You are on page 1of 9

G‹R‹fi

eceyar›s› kap› çal›nd›. Karanl›kta, siyah üniforma üzerine sar› ceket


G geçirmifl iki polisi seçebildim. Polis memuru, bölgedeki halk›, yak›n-
da beklenen sel tehlikesine karfl› uyarmak için kap› kap› dolaflt›klar›n› söy-
ledi. Elektrik kesintisine haz›rl›kl› olmam›z› ve de¤erli eflyalar›m›z› üst kata
tafl›mam›z› söyleyen fotokopiyle ço¤alt›lm›fl bir broflür b›rakarak gittiler.
Ya¤mur iki gün önceden bafllam›flt›. Gün boyu, sular seller gibi boflald›,
flimflekler çakt›, ara ara gök gürültüleri de duyuldu. Yollar, tarlalardan ta-
flan sular›n alt›nda kald›. Birkaç saat içinde, kuzey yönündeki demiryolu
kapand› ve Oxford (Midlands ve ‹ngiltere’nin güneyindeki di¤er pek çok
kasaba gibi) sular›n ortas›nda yaln›z b›rak›ld›. Yukar› kesimlerindeki yo-
¤un ya¤›fl nedeniyle Thames Nehri’nden seller boflald›¤› için, dört gün son-
ra bile sular yükselmeye devam ediyordu. Haberlere bakmak için televiz-
yonu aç›nca, flirin bir kasaba olan Tewkesbury’nin adaya döndü¤ünü,
Cheltenham ve Gloucester kasabalar›n›n ikisinin de elektrik kesintisi yü-
zünden zor durumda oldu¤unu ve bölgenin tamam›nda okullar›n kapand›-
¤›n› duydum. Sel sular›, bir su ar›tma tesisini basm›fl, 250.000 kifli, bir haf-
ta boyunca içecek su bulamam›flt›. Bu sat›rlar› yazd›¤›m s›rada benim evi-
mi henüz su basmam›flt› ama yak›ndaki Port Meadow’da nehrin b›rakt›¤›,
çürüyen yosunlar›n kokusunu alabiliyordum.
Ya¤murun büsbütün fliddetlenip sertleflmesi bana, birkaç y›l önce, ilk
kitab›m High Tide için araflt›rma yapt›¤›m Outer Banks’de (Kuzey Caroli-
na) yakaland›¤›m ve sa¤ salim atlatt›¤›m tropikal f›rt›nay› hat›rlatt›. O za-
man da, gökyüzü yine ayn› u¤ursuz karanl›¤a bürünmüfltü, Meteoroloji
Dairesi’nin web sitesindeki ya¤›fl radar›, yine ayn› k›rm›z› ve beyaz lekeler-

1
6 DERECE

le çok fliddetli ya¤›fl gösteriyordu. Bunu 2002’de Cape Hatteras yak›n›nda-


ki kas›rga takipçilerinin kamyonetine s›¤›nd›¤›mda görmüfltüm. Kas›rga-
lar, yeryüzünün en fliddetli ya¤›fllar›n› getirir ve kas›rga s›ras›nda taflk›nla-
r›n olmas› kaç›n›lmaz gibidir. 2005’te Katrina Kas›rgas› New Orleans’›
vurdu¤unda yaflanan trajedi, bazen bu su bask›nlar›n›n (azman f›rt›na dal-
gas›yla birlikte) ölümcül olabilece¤ini gözler önüne sermiflti.
Bu felaketlerin hepsi de, farkl› derecelerde, de¤iflen dünyay› anlaman›n
bir yolu. Küresel ›s›nma, yeryüzündeki suyun çevrimini daha fliddetli hale
getirdi, denizde fliddetli f›rt›na ve kas›rgalar›n patlamas›na neden oldu.
Evet, afl›r› havalara al›flk›n›z, ama sera gaz› düzeylerinin yükselmesinin gü-
nefl ›s›s›n› yakalad›¤› gerçe¤i, sistemde daha fazla enerji olmas› demek (do-
lay›s›yla giderek daha s›k aral›klarla en kötüsü gerçeklefliyor). ‹ki y›l önce
New Orleans’ta yaflanan ac› durum, dünyan›n binlerce yerinde, iklim de¤i-
flikli¤i h›zland›kça, ço¤umuz için 21. yüzy›l›n nas›l olaca¤›n› hissettirdi.
Kent boflalt›l›rken, New Orleans ve Körfez bölgesinden sa¤ kalanlar pe-
riflan halde Texas’taki ve baflka yerlerdeki geçici s›¤›naklara yollan›rken
yaflanan manzara uzun süre zihnimden gitmedi ve bu kitap bask›ya haz›r-
land›¤› s›rada, halen bu s›¤›naklarda kalan yar›m milyon insan, belki de,
hepten evsiz kalan ilk iklim mültecileri. Merak etmekten kendimi alam›yo-
rum: S›rada ne var? Dünya yavafl yavafl ›s›nd›kça neler olacak? Hükümet-
leraras› ‹klim De¤iflikli¤i Grubu’na (IPCC) göre gelecek 100 y›lda bekle-
nen, muhtemel alt› santigrat derecelik küresel ›s›nmayla k›y›lar›m›za, kasa-
balar›m›za, ormanlar›m›za, nehirlerimize, ekili topraklar›m›za ve da¤lar›-
m›za ne olacak? Baz› çevrecilerin düflündü¤ü gibi hepimiz Kuzey Kutbun-
daki s›¤›naklarda k›r›k dökük uygarl›k kal›nt›lar›ndan k›t kanaat yaflama-
ya m› çal›flaca¤›z, yoksa hayat afla¤› yukar› önceden oldu¤u gibi (ama bi-
raz daha s›cak) devam m› edecek?
Bu sorulara kafa yorarken, küresel ›s›nmayla ilgili yeni bilimsel maka-
leleri incelemeye bafllam›flt›m bile. Bilimcilerin, gelecekteki küresel ›s›nma-
n›n Tanzanya’daki bu¤day mahsulünden, Alplere ya¤an kara kadar her fle-
yi nas›l etkileyece¤ine dair yüzlerce (ço¤u karmafl›k bilgisayar modellerine
dayanan) tahmin yürüttü¤ünü ilk kitab›m High Tide [Denizin Kabarmas›]
için daha önce yapt›¤›m araflt›rmalardan biliyordum. Bazen çarp›c› bir ça-

2
l›flma gazetelere manflet olur, ama bu tahminlerin ço¤u, sadece baflka iklim
uzmanlar›n›n okuyaca¤› anlafl›lmas› güç uzman dergilerinde sakl›d›r. Bu
dergilerin ço¤u, evimden birkaç kilometre uzakta, Oxford Üniversitesi’nin
Radcliffe Bilim Kitapl›¤›na al›n›r, burada (lofl raflar›nda haftalarca, hatta
y›llarca yerlerinden k›m›ldamaks›z›n) dururlar. Aniden, sanki arka bah-
çemde Delphoi Kahini varm›fl ya da kap› komflum Nostradamus’mufl gibi
geldi¤ini fark ettim ama bu bilimsel kehanetlerin tek fark›, gerçekleflmekte
olmalar›yd›.
O y›l›n bafl›nda, her gün, laptopumla Radcliffe Bilim Kitapl›¤›n› ziyaret
ettim; ben on binlerce bilimsel makaleyi tararken haftalar geçti. Mevsimler
geldi geçti ama ben pek fark etmedim. Makalelerin hepsini çizelgede uy-
gun yerlere yerlefltirdim (iki derecelik küresel ›s›nmayla ilgili makaleleri iki
derece kutusuna, befl derecelik küresel ›s›nmayla ilgili makaleler befl derece
kutusuna vb. gibi). Makalelerin hepsi bilgisayar modellemesiyle yürütülen
tahminler de¤ildi. (En ilginç bilgilerden baz›lar› jeolojik ça¤lar›n iklimle-
riyle ilgili çal›flmalardan, tarihöncesi dönemdeki küresel ›s›nma olaylar›n-
da yeryüzünün s›cakl›k de¤iflimlerinden nas›l etkiledi¤iyle ilgili araflt›rma-
lardan ç›kt›.) Geçmifl zamanlardaki sera gaz› olaylar›na ait bu kay›tlar›n,
gelecektekilerin benzerleri olabilece¤ini fark ettim; ayr›ca, temsil ettikleri
iklim dönemlerine ait s›cakl›klara göre, benim alt› derecelik tablomda yer
al›yorlard›.
En sonunda, tamamen eflsiz bir fley buldum: gezegenimizin gelece¤ini
derece derece anlatan bir rehber. Böylece, bu ham maddeye dayanarak, ki-
tab›m yavafl yavafl biçimlenmeye bafllad›: ‹lk bölümüm, bulabildi¤im ka-
dar›yla, küresel ›s›nman›n, s›cakl›¤›n bir derece artmas›na ba¤l› sonuçlar›-
n›, ikinci bölümüm ise, iki dereceyle ilgili sonuçlar›n›, üçüncü bölümümde
üç dereceyle ilgili sonuçlar›n› kapsad› ve alt› dereceye (en kötü bilimsel se-
naryoya) kadar bu böyle devam etti. Daha önce böyle bir çal›flmay› böyle
bir dikkatle yapan hiçbir bilimci ya da gazeteci yoktu, hem de bu kadar
bilgi, kapsaml› olarak bir kitap halinde genel okuyucuya sunulmam›flt›.
Çal›flma ortaya ç›kt›kça, içimi kemiren bir kuflkuya kap›ld›m; belki de
bu çal›flmay› tamamen gizlemeliydim. Alt› Derece, bir sa¤kal›m rehberi gi-
bi hissettirmeye bafllad›; dünyan›n hangi k›s›mlar›n›n terk edilmesi gerekti-

3
6 DERECE

¤ine dair belirtilerle ve hangi k›s›mlar›n›n yaflanabilir kalaca¤›yla ilgili bil-


gilerle doluydu. Bu bilgileri ailemle ve yak›n arkadafllar›mla paylaflmal›, en
yak›nlar›m› sessizce uyarmal› m›yd›m? Belki de en iyisi, mümkün oldu¤un-
ca fazla yay›mlamal›, bir çeflit uyar›c› masal gibi, çok geç olmadan en kötü
senaryolar›n oluflmas›n› önlemek ve emisyonlar›n h›zla kesilmesini sa¤la-
mak için insanlar› seferberli¤e mi ikna etmeliydim? Tabii ki ikinci seçene-
¤i, daha iyimser yolu tercih ettim. Yine de Alt› Derece’nin kamuoyuna ilk
sunumlar› s›ras›nda konuyla ilgili bir soru can›m› s›kmaya devam etti,
özellikle de bir dinleyicinin böyle iç karart›c› bir fleye sürükledi¤i için di¤e-
rinden özür diledi¤ini duydu¤umda. Tuvaletteyken kulak misafiri oldu-
¤um bu konuflma beni gerçekten flok etmiflti. ‹ç karart›c› m›? Aç›kças›, Alt›
Derece’nin iç karart›c› olabilece¤i hiç akl›ma gelmemiflti. Evet, belki sunu-
lan etkileri ürkütücü olabilir ama bu etkiler asl›nda halen önlenebilir. Bu
durum karfl›s›nda insan›n içinin kararmas›, mutfakta ç›kan yang›n› oturma
odas›nda oturup hiçbir fley yapmadan izlerken içinin kararmas›na, yang›n
evi sararken, bir yang›n söndürücü kap›p alevlerin üzerine püskürtmek ye-
rine kendini giderek daha kötü hissedip, mutsuz olmas›na benziyordu.
Konunun uzman› olmayanlara kitab› anlatmaya çal›fl›rken yavafl yavafl
anlad›m ki sokaktaki vatandafl›n ortalama iki, dört ya da alt› derecelik
›s›nman›n gerçekte ne anlama geldi¤ine dair en ufak bir fikri bile yoktu.
Termometrenin, geceden gündüze on befl derece oynamas›, halen çok ufak
de¤ifliklik gibi geliyor. Ço¤umuz için perflembenin çarflambadan alt› derece
daha s›cak olmas› dünyan›n sonu de¤ildir, ç›karken ceketimizi evde b›ra-
kabiliriz demektir. Her zamanki gibi havan›n cilvelerinden biridir. Ama
tüm dünyada ortalama alt› derecelik bir fark, bambaflka bir fleydir.
fiöyle düflünün: Bundan 18.000 y›l önce, son buzul ça¤›n›n en donduru-
cu zaman›nda, küresel s›cakl›klar bugünkünden yaklafl›k alt› derece daha
so¤uktu1. Bu buz gibi iklimde, buz örtüleri Kuzey Amerika’y› bir uçtan bir
uca kapl›yordu. New York, k›tan›n içlerine do¤ru ilerledikçe kal›nl›¤› 1,5
kilometreye ulaflan, bir buz tabakas›n›n alt›na gömülüydü; Central Park

1 Schneider von Deimling, T. ve di¤erleri, 2006: “How Cold was the Last Glacial Maximum?” Ge-
ophysical Research Letters, 33, 14, L14709. Araflt›rmac›lar, sanayi devrimi öncesi iklime (yani bu-
günkünden 0,8°C daha so¤uk) göre küresel ortalama so¤uman›n 5,8°C±1,4°C oldu¤u, bunun da
önceki modelleme tahminlerinden çok daha so¤uk oldu¤u sonucuna varm›fllard›r.

4
G‹R‹fi

kayalar›ndaki buzul oluklar› bunun delilidir. Büyük Göller bölgesinin ta-


mam› gibi New Jersey’in kuzeyi ve Kanada’n›n neredeyse tamam› buzlar
alt›ndayd›. Güneyde, tar›m›n can damar› eyaletler, yani Missouri ve Iowa
ise, buz örtüsünden esen toz yüklü rüzgarlar›n so¤uktan kavurdu¤u don-
durucu tundralard› ve kat›laflm›fl permafrost katmanlar›n›n alt›nda yat›-
yordu. Buzul Ça¤›nda, insanlar yerlerini terk edip olabildi¤ince güneye,
astropikal bölgelere, yani bugünkü Florida ve California gibi ›l›man ikli-
min hüküm sürdü¤ü yerlere göç ettiler.
Üstelik s›cakl›klar, flafl›rt›c› bir h›zl› de¤ifliyordu (dünya ›s›n›p yeniden
so¤urken on y›ll›k bir süre zarf›nda birkaç derece fark oluyordu). Yaklafl›k
70.000 y›l önce, Endonezya’da büyük bir yanarda¤ patlamas› meydana gel-
di, atmosfere püsküren binlerce kilometreküp toz ve sülfür güneflin ›s›s›n›
kesti ve küresel s›cakl›klar›n büyük bir h›zla düflmesine neden oldu. Erte-
sinde hüküm süren “nükleer” k›fl, insanlar› k›r›p geçirdi: Dünyadaki insan
nüfusu, 15.000 ila 40.000 kifliye düfltü2. Bu sa¤ kal›m s›nav›, bugün bile, ya-
flayan her insan›n genlerinde kay›tl›d›r. Dolay›s›yla e¤er alt› derecelik bir
so¤uma, geçmiflte insanlar› neredeyse yok edebiliyorsa, alt› derecelik ›s›n-
ma da gelecekte ayn› etkiyi yaratabilir mi? Bu kitab›n yan›tlamaya çal›flt›¤›
soru iflte bu. 2005 yaz›na dönecek olursak, insanl›¤›n olas› gelece¤ine do¤-
ru yola ç›kt›¤›m s›rada kendimi Cehennem kap›s›ndaki Dante gibi (sanki
çok az›m›z›n gördü¤ü bir fleyi görme ayr›cal›¤›na kavuflmufl, ama gelecekte
olacaklardan büyük bir korkuya kap›lm›fl) gibi hissettim. T›pk›, Dante’nin
Cehennem’e do¤ru yola ç›karken flair Vergilius’u rehber almas› gibi, benim
rehberlerim de, bu kitab›n temelini oluflturan orijinal araflt›rmalar› yapan,
pek çok yetenekli ve tutkulu bilimciler oldu. Onlara flükranlar›m› sunuyo-
rum, umar›m bu kitapta haklar›n› verebilmiflimdir.
Haydi yürü iste¤i ayn› ikimizinde
Rehberim, efendim, ustams›n sen
Bunlar› dedim ona; o yürüyünce,
Sarp, çetin yola girdim ben de3

2 Burroughs, W., 2005: Climate Change in Prehistory: The End of the Reign of Chaos, Cambridge
University Press, s.139.
3 Rekin Teksoy’un çevirisinden al›nm›flt›r (‹lahi Komedya; ‹stanbul: O¤lak Yay›nlar›, 2003)

5
6 DERECE

TEKN‹K AÇIKLAMALAR
Her popüler bilim yazar›n›n yapmas› icap etti¤i gibi ben de, her olgu çal›fl-
mas›n›, orijinal belgedeki özeni mümkün oldu¤unca koruyarak aktarmaya
çal›flt›m. Y›llar içerisinde bilimde meydana gelen geliflmeleri de anlat›ma
katmaya çal›flt›m. Tabii ki bunun baz› sak›ncalar› oldu: Çal›flmalar›n nere-
deyse hepsinde ayr› bir model kullan›lm›fl, uygulanan her model, farkl› te-
mel varsay›mlara dayand›r›lm›flt›, bu yüzden karfl›laflt›rma yapmak bazen
birbirinden büsbütün farkl› iki fleyi karfl›laflt›rmaya benzeyebilirdi. Ayr›ca,
ayr›nt›ya girmeyen, genel bir yaklafl›mla kaleme al›nan bu tarz bir metinde
tam do¤ru aktar›lmas› her zaman mümkün olmayan, yazarlar›n›n, genel-
likle nicel terimlerle (sa¤lam bilimin do¤as› gere¤i) ve enine boyuna tart›p
düflünerek ifade ettikleri beyanlar› vard›. Kitapta sunulan bilgilerin do¤ru-
lu¤undan flüphe eden okuyuculara, kendi takdirlerine b›rakabilmek için,
takip edebilecekleri referanslar› ve orijinal çal›flmalar› sundum. Yine de
orijinal çal›flmalarda kullan›lan yöntemlerden flüphe duyuyorsan›z, bana
yak›nmay›n: Ben iklim bilimci de¤ilim, sadece bu çal›flmalar› aktard›m.
Küresel ›s›nmayla ilgili çok genel bir ifade olan iklim de¤iflikli¤i tart›fl-
mas›n›n “bilimsellefltirilmesinden” ötürü konunun boyunu aflt›¤› hissine
kap›lan okuyucular için burada küresel ›s›nma hakk›nda genel bir aç›kla-
ma ekleyebilirim. Teknik aç›dan biraz farkl› olmas›na karfl›n benim yer
yer “iklim de¤iflikli¤i” terimiyle ayn› anlamda kulland›¤›m bu terim, esa-
sen, soludu¤umuz havadaki sera gaz› konsantrasyonunun artmas› sonucu
dünyada atmosfer s›cakl›klar›n›n giderek artmas› anlam›na gelmektedir.
Sera gazlar›n›n, atmosferin ›s›nmas›na yol açt›klar›, daha do¤rusu, dünya-
y› ekstra bir örtü gibi sard›klar› kesin bir gerçektir ve yüzy›l› aflk›n bir sü-
redir kan›tlanm›fl bir fizik olay›d›r. Bu gazlar, uzun dalga k›z›lötesi ›fl›nlar›
geçirmedikleri için bir “sera etkisi” yarat›rlar: güneflten dünyam›za ulaflan
›s› k›sa dalgad›r ve hiçbir engelle karfl›laflmadan atmosferden geçer, ama
bu ›s›, Yerküre taraf›ndan tekrar yay›ld›¤› zaman, dalgaboyu uzar ve bir
k›sm› bu gazlar taraf›ndan hapsedilir (t›pk› bir sera cam›n›n ›s›y› hapset-
mesi gibi). E¤er atmosferde hiç sera gaz› olmasayd›, o zaman Yerküre’nin
ortalama s›cakl›¤› yaklafl›k -18°C olurdu.

6
G‹R‹fi

Sanayi devriminin bafl›ndan bu yana, sera gaz›n›n as›l kayna¤› olan kar-
bondioksitin (CO2) konsantrasyonu üç kat›na ç›karken, metan (baflka bir
güçlü sera gaz›) konsantrasyonu iki kat›na ç›km›flt›r. Dönem dönem dalga-
lanmalar olmakla beraber, son 150 y›lda küresel s›cakl›klar yaklafl›k 0,8°C
yükselmifltir ve bunun önümüzdeki yüzy›lda CO2 düzeyleri yükseldikçe
daha da h›zla yükselmesi beklenmektedir. Gelecekte s›cakl›klar›n yüksel-
mesinin bir nedeni eskiden beri var olan emisyonlar, bir nedeni de insanla-
r›n faaliyetlerinden kaynaklanan sera gaz› emisyonlar›n›n h›zla yükselmesi
olacak. Emisyonlar› keserek s›cakl›klar›n daha fazla yükselmesini önleye-
biliriz; bu kitapta anlatmaya çal›flt›¤›m en önemli husus da budur.
Uygun bilimsel çal›flmalar›, tam yeri geldi¤inde, uygun bölümlerde sun-
mak için elimden geleni yapt›m, yine de kaç›n›lmaz olarak hangi çal›flma-
n›n nerede yer alaca¤›yla ilgili keyfi karar verdi¤im de oldu. Pek çok maka-
lede (asl›nda hemen hepsinde), özellikle bölgesel bir s›cakl›k fark›n› konu
al›yorsa, söz edilen ortalama küresel s›cakl›k fark› kesin belirtilmemiflti.
Sözgelimi, Kuzey Kutbu deniz buzlar›yla ilgili bir çal›flmada, gelecekteki
karbondioksit konsantrasyonlar› için, hiçbir yazar›n küresel s›cakl›k orta-
lamas› olarak yorumlamad›¤› bir aral›k esas al›nm›fl olabilir, bu da beni,
bu çal›flma için en uygun bölümün hangisi oldu¤unu kestirme konusunda
zor bir seçim yapmak zorunda b›rakm›fl olabilir. Üstelik gelecek için ayn›
CO2 konsantrasyonlar›n› esas alan farkl› çal›flmalar da, her zaman s›cak-
l›klarla ilgili ayn› tahminlerde bulunmamaktad›r; her modelin, atmosfer-
deki sera gaz› art›fl›na farkl› “duyarl›l›k” göstermesi ise durumu daha da
karmafl›klaflt›rmaktad›r. Yine de önemle vurgulamak isterim ki bu kitapta
yer alan bilgilerin hepsi, bilimsel literatürün uzmanlar taraf›ndan incelen-
mesiyle derlendi: Kitaptaki tahminleri, hiçbir flekilde, gazete yaz›lar› ya da
kampanyalar›n bas›n bildirileri gibi pek güvenilir olmayan kaynaklara da-
yand›rma yoluna gitmedim.
Ayr›ca belirtilmesi gereken önemli bir nokta da, bu kitapta esas al›nan
s›cakl›k ölçe¤inin, alt› dereceye kadar tahminlerde bulunulan 2001 Üçüncü
De¤erlendirme Raporu’nda yay›mlanan IPCC’nin belirledi¤i 1,4°C - 5,8°C
s›cakl›k aral›¤› oldu¤udur. Kitab›n bölümlerinde de ayn› flekilde belirtil-
mifltir. Örne¤in Üç Derece bölümünde 2,1°C - 3°C’lik küresel s›cakl›klar

7
6 DERECE

kapsan›rken, Alt› Derece bölümünde 5,1°C-5,8°C s›cakl›klar kapsanm›flt›r.


IPCC, fiubat 2007’de, s›cakl›k tahminlerini, 2100 tarihini kapsayacak ka-
dar geniflleten Dördüncü De¤erlendirme Raporu’nu (AR4) yay›mlad›. Kü-
resel sera gaz› emisyonlar›n›n birden afla¤› çekildi¤i, emisyonlar›n en dü-
flük düzeyde gerçekleflece¤i ihtimaline dayanan senaryoya göre, 2100 tari-
hine kadar ›s›nma, 1,1°C kadar düflük bir düzeyde gerçekleflecek, buna
karfl›n, AR4’e göre, emisyonlar›n en yüksek düzeyde gerçekleflece¤i ihtima-
line dayanan senaryoya göre küresel ›s›nma 6,4°C olabilecektir. Bir di¤er
deyiflle, al›nan s›cakl›k aral›¤› genifl tutulmas›na ra¤men, en kötü ihtimal
senaryosu, 2001 IPCC raporunda belirtilenden daha vahimdi (bu kitab›n
ölçe¤ine göre yedi derece).
Bu kitapla, genellikle ayn› co¤rafi bölgeleri ele alan ve ayn› referanslar›
veren IPCC’nin Dördüncü De¤erlendirme Raporu’nda gelecekteki iklim
de¤iflikli¤inin beklenen sonuçlar› da kapsaml› araflt›r›lm›flt›r. Kullan›lan
dil, uzman olmayanlar›n tamamen anlafl›l›r (önceki raporlar›n yan›nda bir
anlamda geliflme) buldu¤u, teknik olmayan bir dildir. Merakl› okuyucular›
ise, AR4’ün II. Çal›flma Grubu bölümüne, özellikle de, 1°C’den 5°C’ye ka-
dar olan ›s›nman›n beklenen etkilerini derece derece özetleyen Politika Be-
lirleyiciler için Özet k›sm›ndaki tabloya yönlendirebilirim. (Bu tabloda,
IPCC’nin s›cakl›k senaryolar› tahminlerinde yer almas›na ra¤men neden
alt› dereceyi kapsayacak kadar genifl tutulmad›¤› aç›klanmam›flt›r.) IPCC
raporlar›n›n hepsinin tam metinleri, www.ipcc.ch adresinden edinilebilir.
Kitab› s›cakl›k temelinde planlamay› seçmekle, tarih belirtmeyi riskli
hale getirdi¤imi kabul ediyorum. Sözgelimi, 2100’e kadar dünya iki derece
daha ›s›nabilir ya da 2030’a kalmadan zaten bu dereceye ulaflabilirdi. ‹n-
sanlar›n kurdu¤u uygarl›klar›n ve do¤al ekosistemlerin de¤iflen iklimlere
uyum sa¤lama kapasitesini belirlemede en can al›c› husus ›s›nman›n h›z›-
d›r, bu nedenle okuyucular›n bunu ak›llar›nda tutmalar› gerekir. Di¤er se-
çenek ise, 21. yüzy›l›, on y›ldan on y›la ele almak olabilirdi ki farkl› emis-
yon senaryolar›na ve s›cakl›k farklar›na ba¤lanan tarihlerin çok belirsiz ol-
duklar› dikkate al›nd›¤›nda, çok daha sorunlu olacakt›. Bu kitapta sadece,
bilimcilerin “geçici” iklim de¤iflikli¤i ad›n› verdi¤i olgu ele al›nmaktad›r:
Okyanuslardaki termal dura¤anl›k nedeniyle, s›cakl›klar›n, belirli bir sera

8
G‹R‹fi

gaz› konsantrasyonunda istikrar kazan›p bir denge durumuna geçmesi


yüzy›llar alacakt›r.
Zaman zaman, günümüz bilimcilerinin yürüttü¤ü de¤ifliklik tahminleri-
nin gelecekteki toplumlar için ne anlama gelece¤i üzerine de düflündüm.
Acaba, sadece daralan iklim kuflaklar›n›n yaflanabilir oldu¤u bir dünyada,
Çin, milletinin gelece¤ini güvenceye alacak yaflam alan›n› ele geçirmek
amac›yla Sibirya’y› iflgal eder mi? Hindistan ve Pakistan aras›nda, Himala-
ya nehirlerini besleyen ve azalan kaynaklar u¤runa için ç›kan bir çat›flma,
halklar› susuzluktan k›r›l›rken nükleer bir savafla dönüflebilir mi? Kuflku-
suz, bu tahminlerin gerçe¤e dönüflmesini umacak kadar saf olabilirdim
ama tarih bize, insanlar›n, böyle bir determinist yaklafl›m› do¤ru ç›karma-
yacak kadar kestirilemez oldu¤unu ö¤retti. Yine de flundan hiç flüphem
yok: ‹klim de¤iflikli¤i, 21. yüzy›l tarihinin resmedilece¤i tuval olacakt›r.
Tehlikenin fark›nda olmak, haz›rl›k yapmak için bir f›rsatt›r.

Öyleyse, hep birlikte Cehennem’e girifl yapal›m.

You might also like