yapsnda akrabaln, yalnz baba soyuna (asabeye) dayandn belirtiyor. Aile iinde kadn ve ocuun hibir kymeti olmad gibi, aile reisi bunlar satabilir ve ldrebilirdi. Ailenin mallar da yalnz aile reisine aitti. Eski Romallarda ve inlilerde pederahi aile usul geerliydi (Gkalp a.g.e. 293; gel 1971: 69; Erz 1977: 57; Nirun a.g.e. 37). Oysa Trk milletinin aile yaps Pederi Aile tipidir. Pederi Aile, eitlik esas zerine kurulmutur. Akrabalklar tek tarafl deil, iki tarafldr. Amca ile day, hala ile teyze, amcazade ile dayzade, halazade ile teyzezade birbirine eittir. Eler, karlkl olarak eit haklara sahiptirler. ocuklar da Pederahi ailede olduu gibi aile reisinin hkmne tabi deildir. Akas, Trk aile tipini oluturan Pederi Aile, dier tarihsel aile tiplerine kyasla greceli zgrlk ve eitlik esasna dayanan bir ailedir. Gkalpin (a.g.e. 293) deyimiyle zdivaci Aile (Evlilik Ailesi), evlilik sonucu oluan ailedir. Trkler, zdivaca (evlenmeye) evlenmek, ev-bark almak derler. Bark Orhun Kitabesinde mabed (kutsal yer) anlamndadr. Ev de, mukaddes (kutlu yer) sayldndan bark adn alrd.

180

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

Trk ailesi, evlenen erkek veya kzn baba ocandan ayrlarak ayr bir ev kurmas eklinde olumaktadr (neo-lokal). Genellikle dtan (ekzogami) evlenmelerin hkim olduu ve velayete (dost, yardmc) dayanan bir anlaya sahiptir. Trk ailesinde evlenen oullar, hisselerini alp, yeni aile kurmak zere evden karlar, baba evi ise en kk oula kalrd. Esasen dank gebe hayat byk aile kuruluuna elverili deildi. Bylece kk aile dzeninde yaayan eski Trkler daha hr bireyler yetitirme imknna sahipti. Trklerde Leviratus (len erkek kardein dul kalan kars ile veya dul fakat gen ve ocuksuz vey anne ile evlenme ekli) mevcuttur (Yldrm 2006). ameli yresinde de len ein bekr olan kayn biraderi veya baldzyla evlenme gelenei ve berdel (karlkl kz alp verme, dei toku usul) gelenei vardr. Yalnz berdel tr evlilikler Gney Dou Blgesinde olduu gibi kan davas sonucu gereklemez. Zaten yrede kan davas sz konusu deildir. ameli ve kylerinde akraba evlilii yaygndr ve hatta baz slalelerde tercih sebebidir. Evlilikler tek elilik (monogami) esasna dayaldr. Birden fazla kadnla evlilik, sosyal olarak iyi karlanmaz. Aile yaplar, hane halk esasna gre; geni veya ekirdek aile eklindedir. Geni aile olarak kk ailesi yaygndr. Kk aile, anne-baba, evlenmemi ocuklar, evli bir erkek ocuk ve onun ei ile ocuklarndan oluur. Bu ailede baba ve anne, ailenin en kk erkek ocuuyla oturma art olmamakla birlikte, genellikle byk ocuklar erken evlenip evden ayrld iin, onunla beraber ayn evde yaamak zorunda kalmaktadrlar. Geni ailenin dier ekli olan birleik aile ise, anne-baba, evlenmemi ocuklar, birden fazla evli erkek oul ve onlarn eleri ile ocuklarn iine alr. Bu aile tipi amelinde yok denecek kadar azdr. le merkezi ve kylerinde evlenen yeni iftler kendilerine ait bir evde ikamet ederler (neo-lokal). Evin en kk olunun baba ocanda kalma gelenei yer yer devam etmekle birlikte, ekirdek aile giderek yaygnlamaktadr. Genelde otorite erkekte olmakla birlikte, ailede yal ve byk olann sz geerlidir. kinci derecede de kadnlar ve ocuklar etkilidirler. Ekonomik olarak tarm ve hayvanclk n planda olduu iin kadnlar ve erkekler birlikte alarak geimlerini salamaktadrlar. Bylece, geleneksel olarak aileler, aile byklerini (dede, nine) de iinde barndracak kadar geni, fakat yap itibaryla kar-koca ve ocuklardan oluan ekirdek aile karakterini tarlar. Aile fertleri ilerini birlikte yrtrler. Aile ve akrabalar arasnda geleneksel yardmlamalar vardr, akraba ilikileri kuvvetlidir. Aile iinde ve akrabalar arasnda maddi ve manevi dayanma srmektedir. Dayanmada yaa bal hiyerarinin yer ald grlmektedir. Koca baba ve koca ana deyimleri, byk amca ve byk amcann hanmna sylendiine gre, ocuk asndan byk amca ve byk yenge, anne ve baba yerine saylmakta, anne ve babaya gsterilen sayg ve itibar onlara da gste181

bilig, K / 2007, say 40

rilmi olmaktadr. te yandan anne ve babann yokluunda, amca ve yengenin, ocuklara baba ve annelik yapabilecei vurgulanmaktadr. Bu geleneksel yap, bir lde ocuklar asndan sosyal gvenlik niteliini tamaktadr. len ein kardeiyle evlilik yapma geleneinin de yine bu sosyal amaca hizmet ettii dnlebilir. Aslnda ameli yresi ile ilgili olarak bahsedilen bu gelenek, Trk toplumunun dier yrelerinde de grlen, eski ve kkl bir geleneidir. Masallarda her ne kadar krk gn krk gece sren dnlerden sz edilse de, Anadoluda dnler genellikle sadece gn srmektedir. ameli ve yresinde yaplan dnlerin sresi de, Trk toplumunun bu geleneksel yapsndan farkl deildir. Son zamanlarda ise ekonomik ve sosyal nedenler ile yalnz hafta sonlar olan bir veya iki gnlk dnler tercih edilmektedir. Dn, evlenme dediimiz sosyal olayn belirgin zellii ve evreye duyurulmasdr. Dnn, geleneksel deerlere ve kurallara uygun bir biimde yaplmasna aba sarf edilir. ameli ve yresinde evlilikle/dnle ilgili kullanlan terimler arasnda olan evermek, kz karmak veya kz rak karmak deyimleri kullanlr. Dnlerde, yredeki insanlarn itibarna (saygnlna) gre sabun, kuma, havlu, kibrit trnden ve adna oku denilen bir davetiye gnderilir. Daveti alan kii, bu davetin karln genellikle dn gn yerine getirir. Davetiyenin karlna okannac (oku annac/karl) denilmektedir ve ounlukla maddi bir hediyeyi ifade eder. Eitim ve grntl medyann da etkisi ile ehir dnleri (yrede dn salonunda bir ka saatlik elence ile yaplan gecelik dnler veya nikh dairesindeki merasim trenine ehir dnleri deniliyor.) yaygnlam, baz adetler giderek deimeye balamtr. Mesela eskiden nohut, fasulye, un, bulgur, patates, soan, lahana, prasa vb. bakliyat veya sebze gibi yiyecekler okannac olarak gtrlr ve dn sahibine (daha ok gelin veya damadn anne-babasna) verilirdi. 1970li yllardan itibaren bunlarn yerini tabak, bardak, tepsi, fincan, kak, atal, lamba, battaniye gibi ev eyalar almaya balad. 1990l yllardan sonra ise para veya hediyelik altn (eyrek altn) okannac olarak grlp, gelin veya damada tak merasimi esnasnda veya ortada oyun oynarlarken taklmaktadr. Yredeki ifade tarzyla altn taklmaya, para aslmaya balama merasimi esnasnda gelin veya damada aslmaktadr (taklmaktadr). Dnn zaman ve yeri, kimler arasnda olduu, dn ncesi karlan okucular tarafndan bildirilir. Okucu, davetiye datan kimsedir. Geleneksel yapda davetiye, yukarda ifade edildii gibi sabun, havlu, kuma, kibrit gibi malzemelerdir. Trkiyenin dier blgelerinde, mesela Dou Anadoluda bu malzemeler, elma, eker gibi formlarda olurken; anakkale ve Trakya yrelerinde krmz dipli mumdur. Gnmzde ameli yresinde
182

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

dne davet veya ar, genellikle ekilde yaplmaktadr. Birincisi geleneksel olarak okucular tarafndan yaplan davet, yani geleneksel yapda yer ald gibi sabun, havlu, kibrit gibi okular datlarak yaplmaktadr. kincisi davetiye kdna baslm yazl mesaj yoluyla yaplan davet, ncs ise cami mikrofonundan sesli duyuru yoluyla yaplan davettir. ameli ilesi ve kylerinde dnler, genel olarak Cuma7 gn leden sonra balar Pazar gn akam saatlerinden nce son bulur. Pazartesi gn de Duvak veya Yz ama ad verilen ve sadece kadnlarn katld elence yaplrd. Duvak gn sabahleyin erken saatlerde gelin, damat ve damadn en yakn bir akrabas (ablas, yengesi, halas, teyzesi gibi bir bayan) birlikte damat tarafnn akraba ve komularn ziyaret ederek el pme merasimini gerekletirirler. Bu merasim esnasnda ekonomik durumlarna gre gittikleri evlere mendil, havlu, tlbent, seccade, orap, fanila, kuma gibi hediyeler de gtrrler. Eli plen bykler de gelin ve damada para verirler. Bu adet de giderek kaybolmaya balamtr. u anda daha ok geleneklerin youn olarak yaad ve zellikle de eitimin dk olduu yerleim yerlerinde devam etmektedir. Geleneksel etkinin youn olduu 19601970, hatta 1980li yllara kadar sabahtan leye kadar yaplan duvak veya yz ama (gelin iin) elencesi, sonralar leden sonra yaplmaya baland. Gnmzde ise baz kylerde tamamen kalkm durumdadr.

3. Nfus Durumu ve G Hareketleri amelinin ile merkezi mahalleden olumaktadr. Cumhuriyet dneminde yaplan nfus saymlarnda; 19272000 yllar itibariyle nfus art izlendiinde, Denizli ili iin farkl dnem sz konusudur. 193540 dnemi, Denizlide binde be ile en dk nfus artnn gerekletii yllar olmutur. 195560 dnemi, binde 28,9 ile en yksek nfus artnn gerekletii yllardr. 19902000 dnemindeki art ise binde 12,4tr. Bu art hzyla normal bir seyir takip etmeye balamtr. Denizli, il olarak lke nfusu iinde 2000 ylnda %1,3lk bir paya sahip olmutur. Nfus art hz lke ortalamasndan dktr. ehir-ky nfusu asndan baklrsa, 1927 ylnda ehir nfusu %16,9 iken, 2000li yllarda %48,7ye ulalmtr. Bu sonu, 19272000 yllar arasnda Denizli ilinde ehirde yaayan nfusun Trkiye ortalamasnn altnda olduunu gstermektedir (Trkiye ortalamas %70tir). Denizlide krsal kesim nfusu ehir nfusundan fazladr. Bunun temel sebebi, krsal kesimin genelde verimli olmas ve merkezle olan kara yolu balantlarnn Trkiye artlarna gre iyi denebilecek bir seviyede bulunmasdr. ameli, bu zelliklere sahip olmad iin dier ilelerden ayrlmaktadr.

183

bilig, K / 2007, say 40

Grafik: 1- Denizli li ve lelerinin Nfus Art Hz Graphic: 1- Growth Rate of Population of the City of Denizli and Its Towns
50 40 30 20 10 0 -10 -20 -30 -40

il toplam

Beyaa

Akky

ivril

Sarayky

ameli

Buldan

Baklan

Honaz

Kaynak: DE 2000 Genel Nfus Saym.

Grafikte grld gibi Denizli merkez nfusu dhil olmak zere, son on ylda on sekiz ilesinin sekizinde art olurken, on ilesinde eksilme meydana gelmitir. En fazla nfus art ardak ilesinde gereklemitir. (%40). Nfus art gerekleen dier ileler srasyla; merkez ile (%30), ivril(%20), Honaz ve Buldan (%12), al(%6), Kaledir (%5). Nfusu azalan ileler arasnda, Baklan (-%38) ilk sray alrken, dier ileler srasyla unlardr: Akky (-%28), Babada (-%23), Bekilli (-%18), Gney (-%15), ameli (-%10,4), Beyaa (-%8), Serinhisar (-%7), Bozkurt (-%5), Tavas (-%3). (Yzdelik saylar, 2000 nfus saym dikkate alnarak ksuratlar en yakn rakamlara tamamlanarak yaklak olarak alnmtr). Aratrmann konusunu tekil eden ameli, nfusu azalan ileler arasndadr. Nfus, on ylda yaklak olarak %10,4 azalmtr. Nfus azalmas temel olarak d glere dayandrlmaktadr. Gen nfus, i ve retim gc olan nfustur. G eilimi de gen nfusta yksektir. le ve kylere geri dnmek isteyen nfus, daha ok i ve retim gc zayf olan yal nfustur.
Tablo: 1- Denizli ve amelinin ehir ve Ky Nfusu, Yzlm ve Nfus Younluu
Toplam Toplam Denizli ameli 850029 19100 Erkek 42617 9 9096 Kadn 42385 0 10004 Toplam 413914 2740 ehir nfusu Erkek 20867 5 1380 Kadn 20523 9 1360 Toplam 436115 16360 Ky nfusu Erkek 21750 4 7716 Kadn 21861 1 8644 Yz lm km2 1169 2 708 Nfus yo . 73 27

Kaynak: DE 2000 Genel Nfus Saym.

ameli ilesinde, ky nfusunun ile merkezinden fazla olduu ve nfus dalmnn kyler iin %85, ehir iin %15 civarnda olduu grlmektedir. Bu oranlar Trkiye geneline kyasla ehirler iin dktr (Tablo 1). Ancak Denizli, krsal nfusun arlkta olduu bir il olarak dikkat ekmektedir.

184

l Merkezi

Tavas

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

ehir ve ky toplam olarak ameli nfusu, her yl belirli oranlarda azalmaktadr. Rakamlara gre, nfustaki azalma son on ylda, ile merkezi iin %10.49, kyler iin %5,7 olarak gereklemitir (Tablo 2).
Tablo: 2-Denizli ve ameli lesinin ehir ve Ky Nfusu, Yllk Nfus Art Hz
1990 Toplam Denizli ameli 750 882 20 379 ehir 337 416 3 043 Ky 413 466 17 336 Toplam 850 029 19 100 2000 ehir 413 914 2 740 Ky 436 115 16 360 Yllk nfus art hz %0 Toplam 12.40 6.48 ehir 20.43 10.49 Ky 5.3 5.7

Kaynak: DE 2000 Genel Nfus Saym.

Tablo 2de, 1990 ile 2000 yllarnn nfus durumu karlatrlmtr. Denizli genelinde on yl ierisinde yaklak olarak yz binden fazla nfus art olurken; dier bir ifade ile on ylda yaklak olarak %12.40 ortalama byme gerekleirken, ameli ilesinin nfusu her yl belirli oranlarda azalarak on yl ierisinde ortalama olarak %6.48 civarnda eksilmitir. Bilindii gibi Trkiyede dourganlk olarak nfus art kylerde ve krsal kesimlerde ehirlere gre daha fazladr. Fakat bu noktada ameli iin negatif bir tablo sz konusudur. G bireylerin ya da gruplarn sembolik veya siyasal snrlarn tesinde, yeni yerleim alanlarna ve toplumlara doru, kalc bir hareketi dourur. nsan ve insan topluluklarnn bulunduklar blgelerden baka blgelere gitmeleri ve yerlemeleri suretiyle yer deitirme hareketi (Saydam 1997; 1) veya idari snrlar aarak, yaanlan yeri devaml ya da uzun sreli olarak deitirmeleri g kapsamnda deerlendirilir. Bu deiim, ktalararas, uluslar aras, blgeleraras, krdan ehre ya da ehirden kra doru herhangi bir lekte ya da ynde meydana gelebilir (Tmertekin-zg 1998; 307). phesiz her g olay kendi artlar iinde, kendine zg birok sebebi barndrmaktadr. Genel olarak kiiyi kendi lkesinden veya doduu topraklardan ayrlmaya zorlayan sebeplere itici sebepler, gidilen veya gidilecek yerden kaynaklanan sebeplere ekici sebepler denilmektedir. ster ii, ister aile g olsun, g temelde baz ortak sebeplere dayal olarak meydana gelmektedir. Yalnzca erkekleri kapsayan ii gleri, daha sonra aile ve hatta akraba glerini kapsam, bylece kitlesel g olgusuna dnmtr. Sosyolojinin nemli konularndan biri olan g hareketi; sebeplerine, gidilecek yere, katlan insan saysna, sreklilie gre ele alnp deerlendirilebilir. Ayrca gler; serbest ve istee bal gler ile zoraki gler eklinde de snflandrlmaktadr. Serbest veya istee bal gler, hibir zorlama olmadan kii veya ailelerin iradelerine bal olarak gerekleen glerdir. Zoraki veya mecburi gler ise, bata doal felaketler olmak zere, savalar, nfus mbadeleleri ve devletin yer deitirme hareketleri gibi sonucu zorunlu olarak meydana gelen glerdir. Zorunlu glerin temel nedeni olduu varsayl185

bilig, K / 2007, say 40

maktadr: devletin gelime ve kalknma amal faaliyetleri, snr blgesinde gvenlik alan oluturma gayreti, sava sonrasnda yeniden uyum ve doal afetlerin sonularndan halkn korunmas (Saydam a.g.e; 6). Gnmzde g hareketleri, az gelimi lkelerden (krsal ve kyl nfusa sahip lkeler), gelimi lkelere (ehirleme ve sanayi kollarnn hkim olduu lkeler) doru gereklemektedir. Trkiyede gler 1950li yllardan itibaren krdan kente olmak zere hz kazanmtr. Gnmzde de bu hzl art devam etmektedir (DE 1995; 43). D gler ise 1960 ve 1970li yllarda yaanmtr. ameli ve yresinde i gler, genelde Denizli arlkl olmakla birlikte Antalya, Dalaman, Dalyan ve Fethiye; d gler ise, Avustralya, Almanya ve Fransa istikametine dorudur.
Tablo: 3- lede Ya Grubu, gc Durumu ve Cinsiyete Gre Nfus
gc Toplam T 2 224 E 1 141 K 1 083 E 655 Toplam K 164 E 581 stihdam K 132 E 74 siz K 32 gcnde olmayan E 486 K 919 Bilinmeyen E K -

Kaynak: DE 2000 Genel Nfus Saym.

Teknolojik gelimeler, modern tarm yntemleri ile ekilen topraklar verimli klacak (tohum slah, sulama, gbreleme ile) yenilikleri getirmi, bylece ziraatta az bir i gc ile daha fazla nfus beslenecek hale getirilmitir. En gelimi bat lkelerinde ziraattaki igc top yekn igcnn yzde be ila yedisine kadar dm bulunuyor. Hlbuki Trkiyede byle bir teknolojik deime- baz ithalatlar hari- olmamtr. ehirlere gn sebeplerinin banda, artan nfusun eski tarm yntemlerini kullanarak geimini salayamay gelmektedir. ameli ve kylerindeki g hareketi i bulmak ve eitim amal serbest veya istee bal gler kapsamndadr.

4. ameli Kyleri ve Yerleim Meknlar ameli ilesinin toplam 28 ky bulunmaktadr. Mezra saylabilecek yerleim yerleri, mahalle olarak adlandrld iin mezra nitelikli kyler yoktur. Orman ve da kyleri, hem ekilebilir alanlar itibaryla dardr, hem de bu topraklar miras yoluyla blnd iin aileye geimini kazandrabilecek ekonomik verime ve bykle sahip deildir. Bu sebeple tarm, byk oranda geleneksel olarak insan ve hayvan gcyle, zor artlar altnda yaplmaktadr. Kylerdeki gn temel sebeplerinden birisi bu olmaktadr. Bu yzden kyler ve ile yal ya da almayan (emekli) nfusun barnd yerleim yerlerine dnmtr.

186

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

Tablo 4deki verilere gre en byk kyn nfusunun 1369, en knn ise 136 olduu grlmektedir. Ancak saydan ziyade nfusun nitelii, yani demografik yaps (ya, eitim durumu, cinsiyete gre dalm) nem tamaktadr. ameli kylerindeki nfus toplam 16 360, ile merkezi toplam ise 2 740dr. Kyler; yerleim yerleri itibaryla dalk ve engebelidir; da yamalarnda ve am ormanlarnn hkim olduu yerlerde kurulmulardr. Tip olarak, dank ky tipinden ziyade toplu ky tipi manzaras yanstrlar. Evler bahe ierisine yerlemi tek veya iki katl olarak ta ve kerpiten yaplmtr. ki katn aras ahapla blnmtr. zeri kiremit kapl atlardan olumutur. ki kat, dardan veya ieriden birbirine balayan, ou ahaptan yaplm merdivenler bulunmaktadr. amur sval olarak, genelde i ksmlar kirele boyanmtr. Evler altl stl olarak iki, veya drt odal olabilir. Oda genilikleri on iki ile on be metrekare civarndadr. Daha geni ve oda says daha fazla olan evler de bulunmaktadr. Odalarda yatak ve dier ev eyalarn muhafaza etmek iin duvar boyunca ahaptan yaplm yklk ad verilen geni ve byk dolaplar bulunmaktadr. Evlerde, yiyecekleri muhafaza eden ve adna kiler (maaz- maaza) denilen yerler mevcuttur. Ayrca, odalarn ierisinde banyo yapmaya elverili girelik (gusulhane veya gusurhane de denilmektedir) ad verilen yerler vardr. Gireliklerin etraf tamamen ahapla kapatlm, ierisine ahaptan yaplm bir kapyla girilmektedir. Alt taraf betondan yaplm, banyolarn pis sular ya dorudan doruya bahe ierisine veya bahelerde alan fosseptik ukurlarna aktlr. Evlerin dnda, bahe ierisinde, zellikle de kylerde, evlere yakn olarak; kuru mahsuln (buday, nohut, fasulye vb) depolanmas iin, ii blmeli, ahaptan yaplm ambarlar bulunmaktadr. Bu ambarlar, hemen btn yrede ayn tipte ve yerleim olarak da benzer meknlara konulmutur. Yine bahe ierisinde, yrede birbirine benzeyen, ahrlar vardr. Genel olarak kydeki tuvaletler ahrlarn yannda yer alm olmakla birlikte, ile merkezindekiler, evlerin i meknlarna yerletirilmilerdir. Samanlk, souu nlemek bakmndan ahrlarn stnde ikinci katta ina edilmitir. Zira ahrlarn tavan, evlerin tavanlar gibi sadece ahaptan yaplmtr.

187

bilig, K / 2007, say 40

Tablo: 4- ameli Kyleri, Bu Kylerin Toplam ve Cinsiyetlere Gre Nfuslar (2000 Saym Yl)
dari birim Akpnar Arkaya Ayvack Belevi Bakc Cevizli Cumaalan amlbel idemli Elmal Emecik Ericek Gkeyaka Grsu Toplam 761 691 115 692 306 680 716 324 590 1354 382 122 699 492 Nfus Erkek 345 317 60 328 142 329 348 147 277 657 180 61 329 254 Kadn 396 374 55 364 164 351 368 177 313 697 202 61 370 238 dari birim Gzelyurt mamlar Kalnkoz Karabayr Knkyeri Kzlyaka Kirazlyayla Kocaova Kolak Sarkavak Sofular Talar Yaylapnar Yeilyayla Toplam 852 787 1369 788 339 357 1190 136 739 333 331 459 567 189 Nfus Erkek 392 375 632 374 163 169 522 67 352 172 147 215 249 93 Kadn 460 412 737 414 176 188 668 69 387 161 184 244 318 96

Bucak ve kyler toplam ehir merkezi toplam ameli ilesi toplam

Toplam 16 360 Toplam 2 740 Toplam 19 100

Erkek 7 716 Erkek 1 380 Erkek 9 096

Kadn 8 644 Kadn 1 360 Kadn 10 004

Kaynak: DE 2000 Genel Nfus Saym.

Sonu ve neriler ameli, etnik ve sosyal yap itibaryla Ouz Trklerinin Knk, Afar, Kay boylarna mensupturlar. Bu adan ayn kkene sahiptirler, sosyal dokular homojendir ve konutuklar dil Trkedir. ounluu Karaman blgesinden buraya yerletirilmilerdir. Yrede Yrk kavram kullanlmakla birlikte, Trkmen kavram kullanlmyor, hatta bilinmiyor. Bu adan ayn kkene mensup olan Yrk-Trkmen arasnda ayrm sz konusu deildir. Akrabalk, komuluk gibi ilikiler geleneksel olarak olduka kuvvetlidir. Geleneksel yapy srdrenler arasnda (ounlukla ileri dzeyde eitim grmeyenler) akraba evlilikleri vardr, hatta tercih sebebidir. Fakat bir yandan g ve i yoluyla baka yerlere yerleenler, dier yandan eitim nedeniyle yreden uzaklaanlarn yaptklar evliliklerin etkisiyle, evliliklerdeki tercih ve anlaylar deitirmitir. Bylece akrabalk, eski anlaytan uzaklaarak evlilik iin birinci derecede tercih sebebi deildir. Ailede baba otoriter olmakla beraber, eler ve ocuklar arasnda samimi dayanmalar mevcuttur. Dolaysyla kadnn da e ve ocuklar zerinde etkisi vardr. Tarma dayal ekonomileri dolaysyla aile bireyleri, tarla ve bahelerde birlikte alma alkanlk ve zorunluluuna sahiptirler. Eitime nem verilmekte, kz ve erkek ocuklarnn okumas iin gayret gsterilmektedir. Kz ve erkek arasnda zel bir ayrm olmamakla birlikte, Trkiyenin pek ok yresinde grld gibi burada da ailelerin, erkek ocua sahip olma istei vardr. ocuklar (kz ve erkek) aile bireyi olarak, anne ve baba mirasnda eit bir ekilde hak sahibidirler.
Gzlemlerimize dayanarak, kiisel kanaat olarak yre insannn, sosyal yap asndan baz zelliklere sahip olduunu belirtebiliriz. Birincisi, muhafazakr
188

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

ve kanaatkrdrlar; ikincisi, birlikte i yapabilme, yardmlama eilimine sahiptirler; ncs de, ekonomik ve sosyal faaliyetlerde almaya isteklidirler. Byle bir anlayn temelinde, turizm merkezlerinin yaknl ile gelen deiime aklk olgusu, ile insannn eitime olan ilgisi ve genlerin eitim seviyesinin giderek ykselmesinin etkisi vardr. Bu ve benzeri zellikler, ameli ilesinde sosyal hareketlilii tevik eden nedenler arasnda deerlendirilebilecei gibi, geleneksel etkinin katln (tutuculuunu) da zayflatmtr diyebiliriz. ameli yresi, doal gzellikleri itibaryla yayla ve k turizmi potansiyeli olabilecek bir yerleim yeridir. l merkezinden uzak olmas dolaysyla bu gne kadar yrenin bu zelliklerinden yeterli derecede faydalanlamamtr. ledeki nfus hareketlilii dikkate alnrsa (tablo 2), Trkiyedeki dier krsal alanlar gibi, ameli ilesinde de g eilimi vardr. G olay, ilenin nfus bakmndan boalmasna, ekonomik bakmndan da giderek zayflamasna yol amtr. Bu adan ileyi cazibe merkezi yapabilecek baz almalarn ierisine girmek gerektiini dnyoruz. Mesela 1975li yllarda ameli Kalkndrma Kooperatifi, ameli-Belevi Ky arasna yaptrd souk hava deposu ile israf edilen sebze ve meyvesini deerlendirmesini hedeflemitir. u anda (2005) ortak says azalan ve faal olan bu tesis, nceki yllara gre gittike daha iyi hizmet vermeye balamtr. Bu tr tesislerin oalmasnn nemi aktr. Bunlarn dnda, amelinin ekonomik ve sosyal ynden kalknabilmesi, g olayn yavalatabilmesi iin unlar nerilebilir: Hareketlilii tevik iin Meslek Yksek Okulu almaldr. Yksek okul, her zaman geerli olabilecek mesleki blmlerle birlikte, mesela yrenin yapsna uygun aa ileri programcl, kltr balkl, dokumaclk, bilgisayar programcl gibi farkl blmlere yer vermelidir. Yrede yetitirilen tarm ve hayvan rnlerini (zellikle kuru fasulye, nohut, ceviz, bal, st, tereya vb) deerlendirecek birlikler kurulmaldr. Bu birlikler, hem yrenin tantmn, hem de rnlerini gerek deeriyle pazarlama imknlarn salamaldrlar. Yreye ait kilim, hal, yolluk, heybe, dastar (bart), aa ileri gibi kaybolmaya yz tutmu el sanatlar da canlandrlmaldr. Bu tr el sanatlar ile giri ve knda, Denizli-Fethiye transit yolunun iki tarafna, ameli Belevi ky veya ameli Bak ky istikametinde yaplacak stantlarda tehir edilmeli ve pazarlanmaldr. Byle bir alma, ameli ilesine yaklak yetmi kilometre mesafede bulunan Serinhisar (Kzlhisar) ilesi gibi bir kalknmlk ve gelimilik getirebilir8. Bu rnekten yola klarak, ameli ilesi de ekonomik ve sosyal ynden gelitirilip cazip hale getirilebilir. Yrede grev yapan mahalli ve mlki amirlerin ve sivil toplum kurulularnn bu konularda birlikte hareket etmelerinin yararl olacan dnyoruz.

189

bilig, K / 2007, say 40

1. Toplu alm-satm veya bor alp vermelerde genelde herhangi bir rnn hasad sonrasna sz verilir. Mesela, anason kalkm (hasad), buday kalkm, elma toplanmas, gzn gibi. 2. Mentee Beylii, Seluklularn u beylii olarak Mentee Bey tarafndan 1300'de kuruldu. Mula, Ka, Fenike, Bozdoan, ine, Tavas, ameli, Acpayam ile Aydn ve Denizli illerinin gneyinde hkm srd. Menteeoullar Beylii'nin, Ege Denizi'nde kuvvetli bir donanmas vard. Selukoullarna ve lhanllara tabi oldu, fakat Osmanllarla mcadele edemeyerek 1424'de bir Osmanl eyaleti haline geldi. 3. Trklerin Ouz Destanna gre Ouz (Ouzhan), Asyada Trk birliini gerekletiren byk Hun hkmdar Mete (Metehan) olduu kabul edilir. Ouz, altn yay getiren byk oullarna Bozok der ve lkenin idaresini onlara verir. oku bulan kk oullarna ok adn verir ve onlarn Bozoklarn idaresinde beylik yapmalarn ister. Ouzlar 24 boydur. Bozoklar denen 12 boy, Ouzhann oullar Gn Han, Ay Han ve Yldz Handan inen Kaylar, Bayatlar, Alkaevliler, Karaevliler, Yazrlar, Dodurgalar, Derler, Avarlar(Afarlar), Yaparllar, Bedililer, Kzklar ve Karknlar. Oklar denen 12 boy Ouzhann oullar Gk Han, Da Han ve Deniz Handan inen Bayndrlar, Peenekler, avuldurlar, epniler, Salgurlar, Eymrler, Alayuntlular, Yregirler, dirler, Bydzler, Yivalar ve Knklardr (Bkz. Kafesolu, 1984; 218-219; Smer, 1980; 212). 4. Bkz. Yldrm, Neide (2006), ameli lesinin Sosyo-ekonomik Yaps ve Potansiyeli, Frat niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Elaz, XVI (2): 315-340. 5. Ann tarlada/bahede ineklerin kazk/sikkelerinin yerlerini deitirdiini gerekesiyle bildirmesi. Bilindii gibi tarlada inek veya dier hayvanlar, tarla/bahenin dier tarafna (mahsulne) zarar vermemeleri iin ucuna balanan ip/zincir ile topraa aklmaktadrlar. p/zincirin uzand alanda yiyecek bir ey kalmamas halinde, belirli aralklarla, hayvanlarn bal olduu kazk/sikkelerin yerleri otlu yerlere/otun bol olduu yerlere- deitirilir. te A isimli kahramanmz bunu belirterek ineklerin yerlerini deitiriverdiini ifade ediyor, Bde ona cevap veriyor. 6. Ziya Gkalp, Trk Medeniyeti Tarihi adl eserinde, ark Trklerinde btn byk erkeklere ici dendiini belirtmektedir. ameli ve yresinde aabey iin kullanlan ice kelimesiyle ici kelimesinin benzerlii dikkat ekicidir. 7. Bazen dnler Sal gn leden sonra balar ve Perembe gn akamzeri son bulur. Cuma gn de duvak merasimi yaplr. Fakat Sal sallanr batl inanyla, Sal gn dn balatmak zorunlu olmadka pek tercih edilmez. 8. Serinhisar ilesi, geleneksel el sanatlarnn tehir ve satlaryla kuru yemi vb. yiyecek trnn imalat ve satlarn gerekletirerek, birka yl ierisinde ilelerinin ekonomik ve sosyal ynden geliim ve deiimini gerekletirmilerdir.

Aklamalar

190

Yldrm, Toplum Yaps tibaryla ameli lesinin zellikleri

Kaynaka:
AVCIOLU, Doan (1979), Trklerin Tarihi. 3. Kitap, st: Tekin Yay. BAYKARA, Tuncer (1969), Denizli Tarihi II, st: Faklteler Mat. DE, 1995 Genel Nfus Saym, Ank. DE, 2000 Genel Nfus Saym, Ank. DNMEZER, brahim (1999), Ailede letiim ve Etkileim, st: Sistem Yay. ERKAL, Mustafa (1987), Sosyoloji (Toplumbilim), st: Filiz Kit. ERZ, Mehmet (1977), ktisat Sosyolojisine Balang, st: Faklteler Mat. ---------, (1991), Yrkler, st: T.D. Aratrmalar. ---------, (1996), Milli Kltrmz ve Meselelerimiz, Ank: K.B.Yay. GKALP, Ziya (1976), Trk Medeniyeti Tarihi, st: Kltr Bakanl. GKBLGN, Tayyib (1957), Rumelide Yrkler, Tatarlar ve Evlad- Fatihan, st: Faklteler Mat. GKE, Birsen (1991), Aile ve Aile Tipleri zerine Bir nceleme, Aile Yazlar Bilim serisi, 5/1, Ank: Aile Aratrma Kurumu. HACIEMNOLU, Necmettin (1978), Trkenin Karanlk Gnleri, st: rfan Yay. KAFESOLU, brahim (1984), Trk Milli Kltr, st: Boazii Yay. KAITIBAI, idem (1981), ocuun Deeri (Trkiyede Deerler ve Dourganlk), st: Gzlem Mat. KONGAR, Emre (1993), Toplumsal Deime Kuramlar, st: Remzi Kitabevi. KURTKAN BLGSEVEN, Amiran (1982), Genel Sosyoloji, st: Divan Yay. KUTLU, Muhtar (1987), avakl Trkmenlerinde Ger Hayvanclk, Ank: Kltr Bakanl Yay. MENGOLU, Takiyettin (1968), Felsefeye Giri, st. Mat. MURDOCK, George P. (1949), Social Structure, Newyork: The Mac Millian Company. NRUN, Nihat (1981), Sistematik Sosyoloji Asndan Ziya Gkalp, st: Kltr Bak. Yay. ---------, (1994), Aile ve Kltr, Ank: Trk Tarih Kurumu Yay. ONUR, Bekir (1986), Geliim Psikolojisi (Yetikinlik, Yallk, lm), Ank: V Yay. GEL, Bahaeddin (1971), Trk Mitolojisi I. 1000 Temel Eser, st: Kltr Bakanl Yay. RONDINELLI, Dennis A. (1983), Towns and Small Cities in Developing Countries, The Geographical Review, Vol. 73, No. 4,The American Geographical Society of New York. SAYDAM, Abdullah (1997), Krm ve Kafkas Gleri (1856-1876), Ank: Trk Tarih Kurumu Yay. SONGAR, Ayhan (1982), eitleme, st: Kubbealt Neriyat.

191

bilig, K / 2007, say 40

SMER, Faruk (1950), XVI. Asrda Anadolu, Suriye ve Irakta Yaayan Trk Airetlerine Umumi Bir Bak, ...F. Mecmuas, XI (14), st. ---------, Faruk, (1980), Ouzlar, st: Ana Yay. tdk.gov.tr. TEZCAN, Mahmut (1990), Trk Ailesi Antropolojisi, Ank: Babakanlk Aratrma Kurumu. Yay. TMERTEKN, Erol; ZG, Nazmiye (1998), Beeri Corafya, nsan-Kltr-Mekn, st: anta Kit. Trke Szlk (1969), Ank: Trk Tarih Kurumu Bas. TRKAY, Cevdet (1979), Babakanlk Ariv Belgelerine Gre Osmanl mparatorluunda Oymak, Airet ve Cemaatler, st: Tercman Yay. YAA, Recep (1999), Sakarya ve evresinin Trk Hkimiyetine Girii, I. Sakarya ve evresi Tarih ve Kltr Sempozyumu, Adapazar: Sakarya ni. Yay. Yeni Trk Ansiklopedisi (1985), st: tken Ne. YILDIRIM, Kazm (1986), Dnce ve Medeniyet Tarihi, st: Fatih Yay. YILDIRIM, Neide (1995), Trk Aile Yaps inde Edirne Ailesinin Sosyal Yap zellikleri, st: Trk Ktphaneciler Der., Yay. ---------, (2006), Ailenin Yaps ve Problemleri, st: Yeerim Bilim-Aratrma Yay.

192

Characteristics of ameli Town Regarding Social Structure


Assist.Prof.Dr. Neide YILDIRIM
Abstract: Towns are small settling places between villages and cities. They both have the characteristics of a village and a city. Towns are the conservative places where traditional structure is effective. ameli town has these characteristics too. It is cituated at rural far from Denizli and has close economic and social structure. Means of living is agriculture and live-stock dealing. Agriculture and live-stock dealing have been done by traditional methods so they are not enough to keep the people live there. The areas for rearing sheep and goats are limited because of the mountainous and woodland nature of the region. Thus the number of sheep and goats have decreased. So the income of families are low. Regarding population, people live in ameli migrate to other cities (to Denizli, Dalaman and Antalya) or to other countries (especially to Australia, Germany, and Arabian countries). Because of the emigration of young people, ameli has become a place where old and retired people live in. But, natural beauty and proximity some touristic centers like Antalya, Fethiye, Marmaris, Dalaman, Dalyan, have brought alternative forms of touristic as climbing, summer residence, camping, hunting, jogging etc. Key Words: Town, migration, family, social structure

Sakarya University, Faculty of Science and Letters, Department of Social Work / SAKARYA nyildirim@sakarya.edu.tr

bilig Winter / 2007 Number 40: 169-194 Ahmet Yesevi University Board of Trustees



: , . , . , . . . - , , . , . . . . . . (, , , , ) . : , , ,

/ nyildirim@sakarya.edu.tr

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 169-194 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar


Yard.Do.Dr. Osman YORULMAZ

zet: Bu makalede, Harezmahlarn hizmetine girerek Maverannehir ve Harezmin eitli blgelerine yerleen Kangl/Kankl boy ve uruglar dnda kalan, esas itibaryla Moollar geldii srada Yedisu blgesinde, Srderya ve Araln kuzey bozkrlaryla Bat Moolistan ve Gobi civarnda yaamakta olan Kangllarn tarihi ele alnmtr. Trkistan corafyasnn eitli blgelerine dalm olan sz konusu Kangllarn bir ksm, eitli sebeplere bal olarak yok olurken, bir ksm Krgzlar ve Kazaklar arasnda varlklarn koruyarak gnmze kadar gelmilerdir. Anahtar Kelimeler: Kangl/Kankl, Bikicek/Bekcik, Tulubay, Pu-humu, Kumar Hatun, Kazak

Giri Kangllar, Trk tarihinin ve corafyasnn mhim bir blmnde rol oynam nemli Trk boylarndan birisi olmakla birlikte, XII. yy. ncesi tarihleri ve meneleri, kaynaklarn bilgi vermeyiine bal olarak karanlktr. Menelerine dair eitli aratrmaclar tarafndan Kanglardan (Kanguy veya Kang-ch halk), Peenek-Kangarlardan ve Kpaklardan geldikleri eklinde grler ileri srlmse de, bu grlerden hibiri zerinde henz ittifak salanm deildir.1 ok tartmal olan ve bal bana ayr bir mesai gerektiren ve bu meseleye, almann snrlarn amas nedeniyle girmiyoruz.
Kangllara dair bulunabilen ilk bilgi IX. yy.n ikinci yarsna ait olup, Basml, Dokuz Ouz ve Karluklara komu olarak Altaylar civarnda yaadklar eklindedir (Kumekov 2002: 784). XII. yy.a kadar baka bilgi yoktur. Bu yzylda bir ksm douda inin kuzeyinde bir ksm da Yedisu blgesinde grlrler. Doudakilerin XII. yy.n erken devirlerinde zaman zaman Kin mparatoruna balandklar (Bretschneider 1996: 223, 302), Yedisu blgesine gelenlerin ise, ayn yzyln ikinci eyreinde Karluklarla birlikte Karahanllarn idaresi altnda olduklarna ahit olmaktayz (Turan 1965: 175176; Togan 1981: 405; Berntam 1998: 306). XII. yy.n sonu ile XIII yy.n balarna gelindiinde yani Mool istilas ncesinde Kangl boylar, Moollarn Gizli Tarihi, Yan-shi ve dier Yan Hanedan kaynaklaryla, Cveyn, Plano Karpini, Willim Rubruk, Benedict ve daha ge dnem mellifi Ebul

Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Tarih Blm / STANBUL osmanyorulmaz@hotmail.com

bilig K / 2007 say 40: 195-222 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2007, say 40

Gazinin kaytlarna2 gre, Bat Moolistan ve Gobi havalisi, Yedisu blgesi, Maverannehir ve Harezm ile bugnk Kazak bozkr olmak zere Trkistan corafyasna dalm durumdadrlar. Anlald kadaryla, inin kuzeyinde Gobi l ve Bat Moolistan havalisinde yaarlarken, Karahanllarn zayflamas ve Kpaklarn, Kafkaslar ve Karadenizin kuzeyine doru glerini takiben Karahtay basksnn da etkisiyle bat ve gney bat istikametine doru yaylarak, XII. yy.n ikinci eyreinden itibaren Yedisuda, ayn yzyln sonlarndan itibaren de Araln kuzey bozkrlarnda younlamaya balamlardr. Yedisu blgesinde yaayanlar, Dou Karahanl sahasnn Karahtay Gur Hann eline gemesiyle XII yy.n ortalarnda Gur Hana tabi oldular (Cveyn 1999: 305). Bunlarn ve Srderyann kuzeyinde bozkrda yerleenlerin byk ounluu ayn yzyln 80li yllarndan itibaren ktleler halinde Harezmahlar devletinin hizmetine girerek (Badad 1936: 158-159, 174-175; Ebul-Gazi 1996a: 31; dOccon3 1996: 105; Kprl 1943: 233234; Barthold, 1990: 363; Kafesolu 1992: 94), Harezm ve Maverannehirin nemli merkezlerine yerlemilerdir. Ebul-Gazi (1996a: 31)nin ifadesiyle, geride u ve Talas civarnda 10 bin adrlk kk bir Kangl ktlesi kalmtr. Harezmahlarn askeri gcnn mhim bir ksm, Yedisu ve bozkrdan g eden ite bu Kangllardan olumutur. Bozkrda kalanlar, Moollarn geliine kadar her hangi bir otoriteye balanmadan geleneksel yaam biimlerini devam ettirirken, en douda, asl yurtlarnda Altaylarn dousunda, Bat Moolistan ve Gobi civarnda yani inin kuzeyinde bulunan Kangl uruglarndan bir ksmnn XIII. yy.n balarnda Cengizin blgede idareyi ele alna kadar Kerait Ong Hana bal olduklarn grmekteyiz. Cengizin tarih sahnesine kyla birlikte, nce vaktiyle Keraitlere bal uruglar olmak zere Moolistan ve Gobi civarndaki Kangllar (gel 1964: 245-247, 265, 267; Chi 1970: 373, 381; Bretschneider 1996: 302), Naymanlar, Harezmahlar ve kuzey seferleri dolaysyla da Yedisu, Maverannehir, Harezm ve bozkrda yaayanlar, tamamen Moollarn idaresine girdiler (MGT 1986: 185, 195; Cveyn 1999: 116, 120)4. Harezmahlar devletinde grev alanlar ile bozkrdakilerin ou, Moollar tarafndan yok edildiler. Kalanlar, Mool ordusunda askere alnmak ya da Moollar nnde Anadolu ve Suriyeye5 kadar eitli blgelere kk ktleler halinde dalarak yerli halklara karmak suretiyle kavmi yaplarn kaybedip, bir g olmaktan ktlar. Bu ksa giriten de anlalaca zere Mool istilas, adeta Kangllarn sonu olmutur. Mool istilas sonras sadece Yedisu blgesinde (ki, bunlar gnmze kadar gelmitir), XIV. yy.da Altn Ordada ve XVII. yy.da Hive Hanl196

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

nda Kangl varlndan kaynaklar bahsetmektedir. te bu almada, Mool devri ve sonras Yan Hanedanyla, Cuci ve aatay Uluslar sahasnda grlen Kangllarn faaliyetleri ele alnacaktr.

Cuci Ulusunda Kangllar Cuci Ulusunda karmza kan Kangllar, Moollarn Det-i Kpaka geldii sralarda rti-Yayk-Seyhun nehirleri geninde bozkrda yaayan, XIII. yy.n 20li yllarnda Subetay ve Batunun seferleriyle itaat altna alnan Kangllarn kalntlardr. Moollarn blgeye hakim olmasndan sonra uzunca bir sre ta ki, Tulubay idaresinde Kangllarn, Altn Ordada ayr bir il durumunda olduklarn renene kadar Cuci Ulusu idaresindeki Kangllardan haber yoktur.
Det-i Kpakta Cuci Ulusunun siyasi tarihinde mhim rol oynayan Trk illerinden biri Karluklar ve Uygurlarla birlikte Kangllar olmutur. Cengiz dnemi Mool istilasyla birlikte Det-i Kpaka giren Mool kabileleri, yerli Trk unsurlara nispetle ok daha az olmalarna ramen Moollarn eline geen dier lkelerde olduu gibi, Altn Ordada da hakimiyeti elde tutmay baarmlardr. Ancak Uygur ve Kangllar gibi bu Mool hiyerarisini krarak istisna tekil eden Trk illeri de kmtr. Altn Orda Han Berdi-Bek (1357-1360)in atal olan Kangl Tulubay, Berdi-Bek zerinde tesis ettii nfuz ve uygulad siyasetle Sayn Han slalesinin yok olmasna ve Altn Ordann fetret devrine srklenmesine yol am, bir ok Mool ileri gelenlerinin olduu kadar devletin de kaderiyle oynam mhim bir ahsiyettir. Kangl Tulubay, temi Hacya gre, ok gl ve Hann ok sevdii birisiydi. yle ki, Han onun sylemedii hibir ii yapmazd. Can-Bek Han (1340-1357)n onun Sumay6 adl olunu haydutluk yapmas nedeniyle ldrtmesi yznden Tulubay, Can-Beke kar byk bir kin ve nefret beslemeye balamt (Utemi7 Hac 1992: 108) Akabinde gelien hadiselere baklrsa Tulubay, Can Bekten intikamn almak iin frsat kollamaktayd. Can-Bek Han, Azerbaycan seferinden dnerek Saraya geldiinde hastal iyice artnca, emirlerinden Kangl Tulubay, gizlice Tebrizde bulunan olu Berdi-Beke haber yollayarak babasnn lmekte olduunu, biran evvel gelerek tahta kmasn bildirmitir. Babasndan habersiz Saraya geldiinde Can-Bek endielenmi, torununu ok seven annesi Taytulu Hatun tarafndan teskin edilmeye allmtr. Ancak Can-Bekin, olu Berdi-Bekle anlaan Tulubayn adamlar tarafndan boularak ldrlmesi (Temmuz 1357) endiesini hakl karmtr. Kafal (1976: 84-85)nn Rus kroniklerinden Nikonovskaya Letopise dayanarak bildirdiine gre, tmen beyi Kangl Tulubay, Berdi-Beki, sen tahta kabilmek iin baban bertaraf etmelisin diyerek kandrm, ayrca birok vaatlerle baz emirleri de kendi tarafna e197

bilig, K / 2007, say 40

kerek her ey hazrlandktan sonra Can Beki bomak suretiyle ldrtmtr (23 Temmuz 1357). Berdi-Bekin han olmasyla durumu iyice glenen Tulubay, Can-Beki ldrtmekle fkesi dinmemi olacak ki, temi Hac (1992: 108)nn kaydna gre, Berdi-Bek Hana, Sen daha ok gensin. ocuklarn bu sre ierisinde byyecekler ve seninle ayn olacaklar. Sen ihtiyarlayacaksn, onlar gnden gne erkekleecekler. Sana kar kp yarn, yani ihtiyarladnda hanl elinden alacaklar. Onlar imdiden ldrsene... eklinde telkinlerde bulunmutur. Berdi Bekin babasnn yerine tahta kmasnn ok ani gereklemesi dolaysyla byk meradan Mool Buka, Emir Ahmed ve Emir Nangtay gibi biatde geciken ve imtina edenler hemen orackta ldrlmlerdir. yle ki, henz sekiz yanda olan bir kardei dahil hepsi katledilmilerdir (Kafal 1976: 85). Berdi Bek Han, Kangl Tulubayn tavsiyesi ile btn kardelerini yok edip yalnz kendini ve olunu brakm; o da lnce kederinden kendini ikiye vermi ve bu dknl yznden yllk saltanattan sonra kendi de lmtr. Kendi mensubu bulunduu slaleyi yok etmesi dolaysyla Cuci ulusunda Berdi-Bek Hana Kkn Krgan Kten Han denmitir. Bylece AkOrda hanedan Berdi-Bekle son bulmutur (Utemi Hac 1992: 108; Kafal 1976: 38, 86). Kangl Tulubayn durumu, Uygur Bacrtuk-Boa8nnkine benzer bir hviyette grnmektedir. Uygur Bacrtuk-Boann Toktoga Hana yaptrdklara benzer ekilde Tulubayn faaliyetleri de Sayn Han slalesini yok etmek kastna matuftur. Onun tahrikleriyle Berdi Bekin takip ettii siyaset neticesinde, Cuci ulusunda ciddi i karklklar balamtr. Berdi Bekin son yllarnda balayan bulkak (fetret) devri, ancak Dou Det-i Kpakta Urus Hann rakiplerini alt ederek 1369da idareyi ele almasna kadar devam etmitir. Kangl Tulubayn, Berdi-Bek Hann atal ayn zamanda da tmen beyi olduu ifade edilmiti. Tulubay rkn-i azam- devlet9 tabirini kullanmtr. Altn Ordada atalk vezir hviyetinde olup Kurultay azalarndan biri olduu gibi, ayn ekilde tmen beyleri de Kurultay yesi idi. Altn Ordada tmen beyleri ve bin beyleri arasnda Nogay gibi Cuci neslinden olan olanlar bulunduu gibi, ayn zamanda Kyat Astay, Secut Alatay, Kongrat Nangtay, Ktay Mamay gibi isimlerinden de anlalaca zere eitli kabilelerin rsi babular olan emirleri de mevcuttu (Kafal 1976: 121-122). Bu anlamda Kangl Tulubay da yukardaki izahattan anlalaca zere Kangl boyu veya ilinin rsi babuu idi. Tulubayn Cuci ulusu ierisinde Mool beylerinin dahi stne kmas, hi kukusuz Kangllarn, Altn Ordada olduka kalabalk ve gl olmalarndan kaynaklanmaktayd. Kafal (1976: 38)nn, Cuci Ulusunun kaderinde mhim rol oynam her Trk ve Mool beyleri isimlerinden de anlalaca gibi, her biri bir il veya kabilenin
198

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

mezkur bakan, Cuci hanedan adna hakiki hakimiyeti ellerinde bulunduran kimselerdir eklindeki izahat ve temi Hac (1992: 108)nn Tulubaydan bahsederken ok gl bir adam tanmlamas, esasnda dorudan onun mensup olduu Kangl boyunun o dnemdeki gcne iarettir. Bu adan kabile ve il bakanlarnn faaliyetleri bir anlamda kabile ve illerin tarihidir denilebilir. Beyleri vastasyla dolayl olarak tabi olduklar devlete bal olan iller ve kabileler devlet ierisinde bal kk devletikler durumundadrlar ve saylar bata olmak zere dier hususiyetleri nispetinde etkili olmulardr. Tulubayn brakm olduu kt intibadan olsa gerek, bir daha Altn Orda tarihinde etkileri grlmez, hatta isimlerinden dahi bahsedilmez. XVI. yy.n ortalarnda Cuci Ulusu sahasnda Ebul-Hayr Han (1428-1468) dneminde bozkrda kan huzursuzlua bal olarak Urus Han soyundan Canibek ve Kerey, ondan ayrlarak kendilerine bal boy ve uruglarla Yedisu Blgesinin batsna gelerek burada Moolistan Han Esen Bugann himayesine girmilerdir. te Tulubaydan sonra faaliyetlerini takip edemediimiz Altn Orda Kangllar da, Canibek ve Kereyle birlikte Yedisuya gelerek u, Talas ve Srderya kylaryla Karadalarn gney eteklerine yerlemilerdir (Piulina 1977: 240; Albani 1994: 43). XV. yy.n sonu veya XVI. yy.n hemen banda bugn imkent-Trkistan arasnda yer alan Drtgl yaknlarnda, eybak Hann sultanlaryla, Kangllar arasnda bir savatan bahsedilir. eybanilerle savaan Kangllar, vaktiyle onlardan ayrlan ve aralarnda ciddi husumet bulunan, Canibek ve Kereyle Yedisuya gelen ite bu Kangllar olmaldr. Ebul-Hayr Handan sonra yerine geen eyh Haydar Hann bozkrda yeniden idareyi tesis etmek iin Kazak, Mangt, Mool, Kalmak ve dier eybanilerle girimi olduu mcadelede lmesi zerine, siyasi ve askeri zellikleriyle kaynaklarda adndan bahsedilen ve eybaniler slalesinin kurucusu saylan Muhammed eybak, eyh Haydarn ldrlmesinde etkili olan Ahmed Han10a kar kt seferde Kangl omakndan Sufi lakabl Hoca Bahadurun olu ah Budag-Bahadur ile karlar. Ahmed Han zerine sefere kan eybak, o srada Temrller11den Ebu Said (1451-1469)in olu Sultan Ahmed (1469-1492)e bal Emir Muhammed Mazid Tarhann vali olarak bulunduu Trkistana gelir. Srderyadan ald suyla bir gl haline gelen ve bu nedenle Kara-kul (Kara gl) diye adlandrlan yerde k geirmek iin karargah kuran eybak Han, erzann bitmesi yznden emirlerinden Hamza Sultan, Muhammed Sultan ve Suyunca Sultanlar civar uluslara yama iin gnderir. Dnld gibi byk bir yamayla geri dnmekte olan eybak Hann sultanlar, yolda Kangllardan bir grupla karlarlar. eybani-Name ve Tevarih-i Gzide-i Nusretnamede bahsi geen bu hadise, ikincisinden daha tafsilatl bilgi veren eybani-Nameye
199

bilig, K / 2007, say 40

gre yledir. Kangllardan ah Budak Sufinin byk olu Mansur Sufi, ganimetlerle dnen Muhammed eybak Hann sultanlaryla karlanca aralarnda sava kar. ok iddetli geen savata Mansur Sufi, Mahmud Sultanla yz yze gelerek gs gse arpr, ancak stnl ele geiren Mahmud Sultan onu ykmay baarr. Kangllardan sa kalanlar sava meydanndan kaarak kurtulurken, galipler, ganimetleri de alarak Trkistana dnerler (MKH 1969: 102). Yine bu kaynaa gre, Mansur Sufinin babas ah Budag Bahadur (Sufi), eybanilerden Bureke (veya Bereke) Sultan12 ldrerek onun ordasn datan ahibek-Han iin, Mangtlardan YamguriMirza13y karm, ite bu nedenle kendisi de Mangtlardan kaarak Trkmenlere snm olup onlar arasnda yaamaktaym (MKH 1969: 102). Ayn hadiseyi zet bir ekilde anlatan Tevarih-i Gzide-i Nusretnamede farkl olarak, ah Budag, Bahadurun ok gl bir sava ve usta bir atc olduu yazldr (MKH 1969: 21). XVI. yy.n balarnda Moolistan hanlar ile eybaniler arasndaki mcadelelerde eybanilere kar mcadelelerini devam ettiren Kangllarn, bundan sonraki tarihleri, Yedisudaki soydalaryla birlikte Ulu Cz Kazaklar ierisinde geliecektir. Bundan sonraki tarihleriyle ilgili bilgiler Yedisu Kangllar bahsinde verilecektir.

Hive Hanlnda Kangllar Firdevs al-kbalin anlattklarna baklrsa Hive Hanlnda XVII. yy.n ortalarnda Kangllar ayr bir boy olarak mevcut idiler. 1646/1647de Hivede zbeklerin yardmyla tahta kan Ebul-Gazi Bahadur Han, idareyi ele aldktan sonra gerek sarayda gerekse hanlk snrlar iinde halk blmek ya da birletirmek suretiyle yeni bir idari yaplanmaya gitmitir. te bu yeni yaplanmada Kangl ve Kpak tek bir tayfa yaplm olup, toplam on drt alt boy birletirilmi, bu nedenle bundan byle ondrt boy eklinde adlandrlmlardr (MKH 1969: 457). 1694/1695 ylnda Hive Han Erneki devirmek iin kurulan orduya Kangllardan da asker toplanmt. Yaplan baskn sonunda Ernek Han ldrlm ve yerine Coi (Cuci) Sultan, Han yaplmtr (MKH 1969: 457). Bundan sonraki dnemlerde de Hive Hanlnda mevcudiyetlerini devam ettiren bu Kangllarla ilgili bulunan bilgiler bu kadardr. Bunlarn Harezmah Kangllarndan olma ihtimali ok zayftr. Harezmah Kangllar, bu devlette askeri vazife grdklerinden, Mool istilas srasnda en ar darbeyi yemilerdi. Bunlarn bir ksm savalarda lmt. Esir denlerden yallar ile bir ksm erkekler ldrlrken, kadn ve ocuklar Mool askerlerine datlmlard. Bir ksm ise Afganistan, Hindistan ile Azerbaycan, Anadolu ve Suriye taraflarna kamlard. Buradan hareketle Hive Hanlnda grlen Kangllarn, Araln kuzey bozkrlarnda yaamakta iken Moollarn hakimiyetine giren ve XIV. yy.da Altn Ordada karmza kan Kangllarn bir ksm olmalar muhtemeldir. Bunlarn dier ksm da aada grlecei
200

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

zere ilk Kazak hanlar Canbek ve Kereyle Yedisu blgesinin bat ksmna g edeceklerdir. Araldan Hazara doru gneybat ve bat Kazakistan topraklarnda Kangllara hi rastlanmamas da bunun bir iaretidir.

inin Kuzeyinde Gobi ve Moolistan Havalisinde Yaayan Kangllar Bat Moolistan ve Gobi civarnda yaayan Kangl boy ve uruglar, Cengizin Keraitleri bertaraf etmesinden sonra Moollara balanmlard. inde kurulan Mool Yan Hanedannnda Chu-se (Se-mu)14 snfna dahil edilen Kangllarn, bu devlet ierisinde ok etkili olduklar ve nemli memuriyetlere getirildikleri grlmektedir.
inde kurulan Mool Yan Hanedan tarihine ait ince kaytlardan15 edindiimiz malumata gre, Mool istilas sonras Qumar Hatun ve Pu-hu-mu gibi iki soylu Kangl ailelerine mensup kimseler bata olmak zere birok Kangl bynn Mool devletinin merkeziyle Yan-Hanedannda nemli st dzey grevlere geldikleri grlmektedir. Ancak bunlarn hepsinin Moolistan Kangllarndan olup olmadklarn bilemiyoruz. Yedisu Kangllarnn bir ksmnn da bunlara katlm olmalar kuvvetle muhtemeldir. Burada belirtilmesi gereken bir dier husus da, bu kaytlarn Kangl ileri gelenlerine ait biyografiler olmasdr. Bu biyografilerden Kangl boy ve uruglarnn faaliyetlerini takip etme imkan zordur. Ancak yukarda Cuci Ulusu sahasndaki Kangllar bahsinde ifade edildii zere biyografilerde isimleri geen kimseler, umumiyetle boy veya uruglarn rsi babular olduu iin onlarn faaliyetleri bir anlamda kendilerine bal kabilelerin de tarihidir. Qumar Hatun Ailesi: Asil bir Kangl ailesinden geldii anlalan Qumar Hatun, Cengizin Kangllar zerine dzenlii sefer srasnda yeni dul kalmt. Kendi memleketinde karklk olmu ve aileleri malubiyete uramt. Ortaya kan kargaadan ocuklarnn zarar grmemesi ve onlarn hayatn garanti altna almak amacyla Cengizin hizmetine girmeye karar verdi. taatini gstermek iin Mool bakentine geldiinde geday yeni tahta oturmutu. Hana sunduu hediyelerle onu memnun eden Kumar Hatun, iki yl kadar iki oluyla birlikte gedayn yannda yaad. lkesinde sknetin salanmas zerine, atalarnn mezarlarn korumak iin Handan lkesine gitmesine izin verilmesini istedi ve iki olunu onun hizmetine sundu. Han, onun bu hareketinden memnun kalarak lkesine gitmesine izin verdi ve Qumar Hatun merasimle lkesine uurland. Ch-l (Klg) ve Ya-ya adl iki olu muhafz ktasna dahil edildi. sene sonra geri dndnde oullar Mnke Hanla Szu-chuan seferine gitmilerdi. Karakuruma geldiinde Mnkenin lm haberini rendi. Btn komutanlar seferden dnm, ancak onun oullar gelmemilerdi. zntsnden eski bir mabede gidip dua etti. ince Allahn iyi, iyi diyen sesini duydu. ince bilenlere sorduunda
201

bilig, K / 2007, say 40

onun uurlu bir sz olduunu anlad. Evine dndnde oullar gelmiti. Oullarndan Ya-yaya Kang-kuo Wang yani Bat Trkistan (Kangl memleketi)16 prensi unvan verildi. Klgn olu yoktu. Binba rtbesi tayan Ya-yann, alt olu vard. Bunlarn iinde en aklls A-sha Buga idi (gel 1964: 245-247; Bretschneider 1996: 302). lmnden sonra veraset yoluyla rtbesi olu Omana geti (gel 1964: 249; Bretschneider 1996: 303). Ya-yann dier iki olu Aan Buga (A-sha Pu-hua) ve Kangl Togta, Kubilay Han (1214-1294) zamannda nemli hizmetlerde bulundular. 14 yandan itibaren Kubilay Hana hizmet etmeye balayan Aan Buga, ksa srede Hann gvenini kazanp onun yakn bendelerinden oldu. Asl ve ilk hretini asi Mool ehzadelerinden Noyan (Naiyen)a kar yapt savataki baaryla kazand (gel 1964: 248-249). 1278de Noyann Manuryada Liao nehrinin dousunda Na-ya17 ve dier Mool ehzadeleriyle balatt isyan da aklc bir ekilde bastrd. Kubilay Han, Aan Bugaya daha isyan bastrmadan binba rtbesi vermiti. 1293 ylnda bu defa Gaydu isyan edince, Kubilay Han tarafndan Temr Hanla birlikte bu isyan bastrmakla grevlendirildi. Altay dalarndan geip Hangayda yaptklar sava kazandlar. 1295 ylnda Kubilay Han lnce yerine Temr Han (1295-1308) tahta geti. 1308de Temr Hann lm zerine An-shi Kral Ananda (Kubilay Hann olu Manggaladan torunu) isyannn bastrlmasn ve Temr Hann yerine Gayann han olmasn salad. Gayan, bu hizmetlerinden dolay onu Chung-shu Ping-chang-cheng-shih18liine ve Chh-kuo-ta-shih19lie atad. Aan Buga, 1309da 47 yanda ld (Chi 1970: 376-377). Ya-yann dier olu Kangl Togta da nemli grevlerde bulundu. Ming devri kaynaklarnda nal Togta olarak anlmtr. Mool devrinde Qangl Togta adyla hret bulmutur. 1308 ylndan sonra ba vezirlikten sonraki en nemli greve tayin edildi. 1311 ylnda Kiang-che TCH20liine geti. 1327 ylnda 56 yandayken ld. Ho-ning Wang (Ho-ning prensi) nvann ald. Karsnn ad Tahai Ti-chin (Tagai Tigin/Tagai Tegin) idi (gel 1964: 249-250). Ya-yann dier ocuklar Temr Ta, Ta Temr ve Ysaur da Yan hanedannda Aan Buga, Kangl Togtadan sonra nemli grevler yapmlardr (gel 1964: 250-251). Pu-hu-mu Ailesi: Bu aile Kangl Hkmdar ile ayn aileye veya soya mensuptur (gel 1964: 247). Bunlar, nesiller boyu Kang-li (Qangl) kabilesinin byk ricali olmulardr. Yine bu aileye ait kayda gre, Kangllar (Kang-li), Kao-chelardan gelmektedir (gel 1964: 257; Bretschneider 1996: 302). Pu-hu-mu, Kubilay devrinin en tannm devlet adamlarndandr. Lakab Yung-chendir. Vaktiyle Kerait Ong Hann hizmetinde bulunmu olan Qayran Bayn onuncu olu Alin (Yen-shen)den torunudur. Ong Hann Cengiz tarafndan ortadan kaldrlmasndan sonra Gayran Bayn kuzey bat202

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

ya ekip gitmesi zerine henz alt yandaki olu Alin, Cengiz tarafndan yakalanarak Tulinin kars, Kubilay ve Mnke Hanlarn annesi Chuangshenge verilmitir. O da efkat gstererek bakt Alini hizmet etmesi iin olu Kubilaya gnderdi. Byynce savalara katlarak byk baarlar kazand. Mnke Hann lmnden sonra vaktiyle Kubilaya verilmi olan ordunun idaresi onun emrine verildi. Olu Pu-hu-mu Yan devletinin ilk on devlet adamlarndan birisi arasnda gsterilmektedir. Birok hizmetlerde bulunduktan sonra 1300 ylnda lmtr. Ayn ekilde olu Hui-hui de nemli grevlerde bulunmutur. Nao-nao, Kiang-Che Ping-chang-chengshih21si ve devrinin mehur Konfyanistlerinden biridir (gel 1964: 258259). Pu-hu-mu ailesinin bir dier ferdi de Baycudur. Kabiliyetli oluu nedeniyle Han-lin (akademi yesi) olarak Devlet Tarih Dairesi Bakanl Memurluuna (Kua-shih-yan-tu-shih) ykseltildi. Ayn zamanda veliahdn okuduu kitaplara bakan memur (Tai-tzu-shih-ching) tayin edildi. Baycu, Yan hanedanndan sonra inde iktidara gelen Ming Hanedan (1368-1644) askerlerinin bakente girmeleri zerine ailesine mensup olanlar toplayarak onlara, kendisinin Kuzey inde doduunu, kendisini okutan, ekmeini yedii, memuru olduu devletin yok olmasna dayanamadn, bir zamanlar atas Gayran Bayn yapt gibi baka bir devlete hizmet edemeyeceini syleyip kuyuya atlayarak intihar etmitir (Chi 1970: 381). Bir baka isim Tu-hu-lu (Tuglug)dur. Pu-hu-munun mahiyetinde grev yapmtr. Kangl naln torunu Yalg Ta (Ya-li Ta-shih)n oludur. Pu-humu ile birlikte hareket eden Tuglug, Kubilay dneminde hizmet etmitir. Ayn soydan olduklar dnlr. 1303 ylnda 48 yandayken lmtr (gel 1964: 263). Oros Ailesi: Bu aile iin Qangl-Bayaut tabiri kullanlmtr. Her ne kadar Bayaut ifadesine bakarak Mool boyu olduu sylenmise de, bu kabul grmemitir. Trk Kangllara yaknl dikkate alnarak Ouz glerinden sonra douda kalan ve Kangllara iltihak etmi Ouz Bayatlarn kalntlar olduu ileri srlmtr (Kprl 1925: 201-202). Kangllardan olduu kaydedilen Kuan-lo-ssu (Oros)nun atas, Ha-shih Pai-yaodur. Bu ahs daha balangta Moollara tabi olarak Sultan Chuang-shenge srtma dairesinde hizmet etmitir. Byk babas Qaydu (Hai-tu), Mnke Hann maiyetinde Tiao-y-shana yaplan taarruzda lmtr. Babas Menglik Temr, Kubilay Hann maiyetinde alm ve bitici olmutur (gel 1964: 265). Bu aileden Ai-pai Pai-ya-wu (Ay Bay Bayaut) da Cengiz Han zamannda gelerek ona tabi olmutur. Balangta 50 aile ile Moollarn gney seferine katlm ve bu sefer srasnda lmtr (gel 1964: 267; Chi 1970: 373). Onun lmnden sonra olu Yesdar babasnn yerine getirilmitir. Bavezir
203

bilig, K / 2007, say 40

ile birlikte Hsiang-fan seferine katlmtr. nce yzbalktan binbala, 1279da da Huai-yan ulu generalli nvan ile tmen bala terfi ettirilen Ay Bay Bayaut, Chiang-huaide birka yz gemilik bir kuvvete kumanda ederek Japonyaya sefer yapmtr. Sefer dn Han, 100 aile, elbise, yay, ok ve eer ihsan ederek dllendirmitir. 1285de Kpak muhafz kuvveti komutanlna getirilmi, 1299da da lmtr (Chi 1970: 373). Kaynaklarda yukarda verilen aileden baka Mool devletinde nemli grevler yapm Tahir Bahadur ve olu Yesdar ile Tar, Mingan, Hamat ve Ting-chunun biyografileri de verilmitir. Tahir Bahadur, Mool kuvvetleriyle birlikte Maverannehirin fethine katlmtr. Cengiz Han Buharaya hcum ederken, o nc kuvvetlerinin banda Nur ehrine saldrp bu ehri ele geirmitir. Sonradan Sbetayla birlikte Kpak, Tangut ve in seferlerine de katlm, Guyuk ile birlikte Aslara hcum etmitir. Horasan emiri in Temre bal vaktiyle Celaleddin Harezmaha tabi olan Garaa (Ka-la-cha)nn isyan etmesi zerine bu isyan bastrmakla grevlendirilen Tahir Bahadur, isyan bastrmas zerine Horasan ve Mazenderan idaresi kendisine verilmitir. Mnke Hann hkmdarlnn son yllarnda (1259) Kubilayla birlikte Sunglular zerine yrm ve akabinde Ngo-chouya hcum ederken lmtr. Olu Yesdar, Gulguday, Li-Tan ve Sunglulara kar sefere itirak etmi, bu baars ile ilk mkfatn almtr. 1286da Chao-yung ulu generali nvan ile Kpak muhafz kuvvetlerinin kumandanlna getirilen Yesdar, 1287de isyan eden Naiyen zerine gitmi ve bir yl sonra 1288 ylnda lmtr (Chi 1970: 374) Kangllardan ok nemli greve gelebilmi isimlerden biri de Tar (Ta-lichih)dr. Babas Yeh-li-li Pai (llig Bay) cesaret ve baars ile otan nnde ba muhafz olmu, mparatorun emriyle Ho-nan seferine katlmtr. Tar, okumay ok seven, iyi at binen ve iyi ok atan birisiydi. Babasnn lmnden sonra onun grevine gelmitir. Tar, Mool ordusuna ait meralarda kan ihtilaflarn giderilmesi iin carui yani hakim tayin edilmi, bu grevi baaryla yerine getirmesinden dolay Kubilay tarafndan tannmtr. lm tarihi bilinmemektedir (gel 1964: 270). Kubilay Hann hizmetinde grev Kangllardan Mingan ise, daha ok Se-mu snfndan oluan 10 binden fazla bir kuvvete komuta ediyordu. Bu birlik, Kubilay Hanla birlikte hareket etmekteydi. Bu adan Hann muhafz birlii olduu sylenebilir. 1283 ylnda Ting-yan ulu generali nvan ile Orta Karargah Muhafz Kuvveti Bakumandanlna getirildi. 1284de Gyi kuvvetleri banda kuzeye sefere kt. 1285de Gyi karargah darugaisi oldu. Ksa bir sre sonra 8000 kiilik Mool kuvvetleri banda tekrar kuzeye sefere kt. 1286 ylnda Bebalgda Gaydunun kuvvetleriyle baarl bir sava yapt. 1289-1290 yllarnda ba gsteren isyanlar da baaryla bastrd. Bu baarla204

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

rndan dolay Ting-yan ulu generali nvan ile Gyi muhafz kuvvetleri bakumandanl daruailiine ykseltildi. O srada Bebalgda kan isyan da bastran Mingan, 1298 ylnda kuzeyde Gaydu ile savat. 1303 ylnda vazifesi banda ld (Chi 1970: 379). Olu Tegeday babasnn Tmen Noyanlna tevars etti. Ondan sonra yerine amcas geti (gel 1964: 272). Hamat22a gelince, annesi Ning-tsung mparatorunun stannesidir. Gen yata muhafz ktasna alnmtr. Kabiliyetli oluundan dolay Togan Temr Han onu ok beenirdi. Hamat, Yan Hadedannda ba vezirlie kadar ykselmitir. Kz kardeinin kocas Tuglug Temrle birlikte mparatora Tibete gizli bir cinsel ilikiyi renmesi iin Tibetli rahipleri tavsiye etmilerdir. mparatorun sarayda bu cinsel ilikiyi tatbik etmesi ve bunun halk tarafndan duyulmas zerine kan vesvese neticesinde srgne gnderilerek ldrlmtr (Chi 1970: 382-383). Mool Yan Hanedannda grev alm Kangllardan bir dier isim de, Tingchudur. 1355 ylnda bavekil olmutur. Kangllar iinde en yksek mevkiye kabilmi tek kiidir. eceresi olmad gibi, baka bilgi de verilmemitir (gel 1964: 274). Grld zere Cengiz Hann daha Moolistandaki ilk faaliyetleri srasnda ona itaate balayan Bat Moolistan ve Gobi havalisinde yani inin kuzey blgelerinde yaayan Kangl boy ve uruglar, hem Mool merkez kuvvetleri arasnda hem de Yan Hanedannda ok nemli grevler yapmlardr. Moollarn bat, kuzeybat ve gney seferlerine itirak etmilerdir. Bunlar arasndan ok nemli devlet adamlar ve komutanlar kmtr. zellikle Yan Devletinde grev yaptklarn grdmz bu Kangllarn, sz konusu devletin yklmasndan sonraki faaliyetleri hakknda maalesef kaynaklar bilgi vermezler. Mool ordularnn seferlerine itirak ettiklerini bildiimiz bu Kangllarn, bu seferler srasnda Mool devletinin eitli blgelerine daldklar ve Yan Hanedannn yklmasndan sonra siyasi ve askeri gten yoksun olmalarna bal olarak yerli halklar arasnda varlklarn kaybettikleri muhakkaktr. Ancak hi olmazsa bir ksmnn Moollar dneminde Yedisudaki soydalarna katlm olmalar da muhtemeldir.

aatay Ulusunda Kangllar veya Yedisu Kangllar Bunlar, Cengizin Harezmahlar seferi ncesi ona balanarak onun bu ve dier seferlerine itirak etmilerdi. Mool istilasn mteakip Talas ile Isk Gl arasndaki sahay zapt ettikleri grlmektedir. Yedisudaki Nasturilerin bunlara mensup olmas ihtimali zerinde durulmutur. (Barthold 1925: 92) Cengizin oullar arasnda yapt taksimatta Yedisu blgesinin aatayn hissesine dmesiyle, aatay Ulusu ierinde yer alan Yedisu Blgesi Kangllarnn, aatay Ulusu sahasnda Moolistan devleti kurulana kadar
205

bilig, K / 2007, say 40

haklarnda herhangi bir malumata malik deiliz. Ancak Moolistan23 Han Tuluk Temr24 (1347/1348-1362/1363) zamanndan itibaren yeniden zikredilmeye balanan Kangllarn, bu devlet dalana kadar Kangl Bikicek veya sadece Bikicek (veya Bikicik, Bekcik, Bekcak) adyla da anldklar grlmektedir (ami 1987: 22, 26, 27, 29, 30 vd.; Dulati 1999: 42, 43, 47 vd.; Aka 1994: 7; Yudin 2001: 74). Ancak bu ismi nasl aldklar konusu kaynaklarda ak deildir. Bikicek ismi ilk olarak, Moolistan Han san Buga Han (709/1309718/1318)n lmnden sonra, Ta Temr25 tarafndan, Tuluk Temrn han ilan edilmek zere Aksuda oturan Dulatlardan Emir Bolati26 (Bulaci)ye gtrlrken, Aksu yaknlarnda karlalan tccarlardan birisinin ismi olarak zikredilir. Tarih-i Raidide anlatlana gre, Ta Temr ile Tuluk Temr Aksuya yaklatklarnda bir kervanla karlap onlara katlrlar. Burada buz tutmu bir geitten geerlerken Tuluk Temr, buzlarla kapl bir yara der. Ta Temr kervana seslense de bu kimsenin dikkatini ekmez. Geitten sonra kervan durduunda Ta Temr, Bekcak (Bikicek) ismindeki tccara yalaarak hadiseyi anlatr. Bekcakn da arkadalarna haber vermesi zerine hep birlikte Han (Tuluk Temr)nn dt yere gelirler. Tuluk Temr aramak iin Bekcak aa iner ve onu bulur. Han, kazadan pek fazla zarar grmemi olup, iyi durumdadr. Sonra Hann affedecei szn alnca ondan zr dileyerek nce siz karsanz beni yukar ekmeyebilirsiniz. O nedenle nce ben kacam ve sizi mutlaka ekeceim dedikten sonra defalarca ondan zr dileyerek ip atmalar iin yukardakilere barr. p atldktan sonra dedii gibi nce kendi kar, sonra da han eker karrlar. Bundan sonra hep birlikte onu Aksuya Emir Bulaciye getirirler. Emir Bulaci, Tuluk Temr hemen orada han ilan eder (Dulati 1999: 37-38). Bu tccar, Bikicekin Kangl olup olmadn ve eer Kangl ise, Tuluk Temrn hayatn kurtarmas vesilesiyle mensup olduu boyun onun ismiyle anlmaya balanp balanmadn bilemiyoruz. Ancak Kangllarn bu isimle anlmasnn Tuluk Temr zamanna tesadf ettiini sylemeliyiz. Mehur Rus tarihisi Yudin (2001: 74)e gre, Tuluk Temr, han olduktan sonra yolda kendisine yardm eden Bekik isimli tccar ykseltmi ve onun ismi yeni bir Mool boyunun kmasn salamtr. Buna delil olarak, Tuluk Temrden itibaren Kangl isminin kaynaklardan kaybolmas ve onun yerine Bekcik adnn yeni bir boy ad olarak ortaya kmasn gsteren Yudin, bu durum bizi Kankl aymaknn, idarecisinin adn benimseyerek yeni bir ad ald yani boyun isminin deitii eklinde karm yapmaya zorluyor demektedir. Yedisu blgesinin tarihini yazan Piulina (1977: 240) da ayn kanaattedir. Yudin (2001: 256) bir baka almasnda da Bekik, bizce malum olmayan dnemlerde Bekik boyu emirlerinin badr demektedir ki,
206

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

bu ifadesiyle de Kangllar Bekik, yolda karlalan tccar da onlarn beyi olarak kabul etmektedir. Yukarda ismi zikredilen tccar Bekikin Tuluk Temr tarafndan ykseltildii veya onun Kangllarn beyi olduu ynnde kaynaklarda her hangi bir bilgiye tesadf edilememitir. Sylendii gibi onun Kangl olduu ynnde de bilgi yoktur. Ancak kaynaklarda Kangl Bekik ve Bekik eklinde kaytlar mevcuttur. Elimizde baka bilgi bulunmamas, Tarih-i Raidide kaydedilmi olan Bekik isimli bir tccarn Han ilan edilmek zere gtrlrken Tuluk Temre yardm etmesi, Tuluk Temr dneminde Kangl-Bekik ve Bekik eklinde adlandrmalarn varl ve daha da nemlisi Kangl Bekikin Tuluk Temrn en nemli emiri durumunda olmas bu yndeki kanaatleri dorular niteliktedir. Kangl-Bekikler, Tuluk Temr zamanndan itibaren hemen btn Yedisu blgesi tarihinde, onun zamanyla snrl olmak zere de Maverannehirde etkili olmulardr. Tuluk Temrn aatay blgesindeki daha ilk faaliyetlerinde onun yannda yer alan Kangllar, Keraitlerle birlikte Tuluk Temrn Maverannehir seferine (ubat-Mart 1360) nc kuvveti olarak katlmlardr. Blgenin nemli emirlerinden Celayrl Beyazd ve Emir Temrn de itaatiyle sonulanan bu seferle Maverannehir, Tuluk Temr adna fethedilmitir (ami 1987: 18; Dulati 1999: 42-43; Piulina 1977: 4748). Tarih-i Raidiye gre, Maverannehir seferinde Kangllarn banda, Kangali (Kangl) avmakndan Hac Bek bulunmaktayd (Dulati 1999: 42). Maverannehiri ele geiren Tuluk Timur, bu lkenin idaresini olu lyas Hocaya verirken, onun emrine banda en ok gvendii ve deer verdii en nemli emiri Bikicek idaresinde bir ordu brakarak kendi blgesine dnmt (ami 1987: 22; Dulati 1999: 47). Bikicek, Mevarannehirde, Tuluk Temrn gyabnda onun vasiyeti ve nasihati mucibince davranmayp zulm ve eziyete balad. Emir Bikicekin bu davranlar, Tuluk Temrn hizmetine giren Emir Temr (1370-1405)n lyas Hocadan ayrlarak Emir Hseyin tarafna gemesine yol at (ami 1987: 22). Bu hadise Emir Temrn Maverannehirde idareyi alaca dneme kadar aatay Ulusu ierisinde srecek mcadelelerin de balangc oldu. Emir Temrn Emir Hseyinle birlemesi zerine Tuluk Temr idaresiyle Emir Temr ve Emir Hseyin arasnda mcadeleler balad. Devaml kamak durumunda kalan Maverannehrin bu iki emiri, Sistan hakiminin verdii szleri tutmamas zerine oradan ayrlp giderlerken Naymanlarn saldrsna uradlar. Emir Temrn elinden bir okla yaraland bu arpmadan sonra Emir Hseyin Baklana geldiinde, burada Bikicekin kardeinin (Biki olmal) saldrsna urad. Sayca fazla olduklarndan Emir Hseyinin askerlerini darmadan ettiler. Neticede Emir Hseyin ok az bir askerle kamay baard (ami
207

bilig, K / 2007, say 40

1987: 26-27). Emir Temr de, Ceyhun kenarnda Termizde Moollarla yapt bir savatan sonra Bikicekin bir dier kardei Acunayn saldrsna urad. Acunayn ani saldrs yorgun olan ve sava nizamnda bulunmayan Temre byk kayplar verdirdi. Askerler suya atlayarak Ceyhunu geerken, kendisi onlarn gvenlii iin son ana kadar savamsa da, nihayetinde arlklarn brakarak Ceyhunun kar yakasna ekilmek durumunda kald (ami 1987: 28). Bu hadise Tzkat- Timur (2004: 17-18)da biraz daha farkl anlatlmaktadr. Ona gre, Temr Tirmizdeki savatan sonra Kahlaka kalesini ele geirmek iin adamlarn gndermi, kendisi de Tirmiz geidinde, getikten sonra taraf sularla evrili bir yarmadada istirahat etmekte idi. Onlarn burada olduklarn haber alan lyas Hoca, Bikicekin kk kardei Aln Bahaduru kalabalk bir kuvvetle onun stne gnderdi. Karavullarn (nbetiler) uyumasndan faydalanan Aln, bir baskn yapm, ancak vurumaya cesaret edememitir. Bu baskndan sadece yarmada dnda kalan asker adrlar zarar grmtr. Yarmadaya girmeyi baaramayan Aln Bahadur, birka gn sonra da ekip gitmitir. Bu hadiseden sonra Emir Temr, Emir Hseyinle birlikte Takprye kadar ilerleyen Moollara kar harekete getiler. 6 bin kiiyle balarnda Kangllardan Hac Beyin kardei ile yine Kangllardan Toluk Hoca Bikicekin olu G Temr gibi komutanlarn bulunduu 20 bin kiilik lyas Hoca kuvvetlerini yendiler (ami 1987: 2930). Bu savan hemen akabinde gerekleen ve Maverannehir idarecisi lyas Hoca ile Kerait Emir Hamid, Emir Tok Timur ve Kangl Bikicekin de itirak ettii savata ise Moollar, Emir Hseyin ve Emir Temr karsnda byk bir hezimete uradlar; ilerinde Bikicekin kardei Bikinin de bulunduu birok emir ldrlrken, Emir Bikicek ve lyas Hoca esir dt. Ancak esir alan askerlerin Han tanyarak kamalarna izin vermesiyle canlarn kurtarabildiler (ami 1987: 31-32; Dulati 1999: 55-56). Bu hadiseden sonra Tuluk Temrn Maverannehirdeki hakimiyeti son buldu ve onun yerini Emir Temr ald. Emir Temrn Maverannehire hakim olmasndan sonra douya, Moolistan devleti zerine yapm olduu seferler, bu devletin paralanmasna yol aarken, 1389daki sefer bata olmak zere bu seferler sonunda blgede yaayan boylar byk zarar grdler. Birok insan telefinin yannda ok sayda esir de alnd. Sa kalanlar Tanr dalar ve Yedisu blgesindeki yurtlarndan Altaylara ve daha douya ya da ssz bozkra, yksek dalk ve ormanlk blgelere kaarak kurtulabildiler (K 1963: 195; Piulina 1977: 8486). Hi kukusuz bunlar arasnda Kangllar da vardr. Emir Temr dneminde Kangllarn durumuyla ilgili kaynaklarda bilgiye ulaamadk. Ancak F. Smer (1997: 76), Tarihi Raidide, Kpak beyleri olduklar kaydedilen ve Emir Temr devletinde (1370-1506) de nemli ma208

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

kamlara gelmi olan Ak Buga (Dulati 1999: 76, 77) ve olu Bayan Temr (Dulati 1999: 71) ile Sar Buga (Dulati 1999: 61, 76-78, 83) ve olu eyh Nureddin (Dulati 1999: 94)in Kangl olduklarn syler. Kangllarn, Tuluk Temre destek veren en nemli boylardan biri olduu gereinden hareketle Smerin bu ifadesini pheyle karlyoruz. Bu pheyi kuvvetlendiren bir baka bilgi de Kangllarn Veys/veys Han (1418-1421 ve 1424/14251428)n lmne kadar Moolistan devletine bal olduklardr. Veys Hann lmnden sonra onun yerine geen kk olu Esen Buga Han (833/1429-30 -866/1461-62)n iktidarnn ilk zamanlarnda ba gsteren karklklar nedeniyle Bekiklerin ondan ayrlarak, beyleri Mir Hak Berdi Bekik idaresinde Isk Gldeki Koy-Suyu27na yerletikleri, buradan Sayram ve Trkistana aknlar yaptklar grlmektedir (Yudin 2001: 74). Mir Hakberdi Bekcak, kendisi Sayram ve Trkistan aknlarnda iken Kalmaklarn saldrsndan ailesini korumak amacyla Koy Suyunda bulunan adaya28 bir kale yaptrm, ailesini oraya brakarak Trkistan ve Sayram aknlaryla megul olmutur (Dulati 1999: 107). Baz Kangl uruglarnn da 1462de EsenBuga Hann lmnden sonra bozkrda hakim olan Ebul-Hayr Han (14281468)a g ettikleri grlmektedir (Piulina 1977: 247). Isk Gl civarna gelenleri Tarih-i Raidide Gl Bekikleri eklinde adlandrlan Kangllarn bana beyleri Mir Hak Berdinin lmnden sonra onun yeeni Mir brahim gemitir. Mir brahim, burada Veys Hann byk olu olan ve kardei Esen Bugadan sonra idareyi ele alan Yunus Han (873/1468-69 892/1487)n emrine girmitir (Dulati 1999: 111). Bunlar Yunus Hann 1482-1485 arasnda Sayram ve Takente sahip olmasnda byk pay sahibi olmulardr. 1470-80 yllar arasnda i ekimelere bal olarak Yunus Han (1462-87)n idaresindeki baz Kangl boy ve uruglar, Ahmet Alaa Han29a ve Kazak hanlar Kerey ve Canbek30e g etmilerdir (Piulina 1977: 247). Kangllar ve beyleri, Bekik ismiyle Sultan Said (1514-1533)le birlikte Andicana gnderilen kavimler ve emirler arasnda da yer alrlar. Sultan Saidin hizmetine verilen Kangl emirleri arasnda Mirza Muhammed Bekik ve kardei Bek Muhammed ile Ali Mirza Bekikin adlar zikredilir (Dulati 1999: 301). Andican civarnda bulunan Kangl beylerinden Sultan Ali Mirza Bekik, Mir Ayyubi, Mir Muhammed ve Mir brahim, Semerkand ele geiren Baburn emrinde grlmektedir (Dulati 1999: 316). Yedisu Kangllarnn bir ksm eybanilerle Maverannehire gitmilerdir. Kalanlarn bir ksm ise, Kazak han ve sultanlarn ahsi asker veya muhafzlar arasnda grev alarak, bu sayede bozkrn deiik yerlerine yerlemiler ve ancak Takent civarnda ayr bir grup olarak varlklarn koruyabilmilerdir (Aristov 1897: 404; Amajolov 1997: 94). Ancak bu srada Yedisu Blgesine batda bozkrda yaayan Kangllarn geldiklerini gryoruz. Bilindii zere
209

bilig, K / 2007, say 40

XV. yy.n 50-60l yllarndan itibaren Yedisu blgesinde Moolistan (Dou aatay Devleti) han Esen Bugann himayesinde, Ebul-Hayr Han (1421468)dan ayrlan Kerey (tahminen 1456-1473) ve Canbek (tahminen 1478-1480) idaresinde Kazak Hanl ortaya kmaya balad. te bu srada bozkrdaki Kangllar da Canibek ve Kereyle birlikte Yedisuya gelerek u, Talas ve Srderya kylarna yerletiler (Piulina 1977: 240; Albani 1994: 43). Yine bu dnemlerde Moolistan devletinin iyiden iyiye zayflamas ve eitli idarelere ayrlmasndan sonra, Tuluk Temr zamanndan itibaren Moolarlarla birlikte hareket eden Yedisu Kangllarnn bir ksm da Canibek ve Kereye katldlar. Bylece Kazak Hanlnn kuruluunda yer alan ilk birka boydan birisi oldular. Bu anlamda Kangllarn Kazak Trkleri tarihinde nemleri ok byktr. Ve bunlar ne zaman ve nasl yaplandn bilmediimiz Kazak Ulu Czn oluturan boylardan birisi oldular. Ulu Cz ierisinde yer alan Kangllar Yedisudan Takente kadar olan sahada yaamaktaydlar. Gnmze kadar da ayn blgede varlklarn devam ettirdiler. Dier Kangl boy ve uruglar Isk Gl civarnda bugnk Krgzistanda yaamaya devam ettiler. Maalesef Moolistan devletinin dalmasndan sonra kaynaklarda Kangllarla ilgili kaytlar yok denecek kadar azalr. Sebebi, hi kukusuz blgedeki siyasi yapnn bozukluudur. Ancak Ruslarn Kazak Kk ve Ulu Czle iliki kurmalarndan sonra Rus kaynaklarnda Kangllarn isimlerine tesadf edilmektedir. Bu Rus kaynaklar, Orenburg daresinde grevli memurlar tarafndan hazrland ve Kangllarn iinde bulunduu Ulu Cz, o tarihlerde Cungar idaresinde olduundan, Ulu Czle ilgili bilgiler ok snrldr. Rus kaynaklarnda Kangllardan ilk olarak daha ok gen yalarda Orenburg daresiinde grev alan ve Orenburg Blgesinin tarihini yazan P. . Rkov (1896: 71) bahseder. Rkov, blge tarihi asndan son derece deerli olan Orenburg Tarihi adl eserinde, Trklerin ve Moollarn tarihini anlattktan sonra Kazaklara geer. Ulu Czden bahsederken ismi biraz da bozarak Kalinskiy eklinde Kangllarn ismini zikreder, ancak detay vermez. Kangllar, Rkovdan sonra Rus kaynaklarnda, onunla ayn idarede ayn zamanda grev yapm ve Kazaklar kendi gayretleriyle Rusyaya balam olan M. Tevkelevin 24 Eyll 1748 tarihli Orta ve Ulu Cz Kazak boylaryla ilgili hazrlad raporunda geer. Bu raporda Kangllar, Ulu Czn tek boyu olarak gsterilen Uysun (ysn)n alt boylarndan biri olarak Kangl ouysn (Kangl-ysn) eklinde gsterilmitir (KRO 1961: 407). Tevkelev burada Ulu Cz ysn boy birlii olarak gstermi ve sralad boylar ysn boy birliine bal veya da ysnin alt boylar olarak gstermitir. Ulu Czde olduu gibi Orta Cz bahsinde de birok bamsz boyu Nayman ve Kpak boylar olarak gstermitir (KRO 1961: 407).
210

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

Kazak tarihine ait ilk kapsaml almann sahibi olan A. . Levin (1996: 290) XVIII. yy.n ilk eyreinde Rus arivlerinde toplanan malzeme, ve bunlara ilaveten bizzat kendisi de Kazaklar arasnda bulunarak hazrlad mehur eserinde, Kankl veya Kanl eklinde kaydettii Kangllarn Ulu Cz boylarndan birisi olarak ysinden ktn kaydetmitir. Her ne kadar kaynaklarda isimlerinden baka bilgi verilmiyor ise de, Yedisuda Kazak Ulu Cz ierisinde bulunduklarndan hareketle yaadklar blgenin tarihi hadiselerine bakarak Kangllar takip etmek mmkndr. 1635 ylnda i Moolistanda Cungar Hanlnn kurulup ksa srede glenmesiyle Kontay Batr zamanndan itibaren (1643den sonra) Yedisu, Cungarlarn idaresine gemeye balad. zellikle 1723 yl bahar aylarnda balayan Cungar saldrlar neticesinde Takent ve Trkistana kadar btn gney ve gney dou Kazak topraklaryla Maverannehirin bir ksm, Cungarlarn eline geti (Yorulmaz 2002: 37-43). Dolaysyla Kangllar da Cungarlara baland. 1730da Ebul-Hayrn arlk Rusyaya gnderdii elilerden bu srada Ulu Czn banda Jolbarsn Han olduunu renmekteyiz (KRO 1961: 189). zel olarak Kangllardan bilgi verilmedii bu dnemde, Kangllarn nemli bir ksmnn da Ulu Cz ierisinde bulunduklarndan hareketle Jolbarsn idaresinde Cungarlara bal olduklarnda phe yoktur. te yandan Hokand Hanlnn kurulmasyla Isk Gl civarnda yaayanlar ona balandlar. 1755-57 yllar arasnda inliler, byk bir orduyla Cungarlara saldrarak, hemen btn insan gcn yok etmek suretiyle Cungar Hanln tarih sahnesinden sildiler (Zlatkin 1983: 294-303). Cungarlarn ortadan kaldrlmasyla Kangllarn da yaad Yedisu blgesi, bu defa inliler ile Hokand Hanl (1710-1786) arasndaki mcadelelere sahne oldu ve neticede bu blgenin Alim Han (1801-1809) ve mer Han (1809-1822) dnemlerinde tamamen Hokandn kontrolne gemesiyle Kangllar da Hokandn idaresine gemi oldular. Bu srada Ruslar, 1731den itibaren fiilen igale baladklar Kk ve Orta Cz Kazaklarna ait topraklardaki igali tamamlamak zereydiler. 1822 ylnda Sibir Kazaklar Tzn31 kararak ayn yl Orta Czde 1824de de Kk Czde hanl lav edip, Kk ve Orta Cz Kazak topraklarn yeni idari birimlere ayrp, Rusyann paras haline getirdiler. Bu topraklar Rus snrlarna dahil edilince Ruslar, Hokandla snr oldular. 1831 ylnda Hokand idaresinden memnun olmayan 7500 kiilik bir Ulu Cz grubu, Rus tarafna geti. 1849da li ve Karatal arasnda yaayan 59 bin civarnda bir baka ktle de Ruslarn idaresine girdi. Epeydir hazrlk yapan Ruslar 1853 ylnda Hokanda saldrdlar. Bu sre 1865 ylnda Hokandn Rus igaline uramasyla son buldu (Albani 1994: 85) ve bylece Hokandn elinde bulu211

bilig, K / 2007, say 40

nan Ulu Cz Kazaklarnn yaad Yedisu blgesi, Ruslarn eline gemi oldu. Dolaysyla hem Kazak Kangllar hem de Krgz Kangllar, Rus idaresine girdi. Ruslar, Orta ve Kk Cz Kazaklarnda olduu gibi Ulu Czde de 10 Ocak 1884 tarihinde Bat Sibirya Genel Valiliine bal Ulu Cz Pristav adnda bir idare kurarak, yeni idari birimler oluturdular. Daha sonra Ulu Cz Kazaklar, Srderya ve Yedisu Eyaletlerine blnerek Trkistan Genel Valiliine baland. Bu iki eyalet iine imkent, Kzlorda, Cambl, Almat, Taldkorgan eyaletleriyle Takent civar ve Bostandk ilesi dahil edildi. Yedisu Eyaleti 1882de Akmola ve Semey eyaletleriyle birlikte Bozkr Genel Valilii (Dala)ne balandysa da 1897de yeniden Trkistan Genel Valiliine dahil edildi ve 1917ye kadar 1871 ylnda kabul edilen Bozkr Tzne gre ynetildi (Albani 1994: 86). XIX. yy.n sonlarnda Sr-derya boyunda yaayan dier boylarla birlikte Kangl ve Kangllardan bir boy olduu ileri srlen ankl, Kagar ile Hokand ehirlerinde Talaa, Angra ve rk rmaklar boyunda, ngsaa da eteklerinde ticaret yapmaktaydlar. Srderyann aa blgelerinde, anklnn iki uruu ile Kanglnn drt uruu ticaret yapmaktayd. Bu srada anklnn banda Aimmambet bulunuyordu (Albani 1994: 86). Esas itibaryla li nehrinin sol kysnda ve Zaylin Aladalarnn eteklerinde yaamaktaydlar. Kangllardan baz kk gruplar ise, Yedisu blgesinin ve Gney Kazakistann farkl blgelerinde dalm durumdaydlar. ankl ile birlikte Kangllarn says 50 binden biraz fazlayd (Aristov 1896: 398-399; KAZAH 1995: 14). Saylar itibaryla Ulu Cz boylar arasnda nc sradadrlar. Uranlar bayterek ve ayrlmasdr. Aristov, Ulu Czdeki Sergeli (Sirgeli) ve Isty Kangllara, aprat ve ankl (ankl)y Kangl ve Dulatlara balamaktadr (Aristov 1897: 404-405). Ona gre ankl boyu aataylar dneminde Kangllar bata olmak zerine blgenin yerli boylarndan olumaktadr (Aristov 1897: 406). Yedisu, Isk Gl ve Maverannehirin dou blgelerine dalm durumda olan Kangl boy ve uruglar, yaadklar corafyann Sovyetler dneminde Kazakistan, Krgzistan ve zbekistan arasnda pay edilmesiyle e blndler. Hala bu devlet ierisinde varlklarn koruyan Kangllarn, Krgzistanda yaayanlar kk bir gruptur. Bartholda gre, Kangllarnn etkisiyle Kara-Krgz (Krgz) lehesi (dialekt) Yenisey Trklerinden ok daha Kazak lehesine yaklamtr (Barthold 1899: 353-354). zbekistandakiler, kendilerini Kazakistan Kangllarndan yani Ulu Czden sayarlar. Kangllarn asl byk ktlesi kavmi yaplarn da muhafaza ederek Kazakistanda Ulu Cz ierisinde Yedisu Blgesinde Cambul ve Taldkorgan eyaletlerinde (Taraz, Almat) bugn de varlklarn korumaktadrlar.

212

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

Kangllar, Kazak ve Krgzlardan baka Karakalpaklarn (Djanko 1950: 45, 111; KK ASSR 1995: 121; Golden 2002: 242), zbekistan zbekleriyle (Golden 2002: 242) Harezm zbeklerinin (Valihanov 1961: 553; KK ASSR 1995: 121), Bakurtlarn (Rudenko 1955: 329; Togan 1981: 162; nan 1998: 72; Golden 2002: 242), Nogay ve Krm Tatarlaryla (Golden 2002: 242), Amanjolov (1997: 96)a gre, Altay ve Yenisey Trkleri arasnda da bulunurlar. Altay ve Yenisey Trkleri arasnda Kan, Yakutlar arasnda Kangalas32 adyla yer almaktadr. Burada Celaleddin Harezmahla birlikte ran ve Azerbaycan havalisine gelen bir grup Kanglnn, onun lmnden sonra Dou Anadolu ve Suriyeye getiklerini ve zikredilen blgelere yerletiklerini de ifade etmekte fayda vardr (Kprl 1988: 290-292; Geyikolu 1994: 275-285; Geyikol 1997: 371-380; Smer 1997: 75; Uyumaz 2003: 63-64). Dolaysyla Trkiye Trkleri arasna da ok az da olsa karmlardr.

Aklamalar

1. Kangllarn meneleri son derece karktr. Bu karkln sebebi hi kukusuz kaynaklarda bilgi bulunmaydr. eitli aratrmaclar, dolayl olarak meseleye deinmiler ve grler ileri srmlerdir. Bu grler Kangllarn, Kanglardan, Peenek-Kangarlardan ve Kpaklardan geldikleri eklindedir. Bize gre her gr de hataldr. Bu grlerin aksine biz, Kangllarn, V-VI asrlarda inin kuzey blgelerinde, Dou Trkistan, Gobi ve Moolistan havalisinde grlen Kaoche (Kao-)lardan geldiklerini dnmekteyiz. Ancak, bizim grmz de kolayca izah edilemeyecei iin imdilik bu kadarla yetinmek durumundayz. Kangllarn, Kanglardan geldikleri eklinde grler iin bkz. N. A. Aristov, Zametki ob Etnieskom Sostave Tyurskih Plemen i Narodnastey i Svedeniya ob ih islennosti, S-Peterburg, 1897, s. 403-404; M. Tnbayev, Material k storii Kirgiz-Kazakskogo Naroda, Takent 1925, s. 6; . . Valihanov, Sobranie Soinenie, Tom I, Alma-Ata 1961, 627-628; V. V. Vostrov-M. S. Mukanov, Rodoplememnoy Sostav i Rasselenie Kazahov (Konets XIX-Naalo XX v.), AlmaAta 1968, s. 32-34; G. F. Dahysleyger, storiografiya Sovetskogo Kazahstana, Alma-Ata 1969, s. 66; A. Z. V. Togan, Umum Trk Tarihine Giri, stanbul 1981, s. 147-149, 404-405; Bayuzak Kojabekul Albani, Tarih Tanm, Almat 1994, s. 38, 46, 80; S. Amanjolov, Vopros Dialektologii i storii Kazahskogo Yazka, Almat 1997, s. 92; A. N. Berntam, zbrane Trud po Arheologii i storii Krgzov i Krgzstana, T. II, Bikek 1998, s. 394; A. Kaydar, Kazak Memlekettigine Kana Jl?, Jaln, S. 3, Almat 2004, s. 52-53; Ayn Mellif, Kal, Almat 2004, s. 75197. Peenek-Kangarlar ile Ouz ve Kpaklarn karmndan geldikleri eklindeki grler iin bkz. S. P. Tolstov, Goroda Guzov, Sovetskaya Etnografiya, 1947, No: 3, s. 101; S. G. Klyatorny, Derevnetyurskie Runieskie Pamyatniki, Moskva 1964, s. 177-179; Bolaya Sovetskaya Entsiklopediya, T. 11, Moskva, 1973, s. 322. Kpaklardan geldikleri eklindeki grler iin bkz. F. Smer, Trk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Trk Destanlar, stanbul 1997, s. 73; M. Ka213

bilig, K / 2007, say 40

2.

3. 4.

5.

fal, Altn Orda Hanlnn Kurulu ve Ykseli Devirleri, stanbul 1976, s. 38; A. Taal, in Kaynaklarna Gre Eski Trk Boylar, Ankara 2004, s. 62; S. M. Ahinjanov, Kpaki v storii Srednevekovogo Kazahstana, Almat 1999, s. 239; T. A. Djanko, Oerki storieskoy etnografii Karakalpakov, M-L., 1950, s. 111; P. B. Golden, Trk Halklar Tarihine Giri, ev. Osman Karatay, Ankara 2002, s. 226. Bu bilgiler iin bkz. Moollarn Gizli Tarihi, terc. Ahmet Temir, Ankara 1986, s. 125126, 185, 191, 195; Puteestviya v Vostone Stran Plono Karpini i Giloma de Rubruka / Red. G. . Patlin, Almat 1993, s. 63-64, 102, 107-108; Ata Melik Cveyn, Tarih-i Cihan Ga, ev. Mrsel ztrk, Ankara 1998, s. 70, 115-116, 120, 123-150, 270, 273-275, 300-301, 303, 305, 320, 339, 381, vd; Abul-Gazi Bahadur-Han, Rodoslovnoe Drevo Tyurkov, (Haz. Akademik R. Rahmanaliyev), Moskva-Takent-Bikek 1996, 31; Ayn Mellif, ecere-i Terakime, (Haz. Zuhal Karg lmez), Ankara 1996, s. 85-86. in kaynaklarndaki kaytlar iin bkz. B. gel, Sino Turcica, (Ankara) Taipei, 1964, s. 245-275; Chi Tang, Mool Slalesi Devrinde Trk ve slam Dnyas ile Temasta Bulunan ahsiyetler, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Umumi Trk Tarihi Krss, Doktora Tezi, stanbul, 1970, s. 373-383; E. Bretschneider, Medieval resarches from Eastern Asiatic sources: fragments towards the knowledge of the geography and history of Central and Western Asia from the 13th to the 17th century / ed. Fuat Sezgin, C. I, Frankfurt 1996, s. 223, 300-304. Ayrca bkz. K. dOccon, (kullandmz eserde yazarn soyad bu ekilde verilmitir) Ot ingizhana do Tamerlana, (Ter. N. Kozmin), Almat 1996, s. 105; Faruk Smer, Trk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Trk Destanlar, stanbul 1997, s. 73-76; A. N. Berntam, zbrane Trud po Arheologii i storii Krgzov i Krgzstana, II, Bikek 1998, s. 306-307, 313. Kullandmz eserde yazarn soyad bu ekilde verildii iin ona sadk kaldk. XII. yy.n 80li yllarndan sonra Yedisu ve bozkrdaki Kangllarn nemli bir ksm Harezmahlarn hizmetine girerek Maverannehir ve Harezmin nemli ehirlerine yerlemilerdir. Harezmahlarn askeri gcnn nemli bir ksm da, ite bu Kangllardan olumutur. Bu itibarla, Harezmahlar devletinin Mool istilasna uramas, ayn zamanda bu devlet idaresindeki Kangllarn da Mool istilasna uramas demektir. Bu bahisle ilgili bkz. Alaaddin Ata Melik Cveyn, Tarih-i Cihan Ga, (ev. Mrsel ztrk), Ankara 1999, s. 123-150 vd.; K. dOccon, Ot ingizhana do Tamerlana, (Ter. N. Kozmin), Almat 1996, s. 114-160; V. V. Barthold, Mool stilasna Kadar Trkistan, Haz. Hakk Dursun Yldz, Ankara 1990, s. 431-471; . Kafesolu, Harezmahlar Devleti Tarihi (485-618/10921221), Ankara 1992, s. 253-285. Moollardan kurtulan Kangllarn bir ksm Celaleddin Harezmahla birlikte Azerbaycan ve Dou Anadoluya gelmiler ve onun lmne kadar da Anadolu Seluklular ve Eyyubi Melikleriyle mcadele etmilerdir. O devir slam kaynaklarnda Harezmliler olarak adlandrlan bu ktle, Celaleddinin lmnden 1245teki Hms hezimetine kadar Gney Dou Anadolu ve Suriyede Seluklularla Eyyubi Melikleri arasndaki mcadelelerde nemli rol oynamlardr. Bunlarn faaliyetleri ile ilgili bkz. bn-Bibi Hseyin b. Muhammed er-Rugadi (684/1285), el-Evamirul-Alaiyye filUmuril-Alaiyye, (Terc. Mrsel ztrk), Ankara 1996, II, s. 20, 23-24, 40, 42, 54-58 vd.; Gregory Abul-Fara (Bar Hebraeus), Abul-Farac Tarihi, (Terc. mer Riza Dorul), II, Ankara 1987, s. 529-530, 533-537; F. Kprl, Harizmahlar, A, 5/1, s-

214

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

tanbul 1988, s. 290-292; Ali Sevim-Yaar Ycel, Trkiye Tarihi Fetih, Seluklu ve Beylikler Dnemi, Ankara 1989, s. 162, 165, 167, 286 vd.; Claude Cahen, Osmanllardan nce Anadoluda Trkler, (Terc. Yldz Moran), stanbul 1994, s. 139, 142 vd.; F. Smer, Trk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Trk Destanlar, stanbul 1997, s. 75; H. Geyikolu, Harezmlilerin Anadolu Seluklu Devleti Himaye ve Hizmetine Alnmalar, Trk Kltr, C. XXXII, S. 373, stanbul 1994, s. 275-285; Ayn Mellif, Anadoluda Kalan Harezmliler (Horzumlular), Trk Kltr, C. XXXV, S. 410, stanbul 1997, s. 371-380; E. Uyumaz, Sultan I. Alaeddin Keykubat Devri Trkiye Seluklu Devleti Siyasi Tarihi (120-1237), Ankara 2003, s. 63-64; Ayn Mellif, Trkiye Seluklu-Eyyubi Siyasi Mnasebetleri, smail Aka Armaan, zmir 1999, s. 526-533; Mustafa Kl, Celaleddin Harizmahtan Sonra Anadolu ve Suriyede Harizmliler http://www.cumhuriyet.edu.tr/akademik/fak_ilahiyat/der52/18.htm#_ftn5. 6. temi Hacda Sumay eklinde kaydedilen bu isim M. Kafalda Sarg Bek olarak geer. Bkz. M. Kafal, Altn Orda Hanlnn Kurulu ve Ykseli Devirleri, stanbul, 1976, s. 86. 7. ingiz-Name (Cengizname)nin yazar olan bu ahsn ad her ne kadar temi ise de, eserin bizim kullandmz iki nshasndan biri olan Rusa evirisinde yazarn ismi Utemi olarak verildii iin bu eviriye sadk kaldk. Dier nsha henz yaynlanmam olup M. Kafal Hocadadr. 8. Uygur ilinden Bacrtuk-Boa, Altn Orda Han Toktoga Han (1290-1312)n atal (atabey)dr. Toktoga Han hayatta iken bir ok Altn Orda ehzadelerinin ldrlmesine sebep olmutur. Yalnzca Toktoga Hann olu l-Basar hayatta braklm, o da lverince Toktoga Han da kederinden lmtr. Bu durumu hazrlayan Uygur Beyi Bacrtuk-Boann hareketi, Krml Abdlgaffarn ve temi Hacnn nakillerinden anlald zere Mool hakimiyetine son verip tekrar Trk hakimiyetini kurmaya matuf idi. Tokta Hann lm zerine kendi ilinin okluuna ve kuvvetine dayanarak Bacrtuk Boa kendini Altn Orda han ilan ettirmitir. ehzadelerin ldrlmesi srasnda karlarak kurtarlan zbek Han, kendisini karan Mool boylarn hile ile Bacrtuk Boay ldrmeleri zerine tahta kabilmiti. Bkz. Kafal, s. 37. 9. M. Kafal (s. 121-122), Natanzinin Tarih-i Muini adl eserinden naklen Tulubayn, rkn-i azam devlet tabirini kullandn yazar. Anlald kadaryla devletin en gl, nfuzlu adam anlamnda bir ifadedir. 10. Sultan Ahmed Han (Alaa-Han), Moul Han Yunusun kk olu. Kalmuklara kar yapt savatan sonra, katil anlamna gelen alaa veya ala lakab verilmitir. Bkz. Material po storii Kazahskih Hanstv v XV-XVIII Vekov, (zvileeniya iz Persidskih i Turskih Soineniy), Alma-ata, 1969, s. 115, 203, 208-212, 216, 329. 11. Bu makalede, Timur ve Timurlular ifadeleri yerine Temr ve Temrller kullanlmtr. 26-27 Mays 2005 tarihinde Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesinde ad geen niversitenin Tarih Blm tarafndan dzenlenmi olan lmnn 600. ylnda Emir Timur ve Miras konulu uluslararas sempozyumda Timur ve Timurlular eklinde kabul gren kullanmlarn yanll zerinde durulmu, Prof. Dr. Mustafa Kafal ve Prof. Dr. Osman Fikri Sertkayann teklifleriyle bundan byle daha doru olduu ifade edilen Temr/Timr ve

215

bilig, K / 2007, say 40

Temrl/Timrl ekillerinin kullanlmas kabul edilmitir. Biz de buna istinaden bu almada Timur yerine Temr eklini kullandk. 12. Bureke Sultan, eybanilerden Temr eyhin olu Yagdar-Hann oludur. Bkz. Material po storii Kazahskih, s. 19, 35, 39, 49, 51, 52, 55-57, 99, 101, 171, 348, 436. 13. Yamguri-bek veya Yamguri-Mirza, Mangtlardan Vakkas Bekin oludur. Bkz. Material po storii Kazahskih, s. 19, 49, 57, 99, 102, 362. 14. Yan devletinde in halk, Moollar, Han (kuzey inliler, Jrcenliler), Nan (gney inliler) ve Se-mu olmak zere drt snfa ayrlmtr. Se-mu (Chu-se), Yan Hanedannda inin bat blgelerinden (Orta Asya ve Tibet) gelen kabilelere verilen resmi isimdir. Manas eitli olmak demektir. Bkz. Tang Chi, Mool Slalesi Devrinde Trk ve slam Dnyas ile Temasta Bulunan ahsiyetler, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Umumi Trk Tarihi Krss, Doktora Tezi, stanbul, 1970, s. 379. 15. Kangllarla ilgili in kaynaklarnda bulunan kaytlar B. gel ve inli Tang Chinin evirileriyle dilimize de kazandrlmtr. Bu evirilere gre Kangllar hakknda YS (Yan-shih), YSLP (Yan-shih lei-pien), YSHP (Yan-shih hsin-pien), HYS (Hsin Yan-shih), MSC (Meng wu-erh shih-chi), YShu (Yan-shu), YSSTP (Yan-shih shih-tsu piao)de Yan Hanedannda grev yapan Kangl byklerinin biyografileri verilmitir. Bkz. B. gel, Sino Turcica, (Ankara) Taipei, 1964, s. 245275; Tang Chi, s. 373-383. 16. Eskiden inliler Bat Trkistana Kang-ch adn verirlerdi. Kangllarn Bat Trkistann kuzey dousunda oturduklarn hesaba katarak in Moollar, Kangchnn eski anlamn da hesaba katmak istemilerdir. Yoksa Kang devleti veya memleketi tabiri, yalnzca o adaki Kangllarla ilgili deildir. Bkz. gel, s. 252. 17. Na-ya veya Noya, Cengiz Hann kk kardei Belgtayn torunlarndandr. Bkz. Tang Chi, s. 377. 18. Saray grevlisi olup, hkmet ilerine bakan st dzey bir memuriyet. 19. Devletin direi anlamna gelen nemli bir memuriyettir. 20. Ak ekli ve ne anlama geldii tespit edilemedi. 21. Kumandan yardmcl yan sra hkmet ilerine bakan st dzey bir memuriyettir. 22. gel bu ismi Qamar eklinde kaydetmitir ve Qumar Hatun ailesiyle akrabal olabileini sylemektedir. Bkz. gel, s. 273. 23. XIV. yy.n ortalarnda bugnk Gney dou Kazakistan topraklaryla Krgzistanda (Yedisu ve Tanr Dalar) aatay Ulusunun dou topraklarnda onun dalmasyla kurulmutur. Halk Trk ve Trklemi Mool boylarndan oluan bu devlet XVI. yy.n ortalarna kadar yaamtr. Devletin snrlar ok defa deiiklie uramtr. Balangta, Srderya ile Sarsu, Balka, rti ve Tanr dalarnn etekleri arasndaki saha iken daha sonra Krgzistan ve li havalisi, devletin tamamen dalmasndan sonra da sadece Kagar blgesi olarak grlr. Dou aatay Devleti de diyebileceimiz bu devlete Cete, halkna da Mool denilmitir. Cengiz Moollar ve Moolistanla sadece isim benzerlii vardr. Bkz. Muhammed Haydar Dulati, Tarih-i Raidi, Almat, 1999; V. V. Barthold, Oerk storii Semireya, Soinenie, T. II, . I, Moskva, 1963. s. 79; K. A. Piulina, YugoVostony Kazahstan v Seredine XIV-Naale XVI Vekov, Alma-Ata, 1977, s. 12216

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

14; storiya Kazahskoy SSR, s drevneyih vremyen do naih dney, T. II, AlmaAta, 1979, s. 154-163; Yudin, Tsentralnaya Aziya v XIV-XVIII vekah Glazami Vostokoveda, Almat, 2001, s. 96-136; Kazaktar-Kazahi, T. I, Almat, 1998, s. 7072, 266-268; Peter B. Golden, Trk Halklar Tarihine Giri, ev. Osman Karatay, Ankara, 2002, s. 261-263. 24. Moolistan Han. 730/1329-1330-764/1362-1363 yllar arasnda yaamtr. 748/1347-1348de tahta km ve hayatnn sonuna kadar da tahta kalmtr. Barthold, Oerk storii Semireya, s. 79; Piulina, s. 43. 25. Ta Temr, Kagar hakimi Emir Bolatinin Tuluk Temr bulmas iin gnderdii adam. Dulati, s. 37. 26. Moolistan Han san (veya Esen) Buga (709/1309-718/1318) zamannda Kagar hakimidir. Dulati, s. 34-38. 27. Koy Suyu, Isk Gln kuzey sahilinde, ayn ismi tayan kk bir akarsuyun gle dkld yerin addr. Bkz. V. V. Barthold, Otet o poezdke v Srednyuyu Aziyu s naunoy tselyu, 1893-1894 gg., Soineniya, T. IV, Moskva, 1966, s. 63, 67. 28. Gnmzde Isk Glde hi ada yoktur. Sadece kk bir akarsu olan Koy Suyunun dkld yerde yarm ada mevcuttur. Gl kysnda bulunan kerpiler ve su altndan karlan eitli arkeolojik malzemeler, Jeologlarn da tahmin ettii gibi yarmadann nceden ada olabileceini gstermektedir. Bkz. V. V. Barthold, K voprosu ob arheologieskih issledovaniyah v Turkestane, Soineniya, T. IV, Moskva, 1966, s. 106. 29. Yunus Hann kk oludur. Babr-nameye gre, Kangllar birka defa Kalmaklara saldrarak, ok sayda Kalmak ldrm, ite bu nedenle Kalmaklar tarafndan kendi dillerinde katin anlamna gelen Alai lakabyla anlr olmutur. Alai zamanla Alaa ekline dnmtr. Bkz. Babur-name, (Perevod M. Salye), Takent, 1958, s. 21-22. 30. Canibek ve Kerey, Urus Han neslindendirler. 1456-1458lerde Ebul-Hayr Handan ayrlp Yedisu blgesine gelerek Moolistan Han Esen Bugann himayesine girmilerdir. Kazak hanlnn kurucular olarak kabul edilirler. 31. Bu tzn tamam iin bkz. A. . Levin, Opisanie Kirgiz-Kazaih, ili KirgizKaysatskih Ord i Stepey, Almat, 1996, s. 399-429. 32. Yakut ASSRde Kankalas adyla kk bir yerleim yeri vardr. Ayrca Yakut ehrinden 45 km kuzeyde Lena rmann sol kysnda ayn adla bir de iskele vardr. Bkz. Bolaya Sovetskaya Entsiklopediya, T. XI, Moskva, 1973, s. 322.

217

bilig, K / 2007, say 40

Kaynaka
Aka, . (1994), Mirza ahruh ve Zaman (1405-1447), Ankara. Ahinjanov, S. M. (1999), Kpaki v storii Srednevekovogo Kazahstana, Almat. Albani, Bayuzak Kojabekul (1994), Tarihi Tanm, Almat. Amanjolov, S. (1997), Vopros Dialektologii i storii Kazahskogo Yazka, Almat. Aristov, N. A. (1897), Zametki ob Etnieskom Sostave Tyurskih Plemen i Narodnastey i Svedeniya ob ih islennosti, S-Peterburg. ----------------, (1896), Opt Vyasneniya etniekogo sostava Kirgiz-Kaysakov Baloy Ord i Karakirgizov, Jivaya Starina, Vp., III-IV, T. VI, SPB. Babr, Zahireddin Muhammed (1958), Babur-name, (Perevod M. Salye), Takent. Badad, Bahaeddin Muhammed b. Meyyed (1936), et-Tevessl ilt-Teressl, nr. Ahmet Behmenyar, Tahran. Barthold, V. V. (1898), Kritika Na Knigu N. Aristova Zametki ob Etnieskom Sostave Tyurskih Plemen i Narodnastey i Svedeniya ob ih islennosti, Zapiski VORAO, T. II, SPB. ----------------, (1925), Orta Asyada Mool Fthatna Kadar Hristiyanlk, ev. Kprlzade Ahmed Cemal, Trkiyat Mecmuas, C. I, stanbul. ----------------, (1963), Oerk storii Semireya,Soinenie, T. II, . I, Moskva. ----------------, (1966a), K voprosu ob arheologieskih issledovaniyah v Turkestane, Soineniya, T. IV, Moskva. ----------------, (1966b), Otet o poezdke v Srednyuyu Aziyu s naunoy tselyu, 18931894 gg., Soineniya, T. IV, Moskva. ----------------, (1990), Mool stilasna Kadar Trkistan, Haz. Hakk Dursun Yldz, Ankara. Berntam, A. N. (1998), zbrane Trud po Arheologii i storii Krgzov i Krgzstana, T. II, Bikek. Bolaya Sovetskaya Entsiklopediya, (1973), T. XI, Moskva. Bretschneider, E. (1996), Medieval resarches from Eastern Asiatic sources : fragments towards the knowledge of the geography and history of Central and Western Asia from the 13th to the 17th century / ed. Fuat Sezgin, C. I, Frankfurt. Cahen, C. (1994), Osmanllardan nce Anadoluda Trkler, (Terc. Yldz Moran), stanbul. Chi, Tang (1970), Mool Slalesi Devrinde Trk ve slam Dnyas ile Temasta Bulunan ahsiyetler, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Umumi Trk Tarihi Krss, Doktora Tezi, stanbul. Cveyn, Alaaddin Ata Melik (1999), Tarih-i Cihan Ga, (ev. Mrsel ztrk), Ankara. Djanko, T. A. (1950), Oerki storieskoy etnografii Karakalpakov, M-L.
218

Yorulmaz, Mool stilas Sonras Kangllar/Kankllar

dOccon, K. (1996), Ot ingizhana do Tamerlana, (Ter. N. Kozmin), Almat. Dulati, Muhammed Haydar (1999), Tarih-i Raidi, Almat. Ebul-Gazi-Bahadur-Han, (1996a) Rodoslovnoe Drevo Tyurkov, (Haz. Akademik R. Rahmanaliyev), Moskva-Takent-Bikek. ----------------, (1996b), ecere-i Terakime, (Haz. Zuhal Karg lmez), Ankara. Geyikolu, H. (1994), Harezmlilerin Anadolu Seluklu Devleti Himaye ve Hizmetine Alnmalar, Trk Kltr, C. XXXII, S. 373, stanbul. ----------------, (1997), Anadoluda Kalan Harezmliler (Horzumlular), Trk Kltr, C. XXXV, S. 410, stanbul. Golden, Peter B. (2002), Trk Halklar Tarihine Giri, ev. Osman Karatay, Ankara. Gregory Abul-Fara (Bar Hebraeus), (1987), Abul-Farac Tarihi, (Terc. mer Riza Dorul), II, Ankara. bn-i Bibi Hseyin b. Muhammed er-Rugadi (684/1285), (1996), el-Evamirul-Alaiyye fil-Umuril-Alaiyye, (Terc. Mrsel ztrk), II, Ankara. nan, A. (1998), Makaleler ve ncelemeler, I, Ankara. storiya Kazahskoy SSR, S Drevneyih vremyen do naih dney, (1979), T. II, Alma-Ata. storiya Kirgizi, (1963), T. I, Frunze.(Metin iinde K 1963 eklinde verilmitir) Kafal, M. (1976), Altn Orda Hanlnn Kurulu ve Ykseli Devirleri, stanbul. Kafesolu, . (1992), Harezmahlar Devleti Tarihi (485-618/1092-1221), Ankara. Karakalpakstan ASSR Tariyh, (1995), T. I, Nkis. (Metin iinde KK ASSR eklinde verilmitir) Kaydar, . (2004), Kal, Almat. ----------------, (2004), Kazak Memlekettigine Kana Jl?, Jaln, S. 3, Almat. KAZAH istoriko-etnografieskoe issledovanie, (1995), Almat. (Metin iinde KAZAH 1995 eklinde verilmitir) Kazaktar-Kazahi (1998), T. I, Almat. Kazahsko-Russkie Otnoeniya v XVI-XVIII vekah (sbornik dokumentov i materialov), (1961), T. I, Alma-Ata. (Metin iinde KRO 1961 eklinde verilmitir) Klyatorny, S. G. (1964), Derevnetyurskie Runieskie Pamyatniki, Moskva. Kprl, F. (1925), Ouz Etnolojisine Dair Notlar, Trkiyat Mecmuas, C. I, stanbul. -----------------, (1943), Uran Kabilesi, Belleten, VII, 25-27, Ankara. ----------------, (1988), Harizmahlar, A, 5/1, stanbul. Kumekov, B. (2002), Kpak Hanl, ev. Aydos albayev, Trkler, II, Ankara. Levin, A. . (1996), Opisanie Kirgiz-Kazaih, ili Kirgiz-Kaysatskih Ord i Stepey, Almat.

219

bilig, K / 2007, say 40

Material po storii Kazahskih Hanstv v XV-XVIII Vekov, (zvileeniya iz Persidskih i Turskih Soineniy) (1969), Alma-ata. (Metin iinde MKH 1969 eklinde verilmitir) Moollarn Gizli Tarihi, (1986), terc. Ahmet Temir, Ankara. (Bu eser metin iinde MGT 1986 eklinde gsterilmitir) gel, B. (1964), Sino-Turcica, Taipei-(Ankara). Piulina, K. A. (1977), Yugo-Vostony Kazahstan v Seredine XIV-Naale XVI Vekov, Alma-Ata. Puteestviya v Vostone Stran Plono Karpini i Giloma de Rubruka, (1993), (Red. G. . Patlin), Almat. Rkov, P. . (1896), storiya Orenburgskaya (1730-1750), Orenburg. Rudenko, S. . (1955), Bakiri, M-L. Sevim, S.-Ycel, Y. (1989), Trkiye Tarihi Fetih, Seluklu ve Beylikler Dnemi, Ankara. Smer, F. (1997), Trk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Trk Destanlar, stanbul. ami, N. (1987), Zafername, ev. Necati Lugal, Ankara. Taal, A. (2004), in Kaynaklarna Gre Eski Trk Boylar, Ankara. Tnbayev, M. (1925), Material k storii Kirgiz-Kazakskogo Naroda, Takent. Togan, Z. V. (1981), Umumi Trk Tarihine Giri, stanbul. Tolstov, S. P. (1947), Goroda Guzov, Sovetskaya Etnografiya, 1947, No: 3. Turan, O. (1965), Seluklular Tarihi ve Trk-slam Medeniyeti, Ankara. Tzkat- Timur, (2004), (Haz. Kutlukhan akirov, Adnan Aslan), stanbul. Utemi Hac (1992), ingiz-Name, (haz. V. P. Yudin, Yu. G. Baranova, M. H. Abuseitova), Alma-Ata. Uyumaz, E. (2003), Sultan I. Alaeddin Keykubat Devri Trkiye Seluklu Devleti Siyasi Tarihi (120-1237), Ankara . Valihanov, . . (1961), Sobranie Soineniy, T. I, Alma-Ata. Vostrov, V. V.-Mukanov, M. S. (1968), Rodoplememnoy Sostav i Rasselenie Kazahov (Konets XIX-Naalo XX v.), Alma-Ata. Yorulmaz O. (2002), Kk Cz Kazaklar le arlk Rusya Arasndaki Siyasi Mnasebetler (1730-1790), Mimar Sinan niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Baslmam Doktora Tezi, stanbul. Yudin, V. P. (2001) Tsentralnaya Aziya v XIV-XVIII vekah Glazami Vostokoveda, Almat. Zlatkin, . Ya. (1983), storiya Cungarskogo Hanstva (1635-1658), Moskva. Kl, M., Celaleddin Harizmahtan Sonra Anadolu ve Suriyede Harizmliler, http://www.cumhuriyet.edu.tr/akademik/fak_ilahiyat/der52/18.html_ftn5,

220

Kanglys/Kanklys After the Mongol Invasion


Assist.Prof.Dr. Osman YORULMAZ
Abstract: This article deals with the history of Kangly people who mainly live in the Yedisu region, on northern steppes of Ser-Derya and Aral, and around West Mongolia and Gobi at the time of Mongol occupation, except for the Kangly clans and tribes that served the Harezmshah and were located on various regions of Maverannehir and Harezm. Some groups of the Kangly people and dispersed throughout various regions of Turkestan disappeared due to various reasons, and remaining groups have survived till today by eserving their identity among Kirghiz and Kazakhs. Key Words: Kangly, Bikicek/Bekcik, Tulubay, Puhumu, Kumar Hatun, Kazakh

Mimar Sinan Fine Arts University, Science and Letters, Department of History / STANBUL osmanyorulmaz@hotmail.com

bilig Winter / 2007 Number 40: 195-222 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

/

: , , , . , , , , . : /, / , , -, ,

/ osmanyorulmaz@hotmail.com

bilig Zima 2007 Vpusk: 40: 195-222 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

bilig 2006 YAZAR ADI DZN KI-BAHAR-YAZ-GZ (SAYILAR: 36-37-38-39) INDEX OF AUTHORS WINTER-SPRING-SUMMER-AUTUMN (VOLUMES: 36-37-38-39) ALTUN-GRSOY, Belks (2006) ................................./K, s.36; sh.139-165 Trk Modernlemesinde Sefir ve Sefaretnamelerin Rol The Role of Ambassadors and Their Official Reports in the Turkish Modernization............................................................. /Winter, vol.36; pp.139-165 ANIK, Cengiz (2006) /Gz, s.39; sh. 01-29 Bilgi Sosyolojisine Gre Bilginin levi ve Bir Model Denemesi The Function of Knowledge in Respect of Knowledge Sociology and a Suggestion of Model .................................................... /Autumn, vol.39; pp. 01-29 ANZERLOLU, Yonca (2006)........................................ /Gz, s.39; sh. 31-51 Bkre Bykelisi Hamdullah Suphi ve Gagauz Trkleri Bucharest Ambassador Hamdullah Suphi and Gagauz Turks............................................................... /Autumn, vol.39; pp. 31-51 AYDIN, Mehmet (2006) (Yay.Deer./Rewiev) ........../Bahar, s.37; sh. 207-211 Dnya Dillerinden rnekleriyle Dilbilgisinin Temel Kavramlar Trke zerine Tartmalar.................................................................. /Spring, vol.37; pp.207-211 COKUN, Menderes (2006)................................................/Yaz, s.38; sh. 51-70 Klasik Trk iirinde Mrekkep stiare, Temsili stiare ve Alegori Metaphor and Allegory in Classical Turkish Literature ........................................./Summer, vol.38; pp.51-70 UBUKCU, Zhal GLTEKN, Mehmet (2006) ./Bahar, s.37; sh. 155-174 lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler Social Skills That Need to be Gained by Primary School Students ........................................... /Spring, vol.37; pp.155-174 DEMRC, Kerim (2006) ................................................/Yaz, s.38; sh. 123-136 Japoncadaki Birleik Fiiller ve Trkedeki Fiillere Benzerlikleri: fiil+fiil Japanese Compound Verbs and Their Turkish Counterparts: verb+verb............................/Summer, vol.38; pp.123-136 DEMRCOLU, smail H. (2006)................................./K, s.36; sh. 113-124 Sosyal Bilgiler retmen Adaylarnn Sosyal Bilimler Hakkndaki Grleri
223

bilig, K / 2007, say 40

Social Studies Candidate Teachers Perceptions of Social Science .................................................................................... /Winter, vol.36; pp.113-124 DEMRTA, Ahmet (2006) (Yay.Deer./Review) ........ /Gz, s.39; sh. 239-244 Abdlaziz b. Mahmud el sfahani, Sfatul-Haremeyn (Dil zellikleri-Metin-Dizin) ................................................................................. /Autumn, vol.39; pp. 239-244 DEVEC, Mutlu (2006) (Yayn Deer./Review) .............../K, s.36; sh. 261-264 Aytmatov Anlatlarnda tekileme Sorunu ve Dn zlekleri .................................................................................... /Winter, vol.36; pp.261-264 DOAN, Ahmet (2006) .............................................../Bahar, s.37; sh. 115-130 Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar Close and Narrow Spaces in Maturlty / Individualism Period .................................................. /Spring, vol.37; pp.115-130 DNMEZ, Adnan ERSOY, Ayten (2006) ......................../K, s.36; sh. 69-91 Bamsz Denetim Firmalar Bak Asyla Trkiye Bamsz D Denetim Sisteminin Deerlendirilmesi Evaluating Turkeys Independent External Audtng System From Independent Auditing Firms Point of View ......................................................................... /Winter, vol.36; pp.69-91 DNDAR, . Pelin FIRLAR, F. Belma Gneri (2006) ......................................................................................./Bahar, s.37; sh. 131-153 sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi Trkiyedeki Ulusal Basn letmelerinin Deerlendirilmesine Ynelik Bir Aratrma Internal Marketing and Total Quality Management A Research Which Related to Evaluation of National Press Organizations in Turkey ......................................................................... /Spring, vol.37; pp.131-153 EKER, Ser (2006) ........................................................../Yaz, s.38; sh. 103-122 Kutadgu Biligde (teri azze ve celle gdisin ayur) Trke slami Terimlerin Kaynaklar zerine On the origins of Turkish slamic terms (teri azze ve celle gdisin ayur) in Kutadgu Bilig ......................................................./Summer, vol.38; pp.103-122 EROL, Ali (2006) ................................................................ /Gz, s.39; sh. 53-72 Abdnin Trk Kltr ve Fikir Hayatnda Ekini Ekini and Its role in The Turkish Culture and Ideas (1875-1877).................................................................../Autumn, vol.39; pp. 53-72 GLE, Hamdi (2006) ..................................................../K, s.36; sh. 243-260 Sleymnnmede Eski Trk Destanlarna Ait Unsurlar, Dil-slp ve Motifler The Elements belonging Ancient Turkish Eposes, Language-Genre and Motifies in Sleymnnme ...... /Winter, vol.36; pp.243-260

224

ndex

GZELOVA, Hanzade (2006)............................................/Yaz, s.38; sh. 35-49 Abdnin Bilinmeyen Bir Mesnevisi: Heft Peyker Tercmesi an Unknown Work of Abdi- The Translation of Heft Peyker ............................................................................../Summer, vol.38; pp.35-49 HSEYNZADE, engiz (2006) ......................................../Yaz, s.38; sh. 93-102 Azerbaycan Trkesinde Teklik-okluk Kategorisi zerine About the Category of Singularity and Plurality in Azerbaijan Turkish ................................../Summer, vol.38; pp.93-102 BRAYEV, akir (2006)................................................../Bahar, s.37; sh. 01-11 Kazak Mitleri ve Mitik Efsaneleri Hakknda On Kazakh Myths and Mythical Legends ...................... /Spring, vol.37; pp. 01-11 KARADOAN, Ahmet (2006) ....................................../Bahar, s.37; sh. 13-20 Kktrk Yaztlarndaki Trk ouz begleri bodun eidi ve Ouz yeme tarkn ol temi Cmlelerinde Geen ouz Kelimesi zerine Upon the Word of ouz in the sentences of Trk ouz begleri bodun eidi and Ouz yeme tarkn ol temi Taken from Kktrk Inscriptions ...................................................... /Spring, vol.37; pp.13-20 KTAPCI, Hakan (2006).................................................... /Gz, s.39; sh. 73-86 TKYde Karar Almaya Katlmn ve rgtsel Balln Kiisel Performansa Etkisi The Effects of Participation decision Mahing and Organizational Commitment on Individual Performance Under TQM ..................... /Autumn, vol.39; pp. 73-86 KURTOLU, Orhan (2006).............................................../Yaz, s.38; sh. 71-91 Divan iirinde Mahlas Deitiren ve Birden Fazla Mahlas Kullanan airler The Poets Who Changed Mahlas and Used More Than One Mahlas ....................................../Summer, vol.38; pp.71-91 KUSHENOVA, Ganizhamal (2006) .............................../Yaz, s.38; sh. 185-196 gedey Kaan Devrinde Trkistanda Tekilat Yaps The organization Structure of Turkestan in Period of Ugeday Khan .........................................../Summer, vol.38; pp. 185-196 MARSAP, Akn KOAK, Zeynep Fidan ZSOY, Nesrin (2006) .............................................................................................. /Gz, s.39; sh. 87-96 The Professional Effects of Mathematics and Mathematical Thinking on Managing Director Candidates letme Ynetici Adaylarnda Matematik ve Matematiksel Dncenin Meslee Ynelik Etkileri ............................................................ /Autumn, vol.39; pp. 87-96

225

bilig, K / 2007, say 40

NALBANT, Mehmet Vefa (2006).................................../Yaz, s.38; sh. 137-148 Trkede Tarihi Trk Dili Alannda Fonksiyon Deitirmeye Bir rnek: Tut- fiili An example of Function change in the field of Historicial Turkish Language: The verb -tut ............................................................/Summer, vol.38; pp.137-148 KSE, A. Tuba (2006) ........................................................./K, s.36; sh. 47-68 Eski nasyadan Gnmze Yeni Yl Bayramlar, Bereket ve Yamur Yadrma Trenleri New Year Feasts, Fertility and Rain Making Ceremonies since the Early Near East ................................................................................. /Winter, vol.36; pp.47-68 NER, Mustafa (2006)................................................/Bahar, s.37; sh. 175-188 XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961) The Monument of XXth Century Turkestan Literaturel Muhtar Evezov (18971961) .......................................................................... /Spring, vol.37; pp.175-188 ZCAN, Koray (2006) ...................................................../K, s.36; sh.201-226 Anadoluda Seluklu Dnemi dare Sisteminin Meknsal rgtlenmeleri: Seluklu dar Birim Organizasyonlar (ve Evrimi) The Spatial Elements of the Administrative System in Anatolia During Seljuk Period: The Organization of the Seljuk Administraive Units (and Its Evolution) ..................................................... /Winter, vol.36; pp. 201-226 ZCAN, Koray (2006) ..................................................../Yaz, s.38; sh. 161-184 Anadolu Trk Kent Tarihinden Bir Kesit: Seluklu Dneminde Anadolu-Trk Kent Model(ler)i A Dimension of Anatolion-Turkish Urban History Anatolion Turkish Urban Models During the Seljuk Period) .........................../Summer, vol.38; pp. 161-184 ZDEMR, Aur (2006)................................................/Bahar, s.37; sh. 91-114 Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair On The Proper Names in The Legend of Korogl Men Bezergen .......................... /Spring, vol.37; pp.91-114 ZDEMR YAYLACI, Gaye (2006) ................................/K, s.36; sh. 93-112 Organizasyonlarda Kiileraras likilerde Etki Taktikleri ve Kullanmna likin Literatr almas A Literature Work of Upward Influences And Uses In Interpersonel Relations in Organizations ............................................................... /Winter, vol.36; pp.93-112 ZHER, Sema (2006)....................................................../Bahar, s.37; sh. 81-90 Beyaz Gemi Adl Romandaki Yce Birey Arketipi The Great Individual Archetype in The Novel Named Beyaz Gemi ......................................................................................../Spring, vol.37; pp-81-90

226

ndex

ZKAN, Salih (2006) ......................................................./K, s.36; sh. 187-200 Nideye Yaplan Srgnler The Exiles Sent to Nigde............................................ /Winter, vol.36; sh. 187-200 ZKANLI, zlem NAMAZALEVA, Kzjibek (2006)/Gz, s.39; sh. 97-125 Krgzistanda Faaliyet Gsteren Baz Kk ve Orta lekli letmelerde Ynetim Sorunlar zerine Bir Aratrma Management Problem of Some Small and Medium Size Enterprises in Kyrgyzstan ................................................................. /Autumn, vol.39; pp. 97-125 ZL, Zeynel (2006)...................................................... /Gz, s.39; sh. 127-162 XVIII. Ve XIX. Yzylda Gynkte Fiyatlar Prices in 18 th-19 th Century in Gynk ................. /Autumn, vol.39; pp. 127-162 ZSOY, smail (2006).................................................... /Gz, s.39; sh. 163-194 Sovyet Sisteminin knden Tarih ve Evrensel Dersler Historical and Universal Lessons from the Collapse of the Soviet System ............................................................... /Autumn, vol.39; pp. 163-194 ZTRK, Rdvan (2006)................................................/Bahar, s.37; sh. 57-64 Anadolu ve Kbrs Azlarnda Bir Dilde Tekinsiz (Tabu) rnei: Dulunmak The Taboos in Language Example in The Anatolian and Cyprus Dialects: Dulunmak .................................................................. /Spring, vol.37; pp.57-64 PAMUK, Bilgehan (2006) ................................................/K, s.36; sh. 227-241 XVII. Yzylda Bir enlendirme (hy) Uygulamas: Mormoc Kynn mar (Kelkit) An application of Senlendirme(Ihy) in the 17th Century: The Improvement of Mormoc Village(Kelkit) ............................................ /Winter, vol.36; pp. 227-241 PAYDA, Kazm (2006) ................................................. /Gz, s.39; sh. 195-218 Trkede Mool ve Trk-slm Devletlerinde Suyurgal Uygulamas The Application of the Suyurgal System among the Mongols and the Turkish-Islamic States ............................................. /Autumn, vol.39; pp. 195-218 SARIKAYA, Yakup (2006)................................................./Yaz, s.38; sh. 01-14 Sovyet Devri Trkmen Yazar Berdi Kerbabeyev ve Aytl adim Roman Berdi Kerbabeyev, Writer of Soviet Age Turkmen Literature and His Novel, Named Aytli Adim (The Decisive Step) .................../Summer, vol.38; pp.01-14 AHAN GNEY, Fatma (2006) ......................................./K, s.36; sh.125-138 Functions of the So-called Passive Morpheme(I)l-in Kazakh Kazak Trkesinde Pasiflik Eki Olarak Adlandrlan -(I)l- Ekinin levleri .................................................................................... /Winter, vol.36; pp.125-138 AHN, Bican (2006) .................................................../Bahar, s.37; sh. 189-206 Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World? The Debate of the Compatibility of Islam and Democracy Revisited
227

bilig, K / 2007, say 40

slam, Mslman Dnyada Demokratiklemenin nnde Bir Engel midir? slam ve Demokrasinin Uyumu Tartmasnn Yeniden Gzden Geirilmesi ................................................................. /Spring, vol.37; pp.189-206 MEK, Ahmet (2006) ................................................./Bahar, s.37; sh. 65-80 Tarihsel Romann Eitimsel levi Educational Function of Historical Novel...................... /Spring, vol.37; pp.65-80 TAIZADE-KARACA, Nesrin (2006) .........................../K, s.36; sh. 167-186 Batl Eserde Romantik Kurban Cem Sultan Sultan Djem As Romantc Vctm In Three Western Works ...../Winter, vol.36; pp. 167-186 TEKCAN, Mnevver (2006)............................................/Bahar, s.37; sh.21-55 Hakm Atann Ahir Zaman Kitab Hakm The Book of Ahir Zaman Kitab by akm Ata......... /Spring, vol.37; pp.21-55 TUNA, Sibel Turhan (2006)............................................/Yaz, s.38; sh. 149-160 Trk Dnyasndaki Dnlerde Koltuklama ve Krmz Kuak Balama Gelenei The Traditions of Taking Arm in arm and Tying Up a Red Belt in the Wedding Ceremony of Turkish World ................................../Summer, vol.38; pp. 149-160 USER, Hatice irin (2006) ............................................. /Gz, s.39; sh. 219-238 Eski Trkede Baz Unvanlarn Yaps zerine On the Structure of Some Titles in Old Turkish ...... /Autumn, vol.39; pp. 219-238 YELORMAN, Mehtap (2006)........................................../K, s.36; sh. 01-46 Siyasal Sosyalizasyon Srecinde Sosyo-Ekonomik Faktrlerin Rol The Role of Socio-Economic Factors In Political Socialzation Process .................................................................................... /Winter, vol. 36; pp. 01-46 YEYGEL, Sinem (2006) ................................................../Yaz, s.38; sh. 197-228 Postmodern Toplumsal Yapnn Pazarlamaya Getirdii Yeni Boyut: Topluluk Pazarlamas A New Dimension of Marketing is Brought by The Postmodern Society Structure: Tribal Marketing ..................................../Summer, vol.38; pp. 197-228 YKSEL, Bilge (2006) ......................................................../Yaz, s.38; sh. 15-34 Ziya Osman Saba ve Dergilerde Sakl Kalm iirleri Ziya Osman Saba and His Poems Forgetten in Journals ......................................................................./Summer, vol.38; pp.15-34

228

bilig 2006 MAKALE ADI DZN KI-BAHAR-YAZ-GZ (SAYILAR: 36-37-38-39) 2006 INDEX OF ARTICLES WINTER-SPRING-SUMMER-AUTUMN (VOLUMES: 36-37-38-39) Abdnin Bilinmeyen Bir Mesnevisi: Heft Peyker Tercmesi ...................................................... Yaz, s.38; sh. 35-49 / Hanzade GZELOVA an Unknown Work of Abdi- The Translation of Heft Peyker ................................................................Summer, vol.38; pp.35-49 / Hanzade GZELOVA Abdlaziz b. Mahmud el sfahani, Sfatul-Haremeyn (Dil zellikleriMetin-Dizin) (Yay.Deer./Review) ...................................................... Gz, s.39; sh. 239-244 / Ahmet DEMRTA .................................................................................. Autumn, vol.39; pp. 239-244 Anadolu Trk Kent Tarihinden Bir Kesit: Seluklu Dneminde AnadoluTrk Kent Model(ler)i...........................Yaz, s.38; sh. 161-184 Koray ZCAN A Bimension of Anatolion-Turkish Urban History Anatolion Turkish Urban Models During the Seljuk Period) . Summer, vol.38; pp. 161-184 / Koray ZCAN Anadolu ve Kbrs Azlarnda Bir Dilde Tekinsiz (Tabu) rnei: Dulunmak .......................................................... Bahar, s.37; sh. 57-64 / Rdvan ZTRK The Taboos in Language Example in The Anatolian and Cyprus Dialects: Dulunmak .....................................Spring, vol.37; pp.57-64 / Rdvan ZTRK Anadoluda Seluklu Dnemi dare Sisteminin Meknsal rgtlenmeleri: Seluklu dar Birim Organizasyonlar (ve Evrimi) ................................................................ K, s.36; sh.201-226 / Koray ZCAN The Spatial Elements of the Administrative System in Anatolia During Seljuk Period: The Organization of the Seljuk Administraive Units (and Its Evolution) ........................ Winter, vol.36; pp. 201-226 / Koray ZCAN Aytmatov Anlatlarnda tekileme Sorunu ve Dn zlekleri (Yayn Deerlendirme / Rewiev) .............................................................. K, s.36; sh. 261-264 / Mutlu DEVEC .................................................................................... Winter, vol.36; pp. 261-264

229

bilig, K / 2007, say 40

Azerbaycan Trkesinde Teklik-okluk Kategorisi zerine .................................................. Yaz, s.38; sh. 93-102 / engiz HSEYNZADE About the Category of Singularity and Plurality in Azerbaijan Turkish ............................................ Summer, vol.38; pp.93-102 / engiz HSEYNZADE Bamsz Denetim Firmalar Bak Asyla Trkiye Bamsz D Denetim Sisteminin Deerlendirilmesi .................................. K, s.36; sh. 69-91 / Adnan DNMEZ Ayten ERSOY Evaluating Turkeys Independent External Auditing System From Independent Auditing Firms Point of Vew .....Winter, vol. 36; pp. 69-91 / Adnan DNMEZ Ayten ERSOY Batl Eserde Romantik Kurban Cem Sultan ......................................K, s.36; sh. 167-186 / Nesrin TAIZADE KARACA Sultan Djem As Romantic Vctm In Three Western Works ................................................Winter, vol.36; pp. 167-186 / Nesrin TAIZADE KARACA Beyaz Gemi Adl Romandaki Yce Birey Arketipi ................................................................ Bahar, s.37; sh. 81-90 / Sema ZHER The Great Individual Archetype in The Novel Named Beyaz Gemi ...............................................................Spring, vol.37; pp. 81-90 / Sema ZHER Bilgi Sosyolojisine Gre Bilginin levi ve Bir Model Denemesi ..................................................................... Gz, s.39; sh. 01-29 / Cengiz ANIK The Function of Knowledge in Respect of Knowledge Sociology and a Suggestion of Model ............................. Autumn, vol.39; pp. 01-29 / Cengiz ANIK Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar ......................................................... Bahar, s.37; sh. 115-130 / Ahmet DOAN Close and Narrow Spaces in Mature / Individualism Period ......................................................... Spring, vol.37; pp.115-130 / Ahmet DOAN Bkre Bykelisi Hamdullah Suphi ve Gagauz Trkleri ...................................................Gz, s.39; sh. 31-51 / Yonca ANZERLOLU Bucharest Ambassador Hamdullah Suphi and Gagauz Turks Autumn, vol.39; pp. 31-51 / Yonca ANZERLOLU Divan iirinde Mahlas Deitiren ve Birden Fazla Mahlas Kullanan airler ......................................................... Yaz, s.38; sh. 71-91 / Orhan KURTOLU The Poets Who Changed Mahlas and Used More Than One Mahlas ................................................... Summer, vol.38; pp.71-91 / Orhan KURTOLU Dnya Dillerinden rnekleriyle Dilbilgisinin Temel Kavramlar Trke zerine Tartmalar (Yay.Deer./Rewiev)

230

ndex

........................................................ Bahar, s.37; sh. 207-211 / Mehmet AYDIN ..................................................................................... Spring, vol.37; pp.207-211 Eski Trkede Baz Unvanlarn Yaps zerine ........................................................ Gz, s.39; sh. 219-238 / Hatice irin USER On the Structure of Some Titles in Old Turkish ................................................. Autumn, vol.39; pp. 219-238 / Hatice irin USER Eski nasyadan Gnmze Yeni Yl Bayramlar, Bereket ve Yamur Yadrma Trenleri .................................K, s.36; sh. 47-68 / A. Tuba KSE New Year Feasts, Fertility and Rain Making Ceremonies since the Early Near East ...................................................... Winter, vol.36; pp.47-68 / A. Tuba KSE Functions of the So-called Passive Morpheme(I)l-in Kazakh ................................................... K, s.36; sh. 125-138 / Fatma ahan GNEY Kazak Trkesinde Pasiflik Eki Olarak Adlandrlan -(I)l- Ekinin levleri ...............................................Winter, vol.36; pp.125-138 / Fatma ahan GNEY Hakm Atann Ahir Zaman Kitab ..................................................... Bahar, s.37; sh. 21-55 / Mnevver TEKCAN Hakm The Book of Ahir Zaman Kitab by akm Ata ......................................................................Spring, vol.37; pp. 21-55 / Mnevver TEKCAN Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World? The Debate of the Compatibility of Islam and Democracy Revisited ............................................................. Bahar, s.37; sh. 189-206 / Bican AHN slam, Mslman Dnyada Demokratiklemenin nnde Bir Engel midir? slam ve Demokrasinin Uyumu Tartmasnn Yeniden Gzden Geirilmesi .............................................................Spring, vol.37; pp.189-206 / Bican AHN sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi Trkiyedeki Ulusal Basn letmelerinin Deerlendirilmesine Ynelik Bir Aratrma ..Bahar, s.37; sh. 131-153 / . Pelin DNDAR F. Belma GNER FIRLAR Internal Marketing and Total Quality Management A Research Which Related Evaluation of National Press Organizations in Turkey .....Spring, vol.37; pp.131-153 / . Pelin DNDAR F. Belma GNER FIRLAR lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler .............Bahar, s.37; sh. 155-174 / Zhal UBUKCU Mehmet GLTEKN Social Skills That Need to be Gained by Primary School Students ............... Spring, vol.37; pp.155-174 / Zhal UBUKCU Mehmet GLTEKN Japoncadaki Birleik Fiiller ve Trkedeki Fiillere Benzerlikleri: fiil+fiil ...........................................................Yaz, s.38; sh. 123-136 / Kerim DEMRC Japanese Compound Verbs and Their Turkish Counterparts: verb+verb Summer, vol.38; pp.123-136 / Kerim DEMRC
231

bilig, K / 2007, say 40

Kazak Mitleri ve Mitik Efsaneleri Hakknda ............................................................ Bahar, s.37; sh. 01-11 / akir BRAYEV On Kazakh Myths and Mythical Legends ............................................................ Spring, vol.37; pp. 01-11 / akir BRAYEV Krgzistanda Faaliyet Gsteren Baz Kk ve Orta lekli letmelerde Ynetim Sorunlar zerine Bir Aratrma ............ Gz, s.39; sh. 97-125 / zlem ZKANLI-Kzjibek NAMAZALEVA Management Problem of Some Small and Medium Size Enterprises in Kyrgyzstan ............ Autumn, vol.39; pp. 97-125 / zlem ZKANLI-Kzjibek NAMAZALEVA Klasik Trk iirinde Mrekkep stiare, Temsili stiare ve Alegori ..........................................................Yaz, s.38; sh. 51-70 / Menderes COKUN Metaphor and Allegory in Classical Turkish Literature ................................................... Summer, vol.38; pp.51-70 / Menderes COKUN Kktrk Yaztlarndaki Trk ouz begleri bodun eidi ve Ouz yeme tarkn ol temi Cmlelerinde Geen ouz Kelimesi zerine ..................................................Bahar, s.37; sh. 13-20 / Ahmet KARADOAN Upon the Word of ouz in the sentences of Trk ouz begleri bodun eidi and Ouz yeme tarkn ol temi Taken from Kktrk Inscriptions ................................................... Spring, vol.37; pp.13-20 / Ahmet KARADOAN Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair ..........................................................Bahar, s.37; sh. 91-114 / Aur ZDEMR On The Proper Names in The Legend of Korogl Men Bezergen .......................................................... Spring, vol.37; pp.91-114 / Aur ZDEMR Kutadgu Biligde (teri azze ve celle gdisin ayur) Trke slami Terimlerin Kaynaklar zerine ................................. Yaz, s.38; sh. 103-122 / Ser EKER On the origins of Turkish slamic terms (teri azze ve celle gdisin ayur) in Kutadgu Bilig .................................. Summer, vol.38; pp.103-122 / Ser EKER Mool ve Trk-slm Devletlerinde Suyurgal Uygulamas ............................................................Gz, s.39; sh. 195-218 / Kazm PAYDA The Application of the Suyurgal System among the Mongols and the Turkish-Islamic States ..................Autumn, vol.39; pp. 195-218 / Kazm PAYDA Nideye Yaplan Srgnler ................. K, s.36; sh. 187-200 / Salih ZKAN The Exiles Sent to Nigde ................... Winter, vol.36; sh. 187-200 / Salih ZKAN

232

ndex

Organizasyonlarda Kiileraras likilerde Etki Taktikleri ve Kullanmna likin Literatr almas ...........................................K, s.36; sh. 93-112 / Gaye ZDEMR YAYLACI A Literature View of Upward Influences and Uses n Interpersonel Relations of Organizations ................Winter, vol.36; pp. 93-112 / Gaye ZDEMR YAYLACI gedey Kaan Devrinde Trkistanda Tekilat Yaps ......................................... Yaz, s.38; sh. 185-196 / Ganizhamal KUSHENOVA The Organization Structure of Turkestan in Period of Ugeday Khan ................................... Summer, vol.38; pp. 185-196 / Ganizhamal KUSHENOVA Postmodern Toplumsal Yapnn Pazarlamaya Getirdii Yeni Boyut: Topluluk Pazarlamas ...................... Yaz, s.38; sh. 197-228 / Sinem YEYGEL A New Dimension of Marketing is Brought by The Postmodern Society Structure: Tribal Marketing ..........................Summer, vol.38; pp. 197-228 / Sinem YEYGEL Siyasal Sosyalizasyon Srecinde Sosyo-Ekonomik Faktrlerin Rol ....................................................K, s.36; sh. 01-46 / Mehtap YELORMAN The Role Of Soco-Economic Factors In Poltcal Socialzation Process ............................................... Winter, vol. 36; pp. 01-46 / Mehtap YELORMAN Sosyal Bilgiler retmen Adaylarnn Sosyal Bilimler Hakkndaki Grleri ........................................... K, s.36; sh. 113-124 / smail H. DEMRCOLU Social Studies Student Teachers Perceptions of Social Science Winter, vol.36; pp. 113-124 / smail H. DEMRCOLU Sovyet Devri Trkmen Yazar Berdi Kerbabeyev ve Aytl Adim Roman ........................................................... Yaz, s.38; sh. 01-14 / Yakup SARIKAYA Berdi Kerbabeyev, Writer of Soviet Age Turkmen Literature and His Novel, Named Aytli Adim (The Decisive Step) .......................................................Summer, vol.38; pp.01-14 / Yakup SARIKAYA Sovyet Sisteminin knden Tarih ve Evrensel Dersler ...............................................................Gz, s.39; sh. 163-194 / smail ZSOY Historical and Universal Lessons from the Collapse of the Soviet System ....................................................................Autumn, vol.39; pp. 163-194 / smail ZSOY Sleymnnmede Eski Trk Destanlarna Ait Unsurlar, Dil-slp ve Motifler ...............................................................K, s.36; sh. 243-260 / Hamdi GLE Sleymnnmede The Elements belonging of Ancient Turkish Eposes, Language-Genre and Motifies in Sleymnnme ......................................................... Winter, vol.36; pp.243-260 / Hamdi GLE

233

bilig, K / 2007, say 40

Tarihsel Romann Eitimsel levi .............................................................Bahar, s.37; sh. 65-80 / Ahmet MEK Educational Function of Historical Novel ............................................................ Spring, vol.37; pp.65-80 / Ahmet MEK The Professional Effects of Mathematics and Mathematical Thinking on Managing Director Candidates ...... Gz, s.39; sh. 87-96 / Akn MARAP-Zeynep Fidan KOAK-Nesrin ZSOY letme Ynetici Adaylarna Matematik ve Matematiksel Dncenin Meslee Ynelik Etkileri ......Autumn, vol.39; pp. 87-96 // Akn MARAP-Zeynep Fidan KOAK-Nesrin ZSOY TKYde Karar Almaya Katlmn ve rgtsel Balln Kiisel Performansa Etkisi..................Gz, s.39; sh. 73-86 / Hakan KTAPCI The Effects of Participation decision Mahing and Organizational Commitment on Individval Performance Under TQM .........................................................Autumn, vol.39; pp. 73-86 / Hakan KTAPCI Trk Dnyasndaki Dnlerde Koltuklama ve Krmz Kuak Balama Gelenei ...................................................... Yaz, s.38; sh. 149-160 / Sibel Turhan TUNA The Traditions of Taking Arm in arm and Tying Up a Red Belt in the Wedding Ceremony of Turkish World ...............................................Summer, vol.38; pp. 149-160 / Sibel Turhan TUNA Trk Kltr ve Fikir Hayatnda Ekini ........ Gz, s.39; sh. 53-72 / Ali EROL Ekini and Its role in The Turkish Culture and Ideas (1875-1877) ....................................................................Autumn, vol.39; pp. 53-72 / Ali EROL Trk Modernlemesinde Sefir ve Sefaretnamelerin Rol ........................................... K, s.36; sh.139-165 / Belks ALTUN GRSOY The Role of Ambassadors and Their Official Reports in the Turkish Modernization ............... Winter, vol.36; pp.139-165 / Belks ALTUN GRSOY Trkede Tarihi Trk Dili Alannda Fonksiyon Deitirmeye Bir rnek: Tut- fiili ............................................. Yaz, s.38; sh. 137-148 / Mehmet Vefa NALBANT An example of Function change in the field of Historicial Turkish Language: The verb -tut ..................Summer, vol.38; pp.137-148 / Mehmet Vefa NALBANT

234

ndex

XVII. Yzylda Bir enlendirme (hy) Uygulamas: Mormoc Kynn mar (Kelkit) ...........................................................K, s.36; sh. 227-241 / Bilgehan PAMUK An application of Senlendirme (Ihy) in the 17th Century: The Improvement of Mormoc Village (Kelkit) ..........Winter, vol.36; pp. 227-241 / Bilgehan PAMUK XVIII. ve XIX. Yzylda Gynkte Fiyatlar .................................................................Gz, s.39; sh. 127-162 / Zeynel ZL Prices in 18 th-19 th Century in Gynk ..........................................................Autumn, vol.39; pp. 127-162 / Zeynel ZL XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961) .......................................................... Bahar, s.37; sh. 175-188 / Mustafa NER The Monument of XXth Century Turkestan Literaturel Muhtar Evezov (18971961) ................................................Spring, vol.37; pp.175-188 / Mustafa NER Ziya Osman Saba ve Dergilerde Sakl Kalm iirleri ...................................................................Yaz, s.38; sh. 15-34 / Bilge YKSEL Ziya Osman Saba and His Poems Forgetten in Journals ............................................................ Summer, vol.38; pp.15-34 / Bilge YKSEL

235

bilig
Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl Yayn lkeleri bilig, K/Ocak, Bahar/Nisan, Yaz/Temmuz ve Gz/Ekim olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini hazrlanr ve K saysnda yaymlanr. Dergi, yayn kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir. bilig, Trk dnyasnn kltrel zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasyla ilgili olarak, uluslar aras dzeyde yaplan bilimsel almalar kamuoyuna duyurmak amacyla yaymlanmaktadr. biligde, sosyal bilimlerle ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini bilimsel bir bak asyla ele alan, bu konuda zm nerileri getiren yazlara yer verilir. bilige gnderilecek yazlarda, alannda bir boluu dolduracak zgn bir makale veya daha nce yaymlanm almalar deerlendiren, bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan bir inceleme olma art aranr. Trk dnyasyla ilgili eser ve ahsiyetleri tantan, yeni etkinlikleri duyuran yazlara da yer verilir. Makalelerin biligde yaymlanabilmesi iin, daha nce bir baka yerde yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum belirtilmek artyla kabul edilebilir. Yazlarn Deerlendirilmesi bilige gnderilen yazlar, nce yaym kurulunca dergi ilkelerine uygunluk asndan incelenir ve uygun bulunanlar, o alandaki almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar be yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun eletiri ve nerilerini dikkate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekeleriyle birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn, istek hlinde bir nshas yazarlarna iade edilir.

237

biligde yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanlna devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflardan, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yayma kabul edilen yazlar iin, yazar ve hakemlerine yayn tarihinden itibaren bir ay iinde telif / inceleme creti denir. cret miktar, her yl banda yayn kurulunun nerisi zerine ynetim kurulunca belirlenir. Yazm Dili biligin yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce ve dier Trk leheleri ile yazlm yazlara da yer verilebilir. Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde yayn kurulunun kararyla Trkiye Trkesine aktarldktan sonra yaymlanabilir. Yazm Kurallar Makalelerin, aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir: 1. Balk: erikle uyumlu, onu en iyi ifade eden bir balk olmal ve koyu karakterli harflerle yazlmaldr. 2. Yazar ad(lar) ve adresi: Yazarn ad, soyad byk olmak zere koyu, adresler ise normal ve eik karakterde harflerle yazlmal; yazarn grev yapt kurum, haberleme ve elmek (e-mail) adresi belirtilmelidir. 3. zet: Makalenin banda, konuyu ksa ve z biimde ifade eden ve en fazla 150 kelimeden oluan Trke zet bulunmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelge numaralarna deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak, en az 3, en ok 8 szckten oluan anahtar kelimeler verilmelidir. Makalenin sonunda, yaz bal, zet ve anahtar kelimelerin ngilizce ve Rusalar bulunmaldr. Rusa zetler, gnderilemedii takdirde dergi tarafndan ilave edilir. 4. Ana Metin: A4 boyutunda (29.7x21 cm. ) ktlara, MS Word programnda, Times New Roman veya benzeri bir yaz karakteri ile, 10 punto, 1.5 satr aralyla yazlmaldr. Sayfa kenarlarnda 3er cm boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar 10.000 kelimeyi gememelidir. Metin iinde vurgulanmas gereken ksmlar, koyu deil eik harflerle yazlmaldr. Alntlar eik harflerle ve trnak iinde verilmeli; be satrdan az alntlar satr arasnda, be satrdan uzun alntlar ise satrn sandan ve solundan 1.5 cm ieride, blok hlinde ve 1 satr aralyla yazlmaldr. 5. Blm Balklar: Makalede, dzenli bir bilgi aktarm salamak zere ana, ara ve alt balklar kullanlabilir ve gerektii takdirde balklar numaralandrlabilir. Ana balklar (ana blmler, kaynaklar ve ekler) byk
238

harflerle; ara ve alt balklar, yalnz ilk harfleri byk, koyu karakterde yazlmal; alt balklarn sonunda iki nokta st ste konularak ayn satrdan devam edilmelidir. 6. ekiller ve izelgeler: ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin siyah mrekkep ile dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydinger veya beyaz kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller numaralandrlmal ve her eklin altna balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, numaralandrlmal ve her izelgenin stne balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. ekil ve izelgelerin balklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri kk harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnot veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. 7. Resimler: Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca ekiller iin verilen kurallara uyulmaldr. ekil, izelge ve resimler, toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numaralarn yazabilirler. 8. Kaynak Verme: Dipnotlar, sadece aklama iin kullanlmal ve aklamalar da metnin sonunda verilmelidir. Metin iinde gndermeler, parantez iinde aadaki ekilde yazlmaldr: (Kprl 2000); (Kprl 2000: 15) Birden fazla yazarl yaynlarda, metin iinde sadece ilk yazarn ad vd. yazlmaldr: (sen vd. 2002) Kaynaklar ksmnda ise dier yazarlar da belirtilmelidir. Metin iinde, gnderme yaplan yazarn ad veriliyorsa kaynan sadece yayn tarihi yazlmaldr: Tanpnar (1976:131), bu konuda . Yaym tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda sadece yazarlarn ad; yazar belirtilmeyen ansiklopedi vb. eserlerde ise eserin ismi yazlmaldr. kinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir: Kprl (1926) ..... (elik 1998den). Kiisel grmeler, metin iinde soyad ve tarih belirtilerek gsterilmeli, ayrca kaynaklarda belirtilmelidir. nternet adreslerinde ise mutlaka tarih belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar arasnda da verilmelidir: http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002)

239

9. Kaynaklar: Metnin sonunda, yazarlarn soyadna gre alfabetik olarak aadaki ekilde yazlmaldr. Kaynaklar, bir yazarn birden fazla yayn olduu takdirde yaymlan tarihine gre sralanacak; bir yazara ait ayn ylda baslm yaynlar ise (1980a, 1980b) eklinde gsterilecektir: KPRL, Mehmet Fuat (1961), Azeri Edebiyatnn Tekaml, stanbul: MEB Yay. TMURTA, F.Kadri (1951), Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri, , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV (3) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), stanbul: Sermet Matb. Yazlarn Gnderilmesi Yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere nsha olarak, disketiyle birlikte bilig adresine gnderilir. Yazarlarna raporlar dorultusunda dzeltilmek zere gnderilen yazlar, gerekli dzeltmeler yaplarak disketi ve orijinal ktsyla en ge bir ay iinde tekrar dergiye ulatrlr. Yayn kurulu, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir. Yazma Adresi bilig Dergisi Editrl Takent Cad. 10. Sok. No: 30 06430 Bahelievler/ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax: (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

240

bilig
Journal of Social Sciences of the Turkish World Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Editorial Principles

bilig is published quarterly: Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/October. At the end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is forwarded to the subscribers, libraries and international indexing institutions within one month after its publication. bilig is published to bring forth the cultural riches, historical and actual realities of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion about the scientific studies on the international level concerning Turkish World. The articles firstly related to social sciences subjects and dealing with the historical and current issues and problems and suggesting solutions for the Turkish World are published in bilig. An article sent to bilig should be an original article which contribute knowledge and scientific information to its field or a study that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly works. Articles introducing works and personalities, announcing new activities related to the Turkish world can also be published in bilig. In order for any article to be published in bilig, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if stated so beforehand. Evaluation of Articles The articles forwarded to bilig are first studied by the Editorial Board in terms of the journals principles those found acceptable are sent to two referees who are well-known for their works in that field. Names of the referees are confidential and referee reports are safe-kept for five years. In case one referee report is negative and the other is favorable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the referees and editorial board. If they disagree, they are entitled to counterpresent their views and justifications. Only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted during full reference to the articles.
241

Payments to the authors and referees for their contributions are made within one month after publication. The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. The Language of the Journal Turkiye Turkish is the Language of the journal. Articles presented in English or other Turkish dialects may be published not exceeding one third of an issue. Articles submitted in Turkish dialects may be published after they are translated into Turkiye Turkish upon the decision of the Editorial Board if necessary. Writing Rules In general the following are to be observed in writing the articles for bilig: 1 . Title of the Article: Title should be in suitable for the content and the one that expresses it best, and should be bold letters. 2. Name(s) and address(es) of the author(s): Names and surnames are in capital letters and bold, addresses in normal italic letters; institution the author works at, contact and e-mail addresses should be specified. 3. Abstract: In the beginning of the article there should be an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. There should be no reference to used sources, figure and chart numbers. Leaving one line empty after the abstract body there should be key words, minimum 3 and maximum 8 words. At the end of the article there should titles, abstracts and key words in English and Russian. In case Russian abstract is not submitted it will be attached by the journal. 4. Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type, 10 type size and 1,5 line on A4 format (29/7x21cm) paper. There should 3 cm free space on the margins and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space. 5. Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the well-arranged narration of information in the article and these headings can be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendixes) should be in capital letters; interval and subheadings should be bold and their first letters in capital letters; at the end of the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:). 6. Figures and Tables: Figures should be drawn on tracing or white paper in ink so as not to cause problems in printing or reducing in size. Each figure should be on a separate page. Figures should be numbered with a caption of the title in Turkish first and English below it.
242

Tables should also be numbered and have the title in Turkish first and English below it. The titles of the figures and tables should be clear and concise, and the first letters of each word should be capitalized. When necessary footnotes and acronyms should be below the captions. 7. Pictures: Should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables are applied for pictures as well. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into text. Those without any technical facilities will leave the proportional sizes of empty space for pictures within the text numbering them. 8. Stating the Source: Endnotes should be only for explanation and explanations should be at the end of the text. References within the text should be given in parentheses as follows: (Kprl 2000); (Kprl 2000: 15) When sources with several authors are mentioned, the name of first author is written and for others (et. al) is added. (sen et al. 2002) Full reference including all the names of authors should be given in the list of references. If there is name of the referred authors within the text then only the publication date should be written: Tanpnar (1976: 131) on this issue . In the sources and manuscripts with no publication date only the name of author; in encyclopedias and other sources without authors only the name of the source should be written In the secondary sources quoted original source should also be pointed: Kprl (1926) ..... (in elik 1998). Personal interviews can be indicated by giving the last name(s), the date(s) and moreover should be stated in the references. http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. References: Should be at the end of the text in the alphabetic order as shown in the example below. If there are more than one source of an author then they will be listed according to their publication date; sources of the same author published in the same year will shown as (1980a, 1980b): KPRL, Mehmet Fuat (1961), Azeri Edebiyatnn Tekaml, stanbul: MEB Yay. TMURTA, F.Kadri (1951), Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri, , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV (3) : 189-213.
243

SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), stanbul: Sermet Matb. How to Forward the Articles The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three copies, one original and two photocopied forms with a diskette or CD to bilig via the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach bilig within not later than one month. Minor editing may be done by the editorial board. Correspondence Address bilig Dergisi Takent Caddesi, 10. Sok. Nu: 30 06430 Bahelievler - ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax: (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

244

You might also like