Professional Documents
Culture Documents
Tahıla dayalı bir beslenmenin yaygın olduğu Türkiye’ de kişi başına tüketilen
enerjinin % 66’ sı tahıllardan, bununda % 56’ lık kısmı ekmekten karşılanmaktadır.
Farklı bölge, yaş ve gelir gruplarına göre değişen ekmek tüketimi, ülkemizde günde
100 ila 800 gram arasında olup ortalama 400 gram civarındadır. Ekmeğe gelen
büyük talep, unun piyasaya hızlı sunumuna ve ekmek üretim hızının artmasına
neden olmaktadır. Türk toplumunun beslenme alışkanlığından gelen bu büyük talep,
buğday tohumu ve tarımından gelen olumsuzluklarla birleşerek, unlarda ve ekmek
üretiminde endüstriyel maya kullanımıyla birlikte, un ve ekmek katkı maddeleri
(askorbik asit ve enzim) kullanımını zorunlu hale gelmiştir. Günümüzde yüksek
toleranslı ekmek katkı maddelerinin kullanılması nedeniyle fırınlarda yaşanan üretim
sorunları büyük oranda unlara mal edilmektedir. Bu durum unların zayıf olmasından
ziyade; hamurkarın, unun davranışı konusunda yanılmasından kaynaklanmaktadır.
Türk ekmek üretiminde unların zayıf veya kuvvetli olması durumuna göre üretim
aşamalarında yapılacak değişikliklerle sınırlı düzeyde de olsa bir ekmek
çıkartılabilmektedir. Ancak unun davranışı çok değişkenlik gösteriyorsa iyi bir sonuç
almak zorlaşmaktadır.
UN BİLEŞENLERİ
1. PROTEİNLER % 11 un içinde
1.1. Gluten; % 10
1.1.1. Glutenin
1.1.2. Gliadin
1.2.1. Albumin
1.2.2. Globulin
2. KARBONHİDRATLAR; % 74
2.2. Nişasta; % 71
2.3.1. Selüloz
2.3.3. Pentozanlar
4. SU; % 14
5. ENZİMLER
UN PROTEİNLERİ
Ham protein miktarı; unda mevcut toplam azotla ilgili olduğu halde, ekmeklik kalitesi,
glutenin karekteri ile ilgilidir. Gluten (öz) buğday proteinlerinden Gliadin ve
Glutenin’in, sulu ortamda birleşerek oluşturduğu yapıya verilen isimdir.
Buğday unu proteinin suda eriyen yüzdesi üzerinde çeşit ve türün etkisi olduğu
görülmüştür. Yumuşak buğday unlarında suda eriyen proteinin, toplam proteine oranı
sert buğday unundan fazladır. Yani buğdayın sertliği arttıkça, suda eriyen protein
miktarı azalmaktadır.Kuvvetli buğday çeşitlerinde toplam proteinin daha büyük kısmı
gluten halindedir.
KARBONHİDRATLAR
Basit Şekerler
Dekstroz, malt şekeri ve dekstrin suda eriyebilen basit şekerlerdir. Bunların içinde en
kompleksi dekstrin, en basiti de malt şekeridir. Malt şekeri ve dekstroz maya
tarafında kullanılarak fermentasyona yardımcı olur.
Nişasta
Buğday ununun % 71 ile en büyük kısmını oluşturur. Nişasta soğuk suda erimez. 60
ila 80 C ° arasında jelleşerek suyu bünyesinde tutar. Bu sayede nişasta, fırında
pişme sırasında suyu tutarak ekmeğe yapı kazandırır. Nişastanın enzimler aracılığı
ile parçalanması sonucunda ekmeğe renk veren maddeler oluşur.
Nişasta dışı polisakkaritler olan pentozan, selüloz ve hemiselülozlar daha çok unun
kepek kısmında bulunur.Bu maddeler, insan sindirim sisteminde sindirilemezler.
Büyük oranda su tutarlar. Su tutma sonucunda jelleşirler. Fazla oranda kepek içeren
unlar ile yapılan hamurların stabiliteleri düşük, gaz tutma kabiliyetleri azdır. Hamur
kalitesinden, daha çok suda çözünmeyen kısım olan hemiselulozlar sorumludur.
YAĞLAR
Un % 1 ila 2 oranında yağ içerir. Esmer unlar beyaz unlardan daha fazla yağ içerir.
SU
ENZİMLER
MİNARELLER
Buğday unu yakıldıktan sonra geriye yanmayan ve mineral adı verilen bir kısım kalır.
Bu kısım % 0,5 civarındadır ve esmer unlarda daha fazla oranda bulunurlar.
• Enzimler,
• Oksidanlar olmak üzere iki ana grupta toplanabilir.
ENZİMLER
Artan rekabet koşulları altında tüm dünyada hızla devam etmekte olan enzim
teknolojileri üzerine yapılan çalışmalar, yeni enzimlerin çıkmasını sağlamaktadır. Bu
enzimlerden üretilen çok daha kaliteli ve ucuz ürünler, pazarda yüksek rekabet
şansına ulaşmaktadır.
Alfa amilazlar
Fungal alfa amilazlar genellikle Aspergillus türü küflerden fermentasyon yolu ile
üretilmektedir. Una ilave edilen alfa amilazlar;
Buğday ununda alfa amilaz ve beta amilaz enzimleri bulunmaktadır. Alfa ve beta
amilaz enzimleri un içindeki zedelenmiş nişasta üzerine etki etmektedirler.
Zedelenmiş nişasta alfa amilaz enzimi sayesinde dekstrinlere parçalanmaktadır.
Dekstrinler, beta amilaz enzimiyle mayanın kullanabileceği basit şekerler olan maltoz
ve glukoza parçalanmaktadır. Beta amilaz enzimi un içinde yeteri kadar
bulunmaktadır. Ancak alfa amilaz enzimi ekmek üretimi için yeterli miktarda
bulunmamaktadır. Bu nedenle dışarıdan ilave edilmesine gereksinim duyulur.
Alfa amilaz miktarı kısaca SKB olarak da ifade edilmektedir. Fungal alfa amilazlar
yüksek kullanıma paralel olarak hamurda yapışkanlık ve zayıflık yapabilmektedir.
Eğer kullanılan enzim saf ise, diğer bir değişle proteaz yan aktivite içermiyorsa bu
olumsuzluklarla daha az oranda karşılaşılır. Bu nedenle ekmek üretim denemeleri ile
hamur davranışı belirlenen fungal alfa amilazlar un katkı maddesi olarak
kullanılmalıdır.
Hemiselülazlar
Glukoz oksidazlar
Glukoz oksidaz aspergillus türü küfden fermentayon yolu ile üretilmektedir. Glukoz
oksidazın ortamda bulunan glukoz şekerini parçalarken açığa çıkardığı
hidrojenperoksit; hamur üzerinde oksidasyon etkisine neden olmaktadır. Bunun
sonucunda hamurda ve ekmekte;
• Hamur kuruluğu
• Elle veya makinayla işleme kolaylığı
• Ekmek şeklinin ve yüzeyinin düzgünlüğü
• Ekmek hacminde artışı sağlamaktadır.
DİĞER ENZİMLER
Proteazlar
Proteaz enzimi undaki proteinlere etki etmektedir. Kuvvetli unların yoğurma ve işleme
zorluğunu gidermek için kullanılmaktadır.
Lipazlar
Lipaz enzimi unda bulunan % 1-2 civarındaki lipit (yağ) içeriğine etki etmektedir. Bu
enzim içinde kullanım miktarı ve tipi oldukça önemlidir. Örneğin yüksek miktarlarda
kullanımda hamur özelikleri açısından sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Öte
yandan uygun Lipaz tipinin seçilmesi de önemlidir. Türk ekmek üretim biçimine uygun
olmayan Lipaz tipinin ekmek özelliklerine olumlu bir katkısı bulunmamaktadır. Unlara
uygun Lipaz tipinin ilavesi;
Selülozlar
Amilo glukozidazlar
Askorbik asit, anti oksidan olarak bilinmesine rağmen hamurda oksidan olarak çalışır.
Askorbik asit, un içinde doğal olarak bulunan askorbik asit oksidaz enzimi aracılığı ile
ortamda bulunan oksijen ile birleşerek dehidro- L- askorbik asite ( D,L askorbik asit)
dönüşür. Hamurdaki oksidasyonuda bu madde yapar. Dehidro-L-askorbik asitin
etkisini, hamurda oluşmuş gluten ağındaki sülfhidril gruplarını okside ederek, disülfit
grupları oluşturmasıyla yapar. Askorbik asitin (C vitamini) un,hamur ve ekmekte
başlıca 5 etkisi gözlenmiştir.
Ekmek üretiminde Askorbik asit ( C vitamini ) kullanımı; 30 g./ 100 kg. oranına kadar
çıkabilmektedir. Bu oran unun ihtiyacı, ilave edilen diğer enzimlerin miktarı ve
üretilecek ürünün cinsine göre uzmanlarca belirlenmektedir. Un sanayinde kullanım
oranı daha düşük olmasına rağmen yukarıda belirtilen kriterler çerçevesinde
belirlenir.