You are on page 1of 111
Edward Hallett Carr 1 Oncesi ve Sonras1 1917: Before and After © 1969 EH. Carr Bu kitabin yayin haklan Akeals Telif Haklart Ajansi aracligiyla Curtis Brown Group Limited'den (Londra) alinmisuir. Birikim Yayinlart 36 ISBN- 13: 978-975-516-032-0 © 2007 Birikim Yayincilik Led. Sti. 1. BASK1 2607, Istanbul (1000 adet) EDITOR Kerem Univar YAYIN SEKRETERI Berna Akkiyal KAPAK Suat Aysu KAPAK FILM! Mat Yapim. UYGULAMA Hiisnii Abbas DUZELTI Abdullah Onay MON7A} Sahin Eyilinez BASK! ve CILT Sena Ofset im Yayinlari Binbirdirek Meydam Sokak fletisim Han No. 7 Cagaloglu 34122 Istanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 * Faks: 212.516 12 58 e-mail: birikim@iletisim.com.tr EDWARD HALLETT CARR 1917 Oncesi ve Sonras1 1917: Before and After CEVIREN Begtim Adalet Birikim Yayinlart EDWARD HALLETT CARR 28 Haziran 1892'de Londra'da dogdu. 3 Kasim 1982'de Cambridge'de dld0. 1916'da Digisteri Bakanhigy’nda caligmaya bagladh. 1919'da Ingi- liz delegasyonuyla Versailles Konferansr'na kauldi. Ingiliz Digigleri Bakanhgrnda kurulan Sovyetler Birligi Daires?nde caligmalanm sirdirdi. 1936da bakanhiktan ayniarak, cesidi dniversitelerde ogretim tiyeligi yapu. 1941-46 yillan arasinda The Times'da yayin yoneumen yardimcisi olarak cahgu.. Carv'a gore tarihei, olgulan ya da kisisel yorumunu éne cikarmamah, tarihgi ile olgular arasindaki kargthikla ve kesin- tisiz etkilesin stirecinde, bugan ile gecmis arasindaki diyalogu sarekh kslmalichr. Bu nedenle tarihei, sundugu olgularin dogruluguou karutlamanin dtesinde, arasur- digs konuyla ilgili bilinen ya da bilinebilecek tim verileri ele almak zorundady. Baslica Eserleri: Dostoyevsky, 1931 [Dostoyevski, cev. Ayhan Gercekler, Hetisim Yay., 2000); The Romantic Exiles, 1933 [Romantik Stixginter, cev. Samil Bestoy, Ciziyazilan Yay., 2001]; Karl Marx, 1934; international Relations Since the Peace Tieaties, 1937 (“Bang Antlasmalanndan Sonra Uluslararast Vliskiler"); Michael Bakunin, 1927 [Mic- hael Bakunin, cev. Pelin Siral, lletigim Yay, 2007]; The Twenty Years’ Crises, 1919- 1939, 1939 (Yiemi Yulhk Bunalim, 1919-1939"); Britain: A Study of Foreign Policy {from Versailles to the Outbreak of War, 1939 (“Ingiltere'nin Versailles Antlagmasmdan Savagin Baglamasina Dek Izledigi Dis Potitika Uzerine Bir Caligma”); Conditions of Peace, 1942 (“Bang Kogullan”); Nationalism and After, 1945 [Milliyetcitile ve Sonrase, ev Osman Akunhay, lletisim Yay, 1999]; The Soviet Impact on the Western World, 1946 (“Sovyeder'in Bau Diinyast Uzerine Eukisi"); Studies in Revolution, 1950 (“Dev- rim Uzerine Calgmalar"); The Bolshevik Revolution, 1917-1923, 3 cilt, 1950-1953 [Bolsevik Devrimi, 3 cilt, cev. Othan Suda (I-ID), cew. Tancay Birkan (111, Metis Yay, 1989-2004]; The New Society 1952 (“Yeni Toplum”); German-Soviet Relations Beet- weett the Two World Wars, 1951 (‘Iki Dunya Savagi Arasinda Sovyet-Alman Iligkile- ri"); The interregnum 1923-1924, 1954 (“tktidar Boslugu Donemi 1923-1924"); Soci- alism in One Country 1924-1926, 3 cilt, 1958-1964 (“Tek Ulkede Sosyalizm 1924- 1926"); What is History?, 1964 (Tarik Nedir?, cev. Misket Gizem Oznitrk, letigim Yay., 2004}; 1917: Before and After, 1969 (“1917: Oncesi ve Sonras”); Foundations of a Planned Economy (1. cilt RW, Davies ile), 3 cilt, 1969-1978 (‘Plank Ekonominin ‘Temelleri”); The Russian Revolution from Lenin to Stalin, 1979 [Lenin’den Stalin’e Rus Devrivti 1917-1929, cev, Levent Cinemre, Mer Yay, 1992); Lenin to Stalin, 1979 (*Le- nin'den Stalin’e”); From Napoléon (o Stalin, 1980 {“Napoléon'dan Stalin’e”); The Twi- light of the Comintern, 1982. igindekiler Onséz.. BiRINCI BOLUM Rus Devrimi: Tarihteki Yeri.... IKINC] BOLUM: Ne Yapmaht?. GEONcU BOLUM Kizil Rosa. DORDUNCU BOLUM Bolsevik Utopya BESINC] BOLUM Sovyet Toplumunun Yapist... ALTINCI BOLUM Yukaridan Devrim: Kollektiflesmeye Giden Yol........ YEDINCI BOLUM Sovyet Sanayilesmesi Uzerine Dilsiinceler.... 47 wn SD dS 107 WW ABS SEKIZINC! BOLUM Sovyet Sendikalart moe BOKUZUNCU BOLUM Trogki‘nin Trajedisi....... ONUNCU BOLUM Bitmemis Devrim.... Isaac Deutscher Igin wom ESF AFT wn BOS wt AF Onséz Bu kitabi olusturan yazilar Devrim Calismalar’nin yayim- lanma tarihi olan 1950'den beri cegitli zamanlarda kaleme alinmisur. Birinci boltim 1967 yilinda Ingiltere’de ve Birlesik Devlet- ler'de 1917 devriminin ellinci yildénamua munasebetiyle ve- rilen cegitli konferans ve radyo konusmalannin genisletil- mis halidir: Daha ktsa bicimleriyle 9 Kasim 1967'de The Lis- tener'da ve Revolutionary Russia (Devrimci Rusya)‘da (ed, R. Pipes, Harvard University Press, 1968) yer almisur. Ikinei bolam Cernigevski’nin Ne Yapmah?’sinin tercume- sine (Vintage Books, New York, 1964) 6nsdz olarak kaleme almmisti. Uctinca bolum 1951 ve 1966 yillarmda The Times Lite- rary Supplement icin Rosa Luxemburg hakkinda kaleme ali- nan iki makalenin birlestiritmesiyle ortaya ciku. Dérdinca bélam yakinda Penguin Books’un Pelican Classics serisinde yayrmlanacak olan Buharin ile Preobra- jenski’nin ABC of Communism’in (Kominizmin ABC's) In- gilizce baskisma yazilan 6ns6ztin kisalulmais hali. Besinci bolum 4 Agustos 1955'te The Listener'da yayimla- nan, BBC programindaki bir konusmanin duzeltilmis metni. Alunci ve yedinci bolamler Herbert Marcuse (The Criti- cal Spirit, Beacon Press, Boston, Mass., 1967) ve Maurice Dobb (Socialism, Capitalism and Economic Growth, Camb- tidge University Press, 1967) amisina yayimlanan derleme- ler igin yazilmig makaleler. Sekiz, dokuz (i), (ii) ve Gii) ve onuncu bolimler cesitli tarihlerde The Times Literary Supplement’ta yayimlanmis elestiri yazilan. Penguin Books'a heniz yayimlanmamus ABC of Commu- nism’in (Komunizmin ABC’si) énsozinun, diger yazilarin ise daha once ilk kez yer aldiklan eserler ve dergilerin edi- torleri ile yayimeilarina burada tekrar yayimlanmalarina cé- mertce izin verdikleri icin mutesekkirim. Kitabin son t¢ pargasinin Klasiklesmis tg ciltlik Trocki bi- yografisi dahil olmak uzere Isaac Deutscher kitaplarinin elestirileri oldugu dikkat cekecektir. Boylelikle bu makaleler toplam: 6zel anlamda yirmi yilhk zaman zarfinda yazilarin- dan, sohbetlerinden ve elestirilerinden cok sey ogrendigim bir arkadasin amsina adanmuistir; onun Agustos 1967’deki trajik olamundn ardindan yayimlanan ilk Cambridge Review sayisinda ¢ikan kisa anma yazisini kitabm sons6zi olarak ekledim. E.H. CARR Trinity College, Cambridge, 1 May1s 1968 BIRINC! BOLUM Rus Devrimi: Tarihteki Yeri “Rus devrimi” deyimini genis bir cercevede ele alacagim. 1917'de danyayi sarsan on ginle degil, daha cok, bu on gi- nun, agiklamasi ve bir bakima da baslangi¢ noktas: oldugu dunyay1 sarsan strecle ilgileniyorum. Devrim dogrudan dogruya, tarihte sireklilik ve degisim gibi tamdik konulari ¢agrisurir. Genel kamya gore sirekliligi korunan higbir du- rum, statik olsa bile, dezisimden muaf degildir ve higbir de- gisim, devrimci de olsa, tam olarak sareklilikten kurtula- maz. Fakat burada iki gozlemde bulunmak gerekiyor. On- celikle, muhafazakarlar sdreklilik konusunun tzerinde durmaya meyillidir — Tocqueville ya da Albert Sorel ve Fransiz devrimi gibi; en agirt bigimiyle bu tavir, devrimin temel bir ézelligi olmadig:, ancak yonetici bir grup ya da seckin bir kesimin yerini bir digerinin almasindan ibaret ol- dugu inancina dayanir. Ote yandan radikaller israrla ani ve kokten degisim ogesini vurgularlar - Engels ve zorunluluk kralligmdan ézgurlak kralhgina gecig ya da Mao ve Buyak Atuhim hareketi gibi. {kinci gozleme gore, her devrimin su- reklilik ogeleri belirli bir alkeye ozgti olaylarm tabiauyla il- 9 gilidir, daha genis veya evrensel bir uygulamaya tabi tutula- bilecek dgelerse degigimle alakahdir. Beni bu konuda ilgi- lendiren Rus devriminin evrensel dzellikleri olduguna gore Rus tarihi baglaminda siphesiz onemli bir rol oynayan st- reklilik dgelerini degil, devrimin barindirdigi degisim ope- lerini vurgulayacagim. Burada incelemeyi umdugum butan buyuk degisimlerin Rus devriminin dogrudan sonucu oldu- gunu iddia etme cabasinda degilim. Devrim, bu degisimle- rin bir bakima sebebi, bir bakima sonucu, bir bakima ise belirtisi ya da simgesiydi. Birbirine bagh bu te iliski 1917 devriminin “kendine 6zgi dnemini” gosterir ve tarihteki yerini aciklamaya yardim eder. Devrim kavrami, ¢agdag tarihteki yerini 17. yazyildaki Ingiliz devrimiyle alir. Karst koyma, hosnutsuzluk, siyasi ve toplumsal degisim, kendilerini bin y:l boyunca dini agi- dan ifade etmislerdi. 17. yazyitdaki Ingiliz devriminin usta kapalt dint temalan vardi; Fransiz devrimi ise ilk pur laik devrim olmustu. Fakat Ingiliz yazarlar 1688’in olaylarini “gorkemli devrim” olarak betimleyip bu deyimi 40 yil on- cesinin daha da dramatik olaylarim kapsayacak sekilde kullandiklaninda 6ncelikle yurttaslarm hurriyetinin (civil liberty) saglanmasindan bahsediyorlardi ki bu deyimden antadiklan ilahi ya da insan gitcuyle elde edilmis monarsik otoriteye degil, bireysel vatandaslarin yasal yollarla sag- lamlastrilmis haklarina dayanan bir toptumdu. 17. yazyi- hn ortasindaki calkantih yillarda bir bagka fikir, yani, genel anlamiyla, insanlarin birbirinden bir farkimm olmadigi ve herkesin aym haklara sahip oldugu ilkesi gecici olarak or- taya cikmisu, bu ilkeye aruk “sosyal adalet” adim verebili- riz, Gortinuse bakihrsa bu fikir yalmizca, goze batmayan fanatik cevrelerde kabul gormugs ve gorkemli devrim sira- sinda gtivenli bir sekilde gor alaninin disina itilmisti. Fa- kat Ingiliz tarihinin dehlizlerinde asla tam olarak kaybol- 10 madi ve buuin cagdas devrimlerde egemen bir digiince olarak saregeldi. 1917den once devrimin esas modeli olarak kabul goren Fransiz devrimi, modern zamanlarda toplumsal ve siyasal bir duzenin tamamen ve siddet yoluyla bertaraf edilmesinin ilk omegiydi: Bu da modern tarih ozerinde birakugi derin etkiyi aciklamaya yeter, Bu etkiyi tig temel aidan saglamigur. Oncelikle Franstz devrimi hurriyet ve esitligi bireyin te- mel haklan ve siyasi eylemin kabul goren hedefleri haline getirdi. Yurttasin bireysel haklart daguncesi, 1688 Ingiliz devriminden ddung almmusu. Ingiliz siyasi teori ve pratigi 18. yazyilin Fransiz aydinlari wzerinde buyuk bir itibar sag- lamisu. Fakat Fransiz devrimi, 1688 yilmnda nispeten basit bir bicimde ortaya konmus olan siyasal ve sivil ézgiirlitk fi- kirlerini daha da ileri gowirda. 17. ydzyilin Ingiltere’sinde hafif ima yoluyla s6zu edilen toplumsal adalet fikri, dev- rimcilerin esitlikei ideolojisinde ve Ozellikle Babeuf’an “komplosunda” daha belirgin bir sekilde ifade bulmustu, her ne kadar bu talepler somut olarak hayata gecince bir kez daha ezilmis olsa da, esitlik dagtncesi ark devrimci aclemeden ayn tutulamazdh. Ingiliz devrimiyle kargilasurl- diginda Fransiz devriminin toplumsal ve iktisadi kokenleri daha derin, iktisadi ve toplumsal sonuclari da daha genis kapsamhydi. Ik kez Mirabeau’nun kullandigi iddia edilen ve Napoléon’un da almtiladipi bir deyise gore, “Ce n’est pas Ja liberté qui fait la révolution, est Pégalité.”' tkinci olarak, Fransiz devrimi, her ne kadar bu durum asli taslagimin bir parcasim teskil etmese de, hedeflerini gecmise degil gelecege yonelik olarak belirledi ve boylelikle bir ilerleme dgretisine yok acmis oldu. Ingiliz devriminin te- orisyenleri, caglar boyu stregelmis olan otoriteyi gecmiste 1 “Deveimi gerceklestiren harriyet degil, egitliktir”. Annales: Economies, Societés, Civilisations xiv (1959) . 556. W arama aliskanhigina sadik kalarak, 17. yozyilda Ingiltere’de gerceklesenlerin bir yenilik svreci degil, Stuart krallarmin haksiz olarak son verdikleri kadim ozgurluklerin yeniden savunulmasi anlamina geldigine kanaat getirmislerdi. Aym iddiayi bir yazyil sonra o zamanlar Amerikan devrimi adi verilen seyin yaraucilan da kullanmislardi; Tom Paine’in kendisi bile celiskili bir bigimde Fransiz devrimini tam da bu gerekcelerle savunmaya kalkigu: “Su anda sahit oldukla- nimuza ‘karst-devrim’ adini vermek yanlis olmayacakur; da- ha erken bir donemde birey, fetih ve zulam yoluyla hakla- nodan mahrum birakilmisu, simdi de bu haklan geri kaza- miyor.”? Ronesans'in yaratugi ve 18. yazyilin Avrupa toplu- munda hala etkili olan klasik Antik Cag efsanesi, Jakoben dustince ve soylemde istisnai bir dal olugturmugtu. Devri- min atesledigi beklenti ve hevesler bunu asi ve zamanla da yerine gegti.? Condorcet, bagka herhangi bir bireyden daha belirgin bir sekilde, alt cagindaki insanlhigin gecmisten ge- lecege gecisinin sembolu haline geldi. Ucuncu olarak, Fransiz devrimi —yine bilingli bir mak- satla degil, neticelerinden 6tird~ verimlilik kavramini in- sani iliskilerinde yeni ve merkezt bir mevkiye tagidi. Eski rejimin (ancién régime) hiyerarsik duzeninde, yoneticilerin iktisadi iliskilere olan ilgisi askeri ve idari ihtiyaglarm kar- silamak amaciyla tebaalarmn vergi kesilebilecek gelirlerini artirmakla sumrh kalmistt. 16. yazyildan 18, yuzyila, Mac- hiavelli'den Colbert’e ve onun 14. Louis’nin sarayindaki haleflerinden Prusyali kameralistlere* dek, ataerkil sistem- 2 T. Paine, Rights of Man, tkinci Botam’an girisi. 3 Fakat bu, onun Ingiltere ve Almanya'nin egitim sistemler{ azerinde kurdugu hakimiyeti 1914’ dek korudugu gercegini degistiemedi. (*) 17. ve 18. yazyillarda Aveupa'da para cinsinden yakselen zenginligin bir ulu- sun iktisadi gicdni de yakseleecegi gordsind savunan merkantilist iktisatcl- lar grubu ~¢.n. 12 de prensin miras aldigi idare kavramindan devietin idaresi kavramina gelene kadarki agir geligme cizgisini gozlemle- yebiliriz; bu geligme giderek artan bir sekilde idarede uret- kentik fikriyle mesgul oluyordu. Fakat nihai amaclan ho- kametin mali ihtiyaclarim karsilamaku. Uluslarin zengin- liginin (merkantilistlerin ogrettigi gibi) ticaretten degil, uretimden geldigini anlatmak, servetin tiketime ayirdigi harcama ile dretimi arttrmak icin yaurmma yapilan harca- may! birbirlerinden ayirmak ve ekonomi politigin cam toplumun uretkenligiyle mesgul olmasini saglamak fizyok- ratlar ile Adam Smith’e distyordu. Marc Bloch’un da be- liretigi gibi: “18. yazytlin énceki bitin iktisadi dgretilerine —ki bunlar bir sonraki cagin ‘klasik’ iktisadina digunce tar- zini miras birakmigu- tretim endisesi hakim olmustur; 18. yazyilin Fransiz ekonomisterinin ¢ogu igin tretim dnce- likle topragi iskeme anlamina geliyordu.”* Fransiz devri- minden once gelen servet akininin yeni ellere gecmesinin asil nedeni ticaretten kaynaklaniyordu. Fakat Fransiz dev- rimi burjuva toplumunun dogusu icin sahneyi hazirladiza sirada Ingiltere’deki Sanayi Devrimi hizla iktisadi faaliyet alanim genisletip bu alanin tabiatim degistiriyordu; Mark- sist terimler kullanacak olursak ticari sermaye sinai serma- yeye dénustyordu. Ancak burada da ozgurlak adi verilen devrim kaltiindin oynayacagi bir rol vardi. Fransiz devrimi- nin ve Sanayi Devrimi’nin devaminda, bireysel iktisadi fa- aliyetleri devletin servet ve guctindn temelini olusturan bi- reylerden meydana gelen bir grup, iktidar ve nafuz sahibi mevkilere yukseliyordu; devletin esas vazilesi de bu faali- 4 “Toute ta doctrine économique du XVIlMe sigcle ~qui a légué ce tour desprit 4 Veconomie ‘classique’ de lage suivant—a été dominée par le souci de la produc- tion; et pour la plupart des économistes francais du XVIlle siecle production voulaét dire avant tout culure” Annales d'Histoire Economique et Sociale it (1930), s. 333-4. 13 yetlerin durdurulmaksizin ilerlemesini saglamak igin uy- gun olan bagimsizhk kosullarimi yaratup surdurmekti. Marx 1840'h yillarda sistemini daha ayrmuh bir bicimde aciklamaya baslarken, bitin bu devrimci geleneklerin mi- rasindan faydalamyordu. Hegel'in kullandig: anlamda hurri- yet, zoruntulugun bagimsizhga, kor iktisadi giglerin de in- san aklinin bilincli kullanimma boyun egmesi gerektigi an- lamina geliyordu; birey, mevcut toplumsal duzenin kendisi- ni bi tuttugu 6z-yabancilasmadan kurtulup “sosyal var- hk”® kimligini yeniden edinebilmetiydi. Egitik, Marx’in proletaryay ideallestirmesinde ifadesini buluyordu — ki bu sinif “evrensel isuraplar cektigi icin evrensel dzelliklere de [sahipti]."* Marx ilerlemeye yonelik devrimei inanct, tarihi anlamh bir stre¢ addeden inancla guclendirdi ve bunlar devrimi “tarihin itici gtict” olarak goren bir inanisla birles- tirip ilk devrim teorisini yaratu. Son olarak Marx dretimi te- mel iktisadi faaliyet olarak degerlendirip diger tum katego- rilerin ikinci planda kaldigim belirterek’ sium Aydinlanma dugandrlerine ve klasik iktisatgulara dayadi: Gelecegin anahtarinin sanayi iscisinin ellerinde oldugunu gorduginde ve topragt isleyen koylaye aruk cagdign kalmig bir Uretici muamelesi yapuginda temel olarak hakliydi. Marx dretim tarzmmn toplumu teskil eden en onemli ogelerden biri oldu- Zunu dusuntiyordu; devrimin amaci ve 6zi, uretim seklini degistirmekti. Komtinist Manifesto galip gelecek proletarya- nin gorevini “toplam uretim guclerini en kisa stirede artur- mak” olarak belirlemisti; Marx da sonraki yazilarinda ko- minist dtopyasina dair verdigi az sayidaki ipucunda burada 5. Ing. cev. Milligen (1959), s. 105 [1844 Elyazmalan, cev. Murat Belge, Birikim Yayinlan, (Istanbul 2003), s. 110, 114 ve diger.| 6 K. Marx, Early Writings, ed. Bottomore (1963), s. 58. 7 Marx daha da ileri giderek Gretimi insana 6zga tek faaliyet olarale tanumladi. IK. Marx ve F Engels, The German Ideology, Ing. ceviri (1965). 5. 164). 4 “birlikten dogan servetin bolluk iginde akip gittigini”® yaz- mist. Marx temelde burjuva toplumunun varsayimlarmdan beslenen Batth bir dagandr oldugu icin, Bati burjuva toplu- munun en yikact elestirmenlerinden biri haline gelmisti ki, bu varsayimlart kullanarak manukh sonuglanina ulasmak- tan da cekinmedi. Marx’m Fransiz ve Sanayi devrimlerinden olusturdugu engin sentez gecmisle birlikte gelecegi de icine aliyordu. Bu, hem hedeflerine ancak kismen ulasildign ve ta- mamuna ermesi icin daha cok devrimei eyleme ihtiyag du- yulacagi, hem de bu hedeflere ulasmanin ancak baska bir devrimin gerceklestirecegi yeni devrimci hedefler doguraca- &1 icin bitmemigs bir devrimdi. Bu sebeplerden otaradar ki Marx, “strekli devrim” sloganint icat etmis ya da édung al- mustir. [sminin ve égretisinin bir sonraki bayuk devrim icin ilham verecek bir 6rnek olusturmast rastlanu degildi. Marx’in ortaya koydugu sistemin nihai seklini almastyla devrimin bir daha patlak vermesi arasmda gecen zaman zar- finda cok sey degismis, fakat aym kalan bazi seyler de ol- mustu; dyle ki Rus devriminin tarihi onemini gozoninde bulunduracak olursak Marksist ya da Marksizm éncesi dev- rimci bir gelenek ile neo-Marksist ya da Marksizm sonrasi devrimei bir ortamin karsilikh etkilesimini govuruz. Degis- meyen, daha dogrusu etkisi nispeten siddetlenen sey uret- kenligin vurgulanmasiydi. 1917'den onceki yanm yuzyil bo- yunca uygulamali bitim yeni bir sanayi dretimi teknolojisi yaratmakla mesguldu; kitle tretim yontemleri sanayi ekono- misinde devrim yaratui; fabrikalarda kullanitmaya baslanan uretim band: ve hareketli bant iggi diizen ve disiplini icin ye- ni soruniara yol acu. 1870 yih sanayi guicti acismdan gelis- mig uluslarin askeri gacu de elinde tuttugunu gosterdi; mad- di zenginlik gibi askeri guc de verimililigin bir isleviydi. Rus 8 K. Marx, Critique of the Gotha Programme (Ing. cev. tarihi belirsiz), 5. 4 15 devrimi ilk defa olarak arturiimg aretimi hedefleyerek, bu hedefi sosyalizmle dzdeslestirdi: Lenin’in sosyalizmin elekt- rifikasyon arti Sovyetler anlamma geldigine dair yorumu bu fikrin kaba bir sunumuydu. Lenin ve diger Bolseviklerin de- falarca tekrarlachg: gibi sosyalizmin kendini gostermesi gere- ken kulvar, wretimi kapitalizmden daha etkili bir sekilde du- zenleyebilmekti.? Modern Marksistler bu dgretiye hem teori- de hem de pratikte sadik kalmuslardir. Onde gelen bir Ame- rikah iktisatginin belirttigi gibi iktisatcilar arasmda “iktisadi bayumeyle ilgili elle tutulur bir teori gelistirmeye en cok [Marksistler] yaklasmisur.”"° Rus devriminin yozu hem geriye hem de ileriye donukta. Rusya’nin, kendine 6zgii tarihi durumu yuzinden, hem Ba- t’nn 19. yézyildaki basanlarma yetismeye ihtiyaci vardi, hem de onlan gecebilme kapasitesine sahipti. Rusya hicbir zaman tam olarak 19, yuzyila ait olmadi; 19. yazyilin bayok Rus edebiyati yalnizca Carliga degil, Bat burjuva demokra- sisi ve burjuva kapitalizmine de kargi gikan bir edebiyatu. Fakat Rus devrimi ayn zamanda Fransiz ve Sanayi devrim- lerinin basarilarmm dztimsemek ve 19. yazyilda Bau’mn ulasugi maddi ilerlemeleri tekrarlamak durumundayd. Bu durum Marksist terimlerle, 1917 devriminin hem Rusya’nin burjuva devriminin tamamlanmasi, hem de sosyalist devri- min baglangici oldugu biciminde ifade edilmisti. 1920'lerin 9 Bu nokta Lenin’in “igcilerin zaferinin fedakarhk yapilmadan, durumlan gecici bir sareligine de olsa kottlesmeden gerceklesmeyecegini” lark etmesini engelle- medi (Polnoe Sobranie Sochinenii, 5th ed. xxi, . 223). Buharin de bu gortis igin uzunea bir teorik gereke Snerdi: “Devrimde, Gretien iliskilerinin ‘dayanagy, yani insan emeginin diizeni ‘parcalanu’, bu da demek oluyor ki dretim stireci coker ve boylelikle aretim gucleri birbirinden aynlir. Bu dogruysa Idi kayttswz gartsiz dogradur- a priori olarak aciktir ki proleter devrimi beraberinde dretim goglerin- de cok sert bir dagds getirir cdnka baska higbir devrim boylesine genis kapsamlt ve derin bir gekilde eski iliskilerin ylahp yeni cizgilerle gekillenmesini deneyim- lememistir “N. Buharin, Ekonomtika Perokhodnoge Perioda (1920), i, s. 95-6] 10 E. Domar, Essays in the Theory of Economtic Growth (1957), s. 17. 16 sonuna dogru baslayan sanayilesme seferberligi -askeri guc¢ ve maddi zenginligi ikiz hedefler olarak belirleyip— en gelis- mig sanayi teknolojisini uygulayarak SSCB'nin hizla bir mo- dern sanayi ulkesine dénusmesini amachyordu; Birlesik Devletler de teknik acidan en gelismis sanayi devieti oldugu ve bu yazden taklide sayan bulundugu icin bu strrecte Ame- rikan yardim1 ile rehberligine sikca basvuruldu. 30 yil iginde ancak yarist okuma-yazma bilen ilkel bir koyliler copluluguyla baslayip SSCB’yi dunyanin ikinci sa- nayi ulkesi ve en ileri derecedeki teknolojik gelismelerden bazilarmin lideri konumuna getiren bu seferberligin basari- st, belki de Rus devriminin en 6nemli icraatlarmdan biri ol- mustur. Bu basari yalmizca maddi agidan degerlendirilme- melidir. Yarim yazyilhk bir stire¢ igerisinde neredeyse yuz- de 80'den fazlasi kéyla olan nufusun yerini yuzde 601 kentlerde yasayan bir nufus, okuma-yazma eksikliginin ye- rini de yuksek bir genel egitim standardi aldi; sosyal hiz- metler olusturuldu; ekonominin avey cocugu —ya da sorun yaratan cocugu- olarak kalan tarimda bile ekimin yaygin araci olan sabanin yerini traktor aldi. Degisim strecinde Rus halkmma cektirilen eziyetleri ve dehgeti azimsamak ya da gz ardi etmek yanlis olur. Bu tarihi trajedinin hentz étesine gecilmemis, cekilen acilar tam olarak unutulmamis- ur. Yine de bugiin Rusya’daki genel yasam kalitesinin ve be- seri firsatlarin elli yil 6ncesine kiyaslanamayacak derecede iyi oldugunu inkar etmek bosuna olurdv. Iste bu basart dunyann geri kalani uzerinde iyi bir izlenim birakmus, sa- nayice gelismemis ulkelere kendisini taklit etmeleri icin il- ham vermistir. Bu stire¢ Marx’n Kapitale yazdign onsozde Ongorulmusta: “Sanayisi daha gelismis olan ulke, daha az geligmis durumdaki ulkeye geleceginin bir resmini sunar”. Buna ragmen SSCB'nin sanayilegme stirecine basladigi de- virdeki dunya, Marx’ iginde yasadig: dunyadan cok daha 17 farkliydi. ilerleyen tek sey teknoloji olmamugt. [nsamin do- gaya kargi tutumu ve kendisinin iktisadi stre¢teki yerini al- gilayisi da ciddi bicimde degismisti. Neo-Marksist diya, 6z-bilinglilik dimyasiydi." Rus devrimi tarihte bilingli ola- rak hazirlanip gerceklestirilen ilk buyak devrimdi. Ingiliz devrimi ismini, kendisini gerceklestiren Ingiliz siyasetciler- den degil, ex post facto (olaydan sonra) hakkinda teoriler kuran aydinlardan aldi. Fransiz devrimini gerceklestirenler bir devrim yapmak amacinda degildi; Aydinlanma da kasuh bir devrim hareketi degildi. Kendilerini devrimci ilan eden- ler ancak devrim basladiktan sonra ortaya crkwyorlardi. 1848 devrimi Fransiz devriminin bilingli bir taklidiydi ki, bu da muhtemelen Namierin ona “aydinlar devrimi” adim verme- sinin sebebidir. Fakat olumlu yonlerinden biri Fransiz dev- riminin sonuclarmdan bazilanm koytdligun hala devrimci bir gic oldugu Orta Avrupa’ya tasimak oldu (Fransa’da bu rol sona ermis, Rusya’da ise henz baslamamusti)."? Rus dev- timi aynt zamanda bir aydinlar devrimiydi, ama aydinlar yalnizca gecmiste yasananlan tekrarlamakla kalmayip gele- cege yonelik planlar da yapular; ayrica yalmz devrim yapma degil, devrimin yapilmasi igin gerekli koguilan inceleyip ha- zirlama arayisi icgindeydiler. Rus devrimine modern tarihteki istisnai yerini veren bu 6z-bilinclilik ogesidir. Marksizmden Leninizme gecisteki degisimin dogasin aciklamak icin bazen Marx ve Lenin arasindaki farklihklara basvurulur. Bu sorun Marx’in bizzat gecirdigi evrim yazun- den karmasiklasir. Komtinist Manifesto éncesi ve esnasinda 11 Hegelin Fenomenolojisinde birbirinden aytn edilen “6z-bilinglilik” ve “biling- Wik” s6zcukleri Marx ve Engels tarafindan dénisdmlu olarak kulland. Marx daha once yazdign Hegel etkili yazslarmnda “6z-bilingliligi”, daha sonralan “bi- Lnngliligin” “varhga” boyun egisini vurguladigs yaztlarinda ise “bilincliligi” ter- cib eder gibi goztikse de arada cok belirgin bir fark yoktur. 12 Ba konu icin bkz. G. Lichtheim, Marxism (1961), s. 363. Ww Almanya’da devrim hala tarusulan bir konu gibi goztikiirken Marx’mn asil amaci bir eylem tastagi sunmaktt: Felsefecilerin vazifesi suf dinyay1 yorumlamak degil, ayni zamanda onu degistirmekti. Marx Londra’ya yerlestikten sonra kapitalist toplumun hareketinin nesnel yasalarmi incelemekle ve ya- kinda gerceklesecek yikiminin sebeplerini gozler énune ser- mekle ilgilendi; siyasi faaliyetler, iktisadi gerceklerin wzerine kurulan bir dstyaptydi. 19. yuzyrha son yillarnda yukselen Avrupa igci hareketine damgasmi vuran, biltmsel ve deter- minist yontemleri vurgulayan bu olgun Marksizm ~yani Ekonomt Politigin Elestirisine Katkt ve Kapital'de anlatilan Matksizm— oldu; Leninizm de erken donem Marx’a bir d6é- mis olarak nitelendirilebilir.? Yine de, her ne kadar Lenin’in yazdigr her sey Marx'tan almularla desteklenebilir gibi go- zukse de, aralarindaki farklar derin ve muhimdir. Bu farkh- hiklarm sebebi olarak bazen Marksizmin Rus topraklarina nakli gésterilir: Leninizm, Marksizmin Rusya’daki ihtiyag ve kosultara uyarlanmis halidir. Bu goruste dogruluk pay var- dir. Fakat aralarmdaki farkhihklari zaman farkinin sonucu olarak ele almak daha yararl olacakur: Leninizm, Marksiz- min nesnel ve degismez yasalarin degil, iktisadi ve toplum- sal stireclerin arzu edilen sonuglara ulagmak amactyla bi- lingli olarak duzenlendigi zamanlara uyarlanmus halidir. Bilincliligin olusmasi iktisadi alanda baslar. Bireysel treti- ci ve kuguk girisimci cogunlugu olusturdugu surece iktisa- din tamamini tek bagina yoneten biri yokmus gibi gozuka- yordu; boylelikle nesnel yasa ve islemlerin varhgina yonelik 13 Yakin zamanlarda Marksist literatarde ilgi géren Marxin erken dénem yazitart ilk olarak 1920 ve 30larda yaytmlandi ve diger erken dénem Marksistleri gibi Lenin de bunlardan bihaberdi. Lenin'in felsefeci olarak itiban bunun tam tersi bir talihsizlikten zarae gorda; cinkc felsefesini, tk kez 1929-30'da yayumlamp bundan on yil sonrasina kadar Ban'da tamnmayan fakat cok daha incelikli, ama biraz da gayni-resmit olan Philosophical Notebooks yerine daha eski ve ye- tersiz Materialism and Empirio-Criticism’e dayandarmssts. 19 yanilsama korunmus oldu. Marx’in dinya gérigit sili bir gekilde gecmise baghydi. Adam Smith'ten dgrendigine gore bireysel girisimciler ve sermaye sahipleri burjuva toplumun- daki wretimin has temsilcileriydi; pki Adam Smith ve He- gel gibi Marx da bireylerin faaliyederinin kendi ¢ikarlarini gozettikleri strece nesnel yasalara gore hareket edip —ki bu “gizli el” ya da “cunning of reason” (aklin hilesi)* gorusleri- nin tam karsikgiydi- kendt irade ya da isteklerinden bagim- siz sonuciara ulastigina inandi. Buna gore iktisadi tedbirleri bilincli olarak belirleyen bir merci yoktu ve tran ise onu treten insanlarin efendisiydi. Bu, dzgtirlagan degil, zorun- lulugun alaniydi. Plekhanov'un dedigi gibi, Marksist ideal “ézgurligan zorunluluga, insan akhnm kuvvetinin kor ikti- sadi giiclere galip gelmesiydi.”“ Her ne kadar Marx bireyle- rin menfaatlerinin sans eseri uyuma ulasacagina inanmasa da, sonunda bu yonde bir mutabakatin bireylerin iktisadi olarak gidulenmis hareketlerinden saglanacagina inaniyor- du: Bu da onu gelecege yonelik ihtiyath hazirliklar yapmak sorumlulugundan kurtariyordu. Adam Smith’ten Karl Marx’a tim iktisadi duganurlerin nesnel iktisadi yasalara ve onlardan crkanlacak tahminlerin mesruluguna inanci tamdi. Iste bu, “klasik iktisadin” oztiydi. Teknolojik gelisme bu- yuk caph kapitalizme yol verince isler degisti. Imalat devi sirketler ve ticari kartellerin ortaya cikmastyla iktisadi faali- yet alanina, iktisatcilarin ustahkh (ve hafif kalan) tabiriyle, “haksiz rekabet” hakim olmustu. Kararlarm, catisan menfa- atlerin kontrolsaz karsihkh etkilesimi sonucu alindigi, ken- di kendini idare eden iktisat kavraminmn yerini énceden be- lirlenmis bir hedefi gerceklestirmek amaciyla toplumsal (*) Hegel’in Fetsefi Bitimler Ansiklopedistnde ontaya koydugu, Us'un birey farkin- da olmadan onun hareketlerini belirledigi, bireyin “tutkularim” bir bakima Usun tarihicki isleyisine alet olduguna dair goris - ¢.n. 14 Pekhanuy, in Defence of Materialism, cev. Rothstein (1947), s, 292. 20 gacleri ustalikla yoneten, kimlikleri belirlenebilir bir zimre, bir grup teghis edilebilir birey kavrami almusu. iktisat islev- sel bir hal almigu: ki bunu saglayan bilimsei tahminler degil, bilincli dazenlemeler olmugtu. Arz-talep yasasina dayanan ihtiyari fiyat ayarlanmim yerine belirli iktisadi amaclara yo- nelik fiyat dizenlemeleri gecmisti. Aruk nesnel iktisadi ya- salara gore kontrol edilen bir danyaya inanmak mumkan degildi. Ipleri oynatan gizli ei, bayak sirketlerin kadife eldi- veninin icinden neredeyse tamamen belli oluyordu. Bunun gibi geligmeler, kacuk, bagumsiz ve birbirine rakip bir grup Gretici arasmda haksiz rekabet olusmasint engelle- mek igin gorev bekleyen eski bekci devlet kavrammin ger- cekciligini bozdu. Marx’in disinmeye ve yazmaya basladigi yillarda Friedrich List ulusal verimliligi saglamak amaciyla sanayinin dizenlenmesine yapilacak devlet mudahalesine duyulan ihtiyaci gésterdi. Bundan yarm asir sonra Rusya’da, Wite'nin énayak oldugu genis capi sanayilesmenin baglan- gi¢ noktasi bireysel giristmden batunuyle bagimsizdh, bilakis bu girisimler devlet politikasmmm ayrilmaz birer parcasi ha- lindeydiler. Her ne kadar “planlama” tabirini icat etmis gibi gozikseler de sosyalistler, mevcut sireclerin gidigatum ve 6nlenemez tabiatm fark etmekte Alman sanayicilerden, ban- kacilardan ve akademik iktisatcilardan gertde kalmislardi. Modern zamanlarda az ya da cok tam olarak planlanmis ilk ekonomi, Birinci Dimya Savasi’nin dorukta oldugu yillardaki Alman ekonomisiydi, Ingitiz ve Fransiz ekonomileri de onun hemen arkadan geliyordu. Rusya’da devrim zafere ula- sinca, planlama igin almacak orneklemeler hem sosyalist il- kelere hem de Alman savas ekonomisine dayamir oldu. SSCB'de resmi olarak uygulanan ilk uzun sotuklu plan, 1920'nin elektrifikasyon planiyd.. Lleriki yillarda tarrm dahil olmak uzere pek cok sanayi alam icin bes-yilhk planlar ha- zirlandi fakat bunlar en basta mecburi talimatlar yerine kaba 21 tahminler olarak gordlmasti. “Ulusal ekonominin ilk bes- yilhk plant” 1928-29 ile 1932-33 arasindaki devre igin kabul edildi, O zamandan beri SSCB, savas yillart disinda, uzun-va- deli planlardan mahrum kalmadh ve bes-yilhk planlar (hatta bazen alti ya da yedi-yillik planlar) dinyanin her yerinde ar- ts gosterdi. Rus devriminin tarihi onemini biraktigi etki agi- sindan degerlendirmek isterseniz, uretkenlik, sanayilegme ve planlamay: anahtar sozcukler olarak alabilirsiniz. Iktisadi laissez-faire’'den devletin iktisadi idaresine, ken- diligindenlikten planlamaya, bilingsizlikten bilinclilige ge- cigin tophimsal politikalar uzerinde geri tepen etkileri oldu. Komiinist Manifesto burjuvaziyi “yal, utanmaz, dogrudan, acimasiz somuri” yapmakla suclamisu. Yine de sefalet ya da koti yerlesim veya issizlik, nesnel iktisadi yasalara atfe- dildigi stirrece vicdanlarin rahatlamasi igin One suirdlen g6- ruse gore, bu talihsizlikleri dizelumek icin yapilan her sey iktisadi yasalari kargisma alyp, uzun vadede isleri daha da kotulestirecekti.'® Ne var ki, iktisatta olusan her sey bireyin hesaplanmis kararlannin bir sonucu ve boylelikle de onle- nebilir olarak kabul edildigi anda pozitif eylem gortigt kar- gi konulmaz hale geldi. Onlenemez eziyetlere duyulan mer- hametin yerini Snlenebilir eziyetlere karg: duyulan ofke al- di. Somdrd kavramina yeni bir boyut geldi. Marx’a gore sé- mura, belirli bireylerin suclusu oldugu tesadafi bir suisti- mal degil, kapitalist dazenin kendine ozgu ozelliklerinden biriydi ve bu dizen devam ettigi stirece de ortadan kalkma- yacaku. Somaru artik sagaluci eylemlerin engelleyebilecegi ya da hafifletebilecegi siradan bir sug haline gelmisti. 20. yazyin ilk on yilinda, ongorusli bir Ingiliz yazan. bu hava degisimini tespit etti ve bir sonraki devrimin karakterini de dolayli yoldan belirleyerek goyle tarif etti: 15 Ingiltere'de bu dgreti igsizlik belasina uygulanarak nde gelen iktisatglar, mali- yeciler ve cesitli partilerin siyasetcileri taralindan 1931’e kadar savunuldu. 22 “Bilingti bir cabayla gerceklesecek toplumsal reform olas: hgina duyulan inang, Avrupa zihniyetinin yaygin olara kabul ettigi gorag haline geldi ve ozgarlugun her derde de va olduguna dair inancin da yerine gecti... Ginumdzdek gecerliligi Fransiz devrimi zamantnda insan haklarma du yulan inang kadar muhim fikirlerle dolu.”'® 1917 devrimi kendini siyasi eylemin duzenledigi iktisad kontrollerle toplumsal adaleti saglamaya adamis tarihte ill devrimdi.”” Teknolojideki ve iktisadi orgitlenmedeki gelismeden ora ra dogrulugu tekrar kabul edilen siyasi eylemin iktisadi yo netip idare eume gerekliligi Marksist ogretideki bir vurgu de gisikliginde yansimasim bulmustu. Marxin iktisadim siyaset ustin geldigine dair 19. yizyildan kalma inanci, 6lamander sonra Engels’in alt yapi ve Ustyapi arasindaki karsihkh etkile simle ilgili soyledigi unl sdézlerle ihtiyath bir bicimde kisit lanmrsu, Bu degisim Rusya’rin kosullarina tam olarak uyu yordu. Yuzyilin basinda ortodoks Rus Sosyal-Demokratlar ile iscilerin iktisadi taleplerine oncelik vermek isteyen iktisatg. lar arasindaki anlasmazhk erken donem Bolgevik digancesi ni sekillendirip etkiledi ve Lenin'i Ne Yapmah?da ve dige eserlerinde siyasi eylemin oncelikli gerekliliginin altim ciz- meye tesvik etti, Rus sendikalari, Bolsevik devrim semasind: rot almak igin fazla zayif ve guvenilmezdi. Rus devrimi, ikti- 16 S. Leathes, Cambridge Modern History (1910), xii, s. 15. 17 Hannah Arendt devrimin bu ézelligini hosnutsuz bir elestirmenin bakis act siyla vurgular: “Gegmis devrimlerin batun kayntlart coplumsal sorunlant siya sal yontemlerle ¢ézme gabalarimin kuskuya yer birakmaksizin her zaman sid detle sonuglandigini gostermistir... Hicbir sey... insanhgn sefalecten siyasa yontemler kullanarak kurtarmaya calismaktan daha cagdist olamaz; higbir sey daha yararsiz ve tehlikeli olamaz.” (On Revolution (1964), s. 108,| Fakat be sézler devrimin, upka yine siddetle sonuclanan savas gibi, kétu bir sey oldu gundan ve toplumsal soruniant bariscul yéntemierte cozmenin daha tyi vlaca gindan fazla bir sey sdyltiyor mu? Mutlak pasifistler chgindakiler igi tartegina sonugsuz kalyor. 2: sadi agidan olgunlasmamus bir ulkedeki siyasi bir devrimdi. 1918'in Mayis'inda Lenin, dikkate deger bir ifadesinde, (obi- ter dictum) sosyalizmin bir yarismin (siyasi yarisimn) Rus- ya'da, diger yarisimn (planlanmis iktisadin) ise Almanya’da gerceklestigini gozlemledi. Siyasi eyleme, proletaryanin dik- tatorlaguine, iktisadi bir sonuca ulasmak, yani sosyalist ikti- sadin kurulusunu ilerletmek icin ihtiyag vardi. Buna ragmen, devrim basanya ulasugi anda, iktisadi sonuclara kendiligin- den ulasilacagi varsayimi yanlislanmis oldu. 1921'de savas komunizminin siyasi etabi sona erince Yeni Ekonomi Politi- kasi'nn (NEP) baslaulmasi bir bakima iktisadi gaglerin yeni- den 6nplana cikmasi anlamina geldi ve 1920'li yillar boyun- ca piyasa prensibi ile planlama prensibi arasinda yasanan, ik- tisadin belirleyici giich olma savasi devam etti. Teoride her- kes sosyalist hedefe idari eylem yerine iktisadi eylem ile ulas- manin tercih edilir oldugu varsayrmint kabul etmisti. ls uy- gulamaya gelince piyasa gii¢lerinin yogun sanayilegmenin yukiint kaldiramayacagi belli oldu, 1929'a gelindiginde ise basbitan cdkus yasanmisn. Siyasi gereclerin dogrudan ve bilingli bir sekilde iktisadi hedeflere ulasmak igin kullantl- masi 1929’dan beri Sovyet tarihinde tutarl bir itici gag ol- mustur ve s6zde “piyasa sosyalizmi”nin samimiyetsiz davra- nisi bu gergegi pek degistirememistir. Daha sonraki yillarda, 1938'de yay:mlanan partinin kisa tarihinde ve 1950’de dilbi- limi uzerine verdigi beyanda Stalin, Engels'in ustyapmin ro- land fark edisini gitgide artan bir sekilde vurguladh. 19. yuzyil Bati digtncesine 6zgu olan, iktisat ve siyaset arasindaki ikilik fikri topluma kargi devlet gibi tanidik bir hususta yansimasim bulmustu. Fransa’daki fizyokratlar tica- reti devlet gitctintin engelleyici srmrlamalarndan kurtarmaya calisuklarmda, Adam Smith herkesin menfaati icin devleten bagiumsiz igleyen bayuk bir iktisadi streci ongordugande, Hegel sivil toplumu’® (civil society) devletin kargisma yerles- 24 tirip bu ikiligi siyasi teorisinin temeline yerlestirdiginde, sivil toplum anlamina gelen iktisat ile devlet anlamina gelen siya- set arasindaki ayrim agik¢a belirlenmis oldu. Sivil toplum ik- tisadi bireyin alamydi. 19. yazyil boyunca toplum ve devlet arasinda arzu edilir ve uygulanur bir iliski olusturabilmek igin girisilen minakagalar devam etti, ama kimse bu aynligin gercekligini sorgulamadi. Topium ve devletin karguhigi ve toplumun tarugmasiz Onceligi, dzellikle danyanin Ingilizce konusulan kisimlarmda, siyasi diigincenin temel kategorisi haline geldi. Fakat Marx da bu gordsge tamamen kaultyordu: “Yalnizca siyasi hurafelere inananlar [Kutsal Aile’de boyle yazmisu] toplum hayatinin devlet tarafindan bir arada tu- tulmasi gerektigini zanneder, oysa aslinda devleti bir arada tutan sivil yagamdir.””? 19. yazyil Rusya’sinda yeni dogmus burjuva toplumu, devlet gicunan agiri biytimesini kaldirabilecek giicte de- pildi; 1917 devriminden sonra ise ¢eliskili bir durum orta- ya ciku. Bat dlkelerinde 19. yuzyit liberal-demokrat gele- neginin tsrarla sdregelmesi devlete karsi olumsuz bir tavir ile devlet gacinan “burokratik” suistimallerine kargi gtk- ma hevesi (her ne kadar o gucun yapugi daimi tahakkim- ler kabul edilse de) dogurmaya devam ediyordu. Fagist al- kelerde devletin toplum uzerindeki egemenligi acrkca va- zedilip uygulamyordu. SSCB’deki Marksist gelenek deviete karsi sabit bir digmanhyi temsil ediyordu ki, bu diigman- lik Lenin’in Devlet ve Devrim’inde ve “burokratizme” yo- neltilen genis dlgekli suglamalarda kutsal bir gugmus¢esi- 18 “Burgerliche Gesellschaft”, “burjuva toplumu” olarak degil, “sivil toplum” olarak cevrilmelidir; bu terim o zamaniarda daha, aytst edici kavamuna gelmemisti. Marx onu “mevcut Gretim giiclerinin belitledigi... ve strasmda onlan belisleyen iliski bicimi* olarak tanumlamists, (Marx ve Engels, The German Ideology. s. 47-8). 19 K. Marx ve E Engels, The Holy Family (ing. cev. 1957), s. 163; bu pasajda kul- lanilan ‘toplumsal’ ve ‘sivil’ sozcuklerinin her ikisi de ‘bargerlich’i temsil eder. 25

You might also like