Professional Documents
Culture Documents
Fuzuli - Murabba
Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgârım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Fuzuli
Günümüz Türkçesiyie
Dostluk Linkleri
muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet ...
Sosyal Gruplar 5 sayfadan, 1. sayfa 1 2 3 4 5 >
Sayfaya Git...
Konu Araçları
03-07-09, 11:19 #1
Hızlı Üye
veni-vidi-vici
geldim-gördüm-yendim
sezar
sen de mi brutüs
sezar
“Bir çivi bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı,
bir ayak bir atı, bir at kumandanı, bir kumandan bir
orduyu, bir ordu da bir milleti mahveder"
03-07-09, 18:17 #2
boşlukta
04-07-09, 00:23 #3
Bağımlı
I Have A Dream...
Martin Luther King
Giriş Tarihi: 13-12-2006
Yaş: 22
Mesajlar: 972
04-07-09, 00:25 #4
Sonsuzluğun Yüceliği
31-07-09, 21:49 #5
Meraklı
Yer: 61.gen.tr
Mesajlar: 261
Google
Facebook
My Yahoo!
Konu Araçları
Gönderme Kuralları
Cevap yazamazsınız
Dosya gönderemezsiniz
Mesajlarınızı
düzenleyemezsiniz
BB code is Açık
Smiley Açık
Forum Rules
ForumTR Servisleri: Vidyotup - Haber - Chat - Oyun - Mail - IRC - Efes - Faceb
" 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 * - Bksp
Tab q w e r t y u ı o p ğ ü Enter
Caps a s d f g h j k l ş i ,
AltGr
Karakutu
SSS
Arama
Üye Listesi
Kullanıcı Grupları
Kayıt Ol
Profil
Özel Mesajlarınız
Giriş
Gazete Oku
Karakutu Forum Ana Sayfası -> Divan Edebiyatı
Haberler
Forum ANLAM-SIZ Tarih: Prş Oca 03, 2008 10:06 am Mesaj konusu: müstesna
KARAKUTU YAZARI beyitler/dizeler
Ekart
Ana Konular
Gazeller, mersiyeler, kasideler vs...
Arşiv Kayıt: Dec 14, 2005
Mesajlar: 879 isteyen açıklamasıyla birlikte yazabilir.
Sinema
Sesli Kitap İyi yahut kötü, bu dünyada ne edersen onu bulursun. Hatta karşılığını sen
görmesen bile evladına miras kalır.
Kitap Tahlili
Üye Günlüğü
Özel Mesaj
ANLAM-SIZ Tarih: Prş Oca 03, 2008 10:09 am Mesaj konusu:
KARAKUTU YAZARI
Metin Gönderme
Tavsiye Edin
Arz-ı hal etmeğe cana seni tenha bulamam
Künye Seni tenha bulıcak kendimi asla bulamam
Kayıt: Dec 14, 2005
İletişim
Mesajlar: 879 "Selikî"
Başa dön
Arama
ANLAM-SIZ Tarih: Prş Oca 03, 2008 10:20 am Mesaj konusu:
KARAKUTU YAZARI
Ara
Başa dön
partner-pub-5356
ISO-8859-9
Ara
ceve Tarih: Prş Oca 03, 2008 11:59 am Mesaj konusu: Re: müstesna
Yazar beyitler/dizeler
w w w .karakutu.c
Yunus Emre
Reklam
Yukarıdaki beyit kadar anlam yüklü başka bir beyit yazılmamıştır şimdiye
kadar.
Başa dön
oasiller Tarih: Prş Oca 03, 2008 4:04 pm Mesaj konusu:
PAKİSTAN
Yeni Üye
Bir Sarmaşık Olsaydım
ARABESK ŞARKILARIN
TAHLİL DENEMESİ
Akira Kurosawa
Düşleten Müzikler
Mokhtabad Tab'ım ne mantık u ne bedi u ne beyân arar
Biharf u savt söyleyecek hemzebân arar
Yol Arkadaşım
öteki ile beriki
Ebubekir Efendi
Yazamıyorum artık.....
şiirin anatomisi.. ve
kötü şiir Kayıt: Jan 11, 2007
Kim dost kim düşman?
Mesajlar: 64
Bölünük Ülke
Korsan Devlet’e Başa
Dur! dön
Demeliydik
Sayın Baykal’ın istifası
ardından CHP’de
yaşanan gelişmelerzeytinagaci Tarih: Prş Oca 03, 2008 5:32 pm Mesaj konusu:
KARAKUTU YAZARI
Lars Von Trier
Yaşı/yorum
MUTLULUK Tahammül eylemez zur-ı hevaya perde-i ismet
KEMAL TAHİR VE Gîrîban-çâki-i gül dest-i bîdâd-ı sabadandır.
MARKSİZM
N.Kemal
Siyaset İletişimin
Kayıt: Mar 08, 2007
Mesajları Mesajlar: 828 Masumiyet perdesi, arzu ve heveslerin baskılarına ya da zorluklarına
Katip Burtleby - Nereden: İzmir dayanamaz.
Melville Gülün yakasının yırtılması da sabah rüzgarının zalim elinden olmuştur.
Karakutu.com-Kültür
Başa dön
Sanat Forumu
Karakutu - RSSsidharta
- Tarih: Prş Oca 03, 2008 9:39 pm Mesaj konusu:
Yeni Üye
Alexa
aşk imiş her ne varsa alemde,ilm bir kıylu kal imiş ancak.
Fuzuli.
Başa dön
Karakutu Site RSS
ANLAM-SIZ Tarih: Cum Oca 04, 2008 2:32 pm Mesaj konusu:
Karakutu Haber RSS
KARAKUTU YAZARI
Karakutu TV RSS
Karakutu Forum RSS
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şişeden ruhsâr-ı âl olmuş sana.
Kayıt: Dec 14, 2005
Giriş Sayfanız Yapın
Mesajlar: 879 Nedim
Giriş sayfanız Yapın
Favorilere Ekle! İncelik haddeden geçmiş, sana boy pos olmuş; sırça kabdan şarap süzülmüş,
sana kırmızı yanak olmuş.
İletişim Formu
15:29:09 Başa dön
Önemli Linkler
askpirin Tarih: Cum Oca 04, 2008 3:00 pm Mesaj konusu:
Tüm gazeteler Sadece Okur Adayı
Bölümüne Yazabilir
TRT
ŞEB-İ YELDAYI MÜNECCİMLE MUVAKKİT NE BİLİR
Sabah MÜPTELA-YI GAMA SOR KİM GECELER KAÇ SAAT
Milliyet
Kayıt: Apr 01, 2007
Radikal Mesajlar: 8
İngilizce Dersler
askpirin Tarih: Cum Oca 04, 2008 3:04 pm Mesaj konusu:
DW-World Türkçe
Sadece Okur Adayı
Bölümüne Yazabilir
VOA Türkçe
bu beyitinde Yavuz Sultan Selime ait olduğu söyleniyor.
Google
ŞİRLER PENÇE-İ KAHRIMDA OLURKEN LERZAN
Zoque BENİ BİR GÖZLERİ AHUYA ZEBUN ETTİ FELEK.
Karakutu.org
Kayıt: Apr 01, 2007
Mesajlar: 8
Başa dön
sidharta Tarih: Cum Oca 04, 2008 5:26 pm Mesaj konusu:
Yeni Üye
Başa dön
sidharta Tarih: Cmt Oca 05, 2008 1:31 pm Mesaj konusu:
Yeni Üye
Başa dön
simko Tarih: Pts Oca 07, 2008 4:24 am Mesaj konusu: herşey iki
Sadece Okur Adayı mısrada
Bölümüne Yazabilir
Başa dön
sidharta Tarih: Pts Oca 07, 2008 7:41 pm Mesaj konusu:
Yeni Üye
Başa dön
kukulkan Tarih: Pts Oca 07, 2008 10:31 pm Mesaj konusu:
KARAKUTU YAZARI
(Ey tabib! Bana ilaç vermekten elini çek. Bana ilaç verme ki,
benim asıl sonum senin vereceğin ilaçtandır)
Başa dön
OK
Mesajları göster: Önceki başlık :: Sonraki başlık
Tüm saatler GMT +2
Saat
Karakutu Forum Ana Sayfası -> Divan Edebiyatı
Sayfa 1, 2 Sonraki
ee701ba7a86c4d
Forum Seçin:
OK
Benzer Başlıklar
Cevapla
Başlık Yazar Forum Tarih
r
müstesna 3maymun Okur Adayları İçin 1 Çrş Eyl 20, 2006 4:48 pm
denizzeyne
pablo neruda dan dizeler... Şairler ve Şiirleri 0 Pzr Tem 09, 2006 1:04 pm
p
PHP-Nuke
İnanmam
Posted in İBRETLİK HİKAYELER, İSLAMİ YAZILAR etiketler ile seni seviyorum on Nisan 28, 2010 by islamasevgi
Rabiatü’l-Adeviyye’ye ait şöyle hikmetli bir kıssa anlatılır:
“–İnanmam.”
“–İnanmam.”
“–Yani yoldan geçmekte olan şu güzel ve genç kadından daha çok mu seviyorsun…?”
Sevdiğini iddia eden kişi, bu sual üzerine işaret edilen tarafa dönüp bakıyor. Fakat bu esnada
Rabiatü’l-Adeviyye de adama tokatı patlatıyor ve diyor ki:
5 Yorum »
Sarayın kapısına gitmiş padişahın karşısına çıkarılmış sohbet muhabbet zaman geçmiş
saraydan ayrılırken padişah dervişin cebine bir altın konulmasını emretmiş.
Sarayın dışında dervişimizi takip eden sahte derviş kılıklı biri yanına yanaşmış ,
-Ya arkadaş ,Padişah seni neden saraya davet etti ?Derdi neymiş?’falan filan bir yığın sorgu
suale tutmuş.Her gün bir altın aldığını da öğrenince.’Onun yaptığı işi ben de yaparım’ diye
düşünmüş.Sormuş,
-Ya kardeş, hergün ben de seninle gelsem rahatsız olmazsın değil mi?’ demiş belki Padişah
bana da bir altın verir çoluk çocuğum nasiplenir.’
İyi dervişimiz:
-Padişah’ımla muhabbet ederken kötü kokarım ‘sözlerine sözüm ona çare de üretmiş
-ağzına mendil tutarsın kardeşim ‘demiş.O gün aynen böyle olmuş bizim derviş ağzını
mendille örterek padişahla söyleşisini sürdürmüş.Bu arada sahte derviş fırsat bulduğunda
Padişahın kulağına eğilip,
-Al bunu fırıncıya götür’ demiş.okuma yazması yok tabii tam kapıdan çıkıp fırıncıya
gidecekken sahte derviş :
-İstersen ver o pusulayı ben götüreyim fırıncıya , belki Padişah ekmek lütfetmiştir çocuklara
götürürüm senin ekmeğe ihtiyacın mı olur?’ demiş.
Onunda okuması yok,pusula böylece sahte dervişin elinden fırıncıya ulaşmış.fırıncı kağıtta
yazılan ‘bunu sana getireni kızgın fırına at’ emrini hemen yerine getirip sahte dervişi küt ,alev
alev yanan kızgın fırına yollamış.Ertesi gün gerçek derviş yine saraya gelmiş.Padişah
şaşırmış:
Alıntı
4 Yorum »
Kalp Kapıları
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Şubat 23, 2010 by islamasevgi
19. yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt’ın, bir bahçeyi anlatan tablosu Londra
Kraliyet Akademisi’nde sergileniyordu.
Hunt’ın “Evrenin Işığı” adını verdiği bu tabloda gece elinde bir fenerle bahçede duran filozof
görünüşlü bir adam vardı.
Adam, öteki eliyle bir kapıyı vuruyor ve içeriden sanki bir yanıt bekliyormuşçasına duruyordu. Tabloyu
inceleyen bir sanat eleştirmeni Hunt’a döndü “Güzel bir tablo doğrusu, ama anlamını bir türlü
kavrayamadım” dedi.” “Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı?
Hunt gülümsedi. “Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki…”dedi ve tablosunun anlamını
açıkladı.
“Bu kapı, insan kalbini simgeliyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışında kola gereksinim yoktur…”
1 Yorum »
Bu Salâ Kime…
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Ocak 30, 2010 by islamasevgi
Yıllar önce, köyün birine bir imam görevlendirilmişti. İmam gençti ve yeni evliydi. Gayretli
ve çalışkandı. İnsanları namazla buluşturmak için çaba sarf eden samimi bir insandı. Fakat ne
kadar çabalasa da köyün erkeklerini camiye, cemaate çekmeyi başaramamıştı.
Belki de yazın yoğun dönemi olduğu için Cuma haricinde insanlar gitmiyordu. Kapı kapı
dolaştı, olmadı. İşlerinde yardımcı olmayı teklif etti, olmadı. Namazın hikmetlerinden
bahsetti, yine olmadı.
Herkes merakla kimin öldüğünü soruyor; ama kimse bilmiyordu. Tarlaya, bağa, bahçeye
gitmeye hazırlanan köylü, soluğu camide aldı.
Herkes imamın salâyı bitirip çıkmasını bekliyordu. Nihayet imam gözüktü. Biri atıldı hemen:
- Hoca! Kim öldü Allah aşkına? Kimsenin haberi yok, ismini de söylemedin.
O zamana kadar cemaati kapıda göremeyen imam, öfkeyle bağırdı:
- Kim olacak! Sizin ruhunuz ölmüş, onun için okudum salâyı. Şayet ölmemiş olsaydı, dört
aydır buradayım, sabah namazına bir tek Allah’ın kulu gelip de saf tutmadı.
alıntı
2 Yorum »
KÖR KUYU
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Ocak 26, 2010 by islamasevgi
Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyununbirine düşmüş. Niye
düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü.
Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını
çekemedi ve güm.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi,anırdı yani.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun
bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden
adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak
attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi ve sonunda yukarıya
kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.
Hayat, bazen bizim de üzerimize üzerimize gelir. (Ne bazeni, çoğu zaman.) Toz toprakla
örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp
silkinmek ve kurtulmak,aydınlığa adım atmaktır.
ALINTI
Yorum Yapın »
Gülermisin Ağlarmısın?
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Aralık 2, 2009 by islamasevgi
Yaşlı adam baya bir hayvanı kestikten sonra “ben yoruldum başka birini bul” der.
İmam:
Ne bakıyosunuz bana iki rekât namaz kıldırdık diye hemen Müslüman mı olduk? der
8 Yorum »
Allah Veriyor
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Kasım 20, 2009 by islamasevgi
Bir satıcı; “ Bir hayli halim var,çok ucuza satıyorum,alan yok mu?” diye bağırıyordu.
Satıcı: “ Git başımdan be adam! Sen delimisin ki? Kim hiçe karşılık başkasına bir şey verir?”
Sûfi: “Allah veriyor”dedi.“Üstelik hiçe karşılık her şeyi veriyor, istersen daha da fazlasını
ihsan ediyor.”
Allah’ın rahmeti öğlen güneşi gibidir, ışığın ulaşamadığı yer olmaz.
3 Yorum »
İnCİ Tanesi
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Eylül 11, 2009 by islamasevgi
Damla,kendisini hor görünce sedefin biri onu koynuna alıp seve seve besledi.
Felek de onun işini öyle düzgün yürüttü ki, nihayet padişahlara yaraşan namlı bir inci oldu.
1 Yorum »
Allah(c.c) Demek…
Posted in İBRETLİK HİKAYELER on Ağustos 9, 2009 by islamasevgi
Fakir bir genç, padişahın kızına aşık olmuş.
Bu ümitsiz sevdasını gidip meşhur dervişine anlatarak yardım dilemiş. Derviş: “Evlâdım,
şehrin girişinde tam yol ağzında otur, kim ne derse desin sadece ‘Allah’ diye cevap ver.”
demiş.
Fakir genç, denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime
konuşmadan “Allah” demiş. Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. Zamanla
“Allah” diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış. Nihayet bir gün padişah da genci
merak etmiş. Dervişten, genç hakkında bilgi istemiş.
Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş. Padişah, kalkıp genci ziyarete
gitmiş. “Kimsin?Derdin ne? Ne istersin?” demiş ise de, genç, padişaha karşı da “Allah”
demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış.
Derviş akşam gencin yanına gelmiş. “Padişah sana “Kızımı vereyim” diyene kadar, sen ondan
sakın ola ki bir istekte bulunma!” diye tembihte bulunmuş. Nihayet bir gün padişah gelip: “Ne
istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim.” deyince,
Genç, dervişin şaşkın bakışları altında “Yok” demiş. Artık onu da istemiyorum.
Ben başka birisinin hatırı için Allah dedim, Allah devrin padişahını ayağıma getirip, benim
gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi.
2 Yorum »
Sonra bütün melekler, hep birlikte kanatlarını açarak, insanları kanatlarıyla örterler. Böylece
yer ile gök arası melek ile dolar. Allah’ı anıp öven topluluk dağılıncaya kadar onlarla beraber
olurlar.
Allah, her şeyi meleklerden daha iyi bildiği halde meleklerine sorar:
- Nereden geliyorsunuz?
- Dünyada yaşayan bazı kullarının yanından geliyoruz. Onlar bir araya gelmişler ve seni
tespih ediyorlardı.
- Kullarım bir araya gelmiş ne diyorlardı?
- Subhanallah diyerek seni övüyorlar. Allahu Ekber diyerek seni en büyük olarak kabul
ettiklerini söylüyorlar. La ilahe İlallah diyerek senden başka ilah olmadığına şahitlik
ediyorlar. Elhamdulillah diyerek de sana hamd ediyorlar.
- Benden ne istiyorlar?
- Senden cennetini istiyorlar.
- Cenneti görmüşler mi?
- Hayır ey Rabbimiz. Cenneti görmediler.
- Ya cenneti görselerdi, ne yaparlardı?
- Şayet cenneti görselerdi, onu daha çok isterler ve onun için daha çok çalışırlardı.
- Neden korkuyorlar?
- Cehenneme girmekten korkuyorlar.
- Onlar cehennemi görmüşler mi?
- Hayır ey Rabbimiz. Cehennemi görmediler.
- Ya cehennemi görselerdi ne yaparlardı?
- Şayet cehennemi görselerdi, ondan daha çok korkar ve kaçarlardı.
6 Yorum »
« Önceki Yazılar
Arama Sonuçları
hasan on Rabbim Geri Gönder……
) Yoksul bir yaşam sürmüş, doğru dürüst okula gidememiş, kendi kendini yetiştirmiş bir
sanatçımızdır. Edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji, tıp, tarih, hukuk... alanlarında çok geniş bir
kültüre sahiptir. Yaşamını yazdıklarıyla kazanan sanatçı, para kaygısıyla yazdığı eserlerde "Server
Bedii" takma adını kullanmıştır.
Bu parçada sözü edilen sanatçı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tarık Buğra
B) Kemal Tahir
C) Orhan Kemal
D) Reşat Nuri Güntekin
E) Peyami Safa
3) İlk şöhretini "Kirpi" imzasıyla yazdığı iğneleyici eleştiri yazılarıyla yapmıştır. Yine bu yazıları
yüzünden Anadolu'nun çeşitli illerine sürgüne gönderilmiştir. Böylece Anadolu insanını yakından
tanımıştır. "Memleket Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri, Sürgün, Kirpi'nin Dedikleri" gibi eserler vermiştir.
Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Falih Rıfkı Atay B) Refik Halit Karay
C) Suut Kemal Yetkin D) Peyami Safa
E) Ahmet Rasim
4) Edebiyatımızın modernleşmesi yolunda büyük çaba harcamıştır. Gerek içerik gerek biçim
yönünden Tanzimat şiirini yenileştirmiştir. Romantizmin etkisiyle yazdığı şiirlerinde coşkun bir lirizm
vardır. Tiyatro eserleri de yazmasına karşın, dönemin koşulları gereği bunlar daha çok okunmak
içindir, ilk pastoral şiir olan "Sahra" ve modern bir mersiye olan "Makber" önemli şiirlerindendir.
Bu parçada tanıtılan şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Abdülhak Hamit Tarhan
B) Ahmet Hamdi Tanpınar
C) Recaizade Mahmut Ekrem
D) Faruk Nafiz Çamlıbel
E) Cenap Sahabettin
5) Sanat hayatına Fecr-i Ati'de başlayan bu topluluğun dağılmasıyla Milli edebiyata katılmış; öykü,
roman, hikâye, deneme, makale, oyun, monografi, anı, mensur şiir türünde eserler vermiştir. Önemli
romanlarından biri olan ……………………….Tanzimat'la başlayan yanlış Batılılaşmanın toplumdaki etkisi
ve üç kuşakta meydana getirdiği çatışmayı anlatır.
Bu parçadaki boşluklara aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Peyami Safa - Fatih-Harbiye
B) Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu
C) Halide Edip Adıvar- Sinekli Bakkal
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Kiralık Konak
E) Halikarnas Balıkçısı - Ötelerin Çocuğu
6) İnsan doğasına, akla ve sağduyuya önem veren bu sanatçılar, konularını Eski Yunan ve Latin
edebiyatının başyapıtlarından seçmiş; tanrıların ve idealize edilmiş soylu tiplerin yaşamını, kurallara
sıkı sıkıya bağlı bir dil, açık ve yalın bir üslupla anlatmışlardır.
Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun olarak eser veren sanatçılar ve temsilcisi oldukları
akım birlikte verilmiştir?
A) Racine, Corneille, Moliere; klasisizm
B) La Fontaine, Victor Hugo, Voltaire; romantizm
C) A. Dumas Pere, Balzac, G. Flaubert; realizm
D) Racine, Corneille, Voltaire; parnasizm
E) Voltaire, G. Flaubert, Balzac; romantizm
9) Cumhuriyet döneminde deneme ve eleştirileriyle tanındı. Türkçenin özleşmesi için çalıştı. Genç
şair ve yazarları sanat dünyasına kazandırdı. "Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri" gibi eserlerinde
devrik cümleyi, Türkçenin anlatım olanaklarını zorlamadan, ustaca kullandı.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Suut Kemal Yetkin
B) Fethi Naci
C) Nurullah Ataç
D) Ahmet Kutsi Tecer
E) Cevdet Kudret
10) I. Bu akımın temelleri Ömer Seyfettin'in Genç Kalemler dergisinde çıkan yazılarıyla atılmıştır.
(Milli Edebiyatçılar)
II. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra bir araya gelerek, gözden düşen edebiyatın gelişmesine
hizmet edeceklerini açıkladılar. (Fecr-i Aticiler)
III. "Sanat için sanat" anlayışını benimseyip Batı'yı örnek alarak yeni nazım biçimleriyle şiirler
yazdılar. (Servet-i Fünuncular)
IV. I. kuşak daha çok toplumsal konularda yazarken, II. kuşak bireysel ve felsefi konulara yöneldi.
(Tanzimatçılar)
V. Yayınladıkları "Yeni Lisan" adlı makale onların yazılarında kullandıkları dilin özelliklerini
bildiriyordu. (Yedi Meşaleciler)
Yukarıdakilerden hangisi, ayraç içinde belirtilen toplulukla ilgili bir bilgi değildir?
12) Gerek sağlam roman tekniğinin öncülüğü gerekse realizmin ilk olgun ürünlerini vermesi
bakımından Türk edebiyatına, roman ve hikâye alanında büyük katkısı olan bir sanatçıdır. Konularını
İstanbul’un çeşitli kesimlerinden seçer; ancak sosyal sorunları ele almak gibi bir amacı yoktur.
Gözleme çok önem verir. Romanlarının konularını genellikle aydın tabakanın hayatından alır.
Hikâyelerinin önemli bir kısmında halkın arasına girmeye çalışmıştır. Onların yaşayış, âdet ve
inançlarını anlatmıştır. "Nemide, Aşk-ı Memnu, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekâsı" gibi romanları
vardır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tevfik Fikret
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Mehmet Rauf
D) Cenap Sahabettin
E) Süleyman Nazif
14) Divan şiirinin en yaygın türü olan en az beş en çok on beş beyitten oluşur. Özel bir gazel biçimi
olan uzun ve kısa dizelerin art arda sıralanması biçimindedir, iki uzun iki kısa dize bir beyit sayılır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere, verilen bilgilere göre sırasıyla aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) gazel - kaside
B) gazel - müstezat
C) kaside - mesnevi
D) kaside - müstezat
E) gazel - mesnevi
15) İlk romanlarında bireysel duyguları, kadın ruhunun özelliklerini işler. Bunlar psikolojik sevgi
romanlarıdır. Kurtuluş Savaşı yıllarında toplumsal konulara yönelir. Vatan sevgisi ve kurtuluş ülküsünü
destanlaştırır. Ama bunları yaparken dili savruk ve özensizdir. "Handan, Yeni Turan" eserleri arasında
yer alır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Reşat Nuri Güntekin
B) Falih Rıfkı Atay
C) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
D) Halide Nusret Zorlutuna
E) Halide Edip Adıvar
1. Bir sözcüğün, benzetme amacı güdülmeden başka bir varlık ya da kavramı anlatacak biçimde
kullanılmasına "mecaz-ı mürsel" denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bu tanıma uygun bir kullanım yoktur?
A) Televizyondaki filme o kadar dalmıştı ki fokurdayan tencereyi bile duymuyordu.
B) Tren, sıkıntılı geçen bir yolculuktan sonra İstanbul’a girdi.
C) Bu yaz hem Doğu klasiklerini hem de Orhan Kemal'i okuyacağım.
D) Güneş, baharın ilk günleriyle birlikte karlı dağların ardından gülümsemeye başladı.
E) Yeni Türkçe öğretmenimiz de bizim apartmanda oturuyor.
2. Namık Kemal şiir ve tiyatrolarının yanı sıra önemli romanlar da yazmıştır. Onun ....................adlı
eseri ilk ............. roman,.................... adını taşıyan eseri ise ilk .........................roman olarak kabul
edilir.
Parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Karabibik - bilimsel - Araba Sevdası - natüralist
B) Akif Bey - özgün - Aşk-ı Memnu - psikolojik
C) İntibah - edebi - Cezmi - tarihi
D) Şair Evlenmesi - Batılı - Afife Anjelik - realist
E) Mai ve Siyah - modern - Kara Bela - sembolik
3. Edebiyatımızda köyden söz eden ilk eser olarak kabul edilir. Realist ve natüralist özellikler taşır.
Eserde anlatılanlar Antalya'nın bir köyünde geçer. Romandan çok uzun hikâye sayılır.
Parçada sözü edilen eser ve yazarı aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
A) Hüseyin Fellah -Ahmet Mithat Efendi
B) Karabibik - Nabizâde Nazım
C) Eylül - Mehmet Rauf
D) İntibah - Namık Kemal
E) Sergüzeşt - Samipaşazade Sezai
4. Ziya Paşa, Harabat adlı antolojisinde Divan edebiyatında büyük değerler bulunduğunu ortaya
koymaya çalışır. Bu eser, Namık Kemal tarafından yeni şiire ihanet olarak kabul edilip şiddetle
eleştirilir.
Bu parçada sözü edilen ve edebiyatımızda ilk eleştiri örneği sayılan eser, aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şiir ve İnşa B) Istılahat-ı Edebiye
5. Dünya edebiyatında öne çıkmış büyük yazarların çoğu, yarattıkları kahramanlarla özdeşleşmişlerdir.
Nitekim ……………..yaşatan ……………………...
Bu parçada boş bırakılan yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin getirilmesi uygun değildir?
A) Daniel Defoe'yi - Robinson Crusoe'dur
B) Mark Twain'i - Tom Sawyer'dir
C) Shakespeare'i - Macbeth'tir
D) Goethe'yi - Faust'tur
E) Balzac'ı - Jean Valjan'dır
7. Aşağıdakilerin hangisinde boş bırakılan yere ayraç içindeki sözcük getirilirse tanım yanlış olur?
A) Bir topluluğa belirli bir düşünceyi aşılamak için yapılan etkili ve inandırıcı konuşmalara ……………….
denir, (söylev)
B) Bir yazarın, başından geçen ya da tanık olduğu olay ve olguları, günü gününe tarih düşerek
aktardığı yazı türüne....................... denir (günce)
C) ……………….. bir yazarın belirli bir konu üzerinde kesin sonuçlara varacak şekilde, bilimsel görüş ve
düşüncelerini dile getirdiği yazı türüdür. (Deneme)
D) Bir kimsenin kendi yaşam öyküsünü yine kendisinin yazıp anlattığı yapıtlara ……………………denir,
(otobiyografi)
E) ..................... güncel bir konu hakkında, bir yazarın, iddia ve ispat kaygısı taşımadan bireysel görüş
ve yorumlarını aktardığı yazı türüdür. (Fıkra)
8. Şiirlerinde didaktik öğelere yer vererek Divan şiirinde yeni bir yol açmıştır. Özellikle toplumsal
düzensizlikleri, yaşamın kişiyi kötü yapan yönlerini göstermiş, din ve ahlâkla ilgili öğütler vermiştir.
Divanından başka "Hayriye", "Hayrabad" adlı mesnevileri, gezi notları ve mektupları vardır.
Bu parçada tanıtılan 17. yüzyıl Divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Baki B) Nef'i
E) Necati
9. Cumhuriyet Dönemi oyun yazarlarındandır. Bir süre yayıncılık ve filmcilikle uğraşmış, mizah
dergiciliği yöneticiliği, köşe yazarlığı yapmıştır. Edebiyattaki ününü tiyatrolarıyla kazanmıştır. Bu tür
yapıtlarında genellikle toplumsal bozuklukları, kurumları ve kişileri eleştiren, kimi zaman da gülünç
yanlarıyla sergileyen bir tutum izlemiştir. Yapıtları arasında Bir Kilo Namus, Cengiz Han'ın Bisikleti,
Aman Avcı, Canavar Cafer, Açıl Susam Açıl, Karayar Köprüsü sayılabilir.
Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Refik Erduran B) Orhan Asena
C) Aziz Nesin D) Haldun Taner
E) Recep Bilginer
10. I. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
II. Bir gün deniz ölgündü. Bir oltayla balıkta
Kuşlar gibi yalnız, yapayalnızdım açıkta
III. Ufkumda bir dakika görmeksizin kara
Hür gökte, hür denizde uçar, hür ufuklara
IV. Hiç durmadan koştun bu umman için dün de
Geçmişin yorgunluğu içindesin bugün de
V. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar
Yukarıdaki ikili dizelerin hangisinde "zengin uyak" vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
11. (I) "Destan devri" olarak da adlandırılan İslamiyet öncesi Türk edebiyatı "sözlü" ve "yazılı" olmak
üzere iki eksende değerlendirilir. (II) Sözlü edebiyat ürünleri "destan, koşuk, sav, sagu" olmak üzere
dört başlıkta karşımıza çıkar. (III) Kendilerine şaman, kam, ozan, baksı denen kimseler tarafından
söylenip yaygınlaştıran bu ürünlerin kimilerine Kaşgarlı Mahmut'un Divanü Lügati't Türk adlı yapıtında
rastlamak mümkündür. (IV) Dış etkilere genelde kapalı olan bu ürünler, öz ve yalın bir Türkçe
eşliğinde ulusal duyarlılıklarla oluşturulmuştur. (V) Yazılı edebiyat alanında ise IX. yüzyıl eserlerinden
olan ve kim tarafından yazıldığı bilinmeyen "Göktürk Yazıtları" akla gelir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
I
IV V
yoldaşlarınızda yunuslar.
Bu cümledeki numaralanmış yerlerin hangi ikisinde "ulama" vardır?
A) I. ve III. B) II. ve III. C) II. ve IV
D) I. ve V. E) IV ve V
14. (I) Tragedyanın amacı korku ve acıma duyguları uyandırarak arınma sağlamak, komedyanınki ise
sıradan kişilerin kusurlarını göstererek insanları güldürürken düşündürmektir. (II) Tragedyada her
çeşit tutku ve büyük serüvenlerle dolu yaşantılar yansıtılır; oysa komedya günlük yaşantının olayları
içinde kalır. (III) Tragedyaya özgü kişiler soylu, komedyada çizilen tipler ise aşağı tabakadan
insanlardır. (IV) Trajik karakterler iyi, hiç hata yapmayan, zaafları olmayan insanlardır; komik
karakterler ise hatalarından dolayı yıkıma uğrayan kişilerdir. (V) Sanatçı tragedyanın kişilerini çizerken
abartma yapabilir; oysa komedya yaşama bağlı kaldığı için gerçeğe benzerlik göstermek
zorundadır.
'Tragedya" ile "komedya" türlerini karşılaştıran bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
15. Sabırlı bir gözlemci olan sanatçı; ustalığını, hep İstanbul yaşantılarını anlatan roman ve
öykülerindeki gözlem gücüne, bütün incelikleri, ayrıntıları yansıtabilirle becerisine borçludur.
Sanatçının romanları ve onların bütün özelliklerini olduğu gibi taşıyan öyküleri, Türk toplumunun elli
yıllık yaşayışına ait çok zengin malzeme ile doludur.
Bu parçada sanatçı yanı tanıtılan ve "Şık, Şıpsevdi, Gulyabani" gibi romanların yazarı olan
sanatçımız, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahmet Rasim
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Hüseyin Rahmi Gürpınar
D) Ahmet Mithat Efendi
E) Ömer Seyfettin
17. Türk şiirinde yeni bir aşıdır onların yaptıkları. Modern Türk şiirinde, Batı ile atbaşı gitme çabasının
ilk tohumları bu akımla, Orhan Veli ve arkadaşları tarafından atılmıştır, denebilir.
Parçada sözü edilen akım ve akımın adı anılmayan diğer sanatçıları aşağıdakilerin hangisinde
verilmiştir?
A) Garip Akımı / ilhan Berk, Turgut Uyar
B) Yedi Meşaleciler / Ziya Osman, Yaşar Nabi
C) II. Yeniciler / Cemal Süreya, Ece Ayhan
D) Milli Edebiyat /Ali Canip, Ziya Gökalp
E) Garip Akımı / Oktay Rifat, Melih Cevdet
1. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının genel özellikleri arasında yer almaz?
reddetmişlerdir.
A) Orhan Veli Kanık – Oktay Rifat Horozcu – Melih Cevdet Anday
4. 1930’lu yıllarda bir grup genç bir araya geldiler. “Canlılık, samimiyet ve daima yenilik” ilkesini
benimsediler. Hececilerin elinde tıkanan şiirimize yeni ufuklar açmayı amaçladılar. Cevdet Kudret,
Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır gibi tanınmış sanatçılardan oluşmuş bu grup şiirimize istedikleri
gibi bir yenilik getiremediklerinden kısa sürede dağıldı.
A) Yedi Meşaleciler B) Birinci Yeniler C) İkinci Yeniler D) Fecr- i Ati topluluğu E) Beş Hececiler
D) Sarı Sıcak
6. “Ok” şiiri hariç bütün şiirlerini aruzla yazmıştır. Batı şiiriyle eski Türk şiirini bir noktada buluşturmayı
başarabilmiştir.Şiirlerinde Osmanlı medeniyet ve kültürüne bağlı kalmıştır. Türk musikisine, İstanbul’a
hayrandır. “Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla” en tanınmış eserleridir.
9. Çeşitli gazetelerde başyazrlık yaptı.Daha çok gezi ve anı türlerinde eserleri vardır. Yazılarıyla Milli
Mücadele’yi destekleyen yazar, Atatürk devrimlerinin de savunucusu olmuştur. “Çankaya”, “Zeytin
Dağı” , “Ateş ve Güneş” , “Baş veren İnkılapçı” eserlerinden bazılarıdır.
10. “Kırgızistan Türk edebiyatının dünyaca tanınmış yazarıdır. Dünyada en çok okunan romancılar
arasında yer alır. Eserlerinde doğa, aşk ve vatan sevgisi geniş yer tutar. İlhamını Manas ve diğer Kırgız
destanlarından ve efsanelerinden alır. “Cemile” adlı romanı dünyada bütün zamanların en çok
okunan aşk romanı seçilmiştir. Sanatçıya Sovyetler Birliği’nde en değerli edebiyat ödülü sayılan Lenin
Ödülü verilmiştir.”
Yukarıda sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
D) Aybek
doğmuştur.
çıkarılmalıdır.
12. Attila İlhan’ın öncülüğünü yaptığı bir akımdır. Garip şiir akımının tersine şiirde sanatlı ve şairane
bir söyleyişi benimsemişlerdir. Bu akım adını Attila İlhan’ın çıkardığı bir dergiden almıştır.
A) Maviciler
Edebiyatımızda deniz çığırını açmış, sürgün olarak gittiği Bodrum’da deniz insanlarını, Bodrum’u ,Ege
denizinin efsanelerini, Akdeniz savaşlarını, lirik bir dille anlatmıştır.
E) Yaprak Dökümü
17.
getirememişlerdir.
görmüşlerdir.
6. A 7. A 8. D 9. D 10. A 11. A 12. A
13. A 14. E 15. C 16. B 17. D 18. B