Professional Documents
Culture Documents
Gemici>> 27 ran bir siyasi iradenin mevcudi- yatın akışında emekçiler için,
Ertuğrul Kürkçü yoksullar için, ezilenler için sos-
İklim Adaleti Hareketi yetine ve halkın bu siyasi progra-
ma açık ve enerjik bir destek ver- yalistler için bir fark oldu. Hakla-
Yargıç, Seferberlik Tetkik Bölge
Benlisoy>> 30 Başkanlığı’nın kapısına dayanın-
mesiyle mümkün. rı için mücadele alanları genişle-
di, temel haklardan yararlanma-
ca, sevinçle havaya sıçrayanlar 20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyıl ba-
İsmet Özel: ları önündeki engellerin çoğu te-
da dizlerini dövenler de, sıranın şında İtalya’da, Yunanistan’da, İs-
mizlendi; bütün bu ülkelerde, so-
Karakter aşınması “Gladyo”nun -ya da Türkçe olma- panya’da, Portekiz’de, Arjan- lun, sosyalizmin “temizlikler”le
hezeyanları yan Türkçe adıyla “kontrgeril- tin’de, Şili’de, Brezilya’da ve baş- eş anlı olarak nüfuz alanını, ör-
la”nın- tasfiye edilmesine geldi- ka pek çok ülkede “temizlik”ler gütlenme kapasitesini, gücünü ve
Temizyürek>> 43 ğini düşünüyor. böyle gerçekleşti. kimi yerlerde iktidarını genişlet-
Doğrusu, politik anlamda bu op- Evet bütün bu değişimlerden mesi bir raslantı değil. Ve tersi de
Günah keçisi İzmir siyon açık. Ancak bunun gerçek- sonra da “devlet” devlet olarak, doğru, eğer değişim mızrağını sol
Saraçoğlu>> 45 leşmesi, dünyanın başka yerle- “sermaye” sermaye olarak, “kapi- taşıdıysa her yerde değişim ve te-
rindeki tasfiye süreçlerinin de talizm” kapitalizm olarak yerin- mizlik daha derin, daha
gösterdiği gibi çok büyük ölçüde
bu amacın arkasında sımsıkı du-
de kalmaya devam etti. Ama, po-
litik , toplumsal ve ekonomik ha-
geniş ve egemenler için
daha sarsıcı bir biçimde
>>2
>> gerçekleşti.
Bugün Türkiye’de iktidarda ya-
zun bileceği şey” demeye getiri-
yorlar.
gelmiyor. Korgeneral Doğan Be-
yazıt’ın 3 Aralık 1990'da bir bri-
mak” amacını meşru sayan dai-
mi ordunun yerine halkın silahlı
da muhalefette böyle bir irade Kontrgerillaya yaklaşımları her fingde Özel Harp Dairesi'ne iliş- güçlerinin geçmesi ve benzeri ta-
var mı? iki tarafın siyasi iddialarının ger- kin şu açıklamaları gerilimin ar- lepleri ortaya atmayı hem müm-
çekler karşısındaki kofluğunu da ka planını aydınlatabilir: "Bizim kün hem gerekli kılıyor. Gündem
İkitdarda, AKP’nin “üçüncü ada- ülkemiz sadece komünist istila- siyasi gerçeklerin teşhiri ve bü-
mı” Bülent Arınç’ın imaları bir ele veriyor.
ya uğrayacak tek bir komşuya yük kitlelerin tepelerindeki dev-
yana bırakılacak olursa, “ikinci “Liberaller”in “denetlenebilir“ sahip olsaydı, o zaman komünist let örgütü ve onun zor aygıtına
adam” Cumhurbaşkanı Gül ve bir özel harp aygıtı talebi “kuru işgale karşı işgal sahasında mü- karşı bir ufuk edinmesi için pa-
“birinci adam” Başbakan Erdo- su” arayışından ne kadar fark- cadele verecek bir teşkilat yeter- ha biçilmez olanaklar sunuyor.
ğan’ın Seferberlik Ankara Bölge sızsa, “ulusalcılar”ın güvenlik li olabilirdi. Fakat bizim ülkemiz
Başkanlığı’ndaki aramalar başla- “kökü dışarıda” klişesinin bütün Emekçilerin 2010’da canlanan
din ihracından tutun (...) çeşitli
dığından beri silahlı kuvvetleri anlamlarıyla tam karşılığı olan mücadelesi, devrimci politikayı
tehditlere tabidir. Dolayısıyla
korumayı ve kuşkudan uzak tut- yegâne kuruluş karşısındaki dil- ikincil kılmıyor, tam tersine,
Özel Harp Dairesi anti-komünist
mayı gözeten açıklamalarla eş sizlikleri de “millilik” iddiaları- devrimcilerin karşısına güncel
değildir. Din devrimine karşı da
zamanlı olarak Genelkurmay’ın nın kuru laftan başka bir manası politik gerçekleri açıklayarak
kullanılacaktır."
izlediği “hukuk yolunu” açık tut- olmadığını saklamaya yetmiyor. emekçi mücadelelerini, onların
ma tavrı bir arada okunduğunda Bu bağlamda özellikle 28 Şubat siyasi bilinç ve ufuklarını geliş-
“Kontrgerilla” aygıtı kökeni iti- sürecinde değişen tehdit algısıy-
kovuşturmanın Türk Silahlı Kuv- tirme gö-revini koyuyor.
bariyle, devletin temel siyasetle- la uyarlı olarak “kontrgerilla”nın
vetleri komuta kademesiyle Hü- ri üzerinde en yoğun müdahale Erdoğan hükümeti eliyle sürdü-
kümet arasında süregiden ger- darbesinin asıl doğrultusunu sö-
ve etki kapasitesine sahip, buna zü edilen “din devrimi”nin açık rülen ekonomik politikalara di-
gin mutabakatı sarsmaması ko- karşılık TSK’nın olağan örgüt- renen emekçilerin Deniz Baykal
nusunda bütün tarafların azami siyasi teşkilatı rolünü üstlenme
lenme şemasının tamamen dı- iddiasındaki Refah Partisi’ne, ve Devlet Bahçeli’nin ultra milli-
itinayla hareket ettiğine kuşku şında bir yapı. Genelkurmay Baş- yetçi politikalarının katarına
bırakmıyor. onun toplumsal, kültürel zemin-
kanı’nın sevdiği terimle “asimet- lerine yöneltmesi “eşyanın ta- bağlanmalarını engellemenin ve
Bunun Türkçesi şu: Yargıç, Sefer- rik” bir örgüt. biatı” gereğiydi. bağımsız bir siyaset edinmeleri-
berlik Tetkik Bölge Başkanlı- Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle ni sağlamanın bir tek yolu var:
ğı’ndaki aramalarda ne bulacak Bugünün AKP’si Refah Parti- TEKEL iççisinin, itfaiye işçisinin,
birlikte ABD ile Türkiye arasın- si’nden ne kadar başkalaşmış,
ya da Genelkurmay onun ne bul- da Sovyetler`e karşı kurulmuş İzmirli Kürtlerin, Manisalı Ro-
masına imkan verecek olursa ol- küreselleşmiş, tekelci sermaye manların, Dersimli Alevilerin bir
anti-komünist ittifakın bir par- ile hemhal olmuş olsa da görü-
sun, silahlı kuvvetler ve hükü- çası olarak ilk çekirdekleri atılan, ve aynı egemenlik altında sömü-
met bazı tadilatlara uğrasa da yor ki: Kökeninden getirdiği zih- rüldüklerini ve ezildiklerini açık-
1960’ların başlarında ABD`nin niyet, siyaset tarzı ve bağlantıla-
yapının yerli yerinde kalmasın- Türkiye üzerindeki askeri kont- lamak, göstermek, gözleri önün-
da mutabık. rı dolayısıyla, devletin tehdit al- de süre giden siyasi çatışmaları
rolünün bir parçası olarak TSK gısı değişmedikçe bu birimin he-
Gerçi hukuksal denetimin, ucu içinde operasyona başlayan bu anlamlandırmalarına ve örgüt-
definden tamamen çıkamaya- lenmelerine yardımcı olmak.
“kontrgerilla”ya uzanan kapıdan örgüt esasen bünyeye yabancı. caktır. 2007 seçimleri öncesinde
girmesinin kendi başına bir öne- Ancak, Türkiye’nin otoriter, faşi- kendisien karşı harekete geçiri- İşçi sınıfının ekonomik mücade-
mi yok değil. zan, halka düşman siyasi rejimi len muazzam mekanizmanın lesi kendiliğinden siyasi müca-
Dokunulmaz addedilen, her tür- içinde yer alan bütün eğilimler odağında bu aygıt vardır ve deleye yükselemez.Hükümetle-
lü hukuki kovuşturmadan bağı- için doğası gereği, en önemli onun operasyon alanını daralta- rin korktuğu ve sosyalist hareket
şık olduğu varsayılan bir askeri “acil durum” aygıtı. Bu aygıt ilk bileceği fırsatları değerlendir- için bir imkan olan şey işçilerin
yapının “suç koğuışturması” birliklerini eğitime alırken kendi mekten hiçbir zaman geri dur- ekonomik mücadelesi değil, işçi-
kapsamında araştırmaya karşı amacını hiçbir kuşkuya yer bı- muyor. Beri yandan Irak Savaşı lerin tek tek sermayedarlar ya
koyamayışı, “gizlilik sınırla- rakmayacak kadar açık bir bi- sonrasında değişen bölgesel güç da hükümet uygulamalarına
rı”nın aşınması, “hesap verebi- çimde ortaya koymuştu.1966'da ilişkileri içinde AKP’nin uluslar karşı mücadelesinin sermayenin
lirlik” tartışmalarına konu olma- Dağ Komando ve Okul Komutan- arası yönelişiyle Türk Silahlı toplumsal ve siyasal hakimiye-
sı, “devlet sırrı” kavramının göz- lığınca yayımlanan “Komando ve Kuvvetleri’nin güvenlik öncelik- tine karşı bir mücadeleye dönü-
den düşmesi, başlı başına geliş- Özel Harp Muhtırası” “özel harp leri arasında, Kürt Meselesi’ne şebilme potansiyelidir.
me sayılabilir. Ancak bu henüz eğitiminin amacı”nı açıkça şöyle bakışta cisimleşen örtüşme bu Bu potansiyel, işçilerin her gün-
hukuksal bir bağlamda gerçekle- anlatıyordu: "(…) Tek eri kendi sürtüşmeyi asgariye indiriyor. kü mücadelesi içinde yer alma-
şen bir gelişme. memleketinin vatandaşlarına Bu gerilime rağmen kapısında yan, onunla aynı kaderi paylaş-
Yukarıda, yönetenler katında karşı savaşmaya hazırlamak." yargıçların arama sırası bekledi- mayanlarca harekete geçirile-
tartışmayı, siyasi bağlama, yani Herhangi bir “demokratik-ana- ği Genelkurmay ile hükümetin mez. Bu mücadeleden uzak dur-
bu yapının devlet aygıtı içerisin- yasal rejimde” bu amacı dolayı- giderek yakınlaşması, ilk bakışta mak, sosyalizmin snıfsal hakika-
den sökülüp atılması ihtiyacına sıyla derhal tasfiye edilmesi ge- bir paradoks gibi görünse de, bu tinden uzak durmakla aynı şey-
taşıyan yok. Görünen o ki, buna reken ya da hiç bir zaman kuru- çapraşık egemenlik mutabakatı- dir.
ihtiyaçları da yok. Ortalama libe- lamayacak olan bu aygıt Türki- nın zorunlu bir siyasi sonucu. Bu Tıpkı onun gibi hareket halinde-
ral yorumcular devletin bu tür ye’de bütün hükümetler eninde güç ilişkileri bağlamında kontr- ki işçilere toplumun bütün ezi-
yapılara gereksinimi olduğunu sonunda “kendi memleketinin gerillanın AKP hütince tasfiyesi- lenlerinin kurtuluşu için, dünya-
kabul ediyorlar aslında -ama de- vatandaşlarına karşı savaşma”ya ni beklemek için Türkiye’nin si- nın bütün işçileriyle birlikte mü-
netlenmek şartıyla. yazgılı olduklarından bir türlü yasi rejimi ve onun işleyişi ko- cadele etmedikçe ezilmekten as-
Ulusalcı muhalefet ise ordumu- tasfiye edilemez. Bunu AKP de nusunda bir çocuk saflığına sa- la kurtulamayacakları şuurunu
zun böyle bir birimi olmadığına, kendi tabiatı el vermediğinden hip olmak icap eder. aktarmaktan uzak duranlar da,
olan bitenin bir tertipler silsilesi yapamayacaktır. Gene de siyasi gündem kontrge- eninde sonunda işçileri nasyonal
olduğuna kendisi inanmasa da Bununla birlikte, bu durum rillanın tasfiyesi, “kirli savaş” sosyalizmin yörüngesine itele-
milleti inandırmaya kararlı. Ya AKP’nin bu hâkimiyet tarzı ile suçlularının yargılanması, “dev- menin vebalini omuzlarına yük-
da “varsa da Varsa da ordumu- bir gerilimi olmadığı anlamına letin vatandaşlarına karşı savaş- leyeceklerdir.
EKMEK & ÖZGÜRLÜK 3
Türkiye
şünüyorlarsa bizi desteklesinler.
Türkiye
Türkiye
Bilen'in kitlenin üzerine otoma-
tik tüfekle ateş açması sonucu iki
kişi hayatını kaybetti. İstanbul
Dolapdere'de üç kişi kitlenin üze-
SHD: ‘Kentsel
dönüşümü durdurun’
rine kuru sıkı tabancalarla ateş
etti.
DTP’ye yönelik saldırılara karşı
kitlesel direnişler sürerken
BDP'ye geçen dokuz eski DTP'li
belediye başkanı, Demokratik Sosyal Haklar Derneği, toplumun hakları için çalışan bütün ku-
Toplum Kongresi Sözcüsü Hatip rumları, özelleştirmeler, kent dışına sürülme ve toplumsal hiz-
Dicle, İHD Genel Başkan Yardım-
cısı Muharrem Erbey'in de arala- metlerin engellenmesine karşı biraraya gelmeye çağırdı
rında bulunduğu yaklaşık 80 kişi
KCK operasyonu kapsamında
kapsamında Diyarbakır Cumhu-
riyet Başsavcılığı'nın talimatıyla
Diyarbakır, Siirt, Hakkari, Der-
sim, Batman, Urfa, Şırnak , Van,
Ankara, İstanbul ve İzmir'de göz-
altına alınmıştı.
Diyarbakır’da mahkemeye çıkar-
tılmak üzere bekletilen DTP’liler
tek sıra dizilerek ellerinin plastik
kelepçelerle bağlanması ve teşhir
edilmeleri yaygın bir tepkiye yol
açtı.
Mahkeme gözaltındaki 35 kişi-
den 23'ü için tutuklama kararı
verdi. Nisandaki operasyonlar-
dan beri gözaltına alınıp tutukla-
nan Kürt siyasetçi sayısı beş yü-
zü geçmiş durumda.
Bu arada Öcalan, İmralı’dan yap- İstanbul’un en eski semti, Romanlar’ın Sulukule’si “dönüştürülür”ken yapılan yıkıma sakinlerin yorumu
tığı açıklamada, koşullarının nis-
peten iyileştiğini ve diğer hü-
kümlülerle görüştüğünü söyledi. Sosyal Haklar Derneği, 15 “Artık bütün bu ‘zora’ dayalı met üreten kamu kuruluşları-
Ocak’ta düzenleyeceği bir top- müdahalelere dur demenin nı kaybeder olduk.” diyor.
iz solda...
lantıyla “bütün yurttaşları ve vakti”nin geldiğini belirten
sosyal (toplumsal) haklar mü- SHD durumun cddiyetine dik- “Sulukule, Tarlabaşı, Fener-Ba-
cadelesinin tüm örgütlerini; kat çekmek için önemli mima- lat, Ayvansaray ve kent emek-
sözümüz ve gücümüz var de- ri yapı ve alanların sermayeye çilerinin yaşadığı gecekondu
mek için; özelleştirmeler ile devredilmek üzere olduğunu alanları kentsel dönüşüm pro-
er ve Aleviler Kürt oluşan ayrımcılığa; dışlamaya; açıklıyor. jeleri ile yatırımcılara pay edi-
rdiler kent dışına sürülmeye ve top-
Bu yapılar arasında Bahçeliev- liyor. Tarihsel değerler, top-
lumsal hizmetlere “engelli eri- lumsal ihtiyaçlar ve birikimler,
ler Fizik Tedavi Hastanesi, Lep-
yabilirler ama Kürt halkıyla da- şime” hayır demek için birara-
ra Hastanesi, PTT Hastanesi, kültür ve sanat, mimari miras
ya gelmeye” çağırdı.
yanışma için aynı partide bulun- Reşitpaşa Körler Okulu, Kaba- ve diğer her şey bir alışveriş
maya gerek yok" dedi. Birdal, Dernekten yapılan açıklamada, taş Erkek Lisesi, Paşakapısı İlk- merkezine eşdeğer kılındı. İn-
kontrgerilla karargâhındaki ko- kentte süregiden sermaye sal- öğretim Okulu, Beyoğlu Teknik sanlık için tahribat, düşmanlık,
vuşturmanın da Genelkurmay dırısı şöyle özetleniyor: ve Endüstri Meslek Lisesi, Fatih ayrımcılık üreten kapitalizmin
Başkanlığı'nın açıkça kontrgeril- nÖnce özelleştiriyorlar, sonra İbrahim Müteferrika Teknik ve
iktidardaki temsilcisi AKP ve
layı koruyan yapısı dolayısıyla sermaye için cazip geniş arazi- Endüstri Meslek Lisesi, Orta-
köy Gaziosmanpaşa İlköğretim onun destekçisi olan sermaye-
bir sonuç vermeyeceğini söyledi. ler üretiyorlar.
Okulu, İstanbul Üniversitesi nin tüm yaratıcılığı bir alışve-
BDP Şırnak milletvekili Hasip nÖzelleştirilemeyecek kadar Tıp Fakültesi Çapa Yerleşkesi, riş merkezinden ibarettir.”
Kaplan da "Türkiye'de sol birlik, karlı olmayan hizmetleri ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpa-
üretimleri ise tasfiye ediyorlar SHD, “kapitalist rekabetin uy-
halkın birliği, demokratik birlik şa Yerleşkesi de var.
adı ne olursa amacımız emeğin yada kent dışına çıkarıyorlar. gulayıcısı AKP”nin ayrımcılığ-
Bu ararlar alınıren yapılarda na son vermek bu sistemin
onurlu mücadelesini yürütmek. nYaşadığımız mahalleleri yaşayan ve çalışanlara ve onla-
Türkiye'de stratejik olarak bir- ‘kentsel dönüşüm’le yıkıyorlar. “engellisi” olmamamak için
rın temsilcilerine danışılmama- sosyal hak mücadelesi, veren
likte örgütlenmek hedefini koy- nBütün bunlar kentin kıymet- sını eleştirren SHD “Kentsel
malıdır. Bugün ayrı örgütlenme- kuruluşları 15 Ocak, saat
li arazilerinin hazin bir öyküsü arazinin değeri arttıkça kentle-
lerimiz olabilir ama ileride bunu değil elbet. Siyasi iktidar, bu rimizi, okullarımızı, hastanele- 18:30’da Makine Mühendisleri
sağlamalıyız. İtalya'da 'Zeytin kapitalist ve sonsuz piyasacı rimizi, fabrikalarımızı, işyerle- Odası’nın Taksim, İpek Sokak-
Dalı', Almanya'da 'Sol Parti' ör- yeminini geleceğimiz üzerin- rimizi, parklarımızı, içinde ya- taki toplantı salonuna çağırı-
neğinde olduğu gibi" dedi. den gerçekleştiriyor. şadığımız evi, toplumsal hiz- yor.
6 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Dünya
Dünya
Fransa’da Sarkozy’nin
Sarkozy: "İsviçre'deki referandum
din ve vicdan özgürlüğüne aykırı
değil"
Sarkozy'nin, 9 Aralık tarihli Le Monde gaze-
‘ulusal kimlik’ tartışması tesine yazdığı makale, "ulusal kimlik" kam-
panyasının bir parçasıydı belli ki. Sarkozy
yazısında, İsviçre'ye minare yasağı getiren
Emek
Ali İleri
Emek
>> maye tarafından ciddiye alınma-
sı için yeterliydi. Hele de şekerin
lacaktı. Ayrıca Türk-iş, “hükümet
talimatıyla asgari ücret yerine se-
bu itirazın kapitalizm, kendi söz-
cülerinin deyişiyle, “yüzyılda bir
nBugün ayaklarına koşarak gelen
Baykal, daha dün kendileriyle ay-
özelleştirilmesinin gündemde ol- falet ücretinin belirleneceği asga- görülebilecek” bir krizle, tepeden nı mücadeleyi yürüten sınıf kar-
duğu bir sırada, işçilerin kazandı- ri ücret tespit komisyonlarına” tırnağa sallanırken; ilk sosyalizm deşleri Kent Aş işçilerine kulakla-
ğı her durumda bu eylem, hakla- katılmayı da reddettiğini açıklı- kuruculuğunun yenilgisinin halen rını tıkayan o Baykal değil miydi?
rı gasp edilmiş örgütsüz milyon- yordu. 30 Aralık Başkanlar Kuru- elverdiği ideolojik rantla, serma- n MHP’li ve BBP’li demagogları
lara “kötü örnek” olacaktı. Bu lu toplantısından da bölgesel mi- yenin bu krizi egemenliğine yöne- alkışlarken, kendilerine biber gaz-
yüzden zor kullanılarak dağıtıl- tingler yapma kararı çıktı. Eylem, lik eşdeğer şiddette bir tehdit ola- lı, coplu saldırının düzenlendiği
mak; sonlandırılmak istendi. Bi- Tekel işçilerinin önderliğinde ül- rak algılamadığı koşullarda; top- Abdi İpekçi Parkında, yakın za-
ber gazı eşliğinde coplar çalıştı. O ke sathına yayılıyor; çevresinde lumsal mücadelenin “politik alan” manda Kent Aş işçilerinin direniş
zamana kadar kendiliğinden yü- giderek genişleyen bir dayanışma içine sıkışarak, kimlikler siyaseti- çadırına saldıran faşistleri ne de
rüyen eylem, dağılan işçilerin ağı örülüyordu. Genel direniş, ge- ne indirgendiği, ulusal kavgaların çabuk unutmuşlardı?
Türk-iş Genel Merkezinde top- nel grev konuşuluyordu. İşçiler sınıf mücadelesinin üzerini örttü-
lanmasıyla el yordamıyla da olsa kararlıydı. Buna karşı, Çalışma ğü bir yerde; “Krize rağmen ser- n AKP karşıtlığı ile aldatılmış-
toparlandı. İşçiler, “Hükümet isti- Bakanı Ömer Dinçer’in yeni yılın maye egemenliğine karşı bekle- lıklarına, yurtseverlik söylemle-
fa!” sloganları eşliğinde Türk-iş’i ilk gününde 4-C’yi parlatarak yap- nen kitlesel karşı koyuşu gerçek- riyle vatan konusundaki hassasi-
işgal ettiler. Bundan böyle eyle- tığı teklif, sermayenin de kararlılı- leştiremediği” düşünülen ve ta- yetlerine tercüman olsalar bile,
min merkezi Türk-iş olacaktı. Da- ğında bir değişiklik olmadığını rihsel misyonundan umudu ke- TKP’nin hemen iki adım ötelerin-
ğıtılmak istenen eylem büyümüş; gösteriyordu. senlerin hiç olmadığı kadar çoğal- de düzenlediği dayanışma mitin-
politikleşmişti. dığı bir zamanda; yine ondan “Ne gine yeterince katılmalarını önle-
İşçi sınıfı misyonunu bir kez yen, “komünist” sözcüğüne karşı
Ya bizimlesin, ya değil! daha hatırlattı olduğunu ve bu varlık uyarınca
İşgalle birlikte, işçiler Tekgıda-iş tarihsel olarak neyi yapmak zo- duydukları o önyargı değil miydi?
Tekel işçileri, eylemleriyle bütün
sendikasının yanında, Türk-iş’i de dikkatleri üzerlerinde toplamış; runda kalacağını” bir kez daha Başka kusur ve zaaflar, sorular bu
eyleme ortak ettiler. Elli sekiz yıl- sokağa kurdukları kürsünün, dosta düşmana hatırlatan, işçi sı- listeye eklenebilir. Ama tüm bun-
lık geçmişinde Genel Merkez bi- dostların yanında, her soydan ve nıfından gelmesindeydi. ların ötesinde ve üstünde, yadsı-
nasını ilk kez bu denli yoğun bir boydan burjuva siyasetçisini namaz bir başka gerçek var. Ge-
işçi kokusu sarıyor; her gün özen-
Uyuyan devi uyandıracak
ayaklarına taşıyan gücüne kendi- çen on beş günün sonunda eylem,
le temizlenen salonlar, cilalanan kıvılcımlar Tekel işçisi ile birlikte onları izle-
leri bile şaşmışlardı. nBelki “artçı” bir eylemdi, talep-
koridorlar, eylemci işçilerin kanı, yen milyonlarca işçinin bilincinde,
teri ve eylem alanından taşıdıkla- Eylemde böylesine “duru gökte ler kesimsel çıkarlar üzerine inşa gelecek büyük mücadeleleri ma-
rı çamurla tanışıyordu. Tekel işçi- çakan bir şimşek” etkisi yaratan edilmişti. yalandıracak şu kıvılcımları saçı-
leri Türk-iş’in önüne sorunu çok neden, tek başına, ne verilmemiş nKuşkusuz kendiliğinden bir ka- yordu:
net koymuşlardı: “ya bizimlesin, kavgaların birikmiş enerjisi, ne de rakter taşıyordu ve bu haliyle ma-
onca aldatılmışlığın doğurduğu nipülasyonlara da açıktı. nEn haklı talepler bile, eğer işçi
ya değil!”
öfkede bilenmiş, hayranlık uyan- sınıfından geliyorsa, karşısında
Sekiz aydır toplanmayan Türk-iş nİşçiler, sermayenin değişik frak- devleti buluyordu.
dıran o kararlılıktı. siyonlarına mensup sözcülerinin
Başkanlar Kurulu, 23 Aralık’ta
olağanüstü toplanarak eylemi sa- Asıl neden; eylemin, sermayenin yanlarına gelerek, timsah gözyaş- nEn sıradan talepler bile olağan-
hiplendi. Tekel işçilerinin taleple- kendi hareketinde açtığı kanık- larıyla verdikleri desteğin ikiyüz- üstü bir mücadeleyi; kazanmak
ri karşılanıncaya kadar, 25 Ara- sanmış bir hesabın, neredeyse ka- lülüğünün farkına varamıyor; ise daha fazlasını, bilinçli bir ör-
lık’tan başlayarak ve her Cuma nıksanmış kapanışına yapılan ilk CHP’sinden MHP’sine, onlara hak gütlülüğü gerektiriyordu.
ilave bir saat artırılarak iş bırakı- sahici, kitlesel itiraz olmasında; ve ettikleri yanıtı veremiyorlardı. nİşçi sınıfına modern kölelik ko-
tiyoruz. Hükümetse bize 4-C’yi öneriyor. Günlerdir yemek ve barınma gibi ihti- çalışıyor. Sekseni kadın. Başından beri ey-
Tekel’in özelleştirilmesi sürecinde bu- yaçlarınızı nasıl karşılanıyorsunuz? lemin içinde yer alanların sayısı ise yedi.
güne kadar sessiz kalan işçiler işyerle- Sabah 8 den akşam 9 -10’a kadar zaten Bundan sonrası için ne bekliyorsunuz?
rinin Türkiye’nin dört bir yanında dağı- Türk İş’in önündeyiz. Geceleri ise diğer
sendikaların konferans salonlarında sa- Her şeyden önce gücümüzü gördük. Bekle-
nık olmasına rağmen bir anda nasıl or-
bahlıyoruz. Yeme, içmeyi ise kendi cebi- diğimizden de dirençli çıktık. Yer yer hü-
ganize oldu da Ankara’ya gelmeye ka-
rar verdi? mizden karşılıyoruz. Son günlerde ise par- kümet yetkililerinin açıklamaları işçiler
lamento dışı partilerden kısmi de olsa des- arasında olumsuz etki yapsa da olumsuz-
Şu anda iş yerlerimizde Tek Gıda İş Sendi- tek görmeye başladık. Ama ne kadar daha lukları aramızda konuşarak, motivasyonu-
kası, Hak-İş’in açtığı dava nedeniyle yetki dayanırız bilmiyorum. Daha şimdiden ken- muzu düşürmemeye çalıştık. Yine de yor-
sahibi değil. On bir aydır da dava dolayı- di aramızda para toplayarak zorda kalan gunluk ve ekonomik zayıflık zamanla zaa-
sıyla üyelik aidatları toplanamıyor. Buna arkadaşlarımızla dayanışıyoruz. fa dönüşmeye başladı. Buna rağmen bun-
rağmen sendika son süreçte işçiyi bütün dan sonrasını kazanamazsak da kardeşlik
gelişmelerden haberdar etti ve 7 bin civa- Eylemciler arasında oldukça fazla kadın
var. İşyerleri düzeyinde kadın işçi oran türküleri söylemeyi ve hak arama deneyi-
rında işçiyi Ankara’ya taşıdı.
nedir? mini kazandığımızı düşünüyoruz. Ayrıca
Türk-İş binasında “Diyarbakır, İzmir…” bizden önceki örneklerden daha fazla iz bı-
diye giden iller sıralamasının altında Eylemde başından beri yakınlarımız hiç
yer almadı. Kadınların tamamı işçi. Abdi rakacağımız da kesin. Biz gücümüz yettiği
“Biz açılımı yaptık sıra sizde” yazan ölçüde buraya kadar geldik. Bundan son-
İpekçi Parkında saldırıya uğradığımızda
pankartla vermek istediğiniz mesaj ne- rası bizi aşıyor. Ama şurası kesin ki; ka-
dağıtma uyarısının ardından biraz da sal-
dir? zandıklarımız da kaybettiklerimiz de biz-
dırmayacaklarını düşünerek polis bariye-
Benim çalıştığım 19 Mayıs işletmesinden rinin önüne en önce kadınlar geçti. En faz- den önceki özelleştirme mağduru 4C çalı-
birlikte geldiğimiz işçilerin çoğu “Şem- la zararı da onlar gördü. Oran meselesine şanlarının olduğu kadar sonrakilerin ka-
mamme” ile halay çekmeyi öğrendi, halay gelince, ancak kendi işyerimizden örnek- derlerini de etkileyecek mihenk taşların-
çekmeyenler de alkışla tempo tutuyor. lendirebilirim. Bizim işyerimizde 640 işçi dan biri olacak.
12 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Politika
“Askeri ve çatışmalı” boyutlara
n İktidar bloğu ve blok içinde- rektiğini, aksi halde Diyarba- zamana kadar çeşitli biçimlerde her yerde görmek mümkün.
ki güç dengeleri yeniden şekille- kır’ın da kaybedileceğini ileri sü- arkaladığı ulusalcı ve Avrasyacı Uzun bir düşük yoğunluklu sa-
niyor. Bloğa yeni dahil olanlar renlerdendir. Dışişleri bakanlığı güçleri ortada bırakmıştır. Erge- vaşın ülkenin her yanına yayılan
veya daha fazla yer talebinde bu- koltuğunda, özellikle Irak Kür- nekon operasyonlarını mümkün maddi ve manevi acıları, bu sa-
lunanlar ile edindikleri iktisadi distan’ını kastederek, siyasi ve kılan aynı zamanda bu gelişme- vaşın Batı’daki mağdurlarının
gücü siyasal alana da tahvil et- gerçek (veya fiili) sınırlar ayrımı dir. Bu sadece hükümete veril- faşist ve milliyetçi akımların
mek isteyenler eski mukimlerle yapan A. Davutoğulu’nun otur- miş bir ödün olarak görülemez. yönlendirme ve kışkırtmalarına
itişiyorlar. Bu anlamda, yaşa- duğu AKP hükümeti, bugün fark- Başka bir açıdan bakıldığında, açık olmaları ve yoğun bir Kürt
nanlar yeni bir biçimlenime ge- lı ve dolaylı yollarla da olsa aynı göçü alan kentlerin sakinleri
bir mıntıka temizliği yapmak,
çişin pazarlıkları, sancıları ve ça- hedefe ulaşmaya çalışıyor. arasında Kürtlere karşı yeni de-
başına topladığı cinleri dağıt-
tışmalarıdır. nebilecek bir “tanıyarak dışla-
“Irreversible” veya mak, ordu içine oynayan, onu
ma” eğiliminin güç kazanması da
n Hem bu nedenle hem de geçmiş olsun baskı altına alan veya hiyerarşik
çabası. Son yıllarda giderek ar-
Türkiye’nin bugün geldiği kapi- “İç savaş” tezleri, rejim krizi, düzenini bozan sivil, emekli as-
tan linç girişimleri bu iklimden
talist gelişme ve dönüşüm evre- burjuva kampın kutupları, bu ker ve muvazzaf asker karışımı
besleniyor. Pek çok kasaba ve
sinin bir gereği olarak, Ertuğrul kutupların bileşenleri ve baş çe- merkezkaç ya da “merkezi ka-
kentte, her hangi bir olayın ko-
Kürkçü’nün “burjuvaziyi siyasi kicileri bağlamında en fazla kafa yık” oluşumları etkisizleştirerek
laylıkla bir Kürt/Türk gerginliği-
olarak mülksüzleştiren” “Prus- karıştıran konu, TSK’nin ya da veya caydırarak emir-komuta
ne dönüşmesi, harekete geçiril-
yalılar” mecazıyla ifade ettiği bü- doğru bir ifadeyle onun şimdiki zincirini sağlama almak TSK için
miş kalabalıkların Kürtlere ait ev
rokrasinin göreli değil ama, aşırı komuta kademesinin tutumu ve de ertelenemez bir ihtiyaç hali-
ve işyerlerini taşlaması ve Di-
özerkliği budanıyor; buna karşı- konumudur. 4 Ocak tarihli Milli- ne gelmişti. Hiyerarşik düzeni yarbakır Spor’u ligden çekilme-
lık, şimdiye kadar bu özerkliğin yet’te, Aslı Aydıntaşbaş, temas sarsılan, kendi içindeki uzantıla- nin eşiğine getiren olaylar da öy-
tadını ve cılkını çıkaranlar dire- ettiği yabancı diplomatların söz rıyla birlikte alacalı bir toplum- le.
niyor. birliği etmişçesine, “bize göre or- sal-siyasal koalisyonun baskıla-
dunun durumu ‘irreversible’ gö- rına maruz kalan ve çatlak sesle- Bu koşullar altında, her kim ki
n Yeni dünya konjonktürüne Kürt sorununu çözmeye soyu-
ve Türkiye kapitalizminin deği- züküyor” dediklerini yazıyor. rin arttığı her NATO ordusu,
Yani ihya edilemez ve eski duru- emir-komuta içinde kotarılacak nur, şovenizmin, ırkçılığın ve ay-
şen gereksinimlerine uygun ola- rımcılığın bütün görünümlerine
rak devlet aygıtı elden geçirili- muna iade edilemez. Hiç yoksa bir darbe konjonktürü yoksa, is-
iki bakımdan doğru bir gözlem: ter istemez bu refleksi gösterir. karşı kesinlikle kararlı bir tutum
yor; buna karşı hem bizatihi sü- takınmak zorunda. Ama Başba-
redurumdan ve yerleşik algıla- TSK, bambaşka tarihsel koşulla- Ergenekon operasyonlarının
rın ürünü olup bugüne kadar sü- kan Erdoğan ve partisi böyle
malardan hem de Türkiye’ye Av- TSK’nin onay verdiği sınırların davranmak yerine, bunları “has-
rasyacılık gibi farklı bir istikamet regelen yüksek özerkliğe ve ikti- ötesine taşıp taşmadığı, AKP’nin
dar bloğu içinde eski ağırlığına sasiyet” sayarak, hatta yeri gel-
vermek isteyenlerden kaynakla- ve yer yer de Fetullahçı cemaa- diğinde bu “hassasiyet”leri pay-
nan bir direnç var. bir daha kavuşamayacaktır. tin bunu orduyu daha da gerile- laşarak, çözüme bir güvenlik
n “Kayıt-dışı” yönleri bir meş- Oysa, “iç savaş” tezinin en ısrar- tecek bir manivela olarak kulla- operasyonu optiğinden bakma-
ruiyet bunalımına yol açacak ka- lı savunucusu olan İşçi Mücade- nıp kullanmadığı ayrı bir bahis. ya devam ederek, atılması gere-
dar aşırı biçimde çeşitlenmiş ve lesi farklı düşünüyor. Ona göre, Zira çekişen kuvvetlerin zıt yön- ken adımları Türk halkının nez-
şişmiş bir devlet aygıtı yeniden ordu Dolmabahçe’den beri geçi- lü etkilerde bulunduğu her süre- dinde tarihsel bir haksızlığın te-
tanzim ediliyor. ci bir ricat taktiği uyguluyor ve cin, bir kez başladıktan sonra lafisi diye meşrulaştırmak yeri-
bunu sona erdirmek için fırsat kendine özgü bir dinamik ka- ne, olmayacak duaya âmin der
n Bugünün burjuva sivil top- kolluyor. Olup biten bundan iba- zanmasından daha doğal bir şey gibi “milli birlik projesi”nden ve
lumunu tatmin etmeyen ve mu- rettir. Bu sebeple orduyu tartış- olamaz. “tasfiye”den dem vurarak yol
halif dinamiklerin meydan oku- masız ve yekpare biçimde iç sa- Bir tehlike ve korkuluk alacaklarını sanıyorlar.
maları karşısında yıpranan “res- vaşın “batıcı-laik” cephesinin ba-
mi ideoloji” yeni girdilerle takvi- olarak iç savaş İç savaş tehlikesinin kaynağına
şına yerleştiriyor ve bütün En- İç savaşa veya iç savaş tehlikesi-
ye ediliyor. genekon operasyonlarının ordu- inmek yerine, Baykal ve Bahçe-
ne sıkça atıf yapılan bir başka li’nin kendilerine karşı sallan-
n Dinin toplumsal ve siyasal ya rağmen gerçekleştiğini ileri bağlam Kürt sorunu. Şüphesiz, dırdığı iç savaş korkuluğunu, on-
yaşamdaki yeri ve işlevi konu- sürüyor. bu cephede işin rengi başka. Bu- lar da Kürt hareketine ve Kürtle-
sunda sonuçlanmamış bir çekiş- Bu, daha karmaşık bir durumu rada, hâlihazırda düşük bir ola- re gösteriyorlar: Durumu görü-
me sürüp gidiyor. aşırı basite indirgemektir. Elbet- sılık olsa bile, belirli koşulların yorsunuz, taleplerinizi asgariye
AKP iktidarı altında, bu ihtilaflı te, Dolmabahçe’dekine ve bunu yan yana gelmesi halinde ciddi- çekin, “hassasiyet”leri kaşıma-
alanların her birinde belirli bir takip eden Washington mutaba- yet kazanabilecek potansiyel bir yın, içinizdeki “şahinler”i temiz-
dönüşüm yaşandığı ve yeni bir katına vurgu yapanlar da TSK ile iç savaş ve halklar arası boğaz- leyin, size yönelik operasyonları
vasat oluştuğu için bu tablodan AKP’nin bu tarihlerden itibaren laşma tehlikesi gerçekten de var. sineye çekin, vb. Bu Şark kurna-
“iç savaş” çıkmaz. Ayrıca, AKP ve can ciğer kuzu sarması haline Zira Kürt sorununun siyasal çö- zı siyasetin sonucunun ne İsa’ya
temsil ettiği güçler karşı kampın geldiğini, aralarında çelişkilerin zümünün karşısında epeydir ne Musa’ya yaranmak olması
yığınağını ve konumlanışını bir anda buharlaştığını, rejim yalnızca devletten, rejimden, çok muhtemel.
sarstığı ve bu kampın koçbaşı krizinin ve cepheleşmenin son TSK’den ve siyaset zümresinden
Erdoğan ve partisi, şu ana kadar
olarak görülen TSK’nin şimdiki erdiğini iddia etmiyorlar. kaynaklanan dirençler yok. Bu mevzi kazanarak gelmelerinin
komuta kademesiyle kimi baş- Söylenen özetle şudur: Söz ko- listeye kesinlikle bunlarla rezo- verdiği bir özgüvenle her alanı
lıklarda anlamlı bir ortak payda nusu mutabakatların bir ricatın nansa girebilecek toplumsal di- istedikleri gibi tanzim edebile-
ve “yakınlık” yakaladığı için de ötesinde, bir uzlaşmaya ve işbir- rençlerin de eklenmesi gereki- ceklerini, her sorunu rejimin li-
çıkmaz. Yalçın Küçük, konum liğine işaret eden, Türkiye’ye is- yor. beral-muhafazakâr ve yeni-Os-
sarsmanın ve boşa almanın tipik tikamet tayin eden imaları ve so- Yıllardır “cephe gerisi”ni sağla- manlıcı restorasyonu içinde eri-
ve temsili bir örneği olarak veri- nuçları var. Bu eşikten itibaren, ma almak için dört bir koldan tebileceklerini sanıyorlarsa da
lebilir. TSK’nın komuta kademesi sade- yürütülen milliyetçi, şoven ve yanılıyorlar. Zira içeriği ve taşı-
Biliniyor, kendisi öteden beri ce ricatla açıklanamayacak daha ırkçı kışkırtmanın kitleler üze- yıcı öznesiyle Kürt sorunu bu
Musul ve Kerkük’ün alınması ge- özgün bir konumlanışa geçmiş, o rindeki etkisinin tezahürlerini çerçeveye sığmaz.
14 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Politika
lemek gerekiyor. 1990’ların or-
Politika
Kozmik yanılgı
Operasyonlar hükümet ve silahlı kuvvetler arasında kuvvetli bir uyumu ima edi-
yor. Evet Türk devleti düşman değiştiriyor! AKP'yi "düşman" ya da"kuşkulu" ol-
maktan çıkarıp "dost hanesi"ne alıyor, istese de istemese de...
Ankara’da yargıçların giremeyeceği varsayılan yerlerden biri Seferberlik Tetkik Kurulu ya da Özel kuvvetler Komutanlığıydı. Artık bu özelliği son buldu.
Politika
>> kümete karşı komplo (veya darbe)
suçlamasıyla kuvvet komutanları-
nın sorgulanması ve generallerin si-
vil mahkemeler tarafından tutukla-
nıp yargılanması "az şey" değildir.
‘Yeter ki sonu iyi bi
Bunun ciddi siyasi sonuçları olacak-
tır.
Bana şu çözümleme doğru görünü-
yor: Operasyonlar hükümet ve si- TRT’nin Kürtçe kanalının
lahlı kuvvetler arasında kuvvetli bir
uyumu ima ediyor. Türk devleti düş-
açılmasıyla umutlu bir
man tasnifini mi değiştiriyor diye başlangıç yapan 2009,
sorulacaksa, evet değiştiriyor! Ne
yapıyor? AKP'yi "düşman" ya da
DTP'nin kapatılması ve
"kuşkulu" olmaktan çıkarıp "dost yerel yöneticilerin tutuk-
hanesi"ne alıyor. Buna şaşırmak,
devlet-toplum, siyaset-toplum den- lanmasıyla sona erdi
kleminden habersiz olmaktır. AKP
sermaye sınıfına olabilecek tüm gü- Mustafa Bayram Mısır
venceleri verdikten ve bunu 8 yıllık
iktidarıyla kanıtladıktan sonra Ana-
yasa Mahkemesi'nin AKP hakkında 2009, sonunu görmeseydik, bildik bir yıl ol-
verdiği meşruiyet kararının gerek- mayabilirdi. Ekim'de, Habur sınır kapısında
tirdiği zorunlu düzenlemeler yapıl- kurulan olağan dışı yargı yeri, “sonuncu Kürt
maktadır. Kısaca devlet namlusunu isyanının gerçekten bitebileceğine”, “yalnız-
silmektedir. ca Kürtlerin değil Türkiye'nin kaderini de
belirleyerek son bulabileceğine” dair bir işa-
Bu, söylendiği kadar kolay bir geçiş ret gibiydi. Yıl da öyle başladı zaten; TRT uy-
değildir. Devlet sisteminin yerleşik dudan da olsa 24 saat yayın yapan Kürtçe
güçleri AKP'ye oturacağı yeri açmak televizyon kanalı TRT 6'yı Ocak ayı içinde aç-
için arkasını toplamak zorunda kal- tı, Nisan'da da radyo yayına başladı. 29 Mart
maktadırlar. Çıkan gürültü budur ve Yerel Seçimlerinde DTP, özellikle bölgede ol-
bundan başka da bir şey değildir. dukça başarılı sonuçlar elde etti ve 2007'den
Geri çekilen (TSK) ve ilerleyen beri parlamentoda grubu bulunan parti, Kürt
(AKP-hükümet) durumu yoktur an- TBMM’deki BDP Grubunda sanatçı Ferhat Tunç ve diğer konu
sorunun çözümünde Kürt özgürlük hareke-
cak taşlar oynadığı için nerede du- tinin yarattığı meşru bir muhatap statüsüne
rulacağı konusunda uzlaşma aran- yaklaştı. Mart'ta Cumhurbaşkanı, adet oldu- deki baskılar arttı, genel olarak sendikalar
maktadır. ğu üzere, Tahran gezisine giderken uçakta gerilerken işçi hareketinin örgütlü kesimleri
Üstelik uzlaşmanın içeriği "yenilen- Kürt Sorununu kastederek “iyi şeyler olacak” içinde de AKP hegemonyasını güçlendirdi.
miş Türkiye"nin bölge coğrafyasın- dedi; yıl sonuna kadar da, Erdoğan'ın Kürt Bu arada, sadece Tuzla'da değil, kot taşlar-
daki yeni görevlerine intibakına da parlamenterlere karşı hasmane açıklamala- ken de işçiler ölmeye devam etti.
uygun olmak zorundadır. Acele işe rı dışında, süreç sanki iyi şeyler oluyormuş Sosyal Haklar Derneği'nin raporuna göre yı-
Arınç'ın karışması doğaldır. gibi gelişti. lın ilk dokuz ayında iş kazalarında gerçekle-
Revizyon Ama işte, 2009'un sonunu gördük, aslında şen toplam ölüm sayısı 364, yaralanma ise
Devlette revizyon ya da devletin görmemek istediğimiz başı gibiydi; İzmir'de 1414'tü. Sadece iş cinayetlerinde değil, İs-
kendini yenileme girişimi ilk kez ol- faşizan ruhu kabarmış ahali Kürt parlamen- tanbul sel altında kaldığında da işçiler; ku-
muyor. Daha önce de oldu. Mende- terlere saldırdı, DTP kapatıldı, DTP kapatıl- rallara aykırı servis aracında mahsur kalan
res-Demirel-Özal ekseni olmuş ya dıktan sonra gelişen ve işçi-emekçi Kürt 7 kadın işçi, boğularak öldü. 2009'da sel İs-
da Atatürk-İnönü-Ecevit ekseni, hiç gençlerinin önderlik ettiği kent isyanları tanbul'da bir iki kez konakladı ya, Tekir-
farketmez, Türk devleti devinerek PKK'nin siyasal sonuçları düşünülmemiş he- dağ'dan Artvin'e ülkenin her yanını gezdi,
gelen bir devlettir. "Sıçrama" deni- sapsız bir eylemi sonrasında sönümlendi ve ölümler ve maddi hasarla sonuçlandı; bu so-
lecek değişmeleri de vardır. Hem bazı belediye başkanları da yıl içinde yüzler- nucu sel mi yarattı, yetersiz altyapı ve kent-
kendinin hem de sermayenin eski- ce Kürt gencin ve emekçinin başına geldiği sel rantlar için plansız kentleşme, özcesi bir
yen temelini değiştirmek zorunda gibi, terör örgütünün şehir kanadı oldukları yönetim zihniyeti mi diye soranlar olmadı
olduğu dönemeçleri aşmakta usta- suçlamasıyla tutuklandı: 2009'da da diğer değil, takdir-i ilahi denilip geçildi. Yıl biter-
laşmıştır. AKP'nin siyasal rejime, yıllarda olduğu gibi Kürt Sorunu halloluna- ken, AKP'nin ilahi takdiri, gazetelere verdiği
temsil ettiği sermaye kesimiyle bir- madı. ilanla, ölen işçiler için ödenen tazminatın iş-
likte dahil edilmesi ve devlet iktida- çilerin ölmemesi için yapılması gereken ya-
Siyasal işçi hareketi yine cılızdı
rı şemasındaki yerinin görünür kı- tırımdan ucuza geldiğini ima eden yüzsüz
İşçi hareketi ve kaderleri bu harekete gömü-
lınması şartken "ulusalcılar"ın fer- patronun madeninde 19 işçinin göçük altın-
lü sosyalistler içinse, zaten pek bir şey vade-
yatlarına kulak asmamak gerekir. da kaldığı haberiyle kendini hatırlattı. İlana
derek başlamadı 2009. Gerçi, nihayet üç beş
Buna TÜSİAD bile aklını yatırmış- göre bakanlar da, patronları bu yönde teşvik
bin kişiyle Taksim'de birlik, dayanışma ve
ken bir NATO ordusundan kırılmaz ediyorlardı.
mücadele günü kutlandı ama bu sermayenin
dirençler beklemek safdillik olur. saldırısı karşısında bir set olamadı: Sigorta- Sınıf mücadelesinin en kendiliğinden geliş-
Hayal kuracaksan eğer, o girilmez sız ve sendikasız çalıştırma, iş kazası adı al- me nedenlerinden olan yaşam hakkının da-
yerlere "halk"ın, hukukun üstünlü- tında iş cinayetleri sürdü, işsizlik neredeyse hi, işçiler arasında gerçek bir direnişi tetik-
ğü için değil kendi üstünlüğü için gi- iki katına ulaştı, sendikalılık oranında yük- leyememesi, 2009'da da Lenin'in çağdaşımız
receği günleri hayal et. selme olmadığı gibi sendikal haklar üzerin- olarak yaşadığını hatırlattı bana; gerçi, yaz
EKMEK & ÖZGÜRLÜK 17
Politika
temel hukuk karinesi olarak avukatların
Politika
Politika
Manifesto, Ne Yapmalı ve
yeniden kuruluş
Marx ve Engels, daha sonraki dö-
Şimdi, yeniden kuru- nemde işçi hareketinin geçmişini
luşa soyunanların, Ko- temsil eden, hareketi geriye çe-
ken ve zamanla bir ayak bağı ha-
münist Manifesto ile line gelen bu sektleri karşılarına
Ne Yapmalı’yı birlikte almakta hiç tereddüt gösterme-
okuma ve değişen ko- diler.
şullar ilave bir katkıyı * * *
gerektiriyorsa, onu Lenin’in sorunsalı başkaydı. O,
söyleme zamanı Asyatik bir despotizmin hüküm
sürdüğü Rusya’da, tarih sahnesi-
ne çıkmış gürbüz ve modern bir
Kenan Kalyon
işçi hareketinin, olmayan bir
öğesini, Manifesto’nun terimle-
Şu cümleye içimizden hiç birinin riyle konuşacak olursak, “en ile-
itirazı olamasa gerek: Bir sekt
ri ve kararlı kesimi”ni, “bütün
kurmak üzere yola çıkmıyoruz…
öteki kesimleri ileri iten kesi-
Ama bu cümleyi bir amentü ve-
mi”ni görünür kılmakla iştigal
ya nakarat gibi sabah akşam te-
ediyordu. Bu yüzden, Ne Yapma-
rennüm etmek, kendi başına rürken kendisi de dönüşen, eği- bir yeniden kuruluş süreci düşü-
lı’da çubuğu tersine, bir devrim-
sekt ötesi bir siyasal işçi hareke- tirken eğitilen, kendi dışıyla sü- nülemez. Direnç yoksa, yeniden
ciler örgütünün inşasına doğru
ti yaratmaya koyulduğumuz, ko- rekli bir etkileşim ve gerilim ha- kuruluş iddiası yeterince kararlı
zamızdan çıkarak yepyeni bir büktü. Tabii ki, Ne Yapmalı’yı ko-
lindeki öznedir; aşkın veya ken- ve yeterince köktenci olmadı-
zarfa büründüğümüz anlamına şullayan ve Manifesto’nun yazıl-
disine sığınmış bir özne değil. ğındandır. Marx’ın sermaye için
gelmeyebilir. Zira sosyalist hare- dığı tarihte kendisini belli etme-
Marx’a göre, birincilerden so- söylediğine anıştırmada bulu-
ketin yeniden kuruluşunu, işçi miş başka gerçekler de vardı. İş-
yundurulmuş bir “özne”, eşya- nursak, yeniden kuruluşun en- çi hareketinin kapitalizm koşul-
hareketinin yeniden derlenişinin nın tabiatına aykırı ve namev- geli veya dinenci kendi içindedir.
içinden geçirerek ilerletmediği- larında giderilemez eşitsiz gelişi-
cuttur. * * * mi ve oturmaya başlayan burju-
miz; kendimizi kabuk bağlamaya
veya kapanmaya izin vermeyen, * * * Marx ve Engels, Komünist Mani- va toplumlarında ekonomik ala-
sınıf mücadelesinden gelen uya- Sekt ritüelleri, söylemi, gelenek- festo’yu, aslında, işçi hareketinin nın siyasal alandan görece yalı-
rımlara hep duyarlı kalmamızı leri ve sekterliğiyle kendini yalı- o zamanki seviyesinin ifadesi tık bir işleyişe kavuşturulması
ve hep yeni girdilerle beslenme- tır. Her sekt kendisine ayrıksı bir olan bir sektin daveti üzerine ka- gibi.
mizi sağlayan bir deneyimler di- mikro dünya inşa eder; ancak leme aldılar. Ama bu klasik met- Ama Lenin, devrimciler örgütü
zisinin içine sokmadığımız tak- böyle bir dünyanın içinde huzur nin, dipten gelen dalganın kuv- derken, toplumsal veya sosyolo-
dirde, aksi yöndeki niyet beyanı- bulur ve bu yüzden hiçbir sekt vetli bir sezgisiyle, zamanın yay- jik özneden kopuk bir siyasal öz-
na rağmen bir sekt olarak kala- genel, kapsayıcı, evrensel bir dil gın bir olgusu olan sektlere hiç ne tarif etmedi. Yeri ve zamanı
kalmamız neredeyse mukadder veya çağrı üretemez. Şu halde, prim vermediğini, hatta özellikle geldiğinde çubuğu bu kez tam
gibi. sekt olmayacağız taahhüdü, ka- “Proleterler ve Komünistler” bö- tersi yönde bükmesini bildi. İşçi
* * * palı bir biz kümesi olmaktan, bu- lümünde çubuğu tam ters yöne hareketinin gerisinde kaldığı ve-
nun ritüellerini ve tutuculuğunu büktüğünü, yeni mücadele ve ya bu hareketin yarattığı öz-ör-
Sözlükler, aynı zamanda mezhep üretmekten kategorik olarak gütlenmeleri algılamakta ve on-
örgütlenme biçimlerini zorlama-
demek olan sektin ikinci anlamı-
uzak durmak demektir. Aslında, ya başlayan bir işçi hareketinin larla gereği gibi ilişkilenmekte
na dair şunu yazıyor: “Toplum-
yeniden kuruluşun ima ya da geleceğine işaret ettiğini rahat- zorlandığı dönemlerde, eleştiri
sal çevredekinden oldukça deği-
içerimlerinden biri de bundan lıkla ileri sürebiliriz. Örneğin, şu- oklarını partisine yöneltmekten
şik ya da ona karşıt bir dinsel öğ-
başka bir şey değil. En başta nu söylerken yaptığı gibi: asla geri durmadı. Bu yüzden, Ne
retiye beslediği katı inanç dola-
kendimizi dönüştürmeyi, aşma- Yapmalı’nın çarpık, bağlamından
yısıyla bütünleşmiş olan kapalı (Komünistlerin) “bir bütün ola-
yı ve yenilemeyi, gerektiğinde koparılmış, karikatür kokan, ika-
bir dinsel biz kümesi.” rak proletaryanın çıkarlarından
yıkıp yeniden inşa etmeyi, kendi meciliğe ve toplumsal özneden
Evet, doğrudur, “biz” algısı olma- ayrı ve onların dışında hiçbir çı-
sınırlarımızı durmaksızın ötele- kopuk bir siyasal özne anlayışı-
yan, kendini dışından ayırmayan karları yoktur.
meyi, zaaf ve yetmezliklerimizle na davetiye çıkaran bütün yo-
ve bir irade olarak temayüz et- boğuşmayı göze alamıyorsak, Proleter hareketi biçimlendir- rumlarından uzak durmak gere-
meyen her hangi bir özne düşü- yeniden kuruluş iddiası kulağa mek ve kalıba dökmek üzere kiyor. Şimdi, yeniden kuruluşa
nülemez. Ama dileyen Marx’ın hoş gelen bir sedadan ibaret ka- kendilerine ait hiçbir sekter ilke soyunanların Komünist Manifes-
Feurbach Üzerine Tezler’ine ba- lır. Yeniden kuruluş iddiasıyla saptamazlar.” (Buradaki “kendi- to ile Ne Yapmalı’yı birlikte oku-
kabilir. Burada tanımlanan ve ortaya çıkanlar huzursuz ve tat- lerine ait hiçbir sekter ilke sap- ma ve değişen koşullar ilaveten
antropolojik dayanakları da olan minsiz olma zorundadırlar. Bu tamazlar” ibaresine özellikle yeni bir katkıyı gerektiriyorsa,
özne, eyleyen, ucu açık, dönüştü- yüzden, dirençleri olmayan ciddi dikkat). onu söyleme zamanıdır.
EKMEK & ÖZGÜRLÜK 21
Emek
Emek
‘ İşçi kiralayana
sadaki adıyla “geçici iş sözleşme-
si” imzalaması mümkün olabili-
yor.
“Eti senin, kemiği de
yanında bedava…’
senin…”
Promosyon sadece bunlarla sı-
nırlı da değil. İşverenle yakın te-
mas içinde olan ÖİB çalışacak iş-
çinin sendikal konulara eğilim
taşıyıp taşımadığını, işverenin
Özel İstihdam Büroları’na işçiyi rızasını almadan her 18 bu konudaki hassasiyetlerini
ayda bir başka bir patrona kiralama hakkı veren İş Yasası dikkate alacak ve işyerinde sen-
dikal faaliyete katılması ihtimal
değişikliği tekrar gündemde dışı olan işçilerin işe yerleştiril-
mesini sağlayacak.
4857 sayılı İş Yasasında düzenle-
nen geçici iş ilişkisi ÖİB vasıtası
ile uygulanmaya farklı bir biçim-
de sokulmak isteniyor. Yasanın
7. maddesi ile işçinin yazılı rızası
alınmasını şart koşuyordu. Yani
işveren kiraya vereceği işçisine
bunu isteyip istemediğini sor-
mak ve onayını almak zorunda
iken, ilave edilen madde buna
gerek bırakmıyor. ÖİB’ye başvu-
ran işçinin işe yerleştirilmek için
kendisinin teklif getirdiği düşü-
nülerek rızasına gerek olmadığı
kabul ediliyor. Yani işçiyi kirala-
yan işveren konumundaki ÖİB
işçiyi kendi malı gibi kabul edi-
yor: “Eti senin, kemiği de se-
nin…”
ÖİB’ler taşeronlaşmayla başlayan işverenlerin güvencesiz çalıştırma eğilimine meşruiyet ve güç kazandıracak
Şimdi bu yasanın uygulandığı bir
ve bunun altı aylık süreler içinde gilenebilecekti. Aslında işçilerin çalışma hayatını senaryolaştırır-
Kuvvet Lordoğlu her zaman satmak zorunda ol-
toplam olarak iki kere uzatılma- sak, ortaya çalışma hayatı açısın-
sı” ile mümkündü. Bu madde dukları, satmamalarının açlıkla dan bir korku filmi çıkar. Çünkü
Hükümet kamuoyunda “kiralık açık olarak işçinin emek gücü alı- eşdeğer olduğu bir malı ellerin- emeğini kiralamak isteyen bir iş-
işçilik” olarak bilinen yasa tekli- nıp satıldığına göre, devredilme- de bulundurmaları ve ya daha çi yaklaşık her 18 ayda bir işve-
fini yeniden meclise taşımaya sinde de bir sakınca olmadığını sonra satmak üzere biriktirme- renini değiştirecek, böylece bir
hazırlanıyor. esas alıyordu. leri mümkün değildi. Teklifin ge- buçuk yılda bir farklı işverenleri
rekçesinde işgücünün devredil- ve farklı işleri öğrenmek zorun-
Haziran 2009’da 4857 sayılı İş Getirilen yeni yasa teklifi ise bu mesinin, bir başka işverene kira- da kalacak. Yasada yapılan son
Yasasının yedi maddesinin de- devretme işini biraz daha düzen- lanmasının işsizliğin azaltılması- değişiklikle işyerinde eşit işi ya-
ğiştirilmesi ve yeni bir madde leyerek özel sektöre yüklemeyi nı amaçladığı ifade ediliyor. An- pan diğer işçilerden daha az üc-
eklenmesine dair TBMM’de ka- böylece devlete ek bir yük getir- cak bu yasayla ortaya çıkan du- ret alamayacak ama diğerlerin-
bul edilen değişiklik Temmuz’da meden işi çözümlemeyi tasarlı- rum insan onuruna yakışan işle- den farklı olarak yaptığı işi en
Cumhurbaşkanınca veto edilin- yor. Bu amaç için kurulmuş ol- ri gerçekleştirmek için emek gü- fazla 18 ay içinde bitirmek zo-
ce yürürlüğe girememişti. Ancak mayan Özel İstihdam Büroları cünü satmak zorunda kalmaktan runda kalacaktır. Tek bir işve-
hükümetin veto gerekçelerini (ÖİB) rahatlıkla bu amacı da ye-
dikkate alarak yeni bir teklif ha- daha farklı. Daima daha ucuz renle çalış(a)madığı için tek iş-
rine getirebilir diye düşünülü- kaynakları elde etmeye çalışan
zırladığı haberlerine karşı işçi yor. Esas kuruluş amaçları olan veren üstüne biriken bir kıdem
sendikaları konfederasyonları sermayenin, üretimi gerçekleşti- tazminatı da olmayacak.
iş bulma konusunda çok fazla ye- ren işgücünün de ucuz olanını
yeniden tepkilerini ortaya ko- terli olmadıkları anlaşılan Kısa süreli çalışma sonucunda iş-
yup, zor olmakla birlikte ortak tercih etmesi ve bunu gerçekleş-
ÖİB’nin işe yerleştirme oranı tirmeye çabalamasında şaşırtıcı çinin işyerinde diğer çalışanlarla
açıklama.(!) da yaptılar. yüzde bir civarında kalıyor, yani bir dayanışma ilişkisi kurabilme-
bir durum yok. Üstelik yasayla
Şimdi yasa teklifine ve geri pla- iş arayanların sadece yüzde biri işverene işçiyi ucuza kiralama- si ve ortak hareketi imkânsız ha-
nına biraz yakından bakalım. mevcut işlere yerleştiriliyor- nın yanında başka promosyonlar le gelecek. Buna bağlı olarak kı-
du.(Öz-Çetinkaya; 2008). da sunuluyor. İşveren yetişme- sa süreli kiralandığı işyerinde şa-
İşçi kiralamanın geçmişi
Patronlara promosyon sinde ve eğitiminde hiçbir katkı yet mevcut ise bir sendikal faali-
İş kanunu işçilerin bir başka iş-
Bu güne kadar sadece nitelikli iş- sağlamadan, işçiyi azami 18 ay yete katılması veya sendikalı ola-
verene kiralanabileceğini zaten
lerle ve üst ve orta düzey yöneti- çalıştırdıktan sonra eski işvere- bilmesi nerede ise imkânsız ola-
2003’ten bu yana düzenlemişti.
cilerin istihdamıyla ilgilenen ÖİB nine iade edebiliyor. Eski işveren cak.
Bu kanunun 7 maddesine göre
geçici iş ilişkisi “işverenin işçisi- bu yasa değişikliğinden sonra ar- veya ÖİB’nin işçiyi farklı bir işve- İşveren içinse, “bundan iyisi
ni bir başka işverene kiralaması tık düşük nitelikte işçilerle de il- rene kiralaması veya onunla ya- Şam’da kayısı”…
24 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Emek
Madende cinayet:
da çalışılan çok sayıda maden ve
işyeri olduğunu biliyoruz. Özel
sektör işletmelerinin yüzde 70’in-
de işçiler sadece yer altında değil,
yer üstünde çalışırken zehirleni-
öldürdü
dikalaşmaya karşı aşırı tepki ve
engellemeyle karşılaşıyor.
Kendine güvensizlik, sınıfa
güvensizlik
“Bütün bu uygulamalara karşı ör-
gütlü mücadele” önerimize, ma-
denciler “işçilerin birbirine gü-
Bükköy maden venmediklerini” söyleyerek yanıt
ocağında can gü- veriyorlar: “Bu işçi sınıfıyla bir
şey olamaz!”
venliğini yok eden Durumdan şikâyetçi olanlar mü-
kötü çalışma ko- cadeleye katılsa çoğunluğun mü-
cadele içine girmiş olacağını anla-
şulları Bursa’daki tıyoruz. Mevcut koşulların düzel-
mesi için dahi mücadele gerekti-
özel sektör işlet- ğini, sistemin ve devletin durumu
melerinin yüzde düzeltmeyeceğini, onlardan bir
şey beklemenin hayal olduğunu,
70’ine egemen kurtuluşun kendi mücadelelerin-
den geçtiğini bilmeleri gerekiyor.
Emek
Emek
Ekonomi
Ekonomi
>> Bütçeden kamu emekçilerine ayrılan
pay azaldı
cumhuriyetin burjuvazi tarafından tatlılıkla
kabul ettirilmesini sağlayacak bir yol değil-
bir kısmının çalışanlardan sağlandığı hesaba
katılırsa değirmenin suyunun nereden gel-
Sermayenin kalemşorları korunaklı köşele- di?” diği daha rahat anlaşılacaktır. “Bizim petrol
rinden sızlanıyorlar: bütçenin imkânları ka- Burjuvazi ve devletleri aslında bu sorunun kuyumuz vergiler” diyen Başbakanın bu dip-
mu personeli maaş ve ücretlerine, sosyal gü- cevabını epeydir vermiş durumda, bugün siz sandığı kuyuda kafasının kırılma zamanı
venlik kurumu açıklarına giderse bize ne ka- bütçe meselesinin gelir ayağına ilişkin tar- geldi de geçiyor.
lır? Nasıl yatırım yapar, istihdam yaratırız? tışma da bu soruya verilen cevapta saklı. O "Kapitalizm yıkmazsak yıkılmıyor"
Oysa durum hiç de onların anlattığı gibi de- günden bugüne kuşkusuz pek çok şey değiş- Hal böyleyken, sosyalistlerin ve sınıfın ör-
ğil. 2003’ten bugüne bütçelerdeki personel ti ama yepyeni dolayımlarla ve muhtelif gütlü güçlerinin önündeki görevlerden biri,
harcamaları yüzde 42’den yüzde 22’ye in- isimler altında da olsa bütçenin yükünün iş- bütçe süreçlerini devletle sivil toplum veya
miş, özelleştirmeler sonucu 30 bin civarında çilerin ve emekçilerin sırtına yüklenmesi IMF ile ulusal güçler arasındaki bir gerilim
kamu çalışanı işini kaybetmiş, 10 bini de ka- bunlardan biri değil. olarak değil, sınıf çatışmasının muharebe
pıda. Kamu personeline AB üyesi tüm ülke- Ama haksızlık etmemek gerekir; burjuvazi alanlarından biri olarak kurgulamak; ilha-
lerden daha az pay ayırıyoruz. Avrupa-27 ül- ve devletleri işçi ve emekçileri vergilendir- mını “mülksüzleştirenlerin mülksüzleştiril-
keleri için kamu personel giderlerinin GSMH mek söz konusu olduğunda şeytana pabucu- mesi” programından alan tam istihdam, bü-
içindeki payı 2008’de yüzde 10,7 iken, Tür- nu ters giydirecek yöntemler geliştirdi: Mali tün bankaların kamu mülkiyetine alınması,
kiye’de bu oran yüzde 6,6 ve gerilemeye de- anestezi veya kazı bağırtmadan yolmak! Biz bütün büyük işletmelerde işçi denetimi, ser-
vam ediyor. Ve çıkarılacak yeni personel ya- şimdilerde buna dolaylı vergiler diyoruz. maye hareketlerinin tam kontrolü, iç ve dış
sasıyla personel harcamalarının milli gelir Vergi gelirlerinin neredeyse üçte ikisi KDV, kamu borçlarının iptali gibi talepler etrafın-
içindeki payının giderek düşürülmesi hedef- ÖTV, ÖİV gibi muhtelif isimlerle karşımıza çı- da örgütlemek.
leniyor. Üstelik tüm demagojilere rağmen kan bu vergilerden sağlanıyor. Gelirinin ne- Belki bütçe için 2010 raundunu kaçırdık ama
gayet iyi biliyoruz ki, eşit-ücretsiz-nitelikli- redeyse tamamını harcamak zorunda kalan bugünün yarını var. Kopenhag zirvesinde bir
ulaşılabilir kamusal hizmet üretiminin vaz- hatta çoğu kez borçlanarak harcama yapan başka veçhesiyle gördüğümüz üzere kapita-
geçilmez öğesi olan kamu emekçilerine ayrı- alt sınıflar bu yolla vergilendirilirken, geliri lizm arkasında koca bir insanlık enkazı bı-
lan payın azaltılması, daha kalabalık sınıflar, tüketiminin çok üstünde olan varsıllar har- rakmayı göze alarak yoluna devam ediyor;
daha çok öğretmensiz okul, doktorsuz sağlık camadıkları için vergi de ödemiyorlar. 2010 birkaç sayı önce dergimizn manşetinde de
kurumu, hastane önünde uzayan kuyruklar, bütçesinde bu vergiler için öngörülen artış söylendiği üzere kapitalizm yıkmazsak yıkıl-
hakkını hukuk yoluyla aramak isteyenler için oranı yüzde 18,2. Gelir vergisinin de önemli mıyor, yürüyelim!
bir çileye dönüşen bitmek bilmez davalar-
dan başka bir anlama gelmiyor.
Sosyal güvenliğe aktarılan paydaki artışa ge-
lince; büyük ilaç şirketlerine ve özel hasta-
nelere ayrılan ödenekler, kriz bahanesiyle
Zamlar teğet geçmedi
patronlardan tahsil edil(e)meyen primler
nedeniyle oluşan açıkların emekçilere çulla- Maaşları en çok 102 TL artacak olan emekliler 2010’da
narak finanse edilmesine sevinmemizi mi bir paket sigaraya 7 TL ödeyecek...
bekliyorsunuz? Nasıl oluyor da apaçık ser-
mayeye kaynak aktarmaktan başka bir anla-
ma gelmeyen bu bütçeden fazlasını umuyor-
sunuz?
Sermayenin zararı
Toplum
Turgutlu Bedensel Engelliler Derneği yöneticisi Mehmet Çetin:
‘Engellilerin mücadelesi
kapitalizme karşı... ’
Hayri Bökü, 2002'de ku-
rulan, yüz elli üyeli Tur-
gutlu Bedensel Engelliler
Derneği ikinci başkanı
Mehmet Çetin ile engelli-
lerin sorunları ve müca-
delesini konuştu
Engelliliğin başlıca nedenleri nelerdir?
Akraba evliliği, kan uyumu testinin uygulan-
maması, doğumdaki oksijen yetersizliği, ço-
cuk felci, menenjit, trafik ve iş kazalarıdır.
Engelli doğumlarının yoksulluk ve eği- birlikte, âdeta eve hapsolmuş hayat mah- dalanan kardeşlerimizden rapor tekrarı is-
timsizlikle ilişkisi var mı? Engellilerde kumları gibi yaşamakta. tenmesi; hastane kapısında rapor yenilet-
yoksulluk oranı sizce ne kadar? mek için saatlerce bekletilmeleri de ayrı bir
Yasalar karşısında uygulanmayan
Engelli doğumları yoksulluk ve eğitimsizlik- işkence.
haklarınız hangileri?
le, yani kapitalizmle doğrudan ilişkili. Der-
Elli veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör Engellilerin eğitimle ilgili sorunları
neğimiz üyesi olan engellilerin çoğu yoksul
işyerlerinde yüzde 3 engelli, kamu işyerle- nelerdir?
insanlar. Sağlıklı doğum için anne adayları-
rinde ise yüzde 4 engelli çalıştırma zorunlu- Engellinin eğitim hakkından yararlanabil-
na yapılacak testlerin ücretleri aşırı derece-
luğu var. Fakat bu yasa işletilmiyor. İlk başta
de pahalı ve devletin sağlık kuruluşlarınca mesi için bir kurum tarafından engelli taşı-
devlet, kendi koymuş olduğu kurala kendisi
karşılanmıyor. Onun için yoksul kesimde en- tıyla evden alınması, okula götürülmesi ve
uymuyor. Örneğin mecliste 200 engelli çalış-
gelli doğum oranı daha yüksek. Engelli do- ması gerekirken, 32 engelli tespit edilmiş. okuldan getirilmesi gerekmekte. Ayrıca
ğumuna yol açan diğer etmenler de kapita- Özel işyerlerinde ise, fabrikaya çağrılan en- okullarda engellinin rahatlıkla hareket ede-
lizmle direkt bağıntılı. Kısacası ben, engelli gellinin avcuna ufacık bir miktar -örneğin bileceği düzenlemeler yapılmalı. Ne yazık ki
doğumlarını yoksulluğa, sefalete ve buna 160 TL- sayıldıktan sonra banka hesabına ya- bunların hiçbiri yok. Ekseri stajyer öğrenci-
bağlı olarak eğitimsizliğe ve kapitalizme bağ- tırılan asgari ücret bankamatik kartıyla geri lerin düşük ücretle çalıştırıldığı rehabilitas-
lıyorum. alınmakta. Göstermelik uygulanan yasa, iş yon merkezlerinde doğru dürüst eğitim ve-
Engelliler ne gibi güçlüklerle müfettişlerince de sözümona denetleniyor. rilemiyor. Engellilerin eğitim hakları devlet
karşılaşıyorlar? Engellilik oranı "en az yüzde 40" olan bir iş- tarafından bazı çıkarcı kesimlere peşkeş çe-
Bu soruyu birkaç parçaya ayırarak cevapla- çi, on beş yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün kiliyor.
mak istiyorum: Yaşadığımız bölgedeki so- prim ödeyerek emekli olabiliyordu. 2003'te Engellilerin ağır sorunları ortadayken
runlarımız, yasalar karşısında uygulanma- yapılan bir düzenlemeyle emeklilik koşulları
yan haklarımız, eğitim kurumlarında engel- örgütlenme konusunda görüşlerin
ağırlaştırıldı. Prim gün sayısı 4400'e, sigorta-
lilere yönelik düzenlemelerin olmayışı ve nelerdir?
lılık süresi yirmi yıla kadar uzatıldı. Son za-
son olarak, sağlık sorunlarımız. Öncelikle engelli derneklerinin tüm bölge-
manlarda devletin resmi kurumlarının en-
gelli raporunu vermekte de güçlük çıkardık- lerde kurulmasını zorunlu görüyorum. Tüm
Yaşadığınız bölgedeki sorunlardan engelliler hiçbir siyasi görüş öne sürmeden
başlayabiliriz. ları görülüyor. İsmail Azat isimli arkadaşımı-
za altı ay önce "yüzde 62 özürlü" raporu ve- bu engelli derneklerinde kendi sorunları pa-
Biz Turgutlu'da yaşayan engelliler olarak
ren sağlık kuruluşu, altı ay sonra fikrini de- nelinde birlik olmalılar. Turgutlu'da yaşayan
ağır sorunlarla karşı karşıyayız. Örneğin kal-
dırımlar engellilerin kullanabileceği şekilde ğiştirerek Azat'ın "yüzde 19 özürlü" olduğu- engelliler olarak çevremizdeki engelli der-
düzenlenmiş değil. Yüz bin nüfuslu Turgut- na karar verdi. Böylece hastalığı sürekli olan nekleriyle dayanışma içerisinde hareket edi-
lu'da engellilerin kullanabileceği özellikte tu- bu arkadaşımızın erken emeklilik hakkı elin- yoruz. Öncelikle bölgemizde, daha sonra da
valet yok. Engellilerin de işlerinin görüldüğü den alınmış oldu. Bu tür hak kayıplarına kriz- Türkiye düzeyinde engellilerin birlikte hare-
resmi binalara girip çıkamıyoruz. Engellile- den bu yana sıkça rastlanıyor. Burjuvaziyle el ket etmesinde büyük yarar görüyorum. En-
rin rahatlıkla gidip gelebileceği, çoluk çocuk ele veren devlet, keyfi rapor düzenleyerek gelliler aktif siyasi mücadeleye de katılmalı.
ve yakınlarıyla oturabileceği binalar ve park- krizin faturasını engelliye yüklüyor; onları Engellilerin mücadelesini kapitalizme karşı
lar bulunmuyor. Devlet ve belediyeler bu ko- açlığa ve ölüme mahkum ediyor mücadele olarak alıyor; "Ekmek & Özgür-
nuda çok duyarsız. Engelliler yakınlarıyla Ayrıca, (2022 sayılı) engelli maaşından fay- lük"e yayın hayatında başarılar diliyorum.
30 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Ekoloji
Uluslararası
Uluslararası
Haluk Yurtsever
ama yoksul Filistin halkının cama tahminleri 2009 için 3.688, zor görünüyor. Dahası, çekirdek
umutla bağlanacağı herhangi bir 2010 için 3.644 trilyon dolar. Bu, Avrupa ülkeleri arasında da borç,
gelişme de yok. Ortadoğu coğraf- 2009 için 1.587 trilyon dolar ve vergi, para birliği konularında
2008’in sonunu simgeleyen üç yası patlayıcı madde yüklü. Irak 2010 için 1.388 trilyon dolar açık sorunlar var. 27 AB ülkesinden
olay, insanlığı nasıl bir yeni yılın ve Afganistan’da savaş hergün anlamına geliyor. Bütün bunlar, 16’sının içinde olduğu Euro ala-
beklediği sorusunun ilk yanıtla- onlarca can alarak sürüyor. ABD ekonomisinin yapısal so- nı ve dışı arasındaki çıkar ve eko-
rını da veriyordu. runlarının kriz koşullarında gi- nomik siyaset farklılaşması be-
Obama’nın başkanlıktaki bir yılı
derek ağırlaştığını gösteriyor. lirgin hale geliyor. IMF 2009’da
6 Aralıkta Yunanistan’da lise öğ- ise bu insanın kişiliğinde en güç-
Avrupa Birliği, ABD’nin boşluğu- AB’nin tamamında yüzde 4.2 da-
rencisi bir gencin polis tarafın- lü emperyalist ülke ABD’nin uğ-
nu dolduracak, dengeleyecek kü- ralma öngörüyor. Kurtarma ve
dan öldürülmesiyle başlayan radığı imaj ve prestij kaybının
resel bir inisiyatif geliştirmek bir teşvik uygulamaları sonunda AB
olaylar, kısa zamanda anti-kapi- simgesi oldu.
yana kendi birliğini korumakta bütçe açığı yüzde 7’ye tırmandı.
talist bir isyana dönüştü. 2009’un en somut gerçeği tüm Bütçe açıkları, kamu borç stoku
zorlanıyor. Klişeleşmiş sözcükle
27 Aralık 2008’de İsrail Gazze’ye dünyayı içine alan, hegemonya “küresel güç olmak” gereksinimi ülkeden ülkeye değişmekle bir-
saldırdı; genç yaşlı, kadın erkek ve uygarlık krizini de keskinleş- ile AB’nin kendi bütünleşmesini likte hızla artıyor. Yunanis-
demeden 1500’den fazla Filistin- tiren büyük kapitalist buhrandır. sağlam temellerde pekiştirme tan’dan sonra Belçika, İtalya ve
liyi katletti. Kriz yılı hedefleri arasında giderilmesi İspanya’da borç stoku tehlikeli
Merkez üssü ABD olan kriz de- güç bir aykırılık var. Küresel güç düzeye doğru yükseliyor. Bütün
Tüm dünyayı ilgilendiren, farklı
rinleşerek sürüyor. 2009’da 130 olmak genişlemeyi gerektiriyor; bunların sonucu olarak, AB ülke-
yönlerde birçok yorum ve bek-
bankaya el kondu. Kasım ayı ve- yenilerle eskilerin ekonomik ge- lerinin birlikte davranma yete-
lentiye yol açan gelişme ise
rilerine göre ABD’de yıllık işsiz- lişmişlik düzeyleri arasındaki neği zayıflıyor. Düşük vergi, ucuz
ABD’nin ilk siyah derili başkanı
lik oranı yüzde 10’a yükseldi. büyük fark ise genişlemeyle tam işgücü ile yatırımları kendilerine
Obama’nın yeni yılın ilk ayında
Gerçekte yüzde 12 olduğu tah- ve ileri düzeyde bir bütünleşme çekmek için birbirleriyle rekabet
göreve başlayacak olmasıydı.
min ediliyor. Altının onsu arasındaki çelişkiyi keskinleştiri- ediyorlar. Çekirdek AB, çevre
2010’un başında Yunanistan 2007’de ortalama 697 dolardı, yor. AB’deki yatırımlarını geri çeki-
devleti iflasın eşiğinde. Şirket ve 2008’de 800 doları aştı; Nisan yor vb.
Bunlar bir yana, kriz AB’nin “bir-
bankalardan sonra şimdi bu ülke 2009’da 872 dolara, Aralık Avrupa Parlamentosu Liberal
liğini” tehdit ediyor. İlk 15’den
“kurtarılmayı” bekliyor. 2009’da 1200 dolara çıktı. Do- oluşan “çekirdek Avrupa” ile son- Grup Başkanı ve eski Belçika
Filistin bu yıla geçen yıl gibi kan lar/Euro paritesi 8 ayda 1.34’den radan katılan “çevre Avrupa”nın Başbakanı Guy Verhofstadt Le
ve katliam cenderesinde girmedi 1.50’ye yükseldi. ABD Bütçe har- bu krizden kenetlenerek çıkması Soir gazetesinde yayımlanan ma-
EKMEK & ÖZGÜRLÜK 35
kalesinde şunları yazdı: ma’nın Çin ziyareti sırasında laştığını açıkça ortaya koydu. lıyor ve dünyanın her yerinde sı-
“AB, Kopenhag’da müzakere ve ABD’den gelen Çin’in parasının ABD Filistin sorununda “iki dev- nıf mücadelesi keskinleşiyor. Sı-
karar masalarına davet edilmedi. değerini yükseltmesi, krizden çı- letli çözüm”ü İsrail’i rahatsız nıf mücadelesinin keskinleşme-
Yeni imparatorlar sadece ekono- kış ve yeni düzen için bir ABD- edecek bir ton ve içerikte öne çı- sini, mutlaka ve her zaman
mik güçle yetinmeyecekler, as- Çin ekseni (G2) oluşturulması karmaya başladı. ABD ilk kez İs- emekle sermayenin fiili bir top-
keri güce hakim olmanın yolları- önerisini şu sözlerle reddetti: rail’i Nükleer Silahların Yayılma- lumsal çatışmanın tarafları ola-
nı da arayacaklar, istedikleri ça- “Çin bağımsız, barışçı bir dış po- sını Önleme Anlaşması’nı imza- rak karşı karşıya gelmesi biçi-
tışmalara müdahale edip, iste- litika izlemektedir ve hiçbir ülke lamaya çağırdı. minde anlamamak gerekiyor.
dikleri mutabakatlara birlikte ya da ülke bloğuyla birlik olma- Bunlar ABD’nin İsrail’den vaz- Sermaye birikim rejiminin değiş-
ulaşacaklar.” Verhofstadt, önü- yacaktır. Küresel meseleler bir tiği, hele de bu değişikliğin yaşa-
geçtiği, ittifakın bozulduğu anla-
müzdeki günlerde kararların sa- ya da iki ülkeden ziyade, dünya- dığımız türden büyük ve derin
mına gelmiyor. Ama, devletler,
dece ABD ve Çin arasında alına- nın tüm uluslarınca birlikte çö- bir krizle çakıştığı uğraklarda,
büyük güçler düzeyindeki küçük
cak olmasına şaşılmaması gerek- zülmelidir.”(18 Kasım 2009) emekle sermaye arasında önce-
sapmaların içinden geçmekte ol-
tiğini, AB projesinden vazgeçme- Ekonomik sıkıntıları yoğunlaşan, den kurulmuş dengeler nesnel
duğumuz kaotik dönemde
nin de gerçekçi ama aynı zaman- hegemonyası çözülmekte olan olarak ve aslında iki taraf için de
önemli siyasal sonuçları olabile-
da tehlikeli bir seçenek olabile- ABD’nin Obama ile birlikte Bush sürdürülemez hale geliyor. Kü-
ceğini gösteriyor. İsrail-Türkiye
ceğini kaydetti. dönemi strateji ve taktiklerinde resel sermaye savaş/şiddet ve
ilişkilerindeki son gelişmelere
revizyona gitmek zorunda kaldı- uzlaşma/reform araçlarının iki-
Gerçekten de, ekonomik açıdan buradan bakmak gerekiyor. ABD
ğı artık açıktır. ABD için hege- sine birden başvurarak, kendi
hala önemli bir güç olmakla bir- Ortadoğu’daki imajını değiştir-
monyasını onarmak, stratejik krizden çıkış seçeneği olan “ya-
likte Avrupa, dünya siyasetinde- mek, tecridi kırmak istiyor. Bu,
mevzileri korumak, bu olmazsa ratıcı yıkım” ve sömürüyü yo-
ki ağırlığını, etkisini giderek yiti- hiçbir zaman bir ABD kuklası ol-
dünyanın yeniden paylaşılıp bi- ğunlaştırma yollarını zorluyor.
riyor. mayan, tersine ABD içindeki gü-
çimlendirilmesinde belirleyici, Dünya emekçilerinin bu saldırı
cüyle kendi önceliklerini dayatan
“Küresel merkez” yer mi en azından etkili bir role ve paya karşısındaki tek seçeneği krizin
İsrail’in dizginlenmesini, terbiye
değiştiriyor? sahip olmak yaşamsal önemde- sonuçlarına değil, kapitalizmin
edilmesini gerektiriyor. Türkiye,
Öte yandan, BRİC ülkeleri deni- dir. Tek başına işgal ettiği kendisine, varlık temeline karşı
birden çok nedenle bu iş için bi-
len Çin, Hindistan, Rusya, Brezil- Irak’tan çekilirken, NATO çerçe- mücadele etmektir. Bu mücade-
çilmiş kaftandır. Tarihinden, İs-
ya başta olmak üzere, üretim vesinde bir meşruluk ve destek lenin bugünkü dünya nesnelli-
lam ülkesi olmasından ve AKP
kapasitesi, gücü ve pazar olarak temeline sahip olduğu Afganis- ğinde bir dünya devrimi güncel-
hükümetinin yapısından gelen liğinde gelişmediği açık olmakla
yükselen ülkelerin dünya ekono- tan’a yüklenmesi, “stratejik/mo- özellikleri nedeniyle Türkiye’nin
mi ve siyasetindeki ağırlıkları ar- del ortak” Türkiye’nin eşliğinde birlikte, daha “gerçekçi” bir he-
ABD’nin Ortadoğu’da gidemeye- defle krizin emekçi sınıflara yö-
tıyor. Suriye, İran, Ermenistan, Kürdis- ceği yerlere gidebilecek, kura-
tan başlıklarında hamle yapma- nelen yıkıcılığını önlemek, ser-
Çin’de GSMH 2009’da yüzde 8.9 mayacağı ilişkileri kurabilecek
sı, ABD’nin güncel değil ama ta- mayeyi ölümü göstermeden sıt-
oranında büyüdü. Çin yalnız elin- bir statüye sahip olduğu düşünü-
rihsel bağlamda “son” kozlarını maya “ikna” etmek mümkün de-
de tuttuğu büyük dolar rezervle- lüyor. Türkiye-Suriye yakınlaş-
alana sürdüğünü gösteriyor. ğildir.
riyle değil, büyüyen ekonomik ması bu çizgideki en çarpıcı ör-
gücüyle de krizdeki kapitalist sis- Obama’nın 1 Aralık’ta açıkladığı nektir. Ve üçüncüsü, bu rolün ye- Yaşamakta olduğumuz büyük
temin can simidi durumundadır. yeni Afganistan planı ABD’nin rine getirilmesi için Türkiye’nin buhranın kendisini yalnız ekono-
karşı karşıya olduğu açmazı çok Arap dünyası gözündeki imajının mik değil, ekolojik, ideolojik, kül-
25 Eylül’de Pittsburgh’ta gerçek-
açık biçimde ortaya koyuyor. değiştirilmesi, bunun için de İs- türel boyutlu bir uygarlık krizi
leşen G20 zirvesi verdiği karar-
rail karşıtı bir söylem geliştirme- olarak dışa vurması, kapitalizm-
lardan çok, gündemi ve ileriye Afganistan ve Ortadoğu sine göz yumulması, hatta bu tu- den kurtulmayı tüm ezilenlerin,
ilişkin işaretleriyle “küresel” ik- Daha çok asker göndererek Af- tumun el altından teşvik edilme- yoksulların, kadınıyla erkeğiyle,
tidarın ABD hegemonyasındaki ganistan sorununu çözeceği vaa- si gerekiyor. İsrail konjonktür genci ve yaşlısıyla tüm ilerici in-
G-8’den başta Çin olmak üzere diyle gelen Obama’ya, şimdi baş- gereği yeni durumu sineye çek- sanlığın sorunu haline getiriyor.
yükselen ülkelerin ağırlığını his- ta ABD genelkurmayı olmak üze-
settirdiği G-20’ye kaymakta ol- mek zorundadır. Ancak bu kolay 2009 biterken yapılan Kopenhag
re kimse inanmıyor. ABD’nin olmayacak. ABD ve Türkiye için-
duğunu gösterdi. Bu toplantıda göndereceği 30 bin ek askerle, İklim Zirvesi, sermayenin doy-
konuşulanlar ABD’nin hegemon- de güçlü İsrail dayatmaya ve mak bilmez birikim isteğinin
NATO ülkelerinden kerhen alı- Türkiye’de AKP eliyle kışkırtıl-
yasını G20 ile paylaşmaya razı nacak sınırlı ek destekle Afganis- kamçıladığı doğrusal üretim ar-
olacağının ilk somut dışa vuru- makta olan antisemitizme tepki- tışının dünyayı getirdiği açmazı
tan sorununun çözülemeyeceği
mudur. IMF ve Dünya Banka- verecek, bunun yan etkileri ken- ve bu sorunun kapitalizm içinde
apaçıktır.
sı’ndaki temsil ve oy oranlarının dini gösterecektir. hiçbir çözümü olmadığını gös-
değiştirilmesi konusunun, şimdi- ABD’nin Ortadoğu siyasetleri, terdi.
Anti-kapitalist enerji
lik karara bağlanmasa da gün- daha Obama’nın seçim kampan-
yası sırasında sorgulanmaya
birikiyor Kriz koşullarında anti-kapitalist
demde yer almasını, daha önem- Büyük buhranın ve hegemonya bir enerji birikiyor. Bu birikimi
lisi değişeceğinin toplantı taah- başlamıştı. Obama, 4 Haziran
krizinin yol açtığı daha birçok ge- kör patlama ve isyanların, olum-
hüdü olarak kayıtlara geçmesini 2009 Kahire konuşmasında ise
lişme oldu 2009’da. Japonya’daki lu tasarımı olmayan bir karşıtlı-
bu yolda bir ilk adım olarak de- İsrail’in Gazze’yi işgaline ve yeni
hükümet değişikliği, Almanya se- ğın değil, kurtuluşçu/özgürleşti-
ğerlendirmek doğru olur. yerleşim merkezleri kurmasına
açıktan tutum aldı. Obama yöne- çimlerinde bu ülkenin en güçlü rici bir mücadelenin toplumsal
Artan ekonomik gücüyle birlikte timinin İsrail siyasetindeki deği- siyasal akımı sosyal demokrasi- gücü haline getirmek ise işçi sı-
Çin’in dünya siyasetindeki ağırlı- şiklikleri gösteren örnekler bun- nin uğradığı yenilgi, Yunanis- nıfı sosyalizminin dünyada ve
ğı da artıyor. Çin, ABD’nin dolar lardan ibaret değil. “Filistin so- tan’daki seçim sonuçları ve se- yaşadığımız topraklarda sesini,
basmasını, zayıf dolar düşük faiz rununda ilerleme kaydedilmez- çim sonrası durum, Latin Ameri- örgütlü özgürleştirici gücünü,
siyasetini “küresel ekonomik iyi- se, İran sorununda da kaydedile- ka’da Honduras’ta darbe, Urugu- pratik eleştirel etkinliğini yük-
leşmeyi” tehdit ettiği için eleşti- mez” diyerek ABD, soruna “önce ay, Bolivya seçimleri vb. … seltmesini gerektiriyor.
riyor. İran sonra Filistin” formülünde Dünyanın hemen her yerinde Bu yolda gerçek adımlar atacağı-
Çin başbakanı Wen Jiabao, Oba- ısrar eden İsrail’den farklı yak- krizin faturası emekçilere çıkarı- mız bir 2010 dileğiyle.
36 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Tartışma
deneyi didik didik ederek sonuçlar çı-
ve Bakara suresi
nuda neler yazıldı, materyalist devlet
teorisi hangi aşamaya ulaştı? Burası
eminim sizi ilgilendirmiyor. Bu durum-
da Marx okumakla Bakara Suresi oku-
manın arasındaki farkın ne olduğunu bi-
risi bana anlatabilirse iyi olacak…
Geçmişin değerlendirilmesi bizde toplumsal İşçi devletinin bürokratik diktatörlüğe
dönüştüğünü söylemek, sosyalizmin 20.
olarak sorunlu. Sosyalistlerimiz de geçmişi yüzyıl tarihinden hiçbir şey anlamamak
korkusuzca değerlendiremiyorlar demektir. Bu saptamayı Berlin Duvarı
henüz yıkılmadan Doğu Berlin’e giden
ve orada kitle önünde konuşan Mandel
de kullanmış ve insanları kendisine gül-
lar ve bilimsel yazınla da ilgili değiller. dürmüştü. Yazarlar bu konuda İmge Ki-
Engin Erkiner Olsalardı, terimin Transformations- tabevi’nde çıkan ve DAC’de sosyalizmin
forschung ya da “dönüşüm incelemele- doğuşu, gelişmesi ve yıkılışını anlatan
ri” alanında kullanıldığını bilirlerdi. “Po- 1989-Berlin Duvarı kitabımda gerekli
Sait Almış ile Mehmet İnanç Turan’ın litik kapitalizm” bir rejimden ötekine bilgiyi bulabilirler.
üçüncü sayıdaki “yaşanmamış sosya- geçişi ifade eder. Sosyalizmden kapita- Almış ve Turan korku temelinde teori
lizm’e ‘yaşanmış’ demenin anlamı…” ya- lizme geçiş, devletin aktif rolüyle ger- yapıyorlar. Yaşanmış sosyalizm denilir-
zısını okuyunca, aklıma Marksizm ve çekleşti. Devlet kapitalizmi savunanla- se, burjuva düzeninin ebediliği savunu-
Bakara Suresi ilişkisi geldi. Marksist gö- rın elindeydi ama üretim araçlarında lurmuş! Eski DAC alanında ortalama
rünmek için Marx’tan çok sayıda alıntı özel mülkiyet, işsizlik ve kâr amacıyla yüzde 25, Almanya genelinde yüzde 12
yapmak yeterli oluyor! Gerçekte ise, üretim yoktu. Yani sosyalizmin önemli oy alan Sol Parti, DAC ve öteki ülkeleri
Marksizmin metinlerini okumakla Ba- özellikleri de bir süre için yerinde duru- sosyalist olarak görüyor. Ve Türkiye
kara Suresi’ni okumanın farklı olması yordu. Bu terim geçiş dönemini anlat- burjuvazisinden daha güçlü olan Al-
gerekir. İkincisini sadece tekrarlarsınız. mak için kullanılır. manya burjuvazisi de buradan hareket-
İlkinin ise mantığını kavramınız gerekir. le “kapitalizmin ebediliğini” kimseye
Almış ve Turan’ın yazılarının sonucu ise
Marksist tarih incelemesinin önemli bi- tam bir felaket: “Sosyalizm denemesinin gösteremedi.
leşenlerinden biri sondan geriye doğru başarısızlığının temelinde, yanlış bir Korkudan hareketle teori ve politika
gitmektir. Bir sürecin incelenmesinde yapmak sosyalistlerimiz arasında yay-
teori üzerine oturtulmuş politika yatı-
sondan geriye doğru gidilir. Feodaliz- gın. 1975-80 döneminin önemli özellik-
yor.” Mehmet İnanç Turan bunun için
min açıklamasının kapitalizmden yani lerinden bir tanesi de sol içi şiddetti,
bir de kitap yazmış. Boşuna zahmet et-
sonraki toplumdan hareket ederek ya- ama üzerine gidilemiyor. Gençlerin dev-
miş… Zira sonuç denilerek aktarılan
pıldığını hatırlamak yeterlidir. Buradan, rimcilikten soğuyacaklarından korkulu-
başlangıç bile değildir.
yazarlarımızın çıkardıkları gibi, sonuç yor. Başka örnekler de verebilirim.
her şeydir, ötesi “ikincil önemdedir”e Hemen akla gelen üç soru var: Teoriden
varılamayacağı açıktır. Sorun, bir süre- neden sapılmıştır, neden bu türlü sapıl- Geçmişin değerlendirilmesi bizde top-
cin incelenmesine nereden başlanacağı- mıştır da başka türlü sapılmamıştır ve lumsal olarak sorunludur. Sosyalistleri-
dır. 20. yüzyıldaki sosyalist toplumların en önemlisi, teori dediğiniz nerede uy- miz de bu sorunun özel bir bölümüdür.
tarihi, sosyalizmin ardından ortaya çı- gulanarak doğruluğunu göstermiştir? Sadece sosyalizm konusunda değil, baş-
kan kapitalizmden başlanarak mı ince- ka konularda da geçmişin korkuya da-
20. yüzyılda yaşanan yanmayan bir değerlendirilmesi yapıla-
lenecektir, yoksa Ekim devriminden ve büyük deney
hatta daha gerisinden mi? mıyor.
Burada Marksist metinlerle Bakara Su-
İlkinde bazı sonuçlara varırsınız, ikinci- resi arasındaki farklılığa yeniden geli- Bu durumda ortaya çıkacak çürümeden
sinde tarih içinde kendinizi kaybedersi- yoruz. İkincisinin kanıtlanmaya ihtiyacı sizi Marx bile kurtaramaz!
niz. yoktur, ilkinin ise vardır. Ve bu ihtiyaca
dikkat çekilmesi, sosyalist ülkelerin çök- Editörlerin notu:
Politik kapitalizm nedir? Ekmek&Özgürlük’te yayınlanan
Almış ve Turan, "politik kapitalizm" te- mesinin açıklamasını yapabilen ülkeler
solunun da çıkış noktası oldu. yazılara yanıt ya da eleştiri hakla-
rimini bilimsel dayanaktan yoksun bu- rını kullanmak isteyen okurları-
luyorlar ve kapitalizmin “bir üretim tar- Marksist sosyalizm teorisinin ciddi mızın yazılarında azami 1 dergi
zı ve toplumsal yapılanma” olduğunu oranda değişmesi gerekir. Buna isterse- sayfasını ya da 4800 boşluklu ka-
söylüyorlar. Anlaşılan odur ki, arkadaş- niz büyük oranda zenginleştirilmesi de rakteri aşmamaya özen österme-
lar henüz “kapitalizm nedir, sosyalizm deyiniz, sonuç aynıdır. 20. yüzyılda bü- lerini diliyoruz.
nedir?” sorularının sorulduğu aşamada- yük bir deney yaşandı. Almanya solu bu
EKMEK & ÖZGÜRLÜK 37
Necati Sönmez
Üç yüz milyon nüfuslu ABD'de 90 mil- ödemekte zorlanan ya da başka borç- tinin ödülü, sigortalı öldüğünde elde
yon kişinin hayat sigortası var. Bunla- larından dolayı nakde sıkışan vatan- edilen tazminattan geliyor. Bu yüzden
rın bir kısmı yukarıda sayılan türden; daşların hayat sigortalarını toplama- adıyla sanıyla "ölüm tahvilleri" (death
lehdar (mirasçı) olarak şirketlerin ya başladılar. bonds) olarak anmakta kimse bir sa-
gösterildiği poliçeler. Hayat sigortası- kınca görmüyor. Sigortalı ne kadar er-
nın amacına uygun olarak bireylerin Yatırım bankaları ya da hedge fonlar, ken ölürse yatırım (!) o kadar kârlı
isteği doğrultusunda düzenlenenleri zordaki sigortalıların poliçelerini ke- oluyor. Ölüm tahvillerinin hacmi beş
de var elbette. New York Times'ın ha- lepir fiyatına satın alıyor ve iki yüz ta- yüz milyar doları bulduğunda, finans
berine göre 26 trilyon dolara ulaşan nesini yan yana getirdikten sonra sektörünün mortgage kayıplarını te-
sektörün büyüklüğü, öteden beri Wall bunları menkul kıymetleştirerek baş- lafi etmeye yeterli olacağı hesaplanı-
Street'in iştahını kabartıyordu ve kriz ka yatırımcılara satıyorlar. Asıl sigor- yor. Kapitalizm giderek kendi kuyru-
onlar için bir fırsat yarattı. Primlerini talı ölene dek katlanılan prim maliye- ğunu yutan bir yılana dönüşüyor.
40 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Eşitsizlikle mücadelenin
bir uğrağı: Çocuk hakları
Mevcut yasal çerçeve, çocukların haklarını korumakta da kapsamakta da
yetersiz. Listeyi çalışma hakkından oy kullanma hakkına dek uzatmalı; alt baş-
lıkları kız çocuklarından Kürt çocuklarına dek çoğaltmalıyız
Bu tür hakların veya yasaların
çocuğun faydasına olduğu ko-
nusunda ikna olsak dahi yerkü-
re ölçeğinde bu yasaların uygu-
lanması büyük ölçüde başarı-
sızlığa uğramaktadır. Avrupa,
Avustralya, Kuzey Amerika,
Uzakdoğu Asya dışındaki kıta-
larda çocuğun yaşam hakkının
olmadığını gösteren istatistikle-
re ulaşmak mümkündür. Yoksul
ülkelerde her yıl altı yaşın altın-
da 5 milyon çocuk, yetersiz bes-
lenme ve tıbbi yetersizlik nede-
niyle ölmektedir. Çocuk emeği-
nin dünyanın birçok yerinde sö-
mürüye müsait olduğu resmi
ağızlardan bile vurgulanmakta-
dır. Sokakta yaşayan çocukla-
rın, savaşın ortasındaki çocuk-
ların, Fernando Meirelles’in
Tanrıkent filmindeki gibi suça
1985 DİE hane halkı işgücü anketine göre Türkiye’de 12-19 yaş arasındaki 8 milyon çocuğun yüzde 33’ü çalışıyor
bulaşmış mafyanın elindeki ço-
duğu, hangi yaşta ne yapacağı; cukların, vesayet altında katı di-
verilmediğidir. Oysa John Holt
Bilal Yeşilöz eğitim, cinsel ilişki, mülk edin- siplinle horlanan çocukların
gibi konunun uzmanı bir eleş-
me vs. yasalarla belirlenmiştir. spesifik hakları gözardı edil-
tirmen çocuklar için uzun bir
Ballard’ın Güneş İmparatorluğu mektedir ve bu konularla ilgili
haklar listesi hazırlamıştır: Oy
“Çocuk” ve “Çocukluk” kavram- ve Kosinski’nin Boyalı Kuş ro- iyileştirme çabaları yetersiz
kullanma hakkı, çalışma hakkı,
larının tarifi zor olduğu için manlarında, savaşın ortasında- kalmaktadır. Bu da çocuk hak-
mülk sahibi olma hakkı, seyahat ları başlığı altında kız çocukla-
“Çocuk Hakları” deyimi de ke- etme hakkı, koruyucusunu seç- ki çocukların erken yaşlanma
sinlikten uzaktır. Eğer konuyu rının hakları, sokak çocukları-
me hakkı, garantili bir gelire sa- belirtileri gösterdiği ve büyük-
çocuğun yasal hakları bağla- nın hakları, siyah çocukların
hip olma hakkı, yasal ve mali so- lerin onlara bahşettiği masumi-
mında ele alırsak, "Birleşmiş hakları, kürt çocuklarının hak-
rumluluklar üstlenme hakkı, yetlerini nasıl kaybettikleri es-
Milletler Çocuk Hakları Bildiri- ları, çingene çocuklarının hak-
öğrenimini denetleme hakkı, tetize edilmiştir. Yine mizahi bir
si"nde yer alan, devletlerin de ları, çalışan çocukların hakları,
ilaç kullanma hakkı, araç kul- dille anlatılan Alper Canıgüz’ün
yasalarında ifadesini bulan, da- vesayet ve velayet altındaki ço-
lanma hakkı.. Oğullar ve Rencide Ruhlar adlı
ha çok çocuğun refahı, güvenli- cukların hakları, suça bulaşmış
romanında, beş yaşındaki kah-
ği, eğitimi, sağlığı, aidiyeti, suç- Çocuk emeğinin istismarı çocukarın hakları gibi alt baş-
raman Alper Kamu; 5 yaşın in-
ları, vesayeti ve velayeti ile ilgi- ve çalışma hakkı lıkları zorunlu kılmaktadır. Tür-
sanın en olgun dönemi olduğu-
li durumlarını ele almak gere- Çocuğun yasal hakları birçok kiye’de askere taş atan çocukla-
nu, bu yaştan itibaren de çürü-
kir. Yetişkinler tarafından belir- bakımdan çocuğun faydasına rın terörist sayılması ile ilgili ek
menin ve yaşlanmanın başladı-
lenen bu hakların, çocukların olmakla birlikte, hem yetersiz- düzenleme gelen tepkilere kar-
ğını söylemektedir. Yasal haklar
ihtiyaç ve talepleriyle ne derece liği hem de çocuk üzerinde mut- şı iptal edildi.
bahsinin tartışmalı başlıkların-
örtüştüğü tartışmalıdır. Ayrıca lak bir tahakküme neden oldu- dan biri de çocuk emeğinin is- Çocukların ve gençlerin oy
"İnsan Hakları Evrensel Bildiri- ğu ortadadır. Çocuk için en iyi- tismarıdır. Bazı uzmanlar çocu- verme hakkı neden yok?
si"nde yer alan hakların birço- sinin yetişkinler tarafından bi- ğun yarım gün hafif işlerde ça- Frank Capra’nın 1939 yılı ta-
ğundan neden çocukların fay- lindiğine olan inanışı destekle- lışmasının, kendisine güvenme, rihli, dönemine göre oldukça
dalanmadığı gerekçelendiril- yen bu haklar aşırı korumacı ve sorumluluk duygusunu geliştir- ilerici olan Mr. Smith Washing-
memiştir. Örneğin bu konuyla paternalisttir. Bu hakların bu- mede, hayatının öznesi olma ve ton’a Gidiyor adlı bugün de bü-
ilgili olarak en çok sorulan, ye- lunduğu yasalardaki yaş konu- geleceğini biçimlendirme konu- yük bir beğeni ile izlenecek fil-
tişkinler gibi davranması bekle- su da tarışmalıdır. İnsan evladı- sunda etkili olacağını belirti- minde, çocukların oy kullanma
nen çocuklara neden oy hakkı nın hangi yaşa kadar çocuk ol- yorlar. gibi politik hakları savunuluyor.
EKMEK & ÖZGÜRLÜK 41
Üniversite ve
Çocukluktan yeni çıkmış se-
natör Smith ve çocuk kahra-
manlar bazı haklar için Ame-
rikan Senatosu’na karşı ey-
lemler düzenleyip yapılan
saldırılara karşı büyük bir
direniş örneği gösterirler.
Çocukları ve gençleri oy ver-
me hakkından muaf tutmak
kapitalist boyunduruk
paternalisttir. (Paternalizm:
İnsanın yetersizliklerinden Üniversitedeki mücadele ve örgütlenme toplumdaki sınıf
dolayı yönetilmesi gerektiği-
ne dair inanç ya da görüş) Bu
mücadelesinden bağımsız değildir.
paternalizmin gerekçesi ola-
rak da çocukların ve gençle-
rin deneyim, bilgi ve rasyo-
nalite eksikliği; büyüklere rı-
zanın onların faydasına ol-
duğu; onların politik sorun-
lardan habersiz olduğu öne
sürülür. Ancak çocuklara oy
hakkının verilmesi, çocukla-
rın bulunduğu kurumların
demokratikleşmesini sağla-
yabileceği gibi onları daha
erken yaşta becerikli ve do-
nanımlı kılabilir.
Çocuk haklarının en çok ihlal
edildiği alanlardan biri de
okullardır. Okulun hiyerar-
şik yapısı; eğitim ve onun iç-
eriği olan müfredat; çocukla-
rın örgütlü, sorgulayıcı, ras- alanını sürekli genişletmek ve 1970’lerde Keynesçi politikaların
Pınar Şengül yeni yeni sektörler var etmek zo- çöküşü sonrasında da yeni çeliş-
yonalist olmalarının önünde
engeller çıkartarak onların Ümit Tanışır runda kalmıştır.1 Üretim sürecin- kilere bezenerek aynı yönde ge-
kullaşmasına ve tektipleş- de kullanılan teknolojileri sürek- lişmeye devam etti. Bir yandan
mesine neden olmaktadır. Üniversite öğrencisi kimdir?” di- li yenilemek zorunluluğundan yukarıda sayılan nedenlerden
Bu duruma karşı daha özgür ye sorulsa, en özlü yanıt herhal- dolayı sistemin nitelikli emek gü- dolayı, kapitalizm eğitimi sürek-
okullar kurulmalı ve eleştirel de şu olurdu: Öğrenimi süresince cü ihtiyacı sürekli artmıştır. Bu li yaygınlaştırırken bir yandan
pedagojinin önerileri dikka- genellikle para sıkıntısı çeken, pis durum ağırlıkla,1950’lerden iti- 1970’lerden itibaren içine girdiği
te alınmalıdır. ve daracık odaları olan devlet baren bilimin sermayeye içeril- krize de tepki olarak eğitim ala-
yurtlarında ya da pahalı özel mesine, bir icat sektörünün oluş- nını kar elde etmeye tabi kılma
Yukarıda örneklerini verdiği- yurtlarda barınmak zorunda ka- masına ve genel olarak eğitimin uğraşı içerisinde oldu.
miz ihlaller dışında çocukla- lan, çok düşük ücrete “part time” özel olarak da üniversite eğitimi-
ra yönelik spesifik hak ka- işlerde çalışan, yüksek harç para- nin tüm halka yayılmasına neden Üniversite öğrencisinin yukarıda
yıpları saymakla bitiremeyiz. ları ödeyen ve mezun olduktan olmuştur. Bu yeni durum kapita- kabaca değinilen evriminin bu-
Konunun esnekliği ve kav- sonra da çoğunlukla işsizlik sı- list merkezlerden başlayarak gün geldiği noktada, bir dönem
ramların muğlaklığı bu tar- kıntısıyla karşılaşan kişi. tüm dünyada benzeri bir seyir iz- emeğin özgürleşmesi davasına
tışmayı her zaman yetersiz ledi. Modern üniversitenin de “dışarıdan” katılan öğrenciler,
kılacaktır. “Çocuk hakları” Oysa bir zamanlar otorite ve özgünlükleri olsa da, artık bizzat
mülk sahibi egemen sınıfların ço- varlık temeli olan bu gelişme bir
sözkonusu olduğunda karşı- zamanlar ayrıcalık olan üniversi- sınıf içerisindedirler. Öğrencile-
mıza sonsuz bir kavram da- cukları olan üniversite öğrencile- rin ve bilim emekçilerinin işçi sı-
rinin geçim derdi, iş sıkıntısı gibi te eğitimini bir ayrıcalık olmak-
ğarcığı çıkmaktadır: Aile, tan çıkardı. nıfı içerisindeki yeni konumu, bu
toplum, çocuk hukuku, çocuk sorunları yoktu ; üniversiteye açıdan hala tartışılmayı ve araş-
suçları, ebeveyn paternaliz- girmek önemli bir ayrıcalıktı. Pe- Üniversite: Ücretliler üre- tırılmayı bekliyor.
mi, çocuk pornosu, aile içi ki ne oldu da üniversite öğrenci- ten bir fabrika
sinin durumu böylesine önemli Üniversite eğitiminin ayrıcalık Elbette, günümüzde nitelikli iş-
cinsel ilişki, pedofili, beden- gücünün üretilip piyasaya sürül-
leri satılan kız çocukları… bir değişim geçirdi? olmaktan çıkmasıyla birlikte üni-
versite öğrencilerinin ve mezun- düğü bir fabrika haline gelmiş
Bunun yanında gündelik ha- Kapitalizm sürekli almak, sat- olan üniversitenin, toplumun
yatımızdaki hak kayıpların- mak, sömürmek ve kar etmek zo- larının sınıfsal durumu da değiş-
ti. Bir zamanlar tepelerinde ha- ideolojik güdülenmesinde de rol
dan çocukların da nasiplen- runda olan bir sistemdir. Temel
leyle dolaşan bu kesimin haleleri üstlenmesi gerekiyordu. Bu sü-
diğini eklememiz gerekir. dürtüsü kar olan bu sistem, bir
yerle bir oldu. Öyle ki, artık üni- reç, her yönüyle kapitalist bir ül-
Sömürüye ve eşitsizliğe kar- yandan emek gücü maliyetlerini
versitelerin başlıca rolü, metala- ke olan Türkiye’de esas olarak bu
şı verdiğimiz mücadele, ço- sürekli azaltmak (sömürüyü art-
rın üretimi ve dolaşımı için ente- yönde gelişiyor.
cuklarımıza da örnek olacak tırmak) bir yandan da piyasadaki
ve onların daha özgür, daha rekabette varolabilmek için bili- lektüel becerilere sahip ücretli- Bilimin işlevi ve
direngen ve “eleştirel, bilin- mi geliştirip teknoloji olarak üre- ler2 üreten bir fabrika olmaktır. Türkiye’deki üniversiteler
çli yurttaş” olmalarını sağla- tim sürecine uygulamak, sürekli Kapitalizmin altın çağında geliş- Bir ücretli kölelik toplumunda bi-
yacaktır. yeni ihtiyaçlar yaratmak, tüketim meye başlamış olan bu süreç, limin yansız olmasını beklemek, >>
42 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
“eyvah sönüyor, derhal yetişin!” Genç, Yalçın Küçük ve benzerleri- delilik değil, olsa olsa yeni bir
diyerek uluyor. Marş, “Medeniyet nin pabucunu dama fırlatıyor, oyundur. İnsanlık hakkında her
dediğin tek dişi kalmış canavar” “menem, diger nist” edasıyla. şeyi ayağa düşüren kurnazlığın
diyor, ayrım yapmadan. Ama ki- Ama unutuluyor, bunların deli ol- kuyruğu dışarıda kalmış zavallı
me sesleniyor? “Asrın medeniyet ması da olanaksız. O kadar akılla- bir oyunu. Bu oyunun son kahra-
seviyesine” ulaşmayı hedefleyen rına hayranlar ki, bu hayranlıkta manı da İsmet Özel. Daha önce de
bir topluma. Bizim düşünür, “Ga- bilincin olmazsa olmaz bir parça- çok uğraşan olmuştu ama hiç
vurun aklı olsaydı Müslüman” sı olan vicdana bir nefeslik bile kimse Türklüğü onun kadar çu-
olurdu deyip kuru kuru gülebili- yer kalmıyor. O yüzden asla Ezra kura düşürmeyi başaramamıştı;
yor. Marşın şairi, o yılların ırkçı Pound gibi çıldıramayacaklar. Po- rahmet okutuyor.
zihniyetiyle Türk olmadığı, “Ar- und, bütün kötülüklerin kaynağı-
nı tefecilikte, onu da Yahudilikte Sol dünyada yaşayanlar bu ka-
navut” kökeni yüzünden dışlandı- rakteri iyi tanırlar; sık sık gelir gi-
ğı için kendini sürgün etmiş bir bulmuştu; bunlardan “arî” bir
dünya arzuladı. Duygusunu, gö- derler bu dünyaya. Bu karakter,
tutunamayandı; ama bu yeni ırk- cenazeye gitse ceset, düğüne gitse
çı ve çıkarcı için bu anımsanmaz- rüşünü inanca dönüştürdü. İnan-
cının yanı başındaki vicdanla uyu- damat olmak isteyen şu meşhur
dı bile. Onun megalomanisi zaten narsist karakterdir. Karakter mi-
her gerçeğin üstünde. şamayınca, başka deyişle arzusu-
nun korkunçluğunu görünce, da- dir sahiden? Aslında, daha çok bir
Hayır, Napolyon sanmıyor kendi- yanamadı, çıldırdı. Çıldırmak için karakter aşınmasıdır; aşınma hı-
ni; ama son Türk önderi sanıyor vicdan gerekirdi elbet. Akıl ile vic- zının bu denli yüksek olmasıysa,
olabilir: “Ey Türkler bu son nok- dan arasındaki çatışmada bir da- dönme hızından ve dönme alanı-
ta: Dünyayı Türk edelim, bizden yanak, bir açıklama bulamayıp ip- nın kısırlığındandır. Ülkede sığı-
olmayanı keselim!” Buna o kadar leri koparmak, vicdanın bir inti- nacak ideolojik piyasa çeşitliliği-
inanmış gibi söylüyor ki, dört ki- har önerisidir akla. Ama bizim nin az olmasındandır.
şinin katıldığı bir tartışma prog- kurnazlarda mümkün mü bu; Bu tipler aslında bu ülkenin alışıl-
ramının sonunda sunucu: “Prog- kendi akıllarını da vicdanlarını da mış fenomenleridirler. Her yeni
ram bitti; son sözünüzü söyleyin kandırırlar. Çıldırmış halde bile kabarışın ortasına atılırlar ve kah-
Oğuz Arık’a, Erol Güngör’e ve da-
lütfen” dediğinde, hemen atılıp te- Yahudi kökenli kurbanlardan raman rolünün en teatral oyunu-
hi tüm Türk ve Müslüman ideo-
laşla, “o zaman son sözü sadece özür diliyordu Pound. İsmet nu oynarlar. Her dönemde yeni
loglara rahmet okutacak bu yeni
ben söyleyeceğim” diyebiliyor. Özel’inse, Sivas 1993 katliamının kılıklara bürünmüş, gülünç, “jan-
Türkçü ideologun tüyler ürperten
görüşleriyle bir reyting enerjisi Katıldığı tartışmalarda “bu kadar ardından Sırp uçaklarını hatırlat- janlı” taklitleri kanalların yeni
edindi. İdeoloji, böylesini hiç gör- kabasına ve cahiline hiç rastlama- mak nobranlığı dışında kılı kıpır- oyuncağı olur. Televizyonlar yeni
memişti; az çok haysiyetini taşı- mıştık” dedirtecek sözleri peş pe- damadı. bir aşındırma ve aşınma aracı
yacak zihinlere ve karakterlere şe sıralıyor. Deli mi acaba? diye Öyleyse, bunca insanlık deneyi- bulmuşlardır: Fikri meczupluğun
ihtiyaç duyardı eskiden. Şimdi
amansız bir çaresizliğin çırpınışı
düşündürüyor kimilerini. Nihat minden sonra katliamı savunmak tutkuyu taklit ederken her şeyi >>
içinde yeni bir yüz bulmuş ki, tam
ibretlik.
Yeni dediysek, yeni biri değil; her
Seçme hezeyanlar...
durumda ideolojik modanın kılı- n Nöbette uyuyan askeri kurşuna dizen bir Tür- n Kürtler Türk, Aleviler sünni yapılmazsa Tür-
ğıyla sahne alan o bildik eski. “İs- kiye özlüyorum. kiye haritadan silinecektir.
tiklal Marşı Derneği” adlı, Meh- n Türkler anti-kapitalist yaşamı dünyaya
met Âkif’ten daha Ersoy bir ce- n Millet olarak İslamî bir kararlılık göstereme-
öğretti menin cezasını çekiyoruz. Başımızda dolanan be-
maatin kurucu başkanı ve (galiba,
artık kabul edelim ki) ilk büyük n İyi insan Türk’ten başkası değil ki. Türk’ten layı defetmenin yolu Sivas (veya Kayseri) semala-
Türk düşünürü. Önceki bütün tez- başka iyi insan yok ki. Bunu tarihin bana öğretti-
rına Sırp uçaklarını davet etmekten geçmez.
leri, ulaşılan noktaları altüst edi- ği şeye dayanarak söylüyorum.
n Mesela neden Kürtçe mevlit okunuyor da n Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda İslam cum-
yor hem de. Marş, “Korkma!” diye
başlıyor kendi ulusuna. (Her ne Kürtçe Bergson basmıyorlar? Bassınlar da göre- huriyeti olması gerekiyordu, 86 yılımızı feda ettik.
hikmetse, belki de korkuyor san- lim, Kürtçe nasıl bir dilmiş! Mevlit okuyorlar çün- n Alevilik, Müslüman baskısından kurtulmak is-
dığı ulusuna moral vermek için kü bu toprakların cevherinin gücünden istifade et- teyen gayri Müslimlerin sığındıkları bir şeydir. İl-
babacanca sesleniyor. Düşünüyor menin yolunu arıyorlar. kelliktir
ki, “çocuk” ulus ya seviyordur n Adam "kim oluyor, gâvur bu bir kere!" deme- n Nasıl Türk olunur? Namaz kılarak.
dünyayı ya da korkuyordur. Bi- dikten sonra ben onun Müslümanlığını nasıl cid-
zim büyük düşünürse “Kork!” diye alırım? Anlatabiliyor muyum? Türk halkı ne n İki seçenek var; ya Türksünüz ya Amerikalı.
hatta “titre!”, “yoksa yok olacak- diyor; "Gâvurun aklı olsa Müslüman olurdu" de- n Komünizm cemaatçiliktir, “ehli sünnet vel ce-
sın” diyor. Marş, “Sönmez bu şa- miyor mu? maat” diyen ben hâla komünistim.
faklarda yüzen al sancak” diyor; o,
44 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
“Kemalist” kimliği. Zaten AKP’ye deneyimlerinden çıkarsıyorlar. orta sınıftaki Kürt algısının Tür- milliyetçiliğin ve Kemalizm’in ti-
ve yandaşlarına göre bundan kiye'deki diğer köklü ırkçı ve ay- pik bir uzantısı olarak görmek
Dışlama hissiyatının
gayrı bir “dışarısı” mümkün de- rımcı söylemlerden belirli açılar- pek mümkün değil. Bu yüzden
ğil. Böyle olmadığınızı kanıtla- kaynakları dan farklılığını ve onlara nazaran kentteki AKP karşıtlığı ile Kürt
manız için AKP’yi eleştirmeme- Bu kavram sadece bu hissiyatı
daha "yeni" bir olgu olduğuna düşmanlığı arasında nedensellik
niz gerekiyor. Öne çıkarılan mo- tanımlamak değil, aynı zamanda
işaret ediyor. Şöyle ki kaynağını ilişkisi kuran yaklaşımlara şüp-
dern görünümlü sarışın kadını onun kaynaklarını nerde arama-
daha çok devletin milliyetçi söy- heyle bakmalı. Kürt düşmanlığı
yarın AKP’nin muhafazakâr ve mız gerektiğini göstermek açı-
lem ve politikalarından alan Rum kentteki toplumsal ilişkiler içeri-
otoriter politikalarını protesto sından da önemli. düşmanlığı, Ermeni düşmanlığı sinden köklenen ve Kürtlerin
ederken görürseniz şunu unut- n Birincisi "tanıyarak dışlama" ve yine bambaşka tarihsel kay- mekânsal ve sosyo-ekonomik
mayın: DTP konvoyuna taş atan kavramı orta sınıftaki dışlayıcı naklara sahip Yahudi düşmanlı- olarak yalıtıldığı bütün kentler-
ve Cumhuriyet mitinglerine katı- hissiyatı devletin uzun yıllardır ğından farklı olarak Kürtlere yö- de görülebilecek bir olgu. Kent
lan da aynı kadındı! "tanımama" üzerinde kurduğu nelik olumsuz algı bir "hayal edi- mekânındaki bu parçalanmada
Yeni Kürt düşmanlığı : kendi stratejisiyle daha rahat len öteki" üzerinden değil "dene- elbette AKP’nin uyguladığı eko-
Tanıyarak dışlama(*) karşılaştırılabilir bir hale getiri- yimlenen öteki" üzerinden kuru- nomi politikalarının da büyük
Bunları söylerken İzmir’de milli- yor, ve onun farklılığını ve tarih- luyor. Yani Kürt düşmanlığı rolü var. Kısacası Kürt düşmanlı-
yetçi ve Kemalist bir damarın ol- sel özgüllüğünü vurguluyor. Bu- olumsuz bir Kürt imgesinin ideo- ğı elindeki taşı gururla havaya
duğunu ve aynı zamanda bu nu vurgulamakla da bu olgunun lojik olarak yapay bir şekilde
kaldıran o sarışın kadına havale
kentte Kürt düşmanlığının son Kemalizmin milliyetçi söylemi- pompalanmasından çok günde-
edilemeyecek kadar karmaşık
dönemlerde iyice yaygınlaştığını nin tipik bir uzantısı olmadığını lik hayatta Kürtlerin deneyimle-
bir mesele.
inkâr ediyor değilim. Söylemek işaret ediyor ve bu hissiyatın nerek ve "tanınarak" dışlanması-
istediğim şey bu gibi eğilimlerin kaynaklarını araştırmaya başla- na dayanıyor ve içeriği bu tanı-
İzmir’e özgü bir olgu olarak gö- yacağımız noktanın "devlet" ol- ma vasıtasıyla şekil alıyor. * Konunun ayrıntılı bir analizi için
rülemeyeceği ve Kürt düşmanlı- madığını gösteriyor. O zaman bugün İzmir’de yüksel- Praksis dergisinin 21. sayısına baka-
ğının bu kentte yoğunlaştığı dü- n İkincisi "tanıyarak dışlama" mekte olan Kürt düşmanlığını bilirsiniz.
şünülen Kemalist kimliğin doğal
bir uzantısı olarak anlaşılamaya-
cağı. Kürt düşmanlığı AKP yanlı-
larının İzmir nefretine sos yapı-
lamayacak kadar ciddiyetle ince-
lenmesi gereken bir olgu.
Eğer Kürt düşmanlığının açıklan-
masında İzmir’i düşmanlaştıran
anlayışa bel bağlamayacaksak,
bu meseleyi nasıl ele almamız ge-
rektiğine dair bir kaç noktayı ye-
niden vurgulamak gerek. Türki-
ye’de bugün yükselmekte olan
Kürt düşmanlığını özellikle göç
alan kentlerin orta sınıfları ara-
sında görülen biçimlerini “tanı-
yarak dışlama” olarak nitelemek n KOMÜNİST MANİFESTO: TEORİNİN PRATİĞİ, PRATİĞİN TEORİSİ
mümkün.
ERTUĞRUL KÜRKÇÜ | BUNALIM DÜZENİ: EMPERYALİST KAPİTALİZM
"Tanıyarak dışlama” bu hissiya-
tın üç özelliğine vurgu yapıyor: MUHSİN DALFİDAN | KRİZ VE HEGEMONYA HALUK YURTSEVER |
n Birincisi, bugünkü haliyle İz- SERMAYE ÇAĞININ SINIRLARI KENAN KALYON | BÜYÜK DEPREM-BİR
mir’de orta sınıflar arasında teş-
his edilen Kürt düşmanlığı, Kürt- BİLANÇO ALİ İLERİ | İLKEL SERMAYE BİRİKİMİ YUSUF ZAMİR |
leri Türk milletinin bir parçası SERMAYENİN SONSUZ BİRİKİM SÜRECİNİN SOMUT TARİHSEL
olarak gören "tanımama" üzeri-
ne kurulu geleneksel asimilas- İFADESİ OLARAK DÜNYA PAZARI ÜMİT TANIŞIR - ALİ İLERİ|
yoncu devlet söyleminden farklı
olarak, 'Kürtleri' ayrı bir "halk" ANLAMAK GİDENİ VE GELMEKTE OLANI ALP HAKAN GÜVENİR
ve "topluluk" olarak tanıyor.
n İkincisi, Kürt karşıtı insanla- n ELEŞTİREL BAKIŞ MUSTAFA BAYRAM MISIR
rın anlam dünyasında Kürtler,
cahil, bölücü, kent hayatını mah-
veden, haksız kazanç sağlayan ve n KURULUŞ İDEOLOJİSİ OLARAK KEMALİZM VE SINIFLAR MÜCADELESİ
işgalci gibi olumsuz özelliklerle
ayrıldığından, bu tanıma, kaçınıl- ÖZNUR AĞIRBAŞLI | AŞAMACILIĞIN AŞILABİLMESİ YOLUNDA DEMOKRASİ
maz olarak beraberinde Kürtleri VE DEMOKRATİK HAKLAR MÜCADELESİ NİHAT BALKANLI
dışlayan bir mantık içeriyor.
çılarda!
n Üçüncüsü, Kürt karşıtı söyle-
Çıktı... Kitap
min özneleri bu olumsuz stereo-
tipleri, öncelikle, göç alan Türki-
ye kentlerinde, gündelik hayatta
karşılaştıkları Kürt göçmenlerle
olan yüzeysel ilişkilerinden ve
46 EKMEK & ÖZGÜRLÜK
Toplumsal Cinsiyet
Modernlik: Duygularından
Duygular hep akla boyun eğdiler. Başka bir deyişle 1
isyan bastırıldı. Suçlar, günahlar ve ayıplar içinde
kayboldu. İnsan duygularını göstererek karşısındaki
insanların ve diğer canlıların ne yapacağını belirler.
İsyan kaçınılmaz
EKMEK & ÖZGÜRLÜK dan, Kaya Eker, Hakan Günver, Ali İleri, Kenan Kalyon, Vakkas Kılıç, Şaziye Köse, Ertuğrul Kürkçü, Haluk Yurtsever u Basıldığı Yer: Ezgi Mat-
baacılık uTel: 0212 452 23 02, Çobançeşme Mah., Sanayi Cad., Altay Sk., No.:10-A Blok, Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul u Yönetim Yeri:
Katip Mustafa Çelebi Mahallesi, Tel Sok. No. 28, Kat 3, Beyoğlu-İstanbul u İnternet sitesi: www.ekmekveozgurluk.net u Tel: 0212 293 6220
Fredric
Jameson
Gerçekliğin kendisine –çokuluslu ya da
geç kapitalizmin yeni “dünya sistemi” denilen
özgün mekânına, olumsuz ya da lanetli yönleri
apaşikar olmakla birlikte bu henüz teorileştiril-
memiş mekâna– gelince, diyalektik, bizden tıpkı
Marx’ın milli ekonomilerin ufku olarak dünya pazarı,
Lenin’in de eski emperyalist küresel ağ bahsinde yapmış
oldukları gibi bu mekânın ortaya çıkışının olumlu ya da
“ilerici” bir değerlendirmesini de yapmamızı talep eder. Çün-
kü sosyalizm ne Marx ne Lenin için, daha küçük ölçekli (dola-
yısıyla daha az baskılayıcı ve kapsayıcı) toplumsal örgütlenme
sistemlerine dönüş demekti; tersine sermayenin, yaşadıkları
çağda edindiği boyutlar onlara yeni denilen ve daha kapsayıcı bir
sosyalizmin başarı vaadi, çerçevesi ve ön koşulu olarak görünüyor-
du. Tamamen yeni türden bir enternasyonalizmin devreye girmesini ve
işlemesini gerektiren bugünün çok daha küresel ve bütünleştirici yeni dünya
sisteminde de urum bu değil mi? Sosyalist devrimin eski milliyetçilikle sonuçları
üzerine son dönemlerde solda çok ciddi kafa yorulan (yalnızca Güneydoğu Asya ile
sınırlı olmayan)felaketli yakınlaşması, bu tutumu doğrulayan bir kanıt olarak ileri sürülebilir.