Professional Documents
Culture Documents
GR
F. Engels*
I. Trkiye iki yzyl akn bir zamandan beri Bat gibi olmak iin onu taklit
ediyor. Kk bir aznln "refah" pahasna, giderek insanln varolu koulla-
rn ortadan kaldran burjuva uygarlnn "ayrcalkl" lkelerine benzemek isti-
yor. yle bir burjuva uygarl ki: "Sahiplerinin karma olarak sermayenin ge-
niletilmi yeniden retimini salyor da, bir btn olarak toplumun basit
yemden retimini salyamyor."(1) Her dnemde iktidar ele geirenler, "kurtulu
reetesinin" ceplerinde olduunu ve be-on ylda sorunlarn zme kavua-
cam sylyorlar. Ne var ki, be-on ylllarn sonu bir trl gelmiyor. Hedef,
ufukta bir izgi gibi hep uzaklara kayyor. stelik Latince deyimdeki gibi(**)
uzaklatka prestiji artyor. Mustafa Reit Paa'nn 3 Kasm 1839'da Glhane
Park'nda okuduu Tanzimat Ferman'nda (Hatt- Hmayun): "Memleketimizin
corafi durumuna, mnbit topraklarna ve halkn kabiliyet ve istidadna gre l-
zumlu eylere teebbs olunduu takdirde, be on yl iinde Allann yardmyla
istenilen(***) eylerin hasl olaca..." syleniyordu. Bunun iin de "baz yeni
kanunlarn konulmas lzumlu ve nemli grlm"t...
9
II. Bizim smrgeleme olarak grdmz srete, Cumhuriyetin kurulma
syla bir kopukluk ortaya kmamtr. Cumhuriyet rejimi, Trkiye'nin emperya
list Bat ile olan ilikilerinde ve Kapitalist Dnya sistemi iinde Trkiye'nin ko
numunda kkl bir deiiklii temsil etmiyor. Dolaysyla, bir "yenilgi tuza"n
temsil eden paradigmann dna kmak sz konusu deildi. Resmi ideolojinin
yaymaya alt grn aksine, Cumhuriyet dnemi de smrgeleme yolun
da ilerlemekten baka bir ey deildi.
III. Bugn Trkiye'nin kendi yolunu bulabilmesi, "salkl" bir kalknma yo-
luna girebilmesi, uluslararas dzeyde saygn bir lke konumuna gelebilmesinin
nndeki en byk engel "yapay" bir resmi ideolojinin varldr. Bu resmi ide-
oloji, bilimsel - entellektel gelimeyi ve yaratcl srekli engelleyerek, d-
nsel alan oraklatrmakta, demokratiklemenin nnde nemli bir engel
oluturmaktadr. Cemil Meri: "Bu hadm edilmi idrakle, bu 'izinli' hrriyetle
kalknmak mmkn m?" derken, bu amaz arpc bir ekilde ifade etmitir(3)
Geerli resmi ideoloji, toplumun kendisi hakknda dnme yeteneini dumura
uratmaktadr. "Sermaye Uygarl" ile ilgili olarak doru bir tavr gelitirebil-
mek iin, iki yzyldr hep ayn kmaz yolun yolcusu olduumuz ortaya konul-
maldr. Bu konudaki yanlg da "Milli Mcadele" konusundaki yaklamlarda
ve Cumhuriyet Rejimi'nin tahlilinde odaklayor. Milli Mcadele ve Cumhuriye-
tin ilk on yllan zerinde kitabn hacmine gre biraz fazlaca durmamz bu ba-
kmdan gerekliydi.
10
VI. Yaklak yetmi yldr bir sermaye snf yaratmak iin byk aba har
cand. Emeki toplum kesimleri byk basklara maruz brakld. Ne ki
1920'lerin "komisyoncu sermayesi" imdilerde uluslararas sermayenin (oku
luslu irketlerin) "taaronluu" konumuna ancak terfi edebilmi durumdadr.
Trk zel sermayesi onca yl "tevik", "destek" ve "vurgun"dan sonra yeni te
vikler, ayncalklar istiyor ve ancak emperyalist sermayenin eteine yaparak
ayakta kalabiliyor. Bugn de lkenin gelecei bu "marazi" sermaye snfnn di
namizmine terkedilmi durumdadr.
11
lama, kalknma, a atlama) ve her seferinde yeni bir eymi gibi sunulan para-
digmann iflas ettiini kabullenmeliyiz. Bir eyi daha kabullenmeliyiz ki; sz
konusu paradigmann dna kmadka, gerekten eitliki, demokratik, g-
nenli, kendi ayaklan zerinde durabilen bir toplumsal dzen oluturmamz
mmkn olmayacaktr. te, bu kitapta tartma konusu edilen belli bal sorun-
lar yukardaki temalar etrafnda toplanyor...
12
2. BLM
Afrika Atasz
13
cuklanna aktarmalarna olanak veriyordu. Bylece ynetici snf iinde "kapal
bir kast" oluturmay baarmlard.
14
basky merulatrmak, mevcut dzenin deimezliini kabullendirmek amacyla
"efsaneler", "hurafeler" retirler. Kurulu dzenin devam, ideolojik bulankln
srdrlmesine, hurafelerin egemen klnmasna baldr, ite entellektel, ege-
men olan snflarn gizli kalmasn istediklerini aa karmaya alan, gerein
saptrlm (reifiye) bir versiyonunu kabullenmeye raz olmayan, iktidarlardakile-
rin empoze etmekten kar olduu "bir toplumsal deerler sistemi"ne bakald-
ran, rnein egemen ideolojiye, resmi tarihe kar karak, gerekten yaanm
olanla, yaand varsaylan, gerein arptlm ya da "resmi versiyonu" arasn-
daki uyumsuzluu ortaya karmay kendine i edinen kiidir... Egemen olan snf-
larn ve devletin her jtrl politika ve uygulamalarn eletirebilen, bu alanda hibir
yasaa, tabuya, inkarcla itibar ermeyen, sorunlar sadece ulusal planda deil,
evrensel planda ele alp kavramaya alan kiidir...
Bu aamada nemli bir teorik sorunla karlalr ki; o da, bilginin nitelii,
hakim snflar ve devlet karsndaki konumudur. Bilimsel bilginin greli bir
zerklii vardr. Dolaysyla retilen bilimsel bilgi ile hakim snflar arasnda bi-
rebirlik, dorudan bir iliki olduunu varsaymak sakncaldr. Bilimsel bilginin
(sosyal bilim) snfsal bir ze sahip olmas, onun greli zerkliini ortadan kal-
drmaz, ite bu durum, sosyal bilimlerde tarafszlk sorununu tartma gndemi-
ne getirmitir. Greli zerklie (autonomie relative) ramen, tarafszlk bir saf-
satadan ibarettir. Son tahlilde snfsal karlardan tam bamsz bir bilgi (sosyal
bilim) olanakszdr. Bilim adam "tarafsz olmaldr" ya da "tarafszdr" dendi-
15
inde, asl sylenmek istenen, gerekten tarafszlk deil, iktidarlardakilerin,
mlk sahibi snflarn istemediklerini sylememek, tartma konusu yapmamak-
tr. Tersini yapanlar, yani iktidardaki snflarn istemediklerini yazp syleyen-
ler, tartma konusu yapanlar, "bilimsel tarafszlktan uzaklam" saylrlar ve
tarafszlktan ayrlmann da bedelini u ya da bu biimde derler.
16
bir misyona koulmulard. Ynetici (hakim) snfn bir bln oluturan
ulema (Osmanl aydn), kapitalist yaylmann nem kazand ve imparatorluu
etkisi altna ald lde, klasik ilevlerini yerine getiremez duruma geldi.
Daha sonra bunlarn yerini "Batc", "yeniliki" Tanzimat aydnlar (mnevver)
almaya balad. lgin olan udur ki; bu yeni elitin (bir sre geleneksel elitle
birlikte yan yana yaamak durumundayd) devlet iindeki konumu ve ilevi top-
lumun devlet d (dolaysz reticiler) snflaryla olan ilikilerinde bir nceki
dneme gre (ulema) hibir kkl deiiklik ortaya kmad. stelik siyasal-
ynetsel planda kendilerinden ncekilerden ok daha etkin bir konuma terfi etti-
ler. Dolaysyla merulatrc dayanaklar ve ideolojik referanslar zaman iinde
deimekle birlikte, konumlar ve ilevleri bakmndan hibir temelli deiiklik
ortaya kmad. Devlet aydnlar olarak kaldlar. Ksmen de kast konumlarm
muhafaza ettiler. Kapitalist toplumdaki aydnlar gibi bir katman (couche) olutu-
ramadklan iin, rettikleri bilgi, ancak kendi dar-snfsal karlarn koruyup
merulatrmaya hizmet edebilirdi...
17
leri yoktu. Dolaysyla geleneksel ideoloji anrken, ayn zamanda Batclarn
karsna muhalif bir ideoloji olarak kt. "Artk bir tarafta her eyi kabul eden
ve caiz gren, yksek ve aydn snf, eitli yabanc milletleri en ar bir biim-
de benimseyip taklit ediyorken, teki tarafta bir ksm aydnlarla geri kalan halk,
her trl yenilie kar koyuyordu. Yenilikten iddetle nefretin ve rknt hissi-
nin eserleri her yerde kendini gsteriyordu(7) diye yazyor Sait Halim Paa.
Hibir halk yenilik dman, refah aleyhtar deildir. Byle bir ey insan
doasna aykrdr. Aslnda resmi ideolojinin (sol versiyonu dahil) yaymaya a-
ltnn aksine, halk yenilik dman deil, gerekten yeniliki olmayanlara,
yeteri kadar yeniliki olmayanlara, yenilik olarak ileri srlenlerin ykc sonu-
larma, yenilik olarak sunulanlarn gerek zm yollarn tkamamasna kary-
d. Yaln Kk "Aydnlar zerine Tezler" adl kitabnda "Trk aydn tarihi
yenilik dman bir halk yeniliki yapmann tarihidir"(8) diyor. Byle bir yakla-
m en azndan bilim ddr!.. Aydnlara byk'bir kudret ve toplum st yete-
nekler vehmeden ar jakoben bir zihniyetin rndr. Kk, bir cmlede iki
yanl birden yapyor: Birincisi, hibir halk yenilik dman deildir; ikincisi,
hibir aydn grubu bir toplumu bir yerden bir baka yere gtremez. Halk a-
dala deil, "adalatrma"nn (smrgeleme, retici glerin tahribi bii-
minde ortaya kyordu) bizde ald biime tepki gstermitir.
18
Osmanl mparatorluu'nda buna olanak yoktu. Bat'da gelimekte olan fab
rika sanayii (teknolojik devrim) geleneksel zanaatlar (el zanaatlar) ykarken,
yeni istihdam olanaklar da yaratyordu. Bu durum, kurulmakta olan yeni dze
nin (kapitalist) savunulup merulatrlmasn kolaylatryordu. Idris Kk-
mer; "yenilik hareketlerine toplum asndan, retim glerinde kapitalist bir ge
limeye bal olarak byyen bir i snf olmakszn giriilmiti"(10) derken bu
durumu ifade ediyor. Oysa Bat gibi olmak isteyen (elbette asl ama iktidarlar
n korumakt) ve bunda kar olan yeniliki kast, lkenin daha fazla smrge
lemesi ve retici temelinin zayflamas sonucunu dourduu iin, tad ideo
lojinin kitlelerce benimsenmesi sz konusu olamazd. Atillalhan'n,
"komprador aydn" tanm bu aydnlara gerekten uygun dmektedir. Bat'da
yeni bir snfn (burjuvazinin) organik aydnlarnn rettii ideoloji, benzer bir
dnmn olmad Osmanl toplumuna ithal edildike, dar bir ynetici elit d
nda "aydnlanma" gereklemiyecekti.
19
ki acizleri demokrat deilim, alelumum demogojiye kar byk bir nefret per-
verde ederim. Bendeniz binbirbal ktlelerin herhangi bir ii baa karacak ka-
biliyette olduuna hibir zaman kail olmadm"(13) diyor.
20
"doru yolu bulduklarn" iddia etmilerdir. Oysa Cumhuriyet aydnlan gerek
orijinleri ve devlet iindeki konumlan, gerekse de ideolojik, dnsel referansla-
n bakmndan ayn izginin srdrcsydler. Btnyle onlarn "azgelimi"
ideolojik-kltrel mirasna konmulard.
Osmanl dnemi kltr inkr edilince, geriye halk edebiyat dnda pek
bir ey kalmyordu. Ortaya kan kltr boluu da Bat'ya daha ok yaslanarak,
ve oradan daha ok "ithalat" yaplarak doldurulmaya alld! thal edilen de
pozitivist burjuva kltryd. Bu tutucu ve sekinci ideolojinin ithali ynetici
aydn elitin karlarna uygun dyordu. stelik bu alanda bir sr tutarszlk-
lar, eliik yaklamlar da sergileniyordu. Mustafa Kemal, Nutuk'ta; "Osmano-
ullar zorla, Trk Milletinin hakimiyet ve saltanatna el koymulard. Bu tasal-
lutlarn alt asrdan beri idame eylemilerdi, imdi de Trk Milleti bu
mtecavizlerin hadlerini bildirerek, hakimiyet ve saltanat isyan ederek bilfiil
eline alm bulunuyor"(16) diyor. Bu durumda stanbul'un fetih yldnmlerinde ve
daha bir sr yldnmlerinde yaplan trenleri anlamak zorlar! Dier yandan
da yok saylan veya inkr edilen eylerle vnlyor. rnein Trklerin tarih
boyunca kurduklan en byk devletin Osmanl Devleti olduu syleniyor! Bu ve
benzer yaklamlar doal olarak gen nesillerin kafalarnda eliik dncelerin
olumasna neden oluyor...
21
trn (Byk Dnya Ekonomik Krizi) lkeyi etkisi altna ald 19301u yllarda
daha da artt. Etkinliklerini II. Dnya Sava sonuna, 1950'ye kadar srdrmeyi
baardlar.
22
Eer askeri bir darbeyle, ittihat yntemleriyle sosyalizm adna iktidar
ele geirebilirlerse, iktidar kimseyle paylamak zorunda kalmayacaklard. ste-
lik bu sefer siyasal iktidar da kimseyle paylamak zorunda olmadklar iin, tar-
tmasz ve tek hakim snf konumuna ykseleceklerdi. Dou Avrupa'daki r-
nekler itahlarn kabartyordu! Ne var ki, burjuvazi ve gerisindeki emperyalist
"destekiler", brokratik aydnlara bu yolu oktan kapamt. Asalak burjuvazi
ve emperyalizmle baa kabilecek olan asl g emeki kitlelerdi ama, Trk ay-
dnlan (sosyalist olsunlar) emeki snflan iin iine kantrmaya pek niyetli de-
illerdi. (Kullanlan dil ve sloganlara ramen). Bu konuda bir de gereke retil-
miti: Halk geriydi, kendilerinin deil, "yoz burjuva politikaclarnn" peinden
gidiyordu, son tahlilde de kendi karlarnn farknda deildi.... Bu ve benzeri ar-
gmanlarn ncekilerden, Tanzimat, Merutiyeti, Cumhuriyetilerden bir
fark var mdr? Halkn siyasal olgunlamasn beklemek onyllar alrd. Oysa l-
kenin beklemeye tahamml yoktu. Aslnda "sosyalist" aydnlarn nemli bir
bl askeri cunta yntemlerine bel baladklar dnemde, iinde yaadktan
toplum, hakim snflann gc, kitlelerin beklentileri ve zlemleri konusunda son
derecede bilgisizdiler.
23
kabul ettirebilmesi iin, toplumun dier snflarnn yaam koullarnda en azn-
dan ksmi bir iyileme salamas gerekir. Gramsci'nin kendi ifadesiyle, yeni sos-
yal smfn egemen snf olma mcadelesine giritiinde: "stn gelmesi gereken
kendi temel karlaryla, ikincil sosyal guruplar da feda etmeyecek uygun bir
dengenin kurulmas gerekir."(18) Bylesi bir dengenin oluturulmas, devlet ay-
gtm ele geiren yeni egemen snfn, toplumun dier baml kesimlerini kendi
egemenlii altnda tutabilmesinin kouludur.
Ancak byle bir durumda egemen snf, iktidarnn snfsal karakterini giz-
leyebilecei bir dnya grn kitlelere benimsetebilir. Ve bunu "doal", "ge-
rekli" moral deerler ve toplum anlay olarak kitlelere kabullendirebilir. By-
lece egemen snf son aamada, ekonomik, politik ve moral balan
gerekletirir. Gramsci buna "tarihsel blok", yeni egemen snfa "hegemonik
snf" ve onun yayd ideolojiye de "hegemonik ideoloji" diyor.
24
Szn ettiimiz hegemonya eksikliini gidermek ya da hegemonya bo-
luunu doldurmak amacyla retilen ideoloji, resmi ideolojidir. Bu da ideoloji-
nin bir snf projesi olduunu gizlemek ve kitlelerde bir yanlsama yaratmak iin
yeterli olamazd. Hegemonya boluunu doldurmak amacyla "devlet aydnlan"
tarafndan giriilen ideolojik zorlamalarn kitlelerin bilincine yerleme gc ol-
mad iin, resmi ideoloji zor gesiyle birlikte yryecek, zorunlu olarak da,
daha batan anti-demokratik, baskc bir nitelik kazanacakt.
25
duuna da kendileri karar verirler. Kurulu dzene eletirel yaklaan herkes "kt
dncelidir", "lke yararlarn ve btnln tehlikeye atar" ."birlik ve bera-
berlii zedeler," "ulusal duygular zayflatr" vb... nsanlar, dnceleri, "iyi ve
kt", "yararl ve zararl" diye snflandrlr. "Kt" ve "zararl" dnceler ve
sahipleri yasal kovuturmaya maruzdurlar. Byle bir toplumun ada ve demok-
ratik olmas da, kalknabilmesi de olanakszdr. Bat Ortaa'nda "doru"larn
tespiti kilise adamlar tarafndan yaplrd. Bizim Cumhuriyetimizde de yasalar ve
uygulayclar bu ii yapyorlar. Eletiri yollarnn tkand bir toplum, kendisi
hakknda dnme yeteneine sahip deildir. Cezai yaptrm gerekesiyle eletiri
silahn brakmak ise gerek entellektel tavryla badamaz.
26
zannettiler. Garbin ahlk ve yaaym memleketlerine tatbik etmenin dertlerine
are olacana inandlar"(21) derken, batanberi yaplanlarn adalamak olma-
dn vurgulamak istiyor.
27
3. BLM
Fransz Atasz
Hibir konuda Milli Mcadele ve onun lideri hakknda olduu kadar efsane
yaratlmamtr. Tek parti dnemi inklaplar iin de yle... Neredeyse Osmanl
tmparatorluu'nun ykselme ve gerileme dnemlerine ilikin deerlendirmenin
bir benzeri tek parti dnemi ve 1950 sonras iin de geerlidir. Resmi ideoloji ta-
rafndan Mustafa Kemal'in yaad dnem Cumhuriyet'in "altn a", 1950 son-
ras da bir eit "bozulma", "geriye gidi" dnemi saylyor. nl devlet aydnla-
rndan ankaya sofralarnn vazgeilmez yazan F.R. Atay, Mustafa Kemal'in
lm zerine, 11 Kasm 1938'de Ulus Gazetesi'nde; "En mesut Trkler, Atatrk
yaarken lm olanlardr" diye yazmt. Cumhuriyet aydnlar yukardaki gr-
yaygnlatrmak iin byk aba harcadlar. Niyazi Berkes tek parti dnemin-
de atamayla gelen meclislerin ok parti dneminin erbet seimlerle gelen mec-
lislerinden daha seviyeli olduunu sylyor. Brokrasinin "radikal" kanadnn
szcln yapan Berkes, idealist sekinci dnya grnn Cumhuriyet dne-
mi aydnlarnda ne kadar kkl olduunu gsteriyor.
Paris Komn'ne ilikin bir yazda Marx; "imdiye kadar, Roma mparator-
luu zamannda Hristiyanln bu kadar ok efsane yaratmas matbaann
henz kefedilmemi olmasna yorulurdu. Oysa, bunun tam tersi dorudur.
Bugn gnlk basn ve telgrafn bir gnde yaratt efsane, eskiden bir yzyl-
da yaratlandan daha fazladr''(1)diyor. Marx'n bu szleri Cumhuriyet "burju-
vazisi" tarafndan da dorulanmtr. stelik kitle iletiim aralarnn iinde bu-
lunduumuz yzyldaki gelimilik dzeyi gznne alnrsa, sorunun nemi
daha iyi anlalr.
29
Milli Mcadele sonrasnda egemen snflarn neden zorlama bir resmi ideoloji
oluturmak zorunda olduklarm nceki blmde tartmaya altk. Bylesi bir
zorlamann nedeni, Cumhuriyeti kuran kadrolarn tarihsel olarak gerilii, ge-
limi bir burjuva snfnn ve onun "dnya gr"n formle edip yayacak ay-
dnlarn bulunmayyd. Resmi ideoloji tarafndan yaratlan efsanelerin ve hura-
felerin sergilenebilmesi iin, "Milli Mcadele"nin resmi ideoloji dnda bir
deerlendirilmesinin yaplmas gerekiyor. Bilindii gibi, resmi ideoloji (kimi sol
versiyonu da dahil) Milli Mcadele'yi anti-emperyalist, dnyann mazlum ulus-
larna kurtulu yolunu aan ilk ulusal halk hareketi, Mustafa Kemal dnemi si-
yasal rejiminin "halk" bir ynetim biimi olduu, Mustafa Kemal'in Trklere
bir vatan balayan dnyann en byk anti-emperyalist lideri olduu vb. gibi
bir sr gerek d hurafeye dayanyor. Elbette egemen snfn ve onun szcl-
n yapanlarn bask ve smrsn "gizlemek" amacyla tarihsel olaylar ar-
ptmalar anlalr bir eydir. Tarihsel olaylar arptmann, gemite yaanm
olaylar tahrif etmenin yollarndan biri de kiiyi yceltmekten, kiiyi putlatrp
ona tapmaktan geer. te bu blmde, yakn tarihte yaanan olaylarla ilgili top-
lumsal sreler ve olgularla ilgili sis perdesi aralanmaya, gerei rten perde
kaldrlmaya allacak.
Trkiye toplumsal formasyonunun evrimini ele alan byle bir kitapta Milli
Mcadele ve sonras dneme geni yer ayrmamzn nedeni budur. Sz konusu
dnemin olaylarnn arptlmas zerine kurulu resmi ideolojinin tutarl bir ele-
tirisinin yaplabilmesinin koulu, dnemi deiik ynleriyle tahlil etmektir.
Solun nemli bir blm bile, Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili olarak, resmi
ideolojiden bamsz dnme aamasna henz ulaabilmi deil. Bu durum
Trk solunun geleneksel devleti ideolojinin bir versiyonu olarak ortaya kma-
sndandr.
30
savaa katlyorsa, her halde ama paylamdan pay koparmaktr. Emperyalist
paylam savana katlan bir devletin anti-emperyalist bir ulusal kurtulu sava
vermesi mmkn mdr? Resmi tarihiler ve resmi ideoloji reticileri bu
"amaz"n farknda olduklar iin, olaylarn tahlilini Yunanllarn zmir'e k-
yla balatyorlar. mparatorluun geni blgelerinin neden emperyalistler tara-
fndan igal edildiinden pek sz etmiyorlar. Olaylarn tahliline 1919 May-
s'ndan deil de 1914'ten balasalar, hurafe retme kapasitelerinin byk lde
azalacan biliyorlar...
31
akn bir sreden beri gndemde olan cerrahi operasyonu gerekletirecekti. Her
ne kadar hareket balangta Hilafet ve Saltanat kurtarmay amalasa da, yuka-
rda szn ettiimiz l mcadelenin diyalektii ve toplumsal hareketin dina-
mii, hilafet ve Saltanatn tasfiyesiyle sonulanacakt. Her siyasal-toplumsal
sre, kendisini de dntrecek dinamikleri bnyesinde barndrr. Hareketin
dinamii, o hareketi balatanlarn balangtaki niyetlerinden grece bamsz
bir yol izleyebilir. Eer Trk Devleti yaayacaksa, bu, burjuva temeller zerine
oturmu bir cumhuriyet olabilirdi.
XIX. yzyln sonu ve XX'inci yzyln bana kadar geen srede Osmanl
mparatorluu, Batl kapitalist devletlerle arlk Rusyas'nn kar atmas y-
znden ayakta kalabilmiti. Bu dnem Osmanl d politikas, sz konusu kar
atmalarndan yararlanma temeli zerinde kurulmutu. II. Abdlhamid, kar
32
atmalarndan yararlanarak saltanatn srdrmeye ynelik bir d siyaset izle-
miti. Birinci Dnya Sava tam bu duruma son vermek zereyken, Sovyet dev-
riminin patlamas.durumu tekrar deitirmiti. Sovyet devrimi ve devrimin ya-
ylma potansiyeli, emperyalistlerin sava ncesi ve sava iindeki hesaplarn
alt st etti. "Yeni Trk Devleti" de bu yeni durumun yaratt kar atmalarn-
dan yararlanarak varln korumutur.
ngilizlerin asl amac Anadolu topraklarnn bir blmn ele geirmek deil,
Dou smrgelerinin gvenliini salamakt. te yandan Birinci Dnya iSava-
'ndan yorgun ve bitkin kan ngiliz askerini yeniden bir savaa sokmak kolay de-
ildi. Dou cephesi kumandan Kazm Karabekir Paa, emperyalist devletlerin
iinde bulunduklar durumu gereki bir biimde deerlendirmekteydi:
"19'da Trabzona vardk. Vali Galip Bey.... dehetli ittihatlar aleyhinde olmakla
beraber, ya ilerlemi ve kuvvete mukavemet edemiyecek bir insand... Trabzon
Mdafa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi eraftan 21 kii imi. 11'i heyet-i merkeziye, 10'u
heyet-i idare. Belediye reisi Barutu Ahmet Efendi ayn zamanda Mdafa-i Hukuk
reisi. Heyet vaziyetin dehetinden ylgn. Ahvali olduu gibi deil, mthi ve gayri
kabil-i izale felaketli gryorlar. Btn mitleri Avrupaya yalvaracak heyette. Bu
muhterem insanlara dedim ki: tilaf kuvvetlerinden korkmaynz. Daha geen hafta
Lonra'dan memleketimize gnderilmek istenen alaylar biz gitmeyiz diye silah
atlarn brakp svtlar. tilaf milletleri harbi umumiden o
33
den o kadar yorgun ktlar ki, memleketimizde tek bir nefer bile ldrmeye raz
deillerdir. Karmzda Rum ve Ermeni'den baka kimseyi grmeyeceiz. stan-
bul'da tilaf Kuvvetleri bostan korkuluundan baka bir ey deildir."(9)
Osmanl Devleti snf -devlet yapya sahip asyatik bir imparatorluktu. Byle
bir toplumsal formasyonda brokrasi egemen snftr. Osmanl merkeziyeti
devlet yaps, devlet dndaki glerin yaamasna "olanak vermezdi." Bu duru-
mun sonucu olarak gl bir burjuva snfnn gelime koullan yeteri kadar
olumuyordu, Zaten daha sonra Bat kapitalizminin basks, gl bir ulusal bur-
juvazinin tm gelime yollarn tkamt. ktidarn bakalaryla paylalmas Os-
manl devlet yapsnn mantna uygun dmezdi.
Brokrasi, ilk defa Milli Mcadele ve sonrasnda kendi dndaki glerle it-
tifak yapmak zorunda kald. Bu durum, tarihsel bir zorunluluk olarak kendini
dayatmt. Burjuva temeller zerine kurulan bir devlet, bir burjuva snf yarat-
maya ve onu glendirmeye mahkmdur.
34
tus quo'nun korunmasndan yanadr. Brokrasinin varl status quo'nun korun-
masna baldr. Brokrasiler "reformcu" grndkleri zaman bile, ama, ortaya
kan yeni durumda egemenliklerini korumaktr. Bu amala yeni dzenlemelere
giriirler. Cumhuriyet dneminin inklaplarm deerlendirirken bu niteliin ha-
trlanmas gerekir. Atilla ilhan'n yazd gibi: "nk ordu ve brokrasi sava
yapar, devlet kurar ve devleti korur ama devrim yapamaz ve eer frsatn yaka-
larsa, devrimi ya saptrr veya ona smsk yaparak devrimi tutuculatrr." (12)
Bat kurumlarnn ithal edilmesinde kar olan teki kesim ayand. yan,
merkezi otoritenin zayflad oranda byk topraklar denetler duruma gelmiti
ama hibir hukuki gvenceye sahip deildi. yan da denetledii, fiilen sahip ol-
duu topraklar iin hukuki gvenceler istiyordu. Dolaysyla merkezi Batc b-
rokrasinin, yann ve Bat kapitalizminin karlar uyum halindeydi. Bu durum,
Cumhuriyet dnemi iin de geerlidir. Osmanl dneminde yaplan "kurum ak-
tarmacl" Cumhuriyet brokrasisi tarafndan eletirilmitir. Ama kendileri
daha youn bir "ithalat" srecine girmilerdir. Kendi aktarmaclklarm "ilerici"
inklaplar olarak sunmulardr. Cumhuriyet dneminin Bat'dan kurum aktarma-
clyla daha ncekilerin zde hibir fark yoktur. Her ikisinin de ortak yan,
35
yar-smrgeleme srecini hzlandryor olmalardr. Fakat emperyalizmin
1914-1945 aralndaki "yapsal krizi", emperyalizmle olan ilikilerin gevemesi
nedeniyle bir yanlsama yaratmaya olanak vermi, sanki emperyalizmden bilinli
bir kopu varm izlenimi yaratlmtr. Emperyalizmin krizi, Cumhuriyet b-
rokrasisine ideolojik bir maniplasyon olana vermitir.
36
nemli olmad gibi, ekseri smr ve bamllk ilikilerini de iselietirip, s-
mry derinletirebilir.
37
Milli Mcadele'nin nitelii konusunda resmi ideolojiden farksz dnmyor.
Kvlcml, Milli Mcadele'yi sadece anti-emperyalist deil, ayn zamanda
anti-kapitalist sayyor (!) "in'de daha nce Sun-Yat-Sen, Trkiye'de
daha sonra Mustafa Kemal adna alan milli kurtulu hareketleri, anti-
emperyalist ve anti-kapitalist birer sava olmakla birbirlerinden zerrece
farkl deillerdi. Ancak Trkiye, emperyalist anavatanlarn byk
smrgelere balayan en stratejik yollar zerinde idi. Sovyet Sosyalist
Devrimi'nin 'yumuak karn' altna yaknd"(19) diyor! [Vurgu MD]
38
burjuvazi ilevini yerine getiren, zellikle de Fransz ve ngilizlerle ilikide bu-
lunan Rum ve Ermenilerin tasfiyesi, ilev ayn kaldka byk anlam tamazd.
Nitekim, burjuvazi komprador niteliinden uzaklamadka, onun Mslman,
Yahudi vb. olmas sanld kadar nemli deildi. Sava boyunca hem Rum ve
Ermenilerin ekonomik etkinlii azaltld, hem de onlarla birlikte mparatorluun
d ticaretinde ngiltere ve Fransa'nn nemi iyice kld. Drt yllk sava bo-
yunca devlet destei ve "enflasyon sayesinde Mslman" sermaye hzl bir ge-
lime gsterdi. Sz konusu dnemde kurulan irket sermayesi %3'ten %38'e
ykseldi.(20)
39
Bat Anadolu'nun en nemli ticari ve zirai kurulular Rumlarn elindeydi.
Dou'da da durum Ermeniler bakmndan aa yukar ayn olmakla birlikte, Er-
meniler verimli topraklarn da bir blmn kontrol ediyorlard. te Milli M-
cadele'de ilk harekete geen; Rum ve Ermenilerin ticari, snai kurulularna, ev-
lerine ve topraklarna, ba ve bahelerine el koyan Mslman kesim olmutur.
Anadolu erafnn, Mslman, ksmen de Yahudi tccarlarn milli harekete ka-
tlmalarnn asl nedeni, emperyalizme bir tepki deil, Rum ve Ermenilerle kar
atmasnn sonucudur. te yandan merkezi brokrasi de dzenli askeri birlik-
leri istilaclarn karsna karmamaya zen gstermitir. "1920 ylna kadar
ordu, devlet kuvveti olarak grnmemeye gayret etmi ve istilac kuvvetlerin
karsna kard birliklerini milis kuvvetlerinin yannda savaa sokarak bunu
resmen ifadeden saknmtr."(22)
Telgrafta ayrca; "Eer zmir yresinin igalinde kesin bir politik zorunluluk
grld takdirde... zalim ve gaddar Yunan askeri tarafndan deil, insanlk ve
uygarlkla donanm olan uygar itilaf devletleri askerleri tarafndan gerekleti-
40
rilmesi"!(25) isteniyordu. Son ifadeden, ngiliz ya da baka emperyalist bir devlet
tarafndan igal durumunda mallarm gvencede grdkleri anlalyor. Herhalde
Yunanllara kar tepkinin ekonomi d bir nedeni de vard. Eskiden Osmanl
ynetimi altnda olan Yunanllarn imdi imparatorlua kar saldr ve igal ha-
reketine girimesi, tepkinin bymesinde bir etkendir. Ama yine de asl belirle-
yici olan ekonomik karlard.
"Dedim ki, biz sizin grdkleriniz gibi iki ey grebiliyoruz. Bunlardan bir
islamclktr, dieri asrilemek. Kendi kendimizi idare edecek bir halde yaa-
mak. Bunu da Avrupa'dan alacaz. slam cereyanlar bize iyi deildir. Medeni
deildir. Ayn zamanda istila altndadr. Serbest deildirler dedim... Buna inan-
mad. Ayn zamanda inanm grnd. O ayn zamanda Krt meselesini intiha-
bata karmayan Hrriyet ve tilaf ve Sleymaniye'yi syledi. Ben de o ngiliz-
lere kar eyh Mahmud'un hareketidir dedim... Bu, grup halinde bir kabile. Biz
istikll istiyoruz diyen yoktur... Sizde de sosyalistler byle istiyor denirse, mille-
tin hepsi tabii byle deildir dedim."(27)
41
hudut dnyoruz" dedi. Bunu Cevat Paa'ya sylediim zaman inanmad
gld."(28) "Sonra dedi ki: 'Biz sizin Umur- dahiliyenize karmyoruz. Siz de
bizim menfaatlerimize karmaynz. Balkesir'de bulundurduumuz asker tahri-
bat yaplmamas iindir. Arkadalarnz da bu fikrimi bilsinler"(29)
"Jenaral Mougins de dedi ki: 'Sakn ttihat olmaynz, bu sizin iin ok fena-
dr. nk Avrupa ttihatlardan eytan gibi ok korkar' ve taklidini yapt. 'ngi-
lizler byk bir Arap mparatorluu, biz ise byk bir Trk Hkmeti istiyoruz'."
Fakat Franszlarn neden byk ve Fransa yanls bir hkmet istediklerini Mare-
al Franchet D'eesperey aka ifade etmiti. 'Zamanmz menfaat asrdr; para ne-
rede ise dostluk oradadr. Memleketinizde sermayenin yzde yirmibei bizimdir.
Mtekabilen menfaat var. ngilizlerin de menfaati varsa da geridir'."
42
limsel" bir grnt kazandrma amacn tayordu...
43
Eylem o kadar genitir ki, hkmet 30 kiiyi tutuklamak zorunda kalr. Nehru
ve Ghandi tutuklananlar arasndadr. Bu abalar zerinedir ki, Hindistan Kral
Naibi Lord Reading lkedeki slam duygusunun iddetini ileri srerek, "stan-
bul'un boaltlmasn, kutsal yerler zerinde Halifenin egemenliinin tannmas-
n, Trakya ve zmir'in geri verilmesini" Londra'ya yazar.(38)
Bir Hintli Mslman da, "Bir zamanlar, birok Msllman devletler ve kral-
lklar vard. Bunlardan birisi ortadan kaldrld zaman fazla bir zntye kapl-
myorduk. Trkiye slam devletlerinin en sonuncusu ve en glsdr. Yahudi-
ler gibi vatansz insanlar olacamzdan korkuyoruz"(39) diyecektir.
1912 ylndan beri ard arda gelen savalarda bir cepheden dierine koan
emeki halk, I. Emperyalist Savan sonuna gelindiinde her bakmdan bitkin du-
rumdayd. Kylerde erkek nfus byk lde erimiti. Bu bakmdan Birinci
Dnya Sava'nn balad 1914'ten 1923'e kadar geen sekiz ylda, Mslman
nfus %18 azalmt.(40) Fakat halk krmna neden, sadece savalar da deildi.
Ar vergiler, aa, eraf, mtegallibe ve ekiyann basks ve zulm, salgn hasta-
lklar ve alk savalardaki kayplar daha da bytyordu. Mustafa Kemal
Nutuk'ta zmir'in igali karsnda halkn tavryla ilgili olarak; "Milletin bu haksz
darbe karsnda sessiz ve hareketsiz kalmas elbette kendi lehine yorumlanamaz-
d" der.(41) Aslnda halkn iinde bulunduu durum onun yeni bir savaa daha g-
nll katlmasna pek olanak vermiyordu. Her seferinde slam dini ve Padiah
iin savaa yollanan halk, bu sefer "vatan kurtarmak" iin savaa katlmaya niyetli
grnmyordu. Osmanl dneminin sonlarnda savalarn yapt tahribatn bo-
yutlarn hatrlamak iin aadaki alnt uygun dyor: "eme lesinin gen-
leri askerliklerini Yemen'de yapyorlard. 1908'de eme'de 20-30 yalar
arasnda bir tek Trk erkei kalmt. O da cce idi. Bu yzden emeliler hakl
olarak, Yemen'e eme Mezarl adn takmlard..."(42)
44
u dnemde, olumsuz sonular dourmutur. Kitle tabannn etkin olmay ha-
reketin lider kadrosuna geni bir manevra alan brakmtr. Bu, tm dzenle-
melerin kitleler dda ve onun etkinliinden bamsz gereklemesine olanak
vermitir. Oysa, "bir ihtilalin en kuku gtrmeyen yan, ynlarn tarihsel
olaylara dorudan doruya mdahale etmeleridir." Milli Mcadele'den sonra
mahalli erafn iktidar bloku iindeki konumu kyl kitlesi aleyhine olarak
daha da pekimiti.
Sabahattin Selek; "Daha ksa bir deyimle, Milli Mcadele, hele baz tehlikeli
dnemlerde, halka ramen yaplmt... Durum byle olduu halde bu harekete
'Milli Mcadele' denilmesi yanl deildi. nk mcadelenin insan kaynam,
ne ekilde olursa olsun halk tekil etmi ve maddi mali imknlar halktan salan-
mtr"(43) diye yazar. "Halka ramen", "halk yararna mcadele" yazarn bir bu-
luu deildir. Trkiye'de "Bat'ya ramen Batllamak", "halka ramen halk ya-
rarna devrim yapmak" garip ama yaygn bir saplantdr. Osmanl ynetici
elitinin bak an yanstr. Elbette byle bir zihniyetin temelinde de halka g-
vensizlik yatar. Bu zihniyete gre, kitle hibir eyi bilemez ve yapamaz; neyin
onun yararna olup olmadna brokratik aydn karar verir. Byle bir yakla-
mn gerici elitist bir dnya grnn rn olduu aktr.
Bir harekete halk harekeli olma niteliini kazandran, halkn (emeki kitle-
nin), kendi kaderini tayin etmedeki bilin ve kararlldr, tarihin znesi olmada
ulat seviyedir. Eer siyasi harekete yn veren temel g halk kitlelerinin si-
yasi tercihleriyse ve hareket kitlelerin yaam koullarn iyiletirici bir z ve
mesaj tayorsa, o zaman gerekten bir halk hareketinden sz edilebilir...
Ne var ki, kitleleri savaa sokmada eraf ve din adamlarnn ideolojik gleri
ve prestijleri snrsz deildi. Bunlarn yetersiz kald koullarda zor esi gn-
deme gelecekti. Byk Millet Meclisi'ne verilen bir kanun teklifinin baz mad-
deleri yleydi:
"3- Seferberlik emrine uymayanlarn mallar alnr, evi yaklr, ailesi srlr ve
inat edenler yakalannca idam olunur.
4- Birliinden silahl veya silahsz olarak kaanlar hakknda 3. madde hkm tat-
bik olunur.
5- Her ky ihtiyar heyeti kendi kylerindeki kaaklar yakalamaya ve hkmete
teslim etmeye mecburdur. Bunda kast ve geveklii anlalanlar 3. madde h-
kmlerine gre cezalandrlrlar.
45
6- Kaaklar saklayanlar ve kamalarn tevik edenler ve kolaylk gsterenlerin
mallar alnr, evi yaklr ve aileleri srlr."(44)
46
terinden pek farkl olmayan bir kadronun, memur, jandarma ve erafn elindeydi.
Halk kitlelerinin bu faaliyetlere katlma oran yok denecek kadar dkt.
"Kemalist heraketin ald tedbirler amalarna ulamalarna karn, balangta
halk kitleleri, verilen kurtulu sava ile ilerinden gelerek ve istek duyarak kay-
namamlardr... Harekete Anadolu kylsnn belirli bir oranda katlm olma-
s, lkenin en verimli siyasal gcnn tarih asndan bir nesne (obje) olmaktan
baka bir rol oynamadn gsterir."(48)
Emeki kitlelerin tarihsel srece katlmnn bu lde snrl olduu ortaday-
ken, devrimden, "Anadolu htiiali"nden vb. sz etmek bu kavramlar kullananla-
rn kuruntusundan baka bir ey deildir. Bir ihtilalin en kuku gtrmeyen
yan, ynlarn tarihsel olaylara dorudan doruya mdahale etmeleriyse, Anka-
ra'da toplanan TBMM'nin ilk yasama ilemlerinden biri, anan vergisi denilen
saym vergisini (hayvanlardan alman) drt misli artrmak oluyor. Bylece
be hayvan olan kylnn mallarna el konarak ie balanyor. Bylesi bir du-
rumda kyllerin gnll katlm mmkn olabilir miydi?(49)
Hileci yntemleri iyi bilen Osmanl paalar, ayan, eraf, mtegallibe, din
adamlar halk savaa sokabilmek iin 11 Ekim 1920'de bir yasay meclisten ge-
iriyorlar. Bu yasaya gre, her kyl ailesine evrede bulunan ormandan iki
hektarlk blm temlik ediliyor. "Kanunda kylnn orman sahibi edilmesi
prensibi esas alnm ve her kylye 2 hektar orman temlik edilerek tatbikatna
balanmtr. Ancak ormann deeri halka takdir edilmemi bulunduu iin bu
tatbikat memleket namna ok byk zararlara mal olmu ve ormana tapu ile
sahip olan kyl oluk ve oluu ile birlikte maln baltadan geirerek kendisine
verilen orman tarlaya evirmitir. yl devam eden ve byk orman kaybna
sebep olan Baltalk Kanunu 1923 ylnda Lozan Bar Anlamas'ndan sonra
derhal durdurulmu ve bir yl sonra kartlan 15 Nisan 1924 gn ve 484 sayl
intifa kanunu ile orman ve kyl ilikisi, ormanlarn takati esas prensibi dahil
de yeniden ve muvakkaten bir dzene balanmtr."(50)
Yukardaki alntyla ilgili iki nokta dikkati ekiyor. Her kyl ailesine iki
hektar orman veriliyorsa, herhalde bu, "doal park" yaplsn diye verilmiyor.
Kyl orman kesip satacak ve tarla yapacaktr. Yoksul kylden baka ne yap-
mas beklenir! Lozan Bar Anlamas imzalannca, artk yoksul kylleri sava-
47
a sokmaya gerek kalmyor... Yeni bir yasayla sorun zlyor... 924'te kart-
lan 484 sayl yasa, 1937'ye kadar yrrlkte kalyor. "Devlet bu dnemde
(1924-1937) birbirine eklenen ve yllarca sren harplerle harap olmu bir mem-
leketin bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar ile kar karya bulunmaktadr.
Bu bakmdan hem orman mahsulleri ve hem de para bakmndan ok byk olan
bu ihtiyacn karlanmasnda milli servet olarak ormanlardan faydalanma ciheti-
ne gidilmi ve ormanlar yerli ve yabanc zel teebbsn istismarna alarak
memleketin birok yerlerindeki iyi vasfl ormanlar uzun ve ksa vadeli mukave-
lelerle satlmaya balanmtr."{51) lgin bir mantk sz konusu... Bir taraftan or-
manlarn "tahrip edilmesini nlemek" amacyla orman yoksul kylden alnyor.
te yandan, "memleketin bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalarn" karlamak
iin, yerli ve yabanc zel kiilerin yamasna sunuluyor! Bylece orman mte-
ahhitleri araclyla "bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar" giderilmeye all-
yor. Bakanlk yaym devam ediyor: "Fakat bir sre sonra bu usuln getirdii za-
rarlarn bykl karsnda orman satlar 1935 ylndan itibaren ksmen
frenlenmek ve ksmen de iletilmekte olan ormanlardaki kontroln artrlmas
suretiyle 1937 ylna kadar devam etmitir."(52)
Milli Mcadeie'de halkn gnll katlm son derecede kstl olduu gibi,
TBMM Hkmeti de, Osmanl merkezi devlet yapsnn ve adamlarnn Anado-
lu'ya tanmasndan teye bir ey deildi. Ankara hkmetinin Basn Yayn
Genel Mdrl'n de yapan eski mebus Muhiddin (Birgen), Karabekir
Paa'ya Tiflis'ten unlar yazyor: "Ancak una iman etmiim ki, Anadolu mca-
delesinin baar ile sonulanabilmesi, askeri harektn, ayn zamanda kesinlikle,
bir sosyal hareketle birlikte ynetilmesine baldr. Ankara'ya baz arkadalarla
bu dnceyi savunmak zere geldik, bir yl uratk, sonunda eski stanbul H-
kmeti'nin yalnz ad deitirerek tekrar Ankara'da kurulduunu grdkten sonra
grevimizin bir zaman iin sona erdiine karar verdik(...)" O kadar parlak sz-
48
lerle, Mecliste her gn okunan dualara, Hac Bayram Camii'nde iki yzlcesine
klman namazlara, ancak kelimeden ibaret olan (Halk ve Millet hkmetine)
ramen, Anadolu halk mcadeleyi tutmam ve tersine ona kar ayaklanmakta
direnmitir. Muhittin (Birgen), ayn mektupta; "Askeri harekt sosyal davranla
birlikte yrtlmedii iin, sava sonrasnda bam siper iine saklayarak hede-
fini grmeden tfek atan askerin hareketi gibi, Anadolu'nun glerini ve fiekle-
rini bouna harcamasndan baka sonu vermemitir" diyor.
Aslnda gerek bir Anadolu hareketi hibir zaman olmad. Osmanl paalar,
eraf ve mtegallibe takm da atlan kurunun nereye varacan ok iyi biliyor-
du. Nianclkta kusur etmiyordu. Btn bu ve benzer yaklamlarn hep "Milli
Mcadele"nin gerek niteliinin anlalamamas, anlalmak istenmemesinden
kaynaklanyor. Komintern'in 4. Kongresi'nde Trk delegesi Orhan; "Byk Mil-
let Meclisi bir ihanet hkmetidir, 1921 ylndaki Londra Konferas'ndan bu yana
milli burjuvazi devrimci bir zihniyet tamamaktadr"(54) diyor. Aslnda Londra
Konferans'ndan nce de "Milli Burjuvazi" devrimci bir nitelik tamyordu.
Milli burjuvazi diye bir ey yoktu. Fakat Londra Konferansyla emperyalizmle
uzlama kaps iyiden iyiye aralanmt; o kadar... Fakat o dnemde herkes onda
"ilerici nitelikler" grmek eilimindeydi. Bu nedenle "halk", "halklk", "ege-
menlik", "halk hkmeti", "millet hkmeti" gibi kavramlar bir anlam tamyor-
du. Tamadm daha sonraki gelimeler gsteriyor. Sivas'ta yaynlanan Irade-i
Milliye Gazetesi'nde kan bir yazda, "Vergiler iyi uygulanmad, zenginler kay-
nld, fakirlere daha ok ykletildi" deniyor diye, yaz yasaklanacak, Irade-i Milliye
Gazetesi'nin fedakar karcs Selahddin Bey iinden atlacaktr.(55) "Halk",
"devrimci", "anti-emperyalist" hareket, bylesi bir "eitlik" ve "adalet"
anlayna sahipti... 1921 sonu, 1922 balarnda TBMM'nin genel eilimi, emeki
halk kitlelerine kar gerici bir ittifakn pekimesi ynndedir. Bu nedenle, mpa-
ratorluktan Cumhuriyete geii, toplumsal yapya hi dokunulmad gz nne
alnnca, bir hkmet darbesi (coup d'Etat), saltanatn tasfiyesi olarak grmek
geree daha uygun dmektedir. Byle bir darbeye de Lozan Konferans'na is-
tanbul Hkmeti'nin de davet edilmesi gereke oluturmutur. Sz konusu davet,
Milli Mcadele srecinde fiilen hkim snflar bloku, dolaysyla meclisin nder-
liini ele geirmi olan Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesini gerekletirmesi
iin nemli bir frsat oluturmutur.
49
ilan halk ounluunun zgr irade ve isteinin sonucu deildir. yle olsayd,
Mustafa Kemal'in mebuslardan bir ksmm idam ettirmesi kolay olmazd...
50
4. BOLUM
K. Marx
Bizim, kitabn plan ve kapsam iinde sorunu snrl bir biimde de olsa tar-
tmak isteyiimizin belli bal iki nedeni var. Bunlar; resmi ideolojinin "irrasyo-
nellii"ni ve Milli Mcadele'nin gerek niteliini ortaya koymaktr. Baka bir
ifade ile "Kurtulu Sava" olarak sunulann gerekten bir "Kurtulu Hareketi"
olup olmadn tartmaktr. phesiz Krdistan'n (Sovyetler Birlii snrlar
iindeki kk alan ihmal edilirse) drt ayr devletin snrlar iine hapsedilme-
si, emperyalistlere bu drt devleti kolaylkla "denetleme" olana vermektedir.
Krt sorunu blgedeki emperyalist status quo'nun korunmas asndan da
byk nem tamakla birlikte, biz burada sorunun bu yannn tahliline girme-
yeceiz.
51
batan sona tahrif edilmi bir tarih iinde bile bu olgu, apak bir biimde kendi-
ni gsteriyor. Eer bir kii kendi halkna (ya da kendine) lyk grdn baka
halklara da lyk grmyorsa, kendisi iin gerekli sayd zgrl bakalar
iin de gerekli saymyorsa, byle birinin gerekten zgrlk diye bir sorunu
olabilir mi?
52
Farsa konuan ve Trkiye, Irak ve ran'da yaayan bir topluluk ad ve topluluk-
tan olan kimse." 1950've kadar "Vilayet-i arkiye" olan blge, 1950-1960 ara-
snda "Dou" oluyor/ ' 1960'dan sonra Trkiye "Planl Dnem"e geince, bu se-
fer "Kalknmada ncelikli Yreler" oluyor. "Bilimsel" yaynlarda ksaltlm
olarak (K..Y.) diye geiyor. Planclar bilimselliklerini burada da gsteriyorlar.
Bu blgeye bir kere "ky" dedikten-sonra, artk kyle kent arasndaki ilikinin
de nasl olmas gerektiine "bilimsel" olarak karar verebilirlerdi.... imdilerde
blgenin ad tekrar deimi durumda... Bu sefer "Olaanst Hal Blgesi" de-
niyor. Resmi ideolojinin marifeti byk! Gide gide Krdistan'a "Olaanst bir
nitelik" kazandrmay baarm grnyor... Aslnda blge, 1920'lerden beri
olaanst olaylarn yaand ve olaanst basklara maruz kalan, olaanst
bir blge oldu ve skynetim olmad yllar snrldr. Blgede skynetim ol-
mad zamanlarda da defacto bir skynetim geerli olmutur..(**)
Temel Trke Szlk'te (1982), "Krt: Ari rktan bir halk, Krte: Krtlerin
konutuu Farsa krmas dil"; Resimli Ansiklopedik Byk Szlk'te de (1982)
"Krt: Ortadou'nun eitli lkelerinde dank bir halde yaayan etnik bir top-
luluun ad ve bu topluluktan olan kimse" deniyor... 1980lerde askeri cunta
yeni ve orijinal bululara yneliyor. Genelkurmay'ca bastrlp, yzbinlerce da-
tlan bir "Beyaz Kitap"ta yazlanlar ilgin:
"Dalarn yksek ksmlarnda, tepelerde yaz k erimeyen karlar vard. Gne
anca zerleri buzlaan cams parlak bir tabaka ile rtlrd karn yz. st
sert alt yumuak olurdu.
Bu kar'in stnde yrnnce, ayan bast yer ieriye ker, "krt-krt" diye ses
karrd. Doulu Trkmenlere, Krt denmesinin nedeni buydu. Blclerin Krt
dedikleri, yksek yaylalarda, karlk blgelerde yaayan Trklerin karda yrrken
ayaklarndan kan sesin adyd aslnda." (2)
Resmi tarih, daha genel olarak resmi ideoloji Krdistan' dnya haritasndan
"karnca" zerinde yaayan ulusu da "yok etmesi" gerekiyordu. Buna da bir
"are" bulundu. Krtler, "Dal Trkler" ilan edildi. Dal Trkler soy olarak, z
olarak, kkenleri bakmndan Trk olmakla birlikte, Gerek Trklerden iki yerde
ayrlyorlard: Bir kere dada yayorlard!.. stelik dada yaarkenTrkeyi unu-
tuyorlard !. Ykseklerde yaamakla dil arasnda ilgin bir iliki olmal (!)
Gariplik urada ki; dada kendi dillerini unutan bu insanlar, baka bir dil -
reniyorlar. Buradan, baka bir dil renmenin kendi dilini unutmaktan daha ko-
lay olduu sonucuna varlabilir (!) Sonuta "bozuk bir Farsa" konumaya ba-
lyorlar... Elbette bu mantktan bir baka sonu daha kyor; kendi dillerini
unutanlar bir baka dili de mkemmel renemiyorlar (!) Burada neden bozuk
bir Farsa renip de, bozuk bir spanyolca veya bozuk bir ince renmedikle-
ri ister istemez akla geliyor (!).
(*) ran'da Krtlerin yaadktan blge "Bat", Irak'ta "Kuzey" saylyor. Krt'ler Trkiye'de Dou ran'da
Bat, Irak'ta Kuzeydedirler...
(**) 1925'den 1946 ya kadar blgede skynetim uyguland. 1965'e kadar da blgeye yabanclarn girmesi
yasakt.
53
Krtlerin varlm inkr etmek sadece bilime deil, temel insan haklarna da
ters den bir eydir. Rivayete gre, ngiliz Parlamentosu "kadn erkek, erkei
de kadn yapmak" dnda her eyi yapabilirmi!(*) Bizim resmi ideolojimiz de
bir ulusu "yok" sayyor. Arkasndan dilini unutturup ona kt bir Farsa reti-
yor(!)
(*) Herhalde bununla, ngiliz Parlamentosu'nun ngiliz burjuvazisi iin yapamayaca yasa ve dzenleme
yoktur denmek isteniyordun..
54
lerle yaratlml, kltr ve uygarla yatknl", "ezilenin yeteneksizlii ve tek
bana yaayamayaca" vb...
55
Nfusunun %3 ila %4'ii dnda kalannn Krte'den baka bir dil bilmedii
dnemde Krte'nin kullanlmas yasaklanmt. (Resmi olmayan durumlarda
da) Krtlerin yaad kent merkezlerinde bu yasaa uyulmasn salamak ama-
cyla memurlar grevlendiriliyordu. Kynden snrl artk-rnn satmaya ge-
len Krt kylleri hi Trke bilmedikleri iin "kontrol memurlar"na yakalan-
maktan kurtulamyorlard. Erzincan Valisi Ali Kemali Bey'in yazdna gre,
her Krte kelime iin be kuru ceza kesiliyordu. Bir koyunun elli kurua satl-
d 19301u yllarda be kelimelik iki cmleyle meramn ifade etmek zorundaki
bir kii bir koyun deerine eit ceza demek zorunda kalyordu... Sat iin e-
virmene bavurma zorunluluu nedeniyle sattan elde edilen gelir, ceza olarak
denip elden gidiyordu..(8)
Milli Mcadele'nin tahrif edilmi bir versiyonunun geerli oluu, doal ola-
rak yanl yorumlara da neden olmaktan geri kalmamtr. 1935'te yaynlanan
bir eserinde Nehru, unlar yazmt: "Bylece henz yakn bir gemite
zgrlkleri iin savaan Trkler, kendi bamszlklarn isteyen Krtleri ez-
milerdir. Tuhaf olan savunmaya ynelik bir ulusuluun nasl saldrgan bir bi-
imde gelitii ve birinin zgrlk savann nasl bir dierinin stndeki bask-
s olarak ortaya ktdr. 1929'da Krtlerce bir isyan daha yapld. Ve bu da en
azndan geici olarak bastrld. Fakat insan, zgrlkte direnen ve onun fatu-
rasn demeye hazrlanan bir halk ebediyyen nasl ezebilir?" (9). Nehru bu sa-
trlar yazarken, Milli Mcadele'yi emperyalizme ve smrgecilie kar bir ba-
kaldr olarak grmek istiyor. Oysa byle bir ey sz konusu deildi. te bu
durum, "anti-emperyalizm", "mazlum halklara kurtulu yolunu gstermek",
"Dnya'nn ilk ulusal kurtulu hareketi" gibi yaktrmalarn zihinleri bulandr-
m olduunu gsteriyor. Trkiye'nin d politikasnn ald biim de yukarda-
kilerin ne kadar ii bo ve anlamsz iddialar olduunun da bir gstergesidir.
Trkiye'nin d politikasnda temel tercihin ezilen, smrlen halklardan yana
deil, smrgeci-emperyalistlerden yana oluu da yukardaki durumla yalandan
ilgilidir. Aksi halde gerekten zgrlk mcadelesi vermi bir ulusun bir ba-
kasn bask altna almas sz konusu olabilir miydi?..
56
gibi, Trkiye d mnasebetlerinde mazlum bir millet olmasna ramen, i
mnasebetlerinde zalim bir millet rol oynamaktan geri kalmad"(10) diyor. D
mnasebetlerinde mazlum bir millet, eer i mnasebetlerinde zalim bir millet
rol oynuyorsa, bunu sadece sermayedar tezatlarla aklamak zordur. Bir kere
Kvlcml'nn yazd gibi "Trkiye bu milli kurtulu hareketlerinden bir nem-
lisine sahne" olmad. Bundan nceki aklamalarla gstermeye alld gibi,
Milli Mcadele ulusal bir halk hareketi, anti-emperyalist bir hareket deildi.
Kendisi emperyalist bir savaa taraf olan bir devlet anti-emperyalist olamazd.
Aslnda yaplan, Anadolu hareketini emperyalistlere kar koz olarak kullan-
maktan ibarettir. Eer yenen taraf Osmanllarn mttefik olduu devletler grubu
olsayd, durum net olarak grlecek ve yanlsama yaratmak da mmkn olma-
yacakt. Aslnda Milli Mcadele, ken imparatorluun ykntlar zerinde ka-
pitalizmin tohumlarm yeertmeyi amalamt. Dolaysyla mparatorluktan
Cumhuriyete gei, mutlaka "kurtulu hareketlerinden bir nemlisine sahne ol-
may" gerektirmiyordu.
Trkiye'nin hiyerarik kapitalist dnya sistemi iinde "aa" bir yer tutmas,
onun bir baka ulusu bask altna alamayaca anlamna gelmez. Krtlere soykrm
uygulayan Irak iin de benzer bir durum sz konusudur. Elbette Iran iin de... Za-
ten Krdistan'n drt paraya blnml, ona bir uluslararas smrge stats
kazandrmtr. Smrgecilerin kendilerinin kapitalist dnya sistemi iinde tuttuk-
lar yer, "yeni smrge" olular, emperyalizm tarafndan smrlyor olmalar,
sz konusu devletlerin birer smrgeci olmasna engel deildir.
57
Zaten byle bir devletin ekonomik smr asndan bir ayrm yapmas da
beklenemez. arlk Rusyas dneminde, Kazakistan, Kafkasya vb. gibi blgeler
"snr ortakl"na ramen birer arlk smrgesiydiler. Smrgelerin mutlaka
denizar, uzak blgelerde olmas gerekli de deildir. Bu biraz da Avrupa
smrgeciliinin tarihsel olarak ald biimden de kaynaklanan bir yanlgdr.
Kafa karkl yaratan bir ey de, Trkiye'de Krtlerin devlet aygt, siyasal
partiler ve i dnyasnda en yksek dzeylere kadar kabiliyor olmalardr. Ger-
ekten Krtler "Krt Kimliklerini" inkr ettiklerinde kendilerine btn kaplar
almaktadr. Kimliklerini inkr etmek pahasna kendilerine tm kaplarn alyor
olmas, nemli bir yanlsama yaratmaktan da geri kalmyor. Bir Krt, z-
kimliini inkr ettiinde, ekseri bir rk ve Krt dman da olmaktadr... Bu ilgi-
n bir psikolojik ruh halidir. phesiz bunun psikolojik, psikoanalitik aklamas
vardr... Kendi kimliini inkr eden kii ortaya kan "boluu" ezen ulusun kim-
liiyle doldurmak gibi bir amazla karlayor ve psikolojik planda "bozuk bir
kiilik" sergiliyor... (Elbette burada sz konusu olan daha ok diplomallardr.)
Burada bir gerein altn izmemek olmaz. Trk devleti rk, ven, ayrm-
c bir politika uygularken, Trk halk da dahil olmak zere dier aznlklarn
"ayrmc", "rk", "ven" bir tavr iine hemen hibir zaman girmemi olmala-
rdr. Emeki halkn kltrnde bu tip "ar" gelere raslamak pek kolay deil-
dir. Dolaysyla yaplan "ayrmclk" emeki halkn onaylad bir ey deildir.
58
fiye etmek iin gerekliydi. Belirli bir aamadan sonra, smr isel bir kategori
haline dnnce, smrgeci lkelerin fiziki varlna gerek kalmad. Bu gerek
anlaldktan, smrnn artk isel bir kategori haline geldii grldkten sonra,
emperyalist lkeler smrgelerdeki askeri-idari bask aygtlarn geri ektiler. Za-
ten balangta emperyalist smrgecilik biraz da kapitalist devletler arasndaki
rekabetten kaynaklanmt. Bu arada "ulusal prestij" vb. gibi ikincil faktrler de
nemli olmutu. Dorudan bask ve denetime olanak veren smrgeci devletin fi-
ziki varlnn bulunmamas (bu ileri yerli ibirlikiler stlendikleri srece)
smrnn daha ucuza gereklemesine de olanak veriyor. Bylece smrgeci
devlet bir sr harcamalardan da kurtulmu oluyor.
Krtlerin uzak tarihiyle ilgili birbiriyle elien bilgiler var. Fakat Krt tarihi-
nin, Krtlerin Halife mer zamannda Mslmanlatrma srecine sokulduu
dnem sonras daha iyi biliniyor. Krtlerin yurdu olarak bilinen Krdistan, M..
550'de ranllarn ynetimine geiyor. Krtler dalk blgelere ekilerek ranl-
lara kar mcadeleyi srdryorlar. Kasmlo'ya gre; "Araplarn Krdistan' is-
tila etmesinden nce, M.S. 7.yzylda blge, Sasanilerin (ranllar) boyunduruu
altndayken, bugnk Krdistan'a tekabl eden blgede yaayan insanlar 'Krt'
59
olarak bilinmekteydiler."(14) Mslman Araplar tarafndan istilaya urayan
blge yedinci yzyldan onbirinci yzyla kadar Araplarn boyunduruu altna
girdi. 1077 ylndan 1300 ylna kadar da Seluklu Trklerinin ynetimi altnda
kalyor. Ondrdnc yzylda Mool istilas, Kk Asya'da ve btn Orta-
dou'da nemli bir soykrm ve ykm oldu. Arfa'nn yazdna gre, "Krdis-
tan'n byk bir kesimi Timurlenk'in ordularnca igal edilen Ortadou'nun
dier kesimlerine gre olduka az zarar grd." Arfa bunu iki nedene balyor.
Birincisi, bu dnemde Krtler gebe olup kasabalardan ok yksek vadilerde
yaamaktaydlar; ikincisi de, Krtler politik ynden bamsz olmadklar iin,
dzenli bir ordular yoktu. Krtler Timurlenk'in ordularyla "sava semek zo-
runda olduklar zaman kendilerince bilinen tuzaklar kurarak ve almaz dalar
ve derin boazlarda gizlenip ete, gerilla sava vererek savamlardr. "(15)
(*) Buradaki "hkmet" szcnden, ksmi zerklie sahip mahalli bir ynetim birimi (Beylik) kastedili-
yor.
60
mek. Herhalde padiahn buradaki amac, Krtlerin snrlan ortadan kaldrarak
merkezilemelerini nlemekti. Bu nedenle de airetler arasnda srekli
srtmeler yaratlmaktayd. Bugn bile airetler arasndaki geimsizliklerin k-
keni ta o zamanlara kadar uzanyor. phesiz airetler arasndaki srekli geim-
sizlik ve atmay sadece stanbul'daki Sultan'n kafasnn altndan kan bir ey
saymak yeterli olmaz. Bu durum Krt beyliklerinin airet yapann doal sonu-
cu saylmaldr. Airet bilinci de, temelini retim ilikilerinde bulur. Sr hay-
vanclna dayanan airet yapsnn "otlaklar" yznden srekli atma iinde
oluu anlalr bir eydir. Fakat ne olursa olsun, Krtlerin Osmanl ynetimi tar-
afndan srekli olarak ranllara kar kullanldklar anlalyor.
"Fakat devlet kurma yolunda Krt abalarn rkten en belirgin etmen, Krtle-
rin anavatanlannn bir i kara paras olmas ve onu evreleyen devletlerin iinde
61
Krt aznlklarn bulunmasdr. Komu devletler, her zaman yaptklar gibi
Krtlerin ulusal hareketlerini bastrmak iin anlatklarnda, taktik nedenlerden
tr baz ksa dnemler dnda, Krtler kendilerini 'boazlar sklm' bir du-
rumda bulmulardr."(17)
62
bir anlamayd. phesiz emperyalistler, Sevr Anlamas'nda imzas bulunan
devletler zgrlk tutkunu olduklar iin bamsz bir Krdistan istemiyorlard.
"Blp ynetmek" iin halklar paralamak esastr. Yoksa Krtlere zel bir sem-
pati besledikleri sanlmamaldr...
63
umudunu tayorlard. Zaferden hafta sonra, 1 Kasm 1922'de Mustafa Kemal,
Meclis'te "Kurulan devlet bir Trk devletidir" diyor. Yunanllarn snr d edil-
dii, ve rgtl gcn Mustafa Kemal'in elinde topland koullarda, artk ge-
rek niyetin aa vurulmasnda bir saknca yoktu...
Asl ibret verici olan Komintern'in de eyh Sait ayaklanmasn gerici bir ha-
reket olarak grmesi ve zvestia'da kan bir yazda olayn "feodal ve kar dev-
rimci Krtlerin ngilizler tarafndan tezgahlanan bir hareketi"(26) olarak deer-
lendirilmesidir! TKP de Mustafa Kemal'e tam destek veriyor. Varln Stalin'e
borlu olan ve olaylara Sovyet Devleti'nin karlar asndan bakan bu partiden
daha fazlas beklenebilir miydi? Komintern'in yayn organ da 1925'te, "Krt a-
yaklanmas, ngiliz Emperyalizminin Ortadou'daki yeni bir saldr manevras-
dr"(27) diye yazyordu...
eyh Sait Ayaklanmas'n "Hilafet ve Saltanat geri getirmek isteyen bir ha-
reket" olarak grmek bir resmi ideoloji kategorisidir. Bir halkn dini inanlarla
Ayakland tarihte pek rastlanlacak bir ey deildir. eyh Sait ayaklanmasnda
dini baz sloganlar kullanlm olsa da, asl ama siyasal ve ulusal haklar elde et-
mekti. stelik bu sloganlar ulusal bamszlk iin de pekala kullanlabilirdi.
Mustafa Kemal'in kendisi de Milli Mcadele.boyunca hep dini sloganlar kullan-
mam myd? Dini sloganlar son tahlilde sz konusu topluluun kimliini yan-
stan sloganlardr. eyh Sait syan'nda 206 kyn yerle bir edildii, 8785 evin
yakld ve 15200 insann ldrld(28) hatrlanrsa, bylesine kapsaml bir
hareketin dini nedenlerle ve Hilafet'i restore etmek amacyla yapldn savun-
mak zordur. Bu konuda, Kvlcml unlar yazyor: "Krdistan'da kyl devrim-
inin elifini bile azna almayan, ark'a demokratik burjuva devrimini bsbtn
yasak eden, buna karlk Krt aalar ile elele vererek Krdistan' iktisaden ve
siyaseten smrgeletiren Cumhuriyet burjuvazisi, elbette ark isyanlarndaki
mevkini kendisi herkesten iyi bilir."(29)
64
poganda altnda Krtlktr. Genel durum budur; "(30) diyordu.
eyh Sait syan'na, "Hilafet ve Saltanat geri getirmek isteyen bir hareket"
damgasn vuranlar, Ar syan'na da baka bir "gereke" uydurmaya zorlan-
mlardr. Krtlerin zgrlk savann, emperyalist lkelerin kkrtmas sonu-
cunda ortaya km bir hareket olduu ileri srlmtr. Emperyalizmin belirle-
dii status quo (Krdistan'n paralanml) ok ksa bir zaman gemeden
yine ayn gler tarafndan bozularak, bamszlk iin ayaklanan Krtlerin bu
paralanmlk durumuna son vermek amacyla giritikleri eyleme, hakl ve de-
mokratik bir eylem olmasna ramen, Komintern, Sovyetler Birlii'nin gven-
lii asndan deerlendirerek kar kmtr.
65
aldr."(34) 1937'de Dersim'de bir ayaklanma daha oldu. Hareketin lideri haydut-
luktan yargland. syanclar ar bir biimde cezalandrlmakla kalmad, silah-
sz, savunmasz kadn, ocuk ve yallar byk bask ve ikencelere maruz kal-
dlar. Dersimli bir grup 20 Aralk 1937'de Milletler Cemiyeti'ne yollad bir
mektupta, Trk Hkmeti'nin, "Krt okullarn kapatmakta, bilimsel almalar-
dan Krt ve Krte szcklerini karmakta, kadnlar, kzlar dahil Krtleri Ana-
dolu'da askeri projeler zerinde almaya zorlarken barbarca yntemler kullan-
makta, Krtleri on'ar kiilik gruplar halinde nfusunun % 5'ini gemeyecek
ekilde Trk blgelerine srmekte"(35) olduu yazlyordu.
66
2. Krdistan'n lhaknn Devlet Yaps
Ayn ekilde Trk devlet yapsnda ordunun igal ettii yer, ordunun siyasal
hayattaki roln de belirlemitir. phesiz dier egemen snf fraksiyonlarnn
gszl, buna karlk kkl Osmanl devlet gelenei, Milli Mcadele bo-
yunca ordunun oynad rol de nemlidir. Ama, asl belirleyici olan Krt soru-
nudur. Ayrca "komu" devletlerde devlet aygtnn zayflamasnn (1958'de
Irak, 1946 ve 1979'da Iran) Krt hareketine nasl bir ivme kazandrdn bildik-
lerinden, bu konuda dikkatlidirler...
67
nemli bir pay vardr. Muhtemel bir Sovyet saldrs "gerekesi" ileri srlse
de, Dou'da gl bir ordu tutmann asl nedeni Krt hareketidir.
Yaklak yetmi yldr Krt kimlii ve o kimliin en temel esi olan Krte
diye bir dilin varl inkr edildi. Krte, Trkenin bir lehesi sayld. Oysa
Krte Hint-Avrupa diller grubundandr. Trke ise Ural-Altay diller grubun-
dandr. Bylesi bir oluum ortadayken, Krtenin Trkenin "bozuk" bir ver-
siyonu olmasna imkan yoktur. Elbette Hint-Avrupa dilleri ran grubundan olan
Krtede ok sayda Farsa szck olmas doaldr. Bu, btn diller iin geerli
bir kuraldr, Ayn gruptan olmad halde Franszcadan (ou Latin kkenli)
yaklak on bin szck gemi olmas nasl ayr bir Trkenin varlna engel
deilse, aym ey Krte iin de geerlidir.
68
Ancak, Krt kimliinin inkar, Krt Ulusu'nun ezilmesiyle resmi ideoloji ara-
sndaki iliki, bir baka adan daha nemlidir. Resmi ideolojinin bu ar milli-
yeti ve ven karakteri, Trkiye'de faizmin gelimesine de uygun bir ideolojik
ortam hazrlamtr. Bu bakmdan, Krtlere ynelik ideolojik zorlamalar, bask
ve asimilasyon politikas faist hareketin tahlilinde de nemli bir unsur olarak
dikkate alnmaldr.
69
5. BLM
ANT-EMPERYALSTL SORUNU
Daniel de Feo
71
kimi"ne dayanyordu. stelik sol hareket tarafndan da pek bilinmiyordu. Marx,
Dou toplumlaryla ve smrgecilik sorunlaryla dorudan ilgilenmemiti. Bu so-
runlara ilikin yazdklar da ancak 1939'da baslmt. stelik Plekhanov'un etki-
siyle Marx'n sonradan bu konudaki grlerini terkettii dncesi yaygnlatrl-
mt. in Devrimi'nin baarszl (1927) zerine, "Asya Tipi retim Biimi"
tartmas gndeme geldiinde ise, mahkm edilecekti. Dolaysyla Avrupa-
merkezli bak asnn gerisindeki iki temel dnce olan: a) Smrgelerin kurtu-
luu batdaki devrimin baarya ulamasna baldr; b) Dnyann sosyalist bir
dnme uramasnn koulu onun Avrupallamasyla olanakldr biimindeki
yaklam, IH. Enternasyonal'e de egemen olmaya devam etti. Her ne kadar Lenin,
zellikle 1905 Devriminden sonra, Bat proletaryasnn ezilen halklarn kurtulu-
uyla daha yalandan ilgilenmesi ve tutarl bir biimde desteklenmesi gerektiini
ileri srdyse de, 1917 Devrimi'ne kadar smrge ve yar-smrge lkelerdeki
devrim sorunuyla ilgisi ikincil nemdeydi. Lenin 1919 ylna kadar smrge ve
yar-smrgelerdeki devrimle "taktik" nedenlerle ilgilenmiti. 1919'dan itibaren
smrgeler ve Dou Sorunu'nun nemi birdenbire artt.
O zamana kadar ikincil ve taktik bir sorun olarak ele alnan smrge ve yan-
smrge lkelerdeki devrim, birdenbire "stratejik" bir nem tar hale geldi. El.
Enternasyonal'in II. Kongresi'ne kadar, nemsiz bir sorun olan "Dou Soru-
nu"nu stratejik nemde bir sorun haline getiren ne idi? Bak asnn yzseksen
derecelik bir kavis izmesi nasl aklanabilir? Hemen sylemek gerekir ki, bu
"Bat'dan Dou'ya" kay, l domu bir strateji deiikliinden teye bir ey
deildi. Komintern'in II. Kongresi'nde, smrge ve yan-smrge lkelere ilikin
olarak alman kararlar, belirlenen ilkeler ve pratik politikada yaplacak almalar
bo szler olarak kald. Belirlenen ilkelerle izlenen politikalar arasnda srekli
bir kopukluk ve uyumsuzluk sz konusuydu.
72
hareketti. Milli Mcadele karsnda . Enternasyonal'in politikalarna geme-
den nce, II. Kongre'de tespit edilen ilkeler zerinde ksaca durmalyz. Komin-
tern'in I. Kongresi'nde smrge devrimleri konusunda yeni bir ey sylenmiyor,
smrge lkelerin kurtuluunun ancak metropol lkelerde ii snfnn kurtulu-
uyla mmkn olabilecei zerinde duruluyordu.(1) Fakat kinci Kongre'de bu ta-
vr birdenbire deiiyor. Birinci Kongre'ye kadarki (Birinci Kongre de dahil)
smrge ve yan-smrge lkelerle ilgili bekleyiler, yerini, dnyann kurtuluu-
nun "Dou'dan balyaca"na ilikin son derece iyimser grlere brakyordu.
Bu ani kaymann en belirgin nedeni, bata Alman devrimi olmak zere, metropol
kapitalist lkelerde devrim umudunun snmesi ya da "bir sre iin ertelenmi"!
grnmesidir. Bunda Kzl Ordu'nun Varova nlerinde durdurulmasnn da
olumsuz ynde bir moral etkisinin olduu kukusuzdur.
73
kar kan sadece Lenin deildi. Kapitalist Bat lkeleri parti delegelerinin de
tepkisi bykt. Daha sonra Lenin ve Roy'un grleri belirli oranda krplarak,
ortalama bir yol bulundu. Bylece I. Kongre'dekinden olduka farkl bir yakla-
m benimsenmi oldu. Roy'un grleri yeniden formle edilerek kabul edildi.
Tartmalar sonunda u cmleye yer verilerek sorun zmlendi:" Modern ka-
pitalizmin ayakta kalmasnn nedeni smrgelerden elde edilen an krlardr.
Bat bu an krdan yoksun kalmadka, Avrupa ii snfnn kapitalist dzeni
ykmas mmkn olmayacaktr." (3)
74
men btnyle Avrupa ve Amerika'ya ayrlmt. Latin Amerikal ve Asyal de-
legelerin tepkisiyle karlanan rapor, Ho Chi Minh tarafndan da iddetle eleti-
rilmiti. Ho Chi Minh yle demiti: "Siz ngiliz, Fransz ve dier partili yolda-
lar, devrimi gerekletirme olasl ve yollarn tartrken ve gelecek sava iin
plannz hazrlarken bu olaanst stratejik noktay btnyle gzard ediyorsu-
nuz. Dikkat ediniz, tm gcmle sizi uyaryorum."(6)
75
"Bay ve Bayan yoldalar! Komnist Enterasyonal'in Birinci ve ikinci kongrele-
rinde Dnya'nn durumunu sloganlarla, manifestolarla ele aldk ve bu konuda
daha derin bir tartmaya girmedik. O zaman, savan yaratt yeni durumu gen-
el, ksa ve kesin hatlaryla nitelendirmek ve iilerin bilincine yerletirmek sz
konusuydu. imdi ayn sorun ok daha karmak biimde karmzda duruyor.
Savan bitiminden bu yana yl doluyor. Ekonomik ve siyasal dzeyde byk
nem tayan grntler kt ortaya. Sermaye daha, hl, hemen hemen btn
Dnya'da tahtnda duruyor; ve biz bu nedenle genelde grmzn bugnn ko-
ullarnda doru olup olmadnn hesabn kendimize vermek zorundayz.(8)
"Bir tek szle, imdi Komnist Enternasyonal'in II. Dnya Kongresi srasnda
durum I. ve II. Kongreler sonrasndaki gibi deil. O zaman kendimize byk bir
perspektif atk ve byk bir izgi belirledik ve de dedik ki: Bu yoldan, bu iare-
tle proletaryay kavrayacaksn ve Dnya'da zafer kazanacaksn. Bu dorumu
hl? Tmyle byk bir ereve iinde bu tmyle doru kald. Sadece bu iz-
ginin aa yukar hareketlerini izmemitik ve bunu imdi fark ediyoruz. Yenil-
gilerimiz, hayal krklklarmz araclyla, verdiimiz byk kurbanlar arac-
lyla, btn lkelerde olabilen, bizde, Rusya'da olduka geni boyutlarda ortaya
kan yanlg dolu eylemlerimizle bunu anlyoruz."(9)
te yandan, ilke dzeyinde de tam bir aklk yoktu. M.N. Roy, Dou
lkelerinde iki tip hareket olduunu, bunlardan birincilerin kapitalist dnya sis-
temi iinde siyasi bamszlk elde etme amacna ynelik hareketler olduunu,
ikincilerin ise, topraksz kyllerin her trl smrye kar mcadelesi nitelii
76
tadm ileri srerek, bunlardan ancak ikincilerin desteklenmesi ve birincilerin
ikinciler zerindeki saptrc etkisinin krlmas gerektiini savunuyordu. Roy,
her trl smrye kar ayaklanan kyl hareketinin burjuva milliyeti hareke-
tin etkisinden kurtarlmas grn ileri srmt. Bu amacn gereklemesi
iin de ii ve kyllerden oluan komnist rgtler kurulmasnn gereklilii
zerinde duruyordu. Lenin, milliyeti burjuva hareketlerinin de desteklenmesi
gerektiini savunuyordu. Kongre'de Lenin'in tezi kabul edildi. Fakat milliyeti
burjuva hareketiyle yaplan ittifak geici olacakt (!) Burjuva milliyetileri em-
peryalizme kar savarken onlarla birlikte emperyalizme kar savalacak, em-
peraylizm atldktan sonra sava milli burjuvaziye kar srdrlecekti!
Daha sonraki dnemde yaanan deneyler byle bir yaklamn sakat olduu-
nu birok kereler ortaya koymutur. "Milli" denilen burjuva hareketleri, emper-
yalizmle anlaarak, daha balangta ii ve kyl haraketlerini ezme yoluna git-
milerdir. Onlar iin emperyalizmle olan kar atmas emeki halkla olandan
daha az nemlidir.
Trkiye iin Komintern tarafndan ileri srlen kriterlerden hibiri geerli de-
ildi. Bir kere hareketin en byk destekisi olan toprak aalarnn bir toprak re-
formuna yanamalar olanakszd. te yandan clz burjuvazinin karlar, emper-
yalist sermayeye kar olmakta deil, emperyalizmle ibirlii yapmaktan
yanayd. Demokratik reformlara gelince; iilerin rgtlenmesinin yasakland
bir ortamda demokratik reformlardan sz etmek uygun dmez. Demokratik re-
formlardan,;ii ve yoksul kyllerin, dier emeki kesimlerin yaam koullarm
iyiletirici dzenlemeler anlalmak gerekir. Bu bakmdan, herhangi bir hareketin
ilericiliini gsteren, kitlelerin kendi kaderlerim tayin etme konusunda ulatklar
seviyedir. Bu nedenle, Milli Mcadele sonrasnda Trkiye'de gerekletirilen "n-
klaplar" emeki kitlelerin durumlarn iyiletiren dzenlemeler deildi. nklap-
larn amac devleti glendirip, asalak snflarn smr koullarn salam te-
meller zerine oturtmakt. Fesin yerine apka giyilmesi, Alman ticaret
kanununun ithal edilmesi, Latin harflerinin Arap harflerinin yerini almas kitlele-
rin yaam koullarnda bir iyileme salayabilir miydi? Yoksul kylye toprak ve
topra ileyecek ara gere salanp, aalarn ve tefecilerin smr ve basksn-
dan kurtarlsayd, iilere sendikalarn, z rgtlerini vb. kurma yolu alsayd
emeki kitleler iin gerek anlamda "inklaplardan" sz edilebilirdi.
77
IV. Kongre'de Ankara Milli Hkmeti'nin Trk burjuvazisi lehine baz dnler
kopararak emperyalizmle uzlamasyla ilgili olarak u eletiri yaplyordu:
"Fakat en son olaylar, milliyeti burjuva hkmetinin sizin sonsuz zverileriniz
pahasna kazanlan bu zaferin meyvalarn kendisine ayrmak istediini gstermitir.
Ankara'daki milliyeti hkmet, Trk byk burjuvazisi yararna verilecek belli
dnlere karlk emperyalistlerle anlamaya hazrdr.
"Hkmet partiyi datmak, btn rgtlerini yasaklamak, kitle tutuklamalar
yapmak, tutuklu yoldalara barbarca davranmak ve en son, stanbul'daki i Bir-
lii'ni kapatmakla, bu yeni politikay balatmtr. TKP, alan kitlelerin emper-
yalizme kar mcadelelerinde burjuva milli hkmeti desteklemitir. TKP, ortak
dman karsnda kendi program ve ilkelerinden zveride bulunmaya dahi hazr
olduunu kantlamtr.
"Emperyalizmle uyumaya hazrlk olarak, milliyeti hkmet, sizin gerek tem-
silcilerinizi yok etmek ve onlar dardaki dostlarndan ayrmak istemektedir.
Komnist Enternasyona'lin Drdnc Kongresi, bu barbarca hareketi protesto eder
ve emperyalizmin jandarmas roln oynayacak, emperyalizm ve gericilie kar
dve devam edecek ve alan Trk kitlelerinin yararna demokratik reformlar
gerekletirecek herhangi bir hkmet ya da siyasal partiyi desteklemek arzusunda
olduunu resmen aklamay kendisine grev sayar."(12)
78
hareketten ve devrimden saknmamza bal olacaktr"(14) diyor...
1922 Eyll aynda "Trk Halkna Bar" balkl bir bildiride de; "Trk
Hkmeti ii ve kyllerin hkmeti deil, subay smfnn ve entellektellerin
hkmetidir ve bizim ideallerimize denk dmeyen bir hkmettir" deniyordu.
Ve Fuat Sabit Bey'in yapt snfsal tahlilin III. Enternasyonal tarafndan da be-
nimsendii anlalyor() Bu aamada III. Enternasyonal'i ve Sovyetler Birlii
Hkmeti'ni, "ideallerine ters den bir hkmeti desteklemeye iten nedenler
zerinde durmak gerekiyor. Sorunun cevabn Karl Radek ksmen de olsa veri-
yor. Kari Radek 1922 Ekim'inde yazd bir makalede unlar sylyordu: "Rus-
ya Trkiye'yi destekledi, nk ilk bata uluslararas emperyalizm tarafndan
smrlen ve ezilen Dou Halklarn glendiren her ey ayn tehlikeye maruz
olan Sovyet Rusya'y da glendirir. Ve ikinci olarak, Rusya, Rusya'ya hububat
tayan ve Rusya'dan petrol tayan gemilerin gvenliiyle pek yakndan ilgiliy-
di. nk ngiliz Amiralinin emirleriyle bu tama mmkn olmayacakt."(16)
"Ayr bir bar anlamas yaparak belli bir zaman kesitinde mmkn olan en
byk lde savaan her iki emperyalist gruptan da kurtuluyoruz, dmanlklar-
n ve savalarn kullanarak bize kar aralarnda pazarlk yapmalarn gleti-
riyoruz, kazanacamz belli bir zamanda serbest kalan ellerimizi sosyalist devri-
mi srdrmek ve glendirmek iin kullanacaz."*17)
Ne ki, Lenin'in yakn bir srede "serbest" kalacak dedii elleri kullanmak hi
bir zaman mmkn olmad. Lenin'in lmnden sonra "bo kalan eller",
dm zmek yerine, Stalin tarafndan yeni dmler atmak iin kullanld.
Ve Stalin'den sonra da (ki Stalinizmin sreklilii esast) ayn yolda devam edil-
79
di. Taktik gerilemeler ve zorunlu dnler daha sonraki dnemde Stalin tarafn-
dan "devrimci ilkeler" haline getirildi(!) Artk Sovyet d politikas Sovyet Dev-
leti'nin karlar dorultusunda tespit edilir oldu. III. Entemasyonal'in de bam-
sz varl sona erdi. Sovyetler Birlii'nde iktidarn ii ve dier emeki
kitlelerinin elinden kat ve Stalinist Brokrasi'nin elinde bir bask ve terr ar-
ac haline getirildii koullarda, Sovyet d politikasnn da ilerici ve entemasyo-
nalist bir izgi izlemesi beklenemezdi...
lgin olan bir ey de, III. Entemasyonal'in Trkiye'ye ilikin teorik deer-
lendirmesine temel olan kaynan, ayn zamanda Kemalist iktidarn da ideolojik
temel dayanan oluturuyor olmasdr. Moskova'ya Sovyet yardm salamaya
giden ilk heyette bulunan Fuat Sabit, Anadolu Hareketi ve hareketin snfsal ya-
psyla ilgili bir rapor sunuyor. Bu raporda Fuat Sabit, 1930'lu yllarda ortaya
atlan "halklk" ideolojisinin de belki ilk formlasyonunu yapyor, III Enter-
nasyonal'in hangi teorik gerekelere dayanarak Trkiye hakknda siyasal zm-
lemeler yaptm ortaya koymas bakmndan sz konusu rapordan baz blm-
leri buraya alyoruz. F. Sabit Bey'in, G.V. ierin'e Moskova'da verdii rapor
24 Mays 1920 tarihini tayor.
80
beylerin topranda yarclk yapanlar bir snf oluturacak kadar gl olmad
gibi; aralarnda rgtlenme de yoktu.
"3. Avrupa'daki siyasal ve ekonomik mcadelelerin iki byk temeli olan bu iki
soruna karlk, Anadolu halknn banda byk bir bela vard ki, o da brokrasi
ve hkmetin zulm sorunudur. Bugne kadar dinsel ve sivil iktidar kendisinde
birletiren halife sultanlar ve sarayn evresinde toplanan tufeyliler, dalkavuklar
hkmeti ynetiyordu... Hkmet siyasetinin etmenleri memurlar, ordu ve ule-
madr. Memurlar doularndan belli bir snfa bal deillerdir. Yani yalnz zen-
ginlerin ya da toprak sahibi beylerin ocuklar deildir.. Trk ya da Trk olma-
yan yoksul ya da varlkl memurlar hkmet koltuuna oturduktan sonra zel bir
zihniyet, "memur zihniyeti" kazanr ki, kendini halktan yksek grr ve halka
bask iin kendinde bir hak bulur... Ulema snf zel bir kast halinde deildir.
Babadan oula geen vakf yneticilii ve hatiplik gibi dini grevler var ise de,
nemsizdir...
"4. Halk ezen ve gelimesini durduran nedenlerden biri de, kltrn din etkisin-
den kurtulamamasdr. Eski Arap ve Fars kltrnn etkisi altnda olan ulema,
yeni hayatn yeni dncelerini kabul iin uygun davranmyorlard. Kltr Fars
ve Arap gibi yabanc etkilerden kurtarmak iin alan aydnlarn almalar,
Trk geleneklerine dayanmak, halk ve kyl hayatn aratrmak, yani kltr
milliletirmek ilkesine dayanyordu. Bu aklamadan anlalr ki, endstri ve tica-
ret nasl yabanclarn ve Ermeni ve Rumlarn elinde ise, hkmet ve kltr de
ounlukla yerli halkla ilikisi pheli yabanclar elinde idi. Bunun iin, kapitale
kar mcadele, snfsal nitelikten kp milli bir renk ald gibi, te yandan
hkmetle mcadele, yani kltr ve hkmetin dinsel siyaset ve yabanclarn et-
kisinden kurtarlmas da milliyetilik niteliinde oluyor. Bu, Trkiye'deki milli
hareketin gcn gsterdii gibi, Trk milliyetilerinin neden Avrupa kapitalist-
lerine kar ve Sovyet hkmetine eilimli olduklarm, Ermeni ve Rumlarn da it-
ilafa koulduklarn aklar, kansndaym..."(18)
81
orik dzeyle 1920'ler arasnda pek fark olmadn da gsteriyor...
82
Sovyetler Birlii, Gilan'daki komnist ayaklanmaya yapt mali ve askeri yar-
dm kesti. Bu anlamadan sonra ran ynetiminin komnist ayaklanmay ezmesi
zor olmad. Sovyet yardmnn kesilmesinden sonra bastrlan ayaklanma ran
ynetimine nefes aldrarak, Simko'nun ynettii Krt ayaklanmasnn da ezilme-
sini kolaylatrd. Hem Rza Han'la dost geinmek, hem Iran emekilerinin sos-
yalist mcadelelerini ve Krt halknn kendi kaderini tayin etme yolundaki sa-
vam desteklemek olanakl deildir.
"Her iki taraf kar tarafa kar dmanca hareket ve teebbslerden ve kendi snr-
lar dnda srasyla, ngiliz mparatorluu ve Rus Sovyet Cumhuriyeti kurumlar-
na kar dorudan veya resmi propoganda yapmaktan kanr ve daha zel olarak
Rus Sovyet Hkmeti, bata Hindistan ve Afganistan bamsz devleti olmak,
zere Asya haklarnn hibirini askeri, diplomatik veya herhangi bir eylem veya
propoganda biimiyle ngiliz karlar veya ngiliz mparatorluu'na kar
dmanca eylemlere tevik etme giriimlerinden imtina eder. ngiliz Hkmeti,
Rus Sovyet Hkmeti'ne, eski Rus mparatorluu'nu meydana getiren ve bugn
bamszlm salam olan lkeler iin benzer ve zel bir taahhtte bulunur.''(21)
ierin, 18 Nisan 1921 tarihli bir cevabi notada anlamaya kesinlikle uyul-
duunu sylyor ve "zellikle Afganistan'daki temsilci ve grevlilerince anti-
britanya politikadan saknmalar iin direktif verilmitir" diye ekliyordu.
83
miras kalan rk-ven, Avrupa-merkezli, smrgeci, nfuz yayc gelenekten
"temizlenememi" bir partinin, Hindistan'daki ilerici harekete gerek bir destek
salamasn beklemek zaten ar iyimserlik olurdu...
84
Varga'nn, bir yerde emperyalizme kar olan "feodal aristokrasinin neden ba-
ka yerde emperyalizmle ibirlii yaptn aklamas pek kolay deil(!) Varga,
o dnemin Trkiye'sine uzaktan bakyor. Uzaktan baknca da somut durumu
tm ayrnt ve elikileriyle kavramak mmkn olmuyor. Eer somut durumun
somut tahlilini yapmak zahmetine katlanabilseydi, o zaman "Milli Aristokrasi"
dedii kesimin emperyalizme kar deil de, Rum ve Ermenilere kar olduunu
farkedebilirdi. O zaman, gaspedilen Ermeni ve Rum mallarn kaybetme korku-
sunun anti-emperyalizmin zdei olmadn anlar, dolaysyla da Trkiye ve
Hindistan iin iki ayr "feodal aristokrasi" tezi retmeye de gerek kalmazd.
85
Milli Mcadele'nin, resmi ideolojinin eitli renklerdeki reticileri ve yayc-
lar tarafndan ileri srldnn aksine; bata ngilizler olmak zere, emperya-
lizme kar bir hareket deil, fakat emperyalizmle uzlama yanls bir hareket ol-
duu buraya kadarki aklamalarla ortaya kmaktadr. Sovyetler Birlii'nin ve
son tahlilde Sovyet ynetiminin elinde diplomatik bir manevra arac haline geti-
rilen Komintem'in Milli Mcadele'ye destek vermesi, onun anti-emperyalistli-
inin garantisi olamazd...
86
6. BOLUM
Kiiyi yceltmekle kiiye tapma arasnda doru ynde bir iliki vardr. Fakat
asl ama yceltilen kii deildir. Yceltme, mistifikasyon yaratmak iindir.
Bylelikle tarihsel olaylar arptlmak istenir. Tarihsel olaylar arptmaktan
ama da, snfsal karlar gizlemektir. Tarihsel olaylarn arptlmasnda, bir li-
derin kiiliinin arkasna gizlenmek ekseri bavurulan bir yoldur. Bir Osmanl
Paa'sn yar-ilh durumuna getirenler, elbette bunu bouna yapmadlar. Snfsal
karlarn bir gerei olarak, Mustafa Kemal'i putlatrdlar. Aslnda Paa'nn put-
latnlmasmn nedeni, baarlan eylerin byklnden ok, emeki kitlelerden
gizlenmesi gerekenin neminden kaynaklanyordu. Mustafa Kemal'in yaptklar,
bir baka Mustafa'nn, Mustafa Reit Paa'nn balatt "olaylar" zincirinde sa-
dece bir halkayd, stelik zincirin byk bir halkas da deildi. Tanzimat, Isla-
hat, Merutiyet, Cumhuriyet yar-smrgelemenin aamalardr. Oysa resmi
ideoloji ve kii klt reticileri tarafndan Cumhuriyetin kurulmas yar-
smrgelemenin sonu olarak gsterilmek istenmitir... Bir retim tarz olarak
kapitalizmin her geliim aamasna, her tarihsel dnemine uygun den smr
yntemleri oluuyor. Siyasal plandaki bamszlk bu bakmdan yeterli olmad
gibi, Trkiye daha nceki dnemde de siyasal bamszln yitirmi bir lke
deildi.
87
Dnyada salnda ve lmnden sonra Mustafa Kemal kadar ant dikil-
mi, heykeli, bst yaplm, resimleri oaltlm bir baka lider herhalde yok-
tur. Mustafa Kemal heykel ve antlarnn yaplmasndan pek ok holanyordu,
ilk ant 1927'de Sarayburnu'nda dikilmiti. Daha sonra heykel ve antlar grl-
memi boyutlarda artt...
88
olan bir askeri diktatrd. Bu bir rastlantyd. Fakat Napolyon olmasayd da,
onun roln bir bakas stlenecekti. Gerekli olduu zaman byle adamlar dai-
ma bulunur"(10) diyor. Gerekten de tarih; yceltilen bir sr "byk adamn"
tarih sahnesinden ekilmesiyle, onlarn yerini alanlarn ikinci ya da nc snf
kiiler, orkestrada ikinci yada nc keman almaya mahkm ahsiyetler ol-
duunu gsteriyor. Aksi halde, bir yar-ilah mertebesine kartlan Mustafa Ke-
mal'in yerini orkestrada ikinci ya da nc keman alan kiilerin doldurmas
mmkn olamazd...
Tarihte bireyin rol sorununa aklk getirebilmek iin, znel ve nesnel fak-
trlerin karlkl etkileim ve belirleyiciliklerini ve bunlarn diyalektik
btnln saptamak gerekir. Tarihsel materyalizm; toplumun retici gleri-
nin gelimilik dzeyi, toplumsal snflarn karlkl g ilikisi gibi nesnel fak-
trlere tarih yapmada ncelik tanr. G.V. Plekhanov bu konuda unlar yazyor;
"Tesirli ahsiyetler, dnce ve karakterlerinin zellikleri hadiselerin zel ehre-
sini ve ksmi neticelerinden bazlarn deitirebilirler ama, hadiselerin genel isti-
kametini deitiremezler. Bu istikameti baka kuvvetler tayin eder."(11)
"Kabiliyetli insanlarn bizzat kendileri ancak bu genel istikamet sayesinde vardr-
lar ve bu olmadan onlar hibir zaman mmkn gerekten ayran eii aamaz-
lar."(12)
"Hibir byk adam, istihsal kuvvetlerin durumuna artk ya da henz uygun
dmeyen mnasebetleri topluma kabul ettiremez. Bu manada gerekten, onun
tarihi yapmasna imkn yoktur."(13)
"Tarihi hadiselerin istikametini son tahlilde tayin eden ise, genel denilen sebe-
pler, yani istihsal kuvvetleri ve bu kuvvetlerin sosyal ve ekonomik istihsal pro-
sess iinde insanlar arasnda gerektirdii (determinant) mnasebetlerdir."(14)
89
dnceye gre, tarihi yapan kitleler deil, kahramanlar, nclerdir.(*) Plekha-
nov'a gre; "Lider, yalnzca tarihsel bir gereksinmenin ya da zorunluluun arac-
dr ve zorunluluk gerektiinde kendi aracn yaratr. Bu bakmdan yeri dolduru-
lamyacak byk adam yoktur. Herhangi tarihsel bir eilim, eer yeterince derin
ve genise, anlatmn yalnz bir tek adamda deil, belirli bir insan grubunda bu-
lur "(17) Plekhanov'un Taine'den yapt bir alntda da; "Yeni bir medeniyet
yeni bir sanat gn yzne kard zaman, toplumun fikrini (ide publique)
tam olarak dile getiren bir veya iki dahinin yan sra, bunu yar buuk ifade eden
on tane kabiliyetli insan bulunur"(18) deniyor.
Bir liderin byklyle onu liderlik mevkiine getiren glerin nemi ve de-
rinlii arasnda doru ynde bir iliki olmaldr. Leon Trotsky eitli eserlerinde
bu sorun zerinde durmutur. Preobrajenski'ye Alma Ata'dan 1928'de yazd
bir mektupta; "Eer Lenin 1917 Nisan'nda Petrograd'a gelmenin yolunu bula-
masayd, Ekim ihtilalinin olmyacan sen benden daha iyi bilirsin" diyor. ha-
nete Urayan Devrim'de de; "Liderliin nitelii sorunu elbette umursanmaya-
cak bir ey deildir, ve son zmlemede kesin deildir, Bolevikler.. Liderle-
rinin stn olmasndan tr kazanmadlar. Siyasi mcadele, temelde argman-
larn deil, karlarn ve glerin mcadelesidir"(20) diyor...
Yukardaki iki alnt arasnda bir eliki varm gibi gelebilir. Trotsky aym
sorun zerinde Rus Devrimi adl nl eserinde tekrar duruyor ve "sormas ceva-
plamasndan daha kolay olan" soruyu bir defa daha soruyor:
(*) Narodriklere kar tarihsel materyalizmi savunan Plekhanov'un asl amacn gzden uzak tutmamak
gerekir.
90
"Eer Lenin 1917 Nisan'nda Rusya'ya gelemeseydi devrimin geliimi nasl bir
seyir takib ederdi. Eer ekspozemiz genel olarak bir eyler ifade ediyorsa, uma-
rm udur: Lenin, devrimci srecin 'yaratcs' olmad. O sadece nesnel tarihsel
gler zincirine eklendi. Ama, bu zincirde byk bir halkayd. Proletarya dikta-
trl zaten herhalkarda gndemdeydi. Geriye sadece onu balatmak kalyor-
du. Bu da bir parti olmadan gerekleemezdi. Partinin de misyonunu gerekleti-
rebilmesi iin nce onu kavramas gerekiyordu. te bunun iin Lenin gerekliydi.
Onun geliine kadar hibir Bolevik lider, srece devrim tehisi koymamt.
Kamanev-Stalin ynetimi olaylarn zoruyla sa ve sol patriyotizme doru savrul-
mutu. Devrim, Lenin'le Menevikler arasnda ara zmlere yer brakmyordu.
Bolevik Parti'de de bir i mcadele kesinlikle kanlmazd.
"Lenin'in gelii sadece bu sreci hzlandrd. Ve onun kiisel etkinlii krizin sre-
sini azaltt. Yine de o olmadan da partinin yolunu bulabileceinden emin o-
lunabilir mi? Hibir ekilde bunu syleyemeyiz. Burada zaman faktr belirle-
yicidir; dahas, zaman durdurmak mmkn deildir. Diyalektik materyalizmin
asla kadercilikle ortak bir yan yoktur. Oportnist ynetimin kendi krizi Lenin ol-
madan belirsiz bir hal alp uzayabilirdi. te yandan sava ve devrim koullan
partiye misyonunu gerekletirebilmesi iin fazla zaman brakmyordu... Dolay-
syla blnm ve yolunu arm partinin devrim koullarn uzun yllar iin el-
den karmas ihtimali akla gelmeyecek bir ey deildir. te bylesi zamanlarda
gl kiiliin rol gerekten ok byk nem kazanr. Tarihsel zincirin bir hal-
kas olacak olan bu roln eksiksiz bilincine varmak gerekir."'21'
Yukardaki alnt bize gre tarihte bireyin rolyle ilgili, sorunun en btnsel
zmleniini temsil eder. Dikkat edilirse Trotsky, liderliin ya da liderin toplu-
mun ancak tarihsel geliim dorultusunda etkili olabileceini, liderliin olaylar
zincirinde bir halka olduunu, insanlarn bilinli eylemleriyle toplumu dn-
me uratabileceklerini, zaman faktrnn nemli olduunu, tarihsel materyaliz-
min kadercilik olmadn vb. arpc bir biimde ortaya koyuyor. Ykselen bir
snfla henz tm gcn yitirmemi fakat kmekte olan bir snf arasnda
mcadele en yksek dzeye ktnda, liderliin mdahalesiyle dengenin srek-
li ve kesin olarak deiebildii tarihi bir gerektir.
Mahmut Esat Bozkurt, Atatrk htilali adl eserinde "ihtilali o aydnlar yapar-
lar ki; hareketleri, alma sonulan, milletin yksek menfaatlerinin ifadesinden
baka bir ey deildir. O kadar ki, mmkn olup da bunlar kme yapsayd, ken-
di menfaati bakmndan baka trl hareket edemezdi"(22) diyor. nklap Dersleri
Profesr daha da ileri gidiyor; "htilallerin genilii ve kavray, eflerin kafa-
larnn da yansmasdr..."(23) Mustafa Kemal de: "Bu inklp milletin selameti
namna, halk namna yapld"(24) der.
"talyan tarihi Guglielmo Ferrora'ya gre Fransz ihtilalini baaranlarn says iki
91
yz gemez. Bence bu bile fazladr Bu say iki kiiye indirilebilir. Mira-
beau'nun ilk meclisteki mehur nutku, Mirabeau'nun szleri kvlcm tututur-
maya kfi geldi. Bilindii gibi, Mirabeau, kraln meclisin dalmasn emrettiini
bildiren mabeyinciye, 'gidiniz efendinize deyiniz ki; biz burada milletin irade-
siyle bulunuyoruz ve bizi buradan ancak sng kuvvetiyle karabilirler', tarzn-
daki beyanat, meclisi dalmaktan kurtarm ve ihtilal balamt. Artk meclis
kral deil, ihtilalin gerekimlerini dinliyordu. Kraln otoritesi ba aa edilmiti.
Balayan yangn 200 deil, bence iki kii idare etti. Bunlar Dalton ve Robers-
pierre idi, denilebilir. Dalton bir nutku ile, Fransa'y tehlikeden kurtaracak kadar
etkili oluyordu."(25)
92
ili'nin kanl diktatr 1970'li yllarda "Otoriter Demokrasi" kavramm or-
taya atarken herhalde kk Asya'dan esinlenmi olacak!.. Pinochet de kendi
siyasal rejimini "otoriter demokrasi" olarak tanmlyordu...
Yazar, Mustafa Kemal'i yceltmek zere yola kyor ama kendini ele veri-
yor. nsanlk tarihine kara bir sayfa yazdrm, halk dman, insanlk
kltrnde byk ykma neden olmu iki diktatrle kendi ilahn karlatrmak
"devlet aydn" iin byk bir talihsizlik olmal... Mustafa Kemal de zgn bir
diktatr olduunu sylemekten geri kalmyor: "Benim iin diktatr diyorlar.
Evet ben diktatrm ama, kalpleri kazanarak diktatr oldum."(30)
Ne ki, kendini ele veren sadece M.E. Bozkurt deil. Ekmeini kiiyi "ycelte-
rek" kazanan bir sr Cumhuriyet aydn iin de durum ayn... Onlara gre, tarihi
yapan kiilerdir. Atatrk Hakknda Dnce ve Tahliller (1943) adl eserinde
Rkneddin Fethi; "Tarihi byk adamlardan mahrum ve fakir bir millet stn bir
millet olamaz" diye yazyor.(31) Gerek Ynleriyle Atatrk'n yazan da;
"Atatrk'n babu olmasnn sebebi nedir?" diye soruyor. talyan ataszndeki
gibi kendisine benzeyen aydnlardan yapt alntlarla Mustafa Kemal'in "ba-
bu" olu nedenini aklamaya zorlanyor. Ama, "ettii sevap rktt kur-
baaya demiyor." Hamza Erolu, Mustafa Kemal iin; "yenemeyecei hibir
glk, deviremeyecei hibir engel yoktur" diyor. Bu szler aslnda Mustafa Ke-
mal'in kendine aittir. 1935 ylnda Amerikal gazetici Gladys Baker'la yapt bir
konumada; "Arzu edip de yapamyacam i yoktur. Ben zoraki ve insafszca ha-
reket bilmem. Bence diktatr, dierlerinin iradesine ramedendir. Ben kalpleri k-
rarak deil, kalpleri kazanarak hkmetmek isterim"(32) diyor.
93
zgrl, ok partili siyasal rejim vb. gibi eylere "ithalat" sras bir trl gel-
miyor. Elbette burada bir unutkanlk yok! Gerekeler retilmiti. Bir kere bizde
snflar yoktu!.. Snflar olmaynca birden fazla partiye, bir sr dernee, sendi-
kaya vb.de gerek yoktu... i snf yoktu, o halde ii haklan da gereksizdi...
Fikir hrriyeti istemek de "gericilik" veya en azndan "bozgunculuk" olurdu...
nk Ebedi ef neyin nasl dnlmesi gerektiini gstermiti!
Cumhuriyet aydnn bu hali periann, Emin Trk Eliin yle dile getiriyor:
"Bu yar-mistik byk adamclk, yalnz geleneksel Trk ynetici snfna ve bu snfn
okulundan yetien ve bir yandan da snf karlarn gizlemeye alan bugnk
burjuva aydnlarna zg bir haldir. Gerekten alaturka bir dnya grdr.
Avrupa'da yalnz materyalist, marksist tarihiler deil, idealist felsefeden gelen
aydnlar ve devlet adanlan bile tarih olaylarn yle byk adamlarn elinde oyuncak
saymazlar."(34)
"Bundan baka, bu artlarn istedii adamn, baka birok bakmlardan da, mutlaka
benim ahsm olabilecei bir iddia sz konusu deildir. Yalnz herhalde, bu
memleket evladndan birinin ortaya atlmas kanlmaz olmutur. Benden baka bir
arkada da dnlebilir. Yeter ki, o arkada, bugnk durumun kendisinden
bekledii ekilde harekete evet diyebilsin."(35)
94
eyhlere, aalara, airet bakanlarna, Anadolu tccar ve erafna, yani feodal,
ya da yar-feodal glere dayal bir milli mcadele yaptnn bilincindeydi."(36)
eyhlere, aalara, airet bakanlarna vb. dayal hareket "baarya ulanca",
eyhlerin, aalarn, komprador burjuvazinin vb. karna ileyen bir dzen kuru-
labilirdi...
Her siyasi lider son tahlilde belirli snflarn karlarnn temsilcisidir. Hibir
lider bolukta durmaz. Belirli snflarn omuzlan zerine ktnda "byktr."
Ve liderin bykl, dayand sosyal snflarn gcnn bireysel plana yans-
masdr. Bir liderin, emperyalizm anda asalak snflarn karlarnn en
yksek dzeyde temsilcisi olarak, tarihin akn, toplumsal sreci etkilemedeki
rol ne olabilir? Mustafa Kemal'i baa geirenlerin gc (ayn, eraf, toprak
aas, eyh, airet bakam, komisyoncu-tccar, komprador burjuvazi, Batc Os-
manl brokrasisi), Mustafa Kemal'in gcym gibi gsteriliyor. Her siyasal
hareket son tahlilde belirli snflara dayanr. Liderlik bu snfsal karlarn siya-
sal plana yansmasdr. Elbette bu, liderliin "edilgen" bir ey olduu anlamna
gelmez. George Novack'n yazd gibi: "nsanolu yaantsnda olaylarn ak
ile srklendii zamanlarda bile, gelecein ynn deitirebilir."(37) Trkiye'de
gerek anlamda "inklap" yapmann koulu, asalak snflarn tasfiyesiyle
mmknd. Bunlarn tasfiyesi bir yana, Cumhuriyetin kurulmasyla konumlarn
glendirip arlklarn daha da artrdlar. Byk oranda "vatan kurtarma"
rantna kavutular!..
95
ada liderler, teorisyen olmak durumundadrlar. Mustafa Kemal teorisyen
deildi. Sistematik bir dnce btnlne de ulam deildi. Syledikleri
arasnda ve yaptklaryla syledikleri arasnda bir sr elikinin varl bu
yzdendir. Eklektik bir bilince sahipti. Bu durum kendisi hakknda eliik yo-
rumlara neden olmutur. Trkiye'de sol hareket bile onun baz szlerine aldan-
maktan kurtulamamtr... Trk sosyalistleri onda, anti-emperyalist ve anti-
feodal bir eyler bulmak iin bouna zorlanp durdular. Hl da zorlanmaya de-
vam ediyorlar.. Bir siyasal liderin kiminle birlikte kimden yana olduu kime
kar olmadm da ortaya koyar...
"itari ve ayak ve aba ve sof giyerdik ve atma ve ehram derdik. Fakat harice
bir para borcumuz yok idi. Alnmz ak gezerdik. Vaktaki Avrupaya arz cemile
iin taklid-i hareket yolunu tuttuk, entari ve cbbe ve alvar ve yemeni ve merku-
bu kardk. Setre ve pantalon ve kundura giydik, bu sebeple bizim terzi ve ku-
ma, yalk ve ulha ve kazzaz ve simke ve yemenici ve edikci esnafmz
geinemeyip battlar."(43)
96
mu aydnlarn bir baka kuruntular da, Mustafa Kemal'e Batllarn hayran olu-
udur. Bu hayranlk onun "evrensel" kiiliine bir kant saylyor... Emperyalist
Bat neden Mustafa Kemal'e hayran oluyor? (Eer gerekten byle bir ey var-
sa!) Devlet aydn burada da kendini ele veriyor. Gerek Ynleriyle Atatrk-
lk'n yazar; "Batl yazar ve politika adamlar Trk Devrimi'nden Dou ale-
minden bir kader, aln yazs deitirir gibi, Bat Medeniyetine ynelmesini bir
takdir, hayranlk ve byk bir baar sayarak bahsetmilerdir" diyor. Herhalde
emperyalist devletlerin yneticileri ve szcleri, Mustafa Kemal'in mavi gzle-
rine hayranlk duymuyorlard. Onu emperyalist karlar asndan deerlendiriy-
orlard... Bu adan baklnca da kukuya yer yoktu. Zira tutulan yol "yeni-
smrgeciliin" yoluydu. Trkiye'de 1920'lerde, 1930'larda gerekletirilenler,
klasik smrgeciliin tasfiye edildii E. Sava sonrasnda birok yoksul lkede
gerekletirilenlerin ncsyd... Gerekletirilen "inklaplar"n Bat'ya bir zara-
n dokunmad gibi, tam tersine Bat'nn iini daha da kolaylatrmaktayd. Bu
durumu ok iyi bilen emperyalist yneticiler, Mustafa Kemal'in kiiliinde
gvenilir bir mttefik bulmulard. Onun kiiliinde ayrca Bat hayranlnn en
radikal temsilcisini bulmulard...
Eer bugn Trkiye Batllar'n her istediini yaptrabildikleri bir lke ol-
maktan kurtulamamsa, bunun nedeni, lke kaynaklarn yerli asalak snflarn
emperyalistlerle ortaklaa talan etmeleri ve salkl gelime yollarm tkamalar-
dr. te bu talan, Mustafa Kemal'in kiiliinin gerisine gizlenerek yaplyor. As-
alak snflarn ve emperyalistlerin smrs devam ettike, bu, "Atatrklk"
oluyor. Bu smrye kar kan her kim olursa, "Atatrklk yolundan sap-
m" saylyor.
97
Mustafa Kemal, mlk sahibi snflarn siyasal ve ideolojik temsilcisi olarak,
o snflarn karlarn gerekletirmek amacyla baz "inklaplar" yapt. Atatrk-
lk saylan bu inklaplarn anlam ne idi? Tekin Alp, 1937'de Franszca olarak
Fransa'da yaynlanan Le Kemalisme adl eserinde, Kemalizme uygun den asl
kavramn "devrim" olduunu ve kkl dnmlerin gerekletirildiini, stelik
bu devrimin, kansz bir ekilde gerekletirilmi olmasnn onun bir orijinallii
olduunu, Trk halknn stanbul'un Asya kysndan Avrupa kysna geerce-
sine, kolaylkla yzyllarn kkletirdii Dou mantalitesinden Bat mantalite-
sine getiini yazyor.(44)
98
tansiyel haydutlarn,bir ksm insan artklarn, hatt orospularn att. nc en-
telektellerini ve onlarn dncesini hibir ekilde deniz ar lkelere yolla-
mad"(45) diye yazyor.
Hibir kltr btnyle geri (gerici) olamaz. Kltr ok uzun bir gemiin
rndr. Mekanik bir anlayla kltr ithal etmek, bir tketim mal ithalinde ol-
duu gibi kltr ithal etmek, bilimsel deildir. Bizim aklevvellerimiz (resmi
ideoloji reticileri), zaten kltrn Arap ve Fars karmas, melez bir kltr ol-
duunu ve Trk kltrnn bask altnda tutulduunu, dolaysyla bu kltrden
radikal bir kopuun ileri bir adm olduunu srarla ileri sryorlar. Osmanl
kltrnden radikal bir kopula "boalan yerin" nasl doldurulaca sorusuna ise
inandrc cevap veremezler. Ama "Gne-Dil Teorisi" gibi gariplikler retmele-
rine ne demeli? "Tarih Tezi" gibi samalklar retmekle mi boluk doldurula-
cakt? Elbette bunun, kendine dnmek, benlie dnmek olduu ileri srlyor.
Dou slam kltrnden radikal kopu "milliyetilik" saylrsa, kendim emper-
yalist kltrn kucana atmak ne olur? Boluun Bat burjuva kltryle dol-
durulmas olmaz m? Bu balamda ani bir kararla, Arap harflerinin atlarak ye-
rine Latin harflerinin alnmas bir talihsizlik olmutur. Gen nesiller,
99
yzyllardr birikip gelen kltr mirasnn dna atlmlardr. Arap harflerinin
yerine Latin harflerini alnmasna gereke olarak da, bu alfabenin zorluu ileri
srlyor. Oysa, bir lkede okuma yazma bilmeyenlerin okluunu veya azln
alfabeye balamak inandrc deildir. Latin harfleri alndktan sonra da oku-ma-
yazma bilmeyenler byk bir oran oluturmaya devam etti. Sorunun zm
alfabeyle deil, dorudan eitim politikasyla ilgilidir. Aksi halde dnyann en
karmak alfebelerinden birine sahip olan Japonlarn okur-yazarlk sralamasn-
da sonlarda yer almalar gerekirdi... stelik, yaam boyu hemen hi ya da pek
az okuyan kiinin belirli yalarda okuma-yazma renmesi de sanld kadar
nemli deildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili tartmaya burada girmemiz ge-
rekmiyor.
100
7. BLM
BONAPARTZM
Mustafa Kemal'in siyasal rejiminin niteliiyle ilgili tutarl tahliller, hemen he-
men yok gibidir. Bu konuda yazlanlar ounlukla Mustafa Kemal'i ycelten, bi-
limsel nitelik tamayan, iktidardan bir "hediye" koparmak amacyla yazlm saf-
satalardan ibarettir. Cumhuriyet dnemi bilim adamlar ve yazarlar, dn olduu
gibi bugn de Mustafa Kemal dnemi siyasal rejimiyle ilgili gerei sylemekten
kanyorlar. Onu bir eit sub specierei publicae (*) olarak grmek istiyorlar...
101
bir atmosfer iinde"(1) yaplmtr diye yazd iin; nce profesr, sonra senatr
tayin edildi. Herhalde bu tahlilde bir yanl anlama vardr. Eer, milletvekilleri-
ni(*) Mustafa Kemal'in tam bir serbestlik iinde tayin ettii sylemek isteniyorsa
bu, gerekten dorudur. Bir baka bilim adam smail Beiki, Mustafa Kemal
dneminde serbest seimlerin kesinlikle sz konusu olmadm yazd iin, nce
niversiteden atld, sonra da uzun yllar kalaca hapishaneye sokuldu.
imdilerde de ayn grleri savunmaya devam ettii iin, ya hapishanededir ya
da hapis tehdidi altnda... Smr dzeni ne istediini iyi biliyor. stediini ve-
renlere, bu hizmetlerini karlksz brakmyor....
(*) Milletin vekili olabilmeleri iin vekaletin millet tarafndan verilmesi gerekir. Kiinin setii adamlara
yakan "milletvekillii" deil, memur kavramdr. Seim olmayan yerde vekil de olmaz.
102
konusu olguyu aklayabilmek iin, teorik bir hatrlatma yapmak gerekiyor. Bu-
rada ksaca Marksist siyasal tahlilde nemli bir yer tutan Bonapartzm kavram
zerinde durmakta yarar var. Nitekim, gerek Marx, gerekse Engels, kendi d-
nemlerinin nemli siyasal olaylarnn tahlilinde bu kavrama olduka sk bavur-
mulardr. Daha sonra Lenin ve Trotsky, bu kavram Kerensky'nin rejimini ak-
lamak iin kullandlar. Trotsky faizm tahlillerinde de bu kavrama ska
bavurmutur. Yaadmz dnemde az gelimi lkelerdeki birok siyasal reji-
min bu kavramla aklanmaya alld da biliniyor.
103
kurtulmay emrettiini, lkede huzuru geri getirmek iin her eyden nce huzuru
burjuva parlamentosuna getirmek gerektiini; toplumsal gcn muhafaza ede-
bilmek iin siyasal gcn kumas gerektiini, burjuvalarn ancak kendi snflar-
nn da teki snflarla ayn snfsal hilie mahkm olmas kouluyla teki snflar
smrmeye ve mlkiyetin, ailenin, dinin ve dzenin rahat rahat zevkini
karmaya devam edebileceklerini; kesesini kurtarmak iin burjuvazinin zorunlu
olarak tacn kaybetmesi gerektiini ve kendini koruyacak olan klcn kanlmaz,
olarak bann zerinde asl bir Demokles klc olduunu teslim ediyor."(5)
Fakat Marx ve Engels sadece III. Napoleon'un rejimini deil, Bismark'n re-
jimini de Bonaparst olarak nitelemilerdir. F. Engels, 12 Nisan 1890'da Sorge'a
yazd bir mektupta; "Bugnn tm hkmetleri ister istemez Bonapartistleiy-
or"(6) diyor. Kapitalizmin ykselme ve normal gelime dnemlerinde, klasik par-
lamenter rejimler burjuvazinin tarihsel karlarna daha uygun der. Bunalm
dnemlerinde ise eitli diktatrlkler ya da duruma gre sosyal demokrasi
gndeme getirilir. 1895'ten sonra kapitalizmin yeniden ykselme dnemine
girmesiyle, Bonapartist ve yar-Bonaparst rejimlerin yerlerini klasik parlament-
er rejimlere brakma eiliminin ortaya kmas, I. Emperyalistleraras Sava'la
birlikte, yeniden Bonapartist eilimlerin glenmesi bu gr dorulamaktadr.
Gerekten Bonapartizm snflar arasnda "zel bir dengenin" var olduu bir
ynetim biimidir.
Bu genel tanmlama iinde yer alan bir dizi rejim, gerek tarihsel dnemin
farkll, gerekse kendi zel koullarnn farkll nedeniyle birbirlerinden ay-
rlmaktadrlar. Nitekim Louis Bonaparte'n diktatrl, amcas olduunu iddia
ettii Napoleon'unkinden; Bismark'nki bunlarn her ikisinden farkl snflar aras
g dengeleri, ama birbirlerine ok benzeyen yntemlerle gerek-
letirilmitir. Ayn ekilde iki sava aras kapitalizmin yapsal bunalm dne-
mine rastlayan yllarda Avrupa'daki birok rejim Bonapartist olarak nitelenmi-
tir. talya'da Giolitti ve Facta, Almanya'da Brnning, Papen ve Scheicher, Fran-
sa'da Doumergue ve Flandin rejimleri... Ayn ekilde n. Sava sonrasnda
General de Gaulle rejimi de Bonapartizm kavramna sokulmutur. Gelimi
bir kapitalizmin ve burjuva snfnn var olduu lkeler iin geerli olan bu kav-
ram, smrgecilik ve emperyalizm sonucu kapitalizmin "clz" bir gelime gs-
terdii geri kalm lkelerdeki rejimler iin de geerlidir. Ne ki, bu sonuncu
lkelerde Bonapartizmin ortaya k nedeni ve ilevi olduka farkldr. Bir
104
kere Trkiye, Msr, Cezayir vb. gibi lkelerde Bonapartist rejimler, egemen s-
mflar arasndaki kar atmasnn patlama noktasna geliinin sonucu olarak
ortaya kmyor. Sz konusu lkelerde Bonapartizmin ortaya k nedeni, ege-
men snflarn deiik fraksiyonlar arasndaki kar atmasn zmlemek
deil, bu snflar glendirmektir. Geri lkelerde Bonapartist bask rejimlerinin
uzun mrl olularnn en nemli nedenlerinden biri burada yatmaktadr. Bur-
juvazinin palazlanabilmesi iin gereksinme duyduu "bar ve gven" ortam an-
cak, "toplumun btn snflarnn ataerkil velinimeti" sayesinde salanabilir...
Trkiye'de Kemalist rejimin, Msr'da Nasr rejiminin, Cezayir'de Boumedyen
rejiminin vb. uzun mrl olmalar bu durumla yakndan ilgilidir. Bu lkelerdeki
Bonapartist rejimlerin daha baskc bir nitelik tamalar, kapitalist birikimin
clzlnn sonucudur. Blme konu olan sosyal artn snrl oluu, hem ege-
men snflar arasndaki blmn, hem de emeki snflarla egemen snflar
blokunun "stnde" bir kurtarcy zorunlu klyor. Zaten gelimi bir lke bur-
juvazisinin kendi dorudan siyasi ynetiminden uzun sre vazgemesi olanak-
szdr.
"Bizim halkmz, karlar birbirinden ayr snflar halinde deil, tersine varlklar
ve alma sonular birbirine lazm olan snflardan ibarettir. Bu dakikada din
leyicilerim iftilerdir, sanatkrlardr, tccarlardr, iilerdir. Bunlarn hangisi
tekisine kart olabilir? Hepsinin birbirine muhta olduunu kim inkr edebi-
lir?"(8)
Uzlamaz karlara sahip olan snflar arasnda hakem rol oynamak kesinlikle
olanakszdr. Aslnda snflar uzlatrma grnts altnda yaplan, burjuvazinin
snf temellerini korumak ve glendirmektir. Egemen snfn palazlanma koul-
lar yaratlp, burjuvazinin kendine gveni artnca, diktatr de sahneden ekilir,
Milli ef nn'nn sava sonrasnda sahneden ekilmesinde olduu gibi...
Marx'n yazd gibi, bir sre "burjuva toplumunun gerek balan tezghla-
rn gerisinde yer alyor." Snfsal karlar onlara bir sre kafalarn tezghlarn
arkasna gizlemeyi emreder. Kafalarn tezghlarn gerisinden ne zaman kara-
caklarn da iyi bilirler...
105
ortaya koymamz gerekiyor. Kemalist diktatrl Bonapartist rejimlere yakla-
tran balca zellikler yle sralanabilir:
106
ve sonrasnda bu iki kesimin etkinliinin krlmas (sava ncesinde nfusun
yaklak % 20'si Rum ve Ermeniler'den oluuyordu. Bu oran savatan sonra %
2,5'a geriledi), zaten clz olan burjuvaziyi (ticaret ve sanayi) daha da zayflat-
mt.
107
hurbakan aday Ali Fuat Bagil, 1930'lu yllarda (1935); "Hep devlet iinde,
hibir ey devlete kar, hibir ey devlet dnda.. ite devletiliin bugnk
forml"(12) diye yazyordu... Dolasysyla, Trkiye'de Bonapartizmin srekli ve
grece dengeli bir rejim olmasnn koullarndan bir ksm da Kemalist brokrasi
tarafndan yaratlmtr.
Birinci Meclis ierisinde teden beri var olan farkllamalar, Saltanatn kald-
rlmasyla iyice su yzne kmt. te yandan ordunun nde gelen komutanla-
r, K. Karabekir ve A.F. Cebesoy gibi paalar, muhalefet saflanndaydlar. Mus-
tafa Kemal'in Bonapartist konumunu koruyabilmesi ve srdrebilmesi, Milli
Mcadele'de nemli rol oynam nderlerin etkinliinin krlmas, byle bir mu-
halefet olmasa dahi gerekliydi. Nitekim orkestrada "ikinci keman" konumunda
bulunanlar var olduka, durum pek gven verici saylmazd.
lk elde Mustafa Kemal, Birinci Meclisteki "Birinci Grubu" siyasal bir kad-
roya dntrd. Saltanat'n kaldrlmasndan bir ay sonra, Halk Frkas'nn ku-
rulduu ilan edildi. Hemen ardndan, bu partinin rgtlenmesi iin Mustafa Ke-
mal yurt gezisine kt. Bunun hemen ardndan gerekletirilen zmir ktisat
108
Kongresi, hem yerel burjuvazisinin hem de emperyalist sermayenin gvenini
salamada nemli bir adm oldu. Bylece baarl bir manevra yaplm oluyor-
du. 1 Nisan 1923'te meclis seimlerinin yaplmas karar alnd. Bu arada Lozan
Antlamas'nn imzalanmas da Mustafa Kemal ve "ekibi" iin nemli bir siyasal
stnlk salad. Nihayet Halk Frkas'na dnen "Birinci Grup" yeni mecliste
mutlak bir stnlk salad. "kinci Grub"un hibir yesi aday gsterilmedi.
2. ismet nn Bavekil
109
Hepsinden de te, 1923'te Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ne verdii bir mla-
katta Mustafa Kemal yle demiti: "Hepimiz onun (TC) azasydk."(14) Bylece,
Mustafa Kemal'in tek "partili" Bonapartist rejimi kesin olarak yerlemi
oluyordu.
"Birinci Grup Milli Mcadele'nin ana hedefini kendisine mal etmekte, grup d
kalanlarla grup d braktklarnn sanki bu ana gayeden baka bir gayesi varm
gibi bir manzara yaratmaktadr. nk birinci grubun ilan edilen alma
tznn birinci maddesinde byle yazlan esas gaye ile Milli Mcadele'nin
balangc olan Anadolu ve Rumeli Mudafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulu hede-
fi virglne kadar birbirinin ayn idi. Fakat Milli Mcadele'nin ve onun memleket
iin ilk resmi temsilcisi olan Anadolu ve Rumeli Mdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin
kurulu gayesini birinci gruba bylece mal etmi, daha ilerde u veya bu sebeple
karsna kmas ihtimali olanlar bu yol ile tarihe kar zor bir duruma sokmu-
tur. Bir yandan bunu yaparken, bir yandan da yine ilerde getirmeyi daha o za-
mandan dnd birok yenilikleri Milli Mcadele'nin hedefleri arasna, ama
yalnz kendi gvendii insanlardan bir kadronun fikirleri, idealleri olarak koy-
mutur." (16)
110
perver Cumhuriyet Frkas, Mustafa Kemal'in siyasi bir manevras olarak yapay
bir biimde ortaya kt. Halk Frkas'nn kinci Umdesi'nde; "Hilafetin en
yksek dini makam olarak korunaca" yazlyd. 1927'ye kadar bu ilke dei-
meden kald. Halk Frkas da, Terakkiperver Frka da "zel teebbs" ve halk-
tan kopuktular. Aslnda mcadele, halk kitlelerinden bamsz, st dzey ynet-
icilerin bir i kavgasyd. Mustafa Kemal, otoritesini ve ordunun gcn
kullanarak kendisine muhalif olabilecek unsurlar tasfiye ederken, onlar "kar
devrimci", "nklaplara kar" kiiler olarak damgalama yoluna gitti. Ismarlama
tarih yazclar, Mustafa Kemal'in kendi diktatrln kurmak iin en yakn
mcadele arkadalarn tafsiye etmesini "devrimci kadronun zaferi" olarak gs-
tereceklerdir. Daha sonraki dnemde ortaya kan muhalefetlerin de Birinci
Grubu'n devam olan CHP'den kt gz nne alnrsa, CHF ve TCF iimin-
deki ayrmann ideolojik bir kutuplamadan kaynaklanmad anlalr.
111
bu konulara ilikin ilgin bir eletiriyi CHF Tz ve Krt Sorunu adl eserinde
yapyor. Bahri Savc, Demokrasimiz zerine Dnceler adl eserinde unlar ya-
zyor: "nk Mustafa Kemal deolojisi, btn manas ve mul ile gerek de-
mokrasiden, bir halk temeline dayanan, halkn maddi manevi varl ve etkisi al-
tnda konmu bir demokrasiden baka birey deildir."(18) "Anayasa", "halk
egemenlii", "hakimiyet kaytsz artsz milletindir" gibi grntlere karn,
Kemalist rejim, Bonapartist bir diktatrlkt. Yaplan szde "seimler" diktatrl-
n gerek yzn gizlemeye ynelik maniplasyondan baka bir ey deildi.
te yandan, toplumsal st-yapda gerekletirilen "inklaplar" halk yararna
dzenlemeler olmaktan nce, Bonapartist iktidar glendirmeyi amalyordu.
Nihai ama, smr ve basky gvence altna almak ve srekliliini salamakt.
"Ancak devrimi yrten kadro,zellikle Atatrk ve smet Paa, tek partinin sa-
kncalarn biliyorlard. Onlar, yalnz devrimleri hzla ve tehlikesizce yrtebil-
mek iin Takrir-i Skn Kanunu'na dayanarak, Terakkiperver Cumhuriyet Fr-
kasn kapattrmlard. Parlamento iinde drst ve alkan bir muhalefetin
bulunmasn rejim iin zorunlu gryorlard. Gerekten, btn devlet hizmetleri-
nin CHP kanalyla yrtlmesi ve onun karsnda, yaplan ilerin eletirisini sa-
lyacak bir siyasal kuruluun bulunmamas, denetim yntemini eksik brakmy-
ordu."(19)
"Bu bilgiler olgulardan kopuktur. Bunun iin bilimsel deildir. Bu bilgiler gemi-
in bugnk resmi ideolojiye gre deerlendirilmesidir. Olgulardan kopukluu
112
bundan ileri gelmektedir. Trkiye'deki tek parti dzenine temel olan ve ona hukukilik
veren ana metin, temel yasa Cumhuriyet Halk Frkasnn tzdr. Bu tzk tek
parti dzenine temel eklini verdii gibi, resmi ideolojinin kitlelere nasl kabul
ettirileceini, nasl yaygnlatrlacan gstermesi bakmndan nemlidir. Resmi
ideolojiyi biimlendiren metin ise CHFnin programdr. Bu tzk bilinmeden,
Trkiye'deki tek parti dneminin temel niteliini kavramak mmkn deildir. nk
bu Trk Anayasas'nn ok stnde duran yasadr. Ad 'tzk' olmasna ramen ilevi
ve balaycl ondan ok daha fazladr."(20)
Meclise girecek tm yelerin bir tek kii tarafndan seildii koularda, ser-
best seimlerden ve hakimiyetin millete ait olduundan sz etmek mmkn
mdr? Herhalde, "Hakimiyet kaytsz artsz Mustafa Kemal'in ve onun yakn
evresinindir" demek geree daha uygun dyor. Gerek olan bir ey varsa, o
da artk hkimiyetin Sultan'a ait olmadyd. Bylesi koullarda mahkemelerin
"bamszl" da ii bo bir slogan olmaktan teye gidemez. Cumhurbakan,
CHF tzne gre daimi ve deimez genel bakandr. Meclis yelerim de
kendisi belirlediine gre, bu durum, onun hem partiye, hem de meclise hkim
olmasna imkn veriyordu. Parti iinde ve dnda kendi iradesi dnda hibir
giriime izin vermiyordu. Hitler; "(...)Mustafa Kemal'in ilk talebesi Mussolini,
ikinci talebesi benim"(22) derken, Mustafa Kemal'in ahsi rejimine verdii nemi
ifade ediyordu.
113
ayn zamanda iileri bakan oluyordu. llerdeki valiler parti il bakanl gre-
vine getirildiler. Umumi mfettiler hem parti ilerini, hem de devlet ilerini de-
netlemekle grevlendiriliyordu. Bat Avrupa'da faist rejimlerin glendii bu
dnemde, partinin devletle btnletirilmesi, M.Kemal rejiminin faist uygala-
malardan da etkilendiinin bir gstergesidir.
114
tayan ve "halk iin halka ramen" yaplan birok "inklap" bu amaca yneliktir.
Bylece geni kitleler zerinde, snrl da olsa, bir "otorite" ve "saygnla"; do-
laysyla da ayrcalklara sahip olan bir kesimin yaratlmas; bunlar araclyla de-
iik toplum kesimlerinden ksmi bir destek salanabilmesine olanak vermitir.
115
larnn saysn artrd, beyaz terr maskelemek iin genliin spor rgtlerini
destekleyerek gelitirdi. Birtakm burjuva hanmefendileri tarafndan kurulan ka-
dn derneklerine yardm etti. Bir sre nce babakann yaynlad yeni bir emre
gre, Trkiye'nin spor dernekleri ile hkmet tarafndan desteklenen dier der-
neklerce tavsiye edilecek olan kimselere resmi daire, messese ve devlet fabrikal-
arna memur olarak atanmada ncelik tannacaktr."(26)
Bu sre iinde CHP en nemli ilevi stlenmiti. Asalak snflar Mustafa Ke-
mal'in koruyucu kanatlan altna gizlenerek, snfsal ve tarihsel karlarn gerek-
letirmenin "en uygun" yolunu bulmulard. kinci Emperyalist Sava sonrasnda
kanatlarn altndan balarn kardklar zaman, resmi ideolojinin reticisi kimi
aydnlar, durumu kavramaktan aciz olduklar iin, ortaya kan yeni durumu,
"Atatrklkten sapma" olarak grme eilimi iine girdiler. Bonapartizmin ta-
rihsel misyonunu tamamladn kavrayabilecek ykseklie kamamlard...
leriki sayfalarda hkim snflar blokunun nasl bir gelime seyri izledii ze-
rinde duracaz. Daha nce ilk meclisin bu ittifakn kurumlat yer olduuna
ksaca deinmitik. Aslnda Birinci Meclis, mlk sahibi snflarn eitli kesim-
lerinin ve Osmanl devlet brokrasisinin byk bir kesiminin temsilcilerini ier-
mekteydi. te yandan, yasama ve yrtme yetkileri de bu mecliste toplanmt.
Birinci Meclis'te hkim snflar arasnda oluan ittifak, grece "zgr" bir snf
ittifakyd. Fakat, Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesiyle bu durum deiti.
Hkim snflar Bonapartist rejime (zellikle de Terrakkipcrver Cumhuriyet Fr-
ka deneyinin baarszlndan sonra) boyun emek zorunda kaldlar. Mustafa
Kemal de meclisi ortadan kaldrp bir asker-polis diktatrl oluturma yoluna
gitmedi. Aksine, kompozisyonu kendisi tarafndan belirlenen bir meclis, Bona-
partist rejimin dengeli bir biimde yerlemesini kolaylatrd.
116
btnyle ortadan kaldrlmasn engelleyen bir faktr olmutur. Bu durumun bir sonucu
olarak, Mustafa Kemal'in Bonapartizmi, kendisini "demokratik" bir grntyle
gizlemek zorunda kalmtr.
Zaten hkim snflarn da byle bir siyasi rejimi kabullenmeleri iin bir sr
neden vard. En temel neden, benzer (yar-baml) lkelerde olduu gibi,
Trkiye'de mlk sahibi snflarn gszlyd. Bu nesnel durum, bir bana
Bonapartist ya da yar-Bonapartist bir rejimi ister istemez gndeme getiriyordu.
Elbette bu eilimi glendiren baka zel nedenler de sz konusuydu.
Son derece snrl olan toplumsal artn (sur-produit social) mlk sahibi s-
nflar arasnda bir uzlama zemininde "zgrce" paylalmas imknszd. B-
kere, sanayi ve ticaretin en byk blmn yabanclar kontrol ediyordu. te
yandan en geri retim teknikleriyle retim yapan tarm kesiminde, toplumsal ar-
tk ok snrlyd. Neredeyse tarm kesiminin geni bir blm kendi kendine ye-
terlik aamasnda, "doyumluk ekonomi" koullarnda bulunuyordu. Dolaysyla,
pazar iin retim snrl kalyordu. Toplumsal artk bu lde gdk olunca, -
karlar elien mlk sahibi snflarn bir "uzlama zemini"nde art paylamalar
zordur.
Bir baka neden de; "Krt Sorunu"nun henz bir zme kavuturulamam
olmasdr... Zayf olmakla birlikte henz ezilip tam gdm altna alnmam bir
ii snf vard. Trkiye gibi az gelimi lkelerde, mlk sahibi snflar en
117
gsz olduu zaman bile ii snfndan korkarlar. Biraz da, ok korktuklar iz-
lenimi yaratmak isterler. Elbette bu sebepsiz deildir. "Kendi ideolojisinin kit-
lelerdeki kalclna olan gvensizliin sonucudur .
Hkim snflar bir kere Bonapart'n vesayeti altna girmeye raz olunca, faa-
liyet alanlarnn ve karlkl ilikilerin snrlanmas olasln da kabullenmi
olurlar. Mlk sahibi snflar, Bonapartist rejim altnda, devlet brokrasinin siya-
sal egemenliini kabullenince, sonularna katlanmak, sineye ekmek zorunda
kaldlar. Sadece brokrasinin baz irrasyonelliklerine deil, siyasal etkinliklerine
dayanarak, st dzeydeki brokratlarn devleti soyarak zenginlemelerine de
gz yummak zorunda kaldlar... Bu durum yeni oluan mlk sahiplerinin nite-
liini de belirlemitir. lk byk zenginler, ekonominin kilit noktalarn denet-
leyen byk brokratlard...
"1929 Trkiye'sinde 25 milli kapitalle sanayi ve maden irketi vard. Bunlarn id-
arelerinde 20 kadar mebus alkadard. Mevcut Milli 38 bankada 31 tane mebus
bulunuyordu. Yani, hemen hemen her byk yerli irketin mecliste bir mebusu
var! Her irkette bulunan ok eski temyiz azalarn, byk askeriye ve mlkiye
erkann da hesaba katmaldr. Sonra btn byk endstriye 7 banka egemen-
di demitik. Bunlardan devlet bankasdr; fakat yalnz birinde (15-20 messe-
seyi gden Bankas'nda) 13 mebus vardr. Bankas'nn sabk mdr Celal
sfat ile Trkiye'nin ekonomi politik mdr olmutur."(28)
Ne var ki, Kvlcml'nn yazdklarn nanse etmek gerekir. Bir kere mecli-
sin nitelii hakknda aklk olmaldr. Meclis, gerek ve zgr bir seimle olu-
an bir meclis deildi. Bir "memurin" meclisiydi. Dolaysyla sz konusu olan,
sermayenin meclisteki temsilcilerinden ok, brokratlarn sanayi ve ticaretin kilit
noktalarna reklenmesi ve sermayenin denetiminde sz sahibi olmalardr.
"ilk aferizm (karc zel i) fesad; Ankara'da i takibine gelenleri haraca kes-
118
mekle balamtr... Bugn Milli Savunma'nn bir eksiltmesine katlan iki rakip
firmadan ikisinin de temsilcisinin ayn milletvekili olduu grlmtr. Ban-
kas'nn bir nevi politikaclar bankas olarak kurulmu olmas, Cumhuriyet tarihi
iin pek ackl bir aferizm salgnnn balangc olmutur."(29) Ancak yukardaki
ifadeden tek ynl bir iliki olduunu varsaymak yanltc olur. Nitekim bir yan-
dan brokratlar "burjuvalarken", dier yandan mlk sahibi snflar da brokra-
siye entegre oluyorlard. "Srekli olarak mebuslua tayin edilenlerden biri Emin
Sazak'tr. Emin Sazak, 1920-1950 arasnda, yani otuz yl mddetle, devaml ola-
rak mebusluk yapmtr. 1920'li yllarda derebeyliine dayanarak mebus seil-
mitir... 1927, 1931, 1935 dnemlerinde bizzat Ebedi ef, Gazi Mustafa Kemal,
1939, 1943 dnemlerinde de, Milli ef smet nn tarafndan mebuslua tayin
edilmitir."(30) Emin Sazak Eskiehir yresinin en byk toprak aalarndan bi-
ridir. Topraklarnn 70 bin dnm bulduu ileri srlrd. "Emin Bey'in ara-
zisinin iinde drt tane tren istasyonu vardr. Beylikahr, Yalnl, Yunus Emre
ve Sazak istasyonlar. Aynca Sazak, Beylikahr, Nazl, Saray, Bal,
Ahirz, Ahrky, Yaylaky, Karaam, Yunus Emre, Kzlren gibi 15 ky bu
topraklarn iinde yer alyor. zerinden Porsuk aynn akt bu verimli toprak-
larda Emin Sazak 7 tane iftlik kuruyor. Her iftlikte bir saray var. Sazak
Ky'nde ise tane kona bulunuyor. Ayrca Samsun'da da mlk ve arazileri
var."*31) Resmi ideoloji reticisi yazar ve bilim adamlar Emin Sazak'n toprak
aas olduu iin toprak reformu yasasn engellediini yazmay adet edinmi-
lerdir. Emin Sazak' kanunun kmas gereken meclise kimin getirdiinden hi
sz etmiyorlar. Bu nl toprak aasn otuz yl sreyle aralksz meclise "tayin
edenler" kimlerdir? Mustafa Kemal ve smet nn'nn toprak reformu iin "ya-
np tututuklarn," ama mecliste aalarn buna engel olduunu yazmak ne de-
mek olur? Eer bunu yazarlarsa, o zaman Edebi ef ve Milli efin devrimci-
liine, "halklna" glge drm olurlar...'
Meclise srekli tayini kanlar sadece toprak aalar deildir. Srekli olarak
"mebuslua" tayin edilen eyhler de var. 1920-50 dneminde Vanl ibrahim
Arvas, tayin listelerinde srekli yer alan bir eyhtir. Ayn ekilde Hakk Ungan,
.1923'ten ld 1943 ylna kadar mebus tayin edilmi bir eyhtir. Diyarbakr
(*) Damar Ankolu, Mustafa Kemal'e Chevrolet marka bir otomobil armaan eden kiidir. (Bkz. S.
Borak,
Bilinmeyen Ynleriyle Atatrk, s. 115)
119
Mebusu Zlf Tigrel, Siirt Mebusu eyh Halil Hulki, Mahmut Soydan, Sreyya
zgeevren srekli "mebus"' tayin edilen eyhler arasndadr. (33) Bunlar orta-
dayken, Mustafa Kemal'in, "Efendiler ve Ey Millet, iyi biliniz ki, Trkiye Cum-
hurtiyeti, eyhler, derviler, mritler ve meczuplar lkesi olamaz" szlerini her
halde biraz nanse etmek gerekecektir...
120
8. BOLUM
Genellikle stanbul, zmir gibi birka liman kentinde toplanm clz bir hafif
sanayi sz konusuydu. "Belli bal dier ehirlerde yalnz birka un, debagat fabri-
121
kas mevcuttur. Anadolu'da, dier yerlerde nemli sanayi messeseleri bulun
muyor."(3) Gelien ve yaylan kapitalizm, zellikle sanayi devrimi sonrasnda,
yerli sanayi (el sanatlar) byk lde ortadan kaldrmt. Bu srecin sonucun
da lke ekonomisi "sanayisizletirilerek" sre iinde emperyalist merkezlere
"organik" olarak balanmt. "Avrupa snai kapitalizminin memleketimizde
dourmu olduu buhran.... Gittike geniliyerek ve birer birer btn sanayi u
belerine sirayet ederek asrn (19. asr) ikinci yarsnda sanayimizin inkirazn ta
mamlamtr."(4)
Ne ki, ekonominin da bamlln zorunlu klan nemli bir neden de, yer-
li sanayinin sanayi kapitalizminin rekabeti sonucu yklm olmasyd. Elbette
szn ettiimiz tasfiye mutlak deildi. Kapitalizmin henz girmedii ya da ye-
terince etkilemedii yerlerde "el zanaatlar" varln belirli llerde de olsa
srdryordu. Yine de, genel eilim, yerli zanaatlarn (pre-kapitalist dnemin
sanayi sektr) yok olmas ynndeydi.
122
"(...)lstanbul'un yzyllarca en byk ii olan saralk bitmitir. anta, bavul vb.
dardan geldiinden bu meslekte ancak 200 kii kalmtr. Saralar ithal mal
deri ile almaktadr. Fakat deriye 27 kuru, deriden mamul eyaya 15 kuru
gmrk konduu iin, saralk lmtr. zel sanayi olan dericilik, Yedikule'de
1500 kadar usta ve iiye bir geim salamaktadr... Dokumaclk ok gerilemi-
tir. Pamuk iplikleri ve pamuklu dokuma, ou talya ve ngiltere'den olmak
zere, dardan gelmektedir... Btn demirler gibi, demir eya da ithal olunmak-
tadr. Demir mamulat sanayiinde, ylda yalnz 30 bin lira gibi ok kk
deerde imalat yaplmaktadr."(7)
"imdiye kadar hali Trkiye alyor, retiyor, fakat rnlerinden bakalar ya-
rarlanyor. Memleketimizde herkes alyor, birok aln teri dkerek elde ettii-
miz iptidai maddeleri bin rica ve minnetle yok pahasna harice satyoruz. Sonra
yabanclar bu maddelerin eklini deitirerek bize iade ediyorlar. Bir kurua sa-
tyoruz, yirmi kurua satn alyoruz. Krk kurua bir okka yn veriyoruz, ayn
yn binikiyz kurua bir metre halinde yalvararak geri alyoruz. Bu dnyann
neresinde grlmtr.?"(8)
Tarm Sektr
123
yaklak bete birinin pazar iin retim yapt, retimin geri kalannn yerinde
tketildii, "geleneksel sektr" terketmedii sylenebilir. Bu durum, ayn za-
manda topran belirli ellerde toplanmasnn kapitalist gelimeyle dorudan ilgili
olmadn da gsterir.
"1912, ylnda Anadolu'nun tahl ambar olan Konya Vilayeti'nde bile retilen ta-
hl trleri iinde buday mahsulnn % 26.4', arpa mahsulnn % 25.5'i ancak
ticarete sunulabilmektedir." (9)
I. Dnya Sava balamadan nce; "Byk toprak sahibi aalar (ky nfusu-
nun % l'i) tm ilenen topraklarn % 39.3'n, kk toprak aalar ve zengin
kyller (ky nfusunun % 4') topraklarn % 26.2'sini ellerinde tutuyorlar,
kyl ailelerin (ky nfusunun % 95'i) payna ise ilenen topraklarn % 34.5'i
kalyordu." (11) Birinci Emperyalistleraras Sava ncesine ait yukardaki oranlar,
topraksz ve az toprakl kyller lehine deimedii gibi, aalar eitli mekaniz-
malarla topraklarn daha da geniletmeyi "baarmlard". Bir kere Ermeni teh-
124
ciri sonucu aa kan topraklar ounlukla aalarn eline gemiti. Yine Rum
mbadelesi srasnda bir ksm nfuzlu byk toprak sahipleri, bu durumdan ya-
rarlanarak topraklarm geniletmilerdir. Bu ikisi dnda, svire Medeni Kanu-
nu'nu ithal edilmesiyle, sz konusu kanunun salad olanaklardan yararlanan
aalarn hazine arazisinden bir blmn de tapulatarak topraklarna kattklar
biliniyor. Bu sonuncu durum, toprak aalarnn neden Mustafa Kemal'in "ink-
laplarn" desteklediklerini de aklar. Kemalist rejim yerleirken aalar daha
gl, kyller de daha yoksul ve aresiz bir konumdaydlar. Kemalist rejimin
"demokratiklii"nden sz edenler iin bu durum rahatsz edici saylr... Roza-
liev'in yapt tahminlere gre; 1920'li yllarn sonlarnda topraklarn yarsnn
byk toprak sahiplerinin elinde olduu sylenebilir. Buna karlk ky nfusu-
nun % 65-70'e varan blm, ilenen topraklarn % 5 ila 10'una sahiptiler.(12)
125
nuta da "toprak talebi" ynnde basknn olmayn ileri srmeyi det edinmi-
lerdir. Tarmdaki nfusa gre ekilebilir topraklarn geni olduundan phe yok-
tur. Ama hibir pheye yer vermeyen bir gerek daha vard ki, o da geni to-
praklarn aalalarn u ya da bu biimde denetiminde olmasyd. Dolaysyla,
geni topraklarn varl yzbinlerce kyl ailesinin yoksulluk ve sefalet iinde
yaamasna engel deildi. "Ortakln tutsakl ile eli-kolu bal, ilkel alma
aralaryla acnacak bir retim yapan ve rnn bir blm karlnda aa-
dan toprak kiralayan yan ii-ortak, Trk kynn tipik bir simgesi idi."(16)
Egemen snf ittifaknn "gerici" nitelii ve Kemalistlerin bu yapy krmak ye-
rine, pekitirici bir politika izlemesi, 1920'lerdeki geerli yap ve ilikilerin
nemli bir deiime uramadan 1950'lere kadar devam etmesini salamtr.
126
grd gibi tarlay srer." (20) 1930'lu yllardaki durumu eyda Ziya yle zet-
liyor: "iftimizin elinde aletler hem mahduttur, hem de basit ve iptidaidir. Bun-
lardan toprak ileyen, ekim yapan, bakma yarayan, biim ve harmanda kullan-
lan aletleri bir defa dnmek, ziraatin bizde ne kadar kuvvetsiz olduunu
kavramaya yeter. Ziraatimizin bugn fena, iptidai aletlerle almas yznden
iftimizin i kuvveti, hayvan kuvvetleri iyice istismar edilemiyor."(21)
Sanayi
Cumhuriyetin ilk yllarnda, Osmanl Imparatorluu'ndan miras kalan sanayi,
"tipik yar-smrge" zellikler tayan clz bir sanayi idi. "Dinamik" sanayi dal-
lar olmad gibi, "geleneksel sanayi" de byk lde tasfiyeye uramt.
"Bizde eski ekillerin zevaliyle, hemen hemen btn ehemmiyetli snai faaliyet-
ler de zeval bulmu ve memleket ekonomisi belli bal sanayi ubelerinin hep-
sinden mahrum kalp, en iptidai mamulleri bile hariten ithal etmek zarureti ha-
sl olmutur."(22) Sanayi, i pazarn ihtiyalarnn bile ok kk bir blmn
karlayabiliyordu. "En gelimi" sanayi alt-dallarndan biri olan tekstil, i paza-
rn drtte birden az bir blmn karlayabiliyordu. Cumhuriyetin ilannn
onuncu ylnda bile durum deimemiti. 1933'de "Trkiye'de tketilen pamuk-
lu, mensucatn ancak % 25'ini karlyordu. Ynl mensucatn ancak % 24',
ipekli mensucatn da % 6's yerli retimdi. Trkiye o yllarda ekeri, imentoyu,
unu, deriyi, sabunu ve saysz baka mallar ithal yoluyla salyordu."*23)
127
lan retim teknolojisinin gerilii ve retim nitelerinin ccelii, sanayinin en
belirgin zelliini oluturuyordu. 1927 sanayi saym sonularna gre, 65.245
retim nitesinden 28.246's atlye boyutunda bile olmayan ve cretli ii kul-
lanmayan ok kk iletmelerdi. 23.332 nitede alan ii says ortalama 2
ila 3't. 7683 nitede 4-5 ii altrlmaktayd. 20 ve stnde ii altran i-
letme says 872'iydi. Geriye kalanlardan 3910 kuruluta 6-10, 1188'inde de 10-
20 ii almaktayd.
Tekstil, deri, metal, aa, besin, seramik ve kimya sanayi alt dallarnda
33.058 iletmede, 76.216 ii alt tahmin edilmitir. Bunlarn da 70.2'si sa-
dece tekstil ve deri sanayilerinde alyordu. 1920'lerin ortalarnda imalat sa-
nayiine yatrlan sermaye 191.2 milyon lirayd. Bunun 36.6 milyonu (% 18'i)
tekstil alt sektrne yatrlmt (28)
128
ucuz hammadde salamak gibi bir ama tayorlard. Tm yabanc sermayenin
yardan fazlasnn demiryolu yatrmlarna ynelmi olmas bu gr dorula-
maktadr. (1924'te 4086 kilometre demiryolundan 1734 km.'si devlete, 2352
km.'si yabanclara aitti).
Cumhuriyetin kurulduu ilk yllardaki durumu, Emin T. Eliin yle dile get-
iriyor:
129
"Dar-geni btn hatlar bir arada yalnz 4072 kilometrelik hepsi yabanc mal bir
demiryolu ebekesi, 18 bin 335 kilometrelik bakmsz osesi, birka liman ehri
arasnda ileyen topu topu 72 bin tonilatoluk ufak teknesi vardr. Cumhuriyet'in
daha ilk ylnda Trkiye darya ancak 85 milyonluk mal satabilmi, buna kar-
lk 145 milyon liralk mal almt, 60 milyon ak vard. Alnan eylerin bir ksm
yiyecek-iecek, geri kalan eylerin hemen hepsi Avrupa usul giyinip kuanmaya
ve kullanmaya yarayan eyadan ibaretti. Kaam birka askeri fabrika sayl-
mazsa, i pazarn ihtiyacna yle-byle yetecek hibir retim dal yoktu. erlek
kelerde kalm tektk el tezghlan ortadan ekilmek iin ilk trenle veya motor-
lu arala gelecek yabanc ticaret mallarn bekliyordu.
"Trk kyls elindeki ilkel aralar ve daha da ilkel retim metodlaryla toprak-
tan karabildii rnlerle karnn zor doyuruyor, kt yllarda vergi borcunu bile
veremedii iin ineinin ve yatak-yorgannn haczedilip gtrlmesine katlan-
mak zorunda bulunuyordu. Dr. Reit Galip'in anlatt gibi, ufak ifti, kyl ve
kasabadaki aalarn, tefeci ve murabahaclarn elinde kleydi. Para para olup
kyn drt bucana serpilmi olan elayas geniliindeki tarlalarda, ama kendi
topranda alan kk kyl yine mutlu saylrd, ortak yarc, rgat olarak
hayatlarm kazanmaya uraanlarn hali daha berbatt. Ankara'daki Mustafa Ke-
mal, onlar iin 'bu memleketin efendisi', demi olsa ne kard, bu sz onlarn ku-
lana bile eriemezdi."
130
Yoksul ve az toprakl kyl kitlesinin temsili zaten olanakszd. Aslnda kon-
grede temsil edilen kyllk deil, toprak aalaryd. "ifti" szcnn kulla-
nlmas, yanlsama yaratma amac tayordu!
131
Cumhuriyetin ilk yllarnda, Osmanl dneminde egemen olan tarm toplu-
munun ideolojik ve kurumsal yaplar dzeyinde ortaya kard engellerin al-
mas, zel sermayenin desteklenmesine ynelik nlemler, bu vaadlerin yerine
getirilmesi ynndeki admlardr. svire Medeni Kanunu, Alman Ticaret Ka-
nunu vb'nin ithali, Tevik-i Sanayi Kanunu'nun kabul, Bankas, Sanayi ve
Maadin Bankas'nn kurulmas, 1925'te kabul edilen Ticaret ve Sanayi Odalar
Yasas, 27 Eyll 1925'de esnaf rgtlerinin kapatlmasna ilikin yasann kabul
vb. bu yndeki admlara rnektir. Tacir ve aalarn durumunu "dzeltmek"
zere, vakit kaybetmeden iki yasa ithal eden Kamalist iktidar, ayn acelecilii
bir "i kanunu" ithal etme konusunda gstermiyor...
132
s caiz deildir.
"Korumada zorlama ve arlk ou kez iktisadi tecride yol aar. Zorlayc koru-
ma ve iktisadi tecrit, d rekbeti tamamiyle kaldran ve yok eden ar ithalat ver-
gisinin yerli sanayiinin yabanc sanayii ile rekabet etmesi olanan yok edecei
nedeniyle kabul edilemez. nk lke sanayiini tembellie yneltme tehlikesi
vardr. Koruyucu gmrk vergileri... Hibir zaman arya vardrlmamaldr."(39)
"thalat balantlar iin byk bir sermaye yatrm yapmayan ve finansman iin
byk lde yabanc kaynakl kredi kullanan ithalat tccarlarn Trkiye'de pa-
133
naklanyordu. Bu dnemde azgelimi lkelere ynelen yabanc sermaye akn-
daki gerileme genel bir durumdur.
136
1929 Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin ortaya kmas emperyalizmle ku-
rulmu olan dengeyi de sarsmtr. Bu "ar retim krizi", zaten yapsal bunalm
nedeniyle olduka zayflam olan balan daha da zayflatmtr. Klasik bir "ih-
racat ekonomisi" nitelii tayan Trkiye ekonomisi ciddi bir bunalmn eiine
gelmitir. Krizin ekonomide yaratt ok etkisi o zamana kadar uygulanan
ekonomi politikalarm da tartlr hale getirmitir. Bylece, "devletilik" olarak
bilinen politikalarla ilkel sermaye birikimi srdrlecekti...
137
9. BLM
"..Memleketimizde birok
milyonerin, hatta milyarderlerin
yetimesine alacaz."
Mustafa Kemal
139
Mcadeleciler ve o gnk devrimciler kadrosunun bir kazan ve menfaat irketi
karakterini tamaya balamasyd. Bunlardan kimi arsa speklasyonlar, kimi
idare meclisi azalklar, kimi taahht ileri, kimi de trl trl ekillerde komis-
yonculuklar peine dm bulunuyordu. Garp Cephesi Kumandam iken, yolsuz-
luklarndan phelendii bir levazm reisini herkesin gz nnde nasl hala-
dn kulaklarmla iittiim smet Paa'nn, temeli fazilet ve feragate dayanmas
lazm gelen bir devrim rejimini daha ilk gnlerinden itibaren soysuzlatrma teh-
likesi gsteren bu hal karsnda belli bal bir tepkide bulunmamas ve benim bu
husustaki baz yaknmalarm, hi cevaplandrmadan mphem bir glmsemeyle
dinleyii beni hayretten hayrete dryordu." (3)
Daha nce deindiimiz gibi, yaplmak istenen; aznlk tccarn (Rum, Er-
meni) el koyduu toplumsal art, Mslman-Trk unsurlara kaydrmakt. By-
lece sorunlarn zlecei varsaylyordu. Tacir ve aalar iin bir yanlsama sz
konusu deildi. Onlar, neyin neden yapldm ok iyi biliyorlard. Brokrasi de
dahil, iktidar blokunu oluturan snflarn hibiri tarihsel olarak "ilerici" bir rol
oynayacak durumda deillerdi. Hepsinin ortak kaygs, tehlikeye den karla-
rnn gvence altna alnmas ve smr olanaklarnn derinletirilip eitlendi-
rilmesiydi...
140
eletiriye urar. Ktahya Mebusu Besim Atalay unlar sylyor:
141
bu "arl" belirler... Elbete lkenin siyasal zerkliinin derecesi de nemsiz
deildir. Ayn ekilde, emperyalist bloktaki "zel durumlar" da bamlln
biim ve younluu zerinde etkili olabilir. Kapitalist retim tarznn yapsal
kriz dnemlerinde (uzun dalgann ikinci aamas), emperyalistleraras sava du-
rumunda vb. azgelimi lkenin "bamllk katsays" da azalr. Her zel du-
rumda emperyalist blokla kurulan denge de deiebilir. Belirli aralklarda
baml lkenin "zerklik katsays", en azndan geici bir dnem iin de olsa
ykselebilir.
1920'li yllarda Trkiye'de geerli retim ilikileri melez bir nitelik tayor-
du. Iie gemi deiik "retim ilikileri"nin varl, egemen snf yapsn ve
devletin yapn da doal olarak biimlendiriyordu. Bir kere, lke nfusunun
ezici ounluu kapitalist retim ilikilerinin "dnda" ya da sz konusu sek-
trle snrl ilikiler iindeydi. Bitlis, Mu, Erzincan illerindeki duruma ilikin
raporda, buralarda retilen budayn % 80'inin yerinde tketildii bilinmekte-
dir. Kyl, ancak kendi gereksinmelerini salar. Pazara srlen mallarn oram
% 2'yi gemez. orap, amar, hatta kundura ve elbise gibi maddelerin genelli-
kle aile yeleri tarafndan yapld grlr. Hayvanclk blgelerinde de durum
ayndr. Kylnn pazar ile ba snrldr. Birok durumda al veri para ile
deil, mal ile yaplmaktadr. rnein, kasabada alan zanaat, maln ky-
lyle nakit karl deil, tarmsal mallar karl deiiyordu.(8) Buna karlk,
lkenin baz Bat blgelerinde kapitalist ilikiler geerliydi. Byk toprak sahi-
pleri tipik "tarm kapitalisti" zelliklerine deil, daha ok "pre-kapitalist" zel-
liklere sahiptirler.
142
man var olmamtr. Ayn dnemde Latin Amerika'da geerli snf ittifakndan
(byk toprak kapitalistleri, ihracatlar, ksmen de ihtalatlardan oluan) fark-
lyd. ounlukla pre-kapitalist retim ilikilerini yanstan egemen snf ittifak,
"melez" bir nitelik tayordu.
Egemen snflar blokunu oluturan unsurlar iinde byk toprak sahipleri, si-
vil-militer st dzeydeki yneticiler ve ticaret burjuvazisi belirleyici durumday-
d. Her ne kadar ticaret burjuvazisi zayf olsa da, tarihsel ortam ve emperyalizm-
143
le oluan "yeni eklemlenmenin" biimi, onun karlarnn gerekletirilmesi
ynndeydi. Her zaman bir egemen snf fraksiyonunun siyasal etkinlii, mutlaka
onun ekonomik gcnn bir yansmas olmayabilir. te yandan, egemen snflar
blokunu oluturan eitli fraksiyonlarn arlklar farkl dnemlerde deiik
olabilir. leriki sayfalarda grlecei gibi, ekonomik kriz koullarnda toprak
aalarnn arl artarken, kinci Sava'tan sonra ticaret burjuvazisi n plana
kmtr.
144
Kriz ve Sava Yllar
1929 Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin ortaya kard olumsuz tablo, dev-
letin ekonomiye daha ok mdahale etmesini gerektiriyordu. Liberal topyann
ne anlama geldii bir defa daha ortaya kmt... Krizin ortaya kard yeni
durum, "suyun bandakiler"e yeni grevler yklyordu. Youn devlet mdahal-
esiyle iki ey amalanmaktayd: Birincisi, krizin ekonomide yaratt "kopuk-
luu" gidermek; ikinci olarak da, Milli Mcadele yllarndan beri oluan hkim
snf ittifakm koruyup srdrmek. Elbette Bonapartist rejimin her uygulamas,
son tahlilde, salak snflarn tmnn karlarn gzeten nlemleri ieriyordu.
Kriz, Bonapart'n daha alaktan umasn ve daha ok kanat rpmasn gerekti-
riyordu...
Gerek udur ki, Kemalizm bir ideoloji deil, tarihsel bir olay ve o olay ze-
rinde bir grtr. ki yzyldan beri balayan modernleme akmnn doru yo-
lunu bulmas, ona ynelmesidir"(12) diyor.
145
Aslnda "devletilik" denilen politikalar, sermaye birikimini (burjuvazi yeti-
tirme sreci) salamaya ynelik stratejinin dnya ekonomik krizi koullarnda al-
d biimdi. Mustafa Kemal de devletilii, "kiilerin zel teebbslerini esas say-
mak, fakat byk bir milletin ve geni memleketin btn ihtiyalarn ve birok
eylerin yaplmad lke ekonomisini devletin eline almak olarak anlyor."(13)
146
dnya fiyatlarndaki ar gerilemenin sonucuydu. 1928'de 626.682 tonluk ihra-
catla 750.482 tonluk ithalat yapld halde, 1931 ylnda 883.221 tonluk ihracat
karlnda sadece 496.609 tonluk ithalat yaplabilmitir.
Zaten derin bir yoksulluk iinde yaayan kitlelerin yaam koullan, krizin et-
kisiyle daha da ktleti. "Dnya ekonomik bunalm baladnda Trkiye ger-
ekten bir kmazda gibiydi. Kalknmak deil, gnlk geimini salayacak du-
ruma gelmemiti. Yaplp bitirilen 'Atatrk Devrimleri' geni halk ynlarnn
geim dzeyinde en kk bir dzelme ve ykselme salamamt."(15)
Trkiye gibi azgelimi bir lkede bunalmdan kmak iin trl "zm"
sz konusu olabilirdi:
-Ticaret burjuvazisinin ithal ikmesi salayacak sanayi mallan (daha ok
tketim amal) retimine ynelmesi;
-Yabanc sermayenin a kapatmas;
-Devletin dorudan mdahale ederek ekonomideki olumsuz gidii tersine e-
virmesi.
147
ni salamak amacyla azgelimi lkelerde yatrmlara ynelmesi iin 1950'li,
1960'l yllar beklemek gerekecekti....
148
1933'ten sonra ykseldi. Tarm rnlerini saptamada bir ayrm yaplarak, baz
kapitalist tarm iletmelerini dierlerinden daha fazla destekleme yoluna gidildi.
Celal Bayar bu konuda unlar yazyor:
149
byk itfiyi korumann yk, ii ve emekilerin omuzlarna bindiriliyor.
Daha. sonraki yllarda, ayn uygulama vergiler ya da enflasyon yolu ile
srdrlyor."(3)
thalatn GSMH iindeki pay derken, ilgin bir gelime ticaret yaplan
lkelerle ilgili olarak ortaya kt. Trkiye'nin, Fransa ve ngiltereyle olan tica-
reti derken, Almanyayla olan ticaret ykseliyor. 1930'da Trkiye ihracatnn
% 12'si Fransa'ya yaplyordu. Bu oran 1936'da % 3.1'e dt. Fransa'dan ya-
plan ithalat 1930'da % 10.1,1936'da % 2.5'tir. ngiltereyle yaplan ticarette de
benzer bir gerileme oldu. 1930'da Trkiye'nin ihracatnn % 88'i ngiltere'ye
yaplyordu bu oran 1936'da % 5'e dt. ngiltere'den yaplan ithalat ise
1930'da 12'den, 1936'da % 6.3' e dt. Faist Almanya'nn paynda ise byk
art gzleniyor. 1931'de Trkiye'nin ihracatnn % 10.6's Almanya'ya yap-
lrken, bu oran 1936'da % 51'e ykseldi. Almanya'nn ithalattaki pay da,
1931 'de % 21'den, 1936'da 45.9'a ykseldi.
150
"Bu programa hususi teebbs erbab tarafndan tesisine imkn grlmeyen sa-
nayi ubeleri ithal edilerek devlet veya milli messeselerin teebbs olarak ku-
rulmalar dnlmtr. Ancak bu ana sanayi, hususi teebbs ve sermaye erba-
bna da ok geni ve faideli 'industrie' imknlar bahedecektir. Devlet teebbs
ile kurulacak ana demir sanayii hususi mteebbislerin yeniden tesis edecekleri
makine, tel, ivi,dkm boru, civata, vida (vesaire) fabrikalarna ve sanayie ucuz
ve kolay tedarik edilir yar mamul emtia verecektir. Yeni bez dokuma sanayimiz,
mevcut milli fabrikalarmzn inkiaflarna bir pay brakt gibi pamuk, ip ve ha-
lat, kadife, pel, kordele, erit, pasmanteri eyas ve pamuk rme sanayiine de
yeni faaliyet imknlar bahedecektir." (24)
151
1970'li yllarn ikinci yarsnda uluslararas planda hammadde fiyatlarndaki
dler nedeniyle kr oranlar azalan byk emperyalist irketler, bu alandaki
sermayelerini daha krl alanlara kaydrmak amacyla, madenlerin devletletiril-
mesi iin evre hkmetlerine bask bile yapyorlard. Bylece, emperyalizm
asndan bir tala birden fazla ku vurulmu oluyordu. Bir kere, madenleri dev-
letletiren hkmetler "anti-emperyalist hkmetler" oluyorlar. (phesiz bura-
da Stanilistlerin abalarnn hakkn da vermek gerekir!) Bylece kitleler ze-
rinde bir yanlsama yaratmay baaryorlar. te yandan, devlet-letirme,
karlnda denecek miktarlar emperpyalist irketler tarafndan tespit ediliyor.
Ve "milliletirme"den elde edilen fonlar daha krl sektrlere kaydrlyor.
Trkiye'deki bunalm dnemin Bonapartizmini de bu btnlk iinde deerlen-
dirmek gerekiyor.
Bylece Mustafa Kemal ile balayp "Milli efle devam eden Bonapartist
dnem, zel sektrn gelimesine bir ivme kazandrmak amacna yneliktir.
Nitekim emperyalizmin yapsal bunalm ve ona eklenen an retim bunalm
ve emperyalistleraras savan yaand bir ortamda, "yerli" bir ticaret ve sa-
nayi burjuvazisi yaratma giriimleri olduka baarl olmutur.
152
zere, ylda ortalama 27 milyon TL. dzeyinde gereklemitir. Birinci Sanayi
Plan'ndan sonra hazrlanan 2. Be Yllk Sanayi Plan (1936), ilk plann ak-
sine, yatrm ve ara mallar sanayiine ve alt yap yatrmlarna ynelik bir pland.
te yandan, plan, uluslararas politik durumu, gvenlik ve kendi kendine yeter-
lilik gereini dikkate alan bir anlay yanstyordu.
lgin olan bir olgu, sava yllarnda d politika ile d ticaret arasndaki ili-
kidir. Sava srasnda "Milli efin iki emperyalist kamp arasnda bir denge po-
litikas uygulayarak tarafsz kalmas, devletin uygulad politika sonucu Trk ha-
153
kim snflarnn iyice palazlanmalarna hizmet etmitir. Trkiye'nin bunalm
dneminde iyice gerilemi bulunan d ticaret ilikilerinin Almanyayla giriilen
ilikilerle yeniden canlanmas karsnda, ngiltere ve ABD'nin Trk ihra mallar-
m yksek fiyatlardan satn almasna neden olmutur. Bu da yerli mlk sahibi s-
nflarn ar krlar elde etmelerine yaramtr. Bir bakma Trkiye, "tarafszl"
bir koz ya da antaj unsuru olarak kullanyordu. Bu durum d ticaret dengesinde
hatr saylr bir iyileme yaratt. 1939 ylnda ihracat, deer olarak, ithalattan % 7
daha fazla gerekleti. Bu oran 1945 'te % 74 gibi bir seviyeye ykseldi. Burada
gzden karlmamas gereken olgu, ihracat gelirlerindeki artn retim artna
dayanmamasdr. Tersine, 1934-38 yllarndaki kii bana ylda ortalama 414 kil-
ogram tahl derken bu oran 1941-45 yllar iin 342 kg.'a dmtr. Bunun an-
lam, bir yandan lkede ktlk ve yoksulluk hkm srerken ve arln artrrk-
en, dier yandan da uygulanan devlet politikas sayesinde byk toprak
sahiplerinin ve ticaret burjuvazisinin ar krlar elde etmesidir.
154
dayd). Sava gerekesiyle, ambarlar ve silolarda tahl stoklar byrken, ek-
mein karneyle datld, insanlarn alktan ld bir ortamda ve Bonapar-
tist rejim altnda asalak burjuvazi artk iyice palazlanm, Bonapartist rejim mis-
yonunu gerekletirmiti...
155
10. BOLUM
BR DKTATRLK
157
kilere sahip olmamt. Sonradan anayasaya dnecek olan halklk program-
nn altnc maddesinde, "Hakimiyet bila kayd art milletindir. Usul idare hal-
kn mukadderatn bizzat ve bilfiil idare etmesi esasna mstenittir" deniyor.
Dikkat edilirse burada sz edilen, iktidarn artk Sultann olmayacadr.
Mustafa Kemal, ayn yln Eyll aynda Ali Fuad Paa'ya; "Mecliste sonra-
dan meydana kan 'Halk Zmresi' bizim tandmz arkadalardr. Bunlar
memlekette bir toplumsal devrimin ksmen olsun gerekli olduuna inananlardr.
Bu giriimin tehlikelerini kavrayamamaktadrlar. Hkmetten ayr bir grup yap-
maktan vazgeirmek istedik, mmkn olmad. Fakat imdi halklk program
altnda hkmete bir program kabul ettik. 'Halk Zmresi' kendiliinden dal-
m gibidir"(4) diyor. Yukardaki ifade, Mustafa Kemal'in "halkhk"tan ne anla-
dm ortaya koyuyor. Sol muhalefetin etkisizletirilmesinde ikinci adm, "Resmi
Komnist Partisi"nin kurulmasdr. Mustafa Kemal klii tarafndan kurulan bu
parti de zellikle erkez Ethem'in gcn krmay amalyordu. Fakat sz
konusu manevralar erkez Ethem'i tasfiye iin yeterli olmaynca, baka ma-
niplasyonlar devreye sokuluyor. Yunanllarn bir keif harekt yapp ekilii,
byk bir zafer gibi gsteriliyor. Gerekte olmayan ey, byk bir zafer olarak
gsteriliyor. Ama, maddi bir g haline gelen sol hareketi tasfiye etmek. O ka-
dar ileri gidiliyor ki, "keif hareketi" sonucu kazanlan zaferle smet Bey'in sa-
dece Yunan Ordusu'nu yenilgiye uratmakla kalmad, "milletin makus talihini
yendii" efsanesi de yaylyor.
"Resmi Komnist Parti"nin genel sekreteri olarak imza atan Hakk Behi
tarafndan Ordu Komutanlarna yollanan yazda; "parti resmen kurulmu olup
faaliyetini dzenlediinden ve eskiden kurulmu bulunan Yeil Ordu rgt
dahi partiye dntnden dolay artk Bolevizm, Komnizm fikri ve ilkeleri
zerinde hibir dernek ya da kurulu, fotorafl kimlii ve yetki belgesi olmaks-
zn kim olursa olsun hibir kiinin faaliyette bulunmasna da izin verilmeyecek-
tir" deniyordu.(6) Osmanl paalar ve beyleri Bizans yntemlerini ne kadar da
iyi zmlemiler!
158
nilmesi"dir. Sekinci dnya grnn bir yansmas olan halklk, emeki top-
lum kesimlerine gvensizliin de bir ifadesidir. arlk Rusyas'nda XIX.
yzyln ikinci yarsnda sol akmlarn bir versiyonu olarak ortaya kan "pop-
lizm", kendi iinde tutarl bir toplum projesi neriyordu. Poplizmin nde gelen
teorisyenleri (Lavrov, Mikhailovski, Tkatchev, Vorontsov, Nikolais Nikolai-on,
Danielson vb.) Marksizme yabanc deillerdi. Rus poplistleri, tm toplumlarn
zorunlu olarak "kapitalist aama"dan geme zorunluu olmad, sosyalizme
"zgn" bir gei srecinin mmkn olabilecei grn savunuyorlard.
Poplizmin katklar, Lenin'in bunlar topiklikle sulamasndan sonra ilgi
oda olmaktan kmtr.
159
kii klt retmenin kural olduu koullarda kanlmazd! Yceltilen kiinin
bir teorisyenden etkilenmesi kabul edilir bir ey deildir... Oysa Mustafa Ke-
mal; "Hissimin babas Namk Kemal, fikrimin babas Ziya Gkalp"(7) demiti,
"te yandan", diyor Taha Parla, "Gkalp'in 1924'teki lm ile Atatrk'n
1938'deki lm arasnda "Gkalp'in hibir yapt, 1928'de resmi yaz haline
gelen Latin alfabesine evrilmemitir. Bu yndeki ilk giriim, Trkln
Esaslar'n, 1939'da rk faist bir milliyeti grup tarafndan gerekletirilmi-
tir. 1944'de de yasaklanmtr."(8)
Toplumsal yaamda doal bir uyum vardr. Bunun anlam, toplumda gerek-
leen her eyin doal ve normal olduudur. Epistemolojik adan da toplum ya-
salar doa yasalarna benzerler. Baka bir deyile, toplumda da doada olduu
gibi deimez yasalar geerlidir.
Eer toplumsal yaamda doal bir uyum varsa, bunun sonucu olarak toplumsal
gelime insan bilincinden ve bilinli eyleminden bamszdr. nsanlar bilinli ey-
lemleriyle toplumsal sreci etkileyemezler. Toplumu dntrmeye ynelik aba-
lar bounadr ve sonusuz kalmaya mahkmdur. topik abalar olmann tesine
geemez. stelik doal bir uyum iinde gelien srece mdahale onun dengesini
bozar... Eer toplumsal evrim doal, deimez yasalara uyuyorsa, insanlarn da
yapabilecei fazla bir ey yoktur. nsanlara den status quo'yu kabullenmektedir.
Zaten "pozitif" kavram da "negatifin kart olarak kullanlyor. Var olann korun-
mas pozitif, onu dntrmeye ynelik abalar da negatiftir...
"nklap" bir rejimin pozitivist bir dnya grne dayanyor olmas "se-
vimsiz bir manzara" oluturduu bilindiinden, "Kemalist halkln" Ziya G-
kalp'le ve onun araclyla pozitivizmle olan seere zinciri inkr edilmitir.
Halklkla ilgili bir tartmada Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak; "Gkalp'in halklk-
tan anlad ey milli hkimiyetin halkn elinde olmasdr. Bu dnce serbest
seimlerle bir siyasi gcn olumas ve devletin bir dereceye kadar ekonomiye
yn vermesinden kaynaklanmaktadr. Oysa Atatrk'n dncesi, ok daha ge-
ni bir zemine ve baka bir esasa oturmutur. Atatrk'n halkl memleketin
vitrin zenginliini kaldrarak byk kitleleri maddi ve manevi bakmdan n plana
karmak eklinde zetlenebilir"(11) diyor. Ayn tartmada Ord. Prof. Ziya
160
Enver Karal da kendini benzer bir titizlik gstermek zorunda hissediyor: "G-
kalp, baka kitaplardan, baka fikirlerden derledii bir halklkla karmza gel-
miti. Oysa Atatrk iinden kt toplumun duygularndan, eilimlerinden, ih-
tiyalarndan ald kuvvetle halkl ekillendirmitir."(12)
161
bir uzviyete benzetilirse, bu uzviyetin birer hayati vazife ifa eden hakiki unsurlar
ancak meslek zmreleri olabilir. Bundan dolaydr ki, cemiyetler tekml ettike
iblm ve ihtisas messeleri gittike derinleiyor ve mesleki tekilatlar gittike
daha sk bir tesant daha byk bir ehemmiyet kazanyor."
162
kapitalist arasndaki o kadar vnlen kar ortakl ite budur"(17) diyor.
cretli ii ile sermaye sahibi kapitalist arasndaki kar ortakl bir yana, -
karlar tam kart snflar sz konusudur.
Sabiha Sertel; "Bir gn Trk Oca binasnda yaplan bir toplantda" diyor,
anayasa komisyonunda ye olan Aaolu Ahmet Bey'e, snfsz toplumdan ne
anladklarm sordum. Cevap verdi:
-Onu ben de anlamadm. Trk milleti bir btndr. Ama iinde snflar var-
dr. Snfsz bir toplum ancak sosyalist rejimde olur. Oysa biz sosyalist bir ana-
yasa yapmyoruz. Bizim hazrladmz tasan zel mlkiyetin korunmas, serb-
est rekabet, ticaret serbestlii esaslarna dayanyor."(18) Mustafa Kemal bundan
sonra halklk kavramna fazla rabet etmiyecektir. ki yazarn dedii gibi;
"Mustafa Kemal'in artk ne geni halk ynlarnn desteine, ne de Sovyetler
Birlii'nin yardmna ihtiyac vardr. ktidarn merulatrm ve kararl hale ge-
tirmitir."(19) Mustafa Kemal, 8 ubat 1923'te Balkesir'de yapt konumada
Trk toplumunu snfsz bir toplum, proleter bir ulus gibi gstererek snfsal
farkllamalarn ve snfsal kartlklarn olmadn anlatmaya alyor!:
"Gya bizim memleketimizde de ayr ayr snflar varm gibi teesss eden siyasi
frkalar yznden ahit olduumuz neticeler malmdur. Halbuki Halk Frkas de-
diimiz zaman bunun iinde bir ksm deil, btn millet dahildir. Bir defa hal-
kmz gzden geirelim. Biliyorsunuz ki, memleketimiz itfi memleketidir. O
halde milletimizin eskeriyet'i azamisi itfi ve obandr. Bu bylece olunca buna
kar byk arazi ve iftlik sahipleri varidi hatr olur. Bizde byk araziye ka
kii maliktir? Bu arazinin miktar nedir? Tetkik edilirse grlr ki, memleketim-
izin vsatine nazaran hi kimse byk araziye malik deildir. Binaenaleyh bu
arazi sahipleri de himaye edilecek insanlardr. Sonra sanat sahipleriyle kasabalarda
ticaret eden tccaran gelir. Bittabi bunlarn menfaatlerini, hal ve atilerini temin ve
muhafaza mecburiyetindeyiz. iftilerin karsnda olduunu farzettiimiz
byk arazi sahipleri gibi bu ticaret erbabnn karsnda da byk sermaye sahibi
insanlar yoktur. Ka milyonerimiz var? Hi. Binaenaleyh biraz paras olanlara da
dman olacak deiliz. Bilkis memleketimizde birok milyonerlerin, hatta mil-
yarderlerin yetitirilmesine alacaz. Sonra amele gelir. Bugn memleketimizde
fabrika, imalathane vesaire gibi messesat ok mahduttur. Mevcut amelemizin
miktar yirmi bini gemez. Halbuki memleketi taali eylemek iin ok fabrikalara
muhtacz. Bunun iin de amele lazmdr binaenaleyh tarlada alan ifilerden
farkl olmayan ameleyi de himaye ve siyanet etmek icabeder. Bundan sonra
163
mnevveran ve ulema denilen zevat gelir. Bu mnevveran ve ulema kendi kendi-
lerine toplanp halka dman olabilir mi? Bunlara tereddp eden vazife halkn
iine girerek irat ve il etmek ve onlara terakki ve temeddnde pive olmaktr.
te ben milletimizi byle gryorum. Binaenaleyh mesaliki muhtelife erbabnn
menafii yek dierine memzu olduundan, onlar snflara ayrmak imkn yoktur
ve heyeti umumiyesi halktan ibarettir."
164
gerekti. Fakat halk kitlelerinin siyasal iktidar karsndaki tavrm lmeyi ama-
layan gdml muhalefet, hzla gdml olmaktan kmt. Ruhlar aranlar,
imdi de geri yollayamyorlard. Mustafa Kemal'in "halk" ynetimi kitleler
iin daha ar vergiler, daha ucuza elden karlan rnler; hibir deiiklie u-
ramayan, halka yukardan bakan Osmanl merkezi ynetimine zg baskc tavr,
jandarma zulm, kendi srtlarndan sratle zenginleen vurguncu tccar ve
Milli Mcadele "kahramanlar"nn gsterili harcamalar, emeki halkn dnda
gerekletirilen "Atatrk inklaplar" demekti. Halk, 18 kurua devlet eliyle ithal
edilen ekerin neden kendisine 60 kurutan satldm biliyordu. "Halk" dikta-
trlk 18 kurua ithal ettii ekeri alt komisyoncudan geirerek halka ulatry-
ordu. ou zaman da, eker yoksul halka hi ulamyordu. Bir koyunun 50 ku-
rua satld bir ortamda bir emeki ailesinin eker satn almas zaten
olanakszd. Yoksul halk ekerden nce, ekmei bile yeteri kadar yiyemiyordu.
"Trk itfisi"nin istihsal ve geinme vaziyeti anketinin amalar deerlendiri-
lirken, 1935-36 yllarna ilikin unlar syleniyor: "Fakir gruptaki hububat istih-
laki yetikin erkek bana senede 416 kilo ekmee tekabl ettii halde, hali vakti
nispeten daha iyi olan II'nci grupta bu istihlkin (tketimin) azalacak yerde 452
kiloya ykselmesi, kylnn 1935-36 senesinde ekmek ihtiyacn bile tama-
miyle karlayamaz olduunu gstermektedir. II. grupta khil (yetikin) erkek
bana senelik ekmek istihlaki I 'nci gruba nazaran 70 kilo buday ekmei daha
fazla, yani cem'an 34 kilo fazladr."(21) Komisyoncular zengin etmeyi ama
edinen bir siyasal iktidar, elbette emeki toplum kesimlerinin yararn bir yana
itecekti. Zaten sz konusu olan "snfsz bir toplum"du. Sreyya lmen, Serbest
Frka'yla ilgili olarak unlar yazyor:
"1927 senesinde mebus olduum srada bir gn Millet Meclisi Krssnde Ba-
vekil smet Paa'nn irad ettikleri nutuk, hl kulaklarmda nlamaktadr:
"Arkadalar, dedi, memlekette imendifer yok, liman yok, kpr yok, yol yok,
mektep yok, velhasl hibir ey yok! Ben bunlar yapacam; bunlar yapabilmek
iin paraya ihtiya var. Onun iin milletin cebinde on para da bulsam alacam."
Gelir fark gzetilmeksizin, her yetikin erkek "yurtta"tan ylda 8 ila 15 lira
arasnda deien yol vergisi alnyordu. Yetikin be nfusa sahip bir kyl ailesi
iin bu, ylda yaklak 60 TL. deme zorunluluu demekti. Bir ton budayn 40
liraya satld koullarda bu vergiyi demenin ne demeye geldiini anlamak zor
deildir. "Snfsz", "imtiyatsz", "kaynam" toplumda hapishaneler vergilerini
deyemeyen yoksul kyllerle dolup tayordu...
165
Devlet , tketim mallan zerinde tekel kurarak, yeni vergiler koyarak, eski
vergileri artrarak yoksul halk zerideki basky daha da artryordu. Kt rn
ve fiyatlarn an d karsnda vergi yk giderek artyordu. 1927'yi baz
alan endekse gre, vergi yk 1934'te 153e kmt. Nfus bana gayri safi
gelir ise, ayn yllan esas alan endekse gre, (1927=100), 1930'da 92.6'ya,
1934'de 60.5'a kadar gerilemiti.(22) Gelirde an dler olurken , artan vergi-
lerin yaratt bask dayanlmaz boyutlardayd...
Yol vergisiyle ilgili olarak, Glten Kazgan unlan yazyor: "Amac demiryolu
yapmnn finansman olan Yol Vergisi de bir "ba" vergisi idi, her ailedeki ye-
tikinlerden alnan (8-15 TL. oranndaki) bu vergi, gelirdeki azaltan bamsz
bir yk getiriyordu. rn fiyatlar (te bire) 1/3'e dnce, bir de buna kt
rn yllar eklenince, tutar ayn kalan verginin (gelir zerinden) yk bununla
ters orantl olarak arlam oluyordu. Nitekim 1930'larda (1932-1934),
1932'deki kt rn ylnn da etkisiyle, bu vergiyi deyemeyip bedeni
ykmll yerine getiren yol yapmnda alanlarn says 700 bin kiiyi bul-
du. Ayn durum hayvan saym vergisi iin de geerliydi: Hayvan bana kuru
olarak tahsil edilen bu vergi, hayvanlarn fyatlar veya hayvansal rnlerin fiy-
atlanndan bamszd. Vergi 1929'da tekrar artrlmt. Bu rnlerin fiyatlar
yar yarya derken, verginin ayn kalmas, gelir zerinden denen verginin
arlamas demekti."(23)
-"te size bir kurban. Bakalarn da veririz! Yalnz sen bizi kurtar, dedi ve ala-
yarak Fethi Bey'in ellerine sarld. Manzara mthi ve tyler rperticiydi. Kanlara
166
bulanm krpe mektepli bir ocuk Fethi Bey'in ayaklan altnda son nefesini ve-
riyordu. Babas da Fethi Bey'in ellerine sarlarak yakc bir lisanla daha baka ev-
ladn da kurban vermeye hazr olduunu sylyordu. Yalnz bizi kurtar! Kurtar
bu zalim mutemetlerin elinden diye yalvaryor. "(24)
"Brokratlar Tanzimat Ferman ile bu defa, gerekten Batl grntl yeni bir
lle devri balattlar. Bu durum ayn zamanda balolar dnemidir. Bu defa kaplum-
baalarn mum tad lle baheleri yerine saraylar, elilik binalar seiliyordu.
stanbul'da eliliklerde, saraylarda ve Osmanllarn Avrupa eliliklerinde verilen
bu balolarda brokratlar, Batl dostlar ve levantenlerle beraber elenirken, isiz-
lik artyor ve yerli retim glerinin yok olmas son derece sratle devam ediyor-
du. Bu balolarn benzerlerini, hatt devamm, daha sonra Cumhuriyet Halk Frka-
s(*) dneminde yoaltm mallarnn ktlnn yaratt koullar altnda, Anadolu
Kasabalarnda halkn nefreti altnda verilen Cumhuriyet balolarnda grmemek
mmkn m?" (26)
167
Snfsz bir toplumda siyasal partilerin gereksiz olduunu kantlamaya al-
anlarn faist bir lkeden yasa maddeleri ithal etmeleri garip bir "dnsel akro-
batlk"tr... Faist bir rejimin ceza yasasndan ithal edilen 141 ve 142'inci mad-
deler tek parti diktatrlnn deologlar iin can skc deil mi? O zaman,
snfsz bir toplumda "sosyal bir snfn dier sosyal snflar zerinde ta-
hakkmn tesis etmeye veya sosyal bir snf ortadan kaldrmaya" ynelik "a-
balarn" 8 yldan 15 yla kadar ar hapis cezasna arptrlmas nasl aklanabi-
lir!.. Olmayan snf nasl ortadan kaldrlacaktr? Ne ki Kemalistler, yasay
bouna ithal etmezlerdi...
168
11, BLM
Sombari
169
Cumhuriyetin kurulmas, Cumhuriyete gei de bir "hkmet darbesi" sonu-
cuydu. Cumhuriyet sonrasnda gerekletirilen "nklaplar", "reaya"y vatanda
mertebesine ykseltmek iin yeterli olmayacakt. Byle olunca, kitle; yapmas
gereken her eyin annesi tarafndan yapld iin, ilerlemi yama ramen, hi-
bir ey yapamaz duruma gelen bir "ocuk" gibi, marazi, edilgen, srekli "koru-
nan ve kollanan" pasif bir yn haline geldi. Tarihin znesi konumuna bir trl
ykselemedi. 1946'dan balayarak "ok Partili Rejim"e geilince, artk kitleler
maniple edilebilir bir yn olarak grlecekti.
Bu aamada, "o halde neden ok partili rejime geildii" sorusu akla gelir.
Byle bir sorunun cevab, i ve di belirleyicilerin bir btn olarak anlalabi-
lir. ounlukla ileri srld gibi, demokrasiye gei, Milli ef nn'nn bir
ltf deildi. Bunlardan birincisi, 1910'lu yllardan beri desteklenip kayrlan
(tevikler, ayrcalklar, muafiyetler, "devletilik", sava yllarnn enflasyonist
uygulamalar, karaborsa vb.) yerli sermaye, artk palazlanmt. Vesayet altnda
daha fazla kalmak istemiyordu. Artk ocuk bymt ve onu bytenlere itaat
etmeyecekti... kinci olarak, uluslararas g dengeleri de "ok partili bir siyasal
rejim" ynnde bask yaratyordu. "Hr Dnya"nn zaferiyle biten emperyalist
sava sonrasnda tek parti rejimleri (1920'li ve 1930'lu yllarda pek revata
olan) gzden dmt. "ok Partili Rejime" gei sonras dnemin tahliline
gemeden nce, uluslararas konjonktrn nitelii, yeni dneme damgasn vu-
ran temel stratejiler ve hegemonik gcn "porojesi" zerinde ksaca durmak ya-
rarl olur.
kinci Dnya Sava'nn sonu, ayn zamanda kapitalizmin yapsal kriz dnemi-
nin de sonu olmutur. Nitekim, 1910'lu yllardan beri srp gelen kriz (uzun dal-
gann ikinci aamas), ABD'de daha 1940'da, Bat-Avrupa ve Japonya'da da
1947-1948'de son bulmutu.(1) Yapsal krizin sonu, ayn zamanda hegemonya
krizinin de sonu olmutu. 1910'lu yllardan beri devam eden hegemonya krizi
ABD'nin lehine olarak sonulanm, "Pax Britanica", yerini "Pax Americana"ya
brakmt. Klasik smrgeci bir devlet olmayan ABD'nin klasik smrgeciliin
tasfiyesinde kar vard. Bu aamadan sonra klasik smrgeciliin yerini yeni
smrgecilik (Neocolonialisme) alacak ve ABD liderliinde kolektif smr
srdrlecekti. Kollektif smrnn srdrlmesi iinde uygun aralar, kurumlar
ve mekanizmalar oluturulacakt. phesiz, klasik smrgeciliin tasfiyesinde -
kar olan sadece Birleik Amerika Devletleri deildi. Klasik smrgeci imparator-
luklar da smrgeciliin eskimi, anm klasik biiminden uzaklamak istiyor-
lard. Kapitalist retim tarznn ulat aama veri iken ve smrgeciliin
"iselletii" koullarda, artk "yerli oligariler" smrgeci yneticilerin yerini
alabilirlerdi. Bu yeni durumda da smrgecilik yeni yntem ve aralarla
srdrlebilirdi. Yeni durumda, kapitalist rasyonele uygun den zm, "bam-
sz" ulus-devletlerin varln gerektiriyordu(2)
170
netimi altnda kaldka, bu, ABD sermayesinin ve mallarnn hareket alann s-
nrlayan bir eydi. Fakat klasik smrgeciliin tasfiyesi sadece ABD iin deil,
smrgeci lkeler iin de "krl" bir eydi. Zaten, smrgelerinden "ekilirken",
yerlerine bu ii yapacak "yerli" adamlarn brakyorlard. te yandan, yeni-
smrgeciliin aralar olan kurumlar, IMF, Dnya Bankas, Birlemi Milletler
rgt etrafnda oluturulan dier "insancl amal kurulular", teker teker
smrgeci devletler yerine kolektif bir smrye olanak verecek durumdayd...
Tek bir smrgeci lke yerine, eski smrgeci devletlerle ok tarafl bir bam-
llk biimi ortaya kmt. Bunun da aralar, szde "uluslararas kurulular"d.
"Uluslararas" denilen bu kurulular emperyalist devletlerin dnya leinde
status quo'ya korumasna olanak veren kurululard. Gruhn'a gre; "Bu devlet-
ler eski smrgeci devletle ikili bamllktan, uluslararas rgtler araclyla
ok tarafl bir bamlla dtler."(3) "Para Fonu birok lkenin dier ye
lkelerle ibirlii iinde salkl mali politikalar izlemesini salamt. Ulusla-
raras bir kurulu olarak Fon'un bamsz hkmetlere, duyarl mali politikalarda
fikir vermesi, ya da yardm karlnda baz nlemlerde srar etmesi, dier
bamsz hkmetlerin ayn eyi yapmalarndan daha kolaydr. Bence bu nokta
ok nemlidir. Para ve Maliye Politikalar gibi hassas konularda hkmetler
nesnel, yansz ve yetenekli bir uluslararas kuruluun grlerini ne kadar iyi
niyetli olursa olsun bir dier hkmetin grlerine yelerler."(4) Bylece herbir
smrgeci emperyalist devletin smrgelerdeki kurulularnn, adamlarnn ilevi,
yerini kolektif ynlendirme ve denetim biimlerine brakyordu.
171
stlenmiyor"(6) demiti. Klasik smrgeciliin tasfiye srecine girdii dnemde
emperyalist lkeler nemli retim artlar gerekletirdiler. Dnya ticaretinde
byk bir srama oldu. 1947-1966 aralnda alt AET lkesinde snai retim %
6, Japonya'da % 9.6 art gsterdi.(7)
Bat'ya ulamay temel ama ve tek kurtulu yolu olarak gren klasik smr-
gecilik sonrasnn ulus-devletleri, Batllar tarafndan nerilen byme modelle-
rine (kalknma reetelerine) uyum salamaya yneldikleri lde, oyunu daha
batan kaybetmilerdi. kmaz bir yola girmilerdi... Gerekten bamszla
ulamann koulu, Bat modelini daha batan reddetmeye, farkl bir uygarlk ve
toplumsal dzen tercihi yapmaya balyd. "Uygar ve uygarlatrc"nn gster-
dii yol, sonu olmayan bir yoldu. Bat'y taklit, hem gerekli deildi, hem de za-
ten olanakszd...
172
drlmas, uluslararas ticaretin serbeste ileyiini engelleyen dzenlemelerin
tasfiye edilmesi vb. gibi yaptrmlar sz konusuydu.
Sz konusu srete ilgin olan; egemen snflar, bata ABD olmak zere em-
peryalizmle ibirliinden yana tavr koyup gereini yaparken, halk ynlarnn
da egemen snflarn projesine destek vermi olmasdr. Tarada ve ehirlerde
hzla zenginlemek isteyen kk reticiler dnda (esnaf, tccar, arac, komis-
yoncu vb.); jandarma ve tahsildar basksndan bezmi, "Ebedi ef ve "Milli
ef dneminin iktisat politikalarndan hep zararl km yoksul kyller de
DP'yi desteklemiti. Ezici ounluu, bir Amerikal uzmann deyiiyle, hl
"Hititler zamanndan kalma retim aralaryla" retim yapmaktan kurtulama-
m, az toprakl yoksul kyllerin oluturduu krsal kesim insanlar, "devleti-
lik" uygulamalarndan bir yarar salamadklar gibi, Osmanllarn son dnemler-
deki uygulamalar aratmyacak lde devlet bask ve terrne maruz
kalmlard. Geni kitlelerin yaam koullarnda hibir iyileme olmazken, tek
parti rejimi, devlet terr koullarnda gerekletirilen "inklaplar" ve geleneksel
kltr odaklarnn datlmas kitlelerde iktidar aleyhinde kkl bir kin ve nefret
uyandrmt. Halkn iktidar partisi CHP'ye ynelik tepkisinin boyutlar daha
1930'daki gdml Serbest Cumhuriyet Frkas deneyiyle ortaya kmt.
1950 sonrasnda Trkiye, bata ABD olmak zere, Bat hegemonyasna daha
fazla sokulurken ve ABD'nin izdii yolda yrmeye zorlanrken, iki alanda
nemli gelimeler kaydedildi. ABD'nin (daha genel olarak emperyalist
Bat'nn) de karlarn gerekletirmeye ynelik bu gelimelerden biri, a!t-yap
yatrmlarnn hzl bir tempoyla gerekletirilmesi; ikincisi, alt-yapdaki geli-
melere elik eden tarmsal retimdeki nemli arttr. Batllar Trkiye'ye; mu-
kayeseli stnlkler ve uluslararas iblm ve uzmanlamaya uyum sala-
may amalayan tarma dayal bir byme modeli neriyorlard. 1950
seimlerinin hemen sonrasnda Trkiye'ye gelerek rapor hazrlayan bir Dnya
Bankas heyeti (IBRD) raporunda unlar diyordu: "Endstriyel gelimeye tar-
mn aleyhine olarak verilen arlk ok fazla olmutur. Tarm ne kmaldr.
Tarmda verimlilik artrlmadka endstri iin gerekli besin ve igc salana-
maz."(8)
Trkiye gibi "azgelimi" bir lke, dardan ithal ettii aralar ve tarmsal
girdilerle balangta tarmsal retimi artrabilirse de, verimlilik artn srdre-
bilmesi srekli ithalat gerektirecei iin, kar yol deildir. Uzun dnemde hem
da bamll artrr, hem de gerekten sanayileme hedefinin de gndem d-
nda tutulmasna neden olur. Nitekim; "Bir lke sanayileerek, sanayisini kendi
kendisine gelitirmek kouluyla (fabrika satn alndnda bu koul yerine geti-
rilmi olmuyor) ve teki sektrlere gelimeleri iin gerekli teknik aralar sa-
lyorsa zenginleir. nk hem sanayisi emek verimliliini ykseltir, hem de i-
ledii hammaddelere daha fazla deer katt iin zenginleir. Bundan baka
yksek katma deerli sanayi rnleri ihra edip, dk katma deerli, zellikle
de hammaddeler ithal ettiinde d ticaret yoluyla da zenginleir. Bylesi bir du-
rumda eit olmayan bir deiim uyguluyor demektir."(9) F, Partant'dan yaplan
173
yukardaki alntda aka ortaya konduu gibi, bir lke teknoloji ithaliyle kal-
knamaz. (Bat gibi olamaz demek daha uygun dyor). Sanayilemeden
bamsz bir tarmsal gelime de olanakl deildir. Verili uluslararas iblm-
ne uyum salamann tesine gemeyen bir lke, hiyerarik dnya sistemindeki
yerini deitirme iddiasnda bulunamaz.
Alt-yap yatrmlarnn hzlanmas, yol, baraj vb. inaatlar bir taraftan yeni is-
tihdam olanaklar yaratrken (1950-1960 aralnda yaklak 14.000 km. kara-yolu
yapld), dier yandan tarma traktrn girmesi (1948 ylnda Trkiye'de sadece
2000 kadar traktr varken, bu rakam daha 1950'de 24.000'e, 1960'dada42.137'ye
ykselmiti) hem tarmsal verimlilii artrd, hem de ekilebilir alanlarn genileme-
si sonucunu dourdu. (Ekilebilir alan 1950'de 14.542.000 hektardan, 1960'da
23.227.000 hektara ykseldi). Bylece verimlilik ve rn artnda nemli bir s-
rama oldu. 1950 sonrasnda yaklak 312 bin aileye toprak datlmasyla 1950-
1960 dneminde topraksz kyl oran% 16'dan% 10 "a drld. 1950'lili ylla-
rn banda traktr almlar iin kylye alan kredi (sat fiyatnn % 60') iktidara
her kesimden destek salayan u ygulamalardan biriydi. Kyl kitlesi tarmsal kred-
ilerden, nceki dnemlere gre daha ok yararlandnlyordu. (Elbette byk to-
prak sahipleri de nemli bir pay almak kouluyla.)
174
sayyorlard. Eski dnemin Fransz, ingiliz, Alman hayranl, yerini Amerikan
hayranlna brakmt. Amerikan erlerinin ve avularnn marklklar byk
bir hogryle karlanyordu... Artk Amerikallarn her eyi hayranlk uyand-
rr olmutu. Olumlu i ve d koullarn ekonomide yaratt canllk ve hatr
saylr refah art hem yerel mlk sahibi snflar honut ediyor hem de hegemo-
nik gcn projesinin "tutarll" ve "etkinlii" konusunda inandrc grnyor-
du. Trkiye "Souk Sava" koullarnda ABD'nin Sovyetler Birlii karsnda
ileri karakolu olmay severek stleniyor. NATO'ya giriyor, ABD'ye sler veri-
yor, Kore'ye asker yollayarak emperyalistlere sadakatim kantlyor, Amerikan
"yardm uzmanlar" karsnda bamsz bir lke insanlar iin utan verici bir
uak zihniyetiyle boynu bkk, onlarn her istediklerini fazlasyla yerine getiren
bir "uydu devlet" ynetim anlay yerleiyordu. Amerikan slerinde Trk yasal-
ar gemez olmutu. Ne ki, 1950'li yllarn ortalan yaklarken tablo kararmaya
balamt bile..
175
dnemde 1.5 milyon kii kylerden kentlere g etti. Bunlarn da te birden bi-
raz fazlas 4 byk kentte yaamaya balad. Trkiye'de kylerden kentlere
gn refah art dnemine rastlamas, nemli bir zellik oluturmutur. Glerin
ekseri grld gibi sadece mlkszleme sonucu ortaya kmam olmas,
balangta g edenlerin sanayi ve hizmetler sektrnde kolay i bulabilmeleri,
kyleriyle balantlarm srdrmeleri, ii hareketinin niteliine de damgasn
vurmu bir zelliktir. Bu nedenle, Trkiye'deki gecekondular birok azgelimi
lkelerdeki "bidonville"lerden ve "favelas"lardan daha elverili konutlardr. Oy
almak isteyen iktidarlarn da buralara sratle kamu hizmetlerini tamalar bu-
ralarn birer sefalet yuvas olmasna izin vermemitir.
176
(aalar) snfndan oluuyordu. DP iktidaryla emperyalist destekli yerel burju-
vazinin hem ekonomik ve siyasal, hem de grece ideolojik etkinlii artmt.
Milli Mcadele yllarndan beri egemen snflar koalisyonunun orta olan,
1930'lu yllarda ve sava sresince etkinliini artran brokrasi, DP iktidaryla
ittifak dna atlmt. 1950-960. dnemi ittifak d kalan brokrasinin "yksekleri''
1969 27 Mays darbesi sonrasnda toprak aalarnm dlanmasyla tekrar ksmi bir
etkinlik salarnay baarmlard. 1960 sonrasnda, 1930'lardakinden ok farkl ve
snrl etkinlik salayan brokrasi, bu konumunu 1980 darbesine kadar
srdrmeyi baarmtr. 1960 sonras egemen snf ittifakna damgasn vuran
sanayi burjuvazisi olmutur.
177
Bteden alma ve Sosyal Gvenlik Bakanl, Sanayi ve Ticaret Bakan-
l, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl, Kltr ve Turizm Bakanl'na da
toplam 1 trilyon 148 milyar lira ayrlmtr. Yaklak be bakanla ayrlan ka-
dar kayna din ilerine ayran bir laik lke var mdr?
"Laiklik" uygulamas da, dinin bask altna alnmas olarak anlald. Trbel-
erin ziyaretinin yasaklanmast gibi gariplikler "laikliin bir gerei" saylyordu...
Bir insann kutsal sayd tarihi bir kiinin mezarn ziyaret etmesinin engellen-
mesi "ilericilik" saylyordu. Yazk ki Trk aydnlarnn ounluu hl yasak-
lk ve baskyla ilericilik arasndaki ilikinin tersliini kavram durumda deil-
ler. Kendini dini kavramlar ve sembollerle ifade geleneine sahip kitlelerin nor-
mal hareket ve talepleri gericilik damgas vurularak cezalandrlr olmutu.
178
sryorlar. Anayasann "ilericilii" teranesine kendisini kaptran aydnlar, Ana-
yasa'da meclisin stnde kurumlarn varln grmezlikten gelmilerdir. "Milli
Gvenlik Kurulu" gibi meclis st kurumlarn varl bile bir bana Anaya-
sa'nn ilericilii tezini rtmeye yeter. Bir anayasann ilericiliini belirleyen,
sadece ierdii baz maddeler deildir. Asl belirleyici olan, kimler tarafndan
nasl yaplddr. Idris Kkmer; "Nitekim baz yazarlar 27 Mays Anayasa-
s'nn ok iyi bir anayasa olduunu sylerler. Bu anayasa kimler iin iyi ve ileri
idi? Kimler yapt, kimler bozdu? Halk niin savunmad? Millet nereye gitti?"
derken sorunun bu yanna iaret etmek istiyor.(11)
179
bir ember iinde tutan ve memleket hizmetlerinden kanma pahasna elde edi-
len bir muvazenedir. Biz ok daha evvel denk bteyi temin edebilirdik. Fakat
biz muvazeneyi aa noktalarda tutmak deil, yaama seviyesini ykselten bir ir-
tifada byle bir muvazeneye ulamak iin komaktayz... Ne ithalat durdurulacak,
ne de tahsisatn sarfnda mkilata uranlacaktr."(13)
Ne var ki, d borla yryen, enflasyonist bir byme modelim belirli bir
eikten sonra srdrmek mmkn deildir. Byle bir politika, ekonominin den-
gelerini bozmak yannda, toplumsal kargaalklar, alt-stlkler iin potansiyel
bir ortam da yaratr. Baka bir anlatmla, devlet gcnn sarslmas sz konusu-
dur... Byle bir duruma ise, emperyalist status quo'nun korunmasndan kan
olanlarn ve yerli ibirlikilerin kaytsz kalmalar mmkn deildir. Mutlaka
"bir eyler yaplmas"n isteyeceklerdir...
180
w
Bir nceki dnemin snf ittifaknda bir kayma olmu, 1950'de egemen snf-
lar koalisyonu dna atlan brokrasi, Milli Gvenlik Kurulu, Anayasa Mahke-
mesi, Tabii Senatrlk, Planlama Tekilat vb. gibi kurumlar araclyla ege-
men snf ittifaknda tekrar etkinlik salamay deneyecektir... Kaynak dalmn-
da sahip olduu "stratejik konumu" sayesinde, byk sermayeyle ad konmam
bir eit ittifak kurmay baarmt. TL'nin deerlenmi (TL'nin resmi deerinin
piyasa deerinin stnde tutulmas) olmas, brokrasiye olduka geni bir ma-
nevra gc kazandrmaktayd. Sanayiciler dviz tahsisi bakmndan "kalknmac
brokrasi"ye baml hale gelmilerdi. Brokrasinin st kesimleri, 1960 darbe-
siyle, 1950'de kaybettikleri konumlarn ksmen kazanmlardr.
181
"savunma" nitelii tamaktayd. Bu aamada, azgelimi lkelerdeki byme
sreci iki ekilde etkilenecekti. Birincisi, dorudan yabanc sermaye yatrmlar-
nn artk tarm rnleri ve hammaddelere deil, i pazara dnk imalat sanayi
sektrne ynelmesidir. Hammadde fiyatlarndaki srekli gerileme (ticaret had-
lerinin hammaddeler aleyhine daha ok bozulmas), sermayeyi byle bir tercihe
zorlarken, pazarn genilemesinin koullan yaratlyordu. Tm azgelimi lke-
lere ayn oranda yabanc sermaye yatrm sz konusu olmayacana gre, i pa-
zara dnk sanayilerini gelitirmek isteyen lkelere patent, tehizat, ara-mal,
hammadde sat artmt.
Bylece, yeni sre baz dk katma deerli mallarn i pazara dnk reti-
mine olanak vererek okuluslu irketlerin pazar geniletmelerini salarken, yerli
hakim snflar iinde de sanayi burjuvas n plana gemiti. Yine de burjuvazinin
dier fraksiyonlar karsnda tam bir stnlk salamalar mmkn deildi.
Sanayici, kendi ihtiyac olan dvizi geleneksel rnlerin ihracndan karlad
srece, dier sermaye kesimlerinin el koyduu sosyal arta sahip olabilmek
iin emeki kitleleri peinden srkleyip, dierleri zerinde bask yapmaya ce-
saret edemez. (Harekete geen kitle dinamiinin kendim de hedef almasndan
korkar) Bu yzden baml lkelerde sanayi burjuvazisinin baat rol oynamas
182
olaan bir ey deildir. Sanayilemenin finansman geleneksel rnlerin ihrac-
na ve d borlanmaya bal kaldka, sanayi burjuvazisinin baat rol oynamas
olanakszdr.
183
yordu. Byk sanayici rant salayan, korunmu bir i pazarda "tekel" konu-
mundaki sanayi kurulular, ok yksek krlar elde ettikleri srece "yksek"
cret uygulamasndan da pek rahatsz olmazlar. e dnk retim yapan sanayi-
ciler iin "yksek cret", rettikleri mallarn srm anlamna gelir. Bu yzden
zellikle sigortal-sendikal ve byk iyerlerinde alan iilerin reel cretleri
srekli ykseldi. (Askeri darbe dnemi olan 1971 yl hari). Reel cretler 1968-
1971 arasnda ylda ortalama %6 civarnda artmt. cretliler iinde szn et-
tiimiz ii kesimi bir bakma "ii aristokrasisi" konumuna gelmiti. (Bunlara
birok KT iisi de dahildir).
Sanayi retiminin hzla artt, ama sanayi rnleri ihracatnn artmad ko-
ullarda, srecin devam ettirilmesi, balangta d borlanmayla srdrld.
Trkiye'nin ihracat 1960-1970 dneminde ylda ortalama % 1.6, 1970-77 Ara-
h'nda da %0.8 orannda artt. Trkiye'yle benzer gelimilik dzeyindeki 54
lkede ise bu oranlar ayn dnemler iin % 5.4 ve % 5.1 oldu. Ayn dnemlerde
sanayilemi lkelerde de % 8.5 ve % 6.2 olmutu. Buna karlk Trkiye'nin
ithalat 1960' l yllarda % 5.5 1970'lerde de % 13.1 artmtr.(15) Bir baka
nemli nokta da Trkiye'nin Dnya ticareti iindeki paynn ok dk olmas-
dr. Bu oran 1965'te % 028,1980'de % 016 idi/..(16)
Ekonominin krize girdii yllarda, 1950'lerden beri artk bir gelenek haline
184
gelen (genel oyun da zorlamas sonucu) tanmsal sbvansiyonlar da
srdrlyordu. Tarma yaplan sbvansiyonlar ve destekleme almlar bu sek-
trde yaratlan deerin olduka yksek bir oranna ulamt. (1963-1971 dne-
minde tanmsal retim deerinin %22'si). Sanayinin dviz yutucu nitelii, ithal
edilen, tehizat, ara-mal ve hammadde fiyatlarnn an ykselmesi ve ticaret
hadlerinin aleyhte seyri (1950 = 100 alndnda d ticaret hadleri 1973'de 95,
1974'de 77, 1975'de 68, 1976'da 70, 1977'de 69, 1978'de 71, 1979'da 70(17) ol-
mutu). Petrol faturarasnn ar ykselmesi, tarma yaplan sbvansiyonlar ve
destekler, sigortal ve sendikal byk iyerlerinde cretlerin grece yksek oluu
(1977'de Trkiye'de cretler Yunanistan'dakine eitti, oysa Yunanistan'da kii
bana gelir Trkiye'nin 2.5 katyd. 1977'de Trkiye'de cretler Gney
Kore'dekinin 3 katyd), ucuz konut kredisi, salk hizmetlerinden yararlanmala-n
vb. de dikkate alndnda iilerin grece yksek bir "refah" seviyesinde ol-
duklar anlalr). D ticaret cephesindeki tersine gidi, (ihracatn ithalat karl-
ama oram 1975'de % 29.5, 1980'de % 38'e kadar dmt) petrol fiyatlarndaki
ar ykselmeye ramen sbvansiyon yoluyla petrol fiyatlarnn dk tutulma-
s, KT aklar, tarma ynelik sbvansiyonlar, d krediler ve ii dvizlerin-
deki greceli azal, altyapnn yetersizlii, Bat'dan ithal edilen enflasyon, artan
d borlar (d borlar 1975-76 arasnda % 412 orannda artmt), d ticaret
hadlerindeki bozulma demeler dengesi kriziyle sonuland. Trkiye'nin 1977
sonu ihracat yaklak 1.7 milyar dolar iken, ithalat 5.8 milyar dolard.
Artk ekonomik krizin almas ncelikle siyasal krizi amaya balyd. Ege-
men snflar bloku, devlet aygtna yeni bir biim verilmeden siyasal krizin ala-
mayacan, siyasal kriz almadan da ekonomiye yeniden yn vermenin ve g
dengelerini deitirmenin olanakszln kavramt... Nitekim, siyasal ve eko-
nomik kriz iice gemi, biri dierini artlandrr hale gelmiti. Birinin
zmszl dierinin zmn daha da zorlatrr durumdayd. Siyasal kri-
zin ncelii vard. Devlet aygtnn toplumu ynetmede "yetersiz kalmas", bir
185
bakma "fellemesi" egemen snflarn hegomonya gcn zaafa uratmaktay-
d. Elbette siyasal krizin derinlemesi d ilikileri de (d yardm, bor alma vs.)
zorlatnyordu.
186
12. BLM
DERNLEMES
187
Batllar iin petroln nemini artran baka gelimeler de sz konusudur.
Bir kere Ortadou'da emperyalizmin en gvendii kalelerden biri olan ah
rejimi dm, yerini Humeyni'nin islamc fundamentalist rejimi almt. Daha
sonra Iran-Irak sava patlak verecekti. Mslman lkelerde Fundamentalist (ra-
dikal) eilim g kazanmaktayd. Islmi radikalizmin ykselmesi, blgedeki
emperyalist karlar iin potansiyel bir tehlike olarak grlyordu. Ayn e-
kilde, Sovyet askerlerinin Afganistan'a girmesi, Sovyetler Birlii'nin Gney-
Bat Asya'ya daha fazla sokulmasnn yolunu aabilirdi. ah'n devrilmesiyle
ran'da Krt ulusal hareketi de ivme kazanmt. te btn bu gelimeler bl-
gede "istikrar tehlikeye atyordu." Emperyalist Bat iin istikrarszla zm
bulmak hayati bir neme sahipti. Aksi halde kinci Dnya Sava sonrasnda
oluturulan status quo ve emperyalist karlar tehlikeye girerdi. ah'n Orta-
dou'nun jandarmal rolnn son bulduu koullarda, sadece Siyonist srail
devletine dayanarak emperyalist karlar gvence altna almak mmkn deil-
di. Zaten bylesi bir ortamda Siyonist devletin kendi de tehlikede saylrd...
Ksaca Ortadou'da istikrarn salanmas, ncelikle Trkiye'deki istikrarsz-
ln giderilmesine bal grnyordu.
188
kalmazd. Zaten o dnemde Trkiye'de skynetim geerliydi. Anarinin nlen-
memesi iin de hibir neden yoktu. Anarinin daha nce neden nlenemedii,
12 Eyll'den sonra nasl nlendiinin tartmasna burada girmeyeceiz. Artk,
isteyen herkes anarinin nasl ve neden trmandrld, neden nlenmedii ,12
Eyll'le nasl nlendii vb. konusunda yeteri kadar bilgi sahibidir.
12 Eyll'le gelen devlet terr rejiminin belli bal iki amac vard. Birincisi,
Trkiye'ye yeni bir sermaye birikimi modelini kabul ettirmek, bunun iin gerekli
dzenlemeyi yapmak; ikincisi de, Trkiye'yi emperyalizmin Ortadou'daki
karlarnn korunmas amacyla alt-emperyalist role hazrlamak.13 Eyll1980
tarihli New York Times'de, "Bir NATO yesi olan olan Trkiye Dou Akdeniz-
deki Amerikan menfaatleri asndan stratejik bir konumda bulunuyor" deniyordu. ABD
Temsilciler Meclisi Heyeti, Narkotik zel Komite Bakam Charles Ran-gel,
"Trkiye sadece mttefik olarak deil, blgede liderliini desteklediimiz bir
lkedir"(2) diyordu.
189
olduu lkelerle scak ilikiler kurabilmek iin, din zerindeki basknn daha da
yumuatlmas gerekiyordu. Geleneksel yaklam geerliyken, yukardaki ama-
lan gerekletirmek mmkn grnmyordu. Bu aamada uyduruk "Trk-Islm
Sentezi" yamas devreye sokuldu. Asllda "Trk slm Sentezi" bir paravan ilevi
gryordu. Irk-faist eilimli unsurlar, oportnist dinciler ve bunlar tarafndan
kullanlabilen "renksizler" iin Trk-Islm sentezi, gerek kimliklerini giz-
lemenin bir aracyd.
190
12 Eyll'le birlikte Trkiye ABD yrngesine iyice girdi. Emperyalizmin
blgedeki karlarnn bekiliine, "alt-emperyalist" bir ileve aday olduunu
aka ortaya koydu. "Meksika bor krizi"nden sonra Batllarn, azgelimi
lkelere yeni krediler vermekten kanrken, Trkiye'ye yaklak 30 milyar do-
lar bor vermeleri bu yzdendir. Yerli ve yabanc sermaye evreleriyle sk ili-
kiler kurmay baarm NATO ile ilikilerden sorumlu General Haydar Saltk'n
Milli Gvenlik Konseyi genel sekreterliine getirilmesi de bir tesadf deildir.
"Trk-Amerikan ilikileri Badat Pakt'ndan bu yana en scak dnemini ya-
yordu... Washington'un "keseri hep kendilerine dnk vuran, an milliyeti
politikaclar" dedii Ecevit ve Demirel gitmi, imdi sorunlara bir dnya lideri
gibi bakan general A. Haig'in arkada Kenan Evren gelmiti... Artk Trkiye,
ran'dan boalan rol stlenebilirdi... Eski ABD bakam Nixon, Kenan Ev-
ren'in; "Blgede sadece kendi lkesinin menfaatlerine nem veren bir menfaat-
perest olmadm" sylyordu..
1970'li yllarn ilk yarsndan beri srp gelen kapitalizmin yapsal krizi, em-
peryalist odaklar yeni araylara itmiti. Bu arada uluslararas sermayenin yeni
tercihlerim merulatnp kabullendirmeye yarayacak "teoriler" ve "politikalar"
da gndeme gelmiti. Her yapsal kriz dneminde olduu gibi, sermaye iin
kaynak sorunu yine gndemdeyd. II. Dnya Sava sonrasnda Keynesci ekono-
mik politikalarn ve "refah devleti" uygulamalarnn sonucunda, sosyal amal
devlet harcamalar artm (bu ynelite sosyalizm korkusunun da rol vardr),
sendikalarn basksyla da hem reel cretler ykselmi, hem de alma sreleri
191
ksalmt. Bu arada retken olmayan alanlar genilemi, silahlanma harcamalar
byk rakamlara ykselmiti. Doal olarak sermayenin krllk oranlar da geri-
lemiti. Sermaye, her zaman olduu gibi, kaynak sorununu zmek zere hare-
kete gemiti. Bunun da yolu reel cretleri drmekten, baka bir ifadeyle,
smr oranm ykseltmekten geiyordu. Bu amala, emek-sermaye dengeleri-
ni sermayenin lehine olarak daha da bozmak, devlet araclyla gerekleen ye-
niden blm kanallarm tkamak, ksaca sermaye iin yeni bir rasyonalizasyon
srecini balatmak gerekiyordu.
192
nin istekleri dorultusunda etkisizletirmek kolay deildi. Sendikalar ve demok-
ratik gler bulunduklar mevzilerin gerisine hatr saylr bir ekilde atlmadk-
a sosyal amal harcamalarda da byk ksntlar yapmak kolay deildi. Geri
ekonomik kriz zorunlu olarak cretleri andryordu ama bu sermayenin ihtiya-
c olann gerisindeydi.
IMF, Dnya Bankas, AID vb. gibi kurulular erevesinde oluturulup, az-
gelimi lkelere empoze edilen ekonomik politikalarn teorik geri plann ser-
best piyasa ekonomisinin erdemleri oluturuyordu. "Monetarist Kar Devrim"in
nde gelen teorisyenlerinden Nobel dl sahibi Milton Friedman, Playboy'la
bir sylei de (1973); "Benim nerilerim ksa vadede ekonomik refahmz artr-
c sonular dourabilir ama, bunlar ikincil nemde amalardr. Asl sorun kiisel
zgrlklerin korunmasdr" diyordu. Kii zgrlklerine bu lde tutkun olan
Chicago ocuklarnn, Latin Amerika'nn en kanl diktatrlerine ekonomik dan-
manlk yaptklar herkese biliniyor... Azgelimi lkelere ihra edilen "teorik
bulular"la asl amalanan, ekonomiye devlet mdahalelerinin kaldrlmasyd.
Bu nedenle mdahaleciliin zararlar sergileniyordu. Devlet mdahalelerinin,
kaynaklarn rasyonel olmayan kullanmna olanak verdii, ie dnk, ithal ikam-
eci modelin byk israflara neden olduu, sonuta da kalknmay olumsuz ynde
etkiledii, ithal yasaklarnn kaldrlmas gerektii, d ticarete konan kstlamala-
rn kaldrlmas, faizlere mdahale edilmemesi, faizlere mdahalenin finans sis-
teminin gelimesini engelledii, sermayenin hareketini engelleyen tm kstla-
malarn son analizde ekonomik gelimeyi olumsuz ynde etkiledii vb. gibi
grleri ieriyordu. Korumacln, ithal yasaklarnn, bir btn olarak ekono-
miye yaplan mdahalelerin israflara ve haksz kazanlara neden olduu doru-
dur. Ama "yeni muhafazakr saldn"nn asl amac ithal ikameci byme modeli
yerine "da dnk modeli" kabullendirmekti...
193
eye inmiti. Bunun anlam, azgelimi lkeleri birbirine kar kkrtmak onlarn
emekilerini birbirleriyle kyasya rekabete sokmakt. Dnya ticaretinin daral-
d, korumacln younlat (bu arada tarife d uygulamalarn) koullarda
da almann tm lkelere nerilmesi Bat sermayesinin karlarna uygun
dyordu. Bylece, hem cret maliyetlerini, hem de sonuta retim maliyetle-
rini dk tutmalar mmkn olabilirdi... 1978-1982 aralnda ticaret hadleri
ylda ortalama % 12 orannda azgelimi lkeler aleyhine olmak zere bozul-
mutu. LOME Konvansiyonu'na dahil Afrika lkeleri 1980-87 arasnda ham-
madde fiyatlarndaki dalgalanma yznden, 147 milyar dolar kayba uramlar-
d. Sz konusu lkelerin toplam d borlarnn 1987'de 120 milyar dolar olduu
hatrlanrsa, uranlan kaybn nemi daha iyi anlalr...
194
bir renge sahib olduunda phe yoktur. Retorik dzeyde byle afie edilmi bir
niyet sz konusu olmasa da, modelin bizzatihi kendisi zorunlu olarak poplist
bir ze sahiptir. Gerek geerli snf ittifaknn nitelii, gerekse de byme mod-
elinden "yararlanan" kesimler gznne alndnda, durumun yle olduu
grlr. e dnk byme modeli, doas gerei i pazarn genilemesine
dnk bir modeldir. Geerli snf ittifak da sanayi burjuvazisini n plana ka-
ran bir nitelie sahiptir. Sz edilen dnemde, ad konmam da olsa, sanayi
burjuvazisi ile "kalknmac brokrasi" arasnda bir ittifak sz konusuydu. El-
bette byle bir snf ittifak sermayenin dier fraksiyonlarnn (ticaret, inaat,
mteahhitlik finans, rantiye) dland anlamna gelmez. Kaynak dalmndan
sanayilerin ncelikle yararlandklarm ifade eder. Sz konusu ittifak geerliyk-
en, "kalknmac brokrasi" sanayiye kaynak transferinde bulunuyor, sanayi bur-
juvazisi de d rekabetten korunmu bir pazarda ounluu tketime dnk mal-
lar retiyordu. Elbette d rekabetten korunmu, i rekabetin de pek sz konusu
olmad koullarda, yksek krlar elde ediliyordu. Kendi datm ebekesine de
sahip olan byk sanayiciler iin kr marjlar daha byyordu. retilen mallarn
alcs da iiler, memurlar, kyller olduu iin, hem cretlere, hem de taban
fiyatlarna ynelik "yumuak" bir yaklam geerliydi. zellikle ii younluu
yksek iletmelerde (500'n stnde ii altranlar) ve genellikle sigortal-
sendikal kesimlerde cretler olduka yksekti. Dolaysyla byme modeli ii
snfnn rgtl kesimlerini de byk lde "tatmin eder nitelikteydi"!
195
sinin sanayilemenin tek yolu olmad,... sanayileme stratejisinin deitirilme-
si"(7) gereklii syleniyordu. Oysa TSAD, 1975'teki bir baka raporunda,
"da dnk modelin baarsz olmas iin her trl koulun bulunduu"^ vur-
gulanyordu. Bu sorunun cevabn verebilmek, Trkiye'deki hakim snflarn
(burjuvazi) nitelii zerinde ksaca durmay gerektirir. Bir kere Trkiye'de ser-
mayenin deiik fonksiyonlar (sanayici, ticaret, finans, rantiyeler vb.) arasnda-
ki snr "belirsizdir" Dolaysyla Trk burjuvazisi bakmndan fraksiyoncu ayr-
m nemli deildir. Bu ayrm daha da nemsizletiren bir neden de, Trkiye
ekonomisinde ve siyasetinde etkin olan holdinglerin en byklerinin hemen tm
alanlarda faaliyet gstermeleridir. Bunlar sanayici olduklar gibi, ithalat, ihra-
cat, i ticaret, inaat, (mteahhitlik), bankaclkla da ilgilidirler. Arsa speklas-
yonu, dviz ticareti yapanlar bile vardr. Her tarakta bezi olan gruplar iin ay-
rm nemli deildir. Eskiden sanayiye dnk teviklerin (1980 ncesi) bu sefer
ihracata, bankacla ynelmesinden bu gruplarn zararl kmalar sz konusu
olmazd. Sanayiciler 1980 sonrasnda daha fazla ithalata yneldiler (zellikle
1980'lerin sonlarna doru). te yandan, 1930 sonrasnda birka yeni yetme d-
nda ihracat teviklerinden aslan payn alanlar da yine bykler oldu.
196
vazisi, kendisini kapitalist dnya sistemi iinde daha da marjinalletirip, yeniden
"kompradorlatracak" (sanayileme hedefinden uzakialdnda bu kanlmaz-
dr) bir duruma raz olurken, ulusal bir burjuvazi olmann ne kadar uzanda yer
aldm da. gstermi oluyordu. Bu durum 1960'larda gndeme getirilen "milli
burjuvazi" ve "milli burjuvazinin" de dahil olaca bir "anti-emperyalist cephe"
oluturma stratejisinin ne kadar dayanaksz olduunu da gsterir. Trk burjuva-
zisi, en fazla, emperyalizmin taaronluundan fazlasma aday olmadn 1980
dnemecinde aka ortaya koydu. KTlerin yabanclara (okuluslu irketlerce
yutulmas) sat karsndaki tavr da ilgintir!... imdilerde "kompradorlama"
ve "uydulama" sreci hzla yol almaktadr. Bugnk sreler devam ederse, ya-
lan bir gelecekte Bat'nn ak pazar olma amac gerekleecektir...
197
II. Neo-Liberal topyann Ac Meyvalar
198
kayeseli stnlkler teorisinin ngrd uluslararas iblm ve uzmanla-
maya raz olacakt... Be yldzl otellerle, zengin turizmine dayanarak kalkna-
cakt... Eer lks oteller azgelimilii amaya yetseydi, Castro ncesi diktatr
Batista'nn Kbas da kalknm olurdu...
Bir baka saldr KT'lere ynelik olarak gndeme gelmiti. KT'lerin, kay-
nak israfna yol aan verimsiz kurulular olduu ileri srlyor. Bunlarn verimli
almalar iin zel sektre devrinin yeterli olaca syleniyor. Ne var ki, bu
sorunla ilgili olarak grnen amalarla gerek amalar farklyd. Bir kere zel
sermayenin mutlaka verimli, kamu sektrnn de mutlaka verimsiz olduuna
ilikin olarak yaylan efsanenin hibir inandrcl yoktur. Verimli alan
KT'ler olduu gibi verimsiz alan zel kurulular da mevcuttur. Fakat asl
soru; kimin iin verimli, kimin iin rasyonel olduudur.(11) Daha nemlisi,
KT'lerin hangi koullarda neden ortaya kt, hangi ihtiyalan karlamay
amaladdr. Aslnda KT'ler belirli tarihsel koullarn ve zorlamalarn ortaya
kard kurululardr. En nemli neden de zellikle azgelimi lkelerde tarih-
sel olarak zel sermayenin yetersizlii, clzldr. Bu nedenle KT'leri tmden
dlayarak azgelimi bir lkenin sanayileme srecini srdrmesi ve baarl ol-
mas mmkn deildir. Zaten KT'lere ynelik saldrnn amac da sz konusu
lkeleri sanayileme hedeflerinden uzaklatrmakt. Bir baka soru da, KT'lerin
ilevlerini tamamlayp tamamlamadklandr.
199
glar deil, ideolojik safsatalar ve snfsal karlarn bunlar araclyla kabulle-
nirliini salamakt. Trkiye Bat'nn nerdii yolda ilerledii srece de uydu-
lama sreci derinleebilirdi... Son yllarda Bat'dan gelen tm konuklar,
Trkiye'nin son on ylda "harikalar yarattn" syliyerek sze balyorlar. El-
bette haklar var. Chardin'in dedii gibi, "Belirleyici olan, her zaman nereye ba-
kld deil, nereden baklddr." Trkiye'den her istedikleri hemen gerekle-
en Batllar elbette byk baarlardan" sz edecekler!... Trkiye srekli
devalasyonlar ve kur politikalaryla ihra rnlerini srekli ucuzlattka, bor
faiz ve ana-paralarn aksatmadan dedike, gerektiinde Ortadou'da Bat -
karlarn gvence alana alma niyetini ortaya koyduka, Trkiye'nin Bat'dan
grntsnn "pek parlak" grnmesi doaldr...
200
Trkiye'nin szde ihracat baarsnn ne pahasna gerekletiinin tahlilini iyi
yapmak gerekir. Ekonominin zaten bozuk olan dengelerini daha da bozarak (en-
flasyonu azdrp, isizlii artrp, gelir dalm dengesizliini ve sonuta yoksul-
luu ve sefaleti derinletirmek; verimli yatrmlar caydrarak, tarmsal retimi
problematik hale sokarak vb.) salanan baar gerek bir baar deildir. Bu,
hastann midesini iyiletireyim derken, bbreklerini ve karacierini bozmaya
benziyor. Zaten bir ekonominin baars bir tek sektre baklarak da anlala-
maz.
Ne pahasna olursa olsun, ihracat artrma yaklam iin geni kitlelerin sat-
nalma gcnn drlmesi gerekiyordu. Ancak bu sayede ihra edilebilir bir
mal stou ortaya karlabilirdi. Bunun da yolu reel cretleri budamaktan, tarma
dnk sbvansiyonlar ksp taban fiyatlarn drmekten, bir btn olarak
smr orann ykseltip, i ticaret hadlerini daha da bozmaktan geiyordu.
IMF, Dnya Bankas kaynakl istikrar programlarnda, tarma dnk sbvan-
siyonlarn kaldrlmas srarla nerilir. Bu neriyi yapanlar, sanayilemi lke-
lerde her yl tarma yaklak 250 milyar dolar sbvansiyon verildiini pekl bi-
lirler... hra edilebilir bir mal stoku oluturmada atl kapasitenin harekete
geirilmesinin de pay byktr. Fakat btn bunlar baskc bir siyasal rejim al-
toda mmknd...
201
1980 sonras dnemde sabit sermaye yatrmlarm at-yap yatrmlarna,
(yol, baraj, enerji vb.) ynelmesinin nedeni, dnya*pazarnn darald koullar-
da alman d kredilerin tek kullanm alannn alt-yap yatrmlar olmasndadr.
Bu, tm azgelimi lkeler iin genel bir eilimdir. Ama, Trkiye'de batan beri
sralanan nedenlerden tr (Ortadou'da gvenilir bir mttefike duyulan ih-
tiya ve IMF'nin baarl bir renciye olan ihtiyac), nemli milli gelir dleri
sz konusu olmad. Gelir dalm dengesizlii hzla derinleirken, GSMH art
da srd. Sabit fiyatlarla GSMH, 1980-1989 aralnda % 4.2 orannda artt ki
bu birok azgelimi lkedeki ar dler dikkate alndnda nemli bir oran-
dr.
Fakat asl nemli olan, imalat sanayii sabit sermaye yatrmlarnn seyridir.
Sz konusu yatrmlar 1973-77 aralnda % 10.4 art gstermiken, krizin de-
rinletii 1978 sonrasnda bir d srecine girdii. Ve 1980-83 aralnda %
3.5 orannda, 1984-88 aralnda da % 6.4 orannda geriledi.(12) Toplam yatrmlar
iinde imalat sanayii yatrmlarnn pay 1973-77 dneminde % 28.2 iken,
1975-83 aralnda da % 25.5'i, 1985-89 aralnda da % 17.5'a gerilemi du-
rumda.
Kamu sektr imalat sanayii sabit sermaye yatrmlarnn toplam sabit ser-
maye yatrmlar iindeki pay, 1975'de % 26.06'dan 1985'de % 5.4'e gerilemi-
tir. Kamunun imalat sanayii yatrmlarnda bylesine bir d olurken, zel
kesimin pay da 1979'da % 26.84 iken 1989'da % 21.80'e gerilemitir. Grl-
d gibi bizde, slogan, "daha az devlet daha az zel teebbs" biimini alm-
tr. Devlet sanayi yatranlarndan ekilirken, zel sektr de ekilmektedir...
Oysa 1975'te zel yatrmlarn oran % 37.45 gibi olduka yksek bir seviyedey-
di !..
202
konusu oran % 2,25'dir), sanayileme iddiasnn bulunmadnn bir baka gs-
tergesidir.
202
Da alma stratejisinin on yl geride kalrken, sanayileme hedeflerinden
giderek uzaklaan, da bamll daha da artm, isizliin, yoksulluun ve sa-
faletin giderek derinletii, yksek oranl enflasyon, lke geleceini ipotek alt-
na alma potansiyeline ykselmi d borlar, daha ok bozulan gelir dalm ve
giderek aman doal evre gibi temelli olumsuzluklarn boy gsterdii, uydula-
ma srecinde hzla yol alan bir Trkiye sz konusu... Ne ki, btn bunlara ra-
men olumlu eyler de var: "Trkiye'nin d itibar hzla artyor!.."
Yaasn d itibar!..
204
13. BOLUM
PARADGMANIN FLASI
smail Beiki
205
iin byle bir yola bavuracakt. Bir tek "Bat bilimi" vard ve ifadesini "dip-
lomal aydn"da buluyordu. Smrge ve yar-smrgelerdeki "Batc aydnlar",
smrgeciliin rn olan yerli ibirliki orta-snflar kendi halklarn ve kendi
gemilerini sulama yarnda, Batl efendilerini bile geride braktlar...
Smrge "aydnlarnn" ve ibirliki snf ve gruplarn bu tavrm ideolojik bir
yanlsama olarak grmek yanltr. Maddi, snfsal karlar sz konusuydu...
Bugn olduu gibi, her tarihsel dnemde smrgecilik ve emperyalizimden k-
ar salayan, varlklar emperyalist smr ve bamllk ilikilerine bal, ibir-
liki snflar sz konusudur.
Benzer bir durum "iktisat bilimi" iin de sz konusudur. Son analizde smr-
gecilii ve daha genel olarak da burjuva uygarlm merulatrmaya yarayan
"iktisat bilimi"de "evrensel" saylyor. Zira modern bat bilimi evrenseldir. Her
toplumda ve her tarihsel dnemde de geerlidir. Batda (nce ngiltere'de) reti-
len ve zel koullarn rn olan sz konusu bilim, artk her yere ihra edilebi-
lirdi. Tanm gerei bilimdir ve tabii evrenseldir. Bilim evrensel planda geer-
liyse, ona dayal iktisat politikalar da evrensel geerlilie sahiptir. Buradaki
mesaj ok ak: Siz de ngilizler, Amerikallar, Franszlar, Almanlar vb. gibi ya-
parsanz, onlarn getikleri yollardan geerseniz kalknrsnz. (!) "Tarafsz" ve
206
"evrensel" bilimin yaratt ideolojik artlanma ve klelik o kadar kkldr ki,
kimse eskiden giderlerin nereye vardn, o yollarn imdilerde ak olup olma-
dn vb. dnme zahmetine bile katlanmaz. Deiik bnyelere ayn ilac uy-
gulamann sonularm dnmeye yanamaz.
Yaklak yarm yzyldan beri iktisat retisi giderek pozitif bir bilim ol-
maya yneldi.(4) Bylece fizik bilimlerine benzeyecek, her zaman, her yerde ve
her koulda geerli olacakt. Normatif bir bilim olmaktan uzaklat lde,
"etkinlii" ve "saygnl" daha da artacakt. Aslnda bylesi bir aba anlaml
deildi ve bilimsellikle ilgili ideolojik bir yanlsamann rnyd. Deiik sos-
yal formasyonlar iin geerli bir iktisat bilimi olanakl mdr? Sorun, teorik
dzeyde "rafine modeller" oluturmak deil, farkl durumlarn ve koullarn or-
taya kard toplumsal olgular aklayabilme yeteneine sahip olmaktr. Do-
laysyla, "iktisat bilimi" normatif bi bilim olduu iin deil, tam tersine pozitif
bir bilim olmaya yneldii iin bilimsellikten uzaklar.
IMF ve Dnya Bankas gibi, Bat egemenliinin aralar olan kurulular, ba-
naz bir dogmatizmle, deiik "azgelimi" sosyal formasyonlara istisnasz ayn
ekonomik politikalar nerdiklerinde, pozitif olma iddiasndaki bilime dayal ikti-
sat politikalarnn neden olduu "zc olaylar" ve ykmlar herkese biliniyor...
O halde herkes evrensele ait olmal ve ona uyum salamaldr. Onun egemen
kld modele boyun emelidir. Aksi halde a d kalr. stelik bilim ve uygarlk
dman saylp gericilikle sulanmaktan da kendisini kurtaramaz. "Evrensel"e,
"bilimsel"e ait olmann koulu, kendisinden ve kendisine ait olan her eyden uzak-
lamaktr. Kendisine ve gemiine ait her ey "geri," "sama", "bilim d", "kaba",
"kt" ve "deersiz"dir. Kurtulu, Bat bilim ve teknolojisine sahip olmaktadr...
207
nce, ngilizceyi renmeli, onun gelitirdii iktisat kuramn renip ona uy-
gun iktisat politikalar benimseyip, serbest piyasa ekonomisi uygulamal, da
almal, korumacl kaldrmal, yzelli yldr egemen Bat lkelerinin elinde
bir smr arac ilevi gren "mukayeseli stnlkler teorisi"ne uyum salamal,
kendi lkesinde ve benzer durumdaki lkelerdeki byk ykmlara ve facialara
fazla deer ve nem vermemeli, ama ABD'de bir ocuun kuyuya d ve
kuyudan karlyla (buradan ocuun akbetine kaytsz kaldmz anlam -
karlmamaldr) Halepe katliamndan daha fazla ilgilenmeli; sonu olarak, ne
kadar kendine yabanclar, kimlik erozyonuna urar ve soysuzlarsa o denli
"ada olur" ve "evrenselin bir paras" durumuna gelebilir!
Srekli kimlik erozyonuna urayan bir ulusal sosyal formasyon, kendi yolu-
nu bulup, kendi ayaklar stnde durabilir, toplumsal srece egemen olabilir mi?
Kendi zgnln ifade edemeyen bir toplum, evrensel deerleri yakalayabilir
ve ona katkda bulunabilir mi? phesiz byle bir toplumun kk bir kesiti Ba-
tya benzeyebilir (ve benzeyebiliyor), ama bamsz ve ada olamaz. nk
kendisi hakknda dnme ve geleceini tasarlayabilme yeteneine artk sahip
deildir. Oysa sosyal bilimin evrensellii ve teknolojinin tarafszl da Batllar-
ca uydurulmu bir efsaneydi. Bir kere bilim evrensel kltrle zde saylnca,
(egemen yaklam yledir), bir toplumun da bilimsel yolda olabilmesi iin, ev-
rensel kltre sahip kmas gerekir. Evrensel denilen kltr de hakim Bat bur-
juva kltrdr.
208
lkenin kral, ngiltere'deki bir gndeliki iiden daha kt evde oturur ve daha
kt giyinir"(6) diyor. Dikkat edilirse, giyim ve barnak asndan Amerikal kral
ngiliz gndelikiden daha kt durumda! O halde kraln nce sradan bir ngi-
liz gndelikisi durumuna getirilmesi gerekiyor.... imdilerde bunun ad, kii
bana den GSMH'dir. Azgelimi lkelerin insanlar da ortalama bir Ameri-
kalnnkine eit GSMH dzeyine ulanca kalknma gerekleecek!.. Nihai amac
retim iin retim olan, deiim deerinin kullanm deerinin yerine getii
kapitalist retim tarz, srekli eitsizlikler ve dengesizlikler retip, bunu derin-
letirmek durumunda. Zira retimin amac ihtiyalarn tatmin edilmesi deil,
kr bir prodktivizm'dir. Baka bir ifade ile, daha ok art-deer, dolaysyla kr-
dr...
209
Bugn iki milyardan fazla insan (dnya nfusunun % 48'i), yaayabilmek
iin dnya gelirinin % 13'nden azna sahip. Oysa, 1950-1980 dneminde
yksek oranl bir ekonomik byme sz konusuydu. 1980 sonrasnda azgeli-
milerin durumu daha da ktleti. Krktan fazla lke 1990'da, 1980 gelir dze-
yinin de altna dt. Oysa bugn 1950'dekinin yedi kat retim dzeyine ulal-
m durumda...
1980 sonrasnda farkn daha hzl aldm sylemeye bile gerek yok. Yine
Dnya Bankas rakamlarna gre, en yoksul lkeler 1978'de dnya gelirinin %
5.6'sna sahipken, bu oran 1984'de % 4.56'ya gerilemitir.
210
olur? "Dnyann lanetlileri" de, ortalama bir Amerikal kadar tketmeye balar-
larsa nasl bir tablo ortaya kar? Bugn dnya nfusunun yaklak % 20'sini
oluturan ayrcalkllar (sanayilemi lkeler) dnya kaynaklarnn yaklak %
80'ini kullanyorlar. 1987'de dnya nfusunun bete birinden azm oluturan
(747 milyon kii) OECD lkeleri, kii basma 6573 kilo petrole eit enerji tke-
tiyordu. ok dk gelirli lkelerdeki 2 milyar 824 milyon insansa (Hindistan
ve in dahil), sadece 297 kg. petrole eit enerji tketebiliyorlard! Ortalama bir
Amerikal bir Bengladeli'den 440 kat, Etyopyah'dan da 600 kat fazla enerji
tketiyor. 700 milyon insan yeterli beslenemez durumda. Bu insanlarn yeterli
beslenebilmeleri iin, 40 milyon ton hububat yeterliyken, zengin lkelerde hay-
vanlar beslemek iin her yl 540 milyon ton hububat harcamyor! Amerikallar
zayflamak iin her yl be milyar dolar harcyorlar... 1.9 milyar insan sala
uygun ime ve kullanma suyundan mahrum. 1988'de dnyada silahlanma ama-
cyla kii bana 200 dolar harcand. Eer her ocuk iin sadece 5 dolar harcan-
sayd, 14 milyon ocuun sradan bulac hastalklardan lmesi nlenebilecek-
ti... Bugn dnyada okuma yazma bilmeyen 880 milyon insan var!
211
an yakalamay", onlar kadar retip onlar kadar tketmeyi, kirletmeyi, yok et-
meyi amalamal myz? Bu olanakl ve arzulanr bir ey midir? Dnyann geri
kalan blmnde de tarmsal retim iin. ABD'deki yntemler (ileri teknoloji)
uygulansayd, dnyada retilen enerjinin tamamnn sadece gda retiminde har-
camlmas gerekecektir ki, byle bir ey olanakszdr. 1970'de ABDde bir kalori-
lik besin maddesi retmek iin 9,6 kalorilik fosil kalori harcanyordu. te dil-
lere destan tarmsal verimlilik artnn srr....
212
te yandan, geleneksel iktisat kuram ne ulusal snrlarla evrili bir toplum-
sal btnl (ulusal ekonomi) kucaklar, ne de sermayenin vatan vardr. Geerli
ekonomik yaklamda kaynaklarn rasyonel dalm zerinde ok durulur.
Neyin kimin iin rasyonel olduu sorusuysa pek sorulmaz... Neo-klasik teori-
nin aklayc gc snrl olduu gibi, eliik teorik saplantlara da dayanyor.
Bugnk haliyle (dn de yleydi), uluslararas sermayenin (ok uluslu irketle-
rin) hareketine ideolojik destek salamann ve yaplardan merulatrmann te-
sinde bir ileve sahip deildir.
213
Bat tketim ve davran kalplarn daha ok benimsemek hem genelletirilmesi
zor bir eydir, hem de bu yolla azgelimi bir lkenin kalknp gerek anlamda
ada olmas mmkn deildir. Nitekim, sz konusu srecin sonucunda kk bir
aznlk emperyalist lkelerdeki orta snflar bile kskandracak maddi zenginlie
kavuurken, geni toplum kesimleri marjinalleti. Toplumsal dengesizlikler daha
da derinleti. Toplumu oluturan balar glenecek yerde zayflad. Bamllk,
yaamn tm boyutlarn daha ok etkiler oldu...
Sadece Batllarn her eyi belirledii dnemde (bu durum bugnde byk
lde geerlidir) herhangi bir sorun ortaya kmamt. Azgelimiler, biz de
varz deyip, dnya sahnesine knca, Batllarn zenginliinin her yerde tekrar-
lanamayaca anlalmaya baland... Smrye dayal, srekli eitsizlikler ve
dengesizlikler retip derinletiren hiyerarik bir dnya sisteminde, birilerinin
kayb bakalarnn kazanc anlamna geliyor... Ne ki, teori baka dili konuuyor-
du. Her lkenin kalknabilmesi iin mukayeseli stnl olan alanlarda uzman-
lamasnn gereklilii zerinde duruluyordu...
214
bir ekilde, teorik olarak var olduu saylan stnlk, kendisi de bir imparatorluk
olan Portekiz'in baml bir lke konumuna gelmesi ile sonulanmt...
Sz konusu teorinin, Trkiye gibi azgelimi lkeler iin ifade ettii anlam
ksaca udur: Bir kere teori, glnn lehine olarak stnl nce donduruyor,
sonra da derinletiriyor. Teknolojik dzeyi geri olan lkede (tarm rnleri ve
maden ihra eden) teknolojik gelimeyi lke gndeminin dna atyor. retimi
kalknmann hedefi haline getirerek, amalarla aralarn yer deitirmesine ne-
den oluyor. Sonuta, retim, amacm yitiriyor. Nihayet teori, birinin
stnln herkesin stnl gibi gsteriyor. Doal kauuk retip ihra eden
lkelerden biri, bir gn yapay kauuk retmeyi baardnda, dierlerinin doal
215
kauuk retimini deersizletirdiinde ve onbinlerce insan isiz braktnda,
bu kimin avantajdr ve yarar nerededir? Bugn mikro elektroniin tekstil ve
konfeksiyon alannda yaygn bir biimde uygulanmaya balamasyla, tam oto-
masyonun bu alana giriiyle, azgelimi lkelerin (ve Trkiye'nin) sahip olduu
varsaylan mukayeseli stnl ortadan kalkm durumdadr... Bugn azgeli-
mi lkelerdeki aln gerisinde mukayeseli stnlkler teorisine dayal "uz-
manlama" yatmaktadr. Dolaysyla sz konusu lkeler, doal nedenlerden do-
lay deil, beeri nedenlerden dolay ala mahkm edilmilerdir...
Nitekim, Batllar istedii iin kahve, kakao vb. retiliyor ama, bu rnlerin
srekli fiat erazyonuna uramas sonucu (ticaret hadlerinin bozulmas) ihtiyalar
kadar buday, pirin vb. ithal edemez duruma geliyorlar. Richard Lombardi-nin
yazdna gre, "1970'lerin sonunda nc Dnya lkeleri (petrol dndaki) 12
temel maln ihracndan 30 milyar dolar salyorlard. Bu temel mallar,
sanayilemi lkelerde dnme uratldktan sonra 200 milyar dolara satly-
ordu! Bir tablet ikolatada kakaonun pay parakende sat fiatnn % 10'unu ge-
miyordu."(14)
216
Uluslararas planda rekabeti olmayan hibir eyin retilmesi sz konusu de-
ildir. Her eyi uluslararas pazar mekanizmalar belirliyor. Belirli snrlar
iinde azgelimi lkelerin yoksulluu, sanayilemi lkelerin zenginliinden
kaynaklanyor. Zaten azgelimilik olgusu, bu lkelerin kapitalizmin etkisi alt-
na girmelerinin sonucunda ortaya km bir sretir. Batllar beyz yldr,
dnyann geri kalan blmn sonu olmayan bir yolda ilerlemeye zorladlar.
Misyonerlerin ve smrgeci yneticilerin yerini imdilerde "bilim adamlar" al-
m durumda. Bu konuda F.Partant unlar yazyor: "Tm azgelimi lkelerin
sanayilemi lkeler gibi kalknabilecekleri ve kalknmalar gerektii dncele-
ri, niversitelerde okutulduu haliyle ekonomi bilimi tarafndan da
srdrlyor. Bu bilim, szm ona nc Dnya'y kmaz bir yolda ilerlem-
eye tevik ederek Bat'y rk, merkezcilikte rahatlatyor. Bu nedenden tr
harekete geirdii tm inanalar ve tm eliik teoriler apak bir ekilde Bat
ideolojisinin bir paras olduunu ortaya koyuyor."(16)
217
atnn % 75'ine eit olurdu...
218
dr. Bugnn sorunlarn dne ait yntemlerle zmek mmkn olmad gibi,
elli yandaki adama sekiz yandaki ocuun elbisesini giydirmek de mmkn
deildir. Son tahlilde, kltr milliyetilii mevcut tezahrleriyle emperyalizmin
ve yerli oligarinin ekmeine ya srmek gibi bir ileve sahiptir.
kincilere gelince, bunlar da, dillerine neyi dolarlarsa dolasnlar... lke zen-
ginliine el koyan, emperyalist smrden pay alan Batc aznlk ve evresidir.
Bat bilim ve teknolojisine hayrandrlar. Zira ondan kar salyorlar ve rnle-
rine sahiptirler... Bu yzden, "Bat'dan gelen her ey iyidir" sloganna sk skya
sarlrlar. Bu koullarda Bat gibi olma problematiini terk etmek, olanaklar
lsnde de Bat'y "baka trl olmaya" zorlamak gerekiyor...
219