You are on page 1of 232

AMERKA'DA iSLAM VE RSALE- NUR

Bismillahirrahmanirrahim Es selamu aleykum ve rahmet'ullahi ve berekatuhu slam tm dnyada olduu gibi Amerika'da da en hzl byyen din durumunda. 11 Eyll'deki terr hadisesinden sonra beklenildiinin tam aksine slam'a kar alaka gittike artyor. Bu vesile ile mahedelerimizi abi ve kardelerimizle periyodik olarak paylamay muvafk grdk...hem evk hem de duaya vesile olmas midiyle. Yaklak 300 milyon nfusu olan Amerika'nn byk bir yzdesi Hristiyan. 20 milyon civarndaki mensubu ile Yahudilik ikinci srada yer alyor. slam sralamada nc ve Mslmanlarn says 10 milyon dolaylarnda tahmin ediliyor. Bunun 4 milyonunu slami lkelerden gmen olarak gelenler, 6 milyonunu ise yerli Amerikal Mslmanlar oluturuyor. Amerikal Mslmanlarn 2.6 milyon kadar Beyaz, geri kalan 3.4 milyonu ise Zenciler'den oluuyor. Zencilerin bir ksm Zenci milliyeti bir teekkl olan Nation of Islam'a (slam Milleti) dahil ve saylar 1.5 milyon civarnda. Bunlar slam'n siyah rka ait bir din, namazn gereksiz ve liderleri Muhammad Elija'nn da son peygamber olduunu iddia ettiklerinden gayr-i Mslim'dirler. u anki liderlerinin ismi Louis Farakhan. Muhammad Elija'nn olu Warith'ud Din Muhammad'in 70'li yllarda Malcolm X vesilesi ile snni slam'a ihtida etmesi o gndenberi Nation of slam'dan snni izgiye ynelen bir ak balatm ve bu mustakim Zenciler'in says bugn 2 milyonu bulmu durumdadr. Mslmanlarn bilhassa son bir-iki yz yldr bu lkeye gelmeye ve yerlemeye baladklar kesin olsa da tebli manasndaki organizeli gayretler hemen hemen elli yl ncesinden teye gitmiyor. Vaka u ki o gnden bugne slami hizmetlere el atanlar Pakistanl Mslman kardelerimiz olmu. Bu hizmetler neticesinde slam'n bu lkede kendini kabul ettirmesiyle Arap

kardelerimiz de -bilhassa Suudiler- devreye girmiler. Son on ylda gerek slam'a olan alaka ve gerek slam'a yaplan hizmetler katlanarak artyor. slam'n elli yl akn gemiinde bugn 3 bine ulaan cami ve mescidlerin hemen hemen yars bu son on yl iinde alm. Bu mesCidlerin hemen hepsinde her Cuma gn en az bir kii ihtida ediyor. Bu, haftada 3 bin, ayda 12 bin, ylda yaklak 150 bin kiinin mescidlerde Mslman olmas anlamna geliyor. Her yl Amerikan hapishanelerinde Mslman olan 20 bin kii, ferdi alan Mslmanlarn vesile olduklar binlerce kii, zellikle internet zerinden aratrarak slam' bulan dier binlerce kiiyi de eklerseniz ylda 500 bine yakn kiinin Mslman olduu gereini kabul etmekte glk ekmezsiniz. Yakn bir gemite CNN u an says 10 milyon olan Mslmanlarn 2010 ylnda nfus itibariyle Yahudileri geride brakarak slam' ikinci din srasna tayacaklar haberini verdi. Yahudiler u an 20 milyon. slam kadnlar arasnda daha hzl yaylyor. Mslman olan her bir erkee mukabil drt kadn slam seiyor. slamiyetin hz artk bura Mslmanlarnn bile yetiemeyecei kadar yksek. nsanlarn slam tercih ve kabul etmelerinin sevindiricilii kadar zc yanlarn da gz ard etmemek gerekiyor. slam' din olarak seen her fert, her Mslmana yeni bir mes'uliyet olarak ekleniyor. slam' seinceye kadar bir sr maniayla karlaan insanlar Mslman olduktan sonra ok daha fazla badireler bekliyor. Nasl m? nsanlar hereye ramen Mslman oluyor. Mslmanlarn manevi sefalet ve perianlklar ve slam'n medyada terr olarak tantlmasna ramen. Pakistan'n Tebli Cemaati ve Arap Vehhabileri'nin katklar her ne kadar inkar edilemezse de hizmet tarzlar imdi slam'a byk zararlar verecek bir aamaya gelmi durumda. Binbir glkler iinde Mslman olan zavall Amerikallar "Pantalon paas ayak bileklerinden aa sarkanlarn namaz olmaz, cehennemliktir. Sakalsz Mslman olmaz." diyen Pakistanllar ve "Namazda takke

takmak, cppe giyinmenin asl yoktur." diyen Vahhabiler arasnda yollarn arm durumdalar. Klk-kyafet tartmalarndan bu sabk gayr- Mslimler henz Allah ile slam'n tarif ettii gibi tanma frsat bulmu deiller. Cenab- Hakk ile ilgili bildikleri tek ey Allah'n kendi mazilerinde tandklar gibi bir Zat olmad. Ama slam, marifet-i ilahi'ye nasl bir boyut kazandryor ondan haberleri yok. Yani Allah'n nasl olmamas gerektiini anlyorlar ama nasl olmas gerektiini bilmiyolar. Bu Pakistan ve Arabistan uzantl (safiyane) tehlikelerin tesinde, hasbi ve samimi bir ekilde Mslman olmu Amerikallar tehdit eden ikinci dier byk bir tehlike de Ahmediye Tarikat olarak bilinenKadyaniler ve baka bir takm gruplarn munafkane ve dessasane planlardr. slamn hzla ilerlemesine engel olamayacaklarn anlayanlar yeni Mslman olanlarn safiyet ve itimatlarndan yararlanarak onlar slam adyla ama slam dnda ynlendiriyorlar. Bu Kadyanilerin bir televizyonlar ve ok gl de neriyatlar var. Yeni Mslman olanlar yakinen takip edip kastl yanl tercme ettikleri kendi Kur'anlarn onlarn ellerine tututuruyorlar. Bunlarn bu tahripkar faaliyetlerine bir de hadisin varln kabul etmeyen, Kur'an'da be deil vakit namaz zikredildii, tesettrn Kur'an'n bir emri deil Hz. Muhammed'in ahsi bir uygulamas olduunu Kur'an'a dayandrarak iddia ve isbat gayretindeki radikalleri eklediniz mi gnden gne sayca artan Mslmanlar iinde onlara gayr-i Mslim gnlerini aratacak ihtilaf ve dalaletlerin ok gl bir ekilde patlak vermesini akldan uzak grmemek gerekiyor. Mustakim fert ve cemaatlerin bu yeni Mslmanlar muhafaza iin gsterdikleri gayret her ne kadar u an iin kafi gibi grnyorsa da, imdiden ciddi tedbirler alnmad takdirde bu gayretlerin bura Mslmanlarnn yakn gelecekteki manevi selametlerini temine kifayet etmeyecei aikardr.

Amerika; mnbit bir zemin ve slam imdi mergub bir meta. Alaka haddinden fazla, ihtida bir o kadar ok fakat ahmak dostlar bir trl uyanmyor, munafk dmanlar bir trl uyumuyorlar. Bir sr dalalet yollarndan zor bela kendini kurtarp slam'n emin ellerine teslim olduklarna inananlar Mslman olmuken iken kendilerini ne tr dalaletlerin beklediinden habersizler hem de korunmasz bir ekilde. Yk ar ve bizler gayet azz, ne yaplmal ve ne yapmalyz? Risale-i Nur bir kez daha kendisini tescil etti. Gerek hizmet metodu ve gerekse temas ettii mevzuat itibariyle Risale-i Nur hem slam'n nasl temsil, hem bu insanlara nasl tebli edilecei ve hem de slam kendilerine din olarak seenlerin imanlarn bu vartalardan nasl kurtaracaklarna dair ll, dengeli bir usul ve muhteva kayna olduunu bir kez daha isbat etti. Fakat bu eser nerededir ve nerede bulunur? Bu eseri Trkiye'nin kapal kaplar ardnda tutup Bat insann kefetmesini istemek ve beklemek, hem kendimize hem onlara en byk fenalktr! Bu eser bir an nce burada layk olduu ellere ulatrlmaldr. slam'n ykseli trendine girdii bu lkede Risale-i Nur'un yeri nedir? Organizeli anlamda geen elli yllk Amerika slami hizmetleri iinde Risale-i Nur'un varl grnmyor. Her yerde ve hereyden nce ve herkesin elinde bulunmas gerekirken, kimsenin elinde bulunmamas ve haberi olmamasnn sebebi nedir? Nur Camias gerekli ve yeterli yatrm yapmyor mu? Amerika Nur Talebeleri olarak her ayda bir, bir hizmetler mektubu takdim etmeyi muvafk grdk. Maksadmz hizmet ve faaliyetlerimizi tehir ile bir hodfurulukta bulunmak deil, bilakis ne denli yetersiz kaldmz nazarlara arzetmek ve bu babta ehl-i himmet ve gayretin dua ve maddi-manevi tevecchlerini celbetmektir. Amerika Birleik Devletleri'nde 50 eyalet olup, aada misallerini vereceimiz hizmetler bu eyaletlerden yalnz biri olan Connecticut'taki bir ka Nur Talebesi'nin sadece 2002 yl Austos,

Eyll ve Ekim aylar faaliyetlerini yanstmaktadr. ou gayr- Mslim 79 kii ile tanld. Burada mevcut bulunan birka Trkiyeli talebeden bu ay zarfnda toplanan yaklak 2 bin dolar ile hepsine Risale-i Nur ve temel slami bilgileri ders veren abdest ve namaz tarifleri gibi- kitaplar verildi ve nemli bir ksm mslman oldu. Bunlarn iinde Amerika dndan, Almanya, in, Gney Afrika, Brezilya, Cezair ve Msr gibi lkelerden tanlan ve Risale- i Nur gnderilen insanlar oldu. Kitab- Mukaddes almalar ad altnda dindar Hristiyanlarla haftalk ncil sohbetleri oldu ve bylece kendilerine slam ve Kur'an ile tanma imkan temin edildi. ki farkl hapishanede Cuma namazlar kldrlyor ve namazlar mteakiben Risale-i Nur'dan sohbetler yaplyor. Bu hapishanelerden birinde drt ay iinde drt mahkum Mslman oldu ve bu sohbetlere Mslman mahkumlar dnda Hristiyanlar da dinleyici olarak katlyorlar. Lise, Kilise, sivil kurumlar ve kolejlerden slam zerine sunumlar vermek zere davetler alnd. Bu sunumlarn en byk faydas dinleyicilerin zellikle medya etkisiyle edindikleri kt slam imajndan syrlmalardr. Yeni Mslman olanlara bir mesjidde haftasonlar Kur'an dersleri verildi ve veriliyor. Bu dersler vastasyla bu insanlar Risale-i Nur ile tantrlyor. Binlerce insann katld ve senede birka kez dzenlenen byk slami sempozyumlardan birine itirak edildi. Bu sempozyumlar iki ana ksmdan oluur: konferanslar ve kitap fuarlar. Bu fuarlarda Risale-i Nur'un tantm ve sat yapld. Risale-i Nur'u henz konferanslarda temsil etme durumda deiliz malesef. Tm bunlarn iinde en ehemmiyetli grnen bir hizmet internet vastasyla dnyann her yerinden insanlara ulamaktr. slam'a

ilgi duyan insanlar artk kaynak olarak interneti kullanyor. slam hakknda sorular olanlar slami sitelere mesaj brakyor ve bu ekilde Mslmanlarla temasa giriyor ve ksa sre iinde de Mslman oluyorlar. Bu tarzda tanlan insanlarn her gn onlarcasna internet zerinden email aracl ile cevap gnderiliyor. Bu vesile ile imdi yzlerce insan Risale-i Nur'u tanyor, okuyor ve hayran kalyor. Bunlardan birinin Risale-i Nur ile alakal mahedelerini paylamak istiyoruz. Aadaki satrlar on yllk Mslman ve Rusa dilinde Yardmc Doent olan bir Amerikalya ait: [ I've been reading the books you sent--fantastic. They have made me think a lot. I really must read the Risali-e Nur soon. Assalamu alaikum akhi, I must thank you again for sending the booklets by Nursi. I found them so enlightening alhamdulillah that I have found a website dedicated to his works, and begin each day reading a piece of his writings. It is truly a blessing! I have many times had a dream that I found, unexpectedly, a huge series of books that expounded the Qur'an and which were an enormous wealth of enlightenment. I believe that the works of Nursi are the books of that dream.> Ksa tercumesi: Gnderdiiniz kitapklar okuyorum. nanlmaz eserler. Beni dnmeye sevkediyor. Risale-i Nur'un tamamn derhal okumalym. Bu eserleri ok tenvir edici buluyorum. Nursi'nin eserlerinin bulunduu bir internet sitesi buldum ve her yeni gnme bu eserlerden bir para okuyarak balyorum. Yllarca hep Kur'an'n nurani hakikatlerini bir gn kefedebilme hlyalar ile yaadm. imdi inanyorum ki Nursi'nin bu koca Nur hazinesi ile ryalarm gerekleti.

te on yllk bir Mslman ama slam' Risale-i Nur'u elde ettikten sonra kefettiini itiraf eden biri. Nice insanlar var ve nice yllardr Mslmanlar ve Risale-i Nur'u okuyunca sevineceklerine mi zleceklerine mi karar veremeyen insanlar. Bir o kadar yl Mslman olup fakat slam' anlayamadan yaayadklarna yanan insanlar. Risale-i Nur henz slami hizmetler iinde yerini alm durumda deil malesef. Geri kalmak ve gecikmek hatadr. Her gn Mslman olan bir o kadar adam da Mslman olmakla acaba doru yapp yapmadn soruyor kendine. Neden? nki aradn Pakistanl'da, Vehhabi'de bulamyor. Onlar slam, slam' da onlar sanyor. Aradklar Risale-i Nur'dur. O ise ortada yok. nki ihtiyaca orantl yatrmda ok geriyiz, yetersiziz. Cenab- Hakk'n izni ile sebepler dairesinde, ok amal kullanabileceimiz byke bir mlk bir dersanemiz, mevcudun birka kat elemanmz, daha ok kitabmz ve maddi kaynaklarmz olduu takdirde daha gl, daha byk apl ve organizeli alacamza inanyoruz. Bu vesile ile bata dualarnz ve maddi-manevi tevecchlerinizi bekliyoruz. Selam ve hrmetlerimizle. .T. ve Connecticut Nur Talebeleri...

AYAN-I SABT
AYAN-I SABT Ayan: Bir eyin zat, esas, z ve mahiyeti manasna gelen, ayn zamanda kesret manasn ifade eden bir kelimedir. Sabit kelimesine izafe edilmesi ise, adem-i mutlaktan mberra olmasna delalet iindir.

Allahn Zat- Akdesi ile beraber isim ve sfatlarnn da ezeli ve ebedi olmas, mutlak yokluk ve hilik manasn ve ihtimalini ortadan kaldryor. Zira Vacibl Vcud ile mutlak yokluk manas iki zttr. ki zttn beraber bulunmas ise muhaldir. Bu yzden, Vacibl vcut, adem-i mutlak mahv ile tams etmitir. O zaman her ey, ister mevcud olsun, ister madum olsun, Allahn ezeli ve ebedi ilminde sabit ve daimdir. Evet, her eyin ve her mevcudun iki cephesi vardr. Birisi, mahiyet ve zat; dieri ise, hariteki vcudu ve suretidir. Yani, cismani buududur. Her eyin asln ve zn tekil eden ise, zat ve mahiyetidir. Bu da Allahn ezeli ve ebedi ilminde manevi ve ilmi olarak mevcuttur. Buna vcud-u ilmi de denir. ayet, Cenab- Hak, ezeli irade ve kudreti ile, ilminde sabit olan bu mahiyetlere ve asllara harici bir vcut verirse, o zaman ilmlik ve manevilikten mahlukat ve ehadet alemine intikal etmi olur. te Cenab- Hakkn ezeli ilmindeki eyann mahiyet ve zatna ayan- sabit denir. Onun harici bir vcut giydirilmi haline de mahlukat veya hakikat denilir. stadn ifadesi ile, daire-i ilmiden, daire-i kudrete km olana, mahluk ve mevcut denilir. Daire-i ilmde olan mahiyet ve aslna da, her eyin bir nevi program ve mahiyeti hkmnde olan vcud-u ilm denilir. Yine, Risale-i Nurda, mahlukat mevte maruz kalnca, sureti ve cismi gider; hakikati ve mahiyeti devam eder. Bir nevi vcud-u maneviyeye inklap eder, der. Devamnda ise, adem-i mutlak yok ki bir ey oraya atlsn ve yoklua mahkum olsun ifadesi ile bu meseleye iaret eder. Bu ayan- sabit konusu Ehl-i Snnet iinde farkl meslek ve merep sahiplerine gre farkl tabirat ile mtalaa edilmitir. Mesela, tasavvuf mesleinde olanlar, eyann ilm-i lahide olan vcutlarna ayan- sabit demiler. Oradan, ezeli irade ve kudret ile, harici vcuda intikal eden haline de feyz-i mukaddes tabirini

kullanmlardr. Yine Snni kelamclar, ilm-i lahide olan eyann vcutlarna mahiyet tabirini kullanmlardr. Oradan Kudret ve irade ile, harici aleme intikal ettirilmi durumuna da, hakikat ismini vermilerdir. Felsefede, filozoflar da bu manaya uzaktan bir yaklamla, farkl tabir ve ifadeler kullanmlardr. Mesela, Eflatunun ideas, Hegelin kamu tanr inanc, Bergsonun ruhuluk anlay, vb. fikirler bu manaya uzaktan bir bak saylabilir. Yine asrn mam, Said Nursi, ayan- sabit ve mahiyet tabiri yerine, vcud-u ilmi ve manevi; onun harici aleme intikal etmi durumuna da mahlukat, ya da daire-i kudret tabirini sarf eder. zet olarak; delalet ve iaret noktasndan ayn eyler syleniyor. Ama, tabir etme noktasndan mesleki mukteziyata gre tasvir yaplyor. Bir eyin ilmi ve manevi olarak mevcudiyeti zaruridir. nk, adem-i mutlak yoktur. Ama harici olarak vcuda gelmesi, ezeli irade ve kudrete bakar. Yani, Allahn dilemesine bakar. Bir eye harici vcut verilmemise; o ey, sadece ezeli ilimde mahiyet olarak vardr. Bu nedenle mahluk ismini alamaz. Allahn ezeli ilminde vacip, mmkn ve mmteni olarak vcudun btn nevileri vardr. Allah, Zat- Akdesi ile beraber btn isim ve sfatlarn bildii gibi, mmkinattan olan her eyin mahiyetlerini de bilir, hi bir ey onun ilminin haricinde olamaz. Mmteni ise, vcudu hibir zaman mmkn olmayan muhal eylere denir ki, Allah, ilmi ile bunlar da bilir. Allahn ezeli ilmindeki isim ve sfatlarn tecelli yeri, vcut sahalar iinde, sadece mmkn olan mahiyetlerdir. Yoksa, vacip ve mmteni olanlar, tecelli ve taalluk yeri deildir. Allahn ezeli ilminde mmkn olan mahiyetlerde isim ve sfatlarn tecelli ve taalluk keyfiyetlerini idrak etmek ve kavramak mmkn deildir. Mesela, Allahn ezeli ilmindeki mahiyetlerin harici vcuttaki ller ile kyas edilmesi muhaldir. Hariteki bir ta, sert ve

hacimlidir; ama ilimdeki mahiyeti sertlikten ve hacimlilikten mnezzehtir. Eer harici aleme kyas ederek, Allahn ezeli ilmindeki mahiyet ve vcutlara cismani boyut ve ller ile bakarsak, bir nevi maddenin kdemine, yani ezeliyetine zehap etmi oluruz. Bu da zuhur, ittisal, hululiyet gibi dall ve kfr mucip yollara gtrr. lm-i lahide mevcut olan mahiyet veya ayan- sabit dediimiz mevcudat- ilmiyeler, keyfiyetini bilmediimiz bir vcuda ve hayata mazhariyetleri vardr. Bu zaviyeden, eyann mahiyeti ve zat, yani z sabit ve daimdir. Asla adem-i mutlaka maruz deildir. Mesela insan, zihninde bir binann plan ve projesini ve btn aksam ve detaylarn ifade eden bir program tasarlasa ve bu tasary aynyla harici vcuda bina olarak ina etse; bu inaat, program olarak insan zihninin daimiyeti ile daimi olarak mevcuttur. Ama harici vcut noktasndan nsan, irade ve kudretin var etmesine bamldr ve hadistir. Taalluk olmaz ise, husule gelemez. te, binann zihinde oluan program halindeki vcuduna ayan- sabit; onun inaat halini alan harici vcuduna ise mahluk denir. Bina ile program farkl olmakla beraber, tamamen birbirinden bamsz da deildir. Her ikisinde de lahi sfat ve isimlerin tecelli ve taalluklar vardr. Ama keyfiyeti tamamen baka bakadr, birbiri ile iltibas olunmamaldr. lm-i lahideki mahiyetlerin kesret ve tenevv; esmann kesretinden ileri geliyor. Tpk, harici alemdeki kesretin, esmann kesretinden gelmesi gibi. Yani, ayan- sabit denilen eyann mahiyet ve esaslar, Cenab- Hakkn isimlerinin ve tecellilerin bir nevi glgesidir. Harici mevcudat ise, bu ilmi ilahideki glgenin glgesidir. bn-i Arabinin ifade ettii zlln zlali tabiri, bu manaya delalet ediyor. Mesela, gne bir aynaya aks ediyor. Aynadaki aks da baka bir aynaya aks ediyor. Burada, gne, isimleri temsil eder. Birinci aynadaki aks, ayan- sabit; en son aynadaki aks ise, harici mevcudat alemini ifade eder.

Burada iltibas olmasn. Harici mevcudatn; hi bir hakikat olmayan hayal, vehim, ya da zihni bir ey demek olmad bedihidir. Buradaki glge, nispidir. Yani, Rasih olan bir vcuda nispeten, onun alt olanlar daha zaif bir vcud mertebesinde demektir. Yoksa, eyann hakikati sabittir.

Bedizzamann Bak Asyla slam ve Bat Medeniyetinin Mene Balamnda Mukayesesi


Medeniyet Nedir ve Baars Neyle llr? Bedizzaman, bir medeniyetin sadece bir din, bir blge veya bir asrn rn olamayacan ancak, umumun mal olabileceini belirtir. zellikle medeniyetlerin mehasinlerinin kaynann olduunu ifade eder: a. Telhuk- efkar, b. Semvi erayi, c. Hct- zaruriye. Bedizzaman, Avrupa medeniyetinin mehasinleri iin bu listeye semav erayi meneli olmakla beraber, zele doru vurgu yaparak, hususi bir kaynak daha ilave etmektedir ki, o da slami nklapdr. (Szler, s. 655) Avrupann en byk stad Endls Devlet-i slamiyesidir.(Szler, s. 313) ifadesiyle daha somut ve dorudan etkinin kaynan da belirtir. Bylece, genel bu kaynak dnda, baz medeniyetleri hususi olarak etkileyen kaynaklarn da mevcut olabileceini ifade etmi olmaktadr. Bedizzaman, bir medeniyetin baarl saylabilmesi, saadeti temin ettiinin kabul edilebilmesi iin ya klle, yani umuma veya lakal ekseriyete, yani insanln ounluuna medr- nect olmas gerektiini belirtmektedir. (Szler, s. 653) Ayrca, medeniyetteki hakiki maksadnn istirahat- umm ve saadet-i hayat- dnyeviye olduunu (Emirda Lahikas, s. 335) ifade

etmektedir. Bedizzaman, medeniyetin kanunu olarak telhuk- efkar grd gibi, medeniyetleri ihtiyarlandran, dolaysyla lme mahkum edenin de, mesvi-i medeniyetin mehasinine galebe gelmesidir(Muhakemat, s. 37-39) demektedir. Bat (Avrupa) Medeniyetinin Menei ve Temel zellii Her medeniyeti ekillendiren ve ona bir nevi kimlik kazandran mene ve zelliklere dikkat eden Bedizzamana gre, Bir asldan ikiz olarak neet eden (Tarihe-i Hayat, s. 119) Avrupa medeniyetinin Eski Roma ve Yunan olarak iki dehas vardr. Bunlardan birisi hayalld, dieri ise maddeperestti. Su iindeki ya gibi birbiri ile imtiza olmayan, Avrupann bu iki dehas, uzun sre birlikte olmalarna, medeniyetlerinin bu ayrl ortadan kaldrmak iin abalamasna, daha sonra Hristiyanln da almasna ramen hibiri de temzicine muvaffak olamad. ki dehann her biri istiklallerini filcmle hfzeyledikleri gibi, modern dnemde de (elan) adeta iki ruh cesetleri deimi ekilde Alman, Fransz olarak mevcudiyetlerini korudular. O ikiz iki dehann, kz gibi birlemeyi reddettiklerini zaman da gsterdi. Avrupa medeniyetinin iki dehas ikizdi, kardeti, arkadat, yoldat ancak, buna ramen birbirleri ile dvt, hi de barmad. Yalnz, Avrupa medeniyetinin iki dehas olmasna karlk, bu dehalardan birinin Bat medeniyetinin ruhunu oluturduunun bir ifadesi olarak Bedizzaman, bu medeniyetin ruhu Roma dehasdr (Szler, s. 654) demektedir. Bedizzaman, Avrupa medeniyetini, mehasinlerini de dikkate alarak ikiye ayrmaktadr. Hakiki Hristiyanlktan feyizle, insanln sosyal hayatna faydal sanatlar ile adalet ve hakkaniyete hizmet eden fenleri, mehasin-i medeniyet ve fnn- nafia olarak kabul ve takdir etmektedir. Ancak, Bedizzaman, bu takdir ettii ksm dolaysyla Avrupa medeniyetinin doruluk ve stnln kabul etmemektedir. Zira mehasin ksm Avrupa medeniyetini temsil etmemektedir.

Bedizzaman, malayani ve muzr felsefeyi ve muzr ve sefih medeniyeti elinde tutan Avrupann ahs- manevisinin bir elinde dalaletli felsefeyi, dier elinde de sefih ve muzr medeniyeti tuttuunu belirtmektedir.(Lemalar, s. 123) Hatta, Avrupa medeniyetinin sefahat ve delaletle bozulmu olduunu, Avrupann belli lde mehasininin kayna olan Hristiyanlktan da uzaklatn ifade etmektedir. (Lemalar, s. 124) Bat Medeniyetinin Esaslar Bedizzaman, temeline ve eserlerine bakmak artyla Avrupa medeniyetinin menfi be esas zerine kurulup ilediini belirtir. Nokta-i istinad: Hakka bedel kuvvettir. Kuvvet ise, enidir tecavz ve teruz. Bundan kar hynet. Hedef-i kasd, fazlet bedeline hasis bir menfaattir. Menfaatin enidir tezhum ve tehsum. Bundan kar cinayet. Hayattaki kanunu, tevn bedeline, bir dstur-u cidldir. Cidlin eni budur: tenzu ve tedf. Bundan kar seflet. Akvmlarn beyninde rbta-i esas: harn zararna mntebih unsuriyet. Bakalar yutmakla beslenir, alr kuvvet. Milliyet-i menfiye, unsuriyet, milliyet; eni olur dim byle mthi tesdm, byle feci teltum. Bundan kar helket. Beincisi udur ki: Czibedar hizmeti hev , hevesi tec, teshil; hevest, arzular tatmin. Bundan kar sefhet. O hev, hem heves, eni budur dim: nsan memsuh eder, sreti deitirir. Mnev meshediyor; deiir insaniyet. u medenlerden ounun eer iini dna evirirsen, grrsn: Bata maymunla tilki, ylanla ay, hnzr; sreti olur sret. (Szler, s. 653) Bedizzaman, dayanak noktas, hedefi, itimai hayattaki kanunu, kavimler-milletler arasndaki ba ve cazibesi bakmndan Bat medeniyetinin esaslarnn menfi ve zararl olduunu ve insanla mutluluk getiremeyeceini belirtmektedir. Bat Medeniyetinin Hatalar

Bedizzaman, Bat medeniyetininkendi ifadesi ilemedeniyet-i hazra-i garbiyenin, semavi kanun- essilere muhalif olarak hareket ettii iin seyyiat(nn) hasenatna, hatalar-zararlar(nn) faydalarna stn geldiini, medeniyetteki hakiki gayesinin tersine olarak, istirahat- umumiyeyi ve dnya hayatnn saadetini bozduunu belirtmektedir. Ayrca, Bat medeniyetinin iktisatkanaat yerine israf ve sefaheti, alma ve hizmet yerine tembellik ve istirahat meylini n plana kmas dolaysyla, insanl fakir ve tembel eylediini sylemektedir. Mevcut Garp medeniyet-i zalimesinin suiistimal, israfat ve hevesat tehyi ettiini ve gayr-i zaruri ihtiyalar zaruri hacetler hkmne getirdiini, bir insann gerekte muhta olduunu drt haceti yirmiye kardn, ancak helal kazancn bunu karlayamamasndan dolay insanln gayr-i meru yollara yneldiini ve fakir hale getirildiini tespit etmektedir. (Emirda Lahikas, s. 335) Bat medeniyetinin insann ruhunu bile maddiletirmeye ynelmi, maddiyunluu esas alm, insanla saadet yerine bir zehir vermi, riyakarl dstur haline getirmi, aileyi bozmu, tembellii artrm, ihtiyalar fazlalatrm, kr ise ok az ellerde toplam ve bir asi ve sulu yznden bakalarn da sulayarak ldrm olmasndan dolay Bedizzaman, hatalarla dolu kabul etmektedir. Bat Medeniyetindeki Mehasinin Kayna Avrupa medeniyetinin mehasinlerinin de olduunu ifade eden Bedizzaman, ancak bu mehasinlerin umumun, yani insanln ortak mal olduunu, bundan dolay mehasinlerin ne Hristiyanln mal, ne Avrupa icad, ne de son asrn sanat olarak kabul edilemeyeceini belirtir. nsanln ortak mal olan ve Avrupa medeniyetinde tezahr eden mehasinlerin drt kaynann bulunduunu ifade eder: a. Telhuk- Efkar, (fikirlerin birbirine eklenmesi) b. Semvi erayi, (semavi dinler) c. Hct- ftriye, (ftri ihtiyalar) d. Hususiyle er-i Ahmedi (slamiyet).

Bu drt kaynaktan neet eden mala hi kimsenin tek bana temellk edemeyeceini de belirtir. (Szler, s. 655) Bedizzaman, daha nce terakki etmi olan slam medeniyetin en nemli merkezlerinden biri olan Endlsn, Avrupann en byk stad olduunu da dile getirmitir. (Szler, s. 313) Avrupay ikiye ayran Bedizzaman, sevililik hakiki dininden ald feyizle insanln itimai hayatna faydal sanatlar, adalet ve hakkaniyete hizmet eden fnunlar terkip eden Avrupa medeniyetinin mehasin ksmn oluturan birinci Avrupay takdir etmektedir. Ancak bu mehasin ksmnn, Avrupa medeniyetini sefih medeniyet olmaktan kurtarmadn da belirtmektedir. (Lemalar, s. 123) Bedizzaman, birinci Avrupann kayna olarak da telahuk- efkar ile semvi kayna kabul etmektedir. Bedizzaman, medeniyetleri kafir ve mmin olarak ayrrken, kafirlerin medeniyetinde grlen mehasin ve yksek terakkiyat- sanayiin, tamamen medeniyet-i slamiyeden, Kurann iradatndan, edyan- semaviyeden inikas ve iktibas edildiini belirtmektedir. (Mesnevi-i Nuriye, s. 77) Bedizzaman, medeniyet-i hazrann harikalarn, beere birer nimet-i Rabbaniye olarak kabul etmektedir. (Emirda Lahikas, s. 335) Bedizzaman bu medeniyetin de baz iyiliklerinin bulunabileceini, ancak, bunlarn kaynann sadece Bat medeniyeti olamayacan belirtmektedir. Bat Medeniyeti Hristiyan Medeniyeti midir? Avrupa medeniyetini bir kkten ortaya kan Roma ve Yunan dehalarnn oluturduunu belirten Bedizzaman, bu medeniyetin ruhunun Roma dehas olduunu, Hristiyanln iki dehay birletirmek iin almasna ramen baarsz kaldn (Szler, s. 654) sylerken Hristiyanln Bat medeniyetinin esas unsuru olmadn ifade etmektedir. Bedizzaman, Bat medeniyetindeki hasenelerden bahsederken de bunlarn ne Nasraniyet mal, ne de Avrupa icad olduunu belirtmektedir. (Szler, s. 655)

Hristiyanln Avrupada yz sene dahili savalara sebep olduuna iaret eden Bedizzaman, Avrupann dinine mutaassp olduu dnemlerde medeni olmadn, taassubu terk ettiinde medeniletiini ifade etmektedir. (Szler, s. 312) Bu srete Bedizzaman, Avrupann Katolik mezhebini beenmeyerek bata ihtilalciler, inklaplar ve filozoflar olarak, Katolik mezhebine gre ehl-i bida ve Mutezile telakki edilen Protestanlk mezhebine iltizam ile Fransz htilalinden de istifade ile Katolik mezhebini ksmen tahrip edecek olan Protestanl ilan ettiklerini kaydetmektedir. (Mektubat, s. 420) Hristiyanlkta yalnz esasat- diniyenin Hz. sadan alnmasna kar, hayat- itimaiyeye ve fruat- eriyeye dair ekser ahkamlarn Havariler ve ruhani reisler tarafndan tekil edildiini belirten Bedizzaman, bu an, byk ksm gemi mukaddes kitaplardan alndn ifade etmitir. Bedizzaman, Hz. sann dnyaca hakim ve sultan olmadndan dolay, itima ve umum kanunlara merci olmadn, esasat- diniyesi hariten bir libas giydirilmi gibi eriat- Hristiyaniye namna rfi kanunlar, medeni kanunlar alnm, baka bir suret verilmitir. demektedir. (Mektubat, s. 420) Hatta, havas ve hkmet adamlarnn elinde Hristiyanlk, zellikle Katolik mezhebi bir vasta-y tahakkm ve istibdat olduu kanaatindedir Bedizzaman. (Mektubat, s. 421) Bedizzamana gre; Avrupa, sefahat ve dalaletle bozulmu ve sev dininden de uzaklamtr (Lemalar, s. 124), Bat medeniyetini dini deil, dnyevidir (Mnazarat, s. 71), Hristiyanln mal olmayan medeniyeti ona mal etmek mmkn deildir.(Snhat, s. 82) Ksacas, Bat medeniyeti Hristiyan bir medeniyet deildir. Hristiyanlk Bat medeniyetine tesir edememi, tersine Avrupallar Hristiyanla tesir etmilerdir. Baka Bir Medeniyetten Faydalanma II. Merutiyet Dneminde, Terakkiyat- medeniyeye yardm edecek noktalar (fnun ve sanayi iin) maalmemnuniye alacaz. diyen ve yabanc bir medeniyetin mehasin dndaki ksmlarnn

eriatn klnc ile kesilmesi gerektiini belirten Bedizzaman, bu hususta 1910lu yllarda Japonlar rnek gstererek, her kavmin maye-i bekas olan dt- milliyelerin muhafaza edilmesi gerektiini ve bizim adat- milliyemiz, slamiyette nevnema bulduunu belirterek slamiyete iki kat sarlnmas gerektiini sylemektedir. (Divan- Harb-i rfi, s. 81) Yine Bedizzaman, rk medeniyet mesvilerini (fenalklarn) medeniyetimize girmekte yasak eden hkmleri Kurann kanun- esasilerinden klmamas gerektiini mebuslara sylerken (Divan- Harb-i rfi, s. 70-72) Avrupa medeniyeti ile kendi medeniyetini ayrmakta, kendinin kastettii medeniyetin Kuran esaslarna mstenit olacan aka 1909da da belirtmektedir. Ayrca Bedizzaman, II Merutiyette balayan sreci bir nevi yeni medeniyete balang gibi alglamakta, bunu medeniyetimizin genlii ve ebabeti, zlal-i aynl-eriatla muhafaza olsun eklinde ifade etmektedir. (Divan- Harb-i rfi, s. 81) Eski dnemlerde, gayrimslimlerle olan muhabbetten nifak kokusu gelirken, 1910larda ortaya kan inklab- acib-i meden ve dnyev olduunu, btn medeniyetin zihinleri ve akllar megul eden nokta-i medeniyetinin terakki ve dnya olduunu syleyen Bedizzaman, zaten gayrimslimlerin de kendi dinlerine o kadar mukayyed olmadklarn, dolaysyla gayrimslimlerin din olmayan medeniyet ve terakkilerini istihsan (korunarak) iktibas edilebileceinden bahsetmektedir. (Mnazarat, s. 71) Ayn dnemde, ecnebiler fnun ve sanayi silahyla bizi istibdad- manevileri altnda eziyorlar. Biz de fen ve sanat silahyla... cihad edeceiz derken, ahkmda Avrupaya dilencilik etmek, din-i slama byk bir cinayettir diyerek (Hutbe-i amiye, s. 92) Bat medeniyetine kar tavrn ortaya koymakta olup, kendini koruyarak iktibas edilebilecek dedii eylerin Bat medeniyeti deil, Bat medeniyetindeki fen ve sanat alannda bulunan ve daha sonra Bedizzaman tarafndan umumun, yani insanln ortak mal olarak tarif edilen eyler olduu anlalmaktadr.

slamn Kabul Edecei Medeniyet Nasl Olmal? Kurann btn insanla rahmet olarak indirildiine iaret eden Bedizzaman, slamn baarl kabul edebilecei bir medeniyetin ancak ya insanlarn tamamna (kll) saadet veya en azndan ounlua (ekseriyete) kurtulu temin etmesinin art olduunu belirtir. (Szler, s. 653) lahi kaynakl olan slam, beeriyet rn ve Roma dehas temelli felsefeye tabi olamaz, mezcolmaz, alanmaz veya tahakkmn kabul edemez. Gelecekte Kurana secde edecek olan aldatc Avrupa medeniyetine (sehhar), slamn ve Mslmanlarn tabi olmas Bedizzamana gre mmkn deildir. (Szler, s. 654) Bedizzaman, slamiyetin havastan ziyade avamn tahassngah olmas, zenginlerin fakirlere vermek mecburiyetinde olduklar zekat ile faizin yasaklanmas gibi hkmleri nedeniyle havass avamn zerinde mstebit deil, bir cihetle hdim (hizmeti) yaptn ifade etmektedir. (Mektubat, s. 422) Btn Mslmanlarn bilihtiyar girecei medeniyet-i Kuran esaslarn, mspet be esas zerine dnen bir saadet ark olarak deerlendirmitir: Nokta-i istinad, kuvvete bedel haktr. Hakkn dim enidir adlet ve tevzn. Bundan kar selmet, zil olur ekvet. Hedefinde menfaat yerine fazlettir. Fazletin enidir muhabbet ve teczb. Bundan kar saadet, zil olur advet. Hayattaki dsturu, cidl ktl yerine dstur-u tevndr. O dsturun enidir ittihad ve tesnd; hayatlanr cemaat. Sret-i hizmetinde, hev heves yerine hd-i hidyettir. O hdnn enidir insana lyk tarzda terakk ve refhet, Ruha lzm srette tenevvr ve tekml. Kitlelerin iinde cihetlvahdeti de tard eder unsuriyet, hem de menf milliyet. Hem onlarn yerine rbta-i dindir, nisbet-i vatandir, alka-i snfdir uhuvvet-i imn. u rbtann enidir, samimi bir uhuvvet. (Szler, s. 653) slamiyet, hayat- ahsiye ve uhreviye cihetinden Hristiyanla

uymamakta olup, salbet-i diniyesini kahramanca savunan milletin, bir ihtiyac- ftrisi hkmne gemitir. Bu adan salahat ve iman hakikatlerinin yerlerini hibir terakkiyat ve hibir medeniyetin tutamayacan, Bedizzaman ifade etmektedir.(ualar, s. 313) Bedizzaman, slamn kabul edebilecei medeniyetin slam dinine kar olmamas gerektiini belirtmektedir. Bedizzamana gre bir asinin yznden onun ailesini, kyn, toplumunu sulu sayarak yok etmeyi bir zulm dsturu olarak beere veren bir medeniyetiki, Avrupa medeniyeti bunu uyguluyorslamn kabul etmesi mmkn deildir. slamiyette hi kimsenin bir bakasnn gnahndan mesul olmadn belirterek, masumlarn mesul saylarak zulm yapldn aklamaktadr.(Snhat, s. 42) slamn kabul edecei medeniyetin hakka dayanmas, yardmlama dsturunu esas almas, fazileti hedeflemesi, unsuriyeti reddetmesi, kardelik balaryla insanlar birbirine balamasn art kabul edilmekte, bir medeniyetin en azndan ekseriyeti mutlu etmesi gerektiini ve zulm yapmamas gerektiini belirtmektedir. Yeni Medeniyet Bedizzaman, 1909 tarihinde kendi medeniyetimiz ve Avrupa medeniyeti kavramlarn kullanrken,(Divan- Harbi rfi, s. 70-72) 1919 ylnda, Avrupa medeniyetinin slam aleminin ftrat ve tabiatna muhalif olduunu ve ona yaplmamas gerektiini, seyyiat hasenatna stn gelen Bat medeniyetinin maslahat- beer fetvasyla menhus ve intibah- beerle mahkm- inkraz ve manen vahi bir medeniyet olduunu ortaya koymu,(Snhat, s. 46) artk sadece Osmanl ve slam dnyasn dnmek yerine daha geni bir ekilde btn insanlk ile ilgilenmeye baladn gstermitir. Bedizzaman, artk, Bat medeniyetinin insanln fetvasyla uursuz kabul edildiini ve insanln uyanmasyla yklmaya mahkum olduunu kabul etmektedir. zellikle beerin fetvas ve

intibahna vurgu yaparak mevcut medeniyetin yklmasndan sonra insanln yeni bir medeniyete ihtiyac olduu tespitini yapmaktadr. Ayrca, ayn paragrafta Devletler, milletler muharebesi tabakat- beer muharebesine terk-i mevki ediyor, zira beer esir olmak istemedii gibi, ecir olmak da istemez(Snhat, s. 45) ifadesiyle de insanln yeni bir dnme ihtiyac olduunu ortaya koymaktadr. Kendisi iin de bir dnm noktas sayd bu dnemden itibaren Bedizzaman, bizimle beraber beere de are arayan, yeni bir medeniyet iin tefekkr eden bir mtefekkire dnmektedir.

slamiyetin dman olan tedenniyi, ona dost gstermeyi felein ters dnmesine delil olarak gsteren(Snhat, s. 81) Bedizzamana gre, yeni medeniyet yani eriat- Ahmediyenin tazammun ettii ve emrettii medeniyet, medeniyet-i hazrann (Avrupa medeniyetinin) inkiandan inkiaf edecektir. Bu slami medeniyet, Bat medeniyetinin menfi esaslar yerine, mspet esaslar vaz edecektir.(Snhat, s. 48) Bedizzaman, Batnn ark husumeti slamn inkiafn bouyordu, zail oldu ve olmal. Garp husumeti slamn ittihadna, uhuvvetine, inkiafna en messir sebeptir, baki kalmal demektedir.(Snhat, s. 49). Bu arada, Batllarn ark dmanl dolaysyla, slamn insanla sunduu saadeti anlayamadn, bu dmanln ortadan kalkmasyla Batnn slamn hakikatlerini anlayabileceine iaret etmektedir. Mslmanlarn Batya dmanlnn baki kalmasnn ise km, beere saadet getirmeyen bir medeniyete Mslmanlarn ilhaklarnn nne geerek, beerin slam esasl bir medeniyet kurmasnn kapsn aacak bir sreci canl tutmaya almaktadr. lem-i kfr btn vesaitiyle, medeniyetiyle, felsefesiyle, fnunuyla, misyonerleri ile alem-i slama hcum ve maddeten uzun zamandan beri galebe ettii halde, dahildeki btn dalalete gitmi gruplarn abalarna ramen, alem-i slama dinen galip

gelemediini belirten Bedizzaman, zaaf- dine sebep olan Avrupa medeniyet-i sefihanesinin yrtlmaya yz tuttuu ve medeniyet-i Kurann zuhura yakn geldiine iaret etmektedir.(Mesnevi-i Nuriye, s. 86) Bylece Bedizzaman, Bat medeniyeti yerine Kuran esaslara gre kurulacak bir medeniyetin geeceini sylemektedir. Kre-i arz bir ky ekline sokan medeniyet-i sefihaneyle gaflet perdesinin ok kalnlatn ve beeriyet ruhundan dnyaya nzr pek ok menfezler aldn belirten Bedizzaman, bunun tadilinin byk bir himmete muhta olduu, yanl alan bu menfezlerin kapatlmasnn ancak Allahn ltfuna mazhar olanlara myesser olaca dncesindedir.(Mesnevi-i Nuriye, s. 105) Bedizzaman, insann ve insanln ruhunu maddiletirmemesi, ftri yapya uygun olacak bir medeniyete geilmesi gerektiini belirtmekte ve bunun da ancak ilahi gce istinad edenler tarafndan gerekletirilebileceini sylemektedir. zellikle II.Dnya Sava dolaysyla, maluplarn meyusiyeti ve galiplerin dehetli tela ve hakimiyetlerini muhafaza ve byk tahribatlarn tamir edememelerinden meydana gelen vicdan azaplar ve medeniyet faztaziyelerinin aldatc ve uyutucu olmasnn grlmesi, ftrat- beeriyedeki yksek istidadatn, mahiyet-i insaniyesinin umumi bir suretle dehetli yaralanmas ve edep-perest hissiyat- bakiye ve ftri ak- insaniyenin heyecan iinde uyanmas, gaflet ve dalaletin en sert ve sar olan tabiatn, yani maneviyat tamamen reddeden maddeciliin Kurann elmas klc ile paralanmasyla, dalalet ve gafletin en geni perdesi olan siyasetin irkin ve gaddar olan hakiki yznn ortaya kmas neticesine dikkati eken Bedizzaman, insanln mauk- mecazisi olan dnya hayatnn irkin ve geici olmasn greceini, ftraten hakiki sevdii ve arad hayat- bakiyeyi kuvvetle arayacan belirtmektedir. nsanln bu ihtiyacna cevap verecek tek seenein Kuran- mucizl-beyan olduunu tespit etmektedir. Yalnz, Bedizzaman buna bir art koymaktadr ki, o da beerin akln btn btn kaybetmemesi ve maddimanevi bir kyametin kopmamasdr.(Emirda Lahikas, s. 127)

Mslmanlar iin hayatn z olan efkat, uhuvvet ve yardmlamann inkiaf ve ihtizaznn mevcut medeniyeti tahrip edeceini syleyen Bedizzaman, deniyet-i hazra dedii Avrupa medeniyetinin suretinin deimesi sisteminin bozulmasn da gerekletireceini bunun sonunda slam medeniyetin zuhur edeceini belirtmekte ve bil ihtiyar Mslmanlarn da elbet [en> evvel greceklerini ifade etmektedir.(Szler, s. 652) Mslmanlarn evvel girdiinden bahsedildiine gre bu medeniyete Mslman olmayanlarn da gireceinin dnldn syleyebiliriz. Bedizzaman saadet getirecek medeniyetin, iman ve tevhid nazaryla btn kainata uhuvvetle bakmas gerektiini, bu nitelikteki medeniyetin btn mahlukat, bilhassa insanlar ve bilhassa Mslmanlar birbirine kardelikle balayacan sylemektedir.(Mesnevi-i Nuriye, 77) Bedizzaman yeni medeniyette btn mahlukatn, btn insanlarn ve btn Mslmanlarn birlikte dnleceini, dman deil herkesin dost olacan sylemektedir. Bedizzaman, imdiki Garp medeniyet-i zlime-i hazrasnn sebep olduu, dehetli musibet-i beeriyeye kar Kuran- Hakimin are olduunu sylemektedir. Bunun iin Kurann drt yz milyon talebesinin [imdi bir milyardan fazla> uyanmas arttr. Kurann semav kuds kanun- esasileriyle 1300 [imdi 1400den ziyade> sene evvel olduu gibi, drt yz milyon talebesi, kendi kuds esasi kanunlaryla yaralar tedavi etmesi gerekmektedir. Eer yaknda kyamet kopmazsa, Kuran talebelerinin insanln hem saadet-i hayat- dnyevisini, hem de hayat- uhrevisini kazandracan gstermeleri elzemdir. Kurandan kan medeniyetin mehasini seyyiatna tam galebe edecektir.

Dinin bir ksmn, medeniyetin bir ksmn kazanmak iin rvet vermeyi brakarak, medeniyeti ona yani Kurana, o semvi

kanunlara bir hizmetkar, bir yardmc olmak konumuna getirecektir. Bedizzaman bu Kuran esasl yeni medeniyetin kuruculuunu iki delilden anladn sylemektedir. Birisi, Kuran- Mucizl-Beynn iarat ve rumuzlar, dieri ise, uyanm beerin rahmet-i ilahiyeden bu areyi bekliyor, yalvaryor, aryor olmasdr (Emirda Lahikas, s. 335) Bedizzaman, Mslmanlarn en nemli grevlerinden birinin, insanl kurtaracak Kuran-i esaslara mstenit yeni bir medeniyetin kurulmas olduunu aka belirtmekte, insanln dnyevi ve uhrevi saadetinin ancak o zaman salanacan belirtmektedir. Avrupa medeniyetinin fazilet ve hda yerine, heva, heves, rekabet ve tahakkm zerine bina edildii iin zamanla kurtlanm bir aa hkmne getiini, bu durumun ksa sre iinde Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar ve delil hkmndedir(Hutbe-i amiye, s. 42) diyen Bedizzaman, Avrupa medeniyetinin yerine Asya medeniyetinin geeceini belirtmektedir. Tabi i ki, burada Asya medeniyetinin kaynann, esaslarnn ne olduu gndeme gelmektedir. Uzaktan gayet parlak grlen slamn ve Asyann hkim-i evvel ve hiri olan slamiyetin galebesi(Muhakemat, s. 37) ifadesiyle de, Asya medeniyetinin esaslarnn slam olacan ortaya koymaktadr. Asya medeniyetinde slamiyetin esas olaca ve onun stnlnde gerekleecei hususunda, mukavemet edilmez baz kuvvetlerin ittifak ve ittihad ettiini belirtmektedir. Bu kuvvetler u ekilde sralanmaktadr: 1. Maarif ve medeniyetle mcehhez olan slamiyetin hakiki kuvveti. 2. Tekemml- mebadi ve vesaitle mcehhez olan ihtiyac- edid. 3. Asyay gayet sefalette, baka yerleri nihayet refahatte grmekten neet eden tenebbh- tam ve teyakkuz- kamille

mcehhez olan gpta ve rekabet ve kin-i muzmer. 4. Ehl-i tevhidin dsturu olan tevhid-i kelime ve zeminin hasiyeti olan itidal ve tadil-i miza ve zamann ziyas olan tenevvr- ezhan ve medeniyetin kanunu olan telahuk- efkr ve bedeviyetin lazm olan selmet-i ftrat ve zaruretin semeresi olan hafiflik ve cret-i teebbsle mcehhez olan istidad- ftri. 5. Bu zamanda maddeten terakkiye mtevakkf ila-y kelimetullah, slamiyetin emriyle ve zamann ilcaatiyle ve fakr- edidin icbariyle ve her trl arzuyu ldren yesin lmesiyle hayat bulan mitle mcehhez olan arzu-y medeniyet ve meyl-i teceddttr. Ve bu kuvvetlere yardm etmek iin ecanib iine ihtilal veren ve medeniyetleri ihtiyarlandran mesvi-i medeniyetin mehasinine galebesidir, sayn sefahete adem-i kifayetidir.

Bedizzaman, Asyann bahtn, slamn talihini aacak olan eriat- garrnn terbiyesinde kalmak artylayalnz merutiyet (yani hakkn ve halkn iradesi manasnda) ve hrriyettir.(Muhakemat, s. 37-39) Bedizzaman, yeni medeniyetin slamiyette ve Asyada bulunan be kuvvet tarafndan oluturulacan, Bat medeniyetinin kendi iindeki zaaflarnn, yeni medeniyetin kuruluunda sadece esas kuvvetlere yardm edecek mahiyette olacan belirterek, yeni medeniyetin Mslmanlarn ve Asyallarn almalar ile kurulabileceine aklk getirmektedir. Bylece Bedizzaman, yeni medeniyetin Avrupann knden veya kllerini seyretmek iin beklemekten deil, yeni medeniyet kurucularnn kuvvet ve iradelerinden oluacan izah etmektedir. Tabiidir ki, yeni medeniyet kurulmaz ise mevcudun hakimiyeti devam edecektir. Zaten Bedizzaman, medeniyetleri ihtiyarlandran mesavi-i medeniyetin, mehasinine galebesidir(Muhakemat, s. 38) derken, lmesi kelimesini tercih etmemektedir. Bylece bir medeniyetin hatalarndan dolay sadece ihtiyarlayabileceini, ortadan kalkmas veya stnlnn sona ermesi iin ancak yeni bir medeniyete ihtiya olacana iaret etmektedir.

(www.risaleinurenstitusu.org) dan alnmtr.

BELA VE MUSBETLERN KADER CEPHES


Musibet kelimesi, daha ok, insana isabet eden hastalk, bela, sknt gibi elem ve keder verici hdiseler iin kullanlr. Ve bunlarla insanolu, sabr imtihanna tabi tutulur. Bir hadis-i eriften aldmz mjdeye gre, lambann snmesiyle yeniden yanmas arasnda ekilen czi bir sknt bile gnahlara kefaret oluyor. Hastalklar, musibetler, zellikle umum afetler, bunlar sabr ve rza ile karlayan bir kulun gnallarna keffaret oluyorlar, manev makamn ykseltiyorlar; kalbini safiletiriyor, ruhunu olgunlatryorlar. Hayat musibetlerle, hastalklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemml eder; vazife-i hayatiyeyi yapar. Lemalar Her hastalk, her musibet ayr bir sabr imtihandr. Bu imtihan kaybeden insanlar, kadere itiraz etme tehlikesiyle kar karya kalrlar. Kaderin ince srlarn bilmenin insan idrakinin ok telerinde olduu, Kuran- Kerimde, Hz. Musann(as.) bir kssasyla mminlere ders verilir. Bu kssada Hz. Musa (a.s.) ile Hz. Hzrn(as.) seyahatlerine yer verilir. Hz. Hzr, ilm-i ledn denilen, hdiselerin hikmet ynn bilme, konusunda lh ltfa mazhar olmu bir byk veli, yahut bir peygamber. Hazret-i Musa(as.) bu zattan hikmet dersi almak ister. Hz. Hzr onun arkadalk teklifini, Sen benimle beraberlie sabredemezsin eklinde ilgin bir gereke ile reddeder ve szn yle tamamlar: ( yzn) kavrayamadn bir bilgiye nasl sabredersin?

Hz. Musann(a.s.) nallah sen beni sabreden bir kul olarak bulacaksn, senin emrine de kar gelmem demesi zerine arkada olurlar. Hz. Musann sabrn taran olaydan sonra yollar ayrlr. (Bu olay, Hz.Hzrn bindikleri gemiyi yaralamas, sokakta bir ocuu ldrmesi ve kendilerini misafir etmeyen bir kyde yklmak zere olan bir duvar tamir etmesi.) Ayrlrlarken, Hz. Hzr yaptklarnn hikmetini aklar ve btn bu ileri, kendi hevesiyle deil, lh ilhamla yaptn zellikle vurgular. Allah kelmnda yer alm bu kssadan almamz gereken en byk ders u olsa gerek: Hz. Musa gibi byk bir peygamber bile, hdiselerin altnda yatan lh hikmetleri tam olarak bilemediine gre, biz bouna kendimizi yormayalm. Beerin iradesi dnda cereyan eden olaylara kendilerince yorumlar getirenler, bir bakma Hz. Hzr taklide kalkm oluyorlar. Ancak, o, btn bunlar lh ilhamla sylyordu; bunlar ise ya nefislerinin isteklerini aktaryorlar, yahut kendi his ve heveslerine tercman oluyorlar. Kssann ayr bir yn zerinde de durmak isterim: Seilen olay deta birer semboldr. Birincisi mala gelen zararlar ikincisi cana, oluk ocua, akrabalara gelen musibetleri ncs de, slm dmanlarnn dnyada nil olduklar nimet ve ihsanlar temsil ediyor. u nokta da ok nemlidir: Her musibet kahr deildir; her musibeti, her hastal yahut her felaketi mutlaka bir kahr tecellisi olarak grmemek gerekir. Bir hadis-i erifte de yle buyuruluyor: Bellarn en by peygamberlere, sonra evliyaya, sonra dier has kullara gelirBel, denilince musibetlerle imtihan

olmay anlyoruz. Ar imtihanlarn neticeleri de byktr. Memur imtihanyla, mesel kaymakamlk imtihannda sorulan sorular elbette bir deildir. Birincisi ikinciden ne kadar kolaysa, ikincinin sonucu da birinciden o kadar nemlidir. Kaderin her eyi gzeldir. (Szler) nsan, bu gerei nefse de tam kubul ettirebilmek iin ncelikle kendi bedenini yle bir gzden geirmeli. Her organn ayr ayr dnmeli. Ve sormal kendi kendine: Hangisinin yeri, ekli, bykl, vazifesi en gzel ekilde takdir edilmemi? Sonra ruhunu ve ondaki akl, hayal, hafza gibi btn latifeleri ve hisleri de ayn ekilde deerlendirmeli. Grecektir ki, insann, hem bedeni hem de ruhu en gzel ve en hikmetli bir ekilde tanzim edilmi. Buna bedihi kader deniliyor. Ayn ekilde, insann bir mr boyu bandan geen hdiseler de nizaml ve intizaml. Buna da mnev kader denilmekte. Bedihi kader, mnev kaderden haber veriyor. Her ikisinin de her eyi gzeldir. Mnev kaderin irademiz dndaki tecellileri karsnda, aciz bir kul olarak, ne yapacamz ardmz, bocaladmz zaman, hemen bedih kadere ve ondaki sonsuz hikmetlere nazar etmeliyiz. Ondaki hikmet ve rahmet tecellilerini hatrlamal, bu olaylarda da Rabbimizin bilemediimiz nice rahmetlerinin sakl olduunu dnmeliyiz. Allaha kar hsn- zan ibadettir hadisinden dersimizi tam alarak, bizi rahmetle besleyen, byten ve her eyimizi en gzel ekilde tanzim eden Rabbimizin rahmetine itimat etmeliyiz. Karlatmz her hdiseyi bir imtihan sorusu olarak deerlendirmeli ve nefsimizin houna gitmeyen olaylarda da bir rahmet tecellisi aramalyz. nsan sadece nefsini l ald m yanlr. Bir gencin nefsi, okula gitmemek ve oyun oynamaktan yanadr. Ama akl bunun karsna

kar. stikbldeki gzel makamlar, yahut ekecei skntlar gsterir, onu oyundan vaz geirir. Demek ki, nefis iin gzel olan, akl iin gzel olmuyor. Kalp ise apayr bir lem. O, iman ile nurlanrsa, her eyi ve her hdiseyi lh isimlerin birer tecellisi olarak grr. Allahn btn isimleri gzel olduu gibi, onlarn btn cilveleri, btn tecellileri de gzeldir gereine ular. Kahrn da ho, ltfun da ho diyenler, bu makama varm bahtiyar insanlardr. Bu zatlar, Allah onlar sever, onlarda Allah srrna ermilerdir. Nur Kllayatnda, gzellik iki ksmda incelenir: Bizzat gzel ve "neticeleri itibariyle gzel diye... Bu snflandrmaya baz rnekler verebiliriz: Gndz bizzat gzeldir, gecenin de kendine gre ayr bir gzellii vardr. Biri uyankl, dieri uyumay andrr. kisine de muhtacz. te yandan, meyve bizzat gzeldir, il ise neticesi itibariyle gzeldir. nsann muhatap olduu hdiseler de ya gece gibidir, yahut gndz gibi. Shhat gndz andrr, hastalk ise geceyi. Hastaln gnahlara kefaret olduu, insana czini ders verdii, kulluunu ikaz ettii, kalbini dnyadan kesip Rabbine evirdii dnlrse, onun da, en az shhat kadar byk bir nimet olduu grlr. Konuyla yakndan ilgili bir yet-i kerimenin melini vermek isterim. Olur ki, siz bir eyden holanmazsnz, halbuki o, hakknzda bir hayrdr. Ve olur ki, bir eyi seversiniz, halbuki hakknzda o bir erdir. (Bakara Sresi, 216) yet-i kerime cihatla ilgilidir. nsan nefsi iin, lmden daha ileri bir musibet dnlebilir mi? yet-i kerime, nefsin holanmad bu olayn altnda byk hayrlar bulunduunu haber vermekle, dnyann dier belalar, hastalklar, felaketleri iin bizlere byk bir teselli vermi oluyor.

Bir hadis-i kudsde Rahmetim gazabm geti. buyrulur. Alimlerimiz bu hadis-i kudsiyi musibetler ynnden deerlendirildiklerinde u sonuca varrlar: Her musibetin altnda Allahn nice rahmet cilveleri vardr ki, o musibetin verdii elemleri, aclar geer, onlar geride brakr. Nefsimizin houna gitmeyen ve fni dnyamz karartan olaylar: Ya lh bir ikazdr, bizi yanl yoldan geri evirirler. Veya, gnahlarmza kefarettir; acmz bu dnyada ektirir, ebed leme brakmazlar. Yahut, insan kalbini geici dnya hayatndan, Allaha ve hirete evirmeye birer vastadrlar. Ya da bunlar lh bir tokat, bir kahrdrlar. Umum musibetlerde bunlarn hepsinin de hissesi olabilir. Bir grup iin kahr, bir bakas iin ikaz, bir dieri iin gnahlara kefaret. Musibet kendi bamza gelmise, nefsimizi sulayalm; onu tvbeye sevk edelim. Bakalarna gelen bel ve fetleri ise onlarn terakkilerine vesile bilelim. Bylece hem nefis terbiyesinde yol kat etmi, hem de bakalar hakknda kt dnmekten kurtulmu oluruz.

CEVEN`E NASIL MUHATAP OLMALI?


RESUL- EKREMN (A.S.M.) kk torunu Hz. Hseyinin (r.a.) olu, Hz. Ali ve Hz. Ftmann (r.a.) torunu olan; hayatn Rabbine hakkyla kul olma esas zere kurmasna mukabil mmet tarafndan es-Seccd, yani ok secde eden lakbyla anlan, bidlerin ss mam Zeynelbidnin rivayetine gre, CevenlKebr, Hz. Peygambere bir gazve esnasnda Cebrailin getirdii kuds bir mnacattr. Cebrail, Peygambere Ceveni sunduunda, "Zrh kar, bunu al" demitir. Rabbimizin binbir ismiyle anld bu kuds mnacat, ne yazk ki,

Snn-i ekimeleri yznden neredeyse bin ksur yl, Snn mslmanlarn uzanda kalm durumdadr. Asrlardr ann iman taliminde nemli bir yer tutan bu nebev hediye, artk, Said Nursnin ksr bir ekimeyi aan hikmetli ve engin vizyonuyla nihayet nfuz ettii Ehl-i Snneti de kuds mnlarndan istifadeye armaktadr. Fakat ne fec bir hal ki, asrlar boyu karlm bir frsat, ucuz ve basit tavrlarla, bir kez daha kap gitme tehlikesiyle yzyze durmaktadr. Bu tehlikenin en kritik noktasn ise, sanrm, "Zrh kar, bunu al" rivayeti oluturmaktadr. Bu szden hareketle, bir esm-i hsn manzumesi olan Ceven, ucuz bir sigorta malzemesine dntrlmektedir. ok kereler olduu gibi, bir kez daha, kuds bir hakikat, basit akllarn elinde ok ucuza satlr haldedir. Heder edilmektedir. Cevenl-Kebr, bugn, o Hafz ve Kerm olan bir Kadr-i Mutlakn hfz ve himayesini unuturcasna deta yangn, kaza ve sair belalarn sigortas klnr ve sz konusu rivayet bunun k noktas yaplr iken, bu rivayetin asl muradn aa karacak en basit sorular ve muhakemeler bile esirgenmektedir. Mesel, Cevenl-Kebr adl, batan sonra binbir ismiyle Rabbimize niyaz edilen, esiz bir tefekkr ve tezekkr manzumesi olan kuds mnacata mazhar olduktan sonra, Resul-i Ekrem (a.s.m.) ne yapmtr? En bata, Ceven, bir kez olsun alp okunmasn imknsz klan deri veya metal mahfazalar iinde mi ona gelmitir; yoksa kalbe ilka edilen kuds mnlar olarak m? Resul-i Ekrem (a.s.m.) onu boynuna asarak m yannda tamtr, mnlarn kalb ve dimana yazarak m? Hem, Resul-i Ekrem (a.s.m.) Cevenin Cibril (a.s.) tarafndan kendisine sunulmasndan sonra, gazvelere karken artk ne zrh, ne silah almayp "Bu Ceven bana yeter" mi

demitir? Bu sorularn cevabnn ne olduunu, siyer kitaplarndan kolaylkla reniyoruz. ncelikle, Cevenl-Kebr, o mm Nebye (a.s.m.) yazl veya basl bir kitap olarak gelmemitir. Resul-i Ekrem de, bir kul olarak stelik, her hareketi en gzel rnek diye kaydedilip asrlar boyu izlenecek bir gzel kul olarak zrh kuanma gibi, bir kulun sebepler dairesinde ifa etmesi gereken vazifeleri ihmal etmemitir. O halde Cebrailin "Zrh kar, bunu al" szndeki asl murad nedir? Cevenl-Kebri okurken, insan, bu muradn ipularn, idrakinin elverdii lde kavramaya balamaktadr. Ksacas, zrh giydiimiz iin lmyor deiliz. Zrh giyerek yaptmz duaya mukabil, Rabbimiz bizi muhafaza buyurduu iin oklardan ve mzraklardan azadeyiz. Cebrail aleyhisselm, Resul-i Ekreme (a.s.m.) Cevenin makamn, nemini ve muhtevasn belirten o sz sylerken, aslnda tm mmete bu mesaj iletmitir. Bu sz, Ceveni hakkyla okuyun; ve, hadsiz tehlikeler, hastalklar ve felketler karsnda merciinizin yalnz ve yalnz Rabb- Rahm ve Kadr-i Hakm olduunu derkedin, demektedir. Bylece, sebepleri merci tanmaktan; merci bildiiniz o sebeplerin acizlii ve yetersizlii karsnda aklen, kalben ve ruhen kahrolmaktan kurtulun, demektedir. htiyalarnza kar meded, dmanlarmza kar dayanak noktas olarak O size yeter; Ceven ite bunu belletir, mesajn vermektedir. Metin Karabaolu

DNLER ARASI DYALOG

Yer yzndeki tek hak din olan slmn mensuplar olarak byle bir diyaloga, ncelikle, Evet dememiz beklenir; ancak, bu grmelerde Mslmanlar temsil edecek kiilerin slmn temel hkmlerini harfiyen yaamalar, bu dinin gzellikleriyle kalplerini, akllarn, btn duygu ve latifelerini kemale erdirmeleri gerekir. Gerei arayan, fakat ideal inan sistemini ve onu sergileyen rnek insanlar bulamadndan iine kapanp kalan ve areyi sefahatte ve inanszlkta bulan gnmz bat toplumu ancak byle bir diyalog sonunda gereklerle tanabilir ve slama kavuabilirler. Allah Resulne (asm.) yaplan u lh hitap, gnmzde de aynen geerliini korumaktadr. De ki, Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramzda ortak bir kelimeye gelin: Allahtan baka bir mbud tanmayalm. Ona hibir eyi ortak komayalm. Allah brakp da bazmz bazmz Rab edinmesin.(l-i mran, 64) imdi yle bir dnelim: Teslis inanc, gnmzde de Hristiyan aleminde hl hkm srmyor mu? Bu inan, Allahtan bakalarn mabud tanmak, Ona ortak komak manasna gelmiyor mu? Hastalk devam ettiine gre, Peygamber Efendimize yaplan bu davet emri, gnmz Mslmanlarn da ehl-i kitapla grmeler yapmaya arm olmuyor mu? Bu konuda slm tarihinde ibret alacamz nice rnekler vardr. Bizzat Allah Resulnn (asm.) iki uygulamasn nakletmekle yetinelim: Birincisi, Hudeybiye bardr. Bu bar, mriklerle gerekletirilmi ve tarihilerin ifadesine gre bu bartan sonra Mslman olanlarn says ncekilerin iki kat kadar olmutur. kinci rnek, Peygamber Efendimizin Medineye teriflerinden sonra, hem Hristiyanlarla, hem de Yahudilerle anlamalar yapmasdr. Allah Resul (asm.) bu anlamalara sadk kalm, bar bozanlar kar taraf olmutur.

Her iki anlamann ortak yan udur: Mslmanlar gerek o devirde, gerek ondan sonraki dnemlerde, hak din olan slm muhtalara tebli etmek iin daima bartan yana, diyalogdan, huzurdan, asayiten yana olmular ve bunun meyvesini de almlardr. Bu gn dinler aras diyaloga kar kn baz kesimler, Kuran- Kerimde Nasara ve Yahudilere muhabbetin yasaklandn ileri srerler. stad Bedizzaman, Yahudi ve Nasara ile muhabbetten Kuranda nehiy vardr.Bununla beraber nasl dost olunuz dersiniz? sorusuna verdii cevabnda yle diyor: Bu nehiy, Yahudi ve Nasara ile Yahudiyet ve Nasraniyet olan ayineleri hasebiyledir. Buna gre Kuranda yasaklanan muhabbet, Hak din olan slma kavutuktan sonra Yahudilie yahut Hristiyanla meyletmek ve sevgi beslemektir. Bu yasaktan kanmak artyla, bir Hristiyanla iyi komuluk ilikileri kurulabilir, ticaret yaplabilir, ortak dmanlara kar birlikte hareket edilebilir. Btn bunlar Hristiyanl sevmek demek deildir. Konunun devamnda bu noktaya yle aklk getiriliyor:Bir adam zat iin sevilmez. Belki muhabbet, sfat ve sanat iindir. Binaenaleyh, Mslman bir sfat veya sanat istihsan etmekle iktibas etmek neden ciz olmasn? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin! (Mnzart, 40) Son cmle gerekten ok harika; konuya son noktay koyuyor. Ehl-i kitaptan bir kadnla evlenen Mslman, hanmn elbette sever, ama bu sevgi onun dinini sevmesi manasna gelmez. Bu ince llerden uzak kalmak bize bazen ok pahalya mal oluyor.

Konunun devamnda, ehl-i kitapla dost olmann gerekesi, u cmlelerle netletiriliyor: Onlarla dost olmamz, medeniyet ve terakkilerini istihsan ile iktibas etmektir. Ve her saadet-i dnyeviyenin esas olan syii muhafazadr. te bu dostluk katiyen nehy-i Kurn de dahil deildir. (Mnzart, 41) Aslnda bu cmleler, dinler aras diyalogun iki nemli ynn nazara veriyor: Birisi, birbirlerinden medeniyet ve terakki dersi almak, bu sahadaki gelimeleri paylamak; dieri, asayii yani dnya barn korumak. Bu ikinci maddenin dnya saadetinin de esas olduu zellikle vurgulanyor. imdi yle bir dnelim: Yukarda bir ksmn sraladmz mterek dmanlara ve dertlere kar, farkl dinlere mensup insanlarn bir araya gelip ortak bir strateji belirlemelerine niin kar klsn? Byle bir ibirliine Mslmanlarn deil, ancak szn ettiimiz menfi fikirleri tayanlarn kar kmalar gerekmez mi?. Geliniz tahminleri bir yana brakp realiteye bir gz atalm: sizliin byk boyutlara ulat, geri kalmln alabildiine hkm srd dnemlerde lkemizden Avrupaya, zellikle de Almanyaya ok sayda ii g etti. Bunlardan acaba ka slam terk edip Hristiyan oldu? Birka ak maceras dnda, bir Mslmann din deitirmesi vakasna istatistiklerde rastlanmyor. Avrupaya ilk gelen bir ksm gurbetilerimiz, bat kltrne kaplm, o ar serbesti ortamnda ikiye, sefahate dmtr; ama bunlar yine de imanlarn korumay baarmlardr. O dnemde gurbetilerimizi batnn dini deil, hayat dzeni etkilemi; kiliseleri deil, meyhaneleri kendine ekmiti. O gn olduu gibi bugnde bat dnyasnda Hristiyanlktan ok sefahat hkimdir. Nur Klliyatndan diyalog almalarna k tutacak iki nemli mesaj aktarmak istiyorum: Birisi bizzat Peygamber Efendimizin bir haberini bize ulatran u

ifadeler: Hadis-i sahihle, hir zamanda sevlerin hakiki dindarlar ehl-i Kuran ile ittifak edip mterek dmanlar olan zndkaya kar dayanacaklar gibi. ( Lemalar, 151) Bir ittifaktan sz ediliyor; sevlerin hakiki dindarlar ile Mslmanlar arasnda gerekleecek bir ibirlii haber veriliyor. kinci mesaj: Nasraniyet, ya intifa ya stfa bulacak. slama kar teslim olup terk-i silah edecek. ( Szler, 703) Hristiyanln ya tamamen snecei, yahut teslis ve benzeri yanllklardan temizlenerek slama teslim olaca haber veriliyor. Bunun gereklemesi iin de diyalog art deil mi? Son sz: Mslman, iine kapal bir insan deildir. Kuran- Kerimde en hayrl mmet olduumuz haber verilirken, bunun gerekesi de doruyu ve gzeli bakalarna anlatmamz ve onlar yanllardan ve yasaklardan men etmemiz eklinde ortaya konulmutur. Btn peygamberlerin ortak yolu, Allahn kullarn irat etmek, onlar kfrden, irkten ve isyandan kurtarmaa almaktr. imdi i alemimize dnelim ve kendimizle yle bir hesaplaalm: Acaba ben slmn nurundan mahrum kalan insanlara acyp onlar kurtarmaya m alyorum; yoksa onlar, hayatlarna son vererek, cehenneme gndermee frsat m kolluyorum? Eer nefsim bu ikinciden yana ise, demek ki ben Peygamberlerin ortak izgisinden sapma durumundaym. Kendime gelmeli ve grevimi iyi ekilde belirleyip ona gre almalym. Bir doktorun hastaya deil hastala dman olmas gibi, Peygamberimiz de irke dmand, ama mriklere acyor ve onlar kurtarmaya alyordu. Acaba, ben, sevgili peygamberimin bu snnetine hangi lde uyum gsteriyorum? Cenab- Hakkn rahmetinden midimiz odur ki, byle bir i muhasebe ve diyalog, bizi gndemdeki diyalog konusunda da en

isabetli karara gtrecektir.

ENE ZERNE
Ene, ben demektir. Benlik, insann kendi varlndan ve sfatlarndan haberdar olmas, nefsini ve maln kendine nispet edebilmesidir. nsan, gtt koyunlar iin benim koyunlarm diyebildii halde o koyunlar, mesel, kendi ayaklar iin benim ayaklarm diyemiyorlar. Gne de gezegenlerine sahip kamyor. Halife, sultann mlknde, Onun namna tasarruf eder. Benim malm, benim mlkm derken, mlkn gerek sahibini hatrndan karmaz. Onun byle deyii, bir askerin benim tfeim yahut benim kouum demesi gibidir. Benlik yerinde kullanmas artyla byk bir nimet, byk bir sermayedir. Arzn halifesi olduunu unutmayp Kinat Sultannn namna hareket etmek, Onun emanetlerini, yine Onun rzas yolunda kullanmak artyla... Hibir icraatna ahs reyini, hevesini ve nefsini kartrmamak artyla...

Nefsini bilen Rabbini bilir srrna ermek, ben diyebilmeyi bir anahtar yapp O diyebilmek artyla... Tarlasna tohum serperken, rzgrdan pek farkl bir i yapmadn, keza bahesini sularken de yamurun vazifesini taklide altn bilmek, tpk onlar gibi kendisinin de Allahn mlknde bir hizmeti olduunu unutmamak artyla... Kendi varln dnrken, Bana bu varl kim ltfetti ise, u btn lemi de yoktan var eden ancak Odur. diyebilmek ve mutlak varln ancak Ona mahsus olduunu bilmek artyla...

lmini ve kuvvetini dnrken de, Bana ilmi tattran elbette lim, bana kuvvet baheden elbette Kdirdir. diyebilmek artyla... Kendisine taklan dier sfatlar, kabiliyetleri ve halleri de bu mnda deerlendirebilmek artyla... Kinat, bir ynyle, benlikten uzak tutulanlar ordusu!.. Sem yksekliine gvenmez, toprak inenir aldrmaz. Ay, dnyaya bal olmay mesele yapmaz, blbl sesiyle vnmez, ar balyla gururlanmaz... Niin? Cevap tektir: Hibirinde benlik olmad iin. Benlikten uzak tutulan her mahlk, bir ynyle mahrumdur, ama dier ynyle korunmutur. Mesel, u gneimiz, ben diyebilseydi, belki Allah bilme ve sevmede hayli yol kat edebilirdi. Ama bilemiyoruz, belki de byklk iddiasnda bulunur, kuvvetine gvenir, gezegenleriyle gururlanr, ziyasyla vnrd... Bu ise onun iin feci bir hl olurdu... imdi bu gafletten korunmu ve bu sapklktan uzak, srdryor vazifesini... Bir de melekler lemi var. Onlar benlik dvs gtmekten ok ok uzaktrlar. Gurur nedir bilmez, kskanlktan anlamaz, hasedi tanmazlar. Bu isyansz varlklar, Rablerine kim daha iyi ibadet ederse onu daha ok severler. stad, benlik konusunda u harika tespiti yapar: Cenb- Hak tarafndan insanlara verilen benlik ve hrriyet, uluhiyet sfatlarn fehmetmek zere bir vhid-i kyas vazifesini gryor. Maalesef s-i ihtiyar ile hkimiyet ve istiklaliyete let ederek tam bir firavun olur. Vhid-i kiyas; mukayese unsuru, lek demektir. nsanolu ou zaman, szlerine ben diye balar ve unu yaptm, bunu ettim diye srdrr konumasn. Yapt ilere sahip kmakla, onlar kendi hr iradesiyle tercih ettiini ve ylece

icra sahasna koyduunu ifade etmi olur. Hrriyet nimeti olmakszn, kendisine zorla yaptrlan ilere ise sahip kmaz. Onlar hakknda konuurken, ben yaptm demez ve o ilerde bir sorumluluu olmadn savunur. Demek ki, bu ve benzeri ilerde, konumalarda iki unsur birlikte i grrler: Benlik ve hrriyet. nsan, benlik ve hrriyet sayesinde kendisine taklan lh hediyeleri kendine nispet edebiliyor; benim gzm, benim aklm, benim kalbim diyebiliyor. Ve bunlar diledii gibi kullanma serbestisine sahip. Ama gzden rak tutmamas gereken bir gerek var: Btn bunlar birer lh emanet. Gerek organlarn ve ruh dnyasn, gerekse, maln, mlkn ve makamn sadece ve sadece Allahn raz olduu sahalarda kullanmak durumunda. nsanolu, benlik ve hrriyet sermayesini nasl kullanacaktr? Bu sorunun cevabnda iki kla kar karya bulunuruz: Biri doru, dieri yanl. nsan kendi ruhuna taklan sfatlar, hisleri, duygular hr olarak kullanmakla bir takm iler gryor ve kendisine verilen benlikle de bu ilere sahip kyor. te, bu kabiliyetini lh marifet sahasnda kullanabilirse, soruya doru cevap vermi olur. Bunu nasl baaraca Nur Klliyatnda ok gzel bir mislle ortaya konuluyor. Bu misl bir anahtardr ve bizi ok gereklere kavuturabilir. Mesel: Bir adam Cenb- Hakkn kudretini anlamak iin bir taksimat yapar: Buradan buraya benim kudretimdedir, bundan o yan da Onun kudretindedir diye vehm bir izgi izmekle meseleyi anlar. Sonra mevhum hatt bozar, hepsini de ona teslim eder. (Mesnev-i Nuriye) nsan, elli kilogramlk bir ta havaya kaldrdnda, bu ii kendisine ihsan edilen kuvvet sayesinde yaptn bilir; ama yine de ben bu ta kaldrdm diyerek o ie sahip kar. Zira o ii irade

eden ve yapan kendisidir; bir bakas deil. te insan, bu kuvvetini vahid-i kyas yaparak der ki Allah da u zerinde durduum dnyay lh kudretiyle dndryor. nsan, kendisine ihsan edilen kuvvet sayesinde bu hkme varabiliyor. Sonra mevhum hatt bozuyor. Yani, dnyay dndren kudretin, onu ve elindeki ta da birlikte dndrdn dndnde kendi kuvvetinin vehim kadar zayf olduunu anlayarak, btn kuvvet ve kudretin Allaha ait olduunu tasdik ediyor. Bu konu zerinde dnrken, ncelikle, Allahn varlnn vacip, insan varlnn ise mmkin olduu dikkatten uzak tutulmamal. nsan mahlk olduu gibi, sfatlar da mahlktur. nsan mmkin olduu gibi, sfatlar da mmkindir. Ve nihayet bir mahlk olan insann Hlkna benzemesi dnlemeyecei gibi, onun mahlk sfatlarnn da, mesel, iradesinin, ilminin, kudretinin de Allahn ilim, kudret ve iradesine hibir cihetle benzemeyecei unutulmamaldr. Szlerde benlik iin, rububiyetinin sft ve uunatnn hakikatlarn gsterecek, tanttracak, iarat ve nmuneleri cmi bir ene ifadesi kullanlr. nce iaretten balayalm: Bir insan, parmayla gnei iaret edebilir, ama parmakla gne arasnda da hibir benzerlik yoktur. Keza, haritadaki bir nokta da bir ehre iaret eder. Ama o noktada sz konusu ehrin ne yollarn, ne binalarn, ne de insanlarn bulabiliriz. Bize taklan sfatlar da lh sfatlara birer iaret... Bunlarla o vacip, sonsuz ve mutlak sfatlarn varlklarn bilebiliriz. Ama haritadaki noktalara benzeyen bu sfatlarmzla, lh kudret arasnda hibir benzerlik olamayacan da hatrdan karmayz. Bunlar birer iarettirler, o kadar.

Numuneye gelince: nsanolu, mesel, bir ev yapaca zaman nce onun plann zihninde kurar ve bunu bir kda dker. kinci safhada ise irade ve kudretini sarf ederek o plana uygun bir ev koyar ortaya. te btn bunlar birer numunedirler. Biz bu numuneye bakarak asl hakknda bir derece fikir sahibi olur ve deriz ki: u kinat saray nce takdir edilmi ve bu takdire uygun olarak ina edilmitir. Ene, hem iaret hem de numuneleri cami olduuna gre, ondaki numuneler de iaretler gibi mahlktur, kiinin kendine hastr ve bunlarn da lh takdir, irade ve kudretle hibir benzerlikleri dnlemez. imdi yle bir dnelim: nsanda bu numuneler yaratlmam olsayd insann lh sfatlar tanmas, bilmesi nasl mmkn olacakt? Mesel, insana irade verilmeseydi ve insan bu iradeye benliiyle sahip kp onu hr olarak kullanamasayd Allahn irade sfatn bilebilir miydi? nsann o czi kuvveti ve kudreti olmasayd, Allahn Kudret sfatn ve Kadir ismini bilmesi mmkn olabilir miydi? Merhamet nedir, gazap nedir bilmeseydi, Allahn rahmet ve gazab olduunu hayal bile edemezdi. Ayrca

ESIZ YOLCULUK: MRAC


Mirac , ykselme aleti demektir ve Trkeye, merdiven, yahut asansr olarak tercme edilmitir. Namaz mminin miracdr. Hadis-i erif Kmil iman, takva ve salih amel manev terakkinin birer basama

gibidirler; insann ruh ve kalbi bunlarla terakki eder ve Allaha yaklar. Nur Klliyatndan Mirac Risalesinde, Hakikat- Mirac nedir? sorusuna, Zt- Ahmediyenin(a.s.m.) meratib-i kemltta seyr- slknden ibarettir, (Szler, 563)eklinde veciz bir cevap verilmi ve daha sonra bu cevabn geni bir aklamas yaplmtr. Bu ifadelerde oka sorulan u sorunun da cevabn bulmu oluyoruz: Cenb- Hak mekndan mnezzeh olduuna gre, Onunla grmek iin byle uzun bir yolculuun gerei var m? Demek ki, miracda esas olan, Hz. Peygamberin(a.s.m.) manev terakkisidir. Allah Resul(a.s.m.) yerde iken de Allah Semavat ve arzn Rabbi olarak biliyordu. Ama, gnele dnya arasndaki yz elli milyon kilometreye yakn mesafeyi n yaklak sekiz dakikada ald gz nnde bulundurularak, henz dnyamza ulamam yldzlar bulunduunu dnrsek sema leminin ne kadar geni olduunu hayal lemimizde bir derece canlandrabiliriz. Allah Resul(a.s.m.) bu muhteem lemi btn tabakalaryla getikten sonra Allahn semavat ve arzn Rabbi olduuna dair imannda akl almaz derecede bir inkiaf olduu muhakkaktr. Sema lemine, krsiyi, ar, cennet ve cehennemi eklediimizde bu yksek makamlarda ve bu sonsuz menzillerde seyahat etmekle kazanlan marifetin ne kadar ileri bir noktaya vardn hayal etmemiz bile mmkn deildir. Demek oluyor ki, Cenb- Hakk, o en sevgili kulunu ryetine mazhar klmakla ereflendirmek dilediinde, Onu byle bir terakki ve tekml yolculuuna kard. Burada Cenb- Hakk bir makamda grmek deil, btn meknlar ve makamlar geride brakan ulv bir mertebede Onunla grmek sz konusudur. Drt byk kitaptan birisinin kendisine indirildii Musa(a.s.) gibi

byk bir peygamber, Allah grmek dilediinde kendisine u vahiy gelmiti: Sen beni gremezsin. yette ben grlmem denmeyip de Sen beni gremezsin, buyrulmasnda, bu ryete mahzar olacak bir baka peygamberin gelecei mjdesi gizlidir. Nitekim, Cenb Hakk daa tecelli ettiinde Musa(a.s.) kendinden gemi ve yere ylmt. Demek ki, daa tecellisi bir byk peygamberi kendinden geiren bir Nurun sahibi, kendini bir baka peygamberine gstermek isterse, onu bu ryete mazhar olacak bir makama terakki ettirecektir. te miracn hakikati, bu terakkinin ve bu tekmln gereklemesidir. Burada yle bir soru daha akla gelebilir. Cennette mminlerin ryete mazhar olmalarn nasl anlamamz gerekiyor? Onlar byle bir dereceye mi erecekler ki bu ltfa nail olsunlar? Bu sorunun cevab da yine Nur Klliyatndaki u cmlede sakl: Mirac yoluyla beka lemine girdi. (Mesnev-i Nuriye, 197) Yani, Peygamber Efendimizin(a.s.m.) ryete mazhar olmas bu dnyada deil, beka leminde gerekleti. Hz. Musa(a.s.) ise bu tecellinin dnyada gereklemesini istemiti. Allah Resul(a.s.m.) cenneti tarif ederken, ne gzler grm ne kulaklar iitmi ne de beerin kalbine hatrana gelmitir buyururlar. Bu hadisin bir yn de udur: Bu dnyada insan u kinattan daha mkemmel, daha harika olduu gibi, cennet ehli de cennetten daha mkemmel olacaktr. Zira, cennet onun hizmetine verilmitir. Cenneti aklmzn almayacan haber veren bu hadisi erif, bizlere bir mminin orada ulaaca makam da burada hayal etmemizin mmkn olmad mesajn vermi oluyor. Bir kmil mmin cennette bu dereceye kt gibi, oradaki Hz. Musann(a.s.) derecesi de dnyadakinden ayn lde farkllk gsterecektir. Bu dnyada bir mmin kul ile o byk peygamber arasndaki makam fark, orada da aynen muhafaza edilecektir;

her ikisi de akl almaz lde terakki edeceklerdir.

Kab- Kavseyn, mirac mucizesinin en son ve en ileri safhasnda, Peygamber Efendimizin(a.s.m.) ryete mazhar olduu manev makamn ismidir. Kavseyn iki yay demektir. Bu ifade mecazdir. Nur Klliyatnda, Kab Kavseyn iin, imkn ve vcub ortasnda Kab Kavseyn ile iaret olunan makam, denilmektedir. Buna gre sz konusu tebihteki yaylardan birisi imkan dieri ise vcub olmaktadr. mkn btn mahlukat lemini, vcub ise, Alahn ztnn, uunat, sfat, efal ve esmnn tmn ifade eder. te mirac hadisesinde, Vacibl Vcut olan Allah, mmkinat leminin sultann ryetine ve sohbetine merref klmtr.

Fetret Nedir ve Fetret Devri Sadece Hz. sa ile Peygamberimiz Arasnda Geen Belli Bir Dnem in Mi Geerlidir? Bedizzaman Fetret Devrindeki Hristiyanlar in Ne Diyor?
Bu konuda slam alimlerinin ekseriyeti ve bata mam Gazali Hazretlerinin gr zetle yledir:

Fetret, kesilme manasnadr, peygamberlerin gnderilmesine ara verilerek, lh vahyin kesildii zamana denir. Bilhassa Hz. sa ile son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.) arasnda geen zaman iin kullanlr. Byle bir zamann insanlarna fetret devrinde yaayan kimseler denilir.

Peygamberimizin, peygamber olarak gnderilmesinden sonra, dnyaya geldikleri halde, yalnz olarak, da banda veya yeryznn bilinmeyen bir yerinde yaadklar iin kendilerine slm'n sesi ulamayan toplumlar dahi, fetret zamannda yaam insanlar hkmndedir.

Pekiyi, Peygamberin ismini ve vazifesini iiten, ancak bundan menfi (olumsuz) ekilde haberdar edilen kimselerin durumu ne olacaktr?

Bu suale cevap olarak, mam- Gazali Hazretleri'nin aadaki tasnifine gz atalm, Bu tasnifinde mam- Gazl Hazretleri o zamanda yaayan Hristiyanlarn ve henz Mslman olmam bulunan Trklerin durumunu ele almakta ve yle buyurmaktadr:

"nancma gre, inallah Allah Tel, zamanmzdaki Rum, Hristiyan ve Trklerin pek ounu da Rahmet-i lhiye mulne alacaktr. Bunlardan maksadm, uzak memleketlerde yaayan ve kendilerine slm'n daveti ulamayan Rum ve Trklerdir. Bunlar ksmdr: 1. Hazret-i Muhammed'in (S.A.V.) ismini hi duymam olanlar. 2. Hz. Peygamber'in ismini, sfatlarn ve gsterdii mu'cizeleri duymu olanlar. Bunlar slm memleketlerine komu olan yerlerde veya Mslmanlar arasnda yaayan kimselerdir, kfir ve mlhidlerdir. 3. Bu iki derece arasnda bulunan gruptur. Hz. Peygamber'in ismini duymularsa da vasf ve hususiyetlerini duymamlardr. Daha dorusu bunlar Hz. Peygamber'i t kklklerinden beri "smi Muhammed olan -h!- yalancnn biri peygamberlik iddiasnda bulunmutur" eklinde tanmlardr. Tpk bizim ocuklarmzn Ad Mseylime olan yalancnn biri Allah'n kendisini

peygamber olarak gnderdiini iddia etmi ve yalanc olarak peygamberlii ile meydan okumutur szn duymalar gibi. Kanaatime gre bunlarn durumu birinci grubta olanlarn durumu gibidir. nk bunlar Hz. Peygamber'in ismini, haiz bulunduu vasflarn zdlaryla birlikte duymulardr. Bu ise hakikati aratrmak iin insan dnmeye ve aratrmaya sevk etmez."(mam- Gazali, slm'da Msamaha (Tercme: Sleyman Uluda), s. 60-61.) Bugn gerek Hristiyan leminde ve gerekse demir perde lkelerinde mam- Gazali Hazretleri'nin tasnifindeki nc gruba giren insanlara rastlamak mmkndr. Hristiyan leminde cra bir kede itima hayattan uzak ve Din-i Hakk' bulma imknndan mahrum birok insanlar bulunduu gibi, demir perde gerisinde esaret kamplarnda hr dnyann varlndan bile habersiz nice mazlumlar vardr. Bunlarn iinde bulunduklar hayat artlar ve imknlar ile din-i Hak olan slm dinini bulmalarnn zorluu meydandadr. Hikmeti nihayetsiz ve rahmeti hereyi ihata eden Allah Azimn'n bu gibi kimselere muamelesi, elbette iinde bulunduklar artlarla mtenasip (orantl) olacaktr. uras da herkesin malmudur ki, bir rejimin perdesi arkasnda ulhiyeti inkr maksadyla mutlak inanca, hususan slm dinine kar dessasne faaliyet gsteren ifsat komitelerinin mes'uliyetleri, gafil ve mazlumlarla elbette bir olamaz. imdi geelim Bedizzaman hazretlerinin yaklamna. Bedizzaman yukarda anlatlan temel prensiplerden kl pay ayrlmayarak bir itihatta bulunmutur. Bu itihat, mam Gazalinin yukarda nc sraya koyduu kiiler konusunda bir itihattr. Yani Hz. Peygamber'in ismini duymu ama vasf ve hususiyetlerini duymam olanlar hakknda. Bedizzaman bu ksma kk bir ilave yapyor. Bu nc snfa girmekle beraber masum ve de mazlum (zulme urayanlarn) iseler durumlar bir az daha farkl olabilir diyor ve u izah yapyor:

"hirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedi'ye (S.A.V.) bir lkaydlk perdesi gelmi Elbette imdi, fetret gibi karanlkta kalan ve Hazret-i sa'ya (A.S.) mensup Hristiyanlarn mazlumlar, ektikleri felketler, onlar hakknda bir nev'i ehadet (ehitlik) denilebilir. Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zayflar, mstebit byk zlimlerin cebir ve iddetleri altnda musibet ekiyorlar. Elbette o musibet onlar hakknda medeniyetin sefahetinden ve kfranndan ve felsefenin dalletinden ve kfrnden gelen gnahlara keffret olmakla beraber, yz derece onlara krdr, diye hakikatten haber aldm... " (Bedizzaman Said Nurs, Kastamonu Lahikas, s. 103.)

Bedizzaman, mam Gazali hazretlerinin nc ksm olarak ele ald fetret dneminin bu asrda bir derece geerli olduunu savunuyor. Ayrca zulme urayan ve ancak MASUM ve MAZLUM olan(btn Hristiyanlar iin deil) Hristiyanlar iin inallah ehit hkmnde olurlar diyor.

Bu tespit Bedizzamana ait bir itihattr. Zulme urayan masum ve mazlum ehli kitaba belki ehitlik de kazandrabilir, diyor. Katlr veya katlmayz o ayr bir meseledir. Nitekim mam Rabbabi Hazretleri de gavur memleketinde doan Hristiyan ocuklar iin, toprak olacaklardr, diyor. Bu da bir itihattr. Ama herkes bu itihad kabul etmek durumunda deildir. Kabul etmek zorunda olmad gibi, mam Rabbani hata yapmtr diyerek, onu karalamak veya olur olmaz ortamlarda seslendirme hakkna da sahip olunamaz. mam Azam hazretlerinin bir ok fetvasna karlk man Yusuf ve mam Muhammedin fetvalar vardr. mmet ou zaman iki imann fetvasn tercih etmitir. Buradan yola karak mam Azam(haa) yanl yapmtr denilemeyecei gibi, ona saldrma cesaretini de kimseye veremez.

Nitekim Cemel savanda binlerce insan ld halde, mmet bunun bir itihat neticesi olduunu kabul ederek iki tarafa da saldrmam ve sulayc davranmamlardr. Halbuki, bir tarafta Hz. Ali efendimiz, dier tarafta ise Hz. Aye validemiz ve cennetle mjdelenen sahabeler vard. Bir alim iin yanl yapmtr demek ile, itihadna katlmyorum demek arasnda ok fark vardr. tihat yapar ama itihad isabetli olmayabilir. Bir mtehidin itihad isabetli olsa iki sevab, deilse, bir sevab olduunu alimlerimiz ortaya koymulardr. Yanl itihada Allah dahi sevap verirken, bize ne olmu ki, mantmza uymayan bir itihad iin onlara saldr hakkn elde ediyoruz.

GAYB HAKKINDA
Gayb; kelime olarak gizli olan, grnmeyen, hisler ile bilinemeyecek kadar belirsiz olan ey demektir. Istlahi olarak ise gayb; insann duyu organlar ve maddi ve manevi cihazlar ile alglayamad eylere denir. nsann duyu organlar ve maddi ve manevi cihazlar ile alglad eylere malum; yani bilinen, alglamad eylere de gayb; yani bilinmeyen denir. Gayb genel olarak; mutlak ve izafi olmak zere iki ksma ayrlr. Mutlak gayb da kendi arasnda iki ksma ayrlr; birisi mmkn, dieri muhal gaybdr. Bilinmesi imkansz Mutlak Gayb: Yaratlmlarn sonsuza dek muttali olamayaca gaybi hallerdir. Yani; ebedi olarak ihata ile bilinemeyecek ve idraki mmkn olmayan eylerdir. Bunlar, Allahn zat- akdesi ve sfatlardr. Hibir mahluk, ihatal bir ekilde, Allahn zatn ve sfatlarn idrak edemez, onun iin; Allahn zat ve sfatlar, ihata noktasndan ebedi olarak bize gaybi olacaktr. Gzler Ona eriemez. Onun ilmi ise btn gzleri ihata eder ( Enam 103) Bu yet, gzlerin, Allah ihata sretiyle,

knhne erecek ekilde gremeyeceklerini bildirir. Ama Allah, bize mahdut ve ihatasz olarak, Zatn ve cemalini gsterecektir. Allahn kendini grmesi ile kulun Allah grmesi msavi olamaz, bu yzden Allahn kendini ezeli ve ebedi olarak ihata ile grmesi bize gaybidir yani; biz Ona hibir zaman kendi gibi muttali olamayz. Bu nokta, mutezile mezhebini yanltan bir noktadr, onlar bu noktay nazara alarak, Allah hibir zaman grlemez dediler ve bidata girdiler. Halbuki kulun, Allah mahdut ve ihatasz olarak grmesi; muhal snfndan deildir. Allahn Zat ve sfatlar dnda, ihata ile idrak edilmeyecek baka bir varlk yoktur. Bu yzden bir kul, Allahn izni ve dilemesi ile btn mahlukat idrak ve ihata edebilir. Bu mmkinat ve caizler snfndandr. Mahlukatta mmkn ve caiz olmasndan, mmkn olan, mmknn knhn ihata ile idrak edebilir. Bilinmesi Mmkn Mutlak Gayb: Allahtan baka, yaratlm hibir mahlukun, kendi bana bilemeyecei, hissedemeyecei eylere denir. Allah her eyin i yzn ve knhn bilir, hibir ey ondan gizli kalp saklanamaz. Bu da ancak sonsuz bir ilim ile mmkndr. yle ise Allahtan bamsz olarak, ben her eyin i yzn ve knhn bilirim demek, bir eit uluhiyet iddia etmek demektir. Mutlak gayba rnek olarak; Allahn kendi zatna mahsus brakt ve baka kimseye bildirmedii eyler demek daha doru olur. Zira Allah, gayb bakasna bildiremez demek, sonsuz iradesini kstlamak ve icbar anlamna gelir ki, bu caiz deildir. yle ise Allah mutlak gaybi olan eylerden bazlarn baz kullarna bildirip haberdar edebilir. Bunun akl ve din ile eliir bir taraf yoktur. Mesela; kiinin ne zaman leceini kendi bilemez; ama Allah ona ilham ile bildirebilir. ayet bildiremez dersen, Allah inhisar ve icbar altna alrsn ki, bu caiz olmaz. Bildirebilir; ama bildirmez dersen delilin nedir? Zira gayb bildirebileceini ifade eden ayet ve hadisler vardr. Mesela;

Elif, Lam, Mim. Rum (ordular) yenilgiye urad. "Dnyann en alak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. ile dokuz yl iinde. Bundan nce de, sonra da emir Allah'ndr. Ve o gn mminler sevineceklerdir. (Rum Suresi, 1-4) O sizi yeryznn halifeleri kld ve size verdikleriyle sizi denemek iin kiminizi kiminize gre derecelerle ykseltti. phesiz senin Rabbin, sonulandrmas pek abuk olandr ve phesiz O, balayandr, esirgeyendir. (Enam Suresi, 165) Andolsun Allah, elisinin grd ryann hak olduunu dorulad. Eer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a gven iinde, salarnz tra etmi, (kiminiz de) ksaltm olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediinizi bildi, bylece bundan nce size yakn bir fetih (nasib) kld. (Fetih Suresi, 27) Kitapta srailoullar'na u hkm verdik: "Muhakkak siz yer(yzn) de iki defa bozgunculuk karacaksnz ve muhakkak byk bir kibirleni-ykselile kibirlenecek-ykseleceksiniz. Nitekim o ikiden ilk-vaid geldii zaman, olduka zorlu olan kullarmz zerinize gnderdik de (sizi) evlerin aralarna kadar girip aratrdlar. Bu yerine getirilmesi gereken bir szd. Sonra onlara kar size tekrar 'g ve kuvvet verdik', size mallar ve ocuklarla yardm ettik ve topluluk olarak sizi sayca ok kldk. (sra Suresi, 4-6) Hani Peygamber, elerinden bazlarna gizli bir sz sylemiti. Derken o (elerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu aa vurunca, o da (Peygamber) bir ksmn aklam bir ksmn (sylemekten) vazgemiti. Sonunda haberi verince (ei) demiti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (hereyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demiti. (Tahrim Suresi, 3) "bn Abbas'dan (r.a.), o da Ensar'dan bir sahabiden: "Onlar bir gece Peygamber s.a.s. ile beraber otururlarken bir yldz kayd ve ortal aydnlatt. Onlara sordu: 'Siz Cahiliye'de byle yldz

atlmasna (kaymasna) ne derdiniz?' 'Allah ve Resulu daha iyi bilir. Ancak biz Cahiliye dneminde byle bir olayda yle derdik: 'Galiba byk bir adam dodu. Ya da byk bir adam ld'. Bunun zerine yle buyurdu: 'O ne bir adamn doumuna ve ne de bir adamn lmne kaymaz. Lakin Rabbimiz Teala bir ey takdir ettii zaman, Ar'n tayclar olan melekler tesbih eder. Sonra bunlar takiben gelen sema ehli tesbih eder. Nihayet tesbihler dnya semas ehline kadar ular. Sonra Ar'n tayclarn takip edenler Ar'n tayclarna sorarlar: 'Rabbiniz ne dedi? Onlar da Rablerinin ne dediini onlara bildirirler. Gklerin ehilleri birbirlerine sora sora nihayet bilgi bu dnya semas ehline ular. Cinler gizlice kulak verir ve bu haberi dostlarna iletirler. (Ancak bu esnada yldzla) talanrlar. Aldklar gibi hi saptrmadan onlardan gelen haber doru olur. Ne var ki onlar o haberi aktarrlarken kendilerinden de yalan bir eyler ilave edip yle aktarrlar" Mslim, Selam, s. 1750-1; Tirmizi, (3224).

Btn bu ayet ve hadisler, Allahn bildirmesi mmkndr; ama bildirmez grn rtyor. Gayb kullardan men eden ayet ve hadisler, kullarn kendi balarna gayb bilemeyecekleri anlamndadr, yoksa Allahn bildirmesi ile baz kullarn gaybe muttali olmas mmkn ve caizdir. Bunu ehl-i snnet ulemas da kabul etmitir. Mesela u ayetlerde De ki: "Ne kadar kaldklarn Allah daha iyi bilir. Gklerin ve yerin gayb O'nundur. O, ne gzel grmekte ve ne gzel iitmektedir. O'nun dnda onlarn bir velisi yoktur. Kendi hkmnde hi kimseyi ortak klmaz."( KEHF 26) Gaybn anahtarlar Allah'n yanndadr. Allah'tan bakas onlardan habersizdir.(Enam 59) De ki: Ben size Allah'n hazineleri benim yanmdadr, demiyorum. Ben gayb da bilmem.(Enam50)

Hani Peygamber, elerinden bazlarna gizli bir sz sylemiti. Derken o (elerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu aa vurunca, o da (Peygamber) bir ksmn aklam bir ksmn (sylemekten) vazgemiti. Sonunda haberi verince (ei) demiti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (hereyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demiti. (Tahrim Suresi, 3) A llah gayb bilendir ve hi kimseyi gaybna (srlarna) muttali klmaz; ancak kendi rzas ile bir resuln haberdar edebilir ve Allah onun nnden ve arkasndan gzcler salar.(Cin 26-27) Allah size gayb bildirecek deildir. Fakat Allah elilerinden dilediini seer-ayrt eder.(Al-i mran 179)

Birinci ayetlerde Gklerin ve yerin gayb O'nundur. Kendi hkmnde hi kimseyi ortak klmaz derken; ikinci ayetlerde Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (hereyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demiti. imdi {haa} Allah, peygamberi kendi hkmne ortak m etmi oluyor? Ya da gaybn anahtarnn bir ucunu ona m teslim etmi oluyor? te ayetin etrafl ve geni bir yorumuna bakmadan, sadece bu ksmn alp hkm verdiimiz zaman, Kurann geneli ile eliir duruma deriz. Halbuki ilk ayet gaybn anahtar Allahn elinde olduunu, hi kimse Allahtan bamsz olarak gayba muttali olamayacan ilan ederken, ikinci ayette, Allah baz sekin kullarna gaybi haber verebilir manas hkmediyor. Allahn baz sekin kullarna gaybden haber vermesi, gayb yasan delmez. lerideki konularda, gaybn Allaha mahsus olmas ne demek, izah yaplacandan burada ksa kesiyoruz. Klasik olarak mmkn mutlak gaybe rnekler; insann hayatnda bana gelecek olaylar, anne rahmindeki cinsiyeti, lm vakti, rzknn genilii ve darl, hangi ana babadan olaca vs gibi eylerdir. Bunlar, insann muttali olmas mmkn; ama bilmesi Allahn iznine bal olan gaybi deerlerdir. Allah dilerse bu gaybi deerleri, baz sekin kullarna bildirebilir, bunun mantk ve din ile elien bir taraf yoktur.

zafi ve Nispi Gayb: Zaman, mekan, kabiliyet, ara ve gerelere gre deien gaybi eylere denir. Zamana Gre Gayb: Zaman boyuttan oluur. Gemi, gelecek ve imdiki zaman. imdiki zaman boyutunda olan birisi iin, gemi ve gelecek gaybdr. Ama gemi ile ilgili baz vesika, belgeler ve tarihi kalntlar, gemii ksmen gaybilikten karabilir. Gelecek boyutundan haberdar olmann tek yolu; Allahn bildirmesidir. Bu da, ya vahiy ile olur, ya da ilham ile olur. Her iki yol da, aklen ve dinen caizdir. Bunun rnekleri; Kuran ve snnette oktur. Vahiy yolu; peygamberimizin vefat ile son bulduundan, bu yol artk kapaldr. lham ise; herkese ak ve geerli bir yoldur; ama ona liyakat ve ehliyet kesbetmek, herkese myesser deildir. Kuran, Allahn ezeli ve ebedi isim ve sfatlarndan szlp gelen ilahi bir kelam olmasndan, zamann boyutunu da ihata etmitir. Bu yzden Kuran ve hadislerde gelecee ait ok emare ve iaretler, mucize eseri olarak dercedilmitir. Baz alimler; ilim vastas ile o iaret ve emareleri tahric ile eserlerinde ilan ediyorlar. Bu tahricler; Kurann mal olmasndan, gaybi haberler o alimin deil, Kurann bir marifetidir, alimin dier insanlara olan hususiyeti ise; ilmi ile tahrice liyakat kesbetmesidir. Risale-i Nurlardaki gaybi ihbarlara bu nazarla bakmak lazmdr. Allah zamandan mnezzeh olmasndan, Onun kelam olan Kuran da, zaman kaytlarndan mnezzeh ve azadedir. Allah, bazen bir kulununun nazarn zamann kaytlarndan kurtarp, klliyet ile gemi ve gelecee baktrabilir. Nitekim peygamberimizin gemi ve gelecekten verdii haberler, bu tezimizi ispat eder. Adeta o mbarek nurani nazar ile, zamann boyutunu canl levhalar gibi seyretmi ve ona gre haber etmi. nsanlk da bir takm teknik vastalar ile gemii rasat edebiliyor. Mesela milyonlarca yllk fosilleri incelemek sureti ile, o zamanlar hakknda birtakm bulgulara ulalyor. Bu vastalar sayesinde o gemi, ksmen gaybilikten kurtuluyor. Kuran da manevi vastalar ile insanln nazarn, ta ilk yaradla, oradan da ebed yurdu olan cennet ve

cehenneme kadar gtrp seyrettiriyor. Mekana Gre Gayb: Mekan da zaman gibi, ok kaytlar ve manileri olan cismani bir varlktr. Bu yzden bir mekanda olan birisi iin, geri kalan mekanlar ona gaybi oluyor. stanbulda olan birisi iin, Erzurum tamamen gaybidir. Orada ne olup bitiyor, onlardan haberi olmuyor. Biz imdi dnyada olduumuz iin, kabir, maher, cennet, cehennem, semvt gibi mekanlar, bize gaybi alemler oluyor. Ama yine, birtakm vastalar ile bu gaybilik ksmen delinebiliyor. Mesela; kameralar vastas ile, stanbuldaki bir adam, Erzurumu grebiliyor. Yine manevi kameralar ak olan veli bir zat, kabir ve berzah seyredebiliyor. Mekann kaytlarn birtakm nurani ve riyazi terbiyeler ile kran nurani zatlar iin, mekana ait gaybilikler bir derece snrlanp, delinebiliyor. Ayn evin iinde, bir oda ile dier odada olan eyler gaybi oluyor. Mahlukat olma itibari ile; cennet ile bir evin odalar arasnda gaybilik derecesi ayndr. Fark sadece, mekan itibari ile uzaklktadr. Biri varlk boyutunun ukba kesinde, dieri ise dnya iindedir. Byk bir evin odalar gibi. Cinlerin kald mekan; bize gre gaybdr, onlara gre ehadet alemidir, cinlere gre de; semann ar tabakas gayb hkmndedir. Arn meleklerine gre de; ar tabakas ehadet alemidir vesaire. Yani her alem dierine nispeten ve izafeten gayb alemi oluyor. Kabiliyete Gre Gayb: Her bir yaratlmn; insan, cin, melaike, hayvanat gibi kabiliyetine ve mahiyetine gre gaybilikler olabilir. Bir gz doktoru, gz hususunda ilim sahibi olduu iin, sradan bir adamn bilmedii ve grmedii eyleri bilir ve grr. Sradan adam iin gz bir iki eydir, doktor iin binlerce eydir. Doktorun gz hakknda bildii ok eyler, sradan adam iin gaybi hkmndedir. Ayn ekilde cinlerin vcutlar ateten yaratld iin, insanlara nispeten birtakm avantajlar vardr. Zaman ve mekanda hzllk ve kulak hrszl gibi kabiliyetleri dorultusunda, insanlara gaybi olan, onlara sradan oluyor. Bir ifrit tarafndan, Belksn tahtnn

tarfetl ayn hznda getirilmesi gibi. Birtakm kayp eyalarn hzlca bulunmas, bunlara rnek olarak verilebilir. Yine meleklerin vcut bakmndan nurani olmas, bir ok hususta onlara avantaj salyor. nsanlar vcut bakmndan sakil ve cismani olduu iin, melekler gibi ulvi alemleri gezemiyorlar, orda olup biten hakknda ancak Kuran ve hadisin bildirdiini bilebiliyorlar. Hatta Azrail (as) vazifesi itibari ile, oklarn lm zamann biliyor; ama bize malum deil. Yine Levh-i Mahfuzdan sorumlu melekler, kader levhalarn okurken, bizde ancak nazar nurani, kalbi keskin zatlar, o levhalar okuyabiliyor. Hayvanat iinde yle canllar var ki; plak duyular ile grnmyor, ancak mikroskop gibi aralarla grlebiliyor. Bu canllar da bizim duyularmza gre gayb hkmndedir. Ara ve Gerelere Gre Gaybilik: nsan plak duyular ile bir ok eyi gremezken, ara ve gereler yardm ile grebilir. Mesela; mikroskop ile gzle grnmeyen mikro organizmalarn mahede edilmesi, teleskopla semadaki yldzlarn grnmesi, hava lm aralar ile yan hissedilmesi, rntgen n ile bebeklerin cinsiyet tespiti ve hastaln tehisi, baz kan tahlilleri ile kandaki hastaln tespiti, bunlarn hepsi birer rnek olarak verilebilir. Allah nasl baz aralar ile bize gaybi olan eylerin tespitini mmkn kld ise; manevi alemlerin de tespiti iin, bir takm ilimleri bize ihsan etmitir. Mesela; lednni ilmi, ebced ve cifir ilmi, tasavvuf ilmi, eriat ilimleri bunlara rnek olarak verilebilir. Bunlarn hepsi gaybi ve ulvi alemler ile, maddi ve sfli alemler arasnda irtibat salayan ara ilimleridir. Bu ilimler vastas ile ehil olanlar o gaybi ve ulvi alemlere ulaabilirler ve o alemlerle irtibat salayabilirler. Bunun, Kuran ve snnet ile elien bir taraf yoktur. Yine slami ilimlerde Rasih olan alimler iin, ilim gzl sayesinde, Kuran ve hadislerdeki pek ok ince ve latif manalar ve

gaybi ihbarlar onlara grnr. Bizim gibi avam olanlara, gaybi olan ok eyler, o ehil olanlara zahir olur. Nasl cahil bir adama bir damla su iinde milyonlar canl yayor desen grmedii iin inkar eder. Ama bir bilim adam o bir damla suya, bilim gz ile bakt iin o canllar ilmen seyreder ve kabul eder. te bunun gibi ezeli ve ebedi isim ve sfatlardan szlp gelen Kurann bir cmle ve kelimesinin icaz kvrmlarnda milyonlar srlar ve hakikatler var desen, zahir hocalar ve cahil adamlar yadrgar ve kabullenmekte zorlanr. Tabi karlan o sr ve hakikatler; Kurann esasatna ve genel erevesine uygun olmak art ile kabul grr. Yoksa her nne gelen usul ve metoda uymakszn, hevasna gre yorum yaparsa karmaa kar, kaos olur. Nasl mam Azam, itihat ilmi gzl ile Kuran ve hadislerden st kapal hkmleri ekip kard, insanln nazarlarna sundu. Aynen bunun gibi; her bir slam alimi, kendi dallarnn ilmi drbn ile, Kuran ve snnet iinden ok ince ve latif manalar ve gaybi ihbarlar tahric edip karyorlar. zafi Gaybin Bilinme lleri: Allah, izafi gaybn bilinmesini belli llere ve kaytlara balamtr. Kim bu llere ve kaytlara riayet edip uyarsa, gayb perdesi, konumuna gre alp geniliyor. Bunu, Allah, snnetullah ile bir standarda balamtr, kim bu standarda uyarsa, izafi gayb perdelerini aralayp tekemml edebilir. Bu hem maddi alem iin, hem de manevi alem iin geerlidir. Zaman asndan: nsanlk bir takm maddi terakkiler ile zamann kaln ve kaytl perdesini aralayp yrtmtr. Eskiden ayda gidilen bir yere, vastalarn gelimesi ile bir saatte gidilmesi, gemiin maddi kalntlarn inceleyen ilim dallarnn terakkisi ile gemi hakkndaki malumatn daha salam ve geni hale gelmesi, bunlara rnek tekil eder. Aynen maddi ilimlerde olduu gibi, birtakm manevi ilim sahalarnda terakki ile de, Kuran ve hadislerde var olan latif manalara ve gaybi ihbarlara ulamak, manevi bir adetullah hkmndedir. Bunun slam tarihinde misalleri saylamayacak

kadar oktur. Birtakm mfrit fikirli zahir hocalarn, bu realiteyi inkar etmeleri bu hakikate zarar vermez. Bu mfrit hocalarn baz ayetlerin zahiri manalarn gstererek hcum etmelerine ilerideki konularda cevap verilecek. Daha nce de deinildii gibi; Kurann sure ve ayetleri, zamann btnn kuatt iin, zamann btn boyutlarna dal budak salmtr. Ve her dnemdeki mmetlere tebir ve tehditle bakan ve iaret eden bir yz vardr. te Kurann bu yksek asansrne binen ve nazarn Kurana rm eden bir asfiya, bir nevi Kurandan gelen kuvvet ile, zamann boyutlarn kuatabilir ve ona gre Kurandan ald dersleri avam insanlara bildirebilir. Burada fazilet ve eref; Kurana aittir, ihata ve kuatma Kurann bir vasfdr. Asfiya ise; baz vastalar ile Kurana kendini rm ediyor hepsi o kadar. Buray anlamayan baz kesimler, asfiyann mstakim ve isabetli kefiyatlarn, kendinden sanp inkar ediyorlar. Halbuki eref Kurana aittir. Risale-i Nurdaki kuvvetli ispat ve harika ifadeler, Kuran okyanusundan nebean eden bir damla, doru ve isabetli gaybi ihbarlar ise; Kuran ndan bir lemadr. Yoksa Said Nursinin, ahsi deha ve ilminden gelen bir ey deildir. Mekan Asndan: Mekandan kaynaklanan kaytlarn ve gaybi hallerin delinip yrtlmas da mmkndr. Bugn iletiim ve ulam aralarnn gelimesi ile, dnya kk bir ky hkmn almtr. Dnyann ok uzak yerleri; radyo ve televizyon aracl ile gayb olmaktan kmtr. Bu da, insanlar alrsa birtakm kayt ve engellerin kalkabileceinin bir gstergesidir. Aynen bunun gibi; insan manevi adan terakki ve tekemml ederse, mekan kaytlarndan bir derece kurtulup, harika hallere mazhar olabilir. Bu maddi alemde almak ile oluyor, manevi alemde ise terbiye ve tezkiye ile oluyor. Birtakm maneviyatta terakki eden zatlarn mekan kaytlarndan tecerrt etmesi; akla ve dine zt bir ey deildir. Allah bu imkan manevi alanda da insanlara sunmutur.

Kabiliyet Asndan: nsan ftrat olarak ok geni ve her eyi tartp lecek bir mahiyette yaratlmtr. Allah, insana maddi bir suret verdii gibi, manevi alemleri hissedip anlayacak manevi bir suret de vermitir. Bu yzden insann bir yz maddi alemlere bakar, dier yz manevi alemlere bakar. nsanda melek olma kabiliyeti de vardr, hayvandan daha aa dme kabiliyeti de vardr. te insan iman ve ubudiyet vastas ile manevi surette terakki ve tekemml ederek, nuranileip, meleklerin zerine kabilir. Dolays ile maddi kaytlarndan da bir derece tecerrt ederek, gaybi alemleri mahede edebilir. Baz evliyalarn kabir alemini mahede etmesi, baz ehli kalb zatlarn gaybi haberlere muttali olmas, manevi alemlerin sradan ileri hkmndedir. Tpk bir er iin zor olan ilerin, bir subay iin sradan olmas gibi, manevi terakki ve tekemml ile, maddi alemlerde zor olan iler, manevi alemlerde kolay ve sradan hale geliyor. te insan kendine verilmi olan halifelik makamn, hakk ile ifa edip manen terakki ederse, maddi alemlerin kaytlarndan ve rtlerinden syrlp manevileebilir. Ara ve Gere Asndan: nsan nasl birtakm ara ve gereler vastas ile, maddi alemlerin kaytlarn krp delebiliyor. Mesela; mikroplar plak gzle gremezken, mikroskobu yapp onlar grebiliyor. Kann iindeki hastalklar gzle bilemedii halde, tahlil aralar ile grebiliyor. Rntgen n ile vcudun iine bakabiliyor vesaire. Aynen bunun gibi, birtakm manevi ara ve gerelerle de, insan manevi alemlerin srlarna ve gaybi hadiselerine ulamas ve bilmesi mmkndr. Bu manevi aralar ise iman, ibadet, zikir, takva, gzel ahlak, nazar- iman ve Kuran gibi eylerdir. Salik, seyri ruhanisinde birtakm riyazet ve terbiyeler aracl ile kesif nefsini slah ile nuraniyet kazanr. Sonra manevi alemlerin kaplarn aralar ve oralar mahede eder. Yani Allah; nasl maddi alemlerin kaytlarndan kurtulmak iin, insanla kolaylk olsun diye, birtakm ara ve gereleri hediye etmi, aynen manevi ve ulvi alemlerle de, irtibat ve iletiim kurmak iin, manevi ara ve gereleri de insanla ikram ve ihsan etmitir. Bu gayet makul ve

gerekli bir hakikattir. nsan madde ile snrlandran ve maddeye hapseden materyalist felsefenin tesirine girmi zahir mezhebinin, bu husustaki itirazlar ve inkarlar bir ey ifade etmez. Gayb lminin Kuran,Snnet ve cma Asndan Durumu Kuran Asndan Gayb lmi: Kuran- Kerimde gayb bilme ile ilgili ayetler snftr. Birinci Snf Ayetler: Gayb bilmenin sadece Allaha mahsus olduunu bildiren ayetlerdir. Bu ayetlerden bazlar unlardr: Gklerin ve yerin gayb (srr) yalnz Allah'a aittir.(Hud 123) De ki: Gklerde ve yerde, Allah'tan baka kimse gayb bilmez.( Neml 65)

kinci Snf Ayetler: Gaybin sadece Allaha mahsus kalmayp, Allahn bildirmesi ile bakalarnn da bilebileceini ima eden ayetler. Bu ayetlere rnek: O grleni de grlmeyeni de bilir; ok byktr, ycedir. (Rad 9) Sonra da grleni ve grlmeyeni bilen Allah'a dndrleceksiniz. ( Cuma 8)

nc Snf Ayetler: Zahir ve ak bir ekilde, Allahn bildirmesi ile, baz sekin kullarnn da gaybe muttali olabileceini ilan eden ayetler. Bu ayetlerden bazlar unlardr: Allah gayb bilendir ve hi kimseyi gaybna (srlarna) muttali klmaz; ancak kendi rzas ile bir resuln haberdar edebilir ve

Allah onun nnden ve arkasndan gzcler salar.( Cin 26-27 ) Allah size gayb bildirecek deildir. Fakat Allah elilerinden dilediini seer-ayrt eder. ( Al-i mran 179 )

Yine bu hususta Kuranda Kehf suresinde, ok geni bir ekilde anlatlan, Hazreti Musa (a.s) ile Hazreti Hzrn hikayesi meselemize k tutuyor. 60 Bir vakit Ms, gen yardmcsna: Durup dinlenmeyeceim, demiti, ta ki iki denizin birletii yere varacam. Varamazsam senelerce yrmeye devam edeceim. Kurnda ad bildirilmeyen bu gen yardmcnn Ya bn Nun (Josue) olduu tefsirlerde rivayet edilir. Ms (a.s.)n Hzr (a.s.) ile kssas Tevratta yer almaz. FakatBuharde nakledilen bir hadse gre Hz. Peygamber (a.s.) bu kssadaki Msann srailoullarnn mehur Peygamberi Ms (a.s.) olduunu bildirmitir. Bundan tr, onun, baz oryantalistlerin iddia ettikleri gibi baka biri (mesela Glgam) olduunu dnmeye sebep yoktur. Bu yette geen iki deniz hakknda, tefsirlerde dnyann ktasna dalm birok yerler tahmin edildii gibi, iar tefsir kabilinden baz tevcihler de teklif edilmitir. Fakat bu gizemli kssadan alnacak hisse, bunlar bilmeye bal deildir. 61 Onlar iki denizin birletii yere vardklarnda balklarn unutmu bulundular. Balk syrlp denizde bir yol tutmutu bile. 62 Buluma yerini farkna varmakszn geip gidince Ms yardmcsna: Getir artk kahvaltmz dedi, Gerekten bu seyahatimizde epey yorgun dtk.

63 Grdn m?! dedi, O kayann yannda mola verdiimizde, ben bal unutmuum! Muhakkak ki onu sana sylememi unutturan da eytandan bakas deildir. Dorusu balk, ok acayip bir ekilde canlanp syrld ve denizde yolunu tutup gittiydi. 64 te gzleyip durduumuz da bu idi ya! dedi. Derhal izlerini takip ederek gerisin geri dnp kayann yanna vardlar. 65 Orada bizim sekin kullarmzdan yle bir has kulumuzu buldular ki Biz ona ltfedip, nezdimizden rabban bir ilim retmitik. Ms (a.s.)n karlat zatn isminin Hzr (Hadr) olduu hadis-i erifte bildirilmitir. Bu zat baz limlere gre peygamber, bazlarna gre byk bir veldir. Onun, beere gnderilen, ilah eriatlerde bildirilen hkmlere tbi olmad gereinden hareket eden ender bir gre gre Hzr, melek veya baka bir ruhan olmaldr. Gerekten, bu kssa bandan sonuna kadar o zatn bir baka boyuttan olduunun karineleriyle doludur. 66 stadm dedi Ms, Sana retilen bu ilimden bana da bir eyler retmen iin sana tbi olabilir miyim, beni talebelie kabul eder misin? 67-68 Dorusu dedi, sen benimle beraberlie sabredemezsin. Btn ynleriyle kavrayamadn meseleler karsnda nasl kendini tutabilirsin ki? 69 naallah dediMs, beni sabrl bulacaksn ve senin hi bir emrine kar koymayacam. 70 O halde dedi, bana tbi olduuna gre, hangi konuda olursa olsun,

ben onun hakknda sana sz amadka, asla bana soru sormayacaksn tamam m? 71 Bunun zerine kalkp gittiler. Nihayet bir gemiye rastlayp ona bindiler ve o zat gemiyi deldi. Ms duramayp: Ne yaptn yle? dedi indeki yolcular denizde bomak iin mi yaptn bunu? Vallahi ok mthi bir i yaptn! 72 Hzr: Sen benimle beraberlie katlanamazsn dememi miydim? te sen de grdn! dedi. 73 Ne olur dedi Ms, ltfen unutarak sylediim bu szden tr beni azarlama, bu iimden dolay bana bir glk karma! 74 Yine yola koyuldular. Nihayet bir olan ocuuna rastladlar ve Hzr onu ldrd. Ms atlp: Ne yaptn? dedi, masum ve gnahsz bir can, ksas hkm ile bir can karlnda olmakszn m ldrdn? Dorusu grlmemi derecede fena bir i yaptn! 75 Sen benimle arkadalk etmeye katlanamazsn dememi miydim? dedi. 76 Ms: Eer dedi, sana bir daha soracak olursam, bundan byle benimle hi arkadalk etme! Artk zr dileyemeyecek hale geldim. 77 Tekrar yola devam ettiler. Nihayet bir ehre varp o ehir halkndan yiyecek istediler, ama ahali bunlar misafir etmemekte diretti. Bu srada Hzr orada yklmaya yz tutmu bir duvar grr grmez onu dzeltiverdi. Ms: steseydin dedi, elbette buna kar iyi bir cret alabilirdin.

78 Hzr: te dedi, seninle ayrlmamzn vakti geldi. imdi sana hakknda sabrszlk gsterdiin o meselelerin iyzlerini tek tek bildireyim: 79 Evvela, o gemi, denizde alan birtakm fakirlere ait idi. Ben onu kasden bir miktar zedeledim. Zira te yanda, salam olan btn gemileri gasbeden zalim bir hkmdar vard. 80 Olan ocuuna gelince: Onun ebeveyni mmin insanlar idi. Bu ocuun onlar ileride azgnla ve kfre srklemesinden korktuk. 81 Onlarn Rabbinin, kendilerine, onun yerine daha temiz, daha hayrl, merhamette ondan daha hisli bir ocuk ihsan etmesini diledik. 82 Gelelim duvara: O duvar ehirdeki iki yetim ocua aitti. Duvarn altnda onlara ait bir define gml idi. Babalar, salih, iyi bir insand. Rabbin onlarn reit olacaklar aa gelip, definelerini o zaman karmalarn irade buyurdu. Btn bunlar Rabbinden birer ltuf ve rahmet olup, ben hibirini kendi grmle yapm deilim. te hakknda sabrszlk gsterdiin meselelerin iyz bunlardan ibarettir.

te bu ayette peygamberlii sabit olmayan bir ahsn, gaybe dair haberler vermesi, olaylarn i yzn izah etmesi, ok ak bir ekilde; hem Allah, gayb baz sekin kullarna bildirebilir hkmn, hem de peygamberler dnda veli kullarna da gayb bildirebilir hkmn teyit ediyor. Baz Genel Tefsir Kaideleri Kuran- Kerimde buna benzer, zahiren birbiri ile eliiyor gibi

duran ifadeler oktur. Onun iin tefsir usulnde; bu zahiren birbirine muhalif gibi duran ifadeler tabir, tevil ve tefsir edilerek uyumu aratrlr. Bir snf ayeti esas alp, hemen hkme varmak, slami ilimler asndan caiz deildir. Genelde bu gibi ayetlerin manas hiyerariye uygun olarak, nce hadislerde, daha sonra mmetin ortak aklnda nasl izah edilmi ona baklr. Yoksa fevri bir ekilde, ne anladmsa odur mant, salam bir mantk deildir. Zaten, Kuran- Kerimin ksr ve naks mealine bakp hkm vermek, tam bir cehalet rneidir. Zira mealde ok manalar bilinmez ve anlalmaz. Bu yzden bir ayeti anlamak ve hkmn ne olduunu tespit etmek iin, konunun uzman olan mfessirlere mracaat etmek gerekir. Yukarda tasnif edilen ayetlerin Ehli Snnete uygun olarak bildirdii hkmlere bakalm. Birinci Snf Ayetlerin Hkm Birinci snf ayetlerde vurgulanan husus; gaybn Allahtan bamsz olarak, kimse tarafndan, kendi bana bilenemeyecei esasdr. Yani; Allah bildirmez ise, kimse kendi bana gaybe muttali olamaz. Buradan Allah, kimseye gaybi bildirmez manas karlamaz, karlrsa dier ayetlerle elikiye dlm olur. Zira; Allah baz sekin kullarna gaybi bildireceini, aka ayetleri ile ilan ediyor. yle ise; birinci snf ayetleri, umuma temil etmek, tefsir usulne aykrdr. Yine birinci snf ayetlerde vurgulanan ikinci bir mana udur: Sabkan da beyan edildii gibi, gaybin eitleri oktur. Baz gaybler vardr ki; hibir zaman bilinmesi mahlukat iin mmkn deildir. Bu gaybler; genelde, Allahn Zat ve sfatlarnn mahiyeti ve ihata ile idrakinin imkansz oluu ile ilgili ksmlardr. Yani; hakikaten hibir yaratlm, hibir zaman, Allahn Zatn ve Sfatlarn kuatarak idrak edemez. te ayette kesinlikle muttali

olunamayacak gayblar bu snftandr. Yoksa mahlukatn, Allahn bildirmesi ile muttali olabilecei gayb ve srlar snf, bu ayetin kapsamnda deildir. te zahir hocalar elikiye dren nokta burasdr. kinci Snf Ayetlerin Hkm kinci snf ayetlerin slubundan, Allahn baz kullarn, kainatn baz srlarna ve gaybi hallerine muttali yaptn anlyoruz. Bu da gayb ilminin, Allahn baz sekin kullarna ak olduunu izah ve ispat eder. Geri bu snftaki ayetlerde sarahat yok; ama ima ve remiz de usule uygun olursa, bir mana karma ekli ve aracdr. slamda ok hkmler bu ekilde tespit ve tayin edilmitir. Peygamberimizin btn hadisleri buna delildir. Zira ok ayetlerin remzi ve iari manalarn peygamberimiz tahric buyurmulardr. Bu manay teyit eden bir hadis udur: Her yetin birer zhir ve btn ve her zhir ve btnn birer had ve muttala ve her had ve muttalan ok cun ve gusunu vardr. bni Hibban, Sahih 1:146; el-Mnav Feyz'l-Kadr, 3:54. Bu hadisten de anlalaca zere, bu ayetler iari ve remzi olarak ifade eder ki, mmkn olan baz gaybi hallerin baz sekin zatlara ayan olmas caizdir. nc Snf Ayetlerin Hkm nc snf ayetler, sarih ve zahir olarak, Allahn baz sekin kullarnn, yine Allahn bildirmesi ile gaybe muttali olabileceini ilan ediyor. Bu ayetler ok ak olduu iin, tekellfl tevil ve tabirlere mahal brakmyor. Allah dostlarnn baz srl ve gaybi hallere, yine Allahn ilam ile vakf ve muttali olmas, Kuran asndan sakncal ve yasak edilmi deildir. Bu vakf ve muttali olma yollar ok muhteliftir. Peygamberler vahiy ile, evliyalar ihtar ve ilham ile, yine Kurann ifadesi ile Rabbin bal arsna yle vahyetti: "Dalardan, aalardan ve insanlarn yaptklar ardaklardan kendine evler edin." (Nahl 68)

"Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylatrd yollarna gir." Onlarn karnlarndan eitli renklerde bal kar. Onda insanlar iin ifa vardr. phesiz bunda dnen bir toplum iin ibret vardr.( Nahl 69) hayvanat ilham ve sevk-i lahi ile baz srl ve gaybi hallere muttali olabilir. Ayette geen vahiyden kast, canllara verilen ilham ve sevk-i lahidir. Dier canllarda da bu durum byledir, burada ar bir rnek olarak verilmitir. Vahiy, ihtar ve ilham meselelerini ayr bir konu olarak inceleyeceimiz iin, burada ksaca deindik. Allah, sadece nebilere deil, dier mahlukundan sekin kullarna da ilham ile gaybi haberler verebiliyor. Bunun ayette misalleri vardr. Mesela; Kitap ilminden bir miktarna sahip olan kimse ise: " (Asif b. Berhiya Dedi) Ben onu (taht), gzn ap kapamadan sana getiririm." dedi. Sleyman onu yannda hazr grnce: "Bu, Rabbimin fazlndandr." dedi.(Neml 40) De ki: Allah ve kitap ilmi yannda olan kimse, benimle sizin aranzda ahit olarak yeter.( Rad 43) Bu ayetin tefsiri sadedin de u hadis rivayet ediliyor; Ebu Said elHudr yle diyor: Allah Resul'nden, "Yannda kitap ilminden (bir miktar) olan kimseden maksat kimdir?" diye sordum. Buyurdu ki: "O, kardeim Sleyman b. Davut'un vasisi Asif b. Berhiya'dr." Dedim ki: "Yannda kitap ilmi -nin tamam- olan kimseden maksat kimdir?" Buyurdu ki: "O, kardeim (ve vasim) Ali b. Ebi Talib'dir."( el-Mizan, c.11, s.387)

Biz sana her eyi beyan eden Kur'n' indirdik.( Nahl 89) Buradan da anlalan, Kurana nazarn teksif edip, muttali olan birisi, gaybi ve srl haberlere vakf olabilir. Burada gaybi talim eden, Kurann kendisidir. Risale-i Nurda geen ekseri gaybi ihbarlar bu trdendir. Yani; Kurandan tahric sureti ile karlan haberlerdir. zet olarak; Kuran asndan baktmz zaman, Allah dostlarnn eserlerinde, birtakm gaybi ihbarlar da bulunmas makul ve caizdir. Bunun slami ve Ehl-i Snnet asndan bir mahzuru ve sakncas yoktur. Hadis Asndan Gayb lmi Hadisler iinde; yukardaki ayetleri tefsir ve tabir eden ve gaybi ilimlerin Allahn bildirmesi ile bakalarn da muttali olabileceini, caiz ve makul gren hadisler vardr. Yani hadisler asndan da Allah dostlarnn Gaybi ilimlere muttali olmas mmkn ve caizdir. Bu hususta varid olmu birka hadis verelim. Emir'l-Mminin Hz. Ali (r.a), kendisine; "Ey Mminlerin emiri! Sizin gayb lemiyle ilgili bilginiz var m?" diye soran birisine yle buyurmaktadr:Gayb ilmi, sadece kyamet ilmi ve u ayette zikredilen ilimlerdir: "Kyametin ne zaman kopacana ait ilim Allah'a mahsustur, yamuru indiren O'dur, ana rahminde olan (mahiyetini) bilen O'dur. Hi kimse yarn ne yapacan ve nerede leceini bilmemektedir. mam (ra) daha sonra szlerini yle aklyor:Yce Allah, annelerin rahimlerinde olanlar bilmektedir; kz m, erkek mi, irkin mi, gzel mi, cmert mi, cimri mi, saadet ehli mi, aki mi, cennet ehli mi, cehennem ehli mi? Bunlar gayb ilimlerdir ki, Allah'tan gayrisi bilemez.Bir ksm gayb lemine ait ilimler de vardr ki, Allah Teala peygamberleri ve zel kullarn onlardan

haberdar etmitir. Hz. Ali (a.s) sznn devamnda yle buyuruyor: Bundan baka birtakm ilimler de vardr ki, Allah Teala onu Peygamberine retmi ve O da bana retmitir.( Nehc'lBela, 128. Hutbe)

Demek ki, ilerin ayrntl bilgisi Allah'a aittir. Gaybe ait icmal bilgilere ise, baz insanlar Allahn bildirmesi ile eriebilir. Ancak bu bilgilerin de kayna yine yce Allah'tr. Mesela; Kitap ilminden bir miktarna sahip olan kimse ise: " (Asif b. Berhiya Dedi) Ben onu (taht), gzn ap kapamadan sana getiririm." dedi. Sleyman onu yannda hazr grnce: "Bu, Rabbimin fazlndandr." dedi.(Neml 40) De ki: Allah ve kitap ilmi yannda olan kimse, benimle sizin aranzda ahit olarak yeter.( Rad 43) Bu ayetin tefsiri sadedin de u hadis rivayet ediliyor; Ebu Said elHudr yle diyor: Allah Resul'nden, "Yannda kitap ilminden (bir miktar) olan kimseden maksat kimdir?" diye sordum. Buyurdu ki: "O, kardeim Sleyman b. Davut'un vasisi Asif b. Berhiya'dr." Dedim ki: "Yannda kitap ilmi -nin tamam- olan kimseden maksat kimdir?" Buyurdu ki: "O, kardeim (ve vasim) Ali b. Ebi Talib'dir."( el-Mizan, c.11, s.387) Eb Hureyre'den rivayet olunan bir hads-i erfde:"limlerden baz gizli olanlar vardr ki, onlar ancak "arif-i billah" olanlar anlar. Bu ilimden bahsettikleri vakit onlar, ancak kendilerini beenen, marur gruh techl eyler (cahil grr). Sakn, Hakk Tel'nn kendi fazlndan ilim verdii alimleri kk grmeyin! nk Hakk

Tel, onlara, o ilmi verirken onlar kk grmedi." Buyurulur. "bn Abbas'dan (r.a.), o da Ensar'dan bir sahabiden: "Onlar bir gece Peygamber s.a.s. ile beraber otururlarken bir yldz kayd ve ortal aydnlatt. Onlara sordu: 'Siz Cahiliye'de byle yldz atlmasna (kaymasna) ne derdiniz?' 'Allah ve Resulu daha iyi bilir. Ancak biz Cahiliye dneminde byle bir olayda yle derdik: 'Galiba byk bir adam dodu. Ya da byk bir adam ld'. Bunun zerine yle buyurdu: 'O ne bir adamn doumuna ve ne de bir adamn lmne kaymaz. Lakin Rabbimiz Teala bir ey takdir ettii zaman, Ar'n tayclar olan melekler tesbih eder. Sonra bunlar takiben gelen sema ehli tesbih eder. Nihayet tesbihler dnya semas ehline kadar ular. Sonra Ar'n tayclarn takip edenler Ar'n tayclarna sorarlar: 'Rabbiniz ne dedi? Onlar da Rablerinin ne dediini onlara bildirirler. Gklerin ehilleri birbirlerine sora sora nihayet bilgi bu dnya semas ehline ular. Cinler gizlice kulak verir ve bu haberi dostlarna iletirler. (Ancak bu esnada yldzla) talanrlar. Aldklar gibi hi saptrmadan onlardan gelen haber doru olur. Ne var ki onlar o haberi aktarrlarken kendilerinden de yalan bir eyler ilave edip yle aktarrlar" Mslim, Selam, s. 1750-1; Tirmizi, (3224).

Gayb Hakknda slam Alimlerinin Genel Grleri Bu hususa merhum Elmall Hamdi Yazrn, Kehf suresinin tefsiri sadedinde, lm-i Lednn hakkndaki bir tespitini aktararak balayalm; LEDNN: "yannda" gibi bir zarftr. Trkede katmzdan veya tarafmzdan demek gibidir. Ve grlyor ki ilmin deil, retmenin kayddr. Bununla beraber retmenin, O'nun katndan olmas, ilmin de O'nun katndan olmasn gerektirmez deildir. phe yok ki btn peygamberlerin ilmi Allah tarafndan vahiy ve retmek itibar ile Lednn (Allah katndan)dir. Fakat burada dikkate deer bir husus udur ki "ve kendisine

tarafmzdan ilim rettik." kayd ile Hzr'a retilmi olan ilim, Musa'nn ilminden bambaka bir ilim, yani Allah tarafndan retilen ilimlerden zel bir ilim olduu anlatlmtr ki, yetteki kssalar karinesi (ipucu) ile tefsir bilginleri, bunu "Gayplar ilmi ve gizli ilimlerin srlar" diye tefsir etmilerdir. Dier bir ifade ile demilerdir ki: "Musa'nn ilmi, er' hkmleri bilmek ve d grne gre fetva vermekti. Hzr'n ilmi ise ilerin i yzn bilmekti." Sahih-i Buhar'de rivayet edilmitir ki, Hzr yle demi: "Ey Musa! Ben Allah'n ilminden bana rettii bir ilim zereyim ki, sen onu bilmezsin. Sen de Allah'n ilminden sana rettii bir ilim zeresinki ben onu bilmem." Bu ekilde ilm-i lednn (Allah bilgisi) deyimi, bu zel ilimde en zel bir mn ile terim olmutur ki, buna hakikat ilmi ve batn (gzle grlmeyen eyler) ilmi de denilmi ve tasavvufular, bu kssaya bir delil olarak tutunmutur. zetle lednn ilim, kafa altrmakla elde edilmeyip Allah tarafndan, srf Allah vergisi olan bir mukaddes kuvvetin tecellisidir. Etkiden etki yapana, duygudan varla doru giden bir ilim deil, etki yapandan etkiye (ize), varlktan duyguya gelen birinci derecede bir ilimdir. Nefsin olagelene geii deil, olagelenin nefiste meydana kmasdr. Dorudan doruya bir keiftir. Fakat lednn deyimi, bunun zellikle Allah'n srlarna ait olanndan daha fazla deyim olmutur. Trkede bir iin lednniyat demek i yzndeki gizli incelikleri ve srlar mnsnda herkese bilinir. Bu kssada ilim iin aratrma yapmak ve yolculua kmaya bir tevik delili ve bununla beraber lednn ilmin aba harcamak ve istemekle kazanlmasnn mmkn olmadn anlatmak vardr.

Yine merhum Elmall Hamdi Yazrn ayn konunun devamnda, Hazreti merin (r.a) bir olayn nakletmesi, gaybn peygamberler dnda salih kullar tarafndan da bilinebileceini aka vurgulamaktadr, o olay ise yle aktaryor; Ancak burada dikkate deer bir nokta vardr ki o da Hzr'n ldrd ocuk meselesidir. Eer bu ocuk blu ana ermi idiyse derhal kfr ve azgnlna hkm vermek eriata uygun

olur. Fakat limlerin ounun dedikleri gibi, henz blu ana ermemi bir ocuk idiyse, onun kfirlii ve azgnl nihayet gelecekte meydana kacak bir gerektir. Hzr, Allah'n kendisine balad ilim ile, onun o zamanki ve gelecekteki btn gizli bilgilerini bilmi dahi olsa, bir ocuk yle dursun bir ergini bile ileride yapaca sutan dolay ldrmek phe yok ki slm hukukuna aykrdr. nk Hz. mer (r.a) Muire'nin klesini grnce: "Bu beni ldrecek" demi, kendisinin katili olacan bilmiti. "O halde niye brakyorsun, ey mminlerin emiri!" dediklerinde "Ne yapaym henz bir ey yapmamtr. Ve yalnz kalbindeki eyden dolay da eriata gre sorumlu olunmaz" dedi. Ve dedii gibi ertesi gn ehid oldu. 26. O Rabbim btn gayb bilir. Gaybn bantl olann da bilir, mutlak olann da bilir. GAYB, duygu ve ilimde veya varlk leminde hazr olmayan demektir. Birok ey hadd-i zatnda, varlk leminde, grnen lemde hazr olduu halde, birbirlerine gre gaip olur. Mesela; bir kimsenin kalbindeki kendisine gre hazr olduu halde, bakasna gre Gayb olur ve o kalp onun, bakasna gre gaybdr. Nitekim "Gayba inanrlar"(Bakara, 2/3) bir mnca "kalbe inanrlar" diye tefsir edilmitir. Fakat onun gayb, mutlak bir gayb deil, bantl gaybtr. Yani mutlak mnda gayb deil, bakasna gre gaybtr. Aslnda mevcut ve hazr olduu iin dorudan doruya veya iaret ve izlerinden bilinmek andr. Allah, henz varlk lemine gelmeyen, iaret ve izleri de bulunmayan ve bazlarna gre gayb olan eyleri bildii gibi, henz vcuda gelmemi olanlar da bilir. Ona gre gayb yoktur. Fakat o kendi gaybn, -yani btn varlklara gre mutlak gayb olan ve Btn (yani gizlilikleri bilen) isminin ortaya kt yer olan kendi ilmini- kimseye amaz. Ak ve kesin ekilde gsterecek kesin bir kef ile gaybn kimseye amaz. Onun iin ne insan, ne cin, ne melek ne de bir baka varlk mutlak gayb yaknen bilmez. Byle olmas izafi gayb (greli gayb)a dair baz bilgiler edinilebilmesine aykr olamayaca gibi, rya, ilham, keramet veya gizli baz sebeplerle mutlak gayba dair baz eyler sezilebilmesine de aykr deildir. Bununla beraber

bunlarn hibiri zan ve kuruntudan arnm tam bir kef ve ortaya karma mnsna kesin bir ilim olamaz. Bundan dolaydr ki olaylar zerinde cerey a n eden bilimsel aratrma ve bulularn, delile dayanarak mantk neticeler karmann bile yarn iin hkm bir kyastan te geemez. Matematiksel bir kesinlik ifade etmez. D grne gre dnp fikir yrtmek baka; meydanda, ak olmak yine bakadr. Yce Allah henz vcuda karmam olduu gaybn kimseye amaz, aa karmaz.(Elmal Hamdi Yazr Tefsiri)

Yine Vehbe Zuhayli, et-Tefsirl-Mnir adl eserinde, Cin suresinin tefsiri sadedinde, gayb bilmek hakknda unlar sylyor; Gayb Yce Allah'tan baka hibir kimse bilemez. Daha sonra vahiy yoluyla gaybn diledii kadarndan haberdar edip, kendilerine mucize kld rasullerden beenip setiklerini istisna etmektedir. Bu ayn zamanda baz gayb bilgileri vermek iin beenip setii peygamberlerin peygamberliinin de doru bir delilidir. Mneccim ve buna benzer ta atarak fal aan, kitaplara bakan, kular uurtan kimselere gelince, bunlar Allah' inkr ederler, kendi sezgi, tahmin ve yalanlaryla iftirada bulunan kimselerdir.Fakat mneccim ve benzerlerinin verdikleri haberler gelecekteki baz olaylara uygun debilir. Bu da onlarn birtakm alamet, karine ve hesaplara dayanarak syledikleri eylerdir; ancak bunun genel bir kural yahut kesin bir ilke olarak kabul edilmesine imkn yoktur. nk gayba dair Yce Allah'a zg bilgi her zaman kapsaml ve doru bilgidir. Nitekim Yce Allah bazen ihls sahibi baz velilere ilham ile birtakm kerametleri ortaya kartr, onlar da gelecekte meydana gelecek baz olaylara dair haber verebilirler. Bu eski ve yeni birok rneklerle sabit bir husustur.Modern ilim de bunu desteklemektedir. Fakat bunun bir sanat yahut bir meslek ya da eitli hususlarda bavurulacak bir hakem olarak deerlendirilmesi doru olamaz. nk btn bu hususlarda Yce Allah'a mracaat edilir, Onun meieti ve murad esastr. Yoksa belli bir bilgiye yahut insann arzulad gibi bir tasarrufa dayanak olamaz.

Numune olarak yukarda verdiimiz alimlerin gr, gayb Allahn bildirmesi ile, peygamberin dnda veli kullarn da, muttali olabilecei dorultusundadr. Ehl-i snnet izgisinde olan hibir alim, bu hakikate itiraz etmemitir. Ama Ehl-i Snnetin dnda, birtakm zahir ve mfrit hocalar, bu hakikate itiraz etmiler ki, bu da alimlerin icmasna zarar vermez. Tarihte veli kullarn baz gaybi haberlere, Allahn ilham ile muttali olmas tevatrle sabittir. Milyonlarca veli ve asfiyadan rivayet edilen bir meselede pheye dmek, hastalkl bir baktan baka bir ey olamaz. Evliyalarn divanlar, asfiyalarn eserleri bu gibi keramet ve gaybi ihbarlarla doludur. Bu yzden tevatr derecesine km bir hakikati inkar, dalaletten baka bir ey deildir. Tpk grmediin; ama grenlerin rivayeti ile sabit olan bir adann vcudunu inkar etmek gibi. Allah dostlarnn gaybi ihbarlarna dair baz rnekler verelim. Mesela; zz b. Abdusselam'n bildirdiine gre: Hz. Ali, ura Suresinin banda yer alan "H-Mim-Ayn-Sin-Kaf" ifreli harflerden, Muaviye ile kendisi arasnda vuku bulan hadiseleri karmtr.(esSuyut,el-tkan,II/14.;el-ls,I/102.) Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: yeryzne iyi kullarm vris olacaktr, diye yazmtk."(22) mealindeki yetten bn Kemal, Sultan Selim'in Msr'n Osmanl lkesine ilhak tarihini karmtr. yette Tevrat yerinde kullanlan "ez-Zikr" kelimesi, ebced hesab ile konunun dmn zen anahtar kelimedir. yette "ezZikr'den sonra" tabiri kullanlmtr. Bu kelimenin ebced deeri (okunmayan lm hari) 921'dir. Msr'n fetih tarihi ise, hicr 922'dir. Demek ki yet ir mnsyla hicr 921'den sonra fethin gerekleeceini ifade etmitir.( lus, I/8; Badll, Abdulkadir, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynaklar, 956.)

bn-i Kuteybe'nin Edeb-l Ktib eserinden naklen yle kaytldr ki: Abbas halifelerinden Me'mun hilfet veliahtln, sdt- Ehl-i Beyt'in oniki mamndan biri olan Ali bin Musa Er-Rza'ya brakt vakit, o da halifeye yazmtr ki: "Bu i, son bulmayacaktr. nki Cifir ilmi bunu yle gsteriyor." Nitekim zamanla mam- Musa'nn dedii aynen kmtr. (Kef-z Znn 1/591) Mnafkn Sresi'ndeki ayetinin

kat'iyy-l metin mnasndan fehm ile, bu Srenin Kur'an Sreleri tertibine gre 63. Sre olmas hesabyla, mr- Nebev'nin 63 sene olacan fehmettikleri gibi; bu Srenin hemen arkasnda gelen ve ismi "Tegabn" manasyla; yani, "fukdan ve ayrlk" mnasn ifade ettii iin, Resulullah'n madd hayatnn fukdann, yani ayrln ma ettiini anlamlardr. (Bak: El-Hav Lil-Fetav Suyut 2/345) Nur-ul Ebsar kitab kenarnda tab' edilmi Is'af-ur Ragibn eseri sh: 154'de mam- a'ran'den naklen Mehd'nin Hicr 1255'de doacan yazmtr., ki bu tarih, Hicr ems hesabnn karlnda Hicr Kamerce olsa 1294 eder. Hazret-i mam- Ali (R.A.)'n

kelimesinden Sffn

Harbi'nin k tarihini karmtr. (Bak: Tefsir-i Ruh-ul Maani ElElus 1/102)

Fethullah Glen hoca efendinin bir deerlendirmesi; te Hz. Muhyiddin'in, eer Kur'n, eer Snnet, eerse kendi ilhamlarna dayanp syledii eyler haktr. Ancak kendisine sembollerle anlatlan, meslei, merebi, vazifesi ve devri itibariyle, teviline kapal olduu bir ksm meselelerde, snnete muhalif beyanlarda bulunmutur ki, mam rn, Molla Cami gibi ehl-i

tahkik, ma'kul tevillerle, Hazretin anlatmak istediklerini anlatmaa almlardr. eceretn-Nmaniye'deki meselelere gelince, bunlarn bir ksm zuhur etmi; bir ksm da Allah dilerse zuhur edecektir. Mesel, Hz. Muhyiddin, Osmanl Devleti'nin kuruluundan evvel yaad, hatta Mevln Celaleddin-i Rum Hazretleri'nden daha yal yani Seluk dneminde yaad halde, Osmanl dnemine ve daha sonralara ait bir ksm vukuat ak-kapal haber vermitir. Hz. Muhyiddin'in mezar, Yavuz Sultan Selim hazretleri zamannda bulunur ve ortaya kartlr. Ona.ait olduu sylenen u sz, ok yn- dikkattir. "Sin na girince Muhyiddin'in kabri ortaya kar." Yani "Sin" Selim, "n" am'a girince, Muhyiddin'in kabri belli olur ve saygdeer yerini alr. imdi O, Cenab- Hak'tan gelen esintiler ve ilhi tayflara dayanarak bunlar sylyor. Kendinden deil, zira et ve kemikten ibaret bir varlk bunlar syleyemez. O btn benliiyle Allah'a ynelmi, mahiyetiyle meleklemi, Rabbimiz de onun melekleen mahiyetine bir ltuf olarak, ona ruhlar ve ruhaniler seviyesinde bir letfet vermi. Bu letfet sayesinde, eynn hakikatna, hatta gemi ve gelecek zamanlara nfuz ile gemiteki mphem vakalardan, gelecekteki mehul hadiselerden, mesel; Devlet-i liyenin kurulu ve gelimesinden, bir ksm tarih apndaki nemli vakalardan; Mesel; 4. Murat'n alt ayda Revn'a gidip, Revn' fethedeceinden ve benzeri daha bir sr eyden bahsetmektedir. Bu arada Edison'u hayret ve takdirlere sevk eden "Ftuhat"da ki elektrik bahsi de zikredilmeye deer kerametlerdendir.

Buna benzer binlerce rnekten ok azn verdiimiz gaybi ihbara dair rnekler, meseleyi ok ak olarak izah ve ispat ediyor. Risale-i Nur ve Gayb Gaybi ihbarlar genelde iki trl olur. Birincisi: Kuran ve Hadislerin iinde drl ve kapal olan

haberlerdir. Bu drl ve kapal haberler, icaz kvrmlarnn iinde sakl olmasndan, ehli olmayanlar onlar gremiyor, bylece onlara gaybi hkmne geiyor. Tpk doktor ile sradan adamn gz hakkndaki malumatlar gibi. Sradan bir adam iin gzde ok gaybi ve bilinmeyen eyler vardr; ama doktor ilmi ile o sradan adamn gremedii eyleri gryor. Birine gaybi olan, dierine malum oluyor. te ilim ve manevi kemal vastas ile, baz nurani ve mbarek zatlar, kuvve-i lmiyye ve kalbiye ile, Kuran ve hadisin o icaz kvrmlarnn iinde drl ve sakl olan ince manalar, kef ile ilan ediyorlar. Hem Kuran ve Hadisin harikalarna iaret, hem de muhta olan sinelere imdat ve evk veriyorlar. Tarihte byle nurani zatlar olagelmitir ve hep de olacaktr. Risale-i Nurun gaybi ihbarlar, ekseri hep bu eit gaybi ihbarlardr. Bu yzden byle gaybi ihbarlarn izhar ve ilannda, eref ve fazilet Kuran ve hadise aittir ve ona gider, izhar ve ilan eden vastaya deil. O zaman bu gibi gaybi ihbarlarn izhar ve ilannda; kibir, gurur, hodfuruluk aranmamal, tam tersi Kuran ve snnetin icaznn ilan ve izhar nazar ile baklmaldr. Bedizzaman hazretleri eserlerinde, Kurann gizli kalm ok mucizevi ynlerini izhar ve ilan etmitir. Birok tebirat ve tehdidatlar beyan ile dosta tevik, dmana korku salmtr. kincisi: Allahn ikinci eit gayb bildirme ekli ise; kalbe dorudan vastasz olarak, ilham ile bildirmesi eklindedir. Bu genelde keramet eklinde tecelli eder. Bu ekil gaybi ihbarlar, tevatr ile sabittir. Gemite bir ok ehl-i kalbin keif ve kerametleri, bu meseleyi ispat ve izah eder. Baz rneklerini yukarda vermitik. Risale-i Nurda kitaba gemi bu nev gaybi ihbarlar, yok denecek kadar azdr. Zira burada benlik ve ahsiyetin devreye girme riski var, ya da Kuran ve Hadisin mucizeliine hizmeti zahiren grnmyor. Bu yzden stad, bu gibi harika hallerini hep gizlemitir. Ama yaknnda bulunan talebe ve komular, o gibi

harika hallerine vakf ve ahittirler. stad neden gaybi haberlerle Risale-i Nuru teyit etme ihtiyac duydu? Bu soruya cevap bulabilmek iin stadn yaad dneme bir bakmak gerekir. Risale-i Nurun yazld dnemde, materyalist inkarc felsefe, insanln benliini sarmalam ve dinsizlik reva bulmu bir meta idi. Her ey ilim ve ispata dayanyordu. Byle bir ortamda, Said Nursi hazretleri Risale-i Nurlarla, Kuran ve hadisleri bu asrn ilcaatna gre yorumlama ihtiyac hissetti ve ona gre de yazd. Bir nevi Risale-i Nur, muktezay hale mutabk bir tefsirdir, bir tecdid hareketidir. Risale-i Nurda bilhassa imana taalluk eden konularda, ispat ve akliyat ziyadesi ile tecelli etmitir. Maddeciliin hkmettii bir dnemde, manevi ilimlerin btn aksamlar ile izhar ve ilan zaruri bir ihtiyatr. te Risale-i Nur, manevi alemlere ve ilimlere kap amtr. Byle bir tefsirin ok az bir yerinde, yine bir ihtiyaca binaen, birtakm iari ve remzi yorumlar ile muhta olanlara tebirat yaplmas, gayet makul ve gerekidir. Zira insan, sadece akl ve beyinden ibaret bir varlk deildir. nsann kalp, ruh, vicdan, latifeler gibi ok hissiyatlar var, bunlar da tevik ve hisse isterler. Byle karanlk ve inkarcln kol gezdii bir ortamda, talebelerini tevik ve maneviyatlarn takviye iin, yine ehl-i snnete uygun bir tarzda, birtakm iari ve remzi mjdeleri talebelerine bildirmesinde ne mahzur olabilir. Bu metot mcadelede gerekli bir metottur, her kumandan askerlerinin moralini yksek tutmak iin birtakm tedbirler alr, bu peygamberimizin hayatnda da olan bir metottur. Osmanl yklm, hilafet kaldrlm, slami kurumlar yasaklanm, dnyada komnist rejim hzla yaylyor, dini semboller bir bir silinmeye allyor, baskc bir idarenin altnda slam alimleri ve aydnlar tek tek ya idam ya srgn ya da hapis ile sindirilmeye

allyor. Mslman toplumuna bat medeniyeti zorla dikte ediliyor, klk kyafetine kadar dzenlemeler yaplyor, apka giymeyen veya kar olanlar idam ediliyor. Mslmanlar planl olarak dinden uzaklatrlmaya alyor. nsanlar byle mitsiz bir tablo iinde mide muhta iken, baz mitleri Kurandan alarak onlara vermek, onlar dine ve imana tevik etmek nasl gerek d olabilir. te bu baskc artlar altnda, bir alim davas iin mcadele ediyor, imana ve Kuran hakikatlerine susam genlik, onun etrafnda halkalanyor, sknt bask ve zulm had safhada. Byle bir ortamda o imanl genlii teskin ve tevik iin meru bir yolla, yani ebced ve cifir ilmini kullanarak, Kurandan birtakm iaretler ve mjdeler tahric etmesi, neden yanl ve gayr makul olsun el insaf. stad, burada benliini okamak iin deil, zor artlar altnda hizmet eden talebelerinin evkini artrmak iin, bu yola tevessl etmitir. Kuran gibi ezeli ve ebedi isimlerden szlp gelen ilahi bir kitap, sadece asr- saadete bakmyor, btn zamanlar ve mekanlar kuatp her dneme, hem umumi hem de zel hitap ediyor. nsanlk tarihinin en dehetli bir dnemi olan yirminci yzyl, elbette Kurann o esiz nazarndan hari kalamaz. Kurann hem kendine muarz olanlara tehdit ve ikaz yapmas, hem de iman ile kendine balananlara tebir ile takdir yapmas, hikmet ve efkatinin bir gereidir. te Said Nursinin ebced ve cifir ilmi vastas ile yapt gaybi tebirat ve mjdeler, Kuranda var olan bu tehdit ve tebirleri ilmi ile izhar etmekten ibarettir. Risale-i Nurdaki ebcet ile verilen gaybi haberlerin veya mjdelerin ayn ile doru kmas da, ayrca iari bir delildir. Bunu grmezlikten gelmek ilim ve insafla badamaz. Risale-i Nurda Gaybe Dair Baz zahatlar Lzumlu drt-be nokta beyan edilecek.(ualar 1.ua) Birinci nokta: Hadiste vrit olduu gibi, "Herbir yetin mn

mertebelerinde bir zhiri, bir btn, bir haddi, bir muttala vardr. Bu drt tabakadan herbirisinin [hadise cn, gusn tbir edilen> frat, irt, dal ve budaklar vardr" melindeki hadisin hkmyle, Kur'n hakknda nazil olan bu yet-i kudsiye fer' bir tabakadan ve bir mn-y irsiyle de Kur'n ile mnasebeti ok kuvvetli bir tefsirine bakmak, e'nine bir nakse deil, belki o lisan'l-gaybdaki i'cz- mnevsinin muktezasdr. kinci nokta: Bir tabakann mn-y irsinin klliyetindeki efradnn bu asrda tezahr eden ve mnasebeti pek kuvvetli bir ferdi Risalet'n-Nur olduunu, onu okuyan herkes tasdik eder. Evet, ben Risalet'n-Nur'un has akirtlerini ihad ederek derim: Risalet'n-Nur sair telifat gibi ulm ve fnundan ve baka kitaplardan alnmam. Kur'n'dan baka me'haz yok, Kur'n'dan baka stad yok, Kur'n'dan baka mercii yoktur. Telif olduu vakit hibir kitap mellifinin yannda bulunmuyordu. Dorudan doruya Kur'n'n feyzinden mlhemdir ve sem-i Kur'niden ve ytnn ncmundan, yldzlarndan iniyor, nzul ediyor. nc nokta: Resili'n-Nur batan baa ism-i Hakm ve Rahmin mazhar olduundan, bu yetin hirleri ism-i Hakm ile ve gelecek yirmi beinci dahi Birinci ua - s.842 Rahmn ve Rahm ile balamalar mnasebet-i mneviyeyi cidden kuvvetlendiriyor. te bu kuvvetli mnasebet-i mneviyeye binaen deriz ki: Tenzill Kitapcmlesinin sarh bir mns; Asr- Saadette vahiy suretiyle Kitab- Mbnin nzul olduu gibi, mn-y irsiyle de, her asrda o Kitab- Mbnin mertebe-i ariyesinden ve mucize-i mneviyesinden feyiz ve ilham tarkiyle onun gizli hakikatleri ve hakikatlerinin burhanlar iniyor, nzul ediyor diyerek, u asrda bir akirdini ve bir lem'asn cenah- himayetine ve daire-i harmine bir husus iltifat ile alyor. Drdnc nokta: te bu risalede mezkr otuz yet-i mehurenin bil'ittifak, tekellfsz, mnca ve cifirce Resili'nNur'un bana parmak basmalar ve bata yet'n-Nur on parmakla ona iaret etmesi, eskiden beri ulema ortasnda ve

edipler mbeyninde mehur bir dstur ve hakikatli bir medr- istihracat ve hatt husus tarihlerde ve mezar talarnda ediplerin istimal ettikleri mruf bir kanun-u ilm iledir. Eer o kanuna tasannu karmazsa, iaret-i gaybiye olabilir. Eer sun' ve kast yaplsa, yalnz bir letafet, bir zarfet, bir cezlet olur. Evet, edipler husus ve ahs tarihlerde onun taklidini yapmakla kelmlarn gzelletirdikleri, hem cifir ilminin en esasl bir kaidesi ve mhim bir anahtar olan makam- ebced ile iaret ise, her cihetle ayn- uur ve nefs-i ilim ve mahz- irade ve tesadf halleri olmayan ve lzumsuz maddeleri bulunmayan Kur'n'n bu kadar yt- mehuresi icm ile ve ittifakla Risalei'n-Nur'a iaret ve tevafuklar, sarahat derecesinde onun makbuliyetine bir ehadettir. Ve hak olduuna bir imzadr ve akirtlerine bir bearettir. Beinci nokta: Bu hesab- ebced, makbul ve umum bir dstur-u ilm ve bir kanun-u edeb olduuna deliller pek oktur. Burada yalnz drt-be tanesini numune iin beyan edeceiz. Birincisi: Bir zaman Ben srail limlerinden bir ksm, huzur-u Peygamberde, srelerin balarndaki elif,lam,mim,gibi mukattaat- hurufiyeyi iittikleri vakit, hesab- cifr ile dediler: "Ya Muhammed, senin mmetinin mddeti azdr." Onlara mukabil dedi: "Az deil." Sir srelerin balarndaki mukattaat okudu ve ferman etti: "Daha var." Onlar sustular... bn-i Kesr, Tefsr'l-Kur'ani'l-Azm: 1:38; Tefsr't-Taber, 1:7172; Syt, ed-Drr'l-Mensr, 2:722. kincisi: Hazret-i Ali Radyallahu Anhn en mehur Kaside-i Celceltiyesi, batan nihayete kadar bir nevi hesab- ebced ve cifir ile telif edilmi ve yle de matbaalarda baslm. ncs: Cfer-i Sdk Radyallahu Anh ve Muhyiddin-i Arab (r.a.) gibi esrar- gaybiye ile uraan zatlar ve esrar- huruf ilmine alanlar, bu hesab- ebcedyi gayb bir dstur ve bir anahtar kabul etmiler.

Drdncs: Yksek edipler, bu hesab, edeb bir kanun-u letafet kabul edip eski zamandan beri onu istimal etmiler. Hatt letafetin hatr iin irad ve sun' ve taklid olmamak lzm gelirken, sun' ve kast bir surette o gayb anahtarlarn taklidini yapyorlar. Beincisi: Ulm-u riyaziye ulemasnn mnasebet-i adediye iinde en ltif dsturlar ve avamca harika grnen kanunlar, bu hesab- tevafuknin cinsindendirler. Hatt ftrat- eyada Ftr- Hakm bu tevafuk-u hesabyi bir dstur-u nizam ve bir kanun-u vahdet ve insicam ve bir medr- tenasp ve ittifak ve bir namus-u hsn ve ittisak yapm. Mesel, naslki iki elin ve iki ayan parmaklar, sablar, kemikleri, hatt hcreleri, mesmatlar hesapa birbirine tevafuk ederler. yle de, bu aa, bu baharda ve geen bahardaki iek yaprak, meyvece tevafuk ettii gibi, bu baharda dahi az bir farkla geen bahara tevafuk ve istikbal baharlar dahi mzi baharlarna, ihtiyar ve irade-i lhiyeyi gsteren srl ve az farkla muvafakatleri, Sni-i Hakm-i Zlcemlin vahdetini gsteren kuvvetli bir ahid-i vahdniyettir. te madem bu tevafuk-u cifr ve ebced, bir kanun-u ilm ve bir dstur-u riyaz ve bir namus-u ftr ve bir usul- edeb ve bir anahtar- gayb oluyor. Elbette, menba- ulm ve maden-i esrar ve ftratn tercman- yt- tekviniyesi ve edebiyatn mucize-i kbrs ve lisan'l-gayb olan Kur'n- Muciz'l-Beyan, o kanun-u tevafukyi, irtnda istihdam, istimal etmesi i'cznn muktezasdr.

KNC BR HTAR

Tevafukla iaretler, eer mnasebt- mneviyeye istinad etmezse, ehemmiyeti azdr. Eer mnasebet-i mneviyesi kuvvetli ise, bu onun bir ferdi, bir msadak hkmnde olsa ve mstesna bir liyakati bulunsa, o vakit tevafuk ehemmiyetlidir. Ve o kelmdan bunun iradesine bir emre olur. Ve ondan o ferdin husus bir surette dahil olduuna ya remiz, ya iaret, ya dellet

hkmnde onu gsterir. te, gelecek yt- Kur'niyenin Risale-i Nur'a iaretleri ve tevafuklar ekseriyetle kuvvetli bir mnasebet-i mneviyeye istinad ederler. Evet, bu gelecek yt- mehure mttefikan on nc asrn hirine ve on drdnc asrn evveline cifirce bakyorlar ve Kur'n ve iman hesabna bir hakikate iaret ediyorlar. Ve medr- teselli bir Nurdan haber veriyorlar. Ve o zamann dallet fitnesinden gelen behat izale edecek Kur'n bir burhan mjde veriyorlar. Ve o iaretlere ve remizlere tam mazhar ve o vazifeleri bihakkn grecek, Risale-i Nur gibi bir tefsir-i Kur'n olacak. Halbuki Risale-i Nur bu mezkr noktada ileri olduu, onu okuyanlarca phesiz olmasyla dellet eder ki, o yetler bilhassa Risale-i Nur'a bakp ona iaret ediyorlar.

Risale-i Nurda Gaybe Dair Baz rnekler NC YET- MEHURE

yeti, kuvvetli mnasebet-i

mneviyesiyle beraber, cifirce bin yz krk drt (1344) eder ki, o tarihte Risale-i Nurun akirtleri gibi bu yetin mnsna daha ziyade mazhar olanlar zhiren grlmyor. Demek bu yet, mnsnn mteaddit tabakalarndan ir bir tabakadan ve remz bir perdeden Kurnn parlak bir tefsiri olan Risale-i Nura bakyor ve en evvel nzil olan Sre-i Alkta

yeti gibi

mnsyla ve makam- cifr ile ifade ediyor ki, 1344te, nev-i insan iinde firavunne emsalsiz bir tuyan, bir inkr kacak.

yeti ise, o tuyana kar mcahede edenleri sen

ediyor. Evet, Harb-i Umum neticelerinden hem lem-i insaniyet, hem lem-i slmiyet ok zarar grdler. Nev-i insann, hususan Avrupann marur ve cebbarlar, bilhassa birisi, kuvvet ve gnya ve paraya istinad ederek firavunne bir tuyana girdiklerinden, o husus insanlar nev-i beeri mesul ediyor, diye insan ism-i umumsiyle tabir edilmi.

Eer

deki eddeli , bir

saylsa bin iki yz doksan drt

(1294) eder ki, Risaletn-Nur Mellifinin besmele-i hayatdr ve tarih-i veldetinin birinci senesidir. Eer eddeli , iki ve bir saylsa, o vakit bin yz yirmi drt (1324)te Hrriyetin iln hengmnda mcahede-i mneviye ile tezahr eden Risalein-Nur Mellifinin grnmesi tarihidir.

Sonu olarak bizim gaybe dair bu meseleyi tahkik ve tetkik edi sebebimiz; birtakm kendi mesleinde tutucu ve banaz olan zahir ve mfrit hocalarn haksz eletirilerine ve saldrlarna kar bir cevap tekil etmesi iindir. Baka meslek ve mereplere saldrmak deil, kendi mesleimizi mdafaa mahiyetindedir. Risale-i Nur; noktas noktasna Kuran ve snnet izgisini takip eden ve Ehl-i Snnet geleneine tabi bir tefsirdir. Risale-i Nurlar insaf ile tahkik eden birisi, Nurlarn, Kuran ve Snnetin esasatn ve slamn temeli olan iman hakikatlerini kati ve mukni delillerle dinsiz ve inkarc felsefeye kar mdafaa ettiini grr. Risale-i Nurun asl hedefi; bu zamana hkmeden inkarc maddi felsefenin, Mslmanlar zerindeki tahrifatn tamir edip, imansz kabre gitme tehlikesinin nnde set olmaktr. Asl hedefi bu olan byle bir tefsiri, halkn nazarndan iskat etmeye almak, bir nevi kar cepheye yardm ve taraf olmak demektir. Onun iin bir iki czi meseleyi bahane edip, ok klli bir hizmet veren, bu eserlere hcum etmek ilmi adap ve insaf ile badamaz.

HELAL DARES
Bir balk, bitkilerden ve canszlardan farkl olarak, diledii yne doru hareket etme hrriyetine sahip. Ama bu hrriyet, deniz ile snrl. Ondan dar kmas yasaklanm. Karalar, ormanlar onun

iin yasak blge. Tilkilerle, aslanlarla arkadalk etmesi, sanki, haram klnm. O, denizde yaayacak ve mrn dier balklarla geirecektir. nsann denizi de "hell dairesi" dir. "Hell dairesi genitir, keyfe kfi gelir. Harama girmeye hi lzum yoktur." (Szler) nsan, bu daire iinde kalmak artyla, istedii gibi hareket edebilir, diledii gibi safa srebilir. Ama bu dairenin d, onun iin cehennem tarlasdr. Buna gre, hrriyeti yle de tarif edebiliriz: "Hrriyet, hell ve haram dairelerinden dilediini seebilme yetkisi ve netice itibariyle de cennet ve cehennem yollarndan istediine girme serbestisidir." Kul, hr olmaz, dedik. Nasl olsun ki, klenin bile hrriyeti sz konusu deil. Kulluk ise, klelikten ok daha ileri bir bamllk. Mutlak mnda ve snrsz bir hrriyete sahip olmadmz nefsimize iyice kabul ettirmek iin yle bir dnelim: nsanolu, eliyle iitip, gzyle koku alp, kulayla grebiliyor mu? Hayr. Aklyla hfzedip, kalbiyle anlayp, hafzasyla sevebiliyor mu? Cevap; yine hayr. Demek ki, insan her organn ve duygusunu yerinde kullanmaya mecbur. Onu yaratan, organlarn yerli yerine koyan ve ruh lemini akl almaz bir ekilde tanzim eden, her duyguyu, her hissi ayr vazifelerde altran biri var. u var ki, bu organlarn ve duygularn nne iki saha alm: Hell ve haram meydanlar. Ayayla diledii yere gidip gzyle istedii yne bakabildii gibi, akln her sahada kullanabiliyor ve hafzasna, olur- olmaz, her eyi doldurabiliyor.Bu sermayelerden her biri insann akl ve vicdanna emrediyorlar ki: "Bizi dilediin gibi ynlendiremezsin! Sen irade sfatn doru deerlendirmeli ve bizi yaratl gayemizde kullanmalsn!" nsan iradesine tannan bu hrriyet, bu serbesti, bu seme hakk, ne yazk ki, oklarnca yanl deerlendiriliyor.

nsanolu, babasna, amirine, devletine kar gelme hrriyetine sahip olmadn ok iyi bildii halde, nasl oluyor da, Rabbine, Hlkna, Mlikine kar kendini hr ve serbest sanabiliyor!?.. Nur Mellifi, hrriyet konusunda ok nemli bir noktaya da yle parmak basyor: "Baz sefih ve lbaliler hr yaamak istemediklerinden, nefs-i emmarenin esaret-i rezilesi altna girmek istiyorlar." (Hutbe-i amiye) Hr olduunu, diledii gibi hareket edebileceini iddia eden bir insan, gerekte nefsinin esareti altna girmitir. Nefsi ona ktl emreder; o da bu emre kaytsz artsz itaat eder. Ve bu esaret, rezil bir esarettir. Bir alimin hizmetine girmi bir insanla, bir soygun ebekesinde alan bir baka insan ilk bakta ayn noktada birleirler: kisi de emir altndadr. Ama birincisi byk bir ereftir, sonu ilim ve irfana kar. Dieri ise rezalettir; neticesi azap ve zindandr.

Hz. SAYI NN TARTIIYORLAR?


Baz konular vardr, uzun sre unutulur, adeta rafa kaldrlrlar. Her nedense birdenbire tekrar gndemin bakesine otururlar. Hz.sann (as.) ahir zamanda yeryzne inecei konusu da bunlardan birisi. Ben konuya girmeden nce bunun niin tartld zerinde biraz durmak istiyorum. slamda farz, vacip, mstehap, mbah gibi kavramlar yannda bir de malayani kavram zikredilir. Malayani, yaplmasnda ne kastedildii bilinmeyen, dnyaya da ahirete de yaramayan, gereksiz, hedefsiz ve faydasz iler demektir. Bu gibi tartmalarn tek hedefi gazete stunlara bir malzeme olmas yahut programlarn bir ekilde doldurulmas ise yaplan i malayani kapsamna girer. Yok eer, bunun tesinde bir art

niyet varsa, insanlarn kafalarnn kartrlmas, inanlarnn zedelenmesi, yahut tartmaya katlan kii veya gruplardan birinin rtlmesi, gzden drlmesi gibi menfi bir gaye gzetilmise bu i malayaniyi aar, ykc ve zararl snfna dahil olur. Hz. sann ldrlmesiyle ilgili olarak Kuran- Kerimde u iki ayet mevcuttur: Halbuki onu ldrmediler, asmadlar da. Onlara sa gibi gsterildi. Aksine, Allah onu kendine ykseltmitir." (Nisa, 157-8) Ey sa, Seni ancak ben ldreceim. (Yani, seni inkrclarn ldrmesinden koruyacam. Ve seni kendi ecelinle ldreceim.) Seni kendime ykselteceim. nkrclardan temiz klacam. ( Al-i mran, 55) Bu iki ayet zerinde tefsir alimlerinin yaptklar farkl yorumlardan kan sonucu aktarmak istiyorum:Birinci ayette Yahudilerin armha gererek ldrdkleri ahsn Hz.sa (as.) olmad, ona benzetilen bir baka kiiyi ldrdkleri aka beyan edilmektedir. Tefsir alimlerinin ounluu,onun ldrlmeyip Allaha ykseltildiinden hareket ederek Hz.sann bedeniyle birlikte drdnc kat semada yaadn ifade etmilerdir. Bu noktada iki ayr gr ortaya konulmu bulunuyor. Birisi, semaya ykseltilmesini mteakip lm tatt, ikincisi ise kyamete kadar bu hal zere bekleyip kyamete yakn tekrar yere inecei ve bu initen sonra lecei. Bu ikinci kk akllarna stramayanlar ii mnakaa ortamna eker, bunun olamayacan, yldzlar aleminin ok tesindeki drdnc kat semada bir insann canl olarak kalamayacan savunurlar. Bu noktada unu sylemeden geemeyeceim: Cenab- Hak insan ruhunu yerde iken de semalara ykseldiinde de atmosfersiz yaatr; yeme ve imeye muhta olmakszn hayatn devam ettirir. Ruh iin ve melekler iin koyduu bu kanunu, Hz. sann semaya refedilen bedeni iin de icra etse buna kim ve hangi

mantkla kar kabilir? Nitekim, tefsirlerde onun bedeninin yeme, ime, ehvet ve sair alakalardan kurtarlm olarak meleklerin karargh bir makama ykseltildii nemle vurgulanr. kinci ayette, gelecek zaman kullanlmtr. Bu ayete gre de onun lm olduu kesin deildir, ancak kyametten nce mutlaka lm tadacaktr. Bunun ne zaman vuku bulaca ise ayette aka ifade edilmemitir. Aznlkta kalan baz tefsir alimleri de Hz. sann (as.) ldrldn ve semaya ref edildiini ifade etmilerdir. Ayette kesinlik olmadna gre, bu konuda Kurann birinci tefsiri olan hadislere mracaat edilecektir. Sahih hadislerde Hz. sann yeryzne dnecei ve Hristiyanl hurafelerden temizleyip slama tabi klaca ifade edilmitir. u var ki, bu iniin keyfiyeti hakknda da yine iki ayr gr ortaya kmtr. Birincisine gre, Hz. sa (as.) bedeniyle beraber dnyaya dnerek grevini yapacak, sonra ruhu kabz edilerek lm tadacaktr. kinci gre gre ise, onun ahirzamanda yer yzne inmesi, slmiyetle amel etmesi ve mmetini teslis akidesinden kurtarp tevhide davet etmesi ruhan bir hadisedir, ruhun bir beden eklinde temessldr ve manevi bir tasarruftur. Her iki halde de, bu inii herkes grecek deildir. Kendisi belki de bir din adam grnmnde Hristiyanl hurafelerden temizleyecek, yani slam inancyla buluturacaktr. Her fani gibi o da sonunda ruhunu Rabbine teslim edecek ve dier peygamberler gibi o da yeniden dirilmeyi ve maheri bekleyecektir. Bilindii gibi, Kurann bir ksm ayetleri muhkem, bir ksm ise mteabihtir. Mesela, O dourmam ve domamtr. (hlas, 3), Allahn ocuk edinmesi olur ey deildir. (Meryem, 35), Hibir ey onun misli gibi deildir. (ura, 11). ayetleri muhkemdir. Yani, kesin

hkm ifade ederler, bunlarda tevilin ve farkl yorumlarn yeri yoktur. Meryem olu sa ancak Allahn elisi ve kelimesidir. Onu Meryeme ilka etmitir ve Ondan bir ruhtur. (Nisa S. 171) ayeti ise mteabihtir. Hz. sann (as.) Allahn bir kelimesi olmas, babasz bir ekilde dorudan Kn: Ol emriyle yaratlm olduu eklinde yorumlanm ve keza Ondan bir ruh olmas da bir terif, yani Allahn ruha bir iltifat olarak kabul edilmitir. Nitekim, Enbiya suresinde, Ona (Meryeme) ruhumuzdan flemi, onu da olunu da alemler iin bir mucize klmtk. buyrulur. Ayette geen ruhumuzdan ifadesinde de bir terif, bir iltifat sz konusudur. Cenab Hak, size denizimden balklar, topramdan meyveler, gneimden ziya ihsan ettim buyursayd, bu ifadeleri denize, topraa ve gnee bir iltifat olarak anlamamz gerekirdi. Ruhumuzdan ifadesi de ruh denilen mahlukumuzdan eklinde anlalacaktr. stad Bedizzman hazretleri, Muhakemat adl eserinde mteabih hadislerden Ben ve kyamet u iki parmak gibiyiz. hadisine yer verir ve u nemli aklamay yapar: imdi bu Hadis, kaziyeyi mutazammndr: Birincisi: Bu kelam Peygamberin kelamdr kincisi: Kelamn manay murad hak ve sadktr (Yani bu hadisle Allah Resul (asm.) ne kastetmite o mana dorudur.)nc kaziye: Bu kelamda murad budur. ... (Yani, bu hadiste kastedilen mana budur.) Bu nc kaziyede ihtilafat feveran ederler. (Yani, farkl grler bu nc maddede ortaya kar.) Konunun devamnda, ilk iki kkn kabul edilmesi halinde nc kta ortaya kan ve bir itihada dayanan farkl grlerin insan kfre gtrmeyecei ifade edilir. Ve sonunda bu kaziyenin ayetler iin de geerli olduu vurgulanr.

Bu lye gre, bir kii, Hz.sann ge ykseltilmesiyle ilgili ayetleri ve Onun tekrar yeryzne dnp tevhit davasna hizmet edecei yolundaki hadis-i erifleri kabul etmekle birlikte bu iki olayn da cismen deil, ruhen olabileceine inansa, bu kii ayet ve hadise kar kmakla itham edilemez. Ancak kendisinin yanl teviller yapt sylenebilir. Bu aklamalardan sonra konumuzun bana dnelim: -Tartmalar Kurann ak bir hkm zerinde yaplm deil. -Aznlkta kalsalar da, bu ayetlere farkl mana veren tefsir alimlerimiz de mevcut. -Bir kimse bu farkl grlerden hangisini kabul etse kfre girmez ve slam dairesinden kmaz. yleyse biz bu konuyu niin byle hararetle tartyor, birbirimizi kryor, incitiyoruz. Hz.sa (as.) ister cismen insin, ister ruhen temessl etsin, neticede Hristiyanlar teslis inancndan kurtarp tevhide davet edecekse buna niin sevinmeyelim? Peygamberimiz, son Peygamber olduuna gre Hz.sann yer yzne inii risalet yani peygamberlik ynyle deil, velayet cihetiyle olacaktr. Bilindii gibi her peygamber Allahn kulu ve elisidir. Onlarn kulluk ynleri velayet, hak ve hakikati insanlara tebli etme grevleri ise risalet cihetleridir. Kald ki, bu ini herkese grlp bilinecek bir olay da deildir. Ancak slamn tevhit inancn kendilerine tebli ettii belli sayda kiiler onun Hz. sa (as.) olduunu bileceklerdir. Konunun nemli bir yn de udur: Bu asrn yaps ancak byle bir gelie uygundur. Allah, Hakmdir. Hikmeti gereince Hz. say (as.) peygamberlerin en mkerremi olan Hz. Muhammede (asm.) bu ekilde manen mmet edecek, slamiyete Onun(asm) maiyetinde hizmet ettirecektir. Konuyla ilgili olarak az da olsa ahit olduumuz bir hastalktan da

sz etmek isterim: Toplumda baz kiiler kendilerini Hz.sa (as.) sanrlar. Bunlar ok ileri derecede ruh hastasdrlar. nk onlar kendi babalarn tanmakta ve annelerinin de Meryem olmadn ok iyi bilmektedirler. Baz kiiler de, kendi mritlerine byle bir makam verme yoluna giderler. Bu da bir ahirzaman alametidir. Zira eskiden mritler mritlerine makam kazandrrlard. imdi bunun aksine ahit oluyoruz. Bu ok tehlikelidir ve atele oynamaktan daha korkun sonular verir. Zira, peygamber olan zat tanmamak gibi, peygamber olmayana peygamberlik isnat etmek de insann manevi hayatn altst eder. Bilindii gibi, ehl-i snnet alimlerinin grne gre, en byk bir veli, en aa derecedeki bir sahabeye yetiemez. Ayn ekilde, en byk bir sahabe de peygamberlik makamnn ok uzaklarndadr. Peygamberler ierisinde de drt tanesi ullazm peygamberlerdir, kendilerine kitap indirilmitir. Mridine Hz. sa (as.) yaktrmas yapan kii bu tabloyu karsna koymal ve ona yine bu tablo ierisinde bir yer aramaldr. Aksi, byk bir cehalet, ondan da te byk bir cinayet olur. Hz. sann gelip gelmedii, gelmemise ne zaman gelecei bizim irademiz dnda bir olay olduuna gre, bunu niin tartma konusu yapyoruz? Biz kendi irademizle icra edeceimiz hayrl ilerimizi artrmaya ve ktlklerden de saknmaya bakalm. Elimizden geldiince de bakalarna bu vadide faydal olmaya alalm. Bunun tesindeki tartmalar, konusu ne olursa olsun, malayanidir ve mr sermayemizi bouna harcamaktr. Nefsimiz bizi bu ve benzeri konulara ynlendirdiinde, ona Peygamber Efendimizin(asm.) u hadis-i erifini hatrlatalm: ki byk nimet zarara uratlyor: Shhat ve bo zaman. Kald ki, bazen zaman sadece bouna harcanmakla kalmyor; kiiyi sorumlu da klabiliyor.

mrmz ok ksa ve kabir tesinde sonsuz bir alem bizi bekliyor. O ebed hayat iin ne yapacaksak bu az sermayemizle yapacaz. Geliniz, Allah Resulnn (asm.) ikazna kulak verelim ve haramdan kandmz gibi bo ilerden de uzak duralm. Ve onun u sz bizim iin bir kontrol ve muhasebe mekanizmas olsun: Kiinin malayaniyi terk etmesi slamiyetinin (Mslmanlnn) kemalindendir.

MAM-I RABBAN'NN HATIRASINA


Yarn 11 Aralk 2006 veya 20 Zilkade 1427 mam- Rabbannin vefatnn 382. sene-i devriyesi. Mild 1563, Hicr 971 ylnda Hindistanda, Delhi yaknlarndaki Serhend ehrinde doan mam- Rabbannin asl ad Ahmeddir. ok iyi bir eitim grd ve erken yalarda irada balad. Hazret-i merin soyundan gelmesi hasebiyle ald Faruk sfatnn yan sra, yapt almalar ve yaad hasletler sayesinde Serhend, Berekt, Bedreddin, mam- Rabban, Mceddid-i Elf-i Sn gibi lkaplarla anld ama mam- Rabban adyla itihar etti. Ekber ahn karma bir din teekkl ettirme teebbslerine kar kt iin mrnn ou hapishanelerde geti ise de, o oradan yazd mektuplarla irat faaliyetlerini srdrd. Mektbt adl kitapta toplanan mektuplarnn en bariz vasf, yalnz yazld zta veya zamana mhnasr kalmamas, mteakip asrlarda pek ok byk insan tarafndan da okunup istifade edilmesidir. Bedizzaman Said Nurs de onlardan biridir. Bedizzamann mam- Rabbnnin Mektubt kitabn grdm,

elime aldm. Halis bir tefel ederek atm. Acayiptendir ki btn Mektubtnda yalnz iki yerde Bedizzaman lfz var. O iki mektup bana birden ald. Pederimin ismi Mirza olduundan, o mektuplarn banda Mirza Bedizzamana Mektup diye yazl olarak grdm. Fesbhnallah dedim. Bu bana hitap ediyor. O zaman Eski Saidin bir lkab Bedizzamand. Hlbuki, Hicretin yz senesinde Bedizzaman- Hemednden baka o lkapla itihar etmi ztlar bilmiyordum. Halbuki, mamn zamannda dhi yle bir adam vard ki, ona o iki mektubu yazm. O ztn hli benim hlime benziyormu ki, o iki mektubu kendi derdime dev buldum diyerek atfta bulunduu iki mektubu ve mamn, oluna yazd uzun mektubun Bedizzaman tahattur ettiren son ksmn rahmet dularna vesile olmas midiyle takdim ediyorum. ***

RESLULLAHA UYMAYI TEVK

mam- Rabbn Hazretleri bu mektubu Mirza Bedizzamana yazmtr. Ltif yaz ile ssl, mbarek sayfanz ulat. Noksan sfatlardan mnezzeh Allaha hamd olsun. yle ki, o mektubun fukaraya muhabbet, saadet sermayesi olan dervilere tevecch mns belli oluyor. Zira onlar, Sbhan Allahn celsleridir (oturmalar kalkmalar Onunladr).

Onlar yle bir cemaattir ki, kendileriyle oturan ekavete dmez hadis-i erifindeki mn, o anl zatlar hakknda buyurulmutur. Ve Reslullah Efendimiz (asm) Ashabdan Muhacirlerin fukaras ile hayr yollarnn almas talebini yapard.

Ayn mnda Resulullah (asm) yle buyurdu: Nice sa ba topraa belenmi ve kaplardan kovulmular vardr ki, bir iin olmasn Allah adna and ierek talep etseler, o i olur. Yani, yce Allah onlarn arzusunu yerine getirir. Mbarek mektup sayfasna bir cmle dercedilmi: Hidivin-neeteyn (iki cihann hkimi mnsna). Bu yle bir tbirdir ki, Yce Sultan Vacibl-Vcud Hazretleri hakknda kullanlmaya mahsustur. Hibir eye gc yetmeyen sahipli bir kul hakknda kullanlmas nasl yerinde olur? an Yce Allah ile ortaklk isteyerek istikll yollu gayrete geliin sonu nereye varr? Bilhassa ahiret leminde. Zira orada, mlikiyet ve mlkiyet ister hakikat, ister mecaz ynnden olsun; Din gnnn maliki yeti ile anlatlan Yce Zata mahsustur. O gnde Sbhan Hak nida edip soracak: Bugn mlk kimin? Buna Yce Hak yine kendi cevap verecek: Vahid Kahhar Allahn. O gnde kul iin iddet, dehet, nedamet ve hasretten baka bir ey yoktur. Sbhan Allah o gnn iddetini, Kurn- Mecidde yle haber verdi:

Kyamet sarsnts byk bir eydir. yle bir gndr ki: grrsnz. Emzikli kadn emzirdiini unutur; gebe kadn hamlini drr. nsanlar sarholar gibi grrsn. Ama onlar sarho olmadlar. Ne var ki, Allahn azab pek etindir. Bu mnda bir iir yledir: Sorulacak sana o gn fiilden szden, Dehete dmken tamam peygamberlerin.

Ull-Azmin dahi titrerken kalbi zlem. Ne edeceksin? Nen var gnahna zrden? Son nasihat: Mutlaka Sahib-i eriat Reslullaha (asm) uymak lzmdr. Ona salt, selm ve tahiyyat. Zira bu ittiba olmadan kurtulu muhaldir. Dnyann aldatmaca sslerine iltifat edilmemelidir. Byle bir eyin varl ile yokluu nemsiz olmaldr. Zira dnya, Allah katnda buza uramtr, onun katnda hibir deeri yoktur. Durum bu olunca yokluu varlndan daha hayrl olmaldr. Dnyann vefaszl, tezce elden k bilinen bir eydir. Hatt grlmektedir. Bundan nce geip giden dnya adamlarna bakp ibret almalsnz. Allah u Tel size ve bize Seyyidl-Mrseln Reslullah (asm) Efendimize tbi olma yolunda baar ihsan eylesin. Ona ve line salt ve selm. (Mektbat, 1. cilt, 74. Mektup) ***

TEVHD- KIBLE ETMEK GEREKR mam- Rabbn Hazretleri bu mektubu Mirza Bedizzamana yazmtr. Noksan sfatlardan mnezzeh olan Yce Allah size selmet ve fiyet ihsan eylesin. Bilmi olasn ki: ki cihan saadetinin elde edilmesi; SeyyidlMrseln Reslullah Efendimize (asm) tbi olmaya baldr. Ona ve line salt ve selmlar. Ancak, bu tbi olma durumu, Ehl-i Snnet ulemasnn beyan ettii zere olacaktr. Allah u Tel, onlardan

almalarn krna lyk eylesin. Bu durum dahi, ncelikle itikadn dzeltilmesi ile olacaktr ki, bu dzeltme ii, anlatlan byklerin grlerine uygun ekilde olmaldr. Bundan sonra ilmihal tahsili gelir ki; haram, farz, vcip, snnet, mendub, mbah ve phelileri renmektir. Bu renilen eylerle mutlaka amel edilmelidir. Anlatlan iki kanad bulduktan sonra, yani, itikad ve amel (itikada ve amele bal) olarak, ayet ebed saadetin kazanlmas iin ezel inayet varsa, kuds leme uu myesser olur. Bundan sonras botur dklen aa kabuu gibi. Bu dk dnyann ettii gizli deildir ki, matlup olanlar arasnda sayla. Ona dair emellerin husul, makam- maksad olan iler meyannda sanla. stn gayretli olmaldr. nsan, noksan sfatlardan mnezzeh olan Yce Allahtan bulabileceklerini ancak bir vesile ile bulur. Bunun iin Onun yceliine vesile aramaldr. Bir msra: Asl mesele bu, kalan bo. Tam bir iltifatla himmet taleb ettiinden sana mjde. Selmetle, ganimetle dnersin. Lkin bir arta riyet lzmdr ki, o da udur: Tevhid-i kble etmek (yani birini stad tut, arkasndan git, bakasyla megul olma, tek bir maksada ynel). ayet tevecch kblesi mteaddid olursa slik kendini tefrikaya atm olur. u cmle mehur bir meseldir: Bir mahalde ikamet eden, bir mahalde bulunur. Mahaller arasnda gezip duran hibir mahalde olmaz. Sbhan Allah, bize ve size eriat- Mustafaviye caddesinde istikamet nasib eylesin. Onun sahibine salt ve selm. Selm hidayete tbi olanlara. Reslullaha tbi olmaya devam edenlere. Ona ve line saltlar ve selmlar.

Mektubat, 1. cilt, 75. Mektup. ***

KUTB-U RADIN LETF

mam- Rabbnnin, olu Muhammed Sdka yazd uzun mektubun son ksm. Ey olum! Kutb-u irad kemlt- ferdiyeye maliktir, ok az bulunur. Asrlardan ok uzun zaman sonra byle bir cevher dnyaya gelir. Kararm olan lem onun gelmesiyle aydnlanr. Onun iradnn ve hidayetinin nurlar btn dnyaya yaylr. Yer kresinin ortasndan t ara kadar herkese rd, hidayet, iman ve marifet onun yoluyla gelir. Herkes ondan feyiz alr. Arada o olmadan, kimse bu nimete kavuamaz. Onun hidayetinin nurlar, bir okyanus gibi btn dnyay sarmtr. O derya, sanki buz tutmutur. Hi dalgalanmaz. O byk zat tanyan ve seven bir kimse, onu dnrse yahut o bir kimseyi sever, onun ykselmesini isterse o kimsenin kalbinde sanki bir pencere alr. Bu yoldan sevgisi ve ihlsna gre, o deryadan kalbi feyz alr. Bunun gibi bir kimse, Allah u Tely zikrederse ve bu zat hi dnmezse mesel onu tanmazsa yine ondan feyz alr. Fakat birinci feyz daha fazla olur. Bir kimse o byk zat inkr eder, beenmezse yahut o byk zat bu kimseye incinmi ise bu kimse Allah u Tely zikretse bile rd ve hidayete kavuamaz. Ona inanmamas veya onu incitmi

olmas feyz yolunu kapatr. O zat bu kimsenin zararn istemese bile hidayete kavuamaz. Rd ve hidayet, var grnr ise de yoktur. Faydas ok azdr. O zata inanan ve sevenler onu dnmeseler de ve Allah u Tely zikretmeseler de yalnz sevdikleri iin rd ve hidayet nuruna kavuurlar. Faris beyit tercmesi: Sustum artk, zeklere bu yeter, ok bardm, dinleyen varsa eer. lemlerin Rabbi olan Allah u Telya hamd olsun. O Rahmandr ve Rahmdir. Onun Resl Muhammed Aleyhisselma ve line ve ashabna sonsuz salt ve selm olsun. Mektubt, 260. Mektup

NSAN VE GAYB
nsan, sadece et ve kemikten meydana gelmi bir madde yn deildir. Mevlana'nn ifadesiyle, "Biz, saman gibi olan bu tabiat lemiyle rtlm mana deryasyz. Cismimiz, bizim ruhumuza perde ve nikab olmutur" (Mevlana, Mesnev, XII, 210) Nasl ki, zeri samanlarla rtl bir denize bakldnda, dtan sadece samanlar grlr. Halbuki, samanlarn altnda muazzam bir lem gizlidir. Onun gibi, dtan bakldnda insan, bir madde yn zannedilir. Halbuki, ceset perdesinin altnda akl, kalp, hafza, nsezi, merak, sevgi gibi nice manevi duygular, latifeler vardr. Akl ve kalp, manevi ilemizin merkezinde yer alr. Bunlardan akl,

- Nuran bir cevher, -lah, kuds defineleri, hem kinatn binler hazinelerini aan prlanta gibi bir anahtardr (ualar)

Kalb ise, -Hislerinin grld yer vicdan, fikirlerinin yansd yer dima olan Rabban bir latife, -Allah'a mteveccih bir telefon, -Gayb lemlerine kar bir pencere, -nsan makinesinin merkezi ve zemberei, -Binler lemlerin manevi bir haritasdr. Akln, ilhi, kuds defineleri, hem kinatn binler hazinelerini aabilmesi iin mstakm ve mnevver; kalbin, gayb lemlerine kar bir pencere olabilmesi iin selim ve nuran olmas lazmdr. Bu zellii gsteren akl ve kalbler "lem-i gayb ve lem-i ehadet ortasnda insan berzahlardr. ki lemin birbiriyle temaslar ve muameleleri insana nisbeten o noktalarda olmaktadr." (ualar) Yani, gerek istikametli ve nurlanm akllar, gerekse selm ve nurlu kalpler, gayb ve ehadet lemlerinin ortasnda, insana ait geit noktalardr. nsan, akl ve kalb vastasyla bu alemlerle temasa geer. Mesela, kalp telefonuyla dorudan doruya Allah'a muhatap olur, halini arz eder. Allah'dan kalbine ilham gelir. Aklna da, bir takm parltlar grlr, imekler akar. Gnlerdir halledemedii bir meseleyi, birden aklnda halledilmi olarak bulur. Beynimizde mercimek kadar madd bir merkezde yer alan hafza,

-Diman cebi, -Levh-i mahfuzun bir nmunecii, -nsann dimandaki pek byk ve pek kk ktphanesi durumundadr. Bu cep olmasa, delik cebe atlan paralarn dmesi gibi, renilen her ey boa gider. Bu kk hafza, insann hayat boyu okuduklarn, grdklerini, duyduklarn, hatta hissettiklerini hatrlayabilecek kapasitededir. Cisim olarak ok kk olmakla beraber asrlk bir mrde renilenleri arivleyebilir. Gayba ynelik duygularmzdan biri, ecdadmzn "hiss-i kable'lvuku" dedikleri nsezidir. nsezi, herkeste az-ok vardr. Hatta hayvanlarda da vardr. Sadk ryalarn ehemmiyetli bir ksm, nsezi trndendir. Hatta baz insanlarda bu nsezi, hassasiyet cihetiyle kermet derecesine kar. "Herkesin banda ok defa tekerrr ediyor ki, birisinden bahsediyorken ani kap alarak, tahminin fevkinde ayn adam gelir." (Mektubat) Demek bir nseziyle Rabbani latife o adamn gelmesini hisseder. Fakat akln uuru kuatamad iin, ihtiyar dnda ondan bahsetmeye sevkeder. Gz kapal bir insan, evresini el yordamyla grr. Gzn atnda ise, birden ok geni bir evreye muhatap olur. Demek nsezi de, adeta bir baka gz gibidir ki, maddi gzn grme alanna girmeyen eyleri hissedebilir. Bu hissin tesiriyle, o anda yanna gelen bir kimseden bahsetmeye balar. Salih kiilerde ve zellikle veli olan zatlarda, bu nsezi ok daha kuvvetlidir. Byleleri, zaman zaman, muhatabnn kalbinden geenleri syleyebilir. Veya, bir olay daha vukua gelmeden az-ok hissedebilir. nsezi hayvanlarda da vardr. Deprem ncesi, kedi ve kpeklerin ehirlerden uzaklatklar, toplandklar yerde garip sesler

kardklar, tecrbeyle bilinen gereklerdendir. Sadk ryalar da, nseziyle alakadardr. Sevindirici veya zc olaylar, daha meydana gelmeden bazen ryaya yansr. Kii, o olayla karlanca ryasn hatrlar. Ayrca hassas ruhlu, effaf kalpli, ince duygulu insanlar bir felaket ncesi kabz hali, bir sevindirici olay ncesi bast hali yaarlar. oumuzun kulland "iimde bir sknt var" sz, aslnda meydana gelmi veya gelecek bir zc olayn habercisidir. Sevindirici bir olay ncesinde ise, insan byk bir nee iindedir. Nerden geldiini bilmedii bir evk dalgas onu brmtr. nsezi bazen uzak istikbale de uzanabilir. Bedizzaman'n talebelerinden Ahmet Nazif, Bedizzaman' ilk olarak 1908'de nebolu'da grr. Birbirlerine bakrlar. Bedizzaman'n keskin baklar Ahmet Nafiz'i cezbetmitir. Bir defa grd Bedizzaman' unutamaz. Muhabbeti gittike artar. 1938'de, Bedizzaman Kastamonu'da srgnde iken gelir, O'na talebe olur. Bedizzaman, bu olay yle deerlendirir: "Baz ehl-i velayetin, ilerde talebesi olacak zatlar, daha dnyaya gelmeden, hiss-i kable'l-vukuun (nsezinin) inkiafyla kerametkarane kefettikleri gibi; Risale-i Nur talebelerinin mhimlerinden birka zt dahi, ok zaman evvel bir hiss-i kable'lvuku ile, ilerde Said ile alakadar bir surette Nur'a hizmet edeceini hissetmiler. te, onlarn birisi de Nazif'tir." (Kastamonu Lahikas) Bedizzaman'n zikrettii u olay da, nseziye gzel bir misaldir: "Bir miktardr hi grmediim bir tarzda, pek iddetli bir alka ile, oktan grmedikleri peder-validelerine hararetli bir itiyak ile ellerine sarlmalar gibi, iki yandan on yana kadar masum ocuklar, faytonla gezdiim vakit, beni grnce aynen yle uzaktan koup benim ellerime sarldklarnn ne hikmeti var, diye hayret ediyordum. Birden ihtar edildi ki:

Bu kk masumlar taifesi, bir hiss-i kable'l-vuku ile ilerde Risale-i Nur ile saadeti bulacaklarn ve tehlike-i maneviyeden kurtulacaklarn, belki de iinde oklar akird olacaklarn ve burann madd-manev havasna imtiza edemediim iin menfilere(srgndekilere) serbestiyet mnasebetiyle, buradan gitmemekliim iin lakayd olan byklerin bedeline, "bizler Nur dairesindeyiz, bizi brakma, gitme" gibi bir mana var hissettim." (Emirda Lahikas) nsan ve gayb konusunda son olarak saika ve aika'dan bahsetmek istiyoruz. Bunlar, insandaki be duyuya ilveten, Bedizzaman'n bahsettii iki duygudur. Bunlar bir nevi, "altnc ve yedinci duyu" eklinde mtalaa edebiliriz. Ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, mehur olmayan o duygulara, hata ederek- "sevk-i tabi" (igd) diyorlar. Haa, igd deil, belki bir eit ftr ilham olarak insan ve hayvan ilhi kader sevk ediyor. Mesela, kedi gibi baz hayvan gz kr olduu vakit, kaderin sevkiyle gider, gzne ila olan bir otu bulur, gzne srer, iyi olur. (Mektubat) Kediyi, kendisine lazm ota sevkeden kader-i lhi insan da hayat boyu deiik eylere sevk eder. Tereddtler iinde bocaladmz hallerde, iimizden gelen bir ses, bir nevi sevk-i lhidir. kmazlardan bizi karan, sevk-i lhidir. Pek ok alternatif iinde isabetli olana bizi ynlendiren, sevk-i lhidir. Daha nceden hi gitmediimiz bir ehirde, aradmz dostumuzu yolda karmza karan sevk-i lhidir... nsana evk veren duygu ise, aikadr. Araba iin benzin ne ise, insan iin de evk odur. evkini yitirenler, yolda kalmaya mahkumdur. te bazan insana bir evk dalgas gelir. Daha nce gnde yirmi sayfa okuyamayan birisi, anlayarak her gn yzlerce sayfa okumaya balar. Bu evkin tesiriyle, dier duygularnda tam bir uyanklk hali meydana gelir. Rahman ilhamlara hassas bir alc zellii kazanr. Fenn ve teknolojik keifleri yapan ilim adamlar da, byle bir evk ve sevk dalgasnn neesi iinde bulularn gerekletirmilerdir.

AR TEFSR NE DEMEKTR?
ari mana, bir kelamn dorudan deil, iaret olarak ince anlamlar tamasdr. Mesela, katld toplantdan erken dnen birine, niin erken dnd sorulduunda hava souktu, fazla kalamadm dese bununla hem maddi havann soukluunu nazara verebilir, hem de toplantdaki uygunsuz ortama dikkat ekebilir. Fkh limleri kyas yoluyla baz neticelere varrlar. ari tefsir mensuplar da istihrac ettikleri manalarla ibret alrlar. Fukahann yapt kyas hem sahih, hem batl olabilecei gibi, iari tefsir de hem sahih, hem batl olabilir. Mesela, "Ona (Kurana) ancak tertemiz olanlar dokunabilir" (Vaka, 79) ayetini "Levh-i mahfuz" veya "mushaf" eklinde anlayp, buradan "nasl ki Kur'ana ancak temiz beden dokunabilir. Onun gibi, Kur'ann manalarn da ancak mttaki insanlarn temiz kalbleri zevkedebilir" neticesine ulamak gzel bir manadr. Keza, "iinde kpek ve cnp bulunan eve melekler girmez" (Ebu Davud, Taharet, 89) hadisinden "kibir ve hasedle kirlenmi kalbe de iman hakikatleri girmez" sonucuna varmak isabetli bir yorumdur. Makbul bir iari tefsir iin u drt esasa dikkat ekilmitir: 1-Kurann zahirine aykr olmamas. 2-Onu teyid eden er'i bir ahidi olmas. 3-er'i ve akli bir bir muarz olmamas. Yani, er'an ve aklen reddedilmemesi. 4-Zahiri manann reddedilip, "bundan murat ancak bu iar manadr" denilmemesi. Konuyu baz rneklerle amakta yarar gryoruz:

1-Allahn yardm ve fetih geldiinde insanlarn fevc fevc Allahn dinine gireceklerini haber veren "Nasr" suresi nazil olduunda, artk Rasululllahn dnyadaki grevi bitmek zere olduunu hisseden Hz. mer alamaya balar. Keza, Hz. Peygamber mrnn sonlarna doru bir konumasnda "bir kul dnyada kalmakla Allaha dnmek hususunda muhayyer brakld. O, Allah katnda olan seti" deyince, Hz. Ebubekir gzyalarn tutamaz. (Buhari, Menakbu'l- Ensar, 45) Hlbuki ayn hadisi duyan nice insan, o anda Hz. Ebubekirin hissettiini hissetmez. Hz. Ebubekir, veda haccnda nazil olan "bugn dininizi kemale erdirdim ve size olan nimetimi tamamladm" (Maide, 3) ayetini duyunca "kemalden sonra ancak noksan vardr" der, Hz. Peygamberin vefatnn yaklatn hisseder, alar. 2-"Musa kavmine "ey kavmim! Siz buzay ilah edinmekle nefsinize zulmettiniz. Yaratannza tevbe edin ve nefislerinizi ldrn" dedi." (Bakara, 54) Ayet, Hz. Musann kavminin buzaya tapmas olayyla alakaldr. Ancak, her kavmin tapt bir buza vardr. Kimi para buzasna tapar, kimi ehvet buzasna. Kimi makam buzasna tapar, kimi heva buzasna... Dolaysyla, hevadan alkoymak suretiyle nefsi ldrmek lazmdr. 3-"Allah gkten bir yamur indirdi de, vadiler kendi miktarnca sel oldu. Sel de zerine kan bir kpk yklenip gtrd. Ayrca ss eyas veya alet yapmak iin atete zerini yakp erittikleri madenlerden de bunun gibi bir kpk oluur. te Allah hak ile batl byle misallendirir..." (Ra'd, 17) Ayet hak ve batl mcadelesini anlatmaktadr. Hamdi Yazr, gkten indirilen yamurun lahi vahyi temsil ettiini, bunda beer kesbinin bir mdahalesi olmadn; madenlerden ss eyas ve alet yaplmasnn ise beerin kesb ve ictihad ile istinbat ve telif

olunan hak malumat temsil ettiini syler ve u neticeye varr: "Bunlarn ikisi de esas itibariyle Hakk'n birer ihsandr." Gazali, ayetle ilgili u yorumu yapar: Ayette geen su, Kurandr. Vadiler kalblerdir. Her kalbin kapasitesi farkl farkldr. Kpk, kfr ve nifaktr. Her ne kadar suyun stnde grlse de, kpn sebat yoktur. nsanlara faydas olan hidayet ise, kalcdr. Bir baka cihetten ise, ayette geen su, ilim ve imana iaret eder. Her kalb kendi miktarnca ilim ve imandan nasibini alr. Suyun zerindeki kpk gibi, bu ilim ve imanda pheler, ehvetler zuhur eder. nsanlara fayda verecek eylerin, madenlerin ayrma ameliyesinden sonra kalmas gibi, faydal ilim de kalblerde sebat bulur. 4-"Muhammed Allahn elisidir. Onunla beraber olanlar, kafirlere kar iddetli, kendi aralarnda merhametlidirler. Sen onlar Allahtan bir ltuf ve rza isteyerek rku ve secde eder vaziyette grrsn..." (Fetih, 29) Fetih suresinin bu son ayeti, Hz. Peygamberin ashabn sekin vasflaryla haber vermektedir. Ancak bu tarz tavsifte, Hasan- Basrinin de dikkat ektii gibi, drt halifeye bir iaret de sezilmektedir. "Onunla beraber olanlar" ifadesi Hz. Peygamberle maarada zel beraberlie, hususi sohbete mazhar olan Hz. Ebubekire bakt gibi, "kafirlere kar iddetli" ifadesi Hz. mere, "kendi aralarnda merhametlidirler" ifadesi Hz. Osmana, "Sen onlar Allahtan bir ltuf ve rza isteyerek rku ve secde eder vaziyette grrsn" ifadesi Hz. Aliye iaret etmektedir. Mezkr ayetten drt halifeye iaret sezmek iari bir tefsirdir. Fakat "ayetten murat bu drt halifedir" demek, haddi tecavzdr, batnilie kaymaktr.

slm Birlii

Birlii paralayan asl etken menf milliyetilik duygulardr. Yani farkl yaradln sebeplerinin yanl anlalmas ve Kurnn bu konudaki iradndan uzaklalmasdr. Bu olumsuz gidie dur diyenlerin banda ittihad- slm yeniden canlandrmay esas maksat yapan fikir ve dv adamlar gelmektedir. Hepsinin ortak zellii, hilfetin, saltanata dnen sembolik haliyle dahi birletirici bir ynnn olduu konusundaki kabulleridir. slm birliinin anlam Birinci olarak dnyadaki tm Mslmanlarn birlikte hareket edebilmeleridir. Mminler salam bir binann talar gibidir; birbirlerine kuvvet verirler. (Syti, el-Fethl-Kebr, 2:309) kinci olarak slm lkelerinin ve bu lkeleri yneten devletlerin kendi aralarnda eitli alt birlikler ve tek bir st ittifak kurmalardr. Bedizzamann ifadesiyle; ittihad- slmdr. O bunu; Azametli, bahtsz bir ktann; anl, talisiz bir devletin; deerli, sahipsiz bir kavmin reetesi olarak sunar. (Mektubat, Sayfa 452) nsan olmak phesiz tm dnya insanlar ile ortak paydamzdr. Ancak bu payda dnyaya aittir, geicidir ve hemcinslerimizle zayf bir ba kurar. Vazgeilmez asl kimliimiz ise Mslmanlmzdr ve bu kimliimiz birbirimizle dayanmay gerekli klar. Tm insanlar slma dvet etmek elbette ki bir Mslmann bata gelen grevlerinden biridir. Ama bu dvete icabet etsinler veya etmesinler, btn insanlara kar adalet ve iyilikle davranlmas arttr. Yine, Mslman olmayan topluluklarla verimli ve faydal diyaloun temini iin de esasen slm ittifak arttr. Bu ittifak ve dayanmay Bedizzaman, ibdet ve bu zamann en byk farz vazfesi (Hutbe-i amiye, s. 94) olarak grr. slm birliini gerekli klan sebepler Bedizzaman; Mslmanlar birbirine karde ve madd-mnev yardmc yapan temel unsurun ttihad- slm olduunu ifade etmektedir. (Emirda Lhikas, s. 336) Birlik ve dayanma,

slmlarn birbirinden destek alarak gelimelerine; Allahn adn yayma ve dnyay anlaml hale getirmelerine; slm Dnyasnn gcn, varln ve sz sahibi olduunu, kresel ortamda ittihadla (Nurs, Divan- Harbi rfi, s. 57) gstermelerine vesile olacaktr. slm birlii, slm dinine kar yaplan ve yaplacak olan saldrlar bertaraf edecektir. slm lkelerinin, egemen lkelerin basklarndan, saldrlarndan ve yamalamalarndan kurtulabilmeleri ve hukuklarnn korunabilmesi iin birlik olmalar ve glenmeleri gereklidir. Nursye gre bu saldrlarn karsnda ancak ittihad- slm ile durulabilecektir. (Nurs, Emirda Lahikas, s. 271) slm birlii, ekonomik fakirliin ve gelir dalmndaki adaletsizliin de nne geecektir. slm corafyasnn mill serveti durumunda olan ekonomik kaynaklar da ancak bu sayede korunabilecek ve adil biimde datlabilecektir. Bylece Mslmanlarn fakr u zaruret iinde olduklar ve bunun da slm dininden kaynakland yolundaki yanl fikrin de nne geilebilecektir. Snnette ttihad- slm Peygamberimiz Medineye hicretinden hemen sonra, ncelikle sosyal alanda birlii salamtr. Kabilelerin arasn dzeltmitir. Ardndan bir anayasa hazrlayarak siys birlii kurmu ve gelitirmitir. Hulef-i Ridn dneminde ve sonrasnda bu siys birlik genilemi ve Hilfetin Osmanlya geii ile birlikte daha da bymtr. Yavuz Sultan Selimin slm Birlii abalar ve nemli lde baarya ulamas bunu gstermektedir. Bu dnem slmn muzafferiyet yllar olmutur. Ancak daha sonralar slm birlii paralanm ve Mslmanlar gven ve emniyetlerini kaybetmilerdir.

Birliin dman; rklk ve aresi Birlii paralayan asl etken menf milliyetilik duygulardr. Yani farkl yaradln sebeplerinin yanl anlalmas ve Kurnn bu konudaki iradndan uzaklalmasdr. Bu olumsuz gidie dur diyenlerin banda ittihad- slm yeniden canlandrmay esas maksat yapan fikir ve dv adamlar gelmektedir. Hepsinin ortak zellii, hilfetin, saltanata dnen sembolik haliyle dahi birletirici bir ynnn olduu konusundaki kabulleridir. Bu sebeple Bedizzaman da baz selefleri ve adalar gibi, btn slm leminin temsilcilerinden oluacak demokratik bir meclisin, modern an Mslmanlarnn manev nderi saylan halifeyi temsil edeceini ve birlik beraberlik ihtiyacn karlayacan savunmaktadr. Bedizzaman ayrca, ittihad- slmn, dald noktadan toplanacan ifade etmi, Anadolu ve stanbulu bu zelliinden dolay terk etmeyi hibir zaman dnmemi ve Mekkede de olsam buraya gelmem lzmd. diyerek mcadelesine ylmadan devam etmitir. slm milletleri uyanyor Bedizzamana gre; byk ekseriyeti Mslman olan baz milletler, byklkleri ve slm tarihindeki rolleri sebebiyle slm birliinin temel talar hkmndedir. slm birliinin yeniden tesisi iin bu milletlerin uyanmas gereklidir. stelik bu milletler, tarihten ve esaretten aldklar dersle uyanmaya ve ittifaka hazrdrlar. 1910da Rusyada esarette bulunduu srada Tifliste, slmn para para olduunu syleyen Rus Polisine Bedizzamann cevab udur: Tahsile gitmiler. te Hindistan (Pakistan), slmn mstaid bir veledidir; ngiliz mekteb-i idadsinde alyor. Msr, slmn zeki bir mahdumudur; ngiliz mekteb-i mlkiyesinden ders alyor. Kafkas ve Trkistan, slmn iki bahadr oullardr; Rus mekteb-i harbiyesinde

talim alyor. l hir... Yahu, u aslzade evlt, ehadetnamelerini aldktan sonra, herbiri bir kta bana geecek, muhteem dil pederleri olan slmiyetin bayran fk- kemltta temevvc ettirmekle, kader-i Ezelnin nazarnda, felein inadna, nev-i beerdeki hikmeti ezeliyenin srrn iln edecektir. (Nurs Snhat, s. 84) slm birliinin prototipi; K slm lkelerinin kurduu birlikler iinde en kapsayc, en belirgin ve istikbali en parlak olan rgt 57 yeli slm Konferans rgtdr. phesiz bu rgt Birlemi Milletlerin alternatifi deildir. Yine bu rgt, Arap Birlii, Afrika Birlii gibi baka blgesel rgtlerin alternatifi ya da engelleyicisi de deildir. slm birliine engel olmamak kaydyla bu tr alt birlikler faydal olabilir. Ancak alt birlikler iin ana tema, Arap ya da Trk milliyetilii ve sair dlayc yaklamlar olmamaldr. Nitekim Badat Pakt ya da CENTO Bedizzamann heyecan duyduu, ancak akim kalm bir projelerdir. Knn, 1969da kurulmasna sebep olan Kudsn kundaklanmas hadisesi de gsteriyor ki, gnmzde olduu gibi, gelecekte de slm dinine byk saldrlar olacaktr. Bu saldrlar pskrtmek ve doru slm gl bir ifade ile dnya kamuoyuna anlatmak iin bu kuruluun glenmesine ve aktif hale getirilmesine iddetle ihtiya vardr. Yine slm birliine engel olmamak kaydyla, Avrupa Birlii ve benzeri birliklere ye olmak da faydaldr. Zira slm birliinin niha hedefi, Mslmanlarn kendilerini, d dnyaya, daha doru ve huzurlu bir anlay ortamnda tantabilmeleridir. slm birliinin sonraki aamas dnya birliidir. Yani dnyann sulh ve skn dnyas haline gelmesidir. Bunun iin de

Mslmanlarla dier dinlerin mensuplar arasnda ibirlii yaplmasna ihtiya vardr. Douyu ayaa kaldracak ve canlandracak olan vastalar ekonomi, milliyet gibi sun ve dnyev balardan ziyade, kuds din hisleridir. slm corafyasndaki birliklerin, dine dayal birlikler olmasn, Kurnda isimleri geen Peygamberlerin ounun Asyada kmas ve sosyolojik olgular zorunlu klmaktadr. Birliin artlar slm lkelerinin yeniden birlik tesis etmeleri iin lzm olan ana malzemeler, yani birliin harc unlardr: 1- slm birlii iin olmazsa olmaz durumundaki birinci art; Mslmanlar arasnda ittifakn salanmas ve mevcut istibdatlarn sona erdirilmesi, yani slm lkelerinin demokratik ynetimlere kavuturulmasdr. Ancak demokratik ynetimler sayesinde slm milletleri ittifak edebilir. Bunu Bedizzaman yle ifade etmektedir: Merutiyet-i merua; yz milyondan ziyade ehl-i slm bir aret gibi birbirine rapteder (Beyanat ve Tenvirler, s. 48) Halktan kopuk yneticilerin baka lkelerin yneticileriyle gerekten ittifak mmkn deildir. Grnteki ittifaklar ise zayftr ve en nemlisi ykc d etkilere aktr. Demokratik sistemi ayakta tutan, demokrasi kltr ve zellikle rgtlenme zgrl ile gelien sivil toplum kurululardr. Tm slm lkelerinin tam bir hrriyet ortamn ve bu arada kamu zgrlklerini tesis etmesi arttr. Hrriyeti demokratik ortam, hem ittifakn paras durumundaki devletler iinde slmiyeti parlatr. Hem de ittifakn iine bazlarnn dier bazlarna stnlk iddiasnn nne geer. Bylece farkllklar korunarak ve farkllklara sayg duyularak uzun mrl bir ittifak kurulmu olur.

2- kinci art Mslmanlarn kendi aralarndaki nrn balarn farkna varmalardr. Yani millet; tenvir ve irad edilmelidir. Hac bu balarn anlalmasna, kurulmasna ve gelitirilmesine hizmet eden ok nemli bir ibadettir. 3- slm toplumlar arasnda muhabbet duygusunun yerletirilmesidir. Yani, husumeti yok etmektir: Husumetin cehalet, zaruret ve nifaka yaplmasn neren Bedizzaman, zellikle ittihadn merebinin muhabbet olduuna vurgu yapmaktadr. (Hutbe-i amiye, s. 95) slm birliine giden srecin kilometre talar slm birliinin temel dayanaklarndan biri bilgidir. Bilgi toplumu olmak, bilimsel metotlara bal kalarak karlalan her meseleyi, bilimsel verilerle zmek demektir. Ksaca Bedizzaman, mrifetin ua- elektriiyle imtizc- efkra oradan da ittihad a (Mnazarat, s. 113) uzanan bir sre olarak tarif eder. slm birliinin devletler seviyesinde gereklemesi, ncelikle bu tr bir uurun her bir slm toplumuna ve bireylere yerlemi olmas ile mmkndr. Bunun iin ncelikle o topluluklarn kendi ilerinde ittifak salam olmalar lzmdr. Bata toplumun sosyal dinamikleri durumundaki dn cemaatlerin ama ya da amalar dorultusunda ittifak etmesi bir zorunluluktur. Dn cemiyet ve cemaatlere ye olma veya birletirme hususlarnda meslek ve mereplerde deil de maksatta birleme olmaldr. Meslek ve mereplerin tmn tek bir meslek altnda toplamann hem ftrata, hem de ahlka uygun olmad bilinmelidir. Birbiriyle imtiza etmeyecek mizalar, sadece birlik salamak amacyla bir araya getirmeye almann faydadan ok zarar vereceini izaha bile gerek yoktur. Bu, hedefe birlikte yrmek eklinde olmaldr. Aksi halde Bedizzamann ifadesiyle; taklit yolunu aar ve Neme lzm, bakas

dnsn. szn sylettirir. (Hutbe-i amiye, s. 105). Birliin olmas gereken zellikleri * Birlik, msbet slm milliyeti esas zerine tesis edilmelidir. Farkllklara saygl olmaldr. * Tam demokratik bir temsil ve ynetim yapsna sahip olmaldr. * k noktas slm milletinin kendi z varl ve deerleri olmaldr. BOP gibi d etkenli oluumlar fayda deil, zarar verir. * dar ynden federasyona benzer, esnek bir yapda olmaldr. * Bir tek at organizasyonu olmal ve aynen gne sistemi gibi uyum iinde bulunmaldr. slm gneinin czibesine ittib ile muvazene ve heng-i umumiyeyi muhafaza (Divan- Harb-i rfi, s. 57) etmeli yani dnya barn tesis etmelidir. * Btn mensuplarna ortak eref salamal herkesi bakasnn haysiyet ve erefiyle ereflendiren (Divan- Harb-i rfi, s. 57) bir yapda olmaldr. *Birliin ortak ekonomik, diplomatik ve caydrcl salayacak savunma gc bulunmaldr. www.risaleinurenstitusu.orgsitesinden alnmtr.

slmn yorumunda itihadn deeri ve imkn


Yanl anlalan bir terim: tihad tihad, lgatte, maksad aramak hususunda olanca gc ile abalamak demektir. Istlahta ise, bir mtehidin, er'i olan fer'i hkmleri tafsili delillerinden, kendisinde zan hasl olacak ekilde karabilmek iin daha fazla aratrmaktan, acz hissedecek

derecede gayret sarf etmesi demektir. Bu tariften itihadda iki nemli unsur bulunduu anlalmaktadr. 1- Hkmleri karp anlamakla ilgili itihad, 2- Hkmleri tatbik etmekle ilgili itihad. Alimlerin ounluuna gre birinci trden itihad zaman zaman kesintiye urayabilir. kinci tr itihadn her asrda bulunacanda ittifak vardr. kinci gruba giren itihad nceden karlm olan hkmlerin illetlerini yeni durumlara tatbik etmekten ibarettir. eriatn ibadet ve muamelatla ilgili hkmleri snrl, vak'alar ve hadiseler ise snrszdr. Bu sebeple mahdut prensip ve hkmleri snrsz hadiselere tatbik edebilmek iin itihad ve kyasn zarurilii phe gtrmez bir hakikattir. Binaenaleyh itihad farz- kifayedir. Hakknda hkm bulunmayan ilmi ve dini bir konuda ancak itihad yaparak sz sylenebilir. Bununla birlikte itihad baz prensipler erevesinde cereyan eder. ncelikle, hakknda nass bulunan bir konuda itihad olamaz. "Dinin zaruriyat" namaz, zekat, hac gibi kat'i hususlarda itihad yaplmaz. Bu husus, Mecelle'nin 14. maddesinde, "Mevrid-i nass'da itihada mesa yoktur" eklinde ifade edilmitir. Bu sebeple, ancak hakknda kat'i bir nass bulunmayan er'i meselelerde itihad sz konusu olabilir. Mtehidlerin bilmesi gereken hususlardan bir ksmn yle zetlemek mmkndr: 1- Kur'an'n nazil olduu dil olan Arapa'y bilmelidir. Kur'an lafzlarnn zellikleri ancak Arapa'nn inceliklerine nfuzla renilebilir. 2- Kur'an ilmine sahip olmaldr. Kur'an'da 500 kadar ahkam ayeti bulunmaktadr. Mtehid bunlarn tamamn lafzi zellikleri ile birlikte bilmelidir. 3- Snneti bilmelidir. Snnet de kavli, fiili ve takriri olmak zere ksmdr. Kur'an ayetlerinde olduu gibi snnetin de deiik lafzi zellikleri bulunmaktadr, amm-hass, nasih-mensuh gibi zellikleri bilinmelidir. 4- zerinde icma' ve ittifak edilen konular bilmelidir.

5- Kyas'n, btn zelliklerine vakf olmaldr. 6- Hkmlerin hangi maksatlar iin verildiklerini bilmelidir. Kur'an ve Hz. Muhammed (a.s.m) alemlere rahmet olarak gnderilmitir. Bu umumi rahmet iinde emirlerin zaruriyat, haciyat, tahsiniyat olmak zere ayr ksm vardr. Mesela, slam'da glk ve skntnn kaldrlmas, zorluk deil, kolayln tercih edilmesi, rahmetin icabdr. Kur'an'n teklif ettii meakkatler devaml ekilde yaplmas mmkn olan eylerdir. Srekli olarak yaplmas mmkn olmayanlar daha byk zararlar defetmek amacna yneliktir. Yeryzndeki fesad ortadan kaldrmak iin cihadn farz klnmas gibi. 7- Doru anlay ve takdir gcne sahip olmak. Bu anlay ve l de 'Mantk' gibi alet ilimler ile kazanlabilir. 8- yi niyetli ve salam itikad sahibi olmak. Halis niyet, kalbi iman nuru ile aydnlatr. lm gereklerden baka tarafa meyl ettirmez. 1 tihad'la ilgili itiraz noktalar tihad'n dini bir hccet olduunu ifade ettik. Ancak gnmzde, dinin zaruri olarak bilinmesi gerekli hususlarnda byk bir ihmal sz konusudur. tihadi konular ihtilafldr ve dinin aslyla ilgili deildir. eriatn yzde doksan dokuzu herkesin kabul ettii ve dinin zaruri hususlarndan meydana gelir. (Msellemat- dini zaruriyat- diniye)Said Nursi'nin ifadesi ilebunlar elmas birer stun gibidir. tihada bakan ihtilafl, fer'i konular ise yzde on civarndadr. "Doksan elmas stunu on altnn sahibi kesesine koyamaz. Ona tabi klamaz. Elmaslarn madeni Kur'an ve hadistir." 2 Bunun manas, on altn iin doksan elmastan sarf- nazar etmemek gerektiidir. nsanlarn nazari ve ihtilafl meselelerden daha ok, dinin esas unsurlarn renmeye ihtiyac vardr. nk ounluk ihtilaflarn inceliklerine tam vakf olamad iin, farkl birbirine zt konular dnrken, bilgisizlik sebebi ile dinin kudsiyet ve azameti hakkndaki dncesi de yklr. Bu sebeple asl zerinde durulmas gereken hususlar, dinin esaslardr.

Vaka bu olmakla birlikte, zaman zaman dinin fer'i konularndaki itihad tartmalar asl bilinmesi ve retilmesi gereken zaruriyat arka plana itmektedir. stelik, bu tr itihad hevesiyle ortaya kanlarn bir ksm da dinin iinden deil, din hakknda dardan sz syleme cr'etini gsterenlerdir. Bu sebeple slam'n baz eairini deitirmeye ynelik itihadlar, itihad deil birer hyanettir. Namazda meal okumak, ezann Arapa asl yerine Trke okutulmas, tesettrn kaldrlmas ynndeki teklifler buna rnek olarak verilebilir. lmi zihniyet gerei, slami bir bilgi kayna olarak canl ve faal bir kurum olmas gereken itihadn, baz kt niyetli insanlarn elinde slam'n asl gvdesini rtmeye ynelik bir mecraya kaydrldn fark eden Bedizzaman Said Nursi, konuyla ilgili, "haddini bilmeyenin haddini bildirmek" iin kaleme ald bir eserde, "itihad kapsnn ak olduunu, fakat u zamanda oraya girmek" iin baz manialar bulunduunu syler. Bunlarn bir ksmn mana itibari ile hlasa etmeye alalm: 1- slam byk bir saray gibidir. Kur'an'n kabul etmedii bir ok ktlk asrmzda Mslmanlar arasnda sr'atle yaygnlk kazanmtr. iddetli bir frtnay andran mnkeratn (slam'a zt olan her tr adet, yaant ve fikirlerin) hcumu srasnda, deil kaplar amak, pencereleri bile sk skya kapatmak gerekir. nk tahripiler frsat kollamaktadr! 2- Dinin asl konular ihmale urarken, nefsani arzular tatmine ynelik teferruat baz meselelerde itihad yapmak, yeni bid'alar karp slam'a hyanet etmektir. nk slam eairi deitirmeye niyet edenlerin senet ve delili-her fena eyde olduu gibiAvrupa'y kr krne taklit etmektir. Yanl metodla doruya varlamaz. slam'n zaruri hkmlerini bile uygulamayan bu tr insanlarn istedikleri itihad ve karmaya altklar kolaylklar, dinde laubaliliktir. Laubaliler ise ruhsatla okanlmaz, azimetle, iddetle ikaz edilir!

Burada, ancak dini bir basiretle fark edilecek bir durum da, "itihada arzulu" kimselerin dinle ilgisidir. Acaba herhangi bir konuda itihada gayret gsteren bu insanlar, dinin zaruri emirlerini harfiyyen yerine getiriyorlar m? Tam bir takva ile mi hareket ediyor, yoksa dnya hayatn ahirete tercih ederek, ruhsatlar geniletmeye mi alyorlar? ayet, bu kiilerin takvas, dini tekaml, ahireti tercih ve Allah rzasna yaknlklar ile ilgili verilecek cevap, mspet deil ise, bu itihad, dinin dndan birisinin dinin surlarnda gedik amaya almasdr. Bedizzaman, bu kimsenin yapt ii, aacn gvdesini iinden gelen kuvvet yerine, dtan zorlamalar ile bytmeye gayret eden adama benzetir. Evet, her cisimde gelime meyli vardr. Fakat bu meyil iten gelirse faydaldr. Dtan olursa, canlnn tahribini netice verir. 3 3- u zamanda ounluk iin mergup olan meta' siyaset ve dnyevi hayatn teminidir. Byk mtehid imamlar, Tabiin ve Sahabeler dneminde ise, ilim ehli gibi btn insanlarn hedefi, "Arz ve semavat Halknn emir ve yasaklarn" kelamndan renmekti. Toplumun sohbetleri bu minval zere cereyan ettii iin itihada kabiliyetli olanlar ortamdan ok istifade ederdi. Gnmzde ise, Bat medeniyetinin manevi basks, materyalizmin musallat olmas, toplum hayatnn arlamas ile fikirler ve kalpler gibi, insanlarn gayretleri de dalmtr. Drt yanda Kur'an' ezberleyen Sfyan ibni Uyeyne, on yanda fetva verecek seviyeye gelirken, gnmzde bir talebenin ayni noktaya ulamas iin yz sene tahsil grmesi gerekir. nk zamanmzda, zihinler felsefede boulmu, akllar siyasete dalm, kalb dnya hayatnda sersem olmu ve itihaddan uzaklamtr. Zikredilen psiko-sosyal evre faktr ok byk nem arz etmektedir. Gnmzdeki bir alim kendini Asr- Saadete yakn dnemdeki kimselere (selef alimleri) benzetip, "Ben de zekiyim; onlar gibi itihad yaparm" diyemez. 4 Ferdi olarak itihadda iddial alimlerin bu risklerden kendini kurtarmas fevkalade zordur. zellikle, dnya nimetlerinden istifadeyi artrmak, siyaset cereyanlarna kuvvet vermeye ynelik

"itihadlar"n er'i deil, arzi ve beeri zellikler tayaca aktr. Bedizzaman bir baka eserinde, ferdin yapt itihadn ancak kendisini balayacan ifade ederek, bunu bakalar iin dini bir delil olarak takdim edemeyeceini syler. Bu ihtiyacn giderilmesi iin, dini emirleri tanzim ve uygulamak, manevi anarilii ortadan kaldrmak iin tam bir fikir hrriyeti iinde alan muhakkik alimlerden bir heyetin bulunmas gerektiini syler. Byle bir heyetin mmetin ve alimler ounluunun itimadn kazanm kimseler olmas gerekir. Bu heyetten kan hkm, icma' kuvvetini de kazanarak er'i bir dstur (prensip) olabilir ve herkese tamim edilebilir. 5 eriat semavidir. Onun rtl hkmlerini ortaya karan itihadn da semavi olmas gerekir. Semavilikten kasd, yaplan itihadn iine, Allah rzasn aramaktan baka her hangi bir dnyevi kaygnn karmam olmasdr. Gnmz itihadlar Ona gre noktadan semavi deil, arzi zellikler gstermektedir. Bunlar Bedizzaman'n eserinden tafsili bir iktibasla ele alalm: a- Bir hkmn illeti ayrdr, hikmeti ayrdr. Hikmet ve maslahat tercihe sebeptir, icaba (vacip klnmaya ) hkmn vcuduna sebep deildir. llet ise hkmn vcuduna sebeptir. Hkm, ameli, fer'i ve er'i bir konuda, ariin, (eriat koyucunun) mkelleflerin fiillerine ilikin hitabndan ibarettir. ariin hitabndan maksat, Allah tarafndan fiillere verilen haram, helal, farz, vacip gibi deerlerdir. Haram, bir iin kesin olarak yaplmamasn; farz da kesin olarak yaplmasn gerektirir. Namaz, zekat, oru, hacc farz bir hkme konudur. Yetim mal, domuz eti, sarholuk veren merubat ise haramn konusudur. Bunlara teklifi hkmler denir. Vacip, mendup, mekruh ve mbah teklifi hkmn ksmlarndandr. Bir iin yaplmas ya da yaplmamasn her hangi bir arta balayan hkmlere de vaz'i hkm denir. Orucun Ramazan hilalinin grlmesine balanmas gibi. Namaz klmakta abdestin, nikahn geerli olmasnda ahidin, miras iin varisin hayatta

olmas gerekmesi, namaz iin kbleye dnlmesinin art olmas gibi hkmler de buna girer. Hikmet,ari' tarafndanbir hkmn verilmesinde gzle grlr bir menfaatin salanmas veya zararn defedilmesidir. ari' emir veya nehyederken bunlar kasdetmi olmaldr. Hikmet hkmn verilmesinde asl sebep deildir. llet ise, ak ve belirli bir vasftr, her zaman olmasa da, ou hallerde hikmet bu vasfta gerekleir. Bir akar'a ortak olmak, o akar'da f'a hakkna sahip olmann illetini tekil eder. f'a hakknn hikmeti, ortaklar arasna yabancnn girmesinden doacak olan zarar defetmek, srekli anlamazlklar nlemektir. ari' bu muhtemel zarar ve sknty nlemek iin f'a hakkn kabul etmitir. Bu zarar ve sknt doabilecei gibi domayabilir de. Bunun iin hkm buna deil, baka bir eye dayanmaldr. Bu da ortaklktr. Bu f'a hakknn illetidir. Bu zahir (ak) bir vasftr, bu ak vasfta, hikmette zikredilen durumlar her zaman grlmeyebilir de. Bu sebeple fakihler illeti baz artlara balamlardr. llet, ak ve bir eyi ispat etmek iin elverili olmaldr. Nesebin sbutu iin illet, kar-kocalk bann bulunmas veya ikrardr. Kklk mal zerinde dierinin velayet hakknn illetidir. Bunlar zahir vasftr. lletin bir dier vasf da belirliliktir. Sarho etme hamr'n haram klnnn illetidir. nk hamr, normal olarak sarho edici olup onun bu vasf deimez. Yukardaki rnekte, f'a hakknn illeti, ortaklktr. f'a hakk, (hkmnn varl) yeni komudan gelmesi muhtemel zarara balanamaz. Bu zarar gelmeyebilir. Bu zarar mazbut (belirli) bir ey deildir. Konuyla ilgili bir baka misal: Yolculukta namazn ksa tutulmasnn illeti seferdir. Hikmeti ise meakkattir. Meakkat ve sknt olmasa da namaz ksa tutulur. nk ari' hkmleri hikmetlere deil, hikmetleri de gerekletirecek olan illetlere balamtr. 6 Gnmz insan hkmlere hikmet ve illetin yerlerini deitirmek suretiyle bakyor. Bu da, itihadn semavilik vasfn kaybetmesine sebeptir.

b- Gnmzde insanlar dnya saadetini birinci hedef olarak kabul etmitir. Hkmleri de ona yneltiyor. eriatn nazar ise, evvela ve bizzat uhrevi hayata bakar. Dnya saadetine, ahiretin vesilesi olmas ynyle ve ikinci derecede nem verir. Demek ki u zamann bak eriatn ruhuna yabanidir. yle ise eriat namna itihad edemez. c- Bedizzaman'a gre 'yanl zaruret anlay' da itihadlar arziletiren bir durumdur. "Zaruret haram helal derecesine getirir" prensibi umumi deildir. Zaruret, eer haram yolu ile olmamsa, haram helal etmeye sebeptir. Su-i ihtiyarla, gayr-i meru' sebeplerle zaruret olmusa, haram helal etmez; ruhsatl hkmlere vesile ve zr tekil edemez. Mesela, ikiyle sarho olan adamn yapt iler aleyhine cereyan eder. Sarhoken karsn boasa, geerlidir; bir eke imza atsa, paray der; birisini ldrse, ceza grr. kiye mptela olan bu adam, "iki imeyince dnemiyorum, zaruret var imem lazm" diyemez. Yanl zaruret ve ruhsat anlay, "dnyevi saadeti hayatn gayesi yapan" Bat medeniyetinin, ruhlarmza sinmesi sonucudur. Yani, ahiret ve iman elmas olarak bilen birok Mslman, adi birer ie hkmndeki dnyevi ileri dine tercih etmektedir. Halbuki, kk bir ihtiya ve nefsani dnyevi bir heves, tamah, hafif bir korku, haram helal haline getiremez. Bu tr saiklerin sevkettii ruhsat anlay ahmakasna bir cehalet ve hasarettir. Sahibini tokata mstehak eder. 7 Bat medeniyeti, insann asli ihtiyalar olan yemek-imek, evlenmek, barnmak, giyinmek gibi sayl ihtiyalarn drtten yirmiye karmtr. Tketimi krklemekle insanlar tiryaki haline getirmi, grenekle zaruri olmayanlar da zaruri gibi anlalr olmutur. "Haram ve gayr-i meru zaruret anlayna" Bedizzaman'n verdii bir misal de kendisiyle ilgilidir:

"Krk sene evvel bir bakumandan beni bir para dnyaya altrmak iin baz kumandanlar hatta hocalar benim yanma gnderdi. Onlar dediler ki, 'Biz imdi mecburuz, 'Zaruretler mahzurlar mbah klar' kaidesiyle Avrupa'nn baz usullerini, medeniyetinin icaplarn taklide mecburuz.' Ben de dedim: 'ok aldanmsnz. Zaruret su-i ihtiyardan gelse kat'iyyen doru deildir, haram helal etmez. Ekmek yemek, yaamak gibi zaruri ihtiyalar haricinde, baka hangi zaruretler var! Gayr-i meru, su-i ihtiyar ve haram muamelelerden kan hareketler haram helal etmeye vesile olamazlar. Sinema, tiyatro, dans gibi eylerde tiryaki olmusa, mutlak zaruret olmad ve su-i ihtiyardan geldii iin haram helal etmeye sebep olamaz." 8 Zaruret, dinin yasak ettii bir eyi yapmaya veya yemee mecbur kalmaktr. Baz fkhlar da bunun lsn, haramn yaplmamas halinde insann lecei veya lme yaklaaca bir durumun bulunmas ile kayt altna almlardr. 9 Bu da geici olarak verilen bir ruhsattr. Halbuki bu asr, insann yaamak damarna "zaruret fikrini" yle rnga etmi ki, bazen sradan dnyevi bir zarar bile "zaruret" klfna brnebilmektedir. Bu ise elmas ieye tercih etmektir. M'minlerin bu yanla srklenme sebepleri israf, iktisatszlk, kanaatsizlik ve hrs yznden bereketin kalkmasyla fakirlik ve geim skntsnn artmasdr. Bu menfilikler insanln "Yaamak ve hayat muhafaza" etmek damarn ciddi ekilde yaralamtr. Dalalet ehlinin srekli dnyaya dikkatleri ekmesiyle ehl-i din, kk menfaatler iin byk, dini bir meseleyi feda etmeyi gze alabilmektedir. 10 Bedizzaman, ahirzaman fitnesinde 'aln ehemmiyetli rol oynayacana' dair rivayetleri de bu erevede deerlendirir. Maiet sknts dini endieleri ikinci, nc derecelere atmaktadr. Yaamak damar, yksek dini hisleri bir derece susturarak, dalalet ehline yardm etmektedir! 11

Zaruretin bir baka yn, kt niyetten ve meru' olmayan meyilden kaynaklanan sebepler ile slam alametlerine (eair) ynelik "zaruret" klflardr. "Kur'an ve ezan tercemesi ile okuyalm ki, ne dediini anlayalm" gibi mazeretler bazen gndeme gelir. Bu da ok ciddi arzalar tayan bir fikirdir. eairin yaatlmas farz- kifayedir. eair umumun hakk trnden cemiyete ait bir kulluk vazifesidir. Birisinin yapmasyla o cemiyetin tamam istifade ettii gibi, terkedilmesiyle de herkes mesul duruma der. Bu ehemmiyetten dolaydr ki, farz ibadetlerde olduu gibi eairde gizlemek yerine aktan yapmak daha faziletlidir. Bunlara riya girmez ve herkese ilan edilir. nk, eairin gsterilmesi, m'minlere manevi kuvvet verir, inkarclarn moralini bozar. eairin ilan, slam'n manen tebliidir; man ve Kur'an'n gerekliini insanlara duyurmak, gstermektir. 12 Onlar zerinde asr- saadetten imdiye kadarki btn Mslmanlarn hakk vardr. Mslmanlar eairden koparmaya alanlarn da cinayetleri o nisbette byktr. 13 Sonu Dinin byk bir gayret ve incelik gerektiren muamelatla ilgili er'i meselelerinde itihad etmekten nce, hi bir ihtilaf bulunmas mmkn olmayan esaslar zerinde durmak gerekir. Mslmanlarn ikinci konudaki ihmalleri, bilgisizlik ve lakaydln ortadan kaldracak gayretlere ihtiya vardr. Dier fer'i meselelerde problem var ve ztrari durumlar ortaya kyorsa, ilgili probleme are niyetiyle yaplacak itihadlar da ancak geni bir ilmi baka sahip deiik ilim dallarnda uzman kiilerin gayretleri ile yaplmaldr. Fikri dank, nazar felsefeden yara alm u zamann insan, ne kadar zeki ve dahi de olsa, Allah'n muradn anlamak iin selef alimlerinin artlarndan ok farkl bir yerdedir. Ortamn artlar himmet ve gayretleri datmaktadr. tihadn semavilik vasfn haiz olabilmesi iin dnyevi ve menfi artlardan kurtulmak, sadece Allah'n rzasn gzetmek gerekmektedir. Bu yksek evsaf gnmzde ancak heyet almalarnda grlebilir. Dipnotlar

1. Ebu Zehra, Muhammed, slam Hukuku Metodolojisi (Fkh Usul), trc. Abdlkadir ener, Ankara 1981, s. 325-332; Kl, Yusuf, slam Fkh Mezheplerinin Douunu Hazrlayan Sebepler, s. 9, 10, 12, stanbul 1997, s. 175 vd. 2. Nursi, Bedizzaman Said, Lemeat, Szler, s. 644. 3. Nursi, Hakikat ekirdekleri, Mektubat, s. 462; Szler, 27. Sz. 4. Nursi, Szler, 27. Sz. 5. Nursi, Emirda Lahikas-II, s. 325. 6. Ebu Zehra, age., s. 204-206. 7. Nursi, Szler, 27. Sz; Emirda Lahikas-II, s. 456. 8. Nursi, Emirda Lahikas-II, s. 456. 9. Ali Haydar, erhu-l Mecelleti Ahkam-i Adliyye 1/34'den Karaman, Hayraddin, slam'n Inda Gnn Meseleleri-1, s. 176, stanbul 1982. 10. Nursi, Lem'alar, 19. Lem'a, s. 203. 11. Nursi, Kastamonu Lahikas, s. 74, 104, 172. 12. Nursi, Lem'alar, 11. Lem'a, s. 105; ualar, s. 270. 13. Nursi, Mektubat, s. 385, 386. (www.risaleinurenstitusu.org) dan alnmtr.

KRESEL ALIK TEHLKESN YOK EDECEK YOL HARTASI "KTSAT RSALES"


Son gnlerde, btn dnyay bekleyen felket senaryolar ska gndeme gelmeye balad. Btn insanl ilgilendiren ac sona dair yorumlar, hemen her alann uzmanlar tarafndan dile getirilmekte. Eskiden bir tehlikeden bahsedilince, gnmz artlarna gre neredeyse devede kulak saylabilecek baz tabi felaketler, salgn hastalklar, savalar anlalrd. Ancak imdi, her ey olduu gibi, felaket ve tehlikeler de kresel oldu. Kresel, yani dili, dini, rk, rengi fark etmeksizin tm insanl ilgilendiren felaketler. Kresel, yani tandan toprana, aacndan hayvanna btn

dnyay tehdit eden fetler. Kresel, yani, byk glerin sahip olduklar ekonomik, asker ve teknolojik imkanlarla dnya zerinde pay kapma savana sahne olan tm dnyay ilgilendiren rktc ve dehet verici byk ykmlar Kresel kyn kavalclar olan ABD veya Rusya veya in veya dierleri. nsanl yine ayn dnya zerinde geri dnlmez karanlklara doru adn adm srklemekteler. Artk son zamanlarda kresel savalardan bahsedilmiyor. Pek yakn bir gelecekte, byk gler ve daha alt kademedeki denge unsurlar petrol iin, deerli yer alt zenginlikleri iin savamayacaklar. Artk savalar baka bir ey iin yaplacak; gler dengesi o baka ey iin salanmaya allacak. nk o gnlerde en byk deer para, teknoloji ve silahlar deil, o baka ey olacak. Nedir o baka ey, merak ettiniz mi? Cevap verelim: TOPRAK Pek yakn gelecekte insanlar iin en byk tehdit toprakszlk olacak. A, derisi kemiklerine yapm grntler sadece fakir Afrika lkelerinde deil, dnyann her yerinde, belki yzmilyonlarca rneiyle birlikte grlecek. Ksacas kresel alk tehlikesi btn insanln kapsna geldi dayand. Kresel kirlenme, kresel snma, kresel fetler. Dnya zerindeki o esiz ve mkemmel bir nizamla ileyen sistem, beerin kirli elini bulatrmasyla bozuldu. Her geen gn bu bozulmann etkileri katlanarak kendini gstermekte. Dnebiliyor musunuz? Binlerce kilometre uzaklaktaki, kutuplardaki buzullar eriyor.

Buzullar eriten ate, dnyay Cehenneme evirecek ilk kvlcmn aklmasyla giderek gleniyor, nne gelen her eyi yakp eritiyor. Bu kvlcm biz akmadk. Belki ok dolayl ekilde paymz olsa da, bu dengenin bozulmasna biz sebep olmadk. Ama neticede dnya zerindeyiz. Ayn gemide yolculuumuz devam ediyor. Gemiyi batracak deliin ve atlan nerede olduu nemli deil. atlan kapatlmasna ynelik araylar da kresel mahiyette. nk herkes benzer endieleri ve skntlar tayor. Kresel problemlerin zm iin yine kresel areler ortaya konulmal ve uygulanmal. Kresel arelerin devreye konulabilmesi iin de, tm hastalklar doru ve eksiksiz bir ekilde tehis edilmeli. e en sondan baa doru sebepler zincirini takip ederek balayalm. Kresel snma demek, atmosferdeki bata karbon olmak zere zehirli gazlarn orannn hzla artmas, bu gazlarn sera etkisi yaparak atmosfer scaklnn artrmas anlamna geliyor. Kresel snma, atmosferdeki dengenin altst olmasna, bata belirttiimiz kutuplardaki buzullarn erimesine sebep oluyor. Bu byk apl bozulma iklim deiimlerini beraberinde getiriyor. Baz yerlerde ar kuraklklar, baz yerlerde ise ar yalar kendini gsteriyor. Her iki durumda da dnya zerindeki btn carllarn barnda yaad topraklarn oraklamas veya erozyona uramas neticesini doruyor. te dm burada zlyor. te en byk yol ayrm buras. nk topran olmamas demek, zraatn olmamas demek. En gelimi lkelerdeki insanlarn bile kresel alk kasrgasna kaplmalar demek. Az gelimi lke vatandalarnn hayatlarn srdrebilmeleri, az da olsa gelir elde edebilmeleri iin ehirlere hcum etmeleri demek. Bylece genel anlamda hem gelir dalmndaki dengesizliin daha artmas, hem de nfus younluu yaayan lkelerde veya

ehirlerde igcnn daha da ucuzlamas demek. Dengesizlik ve giderek ucuzlayan igc, bir para ekmek veya yiyecek alabilmenin gderek zorlamas demek. Hal byle olunca zincirleme sosyal, siyasal, ekonomik ve idari problemlerin patlak vermesi kanlmaz oluyor. Kresel snmann giderek artmasnn ardnda kitlesel retim ve kitlesel tketim en nemli rol sahibi. Sanayi devriminin ardndan, bacalarndan atmosfere sava aarcasna duman pskrten fabrikalarda kitlesel retim yapld. Bu retim kesinlikle ihtiyalar dikkate alnarak gerekletirilmedi. Hemen ardndan da retilenlerin tkettirilmesine ynelik faaliyetlere geildi. Tketim kltryle insanlarn iyi yaayabilmelerinin ancak ok para kazanmak ve ok tketmekle mmkn olabilecei anlay yerletirildi. nsanlara arzuladklar mutlulua ve huzura ulamak iin sadece kesintisiz tketim zm sunuldu. Kitle iletiim aralar, insanlarn bu zm kendi istekleriyle kabullenmeleri iin youn biimde kullanld. nsanlarn srekli tketmeleri iin de, srekli olarak yeni rnler sunuldu ve onlarn reklam yapld. Sonuta tkettike mutsuzluu artan kitleler, mutlu olabilmek iin yine tketime ynlendirildi. ABD'li sosyolog olan Duane Elgin'in, 1981 ylnda kaleme ald Voluntary Simplicity isimli kitabndaki u tespitleri, bu konuya k tutuyor: Eer biz ayn dorultuda gitmeyi srdrrsek, ocuklarmz srekli snan bir dnyada yaamak zorunda kalacak. Dnyann iklim dengesi imdikinden daha fazla bozulaca iin baz yerler sular altnda kalrken, baz yerler kuraklkla yz yze gelecek. Bunun sonucunda da gda retimi alabildiine azalacak; ktlk ve alk yaanacak. En byk enerji kayna olan petrol bitme noktasna gelecek. Ormanlar daha fazla tahrip edilecek. Ellerinde azck da olsa doal kayna olan lkeler ve blgeleri ele geirebilmek iin byk gler arasnda inanlmaz atmalar ve

savalar kacak. Denizlerin ykselmesiyle dnyann pek ok sahil ehri sular altnda kalacak. Byk apl zorunlu gler yaanacak ve dnya nfusu doal kaynaklarn bulunduu yerlerde younlaacak. Ozon tabakasndaki deliin daha da bymesi ekolojik dengenin bozulmasna, bu bozulma da dnyann besin zincirinin paralanmasna yol aacak. Dnya nfusuna eklenen 3 milyar insan doyurmak iin yeteri kadar gda retimi yaplamayacak. Daha da artacak olan evre kirlilii, pek ok hayvan ve bitki trnn yok olmasna sebep olacak. Duan Elgin'in ve benzeri pek ok sosyal bilimcinin dile getirdii gelimeler ve gelecee dair yorumlar, belki iin son raddesiyle alakal. Ama aranan zmler bizden ok uzaklarda deil. stelik ok derinlikli tespitler ve takip edilmesi gerekli yol haritasyla birlikte. Bahsettiimiz ve dikkate sunacamz tehis ve tedavi yntemleri lkemizde son yzyla damgasn vuran slm limi Bedizzaman Said Nurs'ye ait. Bu byk mfessir ve dava adamnn ktisat Risalesi isimli eseri, dikkat ekmeye altmz madd ve manev felaketleri tedavi edici yntemler ve yaklamlar ierir. NEDEN KTSAT RSALES? 1995 ylnda stanbul'da gerekletirilen 20. Asrda slam Dncesinin Yeniden Yaplanmas ve Bedizzaman Said Nurs balkl Uluslararas Bedizzaman Sempozyumu'nda bir tebli sunan Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, ktisad Risalesi'nin btn ynleriyle tahlil etmiti. Bedizzaman'n ktisat grn deerlendirmeye gemeden nce, ktisat Risalesi'nin zerine kurguland Kur'an ve Snnet temelleri hakknda u tespitleri yapmt: Bedizzaman Hazretleri btn izahatn Kur'n ve snnete dayandrd iin iktisad mevzular da ayn kaynaklara istinad ederek incelemi ve fikirlerini bu esaslara dayandrmtr. ktisad

mevzularn Kur'n ve snnete dayal olarak izah, tahlil ve ifade edilmesi gnmzde slm iktisad ad altnda yaplmaktadr. u halde Bedizzaman Hazretlerinin iktisad mevzularda beyan ettii fikirler, slm iktisadnn tetkik ve tahlili erevesi iinde bulunmaktadr. Mevzuu, bu mnda ele alrsak, ktisad Risalesi slm iktisadnn bir blmn ele alp incelemektedir. O da slmda tketici davranlar modelidir. Bedizzaman Hazretleri dier eserlerinde slm iktisad ile ilgili muhtelif mevzulara da temas etmi ve yet ve hadislere dayal tefsir ve izahatta bulunmutur. ktisad Risalesi'nin esas ve z tketici davranlarnda israfn haram oluunun hikmetini ve msbet ve menf tesirlerini izah etmekte toplanmaktadr. (http://www.nursistudies.com/turkishh/teblig.php?tno=76) Prof. Zaim'in belirttii bu nemli ve temel zelliklerden hareketle ktisat Risalesi eksenli bir reete, elbette tm insanlk tarafndan dikkate alnmaldr. Bu ihtiya, hatta zorunluluk insanlk adna nemli bir hizmetin en azndan duyurulmasn gerekli klmaktadr. Bu noktadan hareketle mezkur Risalenin belirgin zelliklerine iaret etmeye alacaz. KTSAT ALLAH'IN KESN EMRDR. Bedizzaman Said Nurs, ktisat Risalesi'nin hemen banda (Yeyin, iin ama israf etmeyin raf Suresi, 7/31.) yet-i kerimesini zikrettikten sonra bu yette iktisadn Allah'n kesin emri olduunu vurgular. Burada dikkat eken nokta, yetin mealinden de anlalabilecei gibi dorudan iktisadn emredilmemesidir. Burada emirden ziyade nehiy, yani yasaklama vardr. Yasaklanan ise israftr. Bu durumda iktisat, aslnda israftan kanmakla dorudan alakadardr. Bedizzaman, zikredilen yeti bu noktadan hareketle yorumlar ve yetin iinde yedi hikmet dersi bulunduunu syler. Bunlar ana balklar ve ksa aklamalaryla birlikte aktaralm. KTSAT NMETLERE SAYGIDIR

ktisat Allah'n verdii nimetlere kar bir sayg ve hrmet manasn tar. stelik bu kr, hem madd, hem manev adan ok byk kazanlara vesile olur. sraf ise ilh nimetlere kar saygszlk ve hafife alma manasn tar. Karl ise hsran ve kayptr. ktisat, nimetler mukabilinde manev bir teekkr ve krdr. kr ise nimetlerin ardndaki lah rahmete kar sayg anlamna gelir. ktisadn madd boyutunda da nemli kazanlar sz konusudur. En bata iktisat bereketin kaynadr. Ayn zamanda salk kaynadr da. Allah'n ihsan ve ltfu olarak elimize geen nimetlerden iktisatl bir ekilde istifade edebildiimiz lde beden salmza da nemli yatrm yapm oluruz. ktisatl olan, kk apl da olsa bakalarna muhta olmamay, bakalarndan bir eyler istemek zorunda kalmay engeller. Bu adan iktisat izzet sahibi insanlarn vazgeilmez iar olmutur. ktisatl bir kii, elindeki nimetlerden istifade ederken daha fazla lezzet alr. Hatt, zahiren lezzetsiz gibi grlen, lezzet alnamayan nimetlerdeki gerek lezzetin farkna varlmasna imkan hazrlar. Btn bu kazanmlar ve daha sayamayacamz nice kazanlar iktisat prensibinin meyveleridir. Bunlara karlk israf, tamamen ters ve aykr neticeler dourur. ok vahim ve ac meyveler verir. Ksa ve z ifadeyle, lah nimetlere kar sayg manasna gelen iktisat hem madd hem manev kazanlarn kaynadr. KTSAT KONTROLL HAYATTIR Her eyi esiz hikmetlerle yaratan yce Rabbimiz, insan bedenini mkemmel bir saray, son derece dzenli ve sistemli bir ehir gibi yaratmtr. Saray rneini detayl olarak konumuza uyarlayalm: Beden saraynn kapcs dil ve dildeki tat alma duyusudur. Sinir

sistemi ve damarlar bir haberleme an andrr. Dil ile beyin, dil ile mide ve dier yakndan alakal uzuvlar arasnda annda haberlemeyi salar. Aza konulan bir lokma eer zararl ve zehirli ise hemen alarm verilir. Gelen Yasak uyars hemen uygulamaya geilir ve derhal dar atlr. Veya kalpteki iman merkezinden gelen ve Haram damgas tayan muzr yiyecek ve lezzetlere dur diyen uyar derhal uygulamaya konulur; akl ve irade eliinde azdan uzak tutulur. Buna karlk, baz kt niyetli ve zevklerine dkn insanlar, beden saraynn kapcs olan dile ve tad alma duyusuna bol bol bahi ve rvet verme abasna girer. Bu yolla kapcya padiah muamelesi yaplm olur. Gurura kaplan kapc bir sre sonra asl grevini ve konumunu unutur. Bir sre sonra bahii ve rveti daha fazla vereni ieri almaya balar. Haram-helal, faydal-zararl ayrm gzetmeden keyfine gre almaya balar. Hatt ihtilalci, isyanc ve bozguncular da sorgusuz sualsiz ieri alr. Bir lokma farz edelim. Bu lokma maliyeti 1 lira olup peynir, zeytin ve yumurtadan meydana gelen bir lokma olsun. Buna karlk en mehur ve lezzetli, ama fiyat 10 lira olsun. Bu iki lokma ihtiva ettii unsurlar asndan birbirinden farkl deildir. Azdan getikten sonra, bedensel olarak pek fark kalmaz. Tek fark, azda brakt tad ve lezzettir. Tad alma duyusuna verdii zevk fark vardr. Bu zevk ve lezzet ise ok ksa sreli olur. Hele dier lokmayla kyaslandnda belki aralarnda yarm dakikalk fark bulunur. Bu yarm dakikalk fark iin 1 liralk lokmay 10 liraya karmak hakikaten manasz, hatt zararl bir vaziyettir. nk israftr ve her adan kayp demektir. 1 liralk lokma aslnda o beden saraynn hakimi iin ok nemli ve gerekli bir hediyedir. Lzm ve uygun olan da budur. Sarayn sultanna sadece 1 liralk hediye sunup da, sarayn kapcsna 9 kat daha fazla hediye ve rvet vermek o kapcy azdrr ve batan karr. Bir sre sonra Bu sarayn hakimi ve sultan benim! demeye balar. Kim fazla bahi ve lezzet veriyorsa iyikt, doru-yanl demeden ieriye alr. Mideye gnderir.

Zararl, ihtilalci ve bozguncu unsurlar mideye varr varmaz tehlike alarm verilmeye balanr. Yangn karr. Tahribata balar. Asl hakim ise doktor armaktan baka are bulamaz. Saray rneini ve bu rnein en nemli unsurlarn olan lokma ve dilin konumunu bir ehir ve lke iin de uygulayabiliriz. Bu rneklerden hareketle u nemli noktaya dikkat ekmemiz gerekir. ktisat ve kanaat, btn kinatta cereyan eden lah hikmete uygun ve paralel hareket etmek manasna gelir. Bu yolla her bir insan tad alma duyusunu kapc olarak deerlendirir. cretini tam hak ettii miktarda verir. sraf ise, btn kinatta cereyan eden hikmetlere zt hareket etmek manasn tar. ktisat kanununa aykr hareket etmek ve yasaklar ineyerek israf etme suundan dolay cezasn ok gemeden grr. Hatt, zevk ve lezzet iin yedii haram lezzetler sebebiyle helal nimetlerin bile tadn alamaz hale gelir. Beden sal bozulduu iin tm uzuvlar bu isyan ve baboluun cezasn eker. stelik mal boyutu da byk bir maliyet ortaya karr. 9 kat daha fazla cret demenin yan sra bozulan saln tekrar kazanabilmek iin belki 100'lerce lira harcamak zorunda kalr. Sal bozulduu iin alp gelir elde edemez. Bu yzden kazanabilecei paralar da zarar hanesine ilave edilir. KTSATLA DL, YERYZ SOFRASINDAK NMETLER TADAR VE KREDER lah birer ihsan olan nimetlerin kadrini ve kymetini bilen, nimetlere kar teekkr grevini yerine getirme gayesi ve gayretinde olan insanlar iin dilin en nemli bir baka grevi ve misyonu daha vardr. lah rahmet ve merhametin en belirgin grnts olan yeryz, dnya byklnde bir yemekhaneye benzer. nsanlardaki dil ve tad alma duyusu ise btn yiyeceklerin

lezzetini kontrol eden bir tr mfettie benzer. nk insann dilinde, yeryzndeki btn nimetlerin lezzetlerini ayr ayr alabilme, tadabilme zellii bulunur. Bu mfetti bir yandan tad alma grevini icra ederken, dier yandan mideye haber verme grevini yerine getirir. Bu grevi asndan dil, sadece bedenle balantl bir uzuv deildir. Ayn zamanda kalple, ruhla, aklla dorudan irtibatldr. Bu zellikleri dikkate alnmak, israf etmemek, srf kr vazifesini hakkyla yerine getirebilmek, dnya zerinde serili trl trl lah nimetleri hissedip tanmak, mer snrlar dahilinde kalmak, zillet ve dilencilie vesile olmamak gibi nemli ve gerekli artlar iinde kendi payna den lezzet ve tad hissesini alabilir. nsan, tad alma duyusunun vastas olan dilini krde de kullanabilmek iin lezzetleri ve nimetleri tercih edebilir. KTSAT MAET SIKINTISINA AREDR Bir hadis-i erifte ktisat eden, maiete aile belsn ekmez buyrulur. Hakikaten iktisat prensibini hayata geiren kii maiet ve geim sknts ekmez. ktisatl davranma kesin bir bereket sebebidir. Rahat ve kolay geim artlar iin nemli bir kaynaktr. Bunlara dair saylamayacak kadar ok rnek vardr. ktisat etmeyen zillete ve sefalete her an debilir. zellikle bu dnemde insanlar ellerine geirdikleri ve elde ettikleri paray ok abuk harcayabilmektedir. srafa ve yersiz harcamalara alan bir kii iin para ok pahaldr. Yani, kuruluk para elde edebilmek iin pek ok insan byk bedeller demekte veya demeyi gze alabilmektedir. Bazan kk bir mebla iin bir ksm insanlar haysiyet ve namuslarn rvet olarak verebilmektedir. Bazan para karlnda dinin mukaddes deerleri satlabilmektedir. Belki 100 liralk manev zarar pahasna 100 paralk bir deersiz bir ey peinde koulmaktadr. Buna karlk iktisatla zaruri ihtiyalarn karlamaya, bunun dnda lzumsuz ve gereksiz eyler almamaya alan bir kii

(phesiz ki rzk veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah'tr. Zriyat Sresi, 51:58.)ve (Yeryznde hareket eden hibir canl yoktur ki, onun rzkn vermek Allah'a ait olmasn. Hd Sresi, 11:6.)yet-i kerimelerinde vurguland gibi umulmadk bir ekilde, yaamn srdrebilecek miktarda rzkn mutlaka bulur. Bu iki yet rzk konusunda lah teahhd haber verir. ki trl rzk vardr. Birincisi hakiki rzktr. Bu rzk elde eden hayatn devam ettirebilir. Bir dier ifadeyle hayat srdrebilecek kadar rzk mutlaka bulunur. Yeter ki insanln o kirli eli bulamasn. Byle bir izgide rzkn karlamaya alan bir kii din, namus ve izzetini feda etmeye mecbur olmaz. kincisi mecaz rzktr. Dier ifadeyle zaruri ve zorunlu olmad halde ihtiya olarak grlen, evre, gelenek ve grenekler, bakalarnn dikkatini ekebilme gibi dncelerle zorunlu grlen rzk ve ihtiyalardr. Bu tr anlay ve dnce bir nevi tiryakilik ve bamllktr. Hakik rzklar Rabban taahhd altnda olmasna ramen, bu tr ihtiyalar kesinlikle taahhd altnda deildir. Buna karlk insanlar, bu tr yaklamla kendilerini zorlayp daha fazla elde edebilme, daha fazla tketme abasna girer. Bu abayla hareket edip hrsla davrand iin pek ok eyini feda etmek zorunda kalr. En bata izzetini feda edip zilleti ve sefillii gze alabilir. Bazen alak insanlarn ayaklarn pecek kadar eilir, bir tr dilencilikte bulunur. Bazen ebed hiret hayatn aydnlatacak olan dininin mukaddes deerlerini feda eder. Byle bir abayla elde ettii rzk ve menfaatin hayrn da gremez. Bereketsiz ve uursuz bir mal hkmne geer. Mesele bu kadarla da kalmaz. nk bu zaman, zenginlerle fakirler arasndaki mesafenin giderek ald bir dnemdir. ounluk fakr-u zaruret iinde yaamak durumundadr. Her trl yolu deneyip, mukaddeslerini dahi feda ederek menfaat ve kazan elde eden bir kii, eer

kalbinde zerre kadar da olsa vicdan ve acma duygusu kalmsa, kazand o menhus ve bereketsiz kazanc kullanrken yine azap ekecektir. nk, fakirler ve muhtalar oktur. Bunca muhta insann gzleri nnde bir lokma yemek dahi insann vicdann szlatr. Bu artlar altnda yaplacak en doru davran doruluk ve drstlkten asla ayrlmamaktr. zellikle pheli mal ve kazanlardan uzak durmal, byk bir zaruret sz konusuysa ancak zaruret derecesinde istifade etmekle yetinmelidir. ktisat anlaynn izzet ve kemal sebebi olduunu gsteren bir hadise: Cmertlii ve ikram severlii ile tannan Hte-i Ti, byk bir ziyafet verir. Bununla da kalmaz misafirlerini hediyelerle uurlamak zere hazrlklar yapar. Bu sralarda lde gezmeye kar. Bir sre sonra ihtiyar ve fakir bir adam grr. Adamn zerinde dikenli al ve gevenlerden toplad bir yk vardr. Bir yandan dikenlerin verdii ac, bir yandan kavurucu scaklk, bir yandan ihtiyarlk olmasna ramen yoluna devam etmektedir. Htem yal adamn yayna yaklar. Ona, Htem-i T, hediyelerle beraber mhim bir ziyafet veriyor. Sen de oraya git. u be kuruluk al yk yerine be yz kuruluk hediye alrsn der. ktisatl ve kanaatkr adam, Htem'i akna eviren u cevab verir: Ben bu dikenli yk izzetimle ekerim. Htem-i T'nin minneti altna girmem. Bu hadiseden sonra, Htem-i T, kendisinden daha kahraman ve izzetli birisini grp grmedii sorulunca ldeki yal adam gstermitir. HAKK LEZZETLER KTSADLA ALINIR Lezzet izafidir. nsanlarn konumuna ve durumuna gre deiir. Bu durum ve zellik aslnda Cenab- Hakk'n sonsuz cmertliinin

bir gstergesidir. En fakir insana en zenginden daha fazla lezzetler tattrr. Padiahlardan daha fazla nimetlerden lezzet almasn salar. Kuru bir para ekmek yerken bir fakirin ald lezzet ile, bir padiahn veya zengin bir adamn usan, bkknlk ve itahszlk gibi sebeplerin krelttii lezzetlerden daha fazla ve daha tatl olabilir. Belki o kuru ekmek en al ve tatl baklavadan daha lezzetli gelebilir. in bir baka garip yn daha vardr. Msrif ve savurgan baz kimseler, kendilerindeki hatay ve noksan anlayp, kendilerine ekidzen vermek yerine iktisatl ve tutumlu insanlar cimrilikle itham ederler. Halbuki iktisat, hakiki cmertlik ve izzet kaynadr. Cimrilik asl israf edenler ve elindekini sap savuranlarn yaptdr. nk o nimetlere deer veremeyecek, kadrini anlayamayacak kadar cimridirler. Bedizzaman, meselenin bu ynyle alakal olarak yaad bir hatrasn aktarr. Hayat boyunca taviz vermeden uygulad bir kaide ve dsturuna muhalif olarak, bir talebesinin hediye ettii iki kilo kadar bal, yannda hizmet eden talebelerine takdim etmek iin kabul eder. Kabul etmesinin bir gerekesi de aban ay iinde olmalar, hem bu ay hem de gelecek Ramazan ay boyunca talebelerine tattrmak, ayn zamanda hediye veren talebesine bylece bol bol sevap kazandrmak dncesidir. Bu iki sebepten dolay talebelerine bu hediyeyi alabileceklerini syler ve yle devam eder: Bir okka bal da benim vard. O arkadam, geri mstakim ve iktisad takdir edenlerdendi. Fakat, her ne ise, birbirine ikram etmek ve her biri tekinin nefsini okamak ve kendi nefsine tercih etmek olan, bir cihette ulv (yce) bir hasletle iktisad unuttular. gecede iki buuk okka bal bitirdiler. Ben glerek dedim: 'Sizi otuz krk gn o bal ile tatlandracaktm. Siz otuz gn e indirdiniz. Afiyet olsun!'

Fakat ben, kendi o bir okka balm iktisatla sarf ettim. Btn ban ve Ramazan'da hem ben yedim, hem, lillhilhamd, o kardelerimin her birisine iftar vaktinde birer kak verip, mhim sevaba medar oldu. Bu hadiseyi tahlil eden ve bir ders karan Bedizzaman, yaptnn zahiren cimrilik olarak anlalabileceini, talebelerinin yaptnn ise cmertlik rnei olarak grlebileceini syler. Ancak durum hi de grld gibi deildir. Hakikat noktasnda o iktisatl davrannn altnda ulv bir izzet, byk bir bereket ve yksek bir sevap gizlidir. Cmertlik ve kahramanlk gibi grlen ancak israftan baka bir ey olmayan davranta ise, eer vazgeilmez ise, dilencilik seviyesine drecek, bakalarnn eline bakar hale getirecek, eref ve haysiyetini ayaklar altna aldracak kt bir neticeyi ortaya karacaktr.( Lem'alar / On Dokuzuncu Lem'a, Terimli ndeksli Lgatli Risale-i Nur Klliyat, Nesil Yaynlar, stanbul 1996, C. 1, s.659.) KTSAT CMRLK DELDR ktisat ve cimrilik, zahiren birbirine benziyor olsa da, aralarnda ok byk farklar vardr. rnein tevazu ile tezelll, yani kendini zillete atma tavrlar arasnda zahiren bir benzerlik bulunur. Ancak hakikatine bakldnda, tevazu ok nemli ve deerli bir haslettir. Ayn zellikler vakur davranma ile kibirlilik arasnda da sz konusudur. Peygamber efendimizin (a.s.m.) en deerli ve yce hasletlerinden birisi olan, bunun da tesinde kinatn her yerinde bir kanun olarak cereyan eden iktisat kanunu, pintilik, tamahkarlk, sefillik ve hrsn bir tr karm olan cimrilikten ok uzaktr. Aralnda hibir ba ve balant yoktur. D grntde benzer gibi grlen zellik insanlar yanltmamaldr. Bedizzaman bu ince hassasiyeti gstermeye ynelik olarak ikinci halife Hz. mer'in (r.a.) olu olan Abdullah ibni merin bandan geen bir hadiseyi aktarr.

Sahabe iinde Abadile-i Seb'a, yani mehur Yedi Abdullah'lar olarak anlan ve en nemli limlerden birisi olan Abdullah ibni mer (r.a.) arda alverite bulunduu bir srada krk paralk deeri olan bir ey zerine ok sk bir pazarlk yapar. Bu durum bir Sahabinin dikkatini eker ve halife Hz. mer'in (r.a.) olunun byle krk paralk bir eya iin ok iddetli pazarlk yapmasna bir mana veremez. Hatt kat bir cimrilik olarak grr. Meselenin asln daha yakndan anlayabilmek iin onun ardndan takip eder. Abdullah ibni mer evine girmeden nce bir dilenci grr ve banda biraz elenir. Biraz sonra evinin dier kapsndan kar. Bir baka dilenci grr. Onun banda da biraz elendikten sonra ayrlr. Onu takip eden Sahabi iyice meraklanr. O fakirlerin yanna gider ve sorar. kisi de Bana bir altn verdi der. Sahabi duyduklar karsnda daha da akna dner. Fesbhnallah! ar iinde krk para iin byle mnakaa etsin de, sonra hanesinde iki yz kuruu kimseye sezdirmeden versin diye sylenir. Peinden takip eder ve Abdullah ibni mer'e (r.a.) durumu ve davrannn hikmetini sorar. Abdullah ibni mer u cevab verir: ardaki tavrm iktisat dsturundan, alveriin ruhu ve temeli, karlkl gven ve sadakatin korunmas gayesine ynelikti. Bu cimrilikten kaynaklanan bir tavr deildi. Evimin yanndaki durum ise kalpteki efkatten, ruhtaki keml ve olgunluktan kaynaklanmt. Ne ilk hareketim cimrilikti, ne de ikincisi israft.Bedizzaman, bu rnein hemen ardndan mam- zam'n u szn aktarr: Hayrda ve ihsanda-fakat mstehak olanlara-israf olmad gibi, israfta da hibir hayr yoktur. KTSATSIZLIK VE SRAF HIRSIN KAYNAIDIRsraf ayn zamanda hrs dourur. Hrs da u neticeyi verir: a) Hrsn ilk meyvesi kanaatsizliktir. Kanaatsizlik ise almaya

ynelik meyil ve istei krar. Bununla da kalmaz haline kretme yerine ikayette bulunmay ve tembellii netice verir. Meru ve helal mal, azln bahane ederek terk eder. Gayr- meru, klfetsiz, kolay kazan yollarn arar. ok kazanmak yerine kaybeder, bununla da kalmaz bu uurda erefini, izzetini ve haysiyetini feda eder. Bedizzaman, kanaatsizliin dourduu gerileme ve fakirlemeyi lke ve devlet dzeyinde de ele alr. yle der: ktisatszlk yznden mstehlikler (tketiciler) oalr, mstahsiller (reticiler) azalr. Herkes gzn hkmet kapsna diker. O vakit hayat- itimaiyenin (sosyal hayatn) medar olan san'at, ticaret, ziraat tenakus eder (azalr). O millet de tedenn edip (gerileyip) sukut eder, fakir der. Bu nemli tespitleri biraz amak gerekirse: ktisatszlk ve israf ekonomisinin hakim olduu bir ortamda tketim artar. Buna karlk retim azalr. Elinde sermayesi ve paras olanlar gelir iin retime yatrm yapmazlar. Tam tersine paradan para kazanmann ve kolay kazancn peine derler. Bu ynde kapsn ilk alacaklar merci devlet olur. Faiz gibi en byk bela ve afetin kaps ite byle bir hrstan kaynaklanr. Paralarn faize yatran sermaye sahipleri, grn itibariyle ok kazanyor olmalarna ramen, retime yatrm yaplmad iin ekonomik dengeler bozulur. Bir sre sonra kazandklar parann dahi deeri alabildiine azalacaktr. Bylece bir toplumda veya lkede yaayan herkes bu aar kazanma hrs sebebiyle fakirlemeye balayacaktr. b) Hrsn ikinci neticesi, kaybetmek ve hsrandr. Hrs yapan kii, maksudunu, yani ulamak istedii neticeyi elde edemez. Bununla da kalmaz, insanlarn nefretine ve fkesine hedef alr. Bu gerei Hrs hasaret getirir denilmitir. Birbirinden tamamen farkl ve ayr olan hrs ve kanaatin yansmalar da birbirinden ok farkl olarak ortaya kar. Bu

tabloya hemen her alanda ahid olabiliriz. rnein aalar, duru ve grnleriyle kanaati sergiler. Rzklar olan suya ulaabilmek iin hareket edemezler. Suyun peinde koamazlar. Ama o kanaatkar durularyladr ki, ihtiyalar olan su, binlerce kilometre uzaklktan dallarna ve kklerine kadar gelir. Aalara kyasla hayvanlar daha hareketli, rzklarna daha kolay ulaabilir gibi bir imkna sahiptir. Ancak durum grnd gibi olmaz. nk hayvanlar d grn itibariyle rzklarna daha kolay ulaabilecek olmalarna ramen, ou zaman rzklarna yeteri kadar ulaamazlar. nk onlarn hz ve hareketlilii orannda rzklar da adeta kamaktadr. stelik rzka ulama abas esnasnda binbir tehlike ve engelle karlarlar. Kanaat ve hrs arasndaki farka bir dier rnek yeni domu yavrularn halidir. Hal dilleriyle deta kanaat dersi verirler. ok savunmasz ve muhta olmalarna ramen rzklar azlarna kadar, gayet safi, gayet gvenli bir ekilde gelir. Bydkce bu kanaatkarlk bir nevi hrsa dnt iin, bu kez rzknn peinde komak zorunda kalrlar. Yavruyken son derece saf ve temiz bir rzkla beslenen bir aslan yavrusu, byynce zorlukla avlad bir ceylan gayet vahi bir ekilde paralar. O safi rzk, bir tr hrs grntsyle kirli ve kanl bir hale dnm olur. Denizlerde yaayan balklar, o kanaatkar vaziyetleriyle rzklar azlarna kadar gelir ve son derece semiz hale gelirler. Buna karlk ormanlardaki tilki ve maymun gibi kurnazlklaryla bilinen hayvanlar hep rzklarnn peinden koarlar. Ama kfi derecede bulamadklarndan dolay zayf ve elimsizdirler. Yahudi milleti, para ve mlk kazanma hrsyla tannrlar. Bu hrsn tesiriyle faizle, hile dolaplaryla para kazanmaya alrlar. Grnte ok zengin v gl grnrler. Ancak hayatlar hep kazanma hrsyla, zilletli ve sefaletli bir ekilde geer. yle ki kazandklarn ve ellerindeki glerini kullanacak, rahat bir ekilde yaayacak frsat bulamazlar. Buna karlk cra kylerde, hatt llerde yaayan kyl ve bedevlerin kanaatkarane tavrlar, azla

yetinmekten kaynaklanan rahat ve huzur grlmeye deerdir. Btn bu rneklerden hareketle u forml ortaya koyabiliriz: Helal rzk, acz ve fakirlie gre gelir. ktidar ve iradeyle deil. Belki o helal rzka ulamak iktidar ve iradeyle bir nevi ters orantldr. Kanaat bitmez tkenmez bir hazinedir hadis-i erifi, kanaatin en gzel geim ve maieti salayan bir define; mreffeh ve rahat bir hayat salayacak bir hazine olduunu gsterir. Buna karlk hrsn bir hsran ve sefalet kayna olduunu anlatr. c) Hrsn nc neticesi ihlsn kaybolmasdr. hlsn kaybolmas, uhrev ve ahirete ynelik amel ve ibadetleri zedeleyecektir. rnein takv ehli bir kimse hrs gsterir, hrsn etkisinde kalrsa insanlarn tevecchlerini ve beenilerini kazanmay isteyecektir. Byle bir noktadaki kii ise ihlsn kaybedecektir. Kanaat eden izzet bulur, tama' eden zelil olur hadis-i erifinden hareketle, kanaatin izzet kayna olduunu sylemeliyiz. nk kanaat insanlar almaya tevik eder, ynlendirir. rnein bir gn alp emeinin karln az da olsa alan bir kii, kanaat ettii zaman ertesi gn yine alma evkine sahip olacaktr. sraf ve kanaatsiz bir kii ise ertesi gn almad gibi elindeki paray da boa harcar. alsa bile, isteksiz alr. Bu durumda yine isiz ve kazansz kalacaktr. Ayrca insanlar tarafndan dlanacaktr. SONU Bedizzaman Said Nurs'nin telif ettii ktisat Risalesi sadece ferd ve ahs hayattaki iktisatl ve tutumlu davranmann nemi ve zelliklerini anlatmaz. Btn insanln bana bela olan kresel tehdit ve tehlikelerin ortaya kndaki en ana unsur olan israf nleme eksenli bir iktisat anlay ortaya koyar. Bu ynde ortaya koyduu tespitler ve sunduu zm yollar fertten devlete, hatt tm insanla hitap eden bir yaklam sunar. Bedizzaman'n bu risalede dile getirdii zm yollarndaki temel

espri, yukardan aaya, yani devletler dzeyinden daha dar topluluklara ve fert seviyesine inen bir yaklam deil, fert seviyesinden devletler dzeyine kan bir nlemler hiyerarisi sunar. Bir baka ifadeyle tek tek bireylerin bilinlendirilmesi, duyarl hale getirilmesi ve belirtilen zmleri insan bir grev olarak grp hayata geirmesi ngrlr. Bunun iin de tm insanlarn yaratl gayesine uygun ve gerek bir kul olma pratii nerilir. ktisatla kanaatkarlk, kr, ihlas gibi insan hakiki manada halife klacak meziyetlerle donanm; israftan, ihls kracak niyet ve tavrlardan, nankrlkten uzak durmay bir hayat prensibi olarak kabul eden rnek bir kul olmaya ulatran bir program koyar. Byle bir programla insanlar ayn zamanda, canl cansz tm varlklarla, tm dnyayla ve tm kinatla i ie gemi, gnelerden zerrelere uzanan tm varlk seviyelerinde kesintisiz bir ekilde geerlilii olan iktisat kanunu uymay var olmann olmazsa olmaz bir art olarak grr. Bu programa uyan, bu yol haritasna gre hayatn ekillendiren beerin bandaki kresel bela ve musibetler ortadan kalkacak, hakik insanla ulamann hazzna da ve tayla, bitkileri ve hayvanlaryla tm dnya ortak olacaktr. (www.tefekkurdergisi.com sitesinden alnmtr.

Kurtuluun Anahtar: Sabr


Hamd ve vg, kr ve minnet lemlerin Rabbi olan Allaha (c.c) mahsustur. Selam olann sonsuz selam ve salt, bata H.z Muhammed (s.a.v) zerine, varlk lemine km btn mmin ruhlarn ve bu yzylda Allahn (c.c) rzasna, raz olan din kardelerimin zerine olsun. Sabr, bir musibet ve belaya urayann tela ve feryat etmeyip, sonunu bekleyerek tahamml ile katlanmas, muharebede secaat

gstermek, bir kimseyi bir eyden alkoymak, rendii bir eyi bakasnn da renmesi iin takat gstermektir. [1] Asra and olsun ki; insanlar hsran iindedir. Ancak iman edip salih amel ileyenler, birbirlerine hakk ve sabr tavsiye edenler bunun dndadr.[2] Kuran- Azimuann hakikatini ve bu hakikate ulamann yolunu tarif eden bu yce sure, ok derin ve anlamldr. Ksa ve z olarak iaret ettii manalarn zikredecek olursak, u anlam demeti kar karmza: Kullukla vazifeli olarak bu dnya imtihanna gnderilen insana; Nereden geldim, nereye gideceim, ben neyim veya vazifem nedir? gibi sorularn cevab yan sra, snrlarn da belirliyor. yle ki; Ey insan, insan insan eden, belki de sultan eden imandr. mandan sonra bu hakikatleri ilmelyakin, aynelyakin ve hakkalyakin yaayp ahit olmaktr. Bu, islm ftrat zerine yaratlan insann, ftri ihtiyac ve hakkdr. Hak ve mevcut halklarn hakk olan bu ftri temayle, hayatyla ve hayat pahasna sahip kmak, insan olana bir bortur. Ad slm, tabii olan Mslman olan, bu kimlii korumann yolu da sabrdr. Farkl musibetlere kar gsterilen dayanma ve direnme yolu sadece onu deil, hemcinslerinin de kurtuluu mjdesidir. Aksi durum ise; dnyasn zindana evirmek, ahiretini de ebedi yok olu inanc ile idam- ebediye evirmektir. Yaanan her an ac, hzn, kayp ve skntdr. Binlerce kez pimanlktr. Keke hi bu dnyaya gelmeseydim temennisidir. mandan ve gereklerini yaamaktan yoksun insan, umutsuz bir ekilde bu vakann gereini hznle yayorsa da, Mslman bu iin bilincindedir ve olmaldr. Kitab olan Kuran- Kerimin bildirmesi sonucunda karanlkta olan, aydnlanmayan birok hakikat aydnlanm ve insann zihninde canlanmtr. Bunlardan biri kl bel olaydr. Hem Rabbin demoullarnn bellerinden zrriyetlerini alp onlar nefislerine kar ahit tutarak; Rabbiniz deil miyim diye ahit gsterdii zaman Evet Rabbimizsin, ahidiz dediler. Kyamet gn Bizim bundan haberimiz yoktu

demeyesiniz.[3] ayeti kerimenin bildirmesi gerei, insan hr iradesiyle kulluk grevini yklenmitir. Sen bizim Rabbimizsin sz gerei dnya imtihan alm. Acaba hangi kulum, ne ekilde, verdii szde duracak gereini gzmze ve gzlere gstermek iin. Ezeli ve ebedi ilmi gerei, Rabbimiz, herkesin ve bizlerin nasl ve ne ekilde davran sergileyeceimize vakftr. Bununla birlikte, baz kutsal isim ve sfatlar gereince, bizleri bu geree ahit tutmak onun isteidir. Yaam ahitler olarak, yarn, yzleeceimiz akbete itiraz etmemek ve tek dayanamz olan ksr aklmza emaneti vermemek iin Rabbimiz, bizleri tek bamza ve birbirimize brakmad. Gndermi olduu peygamberleri ve kitaplar ile kendini bize tantt. Vazifelerimizi bize bildirdi. Sebep, sonu ve hikmetleriyle, aklad ve emretti. Uygun, faydal yerli yerinde, belli bir hedefe ynelik olan ilahi srlarn devamla hkim kld. Kark, birbirini rtecek etkisiz hale getirecek, tmn inkra sevk edecek, ksaca yar yolda brakacak sorulara tabi tutmad. kna edicilii hak oluunda sakl olan slm prensiplerine ikna olan insan, her eye ramen yola devam etti. Davasnn, maddi ve manevi ihtiyalarn bilmesi ve karlamas gzellii, onu bu yolda yrtt. Yola koyulmas ile baladysa da skntlar, dertler, hznler, ayrlklar ve hasretler, yine de ylmad. Nefs-i emmarenin inadna att her bir adm, bir baka adma enerji oldu. O yrmelidir, yrmeye gayret sarf etmelidir ki; Yolun zerinde izlenmeyi, kef edilmeyi, anlamay ve ilan edilmeyi bekleyen gzellikleri grebilsin. O anladka, fark ettike ince srlaryla beraber, grmeyenlere gsterme ferasetine sahip olabilsin. Gzergha devam, tam ileri dedike dalara, ovalara, pnarlara ve llere urar. Kararl yry boyunca, kimi yerde admlarn rahat atmakta zorlanr. An gelir yabani otlar dolanr ayana, kiminin dikenleri batar, kanatr. Kimi ise ayan dibinde yer bulur, mikroplara davetiye kararak. Ac verir, aciz ve muhta eder musibetzedeyi. are yrmek, ancak yrmek ise, basit bir operasyon ve hafif bir ac, derdine derman oluvermitir. Yol

boyunca drt mevsime urar. lkbaharla dirilir, geliir, drt bir yana yaylr. mann btn gzelliklerini, ilkbahar gzelliinde ruhunda hisseder, inanr. Yazla olgunlar, meyve verir, glge olur scaktan kavrulanlara. Serin bir hava, souk ii ferahlatan bir tas su olur. Yolunu, kaybetmi bir ocuun ellerini, efkatle tutup yuvasna kavuturan anne, baba olur. Esmitir sonbaharn yelleri, rzgryla frtnasyla geliinin mjdesini vererek. Peinden balamtr grevi biten yapraklarn savrulup dalmalar. Grevlerini yapmtr aalar, btn meyvelerini vererek kupkuru sapsar benziyle. Terk etmi dostluk ve yaknlk duyduu varlklar. Kimi lm, kimi ekip gitmi, kimi de kaybolmu. nsan olmas hasebiyle her kaybolup giden ve onu terk edene byk bir hzn duyarken, k basar hayatn. Duygularna, fikirlerine, hayallerine, mitlerine, istek ve arzularna ilk karn yadrarak. Afallar insan! Bu da m varm diye. Oysa unutmu olmalyd drdnc mevsimi. mitsizlik, aresizlik, perianlk kaplamtr her yann. Derin derin dnr uzun k gecelerinde. Onu yola koyan sorular ve cevaplarn tekrar gzden geirerek, salamasn yapar. Acaba derken, nefsi nefes darl eker. Kalbiyle, ruhuyla, aklyla btn zellikleriyle zorlanr. Daraldka, ruhundaki potansiyel direniin farkna varr. Bol oksijenli derin nefeslere yerini brakp giden, misafir olan musibetleri dnr. Hayat boyunca en ok haz duyduu an dondurucu souu en fazla hissettii k gecelerimmi der. Kendini sorgularken, ruhunda feveran eden bu hisleri kelimelerle, btn lemlere duyuru yapmaya engeli kalmam. Derinden ykselen sesle der. O (c.c) varsa -ki olmaldr.- Benim ve btn kinatn varl Onun (c.c) varlna delil ise, Onun (c.c) varl benim varlmdan daha gerektir. O (c.c) haber vermi ise dorudur. Bildirdii eyleri inkr etmek istiyorsan, Onu (c.c) da inkr etmen gerekir. Yoktan var olanlar ve kendi varln inkr edebiliyorsan Onu (c.c) da inkr et. Bunu yapamyorsan ey nefsim; Ona teslim ol. Emekleyerek de olsa, srnerek de olsa, sabrla yola devam et. stelik Allah sabredenlerle beraberdir ayeti kerimesi, bu yolun

yolcularnn yalnz olmadn bildirmiyor mu? Yola devam ettike, Allah-u Tel, yardmlaryla, rahmetiyle, hikmetleriyle ona elik ettiini hatrlatr. Risale-i Nurun bir yerinde bu ayet-i kerimeyi zamann doktoru stad Bedizzaman bu ekilde aklayarak, ikna yoluna girmektedir. yle ki: Cenab- Hak, Hkim isminin muktezas olarak, vcud-u eyada bir merdivenin basamaklar gibi bir tertip vaz etmitir. Sabrsz adam teenni ile hareket etmedii iin, basamaklar ya atlar der veya noksan brakr. Maksud damna kamaz. Onun iin hrs mahrumiyete sebeptir. Sabr ise mklatn anahtardr. 1) Hrs; hasaret ve muvaffakiyetsizliin sebebidir. 2) Sabr; kurtuluun anahtardr. Durub-u emsal hkmne gemitir. Demek Cenab- Hakkn inayet ve tevfiki sabrl adamlarla beraberdir. nk sabr tr. Hakkn ta kendisi, eref ve ycelik sahibi olan, her eyi bir maksatla, ilahi bir srla, yerli yerinde, en faydal bir ekilde yaratan Hakm, Allahtr (cc). smi gereince, her bir eye, bir merdivenin basamaklar gibi bir dzen ve sralama yerletirmi. Sabrsz davranan insan acele hareket ettiinden dolay, bu dzen ve sralamaya dikkat etmez. Hrs gstererek iki veya basama bir admda atlatmaya balar. Bir zaman sonra dengesini kaybeder ve yere der. Artk yola devam edemez. nsann biyolojik ve psikolojik durumu gzetilerek dzenlenmi basamaklar sras gzetilerek takip etmemek kayptr. nk her bir basaman ona salayaca faydadan, getiriden, bereketten, deneyim ve gten yoksun kalr. lk basaman verdii gven ve g, ikinci basamaa ykselmek iin etkili ve srekli bir kuvvete sebep olur. Basamak atlayarak, amaca ulatn sanan, hedefine varamaz, kendinden beklenenlere cevap veremez. ektii sknt katlanrken, harcad zaman ise heba olmu gitmi. Tekrar baa dnp usul ve kaidelerine gre hareket, tek aresidir. Bundan dolay a gzllk ve ar istek olan hrsl hareket, kiinin istediini elde

edememesine sebeptir. Baarszln sebebi hrs ise, kurtuluun anahtar sabrdr. ataszleri toplumda yer bulmu ise, bu szlerin gereklik ve hakllk derecesinden kaynaklanyor sanrm. Demek Cenab- Hakkn yardm ve hedefe ulatracak kvama getirmesi, sabreden insanlarn ksmetidir. Yardm ve baar sabredenlerle beraberdir. Sabr tr dedik: 1) Masiyetten kendini ekip sabretmektir. u sabr takvadr. Allah takva sahipleriyle beraberdir.[4] srrna mazhar eder. taatsizlikten, isyandan kendini koruyup, gnahlar ilememek noktasnda sabrl davranmaktr. Bu ekilde sabrl davranmak takvadr. Kiinin de Allahtan (c.c.) korkarak pheli eylerden kanmas ve yasan snrlarna dahi yaklamamas, Allahn (c.c) rahmetini, yardmn ve devaml beraberliini gerekli klar. Takva ile insan bu srra kavuur ve srrn bir ilan edicisi ve aynas olur. 2) Musibetlere kar sabrdr ki; tevekkl ve teslimdir. Muhakkak ki Allah (c.c) tevekkl edenleri sever [5] Muhakkak ki Allah (c.c) sabredenleri sever[6] erefine mazhar eder. Ve sabrszlk ise, Allahtan (c.c) ikyeti tazammun ediyor. Ve efalini tenkit ve rahmetini ittiham ve hikmetini beenmeme kar. Evet, musibetin darbesine kar ekva suretiyle elbette aciz ve zayf insan alar. Fakat ekva Ona (c.c) olmal, ondan olmamal. H.z Yakub (a.s)n De ki: Ben derdimi de zntm de ancak Allaha (c.c) sunarm.[7] gibi olmal. Yani musibeti Allaha (c.c) ekva etmeli (ikyet etmeli). Yoksa Allah (c.c) insanlara ekva eder gibi Eyvah. Of! deyip Ben ne ettim ki, bu bama geldi diyerek aciz insanlarn, rikkatini tahrik etmek zarardr, manaszdr. Felaketlere, dertlere, skntlara kar tahamml gstermek, dayanmaya almak ve gereini yerine getirmek sabrdr ki, bir dier anlam tevekkl ve teslimdir. Sebeplere bavurmak ve Allahn (c.c) verdii sonuca raz olmak tevekkl ise, Mslman

da, sonu ne olursa olsun teslim olandr. Bu sabrn sonucu olan tevekkl ve teslimiyetin meyvesi ise, Allah-u Telnn sevgisidir. En byk huzursuzluk ve mutsuzluk olan sabrszlk ne anlama geliyor? Gren ve gsteren insan iin: Birincisi: Allah-u Telnn hikmetle, rahmetle, inayetle ve adaletle ve birok isim ve sfatlar gerei yapm olduu birok ilerini, fiillerini sabrszlk gstererek eletirir. Rahmetini rahmet olarak grmez. Rahmet bunun neresindedir deyip yarglar, rahmet olarak grmez. Ksaca, ilmin, adaletin ve hilmin birlemesinden doan hikmetinin[8] gereini ve sonucunu sabrszlk gstererek beenmez. Evet, bir de insan aciz ve zayf olduu iin de, bir musibet karsnda yaknma ve ikyet anlamnda alar. Kendi zayflmz, aresizliimizi, yardma muhta oluumuzu, alayarak ifade ederiz. Fakat bu ikyetlerimizin eklini gzel tayin etmemiz gerekir. Verilen rnek gerei, sabr kahraman Hz. Yakubu yolda almalyz. Hazin durumumuzdan dolay ikyetimiz Allaha (c.c) olmal. Yoksa bamza getirdiklerinden dolay, ondan olmamal. Bir de derdimiz, zntmz, ihtiyacmz, sorunumuz olunca, Ona (c.c) sunmal. Onunla (c.c) dertlemeli, Onunla (c.c) konumal ve yalnz Odan (c.c) yardm beklemeliyiz. Yani, ilk bata nefsimizi ve bamza gelen musibeti Allaha (c.c) ikyet etmeliyiz. Yoksa Allah (c.c) insanlara ikyet eder gibi Eyvah, of! deyip Ne yaptm ki, bu bela beni buldu diyerek kendi kendimize hakszlk etmemeliyiz. Kaderi tenkit eden, ban rse vurur, krar. Rahmeti ittiham eden, rahmetten mahrum kalr.[9] Hakikati gereince, kendimize zulm etmemeliyiz. Hibir eye gc yetmeyen, aciz ve muhta insanlarn, acma ve merhamet duygularn tahrik edip, zmek, gcn aan arelere zorlamak faydaszdr. nk hibir insann rahmeti ve efkati, Rahman ve Rahimin nne geemez.

3) badet zerine sabrdr ki; u sabr onu makam- mahbubiyete kadar karyor. En byk makam olan ubudiyet-i kmile canibine sevk ediyor. Farz ve snneti birbirinden ayrmadan, araya uurumlar koymadan, byk bir ciddiyet ile ibadet etmek, insan ve Mslman olmann bir gereidir. Sizin terbiyeniz Rabbinizin elinde olduundan, daima Ona (c.c) muhtasnz. Ve terbiyenize lazm olan btn levazmat veren Odur. Onun (c.c) o nimetlerine kr lazmdr. kr ise ancak ibadettir.[10] Hilkat-i beerdeki (insann yaratlndaki) hikmetin takva olduuna ve ibadetin neticesi de takva olduuna iaret vardr. Ey muhatap olan insanlar! Havf ve reca ortasnda bulunmakla, takvay reca ederek (dileyerek, ncelie alarak ) Rabbinize ibadet ediniz. Bu itibarla insan, ibadetine itimat etmemelidir. (gvenmemelidir), ve daima ibadetin artmasna devam etmelidir.[11] Ve keza (bylece), ibadet yaratln ( yokluk karanlklarndan, varlk lemine kmann) creti ve neticesidir. Bu itibarla sevap ibadetin creti olmayp, ancak kereminden olduuna iarettir. Allahn (c.c) emirlerini yerine getirmenin, nehiylerinden kanmann birok hikmet ve gerekleri vardr. Sabrn gc ile ibadetlerimizi yapar ve devam edebilirsek, Allahn (c.c) sevdii insan makamna ularz. Bu hal ve durum sreklilik arz ettike, mkemmel kul, mkemmel kulluk yoluna sevk eder mslman. Felaketlere, isyanlara, zlmlere, aclara ve dertlere beik olan bu dnyann sakini olarak, sknet, durulma ve huzur iin; Ya Hay, Ya Kayyum diyerek yeni bir dirilile Rabbimize dnelim. O affedicidir, Afdur, afurdur, affetmeyi sever. nallah bizleri de affeder. Az da olsa srekli olan ibadet Rabbimizin makbul ise, az da olsa devaml Ona (c.c) dnelim. nk en byk lezzet ve sefa Onun (c.c) sohbetindedir. mr boyu ve ebeden uzun uzadya sohbetler ve lezzetler dilei ile

[1] Abdullah Yein: Yeni lugat, s.595 [2] Asr Suresi [3] Araf Suresi: 172 [4] Bakara, 194 [5] Al-i imran Suresi:159 [6] Al-i imran Surasi:149 [7] Yusuf Suresi:86 [8]Yeni Lugat: Hikmet [9] Lemalar:28 [10] arat-l icaz: 250 [11] iarat-l icaz:252

Leyle-i Kadir
(5) (1) (2) (3) (4)

Bismillhirrahmnirrahm

(1) Biz onu (Kur'an') Kadir gecesinde indirdik. (2) Kadir gecesinin ne olduunu sen bilir misin? (3) Kadir gecesi, bin aydan hayrldr. (4) O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh her i iin iner dururlar. (5) O gece, esenlik doludur. Ta fecrin douuna kadar. KADR GECES'NN FAZLETNE DR HADSLER - Ubde b. Smit (r.a) yle demitir: Reslu'llh salla'llhu aleyhi ve sellem, Kadir Gecesi'ni haber vermek zere Hne-i Sadetinden kt. Derken Mslmanlardan iki kii kavga ettiler. Buyurdular ki: Ben, size Kadir Gecesi'ni haber vermek zere kmtm. Filn ile filn kavga ettiler de ona dir olan bilgi kaldrld. htiml ki hakknzda bu daha hayrldr. Artk siz, Kadir Gecesi'ni yirmiden sonraki yedinci veya dokuzuncu veya beinci gecelerde araynz - bn-i Abbs (r.a)dan rivyet edildiine gre, Neb salla'llhu aleyhi ve sellem yle buyurmutur: Ashb'm! Siz leyle-i Kadr'i Ramazan'n ar- ahrinde araynz! Leyle-i Kadir, ya Ramazan dan dokuz gece kala, yhut yedi gece kala, yhut da be gece kaladr - ie (r.a)dan yle dedii rivyet edilmitir: Ramazan'n son on gn girince, Neb salla'llhu aleyhi ve sellem ibdet konusunda daha da cidd bir sa'y itihd arz ederlerdi. Gecesini ihy eder, ehl ilesini de ibdet iin uyandrrd. - Eb Hreyre radiya'llhu anh'den: Reslu'llh salla'llhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim, imnndan dolay ve mkafatn yalnz Allh'tan umarak Kadir Gecesi'ni ihya ederse, gemi gnahlar affedilir.

RSALE- NURDAN Aziz, sddk kardelerim! Evvel: Yarn gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali ok kuvvetli olmasndan bir ksm mtehidler o geceye Leyle-i Kadr'i tahsis etmiler. Hakik olmasa da, madem mmet o geceye o nazarla bakyor. nallah hakik hkmnde kabule mazhar olur. ualar *** Aziz, sddk kardelerim! Mbarek Ramazan'n Leyle-i Kadir srryla, seksen sene bir mr manev kazandrmas srr- hikmetiyle ve Risale-i Nur'un akirdlerindeki srr- ihlasla tesand ve itirak-i a'mal-i uhrev dsturuyla herbir sadk akird, o fevkalde manev kazanc elde edeceine gayet kuvvetli bir delili budur ki: Bu daire iinde krkbin, belki yzbin hlis, hakik m'minlerin iinde hakikat- Leyle-i Kadr'i elde edecek bir-iki, on-yirmi deil, belki yzlerin elde etmesi ihtimali kavdir. Srr- ihlasla ve itirak-i a'mal-i uhrev dsturunun srryla biz ve siz bu hakikate mteveccihen, bu Ramazan- erif'te her birimiz umumun hesabna ve umum arkadalar iinde kendini farz edip, nun-u mtekellim-i maalgayr, yani daima

gibi kelimelerde ( ) iinde umum kardelerini niyet etmektir. Ve bilhassa en zaf olan bu kardeinizi, ar vazifesinde o husus niyetle yardm etmektir.

Kastamonu L. *** Aziz sddk kardelerim! Evvel: Sizin Leyle-i Berat'nz ve gelecek Ramazannz tebrik eder ve bu gelecek Leyle-i Kadr'i hakknzda ve hakkmzda bin aydan daha hayrl olmasn ve defter-i a'malimize byle gemesini Cenab- Hak'tan niyaz ediyoruz ve bylece, bayrama kadar

duasn etmeye niyet ettik. (Kastamonu L.) *** Aziz, sddk kardelerim! Evvel: Hads-i erifin srryla Ramazan- erif'in nsf- hirinde, hususan ar- hirde, hususan tek gecelerde, hususan yirmiyedisinde; seksen ksur sene bir ibadet mrn kazandrabilen Leyle-i Kadr'in ihyasna ve her biriniz umum Nur talebeleriyle beraber, hususan bu bare ok kusurlu, hasta, zaf kardeinizi hissedar etmenizi ve her birinizin dualarnzn binler manev mnlerin teyidiyle dergh- lahde kabul olmasn rahmet-i lahiyeden niyaz ediyoruz. Umum karde ve hemirelerimin mbarek Ramazanlarn ve umum gecelerini, manev Leyle-i Kadir'lerini tebrik ile selm ve dua ve dualarn rica ediyoruz. Emirda L. ***

Evet bir tek Ramazan, seksen sene bir mr semeratn kazandrabilir. Leyle-i Kadir ise, nass- Kur'an ile bin aydan daha hayrl olduu bu srra bir hccet-i katadr. Evet naslki bir padiah, mddet-i saltanatnda belki her senede, ya cls-u hmayn namyla veyahut baka bir aaal cilve-i saltanatna mazhar baz gnleri bayram yapar. Raiyetini, o gnde umum kanunlar dairesinde deil; belki husus ihsanatna ve perdesiz huzuruna ve has iltifatna ve fevkalde icraatna ve dorudan doruya lyk ve sadk milletini, has tevecchne mazhar eder. yle de: Ezel ve Ebed Sultan olan onsekiz bin lemin Padiah- Zlcelal'i; o onsekiz bin leme bakan, tevecch eden ferman- lan olan Kur'an- Hakm'i Ramazan- erifte inzal eylemi. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram- lah ve bir meher-i Rabban ve bir meclis-i ruhan hkmne gemek, mukteza-y hikmettir. Madem Ramazan o bayramdr; elbette bir derece, sfl ve hayvan meailden insanlar ekmek iin oruca emredilecek. Mektubat *** te o kuds defterin en mkemmeli; krk vecihle mu'cize ve her dakikada hi olmazsa yz milyonun dillerinde gezen, nur serpen ve her bir harfinde asgari olarak on sevap ve on hasene ve bazan on bin ve bazan Leyle-i Kadir srryla bir harfine otuz bin hasene ve meyve-i Cennet ve nur-u berzah veren Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'dr. Bu makamda ona rekabet edecek kinatta hibir kitap yoktur ve hibir kimse gsteremez. Madem bu elimizdeki Kur'an, Semavat ve Arz'n Hlk- Zlcelalinin rububiyet-i mutlakas noktasndan ve azamet-i uluhiyeti cihetinden ve ihata-i rahmeti canibinden gelen kelmdr, fermandr; bir maden-i rahmetidir. Ona yap. Her derde bir deva, her zulmete bir ziya, her ye'se bir rica, iinde vardr. te bu ebed hazinenin anahtar imandr ve teslimdir ve onu dinleyip kabul etmek ve okumaktr.

Lemalar *** Kur'an- Hakm'in herbir harfinin bir sevab var, bir hasenedir. Fazl- lahden o harflerin sevab snbllenir, bazan on tane verir, bazan yetmi, bazan yedi yz (yet-l Krs harfleri gibi), bazan bin beyz (Sure-i hlas'n harfleri gibi), bazan on bin (Leyle-i Berat'ta okunan yetler ve makbul vakitlere tesadf edenler gibi) ve bazan otuz bin (mesel haha tohumunun kesreti misill, Leyle-i Kadir'de okunan yetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil iaretiyle, bir harfinin o gecede otuz bin sevab olur anlalr. te Kur'an- Hakm, tezauf-u sevabyla beraber elbette mvazeneye gelmez ve gelemiyor. Belki asl sevap ile baz surelerle mvazeneye gelebilir. Szler ***

Aziz, sddk kardelerim! Bugn manev bir ihtar ile sizin hesabnza bir tela, bir hzn bana geldi. abuk kmak isteyen ve derd-i maiet iin endie eden kardelerimizin hakikaten beni mteellim ve mahzun ettii ayn dakikada bir mbarek hatra ile bir hakikat ve bir mjde kalbe geldi ki: Be gnden sonra ok mbarek ve ok sevapl ibadet aylar olan uhur-u selse gelecekler. Her hasenenin sevab baka vakitte on ise, Receb-i erifte yzden geer, aban- Muazzamda yzden ziyade ve Ramazan- Mbarekte bine kar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir'de otuz bine kar. Bu pek ok uhrev faideleri kazandran ticaret-i uhreviyenin bir kutsi pazar ve ehl-i hakikat ve ibadet iin mmtaz bir meheri ve ayda seksen sene bir mr ehl-i imana temin eden uhur-u selseyi byle bire on kr veren Medrese-i Yusufiye'de geirmek,

elbette byk bir krdr. Ne kadar zahmet ekilse ayn- rahmettir. badet cihetinde byle olduu gibi, Nur hizmeti dahi nisbeten kemmiyet deilse de keyfiyet itibariyle- bire betir. nk bu misafirhanede mtemadiyen giren ve kanlar, Nur'un derslerinin intiarna bir vastadr. Bazan bir adamn ihlas, yirmi adam kadar faide verir. Hem Nur'un srr- ihlas; siyasetkrane kahramanlk damarn tayan, Nur'un tesellilerine pek ok muhta bulunan mahpus bareler iinde intiar iin bir para zahmet ve sknt olsa da, ehemmiyeti yok. Derd-i maiet ciheti ise: Zten bu ay hiret pazar olmasndan her biriniz ok akirtlerin bedeline, hatt baznz bin adamn yerinde buraya girdiinden, elbette sizin haric ilerinize yardmlar olur diye tamamyla ferahlandm ve bayrama kadar burada bulunmak byk bir nimettir bildim. ualar ***

Aziz, sddk kardelerim! lem-i slm'da Leyle-i Kadir telakki edilen bu Ramazan- erifin yirmi yedinci gecesinde bir nevi tesemmm ile iddetli bir mide hastal iinde sinirlerimi ve vicdan ve kalbimi istil eder gibi bir dier dehetli hastalk hissettim. Bu madd ve manev iki dehetli hastalk ierisinde efkat hissi ile btn zhayatlarn elemleri hatra geldi. ahs hastalmdan daha ziyade elm bir halet-i ruhiyeyi hissettim. Bununla beraber seksen ksur seneye varan mrmn sonunda seksen sene manev bir ibadeti kazandran en son Leyle-i Kadre lyk alamyacam diye, sbk iki dehetli hastalktan daha iddetli hazn bir me'yusiyet iinde asaba gelen ve nefs-i emmarenin vazifesini gren bir elm his beni ezdii ayn zamanda yet-i Hasbiyenin bir srr imdadma yetiti. Bu hastal izale

edip Cenab- Hakk'a hadsiz kr olsun ki, hilaf- me'mul bir tarzda dayandm. Bu hastalma da byle merhem srld: Madd hastalm -Hastalar Risalesi'nde isbat edildii gibi- bir saat hastalk, sbir ve mtevekkil insanlara, hi olmazsa on saat ibadet ve Leyle-i Kadir'de ise daha ziyade ibadet hkmne getii gibi, benim de bu Leyle-i Kadir'deki hastalm, iktidarszlmla yapamadm Leyle-i Kadir'deki hizmetin yerine gemesi ile, tam ifa verici bir merhem oldu. Ve btn zhayatn hastalk ve elemlerinden efkat srr ile bana gelen teellm marazn birden rahmiyet-i lahiyenin tecellisi ile yani mahluklar yaratann efkat ve rahmiyeti ve rahmeti tam kfi olmasndan onlarn elemlerini, onlar iin bir nevi lezzete veya mkfata evirdiinden o rahmet-i lahiyeden daha ileri efkati srmek manasz ve haksz olduundan ve efkatten gelen elemi, bir manev srura ve lezzete evirdi. Yalnz merhem deil, belki ifa da verdi. Ve en son mrmde en ziyade kymetdar manev bir hazineyi kaybetmekteki manev eleme kar, Nur'un has akirdlerinin her birisi irket-i maneviye srr ile umum namna dahi dua ile ve amel-i slih ile altklarndan hem El-Hccet-z Zehra'da, hem Nur Anahtar'nda izah edilen teehhdde ve Fatiha'da btn mevcudat ve zhayat cemaatinin dualarna ve tevhiddeki davalarna itirak suretiyle, hususan toprak, hava, su ve nur unsurlar birer dil olmasyla topraktan kan btn hayat hediyeleri ve sudan mbarekt ve tebrikt ve havadan kr ve ibadetin temesslleri ve Nur unsurundan madd ve manev tayyibatlar, gzellikler tarznda, teehhdde ve Fatiha'da kinattaki btn nimetlerden gelen krler ve hamdler ve btn mahlukatn hususan zhayatlarn kll ibadetleri ve btn istianeleri ve doru yolda giden btn ehl-i hakikata ve ehl-i imann yolundan gidenlere manev refakat etmekle onlarn dualarna ve davalarna tasdik suretinde mnlerle itirak ederek, mn demekle hissedar olmann kll srr o gece imdadma geldi. Gayet hasta, zayf, me'yus bir halde cz' bir hizmet edememekteki manev elm hastalma yle bir tiryak oldu ki; ben hakikaten en salam hallerimde ve en gen zamanlarmda, en zevkli ve lezzetli evradmda bulamadm bir manev sruru hissettim. Ve hadsiz kr edip, o dehetli hastalma raz oldum.

"Elhamdlillahi biadedi irati dekaik- ehr-i Ramazane f klli zaman" dedim. Emirda *** Rbian: u mbarek ehr-i Ramazan, Leyle-i Kadr'i ihata ettii iin, kendisi de mr iinde bir leyle-i kadirdir ki, muvaffak olann mrne bin mr katar. Dakikas bir gndr. Saati iki ay, gn birka sene hkmnde bir mr- bkidir. Barla L.- 282 *** Cenab- Hak, onlarn ve bizlerin hakkmzda bu Ramazan'daki Leyle-i Kadrimizi bin aydan hayrl ve bin ay kadar medar- sevab eylesin, mmet-i Muhammediyeye saadet ve selmet versin, mn! Emirda L. ***

Aziz, Sddk Kardelerim! Hem mbarek Ramazannz, hem inallah hakknzda bin ay kadar meyvedar Leyle-i Kadrinizi, hem saadetli bayramnz, hem ok kymetdar hizmetinizi btn ruhumla tebrik ve tes'id ederim.

Kastamonu L.

MADD VE MANEV CHAD


Cihad: Kelime olarak cehd kknden tremitir. Cehd ise, bir eye gayret ve g sarf etme anlamndadr. Istlah asandan cihad ise: Dmana kar mcadele etmek, kar koymak anlamndadr. Cihad iki ekilde deerlendirilmitir. Birisi: nsann kendi nefis ve eytan ile olan mcadelesidir. Buna byk cihad denilmitir. kincisi ise, din ve vatan iin maddi olarak dmanla harp etmektir. Buna da kk cihat denilmitir. Byk ve kk tabirinde yle bir incelik vardr: nsan, nefis ve eytan ile olan mcadelesini kaybederse, ebedi hayatn da kaybetme tehlikesi vardr. Onun iin netice ok byk olduundan, bu cihada byk cihat denilmitir. Ama kk cihatta ise, netice ya ehit olmak, ya da gazi olmaktr. Onun iin sz konusu ksa ve az bir mrn kaybedilmesi ile, neticede ok byk makamlar kazanmak olduu iin, bu cihada kk cihat denilmitir. Zira zarar def etmek, menfaat elde etmekten daima nce gelir. Cihadn ok ubeleri vardr. Kimisi mal ile cihat eder kimisi ilmi ile cihat eder, kimisi g ve kuvveti ile cihat eder, kimisi de imkanlar ile cihat eder ve hakeza. Cihadn ekline gre ara ve vastalar nem kazanr. Bir zamanda maddi ve askeri g hakimse, burada vasta olarak g, kuvvet ve silahlar nem kazanr. Baka bir zamanda ikna, delil ve fen hkmediyorsa, ilim ve ispat tarz cihadn en nemli mhimmat olur. Cihadn vastas tek bir kalp, tek bir tarz deildir. Zamann ilcaat ve gerei neyse, hkm ve vastalar da ona gre nem arz

eder. Mminler de ona gre hareket eder. slamda maddi cihadn tanzim ve tedbiri, devletin eli ile yaplr. ahslar ve gruplar, kendi balarna buyruk hareket edemezler. Ederlerse, bai olurlar, yani ekya saylrlar. Ehli snnete gre, slami bir toplumda, slami bir devletin olmamas durumunda, maddi cihat, manevi cihada inklab eder. Yani g ve otorite slami olana dek, manevi ve ilmi mcadele geerlidir. slami bir toplumda, yani dahilde silahl mcadele caiz deildir. Ama hariten gelen dmana kar vatan savunmasnda, slami olmayan devlete itaat edilmesi gereklidir. Zira can, namus, mal gibi eylerin korunmas ancak bamsz bir vatanla mmkndr. Maddi cihat, gnmzde ok su-i istimal edilmektedir. Gnmzde maddi cihat hususunda ifrat ve tefrit fikirler ne kartlmaya allmaktadr. Baz ar grler, cihad zulm ve ekiyalkla izaha kalkyor. Bazlar da buna tepki olarak maddi cihad tamamen inkara gidiyorlar. Orta yol ise, her eyi yerli yerine koymakla olur. slamda maddi cihat da, manevi cihat da vardr. Manevi cihat, btn Mslmanlar zerine farzdr. Maddi cihat ise devlet ve devletin ordusu zerine farzdr. Maddi cihat, ahslarn altndan kalkaca bir yk deildir. Onun iin bu yetki, ahslara deil, devlete verilmitir. ahslarn kendi bana orada burada, sivil, asker, masum, zalim ayrm yapmakszn, yapm olduklar eylemler cihat deil, zulm ve terrdr. Ahret de vebali ok ardr. Peygamberimizin cihat ve mcahitlerle ilgili hadisleri, ahslar cihada tevik iin deil, devletin bnyesinde savaa giden askerleri tevik iindir. Baz tefrit gruplar da slam da ki cihat kavramn tamamen rafa kaldrp maddi cihadn bu zamanda geersiz olduunu gerek kalmadn ima ediyorlar.Halbuki ne maddi cihat, ne de manevi cihat, kyamete kadar kalkmaz. Kalkmas, kainatn kanunlarna

aykr bir grtr. Allah, kainata mbareze kanunu koymutur. Hak ile batl, srekli arpr. Bazen olur ki, zamana ikna, fen ve ilim hkmeder. Maddi cihad inceltir, ama koparamaz. Bazen olur ki, maddi cihat manas hkmeder. Sze ve diplomasiye gerek kalmayacak bir vaziyete girer. Gnmzde ikna, ispat, ilim ve fen hkmettii iin, manevi cihat, n plana kmtr. Maddi cihad yapacak askeri ve siyasi gler olumad iin, Mslmanlar, manevi cihat ile memurlardr. Bununla beraber, devletler, kendi maddi ve askeri glerini srekli arttrmaya alrken, Mslmanlar da, manevi cihat var diyerek, o alanlar bo ve zayf brakmas akl kar deildir. Tabi bu vazife devletindir. Biz de devletimize kar kendimize den yn ile vazifemizi yapmamz gerekir. Manevi cihat asldr ve sreklidir. Maddi cihat ise arzal durumlarda devreye giren geici bir haldir.

MCEDDD
Yenileyen, yeni bir ekil veren, yeniden glendiren. Peygamberimizin snneti terk edilip bid'atlar yaylnca insanlara yeniden dinlerini reten ve bu bid'atleri bertaraf etmeye alan slm bilgini. Cenab- Allah, insanlara doru yolu gstermek iin onlara zaman zaman peygamberler gndermitir. Bu peygamberlerin sonuncusu Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'dir. Ondan sonra artk peygamber gnderilmeyecektir. Dier mmetlerde olduu gibi Peygamberimizin mmeti arasnda da zamanla bid'at ve hurafeler ba gsterebilir ve bunun neticesinde mslmanlar dinden ve peygamberimizin snnetinden uzaklamakla kar karya gelebilirler. Ayrca her gn deien hayat artlar ve ilerleyen teknikle birlikte birtakm yeni meseleler ortaya kar ve bunlara din adan bir hkm verme ihtiyac

doar. Toplum iinde kan bid'atlere kar koyacak, dine yaplan saldrlar karsnda dini savunacak, yeni meselelere bir zm bulabilecek ve mslmanlara yeniden dinlerini retip onlar ynlendirecek ahsiyetlere de bu lde ihtiya hissedilir ki, peygamberlik messesesi sona erdiinden ve bundan sonra artk peygamber gelmeyeceinden bu grev Peygamberimizin mmetinden kan limlere dmektedir. Bu limlere din literatrde "mceddid" denilmektedir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i eriflerinde yle buyurmaktadr: "phesiz ki, Allah her yzyln banda bu mmete din ilerini yenileyecek bir mceddid gnderecektir" (Ebu Davud, Melahim, 1). Hadisin baz rivayetlerinde, gnderilecek mceddidin, Rasulllah'n temiz slalesinden olaca bildirilmitir. Ayrca gelecek mceddidin bir deil birka olacan syleyenler de vardr. Dinde reform yapmak isteyenler. mceddidle ilgili bu hadisin kapsamna girmez. Nitekim gelmi gemi bunca ulema iinden bir tanesi bile bu hadisi dinde reform manasna almamtr. Mceddid ile mteceddid'i birbirine kartrmamak gerekir. Zira aralarnda byk fark vardr. Mteceddid, yenilik taraftar olan, slm ile chiliyye (bugnk anlamyla pozitivizm, materyalizm)'nin uzlatrlmasndan yeni bir sentez ortaya karan ve mmeti cahiliyye rengine boyayan kimsedir. Bunlarn gayesi dini tecdid deil onu yeniye uydurmadr. Mceddid ise; slm' cahiliyyenin btn unsurlarndan temizleyen sonra da mmkn olduu kadar onu katksz olarak, olduu gibi hayata iade eden demektir. Mceddid, cahiliyye ile anlamak ve uzlamaktan uzak olur ve her ne kadar nemsiz olursa olsun cahiliyyenin hi bir izinin slm'n herhangi bir ksmna yerlemesine sabredemez. Mceddidle peygamber arasnda fark vardr. Peygamber; Allah

tarafndan aka emir almtr. Kendisine vahiy gelir, peygamberlik davasyla ie balar ve insanlar kendisine davet eder; man veya kfr onun davasn kabul etmeye veya etmemeye baldr. Mceddid byle deildir. Mceddidde bulunmas zarur olan vasflar unlardr: Berrak bir zihin, keskin bir gr, dosdoru bir dn, ifratla tefrit arasndaki orta yolu bulma ve buna riayet etmeye ait nadir kudret, asrlar boyu yerleip kklemi kanaatlerin ve yeni durumlarn tesiri altnda kalmaktan syrlm tefekkr gc, doru yoldan saptm olan zamannn gidii ile mcadele cesareti, yeniden kurmak ve ictihad etmek iin gerekli olan ve Allah tarafndan balanm bulunan liderlik ve nderlik kabiliyeti... Ayrca mceddidin slm esaslarn gnlnn derinliklerinden kabul etmi ve kendi gr, anlay ve dyuu iinde gerekten inanm olmas, en kk ilerde bile slm ile chiliyyetin farkn bilmesi, asrlarn toplad kmazlar yn altndan hakk, gerei gn yzne karmas gereklidir. Tecdd iinin aada belirtildii zere eitli ubeleri vardr: a) Mceddidin iinde yaad muhite ait hastalklar doru bir ekilde tehis etmesi gerekir. Bunun yolu; zamann durumunu her bakmdan dikkatle gzden geirerek cemiyete cahiliyyenin yerletii noktalar, tesir derecesini, bunlarn topluma yaylma yollarn anlamas, etkilerinin hayatn hangi noktalarna kadar vardn, hal-i hazr durumda gerek mslmanln yerinin ne olduunu grmesidir. b) Mceddid, topluma ynelik slah areleri bulmal; yani cemiyet zerinde chiliyyetin galebesini yok edip slm'n sosyal hayata girme imknn hazrlamaldr. c) Mceddid, kendisini deneyip imtihan ederek; yapabilecei iin snrn izmeli; g ve kuvvetini lmelidir. d)Mceddidin fikri ve nazari bir inklap meydana getirmek iin

almas; yani insanlarn dncesini, inanlarn, duygularn, ahlk grlerinin ynn slm'a uygun bir hale getirmesi, eitim ve retim sistemini slah etmesi, slm ilim ve sanatlarn ihya etmesi... zetle yeniden saf slm ruh ve dncesini diriltmesi, onun en temel ilerindendir. e) Mceddid, amel slah hareketini ele almal, chiliyye det ve geleneklerini iptal etmeli, ahlk temizleyip ykselterek, islm manda lider olacak kiileri yetitirmelidir. f) Mceddidin, dinin genel hkmlerini ve temel gayelerini bilmesi, kendi asrndaki teknik ilerleme ve meden gelime ekillerinin yn ve durumlarn anlamas, nceki nesillerden miras kalan eski medeniyet tablosunda yapabilecei tadil ve deitirme iin bir yol izmesi ve metod bulmas, bunu yaparken slm dininin ruh ve selmetini ve gayelerinin gereklemesini temin etmesi, gerek medeni ilerlemede slm'n cihanmul nderliine imkn vermesi gerekir. g) slm'n kkn kazmak ve kertmek iin ayaklanan siyas kuvvetlerle mcadele etmek ve onlarn gcn krarak slm'n kalknmas ve dirilmesine yol amak da mceddidin grevleri arasndadr. h) slm dzenini ihya, cahiliyyet taraftarlarnn elinden idar otoriteyi alarak onu, peygamberin ve onun yerine gelenlerin yrttkleri dzene uygun hale yaklatrmak cihanmul bir inklap meydana getirmeye almak da mceddidin grevidir. Mceddid, yalnz bir memlekette veya sadece mslmanlarn yaad lkelerde slm nizamn yerletirmekle kalmayp, slm'n slah ve inklap davetinin yeryzndeki btn insanlara yaylmasn temin edecek kuvvetli bir hareket meydana getirmelidir.

PEYGAMBERMZN VASYET VE GZMN NURU DED NAMAZ


Allah, insan niin yaratmtr? sorusuna sk sk muhatap olmaktayz. Bu ve buna benzer sorularn cevabn, akl ve mantk mizan ile kefetmek mmkn olsa bile, ayrntl bir izah vermek mmkn deildir. nk, insan akl ile anlar ki, kainatta hibir ey anlamsz, vazifesiz ve faydasz deildir. yleyse insan da anlamsz ve vazifesiz olamaz. Ama varlklardan her birisinin bir vazifesi olduu ve bu vazife akl ile grld gibi, insann vazifesinin ne olduunu ve ne yapmas gerektiini akl ile kavrayamaz. yleyse insann niin yaratld konusu tamamen vahiy ile halledilmesi gereken bir konudur. Demek, vazifemizi renmenin ve bu yolda muvaffak olmann tek yolu, bu soruyu Rabbimize (c.c) sormaktr. Cenab- Hak (c.c) byle bir soruya, Kur`an ve Resul vastasyla yle cevap vermektedir: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana ibadet etsinler diye yarattm. ( Zriyt Sresi, 56) Bedizzaman Said Nursi gibi bir ok alim ve muhakkikler, bu ayette geen ibadet ifadesine, Halik- Kainat tanmak ve O`na iman edip ibadet etmektir diye mana vermilerdir. nk nce iman ve marifet, ondan sonra ibadet ve hayret gelir. nce nasl birisine iman ettiimizi, hangi zellik ve sfatlarndan dolay O`na (c.c) ibadet edeceimizi bilmeli, sonra nasl ibadet edeceimizi ve O`na (c.c) nasl teekkr edeceimizi aratrmalyz. Evet kinatn yaratlmas, insan iindir. nsann yaratlmasnn sebebi ise, yukardaki Ayette de belirtildii gibi ubudiyet ve kulluktur. Baka bir ayette de "Ey insanlar! Sizi ve sizden evvelkileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, takva mertebesine vsl olasnz. Ve yine Rabbinize ibadet ediniz ki; Arz` size dek, semay binanza dam yapm ve semadan sular indirmi ki, sizlere rzk olmak zere yerden meyve ve sir gdalar kartsn. yle ise, Allah`a misil ve erik yapmaynz. Bilirsiniz ki, Allah`tan baka Mabud ve

Hliknz yoktur." ( Bakara suresi, 21 - 22) buyurulmakla, insann takva mertebesine ulaabilmesi ve Allah`n (c.c) ihsanlarna kar kr vazifesini yerine getirmesi ancak ibadet ile mmkndr. nk ibadet; nsann inan ve itikadn salamlatrr ve kuvvetlendirir. nsanlarn fikirlerini Cenab- Hakkn (c.c) emirleri ve yasaklar dorultusunda odaklanmasn salar. Bylece insanlar, mkemmel bir intizama girmekle kainattaki ilahi hikmet dorultusunda hareket etmeye balar. nk kainatta bulunan her varlk gibi, insanlarn da babo ve vazifesiz olmad anlalr. nancn insanda tesirli olmasn, temin eder. Yoksa insanda bulunan iman, tesirsiz kalr ve zamanla sner. badeti salam olmayan kiilerin zamanla Mslman olmayanlar gibi dnmeye balamas, bu iddiamza bir delildir. Dnya ve ahiret saadetine vesile olur. Zira Allah`a (c.c) ibadet halinde olanlarn kalb ve ruhlarndaki ferahlk, dnyada saadete ermelerine vesile olurken ahirette de lahi ihsan ve ikramlara vesile olacaktr. Dnya ve ahiret ilerini tanzim eder. Evet, gerek dnyaya gerekse ahirete ait ilerin dzenli ve adil olabilmesi ancak ibadet ile mmkndr. Allah`n (c.c) hakk olan ibadete gereken ehemmiyeti vermeyenlerin, kul hakkna riayet etmesi elbette beklenemez. ahsn mkemmel olmasna katkda bulunduu gibi, milletlerin de yksek bir seviyeye ulamasna vesile olur. Evet slamiyet`e sonradan giren kii ve toplumlarn, bu gibi itiraflarna tarih oka ahit olmutur. slamiyet`ten evvelki Arab toplumu ve bu toplumdan Hz. mer bn-i Hattab`n ilk hali ile Mslman olduktan sonraki halleri, bu konuda verilebilecek ok gzel rneklerden sadece bir tanesidir.

nsann Allah`a (c.c) ulamas ve O`na dostluk kurabilmesi asndan, elde edilebilecek en yksek ve erefli badr. nsann menfaatlerini elde etmesi iin sahip olduu ehevi duygularn, dmanlarn def` etmek iin kendisine verilen gazap hislerinin ve iyi ile kty birbirinden ayrmas iin kendisinde bulunan akl kuvvetinin istikametli altrlabilmesini salar. Yoksa insanda iman ve iman kuvvetlendiren ibadet olmasa, o zaman haram helal demeden menfaat grd her eye saldrr. Kendisine zarar olmayanlara da zarar verir. Akl da istikametli karar veremez, hakk batl batl da hak grr. Mslmanlarn birbirlerine daha sk sarlmalarn ve birbirlerinin kusurlarna bakmamalar gerektiini, ruh, kalp ve hatta nefislerine yerletirir. Ubudiyetin ve kulluun hlasas, zeti, komprimesi ise namazdr. nk, namaz hem slam`n tm farz ibadetlerini iermekte hem de btn yaratklarn ibadet ekillerini de kapsamaktadr. Mesela namazda insan, bir ey yiyip imemekle oru tutar. Kbleye dnmekle bir nevi hacca gider. inde ehadet getirir. Elbiselerinin, mrnn ve vcudunun zekatn verir. Ayrca, kyamda durmakla aalar, dalar ve daima kyamda ibadet halinde olan melekleri temsil eder. Rkua varmakla hayvanlarn duruunu temsil edip, ibadetleri rkudan ibaret olan meleklerin vaziyetini gsterir. Secdeye giderken ta, toprak ve srnen hayvanlarn ibadetlerini ifade etmekle beraber, secdeden ban kaldrmamak suretiyle Allah`a (c.c) kar ibadetini yerine getiren meleklere benzemeye alr. Bylece bu tarz klli bir ibadet olan namazla, insann btn mahlukat ve mevcudatn en faziletlisi ve en ereflisi olduu da ortaya kmaktadr. nk, hem maddi ve cismani hem de manevi ve ruhani varlklarn Allah`a kar sunduklar ibadet eitlerini ve ieklerini, tek bana bir iek buketi olarak sunmaktadr. Cesedi ve ruhu ile kainatn zeti ve maketi hkmnde olan insan, namaz

ile tm ibadetlerin komprimesini de kendin de temsil etmektedir. Ayrca insann tm kainatta bulunan varlklar namna ibadet etmesi de yine namazla mmkndr. nk namaz klli bir ibadet olmas hasebiyle, namaz ile insana maddi ve manevi, kk ve byk olan her eyin ibadetini temsil etme ve Allah`a kendi namna sunma kabiliyeti ve zellii de verilmitir. Namazn ierdii hakikat ve mahiyetlerin ok klli ve geni olduu gereini birka madde de amaya alalm. yleki; 1. Namaz, daha ncede bahsedildii gibi, btn melek ve ruhanilerin ibadet ekillerini iermektedir. 2. Namaz, dnyann tm maddi ve ceset sahibi varlklarn da ibadet ekillerini kapsamaktadr. 3. Peygamber efendimizin (a.s.m) namaz, mminin miracdr hadisinde, insan Allah`a ulatran ve yaklatran en mhim vastann namaz olduunu buyurulmaktadr. 4. Bir hadiste insann Allah`a en yakn olduu an, secde andr buyurulmakla, Allah`a yaklamak iin en keskin ve tesirli vasta namazdr. 5. Namaz, dini duygularmzn ve tadmz imann korunmas iin en byk bir sebeptir. Buna namaz, dinin direidir hadis-i erifi iaret etmektedir. 6. Namaz, insan btn fuhiyat ve ktlklere kar koruyan bir kalkan zelliindedir. Kur`an- Kerimde Hi phe yok ki namaz, insan irkin ilerden ve haramlardan alkor. buyurulmakla, hakkyla klnacak bir namazn insan, her trl ktlklerden muhafaza edebilecei ifade edilmektedir. 7. Namaz, insan manen temizleyen ve gnahlardan arndran ilahi bir iksirdir. Bu konuda Allah Resul (a.s.m) herhangi birinizin evinin nnden akan bir sudan gnde be defa ykandnz takdirde sizde bir kir kalmad gibi, Allah (c.c), be vakit namaz

sayesinde de, gnahlarnz ylece yok eder. (Buhari - Mslim) buyurmakla, namazn gnahlarn temizlenmesindeki roln de ifade etmi oluyorlar. 8. Namaz, mandan sonra gelen en kymetli bir cevherdir. Zira Kur`an- Kerimin ok yerlerinde imandan sonra hemen amel-i salih tabiri gemektedir. Amel-i salih`in en by ise, namazdr. Baz ayetlerde ise, imandan sonra direkt olarak namazdan bahsedilmektedir. Bakara suresinin balarnda mminler iin Gayba iman edenler ve namaz dosdoru klanlar diye bahsedilmektedir. 9. Namaz klmak hem ok kolay hem de ok krl bir ticarettir. nk klnmasnn ve ifasnn ne kadar kolay olduunu herkes bilir. Ama krna ve neticesine baktmzda, rahatlyla zt orantl bir kara sahip olduunu grrz. Evet namaz klanlarn aldklar cret azmsanmayacak kadar byktr. Bunlar; dnyada kalb ve ruh rahatl, kabirde k ve gda, maherde senet ve berat, sratta nur ve burak gibi bir binek, cennette ebedi bir sohbet arkadaldr. 10. Namaz, Allah`a kar yaplan ve yaplacak en byk zikirdir. Zikir, kelime itibariyle hatrlama ve anma demektir. Kur`an- Kerim Sana vahyedilen kitab okuyup tebli et, namaz hakkyla ifa et! Muhakkak ki namaz, insan, ahlk d davranlardan, mer olmayan ilerden uzak tutar. Allah` namazla anmak, elbette en byk fazilettir. Allah btn ilediklerinizi bilir.( Ankebut suresi, 45 ) ayetiyle, ibadetlerin en kapsamls olan namaza en byk zikir demektedir. Evet insan, kld namazn tm hareket ve durularyla Allah` (c.c) hatrlamaktadr. Bu hatrlama abdest almaktan balar. Kabeye tevecch etmek, tesbih, hamd, tekbir ve Lailahe illallah demek, kyam, rku ve secdeye varmak hep zikir ve anmadr. Bylece dili, kalbi ve kalb hep ayn minval zere zikirdedir. 11. Namazda, Cenab- Hakka btn kainat terbiye eden unvanyla muhatap olunmaktadr. nk Hamd alemlerin Rabbi olan

Allah`adr(c.c) ayetinde geen Alemlerin Rabbi ifadesi ok geni manal bir terimdir. Dolaysyla bu unvanla Allah`a (c.c) ynelmek ancak klli bir makam gerektirir. Zira, Rububiyet Cenab- Hakkn terbiye edicilii anlamna gelmektedir. Allah (c.c) her mevcudu veya alemi, farkl farkl terbiye etmitir. Her rububiyet tecellisine muhatap olan varlklar, farkl bir ekil, gzellik, sslenme ve mkemmellie sahip olmaktadr. te namazda sylediimiz Alemlerin Rabbi ifadesiyle, Allah`n (c.c) tm kainattaki terbiye ediciliini medh ediyor ve ilan ediyoruz. 12. Namaz yardmyla bir mmin, gemi ve gelecek tm mahlukatn ibadetlerini kendi yapyormu gibi veya onlarn temsilcisiymi gibi ibadet edebilir. Yani bu kap kendisine aktr. Mesela Fatiha suresinde okuduumuz, yyake na`bd ve iyyake nestein ( biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardm dileriz ) ayetinde geen biz tabiri hakknda Bedizzaman Said Nursi hazretleri, ayet ayette ben denilmi olsayd, bu ibadet sadece insana has kalrd. Ama ben yerine biz denilmesiyle, yaplan ibadet kainat kadar bym olur. Yani biz zarfnda cemaatin ibadetleri mevcuttur. Bunlar; a- vcudumuzun btn hcrelerinin yaptklar ftri ibadetleri, b- Hz. Adem (a.s)`dan kyamete kadar gelmi ve gelecek tm mminler cemaatinin ibadetleri, c- Kainatta var olan maddi veya manevi tm varlklarn ibadetleri. 13. Namazda okunan tahiyyat duasnda geen ettahiyyat ifadesiyle tm hayat sahiplerinin, elmubarekat kelimesiyle ekirdekler, yumurtalar, tohumlar ve nutfelerin, essalavat kelamyla ruh sahibi varlklarn, ettayyibat tabiriyle de btn Peygamberlerin (a.s) ve yksek seviyedeki melek ve ruhanilerin ibadetlerini, Allah`a (c.c) kendi nammza ve hesabmza sunma erefi bahedilmitir. Yaplan bu izahlardan sonra Peygamberimizin (a.s.m)`n bir hadiste buyurduu Gzmn nuru namazdr" ( Nes ) cmlesinin ve vefat vaktinde ektii skntlar ierisinde bile, sahabelerine Namaza dikkat ve devam ediniz (Msned,

1:78) vasiyet ve tavsiyesinin ne demek olduu ve nasl bir hakikati ortaya koyduu biraz daha iyi anlalm olur.

RAMAZAN AYININ MANA VE NEM


Ramazan Kelimesinin Anlam Ramazan Arapa bir kelimedir. Kamer aylardan dokuzuncusunun ismidir. Ramazan kelimesinin manas ve bu mbarek aya Ramazan isminin verilmesindeki hikmet yle belirtilmitir: Ramazan, yaz sonunda gz mevsiminin evvelinde yap yeryzn tozdan temizleyen yamur manasna "ramd" kelimesinden alnmtr. Bu yamur genellikle yeryzn temizler. Bunun gibi Ramazan da Mminleri gnah kirlerinden temizler, kalplerini pak eder. Baka bir gre gre gnein iddetli hararetinden talarn yanp kzmas anlamna olan "ramad" kelimesinden alnmtr. Byle kzgn yerde yryen kimsenin ayaklar yanar, zahmet ve meakkat eker. Bunun gibi oru tutan kimse de alk ve susuzluun hararetine katlanr, zahmet ve meakkat eker, ii yanar demektir. Yhut kzgn yer, ayaklar yakt gibi Ramazan da mminlerin gnahlarn yakar, yok eder. Nitekim Enes b. Mlik (r.a.)dan rivayet edilen bir hadis-i erifte Hz. Peygamber: "Bu aya ramazan isminin verilmesi gnahlar yakt iindir." buyurmutur. u halde mbarek Ramazan aynda oru tutan ve ihlasla tvbe eden Mminlerin gnahlar yanar, bylece gnah kirlerinden arnrlar, tertemiz olurlar. Bedizzaman Hazretleri Risale-i Nurlarda Ramazan aynn nem ve hikmetini ok daha kapsaml bir ekilde yle tarif ediyor: Ramazan- erifteki savm, slmiyetin erkn- hamsesinin birincilerindendir. Hem eir-i slmiyenin zamlarndandr. te, Ramazan- erifteki orucun ok hikmetleri, hem

Cenb- Hakkn rububiyetine, hem insann hayat- itimaiyesine, hem hayat- ahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam- lhiyenin krne bakar hikmetleri var. Yirmi Dokuzuncu Mektup Ramazan Orucunun iar Olmas Bizim bu kuatc ve zet tariften ilk anladmz mana Ramazan aynn ve bu ayda tutulan orucun slam aleminde nemli bir sembol ve tesirli bir iar olduudur. Nasl bir lkeye girdiimizde ilk olarak o lkenin sembol olan bayra ile karlayor isek, Ramazan ay da ayn derecede slam aleminin nemli ve cazip bir bayra, bir sembol gibidir. Ramazan ay slam sembolleri ve iarlar iinde en belirgin ve muazzam olanlarndandr. stad Hazretlerinin Ramazana dair risalesinin ilk banda meseleye iarla balamas meselenin nemine iaret ediyor. Modern an insan, kimlik bunalm yayor. letiim ve ulam aralarnn gelimesi ile dnya adeta kk bir ky eklini alyor. Bugnn ifadesi ile insanlk kreselleme srecini yayor. Kreselleme sayesinde medeniyetler kendi kimlii ile beraber dier medeniyetler ile i ie girift bir hayat tarzna girmitir. Bu da ister istemez medeniyetler arasnda bir etkileimi ve karlkl bir kltr al veriini netice vermektedir. ayet medeniyetlerin gl ve cazip bir kimlik ve sembol olmaz ise dier medeniyetler iinde asimile olup giderler. Bu sebeple slam dini Mslman medeniyetinin kimliine ve iarna ok nem vermi ve bu noktada ok gl argmanlar ve semboller retmitir. Ezan, selam vermek , hilal, tesettr, oru, namaz gibi hem ibadet yn hem de iar yn kuvvetli olan semboller, bu kreselleme ortamnda hem slam kimliini muhafaza ediyor, hem de baka zayf medeniyetleri etkileyerek kendi iinde dntryor. slam dininde iar ve sembollerin ahsi farzlardan daha nemli olmas bu srdandr. Ramazan orucu da bu noktada gl ve etkili bir iar ve semboldr. stad Hazretleri devamla Ramazan orucunun hikmet ve faydalarn birka balkta zetleyip toparladktan sonra, bu

zetlerin almn ve izahatn geni bir ekilde risalesinde beyan ediyor. Biz bu alm ve izahlardan bazlarnn stnde duralm. Ramazan orucunun Allahn Rububiyetini bize hissettirmesi ve idrak ettirmesi Kainat, btn nimetleri iinde barndran ve btn lezzetleri bnyesinde tayan byk bir sofradr. Ayn zamanda insann btn maddi ve manevi duygu ve cihazlarna hitap eden mkellef bir sofradr. Hem sofralar iinde sofralar alm byk bir sofradr. Her canl bu sofradan hissedar ve pay sahibidir. Bu sofrada kk bir karncadan tut, ta byk bir file kadar her canlnn ihtiya ve rzk hazrlanmtr. Bu sofrann ba misafiri ise insandr. Dier canllar dar ve snrl kabiliyeti nispetinde bu sofradan faydalanrken, insan geni kabiliyet ve cami ftrat sayesinde adeta btn sofray ihata edecek bir tarzda faydalanyor. Btn bu sofralarn mkemmel bir ekilde tanzim ve tefri edilmesinde, Allahn Rububiyet sfat ba aktrdr. Yani Onun tedbir ve terbiye vasf olan Rububiyet sfat, en kk karncadan ta en byk file kadar, her canlnn rzk ve terbiyesi ile alakadardr ve onlarn en basit ihtiyacn dahi tedarik ediyor. Bu kainat sofrasnda, Allah efkat ve terbiyesini iddetli bir ekilde ilan ve izhar ettii halde, maalesef insanlar birtakm felsefi fikirlerin ve gaflet sayesinde sofrann ve terbiyenin farknda deiller. te Ramazan bu gafleti krmak ve datmak iin, btn Mslmanlar muazzam bir ordu hkmne geirip, her gn zgrce yedii itii eyleri yasak ederek, insanlar yemek iin buyurun emrini beklemek ekline sokunca, sofrann ve sofra stnde parlayan tedbir ve terbiyenin bir anda farkna vardryor. Ve her eyin tedbir ve terbiyesinin Allahn elinde bulunduunu idrak ettiriyor. Bu idrak ve uurun etkisi ile insann klli bir kulluk ve krde bulunmasna vasta oluyor. Oru bir nevi bu byk sofrann dellal ve hissettiricisi hkmndedir. Ramazan Orucunun toplumsal hayata katklar

nsanlk en byk musibetleri ekonomik sebeplerden dolay grmtr. Birinci ve ikinci dnya savalarnn temelinde snf kavgalar yatmaktadr. Yani emek ve sermaye arpmas birinci ve ikinci dnya savalarn netice vermitir. Snf kavgalarnn temelinde de blm ve paylam dengesizlii vardr. Dnyann kaynaklar belli zmrelerin elinde toplanrken, insanlarn ekserisi alk ve sefalet iinde yaamlar. Bu dengesizlii gidermek ya atma yolu ile olacak ki bunun bedeli ok ardr, birinci ve ikinci dnya savalar bunu ispat eder, ya da adil ve efkatli bir ekilde zengin ve fakir snf arasnda bir kpr kurmak ile mmkndr. slam dini bu iki snf arptrmak yerine, iki snf arasna kpr kurarak, toplumsal dengeyi salyor. Yani zekat ve yardmlama kprleri ile zengin ve fakir snflarn kaynatryor. Zengine helalden kazan, iinin hakkn ver, zekat ile fakir fukaray gzet diyerek, onu murakabe ederken; fakire de ona itaat ve hrmet et diyerek, iki snf arasnda karlkl rza ve hogrye dayal salam bir iliki oluturuyor. Bu ilikilerin hakim olduu bir toplum, hem siyasi hem de iktisadi adan retken ve verimli bir toplum olur. Zira iktisat, gven ve asayi ile terakki eder. Gven ve asayiin olmad yerde meru iktisat deil, smr ve haksz kazan hakim olur. Bu da haramzade zenginlerin zenginliine zenginlik katar, fakir ise iyice sefilleir. Buradaki mana, Ramazan orucunun bu sosyal ilikilerdeki rol, iki snf arasnda empati kurdurmasdr. Yani oru yle bir ibadettir ki, btn sosyal tabakalar bir aylna eitliyor, artlar ayn klyor ki, dier tabakalarn halleri tam anlalsn. Yani zengin ve refah seviyesi yksek olan tabakalar, senenin bir aynda oru vastas ile fakir ve a kalarak tabaka deitiriyor. Yoksa baka trl empati kurmas pek mmkn deildir. te ramazan ay zekat ibadetinin dolays ile sosyal tabakalarn arasnda salam bir empati arac oluyor. nsanlar birbirinin halinden ve skntlarndan haberdar oluyorlar. Haberdar olan zengin Mminlerin, fakir fukaraya kaytsz ve ilgisiz kalmas dnlemeyeceine gre, elbette aralarnda sk bir dostluk ve

ba oluacaktr. Bu ba byk musibetlerin nnde bir set tekil edecektir. Yani sermaye ve emek atmasnn nn alacaktr. te ramazan ve zekatn, bu muazzam toplumsal faydas, insanln tek kurtulu yolu ve reetesidir. Yoksa snf atmasn ve dmanln krkleyen felsefi doktrinler, insanla mutluluktan ok azap ve sknt getirir, nitekim gemite de getirdiini btn insanlk ac bir ekilde tecrbe etmitir. zet olarak oru; zengin ile fakir arasnda kuvvetli bir kpr ve tesirli bir empati kurma aracdr. Zengin orutaki alkla fakirin haline intikal eder ve onunla hemhal olur, onun derdine ve yardmna koar. Byle bir ramazan baka hibir dinde ve ideolojide yoktur. Ramazan Orucunun Nefis terbiyesindeki Rol Cenab- Hakkn isim ve sfatlar, mutlak ve ezeli olmasndan, tam manas ile idrak ve ihata edilmesi imkanszdr. Bu yzden insana birtakm nisbi ve farazi hisler taklmtr. Bu hislerin verili gayesi ise; Allahn, mutlak ve mcerred olan isim ve sfatlarnn bir derece anlalmas ve kyaslanarak bilinmesi iindir. Yoksa bu nisbi ve czi olan duygular, sahiplenilip, Yaratcya kar meydan okuma arac haline getirmek iin verilmemitir. Bu manay bir temsil ile izah edecek olursak: ok zengin ve muktedir bir zat, emrinde alan iki iiye, servet idare etmenin meakkatini, tasarrufunun bykln, zenginliin birtakm lezzetlerini kendi hamet ve ihtiamn anlatmak iin, ok tesis ve fabrikalarndan ikisinin idare ve gelirini, bir yllna emaneten onlara verir. art olarak da fabrikann mlkiyeti, iindeki makinelerin eksiksiz geri verilmesi, kendi namna ilettirilmesi ve kendi ahlaki prensiplerine gre idare edilmesi gibi eyleri o iki iiye tembih eder. ki iiden birincisi, fabrikann idaresini alr ve aynen O zatn direktifine gre hareket eder ve onun ok vasflarn kyas yolu ile anlar. Mesela der, ben u kk tesisi idare ediyorum, u zat ise

binlercesini idare ediyor. Ben, u kadar insanla urayorum, O binlercesi ile alakadardr. u tesisin gelirindeki zenginlik, u onun mlknn zenginlii, ba dndrr der. o Zata olan sevgi ve saygs artar ve hibir zaman da orada geici ve emaneten bulunduunu unutmaz. Bu davran ile onun tevecchn kazanr. O zat da, onu ok byk bir mkafatla dllendirir. Dier ii ise, fabrikaya girer girmez, vaziyetini ve vazifesini unutur. Hemen fabrikann isim tabelasn indirir, kendi ismini takar. darede O zatn ahlakna uymaz. Demirba olan makineleri hara merac satar. Emaneti ve geici olduunu hi hatrlamaz. Asl fabrika sahibini inkar eder ve ona meydan okur. Haddini aarak temellk davasna sapar. Ayna olduunu inkar eder. Mevhum olan, yani farazi olan hallerini gerek telakki eder. Asl fabrika sahibi olan zat da ona layk bir ceza ile onu cezalandrr. te bu misalde olduu gibi; insann vcudu bir fabrika gibidir. O zat ise; Cenab- Haktr. O iki ii ise; biri mmin ve haddini bilen, temellk davasna sapmayan, benlik ve hislerini Allahn isim ve sfatlarn anlamakta kullananlar temsil eder. Dieri ise; temellk davasna sapan, haddini aan, kendine ait olmayan eyleri kendine mal eden, firavun merep kafirleri temsil eder. O Zatn tembihleri ise; slamn prensipleridir ve hakeza. te oru, insann bu heva ve benliini terbiye edip slah etmekte en nemli bir vastadr. nsan firavunlua gtren bu benlik ve hevann, acizlik ve zayfln en gzel ihsas ettirecek ey orutur. Bu sebeple tasavvuf ve irak felsefesinde, nefsin terbiye ve slah sadedinde riyazet, yani ar perhiz nemli bir yer tutar. Btn evliya ve asfiyalar da orucun kardei hkmnde olan riyazeti, nefsin slah ve terbiye edilmesinde kullanmlardr. Nefsin bu temellk (sahiplenme) ve benlik davasnda, ylda hi olmazsa bir ay oru tutarak nefsin slah ve terbiyesinde gayret sarf etmemiz, kulluumuzun ve Mslmanlmzn bir gerei olarak zerimize farz klnmtr.

stad Hazretlerinin, oru ile nefis arasndaki mnasebete iaret eden u gzel ifadelerini de takdim ederek yazmza son verelim: Ramazan- erifin orucu, dorudan doruya nefsin mevhum rububiyetini krmak ve aczini gstermekle ubudiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti udur ki: Nefis Rabbisini tanmak istemiyor; firavunne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar ektirilse, o damar onda kalr. Fakat alkla o damar krlr. te, Ramazan- erifteki oru, dorudan doruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, krar. Aczini, zaafn, fakrn gsterir, abd olduunu bildirir. Hadisin rivayetlerinde vardr ki: Cenb- Hak nefse demi ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demi: "Ben benim, Sen sensin." Azap vermi, Cehenneme atm, yine sormu. Yine demi: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azb vermi, enniyetten vazgememi. Sonra alkla azap vermi. Yani a brakm. Yine sormu: "Men ene? Ve m ente?" Nefis demi: "Ente Rabbiye'r-Rahm., Ve ene abdke'lciz." Yani, "Sen benim Rabb-i Rahmimsin. Ben senin ciz bir abdinim. Yirmi Dokuzuncu Mektup

Risale-i Nur'da Alevilie Bak


Ey ehl-i hak olan Ehl-i Snnet ve cemaat! Ve ey Al-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Aleviler! abuk bu manasz ve

hakikatsiz, haksz, zararl olan niza aranzdan kaldrnz. Yoksa, imdiki kuvvetli bir surette hkmeyleyen zndka cereyan, birbirinizi dierinin aleyhinde alet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu malup ettikten sonra o aleti de kracak. Siz ehl-i tevhid olduunuzdan, uhuvveti ve ittihad emreden yzer esasl rabta-i kudsiye mabeyninizde varken, iftirak iktiza eden cz'i mes'eleleri brakmak elzemdir. (Bedizzaman Said Nursi,Lem'alar, s. 32.) Toplum olarak bir empati sorunuyla i ie yaadmz inkar edemeyiz. Kendimizi fert ve cemaat baznda, "tekinin" yerine koyamaymz, hayatmz sarlar diyaloguna evirmi. Bizim sylediklerimiz her zaman gzel ve doru olurken, "teki"nin syledikleri batl ve yanl olmu. Kendi kusurlarmz fazilete dnrken, muhatabmzn fazileti kusur olarak alglanr olmu. Halbuki Kur'an retisi toptancl reddeder. Doru ile yanl ayrt eden analizci yaklam n plana karr. Toplumun veya ferdin her hali hatasz olmad gibi btn halleri de hatal deildir. "Birisinin hatas ile bakas mes'ul olmaz" (En'am, 164) ayet-i kerimesinde ifade olunan prensip ahsi, cemaati ve milli leklerde davranlarn belirlenmesi iin adil bir Kur'an dsturudur. (1) Bir ahsn veya toplumun sahip olduu zelliklerden birisinin kt olmas, sadece o sfata dmanlk beslenmesini gerektirir. Yoksa, insann bir kt sfat yznden ona tamamen dman olmak Kur'an'n adalet anlayna uymaz. Bu lek dnce baznda da ele alnabilir. Herhangi bir dnce sisteminde grlen bir ka hata, o dnce sisteminin tamamnn yanl olduunu ortaya karmaz. "Meslekler ne kadar batl da olsalar iinde ukde-i hayatiyesi hkmnde bir hak, bir hakikat bulunur."(2) Byle durumlarda sonucu belirleyen unsurlara baklr. Sonucu hak ve hakikat belirliyorsa o meslek hak, menfi yn msbet ynne galip geliyorsa o meslek batl demektir. Burada esas olan msbet-menfi dengesinin ne ekilde bozulduu meselesidir.

slam'n deiik alardan yorumlan biimlerine bu adan bakmak gerekir. Tarihi bir olgu ve sosyolojik bir realite olan Alevilik de bu ereve de deerlendirilmelidir. Bu yaplrken "empatik toplum"un fonksiyonellii canl tutulmal. Yani toplumsal kesimler kendisini "teki"nin yerine koyabilmelidir. Bu erevede yazlan baz eserler Ehl-i Snnet ve ia'nn birbirini anlamasna yardmc olmak yerine; aradaki mesafeyi bytmtr. Araya siyasi endieler de girince, "tekfir" derecesine varacak sulamalar grlmeye balamtr. Alevi ve Snnilerin uzun bir tarihi dnemde birbirini gereince anlayamamalar, empatiyi salayacak bir platform oluturamadklarndan kaynaklanyordu. Bedizzaman hayatta iken, talebelerinden bu soruna dair birok soru ald. Bu sorular cevaplarken veya dier meselelerin ierisinde Alevi ve Snnilerin zerinde buluabilecei bir platform oluturdu. Bu platformu olutururken Alevilerin btn sermayelerinin iinde sakl olduu, anahtar kelimeleri kulland. Hatta, sylemlerini Risale-i Nur'da bulan birok Alevi, Bedizzaman'n salnda, Risaleleri okumaya balad. Esasen Alevi-Snni ayrmasnn temelleri sylemde ve tarihi olaylarn yorumundan gizlidir. Bedizzaman her iki alan da inceleyerek bir yaklamla yeniden aklamtr. Risale-i Nur'da Alevilik kavram Bedizzaman'n Alevilik konusundaki grlerini incelerken, kavramn snrlarn izmemiz gerekiyor. Bugnn dnyasnda Alevilii belirli kodlarda birletirmenin imknszln, hemen herkes kabul ediyor. Youn bir ekilde birbirlerini Aleviliini inkar etseler de, btn Alevi kliklerini bugnn sosyal bir olgusu olarak kabul etmek zorundayz. Aleviliin btn kollarnn Hz. Ali'yi referans almas, sosyolojik olmasa da tarihi bir zorunluluk olsa gerektir. "Alevi" kelimesi Hz. Ali'ye intisab olan kii demektir. Bu adan "Ali"siz bir Alevilik dnmenin, tarihi kklerini aklamak pek

mmkn deildir. Bu tr Alevilik tanmlar yapanlarn tarihi kklerle ilgilendiklerini de syleyemeyiz. Bedizzaman, Alevilik kavramnn asli mecrasndan ktn dndnden eserlerinde Aleviliin doru tanmlamasn yapmaya almtr. Said Nursi'de Alevilik, Hz. Ali muhabbetinin nebevi ve ilahi sevgiye ulatrmas demektir. Temel ekseni tevhid, Hz. Ali muhabbeti, Ehl-i Beyt muhabbetidir. Fakat Alevilik zaman ierisinde asli referanslarn yitirerek deiik ekiller kazanmtr. Bunu Bedizzaman, "salabetli Alevilik, nihayet, Rafzilie dayand" (3) eklinde ifade eder. Bu hakikatin yansmas olarak Hz. Ali ve Al-i Beyt ile hi ilgisi olmayan Alevilik klikleri tremitir. Bedizzaman'n eserlerinde tanmlad Alevilikte, materyalist ve milliyeti yaklamlarla retilen alevi klikleri yoktur. Said Nursi bu klikleri, kendi kodlaryla tanmlad Aleviliin iine almak iin aba sarf etmitir. Talebelerinin "Mnafk ldkten sonra namaz klnmaz" ayetinin aklamas balamnda sorduklar bir sorusu zerine, bu ayetin Alevilere temil edilemeyeceini, Alevilerin ehl-i kble olduklarn, yani slam dairesi iinde yer aldklarn yazar. (4) Bu tanumlama, Ehl-i snnet ile Aleviler arasndaki empati sorununu zmlemek asndan nemli bir yaklamdr. "Hususi stadm mam- Ali'dir" Hz. Ali sevgisi, Alevilerin en nemli fikir eksenidir. Olaylarn yorumunda bu ilkeden taviz vermemeye alrlar. Snni kesimde de Hz. Ali sevgisi, kmsenemeyecek bir yer igal eder. Alevi ve Snnilerdeki Hz. Ali sevgisi, Risale-i Nur'da zirveye ular. Risale-i Nur talebelerinin en byk stad, Peygamberden (a.s.m) sonra Celcelutiye'nin ehadetiyle, mam- Ali olduu belirtilir. (5) Veysel Karani'nin Hz. Peygambere (s.a.v.) olan ballna benzer bir iliki de Bedizzaman ile Hz. Ali arasnda vardr. veys nasl ki Hz. Peygamberi grmeden, Onun dersini talim etmise, Bedizzaman'da Gavs- Azam (k.s.) Zeynelabidin (r.a.) ve Hasan ve Hseyin vastasyla Hz. Ali'nin (r.a.) dersini tlim etmitir. (6)

Bu adan Risale-i Nur talebeleri Hz. Ali'nin (r.a.), Hasan ve Hseyin'in (r.a.) ve Gavs- Azam'n (k.s.) bu asrdaki talebeleridir. Hz. Ali (r.a.) ile Risale-i Nur arasndaki, baka bir kpr de hilafet mes'elesindedir. Bedizzaman, "Benden sonra hilafet otuz senedir" hadisi erifini yorumlarken ilk be halifeyi (Hz. Ebubekir, Hz. mer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan) bu otuz yln iinde mtalaa eder. (7) Hicri tarihle bu zaman aral, otuz yla tekabl etmektedir. Hz. Hasan'n (r.a.) hilafetten ayrlmasyla, slm tarihinde saltanat devri balamtr. Risale-i Nur, hilafetin grevinin en nemlisi olan "ner-i Hakaik-i imaniye"de Hz. Hasan'n (r.a.) grevini devam ettirerek beinci halife unvanna hak kazanmtr. Baka bir ifadeyle Hz. Hasan'n (r.a.) alt ay gibi ksa hilafetini, uzun bir zamana evirmitir. (8)Bu adan Risale-i Nur "Hz. Hasan'n (r.a.) bir muavini, bir mtemmimi, bir manevi veledi hkmndedir."(9) Bedizzaman, Risale-i Nurlarn Hz. Ali'ye yaklamnn mantki bir sonucu olarak, Alevilerin risaleleri dinlemeleri gerektiini belirtir. nk, Celcelutiye'nin ehadetiyle Nur talebelerinin en byk hocas Hz. Ali olduuna gre (10) Onun muhabbetini dava eden Aleviler, Snnilerden ziyade Risale-i Nurlar dinlemelidirler. "Nur'un mesleinde hubb-u Al-i Beyt esastr." Alevilerin nem verdikleri bir kavramda Al-i Beyt muhabbetidir. Hz. Peygamberin (s.a.v.) evine mensup olanlar ifade eden bu kavram, tarih boyunca siyasi ekimelerde ara olmaktan kurtulamam. Aslnda Hz. Ali (r.a.) muhabbetinin mtemmimi olan Al-i Beyt sevgisi Alevilerde olduu gibi Snnilerde de temel bir olgudur. Zaten Ehl-i Beyt sevgisi Kur'an'n ngrd bir sevgidir. Bedizzaman, "Dedi ki, vazifem karlnda sizden bir cret istemiyorum; sizden istediim ancak akrabaya sevgi ve Ehl-i Beytime muhabbettir" (ura, 23) ayet-i kerimesinin tefsirinde, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) Al-i Beyte kar mmetin sevgisini istediini belirtir. Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisinde, "Size iki ey

brakyorum, onlara temessk etseniz, necat bulursunuz: Biri Kitabullah, biri Al-i Beytim" buyurarak Al-i Beytinin nemini vurgulamtr.11 Kur'an'n emrettii Ehl-i Beyt sevgisi, Risale-i Nur'un da nemli bir esas hkmndedir. Fakat Al-i Beyt muhabbetini doru anlamak noktasnda Risale-i Nur'un ikazlar vardr. Bedizzaman, Resul- Ekrem (s.a.v.)'in Hz. Ali'ye syledii: "Sende, Hz. sa gibi bir ksm insan helakete gider. Birisi, ifrat- muhabbet, dieri ifrat- adavetle. Hz. sa'ya Nasrani muhabbetinden hadd-i merudan tecavz ile-haa-ibnullah dediler, Yahudi adavetinden ok tecavz ettiler, nbvvetini ve kemalini inkar ettiler. Senin hakknda da, bir ksm hadd-i merudan tecavz edecek, muhabbetinden helakete gidecektir." (12) Hadis-i erifi muhabbetin nasl olmas gerektiini n plana karyor. Yani, Hz. Ali, Allah ve Hz. Peygamber'e izafeten sevilmelidir. Al-i Beyte de "vazife-i nbvvetin bir hayt- nuranisi" (nurani balar) olarak bakmak gerekir. Yoksa, Hz. Ali'nin Allah ve Resulne olan balantsn dnmeden, ahsi kahramanlklar ve stnlklerini dnerek sevilmesi doru deildir. Bu tr sevgi Allah bilinmese de, Peygamber tannmasa da olabilecek trden hasarete sebep olabilecek bir sevgidir. Hz. Peygamber Al-i Beyti, peygamberlik vazifesi asndan sever. nk, Snnet-i Seniyyenin kayna, muhafz, her trl gereklerinin yerine getiricisi Al-i Beyt'tir. (13) Hz. Peygamberin, Al-i Beyt sevgisinden murad snnet-i seniyyesi olduuna gre, snnet-i seniyyeye uymayanlar Al-i Beyt'ten olmad gibi, Al-i Beyt'e hakiki dost da olamazlar. (14) Bedizzaman, "meslei(n)de bir esas" olarak tanmlad Al-i Beyt sevgisinin hibir zaman yok edilemeyeceini belirterek talebelerini Vehhabilik konusunda ikaz eder. Hz. Ali ve Al-i Beyt adaveti ile bilinen Vehhabilere Risale-i Nur'da hibir cihette scak baklmamtr.(15) Hatta, "Vehhabilik damar nurun hakiki akirtlerinde olmamak lazm geliyor" (16) denilerek, Al-i Beyt

adavetine kar net tavr belirlenmitir. Risale-i Nur'da Al-i Beyt sevgisinin tevik edilmesi Alevilerle bu noktada da ittifak edildiini gsteriyor. Risalede tanmlanan Al-i Beyt muhabbetinin niteliine, hakiki Alevilerin can- gnlden katldklarn syleyebiliriz. Alevilerin en mhim kesimini tekil eden Caferilerde, Al-i Beyt muhabbetinin, Allah'a ve Rasulne gtren nurani bir ba olduunu kimse inkar edemez. Hakiki Al-i Beyt dostluunu reten Risale-i Nur ile Aleviler arasnda Al-i Beyt muhabbeti konusunda hibir anlamazlk yoktur. Bu zellikten dolay Bedizzaman "hakiki Aleviler kemal-i itiyakla o daireye girmeleri gerekir" (17) demektedir. Hatta, Alevilerin, Risale-i Nur derslerini Snnilerden ziyade dinlemeleri gerekir. Aksi takdirde Al-i Beyte muhabbet davalar yanl olur.(18) On ki mam'n Yolu ran ve Trkiye'deki Alevilerin ou Caferiye mezhebinin mensuplardr. Bu mezhebe snaeriyye ias da denilir. Bu mezhebe gre imamet usul'd-din'dendir. lk mam kabul ettikleri Hz. Ali'yi Hz. Hasan ve Hz. Hseyin takip eder. Daha sonra Hz. Hseyin'in olu Ali Zeyne'l-abidin, Muhammed El Bakr ve olu Cafer Sadk imam olmutur. Bundan sonra mam Musa elKzm'n soyundan gelenler Oniki mam tamamlamtr. snaeriye iasna gre imamlar hatadan korunmu sayldklar iin davranlar snnet olarak deerlendirilir. On iki imamdan Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hseyin, Muhammed el Bakr ve Cafer es Sadk gibi imamlar Alevi-Snni ayrm olmakszn herkes tarafndan benimsenir.19 Bedizzaman da, "azami imamlarn en mhimleri ve sair on iki eimme-i mtehidin" yolunu "Alem-i slamn cadde-i kbras" eklinde isimlendirir.20 Hz. Hseyin'in soyundan gelen bu imamlarn-zellikle Zeynel Abidin ve Cafer-i Sadk-her biri manevi bir mehdi hkmne geerek, zulmat datp Kur'an nurunu ve iman hakikatlerini yaymlardr. (21)

Bedizzaman'n On iki imama bak Alevi ve Snniler arasnda, yeni bir kpr niteliindedir. Ehl-i Snnet alimlerinin on iki imamn ikinci altsna mtereddit baklar, Bedizzaman'n net ifadelerinde grlmemektedir. Bu da Alevi ve Snniler arasndaki mesafenin daralmasn salayacak nemli bir faktrdr. Hilafet kimin hakk? Ehl-i Snnet ve Aleviler arasnda "medar- niza" meselelerden birisi, belki de en nemlisi, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) vefatndan sonra yerine kimin halife olaca meselesidir. Hz. Peygamberin vefatndan sonra Ben-i Side avlusunda toplanan ensar ve muhacir Hz. Ebubekir'i halife semiti. Bu toplantda Hz. Ali yoktu. Zbeyir b.Avvam, Mikdad bin Esved, Selman- Farisi, Ebu Zer, Ammar bin Yasir ve Ubey bin Ka'b (r.a.) Hz. Ali'nin yannda bulunuyorlard. Bunlarn hepsi Hz. Ali'ye biat etmek iin onun yannda toplanmlar. Biat etmek iin Hz. Ali'nin iznini bekliyorlard. Bu srada Hz. Abbas, Ebu Sufyan, gibi Mslmanlar Hz. Ali'ye biat etmek istedilerse de Hz. Ali herhangi bir fitneye sebep olmamak iin buna izin vermemiti. (22) Hz. Ali alt ay, Hz. Fatma'nn vefatna kadar Hz. Ebubekir'e biat etmemitir. Hz. Ali'nin biat etmesinin gecikmesi, Alevi ve Snniler arasnda tartlan meselelerdendir. Bu konuda Ehl-i Snnet ve Cemaat, Hz. Ebubekir'in (r.a.) hilafete daha layk olduu iin getiini belirtir. ialar buna itiraz ederek "Hak Hz. Ali'nin (r.a.) idi. Ona hakszlk edildi. Umumundan en efdali Hz. Ali'dir (r.a.) derler. (23) ialarn getirdikleri deliller drt ana grupta toplanabilir. Bunlar (a) Hz. Ali (r.a) hakknda varid olan hadis-i erifler (b) Hz. Ali'nin (r.a.) "ah- Velayet" nvanyla evliyann ounluunun ve tariklerin kayna olmas (c) ilim eceat ve ibadetle harikulade sfatlar (d) Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ona ve ondan teselsl eden Al-i Beyte iddeti alakas. (24)

Bedizzaman ehl-i ia'nn bu delillerini tek tek analiz ederek, Hz. Ebubekir ve Hz. Ali'nin farkl zelliklerinin yaanan sonucu ortaya kardn aklar. En bata unu belirtmek gerekir: Hz. Ali ilk halife zamannda Medine'de ikamet ederek, dini ilimlerle uramay dier grevlere tercih etmitir. Kur'an ve hadis konusundaki derin ilminden dolay, hem Hz. Ebubekir'in (r.a.) hem de Hz. mer'in (r.a.) zellikle fkhi meselelerde fikrine mracaat ettikleri bir sahabi olmutur. (25) Yirmi seneden fazla halifenin adeta "eyhlislamln" yapmas mevcut duruma itiraz etmediini belirler. Ayrca ilk halife zamanndaki fetihler ve dmanla mcadele ile Hz. Ali (r.a.) zamanndaki vakalar "hilafeti slamiye noktasnda ialarn davalarn cerh ediyor." (26) Bedizzaman, ialar'n delillerinden olan; (a) Hz. Ali hakknda senkrane hadislerin ok olmasn iki nedenle aklar. Bunlardan birisi, Emeviler ve Hariciler Hz. Ali'ye (r.a.) haksz hcumda bulunduklarndan, ehl-i Snnet ve Cemaat Hz. Ali hakkndaki rivayetleri ok neretmiler. Dierine gelince, Hz. Peygamber (s.a.v.) peygamberlik nazaryla, ileride Hz. Ali'nin (r.a.) bana gelecek zc olaylar ve dahili fitneleri grm, Hz. Ali'yi (r.a.) meyusiyetten ve mmetini Onun hakknda su-i zandan kurtarmak iin, "Ben kimin dostuysam, Ali'de onun dostudur" gibi mhim hadislerle Ali'yi teselli ve mmeti irat etmitir. (b) Hz. Ali'nin "ah- velayet" nvanyla evliyann ounluunun ve tariklerin kayna olmas meselesine gelince, Hz. Ali'yi sevmek noktasnda problem yok. Ehl-i Snnet de ialar da seviyor. Fakar Hz. Ali'nin "ah- velayet nvan onu, siyaset ve saltanattan ziyade, saltanat- maneviyeye layk klyordu. O siyasette baarl veya layk olsayd, siyasi hilafetin pek ok fevkinde olan manevi saltanat kazanamayacak, stad- kll hkmne geemeyecekti. (27) (c) Hz. Ali'nin ilim, ecaat ve ibadetle harikulade sfatlara sahip olmas zelliini hilafet noktasndan ele alrsak, ahsi kemalat hilafet dnemindeki kamalatyla beraber dnlmelidir.

Bu adan, Hz. Ebubekir, Hz. mer ve Hz. Osman'n ahsi kemalatlar ile zaman- hilafetlerinin kemalatlar terazinin bir kefesine Hz. Ali'nin ahsi kemalat ve hilafet zamanndaki zc i savalar, su-i zanlara maruz kalan hilafet mcahedeleri de dier kefesine konulsa, elbette Hz. Ebubekir, Hz. mer ve Hz. Osman'n kefeleri ar gelir. (d) ialarn Hz. Ali'ye ilk halifelie layk grmelerinin nedenlerinden birisi de, Hz. Peygamber'in Al-i Beyte gsterdii alaka "cibilli karabet" veya "hissi efkatten" kaynaklanmyor. Belki, peygamberlik vazifesine sahip kacak nurani bir cemaatin meneine alaka gsteriyordu. Ayrca "salanat- dnyeviye aldatcdr. Al-i Beyt ise, hakaik- slamiyeyi ve ahkam- Kur'aniyeyi muhafazaya memur idiler." (28) Bedizzaman Ehl-i ia'nn, Hz. Ali'nin ilk halife olmasna dair grlerini de aklar. Eer Hz. Ali ilk halife olsayd, engel tanmayan, pervasz, kahraman, hibir eyden korkmayan, ekinmeyen ecaatndan dolay, bir ok insanda ve kabilede rekabet damarn tahrik ederek tefrikaya neden olabilirdi. Ayrca, fitnelerin ortaya kt zamanda, Hz. Ali gibi cesaret ve feraset sahibi birisi halife olmasayd. Fitnelere kar dayanmak zor olurdu. (29) Hz. Ali takiyye mi yapt? "Takiyye benim ve atalarmn dinidir. Takiyyeye uymayann dini yoktur" ve "Durumumuzu ifa eden onu inkar eden gibidir"30 szlerini Hz. Cafer-i Sadk'a isnad eden Caferiler, takiyyeyi temel ilkelerini tamamlayan prensiplerden birisi olarak kabul etmiler, Hz. Ali ile ilgili baz olaylar takiyye ile yorumlamlardr. Hz. Peygamberin vefatndan sonra Hz. Ali'nin tavrlar tartma konusu olmu. Aleviler, ilk halifeliin Hz. Ali'nin hakk olduu halde Hz. Ebubekir ve Hz. mer dnemlerinde, sesini karmadna, onlarla iyi geinmeye altna, korktuuna inanmlardr. ia stlahnca "takiyye" denilen bu yaklam esasen

Hz. Ali'ye yakmaz. Bedizzaman byle dnenlere, "Acaba byle kahraman- slam ve ve esedullah nvann kazanan ve sddklerin kumandan ve rehberi olan bir zat riyakar ve korkaklk ile, sevmedii zatlara tasannukrane muhabbet gstermekle ve yirmi seneden ziyade havf altnda mmaaat etmekle, hakszlara tebaiyet kabul etmekle muttasf grmek, ona muhabbet deildir. O eit muhabbetten Hz. Ali (r.a.) teberri eder." (31) diyerek Ehl-i snnet alimleri gibi u sonuca ular. Eer Hz. Ali ilk halifeleri hak grmeseydi, onlar tanmaz ve itaat etmezdi. Hakl grd iin eceatn hakpereste kullanmtr. Hz. Ali'den nakledilen szler bunu dorular niteliktedir. bn Abd- Rabbih'in El-Ikdu'l-Ferid adl eserinde nakledilen bir sznde Hz. Ali yle der: "Ey Allah'm! Ona ilk iman eden benim, yine Onu ilk yalanlayan ben olamam. Bende Hz. Peygamberin bir vasiyeti yoktur. ayet byle bir ey olsayd ne Temim ne de Adiyy oullarndan birisini minberde brakmazdm." (32) Sahabelerin muharebesinde kyl kal etme(me) Alem-i slam'da on asrdr ehl-i hakikatin iini szlatan, i muharebelerden bahsederek dmanlklar beslemek, ehl-i imana tahammlsz elemler veriyor. Bundan dolaydr ki bata "eimme-i Erbaa" ve "Ehl-i Beytin Eimme-i sna Aer olarak Ehl-i Snnet" Mslmanlar iindeki o eski fitneyi kartrmay caiz grmemiler.(33) Bedizzaman da, "Alem-i slam'n o dehetli yarasn demek, dnmek benim hususi merebimde tahammlmden ziyade elem veriyor."(34)diyerek, Ehl-i Beyt'e zulmedenlerin ahirette cezalarn ektiklerini, Ehl-i Beyt'in ise dnyadaki geici skntlarna mukabil snrsz rahmete mazhar olduklarn belirtir. Bundan dolay gemite Ehl-i Beyt'e zulmetmi bir kiiyi, zemmetmenin Ehl-i Beyt'e bir yarar yok. Ayrca "zem ve tekfir eer haksz olsa byk zarar var, eer hakl ise hi hayr ve

sevap yok."(35) Bu hakikat lm insanlar bo yere ktlemenin anlamszln ortaya karyor. Bu adan, ilm-i kelamn byk allamesi Sadeddin-i Taftazani, "Yezide lanet caizdir" demi, fakat "lanet vaciptir, hayrdr ve sevab vardr" dememi! te Ehl-i snnet alimlerinin ve on iki imamn bu yaklam Bedizzaman'n o zaman vukua gelen savalara baknda temel ekseni oluturmu. Bu bak asnda istenilen yaklam, ihtilaf ve dmanlklar artrc zem ve kfrlerden kanmaktr. Yoksa, sahabeler arasnda vukua gelen olaylar hi anlatmamak, nisyan ukuruna atmak deildir. Risale-i Nur'da, medar- niza olan savalar bu adan ele alnmtr. slam Tarihinde Hz. Osman'n ehadeti ile balayan huzursuzluklar, birok ihtilaf ve mcadelenin nedeni olacaktr. Hz. Osman zamannda balayan karklklarda felsefi temel olmad iin ok nemli deildi. Birok cemiyette bu tr kargaalar olabilirdi.(36) Fakat, Hz. Osman'n ehit edilmesi ard arkas kesilmeyen Cemel, Sffin savalar, Hakem mes'elesi ve ardndan Nehrivan muharebesi gibi olaylara kap at. 656'da Hz. Osman'n katillerinin bulunmas iin bir araya gelen, Hz. Aie, Hz. Talha ve Hz. Zbeyr, Hz. Ali'nin elisi Ka'ka'dan Hz. Osman'n katillerinin halife tarafndan bulunmasn istediler. Grmeler sonucu meseleyi sulh yoluyla halletmeye karar verdiler. Bu arada Mslmanlarn birlik olmas asilerin huzurunu karyordu, iki taraf birleirse kendilerini yok edebilirlerdi. Abdullah b. Sebe ve yandalar sulha mani olmaya karar verdiler. Ertesi gn gne domadan grevlendirilen kiiler araclyla kargaa oluturup "Ehl-i Kfe baskn yapt," "Ehl-i Basra baskn yapt" ayiasn yaydlar. Sonunda Abdullah b. Sebe ve yandalar istediklerine kavutular. Binlerce Mslman'n kan akt. Hz. Talha, Hz. Zbeyr gibi Aere-i Mbeereden olan sahabeler ehit edildi.(37) Bu savata Hz. Aie devenin zerinde bulundu.

Bedizzaman Cemel savan, adalet-i mahza (38) ile adalet-i izafiyenin sava olarak analiz eder. Hz. Ali, nceki halifeler dnemindeki gibi adalet-i mahzay esas ald Hz. Aie, Hz. Talha ve Hz. Zbeyr'de adalet-i mahzann tatbiki mkl olduuna inanarak adalet-i izafiye ynnde itihad yapmlard. Her iki tarafta Allah iin itihad etmilerdi Bundan dolay hem katil, hem maktul ehl-i cennet olmulard. Hz. Ali itihadnda hakl olduu halde,(39) her iki tarafta itihad neticesi savat iin, "itihad eden hakk bulsa iki sevap var; bulmazsa bir nevi ibadet olan itihad sevab, olarak bir sevap alr, hatasndan mazurdur." Hz. Ali yaanan elim savatan sonra, bir daha karklk kmamas iin lkede denetim kurmaya alyordu. Msr'a vali olarak tayin ettii Muhammed b. Ebubekir, orada bir kargaa ile karlat. O srada am valisi olan Hz. Muaviye, Msra gnderdii Amr b. As araclyla hakimiyetini tesis etmiti. Hz. Muaviye, Hz. Ali'nin biat arlarna olumlu cevap vermiyor ve Hz. Osman'n katillerinin bulunmasn istiyordu. Bar iin abalar sonu vermedi.(40) ki ordu Cemel savanda yaklak 6-7 ay sonra 657'de Sffin'de kar karya geldiler. Savata gelimeler Muaviye'nin aleyhine dnnce, Amr b. As'n teklifi ile Kur'an sahifeleri mzraklarn ucuna takld. Hz. Ali'nin ordusundan "Kur'an'n hakem olmas" istendi. Her ne kadar, Hz. Ali yaplanlarn bir hile olduunu biliyor idiyse de, ordu Kur'an'a kar savamak istemedi. Anlama hakemlere brakld. Hz. Ali'nin hakemi Ebu Musa el E'ari ile Hz. Muaviye'nin hakemi, Amr b. As. yeni bir halife seilmesinde anlatlar. Fakat Muaviye'nin hakemi son anda hile yapnca anlamazlk giderilemedi. Bedizzaman bu savan genel niteliini hilafet ve saltanatn sava olarak grr. Hz. Ali, "ahkam- dini ve hakaik-i slamiyeyi ve ahireti esas tutup, saltanatn bir ksm kanunlarn ve siyasetin merhametsiz mukteziyatlarn onlara feda ediyordu. Hz.

Muaviye ve taraftarlar ise, hayat- itimaiye-i slamiyeyi saltanat siyasetleriyle takviye etmek iin, azameti brakp ruhsat iltizam ettiler. Siyaset aleminde kendilerini mecbur zannedip, ruhsat tercih ettiler, hataya dtler"(41) Hz Muaviye'nin bu hatas alem-i slamiyenin Hilafetten ayrlmasna ve uzun sre devam edecek olan saltanat devrinin balamasna zemin hazrlayacaktr. Bu srada, Hz. Ali'nin ordusundan ayrlan 12 bin kadar kii, Abdullah b. Vehebi'r-Rasibi'nin emrinde hareket etmeye baladlar. Bunlar Hz. Ali ve Hz. Muaviye'nin hakem tayin etmekle hata ettiklerini dnyorlard. Onlara gre hakiki hkm sahibi Cenab- Hak olduundan, hakem tayin edilmesi yanlt. Bu gerekelerle Hz. Ali'den ayrlarak isyan ettiler. Hz. Ali'nin nasihatleri ile bir ksm isyan braktysa da kalan 4.000 kii ile savalmak zorunda kalnd. Nehrevan'da 658'de yaplan bu savalarla Harici tehlikesi giderildi. Fakat, yzyllardr sregelen Hz. Ali ve l-i Beyt muhalifi Vehhabiliin temellerinin atlmasn salayacaktr.(42) Hz. Ali de bu gruptan Abdurrahman b. Mlcem tarafndan, sabah namaznda iken zehirli hanerle ehit edilecektir.(43) Hz. Ali'nin ehadetinden sonra, ordu Hz. Hasan'a biat etti. Hz. Hasan yaad dnemin nezaketinden dolay, Mslmanlar arasnda kan dklmesini nlemek iin, 6 aylk hilafetinden sonra, Muaviye lehine hilafetten feragat eder.44 Hz. Hasan'n hilafetten ekilmesiyle slam tarihinde hilafet dnemi sona erer. Saltanat devri balar. Bedizzaman, Hz. Hasan'n yarm kalan hilafetini "ner-i hakaik-i imaniye"de Risale- i Nur'un tamamladn belirtir. Hz. Muaviye vefat etmeden nce yerine gemesini istedii olu Yezid halife olunca, Hz. Hseyin biat etmedi. Bunu Duyan Kfe'liler Hz. Hseyin'i Kfe'ye davet ettiler. Hz. Hseyin 72 kiilik bir kafile ile Kfe'ye giderken, yolda Yezid'in adamlar tarafndan kstrld. Yezid'e biat etmesi istendi. Fakat Hz.

Hseyin bunu kabul etmeyince vicdanlar szlatan bir ekilde bir ok yakn ile beraber ehit edildi.(45)Bu olayn sene-i devriyesinde her yl Aleviler tarafndan eitli etkinlikler dzenlenir. Btn Mslmanlar vicdanen muazzeb eden, bu hadise Mslmanlar arsnda ayrlklarn derinlemesinde etkili olmutur. Bedizzaman Hz. Hasan ve Hz. Hseyin'in Emevilerle mcadelesini tahlil ederken, din ve milliyet sava olarak belirtir.(46) nk Hz. Hasan ve Hseyin l-i Beyt'i nurani silsilesinin balangc olarak Hilafet-i slamiyeyi temsil ederlerken, Emeviler Arap milliyetiliini temsil ediyorlard. Bedizzaman'n savalara dair deerlendirmesi analizci olmu, her olay kendi ierisinde deerlendirmitir. Bu olaylardan hi birisi Ehl-i Snnet ile Alevileri birbirinden uzaklatrc olmamas gerektiini savunmutur. Bilakis n yargsz yaklald zaman arada anlaamayacak hi bir konu yoktur. Sonu: Bedizzaman,kendisinin tanmlad Alevilik ile Ehl-i snnet ve Cemaat arsnda ayrlklarn giderilmesi gerektiini savunmutur. zellikle bu zamanda, dinsizliin yaygn olduu bir devrede buna iddetle ihtiya vardr. Zaten Aleviler ile Ehl-i snnet arasndaki kopuklukta sun'i elerin etkisi ok fazladr. Mesel, Ehl-i snnet ve Cemaat ad altnda Vahhblik ve Haricilik fikri girdii iin, bazlar Hz. Ali'yi tenkit etmiler. Bu da Ehl-i snnetin hesabna yazlm. Bundan dolay Aleviler Ehl-i snnete kar soumaya balamlar. Yine, Alevilik ad altnda yaplan yanllar, Ehl-i snneti Alevilikten soutmutur. te bu tr rahatszlklardan syrlp kabilmek iin taraflar birbirine nyargsz yaklaarak, empati sorununu amaldrlar. Bu adan, Bedizzaman'n Alevilik hakkndaki dnceleri ayr bir neme haizdir. Hakiki Aleviler, Haricilerin ve Vehhabilerin szlerinin etkisinde kalp Ehl-i snnete kar dmanlk beslemekten vazgeip, ittifak yollar aranmaldr. Bedizzaman'n "Hubb-u l-i Beyt'i meslek yapan Aleviler ne

kadar ifrat da etse, Rafzi de olsa, zndkaya, kfr mutlaka girmez" eklindeki hsn- zann Ehl-i snnet iin nemli bir l olsa gerektir. Aleviler ise, Bedizzaman'n, "Belki Ehl-i snnet, Alevilerden ziyade Hz. Ali'nin taraftardrlar. Btn hutbelerinde, dualarnda Hz. Ali'yi layk olduu sena ile zikrediyorlar." szn dikkate almaldrlar. Btn bunlar u gerei ortaya karyor. Hem Ehl-i snnet, hem de Alevilerin kendilerinden ok ey bulacaklar Risale-i Nur Klliyat ehl-i imann bir buluma platformu olmaldr. Dipnotlar: 1. Bedizzaman Said Nursi, Snhat, st. 1994, s. 39. 2. Bedizzaman Said Nursi, Mektubat, Germany 1994, s. 354. 3. Snhat, s. 38. 4. Bedizzaman Said Nursi, Emirda Lahikas, Germny 1994, s. 70. 5. A.g.e., s. 70. 6. A.g.e., s. 61. 7. Bedizzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, st. 1995, s. 123. 8. Mektubat, s. 65. 9. A.g.e., s. 659. 10. Emirda Lahikas, s. 70. 11. Bedizzaman Said Nursi, Lem'alar, Germany 1994, s. 27. 12. Mektubat, s. 107. 13. Lem'alar, s. 27. 14. A.g.e., s. 28. 15. Mektubat, s. 352. 16. Emirda Lahikas, s. 177. 17. A.g.e., s. 210. 18. A.g.e., s. 70. 19. Hayreddin Karaman, "Caferiyye", TDV slam Ansiklopedisi, C: 7, stanbul 1993, s. 4. 20. Mektubat, s. 420. 21. A.g.e., s. 101. 22. Ahmet Cevdet Paa, Ksas- Enbiya ve Tevarih-i Hulefa, stanbul 1980, s. 267.

23. Lem'alar, s. 28. 24. A.g.e., s. 28. 25. Ethem Ruhi Flal, "Ali", TDV slam Ansiklopedisi, C: 2, stanbul 1989, s. 372. 26. Lem'alar, s. 28. 27. Mektubat, s. 57. 28. A.g.e., s. 100. 29. A.g.e., s. 100. 30. Mustafa z, "Cafer es-Sadk", TDV slam Ansiklopedisi, C: 7, stanbul 1993, s. 2. 31. Lem'alar, s. 51. 32. Ahmet elebi, Emeviler Dneminde Fikir Hareketleri" DGBT, C. 2, Konya 1994, s. 463. 33. Emirda Lahikas, s. 179. 34. A.g.e., s. 182. 35. A.g.e., s. 178. 36. Ebu'l- A'l Mevdudi, Hilafet ve Saltanat, stanbul, s. 290. 37. Ahmet Cevdet Paa, Ksas- Enbiya, stanbul, 1980, s, 490. 38. "Adaleti mahza, bir masumun hakk, btn halk iin dahi iptal edilmez. Cenab- Hakkn nazar- merhametinde hak haktr; kne byne baklmaz. Adalet-i izafiye ise, klln selameti iin cz' feda eder. Cemaat iin, ferdin hakkn nazara almaz. Ehven'-er diye, bir nevi adaleti izafiyeyi yapmaya alr. Fakat, adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez; gidilse zulmdr." 39. Mektubat, s. 57. 40. Ethem Ruhi Flal, "Ali", TDV slam Ansiklopedisi, C: 2, stanbul 1989, s. 373. 41. Mektubat, s. 58. 42. A.g.e., s. 352. 43. Ethem Ruhi Flal, "Ali", TDV slam Ansiklopedisi, C: 2, stanbul 1989, s. 374. 44. Muhammed El Hudari "Hulefa-i Raidin Devri," DGBT, C, 2, s, 268. 45. Ahmet Cevdet Paa, a.g.e.,s. 602-620. 46. Mektubat, s. 58.

(www.risaleinurenstitusu.org) dan alnmtr.

RSALE- NUR'DA ALEVLK


Peygamber Efendimizin ( s.a.v ) soyundan gelen l-i Beyt'i Allah iin sevmek, Hanefi mezhebinde vacip, fi mezhebine gre farzdr. Cenb Hak Kur'an- Kerim'de yle buyurmaktadr: Resulm De ki: Ben bu risalet ve irat hizmetinden tr, sizden akrabalk sevgisinden baka beklediim hibir karlk yoktur. (ra Sresi, 23) Bu Ayet-i Kerime'de geen akrabalk sevgisi tabiri iin, Bedizzaman Ehl-i Beytimi sevmenizi isterim manasn vermektedir. ( Lem'alar ) Bir Hadis-i erif 'te Peygamber Efendimiz (a.s.m) yle buyurmaktadrlar: Allah' size verdii nimetlerinden dolay sevin. Beni de Allah iin sevin. l-i Beyt'imi de benim iin sevin. Dier bir hads'te ise:Bir kimse, sahabelerimi, zevcelerimi ve Ehl-i Beyt'imi sever de onlarn herhangi birine ayplamada bulunmazsa, onlarn sevgisiyle bu dnyadan gerse kyamet gn benimle beraber olur.buyurmulardr. Yukardaki hadis-i erifler, l-i Beyt'i sevmenin dinimizdeki yerini, en veciz ve en ak bir ekilde ifade etmektedir. l-i beyt'i sevmek, kuru ve ruhsuz bir sevgi olmamaldr. Her eyde olduu gibi l-i Beyt'i sevmenin de bir lsnn olmas lzmdr. O sevginin Allah ve resul (a.s.m) hesabna olduunun en byk delili, Kur'ana ve Snnet-i Seniyye 'ye sk skya sarlmaktr. Bu hususu Bedizzaman Hazretleri yle ifade etmektedir: l-i Beyt'ten vazife-i Risalete murad Snnet-i Seniyye'sidir. Snnet-i Seniyye'yi terk eden hakik li Beyt'ten olmad gibi l-i Beyt'e hakik dost da olamaz. ( Lem'alar )

Bu hakikate binen , ancak Snnet-i Seniyye'ye tbi olan bir Mslman, l-i Beyt'i gerek anlamda sevmi olacaktr. Bu manay Peygamberimiz (a.s.m), u mealdeki hadis-i erifleriyle aydnlatmaktadrlar: Sizlere iki ey brakyorum. Onlara yapsanz kurtulursunuz. Birisi Kur'an- Kerim, biri l-i Beyt'imdir. Bu hadiste Kur'ana ve l-i Beyt'e yapmann birlikte zikredilmesiyle, yle bir hakikat dersi verilmeye allmtr. Allah'n Kitab'n seven ve tabi olan her Mslman, l-i Beyt'i sevecek ve hrmet edecek, l-i Beyt'i seven her Mslman da Allah'n Kitabyla amel edecektir. ( Mehmet krknc, Alevilik Nedir?, Zafer Yaynlar ) ayet Al-i beyt sevgisini mstakil olarak, kur'an ve snnetten ayr dnrsek, ok byk bir sistem hatasna dm oluruz. nk, Bata Peygamberimiz (a.s.m) olmak zere tm peygamberlerin ve insanlarn yaratlnn gayesi ve hikmeti, Allah'a iman etmek ve O'nu tanyp ibadet etmektir. O halde Al-i Beyt sevgisini soyut olarak dnmek, Resulllah Efendimiz (a.s.m.)'in insanlara sadece l-i Beyt'i sevdirmek iin gnderilmi olduunu kabul etmek demektir. Bu tarz bir anlay ise, insanlarn yaratl gayesini sadece bir tek sevgiye balamak olur ki, hem Allah' tanma ve sevmeye hem Allah'a ibadet etmeye hem de dier iman hakikatlerine gerekli ehemmiyeti verdirmeye mani olmaktadr. Buna delil olarak, Alevilerin Ehl-i beyt sevgisinde ok ileri, ama sair deerlerde ok geri kalmalar gsterilebilir. Ehl-i Beyt'i seven her mmin, ibadet vazifesini yerine getirmekle beraber, onlar kendisine rnek almal, onlara benzemeye almal ve onlar gibi olmaya gayret etmelidir. Ehl-i Beyt'i gerek anlamda sevmek de ancak bu yolla gerekleebilir.

Risale-i Nurlarda Ehl-i Beyt sevgisi Ayet, Hadis ve Ehl-i snnet alimlerinin ifade ettikleri izgiden bakas deildir. Nurlardaki Alevilik konusu ise, Ehl-i snnet muhakkiklerinin beyan ettikleri ifade ve grlerle birebir rtmektedir. Buna gre, Risale-i Nur'da iilerin ve Alevilerin kabul ettikleri baz meselelerin tashihi yaplmakla beraber, Snniler ile Alevilerin birbirlerine nasl bakmalar ve davranmalar gerektii hususunda gzel ller verilmitir. Bu ller: 1- Bedizzaman Said Nursi, Ehl-i snnet alimlerinin ifade ettikleri gibi Hz. Ebubekir (r.a ), Hz. mer (r.a ) ve Hz. Osman (r.a )'n halifelie daha layk olduunu kabul etmektedir. Ama Hz. Ali (r.a)' Al-i Beytin ahs- manevisini temsil etmesi cihetiyle daha stn ve yetiilmeyecek bir makam sahibi olduunu da zellikle belirtmektedir. Hazret-i Ali'ye (r.a) iki cihetle baklmak gerektir. Bir ciheti; ahs kemalt ve mertebesi noktasndan. kinci cihet: l-i Beytin ahs- manevsini temsil ettii noktasndandr. l-i Beytin ahs- manevsi ise, Resul-i Ekrem (a.s.m) bir nevi mahiyetini gsteriyor. te birinci nokta itibariyle Hazret-i Ali (r.a) bata olarak btn ehl-i hakikat, Hazret-i Ebubekir ve Hazret-i mer'i (r.a) takdim ediyorlar. Hizmet-i slmiyet'te ve kurbiyet-i lahiyede makamlarn daha yksek grmler. kinci nokta cihetinde Hazret-i Ali (r.a) l-i Beytin ahs- manevisinin mmessili ve l-i Beytin ahs- manevisi ise, Muhammed (a.s.m)'n hakikatini temsil ettii cihetle, muvazeneye gelmez. te Hazret-i Ali (r.a) hakknda sylenen fevkalde methedici hadisler, bu ikinci noktaya bakyorlar. Bu hakikati teyit eden sahih bir hadis var ki; Resul-i Ekrem (a.s.m) ferman etmi: "Her Nebinin nesli kendindendir. Benim neslim, Ali'nin (r.a) neslidir." ( Lem'alar, 23)

2- Bedizzaman'a gre, Peygamberimiz (a.s.m)'n Hz. Ali (r.a) hakknda syledii methedici hadislerin mmet ierisinde oka yaylmasnn sebebi, Hz. Ali (r.a)'n dier byk sahabelerden byk olduu iin deil, dier baka hikmetler iindir. Hazret-i Ali'nin (r.a) ahs hakknda sair halifelerden ziyade methedici hadislerin oklukla yaylmasnn srr udur ki: Emevler ile Haricler, ona haksz hcum ve tenkit ettiklerine mukabil Ehl-i Snnet Ve Cemaat olan ehl-i hak, onun hakknda rivayetleri ok nerettiler. Dier halife ise, yle tenkit ve hcuma ok maruz kalmadklar iin, onlar hakkndaki hadislerin yaylmasna ihtiya grlmedi. Hem istikbalde Hazret-i Ali (r.a) elm hadiselere ve dhil fitnelere maruz kalacan nazar- nbvvetle grm, Hazret-i Ali'yi (r.a) mitsizlikten ve mmetini onun hakknda s'-i zandan kurtarmak iin ben kimin dostu isem Ali'de onun dostudur gibi mhim hadslerle Ali'yi (r.a) teselli ve mmeti irat etmitir. ( Lem'alar, 24) 3- Bedizzaman, hayat boyunca toptanclktan hep kanmtr. O'na gre, yanl fikir tayan bir gurubun tm fertleri ayn oranda mesul deildir. Bedizzaman hazretleri, iileri ve Alevileri de ikiye ayrmaktadr. Hz. Ali'yi (r.a) Velilerin ah olarak kabul eden ia-i velayet ile Halifelik Hz. Ali'nin hakk idi ve O'ndan gasp edildi diyen ia-i hilafet'in ayn hissi tamadn ve ayn mesuliyette olmadn u ifadelerle ortaya koymaktadr: Hazret-i Ali'ye (r.a) kar a-i velayetin ar muhabbetleri ve tarkat cihetinden gelen tafdilleri (makamn byk gstermeleri), kendilerini a-i hilafet derecesinde mesul etmez. nk ehl-i velayet meslek itibariyle, muhabbet ile mritlerine bakarlar. Muhabbet ifrat gerektirir. Mahbubunu (sevdiini) makamndan fazla grmek arzu ediyor ve yle de gryor. Muhabbetin fazlalndan ehl-i hal mazur olabilirler. Fakat onlarn muhabbetten gelen tafdili, dier halifenin gybetine ve dmanlklarna gitmemek artyla ve slmi esaslarn haricine kmamak

kaydyla mazur olabilirler. a-i hilafet ise; siyasetin acmasz arkna girdikleri iin, dmanlktan, garazdan, tecavzden kurtulamyorlar, itizar hakkn kaybediyorlar. ( Lem'alar, 24) 4- Nurlarda Hz. Ali ( r.a )' n asl ias ve dostlarnn , Ehl-i snnet olduu da u ifadelerle ortaya konmaktadr: Hadse Hazret-i Ali'nin (r.a) as hakkndaki Peygamberimizin vgs , Ehl-i Snnete aittir. nk istikametli muhabbetle Hazret-i Ali'nin (r.a) alar (dost), ehl-i hak olan Ehl-i Snnet ve Cemaattir. nk , iiler Hazret-i Ali'yi (r.a) fevkalde sevmek davasnda olduklar halde eksik gryorlar ve kt ahlkta bulunduunu onlarn mezhepleri iktiza ediyor. nk diyorlar ki: "Hazret-i Sddk ile Hazret-i mer (r.a) haksz olduklar halde Hazret-i Ali (r.a) onlara takiyye etmi; yani onlardan korkmu, riyakrlk etmi. " Acaba byle slm kahraman ve "Allah'n Aslan" unvann kazanan ve sddklarn kumandan ve rehberi olan bir zt, riyakr ve korkaklk ile ve sevmedii ztlara grnrde muhabbet gstermekle ve yirmi seneden ziyade korku altnda takiyye etmekle hakszlara tabi olmay kabul etmekle vasflandrmak, ona muhabbet deildir. O eit muhabbetten Hazret-i Ali (r.a) uzaktr. te Ehl-i hakkn mezhebi hibir cihetle Hazret-i Ali'yi (r.a) eksiltmez, kt ahlk ile ittiham etmez. Hazret-i sa (a.s)'a kar fazla muhabbet, Hristiyanlar iin tehlikeli olduu gibi; Hazret-i Ali (r.a) hakknda da o tarzdaki ar muhabbet, sahih bir hadste tehlikeli olduu beyan edilmi. ( Lem'alar, 25) 5- Bedizzaman Said Nursi, iilerin Hz. Ali (r.a)' ar sevmekten dolay tehlikede olduklarn aadaki hadis-i erife dayandrmaktadr: Hz. Peygamber (a.s.m) mam- Ali'ye (r.a) demi: Sende Hazret-i sa (a.s) gibi iki ksm insan helke gider. Birisi,

ar muhabbetle; dieri, ar dmanlkla. Hristiyanlar Hazret-i sa'ya muhabbetlerinden dolay, meru izgi amak ile h "Allah'n olu" dediler. Yahudiler ise, dmanlklarndan ok sknt verdiler, nbvvetini ve kemalini inkr ettiler. Senin hakknda da bir ksm insanlar, meru olan muhabbet snr aacak, seni sevmekten helke gidecektir. Onlarn bir lakab var ki, onlara Rafzi denilir demi. Bir ksm insanlar ise, sana dmanlkta ok ileri gidecekler, onlar da Haricilerdir ve Emevlerin ileri gelen bir ksm taraftarlardr ki, onlara Nasibe denilir. (Mektubat, 107; Msned, 1:160; Mstedrek, 3:103) 6- iiler ve Aleviler, Ehl-i snneti Yezidin zulmne taraftardrlar diye sulamalarna kar, Bedizzaman unlar sylemektedir: Haccac- Zlim , Yezid ve Velid gibi heriflere, lm-i Kelmn byk allmesi olan Sdeddin-i Teftezan "Yezid'e lnet caizdir" demi; fakat, "Lnet vacibdir" dememi; hayrdr ve sevab vardr dememi. ( Tarihe-i Hayat, 502 ) Bu ifadelerden de anlalaca gibi, Ehl-i Snnet ve Cemaat bu gibi zalim insanlarn yaptklarna deil taraftar olmak, baz alimler onlara laneti bile caiz grmlerdir. Bu nedenle, Alevilerin bu noktadan da Ehl-i snneti tenkit etmelerinde haklar yoktur. 7- Bedizzaman , iilerin kabul etmedikleri ve tenkit ettikleri ilk halifeye, Hz. Ali (r.a )'n kendi iradesi ve istei ile tabi olduunu ve onlar hakl grdn u tespitlerle ortaya koymaktadr. Ehl-i hak olan Ehl-i Snnetin mezhebi derler ki: "Hazret-i Ali (r.a), ilk halifeyi hak grmeseydi, bir dakika tanmaz ve itaat etmezdi. Demek ki onlar hakl ve stn grd iin, gayret ve ecaatini hakperestlik yoluna teslim etmi." ( Lem'alar, 26) 8- Said Nursi, baz Harici ve Vehhab zihniyetli insanlarn Hz. Ali (

r.a)' tenkit etmelerinden, Ehl-i snnetin mesul tutulmamalar gerektiini de aadaki ifadelerle savunmaktadr: Hereyin ifrat ve tefriti iyi deildir. stikamet ise orta yoldur ki Ehl-i Snnet Ve Cemaat onu ihtiyar etmi. Fakat maatteessf Ehl-i Snnet Ve Cemaat perdesi altna Vehhablik ve Hariclik fikri ksmen girdii gibi, siyasi dnenler ve bir ksm mlhidler, Hazret-i Ali'yi (r.a) tenkid ediyorlar. H, siyaseti bilmediinden hilafete tam liyakat gstermemi, idare edememi diyorlar. te bunlarn bu haksz ithamlarndan Alevler, Ehl-i Snnete kar ksmek vaziyetini alyorlar. Halbuki Ehl-i Snnetin dsturlar ve esas mezhepleri, bu fikirleri iktiza etmedii gibi aksini ispat ediyorlar. Hariclerin tarafndan gelen byle fikirler ile Ehl-i Snnet mahkm olamaz. Belki Ehl-i Snnet, Alevlerden ziyade Hazret-i Ali'nin (r.a) taraftardrlar. Btn hutbelerinde, dualarnda Hazret-i Ali'yi (r.a) lyk olduu sena ile zikrediyorlar. zellikle ounluu Ehl-i Snnet Ve Cemaat mezhebinde olan evliya ve asfiya, O'nu mrit ve ah- velayet biliyorlar. ( Lem'alar, 26) 9- Bedizzaman Said Nursi, Alevilerin kendilerini kurtarmalar iin ne yapmalar gerektii hususunda unlar kaydeder: Hazret-i Ali (r.a)'n yirmi sene hrmet ettii ve onlara eyhlislm mertebesinde onlarn hkmn kabul ettii Ebu Bekir , mer, Osman (Radyallah Anhm)e ilimeseler, Hazret-i Ali (r.a) o halifeye hrmet ettii gibi, onlar da hrmet etseler, farz namazn klsalar yeter. ( Emirda Lahikas I, 80) 10- Risale-i Nur'da, Ehl-i snnetin ve Alevilerin ayn dinin mensuplar, ayn aacn dallar ve ayn vcudun azalar hkmnde olduklarn ve birbirlerine sknt vermeleri deil, birbirlerine yardm etmeleri gerektiini, u ifadelerle yer verilmitir.

Ey Ehl-i hak olan Ehl-i Snnet ve Cemaat! Ve ey l-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevler! abuk bu manasz ve hakikatsiz, haksz, zararl olan anlamazl aranzdan kaldrnz. Yoksa imdiki kuvvetli bir surette hkmeden dinsizlik cereyan, birinizi dieri aleyhinde let edip ezmesinde istimal edecek. Bunu malup ettikten sonra, o leti de kracak. Siz bir tek lah kabul ettiinizden kardelii ve birlii emreden yzer esasl kudsi balar aranzda varken, ayrla sebebiyet veren ehemmiyetsiz meseleleri brakmak elzemdir. ( Lem'alar, 27)

RSALE- NUR'DA ZKR


Zikir, kelime itibariyle Allah', hatrlamak ve anmaktr. Baz alimlerimiz zikir iin, insana sevap kazandran her trl hareket, fiil ve szlerdir. demilerdir. Allah' anmak ise Kur'n'n ak emirlerindendir.yleyse siz Beni zikredin ki Ben de sizi anaym. (Bakara Sresi, 152), Allah' oka zikredin ki, felaha eresiniz (Enfal Sresi, 45) ayetleri, bu konudaki pek ok ayetten sadece ikisidir. Zikir, kalb ve dil ile yaplabilir. Ama asl ve esas olan kalbin zikridir. nk dil ile yaplan zikir, kalb ile desteklenmedike makbul olmaz. nk dilin zikri, Allah ile kalb arasnda bir irtibat olduunun sadece bir tercmandr. Kalpten maksadmz vcudumuzun motoru hkmndeki et paras deildir. Bu isim ona mecazi olarak verilmitir. Asl olan ruhun esas ve merkezi olan manevi kalptir. Maddi ile manevi kalbin farkn ve ayrmn Prof. Dr. Alaaddin Baar hocamz aadaki u ifadelerle ortaya koymaktadr. Gnlk hayatmzda, yer yer, falann kalbi

bozuk yahut,filnca kalp ameliyat geirmi gibi szler ederiz. Bu konumalarmzda, kalbi, iki ayr mnsyla kullanrz. Bunlardan biri madd, dieri ise mnevdir. Bir baka ifadeyle, biri zhir, dieri btn... Her ikisinin de ayn isimle yd edilmesine deiik aklamalar getirilmi. Bunlardan birisine gre, insan ruhunun bedenle ilk alkas kalpte balyor. Bir dierine gre, kalbe bu ismin verilmesi mecazdr: Madd kalbin bedendeki rol ne kadar nemli ise, mnev kalbin de insann ruh hayatnda yle byk bir vazifesi vardr. Baz ztlar da, kalbi, ruh mnsnda kullanmlardr.( Prof. Dr. Alaaddin Baar, Nurdan Kelimeler) Risale-i Nurlarda zikir konusu, ok geni erevede ilenmi ve nur talebelerine her hallerinde Allah' nasl hatrlayacaklar konusu retilmitir. Bu konular birka balk altnda ilemek ve nurlarda zikir ibadetinin nasl yapld hususunda baz ipular vermek istiyoruz. 1. Kalp ve dil ile dorudan zikir yapmak: Bu konuyu balk altnda ilemek mmkndr. Allah'n esma ve sfatlarn saymak Zikir yapmann bir mahalli veya vakti sz konusu deildir. nk, tarlada, ite, fabrikada, yrrken, uzanrken, dinlenirken, yemek yerken, v.s. kalb veya dil ile Allah' zikretmek olabilir. Kur'an- Kerim her halkarda Allah' zikretmekten uzak durmayan insanlar O nra, Allah'n ykseltilmesine ve ilerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdii evlerde kavuulur. Oralarda, sabah akam O'nun ann ycelterek tenzih eden yle yiitler vardr ki, ne ticaretler, ne al-veriler onlar Allah' zikretmekten, namaz hakkyla ifa etmekten, zekt vermekten alkoymaz. Onlar kalplerin ve gzlerin dehetten halden hale dnecei, alt st olaca bir gnden endie ederler. ( Nur Suresi, 36, 37) eklinde methetmektedir. yetteki evler mescitler olarak tefsir edilmekle beraber ayn

zamanda mminlerin evleri diye de tefsir edilir. Zira slm dininde ibadet, cami ve mescitlerle snrl deildir. ( Suat Yldrm, Kur'an meali) Bu ayette belirtilen evlerden zellikle bu zaman iin Nur evleri ve dershaneleri anlalmas da pek uygun der. nk Nur talebeleri, hizmet tarz itibariyle evlerde sohbet edip, iman hakikatleri ile Allah'n emir ve yasaklarn birbirlerine anlatma hizmeti ile tannmaktadrlar. Ayrca Kur'an'da Onlar ki Allah' bazen ayakta divan durarak, bazen oturarak, bazen de yanlar zere zikreder (Al-i mran Suresi, 191.) Ayrca sahih bir Hadis-i erifte "Ey inananlar, Allah' oka zikredin ve O'nu sabah akam tesbih edin" buyurulmakla, her zaman Allah' zikretmenin imann bir gstergesi olduu vurgulanmaktadr. Bu gibi ayet ve hadislerden yola karak, nur talebelerinin dil ile yaptklar zikrin temel ubesi olduundan bahsedilebilir. Bunlar: A. Nur talebeleri, 7 ana blmden oluan Hizb-ul Envari'l Hakaik'n Nuriyeyi baka bir tabirle Ceven-ul Kebir duasn hususi bir vird edinmilerdir. Nur talebeleri, bu dua kitabnda; 1- Sevap ve feyiz itibariyle kendisine yetiilemeyecek olan kur'andan baz sureleri, 2- Allah'n bin bir isminin ierisinde bulunduu mstesna dua ve mnacat olan Ceven dediimiz Peygamber duasn, 3- ah- Nakibend Hazretlerinin srlar ve sevaplar ile dolu olan Evrad- Bahaiyye duas ve evradn, 4- Bata Peygamber Efendimiz ( s.a.v )'in olmak zere, Veysel Karani, Abdulkadir Geylani hazretleri gibi byk kutup ve gavslarn salavatlarnn ierisinde topland Delailin Nur u 5- Hz. Osman (r.a )'n eitli ayetlerden dua niyetiyle iktibas ettii, mkemmel ve sevabdar Mnacat-ul Kur'an duasn,

6- Hz. Ali (r.a ) efendimizin sm-i Azam olarak tespit ettii Ferd, Hay, Kayyum, Hakem, Adl ve Kudds isimlerini efaati kabul ederek yaplan Tahmidiye duasn, 7- Hibir ey yoktur ki Allah' tesbih etmemi olsun ayet-i kerimesinin bir nevi tefsiri olan ve kainattaki tm mahlukatn tesbihlerini niyet ederek okunan Hlasat-ul Hlasa duasn, sk sk okuduklar herkese bilinen ve bir nevi Nur talebelerinin hususi bir virdi olduu ou insanlarca kabul edilen bir gerektir. B- Risale-i Nurun Birinci Lem'asnn banda belirtilen ve Bedizzaman hazretlerinin her zaman, zellikle akam ve yats arasnda otuz er defa okunmas ok faziletli bulunan ayet-i kerimelerdirdedii, bir ksm ayetlerin okunmas, oka tavsiye edilmektedir. C- Her namazn arkasnda okunan ve salavat ile Esma-i Hsna'dan oluan Namaz tesbihatnn, gerek toplu gerekse ferdi olarak okunmas. Allah' gzel bir ekilde anmak Risale-i nur'da Allah', Ehl-i snnet itikad zere tanmak ve sevmek dersi oka ilenmektedir. Bu ekildeki bir bilme ve sevme, Allah iin yaplacak en byk sayg ve en isabetli zikirdir. 11. Sz namndaki bir risalede Allah' tanma, sevme, hatrlama ve bilme ile alakal bir muhteem temsilden bir paragraf veriyoruz: "Ey ahali! u sarayn meliki olan efendimiz, bu eylerin izharyla ve bu saray yapmasyla, kendini size tanttrmak istiyor. Siz dahi onu tanynz ve gzelce tanmaa alnz. Hem u sslemelerle kendini size sevdirmek istiyor. Siz dahi onun eserlerini takdir ile kendinizi ona sevdiriniz. Hem bu grdnz ihsanlar ile, size muhabbetini gsteriyor. Siz dahi itaat ile ona muhabbet ediniz. Hem u grnen ni'met ve ikramlar ile, size efkatini ve merhametini gsteriyor. Siz dahi kr ile ona hrmet ediniz. Hem u

mkemmel eserleriyle, manev cemalini size gstermek istiyor. Siz dahi onu grmee ve tevecchn kazanmaa itiyaknz gsteriniz. Hem btn u grdnz ssl eserler stnde birer husus ve taklit edilmez mhr koymakla, herey kendisine has olduunu ve kendi eseri olduunu ve kendisinin tek ve yekta olduunu size gstermek istiyor. Siz dahi onu tek ve yekta ve misilsiz, benzersiz tanynz ve kabul ediniz." ( Szler, 122) Allah'n yceliini dile getirmek Nurlarda, insanlarn dar kabiliyeti ile Allah'n sonsuz sfatlarnn anlalamayaca vurgulanmaktadr. nsanlarda mevcut olan bu eksiklik, sonsuz sfatlarn inkarna vesile olabilir. nk eytan, bu damar ve zellii ok iletmektedir. te insanlarn acizliklerinden istifade eden eytanlarn bu desise ve aldatmalarn susturan sr, Allah Ekber olduu risale-i nurun ok yerlerinde, zellikle 13. Lem'ada ok gzel ve vurucu ifadelerle ilenmitir. nk, usuz ve bucaksz olan u muhteem kainat, btn ynleriyle ve zellikleriyle idare eden ilahi kudreti, insanlarn anlamalar mmkn deildir. Bu mesele, ancak Allah Ekber, Allah en byktrdemekle, kabullenilmesi sz konusu olabilir. 2- Kur'an okumak ve retmek suretiyle yaplan zikir: Kur'an- Kerim'de "te bu (Kur'n) da, bizim indirdiimiz bir zikirdir (ttr). imdi onu inkr m ediyorsunuz?" (Enbiy suresi, 21/50) buyurulmaktadr. Bu ayet-i kerime iin ok eitli manalar verilmekle beraber, baz alimlerimiz Kuran'n da zikir niyetine okunabilecei hususunda mana karmlardr. Dolaysyla Kur'an okumak ta bir zikirdir. Risale-i Nur talebelerinin, her namazdan sonra birer ar okumalar, Ceven-i Kebir'in ilk blmn tekil eden ve Kur'an surelerinden ibaret olan ksm okumalar, haftalk hatimler dzenlemeleri, mbarek aylarda ve zellikle Ramazan aynda oka Kur'an okumalar ve Kur'an okumay bilmeyenlere de kur'an retmeye almalar bu

zikir vecibesini hakkyla yerine getirdiklerine bir delildir. 3- Snnet-i Seniyyeye ittiba etmekle yaplan zikir: Risale-i Nur'da Dorudan doruya Snnete ittiba etmek, Resul-i Ekrem (s.a.v)'i hatra getiriyor. O ihtardan o hatra, bir huzur-u lah hatrasna inklap eder. ( Lem'alar,51) ifadesinden yola karak unu diyebiliriz: Madem zikir Allah' hatrlamaktr ve madem Snnet-i seniyyeye ittiba etmek, Allah' hatra getiriyor. yleyse Peygamberimizin ( s.a.v ) snnetine uymak ta bir nevi zikirdir. Risale-i nur talebelerinin snnete ciddi ittiba etmeleri, hem snnete uyma ve hem de Allah' zikretme sevab ve feyzi kazanmalarna vesile olmaktadr. 4- Tefekkr etmek suretiyle yaplan zikir: Kur'an- Kerim'de "Onlar ayakta, oturarak ve yanlar zerine yatarken Allah' zikrederler. Gklerin ve yerin yaratl zerinde dnrler ve derler ki: "Ey Rabb'imiz, bunu bo yere yaratmadn, Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz, bizi ate azabndan koru!." (Al-i mrn, 3/191). Bir hadis-i erifte de Peygamberimiz (a.s.m) de, "Zikrin en faziletlisi, L ilhe illallah ve duann en faziletlisi de Elhamdlillah'dr" (bn Mce, Edeb, 25) diyerek, tevhid kelimesi ile zikirde bulunmann slm dinindeki nemini ifade etmitir. Yukardaki Ayet ve hadis gibi ok ayet ve hadislerin ifade ettikleri bir hakikat var ki: Allah'n esma ve sfatlarn tefekkr etmek, zikirdir. Risale-i Nur'un drt esasndan birisi tefekkrdr ve risalelerin ou tefekkr hakikatine ulatrmaktadr. Bata 7. ua (Ayet-l Kbra ) risalesi olmak zere 2. 3. 4. ve 15. ualar, 20. ve 24. Mektublar, 16. 17. 20. 23. 24. 29. 32. ve 33. Szler ve 30. Lem'a olan sm-i Azam risalesi gibi risaleler, tefekkr alannda birer aheser hkmndedir. 5- Allah'n Davasna hizmet etmek eklindeki zikir: Allah', Allah'n isim ve sfatlarn nce kendilerine, sonra bakalarna anlatmak

Vcudun btn organlarnn Allah'n emir ve yasaklarna gre hareket etmeleri ile Beden zikir hasl olur. Bu zikir, kiinin kendi vcut organlarn Allah yolunda altrmas ile mmkndr (Mehmet Zeki Pakaln, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl, stanbul 1971, 659). Allah yolunda hicret ve hizmet etmekle tozlanan ayaklar hakknda ok mjdeleyici rivayetler mevcuttur. Zira, bir Hadiste Allah yolunda tozlanan ayaklar, cehennem ateine haramdr. buyurulmaktadr. Buna gre, bir insann Allah yolunda hicret veya hizmet etmesi, vcudun zikridir. Dolaysyla Nur talebelerinin dersten derse, hizmetten hizmete komalar da zikirdir. Ders yapmak Hz. Resulllah (a.s.m) bir hadiste zikir hakknda yle buyurmutur: "nsanlar bir araya gelip Allah' andklar zaman, melekler onlar kuatr, rahmet onlar kaplar ve Allah onlar kendisine yakn olan kiilerden kaydeder." Bu Hadis-i erifte de aka belirtildii gibi, Allah iin toplanp lahi hakikatleri birbirlerine anlatanlar hem zikir ibadeti ilemi ve hem de meleklerin duasna ve yanlarna gelmelerine vesile olmu olurlar. Demek Nur talebelerinin akamlar ders yapmalar, namazlardan sonra ders okumalar, yan yana geldiklerinde mani bir bahis okumalarnn hepsi zikir olarak nitelenebilir.

RSALELER LHAMLA MI YAZILDI VE LHAM LE VAHY LKS.


Bedizzamann tenkid edilen ynlerinden biri, Nur Risalelerini ilhamen yazldn sylemesidir. Risalelerde zaman zaman "bunlar bana yazdrld", "kalbime ihtar edildi" gibi ifadeler gemektedir. Buna gelen itiraz, aslnda vahye gelen bir itirazdr. mmi bir insana vahiy geliyorsa, bir baka insana ilham gelmesi reddedilmemelidir.

Meselenin esas udur: Allah peygamberlerine vahyettii gibi, sekin baz kullarna da ilham eder. air gibi hassas baz kimselerin ilhama mazhar olduklar gzler nnde iken, btn hayatn Kur'an hizmetine adayan bir Bedizzamann ilhama mazhar olduunu reddetmek, insanfla badar bir durum deildir. Kelime olarak ilham, bir eyi birden yutturmak anlamnda olup, stlah olarak kalbe bir takm mana ve fikirlerin ilk edilmesi anlamnda kullanlr. Allahn, kulun kalbine brakt ey, feyz yoluyla kalbe braklan ey tarznda da ifade edilmitir. Istlah anlamdaki vahiy, peygamberlere has bir keyfiyet iken, ilham daha umum bir karakter tar. Veli kulun kalbine gelen ilham, meleklere yaplan ilham, hatta ar gibi hayvanlara yaplan ilhama kadar mull bir ifadedir. Kuran- Kerimde ilham kelimesi sadece ems suresi 8. yette geer. Bu surenin banda yce Allah, gnee ve aya, gndz ve geceye, sema ve arza kasemden sonra, Nefse ve onu en gzel bir biimde ekillendirip fcur ve takvasn ilham edene yemin ederim ki, nefsini arndran muhakkak kurtulmutur. Onu kirleten de, hsrana uramtr buyurur. (ems, 8-10) Bu yetler, insan nefsinin fcur ve takvaya kabiliyetli olduunu beyan etmektedir. nsan, nefsini hayra da, erre de ynlendirebilir. nsann terkbi ulv ve sfl lemden gelmitir. Bundan dolay insan, nefsi itibaryla sfliyata meyyal, ruhu itibaryla ise, ulviyta mtaktr. Surenin banda gne ve aya, gndz ve geceye, sema ve arza yemin edilmesi, insann fcur ve takvadaki haline bir iaret gibidir. Yani, insan nefsi ya gne gibi nuran veya ay gibi zulmandir. Ya gndz gibi aydnlk veya gece gibi karanlktr. Ya sema gibi ulv veya arz gibi sfldir. nsan bu ekilde ykselten veya alaltan,

nuran veya zulman yapan, fiillerine temel tekil eden ilhamlardr. nk insan nefsi, hem hayrl ilhamlara, hem de erli ilhamlara bir alc durumundadr. Allahn ve melein ilhamna muhatab olduu gibi, eytan bir ilham olan vesveselere de muhatab olmaktadr. Allahn nefse fcur ve takvay ilham etmesi ise, hayr ve erri ona bildirmesi anlamndadr. lham da vahiy gibi sbjektif bir yap arzeder. lhamn keyfiyeti, tatmayanlarca bilinmez. Fakat onun bu bilinmezlii, kendisi hakknda fikir yrtmemize engel deildir. Bu nedenle, ilhamn keyfiyetiyle ilgili baz gr ve tecrbeleri kaydetmekte fayda gryoruz:

lham, vicdanda ani bir surette belirir. Nereden geldii his ve idrk olunmaz. Alk, susuzluk, znt ve sevin duygular vicdanda nasl duyuluyorsa, ilham da ayn ekilde duyulur. Byle ani gelen bir ilham, beklenmedik ruh, cokun bir istila gibidir. Bundan dolay da, kalb hassasiyet ve akl titizlik daima onu almaya hazr olmaldr. Yoksa Nurlar senin zerine gelirler ve kalbini kainat iindeki eserlerin suretleriyle dopdolu grnce geldii gibi giderler. Kalbini ayarn suretlerinden boalt ki, maarif ve esrar ile doldurasn. (Ataullah skenderan,) r tefsr ekolnn mmtaz simalarndan Bursev kendi ilham tecrbelerinden bahsederken yle der: Nefsimizde tattk ki, ilham ve hitab bazen Arapa lafzla, bazen de Farsa veya Trke olarak geliyordu. (smail Hakk Bursev) Muhammed Abduh, Menar tefsirinde yle der: Kii, firaset, ilham gibi gizli ruh idrak vastalaryla bir bilgiye ulaabilir. Bu, ou kere ruha baz levhalarn almas eklinde olur. Bunun kesinlii, ancak vukundan sonra anlalr. Byle bir ilham, baz keskin gzl kimselerin bakalarnn grmedii ok uzak mesafeyi grmeleri gibi bir haldir.

Fakat gayb, derece derecedir. Gaybn en derin noktasn ne bir peygamber, ne de bir veli bilemez. Ezel kaderin vukua kma, tezahr etme zaman yaknlatka, o hadise gayb hazinesinden yava yava ayrlp, insann kavray ufkuna, dnya semasna doru gelir. Denizin ta dibindeki cisim grnmez. Ama dipten ayrlp yzeye doru gelen cisim, yzeye yaklatka kuvvetli gzler tarafndan grlr. te gaybn, derinliklerinden ayrlp ehadet lemine doru yaklaan olaylar da, basiret gz ak olan baz keif erbab grebilir. Allahn veli kullar ilhama mazhar olduklar gibi, hassas ruhlu sanatkrlar, airler, kendi sahasnda fani olmu ilim adamlar da ilhama mazhar olmaktadrlar. Bunlar, hayatn gnlk ak iinde bakalarnn gremediini grrler, sezemediini sezerler, hissedemediini hissederler. Bir baka ifadeyle, bilginin bambaka bir boyutunda yer alan kimi sezgiler ve dimalar, bize gre verimsiz gibi gelen bir zeminden diriltici sular, ilh temaslar elde edebilirler. Hatta, belli bir meseleyi, uzun bir mddet ok uramamza ramen zemezken, bir gn aniden onun zmn iimizde buluruz. Btn bilgi basamaklarn atlayarak bizi ani bir ekilde sonuca ulatran bu kabiliyetimiz hadsden (sezgiden) baka bir ey deildir. Her insanda bilkuvve mevcut olan byle bir sezgi, air ve sanatkrlarda, ilim adamlarnda ok daha hassastr. Bugn beeriyetin istifade ettii ilim ve teknoloji rnleri, ou kere byle sezgilerin neticesidir. Bunlar, sadece zeknn eseri grmek yanl olacaktr. Dhi insanlar, kendilerinde bulunan gzlem ve anlama gcnden baka, sezgileri ve yaratc muhayyileleri ile bakalar iin gizli olan sezer, grnte ayr olan olaylar arasndaki ilikileri anlar, gizli bir hazinenin varln tahmin ederler. Mlhem keaflar diyebileceimiz bu kiiler, kendi sahalarnda deta fni olmulardr. Btn dnyalarnda aratrdklar mesele

vardr. Her eye o zaviyeden bakarlar. Bir mzisyenin dnyas notalardan meydana gelmitir. Bir ressamn dnyas, renkler ve ekiller dnyasdr. Mesleinde fni olmu bir kimyacnn nazarnda lem byk bir laboratuardr. Bir airin dnyas, kelimelerin armonisinden rldr. Bunlar ve benzerleri, kendi branlarnn gemisinde, sisle rtl srlar okyanusunda ilerlerken, zaman zaman ilerdeki kayalar hayal meyal grr gibi olurlar. Ardndan tekrar bir sis etraf kaplar. Bazen de bir rzgr eser, btn sis bulutlarn datr. nlerindeki kayalar ve ilerdeki kylar onlara ak ve net olarak gsterir. Bylece kayalardan aarlar, kylardan geerler. Gerein yeni ufuklarna doru krek sallarlar. yle veya byle, kendisine bu tarz ilham gelen birisi iirde yeni bir ufka ald gibi, kendini sanatna adam mlhem sanatkrlar, kendini ilm keiflere adam mlhem keaflar da bir gn kendilerini yepyeni bir iklimde bulabilmektedirler. Kevn srlara dalmak isteyenlere kinat srlar ald gibi, ilh srlara ermek isteyenlere de, marifet nurlar salacaktr. lham ne derece balaycdr? lhama mazhariyetle elde edilen bilgi, ou kere o ahs ilgilendiren cz eyler iindir. Yani, ya skntl halinde gelen bir teselli veya iinden kamad bir mkilin halli veya kendisi ve evresiyle ilgili gelecee ynelik bir mjde eklindedir. Bu tarz bir ilhamn deeriyle ilgili olarak ekseriyetin gr, ilhamn bakasn balayc bir bilgi tr olmaddr. Taftezan Akaid metninde geen lham, ehl-i hak nezdinde bir eyin shhatini bilme yollarndan deildir cmlesini yle aklar:

Mellif bununla lham, btn insanlarn kendisiyle ilim elde ettii ve bakasn balayc bir sebep deildir manasn murad etmitir. Yoksa phesiz ilham yoluyla her hl karda bir ilim elde edilmektedir.

Dier bir ifadeyle, kelmclar, ilhamn vukuunu deil, bu yolla elde edilecek bilginin, bakas iin delil olacan kabul etmezler. Mesel birisi kalbime ilham edildi ki, u tarihte u olay olacak dese, onun bu ilham bakasn balayc bir hkm tamaz. Bu ilhamnn hkm zamana braklr. Zaman onu ya tasdik eder veya yanl grdn ortaya koyar. Kalbine ilham gelen kii, bunun ilh meneli olduunu hissederse, kendisi onunla amel eder. Nitekim Hz. Musann annesi kalbine gelen ilhama gre hareket etmi, kk Musay sandk iinde Nilin sularna brakmtr. Bu noktada unu da belirtmek isteriz ki: nsann kalbi sadece Rahman ilhamlara ynelik bir alc durumunda olmayp, eytandan da ilham almaya kabiliyetlidir. Bundan dolay, ilhama mazhar olan kii, eer dinin hkmlerini iyi bilmiyorsa, eytanlarn oyunca olabilir. Kalbine gelen eytan ilham, Rabban zannedip hem sapar, hem de saptrr. Anlatlr ki, Hz. merin olu Abdullaha biri Yalanc peygamber Muhtarus- Sakaf kendisine vahiy geldiini iddia ediyor deyince bn-i mer Doru sylemi der ve u yeti okur:

phesiz eytanlar kendi dostlarna sizinle mcadele etmelerini vahyederler (Enam, 121) Yani, vesvese yoluyla ilham ederler. Ehl-i imanla mcadele etmeleri iin telkinde bulunurlar. Demek ki, bilhassa eytan fikirli insanlar, eytan ilhamlara maruz kalrlar. eytan, ehl-i imana vesvese verip gnahlara sevketmek istedii gibi, ehl-i kfre de mesajlar gnderir, ehl-i imanla uramalarn salar. Hamdi Yazr yle der:

manszlkla eytanet arasnda bir cazibe vardr. Korusuz baheye haerat musallat olduu gibi, Grmedin mi biz, kfirlerin zerine kendilerini iyice (azgnla) sevkeden eytanlar gnderdik (Meryem, 83) medlulnce, imansz kalplere de eytanlar musallat olur. manszlar eytaneti sever. eytan hasletlere, hareketlere meftun olurlar. Hayrsz, hayrszla der kalkar. Ekiyann reisi, en byk aki olur. Bunun gibi, imanszlarn btn temaylleri eytanette olduundan, nlerine eytanlar der, balarna eytanlar geer. Gnmzde, memleket apnda ve dnya apnda ehl-i imanla uraanlar grdke, stteki yetin manasn daha iyi anlayabiliyoruz. Vahiy ilham fark

Vahiyle ilham arasndaki farklar bilmek, ilhamn deerini ve keyfiyetini anlamamza yardm edecektir. yle ki: 1- lham, mutasavvflarca ve baz kiilerce bir delil saylabilir. Ancak o, ounluu balayan bir hccet deildir. 2- Vahyin kayna kesin olarak ilh olmakla birlikte, ilhamn kayna her zaman ilh olmayabilir. Onun iin, vahiy kat olup, ilham zanndir. nk, vahiy melek vastasyla gelir. Melekte hata ihtimali yoktur. Fakat kalbin akl ve nefisle alakas olduundan, bunlardan etkilenir. Bundan dolay, o meyanda yanlmalar olabilir. 3- Vahiyde mndemic olan risalet, btn beeriyete aittir. Halbuki ilham, yalnzca buna mazhar olan ahsa mahsustur. Vahiy, btn lemi aydnlatan gne gibidir. lham ise, sadece ilhama mazhar kiiyi aydnlatan bir lamba gibidir. 4- Vahye mazhar olan peygamber, ald vahyi insanlara teblile mkellefdir. Hlbuki bir veli, kalbine gelen ilham teblie memur

deildir. Hatta ou kere gizlemesi daha efdal olmaktadr. 5- Vahiy glgesizdir, safidir, peygamberlere hasdr. lham ise, glgelidir. Renkler karr. nsandan baka, melekler ve hayvanlarn da mazhar olduu bir keyfiyettir. Hz. Musann Annesi

Kuran- Kerim, Hz. Musann annesine gelen ilh ilhamdan bahseder. yle ki: Hz. Musa dnyaya geldii sralarda Msra hkmeden Firavun, Ben srailin erkek ocuklarn ldrtmektedir. Olunun da ldrlmesinden endie eden Hz. Musann annesine u ilh teselli gelir: ocuunu emzir, Onun bana bir ey gelmesinden korktuunda onu (sandk iinde) denize brak. Korkma ve zlme! Biz onu tekrar sana kavuturacaz ve onu peygamberlerden yapacaz. (Kasas, 7) Hz. Musann annesine gelen bu ilham, onu teselli edici ve ynlendirici bir keyfiyet arzetmektedir. Ayn zamanda ileriye ynelik iki mjdeyi tamaktadr. Bu iki mjde, Musann annesine geri dndrlmesi ve kk Musann, ilerde bir peygamber olacadr. Musann annesine ilhamn nasl ve ne ekilde geldii mehulmz olmakla beraber, bunun ryada bildirilmesi, ya da Hz. Meryemde olduu gibi, melek gnderilmesi eklinde olabilir. Bu ekilde bir ilhama mazhariyeti, sadece Musann annesine has bir olay olarak grmek hatadr. Benzeri durumlarda bylesi ilhama mazhar pek ok kii vardr. Bu ilhamlar, Musann annesi rneinde olduu gibi, teselli edici, ynlendirici ve gelecekten haber verici zellikler tamaktadr.

EFAAT DILEMEK
Her hayr Allahn elindedir hakikatnca hi kimsenin ve hibir eyin elinde Onun vermedii bir hayr olamaz. Eer Rabbimiz bizlere herhangi bir hayr bakasnn eliyle veriyorsa, biz o hayrda yine Onun rahmetini grr, krmz Ona yaparz. Bu bizim tevhid inancmzn gereidir. Affa mazhar olmak da bir hayrdr. Bu da ancak Allahdan beklenir. Bir Peygamberin yahut bir velinin kabrine, her hayr onlarn elindeymicesine, lsz bir muhabbetle balanmak elbette slmn ruhuna zttr ve bunu tasvip etmek de mmkn deildir. Fakat bir kul, gnahlarn ancak Allahn affedebileceinin uuru iinde: Yrabbi beni bu ztlarn hrmetine bala diye duada bulunursa ve bu niyetle o mmtaz, o hatrl, o mbarek ztlarn kabirlerini ziyaret ederse, bunu irk saymak da en byk bir insafszlk olur. brahim aleyhisselmn eliyle yaplan Kbeyi tavaf etmeyi irk saymayanlarn, lemlere rahmet olarak gnderilen sevgili Peygamberimizin kabrinin ziyaret edilmesine kar kmalar da anlalacak bir mantk deildir. Bir takm kimseler, efaat inkr ederlerken karmza baz yet-i kerimelerle kyorlar. in tuhaf taraf bu adamlar, yetle yola karken: Acaba bu hususda tefsir limleri ne buyurmular? diye ltfen merak bile etmiyorlar. Arapa bilmelerine gvenerek, yahut sadece meal okuyarak yanl sonulara varyorlar. Her Arapa bilen Kurandan hkm karabilseydi, btn Arap ocuklar lim olur ve artk ne fkihe, ne mfessire, ne mtehide lzum kalmazd. Kuran anlamak bir ilim meselesidir. Onu tefsir etmek, Kurann

edeb inceliklerini kavrayacak kadar mkemmel bir Arapa bilgisi yannda, yetlerin nzul sebeplerini, nzil olduklar artlar, makamlar, ilgili olduklar tarih hdiseleri ve daha nice eyleri bilmeye bal. Mesele, sadece basit bir lgat meselesi deil. Ben de bunun uurunda olarak, tefsir limlerimizin eserlerinden aldm dersleri nakletmekle yetineceim. Arap mriklerinde yaygn olan bir kanaata gre, kiinin dorudan doruya Rabbinden af dilemesi doru olamazd. Bu ie putlarn arac olmalar gerekirdi. Yni onlar, putlar Allah katnda efaat kabul ediyorlard. te efaat reddeden yetlerden bir ksm bu btl inanc ykmak iindir. Bir misal: Yoksa onlar. Allahdan baka efaatlar m edindiler. De ki, onlar hibir eye g yetiremez, akl erdiremez olsalar da m (onlar efaat edineceksiniz)?. (Zmer Sresi, 43) slmn, u yet-i kerimelerde kati ifadesini bulan temel bir hkm vardr: Kii ancak kendi ameliyle iyi veya kt bir kbete urar. Her nefsin kazand (hayr) kendine, yapaca (er) de kendinedir. (Bakara Sresi, 286) Hibir gnahkar bakasnn gnahn yklenmez. (Ftr Sresi, 18) te efaatla ilgili baz yet-i kerimeler mmine bakasnn yardmna bel balamadan, bu dnyada elinden geldiince hayrl ameller ilemesini t verme makamndadr. Bu konudaki baz yetler de kyametin dehetini anlatr ve maher meydannn, Resulllah Efendimize (a.s.m.) efaat msaadesi verilmeden nceki hlini tasvir eder. Bu yet-i kerimelerden iki misal: yle bir gnden korunun ki, o gnde hikimse hikimseye hibir fayda salayamaz. Ondan ne bir efaat kabul edilir, ne de bir fidye alnr.

Onlara yardm da edilmez. (Bakara Sresi, 48) O gn kii kardeinden, anasndan, babasndan, einden ve oullarndan kaar. O gn herkesin kendine yetecek bir derdi vardr. (Abese Sresi, 34-37) Bu yet-i kerimeler yannda bir ok yetler de efaatn hak olduunu aka beyan buyururlar. Bu yet-i kerimelerin verdii derse gre, efaat vardr, ama bu ancak Allahn izni ile ve Onun raz olduu kullara yaplabilir. Kulun gnahn ancak Allah affedebilir. Ama bu aff, diledii sekin kullarnn hatr iin yapmakla onlarn erefini btn maher ehline iln eder. Bu mnya en byk mazhar Resulllah Efendimizdir (a.s.m.). Allahn O en sevgili kulu, maher meydannda Makam- Mahmud denilen ulv bir makamda Rabbine secde edecek, yalvarp yakaracak, Allahn kendisine ilham ettii ve o gne kadar duyulmam hamd cmleleriyle Onu tzim edecek ve sonunda kendisine efaat izni verilecektir. O da (asm.) ancak Rabbinin raz olduu kimselere efaat edebilecektir. Bu mny ders veren yet-i kerimelerden bir ksm: Onun huzurunda kendisine izin verdiinden bakasnn efaat fayda vermez. (Sebe Sresi, 23) Gklerde nice melek vardr ki, Allah, diledii ve raz olduu kimseler iin izin vermedike onlarn efaat hibir ie yaramaz(Necm Sresi, 26) O gn, Ruh (Cebrail) ve melekler saf hlinde duracaklardr. Rahmann izin verdiklerinden bakalar konumazlar. Konuan da doruyu syler. (Nebe Sresi, 38) Onun izni olmadan huzurunda efaat edecek kimdir! (Bakara Sresi, 255) Bu yet-i kerimeler efaatn hak olduunu akca ifade ettii halde, artk bu rahman messeseye kim, hangi selhiyetle ve neye dayanarak kar kabilir!?.. Son yet-i kerime, yet-el Krsde geer. Bu yetin tamamnda

tevhid ilenir. Allahn azameti ve kudsiyeti ders verilir. efaatla ilgili bu yetten bir nceki yette: Gklerde ve yerde her ne varsa hepsi Onundur buyurulur. O halde ne sema, ne de arz ehli, Onun izni olmakszn efaat edemezler. Bir sonraki yette ise: O, kiinin nn ardn (gemiini geleceini) bilir. Onlar, Onun bildirdiinden baka, Onun ilminden hibireyi ihata edemezler (bilemezler) buyrulur. O halde, kime rahmet edileceini, kimin efaat etmeye yahut edilmeye lyk olduunu da en iyi O bilir. Ve Onun sevgili kullar da ancak Onun bildirdii lyk kullara efaat edebilirler... Bu konuyla ilgili olarak, yanl yorumlara urayan bir Hadis-i eriften de ksaca bahsedelim. Nice insanlarn imana susad, iffetsizlikle kavrulduu, cehalet iinde rpnd ve kendilerine uzanacak efkatli eller bekledii bu dehetli zamanda, btn bunlar bir tarafa brakp bu gibi, zihinleri kartracak meseleleri gndeme getirmek en azndan byk bir zaman kaybdr.

ERAT NASIL GELR VE NASIL YAANIR?


Doru islamiyeti ve slam layk doruluu anlatmak ve yaamak zorundayz. Bu nedenle slam adna yaplan ama islama uymayan baz uygulamalar islamiyete ve mslmanlara zarar vermektedir. Birisiyle karlayorsunuz. Namaz kldndan, oru tuttuundan sz ediyor. Sohbetiniz sryor ve sonunda, eriatn en nemli iki emrini yerine getiren bu adamn, eriata kar olduunu gryor ve hayret ediyorsunuz. Bir bakasyla gryorsunuz. eriat hararetle savunuyor. lemine, ibadet dnyasna iniyorsunuz, slmn ceza hkmlerinin tatbiki iin gsterdii heyecann yzde birini, ibadet hayatnda gstermediine ahit oluyorsunuz. Yine hayrete dyorsunuz.

Bu iki farkl adam hakkndaki kanaatiniz ayn oluyor: Bunlar eriat bilmiyorlar!. eriat ne demektir? eriat: Din, Allahn emri, lh emir ve yasaklar gibi mnlara geliyor. Bir ekirdee aa olma kbiliyeti ykleyen, onu meyve verebilecek ekilde programlayan Allah, bu gayenin tahakkukunu birtakm artlara balam. Bu artlar manzumesine eriat- ftriye deniliyor. O ekirdek, topran bulacak, suyuna kavuacak, gnele sohbet edecektir ki aa olabilsin. nsann mahiyeti de o ekirdek gibi. Cennet hayatn netice verebilecek bir ekirdek. te eriat, bu insan mahiyetinin rza beldesi olan cennete lyk olabilmesi iin uymas gereken kanunlar manzumesi. Akl, Onun koyduu snrlar iinde dnd takdirde, mrifetullaha eriyor. Dil, hayr syledii lde o ebed lkesinde ulv sohbetler yapmaya aday oluyor. Beden, Allah iin yorulduu nispette o saadet beldesinin madd nimetlerinden faydalanmaya hak kazanyor. Sevgi, korku, efkat, merhamet gibi hislerden, gze, kulaa, ele, ayaa kadar her ey ancak Allahn emir dairesinde almalar hlinde terakki ediyor, ulvleiyor ve ulv lemlere yneliyorlar. eriat, hakikate giden yolun ismi. Lgat mns, Su membandan su almak iin girilen yol. Hakka ermenin ve hakikati bulmann yolunu, Yunusumuz ne gzel zetler: eriat, tarikat yoldur varana, Hakikat meyvesi andan ier. Yola girmeden, menzile eriilemez. eriatsz, hakikate erme iddialar, sahibini oyalamaktan te bir ie yaramayan

kuruntulardr. Tarikat, nfile ibadetlerin simgesi. eriat yolunda salam yryebilmek, nefis ve eytana kar daha gl olabilmek iin konulmu bir terbiye ameliyesi. Kulu, Rabbine daha fazla yaknlatrmaya vesile. Nefsini daha tesirli bir ekilde terbiye etmesine yardmc. Ksacas, hakikate ulamak iin ncelikle lh emirlere harfiyen riayet etmek ve bu vadide kalbini daha salam, ruhunu daha gl klmak iin de nfile ibadetlere devam etmek gerek. Byk mceddid mam- Rabbaniyi dinleyelim: Dilin yalan sylememesi ve doru konumas eriattr. Kalpten yalan dncesini uzaklatrmak, eer zorlayarak ve alarak olursa tarikat, eer zorlanmakszn myesser olursa hakikattir. Byk mamn bu gzel misalinden unu anlamyor muyuz? Doru szl olmak, Allahn raz olduu gzel bir ahlk, yni hakikat. Kul, bu hakikate ermek iin, ilk olarak, eriatn yalan sylemeyiniz emrine uyar; dilini bu gnahtan uzak tutar. Daha sonra kalbine yalan syleme arzusu gelmemesi iin ruhunu tedavi etmeye balar. Bu vadide bir gayretin, bir faaliyetin iine girer. Sonunda kalp hibir zorlamaya, almaya lzum kalmakszn yalan sylemekten nefret eder hle gelir. Artk o kalbe, yalan yanaamaz olur. Konutu mu mutlaka ve byk bir rahatlkla doruyu syler. te bu adam doru sylemenin hakikatine ermitir. Byk imamn bu ifadelerinden hakikate ermenin, bu mutlu neticeye kavumann tarikatsz da olabilecei anlalyor. nsan, dorudan, eriattan hakikate geebilir. Ama, bu ermenin, bu varmann eriatsz olmayaca muhakkaktr. Burada bir tasavvuf tahlili yapmak istemiyorum. Bunlar sadece unun iin yazdm. eriat denilince, sadece, slmn ceza

hukukuna dair hkmlerini anlamak eksik olur.Yalan sylememek de eriattr. Yalan sylemeyen, gybet etmeyen, bakasnn malna, canna, rzna, namusuna kt nazarla bakmayan, hell kazan peinde olan bir insan da eriat zeredir ve hakikat yolundadr. Byle birinin eriata kar kmas, kendisiyle tenakuza dmesi demektir. Dinin temeli, eriatn esas, insann yaratlna dayanr. Karmzda bir canszlar lemi mevcut. Bu lemde her zerre, her yldz, hava, toprak, su, ziya her ey Allahn kll iradesine tbi. Onun koyduu lh kanunlara uygun hareket etmede. Ama bu uymada, irade sz konusu deil. Her ey Onun emrine, yine Onun iradesiyle boyun eiyor. Melekler lemi de bu hakikatin bir baka grntsn sergiliyorlar. badet iin, tesbih iin, hamd iin yaratlan bu varlklarda da insandaki mnsyla bir irade mevcut deil. Onlar, Allah neyi emrederse onu iliyorlar. nsana gelince o, hilkat tablosunda apayr bir manzara sergiler. Her eyiyle Allah tesbih eden u kinatn bu uurlu meyvesinin de her hcresi, her organ daima tesbihte, daima ibadettedir. Zaten bunlarn idaresi ona verilmi deil. Ne cierini kendisi altryor, ne kann kendi iradesiyle deveran ettiriyor. te, hepsi Allaha itaat zere bulunan bu beden lkesine, bir sultan tayin ediliyor: Ruh. Bu ruha, byk bir ltuf ve yine byk bir imtihan olarak irade taklyor. nsan ihtiyar ve irade sahibi bir varlk. Parmayla diledii yne iaret edebiliyor, yzn istedii tarafa dnebiliyor. Kendisindeki btn duygular diledii gibi kullanabiliyor. Nereye isterse oraya gidiyor, neyi arzu ederse onu yiyor, neden holanmazsa ondan kayor. Bu iradenin nne teklif karlm, bu iradenin nne imtihan karlm ve netice itibariyle bu iradenin nne cennet ve cehennem karlm. te, eriat insan iradesinin Allahn raz olduu sahalarda dolamasn emreden ve Onun raz olmad sahalardan

kanmasn ikaz eden bir emir ve yasaklar zinciri. Kul bu lh ipe smsk sarlmakla emrolunuyor. nsan iradesinin nnde iki ayr saha var. Biri dnya, dieri ise hiret ileri. Ama u var ki, slmda dnya ilerinin hepsi iin de getirilmi kanunlar, kaideler mevcut. Kul, bunlara uyduu takdirde hem ibadet etmi, hem de dnya hayatn daha rahat, daha mesut yaam oluyor. eriat zerinde yaplan mnakaalarn daha ok bu ikinci grupta merkezletiini gryoruz. Bu ikinci ksm da ikiye ayrlyor. Biri muamelt, dieri ceza. Ve eriat zerindeki tartmalarn arlk merkezi, bu son ksm. Elbette, ceza hukuku ynnden de slmn koyduu birok hkmler mevcut. Bunlar da eriat ve bunlara da inanmak farz. Her emir gibi bunlara riayet etmeyen de mesul olmakta. Byle bir emre uymay, ona kar bir vurdumduymazlk, bir isyan mahiyeti tayorsa sahibini gnahkr eder. ayet, o lh emri, o Kuran hkm inkr etmek, onu reddetmek tarznda ortaya kyorsa kfre sokar. Ama, slm sadece bu hkmler deil ve din sadece bunlardan ibaret deil. Meseleyi yalnz bu sahaya ekmek, ksr bir deerlendirme, yanl bir anlay olur. slm hkmler u ana gruba ayrlrlar. Biri, ferdin kendi nefsine kar vazifeleri. Dieri, ailesine kar vazifeleri. ncs de cemiyet hayatndaki vazifeleri. eriatn bunlarn her ne de getirdii ller, hkmler var. Her birinin inkr kfr ve her birine kar isyan etmek gnah. Ama bunlar arasnda ncelikli olanlar, ferdin kendi nefsine ait vazifeleri. Bunlarn banda da ibadet geliyor. nsann kendi nefsine ve ailesine ait mkellefiyetleri hususunda, btn semv kitaplarda hkmler mevcut. Hepsinde ibadet emredilmi, hepsinde gnahlardan saknma esas tutulmu. Bu ibadetlerin eklinde, vaktinde, miktarnda farkllklar var, ama ibadeti emretmeyen, ahlk emretmeyen bir hak din gstermek

mmkn deil. Lkin, sosyal kaideler, hele devlet ynetimine dir hkmler, dinlerin en mkemmeli ve en sonuncusu olan slmda kemliyle yer alm. unu zellikle ifade etmek isteriz: nsann yaratl gayesi, btn dinlerde mterek. Bu gaye, Kuran- Kerimde: Ben insanlar ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattm yetiyle ifade buyurulmu. Bir de belli artlarn tahakkukuna bal emir ve yasaklar var. Bunlardan biri de ceza hukukuna dair hkmler. Bu hkmler arta bal. Bugn Almanyada, ngilterede, Fransada yaayan Mslmanlarn bu emirleri tatbik gleri yok. Ve bunlardan sorumlu da deiller. Bu konuda yaplan tartmalarda, muhatab olan mmini slmn bir ksm emirlerini kabul etmiyormu gibi gstermek ve onu insafszca tenkit etmek, tek kelimeyle zulm olur. slm kardeliini baltalayan ve hirette cezas pek byk olan bu tarz ithamlardan hassasiyetle kanmak gerek. Btn insanlar fakir bir lke hayal ediniz. Siz bu lkenin fertlerini, slmn zekt farzasn yerine getirmemekle sulayabilir misiniz? Elbette ki hayr. slmn ceza hkmlerine inand halde bunu tatbike gc yetmeyen bir Mslman da byle deil midir? Bunlar tatbik etmek devletin vazifesidir, ferdin deil. Dolaysyla da ferde herhangi bir sorumluluk terettp etmez. slmn temel hkmleri, hangi beldede olursa olsun, ferdin uymak zorunda olduu lh emirlerdir. Devlet ynetimiyle ilgili hkmler de lhdir, onlara inanmak da her mmine farzdr; ama onlarn uygulanmasndan sorumlu deildir.

eriatta; yzde doksan dokuz ahlk, ibadet, hiret ve fazilete aittir. Yzde bir nispetinde siyasete mtealliktir. Onu da ullemirlerimiz dnsnler. Bedizzaman

slm hkmler hakknda getirilen bir snflandrmay da burada nakletmek isterim. lh hkmler iki ksma ayrlyor: Bir ksm sadece Mslmanlara uygulanan hkmler, dieri ise bir slm beldesinde yaayan herkese tatbik edilen hkmler. te bu ikinci ksm, muamelt ve ceza hkmleri. Bir gayr-i mslim cizye vererek slm beldesinde yayorsa, o beldenin bir vatanda olarak btn muamelat ve ceza hkmlerine muhatap olur. Hrszlk ederse eli kesilir, birisine zina iftirasnda bulunursa cezalandrlr. Baz evreler meseleyi ters deerlendirerek, slmn ceza hkmlerinin uygulanmad bir lkede namaz klmann, oru tutmann da bir mn ifade etmeyecei gibi ok saptrc ve bir o kadar da mesuliyetli szler sylyorlar. Kendilerine kar kan mminleri de Allahn hkmlerinden bir ksmn dikkate almamakla suluyorlar. Halbuki bu iddia asl kendileri hakknda geerli oluyor. eriatn yzde doksan dokuzunu tekil eden ve dinin temeli olan hkmleri hafife almak ve dinde sadece mslim - gayr- mslim herkese uygulanan ve cemiyetin huzur ve saadetini temin eden muamelt ve ceza hkmlerine arlk vermek gibi bir hatann iine dyorlar. Namazn her rektnda Ftihay okuyan ve Rabbinden srat- mstakime hidayet talebinde bulunan bir mminin, ok dikkatli olmas gerek. Arln her trls, yni ifrat da tefriti de insan istikametten uzaklatrr. Bu noktada dlen iki arla ksaca temas edeceiz: Baz insanlar, bu asrda slm hkmlerle hkmetmenin mmkn olmadn iddia ederken, dierleri de slm hkmleriyle hkmetmeyen herkesi, niyetlerine bakmakszn, hemen kfrle itham ediyorlar. Bunlarn biri ifrattadr, dieri tefritte. Yni ikisi de ar, ikisi de istikametten sapm. nce birinci yanlmadan sz etmek isteriz. Mehur bir kaide

vardr. Bir ey sabit olursa, levazmyla sabit olur. El dendi mi, parmaklar onun lzmdr. Eli, parmaksz dnemezsiniz. Ve byle bir elden istifade edemezsiniz. Yz dendi mi, gz ondan ayramazsnz. Gzsz bir yzn nemli bir yan eksik demektir. Gzn de akn karasndan ayramazsnz. Parmak elin, gz yzn, gzbebei de gzn lzmdr. Ondan ayrr ve tek olarak dnrseniz bir fayda elde edemezsiniz. slm hkmler de yledir. Bir btn olarak dnlmelidir. Ve ancak o zaman, ferdi ve cemiyeti terakki ettirir; huzura, saadete kavuturur. slmn temel artlarnn ihmale urad, ferd ve ailev hayatn yanl esaslar zerine bina edildii bir cemiyette, sadece muamelt ve ceza hkmlerinin tatbiki fazla bir fayda salamaz. Yahut bu hkmlerin, byle bir cemiyete tatbiki mmkn olmayabilir. Olsa bile, birok kimse, bunlara, inanmadan ve istemeyerek uymakla nifaka der. Mslman grnr, ama bir slm dman olarak yaar. eriatn bir btn olarak deerlendirilmesi gerektiine bir misal vermek isterim. slmda faiz haramdr, yasaktr. Bu yasa getiren yet-i kerimeyi Mminler ancak birbirinin kardeidirler yetiyle birlikte dnmek gerekir. O zaman u hakikat ortaya kar: Bir mmin, ihtiya iinde kvranan ve kendisinden bor isteyen bir kardeine bor verirken, er ifadesiyle ona karz- hasende bulunurken, bu paray fazlasyla geri alma talebinde bulunamaz. Bunun kardelikle badamas mmkn deildir. slm kardeliin son derece zayflad, kiinin kendi z kardeine oyunlar oynad, tuzaklar kurduu, devlet malnn acmaszca yamaland bir cemiyette, slmn faiz yasa icra edilemiyorsa, kabahat o bozulan bnyenindir; ilcn, yahut gdann deil. Gelelim, istikamet snrlarn aan ikinci iddiaya. Bir cemiyette, slm tam tatbik etmeyen, hkmn ona gre vermeyen veya veremeyen bir insana hemen kfir damgas vurmak da insaf

deildir. Zira, iman kfre zttr. Bir insan slma zt bir hkm veriyor, bir icraat yapyorsa, bunu slm reddederek yapacaktr ki kfre girsin. Aksi halde onun kfrnden deil gnahndan, isyanndan sz edilebilir. man gibi kfrde de niyet ve irade art vardr. Bir adam ancak, slmn u husustaki hkm yle ama, ben onu kabul etmiyor ve yle hareket ediyorum derse kfre girer. Byle bir niyeti ve iradesi yoksa, iledii hata, verdii yanl hkm tamamen bilgisizliinden yahut irade zaafndan kaynaklanyorsa, yaptnn da yanl olduunu biliyorsa bu adama kfir demek Ehl-i Snnet itikadnca mmkn deildir. Bunu ancak, byk gnah ileyenin kfir olduuna hkmeden Haricler, yahut byle bir kimsenin imanla kfr arasnda kalacan savunan Mtezile iddia edebilir. Bunlarn ise ehl-i dallet olduklarnda btn Ehl-i Snnet limleri mttefiktir. ok dikkatli olmamz gerekiyor. slm savunuyorum derken, bilmeden dallet ehlinin yoluna girebiliriz..

TEVEKKL ZERNE
Tevekkl, szlkte birisini vekil edinmek, iini ona brakmak,, ii bakasna smarlamak gibi manalara gelir. Kavram olarak ise tevekkl,Bir sonuca alamak iin gerekli olan sebeplere teebbs ettikten sonra baary Allahdan beklemek, Onun takdirine raz olmak. demektir. Mslmann tevekkl anlayn en veciz biimde ifade eden u Hadis-i erifi beraber okuyalm: almak detim, tevekkl hlimdir. Ve Risale-i Nurda geen zl bir tevekkl tarifi: Tevekkl, esbab btn btn reddetmek deildir. Belki esbab dest-i

kudretin perdesi bilip riayet ederek ve esbaba teebbs ise bir nevi dua-y fiil telkki ederek, msebbebat yalnz Cenb- Hakkdan bilmek, neticeleri Ondan istemek ve Ona minnettar olmaktan ibarettir. (Szler) Mslman, dnya hayatn daha gzel imkanlarla ve daha rahat bir ekilde geirmek iin gerekli sebeplere tam olarak teebbs eder, ama unu da ok iyi bilir ki, "Bu dnya zevk ve lezzet yeri deil, ancak imtihan meydandr ve hiretin tarlasdr. mtihanda, tarlada, sknt vardr. Ferah, imtihan tesi ve hasat sonrasdr. Bunun iin dnyann musibet ve skntlarna kar psikolojik olarak bir n hazrla sahiptir. O, herkesi misafir ve hereyi geici bilir. Hibir hdiseye olduundan fazla kymet vermez. Ve mrn huzur iinde geirir. Gerekten de tevekkl en byk bir huzur kaynadr. nsann nnde ok menziller var. Kabre girmeden nce ou zaman, hastalklara, musibetlere, aresizliklere, ihtiyarla da urar. Btn bu safhalarda insan tevekklsz yaayabilir mi? Bir hasta, muayene olma ve il alma safhalarndan sonra ifa bekleme dnemine girer. Doktoru da yanbanda onun iyilemesini beklemektedir. Bu ikili bekleyi Allaha tevekklden baka bir ey deildir. Tevekkl, hastala olduu gibi, ihtiyarlk mevsimi ile insann yzne daha fazla vuran, lm habercisi souk rzgrlara kar da en salam zrhtr. Bundan mahrum olanlarn tenleri hangi cins kumala sarl olursa olsun, canlar her an inelenmekte, huzurlar daima zedelenmektedir. Mmin, sebepler dnyasnda yaadnn, ekmeden biemeyeceinin uurundadr. Bunun yannda toprak zerrelerinin insan tanmaktan onu merhamet etmekden ok uzak olduunu ve gda maddelerini yapacak ilme, kudrete ve iradeye de sahip bulunmadklarn da ok iyi bilir.

Sebeplere teebbs ettikten sonra Allaha tevekkl eder. Zira, aatan meyve topraktan hububat ve topyekn kinattan insan szp karan Odur. Sebeplere teebbs etmemeyi Allahn bu kinatta koyduu ftrat kanunlarna isyan olarak deerlendirir. Ama, neticeyi sebeplerden deil, Allahdan bekler; duasn, niyazn, krn ancak Ona yapar. Peygamberimiz (asm.), Senin en byk dmann nefsindir buyuruyor. Bu ikazn nda unu hemen syleyebiliriz: Biz bu en byk dmanmza kar, Rabbimize en azim bir tevekklle snmak mecburiyetindeyiz. En byk dmanmz nefis ve onun tevik edicisi eytandr. nmzde, dnya sevgisi, mahlkata gvenme, makam sevgisi, desinler, demesinler, kibir, gurur, hrs, tamah, haset, gybet, iftira... herbiri nice ruhlar yaralm, nice imanlar gtrm korkun dalgalar var. Bu dalgalar amak iin Allahn emirlerine uyma ve yasaklarndan kanmay mteakip, ellerimizi Dergh- lhye ap, Ona dua etmek, Ondan yardm dilemek ve yalnz Ona tevekkl etmekten baka bir aremiz var m? Tevekkl, btn canllarn hatta canszlar leminin de yaratllarnda var. Topran altnda bekleen tohumlar, yumurtalarn uzak denizlere brakp geri dnen balklar, rzk kaygusuna dmeden ve doum kontrolu hesabna girmeden yavru yapan hayvanlar ve nihayet yollarn bilmeden sratle dnen gezegenler birer tevekkl sahnesi sergiliyorlar. Bata da iaret ettiimiz gibi, tevekkl yksek bir haslet, ulv bir seciyedir. nsan ruhu iin ayr bir terakki vesilesidir. Kul ile Rabbi arasnda manev bir rabtadr.

Allaha tevekkl eden insan, kalben Ona tevecch etmi demektir. Bu tevecch, bal bana bir salih ameldir, bir ibadettir. stenen dnyev maksat gereklesin veya gereklemesin, uhrev mahsl alnm; ruh, huzurun zevkine ermi, Allah anmann safsn srmtr. Allah zikretme, yni Onu hatrlama, yd etme sadece bildiimiz ibadetlere mahsus deildir. Sabr, teslim, rza, havf, reca da ayr birer zikirdirler. Tevekkl de byle ulv bir zikir olarak kabul etmek gerek. Tevekkle kar kanlar, nefislerine itimad ederler, Allahn ltfunu, yardmn, keremini hi dnmezler. Onun mlknde yaadklarndan ve varlk adna her neleri varsa, hepsini Onun bahettiinden gafildirler. Bedenlerindeki her hcrenin ve kinattaki her sistemin lh iradeyle terbiye edildiini unuturlar. Aslnda bu kiiler, alemlerin Rabbine bilmeyerek de olsa itimad etmekle hayatlarn endiesiz srdrrler ve bir nevi tevekkl iinde yaarlar. Yataa girip gzlerini kapadklarnda kendilerini ve evrelerindeki btn eyay mutlak bir iradeye teslim etmekle rahata uyuyabilirler. Yemek yedikten sonar sindirim faaliyetlerini hi dnmez kendi ilerine bakarlar. Ama tevekklden bahis ald m hemen enaniyetleri kabarr ve bu ulvi meziyyete uursuzca kar karlar. Allaha tevekkl etmeyen insane, btn ihtiyalarn kendi gcyl karlayabilecei ve yine btn dmanlarn da o aciz kuvvetiyle etkisiz hale getirecei vehmine kaplar. Byle bir kiiye soralm: Zelzele olmasn diye yerin derinliklerine salam kazklar m akacaksn? Bamza yldzlar yaacak olsa yer ile gk arasna sedler mi kuracaksn? Yamur gelmiyorum dedi mi, denizi buharlaracak ve o buharlar rzgara ykleyip muhta beldelere sevkedecek bir gcn m var?

hiyarla ve lme durun diyebiliyor musun? I azalmasn diye gnee yakn m ihra edecersin? Ondaki kara lekeleri sulu boyayla gidermeyi mi plnlyorsun? Arz kremiz arza yapsa, aa inip arkadan itekleyeceini mi sanyorsun? Korkusunu yenmek iin, karanlk sokaklardan ark syleyerek geen bir ocuk psikolojisi iinde, lm korkusunu kahkahayla bomaya m alyorsun? Mminin ruhu btn ve benzeri glnlklerden ardr, temizdir, sfidir. nk o, kul olduunu bilir. Btn alemleri Allahn terbiye ettii inancn tar. Btn mlk aleminin yegane maliki olarak Allah tanr. Onun izni olmadan kimsenin ne zarar ne de fayda vermeye g yetiremeyeceine inanr. Kendine den grevleri eksiksiz yerine getirdikten sonar, btn sonular iin Rabbine tevekkl eder. Onun takdirini rza ile karlar. Bu tevekkl ve teslim uuruyla daha bu dnyada iken manevi bir cennet hayat yaar.

UMURSAMAZLIK HASTALII
nsanlar fikren dallete atan sebeplerden biri;lfeti ilim telkki etmeleridir. Mesnev-i Nuriye) LFET: u muhteem kinatta sergilenen ve her biri bir kudret mcizesi olan mkemmel eserleri stnkr bir nazarla geitirme, onlar bildiini zannetme ve derinlemesine dnmekten hassasiyetle kanma hastaldr. nsan fikrini yanl yollara sevkeden, vehimlere ve zanlara srkleyen bir marazdr. Asrmzda, madde zerinde younluk kazanan ar yorgunluklarn, akllar gereksiz megul eden siyas polemiklerin ve dnyann drtbir yanndan ekranlara hcum edip seyircilerin ruh dnyalarn

altst eden zc haberlerin ve haysz sahnelerin bu hastalkta ok nemli paylar vardr. Uhrev hayatmz iin fevkalde nem kazanm olan bu yaramz zerinde ne kadar durulsa yeridir. Sleymaniyeye ne zaman gitseniz, o muhteem mbedi hayran hayran seyreden bir grup insana rastlarsnz. Bu insanlar, o sanat bidesini niin uzun sre temaa ederler? Bu soruya eitli cevaplar verilebilir. Ben meseleyi bir baka ynyle ele alacak ve diyeceim ki, dier yaplarda sanat olmad iin. Baka menzillerde ayr konulardan sz eden bu insanlar, Sleymaniyeye geldiler mi artk Sinandan bahsetmeye balarlar. Daima onu yd eder, onu takdir ederler. imdi, haylimizde hereyiyle Sinann eseri olan bir ehir canlandralm. Cmilerini de o yapm olsun, dkknlarn da, evlerini de, yollarn da. Byle bir ehirde doan, byyen bir insan iin iki k szkonusudur:Ya, her admda Sinan hatrlayacak; yahut, lfet dediimiz alkanlk belsyla, bu harika eserleri grmeden yaayacak, onun yapp att bu beldede ondan gfil olarak mr tketecektir. Bu ehre bir baka diyardan gelen insanlar ise ehre adm atar atmaz hayretler iinde kalacaklar. Her evin, her dkknn, her mbedin nnde dakikalarca duracaklar. O ehrin ou yerlilerinin mptel olduklar alkanlk hastal bunlara bulamayacak. Ve onlarda iki hayret birbirine karacak; hem ehrin gzelliini, mkemmelliini akn akn seyredecekler, hem de ahlinin gafletine bir mn veremeyecekler. Byklne snr biilemeyen ve sanat inceliklerine hakkyla vkf olunamayan bu kinat ehri de Allahn mlk. Sinann varlk programn bir katre su iinde O izmi. O katreyi cmiler, kprler, hanlar, hamamlar yapan byk bir mimar hline o getirmi. Sinan Onun olduu gibi, Sleyman da Onun. Hepimiz Onunuz. Bir gramnda milyarlarca bakterinin oynat u toprak tabakas da Onun, her damlasnda trilyonlarca mikrobun

kaynat u su damlas da... O, arz ve semnn yegne Hlk ve Mliki. Arzdakiler de Onun, semdakiler de. Kimde ne gzellik varsa Onun ihsan, kimde ne kuvvet varsa Onun ikram... Hibir insann bu diyarda Allahdan gfil olmamas beklenir, ama bu ou kez gereklemez. Dnyaya imtihan iin gnderilen bu insanlar, hakikata erebilmek iin nice perdeleri yrtmak ve nice engeli amakla kar karya kalrlar. Nefis, eytan, ihtiya, hrs, evre, mevki, makam, servet ve daha niceleri... Ancak bu mnileri gerilerde brakmay baaranlar, bu lemi Allahn eseri olarak seyretmenin zevkine erebilirler. ou insann u mcizeler diyarnda gaflete debilmesi, biraz da onlarn bu leme geli biimleriyle ilgilidir. nsanlar, bu beldeye Yldz Sarayna girer gibi girmiyorlar. Kapda saray muhafzlarnca karlanmyor, ierileri terifat memurlar nezdinde gezmiyorlar. Onlar bu sarayn iinde yaratlyorlar. Sarayda douyor, sarayda byyor, sarayda lyor, saraya defnediliyorlar. te bu saray hayatnn verdii umursamazlk ve vurdumduymazlk hastalna lfet diyoruz. Bu hastalkla fikirler uyuur, ruhlar donuklar. Ne baklarda hayat, ne kalplerde sezi kalr. Bu derde mptel olanlar, her zerresi sonsuz hikmetler tayan bu lemde mrlerini O mahiler ki derya iredr deryay bilmezler msranda ifadesini bulan bir garip ruh hleti iinde geirir dururlar. Yokluunu hi ekmedikleri nimetler onlarn nazarlarndan saklanr. Dnyann gne etrafndaki harika seyahatn hi hatrlamazlar. Zira, bir an inmeksizin hep onun srtnda gezmilerdir. Baharn geldiine yeterince hayret ve hamd edemezler. nk baharsz yl geirmemilerdir. Hava nimetine kretmek hatrlarna gelmez. nk, hi havasz kalmamlardr.

Misaller oaltlabilir. Btn bu nankrlkler ou kez lfetten kaynaklanr. Mademki lfet bizi ou zaman gaflete srklyor. sterseniz onu bir derece yenebilmek iin, u arz kremize bir yabancnn gzyle bakalm. Baka bir lemde yaratlm olup dnyamza ilk defa gelen faraz bir ahsla sohbet edelim: Mevsim k olsun. Misafirimizle bir bahede bulualm ve ona aalar gstererek, dikkatle bakmasn, ikinci grmemizde kendisine bir sorumuz olacan syleyelim. O faraz ahs dnyamz terk etsin ve her tarafn yemyeil olduu, aalarn meyvelerle dolduu bir srada ayn baheye tekrar gelsin. Zannederim, dostumuz ilk nce gzlerine inanamayacak, neye uradn aracak ve hayretler iinde kalacaktr. Aalarn birinden kopardmz bir meyveyi kendisine uzatarak, Bu cismin meydana geliini nasl izah edersiniz? diye sorduumuzda, nce meyveyi dikkatle szecek, sonra eitli ihtimaller sralayacaktr. Herhalde en fazla zerinde duraca k, meyvelerin bir baka yerden getirilip bu dallara yaptrld olacaktr. Kimbilir, belki de konumasn bir nkteyle noktalamak isteyecek ve elbette bu yollardan birisiyle oldular, aacn iinden kmadlar ya! diyecektir. Biz bu nkteye ac bir tebessmle karlk verecek ve kendisini yolcu edeceiz. Bir de aksini dnelim. Bir baka misafirimiz de yaz ortasnda dnyamza gelmi olsun. Bir mddet kaldktan sonra ayrlsn ve her tarafn karla kapl olduu bir k gn geri dnsn. Kendisine karlar gstererek, bunlarn meydana gelilerini nasl izah edersiniz? diye sorduumuzda, herhalde nce yerden bir avu kar alacak, bir sre ovduktan sonra, byk bir ihtimalle, bize u cevab verecektir: Bunlar baka bir memleketten getirip yerlere sermisiniz!...Belki de szlerini, herhalde bunlar gkten inmediler, diye balayacaktr. imdi biz misafirlerimizi brakp kendimize dnelim ve iyice bir

dnelim. Gerekten de, en uzak ihtimal, meyvelerin dallarda bitmesi, yamur ve karn gkten inmesi deil mi? Ama gel gr ki, bu mcizeler diyarnda bizi kuatan dier hdiseler gibi bunlar da lfetle geitiriyoruz. Nice klar geirmi, nice baharlara erimi kimseler olarak, ne meyveyi, ne yamuru, ne de kar hakkyla tefekkr edebiliyoruz. Meyve ve kar... Bu kinat tablosunda lfetle geitirdiimiz nice varlktan iki misal... Kuran- Kerim, semvat ve arzn yaratlndan insann ana rahminde geirdii devrelere; arnn ilhama mazhariyetinden devenin yaratl keyfiyetine; Gnein lmbalk vazifesinden arzn beiklik yapmasna, gece ve gndzn birbiri iine girmesinden insann uyutulup uyandrlmasna kadar her olay ve her mesele zerinden lfet perdesini kaldrm ve bu kudret mcizelerini nemle gzler nne sermitir. yetler, necimler gibi lfet perdesini deler atar. nsann kulandan tutar, ban edirir. O lfetin altndaki havarikl dat mcizeleri o diyat ierisinde gsterir. ( Mesnev-i Nuriye) Kinat kitabn okumadan yaayan, ihtiyalarnn peinde durmadan koan, hrs ile kazanp gafletle tketen, yorgunca yatp sersemce uyanan, aceleyle yiyip sratle iine koan ve yeni bir gn daha tketmeye balayan insanolu, lfet perdesini yrtabilmek iin Kurann iradna ne kadar da muhta! yle deil mi?

YEN UFUKLAR
nsan, ok ynl ve ok kapasiteli bir varlktr. Bu cihetle, onun belli bir alandaki cz`i bir baaryla teselli bulmak yerine, her alanda byk olmaya almas gerekir. Zira "mevcuda iktifa dn-

himmetliktir." (Nursi, Mektubat, s. 477) Yani, eldekiyle yetinmek gayretsizliktir. Eskide "hsn-i klli" denilen ve gnmzde "toplam kalite" adyla ifade edilen bir esas, kiinin kabiliyet ve kapasitesini deerlendirmesi asndan da ele alabiliriz. yle ki: Cenab- Hak, btn kemal sfatlaryla muttasftr. O`nun btn isimleri, kemalatnn birer nvandrlar. Mesela O, yaratc olduu gibi, ayn zamanda rzk verendir. Adil olduu gibi, ayn zamanda affedendir. ekillendiren olduu gibi, ayn zamanda en gzel renklerle renklendirendir... Her biri birer sanat harikas olan varlklardaki mkemmellik, onlarn yaratcsndaki mkemmelliin en gzel bir delilidir. Mesela, meyve olarak yediimiz elma, hem ekil, hem renk, hem desen, hem gda... olarak en gzel bir tarzdadr. Onun aac, en ideal boyutlardadr. Szgelimi kavak gibi uzun deildir. Bir ss bitkisi gibi ksa deildir. ekil olarak tam bir tenasp iindedir... te, insan dahi Allah`n en sekin muhatab olarak, "lahi ahlak" ile ahlaklanmal, her cihetten en mkemmel olmaya gayret gstermelidir. limde zirvelere doru yol alan birisi, amelde de zirveyi zorlamal, bildii meseleleri ifadede glk ekmemeli, beer ilikilerde rahat hareket edebilmelidir... Said Havva, ilk mslmanlarla sonraki nesiller arasndaki farka u ekilde iaret eder: "lk mslmanlar; alim, zahit, abid, savac, davetci, cesur, net tavrl, hikmet sahibi, siyasi, idareci, akll, ferasetli... idi. Sonraki mslmanlar ise, bu zellikleri bir btn olarak kendinde gsteremiyor. Bakyorsunuz alim bir insan; fakat cihad bilmiyor. Yahut, cihad biliyor, Allah` tanmakta noksan.. Veya siyasetci; fakat, ilim ve hikmet sahibi deil..." (Said Havva, Cnudullah, Daru`l-Ktbi`l-lmiyye, Beyrut, s. 168) Fransz dnr Lamartin`in Hz. Peygamberle ilgili u tesbiti konumuz asndan son derece manidardr: "Bykln ls

hangi kemal vasf kabul edilirse edilsin, insanlk tarihinin kaydettii en byk ahs Hz. Muhammed`dir (asm.)" O, ibadette zirvede olduu gibi beeri ilikilerde de zirvededir. Bir aile reisi olarak en mkemmeli gsterdii gibi, bir devlet reisi olarak ta en mkemmeldir. Affetmekte en ileride olduu gibi, yeri geldiinde cephede en baarl bir kumandandr... Bu cihetle baktmzda, insann nnde sadece bir zirve deil, pek ok zirveler olduu grlecektir. Adeta her hedef bir ufuktur. O ufka varldnda, baka ufuklar insann karsnda arz- endam etmektedir. Bylece, her alanda baarya gz dikmi bir insann mr, bir ufuktan bir baka ufka, oradan yeni ufuklara doru yol almakla devam edip gidecektir. "Salaten tncina" duasnda, Cenab- Haktan istemi olduumuz "aksa`l- yt"n (en ileri hedeflerin) bir srr herhalde bu olsa gerektir.

You might also like