You are on page 1of 187

AKIL TUTULMASI ve Orhan Koakn kitaba nsz, Horkheimer ve Frankfurt Enstitsn konu alan in celemesi, okurdan grd ilgiyle

beinci basmna ulat. Bir Metis klasii haline gelen kitap, Frankfurt Enstitsnn ve kurucusu Max Horkheimerin (1895-1973) temel yaptlarndandr. Kitap, yazarn lkesini terk etmek zo runda kald kinci Dnya Sava yllarnda, ABDde, Avru pa felsefe geleneine yabanc Amerikal okurlarn dzeyi gz nnde tutularak ve ngilizce olarak yazlmtr. Belki de bu yzden, zorluuyla nl Frankfurt okulu kuramclarnn en ak, en kolay metinlerinden biridir. Horkheimer Akl Tutulmasnda ABD kltrnn egemen felsefesi olan pragmatizmi ve onun temelinde yatan poziti vizmi eletirirken, Bat dncesinde Akl kavramnn tarihi ni, nce hurafeye ve mitosa kar mcadelesini, ardndan kendisinin de bir hurafeye dnmesini tartmaktadr. Ay dnlanmann mitos iindeki kkenleri ve giderek yeni bir mi toloji haline gelii, insann doa zerindeki egemenliinin tahripkr boyutu, Faizmin Bat Aklnn tarihi iindeki yeri, bireyciliin sonucunda bireyin lm, ii hareketinin im knlar ve direnme gc: Horkheimerin bir toptan ykm d neminin getirdii perspektif asndan gzden geirdii temel sorunlar...

Metis Tarih Toplum Felsefe ISBN 975-342-189-3

Metis Yaynlan pek Sokak 9,80060 Beyolu, stanbul AKIL TUTULMASI Max Horkheimer Orijinal Ad: The Eclipse of Reason nsz, "Horkheimer ve Frankfurt Okulu", Orhan Koak, 1986 Metis Yaynlar, 1986 Birinci Basm: Ekim 1986 Drdnc Basm: Haziran 1998 Yayna Hazrlayan: Mge Grsoy Skmen Kapak Deseni: Seluk Demirel Kapak Tasarm: Semih Skmen Bask ncesi Hazrlk: Sedat Ate Film: Doruk Grafik Kapak ve Bask: Yaylack Matbaaclk Ltd. Cilt: Sistem Mcellithanesi

ISBN 975-342-189-3

Max Horkheimer

AKIL TUTULMASI
ngilizce'den eviren ve nsz: HORKHEMER VE FRANKFURT OKULU Orhan Koak

METS YAYINLARI

indekiler

nsz HORKHEMER VE FRANKFURT OKULU


Orhan Koak
7

ARALAR VE AMALAR
55

ATIAN REETELER
94

DOANIN BAKALDIRMASI
119

BREYN YKSEL VE D
145

FELSEFE KAVRAMI ZERNE


169

HORKHEMER VE FRANKFURT OKULU

"Felsefe, bir zamanlar ilevini yitirmi, gnn doldurmu olduu dnlen felsefe bugn hl yaamaktadr, nk onu gerekletirme frsat harcanmtr. Felsefenin dnyay yalnz yorumlamakla yetindii ve gereklik karsnda boyun eerek kendi kendini sakatlad yargs, bugn, dnyay dntrme abasnn yenik dt bir dnemde, an cak akln yeni bir teslimiyetilii anlamna gelir"1. Max Horkheimer'in alma arkada ve Frankfurt Toplumsal Aratrma Enstits'nn ikinci yneticisi T.W.Adorno'nun 1966'da yaymlanan Ne gatif Diyalektik'i bu szlerle balar. Adorno, burada, 1830'larn Sol Hegelcileri'nin "felsefeyi gerekletirme" arlarna ve Marx'in Feuer bach zerine 11. tezine kederli bir gnderme yaparken, Frankfurt Okulu'nun kendi yazgsn da zetler gibidir; dnyay deitirme abalar yenik dt, imdi bir kez daha anlamak gerekiyor onu. Frankfurt Okulu, I. Dnya Sava'yla alp Souk Sava'la kapa nan bir an rndr. Dnya kapitalizminin blgesel kayplar ver dii ama yine de bunalmlardan deri deitirerek, yeniden yaplanarak, glenerek kt bir adr bu. "Can ekien kapitalizm" teorilerinin, gerekten can ekimekte olan eski liberal kapitalizmle birlikte silinip gittii bir a. Dnya deimemi, ama rekabeti kapitalizm rgtl tekelci kapitalizme dnmtr. Kendisiyle birlikte emek-sermaye ilikilerini, ii hareketini, devrimci teoriyi de dntrerek.
* * *

Frankfurt projesi Felix Weil adl solcu bir doktora rencisiyle balar. Arjantin'de servet yapm liberal bir tahl tccarnn olu olan Weil, Rus devriminin etkisiyle Marksizm'e ynelen gen Alman aydnlarndan biridir. Sosyalist ekonominin kurulu sorunlaryla ilgili
1. T.W.Adorno, Negative Dialectics, New York 1973, s. 3.

8 AKIL TUTULMASI

bir tez yazm ve tez, okul dnda, Alman KP'sinin teorisyenlerinden Karl Korsch tarafndan yaymlanmtr. Weil, babasnn imknlarn eitli radikal giriimlerde kullanmak istemektedir. Bunlarn ilki, 1922'de toplanan "Birinci Marksist alma Haftas" olur. Bir semi nerler dizisinin ilki olarak tasarlanan bu toplantya katlanlar arasnda Macar KPsinden Gyrgy Lukcs, Alman KP'sinden Kari Korsch, Kari Wittfogel ve gelecein nl Sovyet casusu Richard Sorge'nin yan sra, Frankfurt Okulu'nun gelecekteki idari mdr Friedrich Pollock da vardr. Projenin amac, Weil'in deyiiyle, "Marksizm iindeki eitli akmlara bir tartma imkn vererek 'doru' ya da 'saf bir Marksizm'e ulamak"tr2. kinci bir seminer yaplmaz. Ama Weil, babasn ve Frankfurt niversitesi ynetimini, niversite bnyesi iinde yar zerk bir ara trma kurumu dncesine ikna eder. Aratrma konular arasnda ii hareketinin ve o yllarda glenmekte olan anti-semitizmin tarihi ola caktr. Kurumun mdrlne Viyana niversitesi'nden hukuk ve ikti sat hocas Carl Grnberg getirilir ve bylece bir Alman niversitesi'ne tarihte ilk kez bir Marksist girmi olur. Grnberg, partisiz ama ortodoks Marksizm'e bal bir teorisyendir ve uzunca bir sredir, "Grnberg Arivleri" diye anlan bir dergi karmaktadr. Toplumsal Aratrma Enstits'nn 1923'te kurulmasyla birlikte, "Ariv" Enstit'nn der gisi olarak yaymlanmaya balar. Enstit'nn maal yeleri arasnda Sorge, Wittfogel, Franz Borkenau gibi isimlerin yannda, Marksist ik tisat Henryk Grossmann, Pollock ve yeni felsefe doenti olmu Max Horkheimer de bulunmaktadr. Enstit dergisinde bu yllarda Korsch'un Marksizm ve Felsefesi ile Lukcs'n "Moses Hess ve dealist Diyalek tiin Sorunlar" yazs gibi felsefi metinlere yer verilmekle birlikte, asl alma alan ekonomi politik, gncel iktisat ve ii hareketi tari hidir. Grnberg, Enstit'y o yllarda sertlemeye balayan sol-ii tartmalarn uzanda tutmaya almaktadr. Bu sre iinde Mosko va'da henz temizlie hedef olmam Riazanov'un ynetimindeki Marx-Engels Enstitsyle balant kurulur. Pollock 1927'de sosyalist ekonominin ileyiini "yerinde incelemek" iin Riazanov'un davetiyle Moskova'ya gider. Burada, Riazanov'un araclyla, Bolevik Partisi iindeki eitli muhalefet temsilcileriyle grr. Dndnde yazd
2. Martin Jay, The Dialectical Imagination, Boston 1973, s. 5.

NSZ 9

metinde, Sovyet toplumu zerine yarglardan sanki kastl olarak kanm ve kendini Sovyet planlamasnn teknik sorunlaryla snrla mtr. Grnberg, bir honutsuzluu gizleyen bu abartlm nesnellik ten holanmaz. Horkheimer'in o yllarda yazd Nietzsche tarz zdeyi ve notlardan oluan Alacakaranlk adl kitabndaki u pasaj, Pollock'un duygularn da dile getiriyor olmaldr: "Emperyalist dnyann an lamsz adaletsizlik ve zalimliini grebilen kii, Rusya'da olup biten leri, bu adaletsizliin stesinden gelmek iin giriilmi acl ama ileri ci bir aba olarak grecek ya da en azndan, yrei arparak, bu abann hl srp srmediini soracaktr. Eer grntler bu soruya olumsuz bir cevap veriyorsa, o zaman da umudunu kesmeyecektir: tpk bir kanser kurbannn kanser tedavisiyle ilgili her trl habere sarlmas gibi..."3 Grnberg 1929'da emekliye ayrlr. Ertesi yl, akademik adan en kdemli ye olan Horkheimer onun yerine atanr, Pollock da idari mdr olur. Horkheimer, Enstit'nn almalarna farkl bir yn vermeye kararl olduunu "Toplumsal Felsefenin Bugnk Durumu ve Bir Toplumsal Aratrma Enstits'nn Grevleri" balkl al konumasnda ortaya koyar. Toplumsal felsefe, Horkheimer'e gre, in sanlarn durumunu "tekil bireyler olarak deil, bir topluluun paralar olarak yorumlama" abasdr. Konusu da, "hereyden nce, ancak in sanlarn toplumsal hayatyla bantl olarak anlalabilecek olgulardr: devlet, hukuk, ekonomi, din, ksaca insanln btn maddi ve tinsel kltr"4. Horkheimer, Alman idealizminin geliimi iinde toplumsal felsefenin ksa tarihesini verirken, Enstit'nn gndemini de tanmlar. Toplumsal felsefe, bir proje olarak Kant'la balamtr. Kant, devlet, ekonomi ve din gibi toplumsal varlk biimlerini bireysel zne zerin de temellendirmeye almtr. Daha sonra Fichte bireyle toplum ara sndaki uzakla dikkati ekmi ama sorunun zlme imkn ancak Hegelin tarihsel diyalektiiyle belirmitir. Hegel, tikel ile genel, ya da para ile btn arasnda bir dolaym kurmaya alm ama o da sonun da paray btn iinde, maddeyi tin iinde eritmekten kanamamtr. Bununla birlikte, geriye miras olarak, bu diyalektik dolaym dnce
3. Aktaran Jay, a.g.y., s. 19-20. 4. Akt., David Held, Introduclion to Critical Theory: Horkheimer to Habermas, Lon dra 1980, s. 412.

10 AKIL TUTULMASI

sini brakmtr: bu, para ile btnn, birbirlerinin yerine gemeden, birbirleriyle barma, uzlama umududur. Ama Hegelci uzlama umu du, tarihsel geliimle birlikte kmtr. Bilimin, teknolojinin ve sa nayinin gelimesiyle birlikte, Hegel'in nerdii trden bir felsefi do layma duyulan ihtiya ortadan kalkmtr; teknik, herhangi bir kav ramsal aracla gerek duymadan, istenen sonulan vermektedir. Ne var ki tarih, bu liberal yanlsama noktasnda da durmam, sanayinin ve insanln baarsnn gerekte smrnn azgnlamas anlamna gel dii grlmtr. Bu durumda, bir Schopenhauer, ktmserliin zafe rini, insani adan anlamsz bir toplum dzeninin zorunlu sonucu ola rak kutlayabilmitir. Ve bireyle toplum arasndaki elikinin alma m olduunun grlmesiyle, toplumsal felsefe ihtiyac yeniden gn deme gelmitir. Horkheimer'e gre, Max Scheler, Nikolai Hartman ve Heidegger gibi varlk ve varolu filozoflar, bu ihtiyacn semptom lardr: "Bugn toplumsal felsefe, bireysel mutluluk araylar iinde kslp kalm hayata yeni bir anlam verilmesi zlemiyle kar kar yadr. Toplumsal felsefe, umutsuz bireyi anlaml btnlkler iine yerletirme ynnde gsterilen felsefi ve dinsel abalarn bir paras ola rak grnmektedir."5 Ama ampirik varoluu btn btne terkederek Ruh ya da Kavim gibi hayali tasarmlara kaan akl-dc eilimler bu "yeni anlam" vermekten ya da sz konusu zlemin ortaya kma ne denlerini kavramaktan acizdirler. Kant bireyciliin yeniden canlan drlmas da mmkn deildir. Geriye, Horkheimerin bu ilk resmi aka demik konumada adn koymaktan kand Marksizm kalmaktadr. Horkheimer, konumasnda, Marksizm'in ekonomist yorumuna ve her trl ampirik aratrmay dlayan dogmatizme kar olduunu belli eder. Ampirik alma gereklidir; ama bu, bilimin felsefeden bamsz lamas anlamna gelmemeli, tersine, felsefi sorunlarn somutlatrl masn ve her trl somut almada da btnn srekli gz nnde tu tulmasn salamak olarak anlalmaldr. Konumasnn sonunda Horkheimer, Enstit'nn uraaca konular daha ak olarak belirtir: "toplumun ekonomik hayat ile bireyin psikolojik geliimi ve dar an lamyla kltrel deimeler arasndaki karlkl ilikiler (burada kl trden anlalan, sadece bilimin tinsel ierii, sanat ve din deil, hukuk, adetler, moda, kamuoyu, spor, elenme-dinlenme biimleri, yaama
5. Dick Howard, The Marxian Legacy, New York 1977, s. 96.

NSZ 11

tarz v.b. olgulardr)"6. Horkheimer, bu sre arasndaki ilikinin incelenmesiyle "tikel varolu ile tmel akl, gereklik ve dnce, hayat ve tin arasndaki ilikiler" sorununun da bilimsel bir temele oturtulabileceini belirtir. Enstit ynetiminin deimesiyle, aratr malarn arl da "altyap"dan "styap"ya, daha dorusu bu ikisi arasndaki ilikiye kaymtr. Bu kaymada, yeni Mdr'n kiiliinin de pay vardr. Horkheimer 1895'te varlkl bir Yahudi ailenin iinde domu, felsefe renimi grm, Kant zerine bir doktora tezi yazmtr. Edebiyatla uram (yaymlanmam iki roman), psikanalizle ilgilenmi ve 1927'de kendi si de analizden gemitir. Felsefe ve insan bilimleri alanlarnda Marx ve Engels'den sonra gelen sosyalist aydnlar arasnda eine sadece Lukacs'ta rastlanan bir "tebahhr" sahibidir. Ama Lukacs'tan farkl ola rak, aktif bir siyasal deneyi olmamtr; byle bir deneye en ok yak lat dnem, 1918 Alman devrimci ayaklanmasndan hemen sonra balayan kar-devrimci saldr gnleridir. Rosa Luxemburg'un bann tala ezildii bu dnemde, Horkheimer, niversiteden arkada olan Pollock'la birlikte, Alman devrimcilerini beyaz terrn elinden kurtar mak ve evlerde saklamak iin alr. Bu yllarda en ok etkilendii Marksist nder de Rosa Luxemburg'dur. Horkheimer'le birlikte Enstit'de yeni bir kadro oluur. Bunlar arasnda en etkili olanlar, Heidegger'in eski asistan, felsefeci Herbert Marcuse, psikanalist Erich Fromm, edebiyat sosyolojisi alannda alan Leo Lwenthal ve iktisat Pollock'tur. Adorno da ksa bir sre sonra Enstit'ye girer. 1934'te Enstit'nn ABDye g etmesinden sonra bu kadroya iki siyasal bilimci katlacaktr: Otto Kirchheimer ve Franz Neumann. Frankfurt Okulu ya da "Eletirel Teori" olarak bilinen dnceler toplam, bu kadronun, en ok da Horkheimer, Adorno ve Marcuse'nin rndr. 1936'da yardmc ye olan Walter Benjamin de, Adorno zerindeki etkisiyle, Frankfurt Okulu'nun "negatif diyalek tiinin" olumasna katkda bulunur. Hepsi Yahudidir bu Orta Avrupal aydnlarn. Hepsi de sosyalistlik lerini hogryle karlayan liberal ailelerin ocuklardr; ailelerinin grece mreffeh hayat, baba meslei ticaretten uzak kalarak akademikkltrel almalara dalma imkn vermitir hepsine. Sadece aktif
6. Howard, a.g.y., s. 98.

12 AKIL TUTULMASI

politikaya girmitir: Kirchheimer ile Neumann Alman Sosyal Demok rat Partisi'nin sol kanadna baldr, Marcuse ise denizci olarak katld I. Dnya Sava srasnda Sosyal Demokrasi'nin en sol (Enternasyonalist Sosyalistler) hizbine ye olmu, 1918 devrimi srasnda asker konseyine seilmi, Sosyal Demokrasi'nin kar devrimi destek lemesi zerine politikadan uzaklamtr. Horkheimer, Enstitnn politikayla ilikisini, 1932'de Okul'un yeni yayn organ Zeitschrift fr Sozialforschung'un (Toplumsal Aratrma Dergisi) ilk saysna yazd nszde yle aklar: "Dergide yaymlanan yazlar ou zaman hipotetik bir nitelik tayacaktr... ounun yanl olduu da grlebilecektir ilerde; ama byle bir bek lenti, eitli bilimlerin yntemlerini bugnn toplumunun elikilerine uygulamaktan ve bylece toplumsal hayatn ileyii ve deimesi asndan nemli olan bir kavramsallamaya ulamaktan alkoyamaz bizi."7 Horkheimer, Enstit'nn almalarn belirleyecek perspektifin toplumsal deime olduunu sylemektedir. Ama hemen ardndan, "toplumsal aratrmann, bilimsel ltlere uyma ykmllyle, politikadan farkl olduunu" ekleyecektir. Bilim, Horkheimer'e gre, tarihsel olarak koullanmtr ve toplumsal sonularndan bamsz ola rak kendi bana bir ama da deildir. Yine de teorik almann uymak zorunda olduu ilemler, ltler vardr. Hem dncenin bir toplum sal rn olduunu bilmek, hem de doruluun grece olmadn sa vunmak, pratiin deien koullan iinde akln hakemliine dayanmak bu grnteki eliki, gergin bir zemberek gibi, Frankfurt Okulu'nun almalarn eletirel bir enerjiyle besleyecektir. lk sayda, Horkheimerin "Tarih ve Psikoloji" ve "Bilim ve Bu nalm zerine Notlar" adl iki yazsnn yannda, Henryk Grossmann'n Marx'ta kapitalizmin k sorunu zerine bir yazs, Lowenthal'in edebiyat sosyolojisinin grevlerine deinen bir yazs, Adorno'nun mzik sosyolojisi zerine bir denemesi ve Fromm'un Marksizm-psikanaliz ilikisi zerine bir incelemesi yer alr. 1932'de, Naziler'in ciddi bir tehdit haline geliiyle, Enstit'nn Pa ris'te bir ubesi alr. Okul'un mal varl da Hollanda'ya aktarlr. 1933'te Hitler, "devlete dman eilimler besledii" gerekesiyle Enstit'y kapatr, yelerin ou hakknda tutuklama karar kar. Ama bu
7. Howard, a.g.y., s. 99.

NSZ 13

arada Horkheimer ve arkadalar da Paris'e gemilerdir. Fransz ynetiminin Alman mltecilerine fazla yardm etmeyecei anlalnca, 1935'ten itibaren Frankfurtular ABD'ye geerler. Burada Columbia niversitesi'nde Robert Maclver gibi o dnemde radikal olan retim yeleri, Toplumsal Aratrma Enstits'nn yeniden kurulmasn salarlar. Dergi, 1941'e kadar, Studies in Philosophy and Social Science (Felsefe ve Sosyal Bilim ncelemeleri) adyla hem ngilizce hem de Almanca olarak yaymlanr. Bu tarihte ABD'nin savaa girmesi ve radikal giriimlerin kstlanmasyla birlikte Frankfurtular da dalrlar. Fromm zaten 1930larn sonunda gruptan kopmutur. 1940'larda da Neumann ve Kirchheimer uzaklar. Marcuse, Dileri Bakanl'nn Almanya istihbarat dairesinde almaya balar (bu, ilerde, bir "CIA ajan" olarak sulanmasna yol aacaktr). Yine de olduka verimli bir dnemdir bu. Horkheimer Akl Tutulmas'n ve Adorno ile birlikte Aydnlanmann Diyalektii'ni bu yllar da yazmtr. Bu son kitap, biroklarna gre Frankfurt Okulunun bayapt, yine biroklarna gre Okul'un anti-Marksizm'inin en ak delili, bazlarna gre de iki yazarn Schopenhauer tarz neo-romantik bir ktmserlie saplarnn balangcdr. Ayn dnemde Pollock ile Neumann arasnda Faizm, ABDdeki New Deal ekonomisi ve Sovyet ekonomisi zerine nemli bir tartma yer alr. Pollockun bu siste min de yeni bir "otoriter dzen"in biimsel farkllklarla ayrlan rnekleri olduunu ileri srd iki yazsna, Neumann, Nazi ekono misinin hl tekelci kapitalizmin bunalmlarna gebe olduunu savun duu Behemoth balkl dev boyutlu kitabyla cevap verir. 1950'de En stitnn ortak almas olan nyarg zerine Aratrmalar'n Adorno ynetiminde hazrlanm ilk cildi Otoriter Kiilik yaymlanr. 1950'lerin banda Horkheimer, Pollock ve Adorno, Bat Alman hkmetinin ars zerine Frankfurt'a dnerler. Marcuse, Neumann, Lowenthal ve Kirchheimer ABD'de kalmlardr. 1953'te Enstit yeni den kurulur. Horkheimer mdrln yan sra iki yl iin niversi tenin rektrln de stlenir. 1955'te Adorno da profesrle yksel tilerek Enstit yneticiliine getirilir. Horkheimer ve Pollock 1958'de emekli olurlar. 1960'larn ortalarnda balayan renci radikalizmi, Frankfurt Okulu'nun uzun bir sredir unutulmu yaptlarn yeniden gn na karr. Enstit'ye renci hareketinden gelen genler

14 AKIL TUTULMASI

katlr. Ancak, ABD'de Lwenthal eski militan izgisini srdrr ve Marcuse, Yeni Sol'un en nemli temsilcilerinden biri haline gelirken, Horkheimer ile Adorno renci radikalizmine ok mesafeli bir tutum alrlar. Horkheimer, ran ah'nn Almanya'y ziyareti srasnda kan kanl atmada rencilere aka cephe alr. renciler de Frankfurt niversitesi'nde dzenledikleri bir gsteriyle Frankfurtular' yuhalar lar. 1968 Nisan'nda, eski yazlarnn topland Eletirel Teori balkl derlemeye yazd nszde, renci hareketi hakkndaki grlerini dile getirirken deien siyasal tavrn da ortaya koyar Horkheimer: "Marx ve Engels'in retisi, toplumun dinamiini anlamak iin hl vaz geilmez olmakla birlikte, uluslarn i gelimelerini ve d ilikilerini aklayamamaktadr... Yaadmz a, bireyin greli zerkliinin son krntlarn da yok etme eilimindedir. Liberalizmde vatanda, belli snrlar iinde, kendi gizil gcn gelitirebiliyordu; kendi yazgsn, belli snrlar iinde, kendisi belirleyebiliyordu. zgrlk ve adalet talep lerinin anlam da bu imkna herkesin sahip olmas isteiydi. Ne var ki, toplum deitike, zgrlk ve adaletten birinin art, genellikle tekinin azal anlamna gelmitir... Teknolojinin kusursuzlamas, alveri ve iletiimin genellemesi, nfus art btn bunlar top lumu daha sk rgtlenmeye itmektedir. Muhalefet de, ne kadar abalarsa abalasn, kar koymay umduu gelimenin bir paras ha line gelmektedir. Yine de, bildiini dile getirmek ve belki bylece yeni bir terrden kanabilmek, bugn hl gerekten yaayan bir insann hakkdr. Gnmzn genliini harekete geiren drtlerin bir ksmn ben de paylayorum: daha iyi bir hayat ve adil bir toplum is teklerini, bugnk dzene ayak uydurmak istemeyilerini... Ayrl mz, genlerin uygulad iddetle ilgilidir, aslnda gsz olan dman larnn iine yarayan, onlar glendiren iddetle. Btn kusurlarna karn, sarsak bir demokrasi bile bugn bir devrimin kanlmaz sonu cu olacak bir diktatrlkten iyidir bunu aka sylemek, doruluk adna zorunlu grnyor bana... Bireyin snrl, anlk zgrln git tike artan tehditlere kar savunmak, korumak ve mmkn olduu yerlerde de geniletmek, bugn bu zgrle soyut eletiriler ynelt mekten ya da umutsuz eylemlerle onu tehlikeye atmaktan ok daha acil bir grevdir. Bu koullarda, szm ona zgr dnyay kendi kav

NSZ 15

ramyla (zgrlk kavramyla - .n.) yarglamak, ona kar eletirel bir tutum almak, ama yine de onu Stalinist ya da Hitlerci Faizme kar savunmak her dnen insann hakk ve grevidir. Barndrd tehlike li gizilgce karn, hem ite hem dtaki adaletsizliine karn, zgr dnya u anda hl uzay ve zaman iinde bir adadr; bu adann iddet egemenlii okyanusunda yok edilmesi, eletirel teorinin de bir paras olduu kltrn yok edilmesi anlamna gelir."8 zgr dnya... Alman Spartakistleri'ne yardmla ve "emperyalist dnyann anlamsz zulmne" kar isyanla balayan siyasal/dnsel kariyerini byle noktalar Horkheimer. Ertesi yl, 1969'da, Adorno lr. 1973'te de Horkheimerin kendisi lr. Marcuse, 1979'a kadar yazmaya, konumaya, aramaya devam eder. Bugn Enstit'nn sa ka lan tek eski kuak temsilcisi, ABD'deki Lowenthal'dir.
***

Bu nsz burada bitebilirdi. Balang ve son. Kar olduu sistem lerin, devletlerin kaytlarna byle gemi olmaldr Horkheimer. Partid, eletirel bir Marksizm'den Souk Sava ideologluuna, nokta. Ama bu, Marx' da Gulag'la deerlendirmeye benzer. Hegel, Fenomenoloji'nin nsznde, bir felsefe almasnda sonula o sonuca varmak iin geilen yol arasndaki ilikiyi tartr. "(Felsefe yaptnn) asl konusu, sadece varlmak istenen hedeften iba ret deildir: konunun ilenmesi, gelimesi de vardr. Somut btnlk, sadece elde edilen sonutan ibaret deildir: sonula birlikte ona varma sreci de vardr. Hedef, kendi bana, cansz bir tmeldir... plak sonu da, sistemin cesedidir sadece, ynlendirici eiliminden uzak dm cesedi."9 Bu dnceler, teleolojik bir yorumdan kanmak kouluyla, yalnz tek yapt iin deil, okullar, siyasi akmlar ve top lumsal hareketler iin de geerlidir. Marx'i Gulag'la, Pol Potla yargla yanlar oalyor. Ama gemite Gulag' Marksist adan yarglayanlar vard. Bugn de olabilir. Ahmet Hamdi Tanpnar, "firari hakikatlerden sz eder. Louis Al thusser, Bolevikler'in 1920'lerdeki politikasn tartrken, "dorusu
8. Max Horkheimer, Critical Theary, New York 1982, s. vii-ix. 9. G.W.F.Hegel, The Phenomenology of the Mind, New York 1967, s. 69.

16 AKIL TUTULMASI

olmayan yanllar" deyimini kullanr, kendi dorularndan uzak dm yanllardr bunlar. Walter Benjamin de Alman yazar Gottfried Keller'in "doru bizden kap gidemez" szn kyasya eletirir. Bir de dknler evi dnlebilir: bir odasnda iki sar oturmaktadr; daha yal olan tekinden, yan odadan lazml almasn ister. Gen sar, yine bir sarn bulunduu yan odaya geer ve "ihtiyar, baheye kmak iin paltoyu istiyor" der. nc sar, yatann altndan lazml alr, br odada bekleyen ihtiyara gtrr. Pamuk ipliiyle... Adorno, Negatif Diyalektik 'te, felsefenin sadece balang ve sonlardan dem vurmasndan, hareketin kendisinden ve iz ledii yoldan hi sz etmemesinden yaknrken, dorunun "krlabilirliine, incinebilirliine" dikkat eker: "Doru, tznn za mana bal olmasndan tr, havada asl kalm, krlabilecek bireye benzer... Felsefe, dorunun yitirilemeyecei avunusunu bir yana brakmaldr. Metafzikilerin geveleyip durduklar o uuruma kaypak sofizmin uurumu deil, deliliin uurumudur bu atlayamayan bir doru, kendi kesinlik ilkesi gereince, eninde sonunda bir totolojiye dnr... Ak dncenin, keyfilie dme tehlikesine kar hibir gvencesi yoktur... Felsefede, kesinlik kavramnn ilevinin tersine dndn gryoruz. Bir zamanlar dogmalar altetmek iin kullanlan bu ilke, bugn her trl beklenmedik olaya kar bizi koruyacak bir bilginin sosyal sigortas olmutur. yle ya, itiraz edilemeyecek bir eyin bana hibir ey gelmez."10 Eski dorulara pamuk ipliiyle bile bal olmadmz bir dnyada, kesinlik tutkusu, nevrotik bir gvenlik ihtiyacnn son snaklarndan biri olmal. Grdk; bir doru, dolambal servenini yanllara kararak da tamamlayabiliyor. Dinlerin, Aydnlanma'nn, eski devrimlerin tarihinden grdk. Adorno, Minima Moralia'da, "yanl bir hayat doru yaanamaz" der. Bu sz, bir aczin kabullenilmesi olarak yorum lanabilir. Ama "aciz" olan sadece zne deil, zneyi de iine alan nes nedir: yanl hayat. O zaman, Adorno'nun, bana hibir ey gelme yecei iin ksrla, evde kalmaya mahkm dorularn gvenlii iinde soyutlamaktansa, yitip gitmek pahasna hareket eden, saa sola savrulan, deime ve deitirme hakkn sakl tutan ak bir felsefeyi savunduu da sylenebilir. Tarihsel doru, dncelerle gerein
10. Adorno, a.g.y., s. 34-35.

NSZ 17

arpmasndan, srtmesinden doar; bir srtmeden kan gcrt, oluan dorunun hep kaan, hep bizi aran atonal sesidir, Horkheimer, eski bir yazsnda doruluk sorununu tartrken unu sorar: "Dinsel ve idealist felsefe okurlarnn ne srd gibi nihai bir doruyu kabullenmek, ya da her teorinin sadece 'znel' olduunu, yani bir kii, bir grup, bir dnem veya bir tr olarak insanlk iin geerli olduunu ama nesnel doruluktan yoksun olduunu kabul etmek nmzdeki seenekler sadece bunlar m? Burjuva dncesi diyalektik yntemi gelitirirken, bu atky ama ynnde en iddial admn atmtr... Diyalektikte, somut ieriklerin koullu ve baml olduu kabul edilir ve her trl 'nihai' doru kesin olarak 'olumsuzlanr', ama bu, ksmi ve koullu dorularn bir szgete elenmesi ve saf bilgiye varlmas anlamna gelmez... olumsuzlanm her gr bilginin iler leme srecinde bir doruluk n olarak korunur."11 Gemiin dorular bugnn yanllarna dnrken geride belli belirsiz bir kmlt kalr. Tarihin treninden dm, sakatlanm, erksizlemi bir doruluk hayaletidir bu. Bizi uratrmaya devam eder. Ve sezeriz: dayanklln yenilgisinden almtr.
** *

Horkheimerin bireysel zgrlklerle, liberalizmle ve "hr dnya" ile ilgili szleri, yaadmz lkede ok yanda bulur bugn. Solun yenilgisini izleyen karanlk dnemden sonra neo-liberalizmin glen mesi artc da deildir. Ama dikkat: Horkheimer yazda, "hr dnya" ile ilgili sonularn hemen kabul edebilecek fazlaca gnll yandalarla deil, kendisiyle ayn k noktasn paylaan, dnce sinin geliim srecini yle ya da byle izlemi olan ama vard nok tay kabul etmek istemeyen militanlarla konuuyordu. imdi, bu in sanlar, btn Almanlklar'na karn, Horkheimer'in teorik enkaz iinde kmldamaya devam eden adalet ve zgrlk isteini farketmemi olabilirler mi? Bu istein, Horkheimer'in "szm ona zgr dnyas" da iinde olmak zere her trl gereklemi zgrl aacan, greceletireceini ve somut zgrln gereklemesinin
11. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essential Frankfurt School Reader, der: Andrew Arato ve Eike Gebhardt, New York 1978, s. 413-414.

18 AKIL TUTULMASI

de sonuta buna bal olduunu bilmiyor olabilirler mi?


Frankfurt Okulu, I. Dnya Sava'n izleyen Hegelci Marksizm'in mirassdr. Savan ykntlar iinde doan ve bir an, ksa bir an, Avrupa'nn yazgsn deitirecekmi gibi duran ii konseyleri, bugn daha ok "Bat Marksizmi" olarak adlandrlan Hegelci Marksizm'e gelime ortam salamtr. Lukacs, Gramsci, Korsch 1920'lerin banda, bu kii, birbir lerinden bamsz olarak, Marksizm'in Kautskyci/Plehanovcu yorumu na kar diyalektiin Hegel'deki kklerini ve teori-pratik birliini ne karan bir Marx yorumu neriyorlard. de 1919-1920 yllarnda eitli konsey hareketleriyle balant iinde olmutu. Lukacs, 1919 devriminde kurulan ksa sreli Macar Sovyet Cumhuriyeti'nin Kltr Bakan'yd; Gramsci, Torino ii konseylerinin balca teorisyeniydi; Korsch, 1918 devriminden sonra ii konseylerinin balatt sosyali zasyon projesi iinde yer alm, 1923'te Thuringia eyaletinde kurulan Sosyal Demokrat/Komnist hkmete KP temsilcisi olarak girmiti. te yandan, Marksizm iin de bir ekonomi politik eletirici ol mann tesinde, hatta bir sosyal devrim teorisi olmann da tesinde, bir kltrel kurtulu hareketiydi. de Avrupa uygarlnn I. Dnya Sava'ndan nceki kmazyla didiirken sosyalizme gemilerdi. Sos yalist devrimi, evrensel kltrn yadsnmas ve kurtarlmas olarak da gryorlard. Bu yzden, kendi teorilerini, Marksizm'i kaba bir sosyal Darwinizm'e indirgeyen II. Enternasyonal liderlerine kar sert bir pole mik iinde gelitirdiler. Savatan nceki Sosyal Demokrasi, 1891 Erfurt Program'ndan beri, grnte birbirine kart iki bak asna indirgemiti sos yalizmi. "Ortodoks Marksizm" denilen Kautsky/Plehanov yorumunda, sosyalizm, kapitalizmin nesnel hareket yasalarnn tarihsel olarak zo runlu sonucuydu ve mlkiyet sisteminin deimesiyle btn toplum sal/kltrel sorunlar kendiliinden zlm olacakt. Bu ekonomist anlaya tepki olarak doan Bernstein revizyonunda ise, sosyalizm, Fransz devriminden miras kalan ama kapitalizmde bir trl gerekle meyen adalet ve eitlik gibi ahlaki ideallerin uygulamaya konul-

NSZ 19

masyd. Adil dzen, ekonomik ve siyasal reformlarn yava yava bi rikmesi sonucunda ortaya kacakt. Bu iki anlay birbirine kart grnr; oysa o dnemde ok iyi ta mamlyorlard birbirlerini. Kautsky ve Plehanov gibi teorisyenler, eko nominin ve tarihin nesnel gidiatyla urayor, burjuva bilim evrele rinden gelen "ideolojiklik" eletirisine kar Marksizm'in bir bilim ola rak saygnln savunuyor ve bir yandan da teorik mirasn bekiliini yaptklarn dnyorlard. Ama nesnelci teorilerinin, gndelik pratik iinde bir sonucu olmuyordu. Bu pratik, teoriyle oka ilgilenmeyen parlamenterler ve sendikaclar tarafndan yrtlyordu ve Bernstein da bu kesimin szcln stlenmiti. Bu iblmne iki taraf da razyd. SPD liderlerinden Ignaz Auer'in Bernstein'a yazd mektuptaki szleri, bir siyasi incelik rneidir: "Sevgili Ede, bu senin sylediin eyler sylenmez, yaplr." Sz bizim, eylem sizin... Teoriyle pratik arasndaki bu uzaklk, ekonomizmle ahlaklk arasndaki ortak felsefi zemini gsterir aslnda. ki taraf da Marx'n teorisindeki znel boyutu yanl deerlen diriyor, zne ile nesne arasndaki diyalektik ilikiyi, bunlarn birbirin den doduu dncesini reddediyordu. Marxn maddeci diyalektiinin iki n, iki edeerli boyutu vardr. Marx ilkin Hegel'in idealizmini eletirmi, bilin denilen eyin insan bilinci olduunu ve toplumsal gereklik iinde, onun bir paras olarak yer aldn sylemiti. kinci admda da Feuerbachn felsefi maddeciliini eletirmi, felsefenin nes nesi olan varln insani ve toplumsal gereklik olduunu, soyut, doal bir varlk olmadn sylemiti. Baka bir deyile, bilin, in sanlarn bilinciydi, ama varlk da bilinli, toplumsal varlkt. 1844 Elyazmalar'nda yle der: "Dnce ve varlk gerekten ayrdr birbirin den, ama ayn zamanda birlik iindedirler." Bilinle varln, zneyle nesnenin diyalektik birlii, bu iki enin de gerek olduunun kabul edilmesine baldr: biri, tekinin glgesi deildir. Ne var ki, Marx'n Descartes'dan Feuerbach'a kadar srp gelen bir felsefi soruna, yine felsefe iinde nihai bir zm getirdiini dn mek, bu tarihsel diyalektie aykr bir sonu olur. u: bilin ile varln, kavram ile ieriinin, zne ile nesnenin diyalektik birliinin ne srlebilmesi iin, belirli tarihsel koullarn gereklemi olmas gerekir. Bu koullar gerekleene kadar, byle bir felsefi doruluk,

20 AKIL TUTULMASI

"havada asl kalm, krlabilecek bireye" benzer. Gzel, keskin, bel ki iddetli, ama gszdr. Kapitalizmde zne ile nesne gerekten kopuktur birbirinden. nsanlarn rnleri, yaama ve yaratma gleri, yabanc bir g olarak karlarna dikilir. Bilin, bilim, bu yabanc varl dardan anlayabi lir, belki zmleyebilir, ama ierden yaayamaz. Bu yzden, bilinle madde arasndaki ilikiyi aklama abalar, 19. yzyla kadar, hep biri nin tekine indirgenmesiyle, kertilmesiyle sonulanmtr. Marx, 1844 Elyazmalar'nda ve Kutsal Aile'de, btn toplum iin geerli olan bu genel yabanclamann proletaryann durumunda zellikle younlatn, onu harekete geiren bir gerilim kazandn anlatr. i hareketi, felsefenin bilinle varl bartrma vaadini yerine getire cek olan tarihsel etmendir. Proletarya, retme gcyle toplumun znesidir; rettikleri ve hedef olduu smryle de nesnesi. te, kapitalizmin 1880'lerden sonraki grece rahat (kapitalist lke ler iin rahat) byme ve genileme dnemine denk den II. Enternas yonal Marksizmi'nde yitirilen, zne ile nesne, teori ile pratik arasn daki bu diyalektik ilikidir. Kautsky'nin kaba determinist modelinde, ekonomi, znesiz ileyen ve kapitalizmin kne varan bir nesnel cihaz olduu iin, devrimi beklemekten baka yapacak birey yoktur. Bernstein'n voluntarizminde ise, maddi gereklikten domam olan baz saf zihinsel ahlaki idealler topluma dardan uygulanr. kisinde de tarihin bilinsiz, bilincin de tarihsiz olduu zmnen kabul edilir. I. Dnya Sava'nn hemen ardndan Rusya'da, Almanya'da, talya'da ve Macaristan'da ortaya kan ve iileri parti balantlarnn tesinde birletiren sovyet veya konsey tipi kurumlar, Lukcs, Korsch ve Gramsci gibi teorisyenler iin (bunlara, bir nceki kuaktan, Rosa Luxemburg ve Pannekoek gibi, devrimin "tinsel" boyutunu vurgula yan eski Marksistleri de eklemek gerekir) yeni ve somut bir kolektif zneyi temsil ediyordu. Varolan partilere ramen ya da onlarn dnda kurulan ii konseyleri, alanlarn kendi yazglarn belirleme abala rn cisimletirirken, siyaset ile ekonomi ve ynetenlerle ynetilenler arasndaki kopukluu gidermeye, insan bilincine toplumsal deimede kurucu bir rol vermeye yneliyordu. II. Enternasyonalin pasif madde ciliiyle bu yeni oluumu deerlendirme imkn yoktu. Yalnz Sosyal Demokratlar deil, yntemsel temeller asndan Kautsky ve Pleha-

NSZ 21

nov'un mirass olan Bolevikler de, gerek 1905'te gerekse 1917 ubatnda ortaya kan sovyetlere uzun sre kukuyla bakmlardr. Oysa, bilince kurucu bir rol ykleyen Alman idealizminin etkisi altndaki Lukcs, Gramsci ve Korsch, devrimde ncelikle bu yeni yapy grmlerdir. Gramsci, 1917 devrimini "Kapital'e kar dev rim" olarak kutlarken, iilerin kendiliinden eyleminin hem kapi talizmin hareket yasalarn atn (ekonomist yoruma gre, Rusya gibi geri bir lkede devrim imknszd), hem de kendi otoritelerini Marksizm bekilii zerine kuran II. Enternasyonal liderlerine kar bir yant olduunu sylyordu. Bu dnr iinde, Frankfurt Okulu asndan en nemli olan, onlarla ayn kltrel arka plan (Alman romantizmi) paylaan Lukacs'tr. Lukcs iin devrim, Kant'n formle ettii sorunu zyor, bir nesnel gereklik olarak zgrlk ile insann kendi yaratt bir gereklik olarak zgrl birletiriyordu. Nesnel gelime, insanl sosyalizm ve barbarlk seenekleriyle kar karya brakmt; ama bu seenekler karsnda bir karara varan da somut insanlard. Bu karar veren proletarya, Lukacsa gre, zgrlk isteinin sadece "keyfi", "znel" bir kapris olmadn gstermi, zgrl nesnel gereklik iinde kendisi yaratmt. Teori ile pratii birletiren proletarya, tarihin zde zne-nesnesiydi. Tarih ve Snf Bilincinde yle der: "Marx, teori ile pratik arasnda bir iliki kurulmasna imkn veren koullar aka tanmlamtr. 'Dncenin kendini gerekletirmeye abalamas yetmez, gereklik de dnceye doru aba gstermelidir'... Ancak bilin gereklikle byle bir iliki iinde olduu zaman, teori ile pratiin birlemesi mmkn olur. Ama bunun olmas iin, tarihsel srecin gerekli sonuca (insan larn iradeleri tarafndan kurulan ama insan kaprisine bal olmayan bir sonutur bu) doru att belirleyici adm, bilincin douu olmaldr... Ancak bir snfn kendini anlamasnn bir btn olarak toplumu da an lamasyla bir olduu, yani o snfn bilginin hem znesi hem de nes nesi olduu bir tarihsel durumda... ancak byle bir durumda teori ile pratiin birlii mmkn olur. Byle bir durum, proletaryann tarih sahnesine giriiyle ortaya kmtr."12 Lukcs, ayn yazda, Engels'in diyalektiini de bu noktadan eletirir:
12. Gyrgy Lukcs, History and Class Consciousness, Londra 1971, s. 2-3.

22 AKIL TUTULMASI

"Engels, diyalektikteki kavram oluturma yollaryla 'metafizik' yn temleri karlatrr. Diyalektikte, kavramlarn (ve temsil ettikleri nes nelerin) kesin izgilerinin eridiini belirtir. Diyalektiin, hi durmadan bir tanmdan tekine gei sreci olduunu syler. Tek-ynl ve kat bir nedenselliin yerine etkileimin vurgulanmas gerektiini belirtir. Ama hibir yerde, zne ile nesnenin tarihsel sre iindeki diyalektik ilikisinden sz etmez. Oysa, ne kadar 'akkan' kavramlar kullanmaya alrsak alalm, bu iliki yoksa diyalektiin devrimci bir diyalek tik olmas da imknszdr. nk byle bir ihmal, her trl metafizik te nesnenin dokunulmadan ve deitirilmeden kaldn ve bu yzden dncenin de seyredici dnce olarak kaldn ve pratikleemediini grememek demektir. Oysa diyalektik yntem iin temel sorun, gereklii deitirmektir." Lukacs'n "zne-nesne ilikisi", Stalin ya da Politzer'in felsefe elkitaplarnda sralanm bulunan ve hem tarih hem de doa iin geerli olan "evrensel diyalektik yasalara" eklenecek bir yeni yasa deildir. Tersine, Lukacs, Engels'de deindii hatann byle bir evrensel diya lektik anlayndan kaynaklandn belirtir: "Engels'in diyalektikle il gili aklamasnn dourduu yanlglar, onun da Hegel'in yapt yanl tekrarlayarak yntemi doaya da uygulayacak lde geniletmesinden kaynaklanr. Ne var ki diyalektiin canalc eleri zne ile nesnenin etkileimi, teori ve pratiin birlii, dncedeki deimenin kategorilerin altnda yatan gereklikteki deimelere bal olduu, vb. doa hakkndaki bilgimizde byle eyler yoktur."13 Lukacs'n kitabnn yaymlan, btn Avrupa lkelerinde konsey deneylerinin ardarda yenik dt, Bolevik Partisi iinde dnya devriminden ve zellikle Alman devriminden hibir ey beklemeyen bir hiz bin iktidar ele geirdii ve tm Komintern'de bir teorik phtlamann balad 1923 ylna rastlar. Ve byle bir ortamda da Lukacs hakettii yant almakta gecikmez. Komintern'in 1924'teki 5. Kongresi'nde, Zinoviev ilk k yapar: "talya'da Yolda Graziadei... Marksizm'e cephe alan bir kitapla ortaya kyorsa, bu cezasz kalamaz. Yolda Lu kacs da ayn eyi felsefi ve sosyolojik dzeyde yaptnda, bunu da ho gremeyiz... Alman partisi iinde de benzer bir akm vardr. Yolda Graziadei bir profesrdr. Korsch da bir profesrdr, (sralardan sesler:
13. Lukacs, a.g.ys. 24.

NSZ 23

Lukacs da bir profesr!) Eer Marksist teorileriyle birlikte aramza byle birka tane daha profesr girerse, iimiz zor demektir."14 ki nokta gzden kaamaz: Komintern, henz, devrimcileri ak ihanet ve ajanlkla sulama ve cezay fiili olarak verme noktasna gelmemitir; grleri arasnda yz seksen derece farkllk olan insanlar (Graziadei, Marx'n deer teorisine Bernstein tarznda kar kan klasik bir reviz yonistti) ayn kefeye koyarak rtme ve "entelektellii" bir sulama arac olarak kullanma teknikleri gndeme girmitir (Lukacs ve Korsch "profesr" deillerdi, niversiteyle bir ilikileri yoktu). Doa ile tarih arasndaki herhangi bir ayrm, Komintern'de kukuyla karlanmaktadr. Byle bir ayrm, tarihsel yasalarn doa yasalar ka dar bilimsel bir kesinlikle saptanamayacan ve bu yzden de, beklen medik durumlarda insan mdahalelerinin geerli olabileceini dn mek demektir. Oysa Sovyet Marksizmi'nde egemen izlek, insanlarn kendilerini deimez ve evrensel temel yasalara uyarlamalardr: "ster doal bilimin yasalar olsun, isterse ekonomi politik yasalar, Mark sizm, bilimin yasalarn insanlarn iradelerinden bamsz olarak kendi bana ileyen nesnel bir srecin yansmas olarak kavrar. nsanlar bu yasalar kefedebilir, aratrabilir... ama deitirmeleri ya da ortadan kaldrmalar imknszdr."15 Bylece Sovyet Marksizmi, siyasal taktikler dnda hibir zaman ok uzaklamad II. Enternasyonal'in sosyal Darwinizmi'ne geri dnyordu. Sorun, bsbtn teorik de deildi. Lenin'in ilk yazlarnda, rnein Poplizmin ktisadi Muhtevas'nda, Marxn Malthus eletiri sini temel alan ve doa ile toplum yazlar arasndaki farkll belirten blmler az deildir. Ama sonuta Sovyet Marksizmi, Lenin'in bu yazlar ya da Hegelci Felsefe Defterleri zerine deil de, "bilincin tjaddeyi yanstt" noktasnda kalan Materyalizm ve Ampiriokritisizm zerine kurulmusa, bunun felsefi gelenek tesinde tarihsel nedenleri de olmaldr. Belirleyici olan, Avrupa'daki devrim dalgasnn dmesiydi. Bu durum, insan mdahalesini ve "pratik eletirel faaliyeti" en aza in diren ve doa bilimlerinden beslenen dnce tarzlarn destekliyordu. Bylece teknolojik akl, toplumsal diyalektiin yerini ald. M.Merleau-Ponty'nin dedii gibi, toplum bir doal gereklik olarak
14. Akt., Patrick Goode, Karl Korsch, Londra 1979, s. 104. 15. J.Stalin, Diyalektik ve Tarihi Maddecilik.

24 AKIL TUTULMASI

grlnce, "onu doay ynetir gibi ynetmek kalyordu geriye, toplum, sadece mhendisler arasnda tartlabilen ve i bitirme mantn esas alan bir teknikle ynetilecektir."16
***

Konseyler yenildi. Gramsci hapse atld. Korsch, teki sol sapma larla birlikte, Parti'den atld. Lukacs da, evresine bakndktan sonra, eski yazlarn unuttu ve yeniden estetie dnmeye karar verdi. Burada da, Plehanov'ca izilmi snrlar iinde kald. Kolektif zne tasars, iki yanl bir yenilgiye uramt, pratik ve teorik. Ama, yenilgisinin tohumlarn kendi iinde tamyor muydu? Konseyci kn kkeninde, savan yol at sarsnt kadar, kapi talizmin daha o zamandan balam yeniden yaplan da vard. Kon seyci bir siyasal ve ekonomik zynetim, ancak iilerin retim sre cini kendiliklerinden kavrayabilecekleri ve zerk olarak ynlendirebile cekleri bir ortamda mmkndr. Bunun yannda, siyasal bilinleri retim sreci iindeki nesnel konumlarna bal olan olduka nitelikli bir igcn gerektirir. Gerek talyada, gerekse Almanya'da 1918-1920 ayaklanmalarnn ncleri, otomotiv, makine imalat gibi dnemin en ileri sanayilerinde alan vasfl iilerdi.17 Bunlar retim srecine byk lde egemen olan, onu tanyan, iin btn zerinde akl yrten gruplard. Gelgelelim, bakaldrlarnn temelinde de sermaye nin daha o dnemden, bireysel becerinin nemini en aza indirgeyen kit lesel retim tekniklerine geme abalar yatyordu. Fordizm (montaj hatt) ve Taylorizm (emein "bilimsel" rgtlenmesi) gibi mekanize retim yntemleri, emei niteliksizletirerek ii konseylerinin aya nn altndaki topra kaydrmt. Fordizm ve Taylorizmin, ncelikle retimi artrmak iin deil, ileri iilerin etkinliini krmak iin uygu lamaya konulduu bilinir. Yine de kapitalizmin yeni byme dnemini hazrlayan etkenler arasnda, bu tekniklerin pay bykt. Baka bir deyile, nitelikli iiler, konseyleri kurarken, teknolojinin gelimesine kar km oluyorlard; konseyler siyasal bir zafer kazan
16. Maurice Merleau-Ponty, The Adventures of the Dialectic. 17. Sergio Bologna, "Class Composition and the Theory of Party", Telos 13, Gz 1972, s. 3-27.

NSZ 25

madklar srece, oktan hazrlanm bir ekonomik yenilgi onlar bek lemekteydi. Bir noktaya kadar "nderliin ihaneti" ile aklanabilecek bu yenilgi, bu noktadan sonra ancak sermayenin yenilenme gcyle aklanabilir. Lukacs'n kolektif zne tasarsnn boa kmasnda kendi teorisinin de payn grmek gerekir. Toplumun ve bilginin "zde zne-nesnesi olarak proletarya temelde siyasal bir kavramd: kendi uzun vadeli karlarnn bilincinde, bunun insanln karyla da zde olduunu bilen, dardan ynetilmeyip kendi kendini yneten devrimci bir snf. Kavramn nesnesi (konseyler iinde rgtlenmi ii snf) dalnca, ortada sadece zihinsel, ahlaki bir tasar kalyordu. Byk dnr de farkndayd bunun. Konseylerin dnda snfn nitelikli-niteliksiz, partili-partisiz, SPD'li-KPD'li, ar sanayi-hafif sanayi, eski-yeni gibi saysz blnmelere uram olduunu ve belli bir zaman kesitinde kendi tarihsel grevine sahip kamayabileceini grd iin, ampirik snf bilincinden farkl olarak "doru ve gerekli" snf bilincini belirten "atfedilen snf bilinci" diye bir kavram retmiti: "Tarihin belli bir dneminde ve snf yapsnn belli bir noktasnda duran insanlarn gerekte ne dnd, hissettii ve istediini zmlemek gibi bir safdilliin tesinde... Bilinle toplumun btn arasnda bir balant kurarsak, belli bir durumda insanlarn bu durumu deerlendirebilmesi ve gerek kendi karlar asndan gerekse toplumun btn zerindeki etkileri asndan lebilmeleri halinde, neler dnebileceklerini kes tirebiliriz. Yani, kendi nesnel durumlarna uygun den duygu ve dnceleri karsayabiliriz... Snf bilinci, retim sreci iindeki be lirli bir tipik duruma atfedilen, uygun ve rasyonel tepkilerdir. Bu bi lin, snf meydana getiren bireylerin duygu ve dncelerinin toplam ya da ortalamas deildir."18 Max Weber'in "ideal tipler" kavramna dayanan bu dnce, Lukacs' devrimci srecin znesi olarak snftan partiye gtrmtr. yle ya, snfn kendisi yzlerce farkl ampirik bilince blnmse, snfn btnln ve "uygun snf bilincini" temsil edecek bir zne gerekir. Kitabn en ge yazlm ('1922) yazs rgtlenme sorunu zerinedir: "rgt (parti-.n.) teori ile pratik arasndaki dolaymn biimidir. Ve her diyalektik ilikide olduu gibi, ilikinin terimleri an18. Lukcs, History and Class Consciousness, s. 51.

26 AKIL TUTULMASI

cak bu dolaym sayesinde somutluk ve gereklik kazanrlar."19 Parti yoksa, teori de yoktur pratik de. Bylece Lukacs, parti(ler) ile konsey arasndaki diyalektiin yerine tek bana partiyi geirir. Geriye, Merkez Komitesi'nin en son kararlarna uymak kalmtr.
* * *

Konseylerin kyle birlikte kolektif znenin yeniden dnceye ekilmesi; devrimin gerekletii lkede proletarya diktatrlnn brokrasinin diktatrlne dnmesi ve maddeci diyalektiin dondu rularak arptlmas; Marksizmin hi hesaplamad ama ksmi dorularyla orada duran Marx-sonras Avrupa dncesi, Nietzsche... Horkheimer'e kalanlar da bunlard. Bir de, genlik yllarnda okunan Schopenhauer'in, 1914-1923 sarsntsyla silinmeye yz tutan ama btn sistemlerin dalmasnn hemen ardndan kendini gsteren ktmser felsefesinin izleri. Ama 1930'larn banda henz ktmserlik yoktu. Alacakaranlk'ta, SPD-KPD blnmesinin, ilerini koruyan ayrcalkl iilerle isiz kalm iiler arasndaki ayrm yansttn ve "her iki partide de in sanln geleceinin bal olduu kuvvetin bir yarsnn bulunduunu" syleyecek kadar ortodokstu Horkheimer; snfn birlemesi, "son tah lilde, ekonomik srelerin seyrine bal" idi.20 Snf birlemedi. Ekonomik sreler ve faizmin gelii, brokratik nderliklerin snfn paralar zerindeki boyunduruunu azaltmad, glendirdi. Eylemin ve bilginin btnletirici zne-nesnesi olarak proletarya, yine bir tasarya dnt. Marx, bilimsel sosyalizmi, gerek bir ii snf hareketinin teorik ifadesi olarak tanmlar; Marksizm, gerek bir tarihsel hareketin tm evrelerinin, en yksek evre asndan eletirilmesi ve toplanmasdr. Bilgi ierii olarak da enin gergin birliinden oluur: ekonomi politik eletirisi, diyalektik felsefe, siyaset (devrim) teorisi. te, dev rimci bir ii hareketinin gerek dnyadaki btnletirici z-eylemlilii ortadan kalknca, bu e de birbirini iten, kart sistemlere dnrler. Ekonomi politik eletirisi, pozitif ekonomiye dnr.
19. A.g.y., s. 299. 20. Martin Jay, a.g.y., s. 14.

NSZ 27

Devrim teorisi, dogmalam ilkelerle reel-politika arasnda blnr. Balangtaki btnlk imgesini ve topik gerilimi korumak da felse feye kalr. Ama bu, fragmanlardan oluan, anti-sistematik bir felsefe olmaldr, "lmden anlayan", ksk sesli bir felsefe. Horkheimer'in balangta alntladmz Enstit al konuma sndaki toplumsal felsefe program, daha pozitif, daha akademik bir boyut iermekteydi. Ama Benjamin ve Adorno'nun Okul iindeki etki lerinin artyla ve faizm travmasnn yaanmasyla birlikte bu pozitif boyut ampirik aratrmalar bir yana braklmakszn ikinci plana decektir. te yandan, Horkheimer'in kendi dncesinde de daha batan, anti-metafizik antisistemik bir damar vardr. Alacakaranlk'ta yle der: "Metafizikilerin doru olup olmadn bilmiyorum. Belki bir yerde zellikle ekici, dndrc bir metafizik sistem ya da frag man duruyordur. Ama metafizikilerin insanlarn ektikleri aclardan genellikle ok az etkilendiini biliyorum."21 Bunu, Kierkegaard tarznda, varoluu bir Hegel eletirisi olarak yo rumlamamak gerekir. Tam tersine, eletirel teori sezgiciliin ve varo luuluun dolaysz ve "otantik" yaant kavramna kar kar. nsan larla kendi ihtiyalar arasna piyasann ve yabanclam bir toplumsal mekanizmann girdii bir toplumda; btn szde doal, kendiliinden, dolaysz eyler gerekte bin trl dolaymdan geerek ortaya kmak tadr: kurtuluun yla aydnlanana kadar, hibir ey kendisi deildir. Bu dolayml dnyay anlayabilmek iin, yine onun kadar dolayml bir kavramsal aygta, bilime ihtiya vardr. yle der: "Bilimin bu fel sefi kmsenii zel hayatta bir uyuturucudur, toplumdaysa bir ya lan."22 Sorun, bilimin de felsefenin de niteliiyle ilgilidir. Hegel, felsefenin eski sorununu, dnceyle varlk arasndaki iliki sorununu, zdelik teorisiyle zmek istemiti. Dnceyle varlk zdeti, nk kincisi birincisinin rnyd. Bilgi, hereyi kapsayan, sonsuz znenin kendi kendini kavramasyd. Lukacs, bu teoriyi madde ci bir temele oturtmaya alt: dnceyle varlk, varln ncelii temelinde, zdeti. Gerek dnyann bir paras olan proletarya, tarihin hem bilen znesiydi hem de nesnesi, maddesi. Hem parayd hem btn. Bu teori tarihin deimeyen yzne arpp paralandktan sonra
21. A.g.y., s. 46. 22. Horkheimer, Critical Theory, s. 138.

28 AKIL TUTULMASI

geriye sadece idealist zdelik dncesi kald. imdi, Lukacs'n zdelik teorisini deil, ama bu teorinin vaadettiini: para ile btn, dnya ile bilgi arasndaki bar umudunu kurtarmak iin tersten git mek, aralarndaki sava vurgulamak gerekiyordu. Bylece Horkheimer ve Adorno, Benjamin'in de yardmyla, Bat felsefesinin bu temel ilke sini, zdelik ilkesini vurmaya gittiler. Bar, ancak ayrlk temelinde mmknd. Dnceyle varlk arasnda, insanla doa arasnda, ne biri ni tekine indirgeyen ne de bsbtn koparan bir karlkl kabul gere kiyordu. Tpk, stten kesilen bebein bu duruma yava yava al mas, annesini sadece kendi ihtiyalarnn nesnesi deil, ayr haklar da olan bamsz bir varlk olarak grmeye balamas gibi. nsan, para noyaka bir hrsla doay kendine ait klmaya almaktan vazgetii anda doann dilinin zlmeye baladn grebilecekti; bunun iitilmemi ama yine de anlalr bir dil olduunu da.
* **

dealizmin temel postlas, der Horkheimer, kavramla varln aslnda ayn ey olduu ve dolaysyla gerek hayatta grlen tm ek sikliklerin tinsel dzeyde giderilebilecei inancdr. "Buna karlk maddecilik, nesnel gerekliin insan dncesiyle zde olmadn ve hibir zaman da onun iinde eritilemeyeceini savunur. Dnce, nes nenin hayatn kopya etmeye ve kendini ona uyarlamaya alsa da, hibir zaman dnlen nesneyle ayn ey deildir... yleyse bir ek siklii kavramlatrmak o eksiklii gidermek demek deildir; kavram lar ve teoriler, bu eksikliin almas iin bir drt verirler, o kadar."23 Adorno da, "zdelik dncesi" adn verdii egemen felsefeyi, btn tikel nesneleri genel kavramlarn veya btnsel bir kavramlar sisteminin iine sokma abas olarak tanmlar. Horkheimer, bunun kkeninde insann doay denetim altna alma ihtiyacnn yattn syler Akl Tutulmas'nda. Ama bu eski eilim, kapitalizmin btn faaliyet biimlerini genel bir edeere (bir maln retimi iin gerekli olan ortalama emek sresi) indirgemesiyle ve zellikle de ada toplumlarn topyekn rgtlenme eilimiyle daha da glenmitir: somut
23. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essential Frankfurt School Reader, s. 419.

NSZ 29

insanlar nasl genel sava ve retim planlarnn iine soyut birimler olarak sokuluyorsa, tikel nesneler de genel kavramlarn iinde yle eri tilmektedir imdi. Adorno, buna kar felsefenin yeni grevinin zneye kar nesnenin haklarn savunmak olduunu syler. (zne, burada, belli bir insan veya insanlar grubu olabilecei gibi, belli bir kurum olarak da alnabilir; genel olarak, gren, isteyen, yapan, ileyen, snflandran ve kullanandr, nesne ise doa ya da toplumdur: grlen, istenilen, ilenen, filenen ve kullanlan.) Kavramlar olmadan insanlar akl-d glerin kucana der; doru. Ama Horkheimer bu kitapta, rasyo nellemenin vard noktann akln tersine dn olduunu da syler: ada dnyann akl-d vahetinde, hereyi kucaklayan sistemler kur ma tutkusunun izi vardr. yleyse, "tarihin bu noktasnda felsefenin asl uramas gereken konular, Hegel'in kaytsz kald eylerdir: kavramd, bireysel, tikel olan herey".24 Baz eyler. Yeni bir ceketin ksa gelen kolunun iinden iyice belli olan sipsivri bir dirsek. Herkesin gevedii bir ortamda bir bakasna yaplm tatsz bir akaya glememek. ok yal olmak. Ciddi bir top lantda birden patlayan bir kahkaha. Srdrememek. Zaptedilmez bir kanma ihtiyac. Bilmemek. Kalabalk bir istasyonda birden yalnz kald anlalan, hi tanmadmz bir kk kz, alyordu, hzla uzaklaan bir trenin penceresinden grmtk onu. Sava ve Bar'ta, ihtiyar Prens Bolkonsky'nin, srf olunun Nataa'yla evlenme kararna ve kznn rkek dindarlna fkelendii iin, aslnda kk grd Fransz dad Matmazel Bourrienne'e kur yapmas. Bunu, bu skc ro mandaki tek kayda deer olay olarak grmek. Verimli, yorgun, yumu ak bir toprak parasnn iinden fkrm bir kayalk. Bile bile hep ayn yanl tekrarlamak. Kavramsal rtnn altnda kprdamaya devam eden bu fazlalklar. Hegel, tikel nesneleri "tikellik" kavram iinde tarafszlatrmaya al r; Heidegger, tarihsel durumlar "tarihsellik" kategorisine sokmaya abalar. Smaz, artakalr. Ama, bireysel ve indirgenmez olan fetiletirilemez de. Bugnk toplumun zaten yapt eydir bu: hereyi dmdz ederken, bir yandan da kitlelerin kltrel tketimi iin seyirlik olaylar yaratr, "tuhaf mizal", "zgn" kiileri piyasaya srer,
24. Adorno, Negative Dialectics, s. 8.

30 AKIL TUTULMASI

farkllk yanlsamasn glendirir. Adorno'ya gre, nesneye ncelik tanmak, "nesnelliin hemen dokunulabilecek, dolaysz birey olduu anlamna gelmez; safdil gerekiliin (kavramlarn gerek dnyada zde ve bamsz karlklar olduu gr - .n.) eletirisini elden brakacaz anlamna hi gelmez".25 Bunu yapmak, Marx'n Feuerbach'da eletirdii znesiz, pasif nesnelcilie geri dnmek olur. "Byle bir dnce tarz" der Adorno, "nesnenin zlmezliini zne iin bir tabuya dntrr. Buna gre, zne vazgemeli ve kendine benzeme yen eye dokunmamaldr." Bilinmeyeni mutlaklatran mistisizm ve kaba maddecilik gibi felsefelerle idealizm arasnda bir paralellik de vardr. "dealizmde, hereyi yutmaya alan bir agzllk ile, yutulamayan eyden, yani tam da bilinmesi gereken eyden uzak durma istei yan yana gider. Doymaz bir yaama hrs kadar, bireysellik karsnda teorik bir geri ekili de statkonun iine yarar: anlalmazln ve katln halesini ve otoritesini kazandrr ona... Oysa Hegel mantnn en dayankl sonucu, bireyin yle dpedz 'kendi iin' ol madn gstermesidir: kendinde bireyin tanm, kendinden baka ldr: bakalarna baldr."26 Yaplmas gereken, kavramla ierii, zneyle nesneyi birbirinden koparmak deil, bunlarn giderilmez gerilimini korumaktr. Tin ve doa ya da bilin ve varlk gibi kutupsallklar byle anlalmaldr: birbirini iten ve eken, ancak bamllklar iinde anlalabilen kartlar. Horkheimer, Akl Tutulmasnda, znenesne ayrlnn bir tarihsel rn olduunu da syler; bu ayrlk, fel sefenin iinde deil, tarihte, insan doa atmasnda ve kapitalist ya banclama iinde gereklemitir: "Nihai bir ikilik varsaym da kabul edilemez... ki kutup teki bir ilkeye indirgenemez, ama ikilikleri de bir rn, bir sonu olarak grlmelidir." Sorunun zm de tarihte gerekleebilecektir. Ama tarihsel pratik imknnn snrlanm-olduu yerde, grev fel sefenindir; "Wittgenstein'a kar, sze dklemeyeni sze dkmek".27 Sorun, kavramn iinde hapsedilmi nesnel gereklii kurtarmak, ona serbeste deime ve gelime hakkn tanmaktr. Geleneksel felsefede ki doruluk lt, kavramn nesnesine uygunluu ilkesi, bunun bir
25. A.g.y.,s. 184. 26. Negative Dialectics, s. 161. 27. A.g.y., s. 9.

NSZ 31

mahpusluk deil bir ev sahiplii, hi deilse kiraclk olduu yanlsa masn yaratr. Eletirel felsefe, bir kavramsal kabuu atlatmak ve iindekini serbest brakmak iin yine felsefi aygt kullanacaktr. Ama yn farkldr; hakl kmaya almayan, kendi kendine elme atarak hedefine ulaan, yolunu yitirdii lde tm felsefenin de yalann gstermi olacan bilen bir felsefedir bu. Negatif Diyalektik'te bunu yle tanmlar Adorno: "Bilginin topyas, kavram ile kavramsalolmayan birbirine eit klmakszn, kavramlarn kilidini amak ve kavramsal-olmayan zgrletirmek iin yine kavramlar kullanmak olmaldr."28 Ama bunu deneyen, abasnn gerekten topik olduunu da, bilir: "Her zamanki kadar kukulu olmakla birlikte, felsefenin hereye karn baarabileceine, k ve var noktas olan kavram aabileceine ve bylece kavramsal-olmayana ulaabileceine gven duymak bu gven, felsefenin terkedemeyecei zelliklerinden biri dir. Ayn zamanda, ona ok ektiren saflklardan biri... Negatif diyalek tiin, nndeki katlam nesnelere szabilmek iin kulland ara, imkn kavramdr: bir eyin olabilecei umudu. Gereklik, imkn boyu tunu almtr nesnelerin elinden, yine de hepsinde grebiliriz bu boyu tu. Ama eylerin iinde phtlap kalm tarihe dilsel bir davurum salamak iin ne kadar alrsak alalm, kullandmz szckler birer kavram olarak kalr."29 Rahatlama yoktur.
* * *

"Eletirel Teori", grece yeni bir terimdir. Horkheimer, 1930'larn sonuna kadar, hatta daha sonra da kendi felsefesini daha ok "maddecilik" ya da "maddeci diyalektik" olarak adlandryordu. Bunda, niversite bnyesi iinde kan bir dergide Marksizm szcn kul lanmaktan kanma abasndan ok (nk bunu da kullanyordu), o yllarda doal bilimlere ilikin olarak daha umutlu olmasnn pay vard. Ama II. Dnya Sava'nda modern teknolojinin ykc kullanm iyice belli olup da doal bilimciler buna kaytsz kalnca, Horkheimer kendi teorisiyle atom fizii bilginleri arasnda byle ortak bir zemin aramaktan vazgeti. Akl Tutulmas'nda bu hayal krklnn izleri be lirgindir.
28. A.g.y., s. 10 29. A.g.y., s. 52-53

32 AKIL TUTULMASI

Kullanlan terim bir yana, belirli bir maddecilii, dinin pozitif rolyle ilgilenmeye balad emeklilik yllarnda bile savunmutur Horkheimer. Ama bu, idealizmin basit kart olan, dnceyi maddeye indirgeyen, maddi olmayan gerek saymayan bir maddecilik deildir. Baka bir deyile, Horkheimer, yansma teorisine kardr; ikicilii red dettii kadar, byle bir tekilii de reddeder. 1933'te yazd "Madde cilik ve Metafizik"te, hereyi kapsayan bir temel ilke olarak madde kavramn eletirir. Engelsin Doann Diyalektii'nde yapt gibi, o da genel bir felsefi madde kategorisini geersiz sayar: maddeden deil, belirli maddelerden sz etmek daha dorudur. Sovyetlerde hem felsefe hem de edebiyat eletirisinde resmi teori haline gelen yansma teorisi nin de doa bilimlerinin ve psikolojinin daha ilkel bir evresini yanst tn syler. Yansma teorisi, eer arada maddi bir engel yoksa, dncenin mad di gereklii ylece yanstacan ne srer. Buna gre dncenin, yanstlan maddi gerek zerinde hibir kurucu ve dntrc etkisi yoktur. Dnceyle madde arasnda dolaym da yoktur. Byle bir teori, Marx'n Feuerbach eletirisinden habersizdir; maddi gerein dncey le madde, insanla doa arasndaki etkileimle belirlendiini kabul etmez. nsan alglar zerinde, ideoloji, yanl bilin veya yabanclama gibi toplumsal belirlenimlerin etkisini de hesaba katmaz: insan bilin cinden bamsz, deimeyen bir maddi gerek vardr ve insanlar, eer kt niyetli ya da sakat deillerse ve yeterli teknik olanaklara sahi plerse, imdi deilse bile birgn bu geree ulaacaklar, yani onu doru olarak yanstacaklardr. Ama btn mutlaklna karn, bu te orinin aklamay unuttuu bir ey vardr: aynann nitelii. Maddeyi yanstan nedir, tam olarak? Eer farkl bir ilke deil de yine bir maddeyse, o zaman "dnce" ve "znellik" terimlerine yer yoktur. Ama bu kez de bu beyinsel maddenin neden hep ayn dzenlilik ve birrneklik iinde davranmadn aklama zorunluluu ortaya kar. Bu bir optik yanlsamaya indirgendiinde de, yanlsamann nitelii sorunu kar mza kar: bu "yanlsama"lardan felsefi, siyasal, ekonomik sistemler domutur tarihte. ster "yansma", ister"yanlsama", isterse "zgr irade", "tercih" ya da "teori" ad altnda olsun, dnce ya da znellik, bu indirgeme srecinin her admnda, byk bir inatla yeniden kar mza dikilir: ayr birey deil, ama br kutuptur.

NSZ 33

Yansma teorisinin dayana, insan duyulardr. Horkheimer, "pozitivizm" olarak tanmlad yansma teorisinin "sezgicilikle ortak noktasnn, herhangi bir teoriden etkilenmemi, dolaysz, ilksel verile ri asl gereklik saymas" olduunu syler30; ikisi de znelcidir, biri aka, br safa, farknda olmadan. "Maddeciliin pozitivizmle or tak yan" der Horkheimer, "ikisinin de ancak duyusal yaantda verileni gerek olarak kabul etmesidir... Ama maddecilik, duyular mutlaklatrmaz. Varolan hereyin kendini duyular araclyla ortaya koyma gereklilii, bu duyularn tarihsel sre iinde deimedii veya dnyann sabit yaptalar olduklar anlamna gelmez... Teori, hibir zaman btnyle duyulara indirgenemez. Gerekte, psikolojinin son bulularna gre, duyular, dnyann ya da zihinsel hayatn temel yap talar olmak yle dursun, ancak karmak bir soyutlama srecinin sonunda ortaya kan trevlerdir"31. Duyusal yaantnn kendi iinde de, insan bilincine yansmayan bir zne-nesne etkileimi srmektedir; duyular, bu etkileimin rndr. Bu noktada, Horkheimer ile Adorno arasnda bir vurgu farkll se zilir. Horkheimer, Lukacs'a, Hegelci Markistler'in ilk kuana ve Hegelin kendisine Adorno'dan daha yakndr. Maddenin (duyularn) ncelii temeli zerinde madde-bilin etkileimini ve bilincin indirgen mez bir kutupsallk olarak greli zerkliini bir kere kabul ettikten sonra o noktada kalr; genel bir doruda rahat etmi gibidir. Adorno iinse asl dman znelciliktir; Negatif Diyalektik'te, "ancak nesnenin nceliine gemekle diyalektiin maddeci klnabildiini" syler. Bu nesne, dnceye, yani zdelie ve tanmlamaya indirgenmeyendir, tekidir. Bu yzden Adorno, maddenin veya gvdenin nceliini ne srdkten sonra o noktada kalmaz, bu tezin de kategoriletirici znel dncenin sinsi bir "szma harekt" olduunu syleyerek baka bir noktaya geer. nemli olan, teki ilkesinin korunmasdr: Hereyin kendinden bakaya sayg gsterme ykmll ve daha nemlisi hereyin kendinden baka olma hakk. Eletirel Teori'nin maddeciliinin, "insan siyasal (veya ekonomik) bir hayvandr" trnden tarihst antropolojik ilkeleri de reddettiini sylemek gereksiz. Daha nemlisi, Marcuse dnda btn Frank30. Horkheimer, Critical Theory, s. 40. 31. A.g.y., s. 42-43.

34 AKIL TUTULMASI

furtular'n, Marx'in zellikle 1844 Ely azmalar'nda emek kategorisine verdii ontolojik ve antropolojik anlam reddetmeleridir. Bu metinlerde Marx, emein, insan znn gereklemesi olduunu ne srer. Oysa Horkheimer ve Adorno, "insann z" gibi felsefi antropolojik bir temel kabul etmezler; bunun yerine, Marx'in Feuerbach zerine Tezler'de ortaya koyduu "kendi kendini yenileme ve deime yeteneine" dayanrlar: insann "toplumsal ilikilerinin bir toplam" olduu gryle yetinirler. Bunun da tesinde, almann yceltilmesinde kapitalist toplumun temel ideolojisini grr Horkheimer. Alacakaranlk'ta, "emei insan faaliyetinin akn bir kategorisi haline getir mek, ileci bir ideolojidir... Sosyalistler bu genel kavram savunmakla kapitalist propagandann aleti haline geliyorlar".32 Marx, Gotha Prog ramnn Eletirisi'nde sosyalistlerin hereyi emee indirgemelerini eletirir: insanlarn dnyasnn kuruluunda, emein yan sra doann da pay vardr. Walter Benjamin de "Tarih Felsefesi zerine Tezler"de bunu temel alr: sosyalistlerin emei yceltilerinde doa zerindeki egemenliin kutsanmas yatmaktadr, sosyalistler "doa zerindeki ege menlikte sadece ilerleme boyutunu grrler, toplumun gerilemesini gzden karrlar... Bu yeni emek kavram, doann smrlmesi an lamna gelmektedir; bunu, ok safa, proletaryann smrlmesinin kart olarak grenler var".33 Eletirel Teoriye gre, insann baz kalc niteliklerinden sz edilebilse de, bunlar arasnda emein yan sra dil, ifade, mimesis (taklit ye tisi), ksaca eitli simgesel eylem biimleri de vardr. Akl Tutulmas'nda Horkheimer, insann doaya yknmesi anlamnda mimesis'in, doa-insan ilikisinde, egemenlikten de teslimiyetten de farkl olan bir boyut aabileceini syler. Haz ilkesi de en az alma kadar insani bir zelliktir Horkheimer'e gre; maddeciliin tek sabiti, insanlarn ancak bu dnyada mutlu olabilecei ve bundan baka da bir dnya olmad nermesidir.
***

32. Akt., Martin Jay, Dialectical Imagination, s. 57. 33. W.Benjamin, "Tarih Felsefesi stne Tezler", Akntya Kar 2, stanbul 1986.

NSZ 35

Sosyalizm, ilk topyaclardan beri, tarihsel ilerlemeye sarslmaz bir gven duymutur. Adil, eitliki, aklc bir dzen bir gn mutlaka ku rulacaktr. Mutlak adalet dncesi, telaffuz edilmese bile, bilimsel sosyalizme heyecann ve topik gerilimini kazandran ilke olmutur hep. Adorno'nun bayaptnn "Final" blm de byle bir inanc yanstan bir cmleyle balar: "Umutsuzluun egemen olduu yerde, sorumlu bir biimde uygulanabilecek tek felsefe, hereyi, kur tarlmann, balanmann asndan grme abasdr."34 Ama Eletirel Teori'de, sosyalist gelenein "muzaffer iyimserliini" benimseyemeyen bir yan da vardr. Abdlhak inasi Hisar, kitaplarndan birinde, ok gzel ve henz ok gen bir kadn grdnde kendini saran kede ri anlatr: gen kadnda, "gelecek ve geecek zamanlan" grmtr. Horkheimer 1933'te yle der: "Durumu deitirme konusundaki btn iyimserliine ve insanlar aras dayanmadan doan mutlulua verdii byk deere karn, bir maddecide karamsar bir damar da vardr. Gemi adaletsizlikler hibir zaman geri alnamayacak; gemi kuaklarn aclar giderilemeyecek. dealist evrelerde de bir ktm-_ serlik vardr ama, dnyann bugn ve geleceiyle ilgilidir: insanlarn ounluu iin gelecekte dnyevi bir mutluluk olaslm reddeder... Oysa maddecinin hzn, gemi olaylarla ilgilidir."35 Horkheimer'in yazlarnda hi silinmeyen bir izlektir bu. Turgut Uyar'n, "kaln ve karanlk bir at merdiveni gibi / giderilmez eksikliini tanrm onun" dizeleriyle balayan "Acnn Tarihi" iirini anmsatr. 1950'lerde yazd bir yazda da yle der: "Dinsel zlemin yerini bilinli toplum sal pratik aldnda bile kaybolmayan bir yanlsama vardr... Eksiksiz bir adalet hayalidir bu. Byle bir eyin tarihte gereklemesi imknszdr. nk daha iyi bir toplum kurulup da bugnk kargaaya son verse bile, gemi alarda yaanm sefaletin giderilmesi ve doann aclarnn dindirilmesi mmkn olmayacaktr."36
* **

II. ve III. Enternasyonal Marksizmlerinde Hegel sisteminin "tersine


34. Adorno, Minima Moralia, Londra 1974, s. 247. 35. Horkheimer, Critical Theory, s. 26. 36. A.g.y., s. 129-130.

36 AKIL TUTULMASI

evrilerek" maddeciletirilmesi, Marksizm'in bir evrimsel determinizm olarak yorumlanmasyla sonulanmt. Nasl Hegel'in nihai sistemi, eski felsefelerin ve dnya grlerinin eksiklik ve elikilerinin iin den kanlmaz olarak douyorsa, sosyalizm de eski toplumsal sistem lerin elikilerinin sonucu olarak ortaya kacakt. Birinde hareketi salayan dnya tini ise, brnde retici glerle retim ilikileri arasndaki elikiydi. Ve her iki gr de, yandalarna, dnya tarihini bir btn olarak grme, kavrama imkn veriyordu. Her ikisi de, tari hin tamamlanm olduu bir noktadan bakyordu dnyaya; baka bir deyile, gelecek dncesini reddediyorlard, nk gelecek, esas olarak gemiin iinde vard. Horkheimer, byle bir "tamamlanm diyalektik" yerine, ak ulu bir diyalektii nerir: "(Metafizik) her zaman btn bilme, eylerin tamamn, sonsuzu bilme iddiasn ierir... Ama eer kavramla varlk arasnda indirgenmez bir gerilim varsa, hibir nerme kusursuz bilgi iddiasnda bulunamaz."37 Kavramlar ve dnce sistemleri de tarihin iindedir: onlar da akladklar ya da eletirdikleri gereklik kadar eksik tirler. "Bir eksiklik ya da arpkl kavramlatrmak onu amak demek deildir; kavramlar ve teoriler, bu eksikliin giderilmesi iin bir drt, bir nkoul yaratrlar, o kadar... Dnyada, dncenin zmeyi stlendii ebedi bir bilmece, ebedi bir dnya gizi yoktur... Diyalektik, kendi kendini belirleyen ve kendi bana bir btn oluturan bir bamsz dnce kavramyla olan balarn kopartabilirse, diyalek tiin belirledii teori de vahiy kesinliini ve nihai geerlilik gibi bir metafizik nitelii de arkada brakr ve insanlarn hayat iinde, kendisi de geici olan bir e haline gelir... Ak ulu maddeci diyalektik, 'akla uygun olan'n tarihin herhangi bir noktasnda tamamlanm olduunu kabul etmez, sadece dnceleri sonuna kadar gelitirmek ve nihai sonularna ulatrmakla elikileri ve gerilimleri giderebi leceini, tarihsel dinamii sonuca ulatrabileceini dnmez."38 Doruluun her trl teorik ltne uyan bir dnce bile baarya ulamadan geip gidebilir. "Akla uygun olan pozitif olarak gerek letirmek iin, elikileri dnceden zmek ve amak yeterli deildir. Bunun iin, bilinli insanlarn tarihsel mcadelesi gereklidir. Ama bu
37. A.g.y., s. 27. 38. A.g.y.

NSZ 37

nun sonucu da, saf teorik bir temel zerinde kalarak kestirilemez. 'Tarihin seyri' gibi btnlk bir kavram burada belirleyici ola maz."39 Bu ak ulu diyalektik o kadar da gler yzl bir kavram deildir; her trl tarihsel belirlenmeden kurtulmu 'zgr iradelerin' istedikleri ni yapabilecekleri anlamna gelmez. Tarihin sonucu nceden belli deildir ama, her an belli snrlar da vardr. Klasik Alman felsefesine hem daha yakn hem daha uzak olan Adorno, bu noktada negatif bir gerekilii elden brakmaz: "Evrensel tarih hem tasarlanmal hem de yadsnmaldr. nsanln bana gelen ve daha da gelecek olan felaket leri gz nne aldmzda, daha iyi bir dnya plannn tarihte tezahr ettiini ve tarihi btnletirenin de byle bir plan olduunu ne srmenin, insanlarla alay etmek demek olduunu grrz. Yine de, tar ihin sreksiz, kopuk, paralanp gitmi anlarn ve evrelerini birle tiren bir btnlk vardr: doa zerindeki denetimle balayp insanlar zerindeki tahakkmle devam eden ve sonunda insann i doasn de netim altna almaya ynelen bir abann getirdii btnlktr bu. Vahetten insanca bir hayata giden bir evrensel tarih yoktur, ama sa pandan megaton bombaya ulaan bir tarihin olduu sylenebilir."40 Tarihi birletiren, acdr. Hegel, eylerin ancak birbirleriyle balantlar iinde ve geliimle rinin son noktas asndan anlalabileceini dnerek, "doru, btndr" diyordu. Adorno: "Btn, yanltr."41 Ama bireyin ve tike lin bak as da savunulamaz: "Filozoflarn bir zamanlar hayat adn verdii ey, nce bireysel varolu alanna, imdi de sadece tketime in dirgenmitir: herhangi bir zerklii ve kendine ait bir tz olmayan, bir ilave olarak maddi retim srecinin ardndan srklenen birey. Hayat dolaymszl iinde renmek, doruluunu bilmek isteyen kii, onun yabanclam biimini, bireysel varoluu en gizli saanak larnda bile belirleyen nesnel gleri incelemek zorundadr. Dolaymsz olandan dolaymszca sz etmek, kuklalarn ucuz mcevher gibi oktan kaybolmu tutkularla ssleyen ve aslnda makinenin parala rndan fazla birey olmayan insanlar sanki hl zne olarak davranabi
39. Horkheimer, "on the Problem of Truth, The Essential Frankfurt... s. 419, 421, 437-438. 40. A.g.y., s. 438. 41. Adorno, Minima Moralia, s. 50.

38 AKIL TUTULMASI

lecek insanlar gibi gsteren romanclarn yaptn yapmak olur. Hayat perspektifimiz, artk hayat olmad gereini saklayan bir ideolojiye dnmtr."42 Ama herey, yine de bu kuklalara baldr: "Hayat retimin uucu bir grntsne dntren iliki, btnyle aklddr. Aralar ve amalar yer deitirmitir. Bu durumun arpklna ilikin bulank bir bilin hl hayattan btnyle silinememitir. ndirgenmi ve alaltlm z, kendini bir d grne dntren byye kar tu tunmaya, direnmeye abalamaktadr, gszce. retim ilikilerindeki deime de, byk lde, retimin yansmas ve doru hayatn kari katr olan 'tketim alannda', insanlarn bilincinde ve bilin-dnda olup bitenlere baldr. nsanlar, ancak retime kar karak, insana yaraan bir baka retim dzeni getirebilirler. Tketim, bu hayat grntsn yanl nedenlerle savunmaya alyor bugn; ama eer bu grnt de bsbtn silinecek olursa, mutlak retimin canavarl egemen olur." 43 Kendi gszln bilen ve bu bilinten tr daha gl de ol mayan akla baldr herey. Ama akl da, rasyonalizmin hereyi kuran, hereyi bilen, rehavet iindeki akl deildir. Dnyaya, kendi dndan dayatlacak bir akl yoktur. Adorno, kendisine fazla dolaysz, fazla iyim ser gelen "maheri devrim" perspektifine inanmamaya alt Benja min'e borcunu der: "Kurtuluun, kurtarlmann dnyaya sat k tan baka yoktur bilginin; bunun dnda herey kurgudur, tek rardr, sadece tekniktir. Perspektifler oluturulmal, yle perspektifler ki dnyay yerinden uratsn, yadrg klsn, ona btn atlaklar, kr klklar, yara izleriyle birlikte bir gn mesihin nda grnecei gibi gstersin. Hafiflie ya da dnsel tedhie kaymadan, sadece nes nelerle hissedilmi bir iliki yoluyla byle perspektiflere ulamak dncenin grevi sadece budur. En kolay eydir bu, nk durum bunu istemektedir bizden, nk sonuna kadar gtrlen negatiflik, ad konduu zaman, kendi kartnn aynas olur. Ama ayn zamanda imknsz olan eydir; nk varoluun dnda duran, bir milim bile olsa dnda duran bir bak asn gerektirir; oysa hepimiz biliyoruz ki, herhangi bir bilgi ancak varolandan elde edilebilir, ama byle olduu iin de, kamaya alt sefalet ve arpkln izlerini tar."44
42. A.g.y., s. 15. 43. A.g.y., s. 15. 44. A.g.y., s. 247.

NSZ 39

Dnyaya dtan dayatlan bir akl reddetmek ama grnen gereklii de ylece kabullenmemek Eletirel Teori'nin diyalektikten bekledii buydu. Gereklik akl asndan eletirilmeli, ama akl da ebedi ve akn bir ideal olarak alnmamalyd. stelik, dorunun deimezliinin yadsnmas, kukuculuk ya da grecilik (rlativizm) demek deildi. Horkheimer, Hegel'in hereyi anlayan ve hereyi hogren greciliini eletirirken, mutlak dorularn olmad bir dnyada insanlarn yar-dorular savunmak zorunda olduunu syler: "Tarihte birbiriyle atma iine girmi btn tikel grlerin, gruplara ait inanlarn ve btn kar reform abalarnn imdi alm ve tasfiye edilmi olduu iddias; hibirinin yannda bilinli olarak yer almakszn her gr asnn ksmi doruluunu kabul eden ve nihai snrlln gsteren, hereyi kapsayan bir dnce kavram ite burjuva greciliinin z de bu dogmatik iddiada yatar. Her gr ve her tarihsel kiiyi te mize karma ve gemi devrimlerin kahramanlarna da tarihin sofra snda, kar devrimlerin muzaffer komutanlarnn yannda bir yer ama abas, burjuvazinin hem mutlakiyeti restorasyona hem de proletar yaya kar iki cephede savamasyla belirlenen bu yzergezer nesnellik, Hegel'in sisteminde u idealist mutlak bilgi tutkusuyla birlikte ege men olmutur... Zaman bizden kat bir akszllk ve tikel dorularla haklarn savunusunu bekledii lde, byle bir tarafszln insanlk d nitelii de aa kar. "Koullarn deimesiyle her teorinin dzel tilmesi gerekebilir ama daha sonraki bir dzeltme, eski bir dorunun eski bir yanl olduu anlamna gelmez."45 Akl Tutulmas'nda da, "bugnk koullarda zneyle nesne veya szckle ey btnletirilemedii lde, olumsuzlama ilkesi gereince, sahte mutlaklarn ykntlar arasndan greli dorulan kurtarmak zorundayz" der. yi ama bir nermenin greli ya da ksmi de olsa doruluu nasl belirlenebilir? Akl ile gereklik, teori ile pratik arasndaki iliki zde olmadklarna gre nasl tanmlanabilir? yelerin kiisel farkllklar dnda, Frankfurt Okulu bu sorular dzeyde cevap landrmaya almtr: disiplinler-aras aratrma, ideoloji eletirisi ve teorinin dorulanmasnda tarihsel pratiin rol.
***

45. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essentialss.417-18,422.

40 AKIL TUTULMASI

Horkheimer, daha ilk yazlarndan beri, eitli disiplinleri btnle tiren bir yaklamn zorunluluuna deinmiti. Btnlk kavram, Lukacs'taki kadar olmasa da Frankfurt Okulunun, zellikle de Horkheimer'in almalarnda dzenleyici bir ilke olarak nemli bir yer tu tuyordu. Horkheimer'in bu kavrama verdii yer, klasik Alman felsefe sindeki anlak (verstand )-akl (vernunft) ayrmna baldr. Descartes'n zne ile nesneyi kesin olarak birbirinden koparan ikici liinin Bat dncesi asndan belirleyici bir sonucu olmutur: akl, sadece zneye ait bir nitelik, saylmaya balanmtr. Nesne ise, dzensiz, kark bir yndr. Akln grevi, bu yn ayrtrmak, snflandrmak ve kullanmaktr. Bu, Akl Tutulmasnda Horkheimer'in "znel akl" adn verdii anlaktr. Paralayc, analitik ve biimseldir; eylerin d biimleriyle, grnleriyle ilgilenir ve kopukluklarn temel alr. Ama Kant ve Hegel'de bundan daha yksek bir kavray dzeyi de vardr: akl. Horkheimer, Hegel'in izinden giderek buna da "nesnel akl" adn verir. Nesnel akl, z ile grn arasnda, zne ile nesne arasnda para ile btn arasnda bir balant olduunu grebilen akldr. Dnyann paralanm, blnm grntsn daha yksek bir birlik ideali adna eletiren de bu akldr. Frankfurtular, diyalektii ncelikle vernunft'un (maddeci) bir uzan ts olarak grrler. Ama bu, anlan toptan reddedilmesi anlamna da gelmez. Analitik mantn ilkeleri yanl deil yetersizdir. Hegel'in nemi, Aydnlanma felsefesinin (daha sonra da pozitivizmin) akl-d olarak bir yana brakt konu, alan ve eilimleri de ierebilecek lde kapsaml ve derin bir akl kavram nerebilmesindendir. Horkheimer, buna gre, toplumsal felsefenin nermelerinin, ampirik bilimlerin en gelimi yntemleriyle ve sonularyla karlatrlma snn snanmasn nerir. te yandan, psikoloji, psikanaliz, biyoloji, fizik bilimleri ve ampirik sosyoloji gibi bamsz disiplinler arasnda da bir iletiim kurulmal, bunlarn tarihsel btn asndan bir deer lendirilmesi yaplmaldr. Bu noktada, "z", "biim", "grn" ve "eilim" gibi felsefi kategorilere i dmektedir. Bunlar anlamsz bu larak bir yana iten bilim adam, kendi pratiini tarihsel adan deer lendiremez. Btnden kopuk, ylece duran "olgular" la, "gerekler"le snrl kalr. Marcuse'nin dedii gibi, Marksist diyalektik, "olumsuzlama" ya da yadsma kategorisinin yardmyla bu olgusall aabil-

NSZ 41

mitir: "Hegel iin olduu gibi Marx iin de diyalektik, gerekliin iinde varolan olumsuzlamann 'hareket verici ve yaratc ilke' olduu grne dayanyordu. Diyalektik 'olumsuzluun (ngativit) diyalek tiidir'. Her olgu, saf bir olgudan fazla bireydir; gerek olaslklarn olumsuzlanmas ve kstlanmasdr. cretli emek bir olgudur, ama ayn zamanda, insan ihtiyalarn karlayabilecek bir zgr almann kstlanmasdr da. zel mlkiyet bir olgudur, ama ayn zamanda in sann doa zerindeki kolektif tasarrufunun yadsnmasdr."46 Diyalek tik, ampirik bilimlerin donmu olgularn zer, onlara akkanlk, ta rihsellik kazandrrken, kilitlenmi imknlar da gsterir. Enstit iinde Benjamin etkisinin (Benjamin'in intiharndan sonra) artmasyla birlikte, zellikle Adorno'nun yazlarnda yeni bir "btnsellik" kavram belirginlemitir. "Btnn tikelin stnde ya da tesinde deil, tikelin iinde" aranmas, incelenmesi, grlmesidir bu: "Toplum bir 'sistem'dir; bu demektir ki her tekil toplumsal alan ya da iliki, eitli biimlerde, btn ierir ve yanstr."47 Eletirel Teo ri, edebiyatn yntemlerini de kullanarak, tikelin iindeki tarihi gste recektir. Burada, btnlk kategorisi kadar, "dolaym" kategorisi de nemlidir. Btn yekpare deil, paral bir btndr. Paralar ancak btnle balantlar iinde anlalabilirler, ama btn de farkllklar, kopukluklar, atlaklar, silinmi yzeyler, budanm boyutlar ierir. Btn yceltmek, Adorno'nun hep uyard gibi, o btn grnts nn ardnda gizlenmi tikel, ksmi kara teslim olmak anlamna ge lebilir. Lukcs'n 1930'dan sonra Stalinizm'e boyun eiinde, SSCBde "sosyalizmin kuruluunu" an btnletirici dorusu olarak grmesi rol oynamtr.
* **

Frankfurt Okulu'nun almalarnn byk blm, "ideolojilerin eletirisi" bal altnda toplanabilir. deoloji, Frankfurt Okulu iin, bir siyasi akmn hatta bir snfn sistematik dnya gr deildir. Marx'n Alman deolojisi'ndeki tanmyla da (hkim snfn, ezilen snflarca da paylalabilen, yanl, arpk dnceleri) yetinmezler.
46. Marcuse, Reason and Revolution, Boston 1982, s. 282. 47. Akt., David Held, Introduction to Critical Theory, s. 189.

42 AKIL TUTULMASI

Daha ok Marx'n Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eletirisi'nde ortaya koyduu ideoloji tanmyla (normatif olarak doru ama ampirik olarak yanl bilin), Ekonomi Politiin Eletirisine Katk'daki tanmnn (nesnel adan zorunlu bir yanlsama, fetiizm) ve Nietzsche ile Freud'un dncelerinin gergin bir bileiminde srar ederler. deoloji kavram, bu tanm asndan, grnle gerek arasnda bir uzaklk olduunu varsayar. Bu bilin ieriinin "normatif olarak doru ama ampirik olarak yanl" olmasnn tipik bir rnei, adalet dnce sidir; bu dnce kendi iinde dorudur ama pratikte gerekletirilmi bir ilke olarak grnmesi yanltr. Nesnel adan zorunlu yanlsama larn tipik rnei de ekonomik kategorilerdir: insanlar aras ilikiler, kapitalizmde eyler aras ilikilere dnmtr, bu nesnel bir olgudur, ama yine de ardnda yitik bir insani gereklik vardr. Nietzsche, zellikle dinsel ve felsefi kategorilerin kkeninde yatan vaheti ve ikti dar/denetim tutkusunu gstermitir. Freud da bu vahetin inceltilmesi ve yceltilmesiyle, kken unutulmasa bile, efkate, insanlar aras ilikiye varlabileceini anlatmaktadr. Aka; bu drt e olduka huzursuz bir birlik oluturur. Bazen Adorno'nun yazlarnda infilak eden bir btndr bu, dalabilir. Yine de Frankfurt Okulu, sosyal bilimlere en ciddi katklarndan birini bu alanda, ikin eletiri kavramyla yapmtr. Eletirel Teori, dncelerle gerek arasndaki akl lme aba sdr. Kulland yntem de ikin (immanent) eletiridir. kin eletiri, Akl Tutulmas'nda sylendii gibi, "tarihsel balam iinde, varolann karsna kendi kavramsal ilkelerinin iddialaryla kmak, bylece ikisi arasndaki ilikiyi eletirmek ve onlar amak" demektir. Bir olguyu, kendi ilkesiyle eletirmektir bu. Dayand varsaym da, olgu ile kav ram arasndaki "indirgenmez gerilim"dir. Horkheimer ile Adorno'ya gre, Marxn ekonomi politik eletiri sinde kulland yntem de ikin eletiriden bakas deildir. Marx, bu eletiriye meta kavramyla balar. Bu grnte bir zdeliktir: meta nn deeri, kendi iindeki birikmi ortalama emek sresine eittir. Ekonomi politik bunun bir meta olarak emek gc iin de geerli olduunu syler. Dorudur. Ama Marx, ekonomik kategorileri sonuna kadar zorlayarak gizlenmi eitsizlii gstermitir: emek gcnn deeri, kendi yeniden-retim iin gerekli olan emek sresine eittir

NSZ 43

ama, kendi rettii deere eit deildir, daha azdr, smr vardr. te bu eitsizlik, zde-olmayandr, smayan, frlayan dirsektir. (Buradan, "retken emek-retken olmayan emek" tartmalaryla, smrdeki zdelik-d, kavram-d, negatif nitelii yeniden pozitif bir kavram sal sistem haline sokmaya alan ve ekonomi politik eletirisini ye niden ekonomi politie dndren ada pozitivist Marksistlerin ikti sat teorilerine de rtk bir eletiri karlabilir. Horkheimer ve Adorno bununla ilgilenmediler.) kin eletiri, bir nesnenin kendi kavramsal ilkeleri ve lleriyle ie balar, bunlarn uzantlarn ve sonularn gelitirir. Sonra nesneyi yeniden bu sonular asndan kurcalar, deerlendirir. Eletiri, nesnenin dndaki bir lte dayanmaz (byle yapmak, zne ile nesnenin kesin ikiliini kabullenmek olur), "ierden" hareket eder. Aratrmacnn kar sndaki nesne, zdelik ve farklln birliinden olumaktadr, eli kilidir. Nesnenin kendisi hakkndaki gr (eitlik ideolojisi) nesne nin gerekliiyle olumsuzlanr. Kendi ltleri asndan baarsz kal d gsterilir. Ama bu, sz konusu ltlerin kabullenilmesini de ge rektirmez: bunlarn, elikili gerei gizlemekte oynad rol de pratik asndan eletirilir. Kavramla nesnenin karlkl eletirisi yoluyla, nesnenin tarihi iinde gml kalm boyutlarn, kullanlmam seeneklerin, girilmemi yollarn varl duyurulur. kin eletirinin en geni tanmn Adorno, pozitivistlerle bir tartma iinde vermitir. Adorno, burada "znel akln" yntemi nesne nin dndan getirme eilimine kar kar: "Nesnenin yapsn izlemek ve onu kendi iinde hareket sahibi olan bir nesne olarak kavramsal latrmak isteyen kii, nesneden bamsz bir yntemi olmadn bil melidir."48 Bir baka yerde de, Marx'n, "kavramsalln sadece bilen znenin kavramsall olmadn... bizatihi gereklik iinde de hkm sren bir kavramsallk bulunduunu gsterdiini" syler. 49 kin eletirinin kart, akn (transcendental) eletiridir: dsal ltlere zellikle de varolan gereklie dayanan eletiri. Adorno, ikin eletirinin stnln gsterir: "Mbadele ilkesinin, insan emeinin ortalama alma sresi gibi bir soyut tmel kavrama indirgenmesi, te48. Adorno ve bakalar, The Positivist Dispute in German Sociology, Londra 1969, s. 47-48. 49. A.g.y., s. 80.

44 AKIL TUTULMASI

melde zdeleme ilkesine baldr. Mbadele, bu ilkenin toplumsal modelidir ve bu ilke olmadan da mbadele olmaz; zde olmayan bi reyler ve faaliyetler ancak mbadele yoluyla birbirleriyle kyaslanabilir ve zde duruma gelir, ilkenin yaylmas, btn dnyay zde olma ya, tmel olmaya zorlar. Ama eer bu ilkeyi soyut olarak reddedecek olursak yani, niteliin indirgenmezliini yceltmek adna, eitliin ve karlkllk ilkesinin geersizlemesini isteyecek olursak ok eski bir adaletsizlie geri dnmek iin mazeret hazrlam oluruz sa dece. Eskiden beri, edeerlerin mbadelesinin balca zellii... emein artk deerine el konulmasna zemin hazrlamak olmutur. Ama bir l kategorisi olarak karlatrlabilirlik ylece kaldrlacak olursa, mbadele ilkesinin iinde yatan kukusuz bir ideoloji olarak, ama ayn zamanda bir vaat olarak rasyonel e de yerini dpedz zorbala, dolaysz el koymaya ve gnmzde de tekellerin ve kliklerin plak ayrcalklarna brakm olur."50 Bu pasaj, ideolojinin gergin birliini kendinde toplayan ender pasajlardan biridir. Edeerlerin m badelesi ilkesi bir ideolojidir: eitsizlii gizlemektedir. Toplumsal ola rak zorunlu bir yanlsamadr: topluma dtan zorlanmam, ekonomik sreler iinde, bu sreleri kolaylatrmak zere, kendiliinden do mu ve zihinlerde yer etmitir. Ama bir normatif doruyu, bir gn gerekten eitlik olabilecei vaadini de tamaktadr. deolojinin soyut olarak yadsnmas, yani bir baka ideolojiye dayanlarak yadsnmas, (ideolojinin akn eletirisi) sadece daha geri smr biimlerini me rulatrmak anlamna gelecektir. Gereklik, Adorno'ya gre, kendi zdelik ilkesi adna sulanmal, ama bunu yaparken bu ilkeye de tes lim olunmamal, niteliin nicelie dntrlmesi de kukuyla karlanmaldr.51 Akl Tutulmas'nda Horkheimer dinin ve bireyci liberal ideolojinin de ikin eletirisini yapar. "Bireyin Ykseli ve D" balkl blmde, bireyciliin bir yandan zgr birey vaadini tarihte ilk kez gndeme getirirken, bir yandan da bireyi daha batan l domaya mahkm ettiini syler; kapitalizm bireyin grnmesi ve kaybol masdr. (Yeri gelmiken, Frankfurt Okulu'nun, Stendhal'in "mutluluk vaadi" kavramna ok ey borlu olduunu da belirtmeli.)
50. Negative Dialectics, s. 146-147. 51. A.g.y., s. 147.

NSZ 45

Bununla birlikte, Frankfurt Okulu, ikin eletiri konusunda da reha vete kaplmaz. zellikle Adorno, ikin ve akn eletirilerin birbirini dengelemesi gerektiini syler. Her iki eletirinin de i sorunlar vardr. "Kltrel Eletiri ve Toplum" balkl bir yazsnda, ikin eletirinin, kltrel normlar temel alyla, zihnin zerkliini iddia etme ve kltr biimlerinin tarihten bamsz bir i dinamii olduunu savun ma hatasna dtn ne srer. Kltr kendi ltleriyle deerlen dirmek, Adorno'ya gre, tarihin kltr zerinde brakt yara izlerini grmemek ve kltrn ezenler-ezilenler ayrmna dayandn farketmemek anlamna gelir. Sorumlu bir kltrn hep sulu, hatta depresif bir e tamas gerektiini bile syler. Mzik, kkeninde yatan o vahi l, rakibini ldren ilk insann zafer ln hi unutmamaldr. Buna karlk, akn eletiri de, kltrel biimlerin varolan snrl bamszln da reddetmekle (1930'dan sonra Lukacs bu konuma ok yaklamtr), kltrn gerekteki bamlln hazrlayan glerle, piyasa ekonomisiyle ve devlet aygtlaryla bilinsiz (kimi zaman da pek bilinli) bir ibirlii iine girmektedir. zellikle II. Dnya Savandan sonra Frankfurtular, btn ideolojik (yanlsama ve yanltma) niteliine karn kltrn has rnlerinin pratikte gereklememi olan bir diren esi, bir doruluk an ierdiini vurgulamlardr. Akn eletiri, Adorno'ya gre, kltrn greli zerkliini yadsmakla, piyasann, ekonomik karn ve siyasal basknn plak bamlln teslim olma tehlikesini getirmektedir. Akn eletiri, yekpare, birrnek btnle ilgilidir ve tikeli eitli dolaymlar ve farkll iinde ince leme zahmetinden kanmaktadr. Yine de, hibir diyalektik eletirinin vazgemeyecei o btnlk imgesini (yabanclam ve eylemi de olsa) koruyan da akn eletiridir ve gelecekteki bir radikal politikann her trl yabanclamaya kar ihtiya duyaca tek yanl ak szllk de byle bir eletiriyi gerektirir.52 Ama yabanclam, eylemi bir dnyay temel alan akn eletiride kar kt barbarla fazlaca yakndr. Adorno'ya gre hedef, bu iki tr eletirinin gergin birliini koru maktr. Ama bu da yeterli deildir: Minima Moralia'da, diyalektii bekleyen tehlikeye iaret eder: "Ustaca diyalektik olan dnce, diya52. Adorno, Prisms, Londra 1967, s. 31-32.

46 AKIL TUTULMASI

lektik-ncesi evreye geri dner: byk bir huzur iinde, hereyin iki cephesinin olduunu gsterme abas."53 yle de sylenebilir: hibir yntem ya da ilke, insan her tekil durumda yeniden dnme ve yeni den kayglanma ykmllnden kurtarmaz. Aptal olma hakk eli mizden alnmtr. ster ikin ister akn, hibir eletirinin kendi bana dnyay dei tirme gc yoktur. Horkheimer bu kitapta, "bunu varsaymann felse feyi tarihin idealist yorumuyla kartrmak ve ideal ile gerek arasn daki, teori ile pratik arasndaki temel fark gzden karmak anlamna geldiini" syler. Frankfurt metodolojisindeki nc e de teoripratik ilikisidir.
***

Marx, Birinci Enternasyonalin ikinci kongresinde yapt konumada yle der: "Devrimciler bazen bunalmn mutlak olarak zmsz olduunu kantlamaya abalyorlar. Bu yanltr. Mutlak olarak umut suz bir durum diye birey yoktur... Durumun 'mutlak' olarak ksz olduunu nceden kantlamaya almak bilgiliktir, kavramlarla ve sloganlarla oynamaktr. Bu ve benzeri sorunlarda sadece pratik bir 'kant' getirilebilir."54 Horkheimer'in doruluk ve teori-pratik ilikisi konularndaki tutu mu da balangta bundan farkl deildir. Pratik, sadece siyasal deil, ayn zamanda epistemolojik bir kavramdr: doruluun llmesinde belirleyici bir rol vardr. Laboratuvar deneylerinin neminden sz et tikten sonra yle der: "nsan ve toplumla ilgili dncelerin dorulan mas ve kantlanmasnda, laboratuvar deneyleri ve belge incelemesi yeterli deildir, inanlarn belirleyici bir rol oynad tarihsel mcade leler gereklidir. Bugnk toplumsal dzenin esasta uyumlu bir dzen olduu yolundaki yanl gr, uyumsuzluu ve k hzlandrarak kendi pratik yalanlanmasnda aktif bir etken olarak rol oynar. Bu nalmlarn derinletii ve ykmlarn yaklatn syleyen doru teori ise, kukusuz, hergn tikel durumlar iinde dorul anmaktadr. Ama bu teorinin ierdii daha iyi bir dnya imgesi, insanlarn bugnk dzen
53. Minima Moralia, s. 247. 54. Marx, Collected Works, c. 3, s. 226-227.

NSZ 47

tarafndan yadsnan yaratc kapasiteleri dncesi, tarihsel mcadeleler iinde tanmna kavuur, dzeltilir ve dorulanr. yleyse faaliyet bir ek olarak, dnceden sonra gelen ve onu etkilemeyen birey olarak grlmemelidir: faaliyet, her noktada teoriye dahildir... Ama dorunun dzeltilmesini ve yeniden tanmlanmasn stlenmi olan tarih deildir ki, bilen zne de sadece arkasna yaslansn ve kendi tikel dorusunun bile btn doru olmadnn bilinci iinde pasif bir gzlemci roln stlensin. Tersine, dorunun gelimesi, ona sahip olan insanlarn onu kararl biimde savunmasna, uygulamasna, ona uygun davranmasna ve onu gerici, dar, tek yanl grlere kar iktidara getirmesine bal dr. Bilme sreci, yaantlardan renmeyi ve teorik kavray gerektir dii kadar, gerek tarihsel iradeyi ye eylemi de gerektirir. kincisi ol madan birincisi ilerleyemez."55 Dahas var. Ayn yazda Horkheimer, "doru teorinin... belli bir top lumsal snfa tekabl ettiini ve belli gruplarn ufkuna ve karlarna bal olduunu, ama bu balln, doru teoriyi reddeden ve dorulu unu saklamak isteyen bakalar iin de ayn lde geerli olduu gereini deitirmediini" de syler. Bir baka yazda da, "bir teorinin deeri, sadece doruluun biimsel ltleriyle belirlenemez" der, "bir teorinin deeri, o belirli tarihsel anda ilerici toplumsal glerin stlenmi olduu grevlerle olan balantsyla belirlenir. Ama ilk anda bu deer insanln tm iin deil, sadece bu grevlerle ilgili gruplar iin aktr."56 Enstitnn ABD'ye tanmasndan sonra yazd bir yazda da Eletirel Teori'nin grevini tanmlar: "Eer teorisyenin ve nesnesinin ezilen snfla dinamik bir btnlk oluturduu grlebilir se, almalarnn sadece somut tarihsel durumun tanmlanmasndan ibaret olmayp, o durum iinde onu deimeye zorlayan etkenlerden bi rini oluturduu da anlalabilir: bu onun asl ilevidir."57 Bunlar, Lukacs'n ya da Gramsci'nin teori-pratik ilikisi konusunda ki grlerinden ok farkl deildir. Hatta Horkheimer, yer yer, bu ki tapta (ve bu alntlarn yapld yazlarda) iddetle eletirdii pragma tizme fazla yakn der gibidir. stelik, dncelerinde bir dngsellik de sezilmektedir: doru teori, doru pratii yrten snfn teorisidir;
55. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essantial..., s. 420-422. 56. Akt., David Held, a.g.y., s. 192. 57. Horkheimer, Critical Theory, s. 215.

48 AKIL TUTULMASI

doru pratik de doru teoriye, doru grlere sahip olan snfn pra tii... Horkheimer, bu dngsellikten, proletaryann snf karlarnn gerekte evrensel karlar olduunu syleyerek syrlmaya alr. Ama bu noktada, snfn deil evrensel karlar, kendi mesleki karlarn bile savunamad bir durum ortaya kabilir ve olduka da uzun srebilir. Byle durumlar, "zne ile nesnenin, teori ile pratiin indirgenmez gerilimi"nin iyice belirginletii anlardr. Marcuse, byle bir anda, 1941 ylnda, ok kesin konuur: "Marx'n doruluk kavram grecilikten ok uzaktr. Sadece tek bir doru ve onu gerekletirebilecek tek bir pratik vardr... Doruyu gerekletirmenin somut koullar deiebilir, ama doru ayn kalr ve teori de onun nihai bekisidir. Devrimci pratik kendi yolundan sapsa bile, teori doruyu koruyacaktr. Pratik doruyu izler, doru pratii deil."58 Marcuse, Frankfurtular iinde klasik Alman felsefesinin mutlak akl kavramna en yakn duran kiidir. Horkheimer ve Adorno, teoriyi, akln yarg gcn, pratie kar bir dengeleyici kutup olarak korur larken, teorinin de eksikliini, hatta imknszln vurgulamaktan da geri kalmazlar. Bu noktada, Horkheimer'in son aresi, Marcuse'ninkiyle ayn yllarda yazlm Akl Tutulmas'nda sk sk yapt gibi, kederli bir iyimserlie bavurmaktr: "nsanlar gerekte olduklarndan daha iyidirler". Horkheimer, "iyimser dneminin" son nemli yazsnda, "Gelenek sel ve Eletirel Teoriler"de (1937), kutuplar arasnda almaya balayan uurumla ilk kez yzleir: "Eletirel dnce ne soyutlanm bireyin ne de bir bireyler toplamnn ilevidir. Bu dncenin znesi, baka bi reylerle ve gruplarla iliki iinde olan, belli bir snfla atma iinde olan ve toplumsal btnle ve doayla bunlarn sonucu olan bir ilikiler a iinde yer alan belirli bir bireydir... stelik, dnen zne, bilgi ile nesnenin bir araya geldii yer deildir; bu yzden, mutlak bil giye varmak iin bir kalk noktas da deildir. Byle bir yanlsama tam anlamyla ideolojidir, nk burjuva bireyinin snrl zgrln eksiksiz zgrlk ve zerklik olarak almaktadr. Oysa, saydam olma yan, kendinin bilincinde olmayan bir toplumda, ister sadece bir
58. Marcuse, Reason and Revolution, s. 321-322.

NSZ 49

dnr olarak aktif olsun isterse baka biimlerde, benlik (ego) de kendinden emin deildir. nsan zerine dnrken, zne ile nesne paralanr; birlikleri gelecektedir, bugnde deil... Eletirel Teori'nin tarihsel analizden elde ettii gr alar zellikle de tm toplu luun ihtiyalarna cevap verecek bir aklc toplumsal dzen dn cesi insan emeine ikindir ama bireyler tarafndan ya da saduyu ta rafndan yeterince kavranamamaktadr. Bu eilimlerin kavranmas ve ifade edilmesi iin belli bir kar da gereklidir. Marx ve Engels'e gre, byle bir kar ve ilgi proletaryada zorunlu olarak vardr. Modern top lumdaki durumundan tr, proletarya, doayla mcadelesinde insana gittike daha gl silahlar kazandran emekle, ad bir toplumsal dzenin srekli olarak yenilenmesi arasndaki ilikiyi kendi deneyle riyle yaamaktadr... Ama eklenmeli ki, bu toplumda, proletaryann durumu bile, doru bilginin garantisi deildir. Proletarya, kendi haya tnda gittike artan sefalet ve adaletsizlik biiminde, bu anlamszln gerekten farkna varm olabilir. Ama proletaryaya yukardan dayatlan toplumsal yapnn farkllamas ve kiisel karlarla snf karlar arasnda ancak ok zel anlarda alabilen eliki, bu bilincin bir top lumsal g haline gelmesini engellemektedir. Proletaryaya bile dnya gerekte olduundan ok farkl grnebilir. Proletaryann kendi gerek karlaryla bir btn olarak toplumun karlar arasnda aslnda bir kartln bulunmadn kavrayabilen ve kendi eylem ilkelerini kit lelerin duygu ve dncelerinden treten bir bak as bile, statkoya klece bir bamllk iine debilir. Aydn, proletaryann yaratc gcne vgler dzmek ve kendini ona uyarlamakla yetiniyor. Teorik abadan byle bir kan ve kitlelerle geici bir atmann (aktif teo rik dnce bunu gerektirebilir) sadece kitleleri daha krletirdiini ve gszletirdiini grmyor. Oysa onun dncesi de kitlelerin geli mesinde eletirel, ilerletici bir etken olmalyd."59 Bu uzun alntda Horkheimerin Lukacs'taki "atfedilen nesnel snf bilinci kavramna yaklat dnlebilir. Yanl olur. Buradaki anah tar kavram, toplumun "saydam olmay" (insan bilinci karsndaki kapall, dnce geirmezlii) ve toplumsal yapnn "farkllamas", karmakldr. Proletaryann gruplara ve bireylere blnmesine yol aan ve bir "kolektif zne"nin olumasn nleyen bu karmaklk,
59. Critical Theory, s. 211-214.

50 AKIL TUTULMASI

pratikle teorinin gittike birbirinden uzaklamas demektir. Oysa Lukacs'n kavram zneyle-nesnenin zdelii (znenin nesneyi tam ola rak bilmesi, kavramas) anlamna gelir. Horkheimer, akln eski grevinden istifasn nermez, tam tersine: bugnk gereklik negatiflii koruduu lde, daha pozitif, daha in sanca bir gelecek dncesi de canlln koruyacaktr. Ama bu dn ceyle gereklemesi arasndaki gedii kapamak, varolan koullarda mmkn grnmemektedir. Sava baladktan sonra, Enstit bir duraklama dnemi geirir. Horkheimer'in bu ksa dnemden sonra, Benjaminin ansna hazrlanan derlemeye (1942) gnderdii "Otoriter Devlet" adl yaz, btn almalar iinde ender grlen bir devrimci gerilim ann temsil eder. Yaznn balam, gerek Dou'da gerekse Bat'da tm dzenlerin otoriter bir devlet kapitalizmine getiini ne sren Pollock'un balatt tartmadr. Pollock (ve baka bakmlardan ona kar olan Neumann ve Kirchheimer), bu koullarda tek somut seenein, henz oulcu siya sal kabuu atmam olan lkelerde demokratik reform olduunu ne srer. Horkheimer: "Hibir ekonomik ya da hukuki nlem deil, ancak ynetilenlerin kendi iradeleri demokratiklemeye yol aabilir... Bunun baarl olup olmayacan kestirmek mmkn deildir, bu yzden ke sin bir pratik plan da oluturulamaz. Tarihte geri alnamayacak eyler sadece ktlklerdir: gerekletirilmemi imknlar, karlm frsatlar, hukuksal ya da hukuk d cinayetler ve iktidardakilerin insanla yapt ktlkler. Bunlar telafi edilemez. Ama br, br alternatif her zaman bir tehlikedir... Otoriter devletin btn biimleri baskc dr... Bunalmlarn szm ona kaybolmasna karn, uyum da yoktur. Artk-deer kr biiminde emilmese bile, hl odak noktasdr... Faist ynetimde herkes dnde Hitleri ldrdn gryor ve sonra da Faist yrylere katlyor. Eer insanlar bir kez artk yrmemeye karar verecek olurlarsa, dlerinin gerek olduunu grecekler. u ok laf edilen kitlelerin siyasal haml, parti brokratlarnn arkasna snd bu mazeret, gerekte nderlie kar duyulan kukudan baka birey deildir. Kitleler onlar zaman zaman dar arp sonra da ev lerine geri gnderen stelik zaferden sonra bile bunu yapan- kiilerden bekleyecek bireyleri olmadm renmilerdir. Fransz Devrimi srasnda, kitlelerin Robespierrein mi yoksa Barras'n m ikti-

NSZ 51

darda olduu sorusuna kaytszlamalar be yl almt... Siyasal irade nin toplumu deitirerek kendi hayatlarn deitirdiini yaayarak grrlerse, kitlelerin ataleti de kaybolur. Bu tr atalet, kapitalizmin btn evrelerindeki zelliidir.... Alttaki milyonlar, kapitalizmin eitli evrelerinin ayn sisteme dahil olduunu yaayarak renirler. Otoriter ya da liberal, toplum onlar iin alk, polis kontrol ve askere yazlma anlamna gelmektedir... Aslnda onlara hl umut veren olaslk da btnsel devletiliktir (SSCB'nin plan ekonomisi-.n.), nk daha iyi bireyler olduunu dndrmektedir onlara ve umut da ataleti sarsan bir etkendir. Bir geisel devrimci diktatrlk kavramyla kastedilen, retim aralarnn u ya da bu yeni sekinlerin tekeline gemesi deildi, kesinlikle. Byle tehlikelere halkn kendi enerjisi ve uyanklyla kar konulabilir... Yeni topluma yolunu gsterecek olan teorik kavram ii konseyleri sistemi praksisten doar. Kon sey sisteminin kkleri 1871'e, 1905'e ve baka olaylara gider. Devrim ci dnmn bir gelenei vardr, bu devam etmelidir... Diyalektik, gelimeyle zde deildir. Toplumsal devrim kavram, iki eliik n kendi iinde birletirir: devlet kontrolne gei ve ondan kurtulu. Devrim, kitlelerin kendiliinden eylemi olmasa da zaten gerekleecek olan gerekletirir: retim aralarnn toplumsallamas ve retimin planl ynetimi... Ama ayn zamanda, direnme olmadan, srekli olarak zgrl glendirme abalan olmadan gerekleemeyecek olan da gerekletirir: smrnn sonu. Byle bir sonu, ilerlemenin hzland rlmas deil, ilerleme boyutunun dna niteliksel bir sraytr. Ras yonel olan hibir zaman tam olarak hesaplanamaz: tarihsel diyalektikte hep snfl toplumdan kopu olarak dnlmtr... nsanca bir dnya dzenini dnen kimse, nihai bir yarg organna, varolan ya da gele cekteki bir gce danamaz. ktidar bir kez ele geirdikten sonra onun la ne 'yapabileceimiz' sorusu, kitle partisinin brokratlar iin bir za manlar ok anlaml olan bu soru, iktidar sahiplerine kar mcadelede anlamn yitirir. Bu soru, yok olmas gereken eyin sreceini varsay maktadr: bakalarnn emei zerinde tasarruf yetkisi... Snfsz bir de mokraside planlar zorla ya da rutin sonucunda kabul ettirilemez, zgr anlamayla belirlenmelidir... Bir zamanlar topyann eletirilmesi, onun iindeki zgrlk dncesinin gereklemesine hizmet ediyordu. Bugn topyacla amur atlyor nk kimse onun gereklemesini

52 AKIL TUTULMASI

istemiyor... Otoriter devletin dmanlarnn bile zgrl tasarlayamamas, iletiimin yok olduunu gsterir. nsann iinde kendi arzu larn bulamad, tutkularn davuramad bir dil, yabanc bir dil dir... Eer liberalizme geri dn yoksa, deniliyor bugn, doru faali yet olarak geriye kalan, devlet kapitalizminin geniletilmesi ve daha ileri biimlere ulatrlmasdr. lerlemenin avantajlarn ve baarnn gvenliini sunacaktr bu... Buna gre, proletarya kendi devrimini yapmad srece, onun ve teorisyenlerinin nnde, Dnya Ruhu'nun izdii seyri izlemekten baka yol yoktur. Byle dnceler, ki hi az da deildir, karlatmz dncelerin ne en aptalcasdr ne de en onursuzu. u kadarn kesin olarak biliyoruz: eski serbest teebbse geri dnlmesiyle birlikte btn bu vahet yeni bir ynetim altnda yeniden balayacaktr."60 Sonra Horkheimer, "nsanlar gerekte yaptklarndan, dndkle rinden ve hissettiklerinden daha iyidirler" noktasna dnen Akl Tutulmas'nda. Belki de en dorusu budur. Yukardaki pasajn heyecann srdrmek de Adorno'ya kalr. Ama artk devrimci dnm perspektifi ufkun dnda kalan, kendisi deil nesneler zerindeki donuk yanss grlen yitik bir k olmutur. Adorno, Anton Webernin Beethoven ve Mahler'e yaptn "Otoriter Devlet"e yapar: deien koullarda eski gerilimi koruyabilmek, saklayabilmek iin iyice ksaltr onu: Webern'in 1,5 dakikalk senfonileri gibi, gemiin hem artk varolmad n hem de orada durduunu hissettiren ksack pasajlara, tek cmlelere indirir. Ama bu bir odada yaplabilir ancak: bu arada darda olup biten baz eyleri de grmemi olabilir. Ne ok grlt ettik. Bir dncenin sonu kadar bir balangc ve gelimesi de olduunu ve her zaman farkl sonlara varlabileceini gstermeye niyetlenmitik. Zorunlu muydu? Kitap duruyor. Sessiz bir yer, imdi. ORHAN KOAK

60. Horkheimer, "The Authoritarian State", The Essantial... s. 102-117.

ARALAR VE AMALAR

Sradan insandan akl teriminin anlamn aklamasn isteyin: he men her zaman bir duraksamayla, skntl bir aresizlikle karlars nz. Bunu, szlerle anlatlamayacak kadar derin bir seziin ya da etrefil bir dncenin belirtisi saymak yanl olur. Bu tepkiyi gsteren insan, aslnda uzun uzadya dnlecek birey olmadna, akl kavramnn zaten kendi kendini akladna ve sorunun da gereksiz olduuna inan maktadr. Gene de ak bir cevap vermesi iin sktrldnda, akla uygun eylerin yararl eyler olduunu ve her akla uygun insann da kendisine neyin yararl olduunu bilmesi gerektiini syleyecektir. Evet, yasalar, adetler ve gelenekler kadar, her durumun kendine zg koullar da dikkate alnmaldr elbet. Ama akla uygun davranlar sonuta mmkn klan kuvvet, zgl ierik ne olursa olsun, snflan drma, karsama ve tmdengelme yeteneidir: dnme aygtnn so yut ileyii. Bu tr akla, znel akl ad verilebilir; esas olarak, aralar ve amalarla ilgilidir; az ok batan kabul edilmi amalara ulamak iin seilen aralarn yeterli olup olmad zerinde durur. Amalarn kendilerinin de akla uygun olup olmad sorusunu bir yana brakm tr. Amalarla ilgilenecek olduunda da, daha batan, bunlarn da znel anlamda akla uygun olduunu, yani znenin varln (bu, bireyin varl da olabilir, bireyin hayatnn bal olduu topluluun varl da) srdrmesine hizmet ettiklerini kabul eder. Bir hedefin herhangi bir znel kazan ya da kardan bamsz olarak, kendi bana tadn sezdiimiz erdemleriyle akla uygun olabilecei dncesi, znel akla tmyle yabancdr; en yakn faydac deerlerin tesine geip, kendini toplumsal dzenin btnyle ilgili dncelere adadnda bile byledir bu. Bu akl tanm ne kadar masum ya da yzeysel grnrse grnsn, Bat dncesinde son yzyllarda meydana gelen derin bir deimenin

56 AKIL TUTULMASI

belirtisidir. nk uzun bir sre boyunca, akl konusunda, bunun tam kart olan bir gr geerliydi. Bu gr, akl yalnz bireyin zihninde deil, nesnel dnyada da, yani insanlararas ve snflararas ilikilerde, toplumsal kurumlarda, doada ve doann grnlerinde de varolan bir kuvvet olarak gryordu. Platon'un ve Aristoteles'in felsefeleri, sko lastik dnce ve Alman idealizmi gibi byk felsefi sistemler, nesnel bir akl teorisi zerine kurulmutu. Bu gr, insan ve amalar da iinde olmak zere btn varlklar kapsayan bir sistem ya da bir hiye rari oluturmay amalyordu. Bir insann hayatnn akla uygunluk derecesini belirleyen, bu btnlkle arasndaki uyumdu. Bireysel d nce ve davranlarn lt, sadece insan ve amalan deil, bu bt nn nesnel yaps olacakt. Bu akl kavram, znel akl darda brak myor, ama onu evrensel bir rasyonelliin ksmi, snrl bir ifadesi ola rak gryordu. Hereyin lt, bu evrensel rasyonellikten karlma lyd. Arlk aralarda deil, amalardayd. Bu dnce geleneinin balca amac, felsefeye gre "akla uygun" olann nesnel yapsn, zkar ve varl koruma amalar da iinde olmak zere insan varolu uyla uzlatrmakt. rnein Platon, Devlet adl yaptnda, nesnel akla gre yaayan insann ayn zamanda baarl ve mutlu bir hayat srece ini de kantlamaya alr. Nesnel akl kuramnn odak noktas, dav ranlarla amalarn birbirine uydurulmas deil, bugn bize olduka mitolojik grnebilecek baz kavramlardr: szgelimi, en byk iyilik, insann kaderi ve en yksek amalarn gerekleme biimi gibi dnceler. Akln gerekliin yapsnda bulunan bir ilke olduunu ne sren bu teoriyle, akln sadece insan zihnindeki znel bir yeti olduunu belirten doktrin arasnda ok temel bir farkllk vardr. kinci doktrine gre, an cak znede gerek anlamda akl bulunabilir: bir kurumun ya da bir baka gerekliin akla uygun olduunu sylediimizde, genellikle an latmak istediimiz, insanlarn onu akla uygun olarak dzenledii ve kendi mantksal, hesaplayc yetilerini ona uygulam olduklardr. znel akln, eninde sonunda, olaslklar hesaplama ve bylece belli bir amaca uygun aralar bulma yetenei olduu grlr. Bu tanm, birok nl filozofun, zellikle de John Locke'la balayan ngiliz fel sefesinin ortaya koyduu dncelere uygun grnmektedir. Kukusuz, Locke, ayn kategoriye girebilecek baka zihinsel ilevleri, rnein an

ARALAR VE AMALAR 57

lama ve teorik dnme yetilerini de unutmamtr. Ama bu ilevlerin de aralarla amalarn denkletirilmesine hizmet ettii bellidir; bilimin toplumsal grevi ve bir bakma, teorinin toplumsal retim srecindeki varlk nedeni de bu denkletirmede yatmaktadr. znelci gr asndan, "akl", bir eylemi deil de bir nesneyi ya da bir dnceyi anlatmak iin kullanldnda, sz konusu olan bu nesnenin ya da kavramn kendisi deil, sadece belli bir amala ban tsdr. Anlatlmak istenen, bu nesnenin ya da dncenin baka bir ey iin iyi olduudur. Kendi bana akla uygun olan bir ama yoktur ve akl asndan bir amacn brne olan stnln tartmak an lamszdr. znel yaklam asndan, byle bir tartma, ancak her iki amacn da daha yksek bir nc amaca hizmet etmesi, yani ama deil ara olmalar halinde mmkndr.1 Bu iki akl kavram arasndaki iliki sadece bir kartlk ilikisi deildir. Tarihsel olarak, akln hem znel hem de nesnel ynleri bandan beri varolmutur ve birincinin kinciye egemen oluu uzun bir srecin sonunda gereklemitir. Logos ya da ratio terimlerinde tad asl anlamyla akl, her zaman zneyle, onun dnme yeti siyle bantlyd. Akl adlandrmak iin kullanlan btn terimler znel ifadelerdi; rnekse, Yunanca'daki akl terimi, "konumak" an lamna gelen ve bu anlamda znel bir yetiyi, konuma yetisini ad landrmak iin kullanlan szckten tremiti. Hurafeleri rten eletirel g, dnme yetiiydi; znel bir yeti. Ama akl mitolojiyi sahte nesnellik, yani znel bir yarat olarak reddederken, yeterli oldu unu kabul ettii baz kavramlar kullanmak zorundayd. Bylece her
1. Akln bu tanmyla nesnelci anlay arasndaki fark, bir lde, Max Weber oku lundaki ilevsel ve tzsel rasyonellikler arasndaki fark andrmaktadr. Ne var ki, Max Weber znelci akma ylesine bal kalmtr ki, herhangi bir rasyonel lik kavramn, hatta bir amacn brnden ayrt edilmesini salayacak bir "tzsel' rasyonellii bile dnce ufkunun dnda brakmtr. Eer drtlerimiz, niyetlerimiz ve sonunda da kararlarmz nsel olarak akldysa, tzsel akl da sadece bir denkletirme arac haline gelir ve dolaysyla znde "ilevselleir". Weber ve izleyicilerinin, bilginin brokratiklemesi ve tekellemesiyle ilgili gzlemleri, nesnel akldan znel akla geiin toplumsal boyutunu nemli lde aydnlatmsa da (bkz. Karl Mannheim, Man and Society, Londra 1940), Max Weber'in felsefesinde rasyonel bilgi ve eylem imknlar konusundaki ktmserlik (bkz. "Wissenschaft als Beruf', Gesammelte Aufsaetze zur Wissens chaftslehre, Tbingen 1922), felsefe ve bilimin, insann amacn tanmlama abasna srt evirmesinin balangcdr.

58 AKIL TUTULMASI

zaman kendisine zg bir nesnellik gelitiriyordu. Yldz mitolojisin den domu olan Pitagoras'n saylar kuram, Platonizm'de, dncenin en yksek ieriini mutlak bir nesnellik olarak tanmlayan idealar ku ramna dnmt; dncenin nihai ierii olan bu mutlak nesnel idealar, dnme yetisiyle ilgili olmakla birlikte, onun tesinde yer alyorlard. Akln bugnk bunalmnn temelinde, dncenin belli bir noktadan sonra byle bir nesnellii ya hi kavrayamamas ya da bir sanr olarak reddetmesi yatmaktadr. Bu sre giderek btn rasyonel kavramlara yaylm, sonunda hibir gereklik kendi bana akla uygun olarak grlemez olmutur; ierikleri boalan btn temel kavramlar biimsel kabuklara dnmtr. Akl znelleirken, biimsellemektedir de.2 Akln biimsellemesinin hemen grlemeyen teorik ve pratik bo yutlar vardr. znelci gr geerli olunca, dnce de herhangi bir amacn kendi iinde deerli olup olmadn belirleyemez olur. lk lerin benimsenebilirlii, eylem ve inanlarmzn ltleri, ahlak ve siyasetin temel ilkeleri ve btn nemli kararlarmz, akln dndaki etmenlere bal duruma gelir. Bunlarn eilimlerin, mizalarn sonucu olduu kabul edilir; pratik, ahlaki ya da estetik kararlarda doruluktan sz etmek anlamszlar. znelciler arasndaki en nesnelci dnrler den biri olan Russella gre "olgusal bir yargnn doru' olma gibi bir zellii bulunabilir; byle bir yargnn doru olup olmamas, insan larn onunla ilgili dncelerine bal deildir, ama bir ahlaksal yargda doruluk ile karlatrlabilecek zelliin bulunup bulunma mas diye bir sorun olamaz. Kabul edilmeli ki, bu durum, ahlak, bi limden ok farkl bir kategoriye sokmaktadr".3 Ama Russell byle bir teorinin karaca glklerin de farkndadr. " tutarll olmayan bir sistemin tad yanllar, tutarl bir sistemin yanllarndan daha az olabilir."4 "En temel ahlaksal deerlerin znel olduunu"5 ne sren felsefesine karn, insan eylemlerinin nesnel ahlaki nitelikleriyle bizim bunlar alglaymz arasnda bir ayrm yapar gibidir: "Korkun olan
2. znelleme ve biimselleme terimleri, birok ynden farkl anlamlar tasalar da, bu kitap boyunca hemen hemen ayn anlamda kullanlacaktr. 3. "Reply to Criticisms", The Philosophy of Berlrand Russell, Chicago 1944, s. 723. 4. A.g.y., s. 720. 5. A.g.y.

ARALAR VE AMALAR 59

korkun olarak greceim." Tutarsz olma cesareti vardr Russell'da, kendi anti-diyalektik mantnn baz ynlerinden uzaklaabilmekte ve bylece ayn zamanda hem bir filozof hem de bir hmanist olarak kala bilmektedir. Eer kendi bilimci teorisine tam bal kalsayd, korkun eylemler ve insanlk d durumlar diye birey olmadn ve grd ktlklerin birer yanlsama olduunu kabullenmek durumunda kalrd. Bu trden teorilere gre, dnce, iyi ya da kt herhangi bir ey leme hizmet edebilir. Toplumdaki btn eylemler iin bir aratr o, ama toplumsal ve bireysel yaamn dzenini kendisi belirlemeye kalk mamaldr: bu, baka gler tarafndan belirlenecektir. Gerek bilimsel gerekse gnlk kullanmda, akl genel olarak zihnin egdm yetisi olarak grlmektedir; bu yeti, sistemli olarak kullanlarak ve nndeki engeller, rnein bilinli ya da bilinsiz duygular kaldrlarak gelitiri lebilir ve etkinlii artrlabilir. Toplumsal gereklii yneten g hibir zaman gerek anlamyla akl deildi; ama bugn akln her trl zgl eilim ya da tercihten arndrlmas, artk onun insan eylemleri ve hayat tarzlar hakknda bir yargda bulunma grevine bile srt evirdii bir noktaya ulamtr. Akl, bu grevini, dnyamz fiilen teslim alma benzeyen atan karlara devretmitir. Akln bu ikincil konuma itiliiyle, burjuva uygarlnn ncleri nin, ykselen orta snfn ruhsal ve siyasal temsilcilerinin dnceleri arasnda belirgin bir kartlk vardr. Onlar insan davranlarnda akla ok nemli bir yer veriyorlard, belki de en nemli yeri. Basiretli bir yasa koyucu, onlara gre, akla uygun yasalar karand; i ve d poli tikalar akla uygunluk dereceleriyle deerlendiriliyordu. Akln btn ter cihlerimizi ve baka insanlarla ve doayla ilikilerimizi dzenledii dnlyordu. Bir varlk olarak grlyordu akl, her insanda yaayan bir ruhsal g olarak. Bu g, en yksek hakemdi, hatta daha fazlas: hayatmz adayacamz dncelerin ve nesnelerin ardndaki yaratc g. Bugn, bir trafik mahkemesine arldmzda, yarg size arabay akllca kullanp kullanmadnz sorar. Aslnda bunun anlam udur: Kendinizin ve bakalarnn hayatn ve mlkn korumak ve yasaya uymak iin elinizden gelen hereyi yaptnz m? Yarg, bu deerlere sayg gsterilmesi gerektiini varsaymaktadr. renmek istedii nok ta sadece davrannzn bu genel olarak benimsenmi standartlar

60 AKIL TUTULMASI

asndan yeterli olup olmaddr. ou zaman, akll olmak inat ol mamak anlamna gelir; bu da varolan gereklie uymak demektir. Uyum ilkesi batan kabullenilmitir. Akl kavram doduunda, ama larla aralar arasndaki ilikinin dzenlenmesinin tesinde bir ey bek leniyordu ondan; amalar anlamak, hatta belirlemek iin bir yntem olarak grlyordu. Sokrates, topluluunun ve lkesinin en kutsal, en kkl dncelerini daimon'un* eletirisinden, ya da Platon'un dedii gibi, diyalektik dncenin eletirisinden geirdii iin ld. Bunu ya parken, hem ideolojik tutuculua hem de ilericilik maskesi ardnda giz lenen ama gerekte kiisel ve mesleki karlara baml olan grecilie kar savayordu. Baka bir deyile, teki Sofistler tarafndan ne srlen znel, biimsel akla kar savayordu. Yunan'n kutsal ge leneini, Atina'nn hayat tarzn sarsm ve bylece ok farkl bireysel ve toplumsal hayat biimlerine zemin hazrlamt. Evrensel kavray anlamnda akln, inanlar belirlemesi, insanla insan ve doayla insan arasndaki ilikileri dzenlemesi gerektiini dnyordu. Sokrates'in doktrini, iyinin ve ktnn son yargc olarak zne kav ramnn felsefi kayna olarak grlebilir belki, ama yine de o, akldan ve akln yarglarndan gereklii olmayan isimler ve uzlamlar (kon vansiyonlar) olarak deil, nesnelerin gerek doasn yanstan ilkeler olarak sz etmiti. retisi ne kadar negativist olursa olsun, yine de mutlak doru dncesini ieriyordu ve nesnel kavray olarak, ner deyse tanrsal bir aklama olarak ne srlyordu. Sokrates'in daimon'u belki teki tanrlardan daha ruhsal bir tanryd, ama daha az gerek deildi. Daimon ad, yaayan bir gc belirtiyordu. Platon'un felsefesinde, Sokrates'teki sezgi (grleme) gc ya da vicdan, bireysel znenin iindeki bu yeni tanr, Yunan mitolojisindeki rakiplerini taht tan indirmi, en azndan dnme uratmtr. Tanrlar, idealara dnmtr artk. Ama bu idealarn, znelci idealizme uygun olarak znenin kendi rnleri olmas, znenin duyumlarna benzer rnler ya da ierikler olmalar sz konusu deildir. Tam tersine, eski tanrlarn baz imtiyazlarna hl sahiptir idealar: insanlardan daha yksek ve daha soylu bir dzlemde dururlar, birer modeldirler, lmszdrler. Ayn zamanda, daimon da ruha dnmtr ve ruh da idealar alglaya* Eski Yunan dncesinde, tanrsal etkinlikleri olan g. mitolojinin kiilemi tanrlarnn dnda kalan,

ARALAR VE AMALAR 61

bilen gzdr. Dorunun grlmesi olarak ortaya koyar kendini, birey sel znenin eylerin ebedi dzeni alglayabilme ve bylece zamana bal dzende de izlenecek doru izgiyi grebilme yetenei olarak so mutlar. yleyse nesnel akl terimi, bir yandan, gerekliin iinde varolan bir yapya iaret eder; bu yap, her zgl durumda bizi teorik ya da pra tik dzeyde belirli bir davranta bulunmaya arr. Diyalektik dn me abasna girebilen, ya da ayn anlamda, eros yetisine sahip olan herkes bu yapy kefedebilir. te yandan, nesnel akl terimi, bu abann kendisini ve bu trden bir yapy yanstma yeteneini de belir tebilir. Baz durumlar vardr, znenin karlarndan olduka bamsz olarak, srf kendi zelliklerinden tr, onu, zneyi, belirli bir eylem de bulunmaya arrlar; herkes karlamtr byle durumlarla: boul mak zere olan bir ocuk ya da bir hayvan, a kalm bir insan toplu luu, hasta bir kii, vb. Bu durumlarn her biri, kendine zg bir dille konumaktadr sanki. Ama bunlar gerekliin sadece belirli dilimleri olduu iin, hepsinin grmezden gelinmesi de gerekebilir: nk daha kapsayc, daha genel durumlar vardr ve bunlar da kiisel karlardan ayn lde bamsz olarak baka baz eylemleri gerektirmektedir. Nesnel akla dayal felsefi sistemler, hereyi kapsayan ya da temelde yatan bir varlk yapsnn bulunabilecei ve buradan bir insan hedefi kavramnn karlabilecei inancn ieriyordu. Bu sistemlere gre, gerek bilim, bu tr dnce ya da speklasyonlarn uygulamaya geiriliiydi. Bilgimizin nesnel temelini dzensiz bir veriler kar gaasna indirgeyen ve bilimsel almalarmz da sadece bu verilerin dzenlenmesi, snflandrlmas ya da hesap ilemlerinden geirilmesi olarak tanmlayan her tr epistemolojiye karydlar. znel akla gre bilimin balca ilevini oluturan bu trden ilemler, klasik nesnel akl sistemlerine gre, speklasyonun yannda ikincil konumdadrlar. Nesnel akl, geleneksel dinin yerine yntemsel felsefi dnce ve kav ray geirmeye ve bylece bal bana bir gelenek kayna olmaya ynelir. Mitolojiye kar giritii saldr belki znel aklnkinden de ciddidir: znel akl, btn soyutluk ve biimselliiyle, biri bilim ve felsefeye teki kurumsal mitolojiye zg olan iki ayr parantez amakta ve bylece her ikisini de tanmakta, bu yzden de dine kar giriilmi mcadeleden kamaktadr. Nesnel akl felsefesi iin byle

62 AKIL TUTULMASI

bir k yolu yoktur. Nesnel doru kavramna bal olduu iin, bu felsefe, yerleik dinin ierii karsnda olumlu ya da olumsuz bir tu tum almak zorundadr. Bu yzden, toplumsal inanlarn nesnel akl asndan eletirisi, znel akln eletirisinden ok daha iddialdr ba zen daha dolayl ve daha az saldrgan olsa da. Yeni ada akl kendi nesnel ieriini yok etme eilimi iine gir mitir. Evet, 16. yzylda Fransa'da en stn g olarak akl tarafndan ynetilen bir hayat anlay yeniden ileri srlmt. Montaigne bunu bireysel hayata, Bodin uluslarn hayatna uygulam, De l'Hpital de siyasette uygulamt. Yazlarndaki baz kukucu blmlere karn, bu dnrlerin almalar, dinin yerine en yksek zihinsel otorite ola rak akln geirilmesine katkda bulunmutu. Ancak o tarihte akl yeni bir yananlam daha kazand, en gelimi anlatmn Fransz edebi yatnda bulan ve gnlk dilde bugn de bir lde srp giden bir ya nanlam: akl, uzlamac bir tutum anlamnda da kullanlmaya baland. Ortaa kilisesinin gcn yitirmesiyle birlikte kart siyasal eilim lerin atma alan haline gelmi olan dinsel farkllklar ok ciddiye alnmaz oldu; hibir inan ya da ideoloji, lm pahasna savunulacak kadar deerli grnmyordu artk. Bu akl kavram kukusuz dinsel doru kavramndan daha insancayd, ama ayn zamanda daha zayf, ege men karlarca daha kolay ekip evrilebilen, varolan gereklie daha kolay uyarlanabilen bir kavramd ve bu yzden de daha bandan beri "akld" olana teslim olma tehlikesine akt. Akl artk dinsel doktrin iindeki tartmalarn kendi bana anlam olmadn ileri sren ve bunlara eitli siyasal hiziplerin sloganlar ya da propaganda malzemesi olarak bakan bilginlerin, devlet adamlarnn ve hmanistlerin gr asnn adyd. Hmanistlere gre, belli siya sal snrlar iinde ve ayn hkmet altnda yaayan ama farkl dinlere bal insanlar arasnda temelde bir ayrlk yoktu. Bu hkmetin sadece laik grevleri vard. Amac, Luther'in dnd gibi, insanlarn had dini bildirmek, onlar disiplin altna almak deil, ticaret ve sanayi iin elverili koullar yaratmak, yasa ve dzeni yerletirmek, yurttalara ierde huzur, darda gvenlik salamakt. Bireye ilikin olarak akl siyasette hkmran devletin oynad roln aynsn oynuyordu: insan larn refah iin urayor, yobazla ve i savaa kar kyordu. Akln dinden ayrlmas, sonradan Aydnlanma felsefesinde daha iyi

ARALAR VE AMALAR 63

grlecei gibi, akln nesnel yannn zayflamasnda ve biimsellemesinde yeni ve daha ileri bir adm oldu. Yine de 17. yzylda akln nes nel yan hl basknd, nk rasyonalist felsefenin asl abas, hi deilse toplumun ayrcalkl kesimi iin, daha nce dine ait olan zihin sel ilevi yerine getirecek bir insan ve doa doktrini oluturmakt. Rnesans'tan beri insanlar, en yksek hedef ve deerlerinin bir ruhsal otorite tarafndan belirlenmesine kar karak, teoloji kadar kapsaml olacak bir doktrini tmyle kendileri yaratmak iin almlard. Fel sefe, nesnelerin gerek doasn ve doru yaama yolunu yanstan akln ieriini ortaya karmak, aklamak ve gelitirmek demekti. rnekse Spinoza, gerekliin zn, basz ve sonsuz evrenin uyumlu yapsn bize aan bir kavrayn, zorunlu olarak bir evren sevgisini uyandracan dnyordu. Ona gre, ahlaki davran tmyle byle bir doa bilgisinin sonucuydu tpk bir insana olan ballmzn, onun bykln ya da dehasn bilmemizin sonucu olmas gibi. Spinoza'ya gre, gereklik hakkndaki bilgimiz yeterince derinletikten sonra, Logos'tan baka birey olmayan bu evrene duyduumuz akn dndaki btn korkular ve kk tutkular da silinip gidecekti. Gemiin baka byk rasyonalist sistemleri de akln kendini nes nelerin doasnda grp tanyacan ve doru insan davranlarnn byle bir kavraytan doduunu vurgularlar. Bu doru davran her bi rey iin ayn deildir, nk her birinin durumu benzersizdir. Corafi ve tarihsel farklar vardr, ya, cinsiyet, beceri, toplumsal konum fark lar. Yine de, bu kavray evrenseldir; nk doru davranla olan mantksal bants, zek sahibi olan her birey iin teorik olarak apaktr. Akl felsefesine gre, kleletirilmi bir halkn aclarnn kavran, gen bir adam bu halkn kurtuluu iin savamaya ynel tebilir ama babasna da evinde kalp topran ileme hakkn verir. Sonularndaki bu farkllklara karn, sz konusu kavrayn mantk sal niteliinin genel olarak tm insanlar tarafndan anlalabildii ka bul edilmektedir. Rasyonalist felsefe sistemlerine balanan insanlarn says dine inananlarnki kadar byk olmasa da, gerekliin anlamn ve kanlmaz ln saptama ve herkes iin balayc dorular ortaya koyma abas olarak bu felsefeler de olduka geni bir yanda kesimi toplamt. Rasyonalizmin kurucularna gre, lumen naturale'nin, yani doal kav

64 AKIL TUTULMASI

rayn ya da akl nn yaratla nfuz etme gc yle bykt ki, bize insan hayatn hem d dnyadaki hem de insann kendi iindeki doayla uyumlandrma imknn veriyordu. Rasyonalistler, Tanr'ya sahip kyor, ama gnlk hayat belirleyen bir tanrsal irade kav ramna kar kyorlard; insann kuramsal bilgi ve pratik kararlar asndan herhangi bir lumen supranaturale'ye (Lat., doast k-n.) ihtiyac yoktu. Geleneksel dini dorudan karsna alan, duyumcu epis temolojiler deil, rasyonalistlerin speklatif evren tasarmlaryd (yani, Telesio deil Giordano Bruno'ydu, Locke deil Spinoza'yd), nk metafzikilerin entelektel kurgular, Tanr, yaratl ve hayatn anlam doktrinleriyle deneyimcilerin kuramlarndan ok daha youn biimde ilgiliydi. Rasyonalist felsefe ve siyaset sistemlerinde Hristiyan ahlak laikletirilmiti. Bireysel ve toplumsal faaliyetlerin yneldii amalar, insan aklnda baz doutan idealarn ya da doruluu apak grlerin (sezgilerin) bulunduu varsaymndan hareketle elde ediliyor ve bylece nesnel doru kavramna balanyordu; ancak, bu doru, dnce srecinin kendi imkn ve snrlarnn dnda kalan herhangi bir dog mann gvencesi altnda deildi artk. Ne kilise ne de ykselen felsefi sistemler, bilgelii, ahlak, dini ve siyaseti birbirinden ayryordu. Ama btn insan inanlarnn ortak bir Hristiyan ontolojisine daya nan bu temelli birlii giderek atrdamaya balad ve Montaigne gibi nc burjuva ideologlarnda belirgin olan ama sonradan rasyonalist metafizik tarafndan geici olarak geri plana itilen greci (rlativist) eilimler btn kltrel faaliyetlerde egemen oldu. Kukusuz, yukarda da belirtildii gibi, felsefe dinin yerini almaya baladnda, nesnel doruluu ortadan kaldrma gibi bir niyeti yoktu, sadece rasyonel bir temel kazandrmaya alyordu ona. Metafizikilerin grd bask ve eziyetin temel nedeni, mutlak'n niteliiyle il gili tartmalar deildi. Asl sorun, nihai doruyu belirleyecek ve or taya koyacak olan gcn vahiy mi yoksa akl m, teoloji mi yoksa fel sefe mi olduu noktasnda dmleniyordu. Nasl kilise, dinin insanlara dnyann yaratln, yaratln amacn ve doru davran yolunu retme imknn, hakkn ve devini kendine saklyorsa, felsefe de akln nesnelerin doasn kefetme ve bu bilgiden doru davran kural larn retme imknn, hakkn ve devini kendine saklyordu. Katolik

ARALAR VE AMALAR 65

dini ile Avrupa rasyonalizmi, hakknda byle bir bilgi edinilebilecek bir gerekliin varl konusunda tam bir anlama iindeydiler; byle bir gereklik varsaym, aralarndaki atmann yer ald ortak zemin di. Bu varsaym kabullenmeyen iki dnce akm vard: deus absconditus (saklanm tanr) kavramyla Protestanlk ile, metafiziin sadece sahte sorunlarla uratn nceleri rtk sonralar da ak olarak ne sren ampirizm. Oysa Katolik kilisesinin felsefeye kar olma nedeni de, yeni metafizik sistemlerinin, insann dinsel ve ahlaki kararlarn belirleyebilecek bir kavrayn olabileceini ne srmesiydi. Sonunda, dinle felsefe arasndaki aktif atma bir "kilitlenme" nok tasna vard; artk, birbirinden farkl kltr dallar olarak grlyorlard. nsanlar, dinin de felsefenin de kendilerine ayrlm kltrel blmelerde kendi hayatlarn yaad ve birbirlerini hogryle karlad dn cesine gittike daha ok altlar. Dinin birok kltrel deerden sadece biri durumuna indirgenmesi ve hadm edilmesi, nesnel doruyu ierdii yolundaki "btnc" iddiayla eliiyor ve onu etkisizletiriyordu. Dine gsterilen sayg yzeyde srp gitse de, bu etkisizleme, dinin ruhsal nesnelliin tek zemini olma zelliinin yok edilmesine ve sonuta da dinsel vahiyin mutlakl dncesinden doan byle bir nesnellik kavramnn ortadan kaldrlmasna yol at. Gerekte, atmann bu grnte bar zm, hem felsefenin hem de dinin ieriini derinden etkilemitir. Aydnlanma filozoflar dine akl adna saldryorlard; sonuta ldrdkleri, kendi abalarnn g kayna olan metafizik ve nesnel akl kavram oldu. Gerekliin doasn alglama ve hayatmza yn verecek ilkeleri belirleme arac olarak akl kavram bir yana atlmt. Speklasyon metafizikle ean lamlyd, metafizik de mitoloji ve hurafeyle. Eski Yunan'daki balan gcndan bugne kadar akln ya da aydnlanmann tarihi, akl szc nn bile mitolojik bir arm tad bir durumla sonulanmtr. Ahlaki ve dinsel bir kavray etmeni olarak akl kendini yok etmitir. Ayn anda hem nominalizmin* yasal evlad, hem Protestan sofusu, hem de pozitivist aydnlatc olan Piskopos Berkeley, iki yzyl nce, "genel bir kavram" kavram da iinde olmak zere, bu trden genel
* Nominalizm: Kavramlarn gerek varlklar olduunu ileri sren gerekilie kar, bunlarn yalnzca birer isim olduunu savunan felsefeler.

66 AKIL TUTULMASI

kavramlara kar bir saldr amt. Kampanya kesin bir baar ka zand. Berkeley, kendi kuramyla ksmen eliki iinde, "zihin", "tin" ve "nede? gibi baz genel kavramlardan vazgemedi. Ama bunlar da modern pozitivizmin babas Hume tarafndan kesin olarak tasfiye edil di. Din, grnte bu gelimeden kazanl kmtr. Akln biimsel lemesi, dini metafizikten ya da felsefi kuramdan gelebilecek saldrlar dan korumaktadr ve bu gvenlik de onu son derece kullanl bir top lumsal alet haline getirmi gibidir. Ama ayn zamanda, dinin bu hadm edilmi, suya sabuna bulamaz durumu, onun gerek znn de, bir zamanlar bilim, sanat ve politika iin ve btn insanlk iin geerli olduu dnlen doruyla olan ilikisinin de yok edilmesi anlamna gelmektedir. Dinin ilkin hizmetkr sonra da dman olan speklatif akln lm, dinin kendisi iin de bir felaket olabilir. Btn bu sonular, burjuva hogr dncesinde tohum halinde vard. Hogr, ikizanlaml bir dncedir: bir yandan, dogmatik oto ritenin ynetiminden kurtulma anlamna gelir; ama te yandan, her trl zihinsel ierie kar bir yanszlk tutumuna yol aar ve bylece onlar grecilie teslim eder. Her kltrel alan, evrensel doruya kar kendi "hkmranln" korumaktadr. Toplumsal iblmnn yaps otomatik olarak tin'in hayatna da aktarlmtr; kltr dnyasndaki bu iblm, evrensel nesnel dorunun yerine, doas gerei greci, biimsel akln geirilmesinin zorunlu sonucudur. Rasyonalist metafiziin siyasal sonular, Amerikan ve Fransz devrimleriyle birlikte ulus kavramnn bir klavuz ilke durumuna geldii on sekizinci yzylda belirginlemiti. Yeni ada bu kavram, insan hayatnda en yksek birey-st gd olarak, dinin yerine aday olmu tur. Ulus, otoritesini vahiyden deil, akldan alr; akl burada, doutan gelen ya da speklasyonla gelitirilen temel kavraylarn toplam ola rak alnmaktadr. Belirli doal hukuk kuramlarnn ve hazc felsefelerin ne karmaya altklar kiisel kar dncesi, bu kavraylardan sadece biri olarak grlyordu: kkleri evrenin nesnel yapsnda yatyordu ve bu yzden de btn bir kategoriler sisteminin bir parasyd. Sanayi anda, kiisel kar dncesi gittike n plana kt ve sonunda toplumun ileyii asndan vazgeilmez grlen teki gdleri bastrd; bu tu

ARALAR VE AMALAR 67

tum, nde gelen dnce okullarnda ve liberal dnemde de tm kamu oyunda egemen oldu. Ama ayn sre, kiisel kar kuramyla ulus dncesi arasndaki elikileri de su yzne kard. O zaman felsefe de, ya bu kuramn anarizme varan sonularn kabullenmek ya da merkantilist dnemde geerli olan doutan idealar kuramna oranla roman tizmin izini ok daha fazla tayan akld bir ulusulua dmek seeneiyle kar karya kald. Soyut kiisel kar ilkesinin, resmi liberal ideolojinin bu temel esinin dnsel emperyalizmi, bu ideolojiyle sanayilemi lkelerin toplumsal koullar arasndaki byyen gedie iaret ediyordu. Bu kopu bir kez kamuoyunda kesinletikten sonra, hibir etkin, rasyonel toplumsal birlik ilkesi kalmaz ortada. nceleri tapnlan ulusal toplu luk (Volksgemeinschaft ) dncesi, sonunda sadece terrle-ayakta tu tulabilir olur. Bu, liberalizmin bir rpda faizme geme eilimini ve liberalizmin ideolojik ve siyasal temsilcilerinin de kendi muarzlaryla uzlamaya yatknln aklamaktadr. Yakn dnemin Avrupa tari hinde rnekleri pek sk bulunabilecek bu eilimin kayna, ekonomik nedenler bir yana, znelci kiisel kar ilkesi ile szde bu ilkenin ifade ettii akl anlay arasndaki i elikide aranmaldr. Balangta, siyasal dzenin nesnel akla dayal somut ilkelerin bir ifadesi olduu dnlyordu; adalet, eitlik, mutluluk, mlkiyet dncelerinin hep sinin akla uygun olduu, akldan doduu ileri srlyordu. Sonradan, akln ierii keyfi olarak bu ieriin sadece bir blmne, onun ilke lerinin sadece birinin erevesine indirgendi; tikel olan, evrensel olann yerine sahip kt. Dnce alanndaki bu elabukluu ve kuvvet gsterisi, siyaset alannda kaba kuvvet iktidarna zemin hazrlar. zerklii kalmayan akl bir ara haline gelmitir. znel akln po zitivizm tarafndan ne karlan biimselci cephesinde, nesnel ierikle bantszl vurgulanr; pragmatizmin ne kard arasal cephe sinde ise, kendi dnda belirlenmi ieriklere teslim oluu belirgin leir. Akl btnyle toplumsal srece boyun emitir. Akln arasal deeri, doa ve insan zerinde egemenlik kurulmasnda oynad rol, tek lt durumundadr. Kavramlar, birka rnekte birden bulunan or tak zelliklerin zeti durumuna drlmtr. Bir benzerlii ad landrmakla kavramlar, nitelikleri ayrt etmek zahmetinden kurtulmu olur ve bylece bilgi malzemesini rgtlemeye daha iyi hizmet ederler.

68 AKIL TUTULMASI

Kavramlarn, gnderme yaptklar maddelerin ksaltlm adndan baka birey olmad dnlmektedir. Olgusal verilerin teknik zetlenmesi ni aan herhangi bir kullanm, hurafenin son kalntlarndan biri olarak elenmektedir. Kavramlar, kullanl, rasyonelletirilmi, emek azaltc aletler haline gelmitir. Dnmenin kendisi de snai srelerden biri durumuna drlm gibidir; ok kesin bir programa tabidir, retimin bir parasdr. Toynbee6 tarih yazm asndan bu srecin baz sonular na deinmitir. "mlekinin, kulland kilin klesi olma eilimi"nden sz etmektedir: "... Eylemler dnyasnda hayvanlar ya da in sanlar inaat malzemesi gibi grmenin hep ters teptiini ve felaketlere yol atn biliyoruz. yleyse bu yaklam dnceler dnyasnda da ayn lde yanl deil midir?" Dnceler otomatikletii ve arasallat lde, kendi balarna anlaml olarak grlmeleri de gleir. Eya olarak, makine olarak grlrler. Dil, ada toplumun dev retim aygtndaki gerelerden biri, herhangi biridir artk. Bu aygt iindeki bir ileme denk dmeyen her cmleyi anlamsz bulan sradan insan gibi, ada semantiki de saf simgesel ve ilemsel cmlenin, yani saf anlamsz cmlenin bir an lam olabileceini dnmektedir. Anlamn yerini, eyann ve olay larn dnyasndaki ilev ya da etki almtr. Szckler aka teknik ola rak geerli olaslklarn hesaplanmas ya da baka pratik amalar iin (bu pratik amalar iinde dinlenme bile olabilir) kullanlmadnda her hangi bir gizli sat amalar olduu dnlmektedir, nk doruluk kendi bana bir ama saylmamaktadr. ocuklarn bile dncelere reklam olarak ya da bir baka eyin ba hanesi olarak bakt bu grecilik anda, dilde hl mitolojik artk larn bulunabilecei korkusu, szcklere yeni bir mitolojik zellik ka zandrmtr. Evet, dnceler kkl olarak ilevselletirilmitir ve dil gerek retimin dnsel elerinin depolanmas ve iletilmesi iin, ge rekse kitlelerin ynlendirilmesi iin bir ara olarak grlmektedir; ama buna kar dil de by aamasna geri dnerek almaktadr sanki. Bylere inanld alarda olduu gibi, szckler toplumu ykabi lecek tehlikeli kuvvetler olarak grlmekte ve konuanlar kullandklar szcklerden sorumlu tutulmaktadr. Bu yzden, doruluk aray top lumsal denetim altnda kstlanmaktadr. Dnceyle eylem arasndaki
6. A Study of History, 2. basm, Londra 1935, c. I, s. 7.

ARALAR VE AMALAR 69

farkllk yok saylmaktadr. Her dnce bir eylem olarak grlmek tedir; her dn bir tezdir, her tez de bir parola. Herkes syledii ya da sylemedii eyler iin azarlanmaktadr. Herey ve herkes snfland rlmakta, etiketlenmektedir. Bireyin bir grupla zdeletirilmesini nleyen insan olma nitelii "metafzik"tir ve deneyci epistemolojide yeri yoktur. Bir insann Ulatrld kk ekmece, onun kaderini be lirlemektedir. Bir dnce ya da szcn bir alet haline gelmesiyle birlikte, onu gerekten "dnme" gerei de, yani onu szl olarak ifade ederken gerekletirilmesi gereken mantksal edimlere duyulan ihtiya da orta dan kalkar. Sk sk ve hakl olarak belirtildii gibi, btn neo-pozitivist dncelerin modeli olan matematiin avantaj da bu "dnsel ta sarruftur zaten. etrefil mantk ilemleri, matematiksel ve mantksal simgelerin dayand tm zihinsel edimlerin stnden atlayarak yerine getirilmektedir. Byle bir mekanizasyon, sanayinin gelimesi iin gerekten zorunludur; ama bu, zihinlerin de balca zellii haline gel diinde, akln kendisi de arasallar, bir tr maddesellie brnr ve krleir, bir feti olur, dnsel olarak yaanmak yerine ylece kabul lenilen bir byl varlk haline gelir. Akln biimsellemesinin sonular nedir? Adalet, eitlik, mutlu luk, hogr, gemi yzyllarda akln doasnda varolduu ya da gcn akldan ald varsaylan btn bu kavramlar, dnsel kkle rinden kopmulardr. Hl birer amatrlar, ama onlar deerlendirecek ve bir nesnel gereklie balayacak rasyonel bir etmen yoktur artk. Saygdeer tarihsel belgelerin onayn alm olduklar iin belki hl belli bir itibara sahiptirler; hatta bazlar, en byk lkelerin anayasa larna da girmitir. Ama modern anlamyla akln onayna sahip deillerdir. Bu ideallerden herhangi birinin doruya kendi kartndan daha yakn olduunu kim syleyebilir bugn? Zamanmzn ortalama aydnnn felsefesine gre bir tek otorite vardr: bilim, yani olgularn snflandrlmas ve olaslklarn hesaplanmas. Adalet ve zgrln, kendi balarna, adaletsizlik ve baskdan daha iyi olduu nermesi, bi limsel olarak dorulanabilecek ve yararl bir nerme deildir. Byle bir nerme, kendi iinde, krmznn maviden daha gzel olduu ya da yu murtann stten daha iyi olduu nermeleri kadar anlamsz grnmeye balamtr.

70 AKIL TUTULMASI

Akl kavram ne kadar gten derse, ideolojik maniplasyona, hatta en kaba yalanlarn yaylmasna o kadar elverili duruma gelir. Aydnlanmann ilerlemesiyle nesnel akl dncesi, dogmatizm ve bo inanlar dalp gider; ama ou zaman gelimeden en kazanl kan gericilik ve cehalet savunucular olur. Geleneksel insanc deerlere kar olan yerleik karlar, her zaman "saduyu" adna, hadm edilmi, iktidarsz akla bavuracaklardr. Temel kavramlarn bu canszlatrt mas, siyasal tarih iinde de izlenebilir. 1787'deki Amerikan Anayasa Konvansiyonu srasnda Pennsylvania temsilcisi John Dickinson de neyimi aklla karlatrrken yle demitir: "Tek klavuzumuz deney olmaldr. Akl bizi yanl yola ekebilir."7 Bu zat, Konvansiyon'u faz laca radikal bir idealizme kar uyarmak istiyordu. Sonralar kavram larn ierii o kadar boaltld ki, zulm savunurken eanlaml olarak kullanlabilir oldular. I Sava ncesinin tannm avukatlarndan ve bir keresinde Demokrat Parti'nin bir hizbi tarafndan Bakanla aday gsterilen Charles O'Conor, mecburi hizmetin nimetlerini sayp dk tkten sonra yle diyordu: "Zencilerin kleliinin adaletsiz olduunu kabul etmiyorum; adildir, akllcadr ve yararldr... Zencilerin kle lii... bir doa takdiridir... Doann bu ak emrine ve salam felsefe nin gereklerine uyarak, bu kurumun adil, merhametli, yasal ve uygun olduunu ilan etmeliyiz."8 O'Conor, doa, felsefe ve adalet szckle rini kulland halde, bu kavramlar btnyle biimsellemitir ve O'Conor'un olgular ve deneyim sayd eylere kar direnememektedirler. znel akl hereye ayak uydurur. Geleneksel insanc deerlerin hem savunucular hem de kartlar tarafndan kullanlabilir. O'Conor rneinde olduu gibi smr ve gericilie de bir ideoloji kazandra bilir, ilerleme ve devrime de. Klelik kurumunun bir baka szcs, Sociology for the South'un (Gney in Bir Sosyoloji) yazar Fitzhugh, felsefenin bir zamanlar so mut idealar ve ilkeleri temsil ettiini anmsar gibidir ve bu yzden de ona saduyu adna saldrmaktadr. Bylece, arpk bir biimde de olsa, nesnel ve znel akl kavramlar arasndaki atmay dile getirmektedir.
7. Morrison ve Commager, The Growth of the American Republic, New York 1942, c. I, s. 281. 8. Mzik Akademisindeki Birlik Toplantsnda Yaplan Konuma, New York Herald Tribune, 19 Aralk 1859.

ARALAR VE AMALAR 71

Doru kararlara varan insanlar genellikle tutumlarn yanl ne denlerle aklarlar, nk soyutlama yapmaya yatkn kiiler deillerdir... Felsefe, tartmada onlar her zaman yenik drr, yine de igd ve saduyu hakl, felsefe hakszdr. Bu her zaman byledir, nk felsefe gzlem yapmaz ve dar, yetersiz temeller den akl yrtr.9 dealist ilkelerden, dnmenin kendisinden, aydnlardan ve topyaclardan holanmayan yazar, saduyusuyla, klelikte hibir yanllk bulmayan saduyusuyla vnmektedir. Rasyonalist metafiziin temel idealleri ve kavramlarn kkleri, ev rensel insan kavramnda, insanlk kavramnda yatmaktayd; bu kavram larn biimsellemesi, insani ieriklerinden de koparlm olduklar an lamna gelir. Dncenin bu insanszlatrlmasnn uygarlmzn temellerini nasl etkiledii, demokrasi ilkesinin ikizi olan ounluk il kesinin zmlenmesiyle gsterilebilir. Ortalama insann gznde, ounluk ilkesi sadece nesnel akln yerini alan bir ilke deil, ondan daha ileri bir ilkedir de: insanlarn karlarn en iyi tartacak merci yine insanlarn kendileri olduuna gre, bir topluluk iin ounluun karar larnn szde stn bir akln sezgileri kadar deerli olduu ileri srlmektedir. Ne var ki, bu kadar kabaca ortaya konulan sezgi ve de mokratik ilke elikisi, hayali bir elikidir. "Bir insann kendi karlarn en iyi bilen kii olmas" ne demektir? Bu bilgiyi nasl ka zanmtr, bilgisinin doru olduunu gsteren kantlar var mdr? "Bir insan... en iyi bilir" nermesinde, tmyle keyfi olmayan ve bir tr aklla, sadece aralar deil amalar da belirleyen bir aklla balantl bir etmene rtk bir gnderme vardr. Ama eer bu etmenin yine o unluktan baka birey olmad ortaya karsa, btn bu sav bir totolojiden ibaret kalr. Modern demokrasinin kurulmasna katks olmu byk felsefi gelenekte byle bir totolojiye rastlanmaz, nk bu gelenek ynetim ilkelerini az ok speklatif varsaymlara dayandrmtr; her insanda ayn ruhsal zn ya da ahlaki bilincin bulunduu varsaym bunlardan biridir. Baka bir deyile, ounlua sayg, kendisi ounluun karar larna bal olmayan bir inanca dayanmaktadr. Locke bile hl doal
9. George Fitzhugh, Sociology for the South or the Failure of Free Society, Richmend, Va 1854, s. 118-119.

72 AKIL TUTULMASI

akln insan haklar konusunda vahiyle ayn dorultuda olduundan sz etmektedir.10 Locke'un ynetim teorisi, hem akln hem de vahyin nermelerine gnderme yapar. Bunlar Locke'a gre, btn insanlarn "doa gerei zgr, eit ve bamsz olduunu retmektedir".11 Locke'un bilgi teorisi, nanslar belirsizletirerek kartlar birletir meyi baaran o aldatc slup saydamlnn iyi bir rneidir. Duyusal ve rasyonel deneyler arasnda, atomist ve yapsal deneyler arasnda ak bir ayrm yapmaya almad gibi, doal hukuka kaynaklk eden doa durumunu mantksal srelerle mi kardn yoksa sezgisel ola rak m kavradn belirtmemitir. Yine de, "doa gerei" zgrln gerekteki zgrlkle ayn olmad aktr. Locke'un siyasal doktrini, deneysel aratrmaya deil, rasyonel kavray ve tmdengelime dayan maktadr. Ayn ey, Locke'un izinden giden Rousseau iin de sylenebilir. Rousseau, zgrlkten feragatin insann doasna aykr olduunu, nk bu takdirde "insann eylemlerinin her trl ahlaktan, iradesinin de her trl zgrlkten yoksun kalacan"12 sylerken, zgrlkten vaz geilmesinin insann ampirik doasna aykr olmadn biliyordu; z grlklerinden vazgetikleri iin fkeyle suluyordu bireyleri, gruplan ve uluslar. Kastettii, bir psikolojik tutumdan ok, insann tinsel zyd. Rousseau'nun toplumsal szleme doktrininin kayna olan felsefi insan doktrininde, speklatif dncenin tanmlad biimiyle insan doasna denk den ilke, erk ilkesi deil, ounluk ilkesiydi. Toplum felsefesi tarihinde, "saduyu" terimi bile apak doru dn cesine balanmt. Painein nl brornden ve Bamszlk Bildirisinden on iki yl nce Thomas Reid saduyu ilkelerini apak dorularla zdeletirmi ve bylece deneycilii rasyonalist metafizikle bada trmt. Rasyonel temelinden yoksun kaldnda, demokrasi ilkesi sadece in sanlarn szde karlarna baml hale gelir; bunlarsa, bilinsiz, ya da belki fazla bilinli ekonomik kuvvetlerin ifadesidir. stibdata kar bir gvence salamazlar.13 rnekse, serbest pazar sistemi dneminde, in
10. Locke on Civil Government, kinci Tez, blm V, Everyman's Library, s. 129. 11. A.g.y., blm VIII, s. 164. 12. Contrat social, c. I, s. 4. 13. Tocqueville'in editrnn ounluk ilkesinin olumsuz ynlerinden sz eder-

ARALAR VE AMALAR 73

san haklar dncesine dayal kurumlar, hkmeti denetlemede ve bar salamada yararl bir ara olarak grlmekteydi; ama durum deiip de gl ekonomik gruplar bir diktatrlk kurarak ounluk ynetimine son vermeye kalktklarnda, bu eyleme kar ileri srle bilecek, akla dayal bir itiraz yoktur. Bu gruplarn bir baar ans grdklerinde eyleme gememeleri sadece aptallk olur. Onlar bu ey lemden alkoyacak tek dnce, bir dorunun ya da akln inenmesi kaygs deil, kendi karlarnn tehlikeye atlmas korkusudur. De mokrasinin felsefi temeli bir kez ykldktan sonra, diktatrln kt olduu nermesi sadece bu diktatrln nimetlerinden yararlanmayan lar iin rasyonel olarak geerli bir nerme haline gelir ve bu ner menin kendi kartna dnmesinin nnde teorik bir engel kalmaz. ABD Anayasas'm yapan insanlar, "her toplumun temel yasasnn lex majoris partis (ounluun yasas)"14 olduunu dnyorlard, ama akln yarglarnn yerine ounluun yarglarn geirmekten de kesinlikle kanyorlard. Ynetimin yapsna etkin bir denetim ve den geler sistemini dahil ederken, Noah Webster'in dedii gibi, "Kongre'ye tannan yetkilerin geni olacan, ama fazla da geni olmamasna dik kat edildiini"15 belirtmilerdi. Webster, ounluk ilkesini, "herhangi bir sezgisel doru kadar evrensel olarak kavranm bir doktrin"16 olarak tanmlyordu ve onu da ayn saygnla sahip doal idealardan biri ola rak gryordu. Bu insanlar iin gcn metafizik ya da dinsel bir kay naktan almayan tek bir ilke yoktu. Dickinson, ynetimin ve ald emanetin "insann doas zerine, yani onu hakedenin iradesi zerine kurulmu... ve dolaysyla kutsal olduunu" dnyordu; "bu emaken aa vurduu kayg yersizdi (Bkz., Democracy in America, New York 1898, c. I, s. 334-335, dipnot). Editr, "yasalar halkn ounluunun yaptn ileri srmenin ancak mecazi bir deeri olduunu" ve aslnda yasalarn halkn temsil cileri tarafndan yapldn sylemektedir. Ama, Tocqueville'in ounluun istibdatndan sz etmesine karlk, Jefferson'un, Tocqueville tarafndan da ak tarlan bir mektubunda, "yasama organlarnn istibdat"ndan sz ettiini de buna ekleyebilirdi. Jefferson bir demokraside ynetimin "ister yasama, isterse yrtme" her iki blmne kar da o kadar kukucuydu ki, daimi bir ordunun varlna bile karyd. Bkz. The Writings of Thomas Jefferson, Washington, D.C., 1905, s. 312, 323. 14. A.g.y., s. 324. 15. "An Examination into the Leading Principles of the Federal Constitution..., Pamphlets on the Contitution of the USA, NY, 1888, s. 45. 16. A.g.y.

74 AKIL TUTULMASI

nete hyanet etmek, Tanr'ya kar su" ilemekti17. Kendi bana ounluk ilkesinin, adaletin yeterli bir gvencesi olduu kesinlikle dnlmyordu. "ounluk" diyor John Adams, "her zaman ve istisnasz olarak aznln haklarn inemitir."18 Bu haklarn ve btn temel ilkelerin grsel dorular olduuna inanl yordu. Hepsi, o tarihte henz yaamakta olan bir felsefi gelenekten ya dorudan doruya ya da dolayl olarak devralnmt. Bat felsefesinin tarihine dnerek bu kavramlarn dinsel ve mitolojik kkleri bulunabi lir; Dickinson'un deindii "rktcln" kayna da bu eski kk lerin srp giden etkisidir. znel akln byle bir mirasa ihtiyac yoktur. Dorunun bir grenek ve alkanlk sorunu olduunu aklar ve bylece onu ruhsal otorite sinden yoksun brakr. Gnmzde rasyonel temellerini yitirmi olan ounluk ilkesi tmyle akld bir boyut kazanmtr. Her felsefi, ahlaki ve siyasal dncede onu tarihsel kklerine balayan hayat bann kopartlmasyla birlikte yeni bir mitolojinin nvesini oluturma eilimi gze arpmaktadr; bu, aydnlanmann ilerlemesinin belli noktalarda hurafe ve paranoyaya sapma eiliminin nedenlerinden biridir. Her konuda kamu yarglarna bavurma biimini alan ve eitli kamuoyu lme ve modern iletiim teknikleriyle uygulanan ounluk ilkesi, dncenin hizmet etmek zorunda olduu egemen kuvvet haline gelmitir. Yeni bir tanrdr; ama byk devrimlerin habercilerinin d nd anlamda, yani varolan adaletsizlie kar direnen bir g ola rak deil, uyumsuz olan hereye kar direnen bir g olarak... Halk eitli ksmi karlarn kontrol altna girdike, ounluk da kltrel hayatn hakemi olarak sunulmaya balar. Popler sanat ve edebiyatn kitleleri aldatmaya yarayan rnlerine kadar her dalda kltrn yerine konulan szde-kltr eleri, ounluk yargs adna savunulur ve ak lanr. Bilimsel propaganda kamuoyunu karanlk gllerin aleti haline getirdike, kamuoyu da akln yerini almaya balar. Demokratik iler lemenin bu yanltc zaferi, demokrasiyi beslemi olan dnsel cevhe ri yiyip bitirmektedir. nsann zlem ve gizilglerinin nesnel doru dncesinden bu kopuu sadece zgrlk, eitlik veya adelet gibi temel ahlak ve politi17. A.g.y. 18. A.g.y.

ARALAR VE AMALAR 75

ka kavramlarn deil, hayatn her alannda btn zgl hedef ve amalan da etkilemektedir. Gnmz llerine gre, iyi sanatlarn doruya, iyi gardiyanlardan, iyi ev kadnlarndan veya iyi bankaclardan daha iyi hizmet etmesi sz konusu deildir. Bir sanatnn mesleinin daha soylu olduunu ileri srmeye kalktmzda, bu iddiann anlamsz olduunu, iki ev kadnnn etkinliini temizlik, drstlk ve beceri asndan karlatrabildiimiz halde bir ev kadn ile bir sanaty karlatrmann mmkn olmadn sylerler bize. Ne var ki, sk bir zmleme, modern toplumda gerek sanat iin gerekse niteliksiz emek iin tek bir rtk lt olduunu gsterecektir: zaman. nk belirli bir etkinlik asndan "iyi" olma, zamann bir fonksiyonudur. Belirli bir hayat tarznn, bir dinin, bir felsefenin tekinden daha iyi, daha yksek, daha doru olduunu sylemek anlamszdr. Amalar artk akln nda deerlendirilmedii iin, ne kadar zalim ve despota olursa olsun bir ekonomik ya da siyasal sistemin bir dierinden daha akld olduunu sylemek de mmkn deildir. Biimsellemi akla gre, despotizm, zulm ve bask kendi balarna kt deildir; eer ku rucularnn kazanl kma olasl varsa, hibir rasyonel merci dik tatrle kar bir yargda bulunamaz. "nsan onuru" gibi deyimler ya tanrsal hak dncesinin hem korunduu hem de ald diyalektik bir ilerlemeyi temsil eder ya da biri zgl anlamlarn aratrmaya kalktnda kofluklarn hemen belli eden bayatlam sloganlar haline gelirler. Bu terimlerin hayatlar, deyim yerindeyse, bilind anlara baldr. Bir grup aydnlanm insan dnlebilecek en byk ktle sava atnda bile, znel akl, sava zorunlu klan ktlkle insanlk arasndaki uyumazla ilikin bir ey syleyemeyecektir. Bir oklar hemen bu ilkelerin ve savan ardnda yatan gerek gdlerin ne olduunu sorar. Nedenlerin gereki olduu, yani kiisel karlara teka bl ettiini anlatma zorunluluu doar; bu arada, halk kitlesinin, bu kiisel karlar durumun kendi sessiz arsndan daha zor anlayabi lecei unutulur. Ortalama insann eski ideallere hl bal grnmesinin bu zm lemeyle elitii ileri srlebilir. Genel olarak, biimsel akln ykc etkilerinden daha ar basan bir gcn varolduu sylenebilir: genel kabul grm deerlere ve davran biimlerine uyma eilimidir bu. Zaten, ocukluumuzdan beri baz dncelere sahip kmay, ycelt-

76 AKIL TUTULMASI

meyi retmemiler midir bize? Bu dnceler ve onlarla bantl btn teorik grler de sadece akln deil, ayn zamanda evrensel bir onayn da korumas altnda olduu iin, akln basit bir araca dnme sinin bunlara zarar vermeyecei dnlmektedir. Bu dnceler, onlar iin hayatlarn vermi insanlardan, yaadmz toplulua duyduu muz saygdan, zamanmzn birka aydnlanm ulusunun kurucularna borlu olduumuz sadakatten kuvvet almaktadr. Ama bu itiraz, ger ekte, nesnel denilen ieriin gemiteki ve imdiki hretlerle aklan masnn tad zayfl gsterir. Eer modern bilim ve siyaset tari hinde o kadar reddedilmi olan gelenek imdi her ahlaki ya da dinsel dorunun ls olarak yardma arlyorsa, bu doru zaten zedelen mi ve sahicilii de kendisini hakl karmas beklenen ilke kadar azalm demektir. Gelenein hl bir kant sayld gemi yzyl larda, gelenek inancnn kendisi de nesnel bir doruya duyulan inancn treviydi. Gelenein o eski otoritesinden bugne tek bir ilev kalm tr: gelenek, onaylamak istedii ilkenin ardndaki konsensus'un ekono mik ya da siyasal ynden gl olduunu gsterir. Kar kmaya kalkanlar nceden uyarr. On sekizinci yzylda, insann belli haklara sahip olduu gr, topluluun inanlarnn bir tekrar deildi, hatta atalardan kalm olan inanlarn da bir tekrar deildi. Bu haklara sahip kan insanlarn duru munun bir yansmasyd; baka bir deyile, mutlaka deimesi gereken koullarn bir eletirisiydi ve bu zorunluluk da felsefi dnce tarafn dan kavranyor ve eyleme dntrlyordu. Modem dncenin nc leri iyi'yi yasadan tretmiyorlard hatta yasalar inemilerdi yap tklar, yasay iyi olanla badatrmakt. Tarihsel rolleri, szlerini ve eylemlerini eski belgelerin metnine ya da genel kabul gren doktrinlere uyarlamak deildi: kendileri belge yaratm ve kendi doktrinlerinin ka bul edilmesini salamlard. Bugn bu doktrinlere tapnan ve yeterli bir felsefeden yoksun kalm olanlar, bu doktrinleri ya sadece znel is teklerin ifadesi olarak, ya da otoritesini kendisine inanan insanlarn saysndan ve varolduu srenin uzunluundan alan bir yerleik dzen olarak grebilirler. Bugn gelenee bavurma zorunluluu bile ge lenein insanlar zerinde etkisinin kalmam olduunu gstermektedir. Almanya gibi birok ulusun, en ok tapndklar ideallerin birer bo balon olduunu birdenbire anlam olmalar bouna deildir.

ARALAR VE AMALAR 77

znel akln ilerlemesiyle birlikte mitolojik, dinsel ve rasyonalist dncelerin teorik temeli ykma uram olsa da, uygar toplumun bugne kadar bu dncelerin artklaryla yaam olduu dorudur. Ama bugn bunlar sadece bir artk durumuna indirgendikleri iin inan drma glerini gittike yitirmektedirler. Byk dinsel ve felsefi kav ramlar henz canlyken, insanlarn alakgnll davranmasnn ve kardee sevgiyi, adaleti ve insanlk deerlerini yceltmelerinin nedeni bu ilkelere uygun davranlarn gereki, aykr olanlarnsa tehlikeli grlmesi ya da bu ilkelerin insanlarn szde zgr zevkleriyle daha uyum iinde olmas deildi. nsanlar, bu dncelerde dorunun izini grdkleri iin, onlar Tanr ya da akn bir ruh biiminde, hatta ebedi bir ilke olarak doa biiminde logos (akl) dncesiyle badatrdk lar iin bal kalyorlard onlara. Nesnel bir anlama, kendinden bir neme sahip saylan sadece en yksek amalar deildi: en kk, en mtevaz uralar bile hedeflerinin genel yararllyla, isel deeriyle llyordu. znel akl tarafndan tahrip edilen mitolojik, nesnel kkler yalnz byk evrensel kavramlara zg deildir; grnte kiisel, tmyle psikolojik davran ve eylemlerin de kaynaklardr bunlar. Ve bu nes nel ierikten, nesnel saylan doruyla bu ilikiden yoksun kaldka bu davranlar da, en temel duygulara kadar, buharlap gitmektedir. o cuk oyunlarnn ve yetikin fantezilerinin mitolojiden kaynaklanmas gibi, bir zamanlar btn sevin ve hazlar da bir nihai doruya duyulan inanca balyd. Thorstein Veblen on dokuzuncu yzyl mimarisinde bulunan arp tlm ortaa temalarn ortaya karmtr.19 atafat ve ss dknl nn feodal tavrlarn kalnts olduunu gstermitir. Ancak, an verici israf denilen olgunun zmlenmesi yalnz ada toplumsal ya amda ve bireysel psikolojide barbarca zulmn belli ynlerinin srp gittiini deil, nicedir unutulmu tapnma, korku ve bo inanlarn da yrrlkte olduunu ortaya koyar. Bunlar kendilerini en "doal" tercih ler ve antipatilerde belli eder ve uygarlk tarafndan ylece kabulleni lirler. Her modern kltrde "yksekin "alak"tan nce gelmesi; temi zin ekici, kirlininse itici olmas; baz kokularn iyi, bazlarnnsa
19. Bkz. T.W.Adomo, "Veblen's Attack on Culture, Studies in Philosophy and So cial Science, New York 1941, vol. ix, s. 392-393.

78 AKIL TUTULMASI

iren bulunmas; baz yiyecekler sevilirken bazlarndan nefret edilme si hep eski tabularn, mitlerin, adanmalarn ve bunlarn tarih iindeki serveninin rndr, yoksa aydnlanm kiilerin ya da liberal dinle rin ne srmeye alt gibi salk kayglarnn ya da baka pragmatik nedenlerin sonucu deil. Modern uygarln rts altnda kzlenen bu eski hayat biimleri, ou durumda, bugn de herhangi bir nesneden aldmz hazzn, ona duyduumuz sevginin verdii scakln asl kaynadr. Baheyle uramann zevki, bahelerin tanrlara ait olduu ve onlar iin ekildii antik alara gider. Hem doada hem de sanattaki gzellik duygusu, binlerce ince bala bu bo inanlara baldr.20 Eer modern insan abar tarak ya da tersine kmseyerek bu balar koparrsa, alnan haz bir sre daha devam edebilir ama iindeki canllk snm olur. Bir iekten ya da bir odann atmosferinden aldmz zevki zerk bir estetik igdye ykleyemeyiz. nsann estetik duyarllnn tarih ncesi, eitli tapnma biimleriyle ilgilidir: bir eyin iyiliine ya da kutsallna duyduu inan, onun gzelliinden ald zevkten daha es kidir. Bu, zgrlk ve insanlk gibi kavramlar iin de ayn lde ge erlidir. nsan onuru konusunda sylediklerimiz, adalet ve eitlik kav ramlarna da uygulanabilir. Bu tr dnceler o eski adaletsizlik ve eitsizlik evresinin yadsmas olarak olumsuz niteliklerini srdrmek, ama ayn zamanda, kendi korkun kkenlerinden gelen o ilk mutlak anlamll da korumak zorundadr. Yoksa yalnz kaytszlamakla kal mayp, sahteleebilirler de. Btn bu tapnlm dnceler, fiziksel zor ve maddi kara ek ola rak toplumu bir arada tutan btn bu kuvvetler bugn de vardr, ama akln biimsellemesiyle zayflamlardr. Daha nce de grdmz gibi, bu sre, amalarmzn zevklere ve antipatilere bal olduu ve bunlarn da kendi balarna anlamsz olduu grne dayanmaktadr. Bu grn gnlk hayatn btn ayrntlarna egemen olduunu var sayalm zaten oumuzun sandndan daha geni ve daha gl bir
20. Tam bir modem zevk olan tertiplilik bile, by inancndan kaynaklanma ben zemektedir. Sir James Frazer (The Golden Bough, c. I, bl. I, s. 175) Yeni Bri tanya yerlileri zerine bir rapordan u alnty yapyor: "Evlerde hep grlen ve her gn yerleri iyice silmekten ibaret olan temizlik abas, temizlik ve tertiplilik amalarna deil, kt niyetli kiilerin by olarak kullanabilecei herhangi bir nesneyi ortadan kaldrmaya yneliktir."

ARALAR VE AMALAR 79

egemenliktir bu. Bal bana bir ama olan eylerin says gitgide azalmtr. Kentin dna, dere kysna ya da bir tepeye yaplan bir y ry, faydac llerle, akld ve budalaca bir hareket olarak grlmektedir; insan kendini anlamsz, ypratc bir urala oyalamaktadr. Biimsellemi akl asndan, bir hareket ancak salk ya da dinlenme gibi alma gcn tazeleyebilecek bir baka amaca hizmet ettii srece akla uygundur. Baka bir deyile uran kendisi sadece bir alet tir, nk anlamn ancak baka amalarla olan balantsndan alr. Bir doa grnm seyreden adam eer grd renk ve biimlerin sadece birer renk ve biim olduuna, yer aldklar yaplarn tmyle znel olup hibir anlaml dzen ya da btnle ba olmadna, hibir anlam tamadklarna, tayamayacaklarna inanyorsa, grnmden ald, haz da fazla uzun sremez. Eer byle zevkler adet haline gel mise o da mrnn sonuna kadar bunlardan haz duymaya devam ede bilir ya da bayld eylerin anlamszln hibir zaman tam olarak farkedemez. Zevklerimiz ocukluumuzda oluur; sonradan rendikle rimiz bizi daha az etkiler. ocuklar uzun yrylere tutkun olan baba larna yknebilirler, ama akln biimsellemesi bir noktann tesine gemise, onlar da radyodan verilen komutlarla jimnastik hareketleri yaparak yerine getireceklerdir vcutlarna kar grevlerini. ylece y rmek, ilerdeki grnme karp gitmek artk gereksizdir; bylece, bir yayann yaad biimiyle grnm kavram da anlamszlar, keyfile ir. Grnm yozlaarak grnm avclna, fotorafla dnr. Fransz simgecilerinin, nesnel anlamn yitirmi eylere duyduklar sevgiyi dile getiren zel bir terimleri vard: "hzn". Konu seiminde uyguladklar kastl, meydan okuyan keyfilik, konularnn "samal", "sapknl", sanki sessiz bir jest gibi, faydac mantn akld nite liini aa karyor ve bu mantn insan yaants karsndaki ye tersizliini gstermek iin kamunun yzne arpyordu. Ve bu jest, bu ok yoluyla ona, kamuya, zneyi unutmu olduunu hatrlatrken bir yandan da znenin nesnel bir dzen kuramad iin duyduu kederi dile getiriyordu. Yirminci yzyl toplumunu bu trden tutarszlklar tasalandrmaz. Ona gre anlam ancak tek bir yoldan elde edilebilir: bir amaca hizmet. Kitle kltrnde anlamszlam olan zevkler ve antipatiler ya elence, bo zaman faaliyetleri, sosyal temaslar gibi bir balk altnda snflan-

80 AKIL TUTULMASI

drlr ya da azar azar lmeye braklr. Hzn de, uyumsuzluun, bi reyin bu kar k da dzene sokulur: Kl krk yaran zppenin tut kusu, Babbitt'in "hobi"sine dnr. Hobi'de, "ho zaman" ya da "elence" dncesinde, nesnel akln ortadan kalk ve gerekliin her trl isel "anlam"dan yoksunlamas karsnda dile gelen hibir ya zklanma duygusu yoktur. Bir hobiyle uraan insan, hobisinin temel bir doruyla ilikisi olduuna kendini inandrmaya bile almaz. Bir ankette hobinizin ne olduu sorulduunda, golf, kitap, fotoraflk, vb. yazarsnz, tpk ka kilo ektiinizi yazar gibi. nsanlar neeli bir ruh halinde tutacak, kabullenilmi, rasyonelletirilmi zevkler olarak hobiler artk bir kurum haline gelmitir. Ama neenin bir zamanlar tanr kat dncesiyle ilikili olduunu anmsatan son anlar da sili nip giderse, etkin almann psikolojik nkoulundan fazla birey ol mayan basmakalp nee bile btn br duygularla birlikte snp gi debilir. "Glmsemeye devam edenler" de kederli, hatta belki umutsuz grnmeye balarlar. Kk zevkler iin sylenenler, iyi ve gzele ulamak gibi daha yksek amalar iin de geerlidir. Olgularn hzl kavran, yaantya dnsel olarak derinlemesine nfuz etmenin yerini alr. Noel Baba'nn bir spermarket grevlisi olduunu bilen ve satlarla Ylba arasnda bir iliki olduunu kavrayan ocuk, dinle i dnyas arasnda bir et kileim olmasn olaan karlayabilir. Emerson, zamannda bu konu da ac gzlemlerde bulunmutu: "Dinsel kurumlar... daha imdiden, mlkiyetin koruyucular olarak pazar deeri kazanmlardr; eer ra hipler ve kilise yeleri bu avantajlar ellerinde tutamazlarsa, ticaret oda lar ve banka yneticileri, lkenin gerek hanclar ve toprak sahipleri, hemen onlarn yardmna koarlar."21 Bugn hem byle ilikiler hem de din ve dorunun karmakl daha batan kabullenilmitir. ocuk, duruma ayak uydurmay erken yata renmektedir; saf bir ocuk roln srdrrken, bir yandan da baka ocuklarla yalnz kaldnda hemen daha kurnaz davranmaya girimektedir. Modern eitimde de mokratik ya da dinsel her trl ideal ilkenin sadece belirli durumlarla snrl tutulmasnn rn olan bu oulculuk, modern toplumun yaamnda izofrenik bir grnt yaratmaktadr.
21. The Complete Work of Ralph Waldo Emerson, Boston ve New York, 1903, c. I, s. 321.

ARALAR VE AMALAR 81

Eskiden bir sanat yaptnn amac, dnyaya ne olduunu sylemek, nihai bir yargda bulunmak olurdu. Sanat yaptnn bu zellii gn mzde ortadan kalkmtr. Beethoven'in Eroica senfonisini dnn. Bugn ortalama bir konser izleyicisi bu yaptn nesnel anlamn kavra maktan acizdir. Senfoniyi, program brorndeki yorumlarn somut lanmas olarak dinler. Oysa herey notalarda yazldr: ahlaki ilkelerle toplumsal gereklik arasndaki gerilim, Fransa'daki durumun tersine Almanya'da ruhsal hayatn siyasal bir anlatm bulamamas ve sanat ve mzikte bir alm aramak zorunda kalmas... Bugnse senfoni eyletirilmi (reifed), bir mze paras haline, starlarn performans iin bir vesile ya da belli bir zmreye dahilseniz mutlaka katlmanz gereken bir toplant arac haline getirilmitir. Ama yaptla canl bir iliki, yaptn bir anlatm olarak ilevinin dolaysz, kendiliinden bir kavran sz konusu deildir artk; yaptn btnln, bir zamanlar doruluk adn verdiimiz eyin bir imgesi olarak duymak, yaamak mmkn deildir. Bu eyleme, akln znellemesinin ve biimselle mesinin tipik bir sonucudur. Sanat yaptlarn kltrel metalara dn trr bu sre, tketimlerini de gerek niyet ve amalarmzdan kopuk, rasgele, dzensiz bir duygular dizisine. Sanat, politika ve dinden olduu gibi doruluktan da koparlmtr. eyleme, balangc rgtlenmi toplumun ilk kuruluuna ve alet lerin ilk kullanlmasna kadar gtrlebilecek bir sretir. Ama insan faaliyetinin btn rnlerinin metaya dnmesi ancak sanayi toplu munun douuyla gereklemitir. Eskiden nesnel akln,-otoriter dinin ya da metafiziin yerine getirdii ilevleri anonim ekonomik aygt devralmtr. Mallarn satlabilirliini ve dolaysyla belirli bir emek trnn retken olup olmadn belirleyen, pazar fiyatdr. Faaliyet biimleri eer yararl deilse, ya da sava zamannda olduu gibi, sa nayinin gelimesini salayan genel koullarn korunmasna hizmet et miyorsa, anlamsz, gereksiz, lks olarak damgalanmaktadr. retken kol ya da kafa emei saygnlam, hatta tek saygn yaama biimi ha line gelmitir ve bir gelir getiren her ie, her uraa retken denilmek tedir. Orta-snf toplumunun byk teorisyenleri, Machiavelli, Hobbes ve tekiler, yaama biimleri retime dayand halde ona dorudan bir katk yapmadklar iin feodal lordlar ve ortaa ruhban snfn asalak

82 AKIL TUTULMASI

olarak niteliyorlard. O zamann anlayna gre, rahiplerin hayatlarn Tanr'ya, soylularnsa valyelie ve aka adadklar dnlrd. Bu snflar, srf varlklaryla ve faaliyetleriyle kitlelerin hayran olduu ve ycelttii simgeler yaratrlard. Machiavelli ve rencileri an deitiini grdler ve eski yneticilerin btn vakitlerini adadklar ilere verilen deerin ne kadar bo bir yanlsama olduunu gsterdiler. Machiavelli ile balayan izgi Veblen'e kadar uzanr. Bugn lks reddedilmemektedir, hi deilse lks mallarn reticileri tarafndan reddedilmemektedir. Ama onu mazur gsteren kendi varl, zellikleri deil, ticaret ve sanayi iin yaratt frsatlardr. Lks mal ve hizmetler ya kitleler tarafndan zorunlu tketim olarak benimsenmekte ya da rahatla ma yolu olarak grlmektedir. Hibir ey, insann en yksek amac ola rak ruhun kurtuluunun yerini alan maddi refah bile, kendi iinde ve kendisi iin deerli deildir, hibir ama kendi iinde bir tekinden daha iyi deildir. Modern dnce, pragmatizmde olduu gibi, bu grten bir felsefe karmaya almtr.22 Bu felsefenin z, bir dncenin, bir kav ramn ya da bir teorinin bir eylem plan ya da tasarsndan baka bir ey olmad ve dolaysyla doruluun da sadece bu dncenin baa rsndan ibaret olduu grdr. William James'in Pragmatism'ini zmlerken John Dewey doruluk ve anlam kavramlar zerinde du rur: "Doru dnceler bizi yararl szsel ve kavramsal ynlere olduu kadar, dorudan doruya yararl duyulur sonulara da gtrr. Tutarl la, dengeye ve rahat, akc ilikilere gtrr". Dewey'e gre bir dnce, "varolan eylere ilikin bir taslak ve onlar belli bir biimde dzenle mek zere bir eylem plandr. Buna gre, eer taslak kabul grrse, eer yaplan eylemin sonucunda varlklar kendilerini dncenin ama lad ekilde dzenlerlerse, o dnce dorudur."23 Eer okulun kuru22. Pragmatizm eitli dnce okullar tarafndan eletirel olarak incelenmitir; voluntarizm asndan, Hugo Mnsterberg tarafndan, Philosophie der Werte, Leipzig 1921; nesnel fenomenoloji asndan Max Scheler'in "Erkenntis und Arbeit" adl ayrntl almasnda, Die Wissenformen und die Geselschaft, Leip zig 1926; diyalektik felsefe asndan Max Horkheimer'in "Der Nueste Angriff und die Metaphysik", Zeitschrift fr Sozialforschung, 1937, vol. vi, s. 4-53 ve "Traditionelle und Kritische Theorie", a.g.y., s. 245-294 balkl yazlarnda. Metindeki dnceler sadece pragmatizmin akln znellemesi iindeki roln betimlemeye yneliktir. 23. Essays in Experimental Logic, Chicago 1916, s. 310 ve 317.

ARALAR VE AMALAR 83

cusu, "felsefeyi Kant'tan rendim"24 diyen Charles S. Peirce olma sayd, dncelerimiz doru olduu iin beklentilerimizin gerekle tiini ve eylemlerimizin baarl olduunu deil, tam tersine beklenti lerimiz gerekletii ve eylemlerimiz baarl olduu iin dnceleri mizin doru olduunu syleyen byle bir doktrinin felsefi bir soyaacna sahip olduu bile kabul edilmeyebilirdi. Gerekte, bu gelimeden Kant' sorumlu tutmak, byk hakszlk olur. O, bilimsel kavray, ampirik deil akn (transcendental) ilevlere baml klmt. Doru luu pratik dorulama ilemleriyle zdeletirerek ya da anlam ve sonu cun ayn ey olduunu ne srerek doruyu tasfiye etmeye kalkmamt. Belli dncelerin kendi ilerinde, kendileri iin mutlak geerli liini kesin olarak yerletirmeye almt. Pragmatizmde gr ufku nun daralmas, bir dncenin anlamn bir plann ya da bir taslan anlam dzeyine drmektedir. Pragmatizm, bandan beri, doruluun mantnn yerine olasln mantnn geirilmesinden yana olmutur; bugn artk yaygn bir tu tumdur bu. Eer bir dnce ya da bir kavram ancak sonularyla an lam kazanyorsa, nermeler de yksek ya da dk bir olaslk derecesi olan beklentileri dile getiriyor demektir. Gemile ilgili nermelerde, beklenen olaylar, tank insanlardan ya da herhangi bir belgeden kant retilmesi demek olan dorulama ilemleridir. Bir yargnn kendi ngrd olgularla dorulanmas ile zorunlu klabilecei aratrma aamalaryla kesinletirilmesi arasndaki fark, dorulama kavram iinde grnmez olmaktadr. Gelecein iinde eritilen gemi boyutu, mantktan kovulmutur. "Bilgi her zaman, yaanm doal olaylarn kullanmyla ilgilidir," der Dewey25, "bu kullanmda, verili eyler, deiik koullarda yaanlacak olanlarn gstergesi olarak alnr."26 Bu tr bir felsefe iin ngr sadece hesaplamann deil, genel ola rak dnme eyleminin de zdr. Bu felsefe, gerekten bir tahmini (rn. "Yarn yamur yaacak") dile getiren yarglarla, ancak aka ifade edildikten sonra dorulanabilecek (bu, doal olarak btn yarglar iin geerlidir) yarglar arasnda yeterli bir ayrm yapmaz. Oysa bir nermenin imdiki anlamyla gelecekteki dorulanmas ayn ey
24. Collected Papers of Charles Sanders Peirce, Cambridge, Mass., 1934, c. I, s. 274. 25. "A Recovery of Philosophy", Creative Intelligence, New York 1917, s. 47. 26. Ben hi deilse ayn ya da benzer koullarda demeyi yelerdim.

84 AKIL TUTULMASI

deildir. Bir insann hasta olduu ya ifade edildikten sonra dorulansalar dzelme, bir iyileme salayabilirler deildirler. Pragmatizm anmsamaya ve derin bir toplumu yanstr. Dnya, gemiten yorgun dm, lebilse artk, dinlenebilse.

da insanln ac ektii yarglar, da birer tahmin deildirler. Bir ama yine de pragmatik yarglar derin dnmeye vakti olmayan

Bilim gibi felsefe de "varoluun belli bir uzaklktan dnlmesi ya da gemite kalm olgularn zmlenmesi olmaktan kp, daha iyiye ulalmas ve en ktden kanlmas amacyla gelecekteki olaslk larn gzden geirilmesine dnmtr".27 Doruluun yerini olaslk ya da daha iyisi, hesaplanabilirlik alrken, toplumda doruluu bo bir szck haline getiren tarihsel sre de ayn eyi felsefede gerekletiren pragmatizm tarafndan kutsanmaktadr. Dewey, James'e gre, "bir nesnenin anlam, onun tanmnda ya da kavramnda bulunmas gereken anlamdr," der. "Bir nesneyle ilgili dncelerimizde tam bir akla ulamak iin, sadece nesnenin d nlebilecek pratik etkilerini, ondan bekleyebileceimiz duyumlar ve gstermemiz gereken tepkileri gz nne almamz yeterlidir."28 Ya da Wilhelm Ostwald'n daha ksa tanmyla, "btn gerekler faaliyetimi zi etkiler, bu gereklerin bizim iin anlam da bu etkidir". Dewey'e gre bu teorinin "doruluundan kukulanlmas ya da... znelcilik ve idealizmle sulanmas sz konusu olamaz, nk nesne nin varl ve etkileme gc batan kabul edilmektedir."28 Ne var ki, okulun znelcilii, bir tr grngc (phenomenalist) doktrini kabul etmesinin deil, bilgi teorisinde "bizim" faaliyetimize, eylemlerimize ve karlarmza verdii roln sonucudur.29 Eer nesneler hakknda doru yarglar ve dolaysyla nesnenin kavram, sadece znenin eylemi zerindeki "etkilerine" dayandrlrsa, "nesne" kavramna hl bir anlam verilmesini anlamak gleir. Pragmatizme gre, doruluk kendi ba
27. A.g.y., s. 53. 28. A.g.y., s. 308, 309. 29. Pozitivizme ve Pragmatizme gre felsefe bilimcilik demektir. Bu yzden, prag matizm, bu balamda pozitivist yaklamn tam ve doru bir ifadesi olarak grlmektedir. Bu iki felsefe sadece pozitivizmin fenomenalizme, yani duyu salc idealizme bal kalmasyla ayrlmaktadr.

ARALAR VE AMALAR 85

na deerli deil, etkili olduu, bizi dorulua yabanc, en azndan doruluun dnda bir baka eye gtrd srece deerlidir. James, pragmatizmi eletirenlerin "hibir pragmatistin gerek bir te orik soruna ilgi duymasnn mmkn olmadn varsaymalarndan" yaknrken30, byle bir ilginin psikolojik dzeyde varolduunu ileri srmekte haklyd; ama James'in kendi yntemi ("sze deil, ze bak mak"31) izlenecek olursa, bir zamanlar insann en yksek deeri verdii o "oturduu yerden dnme"nin gzden dmesine pragmatizmin katksnn teknokrasinin katksndan daha az olmad grlr32. Yaa yan bir zihinde yer alan her doruluk dncesi, bir diyalektik dnce btn bile, "tutarllk, denge ve rahat, akc ilikiler"in arac olarak deil de kendisi iin srdrldnde, "oturduu yerden dnme" ola rak nitelendirilebilir. Gerek dnmeye yneltilen saldr gerekse zanaatknn vlmesi, aralarn amaca boyun ediriinin anlatmdr. Platon'dan ok sonra bile, dealar kavram, uzakl, bamszl, hatta belli bir anlamda zgrl, "bizim" karlarmza boyun eme yen bir nesnellii temsil ediyordu. Felsefe, nesnel doruluk dnce sini, mutlak ad altnda ya da herhangi bir ruhsallam biim iinde koruyarak, znelliin greceletirilmesini salamt. Mundus sensibilis (duyulur dnya) ile mundus intelligibilis (dnlr dnya) arasnda ilkesel bir ayrm olduunda srar ediyordu. nsann zihinsel ya da fizik sel egemenlik kurma aralar tarafndan, insann karlar ve eylemleri ya da herhangi bir teknik ilem tarafndan kurulan bir gerek imgesi ile, nesnelerin ve doann hakkn veren bir dzen ya da hiyerari kav ram, bir statik ya da dinamik yap kavram arasndaki ayrmd bu. Pragmatizmde, btn oulcu grnne karn, herey konu ya da malzeme haline gelir ve bylece son kertede aynlar, aralar ve sonular zincirinde bir eye dnr. "Her kavram 'herhangi bir kim se iin bu kavramn doruluu ne gibi bir duyulur farkllk yarata caktr' sorusuyla snarsanz, kavramn ne anlama geldiini renebilir ve nemini tartabilirsiniz."33 "Herhangi bir kimse" teriminin ierdii sorunlar bir yana braksak bile, bu kuraldan kan sonu, bir kavramn anlamnn insanlarn davranlaryla belirlendiidir. Tanr, neden, say,
30. 31. 32. 33. The Meaning of Truth, N.Y., 1910, s. 208. A.g.y., s. 180. James, Some Problems of Philosophy, N.Y., 1924, s. 59. A.g.y., s. 82.

86 AKIL TUTULMASI

tz ya da ruh kavramlar, James'e gre, bizi eyleme ya da dnmeye ynelttikleri iin anlaml ve nemlidir. Eer dnyada sadece bu trden metafizik dncelerin deil, kapal snrlar iinde ve karanlkta ilenen cinayetlerin de umursanmad bir gn gelirse, byle bir cinayet kav ramnn da bir anlam kalmadn, herhangi bir "belirgin dnce"yi ya da bir doruluu temsil etmediini dnmemiz gerekecektir, nk bu cinayetler artk "herhangi bir kimse iin duyulur bir farkllk" ol maktan kmtr. Eer bir kimse birtakm kavramlarn tek anlamnn kendi tepkisi olduunu varsayarsa, bu kavramlara anlaml bir tepki gstermesi nasl beklenebilir? Pragmatistin "tepki" ile kastettii, felsefeye doal bilimler alann dan aktarlmtr. Pragmatist hereyi, "tpk bir laboratuvarda dnl d gibi dnmekten, yani bir deney konusu olarak dnmekten" gurur duymaktadr.34 Okula adn veren Peirce'e gre, pragmatistin fel sefi yntemi udur: Btn baarl olmu bilimlerin (akl banda hi kimse bunlara metafizii dahil etmez) bugnk kesinliklerine ulamasn sala yan, deneysel yntemden baka bir ey deildir; bu deneysel yntemin kendisi de u daha eski mantk kuralnn zel bir uygu lamasdr: "Onlar meyveleriyle tanyacaksnz."35 Ne var ki durum bu kadar ak ve basit deildir; Peirce'e gre, "bir kav ram, yani bir szcn ya da bir baka ifadenin rasyonel anlam, bu ifadenin davranlarla ilikisinden, davranlar zerindeki etkisinden baka bir yerde aranamaz" ve "bir kavramn kabul edilmesinin ya da yadsnmasnn sonucu olan btn dnlebilir deneysel olgularn ke sin izgilerle tanmlanmas kouluyla, deneyden kmayan hibir eyin davranlar zerinde dorudan bir etkisi olamaz". Peirce'in salk verdii yntem, "kavramn tamamlanm bir tanmn" salayacaktr "ve kav ramn iinde, bu tanmn belirttiklerinden daha fazla bir ey kesinlikle yoktur"36. Peirce, insan davranlar zerinde sadece deneylerden kabi lecek sonularn dorudan bir etkisi olabileceini grnte byk bir gvenle ne srerken, byle bir dncenin ierdii elikiyi de bu dnceyi herhangi bir durumda "dnlebilecek btn deneysel olgu34. Peirce, a.g.y., s. 272. 35. A.g.y., s. 317. 36. A.g.y., s. 273.

ARALAR VE AMALAR 87

larn" kesin izgilerle tanmlanmasna baml klan artl cmleyle toparlamaya almaktadr. Ama dnlebilir olgularn neler olduu sorusu da yine deneyle cevaplandrlmak zorunda olduu iin, metodo lojiyle ilgili bu ok genel nermeler ciddi mantksal glklere yol amaktadr. Eer her kavram yani, dnlebilecek olan herey esas olarak deneye bamlysa, deneyi "dnlebilir olma" ltne nasl tabi tutabiliriz? Nesnelci dneminde felsefe, bilimsel uralar da iinde olmak zere btn insan davranlarnn kendi varlk nedenini ve haklln kavra masn salayacak olan etmendi; pragmatizm ise her trl kavray yeniden eyleme dntrmeye almaktadr. Kendisinin de katksz pratik faaliyet haline gelmesi, pragmatizmin en yksek amacdr; bu faaliyet, pragmatizme gre ya fiziksel olaylarn ad olan ya da dpedz anlamsz olan teorik kavraytan ayrdr. Ama doruluk, anlam ya da kavramlar gibi zihinsel kategorileri pratik davranlara indirgemeye cid di olarak alan bir doktrin, szcn zihinsel anlamyla tasarlanmay bekleyemez; ancak belli olay dizilerini balatacak bir mekanizma ola rak ilemeye alabilir. Pragmatizmin en radikal ve tutarl biimini ortaya koyan Dewey'e gre, kendi teorisi de "bilmenin fiilen yapt mz bir ey olduu; zmlemenin son kertede fiziksel ve aktif bir faa liyet olduu, anlamlarn da mantksal nitelikleri bakmndan bak alar, tavrlar ve olgulara ilikin davran yntemleri olduu ve aktif deneyin dorulama iin zorunlu olduu" anlamna gelmektedir.37 Bu hi deilse tutarl bir yaklamdr ama kendisi hl felsefi dnce olduu halde felsefi dnceyi tasfiye etmektedir. Pragmatizme gre ideal filozof, Latin atasznde olduu gibi, susan kiidir. Pragmatistin doal bilimlere tapnmasna uygun olarak, tek geerli yaant deneydir. Nesnel doruya gtren eitli teorik yollarn yerine rgtl aratrmann dev aygtn geiren sre, felsefenin onayn al makta, daha dorusu felsefeyle zdeletirilmektedir. Doadaki herey, laboratuvarlarmzda ilemden geirildii srada ortaya koyduu grn tlerle bir tutulmaktadr; oysa bu laboratuvarlarn aygtlar da ierdik leri sorunlar da gnmz toplumunun sorun ve karlarn yanstmak tadr. Bu gr, bir insan hakknda gvenilir bilginin ancak polisin elindeki bir sana uygulanan snanm ve etkili sorgu yntemleriyle
37. Essays in Experimental Knowledge, s. 330.

88 AKIL TUTULMASI

elde edilebileceine inanan bir kriminologun grn andrmaktadr. Deneyciliin byk ncs Francis Bacon, bu yntemi genlie zg bir akszllkle betimlemitir: "Bir insann mizacnn ancak fke lendii zaman tam olarak belli olmas ya da Proteus'un ancak eli kolu skca baland zaman biim deitirmesi gibi, doann dnm ve deiimleri de ancak sanatn denemelerinde ve bktrc abalarnda gerekleebilir."38 "Aktif deneycilik", bireylerin, gruplarn ya da topluluun karla rnn gndeme getirdii somut sorulara somut cevaplar salar. Top lumsal iblm tarafndan belirlenmi cevaplarn dorunun kendisi haline geldii bu znelci zdelemeyi savunanlar her zaman fizikiler deildir. Fizikinin modern toplumdaki tanmlanm rol, hereyi bir malzeme olarak almaktr. Bu roln anlam hakknda dnmesi gerek mez. Zihinsel kavramlar srf fiziksel olaylar olarak yorumlamak ya da kendi yntemini tek anlaml zihinsel davran olarak sunmak zorunda da deildir. Hatta bir gn kendi bulgularnn laboratuvarda belirlenme mi bir dorunun paras olaca umudunu da besleyebilir. Urann en nemli ynnn deney olduu noktasnda kukulan bile olabilir. Dnceleri eya gibi ele alan ve doa zerindeki teknik egemenlikten karlann dnda her trl doruluk dncesini tasfiye eden, fiziki deil, kendi faaliyet trn "btn baarl olmu bilimler" arasna kaydettirmeye alan ve fizikiyi taklit eden filozoftur. Deneysel fizii btn bilimlerin prototipi yapmaya ve zihinsel yaamn her alann laboratuvar teknikleri modeline uydurmaya alan pragmatizm, fabrikay insan varoluunun prototipi olarak gren ve btn kltr dallarn montaj hatt zerindeki retim ya da rasyonelle tirilmi bro modeline uydurmaya alan modern endstriyelizmin dnce alanndaki karldr. Tasarlanmaya hakk olduunu kantla mak iin her dncenin bir referans gstermesi, kullanl olduunu belirten bir sicil sunmas gerekmektedir. Dorudan kullanm "teorik" olsa bile kendisine ilev kazandran teorinin pratik uygulanyla enin de sonunda snava sokulacaktr. Dnce, dnce olmayan bir eyle, retim zerindeki ya da toplumsal davranlar zerindeki etkisiyle llmektedir, tpk sanatn, en kk ayrntlarna kadar, sanat d bir eyle, rnekse gie haslat ya da propaganda deeriyle llmesi gibi.
38. The Works of Francis Bacon, c I, Londra 1826, s. 78.

ARALAR VE AMALAR 89

Yine de bilim adam ve sanatnn tavrlaryla filozofun tavr arasnda nemli bir farkllk vardr. Bilim adam ve sanatnn sanayi toplu munda lt haline gelmi abalarnn utandrc "meyvelerini" reddet tiklerine ve uyumluluun denetimini krdklarna bugn bile zaman za man rastland halde, filozof, olgusal ltleri yceltmeyi i edin mitir. Bir insan olarak, bir siyasal ya da toplumsal reformcu olarak, zevk sahibi bir kii olarak, bugnn dnyasndaki bilimsel, sanatsal ya da dinsel abalarn pratik sonularna kar olabilir; ama felsefesi, bavurabilecei btn br ilkeleri ykmaktadr. Bu, pragmatist yazlarda yer alan birok ahlaki ya da dinsel tart mada grlebilir. Liberal, hogrl, iyimser ve yaadmz gnlerin kltrel bozgunuyla baa kamayan bir psikolojiyi yanstmaktadr bu yazlar. James, kendi dneminde ortaya km olan ve "zihin tedavi hareketi" adn verdii bir tarikattan sz ederken yle der: Btn yaantmzn besbelli sonucu, dnyann birok dnce sistemlerine gre ekip evirilebilecei, kullanlabilecei ve deiik insanlar tarafndan da byle kullanld ve her defasnda kullancya belli bir kazanc salad ama ayn zamanda baka bir tr kazancn da ertelenmek ya da braklmak zorunda kalddr. Bilim hepimize telgraf, elektrik n ve tehisi vermitir ve hastalklarn bir blmn de nlemeyi v tedavi etmeyi baar maktadr. Zihin tedavisi biimindeki din de bazlarmza huzur, ahlaki tatmin ve mutluluk vermektedir ve baz hastalklar bilim kadar etkili bir biimde, hatta belli tr insanlarda daha etkili biimde nlemektedir. yleyse, din de bilim de, kullanabilen kiiye dnyann hzinelerini aan gerek birer anahtardr.39 Dorunun belli bir tarihsel anda mutluluun tam tersini verebilecei, insanlk iin ok iddetli bir sarsnt anlamna gelebilecei ve bu yz den de kiiler tarafndan reddedilebilecei dncesi karsnda, pragma tizmin kurucular znenin mutluluunu doruluun tek lt yap mlardr. Byle bir doktrin iin, yandalarna haz veren herhangi bir inan trn reddetme imkn yoktur. Pragmatizm, hem bilimi hem de dini, James'in kastettiinden farkl olarak szck anlamyla "dnyann btn hzinelerini aan gerek birer anahtar" olarak kullanan gruplar iin bir aklanma yolu olabilir.
39. The Varieties of Religious Experience, New York 1902, s. 120.

90 AKIL TUTULMASI

Peirce ve James, refahn ve gerek toplumsal snflar gerekse uluslar arasnda uyumun mmkn grnd ve byk ykmlarn beklenme dii bir dnemde yazyorlard. Felsefeleri, mthi bir aklkla, egemen i kltrnn ruhunu, bir kar tepki olarak felsefi dnmenin do masna yol aan o "pratik olma" tutumunu yanstr. Bilimin ada baarlarnn doruklarndan Platon'a bakarak glebilmilerdir; alayla karladklar, renkler teorisini ortaya koyduktan sonra unlar syleyen Platon'dur: "Btn bunlar deneyle dorulamaya kalkan kii, insan doasyla tanrsal doa arasndaki fark unutmu olur. nk birok eyi birletirecek ve biri de yeniden birok eylere dntrecek g ve bilgi sadece Tanr'da vardr. nsan, bu ilemlerden ne birini ne de tekini yapabilir."40 Tarihin Platon'dan daha yanl kard birini bulmak zordur. Ama deneyciliin zaferi, srecin sadece bir yndr. Hereye ve herkese bir ara roln veren ama Tanr ya da nesnel doruluk adna deil, elde edilen pratik sonular adna Pragmatizm "dorunun kendisi" ya da Platon ve nesnelci izleyicilerinin tanmlamadan braktklar "iyilik" te rimlerinin gerekte ne anlama geldiini biraz da kmsemeyle sor maktadr. Bu kavramlarn, pragmatizmin yadsd farkllklar koru duu sylenebilir en azndan: laboratuvarda dnmekle felsefede d nmek arasndaki ve dolaysyla insann ynelecei noktayla bugnk durumu arasndaki farkllk... Dewey, insanlarn bugnk durumlar deimeksizin isteklerinin ye rine getirilmesini insanln en yksek amalaryla zdeletirmektedir. Zeknn bugnk isteklerimizin izdm olan bir gelecei tasar lama gcne inanmak ve bunu gerekletirecek aralar bulmak kurtuluumuz budur. Ve bu srekli beslenmesi ve ak seikletirilmesi gereken bir inantr; hi kukusuz, felsefemiz iin yeterince byk bir grev...41 "Bugn istenir olann gelecee yanstlmas bir zm deildir. Bu kavramn iki yorumu olabilir. Birincisinde, sz konusu olan, insan larn gerekte olduklar durumlaryla yani yaadklar toplumsal sistem tarafndan koullandrlm durumlaryla istedikleri eylerdir; oysa bu
40. "Timaeus, 68, The Dialogues of Plato, ev. B.Jewett, New York 1937, c. II, s. 47. 41. "A Recovery of Philosophy", a.g.y., s. 68-69.

ARALAR VE AMALAR 91

sistemde, insanlarn isteklerinin gerekten kendilerine ait olduu su gtrr. Eer bu istekler dolaysz, znel boyutlar almadan, eletirisiz bir biimde kabullenilirse, onlar saptamann en iyi yolu felsefe deil, pazar aratrmas ve Gallup kamuoyu yoklamalar olur. kinci olarak, Dewey'in znel istekle nesnel istenirlik arasnda belli bir farkn varln kabullendiini de dnebiliriz. Ama byle bir kabulleni tam da eletirel felsefi zmlemenin balangc olacaktr tabii, eer pragmatizm bu amazla karlatnda hemen teslim olup, nesnel akl ve mitolojiye geri dnmek istemiyorsa. Akln bir araca indirgenmesi, sonunda onun ara olma niteliini bile etkiler. znel akl kavramna skca bal olan ve Avrupa'da tota liter rejimlerin aydnlar zerinde uygulad baskyla yeni bir evreye giren felsefe kart anlay (stelik bu aydnlar arasnda bu anlayn nclerinden bazlar da bulunuyordu), akln alalnn belirtisidir. Uygarln geleneki, tutucu eletirmenleri, modem hayattaki anlksallamaya (intellectualization) saldrp da sadece ayn srecin bir baka grnm olan zihinsel ktrmlemeye hibir eletiri yneltmemekle byk bir yanlln iine dmektedirler. Biyolojik ve top lumsal kkenlere sahip insan anl, bamsz ve yaltlm bir mutlak varlk deildir. Ancak toplumsal iblmnn sonucunda, bu ibl mn insann doal yapsnn bir gerei olarak gstermek iin, byle olduu ileri srlmektedir. retimdeki ynetim ilevleri komuta etme, planlama, rgtleme saf anlk olarak, retimin bedensel ilev lerine, almann daha alt dzeyde, saf olmayan biimlerine, klelerin emeine kar karlmtr. Anln ilk kez teki insan "yetileri" ile, zellikle de igdsel davranlarla kar karya getirildii szde Plato nik psikolojinin, kat bir hiyerarik devlette iktidarn paylalmas modeline gre tasarlanm olmas hi de rastlant deildir. Dewey42 saf anlk kavramnn bu kukulu kkeninin btnyle farkndadr, ama zihinsel faaliyeti yeniden pratik alma olarak yorum lamann sonularn kabullenerek fiziksel emei yceltmekte ve igdleri yeniden gndeme getirmektedir. Akln modem bilimden ayr olan her trl speklatif yeteneini bir yana atmaktadr. Gerekte, anln igdsel hayattan bamszlamas, onun zenginliinin ve gcnn hl somut ieriine bal olduu ve bu ierikle balar kesil
42. Human Nature of Conduct, New York 1938, s. 58-59.

92 AKIL TUTULMASI

diinde ktrmlemek ve kuruyup gitmek zorunda olduu gereini deitirmez. Zeki bir insan, sadece doru akl yrten deil, zihni nes nel ierikleri alglamaya ak, onlarn zsel yaplarndan etkilenebilen ve bunu szle ifade edebilen insan demektir; bu, genel olarak dnme nin doas ve ierdii doruluk iin de geerlidir. Akln yanszlamas (neutralization), onu nesnel ierikle her trl ilikiden ve bu ierii yarglama gcnden yoksun brakarak, "ne?" sorusuyla deil, "nasl?" sorusuyla uraan bir yrtme organ durumuna drerek, olgular kaydeden cansz bir aygta evirmektedir akl. znel akl btn kendiliindenliini, retkenliini, yeni ierikler bulma ve ne srme gcn, tek szckle, znelliini yitirmektedir. Fazla sk bilenen bir tra ba gibi, bu "ara" da sonunda fazla incelmekte ve kendisini snrlam olduu srf biimsel grevlerin bile stesinden gelemez ol maktadr. Bu, tam da retici glerin mthi byme dneminde bu gleri tahrip etmeye ynelen toplumsal eilimle koutluk iindedir. Aldous Huxley'in negatif topyas, akln biimsellemesinin bu ynn, onun aptalla dnmesini dile getirir. Burada, kahraman yeni dnyann teknikleri ve onlarla balantl zihinsel ilemlerin son derece incelmi olduu grlr. Ama bunlarn hizmet ettikleri amalar bir ekranda gsterilen bir krke dokunuyormusunuz duygusunu ve ren budalaca "hissettiriciler", sistemin temel sloganlarn uyuyan ocuklarn zihnine ileyen "hipnopedi", insanlar daha domadan nce standartlatran ve snflandran yapay reme yntemleri btn bun lar, dncede yer alan bir ktrmleme srecini yanstr; bu sre, dnmenin engellendii bir sisteme yol aar ve sonunda da, btn hayat ieriklerinin nesnel budalalnn bir izdm olan bir znel ap talla varr. Dnmenin yerini basmakalp dnceler alr. Bunlara da bir yandan frsat bir tutumla bir yana atlacak ya da benimsenecek basit yararl aralar olarak, bir yandan da fanatik tapnma nesneleri ola rak baklr. Huxley'in saldrd, mutlak saylan bir znel akln, kendi kendini yok eden bir znel akln egemenlii altndaki bir dnya rgtlenme sidir, tekelci devlet kapitalizmine dayal bir rgtlenme. Ama bu ro man, ayn zamanda, bu ktrmletirici sistem idealine kar, hem faizmi, hem aydnlanmay, hem psikanalizi, hem sinemay, hem mito lojiden arnmay, hem kaba mitolojileri hi ayrm gzetmeden

ARALAR VE AMALAR 93

mahkm eden ve uygarlk tarafndan lekelenmemi, igdlerinden emin kltrl insan ya da belki kukucu insan ycelten kahramanca bir metafizik bireycilii karmaktadr. Bylece Huxley, farknda olma dan, anla kart olarak ruh adna eletirdii o tekelci kolektivizme her yerde, ama en ok da Almanya'da zemin hazrlam olan gerici kltrel tutuculuun safna gemektedir. Baka bir deyile, znel akln safdilce savunulmas, Huxleyin betimlediklerini andran belirtilere43 gerekten yol amtr ama, bu akln tarihsel olarak devrini doldurmu ve yanl tc bir kltr ve bireysellik kavram adna gene safdilce yadsnmas da kitlelerin aalanmasna, ikiyzlle, kaba gce balanmaya yol amaktadr; bunlarsa o yadsnm olan eilime hizmet etmektedir. Bugn felsefenin yzlemek zorunda olduu iki seenek vardr: ya bu amazda kendinin efendisi olarak kalmak ve bylece kendi teorik almn hazrlamak, ya da ii bo metodoloji dzeyine dmek, varo lann gzleri bal bir savunusu olmakla ya da kahraman yeni dnyaya btn hazr ideolojiler kadar kolaylkla uyan Huxleyin u en son popler mistisizmi gibi bir garantili reete olmakla yetinmek.

43. ok ar bir rnek verilebilir. Huxleyin icad olan "lm koullanmasnda, ocuklar lmekte olan insanlarn yanna getirilir bir yandan tatl ve ekerle be slenir ve oyun oynamaya tevik edilirken bir yandan da lm srecini seyretme leri salanr. Bylece ocuklar lmle gzel duygulan birbirine balayacak ve onun karsnda dehete kaplmaktan kurtulacaklardr. 1944 Kasm'nda kan Parents' Magazine dergisinde "Bir skeletle Konuma" balkl bir yaz vardr. Yazda, be yalarndaki ocuklarn, "insan vcudunun i ileyiiyle tanmalar amacyla" bir iskeletle oynamalar anlatlmaktadr: "Derimizi tutmak iin kemikler gerekiyor" dedi Johnny, iskeleti incelerken. "l olduunu bilmiyor" dedi Martudi.

II

ATIAN REETELER

Bugn hemen herkes, felsefi dncenin gerilemesiyle toplumun hibir ey yitirmediini nk onun yerinin ok daha gl bir bilgi arac olan modern bilimsel dnceyle doldurulduunu kabul etmekte dir. Felsefenin zmeye alt sorunlarn ya anlamsz olduu ya da modern deneysel yntemlerle zlebilecei dnlmektedir. Nite kim, modern felsefedeki egemen eilimlerden biri, geleneksel spek lasyon tarafndan yarm braklm ileri bilime devretmektedir. Bili min koullardan bamszlatrlarak mutlaklatrlmasna varan bu eilim, bugn pozitivist olarak nitelendirilen btn okullarn balca zelliidir. Burada bu felsefenin ayrntl bir tartmasn yapmaya caz, amacmz sadece onun yaadmz kltrel bunalmla ilikisini incelemektir. Pozitivistler bu bunalm bir "sinirsel zayflamaya" balamaktadr lar. Onlara gre, bilimsel ynteme gvenemeyen yreksiz entelektel ler, sezgi ya da vahiy gibi baka bilgi yntemlerine bel balamtr. Oysa bize gerekli olan, bilime tam bir gvendir. Kukusuz pozitivist ler bilimin ykc amalarla kullanldndan habersiz deillerdir; ama bilimin bu tr kullanmlarnn bir sapknlk olduunu dnmekte dirler. Gerekten byle midir bu? Bilimin ve onun uygulan olan tek nolojinin gsterdii nesnel ilerleme, bilimin ancak saptrld zaman ykc olup, gereince anlaldnda zorunlu olarak yapc olduu yo lundaki bugnk yaygn dnceyi hakl karmaz. Bilim daha iyi amalara hizmet edebilir elbet. Ne var ki, bilimin iyi potansiyellerinin gerekletirilme yolunun bugn izlenen yol olduun dan kukuluyuz biz. Pozitivistler, kendi dndkleri biimiyle doal bilimin hereyden nce yardmc bir retim yntemi olduunu, top lumsal sre iindeki birok eden sadece biri olduunu unutmu grnmektedirler. Bu yardmc nitelii yznden, toplumun gerekteki

ATIAN REETELER 95

ilerleyii ya da gerileyii iinde bilimin oynayaca rol nsel olarak belirlemek imknszdr. Bilimin bu alandaki etkisi, genel ekonomik sre iindeki kadar olumlu ya da olumsuz olabilir. Bugn bilimi, teki zihinsel glerden ve faaliyetlerden farklln, zgl alanlara blnn, kural ve ilemlerini, ieriini ve rgtleni ini, ancak hizmet ettii toplumla ilikili olarak anlayabiliriz. Bilim denen "arac" ilerlemenin otomatik balatcs olarak gren pozitivist felsefe, teknolojiyi ycelten teki grler kadar byk bir yanlg iindedir. Ekonomik teknokrasi, btn geleceini maddi retim arala rnn serbeste gelimesine balamtr. Platon, filozoflar ynetici yapmak istiyordu; teknokratlar da mhendisleri toplumun ynetim ku rulu yesi yapmak istemektedirler. Pozitivizm felsefi teknokrasidir. Pozitivizm iin toplumsal meclislere yeliin koulu, matematie koulsuz bir inan duymaktr. Matematie vgler yazan Platon, yneticileri idari uzmanlar olarak, soyutun mhendisleri olarak d nyordu. Ayn ekilde pozitivistler de mhendisleri somutun filozoflar olarak grmektedirler, nk felsefe, izin verildii kadaryla, bilimin bir trevidir ve mhendisler de bilimin uygulayclardr. Aralarndaki btn farklara karn Platon da pozitivistler de insanl kurtarmak iin onu bilimsel dncenin kural ve yntemlerine baml klmak gerek tiini dnmektedir. Yalnz pozitivistler, pratii felsefeye uyarlamak yerine, felsefeyi bilime, yani pratiin gereklerine uyarlamaktadrlar. . Birka yl nce yaymlanan makalede, bugnk kltrel bu nalmn pozitivizm asndan bir deerlendirmesi yaplmt.1 Bu ok ak seik makalelerin birincisinde, Sidney Hook, yaadmz kltrel bunalmn "bilimsel ynteme duyulan inancn yitirilmesinden" kay naklandn ileri srmektedir. Bilimle zde olmayan bir bilgiye ve bir dorulua ulamay amalayan aydnlara atan Hook, bu aydnlarn salam bir aratrma ve deney yapmak ve sonulan bilimsel yntemlerle elde etmek yerine, dolaysz kavraya, sezgiye, Wesersenschauung'a*,
1. Sidney Hook, "The New Failure of Nerve; John Dewey, "Anti-Naturalism in Ex tremis"; Ernest Nagel, "Malicious Philosophies of Science"; Partisan Review, Ocak/ubat 1943, x, 1, s. 2-57. Bu makalelerden baz blmler, Y.H.Krikorian'n derledii, Naturalism and the Human Spirit'te (Columbia Uni versity Press, 1944) yaymlanmtr. * Edmund Husserl'in fenomenolojisinde, zlerin dolaysz kavran anlamnda, zleri grleme, sezgi yoluyla elde etme, (.n.)

96 AKIL TUTULMASI

vahye ve bunlar gibi kukulu bilgi kaynaklarna dayandklarn belirt mektedir. Her trl metafiziin savunucularna kar kmakta, Protes tan ve Katolik felsefelerini ve bunlarn bilerek ya da bilmeyerek gerici glerle yapt ittifak eletirmektedir. Liberal ekonomiye kar eletirel bir tutum taknmakla birlikte, "dnce dnyasnda serbest pa zar geleneinden" yana olduunu sylemektedir.2 kinci makalede John Dewey, "bilimin balad ii tamamlamasn ve yapc potansiyellerini gerekletirmesini nleyen" anti-natralizme atmaktadr."3 Son makalede de Ernest Nagel "habis felsefeleri" tartr ken, metafizikilerin, doal bilim mantnn ahlaki tutumlar iin yeterli bir temel olmad yolundaki baz grlerini rtmeye giri mektedir. Yazarlarn birok baka almas gibi bu makale de oto riter ideolojilerin eitli nclerine ve temsilcilerine kar aldklar uzlamaz tutumla vgye deerdir. Bizim eletirilerimiz sadece nesnel teorik farkllklara ilikindir. Aada, pozitivistlerin nerdii zm yolundan nce, muarzlarnn nerdii reeteyi inceleyeceiz. Pozitivistler, baz eskimi ontolojilerin hesapl ve yapay bir biim de yeniden canlandrln eletirmekte yzde yz hakldrlar. Bu can lan balatanlar, ne kadar derin bir kltre sahip de olsalar, Bat kl trnn son kalntlarn felsefi olarak kurtarmaya kalkmakla aslnda bu kltre ihanet etmektedirler. Faizm, modern koullarda, eski biimlerinden de vahi, ok daha vahi bir nitelik alan eski egemenlik yntemlerini canlandrmtr; bu filozoflar da bugnk koullarda ba langta olduklarndan ok daha safdil, ok daha keyfi ve ok daha yan l olan otoriter dnce sistemlerini canlandrmaktadrlar. yi niyetli metafizikiler, dorunun, iyinin ve gzelin skolastiin ebedi deerleri olduunu ilkel yntemlerle kantlama abalaryla, bu tr dncelerin egemen glere kar kabilecek bamsz dnrler iin tayabile cei son anlam krntlarn da yok etmektedirler. Gemite ticari kl trn etkilerine kar kmak iin kullanlan bu tr dnceler imdi lerde sanki birer meta gibi ne srlmekte, savunulmaktadr. Gnmzde, genel kabul grm deerlerin hzla kmekte olan hiyerarisine bir felsefi temel salayabilmek iin gemiteki nesnel akl teorilerini canlandrma abas gndemdedir. Yar-dinsel, yar bi
2. A.g.y., s. 2-4. 3. "Anti-Naturalism in Extremis", a.g.y., s. 26.

ATIAN REETELER 97

limsel zihin tedavileri, ruhuluk, yldz fal, Yoga ve Budizm gibi eski felsefelerin ya da mistisizmin ucuz basklarnn yan sra, klasik nes nelci felsefelerin, ortaa ontolojilerinin popler uyarlamalar da tketime sunulmaktadr. Ne var ki, nesnelden znel akla gei bir rast lant deildi; dncelerin geliim sreci de herhangi bir anda keyfi ola rak geri evrilemez. Eer aydnlanma biimindeki znel akl, Bat kltrnn ayrlmaz bir paras olan inanlarn felsefi temelini yok etmise, bu temelin ok zayf kmasndan tr yapabilmitir bunu. yleyse bu inanlarn yeniden canlandrlmas da yapay bir abadr: sa dece bir boluun doldurulmas amacna hizmet eder. Mutlak felsefele ri, bizi kargaadan kurtaracak kusursuz birer ara olarak ortaya srl mektedir. Nesnelci felsefeler de, gnmzn toplumsal ayklama meka nizmalarnn snavndan geen iyi ya da kt btn doktrinlerin akbe tini paylamakta, belirli kullanmlar iin standartlatrlmaktadr. Fel sefi dnceler dinsel ya da aydnlanmac, ilerici ya da tutucu gruplarn ihtiyalarn karlamaktadr. Mutlak'n kendisi de bir ara haline gel mekte, nesnel akl, ne kadar genel olurlarsa olsunlar znel amalara hizmet eden bir emaya dnmektedir. Modern Tomaslar4 bazen kendi metafiziklerini, pragmatizme ya rarl bir ek olarak nitelemektedirler ve belki de hakldrlar. Gerekten de, yerleik dinlerin felsefi uyarlamalar, egemen gler asndan ya rarl bir ilev grr: mitolojik dncenin bugne kalm kalntlarn kitle kltrnde kullanlabilecek gerelere dntrrler. Bu yapay rnesanslar eski doktrinlerin lafzn ne kadar korumaya alrlarsa, balangtaki anlamn da o kadar arptm olurlar, nk doruluk deien ve atan dncelerin evriminde yatmaktadr. Dncenin kendine sadk kalmasnn koulu, byk lde, kendisine ulalrken yaanm srelerin ansn birer isel doruluk esi olarak koruduu halde, kendi kendisiyle de elikiye dmekten kanmamasdr. Eski felsefeleri canlandrmaya ynelik modern abalarn kltrel eler konu sundaki tutuculuu aldantan baka bir ey deildir. Hayatn pragmatiklemesine ve dncenin biimsellemesine katkda bulunmak, modern din gibi yeni-Tomaslar iin kanlmazdr. Doal inanlarn yklma
4. Bu nemli metafizik okulunda gnmzn baz en sorumlu tarihi ve yazarlar bu lunmaktadr. Buradaki eletiriler, sadece, bamsz felsefi dnceyi yok eden dogmatizm eilimine yneliktir.

98 AKIL TUTULMASI

sna hizmet etmekte ve inancn bir kolayla dnmesini, arasallamasn salamaktadrlar. Dinin pragmatiklemesi, birok bakmdan din d bir olay gibi g rnse de szgelimi, dinle salk kurallarnn birbirine balannda olduu gibi sadece dinin snai uygarln koullarna uyarlanmasnn bir sonucu deil, her trl sistematik teolojinin znde yatan bir eilimdir. Doann smrlmesi dncesinin tarihi, Incil'in ilk blmlerine kadar gider. Btn yaratklar insana boyun eecektir. Deien sadece bu boyunduruun yntemleri ve grnleri olmutur. Ama eski Tomaslk, Hristiyanl kendi ann bilimsel ve siyasal biimlerine uyarlama grevini baarabildii halde, yeni-Tomaslk ok daha g bir durumdadr. Bunun nedeni, ortaada doann sm rsnn grece duraan bir ekonomiye dayanmas, bilimin de duraan ve dogmatik olmasdr; bilimin dogmatik teolojiyle ilikisi grece uyumlu olabilmi, Aristoculuk da kolayca Tomasla yedirilebilmitir. Ama byle bir uyum bugn mmkn deildir ve yeni-Tomaslar neden, ama, kuvvet, ruh, varlk gibi kategorileri eletirel olmayan bir biimde kullanmak zorundadrlar. Tomas'n kendisi iin bilimsel bilgi nin doruunu temsil eden bu metafizik dncelerin modem kltrdeki ilevleri btnyle farkldr. Yeni-Tomaslar'n talihsizlii, teolojik doktrinlerinden trettiklerini ileri srdkleri kavramlarn bugn artk bilimsel dncenin bir paras olmamasdr. Tomasn Aristo ile Boethius'u uzlatrmas gibi, teoloji ile ada doa bilimlerini hiyerarik bir dnsel sistem iinde btnletirmeleri mmkn deildir, nk modern bilimin bulgular skolastik dzen kavramyla ve Aristocu metafizikle artk ok ak bir eliki iindedir. Bugn hibir eitim sistemi, en gericisi bile, kuan tum mekaniine ve grelilik teorisine dncenin temel ilkelerini ilgi lendirmeyen konular olarak bakamaz. Bu yzden yeni-Tomaslar da kendi bak alarn ada doal bilimle uyum iine sokabilmek iin bin trl oyuna bavurmak zorunda kalmaktadrlar. rnein, ontolojik olmayan nermelerin bile belli bir doruluk pay olduunu soyut dzeyde kabul etmek ya da matematiksel olduu srece bilime belli bir rasyonellik tanmak veya yine felsefe alannda bu trden baka kukulu uzlamalara snmak durumundadrlar. Bu yntemlerle kilise felsefesi modern fiziksel bilimin kendi btnsel sistemine dahil edildii izleni

ATIAN REETELER 99

mini vermeye almaktadr, oysa bu sistem de iermeye alt mo dern teorinin eskimi, gnn doldurmu biiminden baka birey deildir. Gerekten de, bu sistem bilimsel teori ile ayn egemenlik ideali zerine kuruludur. Ama her ikisinde de ayndr: gereklii eletirmek deil, ele geirmek. Nesnelci felsefe sistemlerinin, dinin ve bo inanlarn yeniden can landrlnn toplumsal ilevi, bireysel dnceyi modern kitle ynlendirme biimleriyle uzlatrmaktr. Bu bakmdan Hristiyanln felsefi canlannn etkileri, Almanya'da pagan mitolojinin canlan nn etkilerinden farkl deildir. Alman mitolojisinin kalntlar, burju va uygarlna kar gizli bir direnme kuvveti oluturuyordu. Bilinli olarak kabullenilmi dogmann ve dzenin rts altnda, eski pagan anlar halk inanlar biiminde hl scakln koruyordu. Bu anlar Alman iirine, mziine ve felsefesine esin kayna olmutur. Ama yeniden kefedilip de kitle eitiminin esi olarak kullanlmaya bala nnca, egemen gereklik karsndaki uzlamaz konumlan zlp gitti ve modern politikann aralar haline geldiler. Yeni-Tomas kampanya da Katolik gelenee ilikin olarak benzer bir eyi gerekletirmektedir. Alman yeni-paganlar gibi yeni-Tomaslar eski ideolojileri ilemekte, onlar modern amalara uyarlamak tadrlar. Bunu yaparken de, yerini kurumlam kilisenin hep yapt gibi, varolan ktlkle uzlamaktadrlar. Ayn zamanda, gelitirmeye altklar o balayc inan ruhunun son kalntlarn farknda olma dan tasfiye etmektedirler. Gereklie uydurmak amacyla kendi dinsel dncelerini biimselletirmektedirler. Zorunlu olarak dinsel doktrin lerin zg ieriinden ok, bu doktrinlerin soyut olarak aklanmasyla ilgilenmektedirler. Ama bu da akln biimsellemesinin din iin ya ratt tehlikeyi aka gstermektedir. Geleneksel anlamda misyoner almasndan farkl olarak, yeni-Tomaslar Hristiyanlk yklerini ve dogmalarn anlatmaktan ok, bugnk koullarda dinsel inan ve yaama biimlerinin neden yararl olduunu anlatmaya almaktadr lar. Oysa byle bir pragmatik yaklam, yeni-Tomaslar'n korur grnd dinsel kavramlar etkilemektedir: smarlama yeni-Tomas ontoloji, ortaya srd dncelerin zn rtmektedir. Dinsel ama, dnyevi aralarla saptrlmtr. Yeni-Tomaslk, Avrupa'nn byk sanat ve iirine hep esin kayna olmu bir dinsel kavram olan

100 AKIL TUTULMASI

Mater dolorosa (kederli Meryem) inancnn kendisiyle fazla ilgili deildir. zerinde durduklar, gnmzn toplumsal ve psikolojik glklerine bir are olarak, inanca inanmak gereidir. Kukusuz birtakm aklama abalar, szgelimi "Meryem olan bilgelik" ile ilgili erh denemeleri yok deildir. Ama bu abalarda ya pay birey vardr. Zorlama safdillikleri, batan kabullenmi olduklar ve eninde sonunda dinsel felsefenin kendisinden kaynaklanan biimsel leme sreciyle tam bir kartlk iindedir. lk Kilise Babalar'ndan beri ortaa Hristiyanl'nn yazl belgeleri bile, zellikle de Aquinolu Thomas'n yaptlar, Hristiyan inancnn temel elerini biimsel letirme ynnde gl bir eilim sergiler. Bu eilimin, Yohanna'nn Incilinin ilk blmnde sa'nn Logos (kelam) ile zdeletirilmesi gibi tartma gtrmez bir balangc vardr. lk Hristiyanlar'm gerek yaantlar, Kilise tarihi boyunca rasyonel amalara tabi klnmtr. Aquinolu'nun yapt, bu gelimede nemli bir evreyi temsil eder. Yapsndaki deneycilikle Aristo felsefesinin Platoncu speklasyondan daha elverili, daha aa uygun olduu farkedilmitir. Kurumlam dinin ilk dnemlerinden beri, aydnlanma, kilise dnda gelien bir eilim, bir sapma deil, tersine byk lde kilise iinde gerekleen bir sreti. Thomas, analoji, tmevarm, kavramsal zmleme, apak olduu kabul edilen aksiyomlardan tmdengelim gibi liberal yntemlerle ve onun dneminde deneysel bilimlerin ulat aamaya hl denk den Aristocu kategorileri kullanarak Hristiyanln ieriini yeniden yorumlam ve Katolik Kilisesi'nin yeni bilimsel hareketi zmlemesini salamt. Thomas'n kurduu dev kavramsal aygt, Hristiyanla kazandrd byk felsefi temel, dine bir zerklik grn vermiti; ite bu grnteki zerklik, di nin uzun bir sre kentsel toplumun dnsel geliiminden bamsz olmakla birlikte bu geliimle uzlaabilmesini salad. Thomas, Kato lik doktrini prensler ve kentli snf iin deerli bir silah haline getir meye almt; bunda ok baarl oldu. Onu izleyen yzyllarda, toplum, bu olduka gelimi ideolojik aracn ynetimini ruhban snfna rahata teslim etti. Yine de, dini ideolojik olarak ilemesine karn, skolastik felsefe dini sadece bir ideolojiye dntrmedi. Aquinolu Thomasa gre din sel inan eleri rnein l Ruh inanc ayn zamanda bilimin

ATIAN REETELER 101

konusu olamazd ama, Platona kar Aristo'yu tutan Thomas bu iki alan birbirinden bsbtn koparmay amalayan abalara da kar kyordu. Ona gre, dinin dorular, bilimin dorular kadar somuttu. Rasyonel skolastik emann gerekiliine duyulan bu kesin gven Aydnlanma'yla birlikte ykld. O tarihten sonra, Tomaslk, modern yorumcularnn kvrtmalarndan da belli olduu gibi, vicdan rahatsz bir teoloji haline geldi. Gnmzdeki temsilcileri, insanlarn bilimsel adan kukulu bu nermelerin ne kadarn daha sindirebileceinin he sabn yapmak zorundadrlar. Sknt yaratacak sorulardan syrlmak iin, Aristocu ortodoksluun ok kulland tmevarml akl yrtme yntemlerini btnyle din d aratrmalara teslim etmek zorunda olduunun da farknda grnmektedirler. Eer Tomasln modern bi limle atmaya, hatta etkileime girmesi yapay olarak nlenirse, hem aydnlar hem de eitimsiz kesimler Tomasln nerdii biimiyle dini kabul edebilirler. Yeni-Tomaslk ruhsal kavramlarn dnyasna ekildii lde, dnyevi karlarn klesi haline gelmektedir. Siyasette her trl girii mi onaylayan bir merciye, gnlk hayatta da hazr bir reeteye dn trlmesi kolaydr. Hook ve arkadalar, dogmalarnn kaypak teorik temellerinden tr, yeni-Tomasln demokratik ya da otoriter siya setleri merulatrmakta kullanlmasnn sadece bir zaman ve corafya sorunu olduunu ne srmekte hakldr. Her dogmatik felsefe gibi yeni-Tomaslk da, siyasal ya da dinsel bir en yksek varla ya da deere yer aabilmek iin belli bir noktada dnme srecini durdurmaya alr. Bu mutlaklarn kesinlii azald , kukulu nitelikleri artt lde ve biimsel akl anda byle olmamalar da imknszdr yandalar da onlar daha kat bir biimde savunmaya balar, kendi inanlarn kabul ettirmek iin saf dnsel yntemlerin dnda baka yntemlere, kalemin yan sra klca da bavururlar. Mutlaklar kendi balarna inandrc olmad iin, yeni te orilerden biriyle aklanmak zorundadr. Byle bir aklama abas, ycel tilen kavramdan her trl bulank eyi, her trl ktlk esini ne pahasna olursa olsun uzak tutmak isteinde de kendini gstermektedir; oysa Tomaslk'ta, bu istei, "sekinlerin Tanrnn adaletini grerek sevinmeleri ve kendilerinin ondan kurtulduunu anlamalar iin"5 ac
5. Aquinolu Thomas, Summa theologica, bl. 3, ek. Londra 1922, s. 204.

102 AKIL TUTULMASI

eken lanetlilerin negatif doruluuyla badatrmak mmkn deildir. Bugn, mutlak bir ilkeyi gerek bir iktidar haline getirme abalar srmektedir, gerek bir iktidar mutlak bir ilkeye dntrme abalar da... yle anlalyor ki, en yksek deer ancak en yksek iktidar da olduu zaman gerekten mutlak saylabilecektir. yilik, kusursuzluk, iktidar ve gereklik arasnda kurulan bu zde lik, Avrupa felsefesinde hep varolmutur. Her zaman iktidar sahipleri nin ya da iktidara heveslenenlerin felsefesi olan bu gr, Aristoculuk'ta ak ifadesini bulduu gibi, Tomasln da temel dayanan oluturuyordu; stelik, Tomasln, mutlan varlna ancak analoji yoluyla varlk denilebilecei yolundaki gerekten derin doktrinine karn byleydi bu. ncile gre Tanr ac ekmi ve lmtr; Thomas'n felsefesine greyse Tanr'nn ac ekmesi veya deimesi imknszd6. Bu doktrinin yardmyla Katolik felsefesi, nihai doruluk olan Tanr ile bir gereklik olarak Tanr arasndaki elikiyi amaya alt. Hibir negatif e iermeyen ve deime geirmeyen bir gereklik dncesi oluturdu. Bylece Kilise, Bat kltrnn vazgeilmez bir boyutu olan, varln temel yaps zerine kurulu ebedi doal yasa dncesini srdrebildi. Ama mutlak'n iinden negatif enin kovulmas ve bu nun sonucu olan dalizm bir yanda Tanr, br yanda gnahkr dnya anln keyfi olarak feda edilmesi anlamna geliyordu. Bunun la Kilise, dinin zayflamasn ve yerini tarihsel srecin panteiste bir tanrlatrtmasna brakmasn nlemi, sz konusu elikiyi snrsz bir dnceyle amaya alan Meister Eckhart, Nicolaus Cusanus ve Giordano Bruno'nun balattklar Alman ve talyan mistisizmlerinin tehlikelerinden kanabilmiti. Mistikler'in Tanr'daki dnyevi eyi kabullenileri, fiziksel bilim leri gelitirici bir etken oldu dnyevinin Tanrsal'a dahil edilmesiyle bu bilimler de aklanm, hatta kutsanm oldular ama din ve dn sel denge asndan olumsuz sonulara yol at. Mistisizm insann Tanr'ya baml olmas gibi Tanr'y da insana baml klmak zere yola kt, sonunda Tanr'nn lmn ilan etti. Buna karlk, Tomaslk, zeky kesin bir disiplin altnda tuttu. Tanr ve dnya gibi birbirinden kopuk ve dolaysyla eliki iindeki kavramlarla karlat nda dnceyi durdurdu: bunlar statik ve eninde sonunda akld bir
6. Summa contra Gentiles, I, 16.

ATIAN REETELER 103

hiyerarik sistem iinde mekanik olarak birbirine balamaya alt. Bylece Tanr da kendisiyle elien bir kavram haline geldi: mutlak olduu varsaylan ama deimeyi iermeyen bir kavram. Yeni-Tomasln muarzlar hakl olarak dogmatizmin eninde so nunda dnceyi durduracan belirtirler. Ama Yeni-pozitivist doktrin de herhangi bir mutlak'n yceltilmesi kadar dogmatik deil midir? Yeni-pozitivistler, "btn deerlerin kendi nedenleriyle ve sonularyla snand bir bilimsel ya da deneysel hayat felsefesi"ni7 kabul ettirmek isterler bize. Bugnk dnsel bunalmn sorumluluunu, "bilimin yetkisinin snrlandrlmasna ve eylerin doasn ve deerini anlamak iin kontroll deneyin dndaki yntemlere dayanlmasna"8 yklerler. Hook'u okumak, Hitler gibi insanlk dmanlarnn bilimsel yntem lere gerekten gven duyduunu ya da Alman propaganda bakanlnn srekli olarak kontroll deneylerden yararlandn, btn deerleri "nedenleri ve sonularyla snadn" neredeyse unutturur insana. Oysa varolan btn inanlar gibi bilim de en eytani toplumsal glerin hiz metine koulabilir ve bilimcilik de militan dinden daha az dar kafal deildir. Mr. Nagel, bilimin yetkisini kstlamaya ynelik her abann dpedz zararl ve kt niyetli olduunu ileri srerken, sadece kendi doktrininin hogrszln aa vurmaktadr. Bilim, kendi devrimci gemiinde baka kuramlarn kullanmasna kar kt bir sansr etme yetkisini kendinde bulmaya balad anda, kaygan bir zemine ayak basm olur. Bilimin otoritesinin sars laca kaygs, tam da bilimin genel bir kabul grd, hatta baskc bir eilim kazanmaya balad bir dnemde sarmtr bilim adam larn. Pozitivistler, rgtlenmi bilimin postlalarna tam bir uyum gstermeyen her dnceye haddini bildireceklerdir. Yaptklar, lokavt ilkesini dnce dnyasna aktarmaktr. Bu genel tekelci eilim, teorik doru kavramn yutacak kadar ilerlemitir. Ama bu eilimle Hook'un savunduu "dnce dnyasnda serbest pazar" anlay arasnda Hook'un sand kadar byk bir kartlk yoktur. Her ikisi de zihinsel sorunlara kar i evrelerine zg bir tavr, bir baar saplantsn yanstr. Rekabeti darda brakmak yle dursun, snai kltr, aratrmay her zaman rekabeti bir temel zerinde rgtlendirmitir. Ayn zaman7. Hook, a.g.y., s. 10. 8. Nagel, "Malicious Philosophies of Science", a.g.y., s. 41.

104 AKIL TUTULMASI

da bu aratrma kesin bir gzetim altndadr ve kurumsal modellere uy gunluu salanmtr. Rekabeti ve otoriter denetimin nasl birlikte altklarn ok iyi grebiliriz bu rnekte. Byle bir ibirlii bazen snrl bir ama iin yararl olabilir szgelimi, en iyi bebek mama larnn, patlayc maddelerin ve propaganda yntemlerinin reti minde ama gerek dncenin ilerlemesine katkda bulunduunu sylemek zordur. Modern bilimde liberalizmle otoriterizm arasnda ke sin izgili bir ayrm yoktur. Gerekte, liberalizmle otoriterizmin et kileimi akld bir dnyann kurumlarnda gittike daha rasyonel bir denetim kurulmasna hizmet etmektedir. Kendisine yneltilen dogmatizm sulamalarna ne kadar itiraz ederse etsin, bilimsel mutlakln da, saldrd "aydnlanma dmanl" gibi, apakl kendinden olan ilkelere sarlmas kanlmazdr. Arada ki tek fark, yeni-Tomasln bu tr varsaymlar yaptnn bilincinde olmas, pozitivizminse bu noktada safdilce bir krlk iinde bulun masdr. Sorun, bir teorinin apakl kendinden ilkelere mantksal sorunlarn en karmaklarndan biridir bu dayanmasndan ok, yenipozitivizmin, muarzlarnda eletirdii eyin ta kendisini uygula masdr. Bu eletiriyi srdrebilmesi iin, kendi ilkelerinin, en bata da dorulukla bilimin zdelii ilkesinin haklln kantlayabilmelidir. Neden baz ilemleri bilimsel saydn aka anlatabilmelidir. Hook'un bunalma zm olarak ne srd "bilimsel ynteme gven"in kr bir inan m yoksa rasyonel bir ilke mi olduunu belirleyecek felsefi sorun budur. Yukarda deinilen makalede bu soruna girilmemitir. Ama pozitivistlerin deneyebilecekleri zm yoluna ilikin baz ipular da yok deildir. Mr. Hook bilimsel ve bilimd nermeler arasndaki bir ayrma dikkati ekmektedir. kinci tip nermelerin geerli olup ol madna karar veren, Hook'a gre, kiisel duygulardr, oysa bilimsel nermelerin geerlilii, "disiplinini kabul eden herkese ak olan ka musal dorulama yntemleriyle salanr"9. "Disiplin" terimi, en ileri el kitaplarnda kodlanm olan ve laboratuvarlarda bilim adamlarnca baaryla kullanlan kurallar belirtmektedir. Bu kural ve ilemler, bi limsel nesnellikle ilgili ada grlerin merkezinde yer alr. Ama
9. Hook, a.g.y., s. 6.

ATIAN REETELER 105

pozitivistler, sz konusu kurallar doruluun kendisiyle kartrmak tadrlar. Bilim, ister filozoflarn isterse bilim adamlarnn tanmlad biimiyle felsefeden, bilimsel metodolojiyi doruluun en yksek lt olarak iirmesini deil, doruluun doasna ilikin bir aklama yapmasn beklemelidir. Pozitivizm, felsefenin sadece bilim sel yntemlerin snrlandrlmas ve biimselletirilmesinden ibaret olduunu ne srerek sorunla yzlemekten kanr. Bu biimselletirmenin rnekleri, bantllk postlas ve karmak cmlelerin temel nermelere indirgenmesi gibi semantik eletiri postlalardr. Poziti vizm zerk bir felsefeyi ve felsefi bir doruluk kavramn yadsmakla bilimi de tarihsel gelimelerin rastlantlarna teslim etmektedir. Bilim toplumsal srecin bir esidir; bu yzden, doruluun nihai yarg lna atanmas, doruluun deien toplumsal standartlara baml klnmasyla sonulanr. Toplum, toplumsal eletirilerin her zaman sulam, yadsm olduu bir baa, bir koullanmaya kar her trl dnsel direnme aracndan yoksun kalr. Evet, Almanya'da bile, Kuzeyli matematik, Kuzeyli fizik ve benzeri safsatalar niversitelerden ok siyasal propagandada nem kazanmtr; ama bunun nedeni, pozitivizmin ald herhangi bir tavr deil, bili min kendi i dinamii ve Alman silahlanmasnn gerekleridir. Poziti vizm, eninde sonunda, bilimin belli bir tarihsel aamadaki niteliini yanstr. Eer rgtlenmi bilim Kuzeyliletirme'nin gereklerine tam tamna uysa ve buna gre turarl bir metodoloji olutursayd, poziti vizm de bunu kabullenmek zorunda kalrd, tpk baka yerlerde idari gerekler ve geleneksel kstlamalarn biimlendirmi olduu deneysel sosyolojinin mantn kabullendii gibi... Pozitivizm, byk bir gayretkelikle felsefeyi bilimin teorisi durumuna getirirken, bilimin kendi ruhunu da hiletirmi olmaktadr. Hook, kendi felsefesinin "doast olgularn ve glerin varln nsel olarak reddetmediini" sylemektedir.10 Bu szleri ciddiye alacak olursak, belli koullarda, birtakm olgularn, daha dorusu ruhlarn ye niden diriltilmesini beklememiz gerekir oysa bu tr olgularn ve dncelerin kovulmas, eletirilmesi, bilimin en byk baarsyd. Byle bir durumda, pozitivizmin de mitolojiye geri dn onaylamas gerekir.
10. A.g.y., s. 7.

106 AKIL TUTULMASI

Dewey, kabul edilmesi gereken bilimi mahkm edilmesi gereken bilimden ayrdetmek iin bir baka yol gstermektedir: "natralist ("natralizm" terimi, eitli pozitivist okullar doa-st glere ina nanlardan ayrdetmek iin kullanlmaktadr) doal bilimin sonularna zorunlu olarak sayg duyan kimsedir."11 Modern pozitivistler, doal bi limleri, en bata da fizii doru dnme yntemlerine bir model ola rak almlardr. Herhalde Mr. Dewey'in u szlerinde bu akld eilimin bir aklamasn bulabiliriz: "Modern deneysel gzlem yntemleri, astronomi, fizik, kimya ve biyolojinin urat konularda kkl bir dnme yol amtr" ve "bunlarda meydana gelen deiim, insan ilikilerini derinden etkilemitir."12 Evet, iyi ya da kt tarihsel deiimlerde binlerce baka etken gibi bilimin de bir pay olmutur; ama bu, bilimin insanl kurtaracak tek g olduunu gstermez. Eer Dewey, bilimsel deimelerin genellikle daha iyi bir toplumsal dzen ynnde deimelere yol atn sylemek istiyorsa, ekonomik, teknik, siyasal ve ideolojik etkenler arasndaki ilikiyi yanl yorumluyor demektir. Havadan orap imal edilmesi kadar, Avru pa'daki lm fabrikalar da, bilimle kltrel gelime arasndaki ilikinin nemsiz saylamayacak bir ynn aydnlatmaktadr. Pozitivistler bilimi fizikte ve eitli dallarnda uygulanan kural ve ilemlere indirgerler; meru yntemler olarak fizikten soyutladklar ilkelerle uyum iinde olmayan her trl teorik abadan bilim adn esirgerler. Burada, tm insan doruluunun bilim ve kltr olarak ikiye blnmesinin de bir toplumsal rn olduu grlmelidir; bu blnme, niversitelerin rgtlenmesiyle ve baz felsefi okullarn, zellikle de Rickert ve Max Weber'in okullarnn ne kmasyla u noktasna gtrlmtr. Pratik denilen dnyada doruya yer yoktur, dolaysyla doru da bu dnyaya benzetilmek iin blnmektedir: fizik sel bilimlerde bir szde nesnellik vardr, ama insani ierikleri boal tlmtr; kltr ve insan bilimleri insani ierii korumaktadr, ama ancak ideoloji olarak, doruluu yitirmek pahasna korumaktadr. Kendileri byle bir abay tamamyla anlamsz bulsalar da, ilkeleri ni merulatrma yollarn biraz kurcaladmzda, pozitivistlerin dog matizmi hemen aa kar. Pozitivistler, Tomaslarn ve pozitivist
11. Dewey, a.g.y., s. 26. 12. A.g.y., s. 26.

ATIAN REETELER 107

olmayan btn br filozoflarn akld yntemlerine, zellikle de de neyle denetlenemeyen sezgiye kar kmaktadrlar. Buna karlk, ken di kavraylarnn bilimsel olduunu, bilimi kavraylarnn da bilimin gzlenmesine dayandn ne srmektedirler. Baka bir deyile, bilim kendi nesnelerine nasl deneysel olarak dorulanabilir gzlemlerle yak layorsa, onlar da kendilerinin bilime yle yaklatn iddia etmekte dirler. Ama canalc soru udur: eer bilimin ve doruluun tanm yine bilimsel doruya ulama yntemlerine dayanacaksa, bilimin ve doruluun ne olduunu nasl belirleyebiliriz? Bilimsel yntemin haklln ve varlk nedenini yine bilimin gzlemlenmesi yoluyla elde etme abalarnda hep ayn ksr dng grlr: gzlem ilkesinin kendi si nasl aklanacaktr? Bir aklama istendiinde neden gzlemin dorulu un tek gvencesi olduu sorulduunda, pozitivistler yine gzlemi yardma arrlar. Ama gzleri kapaldr. Pozitivistler, aratrmann makineyi andran ileyiini, olgu toplama, dorulama, snflandrma, vb. arkn durdurup, bunlarn anlam ve dorulukla ilikisi zerinde dnmek yerine, bilimin gzlemlerle hareket ettiini tekrarlar ve ileyiini betimlerler. Kukusuz, ilerinin dorulama ilkesini gerekelendirmek ya da kantlamak olmadn, sadece bilimsel terimlerle ko numak istediklerini syleyeceklerdir. Baka bir deyile, kendi ilkeleri ni dorulanmad srece hibir nermenin anlaml olmad ilke si dorulamay reddetmekle, petitio principii (kantlanmas gereken ilkeyi varsaym olarak kullanma) hatasna dmektedirler. Pozitivist tutumun k noktasndaki bu mantksal yanlg, hi kukusuz kurumlam bilime tapnmalarnn bir ifadesidir. Yine de, gzden karlmamaldr bu yanlg, nk pozitivistler hep nerme lerinin mantksal safl ve kesinliiyle vnmektedirler. Pozitivist deneysel dorulama ilkesinin nihai gerekesinin, aklannn sonucu olan bu amaz pozitivistlere kar bir sav olarak kullanmamzn nede ni, onlarn btn teki felsefi ilkeleri dogmatizm ve akld olmakla sulamalardr. teki dogmatikler, en azndan, vahiy dedikleri eyle, sezgiyle ya da dolaysz kavraylarla kendi ilkelerini gerekelendirmeye alrken, pozitivistler bu tr yntemleri bilmeden kullanarak ve bi linli olarak uygulayanlar da mahkm ederek yanlgdan kanmaya almaktadrlar. Doal bilimin metodolojisiyle uraanlardan bazlar, bilimin temel

108 AKIL TUTULMASI

aksiyomlarnn keyfi olabileceini ve olmas gerektiini iddia etmekte dir. Ama bilimin ve doruluun anlam tartma konusuyken geerli olamaz byle bir ey, nk bu iddiay dorulayacak olan da, eninde sonunda, bu tartmann sonucudur. Pozitivistler bile, kantlamak iste dikleri eyin doruluunu batan kabullenemez tabii, bunu gremeyen lerin Tanr'nn ltfuna mazhar olmadn, ya da onlarn diliyle konu ursak, simgesel manta uymayan dncelerin anlam olmadn syleyerek tartmay kesip atmak istemiyorlarsa... Eer bilim, bilgi ve ilerleme dmanlna kar duran otorite olacaksa pozitivistler bunu istemekle hmanizm ve Aydnlanma'nn byk geleneini srdrmektedirler filozoflar bilimin gerek doas iin bir lt gelitirmelidir: Felsefe, bilimi biimselletirerek ve varolan pratiklerin gereklerine uydurarak mitoloji ve lgnla geri dn hzlandrmak yerine, bu gerilemeye kar insan direncini ifade eden bir bilim kav ram oluturmaldr. Bilimin mutlak otorite haline gelmesi iin zihin sel bir ilke olarak aklanmas gerekir; bunun yolu, deneysel ilemlerden tmevarm yoluyla elde edilen baz ilkelerin bilim olarak adlandrl mas ve sonra da bilimsel baarnn dogmatik ltyle mutlak doru ilan edilmesi deildir. Belli bir noktada bilimin deneysel yntemin tesine geecei dnlebilir. Byle bir durumda, bilimin mantksal yapsyla uraan ve byk bir kvraklkla yazlm yzlerce pozitivist kitabn deeri tartma konusu olacaktr, nk bu almalarn anlam sadece ampi riktir. Pozitivistler, bilimin baarlarnn kendi yntemlerini hakl karmasn beklerler. Kendi bilimsel yntem anlaylarn, bugn baaryla uyguland ve toplumsal olarak kabullenildii biimiyle bi lime kar kullanlabilecek olan sezgi, grleme ya da herhangi bir baka ilke zerinde temellendirmeye gerek grmezler. Baz pozitivistlerin ampirizmden farkl bir ilke olarak ne srd mantksal aygt bu rada yardma arlamaz, nk temel mantksal ilkelerin apakl kabul edilmemektedir. Bu ilkeler, Peirce'le birlikte Dewey'in de belirt tii gibi, "aratrma srdrlrken, bu aratrmaya yararl olduu ke sinlemi koullardr"13. Bu ilkeler, "daha nce kullanlm yntemle rin incelenmesinden tretilmitir"14. Felsefe, bu ilkelerin "aratrmann
13. Logic, s. 11. 14. A.g.y s. 13.

ATIAN REETELER 109

daha sonraki aamalar asndan ilemsel olduu"15 dncesini nasl hakl gsterecektir; gzlemlerden elde edilen veriler, doru olduu ileri srlen yanlsamalara kar kmak iin kullanlabilecek midir, ne lde kullanlabilecektir? Bunlar belli deildir. Pozitivizmde, olabil diince biimselletirilen mantk, ampirik ilemlerden tretilir; ampiriokritisizm ya da mantksal ampirizm adn alan okullarn eski duyumcu ampirizmin trleri olduu grlmektedir. Platon ve Leibniz, De Maistre, Emerson ve Lenin gibi birbirlerine kart dnrlerin ampirizm konusunda birbirleriyle tutarl olarak ileri srd grler, ampiriz min modern izleyicileri iin de geerlidir. Ampirizm, hem bilimi hem de bir felsefe olarak kendisini gerekelendirebilecek ilkeleri yok eder. Gzlem kendi bana bir ilke deil, her hangi bir anda kendi varln yok edebilecek bir davran biimi, bir ilem tarzdr. Bilim bir gn yntemlerini deitirecek olur ve bugn uyguland biimiyle gzlem imknszlarsa, gzlem ilkesini dei tirmek ve felsefeyi de buna uydurmak gerekecektir; ya da bu ilke akl d bir dogma olarak savunulmaya devam edecektir. Pozitivistler, fel sefelerinin bu zayf noktasn, bilimin kulland genel ampirik kural larn doal olarak akla ve dorulua denk dt yolunda rtk bir varsaymla kapatmaya alrlar. Bu iyimser inan, somut, felsefe d bir aratrmayla uraan bir bilim adam iin son derece meru olduu halde, bir filozofun buna inan mas, kendi kendini aldatmakla bir olan safdil mutlaklk olur. Bir bakma, kilisenin akld dogmatizmi bile, kendi rasyonelliinin d na taacak kadar gayretke olan bir rasyonalizmden daha rasyoneldir. Pozitivist teori asndan bakarsak, resmi bilim adamlarndan oluan bir topluluun akl karsndaki bamszl, bir kardinaller kurulununkinden ok daha fazladr, nk kardinaller kurulu hi deilse ncil metinlerine dayanmak durumundadr. Pozitivistler bir yandan bilimin kendi adna konumas gerektiini ileri srer, bir yandan da bilimin basit bir ara olduunu ve baarlar ne kadar byk olsa da aralarn dilsiz olduunu sylerler. Pozitivistler istese de istemese de, rettikleri felsefe dncelerden olumaktadr ve basit bir ara deildir. Pozitivist felsefeye gre, szcklerin anlamlar deil, sadece ilevleri vardr. Felsefelerinin anlamnn anlamszlk ol15. A.g.y., s. 14.

110 AKIL TUTULMASI

mas paradoksu, diyalektik dnce iin mkemmel bir balang ola bilirdi. Ama tam bu noktada felsefeleri sona erer. Dewey, bu zayfln farknda grnmektedir: "Natralistler, ilkelerini ve yntemlerini, zi hin, bilin, benlik gibi konularn formllendirilmesine uygulamadk lar srece, nemli bir eksiklik tayacaklardr."16 Pozitivizmin bugne kadar zmeye vakit bulamad temel sorunlar bir gn zeceini beklemek anlamszdr. Carnap ve dierlerinin kaba maddecilie eilim gsteren baz ak nerilerinden sonra, pozitivizmin bu tr hassas so runlara bir daha girmemi olmas, girmekten kanmas bouna deildir. Neo-pozitivizmi, "zihin, bilin, benlik gibi konular"n ierdii sorun larn hakkn vermekten alkoyan ey, bu felsefenin kendi metodolojik ve teorik yapsdr. Pozitivistlerin sezgicilii kmsemeye haklar yoktur. Bu iki kart okul, ayn aresizlii paylamaktadr: belli bir noktada her ikisi de eletirel dnceyi otoriter bildirimlerle durdururlar birinde en yksek ruhsal tzdr bu, brndeyse onun yerini alan bilim... Pozitivizm de yeni-Tomaslk da, kendi ilkelerinin ierdii eli kiyi grmezden geldikleri iin, snrl dorulardr. Bunun sonucunda ikisi de dnce dnyasnda despotik bir rol stlenmeye alr. Pozitivistler, felsefelerindeki zayfln temel bir eksiklik olduunu farketmezler ve gnmzn dnsel bunalm karsndaki aresizliklerini baz kk ihmallere, rnekse geerli bir deer teorisini henz olutu ramam olmalarna balarlar. Hook, "bilimsel aratrmann", toplum sal hayattaki yerleik karlar, eitsiz ayrcalklar, "bir ulusal snf ya da rksal doruluk" olarak ne srlen hereyi "deerlendirme imk nna" sahip olduunu belirtmekte, deerlerin snanmasn istemekte dir.17 Nagel de "bilimsel zmlemenin btn elerinin: gzlemin, hayalgcne dayal kurgunun, hipotezlerin diyalektik bir biimde ilenmesinin ve deneysel dorulamann kullanlmas gerektiini" ileri srmektedir.18 Bunu sylerken herhalde bir eyi neden istediimizi ve o eyin peine dersek ne olacan tam olarak bilmemiz gerektiini, ideallerin ve sloganlarn uygulanmasnn ne getireceini hesaplayabil mek iin adamakll incelenmeleri gerektiini belirtmek istemektedir.
16. "Anti-Naturalism in Extremis", s. 28. 17. A.g.y., s. 5. 18. A.g.y., s. 57.

ATIAN REETELER 111

Bu, temelde bir pozitivist olan Weber'in tanmlad biimiyle deer lere ilikin olarak bilimin stlendii ilev olmutur. Yine de, Weber bilimsel bilgiyle deerleri birbirinden kesin olarak ayryor ve deneysel bilimin kendi bana toplumsal kartlklarn ve siyasetin stesinden gelebileceine inanmyordu. Buna karlk, ulaamad iin "deerler" adn verdii eyleri olgulara indirgemek ve zihinsel etkenleri eyletirmek, zel bir meta ya da kltrel mal tr olarak gstermek, poziti vizmin dnsel izgisine ok uygundur. Bamsz felsefi dnce, eletirel ve negatif olduu lde, hem deerler kavramnn hem de ol gularn mutlak geerlilii, doruluu dncesinin stne ykselmek zorundadr. Pozitivistler, szn ettikleri "asabi kntden" ancak yzeysel ola rak kanabilmilerdir. Gven dolu olduklarn tm dnyaya ilan et mektedirler. Dewey'in rgtl zek adn verdii eyin toplumsal denge ya da devrim sorununu zecek tek etken olduunu dnmektedirler. Ama bu iyimserlik, gerekte, toplumsal snflarn karlarnn bilim yoluyla uzlatrlabileceine hi inanmayan Weber'in ktmserliinden ok daha byk bir siyasal boyun eii gizlemektedir. Pozitivistlerin anlad biimiyle modern bilim, esas olarak olgular la ilgili nermelerle urar ve bu yzden de genel olarak hayatn, zel olarak da alglamann eyletiini varsayar. Dnyaya bir olgular ve eyler dnyas olarak bakar; ve dnyann olgulara ve eylere dnme sinin toplumsal srele olan ilikisini gremez. Oysa "olgu" kavram bile bir rndr, toplumsal yabanclamann bir rn. Bu kavramda, mbadelenin soyut nesnesi, verili kategori iindeki btn yaant nes neleri iin bir model olarak dnlmtr. Eletirel dncenin gre vi sadece eitli olgular tarihsel gelimeleri iinde anlamak deil ama bunun bile pozitivist skolastiin dnebileceinden ok daha b yk sonular vardr, olgu kavramnn tesini grebilmek, olgunun ortaya kn ve dolaysyla greliliini anlamaktr. Pozitivistlere gre tek bilimsel yntem olan niceliksel yntemlerle kesinlenen szde olgular, ou zaman, altta yatan gereklii aa karmaktan ok giz leyen yzey grngleridir. Eer bir kavramn hizmet ettii doruluk ideali, dncenin nihai olarak kabul edemeyecei toplumsal sreleri temel alyorsa, o kavram bir doruluk lt sayamayz. Kkenle nesne arasnda yaratlan mekanik kopu dogmatik dncenin kr nok

112 AKIL TUTULMASI

talarndan biridir; bu kopukluun giderilmesi, phtlam bir gerek lii bir doruluk yasas olarak grmeyen bir felsefenin en nemli grevlerinden biri olacaktr. Pozitivizm, bilme edimini bilimle zdeletirmekle, zeky, eletir mek zorunda olduu o ticari kltr tarafndan biimlendirilmi olan malzemenin rgtlendirilmesi iin gerekli olan ilemlerle snrlandr m olur. Byle bir snrlama, zeky Hook ve teki pozitivistlerin is tedii gibi retim aygtnn efendisi yapmak yerine, hizmetkr haline getirir. Bilimin ierii, yntemleri ve kategorileri toplumsal atma lardan bamsz olmad gibi, insanlar da srf bunlarn giderilmesi iin temel deerler zerinde snrszca deney yaplmasna raz olmazlar, bu atmalarn nitelii buna imkn tanmaz. Bilimin otoritesinin ile rici tarihsel gelimeler salamas ancak ideal olarak uyumlu koullarda mmkn olabilir. Pozitivistler bu gerein pekl farknda olabilirler ama, bunun mantksal uzantsyla, bilimin felsefi teori tarafndan be lirlenen greli bir ilevi olduu gereiyle yzlemekten de kanrlar. Pozitivistler teori dmanlklarnda ne kadar ar-gerekilerse, top lumsal pratikle ilgili grlerinde de o kadar ar-idealisttirler. Teori basit bir alete indirgenirse, gereklii amann btn teorik aralar metafizik safsatalar durumuna der. Bylece yceltilen gereklik de, ayn arptma sonucunda, kendi i mantyla daha iyi bir gereklie yol aabilecek her trl nesnel nitelikten yoksun olarak tasarlanm olur. Toplum bugnk durumunu koruduu srece, teori ile pratik arasndaki uzlamazl, i gren bir rgtl zek kavramyla rtmek yerine, aka kabul etmek daha yararl ve daha drst bir tutum ola caktr. Bilimin bu idealist ve akld mutlaklatrlmas, Hegel'in o ok titiz eletirmenlerinin dnebileceinden ok daha yakndr onun Weltgeist'na*. Mutlak bilimlerini doruluk olarak sunmaktadrlar, oysa bilim doruluun sadece bir esidir. Pozitivist felsefede bilime yaktrlan kutsal ruh zellikleri Weltgeist kavramnnkinden de faz ladr; nk Weltgeist, Alman mistik geleneine uygun olarak, tarihin btn negatif elerini iermektedir. Hook'un zek kavramnn top lumsal uyumun deneylerden kaca yolunda kesin bir ngr ierip
* Weltgeist : Hegel felsefesinde, tarihin ve doann geliiminin ardnda yatan, her eyi belirleyen ve ieren dnya tini.

ATIAN REETELER 113

iermedii belli deildir ama, "deerler" konusundaki bilimsel testlere gvenin anlk bir toplumsal deime teorisine dayand kesindir. On sekizinci yzyl Aydnlanmasnn mritleri olan pozitivistler, ahlak felsefelerinde, bilginin zorunlu olarak erdeme, cehaletinse zorun lu olarak ktle yol atn savunan Sokrates'in rencileridir. Sokrates, erdemi dinden bamszlatrmaya almt. Sonralar, bu teori, ahlaki kusursuzluun Tanr'nn bir ba olduundan kukula nan ve erdemin doktrine ve yasaya dayandn ileri sren ngiliz papaz Pelagius tarafndan srdrld. Pozitivistler herhalde bu grkemli soyaacn reddedeceklerdir. Felsefe ncesi dzeyde, hi kukusuz, bilgili insanlarn da sk sk hata yapt gibi genel bir doruya yalanacak lardr. yi ama kurtuluu felsefe yoluyla daha fazla bilgiden beklemenin ne anlam kalr o zaman? Bu beklenti, ancak pozitivistlerin Sokratesi bilgi ve erdem zdeliini ya da bir baka usu ilkeyi benimsemeleri halinde anlaml olur. Gzleme tapanlarla dolaysz kavraya, grlemeye tapanlar arasndaki gncel tartma, on drt yzyl nce vahiy konusunda patlak veren tartmann soluk bir kopyasdr. Modem Pelagiusularn yeni-Tomaslar karsndaki konumu, atalarnn Aziz Au gustinus karsndaki konumundan farkszdr. Pozitivizmin pek fakir bir felsefe olmasnn nedeni, hi de natralist antropolojinin kukulu nitelii deildir; asl neden, bu akmn kendi zerinde dnmeyii, kendi felsefesinin gerek ahlak gerekse epistemo loji alanlarndaki sonularn kavrayamaydr. Pozitivist tezi o her derde deva ilalardan biri haline getiren de budur: kahramanca savunu lan, ama soyutluk ve ilkelliinden tr geersiz bir neri. Yeni-pozitivizm, cmlelerin birbirine bal olduunu, her dnce esinin kesin olarak bilimsel teorinin soyut kurallarna baml oldu unu ne srer. Ama kendi felsefelerinin temelleri son derece geliig zel, savruk bir biimde kurulmutur. Gemiin byk felsefi sistem lerinin ouna kmsemeyle bakarken, bu sistemlerin ierdii deney sel olarak dorulanamayacak uzun dnce dizilerinin kendi grece yal tlm varsaymlarndan, ylece kabullenilmi ve dnya ile dnsel ilikilerinin temeli haline getirilmi varsaymlarndan daha kukulu, bo inanlara daha yakn, daha anlamsz, ksaca daha "metafizik" oldu unu dnyor olmaldrlar herhalde. Bir bakta snflandrlabilecek basit szck ve cmlelere dknlk, modern dilin gelimesinde

114 AKIL TUTULMASI

olduu gibi genel olarak kltrel hayatta da grlen anti-entelektel, anti-hmanist eilimlerden biridir. Pozitivizmin savatn ileri sr d o sinir zayflnn belirtilerindendir bu. Pozitivist ilkenin zgrlk ve adalet gibi hmanist dncelere te ki felsefelerden daha yakn olduu iddias, Tomaslar'n ayn yndeki iddialar kadar vahim bir yanltr. Evet, modern pozitivizmin birok temsilcisi, bu dncelerin gerekletirilmesi iin almaktadr. Ama yle anlalyor ki, zgrle duyduklar sevgi, onun taycsna, teo rik dnceye kar dmanlklarn artrmaktadr. Pozitivistler bilim cilii insanln karlaryla zdeletirirler. Ne var ki, bir doktrinin yzey grnts, hatta temel tezi, ok zaman bu doktrinin toplumda oynad rol konusunda hibir ipucu vermez. Drakon'un yasalar, kana susam bir gaddarlk izlenimi brakmakla birlikte, uygarln gelime sinde en byk etkenlerden biri olmutur. Buna karlk, sa'nn doktri ni de kendi ierii ve anlamna karn Hallar'dan ada smr gecilie kadar en gz dnm saldrganln arac olmutur. Poziti vistler herhangi bir felsefi dnceyle toplumsal gereklik arasndaki elikiyi kavrarlarsa ve Mandeville ya da Nietzsche gibi en byk aydnlatclarn izinden giderek, kendi ilkelerinin ahlak kart (antimoralist) sonularn vurgularlarsa daha iyi filozoflar olabilirler. Man deville ve Nietzsche gibi filozoflar, kendi felsefelerinin ilerici ya da gerici resmi ideolojilerle kolayca uyuamayacan biliyorlard; hatta yaptlarnn znde, byle bir uyumun yadsnmas yatyordu. Modern aydnlarn topluma kar suu, toplumdan uzak durmalar deil, dncenin eliki ve karmaklklarn szde saduyunun kap rislerine feda etmeleridir. Bu yzyln uzmanca ilenen ve retilen zih niyeti, maara adamnn yabancya kar dmanln srdrmektedir. Bu sadece derilerinin rengi farkl olanlara ya da farkl elbiseler giyen lere kar duyulan nefrette deil, farkl dncelere, hatta belli bir top lumsal dzenin gereklerinin belirledii snrlarn tesine getiinde dnme ediminin kendisine duyulan nefrette aa kmaktadr. Bugn dnce kendini doruluuyla deil, belli bir kurumlam gruba ya rarl oluuyla merulatrmak zorunda kalmaktadr. Sefalete ve yoksun luklara kar isyann btn tutarl dnce yaptlarnn bir esi olduunu bilsek de, reformlarn gerekletirilmesinde ara olmak doruluun lt deildir.

ATIAN REETELER 115

Pozitivizmin baars, Aydnlanma'nn mitolojilere kar mcadele sini geleneksel mantn kutsal alanna tamak olmutur. Ama mo dern mitoloji reticileri gibi pozitivistler de, doruluk uruna her trl amac brakacaklar yerde eitli amalara hizmet etmekle sulanabilir. dealistler, ticari kltr ona daha yksek bir anlam yaktrarak ycel tiyorlard. Pozitivistlerse bu kltrn temel ilkesini doruluk lt olarak almakla yceltmektedirler onu. Bu, modern popler sanat ve ede biyatn yaanan hayat bugnk durumuyla yceltiini andrmaktadr: popler sanatn yapt da hayat lkselletirmek ya da onda byk olan aramak deil, onu tuval zerinde, sahnede ya da perdede aynen tekrarlamaktr. Yeni-Tomaslk demokrasi snavn verememitir, ama bunun nedeni pozitivistlerin dnmek isteyebilecei gibi dnceleri ve deerleri gnmz koullarnda yeterince snamamas deildir. Yeni-Tomasln "toplumsal ilikilerin kavranmasnn ve dolaysyla da ynlendirilmesinin tek koulu olan yntemleri"19 kul lanmakta gecikmesi de deildir; Katoliklik, byle yntemlerle n sal mtr. Tomasln baarszlnn nedeni, bir yar-doru olmasdr. Yeni-Tomaslar, retilerini yararl olup olmadklarna bakmadan gelitirmek yerine, uzman propagandaclaryla egemen toplumsal g lerin deien ihtiyalarna uyarlamlardr. Son yllarda da, ald yenil giye karn gelecekte yine ortaya kabilecek olan modern otoriterizmin hizmetine girdiklerini grdk. Yeni-Tomasln zayfl, uygu lanabilirlikten yoksun olmasndan ok, pragmatik amalara kolayca boyun emesinde yatmaktadr. Bir doktrin, yadsmay darda brakan yaltlm bir ilkeyi mutlaklatrrsa, farknda olmadan konformizme de kaplarn am olur. Kesin izgili doruluk tanmlar ve klavuz ilkeler sunarak kltrel ortama bir sre iin egemen olan btn dnceler ve sistemler gibi, yeni-Tomaslk da yeni-pozitivizm de btn ktlkleri kendilerininkine kart olan doktrinlere yklemektedirler. Sulamalar, yrrlkteki siyasal biimlere gre deimektedir. On dokuzuncu yzylda Ernest Haeckel gibi natralistler Hristiyan felsefesini doast zehirlerle ulu sal morali zayflatmakla suladklarnda, Hristiyan filozoflar da natralistleri ayn eyle suluyordu. Bugn bu lkedeki kart okullar ise bir birini demokrasi ruhunu ldrmekle sulamaktadr. Savlarn, tarih
19. A.g.y., s. 27.

116 AKIL TUTULMASI

alanndan getirdikleri kukulu kantlarla pekitirmeye almaktadrlar. Aktr ki, basknn Kilise'ye kucak at her yerde baskya destek ol masna karn bir zgrlk savas gibi geinen Tomasla "adil davranmak" kolay olmayacaktr... Dewey'in dinin Darwincilik konusunda ald gerici tutuma dein mesi, gerein sadece bir yzn aydnlatmaktadr. Bu tr biyolojik te orilerde ortaya konulan ilerleme kavram byk lde ilenmeye muhtatr ve bir gn pozitivistler de yeni-Tomaslar'la birlikte bu te orileri eletirmeye balayabilirler. Bat uygarlnn tarihinde Katolik Kilisesi'nin ve byk retmenlerinin bilimin bo inanlardan ve arla tanlktan kurtulmasna yardm ettikleri sk sk grlmtr. Dewey herhalde bilim ruhuna kar kanlarn zellikle dindar kiiler olduunu dnmektedir. Bu etrefil bir sorundur; ama Dewey bu noktada "dnce tarihisi"ne20 bavurduuna gre, bu tarihinin de ona Avru pa'da bilimin douunun Kilise'den ayr dnlemeyeceini hatrlat mas yerinde olur. Kilise Babalar her trden "sinir hastalna", ruhsal iflasa kar amansz bir mcadele vermilerdi; bu hastalklar arasnda, amzn baz pozitivist filozoflarnn Tertullian, Hippolytus ya da Aziz Augustine'den daha abuk yakalandn grdmz astroloji, byclk ve ruhuluk da bulunmaktadr. Katolik Kilisesi'nin bilimle ilikisi, kilisenin ilerici ya da gerici glerle balantsna gre deiir. spanyol Engizisyonu rm bir sarayn her trl salkl ekonomik ve toplumsal reform giriimini bomasna yardm ederken, baz papalar dnyadaki hmanist hareket lerle iliki kurmulardr. Galileo'nun dmanlar onun VIII. Urban'la dostluunu bozmak iin ok almlardr ve sonutaki baarlar da Galileo'nun bilimsel grlerinden ok, teoloji ve epistemoloji alanna girmesine baldr. Ortaan en byk ansiklopedisti Beauvais'li Vin cent, dnyadan evrendeki bir nokta olarak sz ediyordu. Papa Urban'n kendisi de Copernicus'un teorisini dnlmeye deer bir hipotez ola rak gryordu. Kilisenin korktuu, doal bilimin kendisi deildi; bi limle uzlaabildiini sk sk gstermiti. Galileo meselesindeyse, Co pernicus ve Galileo tarafndan ne srlen kantlar konusunda kukuluy du; bu yzden de kendi tavrn, aceleci sonulara kar rasyonelliin
20. A.g.y., s. 31.

ATIAN REETELER 117

savunulmas olarak sunabildi. Galileo'nun mahkm edilmesinde en trikalarn byk bir rol olmutur elbet. Ama eytann avukatln stlenen biri de, baz kardinallerin Galileo'nun doktrinine gsterdii di rencin ardnda, bu doktrinin de astroloji ya da gnmzn rk teorileri gibi sahte bir bilimsellik iermesinden kukulanlmasnn yattn pekl ileri srebilir. Katolik dnrler, herhangi bir deneycilik ya da kukuculuk yerine, Tevrat ve ncil'de yer alan bir insan ve doa doktri nine bel balamlard. Bilimsel grnl ya da baka klklar altn daki bo inanlara kar belli bir korunma salayan bu doktrin, kilise nin, her yerde bycler iddia eden kana susam o gruhla uzlama sn nleyebilirdi. "Halk her zaman hakldr" diyen ve ok zaman bu il keyi demokratik kurumlan kertmek iin kullanan demagoglar gibi ounlua teslim olmak zorunda deildi kilise. Yine de cad avlarna katlm olmas, assna bulam olan kan, kilisenin bilime kar ol duunu kantlamaz. Eninde sonunda, William James ve F.C.S.Schiller ruhlar konusunda nasl yanlmlarsa, kilise de cadlar konusunda yle yanlm olabilir. Cad avlarnn aa vurduu ey, kilisenin kendi in ancna kar besledii gizli bir kukudur. Kilise ikencecileri hemen her zaman rahatsz bir vicdan tadklarn belli etmilerdir; bir insan atee atld zaman kan dklmemi olduu yolundaki sefil kaamak lar bunun bir rneidir. Tomasln en byk kusuru sadece onun modern eidine zg deildir; balangc Aquinolu Thomas'n kendisine, hatta Aristoteles'e kadar gider. Doruluk ve iyilii gereklikle zdeletirme yanlgsdr bu. Hem Tomaslar hem de pozitivistler, insann gereklik adn ver dii eye uyarlanmasyla bugnk amazdan kurtulunabileceine inan yor gibidirler. Byle bir konformizmin eletirel zmlemesi, iki dnce okulunun ortak temelini aa karabilir: ikisi de gerek bu dnyaya gerekse te dnyaya ilikin olarak baar ve baarszln vazgeilmez bir rol oynad bir dzeni, bir davran ls olarak al maktadr. nsanl teorinin gereklik olarak kabul ettii eye uyarla mak gibi kukulu bir ilkenin bugnk dnsel rmenin temel ne denlerinden biri olduu sylenebilir. Gnmzde insanlarn, ister bir olgu isterse bir ens rationale (akll varlk) adn alsn, varolma gcne sahip herhangi bir eye balanma arzusu, bu yar histerik arzu, akld bir rasyonellik durumuna yol amtr. Bu biimsellemi akl anda

118 AKIL TUTULMASI

doktrinler birbirini o kadar hzla izlemektedir ki, hepsi sadece birer ide oloji olarak grlmekte ama yine de bask ve ayrmc politikalar iin geici birer gereke olabilmektedirler. Hmanizm eskiden btn insanlara kendi kaderleriyle ilgili olarak bir anlay kazandrarak onlar birletirebileceini dlyordu. Gncel pratiin teorik bir eletirisi sonucunda bu pratiin doru siyasal faali yete dneceini ve bylece iyi bir toplum yaratlacan dnyordu. yle grnyor ki, bu bir yanlsamayd. Bugn szler eylem reeteleri olarak alnmaktadr. nsanlar, felsefeden, varln koullarn varln hizmetkrlarna dntrmesini istemektedir. Bu da br gibi bir yanlsamadr, pozitivizm ve yeni-Tomasln ortak yanlsamas. topyac dnceler yerine olgulara ve saduyuya uyulmas yolundaki pozitivist emir, dinsel kurumlar tarafndan yorumland biimiyle gereklii benimsemekten ok farkl deildir, nk sonuta dinsel ku rumlar da birer gerektir. ki kamp da bir doruyu dile getirmekte ama onu mutlaklatrarak arptmaktadr. Pozitivizm dogmatizm eletirisini yle bir noktaya gtrmektedir ki, bu eletirinin dayana olan doru luk ilkesi de iptal edilmektedir. Buna karlk, yeni-Tomaslk da bu ilkeyi o kadar katica savunmaktadr ki, doruluk kendi kartna dnmektedir. Her iki okul da zerk bir nitelik tamamaktadr: biri, zerk akln yerine k metodolojileri, bryse bir dogmann otoritesi ni geirmektedir.

III

DOANIN BAKALDIRMASI

Hayatn yksek amalarn belirleme yetkisi elinden alnan ve kar sna kan hereyi basit bir araca indirgemekle yetinmek zorunda bra klan akl iin, geriye kalan tek ama, bu dzenleyici faaliyetin srd rlmesidir. Bu faaliyet bir zamanlar zerk bir "zne"ye aitti. Ama z nelleme sreci btn felsefi kategorileri etkilemitir: bunun sonucu, bu kategorilerin grelilemesi ve daha iyi yaplanm bir dnsel b tnlk iinde korunmalar olmam, sadece kaydedilecek birer olgu du rumuna dmeleri olmutur. Bu, zne kategorisi iin de geerlidir. Kant'tan bu yana diyalektik felsefe, eletirel akncln (transandanta lizm) mirasn, en ok da, dnyaya ilikin kavraymzn zellik ve kategorilerinin znel etkenlere bal olduu ilkesini korumaya al mtr. Nesneyi tanmlama abalarmzn her aamasnda, bu kavram larn znel kkenlerini de aklda tutmamz ve onlar bu kkenlere geri gtrebilmemiz gerekir. Bu, sadece psikolojik ve sosyolojik ilikiler iin deil, olgu, olay, ey, nesne ve doa gibi temel dnceler iin de geerlidir. Kant'n zamanndan beri idealizm, eletirel felsefenin bu te mel gereini hi unutmamtr. Ruhu okula bal yeni-Hegelciler bile, benlik iin, "yaantmzn en yksek biimi, ama, doru bir biim deil"1 diyorlard, nk zne dncesinin kendisi de felsefe tarafndan greliletirilmek, ilikilendirilmek zorunda olan soyutlanm bir kav ramd. Oysa, metafizikte en yksek yeri yaantya vermekte zaman za man Bradley'le birleir grnen Dewey, "benlik, ya da yaantnn zne si, olaylarn bir parasdr"2 demektedir. Ona gre, "organizma ben lik, eylemin 'znesi' yaantnn iindeki bir edir".3 Dewey, zneyi
1. F.H.Bradley, Appearance and Reality, Oxford 1930, s. 103. 2. John Dewey ve Bakalar, Creative Intelligence, New York 1917, s. 59. 3. The Philosophy of John Dewey, der. Paul Arthur Schlipp, Evanston ve Chicago, 1939, c. I, s. 532.

120 AKIL TUTULMASI

eyletirmektedir. Ama btn doa bir "eitli nesneler yn"4 (her halde, doann yaps insanlarn kullanmasna uygun dmedii iin "yn" deniliyor) olarak, insan-znelere oranla basit nesneler olarak grld lde, bir zamanlar zerk olduu varsaylan zne de giderek her trl ierikten arndrlr ve bir noktadan sonra, adlandracak hibir eyi kalmam bir ada dnr. Btn varlk alanlarnn bir aralar alanna dntrlmesi, bunlar kullanmas gereken znenin de yok oluuna yol aar. Modern sanayi toplumuna o nihilist grnmn veren budur. zneyi ycelten znelleme, onu ayn zamanda yok olua da mahkm etmektedir. nsan tr, bamszlama sreci iinde, iinde yaad dnyann yazgsn paylar. Doa zerindeki egemenlik, insan zerindeki ege menlii getirir. Her zne sadece dsal doann (gerek insann fiziksel varlnn, gerekse insann dndaki doann) kleletirilmesine katl makla kalmaz, bunu yapabilmek iin kendi iindeki doay da boyun duruk altna alr. Egemenlik iin egemenlik "iselletirilir". Genellikle bir hedef olarak gsterilen ey bireyin mutluluu, salk, refah anlamn sadece ilevsel potansiyellerinden almaya balar. Mutluluk, salk gibi terimler, dnsel ve maddi retim iin elverili koullar belirtmektedir artk. Bu yzden, sanayi toplumunda bireyin kendi ken dini yadsmasnn bu toplumu aan bir hedefi yoktur. Byle bir kendi ni silme, aralara rasyonellik kazandrrken, insan hayatn akld klar. Bireyin kendisi kadar toplum ve kurumlan da bu uyumazln izini tar. nsann iindeki ve dndaki doann kleletirilmesi an laml bir ama olmadan gerekletii iin, doa alm ya da ka zanlm deil, sadece bastrlm olur. Doann bu bastrlnn sonucu olan direnme ve tepki balangcn dan beri uygarln iinde bir ban ba olmutur: bazen, on altnc yzyln kendiliinden kyl ayaklanmalarnda ya da gnmzn daha hesapl rksal isyanlarnda olduu gibi, toplumsal bakaldrlar bii minde, bazen de bireysel sular ve akl hastalklar biiminde... a mzn zellii ise, bu isyann uygarln kendi egemen glerince kul lanlmasdr: isyan, kendisine yol aan ve hedef ald koullar srdr me arac olarak kullanlmaktadr. Rasyonelletirilmi bir akldlk ola4. H.T.Costello, "The Naturalism of Frederic Woodbridge", Naturalism and the Hu man Spirit'de, s. 299.

DOANIN BAKALDIRMASI 121

rak uygarlk, doann bakaldrsn da kulland aralardan biri olarak kendisiyle btnletirmektedir. Burada bu srecin baz ynlerini tartmak; sa kalmann kendi bana bir ama haline geldii bir kltrde insann durumu; soyut znenin, egonun gelimesiyle birlikte tahakkmn iselletirilmesi, tahakkm ilkesinin diyalektik olarak ters dnyle, insann, boyun duruk altna ald doann bir aleti durumuna dmesi; bastrlm mimesis (yknme) drtsnn en radikal toplumsal tahakkm sis temleri tarafndan ykc bir g olarak kullanlmas gibi konular zerinde durmak yerinde olur. Egemenlikle bakaldr arasndaki karlkl ilikinin belirtilerinden biri olarak da Darwincilik incelene cektir; ama insann doa zerindeki egemenliiyle doaya boyun eiinin zdelii konusunda daha iyi bir rnek bulunamad iin deil, popler aydnlanma hareketi iinde bugnk kltrel durumun en amaz habercilerinden biri Darwincilik olduu iin... Uygarln gelimesinde bir etken, doal ayklanmann yerini rasyo nel eylemin almas olarak tanmlanabilir. Sa kalma ya da baar diyelim buna bireyin toplumdan gelen basnlara kendini uyarlama yeteneine baldr. Sa kalmak iin, hayatn oluturan anlalmaz, etrefil durumlara her an en uygun tepkiyi gsteren bir aygta dn trr kendini insan. Herkes her durumla karlamaya hazr olmaldr. Kukusuz, bu sadece modern an bir zellii deildir; btn insanlk tarihi boyunca geerli olmutur. Ne var ki, bireyin dnsel ve psiko lojik yetenekleri maddi retim aralaryla birlikte deimitir. On ye dinci yzylda bir Hollanda kylsnn ya da ressamnn veya on seki zinci yzylda bir dkkn sahibinin hayat, gnmzn bir iisinin hayatndan ok daha gvensizdi. Ama sanayi toplumunun douu, ni tel olarak yeni olgular getirmitir. Gnmzde, uyarlanma sreci bi linlidir ve o yzden de toptandr. Bugn hayatn tm artan lde rasyonelletirilmekte ve planlan maktadr; ayn ekilde, her bireyin hayat da, gemite zel dnyasn oluturan en gizli drtleri de iinde olmak zere, rasyonelletirme ve planlamann gereklerine uymak durumundadr bugn: bireyin varln srdrmesi iin sistemin varolma koullarna uymas gerekmektedir. Toplumdan kaacak yeri kalmamtr. Ve nasl rasyonalizasyon sreci artk pazarn isimsiz glerinin deil, plan yapan bir aznln bilinli

122 AKIL TUTULMASI

kararnn eseriyse, kitlesel zneler de kendilerini yle bilerek uyarla mak zorundadr: zne, btn enerjisini, pragmatistlerin deyimiyle, "eylerin hareketinin iinde ve o hareketin ynnde"5 olmaya adamak zorundadr. Gemite gereklik, zerk birey tarafndan gelitirildii var saylan ideale kart saylr ve onunla karlatrlrd; gereklie bu ideale uygun bir biim verilmesi gerekli grlrd. Bugn ilerici d nce bu tr ideolojileri zayflatmakta ve bir yana atmakta, bylece farknda olmadan da gerekliin bir ideal durumuna ykseltilmesine yardmc olmaktadr. Uyum, dnlebilecek btn znel davranlarn ltdr artk. znel, biimsellemi akln zaferi, ayn zamanda, znenin karsna mutlak, egemen bir nesnellik olarak kan bir gerekliin de zaferidir. Gnmzn retim tarz, her zamankinden daha ok esneklik ister. Hayatn her alannda istenen daha byk girikenlik, deien koullara daha iyi uyarlanabilme yeteneini gerektirmektedir. Eer bir ortaa zanaatkr bir baka meslee geebilseydi, yapt deiiklik, tamirci likten seyyar satcla, oradan da sigorta irketi yneticiliine geen bir gnmz insannn geirdii deiiklikten ok daha kkl olurdu. Bugn teknik srelerin gittike artan birrneklii insanlarn i deitirmesini kolaylatrmaktadr. Ama bir faaliyetten tekine geiin kolaylamas, speklasyon iin ya da yerleik modellerden ayrlmak iin daha ok vakit kalmas anlamna gelmemektedir. Doaya egemen olmak iin gelitirdiimiz aralar artt lde, bir sa kalma koulu olarak bu aralara hizmet etme zorunluluumuz da artmaktadr. nsan, mutlak davran llerine, evrensel balayc ideallere gide rek daha az baml hale gelmitir. Kendi zel llerinden baka kura la gerek duymayacak kadar zgrletii ileri srlmektedir. Ne var ki, bu artan bamszlk, ters bir mantkla, bir edilginlik artna da yol amtr. nsann kullanaca aralarla ilgili hesaplar inceldii halde, amalarn seimi konusunda gemite nesnel bir doruya duyulan inanla ilgiliydi bu gittike kafaszlamaktadr: nesnel akl mitoloji si de iinde olmak zere btn mitolojilerin kalntlarn silip atm olan birey, genel uyarlanma modelleri dorultusunda otomatik tepkiler gstermektedir. Ekonomik ve toplumsal gler kr doa kuvvetleri niteliini kazanmakta ve insan da, varln srdrmek iin, bu kuv5. Dewey, Creative Intelligence iinde.

DOANIN BAKALDIRMASI 123

vetlere kendini uyarlayarak onlar egemenlik altna almak zorunda kal maktadr. Bu srecin sonucu, bir kartlktr: bir yanda benlik vardr, maddi ve manevi dnyadaki her eyi kendi varolma aracna dn trmenin dnda btn ierii ve z boaltlm olan soyut ego; br yanda da sadece bir malzeme, egemen olunacak bir madde durumuna drlm ve bu egemenlikten baka bir amac kalmam bo bir doa vardr. Ortalama insann varln srdrmesi, reflekslerinin hzna baldr artk. Akln kendisi de bu kendini uyarlama yeteneiyle zdelemek tedir. Gnmz insannn atalarna gre ok daha geni bir seme zgrl var gibi grnmektedir, bir bakma gerekten yledir. retici glerin gelimesiyle onun zgrl de korkun artmtr. Nicelik asndan, amzn bir iisinin yararlanabilecei rn eidi, eski alarn bir soylusununkinden ok daha genitir. Bu tarihsel geli me kmsenmemelidir elbet; montaj hatt tekniinin tutkulu yan dalarnn yapt gibi, tercihlerdeki bu art, bir zgrlk art olarak yorumlamadan nce, bu artn ayrlmaz bir yn olan bir basnc ve yeni tercih biimiyle birlikte giden nitelik deimesini de dikkate al mamz gerekir. Sz konusu basn, modern toplumsal koullarn her kese uygulad zorlamadr; nitelik deiikliinin en iyi rnei ise, ince bir i iin en uygun aleti bulup seen eski tip zanaatkrla hangi kollan ekeceine ya da hangi dmelere basacana abucak karar ver mek zorunda olan modem bir ii arasndaki farkllktr. Ata binmekle otomobil kullanmann ierdii zgrlkler olduka farkldr. Modern toplumdaki otomobil sahiplerinin nfusa orannn eski toplumdaki atl araba sahiplerinden ok daha byk olmas bir yana, otomobil daha hzl ve daha geni imknl bir aratr, daha az bakm ister, hatta belki daha kolay kullanlabilir. Ne var ki, bu zgrlk art, zgrln niteliinde bir deiiklie yol amtr. Sanki otomobili kullanan biz deilizdir de uymak zorunda olduumuz saysz yasalar ve kurallardr. Hz snrlar vardr, yava srme, durma, belirli eritler iinde kalma uyarlar, hatta biraz ilerideki dnemecin biimini gsteren iaretler vardr. Gzlerimizi yola dikmemiz ve her an doru hareketi yapmak iin tetikte olmamz gerekmektedir. ten gelen, kendiliinden dav ranlarmzn yerini, boazmz skan mekanik zorunluluklara ynelttiimiz dikkati datacak her trl duygu ya da dnceyi silme

124 AKIL TUTULMASI

mizi gerektiren bir zihniyet almtr. Burada sz konusu olan deime kltrmzn hemen her dalma da yaylmtr. Eski tr iadamlarnn kulland ikna yntemleriyle mo dern reklamclnkileri i bayltc neon iaretleri, devasa afiler, kulaklar sar eden hoparlrler karlatrmak yeterlidir. Hibir eyi kutsal saymayan reklamlarn ocuksu sloganlarnn ardnda, bu lks budalaln masraflarn deyebilen sanayi irketlerinin gcn ilan eden grnmez bir metin durmaktadr. Gerekten de, bu i dnyas kar deliinin yelik creti ve aylk dentileri o kadar yksektir ki, yeni gelen biri eer kkse daha balamadan yenik dmektedir. Grnmez metin ayn zamanda egemen irketler arasndaki iliki ve anlamalar ve bir btn olarak ekonomik aygtn younlam gcn de ilan et mektedir. Tketicinin tercih hakk vardr ama, hangi markay seerse sesin elde edecei ek bir yarar yoktur. Fiyatlar ayn olan iki tketim mal arasndaki kalite fark, iki sigara markas arasndaki nikotin oran fark kadar kktr. Byle olduu halde, "bilimsel testler"le de dorulanan bu ok kk fark birini sndrmeden brn yakan bir tiryaki iin bile ok nemsiz olan bu fark, binlerce ampulle aydnlatlan afilerin, radyonun ve tam sayfa basn ilanlarnn yardmyla tketicinin zihnine sanki dnyann kaderini deitiren bir aklamaym gibi kaznmak tadr. nsanlar da bu iktidar dilinin satr aralarn okuyabilmektedir. An lamakta ve kendilerini ona gre uyarlamaktadrlar. Nasyonal-sosyalist Almanya'da, rakip ekonomik imparatorluklar, halka kar Volksgemeinschaft (Halk topluluu) ad altnda ortak bir cephe kurdular ve yzeydeki atmalarn bir yana braktlar. Ama s rekli bir propaganda bombardmanna maruz kalm olan halk herhangi bir yeni iktidar ilikisini edilgin bir biimde kabul etmeye hazrd za ten: ok snrl birtakm tepkiler gsterebildiyse de, bunlarn tek sonu cu onun varolan toplumsal, ekonomik ve siyasal dzene daha iyi uyum gstermesi oldu. Almanlar, siyasal bamszlktan vazgemeyi renmeden nce, ynetim biimlerini hep ayak uydurmalar gereken birer dzen olarak grmeyi renmilerdi, tpk tepkilerini atlyedeki bir makineye ya da yol kurallarna uydurduklar gibi... Yukarda da sylediimiz gibi, uyarlanma zorunluluu kukusuz gemite de vard: aradaki fark, uyumun hznda, bu tutumun insanlarn tm varlna

DOANIN BAKALDIRMASI 125

egemen olmasnda ve kazanlan zgrln niteliini deitirmesinde yatmaktadr. Hereyden nce de, bugnn insannn bu srece bir ocuk gibi, otoriteye doal bir gven duyan bir ocuk gibi deil, ka zanm olduu bireysellikten feragat eden bir yetikin gibi teslim ol masnda yatmaktadr. Uygarln zaferi o kadar tam ve kesindir ki, ter sine dnmeye balamtr. te bu yzden zamanmzn toplumsal uyumu bir kzgnlk ve bastrlm fke esi iermektedir. Dnsel adan, modern insan, toplumun maddeci uygulamalarn idealizmle ilgili lakrdlarla rtbas eden on dokuzuncu yzyl in sanndan daha az ikiyzldr. Bugn byle bir ikiyzllk hi kimseyi kandrmaz. Ama bunun nedeni, parltl szlerle gereklik arasndaki elikinin giderilmi olmas deildir. eliki kurumsallatrlmtr, o kadar. kiyzllk, siniklie dnmtr: artk kendisine inanlmasn bile beklememektedir. Sanat, arkadalk ya da din gibi eylerden sz eden bir sesin birka saniye sonra bir sabunun reklamn yapt iitilmektedir. Dzgn konumayla, mzik kltryle ya da ruhsal kurtulula ilgili brorler, mide gaz ilalarnn erdemlerini anlatan brorlerden tandmz bir slupla yazlmaktadr. Hatta, bunlarn tm de ayn uzman metin yazarnn rn olabilmektedir. Bir yazar aday bugn bir okula giderek hazr yk birimlerinden tretilecek btn bileimleri renebilir. Bu modeller, bir dereceye kadar, kitle kltrnn teki paralarnn, zellikle de film sanayisinin gerekle riyle egdmlendirilmitir. Bir roman yazlrken sinema olaslklar da gz nnde tutulmakta, bir iirin yazlmasnda ya da bir senfoninin bestelenmesinde balca amalardan biri yaptn propaganda ilevi ola bilmektedir. Bir zamanlar sanatn, edebiyatn ve felsefenin amac varlklarn ve hayatn anlamn aklamak, dilsiz olan hereyin sesi ol mak, doaya aclarn anlatmas iin bir dil vermekti; baka bir deyile, gereklii asl adyla armakt. Bugn doann dili ko parlmtr. Bir zamanlar, her szn, ln ya da jestin isel bir an lam olduuna inanlrd; bugnse hepsi sradan bir olay, bir rastlant olarak grlmektedir. Ge baktktan sonra, babasna "Baba, Ay neyin reklam acaba?" diye soran ocuk, biimsel akl anda insanla doa ilikisinin dt durumun tipik bir gstergesidir. Bir yanda, doa her trl isel deer ya da anlamdan arndrlmtr. te yanda, insann da varln

126 AKIL TUTULMASI

srdrmekten baka amac kalmamtr. Elinin dedii hereyi, bu amaca hizmet eden bir araca dntrmeye almaktadr. Pragmatik ilikilere smad sezilen hereye kukuyla baklmaktadr. Bir insan ya da bir dnceyi srf kendisi iin sevmeleri, srf kendisi iin sayg gstermeleri istenildiinde, insanlar hemen bir ar duygusallk koku su almakta ve birinin kendilerine bir oyun oynadn ya da bir ey sat maya altn dnmektedirler. Ay'n ne reklam olduunu sormasalar bile, onu balistik ya da uzay uular asndan dnmektedirler. Dnyann bir amalar dnyasndan tmyle bir aralar dnyasna dnmesi, retim yntemlerinin tarihsel gelimesinin bir sonucudur. Maddi retim ve toplumsal rgtlenme gittike daha karmaklap eyletike, aralar da bamsz varlklar gibi grnmekte ve bylece birer ara olarak grlmeleri de gittike zorlamaktadr. retim aralar ilkel olduu srece, toplumsal rgtlenme biimleri de ilkeldir. Polinezya kabilelerinin kurumlan, doann iddetli ve dolaysz basncn yanstr. Bu topluluun toplumsal rgtlenmesi, maddi ihtiyalar ta rafndan biimlendirilmitir. Avlanma, kpr yapma, kamp yerini seme gibi konularda karar yetkisi genlerden daha zayf ama daha de neyli yallara aittir; genler buna boyun eeceklerdir. Kadnlar da, er keklerden daha zayf olduklar iin, ava kmamakta, byk hayvan larn avlanmasna ve yenilmesine katlmamaktadrlar; grevleri, bitki ve kabuklu deniz hayvanlan toplamaktr. Kanl by trenlerinin ilevi ksmen genleri yetikinler arasna sokmak, ksmen de rahiple rin ve yallarn gcyle ilgili iddetli bir inan alamaktr. lkeller iin geerli olan, uygar topluluklar iin daha da geerliydi: evriminin eitli aamalarnda insann kulland silah ya da makine trleri, belirli emir ve boyun eme, ibirlii ve bamllk biimlerini gerektirmi ve bylece baz hukuki, sanatsal ve dinsel biimlerin do masnda da etkili olmutu. Uzun tarihi iinde insan zaman zaman doann basklarndan kurtulabildi ve bu zgrlk de ona kendi varl n srdrme kaygsndan bamsz olarak doa ve gereklik zerinde dnme frsatn verdi. Aristoteles'in mesafeli teorik dnme adn verdii bu grece zerk dnme biimleri zel olarak felsefede gelime imkn buldu. Felsefenin amac, yararl hesaplar yapmak deil, doann kendi iinde ve kendisi iin anlalmasn salayacak bir gre ulamakt.

DOANIN BAKALDIRMASI 127

Ekonomik adan, felsefi dnce, grup egemenliine dayal bir toplumda, hi kukusuz, yorucu iler yapmak zorunda olmayanlara zg bir lkst. Platon ve Aristoteles'te ilk szclerini bulan aydnlar, varolularn ve speklasyonlara dalmalarna izin veren rahatl, dnsel olarak uzak durmaya altklar egemenlik sistemine borlu durlar. Bu eliik durumun izlerini eitli dnce sistemlerinde bula biliriz. Bugn kitleler byle bir dnceye dalma zgrlnn ok seyrek ortaya ktn bilmektedirler ve bu da hi kukusuz bir iler lemedir. Her zaman belli gruplarn ayrcal olmutur bu zgrlk; ve bu gruplar da kendi ayrcalklarn bir insani erdem olarak mutlak latracak bir ideoloji oluturmulardr hemen. Baka bir deyile, dnme zgrl birtakm ideolojik amalara hizmet etmi, kol emei zorunluluundan kurtulmu olanlar yceltmeye yaramtr. Ama amzda, aydn, ekonominin basklarna, onu gerekliin srekli deien taleplerine karlk vermeye zorlayan basklarna kar korun maszdr. Onun iin de, gzlerini sonsuzlua evirmi olan derin d ncenin yerini, sadece bir sonraki anla ilgili pragmatik zek almtr. Speklatif dnce, bir ayrcalk olmaktan kacana, btn btne tasfiye edilmektedir ki, ite bu bir ilerleme deildir. Evet, bu sre iinde doa o rkn, anlalmaz, karanlk niteliini yitirmitir; ama insanlarn zihinleri araclyla konuma o ayrcalkl gruplarn yanl diliyle bile olsa konuma imknlar btnyle elinden alnm olan doa da imdi sanki bizden almaktadr. Doaya kar modern duyarszlk, gerekte, bir btn olarak Bat uygarlna zg olan o pragmatik tutumun bir trevinden baka bir ey deildir. Deien, biimlerdir. lk avcnn bozkrda ve dada grd, sadece iyi avlanma imknlaryd; modern iadam da bir man zaraya sigara afilerinin yerletirilmesine uygun bir yer gzyle bak maktadr. Birka yl nce gazetelerde yer alan bir haber dnyamzda hayvanlara ayrlan yeri ok iyi anlatmaktadr. Bu haberde fillerin ve teki vahi hayvanlarn Afrika'ya uak iniine engel olduu bildirili yordu. Hayvan burada sadece trafie bir engel olarak grlmektedir. nsan hereyin efendisi olarak gren bu zihniyet, Tevrat'n ilk blm leri kadar eskidir. Incil'de hayvanlar lehinde sylenmi birka satr da, Aziz Paul, Aquinolu Thomas ve Luther gibi en etkili dinsel dnrler tarafndan, hayvanlar karsnda insana baz ykmllkler getiren

128 AKIL TUTULMASI

hkmler olarak deil, insann ahlaki eitimiyle ilgili hkmler ola rak yorumlanmtr. Sadece insann ruhu kurtarlabilir; hayvanlarn tek hakk, ac ekme hakkdr. Birka yl nce bir ngiliz rahibi yle yazyordu: "Baz insanlar bakalarnn hayat, refah ve mutluluu iin ac eker ve lrler. Bu yasann srekli ilediini grebiliriz. Dnya bunun en yce rneini (adn saygyla anyorum) Golgotha'da grmt. Hayvanlar niin bu yasadan muaf olsun?"6 Papa IX. Pius, teolojiye gre insann hibir hayvana kar bir grevi olmamasndan tr, Roma'da hayvanlara kar zulmn nlenmesiyle ilgili bir derne in kurulmasna izin vermemiti.7 Nasyonal Sosyalizm hayvanlar ko ruyan bir rejim olmasyla vnyordu, evet; ama bunun tek amac da birer doal yaratk olarak grlen o "aa rklar" daha da aalamakt. Bu rnekleri vermemizin nedeni, pragmatik akln yeni bir ey ol madn gstermektir. Yine de, altta yatan felsefe, insann en yksek zihinsel yetenei olan akln yalnz aralarla ilgili olduu, hatta bir ara olduu dncesi, bugn her zamankinden daha net ifade edilmekte ve daha yaygn bir kabul grmektedir. Egemenlik ilkesi, her eyin feda edildii bir put haline gelmitir. nsann doay boyunduruk altna almak abalarnn tarihi, insann insan boyunduruk altna almasnn da tarihidir. Ego, benlik kav ramnn geliimi, bu iki yanl tarihi yanstr. Bat dillerinin herhangi bir tarihsel anda ego terimiyle ne anlatmak istediklerini kesin olarak belirlemek ok gtr; bulank armlar olan bir terimdir bu. Benliin genel olarak doaya, zel olarak da baka insanlara ve kendi drtlerine kar srdrd mcadelenin ilke si olarak egonun, egemenlik, komuta ve rgtlenmesi ilevleriyle ilgi li olduu sezilmektedir. Yneticinin, adamlarna yry emri vermek ya da suluyu lme mahkm etmek iin uzanm kolunda dile gele nin de bu ego ilkesi olduu dnlebilir. Ruhsal adan, bir k de meti gibidir bu ilke: karanl delerek, glgelerde gizlenmeyi yeleyen inan ve duygu hayaletlerini rktr. Tarihsel kkenleri, en ok, kafa emei ile kol emei arasndaki, fatihlerle tutsaklar arasndaki kopula belirlenen bir kast ayrcalklar anda yatmaktadr. Ataerkil ada egemen olduu ok aktr. Bachofen ve Morgann yazlarna da
6. Edward Westermark, Christianity and Morals, New York 1939, s. 388. 7. A.g.y., s. 389.

DOANIN BAKALDIRMASI 129

yanrsak, ego ilkesinin karanlk yeralt tanrlarna tapld anaerkil dnemde nemli bir rol oynam olmas pek mmkn grnmemek tedir. Antik an klelerinde, toplumsal piramidin tabanndaki ekil siz kitlede de ego ilkesinin varolduu dnlemez. Balangta kaba gce dayal olan egemenlik ilkesi, zamanla daha ruhsal bir nitelik kazand. Emirlerin verilmesinde insann i sesi, dardaki efendinin yerini ald. Bat uygarlnn tarihi, egonun gelime sinin tarihi olarak da yazlabilir: bu tarih iinde, pramidin altndakiler, z-disiplini ve egosu daha nce gelimi olan efendilerini yceltmi (sublimate), yani iselletirmilerdir. Bu adan, nder ve sekinlerin, gnlk hayatn eitli ilikileri arasnda bir mantksal bant ve tu tarllk saladklar sylenebilir. Yneticiler, ne kadar ilkel de olsa re tim srecinde sreklilii, dzenlilii hatta standartlamay zorla ger ekletirmilerdir. Her znenin iindeki ego, yneticinin temsilcisi ol mutur. eitli insanlarn ok farkl yaantlar arasnda bir ba kuran da egodur. Nasl ynetici adamlarn piyade ve atl snflarna ayrrsa, ego da yaantlar kategorilerle ya da trlerle snflandrmakta ve bire yin hayatn planlamaktadr. Fransz sosyolojisi8, ilkellerdeki genel kavramlarn hiyerarik dzeninin kabile rgtlenmesi ve kabilenin bi rey zerindeki egemenliini yansttn gstermitir. Btn mantksal dzenin, kavramlarn ncelie ve sonrala, astla ve stle gre s ralanmasnn ve her birinin kendine ait alannn belirlenmesinin top lumsal ilikileri ve iblmn yansttn ortaya koymutur. Ego kavram hibir zaman toplumsal tahakkm sisteminden kaynaklannn izlerini, lekelerini silememitir. Descartes'n ego kavram gibi en idealletirilmi biimleri bile baskyla ilikilidir; Gassendi Descartes'n Metafizik Felsefe stne Dnceler'iyle ilgili eletirile rinde, beyindeki gizli odasndan arcem in cerebro tenens9 ya da psi kologlarn deyimiyle, beyindeki alc-verici istasyonundan duyularn verdii raporlar derleyen ve vcudun eitli blgelerine emirlerini gnderen ego adl kk bir ruh dncesiyle eleniyordu. Descartes'n, doann iinde yer almayan ama onu etkileyebilecek kadar da yakn olan bu egoya bir yer bulma abalarn izlemek yararl
8. Bkz. E.Durkheim, "De quelques formes primitives de classification", L'Anne so ciologique, v, 66, 1903. 9. Oeuvres de Descartes, Paris, 1904, vu, s. 269.

130 AKIL TUTULMASI

olur. Egonun ilk abas, tutkulara, yani iimizdeki doaya egemen ol maktr. Ego, mazbut ve salkl duygulara kar anlayldr ama ke dere, zntye yol aabilecek hereye kar da katdr. En nemli abas ve kaygs, duygularn yarglar etkilemesini nlemektir. Bu sert ve yaln mercinin alma tarznn en iyi rnei matematiktir, el mas gibi keskin ve berrak, aldrsz, kendine yeterli. Ego, doaya ege men olandr. Egonun amalarn, sonsuz bir varolma srarnn dnda herhangi bir eyle tanmlamak, ego kavramn bulandrmak olur. Descartes'n felsefesinde, ego ve doa ikicilii, onun geleneksel Katolisizmi'yle bir lde yumuatlmt. Rasyonalizmin sonraki tem silcileri ve ardndan da znel idealizm, doa kavramn ve son ker tede, yaantnn her trl ieriini akn olduu dnlen bir ego iinde eriterek sz konusu ikicilii amaya altlar. Ama bu eilim gelitii ve radikalletii lde, Descartes'n egonun kendi iindeki tz teorisinin daha eski daha safdil ve o yzden de daha uzlatrc ikici liinin etkisi de artt. Bunun en arpc rnei, Fichte'nin znelciakncln u noktasndaki felsefesiydi. Fichte'nin, dnyann tek var lk nedenini bamsz akn benlie bir etkinlik alan sunmak olarak gren ilk felsefesinde, ego ile doa arasndaki iliki bir diktatrlk ilikisidir. Egonun, snrsz bir etkinlik dnda hibir tz ya da an lam olmamasna karn, tm evren egonun aleti durumundadr. Fichte'ye sanldndan ok daha yakn olan modern ideoloji bu tr metafi zik temellerle ban koparmtr ve mutlak efendi olan bir soyut ego ile isel anlam boaltm bir doa arasndaki kartlk da ilerleme, baar, mutluluk ya da yaant dnceleri gibi bulank mutlaklar ta rafndan glgelenmektedir. Yine de bugn doa her zamankinden ok insann bir aleti olarak grlmektedir. Doa, akl tarafndan konulmu bir amac ve dolaysy la hibir snr olmayan mutlak smrnn nesnesidir. nsann lsz emperyalizmi hibir snr tanmamaktadr artk. Doa tarihinde baka hayvan trlerinin en yksek organik gelime biimini temsil ettikleri dnemlerde, insan trnn doa zerindeki egemenliini andran bir durum bulmak mmkn deildir. Havyanlarn itihalar kendi fiziksel varolularnn zorunluluklaryla snrlyd. Gerekte, insann gcn iki sonsuz (mikrokozm ve evren) ynnde geniletmede gsterdii agzllk, dorudan doruya kendi doasnn deil, toplumsal yapnn

DOANIN BAKALDIRMASI 131

sonucudur. Nasl emperyalist uluslarn dnyaya saldrlar szde ulusal karakterlerle deil de kendi i mcadeleleriyle aklanmak zorundaysa, insan trnn kendi dnda sayd hereye kar totaliter saldrs da insann doutan gelen zellikleriyle deil, insanlar aras ilikilerle aklanmaldr. nsan trnn agzll ve bunun sonucu olan pra tik davranlar kadar, doay sadece etkin bir smr asndan gren bilimsel zihniyetin kategorileri ve yntemlerinin anahtar da insanlar arasnda hem savata hem de barta srp giden bu atmadadr. Bu alglama biimi, insanlarn ekonomik ve siyasal ilikiler iinde birbir lerine bak tarzn da belirlemitir. nsanln doaya bak biimleri, eninde sonunda, insanlarn zihnindeki insan imgesine de yansr ve onu belirler, bylece sreci balatabilecek olan son nesnel amac da ortadan kaldrr. Toplumun ego araclyla gerekletirdii arzularn bastrl mas, sadece toplum asndan deil, birey iin de daha akld bir du rum haline gelir. Rasyonellik byk tantanalarla ne srld ve savunulduu lde, insanlarn zihninde de uygarla ve onun bireyin iindeki temsilcisi olan egoya kar bilinli ya da bilinsiz bir fke de bymeye balar. Doa insann iinde ve dnda karlat basknn her evresinde nasl tepki gsterir bu atmaya, bakaldrsnn psikolojik, siyasal ve felsefi belirileri nelerdir? Bu atmadan "doaya dn"le, eski dok trinlerin canlandrlmas ya da yeni mitlerin yaratlmasyla kanmak mmkn mdr? Her insan, doutan balayarak, uygarln baskc yzyle tanr. Babann gc ocua ok byk, boucu grnr; szcn tam an lamyla doast bir gtr bu. Babann ynetimi, doadan, doann etkilerinden bamsz akldr: amansz, aldrsz bir ruhsal kuvvet. ocuk bu kuvvete boyun eerken ac eker. Ama bir yetikinin bu ocukluk aclarn, byklerin dil karmama, bakalarn taklit et meme, tertipli olma ve kulaklarnn arkasn ykama gibi buyruklarna uyarken ektii skntlar hatrlamas hemen hemen imknszdr. Bu talepler, ocuun karsna kan uygarl temsil eder. Drtlerinin dolaysz basncna kar direnmesi istenir ondan, kendisiyle evreyi bir birinden ayrdetmesi, becerikli olmas, ksaca, Freud'un terminoloji siyle, babasnn ve teki baba modellerinin kendisine sunduu ilkeleri ieren bir sperego sahibi olmas istenir. ocuk btn bu taleplerin

132 AKIL TUTULMASI

gerisinde yatan amac anlamaz. Azarlanmamak, cezalandrlmamak iin, byklerinden grd sevgiyi yitirmemek iin boyun eer. Ama bu boyun eie bal olan tatsz duygu srp gider ve ocukta babaya kar derin bir dmanlk geliir; bu da bir noktada uygarln kendi sine kar bir kzgnla dnr. Eer ocuun boyun edii bir kii deil de bir grupsa, rnein oyun yerindeki ya da okuldaki teki ocuklarsa, bu sre daha da sert ve arpc bir grnm alabilir. Byle gruplar ikna etmeye almazlar, sadece vururlar. Sanayi toplumu, ocuun dorudan doruya kolektif glerle yzyze kald bir evreye getike, ocuun psikolojik dn yasnda konumann, tartmann ve dolaysyla dnmenin ald yer de azalr. Bylece vicdan, ya da sperego, zlr. Buna, annenin tutu munda biimsel rasyonellie geiin yol at deiimi de eklememiz gereklidir. Psikanalize dayal eitli aydnlanma biimleri baz kentsel gruplara ruh sal asndan ok yararl olmutur, ama bu yararn nemli bir yn, ocuun gelimesinde belirleyici olan annenin ocua kar daha rasyonel ve bilinli bir tutum almasdr. Anne bir hemireye dnmekte, scakl ve dikkati giderek bir tekniin paras haline gelmektedir. Annelii bir bilim durumuna getirmekle toplumun kazanaca ok ey vardr ama, bu durum eskiden toplumsal hayatta balayc gc olan belirli etkilerden yoksun brakmaktadr bireyi. Uygarlktan nefret edilmesi, sadece kiisel psikolojik skntlarn akld bir biimde dnyaya evrilmesi deildir (baz psikanaliz okul larnda savunulduu gibi). lk genliinin balangcndaki ocuk, ken disinden igdsel drtlerinden fedakrlk yapmas istendii halde buna karlk hibir tazminat almadn grr; rnein, cinsel istek lerini toplumun gerekleri dorultusunda yceltmesi karlnda vaat edilen maddi gvenlii elde edememitir. Sanayi toplumu, cinsel ili kileri artan lde toplumsal denetime tabi klmaktadr. Kilise, evlilii kutsal bir trene dntrerek ve elencelere, kk erotik arlklara, hatta fahielere gz yumarak doa ile uygarlk arasnda bir kpr ku ruyordu. Gnmzde evlilik gittike bir toplumsal vize haline gel mekte, tz kadnlar tarafndan hazrlanm bir erkekler kulbnn yelik dentisine dnmektedir. Kadnlar iin de bir vizedir evlilik: ciddi abalar sonucunda elde edilecek bir dl, toplumun onaym alm gvence dl. Kurallara kar kan gen kz, gnah iledii, te

DOANIN BAKALDIRMASI 133

dnyadaki mutluluk imknn yitirdii iin deil, elindeki frsatlar deerlendirmedii iin sulanmaktadr bugn. Trajik deil, aptal sayl maktadr. Evlilik, artk sadece toplumsal aygt iinde kullanl bir uyum salama arac olarak grlmektedir. Gl kuramlarn gzetimi altndadr ve reklam ajansln elence sanayisi stlenmitir. Toplum mthi bir gayretkelik iinde kk fuhu eteleriyle, ak tica riletiren fuhu merkezleriyle mcadele ededursun, igdsel hayatn btn dallar ticari kltrn ruhuna teslim olmaktadr. Bu eilimin dourduu doyumsuzluk ve skntlarn en derin kkleri, uygarlama srecinde yatmaktadr; sorun sadece bireylerin geliimi iinde kalnarak kavranamaz, tm insan trnn tarihi iinde ele alnmaldr, nk psikolojik karmaalar, bir lde, uygarlk tarihinin ilkel evrelerinin yeniden (bireysel dzeyde) yaanmasdr. Uygarln bugnk aama snda bu ilkel sreler yeniden yaanmaktadr. Bu daha yksek dzeyde, atmann merkezi, igdsel feragatin amac olan ideallerdir. ocuk luktan genlie gemekte olan bireyi koyu bir umutsuzlua iten, akl, benlik, tahakkm ve doa arasndaki sk ilikiyi, bunlarn nerdeyse zde olduklarn belli belirsiz de olsa grmesi, sezmesidir. Ona reti len idealler ve bunlarn kendisinde uyandrd zlemlerle boyun emek zorunda olduu gereklik ilkesi arasndaki uzakl sezmektedir.* Bu nun sonucunda, tanrsallk, doadan uzaklk ve sonsuz stnlk hava larnn ardnda sadece daha glnn ya da daha kurnazn egemenliinin yatmakta oluuna kar isyan etmektedir. Bu keif, onu yapan bireyin karakterinde iki eye yol aabilir: diren me ya da boyun eme. Direnen birey, doruluun gerekleriyle varo luun akld niteliini uzlatrmaya ynelik her trl pragmatik abaya kar kacaktr. Geerli llere uyarak doruluktan fedakrlk yapmaktansa, kendi hayatnda, hem teoride hem de pratikte, olabilecek en ok doruyu dile getirmeye alacaktr. atmalardan olumu bir hayat olacaktr onunki; toptan yalnzl gze almak zorundadr. Onu kendi i eliki ve glklerini topluma yanstmaya iten akld dmanlk duygusunu, ocukluunun hayal dnyasnda babasnn tem sil ettii eyi, yani doruluu, gerekletirme tutkusuyla yenecektir.
* Gereklik ilkesi: Freud'da, bireyin d dnyann nesnelliini ve direncini tanmas, dnyann kendi dlemlerinden bamsz olduunu renerek kendini ona uydurmas, (.n.)

134 AKIL TUTULMASI

Bu gen insan tipi eer bir tip denebilirse buna kendisine reti lenleri ciddiye alr. En azndan, d otoritelere ve gereklik denilen eyin putlatrlmasna kar kabilecek kadar baarl bir iselletirme sreci geirmitir. Gereklii hep dorulukla karlatrmaktan, ideal lerle gerekler arasndaki atmay aa karmaktan ekinmez. Sr drd eletiri de, hem teorik hem pratik olarak, ocukken tad pozitif inancn negatif bir tekrardr. teki yol, boyun ei, ounluun semek zorunda kald yoldur. nsanlarn ounluu kendi skntlarndan tr toplumu sulama hu yundan hibir zaman vazgemezlerse de, gereklie kar kamayacak kadar zayf olanlarn onunla zdeleerek kendilerini silmekten baka areleri yoktur. Uygarlkla rasyonel bir biimde uzlamazlar hibir za man. Bunun yerine, boyun eerler ona: ne kadar omuz skseler de aklla tahakkmn, uygarlkla idealin zdeliini gizlice kabul ederler. Bilgili iniklik, uyumluluun baka bir biimidir sadece. Bu insanlar, glnn egemenliini ebedi kural olarak kabul etmeye zorlarlar ken dilerini. Btn hayatlar, gerek dardaki gerekse ilerindeki doay bastrmaya ve deersizletirmeye ve kendilerini onun daha gl ra kipleri ya da vekilleriyle: rkla, vatanla, liderle, kliklerle ve gelenek lerle zdeletirmeye ynelik srekli bir abadan ibarettir. Onlar iin, btn bu szcklerin anlam birdir: sayg duyulmas ve boyun eil mesi gereken kar konulmaz gereklik. Bununla birlikte kendi doal drtleri, uygarln eitli taleplerine kar olan baz drtler bu in sanlarn iinde bir tr yeralt faaliyetini srdrr. Psikanaliz terimle riyle, uysal, boyun emi bireyin bilindnn, gerek ana-babasna kar bastrlm bir isyan dzeyinde sabitlemi olduu sylenebilir. Bu isyan, toplumsal ya da bireysel koullara bal olarak, ya igzar bir uyumlulukta ya da su eiliminde gsterir kendini. Direnen insan kendi sperego'suna ve bir anlamda da, baba imgesine sadk kalr. Ama bir insann dnyaya direnci sadece ana-babasyla zlmeden kalan atmalarndan karlamaz. Tam tersine, ancak bu atmay am olan insann direnmesi mmkndr. Ald tavrn asl nedeni, gerek liin "doru olmadn" bilmesidir; ana-babasn, temsil ettiklerini ileri srdkleri ideallerle karlatrmak yoluyla kazanlm bir bilintir bu. Modern ekonomik hayatn bir sonucu olarak ana-babalarn eitici

DOANIN BAKALDIRMASI 135

ilevlerinin okula ve toplumsal gruplara devredilmesi ve bunun sonu cunda ana-babalarn rollerinin de deimesi, egemen toplumsal eilim lere kar bireysel direniin yok oluunun en nemli nedenlerinden bi ridir. Bununla birlikte, son dnemde nemli bir rol oynam baz kitle psikolojisi olgularn iyi anlayabilmek iin, belirli bir psikolojik zelliin dikkatle incelenmesi gerekir. Modern yazarlar, ocuun mimetik drtlerinin, kendi duygular da dahil her eyi ve herkesi taklit etme isteinin, ocuun renme yol larndan biri olduunu sylemektedirler; zellikle, bireyin daha sonra ki karakterini, tepki biimlerini, genel davran kalplarn belirleyen o ilk bilinsiz-bireysel gelime evresinde nemlidir bu. Tm vcut bir mimetik anlatm organdr. Bir insan kendi zel glme tarzn, konu ma ve tartma biimini bu yetenekle kazanr. ocukluun ancak daha sonraki evrelerinde bu bilinsiz yknmenin yerini bilinli yknme ve aklc renme yntemi alr. Irk denilen insan gruplarnn jestleri nin, ses tonlarnn, duyarllk tr ve derecelerinin, yrme biimleri nin, ksaca, doal saylan btn zelliklerinin, kendilerine yol aan evre koullan ortadan kalktktan sonra da srp gitmesinin nedeni bu dur. Baarl bir Yahudi iadamnn tepkileri ve jestleri, atalarnn s rekli yaad kayg ve korkuyu yanstr bazen; nk bir insann dav ran tarz, aklc eitimden ok, mimetik gelenee bal olan atavistik (atalardan kalan; geriye, gemie giden) kalntlarn rndr. Bugnn bunalmnda mimesis sorunu zel bir ivedilik kazanm tr. Uygarlk, insann doutan gelen mimesis yeteneiyle balar, ama onu amak ve dntrmek zorundadr. Bireysel eitim kadar, bir btn olarak kltrel ilerleme de byk lde, mimetik tavrlarn bi linli davranlara dnmesi demektir. Nasl ilkel topluluklar daha iyi rn almann yolunun by deil, topra daha iyi ilemek olduunu renmek zorundaysa, modern toplumun ocuu da mimetik tepkileri ni denetim altna alarak belirli bir hedefe yneltmeyi renmek zorun dadr. eitli mimesis biimlerinin yerini bilinli uyarlanma ve sonra da egemenlik alr. Bilimin ilerlemesi bu deimenin teorik anlatmdr: forml imgenin, hesap makinesi trensel dansn yerini alr. Kendini uyarlamak demek, varln srdrmek iin insann kendini nesneler dnyasna benzetmesi demektir. nsann kendini byle bilinli olarak (refleks davran olarak deil) evreye benzetmesi, uygarln evrensel

136 AKIL TUTULMASI

bir ilkesidir. Yahudilik ve Hristiyanlk, bu ilkel drtlerin denetim altna aln masna, kr teslimiyetin kavray ve umuda dntrlmesine anlam verme abalaryd. Bunu, ebedi ruh ve kiisel ycelme gibi mesihi doktrinlerle salyorlard. Avrupa'nn felsefe okullar bu dinsel miras eletirel mantk yoluyla gelitirmeye altlar; negatif ya da tanrta nmaz okullar bile, dini dokunulmaz ama etkisiz, tarafsz bir kapal alana eviren duvarlar ykarak bu dnceleri canl tuttular. Felsefenin miraslar olan byk devrimler, kitlelerin mutlak inanlar byk lde siyaset alanna aktardlar. Ancak, grnen o ki modern an milliyetilii kitlelere dinin vermi olduu o sarslmaz inanc vereme mektedir. Franszlar vatanlar ve imparatorlar iin lmeyi hep gze almlardr ama, imparatorun o ok sz edilen toplumsal reform larndan da umutlarn kesmilerdir. Napolyon'un Katoliklii yeniden glendirmeye almasnn da aka gsterdii gibi, kitleler, impara torun siyasal ve toplumsal programnn doal drtlerine getirdii acmasz kstlamaya dinin tesellisi olmadan katlanamamaktadrlar. Modem Rusya iin de benzer eyler sylenebilir. Mimesis drtsnn yadsnmasnn karlnda insann gizilglerinin gerekleecei umudu da ortadan kalknca, bu drt, her an pat lamaya hazr bir ykc g halinde, beklemeye geer. Baka bir deyi le, skatkonun dndaki btn kurallar, btn ynler silinince, akln sunabilecei btn mutluluk umudu varolan korumak, hatta basksn daha da artrmak olunca, mimetik drt gerekten alm olmaz. n sanlar hep geri dnerler ona, onun daha geri ve arpk biimlerine. Por nografiyi yasaklayan mazbut sansrcler gibi, nefret ve irenme iinde teslim olurlar tabu drtlere. Boyunduruk altndaki kitleler, bask or ganyla kolayca zdeleirler. Hatta sadece onun hizmetindeyken doyur ma imkn bulurlar inat mimetik drtlerini, da vurum ihtiyala rn. Baskya gsterdikleri tepki, taklittir: kar konulmaz bir ezme istei. Sonra bu istek de onu douran sistemi srdrmek iin kul lanlr. Bu adan, modern insan ortaa insanndan sadece setii kur banlarla ayrlr. Cadlarn, byclerin ve kfirlerin yerini siyasal aznlklar ve yasakllar, Almanya'daki Bibelforscher gibi dinsel tarikat lar ve benzeri izgi d akmlar almtr; ve Yahudiler bugn de eksik deildir. Almanya'da Nasyonal Sosyalistler'in mitingine katlm olan

DOANIN BAKALDIRMASI 137

lar, konumaclara ve dinleyenlere asl haz veren eyin, toplumsal ola rak bastrlm drtlerin da vurulduu, taklit edildii oyunlar oldu unu bilirler. Bu gsterilerin amacnn dman rk, onlarn mimetik drtlerine zenme kstahln gsteren dman rk alaya almak ve aalamak olmas, alman bu hazz azaltmamaktadr. Byle mitingler den birinin doruu, konumacnn bir Yahudiyi taklit ettii and. Yok edilmek istenen insanlarn taklidi yaplyordu. Gsteriyi seyreden kala balk da kahkahadan krlmaktayd, nk yasaklanm bir doal drt ceza korkusu olmadan anlatm imkn buluyordu bylece. Victor Hugo, enlik, iddetli kzgnlk ve taklit arasndaki, derin an tropolojik yaknl L'homme qui rit ("Glen Adam") adl kitabnda ok iyi betimler. ngiliz Lordlar Kamaras'nda kahkahann dorulua stn geldii sahne, toplumsal psikoloji zerine kusursuz bir derstir. Hugo bu blme "nsan Frtnalar Deniz Frtnalarndan Daha Habis tir" baln uygun grmtr. Hugo'ya gre, glme her zaman bir kyclk esi ierir ve kalabalklarn gl de deliliin enliidir. u yaadmz "sevinten doan kuvvet" gnlerinde, yukardaki Lordlar' ok geride brakan baz yazarlar da vardr. Max Eastman, neeyi, grltl kahkahay bir ilke olarak savunmaktadr. Mutlak kavramn dan sz ederken yle demektedir: "nemli erdemlerimizden biri, in sanlarn byle eyler ("mutlak") sylediini iittiimizde, glme istei duymamzdr. Bizde glme, Almanya'da 'mutlak'n oynad rol oy nar." On sekizinci yzylda felsefenin iri laflara glnde, zgrle tirici bir etkisi olan gzpek ve kkrtc bir hava vard. Bu tr laflar yrrlkteki istibdatn simgeleriydi; onlarla alay etmek, ikence ve lm tehlikesini gze almak demekti. Oysa yirminci yzylda, alay edilen, glnen ey, uyumlu ounluk deil, hl bamsz dn meye alan tuhaf kiidir.10 Anti-entelektalizmin bu entelektelce tezghlan, Charles Beard'n Eastman'n grlerini onaylamasndan da anlalabilecei gibi, gnmzn bir edebi eilimini de temsil et mektedir.11 Ne var ki, bu eilim , yazarlarn ileri srd gibi, ulusal ruhun bir zellii deildir. Emerson'un yaptlarnn ilk cildini
10. Tarihte kukuculuun deien ilevleri konusunda bkz. Max Horkheimer, "Mongaigne und die Funktion der Skepsis", Zeitschrift fr Sozialforschung, VII, 1938, s. 1. 11. The American Spirit, New York 1942, s. 664.

138 AKIL TUTULMASI

atmzda, Eastman'n " 'Mutlakn mdahalesi" olarak grecei bir blmle karlarz: "Adalete ve Dorulua bakarken, mutlak ile koullu ya da greli arasndaki ayrm da anlarz. Mutlak' kavrarz. Denebilirse, ilk kez varoluruz". 12 Bu tema, Emerson'un btn yaptla rnda belirleyici bir dnce olarak kalmtr. Mimetik drtnn dmanca kullanl, ada demagoglarn baz zelliklerini de anlamamz salar. ou zaman, kt amatr aktrler olduu sylenir bu adamlarn. Goebbels'i dnelim. mha edilmesini istedii Yahudi satcnn bir karikatryd, d grnyle. Mussolini insana bir taral aktrisi ya da bir operet avuunu anmsatyordu. Hitlerin soytarlklarysa tmyle Charlie Chaplin'in ilk gldr film lerindeki gl adam karikatrlerinden alnm gibiydi. Modern dema goglar, normal olarak aileleri, retmenleri ya da uygarlatrc bir baka kurum tarafndan cezalandrlan ya da engellenen yaramaz ocuk lar gibi davranrlar. Bir seyirci kitlesi zerinde yaptklar etkinin bir nedeni, bastrlm drtleri canlandran oyunlar oynamakla uygarla meydan okuyarak doann bakaldrsn destekler gibi gzkmeleridir. Ama bu kar k hi de sahici ya da saf deildir. Bu adamlar soy tarlklarnn asl amacn hibir zaman unutmazlar. Deimez hedefle ri, doay kkrtarak, yine doay ezecek olan bask glerine katl masn salamaktr. Bat uygarlnn ezilen kitleler zerinde hibir zaman gl bir et kisi olmamtr. Nitekim, son yaadmz olaylarn da gsterdii gibi, bir bunalm annda, kltr, eski ideallerinin savunulmasnda o gnll avukatlarnn pek azna gvenebilecektir. Belli bal dinsel ve felsefi sistemlerin yapt gibi doruluk ile gereklii ayrdedebilen her insana karlk, mimetik ve dier atavistik drtlerine geri dnme eilimini hibir zaman tam olarak yenememi binlerce insan vardr. Bu kitlelerin kusuru olarak grlemez sadece: insanln ounluu iin uygarlk, byyerek bir yetikin haline gelme basks anlamna gelmitir ve hl yoksulluk anlamna gelmektedir. nsanln teknokratik baarlarnn bedeli olan sakatlanmalardan yneticiler bile kanamamaktadr. Baka bir deyile, insanlarn ok byk bir ounluunun "kiilii" yoktur. Haysiyetlerine ya da gizilglerine seslendiinizde sizden kukulanacaklardr ve bunda da hakldrlar, nk bu tr szler
12. A.g.y., s. 57.

DOANIN BAKALDIRMASI 139

onlar boyunduruk altnda tutmakta kullanlan kalplara dnmtr. Ama bu hakl kukuculuun yan banda ok kkl bir eilim daha vardr: kendi "isel doalarna" dmanca ve gaddarca davranma eili mi, zalim efendilerinin kendilerini boyunduruk altna al gibi onu boyunduruk altna alma eilimi. Kitlelerin babo eylemleri, daha n ce kle olan despotlarn arlklar kadar hastalkl ve korkun olabil mektedir. Gerekten sayg duyduklar ve zendikleri tek ey iktidardr. Bu, demokratik tezlerin totaliter yntemlerle hesaplamaya giritik leri anda ortaya kan trajik gszln de aklamaktadr. rnein Weimar Cumhuriyeti'nde halk, ardnda gerek bir iktidar olduuna inan d srece anayasaya ve demokratik hayat tarzna sayglyd. Cumhuriyetin idealleri ve ilkeleri daha byk bir kuvveti temsil eden ekono mik glerin karlaryla atmaya girdii anda totaliter ajitatrler ar basmaya balad. Hitler, bastrlm doaya konulan yasan kaldrl masn salayacak bir iktidar kuracan sylerken, dinleyici kitlelerin bilindna sesleniyordu. Rasyonel ikna yntemleri hibir zaman bu kadar etkili olamaz, nk ancak yzeysel olarak uygarlam bir top luluun ilkel drtlerine ulaamaz. Demokrasi de, ykc bilind gleri uyararak demokratik hayat tarzndan dn vermeye kalkma d srece, totaliter propaganday taklit edemez. Eer demokratik lkelerin propagandas, son dnya atmasn, ideallerle ve siyasal karlarla ilgili bir mesele olarak deil de iki rkn atmas olarak sunmu olsayd, vatandalarndaki en iddetli askeri drtleri daha kolay harekete geirebilirdi. Ama bunun bir tehlikesi de vardr: harekete geirilen drtler sonuta Bat uygarln yok edebilir. Bu tr durumlarda, "baka rk" terimi, "insandan daha aa bir tr ve dolaysyla sadece doa" anlamn kazanr. Kitlelerin bir blm, bu frsattan yararlanarak resmi toplumsal ego ile zdelemek ve kiisel egonun gerekletiremedii eyi doann zapturapt altna alnmas, igdlere egemen olunmas bylece iddet yoluyla gerekletirmek ister. Kendi ilerindeki doa yerine, dtaki doayla savarlar. Kendi evinde iktidarsz olan sperego, toplumda bir cellada dnr. Bu bi reyler, bir yandan bastrlm drtlerini serbest brakrken, bir yandan da kendilerini uygarln koruyucular olarak grmenin doyumunu yaar. Saldrganlklar i atmalarn ortadan kaldrmad ve her za man saldrabilecekleri baka insanlar olaca iin de bu bastrma rutini

140 AKIL TUTULMASI

durmadan tekrarlanr. Ve bylece toptan ykma doru gider. Nasyonal Sosyalizmle doann bakaldrs arasndaki iliki olduka karmakt. Byle bir bakaldr, "sahici" olsa bile, her zaman bir geri leme esi tad iin, bandan beri gerici amalara uygun bir ara tr. Ama bugn gerici amalar, sk rgtlenme ve acmasz rasyonalizasyonla, bir anlamda, "ilerleme" ile gerekletirilmektedir. Bu yzden, "doal" isyan da belli bir anda yukardan emirle balatlan ya da durdu rulan Nazi programlarndan daha kendiliinden deildi. Egemen klik bu vahetin tek sorumlusu olmasa da (nk nfusun byk blm, dorudan katlmad durumlarda bile aka onaylamt bu olaylar), bu azgnlk, ne kadar "doal" olursa olsun, son derece rasyonel bir pla na gre balatlyor ve ynlendiriliyordu. Modem faizmde rasyonellik artk sadece doann bastrlmasyla yetinemeyecek bir noktaya ula mtr; rasyonellik imdi doann isyankr gizilglerini kendi siste mine btnletirerek doay smrmektedir. Naziler, Alman halknn engellenmi arzularn kullanyordu. Naziler'le snai ve askeri destek ileri hareketlerini balattklarnda, maddi karlar kendilerininkiyle zde olmayan kitleleri hareketlerine katmak zorundaydlar. Bunun iin, snai gelimenin mahkm ettii, kitlesel retim tekniklerinin kerttii geri tabakalara bavurdular. Bastrlm doann temsilcileri, arasallam akln kurbanlar burada: kyller, zanaatkrlar, esnaf, ev kadnlar ve kk imalatlar arasnda bulunabilirdi. Bu gruplarn ey lemli destei olmasayd, Naziler iktidara gelemezdi. Bastrlm doal drtler Nazi rasyonelliinin emrine girdi. Ve bu drtleri tatmin etme abalar, yadsnmalaryla sonuland. Naziler'e koan kk reticiler ve tccarlar bamszln son krntlarn da yitirdi ve rejimin memurlar haline geldiler. Sadece zgl psikolojik "doalar" tasfiye edilmekle kalmad, rasyonel dzen iine sokulmalar srecinde maddi karlar da zarar grd; hayat standartlan dt. Ayn ekilde, kurumsal hukuka bakaldr da kanunsuzlua ve egemen g lerin emrindeki kaba kuvvetin gemi azya almasna yol at. Kssadan hisse: egonun yceltilmesi ve varln bal bana bir ama olarak savunulmas ilkesinin varaca yer, bireyin kesin gvensizlii, toptan yadsnmasdr. Nazizm'de doann uygarla bakaldrsnn sadece bir ideolojik grn olmad aktr. Nazi sisteminin etkisiyle bireysel liin kabuu atlad ve gemite Spengler'in "yeni kaba insan" dedii

DOANIN BAKALDIRMASI 141

o atomlam, anarik insanoluna benzer bir ey kt ortaya. Doal insann yani nfusun geri tabakalarnn rasyonelliin artna kar isyan gerekte akln biimsellemesini hzlandrm ve doann zgrlemesi yerine, klelemesine hizmet etmitir. Bu adan, faizmi, akl ile doann eytani bir sentezi olarak tanmlayabiliriz: felsefenin her zaman dledii o kutuplar aras uzlamann tam kart. Tarih boyunca doann btn szde isyanlarnn encam byledir ite. Doa ne zaman baat ilke olarak yceltilmi ve dncenin dnmeye kar, uygarla kar silah haline getirilmise, dncenin kendisinde de bir tr ikiyzllk ve dolaysyla rahatsz bir vicdan be lirmitir. nk bylece, savatn ileri srd ilkeyi byk lde kabullenmi olmaktadr. Bu adan, Romal bir saray airinin krsal hayatn erdemlerini vmesiyle Alman ar sanayicilerinin kan ve top rak ve salkl kyllerden oluan bir ulustan dem vurmas arasnda byk bir fark yoktur. kisi de emperyalist propagandaya hizmet et mektedir. Gerekten de, bir doa isyan olarak Nazi rejimi, kendini bir isyan olarak grd anda bir yalana dnmtr. Reddettiini ilan ettii o mekanik toplumun bir ua olarak, o toplumun znde bask c olan yntemlerini devralmtr. Amerika'da doann isyan sorunu Avrupadakinden temelde farkl dr, nk bu lkede doay ruhun bir rn olarak gren metafizik speklasyon gelenei eski ktadakinden ok daha clzdr. Ama doa zerinde fiili egemenlik kurma eilimi ayn lde gldr ve bu yzden Amerikan dncesinin yaps da doaya egemen olunmasyla doann isyan arasndaki o ok yakn ve lmcl ilikiyi sergilemek tedir. Bu ilikinin en ak olduu yer, herhalde, Amerikan dncesini teolojik mirastan sonra en ok etkileyen akm olan Darwincilik'tir. Pragmatizmin esin kayna evrim ve uyarlanma teorisiydi; bunlar ya dorudan doruya Darwinden ya da Spencer gibi bir felsefi aracdan alyordu. znde doaya kar alakgnll bir tutum tad iin, Darwincilik doann insanla bartrlmas grevine yardmc olabilir. Bu teori bu alakgnlllk ruhunu tevik ettii srece ki birok kez yapmtr bunu kart doktrinlerden kesinlikle stndr ve yukarda ego balamnda tartlan direnme esine tekabl eder. Ne var ki, za manmzn kitle kltrnn ve kamu duyarlnn birok ynne

142 AKIL TUTULMASI

karm olan popler Darwincilik bu alakgnlll gstermemek tedir. "En uygun olann sakalmas" doktrini, topluma ahlaki devler yklemeye kalkmayan bir organik evrim teorisi olmaktan kmtr bugn. Nasl ifade edilirse edilsin, bu dnce, davran ve ahlakn temel aksiyomu haline gelmitir. Darwinizmin doann akla kar isyann yanstan felsefeler arasnda saylmas tuhaftr bir bakma, nk bu isyan genellikle romantizme, uygarlk karsnda duygusal bir tepkiye ve toplumun ya da insan doasnn daha ilkel aamalarna dnme isteine balanmtr. Darwin'in doktrini bu tr sulugzl duygusallklardan uzaktr elbet. Romantizm'le ilgisi olmayan bu teori, Aydnlanma'nn ana gelime izgi si iinde yer alr. Darwin, Hristiyanln temel bir dogmasna, Tan rnn insanlar kendi suretinde yaratt dncesine kar kmtr. Ayn zamanda, Aristo'dan Hegel'e kadar geerli olan metafizik evrim kavramlarna da darbe indirmitir. Evrimi kr bir olaylar zincirine in dirgemitir; buna gre, sa kalma da, organik varlklarn, zlerindeki yetkinleme ilkesi dorultusunda alp serpilmesi olarak deil, hayat koullarna uyarlanmas olarak grlmelidir. Darwin, esas olarak bir felsefeci deil, bir doabilimciydi. Kendi dinsel eilimlerine karn, dncelerinin temelinde yatan felsefe ak a pozitivistti. Bylece, Darwin ad, insann saduyu adna doaya ege menliini temsil etmeye balad. Hatta, en uygun olann kalml ol mas dncesinin de biimsel akln kavramlarnn doal tarihin diline tercme edilmesinden baka bir ey olmad ileri srlebilir. Popler Darwincilik'te akl sadece bir organdr; zihin ya da ruh da bir doa nes nesidir. Bugn geerli olan bir Darwin yorumuna gre, yaama kav gas, adm adm, doal ayklanma yoluyla, akld olann iinden akla uygun olan kanlmaz olarak ekip karacaktr. Baka bir deyile, akl, doaya egemen olma iinde kullanlmakla birlikte, sonuta doa nn bir paras olup kmaktadr; bamsz bir yeti deil, el ya da gaga gibi organik bir eydir, doal koullara uyarlanma sreci iinde gelimi ve bu koullara egemen olmakta (zellikle besin bulma ve tehlikeden kanma konularnda) kullanld iin de varln srdrm bir ey. Doann bir paras olan akl ayn zamanda doaya kar da savamak tadr, kendi dndaki her trl hayat biiminin rakibi ve dmandr. Btn idealist metafizik sistemlerinin temelinde yatan dnce,

DOANIN BAKALDIRMASI 143

dnyann belli bir anlamda zihin rn olduu dncesi, bylece ken di kartna dnr: zihin dnyann rn, doa srelerinin rn olur. Bu yzden, popler Darwincilie gre, akln szclne ih tiyac yoktur doann: doa, gl ve taplan bir tanr olarak, yne tilen deil ynetendir. Darwincilik, doann iinde akl tarafndan tannmay, dile getirilmeyi bekleyen bir doruluk bulunduunu savu nan her trl teolojik ya da felsefi doktrinin yklmasnda, isyanc doann yardmna gelmektedir. Akln alaltlmasna ve ham doann yceltilmesine yol aan akl-doa zdelii, rasyonelleme ana zg bir mantk sapmasdr. Arasallam znel akl, doay, felsefe ta rafndan yorumlanmas gereken ve doru okunduunda bize snrsz bir acnn yksn anlatan bir metin olarak grmek yerine, ya katksz canllk olarak gklere karr ya da kaba kuvvet olarak aalar. nsan lk, doa ile akl zdeletirme gibi bir mantk sapmasna dmeden, bartrmaya almaldr ikisini. Geleneksel teoloji ve metafizikte doa Kt, ruh ve doast yi ola rak dnlrd. Popler Darwincilik'te yi sadece iyi uyarlanm de mektir; organizmann kendini uyarlad eyin deeri ise ya hi tartlmamakta ya da sadece bundan sonraki uyarlanmalar asndan ll mektedir. Ne var ki, insann evresine iyi uyarlanm olmas, bunlarla baa kabilmesi anlamna, insann karlat kuvvetlerin stesinden gelebilmesi anlamna gelir. Bylece, ruhun doa ile attn yads yan bir teori bu, insan da dahil, organik hayatn eitli biimleri arasndaki karlkl ilikiyi belirten bir doktrin bile olsa pratikte ou kez insann doa zerindeki srekli toptan egemenliini savun mak demektir. Akl doal bir organ olarak grmekle onu tahakkm eiliminden arndrm ya da ona barma gizilgc kazandrm ol mayz. Tam tersine, popler Darwincilik'te ruhun haklarndan vaz geii, uyarlanma ilevlerini aan ve dolaysyla sakalma aralar da olmayan her trl akl esinin de yadsnmasn getirir. Akl kendi nceliinden vazgeer ve doal ayklanmann basit bir arac olmay ka bullenir. Yzeysel bir bakla, bu yeni ampirik akl doaya kar meta fizik gelenein aklndan daha alakgnll gibi grnr. Oysa "yararsz ruhsallklar" hoyrata ezip geen ve ruhun insan faaliyeti iin bir uyarcdan daha fazla bir ey olarak grld her trl doa grn bir yana iten, kibirli, pratik akldan baka bir ey deildir.

144 AKIL TUTULMASI

Bu grn etkileri sadece modern felsefeyle de snrl kalmaz. Ruha kar doay ya da ilkellii ycelten doktrinler doa ile uzla maktan yana deildir; tersine, doaya kar souk ve kr bir tutum iindedirler. nsan ne zaman doay bir ilke haline getirmise, ilkel drtlere de geri dnmtr. ocuklarn mimetik tepkileri zalimdir, nk doann aclarnn farknda deildirler. Hayvanlar ok andran bir tarzda onlar da birbirlerine souk ve hoyrat davranrlar ou zaman; ve sr hayvanlarnn bile toplu haldeyken aslnda birbirlerinden ko puk, yalnz olduklar bilinir. Kukusuz, bireysel yalnzlk ve kopuk luk sr halinde yaamayan hayvanlarda ve farkl trden hayvanlarn rastlamasnda ok daha belirgindir. Yine de btn bunlar, bir noktaya kadar, masum grnr. Hayvanlar ve bir bakma ocuklar akl yrt mezler. Oysa filozofun ve politikacnn akldan istifa ederek gereklie teslim oluu ok daha kt bir gerileme biimidir ve felsefi dorulu un insafsz z-savunmayla ve savala kartrlmasna yol aar. zetlemek gerekirse, bizler, iyi ya da kt, Aydnlanma'nn ve tek nolojik ilerlemenin miraslaryz. Bunlarn rn olan srekli bu nalm amann yolu bunlara kar karak daha ilkel evrelere geri dnmek deildir. Tam tersine, byle bir yol bizi tarihsel olarak akla uygun olandan toplumsal tahakkmn en barbarca biimlerine gtrr. Doaya yardm etmenin tek yolu, onun grnteki kartn, bam sz dnceyi zincirlerinden kurtarmaktr.

IV

BREYN YKSEL VE D

Felsefe bireyin temsilcisi ve szcs olarak gelimiti; felsefenin bunalm da bireyin bunalmnda belli eder kendini. Geleneksel felsefe nin bireyle ve aklla ilgili yanlsamas bunlarn ebedi olduu yanl samas bugn zlmekte, dalmaktadr. Birey eskiden akl yalnz ca benliin bir arac olarak grrd. imdi bu z-tanrlatrmann tersi ni yaamaktadr. Ara srcy stnden atm, krcesine komak tadr: bolua doru. Akl, en yksek noktaya ulat anda, dumura uramakta akldna dnmektedir. Zamanmzn egemen dncesi, z-savunmadr, benliin korunmas; ama ortada korunacak bir benlik kalmamtr. Birey kavram zerinde duralm imdi. Bireyden bir tarihsel varlk olarak sz ederken, kastettiimiz, sadece insan trnn bir yesinin uzay-zaman iindeki duyusal varoluu deil, bunun yan sra, bilinli bir insan olarak kendi bireyselliinin farknda oluu ve kendi kimliini tanydr. Yetikinlerde bu kendile rine "Ben" demeyi (kimliin en temel tanmlandr bu) renmek zo runda olan ocuklardan daha gelimi bir bilintir. Uygar insanlarda da ilkel insanlardan daha gldr bu; nitekim, Bat uygarlnn dina mii ile ok yaknlarda karlam olan yerli, ou zaman kendi kim lii konusunda kesin bir gre sahip deildir. Ann doyumlar ve doyumsuzluklar iinde yaarken, bir birey olarak yarn birtakm glk lerle karlamak zorunda kalacann pek az farknda gibi grnmek tedir. Sylemek bile fazla, bu insanlarn tembel ya da yalanc olduklar iddiasna ksmen bu gecikmilik yol amaktadr; oysa bu sulama, sulananlarda bulunmayan bir kimlik duygusunu varsaymaktadr onlar da. Zenciler gibi ezilen topluluklarda en ar biimleriyle grlen zellikler, miras kalm mlkiyetin ekonomik dayanandan yoksun ezilen snflarn bireylerinde de bir eilim olarak bulunur. Szgelimi, gelimemi bireysellik Gney Amerika'nn yoksul beyazlarnda da

146 AKIL TUTULMASI

grlen bir zelliktir. Eer bu gmlp kalm insanlar stlerini taklit etmeye altrlmam olsalard, kiiliklerini gelitirmeye aran eitim kampanyalar ve rtkan reklamlar, onlara aalayc, ikiyzl giriimler olarak, onlar sahte bir doyum iinde uyutma abalar olarak grnrd. Bireyselliin gelimesinin temeli, anlk doyumlardan gvenlik adna, ruhsal ve maddi varln zenginlemesi adna yaplm fe dakrlklardr. Bunlar mmkn grnmeyince, anlk hazlardan vaz gemek iin de bir neden kalmaz ortada. Bu yzden, kitlelerde bireysel lik sekin denilen kesime oranla ok daha clz, ok daha temelsizdir. Buna karlk, sekinlerin balca ura her zaman iktidar ele geir mek ve tutmak olmutur. Toplumsal iktidar ele geirmenin yolu, nes neler zerinde iktidar kurmaktr; bugn her zamankinden daha ok byledir bu. nsann eya zerinde iktidar kurma istei ne kadar youn olursa, eyann onun zerindeki tahakkm de o kadar ar olur ve in san da gerek bireysel zelliklerinden o kadar uzaklar, zihni giderek bir biimsel akl otomatna dnr. Bireyin tarihi hl yazlmamtr; bu, sadece bireysellik kavramn yaratmakla kalmayan, tm Bat uygarlnn izleyecei modeli de oluturan eski Yunan toplumu iin bile geerlidir. Bireyin ilk rnei, Yunanl kahramandr. Bu gzpek ve kendine gvenen kahraman sakalma savandan baaryla kmakta ve kendini kabileden ve gelenek lerden kurtarmaktadr. Jacob Burckhardt gibi tarihiler iin, byle bir kahraman, azgn ve bilinsiz bencilliin temsilcisidir. Bununla bir likte, kahramann snrsz egosu tahakkm ruhuna can verir ve bireyin toplulukla ve trelerle olan atmasn younlatrrken, kahraman kendi egosuyla dnya arasndaki elikinin gerek niteliini anlayamaz ve bu yzden srekli olarak ayn tuzaklara der. Korku ve sayg uyan dran eylemleri, ktlk ya da gaddarlk gibi bir kiisel zelliin deil, alma ya da bir lanetten kanma isteinin rndr. Kahramanlk kavram, fedakrlk kavramndan ayrlamaz. Trajik kahraman, kabile ile yeleri arasndaki atmadan domutur, bireyin her zaman yenik dt bir atmadr bu. u da sylenebilir: kahramann hayat gerek bireyselliin somutlan olmaktan ok, bireyselliin doumu nun habercisidir; varln korunmas ile fedakrln bu evliliinden birey doacaktr. Homeros'un bireysellie, bamsz bir kafaya sahip

BREYN YKSEL VE D 147

gzken tek kahraman Odysseus'tur, o da gerek bir kahraman iin fazla kurnazdr. Tipik Yunan bireyi, polis ya da kent-devletler anda, bir kentli snfn biimlenmesiyle n plana kmt. Atina ideolojisinde devlet hem bireyden nce gelirdi, hem de ondan stnd. Ama polisin bu stnl bireyin ykseliini engelleyeceine, hzlandrd; polis, dev letle yeleri, bireysel zgrlkle toplumsal refah arasnda bir denge ku ruyordu. Bu denge, Perikles'in Cenaze Treni Konumas'nda en iyi anlatmn bulur. Politika'nn iyi bilinen blmlerinden birinde1, Yu nan kentlisini, Avrupal'nn cesaretiyle Asyalnn zeksna sahip olan, yani sakalma yeteneiyle dnme yeteneini birletiren ve bylece kendi zgrln yitirmeden bakalar zerinde egemenlik kurabilen bir birey tipi olarak tanmlar. Helen rknn, "bir devlet iinde birle mesi halinde, tm dnyaya egemen olabileceini" syler2. Kentsel kltrn dorua kt eitli dnemlerde, rnekse on beinci yzylda Floransada psikolojik gler arasnda ayn trden bir dengenin kurul mu olduu grlr. Bireyin talihi, hep kentsel toplumun gelimesine bal olmutur. Kent sakinleri, bireylerdir. Kent yaamn eletiren Rousseau ve Tolstoy gibi byk bireycilerin kkleri kentsel gelenek lerde yatar; ormanlara kamay neren Thoreau, bir kyl deil, Yunan polisi zerine alan bir rencidir. Bu insanlarda uygarla duyulan bireyci tepkiyi besleyen ey, yine o uygarln meyveleridir. Bireysel liin kendi ekonomik ve toplumsal varolu koullaryla olan atmas da bireyselliin vazgeilmez bir esidir. Bugn bireylerin bilinli zih ninde bu atmann yerini, gereklie uyum gsterme istei almak tadr. Bu sre, bireyselliin bugnk bunalmnn belirtisidir; bu bu nalm da Bat tarihinde 25 yzyl boyunca geerli olan, geleneksel kent kavramnn kn yanstmaktadr. Yunan kent-devletinin ideallerine uygun bir bireysellik felsefesini sistemli olarak gelitirmeye alan ilk dnr Platon'du. Platon'a gre insan ve devlet, eden, zek, arzu ve cesaret elerinden oluan uyumlu ve biribirine baml yaplard; toplumdaki iblm insan ruhunun l yapsna denk dtnde en iyi rgtlenme gereklemi olacakt. Platon'un Devlet'i, bireysel zgrlkle grup de1. Politicus, Platon. 2. A.g.y.

148 AKIL TUTULMASI

netimi arasnda bir dengeyi, topluluun karlar dorultusunda bir den geyi ngrr. Srekli olarak, pratik ve teorik dnyalarn uyumunu, hem kendi ilerindeki hem de aralarndaki uyumu gstermeye alr. Pratik dnyada uyum, her snfa kendi zgl ilev ve haklarn ver mekle ve toplum yapsn insanlarn doasna uydurmakla salanr. Teori alanndaysa, evrensel hiyerarideki her "biim"e yeterli kapsam veren ve her bireyin ideal ilkrneklere "katlmasn" salayan bir sis temdir uyumu mmkn klan. Bu byk varlk zinciri ebedi olduu iin, birey de nceden belirlenmitir. Her varln deeri, batan beri varolan bir teleolojinin nda llr. Platon'un ontolojisinde, btn hayatn ve varoluun kar konul maz, kat glerin elinde tutsak olduu ok eski yaratl mitlerinin iz leri grlebilir; bir insann kadere direnmesi, doadaki herhangi bir or ganizmann mevsimlerin geiine ya da hayat ve lm dngsne kar direnmesi kadar anlamszdr. Platonik evrenin badndrc genili ine hayran kalrken, bunlarn kle emeine dayal bir toplumdan doduunu ve byle bir toplumu varsaydn da unutmamamz gere kir. Platon, insann kendi kendini yarattn, ya da en azndan kendi doutan gelen gizliglerini gerekletirdiini ne srerken bireyci lie giden yolu da gstermektedir. Ama te yandan, Aristoteles de, baz insanlarn kle olarak bazlarnnsa zgr olarak doduunu ve klenin erdeminin de ocuklar ve kadnlar gibi boyun emek olduunu sylerken, Platon'un doktrininin dna km olmamaktadr. Bu fel sefeye gre, rekabet ve anlamadan gelen o zgrle ancak zgr in sanlar heveslenebilir. Platon'un sistemi, znel ya da biimsel akl dncesini deil, nes nel akl dncesini ierir. Sistemin hem somutluunu hem de insan doasndan uzakln aklayan budur. Uyumlu kiiliin deerini vur gulayan btn felsefelerde souk bir nokta buluruz ortaa felsefe sindeki uyumlu evren dlerinde, hatta Goethe'nin yumuak dinginli inde bile grlebilir bu. Kiilik, deimez bir toplumsal ve doal hiye rariye denk den mikrokozmostur. Deimez bir evren dncesinin savunulmas, ierdii statik tarih gryle, znenin gerek topluluk iinde gerekse doada ebedi bir ocukluktan kurtulma umudunu reddeder. Nesnel akldan znel akla gei, zorunlu bir tarihsel sre olmutur. Ama ilerleme kavramnn daha az sorunlu ya da daha az souk ol-

BREYN YKSEL VE D 149

madn da belirtmek gerekir. Ontolojilerin doa glerini nesnelleti rilmi kavramlarn yardmyla, dolayl olarak mutlaklatrmalarna ve bylece insann doa zerindeki egemenliine klf hazrlamalarna karlk, ilerleme doktrini dorudan doruya doa zerindeki egemenlik dncesini mutlaklatrr ve sonunda kendisi de statik ve tremi bir mitolojiye dnr. Devinim, toplumsal balamndan ve insani ama cndan soyutlannca, sadece bir devinim yanlsamas haline, mekanik yinelemenin kt sonsuzluu haline gelir. lerleme en yksek ideal ola rak yceltilirken, her trl ilerlemenin, hatta dinamik bir toplumdaki ilerlemenin bile elikili bir nitelik tad gzden karlr. Bat felse fesinin temel metni olan Aristoteles'in Metafizik'inde evrensel dina mizm dncesinin deimez bir lk Kmldatc'ya balanmas rast lant deildir. Teknolojinin krce gelimesinin toplumsal bask ve smry glendirmesi yznden, ilerleme her an kendi kartna, barbarla dnme tehlikesiyle kar karyadr. Statik ontoloji de ilerleme doktrini de yani nesnelci felsefeler de znelci felsefeler de insan unuturlar. Platon ve Aristoteles gibi rencilerinden daha az biimsel, daha "negatif olan Sokrates, soyut bireysellik dncesinin ilk habercisi, bireyin zerkliini aka ileri sren ilk filozoftu. Sokrates'in vicdan kavramn ne srmesiyle bireysel ile evrensel arasndaki iliki yeni bir dzleme kt. Dengeyi artk polis iindeki kurulu uyumdan karsamak mmkn deildi; tam tersine, evrensel artk insann ruhunda yuvalanm, nerdeyse kendi kendini dorulayan isel bir doruluktu. Byk Sofstler'in speklasyon geleneini izleyen Sokrates iin, d nmeksizin doruyu istemek, hatta yapmak, yeterli deildir. Bilinli seme, ahlaki hayat tarznn bir nkouluydu. Bu yzden Sokrates, ii boalm adet ve inanlar temsil eden Atinal yarglarla bir atma iine girdi. Onun yarglanmas3, kltr tarihinde, bireysel vicdanla dev letin, idealle gerein arasnda bir uurumun belirmeye balad an temsil eder. zne, d gereklie kart olarak kendi benliini en yksek ideal gibi grmeye balamtr. Bireyin antik dnyadaki nemi azaldka, varolana duyulan ilgi de yava yava snecektir. Felsefe, in sann i dnyasnda bir avunu bulma abasn andrmaya balamtr. Helenistik toplumda*, Stoaclk gibi vazgei felsefeleri yaygnlar:
3. Bkz. Hegel'in Felsefe Tarihi'nde Sokrates'in yarglanmasyla ilgili blm. * Byk skender sonras Yunan toplumu, (.n.)

150 AKIL TUTULMASI

insann ulaabilecei en yksek erdemin kendine-yeterlilik olduunu ve bunun da hibir ey istememekle, bamsz bir hayat iin zorunlu olan eylere sahip olmamakla elde edilebileceini ne sren felsefeler. Bu acdan kanma ve duyarszlk arlar, bireyin topluluktan ve id ealin de gerekten kopmasna yol amtr. Birey, gereklie doruluk tasarsna uygun bir biim verme ykmllnden syrlmakla, zor bala da teslim etmektedir kendini. Btn bunlardan kan udur: herkes kendi bann aresine bakmaya giriince bireysellik zedelenmektedir. Sradan insan siyasete karmak tan vazgetii zaman toplum orman kanunlarna geri dnmekte, bu da bireyselliin son kalntlarn bile silip sprmektedir. Toplumdan mutlak olarak kopmu birey her zaman bir yanlsamayd. Bamszlk, zgrlk tutkusu, halden anlamak ve adalet duygusu gibi en beendii miz insani zellikler bireysel olduu kadar toplumsal zelliklerdir. Gelimi birey, gelimi bir toplumun rndr. Bireyin kurtuluu, toplumdan kurtulu deil, toplumun atomlamadan kurtuluudur doruk noktasna kolektifleme ve kitle kltr dnemlerinde kabilen bir atomlama. Hristiyan birey, Helenistik toplumun ykntlarndan dodu. Son suz ve akn bir Tanr karsnda Hristiyan bireyin sonsuz lde kk ve aresiz olduu dnlebilir: yle ya, ebedi kurtuluun bede li, insann kesin olarak kendinden vazgemesiydi. Oysa, bu dnyadaki hayatn ruhun ebedi yksnde sadece geici bir aama olduu doktri ni, bireyleme eilimini son derece glendirdi. Tanrnn insan kendi suretinde yaratmas ve sann insanln kefaretini demesinin ierdii zgrlk dncesi insan ruhunun deerini artryordu. Bir i k ola rak, Tanrnn barna olarak ruh kavram ancak Hristiyanlk'la ortaya kmtr; bununla karlatrldnda antik ada her zaman bir boluk, bir soukluk esi bulunacaktr. ncilde Galilee'nin basit balklar ve marangozlaryla ilgili baz yklerin yannda, Yunan kltrnn ba yaptlar dilsiz, ruhsuz ve o "i k"tan yoksun kalr, antik an en nemli kiileri de kaba ve barbar grnr. Hristiyanlk'ta insan egosu ile sonlu doa, Yahudi monoteizminde olduu gibi birbirine kart deildir. sa sonsuz dorulukla sonlu insan varoluu arasnda araclk yapt iin, ruhu ycelten ve doay mah km eden geleneksel Augustincilik, ideal ve ampirik dnyalar uzla-

BREYN YKSEL VE D 151

trmaya ynelik grkemli bir tasar olan Tomas Aristoculuk kar snda sonunda yenik dmtr. Rakip dnya dinlerinden ve Helenistik ahlak ideallerinden ok farkl olarak, Hristiyanlk, ilecilii, doal drtlerin denetim altna alnmasn, her eye sinmi o evrensel sev giye balar. Varln korunmas dncesi, ruha ebedi hayat salayan bir metafizik ilkeye dntrlr; birey, ampirik egosunu deersizletirmekle, yeni bir derinlik ve karmaklk kazanr. Nasl zihin doaya kartln koruduu srece sadece doann bir paras olarak kalmaya mahkmsa, birey de varl korumaya ynelik ilevlerin toplam olarak tanmlanan bir egonun cisimlenii olarak kald srece, sadece bir biyolojik olgu olmaya mahkmdur. Toplum kaynatrcln yitirmeye baladnda insan da birey olarak ortaya km ve kendi hayatyla grnte ebedi olan o kolektif varln hayat arasndaki farkll grmtr. lm kat ve amansz bir gr nm alm, bireyin hayat yeri doldurulmaz bir mutlak deer ka zanmtr. lk gerekten modern birey olduu sylenen Hamlet birey sellik dncesinin cisimleniidir, nk hereye bir nokta koyan lmden, boluun dehetinden korkmaktadr. Hamlet'in metafizik dncelerinin derinlii, zihnindeki sonsuz k-glge oyununun ince lii, Hristiyanlka koullandrlm olmay gerektirir. Montaigne'in iyi bir rencisi olan Hamlet Hristiyanla olan inancn yitirdii halde, Hristiyan ruhunu korumutur ve bir anlamda bu modern bireyin asl doumudur. Hristiyanlk, tanrnn bir sureti olan lmsz ruh doktriniyle bireysellik ilkesini yaratmtr. Ama Hristiyanlk ayn za manda lml birey kavramn da greceletirmitir. Rnesans hma nizmi, bireyin Hristiyanlk'ta kazand sonsuz deeri korur ama mut laklatrr, bylece onu iyice belirginletirirken ykmn da hazrlam olur. Hamlet iin, birey hem mutlak varolutur hem de tam bir boluk. Hristiyanlk, bu dnyadaki varolma mcadelesini ebedi ruhun ko runmas adna yadsmakla, aslnda her insann sonsuz deerini savun mu oluyordu; bu dnce, Bat dnyasnda, Hristiyan olmayan, hatta Hristiyanlk kart sistemlere bile szacakt. Geri bu yadsma ve ruhsallamann bedeli, hayat igdlerinin bastrlmas ve bu tr bastrmalar hi de baarl olmad iin kltrmzde bugne kadar srp gelen bir ikiyzllkt. Yine de bu iselleme, bireysellii g

152 AKIL TUTULMASI

lendirmitir. Birey, kendini yadsmakla, sa'nn kendini kurban ediine yknmekle, hem yeni bir boyut kazanm hem de bu dnyadaki hayatna rnek olacak yeni bir ideal sahibi olmutur. Balangta iktidardakiler tarafndan kabul edilen Hristiyanln sev gi retisi, caritas retisi, sonradan bamsz, bir devinim kazanm ve Hristiyan ruhu, sonuta, kendisini beslemi ve stnln savun mu olan kuruma, Kilise'ye kar direnmek zorunda kalmtr. Kilise, antik an toplumsal kuramlarnn giremedii bir alan olan insann i hayat zerindeki egemenliini glendirmeye girimitir. Ortaan sonlarna gelindiinde, gerek cismani gerekse ruhani alandaki kilise de netiminden kaanlarn gitgide artt grlr. Reform'un ve felsefi Aydnlanmann birey dnceleri arasnda arpc bir paralellik vardr. Serbest giriim anda, bu szde bireycilik dneminde, bireysellik btnyle benlii korumaya adanm akln egemenlii altna girer. Artk bireysellik dncesi metafizik balarndan kopmu ve sadece bi reyin maddi karlarnn sentezi haline gelmitir. Ama sylemek bile fazla, bylece ideologlarn elinde bir piyon olmaktan da kurtulmu de ildir. Bireycilik, toplumu farkl karlarn serbest bir pazarda otoma tik etkileimi yoluyla ilerleyen bir mekanizma olarak gren burjuva li beralizminin teori ve pratiinin merkezinde yer alr. Birey ancak geici anlk doyumlar brakarak uzun vadeli karlarn gzetmekle kendini bir toplumsal varlk olarak srdrebilecektir. Hristiyanln sofu disip lini altnda ortaya km olan bireysellik zellikleri bylece daha da belirginlemitir. Burjuva bireyi mutlaka toplulua kart olarak gr mek zorunda deildir kendini: Ama en yksek uyuma ancak bireysel karlarn snrlanmam rekabetiyle ulaabilecek bir toplumun yesi olduuna inanmakta, ya da buna inanmas beklenmektedir. Liberalizm'in kendini gereklemi bir topyann kefili olarak grd sylenebilir; bu topyadaki son birka prz dzeltmek de iten bile deildir. Bu przler de liberal ilkelerin suu deil, bu ilkele rin tam gelimesini nleyen anti-liberal engellemelerin sonucudur. Li beralizm, denge salayc ticaret ve mbadele ilkesiyle, toplumu bir arada tutan bir uyumu gerekletirmitir. Burjuva toplumundaki atomlam ekonomik bireyin on yedinci yzyldaki simgesi olan monad bylece bir toplumsal tip haline gelir*. Btn monadlar, birbirlerinden
* Monad: Leibniz felsefesinde, saydaki tzlerin her biri. artk blnemeyecek olan, da kapal, sonsuz

BREYN YKSEL VE D 153

kar duvarlaryla ayrlm olsalar da, hepsi de kendi karn savun duu iin gittike daha ok benzeyeceklerdir birbirlerine. Yaadmz bu byk ekonomik birlemeler ve kitle kltr anda ise, uyum il kesi bireyci rtsn de atmakta ve aka savunulmakta, bal bana bir ideal durumuna ykseltilmektedir. Liberalizm ilk knda, kendi mlklerini yneten ve kart top lumsal glerden koruyan ok sayda bamsz giriimcinin varlyla tanmlanyordu. Pazar hareketleri ve retimin genel eilimi, bu giri imlerin ekonomik zorunluluklarnca belirleniyordu. Tccar da ima lat da her trl ekonomik ve siyasal gelimeye hazrlkl olmak zo rundayd. Bu zorunluluk onlar gemiten ders almaya ve gelecekle il gili planlar yapmaya yneltiyordu. Kendi balarna dnmek zorundaydlar: O dnemin giimcilerinin o ok gklere karlan bam sz dnme yetenei bir lde yanlsama da olsa, belli bir dnemde ve belli bir biim iinde toplumun karlarna hizmet edebilecek kadar bir nesnellii de vard. Orta snf mlk sahipleri, zellikle de ticarette araclk yapanlar ve baz imalat trleri, kendi zel karlarna ters dse de, bamsz dnceyi desteklemek zorundaydlar. Ailenin gele cek kuaklarna miras braklaca varsaylan iletme de bir iadamnn eylemlerine kendi mrn ok aan geni bir ufuk kazandrmaktayd. Bireyselliini yapan, bir "velinimet" olmasyd: Kendisiyle ve benzer leriyle gurur duyan, toplumun ve devletin hepsi de kendisi gibi aka maddi kar dncesiyle hareket eden giriimcilere dayandna in anm bir "velinimet". karc bir dnyann ar ve zorlamalarna kar lk verebildii iin de egosu gl ama sakindi; kendi ksa vadeli ih tiyalarn aan karlarn savunucusuydu. Bu byk sermaye anda, bireysel giriimci artk tipik olmaktan kmtr. Sradan insan iin, ocuklarnn ve miraslarnn geleceini, hatta kendi uzak geleceini planlamak gittike zorlamaktadr. ada bireyin karsndaki frsatlar, atalarnn sahip olduundan daha fazla olabilir, ama nndeki somut olaslklar ok daha snrldr. Hesap larnda gelecein pay iyice azalmtr. Becerilerini koruduu ve irke tine, derneine ya da sendikasna sk skya sarld srece bsbtn yok olmayacan hissetmektedir. Bylece akln bireysel znesi gide rek snen, sndke de balon gibi buruan bir ego haline gelir. Uup giden bir imdiki zamann iinde hapsolmutur. Sonunda, eskiden ger

154 AKIL TUTULMASI

eklik iindeki fiili konumunu amasn salayan zihinsel ilevlerini kullanmay da unutur. Bu ilevler an byk ekonomik ve toplum sal gleri tarafndan devralnr. Bireyin gelecei kendi hesapllna bal olmaktan kar ve dev gler arasndaki ulusal ve uluslararas mcadelelerin sonucuna baml hale gelir. Bireysellik ekonomik teme lini yitirir. Hl insann iinde kalm baz direnme eleri vardr. Kolektif dzenlerin srekli saldrsna karn, toplumsal gruplarn yesi olarak bireyde deilse bile, yalnz kalma imknn bulan bireyde insanlk ru hunun hl diri oluu da toplumsal ktmserlie kar bir kanttr. Ama varolan koullarn ortalama insan zerindeki etkisi yle gldr ki, daha nce sz edilen uysal tip son derece yaygnlamtr. Bireye, doduu gnden balayarak, bu dnyada bir tek varolma yolu olduu hissettirilir: Bir gn kendini gerekletirme umudundan vazgemek. Bunu da ancak yknme yoluyla yapabilecektir. Birey, evresinde gr dklerine srekli tepki verir, sadece bilinli olarak deil, btn varl yla, onu kuatan btn kolektiflerin kiilik ve davranlarna yk nerek. Kklkteki oyun grubu, snf arkadalar, spor grubu ve btn benzer gruplar, bireyi kendi ilerinde eriterek on dokuzuncu yzyldaki bir babann ya da retmenin kurabileceinden ok daha ke sin bir denetim kurarlar onun zerinde, toptan teslim alrlar onu. Birey evresini yanklayarak, tekrarlayarak, evresine yknerek, iine gir dii btn gl gruplara ayak uydurarak, kendini bir insandan bir rgt yesine dntrerek, bu tr rgtlerde etkili olabilmek adna gizliglerinden vazgeerek becerir hayatta kalmay. Bu, biyolojik sakalma yntemlerinin en eskisiyle, taklitle gerekletirilen bir kalmllktr. Tpk annesinin szlerini tekrarlayan bir ocuk ya da kendine eziyet eden yetikinlerin kyc tavrlarn benimseyen bir gen gibi, snai kltr denen o dev hoparlr de, ticarilemi elence-dinlencelerin ve hergn birbirine daha ok benzeyen reklamlarn sar edici grlt snde, gerekliin yzeyini sonsuza kadar tekrarlayp durmaktadr. Elence sanayisinin btn ustal, o bayatlam hayat sahnelerini tek rar piyasaya srmekten ibarettir; ama bunda yine de baarl olduu grlmektedir nk yeniden-retimin teknik ustal, ideolojik ieri in yanlln rtmektedir; bu ieriin olduka keyfi bir biimde iin

BREYN YKSEL VE D 155

iine sokuluunu da. Byk gereki sanatla hi ilikisi yoktur bu ye niden-retimin, nk gereki sanat, gereklii betimlerken ayn za manda da yarglar. Modern kitle kltryse, bayatlam kltrel deer lerden beslenmesine karn, varolan dnyaya vgler dzmektedir. Sine ma, radyo, popler biyografiler ve romanlar hep ayn nakarat tekrarlar: Biz buyuz, paymza den bu; gemiin ve gelecein bykleri bun dan farkl deil: Olduu ve olmas gerektii biimiyle gerek budur. Baarnn meyvelerinden baka eyler de isteyebilecek sesler bile bu nun hizmetine koulmaktadr. Ebedi huzur dncesi ve mutlakla ili kili herey, bir bo zaman faaliyeti olarak grlen dinsel eitimin snrlar iine sokulmu, pazar okullarnn mfredat programnn bir paras olmutur. Mutluluk kavram da, ayn ekilde, ciddi dinsel dncenin her zaman eletirmi olduu "normal hayat" gibi bir baya la indirgenmitir. Doruluk dncesi, doay denetlemede yararl bir ara durumuna drlm, insann iindeki sonsuz gizligcn gerekletirilmesiyse bir lks olarak grlmeye balanmtr. Yerleik bir grubun karlarna hizmet etmeyen ya da bir ekonomik amala ilgi li olmayan her trl dnce yersiz, bo ve gereksiz grlmektedir. Ama u bir paradokstur: Yeryznde insanlarn byk blm alkla bouurken elindeki makinelerin byk blmn rmeye brakan, birok nemli buluu rafa kaldran ve alma saatlerinin byk bir blmn budalaca reklamlara ve ykm aralarnn retimine ayran bir toplum, "yararllk" dncesini bir akide haline getirebilmitir! Modem toplum bir btndr: Bireyselliin gerilemesi, st snflar kadar alt snflan da, iadam kadar iiyi de etkilemektedir. Bireyselliin en nemli zelliklerinden biri olan ve rekabetin bir lde snrlan masndan tr kapitalizmde dumura urama eiliminde olan o kendiliindenlik sosyalist teoride de nemli bir yere sahipti. Ama bugn bi reyselliin genel gerilemesiyle birlikte ii snfnn kendiliindenlii de sakatlanmtr. i hareketi, on dokuzuncu yzyln byk siyasal ve toplumsal dnrleri tarafndan ortaya konulmu eletirel teoriler den gittike uzaklamaktadr. lerlemenin en ylmaz taraftarlar olarak tannm ii liderleri, Almanya'da faizmin zaferini, Alman ii snf nn teoriye fazla arlk tanmasna balamaktadr. Oysa teori deil, te orinin gerilemesidir varolan gler bunlar sermayenin denetim rgtleri olabilecei gibi, emeinkiler de olabilir nnde teslimiyeti

156 AKIL TUTULMASI

hzlandran. Yine de kitleler, uysallklarna karn, btn btne tes lim olmamlardr kolektiflemeye. Gnmzn pragmatik gerekli inin basks altnda, insann kendini ifadesiyle varolan sistem iindeki ilevi zdelemi olsa da; hem kendi iindeki hem de bakalarndaki her trl farkl drty bastrmaya urasa da, geerli ilikilere uyma yan, tekinsiz bir zlemin kendini sardn hissettii anda kapld de lice fke, iinde hl srp giden o kzlenmi isyann iaretidir. Bask ortadan kalkacak olsa, bu isyan, bu kzgnlk, tm toplumsal dzene, oluturduu bask mekanizmasn yelerinden gizlemek gibi genel ve isel bir eilimi olan toplumsal dzenin btnne ynelir. Tarih bo yunca, bireyin adil ya da adaletsiz bir dzenle btnlemesinde fiziksel, rgtsel ve kltrel basklarn hep pay olmutur; bugn de ii rgt leri, iilerin durumunu dzeltme abalarnda bile kanlmaz olarak bu baskya katkda bulunmaktadr. Modern sanayi ann toplumsal birimleriyle daha ncekiler arasn da canalc bir fark vardr. Eski toplumsal birimler birer btnd; baka bir deyile, geliimleri iinde, hiyerarik olarak rgtlenmi yaplara dnmlerdi. Totemist kabilenin hayat, klan, Ortaa kilisesi, bur juva devrimleri ann ulusu, bunlarn hepsi, tarihsel gelimeler iin de biimlenmi ideolojik rntlere balyd. Bu tr rntler by sel, dinsel, felsefi yrrlkteki toplumsal egemenlik biimlerini yanstyordu. retimdeki rolleri sona erdikten sonra da bir kltrel btnletirici olarak ilevlerini srdrdler; ama bylece ortak bir doru dncesine de katkda bulundular. Bunu yapabilmelerini salayan da nesnellemi olmalaryd. ster dinsel olsun, ister sanatsal ya da man tksal, her dnce sistemi anlaml bir dil iinde ifade edildiinde genel bir nitelik kazanr ve zorunlu olarak evrensel bir doruluk tadn id dia eder. Eski kolektif birimlerin ideolojilerinin nesnel ve evrensel doruluk iddias, bunlarn toplumsal gvde iindeki varlklarnn ok nemli bir kouluydu. Ama bu rgtsel yaplar, szgelimi ortaa kilisesininki, maddi hayat biimlerine bire bir denk dmyordu. Hem ruhban snfnn hem de dier zmrelerin hiyerarik dzeni ve trensel ilevleri kat kurallarla dzenlenmiti. Ama bunun dnda, ne hayatn kendisi ne de dnsel erevesi tam olarak btnleebilmiti. Temel ruhsal kavramlar pragmatik dncelerle btnyle kaynamamt; belli bir

BREYN YKSEL VE D 157

zerklikleri vard. Kltr ile retim arasnda bir ayrlk vard henz. Bu ayrlk, bireyi basit bir ilevsel tepki hcresine indirgeyen modern sper rgtlenmeyle karlatrldnda, ok nemli boluklar yarat yordu toplumsal dokuda, nemli ka imknlar. Oysa ii rgtleri gibi modern rgtsel birimler, sosyo-ekonomik sistemin organik paralandr. Soyut bir tinsel modele uyduu varsaylan eski btnlklerde belli bir zellik vard; gnmzn kesinlikle pragmatik btnlklerinde grlemeyecek bir zellik. Yeni btnlklerin de hiyerarik bir yaps vardr, ama bunun tesinde, son derece kaynam, despotik, yekpare gvdelerdir bunlar. rnein, bu rgtlerdeki grevlilerin daha st mev kilere ykselmesini salayan, tinsel ideallere ilikin nitelikler deildir. Hemen her zaman, insanlar ekip evirme yeteneidir belirleyici olan; idari ve teknik beceriler, ynetici kadrolarn seiminde yeterli lt saylmaktadr. Eski toplumlarn hiyerarik nderliklerinde de byle ye tenekler sz konusuydu elbet; ama ada btnlklerin ayrc zel lii, nderlik yetisiyle nesnellemi bir tinsel sistem arasndaki ban kopmu olmasdr. Modern Kilise eski biimlerin bir uzantsdr, doru; ama bir devamllk, Kilise'nin kendini katksz mekanik anlaya uy durmasyla salanmtr. Yeri gelmiken belirtelim, Hristiyan teoloji sinin zndeki pragmatizm de bu anlayn gelimesine hizmet etmitir. Gerici, demokratik ya da devrimci biimleriyle bir btn olarak toplumsal teori, gemi btnlklere yn verdii varsaylan eski dnce sistemlerinin mirassyd. Bu eski sistemler kmt, n k varsaydklar toplumsal birlik biimlerinin aldatc olduu grl m, ne srdkleri ideolojiler koflam ve zrc bir nitelik almt. Daha sonraki toplum eletirisi, zrclkten kand ve znesini yceltmedi: Marx bile proletaryay gklere karmyordu. Kapitalizmi toplumsal adaletsizliin son biimi olarak gryordu Marx; ama dok trinini adad ezilen snfn nyarglarna ve bo inanlarna da gzle rini kapatmyordu. Kitle kltrndeki eilimlerin tersine, bu eletirel doktrinlerin hibiri kitlelere bir hayat tarz "satmaya kalkmamt; onlar olduklar yerde sabitletiren, bilinsiz olarak tiksinti duyduklar ama "bilinli" davranlarnda alkladklar bir hayat tarz. Toplumsal teori, iilerin sakat dnceleri de iinde olmak zere tm gerekliin eletirel bir zmlemesini sunuyordu. Modern sanayi toplumunda ise

158 AKIL TUTULMASI

siyasal teori bile btnlemi kltrn zrc eiliminden paym almtr. Bunu sylemek, eski biimlere geri dnmeyi nermek anlamna gelmez. Zamann geriye ilemesi mmkn deildir; rgtsel geliimin tersine evrilmesi hatta teorik olarak reddedilmesi de. Bugn kitlelerin grevi, geleneksel parti yaplarna tutunmaya almak deil, kendi rgtlerine szan ve zihinleri zerinde de zararl bir etki yapan tekelci eilimi tanmak ve ona kar direnmek olmaldr. On dokuzuncu yzyln rasyonel toplum kavramnda, bireyin kar karya olduu yok olu tehlikesine deil, planlama, rgtlenme ve merkezileme mekanizmalarna arlk tannmt. Liberalizm'in rn olan parla menter ii partileri, liberalizmin akld ileyiine kar kyor ve anarik kapitalizmin tam tersi olan bir planl sosyalist ekonomiyi neriyorlard. Toplumsal rgtlenme ve merkezilemeyi, akld bir adaki akl eleri olarak kabul ediyor ve savunuyorlard. Ama sanayi toplumunun gnmzde ald biim rasyonelliin br yzn aa karm, rasyonellemenin kendi kendini yok ettiini gstermitir. Rasyonelleme, eletirel dnceye, bireysel znenin kendiliindenliine, hazr davran kalplarna kar kma eilimine toplumsal hayatn biimlendirilmesinde hibir rol tanmamaktadr. Bir yandan, dnya hl dman gruplara, ekonomik ve siyasal kamplara blnm durumdadr. Bu durum da rgtlenmeyi ve merkezilemeyi gerekli klmaktadr: Bunlar, akl asndan, bireye kar genelin temsilcileridir. te yandan, insan bireyi, ta ocukluundan balayarak gruplarla, ta kmlarla, rgtlerle yle i ie gemektedir ki, zgllk (benzersizlik), akl asndan tikellik esi tamamyla bastrlm ya da eritilmi ol maktadr. Bu, hem ii iin hem de iadam iin geerlidir. On doku zuncu yzylda proletarya hl olduka akkan, amorf bir durumdayd. Ama ite bu yzden de btn blnmlne (ulusal gruplar, nitelikli-niteliksiz emek ve iiler-isizler) karn, karlar baz ortak ekono mik ve toplumsal kavramlarda billrlaabiliyordu. i kitlelerinin amorfluu ve bunun sonucu olan teorik dnme eilimi, kapitalist nderliin pragmatik btnselliiyle tam bir kartlk iindeydi. i lerin kapitalist srete edilgin bir rolden etkin bir role ykselii, genel sistemle btnleme pahasna gerekletirilmitir. Hem gereklikte hem de ideolojide emei bir ekonomik zne haline

BREYN YKSEL VE D 159

getiren bu sre, ayn zamanda, zaten sanayinin nesnesi olan iiyi bir de emein nesnesi haline getirmitir. deoloji daha gerekileip, daha "makulletike", gereklikle o isel elikisi de, yani samal da art mtr. Kitleler kendi geleceklerinin kurucusu olduklarn dnrken nderlerinin nesnesi olmaktadrlar. Kukusuz, ii nderlerinin gerek letirdikleri, iilere belirli yararlar salamaktadr, hi deilse ksa va dede. Yeni-liberallerin sendikalara kar k ad bir romantizmden baka birey deildir; bunlarn ekonomiyle ilgili grleri de felsefe alanndaki almalarndan daha zararldr. i sendikalarnn tekelci bir biimde rgtlenmi olmas, bunlarn ii aristokrasisi dnda kalan yelerinin de tekelci olduu anlamna gelmez. Sadece, byk irket yneticilerinin hammadde, makine ve teki retim elerinin arzn kontrol edii gibi, sendika nderlerinin de emek arzn denetledii an lamna gelir. i nderleri emei iletmekte, ekip evirmekte, re klamn yapmakta ve fiyatn da olabildiince ykseltmeye almakta drlar. Ayn zamanda, sradan iininkinden ok daha byk olan kendi etkinlikleri, gleri ve gelirleri de snai sistemin srp gitmesine da yanmaktadr. Emein rgtlenmesinin de baka herhangi bir irket gibi bir i saylr olmas, insann eyleme srecini tamamlamaktadr. Bugn bir iinin retici gc sadece fabrika tarafndan satn alnp teknolojinin gereklerine baml klnmamakta, ayn zamanda sendika nderlikleri tarafndan da taksim edilmekte ve iletilmektedir. Dinsel ve ahlaki ideolojiler silinip gider ve siyasal teori de ekono mik ve siyasal olaylarn gelimesiyle ortadan kalkarken4 iilerin dnceleri de nderlerindeki ticari zihniyetin kalbn almaktadr. Dnyann emeki kitleleriyle varolan adaletsiz toplum dzeni arasnda temel bir eliki olduu dncesinin yerini, iktidar gruplar arasndaki stratejik atmalara ilikin birtakm kavramlar almaktadr. Evet,
4. Teorinin gerilemesi ve yerini pozitivist anlamda deneysel aratrmaya brakmas sadece siyasal dncede deil, akademik sosyolojide de grlen bir eilim. Ev rensel zelliiyle snf kavram. Amerikan sosyolojisinin balang dneminde nemli bir rol oynamt. Sonradan, arlk, byle bir kavram metafizik duru muna dren aratrmalara kayd. Sosyolojinin felsefi dn-ceyle ban kura bilecek kavramlarn yerini, uzlamsal (konvansiyonel) olarak tasarlanm olgu gruplarn gsteren iaretler ald. Bu gelimenin kayna, sosyoloji biliminin kendi iinde deil, burada betimlenen toplumsal srete aranmaldr. Sosyoloji nin, "toplumsal yap ve toplumsal deimeyle ilgili te-

160 AKIL TUTULMASI

gemiin iileri de teorinin aa kard toplumsal mekanizmalar kavramsal dzeyde kavramamlard, gerek zihinleri gerekse gvdeleri basknn izlerini tayordu; ama ektikleri sefalet hl bireysel insan larn sefaletiydi ve bu yzden de onlar baka insanlarn, herhangi bir lkedeki ve herhangi bir kesimdeki insanlarn sefaletine, acsna balyordu. Gelimemi zihinleri, hem i saatlerinde hem de bo za manlarnda snai davran kalplarn gzlerine, kulaklarna, kaslarna ileyen kitle kltrnn tekniklerine hedef olmamt henz. Bugnn iileri ise, toplumun teki kesimleri gibi, ok daha eitimli, ok daha uyanktr. lke sorunlarnn ayrntlarn, siyasal hareketler iinde dnen dolaplar, zellikle de rvet ve yolsuzlua kar mcadele etti ini ileri sren hareketlerin dolaplarn bilmektedirler. iler, en azn dan faizm cehenneminden gememi olanlar, oyunun kurallarna kar geldii iin hedef seilmi bir kapitaliste ya da politikacya kar her trl kampanyaya katlmaya hazrdrlar; ama kurallarn kendisini sor gulamamaktadrlar. Toplumsal adaletsizlii hatta kendi gruplan iin deki eitsizlikleri bile kesin, arlkl bir gerek olarak grmeyi ve kesin gereklere de sayg duymay renmilerdir. Zihinleri, bsbtn farkl bir dnya hayaline ve olgularn snflandrlmasnn tesinde bu hayalin gerekletirilmesini ngren kavramlara kapaldr. Modern ekonomik koullar ii sendikalarnn nderlerinde olduu kadar yele rinde de pozitivist bir dnn gelimesine yol amakta, bu da on lar gittike birbirlerine benzetmektedir. Srekli olarak kart eilim lerin tehdidi altnda olsa da, byle bir yneli, toplumsal hayatta yeni bir g olarak ii hareketinin yerini salamlatrmaktadr. Bununla birlikte, eitsizlik azalm deildir. Farkl toplumsal grup larn bireylerinin ekonomik ve siyasal gleri arasndaki eitsizlie yeni farkllamalar eklenmitir. Baz emek trleriyle ilgili sendikalar bunlarn fiyatlarn ykseltmeyi baarm, ama baskc toplumsal ikti darn tm arl, ister rgtl olsun ister rgtsz, teki emek kate gorilerinin srtna yklenmitir. Bunun yannda, sendika yeleri ile
orik sistemler kurma grevine" henz bal kald Birinci Dnya Sava ncesi dnemde, "teorik sosyolojinin toplumumuzun gelimesinde nemli bir yapc rol olabileceine inanlyordu; sosyoloji, genliin grkemli iddialarn tayordu." (Charles H.Page, Class and American Sociology, New York 1940, s. 249.) Sosyolojinin bugnk iddialarnnsa son derece grkemsiz olduunu grebiliyoruz.

BREYN YKSEL VE D 161

eitli nedenlerle sendikalarn dnda kalm iiler arasnda, ayrcalkl uluslarla o ifte smr ve baskya hedef olan az gelimi lke halk lar arasndaki blnme de vardr. Temel ilke deimemitir. Gnmzde sermaye de emek de kendi denetimlerini perinlemeye ve geniletmeye uramaktadr. Her iki grubun nderleri de, insan varoluunun temellerinde bir devrim vaat eden o mthi teknolojik geli me sonucunda coplumun teorik eletirisinin gereksizletiini ileri sr mektedir. Teknokratlar, sper-teknolojinin rn olan mallarn sper bolluuyla ekonomik sefaletin otomatik olarak ortadan kalkacan id dia etmektedir. Etkinlik, retkenlik ve akll planlamann modern in sann tanrlar olduu sylenmektedir; "retken olmayan" gruplar ve "vahi" sermaye, toplum dmanlar ilan edilmektedir. amzn simgesi saylabilecek mhendisin sanayici ya da tccar kadar kr yapmaya merakl olmad dorudur. Mhendisin ilevi retimin kendisiyle daha dolayszca ilgili olduu iin, verdii karar ve talimatlar daha nesnel gibi grnr. Astlar, verdii emirlerden hi deilse bazlarnn eyann doasna uygun olduunu ve dolaysyla ev rensel bir anlamda rasyonel olduunu grrler. Ama kkeninde bu ras yonellik bile aklla deil, egemenlikle ilgilidir. Mhendisin nesnelerle ilgilenmekteki amac bunlar kendileri iin ya da srf bilgi iin anla mak deildir; kendi i yaplarna ne kadar aykr olursa olsun belli bir emaya uydurmaya almaktadr onlar. Bu, cansz eyler iin olduu kadar insanlar iin de geerlidir. Mhendisin kafas, en gelimi bii miyle endstriyelizmin zihniyetidir. Hedefi, insanlar amac olmayan bir aralar toplamna indirgemektir. Snai faaliyetin tanrlatrlmas snr tanmaz. Dinlenme de, insan lar yeniden almaya hazrlamad zaman, bir gnah saylmaktadr. "Amerikan felsefesinin postlas, ak ve dinamik bir evrendir" der Moses F.Aronson, "Akkan bir evren ise dinlenilecek bir yer deildir, duraan dnce gibi bir estetik hazza da izin vermez. Durmayan bir alm sreci iindeki bir dnya, etkin hayal gcn uyarr ve zeknn kaslarnn altrlmasn tevik eder."5 Aronson, pragmatizmin, "krsal bir ekonomi iinden bir girdap gibi ykselen sanayi toplumu nun dourduu glklerle bouan, snr boylarnda yetimi, aktif

5. Bkz. Charles Beard, The American Spirit, s. 666.

162 AKIL TUTULMASI

bir zihniyetin zelliklerini yansttn" dnmektedir.6 Ne var ki, Amerika'nn gerek nclerinin o "serhad ruhu" ile bu nun gnmzdeki savunucular arasnda ok belirgin bir farkllk vardr. ncler, aralar ama olarak grmyorlard. Gndelik yaama mcadelelerinde, sert, ypratc bir almaya gnl rzasyla kat lanyorlard; ama zledikleri, hayal ettikleri herhalde daha az dinamik, ok daha dingin bir dnya idi. Gzellik kavramlarnda ya da kltr ideallerinde "edilgin, duraan dncenin estetik hazzna" herhalde daha byk bir deer biiyorlard. Bunlarn en son mukallitleriyse, modern iblm iinde dnsel bir meslek sahibi olduklarnda, bu deerleri arptarak savunmaktadr lar. Teorik uralarn "adal" ve "atletik" niteliinden sz eder ve bu uralar "doutan ve kendiliinden bir gelime" olarak nitelerken, bi raz da rahatsz bir vicdanla, nclerin, snr adamlarnn "meakkatli hayat" mirasna tutunmaya ve ayn zamanda da onlarn dilini kol eme inin, tarmsal ve snai emein aktivist szck daarcna kaynatr maya abalamaktadrlar. Bunlar, dnce dnyasnda bile, egdm ve birrneklii savunurlar. Aronson, Amerikan felsefesinin sentezinin ii ne "kukusuz baz Avrupal eler girmitir" demektedir, "ama bu ya banc eler yerel bir birliin iinde eritilmitir"7. Yeryzn bir d nme, seyretme ve haz alma dnyasna dntrme imknlar artt lde, bu egdcler de, Johann Gottlieb Fichte'nin bilinli ya da bi linsiz izleyicileri olarak, ulus dncesini ve ebedi almay ycelt meye almaktadrlar. Bireyin yenilgisinin nedeni kendi bana teknoloji ya da sakalma tutkusu deildir; sorun, retimin kendisi deil, biimidir: sanayi toplu munun zgl erevesi iinde insanlar aras ilikiler. nsan emei, aratrma ve bulu, zorunluluun meydan okumasna insann verdii karlktr. Bu iliki, ancak insanlar emei, aratrmay ve buluu tanrlatrdnda samalar. Byle bir ideoloji, yceltmeyi amalad uygarln hmanist temellerini baltalama eilimindedir. Eksiksiz do yum ve snrlanmam haz dnceleri ilerleme glerini zgrletiren bir umut dourmu olduu halde, ilerlemenin putlatrlmas ilerleme nin tersi olan bir gelimeye yol aar. Anlaml bir amaca ynelik zah
6. A.g.y., s. 665. 7. A.g.y.

BREYN YKSEL VE D 163

metli bir emek zevkli bulunabilir, hatta sevilebilir de. Ama emei ba l bana bir ama haline getiren bir felsefe, sonunda her trl emekten nefret edilmesine yol aar. Bireyin dnnn sorumlusu insann teknik baarlar deildir, hatta insann kendisi de deildir insanlar ou zaman dndkleri, syledikleri ya da yaptklar eylerden daha iyidirler asl sorumlu, "nesnel zihin"in bugnk yaps ve ieriidir, toplumsal hayatn her alanna sinmi olan anlaytr. nsanlarn kitle kltr organlarndan aldklar hazr dnce ve davran kalplar, ikinci admda, sanki insanlarn kendi dnceleriymi gibi kitle klt rn etkiler, glendirir. amzda, nesnel zihin, sanayiye, teknolo jiye ve ulusalla tapmaktadr; ama bu kategorilere anlam kazandra bilecek bir ilkeye de sahip deillerdir. Bu tapnma, dinlenme ve ka imkn vermeyen bir ekonomik sistemin basncn yanstmaktadr. retkenlik idealine gelince; anlamak gerekir ki bugn hereyin eko nomik nemi, insanlarn ekonomik ihtiyalarna deil, iktidar yapsna hizmeti esas alan bir yararllk kavramyla llmektedir. Birey, ulusal ve uluslararas ekonomi zerinde daha byk bir denetim kurmak iin birbiriyle ekien gruplardan birine kendi deerini kantlamak zorun dadr. stelik, topluma sunduu mal ve hizmetlerin nicelik ve nitelii, bireyin baarsn belirleyen etmenlerden sadece biridir. Modern ada herhangi bir bireyin tek lt ve varlk nedeni olan etkinliin de gerek teknik veya idari ustalkla kartrlmamas gere kir. "ocuklardan biri olma" yeteneinden ibarettir bu: kuvvetli grn mek, bakalarn etkileyebilmek, kendini iyi "satabilmek", gerekli ilikileri kurmak... Bugn bu yetenekler insanlarn byk blmnn reme hcreleriyle yeni kuaklara devredilmektedir sanki. Saint Simon'dan Veblen'e ve izleyicilerine kadar btn teknokratik dncenin yanlgs, eitli i ve retim dallarnda geerli olan baar ltleri arasndaki benzerlii yeterince anlayamamak ve retim aralarnn aklc kullanmn bunlarn baz sahip ya da kullanclarnn aklc eilimleriyle kartrmak olmutur. Modern toplumun her trl bireysellii yadsmasna karlk, bu toplumun yelerinin hi deilse aklc rgtlenmeden krl ktklar dnlemez mi? Teknokratlar, kendi teorileri uyguland zaman, bu nalmlarn sona ereceini, temel ekonomik oranszlklarn ortadan kal kacan ve tm retim aygtnn plana uygun olarak, przszce ile

164 AKIL TUTULMASI

yeceini ileri srmektedirler. Oysa modern toplum, teknokratik haya lin ok uzanda da deildir bugn. Liberal pazar sisteminde, bunalm larla sonulanan bir sre iinde, arpk ve akld biimlerde ortaya kan tketici ve retici ihtiyalar, imdi ok byk lde nceden hesaplanabilmekte ve ekonomik ve siyasal nderlerin politikalarna bal olarak ya doyurulmakta ya da yadsnmaktadr. nsan ihtiyalar nn anlatm artk pazarn bulank ekonomik gstergeleri tarafndan arptlmamaktadr; tersine, istatistikle saptanmaktadr ve her trden (snai, teknik, siyasal) mhendisler de bunlar denetim altnda tutmaya uramaktadr. Gelgelelim, bu yeni aklclk bir yanyla akl dnce sine pazar sisteminden daha yaknsa, bir yanyla da daha uzaktr. Eski sistemde farkl toplumsal grup yeleri arasndaki alveri, gerekte pazar tarafndan deil, ekonomik gcn eitsiz dalmyla be lirlenmekteydi; yine de, insan ilikilerinin nesnel ekonomik srelere dnm, bireye, hi deilse ilkelerde, belli bir bamszlk veriyor du. Liberal ekonomide baarsz giriimciler rekabette yenik dtn de ya da geri kalm gruplar sefalete itildiinde, ekonomik aresizlikle rine karn insan onurunu koruyabiliyorlard. nk sefaletlerinin so rumluluunu anonim ekonomik srelerin zerine atma imknna sa hiptirler. Bugn de bireyler, gruplar, kr ekonomik glerin etkisiyle ykma srklenebilmektedir; ama artk bu glerin temsilcisi, daha iyi rgtlenmi, daha kuvvetli sekinlerdir. Bu egemen gruplar arasn daki ilikilerin ini klar olsa da, birbirlerini iyi anlayan gruplardr bunlar. Snai glerin younlamas ve merkezilemesi, peinden ekonomik liberalizmin kn de getirince, kurbanlarn yazgs bs btn belirlenmi olur. Totalitarizmde, sekinlerin hedef ald bir bi rey ya da grup sadece geim aralarndan yoksun kalmaz, insan z de saldrya urar. Bundan daha farkl bir yol izleyebilir Amerikan toplu mu. Ne var ki, modern endstriyelizmin ekonomik ve kltrel srele rinin sonucunda bireysel dnce ve direncin paralanmas, insanca bir hayata doru evrimi son derece zorlatracaktr. retim slogann bir tr dinsel inan haline getirmekle, teknokratik dnceleri savunmakla ve byk snai aygtlara ulaamayan gruplar "ksr" olarak damgalamakla, sanayi, retimin iktidar mcadelesinde bir ara haline geldiinin unutulmasna yol aar. Ekonomik nderlerin politikalar ki bugnk aamasnda toplum artk bunlara bam

BREYN YKSEL VE D 165

ldr sert, hesapl ve kendi karlarna dnktr; bu yzden toplum ve gerek ihtiyalar karsnda, bir zamanlar pazar belirleyen otoma tik eilimlerden bile daha krdr. Akld, hl insann yazgsna hkmetmektedir. Devlemi snai gler a, srekli ve kalc grnen mlkiyet ilikilerinin dourduu istikrarl bir gemi ve gelecek perspektifini yok ederek bireyin de tasfiyesine ynelmitir. Bireyin sallantl duru munun en iyi gstergesi belki de kiisel tasarruflarnn gvence sizliidir. Para birimleri altna balyken ve altn da snrlar arasnda serbeste gidip gelirken, parann deeri ancak belli snrlar iinde oy nard. Bugnk koullarda, enflasyon, yani kk tasarruflarn satn alma gcnn byk lde azalma ya da toptan yok olma tehlikesi beklemektedir bireyleri. Altn sahiplii, burjuva iktidarnn simgesiy di. Altn, burjuvay bir bakma aristokratn halefi yapyordu. Onunla kendi gvenliini salayabiliyor ve kendi lmnden sonra arkada braktklarnn ekonomik sistem tarafndan tmyle yutulmayacandan emin olabiliyordu. Mal ve para karlnda altn alabilme hakkna ve dolaysyla grece istikrarl fiyatlara dayal bamszl, kiiliini gelitirmeye ynelik abalarnda da ifadesini buluyordu. Bu aba, bugn olduu gibi meslekte ilerleme amacna ynelik deil, sadece bi reysel varoluun deerlendirilmesine ynelikti. Bireyselliin maddi temeli ok dengesiz olmad iin de, anlamsz bir aba deildi bu. Kitlelerin durumu burjuvannkinden olduka farkl olsa da, hmanist deerlere gerekten ilgi duyan grece kalabalk bir snfn varl saye sinde, znde doru olan ve bylece toplumun btnnn ihtiyalarn dile getiren teorik ve sanatsal rnler yaratabiliyordu. Devletin altn tutma hakkn kstlamas btn bir deimenin sim gesidir. Orta snfn yeleri bile gvencesizdir artk. Birey, hastaland nda ya da emeklilik yana geldiinde, hkmetin, alt kuru mun, bir dernein, sendikann ya da sigorta irketinin onu koruyaca dncesiyle avunmak zorundadr. zel altn mlkiyetini yasaklayan eitli yasalar, bamsz ekonomik bireyi yok olua mahkm etmekte dir. Liberalizm'de dilenci grntleri, rantiyelerin ufkunu karartr, mi delerini bulandrrd. Dev snai iletmeler anda dilenci de rantiye de silinmeye mahkmdur. Toplumun karayollarnda biraz durmak iin ara banz ekeceiniz bir bekleme eridi kalmamtr. Herkes yola devam

166 AKIL TUTULMASI

etmek zorundadr. Giriimci memura dnmtr, bilgin de profesyo nel uzmana. Filozofun dsturu Bene qui latuit, bene vixit* modern ti cari dalgalanmalara uygun deildir. Herkes kendi stnde bir organn emrindedir. Komuta kademesinde olanlarn zerklii de astlarnnkinden ok fazla deildir: onlar da kullandklar iktidara bamldrlar. Kitle kltrnn sunduu btn aralar ve kolaylklar, bireysellik zerindeki toplumsal basklar glendirmekte ve bireyin direnme imknn, modern toplumun atomize edici ileyii iinde kendini koru ma imknn elinden almaktadr. Popler biyografilerde ve szde ro mantik roman ve filmlerde bireysel kahramanln ve kendi kendini yetitirmi insann ne karlmas bu gzlemin yanl olduunu gstermez.8 Sakalma gdsnn bu mekanik kamlayclar, gerekte bireyselliin zln hzlandrr. Tpk "hain" bireycilik slogan nn toplumsal denetimden kamaya alan byk trstlerin iine yara mas gibi, kitle kltrndeki bireycilik retorii de kolektif yknme modelleri yaratarak, szde savunduu ilkeyi baltalamaktadr. yle ya, eer her erkek Huey Long'un dedii gibi bir kral olabilirse, neden her gen kz da bir sinema kraliesi olmasn? Hem de balca zellii ti piklik, yani genellik olan bir kralie... Bireyin bir kiisel tarihi yoktur artk. Her ey deitii halde hibir ey kmldamamaktadr. Tlsml Aynadaki Kralie'nin "ayn yerde kalmak iin ok hzl komal" szleriyle anlatlan eyi ifade edebil mek iin ne bir Zenon'a ne de bir Cocteau'ya, ne bir Eleali diyalektikiye ne de bir Parisli srrealiste ihtiyac vardr modern bireyin. Bunu kendisi bilinsizce yaamaktadr zaten. Bireyin hereye karn bu yeni anonim kuramlarda yitip gitmedii, bireyciliin modern toplumda da azgn bir biimde srp gittii yolun da bir itiraz isabetsiz olur. Evet, bu itirazda da bir doruluk pay vardr; insan, iinde yaad toplumdan hl daha iyidir. Gelgelelim, yaad hayat da doldurduu anket formlarna smaktadr. Kamuoyu yoklama lar, dnsel varoluunun tamamn kucaklayabilmektedir. En ok da gnmzn o szde byk adamlar uzaktr gerek bireysellikten: kit lelerin putlatrd bu insanlar aslnda kendi reklam kampanyalarnn
* Ovidius'un zdeyii: yi gizlenen, iyi yaad. 8. Bkz. Lo Lwenthal, "Biographies in Popular Magazines", Radio Research, 1942-1943, New York 1944, s. 507-544.

BiREYtN ykseli! ve d 167

rn, kendi fotoraflarnn bytlm halidirler: toplumsal sre iindeki birer fonksiyondan ibarettirler. Eksiksiz stn-insan (ki bu ko nuda en ciddi, en kaygl uyary yapan Nietzsche'den bakas deildi) ezilmi kitlelerin da yanstt bir hayaldir: Cesare Borgia'dan ok, King Kong.9 Hitler gibi sahte spermenlerin byleme gc, dn dklerinden, sylediklerinden ya da yaptklarndan ok, soytarca dav ranlarndan kaynaklanr: bu davranlar, snai ilemlere tabi tutularak kendiliindenliklerini yitirmi ve bu yzden insanlarla nasl iliki ku racaklarn ve onlar nasl etkileyeceklerini bilemeyen, bunu bakala rndan soran kiiler iin bir davran modeli oluturmaktadr. Anlattmz eilimler, daha imdiden Avrupa tarihinin en byk felaketine yol amtr. Bu felaketi douran etmenlerin bazlar Avru paya zgyd. Bazlarnn kkenindeyse, uluslararas eilimlerin etki si altnda insann karakterinde meydana gelen derin deimeler yatmak tadr. Hi kimse bu ykc eilimlerin yakn gelecekte denetim altnda tutulacan tam bir kesinlikle ileri sremez. Bununla birlikte, bireyin zerindeki dayanlmaz basknn kanlmaz olmad da grlmeye balamtr. nsanlar bu baskya retimin srf teknik gereklerinin deil, toplumsal yapnn yol atn anlayacaklardr bir gn. Nitekim, dnyann bir ok yerinde siyasal basklarn art da, retici glerin bugnk gelime dzeyinde bir toplumsal deime olaslndan duyu lan korkunun gstergesidir. Snai disiplin, teknolojik ilerleme ve bi limsel aydnlanma; bireyin siliniine yol aan btn bu sreler, bi reyselliin daha az ideolojik ve daha insanca bir varolu tarz iinde bir e olarak yeniden ortaya kabilecei bir an douunu da hazrlaya bilirler, bugn byle bir umut pek zayf olsa da, bsbtn kaybolmu deildir. Faizm bilinli insanlar toplumsal atomlara indirgemek iin terrist yntemler kullanmt, nk ideolojilere ilikin olarak git tike artan hayal krklnn sonucunda insanlarn kiisel ve toplum
9. Edgar Allan Poe byklk hakknda yle diyordu: "Bireylerin imdiye kadar ken di rklarnn ok zerine ykseldii tartmasz bir dorudur; ama bylelerinin varolu izleri iin gemii tararken, 'iyi ve byk olanlar'la ilgili btn biyo grafileri bir yana itip, zindanda, tmarhanede ya da daraacnda len sefillerin krk dkk kaytlarn dikkatlice incelememiz doru olacaktr" (The Portable Poe, der. Philip van Doren Stem, Viking Press, New York 1945, s. 660-661).

168 AKIL TUTULMASI

sal gizliglerini gerekletirmeye ynelmelerinden korkuyordu; ve gerekten de baz durumlarda toplumsal bask ve siyasal terr, akldna kar o ok insanca direnmenin olgunlamasn salamtr; her zaman gerek bireyselliin nvesidir bu direnme. Zamanmzn gerek bireyleri, kitle kltrnn kof, ikin kiilik leri deil, ele gememek ve ezilmemek iin direnirken, acnn ve ala ln cehennemlerinden gemi fedailerdir. Bu arks sylenmemi kahramanlar, bakalarnn toplumsal sre iinde bilinsiz olarak hedef olduu terrist imhaya bilinli olarak hedef klmlardr kendi varlklarn. Toplama kamplarnn adsz kurbanlar, domaya abalayan insanln simgeleridir. Bu insanlarn kendi sesleri zorbaln darbele riyle susturulmu da olsa, felsefenin grevi, onlarn yaptklarn iitilebilecek szlere dntrmektir.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE

Akln biimsellemesi, tuhaf, ters bir kltrel duruma yol aar. Bir yandan, uygarlmzn tarihini zetleyen bir kartlk, benlik ile doa arasndaki ykc kartlk, bu ada dorua kar. Doaya boyun edirmeyi amalayan totaliter abann, ego'yu, insan znesini, nasl basknn basit bir arac haline getirdiini grmtk. Benliin kavram larda ve dncelerde ifade bulan btn teki ilevleri geersizlemitir artk. te yandan, grevi bir uzlama aramak olan felsefi dnce de atmann varln reddetmekte ya da unutmaktadr. Felsefe ad veri len disiplin, kltrn teki dallaryla birlikte, alm uurum zerinde sahte bir kpr kurmakta ve bylece tehlikeyi daha da artrmaktadr. Tartmamzn varsaymlarndan biri, bu srelerle ilgili felsefi bir bi lincin bunlar tersine evirmekte yararl olabilecei dncesidir. Felsefeye inanmak, insann dnme yetisinin korku yznden krelmesine kar kmak demektir. Bat'nn tarihinde, yakn zamanlara ka dar, bireyler, gruplar ve uluslar arasnda bir anlama salamaya yetecek kltrel ve teknik kaynaklan yoktu toplumun. Bugn maddi koullar vardr. Eksik olan, yaadklar basknn znelerinin veya uygulaycla rnn yine kendileri olduunu anlayabilen insanlardr. Byle bir an layn gelimesi iin her trl koul varolduuna gre, "kitlelerin olgunlamaml" kavram da geerli saylamaz. stelik, Avrupa'nn en geri blgelerindeki toplumsal sreleri bile inceleyen gzlemci, srk lenenlerin de en azndan kendilerine yol gstermeye kalkan o ikin, kk Fhrer'ler kadar olgun olduunu kabul etmek zorunda kalacaktr. u anda her eyin insanlarn zerkliklerini doru kullanmalarna bal olduunun bilinmesi, henz susturulmam olanlar, kltr savun mak amacyla, kltrn konformist iyi gn dostlarnn elinde bayalatrlmasna ya da kaplara dayanm barbarlarn elin'de imha edilme tehlikesine kar savunmak amacyla birlemeye yneltmelidir.

170 AKIL TUTULMASI

Sre dnszdr. Tarihin arkn geri dndrmeyi neren metafi zik tedavi yntemleri, yukarda yeni-Tomaslkla ilgili tartmada da sylendii gibi, irendiklerini ileri srdkleri o pragmatizmle lekelen mitir. Mcadele ok ge kalmtr; ve bavurulan her are hastal daha da arlatrmaktadr; nk hastalk, zihinsel hayatn t iliklerine ilemitir. Bilincin en yksek ilkesine [Begriff] ya da en saf en iteki doasna ilemitir. Bu yzden, bilinli hayatta, hastal ama gc kalmamtr... O zaman, ruhun eski halini koruyan, yitik bir tarih olarak, nasl yitip gittiini kimsenin bilmedii bir tarih olarak koruyan, sadece bellektir. Ve yeni hikmet ylan da, kendisine tapnanlarn nnde, artk burumu bir dereyi acsz bir ekilde deitirmi olmaktadr bylece.1 Ontolojiyi diriltme abalar, hastal daha da arlatran arelerden biridir. Aydnlanma, mekanikleme ve kitle kltrnn olumsuz ynlerini gsteren tutucu dnrler, uygarln olumsuz sonularn ya eski ideallere dnerek ya da devrim riskine girilmeksizin izlenebile cek yeni amalar gstererek hafifletmeye alrlar ou zaman. Fransz kar-devrimci hareketinin ve Alman n-faizminin felsefesi, birinci tutuma rnektir. Bunlarn modern insan eletirileri, romantik ve antientelektalisttir. Kolektivizmin baka dmanlar daha ilerici dn celer srerler ne: On dokuzuncu yzyl sonunda Gabriel Tarde'n2 gnmzde de Ortega y Gasset'in3 savunduu gibi bir Avrupa konfede rasyonu ya da tm uygar dnyay iine alan bir siyasal birlik. Bu dnrlerin amzn nesnel zihniyle ilgili zmlemeleri son derece ilgin de olsa, kendi eitimsel tutuculuklar da o zihnin bir parasdr. Ortega y Gasset kitleleri martlm ocuklara benzetir4; ve bu benzet me de, kitlelerin bireysellikten tmyle yoksun kalm kesimlerinin houna gitmektedir. Ortega y Gasset'in, kitlelerin gemi karsnda nankr olduu yolundaki sulamas, kitlelere ynelik propagandann
1. G.W.F.Hegel, The Phenomenology of Mind, (ev. J.B.Baillie) New York 1931, s. 564-565. 2. The Laws of Imitation, New York 1903, s. 184-188, 388-393. 3. The Revolt of the Masses, New York 1932, s. 196-200. 4. A.g.y., s. 63-64.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 171

ve kitlesel ideolojinin bir esidir. Felsefesine popler, kullanma el verili bir biim, bir pedagojik nitelik yklemi olmas bile onun fel sefe olma niteliini ortadan kaldrr. Tarihsel srelerle ilgili eletirel kavraylar tayan felsefelerin, derde deva olarak kullanldklarnda, baskc doktrinlere dnt sk sk grlmtr. Yakn tarihin gsterdii gibi, tutucu doktrinler kadar radikal doktrinler iin de geerlidir bu. Felsefe ne bir aratr, ne de bir reete. Tek yapabilecei mantksal ve olgusal zorunluluklarn iaret ettii kadaryla, ilerleme yolunu nceden sezdirmektir. Bunu yaparken, modern insann marur ve muzaffer ilerleyiinin douraca deheti ve direnmeyi de nceden grebilir. Felsefenin tanm yoktur. Felsefeyi tanmlamak, onun syleyecek lerini aka sayp dkmekle birdir. Yine de, gerek tanmlar gerekse felsefe zerine birka sz, felsefenin oynayabilecei rol biraz daha aydnlatabilir. Ayn zamanda, doa ve zihin, zne ve nesne gibi soyut terimleri nasl kullandmz daha iyi anlatabilir. Tanmlar, tam, eksiksiz anlamlarn bir tarihsel sre iinde kazanr. Bunlarn glgeli derinliklerine birtakm dilsel kestirme yollardan geerek kolayca ulalamayacan alakgnlllkle kabullenmezsek, onlar anlaml bir biimde kullanmamz da mmkn olmaz. Olas yanl anlamlardan korkarak tarihsel elerin tasfiye edilmesine ve zamand saylan cmlelerin tanm olarak sunulmasna raz olursak, dnce ve yaantnn balangcndan beri felsefeye kalan dnsel mi rastan kendimizi yoksun brakm oluruz. Byle toptan bir vazgeiin imknszl, zamanmzn en tarih-kart, "fzikselci" felsefesinin, mantksal ampirizmin izledii yoldan da belli olmaktadr. Bu felsefe nin en inat yandalar bile, kesin olarak biimsellemi bilim szlklerine baz tanmlanamayacak gnlk terimleri sokmakta ve bylece dilin tarihsel niteliini ister istemez kabul etmektedirler. Felsefe, dilin fsltya dnm tanklna daha duyarl olmal ve dilin iinde korunmu yaant katmanlarn kurcalamaldr. Her dil, onu konuan insanlarn evriminde kk salm dnce biimlerini ve inan rntlerini ieren bir anlam tar. Kraln ve ulsuzun, airin ve kylnn ok farkl bak alarnn biriktii yerdir dil. Ama bir sz cn zndeki anlam, yalnzca onu kullanan insanlarn kimliiyle aklayabileceimizi dnmek de yanl olur. Byle bir aratrmada

172 AKIL TUTULMASI

kamuoyu lmlerine yer yoktur. Biimsellemi akl anda, kitleler bile kavramlarn ve dncelerin bozulmasna yardmc olur. Sokakta ki adam, ya da bugnk deyimiyle tarlalardaki ve fabrikalardaki adam, szckleri neredeyse uzmanlar kadar ematik ve tarih-d biimde kul lanmay renmektedir. Filozof, onu rnek almaktan kanmaldr. Fi lozof, insandan, hayvandan, toplumdan, dnyadan, zihinden, dnce den, bir doal bilimcinin bir kimyasal maddeden sz ettii gibi sz edemez: Elinde bir forml yoktur onun. Forml yoktur. Bu kavramlarn yeterince betimlenmesi, btn ton lar ve dier kavramlarla bantlar iinde anlamlarnn amlanmas bugn de nmzde duran bir grevdir. Bu noktada, yar unutulmu anlam katmanlar ve armlaryla szckler birer ipucu, birer klavuz ilkedir. Bu yan-anlamlar ve armalar, daha aydnlanm ve evrensel kavramlar iinde korunmal, yeniden yaamaldr. Gnmzde insan, fizik ve teknolojinin ilerlemesiyle temel dncelerin de aydnlanaca gibi bir yanlsamaya kendini teslim ederek karmaklklardan kanma yoluna gitmektedir. Sanayi toplumu, filozoflar bile, standart atal bak retim srelerini andrr bir biimde rn vermeye zorlamak tadr. Baz filozoflar, kendi tezghlarndan kan kavram ve kategorile rin temiz, net ve yeni grnmesini ister gibidir. Bylece, tanmlama, znde konunun ilkeleri olan kavram-terimlerinden kendiliinden vazgeer ve iaretlerle yetinir; iaretler, nesnenin kendi zelliinin nemli olmad ve sadece bir dsal bakn ayrdedici belirtisi olduu belirlenimlerdir. Bu trden terk bir dsal belirlenmilik, somut btnlk asndan ve bu btnln kavramnn doas asndan yle yetersizdir ki, yalnzca onun seilmesinin hibir anlam, hibir savunulabilir yan yoktur. Byle bir dsal belirlenmilik, bir somut btn ifade etmede ve nitelemede btnyle yetersizdir.5 Her kavram, kendisine anlam veren kapsayc bir doruluun bir paras olarak grlmelidir. Felsefenin ana ura da bu paralar btnletirerek doruluu kurmaktr.
5. Hegel's Logic of World and Idea (Being a Translation of the 2nd and 3rd Parts of the Subjective Logic) with Introduction on Idealism Limited and Absolute, Henry S.Macran, Oxford 1929, s. 153 (Ksm 3, Blm II).

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 173

Bizi tanmlara ulatran tek bir yol yoktur. Felsefi kavramlarn bir noktaya mhlanmas, kimliinin belirlenmesi ve ancak zdelik mantnn gereklerine uyduu zaman kullanlmas gerektiini savu nan gr, o kesinlik araynn, zihinsel ihtiyalar cep boyutlarna indirme abamzn arazlarndan biridir. Byle bir yaklam, zdeliini, kimliini bozmakszn bir kavram bir baka kavrama dntrmeyi imknszlatrr; oysa btn nitelikleri ve maddi varoluunun her ynyle deimekte olduu halde, bir insan, bir ulus ya da bir snf ayn kalmaktadr. Tarih incelenirse, zgrlk dncesinin srekli bir dnm geirdii grlecektir. zgrlk iin savaan partilerin temel ilkeleri, ayn kuak iinde bile, birbirinden ok farkl olabilir. Ama yine de, zgrl savunan eitli parti ve bireyleri zgrlk dman larndan ok kesin bir izgiyle ayran bir zdelik, bir aynlk sz ko nusudur. Dorudur, tarihte hangi partilerin zgrlk iin savatn saptayabilmek iin zgrln ne olduunu bilmemiz gerekir; ama u da ayn lde dorudur: zgrln ne olduunu belirleyebilmek iin bu partilerin niteliini bilmemiz gerekir. Sorunun zm, tarihsel dnemlerin somut izgilerinde yatmaktadr. zgrln tanm, tarih teorisidir; tersinden alrsak tarih de zgrln gelime yksdr. Doal bilimlerde ve pratik amalarn sz konusu olduu yerlerde bu mhlama ve etiketleme stratejisinin bir hakll olabilir. Ama bu yak lam kavramlar birer zihinsel atom gibi kullanr. Kavramlarn bititirilmesiyle nermeler oluturulur, bunlarn bititirilmesiyle de sis temler. Ama btn bu sre boyunca, sistemin bileenleri olan atom lar deimeden kalr. Mekanizma iinde her yerde, birbirlerini, gelenek sel mantn ilkelerine gre, zdelik, eliki ve nc kkn imkn szl yasalarna gre ektikleri ya da ittikleri hissedilir. yi tand mz ilkelerdir bunlar: Btn pratik amal faaliyetlerde, maniplasyon abalarnda neredeyse igdsel olarak kullandmz ilkeler. Felsefe ise farkl bir yntem izler. Bu kutsal ilkeleri o da kullanr el bet, ama onun ilemlerinde bu ematizm alr; stelik bu ilkelerin keyfi bir biimde bir yana itilmesiyle deil, mantksal yap ile nesne nin zniteliklerinin rtt bilme edimleriyle alr. Felsefeye gre, mantk, znenin mant olduu kadar, nesnenin de mantdr; toplu mun, tarihin ve doann temel kategori ve ilikilerinin kapsaml bir teorisidir.

174 AKL TUTULMASI

Biimci tanmlama yntemi, doa kavramna uyguland zaman zellikle yetersizdir. nk doay ve onun tamamlaycs olan tini tanmlamak demek kanlmaz olarak, ya bunlarn ikiliini ya da bir liini ne srmek ve birini ya da tekini esas almak, "olgu" olarak ka bul etmek demektir; oysa bu iki temel felsefi kategori ayrlmaz bir biimde birbirine baldr. "Olgu" gibi bir kavramn kendisi de ancak insan bilincinin insann dndaki ve iindeki doadan yabancla masnn sonucu olarak anlalabilir, bu da uygarln bir sonucudur. Elbette, bu sonu kesinlikle gerektir: Doa ve tin ikilii, bunlarn balangtaki szde birlikleri adna yadsnamayaca gibi, bu ikiliin yanstt tarihsel sreler de geriye dndrlemez. Doa ile tinin bir liini ne srmek, varolan ayrl, gsz, l domu bir oldu bittiyle amaya almaktr. Oysa onu kendi iinde varolan gizilglere ve eilimlere uygun olarak, dnsel yntemlerle amaya almak gerekir. Gerekte, doann ve tinin birliini temel alan, tesine geilemeye cek nihai bir veri olarak ne sren btn felsefeler, yani her trl fel sefi tekilik, iki ynl niteliini gstermeye altmz o insann doaya egemen oluu dncesinin glendirilmesine yarar. Birlii varsayma eilimi bile, tinin snrsz egemenlik iddiasn glendirme abasn temsil eder; bu birlik tinin mutlak kart adna, doa adna ne srldnde bile byledir bu, nk bu hereyi kapsayan kav ramn dnda hibir eyin kalmad varsaylmaktadr. Doann nce lii tezi bile tinin mutlak iktidar tezini barndrr iinde, nk doa nn bu nceliini tasarlayan ve her eyi ona baml klan tindir. Bu adan bakldnda, doa ile tin arasndaki gerilimin bu kart ulardan hangisinde zld sorusu da nemsizleir. Birliin idealizmde olduu gibi mutlak tin adna ne srlmesiyle doalclkta olduu gibi mutlak doa adna ne srlmesi arasnda, bu bakmdan, fazla bir fark yoktur. Tarihte bu iki eliik dnce tarz ayn amalara hizmet etmilerdir. dealizm, ham varoluu nnde yine de tinsel bir dzen olarak gster mekle yceltmitir onu; kavramsal kurgularnn uyumuyla, toplumda ki atmalarn stn rtm ve bir yalann srp gitmesine hizmet etmitir: Varolana bir "anlam" ykleyerek Tanr katna karmtr onu; oysa atmalarla, kartlklarla dolu bir dnyada varolu byle

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 175

bir anlam oktan yitirmitir. Doalclk ise, Darwincilik rneinde grdmz gibi, doann kendi glerinin bilinsiz ileyiini model ald savyla, doa zerindeki bilinsiz tahakkm yceltme eilimin dedir. nsanla kar her zaman belli bir aalama grlr doalc lkta. Bazen, uslu durmayan hastasna parman sallayan bir doktorun kukucu sevecenliiyle yumuayan bu aalamay, yar-aydnlanm dnce biimlerinin ounun temelinde bulmak mmkndr. Bir in sana kendisinin doadan ibaret olduunu syler ve bunu ona kabul etti rirsek, ona kar alabileceimiz en iyi tavr acmak olur. Sadece doadan ibaret her ey gibi edilginlemi bu insann bir "ilem" nesne si olduunu ve iyiliksever nderlere muhta olduunu dnrz. Tini nesnel doadan ayrdedemeyen ve onu, szde bilimsel bir tu tumla, doa olarak tanmlayan teoriler unu unutmaktadr: Tin ayn za manda "doa-olmayan"dr; doann yansmasndan baka bir ey ol mas bile, srf bu yansma niteliinden tr, imdi ve burada varolan amaktadr. Tinin bu niteliini gzden karr, doa ile hem zde hem de ondan farkl olduunu unutursak, sonuta insann kr doal srelerin bir esi veya bir nesnesinden baka bir ey olmadn da kabullenmek zorunda kalrz. Bir doa esi olarak insan, topraktr; ve toprak olarak da, kendi yaratt uygarlk asndan, son derece nemsizdir: otomatlarla, gkdelenlerle dolu o metropolisin en deersiz elerinden biridir. Tin ile doa arasndaki iliki sorununda asl glk, bu ikisi ara sndaki kutupsalln mutlaklatrlmasnn da birini tekine indirge mek kadar yanl olmasdr. Bu glk, her felsefi dncenin srekli kar karya olduu tehlikeyi gstermektedir. Felsefenin "doa" ve "tin" gibi soyutlamalara bavurmas kanlmazdr; ama her soyutla ma, somut varoluun eksik ve ksmen yanl bir tasarm demektir ki, bu yanllk sonunda soyutlamann kendisini de olumsuz ynde etkiler. Bu yzden, felsefi kavramlar, dou ve gelime srelerinden soyutlan dnda yetersiz, bo ve yanl olacaktr. Nihai bir ikilik varsaym ka bul edilemez; sadece, bu son derece geleneksel ve bir o kadar da kukulu "nihai ilke" yaklam ikinci bir yapyla badaamayaca iin deil, sz konusu kavramlarn ierii mutlak bir ikilie izin vermedii iin de byledir bu. ki kutup teki bir ilkeye indirgenemez, ama ikilikleri de mutlak bir durum olarak deil bir rn, bir sonu olarak grlmelidir.

176 AKIL TUTULMASI

Hegel zamanndan beri, birok felsefi doktrinde, doa ile tin arasndaki diyalektik ilikiyi doru kavrama eilimleri grlmtr. Burada, bu konuyla ilgili nemli speklasyon abalarndan sadece bir kan tartabileceiz. F.H.Bradley'in One Experience (Bir Yaant) adl yapt, deiik kavramsal eler arasndaki uyumu gsterme iddi asndadr. John Dewey'in yaant dncesi de Bradley'in teorisine skca baldr bir noktada. Baka pasajlarda zneyi doann bir paras yaparak btnyle doalcla bal kalan Dewey, yaantnn "ne sa dece ve tekinden kopuk biimde zne, ne de nesne olduunu, ne madde ne zihin olduunu, ne de biri art teki olduunu"6 syler. Bylece, Lebensphilosophie'yi (yaant felsefesi) ortaya karan kuaa bal olduunu da gsterir. Btn retisi sz konusu atky ama abas olarak grlebilecek olan Bergson, dure (sre) ve lan vital (hayat hamlesi, dirimsel atlm) gibi kavramlarla birlik dncesini srdrr ken bile, bilim ve metafizik ikiliini ve buna bal olarak hayat ve hayat-d ayrmn varsayarak ayrlk dncesini korumutur. Georg Simmel7 hayatn kendini ama yetisi doktrinini gelitirmitir. Yine de, btn bu felsefelerin altnda yatan hayat kavram, doal bir dnyay belirtmektedir. Simmelin metafiziinde olduu gibi, fin, hayatn en yksek aamas olarak tanmlandnda bile, felsefi sorunun zm inceltilmi bir doalclkta bulunur. Oysa Simmel'in felsefesi ayn za manda doalcla kar srekli bir eletiriyi de ierir. Doalclk bsbtn de yanl deildir. Tin, nesnesi olan doaya koymaz bir biimde baldr. Bunun doruluu, tinin kkeninde yatan ve doal hayatn da temel ilkesi olan sakalma drtsyle snrl deil dir sadece; her tinsel edimin bir tr maddeyi, bir "doay" gerektirmesi anlamnda, sadece mantksal bir doruluk da deildir. Asl nemlisi udur: Tin ne kadar mutlaklatrlrsa, katksz mit'e geri dnme ve tam da kendi iinde erittiini, hatta kendi yarattn iddia ettii saf doaya benzeme tehlikesi de o kadar artar. Bylece en ar idealist speklasyonlar, doa ve mitoloji felsefelerine gtrr bizi. Tin, her trl snrlamadan kurtulmu bir halde, sadece Kantlk'ta olduu gibi doann biimlerinin deil, doann tznn de kendi rn olduunu
6. Experience and Nature, Chicago 1925, s. 28. 7. Bkz. Lebenanschauung ve Der Konflikt der Modernen Kultur, Mnih ve Leipzig, 1918.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 177

iddia ettii lde, kendi zgl tzn yitirir ve tinsel kategoriler doal dizilerfn sonsuz tekrarlarnn eretilemeleri haline gelir. Tinin epistemolojik adan zmsz sorunlar, btn idealist felsefelerde kendilerini gsterirler. Tinin tm varoluun ve doann aklanmas, hatta kayna olduu ileri srld halde, tinin ieriinden hep zerk akln dndaki bir ey olarak sz edilir: u olduka soyut "veri" terimi bile bu akln dnda olmay ifade etmektedir. Btn bilgi teorilerinin gelip dayanmak zorunda olduu bu amaz, doa ve tin ikiliinin, kla sik Kartezyen teorideki iki tz doktrininde olduu gibi kesin bir tanm biiminde ortaya konulamayacan gsterir. Bir yandan, soyutlanma sonucunda, her iki kutup da birbirinden kopmutur; te yandan, birlik lerini veri almak, verili bir olgu olarak dnmek de mmkn deildir. Bu kitapta tartlan temel sorun, znel ve nesnel akl kavramlar arasndaki iliki sorunu, tin ile doa ve zne ile nesne hakkndaki bu dnceler nda ele alnmaldr. Blm I'de znel akl adn ver diimiz yaklam, sorumsuzlua, keyfilie dmekten ve basit bir zi hin oyununa dnmekten korkan bilincin kendini zne ile nesne arasndaki yabanclamaya, toplumsal eyleme srecine uydurmasyla ortaya kan bir tutumdur. Buna karlk, bugnk nesnel akl sistem leri, varoluun rastlantsalla ve kr talihe teslim olmaktan kanma abalarn temsil etmektedir. Ama nesnel akln yandalar da snai ve bilimsel gelimelerin gerisinde kalma, aslnda birer yanlsamaya dnm anlamlara bel balama ve gerici ideolojiler yaratma tehlike siyle kar karyadr. Tpk znel akln kaba maddecilie ynelmesi gibi, nesnel aklda da bir romantizm eilimi grlr; nesnel akla gre bir sistem kurma abalarnn en by olan Hegel felsefesi de, esiz gcn, bu tehlikeyi eletirel bir biimde kavram oluuna borludur. Kaba maddecilik olarak znel akln sinik nihilizme dmekten kan mas imknsz gibidir; nesnel akla dayanan geleneksel evetleyici dok trinlerin ise ideolojiyle ve yalanlarla akrabal ortadadr. Bu iki akl kavram zihnin iki ayr ve bamsz hareket tarzn temsil etmez; ama kartlklar, gerek bir atky dile getirir. Felsefenin grevi birini tekine kar inat bir biimde savunmak deil, bu ikisi arasnda karlkl bir eletirinin gelimesine yardm et mek ve bylece gerek hayatta karmalar iin felsefe alannda hazrlk yapmaktr. "Bugn hl ak olan tek yol, eletiri yoludur": Kant'n,

178 AKIL TUTULMASI

rasyonalist dogmatizmin nesnel akl ile ngiliz ampirizminin znel akl arasndaki atmaya deinen bu dsturu bugn daha da geerlidir. Zamanmzda, soyutlanm znel akl her yerde lmcl sonular douran baarlar kazand iin de, eletiri srdrlrken znelci fel sefenin kalntlar deil, nesnel akl ne karlmaldr: znelci felsefe gelenei iindeki has yaptlar, bugnk ar znelleme asndan, nesnelci ve romantik grnmektedir zaten. Bununla birlikte, nesnel akln vurgulan, gnmzn yeniden stlm teolojilerinin jargonuyla, bir "felsefi karar" anlamna gelmez, gelmemelidir. nk tpk tin ve doann mutlak ikilii gibi, znel ve nesnel akl ikilii de sadece bir grntr, zorunlu bir grn olsa bile... ie gemitir bu iki kavram: Birinin sonucu sadece tekinin yokluu deil, varldr da. Yanllk esi bu kavramlarn znde deildir; yanllk, birinin tekine kar karlp mutlaklatrlmasndadr. Bu mutlaklatrma, insanlk durumunun temel bir elikisinin rndr. Bir yanda, toplumsal bir ihtiya, doay denetim altna alma ihtiyac, insan dncesinin yapsn ve biimlerini her za man koullandrm ve bylece znel akl ne karmtr. Ama te yanda, toplum, kiisel karn znelliini aan ve benliin zlemle arad daha byk bir ey dncesini de tam olarak bastramamtr. ki ilkenin birbirinden ayrlmas ve bu ayrlk temelinde biimsel ola rak yeniden kurulmalar bile bir zorunluluk ve tarihsel doruluk ilke sine yaslanmaktadr. Akl, zeletirisiyle, iki kart akl kavramnn snrllklarn grmeli; atkl bir dnyada felsefi atky ideolojik olarak amaya alan btn doktrinlerin de almasna katkda bulun duu bu gediin geliimini tahlil etmelidir. ki kavramn hem ayr olduunu hem de birbirine bal olduunu grmek zorundayz. Sakalma, varl srdrme dncesi, znel akl lgnla kadar srkleyen bu ilke, ayn zamanda nesnel akl ayn son dan koruyacak olan dncedir de. Somut gereklie uygulandnda, bunun anlam udur: Toplumun nesnel amalarnn herhangi bir tanm, ancak znenin sakalma amacn, bireysel hayata saygy da ieriyorsa gerekten nesnel saylabilir. Nesnel akl sistemlerinin douuna yol aan bilinli ya da bilinsiz gd, znel akln, kendi sakalma amacna ilikin olarak yetersiz kalnn farkedilmesiydi. Bu metafizik sistemle rin, ksmen mitolojik bir biim iinde dile getirdikleri udur: Benliin

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 179

korunmas, sakalma, ancak birey-st bir dzende, toplumsal daya nma iinde gerekleebilir. Eer akl etkileyen bir hastalktan sz edilecekse, belli bir tarihsel anda ortaya km bir "inme" gibi deil, uygarln balangcndan beri akln doasnda varolan bir hastalk olarak anlalmaldr bu. Akln hastal, insanlarn doaya egemen olma mcadelesinin iinde domu olmasdr; ve "iyileme" de, en son arazlarn giderilmesine deil, hastaln bu gerek kkeninin kavranmasna baldr. Akln doru eletirisi, zorunlu olarak, uygarln en dipte kalm katman larn kurcalayacak, onun en eski tarihini aratracaktr. Akln insann kendi iindeki ve dndaki doaya boyun edirme arac haline geliin den beri (yani, balangcndan beri) doruyu kefetme abalar da hep boa kmtr. Bunun nedeni de doay sadece bir nesne dzeyine drm olmas ve yalnz tanrlarda ve tinde deil, madde ve eya kavramlar gibi nesnelemelerde de kendi izlerini grememesidir. Bugn, toplama kamplarndan grnte en zararsz kitle-kltr olgu larna kadar gzlerimizin nnde srp giden kolektif lgnln daha ilk nesnelemede, dnyay bir av gibi gren ilk insann hesapl baknda tohum halinde bulunduu sylenebilir. Paranoya, mantksal bir yapya sahip kovalanma, avlanma, saldrya urama teorileri kuran bu delilik tr, sadece bir akl karikatr deildir: Hedef peinde komaktan ibaret olan her trl akln iinde biraz paranoya vardr. Demek ki akln hastal, gnmzde belirgin hele gelmi olan sa katlklarnn ok tesine gitmektedir. Akl ancak dnyann hastalnn insanlar tarafndan retildiini ve yeniden-retildiini grerek, bunu anlayarak gerekletirebilir kendini, akla uygunluunu. Byle bir zeletiride kendine de sadk kalacaktr akl: Sadece akla borlu olduu muz o doruluk ilkesini koruyarak ve daha yksek bir ama iin deil, kendisi iin uygulayarak sadk kalacaktr kendine. nsan kendi akln anlamadka, imdi kendisini de yok etmek zere olan atmay ya ratt ve srdrd o temel sreci anlamadka, doa zerindeki ta hakkm insan zerindeki tahakkme, insan zerindeki de doa zerindekine dnp duracaktr. Akl ancak kendi "doalln" (yani, hkmetme eilimini) somut olarak gerekletirmekle doadan fazla bir ey haline gelebilir; paradoks u ki, doall salayacak olan bu eilim, ayn zamanda onu doadan yabanclatrm olan eilimdir.

180 AKIL TUTULMASI

Yine bu ekilde, barmann, uzlamann arac olmakla, uzlamadan daha fazla bir ey olacaktr. Bu aba iindeki yn deimeleri, ilerle meler ve gerilemeler, felsefenin tanmnn da gelimesini yanst maktadr. Felsefenin kendini eletirebilmesi, birinci olarak, akl ile doa atmasnn akut bir evreye, ykmn eiine geldiini varsayar, ikinci olarak da, bu toptan yabanclama aamasnda, doruluk dncesine hl ulalabileceini... nsann dnce ve eylemlerinin son derece gelimi endstriyelizm biimleri tarafndan zincirlenmesi, kitle kltrnn her eyi kapsayan aygtnn etkisiyle birey dncesinin gerilemesi -bunlar, akln zgrlemesinin nkoullarn oluturmaktadr. yilik her zaman kke nindeki basknn izlerini tar. nsan onuru dncesi de barbarca bask deneylerinin iinde domutur. Feodalizmin en gaddar evrelerinde, onur kuvvetlinin bir zelliiydi. mparatorlarn ve krallarn balar evre sinde haleler vard. Sayg bekliyor ve gryorlard. Saygda kusur edenler cezalandrlyor, kraln nnde eilmeyenler ldrlyordu. Bugn, kanl kkeninden kurtulmu bu birey onuru dncesi, insanca bir toplum dzenini tanmlayan kavramlardan biridir. Yasa, dzen, adalet ve bireysellik kavramlarnn da benzer bir evrimi olmutur. Ortaa insan adaletten kamak iin prenslerin affna snyor, himayesine giriyordu. Bugn biz adalet iin savayoruz; ev rensellemi, eitlik ve balama dncelerini de ieren, dnm bir adalet kavram bu. Asyal despotlardan, Firavunlar'dan, Yunan oli garilerinin yneticilerinden tccar prenslere, Rnesans'n liderlerine ve amzn faist eflerine kadar, bireyselliin deerini ne srenler, bakalarnn bireyselliklerini ezmek pahasna kendi bireyselliklerini gelitirme frsatn bulmu olanlardr. Tarihte, dncelerin dar gelmeye balayan giysilerden soyunarak kendilerini dourmu olan sistemlere saldrdklar sk sk grlmtr. Bunun nedeni, byk lde, tinin, dilin ve zihnin btn br gr nmlerinin evrensel bir iddia tamasdr. Her eyden nce kendi zel karlarn korumaya niyetli egemen gruplar bile dinde, ahlakta ve bi limde evrensel temalar vurgulamak zorundadr. Varolanla ideoloji arasndaki eliki de byle ortaya kar; her trl tarihsel gelimenin kams olan bir elikidir bu. Konformizm bu ikisi arasnda temelde

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 181

bir uyum olduunu varsayar ve kk baz przleri de ideolojiye yklerken, felsefe insanlar bu elikinin bilincine varmaya yneltir. Bir yandan, toplumu, o toplumun en yksek deerler olarak kabul ettii dncelerin nda gzden geirir, yarglar; bir yandan da, bu dncelerin gerekliin lekelerini, gnahlarn yansttn bilir. Bu deerler ve dnceler, onlar ifade eden szcklerden ayrlamaz; ve felsefenin dil konusundaki tutumu da, yukarda sylendii gibi, onun en temel, canalc boyutlarndan biridir. Szcklerin deien ierikleri, tonlar ve vurgulan, uygarlmzn tarihinin kaytlardr. Dil, ezilenlerin zlemlerini ve doann aclarn yanstr; mimetik drtye boalma imkn verir. Bu drtnn ykc eyleme deil de dilin evrensel ortamna dnmesi, nihilist bir gizilg ieren enerjilerin barmaya, uzlamaya abalamas anlamna gelir. Bu da felsefe ile faizm arasnda temel ve isel bir eliki dourur. Faizm dili bir ikti dar arac olarak, hem savata hem barta retimde ve ykmda kullan lacak bilgiyi biriktirme yolu olarak kullanyordu. Bastrlm mimetik eilimler yeterli dilsel anlatm imknndan yoksun braklmt ve tm muhalefeti ezme arac olarak kullanlyordu. Felsefe, dilin gerek mimetik ilevini, doal eilimleri yanstma grevini yerine getirme sine hizmet ederek, insann korkularn yattrmasna yardm eder. Felsefe, duygu ve tutkular dil araclyla yanstmak ve bylece yaant ve bellek alanna geirmek asndan sanattan farkl deildir. Kendini tinsel dnyada yanstma frsat verilen doa, kendi imgesini seyretmekle belli bir dinginlik kazanr. Her trl kltrn, zellikle de mziin ve plastik sanatlarn merkezinde bu sre yatar. Felsefe, btn bilgi ve sezgilerimizi, her eyin doru ve uygun adyla anld dilsel bir sistem iinde btnletirmeye ynelik bilinli bir abadr. Ne var ki, bu adlar, birbirinden kopuk, tek tek szck ve cmlelerde deil (bu Dou tarikatlarnn izledii yntemdir ve bugn de insanlarn ve nesnelerin vaftiz edilmesiyle ilgili Incil'den alnm birtakm yklerde izleri grlmektedir), felsefi doruluu gelitirmek iin yaplan srekli teorik almada bulmay amalar. Adna layk her felsefenin yapsnda varolan bu felsefi doruluk kav ram (adn ve eyin birbirine uygunluu), dncenin, biimsel akln cesaret krc ve sakatlayc etkilerini amasn deilse bile, bunlara dayanmasn salar. Platonizm gibi klasik nesnel akl sistemleri,

182 AKIL TUTULMASI

amansz bir evren dzenini ycelttikleri ve bu yzden de mitolojik ol duklar iin geersiz grnrler. Ama doruluun dil ile gereklik ara sndaki uygunluk olduu dncesini koruyan da pozitivizm deil, bu sistemlerdir. Bununla birlikte, bu sistemlerin kurucular, bu uygun luu ebedi, deimez sistemlerin iinde gerekletirebileceklerini san yorlard ve bu bir yanlgyd; toplumsal adaletsizlik iinde yaayanlarn doru bir ontoloji kuramayacan gremiyorlard. Tarih, buna ynelik btn giriimlerin yanlsamaya dayandn gstermitir. Geleneksel felsefenin ana esi olan ontoloji, bilimden farkl ola rak, eylerin zn, tzn ve biimini, akln kendi iinde bulun duunu sand baz evrensel idelerden karlamaz. Bir eyin daha so yut niteliklerinin esas olduunu dnmek iin bir neden yoktur. On tolojinin bu temel zayfln belki de en iyi anlayan filozof, Nietzsche'dir. Filozoflarn teki saplants da daha tehlikesiz deildir; sonla ilki birbirine kartrma saplantsdr bu. En son ortaya kan... "en yksek kavram", yani en genel, en bo olan, buharlamakta olan gerekliin en sonuncu puslu grntsn balang olarak baa alr filozoflar. Bu da onlarn kutsal sayglarn dile getirme tarzlarndan baka birey deildir: En yksek olan, en alak olann iinden domu olamaz, hibir yerden domu olamaz, aslnda domu olamaz... Bylece o mthi kavrama, "Tanr" kavram larna varrlar. En son, en hafiflemi, en bo eyin ilk olduu, mutlak neden olduu varsaylr. nsanla bakn ki, rmcek a rmekten baka birey yapmayan bu hasta kafalarn hastalklarn ciddiye almtr ve olduka pahalya demitir bunu.8 Neden mantksal olarak nce gelene ya da daha genel olana ontolojik ncelik verilmitir? Genellik dzeylerine gre sralanan kavramlar, doann kendi yapsn deil, insann doa zerindeki tahakkmn yanstr. Platon ya da Aristoteles, kavramlar mantksal nceliklerine gre dzenlerken, aslnda bunlar eylerin gizli zelliklerinden deil, iktidar ilikilerinden tretiyorlard, farknda olmadan. Platon'un "byk varlk zinciri" ile ilgili dncelerinde, Olimpus'un siyasal dzenini ve
8. "The Twilight of the Idols", Complete Works of Friedrich Nietzsche, (der. Oscar Levy) New York 1925, s. 19.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 183

aslnda da site'nin toplumsal gerekliini grmemek mmkn deildir. Mantksal olarak nce gelen, bir eyin zne, merkezine, zamansal ola rak nce gelenden daha yakn saylamaz; byle bir ncelii doann ya da insann zyle bir tutmak, insanlar o kaba, ham duruma, iktidar gdsnn onlar gerek hayatta indirgemeye yneldii o ham duruma, basit "varlklar" dzeyine indirgemek demektir. Ontolojiye kar temel itirazmz udur: nsann tefekkre dalarak kendinde bulduu ilkeler, bulmaya alt kurtarc dorular toplumun ya da evrenin dorular olamaz, nk bunlarn ikisi de insann suretinde yaratlmamtr. Fel sefi ontolojinin ideolojiklemesi kanlmazdr, nk insanla doa arasndaki ayrl gizlemeye, bir yalan olduu her gn yoksullarn, aresizlerin lklaryla aa kan bir teorik uyumu savunmaya almaktadr. Uygarln adalet, eitlik, zgrlk gibi byk idealleri ne kadar arptlm olursa olsun, doa, kendine uygulanan eziyete bu kavram larla kar kmaktadr. Doann protestosunun sistemli tutanaklarn sadece bu kavramlarda bulabiliriz. Felsefe bunlara kar iki ynl bir tutum almaldr. Bu dncelerin nihai ve sonsuz dorular olduu iddi asn reddetmelidir. Herhangi bir metafizik sistem bu tutanaklar mut lak ya da ebedi ilkeler olarak sunduu anda, bunlarn tarihsel greceliini de ele vermi olur. Felsefe, sonlunun sonsuz dzeyine ykseltilmesine kar kar: Sadece ulus, nder, baar ya da para gibi kaba siyasal ve ekonomik putlarn deil, kiilik, mutluluk, gzellik, hatta zgrlk gibi ahlaki ve estetik deerlerin de bamsz mutlaklar olarak yceltilmesine kar kar. Temel kltrel kavramlarda bir doruluk pay olduu kabul edilmeli ve felsefe bu kavramlarla iinden ktklar toplumsal ereveyi karlatrmal, lmelidir. Felsefe, dncelerle gereklik arasnda alan uuruma da kar kar: varolann somut, ta rihsel durumunun karsna yine varolann iinden km kavramsal ilkeleri karr. Bunu yaparken amac, ikisi arasndaki ilikiyi eletir mek ve bylece ikisini de amaktr. Felsefeye pozitif niteliini ka zandran da bu iki negatif ilemdir, bunlarn karlkl etkisidir. Yadsma, felsefede ok nemli bir rol oynar. ki ulu bir yadsmadr bu: Varolan ideolojinin mutlak iddialarnn yadsnmas, ayn zaman da gerekliin yzszlnn ve utanmazlnn yadsnmas. Yadsmaya nemli bir yer veren bir felsefe, kukuculukla kartrlmamaldr.

184 AKIL TUTULMASI

Kukuculuk, yadsmay biimsel ve soyut bir ekilde kullanr. Felsefe ise varolan deerleri ciddiye alr ama bunlarn, kendi greceliklerini de ortaya koyan bir teorik btnn paralar olmasnda diretir. Bugnk koullarda zne ile nesnenin, sz ile eyin btnlemesi mmkn ol mad iin, yadsma ilkesi, sahte mutlaklarn ykntlar arasndan g reli dorular kurtarmaya yneltmektedir bizi. Kukucu ve pozitivist felsefe okullar, genel kavramlarda kurtarmaya deer hibir anlam bul mazlar. Ama kendi ksmiliklerini de gremedikleri iin, zmsz elikilere derler. te yanda, nesnel idealizm ve rasyonalizm, genel kavram ve normlarn tarihsel kken ve geliimlerini unutarak, ebedi anlamlarn vurgularlar. ki okul da kendi tezinden ayn lde emindir ve dnceyi yolun herhangi bir noktasnda keyfi olarak durdurmayan bir felsefi teorinin ayrlmaz bir boyutu olan yadsma yntemine dmandr. Burada, bir yanl anlamaya kar bir erken uyar gereklidir. Felsefi dncenin z ya da pozitif yn, varolan kltrn negatifiiinin ya da greceliinin anlalmasnda kendini gsterir, demitik. Ama bunun bilinmesi, kendi bana, bu tarihsel durumun almas iin yeterli deildir. Byle olabileceini dnmek, gerek felsefeyi tarihin idealist yorumuyla kartrmak ve diyalektik teorinin canalc noktasn, idealle gerek arasndaki, teori ile pratik arasndaki temel farkll gzden karmak olur. Ne kadar derin olursa olsun akln gereklemeyle idea list biimde zdeletirilmesi (bununla tin ve doann bartrlmas amalanmaktadr) egoyu yceltirken, onu d dnyadan kopararak kendi ieriinden de yoksun brakr. Nihai kurtulu iin yalnzca isel bir srece bel balayan felsefeler, sonunda bo ideolojilere dnr. Daha nce de sylendii gibi, Hellenistik ada katksz iselliin yceltil mesi, toplumun iktidar merkezleri arasnda kanl bir didimenin srp gittii bir ormana dnmesine frsat vermi, bu da isel ilkenin gvenlii iin zorunlu olan maddi koullarn tahrip edilmesine yol amtr. yleyse, insann kendini gerekletirmesinin tek yolu aktivizm midir, zellikle de siyasal aktivizm? Kolayca ileri sremeyiz bunu. amzda insanlar eyleme ynelten yeterince uyarm vardr. Felsefe, en iyi ama iin bile olsa, propagandaya dntrlmemelidir. Dnya mzda gereinden fazla propaganda vardr bugn. Dilin propagandann tesinde hibir ey sylemedii ve amalamad varsaylmaktadr

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 185

artk. Bu kitabn baz okurlar bunun da propagandaya kar bir propa ganda olduunu ve kitapta geen btn szcklerin bir ima, bir slo gan, ya da bir talimat olduunu dnebilirler. Felsefe, komut verme kle ilgilenmez. Gnmzde dnsel ortam yle bulanmtr ki, bir nceki cmlede yer alan dnceyi bile herhangi bir emre boyun ememe yolunda aptalca bir neri olarak hatta hayatmz koruyabile cek bir neri olarak yorumlayanlar kabilecektir; daha da tesi, ko mutlara kar bir komut olarak bile grlebilecektir bu. Felsefeden ya rarlanlmas dnlyorsa, ilk yaplmas gereken bu durumu dzelt mektir. Derin dnce iin gerekli olan younlam enerjiler, aktivist ya da aktivist olmayan programlara uygulanarak vaktinden nce tketilmemelidir. Bugn, en parlak dnrler bile dnmeyi planlamayla kartr maktadrlar. Toplumsal adaletsizlik ve din klna brnm ikiyzl lk karsnda dehete kaplan bu insanlar, ideolojiyi gereklikle birletirmek, ya da kendi deyimleriyle sylersek, mhendis akln dine uygulayarak gereklii isteklerimize uydurmaya almaktadrlar. Tpk August Comte gibi, yeni bir toplumsal itikad yaratmak istemektedir ler. "Eer Amerikan kltr, onu yaayan insanlarn kiiliinde ya ratcln ortaya koyacaksa, halk kitlesinin en derin kiilik ihtiyalar asndan anlaml olan, zengin arml baz ortak amalar kefetmeli ve kendi yaps iinde bir yer vermelidir" diyor Robert Lynd ve yle devam ediyor: "Sylemek bile fazla, byle bir sistemin ileyii iinde teolojiye, eskatalojiye ve geleneksel Hristiyanln teki bili nen elerine bir yer verilmesi gerekmez. Byle ortak ballklarn ieriinin ve ifade biimlerinin aratrlmasna yardm etmek, insani deerleri kendi verilerinin bir paras olarak gren bir bilim sorumlu luudur. Yardm elini uzatmayan bilim, ortada baka hibir ey grn medii iin eskimi dinsel biimleri srdren insanlarla ibirlii yapyor demektir."9 Lynd'in dine bak, sosyal bilime bakndan farksz grnmekte dir; sosyal bilim, Lynd'e gre, "yaama mcadelesi iindeki insanlara hizmet ettii lde ayakta kalacaktr."10 Bylece din de pragmatiklemektedir.
9. Knowledge for What, Princeton 1939, s. 239. 10.A.g.y., s. 177.

186 AKIL TUTULMASI

Bu tr dnrler gerekten ilerici bir dnce yapsna sahip olduk lar halde, sorunun zn grememektedirler. Yeni toplumsal itikadlar Hristiyanl diriltmeye ynelik hareketlerden bile daha bo, daha sonusuzdur. Geleneksel biimiyle ya da ilerici bir toplumsal inan ola rak din, byk kitleler tarafndan deilse bile kendi yetkili szcleri ta rafndan bir ara olarak grlmektedir. Din, eski statsn, bugnn ya da gelecein insan topluluuyla, devletle ya da nderle ilgili yeni inanlar yaratmakla kazanamaz. letmeye alt doruluk, pragmatik amalan yznden zayf dmtr. nsanlar bir kez dinsel umut ve umutsuzluktan "derin kiilik ihtiyalar", duygusal olarak zengin ortak duyarlklar ya da bilimsel olarak snanm insani deerler eklinde sz etmeye baladklarnda, din onlar iin anlamszlam demektir. Hobbes'un dinsel doktrinlerin bir hap gibi yutulmas nerisi bile fay daszdr bu durumda. Reete dili, tavsiye edilen eyi deersizletirmekte, ldrmektedir. Gelecekte barbarlk eiliminin mi yoksa hmanist eilimin mi kaza nacana felsefi teori kendi bana karar veremez. Yine de, belli dnemlerde mutlaklaarak gereklie hkmetmi ve tarih iinde geri plana atlm baz imge ve dncelerin (rnein, burjuva ana hkmetmi olan birey dncesinin) hakkn vererek felsefe de tarihte, deyim yerindeyse, bir dzeltici roln oynayabilir. Bylece gemiin ideolojik aamalar da sadece budalalk ve sahtelik olarak grlmekten kurtulur (bu, Fransz Aydnlanma hareketinin ortaa dncesi hakknda verdii hkmdr). Eski inanlarn sosyolojik aklamalar, bunlarn felsefi olarak mahkm edilmesinden farkl olmaldr. Eski ide olojiler, bu yaklama gre, kendi ortamlarnda sahip olduklar gc yitirmi de olsalar, insanln bugnk durumuna k tutabilirler. Fel sefe, bu ileviyle, insanln bellei ve vicdan olacak ve insann ge leceinin tmarhanede yneticilerce dzenlenen "elence" saatlerine benzememesini salayacaktr. Bugn, topyaya giden yolda en byk engel, toplumsal iktidar makinesinin ezici arl ile atomlam kitlelerin gszl arasndaki oranszlktr. Geri kalan herey her yere sinmi ikiyz llk, sahte teorilerle beslenen inan, speklatif dncenin gerileme si, iradenin sakatlanmas ya da korkunun basksyla sonusuz faaliyet ler iinde dalp gitmesi bu oranszln belirtileridir. Eer felsefe

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 187

insanlarn bu hastalklar tanmasna yardmc olursa, insanla byk bir hizmette bulunmu olacaktr. Yadsma yntemi, yani insanl sa katlayan ve zgrce gelimesini nleyen hereyin reddedilmesi, insana inanmaya baldr. Szm ona "yapc" felsefelerin bu inantan yok sun olduu ve bu yzden de kltrel amazla hesaplaamadklar grl mektedir. Onlara gre, eylem, ebedi yazgmzn gerekletirilmesidir. Bilim, doadaki bilinmeyen karsnda duyduumuz korkuyu yenme mizi salamtr: Artk kendi rnmz olan toplumsal basklarn esi riyiz. Bamsz davranmaya arldmzda, dzenlerden, sistemlerden, otoritelerden yardm bekliyoruz. Eer aydnlanma ve dnsel ilerleme den anladmz insann uursuz glerle, cinler ve perilerle, deimez yazgyla ilgili bo inanlardan kurtulmasysa, ksaca korkudan kurtul masysa, o zaman bugn akl denilen eyin yadsnmas da akln yapa bilecei en byk hizmet olur.

You might also like