Professional Documents
Culture Documents
Tıp Tarihi
ÖZET
Türkiye’nin yabancı işgalinden kurtularak, bağımsız bir Türk devletinin kurulması, yeni bir devletin
kurulmasının ötesinde, ulusçuluk ve halkçılık prensipleri çerçevesinde toplum ve devlet yaşamında daha önce
bilinmeyen bir anlayışı da içermektedir. Bu anlayış, devletin toplumun hizmeti için var olduğu prensibi olup,
bu anlayış 1923’ten itibaren kurulan Cumhuriyet hükümetlerinin izledikleri politikaların temelini
oluşturmuştur. “Ulusa hizmet” prensibinin açık bir şekilde uygulanmaya çalışıldığı ve böylece izlenebildiği
alanlardan biri ve belki en önemlisi sağlık hizmetleri olmuştur. Osmanlı Devletinde sağlık işleri “Dahiliye
Nazırlığı” na bağlı “Sıhhiye Umum Müdürlüğü” tarafından yönetiliyordu. 23 Nisan 1920’den on gün sonra
çıkarılan yasa ile “Sıhhıye ve Muaveneti İçtimaiye Vekilliği” kuruldu. Böylece yetki ilk kez bir bakanlık
düzeyine çıkarıldı. Cumhuriyet kurulduktan sonra sağlık hizmetleri hızlı bir planlama sürecine girmiş, geniş
bir örgütlenme ile halk sağlığı hizmetleri, tanı ve tedavi hizmetleri olarak gelişmeye başlamıştır. Bir sayısal
örnek olarak 1923’te 554 olan hekim sayısı 1940’da 2378’e ulaşmıştır. Cumhuriyetin ilk 15 yılında sağlık
alanında yapılanlar uluslararası ölçekte bir sağlık devriminin gerçekleştirilmesidir. Bu yazıda sağlık
hizmetleri için söz konusu 15 yıllık dönemdeki değişim nicel verilerle açıklanmaya çalışılmıştır.
SUMMARY
The establishment of indepenedent Turkish Republic via rescuing aliens occupation have achieved a
new mind including nationalism and populism in all respect of social life. This new mind was that being a
state means to serve its people and this vision occured in the political programs of all governments from
1923. The one and maybe the most important field for the process of this new mind, serve to nation, was
relating to the health services. During Otoman Impire, a general directory of health depends on ministery for
internal affairs was responsible of health services. After establishment of the first Turkish Parliement in 1920,
the ministry of Health was settled by a related law with number 3. After the establishment of Turkish
Republic, health services became to improve in a rapid progress with planning and carrying out as the
services of public health, diagnose, scanning, and therapeutic implications. As an example, there were 554
medical doctors in 1923, in 1940 this number reached to 2378. The accomplishment during the first 15-year
period was a real revoluation on the health of Turkish people. This article is subject to the changes on health
services during the period mentioned above through quantitative data.
162
Devlet – Toplum İlişkisinde Yeni Anlayış
163
Ankara evinde faaliyete başladı. Bir bakan ve iki bakan yardımcısı toplam
personeli oluşturdu. Üç kişilik bu bakanlık kadrosu ağırlıklı olarak Milli
Mücadele’nin askeri sıhhi hizmetlerini koordine ettiler, ama bir yandan da
önderlikle birlikte geleceğin programını oluşturdular (Resim 1).
Resim 1: Ankara Hacı Bayram Semtinde 1923 yılında açılan Türkiye Cumhuriyeti Sağlık
Vekaleti Binası (İlk Sağlık Bakanlığı Binası) (Sağlık Hizmetlerinde 50.Yıl, Sağlık ve
Sosyal Yardım Bakanlığı Yayınları, Ankara. 1973; s: 39).
164
2. Kurumsallaşma: Bakanlık merkezini organize etmek, numune
hastaneleri, sağlık merkezleri, sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri
açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzısıhha okulu ve hıfzısıhha enstitüleri
kurmak.
3. Personel temini: Bakanlık merkez kadrosunun oluşturulması, hekim,
sağlık memuru ve ebe yetiştirmek, sıtma, verem, trahom, frengi ve kuduz gibi
önemli hastalıklarla savaş ekipleri kurmak.
Osmanlı Devleti döneminde sağlık mevzuatıyla ilgili ciddi bir etüd
ve/veya çalışma olmadığı için 1923 – 1938 yılları arasında “Sağlık Mevzuatı”
çalışmaları önemli bir yer tutmaktadır. Bu dönemde, Genç Cumhuriyetin sağlık
sistemi adeta yeniden yapılandırılmış ve örgütlenmiştir. Öyle ki on üç yıl içinde
sağlık sisteminin kuruluş ve örgütlenmesi amacıyla bakanlık tarafından 50 yasa ve
18 tüzük hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur. Bunların belli başlıları tarih
sırasına göre şunlardır (4):
1. 1926 Tarih ve 831 Sayılı Sular Hakkında Kanun.
2. 926 Tarih ve 826 Sayılı Etibbanın Sıtma Enstitülerinde Staj
Mecburiyeti Hakkındaki Kanun
3. 1926 Tarih ve 927 Sayılı Sıcak ve Soğuk Maden Sularının İstismarı İle
Kaplıcalar Tesisatı Hakkında Kanun.
4. 1926 Tarih ve 1262 Sayılı Türk Kodeksi Hakkında Kanun.
5. 1926 Tarih ve 839 Sayılı Sıtma Mücadelesi Hakkında Kanun.
6. 1927 Tarih ve 984 sayılı Ecza Ticarethaneleri ile Sanat ve Ziraat
İşlerinde Kullanılan Zehirli ve Müessir Kimyevi Maddelerin Satıldığı
Dükkanlara Mahsus Kanun.
7. 1927 Tarih ve 992 Sayılı Seriri ve Gıdai Taharriyat ve Tahlilat Yapılan
ve Mısli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya
laboratuarları Kanunu.
8. 1928 Tarih ve 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarz-ı
İcrasına Dair Kanun.
9. 1928 Tarih ve 1262 Sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu.
10. 1930 Tarih ve 1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu.
11. 1933 Tarih ve 2219 Sayılı Hususi Hastaneler Kanunu.
12. 1933 Tarih ve 2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi
Hakkında Kanun.
13. 1934 Tarih ve 2821 Sayılı Seyyar Tabiplerin Vazifeleri Hakkında
Talimatname.
14. 1935 Tarih ve 2767 Sayılı Sıtma ve Frengi İlaçları Kanunu.
15. 1936 Tarih ve 3039 Sayılı Çeltik Ekim kanunu.
16. 1936 Tarih ve 3017 Sayılı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti
Teşkilat ve Memurin Kanunu.
İdari Çalışmalar:
Yukarıda konu edilen yasalar ile Cumhuriyet döneminin sağlık örgütü esas
olarak şekillendirildi. Hekimlik mesleğinin uygulama kuralları düzenlendi ve
165
hekimlerin görev - çalışma koşulları belirlendi. Serbest çalışan hekimlerle diş
hekimlerinin, eczacıların, ebelerin mesleki çalışma kuralları saptandı.
1928 yılında, “Tebabet ve Şuabatı Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair
Kanun” adı ile çıkarılan ve halen yürürlükte olan “1219 sayılı, sağlık
mesleklerinin nasıl yürütüleceğine dair kanun” Cumhuriyetin en büyük
eserlerinden biri olarak kabul edilebilir. Ayrıca 1930 yılında çıkarılan 1593 sayılı
Umumi Hıfzısıhha Yasası, o dönemin uluslararası alanda en ileri sağlık
yasalarından biriydi. Sovyetler Birliği hariç Yakın Asya, Orta Doğu ve Türkiye’ye
komşu ülkeler dahil bir çok Avrupa ülkesinde benzer bir umumi yasa yoktu. Yasa
o denli toplumsal bir yayılım taşıyordu ki, yasanın bakanlığın görevlerini
belirleyen 18 maddesinden 15’i “koruyucu sağlık hizmetleri” ile ilgiliydi.
Bu dönemde sağlık alanında yapılan bütün çalışmalara ve devletin sağlık
örgütünün yapılanmasını başaran kişi Dr. Refik Saydam’dır (Resim 2).
Dr. Refik Saydam tarafından sivil yönetime paralel olarak kurulan sağlık
örgütü, merkezde Sağlık Bakanı ve Bakanlık Örgütü, illerde valiye bağlı ve onun
sağlık işlerinde danışmanı olan sağlık müdürü ile ilçelerde kaymakama bağlı ve
kaymakamın danışmanı olan hükümet tabibinden oluşmaktadır. Cumhuriyet’in ilk
15 yılı içinde nüfusun %90’ından fazlası kırsal kesimde yaşadığı için sağlık
örgütlenmesinin kilit noktasında Sağlık Bakanlığı’ nın kırsal bölgelerdeki
temsilcisi durumunda olan hükümet tabipleri bulunmaktadır.
Hükümet tabibinin pek çok görevi bulunmaktadır. Bu görevler dört ana
başlık çerçevesinde toplanabilir:
1. Koruyucu Hekimlik Görevleri,
2. İyileştirici Hekimlik Görevleri,
3. Adli Hekimlik Görevleri,
4. Sağlık Yöneticiliği Görevleridir.
Nüfusa ve hizmetin azlığına - çokluğuna bakılmaksızın her ilçeye bir
hükümet tabibi atanmıştır. Cumhuriyet yönetimi kırsal kesim sağlık hizmetlerinde
yeni bir dönem başlatmıştır. Hatta bu alan, ilk kez hizmete açılmıştır denebilir.
166
Hizmet Çalışmaları:
167
Sağlık Bakanlığı 1923 yılında tüm ülkede 554 hekim, 60 eczacı, 560 sağlık
memuru ve 136 ebe ile hizmete başlamıştır. Hekim başına düşen nüfus 1923
yılında 30.000 dolayındadır. Bu sayı Cumhuriyet yönetiminin nasıl yetersiz bir
personel kadrosu ile hizmete başladığını göstermesi açısından son derece
önemlidir. 1935 yılında hekim sayısı 1625’e, ebe sayısı 400, sağlık memuru sayısı
1365’e ulaşmış, başlangıçta hiç kaydı olmayan 202 hemşire kayda girmiştir.
Gelişme süreci o kadar hızlıdır ki, dışarıdan getirilenler dahil 1940 yılında hekim
sayısı 2378 (1923’e göre 17 yılda 4 misli)’e, hemşire sayısı 405’e ulaşmıştır (8).
Eğitim Çalışmaları:
168
Hıfzısıhha Müessesesi kuruldu. Diğer aşı üreten kuruluşların nitelik ve üretim
yetenekleri yükseltildi. Tıp fakültesinde okuyan öğrencileri ücretsiz yatırmak ve
yedirmek için 1924’te 200 kişilik Tıp Talebe Yurdu açıldı. Anadolu’nun çeşitli
yörelerinde sağlık memuru ve ebe yetiştiren okullar açıldı, İzmir’de 100 yataklı
özürlüler okulu hizmete sokuldu. Sağlık Bakanlığı eğitim amacıyla ilgili değişik
kitap, dergi vb yayınlarda bulunduğu gibi, aynı amaçla çeşitli eğitim ve geliştirme
kursları da açmıştır.
Tıp Fakültelerinden mezun olan hekimlerle, devlet, özel idare, belediye,
askeri kurum ve kuruluşlarda çalışan hekimlere 1927 yılında 3 ay süre ile sıtma
kursu zorunluluğu getirilmiştir. 1928 yılında Adana Sıtma Enstitüsü’nün açılması
ile buarad hekimlere düzenli kurslar başlatılmıştır (11).
1936 yılında Ankara’da Merkez Hıfzısıhha Müessesine bağlı olarak
çalışan “Halk Sağlığı Okulu” açıldı. Bu okul uzun süre her düzeyde sağlık
personeli yetiştirdi ve halk sağlığı alanında uzmanlık eğitimi verdi.
169
(6). 1920 yılında muayene edilen trahomlu olgu sayısı 2950 iken, bu sayı 1940’da
120700’e ulaşmıştır, yeni vaka oranı muayene edilenler içinde % 69.9’dan %
20.2’ye düşmüştür (6).
1924’te Heybeliada’da bir verem sanatoryumu, Ankara, Bursa ve
İstanbul’da verem dispanserleri açıldı. 1930’da özellikle Doğu Karadeniz’de
yaygın olan ölümcül Ankilostom parazitine karşı mücadele başlatıldı, üç yıl içinde
43.865 hasta tedavi edildi (8).
Kuduz, Anadolu’da hiçbir tanı, takip ve tedavi kurumu olmadığı için
önemli bir sorundu. O yıllarda sadece İstanbul’da “Darülkelp Tedavihanesi”
adıyla bir köpek takip ve ıslah evi vardı. Bu nedenle Anadolu’da bir çok ölüme
neden olan Kuduz’u önlemek için, Sivas, Diyarbakır ve Erzurum’da Kuduz tedavi
müesseseleri açıldı. Çok önemli bir gelişme olarak yerli kuduz aşısı üretimi
başarıldı (8).
Ülkemizde ilk sağlık kongresi, 2 Eylül 1925’te Ankara’da toplanan I. Milli
Türk Tıp Kongresi’dir. Yukarıda değinilen halk sağlığı ile ilgili çalışmaların
stratejileri bu kongrede belirlenmiştir.
Cumhuriyetin ilk 15 yılında sağlık alanında yapılanlar incelendiğinde,
kuşkusuz uluslararası ölçekte bir sağlık devriminin gerçekleştirildiği görülecektir.
Toplum sağlığını hedef alan, her kesime ulaşan, parasız, eşit, nitelikli bir sağlık
sistemi o zaman kurulmuştur. Sağlık hizmetlerinde bugün girilen yol dikkate
alındığında aradaki anlayış ve kavram farklılığı rahatça ortaya çıkmaktadır.
KAYNAKLAR
170
171