You are on page 1of 24

SA

LÝH barandergisi@gmail.com


ÖL Z R
ÜM YEN A B
Ý
OD ESE E Y O
AS RÝ: Ð
I L
 U ’n
B-
YE un


Yýl: 4 Sayý: 175 20 Mayýs 2010 - 21 2 TL (kdv dahil)

ÝMAN
ÞÖVALYESÝ

“BANA DEÐÝL
KENDÝNE AÐLA”
2 BARAN
BARAN’dan... Kâim ve Dâim...
avaþta sürtünme ve doðru de- muzu aydýnlatmýþlardýr. fus artýþý da bunu destekledi.

S
evinde ulaþmasý bizi daha çok hýz-
ðerlendirme yeteneði… Ve bizler, onlara bakarak kendi- Bir yanda açlýk, bir yanda obezi- landýrmalý diye düþünüyoruz… Za-
mizi tanýmýþ ve yolumuzu aydýnlat- te, diðer yanda kimyasal ve hor- man daraldý hepimiziçin…
Savaþta zafer, düþmaný cephede mýþýz ve onlardan uzaklaþtýkça da monlu gýdalar arttý. Kumandan Mirzabeyoðlu’nun
hezimete uðratmaktan ibaret deðil- nefsimize düþmüþ ve yolumuzu ka- Endüstrileþmiþ gýdalara yeni eseri “Ölüm Odasý” ilk defa
dir, düþmanýn savaþma iradesini rartmýþýzdýr. mahkûm dünya. Emperyalist þirket- Baran dergisiyle okurlarýyla bulu-
kýrmaktýr asýl amaç. *** ler böyle istiyor diye zehirleniyo- þuyor. Mayýs ayýna tevafuk eden ilk
Günümüzde Müslümanlardaki Finans kesimi kâr ediyor ama iþ- ruz. Asýl mesele AKP, CHP, TSK bölümüyle de Abdülhakîm Koltuðu
cihad eksikliði, düþmanýn propa- sizlik artýyor, hacizler çoðalýyor, meselesi deðil. Onlarýn eski dünya ve Necib Fazýl’ýn dekor zevkiyle
gandasýyla ilgilidir. Amerika kendi üretim azalýyor. Döviz fiyatlarý dü- düzeni ile bizim yeni dünya düzeni ölüm odasýna yani “Kafes”e girmiþ
emperyalist emelleri için cihad (sa- þük olmasýna raðmen ihracatçýlar teklifimiz arasýnda. Bizim müþah- bulunuyoruz. Ölüm mü, ölmeden
vaþ) yaparken, Müslümanlara ise zarar ediyor. has tekliflerle ve eylemlerle boþlu- ölmek mi? Eseri okudukça görece-
“Ýslâmda cihad yoktur!” veya “ci- Cari açýk problemi en büyük ðu doldurma zamanýmýz. ðiz. Kendimizi de eserin bir yerle-
had artýk bu devirde deðiþmiþtir” problem. Ýþsizlikle birlikte düþünül- *** rinde bulacaðýz diye ümid ediyo-
diye propaganda yapmaktadýr. meli. Kýrgýzistan olur muyuz? Dýþ po- rum. “Ben Kimim?” sorusunun ce-
Fiili yenilgiden çok daha aðýrý Üretim düþer ve iþsizlik atarken litika yazarýmýz Tuncay Aksoy, vabýný aramak üzere…
fikirde yenilgidir. Batý ve Amerika finans kesimindeki aþýrý kârlýlýk ne- hem Kýrgýzistandaki yeni geliþme- ***
karþýsýnda fikirde yenilgimiz, peri- den? leri yorumluyor, hem Türkistan’ý Baran dergisi ilk çýktýðýnda yani
þanlýðýmýzý doðurmuþ ve bize doðru Dýþ borcumuz yabacý sermaye- deðerlendiriyor. “Bundan sonra ne dört sene kadar önce, gazetelerde
deðerlendirme yeteneðini kaybettir- nin serbest giriþi olmadan önce, 84 olur?” suâline, tarihten gelerek ve bir haber çýkmýþtý. Avrupa’ya yarýþ-
miþtir. Gerçi fiili yenilgilerin ardýn- milyar iken, þimdi 300-400 milyar günümüzü tahlil ederek cevab arý- maya gidecek en güçlü Türk boða-
da kendini toparlayamamanýn sonu- dolar civarýnda. yor. Taza Din Hareketi’nin istekleri sýna “Baran” adý konduðunu yazý-
cudur bu. Fakat ne kadar fiili yenil- Serbest Pazar ekonomisinin ile bizim isteklerimizin birleþtiði yordu gazeteler… Daha sonra Tür-
gi olursa olsun, savaþma iradesini ikinci ayaðý olan denetleme çalýþtý- noktalarý iþaretliyor. Türkiye, çev- kiye’de bulunan yeni bir yýlan çeþi-
kaybetmedikten sonra düþman bizi rýlmamýþ. Devlet borçlanmýþ, o da resine kayýtsýz kalamayacak bir dine, bu yýlaný bulan hocanýn soya-
yenemez. faizi doðurmuþ o da enflasyonu do- noktadadýr... dý olan “Baran” adý verildiðini oku-
Ýþte Necip Fazýl Kýsakürek, ðurmuþ. Yazarýmýz Mevlüt Koç, Necip duk gazetelerden… Ve bugünlerde
Ýslâmcý hareket sýfýr noktasýnda Osman Altuð’un ýsrarla belirtti- Fazýl ile Salih Mirzabeyoðlu’nun bu Baran isimli yýlanýn panzehiri-
iken önce onu fikirde inþa etmiþ, ði üzere, “döviz-faiz-borsa=üç ka- ayrýlmazlýðýný ifâde ederken, sözde nin þifâ olarak üretildiði haberini
yeni bir ideoloji getirmiþ ve fildiþi ðýt ekonomisi… Büyük Doðucu’larýn neden özde okuduk bir gazetede. Yýlan’ýn “ha-
kulesinden cemiyet meydanýna atý- Borsanýn %70’i yabancýlarýn! Büyük Doðucu (ÝBDA’cý) olama- yat” mânâsýný hatýrladýk.
larak destansý Büyük Doðu kavga- Bankalarýn %53 yabancýlarýn! dýklarýna da izah getiriyor. Ve bü- Biliyorsunuz “Baran”, “rahmet
sýný baþlatmýþtýr. Ve Salih Mirzabe- Merkez Bankasý da bunun trafik yüklerin yakýcý aþkýndan bahsedi- ve yaðmur” demek!
yoðlu, yine Üstadýn önce manevî memuru! yor, onlarý güle oynaya ateþe atan Mânânâsýna nazaran, sizden al-
sonra maddî icazetiyle Büyük Doðu Kayýt dýþý cenneti Türkiye… Her tutku derecesindeki aþklarýndan. dýðýmýz güçle, BD-ÝBDA bulutlarý-
bayraðýný almýþ ve onun zahiri de- türlü kirli iþ burada dönüyor ama Onlara deðil, kendimize aðlamamýz ný yaðdýrmaya bir nebze vesile olur-
mek olan ÝBDA fikir ve aksiyonu devlet çok mu temiz iþ yapýyor? gerektiðinin ihtarýyla. sak kendimizi bahtiyar addederiz.
ile yürütmüþtür. Mirzabeyoðlu’nun Emperyalist sermaye ile ahlaklý an- Carlos’un Kumandan Mirzabe- Kumandanýn muradýna uygun
nisbeti ve kendinden zuhuru gere- laþmalar mý imzalanýyor? yoðlu’na yazdýðý doðum günü teb- davranmaktan baþka bir aksiyonu-
ði… II. Dünya Savaþý sonrasý Rocke- riðinde Kumandanýn mânâsýna olan muz ve Allah’ýn rýzasýný kazanmak-
Necip Fazýl Kýsakürek ve Salih feller, gýda iþine el atar ve savaþta inancý bizi duygulandýrdý ve inancý- tan baþka bir beklentimiz yoktur!
Mirzabeyoðlu, savaþta sürtünmede ürettiklerini gýda da kullanýr, suni mýzý pekiþtirdi. Otuz mayýs Pazar günü “Necip
dimdik ayakta kalmýþ ve çizgisin- gübre ile üretime baþlar ve 20 bü- Monotonlaþma tehlikesi içinde- Fazýl ve Fetih” konulu, okurlarý-
den asla taviz vermemiþ ve doðru yük þirketle dünya gýda üretimini ki iman ve heyecanýmýzý bu kýsa mýzla buluþma toplantýmýzda sizleri
deðerlendirme yeteneði ile (BD-ÝB- kontrol ederler. Onlarýn ihtiraslarý mesajýn yenilediðini belirtmeliyiz. de aramýzda görmek istiyoruz.
DA ideolojyasý) bir fener gibi yolu- dünyayý gýda problemine soktu, nü- Kumandanýn altmýþ yaþýna ceza-

Okuyucudan...
Selamlar. Selamün aleyküm,

Sayýn Baran Dergisi çalýþanlarý, Ben sizden gönüllü muhabirlik kartý istiyorum, bunun için ne yap-
Çeþitli konularý iþliyor, tartýþýyor, yazýyorsunuz, emeðinizin azým- mam gerekiyor lütfen bildirin?
sanamayacak derecede büyük olduðunu da mecmuanýzdan görebiliyo-
Ayrýca çok kaliteli olmasa da bir fotoðraf makinem var; geçenlerde
rum.
haberini yapmak istediðim bir olayla karþýlaþtým ama resmi bir kartým
Benim sizden ricam bayan yazarlara daha çok yer vermeniz.
olmadýðý için güvenlik engelini aþýp fotoðraf çekemedim, bana bu konu
Çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum, vesselam.
hakkýnda bilgi verirseniz çok sevinirim. Allah'a Emanet Olun.

Kadriye ÞENOCAK -BALIKESÝR Hamza KARTAL- SÝLÝVRÝ


Gündem BARAN 3

DIÞTAKÝ ÝÇTELÝK
...Ne var ki beðenilme, takdir görme baþka þeydir,
insanlýða yol gösteren kýlavuz yýldýz olmak, baþka bir þeydir.
Ýman þövalyesi paradokslar yumaðýdýr.

Mevlüt Koç Dönemin yazar çizer takýmý þan, hâlde, çalýþýr gibi yapmaktan, "ola- cesareti yoksa, öncelikle bu cesareti
þöhret bataklýðýnda uyuþup kalýrken, madýklarý manânýn mâliki görünmek- kazanmasý kendisi için en hayýrlý
ilmem ki, anlatýlmasý

"B
böyle þeylere hiç prim vermedi. " Ba- ten" de çekinmezler. Ortaya konulan olandýr. Çünkü, "imanýn her þeyden
imkânsýz sit ve devþirme ruhlar", hayat batak- tüm güzellikleri tamamen beylik söz- daha zarif diyâlektiði" dikkate alýn-
lýðýnýn "laðým künkleri" yel doðurur- lerle harcarlar. Manda rehâveti içinde mazsa, ortada yalnýzca inançsýz olan
insan ben hakkýnda sana ne söyle- ken, Ýslâm' a muhatap anlayýþý sistem geviþ getirirken, güya tefekküre dal- herkesin peþinden koþtuðu ham bir
yeyim." bazýnda örgütleþtirdi. "Ýman þövalye- mýþ insan imajý vermeyi de hiç ihmal gerçeklikten baþka bir þey kalmaz.
H.V.Kleist si" imkansýzý yerine getirirken, haya- etmezler. Ama unuttuklarý ve bunlar-
týn sefaletinden paylarýna düþeni, acý- da olmayan tek þey, aþktýr. Zaten, gü-
Mülkiyetine imrenilecek bir na-
Büyük Ýnsanlar hakkýnda konuþup nasý umutlarýna baðlayarak teselli nümüzde yokluðunu hissettiðimiz
siple, "muhteþem olaný tüm ihtiþa-
yazmak, ya þürç-î lîsan edersem kor- bulan, davanýn tüm bu karikatür tip- eksiklik düþünceden ziyade, tutku-
leri, pazarlýksýz ve hesapsýz mutlâk dur. Tutkuyla hiçbir þeye baðlanma mýyla kavrayan" biri vardý: N.F. Ký-
kusu, beni hep tedirgin etti. O hâlde
bu konuda yazmaya cüret etmemeli teslimiyet karþýsýnda yokluða gömül- istidadý olmayan basit ve devþirme sakürek. Ama herkes yolunca ve ga-
miydim? Doðrusu, bir arkadaþýmýn düler. ruhlarýn, aþk ve vecd hâlinin dilinden yesinin büyüklüðünce büyüktü. Nef-
ýsrarcý tavrý olmasaydý, böyle bir þeye anlamalarý mümkün deðildir. Gel gör sini seven nefsinin büyüklüðü ve mü-
cesaret edemezdim. Bir de, yazýya Her þey insanýn bir çaba içinde ol- ki, düþünce bu dil etrafýnda dönmeye cadelesi kadar büyüktü. Baþkasý ol-
baþlayýnca gördüm ki, N.F. Kýsakü- masýna ve üzerine düþen yükü omuz- baþlayýnca, hemen yaný baþýnda sah- madan baþkasý için olabilen, fe-
rek ve S. Mirzabeyoðlu' nu birbirin- lamasýna baðlý. Ama bu iþin yükünü tesi türeyecektir. Bu anlayýþ trajik ol- dakârlýðýyla büyüktü. Ama, "gaye
den ayýrarak deðerlendirmek müm- omuzlayanlarýn yanýnda öyleleri de duðu kadar komiktir de. Eðer, insa- mihrakýnda Allah ve Sevgilisi" olan,
kün deðil. Ýster istemez, her ikisini var ki, hiçbir çaba içinde olmadýklarý nýn bir fikri sonuna kadar savunmaya en büyüktü. Biri sanatýyla, saygýya
birlikte düþünmek ihtiyacýný hissedi- deðerdi, biri mücadelesiyle; biri gü-
yorsunuz. Veya en azýndan durum, cüyle büyüktü, biri beklediðiyle; biri
benim için böyle. dehasý nedeniyle büyüktü, biri sevgi-
siyle. Ama, Allah ve Resulü için se-
Asýrlardýr yitirdiðimiz Ýslâmî aþk, ven ve onun için buðz eden en bü-
vecd ve heyecaný yeniden topluma yüktü.
vermek için, ýstýrab çeken herkes, az
buçuk bir çaba içinde oldu. Belki de Ýnsanýn zevklere, tehlikelere aldýr-
herkes yaptýðýnda samimiydi. Ama mazlýðýnda bir asalet vardýr: Kayýt-
bu çabalarýn çoðu insanlarýn uyuþuk- sýzlýðýn asaleti. Bu muhteþemdir.
luðunu azdýrýrken, duyduðu rahatsýz- Ama vazgeçiþten sonra tekrar kavra-
lýk bir tek kiþiyi uykusundan mahrum mak, daha da muhteþemdir. Her an en
etti. Olan biten bir tek o kiþiye derin- kýymetli varlýðýný feda etmeye hazýr
den dokundu. Bunun sevincini, hüz-
olmak muhteþemdir. Ama hiçbir za-
nünü, dehþetini bir tek O kiþi derin-
man buna müsaade edilmeyeceðine
den yaþadý. Aþkla söyledi, aþkla yaz-
inanmak, daha da muhteþemdir. Ne
dý ve aþkýnýn alevini öfkesiyle taze
var ki beðenilme, takdir görme baþka
tuttu. Ýmkânsýz olaný yapmaya çalýþ-
týðýný biliyordu. Ama hiç deðilse þeydir, insanlýða yol gösteren kýlavuz
gongu çalar, dikkatleri kendine çeke- yýldýz olmak, baþka bir þeydir. Ýman
bilirdi. Varmak mümkün olmasa da þövalyesi paradokslar yumaðýdýr.
hedef belliydi. En azýndan oraya yö- Kalbinde hardal tanesi kadar imaný
nelebilirdi. Yaðmalanmýþ bir maziden olan sýradan insan kolayca kavuþur-
kalan mirasa sahip çýktý, tutup yerden ken, zekâsýnýn kýlavuzluðuna güve-
kaldýrdý. Ve unutturulmaya, sosyal nenin eline geçecek olan ham bir ha-
hayatýn dýþýna itilmeye çalýþýlan mu- yaldir. Ömrünü imanýný kemâle erdir-
kaddes emaneti yeniden dile getirdi. menin idrakiyle yaþayan Üstad N.F.
Bu yükü yalnýzca böyle bir adam Kýsakürek' e, Allah'tan rahmet dili-
yüklenebilirdi. yorum.
4 BARAN Haber
BU ADAMA HADDÝNÝ KÝM BÝLDÝRECEK?

'Bin yýlýn Kur'an tefsiri: Levh-i Mahfuz'


adlý kitabýn ismini 'Peygamber Çocuklar'
olarak deðiþtiren bu densiz adam 'Müslü-
man mahallesinde salyangoz satma cüretini
nereden buluyor?

'Müslüman Anadolu coðrafyasýnda ve


hele bir de yüzyýllarca halifelik makamýna
merkezlik etmiþ Ýstanbul'da, kitaplarýnda
hiç sakýnmadan dinimize hakaret içeren ya-
zýlar yazýyor. Bu densize kim dur diyecek?

KADÝROV’U
aha önce çýkardýðý kitaplarý ye-

D niden ambalajlayarak çocuklarý


hedef kitle seçen inkârcý yazar
Burak Özdemir hakkýnda Kadýköy Cumhu-
TÜRKÝYEDE ÝSTEMÝYORUZ
Müslüman katili iþbirlikçi Türkiye'den DEFOL !
riyet Baþsavcýlýðý'na bir vatandaþ tarafýn-
MÜSLÜMANLAR DÝK DURUN KARÞINIZDA
dan suç duyurusunda bulunuldu.
LEÞLER VAR
Bütün dünyada olduðu gibi Ýslam topraklarýna karþý
'Peygamber Çocuklar' kitabýnda yer alan giriþilmiþ emperyalist saldýrýlarýn bir ayaðýný oluþturan
mukaddes deðerlere yönelik hakaret ve alay Kafkasya bölgesinde Rusya tarafýndan gerçekleþtirilen
içerikli ifadeler nedeniyle yazar Özdemir'in asimilasyonu ve kukla Kadirovun Türkiyede yetkililerce
cezalandýrýlmasý ve kitabýn çocuklarý yöne- aðarlanmasýný protesto ediyoruz.
lik olmasý nedeniyle zararlý yayýn kabul
edilerek daðýtýmýnýn engellenmesi ve topla- ONURUMUZU AYAKLAR ALTINA ALDIRMA-
týlmasý istendi. YACAÐIZ
Anadolu, Kafkasya dahil bütünü ile Ýslam Dünyasýnýn
iradesini temsil etmektedir. Kafkasya'nýn onuru ayný za-
GARÝBAN PATATES BULAMIYOR manda Türkiyeninde onurudur. Dudayev'lerin, Þamil'le-
rin, Hattab'larýn ve daha nice þehitlerin kaný ile sulanmýþ
SÝZ "SUÞÝ" YÝYORSUNUZ! topraklarýn ekonomik çýkarlar adý altýnda Rusya'ya satýl-
masýný istemiyoruz.
eyoðlu Ýstiklal Cad-

B desi'nde gezintiye çý-


kan Þahin ile 73 ya-
þýndaki aþçý arasýnda suþi
SORUYORUZ
Kafkasyalý Müslümanlarý Katleden Acýmasýz Zalim
Ýþbirlikçi Kadýrovun Elini Nasýl Sýktýnýz?
300 Binden Fazla Kafkasyalý Müslüman'ý Katleden
tartýþmasý yaþandý. Zalimlerle Ýþbirliði Nasýl Yaparsýnýz?
Beyoðlu Belediyesi'ni zi- SESSÝZ KALMA TEPKÝNÝ GÖSTER
yaret eden TBMM Baþkaný cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr
Þahin, ziyaretinin ardýndan bimer@basbakanlik.gov.tr
Ýstiklal Caddesi'nde gezinti- basin@icisleri.gov.tr
ye çýktý. Vatandaþlar ve es- besir.atalay@icisleri.gov.tr
nafla sohbet eden Þahin, tu- iciskom@tbmm.gov.tr
ristlerle de yakýndan ilgilen- inshkkom@tbmm.gov.tr
di. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaþkanlýðý Makamýna,
Gariban dýþarýda patates Türkiye Cumhuriyeti Baþbakanlýk Makamýna,
bulamýyor, siz mecliste suþi Türkiye Cumhuriyeti Ýçiþleri Bakanlýðý Makamýna,
yiyorsunuz TBMM Ýçiþleri Komisyonu'na,
Bu sýrada çalýþtýðý resto- gelince Ahmet Arslan, mekleri vardýr. Ayrýca o gün 'Kafkasya'da bugün devam eden savaþ ve Rusya'nýn
ranýn önünde sarýmsak doð- "Mecliste suþi yiyorsunuz. milletvekili bir arkadaþ mec- sürdürdüðü Müslüman katliamýnda kendisine yardýmcý
rayan Ahmet Arslan (73), Gariban dýþarýda patates bu- lise þusi getirmiþ. O yüzden olarak seçtiði Ramazan Kadirov'un Türkiye Cumhuriyeti
karþýsýnda bir anda TBMM lamýyor, siz mecliste suþi yi- yendi" yanýtýný verdi. Hükümetince aðarlandýðý haberleri üzerine haklý tepkimi
Baþkaný Þahin'i görünce þaþ- yorsunuz" dedi. Bunun üze- Allah söyletiyor! "Sizin" sizlere iletmek istiyorum.Bir insan ve vatandaþ olarak bu
kýnlýk yaþadý. Ýkili bir süre rine Þahin, "Þusi yemiyoruz, meclisiniz! "Bizim" deðil! katliamda yüzde yüz parmaðý bulunan Kadirov ve diðer
sohbet etti. Konu yemeðe bizim meclisimizde Türk ye- Müslüman Katillerini Türkiyede Ýstemiyoruz.'
Gündem BARAN 5

ÖLÜMSÜZ ÞARKI
Anlaþýlmadan benimsenmek"le, "ttanýnmadan dýþlanmak" arasýna sýkýþan bir yalnýzlýk,
"A
vurdumduymazlýk, saðýrlýk kesitinde yaþadý…
Buna raðmen, aslâ ümitsizliðe düþmedi, yolundan tek derece bile inhiraf etmedi…
"TTek parti devleti" ile, onun temsil ettiði zihniyetle, "ttek baþýna" savaþtý.

Muzaffer Doðan diði Büyük Doðu nesline maya tut-


turmuþtu… Kervan yürüyordu…
stad'ýn fâni hayatý sona Zaman, "b büyük zuhur"lara gebey-

Ü ereli 27 yýl oldu. Uðruna


bir ömür fedâ ettiði
"mânâsý" ise dipdiri, capcanlý bir
di… Sonra, yeni zuhurlara þâhit ol-
duk…
Büyük Doðu hisarýnýn ova mi-
þekilde yaþýyor, yaþayacak… "Ö Öte- sali geniþ avlusunda;
lerden haber veren beste"yi, "ddu - gözleri kara,
daktan dudaða geçirmek" için, 40 alýnlarý fikir çizgili,
yýl, destanlýk çapta çileler çekti. kalbleri ceylan,
Hapishânelere girip çýktý… Her irâdeleri çelik,
türlü dünyevî ikbâllere sýrt çevir- imânlarý volkan,
di…"Ç Çelik put/larýn gebermesi", irfânlarý tarla,
"yyeni seferber(ler)in doðmasý" için idrâkleri býçak,
bir ömür çýrpýndý durdu. Küfür ka- edâlarý þiir,
lelerinde gedikler açmak, açýlan diyalektikleri ipekten örgü,
gediklerden put þehrine girecek at-
bir yeni zuhura þâhit oldu…
lýlarý teçhizatlandýrmak; bir baþka
Üstadýmýzýn, "B Buzdaðýný Eriten
ifâdeyle “SSakarya’yý (Ýslâm mille-
Adam"ýn verimli, feyizli, bereketli
tini) ayaða kaldýrmak” için cihad
etti… Büyük Doðu teknesinden yetiþen
"Sahte devrimler"i devirecek nesiller arasýnda, en sâdýk, en
"devrimi" gerçekleþtirecek, "ssahte vefâlý, en yiðit, en gözükara ve
kahramanlar "ý silip-süpürecek "dünyalýk"la arasýna yýkýlmaz ve
"YYeni Ýmân Gençliði"ni yetiþirmek sarsýlmaz imân duvarý çekmiþ Bü-
için, "uykusuz, susuz, ekmeksiz", yük Doðu Akýncýlarý, þimdilik "K Ku-
"cciðerinden kalemine kan çekerek" mandan"larý "m müebbed mahkûm"
Osmanlý ihtiþamýný; aþk ve vecd Anakaynaðýna baðlanan üstad Ne-
yazdý ve yaþadý… Bununla yetin- olsa da, inþaallah, açýlan yeni dev-
devirlerimizi kastederek "ssöndü - cip Fazýl Kýsakürek, Allah-u Teâlâ
medi…Ýslâmî hassasiyeti anlaþýlýn- rin kurucu mimarlarý olacaktýr.
rülmez ateþtik!"; Abdülhamid Han tarafýndan büyük ve destanlýk bir
ca, kendisini üniversite anfilerine Bu imânla, bu aþkla, bu vecdle,
sokmayanlara mukâbil, bütün bir ile birlikte sahneden çekilen devle- memuriyetle vazifelendirildi…
bu ümitle yaþýyoruz…
vataný üniversite gibi farzedip, þe- timizi ve arkasýndan açýlan menfî Her iktidar döneminde suçlan-
Muhaliflerimizce, sükût suikas-
hir þehir, meydan meydan, ölümsüz devreyi kasdederek de, "eeritilmez masýna, sorgulanmasýna, yargýlan-
buz olduk!" tesbitini yapmýþtý… tine marûz kalsak da, yarýn elbet
þarkýyý haykýrdý durdu… masýna, defâlarca cezâlandýrýlma-
Evet… Önceleri "ssöndürülmez sýna raðmen, yýlmadý ve yýldýrýla- bizimdir.
Anlaþýlmadan
"A benimsen - Fâni tarafýyla aramýzda olmasa
mek"le, "ttanýnmadan dýþlanmak" ateþtik"; "mmaddede kazandýðýmýz" madý…
ama "rruhta kaybettiðimiz" savaþýn Üstad, da, ruhâniyetiyle bizi gören, gözle-
arasýna sýkýþan bir yalnýzlýk, vur-
arkasýndan "eritilmez buz olduk!" Biri aþk, biri nefret; yen ve aramýzda yaþayan Üstadý-
dumduymazlýk, saðýrlýk kesitinde
Bu tesbit yapýldýktan sonra, se- bizim kanadýmýz çift, mýza, Rahmân ve Rahîm olan Al-
yaþadý…Buna raðmen, aslâ ümit-
sizliðe düþmedi, yolundan tek de- yirci mi kalýnacaktý? Saç-baþ yolu- Alev saçmalý ki nur; lah'tan rahmetler diliyor, rûh-u
rece bile inhiraf etmedi… nup, dövünülecek miydi? Hayýr!.. erisin kapkara zift pürfütûhlarýna (mânevî fetihlere
Tek parti devleti" ile, onun
"T Destanlýk bir mücadele verilmeliy- diyordu. devam eden mübarek ruhlarýna)
temsil ettiði zihniyetle, "ttek baþý- di… Ýmân aþkýyla hücüm ettikçe, fâtihalar yolluyoruz.
na" savaþtý. Allah-u Teâlâ'nýn, bu millete bir buzdaðý"nýn eridiðine þâhid ol-
"b Zindan'daki "Kahraman Ku -
'Z
Küfür hisarýnda gedikler açtý… lütfu olarak, Nur Neslinden Es- du… Gitgide ufuklarýmýzdan kara mandan"ý da saygýyla Selâmlýyo-
Yetiþtirdiði küheylanlar, açýlan ge- Seyyid Abdülhakîm Arvasî Hazret- bulutlar çekilmeye baþlamýþtý… ruz.
diklerden geçti. leri 'nin mübârek eliyle, Nurun arslanlardan gür sesli" de-
Üstad, "a
6 BARAN Yorum

KIRGIZÝSTAN
YENÝ BÝR DEVLET ÝSTÝYOR
Ortak deðerlerin anlaþýlmasý ve tesbitinden sonra mevcut potansiyelin bu deðerler ýþýðýnda
kullanýlmasý ile gerçek bir DEVRÝM gerçekleþecek ve Suyunaliyev'in istediði,
Türkistan'ýn beklediði, bütünü ile Ýslam dünyasýnýn özlediði yeni ve büyük devlet
kesinlikle tarih sahnesinde yerini alacaktýr.

Tuncay Aksoy kesinlikle bu deðildir.Bir Devrim ül-


keyi sömüren ve Baðýmsýzlýðýný her
ýrgýzistanda patlak veren is- türlü engelleyen emperyalist statüko-

K yan neticesinde Dünya’nýn bir


anda gözleri coðrafi olarak
küçük fakat stratejik olarak çok bü-
ya karþý gerçekleþmeyecekse adý dev-
rim deðil, bir emperyalisttin elinden
diðerine geçmek olur ki,Kýrgýzistan’ýn
yük bir alanda etkisi olan bu ülkeye asýl aþamadýðý sorunlarýn baþýnda da
döndü. Gerçekleþen devrimden sonra bu geliyor.
epeyce dünya kamuoyunda konuþulan Kýrgýz halkýnýn patlak veren isyan-
ve bir fenomen haline gelen acaba da ki isteklerinin mevcut düzenin
Kýrgýzistan olurmuyuz? Korkusu kendilerine yönelik ekonomik baský
geçtiðimiz günlerde Yunanistaný sa- kurmasýnýn yanýnda hýzla artan yok-
ran ve adeta Ýsyan’a dönüþen ekono- sulluk ve yönetimin yolsuzluklarý yü-
mik krizle de adeta tetiklendi. Kýrgý- zünden olduðu ve adeta Kýrgýz top-
zistan ile Yunanistan arasýnda ki eko- raklarýnýn yabancýlara peþkeþ çekile-
nomik tükenmiþliðin benzer yanlarý- rek ülkenin satýldýðý ve artýk dayanýl-
nýn varlýðý bir yana Kýrgýzistanda Ba- maz hale gelen hukuki ve ekonomik
kýyev hükümetinin mualiflerce devril- baskýlarýn halký haklý olarak ayaklan-
miþ olmasý herþeyin bitmiþ veya ta- dýrdýðý hepimizin malumudur. hükümetin görevden aldýðý valileri ye- baðlamak gerektiðini öte yandan ise
mamlanmýþ olduðu manasýna gelmi- Süreç Devam Ediyor ! niden bu göreve getirdi.Çatýþmalarda güney ve kuzey arasýnda ki þehirli
yordu. Devrim süreci tamamlanmýþ deðil- ölenlerin ve yaralýlarýn olduðu ve Kýr- köylü ayrýmý ya da zengin fakir ayrý-
Nitekim,yeni Hükümette eskisi gi- dir.Nitekim bunun en büyük kanýtý gýzistanýn yeniden gerildiði bildirili- mýna da dikkatlerinizi çekmek istiyo-
bi hem Amerika hem de Rusya’nýn is- devrilen Bakýyev’in ülkenin güneyin- yor. rum.
teklerine cevap verebilmenin telaþý ile de hatýrý sayýlýr bir ölçüde söz sahibi Yeni hükümet ile eski Hükümet Kýrgýzistan’ýn coðrafi yapýsýný in-
eski devrik Lider Bakýyev gibi diplo- olduðu ve edinilen bilgiye göre, dev- yanlýlarý arasýnda þiddetli çatýþmalarýn celediðimizde güney kesiminin daha
matik mekikler dokuyarak ilk icraat- rik lider Kurmanbek Bakiyev taraftar- yaþandýðý ve bu sürecin bir bölünme- çok dini ve örfi geleneklere baðlý ge-
lerini gerçekleþtirmiþtir. Kýrgýzistanda larýnýn, Oþ eyaletinin ardýndan Celala- ye doðru gittiði dillendiriliyor. Kýrgý- leneksel yapýyý sürdürdüðü kuzey’in
yaþanan sürece birde bu açýdan baka- bad ve Batken eyaletlerindeki valilik zistan’da üst üste yaþayan darbeler ül- ise batýlý tarzda bir yaþantý ile Rus et-
cak olursak gerçekten bir DEV- binalarýný da iþgal etmesi ile bir kez kede güneyli-kuzeyli ayrýmýný berbe- kisinde kaldýðý söylenmektedir.Türk-
RÝM’den sözetmek imkansýzlaþmak- daha su yüzüne çýkmýþtýr. rinde getirmiþ hem 24 Mart 2005 hem lerin göçebe yaþadýðý dönemlerde bile
tadýr. Hala daha Amerika ve Rusya Gelen haberlerin ayrýntýlarý ise de 7 Nisan 2010 tarihlerinde gerçek- Türkistan birliðini saðlamak adýna
ikilisinin ülkede bulunan mevcut as- þöyle; leþen halk devrimi bu küçük toprakla- atýlan adýmlar oldukça zor olmuþ, bu
keri ve siyasi gücünün özellikle Aske- Bakiyev taraftarlarý uçaklarýn rý bölünme noktasýna getirmiþti. Rus coðrafyada kurulan devletler kimi za-
ri iþgal üslerinin varlýðý bile yeni hü- kente inmesini engellemek için piste basýnýnda yer alan bir haberde ise Kýr- man birbiriyle savaþmýþ, diðerinin yý-
kümetin eskisinden bir farký olmadý- taþ döktü.Calalabad ve Batken eyalet- gýzistanda daðýtýlan bir haritanýn yer kýlmasýna sebep olmus, kimi zamanda
ðýna kanýttýr.Velhasýl iddia edilen Kar- lerinde valilik binalarýný iþgal ederek, almasý adeta bu bölünmenin siyasi de- birbirine destek vererek daha büyük
þý Devrim sözünden bizlerin anladýðý Bakiyev döneminde atanan ve geçici ðil coðrafi olarakta sürdürüldüðüne devletlerin kurulmasýna imkan hazýr-
iþaret etmekteydi. Bu harita ile Kýrgý- lamýþlardýr.Tarihi süreçte bu destek
zistan ‘kuzey’ ve ‘güney’ diye ikiye azaldýkça týpký Kýrgýzistanda bugün
bölünüyor. Sözde Güney Kýrgýzistan olduðu gibi ayrýmlar ve kavgalar dýþ
Demokratik Devleti’nin sýnýrý kuzey- destekli olarak sürmüþ ve özellikle
doðuda Narýn eyaletinin Çin’e sýnýr sovyet Rusya’nýn uyguladýðý Türkleri
Torugart geçidinden baþlýyor. Sýnýr ayrý devletlere bölme taktiði bugün
batýda Talas’ýn güneyinden Özbekis- yaþanan hadiselerede büyük bir etkisi
tan ve Kazakistan sýnýrýyla birleþtirili- olmuþtur. Özbekistan ve Türkmenis-
yor. tan, Kazakistan, Kýrgýzistan gibi Türk
Ülke bölünür mü bölünmez mi? boylarý arasýnda tarihte kurulan birli-
bilemiyoruz ama Kýrgýzistanda ki bu ðin bugün gerçekleþmemesinin tek
durumu anlamak için özellikle Türk- nedeni de budur. Bu halklar Sovyet
lerin tarihi bir sorunu olan ve göçebe iradesinden o kadar etkilenmiþlerdir
yaþamanýn verdiði kabile hayatýna ki önce kendilerine benimsetilen ayrý
Haber BARAN 7
ülkeler ve ýrklar olduklarý yönünde ki baský ve poli- tulmasýda o derece çabuk ve kolay olabileceði gibi olacaktýr.Batý’nýn ABD’nin Rusya veya Çin’in ne
tika,daha sonrada 90’lý yýllarda Sovyetlerin daðýl- güneyde Çin’in toprak talepleri ve tarým arazisi sa- Kýrgýzistan’a üfleyebileceði þahsiyet ne de bizlere
masý ile dünya kamuoyunca ayrý birer devlet olarak týn alma giriþimlerinin yanýnda Rusya’nýn Kuzeyde verebileceði bir þahsiyet yoktur olamaz.Bugünkü
benimsenerek bilinçli bir þekilde ayrýþtýrýlmýþlardýr. Kýrgýzistaný siyasi olarak yönetme ve elinde tutma mevcut daðýnýklýk ve bölünmüþlükten sorumlu bu
Kýrgýzistanda ki en büyük islami hareket olan giriþimleri apaçýk ortadadýr.Amerikan varlýðý ise güçlerin bize ait olan topraklardan uzaklaþtýrýlma-
Taza Din ve Lideri Cumay Suyunaliyev’in verdi- daha çok Asya’da ki varlýðýný sürdürme þeklinde sýnda en büyük görev yine bizlere düþüyor.Tarihi rol
ði röportajdaki þu sözleri ile mevzuuyu özetlemek olup bir prestij savaþýna dönen Afganistan hususun- ile bölgede bulunmasý ve baðýmsýz bir þekilde stra-
istiyorum da özellikle Kýrgýzistanda ki askeri üs’sünü kaybet- tejik adýmlar atmasý gereken Türkiye hala neyi bek-
“Özellikle son 150 yýldýr hâlimizi bilen bir tek meme telaþý hakimdir. Bu açýdan Rusya ile lemektedir ?
Allah’týr. Kýrgýz olmayan bilmez desem, inanýr mý- Amerika arasýnda mevcut bir didiþmeden çok karþý- 20. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan günümüze kadar
sýnýz? Ýþte böyle. Bu misâli daha önce Türk arka- lýklý paylaþýmlarla iþin yürütüldüðü ve Rusya ile geçen sosyal ve siyasi hadiselere baktýðýmýzda, Bir-
daþlarýma da vermiþtim Diyelim 6 Kýrgýz olarak Amerikanýn karþýlýklý anlþmalarla askeri üslerini leþmiþ Milletler denen Amerikan emperyalizminin
aramýzda sohbet ediyoruz, o sohbete bir Rus dahil Kýrgýzistanda bulundurduðu biliniyor. Kýrgýzistanýn maþasý örgüt ve Kuzey Atlantik Paktý olarak kuru-
oldu mu, hepimiz Rusça konuþuruz… Bu hâl ne- baðýmsýz bir þekilde yönetilememesinde en büyük lup da daha Afganistan’da, Somali’de ne iþi oldu-
dir?.. Ýçinde bulunduðumuz durumu anlamamýz yýl- rolün bu olduðu görülüyor. ðunun hesabýný veremeyen NATO adlý yasa dýþý te-
larýmýzý aldý.” Bundan Sonra Ne olur ? rör örgütlerine karþý dünyanýn bütün ezilen millet-
Kýrgýzistan’da þu an bile konuþulan dil çoðun- Kýrgýzistanýn mevcut durumuna baktýðýmýzda lerinin haklarýný savunabilecek bir devlet istiyoruz.
lukla Rusçadýr. Bu durum diðer Türkistan devletle- kesinlikle gerçek bir Devrim sürecinin iþlediðini ve Taza Din liderliðinin istediði devlet hepimizin
rinde de oldukça etkili olup, Çin ile Rusya’nýn böl- bu durumun sadece o topraklarla deðil bütünü ile ortak deðerleri ve istekleri olarak karþýmýza çýkýyor.
gedeki bazý anlaþma ve kurduklarý Þangay iþbirliði bölgesel bir þekil alabileceðini söyleyebiliriz. Bu ortak deðerlerin anlaþýlmasý ve tespitinden son-
veya Baðýmsýz Devletler Topluluðu misali yapýlar- “Rusya, Amerika’ya nispetle bizi daha iyi bilen ra mevcut potansiyelin bu deðerler ýþýðýnda kulla-
dan anlamamýz gereken asýl þey,Türkistan birliðinin olmak dýþýnda bize þahsiyet üfleyecek ortak deðer- nýlmasý ile gerçek bir DEVRÝM gerçekleþecek ve
önlenmesi yolunda atýlmýþ adýmlar olduðudur. Tür- lerimize uzak.” Suyunaliyev’in istediði,Türkistan’ýn beklediði,bü-
kistanýn birleþememesinde en büyük engel budur ve Albay Cumay Suyunaliyev’in bahsettiði ortak tünü ile Ýslam dünyasýnýn özlediði yeni ve büyük
bertaraf edilemsinin gerekliliði ortadadýr. deðerlerin Kýrgýz halký nezdinde bütünü ile bir Ýs- devlet kesinlikle tarih sahnesinde yerini alacaktýr.
Velhasýl,Kýrgýzistan’ýn bölünmesinden sonra yu- lam coðrafyasýný kapsadýðýný söylemek çok yerinde

KIRGIZÝSTAN KAYNIYOR

elalabad'ta yine silahlar konuþtu. Dev- Bakiyev cephesinden önemli tutuklama geçici hükümetin yargý konularýndan sorum-

C rik lider Bakiyev için çýkartýlan ayak-


lanma yine kanlý bastýrýldý.
Kýrgýzistan'da Celalabad kent meydanýnda
Devrik lider Bakiyev'in taraftarlarýný örgüt-
lediði belirtilen eski Devlet Baþkanlýðý Ýdaresi
Baþkaný Üsen Sýdýkov'da tutuklandý.
lu Baþbakan Yardýmcýsý AzimbekBeknaza-
rov'un rehin alýnmasý talimatýný verdi.
Geçici hükümet acil toplantý kararý aldý
devrik lider Kurmanbek Bakiyev'in ve geçici Devlet televizyonu, Yeni Kýrgýzistan Parti- Bu arada geçici hükümetin acil olaðanüs-
hükümetin taraftarlarý arasýnda silahlý çatýþ- sinin Baþkaný da olan Sýdýkov'un Oþ eyaleti- tü toplanacaðý bildirildi. Geçici hükümetten
ma çýktý. Çatýþmada 1 kiþi öldü, 37 kiþi de ya- ne baðlý Nooken ilçesinde tutuklandýðýný du- yapýlan açýklamada, bakanlar kurulu üyeleri-
ralandý. Oþ eyaletindeki durum ise tamamen yurdu. nin Baþbakan Roza Otunbayeva'nýn baþkan-
kontrol altýna alýndý. Yerel televizyon kanallarýnda, Sýdýkov'a lýðýnda mecliste toplanacaðý belirtildi.
Kýrgýzistan'da geçici hükümetin Baþbaka- ait olduðu kaydedilen, Bakiyev taraftarlarýnýn Kýrgýzistan'da 7 Nisanda güvenlik güçleri
ný Roza Otunbayeva, meclis binasýnda dü- iþgaller için teþvik edildiði telefon konuþma- ile muhalif göstericilerarasýnda çýkan çatýþ-
zenlenen basýn toplantýsýnda, devrik lideri lar yayýmlanmýþtý. Haberlere göre, Sýdýkov, manýn ardýndan iktidara gelen muhalif lider-
Kurmanbek Bakiyev yanlýlarýnca dün iþgal ülkenin güneyinde etkili Bakiyev taraftarlarý ler, bu olaylarý "Bakiyev ve taraftarlarýnýn ik-
edilen Oþ'taki valilik binasýndan iþgalcileri liderlerini telefonla arayarak, Oþ kentinde tidara dönmek için son þanslarýný kullandýk-
uzaklaþtýrdýklarýný açýkladý. bulunan Savunma Bakaný Ýsmail Ýsakov ve larý"þeklinde deðerlendiriyor.
8 BARAN Yorum

HAKKIMDAKÝ FÝLM...
AVUKAT EÞÝME YAPILANLAR...
K. MÝRZABEYOÐLU’NUN
MÂNÂSI...
Bir "fikir" adamý olarak K. Mirzabeyoðlu'na yönelik tüm bu zulümlerin, tecridin, cezalarýn sebebi iþte
O'nun bu "örneklik" vasfýdýr. Yazan, fikirler üreten, ideal düþünceler kaleme alan bu mütefekkirin, iþte
bu yüzden toplumdan, iþçilerden, öðrencilerden, köylülerden, Müslüman olan ve olmayan tüm ideal
insanlarýndan, diðer ülkelerdeki insanlardan, daha iyi bir toplum rüyasý görecek olanlardan tecrid
edilmesi, uzak tutulmasý gerekmektedir.
Uzak tutulmalýdýr ki, bu ideallerini baþka insanlara da "bulaþtýrmasýn"!

CARLOS (Ýllých Ramirez Sanchez)


aha önce; Batýnýn, bilhassa lanacaksa, bu yargýlama boyunca o Malûm olduðu üzere, bir devlet kor- benim ülke dýþýnda cezamý çekmeme

D Amerika Birleþik Devletle-


ri’nin ve Siyonistlerin kon-
trol ettiði “basýn”ýn tesirinden sözet-
konuda herhangi bir yayýnýn yapýl-
masýný yasaklar. Tam da bu yüzden-
dir ki, ben de avukatlarým vasýtasýyla
sanlýðý hâlinde kaçýrýlýp buraya geti-
rildim. Yine, iki Fransýz polisini ve
bir Arab haini öldürdü-
mâni olmak. Bu yolu keþfettiler ve
hep bu yoldan beni Fransa’da tutuklu
kýlma amacýndalar.
miþtim. Hani “bir yalaný birçok kez bu filmin yayýnlanmasýný engel- Üçüncüsü, beni normal deðil de
tekrar ederseniz, bir zaman sonra ar- özel hâkimlerle ve özel mahkemeler-
týk hakikat zannedilir” ya, iþte “pro- de yargýlýyorlar; üstüne bir de kor-
paganda” da demek olan bu hususta kunç para cezalarý veriyorlar. Hatta
basýnýn gücünü vurgulamýþtým. Al- bazý saldýrýlardan dolayý, “kurbanla-
manlarýn dahi “Propaganda Bakaný” rýn aileleri”ne toplam 50 milyon euro
Goebbels’ten bahsetmiþtim. Ki, bu ceza ödemem isteniyor ki, dünyada
bahiste Almanlar “ikiyüzlü” falan da ve Venezüella’da bir iktisadî kriz var-
deðildir. Yaptýklarý iþe “propaganda” ken, üstelik ABD iktisadî bir savaþ
demiþlerdir. Oysa þimdi buna dünya- ðüm yürüterek Venezüella’yý çökertmek
nýn her yerinde verilen isim nedir: gerekçesiyle kanundýþý biçimde bura- isterken, yâni þu ân Venezüella devle-
“Enformasyon Bakaný”! lemek üzere birkaç kez müdahale da yargýlandým. Ve þimdi, ayný þekil- tinin bunu ödeyebilecek bir zenginli-
Þimdi, benzer bir “sürekli tekrar ettim ve mezkûr film yayýnlanmaz- de kanundýþý olarak cezaevinde tutu- ði yokken, bunun karþýlanmasý müm-
edilerek hakikat zannettirilmek iste- dan evvel onu görme veya muhteva- luyorum. kün gözükmüyor elbette.
nen yalan” hâdisesi benim baþýmda. sýndan haberdar edilme talebinde bu- Peki, sonraki safha nedir? Netice- Tüm bunlar, aleyhimde çok “kir-
Canal Plus adlý milletlerarasý özel bir lundum. de, yargýlanýp hüküm giyebilirim. li” bir mücadelenin yürütüldüðünü
Fransýz televizyon kanalýnda, günde Hakkýmda çekilen bu filmin ya- Yâni, buradaki statüm “tutukluluk” gösteriyor.
birçok kez Carlos diye bir “dizi”nin pýmcýlarý, benim ýsrarlý kanunî müda- yahut “mahkûmluk”tan öte bir þey Yetmiyormuþ gibi, ben herhangi
tanýtým haberi dönüp duruyor, kafala- halelerimin neticesinde, daha önce olmayacak. O hâlde, tüm bu iþgüzar- bir þey yapmaktan ziyâde, 1982-1983
ra çakýlýyor. Anlaþýlacaðý üzere, ya- planladýklarý tarihte o filmi yayýnla- lýklarýn, ortalýðý bunca karýþtýrmanýn yýllarýnda “kim olduðu bilinmeyen
yýnlanmasý planlanan bu “dizi”, be- yamadýlar, sorduðumuzda da “Film mânâsý ne? kiþiler” tarafýndan Fransýz toprakla-
nim hakkýmda ve utanmazca bir pro- henüz hazýr deðil” diyorlardý. Ancak Baþlýca sebeblerini söyleyeyim si- rýnda gerçekleþtirilmiþ birtakým “te-
pagandayý “hakikat” imiþçesine tak- film artýk hazýrmýþ, böyle ilân ediyor- ze: rörist eylemler”de “suç ortaðý” ol-
dim etme peþinde. lar artýk. 17 Mayýs 2010’da “özel Birincisi, ellerinden gelen her yol- makla itham ediliyorum.
Bu dizi film, bir diðer yayýnlanma gösterim” çerçevesinde Cannes Film la –kendi deyimleriyle- “Carlos mi- Hâlbuki, iþlenen herhangi bir suç-
amacý olarak, bundan sonraki bir se- Festivali’nde gösterilecek, 19 Mayýs ti”ni yýkmak, insanlarýn gözü önün- ta “suç ortaðý” olmak için, önce o su-
ne zarfýnda hakkýmda görülecek bir 2010’da da Fransýz televizyonunda deki bu “örneklik” tehlikeyi tahrib et- çu iþleyen belli bir kiþinin bulunmasý
davanýn ön hazýrlýðý mahiyetinde; yayýnlanacak. mek! gerekli deðil mi? Yâni kalkýp da, “Þu
onun manipüle edilmesi çerçevesin- Merak ediyorum. 15 senedir Fran- Ýkincisi, Venezüella’ya geri gön- adam, kimliði belirsiz kiþilerin suç
de sinsi bir niyet de taþýyor. Oysa, sýz cezaevlerindeyim. Baþkan Cha- derilmemem için, hep bir bahane bu- ortaðýdýr” diyemezsiniz.
Fransýz kanunlarý, bir kiþi herhangi vez, benim için “yasadýþý biçimde lup beni yargýlatmak ve Fransa’daki Tabiî bir de Venezüella bürokrasi-
bir suç isnadý yahut þübhesiyle yargý- Fransa’da tutuklu bulunuyor” diyor. yargýlanma sürecim bitmediði için sinde vazifeli olup da, ABD’nin dü-
Yorum BARAN 9
men suyunda davranan ve Chavez’in katký da ciddi herhangi bir hukukî vez hem de onun yanýnda saf tutan Sanýyorum, Av. Hasan Ölçer, Av.
arkasýndan iþ çevirip hem Chavez’i masrafý karþýlamaktan uzak. devrimin candan savunucularý, tüm Ahmet Arslan, Av. Güven Yýlmaz
hem Bolivarcý devrimi çökertme Kýsacasý, hukukî durumum gittik- bu tipleri temizlemek vazifesine mu- ve genç avukat Ali Rýza Yaman, tüm
emeli güden, bugünden Chavez son- çe kötüleþmektedir. hatab olacaklardýr. Sadece Dýþiþleri bunlarýn farkýnda olmalý; kendi ülke-
rasýný garanti etmeye çalýþan “resmî Bu çerçevede “en son sabotaj”dan Bakanlýðý deðil, diðer tüm bakanlýk- lerinden ve büyük kumandan Salih
unsurlar”ý, meselâ benim savunmamý bahsedeceðimi söylemiþtim. Telaffuz lardaki bu yoz unsurlar bertaraf edil- Mirzabeyoðlu’ndan baþlayarak, sa-
sabote etmek için ellerinden geleni etmekten hiç de mutlu deðilim ancak, melidir. vunma ve mücadelelerine bu þuurla
iki gün önce, savunmamdan sorumlu Söylemek istediðim þey, tarihî ya- sarýlmalýdýrlar.
hukuk ekibinin baþkaný ve dokuz yýl- lanlar ve manipülasyonlardýr. Ýnsan- Büyük tarihî bir meseleden küçük
lýk eþim Isabelle Coutant-Peyre’nin lar televizyonda izledikleri ve dinle- bir mesele olarak þahsýma gelmiþ ol-
resmî banka hesabý kapatýldý. Böyle dikleri aracýlýðýyla manipüle edil- sam da, bunlar birbiriyle iliþkilidir.
bir saldýrý, bir avukatýn meslekî haya- mekte, zihinlerine bombardýman edi- Çöken emperyalizme, onun ajanlarý-
týný bitirmekten hemen önceki adým len bu sahte imajlarla biçimlendiril- na karþý baþkaldýran ve mücadeleleri-
demektir. mektedir. ni yükselten K. Mirzabeyoðlu gibi,
Isabelle, meþhur bir milletlerarasý Emperyalist düþman, Yahudîliðin benim gibi, diðerleri gibi insanlar,
davalar avukatýdýr, bu sahada uzman- sapýk mirasýný devralan Siyonistler, yokedilmesi gereken düþmanlar ola-
dýr. Batýlý-Afrikalý Milletler Hakem- yokolmaya mahkûmdur. Ne var ki, rak görülüyoruz. Yokedilmekten kas-
lik Mahkemesinin seçkin bir mensu- tüm bu çöküþ süreçlerine raðmen, dettiðim, beden olarak öldürülmek
budur. Gerçi öyle para kazandýðý bir birbiri ardýsýra her sene hayatta kal- deðil; yoksa bundan kolayý yok onlar
iþ deðil, fahrî yürütülen bir görevdir mayý da baþarmaktadýrlar. Bunu da, için. Bir kazayla, elektrikle, çorbaya
ancak, kendisinin ulaþtýðý seviyeyi belli þahýs ve zümrelere pompaladýk- konulacak birþeyle falan bizleri he-
yapan Venezüella Dýþiþleri Bakanlý- göstermesi yönünden örnek veriyo- larý trilyonlarca dolara borçludurlar. men öldürebilirler; onlar için bu bir
ðý’nýn kimi personelini düþünürseniz, rum. Ne var ki, tüm bu beni savundu- Bu bakýmdan kendimi ölçü olarak problem deðil. Ancak onlarýn asýl is-
nasýl kuþatýldýðýmý takdir edersiniz. ðu yýllar boyunca, daha önce yýllarca koymam gülünç olur ancak, benim tediði, tek baþýna fanî bir bedenin ha-
Venezüella bürokrasisindeki devrim- birlikte iþ yaptýðý milletlerarasý þir- çektiklerim, bana çektirilenler, düþ- yatiyetine son vermek deðil, bu in-
ci ve –Latin Amerika baþta- dünya- ketlerle olan birçok iþ anlaþmasý manýn bu operasyonlarýna bir “ör- sanlarýn örnekleþtirdiði davranýþý ve
nýn her köþesinde bu devrimi yaymak –Amerikan müdahalesi sebebiyle- nek” olarak gösterilebilir. Benim için idealleri yoketmektir. Bunun için de,
için çýrpýnan samimi insanlar dýþýnda, feshedildi. kanunî sahada mücadele eden eþim “kötü örnek” dedikleri o seçkin in-
maalesef böyleleri de var. Sayýlarý Ve yine Venezülla hükümeti de, Isabelle Coutant-Peyre, yine bu ba- sanlarýn mânâsýný öldürmeye yönelik
çok olduðu gibi, tesirleri de büyük. Isabelle’nin banka hesabýnýn kapatýl- kýmdan büyük bir bedel ödemektedir. manipülasyon, karalama ve sabotaj-
Yine aleyhime bir diðer ve en son masýný engellemeye dönük hemen lar geliþtirip tatbik etme gayretinde-
sabotajý haber vereceðim þimdi size. hiçbir ciddi teþebbüste bulunmadý. dirler. Kendi durumumla kýyaslamak
Öncelikle, bir bilgi arzedeceðim. Eþimin banka hesabýnýn kapatýl- istemem, çünkü ben bir eylem ada-
Ailem, 1994-1997 arasýnda, savun- masý, onun hukuk bürosunu kapat- mýyým, askerî bir kumandaným fakat,
mam ve avukatlarým için bir milyon masý ve avukatlýk iznini kaybetme- bir “fikir” adamý olarak K. Mirzabe-
dolardan fazla para harcamýþtýr. Çün- sinden önceki son safhadýr. Böyle bir yoðlu’na yönelik tüm bu zulümlerin,
kü o sýrada eþim Isabelle, babasýnýn hamleyle, benim savunma ekibimin tecridin, cezalarýn sebebi, iþte O’nun
evinde bir kaza geçirmiþ ve çok uzun kafasýný kopartma ve onu fonksiyon- bu “örneklik” vasfýdýr. Yazan, fikirler
bir süreyi tedavi olmakla geçirmiþti. suz hâle getirme amacý güdüyorlar. üreten, ideal düþünceler kaleme alan
Kendisi 1997’de benim avukatým Bu hâdise, Venezüella diplomasi- bu mütefekkirin, iþte bu yüzden top-
olana kadar, savunmam için baþka sinin, sadece bana deðil, Venezüella lumdan, iþçilerden, öðrencilerden,
avukatlara bu yüzden bu kadar büyük devrimine ve Baþkan Chavez’e iha- köylülerden, Müslüman olan ve ol-
meblaðlar ödenmiþti. Üstelik ailemin netinin de bir tezahürüdür ayný za- mayan tüm ideal insanlarýndan, diðer
bir milyon dolardan fazla para ödedi- manda. Ýtham ettiðim kiþi, baþýndan ülkelerdeki insanlardan, daha iyi bir
ði sözkonusu avukatlar, beni savun- beri Baþkan Chavez’in baþýnda ol- toplum rüyasý görecek olanlardan
mak yerine, lehime olan herþeyi ört- muþ Venezüella Dýþiþleri Bakaný de- tecrid edilmesi, uzak tutulmasý ge-
bas etmek ve Fransýz devletiyle müt- ðildir. Olan bitenin sorumlusu, Vene- rekmektedir. Uzak tutulmalýdýr ki, bu
tefiklerinin isteði istikametinde sa- züella devlet cihazý içinde yuvalan- ideallerini baþka insanlara da “bulaþ-
vunmamý sabote etmek yoluna gitti- mýþ, yozlaþmýþ, vatanseverlikten týrmasýn”!
ler. uzak, devrime inanç taþýmayan kiþi Açýkçasý, bu hakikatler, sadece
Isabelle’yle birlikte beni candan ve zümrelerdir. Bürokrasiye yerleþ- resmî olarak avukatým olan az önce
savunan birkaç avukat, o tarihten bu- miþ bu hain unsurlar, çoðu Cha- adlarýný zikrettiklerim dýþýnda, Türki-
güne, malî olarak fazla bir destek al- vez’in iktidara geldiði demde bürok- ye’deki herkes tarafýndan da bilinme-
maksýzýn savundular beni. Ailemin rasi bünyesinde zaten mevcud olan lidir. Mesele, Türkiye’deki bir ku-
bugüne dek göndermekte olduðu para tiplerdir. mandanýn yahut Fransa’da cezaevin-
ise, býrakýn avukatlarýmýn hakettiði Özetle söylemem gerekirse, bura- de olan bir baþka kumandanýn mese-
ücreti temin etmeyi, savunmamýn daki hukukî savunmam çok kritik bir lesi olmaktan ibaret deðildir. Mesele,
normal masraflarýný bile zar zor kar- süreçten geçiyor ve Türk avukatlarý- Allah düþmanlarýnýn baský ve sömü-
þýlýyor. Çünkü savunmam çerçeve- mýn da bunlardan haberdar olmasýný rüsüne karþý “Adalet” ve hayatta kal-
sindeki en küçük kanunî süreçlerin arzu ediyorum. ma mücadelesi veren herkesin,
iþletilmesi için bile birçok masraf ya- Bu son olan bitenlerden dolayý emekçi sýnýflarýn mücadelesidir; tek
pýlmasý gerekiyor, bu bakýmdan kar- buradaki Venezüella büyükelçiliðini kelimeyle Ýslâm mücadelesidir.
maþýk bir savunma süreci yürütülü- ve görevli diplomatlarý haberdar et- Allahü Ekber!
yor. Gelecek sene (2011) beni bekle- tik. Onlara düþen, sorumluluklarýnýn 8 Mayýs 2010 - II. Bölüm
yen savunma süreci bunun dýþýnda icabý olarak, gerekli tedbirleri bir ân Ýngilizceden Tercüme: Hayreddin
üstelik. Baþkan Chavez’in olanca sa- Kumandan Carlos
önce almalarýdýr. Þayet savunma ya- Soykan
mimiyetine raðmen, bana Venezüella pamaz hâle gelirsem, bunun sorum- Poissy Cezaevi
devleti yoluyla gelen malî destekse lusu, bürokrasideki bu yozlaþmýþ un-
yok denecek kadar az ve bu sembolik 11 Nisan 2010
surlar olacaktýr ve hem Baþkan Cha-
10 BARAN Haber

K. CARLOS'TAN
K. MÝRZABEYOÐLU'NA DOÐUM
GÜNÜ TEBRÝÐÝ
Poissy Cezaevi
9 Mayýs 2010
Fransa

Sevgili Gönüldaþým Salih Mirzabeyoðlu,

Emperyalizmin ajanlarýnýn cezaevlerinde 60. yaþa ulaþ-


mak, gerçek bir kahramanlýk eylemi ve ifadesidir.
Size, direniþin de doðum günü olan bu günde mutluluk
ve devrimci eylemlerle taçlandýrýlmýþ uzun bir ömür diliy-
orum.
Türkiye halkýnýn ve Ýslâm Ümmetinin size ihtiyacý var.

Devrim Kardeþiniz
Carlos

KUMANDAN CARLOS
“CARLOS'' ÝSÝMLÝ FÝLMÝ BEÐENMEDÝ!

Paris'teki bir cezaevinde bulu-


nan gönüldaþ kumandan Carlos
'Çakal Carlos' lakaplý kumandan
Ilich Ramirez Sanchez, 63. Cannes
Film Festivali'nde gösterilen kendi-
siyle ilgili filmi yorumladý.

Kumandan Carlos, ''Oliver As-


sayas imzalý 'Carlos' adlý filmin
kendi hayat hikâyesini kesinlikle
anlatmadýðý''ný söyledi.

Kumandan Carlos, filmin ''tarihi


bilerek saptýrdýðýný'' ve ''gerçekle
alakasý olmayan gülünç ve yalan
sahnelere yer verildiðini'' söyledi.

Filmi görmediðini, ancak tele-


vizyondaki tanýtýmýný ve medyada- seyin'in deðil, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin talep ettiðini iddia et-
ki yansýmalarýný takip ettiðini kayde- ti.
den Kumandan Carlos, 1975 yýlýnda
Bilindiði üzere Paris mahkemesi Kumandan Carlos'u, iki Fransýz
Viyana'da OPEC üyelerini rehin alýn-
gizli servis elemaný ve bir ihbarcýyý öldürmek suçu iddiasýyla hukuksuz
masýný, filmde anlatýldýðý gibi idam
edilen Irak'ýn eski lideri Saddam Hü- bir biçimde ömür boyu hapis cezasýna çarptýrmýþtý.
Yorum BARAN 11

BAYKALIN GÝDÝÞÝ TAYYÝBÝN


ÝFLAS EDÝÞÝ DEMEKTÝR.
Baþka þanslarý kalmadý,
Türkiye'yi kaybetmeme, hakiki Ýslamcýlara kaptýrmama adýna Mustafa Kemale bile saldýracaklar...

Sezâi Dilbilen oldukça memnuniyet verici bir geliþ-


me oldu… Nelerin nelere sebep olaca-
Saatleri ayarlayýn, Ýnkýlâba en yakýn ðý belli olmayan bir zaman diliminde
anlardayýz… Her an her þey olabilir… CHP'yi büsbütün bitiren, lakin
Yunanistan içten içe kaynýyor, her bir CHP'yi bitirirken AKP'yi de beraber
yanýndan ateþ ve öfke yaðýyor. Ýspan- götüren bir hal söz konusu. Ortamda
ya ve Portekiz yolda, ruhlarda ki buh- kaos kokusu daha belirgin, sahneye ve
ran sokaklarý kavuracak cinsten…Eu- sahnelenecek olana bakmak yerine ar-
ro otoritesini kaybetmiþ durumda, ka plana bakmak daha evla… Borç
Dolar Çinin müdahalesi ile ayakta. bataðýnda bir Türkiye… Anadolu her
Aksi, Çin'in iflasý anlamýna gelir ki, an patlamaya hazýr bomba… Çok hýz-
Milyar dolar rezervi deðersiz kâðýtlar lý ve seri geliþen yüksek dozlu olaylar
halinde köpüverir kendine… Fransa, milletin gazýný almaya yönelik… Bir
Almanya, Ýngiltere, Ýsrail ve Amerika þeyler yapýlýyor, bir þeyler oluyor his-
bu çerçevede, ellerinde ki imkâný de- si… Çevresinde ki bütün ülkeler isyan
ðerlendirme ve yarýnýný güvence altý- halinde, Euro batmýþ durumda, Dolar-
na alma adýna Türkiye merkezli türlü da sahte bir yükseliþ, birileri dolarý
dalavere peþinde… yüksek tutarak piyasadan altýný çeki-
yor. Düþük kur az altýn demek, bu
Yaþlý bir nesle sahip olunmasý ve As- yüzden bazý ülkeler ellerinde ki dolarý
ya merkezli geliþen ruhi ve ekonomik altýnla deðiþtirinceye kadar kurla oy-
hamlelerin aðýrlýðý altýnda kalmama namak mümkün deðil. Sonrasý yeþil
güdüsü ile topyekûn Türkiye'yi kuþat- biliyor. Yine her gün onlarca çocuðun Baykal'ýnda, Baytok'unda kitabýnda yeþil kaðýtlar…
maya almýþlar… Öyle ki; her yer ajan tecavüze uðradýðý YÝBO'larda olan bi- zina yazmaz, suç deðil. Tayyib'inde
kaynýyor, siyasilerle çok uluslu þirket- tenlerin örtbas edilmesi emrini veren yazmaz, AKP'nin de yazmaz. Çünkü Anadolu bu manada Hergün bir
ler arasýnda çok sýký iliþkiler kurul- AKP, bir bakýyorsunuz Siirt YÝBO'da zinayý suç olmaktan çýkaran AKP'dir, baþka zihin operasyonuna tabi tutulu-
muþ, özelleþtirme soygunlarý ile para olduðu gibi çocuk tecavüzcülerinin CHP deðil… AKP adlý ihanet þebeke- yor… Baykal'ýn karýyla kýrýþtýrmasýný
eden tüm fabrika, toprak ve madenler içinde bir milletvekilini barýndýrabili- sinin konumu bugün itibarý ile deþifre eden Küreselcilerin-Batýcýla-
Ýsrail'in baþýný çektiði Batýcýlar tara- yor. Açýk K…. Partisi misali ortaya CHP'den haince ve iðrenççedir. Bu- rýn gayesi Anadolu'nun Ýslamcý isya-
fýndan iþgale edilmiþ durumda. Tay- konan program-projeler hep cinsel is- gün Batýcýlýk bayraðý, Yahudiye hiz- nýnýn önüne geçmek. Her yolu dene-
yib evlatlarýný Dünya Bankasý'nda ça- tismar üzerine kurulu. Gay serbestiye- metçilik ayaðý, sömürge yalakçýlýðý yecekler, içteki hainden, dýþtaki düþ-
lýþýyor hesabý Amerika'ya kaptýrmýþ tini saðlayan, zinayý suç olmaktan çý- Kemalistlerden elinden Gülencilere, manýn deþifre ediliþine, küçük düþürü-
durumda, Fetullah ve avanesi Turgut karan, okullarda öðrencileri donuna CHP'nin elinden AKP'ye geçmiþtir lüþüne kadar her þey. Baþka þanslarý
atalarý gibi bir koyup üç alacaklarý he- kadar soyan bir partinin programý ve . kalmadý, Türkiye'yi kaybetmeme, ha-
sabý ile kollarýný uzattýklarý Ameri- el kaldýrýcýlarý acaba ne kadar masum- Dolayýsýyla, içte ve dýþta, gizli ve- kiki Ýslamcýlara kaptýrmama adýna
ka'dan þimdi kýçlarýný bile kurtarama- dur. Mesela Meraktan soruyorum, zi- ya açýk, çeþitli operasyonlar düzen- Mustafa Kemale bile saldýracaklar,
makta. Büsbütün iþgalin memuru, sö- nayý suç olmaktan çýkaran kanun gö- lenmekte ve ruhlarýn iðdiþ edilerek içi kemalizmi tarih sahnesinden silecek-
mürge valisi ve sömürge imamý olmuþ rüþülürken, milletvekilleri kendi kýz- boþaltýlmaya çalýþýlmaktadýr. On yýla ler. Bunu yaparken, Anadolu'yu baba-
durumdalar. larý, anneleri, bacýlarý için ne düþünü- yakýndýr Müslümanlarýn zihnine dü- larýnýn çiftliði gibi kullanan Ýsrail-
yorlardý. Yoksa benim kýzým deðil ne zenlenen operasyonlar sayesinde be- Amerika ikilisi dökmedik kan býrak-
AKP adlý AB-Ýsrail çetesi þimdi- olursa olsun, ya da Tayyip bilir biz lirli bir kesim büyük bir kitle halinde mayacak, kullanmadýk iþbirlikçi kal-
lerde Siyonist-Haçlý dünyasýnýn ken- bilmeyiz, ya da bu zaman da zina suç kafasýný, aklýný, beynini, þuurunu kay- mayacak ve deþifre olaný, kendisiyle
dilerine saðladýðý imkân ve verdikleri mu olurmuþ? Sahi ne düþünüyorlardý. betmiþ durumdadýr. Öyle ki; Ýslâmý ve uyumlu çalýþmayaný harcamaktan çe-
vazife dâhilinde oldukça rahat hareket Ku'ran-ý unutmuþ, Müslümanlarýn ýz- kinmeyecektir.
etmektedirler. Baþörtüsü zulmünü Þimdilerde Baykal soyadlý zat dýraplarýný unutmuþ, onlarý yetiþtiren
okullarda, sýnavlarda ve üniversiteler- Baytok soyadlý karýyla zaman zaman eðiten hikmetleri sulandýrmýþ buna Dönem o dönem, sahne gergin, la-
de tam gaz devam ettiren AKP bunun meclisin çatýsý altýnda Milletin Vekili raðmen yaþadýðý hayattan memnun- kin arkasý daha gergin… Neler olu-
üstünü örtmek için her türlü dalavere olma hüviyetiyle hasbihal etmekte, dur. Tecavüzcüsüyle birlikte yaþama- yor; Dünya bir Ýnkýlâba gebe ve do-
yapmakta ya da 12 yaþýndan önce fýrsat buldukça da otel odalarýnýn ve ya alýþmak bu olsa gerek. ðum sancýlarý artýk ayyuka çýkýyor…
Ku'ran öðrenme yasaðýný bütün acý- kendilerine yardým ve yataklýk eden- Gelen biziz Giden Onlar. Allah bize
masýzlýðýyla tatbik eden AKP ne hik- lerin çarþaflarýný kýrýþtýrmaktadýrlar. Baykal'ýn yediði tokat, arkada ne- bunun liyakatini ve mesuliyetini taþý-
metse bu ihanetini saklamayý becere- Buraya kadar normal, niye, Çünkü lerin döndüðü meçhul olmak üzere, ma aþký nasip etsin.
Gazeteci- Yazar
RAGIP
“AMERÝKA
DURAN
ARAPLARI
YENEMÝYOR;
YENEMEYECEKTE”

Mülâkat:Faruk Hânedar-Fatih Turplu


Ragýp Bey þüphesiz ki medyanýn mi’nde de Türkiye’de ne yazýk ki Batý düþünüyorum. Sýrf ben düþünmüyo- hâlükârda ikisini de esas olarak olum-
siyasetteki önemi tartýþýlamaz. Son ile kýyasladýðýmýz zaman toplumun, rum doðru, dürüst gazetecilik yapabil- suz demokrasi açýsýndan, toplum açý-
zamanlarda medyda keskin iki ku- yurttaþýn, kamunun sesi olmasý gere- mek için bu þarttýr. Askerî iktidar da sýndan olumsuz gören bir siyasi anla-
tup göze çarpýyor, Doðan Medyasý ken eski isimleriyle matbuat, basýn, Türkiye’de þimdiye kadar üç tane dar- yýþ ve bu siyasi anlayýþýn haftalýk der-
ve Tayyip Erdoðan Medyasý bizim medya çok çeþitli nedenlerle ki onlara be, iki tane darbe giriþiminde bulun- gi, aylýk dergi, günlük gazete veya in-
söyleyiþimizle. Bugün özgürlükler da girebiliriz, büyük bir çoðunlukla si- muþ, demokrasiden nasibini almamýþ, ternet sitesindeki ayrýmý. Þimdi bugün
adýna yola çýktýðýný söyleyen med- yasi iktidarýn yanýnda olmuþ. köylüye jandarma dipçiðinden baþka medyatik açýdan bir çýkmazdayýz. Be-
yanýn geçmiþteki Kartel medyasýn- Neyse ki bu yüzde yüz deðil. Bir bir þey göstermemiþ orduyu destekle- nim verdiðim bir örnek vardýr. Atýyo-
dan ne farký vardýr? örneði burada zaman zaman sað, sol, menin hiçbir haklý gerekçesi olamaz. rum Polonya’da bir adamý düþünün
Ýslâmcý, sahte Ýslâmcý-hakiki islâmcý Keza Ýslâmiyet adýna yola çýkýp ki on- bir Türkolog, çok iyi Türkçe biliyor
Tesbit doðru… Yani bugün belirli böyle bir ayýrýmda koymak lazým her- larý kendileri bile inkâr ediyorlar, fakat hayatýnda Türkiye’ye gelmemiþ.
bir takým konjonktürel deðiþikliklerle halde, küçük orta çaplý da olsa ismini Amerika ile, Ýsrail ile, büyük holding- Polonya’da yaþýyor ve bu adam her
birlikte Türk egemen medyasýný belki- hak eden yayýn organlarý, gazeteler, lerle ve kýsa zamanda zenginleþme, gün Türk gazetelerini okuyor. Þimdi
de bir üçüncü boyut da ekleyerek Do- televizyonlar, radyolar da cok etkili, parayý esas deðer tutan bir siyasi ikti- bu adam diyelim ki tek baþýna Cum-
ðan-Erdoðan, daha çok da Erdoðan çok yaygýn olmasa da olmuþ. Bugün dara da benim veya herhangi bir ga- huriyet’i okusa ‘Allah vatan elden git-
medyasýna yakýn olarak kendilerine Türkiye’deki medya manzarasýný be- zetecinin bence hiçbir yakýnlýðý ola- ti, laiklik elden gitti, memleket Ýran’a
Ýslâmcý diyen, ama sizin dergide de timlediðimiz zaman öncelikle þunu maz. Bugün Türkiye’deki gerek siyasi döndü’ algýsýný alýr. Ayný gün akþa-
teþhir ettiðiniz gibi faizlerle, Amerika- görüyoruz; siyasi iktidarla bu kadar iç gerek medyatik alandaki temel sýkýntý- müstü Zaman gazetesini okusa ‘Tür-
larla, Ýsraillerle yakýn iliþkide olan bir içelik kaçýnýlmaz olarak medyayý da nýn, aslýnda birçok insanýn kahvedeki kiye acayip kalkýnýyor, askeri darbeler
medya var. Medya yapý itibarý ile salt siyasetin doðrultusunda biçimlendiri- insanýn, sokaktaki insanýn, bazen üni- durumu sona erdi’ bu adamýn aklý ka-
Türkiye’ye has bir þey deðil, bütün yor. Hemen örnek vermek gerekirse versite profesörünün, bazen bazý siya- rýþýr. Dünyada her ülkede farklý siyasi
dünyada doðumundan itibaren siya- sizin söylediðiniz Doðan-Erdoðan ve- setçilerin her zaman çok yüksek sesle ideolojik eðilimlerde yayýn organlarý
setle, toplumla çok iç içe olan bir þey saire medyasýnýn yaný sýra Türki- söyleyemediði bir üçüncü yol talebi çýkýyor. Ama bizdeki artýk bir somut
yani; siyasi olmayan bir medya düþü- ye’deki bir kýsmý hakikate denk düþen var. Bu üçüncü yol derken de özel ola- olguyu siyasi ve ideolojik olarak fark-
nülemez her medya kaçýnýlmaz olarak ama bir kýsmý da yapay, sonradan rak bir siyasî akýmý kastetmiyorum. lý yorumlamanýn ötesinde bir ak ve
siyasidir. Ama bizde þöyle bir farklýlýk oluþturulan benim “medyatik gerçek” Bu gerçek anlamda demokrat, gerçek kara mantýðý oluþmuþ durumda. Zaten
var, bizde medya sadece siyasetle de- dediðim olaðanüstü bir kutuplaþma anlamda halkçý, gerçek anlamda top- bu verdiðim örneði bir Cumhuriyet
ðil siyasi iktidarla çok içiçe. Üstelik var. Bu kutuplaþmanýn aktörlerine lumcu, zaman zaman bir takým sem- Gazetesi okuru ile Zaman Gazetesi
bu yeni bir þey deðil. Türkiye’de ilk baktýðýmýz zaman sembolik bir takým bollerle dile getirilen ‘Ne paþa, ne ho- okuru þu masaya otursa anlaþamaz,
gazetenin saray tarafýndan bir Fran- isimler olabilir, bir tarafta TSK veya ca’ þeklinde. Sonuç olarak iki olum- kavga ederler. Çünkü ikisinin de olu-
sýz’a imtiyaz hakký verilerek çýkarýl- Ergenekon deniyor, diðer tarafta da suz kutuptan birini tercih etmeyen, þan algýlama dünyasý, hatta onlarýn si-
masý ve ilk gazetecilerin devlet me- Erdoðan. ikisine eþit uzaklýkta duran, zaman za- yasi, ideolojik dünyalarý çok zýt. Ben-
muru olmasý… Bütün Osmanlý’nýn ‘Bütün iktidar odaklarýna’ eþit man ikisinin de ortaya çýkabilecek ce ikisi de son derece yanlýþ. Yine de
son dönemi ve Cumhuriyet Döne- uzaklýkta durmanýn gerekli olduðunu olumlu yanlarýný kabul eden, ama her ben onun yerine bilmem ne gazetesi
Yani saldýrganlýðýn emperyalizmin böyle bir çýkmazý var.
Edward Said bunu 'emperyal kibir' diye niteliyor.
Çok önemli bir laftýr bu! Yani senden çok zayýfmýþ gibi, baldýrý çýplak falan
diye alay ederler. Baldýrý çýplak aslýnda Fransýz Ýhtilâli'ni
yapanlardýr veyahut Araplar pistir falan gibi ýrkçý laflar vardýr.
Sen istediðin kadar Arap'a pis de sen onu yenemiyorsun, yenemezsin de. Ve
sen istediðin kadar o emperyal kibirle onu aþaðýla,
küçük gör mesela Ebu-Garib'de yaptýklarý gibi, sana onun karþýlýðýný
Felluce'de ve bütün direniþlerle verirler.
okuyan doðrudur diyemiyorum ama Bu da kendisini ‘amiral gemisi’ olarak görev deðiþikliði yaptý. Atina’ya gide- masý mümkün deðil, o mânâda.
Türkiye’de maalesef yurttaþlar gaze- tanýmlamak, kendisini bir ordu olarak cekti yani yeni görev yeri Atina, An-
teciler dahil, günde ancak beþ altý ga- görmekten kaynaklanýyor. Amiral ge- kara Büro’da çalýþan bir bayan mes- Þu kendine Müslüman derken bel-
zete okursak, o da haber yaný da zayýf misi filonun en baþýndaki yahut ko- lektaþýmýzdý. Bütün gazetelerde bu tür ki de AKP için daha siyasî bir deyim
olduðu için üç aþaðý beþ yukarý mini- mutanýn olduðu gemidir. görev deðiþiklikleri olur. Bizzat ken- kullanmak gerekirse ‘kendine demok-
mum, en alt seviyede bir bilgi edinebi- disimi yaptý mý bilmiyorum ama, me- rat’. Mesela ‘baþörtüsü’ konusunda
liriz. Bu çok vahim bir þey. Aslýnda zihniyetini söylemek isti- sela bu arkadaþýmýz Atina’ya göreve baþarýsýz ama; acaib mücadele verdi
yor… gitmeden önce o zaman Cumhurbaþ- ve baþörtüsü meselesini tek demokra-
O hâlde müthiþ bir enformasyon kaný Demirel’di. Demirel’e gitti, gö- tik mesele olarak gördü. Onu bile çö-
kirliliði var diyebilir miyiz? Ben o þahsýn gazetenin baþýndan rüþtü ‘Efendim ben Atina’ya gidiyo- zemedi hâlâ. Demin söylediðiniz 28
ayrýldýðý gün sevindim, hatta bir yazý- rum.’ Bu gazetecinin yapacaðý iþ de- Þubat ile ilgili orada da kendine de-
Evet doðru bir tespit. Bu da þu ne- da yazdým ‘Muhteþem Ölüm’ diye. ðil. Büyük elçiler gider Cumhurbaþka- mokrat. Türkiye’yi allak bullak eden
denden kaynaklanýyor. Baþta söyledi- Hiçbir ölüm muhteþem deðildir ama; ný’nýn yanýna. Görev yerine gitmeden 12 Eylül darbesi var, o darbenin bir
ðim gibi gazetecilik Ýngiliz deyimiyle onun ki muhteþem oldu. önce bir takým bürokratik iþleri vardýr. numarasý hâlâ yaþýyor, üstelikte üni-
Anglosaksonlarýn gazetecilik tanýmýn- Çünkü Cumhurbaþkanýnýn Atina Bü- versitelere davet edilip ‘gerekirse yine
daki en önemli unsurdur. ‘Facts and fi- Genelkurmay ile ilgili haberleri, yük Elçisi olarak atanmaktadýr. Bu ar- yapardým’ deyip, suçunu da ikrar et-
gures’ derler yani gazetecilik ‘olgular zihnî yapýsýný takib ediyorduk onun kadaþýmýzda oraya gitti. Yani bizim miþ oluyor. Siz bu adama dokunmu-
ve rakamlar’ üzerine yapýlýr. Rakam yazýlarýnda… medyamýz kendisini devlet, hatta za- yorsunuz, darbe giriþimine tevessül et-
da soyuttur. 100 kiþi ölmüþse, 100 ki- man zaman ordu gibi gösteriyor. Ýþte tiði öne sürülen ki etmiþtir benim o
þi ölmüþtür yani onlarca insan deðil. Giden geleni aratýr demeyeceðim kendine ‘Amiral Gemisi’ diyor. Ata- konuda bir kuþkum yok, oturup onlar-
Olgu da ölümdür, uçak kazasýdýr me- ama; tek baþýna bir kiþinin gazeteden ma olduðu zaman Cumhurbaþkaný’na la uðraþýyorsunuz. Burada bir samimi-
sela. Dolayýsýyla gazetelerin, radyola- ayrýlmasý ve yerine gelenin þimdiye gidiyor. Böyle bir gariplik var. yet eksikliði var. Dolayýsýyla doðru ta-
rýn, televizyonlarýn Cumhuriyet olsun, kadar büyük ölçüde beklentileri yerine ným AKP darbeciliðe karþý deðil, AKP
Zaman olsun, Samanyolu, Kanal D ol- getirmemiþ hatta baþka tarafa doðru Ragýp Bey biraz önce verdiðiniz kendisini devirmeye yönelenlere kar-
sun vesaire, yurttaþlara, vatandaþlara, kaymasý, mesela çok gariptir ne bile- misalin önemi kalmadý, Genelkur- þý.
kamuya, topluma olgularý ve rakamla- yim ben bunu Fransýz, Ýngiliz, Ameri- may Baþkaný olmanýn bir havasý da Ayný þekilde Irak’a karþý ‘Yürüye-
rý aktarmasý gerekir. Gazetecilik bu- kalý meslektaþlarýma anlattýðým za- kalmadý… lim, hadi bizde saldýralým’ Amerikan
dur. Oysa ki biz bu yayýn organlarýna man gülüyorlar. Birisi gazetenin genel saldýrýsýný destekledi, Türk Ordu-
ayrým yapmaksýzýn hepsine bakýyoruz, yayýn yönetmeni olduðu zaman övün- Bu bence olumlu bir geliþme… su’nun da oraya gitmesini istediler.
rakam yok, olgu yok, bol bol siyaset mek için, meslekî paye olarak yaptýðý Altý yedi ay sonra orasý çöktüðü za-
var, bol bol ideoloji var. Bu gazetele- ilk iþ Genelkurmay Baþkanýyla gidip 28 Þubat diye bir dönem geçirdi man hiç aðýzlarýný bile açmadýlar. Ýsim
rin ve yahut genel olarak medyanýn röportaj yapmak. Çünkü Türkiye’de Türkiye. 28 Þubat üzerinden medya vermek gerekirse Cengiz Çandar’ýn-
görevini yapmadýðý, asýl iþlevinden öyle bir hiyerarþi var; en üst adam ya üzerine konuþabilir miyiz? Mesela dan, Ertuðrul Özkök’üne kadar Irak’a,
ayrýlýp, politikacý gibi, ideolog gibi Cumhurbaþkaný’dýr, ya Genelkurmay þuan ki iktidar darbeye karþý oldu- üstelik komþumuza yönelik bir saldýrý-
davrandýðýný gösteriyor. Baþkanýdýr. Daha sonra cumhurbaþ- ðunu söylüyor, madem o kadar kar- yý, Müslüman bir ülkeye, maðdur,
kanlýðý da yapmýþtýr zaten çok kötü bir þýsýn neden 28 þubatçýlarý yargýlamý- mazlum bir ülkeye saldýrýyý onayla-
Sizin Ertuðrul Özkök’e dâir bir þey. Gazetecilik toplumla yapýlan bir yorsun? Yahut medya neden onla- yýp, Türk Ordusu’nun da oraya girme-
benzetmeniz var ‘Balýk gibidir, elin- þeydir. Yani haberin hiyerarþisi þurada rýn üzerine gitmiyor? sini talep ettiler. Bütün tezleri çöktü
de tutamazsýn’ evsiz bir adamla yaptýðýn röportajla, Cüneyt Ülsever hariç hiç biri özeleþti-
Cumhurbaþkanýyla yaptýðýn röportaj Bugün ki iktidarla ilgili olarak ga- ri yapmadý. Minimum, insan, diyelim
Ertuðrul Özkök’ün Amiral Gemi- haber kalitesi açýsýndan onlarýn belki liba en iyi tanýmlardan biri halk deyiþi ki hata yaptý hatasýný anlayýp özür di-
si… Mesela bir insan kendisine Ami- toplumdaki yerleri farklý olabilir, ev- olarak ‘kendine Müslüman’; yani ler. Bunun tabi þöyle bir sonucu var,
ral Gemisi diyorsa militarizmin ne ka- siz, gariban, beþ kuruþ parasýz adam Müslüman sadece kendine Müslüman 28 Þubat içinde yüzlerce örnek ver-
dar etkisi altýnda olduðunu gösterir. farklý olabilir ama habercilik açýsýn- deðildir. Müslüman herkese karþý mek mümkün. Orada darbecilerle bir-
Ben Caðaloðlu Bâbýâli’de de çalýþtým. dan ikisi de o insan ya da Cumhurbaþ- Müslüman’dýr. Ýyi bir deðer olarak su- likte Ülker Firmasý’na kampanya aç-
Mesela bomba gibi haber diyorlar. kanýyla ilgili bilgi vermek için oldu- nulduðu zaman Müslümanlýk ayýrým mak gibi komik sayýlabilecek iþlere
Kardeþim bomba kötü bir þeydir, ðundan fark yoktur. Fakat bizimkiler yapmaz, herkese eþit davranýr, herkese imza attýlar. Bugün de bakýldýðý za-
bomba patlarsa insanlar ölür, yarala- sürekli fark alýyor Genelkurmay Baþ- yardým eder, maðdurlarýn yanýndadýr. man aslýnda bence bu tür þeyler sonuç
nýr. Oysa ki haber insanlarýn zihnini kanýyla ilk röportaj yani ‘Ýlk siz ben olarak bilmem mahkemede yargýlan-
açar, bilgisini arttýrýr, iyi habere dört görevime baþlarken.’ Daha önce baþ- mak deðil medyanýn, gazeteciliðin
dörtlük haber veya iyi haber demek ka bir olay olmuþtu ben bu medyaya Zaten Ýslâm dini baþtan sona mahkemesi okurdur. 70 milyonluk ül-
lazým; ne demek bomba gibi haber? boþuna ‘Apoletli Medya’ demiyorum. sosyaldir, cemiyetçidir. Ýslâm’a kede bu kadar reklama, bu kadar pro-
Yani bu Türkiye toplumunda çok faz- Tanýrýmda iyi de bir profesyoneldir mensup olana Müslüman dedikleri mosyona raðmen hâlâ 4 milyon gaze-
la þiddet ve çok fazla militarizm var. Nur Batur. Hürriyet Gazetesi yine bir için Müslüman’ýn cemiyetçi olma- te satýyorsanýz çoktan mahkûm ol-
14 BARAN Mülâkat
Buyurun, oturun, susun demiþler.
Hep beraber dizi seyretmiþler. Kitap, gazete okumak
Adam dedi ki ‘Ya kardeþim ben dizi kaçýnýlmaz olarak özel
seyretmeye gitmedim. Oturup soh-
bet etmeye gittim. Oturduk dizi sey- bir konsantrasyon
rettik.’ Bu da sosyal iliþkileri çok gerektireceði için
koparýyor ve televizyon o bakýmdan
önemli ölçüde zararlý. Sizin söyledi- televizyon rahatlatýyor.
ðiniz görsel manipülasyonlarda iþte Söylediðiniz konu da
bugün photosoplarla, temsîli görün-
tülerle falan insanlara daha kolay ve çok önemli görsel
daha inandýrýcý gelebiliyor. Ýþte you medya beynin duygularý
tube’ye düþen sesler görüntüler.
Bunlarýn ne kadarý gerçek anlamda yöneten sað yarým küre-
manipüle edilmiþ, o bir takým gaze- sine hitap eder, okumak
telere iletilen askeri belgeler. Onla-
rýn otansitesi, gerçekliði çok tartýþ- sol yarým küreye hitap
malý yani bir kýsmý gerçek, yanýna eder. Çünkü biz bir þeyi
üç beþ tanede gerçek olmayan ekle-
nip hepsi gerçekmiþ gibi gösterili- okurken kuþku-
yor. landýðýmýz yerde
91 Körfez Harbi var mesela dururuz, yanýmýzdakine
muþsunuz demektir. Türkiye’de küresine hitap eder, okumak sol ya- televizyonlardan savaþ seyrettik. sorarýz, kendi içimizde
okur yazar sayýsý yüzde doksan beþ- rým küreye hitap eder. Çünkü biz bir
lerde. Doðru düzgün gazete yapsa- þeyi okurken kuþkulandýðýmýz yerde Televizyonlardan savaþ seyret- muhakeme ederiz.
nýz 20 milyonda satarsýnýz. Komþu- dururuz, yanýmýzdakine sorarýz, tik ama mesela çok meþhur bir Televizyonda maalesef
muz Yunanistan 13 milyonluk bir kendi içimizde muhakeme ederiz. hikâyedir o bahsettiðiniz herhalde
ülke 6-7 milyon gazete satýlýyor ora- Televizyonda maalesef öyle bir þan- ondan dem vurmak lazým. Çevreci- öyle bir þansýmýz yok
da günde. sýmýz yok saniyede bilmem kaç ka- leri de, yeþilleri de Saddam’ýn gad- saniyede bilmem kaç
re geçiyor. Sürekli olarak çok fazla darlýðýna karþý harekete geçirmek
Kitap, gazete ve dergi okuma sorgulama imkaný olmadan bize me- için sahilde savaþ yüzünden ölmek- kare geçiyor. Sürekli
oranlarýnýn dünya standartlarý- saj bombardýmaný yapýlýyor. Ben te olan bir karabatak gösterdiler. olarak çok fazla
nýn çok altýnda olduðu ülkemizde mesela ilke olarak 24 saat televizyo- Sonradan anlaþýldý ki bilmem kaç
televizyon izleme oranlarý ise na karþýyým. 10-15 sene önce Kü- senesinde Fransa açýklarýnda bir ge- sorgulama imkaný
dünya standartlarýnýn çok üzerin- ba’ya gittim. Bir çok açýdan saðlýk mi batmýþtý. Oradan çekilen bir gö- olmadan bize mesaj
de. Düþünmeyi ve okumayý sev- ve eðitim konusunda hakikaten ör- rüntüyü Irak diye gösterdiler. Çün-
meyen bir toplum haline geldik. nek bir ülke. Diðer konularda Ame- kü bize televizyonda gösterilen þe- bombardýmaný
Görüntülü manipülâsyonlara bu rikan sermayesi de oraya girmeye yin naklen yayýn bile olsa neresi yapýlýyor.
kadar açýk bir toplumda, bunlarý baþlamýþ yani bir takým yozlaþmala- olup olmadýðý konusunda sýradan
engellemek için, halkýn gerçekleri ra tanýk oldum o ayrý mesele ama yurttaþ olarak elimizde çok fazla vardýr. Birisi ‘hakiki gerçek’ dediði-
öðrenmesi adýna neler yapýlabi- Küba’da 72’de Türkiye’de ilk tele- bir bilgi yok inanmak zorundayýz. miz beþ duyuyla yani gözle görülür,
lir? vizyonun çýktýðý gibi Cuma, cumar- Bir iki sene sonra akademisyenler elle tutulur, kokusu olan, deðebile-
tesi sekiz saat, hafta içi günlerde sa- inceliyor da onun sahte veyahut ceðimiz bir gerçek, sokaktaki ger-
Bu tesbit çok önemli. Ya üç ya da dece beþ saat televizyon yayýný var. manipüle edildiðini çýkarýyorlar. çek, þu andaki gerçek, etten kemik-
dördüncü sýradayýz. Birinci Ameri- Yani insanlara bir sosyal hayat, ha- ten insanlar olup þurada konuþma-
ka. 24 saat içinde Türkiye ortalama- kikî hayat yaþamalarý için televizyo- Tam bu noktada soralým. Af- mýz gibi; bir de ‘medyatik gerçek’
sý altý saat yirmi dakika civarýnda, nu sýnýrlý tutuyorlar. Siz 24 saat tele- ganistan, Irak gibi ülkelere de- var.
tam rakamý bilmiyorum. Çok fazla vizyon yayýný yaparsanýz insanlarý mokratikleþme adý altýnda iþgal Her þeyi yenersiniz bir tek gerçe-
televizyon seyrediliyor. Bunun çok televizyonun baþýndan koparmak politikalarý yürütülüyor. Oralara ði yenemezsiniz. Gerçeði bugün ye-
çeþitli nedenleri olsa gerek. Þimdiye zor olur. Yani bakýn bizim, bütün giriliyor, iþgal ediliyor, yerle bir nerseniz yarýn çok fena intikamýný
kadar ayrýntýlý ciddi bir araþtýrma doðu toplumlarýnýn geleneksel misa- ediliyor, sanat eserleri yaðmala- alýr sizden; yani yalan yatsý da gider.
okumadým ama görsel medyanýn firperverliði, sosyal iliþkiler de çok nýyor. Bunlardan sonra oralarda Dolayýsýyla medyanýn bizâtihî ken-
okuma yazmaya oranla bir takým büyük zarara uðradý. Ýstanbul’da 20- kukla hükümetler kuruluyor. disi güçlü deðil ama iþte Amerikan
kolaylýklarý var, gazete almýyorsu- 30 yýldýr oturan Hollandalý bir rek- Dünya medyasý da, bizim medya- emperyalizmine dayandýðýnýz za-
nuz, evde düðmeye basýyorsunuz lamcý var Paul Mc Millen. Çok þe- mýz da sanki orada gerçekten ül- man Amerikan emperyalizmi ne ka-
her þey çýkýyor. Türkiye’deki çalýþ- ker bir adamdýr. ‘Hayraným ben keyi yöneten bir hükümet varmýþ dar güçlü ise siz o kadar güçlüsü-
mayan kadýn nüfusunun çokluðu Türklere’ vardýr ya öyle yabancýlar gibi gösteriyor. Bu açýdan bakýl- nüz. Hamit Karzai’ye veya kukla
hesaba katýldýðýnda bilhassa sabah ‘Sizin sosyal iliþkileriniz çok iyi dýðýnda sahte bir dünya, sahte ül- hükümetlere dayandýðýnýzda onlarýn
programlarýný düþünelim. Yorgun, mahalle arkadaþý, askerlik arkadaþý, keler görmüyor muyuz? gücü ne zaman biterse siz de o za-
argýn iþten gelen çalýþan insanlarýn Galatasaray’dan arkadaþ, Haydarpa- man bitersiniz, ikna gücünüz onlar
hali kalmamýþ. Kitap, gazete oku- þa’dan arkadaþ bizde kalmadý bun- Ýki þey söyleyeceðim bu konuda kadar onlar yýkýldýðý zaman sizde
mak kaçýnýlmaz olarak özel bir kon- lar’ diyordu. Sonra o da fikrini de- birisi özel, birisi genel. Geneli þu yýkýlýrsýnýz. Oysa ki medya esas ola-
santrasyon gerektireceði için tele- ðiþtirmiþ. Þöyle bir olay olmuþ epey ben bu gazetecilikle ilgili derslerde, rak gerçeðe, topluma dayansa,
vizyon rahatlatýyor. Söylediðiniz önce; Bir akþam bir arkadaþýna da- toplantýlarda, bu tür söyleþilerde abartmayalým ama gerçek ve toplum
konu da çok önemli görsel medya vetliymiþ hanýmýyla beraber. Yeme- esas aldýðým bir nokta var günlük diðer güçlere oranla en saðlam güç-
beynin duygularý yöneten sað yarým ðe gitmiþler. Kapýyý ev sahibi açmýþ. yaþadýðýmýz hayatta iki tane gerçek tür. Toplum da bittiði zaman insanlý-
Mülâkat BARAN 15
ðýn sonu demektir bu, biliyorsunuz
mezarda zaten gazete çýkmýyor, ya-
Burada demin ki söylediðim gibi gerçekle Bir kültür mahvediliyor.
þayan insanlar için gazetecilik yapý-
lýyor. Harward'daki kitaplarla mücadele edilmez. Yani dýþ görünüþüyle ediliyor.
Mahvedemezsin sen Arap kültürünü
Yürütülen ‘Ilýmlý Ýslâm Proje- Beðenirsiniz veya beðenmezsiniz orada bir Arap çünkü Arap kültürü Amerikan kültü-
si’ var. Türkiye’de Amerika’dan rüyle kýyaslandýðý zaman çok daha
Fethullah Gülen destekli olarak kimliði var, orada 1000 yýllýk bir geçmiþ var. köklü, çok daha kýdemli.
Ortadoðu’da yeni bir rol biçiliyor
Türkiye’ye Neo-Osmanlýcýlýk de- Amerikan iþgalcileri Baðdat'a girdiði zaman Elinde lolipop olan çocuk gibi
nilen. Bir yandan Tayip Erdoðan
kalýyor Araplar ve kültürlerinin
one-minute diyerek onlarýn kahra- gidip müzeyi soydular çok anlamlýdýr bu. yanýnda Amerika.
maný oluyor, diðer yandan Ýsrail
ile silah anlaþmasý imzalayabiliyor
veya Ýncirlik Üssü’nü açýp
Bununla ilgili bilmiyorum ama büyük bir haset, Yani saldýrganlýðýn emperyaliz-
Irak’taki binlerce insanýn katline min böyle bir çýkmazý var. Edward
sebep olabiliyor. ‘Ilýmlý Ýslâm Pro-
müthiþ bir kýskançlýk bir de tabi kimliði ortadan Said bunu ‘emperyal kibir’ diye ni-
jesi’ hakkýnda konuþabilir miyiz? teliyor. Çok önemli bir laftýr bu yani
kaldýrmak var. senden çok zayýfmýþ gibi, baldýrý
Esas benim ilgi ve bilgi alaným rýna Amerika’nýn üst düzey yönetici- çýplak falan diye alay ederler. Baldý-
deðil ama bu yeni bir þey deðil. Yani lerine dersler veriliyor, master, dok- rý çýplak aslýnda Fransýz Ýhtilâli’ni
Ýngiliz Ýmparatorluðu’ndan baþlaya- tora dersleri ve mesela dersler var yapanlardýr veyahut Araplar pistir
cak olursak Ortadoðu’da petrol böl- ‘Araplarýn ve Müslümanlarýn Zayýf falan gibi ýrkçý laflar vardýr. Sen iste-
gesi, stratejik bölge olmasý dolayý- Noktalarý’ ders olarak öðretiliyor,
diðin kadar Arap’a pis de sen onu
sýyla bir de soðuk savaþ döneminde gidip orada elçilik, ajanlýk yapacak
yenemiyorsun, yenemezsin de. Ve
komünizmi engellemek, Sovyet ya- insanlara. Ama tabiî ki hayat Har-
ward’da anlatýlan derslerle sýnýrlý de- sen istediðin kadar o emperyal kibir-
yýlmacýlýðýný engellemek için eski-
den beri, bir zamanlar Özal zama- ðil mesela onlar anadili gibi Arapça le onu aþaðýla, küçük gör mesela
nýnda Türk-Ýslâm teorisi adý altýnda öðreniyorlar. Ebu-Garib’de yaptýklarý gibi, sana
Türk-Amerikan demek daha doðru onun karþýlýðýný Felluce’de ve bütün
olur, bir süper devletin Washing- Ama yaþamak bambaþka bir direniþlerle verirler.
ton’un bölgeye iliþkin Kurtlar Vadisi þey…
gibi dizilerde çok daha açýk bir þe- Son olarak soralým, Ragýp Bey
kilde belirtilen, Ýsrail ayaklý çok faz- Tabi Harward’da kitaplarda öðre- bu sýralar veya en son hangi kitabý
la tutmayan Irak’ýn kuzeyinde Gü- tilen Araplarýn zaaflarý ona göre za- okudu.
ney Kürdistan diye tabir edilen böl- af. Bir tek Ebu-Garib’de kullandýlar
geyi de bunun içine katmaya yönelik onu, öðretmiþler Arap erkekleri kim- Çok etkilendiðim Cemal Kafa-
çeþitli giriþimler var. Eþ baþkanlýðý duklarý AKP modeline baktýklarý za- senin yanýnda çýplak duramaz, aþa- dar’ýn ‘’Ýki Dünya Aresinde’’ diye
da söz konusuydu Tayyip Erdo- man Houston, Abu Dabi yani vitrini ðýlamak için onu kullandýlar. Derste- bir kitap. Cemal Harward Ortadoðu
ðan’ýn. Tanzimattan bu yana yüzünü parlak ama içi boþ olan bir anlayýþ ki yararý o oldu ama karþýlýðý da çok
içerisinde ve bunlarýn herhangi bir Araþtýrmalarý bölümü baþkanýydý,
batýya dönmüþ bir toplum deniliyor. aðýr oldu bataða saplandýlar orada.
felsefî, sosyolojik, toplumsal, ide- tarih profesörü. Osmanlý Devleti’nin
Bu da tabiî tartýþmalý; Batý diye bir Burada demin ki söylediðim gibi
olojik derinliði olmayan ‘yap-sat’çý kuruluþuna dair tezleri deþiyor, irde-
mono blok bir þey yok! Bir demok- gerçekle Harward’daki kitaplarla
dediðimiz, kýsa vadede bir koy iki al liyor. Çok garip 600 yýllýk bir impa-
rasi, insan haklarýnýn Batý’sý var bir mücadele edilmez. Beðenirsiniz ve-
de sömürgeci, emperyalist bir Batý anlayýþý içerisindeki Batý. Sömürge- ya beðenmezsiniz orada bir Arap ratorluk bu, amiyane tabiriyle boru
var. Ama yine de ben þöyle bir ayrý- ci Batý. Ortadoðu’yu gerek zengin su kimliði var, orada 1000 yýllýk bir deðil. Bütün Osmanlý döneminde ku-
mý önemsiyorum, genel olarak Batý ve petrol kaynaklarý, gerekse yine geçmiþ var. Amerikan iþgalcileri ruluþa iliþkin doðru dürüst bir çalýþ-
ile ilgili söylemlerde, özellikle AKP Doðu’ya bu sefer Rusya deðiþti, Baðdat’a girdiði zaman gidip müze- ma yok Osmanlýlar tarafýndan. Ya-
bakýmýndan bakýldýðýnda bizimkile- þimdi belirli bir güç olarak yükselen yi soydular çok anlamlýdýr bu. Bu- bancýlar ilk önce baþlýyor. 19. yüz-
rin; bizimkiler deyince ben sahiplen- Çin’e karþý set çekmek önemli. Bura- nunla ilgili bilmiyorum ama büyük yýlda oryantalistler. Bizdeki ilk ça-
miyorum tabi ki de, AKP’nin Batý da da kaçýnýlmaz olarak az kurulu bir haset, müthiþ bir kýskançlýk bir lýþma 1937’de Fuat Köprülü’nün
anlayýþý Amerika ile sýnýrlý. Oysa ki pilav gibi ‘Ilýmlý Ýslâm’ diye yani as- de tabi kimliði ortadan kaldýrmak Osmanlý Devleti’nin kuruluþu hak-
Amerika daha 200-250 yýllýk bir olu- lýnda bir siyasi ideoloji olarak bir var. Orada milattan öncenin eserleri kýnda þimdi onu da aldým ve okuyo-
þum. Felsefe açýsýndan, siyaset açý- dînî, o bölgenin güçlü bir dini olan var eðer 250 yýllýk devletseniz, 1000 rum. Cemal Kafadar’ýn kitabýnda ne
sýndan, kültür bakýmýndan özellikle Ýslâmiyet üstelikte çok önemli bir yýllýk devleti iþgal ettiðiniz zaman o yazýk ki somut belge çok az, hep ma-
benim Batý dediðim daha çok olum- kimlik, ayný zamanda siyasî ve ide- geçmiþi silmek zorundasýnýz. Geç- sallar, efsaneler, menkýbeler var. Ya-
lu anlamda demokrasi, insan haklarý, olojik kimlik ve radikal özellikle miþi silmek müzeyi talan etmekle ol- zýlý anayasa vesaire yok rivayetler
jakoben olmayan, özgürlükçü olan 1970 Ýran Devrimi’nden sonra anti- muyor. Çünkü Arap Havzasý’nda,
var. Bunlarýn temelinde iki teori var.
Batý Avrupa’nýn, Afrika’yý sömürge- Amerikancý tutumu sayesinde güçlü Ýslâm Havzasý’nda bilmem kaç bin
Birisi ‘’gaza’’ teorisi yani islami açý-
leþtiren Batý deðil, Descartes’ý, bir anti emperyalist demek gerekir. yýllýk bir gelenek var. Ne yazýk ki o
Tabiî ki bu Amerika çok rahatsýz et- dan fethetmeye yönelik. Ötekisi de
Kant’ý, Hegel’i çýkaran Batý yani de- müzedeki bir sürü kýymetli eser gitti
rinliði olan, felsefesi olan. Burada ti. Takip ediyoruz Amerika’da ola- ama sen bilinçlerdeki, beyinlerdeki bir uç beyliði olarak Bizans’ýn deva-
kaçýnýlmaz olarak bu oryantalizm ðanüstü bir þekilde beyin fýrtýnasý ve gönüllerdeki geçmiþi silemezsin. mý olduðuna dair tez. Ýki tezin de tu-
tezleri olaya giriyor. Orada da topra- kuruluþlarý bu konular üzerinde sos- Onu yýkmak istediler, normalde bir tarsýz yanlarý var. Arkeolojik geliþ-
ðý bol olsun Edward Said çeþitli ça- yologlar, psikologlar, siyasal bilim- iþgalci girdiði zaman neden müzeyi meler olmadýðý müddetçe bunlar hep
lýþmalarýnda ‘Sömürgeciliðin Keþif ciler çalýþýyor. Ýki kere de Afganis- talan etsin, o müze müdürü kadýnýn tartýþmalý bir þekilde kalacak.
Kolu’ adý altýnda oryantalizm mese- tan’a gitmiþtim. Çok komik mesela çýðlýlarý vardý korkunç, trajik bir
lesini yeteri kadar aþtý. Hayran ol- Harward’da özel olarak CÝA ajanla- þeydir o, orada insanlýk gidiyor.
16 BARAN

ÖLÜM ODASI
 B-YEDÝ
-1-
Salih MÝRZABEYOÐLU
KAFES ge düþmesin diye tekrarlýyorum: ne kadar da salak, bu kadar hainlik ve vahþet olur
mu, alaycý, alay edilen, beni ve bendekini daðý-
— “Kuþ senin!” tan, sonra kendi zekiliði imiþ gibi bana hatýrla-
Evimin geniþ ve uzun bir balkonu var… Mev- Yâni kafes de! tan, aslolan niyeti, övünmek gibi olmasýn ama,
cut tahta ve çýtalarý kesip biçerek birbirine yakýþ- benim çoðu zaman onlardan bir adým ileri duru-
týrdým ve pekâlâ bir parmaklýk yaptým… Geçen  mumdan dolayý deðiþen, neticede; Üstadým’ýn
sene (1992) sunta ve tahtadan çattýðým çiçeklik- Kuþ gitti… Hâli ise gözümün önünde… “çözdük her müþkülü derlerse de ki, sonunda
lerin yanýna, çöpe niyetine yol kenarýna atýlmýþ Avuçlarýmýn içinde körük gibi inip kalkan göðsü, VAR OLMA müþkülü kaldý!” hakikatini en can-
büyük peynir tenekelerinden edinerek ve onlarý çarpan yüreði… Minicik gagasýyla, ümitsiz de hýraþ þekilde gösteren tipler. Onlar, sanki sihirba-
da kesip biçerek yeni çiçeklikler ekledim… Son- olsa elimi gagalayýp kurtulmak istemesi… Kafe- zýn önündeki sihirli küre de, ne derlerse ve yapar-
ra, toprak ýslah çalýþmalarým… Geçen seneki çi- se ilk girdiðinde, ürpertiden kabaran tüyleri… larsa yapsýnlar, ben onlarý bütün bir bünyenin if-
çeklerden kalma tohumlarý ve meyve çekirdekle-
Aradan birkaç dakika geçmeden, birden canlanýp þacýsý sivilce olarak görüyorum, durumu onlarda
rini ekmem… Ellerim, hapçýlarýn elleri gibi ke-
çevik hareketlerle þuraya buraya sekmesi ve seyrediyorum.
sik içinde ama, emeðimden ve eserimden mesu-
yemlere yumuluþu… Emniyet ve güven hissi…
dum… Uðraþtýðým için, ruhumu teskin eden bir
Onu çok iyi anladým! 
tarafý var… Týpký hâmile kadýnýn, geçmiþ doðum
Ne yazýk ki, NYMPHALAR’dan baþka þâhi-
sancýlarýnýn hatýrasýyla yeni bir doðum sancýsýn-
 dim yok: bu esere ÖLÜM ODASI ismini verme-
dan kaçýnma tecrübesini andýran nafile bir sýðý-
Kafes, insana hürriyetin aksi bir intiba verir; min sebebi, ebcedi MEHDÎ MUHAMMED’e
nak gibi olsa da, söylediðim üzere bana nefes pa-
oysa muhabbet kuþu, benim hâlime nazaran bu- uysun diye deðil… Ayný ebcedte, MESCEN:
yý gelen bu çabadan mesudum!
nun tam tersini ilham etti bana… Diyesim o ki: CEZAEVÝ!
— “Âlemde bâr olur hâlime bigâneler!”

Muhabbet kuþu… Kimbilir kimin evindeki Bâr: Yük… Yar? 
kafesinden firar etmiþ ve benim bahçeyle bir se- Kafes: 240.
viyedeki evin balkonuna konmuþ… Lâtifeli bir  Faks: Ölmek. Ýfsad etmek: 240.
Bu hâdiseyi yazmamýn sebebi, çalýþma oda- Mifsal: Dil, lisân: 240.
dille söylersem; demek zevk sahibiymiþ… Uyku
ma “Ölüm Odasý” diye bir isimle, bu isim altýn- Masduk: Doðruluðu kabul edilmiþ, tasdik
mahmuru gözlerle çay ve sigaramý içmek üzere
balkona çýktýðýmda, 13-14 yaþlarýndaki komþu da bir eser yazmaktý. TÝLKÝ GÜNLÜÐÜ’nde ye- edilmiþ: 240.
çocuðu Yalçýn, “amca þu kuþu yakalar mýsýn?” rini alan bu hatýra, Kartal Cezaevi’nde Telegram Neyfak: Tilki derisinden olan kürk: 240.
dedi… Baktým, ayaklarý ve kanatlarý bir kafes seanslarý baþladýktan sonra, devamý gelmeyen bir
imkânýndaki sýçramalara uyarlý muhabbet ku- not almanýn baþlangýcý ve bana “Ölüm Odasý” 
þu… Bilmem yakalayabilir miyim?.. Neticede diye bir durumun hakikati olarak göründü. Ora- NYMPHA ve Mousalar’ýn Mitoloji’de ne ol-
yakaladým… Kuþun zaten sahibi olmayan Yal- da, baþlangýçtan bugüne kayda deðer cümleler- duðu, ESATÝR ve MÝTOLOJÝ eserimizde geçti.
çýn, kendi malik olma arzusunu askýya aldý ve den biri þuydu: Bu eserdeki mânâlarý, eser boyu gözükecek.
onu sahibleneceðim kesin kanaatiyle bana, hakký — “Bu, sanki bir modern büyücülük; ve robot
olmayýþýna rýza tavrýyla baktý… Ama çocuk; bil- insan imâl etme hayâl ve çalýþmalarýna mukabil, 
mez miyim onun yüreðinin bir kuþ gibi sektiði- doðrudan doðruya insaný robotlaþtýrma iþi…”
ni… Balkondaki delikli bir çamaþýr sepetinin al- YEVMÝYE:
týna koyarken, “kuþ senin!” dedim. 
Sene 1993… Henüz “Hýrka-i Tecrid” bile or-
KOLTUKTA OTURANIN
 tada yok. Bugün, Bolu F-Tipi Cezaevi’nde, du- TASARRUFU
Kimin olduðundan habersiz kuþ, çamaþýr se- rumlarýna göre NYMPHA veya Mousa adýný
petinin içinde, kafesteki alýþkanlýklarý ile hareket verdiðim ayný iþi görürlerin nezaretinde, onlarla Üstadým’ýn, Efendi Hazretleri’nin huzurunda-
etmeye çalýþýyor ama, tuhaf… Yanlamasýna tel didiþirken bu esere baþlýyorum ve “Ölüm Odasý” ki demlerinden:
kafese yapýþmaya uyarlý ayaklar, bizim çamaþýr isminin tevafuklarý bana, sonsuz imkânlar tedaî — “Birgün huzurunda yemek yendi, yukarý
sepetinin yapýsý karþýsýnda baþarýsýz… Kuþa kuþ- ediyor. Buradaki Telegramcýlar’a NYMPHA ve çýktýk… Karþýmda bir hazýr iskemle koltukta
luðunu öðretecek deðilim; lâkin bunun düþe kal- Mousa isimlerini takmam, Kartal’a göre bir ye- oturuyor… Hep orada otururdu zaten… Bir
ka hareketleri bana çýrpýnan bir fareyi andýrý- nilik; ve fikir, sanat, teknoloji, siyaset derken, sükût âný oldu… Diðer müridler de isterlerdi,
yor… Böyle olmayacak… Acýyorum… Yalçýn’ý BERZAH hakikatine vurulacak topyekûn dünya ben geleyim… Çünkü ben konuþturuyordum
tel kafes almaya yolluyorum… Ve içine bir göl- hâlinde bir geniþlikte, onlar da son derece zeki, Efendi Hazretlerini… Onlardan da epey vardý et-
BARAN 17
rafýmýzda… Ýçimden bir his geçti: “Biz ne alçak olan, taþtan bir koltuk… Oturma yerinde, oturak þeyi söz ve yazý ile anlatma. Resim yapma. Re-
adamlarýz; her zaman böyle geliyoruz, huzurun- koyulabilecek bir DELÝK var… Abdülhakîm Ar- sim: 706.
da yýkanýyoruz, nur banyosu yapýyoruz, kapýdan vasî Hazretlerinin koltuðu böyle imiþ… Mer-
çýkar çýkmaz yine ayný kapkara adamýz. Bir ta- merlerine bakýyorum, “Eskiþehir” ve “Bursa” ya- 
sarruf lâzým bize; biz yapamayýz, biz yürüyeme- zýyor… Harun Yüksel ve birinin haber vermesiy- Havta’: Delik: 1076= 77.
yiz. Bizi yakalasýn ve yerinde oturtsun”… Ben le, tarikate girmemle ilgili olarak yaptýrmýþým! Hakîm: Hikmetle muttasýf olan ve mevcuda-
böyle düþünürken –ki beni daima tesir altýnda týn hakikatine vakýf olan. Hikmet mütehassýsý. Ýþ
kalmaya en müsait olduðumu hesabederek dinle-  ve emirleri hikmetli ve yanlýþsýz olan. Tabib,
yin– bir hâl geldi bana… “Aaa, n’oluyorum?” Eskiþehir - Bursa: 596+712= 1308. doktor: 78= 1077.
dedim kendi kendime… Bir acý, kalbimde; anla- Þihab: Parlak yýldýz. Kayan yýldýz. (Bir âyette Ýbda’: Allah’ýn âletsiz, maddesiz, zamansýz,
týlmaz bir acý hissediyorum, baðýracaðým… Ve Allah Resûlü’ne böyle iþaret edilmiþtir.): 308. mekânsýz yaratmasý ve icâdý. Misli gelmemiþ bir
bu arada bir lezzet, dayanýlmaz bir lezzet… Ashab-ý Bedr: 308. eser meydana getirmek. Geçmiþte benzeri olma-
Acýyla lezzet bir arada… Bir de baþýmý kaldýrý- Arvasî: 308. yan þiiri söylemek: 78= 1077.
yorum, bakýyorum ki, Efendi Hazretleri iki mü- Nisanmus: Birinci. NÝSAN ayý: 308. Zeml: Yük yüklemek. Arkadaþ. Atýn ve dava-
barek gözünü dikmiþ bana bakýyor… Hemen tes- Gölgeler: 308. rýn neþeli yürüyüþü: 77.
lim oldum orada… Kalbim –ki bir lastik çelik gi- Cüda’: Ölüm. Mevt: 78= 1077.
bi çekiliyordu– yerine geldi o ânda… Ve þu  Hapis: 78= 1077.
mânâyý çýkardým: Sen mi tasarruf bekliyorsun? Kun: Ard, arka. Son: 76.
Acaba ona henüz dayanabilecek vaziyette mi- Kun. (Kürtçe): Delik: 76. 
sin?” Mehdî Salih Mirzabeyoðlu: 1075= 76. Taht: Hükümdarýn oturduðu büyük koltuk.
Siyah: 76. Hükümdarlýk makamý: 1400.
 Saye: Gölge: 76. Milâdî 1980= Hicrî 1400.
Bid’: Yeni. Ýlim, þecaat ve þerafette kâmil ve Macuþan: Gemi. Boyanmýþ elbise: 400.
Seyyid Abdülhakîm Arvasî: 566. yegane: 76. Þems: Güneþ: 400.
Süruþ: Cebrail. (Ruh, ÝNSAN) Melek: 566. Niþân. (Kürtçe): Yüzdeki benek, ben: 401=
 1400.
 Sevd: Siyah. Sevda… 
Kürsî: Taht. Koltuk. Kaide. Merkez. Vazife. Seyd: Seyyid. Ulu kiþi. Siyah…
Saltanat, kudret ve mülk. Baþkent. Câmilerde Sud: Rengi kara olan þeyler. Sevdalar… Mütesakkýb: Ortasý delik olan: 43.
vâizin, medreselerde müderrisin oturduðu yer. Suda’: Rahatsýz etme, sýkýntý verme… Pehlev: Þehir. Medine: 43.
Mânevî makam. ARÞ’ýn altýnda bir sema tabaka- Suada’: Sýkýntýdan dolayý uzun uzun solu- Bolu: Þehir. (Zahir olma. Süryanice’de su.):
sý: 290. ma… 44= 1043.
Fâtýr: Benzeri olmayan bir þeyi yaratan. (Al- Suadî: Topalak otu. Kust… 
lah). Mübdi’: 290. Abdülhakîm Koltuðu: 184+648= 832.
Kisra: Hükümdar: 290.  Meryem Sûresi, 29. âyet meâli: (Harun Aley-
Kust: 169. hisselâm’ýn kýzkardeþi Meryem suçlanýnca.):
KIRMIZI KOLTUK Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin doðumu: Bunun üzerine Meryem, çocuða iþaret etti. Ora-
1169. dakiler, “biz beþikteki çocukla nasýl konuþuruz?”
Üstadým’ý, arkasý yüksek, yeni kaplanmýþ bir dediler: 1833= 2832.
 Mehd(î) Muhammed Salih: 832.
kadife koltukta, keyifle kurulmuþ ve bana daima Farz: Bir kimseyi bir vazifeye tayin etmek.
düþünme memnuniyetini, dünyada kýymete de- Hafýkan: Þark ve garb: 832.
Yapýlmasý zarurî, terki yasak ve günah Ýlâhî hü-
ðer en büyük þeyin bu olduðunu ihtar eden, fikir Muayenehâne: 832.
küm. Bir kimsenin baþkasýna hibe ettiði þey. Tak-
için yaþadýðým bütün pespaye þartlara raðmen Ýnfaz: Sözünü geçirme. Aldýðý emre göre biri-
dir ve beyan eylemek. Bir davaya mevzu ve esas
beni daima motive eden bir sahne olarak daima ni öldürme. Öte tarafa geçirme: 832.
kýlýnan husus. Delmek ve gedik açmak: 1080.
hatýrlarým; gerçek kýymetimin onun yanýnda ol- Tebkit: Tekdir etme. Delille susturma: 832.
Heylele: “Lâ ilâhe illallah” demek: 80.
duðunu bilerek ve yaþayarak… Babýâli isimli Tektib: Yazdýrma. Askeri bölüklere ayýrma:
Sehaya: Beyin zarlarý: 80.
eserinde geçen þu ifâdeler, lâfýz hâlinde edebî bir 832.
anlatým deðil, onun tâ kendisidir: 
— “Dýþ dekor kaygýsý bende o kadar köklü ve Mahlul: Delinmiþ. Öbür tarafýna iþlemiþ olan HAKÎM ÝSMÝYLE DUA
derindir ki, tek kuruþum olmasa ve imzaladýðým þey: 706.
maddî ve mânevî senetler yüzbini aþsa, derdimin Fikir Kahramaný: 706. Hadîs’te buyurulmuþtur ki:
çaresini ipekli bir halý veya þahane bir koltuk Hanedan: Peygamber sülâlesi. Soyca dindar — “Allah kendisine dua eden kulunun
üzerinde düþünmek isterim. Çareyi ancak böyle ve asil aile: 706. hoþuna gidince sesi
bulacaðýmý sanýrým. Ýlle de dýþ dekor, ille de kon- Veþt: Güzel: 706. ondan yüz çevirdiði için deðil
for…” Esere: Ýhtiyar etmek. Ýkram etmek: 706. ancak kulunu sevdiði için
Esere: En güzel eþyayý kendine ayýran: 706. kabulü geciktirir
 Cezzab: Çok cezbeden: 706. tâ ki kul - tekrar etsin duasýný!”
Koltuk: 642. Sevr: Öküz. Boða burcu. Dünyayý taþýyan 4
Müretteb: Tertib edilmiþ, dizilmiþ, yerli yeri- melekten birinin ismi: 706. Ýþte bunun için - Ýsâ Aleyhisselâm duasýnda:
ne konmuþ. Tayin edilmiþ: 642. Naznaza: Yýlanýn dilini çýkarýp hareket etme- — “Sen Azîz ve Hakîmsin!”
Musakkab: Delinmiþ, oyulmuþ: 642. si: 1705= 706. Allah’ýn HAKÎM ismini zikretti
Müsakkib: Delen, delici, terkib eden: 642. Hâl-i siyah: Hususen yüzdeki siyah nokta, Hakîm - her þeyi yerli yerine koyan
ben: 707= 1706. Hakk da sýfatýyla hakikatlerin gerektirdiði
ABDÜLHAKÎM KOLTUÐU Aktör: 707= 1706. ve onlarýn istediði þeyden ayrýlmaz
Zürkat: Mavi, mavimtrak: 707= 1706. þu hâlde HAKÎM
Levha: 12 NÝSAN 1988… Oturma yeri hasýr Tasvir: His ve mahsusata münhasýr ifade. Bir tertibi en iyi bilendir!
18 BARAN
vücud bulanýn zuhur imkâný sýkýntýsýný gösteren kadar kalabalýk belirtiyordu. Eli silâh tutanlarýn
ÝSTANBUL - BOLU bir kuvvetin neticesi olarak vücud bulan. hemen hepsi Erzurum taraflarýnda ve cebhede ol-
Rüyâmdaki koltuðun deliði de, sanki bu mânâya duðu için bu kalabalýk, tam bir ana-baba günü
Bizanslýlar döneminde, merkezî þehir ve þeh- bir mecaz. manzarasýyla müdafaasýz kimselerden ibaretti.
rin merkezi olarak, Konstantinopolis-Konstanti- Kadýnlar, çocuklar ve ihtiyarlardan bu müdafaasýz
nopol; Konstantin’in þehri. Fatih’in þehri fethin-  küme iki kýsým olarak, biri Musul istikametinde
EL-HAKÎM; Allah’ýn ismi… ABD-ÜL çekilirken, öbürü civar kasaba ve köylere sýðýn-
den sonra, Ýslâmbol ismi deyiþinden, Ýstanbul’a
HAKÎM; Hakîm’in kulu, Allah kulu… Demek ki mayý tercih etti. Ermeni fedaileri bu periþan mu-
döndüðü söylenir. Ýstan-sitan; mekân… Buna gö-
Abd-ül Hakîm, en baþta Allah Sevgilisi’nin bir hacirleri takib ediyor, genç kýz ve kadýnlarý esir
re, Ýslâmbol, Ýslâm “bol-pol” olarak “Ýslâm þeh-
sýfatý; bir sýfat ismi de HAKK olan O’nun. O, edip götürüyor, büyük bir kýsmýný þehid ediyor ve
ri” iken, Ýstanbul’a dönüþünde “þehir mekâný” ol-
Muhammedî Sýr olarak, topyekûn varlýðýn KA- elde kalan silâh ve eþyayý topluyorlardý. Zaho’nun
muþ. Neticede, “polis-pol-bol-bul”, þehir
DER SIRRI’dýr; topyekûn varlýk ÝNSAN’da, ÝN- dað ve çöllerinde muhacirlerin yüzde yetmiþi aç-
mânâsýnýn ek olduðuna ses uyumlarý hâlinde de-
SAN da O’nda toplu. lýktan can verip ve hattâ hayvanlara ve kuþlara
ðiþerek birleþirken, “bol” ve “bul” kelimelerinin
yem oldular. Hükümet o günün parasýyla muha-
Türkçe mânâlarýyla da anýlýr olmuþ. Bu çerçeve-
 cirlere adam baþýna 3 kuruþ tahsis ettiyse de uðra-
de, Bolu’nun da mânâsý anlaþýlýyor. nýlan yerlerdeki memurlar bu paranýn üçte ikisini
Üstadým, Efendi Hazretleri için bir Noktala-
 nefslerine ve ancak üçte birini muhacirlerden ken-
Ýstanbul: 550. ma’da, “Düþünün ben ne yüksek bir rütbenin tut-
kunuyum — O’nun kulunun kölesinin kulu- di adamlarýna daðýtýyorlardý. Memleketinde hane-
Mehdî Salih Ýzzet Mirzabeyoðlu: 1549= 550.
yum!” diyor; bu mânânýn ne olduðu yukarýda dan seviyesinde ve zengin olanlar hicrette mahv
Semud: Salih Peygamber’in kavmi: 550.
izah edildi. Sözkonusu mânâ çerçevesinde, ve periþan oldular. Aþaðý tabakadan olanlarsa me-
Kýyamet: 551= 1550.
“kâfir de, istese de istemese de, tersinden gerçek- murlarla anlaþarak keselerini doldurdular. Böyle-
leþtirici” hakikatinin, her mevzu için geçerli bir ce muhacirlerin yüzde sekseni mahv ve telef oldu.
BERZAH - ÝSTÝKBÂL Yüzde onu Anadolu’nun muhtelif yerlerinde iþ
hikmet olarak, “madem ki ben varým, bu dava
ÝSLÂMINDIR bulabildiler. Bizimle beraber Givardan Þemdi-
var!” diyebilene âit olduðunu, onun hayatýndan
nan’a ve oradan Ravandýz’a kadar tam 29 gün ih-
bir kesitle ve ÝSTÝKBÂL ÝSLÂMINDIR’a ilgi
Ýstikbâl Ýslâmýndýr: 980. tiyar kadýnlar, küçük çocuklar, ýssýz çöl ve daðlar-
içinde görelim. Kendi aðýzlarýndan, ÝSTAN-
Þeriat: 980. da, elimize ne geçerse kemirip Haziran’ýn birinci
BUL’a geliþ hikâyesi.
Mehdî Salih Ýzzet Mirzabeyoðlu: 1980. gecesi Ravandýz’a hepimiz aç olarak girdik. Bir
Teþri’: Yolu açýk ve vâzýh kýlmak. Þeriate is- çoklarý memedeki çocuklarýný sulara atmýþ, biraz
ERMENÝ MESELESÝ daha büyüklerini de kucaklarýna birer parça ek-
nad ve nisbet eylemek: 980.
Temsil: Bir þeyin AYNI’ný veya mislini yap- mek býrakýp, daðlar, kayalýklar içinde býrakmýþ-
Ýstanbul’a 1335 (1919) NÝSAN ayýnda geldim. lardý. Bunlarýn hemen hepsi öldü. Memleketimiz
mak. Teþbih etmek: 980.
Ýstanbul’a geliþimin sebeblerini tafsilâtlý þekilde soðuk iklimlerden olduðu hâlde Ravandýz gibi ha-
 bildirmek isterim. Tâ ki, o zaman çok küçük yaþ- rareti 40 dereceden ziyâde bir yerde 90 gün otur-
“Allah, nurunu tamamlayacaktýr, kâfirler iste-
ta olan ve nereden nasýl geldiklerini bilmeyen aile duk. Eylül’ün 2. günü Erbil’e çoðumuz hasta ola-
meseler de!”; Allah’ýn vaadi böyle. Ýmâm-ý Ra- yakýnlarýmýza ve onlarýn çocuklarýna bu bilgiler rak girdik. Kardeþim Seyyid Ýbrahim Efendi’yi
bannî’den, Esseyid Abdülhakîm Arvasî’ye gelen tarafýmdan yadigâr kalsýn… Þöyle ki: Vatanýmýz kara toprakta Allah’ýn rahmetine býraktýðýmýz gi-
çizginin mânâsýnýn, Hazret-i Ýsâ’ya bitiþikliðinde bulunan Baþkale kasabasý, bir zamanlar derebey- bi, Þeyhler Hanedaný adýný alan 9 erkek kardeþi ve
tecelli eden bir berzahta yol alýyoruz. leri idaresindeydi. Nihayet Hakkâri vilâyetinin ve 4 amcamýn kýz ve deðerli fertlerini Erbil ve civa-
sonra sancaðýnýn merkezi iken Birinci Dünya rýnda topraða verdik. O sene Kurban Bayramý’nýn
 Harbi’nin baþlarýnda Rus askeri Ýran tarafýndan arefesine rastlýyan Ekim ayýnýn 9. günü Musul’a
Berzah: Âidiyeti bakýldýðý taraf olan, bir per- gelerek onlarý istilâ ederken, vatandaþlarýmýz Er- vardýk. Musul þehrinde bazý ileri gelen Müslü-
de, bir geçit, bir ayna… “Abdülhakîm Koltu- meniler silâhlandýlar ve Müslümanlarýn mallarýný manlar’dan gördüðümüz yardým ve iyilikleri an-
ðu”ndaki DELÝK, bana BATIN ile ZAHÝR ara- yaðma etmeye koyuldular. O sýrada bizim evimi- cak Allah’ýn ilmi ihata edebilir. Gavs-ý Âzam
sýndaki BERZAH’ý hatýrlatýyor. OL emri ile zi de tamamýyla soydular ve hiçbir þey býrakmadý- Hazretleri’nin civarýnda sakin olarak Baðdad’ý
OLUR arasýndaki dolaysýz ve vasýtasýz AYNI… lar. Kýþýn baþlangýcý sýralarýnda, aile efradýmýz, yurt edinmek emelindeydik. Fakat o civarda Ýngi-
Birdenbire zuhur! yakýndaki dað ve köylere kaçýp sýðýnmaktan baþ- lizlerle muharebe azgýn hâlde olduðundan Mu-
Kün: Ol emri: 70. ka çare bulamadýlar. On gün sonra Ýlâhî inayet sul’u býrakamadýk. Baðdad’ýn istilâsýnda hicreti-
Ayn: Göz. (ÝNSAN, Allah katýnda bakan bir eseri olarak kasaba geri alýndý ve ailece oraya dö- mizin ikinci yýlý ve Musul’da ikametimizin 18.
gözbebeði gibidir.) Pýnar, nehir. (Mecazî olarak nüldü. O kýþ, malsýz ve imkânsýz olarak günü gü- ayý dolmuþtu. O sýralarda kýtlýk þiddetlendi ve bi-
ruh için de kullanýlýr.) Zât. Kavmin þereflisi. Eþ- nüne yaþadýk ve bin zorlukla bahara girdik. O se- ze yeniden yol göründü. Nüfusu 150’ye varan ai-
yanýn hakikati. Týpkýsý. Muayene etmek. Bir har- ne Mayýs’ýn ikinci pazar gününe tesadüf eden Re- lemizden bakiye 66 kiþiyle Adana’ya geldik. 18
fin ismi ki, ebcedi: 70. ceb ayýnýn birinci günü akþamý, düþman kasaba- ay kadar da Adana’da yerli din ve ilim adamlarý-
mýza bir saatlik mesafeye yaklaþtýðýndan hükümet nýn yardýmlarýyla geçinerek ömür sürdük. Ha-
 tahliye emrini verdi. Tekrar daðlara ve çöllere leb’in düþman eline geçmesi üzerine Adana’nýn da
EMR ÂLEMÝ, Allah tarafýndan hiçbir merte- düþtük. Mayýs’ýn 12. günü evlerimizi, akaretleri- düþmesi ihtimâline karþý bu defa ailemizden Ada-
be ve tavrýn vasýtasý olmaksýzýn, ancak “kün-ol mizi, çarþýlarýmýzý, medreselerimizi, camilerimizi na’da topraða verdiklerimizin haricinde 29 nüfus-
emri” ile meydana gelen herbir þeydir. EMR tamamiyle yakýp kül ettiklerini haber aldýk. Bu la ESKÝÞEHÝR’e ulaþtýk. 1335 (1919) yýlý NÝ-
ÂLEMÝ, Mutlak Vücud’a izafetle ikinci sebebtir. vaziyetten sonra bize hicret yolu göründü. Düþ- SAN’ýn ortalarýnda BURSA’ya gitmek üzere ÝS-
HALK ÂLEMÝ’ne nisbetle, birinci sebeb. Tahkik man istilâsýna devam ederek Van taraflarýný iþgâl TANBUL’a geldim. O zamanýn Evkaf Nazýrý ta-
ehli, HALK ÂLEMÝ ile “Kün” emri olmaksýzýn, altýna aldý. Van’ýn þimâl cihetinde bulunan bazý rafýndan Eyüp Sultan’da Yatýlý Medrese’de barýn-
EMR ÂLEMÝ’nden meydana gelen herbir vücu- Keldânî aþiretleriyle Ermeniler ayaklandýlar ve dýrýldýk. Perakende aile fertlerini Allah’ýn inaye-
du kastederler. Bütün yaratýklar, ruh ve nefsin ne- dünyanýn yaratýlýþýndan beri görülmedik zulüm ve tiyle orada toplayabildim. Böylece ÝSTANBUL’A
ticesi oldu. Zira Allah, RUH’u hiçbir sebeble de- vahþete yol açtýlar. O sýrada hicret edenlere gü- DAHA EVVEL BÝR HESAB SAHÝBÝ OLMAK-
ðil, ancak Zâtý’nýn zâtiyetiyle izhâr etti; RUH’un ney-batý istikametinde bir hicret yolu aramaktan SIZIN ÝLÂHÎ SEVKLE GELDÝM ve yýllarca sü-
EMR ile iþaret olunmasý bundandýr. Gayrýný da gayri hiçbir tedbir düþmez oldu. Bu istikamete yol ren mihnet ve meþakkat devresini kapatmýþ ol-
RUH ile izhâr etti ki, HALK da bundan ibaret- veren bir derenin iki yanýndaki düzlükte, çoðu ka- dum. Bütün bunlar, Mustafa Sabri Efendi’nin
tir… HALK ÂLEMÝ, sanki EMR ÂLEMÝ’nde dýn ve çocuk o kadar insan birikti ki, birkaç ordu Þeyhülislâmlýðý zamanýna tesadüf etti.
Ýktisat 19

YUNANÝSTAN’DA
NELER OLDU?
Yunanistan'ýn arkasýndan Ýspanya, Portekiz, Ýrlanda ve hatta Ýtalya ile Ýngiltere sýradadýr.

Yýldýrým Koç nak, vergilerdi. Devletin giderleri ar- Yunanistan bu kadar hýzla borçla- daha da yükseltilecek.
týnca, vergilerin artmasý normaldir. nýnca, borç veren büyük bankalar ta- Yunanistan’da yaþananlar, Avrupa
unanistan’da 24 Þubat, 11 Ancak Yunanistan’da bu yola baþvu- rafýndan daha da fazla sömürülmeye Birliði’ne katýlmanýn bir ülkenin so-

Y Mart ve 5 Mayýs 2010 tarihle-


rinde genel grevler yapýldý.
Bu yazýnýn yazýldýðý tarihte henüz
rulmadý. Tam tersine, þirketlerden alý-
nan vergiler azaltýldý; büyük þirketle-
rin vergi muafiyetleri artýrýldý ve vergi
baþladý. Yunanistan’ýn borçlanmak
için çýkardýðý iki yýllýk devlet tahville-
rinin faiz oraný, Avrupa için rekor bir
runlarýna çözüm getirmeyeceðini bir
kez daha göstermektedir. Yunanistan
Avrupa Birliði’nin parçasýdýr; ancak
gerçekleþmemiþti; ancak 20 Mayýs kaçakçýlýðýna göz yumuldu. düzey olan yüzde 15,3’e týrmandý. Yu- yaþadýðý kriz, dört ay içinde dört tane
2010 günü de bir genel grev yapýla- Yunanistan’da yolsuzluk ve israf nanistan’ýn borç yükü, milli gelirini genel grev yaþamalarýna yol açacak
caktý. da had safhaya geldi. yaklaþýk yüzde 25 aþtý. kadar derindir. Anlaþýldýðý kadarýyla,
Yunanistan’da neler oluyor? Yuna- Sorunlar arttýkça, Yunanistan’ýn Yunanistan bu koþullarda emper- bu genel grevler önümüzdeki aylarda
nistan’da yaþananlardan ne tür dersler Türkiye’ye yönelik saldýrgan tavrý art- yalizme teslim oldu. Avrupa Birliði da devam edecektir. Avrupa Birliði
çýkarýlabilir? tý. Yunan hükümetleri, emperyalizmin ve Uluslararasý Para Fonu (IMF) dev- sorun çözmemiþtir, sorun yaratmýþtýr.
Yunanistan, derin bir krizin pençe- oyununa bir kez daha düþerek, Türki- reye girdi. Yunan ekonomisinde Türkiye’nin sorunlarýnýn Avrupa Bir-
sinde çýrpýnýyor. ye’yi bir tehdit olarak gösterdiler. önemli deðiþiklikler istendi. Yunan liði’ne katýlarak çözüme kavuþacaðýný
Yunanistan’da bütçe açýklarý ve Böylece silahlanma harcamalarýný hükümeti de bunlarý kabul etti. sananlar artýk gerçekleri görmelidir.
kamu kesiminin borçlarý çok arttý. hýzla artýrdýlar. Bu uygulama Sorun, Avrupa Birliði’ne katý-
Yunanistan hükümetleri yýllardýr bir taraftan halký uyuturken, di- lýp katýlmamak deðil, emper-
harcamalarýný artýrýrken, zenginleri ðer taraftan emperyalist silah yalizme karþý baðýmsýz olup
vergilendirmek yerine borçlanma yo- tekellerinin kârlarýný artýrdý; olmamaktýr.
lunu tercih ettiler. emperyalizmin Yunanistan’ý Emperyalist sistem, kapita-
Bir ülkenin harcamalarý arttýðýnda, Türkiye’ye karþý kullanmasý bir lizmin içinde bulunduðu üçün-
artan para ihtiyacýný çeþitli biçimlerde kez daha gündeme geldi. cü küresel krizinden bir türlü
karþýlamak mümkündür. Yunanistan’ýn belki olumlu kurtulamamaktadýr.
Birinci yol, para basmaktýr. Artýk görülebilecek bir yaný, fazla Bu kriz daha devam ede-
günümüzde basýlan paranýn “altýn özelleþtirme yapmamasýydý. cektir.
karþýlýðý” gibi bir sorun yoktur. Para- Türkiye’de özelleþtirmeler eko- Yunanistan’ýn arkasýndan
nýn gücü, bir ülke ekonomisinin gücü- nomiye büyük zararlar verir- Ýspanya, Portekiz, Ýrlanda ve
ne baðlýdýr. Altýn standardý adý verilen ken, Yunanistan’da kamu sek- hatta Ýtalya ile Ýngiltere sýrada-
ve bir ülkenin parasýnýn altýn karþýlýðý- törü bizimki kadar büyük zarar- dýr.
nýn Merkez Bankasý’nda tutulmasýna lar görmedi. Emperyalist sistem büyük
dayalý sistem onyýllar önce terk edil- Bu þartlarda Yunan hükü- sýkýntýlar yaþamaktadýr. Bu sý-
miþtir. Ülkeler, ekonomilerinin büyü- meti borçlandý. Borçlandýkça kýntýlarý daha da artýrmanýn ve
me hýzýný ve biçimini de dikkate ala- bir bataða battý. 2009 yýlýnda emperyalizmi insanlýk tarihin-
rak, piyasadaki para hacmini artýrabi- Yunanistan’da vergi gelirlerinin den silmek için, mazlum mil-
lir. Türkiye’de bu görevi Merkez Ban- yüzde 68’i borç faizlerinin letlerin anti-emperyalist müca-
kasý yapar. Ancak Yunanistan’da ar- ödenmesine gidiyordu? delesinin yükseltilmesi gerek-
tan harcamalarýn en azýndan bir bölü- Yunanistan kimlere borçlan- mektedir. Emperyalizm kendi-
münü makul bir düzeyde artýrýlan pa- dý? liðinden çökmez. Emperya-
ra hacmiyle karþýlamak mümkün de- Yunanistan, baþta Fransýz, lizm kendi içinde ne kadar bü-
ðildir. Yunanistan’ýn artýk kendi para- Alman ve Ýsviçre bankalarý ol- yük sorunlar yaþarsa, o kadar
sý yoktur. Yunanistan, Avrupa Birli- mak üzere, büyük bankalara ve baþta Bunlara göre, Yunanistan’da kamu saldýrganlaþýr ve yeni sömürü alanlarý
ði’ne girerek, elindeki son derece ABD olmak üzere çeþitli ülkelerin kesiminden çok sayýda iþçi ve memur elde etmeye çalýþýr. Emperyalizmi çö-
önemli bir imkaný kaçýrmýþtýr. Yuna- emeklilik fonlarýna borçlandý. çýkarýlacak. Kamu kesiminde iþçilerin kertecek olan, zayýfladýkça saldýrgan-
nistan, Frankfurt’taki Avrupa Merkez Yunanistan krize girince, Fransa ve memurlarýn aylýklarý dondurula- laþan emperyalizme ve onun iþbirlik-
Bankasý’nýn Avrupa Birliði’nin çýkar- ve Almanya’nýn yardýma koþmak zo- cak. Emekli aylýklarý artýrýlmayacak. çilerine karþý etkili mücadeledir.
larýný ön planda tutan politikalarý uya- runda kalmasýnýn bir nedeni, Yunanis- Diðer bir ifadeyle, çalýþanlar mutlak Zulme karþý susan, dilsiz þeytan-
rýnca piyasaya sürülen Euro’yu kul- tan’ýn iflas ilan etmesinin Avrupa Bir- yoksullaþma yaþayacak. Ayrýca, sað- dýr.
lanmaktadýr. Yunanistan’ýn bugün ya- liði’ne ve Euro kullanan ülkelere bü- lýk harcamalarýna bu hizmetlerden ya- Gün, zulme karþý mücadele bayra-
þadýðý sorunlarýn kaynaklarýndan biri, yük zarar verecek olmasý, diðer nede- rarlananlarýn katkýsý artýrýlacak; bazý ðýný hep birlikte yükseltme günüdür.
para basma hakkýný Avrupa Birliði’ne ni ise alacaklý bankalarýn büyük sýkýn- saðlýk hizmetleri sosyal güvenlik sis- Yunanistan’da yaþananlar, emper-
devretmiþ olmasýdýr. týya girecek olmasýydý. Yalnýzca Fran- teminin dýþýna çýkarýlacak. Bir taraf- yalizmin zayýflama ve ayný zamanda
Yunanistan’ýn artan harcamalarý sýz bankalarýnýn alacaðýnýn 80 milyar tan da halkýn sýkýntýlarýný artýracak bi- daha da saldýrganlaþma sürecinin son
karþýlamada kullanabileceði esas kay- Euro olduðu bilinmektedir çimde katma deðer vergisi oranlarý örneðidir.
20 BARAN Yorum
ANADOLU YILANI AFGANÝSTANDA UÇAK DÜÞTÜ
"BARAN" ÞÝFA OLACAK!
Afganistan'da içinde 38 yolcu ve 5 kiþilik tesi mezunu Aktaþ'ýn da bir çocuk babasý ol-
mürettebat bulunan Pamir Havayollarý'na ait duðu belirtildi.
bir yolcu uçaðý düþtü...
SÝS ARAMALARA ENGEL
Düþen uçakta (ÝHH) Asya Sorumlusu Fa-
ruk Aktaþ ve ÝHH gönüllüsü Bahattin Yýl- Arama çalýþmalarýna katýlan NATO birli-
dýz'ýn da bulunduðu ayrýca altý yabancýdan ðinin sözcüsü Yüzbaþý Robert Leese de tah-
birinin Amerikalý, üçünün de Ýngiliz olduðu sis edilen bir uçaðýn, uçaðýn düþtüðü bölgeye
kaydedildi. ÝHH'nin açýklamasýnda Aktaþ ve 7 kilometre kadar yaklaþtýðýný, ancak kötü
Yýldýz'ýn, ÝHH'nin Kunduz'da açmayý planla- hava koþullarý nedeniyle geri dönmek zorun-
dýðý yetimhaneye arsa bulmak için bölgeye da kaldýðýný söyledi. Leese, "Sis o kadar yo-
gittikleri, Yýldýz'ýn 1956 Sivas doðumlu ve ðun ki, daðlarýn nerede baþladýðýný, sisin ne-
beþ çocuk; 1974 Iðdýr doðumlu olan, 2002 rede bittiðini belirlemek mümkün deðil" de-
Yaz sýcaklarýyla birlikte artan zehirli yýlan sok- yýlý Pakistan Ýslam Üniversitesi Þeriat Fakül- di.
masýna karþý, "Baran Engereði" isimli Anadolu
yýlanýndan yararlanýlacak.
Refik Saydam Hýfzýssýhha Merkezinde (RSHM)
sürdürülen çalýþmalar neticesinde, "Baran ÝZZET ÞAHÝN SERBEST
Engereði"nin yaný sýra 4 yýlan çeþidinden daha fayda
saðlanmasý bekleniyor. Bu zamana kadar yurtdýþýn-
dan ithâl edilen panzehir (antivenom) RSHM'nin Ýsrail güvenlik güçleri tarafýn-
baþlattýðý çalýþmayla Anadolu' da üretilmiþ olacak. dan gözaltýna alýnan ÝHH Ýnsani
Yýlanlardan periyodik olarak alýnan zehir, at kanýna Yardým Vakfý Batý Þeria temsilcisi
enjekte ediliyor, antikor haline gelen madde serum Ýzzet Þahin serbest býrakýldý.
halinde yýlan sokmasý þikayetiyle gelen hastaya veril- ÝHH'den yapýlan yazýlý açýkla-
erek vücuttaki tesiri etkisiz hale getiriyor. maya göre, Ýsrail iç istihbarat
Bilindiði gibi dergimizin de ismi olan BARAN'ýn servisi tarafýndan son kez sorgula-
lûgat mânâsý: Yaðmur ve Rahmet demektir. Daha masý yapýlan Þahin serbest
evvel Avrupa’da yarýþmaya katýlacak boða’ya býrakýldý.
“Baran” ismi verilmiþti. Þimdi de Anadolu Yýlaný Þahin'in bu akþam, Tel Aviv
Baran’ý okuduk gazetelerden, bu güzel tevafuka Ben Gurion havalimanýndan uçakla
binâen; Müslüman Anadolu insanýnýn da beklediði Ýstanbul'a gönderildiði öðrenildi.
kurtuluþ reçetesi ithâl deðil, has fikri/yerli fikri tem- Beytüllahim kontrol noktasýn-
sil eden ÝBDA'dýr! Þifanýn adý bu… dan geçerken 27 Nisan 2010'da
Ýsrail güvenlik güçlerince gözaltýna
alýnan Þahin, 20 gündür hücrede
tutuluyordu.
TARÝHTE BU HAFTA
20 NUMAN KURTULMUÞ:
FÝRAVUNLAR ZAMANINDA BÝLE BÖYLE ZULÜM
1481-II. Bayezýd'in tahda geçmesi.
1622- Sultan II. Osman'ýn katledilmesi. YOKTU!
21 Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan
Kurtulmuþ, Viyana Ýslam Federasyonu
1963-Albay Talat Aydemir'in ikinci darbe giriþi- yöneticileriyle kahvaltýlý bir toplantýda buluþ-
mi. tu. Bu toplantýda açýklamalarda bulunan
2007- Yozgat'ýn Sorgun ilçesinde fuhuþ yapanla- Kurtulmuþ:
ra karþý halk isyan etti. Çýkan olaylarda çok sayýda "40 sene evvel Afrika'da kimse açlýktan
ev ve iþ yeri ateþe verildi ayrýca günlerce polisle ça- ölmüyordu ama bugün Afrika açlýktan
týþan halk gözaltýna alýnan vatandaþlarý adliyeyi kýrýlýyor" diyen Kurtulmuþ, "Her bir dakika-
basarak kurtardýlar... da bir insan açlýktan ölüyor. Sadece her yýl 5
2008 milyon çocuk aþýlanamadýðý için çok basit
Siyonist iþgal güçleri Gazze'nin güneyinde bir hastalýklardan ölüyor. Sadece Avrupa
Hamas piyasasýnda dondurma piyasasý 13 milyar
karakoluna füze ile saldýrarak 8 Filistinli müca- dolara çýkmýþ. Avrupalý 13 milyar dolarý don-
hidi þehid etti durmaya öderken sadece 15 milyar dolar
Filistinli mücahidlerin füze saldýrýsýna uðradýk- çocuklarý açlýktan kurtarmaya yetiyor. Lakin
larý sýrada cemaat ile öðle namazý kýlýyorlardý. bunu saðlayamýyoruz. Firavunlar zamanýnda
dahi bu kadar büyük zulüm ve yoksulluk ve larýn ortak hedeflerde buluþmasýnýn önüne
25 kölelik yoktu. Bu krizi yapanlar ayný zaman- geçiliyor. Diðer taraftan Hollywood vasý-
da insanlarýn uyanmamasý için insan toplu- tasýyla, filmler vasýtasýyla ayný kültür
1983-Üstad Necip Fazýl Hazretlerinin vefâtý. luklarýn içini boþaltýyor. Akrabalýðý ve dünyanýn çocuklarýna verilmeye çalýþýlýyor."
ahbaplýðý yok ediyor. Ve sonunda toplum- dedi.
Yorum BARAN 21
Þakir Bilmez
ANADOLU
HES ÝÞGALÝYLE KURUTULUYOR.
B-D merkezli siyasetiyle dý- çoðunlukla bunun bir yatýrým ol-

A þarýda Ortadoðu ve Ýslam


Aleminin maruz býrakýldýðý
sömürüye ve iþgale ortaklýk eden
duðu ve iþsizlere iþ saðlanacaðý ya-
lanýyla kandýrýlýyorlar. Fakat de-
relerdeki sular beton borulara
AKP, içeride de giriþtiði Özelleþtir- hapsedilip toprak ve canlýlar su-
me, HES ve benzeri pojeleriyle Ana- suz kaldýðýnda halk çileden çýký-
doluyu içten içe sömürmeye ,tüket- yor.
meye ve kurutmaya devam ediyor. Doðu Karadeniz'den Çoruh'a,
4628 sayýlý Elektrik Piyasasý Küre'den Köyceðiz'e ve Erzurum-
Kanunu ve bu Kanuna istinaden çý- Aksu, Ödük çayýna kadar ülkemi-
karýlan Elektrik Piyasasý Lisans Yö- zin neredeyse bütün akarsularýn-
netmeliði hükümleri çerçevesinde da planlanan ve inþaat halinde
DSÝ ile özel sektör arasýnda yapýlan olan yüzlerce hidroelektrik san-
"Su Kullaným Hakký Anlaþmasý Yö- trali mevcut. Ekolojik etkileri in-
netmeliði" gereði, dereler, ýrmaklar celenmeden hayata geçirilen bu
49 yýllýðýna özel sektöre peþkeþ çekiliyor. kaynaklarý onlarýn izni ve rýzasý olmaksýzýn yatýrýmlar, günübirlik ve kýsa vadeli çýkar-
Karadeniz, Akdeniz ve Ege baþta olmak þirketlere peþkeþ çekiliyor. lar uðruna can damarlarýmýz olan sulak
üzere, Doðu ve Güneydoðu Anadolu'da HES projesi kapsamýnda, suyun kul- alanlarýmýzý tehdit ediyor.
2000 e yakýn derenin HES (Hidro Elektirik laným hakkýný elde eden þirketler, ekosiste- Bu projelerle yüzlerce endemik bitki çe-
Santrali) yapýlmasý amacýyla projelendiril- min can damarý olan derelerdeki suyun an- þidi, onlarca canlý türü yok ediliyor. insan-
diði söyleniyor. Þuan DSÝi 'nin internet site- cak yüzde 10'unu 'cansuyu' olarak dereye lar yaþam alanlarýndan ve geçim kaynakla-
sinde yapýmý devam eden 786 HES projesi býrakýyorlar. Bu miktar ise dere yataðýnda rý olan topraklardan göç etmeye zorlanýyor.
görülüyor. anýnda kaybolduðundan ve birçok bölgede Mahkeme kapýlarýnda bu iþgale bir son
Anadolu'da nerede bir bir dere, çay derelerin tarým alanlarýný sulamanýn ya- verilmesi için bekleyen halk çileden çýkmýþ
ve ýrmak varsa oradaki suyun beton boru- nýnda içme suyu olarak da kullanýldýðýn- durumda en son Erzurum Tortum ödük ça-
larla mecrasýndan çýkarýlýp elektirik üret- dan, bu proje insanlarda dahil bütün canlý- yý HES projesi ölçümü için gelen þirket yet-
mek adýna topraðýn ve canlýlarýn susuz bý- larýn susuz býrakýlmasý anlamana geliyor. kililerini ve halký savunacaðýna iþgalci þir-
rakýlmasý, geçimlerini topraktan saðlayan Kendilerine hiçbir bilgi verilmeden keti savunan Hakim'i taþlayan halktan 5
halkýn aç býrakýlmasý pahasýna ilk önce Al- sularý satýlan halk durumu ölçüm için köy- genç tutuklanarak ceza evine gönderildi.
lah'ýn sonrada topraðýn ve halkýn olan su lerine gelen þirketlerden haber alýyorlar ve

FETULLAH YÝNE ÜZÜLDÜ Fatih Turplu

ir Müslüman hangi haberlere Irak'ta kan gövdeyi götürür, körfez sa- na! Baykal'ýn kendi ifadesi ile "Fethullah

B üzülür, hangi haberlere sevinir?

"Bu suâlin bir kýstasý var mýdýr?" diye


vaþý baþýnda Saddam Tel Aviv'e scud füzele-
ri gönderdiðinde ölen Yahudi çocuklarý için
"GÖZLERÝ TÜLLENÝR" , yüreði parçala-
Gülen desteklerini ve üzüntülerini ileti-
yor"…
Ýslam âlemi yas tutar, karalar baðlar, iþ-
soracak olursak "bal gibi" demek yerinde nýr; Afganistan, var olmak ve yok olmak gal altýndaki Mekke'den halifeliðin kaldýrýl-
olur. Ýslam davasýnýn faydalarý adýna sevi- arasýnda istiklâlini ararken bombalar altýn- dýðý ve yeniden dirileceði Ýstanbul'a kadar
nir, Ýslam davasýnýn karþýsýnda olan her da mahsur kalýr ama Fetullah Gülen'in ne kadar Müslüman varsa bütün Müslü-
hâdise karþýsýnda endiþe duyar, tedirgin gündeminde hiçbir zaman yer tutmaz; Pa- manlarýn derdi ile dertlenirken, Fetullah
olur. tani neresidir bilmezden gelir ama tesbih Gülen'i bir türlü onlarla ayný hissiyat için-
Küfrün kalelerinden ABD'nin kalbine çeker gibi "Vatikan" zikrini bir türlü eksik de göremeyiz!
Müslümanlar saldýrýr, Fetullah Gülen tazi- etmez! O mübarek(!) aðzýndan bir defa ol- Tekrar soralým:
yede bulunur, üzülür. sun "Keþmir" dökülmez, kaldý ki Doðu Bir Müslüman hangi haberlere üzülür,
Ýngiltere'de bomba patlar Fetullah Gü- Türkistan! hangi haberlere sevinir?
len'in yüreði titrer, sancýdan uyuyamaz. Deniz Baykal'ýn Nesrin Baytok ile zina Ýbda Mimarý sayýn Salih Mirzabeyoð-
Ýstanbul'da Yahudilerin sinagogu, Ýngi- yaparken görüldükleri videodan sonra lu'nun "Baþyücelik Devleti" isimli eserinde
lizlerin bankasý Müslüman savaþçýlar tara- Baykal istifa etti ve ne hikmetse daha her- iþaret ettiði bir hadis-i þerif ile sözü nokta-
fýndan havaya uçurulur, Fetullah efendi ge- kes hâdiseyi nasýl okuyacaðýný ve yorumla- layalým:
cikmeden taziye yollar, derin kalb burkun- yacaðýný düþünürken taa Pensilvanya'dan "Ümmetim için korktuklarým arasýnda
tularýný iletir… Baykal'a destek telefonu geldi sýcaðý sýcaðý- en fenasý, saptýrýcý önderlerdir."
22 BARAN Yorum
OKURLARIMIZLA BULUÞUYORUZ

NECÝP FAZIL ve FETÝH


-Salih Mirzabeyoðlu ve Fetih-
Tarih: 30 Mayýs 2010 Pazar Saat:14 00

Yer: Baran Dergisi Toplantý Salonu

Camii Kebir Mah. Sýraberberler Sok. No:4/2- A

Kasýmpaþa- Beyoðlu -Ýstanbul

Tel: (0212) 3614418

Program: Ýman, Þuur ve Aksiyon Üzerine Konuþmalar

Sürprizler... Hediye ve Helalleþmeler...

Not: Mutad Aralýklarla Yaptýðýmýz Okurlarýmýzla Buluþmayý da Bu Vesile Ýle Gün Boyu Gerçekleþtireceðiz.

MÜCADELE Baþkanlýðýnda Genel Merkez MAYIS 1979...


heyetinin refakatinde defnedil-
TARÝHÝMÝZDEN di: ÝBDA
Adana M.T.T.B. Teþkilatý
mensubu kardeþimiz Halil Yolu TARÝHÝNDE
Çetin 25 Mayýs 1979 gecesi sol KÖÞE TAÞI
gruba mensup kiþilerce gece
evinde vuruldu ve 7 Haziran SAYILAN
Yolumuz,
1979 Perþembe günü Hakk'ýn
AKINCI GÜÇ
rahmetine kavuþtu.
Adana Ziraat Fakültesi 2. DERGÝSÝ
sýnýf talebesi olan Halil Çetin 8 Kavgasý YAYIN
Haziran Cuma günü doðum
yeri olan Çanakkale'nin Çan HAYATINA
kazasýnda M.T.T.B.'li dava
arkadaþlarýnýn ve Hasan Angý Kavgamýz! BAÞLADI...
Haber BARAN 23

Haftanýn Fotoðrafý

MÜZE MÝ, CÂMÝ MÝ?


TEMSÝLCÝLÝKLER
ÝSTANBUL 05323810740 G.ANTEP: Gökhan Altunsoy, 05427283694
Esenyurt: Özlem Turplu, Merkez: (Hukuk Danýþmaný)
KIRIKKALE
05396638660 ANTALYA Av. Çaðrý Cengiz, 05056948358-
Esenler: M. Yavuz Uçum, Merkez: Yakub Köse, 03423216165 Serhat Annadiç, 05469083448
05335747045 05436641228 Alparslan Kocaoðlan,
YURTDIÞI
Kayýþdaðý: Ýbrahim Gülþen, Manavgat: Emrullah Arslan, 05383700437
05355645963 05369654657 ALMANYA:
Sultanbeyli: Mus’ab Keskin, GÝRESUN:
Okan Fettahoðlu, 0049 15778470487
05062030924 BURSA Þebinkarahisar: Hasan Taner Baba,
Ümraniye: Selim Çelik, Nilüfer, Enes Ersin Yener 05392594402 Niedersachsen Eyaleti:
05384097418 05393782374
Cesareddin Musluoðlu,
Üsküdar: Enbiya Coþkun, ÝZMÝT HAKKARÝ - VAN:
05558448515 Kerim Gözaçan 05423139644- Merkez: Ersin Saðlamer, 0049 1799998223
05337307609 05422278790
ÝSVÝÇRE:
ANKARA
Merkez: Yemliha Kayýhan, ERZURUM: KONYA: Simurg Lerzan, 0041 787931279
05384956583 Merkez: Bektaþ Bilmez, Merkez: Hakký Aka, 05347793939
BREZÝLYA:
05383004937 KARAMAN
Keçiören: Sebahaddin Arslan, Merkez: Merve Leticia, 301 60-031

Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü:Selim Zengin  Yayýn Kurulu: Kâzým Albayrak, Nazif Keskin, Mevlüt Yýlma-
zer, Adil Doðru  Hukuk Danýþmaný: Av. Ahmet Arslan  Ýdâri Müdür: M. Yavuz Uçum  Ýdare Yeri: Cami-i Ke-
bir Mh. Sýraberberler Sk. No: 2 Daire: 4 Kasýmpaþa/Beyoðlu - ÝSTANBUL Tel-Fax: (0212) 361 44 18 05416604089
Abone Bedeli: 3 Aylýk: 25 YTL 6 Aylýk: 50 YTL Yurtdýþý: 3 Aylýk: 60 Euro 6 Aylýk: 120 Euro Posta Çeki Hesabý: M.
HAFTALIK SÝYASÝ DERGÝ Yavuz Uçum: 6141305 (on line tercih ediniz)  Teknik Hazýrlýk: BARAN  Baský: Kuþak Ofset; Himayei Etfal Sk. Yýl-
Sayý:175 Mayýs 2010 - 20
dýrým Han No:1171-2 Caðaloðlu - ÝSTANBUL Tel: (0212) 527 41 03  Daðýtým: Turkuvaz Daðýtým  Yayýn Türü: Yay-
BÝZE YAZIN:
barandergisi@gmail.com gýn Süreli  Baský Tarihi: 19 Mayýs 2010
“MUH T E Þ E M
OLANI,
TÜM
ÝHTÝÞAMIYLA
KAVRAMAK”

KAPTAN
Ha gece olmuþ ha gündüz
seyir temaþa gezmek - benim iþim
kuruldum mu gemime çaðýn kaptaný
-”liman görününce pusula gerekmez!”-
en çok pusulama güvenirim

You might also like