You are on page 1of 142

MLEL VE NHAL

inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi ISSN: 1304-5482 Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu Burhanettin TATAR Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan Ali hsan YTK Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm Cengiz BATUK Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler Necdet SUBAI Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk Mustafa BIYIK Kitap Tantm ve Tenkitler
The Promise of Lutheran Ethics Karen L. Bloomquist & John R. Stumme Christians in Society: Luther, The Bible, and Social Ethics William H. Lazareth Church and State: Lutheran Perspectves John R. Stumme & Robert W. Tuttle

Ksa Notlar

yl:1

say:1

Aralk 2003

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi

ISSN: 1304-5482

Cilt/Volume 1 Say/Number: 1 Aralk/December 2003

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi Cilt/Volume 1 Say/Number: 1 Aralk/December 2003 ISSN: 1304-5482 Editr / Editor inasi Gndz (Prof. Dr., stanbul niversitesi) Yayn Kurulu/ Editorial Board* Yasin Aktay (Do. Dr., Seluk niversitesi) inasi Gndz (Prof. Dr., stanbul niversitesi) mer Faruk Harman (Prof. Dr., Marmara niversitesi) Ekrem Sarkolu (Prof. Dr., Sleyman Demirel niversitesi) Burhanettin Tatar (Do. Dr., Ondokuz Mays niversitesi) Teknik Tasarm ve Yayn Hazrlk Cengiz BATUK Danma Kurulu/Advisory Board* Baki Adam (Prof. Dr., Ankara niversitesi) P. Gabriel Akyz (Mardin Krklar Kilisesi) Adnan Aslan (Dr., SAM) Mahmut Aydn (Do. Dr., Ondokuz Mays niversitesi) Mehmet Aydn (Prof. Dr., Seluk niversitesi) Mehmet Akif Aydn (Prof. Dr., Marmara niversitesi) Mehmet elik (Prof. Dr., Celal Bayar niversitesi) smail Engin (Dr., Berlin) Mustafa Erdem (Prof. Dr., Ankara niversitesi) Tahsin Grgn (Dr., SAM) Ahmet G (Prof. Dr., Uluda niversitesi) Erica C.D. Hunter (Dr., Cambridge University) Mehmet Katar (Do. Dr., Ankara niversitesi) Mahmut Kaya (Prof. Dr., stanbul niversitesi) evket Kotan (Dr., Ankara) lhan Kutluer (Prof. Dr., Marmara niversitesi) Abdurrahman Kk (Prof. Dr., Ankara) Ahmet Yaar Ocak (Prof. Dr., Hacettepe niversitesi) Abdullah zbek (Prof. Dr., Seluk niversitesi) mer zsoy (Prof. Dr., Ankara niversitesi) Roselie Helena de Souza Pereira (Mestre em Filofia-USP; UNICAMP Brasil) Hseyin Sarolu (Do. Dr., stanbul niversitesi) Mustafa Sinanolu (Do. Dr., SAM) Necdet Suba (Do. Dr., Mula niversitesi) Cafer Sadk Yaran (Do. Dr., stanbul niversitesi)
* Soyadna gre alfabetik sra / In alphabetical order

indekiler
Editrden 4-7 Makaleler Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu Burhanettin TATAR 9-19 Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan Ali hsan YTK 21-39 Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm Cengiz BATUK 41-71 Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler Necdet SUBAI 73-91 Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk Mustafa BIYIK 93-114 Kitap Tantm ve Tenkitler Christians in Society: Luther, The Bible, and Social Ethics William H. Lazareth 115-120 The Promise of Lutheran Ethics Karen L. Bloomquist & John R. Stumme, Ed. 120-128 Church and State: Lutheran Perspectves John R. Stumme & Robert W. Tuttle, Ed. 128-137 Ksa Notlar Macuch Sempozyumu: Mandaean and Samaritan Literature in Memory of Rudolf Macuch (1919-1993),

Yayn Dnyasnda Din erikli Eserler: Trkiye I. Dini Yaynlar Kongresi 139-143

Editrden

nsan tanmann yolu, onun inan ve dnce dnyas ile yetitii ve iinde yaamakta olduu kltrel ortam tanmaktan geer. Bu erevede inan ve kltr insanlk tarihinde olduka nemli olan deerlerdir. nan ve kltrel deerlerin ifadesinde ise hi kukusuz mitoslarn nemli yeri olmutur. yle ki mitoslar gemite olduu gibi gnmzde de insan inan ve dnceleri zerindeki alkl etkisini hl srdrmektedir. Tarihte, zellikle Ortadouda Yahudilik, Hristiyanlk ve slam gibi eitli dinlere bal yazarlar, kendi inan ve dinsel geleneklerinin tanmna ynelik eserler yan sra ska farkl inan ve dnceleri tanmlamaya dayal yazlar da yazmlardr. Bylelikle ortodoksiye kar ve sapkn kabul edilen inan ve gelenekleri eletiren heresioloji tr eserler yannda bunlara kar ortodoksiyi savunan apolojiler ortaya kmtr. Kukusuz bu eserler, tarihteki inan ve dn sistemleriyle ilgili bilgilerin gnmze kadar ulamasnda nemli rol oynam ve din bilimlerinden antropolojiye, arkeolojiden etnolojiye kadar farkl bilim dallarnda ska bavurulan referanslar olmulardr. slam kltr tarihinde birok rnei bulunan tehft ve el-milel ven- nihl tr eserleri de bu balamda deerlendirmek gerekir. Bata bn Hazm, ehristani ve Abdulkahir el-Badadi olmak zere

eitli Ortaa Mslman yazarlarn kaleme aldklar eserler el-milel ven- nihl tr yaznlarn zgn rneklerini oluturmaktadr. Bu eserler, yalnzca din ve mezheplere ilikin inan ve ritelleri tanmlamalaryla deil, ieriklerinde yer verdikleri teoloji, felsefe ve kltr tarihi tanmlamalar ve tartmalaryla da insanln kltr mirasnn gnmze aktarlmasnda bir kpr grevi stlenmilerdir. Bize ait olan milel nihal mirasn sahiplenmek ve bu yndeki almalar devam ettirmenin nemini vurgulamaya gerek yok. te Milel ve Nihal: nan, Kltr ve Mitoloji Aratrmalar Dergisi bylesi bir ama tayan yaryllk bir dergidir. Din bilimleri, antropoloji, mitoloji, etnoloji, felsefe ve sosyoloji alanyla ilgilenen bilim adamlarn ve aratrclar dergiye katkda bulunmaya davet ediyoruz. Bir sonraki sayda bulumak zere.

Prof. Dr. inasi GNDZ

Editorial Note

To understand human being it is quite important to know his beliefs and the cultural context in which he has grown up and still lives. Belief and culture are consequently very important in history of humanity. Also the myths have played so important role in expression of beliefs and culture that they, today as well as in the past, still continue their influence on human beliefs and thoughts. Many writers in history, especially Jewish, Christian and Muslim writers of the Middle Age have written works in which they described the unorthodox believing systems and heresy as well as they defended the main stream of religious tradition. So, many books and manuscript of heresiology and apology have been produced. It is certain that these works have placed so important role that they reflected the believing and thinking systems of past and that they have been reference for such scholarly branches of today as religious sciences, anthropology, ethnology and even archaeology. It is possible to mention the literature of tahfut and al-milal wa al-nihl in this context. The books written by such medieval Muslim scholars as Ibn Hazm, Shahrastani and Abd al-Qahir al-Baghdadi

are good examples of literature of al-milal wa al-nihl. These works which have given description of both the cults and rituals of various religious and sectarian movements and the theological and philosophical arguments of the time have been an important milestone in transferring the cultural heritage of minkind to nowadays. There is no need to emphasize the importance of knowledge of heritage we have and of carrying on with the studies of beliefs, culture and mythology. Milel & Nihal: Journal for the Studies of Belief, Culture and Mythology is a semi-annually journal with such an aim. We therefore invite the scholars of religious sciences, anthropology, mythology, ethnology, philosophy and sociology to contribute the journal. See you next issue.

inasi GNDZ

Mircea Eliade (1907-1986)

Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu

Burhanettin TATAR*
Atf/: Tatar, Burhanettin, (2003). Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu, Milel ve Nihal, 1 (1), 9-19. zet: Mircea Eliade, dinler tarihine, "tarih terr" diye adlandrd tarihin insan zerindeki basksn azaltmak ve insan kendi tarihsel artlar tarafndan basite belirlenen bir varlk olmaktan karmak iin rol stlenmeye arr. Bu rol, onun deyimiyle dnya genelinde uyanmakta olan "yeni hmanizmdir. O, bu kavramla basit bir kltrler veya dinler aras diyalogu anlamaz. Belki daha derin olarak, ortak insan varlnn arkaik boyutlarnda tecrbe ede geldii ancak tarihin basks ya da ideolojileri tarafndan bastrlm kutsal tecrbesini ima eder. Bu adan Eliade, tarihselcilii insan varlnn tarihsel artlar iinde bastrlmas ve soyutlanmas olarak deerlendirir. Dinler tarihinin glendirecei gerek tarihsel bilin, bu nedenle tarihselcilie kar koyacaktr. Anahtar Kelimeler: Mircea Eliade, dinler tarihi, tarihselcilik, yeni hmanizm, tarih terr

Dinler tarihi ada kltrel hayat iinde nemli bir rol oynama yolundadr. Bu sadece egzotik ve arkaik dinleri anlamann, bu dinlerin temsilcileriyle kltrel diyaloga girmekte yardmc olmas iin deildir. Daha zel olarak, dinler tarihinin insan hakknda daha derin bilgiye kanlmaz surette eriecek olmasndandr Byle bir bilgi temelinde dnya genelinde yeni bir hmanizm geliebilir. Mircea Eliade

Dier sosyal disiplinler gibi, dinler tarihi de zel bir dnme ve anlama tarzn gelitirme yolundadr. Bu disiplin iinde kalarak aratrmalarn yrten bilim adamlar da sonuta kendilerine zg dnme ve anlama tarzlarn gelitirme yolundadrlar. Ancak hem
*

Do. Dr., O.M.. lahiyat Fakltesi.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Burhanettin TATAR

genel olarak dinler tarihi disiplinini hem de bu disiplin iinde aratrma yapan bilim adamlarn her zaman ilgilendiren temel sorun, dnme ve anlama tarznn sonuta hangi yne ve yola doru ykml klnacadr. Daha ak olarak sylersek, dnme ve anlama abasn gerektiren ve onu belli sorumluluklarla ykml klan ey nedir? Kukusuz burada sadece bireysel veya disipliner dnme ve anlama abasnn sorumlu ve ykml klnmas sz konusu deildir; belki daha temelde dnme ve anlama abasna konu olan ve bu abann kaderine elik eden gemi tarih ve tarihsel olaylar da sorumlu ve ykml klnmaktadr. Buna gre gemi tarih ve tarihsel olaylar kendi kaderlerine braklmamakta ve nihilist bir perspektif iinde yokluun kucana ksz bir ocuk gibi terk edilmemektedir. Sonuta hem dnme ve anlama abas hem de bu abaya konu olarak kader ortakl yapan gemi tarih kendi geleceklerini birlikte belirleme yoluna girerler. O halde dinler tarihinin gelitirmeye alt kendine zg dnme ve anlama tarz baz geleneksel mistik dncelerde grlen bireysel kurtulu felsefesinin ok tesine gidecek ekilde hem bireyin hem de gemi tarihin kurtuluunu amalarcasna ykmll omuzlarna almaktadr. Ne var ki o (dinler tarihi), uruna kendisini ve gemi tarihi ykml kld ama ya da kurtuluun mahiyetini yeterince sorgulamakta mdr? Burada ama nesnel bilim ya da gemiin olduu gibi bilinmesi eklinde kendi iinde anlamsz olan bir ey midir? nsanln gelecee ilikin beklenti ve kayglarndan bamsz olarak ortaya karlan gemiin nesnel bilgisi gerekte ne i grr? Gemi tarihin nesnel olarak bilinme gibi bir kaygs olmadna gre, biz nesnellik kaygmz neden gemie yanstmaktayz? Kukusuz sorular bu ekilde sorulduunda, nesnellik idealinin kendi bana bir deer tamadn dnerek, kendi ama ve kurtuluumuzun nesnellik idealinin tesinde duran bir ey olduunu

10

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu

kabullenmeye balarz. Gemiin bize kar nesnel ilgisizliinin gerisinde duran tarihsel ilgisini srekli olarak yeniden kefetme abasna bizi sokan ortak ykmlenmilik bilincinin unsurlarn irdelemek durumunda hissederiz. Gerekte nedir bizi ve gemiin bizimle olan tarihsel ilgisini ayn anda kuatan ortak ykmlenmilik bilinci? Bizi ve gemi tarihi, gelecee birlikte yol alrken kader ortakl yapmaya sevk eden ey nedir? Sonuta gemi tarihi aydnlatmaya alarak gelecee yol alan dnce neyi dnmektedir? Mitolojik dnce iinde logosu kefetmeye alan ve Eliaden fark ettii gibi arkaik inanlar ve mitleri kendi ontolojik temeline geri gtrmeye alan Platoncu dncenin dinler tarihi aratrmalarn ideleri dnmeye ynlendirecei aktr. Platonun burada amac bellidir: Dnce ancak mahiyeti gerei dnlebilir olan dnmelidir. Belki daha dorusu, dnmeye temel ve ama tekil eden eyi (konu, ideler) dnmelidir. Bir lde Platoncu ideler kuramna yaklaan Eliaden dnce tarzn anlamak bakmndan da Platoncu yaklam daha derinden kavramak gerekiyor. Bu yaklama gre, dnce kalc olmak yani gerekten ne dndn ve neden dndn iyice kavramak istiyorsa kendisini ne (konu) ve neden (temel-ama) sorularna nihai cevap olarak ele verecek ontolojik gereklik zerinde oyalamaldr. Platoncu yaklam anlamann bizce en iyi yollarndan biri, yal boya resim sanatn en iyi yanstt dnlen bir tablo karsnda bilincin konumunu izlemektir. Bu rnein ironik olduunu yani Platoncu yaklamn sanata kar bizi gereklikten iki kez uzaklatrd iin olumsuz tavr takndn bilmekteyiz. Ancak btn ironikliine ramen yal boya bir tablonun bilinci kendi zerinde oyalamas yani gerekliin ancak ilk bakta birbirinden bamsz gibi grnen ok farkl unsurlar arasndaki ilikileri kurduu zaman kendini ele vermeye balamas Platoncu metaforik dncenin temel paradigmasn tekil eder. Dnce gereklii tablonun

11

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Burhanettin TATAR

dnda deil, tam da iinde grr. Bu nedenle tablonun dnceyi oyalamas ilk bakta n planda duran ayrnt veya farkllktan deil, belki btn farkllklar kendi genel ema veya ats altnda derleyip toparlayan arka plandaki konusundan kaynaklanr. Sonuta sz konusu tablo nnde dnce ne (konu) ve neden (temelama) sorularna cevap buluncaya dein oyalanr. Ancak iin ilgin taraf, dnce dnebilmek yani oyalanabilmek iin her zaman tablo iinde verilen konu ve temel-ama sorularn anlamak ve cevaplandrmak durumundadr. Buradaki glk udur: ayet dnce, dnmek amacyla, dikkatini tablonun dna kaydrrsa ayn zamanda kendisini konu ve temel-amatan uzaklatrm olacaktr. Buna karlk btn dikkatiyle tablonun zerinde oyaladnda konu ve temel-ama asla ayrnt ve farkllklardan syrlm saf haliyle gremeyecei iin yine bir ekilde konu ile temel-amatan uzaklam olacaktr. Sonuta dnce daima kendisini tablo iinde snrl yani ayrntlarn gerisinde gizlenmi olarak aa vuran konu ve temel-ama ile snrlanm bulacaktr. Dncenin kaderi, kendini hep snrl olarak ifa eden gerekliin ardnda daima snrlanm bir aba olarak bulacak olmasdr. Dnlebilir olan konu ve temel-ama (ideler), bir ekilde dnceden kaan eyler olarak ayn zamanda dnlemezliin snrlar iinde kalacaktr. Dnce, kendisini bir ekilde kendi mahiyetine yabanc olan dnlemezliin sessiz duvarlarna arpm olarak bulacaktr. Ksaca atfta bulunmaya altmz Platoncu yaklam asndan bakldnda dinler tarihine zg dnme tarznn karsna kan esasl sorulardan biri bylece ifa olmaktadr. ster Eliaden istedii gibi dinler1, isterse ou dinler tarihisinin tercih ettii ekliyle tarih kelimesine vurgu yaplsn, dinler tarihi dnlebilir kadar dnlemez olann da dncenin kaderini belirledii bir yolda dnmeye almaktadr. Bu adan o, yal boya

12

Mircea Eliade, mgeler Simgeler, ev. M. Ali Klbay, Ankara: Gece Yaynlar, s. 4

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu

tablo karsnda oyalanmak zorunda hisseden dncenin kaderini paylamaktadr. Birbirinden bamsz gibi grnen tarihsel olgular, olaylar ve veriler kendi balarna dnlebilir eyler olmadklar iin dinler tarihine zg dnce zorunlu olarak tarihsel olaylar, olgular ve veriler arasndaki ilikileri kurgulamak yani hayal gcnde yeniden dnmek durumundadr.2 Ne var ki, btn bu kurgulamalarn bir gereklii temsil edebilmesi iin dnce, kurgulama abasna geerlik salayacak konu ve temel-ama tarihsel olaylar, olgular, veriler iinde grmek zorundadr. te Platoncu yaklamn dikkatimizi ekmeye alt nokta buradadr: Dinler tarihine zg dnce, bakt tarihsel-dini olgular, olaylar veya inanlar iinde konuyu ve btn bu tarihsel olaylara ve inanlara temel ve ama tekil eden eyi, yal boya tablonun iinde konu ve temel-ama grd gibi grmelidir. Bylece Platoncu yaklamn bizi nereye gtrd anlalmaktadr: Dnce, grlmesi gereken eyi grmeye balad zaman gerek anlamda dnmektedir. Aksi halde dnme mahiyeti gerei grlemez ve dnlemez irrasyonel eyler (tarihsel olgular) arasnda kendi varln ve geerliini yitirerek anlamszln (nihilizmin) uurumuna srklenir.3 Bu aklamalarmz Platoncu yaklam esas alan bir dinler tarihi dncesinin karakteristiini modern dnyada en iyi temsil edenlerden biri olarak grdmz Eliaden neden Kant ile balayan modern tarihselciliin tarih iinde grlmesi gereken eylerden ziyade tarihsel olaylarn kendisi zerinde oyalanmaya alan tarihsel bilincine4 tepki verdiini anlamamz bakmndan ilev gr-

David Rasmussen, Yapsal Hermentik ve Felsefe, Din ve Fenomenoloji iinde, der. Constantin Tacou, ev. Havva Kser, stanbul: z Yaynclk, s. 39. Eliade, tarihsel olgularn kendi bana irrasyonel ve illuzyon olduu noktasnda arkaik dinler kadar Hint din felsefeleri ile de hemfikir grnmektedir. rnek olarak bkz. Eliade, mgeler Simgeler, ss. 13-15; 46-47; 59. Eliade, The Sacred and the Profane, trans. W. R. Trask, New York: Harcourt, Brace&World, Inc., s. 112.

13

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Burhanettin TATAR

mektedir.5 Ancak burada Platoncu bak ile Eliaden yaklam arasnda ama, motivasyon, izlenen yol vs. hususlarda beliren bir takm ciddi farkllklara da dikkat ekilmesi gerekmektedir. Her eyden nce Eliade, bir Hristiyan olarak, brahimi iman gelenei yani Eliadenin deyimiyle Kadir-i Mutlak Tanr inanc iinde kalarak Platoncu dnceye yaklamaktadr. Platon, kendi dnemindeki arkaik inanlarn konusu ve temel-ama olarak dnd idelerin ontolojik tecrbesine erimek iin felsefenin ok nce balatt mit ykm srecine destek verirken; Eliade, mit ykm faaliyetini kemale erdirmek isteyen modern tarihselci anlay durdurmak iin Platona yaklamaktadr. lk bakta elikili grnen bu durum, Platonun mahiyeti gerei irrasyonel olan tarihin gerisinde gizlenen rasyonele (daha dorusu rasyonelliin ontolojik kaynana) ulamay arzu etmesi gibi, Eliaden rasyonellik adna modern tarihselciliin irrasyoneli (yani kendi balarna tarihsel olaylar) n plana karmasna tepki verdii hatrlandnda anlalr hale gelmektedir. Her iki dnre gre Tarih kendi iinde gerekleen olaylarn anlamn dorudan bize verebilecek nihai bir zemin deildir. Eliadea gre, modern tarihselciliin en byk sknts, tarihi kendi bana ve kendisi iin kategorileri iinde ele almas ve ona yeterince farknda olmadan adeta kendi bana ileyen bir kr (otonom)6 ya dadaha iyimser bir ifadeyleaznlk ideolojisi tarafndan ynlendirilen bir mekanizma (g, sre) olarak yaklamasdr.7 Eliade Platoncu yaklam benimsemeye sevk eden hususlardan biri tam da buradadr: ayet modern tarihselciler gibi tarihi kr ya da aznlk ideolojisine gre ynlendirilen bir irrasyonel g, sre ve mekanizma olarak ele aldmzda tarih terrn (terror of history) ne aklayabilir ne de ona kar koyabiliriz. Modern tarih-

14

Mircea Eliade, The Myth of the Eternal Return or Comos and Historyt, trans. W. R. Trask, Princeton University Press, ss. 147-159. Eliade, The Sacred and the Profane, s. 113. Mircea Eliade, The Myth of the Eternal Return, s. 156.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu

selciin sefaleti, tarih iinde gerekleen olgu ve olaylar, Leibnizin monadlar gibi kendi ilerinde kapal birimler eklinde kabul ederek, onlara salt varolularna nispetle meruiyet atfetmesinden kaynaklanr.8 Bylece tarihselcilik, tarih iinde srekli kendisini hissettiren alk, yoksulluk, sava, bask gibi trajik olaylar (tarih terrn) dorudan veya dolayl olarak meru klmaktadr. Burada tarih terrn meru klacak, yani salt vuku bulduu iin bu tarihsel olayn vuku bulmas gerekliydi sonucunu bizim karmamza n ayak olan bir tarihselci dnce9 kendi meruiyetini nereden almaktadr? Eliadea gre Hegelde, Marksta (veya yakn zamanlarda Fukuyamada) olduu zere eskatalojik bir tarihin sonu anlay iersinde tarihsel olaylar hakllatrmaya abalayan tarihselcilik ile her dnemi kendi artlar ve durumlar ile snrlamaya alan romantik tarihselcilik arasnda gerekte fark yoktur. Zira her iki tarihselci yaklam tarihi kendi iinde ve kendi bana bir kategori olarak grmeye devam etmektedirler. Bu durumda tarihselci dncenin meruiyetine ilikin yukardaki soru ile tarihin kendi banal sorunu ayn noktada birlemektedir: Tarihselci dncenin sonuta kendi meruiyetini yine kendi syleminden alan bir mitten ibaret olduu10 ve tarihi de bu mitsel dnce (daha dorusu fantezi) iinde yorumlad.11 Bu tahlillerimiz neden Eliaden modern tarihselci dnceye, Platonun kendi dneminde mitsel dnceye verdii olumsuz tepkiye benzer bir tepki verdiini daha iyi grmemizi salayabilir. Mitsel dnceyi ve tarihsel mitlerin meruiyetini kkten ykmay

8 9 10

11

Eliade, The Myth of the Eternal Return, s. 150. Eliade, The Myth of the Eternal Return, s. 148. Eliade, mitlerin, her zaman kendi geerliini kendi sylem tarzndan aldn vurgular. rnek olarak bkz. Eliade, The Sacred and the Profane, s. 95. Eliadenin tarihselciler arasnda sayd marksizmin bir din olarak tarihin sonunu getirmeyi amalamasna ilikin yorumlar ilgi ekicidir. Bkz. Eliade, The Sacred and the Profane, ss. 206-207.

15

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Burhanettin TATAR

amalayan modern tarihselci sylem kendi meruiyetini yine kendi sylem tarzndan almakla modern bir mit oluturmaktadr. yle anlalyor ki, Eliade ontolojik (kutsal) bir kkene dayanan geleneksel mitsel dnce ile modern tarihselciliin nihilist (ateist, profan) varoluuluunu yanstan kendi mitsel dncesi arasndaki temel farklln almasn mmkn grmemektedir. Bu farkllk gerekte artk fiilen var olmayan bir eski (arkaik, nostaljik) ile fiilen var olan yeni (ada, tarihselci) arasnda salt entelektel veya kurgusal bir tarihsel farkllk deildir. Hl bir ekilde mitsel dncenin tarihsel etkisi altnda profanlaan12 ve ontolojik (kutsal) kkenden uzaklamak isterken kendini nihilist dncenin kucanda bulan modern insann bilincinde ortaya kan bir farkllktr bu. Bu nedenle modern insan iin tarihsel bilin sorunu ayn zamanda bilincin ve btncl varoluun paralanml ve bu paralanmln bir sonucu olarak ortaya kan nihilizm sorunudur. Blnm tarihsel bilin sorununun kklemesinden sorumlu olduunu dnd modern tarihselcilie verdii olumsuz tepkilere bakarak, Eliaden kendisini neden dncenin, kendi blnmlnden tarihe deil, tarihin zeminine yani ontolojiye snarak kurtulabileceini tleyen Platonculuk iinde bulduunu anlamak kolaylamaktadr. Kanaatimizce burada Eliaden dnme tarz ile Platoncu yaklam arasndaki en temel iliki, yukarda andmz, yal boya tablo rneine yeniden baktmzda daha ak hale gelecektir. Nasl ki yal boya tablosu tarihsel bir olay ve olgunun tesinde ayn zamanda bir durum (situation) ise, benzer ekilde tarihsel olay ve olgular kendi balarna ve kendileri iin kategorilerinin tesinde durum tekil ederler. Burada tarihsel olgu tabirini, tablonun ontik (somut varlk) dzlemine; tarihsel olay tabirini tablonun kendi biriciklii iinde belli bir konuyu ortaya karma haline; durum kelimesi ile de olgu ve olaydan bir e-

16

12

Mircea Eliade, The Sacred and the Profane, ss. 203-204.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu

kilde ayrlan tablonun konusu, temeli-amac (ontolojik yaps) iin kullandmz belirtelim.13 Buna gre, her dini-tarihi olay ve olgu, kendisini aan ok daha genel bir anlam, ema, model (arketip) ve gereklik dzeyini kendilerinde ifa ederek durum haline gelirler. Platon ile Eliaden iddias, anladmz kadaryla u ekilde dile getirilebilir: Tarihsel olay ve olgular duruma dntrerek hilikten, yokluktan (profanlamaktan) ve anlamszlktan (irrasyonellikten) kurtaran ve onlar ontolojik adan sonsuzca aan (transcendent) bir gereklik dzeyi vardr.14 Platona gre bu gereklik dzeyi ideler, Eliadea gre ise kutsaldr. Eliaden yorumuna gre, arkaik inanlar, mitler iinde dile getirilen kutsaln zaman ncesi tecrbesi sayesinde tarihsel zaman ve mekan iinde gerekleen nemli her olay ve olguyu duruma (kutsaln tecrbesine, hierofani) dntrmlerdir. Bylece her bir tarihsel olay ya da olgu, kendi bana anlaldnda profan (zamansal-mekansal, tarihsel) olarak kalsa da ayn zamanda duruma dnt (kendi banalk konumunu at) iin kutsallamaktadr. Burada kutsallk, sadece bir bakalamay, tarihsel zaman ve mekan amay deil, belki daha temelde ontolojik gereklie katlmay yani olutan varlka geii ima etmektedir. Hristiyanlk ise Tanrnn sann bedeninde bir durum olarak ifa olduunu benimser.
13

14

Durum (situaiton) kavram ile Kairos (uygun an) kavram arasnda ok yakn bir iliki vardr. Kairos, bir eyin tam zamannda gerek anlamyla ortaya kn ifade eder. Szgelimi, Hristiyanlkta sann ahsnda Tanrnn tezahr ettii inanc, tezahrn en uygun zamanda gerekletii inancn kendi iinde barndrr (Bkz. Eliade, mgeler Simgeler, ss. 204-208. Burada felsefi adan nem arz eden ey, bir tarihsel olgu veya olayn, kendi uygun zamann (yani kendine zg bir zamansall) kendi iinde tamaya devam ederek tarihsel srecin tesine gidecek ekilde durum tekil etmesidir. Szgelimi, bir yalboya tablo iinde aa kan konu, ayn zamanda bu tablo iinde en uygun an (Kairos) kendisinde sergileyerek tabloyu kendine zg bir zamansalla eritirir. Artk kronolojik zaman deise de, tablo iinde konu en uygun zamann her an ifa etmeye devam ederek zaman-stleir yani kendine zg bir zamansallk kazanr. Bu zamansallk ya da zaman-stlk sonucu tarihsel olgu, tekrarlanamaz bir tarihsel olaya dnr. Eliade, The Myth of the Eternal Return, ss. 159-162.

17

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Burhanettin TATAR

Bylece Eliadea gre, tarihsel bilincin blnmlne kar dnceyi derleyip toparlayabilecek ve onu kendi ontolojik temeline bal tutabilecek yegane k yolu tarihsel olaylar durum olarak grebilmektir. yle anlalyor ki, bunun gerekleebilmesi iin sadece u veya bu din ya da retinin esas alnmasndan ok insann arkaik varlk dzeyinde (bilin altn etkileyen temel varolusal tecrbelerde) rtk biimde bulunan kutsal tecrbesinin farkna varlmas gerekir.15 En profan insann bile arkaik varlk dzeyinde etkisini gstermekte olan kutsal tecrbesi, tpk ak olan, mzik dinleyen veya matematik problemini zmekte olan birinin zaman-st tecrbesine benzer ekilde tezahr etmekte olduu iin, gerekte kendi bana ve kendisi iin tarihsel olay ve olgu yoktur. Her tarihsel olay ve olgu ayn zamanda bir durumdur. Kukusuz burada Eliaden tarihsel durum olarak ele alnan tarihsel olay ve olgularn meruluu konusuna nasl yaklat ayr bir sorun olarak ele alnmaldr. Ancak unu belirtmekle yetinelim: Eliade, tarihsel durum tabirinin tek bana tarih terrn anlama ve zme noktasnda yeterli zm salamadnn bilincindedir. Zira dngsel veya ezeli tekrar formunda anlalan geleneksel zaman anlaylar iinde de tarih terr kutsallk perspektifinden hareketle meru klnmaya allmtr. Ancak Eliade, geleneksel ve modern zaman ve tarih anlaylarn karlatrdktan sonra16 zmn tek bana bir tarafn lehinde karar vermekle ortaya kamayacan fark etmektedir.17 Bu durum, onun yazmzn banda alntladmz dinler tarihine ykledii yeni hmanizmin teekklnde rol stlenme grevini neden ok nemli grdn aklar. Tarih bilincinin rehabilitesi ve tarih terrnn azalmas ncelikle gelenek-

15

16

18

17

Eliade, The Sacred and the Profane, ss. 210-213; Mitlerin zellikleri, ev. Sema Rifat, stanbul: Simavi Yaynlar, ss. 127-129 Eliadenin farkl kltrlerde ve dinlerde gzlemledii dngsel (cyclical) ve dorusal (linear) tarih anlaylarnn ksa zeti iin bkz. Joachim Wach, The Comparative Study of Religions, edit. J. M. Kitagawa, New York: Colombia University Pres, ss. 86-88. Eliade, The Myth of the Eternal Return, ss. 154-159.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Mircea Eliadeda Tarihsel Bilin Sorunu

sel ve modern zaman ve tarih bilinlerinin diyalogu sayesinde mmkn olmaya balayacaktr. Bu bir bakma epistemoloji ile ontolojinin, kutsal ile profann, bilin alt ile bilincin, tarih ile tarih stnn tarihsel bilincin sreklilii temelinde yeniden barmas iin aba gsterilmesi gerektii anlamna gelmektedir.

The Problem of Historical Consciousness in Mircea Eliade


Citation/: Tatar, Burhanettin, (2003). The Problem of Historical Consciousness in Mircea Eliade, Milel ve Nihal, 1 (1), 9-19. Abstract: Mircea Eliade charges the history of religions with taking a significant role for diminishing the "terror of history" (i.e., pressure of history on human beings) and saving human beings from being a mere existence determiden simply by his historical condition. He calls this role "New Humanism". He understands with "new humanism", not merely inter-cultural or inter-religious dialogue, but more deeply common human experience of sacred at the level of archaic existence which has been suppressed by history and historical ideologies. From this viewpoint, Eliade takes "historicism" to mean suppression and isolation of human beings within their historical conditions. The real effective historical consciousness, empowered by history of religions, will resist historicism thus understood. Key Words: Mircea Eliade, history of religions, historicism, new humanism, terror of history

19

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Knight, Devil and Death / Albercth Durer

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

Ali hsan YTK*


Atf/: Yitik, Ali hsan, (2003). Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan, Milel ve Nihal, 1 (1), 21-.39. zet: nsan sahip olduu dnme ve muhkeme yeteneiyle dier canllardan farkl bir varlktr. Genelde insan iin bir stnlk vastas olarak kabul edilen akletme yetenei ayn zamanda insan, canllar dnyasnn en kaygl ve en tedirgin yarat da yapmtr, denilebilir. nk insan sadece kendini, bugn ve yakn evresini dnmekle kalmaz, bunun yan sra gelecei ve top yekn insanln durumunu da merak eder. zellikle deprem, yangn ve sel baskn gibi doa felaketleriyle karlatnda, pek ok susuz, masum insann lmesi veya zarar grmesi onu ziyadesiyle zer. Dahas o, bir ok drst ve namuslu insan dnyada yoksulluun ve izah edilemez bir sefletin penesinde kvranrken, kt ve sahtekar insanlarn dnyada mutlu ve rahat bir hayat srmelerini mutlak iyi ve adil bir Yce Tanrnn varlyla badatramaz. Zaman zaman ateist olduunu veya hibir dine inanmadn sylese de her zaman skntl ve kaygldr. Bundan dolay ktlk ve ktln kayna problemi, btn dinlerin zerinde durduu ortak konulardan biridir. Ktlk bazen top yekun inkar edilmi, bazen de onun bir imtihan arac olduu ve sabredenlerin sonuta byk kazanlar elde edecei ileri srlmtr. Bazen de stenmeyen durumlarn ya insann iradi eylemlerinin kanlmaz bir sonucu olduu ya da Yce Tanrnn kontrol dndaki Ehriman, asura veya demonlar gibi mahiyetleri itibariyle ktcl varlk/varlklarn eseri olduu iddia edilmitir. Ancak ktln kayna konusunda ortaya atlan bu zm tarzlarndan hi biri nihai noktada herkesi tatmin etmemitir. Bundan dolay ktlk problemi dn olduu gibi bugn de din ve dnce sistemlerinin hararetle tartt bir konu olma zelliini srdrmtr, phesiz yarn da srdrecektir. te bu yazda Hinduizm ve Budizmin konuya yaklam tarz ve izah ortaya konulmak istenmitir. Sonuta, Hinduizmin Vedalar dneminde ktlk, bazen ndra ve Varuna gibi iyicil tanrlarn fkesinin sonucu bazen de asuralar, dasyular, raksalar ve piakalar gibi deiik isimlerle anlan insanlara dman olan mitolojik varlklarn eseri olarak kabul edilmekte-

Do. Dr., D.E.. lahiyat Fakltesi

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Ali hsan YTK


dir. Upaniadlar dneminde ise, insann karlat her trl olumsuzluun kayna avidyadr, yani bireyin gerek hakkndaki cehletidir. Budizmde ise her trl dnyevi ktlk, Mrann eseridir. Mra ise, Budist kutsal literatrde bazen nirvana yolcularnn karlatklar ve yenmeleri gereken her trl fiziksel ve psikolojik zorluk anlamnda soyut bir kavram bazen de kiiyi sevdiklerinden ayran lmn antropomorfik ve sembolik anlatm olarak grlmektedir. Bazen de semitik dinlerdeki eytan/Satann Hint versiyonu eklinde karmza kmaktadr. Anahtar Kelimeler: Hinduizm, Budizm, ktlk, eytan, avidya

Hint Dinleri terimi, Hint Yarmadasnda doan ve temel nitelikleri itibariyle dier din sistemlerden farkllklar arz eden Hinduizm, Budizm, Caynizm ve Sihizm iin kullanlr. Biz burada, sadece Hinduizm ve Budizmin dnyadaki ktlk ve ktln nedeniyle ilgili grlerini ele alacaz. nk bu dinler, mensuplarnn says bakmndan gnmz dnyasnn nc ve drdnc byk dinleri durumundadr. Dier taraftan Caynizm, gnmzde sadece Hindistanda bulunan 2,5-3 milyonluk taraftaryla dnyada ok az sayda mensubu bulunan dinlerden biridir. Dahas o, kat riyazeti gerektiren din trenleri dnda byk lde Budizme benzer. Sihizm ise, XV. ve XVI. yzyllarda ortaya kan ve bnyesinde Hinduizm ve slmiyete ait bir ok inanc barndran eklektik (uzlatrmac) mahiyet arz eden bir din sistemdir. Bu bakmdan, Hinduizm ve Budizmdeki ktlk anlayyla eytan inancn ele almak, Hint dinlerinin konuya genel yaklamn anlamak ve kavramak iin yeterli olacaktr. Hinduizmde eytan slmiyet ve Yahudilikteki eytan inanlar gz nne alndnda, onun, bu dinlerdeki Tanr inancyla ok yakndan ilikili olduu grlr. Zira Satan veya eytan olarak isimlendirilen varlk, ncelikle Tanrya ba kaldran, insanlar Ona kar kkrtan ve sonuta, onlarn hem maddi hem de manevi bakmdan zarar grmelerine yol aan bir varlktr. Bu nedenle o, Tanr ve insanlarn en byk dman olarak kabul edilir.

22

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

Hinduizmde ise, uzun tarihsel srete ok tanrc (politeist), teki (monist) veya tek tanrc (monoteist) anlaylardan zaman zaman birinin bazen de ayn anda iki veya nn yan yana var olduu grlr. eytan veya benzeri glerin varl konusundaki telakkilerin de Tanr anlaylarna bal olarak deitii sylenebilir. Bundan dolay konunun Hindu kutsal literatrne gre ele alnmas, hem onun tarihsel serveninin belirlenmesi hem de bu din ierisindeki farkl anlaylarn top yekn ortaya konulmas bakmndan uygun olacaktr. M..XV- M.. VIII. yzyllar dnemine ait olduklar dnlen Vedalarda, ok tanrc (politeist) bir anlay sz konusudur. Burada pek ou gnlk hayatta karlalan imek, yldrm, yamur, rzgar gibi doa olaylar veya gne, ay ve samanyolu gibi gk cisimlerine insani birtakm zelliklerin atfedilmesiyle ortaya ktklar dnlen yzlerce tanr veya tanrayla karlarz. Temel grevleri kainattaki rta ad verilen evrensel dzeni korumak olan bu varlklar insanst niteliklere sahiptir. Dolaysyla, temelde iyicil ynleri ile n plana kan bu insanst yaratklar, yamurun zamannda yeterince yamasndan, sava meydannda dmana galip gelmeye varncaya kadar, insanolunun ihtiya duyduu her eyi gerekletirmee muktedir varlklardr. Genelde her eye kdir, her yeri gren ve birden fazla eli-kolu ve aya olan varlklar eklinde tanmlanan tanrlarn kendi aralarnda bir i blmnn olduu dikkati eker. rnein, Prajapati daha ziyade ilk yaratmadaki etkinlii ile gndeme gelirken, ndra saval, Varuna yamur ve rzgar gibi tabiat olaylarna hakimiyeti, Agni ise insanlar ve mallarn koruyuculuu ile tannr. Ayn ekilde, dnemin en nemli din uygulamalar bu varlklara sunulan kurbanlar ve bu esnada okunan ilahi ve dualardan oluuyordu. nsanlar, din trenler sayesinde Tanrlarn, kendilerinden beklenen yardm ve himyeyi gerekletireceine inanyorlard. Eer olaylar istedikleri ynde gelimiyor veya arzu etmedikleri birtakm ac olaylarla karlayorlar ise, bunlar, tek bir ktcl

23

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

varla veya kaynaa da atfetmiyorlard. Onlara gre, byle olaylarn iki muhtemel nedeni olabilirdi: lk ihtimale gre bunlar, bir ekilde insanoluna fkelenen iyicil tanrlarn ceza olarak yaratt durumlard. nk, bata Rudra, Varuna ve ndra olmak zere her bir tanr, iyiliksever ve yaratc olabildii gibi ayn zamanda kindar ve ykc da olabilirdi. Yani, eliki gibi grnen her iki durum da tanrlar iin ayn derecede mmknd. kinci ihtimale gre ise insanlar zen bu olaylar, demonlar olarak isimlendirilen, mahiyetleri itibariyle zaten kt olan varlklarn neden olduu felketlerdi. Tanrlara ve insanlara dman olan varlklar, ya demonlar olarak, Asuralar, Dasalar/Dayular, Raksalar, Aratiler ve Piakalar isimleriyle anlan eitli gruplar eklinde ya da Vrtra, Vala, Arduba ve ambara adyla anlan bireyler olarak grlr. Bireysel olarak anlan varlklar, daha ziyade sava Tanrs ndrann ba dmanlar eklinde tanmlanyordu. Baka bir ifadeyle, onlar, insanlardan ziyade ndray alt etmeye alan varlklard. Bu varlklardan zellikle Vrtra, frtna, imek ve yldrm gibi doal olaylar zerinde etkili olan ve okyanuslarn derinliklerinde gizlenen bir ylan olarak tanmlanr ki, bu, Eski Ahitteki Adem ve Havvay gnaha srkleyen ylan hatrlatr. Ancak ndrann ba dman olan Vrtra, onunla giritii mcadeleyi kaybetmi ve ndra tarafndan ldrlmtr. Dolaysyla hikayenin tamam gz nne alndnda, Vrtrann, Eski Ahitte tasvir edilen eytandan nispeten farkl bir varlk olduu meydana kar. stelik, Yehovann Eski Ahitteki konumunun aksine, ndra, Rig-Vedann yegane tanrs deildir. Dahas, RigVedada Vrtra, insanlardan ziyade bata ndra olmak zere tanrsal varlklarla uraan bir kahraman olarak tasvir edilir.1 Demonlar eklinde anlan dman topluluklar arasnda en nemlisi, asuralar adyla bilinen gruptur. Vedalarda ve Brahmanalarda Asuralar, tanrlarn ba dman olarak tanmlanr. Kaynaklarda asura kelimesinin anlamyla ilgili farkl gr vardr. Birinci g1

24

A. B. Keith, The Religion and Philosophy of the Veda and Upanishads (I-II), Delhi1989, c. I, s. 234.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

re gre, asra, tanrsal veya ruhsal varlk anlamndaki sra kelimesinin olumsuzudur ve ilahi/ruhani niteliini kaybetmi varlk anlamna gelir.2 kinci gre gre ise, ruhsal, ilhi anlamna gelen bu kavram, ilk dnemlerde tpk Zerdtilikte olduu anlamda, btn tanrsal varlklar iin bir sfat olarak kullanlyordu. Fakat zamanla, deva kelimesinin kart olmu ve ktcl, aalk anlamlarnda kullanlmaya balanm; Hinduizmde daha ziyade bu anlamyla hret bulmutur. Byle bir deimenin muhtemel nedeni, Hint ve ran kltrleri arasndaki ayrma ve aralarnda ortaya kan rekbettir. yle ki bu rekbet, zaman ierisinde, birinin iyi dediine dierinin kt demesi gerekirmi gibi bir noktaya varmtr. Nitekim ahura/asura terimi randa yce veya ulu anlamnda kullanlmaya devam etmi, hatta en yce tanrlar Mazdann sfat olmutur. Buna karlk, deva terimi ise, Hind inancndakinin aksine, insanlara zarar veren ktcl varlklar tanmlamak iin kullanlmtr.3 Asura kelimesinin kaynana dair nc ihtimal ise, Assuri kavramdr. Assuri veya Asurlular M.. 3000 yllarndan M.. 600 yllarna kadar Mezopotamya, Elam ve Suriye blgelerinde hkm srm bir devlettir. Sami rktan olduklar varsaylan Asurlular, Ari kkenden gelen ran ve Hintlilerin en korkulu dmanlardr. Hatta Hintliler, onlar dnyadaki en zalim ve en korkun insanlar olarak grrler. Dolaysyla Asura terimi, muhtemelen balangta Arilerin ba dman olan bu devlete veya onun askerlerine dellet ederken, zamanla insanst nitelikleri haiz ktcl varlklar iin kullanlmtr.4 nsanst tanrsal varlklar anlamnda asuralar, tpk dier tanrlar gibi Prajapatinin oullardr. Fakat onlarla srekli mcadele halindedir, hatta bu nedenle onlara dman kardeler gzyle baklabilir. Dahas, her tanrnn bir asuras/muhalifi vardr. rnein,
2 3 4

W.J.Wilkins, Hindu Mythology, New Delhi, 1986, s. 437. A.B. Keith, a.g.e,, I/231-232; W.J.Wilkins, a.g.e., s. 438-240. W.J.Wilkins, a.g.e., s. 240.

25

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

Daivya, Agninin, Aru ve Kutsa ise tanr Aditinin belallardr. nsanlar, yapacaklar trenler ve bu esnada okuyacaklar zel mantralarla bu kt glerle baa kma konusunda tanrlara yardmc olabilirler. Onlar, tanrsal varlklarn aksine karanlk, dman, yalan ve yanl ile birlikte anlr. Bazen de Arilerin dmanlar iin bir sfat veya bir isim olarak kullanldklar grlr.5 Paniler adyla bilinen demonlar ise, asuralar kadar nemli bir grup deildir. Fakat onlar, ineklerin stn tutar ve bylece din trenlerin vazgeilmez malzemeleri olan st, yourt ve tereya gibi temel maddelerin teminini zorlatrr.6 Bunlar olmaynca, din trenler lykyla yaplamaz. Sonuta bu durum ndra, Agni ve Soma gibi iyicil tanrlarn fkelenmesine, en azndan kendilerinden beklenen iyilik ve yardmn gecikmesine, sonuta insanlarn zarar grmesine yol aar. Baka bir deyile paniler, asuralar gibi dorudan deil, dolayl olarak ktle neden olan yaratklardr. Dasalar/dasyular adyla bilinen demonlarn ise, her hangi bir varlk kategorisine iaret etmenin tesinde, dorudan doruya Arilerin dman konumundaki yerli Hint kabilelerini ifade ettii sylenebilir. nk Hint destanlarnda sk sk pek ok Dasyunun Ariler tarafndan dize getirildiinden sz edilir.7 Raksalara gelince, Rig-Vedada yaklak elli be yerde kendilerinden sz edilen ve asuralarn, tanrlarn ba dmanlar olduu anlamda, insanolunun en byk dman olarak zikredilen varlklardr. ki ilahide8 byc ve sihirbaz olarak tanmlanmalarna karlk, genelde hem insan hem de hayvan ekline girebilen theriomorfik varlklar olarak kabul edilirler. Onlar ya her an saldrmaya hazr bir kpek, akbaba, kartal veya atmaca gibi yrtc varlklar eklinde ya da bir koca, erkek karde veya sevgili suretinde grnrler. nsan suretinde olduklar durumlarda ise, ounlukla iki
5 6 7

26

A.B.Keith, age, s. 233-235. A.B.Keith, a.g.e, s. 234. A.B.Keith, a.g.e, s. 234. Rig-Veda, VII/104; X/87.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

azl, bal, drt kollu, be ayakl korkun yaratklar biiminde tanmlanrlar. Tek balarna deil, toplu olarak yaadklar, bazen de iki, veya drt kiilik aileler eklinde bulunduklar ifade edilen bu korkun yaratklar, tpk insanolu gibi lml varlklardr. nsan veya hayvan etiyle beslenir, vampirler gibi insan kan emerler. nsanlara musallat olduklarnda onlar hasta ederler, akllarn balarndan alrlar ya da onlarn konuma yeteneklerini yok ederler. Bu korkun yaratklarn gne bata olmak zere hibir ktan holanmadklar, ssz, karanlk ve kirli ortamlar sevdikleri ve geceleri dolatklar kabul edilir. Bu durumda pek doal olarak, onlarn en byk dman ate tanrs Agnidir. Dolaysyla Raksalarn errinden korunmak isteyen kimselere Agnihotra denen trenler ile Agninin yardm ve ltfunu temin eden zel tlsm veya mantralar telkin edilir.9 Hint kutsal literatrnde sz edilen dier bir ktcl grup ise Piakalardr. Temel nitelikleri bakmndan raksalara benzeyen bu varlklarn en ayrt edici vasf, l ruhlarna musallat olmalar ve onlar rahatsz etmeleridir. i et ile beslendiklerine inanlan piakalar, hastalarn ve henz dnyadan ayrlm ata ruhlarnn korkulu ryasdr.10 Btn bu ktcl ruhlarn mezarlklarda, yol kavaklarnda ve karanlk mekanlarda bulunduklar kabul edildiinden, onlarn errinden korunmak iin yaplacak tlsm ve trenlerin de buralarda icras gerekir. Atharva-Veda, genel olarak demonlar diye bilinen bu kt varlklarn errinden korunmak veya onlarn neden olduklar sanlan hastalklardan ifa bulmak iin yaplmas gereken tlsm veya okunmas gereken mantralardan oluan bir kitaptr. Ayrca aa gvdelerinde saklandklar dnlen ktcl ruhlar iin de Agni ve ndraya zel trenler yaplr ve byle aalar iinde sakladklaryla birlikte kknden yok etmesi istenir.11

9 10 11

A.B.Keith, a.g.e., s.233-236. A.B.Keith, a.g.e, s. 238-239. A.B.Keith, a.g.e, s. 239.

27

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

zetle ifade etmek gerekirse, Vedalar dneminde ktlk, birok bakmdan tanrsal varlklarla ortak zellikleri paylaan ve genel olarak demonlar ad verilen insan st yaratklara atfedilir. Bunlar insanlar gibi lml varlklardr, mahiyetleri gerei insanlara veya tanrlara zarar verebilirler. Vrtrann ndra tarafndan ldrlmesi hikayesinde grld gibi zaman zaman tanrlar tarafndan ldrlm olsalar bile, sonuta iyicil tanrlarn bunlar zerinde mutlak hakimiyet kuramadklar, hatta bu konuda insanlardan yardm almak durumunda kaldklar kesindir. Dier taraftan, Vedalar dnemi tanrlar gibi, bu ktcl varlklarn da kendi aralarnda bir i blm yaptklar dikkati eker. Nitekim az nce de ifade edildii gibi asuralar tanrlarn, raksalar insanlarn, piakalar da ncelikle l ruhlarnn ba dmanlar olarak tanmlanmtr. Son olarak, btn bu isimlerin, Arilerin sz konusu dnemde istila ettikleri topraklarda yaayan dman yerli Dravidyen kabilelerin mecazi anlatmlar olabileceini her zaman hatrda bulundurmak gerekir. Upaniadlar adyla bilinen kutsal metinlere geldiimizde ise, gerek anlatm tarz gerekse tanr veya ktcl varlklarn mahiyeti konusunda, tamamen farkl bir anlay gze arpar. Zira Upaniadlarda, Vedalarn mitolojik ve mecazi anlatmnn yerine anlalmas olduka zor olan soyut bir anlatm gemitir Upaniadlar, tpk Vedalar gibi tanrsal ilhama dayal olarak kompoze edildiklerine inanlan eserlerdir. Gnmzdeki saylar her ne kadar zaman zaman 400e kadar karlyor olsa bile, bunlarn byk ounluunun son dnemlere ait felsefi risleler olduu aktr. Ancak bunlardan 13 veya 11i temel Upaniadlar olarak grlr ve tahminen M 800- M 400 yllar arasnda kaleme alndklar varsaylr. Biz de burada konuyu temel Upaniadlara dayanarak ortaya koymaya alacaz. Kelime anlam itibaryla bir retmenin rencisine aktard zel ve gizemli bilgi anlamna gelen upaniad ifadesi, Hint dncesinde Tanr, insan, tanr-insan ilikisi ve nihai kurtulu gibi meta-

28

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

fizik konular ele alan eserler iin kullanlr. Mistik ve felsefi bir anlatm tarzna sahip Upaniadlar, konular ve slbu bakmndan Vedalardan olduka farkl olmasna ramen, bazen Vedalarn sonu veya z anlamnda Vedanta eklinde ifade edilirler. Temel Upaniadlar olarak bilinen bu eserler Hint yarmadasnda M.. IV. asrdan sonra ortaya kan her trl fikri akma kaynaklk etmilerdir. Tanry alemin kendisi veya alemin z olarak tanmlayan Upaniad metinlerine gre, Brahman olarak isimlendirilen Kll Ruh her eydir, hareket eden ve etmeyen hibir ey ondan ayr deildir; dnyay gk katlarn ve yer alt alemini O doldurmutur. Alemdeki yegane gereklik Odur; Onun dndaki her ey bir yanlsamadr. Bir baka ifadeyle O, hardal tanesinden kk, fakat ayn zamanda btn alemlerden daha byktr. Ona sz, gz ve akl ile ulalamaz. nsanlarn yeryznde karlat sknt ve ktlklerin nedeni, onlarn Tanry laykyla kavrayamaylar ve bireysel ben (Atman) ile klli ben (Brahman) arasndaki zdelii idrak edemeyileridir. Bu durumdaki insanlar, gerek gayelerini unutup bir takm dnyevi kazanlarn peinden koar, bu da onlarn ac ve zdrap ekmesine yol aar. Halbuki bu yce gerei idrk eden kimse, dnyadaki her eyin bir grntden ibaret olduunu anlayacak ve bylece her trl dnyevi skntdan kurtulu anlamna gelen mokaya ulaacaktr.12 Upaniadlarn u ifadeleri bunu akseik ifade etmektedir:
Btn dnyevi arzularn terk eden kimse her trl arzusunu gerekletirmitir. Dnyevi mutluluk peinde komay brakp sadece Atmana (nefsine) ynelen kimse, her eyi elde etmitir. Kendini bilme halinin gereklemesi, bireyin oul, servet ve dnyevi g arzularn tamamen terk etmesine baldr.13

12

13

B.N. Tripathi, Indian View of Spiritual Bondage, Varanasi-1987, s. 94-98den zetlenerek. Brhadaranyaka Up., III.5.1.

29

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

Ahlaki bir varlk olan insan, ktlklerden tamamen syrlmadka Tanrnn bykln idrak edemez.14 Tpk erimi tereyann zerindeki ince zar gibi Tanr alemdeki her eyi hem kuatmakta, hem de btn varlklarn znde bulunmaktadr. Bunu idrak eden kimse her trl dnyevi badan dolaysyla esaretten kurtulmutur.15

Grld gibi, Upaniadlar dnyadaki ktl ve insanlarn karlat olumsuz durumlar Vedalarda olduu gibi insan st bir varla/varlklara atfetmez. Onlar, insann gerei bilmeyiinden kaynaklanan bir durum olarak deerlendirir. Buna gre Upaniadlarda insan felakete srkleyen eytan mydr. Fakat my, burada Vedalardaki gibi antropomorfik veya theriomorfik nitelikleri olan bir varlk deil, insann gerek konusundaki bilgisizlii ve yanlgsna dellet eden bir kavramdr. Yani bu dnemde, tpk Tanr kavram gibi ktln nedeni de soyut bir kavrama indirgenmi bulunmaktadr. M.. 200-M.S. 200 dnemlerine tarihlenen Ramayana ve Mahabharata destanlar ile mitolojik nitelikteki Puranalarda konumuzun ele alnna baktmzda ise, byk oranda Vedalara benzeyen, ancak bnyesinde Upaniadlarn bak asn da barndran bir ktlk ve eytan anlayyla karlarz. Baka bir deyile, bu dnemde, dnyadaki ktln veya insanlarn kar karya kaldklar alk ve skntlarn nedeni, bazen Ravana, Mra veya Yama gibi insanst nitelikleri haiz olduklar dnlen efsanevi varlklar, bazen de -Gitada olduu gibi- insann iradi eylemleri olarak grlr. rnein; Ramayana destan, dnyay ktlklerden tamamen kurtarmak iin sava kahraman Rama eklinde tecelli eden Vinu ile onun ezeli hasm Ravana arasndaki bitip tkenmez mcadeleyi hikaye eder. Destandaki anlatma gre, Ravana, gne ve ay tutmak suretiyle dnyay zifiri karanla gmecek kadar gl bir ktlk

14

30

15

Kahta Up., I.2.20. Svetasvatara Up., IV.16.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

kaynadr. Onun olduu yerde ne gne doar, ne rzgar eser, ne de denizler dalgalanr. Rama suretindeki Vinu sonunda Ravanaya galip gelir, ama bunu, bata Hanuman olmak zere dier birok tanrsal varln yardmyla gerekletirebilir. Ksacas, Ravana bu dnemde, brakn insanlar, tanrlara bile meydan okuyabilen ktcl bir varlktr. Mra da ayn ekilde lm veya ktlk Tanrs olarak tanmlanmasna ramen, o, daha ziyade Budizmde n plana km ve bu dinin neredeyse yegane ktlk kayna durumuna gelmitir. Bu nedenle onu, Budizmle birlikte ele almak uygun olacaktr. Ayn ekilde Mahabharata destannda da dnyay iyi insanlara zehir eden birok glerden sz edilir. Bunlarn banda insan suretindeki Kuru oullar gelir. Zaten destan, bunlar ile iyilii temsil eden Pandu oullar arasndaki mcadelenin hikayesidir. Destann bilhassa Bhagavad-gita adyla bilinen blmnde ise, didaktik bir anlatm ierisinde Upaniad dncesine yakn bir ktlk anlay dikkati eker. Zira burada insanlarn dnyada karlat skntlar mitolojik varlklara deil, karma yasas erevesinde bireyin iradi eylemlerine balanr. Bununla ilgili olarak Gitann u cmleleri zikredilebilir:
Arzularnn esiri olan kimse helk olur ve hibir zaman mutluluu yakalayamaz16 Sadece cahil, imansz ve pheci kimseler helk olur. nk phe eden ruh iin ne bu dnyada ne dnyann tesinde ne de baka bir yerde huzur vardr.17 Mutlak kurtuluu isteyen kimse, hibir zaman dnyevi gayelerle bir eylemde bulunmaz.18

Ksacas, Hint destanlarnda, ktlk ve eytanla ilgili olarak, Vedalar ve Upaniadlarn karm bir anlay gze arpar. Zira bir
16 17 18

Bhagavad-Gita II/70. Bhagavad-Gita, IV/40. Bhagavad-Gita , II/51; XII/12.

31

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

yandan insanlarn karlat ktlklerin kendi amellerinden kaynakland benimsenmek suretiyle Upaniadlarn konuyla ilgili anlaylarnn devam ettirildii grlrken, dier taraftan Ravanann ahsnda ktlk kayna kiiletirilmek suretiyle Vedalarn mitolojik anlatmna benzer bir yaklamn srdrld dikkati eker. Budizmde eytan Bilindii gibi Budizmin drt temel hakikatinden ilki, sarvam dukhamdr; yani, bir btn olarak beeri hayatn ac ve zdrapla dolu olduunu kabul etmektir. Buna gre doum, eitli hastalklar, ayrlk, yallk ve lm gibi hayatn btn gerekleri, aslnda insan iin ac ve endie nedenidir. Ancak bu, Buddann dnyada mutluluun varln tamamen inkar ettii anlamna gelmez. Aksine o, dnyada maddi ve manevi hazlarn varln bir gereklik olarak kabul eder. Fakat ona gre, btn dnyevi hazlar, geicidir ve deimeye mahkmdur; Fnilik ise, bnyesinde ac ve zdrab da tar. Bu nedenle dnyaya ait her ey, sonuta ac ve zdrap kaynadr.19 Buddaya gre, dnyada ekilen her trl ac ve skntnn kayna yine insann kendisidir, yani ondaki susuzluktur. Dnyaya kar eilim, arzu ve istek anlamnda kullanlan susuzluk, hem eyaya hem de ideoloji ve inanlara kar duyulan btn istek ve arzular ierir. Bu da son noktada, insann gerek konusundaki cehletine dayanr.20 Grlyor ki, Budizmde dnyadaki ktlkler tamamen insann kendisinden kaynaklanan ve yine ona zarar veren olgular olarak kabul edilmekte ve bu srete, herhangi bir insanst g veya glerin etkisinden sz edilmemektedir. Fakat ilerleyen dnemlerde, dnyadaki hemen her dinde rastladmz, ktln kaynana dair mitolojik anlatmlarn Budist kutsal yazlarnda da yer almaya balad grlmektedir.

19

32

20

Walpola Sri Rahula, What the Buddha Taught, London, 1978, s. 17-18. Walpola Sri Rahula, age, s. 29-31.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

Bu balamda, ktlk konusunda ne kan ilk isim Mradr. Hint mitolojisinde Mra bazen Tanr Vinunun bazen de Brahmann olu olarak kabul edilmekte, zaman zaman da Kma (Arzu), Kla (Dehr/Felek) veya Yama (lm) gibi ktcl varlklar arasnda yer almaktadr. Szlk anlam itibariyle yaralayc veya yaralayan anlamlarna gelen Mra terimi, kutsal yazlarda, genellikle, insann ban skntya sokan her trl dnyevi arzu-istek, byle arzularn kayna olan G veya kiisel nitelikler kazanm lm anlamlarnda kullanlmtr.21 Budist literatrde daha belirginleen Mrann, bu dindeki niteliinin tam ve somut olarak ortaya konulabilmesi iin ncelikle, konuyla ilgili hemen her eserde ska karlalan u iki hikayenin zikredilmesi uygun olacaktr: I. Hikaye: Buddann Mray Malup Edii Bir aacn altna oturmu haldeki Bodhisattvann Budda, henz mutlak aydnlanmaya kavumam olduu iin nirvana aday veya nirvana yolcusu anlamnda bu isimle anlmaktadr -gzlerinden Mrann ikmetghna doru uzanan bir k yaylr. Bundan rahatsz olan Mra, Bodhisattvann Nirvanaya (mutlak aydnlanmaya) kavumasnn, kendisinin dnya hakimiyetinin sona ermesi anlamna geleceini bildii iin onunla mcadeleye karar verir. Olu Su-matinin bu konuda kendisini uyarmasna ramen o, kzn etrafna toplar ve planndan onlar haberdar eder. Bunun zerine Yuh-yen (ehvet), Nang-yueh-gin (haz veren) ve Ngai-loh (haz duyan) isimli kzlar en gzel elbiselerini giyerler ve babalarnn 500 taraftaryla birlikte Bodhisattvann bulunduu yere varrlar. nce Mra, Bodhisattvay szle iknaya alr. Bu netice vermeyince kzlar, gzellikleri ve cazibelerini kullanarak Bodhisattvay yolundan vazgeirmeyi dener. Ancak Bodhisattva, onlar bir tek szle yal kadna dntrverir. Buna ok fkelenen Mra, kt ruhlarn kraln yanna arr ve ondan binlerce kt ruhu hemen toplamasn ister.
21

L. de la Valle Poussin, Mra, ERE, c. VIII, s. 406-407.

33

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

Her biri aslan, ay, fil, kaplan, kpek, maymun vs. suretinde binlerce kt ruh, sz konusu aacn etrafna toplanr ve azlarndan ate ve duman pskrterek Bodhisattvay korku ve dehete drmek isterler. Btn bunlara ramen Bodhisattva hi kprdamaz, yoluna devam eder. Bunun zerine sonunda Mra bizzat kendisi devreye girer ve daha baka yollarla onu vazgeirmek iin aba sarfeder. Bodhisattva, btn bu teebbslere tebessmle karlk verir. Sonunda Mra da pes eder ve btn ordu dalr. Bylece Budda, artk Brahma veya baka hibir varla ihtiya duyulmayan mkemmel hikmet derecesine ular ve bylelikle amacn da gerekletirmi olur.22 Grld gibi Mra, burada ncelikle en azndan kz olan bir baba eklinde tasvir edilmektedir. Bunun yan sra, onun kimlii konusunda ayn hikyeden u sonular karmak da mmkndr: 1) Mra, bilhassa Yeni Ahitte23 sz edilen ve Hz. say ldeki krk gnlk orucundan vazgeirmeye alan blisin Budist kutsal yazlarndaki addr. Zira tpk blis gibi o da, kendini insanlar iyi iler yapmaktan alkoymaya, vazgeirmeye adam biridir. Dahas bu amacn gerekletirmek iin eitli yollar denemekten geri kalmaz. rnein, ncillerdeki anlatma gre blis, Hz. saya nce al hatrlatarak, sonra dnyevi mal ve servet vaat ederek, daha sonra da onu korku ve endieye sevk etmek suretiyle orucundan vazgeirmeye alr. Tpk bunun gibi sz konusu hikayede Mra da Bodhisatvaya nce yapt iin sosyal stats ve grevlerine uygun olmadn, daha sonra ehevi arzularn harekete geirerek, en sonra da korku ve endieye sevk etmek suretiyle onu Nirvana yolundan alkoymaya alr. Bu nedenle Mra kimdir, sorusuna, Hristiyanlkta eytan veya blis kimse Budizmde Mra da odur demek pekla mmkndr.24

22 23 24

34

The Fo-Sho-Hing-Tsen-King, SBE serisi c. 19. s. 147-156dan zetlenerek. Matta 4:1-11; Luka 4:1-13. Ahmed elebi ve Muhammed Ebu Zehra eserlerinde eitli kaynaklara dayanarak, sa ile Buddann yaam ykleri arasnda pek ok benzerlie dikkat eker-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

2) Mra, Buddann aksine, geleneksel inan ve uygulamalar savunan bir Hind din adamn temsil eder. nk onun, Buddaya ilk hitab ilgintir. Mra burada yle der:
Ey Katriya! abucak ayaa kalk, korkma, ama, lmn ok yakndr. Dinine gre hareket et. u anda yaptn ii bakalarn kurtardktan sonra yerine getir. ncelikle mcadeleni hayr yolunda srdr, grltl dnyay sakinletir. Ancak bylelikle arzuladn hedefe ulaabilirsin.25

Grlyor ki Mra, burada Buddaya Varna-asrama-dharma olarak bilinen geleneksel Hint din hayatna uygun hareket etmesini tavsiye etmektedir. Zira, geleneksel anlaya gre Budda, ksatriya kastna mensup bir kimsedir ve asl grevi, dier snflarn gvenliini salamak ve toplumda adaleti temin etmektir. Oysa Budda, byle davranmayp riyzet ve mchede hayatn tercih etmitir. Bu durum ise, Gitada Tanr Krina tarafndan Arjunaya hatrlatlan Katriya kastna mensup birinin sorumluluklarna aykrdr. Bilindii gibi Krina kahramanmza yle sesleniyordu:
Sen bir Katriya olarak sorumluluklarn dn ve savatan vazgeme. nk bir Katriya mensubu iin savamaktan daha nemli bir grev yoktur Ey Kuntiolu, kalk ve savaa bala. Elem ve haz, kazan ve kayp, baar ve baarszl ayn ekilde gr. Sen sonucu dnmeden savaa giri. nk ancak byle sorumluluktan kurtulabilirsin26

3) Mra, antropomorfik veya theriomorfik zellikleri haiz insanst bir varlk deil, insandaki nefret, ehvet, hrs ve fke gibi niteliklerin sembolik bir ifadesidir. Nitekim zellikle hikayede ad

25 26

ler. Bu benzerliklerden biri de ad geen din kurucularnn, grevlerinin balang safhasnda eytan veya Mra olarak isimlendirilen ktlk prensibi tarafndan snanmasdr. Bkz. Ahmed elebi, Mukrenetl-Edyn el-Meshiyye, Kahire, 1993, s. 156; Muhammed Ebu Zehra, Mukrenetl-Edyn ed-Diyntl-Kadme, Kuveyt, 1965, ss. 55-69. The Fo-Sho-Hing-Tsen-King, SBE serisi c. 19. s. 148. Bhagavad-gita 2/46-53.

35

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

geen kzn isimleri ehvet (tanha), haz alan (arati) ve haz veren (rati) anlamlarna gelir. Bu da onlarn sembolik anlatmlar olduu iddiasn destekler. kincisi, Budda, genelde btn telkinlerinde rasyonalist ve hmanist bir tavr sergiler, metafizik konularla uramay bo bir ura olarak grr. Bu nedenle, Mray insanst bir varlk olarak kabul etmek, genel Budist anlaya uygun deildir. ncs, bata Mrann Dhaniyeyi Kandrmas hikayesi olmak zere, Budist kutsal yazlarnda Mraya atfedilen dier nitelikler de bu gr desteklemektedir. yleyse imdi de bu hikyeyi ele alalm. II. Hikye: Mrann Dhaniyeyi Kandrmas: Rivayete gre, Dhaniye zengin ve marur bir obandr. Budizmde Mray dinleyen ve sonunda onun tarafndan kandrlan bir kimse olarak bilinir. Dhaniyenin buradaki dnce tarz veya hayata bak ekli, Mrann vesveselerine kanan ve bundan dolay dnyas zehir olan insanlarn tipik rnei olarak alglanr. Gkyzn siyah bulutlarn kaplad ve iddetli yamurun beklendii bir dnemde, Budda Dhaniye ile karlar ve aralarnda yle bir konuma geer:
Dhaniye: - Pirincimi kaynattm, ineklerimi sadm, evimin ats pek, karnm da tok, yamur yaarsa yasn. Budda: - fkeden ve inatlktan azadeyim. Evimin ats utu, arzularn atei de snd, ey yamur! stersen yaabilirsin. Dhaniye: - Srlarm rahatsz edecek sinekler yok; meralarda ot da ok. Yamur yasa da ho yamasa da. Budda:

36

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

- Kendime iyi bir sal yaptm. Onunla Nrvanaya doru yneldim. Kar sahile ulamak zereyim; arzu-istek selini de getim. Artk sala da gerek yok. Ey yamur! stersen ya. Dhaniye: - Eim itaatkar, ahlaksz deil. Uzun zamandr beraberiz, onun hibir ktln grmedim. Yaarsan ya, ey yamur! Budda: - Zihnim her trl dnyevi arzudan kurtuldu. Uzun zamandr vicdanma tabi oluyor, ktlk etmiyor. Ey yamur! stersen ya. Dhaniye: - Kazancm bana yeter. ocuklarmn da shhati yerinde. Ayrca ktlklerini de grmedim. Yaarsan ya, ey yamur! Budda: - Hi kimsenin kulu-klesi deilim. Ne kazandysam o da yanmda. Onlara hizmet etmeye de gerek yok. Ey yamur! Yaarsan ya. Dhaniye: - neklerim, buzalarm, gebe hayvanlar, dvelerim de var. Boa da onlar arasnda. Yaarsan ya, ey yamur! Budda: - neim de yok, buzalarm da; danam da yok dvem de. Onlarn efendisi Boay da hi arama. Ey yamur! Yaarsan ya. Dhaniye: - Hayvanlarm sarslmayan salam kazklara baladm. Yularlarm en salam urgandan rdm. Dolaysyla onlar kramazlar. Yaarsan ya, ey yamur! Budda: - Yulara mahkum boa veya semere mahkum fil olmak istemiyor ve bundan dolay yeniden var olmak istemiyorum. Ey yamur! stersen ya.

37

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Ali hsan YTK

Rivayetin devamnda, aniden bastran saanak yamur sonrasnda, her eyi sulara gmlen Dhaniyenin, tutumunun yanlln anlad ve Buddaya snmak zorunda kald ifade edilir. Ayrca, mal, mlk ve evlatla vnmenin, Mrann vesvesesiyle ortaya kan durumlar olduu, halbuki dnyada mutlu olmak isteyen kimselerin bunlara eilim gstermeyip, Buddann telkinlerine kulak vermeleri ve onun yolunu tercih etmeleri tlenir.27 Grld gibi, Mra burada da ontolojik bir varl deil, aksine insandaki dnyevi isteklerin mecazi bir ifadesi olarak grnmektedir. Bundan dolay denilebilir ki, Mra Buddizmde bazen bir ktlk tanrs olarak tanmlanm olsa bile, bize gre bu durum, soyut fikirlerin insanlar tarafndan alglanmasndaki zorluktan kaynaklanmaktadr. Mra diye isimlendirilen ktcl prensip, sz konusu dinde ya nirvana yolcularnn karlatklar ve yenmeleri gereken her trl fiziksel ve psikolojik zorluu ya da kiiyi sevdiklerinden ayran lmn sembolik anlatm olarak grlebilir. Budist literatrde onun bazen lm, bazen de insann dnyada karlat her trl olumsuz ve istenmeyen olaylarla karlamasna veya vicdan azab ekmesine neden olan bilgisizlik veya dnyaya ar dknlk olarak tanmlanmas bundan dolaydr.

38

27

Dhaniyasutta, The Dhammapada II, SBE, X/3-5ten ksaltlarak.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Hint Dinlerinde Ktlk ve eytan

The Evil and Satan in Hinduism


Citation/: Yitik, Ali hsan (2003). The Evil and Satan in Hinduism, Milel ve Nihal, 1 (1), 21-39. Abstract: We, as humans, are not only conscious beings like other animals but also self-conscious and self-transcendent. We therefore think about ourselves, our immediate and far environment, and even our entire world and different conditions of it. Sometimes we can also contemplate and reflect on such questions as, (a) why there is evil and suffering, and why natural disasters happen in the world and cause so many innocent people to die or to suffer; or (b) why righteous people suffer while evil ones live in a better and more comfortable condition. These kinds of questions become much crucial and more existential especially for all theists in general and Muslims in particular. As the Muslims, we believe in an omnipotent, omniscient and infinitely good God who is the Creator and Sustainer of everything in the world. In such a situation, most of us are faced to reconcile the idea of God with the existence of various evils. But it would be possible for us to account for the problem of evil either by denying the omnipotence, omniscience and goodness of God, or by accepting all suffering as a result of our intentional actions, or by accepting a new evil god/gods rather than a good One, namely Ahriman, demons, ghosts, asuras etc. in different religious systems. In this article, we examine how Hinduism and Buddhism answer for above questions, and struggle against the phenomenon of human suffering. We discuss that there is direct relation with the idea of God and the answer for human suffering. For example, in Vedic period of Hinduism, people believe in so many gods and goddesses, who are good in nature, at the same time they attribute all kinds of evil in world to demons, or asuras who have evil in natures, and very much similar to gods. As we came to Upanisadic period, there is no anthropomorphic and theriomorphic concept of God on the one hand, avidya, ignorance, is accepted the cause of evil and human sufferings on the other. It is also noticeable that similar development takes place in the history of Buddhism as far as the conception of Mara is concerned. Key Words: Hinduism, Buddism, evil, satan, awidya

39

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Melek, Gksel Yeni Kuds Yuhannaya gsterirken

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

Cengiz BATUK

Atf/: Batuk, Cengiz, (2003). Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm, Milel ve Nihal, 1 (1), 41-71. zet: Montanizm ikinci yzylda ortaya kan ve yaklak olarak drdnc yzyln sonlarna kadar devam eden bir harekettir. Hareketin kurucusu Hristiyan olmadan nce bir pagan rahip olan Montanustur. Frigyann bir kynde (Ardaban ya da Ardabau) ortaya kan Montanizm, millenarianist bir hareket olarak bilinmektedir. Montanus ve onun iki kadn peygamberi Priscilla (Prisca) ve Maximilla sann geri geleceini ve gksel Yeni Kuds Frigyadaki Pepuza kasabasnda kuracan iddia ettiler. Onlarn ideali Kiliseyi dnyadan ayrmak ve btn sekler balar reddeden ve kinci Gelii (Parosuia) bekleyen bir gerek azizler topluluu oluturmakt. Anadoluda Montanistlere kar bir ok sinod topland ve hareketin yaylmas durduruldu. Bununla birlikte Montanizm, heretik bir hareket olarak drdnc yzyla kadar Roma ve Anadoluda hatta altnc yzyla kadar Kuzey Afrika, Kartacada devam etti. Anahtar Kelimeler: Montanizm, millenarianizm, Montanus, Paraklit, Tertullian.

Merkezi otoritenin dnda gelien eskatolojik dnceler Hristiyanlk iin daima bir sorun olagelmitir. Eskatolojik beklentiler etrafnda kmelenen Hristiyanlar, zamanla merkezi ktleden/kiliseden koparak ya ayr bir kilise olmular ya da zaman iinde daha ok basklar nedeniyle- ortadan kalkmlardr. Eskatolojik beklentilerin en nemlilerinin banda kukusuz Millenarianizm dncesi gelir. Genel olarak Mesih sann tekrar yeryzne gele*

Karadeniz Teknik niversitesi, Rize lahiyat Fakltesi

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Cengiz BATUK

rek bin yl sreyle devam edecek bir krallk kuraca bir dnemin dnyann sonunda gerekleeceine dair bir inan olan millenarianizm ya da millennializm pek ok heretik harekete esin kayna olmutur. smi millenarianizmle zdeleen en nemli hareket, Hristiyanln ilk dnemlerinde ortaya kan ve etki alannn genilemesiyle byk grltler koparan Montanizmdir. 1. Montanizm ve Ortaya k Montanizm, MS ikinci yzylda ortaya kan ve 4. yzyln sonlarna kadar etkinliini yaklak iki yzyl srdren bir harekettir. O dnemdeki pek ok harekete ev sahiplii yapan Anadoluda ortaya kan bu hareket, artc bir ekilde dnemin nemli ve byk ehirlerinde deil, nceleri mistik bir doa dininin merkezi olarak bilinen Firigya (Phrygia)nn bir kynde ortaya kar.1 Bu kyn ad bir ksm kaynaklarda Ardaban ya da Ardabau eklinde gemektedir.2 Montanizm, ismini kurucusundan alr. Hareketin ortaya k tarihi tartma konusu olmakla birlikte kurucusunun Montanus

42

P. Schaff, Montanism History of Christian Church, Charles Scribners Sons, London, 1910, Electronic Version by the Electronic Bible Society, Dallas, TX, 1998 (www.ccel.org). Ardaban ya da Ardabau ky Frigya ile Mysia arasnda bir blgede bulunmasndan olsa gerek baz yazarlar Ardaban Mysiada (C. Bigg, The Origins of Christianity, T.B. Strong, (ed.), Clarendon Press, Oxford, 1909, s.185) gsterirken, dierleri Frigyada (D. Gee, Montanism, Redemption Tidings, December, 1928, s.5; B. Sherratt, Montanism, The Pentecostal, c.1, say: 1, s.27) bulunduunu ifade etmektedirler. Hareketin ortaya k yerinin dolaysyla kyn ait olduu mahallin Frigya olmas ihtimali daha kuvvetlidir. Zira Montanistlere verilen isimlerden birisi de Frigyallar (Phyrigians)dr. Bu arada Robert Rainy gibi baz aratrmaclar hareketin doduu yer olarak Pepuza kasabasna iaret etmektedirler. Fakat Pepuza hareketin ilk ortaya kt deil hareketin nemli atlmlarndan birini gerekletirdii yerdir. Hareketin en nemli iki kadn peygamberinden birisi olan Priscilla (ya da Prisca)nn ky/kasabasdr. Bkz. Bigg, The Origins of Christianity, s.190. Ayrca da Pepuza, Gksel Kudsn inecei yer olarak gsterilmitir. W. Mller, Montanism, A Religious Encyclopedia or Dictionary of Biblical Historical, Doctrinal, and Practical Theology, P. Schaff (ed.), Funk & Wagnalls Company, New York, 1894, c.3, s.1561.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

olduu konusunda tam bir ittifak vardr.3 Montanusun ismi ilk kez yeni retisiyle birlikte ortaya kt zaman duyulduu iin tam olarak hangi tarihte doduu bilinmemektedir. Montanus, Bat Anadoludaki Frigyann Ardaban kyndendir. Putperest bir ailede doan Montanus, ayn zamanda Kibele (Cybele) kltnn bir rahibidir.4 Montanusun ortaya k tarihi olarak MS ikinci yzyln ortalar gsterilmektedir. Tam tarih konusunda bir netlik olmamakla birlikte yaygn olan kanaat onun MS 156 ylnda ilk kez yeni retisiyle birlikte ortaya kt eklindedir.5 Yine muhtemel tarih olarak mparator Antionus Pius (krallk dnemi MS 138-160) ya da Marcus Aurelius (krallk dnemi MS 161-179)un zaman verilmektedir.6 Montanusun ortaya knn ve sonrasnda gelien olaylarn tarihinin salkl ve net olarak verilememesinin nedeni olarak bir ok eserde kaynak olarak kullanlan ilk dnem kilise yazarlarndan, Eusebius ve Epiphaniusun elikili ifadeler kullanmalar gsterilir. Eusebius, Montanusun ortaya k tarihi olarak bir yerde MS 172 yln bir baka yerde ise MS 151 ncesi bir tarihi gstermektedir. Epiphanius ise, ncelikle Rabbin ykseliinin 93 ylyd ifadesini kullanr. Bu, yaklak olarak MS 135 ylna tekabl etmektedir. Bir baka yerde ise verdii tarih Antoninus Piusun krallnn 17. yldr ki bu da yaklak olarak MS 157 ncesi bir dneme iaret etmektedir.7 Tm bu farkl tarihleri ve sonraki gelimeleri deerlendiren de Soyres, MS 130 yln hareketin balang tarihi olarak vermenin makul olduunu dnmektedir.8

3 4 5

6 7

Bkz. Sherratt, Montanism, s.27. Bkz. H.N. Bate, History of Church to 325, London, 1924, s.63. Mller; Montanism, s.1561; N. Cohn, The Pursuit of the Millennium, Essential Books, New Jersey, 1957, s.8; Bigg, The Origins of Christianity, s.186; R. Rainy, The Ancient Catholic Church, T&T Clark, Edinburg, 1902, s.128. Schaff, Montanism. John de Soyres, Montanism and Primitive Christianity, A Study in the Ecclesiastical History of the Second Century, Deighton, Bell and Co., Cambridge, 1878, ss.25-26. Ayn tarihi esas alan baka deerlendirmeler iin bkn. Sherratt, Montanism s.27; Bate, History of Church, s.64.

43

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

Montanus, putperest bir Kibele rahibiyken din deitirerek Hristiyan olur. Muhalifleri bile onun cokun, son derece ateli, dinin pratik ynne, sakramentlere, iyi ahlaka vurgu yapan bir Hristiyan olduu noktasnda birleirler.9 Temel dogmalara ve imana kar kmak bir yana onlar herkesten daha kat bir ekilde savunmaya balar. Kilise tarihisi Schaffta gre o, etrafnda grd Katolik geveklie kar ar doastcl savunan banaz bir tutucudur.10 Ama genel olarak Montanusun balatt hareketin sonradan farkl noktalara uzanmakla birlikte, balangtaki pratik amacnn Kilise iinde bir yenilik gerekletirmek olduu noktasnda gr birlii olduu sylenilebilir.11 Montanus, ilk olarak muhtemelen MS 130da Yeni Kehanet/Vahiy (New Prophecy) adn verdii bir retiyle ismini duyurur. Onun peygamber olduunu, Paraklitin bizzat kendisi olduunu iddia ettii anlatlmaktadr. Epiphanius, iddialarn biraz daha ileri gtrerek onun kendisinin Baba Tanr olduu eklinde bir iddiada bulunduunu syler.12 Lakin Montanus, sann havarilerine geleceini haber verdii bir Uyarc/Paraklit olduunu dnmektedir. Bu konudaki en byk referans ise Yuhannada yer alan Hakikatin Ruhunun gelerek toplumu doruyu ulatraca, onun konutuklarnn kendi yanndan szler olmad, hepsinin tanrsal birer gerek olduu eklindeki saya ait olduu iddia edilen szlerdir.13 Onun vaftizi esnasnda kendisinin Kutsal Ruhun szcs olduunu bildirerek, kehanetlerini nakletmeye balad anlatlmakla birlikte bu olayn doruluu hakknda kilise babalarnn yazlarnda elikili ifadeler yer almaktadr.14 Montanusun en byk hayali Frigyadaki iki kyde/kasabada (Pepuza ve Tymium) ve zellikle Pepuzada btn sekler balar
9 10 11 12 13

44

14

Bkz. Bate, History of Church, ss.63-65. Schaff, Montanism. Donald Gee, Montanism, s.5. Schaff, Montanism; De Soyres, Montanism and Primitive Christianity s.31. Donald Gee, Montanism s.5. Bkz. Yuhanna, 16:7,13; 14:16, 26; 15:26. Sherratt, Montanism s.27.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

reddeden, Mesihin ikinci kez geliini bekleyen gerek azizlerden kurulu bir topluluk oluturmaktr.15 Gksel Yeni Kudsn inecei yer olarak da Pepuzaya iaret eden Montanus, btn Hristiyanlar buraya davet ederek, Mesihin geliini beklemelerini ister. Montanizmin uygun bir zamanda ve blgede ortaya km olmas hareketin baar kazanmasnda nemli bir paya sahiptir. Hareketin ortaya kt dnem, Hristiyanlar zerinde youn bask ve zulmn olduu bir dnemdir. Bu bask ve zulmn iddetinin artm olmas Hristiyanlarn tarihin sonunun geldiine dair beklentilerinin canlanmasna neden olmu ve artk iyiden iyiye sona geldiklerine inanmaya balamlardr.16 Byle bir dnemde kendisinin Hakikatin Ruhu olduunu syleyen Kutsal Ruhun inkarnasyonu ya da Paraklit olduu iddiasyla ortaya kan Montanus, sylemlerinin merkezine bin yllk kralln gelecei, Yeni Kudsn gkten Pepuzaya inecei, artk dnyann sonunun geldii, dolaysyla btn Hristiyanlarn Parousiay dualarla beklemek iin Pepuzada toplanmalar gerektii sylemini alnca ksa srede etrafnda byk bir taraftar topluluu oluturur. Montanus, takipilerinin ilahi kaynakl olduuna inandklar pek ok vizyon gsterir ve bu vizyonlara nc Ahit ad verilir.17 Montanusun bugnlere intikal eden yazl bir eseri yoktur; bunun en nemli nedeni ifadelerinin szl olarak aktarlm olmasdr. Onun grleri gnmze daha ok muhalif yazarlarn anlatlarndan ve Tertulliann yazlarndan karlmaktadr. Yuhannann Vahyinden youn olarak etkilendii bilinen Montanusun ayn zamanda Sibylline Kehanetleri (Sibylline Oracles)nin ortak yazarlarndan olduu da iddia edilmektedir.18
15 16 17 18

Bate, History of Church, s.63. Bate, History of Church, s.63; Cohn, The Pursuit of the Millennium, s.9. Cohn, The Pursuit of the Millennium, s.8. De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, s. 31. Sibylline Kehanetleri, ncelikle Yahudi yazarlar tarafndan yazlan, daha sonralar Hristiyan yazarlarca da devam ettirilen ve Ortaa Avrupasnda olduka etkili olan apokaliptik bir yazn trdr. Bir gelenek olarak srdrlen bu yazn tryle ortaya kan litera-

45

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

2. Hareketin nemli simleri Hareketin Montanusdan sonra en nemli iki ismi

Priscilla/Prisca ve Maximilla isimli zengin ve dul iki kadndr. Rivayetlere gre bu iki kadn Montanusla tantktan sonra kocalarndan boanmlardr. Her iki kadn da peygamber olarak adlandrlm ve harekete olduka nemli katklarda bulunmulardr. Azizler topluluunun toplanaca Yeni Kudsn inecei ve Mesihin gelecei yer Priscillann ky olan Pepuzadr. Priscilla, grd bir vizyonda Mesihin parlayan bir kadn elbisesi iinde gelerek kendisini ziyaret ettiini, ona bir vahiy/kehanet verdiini ve Yeni Kudsn gkyznden Pepuzaya indirileceini vaat ettiini syler. Bylelikle Pepuza, hem yeni retinin merkezi olur hem de Priscillann ky olmas dolaysyla kutsal kabul edilir. Ayn ekilde Maximillann ky olan Tymium da kutsal belde olarak kabul grmtr.19 Priscilla ve Maximillann yeni retilerini insanlara sunarken kadn olmann verdii tm avantajlar kullandklar belirtilmektedir. Konumak, yeni retiyi anlatmak iin kyllerin yanlarna gittiklerinde salarn boyamak, gz kapaklarn siyah toz boyalarla izmek suretiyle makyaj yaptklar, sslendikleri, olgun ve saygn kadnlar gibi, bir hanmefendi eklinde giyindikleri ve onlarn bu grnmlerinin basit ve fakir kyl kadnlar zerinde byk bir etki brakt eklinde rivayetler mevcuttur. Ancak oyuncak bebek gibi gzel ve ssl olan bu kadnlar hakknda anlatlanlarn bir ksmnn onlar karalamak iin atlan iftiralar olabilecei de ifade edilmektedir.20 Montanizmle ilgili nemli isimlerden bir dieri ise yine bir kadn olan Quintilladr. O da Montanist bir kadn peygamber olarak
trn yaklak olarak MS 180-350 yllar arasnda derlendii tahmin edilmektedir. Bkz. R.H. Charles, Apocalyptic Literature, A Dictionary of the Bible, J. Hasting (ed.), T&T Clark, Edinburg, 1908, c.1, s.110. Bigg, The Origins of Christianity, ss.190, 192. Bigg, The Origins of Christianity, s.193.

19

46

20

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

kabul edilmekle birlikte daha sonralar Quitillanistler olarak anlan ayr bir hareket oluturur. Dier kadnlar ise ehit olduklar sylenilen ve ehitlikleri sembolize edilmi olan Perpetua ve Felicitasdr. Montanizmde nemli olan bu kadnlardan baka, Montanusun erkek havarileri de vardr. Bunlar arasnda Tertullian, Themiso, Thedotus, Alexandar, Alcibiades, schines, Proclus (Proculus), Lucius ve Athenagaras saylabilir. Kukusuz bu isimlerden en nemlisi Tertulliandr. Tertullian (MS 160-230), btn bu isimlerden daha fazla Hristiyan dnyas zerinde saygnl olan, kilisece kabul gren, eserleri dikkatle okunan ve fikirlerinden de yararlanlan bir kilise babasdr. Dolaysyla onun harekete katlmas kilise evrelerinde aknlk dourmasnn yan sra hareketin olduka glenmesine neden olmutur.21 3. Yaylma Alanlar ve Montanizme Ynelik Basklar Montanizm, ncelikle ortaya kt topraklarda Anadoluda yaylma imkan bulur. Bunda yukarda iaret edildii gibi Roma mparatorluunun basklarnn etkisi olduu belirtilmektedir. Anadoluda Frigya dnda Thyratira, Kapadokya, Galatya, Kilikya, Ancyra (Ankara) ve hatta stanbul gibi ehirlere yaylma imkan bulmutur.22 Hareketin Anadoluda yaylmas pek ho karlanmam; tam tersine Anadoludaki kiliselere bir anda fke ve alarm durumu hakim olmutur. Bigg, bunun nedeninin ilk kez ak olarak Katolik Kilisenin kutsal olmad ve gerekten Ruhun retisine inanmadnn iddia edilmesi olduunu sylyor.23 Bu, piskoposlarn otoritesini yok ediyordu. Hem de Kilisenin gl olduu, sanat, bilim ve siyasete egemen olduu Ortaada deil, daha yeni ina edilmekte olduu henz Roma mparatorluu gibi gl bir yardmc, desteki bulamam olduu, bask grd ve birlie ihtiya duyduu bir dnemde Frigyal bir grup kyl kiliseye gre cahil

21 22

23

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.34-35. Bigg, The Origins of Christianity, s.189; De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, s. 36. Bigg, The Origins of Christianity, s.187.

47

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

kyl- retiyi, papaz ve rahiplerin otoritesini ve dini karakterlerini sorguluyordu. Kukusuz bu kabul edilemez bir durumdu. Ancak garip olan Kilisenin youn tepkisinin olduu dnemde bile Kilise iinde Montanizmin sempatizanlar olmasdr. Bu da sylem olarak Montanistlerin olduka gl olduklarn gstermektedir. Gerek peygamber kim, sahte kim birbirine karm gzkmekle birlikte herkes Montanistlerin tam olarak gelenee bal (ortodoks) Hristiyanlar olduklar gereini de kabul etmektedir. Kilise tutanaklarndan aktarlan bir bilgiye gre Pepuzaya inceleme yapmak zere bir heyet gnderilir. Bu heyet ncelikle Priscillann peygamberliini sorgular ve ondan peygamber olduunu gsterecek bir eyler yapmasn ister. Ondan istenilen transa geerek nasl vahiy aldn gstermesi, akabinde kt ruhlar uzaklatrma ilemi yapmas ve kendisinde bulunan eytan kovmasdr.24 Priscilladan istenilenlere benzer eyler Maximilla ve dierlerinden de istenir. Tm bunlar Hristiyanlarn ve zellikle Kilisenin Montanistler zerinde youn bir basks olduunu ve onlar yldrmaya ynelik baz faaliyetlerde bulunduklarn gstermektedir. Nitekim bu basklar sonunda, Montanus ve Maximillann tpk saya ihanet eden Judas gibi kendilerini astklar yani intihar ettikleri sylenilmektedir.25 Dorusu gerek lm ekillerinin ldrlme mi yoksa intihar m olduu belirsizdir. Montanistler zerinde olaanst bir bask ve iftira kampanyas uygulanr. rnein, Montanistlerin evharist kutlamasn ldrlm bir ocuun kan ve bedeniyle yaptklar eklinde speklasyonlar yaplr.26 Harekete kar pek ok sinodun toplandndan sz edilir ve bu sinodlarda Montanistler srekli knanrlar. Bunlardan birisi olan Hieropolisteki ehrin ba rahibi Apollinarisin bakanlndaki sinoda yirmi alt st rtbeli din adam katlr ve bu sinodda Montanus ve Maximilla ok sert ifadelerle lanetlenirler. Yine ayn
24 25

48

26

Eusebius, H.E. v.5.19dan aktaran Bigg, The Origins of Christianity, s.187. Bigg, The Origins of Christianity, s.188. Bigg, The Origins of Christianity, s.188.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

zamanlarda Karadeniz sahilindeki Anchialusda barahip Sotas tarafndan toplanan ve on iki rahibin katld sinod da Montanistlerle ilgilidir.27 Thyatirann Hristiyanlar onlarn zerine yek vcut olarak gitmitir. Firmiliann zamannda Iconiumda toplanan bir Sinod, Montanizmden dnenlerin yeniden vaftiz olmadan kiliseye kabul edilmemelerini emretmitir.28 Biraz da bu tepkilerin etkisinden olsa gerek, Montanizm hareketi bu dnemde dzenli, sistematik ve kurumlam bir hareket olmay baaramaz ve Anadoludaki etkileri her ne kadar drdnc yzyla kadar devam edecek olsa da ikinci yzyln sonlarna doru azalmaya balar. Nitekim, Montanistler yaklak olarak MS 193den nce Anadoludaki bir ok sinodda knanrlar ve aforoz edilirler. Ama ayn yllarda, muhtemelen Papa Victor dneminde (papalk dnemi MS 189-198) Montanizm Romada yaylmaya balar. Bu dnemde Victorun onlara toleransl davrand anlatlmaktadr. Ondan nceki Papa Soterin hareketi knadn ifade ettii de bilinmektedir. Btn bunlara ramen hareket, genelde Batda zelde ise Romada, Anadoludakinden daha az bir tepkiyle karlar.29 De Soyres, Montanizmin olduka erken dnemde Anadoluda lanetlenmesi ve aforoz edilmesine karn nasl olup da Romada rahat yaylma imkan bulduunu aklamann zor olduuna dikkat ekmektedir. Kendisine kar dzenlenen sinodlarn sonucunda hareketin Anadoluda yaylmas durdurulmu ve hareket kontrol altna alnmtr.30 Montanizmin Romada daha rahat bir ortamla karlamasnn nemli bir nedeni o dnemde Romann bir nevi Hristiyanln entelektel merkezi konumunda olmasdr. Nitekim ayn tarihlerde Romada Gnostikler gibi eitli akmlarn temsilcilerinin yan sra nemli apologistler ve Asya Anadolu ortodoksisinden gelenler de bulunmaktadr. Byle bir ortam onlarn mesajlarn daha rahat an27 28 29 30

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.36-37. Bigg, The Origins of Christianity, s.189. Bate, History of Church, s.64; Bigg, The Origins of Christianity, s.188. Gee, Montanism, s.5.

49

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

latmalarna imkan vermi olmaldr. Her ne kadar papa Eleuthreus, nceleri Montanistlerin zerine iddetli bir ekilde gitse de sonralar baskda bir yumuama olduu grlmektedir. Galli Hristiyanlar Lyon ve Vienne rahipleri- papa Eleuthreusa ve Asya ve Frigyadaki kiliselere mektuplar yazarlar. Roma piskoposuna mektubu Irenaeus gtrr. Bu mektuplarda Eleuthreusu ve kiliseleri bara ve daha hogrl davranmaya davet ederler.31 Ksmen de olsa bu arlardan olumlu tepkiler alnr. Roma piskoposu Victor dneminde resmen tannmamakla birlikte knandklar ve aforoz edildikleri de sylenemez. Tertulliann ifadelerine gre bir piskopos, Montanus, Priscilla ve Maximillann peygambersel ynleri olduunu kabul eder ve Asya ve Frigyadaki kiliselere bar yapmalar talimatn verir (MS 193). De Soyres, Tertulliann szn ettii bu piskoposun kim olduu sorusunu sorar ve bunun Anicetus ya da Soter olma ihtimalinin hemen hemen hi olmadn, ancak Eleutherus ya da Victor olabileceini syler. Yine de bu iyi niyetli dnem ok uzun srmez ve nc yzyln balarnda Montanistler Romada Kiliseden tam olarak dlanrlar.
32

Yaklak olarak MS 202de Roma

Piskoposu Zephyrinus, Anadoludaki Montanistlerle olan ilikileri keser ve irtibata geilmesini de yasaklar. Bu durum ksmen de olsa rahat bir nefes alma imkan bulan hareketin merkezi otorite tarafndan dlanmas ve tekrar knama ve aforoz srecinin balamas anlamna gelmektedir. 33 Romadan uzaklaan ya da Romada etkileri azalan

Montanistler kendilerine ok daha uygun bir yaylma alan bulurlar; bu yeni yer Kuzey Afrikadr. Kartacada hareketin bayraktarln Perpetua ve Felicitas adl iki kadn yapar. Bu iki kadn da Septimius Severusun zulm altnda lrler (MS 203). Onlarn lmleri hareket iin iki ehidin daha kazanlmas anlamna gelir. Konuma ve vaazlar esnasnda bu iki kadn ve ehit olduklarn iddia ettikleri
31

32

50

33

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.38-39; Mller, Montanism s.1562; Schaff, Montanism; Bate, History of Church, s.64. De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.40, 43, 159. Bate, History of Church, s.64.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

dier Montanistler hakknda kssalar anlatrlar. Bu kssalarda Perpetua ve Felicitasn kutsal birer insan olduklarndan sz edilir. Kssalar ise genellikle bakalarnn onlar hakknda grd vizyonlardan oluur. Bu vizyonlardan birine gre Perpetua, cennette istirahat etmektedir.34 Kuzey Afrikaya hareketin yaylmasnda Perpetua ve Felicitas gibi baz kiilerin etkisi olmu olmakla birlikte asl nemli etken, yukarda da deindiimiz gibi, Tertulliann Montanizmi kabul etmesidir (MS 201 ya da 202). Tertullian, hem hareketin o zamana kadarki en etkili, en enerjik destekisi olur hem de gerek felsefi ve gerekse teolojik bilgilerini Montanizmin grlerini aklamak ve desteklemek iin kullanr.35 Tertullian, Kilise iin nemli isimlerden biri olmu ve hl da olmaya devam etmektedir. Onun teolojik aklamalar ve yorumlarna gnmzde bile mracaat edilmektedir. Dolaysyla Tertulliann harekete katlmas insanlarn gznde Montanizmi hem bir anda cahil kyl hareketi olmaktan kararak entelektel dzleme tam, hem de Kilise karsnda hareketin gl bir konuma ykselmesine neden olmutur. Montanizmin grleriyle ilgili muhaliflerin yazlarnn dnda gelen en nemli metinlerin Tertulliana ait olmas da onun hareket asndan tad deerin en nemli gstergesidir.36 Tertullianla Montanistler birlikte taze ve gl bir kana kavuan Kartacal

zaten

dland

Kiliseden

ayrlarak

Montanistler olarak bamsz bir kilise olutururlar. Yeni Kilise Yeni reti zerine bina edilir. Buradaki en nemli nokta ruhbanlara saygnn ortadan kalkmasdr. Zira herkes ayn kurallara tabi grlr. Din sadece ruhbanlara zg deildir ve dini ykmllkler herkesi ayn oranda balamaktadr. Bir dier nemli nokta da

34 35 36

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, s.44. Schaff, Montanism. Bkz. De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.45-47.

51

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

her ne ekilde olursa olsun putperestlerle ilikinin yasaklanmasdr.37 4. Konsil Kararlar Afrika da yeni bir sayfa amay baaran hareketle Kilise arasndaki atma ini ve klarla devam eder. Roma piskoposu Stephen ve Kartaca piskoposu Cyprian arasnda MS 255 256 yllar arasnda Montanistlerle ilgili olarak gndeme gelen sorunlar hakknda grmeler, mzakereler yaplr ve bunun zerine iki ya da sinod toplanr. En nemli sorun Montanistlerin vaftizinin meru kabul edilip edilmeyeceidir. Roma piskoposu Stephen, Montanist vaftizin geerli olduunu, dolaysyla Montanizmden dnenlerin tekrar vaftizlerine gerek olmadn deklare eder. Bu ayn zamanda bir kez daha Kilisede yetkili bir azn onlar, sapknlklarna ramen dini erevenin dna atmad, sadece sapkn Hristiyanlar olarak grd anlamna geliyordu. Stephenin bu karar znik Konsilinde, Montanizmden dnenlerin yeniden vaftiz edilmelerini isteyenler mektedir. Drdnc yzyln balarnda Montanistler Afrikann yan sra Kapadokya, Galatya, Phrygia, Kilikya ve hatta stanbulda bulunmaktaydlar. Fakat Hristiyanln mparatorluk dini olmasyla birlikte onlara kar varolan dmanlk daha da iddetli bir ekilde yeniden patlak verir. mparator Konstantin onlara eziyet eder, Kudsl Cyrill ve Epiphanius ocuk katilleri sulamasn yeniden dillendirerek onlarn her trl pislii ilediklerini iddia ederler. Ayrca onlarn Kutsal Ruha kfrettikleri iddia edilir. Tm bu iddia ve tavrlar Montanistlerin yaam alanlarn gittike daraltr. Drdnc yzyln ikinci yarsnda Laodiceada toplanan Sinodda onlarla olan btn balar tamamen koparlr. Bu Sinodun 8. Kanonunda Frigyallar olarak adlandrlan heretiklerden dnenlerin tekrar bulunmasna ramen sessizlikte karlanr. Bu Montanistlerle tekrar ksmen de olsa bir yaknlama anlamna gel-

52

37

Bate, History of Church, ss.64-65.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

vaftiz edilmeleri gerektii ifade edilir. Bu karar artk Montanistler hakknda hogrl tavrn tamamen sona erdiini gstermektedir. Nitekim MS 381de toplanan stanbul Konsilinin 7. Kanonu dorudan onlarla ilgilidir ve bir tr idam ferman hkmndedir. Bu kez dorudan Montanistlerin paganistlerden hibir farklarnn olmad ok sert bir dille yle ifade ediliyordu:
Montanistler ya da Frigyallar ve Sabellianistleri Paganlara yaptmz gibi kabul ediyoruz. yle ki, birinci gn onlar Hristiyan yaparz, ikinci gn dini eitim veririz, nc gn Kilisede ve Kutsal metinleri duyarak iyi bir sre geirmelerini salarz ve btn bunlardan sonra onlar vaftiz ederiz.38

Bu son karar hareketin idam fermandr. Ya da de Soyresin dedii gibi Yeni Peygamberlerin mezarlar zerine dikilen kitabedir. Bu tarihten sonra Montanistler baskya daha fazla direnemeyerek birer birer tarih sahnesinden ekilirler. Ama yine de Tertullianistler olarak bilinen grup 6. yzyla kadar Afrikada varlklarn devam ettirmeyi baarr.39 Montanizm iin klasik dnem yazarlar daha ok Frigyallar ya da Cataphrygians isimlerini tercih ederken modern dnem yazarlar Montanizmi tercih etmektedirler. Bu isimlerin yan sra Montanizm ballar Qintillianist, Priscillianist, Pepuziani, Tascodrugitae ve Artotyritae gibi isimlerle de anlrlar. Dier taraftan Montanistler ise kendilerini dier Hristiyanlardan ayrmak ve aralarndaki farka iaret etmek iin kendileriyle ilgili olarak Ruhsal Hristiyanlar tanmn kullanrlar.40 5. Montanizmin Genel zellikleri Montanizmin en temel ve en karakteristik zellii

millenarianist olmasdr. nk bu beklenti hareketin dier zellikleriyle dorudan ilintilidir. sann derhal gelecei ve bin yl ina edecei dncesi Montanizmin teolojisinin temel ideali ve
38 39 40

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.51-52; Schaff, Schaff, Montanism. De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.29-31; Schaff, Montanism.

53

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

edecei dncesi Montanizmin teolojisinin temel ideali ve dncesidir.41 a) Yeni Vahiy Montanus ve takipileri Tanrdan sa ve onun havarilerine vahyedilene ek olarak yeni bir vahiy aldklarn iddia etmilerdir. Onlar bu dnceye sevk eden ey Yuhannann 14 ve 16. blmlerinde yer alan ifadelerdir. Bu blmlerde yer alan ifadelerde sa, artk gitme zamannn geldiini, ama tekrar geri geleceini, fakat o gelene kadar Babann onlara baka birini gndereceini ve vahyin devam edeceini haber vermektedir. Montanus ve takipileri bu ifadeleri ncelikle literal olarak anlayp daha sonra kendi duyumsadklar dinsel tecrbeleri iin kullanrlar. Aadaki ifadeler de Montanistlerin ok sk olarak kullandklar sadan sonra gelen, onun tekrar geliini haber veren Uyarc, Yardmc ve Gerein Ruhu olduklar eklindeki iddialarnn delilleridir:
bende Babadan dileyeceim ve O, sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye baka bir Yardmc, Gerein/Hakikatin Ruhunu verecek. Dnya Onu kabul edemez. nk Onu ne grr, ne de tanr. Siz Onu tanyorsunuz. nk O, aranzda yayor ve iinizde olacaktr. Sizi ksz brakmayacam size geri dneceim Babann benim admla gnderecei Yardmc, Kutsal Ruh size her eyi retecek, btn sylediklerimi hatrlatacak. (Yuhanna, 14:15-27) Size daha ok syleyeceklerim var, ama imdi bunlara dayanamazsnz. Ne var ki O, yani Gerein Ruhu gelince, sizi her geree yneltecek. O kendiliinden konumayacak, yalnz beni yceltecek (Yuhanna, 16:12-14)

Montanus ve takipileri Tanrdan aldklarn iddia ettikleri bu Yeni Vahiyin ncekileri tamamladna ve Tanrnn kurtulu plannn bir paras olduuna inanyorlard. Tertullian yeni vahyin bir deiimi iinde barndrdn da ayet Mesih, Musann emir-

54

41

Mller, Montanism, s.1562.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

lerini feshetmise, niin Paraklit Pavlusun braktklarn deitirmesin?42 szleriyle ifade eder. Fakat bu deiimle kast Musa ile Mesih arasndaki gibi radikal teolojik bir deiim deildir; sadece biraz ilave ve Mesihin getirdiklerine balln youn olarak vurgulanmas, bir nevi tazelenmesidir. nk kilise otoriteleri de kabul etmektedirler ki Montanizm genel Hristiyan teolojisini reddetmemitir.43 Genel olarak Montanusun kendisini Paraklit olarak kabul ettii dnlmektedir. Bununla birlikte onun dnda Priscilla ve Maximilla gibi dier kadn peygamberler de vahiy alma zelliine sahiptirler ve Yeni Vahyin oluma srecine katkda bulunmulardr. Dolaysyla nc Ahit adn verdikleri yeni vahyin olumasnda Montanus kadar dierlerinin de katks olduu kukusuzdur. Tertullian bunu Paraklitin, erkek ve kadn peygamberlerin azlar vastasyla konumas, yani onlar arac olarak kullanmas olarak aklar.44 Tertulliana gre Paraklit, teslis gibi Hristiyanln en temel inanlarn en iyi ekilde aklamaktadr. Bu nedenle o kendisinin bir renci olduunu ama sradan bir insann deil ilahi bir retmenin rencisi olduunu zellikler vurgular. Ayrca, Paraklitin dncelerini ehitlere ve peygamberlere aktardna, Paraklitin havarilerin anladklarndan ok daha fazlasn rettiine inanr.45 Tertullian bir kadn peygamberden sz ederken onun hakknda iltifat dolu cmleler kullanr. Kz kardeimiz dedii bu kadnn aralarnda olmasn bir nimet olarak deerlendirir. Bu kz kardelerinin vahyin kesin olan armaanlaryla dolu olduunu, Kilisede Rabbin gnndeki kutsal ritelleri, vecd halinde vizyonlar tecrbe ettiini, onun bazen Rable bazen meleklerle grtn, gizemli srlar

42

43 44 45

Tertullian, On Monogamy, XIV. Translated by the Rev. S. Thelwall, (www.ccel .org) Bkz. Schaff, Montanism; Bigg, The Origins of Christianity, s.192. Tertullian, On Monogamy, X. Tertullian, On Monogamy, II.

55

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

bildiini, insanlarn kalplerinde olan bildiinden dolay ihtiya duyduklarnda onlara yardmc olduunu, ona gelen vizyonlarn ou kez Kilisede ve ibadet esnasnda geldiini ve bu kzkardein Ruhta tutsak olduunu syler.46 Tertullian kz kardelerinin aldklar vahiyden de

Montanusdan da phe etmez ve tarihi Yeni Vahiy asndan drt ana dneme ayrr: (i) doal bir Tanr dncesinin olduu ilkel, tam gelimemi dnem; (ii) Peygamber ve Yasa sayesinde ekillenen gelime, Bebeklik dnemi; (iii) ncil sayesinde geilen Genlik dnemi; (iv) Paraklit sayesinde oluturulan ve yaanmakta olan imdiki Olgunluk dnemi. Ona gre bu son dnem, Mesihin gelerek binyllk kralln kuraca ana kadar devam edecektir. Bu nedenle Paraklit kendiliinden konumaz, o Mesih tarafndan grevlendirilmitir. Yeni peygamberler Mesihin nceden ina ettii gerei kabul etmilerdir.47 b) Teslis nanc Her ne kadar aleyhte olumsuz ifadeler olsa da Montanistlerin, Hristiyan tanr inanc konusunda farkl bir tavr taknmadklar grlmektedir. En nemli muhalif yazarlardan birisi olan Epiphanius bile onlarn kutsal metinlerin tamamn, hem Eski hem de Yeni Ahiti kabul ettiklerini, lmden sonra dirilmeye inandklarn ve Baba, Oul ve Kutsal Ruhla ilgili olarak Katolik Kiliseyle ayn inanta olduklarn ifade eder. Firmilian Epiphaniusdan daha erken bir tarihte onlarn yeni peygamberler kabul etmekle birlikte Baba, Oul ve Kutsal Ruhu herkes gibi kabul ettiklerini anlatr.48 Yine muhalif yazarlardan birisi olan ve hareketin nde gelen iki ismi, Priscilla ve Maximilladan sz ederken, kendilerinin peygamber olduunu iddia eden iki lanet, pis kadn ifadelerini kullanan
46 47

48

56

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, s.63. Tertullian, On the Veiling of Virgins, I. Translated by the Rev. S. Thelwall, (www.ccel .org) Epiphanius, Haeres, XLVIII, 1den aktaran De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.68-69.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

Hippolytus bile onlarn Tanry Baba ve her eyin Yaratcs olarak kabul ettiklerini ve Mesihle ilgili olarak ncillerde belirtilenlere aynen iman ettiklerini belirtir.49 Muhaliflerin yan sra Tertullian da imann kuralnn btnyle tek, deimez, sabit ve reforme edilemez olduunu, yani her eye gc yeten evrenin Yaratcs bir olan Tanrya, bakire Meryemden doan, Pontus Pilate tarafndan armha gerilen, nc gn lmden dirilen, sonra ge kabul edilen, imdi Babann sanda oturan Onun Olu sa Mesihe inanmak olarak aklar. Baba, Olu sa Mesihi insanlar yarglamak zere tekrar gnderecektir ve yine Baba, cennetten Kutsal Ruhu, Parakliti gnderecek ve Babaya, Oula ve Kutsal Ruha inanan kimseleri takdis ettirecektir.50 Grld zere Tertullian, iman konusunun tartlmaz olduunu zellikle deklare etmektedir. Bu Hristiyanlk iinde ilk reform hareketlerinden biri olarak grlen Montanizmin teolojik konularda bir yenilik dnmediini aksine varolan inanlar aynen ve hatta daha kat olarak kabul ettiini gsteriyor. Hatta, Hristiyanlar iin Kutsal Ruh teslisin bir paras iken Montanistler iin bundan ok daha fazla bir anlam ifade etmektedir. O, Tanrnn tpk Olu gibi insanln kurtuluu iin gnderdii bir kimsedir. c) Asketizm Montanizmin kat bir asketik yaant ngrd gzlenmektedir. Bu nedenle de baz yazarlarca onlarn en dikkate deer zellii olarak ahlaki katlklar gsterilmektedir.51 Btn toplumu, bir azizler topluluuna dntrmeyi ideal edinen Montanistler, cinsel hazlardan kanmay sadece ruhbanlardan deil herkesten isterler. Cinsel ve bedensel hazlardan uzak durmak iin nerdikleri ey ise oru tutmak. Dier Hristiyan topluluklarn aksine oruca olaanst bir nem verirler. Oru, sradan cinsel ve bedensel hazlardan

49 50 51

Hippolytus, The Refutation of All Heresies, VII, 12. (www.ccel .org) Tertullian, III. On the Veiling of Virgins. I. (www.ccel.org) Bigg, The Origins of Christianity, s.190.

57

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

uzak durmay salayan bir ara olmasnn tesinde ayn zamanda damat karlamak iin gerekli olan bir zorunluluktur. Bu, Mesih aralarnda olmad iin tuttuklar yasn en nemli gstergesidir:
Damat/Gvey hl aralarndayken, davetliler yas tutar m hi? Ama damadn aralarndan alnaca gnler gelecek, onlar ite o zaman oru tutacaklar.52

Bir cinsel perhiz ve yeme imenin dzene sokulmas olarak orucu savunan Tertullian, Montanus, Priscilla ve Maximillann reddedilmelerinin nedeninin baka bir Tanr retmek ya da iman veya umudu (eskatolojik beklentileri) altst etmeleri olmadn; fakat onlarn evlilikten daha ok oru tutmay nermelerinin olduunu syler.53 Yine Tertulliana gre insann ruhsal dnyasn glendiren oru, kk Ademe kadar dayanan eski bir gelenektir.54 De Soyrese gre oru tutmay kutsal metinlerde varolan bir gelenek olarak kabul eden Kilise, bunu byk oranda kiilerin bireysel tercihlerine brakr ve bir zorunluluk olarak alglamaz. Montanistler ise Katoliklerle ayn genel ilkelerden hareket etmelerine ramen, Paraklitin direktifleri dorultusunda bu zgrl terk etmeyi ya da onun kurallarn belirlemenin daha yararl olacan dnm olabilirler.55 Montanistlerin, mutlak bir zorunluluk olarak algladklar orucu hep birlikte tuttuklar ve iftar etme konusunda aceleci davranmadklar anlatlmaktadr. Nitekim gnn erken vakitlerinde baladklar orucu akama kadar srdrrler ki, iftar zaman olarak ngrdkleri vakit Mesihin mezarna gmld akam saatleridir. Bir tr iftar saylabilecek olan bu saatte normal bir yemek yemedikleri, sadece su, kuru ekmek ve sebzelerin en kurularn yedikleri anlatlr. Oruluyken gn iinde yasak olan sadece yiyecekler deildi; ayn zamanda banyo yapmak da onlarca yasak kabul edilirdi.56
52 53 54 55

58

56

Matta, 9:15; Luka, 5:35; Markos, 2:20. Tertullian, VIII. On Fasting. In Opposition to the Psychics, cap.1. (www.ccel.org) Bkz. Tertullian, VIII. On Fasting. In Opposition to the Psychics, cap.3. De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, s.81. Bigg, The Origins of Christianty, ss.191-192.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

Grld zere oru ruhsal bir terbiye olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle orucun sonunda rahat bir yemek yemenin orucun shhatine zarar verecei dnlyor olsa gerek ki, kuru ekmek benzeri eylerle yetiniliyor. Bu da onlarn orutan elde etmeyi arzuladklar eye yani bedenin daha fazla kutsallamas/ruhsallamas gibi bir faydaya hizmet etmektedir.57 zellikle aramba ve Cuma gnleri oru tuttuklar bilinen Montanistler, dnyadan uzak durmay yeliyorlard. manlarna zarar verecei dncesiyle putperestlerle olan her trl ilikiden kanrlar ve onlarn elencelerine kesinlikle katlmazlard. Gentilelerin bir anlamda insan kfre sokan elencelerine katlmak kesinlikle yasaklanmt.58 Btn bunlarn yan sra, bilim, sanat ve benzeri hayatn ss olarak grlen eylerden de uzak dururlar ve hayatn neeli ve ssl formlarndan kurtulmak gerektiini dnrlerdi. Zira onlara gre insan dnyaya balayan tm bu sekler unsurlar paganizm tarafndan kirletilmitir. Paganizm ise tanrya inananlarn mutlak olarak kanmas gereken bir eydir.59 d) Evlilik, Cinsellik ve rtnme Montanizmin bir dier nemli prensibi evlilik ve cinsellikle ilgili kurallardr. Cinsel perhizler uyguladklarn ve bunun iin orucu nerdiklerini yukarda ifade etmitik. Uygulanmasn istedikleri bu cinsel perhizleri sadece bekarlardan deil evlilerden bile bekliyorlard.60 Evlenmemeyi daha doru bir davran olarak grdkleri anlalan Montanistler, asla ikinci evlilie cevaz vermezler. Onlara gre esas olan tek eliliktir ve ikinci evlilik kesinlikle gnahtr. Tertullian biz tek evlilii kabul ediyoruz tpk tek Tanry kabul ettiimiz gibi61 szleriyle bu durumu en gzel
57 58 59 60

Bkz. De Soyres, Montanism, s.81. Bkz. Bate, History of the Church, s.65; Bigg, The Origins of Christianty, s.191. Mller, Montanism, s.1562. Ninian Smart, The Religious Experience of Mankind, Collins Fount Paperbacks, Galsgow-England, 1977, s.440.

59

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

bul ettiimiz gibi61 szleriyle bu durumu en gzel ekilde aklamaktadr. Tek elilie eski kutsal metinlerden referans gsteren Tertulliana gre Tanr Ademe arkada, e ve yardmc olarak tek bir kadn yaratmtr. Eer Tanr poligamiyi dnm olsayd Ademe birden fazla e yaratrd. Ayrca kadnn yaratlnda bile birlik sz konusudur; zira birden fazla kaburga kemiinden deil tek bir kaburga kemiinden yaratlmtr. Yine Tanr, Ademin birden fazla ei olmasn dileseydi ona bir yardmc yaratacan deil yardmclar yaratacan sylerdi. Oysa Tekvindeki yer alan ifadeler bunun aksini gstermektedir.62 Yine Nuhun gemisine binenlere bakldnda Nuh, ei ve oullardr, eleri deil. Ayrca gemiye alnan hayvanlarda birer ift olarak alnr.63 Bu da hayvanlarn bile bir ounun tek eli bir tabiatta yaratldklarn gstermektedir. Dolaysyla insann tabiatna uygun olan tek eliliktir/tek evliliktir. Ayrca Tertullian, Eski Ahitte yer alan tm dayanaklarn Paraklitin tek evlilikle ya da monogamiyle ilgili nerilerinin doru olduunun delili olarak kabul eder.64 Btn bunlarla birlikte onlarn ikinci evlilii bir su ya da bir zina olarak grdklerini sylemek zordur; ancak onlarn bunu Tanrnn orijinal olarak verdiinden bir sapma olarak grdkleri sylenilebilir.65 Gerek Tertulliann Monogami konusundaki srarl yazlarndan ve gerekse muhalif yazarlarn onlar hakkndaki ifadelerinden bu konuda olduka kat bir tutum sergiledikleri ve srarla etraflarndaki insanlara bu ynde tavsiyelerde bulunduklar anlalmaktadr. Apollonius gibi muhalif isimler, onlarn bu tutumlarnn evlilik messesine zarar verdiini ve onlarn evlilik messesini
61 62

63

64

60

65

Tertullian, VI.On Monogamy, cap. 1. Ve Rab Tanr, dedi: Adamn yalnz olmas iyi deildir; kendisine uygun bir yardmc yapacam. (Tekvin, 2:18). Nuh ve oullar ve kars ve oullarnn karlar kendisiyle beraber gemiye girdiler. Tanrnn nuha emrettiine gre temiz hayvanlardan ve temiz olmayan hayvanlardan ve kulardan ve toprak zerinde srnenlerin hepsinden erkek ve dii olarak ikier ikier gemiye Nuhun yanna girdiler. (Tekvin, 7:7-9). Tertullian, VI.On Monogamy, cap. 4. De Soyres, Montanism, s.83.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

ortadan kaldrmaya uratklar kanaatinde olduklarn ifade etmilerdir. Montanistlerin kadnlarla ilgili bir dier grleri de onlarn giyimleriyle ilgilidir. Montanistler, kadnlarn sslenmelerini doru bulmazlar ve bunu ahlakszlk olarak kabul ederlerdi. Bekar ve gen kzlarn ise rtlerine dikkat etmeleri gerektiini dnen Montanistler, onlarn mutlaka pee takmalarn ve iyi bir ekilde rtnmelerini isterlerdi.66 e) Vaftiz Vaftiz sakramentini Montanistler aynen kabul ederler ve uygularlar. Ancak onlar vaftizin sonular konusunda Kiliseden farkl grlere sahiptiler. Vaftizden sonra tekrarlanan, zellikle lmcl gnahlar olarak adlandrlan, dinden dnme, adama ldrme, cinayet ve cinsel gnahlar gibi gnahlarn balanmadna inanyorlard. Genel olarak Mesihe ve Tanrya inanmay kurtulu iin tam olarak yeterli grmeyen Montanistler, bu imann ve balln gsterilmesi gerektiini dnyorlar ve bu yzden ok srarl bir ekilde ahlak ve iyi iler yapma zerinde duruyorlard. nsan ruhsal olarak olgunlatracak her trl eylemi, riteli yapmaktan uzak durmayan, Tanrya olan ballklarn gstermek iin ikenceden kamay bile gnah addeden bu insanlar, gnahlar balama yetkisinin kiliseye deil Tanrya ait olduuna inanyorlard. Her ne kadar vaftiz sonrasnda Tanrnn sonsuz ltfu ve merhametiyle gnahlar tekrarlanacak olsalar bile- balayabileceini kabul etseler de bunun Kilise tarafndan ilan edilmesini uygunsuz bir davran olarak gryorlard.67 Gerekten de insan psikolojisi gz nnde bulundurulduunda, bir kiinin vaftizle birlikte tm gnahlarnn balandn dnmesi ksmen olsa ahlaki bir geveklie neden
66

67

Schaff, Montanism; Bigg, The Origins of Christianty, s.191. Bu konuda daha geni bilgi iin Bkz. Tertulliann, On the Veiling of Virgins. Bu eserde Tertullian bakirelerin rtnmeleri/pee takmalar gerektii konusu zerinde durmakta ve bu konunun gerekelerini aklamaktadr. De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.108-109.

61

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

olacaktr. Ahlaka olduka fazla nem veren Montanistler iinse bu kabul edilemez bir durumdur. Bir kadn peygamber vaftizin gnahlarn affedilmesini salamasyla ilgili dncelerini yle aklar: Kilise gnah balayabilir, fakat, onlarn tekrar gnah ileyebileceklerinden endie ettiim iin ben bunu yapmayacam.68 Grld zere bu kadn peygamberin de endiesi insanlarn vaftiz sonrasnda gnah ileme ihtimallerinin olmasdr. Onlarn vaftiz sonras gnahlarn balanmad eklindeki inanlar69 Tanry merhametsiz olarak grdkleri ya da mutlak iyi olarak grmedikleri anlamna gelmemektedir. Nitekim, Tertulliana gre Tanrnn emrettii her ey iyidir. Bizim onu kt olarak alglamamz kendi bak amzn bozukluundan ya da eksikliinden kaynaklanmaktadr.70 f) Kilise ve Ruhbanlk Her eyden nce Montanizm, Kilise d bir hareket olarak deil Kilise iinde gelien bir hareket olarak ortaya kar. Dolaysyla dorudan Kilise kurumuna kar bir aksiyon gelitirmez. Ama varolan Kiliseyi reforme etmek daha dorusu onu ilk kklerine geri dndrerek tekrar havarilerin kilisesini canlandrmay ister. nk, varolan Kilise, yaps itibaryla fazlasyla dnyevilemi ve aslndan uzaklamaya balamtr. Kilise kurumuna kar olmadklarn Tertullian yle ifade eder:
Onlar ve biz ayn imana sahibiz. Onlar da biz de ayn Tanrya; ayn Mesihe inanyoruz ve ayn umudu (eskatolojik beklentileri) tayoruz. Onlar da biz de ayn sakramentleri kabul ediyoruz. O halde bizim tek Kilise olduumuzu sylememe izin verin.71

68 69 70

62

71

Bigg, The Origins of Christianty, s.192. Bkz. Bate, History of the Church, s.64; Bigg, The Origins of Christianity, s.190. Bigg, The Origins of Christianity, s.190. Tertullian, III. On the Veiling of Virgins, cap. II.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

Tertulliann yaklak olarak MS 204lerde dillendirdii bu dnceleri ve birlik ars Kilisede aksi ynde yank bulur. Kilise, bu birlik arlarna ramen yaptklar eletiriler nedeniyle onlar ayr bir hareket olarak deerlendirir. Tm bu olumsuz gelimelerde Montanistlerin katksnn olmadn dnmek de yanl olur. Zira onlar Dnyevi Hristiyanlar ve Ruhsal Hristiyanlar diye iki tabir gelitirmiler ve direkt olarak Paraklite bal olmayan Kilisenin yarardan ok zarar getireceine inanmlardr. Vaftizle ilgili olarak Kilisenin gnahlar balamasn kabul etmediklerini yukarda sylemitik. Montanistler, byle dnmekle birlikte Kilisenin gnahlar balayabileceini lakin bu kilisenin, piskoposlarn Kilisesi deil, Ruhun Kilisesi olduunu syleyerek halihazrdaki kilisenin fonksiyonunu reddederler.72 Onlarn resmi otoritelerce dlandktan sonra bamsz kiliseler kurmalarndan Kilise kurumuna kar olmadklar, fakat o dnemdeki ileyiini beenmedikleri anlalmaktadr. Onlara gre Kilise, inananlar topluluunun bedenidir. Ama resmi kilise bu bedeni temsil etmemektedir. Yine onlar, her Hristiyann dinsel ykmllkler karsnda eit konumda olduuna inanp kadn erkek ya da din adam halk gibi ayrmlara kar kmaktadrlar. Din adamlarnn yaptklar grevlerin her Hristiyann yapmas gereken eyler olduunu dnmektedirler. Dolaysyla onlara gre ayr bir ruhban snfna gerek yoktur. Zira, Tanr din adamlarndan farkl halktan farkl eyler istememektedir.73 Montanistlerin din adamln belli bir zmreden alp halka vermelerindeki amalar evrensel Hristiyan ruhbanln gerekletirmek istemeleridir. yle ki herkes, hatta kadnlar bile bir rahip ya da papaz gibi hareket edecektir. Bu onlarn samimi inanlarn gstermekle birlikte ayn zamanda Kilise otoritesine kar bir bakaldr hareketi olduklarn da gstermektedir. Kilise iinde ve Hristiyan

72 73

De Soyres, Montanism, ss.92-93. Bigg, The Origins of Christianity, s.191.

63

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

dnyada olduka nemli bir konuma ve gce sahip olan ruhbanlara gerek olmad iddias bu hareketin en nemli ve en fazla tepki eken iddialarndan birisidir. Lakin bu iddia dierleri kadar dillendirilmemi, onlarn dier dnceleri daha n plana karlmtr. 6. Montanizmde Eskatolojik Beklentiler ve Millenarianizm Montanizmin en belirgin zelliini eskatolojik beklentiler oluturmaktadr. Montanusdan itibaren hareketin btn yeleri Tertullian da dahil olmak zere daima bu eskatolojik beklentileri canl tutmaya uramlar ve bu beklentilerle ilgili vizyonlar sunmulardr. Mesih, Antichrist/Mesih Kart, Armagedon gibi Apokaliptik beklentilerin en youn ilendii apokrif metinlerin banda gelen Sbylline Oraclesn yazarlarndan biri olduu74 iddia edilen Montanusun gerekten bu metinle bir ilikisi olup olmad ok net deilse de Yuhannann Vahyinden byk lde etkilendii tartlmaz bir gerektir. Montanus ve dier Montanist peygamberlerin ska bavurduklar vizyonlar Vahiy kitabnda da ska kullanlmaktadr. Yuhanna, apokaliptik beklentilerini, grdn iddia ettii bu vizyonlar anlatarak aklamaktadr. Kitabn 20. blmnde Yuhanna grd bir vizyonu aktarr. Bu vizyonda, elinde dipsiz derinliklerin anahtar ve bir zincir olan bir melei grdn, gkten inen bu melein ejderhay/blisi/ylan tutup bin yl sreyle kimseye zarar vermemesi, ktlk yapmamas iin baladn ve onu dipsiz bir kuyuya atp kuyunun giriini de mhrlediini, bundan sonra saya tanklk eden, Tanr sz uruna canlarn feda eden, blise ve onun putuna tapmam, ona itaat etmemi olanlarn diriltildiini ve tahtnn zerinde oturan Mesihle birlikte bin yl sreyle mutlak anlamda mutlu olarak yaadklarn anlatr. Bir dier vizyonunda Yuhanna, yeni bir gk ve yeni bir yeryz grdn, Kutsal Kentin, Yeni Kudsn kendi gveyi iin hazrlanm ssl bir gelin gibi gkten indirildiini anlatr:

64

74

De Soyres, Montanism and Primitive Christianity, ss.31-32.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

Kutsal kentin, Yeni Kudsn kendi gveyi iin hazrlanm bir gelin gibi, gkten, Tanrnn yanndan indiini grdm. Tahttan ykselen gr bir sesin yle dediini iittim: te, Tanrnn konutu insanlarn arasndadr. Tanr onlarn arasnda yaayacak. Onlar, Onun halk olacaklar. Tanrnn kendisi de onlarn arasnda bulunacak. Onlarn gzlerinden yalar silecek. Artk lm olmayacak. Artk ne yas, ne alay, ne de strap olacak. nk nceki dzen ortadan kalkmtr.75

Yuhannann kendisiyle gelmesini isteyen bir melek onu alr ve Ruhun ynetiminde olan byk ve yksek bir daa gtrr. Melek Yuhannaya oradan, gkten inmekte olan Kuds gsterir. Kuds, btn ihtiamyla parldamaktadr. ok deerli bir ta, yeim ta gibi parldayan kentin byk ve yksek surlar ve on iki kaps vardr. Her birini bir melein bekledii kaplarn zerinde srailoullarnn on iki boyunun isimleri yazldr. Kentin etrafndaki surlarn on iki temel ta vardr ve her birinin zerinde Mesihin on iki havarisinin isimleri yazldr. Kuyumcu dkkannda yaplm bir bibloyu andran kentin surlar yeimden, kendisi altndan yaplm olup temellerde yer alan talar, yeim, safir, alaca akik, zmrt, beyaz akik, krmz akik, sar yakut, beril, zebercet, sarca zmrt, gk yakut ve mor yakuttur. Kaplar inciden, kentin ana yolu da saf altndan yaplmtr. Her trl mcevherle bezenmi bu kente mabet yoktur. Ancak mabedin olmamas bir eksiklik deildir. Zira artk Tanr ve Kuzu kentin tapnadrlar. Ayrca onlarn kentte bulunmalar nedeniyle artk ay ve gnee de ihtiya kalmamtr. Zira Tanr ve Kuzunun parlakl ehrin aydnlanmas iin yeterlidir.76 Kukusuz Montanus, Yuhannann bu apokaliptik beklentilerini, Yuhanna ncilinde yer alan sann tekrar geri gelecei, mesajn tamamlanmad, gereklerin tamamn onlar kaldramayaca iin anlatamad, kendisinin ikinci geliinden nce Gerein Ruhunun
75 76

Vahiy, 21:2-4. Vahiy, 21:9-23.

65

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

ya da Yardmcnn gelecei, onun kendilerine hakikati gsterecei ve asla kendi yanndan konumayaca eklindeki ifadeler77 ve Mesih beklentisiyle ilgili kanonik78 ya da apokrif kutsal metinlerde yer alan ifadelerle harmanlar. Mesihin geliinin ok yakn bir zamanda olduunu, Kudsn yeniden inasnn yeryznde olmayacan, gkte muhteem bir ekilde ina edilmi olarak yeryzne indirileceini, Mesihin bin yllk bir krallk kuracan ve en nemlisi bu kralln ve Yeni Kudsn inecei yerin Frigyadaki Pepuza kasabas olduunu iddia eder.79 Grld zere onun iddialar ve tm beklentileri kutsal metinlerden esinlenmektedir. Benzer beklentilerin ilk dnemlerde pek ok Hristiyan tarafndan savunulduu bilinmektedir. lk dnem kilise babalarndan Barnabas (. MS 61), Justin Martyr (MS 100-165), Ireneaus (MS 130200) ve Lactantius (MS 240-320) gibi bir ok kilise babasnn da benzer beklentiler iinde olduu da bilinmektedir. Dnya tarihini sekiz bin yllk dneme ayran Barnabas, yedinci bin yln Mesihin / Tanrnn Olunun gelecei dnem olduunu syler. Ona gre yedinci bin ylda tm ktlkler, kt ynetimler, krallar ortadan kalkar, sadece iyilik hakim olur ve bu dnemde her ey orijinaline yani asli haline geri dner. Bu bir anlamda balangtaki mkemmellie geri dntr.80 Justin Martyr, Rabbin gnlerinin bin yl olacan, bu sre zarfnda Kudste muhteem bir kralln kurulacan savunarak bu dnemde gerekleecek olaylarn Yuhanna tarafndan olduka g-

77 78

79

66

80

Yuhanna, 16: 5-15; 14: 15-18, 26-29; Montanus sinoptik ncillerde yer alan u ifadeleri de Mesihin gelii ve millenarianizm iin delil olduuna inanmaktadr: nsanolu babasnn grkemi iinde melekleriyle gelecek ve herkese yaptklarnn karln verecektir. Size dorusunu syleyeyim burada bulunanlar arasnda nsanolunun kendi egemenlii iinde geldiini grmeden lmeyecekler var (Matta, 16:27-28; Markos, 9:1; Luka, 9:27). Cohn, The Pursuit of the Millennium, ss.8-9; M. Grasso, The Millennium Myth, Love and Death at the End of Time, Quest Books, London, 1995, s.6. Bkz. Barnabas, The Epistle of Barnabas, XV. (www.ccel.org)

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

zel bir tarzda ifade edilmi olduunu syler. Bu dnemle ilgili sert tartmalarn olduunu syleyen Martyr, lmden sonra dirilme ve Hezekiel, aya ve dier peygamberlerin bildirdii dorultuda yeniden ina edilmi ve geniletilmi bir Kudste bin yllk bir Krallk olaca noktasnda insanlar inandrmaya ve onlara gven vermeye altk szleriyle bu duruma iaret etmektedir.81 Montanistlere daha lml yaklat bilinen Irenaeus, Tanrnn Kelimesinin hem kendilerini a adayanlar ve hem de ktan kaanlar iin bir yaam alan, barnak ina etmek zere geleceini ifade eder. Ona gre de Mesihin geliini ve yapaca ileri en iyi tasvir eden Yuhannadr. Irenaeusa gre sa, altnc bin yln sonunda gelerek yeryznde bin yllk bir krallk ina ederek bar, mutluluk ve esenlik ortam oluturacaktr.82 Montanus, dierlerinden farkl olarak bu beklentilerini realize eder. Olduka yakndan duyumsad ifadeleri kendi ortamna uyarlar. ncelikle Yuhanna ncilinde yer alan Mesih ncesi gelecei bildirilen Yardmc/Uyarcnn geldiini dnr. Bir ok aratrmacya gre Montanus, Paraklitin bizzat kendisi olduunu dnmektedir. Ama bununla birlikte onun amac, Hristiyan retiyi mkemmelletirmek ve tamamlamaktr. O Mesih ncesi yaplmas gerekenleri yaparak ortam Mesih iin hazrlayacaktr. Gerek kendisi ve gerekse Priscilla ve Maximilla sann gelecei yerin Pepuza ehri olduunu, bununla ilgili bilginin kendilerine bildirildiini, grdklerini syledikleri vizyonlar araclyla anlatrlar. Pepuza ayn zamanda Yeni Kudsn Yuhannann haber verdii ekilde yeniden ina edilmi olarak gkten inecei mukaddes yerdir. Bu nedenle de tm insanlar oraya bu hadiseyi yakndan mahade etmek zere davet etmektedir. Grld zere Montanus, klasik bin ylc beklentileri savunmakla birlikte ncelikle Parakliti dahil eder. Daha sonra vahiy

81 82

Bkz. Justin Martyr, Dialogue of Justin, LXXX. (www.ccel.org) Bkz. Irenaeus, Against Heresies,V, xviii:1-3. (www.ccel.org)

67

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

srecinin devam ettiini iddia ederek zellikle kadn peygamberler ihdas eder. Son olarak da btn apokaliptik beklentilerin merkezi konumunda olan Kuds halihazrda varolduu corafyann dna tar. Her ne kadar bu yeni yer Priscilla adl kadn peygamberin ky olsa bile buras gemii itibaryla nemli Kibele merkezi, yani putperest bir beldedir. Dolaysyla bu nokta pek ok Hristiyan iin kabul edilmesi zor bir durum oluturmutur. 7. Sonu Montanizmin olduka erken dnemde gelien bir hareket olmas, eskatolojik beklentileri canlandrmas, Tertullian gibi bir kilise babasn bile etkilemesi bu hareketi nemli klan birka noktadr. Montanizmi nemli klan bir dier nokta da Hristiyan tarihinde srekli tartlan kutsal metinlerin alegorik, literal vb eklinde okunmas tartmalarnn tam merkezinde yer alyor olmasdr. Montanus, her ne kadar kken olarak bir Kibele rahibi olsa da onun Hristiyanla getikten sonraki iman konusunda phe duyulmamtr. O ilk dnemin imani dinamiklerini canlandrmaya alm, imanla birlikte ibadete, ahlakl olmaya ve eskatolojik beklentilere iaret etmi, tarihin sonunun geldii ve yarg gnnn yaklamakta olduu uyarsnda bulunmutur. Montanus, kutsal metinleri zellikle Yuhannann Vahyini alegorik olarak okumak yerine dorudan literal olarak okumutur. Hatta ncillerde yer alan nsanolu babasnn grkemi iinde melekleriyle gelecek olduu eklindeki sann szlerini tamamen kendi zamanna uyarlayarak anlamaya almtr. Montanusa gre sann olacan haber verdii her ey onun zamannda gerekleecektir. Montanus, tm bunlar iin klasik vizyon geleneini kullansa ve kendisinin nceleri bir peygamber daha sonra da Paraklit olduunu iddia etse de o, hibir zaman Yahudi Kabalaclar gibi bir takm hesaplar ve gizemlerle uramamtr. Onun tek yapt, inand kutsal metinleri dorudan literal olarak okumaktr. Kilisenin ilk balarda bu harekete kar tavr koymakta zorlanmas biraz da onlarn ar dindarlk saylabilecek ya-

68

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

antlarnn tesinde Kiliseden bir farkllklarnn olmamasndan kaynaklanmaktadr. Ksacas Montanistler, Hristiyanl blmeden ierden bir deiim gerekletirmeyi arzulamlar, ancak bunu baaramadklar gibi bamsz bir kilise olarak varolmay da srdrememilerdir.

Kaynaka
Barnabas, The Epistle of Barnabas, Translated by the Rev. Alexander Roberts, XV, http://www.ccel.org/fathers2/ANF-01/anf01-41.htm#P3130_52 0749 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03). Bate, H.N., History of Church to 325, Rivingtons, London, 1924. Bigg, Charles, The Origins of Christianity, T.B. Strong, (ed.), Clarendon Press, Oxford, 1909. Charles, R.H., Apocalyptic Literature, A Dictionary of the Bible, J. Hasting (ed.), T&T Clark, Edinburg, 1908, c.1. Cohn, Norman, The Pursuit of the Millennium, Essential Books, Fairlawn, New Jersey, 1957. Gee, Donald, Montanism, Redemption Tidings, December, 1928. Grasso, Micheal, The Millennium Myth, Love and Death at the End of Time, Quest Books, Wheaton and London, 1995. Hippolytus, The Refutation of All Heresies, VII, Translated by the Rev. J. H. Macmahon, http://www.ccel.org/fathers2/ANF-05/anf05-11.htm#P 1753_537493 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03). Irenaeus, Against Heresies, Translated by the Rev. Alexander Roberts, http://www.ccel.org/fathers2/ANF-01/anf01-7.htm#P6151_1380339 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03). Justin Martyr, Dialogue of Justin, LXXX, Translated by the Rev. Alexander Roberts, http://www.ccel.org/fathers2/ANF-01/anf01-48.htm#P404

69

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Cengiz BATUK

3_787325 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03). Mller, W., Montanism, A Religious Encyclopedia or Dictionary of Biblical Historical, Doctrinal, and Pratical Theology, Philip Schaff (ed.), Funk & Wagnalls Company, New York, Toronto, London, 1894, c.3. Rainy, Robert, The Ancient Catholic Church, T&T Clark, Edinburg, 1902. Schaff, Philip Montanism History of Christian Church, Charles Scribners Sons, London, 1910, Electronic Version by the Electronic Bible Society, Dallas, TX, 1998 (www.ccel.org). Sherratt, B. Montanism, The Pentecostal, c.1, say: 1. Smart, Ninian, The Religious Experience of Mankind, Collins Fount Paperbacks, Galsgow-England, 1977. De Soyres, John de, Montanism and Primitive Christianity, A Study in the Ecclesiastical History of the Second Century, Deighton, Bell and Co., Cambridge, 1878. Tertullian, On Fasting. In Opposition to the Psychics, Translated by the Rev. S. Thelwall, http://www.ccel.org/fathers2/ANF-04/anf04-21.htm#P16 98_497851 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03). Tertullian, On Monogamy, Translated by the Rev. S. Thelwall, http://www. ccel.org/fathers2/ANF-04/anf04-17.htm#P1070_272347 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03). Tertullian, On the Veiling of Virgins. Translated by the Rev. S. Thelwall, http://www.ccel.org/fathers2/ANF-04/anf04-09.htm#P545_113997 (Christian Classics Ethereal Library at Calvin College. Last modified on 12/01/03).

70

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Millenarianist Bir Hareket Olarak Montanizm

Montanism as a Millenarianist Movement


Citation/: Batuk, Cengiz, (2003). Montanism as a Millenarianist Movement, Milel ve Nihal, 1 (1),.41-71. Abstract: Montanism is a religious movement appeared in the second century and lasted about to the last of the fourth century. Montanus, a pagan priest before his conversion to Christianity is its founder. Montanism which was appeared in a village (Ardaban or Ardabau) of Phrygia is known as a millenarianist movement. Montanus and his two prophetesses Priscilla (or Prisca) and Maximilla have claimed that Jesus is going to return and establish the heavenly New Jerusalem in the town of Pepuza in Phrygia. The ideal of them was to dissociate the Church from the world and to form a community of true saints who should reject all secular ties and await the near approach of the Second Advent (Parosuia). Several synods were assembled by the Christian leader of Asia Minor against the Montanists to stop the spread of the movement. However, Montanism as a heretical sect continued to survive until the fourth century in Roma and Anatolia and even to the sixth century in North Africa, Carthage. Key Words: Montanism, millenarianism, Montanus, Paraclete, Tertullian.

71

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

Necdet SUBAI

Atf/: Suba, Necdet, (2003). Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler, Milel ve Nihal, 1 (1), 73-89. zet: Gvenlik modern bir sorundur. Aleviler modernleme srecinde kendi kltrel varlklarn korumak iin farkl gvenlik stratejileri gelitirmilerdir. Bylece inan ve kltrlerini koruyabilecekleri bir ortam araynda olmulardr. Bu ortamlar, periferi, getto ve diaspora eklinde somutlaan ortamlardr. Periferide merkezden uzak kalma istei etkiliyten gettoda byk kentin kltrel arlna mesafe koyma bilinci hakimdir. Diaspora ise bir zbilin ekseninde yeni bir Alevi evreni yaratmaya alan yurt d deneyimleri sz konusudur. Anahtar Kelimeler: Aleviler, periferi, diaspora, getto, gvenlik

Gvenlik konusu her zaman en temel sorunlarn banda gelir. Gvenlik salt maddi unsurlarla snrl deildir; manevi gvenlik de en az onun kadar nemlidir. Modern insan her zamankinden daha ok kendi dnyasn salama almaya aba sarf etmektedir. Bu erevede yaanlan koullar, kreselleme ve tekiyle karlamalarn yaratt gerginlikler, gvenliin daha derinlikli bir dzeyde ele alnmasn acilletirmitir. Gvenlie ilikin kayg ve beklentiler yeni oluumlar, yeni tanmlama ve kavramsallatrmalar beraberinde getirmitir. Gvenlik kavram tarihseldir ve tarihselliin greceliini tar. Aleviler de gvenlii, kendi tarihselliklerinin yaratt imalar iin

Yrd. Do. Dr., Mula niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Necdet SUBAI

de, her koulda yeniden ele alm ve tanmlamlardr. Kukusuz gvenlik aray, kendi etrafnda birok gerilimin de biriktirilmesine yol amaktadr. Seluklu-Osmanl dinsel/sosyal evreni iinde merkezin dnda kalan bir grup olarak Aleviler, gnmzde, yeni varolu temalaryla ilikiye gemilerdir. Aleviliin Anadolu krsalndaki geleneksel gvenlik algs, gnmzde daha bir eitlilik arz eden hayat sorunlar eliinde hzla dnmtr. Bylece farkl beklentileri besleyen araylar, paradoksal bir biimde de olsa gelenekli kltrn yaama alanlarn geniletmek iin seferber edilmitir. Btn geleneksel yap ve kltrlerde olduu gibi Alevilerde de modern yaamn dayatt koullarla bantl olarak eski allagelmi gvenlik konseptleri gzden geirilmektedir. Artk Aleviler, yeni gvenlik alglaryla, teden beri varolan ve kitlesellik kazanan tedirginliklerini ama abas iindedirler. Alevilerin toplumsal yap zellikleri Cumhuriyetle birlikte deimeye balamtr. Alevilerin modernleme srecine dahil olmalar tm ifahi kltrlerde olduu gibi olduka dramatiktir. Modernlemeye verdikleri destek, sonular uzun vadede ortaya kmaya baladka bir gerilime yol amtr. Hatta sre iinde ulus tesi bir ilikiler ana sahip olmalar ve devletin de onlarn bu deiimini tevik etmede, ekillendirmede nemli rol oynamas, Aleviliin gizli szl gelenekten kamusal yazl kltre geiinde bir hayli etkili olmutur (ahin, 2002: 124). Bu balamda modernleme stratejileri de Alevileri, kendi geleneksel yaantlaryla sk sk kar karya getirmitir. yle ki gelenein evrimi ve radikal deiim talepleri, Alevi dnyasn ok ynl ve ok katmanl gvenlik araylaryla kar karya getirmitir. Bu araylarn znde, geleneksel korkular ve her geen gn daha da pekitirildiini dndkleri dlanmlklar yer edinmitir. Modernleme koullarnn yaratt paradigmatik deiim iinde Alevilerin Aleviliklerini korumalar kendileri iin giderek bir yk olmaya balamtr. Aleviler bir yandan modern topluma adapte olmay hzlandracak yeni bir meruiyet aray iinde tarihsel birikimleriyle kar karya gelirken, bir

74

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

yandan da bu srecin mayalad farkl Aleviliklerin, arkaik btnsellii zedeleyen sylemleriyle cebellemek zorunda kalmlardr (Suba, 2001). Gvenlik gerekte kltrel varoluun devamlln salar. Gvenlik kaybnn derinlemesi ya da toplumsal gvenlie ilikin kimi kayglar, allagelmi kltrel organizasyonun bozulmasna hatta birtakm travmalarn yaanmasna yol aar. Aslnda gvenlik bastrma, ie atma, yanstma, gerileme, tepki oluturma ya da yn deitirme gibi pek ok yolla kendini somutlatrr. Geleneksel yaplarla modern yaplar arasndaki gven araylar da farkl yollar devreye sokar. Gvenle ilgili etkili tartmalardan birisi Giddens (1994) tarafndan yaplmtr. Marshalln da zetledii gibi (1999: 289) Giddens, gveni bir kiinin ya da sistemin inandrclna gven duyma eklinde tanmlam ve bu kavramn dourduu balca sonular gstermeye almtr. Ona gre modernliin sahneye k, gvenin hem kaynaklarn hem de nesnelerini znde deitirmitir. Bu almalarda gzlenen temel konsensse gre, modernlik akrabalk balarnn n plandaki roln ortadan kaldrm, yerel cemaat balarn ykar ve dinin otoritesi ile gelenee ball tartmal bir konuma getirmitir. Giddensa gre insann durumu znde belirsiz ve tehdit edici bir eydir, fakat gndelik amalarda toplum yelerinin ounun yetitirilme tarz, bakalarna ve sorgulanmayan yaam tarzna duyulan temel gvenin gelimesiyle, onlar derinlere kk salm endielerden koruyacaktr. Giddens bu sonular, toplumsal ilikileri yerel balamlardan koparan ve onlar zamann ve meknn belirsiz srelerinde yeniden yaplatran, eitli yerinden karma mekanizmalarna balamaktadr. Ona gre (1994: 74), modernlik koullarnda ok sayda insan, yerinden karlm kurumlarn yerel pratikleri kresellemi toplumsal ilikilere balayarak gnlk yaamn balca ynlerini dzenledii koullarda yaamaktadr. Bu yerinden karma mekanizmalar, pre-modern koullara gre daha soyut bir gveni gerekli klan iki snfa ayrlabilir:

75

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

sembolik aralar (bunun balca rnei paradr) ile uzmanlk sistemleri (gven dnmsel bir bilgi gvdesine yerletirilmitir). te yandan modernlik de bir yandan ontolojik gvenliimizi, yani kiisel kimliin srekliliine, toplumsal ve maddi ortama duyduumuz gveni tehdit ederken; br yandan da soyut toplumlardaki risk ve endie ihtimalini, ayrca gven talebini artrmaktadr (Marshall, 1994: 289). Ontolojik gvenlik kavram, ou insann kendi z kimliklerinin srekliliine ve evredeki toplumsal ve nesnel eylem ortamlarnn sabitliine duyduklar itimada iaret eder. Gven kavramnda merkezi nemde olan, kii ve eylerin inanlr olduklar duygusu ontolojik gvenlik duygularnn temelini oluturur; dolaysyla, bu ikisi psikolojik adan birbiriyle yakndan ilikilidir. Bu balamda gelenek de, gveni, gemi, imdi ve gelecein sreklilii iinde srdrd ve bu tr bir gveni rutinlemi toplumsal uygulamalara balad srece, ontolojik gvenlie temel bir biimde katkda bulunur. Son tahlilde ontolojik gvenliin salanmas, bireyi kiisel/toplumsal kargaann dnda tutacaktr. Giddensa gre gvenlik (1994: 52, 85, 96), her biri dieriyle balantl olarak modernliin temel kaynayla (zaman ve uzamn ayrlmas, yerinden karma dzeneklerinin geliimi, bilginin dnmsel temellk), bu duyguya arlk kazandrr. Gven, deien gvenlik (tehlikelere kar korunma) dzeylerine ulalabilen risk ortamlar iinde ilerlik kazanr. Modernitenin insan ilikilerine getirdii dinamizm zellikle gvenlik mekanizmalar ve risk ortamlarndaki farkllamalarla ilgilidir. Hatta gvenlik, modernliin paradokslaryla da anlam kazanr. Geri tedirginlik ve gvensizlik modern ncesi dnemler iin de sz konusudur. Ne var ki modernliin dinamizmi risk koullarn daha da artrmtr. Bu balamda ontolojik gvenlik ile ilgili olarak yaanan risk ve tehlikeler de toplumsal yaamn dier pek ok ynyle birlikte dnyevilemeye balamtr (Giddens, 1994: 101).

76

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

Toplumsal yapnn varlnda sreklilik esastr. Bu sreklilik kltrel bellei oluturan unsurlarn hatrlanmasyla gerekleir. Kltrel yapnn korunmas, inan ve ritelin bir tutarllk iinde gelitirilmesini gerektirir. Bu gereklilik, gvenliin olmazsa olmaz bir n art olarak kodlanr. Aleviler de bu balamn farkndadrlar. Alevilerin modern yaama uyum kabiliyetleri, kltrel aidiyetlerinin hem yeniden kefini hem de yeni koullarda korunmasn gndeme getirmitir. Alevi evreninin gnmz koullar iinde yaad sorunlar, her zaman belirgindir (Bozkurt, 2000; amurolu, 2000; akr, Ylmaz, 2003; Gkalp, 2000). Gelenekten modernlie savrulan Alevilerin gnmz koullarnda varlklarn koruma altna alma abalar ayr kavram araclyla sosyal bilimsel bir incelemeye dahil edilebilir. Bu kavramlar periferi (pripherie/periphery), getto (ghetto) ve diasporadr. nancn sreklilii, bilginin tutarlln yeni zamanlarn diline kazandrabilme abas, szl kltre ilikin yaama desenini gnmzde de srdrebilme arzusu ontolojik anlamda ciddi gvenlik sorunlarn ne karr. Alevilerin kiisel gvenlik mekanizmalarn geleneksel inan ve ritelleriyle iler hale getirmeleri onlar bir dizi eliki ve gerilimle de kar karya getirir. Aleviliin geirdii bu deiim, yerel, ulusal ve ulusal snrlar tesine ulaan platformlarda bir grup etkenin ve birok aktrn karmak bir ilikiler a iinde birbiri ile iletiimi ve etkileiminin bir sonucudur. Bu etkileim, Alevilerin kylerden Trkiyenin byk kent merkezlerine ve Almanya bata olmak yurtdna youn ekilde gleri, geleneksel iliki alarnn form deitirmesi, zellikle Avrupa merkezli Alevi derneklerinin ortaya k, kentleen Alevilerin Snni ounlukla etkileimi, kimliin bir insan hakk olduu kresel sylemi ve devletin de Alevilere ynelik politikalarnn deimesiyle gereklemektedir (ahin, 2002: 124). Kent ortamnda geleneksel cemaatlerin dal, Auguste Comte, Frdric Le Play ve Emil Durkheimn almalarnda iledikleri gl bir temayd. Aleviler iin, kapal toplumsal yaplarnn g, kent ve

77

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

modernlemenin dier unsurlar iindeki alm da kltrlerinin maliyetine ilikin olarak sosyolojik dzeyde bir dizi gerilime yol amtr. Bylece Aleviler, bir yandan geleneksel kltrlerini korumay ncelerlerken bir yandan da modern vizyonla temas kurma konusunda olduka enerjik bir tercihe sahiptirler. Ne var ki farkl bilgi kontekslerine atfta bulunan Alevilik, modern dnyada yaama arzusunu srdrdke, gvenlik kayglarnn yeni boyutlaryla yzlemek zorunda kalacaktr. Aleviler Snni toplumla karlama ve bu toplumun siyasal/kltrel sultas altnda erimee kar her zaman direndiklerini iddia etmilerdir. Alevilerin Seluklu-Osmanl dinsel/kltrel bileenleri karsndaki tutumlar kendilerini merkezin dnda tutmaya zorlam, bylece periferiye hapsolmulardr (Vergin, 2000: 80; Somel, 2000: 185). Merkeze kartlk anlam da ieren periferik yaplanma iinde Aleviler, her zaman kendi gvenlik kayglarn giderme abas iinde olmulardr. Dedenin manevi organizasyonu etrafnda kutsal bir bilgi ve cemaat a oluturan Aleviler, iinde ayin-i cem, ikrar, i evlilik, dknlk ve musahiplik gibi kurumsal elerin de bulunduu dinsel/kltrel bir btnlk ve bileim iinde, kendi topluluklarn korumaya almlardr. Aslnda periferi, merkezde olmayan her eydir. Aleviler iin merkez, daha bandan itibaren sorunlu bir alandr. Kitlesel varlklarnn korunmasna ilikin talepleri, tarihsel kimi korkulardan beslenerek biimlenen bir hafza iinde periferik bir yaama deseni retmitir. Szl/ifahi kltr kalplar, grubun tekiyle irtibatn gayr meru klmtr. Elden geldiince krsaln gizil dnyasna itilen Aleviler, bylece genel Snni ounlukla ilikilerini en aza indirerek, devletin her zaman gerekletireceini tahmin ettikleri saldr ve basklarn en aza indireceklerini dnm olmaldrlar. Bu yolla Aleviler, periferide dinsel/kltrel aidiyetlerini koruyabileceklerini, gelenek ve sylemlerini gelitirebileceklerini sanmlardr. Aslnda geleneksel koullarn ortaya kard tek dzelilik iinde

78

Alevilerin kenardaki yaplar ile dier Snni gruplarn yaplar ara-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

snda ilgin koutluklar bulmak da her zaman mmkndr. Halk katnda gelien slmi kanaatler ve duyarllklarn Snni ve Alevi evrenindeki grntlerle ortakl her zaman dikkat ekicidir. Ancak sorun mevcut durumlaryla Alevilerin, merkezi tmleyen bir yapda olup olmadklarnda dmlenmektedir. Tarihsel tercihlerinden hareket edildiinde, Alevilerin hem maddi hem de manevi anlamda kendi kovuklarnda yaamalar, gerekte gvenlik araylarnn tipik bir yansmas olarak deerlendirilebilir. Nitekim kapal bir cemaat zelliiyle Aleviler, i organizasyonlarna bal kalarak yaamlarn srdrme kararllnda olmular, kendi kendilerini tecrit etme talepleri, homojen gruplarnn gnmze dein varln srdrmesini salamtr. Merkeze yaknlama iradesi tamayan bu ie kapanma stratejileriyle Aleviler, senkretik zelliklerinin ortaya kard kimi zellikleriyle, Anadolu halk dindarlnn tipik bir yansmas olarak ekillenmilerdir. Hi kukusuz Alevilii periferide tutan, onlarn srarl tercihleriyle snrl deildir. Seluklu-Osmanl siyasal zemini, bugn ancak Alevi-Snni gerginlii temelinde hatrlanacak tarihsel bir hasmlk yaratmtr. En azndan Aleviler, bugn gemii byle hatrlamakta, hatta kimlikleri bile, bu bilgi ekseninde kurulmaktadr. Aleviler merkezi ynetimin dladn dndkleri bir politik mecradan kendilerini srekli olarak uzak tutmulardr. Nihayet bu kayglar, Aleviliin dinsel inanlarn, pratiklerini ve yaama biimlerini korumakta etkili olmu olmaldr. Yan sra Alevilerin, Snni toplumla bir arada yaamak zorunda kald koullarda da, kendilerini merkeze yaknlatrma stratejisiyle hareket etmeleri olduka nemlidir. Sonuta bu kapanma, Alevi dnyasnn genel toplumla birlikte gelimesini geciktirse de, kltrel/dinsel aidiyetlerini korumas asndan bir hayli etkili olmutur. Cumhuriyetle birlikte Alevilerin periferideki varolu imkanlar farkllamaya balamtr. Modernleme srecinin bileenleri Cum-

79

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

huriyet devrimleri sayesinde retilmitir. Alevilerin modern topluma katlm talepleri yeni sorunlarla maluldr. G, kentleme, eitim olanaklarnn artmas ve kltrel sermayeye dahil olma gibi unsurlar periferide teden beri birer snak olarak ilev gren kltrel adacklarn alt st etmitir. Modernlemenin kltr ekseni, homojenletirme stratejisi iinde tm yerellikleri eritme potasna sokmutur. Ekonomik ncelikler krsaldan uzaklaan, dalga dalga ve aama aama kentlere akan Alevileri srekli bir paralanma duygusu iinde sarsmaya balamtr. G deneyimleri, Alevilie inan ve kltrel alm konularnda yeni sorunlar katmtr. Gle birlikte gelenekten beslenen inan ve ritellerin ileyii zayflam, hatta yer yer de Alevilik yok olma tehlikesi yaamtr (Shankland, 1997). Bu durum Alevi kesimdeki birey, hane ve topluluklarn laik ve sol siyasal akmlarla iliki gelitirmelerine ve bu akmlara tarihsel ve kltrel katklar yapmalarna yol amtr. Ancak son 10-15 yl iinde Alevi inan, kentsel ve yazl kaynaklar kullanan bir akm haline gelmeye balamtr. Bu ynde yaplan yaynlar ve byk kentlerde Cem evlerinin kurulmas yle bir gelimenin gstergeleri olarak grlebilir (Akit, 1998: 213). Modernlemenin almlar iinde Aleviler, kyden kente tandka, yeni ve beklenmedik koullar Alevilere kendilerini toparlamalarn zorunlu klan yeni bir savrulma yaatmtr. Alevilerin iliki alarnn kentlere gle byk kent merkezlerinde ve yurtdnda oalmas, 1980ler sonlarndan itibaren politik yapnn sosyal hareketin oluumuna elverili oluu ve aktrlerin kamusal alanda etkileimi ve iletiimi, Alevilin gizli-szel, kan ba ve ikrar vererek yola girmeye dayal yapsnn, giderek kamusal bir dine dnmne yol amtr (ahin, 2002: 158). Aslnda krsaln geleneksel/dinsel muhayyilesi kent ortamnn rasyonel zenginlii karsnda kendini yenileme kudretini de kaybetmitir. Uzun ve dalgal g sreleri Alevilerin geleneksel dayanma alarn yeniden kurmay gerekli klmtr. Bu zorunluluun modern bir versiyonu hi kuku-

80

suz gettolamak olmutur. Periferinin yaam dnyas kente tan-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

dka, entegrasyon ve asimilasyon tehdidi olarak sklkla tasvir edilen etkiler karsnda yeni bir ie kapanma talebi mevcut yuvalanmay genel stratejik eilimle buluturmak zorunda kalmtr. Ancak kent rgtlenmeleri iinde Aleviler, son kertede ayrmaya ncelik verseler de, yeni koullar Alevi bireyinin ortaya kn ve toplumsal hareketlerin yaratt karmaada aka yer almasn hzlandrmtr. Btn bunlara Alevilerin Alevilik karsndaki konumlarn da eklemek gerekir. nk Aleviler, kent koullarnda fark ettikleri yozlamann aka modernlemeden mlhem bir durum olduunun farkna bile, ancak pratik tercihlerin yakcln hissetmeye baladka varmaya balamlardr (Suba, 2003: 96-103). Modernleme dededen balamak zere Alevi rgtlenmesinin tipik balarn zmeye balamtr. Anadolu Alevileri bundan byle ya krsaln geleneksel/otantik gereklii iinde periferide kendilerine yeni bir yol bulacak ya da g ve farkl yer deitirme talepleri iinde yuvadan kmak zorunda kalacaklardr. Merkezevre ilikileri iinde Aleviler, Trk modernlemesinin kurucu enerjisine katlmakta bir saknca grmemi, kendi kaderleri zerinde egemen saydklar Snni toplumun kysnda, kendilerini yeniden ina etmenin imkanlarn aramaya balamlardr. Kukusuz bu araylar, yeni yerleim mahallerini, geleneksel anlamdaki mahalleleri ilevsel klmtr. Ne var ki mahallenin Snni toplumla snrlar bozan yanlar, Alevilerin kimlik hassasiyetlerine denk dmemektedir. nk Aleviler, entegrasyon yerine ayrmay, hatta mahalle yerine gettoyu daha salkl bir varolu stratejisi olarak tercih etmektedirler. Gemite, bir kentin Yahudilere zorunlu oturma blgesi olarak ayrlm mntkalar anlamnda kullanlan getto kavram, gnmzde kent ortamnda yaltlm mahalle rgtlenmelerini ifade etmek iin genelletirilmekte ve bu ekilde de kullanlmaktadr teden beri gettoyla kastedilen, yalnzca bir aznlk grubunun yerletii ya da marjinal gruplarn oturduu ve genellikle de yaam koullar elverisiz olan blgelerdir. Bu nedenle gnmzde zellikle Batda

81

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

getto kavram, daha ok kt koullarn hakim olduu dezavantajl kent ii alanlar iin kullanlmaktadr. Gettoda, geleneksel anlamda dardan tecrit edilme, dlanma ve ierdekilerle nsiyeti bir kurala balama eilimi hakimdir. Gettolar sadece maddi snrlara sahip deildir. Bugn zihinsel/bilisel gettolamalardan da sz etmek mmkndr. Nitekim zel ve marjinal bir dilden beslenen sylemler, kapal bir kltrel yap iinde kendine zg bir form kazanmaktadr. Modern gettolar, Yahudi yerleim merkezleri zerinden yaplan tanmlamalardan ayrmtr. Artk gettonun fiziksel bir olgu olarak rol, bir zihin durumu olma zelliinin ok gerisinde kalmtr (Marshall, 1999: 268; Gndz, 1998: 141). Gettolama eilimi ve getto, kukusuz farkl bir sosyolojik yaplanma ierir. Tecrit birok ynl olabilir ama modernleme srecinde ortaya kan yeni gettolama stratejilerinin temelinde ontolojik dzeyde ilerlik kazanan kltrel korunma igdsnn ve yeni bir ie kapanma duygusunun ne kt gzlenir. Sonuta gettolar, toplumsal izolasyona neden olan mekanlardr. Burada zmlenmesi gereken temel sorun udur: Gettodakileri bir arada tutan nedir? Hangi aidiyet bilinci onlar bir arada tutmaktadr? Yani gettoyu oluturanlar oraya kendilerini srf belli bir kimlie ait hissettikleri iin mi yerleirler yoksa dardakiler onlar tekiletirdii iin mi giderler? Gettonun iinin mi yoksa dnn m daha fazla yakc olduu belki de zerinde durulmas gereken asl sorudur. Farkllklar kimlik gibi, mutlak ve dolaysyla doal bir zdelik ana dntrlrse, sosyal olan yani tarihsel olan deimez gibi grp kendimizi o kimlikten kmamak iin gettolara hapsedebiliriz ya da daha doru bir ifadeyle btn bu kuatmalar, kafamzdaki kimlik corafyasn da bler. Oysaki kimliklerimiz sadece kafamzda olmayp ayn zamanda bedenimize ve bizim tm yetkinliklerimize/alkanlklarmza da sinmitir. Burada temel sorun, bu sinme iinin izlerinin silinip bunun gayet doal sorgulanamaz bir ey-

82

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

mi/nesne imi gibi grlmesidir. Halbuki o bizim tarihsel ve sosyal olarak ina ettiimiz bir eydir. Gettolaarak byk kltrn kuatmas ona karmakszn yarlmak istenir. Bir tr gvenlik aray, gettolar da ilevsel klar. Trkiyede gettolama eilimi ncelikle zihinsel dzeyde ilemektedir. Topluluun bilisel gvenlii her zaman dikkat ekici bir ayrcalk iinde tanmlanmaktadr. Bu balamda Alevilerin geleceine ilikin kayglar her zaman canl tutulur. Alevi vicdannn korunmas, periferinin muhkem dnyasnda olduu gibi kent koullarnda da zorlar. Gettolama, Alevilerin yeni konumlarna ilikin tarihsel/siyasal/ideolojik almlarn evreninde de varln srdrr. Bu balamda getto, belirsizlik ieren bir d dnya kuatmasna kar bir diren olarak da grlebilir. Ne var ki gettolamann sonular Aleviler arasnda yine de pek az tartlmtr. Srekli panik hali, korku ve tedirginlii pekitirici kimi rnekler bugn ina etmek iin sk sk hatrlanr. Gettolama bu dorultuda kendini merulatrr. Aslnda Alevilerin kent koullarndaki ilksel birliktelii mahalle ortamnda gerekleir. Akrabalk, hemehrilik, komuluk bileenleri onlar bir arada tutan faktrler arasnda yer alr. Hemehrilik, gle birlikte ortaya kan bir dayanma biimidir ve byk kentlerde ilevselleerek canllk kazanr (Teken, 2003). Alevi iliki alarnn oalarak yeni alanlar oluturmalar Alevilerin younlat gecekondu mahallelerinin byk kentlerde ortaya kmas ile somutlamtr. Gecekondular gelinen blge, etnik ve mezheplere gre gruplamalarla blnm iliki alar ile rlmtr. Kimlik gruplar gecekonduda yaayan gmenlere i bulma, gecekondu yapmnda i gc, maln korunmas gibi yollarla bir nevi gvenlik emberi oluturmaktadr. Aleviler de gecekondulardaki kimlik gruplarndan birisi olarak kent dokusu iinde yer almlardr (ahin, 2002: 130). Gettolama btn bu elerle pekitirilen ancak daha anlaml ve yeni bir erevedir. Gettoda tekine ilikin bir tutum, bakasyla

83

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

ilikileri dzenleyen bir konsept geerlidir. nk getto bir anlamda kesin bir snr tayinidir. Sosyal gruplamalara yol aann her zaman tek bana farkllklar olduu sylenemez; asl gruplama, farkllklar mutlaklatran kimlik araylarndan beslenmektedir. Nitekim gettolarda benzerlikler keskinletirildii oranda farkllklar da yok edilmektedir (Narl, 2002). O halde kent ortamndaki gettolamalar, Aleviler iin bir snak olarak grlebilir. Alevilerin kendi aralarnda ortak mahalleler oluturmalar, birbirlerini kollayarak yaamalar, bir anlamda gelenekte periferide gerekletirdikleri kapal dilliliin kent koullarndaki yeni bir icad gibi grnmektedir. Bu birliktelik, Snni entelektel/dinsel ounluk karsnda bir korunma igdsnden kaynaklanmakla kalmaz, yan sra kent ortamnn yaratt dier belirsizlikler de bu yolla almaya allr. Gettolama srecinde ilgili dernekler, vakflar, cem evleri, aratrmac yazarlar, eitli platformlar, belli partilerde odaklanmalar ve hatta festivaller bile geleneksel yapy yeniden ikame etmek iin seferber edilir (Kk, 2001; Schler, 2001). Kukusuz tm bu birimler, karmak bir ilikiler a iinde birbirlerine baldr. zellikle derneklerin arasnda yaygn bir iliki ve konsltasyondan sz edilebilir (ahin, 2002: 134). Aslnda bu abann meruiyeti, Alevilere ynelik pek ok iddet eiliminin yaratt korkuyla biimlenmitir. Cumhuriyet dnemine yaylan ve Alevilere ynelik olarak deerlendirilen iddet zeminleri, Osmanl siyasal basksnn srekli hatrlanmasn ve gncellenmesini salamtr. Modern Alevilerin gemi ve bugne ilikin olarak rettikleri bilgi formu, kendilerini mazlmiyet ve mahrmiyet temelinde tanmlayan bir dmanlklar haritas retmitir (Akel, 1996). Bu haritann tarihsel verilerle karlatrlp dorulatlmasna ise pek ihtiya duyulmamtr. Aksine bugn, gemie ilikin olarak kurulan bir tasvire muhta olarak kurulmutur. Nitekim Alevilerin Osmanl toplumsal yaps ve bu yap iindeki konumlarna ilikin bilgileri gittike dogmatik bir i-

84

man nitelii kazanr. Sonuta mevcut haritayla ekillenen tipik bir

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

Alevinin, daha genel bir bak as iinde Snnilik-Alevilik gerilimine ilikin yarglarn deitirecek ya da gzden geirecek hibir materyale ihtiyacnn olmad grlr. Cumhuriyetin kuruluuna yaptklar katky ve Atatrke duyduklar sadakati her seferinde tekrarlayan Aleviler, sre iinde dlandklarn, ihmal ettiklerini dnmekte srarldrlar. Bu srardaki belirsiz klar, kendi konumlarnn bir aznlk statsne evirme konusundaki kontrolsz eilimlerle btnlemitir. Bu kesinlikli tavrlar, modern Trkiyedeki Alevi varoluunu sonuta bir aznlk algsna hapsetmitir. Aleviler kendilerini bir aznlk olarak grme eilimindedirler. Onlara gre esasen kendileri zaten ayr bir toplumsal grupturlar. Onlar ounluktan ayran, nemli toplumsal kurallara, belirlenmi kltrel davran biimlerine, belirli ve kolayca ayrt edilebilen zelliklere sahip olmalardr. zelliklerine bakld takdirde btn bunlarn pekala dorulanabileceini iddia ederler. Buna karlk Aleviler, toplumun baat glerinden farkl sayldklarnn da altn izerler ve genellikle toplumun ileyiine eksiksiz katlmaktan ve toplumun olanaklarndan eit lde yararlanmaktan alkonulduklarn dnrler (Kk, 2001; Schler, 2001). Topluluun hem lke kaynaklarndan hem de geni bir lekteki egemen toplulukla sosyal balar kurmaktan yoksun brakldklarna ilikin bir kolektif bilin bu yargy srekli olarak pekitirir. Her zaman bir yoksunluk ve dlanmlk duygusundan sz edilir ve bu durum sk sk yinelenir. yle ki artk Alevilere gre bu eitsizlikler neredeyse kurumsallamtr. Hatta Aleviler bu duygularnn kendilerinden sonraki kuaklara da bir miras olarak kalmasna yardmc olurlar, verili literatr bile bu ekilde oluturup tasnif ederler (Vorhoff, 1999). Aslnda bu tahayyl bir yoksunluk dngsnden baka bir ey deildir. Alevilerin modern dnyayla karlamalar ncelikle Avrupaya gle balar. Aslnda yurtd Alevilii yeni ve eitlilik arzeden pek ok sorunu da gndeme getirir. Aleviler iin Avrupa

85

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

deneyimi, hazrlksz bir ekilde Bat kltryle karlama olarak grlr. Orada younluklu etkiler sz konusudur. Aleviliin Anadoluya zg geleneksel inan ve uygulamalar, Bat deerleri ve pratikleri karsnda yeniden ele alnr. Bu durum, Anadoludan farkl bir gereklik dzeyinde gelien yeni bir Aleviliin de habercisi olur. Avrupa Alevilii, Anadolu Aleviliiyle daha derin bir ilikisi iinde olsa da ortaya kan farkllklar aka belirleyicidir. Bu olgu diaspora Alevilii eklinde tanmlanr. lk kez Babil srgnnden sonra, dalan Yahudiler iin kullanlan diaspora kavram, modern dnemde nce Filistinin, son olarak da srailin dnda yaayan Yahudiler iin kullanlm; gnmzde ise artk, deiik topraklara dalan tm gmen topluluklarn durumunu anlatmak iin kullanlmaya balamtr. Diaspora halklarnn ortak zellii bir ekilde terk ettikleri vatanlarna ilikin duygu ve dncelerini srekli canl tutmalardr. Bylece, gnmzdeki pek ok rnein de teyit ettii gibi diaspora topluluklar, eski ile yeni arasnda bir tr arabuluculuk ilevi grmektedir. Bu nedenle diaspora kavram, maddi anlamnn yan sra dinsel, felsefi, siyasal ve eskatolojik anlamlara da sahiptir. Dnyada domu olma hali, Batnn iinde ama tamamen -veya yalnzca- Batya ait olamama duygusu da diaspora kimliklerini ekillendirmektedir (Marshall, 1999: 407; Gndz, 1998: 95; Hall, 1998: 173-191). te yandan g, tehcir ya da baka nedenlerle lkesinden ayr kalanlar iin nceki yurtlar giderek bir efsaneye dnmektedir. Diaspora gerei gurbeti, seferi ya da srgn yaayanlar duygu temelinde birletirmektedir. Bu balamda zellikle Orta Dounun byk ve grece homojen nfuslar yeni devlet snrlar nedeniyle blnm ve sava hali, bask veya uluslararas emek pazarnn talepleri yznden diasporalar oluturacak ekilde dnyann deiik blgelerine dalmlardr. Artk katliam, srgn ya da asimilasyon tehditleri de, genel olarak diaspora kavramyla birlikte anlmaktadr. Pek ok durumda ev sahibi lkelerde yeni trdeki bir

86

aznlk olarak farkl mcadeleler iine girmi bir nfusu kesen poli-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

tik, yasal ve kltrel mutabakat zeminleri ina etme ihtiyac da gitgide yakc hale gelmektedir. (Stokes, Campbell, Schulze, 1999). Gnmz diaspora almalarnda gmen kimlikleriyle deneyimlerinin karmakl, eitlilii ve akkanlnn, eski mekanik kurallara ve uluslar aras g modellerine gre daha gereki bir bak asyla ayrntl bir ekilde sergilendii kansndadrlar (Marshall, 1999: 151). Yurt dnda eitli yollarla bir varlk oluturan Aleviler, muhatap olduklar toplumsal birimler karsnda kendi kltrel snrlarn nasl koruyacaklarn, dahas genel olarak gvenliklerini nasl ina edecekleri konusunda sadece maddi temelde deil manevi temelde de birtakm dayanma alarnn oluturulmas gerektiini fark ederler (Kaya, 2000). nk kimlik pazarl, varolmann bir art olarak srekli yenilenmektedir (Kastoryano, 2000). Ne var ki Bat toplumunun norm ve deerleri karsnda Anadolu krsalnn szl kltrnde ifade bulan Alevilii korumak bir hayli gtr. Bu balamda yeni tr bir diaspora algs, Alevi bilincinin tazelenerek retilmesine yardmc olur. nk Trkiye, artk bir kayp vatandr (Kaya, 1999: 48) ve Aktayn, Aleviler hakknda teden beri dillendirdii yaklamn esas kabul edersek (2003: 157), artk diasporasz Yahudilik nasl dnlemiyorsa, mazlumluu giderilmi bir Alevlik de asla dnlemeyecektir. Yurt dna gen Aleviler, ocuklarn geleneksel deerler ekseninde tutmakta zorlanmaya balamlardr. Yeni nesil Aleviler modern bat toplumunun etkilerine daha fazla ak bir ekilde asimile olma tehlikesini yaamaktadrlar. Yabanc ortamlarda Alevi kimlii (Mandel, 2000; Engin, 2001; Kastoryano, 2002), diaspora koullarnn rettii kayp ve kazanm stratejilerinde retilir. Aleviler zaten i g koullarnda, kentlemenin yaratt gerilim iinde geleneksel deer ve pratiklerinin pek ounu kaybetmek zorunda kalmlardr. Diaspora bu kaybediin hzland bir sreci yanstr. Bu kaybedilerin yaratt toplumsal gerilim ve travmalar, kolektif gvenlii aktan tehdit etmeye balamtr.

87

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

Avrupada Alevi derneklerinin kurulmas ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonunun oluumu, Alevilik zerine bilgi retme iin enstitlerin kurulmas, cem evlerinin temelden ina edilmesi Aleviliin Avrupa platformunda kendini ina etme srecinin yansmalardr. Avrupaya g eden Aleviler, Avrupay bir a gibi ren iliki alar ile Avrupa lkelerinde yaayan Alevileri hem birbirlerine hem de Trkiyeye balam, Alevi hareketi ulus tesine ulaan yeni bir boyut kazanmtr. Bu nedenledir ki Trkiye koullarnda Alevilerin yaad derin gvenlik sorunlar yurt d Aleviliinin rgtlenme hzn artrmtr (ahin, 2002: 124, 151; Kaya, 1999: 48-51; Kehl-Bodrogi, 2003). Alevilerin modern toplumla karlamalarnn ortaya kard yeni gvenlik sorunlar her zaman yakc olmutur. Geleneksel toplumun yeni dnyaya adapte olmas pek ok balamda gerginlik yaratmtr. Bu erevede tipik Alevi znenin, Shayegann deyimiyle (1997) yaral bir bilin tad sylenebilir. Alevilerin periferide, getto ve diaspora koullarnda ortaya koyduklar kimlik beyanlar, gerekte kendilerini, kltr ve inanlarn koruma reflekslerinin tipik yansmalardr. Periferi ve gettoda ie kapanma tarzyla somutlaan Alevi toplumsal varl diasporada yeni bir bellek ve aidiyet talebiyle ekillenmektedir. Aleviler iin hem gelenekten kopmak hem de global deerler iinde kaybolmak tehlikesi sz konusudur. Anadolu Aleviliinin modern dnya koullarnda gncelletirilmesine ilikin sekler talepler, yeni inan sorunlarn devreye sokmaktadr. Nihayet bu sorunlar, sonular bakmndan birbirinden ayrm Alevilerin varlna da iaret etmektedir. Daha da nemlisi farkllaan Aleviler, giderek Alevilii de dntren bir sreci balatmaktadrlar. Yaygn gvenlik kaygs ve Alevi inanlarnn korunmasna ilikin kayglar, ontolojik uyumsuzluu giderecek bir stratejiye dntrme konusunda yeterli saylmaz. Diaspora Alevilii, periferi ve gettoda ie kapanarak kendini korumay nceleyen yerel ve kentsel

88

Alevilikleri tartmaya balamtr. Ne var ki bu tartmann giderek

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

bir hesaplamaya dnen heyecan, verili kltr tehdit edici snrlarda gereklemektedir. Yeni kavramlar, sz ve sylemlerle ekillenen tartmalar, geleneksel Aleviliin meruiyetini modern kimlik talepleri dorultusunda gzden geirmeyi nermektedir. Oysa bu neri, Alevilik iin esasl bir gvenlik sorunudur.

Kaynaka
Akel, Fethi (1996). Kutsal Mazlumluun Psikopatolojisi, Toplum ve Bilim, Say: 70 (Gz), ss. 153-196. Akit, Bahattin (1998). Trkiyede Ky-Kent, Snf, Din, Etnisite Farkllamalar ve Toplumsal-Kltrel Bunalmdan Demokratik k, Trkiyede Bunalm ve Demokratik k Yollar, Ankara: TBA, ss. 193-225. Aktay, Yasin (2003).Trkiye Diasporalar ve Gneydouda G, Avrupa Gnl, Yl: 2, Say: 2, No: 4, ss. 155-169. Bozkurt, Fuat (2000). adalama Srecinde Alevilik, stanbul: Doan. akr, Ruen; Ylmaz, hsan (2001). Yolunu Arayan Alevilik, Milliyet, 1521 Austos. amurolu, Reha (2000). Deien Koullarda Alevilik, 3.b., stanbul: Doan. Engin, smail (2001). Diasporada Aleviler ve Aleviliin Gelecei: Nereden Nereye?, Pir Sultan Abdal, Say: 43 (Mart-Nisan), ss. 83-87. Giddens, Anthony (1994). Modernliin Sonular, ev. Ersin Kudil, stanbul: Ayrnt. Gkalp, Altan (2000). Gei Srecinde Alevilik, 1. Alevi-Bektai Sempozyumu, stanbul: Alevi-Bektai Kltr Enstits, ss. 89-94. Gndz, inasi (1998). Din ve nan Szl, Ankara: Vadi. Hall, Stuart (1998). Kltrel Kimlik ve Diaspora, Kimlik -Topluluk, Kltr ve Farkllk-, ev. rem Salamer, stanbul: Sarmal, ss. 173-192. Kastoryano, Riva (2000). Kimlik Pazarl -Fransa ve Almanyada Devlet ve Gmen likileri-, ev. Ali Berktay, stanbul: letiim. Kastoryano, Riva (2002). Gmenler, Trkler, Haz. Stphane Yerasimos, stanbul: Doruk, ss. 97-109.

89

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Necdet SUBAI

Kaya, Ayhan (1999). Trk Diyasporasnda Etnik Stratejiler ve ok-Kltrllk deolojisi: Berlin Trkleri, Toplum ve Bilim, say: 82 (Gz), ss. 23-57. Kaya, Ayhan (2000). Berlindeki Kk stanbul Diyasporada Kimliin Oluumu, stanbul: Bke. Kehl-Bodrogi, Krisztina (2003). Almanyada Alevi Din Politikas ve Din Dersleri Konusu, Bilgi Toplumunda Alevilik, Haz. brahim Bahadr, Bielefeld: Alevi Kltr Merkezi, ss. 183-198. Kk, Murat (2001). kinci Snf Vatandalktan Eit Yurttala: Cemaat, Yurtta ve Sivil Toplum Meseleleri Inda Aleviler ve Cem Vakf, Trkiyede Sivil Toplum ve Milliyetilik, stanbul: letiim, ss. 184199. Mandel, Ruth (2000).Yabanc Ortamlarda Alevi-Bektai Kimlii Berlin rnei, ev. Derya cal, Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, Say: 14 (Yaz), ss. 59-67. Marshall, Gordon (1999). Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay, Derya Kmrc, Ankara: Bilim ve Sanat. Narl, Nilfer (2002), lksel http://www.bianet.org. Balar, Hemehrilik, Gettolama,

Schler, Harald (2001). Aleviler ve Sosyal Demokratlarn ttifak Aray: Dilsel ve Dinsel Olarak Tanmlanm Gruplarn Sosyal DemokratLaik Ortam ve Partilerdeki Rol, ev. Nihat lner, Trkiyede Sivil Toplum ve Milliyetilik, stanbul: letiim, ss. 133-183. Shankland, David (1997). Anadolu Krsalnda Alevilik ve Snnlik, ev. Sinan Olgun, Zeynep Yedign, Gazi niversitesi Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, say: 4 (Austos), ss. 23-32. Shayegan, Daryush (1997). Yaral Bilin Geleneksel Toplumlarda Kltrel izofreni, ev. Haldun Bayr, 3.b., stanbul: Metis. Somel, Seluk Akin (2000). Osmanl Modernleme Dneminde Periferik Nfus Gruplar, Toplum ve Bilim, say: 83 (K), ss. 178-201. Stokes, Martin; Campbell, Colm; Schulze, Kirsten E. (Der.) (1999). Ortadouda Milliyetilik, Aznlklar ve Diasporalar, ev. Ahmet Fethi, stanbul: Sarmal. Suba, Necdet (2001). Modern Alevilik: Snrlar Zorlayan Sylem Araylar, slmiyt, cilt: IV, say: 4 (Ekim-Aralk), ss. 147-164.

90

Suba, Necdet (2003). teki Trkiyede Din ve Modernleme, Ankara: Vadi.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Gvenliin Modern Mekanlar ve Aleviler

ahin, ehriban (2002). Bir Kamusal Din Olarak Trkiyede ve Ulus tesi Sosyal Alanlarda na Edilen Alevilik, Folklor ve Edebiyat, say: 29, ss. 123-162. Teken, Adnan (2003). Kentleme Srecinde Bir Tampon Mekanizma Olarak Hemehrilik, Ankara: DPT. Vergin, Nur (2000). Din ve Muhalif Olmak: Bir Halk Dini Olarak Alevilik, Din, Toplum ve Siyasal Sistem, stanbul: Balam, ss. 66-97. Vorhoff, Karin (1999). Trkiyede Alevlik ve Bektalikle lgili Akademik ve Gazetecilik Nitelikli Yaynlar, Alev Kimlii, Ed. Tord Olsson, Elisabeth zdalga, Catharina Raudvere, ev. Bilge Kurt Torun, Hayati Torun, stanbul: Tarih Vakf Yurt, ss. 32-66.

Modern residence of safety and the Alewites


Citation/: Suba, Necdet, (2003). Modern residence of safety and the Alewites, Milel ve Nihal, 1 (1),.73-91. Abstract: Safety is a modern problematic. The Alawites have developed different strategies of safety to protect their cultural identity during the process of modernization. They consequently searched for an atmosphere to secure their beliefs and culture. The atmosphere they were eager to form included in periphery, ghettos and diasporas. While the wish of staying away from the center is effective in periphery, the conscious of protecting the self values against the cultural pressure of metropolis dominates in ghettos. It is effective in diasporas to rebuild an Alawite milieu with a self-conscious in abroad. Key Words: Alawites, periphery, diasporas, ghetto, safety

91

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

Mustafa BIYIK*
Atf/: Byk, Mustafa, (2003). Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk, Milel ve Nihal, 1 (1), 93-114. zet: Moonculuk ya da Birletirme Kilisesi, 1954 ylnda Protestan Hristiyanlk ile Uzakdou inan ve felsefelerinin (zellikle Konfyanizm ve Yin Yang geleneinin) bir senkretizmi olarak Gney Korede kurulan ve daha sonra merkezi Amerikaya nakledilen bir dinsel akmdr. Bu akmn, yeni dnya dzenini kurma konusunda Amerika Birleik Devletleri ile ayn hedefleri tad dikkati ekmektedir. Akmn temel ilkesi, kutsal kitap lahi lkede vurguland ekilde btn insanl kapsayan tek dil ve tek halka dayal tek kltrl bir dnyann kurulmasdr. Sun Myung Moon liderliindeki hareket dnya genelinde yrtt faaliyetleri ve sahip olduu kltrel ve ekonomik kaynaklaryla bu amac gerekletirmeye almaktadr. Anahtar Kelimeler: Sun Myung Moon, Birletirme Kilisesi, Moonculuk, Mooncular, Yeni Dinsel Hareketler

Giri XX. asr, bilim ve teknolojide olduu kadar, din alannda da hzl gelime ve deimelerin yaand bir dnem olmutur. zellikle bu asrda ortaya kan eitli dinsel hareketler, klasik dnya dinlerine adeta meydan okumaktadr. Szn ettiimiz yeni dinsel hareketler, genellikle 1950li yllarda veya daha sonraki dnemlerde ortaya kp dini veya felsefi adan yeni bir dnya gr sunarak

Ar. Gr., Gazi niversitesi, orum lahiyat Fakltesi

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Mustafa BIYIK

akn bilgiye ulama, manevi aydnlanma ve kiinin kendini anlamas gibi amalar dorultusunda taraftarlarna hayatn gerek anlam ve varlklar dnyasndaki konumuna ilikin temel sorulara nihai cevab verdiklerini ileri srmlerdir.1 Harici bir kkenden gelme, taraftarlarna yeni bir medeniyete ait yaam tarz sunma, dayandklar kadim dinsel gelenekten nemli lde farkllk gsterme, karizmatik bir lidere sahip olma, tahsil ve ya asndan taraftarlarn toplumun orta tabakasndan salama ve uluslararas faaliyet gsterme gibi zellikler, bu dinsel hareketlerin belirgin vasflardr. zellikle XX. asrn ikinci yarsnda bu hareketlerin ortaya knda ve bunlara katlmda byk bir art gzlenmitir. Buna paralel olarak, sz konusu hareketler hzl bir geliim ve ilerleme ierisine girmitir.2 Yeni dinsel hareketlerde etkin bir rol oynayan lider konumundaki karizmatik ahsiyet/ler, ou defa hareketin kurucu lideridirler. Cemaat taraftarlar liderlerinin zel glerinin ve ezoterik bilgilerinin olduuna inanr. Taraftarlarndan kendine tam bir itaat ve teslimiyet bekleyen bu liderler, cemaatin kuruluu, ekillenii ve devamnda nemli bir ileve sahiptirler. Ortaya kt ve geliimini srdrd yrenin dinsel, politik, iktisadi ve sosyal yaps ile kurucu liderin duruu ve tutumuna gre belirli bir yaam felsefesi sunan bu hareketler, retilerinde ortaya koyduklar dinsel ve felsefi ya da daha zel anlamda manevi younlua gre birbirlerinden ayrlmaktadr. Bu tr hareketlere Mesih merkezli bir din olmas nedeniyle daha ok Hristiyanlk ierisinde ahit olsak da, benzer durumu btn dnya dinler ierisinde rastlamaktayz. Tanr ocuklar, Sayentoloji Kilisesi, sa Takipileri Kilisesi, Yeni a Hareketi, Mormonlar, Kuveykrlar, Krina Cemaati, Kadiyanilik gibi pek ok isim altnda birleen bu gruplar, retilerinin orijinallii ve mahiyetine gre bazen kendilerini douran kadim dinsel gelenein
1

94

Eileen Barker, New Religious Movements: A Practical Introductions, London, 1992, ss. 9, 145. Bryan Wilson (ed.), The Social Impact of New Religious Movements, The Unification Theological Seminary, The Rose of Sharon Press, New York, 1983, s. V; Barker, a.g.e., s. 14.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

bir uzants olmay srdrrken, szgelimi bunlardan Kadiyanilik gibi bazlar da kendine zg bamsz yaplanmas ile eski gelenekten tamamen ayrlp bamsz bir din haline gelmitir. Zaman zaman klt, mezhep, akm, rgt, kilise ya da yeni bir din, hatta tarikat olarak sunulan bu oluumlar ayn kefede deerlendirmek salkl grnmemektedir. Ortaya klarnn yakn zamanlarda olmasndan tr, bunlardan genel olarak yeni dinsel hareketler olarak bahsedilebilse de, zelde klt, mezhep gibi kavramlar arasnda nemli farklar vardr. Yeni dinsel hareketleri tanmlamak ve dinler tarihi ierisinde bir yere oturtmak, her eyden nce bu hareketlere youn bir ekilde eilmeyi ve analiz etmeyi gerekli klmaktadr. Zira bu yeni oluumlarn her birinde dinsel temalar nemli bir ge olmakla birlikte, ekonomik, politik ve mistik nitelikteki dier unsurlarn hareket ierisindeki younluk derecesi, sz konusu hareketleri genel anlamda farkl deerlendirmelere tabi tutmaya yol amaktadr. Yeni dinsel hareketler ierisinde deerlendirilen Moonculuk, sahip olduu dinsel retileri yannda siyasal vizyonu, ekonomik boyutlar ve nihai hedefi ile dier hareketlerden nemli lde ayrlm olup, bu ynyle Moonculuk zerine aratrma yapanlarn dikkatlerini zerine ekmeyi hak etmi durumdadr. Bundan dolaydr ki, sz konusu hareket sn dnemde zerinde en fazla alma yaplan yeni oluumlardan biri haline gelmitir. Yeni Bir Dinsel Hareketin Lideri: Sun Myung Moon Moonculuk, tamamen kurucu lider Sun Myung Moon tarafndan ekillenmi bir harekettir. Kurucusu 1920de Kuzey Koreye bal Cheong-juda Konfyanist bir ailenin ocuu olarak domutur. Moon 10 yana geldiinde, ailece dinlerini terk ederek Protestan Hristiyanln Presbiteryen Mezhebini yeni inanlar olarak benimsemitir. Bylece Moon, bundan sonrasn Hristiyan bir aile ortamnda geirmitir.

95

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

Sun Myung Moonun hayatndaki en nemli gelimelerden biri, kendisi henz 16 yanda iken gereklemitir. Onun iddiasna gre 1936nn Paskalya Bayram sabah sa kendisine grnm ve onu ilahi bir misyonla grevlendirmitir. Artk Moonun bundan sonraki grevi, sann armha gerilmesi nedeniyle baaramad insanl kurtarma iini yerine getirmesidir. Bu vizyonundan iki yl sonra Seule giderek bir teknik okulda eitimine balayan Moon, bu tarihten itibaren kendisine grnen sa, brahim, Musa, Buda ve Tanr rehberliinde teolojisini oluturmaya almtr. Bu arada 1941 ylnda Japonyada Waseda niversitesinde elektrik mhendislii tahsiline balam, 1944te bu lkede zararl grlen dnceleri nedeniyle olumsuz tepkileri zerine ekmi ve ayn yl devletin idari grevlileri tarafndan drt ay sreyle tutuklanmtr.3 Bu arada girdii okulu da bitirememitir. Daha sonra bir din adam ve dinsel grubun lideri olarak ortaya km olsa da, hayat boyunca hi bir teoloji okulunda okumam, herhangi bir kii ya da kurumdan din dersi almamtr. 1945te on alt yandaki Choe Sung Kil ile ilk evliliini yapan Moonun bu evliliinden Sung Jin adnda bir olu olmutur. Fakat Moon, 1946 ylnda aylk ocuu ile eini terk etmitir. Dahas bu einden resmen boanmadan 1955te Kim Myung Hee ile ikinci evliliini yapmtr. Bu einden de Hee Jin adl bir olu olmutur. Moonun bu ikinci ocuu on yana geldiinde bir trafik kazasnda lmtr. Moon nc ve son evliliini ise 1960 ylnda Hak Ja Han ile yapmtr. Onun bu einden alts kz olmak zere toplam on ocuu olmutur.4 Moonun yaad bu ayr evlilik tecr3

96

Bkz. Gordon L. Anderson, The Unification Vision of the Kingdom of God on Earth, The Coming Kingdom: Essays in American Milleniarism & Eschatology, ed. M. Darrol Bryant & Donalt W. Dayton, New York, 1983, ss. 210-211. Bkz. Eileen Barker, Doing Love: Tension in the Ideal Family, The Family and the Unification Church, ed. Gene G. James, New York, 1983, s.42; Mose Durst, To Bigotry, No Sanction: Reverend Sun Myung Moon and the Unification Church, Regnery Gateway, Inc., Chicago, 1984, s.76; Woman of True Love: Hak Ja Han Moon, The Holy Spirit Association for the Unification of World Christianity (HSA-UWC), New York, 3 Ekim 1993, s.14.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

besine ramen, Mooncular onun sadece son evliliini dikkate alrlar ve dier evliliklerini gndeme getirmezler. Aslnda taraftarlarn ou Moonun nceki evliliklerinden habersizdir. retileri nedeniyle birka defa tutuklanan Moon, nemli mahkumiyetlerinden birini 22 ubat 1948 ylnda almtr. Korede tutuklanm ve be yllk mahkumiyet kararyla kuzeydeki Hungnamda bir alma kampna gnderilmitir.5 Ayn yl sapk dnceleri olduu gerekesiyle bal olduu Presbiteryen Kilisesinden de kovulmutur. Onun alma kampndaki tutukluluk hali iki yl sekiz ay srm ve sonunda buradan 14 Ekim 1950de Birlemi Milletlerin Kore Savana mdahalesi srasnda Amerikan askerleri tarafndan kurtarlmtr.6 Moon, hapishane hayatnn ardndan 1 Mays 1954te Seulde Dnya Hristiyanlnn Birlii in Kutsal Ruh Birlii adyla ayr ve bamsz bir kilise kurmutur.7 Onun kurduu bu kilise, orijinal adna ramen gnmzde taraftarlar ve hasmlarnca en yaygn biimiyle Birletirme Kilisesi (Unification Church) ya da kurucusuna atfen Moonculuk olarak bilinir. Mooncu tabiri de, tm dnyada bu kilise mensuplarna verilen en yaygn ve en ak nitelemedir. Moon 1965 ylnda ABDnin de iinde olduu ilk dnya turuna kmtr. Bu srada ABDde baz kimseleri kendisine balam ve nihayet 18 Aralk 1971de aldn syledii vahiyleri dorultusunda bu lkeye g etmitir.

5 6

Durst, a.g.e., s.65. Bkz. Harry V. Martin and David Caul, The Moonies, http:www.sonic.net/ sentinel/1earth4.html (27/08/00); Geddes MacGregor, Overcoming Prejudice, Unificationism And Modern Society: An Appraisal of the Thought and Work of the Reverend Sun Myung Moon (bundan sonra UMS), ed. Frederick Sontag & Thomas Walsh, New York, 1988, s.9. Barker, a.g.e., s.215.

97

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

Mooncu retinin Esas: nsanln D Moonculuun resmi retileri, hareketin kutsal kitab olarak grlen lahi lke (Divine Principle)8 ile ekillenmitir. Mooncular bu kitabn Tanr tarafndan liderlerine vahyedildiine inanmaktadr. Kitap ilk defa 15 Austos 1957de lahi lke adyla yaymlanmtr.9 Yahudilik, Hristiyanlk, Kore dinleri ve Uzakdou geleneklerinin motiflerini youn bir ekilde tayan eseri10 ilk defa kaleme alan kii Moon deil, onun ilk mritlerinden olan yakn arkada Hyo Won Eudur. Moonun okuma yazmas olduu halde niin bir katibe ihtiya duyduu ya da Eunun ilahi szlere bir mdahalesinin olup olmad belirsizdir. Moon Kitap, tad zellikleriyle Dou gzyle Protestan yeniden Hristiyanln tarafndan,

yorumlanmas olarak grlebilir. Moonculuk doktrinsel anlamda insann yaratl, d ve kurtuluu faaliyetleri zerinde odaklanr. lahi lkede yer alan yaratl yksne gre Tanr nce kainat, ardndan da ocuklar olarak Adem ve Havvay yaratmtr. Mkemmel olarak yaratlmayan Adem ve Havva, kendilerine yardmc olarak verilen Bamelek Lsiferin de yardmlar ile ile mkemmelleerek Tanr ile bir olacaklard. Adem ve Havvann ulaacaklar bu konum, Tanrnn gerek olu ve kz olmaktr. Tanr, mkemmelleen bu ifti evlendirecek ve onlardan gnahsz ve mkemmel, Tanr ile dorudan iletiim kurabilen bir insanlk nesli oluturacaktr. Bylece Adem, Havva ve Tanrdan oluan mkemmel bir teslis oluturulacaktr. Bu konuma ulaan insan dindarlaarak bir anlamda Tanrnn mabedi olacak, Tanrnn iradesini bildiinden onun rzasna uygun bir
8

10

98

Divine Principle, The Holy Spirit Association for the Unification of World Christianity, 5. bs., New York, 1977. Bkz. Outline of The Principle, Holy Sprit Association for the Unification of World Christianity, 3.bs., Level 4, New York 1984, s.XVIII. Claire F. Horton, A Religion for the Future: An Anthropological View, UMS, s. 248; Warren Lewis, Is the Reverend Sun Myung Moon A Heretic? Locating the Unification Church on the Map of Church History, A Time for Consideration A Scholarly Appraisal of the Unification Church, ed. Darrol Bryant & Herbert W. Richardson, New York, 1978, s.179.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

hayat srecekti ki, Moona gre bunun anlam, Tanrsal Kralln yeryznde kurulmasdr.11 lahi lkeye gre, Adem ve Havvaya hizmeti olarak verilen Lsifer, Tanrnn Havvaya ynelik sevgisini kskanm ve onu kandrarak kendisiyle ruhsal biimde cinsel ilikiye girmitir. Moon bir melek ile insann ilikiye girebilecei dncesini, Kitab- Mukaddesten Yakup ile melein gremesi ve Yakupun melei yenmesi,12 iki melein Lutu ziyaret etmesi ve Lutun onlara mayasz ekmek piirip yedirmesi13 ve meleklerin brahimin evine gelip yiyip imesi14 gibi argmanlarla desteklemitir. Melek ile Havva arasnda gerekleen bu yasak iliki ile Tanrsal plan bozulmu, henz mkemmellemeyi tamamlamam olan Havva, hem vakitsiz hem de yanl kii ile olan ilikisi nedeniyle insanln dne yol amtr. likiyle Lsiferden kt unsurlar alan Havva, ardndan Ademi kandrp onunla da ilikiye girerek tm insanla asli su olarak getii kabul edilen ve kkeni Lsifere dayanan kt unsurlar ona tamtr. Birletirme Kilisesine gre Havvann Lsifer ile olan ilikisi yanl kiiyle olduundan manevi de, Adem ile olan ilikisi ise vaktinden evvel gerekletiinden fiziksel de yol amtr. Dier taraftan Havvann melekle ilikisi sonucu Kabil, Adem ile ilikisi sonucunda da Habil domutur. Buna paralel olarak da Kabil ktl, yani eytan; Habil ise iyilik taraf olarak Tanry simgelemektedir. Geleneksel Hristiyanln aksine insanln dn ve asli gnahn kaynan yasak meyvenin yenmesinde deil de yasak ilikide gren Moona gre bu iliki, Lsiferin eytan konumuna dmesine, insanln Tanr ile olan dorudan iletiiminin kopmasna, kadn-erkek ve Tanrdan oluan Tanr merkezli gerek teslis yerine eytan merkezli sahte teslis oluturularak hkmranln Tanrdan eytana gemesine yol amtr.15
11 12 13 14 15

Divine Principle, ss.39-50. Yaradl, 32:25. Yaradl, 19:5. Yaradl, 18: 7-8. Bkz. Divine Principle, ss.72-80, 217.

99

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

Moonun insann yaratl balamnda zikrettii ifadeler hem kendi teolojisi, hem de bata Hristiyanlk olmak zere dier byk dnya dinleri balamnda dikkat ekici hususlar iermektedir. Moon her ne kadar aile, kadn-erkek ilikisi ve benzeri hususlara nemli bir yer veriyor grnse de, nihai balamda ktl Havvann davranna, dolaysyla kadn unsuruna atfetmesiyle Hristiyanlk ve Uzakdoudaki pek ok dinsel gelenekle ayn noktada bulumutur. te yandan dn geleneksel Hristiyanlarn benimsedii yasak meyve yerine cinsel ilikiye balamas, ortodoks bir Hristiyann kabul edemeyecei bir durumdur. te yandan Tanrya isnat edilen oul ve kz figrleri, Tanrya yklenen antropomorfik nitelemeler balamnda deerlendirilebilir. Kurtarc Mesih: Sun Myung Moon Birletirme Kilisesine gre Adem ve Havvann dnden kaynaklanan insanln dten kurtuluu, Tanrnn balangta tasarlad ideal Adem prototipinde gelecek olan Mesih ile gerekleebilir. nsanln kurtuluu iin gelecek olan bu kii, Tanrnn Adem ve Havva hakknda balangta tasarlad gibi hibir gnah olmayan, mkemmellemesini tamamlam bulunan ve bu mkemmellii ile Tanr ile dorudan iletiim kurma zelliine sahip olan kimsedir. O, kendi gibi ideal bir e sahibidir ve bu ideal ikiliden doan ya da onlarn kutsad kimse de tpk kendileri gibi idealdirler. Dolaysyla bu kimselerin de asli gnahlar yoktur. Mesih aracl ile gerekleen bu kurtulu srecinde insann yapmas gereken ey, Mesihi kabul edip ona itaat etmek, onun yolundan gitmektir. Tanrnn asli plan bozulduu iin eytana geen asli hkmranlk da ancak bu ekilde yeniden Tanrya geebilir.16 Mesih, mkemmel Havva konumundaki birisiyle kutsal bir evlilik gerekletirerek Tanrnn Adem ve Havva iin tasarlad, fakat onlarn gerekletiremedii salam iman esasn oluturup insanln Gerek Ebeveynleri; Tanrnn da gerek birer olu ve kz olacaklardr.

100

16

Divine Principle, ss.139-140.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

Kurtulu srecinde Mesihin bu aktif rolne karn Moona gre insann da yapmas gereken grevler vardr. Bu grevlerden ilki, insanlarn Mesihten nce gelen ve Mesihin gelii iin ortam hazrlayan kiilere inanmas, ikincisi de, insanlarn gelecek olan bu liderlere tam bir teslimiyetle inanp gvenmesi, onlarla her konuda birlik ierisinde olmasdr.17 Moona gre insanlk tarihi boyunca Tanr insan asli gnahtan kurtarmak iin gayret etmektedir. Mesihin gelmesi iin ncelikle onun yolunu hazrlayc nc liderlerin grevlerini yapmalar gerekmektedir. Moona gre Kutsal Kitapta ad geen Habil, Nuh, Yakup ve Musa gibi ahsiyetler peygamber ya da dorudan kurtarc (Mesih) deil, kurtarcnn gelmesi iin ortam hazrlayan nclerdir. D sonrasnda Adem sonrasnda gnderilen bu ahsiyetler, bazen kendi hatalar, bazen de bunlara inanp itaat etmekle grevli insanlarn hatalar nedeniyle sa dnemine kadar gerekli ortam oluturulamam ve byle olunca da kurtarcnn gelmesi saya dein gecikmitir. sa, Mesihin geliine ortam hazrlayan bir nc olarak deil, gelmesi beklenen ve asli suu olmayan bir insan, fakat Tanrnn iradesini bildiinden onun iradesine gre yaayan ve bylece ulat mkemmellikle Tanr ile zdeleen gerek bir Kurtarc, Mesih olarak gelmitir. Onun grevi, Ademin bozulan konumunu onarp ikinci Adem olmak ve ardndan Havvann konumunu onaracak Gerek Anne konumunda bir e seerek onunla birlikte insanln Gerek Ebeveynleri olmasdr. Bylece onarlacak bu aileden doan ocuklar ile beraber Tanr merkezli gnahsz bir soy aac oluturularak yeryznde Tanrsal Krallk kurulacaktr.18 Moona gre sa, bugnk Hristiyanlarn ne srd gibi armha gerilmek ve bylece sadece ruhsal kurtuluu gerekletirmek iin deil; ruhsal olduu kadar fiziksel kurtuluu da gerekletirmek iin gelmi, fakat halkn bilgisizlii ve cahillii onu armha srklemitir. O,
17 18

Divine Principle, ss.240-246. Bkz. Divine Principle, ss.140, 342, 397-398.

101

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

armhta kann bedel olarak eytana vererek taraftarlarna manevi bir kurtulu yolu asa da, evlenip ideal aileyi ve ideal teslisi oluturamadndan asli suu ortadan kaldramam, dolaysyla fiziksel kurtuluu gerekletirememitir.19 Moon, sann gkten geleceine inanan geleneksel Hristiyanlarn aksine, Kutsal Kitabn deiik pasajlarna dayanarak onun fiziksel kurtuluu gerekletirmek iin farkl bir isimle ve sradan bir insann douu gibi yeryzne geleceini ileri srm,20 bu anlay ile de bir anlamda reenkarnasyonu kabul etmitir. Teolojik geri plann bu ekilde kurgulayan Moon, bu aamadan sonra kurtarc Mesihin kimlii zerinde durmu ve Kutsal Kitab kendi dnceleri erevesinde yorumlayarak kendisini sann ikinci gelii olarak sunmutur. Balangta bu konuda kapal ifadeler kullanmay tercih etse de, 1992 ylnda Tanr beni Mesih olarak seti diyerek asl dncesini ak bir ekilde kamuoyuna ilan etmitir.21 Moon bununla da yetinmemi ve 3 Ocak 1993te Yeni Ahit Dneminin kapanp yeni bir dnem olarak Tamamlanm Ahit Dneminin baladn ilan etmi, bu dnemin kutsal szlerinin de Tamamlanm Ahit Szleri olarak lahi lke olduunu sylemitir.22 Kendi kimlii konusundaki sonraki dnemde ak ifadeler kullanm olsa da, balangta Tanrnn direktifleri dorultusunda kimliini saklayan Moon,23 1960 ylnda evlendii ei Hak Ja Han ile birlikte Adem ve Havvann baaramadklar ideal aile modelini oluturduklarn ve bylece gnahsz bir soy aac oluturduklarn
19 20

21

22

23

102

Divine Principle, s.143, 145-148, 152. Kr. Divine Principle, ss. 499-502; Tim Miller, Prepared Theological Responses, Proceedings of the Virgin Islands Seminar on Unification Theology, ed. Darrol Bryant, New York, 1980, s.233. Sun Myung Moon, The Reappearance of the True Parents and the Ideal Family, Todays World, September, 1992, s.4, 6; Thomas Cromwell, Essentials of the Unification Principle: Teachings of Sun Myung Moon, New York, 1994, s.224. Frederick Sontag, The God of Principle: A Critical Evaluation, Ten Theologians Respond to the Unification Church, ed. Herbert Richardson, New York, 1981, s.110; Divine Principle, s.533. Frederick Sontag, Sun Myung Moon And the Unification Church, Nashville, 1977, ss.147-150.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

savunmutur. Dolaysyla Mesih ve ei insanlk iin ideal bir prototip ve gerek ebeveynlerdir. Kurtulu ancak onlara inanp balanmak ve onlardan kutsama almakla mmkndr. Moonculukta her aklama bir ilkeye dayandrlmaya allsa da, bu ilkelerin zaman zaman bizzat Moon tarafndan ihlal edildii de grlmektedir. Szgelimi Moon Adem ve Havvann mkemmellememi bir ekilde yaratldn, onlarn ancak mkemmelletikten sonra Tanrnn gerek birer olu ve kz ya da daha ak bir ifade ile Gerek Ebeveyn olabileceklerini ileri srmtr. Asli plann bozulmas, mkemmelleme tamamlanmadan gerekleen ilikide grlmtr. Dahas, Havvann Lsifer ile olan ilikisi srasnda ondan alnan kt unsurlarn daha sonra cinsel iliki yoluyla Ademe getii ve bu unsurlarn daha sonraki nesillerde asli gnah olarak ortaya kt belirtilmitir. Moonculuun bu teoloji sunumlarn gz nne alarak Moonun kendi yaamna baktmzda, onun bizzat kendi teolojik kurgusu ile eliik duruma dtn ve asla Mesih olamayacan syleyebiliriz. yle ki, Moonculua gre kii nce mkemmellemeli ve ardndan evlenmelidir. Aksi halde, iki taraftan birinin mkemmellememi olmas, Adem ve Havvann iine dt kt durumun yeniden tekrarlanmasna yol aacaktr. Moon kendisini kurtarc Mesih olarak gerek baba, ei Hak Ja Han da gerek anne olarak takdim etmektedir. Bu erevede 1960 ylndaki evliliinin kutsal bir anlam vardr. Eer Moonun hayatnda sadece Hak Ja Han olmu olsayd, gelimilii tamamlama asndan ortaya bir sorun kmayacakt. Fakat Ademin rolne talip olan Moon, gerek anne olarak grlen Hak Ja Handan nce iki evlilik daha yapmtr. Eer Hak Ja Han gerek anne ise, nceki eleri gerek anne konumuna ulaamamtr. Moonun Hak Ja Handan nce de iki evlilik yaptn bildiimize gre, mkemmelletiinde Hak Ja Han ile kutsal evlilik yaptn syleyen Moonun daha nceki evlilikleri srasnda mkemmellemediini ve dolaysyla kendisi de vaktinden nce ilikiye girmekle Havvann suunu tekrarladn ortaya koymutur. Eer vaktinden nce gerekleen iliki

103

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

de yol ayorsa ki Adem ve Havvann dne yol amtro halde Moon da bu d yinelemi ve dmtr. Yine Moonculua gre kendisi mkemmelletiinde evlenecei ilk ei gerek anne olacaktr. O halde nceki eleri gerek anne konumuna ulaamamtr. Mkemmelleemeyen bir kadn da tpk Havva gibi asli gnaha yol aan kt unsurlar tamaktadr. Bu kt unsurlarn iliki ile insandan insana getiini bizler yine Moonun AdemHavva kssasndan bilmekteyiz. Durum byle olunca Moon, Hak Ja Han ncesi evlendii ve birer ocuk sahibi olduu bu elerinden kt unsurlar alm olmaldr. Bir baka deyile, Adem ve Havva ile yaanan d tecrbesini kendileri de tekrar etmitir. Moon literatrnde bunun anlam, kendisinin Gerek Ebeveyn olarak Mesih olamayacadr. Moonun Hak Ja Han dndaki evliliklerinin hi gndeme getirilmemesinin arkasndaki sebeplerden biri de bu olmaldr. Dier taraftan Moonun ilk einden bir olu olmutur. Teolojisine gre Gerek Anne olmas gereken ilk einden doan ocuklar, kendisinin onlar kutsamasyla gnahsz olacaklardr. Fakat Moonun vakitsiz ilk evlilii (sadece son eini mkemmel Havva konumuna koyar) balangtaki gibi, kendilerinin olduu kadar ocuklarnn da dne yol amas ve asli gnah tamalar sebebiyle onlarn da eytani soy aacnda kalmas gerekir. Zira bu ocuklar vakitsiz ve yanl bir ilikinin rndr. Her ne kadar Moon ilk einden olan ocuu ile ilgilenmese de, babas kendisi olduuna gre bu yanl ilikiyi ve eytani soy aacn bizzat kendisi salamlatrmtr. Uluslararas Boyutta Bir Uygulama: Toplu Nikah Trenleri Gnmzde Mooncularn nemli uygulamalarndan biri, dzenledikleri uluslararas ve rklar aras toplu nikah trenleridir. Belirli artlar yerine getiren dnyann eitli yerlerindeki deiik dinsel ve kltrel geri plana sahip Mooncular, Moon tarafndan belirlenen artlar yerine getirmesi artyla, nceden ilan edilen bir

104

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

tarihte belirli bir yerde toplanrlar. Burada daha nceden birbirini grme ve tanma imkan bulamayan ama ortak payda olarak Moonu Mesih olarak kabul eden bu insanlar, mekan olarak stadyumun kullanld bir alanda bir araya gelirler. Moon tarafndan nce kadn ve erkek olarak iki gruba ayrlan gelin ve damat adaylar, yine Moon tarafndan eletirilirler. Moondan kutsamalarn alan gelin ve damat adaylar bylece kutsal evliliklerini gerekletirirler. Beyaz gelinlikler ierisinde ve muhteem kalabalk eliinde gerekleen bu toplu nikah trenleri, Mooncular asndan tm dnyaya kar adeta bir boy gsterisidir. E seimini Moonun yapmas, onu kurtarclar olarak gren cemaatin tepkisini ekmez. Dahas, yeler mkemmel ve gnahsz olan Moonun bu sayede Tanr ile dorudan iletiim kurduuna ve bylece onun iradesini bildiinden ona gre hareket ettiine inanrlar. Dolaysyla Mesih onlar iin en iyi seimi yapmtr. Dier taraftan cemaatin kendi iradeleri dorultusunda ya da cemaat dndan birisi ile evlenme ans yoktur. Nikah trenleri, Mooncu bireylerin hayatndaki en nemli olay, dinsel balamda en byk riteldir. Zira kutsama srasnda kurtarc Mesihin kanndan damlacklar bulunan arab ien, kendilerine zg yeminlerini yapan ve dier gerekli ritelleri yerine getiren yeler, bu ekilde eytann elinden ve safndan kurtulup Tanr safna getiine, asli gnahndan kurtulduuna ve yeni bir hayata baladna inanrlar. Kutsal Evliliini 1960 ylnda Hak Ja Han ile yapan Moon, ayn yl ierisinde cemaati ierisinde toplu nikah trenlerini balatm ve saylar her geen dnem daha da arttrmtr.24 1992den sonra ger-

24

Moon tarafndan gerekletirilen toplu nikah trenleri hakknda geni bilgi iin bkz. Gods Will And The World:Sun Myung Moon; The Holy Spirit Association for The Unification of World Christianity, (HSA-UWC), New York, 1985, ss.8, 11, 107-110, 306-307, 351, 464, 475, 647; Hugh and Nora Spurgin, Blessed Marriage in the Unification Church: Sacramental Ideals and Their Application to Daily Marital Life, The Family and the Unification Church, ed. Gene G. James,

105

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

ekleen trenlere misyonerleri aracl ile bu harekete sempati duyulan ama Mooncu olmayan eitli din mensuplarnn hatta evlilerin de dahil edilmesi, rakamlarn artmasna ve adaylarn uydular vastasyla evlendirilmesine yol amtr. Gerekte Mooncu retiyi benimsemeyen, hatta bu hareketin iyzn bilmeyen ama misyonerler aracl ile Moonu dnyaya bar getiren bir reformcu olarak tanyan sempatizan durumuna getirilen bu eitli din mensubu kimseleri gerekte Mooncu olarak kabul etmek doru deildir. Bununla birlikte Mooncular uydular araclyla kutsama alan sempatizanlar kendi taraftar olarak gsterip dnyadaki saylarn kabark gsterme niyetindedirler. Moonun elinden kutsama almayan, dolaysyla teolojisinin gerei olarak onun kurtarc kanndan damlacklar ieren arab imemesiyle asli gnahtan kurtulamayan sempatizanlarn evlilikleri, onlarn pratik hayatlarnda bir geerlilii olmamaktadr. Bunlar sadece Mooncularn ye saysn yksek gstermektedir. Politik, Kltrel ve Ticari Amal Uluslararas rgtler A: Moonculuk Moonculuk, teolojik yaplanmasnn yannda ok farkl boyutlar da olan bir dinsel harekettir. Farkl boyutlarnn olduunu ifade ederken de iaret etmek istediimiz husus, Moonculuun teolojik yn kadar, siyasal, ekonomik ve kltrel adan gl bir altyapsnn olduudur. Bu ok ynll ile dier dinsel hareketlerden ayrlan Moonculuk, ou defa bir dinsel hareket deil de siyasal bir rgt, medya holdingi ve gl bir finans imparatorluu olma gibi ithamlarla sk sk karlamaktadr.25 Gerekten de Moonculuk zellikle siyasal ve ticari ynleri ile apayr bir zellik sergilemektedir. Kurucu Moon, Amerikaya g
Unification Theological Seminary, The Rose of Sharon Press, New York, 1983, s.129. Moonculua ilikin uluslararas nitelikteki siyasal, ekonomik ve kltrel oluumlar hakknda geni bilgi iin bkz. Mustafa Byk, Kresel Bir Din Projesi Olarak Moonculuk, Birey Yaynlar, stanbul, 2002, ss.165-174.

25

106

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

etmeden nce Kuzey Koredeki bir ii kampndan Amerikan askerleri tarafndan kurtarlmasnn hemen ardndan Amerika ile gelitirdii ilikilerinin ardndan bu lkeye g etmi ve ksa srede bu lkede nemli kiilerden biri haline gelmitir. Amerikaya gelir gelmez Tanrsallk ve yeniden Tanrya dn gibi sloganlar ortaya atm ve dnemin gl lkesi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birlii ve bu lkenin ideolojisi olan komnizme hcum etmitir. Komnizmi kiiyi ateizme gtren manevi deerleri yok eden, zgrlklerden alkoyan, insan klten ve dolaysyla yok edilmesi gereken bir ideoloji olarak grm26 ve elinden geleni yapmtr. Bu balamda komnizmi ortadan kaldrmak iin eitli vakf, kurum ve kurulular oluturmutur. Sz konusu oluumlar ierisinde en etkili olanlar Uluslar aras Komnizme Kar Zafer Federasyonu ve Causa Internationaldr.27 Moon komnizme saldrlarn srdrrken, ayn oranda bir bamll da Amerikan hkmetine vermitir. Ona gre ABD, komnizmi ortadan kaldracak olan Tanrnn sekin lkesidir. Tanr bu lkeye komnizmi ortadan kaldrma grevi yklemitir.28 Amerikan siyasi tarihinde ortaya kan Watergate Skandal srasnda anti-komnist kimlikli Richard Milhous Nixonu hararetle destekleyen, onun iin gnlerce oru tutan Mooncular, George Bushla yakn ilikiler kurmu, 1988 seimlerinde onu desteklemilerdir. Vietnam yenilgisinden sonra zor gnler geiren Cumhuriyeti Partiden Reagann bakan seilmesinde dahi Moonun ak bir destei olmutur.29 Washington Times gibi pek ok gazeteye sahip olan Moon, siyasal dncelerini yaymada ve kendini ortaya koymada medya gcn etkin ekilde kullanmtr. Daha sonra iktidara
26 27

28 29

Panos D. Bardis, The Family, Education And Absolute Values, UMS, s. 58. Bkz. Phillip V. Sanchez, The Vision of Rev. Sun Myung Moon in Twentieth Century America, UMS, s. 114; Albert P. Blaustein, Reverend Moon and the Making of Constitutions, UMS, ss. 149-150. Sontag, a.g.e., s. 141. Bkz. Is George Bush a Moonie?, http://www.perkel.com/politics/moonies/bush. htm (25/07/00).

107

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

gelen Bill Clintonn ancak kendi yardm ile lkeyi gelitireceini savunan Moon, kendisini fazla desteklemeyen bu lider ile nemli bir yaknlk kuramamtr. Moonun Amerikada en fazla faaliyet alan bulduu dnem, Cumhuriyeti Partinin iktidarda olduu yllar olmutur. Cumhuriyeti Parti iktidarnda eitli faaliyetlere el atan Moon, Demokrat Partinin iktidar olduu yllarda sakin bir dnem yaam, hatta bu dnemlerde eitli nedenlerle (yolsuzluk, vergi kaakl vb.) para cezasna arptrlmakla da kalmam, 1984 ylnda tutuklanarak hapse atlmtr. 30 Moonun Cumhuriyeti Partiye destei ya da Amerikan hayatndaki rol ok hafife alnmamaldr. Krfez Sava srasnda tm dnyann en fazla haber ald Amerikann nemli haber alma kaynaklarndan biri olan ve izledii devlet yanls politikalar ile dikkatleri zerine eken Washington Times, Middle East Times ve New York Tribune gibi ok saydaki gazetenin yannda, yine bu lkedeki Paragon House gibi dnya apndaki yaynevleri, Washington Televizyon Merkezi ve Manhattan Televizyon Merkezi gibi grsel medya gc ve neli i merkezleri, holdingleri ve gayri menkulleri, faklte ve niversiteleri, dinsel/kltrel kurum ve kurulular ile lkede etkin gce sahiptir.31 Yeni Dnya Dzeninin Dini: Moonculuk Moonculuk ele alndnda belki de ilk sorulmas gereken husus, bu hareketin ne olduu ve buna bal olarak neyi hedeflediidir. Aslnda Moonculuun neyi hedefledii bizzat lahi lkede ak
30

31

108

Bkn. Constitutional Issues In the Case of Rev. Moon: Amicus Briefs Submitted to the United Stades Supreme Court, ed. Herbert Richardson, New York, 1984, ss. 2-3, 257-258. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Jeanne Viner Bell, The Reverend Moon and His Works: A Personal Observation, UMS, ss. 18-21; Salonen, a.g.m., ss. 4850; Vast Right Wing Conspiracy Front Groups of the Moonies, http://www.perkel. com/politics/moonies/front.htm (25/07/00); Front Groups of the Unification Church, http://www.caic.org.au/biblebse/uclist.htm, compiled by Investigative Research Specialists Printed on June 6, 1996. (17/02/2001).

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

bir ekilde yer almtr: Dili, dini ve kltr tek bir dnya milleti oluturmak.32 Bunu daha ak bir ekilde yle ifade edebiliriz: Teolojik sunumlar ile yeni bir din ortaya atan Moon, uluslar aras arenada yrtt ticari ilikileri, gerek Amerikada ve gerekse Amerikan dnda siyasi evrelerle yrtt yakn ilikileri, uluslar aras toplu nikah trenleri, komnizmi dlayan Tanr merkezli din sylemleri, tek bir dilin olmas ynndeki dinsel vurgular ve Amerikan siyasi alannda Cumhuriyetileri desteklemesi, onun belirli bir noktaya gittiini gstermektedir. Bu hedef, Cumhuriyeti Amerikallarn hedefleri ile ok yakndr. Tek bir dnya devletini oluturmaya alan Amerikann fiili ve politik vizyonlar ile bu yeni dinin sylem ve eylemleri olduka yakn durmaktadr. Hristiyan kilise ile misyonumuz baarya ulancaya kadar Kutsal Kitaptan alnt yapmalyz ve lahi lkeyi aklamak iin onu kullanmalyz. Hristiyan kilisenin mirasn aldktan sonra Kutsal Kitap olmadan retebileceiz ve Hristiyanlar olarak bizler Baba, Oul ve Kutsal Ruhun adyla dua ettik. Artk Gerek Ebeveynlerin adyla dua etmeliyiz diyen Moon,33 bu ekilde Hristiyanl ara olarak grdn ortaya koymaktadr. Byle olunca belki de sivil iktidar ile Moon arasndaki tek ayrlk noktas, sunulan din anlaydr. Sonu Moonculuk, Trkiye deki Moon Tarikat nitelemesinin aksine, Sun Myung Moon tarafndan kurulan ve byk lde onun tasarruflar erevesinde ekillenen yeni bir dindir. Moonculuun

32 33

Divine Principle, ss. 441. Sun Myung Moon, Master Speaks:7, 1965, s.1den naklen David Wolfe, Sun Myung Moon Claims To Be The Messiah The Sinless Savior of The World Is His Unification Church A Cult? Is The Womens Federation for World Peace which was founded by Rev. Moon Being Used by Moon to Further his Agenda?, Copyright 1997, New Covenant Publications, http:www.caic.org.au/biblebase/moondoctrine.htm (15/08/00).

109

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

belki de en azndan teolojik boyutu kadar gl bir ulusal/uluslararas siyasal ve iktisadi boyutunun olmas onun tartlmas gereken ayr bir yn olmasna karn, bu durum onun yeni bir din olarak nitelenmesine aykr bir durum deildir. Sahip olduu vahiy anlay, kutsal kitab, belirli bir cemaati ve ayrld kadim dinsel gelenek/geleneklerden ayr bir ritellerinin olmas, onu yeni bir din olarak nitelemeye yeterli argmanlardr. Bu nedenle onu dinin trevi olan tarikat nitelemesi ile tanmlamak indirgemeci ve dolaysyla doru olmayan bir yaklamdr. Moonculuun bu metin kapsam dnda olan siyasal sylemleri ve bu yndeki uygulamalar ile sahip olduu gl ekonomik boyutu bir tarafa braklrsa, 20. asrda ortaya kan ve Tanrsal Krall tm yeryznde kurmay hedefleyen Mesihi ve binylc bir teolojik retiye sahiptir. Eskatolojik tartmalarda daha youn biimde tartlan Mesih ve binylclk retisi, genel anlamda dnyann sonuna doru ortaya kacak ve btn dnyay kapsayacak ideal bir dnemi vurgulamaktadr. Tm dnyay kapsayaca varsaylan bu kralln banda Mesihin bulunmas, Mesihi teokratik bir dnya krallnn bana oturtmaktadr. Yeni a iin yeni szlere ihtiya olduunu sk sk vurgulayan Moonun dinsel sylemlerinin an konjonktrne uygun olarak gl bir ekilde siyasal ve ekonomik motif ve sylemleri iermesi pekala doaldr. Tanrsal Kralln bir baka izdm de bu krallkta doru kabul edilen tek bir dinin en mkemmel dnemini yaamasdr. Dolaysyla asl vurgu, doru kabul edilen dindir. Zaten Moonculuk da tek doru din olarak kendisini kabul etmektedir. Byle olunca da Mooncularn gnmzde vurguladklar uluslar aras bar, dinler aras diyalog ve dinsel oulculuk gibi sylemler ii tamamen boaltlm ifadelerin tesine gememektedir. Byle olunca da Mooncularn tpk demokrasi vurgular gibi bu sylemlerini de, hedefine ulamada birer ara olarak deerlendirmek daha isabetli gzkmektedir.

110

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

Mooncularn siyasal sylemleri yannda, dini, dili ve kltr ayn olan tek bir dnya devletini ieren Tanrsal Krallk vurgular, zellikle 20. asrn son eyreinde younlaan Amerikan merkezli tek dnya devleti sylemleri ile byk lde rtmektedir. Moonculuk ile Amerikann dnyay biimlendirme politikalar, yeni dnya dzeninin birbirini tamamlayan iki esi olduu gzkmektedir. Aksi halde Moonun dini, dili ve kltr tek bir dnya milleti oluturma hedefi acaba baka nasl okunabilir ki?

Kaynaka
Anderson, Gordon L.; The Unification Vision of the Kingdom of God on Earth, The Coming Kingdom: Essays in American Milleniarism & Eschatology, ed. M. Darrol Bryant & Donalt W. Dayton, New York, 1983. Bardis, Banos D.; The Family, Education And Absolute Values, Unificationism And Modern Society: An Appraisal of the Thought and Work of the Reverend Sun Myung Moon, ed. Frederick Sontag & Thomas G. Walsh, New York, 1988. Barker, Eileen; Doing Love: Tension in the Ideal Family, The Family and the Unification Church, ed. Gene G. James, The Rose of Sharon Press, New York, 1983. --------; New Religious Movements: A Practical Introductions, 3.bs. , London, 1992. Bell, Jeanne Viner; The Reverend Moon and His Works: A Personal Observation, Unificationism And Modern Society: An Appraisal of the Thought and Work of the Reverend Sun Myung Moon, ed. Frederick Sontag & Thomas G. Walsh, New York, 1988. Byk, Mustafa; Kresel Bir Din Projesi Olarak Moonculuk, Birey Yaynlar, stanbul, 2002. Blaustein, Albert P.; Reverend Moon and the Making of Constitutions, Unificationism And Modern Society: An Appraisal of the Thought and

111

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

Work of the Reverend Sun Myung Moon, ed. Frederick Sontag & Thomas G. Walsh, New York, 1988. Cromwell, Thomas; Essentials of the Unification Principle: Teachings of Sun Myung Moon, II. bs., New York, 1994. Divine Principle; The Holy Spirit Association for the Unification of World Christianity, 5. bs., New York, 1977. Durst, Mose; To Bigotry, No Sanction: Reverend Sun Myung Moon and the Unification Church, Regnery Gateway, Inc., Chicago, 1984. Gods Will And The World:Sun Myung Moon; The Holy Spirit Association for The Unification of World Christianity, (HSA-UWC), New York, 1985. Horton, Claire F.; A Religion for the Future: An Anthropological View, Unificationism And Modern Society: An Appraisal of the Thought and Work of the Reverend Sun Myung Moon, ed. Frederick Sontag & Thomas G. Walsh, New York, 1988. Lewis, Warren; Is the Reverend Sun Myung Moon A Heretic? Locating the Unification Church on the Map of Church History, A Time for Consideration A Scholarly Appraisal of the Unification Church, ed. M. Darrol Bryant & Herbert W. Richardson, New York, 1978. MacGregor, Geddes; Overcoming Prejudice, Unificationism And Modern Society: An Appraisal of the Thought and Work of the Reverend Sun Myung Moon, ed. Frederick Sontag & Thomas Walsh, New York, 1988. Miller, Tim; Prepared Theological Responses, Proceedings of the Virgin Islands Seminar on Unification Theology, ed. Darrol Bryant, New York, 1980. Moon, Sun Myung; The Reappearance of the True Parents and the Ideal Family, Todays World, September, 1992. Outline of The Principle; Holy Spirit Association for the Unification of World Christianity, 3.bs., Level 4, New York, 1984. Richardson, Herbert (ed.); Constitutional Issues In the Case of Rev. Moon: Amicus Briefs Submitted to the United Stades Supreme Court, The Edwin Mellen Press, New York, 1984. Sanchez, Phillip V.; The Vision of Rev. Sun Myung Moon in Twentieth Century America, Unificationism And Modern Society: An Appraisal

112

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Yeni Dnya Dzenine Kresel Bir Din Modeli: Moonculuk

of the Thought and Work of the Reverend Sun Myung Moon, ed. Frederick Sontag & Thomas G. Walsh, New York, 1988. Sontag, Frederick; The God of Principle: A Critical Evaluation, Ten Theologians Respond to the Unification Church, ed. Herbert Richardson, New York, 1981. Sun Myung Moon And the Unification Church, Nashville, 1977. Spurgin, Hugh and Nora; Blessed Marriage in the Unification Church: Sacramental Ideals and Their Application to Daily Marital Life, The Family and the Unification Church, ed. Gene G. James, Unification Theological Seminary, The Rose of Sharon Press, New York, 1983. Wilson, Bryan (ed.); The Social Impact of New Religious Movements, 2. bs., The Unification Theological Seminary, The Rose of Sharon Press, New York, 1983. Woman of True Love: Hak Ja Han Moon; The Holy Spirit Association for the Unification of World Christianity (HSA-UWC), New York, 3 Ekim 1993. Front Groups of the Unification Church, http://www.caic.org.au/biblebse/ uclist.htm, compiled by Investigative Research Specialists Printed on June 6, 1996. (17/02/2001). Is George Bush a Moonie?, http://www.perkel.com/politics/moonies/bush. htm (25/07/00). Martin, Harry V. and David Caul ; The Moonies, http://www.sonic.net/sentinel/1earth4.html (27/08/00). Vast Right Wing Conspiracy Front Groups of the Moonies, http://www.perkel. com/politics/ moonies/front.htm (25/07/00). Wolfe, David; Sun Myung Moon Claims To Be The Messiah The Sinless Savior of The World Is His Unification Church A Cult? Is The Womens Federation for World Peace which was founded by Rev. Moon Being Used by Moon to Further his Agenda?, Copyright 1997, New Covenant Publications, http:www.caic.org.au/biblebase/moondoctrine.htm (15/08/00).

113

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

Mustafa BIYIK

A Model of Global Religion for the New World Order: Moonism


Citation/: Byk, Mustafa, (2003). A Model of Global Religion for the New World Order: Moonism, Milel ve Nihal, 1 (1), 93-114. Abstract: The Unification Church or so-called Moonism is a religious movement which was founded in South Korea as a syncretism of Protestant Christianity and Far East religions and philosophies (especially Confucianism and the traditions of Yin Yang) in 1954 and of which headquarter later was transferred to America. It is noticeable that this movement holds the same aims as the United States, namely both aim the foundation of the new world order. It is consequently the basic principle of the movement as emphasized in the sacred book, Divine Principle that a world with one culture based on one language and one society/people must be founded. The movement headed by Sun Myung Moon tries to fulfill this aim by using its cultural and economical resources in the activities carried out by its adherents throughout world. Key Words: Sun Myung Moon, Unification Church, Moonism, Moonies, New Religious Movements

114

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

Kitap Tantm ve Tenkitler

Christians in Society: Luther, the Bible, and Social Ethics William H. Lazareth
Fortress Press, Minneapolis, 2001. 274 s. (ISBN 0-8006-3292-3)

William H. Lazarethin Lutheran retilere ve kutsal metne dayanan dinsel ltlerin Hristiyan yaamndaki sosyal etiin olumasndaki etkisini ele ald almas ksm iinde sekiz alt blmden olumaktadr. Birinci ksmda baz Protestan dnrlerin Lutheran etie ilikin yorumlarna deinilmektedir. Daha ok 19. yzyl rasyonalizmi ile sindirildii dile getirilen Alman Lutheranizminin terimleriyle yaplan Lutheran etik tanmlamalar eletirilmektedir. Nazi dnemi sonrasnda Lutheranizmin toplumsal mna sorumluluk dayanan anlaynn mistisizm, iki yeniden krallk kefi doktrini balamnda, balamnda Lutheranizme yneltilen sosyal tutuculuk, Hukuk-ncil ayrAugustinci Dualizm ve dinsel gelenek asndan kltrel yozlama gibi sulamalar erevesinde E. Tro-elstch, K. Barth, J. Heckel ve R. Niebuhrun grleri deerlendirilmektedir. Bu blm Lutheran etiin 20. yzyldaki yanl yorumlarna birer cevap niteliini tamaktadr. Ardndan kilise yaam ve kilise misyonu konusunda Lutherin kutsal metin merkezli evangelik prensipleri deer-

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Kitap Tantm ve Tenkitler

lendirilmektedir. Bu ilk ksm kitapta tartlacak konularn zeminini hazrlamaktadr. kinci ksmda yaratl ve d srecinde etkin olan Tanrnn iki krall ve eytann etkinlii irdelenmektedir. nc ksmda her iki krallk iinde Tanrnn iki idaresi tanmlanmaktadr. Burada Tanrnn hukukun teolojik ilevi asndan tanrsal fkeye bal yaklam ile aklanma ve kutsanmay ieren merhametli yaklam ele alnmaktadr. zellikle son blm sevgi etii zerine bireysel ve toplumsal dnm merkezli olarak incilin iyi ahlak ilevi tartlmaktadr. Lutheran etiin sosyal anlamna ilikin dile getirdii dncelerini Lazareth temel olarak iki erevede ele almaktadr. ncelikle Lutherin dile getirdii iki krallk retisinin dalistik ve birbirine zt iki yetkinlik olarak grnmesine eskatolojik bir anlayla kar konulmaktadr. Tanrnn rahmet krallnn cennette baladnn dile getirilmesinin ardndan, Adem ile Havvann d srecini balatacak ekilde eytann Tanrnn rahmet krallna kar gelen ykselii tanmlanmaktadr. Konunun tamamlaycs olarak Tanrnn iki ynl iradesi ve Hristiyann kurtuluu asndan hukuk ve incilin birbirini tamamlayan misyonlar ele alnmaktadr. Bu blm altnda Tanrnn huzurunda hukukun yarglayc ilevi ve bunun sonucu olarak bu ilevin toplumun korunmas asndan etkisi tartlmaktadr. Lazareth, Hristiyan etiinin olgunlama srecini Lutherin iki krallk retisi ile balatarak tanmlamaktadr. Yazar, Tanrnn iki ynl idaresinin tanmland blmde Lutherin rahmet ile dolu Tanr krall ile gnah tarafndan idare edilen eytan krall arasnda Pavlusu-Augustinci bir ayrmn fiilen varln ngrdn dile getirmektedir. Bu durum grnrde krallklara ilikin bir dalizmi yanstmaktadr. Ancak Tanr her iki krallk iinde de sa eli ve sol eli sembolizmasyla tek yetkin otoriter g olmaktadr. Tanr krallnda, Tanrnn sa eli Mesih araclyla gnahkarlar aklarken, sol eli gnahkar inanllar mahkum etmekte ve onlar

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

116

Kitap Tantm ve Tenkitler

Mesihe yneltmektedir. Bu sre hukukun teolojik ilevini ifade etmektedir. Dolaysyla dnya krall iinde ise Tanrnn sa eli hem bireysel hem toplumsal bir kutsamay gerekletirirken sol eli insani gnahkarlklar engelleyip toplumu hukuksuzluk ve karmaadan korumaktadr. Bu da hukukun dnyevi idareye ait, sivil ilevini ifade etmektedir. Bylece Tanrnn sol eli hukukun hem birinci hem de ikinci ilevini elinde tutarken sa eli aklayan ve kutsayan ynyle incilin ilevini yerine getirmi olmaktadr. Bu ekilde Lazareth, iki krallk retisinin dalist grnmn ortadan kaldrmtr (s. 139). Lazareth, Tanrnn, dnyevi yaam biri hukuk dieri ncilden oluan iki lt balamnda ve her ikisinin de Tanr tarafndan idare edildii vurgusu ile, daha sonraki Lutheran gelenekte savunulan hukukun nc ilevinin gereksizliini ne srmektedir. (Lazareth pek fazla ayrntlandrmamakla birlikte hukukun nc ilevini, dinsel olarak aklanan insann bu aklanma ileminden sonra hayatnn dzenlenip idare edilmesi amacyla belirli kurallarla kontrol edilmesi olarak tanmlamak mmkndr.) Dnyevi etiin salanmas iin, Lazarethin en temel sylemi incilin ikinci ve iyi ahlaka ynelten kullanmdr(s. 244). Nitekim daha nce Lutherin teolojik etiinin znn hukuktan ok Tanrnn incili ile daha iyi ifade edileceini dile getirmitir(s. 199). Bu inan dorultusunda kitabn 8. blm btn toplumun ncil ile kutsanaca sylemini iermektedir. Hukukun nc kullanmn reddetmekle Lazareth, Philippistlere kar Gnesio-Lutheranlar yannda yer almaktadr. O da tpk 16. yzyln Gnesio-Lutheranlar gibi ihya olmak iin hukukun ahlaki ve vicdani rehber ilevi grmesi anlayn reddetmektedir. Yazara gre Philippistler Lutheranizm iinde daha sonra ortaya kan Pietist ve Kalvinist pritan legalizme kap aralamlardr (s. 240). Ancak hukukun etik anlamda ilevinin reddedilmesi, etiin dayanann ne olduu sorusunu ortaya karmtr. Bu aamada Lazareth, Lutherin klasik sylemine balln srdrmektedir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

117

Kitap Tantm ve Tenkitler

Dinsel aklayc olan iman insann pasif konumuna ilikindir; ancak bu imann aktif yansmas insann komusuna kar olan sevgisiyle ortaya kmaktadr. Bu durumda yaam ne hukuk ne de pietizmin ngrd mkemmelliyetilikle deil ncil tarafndan ynetilmektedir. Ne hukuksal kuralclk ne de ahlak konularndaki ilgisizlik anlayyla ynlendirilen etie ilikin dnyevi yaam, sadece Tanrnn sevgisine olan gvene baldr. Dnyevi etik yaamn lt olarak ortaya kan ncil, Lazareth tarafndan ahlaki ynlendirme ilevi balamnda ikinci kullanm ile etkindir. Bu sylemleriyle Lazareth, Lutherin kutsal metin merkezli teolojisini gereki bir sosyal etik oluturma idealine uygun grerek savunmaktadr. Laza-reth, daha ok kitabn son blmlerinde dile getirdii, ncil merkezli etik anlaynn temellerini nceki blmlerde tasarlamaktadr. Yazar, Lutherin, Tanrnn ncelikli emrinin sevgi olduu ve tanrsal kararn eskatolojik adan dm insanlarn balanmasn ierdiini, ancak dle ortaya kan Tanrnn fkesine bal hukukun sadece bir gei dnemini ifade ettii dncesine katlmaktadr (s. 75). Eskatolojik yaklam dorultusunda Kutsal Ruhun inananlarn imdiki ve gelecekteki yaamlarn yenilemesi ve ilk sevgi emrinin onarlmas Hristiyan etiin belirleyici temelidir. Bir baka deyile, ilk sevgi emri doal hukukun gerek kaynadr ve bu hukukun kutsal metin ilikili kayna aratrlmaldr. Bunun anlam Hristiyanlar asndan doal hukukun, yegane normatif ynlendirici olan sevginin ne olduunu gstermesi asndan hl dzenleyici olabildiidir (s. 225). Hukukun nc kullanmna muhatap olmaktan uzak durarak, incilin iyi ahlak oluturan ikinci kullanm balamnda imanla aklanlr ve Kutsal Ruhun yenileyip ynlendirmesiyle Tanrnn ilk sevgi emrinin yerine getirilmesi iin yeni itaatin baarlmas salanr(s. 244). Bu itaat Eski Ahit hukuku iin de geerlidir. Tanrnn ilk sevgi emrinin yeni olan her eye uygulanmas, onu doru bir ekilde yeni klar. Nitekim Lutherin On Emir iinde yer alan doal hu-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

118

Kitap Tantm ve Tenkitler

kuka hukuksal olmayan yeni bir anlayla yaklat vurgulanmaktadr (s. 229). Yazar Eski Ahit hukukunun bireysel ahlakn olumas srecindeki etkinliine de vurgu yapmaktadr. Akln asli gnahla rml nedeniyle Musa hukuku, Tanrnn insanlarn kalbi iindeki eskatolojik emri olan sevgiye ilikin doal hukuku aydnlatmak ve yeniden ifade etmek iin gerekli olmutur (s. 230). Nitekim On Emir insanlar iin yaamn bir aynas grevini grr. Dolaysyla Hristiyanlar Tanrnn evrensel doal hukukuyla uyutuklar zaman Musann ahlaki hukukuna itaat etmelidirler. Bu emirler Tanr iradesindeki lmsz sevgiyi ifade eder (s. 157). Ayrca hukukun nc ilevinden kanmak Mesihin Da Vaazndaki kat etik syleminin anlamlandrlmas ihtiyacn dourmutur. Lazareth Lutherin, Da Vaaznn etik kesinliinin sadece Mesih ballarna ilikin olduunu ve Tanr Krallndaki imanl insanlarla kiisel ilikilerini dzenlediini dile getirdiini syler. Bu vaaz gnahkar ve doru olmayan topluluklar iin ahlaki davranlar emretmez (s. 1667). Hukukun nc ilevi dorultusunda etkinlii, Lutheran gelenek ierisinde bandan beri tartlan bir sorundur. zellikle Luther sonras konfessiyonel dnemde bu konu Lutheranizm iinde byk blnmelere yol aan sebeplerden birisidir. Ancak hukukun nc ilevinin etkinlii Lutheranizmin temel doktrinel metninde yerini almtr. Buna ramen soruna ilikin tartmalar hl devam etmektedir. Nitekim, Lazarethin sosyal etiin salanmasnda hukukun ilevini gz ard eden almasndan bir yl sonra Scott R. Murrayin Law, Life, and Living God: The Third Use of the Law in Modern American Lutheranism (Saint Louis, Concordia Publishing House, 2002) adl almasnda Lutheran teologlarn Lutheranizmin sosyal etie ilikin hukuk anlay konusunda bir uzlama salayamadklarn bir kez daha ortaya koymaktadr. te yandan, Lazarethin kitabna verdii isim dorultusunda ada sosyal sorunlara Lutheran etiin ngrd cevaplar beklenirken, ele alnan konularn ierik itibariyle, daha ok

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

119

Kitap Tantm ve Tenkitler

Lutheranizmin teolojik tanmlamalar etrafnda ekillendii grlmektedir. Daha dorusu yazar henz sosyal sorunlarla yzleip denenmemi olan Lutheranizmin ilk dnem retilerinin bir savunusunu yapmaktadr. Nitekim kitabn nsznde bu almasnn daha ok teoloji rencileri ve rahiplere ynelik olduu dile getirilmektedir. Dolaysyla kitap kilise asndan daha kullanl grnmektedir. Bu nedenle Lazareth-in almasnn, tad isimde yer alan sosyal etik nerilerinden ok teolojik etik balamnda deerlendirilmesi pek yanl saylmaz.

Hakan OLGUN

(Ara. Gr., O.M.., Sos. Bil. Enst.)

The Promise Of Lutheran Ethics Karen L. Bloomquist ve John R. Stumme, ed.


Fortress Press, Minneapolis, 1998. 247 s. (ISBN: 0-8006-3132-3).

Lutheran etiin vaatlerinin tartld kitap editrlerin birer giri yazlarndan sonra farkl yazarlarn kaleme ald yedi makaleden olumaktadr. Kitabn sonuna, makale yazarlarnn Lutheran etie ilikin karlkl tartmalar A Table Talk on Lutheran Ethics adyla eklenmitir. Kitab oluturan makalelerin zn Lutheran etiin sosyal yaama katks olutururken, aslnda ada sorunlarla yzleen Lutheran etiin temelindeki Lutheran teoloji tartlmaktadr. Robert Bennee ait ilk makale Lutheran Ethics: Perennial Themes and Contemporary Challenges baln tamaktadr. Benne ncelikle dinsel aklanma ve Tanrnn iki krall gibi Lutheran etiin klasik temalarn sralar. Bunlar, Lutheranizmi H-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

120

Kitap Tantm ve Tenkitler

ristiyan etiin anlamyla uygun klan merkezi temalar olarak nitelendirilir. Ancak Benne ada sosyal sorunlar karsnda Lutheran etiin temel retilerinin teolojik, eklesiastik ve epistemolojik sorunlar olduunu dile getirmektedir. Lutheran etiin teolojik sorunu imanla aklanma doktrinine ilikindir. Yazar insani eylem ve iradeyi gerektirmeyen bu dinsel aklanma tarznda Lutheran etik iin bir tevik etkisi grmemekte ve Lutheran etiin bylesi eylemsiz bir aklanma durumuna indirgenmesini eletirmektedir. nsani etkinlii ilevsiz klan teolojinin kendi etiini salamada da balayc olamayacan ne srmektedir. Benne, Lutheran etiin teolojik sorunu Lutheranlar bu kaotik dnyay cevaplamak istiyorlarsa Hristiyan yaamna ilikin daha zel bir tasarma ihtiyalar vardr. Zira sadece aklanma retisine gvenerek bunu yapamazlar diye zetlemektedir (s. 28). Lutheran etiin eklesiastik amaz konusunda Benne, kilisenin etik yaam zerine gnmzdeki etkisizliini dile getirmektedir. Ona gre Lutheran etiin en byk eksiklii bir ahlak ortakl olarak kilise gelitirmeyi ihmal etmesidir. Etik sorunlar amak iin Lutheranlar artk farkl bir kilise anlay gelitirmek zorundadrlar. Nitekim kilise bir ahlak ve nitelik birliidir (s. 28). Bennein Lutheran etiin bir baka amaz olarak dile getirdii epistemolojik problem ise postmodern dnyadaki akl krizine ilikindir. Yazara gre Lutheranlar dnyevi problemleri zmek iin Tanr tarafndan bir ara olarak verilen akla srekli olarak ba vurmulardr. Ancak ada toplumda ynlendirici normlar konusunda ahlaki akla daha ok misyon yklenmektedir. Bu durumda, gelecein Lutheran etiinin ahlaki bir toplum oluturma konusunda akl gibi yapc bir etkiye sahip olup olamayacann sorgulanmasn nermektedir (s. 30). The Twofold Center of Lutheran Ethics: Christian Freedom and Gods Commandments adl makalesinde Reinhard Htter, Bennenin yapt gibi Lutheranizmin temel teolojik retilerini etik sorunlara ilikisi asndan yorumlarken ondan farkl olarak, etik sorunlarla yzleme srasnda karlalan amazlar Lutheran teolo-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

121

Kitap Tantm ve Tenkitler

jinin retilerine deil, ada eletirmenlerin hatal deerlendirmelerine dayandrmaktadr. Bu nedenle Htter, etik sorunlar karsnda Lutheran teolojiye yneltilen eletirileri Protestan yanlg olarak nitelemekte ve makale boyunca bu yanlgy cevaplamaktadr. Htter Protestan yanlgnn, ncelikle btn teoloji ve etiin sadece imanla aklanma maddesine indirgenmesinin bir sonucu olduunu dile getirir. Bu indirgeme, aklanma retisine gre inanan bir kimsenin maddi istekleri konusunda btnyle zgrletii ve incilin hukukun gcn ykt zannn dourmutur (s. 33-34). Bylece Protestan yanlg iindeki tenkitiler Hristiyan zgrln sorumsuzluk ve hukuktan bamszlk eklinde anlamlardr. Oysa yazara gre Hristiyan zgrl, bir yaam tarz olarak Tanrnn emirlerinin uygulamasnn cisimlemesidir (s. 33). Nitekim Lutherin Bir Hristiyan her eyin zgr efendisidir ve hibir eye baml deildir. te yandan ayn Hristiyan her eyin itaatkar hizmetisidir ve her eye bamldr sylemine yneltilen modern yaklam, bu ifadenin ikinci cmlesine grmezden gelerek ilk cmlesini ne karmakla sulamaktadr (s. 41). Htter, Hristiyan zgrl ile Tanrnn emirleri arasnda, Lutheran etiin salanmas asndan birka maddede zetledii bir ilikilendirmede bulunmaktadr: Tanrnn emirleri inananlarn Tanryla birleen yaamlarn dzenler ve somut bir ahlaki topluluk oluturulmas iin Tanrnn emirlerine ihtiya vardr. Bu ahlaki topluluun oluturduu manevi disiplin iinde Tanrnn emirleri dierlerine kar nasl davranlacan retir. Ekonomik ve teknolojik gelimeler insanlar snrsz isteklere yneltmekte ve modern anlay mutluluu bu isteklerin tatminine balamaktadr. Tanrnn emirleri insanln dnyevi isteklerini ho karlamakla birlikte mutluluk Tanrnn insanlk iin belirledii nihai hedefe ulamaktr. Bu da, bireysel ihtiraslardan ok komu sevgisinin oluumunu salar. Tanrnn emirlerinin uygulanmas insanlar Tanryla btnletirdiinden gerek Hristiyan zgrln salamaktadr. Yazara gre

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

122

Kitap Tantm ve Tenkitler

artk yaplmas gereken, bu Hristiyan zgrln kefetmek iin Tanrnn emirlerinin yeniden ele geirilmesidir. Bu srete insanlara doal hukukun bir zeti olarak On Emir yardm edecektir (s. 50). Lutheran etikten umutlu olan yazar, makalesini reformasyon geleneindeki Hristiyan etiin Tanrnn emirlerini hatrlamada ve dnyamzda karlaacamz pek ok glk ve meydan okumay Tanrnn emirlerinin emniyetli ve salam altnda yorumlamada yeterli olaca inancn dile getirerek bitirir (s. 53). Martha Stortz Practicing Christians: Prayer as Formation adl makalesinde Lutheran etii belirli uygulama ve ibadetlerle biimlendirilmi bir dzen etii olarak tanmlar. Toplumsal dzenin salanmas asndan kiisel ibadetler ve bunlarn toplumsal yapc etkileri irdelenmektedir. Yazara gre Hristiyan ibadeti aslnda bir tr ahlaki imalardr. Bu durumda ibadet Hristiyan yaamnn uygulamal grnmn ifade etmektedir. Kesin kurallar olan bu ibadet yaam, Mesih topluluunu oluturmann yansra etik zafiyete uram olan Hristiyan toplumunun kendine gelmesine imkan verir (s. 68). Bu ibadetlerin etik asndan pratik anlam ise bir cmleyle zetlenmektedir: badet srasndaki uygulamalar komumuzun ihtiyalaryla ilgilenmemizi ve onu bir ltuf olarak grmemizi salar (s. 71-72). African American Lutheran Ethical Action: The Will to Build adl makalesiyle Richard Perry Amerikadaki Afrikallarn bu ktada yaadklar etnik sorunlardan ve klelikten kurtularak zgrlemeleri sreciyle ilgilenmektedir. Makalede Afrikal Amerikan topluluunun tarihsel ve ada tecrbesi iinde zgrlk temasna deinilmektedir. Perry zgr toplum oluturma idealinin gereklemesinde Lutheran etiin anlamn ele alrken, Protestanln basklardan zgrleme prensibine gvenmektedir. zgrlk etik davrann en temel kayna Kutsal Metindir. Kutsal Metin, toplumun zgrlk mcadelesini srdrmeye ilikin yeni almlar ierir. Nitekim Eski Ahitin k blmnde ve Pavlusun Galatyallara Mektubunda Tanrnn zgrlk imaj etik davrann teolojik daya-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

123

Kitap Tantm ve Tenkitler

naklarn oluturmaktadr. Bu ynyle kutsal metin tarihi ile Afrikal Amerikallarn zgrlk araylar arasnda paralellik kurulmaktadr. Etik davrann hedefi bir zgrlk toplumu kurmaktr... Bu zgrlk manevi zgrlkten daha fazlasdr ... Bu tarihsel olarak etik davrann toplum yaamnn yerini belirlemesini ve deerini artrmasn ierir (78-79). Yazar 1837de klelie tepki adna toplanan Lutheran

Franckean Sinodunun amacn evrensel kardelik oluturmak olarak tanmlar ve bu sinodda ne karlan sylemleriyle Martin Luther ile yine bir zgrlk savas olan Martin Luther Kingin ifadeleri arasnda bir benzerlik bulunduunu dile getirir (s.91). Yazar bu sinodla sembolize ettii Lutheran zgrlk retisinin klelie bakaldrdn ileri srerken, Amerikan Sava srasnda Amerakidaki Lutheran kiliselerin klelie ynelik farkl tutumlarna yer vermemektedir. Lutheran etiin ada sorunlarla yzletirilmesi srecinde, klelere zgrl savunan kuzey blgesi Lutheran kilisesinin zgrlk tavr yannda, kleliin devamn savunan gney blgesine ait Lutheran kilisenin kleliin devam yannda bir tutum sergilemesi de ele alnabilirdi. Hatta, gney Lutheranlarn klelie dinsel bir meruiyet tanyan teolojik gerekeleri tartlabilirdi. James Childs Ethics and the Promise of God: Moral Authority and the Churchs Witness adl makalesinde tartaca konuyu u sorusuyla zetlemektedir: Hristiyan toplumu ve Lutheran kilisesi olarak etik sorunlarnda insanlar tevik eden ve onlara gven salayan nasl bir sylem gelitiririz? (s. 98). Bu soru balamnda Childsin ele ald temel Lutheran reti iki krallk doktrinine ilikindir. Bu dorultuda da etiin eskatolojik hedefine ynelik bir tanmlama yapmaktadr: Lutheran etiin eskatolojik vaat ve midi bu dnyann Tanrnn krallna dnp tamamlanmasdr (s. 103). Makalede kilisenin etik sorunlara eskatolojik areler retmesi ile Lutheran teolojideki iki krallk retisi arasnda iliki kurulmas

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

124

Kitap Tantm ve Tenkitler

tavsiye edilmektedir. Ancak Lutherin, bireysel yaamn Tanr krall retisi iinde sevgiyle ynlendirilmesi, toplumsal yaamn dnyevi krallk iinde hukuk ile idare edilmesi doktrini deerlendirilirken, bu doktrinin gereki karlnn yaanmasndaki eksikliklere de dikkat ekilmektedir. Nitekim yazara gre, incilin sevgiyi neren sylemine bal kalndnda, onun ieriinin gnmz sosyal sorunlarna nasl cevap verdii sorgulanmaldr. rnein incil klelik sorunu hakknda balayc bir ifade iermemektedir. ncilin mesaj bedensel zgrlkten ok manevi zgrl salk vermektedir. Biri dnyevi dieri manevi yaam iaret eden bu iki iman fonksiyonunun etkinletirilmesi ise kilisenin otoritesindedir. Dolaysyla yazar, kilisenin toplum iinde sosyal yaamn ahlaki sorunlarnn zmnde kilisenin misyonuna vurgu yapmakta ve beklenen tanrsal gelecee ulatracak etiin sorumlusu olan vaad topluluunu, yani kilise fikrini savunmaktadr (s. 103). Tanr krallna ulam srecinde gerekli olan etik kontrol kiliseye brakan ve kutsal metin kapsamndaki ahlaki emirleri balayc gren yazar, bu emirlerde komuya ve btn topluma kar sevgiyle cisimlenen be genel kural karmaktadr: zel yaama sayg gstermek, yaamn kutsallna sayg gstermek, adaletli davranmak, doru konumak ve evlilii de ierecek ekilde vaadlere sadk kalmak (s. 110). Bu durumda kiliseye, iki krallk retisine bal kalarak, ancak dnyevi alanda yaanan toplumsal ahlak sorunlarnn zmnde Kitab- Mukaddes hukukunun dinsel deil sosyal telkinlerini dillendirmesi tavsiye edilmektedir. David Fredrickson tarafndan kaleme alnan Pauline Ethics: Congregations as Communities of Moral Deliberation adl makalede ada Lutheran etiin kayna olarak Pavlusu etik tartlmaktadr. Burada Pavlusun etie ilikin herhangi bir tavsiyesine yer verilmemekte ancak Pavlusun, toplum iindeki insanlarn ortak yaamlarn iyi ya da kt ynde etkileme gcne sahip olduu kanaati dile getirilmektedir. Fredrickson, ahlaki sorumluluk tayan top-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

125

Kitap Tantm ve Tenkitler

lum olarak Pavlusu kiliseyi iaret etmekte ve Pavlusun cemaat anlay ile Yunan ehir meclisleri (ekklesia) arasnda bir paralellik kurmaktadr. Buna gre inananlar topluluunun yeri, uzlamann ikna ile saland ve engelleyici olmayan bir itidal ortamdr (s. 117). Yani Pavlus ak ve kapsayc demokratik topluluu niteler ekilde cemaati bir politik metafor olarak benimsemektedir (s. 119). Yazar toplumsal ittifak ve anlaya dayandrarak aklad Pavlusu etiin belirleyici unsuru olarak insan grmektedir. Pavlus ahlaki yaama ilikin olarak evrensel bir dzeni ya da herhangi bir ahlak sistemini taklit etmeyi veya zel bir tarihsel gelenee uygunluk salama gereini dile getirmemitir. Bu ahlaki yaam aslnda tanrsal emre itaat da deildir. Toplumsal adan ahlaki yaam o toplumdaki kiilerin tecrbe ederek oluturduklar bir mutabakatn yanstmaktadr (s. 120). Larry Rasmussen ve Cynthia Moe-Lobeda tarafndan kaleme alnan The Reform Dynamic: Addressing New Issues in Uncertain Times adl makalede iman ve ahlaki deerler arasndaki iliki sorunu liberal teolojik bir metodla ele alnmaktadr. Makalede ncelikle Lutherin retileri dorultusunda, insanlar yakalayp snrlayan esaret sisteminden Protestan zgrlk prensibi sayesinde kurtulu nerilmektedir (s. 133). ncilin inananlarn btn ihtiyalarn kapsad ve insanlar o ann ihtiyalarna karlk verme becerisi gsteremeyen kurumlardan zgrlemeye ynelttii ifade edilmektedir. Nitekim ac ekip bask altnda kalmaya gerek yoktur (s. 143). Kald ki Lutherin temel vurgusu da Katolik kilisenin teolojik pimanlk uygulamasnn bir esaret durumu oluturduuna ilikindir. Yazarlara gre gnmz dnyasnda uygulamalardaki snrllk insanlar dayanlmaz bir yaam tarzna srkleyeceinden zgrleme, teolojik vaadleri ieren davranlarn daha katlanlabilir bir dnya kurmak iin yeniden dnlp ekillendirilmesini gerektirmektedir.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

126

Kitap Tantm ve Tenkitler

Etik gerekeler dorultusunda teolojik vaatlerin yeniden anlamlandrlmas sylemiyle Rasmussen ve Moe-Lobeda, Lutheri aka tartma konusundaki dier yazarlardan daha cretlidir: Lutherin gnahkarn aklanmasna ilikin radikal retisi ve ha teolojisi onun sosyal teorisini yeniden dzenlemeye yetmez. Onlar ortaaa ait olmakla birlikte ancak Lutheran etiin atas olmas nedeniyle nemlidir ve antisemitiktir (s. 142). Son olarak makalede, an gerekleri dorultusunda etik dzenlemelerin yeniden anlamlandrlmas iin Lutheran etiin ada sorunlarn zmne ynelik baz nerileri sralanmaktadr. Bunlar ana balklaryla, evrenin korunmas, doal kaynaklarn ve ekonomik kazanmlarn adil paylam, teknolojik gelimelerin kullanmnn yaygnlamas, ahlaki sorumluluk anlaynn gelitirilip dinsel zgrlk ortamnn salanmas gibi evrensel deerler iermektedir. (s. 148). Yazarlara gre bu dzenlemelerin salanmas iin hukuksal bir kontrol da gerekmektedir. Ancak bu nerilerin uygulanmas iin gerekli dinsel telkinlere yer verilmemitir. Kitapta yer alan baz makalelerde Lutherin teolojik retilerinin ada etik sorunlarla yzlemede yetersiz kald savunulurken, bazlarnda bu teolojik retilerin yanl yorumland dile getirilmektedir. Lutheranizm bu tartmalara yol aan ilk blnmeyi Lutherden hemen sonra tecrbe etmiti. Lutherin dorudan Katolisizme muhalefet etme gerekesiyle alternatif bir teoloji gelitirmesi kendi misyonu asndan anlalabilmektedir. Ancak eylemsiz bir imanla aklanma, bu aklanmada insani iradenin etkinsizlii ve iki krallk doktrini balamnda dnyevi otoriteye itaat gibi doktrinleri gnmz etik sorunlarnn zm asndan nemli bir glk dourmaktadr. Aslnda Lutheranizm bu amazn ortadan kaldrabilecek frsat ok erken dnemde yakalamt. Lutherin Protestan teolojiyi ilk sistematize eden reformcu arkada Phillip Melanchthon, dogmatik Lutheran retileri insan faktrn merkeze alan bir yaklamla uygulanabilir bir tarzda yeniden yorumlamt. Ayn zamanda bir

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

127

Kitap Tantm ve Tenkitler

hmanist olan Melanchthon, en azndan ahlaki ykmllkler asndan insana baz sorumluluk alanlar brakmay denemiti. Ancak Melanchthonun teklifinin Lutherin retilerine kat ballk gsteren tutucularn kaleme ald Lutheran kodekslere girmesi engellenmi ve gnmz Lutheranlar insani etkinsizlikle zm mmkn olmayan ada etik sorunlara insani yetkinlii dahil etme arayyla babaa braklmtr. Gelecekte daha da artacak olan etik sorunlar karsnda Lutheran gelenein srekli bir devinim ierisinde olaca ve her geen gn Melanchthonun yorumuna yaklaaca sylenebilir.

Hakan OLGUN
(Ara. Gr., O.M.., Sos. Bil. Enst.)

Church And State: Lutheran Perspectives John R. Stumme ve Robert W. Tuttle, ed.
Fortress Press, Minneapolis, 2003. 219 s. (ISBN: 0-8006-3604).

Lutheran retiler balamnda kilise-devlet ilikisinin ele alnd kitap, editrlerin kaleme ald giri yazlar ile balamakta ve iki ksm altnda toplanan makalelerden olumaktadr. Birinci ksmda Lutheran gelenek ierisinde yer alan kilise-devlet ilikisinin teolojik tanmlamalar yer alrken ikinci ksmda bu teolojik retilere dayanan bu iliki srecinde sekler hukukun soruna bak ele alnmtr. The Tradition Revisited baln tayan ilk ksm Mary Jane Haemigin The Confessional Basis of Lutheran Thinking on Church-State Issues makalesiyle balamaktadr. Haemig ncelikle Lutheran retiler dorultusunda kilise ve devlet tanmlamasn yapmaktadr. nananlar topluluunun oluturduu kilisenin mis-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

128

Kitap Tantm ve Tenkitler

yonu hem incilin hem de hukukun anlatlmasn iermektedir. ncil gnahlardan balayan rahmeti mjdelemektedir. Hukukun ise iki ilevi bulunmaktadr. Bu ilevlerden ilki vatandala ilikin olup insan topluluklarnn bir dzen ve gven ortamnda yaamalarn salarken, teolojik hedefiyle dieri insanlara iledikleri gnahlar gsterip onlar incile yneltir. Dolaysyla devlet hukukun ikinci ilevinden sorumlu olmaktadr. Haemige gre Lutheranizm devlet tanmlamasnda belirli bir politik idare sistemi nermez. Monarik, demokratik hatta diktac idare sistemi, hukuki ilevini yerine getirdiinde meru kabul edilir. Nitekim Lutheranizme gre devlet Tanrnn yeryzndeki grnmdr ve Tanr bu devlet araclyla yeryznde etkin olur. Ancak Haemig, 16. yzyln artlarnda kolayca kabullenilen bu devlet anlaynn gnmzde halkn seimine dayanan devlet idaresi anlayndan farkl olduunu dile getirmektedir. Dolaysyla yazara gre Lutheranlar Tanr, insanlarn setii devlet modelini ve seilen idareciyi onaylar varsaymyla bu amaz zemezler. Zira gnmzde halk iradesiyle idareyi eline alan hibir idareci tanrsal bir yetkiye sahip olduunu dnemez. Aksi halde bu durum o idareciyi sorumluluk ve yetkilerini kullanma konusunda balayc bir halk kontrolnden uzaklatracaktr (s. 7). Haemigin makalesindeki en nemli tespiti Lutheran retinin ierdii Tanrnn yeryznde manevi ve dnyevi tarzda etkin olduu iki krallk doktrininin Amerikan hukuk sistemindeki kilise ve devlet ayrmndan farkl olduudur. lk olarak, Lutheran teolojideki dnyevi idare gnmz asndan devlet idaresinin yannda kltr, ekonomi, eitim ve doa gibi din d btn alanlar ierir. Devlet idaresi Tanrya ait olan dnyevi kralln sadece bir yndr ve dolaysyla devlet idaresi btnyle dnyevi kralln karl deildir. kincisi, Tanrnn manevi krall kilise kurumu ile ifade edilemez. nk gerek kilise Tanrnn Kutsal Ruh araclyla etkin olduu inananlar topluluunu ifade etmektedir. Dolaysyla Amerikan hukuk anlayndaki gibi kilisenin kurumsal bir yap olarak deerlendirilmesi hataldr. ncs, kilise ve devletin ayrmna ilikin hukuk doktrini iki kurumun ayrln iermektedir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

129

Kitap Tantm ve Tenkitler

Halbuki, krallklarn teolojik ayrm kilise ve devlet olarak bu kurumlarn politik ayrm demek deildir. Nitekim iki krallk sylemindeki her iki kralln da Tanrya ait olmas nedeniyle mutlak kilise-devlet ayrmndan sz edilemez. Bu nedenle Lutheran teolojinin iki krallk doktrini gerekte kilise ile devletin karlkl etkileimini zorunlu klmaktadr. Devlet ktlkleri engelleyip sosyal dzeni salarken kilise incili vaaz etmenin yan sra insann hukuka olan iki ynl ihtiyacn karlayacak ve insanlar devlete itaate ynlendirecektir (s. 10-11). Yazara gre Lutheran konfessiyonlar kilisedevlet ilikisine ynelik yapc ve gereki bir yol sunmaktadr (s. 19). Gary M. Simpsonn Toward a Lutheran Delight in the Law of the Lord: Church and State in the Context of Civil Society adl yazs ilk ksmn ikinci makalesini oluturmaktadr. Simpson Amerikadaki Lutheranlar, ulus-devlet anlaynda ortaya kan deiiklikler ve sivil toplumun yeniden anlamlandrlmasna ilikin yeni sorunlarla yzleme konusunda dinsel miraslarn hasat etmeye armaktadr. Yazar ncelikle Lutheranizmin Tanr ve politik otorite temasna deinmekte ve Augsburg Konfessiyonunun Hristiyanlarn siyasal idarenin kontrolndeki btn medeni grev ve haklarn yerine getirip kullanmalarn ve siyasal otoriteye itaat etmelerini neren maddesi evresinde dnmektedir (s. 22). Ardndan Lutherin ifadelerine dayanlarak iki krallk doktrini balamnda siyasal otoriteye mutlak itaati neren ve bu otoritenin meruiyetini ifade eden temel Lutheran reti dile getirilmektedir (s. 30-37). Daha sonra, Bat politik dncenin ve kurumsal yapsnn geliimine katk salayan faktrlerden birisi olarak Lutherin direnme (gerekte direnmeme) teorisini ilemektedir. Lutherin meru grd siyasal otoriteye kaytsz itaat retisini, reformasyonun en kritik dnemlerinde kendisinin de test ettii ve Lutherin reform yanls prenslere Katolik imparatora direnmeme tavsiyesi vurgulanmaktadr. Ancak bu retinin en kritik deneyiminin Nazi Almanyas dneminde yaand ve pek ok Lutherann Nazileri siyasal otorite grp itaat ettik-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

130

Kitap Tantm ve Tenkitler

leri dile getirilmektedir (s. 41). Gnmzde kilise ve devlet arasndaki sivil toplum balaml iliki yapsal btnleme ve tamamlayclk ile yaratc ortaklk olarak nitelenmelidir (s. 50). Simpsonn Lutheranizm reformasyon dnemindeki heyecanl reformist sylemleri ile gnmz Lutheranlarn sosyal sorunlarla ba etme konusunda motive etmeye alt sylenebilir. Bu ksm iersindeki nc makale editr John R. Stummee aittir ve A Lutheran Tradition on Church and State baln tamaktadr. Son yzyln sosyal olaylar karsnda Lutheranizmin teolojik yorumlarndaki deiikliin en ok kilise ve devlet ilikilerinde gzlendii savunulmaktadr. Birleik Devletlerdeki Lutheranlarn nemli bir ksm 20. yzyln balarnda devletin alan ile kilisenin alan arasnn keskin bir izgiyle ayrldn savunmulard. Ancak, zellikle II. Dnya sava sonrasnda Lutheranizmin bu kat ayrmac syleminde nemli bir deiim yaanmtr. Bunun sebeplerinden birisi idari uygulamalar dieri ise yeni teolojik yorumlamalardr. dari uygulamalar devletin, zellikle federal devletin salk, eitim ve kalknma gibi karmak sorunlarn zm iin yaamn btn alanlarndaki etkinliine ilikindir. Federal devletin sosyal sorunlardaki sorumlu rol, sorunlarn zm iin kiliseyi kendisiyle ibirliine armasn gerektirmitir. Bu durumda devlet ile kilisenin mutlak ayrm anlay, yerini gncel sosyal sorunlarla ba etmek iin karlkl dayanmaya brakmtr (s. 55). kinci neden ise teolojiktir. ki krallk retisinin olumsuz ve kstlayc yorumunun neden olduu kilise-devlet ayrm, bu retinin yapc ve ilevsel yorumuyla kiliseyi sosyal konularda devletle ibirliine yneltmitir (s. 56). Stummee gre bu sonucu douran iki krallk retisinin yeniden gzden geirilmesi iki trl kilise-devlet ilikisi ortaya karmtr: Kilise ile devletin birbirlerini btnlemesi ve kilise ile devletin karlkl etkileimi. Buna gre kilise incili vaaz edip insanlarn inanca ilikin yaamlarnda etkili olurken, devlet, hukuk yetkisiyle ktl engelleyip iyilii destekleyecektir. Kilise toplumun manevi alannda devlet ise sosyal alannda etkin olacaktr. Bylece kilise ile devlet arasndaki kurumsal ayrlk korunmakla birlikte, teolojik

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

131

Kitap Tantm ve Tenkitler

gerekelere dayanan ve toplumu manevi ve dnyevi olarak idare etmeyi hedefleyen bir btnleme sz konusu olmaktadr (s. 58-59). Kilise ile devletin karlkl etkileimi ise an karmak sosyal sorunlarnn zmnde kiliseyi daha ilevsel duruma getiren ve kilise ile devlet arasnda toplumsal huzurun, sosyal adaletin, frsat eitliinin salanmas ve insan haklarnn korunmas adna karlkl yardmlama anlayn gelimitir. Bu durumda kilise devletin devlet de kilisenin ilgi alanlarna toplum yarar adna girmektedir. Stumme, an gerekleri dorultusunda gelien yeni tarz kilisedevlet ilikilerini tanmladktan sonra devlet ve kilisenin karlkl sorumluluk ilikisini u ekilde tanmlamaktadr: Kilise, devletin sekler amalarn yerine getirme srecinde toplumu devlet politikalarna ynelten dinsel telkinlerde bulunacak, devlet de dinsel zgrlk salama, kiliseler arasnda tarafsz olma ve kilisenin sosyal etkinliklerine teknik destek salama grevini yerine getirecektir. Yazar Amerika Birleik Devletleri asndan belirledii bu kilisedevlet arasndaki ilevsel etkileimi, kilisenin devlet otoritesini temsil edenlere dua ettii, Roma mparatorluunun da kilisenin toplanmas ve incili yaymas iin toplumsal bir dzen oluturmasna benzetmektedir (s. 62). Bu ksmn son makalesi Susan Kosche Vallemin kaleme ald Promoting the General Welfare: Lutheran Social Ministry baln tamaktadr. Vallem, Lutheranizmin tarih boyunca, Tanrnn insanlara hizmet etme arsna uyarak pek ok sosyal hizmeti yerine getirdii yargsyla balamakta ve imanl olma ile fakirlerle ilgilenme arasnda bir ilgi kurmaktadr. Tanrnn insanlar belirli ihtiyalar iinde yarattn ifade ederek bu ihtiyalar gda, barnacak yer, birbirlerini sevip birlikte alacaklar topluluk, yaamlarn srdrecekleri i ve salk olarak sralar (s. 75). Bu ekilde Lutheran etiin sosyal refah salama gerekesiyle ilgilendii yaam alanlarn belirlemi olmaktadr. Vallem Lutheran kiliselerin hastane, okul ve yetimhane gibi sosyal kurum tesis etmelerini Lutherin her iki krallk iinde yaayan Hristiyanlar bu krallklar iindeki insanlarn ihtiyalaryla ilgi-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

132

Kitap Tantm ve Tenkitler

lenme tavsiyesine dayandrr. Buna gereke olarak da Lutherin endljans belgesi iin papala verilen paralarn fakirlere verilmesinin daha erdemli bir davran olaca szn aktarmaktadr. Ayrca yazar sosyal ve siyasal zorluklar ve toplumsal amalar dorultusunda Lutheran kiliseler ile devlet arasnda bir ibirlii ortam salandna dikkat ekerek, toplumun ekonomik refahnn ykseltilmesine Birleik Devletlerdeki Lutheran kiliselerin bakn dile getirir. Birleik Devletlerin en byk Lutheran kilisesi olan Amerika Evangelik Lutheran Kilisesi (ELCA) sosyal ilgiler konusundaki hasta ve yallarla ilgilenme, insan onuru ve toplumsal adaleti destekleme, milletler arasndaki uzlama ve barn salanmas iin alma, fakir ve gszlerin yannda olma ve kendini onlarn ihtiyalarna adamay ieren bildirisini aktararak, ELCAnn ekonomik yaama ilikin devlete yapt tavsiyelerini dile getirmektedir. Sosyal devlet misyonunun yerine getirilmesi hedefleyen bu tavsiyeler btnyle insani gerekelere dayanmaktadr. (s. 89-90). Kitabn The Legal Contexts of Church-State Interaction st baln tayan ve Lutheran retilerin sekler devlet hukukuyla yzletii ikinci ksm makale iermektedir. Bunlardan ilki Myles C. Stanshoeldin Religious Liberty: A Constitutional Quest adl makalesidir. Yazsnda kilisenin devlet ile olan ilikisini sann Plate dneminde ikenceyle ldrlmesiyle balatan Stanshoeld, bu olayla birlikte Hristiyanlarn ve kilisenin idaresi altnda bulunduklar devlet ile ilikilerinin nasl olaca sorusuyla devam etmektedir. Ona gre hem Mesih topluluunun hem de demokratik politik sistemin yeleri olarak Amerikan vatandalarnn, sivil idare ile din arasndaki karmak ilikiyle, yani kilise-devlet ilikisi sorunuyla baa kmalar gerekmektedir. Yazar kilise-devlet ilikilerinin, dinin devlet tarafndan tannp kurumsallamas ve dinsel davran zgrl balamnda ekillendiini tartmaktadr. Bu erevede yerel mahkemeler ile Amerikan anayasa mahkemesindeki konuya ilikin rnek davalar ele alnmakta ve bu davalar sonucunda Amerikan mahkemelerinin dindevlet ilikilerini drt tarzda ekillendirdikleri dile getirilmektedir. Bunlardan birincisi kilise ile devletin mutlak bir ayrln gerektire-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

133

Kitap Tantm ve Tenkitler

cek ekilde, devletin dine etki etmesini, mli destek salamasn ve onunla ibirlii yapmasn kat bir ekilde yasaklamaktadr. kincisi, kanun koyucunun dine tevik etmesi ya da dini korumas ve devletin tarihsel ve geleneksel mirasna bal olarak din ile etkileimi ve uyumasdr. ncs, dinsel zgrln korunmas iin devletin dinsel konularda tarafszln ngrmektedir. Son olarak ise, sosyal dzeni etkilememesi ve hukuk erevesinde kalmak artyla sosyal yaamn baz aamalarnda dinsel gerekelere dayal istemlere hukuki bir msamaha tannmasdr (s. 100-108). Ancak yazar dinsel zgrln salanmasna ynelik olarak mahkemelerin kararlarndan salanan kilise-devlet iliki modellerine katlmakla birlikte baz neriler getirmektedir. Bunlar, din terimin tarif edilmesi, dinsel davranlarn zgrletirilmesi srecinde teori ve uygulamalarn tutarllatrlmas, din zgrln korunmas, dindar insann ayn zamanda bal bulunduu lkenin vatanda niteliiyle toplumsal ykmllkleri ile dinsel zgrlnn kullanm arasnda bir dengenin salanmas ve olumlu devlet anlay balamnda sosyal huzur ve refah ideali ile dinsel zgrln gereklerinin birbiriyle uyumasdr (s. 110). Marie Failingerin kaleme ald We Must Spare No Diligence: The State and Childhood Education ikinci ksmn ikinci makalesini oluturmaktadr. Failinger makalesine Birleik Devletlerde devlet ile kilise ilikileri tartmalarnda en nemli konunun eitim olduunu syleyerek balamaktadr. Ardndan da Lutheranizmin eitime ilikin temel retilerini sralamaktadr. Lutheranizmin bu sralama ierisindeki en nemli sylemi Tanr merkezli eitim anlaydr. Yazar Tanr merkezli eitim anlayn tanmlarken Lutherin sadece teoloji deil dil, tarih, fen ve sanat bilimlerinin de Tanrnn iradesinin kefi amacna ynelik olduu sylemini dile getirmektedir (s. 122-23). Yazar, bu dinsel eitim anlaynn sebep olduu iki kurumlu bir eitim modelini tanmlamaktadr. ki tarz eitimin birisi devlet okullarnda dieri, zellikle kilise-devlet arasnda kat ayrmcl savunan ebeveynlerin tercihiyle kilise hatta ev okullarnda verilmektedir. Nitekim 1972 ylnda bir eyalet mahkemesi de e-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

134

Kitap Tantm ve Tenkitler

beveynlerin en temel grevlerinin ahlaki ltler, dinsel inanlar ve vatandalk sorumluluklarn ierecek ekilde eitim vermeleri salam Amerikan geleneklerine gre tartmann zerindedir diyerek zel eitim sistemlerine imkan tanmtr. Birleik Devletler Anayasa Mahkemesi ise daha nceden devletin ebeveynlerin ocuklarna evlerinde ya da kilise okullarnda dinsel eitim salamalarna karmamas gerektiine karar verirken, dinsel inan zgrlnn aksine dinsel davran zgrlnn mutlak olmadn saptamtr. Bu durumda ebeveynlerin ocuklarn kendi dinleri erevesinde eitme hakk korunurken, yine bu ocuklarn eitiminden sorumlu olma gerekesiyle, ebeveynlerin yetkileri devlet ile snrlandrlmtr (s. 124). Bu aamada Lutherin eitime ilikin sylemlerine dnen yazar, Lutherin hem ebeveynleri hem de devleti hakl gren imalarn dile getirmektedir. Nitekim Luther, Tanrnn iradesini ve rahmetini ieren dinsel eitimi herkesin zgrce renip retmesi gereine inanmasnn yan sra bylesi bir eitimi alma konusunda devlete de nemli sorumluluklar dtn savunmaktadr. Failinger, Amerikann kilise-devlet ayrmna dayanan yaplanmas iinde incile eitim ilevi niteliiyle yaklalmasn, yani Tanr merkezli bir eitim tanmlamasndan ok eitim merkezli bir incil anlay nermektedir. Yazara gre Lutheran dnce asndan ocuklar ebeveynlerine Tanrnn birer ltfu olduundan, zellikle kilise okullarnn eitli nedenlerle faydalanlamamas durumunda her Hristiyan bireyi ocuklarn eitimi konusunda kiisel bir sorumluluk altna sokmaktadr. te yandan, ebeveynlerin bilgi ve eitim yntemi asndan yetersiz olmas ihtimaliyle Lutheran retilerin bu kez devlete byk bir sorumluluk yklediini ifade etmektedir (s. 138). Robert W. Tuttlen Love Thy Neighbor: Churches and Land Use Regulation bu ksmn ve kitabn son makalesini oluturmaktadr. Mlk kullanm konusunda kilise ile kent idarecileri arasnda yaanan tartmalarn ele alnd makaleye, kilise ile kent idarecilerini kar karya getiren birka rnekle balanmaktadr. Corner Stone Bible Church adl kilisenin dinsel ilevlerini yerine getirmek amacyla kentin ticaret merkezinde yaplamasna kent idarecileri,

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

135

Kitap Tantm ve Tenkitler

ekonomik gerekeler nedeniyle kar kmtr. Western Presbyteran Church ise evsizlere gda destei yapmak amacyla, arazi deiimi anlamas ile IMFden bir bina salamtr. Daha sonra arsa mlkiyet hakkn tayan IMF kilisenin bu ilevini yapmas iin baka blgedeki bir yapy nermitir. Ancak nerilen blgenin halk da kilisenin evsizlere verdii hizmetin kendi blgelerinde olmasna kar kmlardr. Her iki rnekteki kiliseler, dinsel gerekelere bal doal hizmetlerini yerine getirmeye gayret ederken hem kent idarecileri hem de komular tarafndan engellendii gerekesiyle yargya bavurmulardr. Bu rnek olaylar aktardktan sonra yazar, kilise ve devlet arasndaki iliki asndan u temel soruyu dile getirmektedir: Dinsel kurumlar ve inanl insanlar dinsel ykmllklerini yerine getirirken hukuka uyma konusunda mazur grlebilirler mi ya da grlmeli midirler? (s. 141). Tuttle, kilisenin mlk tasarruflar konusundaki baz yarg srelerini tanmladktan sonra konunun teolojik ynn ele almaktadr. 1979 ylnda Amerika Lutheran Kilisesi (ALC)nin kilise ile devlet ilikisinin niteliini tanmlayan syleminin ilk blmne gre, ahlak ve mlkiyet hukukunu ihlal etmedii srece misyonu, hizmetleri, ibadetleri, doktrinleri ve Tanrya olan dier sorumluluklar ieren kilise kararlarna ynelik bir yaptrmda bulunma ve snrlama giriimi devletin otoritesini amaktadr (s. 165). Yazar kilisenin dinsel mlkiyet tasarrufunu ALCnin dile getirdii dinsel zgrln sosyal ifadeleri syleminin ikinci ynne dayandrmaktadr. Bu da dinsel zgrln garanti edilmesi kadar topluma ynelik dinsel ykmllklerin gnlllk esasna dayanan ve kr amal olmayan yardmc kurulularla yrtlmesini n grmektedir (s. 168). Dolaysyla yazar, ALCnin devlet btn insanlarn mutluluu iin herkese eit olan ve hukuku tam olarak icra eden sistem olarak tanmlayan sylemini paylamaktadr. Bu durumda makalenin banda dile getirdii, dinsel amal ilemlerin hukuksal muafiyeti olabilir mi sorusuna olumsuz cevap verdii anlalmaktadr. Amerika Birleik Devletleri pek ok Hristiyan kilisesini ve mensuplarn iinde barndan olduka pluralistik bir toplumdur.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

136

Kitap Tantm ve Tenkitler

Dolaysyla Birleik Devletler idaresi hem dinsel zgrl hem de dinden zgrl salama gerekesiyle kiliseler karsnda dnyevi dzenleme hakkn elinde tutmaktadr. Zaten yazarlarn da bu hakk kabul ettikleri anlalmaktadr. Bu nedenle kitapta Lutheran retilere en yakn ekliyle, kilisenin devletle olan ilikilerinin dzenlenmesinde olduka yapc neriler sunulmaktadr. Kald ki Luther devletle olan ilikilerde yaanmas muhtemel her sorunda devlet otoritesini yetkin grmtr. Yazarlar da devletin dinsel konulardaki snrlayc uygulamalarn Lutherin devleti yaklam dorultusunda deerlendirmektedir. te yandan Birleik Devletler mahkemeleri de dinsel tercihlerin sosyal alana yanstlmasnda olduka msamahal grnmektedir. Kitabn, din-devlet ilikisi ynyle Lutheran retilerin ada devlet yaplanmas ierisinde test edildii gereki bir almann rn olduu sylenebilir.

Hakan OLGUN
(Ara. Gr., O.M.., Sos. Bil. Enst.)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

137

Ksa Notlar

Macuch Sempozyumu: Mandaean and Samaritan Literature in Memory of Rudolf Macuch (1919-1993),
1-2 Ekim 2003 Freie Universitat, Berlin

Macuch Symposium: Mandaean and Samaritan Literature in Memory of Rudolf Macuch (1919-1993), 1-2 October 2003 Freie Universitat, Berlin

Rudolf Macuch kukusuz Semitik aratrmalar asndan olduka nemli bir isim. Sabiilik (Mandeizm) ve Samaritanizm bata olmak zere Sami kltrler ve dinsel geleneklerle ilgili yapt almalar, onu 1993teki lmne dein bu alanlarn duayeni yapmt; lmnn 10. ylnda bile o, almalaryla, hl ilgilendii alanlarda nemli bir bavuru kayna olmay srdrmektedir. rnein ona n kazandran saysz almas arasnda Sabii diliyle (Mandence) ilgili hazrlad Handbook of Classical and Modern Mandaic (Berlin, 1965) ve alann dier gl ismi E.S. Drower ile birlikte hazrladklar A Mandaic Dictionary (Oxford, 1963) saylabilir. 70 yl akn yaamna sdrd saysz almas ona hakl bir hret kazandrmtr. almalar arasnda gen yanda hazrlad Kurann Slovaka evirisini de zikretmek gerekir.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Ksa Notlar

Son derece retken ve verimli almalarna ramen yaam, zamann politik artlar gerei srekli g etmekle geen bu bilim adamnn lmnn 10. yl ansna, son olarak yerletii Berlinde uzun yllar grev yapt Freie Universitat, Seminar fr Semitistik und Arabistik tarafndan iki gn sren bir sempozyum dzenlendi. Bu sempozyumda kendisi de bir ranolog olan kz Prof. Dr. Maria Macuch tarafndan yaplan sunumda Rudolf Macuchun Slovakyadan Almanyaya ve ngiltereden rana kadar deiik lkelerde geen zor yllar, bilim sevdas ve almalar katlmclara anlatld. Ayrca dnyann eitli lkelerinden sempozyuma katlan 20 civarnda bilim adam ve bilim kadn Sabiilik, Samaritanizm ve Arapa zerine bildiriler sundular. Toplanty organize eden Prof. Dr. Reiner Voigttan aldm bilgiye gre sunulan almalarn Harrassowtz Verlag Wiesbaden tarafndan baslacak olmas da bu almalarn bilim dnyasnn istifadesine sunulmas asndan olduka nemli. Her ne kadar Rudolf Macuch ansna dzenlense de en geni oturumunu Sabiilik aratrmalarnn oluturduu bu sempozyum, Sabiilik zerine yaplan dier bilimsel toplantlarn (Harward (1999) ve Oxford (2001) niversitelerinde dzenlenen ilk iki uluslar aras Sabiilik konferanslarnn) adeta bir devam niteliinde oldu. Aralarnda benim sunmu olduum bildirinin de bulunduu 10 sunum Sabiilikle ilgiliydi. Sabii literatr, mitolojisi, dier dinsel geleneklerle ilikisi, ve Sabii inan ve ritelleri zerine sunulan bu bildirilerin, daha nceki uluslar aras toplantlardaki almalarla birlikte Sabi aratrmalarna nemli bir katk salayaca kesindir.

inasi GNDZ
(Prof. Dr., stanbul niversitesi)

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

140

Yayn Dnyasnda Din erikli Eserler: Trkiye I. Dini Yaynlar Kongresi,


31 Ekim 02 Kasm 2003, Diyanet leri Bakanl, Ankara

Publications with Religious Context: The First Congress of Religious Publications in Turkey, 31 October 02 November 2003, Diyanet leri Bakanl, Ankara
Diyanet leri Bakanl Dini Yaynlar Dairesi Bakalnn organize ettii bu kongre, Trkiyede bir ilki gerekletirip, din ierikli yaynlarn tarihsel geliimi, muhtevas ve sorunlar yannda bu alanda faaliyet gsteren yaynevi temsilcilerinin sorunlarn da tartma masasna yatrd. Kongrede bildiri sunan konumaclar ve mzakerecilerce ele alnan konulara ilikin tespit ve deerlendirmeler Kongre Genel Kurulu tarafndan hazrlanan 12 maddelik bir sonu bildirgesiyle kamuoyuna sunuldu. Kongrede genel anlamda slami literatr ve slamla ilgili yaynclk yan sra Alevi-Bektai literatr, gayrimslimlerin dini yayncl, bedensel ve zihinsel engellilere ynelik yayn sknts ve akademik dini dergicilik gibi olduka nemli konular gndeme getirildi. Genel anlamda baarl olan kongrenin, olduka tartmal konularda yeterli mzakerelere zaman ayrlmamas ve ok kltrl/dinli bir tarihe ve gelenee sahip olan Trkiyedeki gayrimslim

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi yl 1 say 1 Aralk 2003

Ksa Notlar

cemaatler arasndan Fener Rum Patrikhanesi ve Sryani Kadim Kilisesi temsilcilerinin dnda Yahudiler ve Ermeniler gibi dinsel gruplarn temsilcilerinin katlmam olmas gibi baz eksiklerinden de bahsedilebilir. Kongre sonu bildirgesinde kamuoyuna sunulan nemli hususlar arasnda zellikle unlar zikredilebilir:
Alevilik-Bektailik, pek ou yaynlanmam, ktphane raflarnda yaynlanmay bekleyen zengin bir din-kltrel mirasa sahiptir. Bugn bu eserlerin ok az bir ksm yaynlanm bulunmaktadr. Ancak bu tr yaynlarda, zgn metne ve ilm yayn kriterlerine ballk konusunda yeterli titizliin genelde gsterilmedii iin toplum olarak nemli bir bilgi kirlenmesiyle kar karyayz. Bu durum, toplum katmanlar arasnda iletiimsizlik sorununun srp gitmesine, gereksiz gerginliklerin yaanmasna ve karlkl din hogrnn zayflamasna sebep olmaktadr. Toplum katmanlar arasnda birbirini anlama sorununun giderilebilmesi, bar ve kaynamann, mill birlik ve btnln salanmas, doru ve bilimsel bilgiyle bu konudaki bilgi boluunun doldurulmas ve kreselleen dnyamzda birlikte yaama kltrnn gelimesi asndan yurtii ve yurtd ktphanelerde bulunan bu kymetli eserlerin, sahasnda uzman ilim adamlarnca ilm neirlerinin yaplarak din-kltrel hayatmza kazandrlmas tarih bir zorunluluktur. Diyanet leri Bakanl, slm kltrne dair Alevi ve Bektailerce yazlan ve halk klsikleri haline gelmi bu kymetli eserlerden bir kitap seti oluturarak halkn yararlanabilecei genel ktphanelere ve ilgili yerlere datmay hedeflemektedir. Toplumumuzun yaklak % 10unu oluturan grme, iitme, zihinsel vb. engelli vatandalarmzn, toplumumuzun doal yeleri olduu gereinden hareketle, din yayn faaliyetlerinde bu kesimin dikkate alnmas, dinin herkesi kucaklayan evrensel ilkelerinden yararlanarak mevcut yanl anlay ve tutumlarn dzeltilmesi ve toplumun bilinlendirilmesi; yine bu erevede eitim kurumlarnn, zellikle din eitimi veren kurumlarn yaplarnn engelli vatandalarmz da kapsa-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

142

Ksa Notlar

yacak ekilde gzden geirilmesi, mevcut eksikliklerin sratle giderilmesi ncelikli sorunlarmzdan biridir. Bu balamda zellikle din yayn faaliyetlerinde kullanlmak zere kabartma yaz ile bask yapabilecek bir matbaann kurulmas, dinin engellilere bakn yanstan ve engelli ailelerini bilgilendiren eserlerin hazrlanarak ilgili kitlelere ulatrlmas, iaret dili destekli ve alt yazl grsel yaynlarn oaltlmas, resm ve zel yaynclarn bu talepleri karlayabilecek almalarna imknlar lsnce destek verilmesi gerekmektedir. lkemiz, gemiten bugne eitli din mensuplarnn hogr ve bar ortamnda bir arada yaad bir lkedir. Bu gerekten hareketle, dinler aras diyalog araylarna katk salamak ve eitli din mensuplarnn birbirlerini tanmalar ve karlkl nyarglar gidermeleri iin kurumsal dzeyde akademik alma ve yaynlarn artrlmas, bu hususta mevcut eksikliin giderilmesi, sivil inisiyatifin de bu almalara desteinin salanmas yerinde olacaktr.

inasi GNDZ
(Prof. Dr., stanbul niversitesi)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

143

Journal for studies of belief, culture and mythology

MLEL VE NHAL
ISSN: 1304-5482 The Problem of Historical Consciousness in Mircea Eliade Burhanettin TATAR The Evil and Satan in Hinduism Ali hsan YTK Montanism as a Millenarianist Movement Cengiz BATUK Modern residence of safety and the Alewites Necdet SUBAI A Model of Global Religion for the New World Order: Moonism Mustafa BIYIK Book Reviews
The Promise of Lutheran Ethics Karen L. Bloomquist & John R. Stumme Christians in Society: Luther, The Bible, and Social Ethics William H. Lazareth Church and State: Lutheran Perspectves John R. Stumme & Robert W. Tuttle

Short Notices

volume : 1 number : 1 December 2003

You might also like