You are on page 1of 12

72

Defter

ANKSYETE: ZGRLN BADNMES


Kemal Sayar

Anksiyete (bunalt, endie, kayg) psikoloji ve psikiyatride nemli yer tutan bir kavramdr. Freud'dan bilisel yaklamlara dek ada psikolojinin farkl okullar anksiyeteyi farkl biimlerde yorumlam, biyolojik paradigmann ne gemesiyle psikiyatride de anksiyetenin biyolojik bileenine ilikin almalar younlamtr. Bu yazda varoluu dnrlerin anksiyete kavramna kazandrdklar geni ierik ve buradan hareketle, varolusal psikolojinin anksiyeteyi ele alma biimleri tartlacaktr. Kierkegaard ve Anksiyete "Btn zamanlarn en nemli ruhbilimcilerinden biri" olarak adlandrlan Soren Kierkegaard (1813-1855) varoluu dncenin de atas olarak kabul edilmektedir. 1841'de Alman filozof Schelling'in; Kierkegaard, Engels ve Burckhardt gibi kiilerin de aralarnda olduu bir dizi sekin dinleyiciye verdii Berlin dersleri, varoluu dncenin k noktasn oluturur. Schelling ve Kierkegaard'a ek olarak, varoluu dncenin bir kanadn "hayatn dnrleri" olarak kabul edilen Nietzsche, Schopenhauer ve Bergson, sosyolojik kanad ise Feuerbach ve Marx olutururlar. Paul Tillich varoluu dncenin abasn "insanlarn gereklikten yabanclat bir ortamda, hayata yeni bir anlam bulmann umutsuz gayreti" olarak tanmlar (May 1977, Tillich 1952). Kierkegaard, Nietzsche ve onlar izleyenler Bat kltrnde gereklik ve doruluk arasnda alan uurumu nceden grm ve Bat insann gerekliin soyut bir biimde anlalabilecei yanlsamasndan geri armlard. Ancak antirasyonel ya da antientelektel de deillerdi. Bu dnrlere gre, insan yalnzca zne ya da nesne olarak grmek, yaayan insann kaybedilmesi anlamna gelir. Varolu yalnzca bilisel yaantnn nesnesi deildir, o yaantlanr, yaama tecrbesinin ta kendisidir. Kierkegaard'dan balayarak varoluu izlek, modern kltrn hayat blmelere ayran doas iinde, yaayan insan yeniden kefetmenin davasn gtmtr. nsan yalnzca d gereklikleri gzleyen bir zne deil ayn zamanda gereklii ina eden bir bi-

Anksiyete: zgrln Badnmesi

73

lintir (May 1983, Yalom 1980). Kierkegaard geleneksel rasyonalizmi suni olduu gerekesiyle reddeder. Hegel'in soyut dnceyi gereklikle zdeletiren sisteminin insanlk durumunun gerekliini grmezden gelen bir aldatmaca olduunu ileri srer. Dnce irade ve duygudan boanamaz ve "hakikat ancak kii onu ina ettii srece vardr". Bylece Kierkegaard gerekliin yalnzca bir dnce deil, bir duyu ve eylem olarak da yaanabileceini sylemektedir. nsann dikkatini i tecrbenin gerekliine ekerek, akl ve duyguyu birbirinden ayran Descartes' duvar delmek ister Kierkegaard. Bireysel zgrlk kstlama ve zorluklardan kurtulma abasndan ayr bir yerde durur. Kstlamalardan zgrleme abas Rnesans'tan modern endstri toplumuna dek zgrln baat kavramlatrlma biimi olagelmitir. Kierkegaard iin zgrlk kiinin z (kendi) farkndalnn artmas ve bir benlik olarak sorumlu davranabilme kapasitesidir. Bu kendi imknlarmz hem kiisel geliimimizde hem de dostlarmzla olan balarmz derinletirmemizde seferber edebilme yeteneidir. mknlarn bylesi bir seferberlii yeni denizlere yelken amak, yeni yolculuklara kmak demektir. te bu yzden Kierkegaard zgrln her zaman anksiyeteyi potansiyel olarak iinde barndrdn syler. Kierkegaard, Freud'dan yaklak bir asr nce insan ruhunun baz temel dinamiklerine k tutmu ve 1844'te yaymlad "Anksiyete Kavram" adl kitapkla, anksiyeteyi zgn bir bak asyla ele almt. Anksiyete Kierkegaard'a gre, her zaman zgrle ynelimli olarak anlalmaldr; zgrl insan geliiminin amac olarak tanmlayan dnr, zgrlkle insann nnde serili imknlara atf yapmaktadr. nsan nnde yeni imknlar bulabilen, bu imknlar deerlendiren, onlar gerekletirebilen kiidir. Her bir imknn gereklemesinde anksiyete sakl olarak vardr. mkn yani "yapabilirim" gereklemeden nce ara durak anksiyetedir. Anksiyete, Kierkegaard'a gre "zgrln badnmesi"dir. Burada anksiyetenin nevrotik/patolojik bir varolu biimi deil insanlk durumuna ikin bir yaant olarak kavramlatrldn hatrda tutmamz gerekir. Bir bireyin zgrlk potansiyeli ne kadar fazla ise anksiyetesi de o kadar fazla olacaktr. nsana mahsus bir zellik, kendi imknlarnn ayrdna varabilme yeteneidir. ocuun kendisinin farkna varmas, kendi arzu ve amalarn fark etmesi ebeveynleriyle atmasn zorunlu klabilir. Bireyleme bazen evreyle birlikte ve bazen de ona kar bir tavr taknabilmenin anksiyetesiyle yzlemekle olabilir. zgrlk sadece evresel koullarn getirdii kstlamalardan bir kurtulu olarak anlalmamaldr, o kiinin varoluunun her annda kendi kendisiyle nasl bir iliki kurduuna (May 1958, May 1977). Bireysel geliim iinde her yaratc imkn, gemiin bir lde ldrlmesi, gemi biim ve kalplarn krlmas zerine kuruludur. Bir adm ileri gitmek kiiyi nceki dostlarndan uzaklatrabilir, yola kan kii aina ve emin bulduu bir ortamn elinden kayp gittiini grebilir.

74

Defter

Ancak kii kendiliini, yaad tm atma, yalnzlk, anksiyete ve sululua ramen bir adm ne kmakla ina edecektir. O adm atmamak nevrotik anksiyeteye teslim olmak demektir. Nevrotik anksiyete zgrlkten korkan kiinin teslimiyetiyle ortaya kar. Teslimiyet yaant ve farkndala alan pencerelerin kapanmas demektir. Kierkegaard'n nevroza karlk olarak kulland kapanmlk (shut-upness) ifadesi, kiinin yalnzca d dnyaya deil kendi kendisine de kapanmasn ifade eder. Kapanm kiinin bir iletiim ya da duygusal alveri abas yoktur, te yanda zgrlk srekli iletiim demektir. Kii kendi iinde derinleirken dostlaryla da anlaml ilikiler an gelitirecek ve geniletecektir. Kierkegaard'a gre nevrotik anksiyetenin iki kayna kiinin kendi iinde ve dostlaryla yaad ahenksizliktir. Bu iki sorundan birisini yenmek tekisinin de stnden gelinmesine yardmc olacaktr. Ancak kii yalnzlk ve anksiyetenin tehdit edici yaantlaryla yzleip onlar amaya cesaret edemezse, bu sorunun da stesinden gelemez. Bu adan Kierkagaard'n anksiyeteyi bir retmen olarak grmesi ok anlamldr, anksiyete gerekliin kendisinden daha iyi bir retmendir zira gereklikten kaabilir ya da onu grmezden gelebilirsiniz, oysa anksiyeteyi hep iinizde tarsnz (May 1979). Kierkegaard'n temel problemlerinden biri kiinin kendisi olma iradesini nasl gstereceidir. Kendisi olma gayreti kiinin asl ura olmaldr ve burada irade szc, kiinin kendisine dair farkndaln artrma yolunda bir kararll ifade eder. Bu modern psikoterapinin diline aina olanlara yabanc gelmeyecektir. Terapinin temel amalarndan biri isel atmalar temizleyerek z farkndal (self-awareness) artrmaktr. Dnre gre, kiinin kendi olmas bireyin anksiyeteyle yzleme ve ona ramen ilerleyebilme yeteneine baldr (May 1977). Varoluu Psikoloji Asndan Anksiyete Anksiyete insann varlna ikin bir ontolojik zelliktir. O varln merkezine, benim insan olarak zme ynelik bir tehdittir. Bu ynyle anksiyete yaknda duyumsanan bir hilik ya da yokolu yaantsdr. Anksiyete, birey yeni bir potansiyel ya da imknla kar karya kaldnda ortaya kar: Kiinin varln gerekleyecei yeni bir ihtimal vardr ancak bu ihtimal iinde bulunulan durumdaki gvenlik duygusunun feda edilmesini gerektirir. Anksiyete yokolu tehdidiyle birlikte yeni bir varolu imkndr. Eer kii kendi imknlarn grmezden gelir ve potansiyellerini inkr ederse sululuk durumuna girecektir. Su da o halde insan varlnn yine ontolojik bir zelliidir. (May 1983). Paul Tillich (1952) de benzeri bir ekilde anksiyeteyi "varln muhtemel bir yokluu fark etmesi" olarak tanmlamaktadr. Anksiyete yokoluun

Anksiyete: zgrln Badnmesi

75

varolusal farkndaldr. Burada varolusal anksiyete yaratan durum hiliin soyut bilgisi deil, yokolu ya da yokluun kiinin kendi varoluunun bir paras olarak farkna varlmasdr. Faniliin gereklemesi ya da bakalarnn lmnn yaanmasndan ok, bu olaylarn brakt izlenimle bir gn leceimizin farkna varmak insanda anksiyete yaratr. Anksiyete sonluluktur: Kiinin kendi sonluluu/geicilii olarak yaanan sonluluk (Tillich 1952). Yokluk olumsuzlad varla baldr. Ontolojik olarak varln yoklua bir ncelii vardr. Paul Tillich'e gre yokluk varl ynde tehdit eder ve bylece tip anksiyete belirir: lm ve sonluluk anksiyetesi, boluk ve anlamszlk anksiyetesi, su ve knanma anksiyetesi. Her anksiyete de varolusaldr ve nevrotik bir ileyi gstermezler. lm anksiyetesi en temel, en evrensel, en kanlmaz anksiyetedir: Yokluk her yerde hazr ve nazrdr, bu yzden de yakn bir lm tehdidi olmasa bile anksiyete yaratr. Yokluk insan bir btn olarak tehdit eder, onun ontik anlamda kendini gereklemesi kadar manevi anlamda kendini gereklemesi de yokluk tehdidinden pay alr. Manevi anlamda kendini gerekleme, bir insan deiik anlam krelerinde yaratc biimde yaarsa olur. Anlamszlk anksiyetesi nihai bir gayenin, tm anlamlar anlamlandran bir anlamn yitiriliinden kken alr. Bu anksiyete simgesel ya da dolayl olarak da olsa varln anlam sorusuna verilecek cevabn yitirilmesiyle kendisini gsterir. nsan anlamszlk uurumunun kenarna getirip brakan ey boluk anksiyetesidir. Sonlu bir varlk olan insan, btn snrlamalar iinde kendi hayatnn dizginlerini eline almaldr ve bu da ancak sorumluluk duygusuyla olur. Hayatnn dizginlerini eline almayan, kendisini aka brakan kii de anksiyetenin nc boyutuyla, sululuk anksiyetesiyle ba baa kalr (Tillich 1952). Rollo May (1953), anksiyetenin bir torpido gibi bizi en derinden, tam da kalbimizden vurduunu syler. Zaten ancak o derin seviyede biz kendimizi bir kii ya da nesneler dnyasnda bir zne olarak alglarz. Bir savata dman n cepheye saldrd srece askerler zlmez, sava srdrr. Ne zaman ki merkez ile cepheler arasnda haberleme ker, o zaman ordu ynn yitirir ve askerler panie kaplr. te nevrotik anksiyetenin insana yapt tam da budur: aknla srkler, ne ve kim olduu bilgisini geici olarak iptal eder, etrafndaki gereklii berrak biimde grmesini engeller. Bu aknlk kim olduumuz ve ne yapmamz gerektiine dair bu karmaa nevrotik anksiyeteyle ilgili en ac eydir. Fakat burada olumlu bir yan da vardr: Nasl patolojik anksiyete bizim kendimize dair farkndalmz yok ediyorsa, kendimizin farkna varmak da anksiyeteyi yok eder. Kendimize dair ne denli gl bir bilince sahip olursak, anksiyeteyle baa kmak da o denli kolay olacaktr. Nevrotik anksiyete iimizde zlmeden kalm bir atmann belirtisidir ve atma orada olduu srece nedenlerini fark etme ihtimalimiz vardr. Sava metaforuna dnersek, anksiyete bir benlik olarak kendi kuvveti-

76

Defter

mizle bir benlik olarak kendi varlmz tehdit eden tehlike arasndaki savan bir kantdr. Tehdidin kazanmas, bilincimizin, farkndalmzn teslimiyeti demektir (May 1953). Normal ve Patolojik Anksiyete Paul Tillich (1952) patolojik anksiyete ile varolusal anksiyete arasnda bir ayrm yapmakta ve anksiyeteyle yzleebilmek iin kiinin "olmak cesareti"ni gstermesi gerektiini yazmaktadr. Anksiyete, zerine cesaretle gidilebilecek bir nesnesi olmas iin korkuya dnmek ister. Cesaret anksiyeteyi ortadan kaldrmaz ancak kiinin yokluk anksiyetesini stlenmesini salar. Cesaret yoklua ramen kendini gerekletirmektir. Anksiyete, ynmz cesarete doru dndrr zira dier seenek umutsuzluktur. Cesaret anksiyeteyi stlenerek umutsuzlua kar koymak demektir. Anksiyetesini cesaretle stlenmeyen kii youn bir umutsuzluktan kamak iin nevroza snr ve kendisini ancak kstl bir lekte gerekletirebilir. Nevroz yokluktan kamak iin varl inkr etmenin yoludur. Nevrotik kii yokluun tehdidine sradan insana oranla daha duyarldr. Yokluk ayn zamanda varln srrn da ifa ettii iin, nevrotik kii sradan insana oranla daha yaratc olabilir (Tillich 1952). Rollo May'e (1979) gre normal anksiyete tehditle orantl, represyon iermeyen, bilin seviyesinde yapc bir ekilde yzleilebilen bir anksiyetedir. te yanda nevrotik ansiyete, tehdidin byklk ya da kklyle orantszdr, represyon ve dier atma biimlerini ierir ve ancak bilin ve etkinliin eitli biimlerde bloke edilmesiyle stesinden gelinir. Yalnzlktan kamak iin srye uyum salamak zgn normal anksiyetenin nevrotik olana dnm demektir. Normal anksiyete insann sonluluuyla ilgilidir. Her insan ne zaman olduunu bilmese bile bir gn leceini bilir; lm ve sonlulua dair bu bilginin verdii anksiyete onu hayat anlamlandrmaya yneltir. Rollo May'e gre terapinin amac hastay anksiyeteden kurtarmak deil, onun normal anksiyeteyle yapc bir biimde karlamasn salamak iin, kiiyi nevrotik anksiyetenin penesinden almaktr. (May 1979) .Tillich (1952) ise varolusal anksiyete ile patolojik anksiyete arasndaki ilikiyi yle zetlemektedir: 1. Varolusal anksiyetenin ontolojik bir zellii vardr ve ortadan kaldrlamaz, ancak "olmak cesareti"yle onunla yzleilebilir. 2. Patolojik anksiyete benliin varolusal anksiyeteyi stlenememesinin bir sonucudur. 3. Patolojik anksiyete kiinin kstl, sabit ve gereki olmayan bir temelde kendini gereklemesine ve bu temelin zorunlu bir savunmasna yol aar 4. Patolojik anksiyete, kader ve lm anksiyetesiyle ilikili olarak gereki olmayan bir gvenlik, su ve knanma anksiyetesiyle ilgili olarak gereki olmayan bir mkemmeli-

Anksiyete: zgrln Badnmesi

77

yet, phe ve anlamszlk anksiyetesiyle ilgili olarak da gereki olmayan bir kesinlik retir. 5. Patolojik anksiyete tbbi tedavinin, varolusal anksiyete manevi yardmn alanna girer. Her iki trl yardmn amac da insanlarn kendilerini tam anlamyla gerekletirip "olmak cesareti"ni gsterebilmelerini salamaktr. Umutsuzluk ve Su Umutsuzluk imkn Kierkegaard'a gre insann hayvanlara olan stnldr. nsann ruhsal anlamda kendini gerekletirebilmesi, bu imknn var olmasn, etkin bir biimde onunla yzleilebilmesini ve sonunda umutsuzluun tketilmesini gerektirir (Hannay 1989). Umutsuzluk Kierkegaard'a gre kiinin kendisi olmak istememesinden de kaynaklanabilir. Sei, Kierkegaard iin, varoluun ayrcalkl ndr. Sei iin yaratlm bir insann durumu, ancak riske girebilen bir varln durumu olabilir. Kierkegaard'a gre "insan seii semeden umutsuzlua kaplamaz". Umutsuzluun kkrtlmas varolusal karara gtrr. "Tm ruhunla ve dncenle umutsuzlua kapl" diye yazar, "...umutsuzlua kaplan sonsuz insan bulur." (Mounier 1986, Kierkegaard 1989). Paul Tillich (1952) ise umutsuzluu "son istasyon" olarak betimlemektedir. Kimse onun daha tesine gidemez. Orada artk gelecek grnmez, yokluk mutlak zaferini kazanmtr. Umutsuzluun acs, varln farknda olarak yokluun gcne teslim olmasyla belirir. Eer anksiyete sadece kader ve lm anksiyetesi olsayd iradi lm umutsuzluu savuturmaya yeterdi. O zaman gerekli olan "olmamak cesareti" olurdu. Ancak umutsuzluk ayn zamanda su ve knanma umutsuzluudur. imizde yaanmadan bekleyen bir hayatn suunu duyarz. Bu anlamda Rollo May bilind kavramna farkl bir alm getirir: Bilind kiinin hayata geiremedii, gerekletiremedii bilme ve yaama potansiyelleridir. Bu anlamda "varolusal su"un olumlu ve yapc doasna dikkat eker: "Varolusal su bir eyin ne olduuyla ne olmas gerektii arasndaki farkn alglanmasdr." O yzden varolusal su ruh sal iin bir engel oluturmaz, hatta bir lde gerekli olduu dahi sylenebilir. Su, imkn ve potansiyelle yaknda ilgilidir. "Bilincin ars" iitildiinde kii otantik (halis, sahici) imkn gerekletiremedii srece suludur (Yalom 1980). Anksiyete ve Deerler nsan anksiyetesinin ayrt edici vasf insann deer veren bir varlk olmasndan kaynaklanr. Bu varlk hayat ve dnyay simge ve anlamlarla yorumlar ve

78

Defter

bunlar bir benlik olarak kendi varlyla zdeletirir. Anksiyete bir benlik olarak varlna temel kabul ettii bir deere ynelik tehdidin yol at bir endie olarak da tanmlanabilir. Bu deer ister baar olsun, ister ak, doruyu syleme zgrl ya da i sesine kulak verme, belirli deerler insanlar iin yaama nedenini olutururlar ve bylesi bir deer tahrip edildiinde kii kendi varlnn da benzeri bir ekilde tahrip edilebileceini hisseder. "Ya zgrlk, ya lm" sznde ifade edilen duygu marazi olarak etiketlenemez. Baz insanlar baka bir deere teslim omaktansa lmeyi yelerler. Bylesi bir tavr nevrotik bir tutum olarak deil, btnyle insani bir tavrn en olgun hali olarak deerlendirilmelidir. Nietzsche, Jaspers ve dier varoluular dnyevi yaantnn tek bana tatmin edici ve anlaml olmadn, kiinin daha doyurucu ve anlaml bir yaant iin hayattan daha aziz bildii bir deeri bilinli olarak semesi gerektiini sylemilerdir. (May 1953, May 1979). Martin Buber (1974) kiisel sorumluluun olduu yerde o sorumluluun yerine getirilememesinden doan bir sululuun da olacan syler. Varolusal su insan dnyaya meru bir cevap retemediinde ortaya kar. Yine Kierkegaard'a alan bir sokaktayz: Hangi deer ya da ltler benimsenmelidir ki hayat anlam kazansn. Kierkegaard insanlarn srekli nasl yaamalar gerektii sorusuyla yzletiklerini sylerken Heidegger'le buluur. Hayata anlam katan, dnyaya meru bir cevap reten bir deer insann tm dier seimlerini de etkileyecei iin hayatn btnn kuatacaktr. Kirkegaard hayatn anlam sorusuna ancak dinin cevap verebileceini dnr. ktidar ya da servet peinde komak gibi arzular da anlam arayna bir noktaya kadar cevap verebilir ancak arzular deiebilir ya da kaybolabilir. O halde hayat sadece bir arzuya bal olarak yaamak onu anlamdan mahrum brakmak olacaktr. Kierkegaard'n felsefi takma ad Johannes Climacus'a gre kendimizi kandrmaktan ancak hayatlarmz seme yeteneimiz zerine ina etmekle kurtulabiliriz. Hayat ancak onun dnda bir ey tarafndan anlama kavuturulabilir nk ancak onun dnda bir eye hayatm balayabilirim. Ancak "Mutlak yi"ye balanmakla sonlu iyiliklerin nemi azalr ve varoluun sorusuna cevap verebiliriz. Bu mutlak iyi Climacus'a gre Tanr'nn dier addr ve varoluumuzun her nn anlamlandrmak iin hayatlarmz bir btn olarak Tanr'yla irtibatlandrmamz gerekir. Heidegger bu kavak noktasnda Kirkegaard'dan ayrlmaktadr. Ona gre insan lm deerli bir imkn olarak anlamakla ve yapt her varolusal seimde onunla karlaabileceini bilmekle otantik (halis, sahici) ve btncl bir hayat yakalayabilir. Heidegger, "insan hayatnn anlam nedir?" sorusunun hayatn grmezden gelinemeyecek kadar nemli bir ksmn tekil ettii ve bu soruyla yzlemenin hayatn sonluluunu kabul etmekle mmkn olabileceini sylerken Kierkegaard'la uyuur ancak bu sonluluun tesinde bir alan ya da Varlk fikrine katlmaz (Mulhall 1996) . Kir-

Anksiyete: zgrln Badnmesi

79

kegaard'a gre masumiyet her insann sahip olduu ve su ilemekle yitirdii bir kiilik zelliidir. Masumiyet bir sramayla yitirilmitir, niteliksel bir deiimle, birey tarafndan seilmi bir gnah ileme kararyla. Kirkegaard masumiyeti kiinin kendisi ve evresiyle bark ve uyum iinde olduu bir durum olarak tarif etmektedir. Masum ruh bir z bilinlilikle bir hie dnme ihtimalini fark eder. Bu bilinmeyen karsnda ego anksiyeteye kaplr. Masum kii anksiyeteye k olduu, sevdii ya da arzu ettii iin kaplmaz, setii iin kaplr. Anksiyete zgrln gerekliidir, bir ey ya da hibir ey olma zgrlnn. (Perkins 1969). Kirkegaard'n anksiyeteyi bir retmene benzetmesi gibi Heidegger de onu retici, kendine dndrc bir imkn olarak deerlendirir. Anksiyete ona gre Dasein' dm halinden ve "onlar" arasnda kaybolmuluundan kurtarabilir; anksiyete Dasein' kendisine geri dndrr, varoluu kendisine dert edinen ve birey olmay becerebilen bir varla. Dasein kendi varlyla yzlemekten kamak iin gnlk olaylarn ve nesnelerin iine de gmlm olsa mevcut hallerinin tesindedir, onlardan bakadr ve asla evinde deildir. Anksiyete hiliin yaknln, kendi varlnn yok-varln bizzat stlenmektir. "lm ynelimli varlk" zde kaygdr ve lm ya korkuya ya da asaletli aldrmazla dntrerek bu kaygdan bizi soyanlar aslnda bizi hayatn kendisine yabanclatrrlar (Steiner 1996). Heidegger'e gre anksiyete yokluu ve snrll ifa etmekte ve destekleri yklm bir dnya aa karmaktadr. lmn varolusal gereklii insana ksa ve geici olan varln tantr. Vicdan Dasein' kendi kanlmaz sululuu ile tanklk kurmaya davet etmektedir. Btn bunlara ramen insan snrllklarnn tesine varmal ve kendi varln olumlu hale getirmelidir. O bunu karar vermekle baarr... Gerek ben, karar vermekle gelecee ynelir. nsan son imkn olan lmn nda kendini deerlendirdii ve btn varlyla an iinde seimde bulunduu zaman benlii btnle kavuur. Byle bir ben, tam ve gerektir (Magill 1971). nsan ve Zaman nsann zamanla ba onu dier varlklardan ayrr. Gemii ve gelecei bugne tayabilmek insana mahsus bir zelliktir. nsan zamann itlerini aarak kendi tecrbesini uzak gemiin nda deerlendirebilir, gemiin bilgisini bugnk edimlerinde kullanabilir, hatta geleceini yzyllar ncesinin bilgisinden yararlanarak ina edebilir. Saat zaman Mitwelt'de yani kiisel ilikiler ve sevgi kipinde nemini yitirir. Szgelimi bir kiiye duyduunuz sevginin iddeti o kiiyi ne kadar zamandr tanyor olduunuzla ilgili deildir. Bunun gibi kiinin igr, farkna var ve zbilinlilik dnyas olan Eigenwelt'de de saat zamannn bir nemi yoktur. Farkndalk ya da igr; ani, kendiliin-

80

Defter

den, hemencecik olur ve zamandan mnezzehtir. Bir igr ya da kavray birdenbire ortaya kar ama zamann ilerlemesi onu daha da berraklatrmaz, hatta ou kez zamann ilerlemesiyle o ilk fark ediin berrakl kaybolur. Varoluu psikiyatristlere gre en derin psikolojik yaantlar kiinin zamanla ban sarsan yaantlardr. Ciddi anksiyete ve depresyon zaman hkmsz klar, gelecei yok eder. Kii anksiyete iinde olmad bir gelecei hayal edemez. Zaman ilevinin bozulmasyla nevrotik bulgular arasnda yakn bir iliki vardr. Szgelimi represyon (bastrma) dzenei gemile bugn arasndaki mutad ilikiyi bozar. Gemiini bugnn bilinlilii iinde yaatmak kii iin ac verici yahut tehdit edici olduundan, kii gemiini kendi iinde bir yabanc cisim gibi tar. Ona ait deilmi gibi tanan bu gemi kimi zaman nevrotik bulgularla ifade imkn bulur. Varoluu analistler zaman psikolojik tablonun tam merkezine yerletirdikten sonra, insann baat zaman kipinin bugn veya gemi deil gelecek olduunu ne srerler. Kiilik ancak gelecee ynelik izlei iinde anlalabilir. nsan srekli olu halindedir, srekli gelecee doar. Benlik tad potansiyellerle birlikte deerlendirilmelidir. nsan patolojik anksiyete ya da baka nevrotik snrlamalara kaplmad ve kendisinin farknda olduu srece daima dinamik bir kendini gerekletirme sreci iindedir, kefetmeye, kendini yenilemeye, gelecee hamle etmeye aktr (May 1958, 1983). Kategorik zaman saat ve takvimlerle llr, oysa varolusal zaman gzlenen deil yaantlanan, iinde yaanlan zamandr. nsan zaman duygusunu yok edebilirse zamann getirecei nihai ayrlktan, lmden de kaabilir. Zaman duygusu benlie var olduunu telkin eder; anlarn varl, ego tarafndan bir zamanszlk yanlsamas yaratmakta kullanlabilir. Zaman algs daima gereklikle ve onun snrlamalaryla bir yzleme olduundan, bellek gemite olmu her eyi bugne tamaya, bylece zaman sfrlamaya meyleder. Btn insanlarn bilindnda bir zamanszlk duygusu vardr (Mann 1973). Varoluu analiz gemiin determinizmine snmay ve insan tarihsel glerin zerine etkidii pasif bir organizma, aresiz bir kurban olarak grmeyi iddetle reddeder. Gemii anlamlandran bugn ve gelecektir. Geleceini kendi seimleriyle ina eden ve seimlerinin sorumluluunu stlenen, lmn ve hayatn farknda bireylerde, zamanszlk yanlsamasna duyulan ihtiya azalr. Semek Semek, karar vermek nemlidir nk her evet iin bir hayr vardr. Bir eye karar vermek baka bir eyden vazgemek demektir. Pimanlk elden giden frsatlar nedeniyle her karara elik edebilir. Karar almak ac verir nk imknlarn snrlln gsterir ve snrllk gerei, varolusal anksiyeteyle bal-

Anksiyete: zgrln Badnmesi

81

ca baa kma biimlerimizden biri olan "zellik" dncemizi tehdit eder. "Dierleri snrlamalara maruz kalsa da ben biriciim, zelim ve doa kanunlarnn tesindeyim" yanlsamas yara alr. Kii karar vermek suretiyle imknlarn snrllyla yzyze geldiinde dnyadaki varlnn biricik olduu efsanesi de sarslr. Seim yapma ya da karar verme, kiisel sorumluluu ve varolusal yalnzl kabul edebilmeyi gerektirir. Karar yalnz bir edimdir, o bizim kendi edimimizdir, kimse bizim iin karar veremez. Karar vermek kiinin bir ve biricik hayatn bir muhasebeden geirmesini gerekli klar. Bu ynyle sorumluluk iki kenar keskin bir kl gibidir: Kii hayat durumunun sorumluluunu kabul eder ve deimeye karar verirse, gemi hayatndaki enkazn da sorumluluunu tek bana stlenmek ve hayatn ok nce de deitirebilecei gereini kendi kendisine itiraf etmek zorunda kalr (Yalom 1980). lm ve nsan Heidegger'e gre anksiyete insann snrll gibi, onun geiciliini de ortaya karr yani onun lm ynndeki varln ortaya karr. Heidegger'in fenomenolojik analizinde incelenen lm, "lm dei" lm, yahut biyolojik hayatn sonu deildir. lm, Dasein'n bulunduu durumla ilgili imknlarn snrnda, teslim olaca bir varolu yndr. lm, btn hayat kucaklayan ve ona sorumluluk getirerek deer katan bir fenomendir. "Dnya iinde varlk" olarak kesin ve deimez snrn nceden grme imknna sahip olan Dasein, kendi akbetine nclk eden snrl imknlarn nda kendini kefeder, bu imknlar dolaysyla sorumluluk yklenir ve kendini vehimden uzak bir btn olarak seer. Daha nce de Kierkegaard tarafndan retildii gibi, lm hayata sorumluluk vererek onu anlaml ve deerli yapar. lmn nceden duyulmas her seime varolusal bir anlam katar ( Magill 1971). lm bir ilinek deildir; sradan dncenin inanmak istedii gibi dardan gelmez; lm bizim en yce imknmzdr. nsan varoluu lm-iin-varlktr. lm yaamn sonunda deildir, yaamn her annda, yaamn kendisinde var olur (Mounier 1987). Kimse bakasnn lmn lenden uzaklatramaz.lmek her Dasein'n zaman gelince kendi bana katlanmas gereken bir eydir (Heidegger 1962). Biz bu dnyaya "frlatlmz" diye iddia eder Heidegger. Bizim dnya-iinde-varlmz bir frlatlmlktr. Kiisel seim olmadan, hibir nbilgi olmadan iine frlatldmz dnya bizden nce vard ve bizden sonra da olacaktr (Steiner 1996). lmn farknda olmak insana "dnyada evinde olamama" yaants verir. lm kiiyi bir varolu halinden daha ykseine tayabilen bir katalizrdr: lmn farkndal kiiyi sfli uralardan uzaklatrr ve hayatna yeni bir anlam, bir derinlik katar.

82

Defter

lm bize varln ertelenemeyeceini hatrlatr. nsan lmle yzleecek kadar anslysa, hayat bir imkn, lm de "imknn artk mmkn olmamas" olarak deerlendirebilir ve hayatn son anna dek deitirebileceini fark eder (Yalom 1980). Medard Boss (1983) da insann lmle kuraca en onurlu ilikinin ondan kamak ya da saklanmak deil, faniliin srekli bir farkndal olduunu syler. Ancak byle bir Dasein, kendisini gndelik hayatn ey ve ilikilerine teslim etmez ve kendine dner. Varln lmll, lmn d dnyadan gelen desteklerin kaybedilmesi anlamna geldiini ve bu yzden Dasein iin son bir imkn olduunu gsterir. Her Varlk kendi lmn tam bir yalnzlk iinde lr. Bu igr pasif bir kadercilie yol amaz, tam tersine, fanilii en belirgin ve kesin bir varolusal imkn olarak kabul etmekle, insan varlnn her bir dakikasnn sorumluluunu fark eder. nsan sonlu ve lml olmasayd eer, hibir eyi elinden karm olmayacakt. Ancak lml bir varlk iin hibir olay tamamen ayn ekilde iki kez cereyan etmez (Boss 1983). Sonu Van der Leeuw (1980) modern zamanlarn temel eilimlerini yle zetlemektedir: 1. Byk bir bilgi seli altnda kalan insanlarn bamsz dnme alkanln terk etmeleri ve yzeysellemeleri, insanlarn sessizlik, yalnzlk ve mahremiyetlerinin tehlike altna girmesi. 2. Toplumun temeli olarak ailenin rolnde deiiklikler, anneliin giderek daha ok ihmal edilmesi. 3. Reklamlarn batan karclnn toplumda baat rol oynamas, abuk tatmin olmann zendirilmesi ve tam anlamyla tatminin mmkn olduu yanlsamasnn yaratlmas. 4. Heyecan, uyarlma, duygularn ksa patlamalar ve abuk boalma konusunda giderek artan bir aray ve bunun, ocuklarn kolland, scak ve gzel duygularn gelitirilme abasnn yerini almas. 5. Toplumda uzun sredir duraan olan ltlerin krlmas ve bireyleme yaantsnn nnn almas. Christopher Lasch (1979) ise buna "narsisizm kltr" adn vermektedir. Ahlaki rehberlik sistemi olarak ailenin k, atmalarla yzlemek yerine uzlamay semek ve igdsel tatminin trmandrlmas, "narsisizm kltr"nn sacayan olutururlar. Kapitalizm ciddi bir kltrel/psikolojik ykma yol am ve kendimize yardm ya da kendimizi terbiye etme yetilerimizi yok etmitir. Toplumsal basklar egoyu igal ettike, bymek ve olgunlua erimek giderek daha mkl bir hal almtr. mgeyle gerein birbirine kart bu dnyada gereklii dlemden, gerekte ne olduumuzu tkettiimiz rnlerin bize olduumuzu syledii eyden ayrmak

Anksiyete: zgrln Badnmesi

83

zorlamaktadr (Lasch 1979). Ve nihayet yaadmz aa "anksiyete a" ad verilmektedir. inde bulunduumuz a bizi pek ok teknik ilerlemeyle buluturdu ancak, iki dnya sava, soykrmlar, mltecilik, ikence, yeryznn ve gkyznn kirlenmesi gibi sorunlar da bu an ikramiyesi oldu. Kolektif anksiyetenin ve mitsizliin girdabndan, her bireyin kendi varolusal anksiyetesiyle teke tek yzlemesiyle klabilir. Dnrlerin, airlerin ve bilim adamlarnn birbirlerinin dilini anlad bir dnme ihtiyacmz var. Kendi varoluunu anlamlandrabilen insanlarn dnyay da anlamlandrabileceini, kendi varolularn klandrabilenlerin dnyay da klandracan hatrda tutmalyz...

KAYNAKLAR Boss, M. (1983), The Existential Foundations of Medicine and Psychology, ev. S. Conway, A. Cleaves, Jason Aronson, New York. Buber, M. (1974), I and Thou, ev. W. Kaufman, Mac Millan Publishing Co., New York. Hannay, A. (1989), Introduction. (In) The Sickness Unto Death, Penguin Books, New York. Heidegger, M. (1962), Being and Time, ev. J. Macquarrie, E. Robinson, Harper & Row, New York . Kierkegaard, S. (1989), The Sickness Unto Death, Penguin Books, New York. Lasch, C. (1979), The Culture of Narcissism, Warner Books, New York. Magill, F. (1971), Egzistansiyalist Felsefenin Be Klasii, ev. V. Mutal, Hareket Yaynlar, stanbul Mann, J. (1973), Time-limited Psychotherapy, Harvard University Press., Cambridge. May, R. (1953), Man's Search for Himself, W. W. Norton & Co., New York. (1958), "The Origins and the Significance of the Existential Movement in Psychology", derl. R. May, A. Engel, H. Ellenberger, Existence: A New Dimension in Psychiatry and Psychology iinde, Basic Books, New York. (1977), The Meaning of Anxiety, W. W. Norton &Co., New York. (1979), Psychology and the Human Dilemma, W. W. Norton &Co., New York. (1983), The Discovery of Being, W. W. Norton &Co., New York. Mounier, E. (1986), Varolu Felsefelerine Giri, ev. S. Rifat, Alan Yaynlar, stanbul. Mulhall, S. (1996), Heidegger and Being and Time, Routledge, Londra. Perkins, R. L. (1969), Soren Kierkegaard, Lutterworth Press, Londra. Steiner, G. (1996), Heidegger, ev. S. Kalkan, Vadi Yaynlar, Ankara. Tillich, P. (1952), The Courage to Be, Yale University Press, New Haven. Van der Leeuw P. J. (1980), "'Modern Times' and the Psychoanalyst Today", Int. Rev. Psychoanal, 7: 137-45. Yalom, I. D. (1980), Existential Psychotherapy, Basic Books, New York.

You might also like