You are on page 1of 56

ÖMER HAYYAM

RUBAÝLER
H.Zekai YÝÐÝTLER
Nuriye YÝÐÝTLER
:::::::::::::::::
ÖMER HAYYAM ÜZERÝNE
(1044-1123//1135)
"ÝRANLI ÞAÝR VE BÝLGÝN. MUTLU YAÞAMAK ÝÇÝN USLA
BAÐDAÞMAYAN HER TÜRLÜ ÝNANÇTAN ARINMANIN
GEREÐÝNÝ KONU EDÝNEN RUBAÝLERÝ ÝLE ÜNLÜ."
Horasan'ýn Niþapur ilinde dünyaya geldi. Ayný yerde öldü.
Gerçek adý: Gýyaseddin Ebu'LFeth b.Ýbrahim el-Hayyam'dýr.
Yaþamý konusunda ayrýntýlý bilgi yoksa da baþta
Beyhaki olmak üzere, deðiþik kaynaklar onun Belh, Buhara, Merv
ve Baðdat gibi bilimsel bakýmdan birer odak durumunda olan
yerlerde öðrenim gördüðünü, özellikle matematik, gökbilim, týp,
tasavvuf ve edebiyat alanlarýnda geniþ kapsamlý çalýþmalar
yaptýðýný belirtirler.
Ömer Hayyam, özellikle Eukleides'in Stoikhea'sý
(Elemanlar) aracýlýðýyla Orta Çað'a ulaþan, Yunan
ile Hint ve Çin Matematiði'ni birlikte tanýma olanaðýný baþarýyla
kullanarak, büyük bir geliþme gösteren Ýslam Metematik
Okulu'nun XÝ'inci Yüzyýl sonlarýnda XÝÝ'inci yüzyýl baþlarýndaki en büyük
temsilcisidir. O dönemlerin hemen hemen her matematikçisi gibi
Ömer Hayyam da Astronomiyle ilgilenmiþtir. Gerçek Güneþ
yýlýndan sapmasý, bugün kullanýlana oranla daha küçük olan bir
takvim hazýrlamýþtýr. Günümüze ancak en parlak yüz yýldýzýn
eliptik koordinatlarýný içeren bir bölümü kalmýþ olan Zic-i
Melikþah'ý (Melikþah Zayiçesi) hazýrlayan bilim kurulunun
yöneticiliðini yapmýþtýr.
Ömer Hayyam'ýn edebiyatçýlýðýnýn yanýsýra Matematik
alanýnda bilinen tam 14 yapýtý bulunmaktadýr. Bunlar özellikle
aritmetik, sayý kuramý ve cebir dallarýnda, birçok yeni taným,
çözüm ve yorumu içerir. Çin ve Hint matematikçilerinin aritmetik
konusundaki çalýþmalarýna dayanan kayýp bir yapýtýnda da doðal
sayýlarýn ikinci, üçüncü ve dördüncü dereceden köklerinin
bulunmasýný saðlayan bir yöntem bulup geliþtirmiþtir. Bugün
kullanýlan Binom açýlýmýndan farksýz olan bu yöntem, Batý'da
19'uncu yüzyýlda yinelenebilmiþtir.
Ömer Hayyam, Þerhi ma Askala Min Musadaratý Kitabý
Uklidis (Eukleides'in Kitabýna Giriþteki Güçlükler Üstüne) adlý
yapýtýnda, Eukleides'in Eudoksos'dan aktardýðý oran tanýmý sayý
kavramýna dönüþtürmüþ ve oranlarýn, dolayýsýyla da rasyonel
olmayan sayýlarýn, niceliklerin ölçümünde rasyonel sayýlardan
farksýz þekilde kullanýlmasýný baþlatarak sayý kavramýnda yepyeni
bir çýðýr açmýþtýr.
Ömer Hayyam'ýn Cebir alanýndaki en önemli yapýtý olan
"Cebir ve Mukabele Problemlerinin Tanýtýlmasý Üstüne
Ýnceleme"dir. Üçüncü derece denklemlerinin çözümünde, iki
koniðin arakesitlerinden yararlanmaya dayalý yöntemi tanýtýr. Bu
yapýtta kökleri eski Yunan Matematiði'nde bulunmakla beraber
büyük ölçüde Ýslam Matematikçileri tarafýndan geliþtirilen konik
kesitler yönteminin daha önce baþarýlmýþ uygulamalarýnýn
yanýsýra, kök sayýsýnýn birden fazla olabileceði ilk kez açýklanmýþ,
iki kökü olan kimi denklemlere yer verilmiþ ve denklemler kök
sayýlarýna göre sýnýflandýrýlmýþtýr.
Yine peç çok Ýslam Matematikçisi gibi Ömer Hayyam da
paralellik kuramýný, Elemanlar'ýn V'inci aksiyomundan farklý bir
temele oturtmaya çaba harcamýþtýr. Daha sonra Nasireddin Tusi
tarafýndan geliþtirilecek olan paralelliðe iliþkin buluþlarýyla da
Batý'da ancak 17'inci yüzyýlda baþlayacak olan çalýþmalarý
etkilemiþtir.
ÞÝÝR SANATI
Ömer Hayyam'ýn bilimsel çalýþmalarý yanýsýra, ününün
yaygýnlaþmasýný saðlayan baþarýsý, þiir alanýnda kendini
göstermiþtir. Onun yaþadýðý çaðda, Ýran'da biri eski Ýran
inançlarýyla geleneklerinden; diðeri Ýslam düþüncesinden
kaynaklanan iki akým egemen durumdaydý. Ýslam düþüncesi
Þeriat'a, eski Ýran inançlarý ise ulusal geleneklere dayanýyordu.
Bu alanda baþlýca kaynak, Firdevsi'nin Þehnamesi'ydi. Eski Ýran
inançlarýný, geleneklerini, söylencelerini konu edinen bu yapýtýn
temeli Zerdüþt'ün kiþiliðinde þekillenen Çok Tanrýcýlýk'dý. Ýslam
düþüncesinin beslediði görüþler de Farabi, Ýbni Sina ve Gazali
gibi aydýnlarýn elinde, bir felsefe ve tasavvuf öðretisine
dönüþmüþtü. Ömer Hayyam, ilkin bu düþünürlerin görüþlerini
öðrenmiþ, onlardan aldýðý esinleri, yeni bir yaþama anlayýþýyla
rubailerinde þiirleþtirerek sergilemiþtir. Eski Anadolu-Yunan
Felsefesi'nden özellikle Epikuros'un yaþama anlayýþýndan izler
taþýyan bu þiirlerde, bilimsel çalýþmalarýnýn, gözlemlerinin etkisi
pek açýktýr. Bu çalýþmalar onu, usla, algýyla kavranan bir evrenin
gerçekliði sorunuyla karþý karþýya getirmiþtir.
EVREN GÖRÜÞÜ
Bu nedenle Hayyam'ýn þiirlerinde odak konu, ötedünya
(ahret) deðil, içinde yaþanan, henüz duyularla özümlenen ve
algýlanan evrendir. Evrene gerçekçi bir açýdan bakar. Onun için
yaþamýn asýl ereði mutlu olmak, usla baðdaþmayan her türlü
inanç ve geleneðin etkisinden kurtulmaktýr. Mutluluk, sevgi,
dostluk, barýþ ve insan sorunlarý üzerinde durur.
Ýnsan, düþünen ve us ilkelerine göre yaþamýný
düzenlemesi gereken bir varlýktýr. Bu nedenle usa aykýrý düþen,
bir takým alýþkanlýklardan kaynaklanan, köksüz ve mutluluðu
engelleyici inançlardan arýnmalý, yaþamý bir sýkýntý, kaygý ve
özlem kaynaðý olmaktan kurtarmalýdýr. Gerçek olan, içinde
yaþanan evrendir. Þeriat'ýn öngördüðü ötedünya, Tanrýsal evren,
ölümden sonra yaþam ve dirilme, yargý günü, hep birer
vesveseden, kuruntudan baþka bir þey deðildir, diye düþünür ve
þiirlerinde bunu dile getirir Ýnsan usunu (aklýný) kullanarak; onun
ýþýðýnda yürüyerek, "varlýk-yokluk kaygýsýndan kurtulmalý,
ötedünyayý deðil, kendini bilmelidir." Bu evrendeki yaþam
geçicidir. Ýnsan yeryüzüne ancak bir kez gelir. Bu nedenle,
yaþamýn tadýný çýkarmalý, elden geldiðince, mutlu olmanýn
yollarýný aramalýdýr.
MUTLULUK ANLAYIÞI
Mutluluk, usa uygun biçinde yaþam sürmekle, aþýrý
tutkularýn, sýnýrsýz kazanç ardýnda koþmanýn etkisinden
kurtulmakla saðlanýr. Ýnsan çýkarý için "Birtakým alçak duyarlýðý
olanlarýn" buyruðu altýna girmemeli, yaþamý sürdürecek nicelikte
olanla yetinmelidir. Tutku, insaný usun denetiminden uzaklaþtýrýr.
Bilinçle davranan bir varlýk durumuna getirir. Baþkalarýyla
kurulmasý gereken dostluk ve kardeþlik iliþkilerini ortadan kaldýrýr.
Oysa yaþamak bir dost çevresi oluþturmak, sevgiden
kaynaklanan bir yöntemi benimsemektir. Sevgi kiþiyi, bir yandan
çevresine, diðer yandan da yaþama baðlar. Bir sevgi varlýðý olan
insan için, Þeriat'ýn önerdiði katý görevler gereksizdir. Ömer
Hayyam'a göre; insaný Tanrý yaratmýþ ve onu yazgýnýn denetimi
altýna vermiþse; eylemlerde suç aramanýn hiç gereði yoktur.
Çünkü insan ancak özgür istenciyle yaptýðý þeylerden, us
ilkelerine göre davranýþlarýndan sorumlu tutulabilir. Elinde
olmayan yalnýzca yazgýnýn (kader) yapýsý gereði oluþturulan
iþlerden dolayý kiþiyi sorumlu tutmak, suçlu saymak Ulu Tanrý'ya
yakýþmaz. Tüm evreni ve onun içinde insanýn yararlandýðý
varlýklarý; Tanrý yaratmýþsa; onlarda suç aramanýn da gereði
yoktur. Þarabýn yapýldýðý üzümü yaratan Tanrý'nýn, þarabý içen
insaný günahkar saymasý, Tanrýsal adaletle hiç bir biçimde
baðdaþmaz. Güzeli yaratan Tanrý, onun sevilmesini de ister.
Bunu büyük bir þekilde gerçekleþtirir. Bu nedenle sevmek,
Tanrýsal iradeye (istence) aykýrý düþmez.
Hayyam için sevginin üç öðesi bulunmaktadýr: Yaþamý
düzenli ve mutluluk saðlayýcý bir niteliðe kavuþturmak, tüm
insanlarla uyum içinde bulunmak, özlemleri usun ölçülerine göre
gerçekleþtirmeye çalýþmak. Bu üç öðeden birinin noksanlýðý,
kiþiyi kaygýya, karamsarlýða, güvensizliðe sürükler. Bunun sonu
da bunalýmdýr. Oysa "yüreðini usuna uyduran bir insan için,
yeryüzünde boþ geçen gün yok demektir."
HAYYAM'IN SANATI
Tüm düþüncelerini rubailerinde açýkça sergileyen
Hayyam'a göre sanat bir baþarý alanýdýr. Þiirse bu alanda ortaya
konulan sanatsal bir üründür. Þiiri bütünlüðe ulaþtýran uyum, ölçü
ve anlam gibi üç öðe vardýr. Bu üç öðenin birliðe ulaþtýðý þiir
baþarýlýdýr, etkilidir. Diðer yandan, bu üç öðenin sergilenmesini
saðlayan baþlýca varlýk dildir, dille ortaya konulan sözcüklerdir.
Ömer Hayyam'a edebiyat alanýnda yerini saðlayan dörtlüklerde bu üç
öðenin oluþturduðu birlik ve bütünlük belli baþlý etkendir. Onun
kullandýðý ölçü, Arap-Ýran þiirinde ortak olarak kullanýlan aruz'dur.
Ömer Hayyam, bu ölçünün rubai türüne uygun düþen bölümünü seçerken;
aðýrlýðý anlam ve uyum baðlantýsý üzerinde yoðunlaþtýrmýþtýr. Seçilen
sözcüklerle anlam arasýnda kurulan birlik, þiirin gücünü
çoðaltmakta, okur üzerinde müzikten kaynaklanan bir etkileþim
yaratmaktadýr. Anlam ise, iþlenen konuyla (tema) insan yaþamýný
iç içe getirmektedir.
KÝÞÝNÝN VARLIÐI
Ömer Hayyam için temel sorun, kiþinin varlýðýdýr. Kiþi,
varolduðu sürece, evren ve diðer varlýklar da vardýr. Kiþi ortadan
kalkýnca, tümü de yok olur:
BEN OLMAYINCA BU GÜLLER, BU KIZIL DUDAKLI GÜZELLER
BU GÜZEL KOKULU ÞARAPLAR YOKTUR?
BEN DÜÞÜNDÜÐÜM SÜRECE VARDIR DÜNYA
ÝNSAN ÝÇÝN ÖNEMLÝ VE GERÇEK OLAN DÜÞÜNMEKTÝR.
Düþünülmeyen bir nesnenin varlýðý da sözkonusu deðildir.
Varlýða düþünen insan açýsýndan bakan, onu düþünme eylemiyle
baðlantýlý kýlan Ömer Hayyam, ahlak konusunu davranýþlarla
özdeþleþtirir. Usun ilkelerine, yaþamý mutluluða kavuþturacak
kurallara uymayý "ahlaklý" sayar.
Ömer Hayyam, Ýslam Edebiyatý'nda büyük bir etki alaný
oluþturmuþ, rubai türünde baþlýca örnek olarak benimsenmiþtir:
Onun yaþama anlayýþý, özellikle Þeriat ilkelerine bir bakýma karþý
çýkýþ gibi görünmesi, þiire yepyeni bir içerik kazandýrmýþ, birçok
þaire ve halk ozanýna ýþýk tutmuþ durumdadýr. Türk Divan
Þiiri'nde, rubai türünde þiir yazan her þair, ondan mutlaka
esinlenmiþtir. Türk þair ve ozanlarý içinde, onun yaþamla ilgili
düþünce ve felsefesini benimseyen en etkili ozanlar Nef'i ve
Nedim'dir.
ÞU TESTÝ DE MUTLAK BENÝM GÝBÝ BÝRÝYDÝ
BÝR GÜZELE VURGUNDU O DA ELBET DERTLÝYDÝ.
KÝM BÝLÝR GARÝBÝN BELKÝ BOYNUNDAKÝ KULP DA
SEVGÝLÝNÝN ÖPÜLESÝ BEMBEYAZ ELÝYDÝ.
H. ZEKAÝ YÝÐÝTLER
ÖMER HAYYAM'A AÝT RUBAÝLERÝN DÝBACESÝ (Dibace: Kitabýn nakýþlarla süslü
ilk sayfalarý, (Terkipli) Önsöz.)
Sonsuz hamd, insanýn varlýk çadrrýný; üçlü, dörtlü mevalid
ve anasýr döþemecilerinin aracýlýðýyla kuran hakim Tanrý'ya. O
çadýrý, direklere benzer damarlara, kemiklere öyle bir kurmuþtur
ki o haymeye ne nakþedilse, gecelerle gündüzlerin alaca
çadýrlarýna sübut ve devam mýhlarýyla mýhlanýr, alemi de ancak
"çadýrlarda dokunulmamýþ huriler var" ayeti olabilir. "Kuþku yok,
hamd, göklerin Rabbine, yerin Rabbine, alemlerin Rabbinedir."
Þiir:
Tanrým, gönül çadýrýnýn direði adýndýr,
Bezi, nimetlerinle lütuflarýnla dokunmuþtur.
Rahmetinin direði, saðlam bir ip olan þeriatýndýr.
Canla gönül, canla, gönülle onu döþemiþtir.
Kahýr mýsýn, müþrikin gözünü kör etmiþtir,
Her tokmakta baþýna bir afet getirmiþtir.
Sayýsýz öðmeler, rahmetler, bir büyüðün merkadine
saçýlsýn ki kaza ve kader düþmaný (þakirdi) bile onun kýdemiyle
kadri rýzasýný elde etmek için beline aciz kemerini baðlamýþtýr:
Kadrinin yüceliðinden "Seni, sana layýk bilgiyle bilemedik"
koþulundan dýþarý çýkamamýþtýr. "Muhammed, içinizden birinin
babasý deðil; Tanrý elçisidir ve habercilerin sonuncusudur."
Naat:
Ey Peygamberlerin en büyüðü ve yücelik tahtýnda oturaný,
Ey bütün yollara alemlerin rahmeti olan.
Arap ülkesinde ikbal çadýrýn belirdi,
Acem diyarýnda soyunun çadýrý aðardý, evladýn orada aþikar oldu
Yurdun, yücelere ulaþtý,
Kudret nesciyle dokunmuþ gök çadýrý haymen oldu.
Ona ve onun soyuna, sahabesine rahmetler olsun ki
þeriat evinin divanýný, fitne ve fesat bineklerinden arýttýlar. O
hazretin ayakkabýsýnýn ucunu, yücelik ve güzellik çadýrýnýn direk
tablasý yaptýlar.
Hamd-ü senadan ve salat-ü selamdan sonra, malum
olsun ki önce gelenlerin sözlerini bir araya toplamak, ayýrmak,
düzene sokmak ve yazmak, sonra gelenlerin görevidir ve bu,
eskiden beri uyulagelmiþ bir töredir, tanýnmýþ bir iþ. Günler
geçtikçe sözleri tertemiz, ruhu arý olasý hakimler dayanaðý,
fazýllar hülasasý, hikmetlerle edeplerin yapýlarýný diriltip yücelten,
lakaplarýný uzatmamýzdan müstaðný bulunan Muhammed oðlu
Ömer Hayyam'ýn rubaileri, hiç kuþku yok, sütün yetenek erbabý
meclislerinin enisi, toplantýlarýn celisidir. Fakat tertip dizisine
dizilmemiþ, bir kitap haline getirilmemiþti. O rubailer, "sözün
hayýrlýsý az olaný fakat anlama en iyi bir þekilde delalet edenidir"
hükmünce, pek az sözle ifade edilen birer anlam evrenidir.
Nitekim onun kerim adýný anmak da doðalarla öge ve
karakterlerin, huylarýn uzlaþmasýna benzer. Fakat herkes, o
rubailerin yalnýz harfiyle uyuma kapýlmýþ, eþsiz yapýlarýyla
örneksiz anlamlarýný gerektiðince anlayamamýþ, o mezahirin
zahiriyle yetinmiþtir.
ÇADIRLAR TIPKI O ÇADlRLAR
FAKAT GÖRDÜÐÜM KADlNLAR; ONLARlN KADINLARINDAN BAÞKA.
...
SÖZLERÝNÝN BULUNDUÐU DEFTERÝN BÝR YAPRAÐINI DAHA ÇEVÝRDÝM;
O SÖZLERDEKÝ HER SIRRIN ÝÇÝNDE BÝR SIR DAHA VAR.
Bu yüzden talep erbabýnýn en aþaðýsý olan halkýn
sevgisine mazhar olasý, Tebrizi diye þöhret bulmuþ Hüseyn oðlu
Yar-Ahmet Raþidi Tanrý her ikisini de maðrifet denizine daldýrsýn,
baðlýlýk ve uzlaþma, baðdaþma dolayýsýyla "iþte þu on, kamil
sayýdýr" hükmüne uydu, anlayýþý az olmakla beraber o rubaileri
on fasla ayýrarak topladý, bu iþi bitirdi. Umarým ki bilgi erbabý
bakýnca, bu kitabý, kadrinin büyüklüðünü düþünerek, küçük
görmezler ve bu kudretsiz kulun özrünü kabul ederler.
On fasýl, þu suretle tamamlandý: Birinci fasýl, Tanrý'ýyý
tenzihe, münacata, maðrifet dilemeye ve bunlara ait rubailer.
Ýkinci fasýl; hikemiyata, bu husustaki sorulara, itirazlara
vesaireye ait rubailer.
Üçüncü fasýl; öðütlere ve adaba ait rubailer. Dördüncü
fasýl; ömür ganimet saymaya, fýrsata, geçim darlýðýna, dünyanýn
sonradan yaratýlmýþ olup yine zeval bulacaðýna vasaireye ait
rubailer. Beþinci fasýl: içkiye ve içki hususatýna ait rubailer. Altýncý
fasýl: mevsimlerin ve özellikle baharla iki bayramýn geçiþine ait
rubailer. Yedinci fasýl: nüktelere ve mülemmalara ait rubailer.
Sekizinci fasýl: mevkufata ait rubailer. Dokuzuncu fasýl:
sarhoþluða, alaya ait rubailer. Onuncu fasýl: on hikayeyi içeren
bölüm. Bu fasýlda, eþsiz, benzersiz, örneksiz ve görülmemiþ
þeylere kerametleri, güzel yaþayýþý, yüce doðuþu, yaþamýn
süresi, ölümü, ölüm anýndaki durumlarý (halleri) yazýlýdýr. Bu
fasýlda "Benim için daha baþka þeyler de var."
Bu kitap on fasýl üzere
En güzel bir tertiple, iyi bir surette tamamlandý.
Her sahifesi, neþeyi artýrmadadýr.
Ýnanmýyorsan al da yüzyüze bir bak, gör!
Erdem ehlinin zevk ve neþe yurdudur.
Bu yüzden de "Tarab-hane" sözü, tamamlanmasýna tarih
düþtü.
Þeriat yollarýnda gidenlerle takva memleketlerine sahip
olanlardan dileðim þu: Bazan görünüþüne bakýlýnca, þeriat
yollarýndan çok uzak ve þer'a aykýrý bir beyte, bir nükteye
rastlarlarsa; inancýmýzý, akidemizin meylini, o yolda sanmasýnlar
ve hakkýmýzda böyle bir kuþkuya düþmesinler. "Tanrý, onlarýn
yaptýklarýný bilir. Rabbimiz, hidayete erdirdikten sonra,
kalplerimizi doðru yoldan saptýrma ve bize, indinden rahmet
baðýþla, þüphe yok ki sen vericisin, baðýþlayýcýsýn."
(Abdülbaki GÖLPINARLI//HAYYAM VE RUBAÝLERÝ)
Kýsaltýp Yalýnlaþtýran: H. Zekai YÝÐÝTLER
:::::::::::::::::
RUBAÝLER
1-
Der ki onlar hurili cennet hoþtur sana
Yok derim, üzüm suyu içmek hoþtur bana
Sen bak peþin gelene o hayale boþ ver
Çünkü davul çalarken uzakta hoþtur daha.
2-
Sen de yarýndan için durma üzülüp
Böyle günleri yaþamak fýrsat bilip
Ederiz köhne tapýnaða veda yarýn
Göçenlere bin yýl önce yoldaþ olup.
3-
Damlar üstüne kement mi attý sor güneþe
Þarap bastý gün Padiþahý boþ kadehlere
Akýllým uyan da iç müezzinler her sabah
Der gibi "içiniz" diye evrene seslenmede.
4-
Yine tam diktim testiyi dün dolusunca
Biz deþtik yaþamýn umarýný aðýz aðýza
Dudaðýndan þunu duydum: dönüþ yok, öyleyse iç
Geçmiþte ben de insandým oðul, beni anlasana.
5-
Hadi al içkini uçsuz bucaksýz evrene dal
Devran kötü evlat cefacýdýr tuzludur bal
Ýçiver hadi aðlama gelmiþ demek sýran
Sunarlarsa dönüþ þarabýný bir gün orda kal.
6-
Hem namazýn hem orucun niyet ettim faslýna
Belki varýrým diye ben de arzularýn aslýna
Boþa gidiyor oruç bir yudumcuk þarap içsem;
Bir gün azýcýk yellensen abdestini bozar ha!
7-
Tut ki ben direnen bir kulum rýzan nerde
Hem say ki karanlýkta gönül, ýþýman nerde?
Kullara þu cennet karþýysa olabilir bu;
Baþka bir ticaret; hani lütfun, koruman nerde?
8-
Þaraptan karýþtýrýn suyumu eðer öldümse
Kadehten açýnýz talkýnda her konuyu yerse
Dostlar beni bulmak mý ister mahþer günü;
O meyhane tozundan alsýnlar kokumu kimse.
9-
Mecazdýr aslýnda þu dünya dediðin gönlüm
Bin bir dilekle dövünmene yer yok senin gönlüm
Býrak kadere kendini zamana uy git artýk;
Dönmez yazmaz iþte sil baþtan kalemin gönlüm.
10-
Cennet var derler bize öte dünyada da
Sevgili var huri var üzüm sarkar aðýza
Öyleyse peþinen uygulasak þimdi bunlarý;
Týpký buymuþ sonumuz aynen bizim ahbaplarla.
11-
Ýçkiye tövbeyi geç bir kalem madem var þarabýn
Geri döneceksen tövbenden tövbe ne saðlar býrakýn
Bülbül þakýdýkça gör: gül, yaprak nasýl soyunur:
Tövbe mi olurmuþ, bu zamanda içip mest olacaksýn.
12-
Benim de bir gün yýkýlýp mutsuz yaþamýmýn fidaný
Çürüyüp cansýz kalýp yokluðun olunca bozuk malý
Bir testi topraðým olsun þarap dolu, onca bedenim
Gönül diler ki Tanrým, yaþam hep yeniden baþlamalý.
13-
Hiç istemedim kör topal beni dünyaya saldý
Artýrdý þaþkýnlýðým yaþam her an öcünü aldý!
Nedir geliþten maksat? Bu berbat kalýþtan bilmem
Ýstemeden gel hem, yine çek git yahu olmaz mý?
14-
Cennetle cehennem var mý bir gören ey gönlüm?
Kimi gördün ordan dönmüþ öteden ey gönlüm?
Korkuyla bel baðladýðýn umuttan gel bak iþte
Yok tek bir iþaret iz bile senden, benden gönlüm.
15-
Ey güzel gel artýk þurda hatýrýmýz yapýla
Sun yüzünü bir tepside zorluðumuz daðýla
Hadi ver bize bir testi þarap ki sunalým yarýn
Topraðýmýz yeniden testi olup iþtahla karýla.
16-
Çiçek açmýþ benzeri madem ki mutluluðun
Neden ey güzel kadehinden çok uzakta kolun?
Acýmasýzdýr dünya, yazýk durma þarabýný iç;
Sanmam ki bir daha gelesin, sürüp gitsin bu oyun.
17-
Can mülkünü koymuþ buraya gelen yolcu
Þaþýrmýþ gibisin ey dost yetmiþe yediden yolcu
Gelmek ve burdan gitmek gizleri örtükken gökte
Baþka çaresi yok içmene bak, keyfine bak sen yolcu!
18-
Ey çark-ý felek bil ki sendendir çöküþüm
Ezmek eski huyun senin cilvendir çöküþüm
Eðer eþelesek ey toprak o baðrý görürüz;
Yatmýþ nice cevher silinmiþ gözyaþý döküþüm.
19-
Birkaç gün üzredir yaþamak dünyada
Yel oldun farzet çöllerde, su oldun ýrmakta
Ben kendimi üzemem geçmiþ ve gelecekle;
Býrakmam hem olsun bir dert onlar bana.
20-
Bir rüzgar kalýr çölde ancak sonumuzdan
Hem yok ki zarar kimseye var ve yokluðumuzdan
Dünyada olan olmayan her þeyi yok bil;
Evrende ne yok acaba yeter tam tersi var san!
21-
Bastýðýn yer doðanýn kabuðu dýþ yanýdýr
Nazlý bir yüz ya da can kaþýdýr cananýdýr
Þu sütunlarda durmakta olan kerpice bak;
Ya sarýklý vezir parmaðý ya da þah baþýdýr.
22-
Ya gül mevsimi, ya ýrmak boyu henüz vakit erken
Bir huriye benzer iki genç bizle yerken, içerken
Böyle zamanlarda þarap sun, içti mi eðer insan;
Kopmuþtur bir anda o mescit ve kilise ikisinden.
23-
Aðýr bir yük þu yaþam uðraþýmýz hep sakat
Çoðalýrken azaplar tükenip gitti yaþam rahat
Þükür Tanrý'ya, bela bizce asla bu çilede deðil
Kimseden bir isteðimiz yok, neye mal olsa da hayat.
24-
Bilmem ki ben yarýn, öbür gün neye layýk ve neyim
Acaba cennet mi yoksa cehennem mi sahi yerim?
Yar, içki ve çalgýmýz ud sun, bana bunlarý da
Ýstersen al cenneti git hadi, sana toptan vereyim.
25-
Sonsuzluða yetiþ þarap iç haydi ey can
Gençlik ister bunu hadi uy gençliðe uyan
Yok bir çaresi sürdür hayatý zevkle, þarapla
Bak dostlara esrik, gül mevsimidir ayan beyan.
26-
Baðdat'da da Belh'de de olsan yaþam biter
Geçmiþ ama çileyle, ya vermekle zevk ve gam biter
Ýç ey sevgili bu ay çünkü Ayça'dan sonra
Biz göçtüðümüzde de günler olur tamam biter
27-
Sen Venüs'den Ay'a kadar þöyle bir gezin
Ýçkiden þaraptan hoþ ve güzel göremezsin.
Kafa mý var þarap satanda Tanrý aþkýna;
Üzüm suyundan üstün ne var almak dilesin?
28-
Gücümüz elbet var bilmiþ neyi kim bakalým
Kýsa yaþamýna kim vermede ateþ ve islim bakalým.
Týpký istekleri olur dileriz ortak yanlarýmýz;
Bil alýn yazgýný elde mum, ver ona yönelim bakalým.
29-
Dünyada kimlerin acaba yarým ekmeði var?
Uyuyup kalmak için küçük bir de evi var?
Hiç kimseye baþkan deðil, kulu da deðil kimsenin;
Mutlu olsun o da ver müjdeni; ne hoþ evreni var.
30-
Yetmez mi düþünmen yoksulluðu ve zenginliði?
Bencilliði koy bir yana, yetsin bu didinme de iyi
Madem ki ölüm peþindedir insanýn son yaþamýnda;
Elbet daha yeðdir; uyku uyumak, gezmekten içkili..
31-
Kimse bilmez ne olduðunu ölümün aslýnda
Bir adýmcýk aþamazsýn o yolu istesen adýmla
Çýraðýndan nicelerin bin ustasýna bak sen;
Anadan doðma üryan ve aciz olur sonunda.
32-
Ne güzel huri ve cennet varmýþ öte dünyada
Bal, þarap, süt çabasýz damlarmýþ aðzýmýza.
Bu dünyada güzel sevmeyi içkiyi yol seçtik;
Sonumuz bu çünkü, bak Yahey varmýþ orda da.
33-
Bir yudum þarap bin dine deðer nice
Bir damlacýðý bir Çin'e deðer koca
Bin tatlý cana yeðdir ekþi üzüm suyum
Kýzýl renkli þarap bin zevke deðer nice.
34-
Bir gün sonrasý ekmek kýrýk sürahide su
Sana bana bu dünyada verdilerse de bunu
Baþ eðmiþ ne diye ve iþte sürdürüyor iþte;
Kendi gibi Tanrý kullar yanýnda kul olduðunu.
35-
Bu diðer anlamda evreni gerçek diye bilme
Muhtaçlýktan ne bu kývranma, ne bu ezilme?
Býrak kendini taktir eline uyum saðla;
O ne yazmýþsa odur gerçek, yok geri dönme!
36-
Ey yar þu yalýn testiden doldur þarabý
Özgür kiþinin dostudur hem de arkadaþý
Haberin olsun dünyada vaktin çok kýsa;
Rüzgar gibi geçmekte zaman sun dur, þarabý!
37-
Bir küpün kerpici ten yurdundan daha hoþtur
Bardaðýn çeþnisi Meryem aþýndan daha hoþtur
Gönlü sarhoþun gün doðarken göðe çýkardýðý ah,
Edhem'in aþkla yanýp tutuþmasýndan daha hoþtur.
38-
Bu uzun yoldan ey güzel geri dönen kim var?
Geri dönen ve o en saklý haberden söz açar.
Gitme sakýn býrakýp dilek arzularý hep burda
Çünkü dünyaya dönüþün imkaný yok bir daha tekrar.
39-
Bir serviyi seç gülden daha hoþtur boyu
Tut gül eteðinden al kadehin zevkini koyu
Deler kurdu ölümün gömleðini yaþamýn;
Sen elde kadeh beklemeden seç içkini uyu.
40-
Gel üzüntüyü çekmeyelim yarýn yasýný
Fýrsat bu diyelim biz hayatýn anýlarýný
Yarýn bir göçtük mü, köhne dünyadan;
Buluruz bin yýl önce göç eden yolcularý.
41-
Uyan ey can doldur kadehimi içelim
Kopmadan bizim can ipliði hadi içelim
Yüz vermez bize gün gelir kahpe felek
Su içmeye imkan vermez, koymaz ki içelim..
42-
Felsefe yapma düþman haksýz çatýyor bana
Tanrý biliyor dostum doðru deðil bu takýlma
Sormak gerekir ne geldim yas evi bu dünyaya
Kimdim ve neyim ben, bilmem ki gel hadi þaþma.
43-
Hem acýnýn hem mutluluðun kaynaðýyýz bak
Malý mülkü saçmýþýz, zulüm toplamýþýz
Hem yüceyiz küçüðüz pek hem de kocaman
Hem paslý camýz hem de Cem'in can bardaðýyýz.
44-
Sen yoksul sanma kederliyim der içerim
Esrik ya da rezil rüsvay olmayý ister içerim.
Sen ruhuma girdin ya artýk gerek yok þaraba
Ben gönlümü hoþ be hoþ tutmayý ister içerim.
45-
Dünya denen yerde zincirin fýrlatmýþ deðilim
Bir lahza için yaþamdan da tatmýþ deðilim
Yaþamýmca þu dünyada hep öðrenci kaldým;
Yazýk henüz daha iþimin ustasý olmuþ deðilim.
46-
Eðer gözüm deðilsen kör, mezara aðlýya gör
Bu fitne fesatla geçen ömrü bir hesaplayý gör
Ve toprak altýný gör; þah da vezir de birlikte uyur;
Aðzýna düþmüþ karýncanýn þu ay yanaklýyý gör.
47-
Günün zevkine bak bak da nedir bu dünya tasasý?
Keyfini sür gel otur mutluluðun tam da sýrasý.
Olsaydý eðer bu dünyada vefadan bir eser gözüm;
Sana kalmazdý bir baþkasýndan sevilmek sýrasý.
48-
Gör bu devleti sen eski þaraptan küçük tut
Þarabýn semtine uðramazsa yollar, güdük tut.
Feridun þaha yeðinle bir bardaðý ey can bin kez
Keyhüsrev tacýný küp kapaðýndan çürük tut.
49-
Bahar gelsin yürüsün ardýnca sürüklene güz
Düþer bir gün þu beden topraðýmýz görürüz.
Ve güce bilge diyor: Kahrý zehir zýkkým sayarým;
Þarap da þifadýr insana; kim diyor kendini üz.
50-
Her gün bu hesaplar seni kýskývrak eder
Ey sen yediden, dörtten vücut bulan er
Bin kez þarap yudumla demiþim, tut sözümü
Gittin o gidiþ öte dünyaya, dönmek insaný çatlak eder
51-
Bir testiyi çaldým dün akþam üstü taþtan taþa
Sarhoþtum oðullar, vurmalýydý mutlak içki baþa.
Çömlek konuþtu: Dün sen gibiydim ey yavrum, ben de
Yarýn mutlak gelir senin de bu hal senin baþýna.
52-
Birleþtiði gün kuþ gibi ellerimiz dostça sýcak
Kahrýn ve zulmün baþý mutlak ezilip yok olacak
Gelin gün doðmadan önce içelim, çünkü bu sabah;
Göçsek de ahrete o hergün yeni baþtan doðacak!
53-
Bir lokma ekmek bize yetiþir sen onu yakalasan
Batman dolu içkiyle hey ahbap iri bir but koyundan.
Batýk harap evlerdesin bir de güzel varsa eðer;
Sen zevkini ayarla bir zevk tut süremez sultan.
54-
Hep felsefeden çadýr dikti yaptý felsefe
En sonra da Hayyam düþüp yandý ateþlere
Bir gün umut tellalý acýmadan sattý onu
Bir anda ölüm kesti ortalýk yaþam ipleri neyse.
55-
Apak gümüþ, sapsarý altýn mý öbeklersin eyvah?
Neden bu endiþe gönlünü yere sersin eyvah?
Mal mülk yeme sakýn soluðun sýcakken dostlarla
Öl ki gözü aç düþmana kalsýn her þey yallah!
56-
Hep boþa geçti bütün yaþam Tanrýmýz evyah!
Ruhuma kir bulaþmýþ ve her yer yediðim haram, ah!
"Yap" emrine direndim asla yapmadým baðýþla;
Sen "Yapma" deyince inatla yaptým tövbeler Allah!
57-
Þarapsa eðer dostumuz gencecik bir civansa
Bir boþluk ya da çay boyu kýsmet ise, zamansa
Yetmez mi sanki, cehennem mi gerek, öfke dolduruyorsun
Hakçasý iyi bak, cennette budur bize kuþkusuz varsa!
58-
Tapýndýðým neyi kattý neyine kudretine?
Suç ve günahlarýmda ne var, zarar ne devletine?
Sýðýnmýþým hoþgörüne baðýþlarsýn bilirim Tanrým;
Cezayý geç bir kalem, veren Tanrý sevecenliðine.
59-
Bir gün elbet yýkýlýr saltanatýn etme güzel;
Kader sana el vermiþken sen de hadi ver bize el
Bir ülkeye benzer ki bu güzellik asla sonu olamaz;
Birgün nasolsa çýkar elden; sen hadi sunmaya gel;
60-
Meyhane kapýsýný öptün ve süpürdün eþiðini
Öðrendin ki iki dünyaya gerçekte deðer vermemeyi;
Karþýnda tekerlense þu mahþer yeri ve dünya
Ýçip de sýzmýþsan eðer nokta kadar yok önemi.
61-
Ey dost nazlý ömrün niye böyle geçsin ve solsun?
Yararlan, severek, kahkaha atarak yaþa da mut dolsun.
Ben þu garip yaþamýmda nedense hiç huzur bulamadým;
Böyle bir hayata ne denir "Yazýklar-Eyvahlar Olsun!"
62-
Adýnla kalk ün saðla, güzel bir þöhret býrakýp
Felekten keder bulup yýkýlývermek de büyük kayýp?
Þarabýn tadýndaki hoþ koku, her þeye elbet üstün;
O varken senin çýkýp dinciliðinle öðünmen ne ayýp!
63-
Ben de düþerim elbet bir gün eline senin
Sarhoþ durumda baþ koyarým ah dizine senin.
Sarýk uçmuþ bizde kadeh de elden düþmüþ bak;
Olmazsa taparým, saçlarýnýn zincirine senin.
64-
Bak þu þarap testisini nasýl kavradým gör
Ne yapsam çýkamam minbere artýk anladým gör.
Ben Yaþ'ým; her türlü günahtan arýn, sen de kuru
Kuruyla yaþ da yanar, bunu duymayýp bilmemek zor
65-
Baþkaldýrmýþ kulunum nerede arzun, sevecenliðin?
Kararmýþ gönlüm ki nurun nedere hani yitti mi sevgin?
Bize karþýt durumdaysa cennet, tapýnmalar dalaverecilik
Olmaz mý alvercilik bu? Lütfun nerede gerçek sevgi için?
66-
Ey felek memnun deðilem senden doðrusu bu ya
Layýk deðilem ben çöz þu elimi haydi baðlanmaya!
Ahmak, beyinsiz kiþilere baþ eðensin öylesin iþte;
Ben de akýlsýz biriyim, öyleyse tamam ettik iþi ha!
67-
Etmiþ gibiyim ezelden yoklukla varlýðý ezber
En alt ya da en üst köhne bilgimde beraber
Hadi gel gör ki tüm buna karþýn esrikliðe üstün;
Eðer þan þöhret tanýrsam bana bilge demesinler.
68-
Kibir uçmakta berdevam, eðer içersem kafadan
Meraklanma çözülür þarapla her dokuz doðurtan.
Adem'e eðer bir kez içirmiþ olsaydý Ulu Tanrý;
Keyfinden iki bin taklak atardý bilin ki þeytan.
69-
Ey dostum yanyana gelin þimdi sarmaþ dolaþ olun
Hep gözgöze geldikçe o gün mutlu arkadaþ olun.
Doldurdu mu fiskeyle Zerdüþt ey saki þarabýndan;
"Zavallý falan ne oldu" deyip bir kez anýp hoþ olun!
70-
Testimi kýrdýn döktün ey Tanrým; Ya içkim?
Üzgüme avuntuydu o, zevkimdi; bozdun keyfimi
Aktý üzüm suyum topraða, kurusun aðzýn dilim
Esrik olan varsa da gerçi o asla ben deðilim.
71-
Çektik diye kafayý meyhane bayýndýr ve hoþ
Bin tövbe gene boynumda durur, hadi görmeye koþ.
Suç iþlemesem ben, asla neden olmazdý rahmete:
Ki biz suçluyuz ondan, Tanrý'mýzýn rahmeti ne hoþ!
72-
Yaþým geçkin ey yavrum, ne tuzaklar kurdu?
Titreyen elle tutmaya kalkmak kadar; zor iþ bu!
Sabrýmýn diktiði her giysimi parçaladý günler
Bana akýl gösterdi doðruyu fakat yine sevgili bozdu.
73-
Sarhoþ yaþýyorsam eðer ben bu olmaz yaþýmda
Ne mana, ne fikir; bu halkýn gereksiz taþlamasýnda.
Her suçla her günahla sarhoþ olsaydýk biz eðer;
Hiç kalmazdý tek ayýk kimse bu dönen dünyada!
74-
Müjde sana eðer iki batman þarabýn varsa
Hangi mecliste olursan ol, dik kafana aldýrma!
Evreni yaratan bizlerle asla uðraþmaz inan;
Hiç karýþmaz ne benim ak, ne senin kýr saçýna!
75-
Manaca dünya defterinin kesin aþktýr baþlýðý
Aþktýr gençlik denen o þiirin yek avaz býrakýlmýþlýðý.
Aþk evrenidir gördüðün evren, senin haberin yok;
Bil ki ey can yaþamýn sevgidir, sevdadýr, aþktýr anlamý.
76-
Bu sonsuza dek varan evrenden
Ýki tür insan çýkar ancak sevinen
Ya habersizdir gidiþinden dünyanýn;
Ya haberi vardýr hep iyiden, kötüden!
77-
Eðer aþýksan kendin, iþi sarhoþluða býrak
Rezil rüsva oluver, kolaydýr deli olmak...
Biz ayrýlmýþken her þeyi bir okka tasadýr gene;
Sal ucunu dostum içkiye dal, zordur kul olmak!
78-
Bilimle doldurmuþ adam kafayý ne boþ bir fiyaka
Aldýrma sen ondaki bilgiye yalnýz vefayý ara
En güzel en onurlu sözünde durmaktýr dostum;
Bil ki þu insanoðluna en büyük sýnama da vefa!
79-
Çamurum karýlýrken belliydi onca da özüm
Ýþim gücüm, eylemim suçlara karþý ne çare sözüm;
Bir suç yok ki eyyam onun karýþmaz hükmü içine;
Neden peki kýyamette var ateþ; a benim iki gözüm?
80-
O gün tutuldu eyer, sema denen çarkýfelek atýna
Venüs'le süs yaptýlar, ilk bakan o oldu gene ona
Ýlk kez orada divanda biçildi kýsmetimiz;
Hiç kimse bizim bakmasýn o halde kusurumuza.
81-
Yürek kulaðýma fýsýldar söyler usulca felek
Yazgýyla kötü geleni benden bilmesi ne demek?
Eðer beni güdebilseydi kendi aklým ve fikrim;
Sallabaþ, baþýboþ dolaþmama böyle yoktu gerek.
82-
Çamurdan-kilden can verirsin sen bana ne!
Dokuyan sen ve giydiren sen bana ne?
Yaptýðým hoþ, yapamadýðým kötümsü, berbat þeyi;
Alnýma ilk çizen sensin Tanrým bezdiren sen bana ne?
83-
Tuza buðday arpa koyan avcý hele pek yaman
Nasýlsa tuttu bir av, adýný koydu: Ýþte Ýnsan
Gider suçlar bizi herþeyi atarak üstümüze;
Ýyileri ya da kötüleri de hep odur yapan!
84-
Ýyilikler, fenalýklar aslýndan geliyor iyi bil
Yazgýndýr seni mutsuz ya da mutlu kýlan geliyor iyi bil.
Feleðin hiç yok suçu, sakýn sen bunlarý bilme oldan;
Daha zavallýdýr o senden, daha aciz ondan geliyor iyi bil.
85-
Þarap dersen götür daða ver, o da hoplar
Kim noksan bulsa inan ki onda da noksan var.
Bana: "Gel dostum þaraba tövbe et" diyorsun;
Yetiþtirir içki bizi, ondaki ruh adeta zýplar.
86-
Siz bana her gün her an þarap doldurun dostlar
Kehribar gibi yüzüme yakut benzeri renk vurun dostlar
Caným gittiði gün içkiyle yuyup yýkayýn tabutumla beni
Tabutumu dilerim bað kütüðünden güzelce oyun dostlar!
87-
Gönlümde ruhumda essin güzel arzusu baþýmda
Dursun elimde üzümün suyu her renkten þarabýmda,
Tanrým demek ki "De haydi tövbe et" günahlar için
Hem zaten ben de baþaramam bunu emin ol bir daha!
88-
Sen onu aþkla þehvetle yarat Tanrým
Koku ver amberden, sümbülce saçlarý uzat Tanrým.
Sonra kalk: "Sakýn bakma" de, anlamý bunun
Bardaðý doldur, tut tersine, dökme fakat Tanrým!
89-
Þah sorgucu olsa Key tacý satarýz biz
Dinlet bize "Nay", hýrkamýzý satar yakarýz biz
Tesbih ki fitne fesat askeridir, onu bir gün;
Tek bir kadem yoluna kaldýrýp atarýz biz.
90-
Katresi yok mutluluðun; adý kalmýþ yalnýz
Dost kardeþ yok, þarabýn belki de tadý kalmýþ yalnýz.
El çekme aman böyle günlerde kadehten ey ahbabýmýz;
En sonunda onun ruhumuzda yoldaþlýðý kalmýþ yalnýz.
91-
Benim yasým tümünü sardý cihanýn ey saki
Esrikliðimin ölçüsü kaçmýþ ne yaparsýn ey saki?
Bak hala içiyorum, sarhoþum bu yaþýmda amma;
Ak saçlarýma taptaze bahar sundu þarabýn ey saki!
92-
En güzel gün, uyanýp þöyle bakýn ey saki
Kalmýþ geceden içkimi sun, dökme sakýn ey saki!
Fýrsatý nimet say, dolduruver kadehimi hemen;
Senle ben kemerin tuðlasýyýz çünkü yarýn ey saki!
93-
Gönlü sakýn ha puslandýrma doðru deðil ama hiç
Kim der ki sana git de kederle gamla þarap iç?
Hem kimse bilemez yarýnýn ne olacaðýný ey dostum;
Þaraba yumul, uy gönlüme, sevmeyi belle, ol bilgiç!
94-
Acýklý yazýklý gönlüme ne olur acý sen Tanrým
Yokolsun aradan artýk kederlerim benden Tanrým.
Harabata hep yön tutar öyle gider ayaðým;
Acý, her gün, her saat kadeh tutan ele acý sen Tanrým!
95-
Gel ey gülüm pek güzel bak hava; ne soðuk, ne sýcak
Damlayýp bulutlar þimdi, gülleri tozdan arýtacak
Dinle öten bülbülü bir iþit Pehlevi, ne söylüyor:
Bu mevsim ey dost, sarý güllerle þarap içilir ancak.
96-
Yetmiþ iki millet var eyledi yaradan gülüm
Benim dinim þaktýr, sana baðlandý bu can gülüm.
Müslüman ya da Kafir, bu parçalanmak da neden?
Tek amaç sensin, n'olur bu ayrýmý kaldýr aradan gülüm!
97-
Gün gelir yerin altýnda yatanlar görürüm
Nerdeyse toprak olmuþ nice canlar görürüm
Gözlerim varlýðý yokluðu damýttýkça varýp;
Bir daha dönmeyen, orda kalanlar görürüm.
98-
Yakut dudaklý þarap sunan, el pençe dursa geç!
Ölümsüzlük suyundan doldurup hemen sunsa geç!
Yoksa eðer ki neþen yerinde, isteðin de pusludur;
Yüzüne Zöhre çalýp söylese, Ýsa bulunsa geç!
99-
Hiç mutlu olmayý bekleme, bir dem sürecek yaþaman
Çok güzel bak, Keykubat'ýn külleridir yerde uçup duran.
Cihan ahvali yaþamýn özüdür; özünden özge deðil:
Ya bir düþsel imge, ya da bir an süren uykudur, inan!
100-
Her bilimi gönlüm anladý bildi demiþim
Bilgisizliðim ne denli az diye ne kadar maðrur imiþim:
Yazýk ki bir de akýl gözüyle bakýp gördüm;
Geçti yaþam boyu anladým ki hiçbir þey bilmemiþim.
101-
Bir kadeh ki akýl bile maþallah diyor
Yüzlerce kez öpüyor sevgiyle alnýný, ah diyor.
Ama gelgelelim zaman testicisi böyle güzel kadehi yapýyor da;
Sonra kaldýrýp yere vuruyor, paramparça ediyor.
102-
Alýrým içkiyi yeni ya eski bilinen türden
Cenneti bir arpaya satarým, gel iþit benden.
"Yolculuk nereye?" diyor son yolculuktan bir softa;
Bana sen þarap ver de çek git nereye dilersen!
103-
Abdesti içki evinde þarapla döküp aldýk
Adý kötüye çýkmýþ, daha güzel olmaz artýk.
Ar namus denen perde yýrtýlmýþ-olmuþ olan;
Tekrar dikemezsin onu artýk çaresi yok-yandýk.
104-
Bu arý duru ruh konuk olmuþ baþka dünyadan
Sana gelmiþ arýnýp silinip tozlarla çamurdan
"Tünaydýn" der, yani En'amallahü mesak, Arapça;
Çaðýr buyur et gitmeden önce, sun üzüm suyundan!
105-
Ýçiyorsam "Ateþperest" þarabýndan, kime ne dostum?
Ya putperest ya zerdüstleþiyorsam, kime ne dostum?
Beni kendince yorumluyor þu halk, oysa ki evet ben;
Nasýlsam evet oyum, bir baþkasý olmam, kime ne dostum?
106-
Madem sýrtüstü olacaksýn kara toprakta en sonunda;
Dostsuz-arkadaþsýz yapyalnýz çýkýlan yolculuðunda?
Ýç þarabý gizli öðüttür kimseye açma sakýn ha sonra;
Yeniden açmaz bir kez ölen lale buruþup sonra solunca.
107-
Þöyle batmanla tas tas içip yaþasam þarabýmý
Gövdeye indirip tas tas doygulasam þarabýmý.
Kötü bir gelenektir ya us'u, imaný üç el boþasam (Osmanlý Þeri'i
hukukuna sonradan yerleþtirilmiþ olup kutsal kitabýmýzda (Kur'an-ý Kerim)
bulunmayan çirkin bir yöntem: "Bir erkek karýsýna üç kez "Boþsun" derse
"Talak-ý Selase" ile, kesin olarak boþanmýþ olurdu. Burada "Üç el boþamak"
ifadesiyle karþýlanmýþtýr.)
Gerdek olduktan sonra üzüm kýzýna yar topraðýmý.
108-
Bir yudum þarap bilinsin þu Keykavus'a üstündür (Keykavus: "Ýran
Þahlarý"ndan biri.)
Hem Keykobad'ýn (Keykobad: Ýran Þahlarý'ndan biri.) tahtýna, hem
de Tus'a (Tus: Ýran'ýn Horasan bölgesindeki bakýmlý, ünlü kenti.) da
üstündür
O Rindin Sema'ya yükselttiði feryat tan vakti;
Dinin de imanýn da yalancýya, pis softaya üstündür.
109-
Bak dört bir yana gözle bin cilve durur
Irmak kevser sunar baðlarda, sen de buyur.
Çok az söz et Cehennem'den, bahçelere bak;
Kendine cennet gibi yer bul, Cennet'de otur!
110-
Kim ne derse ya hey-olmaz þu mecaz sevdada ateþ
Sen tut artýk haydi kendin için yarý sönmüþ küle eþ.
Sevdalý dediðin er kiþi aylar ve de yýllarca yanar;
Bilmez ki nedir uyku? Huzur içinde gün ve, katmerli güneþ.
111-
Þu çözülmez þeyi sen çözemezsin heyhat nasýl olsa
Bilgin aðzýndakidir, bilemezsin berbat nasýl olsa...
Kendince kur bir þarap Cenneti, yaþa keyfince orda kal;
Ya gider Cennet'e, ya gidemezsin; için feryat nasýl olsa!
112-
Onlar bizden daha önce gittiler ey saki
Toprakta yatarlar, saklý-gizliler ey saki!
Git, içmene bak, þarabý; doðruyu benden iþit;
Boþtur baþka sözler, bize içki ver, ey saki!
113-
Yerden en hýzla çýktým Zuhale uzandým
Ne tuzaklar gördüm amansýz bir hale uzandým.
Tek bir ölünün ilmiði kaldý elimde þimdi;
Açtým her düðümü, her baðý; içimdeki ateþle uzandým.
114-
Öyle içsem bölünerek Serap'a doyunca þarap
Hiç aymasam ben mezarda hiç hey taptýðým Yarap!
Geçerken herkes ille çakýr keyif olsun kabul:
Mezarýmdan gelen üzüm kýzý kokusuyla herkes harap!
115-
Demek bilmiyoruz þimdiden yarýn nasýl-nicedir;
Bu günler puslanma günleri sevgili, geceyi aþkla geçir
Hazýr doðmuþken ay, ey ay yüzlüm iç; düþün ki bu ay;
Bizi pek çok arar, ama bulamaz: doðar doðar da o gelir.
116-
Eðer egemen olsaydým ben hani þu kör feleðe
Yýkardým onu Tanrýsal bir güçle gelmezdim keleðe.
Þarapçýlar, hoþgörürlüler huzur bulsun diye insanlara;
Yepyeni ama güzel bir dünyayý derhal ederdim hediye.
117-
Onlar ki içerek baðdan geldi ve çoþtular
Sonra gene bin zevk ve titreyiþle koþtular
Ýçkiye tek bir kadehle yenik düþüp berduþça;
Son uykularýnda hayret katmerce buluþtular.
118-
Kýzarýrken bir gün tava içinde birkaç balýk
Derler ki ördeðe; "Dönmez geri ýrmak, çok yazýk!"
Biz þu anda kebap olmadayýz, artýk dünya sonra
Ýster deniz, ister serap olsun, biz yiyince kazýk!
119-
Tut ki diyarý Rum, Çin, bir de Mýsýr'a sahipsin
Elin altýnda varsay, kocaman evren dediðin...
Oysa oðlum þunu unutma dünyada tek malýn bil ki;
Ýki avuç kara toprakla, beþ arþýn kefendir senin.
120-
Rast geldim o meyhane içinde bir yaþlýya
Pek keyfi yerindeydi þarap testisi omuzunda
"Allah'dan kork ve utan ey Pir" dedim, oðlum, dedi;
Ýç sen! hakkýn baðýþýndan güvenim var, kulak ver bana!
121-
Gonca güle her vakit Nevruz'daki rüzgar yaraþýr
Kýrlarda da gezip tozan boybosça güzel yar yaraþýr
Anlatma sakýn geçmiþi, hiç hoþ olmasa da o, deðildir;
Sen þimdiye gel eðil bak, kalbe bu anlar yaraþýr.
122-
Bak þu çöl çiçeðine rengi çok ala kýpkýrmýzýdýr
Deðiþtiren þey onu, varolan içinde hükümdar kanýdýr.
Belki simsiyah noktasýný hercai bir "Gülbeþeker" güzelin;
Dýþa taþmýþ yanaðýndan, o siyah can verici ben'den alýr.
123-
Ey Hayyam, keyfin yerindeyse þaraptan yana bak keyfine
Böyle yanyana ay yüzlü yarla orda sana bana bak keyfine.
Yaþam boyunca ver þeyin sonu hiç madem hem dostum;
Bu var olan vaktine þükret yaþadýðýna bak keyfine...
124-
Hadi gel de testiye bak sen, aþýktý o da ben gibi
Bir güzelin saçýna bað bað da kimbilir belki
Ya þu boynundaki bak nasýl dolanmýþ boynuna kulp
Bir çaðda istekle o yar gerdanýna sarýlan eldi.
125-
Bak bugün geçmekte kervaný yaþamýn ona katýl
Tatla zevkle dolan günler açacak kapýyý hadi ayýl
Þarap sun at yarýnlarýn kederini ey mey sunucusu;
Haydi gör be saki gece hýzla bitmekte ama nasýl?
126-
Bak ne güzel yaþam kervaný geçiyor sen de katýl
Zevkle dolan günler uçacak artýk sarhoþsan ayýl
Üzüm kýzý ver at geleceðin kederini üstünden;
Gör be testici þarap daðýtýrken gece bitiyor nasýl!
(125 ve 126'ýncý dörtlükler iki ayrý zamanda deðiþik þekillerde Türkçe
söylendi. Örnek olsun diye þiir türü çevirilere, buraya alýndý.)
127-
Ýki bin testiyi gördüm çömlekçide dün
Ya dilsiz ya yavaþ konuþuyorlardý bütün
Testinin biri: "Bizim testicimiz nerede?" dedi:
Peki, ya testi alan, testi satan nerede bugün?
128-
Oynuyoruz perdede hep birden kuklasýyýz feleðin
Ettiðim sözlerin tümü gerçek sakýn þaka bellemeyin.
Bir süre oyunda oynattý palyaço yaptý bizi sahnede;
Kapattý sonra tümümüzü hemen Hale'den sandýðýna ecelin.
129-
Gör ögeyi birden, beþ duyguyu at bir tarafa ey saki
Dert ha bir olmuþ ha bin ya da výz geliyor insana ey saki.
Gel çalgýcý durma çal! Ver bizlere en eski þarabýndan;
Ortada, yanda rüzgar gibi savrulmadayýz baksana ey saki!
130-
Öðren habibim gökte duran bir öküzün adý Ülker yýldýzý
Çörekler yerin altýnda dost bir baþkasý girmiþ iþte kýzý.
Aç birden akýl gözünü herþey çift öküzün arasýnda bak;
Daha baþka bundan eþekler sefer eyler deðiþmez asla hýzý.
131-
Yol üstünde tuzaklar kurasýn þimdi olur mu?
Bir adým atmaya kalksam vurasýn þimdi olur mu?
Sen egemensin en küçük bir zerreye ya ama niçin;
Asiyim diye kalkýp karþýmda durasýn þimdi olur mu?
132-
Yürekten silip süpürür reddetme þarabý iç
Simyadýr o, bilen bilir perhiz deme, þarabý iç.
O zaman yetmiþ iki millet sana hep ayný görünür;
Devadýr her derde katresi, her illete þarabý iç!
133-
Düþmez gizini çözmek burada ecelin bize
Okunur þey mi bu, gizemlerle dolan zor kelime?
Sohbet edip durmadayýz perdenin ardýnda bugün;
Perde bir düþsün de gör, ikimizden de o an hak getire!
134-
Sýzýlar çökmeden önce bu toz sarýsý olmuþ tenine
Sana versin saki o, gül renkli þaraptan istesene!
Gömülüp önce yere kendini altýn mý sanýrsýn?
Sonra yeniden döneceksin ha? Olur þey mi bu söylesene!
135-
Bin bir kapý ardýnca koþup durmak ne? Tanrým bu ne?
Ýyi ya da kötü bir kez anlaþ; ses çýkarma. olur de!
Feleðin öne sürdüðü övgü zarý, her neyse, tutup;
Alnýmýn gerçeði, yazýsýymýþ diyerek sür hazret sen de!
136-
Keyhosrov kellesini pençesine bastýrarak daha
Bir kuþ tünemiþ sarayýn en yüksek kubbesine Tus'ta.
Yakýndan bakýp süzerek sormakta duran iskelete:
"Hey kelle trampet ise bizim borazanlar nerede?"
137-
Düþümde bir bilge derviþi gördüm: dedi ki "Yatma!"
Gülü açmaz ki baðda mutluluðun uzanýp uyumakla...
Uyku bir anlamda yarý ölmektir, bu nasýl iþ dostum?
Hiç tükenmeden kara toprakta uyuyacaksýn nasolsa!
138-
Ýþte boyun eðince daðlar, gün doðdu uyan
Ey taze civan doldur yakut kadehi doldur, aman!
Sapasaðlam ve esenlik dolu göðüs dolusu soluðu
Sunmaz yeniden köhne cihan öbür yana göçerse zaman!
139-
Sünneti þöyle bir geç, farzý da bir yana býrak
Azýcýk kes önündeki lokmayý acý ve yoksula býrak.
Sakýn gönül kýrayým deme, çekiþtirme bir dostu;
Böylece girdin Cennet'e içkimi ver bardak bardak.
140-
Gül, þu bendeki yüz yok hiç kimsede, der
Simyacý merakla neden ezsin beni, ister?
Bülbül açar aðýzýný der ki: Gördün mü bir gün
Gülmüþ evet ama bir yýl aðlamamýþ kiþiler.
141-
Ararken ben dün bir kaç yudum þarapla yiyecek
Soluk bir gül ateþlerde yanýyordu köz gibi gerçek
--Sen ne yaptýn da dedim böyle atýyorlar ateþe?
--Gülmek için açtým aðzýmý azýcýk, suçum buydu tek!
142-
Bir yürek ki sevmesi onun, yok aldanmasý
Yok tutkunluðu hiç ama yok bir güzele yanmasý
Bin kez yazýklar olsun sevisiz-sevdasýz yüreðe
Sevisiz geçecek yüreðe günlerinin yok faydasý.
143-
Yardým et bir rinde, nedir öðren rindlik
Vay namazmýþ vay oruçmuþ; tümü delilik...
Sana garip Hayyam söylesin en doðrusunu;
Ýster þarap iç, yol kes ama ille yap iyilik!
144-
Günle ver ey güzel bir þifa; aman derdi az getir
Doldur þarabý kadehe mis gibi, taze bir yaz getir.
Hemen kalbine huzur dolsun, rahatlasýn gönlüm istersen;
Sun yakut þarabý önce ve ipek telli saz getir!
145-
Ne gerek var boþ sözlere kalk içki ver a dilber!
Kýsmet olmuþ o dar aðzýn, aç dudaklarýný iyce ger.
Tut ki yanaðýn benzeri al bir de þarap sunarsýn;
Týpký saçlarýn gibi tel tel daðýlýr tövbeler!
146-
Ey dost insansýn göklerde uçan bir top gibisin
Ama soldan saða, saðdan sola her an hep itilirsin.
Her saklýyý gizliyi ancak o bilir, hep o bilir;
Boþlukta fýr fýr dönüþ nedenini sen ne bilirsin?
147-
Tek övüncüm, avuntum gene meyhane bugün
Fena bir durumum mu var sanki, iyi düþün.
Var mý bir adam çýkmýþ mý Medrese'den?
Bilgisizlik yeridir kendimce býrak çöksün!
148-
Kes ilgini dostum eðer bir yerde yoksa sevinç
Ýçkini sen her an, uzan ve güzel ellerden iç
Sarhoþ yaþa, rind ol ki tümüne üstündür þarap;
Ay'dan yürü balýðýn þehrine git, gerisi hiç!...
149-
Dostlar gelin haydi bir yere sarýlýn sarmaþýn hep
Yüreklerde hapsolmuþ Hayyam'ý da durmadan anýn hep
Gelmiþse yudumlama sýram boþaltýp kadehi bir an önce;
Yeniden esrikliðe en tatlý þaraptan içerek baþlayýn hep.
150-
O güzel topraðýmdan çýktýðýnda kalýbým bir an
Doðuvermiþ günle güneþle ne fesatlar, ne ziyan
Böyle sarýp karmýþlar o ilk gün potadan beni;
Bundan üstün, bundan daha güçlü olamam inan...
151-
Evrende günaha girmeyen var mý ki acaba kim?
Hem iþleme günah, hem þarapla yaþa, olmaz derim.
Ben çok kötü olabilirim, ceza vermedesin sen de
Öyleyse söyle güzelim nedir farkýmýz senle benim?
152-
Ýslamda yasakmýþ sence þarap, söyle bana kimsin sen?
Üzüm kýzýn ne kadar? Kimle oturmuþ da içersin sen?
Her þey bu ilkeyle bu koþullarla sýnýrlanmýþ bak hele;
Bilgin'le þu akýl sahibiyle içmez, kimle içersin sen?
153-
Göðü, bütün dünyayý ve bizi tüm yaratan Hak'dan gelmiþ
Duman etmiþ yürekle, yakmýþ bir bir daha gamdan gelmiþ.
Yere gömmüþ kara topraða nice yakut dudaklarý acýmadan
Nice mis kokulu saçlarý ezip savurmuþ çoktan iþini bitirmiþ.
154-
Hiç ilim kalmadý dünyada benim öðrenip bilmediðim
Sana ait binlerce gizi tek tek çözüp silkeledim..
Yetmiþi geçkin yýlý yaþadým, en sonra gelip;
Daha hiçbir þey öðrenmemiþim meðer-onu öðrendim.
155-
Ün yapmýþsan eðer kötü olursun içinde halkýn
Yalnýz yaþasan neden dilden düþürmez seni kimse?
En doðru tavýrla da; Hazreti Ýlyas da Hýzýr olsan;
Onlar seni tanýyýp bilmez, bilme onlarý asla sen de!
156-
Þarap yüzünden baðýrýr þeyh yoldan çýkmýþ kadýna
Þöyle der: Vah vah böyle mi düþtün sen kucaklara?
Kadýn "Hocam", der "Evet ben öyleyim; peki ya sen?
Göründüðün gibi misin acaba söyle-gel, bana daha!"
157-
Al eline bardaðý gel bana gel, ey güzel
Çay kýyýsýnda bekle þöyle düþün, mey güzel.
Þu anda þarap dolan testi çok önceden de;
Gözlerdi ya da dudaklar belki de "Ney" güzel.
158-
Ey sultan düþün, senden çoktur billahi çabamýz
Çeksek de þarabý göçmez, senin gibi sarhoþlamayýz.
Bizler üzümün, sense halk kanýnýn düþmanýsýn hep;
Kan içmede üstüne var mý bunu senden sorarýz?
159-
Býrakýp gitsek de biz bu dünya öyle duracak
Bizden ne iz, ne iþaret, tek bir eser kalmayacak.
Biz yokken sanki bir zarar var mýydý dünyaya?
Yokluða dönüþ yapsak da bir daha durum ayný olacak.
160-
Koþarcasýna bir tuzaða düþmüþüz, þarap arzumuz
Evren bizi yorgun düþürmüþ, hasta olmuþuz...
Kapýsýz, penceresiz, damsýz olan dünyaya gelip
Býrakmamýz asla olmamýþ, insanlýk Yarap arzumuz.
161-
Sahi, gerçi ben adýný tesbihle saymadým asla
Yüzümün suç kirini silkemedim anmadým asla..
Umudum gene senden var Tanrým; Çünkü Bir'ken
"Ýkisin Sen" diye tapýnmadým yakýnmadým asla!
162-
Gör hele mezar altýný toprak bürümüþ, cesetler
Bölük pörçük olmuþ tümü birden çürümüþ cesetler.
Bu ne fokurdamýþ, keskince þarapmýþ ki içenler;
Hiç bilmeden kendilerini ölüme baygýn düþürmüþ cesetler.
163-
Bu yalan elbisesini üstümden çekip atayým
Bembeyaz saçýlma ki kadeh eski þarap parlatayým.
Ulaþtý madem yaþam merdiveni tam yetmiþine dostlar;
Bugün sevinemezsem, ne gün mutlu kahkahalar atayým?
164-
Cami ile manastýr, havrayla medrese
Dalgýnca giderler Cennet ve Cehennem'e
Sezenlerdir ancak O'ndan gelen gizemi,
Bilmez ki kuruntudur, korku ve vesvese!
165-
Hiçbir günahýmdan çekinmem, sen acýrken bana
Yokuþ, engebe, yoldan korkmam; sen benle oldukça.
Hey Tanrým bilirim, beni bembeyaz yüzle diriltirsin;
Karadan da korkmam defterim dolsa hesapsýz suçlarla
166-
Onlar ki havada salt akla tutsak köleydi
Pek çoðu nasýl bilinmez hasretle gitti.
Sen iç þarabý bakma korukken çürükleþen;
Bilgiç gezenlere aldýrma onlar tükendi...
167-
Us'a sýrt dayamak akýllý iþi deðil ey dostum
Süt saðamazsýn öküzden ey gafil dostum...
Aptal olup çýk, bu bence çok daha üstündür;
Gene beþ para etmez satarsýn aklýný bil dostum.
168-
Tüm erdemi onlar yaymýþtý þu koskoca acunda
Nurla ýþýkladýlar erginleri bilgi mumu ucunda.
Zýndan gibi geceden gel gör ki bulamadýlar yol;
Bir güzel masal anlattýlar uykunun en yamacýnda.
169-
Canýmýz var bir nefeslik o da saki senden akýyor
Hoþlanmadý halk gerçi gitti, ne yapsak bizden akýyor.
Geceden kalan þarabým ancak bir yudum, biliyorum;
Ama kaç gün kalmýþ yaþamýndan geri, Us'a çengel takýyor.
170-
Bomboþ sözlerle kurum satýyor öyle bir halk ki
Hem pek çoðu cennet bekçisi güya-bir avanak ki!
Tut perdeyi kaldýr niran, görürsün bu adamlar;
Sesin sesinden, semtinden öyle uzak, öyle uzak ki!
171-
Yetiþen yaseminler ve güller bahçelerden
Yere yeniden gömülür düþer de boynu birden.
Bir gün salkým bulutlar göðe çekseydi topraðý;
O zaman hep "Aziz Kaný" yaðardý gökyüzünden..
172-
Ey sultaným, dünyada aynen þu pergel gibiyiz
Baþlarýmýz ikidir gerçi, fakat bizse tek kiþiyiz.
Çember benzeridir döndüðümüz nokta dikkat edin;
Yarýn toprakta birlikte yeniden kök salar birleþiriz.
173-
Çýkagörsün hele bir kez canýmýz tenden dostum
Tuðlayla toprakla kapar üstümüzü hemen dostum,
Yakýnlarýmýz örtsün diyerek baþkasýnýn kabrini;
Bizim bir gün de tuðla olur topraðýmýz ezelden dostum.
174-
Savrulup gitti þu gençliðimiz eyvahlar olsun
Sevinç yüklü, teru taze bahar günlerimiz eyvahlar olsun.
Ayrýmsamadý asla o yaramaz kuþu hiç bir zaman;
Ne zaman gitti gelmiþ? Ne gün gözlerimiz eyvahlar olsun!
175-
Ýlk günlerde sormuþtu aklým, kaygý içinde
Nerde levha? Nerde kalem? Cehennem ya o nerede?
Bana ne gerçeði en son bir gün þöyle dedi ustam:
Cehennem'le Cennet ve kalemle levha tümü sende.
176-
Yoksula içir bir þarap þah gibi olur gider
Tilkiye versen iki kadeh, kabarýp arslan gibi kükrer.
Yaþlý bir kiþiye sordun mu mey kadehini azar gençleþir:
Genç içse uzar ömrü varýr doksana bal gibi erer.
177-
Say ki dilediðince yaþadýn, sen sonuna bak iþin
Sürsün yaþamýn bitimince sonu yok bu gidiþin...
Yüzyýl daha demir at ne yararý var Tanrý aþkýna?
Ha deyince bitecektir sen ona bak da iyi düþün!
178-
Türlü günahtan korkarak, bu derin yas ne demek?
Olmaz ki yararý Hayyam, acýdan kendini kurtar, çek
Biz suçlularadýr Tanrýnýn elbet büyük baðýþý,
Sen suç iþlemesen affa da olmaz ki gerek...
179-
Biz bu yere kazýk çakmaya gelmedik ki iyi bilin
Vay halimize, eðer o sevgiliyle yoksa içki iyi bilin!
Dünya mý ya da biz miyiz önce? Bunu düþünün ki bomboþ;
Göçerek gitmeyesin bir kez neyler o bilgi, iyi bilin!
180-
Dört öðeyi anlatýr, yedi gökten sözeder,
Bilmez ki hiç bu hesaplar onu yakar, kül eder.
Yudumla þimdiye dek ben sana bin kez söyledim;
Gittin mi bir kez öteye o gidiþ, dönmek ne gezer?
181-
Bu dünyada sermaye uçtu gitti çok yazýk,
Canlar bulamadý bir þey ölüm aðzýnda azýk.
Burdan göz edenden de haber gelmez ki bize hiç;
Iþýnsak, ruhsak, varsak, yoksak bize ne azýcýk.
182-
Biz gönlü piri pak insana kurban olalým
Gezsin baþ üstünde ahsýz vahsýz hoþ tutalým.
Hem insanlarý al karþýna, konuþtur birazcýk;
Geri dön, sana cehennem neymiþ, gel soralým.
183-
Þu bilgine çevir yüzünü bak-diðerlerine bak
Nerdeyse gökyüzünün yedinci katýna týrmanacak.
Bir bak tepe taklak olarak geliyor, beyni nasýl;
En saklýyý-gizliyi kimselere sýzdýrmadý hak.
184-
Nefsimle uðraþmaktayým, cebelleþmekteyim bak
Yaptýklarýmýn tümü için ezgiliyim ama tutsak.
Tanrým, belki beni sen baðýþlarsýn ama dünyada
Ýþlediðim günahýn utancýný nideyim býrak!
185-
Bir kerpiç kadar olsa keþke benim onca varým
Bir parça þarap almak için onu saklý tutarým.
"Yarýn ne yaparsýn?" deme, Meryem mi batar bize?
Sýrtýmdan çýkarýp cübbemi "Al" der, kuruþa satarým.
186-
Þu þarap sultanlarýn, tut ki Gazneli Mahmut say
Dinle hemen þu çalgýlarý; Hazreti Davut say...
Kederle anma geçmiþ ve gelecek günleri yazýk;
Tatlý geçir günlerini, eldeki fýrsatý yakut say!
187-
Tükenmekte yaþam süremiz oðul hadi içelim
Hiç kýlmaz bu ölüm bize imdat, hadi geçelim.
Bir gün hiç acýmaz büker belimizi kanbur felek;
Vermez fýrsat su içmeye bile-iyi içelim.
188-
Bilimden konuþma bize içine bal katarak
Yar saçlarýna as kendini, ruha masal katarak
Gel içmeden kanýmýzý þu geçip giden zaman;
Baðrýna dolsun kadehin, testimizden kan akarak.
189-
Hey dostum kimsenin batmazsa diken kalbine
Bugünlerde baþýboþ girmez erken yarin gönlüne.
Bak bu tarak, yüz dilime bölünmüþ kanamakta;
Ona her daim yasemin saçlarý sürgit seviyor iþte!
190-
Hey güzeller güzeli isteðim tektir benim
Bilir misin kalbime içmek ne gün zevktir benim?
Pazardan perþembeye ve berdevam gece gündüz;
Cuma, Cumartesi, akþam sabah hep içmektir benim!
191-
Ah vah eyvahlar olsun ne boþ yere bittik, bilinmez.
Kimseler tutamazdý hep gök oraðýyla biçildik bilinmez.
Þu darý dünyada biz de bir göz açalým dedik amma;
Neylersin elde deðil dostlar, göz kapayasýya gittik, bilinmez.
192-
Bir rind için en güzel ya da en çirkini birdir, bir
Aþýklara Cehennem de Cennet de eþittir, bir
Yok farký üstündeki atlas olmuþ ya da çulsa;
Hatta kerpiçse eðer yastýðý daha da güzeldir, bir.
193-
Þaraptan sarhoþum içkiye candan" vurgunum
Bana ters bakmakta halk ve softalar ne umurum?
Her günah eðer bizi sarhoþa çevirse kardeþler;
Kimse ayýk gezmezdi kimse demezdi "Hey yavrum!"
194-
Diri ve yakut dudaðýn nerde kaldý hani?
Cana can katan þarabýn nerde kaldý hani?
Þarap Ýslamda haram, sen gene içmene bak;
Hadi bul Müslümaný, bakalým nerde kaldý, hani?
195-
Gidip meyhanede öptüysem kutsal eþiði
Bildiysen güzel, çirkin ayýrmam hiç, demeyi.
Devrilse de bir top gibi evren, sana ne bundan?
Sýzmýþsan eðer içip yok ki senin için önemi.
196-
Tam aklým baþýmdayken günü alýr bir keder
Aklýmý bulamam bu kez esriksem, mecnunsam eðer.
Caným kurban olsun bu ikisinin arasýndaki yolcuya;
Eh o vakit esrikliði az-aklý da azdan görüver!
197-
Ey Tanrým madem ölüm vermiyor aman gel haydi!
Ey testici doldur kadehi doldur aman gel!
Yaþamda kahretmeye deðmez ki insanlari hiç;
Bir tüy gibi savrulup uçmakta boyuna zaman gel!
198-
Açtým kitabý bir gün falýma baktým
Bir ihtiyar yanýp anlattý bana baktým.
Ay yüzlü güzel bir yýl da geçenler hesapsýz;
Eh yeter dedik olmuþsa yeter, mutluluða baktým.
199-
Kokulardan yana renkler pek çok yaratýldým
Servi bedene bak, lale yanakla donatýldým...
Güzel bunlar pek hoþ ama anlat kutlu ressam;
Neden süslenerek dünyaya sanki atýldým?
200-
Dün geçerken ordan süzdü gözüm testicinin dükkanýný
Üþenmeyip kilden, topraktan ne eserler yaratan sanatýný.
Ben gördüm eðer iç gözü körleþmiþ, hiç görmese de;
Avucunun içinde karýp dururken babamýn halis topraðýný.
201-
Yýkarken Nevruz'da laleyi güzelim çið taneleri
Üþenme gel kullan aklýný, doldurarak çek kadehi.
Seyreylediðin kýrda bayýrda yarýn bil ki kader;
Korkarým çimler üreten bu toprak yapacak belki seni.
202-
Ne hoþ bir þeker, güzel kýz gelse þu mevsimde eðer
Bir kýrda uzanmýþ kadeh doldursa, þarap verse eðer;
Herkes dilerse kýnasýn varsýn, bu sözümden dolayý:
Hayyam köpek olsun, onlardan Cennet'i isterse eðer!
203-
Sarhoþ ve sevenler yanacakmýþ orda, hadi boþ ver
Sanmam ki bu söz doðru ahbap býrak söylesin eller.
Sarhoþlarý, aþýklarý eðer Tanrý'mýz yakacaksa;
Cennet'de bizler için avuç içi kadar ayrýlmalý bir yer.
204-
Haydi kalk, kalk haydi yataðýndan ey saki!
Durma ver, ver dudaðýndan ey saki...
Yetiþ gel, testi yapýlmadan þu yumru kafamýz;
Sen de sun, durma sun þarabýndan ey saki!
205-
Sen ya ikiyüz yýl ya da bin yýl yaþa ey yavrum,
Dinle atacaklar seni evden, uzaða-dýþa ey yavrum.
Kral da olsan eðer ya da dilenci, gömecekler;
Hep beraber seni de beni de topraða, ey yavrum!
206-
Yok anadan doðuþtan bu yana aklýmda baþým
Durmadan testinin güzel boynunu okþamýþým.
Dudaðým sürekli ve inatla aðzýnda küpün;
Günlerden Cumaymýþ ya da Kadir; hiç aymamýþým.
207-
Bizden önce de bugünler, geceler boyuna gelmiþ,
O çaðda de hep dönen þu gördüðüm evrenmiþ...
Ey dost yere sert basma sakýn, kimbilir ki o ot
Belki bir gencecik yavrunun gözbebeðinden türemiþ.
208-
Ey gönül þu yaþamýn tut ki hep güle gitmiþ oy oy!
Zevk bahçesinin üzerinde, yeþil Cennet'i atmýþ boy
Bir çið damlasý olup konsan yeþilliklere, iþ yok artýk;
Bir sabah ertesi gör ki þebnem güme gitmiþ, oy oy!
209-
Sen yalnýzca akýllýlarla otur iç içkini
Bir lale yanaktan tadarak neþeyi, iç sevgiyi.
Sakýn kimseye sýr verme; tut dilini kaymasýn;
Azýcýk iç, güzel iç, saklý iç, iç ama bilgili.
210-
Tan yeli esmiþ düþmüþ güller etekten
Bülbül güle yanmýþ, hem öylesine içten.
Kalk doldur þarabýný, dallar savruluyor;
Yazýk sönmüþ bulacaksýn gülü bir sabah erken.
211-
Aman ey testici sert vurma aklýn varsa sen
Bu, insan topraðýdýr ne yararý var baþka kinden?
Çarký feleðe konmuþ çevrilirsin, yok haberin;
Feridun parmaðý ile Keyhosrov'un elinden..
212-
Bahar gelince uy laleye, al bir kadeh al
Geçerse eðer ele fýrsat, dal içkiye dal!
Bakarsýn bilinmez almýþ ansýzýn toprak;
Felek bu; sakýn kanma da son sevdaya dal!
213-
Ey baki kalmayan hala kokular, renkler ardýnda mý koþmaktasýn?
Elde kadeh çirkinle güzel seçmek, onlarýn kaydýnda mýsýn?
Varsayalým ki oldun diyelim Zemzem, ya Ab-ý Hayat (Ýnsan yaþamýný
sonsuza dek sürdüreceði varsayýlan "yaþam suyu")
Deðiþmez yasa, bir gün öleceksin yar, acaba þu an farkýnda mýsýn?
214-
Al, þarap testisinin senin için yok ki zararý
Hem sen yudumla sevgili; hem ben; onu boþ koymamalý
Önceden geçemezsem harekete, gün gelir testiciler;
Testi yaparlar, kararak durmadan çürüyen topraðýmý.
215-
Ey þaþkýn kiþi bil koskoca gövdenle sen de bir hiçsin?
Yýldýzlý gökyüzün, en yüce kubbenle de bir hiçsin.
Madem ki bozulur, her oluþan nesne, iþte bu düzende;
Ancak bir tek soluða baðlýsýn ama yine bir hiçsin!
216-
Bak þimdi gördün ki dünya bomboþ ama güzeldir
Ne konuþsan, ne duysan da hava güzeldir.
Girip evine günahsýz durumda yaþasan boþtur;
Gez dolaþ evreni güzeldir baþtan sona boþ denir.
217-
Bir köþktü o, omuz vermiþti, gökyüzünün sonsuzluðuna doðru
Yýllar yýlý nice Þahlar öptü eþiðini yorulup mest oldu...
Bak gör þimdi çöken taþlarýn üzerinde tünemiþ cici kumru;
Soruyor sýk sýk: Onlar nerde hani hu diye diye hu hu!
218-
"Mehtap" parçaladý gecenin kapkara örtüsünü
Ýç ey dostum bulamazsýn bir daha bugünü...
Þimdi keyfine bakmaya çalýþ, gün gelir gezdirecek
Þu bildiðimiz ay, kabrimiz üzerinde ýþýk tülünü...
219-
Gör bak iþte þu meyhane, þarap ve iþte son durum
Rahmetinden yok umudum, ayrýca cezadan da korkum.
Elbisemiz, içimiz-dýþýmýz öylesine þarap olmuþ ki;
Su ve rüzgar, toprak ve ateþ; bunlarý aþtýk kuzum!
220-
Ben þaraptan kopamam; asla içmeden yaþayamam
Yük olur ruha beden içkisizken, kesin kaldýramam
Hele hele bir anýna kurbaným o þarap daðýtýcýnýn;
"Hadi bir tek daha" der; içmeye ben hiç gül bulamam.
221-
Huzur dolu bir yer bulsaydýk a dostlar, ne olur?
Baþka bir yön tutabilseydi bu yollar, ne olur?
Ne olurdu Tanrým, topraðýn altýndan yüzyýllar sonra;
Bitseydik yeniden çiçek gibi, ot gibi tekrar, ne olur?
222-
Ey can, Bahar gelsin ardýna takýlýp sürüklensin Güz
Düþer gün gelir zamanla yapraðýmýz, hýþýr olur çürürüz.
Þu bilge þöyle diyor: "Kahrý zehir sayarým,
Bulunur mu acaba þifasý þarap, kim dedi ki kendini üz?"
223-
Býrakýn kalkayým þarap bulayým içip dert edeyim
Þöyle kýzýla boyayýp rengimi ünnap (hünnap) edeyim.
Bilgiç geçinen aklýma bakýn-her iþime karýþýr;
Bir kaç avuç içki serip yüzüne onu berbat edeyim.
224-
Yoðrulurken kütür kütür çamurum özüm belliydi sence de
Biliyorum ne günah iþleyeceksem, farkýndaydým ona tümce.
Eðer yargýn olmazsa; hiç kimse suçu iþleyemez yaþam aðaç;
Neden öyleyse kýyamette yakarsýn a caným, a gözüm beni de?
225-
Behram geldi þarap içti o tantanalý sarayda ölüyor
Bakýn ceylanlara þimdi hep orada fýr dönüyor.
Yaban eþeði avlamýþken yüzlerce o sefil avcý dün de
Ne çare avlandý nasýl kendisi, en sonunda mezarda,
Orda yüce yüreði, sonra gözbebekleri hýzla sönüyor!
226-
Dine kendini kaptýrmýþ, ona baðlanmýþ olan çoktur
Yüreði kuþkuyla þaþkýnlýkla dolan çok ama yoktur.
Birdenbire ortalýkta bir çýðlýk iþitilir, der ki;
Þu ezelden yanýlmýþlara bak; yol ne odur ne budur!
227-
Bu ince görünümlü kadehtir onu bezeyen sensin iþte konu
Bu haktan reva mý sana bana, kýrýlma mý olsun ustam sonu?
Seviyle yaratýp piyon sürdüðün dudaktan ellere bak ey can;
Bir ilenç, bir öfke sonunda gör, ne durumda olduðunu.
228-
Ey dost kendin boyuyorsun varlýklarý, a güzel yar
Öyleyse niçin örselenir, parçalanýr zavallý bunlar?
Neden vazgeçerek bozmadasýn, saðlamsa ve de güzelse;
Çürükse bu koz, çirkinse, kofsa eðer, kusur kimde var?
229-
Yaþamýn gizi nedir bir kez sezinleseydin?
Çoktan çözmüþtün ölüm gizini elbet yine kendin.
Aklý baþtayken bilemez kimse bir þeyi zaten;
O bir geçti mi kendinden cahil, yarýn neyi bilsin?
230-
Dünyaya bir gelip bir gitmemizin yararý ne?
Bir umut varlýk, ne yapsan baðlanamazsýn teline.
Çarký feleðin altýnda yanarak ne canlar hergün;
Kül yutmakta ama gelin görün ki dumanlar nerde?
231-
Ne zamandan beri dönmekte altýn tasýmýz acaba?
Ne zaman çökmeye baþlar, bu temel yapýmýz acaba?
Kimse bunu kendi kýyas tartýsýna vuramaz bilin;
Varamaz ölçüye akýl, bunlarý neden almaz kafamýz acaba?
232-
Bir kadeh ki kýrýlmaz akýldý yücelten onu
Bize yüz kez öpüp sunmuþtu altýn tepside dostluðunu.
Kýzýp öfkelendi bana da çömlekçi adlý felek;
Öfkeden nasýl da acýmadan kýrdý, fýrlattý; iþte sonu!
233-
Hiçbirimiz gerçeði bilmiyoruz madem ki kesin
Yudumla þarabý, yararý yok, eriþilmez þüphelerin.
Yitirmiþ, geçmiþ kendinden; ayýk gezmede fark mý olur?
Farkýndaysanýz eðer her þeyi ya da bir þeyi bilmezliðinin.
234-
Cennet'le Cehennem, var mý acaba gören gönlüm?
Geri dönmüþ buraya kimi gördün? Sen öteden gönlüm?
Olmaz bunlara dair yok ortada tek bir ürün;
Peki o halde korkuyla umut, öyleyse neden gönlüm?
235-
Yol yok artýk bu gizil perdeye gidip varýlmaz ki,
Bu korku ve endiþe kapalý herkese; araþtýrmaz ki?
Topraða girmek önünde sonunda, tek yolumuz bu iþte;
Sonu yok masallarýn ne olsa anlatýlsa anlaþýlmaz ki!
236-
Aslý astarý nedir dünya denen eski evin ey dostum?
Akþam da sabah adlý atýn menzilidir eþkin, ey dostum.
Çemþit'den inan bize geri kalan bir sofradýr o, bilin;
Sultan Behram gibi bin þaha otað, bin, kaç bin senedir?
237-
Tüm elleri toprakta balçýkta olan testiciler
Bir kez de þu öz iþlerini öðrenip belleseler.
Hoyrat bir þekilde ezip bozduklarý insan tozudur;
Vurup tekme atmak, tükensin bence de artýk yeter!
238-
Bir sabah erkenden açýlýp þöyle dökündü gül,
Þafak yeline her bir þeyi anlattý, büküldü gül.
Bak sen þu vefasýzlýða on günde erip o iþte;
Hem açtý ve hem de gonca sunup söndü, döküldü gül!
239-
Seyreyle onu bak bulut aðdý baðlara
Eðer içmeyeceksen eðer yaþamak sanma
Bunu seyrettiðin baðlara baktýkça düþün;
Olacak topraðýmýz yarýn gezme yolu sakýn ha!
240-
Kuklasýyýz çarký feleðin oynuyoruz perdede
Söylüyorum gerçeði; "Yok bu mecaz" demeyin de...
Ardarda girmedeyiz ecel sandýðýna dostlar, bilin;
Oynadýk iþte biraz þu varlýk denilen yerde.
241-
Ne çare para etmez neyi tutsam, þaraptan ayýlmaz deðilim ki
Yaþamýn en sonu büyük bir hiçtir; göçmez, yýkýlmaz deðilim ki...
Acunda bir parýltýyla tutuþsam, yansam da bir gün dönmek var;
Tut ki bir kadehtim "Cem" elinde; hiç ama hiç kýrýlmaz deðilim ki?
242-
Yýkýlmýþ, düþmüþüz feleðin çarkýna hep döner dururuz
Sizler onu gizemle fenermiþ sanýn, yoksa yoruluruz...
Evren bir koca fanus ve eller güneþ lambasýdýr bize;
Onca þey de þekil, simge ve bireyler, yoksun oluruz.
243-
Bir han gibi çift kapýlýdýr, iþte þu gördüðümüz yer
Burada yaþamý gör; binbir çile kesin ölmekle biter...
Yaþamýþým bir an candan öðerim mutluluðu tadaný;
En mutlu kim? Hiç doðmamýþ insan, ama en mutlu kiþidirler.
244-
Bu felek tersine dönmüþ tasa benzer dostlar
Akýllý adamýn þansý, bitmez yasa benzer dostlar.
Testiyle kadeh, hergün öpüþtükleri yerde dudaktan;
Bir kandýr akar ortada, arkadaþlýk pasa benzer dostlar.
245-
Sen nice alçaklarý yücelttin ey dostum neyleyeyim?
Hem han hem hamam verdin aþaðlýklara pek çok a paþa beyim!
Kula kulluktan ýrak, mert adamýn bir dilim ekmeði yok ki;
Ey kahpe felek, senin tersine dönen çarkýna hak tu edeyim!
246-
Madem ki bu çark öne dönmez, isteðimiz aklýmýzca
Yedi katmýþ gökyüzü ayrým ne bu iþte ya altý, sekiz ya da.
Ýstek dolu yaþamýn varken böyle yarým kalmasý hayret;
Olsun ne çýkar ya kurtlara pay, ya da kurda kuþa?
247-
Aklýn nice tutsak etmiþ evrende, toprakta seni,
Ayrým yok yaþasan yüz yýlý ya bir seneciði...
Bir testiye yumuþak bir kil olmadan düþkün bedenin;
Güzel tut, sýmsýký tut, elde üzüm kýzý kasesini.
248-
Mescit, Navra ve kilise ben size layýk deðilim inan
Tanrý bilir ancak ben kimim ve ne yaratmýþ hamurumdan.
Olmaz din ile dünya, ne de Cennet Cehennem benim; umudum,
Çirkin bir kadýn ya da kafir mi neyim, çýkmýþ kötü yoldan?
249-
Çekip biz postayý bir gün gitsek de bu dünya kalacak
Ne bir iþaret, ne bir iz, bizden tek bir eser olmayacak.
Zarar var mýydý sanki; biz yokken acunda bilmem ki;
Yeniden yokluða balýklama dalsak da durum ayný olacak.
250-
Heyhat býktým bu gönülden çaresiz býkýp usandým
Baðýrýrým feryat ederim bakýn candan yaralandým.
Ben olmuþum olmamýþým ya da varým bu bir þey deðil;
Bilmem ki neden ve niçin bilemiyorum dünyaya atýldým?
251-
Nem var ya da nem yok diye üzgün de kaldým niçin?
Yaþamýn ne zaman mutlanacak kimbilir, bu boþtur düþün!
Saðlýkla bugün çektiðimiz havayý bir soluðu ciðerimize;
Belki yarýn geri vermek olaðan þey mi bir düþün, gülüþün!
252-
Ey Hayyam dur hele keyifsen içkiden yana, bak keyfine
Ay yüzlü yarla böyle baþbaþa, yanyana.. Bak keyfine!
Ýyi de madem ki dünyada her iþin sonu, en sonu bir hiç;
Ýç þarabý, mutlu ol, bu varolan zamanýna, bak keyfine!
253-
Bu sabah doldu bir ses, anýnda meyhanemize
Dedi ki "Ne olmuþ, þu bitik rinde, þu aklýný yetirmiþimize"
Önceden þarabý dolduralým, içkiyi kadehlere biz;
Dolacak ölüm içkisi çünkü kalk haydi bakalým kasemize.
254-
Ýnkar ile din ortasý bir yudum soluk ancak
Kuþkuyla inanç duymasý bir yudum soluk ancak.
Sen þimdiki bir lahzayý fýrsat saysana n'olur?
Gör bak çünkü yaþam aynýsý bir yudum soluk ancak.
255-
Þu yürek topraðýna aman dikme keder fidaný;
Oku ve hep elde tut, göster; o sevinçten yazýlmýþ kitabý.
Kaç gün sürecek sanki dünyada belli dostlar konukluk;
Her arzu ettiðini yaþa, iç; insan zevkine pas katmamalý.
256-
Ýþit beni ey dostlarýn en güzel olaný
Dünyada sonsuz feleðin haline hiç aldýrmamalý.
Bir yetebilen yer bulup oraya çekilmelisin;
Seyreyle o zaman gidiþi uzaktan, at içinden tasaný.
257-
Ey tatlý üzüm kýzý, senle gelen neþe ne yaman!
Sen içenin aklýnýn baðýsýn, bir kez gördüðün an.
Esrik düþmüþ öne sürmezse eðer tekmil cevherini;
Özünü ortaya dökmezse; ona asla vermezsin aman!
258-
Gülüp seslenir evren rüzgarla en hoþ andýr
Dökülür gökyüzünden gözyaþý derken, en hoþ andýr.
Avuç açmak yolunda dallardan Musa gibi çiçekler;
Fýþkýrmada yerinden Ýsa gibi, ne hoþ andýr!
259-
Ey Derviþ, o seçkin giysini at, koy þu çulu üstüne
Uzak tut, o biçimsel tutumu daha çok senden kendine.
Sýrtýna yoksulluðu þanlý bir kilim yap ey Derviþ;
Gir saltanatýn altýna çal git davulu yaþamý böyle dene!
260-
Seni kanýtlamak haddim deðil benim ey Tanrým
Tekmil düþüncem sensin önünde yalvarmaya geldim ey Tanrým
Dünyada zatýný, sadece bilir ve tanýr sen senken;
Güçsüz biriyim, seni Tanrýmca nasýl bilirim ey Tanrým?
261-
Sen mutlak acýyansýn koruyansýn bilirim Tanrým
Bunca baþ kaldýrmana karþýlýk hiç umutsuz deðilim Tanrým.
Esrik olsam da þaraptan, yarýn bir baðýþ ummakta gönlüm;
Yarýn senden ey Tanrým ezilmiþ, çürümüþ kaburgalarým.
262-
Gönlümü yýktýn, hal koymadýn gülecek ey felek
Mutluluk gömleðimi yýrttýn kin duyarak vay felek.
Esin gelse bir cana, ona derhal ateþ salarsýn;
Aðzýma toprak týkadýn, ne zaman dilesem bir su içmek...
263-
Her Allah'ýn günü içmeye tövbe etmeli diyorum
Aðzýndan akan içkiye tövbe diyorum dolmuþ kadehten zorum.
Bakarým dört bir yana gel gör; gelmiþ gül mevsimi;
Tövbeye tövbe etmeye Tanrým býraksýnlar gayri gidiyorum.
264-
Gerçeðe ermiþ kiþilerin gözlerinde güzel nedir, çirkin ne?
Aþýklarýn konaðý ha Cehennem olmuþ ha Cennet, ayný ikisi de.
Bu dünyada aldýranlar gönüllerine, ha çul giymiþler, ha atlas;
Aþk erlerinin baþ altýnda ha yastýk olmuþ, ha kerpiç; kime ne?
265-
Kim görmüþ bu Cennetle Cehennemi söyleyin
Kim gitmiþ de getirmiþ haberini söyleyin.
Kimselerin bilmediði bilemeyeceði bir acun
Hem özlenmeye hem korkulmaya deðer mi söyleyin.
266-
Gül mü yok varsýn diken olsun bahçede
Güneþ mi yok varsýn ateþ olsun bahçede.
Þeyh mi yok hýrka mý yok tekke mi yok?
Kilise'ye çana ya da puta fitiz bir gece.
267-
Þurda ah diyecek bir yer olaydý keþke
Ya da þu upuzun yolun güzel, hoþ bir sonu
Yüzbin yýl sonra ya da yerin altýndan
Hiç olmazsa otlar gibi fýþkýrma umudu!
268-
Yaþam boþ yere geçip gitti baðýrýyorum
Hem bir lokma haram, hem soluk karýþýk haramla yudum
Yüzümü kara çýkardý tutulmamýþ, uyulmamýþ buyruklar;
Buyrulmayan yapýlmamasý gereken yaptýklarýmdan haykýrýyorum.
269-
Saki gönlüm ölüden de beter bir halde
Pörsümüþ-çürümüþ, benden kurtulmuþ gitmiþ de
Yer altýnda, rahata ermiþ huzura kavuþmuþ kanla,
Yýkamaktayým eteðim gözden daha da bulanmýþ kirlere.
270-
Evrenin özü özeti olanlar feleðin yücesinde koþturanlar
Düþünce Burak'ýný senin zatýný tanýmada dönmüþler feleðe
Onlarýn da dönmüþ baþlarý, baþlarý dönmede onlarýn elde zar,
Onlar da tepe taklak olmuþlar, yürekleri gümbürdemede..
271-
Halkýn haberi yok hiç bir þeyden
Koþup durmada tümden insan ve evren
Gözlerini kanla yýkamada herkes yalan söylüyor
Ýþin sýrrýna kimse akýl sýr erdiremediðinden.
272-
Bin yerde tuzak kurmadasýn geçeceðim yola
Adým atarsan tutarým seni doyursun sonra da
Acunda bir zerre bile hükmünün dýþýnda deðil;
Hükmeden sensin asi adýný takýyorsun sonra bana da!
273-
Uzlaþ aslý nesli temiz piri pak kiþilerle
Ehil olmayanlardansa kaç ve uzaklaþ fersah fersah binlerce.
Zehir bile verse iç akýllý kiþi sana eðer;
Ehil olmayan sunsa sakýn içme þerbet bile!
274-
Filozof dediyse de yanlýþ söyledi düþman diye bana
Filozof deðilim onun dediði gibi Tanrý da bilir ama.
Þu gam yurdunda yuva kurmuþum bilmeyecek derecede;
O dereceden de aþaðý deðilim, kim olduðumu bilirim vallaha!
275-
Adam ki her Allah'ýn günü bir somun elde eder
Bulursa kýrýk bir testide bir içim soðuk su eðer
Ne diye kendisi gibi birinin görür hizmetini?
Kendinden aþaðý birinin ne diye buyruðuna girer?
276-
Niceye bir alçak kiþinin koþmak hizmetine tek
Her lokmanýn üstüne konan olma sanki bir sinek
Ýki üç gün ye bir somunu, gönül kanýný yudumla;
Baþkasýnýn ekmeðinden yeðdir su yerine kan içmek.
277-
Adaletle tartýlsaydý dünyada feleðin iþi
Ölçülüp biçilseydi beðenilirdi dünyanýn tüm iþleri.
Adaletle yürürdü evrendeki tekmil iþler hýzla;
O zaman erdem ehlinin hatýrý acaba hiç incinir miydi?
278-
Þarap içersen eðer akla yabancý kesilme sakýn
Bilgisizliðe yurt olma, baþýndan gitmesin aklýn.
Kimseyi incitme aman deli divane olma dünyada;
Sana yað-bal olmasýný istersen yakut renkli þarabýn.
279-
Ne veriyorsan hep aþaðýlýk kiþilere veriyorsun ey felek
Deðirmen, ambar, ham hamam onlara ihsan ediyorsun ey felek.
Özgür kiþiyse gece yiyeceði ekmeði bile bulamýyor bir þeyini;
Rehin etmedikçe, böyle bir aleme yuf çeksem yeridir gerçek.
280-
Sünneti býrakma sakýn farzý yerine getir
Ele geçirdiðin lokmaya esirgeme insanlardan iyidir
Kimsenin kanýna girme, kastetme malýna mülküne;
Öyle bir dünyanýn kefiliyim ben; haydi þarap getir!
281-
Yardýmýyla sakinin birazcýk kaldý ömrümden
Vefasýzlýktan, halkýn sohbetinden baþka elde edemedim ben.
Dün geceki þaraptan fazla bir þey kalmadý neylersin;
Ama gene de bilmem ki ne kadar kaldý gariban ömrümden?
282-
Kutluluk fidanýnýn bugün dolu dolu meyvalarla yüklüyken
Ey gafil þimdi elinde þarap kadehin bulunmuyor, neden?
Þarap yudumla durmadan zaman çünkü gaddar düþmandýr;
Böyle bir günü bulmansa, pek zordur ele geçirmen...
283-
Þu mezarda yatanlar var ya toprak olmuþ tümü
Her yana daðýlýp tozup gitmiþler zerre zerre öldü mü!
Tüm iþlerden olup bitenden haberleri bile yok;
Ah ne þarapmýþ ki herkesi kendinden geçirmiþ sayým günü!
284-
Ehil olana feda olsun halden anlayana
Ayaðýna baþ koysam yeridir yüz sürsem dudaðýna
Cehennem nedir gerçekten bilmek ister misin?
Ehil olmayanla sohbet demektir Cehennem dünyada!
285-
Az tamah et dostum kanaatkar yaþa þu acunda
Zamanenin iyisinden, kötüsünden kesil, aldýrma!
Þu feleðin devri de geçer gider bir kaç gün de;
Hoþ ol, güzel görün þu dönüp duran felek durdukça!
286-
Þu büyük geçinen, þu mevki sahipleri hiç aymazlar
Dertten, kederden canlarýndan bile bezmiþ, doymazlar.
Fakat þaþýlacak en büyük þey þu ki onlar gibi hep;
Kendini hýrsa kaptýrmayaný da adam yerine koymazlar.
287-
Eðer Tanrý gibi elim gökkubbeye eriþseydi bugün
Silbaþtan bir felek dizer kaldýrýrdým þu feleði bugün.
Yeni baþtan bir felek hem de fikir ve gönlümce
Özgür kiþi de dileðine kolay eriþirdi gönlünün.
288-
Bir soluk söyleyeyim mahrem deðilsin ki
Anlatayým bu gamda iþin önünde neydi?
Gam balçýðýndan yoðrulmuþ birkaç zamandý mihnet çeken;
Bir zaman evreni gezdi sonra ayaðýný çekip gitti.
289-
Minnet ve elemin avucundan bir tas þarap içmedikçe
Bir yudumcuk þarap bile içmedim gitti neþeyle naðmeyle.
Hiçbir kimsenin tuzuna ekmeðimi banmadým ki
Zamanla uzandým ki kimsenin ekmeðine ciðerimi kebap edip de!
290-
Alemde yarým somunu ya da baþýný sokacak yuvasý olan
Ne kimseye hizmet eden, ne kimseden hizmet uman...
Bir kiþi var ya; ona mutluluðunla yaþa diye söyle;
Öyle hoþ, öyle güzel bir alemi vardýr onun her zaman!
291-
Ey insanoðlu gizini açmaman gerek insanlara, herkese
Ahmaklara, bunaklara, kafasý çalýþmayanlara ve nekese.
Ne yapýp ediyorsun kadýna erkeðe iyi düþün, dikkat et;
Tümünden gerektir ne yapýyorsan, sakýn etme vesvese...
292-
Yiyeceðin yemek, içeceðin-giyeceðin için çalýþýrsan mazursun dünyada
Ama toplamazsan, aklýný, bundan ötesi senin için oðul boþunadýr boþuna.
Geçer boþa uðraþýp didinmen kardeþlik, bundan ötesi için ne yazýk ki;
En deðerlidir yaþamýn, deðmez bu ömrü kaldýrýp atman ýssýz sokaklara.
293-
Eritme yüreðini gelip çatan þeyler yüzünden aman
Boþ þeyler yüzünden eritme yüreðini geçen bir zaman.
Her þey için tadýný bozma aðzýnýn çekip gelmeden oraðýný
Seni biçmek için nasipsiz gönlünü al gitsin dostum ondan.
294-
Bu yaþamý geçirecek miyim gönül hoþluðuyla geçirmeyecek miyim?
Niceye vara-yoða bir gam kasavet yiyeyim niceye düþünceye gireyim?
Doldur kadehi bunu da bilmiyorum þu aldýðým soluðu nerede nasýl
Acep kendimde olarak aldýðým soluðu zorlanmadan verebilecek miyim?
295-
Dostlar geldiniz mi dünyada bir araya seyredin yüzünüzü
Konuþup görüþürek gömülün neþeye saki uzaksýn göçümü...
Ancak alýnca Saki'nin þarabýný ele sizden ayrýlmýþ olan;
Çaresizliðe düþmüþ olan filaný da dua ile anýn bu hayýr günü.
296-
Gönüle yüreðe hüzün fidanýný dikmemek gerek ey can
Hiç durmadan umut ve neþe kitabýný okumak gerek durmadan
Sürüp atmalý içimizdeki dileði bir vakit býrak gitsin;
Tas tas þarap içmeli vazgeçmemeli hoþ yaþamalý her zaman.
:::::::::::::::::

You might also like