You are on page 1of 561

M. U. iLAHiYAT F AKULTESi V' AKFI YAYINLARI Nu.

50

FUSUSU'L-HiKEM

•• •

TERCUME VE SERHI

IV

Ahmed Avni Konuk

Haztrlauanlar

Prof.Dr. Mustafa TAHRALI

Yrd.Doc;.Dr. Selc;uk ERAYDIN

iSTANBUL 2005

M.U. iLAHiYAT FAKULTESi VAKFI YAYINLARI Nu.50

ISBN 975-548-036-6 (Takim) ISBN 975-548-176-1 (4. Cilt)



Bash-Cilt Ulus Matb aasr

3. Basim

Arahk 2005 iSTANBUL

M.U. Il ah iy at Fakiiltesi Vakfi Yaymlan Mahir iz Cad. Nu.2 Bag larb asr 34662 USKUDAR / iSTANBUL

Tel. : 0216 651 15 06 - 651 15 05 Fax: 0216 651 00 61 - 651 14 72

t<;;:tNDEKtLER

D6RDONCO C1LDl TAKD1M EDERKEN (M. Tahrah - S.Eraydm 7

- Ayn ve Ayniyyet (M. TahraIl) .....••.•..••..••••••.••..•••••..•......••.•............•..•..•..•... 9

- Fususu'l-Hikem'e Yapilan Bcizl Itirazlar (S. Eraydm) 'Zl

FUsii'SU'L-HiKEM TERCfiME VE f$ERHi: IV. C1LT (Ahmed Avni Konuk) .. 1-386

XXI. lKELIME-1 ZEKERAvlYYE'DE MONDEMlc "HlKMET-l MALIKlYYE"

BEyANINDA OLAN FASTIRI .•..•••.••••••••.••••••••••••••••••••.•••••••••.• '" '" , .. ,. 1

- [Vncud-mahz, tmkan-i mahz, adem-I mahz] .4

XXII. BU FASS-I l?ERiF KEL1ME-lILyAslvYE'DE MONDE~C OLAN

"HIKMET-I iNAs1YYE"N1N BEYANINDADIR ••••••••••••••••••••••.•••.•••••.••••.•••••.••••••••••• zr

- Mevtm-i Dunyada Hasr ve Nesr 61

XXIII. BU FASS KELiME-t LOKMANIYYE'DE vAKI' "HIKMET-t IHsANlYYE"

BEyA.NINDADIR .••••••.••.•.•...•.•...•..••.••.••..••••...••..•..••.••..•..•..••..••.••..•..•••••.•••.••... 71

-[Ma'lumun mertebeleri] 71

-[$ey'in mertebeleril 78

XXN. BU FASS KELiME-t HARONiYYE'DE MONDERlC "H1KMET-l

IMAM1YYE" BEyANINDADIR g)

xxv. lKELIME-l MOSEV1YYE'DE MONDEMlc "HIKMET-I ULvlYYE" BEyANINDA

OLAN FASTIRJ 125

-[Esma-i llahiyyenm delaletl] 126

-[Fir'avn'm sihhat-I imam hakkmda] 148

-[Kafirin imaru] 155

XXV. [lklnci ~rh) KELIME-l MOSEV1YYE'DE MONDEMlC OLAN "HIKMET-l

ULvlYYE" FASSIDIR 217

-[Hayabn 11~ mertebesi] 237

-[VQCUd-l Hakk'm Q~ mertebesi) 240

-[tJah kelimesinin ma'nalanl 295

-Ilmamn smiflartl .....•......•... ~ ...•............................................................... 308

XXVI. [BU FASS KELtME-t HAIlOlVYE'OE MONOEMlc "HtKMET-t

SAMEOlVYE" BEyA.NINDADIR] ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••.••.••••••• 311

XXVII. BU FASS KEI1ME-t MUHAMMEolVYE'OE MONoEMlC "HtKMET-t

FERDlVYE"BEYA.NINDADIR •••••••••••••••••••••• : 317

-lllm-t tibb-r atikln esaslan) ..................••................................................ 355

-[Rahmet dort asil Qzerine mebnidir) 361

EKLER VE iNDEKSLER ••••••••••••••••••.•••••••••••••••••••••...•.•.•••••••.••••••••••.••..•••••••••••••.••••••• 387 -LOOATCE ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••..•••••.•••••••••••••••••••••••••..••••••••• 389

-Ayet-i KeIimeler lndekst 405

-Hadis-I ~rlfler lndekst 408

-~. Melek ve Yer isimleri Indeksi ~ 410

-Kitap ve Fass lstmlert Indekst 412

-Istilahlar ve Bcizl Kelimeler lndekst 413-448



-FUSUSU'L-HtKEM (Arap~a Metni) .

6

OORDUNCti ciLDi TAKDiM EDERKEN

Merhum Ahmed Avni Konuk Bey'in Fusiisu'I-Hikem'Terciime ve ~rhi'nin bu dorduncu cildiyle kitap tamamlanmis olmaktadir. ttk cildinin yaymlandigi 1987 yilmdan bugune gittik~e artan bir alaka goren kitabm 1. cildi tukenmtstfr. Terciime ve ~rh'in. diline ragmen alaka ve kabul gOrmesinin sebebl, samyoruz ki, baslangici Tiirklerin lslamlyett kabulune kadar giden tasavvufi hayat ve diifiiincenin celniyetimizde koklu bir temeli ve her devirde temsilcileri olmasmdan ve 13. asrrdan itibaren de Ibn Arabi. Sadreddin Konevi ve Mevliina'mn eserlerinin tasavvufi .Irfan ve tefekkiir hayatirmzm muhteva ve cercevesint . olusturmakta kazandigi Itibar ve "otorite"den ileri gelmektedir, Osmanh mutasavviflarmm Turkee ve Arapca yazdiklari eserleri tamdikca dinf-tasavvufi tefekkur ve trfamrmzm clhansnmul husustyetlerinin daha iyi anlasihcagma tnamyoruz. Dtnitefekkurun thyasinda, gerek Tiirkiye'de ve gerekse Islam alemtnde, Ibn Arabi ekolunun buyuk bir katkisi olacagmi sOylemek her halde bir miibalaga vc tarafgirlik addedilmeyecektir. Zira san iki asirhk devrede Islam dunyasi ve Tiirkiye'de oldukea gert planda kalan, hatta bazr cevre ve topluluklarda bilhassa dini tltm, dustmce ve san'at hayatmdan zorla uzak tutulmaya eahsrlan tasavvufve Ibn Arabi ekolunun eserlerl oldugunu tesbit etmek mumkundur. Son yirlni-otuz senedir Ban ulkelertnde Mevlana ve Ibn Arabi'nin eserlerlyle tasavvufa gostertlen alaka, Tiirkiyc ve Islam ulkelermde de yaym hayatmda miisbet gehsmelere sebep olmustur, MIsrr'da Kiiltiir Bakanhgitarafmdan 1972 yilmdan beii. bazi stddetlt muhalefetlere ragmen, FtltUhit-. Mekkiyye'nin tahkikli baskismm yaymlanmaya devam etmesi (heniiz kitabm ii~te birlsi olan 14 cild yaymlanabilmtsttr) buna btr ornekttr, diyebilirlz. A. Avni Bey'in bu ~erht'ni ve aynca 1992 yih bahannda yayinlanrms olacak yine Ibn Arabi'ye ait Tedbirit-. bihiyye Terclline ve ,erhi'nt de bu acsdan degerlendirebUiriz. Ahmed Avni Bey'in 12-15 cilt tutacak Mesnevi ~rhi de yaymlandigi takdirde ibn Arabi ve Mevlana'rnn eserlerlnl daha yakmdan tammak ve anlamak tmkarn dogmu~ olacaktrr,

Dorduncu etltte Fusus'un san yedi "fass"; bulunmakla beraber, Musa Fassi'mn iki serht vertlmlstlr, Zira A. Avni Bey'in bu fassm serht sanunda verdigi bilgiye gore cvinde yangm ~lkml§ ve kitaplan ve bu arada Musil Fassi'mn serhi de, yanrmstir. Bu fassi yeniden serh eden A. Avni Bey, daha sonra ilk serhtn ihvarnndan birt tarafmdan istinsah edtldigtnt Ogrenlnifi ve oradan ilk serht tsttnsah ederek kitabmm i~ine koymustur, Boylece Musil Fassr iki defa serh edtlmis olmaktadir. Biz de, miieUifinin yapngI gibi, bu iki serht de kttabm i~inde yaymlamayi uygun gOrdiik. Az ~ok farkh bilgiler de fhtiva eden bu Iki serhin bir arada nesredtlmestntn, "Fir'avn'm Imam mes'elesi"ni de inceleyen Musa Fassi'mn anlasrlmasinda yardimci olac~ kaniiatindeyiz.

FusUsu'l-Hikem Terctlme ve'erhi'ni miiellifin yazdlgI dil He aynen ve kelimelerl miimkiin mertebe dogru okumaya ve telaffuz etmeye yarayan btr tmla Ile yaymlamaya eahsnk. lmla bakirmndan dort cilt boyunca her kelimede tutarh bir tmla birligi saglamak murnkun olmadiysa da, anahatlariyla bazr esas ve kafdeleri tatbik edebildik., Mesela giinumiiz Tiirk~sinde keUme sonlarindakl (b ve d) harfinin (p ve t) ye d{jnu~mesl, ~ok kullamlan (sebeb, kitab, cevab, vncud, mevcud) glbi kellmelerl zaman zaman (sebep, kitap, cevap, vucut, mevcut) gibi yazrnarmza sebep oldu, Bugun az kullamlan veya hi~

kullarulmayan kel1melerde tse degi'iUdtk yapmamaya ¢1'itIk. Ara~'da ii~ sesli harfl veren fetha (e,a), kesre (I ve t) ve zamme (ii ve u) gtbt tkiljer sesle TOrk~de telaffuz edtIdtgi tein, aym kellmentn bir veya tki sesli harftntn farkh yazIldlj!I olmustur. Aynca TI:irk~de (dad) harftnin(dad ve zad) 'ieklinde tki tiirlii telaffuz edilmest, aym kOkten gelen kelimelerden bazrsmm (d) bazlslmn (z) Ile yazrlmasuu gerekttrdt. Mesela "efdal" ve "fazilet", "fazIl" ve "mefdul" gtbi. Bu ve benzeri diger farkh yazIlI'ilan okuyucuIarm hos gOrecegtni umanz.

Kur'an-i Kerim okuyusunda zardri olan ve asrrlardir Tiirk~emtze tyice yerlesmts bulunan, maalesefbugilnkii lmlada biiyiik ekseriyetin Ihmal ettigi uzun (a,i ve u) seslertnt daima (a,i ve ii) 'ieklinde vermeye ~all'itIk. Uzun seslilerin gOsterilmemest mana kan'ilkhAu:ta sebep olduj!I.I gtbi, dogru telaffuzu bulmayt da gil~le'itirmektedtr. sadece "kaf harftnden 'sonra gelen uzun (a ve u) seslerini (i ve 0) ljeklinde vererek "kaf"; "kef' harftnden ayirmaya ve uzun sesliyi gOstermeye ¢1'itlk. Bir sesstz harfle biten uzun heceli (can, agyar, ruh, meshur, mahsus] gtbi kelimeleri, yalm hallerinde, zaman zaman (can, agyar, ruh, rneshur, mahsus) gtbt, (") uzatma i'iareti koymadan yazdik, Bu ve benzeri durumlar bir kelimenin ikt Imla ile yazilmasma sebep olmus tse de; btlinen kelimelerde olan bu farkh yazihslarm mana kan'ilkllj!I dogurmayacaguu iimit ederiz. sakin hemze veayn harfini (') apostrof i~ti Ile gOsterdik. sadece nadir kelimelerde ve liiga~ede saktn ayn'i gOstermek i~in saga donnk apostrof (') t~retini kullanmaga eahstik, Btr tek i~retin ikt harf t~tn kullamlmasimn bazl gil~liikler ortaya Clkaracaj!I muhakkak olmakla beraber, bu mahzuru gOze almak durumunda kaldik,

Nadir kullamlanve pek a'itna olmadignma keltmeleri giiciimiiz yetttgtnce dogru okumaya ve dogru yazmaya &ayret ettik. Yine de bazl kellmelertn okunus ve seslendiriltstnde yanhelar olabilir. Okuyuculann ikaz etmesi halmde, bunlan tnsaallah sonraki baskilarda duzeltmek mumkundur,

Ebu'l-Ala el-Afifi'nin hazrrledigi tahkikli Fusiisu'I-Hikem metmyle A. Avn! Bey'in kullandig; metin arasmdaki farklan diger ctItlerde olduj!I.I gtbt yine kitabm sonunda verdtk. Bu dtpnotlarrm yazan Hattat Yrd. Doe. Dr. Muhtddin Serin'e, Zekeriyya ve llyas Fass'Iarrmn dakttlo mnsveddestnl yazan DOC. Dr. Mehmet Demirci'ye, Harun Fassi'mn dakttIo miisveddesini yazan Doc, Dr. lrfan Giindiiz'e, ~rhtn 2.,3. ve 4. cildini yaymlayan ve mevcudu kalmayan 1. cildt de tekrar yaymlamayi planlayan Marmara Oniversitesi llahiyat Fakultesi Vakfi yOnetictlerine tesekkurlertrmzt bir daha trade etmek isteriz.

Fusiisu'I-Hlkem miiellifini ve bu eseri tercnme ve 'ierh ederek TOrk~emtze kazandiran Ahmed Avnt Konuk Bey't rahmetle anar, eserin fik1r ve trfan hayatnmza faydah olmasim Cenab-i Hak'tan niyaz ederiz.

27 Ocak 1992-Bagl~1

D~. Dr. Mustafa TAHRALI M.O. llahtyat Fak\iltest .

TasavvufTarthi Ogretim Oyesi

Yrd, ~. Dr. Seleuk ERAYDIN M.O. tlahiyat Fakiiltesi Tasavvuf Tarthi OgretinI Oyesi

-8-

AYNVEAYNiYYET

Doc. Dr. Mustafa TAHRALI

Fusiisu'l-Hikem TercUme ve $erhi'nde cok sik tekrar eden kelimelerden birtntn "ayn" kellmest, bundan turernts kelimeler ve bu kelime fie yapilmis terkipler oldugunu sC>yleyebiliriz. Pek cok ve ZIt manalar tasiyan bu kelimeyi Ibnu'l-Arabt'ntn veciz ve kapah !fadeler Icmde cesitlt ve ZIt manalarda kullanmasi, aynca bu kelime ile bir bakima varhk ve yaratihs anlayisirn da dile gettrmest, hem Fusiis ve hem de $erhi'nin anlasilmaS1ll1 giic;;:le~tirmektedir. "Ayn" kelimesmtn Turkce cumleler tcmde "ayru" sekltnde yazilmasi Ise, ayn bir zorluk ortaya cikarmakta, hatta yanhs bir anlayisa da sebep olmaktadir. Zira Tiirkc;;:e'de "trpki, benzert ve benzerlik" lfade eden "aym" kelimesinin manasi Arapca "ayn"da yoktur. Onun Icin burada bu kelime iizerinde biraz durarak Fusiisu'l-Hikem okuyucularinm dikkatini cekmek ve kitabm anlasilmasinda onlara yardrrnci olmak istiyoruz.

Biiyiik Arapca liigat Kamiis'un muterctmt Aslill Efendi "Ayn" maddesini aciklarken, bu lafzm "elfaz-r musterekerun eshert ve mana cihetinden ekseri" yaru "ortak mana tasiyan kelimelerin en meshuru ve mana bakimmdan cok mana tasiyan" bir kelime oldugunu belirtmekte, bunlann bazisuun hakiki ve bazismm mecazi oldugunu soylemekte ve krrktan fazla mana zfkretmektedtr.!

1. Mutercim ASlm Efendi, Kimiis, C. III, s. 675 ayn maddesi. Mevlut San, el-MeviridAra~-TUrk~ Ltigat'inde su manalara yer vennektedir: GlSz, g6rme has8esi. goz degrne, delik, nelis, zat. efendt, kavmin l1ereflisl, ordu kumandam, mal, sikkeli altm ve glimul1, dinar, hazir mal, halts,' acik, vazih, insan, belde ehli, bir seyin iyisi ve ktymetlisi, Him, topluluk, glinih, hazrr para, teriizide agma, faiz, oneu asker, casus, bekct, biizl derilerde

FUSOSU'L-HiKEM 1ERCOME VE SERHt

ilii1edigimiz konu bakimmdan daha cok "goz. su kaynagi, bir seym zati, nefst, kendtst, aslr ve hakikati" manalarma gelen bu kelimenin ~ogulu olan uyUn, a'yiin ve a'yin kelimeleri de A Avni Bey'in terciime ve serhtnde kullarulrmstrr, "A'yun" ve "uyftn" kelimelert pek az gecmekle beraber "a'yAn" ve "ayn" sik sik karsmuza cikmaktadir.

Kelam Ilmlnde "boslukta kendi basma yer tutan varhk veya cevher" demektir kt, alemtn asli unsuru olan madde ve ctstmler kasdedilir. Bu "ayn"lar kadtm degtl hadtstir, sonradan yaratilrmslardir. Bu anlayisa gore ayn ve a'y4n sadece aleme mahsus olup Allah'in zatma samtl degildir. Felsefede ise "kendini varhkta tutan (mukavvim) mevcudtyetmt siirdiirmek Icm bir konuma (mahal) muhtac olmayan varhk" anlammda kullarulmis ve islam filozoflan "ayn"lann mahiyetmm yaratilmanus 01- dugunu soylemtslerdtr, Onlara gore "ayn"lar Allah tarafmdan sudur ve feyz yoluyla mevcut kilmnustir. Bu manada yaratma fiilinin bir baslangici yoktur. Aynca felsefede, bu manadan farkh olarak'r~llyn" tertmi, zihni (mucerredlvarhgm mukabtlt olarak "duyularla tdrak.edilen hartci (musahhas) varhk anlammda da kullamlrmstir, Bu manada agac, tas ve insan "ayni" ve lyilik. kotuluk, adalet ve zuliim "zlhni" varhklardir, "Ayn" kelimesi "gayr" kelimestnin mukabilt olarak kullamldigi vakit 0 seym

"kendtsi" kasdedlltr.e •

Kelamcilar ve felsefecilerin terim olarak bennnsedtgt manalar arasmda bir zithk bulundugunu, ashnda lugat manasmdan hareketle ortaya ~lkan bu zithgm anlama gii~liigiine sebep oldugunu belirtmek gerekir. Blr anlarrn "maddi-ctsrnani ve hadts varhk"3 demek olan "ayn ve a'yan", dtger anlamda zfhnl, miicerred ve kadtm varhk manasmda kullamlmaktadir. lbnu'l-Arabt kendt ifadelerinde bu kelimenin hem lugat hem de zfkredilen tertm manalanna yer vermis, aynca hususi bir mana da yiiklemisttr. Onun tcm Fuslisu'J-Hlkem Terciime ve $erhl'ni okurken ve btlhassa lbnu'l-Arabi'nm eserlerini arapcadan okuyanktmselertn bu kelimeye aynca dikkat etmeleri gerekmektedir. Serh'm metln terciimelerinde bazi ciimlelerde gecen "ayn" keltmestntn hangt manada kullamldigmi

g/jz g/jz yufka daireler, koruyucu, gunee, gunesin suasi ve kursu; plDar, .uyun kaynadIgl yer. kuyu g/jru. karial suyunun d/jK1ild1i~ yer; bir ,eyin zan. kendi.i; wlr olan feY. mevcut. Kellmenln t;Ogtllu. a'yiln. uyUn. ve a'yin gelir.

2. Yunus ~evki Yavuz; Tiirkiye Diyinet Valdi islim Ansiklopedisi. C. II. "Ayn" maddest; etTehanevi, Ket,iif. "Ayn" maddest, SUleyman Uludag; TasavvufTeriplIeri StizlfWi. Mfuifet Yay. Istanbul 1991. "Ayn" ve "Ayan-r sabite" maddelert; TDV Islam Ansiilopedisi. "A'yin-l sibite" maddesi.

3. {)mer Nasuhi Bilrnen; Muvazzah ilm-i Kelim. Istanbul 195? s. 157. 158.

-10-

AYN VE AYNiYYET

serhe bas vunnadan anlamak, konudan yeterli derecede haberli olmayan okuyucu tcm hemen hemen Imkansiz gibidir. Bazan yukanda belirttigimiz gtbt iki "ayn" veya "a'yAn" kelimesinin ZIt manada kullanilmasi ise ayn bir gii~luk ortaya cikarmaktadir. Su da hi~ unutulmamahdir ki, Turkcedekl "ayru" kelimesi Arapcadakt "ayn" kelimesiyle ayru manada degtldtr, Turkcede "bir seym trpkisi, cok benzeri" anlammda kullarulan "ayn" kelimesindeki "benzerlik ve benzeri olma"4 manasmi Arapca "ayn" kelimesi tasimamaktadir. Turkcede "Bu sunun ayrudrr" cumlestnde iki seym varhgindan sOz edilmekte ve aralanndaki benzerlik belirtilmektedir. Arapcada "Bu sunun ayrudrr" denilince "Bu onun ta kendisidir, bu 0 seydtr" manasi kasdediUp bu iki seym arasmda "ayniyet"in mevcut, ikilik ve gayriyetin olmadig; soylenmts olmaktadrr; veya ayru cumlede "bu seym digerinin hakikati, ash" oldugu kasdedilir. Bu takdirde biri hakikat ve asil. digeri ise akis, goruntii olup gercek degtldir, Su halde ortada sadece "bir hakikat, bir ayn" vardir neticest cikar. Onun tcm tercume ve serh cnmlelertnde "ayrn" seklmde yazih kelimelere bilhassa dikkat etmek ve Arapea manasmi dii~iinmek gerekmektedir. Yoksa lbnu'l-Arabi ve ~arihin hi~ kasdetmedigt manalar hatira gelebilir. Osmanh Turkcesinde Arapca manalarm belli bashlari kullaruldigi ve cJkuyucu bunlan bildigi tcm boyle bir yanhs anlama soz konusu degtldtr, Modem Turkcede "ayru ve aymsi" kelimeleri sadece benzerlik ifade etmek tcm kullamlmaktadir. Onun tcm Terciime ve ~erh'te "ayn" kelnnesmtn kullamldigi belli bash manalara kisaca tsaret etmek istiyoruz:

1- G6z manasmda:

"Ben onun sem'i (duymasi) ve basan (gonnesi) olurum dedi. Ve onun "ayn"; (gozii) ve iiznu (kulagl) olurum demedi." (Bkz. C. I. s. 165) Imdt kalb ve ayn (goz) Hak hakkmda kendi mu'tekadinin surettnden gayrisini mnsahede etmez." (C. III, s. 10) Boyle olunca onun i~in hasil olan kemal fie, onun aynl (gozii) onunla nurlu oldu." (C. IV, s. 146)

"Ayn" kelimesintn "goz" manasmda cogul (a'yiin) ve baska bir kelime fie tamlama halinde kullarulrrns seklllert de vardrr. Mesela a'yiin-i besatr (basiret gozleri), ayn-l basiret (basiret gozii), kurret-i ayn ve kurretii'l-ayn (goz nuru), ayn-l hiss! (bas gozu) ve ayn-l basar (gonne duyusu olan goz) gibi.

2- Bir seym bizzat kendlSi, ta kendisi manasmda:

4. 1;iemseddin Siimi; Kimii&-a Ttirki. "ayn" ve "aym" maddeleri.

-11-

FUSUSU'L-HtKEM TERCUME VE ~ERHt

Bu artlamda eltmtzdektTeretime ve ~erh'te bir hayli amek vardir:

Ayn-l kurb (yakmhgm ta kendisi), ayn-l nevm (uykunun kendisi, uyku), ayn-l kudret (kudretin ta kendisi) v.s, Bu manada "ayn" kelimesi sadece tekil olarak kullamlmakta ve oldukea sik gecmektedlr.

3. Kaynak, menba'; suyun kaynac:bgI yer, suyun kaynayxp tqtJg'l yer.

Bu manada "ayn" kelimesi Terciime ve ~erh'te pek kullamlmarrustir. Fakat bu kellmenm esanlamhlan olan menba', ma'den, asl, mense', mebde' ve evvel gibi kelimeler, "ayn" (kaynak) kelimesinin mecazi manasi yerine kullamlrrustir ki, bir varhgm ash, prensibi, menset, kaynagi ve baslangiciru Ifade eder.

4- "Ayn" ve ~ogulu "a'yln": blr ,eyln maddi-clsmlni varhll, zihni ve mucerred olmayip, hlrl~te g6rii1en varhll manasmda kullanilrmstir, Bu "maddi" mana hakikat, mahiyet, zat ve nefis kelimelerinde de vardir.

"lmdt mnsemma-yi abdin "ayn"; Hak'tir, Abdin ayn'l seyyid deglldtr." (C. N, s. 84) "Halbuki 0 (giine~) "ayn"da mesela bir kalkan mfkdarmcadir." (C. II, s. 239) "imdi hisonu, ancak sagtru'l-hacm oldugu halde Idrak eder. Halbuki 0 a'ylnmda bu kadrdan biiyiiktiir." (C. II, s. 239) " ... abede-i esnamm busuretlerden onlann a'yanma Ibadet etmeytp ... " (C. N, 121) "Rahmet suret-t umumlyyede ayan-i sabite ve a'yln-l hartceyt



tcad etmtstlr," (C. N, s. 11).

Ayn (a'yln, uydn), nefs ve zat (niifUs ve zevlt) kelimelerinin maddi ve cismant manasi ile, asagida zfkredecegtmlz "manevi ve mucerred Imaddi . olmayan, Ilahi olan) manalari arasmda bir zithk oldugu Iem, eger kelime ge~Ugi yerde dogru olarak anlasrlmarmssa kasdedilen mananm ziddi anlasilacagi muhakkaktir. Bu ZIt manayi da miiellifin demek istedigi bu Imts gtbt gastermek ve sonra da bunu tenkit yoluna gttmek kacmilmaz olmaktadir. Biraz sonra Ismail Fermi Bey'in kitabmdan aynen nakledecegtmiz blr kac sayfahk metmde, Aliyyii'l- Kari'ntn tttrazi ve 1. Fenni'nln cevabmda bu farkh an1aYI~1 garecegiz.

5- "Ayn" ve "a'yln" kelimesinin "hakikat" manasmda kullamlmasi Terciime veSerhte sik sik karsirmza cikmakta ve bu mana lbnu'lArabi'nin "varlik" ve "vahdet-i vucud'' anlayismi da belirlemektedir.

"Ve 0, vucud haysiyyeUyle mevcudatm "ayn'udrr, ( ... ) Zira kendileri Icm adem sabit olan "a'yln" ki, 0 ademde sabltttrler, vucuddan bir koku Isttsmam etmediler. ( ... ) Halbuki mecmu'da, mecmu'dan zahir olan "ayn" birdir. ( ... ) ve ancak "zit" olan "ayn" vardir." (C. II, s. 10). "Bunun hepsi

-12-

AYN VE AYNiYYET

ayn-l vihldedendir. Hayir o, ayn-l vibldedir: 0 Uyiin-l kesiredir." (C. II. s. 20). "lmdi sen "ayn"1ll1 anf 01 ve sen kimsin? Ve hiivlyetln nedir?" (C. II. s. 245). "Ve vucud-i hak, onun ziti ve "ayn"l haysiyyetiyle. ancak hassaten Allah'in vucududur." (C. II. s. 251). "Ve bizim a'yinmnz Ise, nefs-I emrde O'nun zillldtr, O'nun gayri degtldtr. lmdl O. bizim hiivlyetImlzdir: hiivlyetimiz degtldtr'' (C. II. s. 261). "Hak, sem'in ve basann ve elin ve ayagm ve ltsanm "ayn"ldlr." (C. II.s. 297). 'Ve thbar-i sahih ile Hak esyanm "ayn"; oldugunu bildik." (C. II. s. 302). "Zira Ilah-i mutlak bir seye sigmaz. Cunku O. esyanm "ayn"ldrrve nefsinin "ayn"lIDr." (C. IV. s. 385). "Hak, kesir olan vahtddtr, Suretler ile kesirdtr, "ayn"ile vahiddir." (C. IV.s. 46). 'Ve insan "ayn"mdan nast zemm olunmaz: ancak ondan vakr' olan fill zemm olunur. Ve onun ftill tse. onun "ayn"; degildtr." (C. III. s.294).

Biraz yukanda tsaret ettigtrmz gtbi, "hakikat" kelimesi de kat'iyyen "maddi bir gercek ve gercekltk" olarak anlasilmamahdir. Asagida zikredecegimiz gibi. bu keltrne He esanlamh olarak kullamlan kelimelerin manaIan dalma "Hakk'm sanma yakisan, munaslp olan bir hakikat", "manevi btr hakikat". "akilla Idrak edilebilen ve fakat, manevi gerceklig; olmakla beraber, rnaddi olmayan, duyularla Idrak edilem~en manevi, maddeden miicerred bir hakikat" olarak anlasilmahdir. "Hak esyanm aymdir" denildigi zaman, Hak kendi sanma yakisan bir surette varhklarm "ayn"; ve "hakikat"idir seklmde anlasilmalidir. Yoksa bizim tecrubelertmlzle, aletlerle veya duyularmnzla algilayip bildigimiz gtbt, mesela Hak esyanm atomlari, veya asli maddesi veyahut maddenin latif derecesi olan enerjt veyahut da eneIjinin daha latifi olan bir gercek degildir. Zira bunlarm hepsi "sehadet alemt''nde bizim duyularmuzla ve aletlerle idrak ettlgtmtz seylerdlr. Sehadet mertebesi ise "gayriyet" mertebesinin en. kesifi ve sonuncusudur. Bu mertebeden once olan "misal" ve "ervah" mertebeleri de "gayriyet mertebesi" olduguna gore, sehadet alemtndeki "maddi gereege", mtsal alemmdeki "mlsali blr gercege" ve ervah alemmdeki "ruhani bir gercege" Hak demek miimkiin degtldtr. 'Bu iiC;; mertebede "ayniyet" soz konusu degtldtr, "Ayniyet" bu varbklann "ilahi ilimdeki suretlert ve hakikatleri" demek olan, ervah mertebesine tekaddiim eden "ayan-r sabtte" alemtnde mevcuttur, "Hak esyanm aymdir" demek, Hak varhklann "ilmi suretlert ve hakikatidir" demektir. Yoksa, yukanda dorduncu manada ztkretttgtrntz manasiyla Hak esyanm maddi-ctsmant varhklan veya maddi gerc;;egi demek degildir.

-13-

FUSOSU'L-HtKEM 1ERCUME VE ~ERHt

Ayn kelimesi "ayn-i sabtte", "a'yan-i sabite" ve "UyUn-1 sablte" gibt !fadelerle kullamldigi takdirde, bu tertmlert tamyan bir okuyucu icm her hangt bir gii~liik yok ise de, bazan gerek Terciime metinde ve gerekse $erh'te tek olarak gecen "ayn'' ve "a'yln" kelimelerinin ayn-i sabtte ve a'yan-i sabite manasmda kullamldigmi fark etmek kolay olmamaktadrr. }3oyle yerlerde "ayn" ve "a'yln" kelimeleri "hakikat" ve "ilahi ilimdeki hakikat" veya "ilmi suret" manasmda anlasilmahdir.

"Ayan-i sabtte" mertebesinin "ayn"l ve "hakikat"i de "taayyi.in-i evvel" ve "uluhtyet", taayyi.in-i evvel mertebesinin "ayn"; ve "hakikat"i de "lataayiin" ve "zat-i sirf" mertebesidir. Taayyi.in-i evvel mertebesi ile sehadet mertebesi arasmdaki mertebelerin Ia'yan-i sabite, ervah ve mtsal mertebelertl isimleri zikredilmeden kisaltma siiretiyle "Hak esyarnn ayn'idir" denir. Bu "ayn" birdir. Elimizdeki $erh'te sik sik "ayn-l vahlde'' sekltnde ge~mektedir. "Hak" bir oldugu gibi, "ayn" ve "hakikat" de birdir.

Bahsettigtmlz bu "ayn"m bir diger manasi ve onunla esanlamh olarak anlasilmasi gereken diger bazi tertmler de sunlardrr:

A) Z4t, nefs, kendi:

"Gozuri gordiigii bir mahliik yoktur; illa onun "ayn"; ve "ZU"1 Hak'trr." (C. II. s. 275).

Bu kelimelerin, "ayn's gibi zit manah olarak kullarnldigma yukanda isaret etmistfk. Bir seytn "zatvi, "nefs"i ve "kendi" denfldtgt vaktt, 0 seym gozle goriilen "maddi varhgl" anlasihr. Eger bu sey maddi bir varhk degilse, "ilmi", akli, zlhni ve mucerred bir "sey'' tse, bu takdirde bu seytn, maddi-ctsmanl varhgr olmamakla beraber "zat"), "nefs"i ve "kendi" dedigimiz bir varhgl vardrr. lste bunun gtbi. "Hakk'm zati, nefsi, kendi" dedigimiz zaman O'nun Idrak edilemiyen hakikati ve varhgi, zamandan, mekandan, madde ve cisimden munezzeh sadece kendine mahsus olan "hakikat"i ve gercegtkasdedtlmts olur. Bu manadan hareket ederek btr seytn maddi olmayan "hakikat"ine, Allah'a nisbet edilebilen tlahi yonune "nefs", "zat" ve "kendi" denilebilir. Bu manada olmak uzere, meseta "Biz lyetlerlmizi onlarm neflslerlnde onlara g(Ssteririz" (Fussllet, 41/53) ayettndekt "nefsler" (enfiis) kelimesine lbnu'l-Arabl "ayn" manasmi vermrs (Bkz. C. I, s. 266) ve ~arih de "0 nefis dahi senin aynmdrr" seklmde aciklarmstir. Aynca aym yerde "Nefsini bilen Rabb'ini bilir" hadisi de zikredilerek, buradaki "nefs" kelimesi de "ayn" rnanasmda yant "hakikat", "Hakk'a att haktkat", "manevi hakikat" ve "hakiki varhk" sekllnde yorumlanrrustir. Ylne "Biiyiikte ve kucukte ve umiiru bilende ve bilmeyende Allah'm "ayn"; zahtrdlr" (Bkz. C. II, 269) ciimlesindeki "ayn" kelimesini A. Avni Bey her seyde "Allah'm aym zahir, "zat" ve hiiviyeti hazirdir'' seklinde aciklarmstir.

-14-

AYN VE AYNiYYET

Ismail Hakki Bursevi (0. 1725) "Ayn'dan maksud "zat'tir. Ve "zat'fan murad hakikat-i tnsaniyyedtr ki, hakikat-i vucubtyye ve imkaniyyenin berzahidir'P diyerek "ayn" ve "zat''m. bir tsmt "hakikat-i tnsantyye" olan "ayan-i sablte" mertebesi olduguna isaret etmtsur,

,

B)Ayn ve hakikat kelimeleriyle. bir bakrma, esanlamh olarak "ruh" "bAtm" ve "ma'na" keltmelert de kullarulrmstir. lbnu'l-Arabi'nin su cumIesmde iiI,; kelime de birlikte gecmektedtr:

"Hak, ma'na cihetlyle, zahtr olan seym ruhudur. Boyle olunca Hak ... batmdir." (Bkz. C. I. s. 261) "Bmaenaleyh alem O'nun surettdtr: ve 0 alemm nihu olup onu miidebbirdir." (Bkz. C. II. s. 303).

Yukanda tsaret ettlgtmtz gtbt, Hakk'm esyanm ruhu olmasi "ervah mertebesi" itibariyledir. Yoksa Hak, ruhtur demek degfldir. (Bkz. C.l. s. 268). Aym sey "batm" kelimesi icm de soylenebiltr. Zira Hak yalmz Batm degn aym zamanda Zahir'dir. Keza Hak sadece bir miicerred "ma'na" degU, bir olan hak ve hakikattir. Onun lcm bu gtbt kelimelerin "bir Ittbarla. bir bakima, bir vech ile. bir cihetten" soylentldigt unutulmamahdir,

C) "Hiiviyet" kelimesi de "ayn" ve "hakikat'' kelimeleriyle btr bakuna esanlamh olarak kullanilrrnstir. Mesela su cumlelerde boyledtr:

"lmdt O'nun hiiviyyeti. abdin "ayn"; olan cevarihin "ayn"; oldugunu zikr etti." (C. II. s. 277). Hak Teala "blze de. tahkik, kendisi bizlm hiiviyyetimiz oldugunu bildirdi. " (C. III. s. 222). "imdi Hakk'm hiiviyyeti abdin a'za ve kuvasmm "ayn"; olmaktan daha yakm bir yakmhk yoktur." (C. II. s. 284). "Hak alemm hiiviyyeti oldukda, ahkamin hepsi ancak O'nda ve O'ndan zuhur eder. Yeo da "Emrin kiillisi O'na rUeu' eder" (Hud. 11/123) kavlidir. Bu. hakikat ve kesf tartkiyladrr." (C. III. s. 324).

Bu son ciimlede lbnu'l-Arabt'nm "Bu. hakikat ve keslf tarikiyladrr" diye ifade ettig; manayi "ayn "m besmct manasi olarak ztkretttgtmtz "hakikat" ve esanlamh diger kelimelerin hepsi tcm dusunmek gerekir. Bu su demek olur ki "Hakk'm esyanm aym" ve "kulun ayni olmasi", Hak esyanm ve kulun hakikatt, zati, nefst, huviyett. ruhu, batmi ve manasidrr, Bu ise bizim bes duyu ile Idrak etttgtmlz hissi ve bunlara dayanan akli blr Idrak cihetinden degn. "manevt hakikat" ve "kesif"

5.1. H. Bursevi: ~rh-i Nazm-. Hact Bayram, yk. 7a (Siileymfu1iye Ktb. Esat Ef. 1521)

-15-

FUS(]SU'L-HiKEM TERCUME VE ~ERHt

eiheUndendir. "Hakikat ve kestt" yonunden bakilmadigi takdlrde, Hak Hak'tir, esya esyadir, kul kuldur, demek gerekir. Mertebeler yonunden soylenecek olursa: La-taayun ve ahadiyet mertebesine nazaran "el?ya ve kul yoktur". Birinei ve ikinei taayyiin mertebeleri olan vahdet ve vahtdlyet mertebelertne nisbetle "Hak esyanm ve kulun aynldlr. ycini hakikatidir, huvtyettdir, zatidir, nefstdtr, batmidir, manasidir". "lste bu iki mertebe goz oniinde bulunduruluyorsa "ayniyet" mevcut, "gayriyet" yoktur. Ervah mertebesi ttibartyle "Hak esyanm ruhudur": fakat bu mertebe isneyniyet (ikilik) ve gayrtyetln bal?lad~l ilk mertebe oldugu i~in. Hak He esya arasmda bir nevi gaynyet vardir. Mtsal ve sehadet mertebelertnde ise bu gaynyet daha da kesifve al?ikcirdrr.

Tasavvuf edebtyatmuzda "ayn" kelimesi ve esanlamh kelimelerle "ayniyet"i dile geUren beyitlerden bazilarim zikrederek konuya biraz daha aciklik gettrmek istiyoruz:

Mesela Yunus Emre'nin6 su beyitleri:

Kanda tdim ftkr ederdim, ga{Je bakip sukr ederdim

Dost benim ganlilm evinde. tenim iCinde cein imi$ (109/125)

Ol bi-ni$andlT cibandari ne diyelim dilmiz ondan

Ol dlim il deyydn zdt her zdt iCinde zeit olur (67/45)

Sisretler iln diyemez saz kendisiz saylenmez

lsler hicapslZ olmaz risdlet hdsdtdlT (57/25)

ilim ilim btlmekiir, ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin ya nice okumakiir (92/92)

Biz btzi bilmez idik: btz; kendinden eyZedt

E$kere ktldl btzt kendinpinhdn eyledl (241/358)

Onun kim aski gazgilsil kendiide gastertr bizl

Ganill esrUk Hak'a d$tk esir olmU$ bu dermande (218/318)

Kaj da{jl zerrem de{Jil ay u gilne$ bana kul

Asltm Hak'tir $ekk de{Jil. milr$ittir Kur'an. bana (50/12)

6 .yunus Emre Divin. [Haztrlayan: Dr. Mustafa Tatci), Ak~ag Yay. Ankara, 1991. Beyit sonundaki ilk numaralar sayfa, ikinciler stir numarasidir,

-16-

AYN VE AYN1YYET

Ciln yaratb. Adem't bile idik btz kamu

Bu kamu has u rum btr mcidenden eyledi (241/358)

Yunus be$dret sana gel derler dosttan yana

KUlla seu'tn yerei' ild aslih soz aslsdu: (61/33)

E~refoglu Rumi DivAn'mdan7:

Gayrt terk eyle ki ayn'e eresiTI.

Yuyasm ayn ile gayrin OOrUlt (104/33)

Gel O'nun derdine dil$ gayn hep ko Gilmanstz ayn tle gayn yuyasm (161/82)

Mcinci-yt iTl.sdm bil kim bilesin Hakk't aydn

Mdnd-yt insanda ol sifdt-t Silbhdn giZlidir (183/100)

Nlyazi-! MISri DivAn'mdan:

Zdt-l Hakk': anla zcitmdtr senin Hem sifdtt hep sifdtmdtr senin Sen sent bilmek necaundir seniri

Gayre bakma sende tste sende bul

Sureti terk eylemcinci bula gor

Ko sifdtl bahr-i zata dala gor

Ey Niydzi sark: u garbe dola gor

Gayre bakma sende tste sende bul

Her ki$iye kendiden akreb olan dast: zcitldtr Ey Niydzi dade mihmdnundtr Allah na diyen



Men arofe neJsehuJakat arefe Rabbehu NefSini sen bilmeden Silbhdn'l arzularsui

Sag u solum gozler idim dost: yilzunu gorsem deyu Ben tQ$rada arar idim 01 cdn iCinde cdn imi$

7. E!;refo~lu Divint [Tercilman 1001 Temel Eseryaym1an).

-17-

FUSOSU'L-HiKEM TERCUME VE ~ERHt

Sezayi-I Gulseni DivAn'mdanB;

Suretd terkib i(;inde gerci peydd olmusuz

Terk edip narf-t. vtlcudu ayn-t ma'na olmusuz (95/144)

Asltm beydn i(;in gar neyledi ol sultan

Ma'naya cettp terklb a'ydna gelip imkdn (155/268)

Cun gartlndtl bana dost ayne'l-aydn

Gtti: zulmet oldu ctsmim aun-i can (24/7)

Garduler uech-t Hudd'yt bi-$ek

Aim-i ask: ile olanlar bma

A$k ile dide-gtl$d ol sen de

Oorestn. ctlmlede Hakk't peydd

Ayn-lask tie aydn oldu vtlcud

A$k ile buldu $uhudu her cd (34/11)

nm« Hakk'ui metni adem; serhidir bu kdindt zatldtr ma'na onunla buldu her biri sifat (41/25)





($illri ?)

Btr kltdbuUdh-l a'zamdir serdser kdindt Hangi harfi yoklasan mdndsz* hep Allah akar.

Zikredilen bu manalarda, Hak esyarun ve kulun "ayn"ldlr. Yant Hak biitiin varhklann hakikati, zati, nefsi, hiiviyeti, manasi, batim, ruhu, cam ve ashdir. Fakat esyanm varhk alemtnde gorunen taayyiinleri, "tesahhus'fan=. maddi-ctsmant varhk ve husustyetlert, maddi sektl ve suretlerl ittbartyle onlann "ayn"), kendisi, zati yant maddi-ctsmanl

8. Sezayi-t Oulsenl, Divan (Haz.: $ahver <;elikoglu), Yazr Yaymcihk, Istanbul 1985.

• "Ma'na" kelimeslnin daha iyi anlasilmasi it;in MCBDcvi'in (C. I, V. Izbudak tercumest, MEB Yayim) su beylini (Nu. 3338) burada hatirlatmak faydah olacaktir: "Alemlerin Rabb'inln manalar denlzl olan din seyhl, "Ma'ni Allah'dir" dedi." Bunu Ken'an RiffU ~yle acikhyor:

"Kainatta ancak tezahurlert goriinen ve butnn bu gOriinenlerin manasi olan Allah". (Bkz. ~rbU McsDcvi-l ~rif, s. 588- 589, Hulbe Yayuiliin. Istanbul 1973.)

9. Ismail Hakki Bursevi Hz. Mevlana'nm "Biz cenk gibiylz, Sen ffilZrap vurmaktasm: Inlerne btzden degil, Sen inliyorsun" (McBDcvi, C.I, 598.) beytinl aciklarken "hOvlyet"ln Hakk'a, "tesahhus'Iann insarilara alt oldugunu beltrtmistir, Bkz. Riihu'I-McBDcvi. C. II. s. 395.

-18-

AYN VE AYNiYYET

varhklan degtldtr. Onun tctn Hak ve mahluklar arasmda "ayniyet"ten soz edildlgt zaman, bir cihetten yanl hakikat cihetinden Hak esyamn "ayn"), dtger cihetten yant taayyun ve tesahhus cihetinden "ayn"; degil, gayridir demek gerekmektedir kit bu ciimleye benzer ifadeler A. Avni Bey tarafmdan ~erh'te zaman zaman tekrar edllmts ve okuyucunun dikkati cekflmtsttr. Aynca Hakk'm mertebelerde zuhur ve tecellisinden bahsedilirken, ervah mertebest gayrtyet mertebelerinin baslangici kabul edtlmisttr. Zira bu mertebede Cenab-i Hak kullara ''Ben slzln Rabb'lnlz degU miyim?" (A'raf, 7/172) diye sorarak, "Ben" ve "siz" zamirlerini kullanmistir. Bu ise isneyniyet (ikilik) ve gayriyet (baskahk) demek olup, ervah mertebesinden daha asagr mertebeler olan misal ve sehadet alemlertnde "gayrtyet'fn mevcut olmasi gayet tabudir.10

Su halde sehadet alerntndeki insanm tdrakr, bu alemm, misal ve rub alemlermtn sartlanyla smirh kaldikca "ayniyet"ten soz etmesi ve bunu Idrak edebiImesi miimkiin degfldtr, Bu ii~ mertebede bir varhk cestdiyle "gayr" suretinde zahtr olan insan "miikellef'tir; Hak ise mukellef degildtr.

Biitiin varlik mertebelermde zahir olan Hakk'm vucududur. Ervah mlsal ve sehadet mertebelerinde de gayrlyet perdest altmda zahtr olan yine Hakk'm vucududur. <;iinkii "mutlak vucud birdir", onun dismda ve ondan miistakil ikinci bir vucud yoktur. Biitiin mertebelerde zahir olan vucudun "asl"; ve "hakikat"i bir oldugundan, bu cihetten bir ayniyet soz konusudur. Ama Cenab-i Hak ervah ve sehadet aleminde, kendinden "Ben" ve varhklardan "siz" diye bahsettigme gore bu alemlerde "ikilik" ve "gayrtyet" oldugunu beyan etrntsttr. Baska bir deytsle Cenab-i Hak bu mertebelerde zahtr olan varhklara "gayriyet" suurunu vermis ve onlan Rab'lerini tammak ve emlrlertnl yerine getirmekle miikellef kilmistir. lnsan, bes duyu ve akh He kavradigi varhklan nasil kendisinin "gayr"i ve kendtsmden "ayn" olarak tamyorsa, Hakk'i da bu Idrak ve algilama ahskanhgi tctnde, tabii olarak, bir "gayr" mahiyettnde tammaktadir. Oyle ise. bu tabu ve itiyadj Idrake nisbetle insan ve esyarnn varhklari Hakk'm "gayr'udir: ve onlarm vucudu He Hakk'm vucudu arasmda "ayniyet" yoktur, "gayriyet" mevcuttur.

10. Hz. Mevlana bu "gayriyet"i kul ve cuz terimleriyle Mesnevi'de l10yle a~lklamak. tadir: "Eger cuz' kulle baghdir ondan aynlmaz dersen, diken yel 0 da giile baghdir. Cuz' kulle her bakimdan bagh olsaydi peygamberlerin gonderilmesinin manasi Kalmazdl. Mademki peygamberler kullan Hakk'a ulastirmaya gelmil11erdir, kul Hak ile bir vticut haline gelmtsse, peygamberler kimi kime ulasnracak?" (Ken'an Rifru, #?erhH Mesnevi-i #?em. c. I, Beytt 2851-3; v.lzbudak tercumesi, C.I, Beyit: 2811-3.)

-19-

FusDsU'L-HiKEM TERCUME VE $ERHi

Ama Insan, bir murstd-t kamfl terbiyesi altmda, seyr ii suluk ile nuz111 mertebelerini manevt bir uruc ile gertye dogru kat' edip kendi "hakikat'Tne, yant "ikinci taayyiin ve hakikat-i tnsaniyye" mertebesine yiikselebilirse. ahsmis oldugu bes duyu ve aklunn tabu Idraktnln hudutlanrn gecip "ayniyet"i fiili bir "hal" olarak Idrak edebilir. lste bu yukselis, yant vucud mertebelertnt kat' edtsten sonra, Hakk'm esyanm "ayn''; 01- dugunu "halen", "zevkan" ve "kesfen" anlarms olur. Bu bir bakima kulun Hak'ta "fena'tsidir. Yanl fena-flllah neticesinde kul "gayriyet"in ortadan kalktigmi "musahede" etmtstir. Artik onun "manevi suuru'tnda "ayniyet" astkardir. Bu ayniyeti "aklen" ve "Ilrnen'' anlatmak ise, Fusii~ su'l-Hikem Tercume ve eerhi'nde gariildiigii gfb], tezath ffadeler, mertebeleri gaz onunde bulunduran izafi ve tttbart ifadeler ile miimkiin olmaktadrr. "Manevi suur'tundan duyular ve aklmm verilerine ve bu ~ehadet alemtnm sartlarma danii~ yapan anf-t salfk, "manevt suur'lunun kendlstne verdigi "ayniyet Idrakt''ni reddetmekstztn, sehadet alemmdekt varhgmm gereklertnt, yani "gayriyet" ve "ikilik" hiikmiiniin ge~erugi oldugunu bilerek "miikellefiyet"Ierini yerine getmr,

Netice olarak "aynlyet" ve "gaynyet" konusunda soylenecek saz sudur diyebiliriz: Hak ve varhklar arasmda bir yonden (hakikat bakmundan) ayniyet ve bir diger yaqden (taayyiin. tesahhus baknnmdan) gayriyet vardir. Ne mutlak bir aynlyet, ne de mutlak bir gaynyet soz konusudur.ll

Slmdt burada Ismail Fenni Bey'in Vahdet-l Viiciid ve MuhylddiD Arabi12 adh eserinden "Hakk'm esyarnn ayn'r olmasi" konusu He Hgili blrkac sayfahk bir metln vererek konuya biraz daha aydmhk get1rmek istiyoruz. Ismail Fenni Bey konuyu AliyyU'l-Kari'nin (a. 1605) "Dokuzuncu I'tlraz'ana cevap vertrken i~ledigi tcm, bu tttraz ve cevabm sadece ilgili ciimlelerini ahp dtgerlerini ( ... ) tsaretlyle atlayarak aynen veriyoruz. lttraz ve cevap kitabm 185-195. sayfalan arasmdadrr:

Dokuzuncu i'tirciz: FiltUhdt'ta ~ .J'4 J jl.~\'1 .l>. JI,:yo cJ~: "ESydyt tcad edene tesbih edettm; ve 0 esuanm aunidu" demi$ttr.( ... ) Bu sozilnun tarajeyni de yekdigerine tniueanzdir. Z'tra icad edilmis olmak hudusiyyet

11. Bkz. A.Avni Konuk; Fusiisu'l-Hikem Tercfime ve ~erhi, C. I. Mukaddtme, Ayniyet ve Gayriyet. s.64-66. Aynca dart cUdin ilgili yerleri.

12. lstanbul 1928. Bu eser Vahdet-i Vilcud ve ibn Arabi adiyla Mustafa Kara tarafmdan sadelesttrtlmts ve lnsan Yaymlan arasmda [lstanbul 1991) yaymlanrmstir. Burada nakletttgtmz kisim 188-193. sayfalar arasmdadir.

-20-

AYN VE AYNiYYET

sifatma delalet ettigi cihetle sifai-: kadime ile ayniyyet-i ma 'neviyyeye milnaklZdlr.( ... ) Ve e$ya e$yadtr; meuciui-t harlci-i hadlsi Vacibil'lvilcud-l ezelinin. velev mertebe-i zuhiirda olsun, aym nasti olabilir? ( ... ) Suhbhesiz eY$amn zuburu. ancak iecelli-t sifatl ve esmauo: tnezahir olmalan icindir. Amma Hak Teala'nu: zauna gelince O'nu gozler idrtik: ve ulema-yt kibardan hie birinin ilmi tiuua etmez. ( ... ) Ebrardan ba'zilannui

.~_,... ~ To _,II cJ t. illl) ve Bistami'nin·· illl ~_,... c.r.:- J..rJ kavli makarn-i fenauo: ousullertruieri ve tial-i sekr ve mahv ve gaybette bulunmalanndan nd$idir .. EhH Hakk'm mu'iekadi: Allah Tedld kdindtm oisciuiunun. gayridir. Zird mahliikatui Halik': ve meociitatui uiiciuiai-: luuiislerinin Mucid'idlr. Ehl-i silnnet ve cemdat olan muhakktkin; sifdt hakkmda "Ziii'm autudu" demeqe razi olmauip taaddiid-t kudemddan (kadim olan seulertn. taaddildilnden) ihiirtizan: "Ziit'm ne aym ne de gayridir"·" demtsieratr. Su halde, "miunkinat min-vecnin Zdt'm aym ve min-uechiri qaurtdu", demek nastl milmkiln olur? Erbdb-l suhiui indinde dbid Ma'bild'un ve sabu: Me$hud'un gayridir. Ve nihdyetil'l-emr sernstn yanmda kevdkib muhteji ve Jdni oldugu gibi nur-t Hakk'tn indinde dahi halkm zuhuru. mUhtefi ve Jdni olur.



Cevcib:VaJodHz. $£ifL'in Filtilhat'tnda birazJarklt olarak ya'nil..L>:-)1 laIzmm yerine RI kelimesini kullanarak: W Y' J ~~':JI 'pI cr" w~ dedigi anlastuuorsa da •••• bu soz pek yanll$ telakki edilmistir. Cilnkil gerek burada ve gerek FasS-l SiHeymani'de milnderic: L.. 0':F- JW ~':J

U.l.>- v-" J ~ 'Ttrd Hak Teald zdhir olan ve halk tesmiye olunan $eyin aymdtr" tbaresiruieti murdd. Hak Teala min-haysil hilve-hilve. ya'ni zat ve hakikati haysiyyetiyle e$ydnm autudir, demek olmaYlp: esmd ve sifiitmm ahkdmty~a onlarda zdhir ve miltecelli olan oisciui ttibiiriyle e$ydnm "autv'idir. gayri degildir. demekiir. Mutasavvlfm. taayyiln edict olan $ey bU$ka ve taayyiln etmi$ olan $ey dahl baska. oldugunu. deJedtla tastih. etmtslerdtr. Cetiab-i Hak her seutn. biituudir. Mezdhir her an hdlik ve Jiini olup O'na rilcil' etmektedir. Bdki ve kadim olan Allah'm oiiciuiuduro Allah'm Allah ve e$yiinm e$yii oiduqutuia kat'iyyen $ilbhe yoktur. Allah kadfm ve esu« iuuiistir. Cenc:ib-l Allah'm zat-l akdesi. mertebe-i ie-

• 'Vuciidda Allah'tan baskasi yoktur." (M.T.)

•• "Cubbemin altmda Allah'tan baskast yoktur." (M.T.)

••• Bu konuda Fusiisu'l-Hikem Tercfune ve ~rhi'nin C. N, s. 16 ve devarmna bakimz . •••• Bu ibfu"eyl Ftitiihat'ta heniiz bulamadim. Lakin ~eyh'ln mudafl'lert tarafmdan kabul

edilmis olmasmdan mezkur kitabda miinderic Jdigi anlasrlmaktadir. [Ismail Fermi)

-21-

. FUSOSU'L-HiKEM TERCOME VE ~ERHt

celliyatm.dan kai'« nazar edildigi halde, idrak-i aklinin fevkmdedir. $eyh-i Ekber ue sair mutasauulfm. indinde muhtkk ue milttefekun-aleyh bir $ey oardir ki; 0 dahl Ceniib-l Hakk'r.n viicudundan b~ka viicud olmamasl ue e§Yanm O'nun viicUdunda ziihir olmasldtr. Escisen kadim ue oactb olan bu vilcud meccizen e$yaya nisbet edildigi vakitte ona hadis ue milmkin denilir. Vilcud btr olunca Halik: ve mahliikuri yekdf.gerinden bissbtitiu: autilamainp, ancak ba 'zt i'tibar ile aynlmalan zariutdir. viscuduri halk zahir! ve Hak batuudsr. Cenab-: Hak viicud i'tibartyle ve esma ve sifatm.m. onlarda zuhimi i'tibartyle mahlukiitm. "ayn"l ; ve zevatl ve hususiyyatl ue taayyilnatl ve hudiis ue tmkan ve bunlartn teoaztmi olan sifat-I ndkisn ile ittisajlan i'tibartyle mahlukiitm gayridir. Bu min cihetin ayniyyet vahdet-i viicudun netice-i zaruriyyesidir. Vahdet-i oiiciid. kabul edilince onun dahi knbiilii lazim. gelir. Kabul edilmeyince klyammda Allah'm. uiiciuiuna muhiac olan tniskeuoeruua bt-zau-h: kiiim denilmesinin muuafik-: hakikai olduqi: tsbai edilmek lazim. gelir. Oyle li: zati-hi kiiim diyecek verde bi-zati-hi kiiim demekle ts bitmez. Vilcud-i hakikinin taaddildil milstahil olduyu ii{:iincil babdakt miitalaaiu: ikincisinde tsixu. edilmi$ idL Bunun nakzl icdb eder. /

$eyh-i Ekbet FasS-1 idrisi'de: .;..b r.).1 ~ ~ r. _,.II ~ cr .Y".J "0 uiiciid. haysiyyetiyle meocudaiui autudu" detnis olduqu. gibi, Filtuhat'm



il{:ilncil babmda: -..A1.:. ~J .)',A; ...tJ1 ~ ~\.;_. ~ "Allah Teala ile mahlu-

kiit: beyninde miuiasebet yoktur". Ve alitnci babda .!.>~I ~ ~ 'i\t Jl:..,... 1..L.t. J!ll ~ cr J!ll ~ ~ tJ" ~ ~ rl (-.ulIJ "Muhdesle kadim. beyninde ne miuiabeset oardirl Ytihui misl kabul etmeyen Zeit-l ecell il a'ld misl kabul eden kimseye nasti missabth. olur? Bu muhdldir." Ve iki

yilz besincibabda: 4->IJ':' c.) "l,:...!~1 ~ .y" L- J_,..t;J1 c.} ,,~JS" ~ _,...

,,\:,.:1 ,,\:,.:~IJ .y" _jA J. JW.v~ "0 zuhisrda her $eyin "aunridu: E$yamn zevatmda onlann "ayn"t degildir. Ceniib-i Allah bundan miinezzeh ve aUdir. Belki Allah Allah'dlr ve e$ya ewadlr." Ve il{: yilz uetmts birtnci

babdai-se- y.. r.3 JI r-3W1 ..b.- J "I_,.... 411 .ill\t '~llah Allah'dlr; dlemin tneuciui olmast ue olmcmast milsdvidir" demi$tir. Yukanda ikinci bdbm il{:ilncil fastuuia $eyh-i Ekber'in FUtIlhat'mda '~lem Allah'm gayri olan $eylerin mecma 'undan ibarettir; ve alametten me'huzdiir. Ona alem denilmesi oactbis'l-visciui olan Cenab-t Alldh't bilmemize deldletettiginden do lay idu: Alem, ama'nui kabul eiiiqi suretlerderi ibaretiir. Hakikattne

-22-

AYN VE AYNiYYEr

nazar olundugu halde zaildir; araz hilkmilndedir. Onun kendiliginden sabit hakikat: yoktur. $u halde kendisinin gayriyle (ya'ni Cenab-i Allah'm vilcuduyla) kiiimdir. lste bu sebebe mebni Aleyhi's-salatil ue's-

selam Ejendimtz Arab'm soyledigi en dogru beuit: .~ JS"" \II J1rlt 4iJ1 ')l.,:. \.." Agah ol. Allah'dan baska her $ey baiildu" sozildilr buuurmustur" ded@ini gordilgilmilz gibi, ilertde on dokuzuncu i'tirdzm cevabmda gelecegi vechile. Fass-l $uaybi'de dahi biitiln dlemin a'rdz cilmlesinden ibdret oldugunu vdzth ve mildellel bir siireiie beyan etmistir. Alem. ya'nie$ya. a'rdzdan ibaret .otunca "Cetuib-i Allah e$yanm ayntdtr" demek bu e$yamn mukavvimi, ma-bif-hi'l-ktyamtdtr demek oldugunda $ilbhe kalmaz. Cilnkil a'rdz iCin btr "ayn" iazimdu: ve bu "ayn". ya 'ni "hakikat". O'nun vilcududur. $eyh bes yilz elli sekiztn-

ci babtia, hazret-i ibda'da dah.!: IiIJ J.:l1 ~ ~ t, r-lWI ul ~ I!.ll~ 1.1. J

- ~

~~ ~ ~ ~ \.. ~I .:.r.r .:"lS" _,J .:,,1 ~I ,) _,-.) 4ri R \.. .Y" "Bu. alemin C1!J1-t

Hak oimasnp ancak Hakk'ui vilcudundci zahir olduqunu. sana gostertr. E{Jer Hakk'tn/ "aY~"t olsa idt Cendb-t Hakk'm Bedi' olmast sahih olmazdt" aemistir. "Bedi', bir $eyi numane oe misali yok iken in$a ve



ihdds ve ihtira' eden" demek oldu{Jundan. btr $eyi ihtira' edenin 0 seutn.

"ayn"t olamauacaq: bedihidir. $eyh bunu baladaki tbareniri biraz yu-

kansmda ~..l:ll _,.; 4iJ t. ~ .) _,-. _,JI 4ri \.. J5::i "Viicudda olan her $ey Allah'm misbteda'i; ya 'ni misalsiz olarak yeniden thiirti': ve kendisi onun

muhteri'idir" kavliyle tasrih etmistir. Haiti: Fiituhdt't -b.-)I I$jJl .:,,~ ('...wI .:.I' .~.\l1 "E$yayt yoktan fcad eden Cetuib-i Allah'a tesbih edettm" ibdresiyle basiaitustu;

Binaenaleyh $eyfiin Allah e$yanm her cihetle"ayn"l olduguna Jeail oldugunu iddiCi etmek so:« tejehhiim veya qaraz-i fastddeti baska btr $eye haml edilemez. E$yanm suuet-i zaileden ibaret oldu{Junu dejeatle tasrih etmis olan bir arif-i kamilin onlan Allah'en "ayn"t addetmesi muhcilattandtr. Onun indinde aietn iki an baki kalmayan btr taklm a'raz tnecmii'uruiari ibaretiir. Araz klyammda btr ceobere. "ayn"a ve oiscisd-! hariciye muhiac olduqu. gibi, e~ii dahi klydmmda Alliih'm viicuduna muht~, O'nunla kiiim ve O'nda ziihirdir. Bu vilcuci. onlann "ayn"1, ya'ni vilcud-i tiartc; ve hakikfsidr. lste $eyh'in "ayn"dan murtuii budur.

Eger bize Cetuib-i Allah'm vilcudu a'raza mahal de{Jildir denilecek olursa. buna cevdben dertz ki: Tecelli ve zuhtlr huliil demekdegildir. Bir

-23-

FUSUSU'L-HtKEM TERCUME VE ~ERHt

$eyin d@er bir $ey iCin medd ve mazhar olmasmdan onun 0 $eye mahal olmasl ldzlffi gelmez. Z'trd btr dyinede zdhir olan $ey bi-zdt£-hi ondan hdrictir. Bunun gtbi Alldh'm mezdhirde zuhuru dahl kendtsinin. tenzihine mant' degildfr. Ya 'ni CenQb.1 Hale hustlsiyycit-I zcitiyyeleri i·tibdriyle ~iidan milnezzehdir; onlann gayridir. Yalmz vi.icUd i'tibiiriyle onlann "ayn"ldlr. insan dahl gOlgesine nisbetle, hie degtlse zahiren, bu mesabededir. Golge Zdtl i'tibdriyle ondan nartau: ya 'ni insana hulu.l eimemistir. insan onun mahalli olmadlIJl glbl, ona muhiac dahl degildlr. Lakin tiakikai-t halde. insan dahl, vilcu.d-l Hak'la kaim oldugundan golge gibidir. Ve insanm golgesi. gOlgenin golgesi demektir. ( ... J /

( ••• J Ba'z: ebrdrdan sadu: olan "Ene'l-Hak". "SUbhani ma a'zame $ani" gibl sozlerin vahdet-l vilcilda deldlet ettigl meydandadtr. Bunlann hal-! istigrakta soylenildigl der-miydn ediliyor. Laktn. bu hdH isttgrdk vilcu.d-l Hak'ta fiileti ve hakikatenjdni olmaktan basted. bir $ey degildir. Hadis-i kudside "Ben kulumu seixitqtm. uakiiie. onunla gordilgil gozil ve onunla f$ittigi kulagt ve onunla soyledigi lisani olurum'" vdrid olmustur, insan bu mertebeye uastl btr bende-i hds olduqu vakitte onun lisanmdari bu sbzleti soyleyen Allah'ttr. ( ... J Mutasavvifin indinde esuanui vilcild-l Hak'tajdni olmalan kevdkibin nur-i setnsin. zuhilrunda na-bedid. olmaLan kabilinden degildir. ~yanm miistakd vucudlarl yoktur. Onlar Cenab-i Hakk'm vilcilduyla kiiimdir: ve ddimdjani ve hdliktir. Halbuki kevdkib nur-r semstii zuhilrunda bizim nazanmizda na-bedui olursa da, yine yerlerinde dururlar. Ve onlarda zdhlr olan dahl »iiciui-: Hak'tir. Onlann mezhebi budur; ve bu mezheb edille-i kaviyyeye milstenid ve havdsS-l ebl-t sill ilk ve tankaie mahsustur. Onu kabul eden eder, etmeyen etmez. Bunu kabulde mecburiyet yoktur. Lakin. kabill edenleri tekflre de saldhiyet yoktur.

Vahdet-i vilcu.dun kabiili: bunun tevhid-i hakiki ve tnuctb-t takarriib ve terakki oldugu i'tikiidma ve adem-i kabillii. $dn-t ulilhiyete irds-l nakisa etmek vehm ve havjine miibteni olmakla her iki taraj hiisn-i niyet ilzeredirler.

*

* *

• Bu hadis-i kudsinin aciklamasi i~in bkz.: M. Tahrah: lbn Arabi'de Btr Hadis-I Kudsinin Yorumu, (ibn Arabi; Nurlar Hazinesi. Tercurne: Mehmet Dernirct, lz Yay. lstanbul 1990) bas tarafinda, s. 11-42.

-24-

AYN VE AYNiYYET

Gerek A. Avni Bey'in ve gerekse Ismail Fenni Bey'in aciklamalari rsigmda konu, bazi klmselere, saltk olsun olmasm, acik gtbt gorunse de bugune kadar oldugu gtbt, bugiin de bazi kimselere cok kapah, cellsktl! ve karisik gorunebtlir. Bunun bir "tsttdat" ve kabiliyet" meselesi oldugu dusunulebfllr. Onun Icm herkesin "ayniyet" ve "vahdet-t vucud" konulanru Idrak ve tasdik etmesi miimkiin goriinmemektedir. Fakat kabul ve tasdlk edenleri "tekflr" yoluna gttmek de dogru bir tavir olmadigi gibt, mumkun de degtldlr. Zira "ayniyet" ve "vahdet-I vucud" dan bahsedenler yeri geldfkce "gayriyet' ve "ikilik" ten bahsetmekte. "Hak Hak'tir, esya esyadir: Halik Hahk'tir, mahluk mahluktur; Rab Rab'drr, kul da kuldur" demekte ve "miikellefiyet"i kabul etmektedirler.

Yaratihstan ileri gelen bu Idrak srruflarim "bir"e indirmek veya aym seviyeye getirmek gecmtste oldugu gtbt, giiniimiizde ve gelecekte de gerceklesebilir bir temenni olarak gorunmemektedtr. Yukanda naklettlgtrmz metnm sonunda Ismail Fennt Bey'in bir hikayeye irna ile Ifade ettigi "her iki taraf da hiisn-i niyet iizeredir" fikrini bentmseyebtlmek, belki de

yegane anlasma noktasi olacaktir, Aym rman ve islam esaslanna manan kirnselertn, bu esaslann yorumunda, btr tarafmin diger tarafi "tekfir"e kadar gtdebtlmest elbette cok dii~iind-crriicii ve iiziiciidiir. Bu tavnn iistiine cikabtlmenm bir yolu da, lbnu'l-Arabi gtbt "muhakkik suft''lerm ne dedtklerinl gercekten anlayabilmek seviyesine gelmektir samyoruz. Soziinii ettigtmtz htkaye soyledtr:

Bir mutasavvif ile bir kelamci arasinda Hakk'm tecelllleri konusunda munakasa acihr. Kelamci, kopek suretlnde de tecelli eden Tann anlayismm dogru olmadigmi boyle bir gorusten rahatsizhk duydugunu sayler. Mutasavvif ise, akslne, kopek surettnde tecelli etmeyecek bir Tann arilayismm yanhs oldugunu, bu goiii~iin kendisini rahatsiz edecegtnt Wide eder. Bu munakasaya sahit olan kimseler "Bunlardan birinin sozii kufurdur" dedfler. Bunun iizerine orada bulunan "muhakkik.sufi'ferden bir zat onlara ~oyle cevap verir: Hayir ikisi de kaflr olmarmstir. Zira birinin sozii otekme her ne kadar clrkin goriiniiyorsa da, kelamci Hakk'm bayagi varhklarda tecelli ve zuhurunu Hakk'm saruna uygun gormedi ve Hakk'i bu bayagihktan tenzih etti. Mutasavvif Ise, Hakk'm hem guzel hem de bayagi varhklarda tecelli etmesinin ilahi kemalgeregt oldugu, bun dan dolayi bayagi varhklarda tecellilerden Hakk'i tenzih etmenin bu kemale yakismayacagi dusuncesmde idi. Boylece her ikisi de Hakk'm zati

-25-

FUSOSU'L-HtKEM TERCUME VE ~ERHt

hakkmda "husn-I nazar", guzel bir gorii~ ve dusunceye sahtp olmus 01- dular.13

Bu hikayede de goriiliiyor ki, "ilahi kemaI"i tdrak konusunda iki ayn "istidat" ve "kabfllyet" mevcuttur. Fitrt oldugunu dii~iindiigiimiiz bu "yapi" ve "anlayism mensuplan her devirde bulunmustur, Su halde her "istidat" kendl Idrak seviyesini yiikseltecek Him ve manter yolunda Ilerlemeye ve aralannda musterek olan, her tiirlii kemale sahtp bir Allah'a "lman'tlarim "ilim" ile en yiiksek sevtyede dile getirmeye gayret etmel1 ve son din olan lslam'm getirdigl "tevhid"l, her yoniiyle, yeryiiziinde anlasihr ve yasarur bir halde ortaya koymaya eahsmahdir.

D~. Dr. Mustafa Tahrah



13. A Avni Konuk; FusUsu'l-Hikem Terciime ve ~rhi, C. II. s. 37.

-26-

Yrd. D~. 9r. Selcuk Eraydm

I. Vahdet-i viiciid hakkmda bir habrlatma:

Vahdet-I vucud, vucudun birltgi manasma gelmektedir. Kendi zatiyla katm olan Vactb Vucud. vucudun mertebelerinde (merattb-t vucud) cesttlt suretlerdeItlmt ve kevni suretler) taayy11n eder. Hariete gordugumuz her sey 0 vucudun tecellileridir. KIsaca ifade etmek gerekirse, 0 vucuddan meydana gelen her sey O'ndandir: fakat hersey 0 deglldtr.Mukayyed olan butun varhklarm 0 vucutla -her yonuyle- ne benzerlik (tesbth), ne ayniyyet ve ne de ciiz'iyyet alakasi asla yoktur.

Kelam ilminde de vucud, Mutlak [vacib) ve mukayyed (mumkun) 01- mak iizere iki kisimda mutalaa edtlmtsttr, Mutlak vucud, kendt zauyla kilim, kiyarrunda btr baska vucuda fhttyac duymq.yan var; mukayyed viicud Ise, kendi zatiyla ma'dum (yok), Hakk'm vucuduyla kalmdlr,

/

Tasavvufta Vacib ve Kadim olan bu vucud, cogalma, bolunme ve nok-

sanlasma kabul etmez. Onun seklt, surett ve smm yoktur. Bu vucuda "Mutlak vucud" ismi vertlmisttr, (sirf ve halts vucud). Bu "Mutlak vucud" butun kayitlardan munezzehttr, Bu hususu mahdud (srmrh) akilla idrak miimkiin degildtr. Hadis penceresinden degerlendtrdtgimtz her sey zarnani ve mekanidtr. Munezzeh olam, mukayyed akil ile Idrak mumkun olmadigmdan, din daha cok kalbin hareketi olarak kabul edilmisttr.

Mutasavviflarm "Mutlak vucud" ismi verdiklert sey, akil ve hissimizle Idrak edilmez. Allah Teala suret ve sekllden miinezzehtir. 0 suret ve sekillerle tecelli eden "zat ve Hakikat"trr; suret ve sekll degildtr.

Kamatm vucudu Hakk'a nisbetle, O'nun bir aynasi durumundadir.

Akhrrnz ve hissimizle Idrak etttgmnz her sey O'ndan zahlr olur. Baska bir ffade ile, Allah Teala zau cihetinden degil; fakat fiil ve sifatlan yonunden biitiin kevni (miicerred ve musahhas) suretlerde, kendisinde degtsme ve baskalasma olrnaksizm tecelli ve tezahur eder. Alem Hakk'm zahiri ve Hak Teala alemln batrmdir, Cogalma, bu "Mutlak vucud'tun taayyiiniinde olur; kendisi bunlann hepsinden miinezzehtir.

Kainat Hakk'm vucuduyla katm ve Hakk'm vucud aynasmda zahtr alan birtakim ittbarlardan. fani ve zail suretlerden Ibaretttr.

FUSOSU'L-HiKEM TERCOME VE ~ERHi

"Vucud" He "mevcud" arasmdaki farki da gozardl etmemek lazimdir.

Mevcud, kendi iizerine vucud vaki' olan sey demekttr.! "Masiva" dedigimiz her seye "mevcudat" tsmt vertlmisttr: bunlar sayilabtltr, 9)k ve cesitlidir.

Alemin vucudunu miistakil kabul etmek, Hakk'm vucudunu tahdid demek olur. Hakk'm vucuduyla, halkm vucudu arasmdaki fark, mutlak ve mukayyedden Ibarettir. Bu da ttibartdir. Zira htcbtr mukayyed yoktur kit kendisinde mutlak olmasm. Mukayyed ancak mutlak He mevcud olur.2

Kesif olan sehadet alemtnde taayyiin eden seylerden her btrt, kendi a'yan-i sabltelertntn (degil?meyen hakikatlerinin) hartcte akisleridir. A'yan-i sabtte, iIahi ilimde sablt ve ma'lurn olan Istmlertn suretlertnden Ibarettir.

Vucudun cesitli mertebeleri [merattb-i vucud, tenezzulat) "tenezziil" ve "tekasuf" tabtrlert, Kelam ilminde "lsbat-i Vaeth" babinda flert siiriilen Allah Teala'nm subuti ve zan sifatlan ile alakah durumlar, akli, zamant ve kesfi olup, hakiki degtldtr, Vaclbu'l-Vucud'u hakikatte Idrak mumtenidir.

Esyanm hakikatlert Hakk'm vucuduyla sabtt oldugu icm, onlann ash ademdir. Onlar bu asli ltalleri uzeredtr, Hakk'm vucudunda gorunen suretler (isim ve sifatlann haricte tezahuru) gercekte serab ve hayal durumundadrr. Bunlann mevcudiyetlert akil ve htsstmfze, ya'ni bize goredtr,

Gercek vucud zaman ve mekandan miinezzeh oldugu tctn, 0 vucud hakkmda "once" ve "sonra" gibt, bize ait olan kelimeleri kullanmak caiz degildtr. Kamat var olmazdan once. Ilahi Ziti He beraber baska bir ~ey mevcut olmadigi gtbt, l?U anda da O'nunla birlikte gercek mevcut yoktur. Hakikatte vucudu Allah Teala'ya hasretmek gerekir; esyada musahede edilenler akil ve hissimize goredir,

Esyada goriilen mubayenet, 0 vucudun asliyyeUnden degtldtr, Hak Teala "Husn-I mutlak" tir. Taayyiin ve tezahurde meydana gelen lezzet. elern, saadet, sekavet, giizellik. ctrklnllk V.S. gibi zrthklar, tabiate nisbetle ortaya cikar. Bu farkhhklari varhklara nisbet ederek farkederiz. Musahede ettiklerimiz bu miicerred isirnler degtl, mahlukatta tezahurleridir.

1. Ismail Fermi (Ertugrul] Vahdet-i Viiciid ve Muhyiddin Arabi. 1st. 1928. S. 6.

2. A.g.e. S. 7.

-28-

FUSOSU'L-HtKEME YAPlIAN BAzI ITlRAZIAR

Olur zahir tibaa nisbet ancak nef tle dam E{Jer Ci neJ' il dam muhtevt mecrnaa-t eczd3

Yaptigirmz bu kisa aciklamadan sonra Ismail Fermi'nin Vahdet-l Viiciid ve Muhylddln Arabi adh esertntn yazilmasma veslle teskfl eden Fusiisu'l-Hlkem adli esere itiraz mahtyyettnde olan iie; risaleye cevaplan, mevzuumuzu yakmdan ilgilendirdigi tcm, esas aldik,

lsmatl Fennt, esertnm dorduncu babmda bu meseleye, "Gerek vahdet-I vucud itikadma ve gerek Muhyiddin Arabi hazretlerine karsi vuku' bulan itirazlar Ile, bunlann cevaplan" ba$hglyla temas ediyor.

Bu babm birinci fash, Sadeddtn Taftazani (712-791/1312-1389) namma trad edilen ltirazlarla, bunlann cevaplanm ihttva etmektedir. Taftazani'ye ait oldugu kesin olmayan ve Alaeddln Buhari isminde blr zat tarafmdan yazrldigr Ihttmali daha kuvvetli bulunan risale, Fusiisu'l-

..

Hlkem'ln akli delllede reddlne iit rlsiledir. Biz burada, rtsalede bulu-

nan itirazlardan bazilanm ve verilen cevaplan nakletmekle yetmecegiz.

II. Taftazani'nin Fususu'l-Hikem'e yaph~l tepkid ve verilen cevaplar:

1) Vahdet-i vucud fikrinde olanlann, esyanm hakikati olmayip, onlann serab ve hayal olduklarma kail olmalanmn Kur'an-i Kerim'-in hukmune ters du~tiigii Iddta edilerek ~.J "i! ~~ :;,;:. JS (Kasas. 28/88) ayetmm Ifade ettigi mananm, htlafma bir netice oldugu: zira kamatm helakmden once tahakkukuna delalet etugim: helakln ise hartcte tahakkuk ve subuttan sonra olacag; ileri siiriiliiyo:r4·

Mevlana Cami'ye att olan:

J')U; .Jl ltl)l vi V"~.J1 * J~.JI~.J iJ~1 vi L. J!

"Kainatta olan her sey, vehim ve hayal veya aynalardaki akisler, yahut golgelerdir"; Ismail Hakki Bursevi'nin:

Sdyedir bu mastca yoktur viLcudu miistakil Hakkryd Hak ehli Hak'tan gayn vdra bakmadi

3. Nahi, Divan-l Nibi. s. 4.

• Hakkmda fazla bilgi icin bkz. Ismail Fermi, Vahdet-i VUciid ve Muhyiddin Arabi. 1st. 1928. s. 101 vd.

4. RisiletUn fi'1-Vahdeti'I-VUciid ll-Sa'duddin et-Teftazani, s, 11. Ismail Fermi, a.g.e. s. lO1.

-29-

FUSOSU'L-HiKEM TERCOME VE ~ERHi

Ve Seyh Galib'in:

Tedbfrint terk eyle takdir Huda'nuubr

Sen yoksun 0 benltkler hep vehm it gitmdnmdlT.

Beyitlerinde gecen "golge vucud" , "hakikat" cihetinden degerlendinlmelidir. Aida ve hisse gore e~yayl nefyetmek miimkiin degildir. Yani "Miimkiin vacadta vehfm ve hayalat tsnadi hakikat noktasmdan dogru, his ve akla gore yanhs bir degerlendirme olur. Zira mutasavvrflara gore, her var olan seytn hakikati Allah Teala'nm ilminde olan taayyunun nisbetinden tbaretttr. Tasavvuf istilahmda buna "ayn-i sabtte" (degtsmeyen hakikatl, hepsine "a'yan-i sabtte" (degtsmeyen hakikatler) dentr, Esyanm bu degi~meyen hakikatleri hartcte olan degn, Hakk'm vucudu olan Hak Teala ile sabttttr. Hartcte gordiigiimiiz veya gormedigtmtz (miicerred ve musahhas kevni suretler) esyanm hepsi, akil ve hissimize gore hie suphestz hissedilir, mevcut ve sabttttr. Onu bu mertebede nefy etmek miikellefiyyet, mes'ultyet, giinah, sevab, cennet ve cehennemi mkar olur ki, Islamm ruhuna aykmdrr, Nitekim ikinci itirazda da aym mevzu' iizerinde durulmus: flm-t kelam kitaplannda yer alan "esyanm hakikati sabltttr" ciimlesiyle bu gorii~ reddedflmtsttrv.

"Hakikat" kelfmesi "!its ve akla" gore beyan edtlmtsse, vahdet-i vucud anlayismm bundan farkh bir sey olmadigi astkardir. "Hakk'm ilminde sabtt hakikatler" kastediliyorsa: Allah Teala'da bi'l-kuvve mevcut olan kadirn hakikatlerm, hartcte bl'l-flll mevcut hadis varhIdarla ayniyyeti soz konusu olur ki, bu kelam alfmlertnce de kabul edilmez.

Vahdet-I vucuda gore esya Hakk'm vucuduyla mevcut, kendi zatiyla ma'dumdur, Kelamda Ifade edilen "Vactbn'l-Vucud ve miimkiinii'lvucud" tablrlert de bu kabildendir. Yani bizatthi mevcut olan Hak,

btzatfht ma'dum olan halktrr, Allah Teala: ~:.,~; ~l:. •• ;,r. JS "Her bir sey helak olucudur: ancak O'nun vechi haltk degtldtr" buyurmustur (Kasas. 28/88). "Vechehu'tnun zamiri "sey''e racl' olunca mana: "Her bir sey hallkttr, ancak 0 seym vechi halfk degtldtr" tarzmda olur. Bir seym vecht, onun zat ve hakikatidir. Hartcte olan varhIdar Hakk'm mutlak vucudunun takayyiidiinden tbaretttr. Ya'nt "Her seym taayyiinii

5. Taftazani; a.g.e.; s. 11.

-30-

FusDsU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI iTiRAZlAR

halfktir: ancak 0 seyde miiteayyin olup, onun hakikatr bulunan Hakk'm vechi hallk degtldtr" demektfrB.

Mukayyed vucud, mutlak vucutla kaimdir. Mukayyed olan vucud, taayyiin kaydmdan kurtulunca, mutlakm "ayn"r olur. Hz. Mevlana Mesnevi'sindeki bey1tlerinde ~yle der:

~I 4t)- .)r ~ J..ul ~ ~) ~ ~) J-.:!. ~r .!..LIt..

"O'nun zeit! Indmde halfk, mevcut ve ma'dum gelir: yokluk ictnde varhk ise acibdir"7.

~ ~ )1 "":-) J') ~.u U ft )' "":-) j>.' .!..lIt.. ~c.,r: JS"

"Allah'mvechtnden baska her sey halfkttr, Sen O'nun vechtndedegilsen, varhk arama"B.

"Her kim bizim vechimizde fena bulursa, "helak olmak" onun cezasi olmaz"9.

2} Taftclzeini'ye tsnad edilen rtsalede yer alan diger bir itirclz tasavvuf ehlinin, Mutlak Viicud'u sahs-i vahtd (tek safus) olarak ifade etttklert halde, O'nun mazharlarda (zuhur mahallertndel yayilrms oldugunu, onlara kansmaksizm tekrarlandigmi ve kisimlara aynlmaksizm cogaldigml soylemelertdtr kt, bu hulul ve tttfhad demektir tarzmdadir. Zim btr seym zat ttibanyle esyada yayilmasi, ancak kiillerin ciizlere taksimi gibtdir. $ayet Mutlak Vucnd vacfb tse, O'nun taksimi ve yayilmasi mumtenl' olur. 0' vucudun feyzinin esya iizerinde yayilmasi, 0 vacibm yayilmasi manasma gelmez: c;iinkU vacibm feyzt, O'nun zau degildir: ve sahs-i velhidin esya ile Ihttlatsiz onlar iizerinde tekrari bablrurlO.

Gerek kelam ilminde ve gerekse tasavvufta "Isbat-i vacib" hususunda tlert siiriilen flkirler, hakikat cihetinden olmayip, akil, his ve kesfe goredir. Mesela Allah Teala'rnn sifatlarmi zattan ayirmak hakikatte mumtenl'dtr. Zira Hak Teala zatiyla bilir, zatiyla goriir, zatiyla tsittr v.s. dir. Zat! idrakten elciz olan akhmiz, sifatlan zattan zihnen ayrrarak, Kur'an ve hadis l~lgmda tdrak ve isbat etmeye eahsmisnr.

6. Ahmed Avni Konuk, Fusiisu'l·Bikem Terctime ve ~bi.lst. 1987. s. 1/313.

7. Tahiru'l-Mevlevi. ~h-i Mesnevi. Konya, 1970. s. 11/1201. Beyt. 12312.

8. A.g.e.; s. 5/1424. Beyt3051.

9. A.g.e.;s. 5/1425. Beyt. 3052. 10. Tafulzani, A.g.e; s. 13.

-31-

FusDsU'L-HiKEM TERCUME VE $ERHt

Buradaki yayilma da bir temstldir. Yant miicerred bir mefhumu izah tcm vertlmts bir mtsaldtr. Mesela gunes l:;;lgmm sayisiz pencerelerdeki tezahiirii ve yayilmasi, onun parcalara aynlmasim gerektirmez. Pencereler ortadan kaldmlsa, gtmesm 1:;;lgmm parcalanmaksizm tek hal iizere devam edecegt tabiidir.

Allah Teala'nm "Nur" ism! de. esyanm hakikatlerinin tstidadi iizerine yayilinca, bu hakikatlertn golgeleri meydana cikar, Renklerde goriinen ve ruhlar gtbt goriinmeyen seyler, bu golgelerdtr, Golgenin. onu meydana gettren seytn vucudundan baska bir vucudu olmadigi gtbt, kiyarm da 0 Ilahi vucud iledir11.

3) Diger bir tttraz, "maiyyet" (beraberltkl, "akrebiyyet" (en yakmhk) gibi lfadelertn sifatl ya da Zati oldugu hususudur, Tefsirlerde ekseriyyetle SIfati oldugu tlert surulmustur. Tasavvuf ehlinin delil olarak ileri siirdiik-

lert: ~41~;'~ (fladtd, 57/4) ~;'~~fii':J~~}~j_,,':J~ (Miica-

dele. 58/7) ayetlertndeki "maiyyet"ten muradm, zat ile maiyyet olmadigi, mufesstrlerm "Ilrni" beraberlikte tttlfak ettikleri anlatildiktan sonra. "Zat-i Vahtd'Tn bir anda, her mekanda bulunmasmm, mekanla mukayyed olacagmdan, tmkansizhgi ileri siiriiliiyor.

Aynca Allah Teala'mll Hz. Musa'ya: t.>JJ' ~I W::::;~ (Taha. 20/16)

"" ... , • • ",. "'" "J J".

ve Peygamber (s.a.v.)e rnagarada: L:....illl u~ u.J>-1 'J ~~ J~.)~ (Tevbe. 9/

~ J • J • J" _,.,." tI"",'.

40) ve: u~ r-- ~:llIJ I_,A;I ~;lll t".illl u~ (Nahl. 16/ 128) buyurmasmm

cesrtlt manalara geldigi tfade edilerek. birinci ayettekt berabertigtn, Allah Teala'run. Firavn ve cemaattne karst, Hz. Musa ve Hz. Harun tarafmda oldugu: ikinci ayette Allah Teala Peygamber (s.a.v.) ve Ebubekr (r.a.) He beraberdlr: onun dusmanlarmdan yana degildtr, manasmm anlasildigi: ucuncu ayetln manasmm, Allah Teala muttaki ve muhstn olanlarla beraberdlr: zallrn ve miifsitlerle beraber degtldtr, tarzmda oldugu anlahhyor12.

Vahdet-i vucud ehline gore r ::5' ~1 F :;.~ (Hadid. 57/4) ayetmden murat, zati beraberliktlr. Yani, "Nerede olsarnz, Allah bizzat slzlnle beraberdlr" demektir. Kasant bu ayett :;;u tarzda aciklamistir: "Allah

Ll.lsmatl Fenni: A.g.e;s.126

12. Taftazani; A.g.e.,s.16, Ismail Fenni; A.g.e, s.131-132.

-32-

FUSUSU'L-HtKEME YAPILAN BAzI iTtRAZIAR

Teala sizin mezahtrtrnzde ve siz O'nunla mevcut oldugunuzdan, nerede olsaruz, sizlnle beraberdtrl-'.

Ayette, "Siz nerede olursamz, bernm ilmlm siztnle beraberdlr" buyrulmarmstir, Allah Teala'rnn sadece ilminin beraberhgt, hakikat cihetinden olmayip, "zihni" blr telakkidir.

Yukanda zikrettIgimiz ayet-t kerimenin bir kisnu "Mutlak Zeiti beraberlik", diger bir kismi da "mukayyed ve husust zati beraberuk'ttr,

Birinci ayette Allah Teala, Musa ve Harun (a.s.)a httaben: "Ben sizinle beraberim.xsittr ve goriiriim" (Taha, 20/16) buyurmustur, "Siz rtsalett eda ettiginiz vakitte, ben sizinle berabertm: Firavn'm sOzlertni ~itirtm ve fiillertni goriiriim"; yant "Sizinle berabertm, sizin yardimcrmzrm" demekUr. Bu "mukayyed ve hususi" bir beraberlfktir, Klsaca, muavenet [yardim) beraberllgldtr. Ayetin .devammda "lstten ve goren Allah TeaIa'drr, O'nun ilmi degtldtr" .14

Diger bir ayette:" 0 arkadasma mahzun olma! Muhakkak Allah biztmle beraberdtr dedigi vakitte ... "(Tevbe, 9/40) buyrulmustur ki, Allah Teala bizlm yardimcnmzdrr manasmdadir, Bu da mukayyed olan husust

maiyyettir15. •

4) Taftazani'ye atfedilen rtsalenm onyedinci sayfasmda, tasavvuf ehlinin "Vucud Icm ZIt ve benzer dii~iiniilemez, 0 hayr-i mahzdir (mutlak hayir): viictidun ernst yoktur (musahhas degildtr). Mutlak vucud irUfA etse, her vucud irUm eder. Viictid bastt oldugundan, O'nun ciiz'ii yoktur. Bu yiizden Mutlak vucud vactbdir" fikri reddedilerek, bu tarzda isbat etmeye cahstiklan viiciidun vacib olmasmm gerekmedigi; miimkt1n olan varhklarda da, ZIt ve benzerngm olmayabtldtgt ve vucudun irtiffu meselesinin mugalatadan fbaret oldugu !fade ediliyor16.

Mutasavvrllarca "Mutlak Vucud" miicerred bir mana ve bir mefhum degtldtr, Allah Teala'mn Zat'irn tdrak miimkiin olmamakla beraber, varhgl bir vakiadir. O'nu sadece "tenzih" ile tahdid etmek de dogru olmaz.

Hakk'm vucudu cok latif ve srrursizdir. Letafettnm nihayetsizUginden dolayi.da, Idrakl kabfl degUdir. Latif olan vucud, kesif olmadikca bfhnmez. Kesif olan vucud, latif vucudun nisbetlertnden oldugu tcm, olus

13. KemaIeddin Abdll'r-Rezzak Ka~i es-Semerkandi,Te'vi1it-. Kitinine, (fer. Ali Rwi

Doksanyedl, Nesre hazrrlayan, M. Vehbl Gll1o~u. Ank. 1987, s.3/155. 14.1smatl Fenni, A.g.e., s. 134.

15. A.g.e; s.I34.

16. (16) Taftazani, A.g.e. s. 17

-33-

FUSOSU'L-HiKEM 1ERCOME VE $ERHt

alemlne (alem-t kevn) "izafi vucud" ismi venlrmsttr. tzafi vucud, latn olan gercek vucudun delilidir.

Bir kitabullah-l a 'zamdir seraser kdinat Hangi harft. yoklasan mdnasl hep Allah ctkar.

El1ya. ilahi ilimde sabtt olan suretler ve hakikatlerdir (ilmi snretler).

Hakiki vucud, latif olan vucudunu • kesif kilmakla, onu suret elbisesiyle (kevni suretlerl lZhar etti.

Latifin kesifte izhan, vucudun tenezzulatiyladir. Suret zahtr olunca, mana mestur kahr,

Mesela, ceklrdek oz ve lattf, onun tekasufuyle meydana eikan kOk. govde, dal ve yapraklar kesiftir. Cektrdek agacta zahtr ve agac eeklrdekte batmdir, Cektrdegm izhari, kendini perdelemtsttr,

Zuhuru perde olmustur zuhisra

GOzil olan deLU ister mi mira 17

Perde-i diddnn oldu. ~iddet-ifart-l zuhitr Kendini cesm-i dU il can we ilifa eyledin 18

. .

Iste vucud tenezziil ve tekasuf edtp, gayriyyet ltbasiyla zahtr oldugu

gtbi: Irttfa edip (niizul ve urucl, latif ve eltaf-i latlf olur. Bu tarz degerlendirme de yine akil, his ve kesfe gore olup tzafidir. hakiki degUdir.

5) Taftazant mutasavvrllann (vahdet-i vucud musahtdlertnlnl "Mutlak Vucudun, varhklann eogalmasiyla c;ogaldlgl diil1iincelerini. 0 vncndu, zuhur mahallerinde yaymakla tttraf etmts olduklarim: kendi aralarmda tse, vactbm tahakkukunun. ancak "tabti kiill" gibi ciizlerde gizlendtgtn1 Iddta ettiklerini soyliiyor.

Taftazant bu aciklamasiyla onlarm, vactbtn hanct viicutta ciizlere muhtac "tabti kiilI" oldugunu sOylemek istediklerini tlert siiriiy()r.

Taftazani'ye gore mutasavvrllar "mutlak viicud"un hem tek sahis ve hem de hancte mevcut olmasmm rmkansizbgma hiikmederek. Mutlak Vucud'un sahst oldugunu ac;tkc;a soyleytp, biiyiik gunah ~lemi$lerdir.19

17. Azlz Mahmud Hudayi.

18. Yenlsehlrlt Avoi.

19. Taftazani. A.g.e .• s.21. Ismail Fermi, A.g.e .• s. 135-136.

-34-

FUSfJSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI iTiRAZIAR

"Mutlak Vucud" yukanda da beltrttigtrmz gtbt, kiilli bir mana ve mucerred bir mefhum degildir. Kainat O'nun vucuduyla katmdtr, Allah Teala'nm isim ve sifatlari kamatta miitecellidir. Hakiki Vucud birdir. Kendisinden zuhur eden varhklarm eogalmasiyla. O'nun da cogafmasi Iazim gelmez. Vahdet-i vucuda gore Vacfb'in tahakkuku, cuzlertn zimnmda degildtr. 0 btrdtr, parcalanma ve noksanlasmadan munezzehttr:

O'nun cuz'lert olamaz. Hicblr seytn O'nun vucudundan baska bir vucudu yoktur. (Miistakil blr vucudu yoktur, hersey O'nun vucuduyla karmdlr.) Yani "hakikat" cfhetlnden vucud O'dur: diger biitiin varhklar O'ndandir. Herseym hakikati O'dur; fakat hartcte gordiiklerimiz O'nun gayrtdtr, Bu hususun iyi anlasilabtlmest tcm l?oyle bir mlsal verebiltrtz:

Mesela blr sahsm cevresme aynalar konsa, 0 zat her aynada zat ve sifatlanyla zahtr olur: yanl hem zati goriiniir ve hem de gulmest, aglamasi, hareketi, v.s. sifatlan musahede edilir. Bu durumda sahis, zatmm aymdir: bu ayniyyet, istilahi olan hakiki ayniyyettir, lugavt ayniyyet degildir. Zira akiste meydana gelen her keyfiyyetin, sahista vukuu vactb degtldlr. Cunku akis, pekcok aynalarda mevcuttur: bu cokluk sahsm btrligme te'str etmez. ~ayet akis uzertneIaynayal tal? veya pislik atihrsa, sahis 0 atilanlardan zarar gormez. lste l?ahls· ile akisteki ayniyyet ve gayriyyet bir ttibara goredtr, Bir kimse kul ile Rabbi arasmdaki lugavt olan hakiki ayniyyete tnarnrsa, suphesiz mulhtd ve zmdik olur20.

Gyle sansrduti aynyun. dost gayndtr ben gayriyim Bende gorup istieni; bildim ki ol canan imi$21 .

6) Pek coklarmm Iddta etugi gtbt, bu rtsalede de mutasavviflarm "Vucudlyye'tntn mukallidi olduklan lfade edilmil?tir22.

Fususu'J-Hikem ~erhi'nin I. cildindeki mukaddimede panteizm ile vahdet-i vucud arasmdaki farklardan bahsedilmtsttr. (bkz.LXI-LXIII) Biz bu bolumde sadece panteizm hakkmda btlgt vermekle yetlnecegiz:

Panteizm lattncede, "hersey" demek olan "pan" ve Allah'm ismi olan "Seos" kelimelerinden meydana gelmlsttr. Panteizm yaratanla, yaratilarun btrligtne inananlarm felsefi goriil?lerine verilen Istmdlr. Panteizme taraftar olanlar, bu birligi, btrblrtne ZIt iki sekilde aeiklarmslardir. Bunlardan birincisi Allah Teala'yi kainatm ruhu, alemi de O'nun teza-

20. Ahmed Avni Konuk. A.g.e .• s.l/65.

21. Niyazi-i Misri.

22. Taltazani; A.g.e.s. 11.

-35-

FUSiJSU'L-HtKEM TERCUME VE ~ERHt

hiirleri olarak bilirler. Yam Hakk'm zatmm, tabiatle kenetlendigini ve her seytn Allah'tan ibaret oldugunu kabul ederler. Namutenahtntn. mutenahtde btrlesmls oldugunu ileri siiren bu gOrii~ sahtplert "Allah her seydtr" diyorlar. Dikkatle tncelentrse, bu tiir panteizmin tlhad (atheisme) ile sonuclanan blr durum arzettigt anlasihr, Sadece varhklarm gereek olduguna marup, ulflhiyyet fikrini miicerred btr mana ile smirlamak, ilhaddan baska blr sey olamaz. Bu felsefi gOrii~iin en onemft stmasi Spmoza'dir ve muasirlan tarafmdan da miilhidikle itham edflmtsttr.

Diger felsefi gOrii~ ise, panteizme, birineilere tamamen Zit bir mana vermlsttr. Bunlar, biitiin varhklarm, Allah Teala'dan baska bir hakikate sa hip olmadigmi ve tabiatm Hak'ta fant ve zatl oldugunu: yani mutenahrnm, namutenahtde btrlesttgm! kabul ederler. Bu gOrii~ sahtplert fikirlerini "Her sey Allah'tir" eiimleslyle Ozetliyorlar.

Bu dusunceye gOre panteizm "mistisizm" (mysUeisme) ile kaynasmistir. Vahdet-i viiefld salfklertyle ikinei gOrii~ sahfbl pantelstlerin manelan arasmda, farkedilmesi son dereee zor aynhklar vardrr. Ferid Kam, bu inee farki iki bardak deniz ve menba suyuna benzeUyor kt, karsidan bardaklara bakanlar, her ikisinl de aym gOrebilirler. 23 Bu iki tarz aciklamadan hangtstnm panteizmden kastedilen asli manaya daha yakm oldugunu kesUrmek oldukca zordur .• Aynea panteizmin ayru zamanda btrbirine ZIt (Ilhad tle, Allah Teala'nm tsbatmdan Ibaret olan) iki manayi samtl 01- dugunu kabul etmek de dogru olmaz.

7) Diger bir iUrazda. lbnu'l-Arabi'ntn ve tasavvuf ehlinden bazilarmm "azab" kelimesinin liigata ve sertata muhalif olarak "uzflbet"ten geldtgini; nar ehlinin su Ictnde bahk gfbt, nimet ehli olaeaklanm tddta ettikleri ileri siiriiliiyor. 24

lbnu'l-Arabl, eehennem ehltnm, orada ebedt kalacaklanrn: fakat uzun bir rnuddet sonra, elem hissini kaybedeeeklerinl; insanlarm dunyada iken ruyalarmda gOrdiikleri hayali nimetlere mazhar olaeakla-

'" ,,,, • ., '" f •• ,. '" '" .J .... ,

rim: ~WIYJ~..l...>JI~I~I"""I.r.) [Yurrus, 10/10) ayettntn geregi.

insanlann ahtr davalannm "el-hamdii llllah" olacagmi: alemln sena ile ba~ladlgl gibi. ytne sena ile sona erecegtni sl>yle~ttr25.

23. 6mer Ferid (Kam). Vahdet-i Vticlid.lst.1331.s.18.

24. Taftazani, A.g.e .. s.ll.

25. lsm8.il Fermi, A.g.e .• s.142. (Daha fazla bilgi i~in bkz. Ahmed Avni Konuk.

A.g.e.s.3/304 yd.

-36-

FUSOSU'L-HtKEME YAPIIAN BAzr iT1RAZLAR

Abdu'l-Kerim Clll, insln-l KAmU isimli eserinde bu hususta sunlan sOyluyor: "Cermet Hakk'm "Merman" Ismmtn, cehennem ise "Kahlr" Ismin in mazharrdir, Allah Teala cehennem ehli I~In azabi, onlarm tahammul edecegt bir tarzda yarabr. Aksi taktlrde cehennem ehlinin helak olmasi lazrm gelirdi. Allah Teala bu kimselere azabi, tahammule

sebep olacak gucteyaratrrusur." YCW':.u~ li;.l 1,,_k;.4J'~ ;;~.k~ t:JS' "Onlarm derflert ptstikce, azabi tatmalan tcm, derflertnt yenlleyecegtz" (Ntsa, 4/56) ayett bunun deliltdtr. Allah Teala cehennem ehltntn dertlertnt degtsttrmekle, kendllertndekt kuvveti de yentlemts olur. Vucudu n yeniden tnsasi, rahmeUn netieesidir. Allah Teala:

,-",_;!. JS";- :::J ""':::.~ "Rahmetimher seyt kusatrmstir" (A'rM. 7/156) buyurrnus: "gazabim herseyt kusatrmstir" buyurmarmstir. Zira Hakk'm e~aYl tcadi, O'ndan has bir rahmettlr. Gazap, rahmet gibi varhgm nthayeUne kadar uzanmaz."Rahmet" Hakk'm "ZaU" sifatidir. "Rahman Rahim" tstmlertnm mukabtll olan "Gadban" ve "Gadub" Istmlert yoktur. "Gazab" tse adalettn blr geregtdtr. Gaffar" sifati, rahmeUn gerekttrdigt nimet mazharlannm ilkidir. "Oaffar''m u~ sigasl vardir ki, "GMir, Gaffar ve Gafur", "Kahtr" ismi de adalettn geregr elan nirnet mazharlanmn evvelidir. Bunda da iki siga vardir: "Kahir" ve "Kahhar"26.

Abdu'l-Kerim Ctlt, ates vucudda anzi oldugu tctn, zevaltntn mumkun, aksi taktirde zevalmm muhal; ve atestn zevalmden maksadm, kendisindeki yanma kuvvetlnin yok olacagiru soyluyor27. Cili'ye gore eehennemin atest gttmemtstrr: ates hali uzere bakidtr; fakat atesten muazzeb olanlar rahata kavusmustur, Cehennemln yanma gucunun bitmesi, me'mur meleklerin yerine, naim meleklertnin gelmesidir. Burada bir hadise istmaden, ates mahalltnde circir otu biter ve cahtm nairne Inkilab eder denllmls: buna da deli olarak Hz. Ibrahim kissasi gosterilmi§itfr28.

Cili "cahim nimeU"ni, uyuz hastahgma yakalanan msanm, kasmmaktan aldlgl zevke benzetlyor.

Hz. Mevlana, eehennem ehlinln, cehennemin Icmde Hak'tan haberdar olduklan Ictn, dunyadakmden daha hos bir haldeolacaklanm: dunyanm cehennemden daha hos olmadigmi soyluyor29.

26. Abdu'l-Kerim b. Ibrahim el-Cili, insinil'l-Kimil Misir, s. 30-31.

27. A.g.e,s.33.

28. A.g.e,s.33

29. Mevianii Celaleddin RUmi, Fibi Mi Fib, (Ter. Ahmed Avni Konuk) Istinsah,s.171.

-37-

FUSOSU'L-HtKEM TERCUME VE ~ERHt

Aziz Mahmud Hudayi'ye gore, cehennem ehli azab cekttkten sonra, azablan hafifletilir ve elem tetnde nimet ve ruhani zevk bulurlar. Cennet nimetlert, cehennem nimetlerinin aksidir. Cermet batm, cehennem kabuk ve distir, i~ ve oz daha lezzetlidfr3°.

8) Taftazani, lbnu'l-Arabt'nin puta tapanlarm, Allah'tan baska bir seye tapmadiklarmi ve uluhtyyet tddtasmda bulunan kimsenin davasmda sadik oldugunu soylemestntn islam tnancma ters dii~tiigiinii Ilert SiiriiYOI.31.

lbnu'l-Arabi, Nuh Fass'mda sunlan soyluyor: "AIim olan, ma'budun kim oldugunu ve hangt surette zahtr olursa, ona tbadet edtldigtn] bflir: ve yine bilir ki, tefrik ve cokluk a'za ve ruhani suretlerde, ma'nevi kuvvetler gtbtdlr. Bu yonuyle bakilmca, bir mabudda Allah'tan baskasma Ibadet edtlmemis olunur.

o halde Ibadet edenin en dunu, onda uluhtyyet tahayyiil eden kimsedir. Sayet bu. tahayyiil olmasaydi, tasa, topraga, v.s. ye Ibadet olunmazdi, Nitekim Kur'an-i Kerim'de: "Ya habibim! sen kavmtne -slz ma'budlarimzi cagmmz-de" (Ra'd,13/33) buyrulmustur. Su halde ~ayet onlar 0 ma'budlan adlanyla ~aglraydllar, elbette onlara agac ve yildiz isimlerini vertp, onlan "Allah" ismiyle Istmlendtrmezlerdi.ve

Cesltlt putlara tapan "kimselere, "Kime Ibadet ettinlz?" diye sorulsa, onlar agac, tas, toprak v.s. isimlerini saymadan "Bir Ilaha (mukayyed tlaha) taptik" derler, mutlak Ilaha ibadet ettik demezlerdi.Burada onemlt olan mutlak ve mukayyed mes'elesldtr. Yanl insanlar ya mutlak Ilaha, ya da ona htcab olan mukayyed Ilaha fbadet ediyor. Hakk'i musahede eden kimse Ise, putlarda uluhiyyett tahayyiil etmez. lste putperestlerin Inandiklari mukayyed Ilah da, bu esyalardan biridir. Hak Zati cihetten Vahid, aynalarda akseden isimlerin suretlenyle coktur.

lnandigi mabudda uluhtyyett tahayyiil eden abtd, gercek abtdtn (muvahhid) musahedestnden habersiz oldugundan, "Biz bunlara Allah'a yaklastirsm diye tapiyoruz" derler.33 Nitekim Kur'an-i KeIim'de mukayyed Ilaha inananlann fikir ve dusuncelert su tarzda beyan buyrulmus-

tur: ~j:1" cJ} U>'~ ~} ;;;C·~ (. "Biz mabutlara, ancak bizt Allah'a

30. Aziz Hudayi, Teziikir-i Htldiyi, Selim Aga, nr. 251, v.152./a-b.

31. Ismilil Fermi, A.g.e.,s.152.

32. Ahmed Avni Konuk, Fusiisu'I-Hikem Teroilme ~rhi,s. 1/295.

33. A.g.e.s.l/296

-38-

FUSOSU'L-HtKEME YAPlLAN BAzI iTtRAZLAR

daha fazla yaklastrrmalari tcm tapiyoruz" (Ziimer. 39/3). Mutlak tlaha tnananlar Ise, ytne Kur'an-i Kerim'in beyanma gore: ~G 4J! ~! w! "Allah'm tek bir mabud oldugu" nu (Ibrahim, 14/52) bilirler34.

Bu bahlste anlatilmak lstenen sey, Hakk'm ~e~1t1i Istmlertnln tecelU saretlermi mukayyed bir tlah tahayyiil edenlerle, biitiin bu siiretlerde tecelli edenin Mutlak tlah olduguna inananlar arasmdakl farktir. Birl mezmiim, digeri ise mahmud olan iUkatbr. Allah Teala mevcut varhklarm hepsmt, kendisine tbadet etmelert icm yaratnustir. Varhklar bu zikredilen Ibadet hikmeU iizerlne mesgul ve bt'l-asale bu yiizden mahluktur,

Vahdet-i vucuda gore esyarun iki yiizii vardir, Bin kendisine delalett, dlgen de Hakk'm isim ve sifatlanna delalett.

Mahlukatm hepst, ilahi isimlerden bmnm meclasi, yant zuhur mahal-

leridlr. Kur'an-i Kerim'de: tjP~"'G ~r;:..JI ~ 4l1J "Allah goklertn ve yertn nurudur" (Nur, 24/35) buyrulmus ve alerntn zerrelertnln her birmm, ilahi feyzin btr mecrasi oldugu ifade edflmlsttr, Allah Teala'Yl, vucada gelen bir seyden tarnamen tenzih etrrrek, yant Hak Teala varhklarda tecelli etrnemtsttr demek, onlan mutlak ve miistakil birer varhk kabul etmek olur ki: bu Hakk'm vucudunu tahdid demektir.

Allah Teala her tiirlii noksanhktan munezzeh oldugu gibi, miikevvenatta da mOtecellidir. Hersey O'ndandir; fakat 0 hersey degildtr.

Kur'an-i Kerim'de: .It! "'I! 1.,-,:-.; "'11 ~ u'.,ij "Rabb'in yalmz kendlstne tapmamzi .. , . emir buyurmustur." (ism. 17/23) Miifessirlerin

pekcogu ~ u'.J,j yl, "Rabb'in emretU" olarak te'vil etmtslerdtr. IbnO'IArabt "Selef" yolunu benimseyerek bu keltmeyt te'vtl etmeytp, ayete:

"Rabb'In ancak kendisine tbadet etmenizl kaza ve takdir etti" manasi verrrusttr.

Allah Teala'ya haltyle, kavliyle, ftkrtyle, zatiyla, sifatlariyla Ibadet etmeyen hicbtr sey yoktur. Her sey O'na tbadet etmektedir. Zira mahltlkattan herbirl Allah Teala 'nm blr Ismmtn mazhan ve 0 Ismtn terbiyesl altmdadrr, Ilaht Islm ve sifatlarm nencesi olan fhtflaftan dolayi. tbadetlerde farkhhk zuhur etmtsttr. c,;:iinkii Allah Teala "Hadi" ismiyle

34. A.,.e. s.1/296

-39-

FUSOSU'L-HiKEM TERCUME VE ~ERHt

mutecellt oldugu gtbt; "Mudill" ismiyle de mutecellidtr. Allah Tec1lc1 , "Mun'im" lsminin zuhur eserini sevdfgl gib1.. "Muntaldm" tsmmm zuhur eserini de sever. Bu sebebe mebni, ilc1hi isim ve sifatlar erbabmdan thtflaf zuhur ettfgi i~in. insanlann hallerinde de ihtilM gOriilmu~tur.

, .,,-,,, ~",. ", , ",,,, , "'",1 , " ,

,JlJ~ J,Jlrlbf" 4ll' ~ i~'J 4.0' ~l:J' u\.) "lnsanlar bir tek ummettt.

Allah. peygamberleri miijdecl ve uyarici olarak gonderdt." (Bakara, 2/213) Allah Tealc1. peygamberleri bestr ve nezir olarak gondermrsttr. 0 halde "Hadi" tsmt yOnunden peygambere tabt olan 0 tarzda Allah'a fbadet etsm: peygambere ~1 olan da Hakk'a "Mudill" Ismlnm mazhan olarak ibadet etsin demektir.

Allah Teala'nm varhgikemaliyle beraber, hulul ve ittfhad olmaksizm, vucudun zerrelerinden herbir zerrede sirrt olarak c1~ikc1rdrr. Bu SlITa nazaran Hak Tec1lc1 puta tapanlann tbadet etUkleri putlarm "hakikat"i olur. Onlar da hakikatte Allah'tan baskasma tbadet etmts olmazlar.

Allah Teala'nm, putlara tapanlann bu hakikati bilmesine de Ihttyaei yoktur, onlarm putlanna da muhtac degtldtr. Zirc1 hakikatlerin tstttar perdesinde devami ne kadar uzun olursa olsun, elbette 0 hakikatler tcm Nebilik ve Velilik mucerret bir mefhumdur. Sahsa nisbet etmedtkce bir gun Ism gercegmm zuJ'luru zaruridtr. lste putlara tapanlann kendi neflslertnde Hakk'a lttfbalarmm .srm budur. Ciinkii putlara tapanlann kalbleri sehadet etmtsttr kt, hayir bu yiizden harekettedir35.

9) Taftazani'ye tsnad edilen rtsalede mevcut diger bir tttraz, lbnu'lArabi'nin velintn nebtden ustiinlugunu tddta etttgt tarzmdadrr, Taftc1zc1m. "Nebller velilerde bulunan her derece ve mertebenin kemalme maltkttr: mutasaVVIflann cahtllermtn zannettlgt gibi veli nebiden efdal degUdir" diyor36.

Velintn, nebiden fazilet ve ustiinlugunu iddic1 etmek, Kitap. Stmnet, tcma' ve kiyasa muhallf oldugu gtbt, akla ve Iz'ana da aykmdrr.

lbnu'l-Arabi bu hususta aynen ~yle soyluyor:

"lmdl sen bir nebiyi senate dair emirlennden hari~ bir kelam He tekellum eder gOrdugun vakttte.o, veliyy-i c1rif oldugu haysiyyetten tekellum eder. Bunun i~in 0 nebinin nebiyy-i alim ve veli olmasi haysiyyeUyle 01- dugu makami, resul veya tesri' ve ser' sahfbt olmasi haysiyyeUyle olan makammdan etemm ve ekmeldir. lmdl ehlullahtan birisinin "Velayet nu-

35. em, A.g.e.,s.75.

36. Tafuizfull, A.g.e.s.

-40-

FUSUSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI triRAZlAR

buvvetten a'ladir" dedigtru veya ondan sana nakl olundugunu i~ittigin vakitte, bu sozii soyleyen ancak bizim zikretUgimiz ~eyi murad eder"37.

"Veyahut ehlullahtan birisinin "Velt. nebt ile resul fevkindedir" dedigini tsttsen. 0 bu soyledtgi sOZ He tek sahista olaru murad eder. Neb} ve resul olmasi haysiyyeUyle olan makammdan, onun veli olmasi haysiyyeUyle olan makami etemdir. Yoksa nebiye tabr olan veli, nebiden a'la degildir. Zira tabr, tabr oldugu seyden, ebeden metbu'u tdrak edemez. Ciinku eger tabr, rnetbu'u idrak edeydi, tabr olrnazdi, bunu iyi anlal"

10. Taftazani "Fass-i Musevi" de Ftravn'in dunyadan tahir ve mutahhar olarak ~JktIgl tarzmdaki flkre ittraz ediyor. Taftazaniye gore boyle bir dusunce kufurdur, Zira Ftravn'm kaflr olarak oldiigii, yirmi iki surede de mevcut ayetlerle ve her asir ve zamandaki tcma-t ummetle sabitttr38.

Ismail Fenni'nm beyanma gore Fusus sartht Bali Efendi, lbnu'l-Arabt "Ftravn'm tmanmm sihhatt" hakkmda ileri siirdiigii delilleri nass olmak

iizere zfkretmemlsttr: sayet etseydi son sozunu: ...ul c..J1 ~ ~":il_, "Bu husustaki emr Allah Teala'ya alttir" tarzmda soylemezdi. Kur'an'da gecen seytn zahlrt budur dedi, bu nastir demedl' diyor39. Aynca Firavn'm sekavetl hakkmda ileri siiriilen, delillerin nassa delalet etmedlgt de lfade

~ .'.",,,,,,,,, J., '" " , '" ",_

edtlmtsttr. zira: ~;i::-W' v: .:.£ J J.i ~..u J ~':¥, "~imdi tman ediyorsun,

suphestz evvelce Isyan ettin ve miifsidlerden Idm" [Yumrs, 10/91) ayeU. Firavn'm trnanmm kabul edilmedtgtnm deltll olmayip, onun hakkmda azabi gerektiren bir durum lfade etugi de anlasihr ki, onun tmanmm kabulune ZIt degtldtr, lbnu'l-Arabt'ntn sozlert, Firavn'm tmanimn sihhattne degn, cevazinm sihhattne delalet eder. Yani Allah Teala'nm onun riihunu tahtr ve mutahhar oldugu halde kabz etmts olmasi catzdtr demektiJ:40.

Ka:;;ani, "Firavn'm imam ahtrette azab gormesine manr degtldir. Allah Teala kulu He kendi arasmdaki hakkiru affedebilir; fakat kul hakki bundan ayndir" diyorl 1.

Abdii'l-Gani Nablusi'ye gore "Simdi iman edtyorsun, suphesfz evvelce tsyan etttn ve mufsldlerden idin" ayett, Firavn'm tmamm 0 vakte kadar

37. A. Avni Konuk, A.g.e.,s.

38. Tafi:azfu1iA.g.e .• s.84.

39. Ismail Fenni, A.g.e .•. s.159.

40. A.g.e.s.lOO.

41. A.g.e .. s.I60.

-41-

FUSOSU'L-HiKEM TERCUME VE $ERHt

gecikttrdigtnden dolayi cezaya carptmlacagmi ifade eder; fakat imansishgma delil sayIlmaz42.

lbnu'l-Arabt Firavn'm imamnm ye's halmde bir tman olmadignu: zir! tman ettigl zaman ahtrete Intlkal edecegmi yakinen btlmedigmt, aksine kurtulacagmdan emin oldugunu sOyliiyor.

Altmlertn Ibnu'l-Arabt'nm kesf ve tctthadim delil olarak bentmsemediklerini tabti karsilamak lazimdir. Bunun yam sira onun gOn1~iine kanlanlari da normal gonnek, musamahah bir davrarus olur.

Firavn hayatta iken: "lsrailogullan'nm tnandigmdan baska tann 01-: rnadigma mandirn: artik ben O'na teslim olanlardamm" {yunus,lO/90} demtsttr.Flravn'm bu sozi1nii, tam bogulurken soyledigi malum degildir.

Ser'an fayda vermeyen iman "iman-r ye's"dir kl, kIyamet gi1nii olan tmandir. Dunya hayatmda trnanm makbul olduguna deltl: "Ey Muhammed! de ki. ey kendilerine kotuluk edip, asm gtden kullanm! Allah'm rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Dogrusu Allah gnnahlarm hepsini bagislar. Cunku 0 bagrslayicidir. merhametltdtr" (Yunus,IO/98) ayetldtr.

Allah TeiUa bu ayet-t kerimede ye'se dusmemeyt blr vakit veya bir sahisla kayitlamadi: bu hltab butun kullara samtldtr .



"Allah'm rahmetinden iimidinizi kesmeyin; dogrusu kaftrlerden bas-

kasi Allah'm rahmetinden iimidini kesmez" (Yusuf.12/87) ayetmde ise olunceye kadar kilfrilnde israr edenler istisna tutulmustur,

Allah Teala: "Allah kendisine ortak kosmayi elbette bagislamaz: bundan baska diledlgtnt bagislar" (Ntsa, 4/48) buyurmustur, Bunun manasi, Allah Teala strkmde devam eden ve bu hal iizere olen musrtklert bagislamaz demektir.43

Hz. Musa'nm: "Rabbimiz! Dogrusu Sen Firavn'a ve erkanma zinetler ve dunya hayatmda mallar verdin. Rabblmlz! Senin yolundan sasirtmaIan Icin mi? Rabbimiz! mallanm yok et, kalblerini sik; cunku onlar can yakici azabi gormedik~e Inanmazlar" (yunus, 10/88) buyurmasi da bu hususa delll sayilmaz: ~iinkil "can yakici azab" ahirete aitttr, Firavn'm kavmi bogulma hadlsesini gorduklert halde tman etmediler44.

42. Ag.e .. s.l60.

43. Imam Celaleddin ed-Devvani, iman Firavn. MISIr. 1964.s.64.

44. Ag.e .. s.71.

-42-

FUSlJSU'L-HiKEME YAPILAN:sAzI iTiRAZIAR

Bu hususta nasta tam bir sarahet olmadigmdan, mukabll gom~ beyan edenlertn farkli yorumlanm tabu gormek Iaznndir, 45

11) Taftazani Fusiis'un mukaddimesinde lbnu'l-Arabt'nm Peygamber Is.a.v.)t ru'yada gordiigiinii kendlstne FusUsu'I-Hlkem admda bir kitap uzatarak bunu insanlar arasmda yaymasmi emretttgmt sOyledigini nakle derek; Peygamber (s.a.v.)in vefatmdan alb yiiz sene gecttkten sonra, hayatmm sonuna kadar ytrml iie sene siireyle diizelttiklerini bozan btr

seyt emr etmeyecegmt flert siiriiyor46. Ke~if, keramet ve my a He alakah bilgiler esbab-i ilimden sayilmadigmdan, baskalari Icm hiiccet (delil) kabul edilmez. Bununla beraber msanlar bu cestt bilgilere Inamp manmamakta muhtardir.

Keslf, keramet ve sadik ru'yalar, ilmin sebebleri meyanmda zikredilmemekle beraber, Kitap ve siinnet noktasmdan hak oldugunu da unutmamak Iazrmdir.

lsmall Fenni, Taftazant'nm, Peygamber (s.a.v.) in vefatmdan altiyiiz sene gecttkten sonra, hayatmm sonuna kadar, yirmi iie sene miiddetle, degtstrrmedigt seylertn degtsmest Ietn, ruhsat vennesinin nasil miimkiin

olabtlecegl tddtasmi su tarzda cevaplarmstir: •

"Vahdet-I vucud mezhebi hakkiyla anlasildigi takdirde, onun islam dinini bozacak bir inane olmayrp, gercek tevhid oldugu anlasihr, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin bazi hakikat ve sirlann kesfml belirli bir zamana birakmasi yerinde bir hikmetUr. Peygamber (s.a.v.) kavrnini henuz putlara tapmaktan kurtanna gayreU tcmde bulundugu sirada, butun esyada Hakk'm mutecelli oldugunu anlatmaya kalkismasi maslahata uygun dusmezdt, Zira Ebu Sufyan, Mekke'nin fethinde kendisine "rnusluman 01" deruldigmde: "Sayet Allah'tan baska ilah yoktur desem, bu kadar putlardan nasil vaz gecertm?" dedtgt; aynca Talf'tn kusatilmasi sirasmda Beni Sakif kabilesi esrafmm "Lat" m iie sene halt iizere birakilmasmi rica etUkleri bilinmektedir. lste 0 gunku Arap kavmmm en akilhlan bile putlara bu derece baghhk gostertyorlardi, Vahdet-i vucudu layikiyla anlamak, herkesin kari degildir. Halbuki Peygamber (s.a.v.) msanlara, akil ve iz'anlan oleusunde soz soylemeyt tavsiye etmi!_?tir.47

45. Daha fazla bilgi i~in bkz.A.g.e .. lsmatl Fermi, A.g.e .. s.159-161; A.Avni Konuk Burada, M usa Fassi.

46. Taftazani, A.g.e .•. 6., Ismail Fermi, A.g.e .. s.161.

47. A.g.e .• 5.162

-43-

FUSOSU'L-HtKEM TERCUME VE $ERHt

Abdii'l-Kadir Gilant "Esrlril'I-EsrAr" isimli kitabmm "tevbe" babmda:

J.I ~I .A ~ 1.,.;Ja; I~IJ JJJ~ .. WaJI ~I ~ ~ ~_,:S:'JI ~ rL-J1 ~ ~I

JJJ~ i.."AJ1 "lltmden bazisr mestur suret gfbtdtr; onu aneak ulema-yi billah bilir ve onu soyledikleri vakitte. aneak Allah'tan gaftl olanlar mkar eder" hadisini rtvayet etmis ve "Bu Hz. Peygamberin kalbine mirae gecest tevdi olunan sirdir kt, onu yakmlanndan ve Ashab-i Suffa'dan baska kimseye soylememtsttr" demi!;?ur48.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz lslamm teessiisiinden sonra, iimmeti arasmda cikacak Ihtllafi biliyordu ve ummettnm 72 frrkaya ayrilacagmr haber vermi!;?U49. lste lbnu'l-Arabi, kansik fikirlerin bulundugu zamanda ortaya cikrp, 0 zamana kadar arif ve kamillerce gizli tutu Ian vahdet-t vucud ve diger Ilaht hakikatleri nesre basladi. Oeret ondan ewel imam Gazzali gelmts ve hayatmm sonuna dogru bu tiir eserler yazrmstir ....

III. Aliyyii'l-Kliri'nin tenkitleri:

1) Allyyu'l-Kari, lbnu'l-Arabl'ntn, Adem Fass'mda: "Goziin bebegt, insan tctn ne mesabede Ise, Hz. Adem de. Hakk'a nisbetle 0 mesabededtr" dedtgtnt ve bu sozlertn son dereee mahzurlu oldugunu belirttikten sonra, !;?U tenkidde bulunayor:

"Allah Teala Adem'i hatta alemt yaratmazdan once "Basir"di ve e!;?yaYl zuhura gelmezden evvel de goriirdii. Sonra bunu, Hakk mahlukta Adem vasitasiyla nazar etU de onlara rahm eyledi soziiyle ta'lil etmesi de dogru degtldir: ~iinkii Q. meleklerl ve seytanlan Adem'in tcadmdan onee halketti. Su halde Adem. Q'nun kullari uzertne sebep ve rahmeti degildir. Allah Teala kudsi bir hadiste: "$ayet sen olmasaydm ne feleklert ne de eennet ve eehennemi yaratmazdim" 50 buyurduguna gore, Insarn bu dunyanm yaratilmasma Illet-I gatye saymasi da dogru degtldlr, Zira Allah Teala'nm fllllert her ne kadar hikmete mebni sadir olursa da,

, ,." III ". , III • J ." "

hikrnet Ilahi ma'rifetUr; c;iinkii: ~J~ ~~ u-l~'J ~,~ LaJ (Zc1rlyat, 51/

·56) ayettndekl ~.JW u ibn Abbas ve diger bazi miifessirler f.I";~ ile tefsir etmi!;?lerdir."51

48. A.g.e., 5.162

49. Ahmed b.Hanbel,s.3/145.

50. Muhammed Nasuriiddin el-Elbani, Silsiltetii'l-EhidisU's Ziife ve'l-Mevziia, Mlslr, 12844.s.282.

51. Ismflil Fermi, A.g.e .. s.169, Aliyyu'l-Kari, Risiletti fi Vahdeti'l-Viiciid, 1st. 1294,s. 75.

-44-

FUSOSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI iTiRAZI.AR

Klsaca ifade etrnek gerekirse "Allah Teala zat ve sifatlariyla ezeli olduguna ve msani alemm icadmdan once de kendi zat'lm ve sifatlarmi bllip gordilgiine gore. kendi hakikatini musahede Ictn btr rnazhara luzumu nasil dii~iiniilebllir?"

Ismail Fermi 'ye gore "~I uW1 ~~ ~ Y'J" ciimlesindeki "hiive" zamiri Adern'e degtl, tasavvuf istilahmda "Insan-i kamil ve "halife" diye tstmlendtrtlen "kevn-i camrre racidtr. Nazardan muradm da feyzin, mahlukata, onun vasitasiyla ulasmasidir. Bu, gozle gorulen bir rnakarn degU: hakikatlerin kevn-i camn tle, kevni hakikatlerl camr olan rnertebelerdir.52 "lnsan-i kamtl" unsuri olan vucuduyla zat ve zaman bakimmdan hadtsttr: fakat ilmi suretlert (suver-i llmiyye). yam Allah Teala'nm Umindeki surett cihetinden ezeli ve diger hakikatlere nisbetle oncedir.

A'yan-l sabite (degi~rneyenhakikatler)nin ezeli olusuyla, bunlan yoktan yaratan Allah Teala'nm ezeliyyeti arasmdakl fark, Hakk'm ezeliyyeUnin selbi bir sifat olmasmdan tbarettlr.Vucudun baslamasim nefy eden bir selbdtr; ~iinkii Ibda' eden vucudun "ayn'udir: onun baslangici yoktur. Halbukt a'yanm ezeliyyeU ademden (yoktan) ba~'\ilrnakla btrlikte, yaratanm devanuyla da devam eder. Viicud onlann gayrtdir.

Burada mevzu' edilen illet ve ma'lul meselesi Halik He mahluk arasmda olmayip, Hakk'm kendi Zat'mdan. ymekendt Zat'ma olan bir husustur.

Vucudun rnertebelerlnden blrtncist "taayyiin-i evvel" mertebesidir.

Vacud bu mertebede. is1m ve sifatlarmi. mucmel olarak biltr. Bu mertebede temeyyiiz (farkhlikl yoktur. llmt suretlertnln her btrtntn kendi zatma ve kendi zatmm emsalme suurlan yoktur; ztra onlann vucudlan ve temeyyiizlerf tlmtdtr, Bu rnertebede ilmi suretler Zat'm (Ahadiyyet mertebestnm) tcad ~ine illet (sebep) olurlar. Yarii illet (sebepl olan "Ut", kendisinin tllett olan ma'lulun (ilmi suretlertnl, ma'lulu olur. Burada mantik kurallanna ZIt bir dururn soz konusudur. Nazari delillere gore aklm hiikma "tIlet olan sey, kendi rna'lulu tcm ma'lul olrnaz" tarzmda olmahdir. Burada tse dururn tersme eevrtlmts ve "iIlet olan sey, kendi ma'lulu tcm ma'lul olur" denmtsttr, Anlablrnak tstenen, Hak Teala'nm Zdh'nm ma'lulu dururnunda olan taayyun mertebest, tcad tsmde (yaratma hususunda) ilmi suretlertn ma'lulu olmustur" tarzmdadrr.53

52. tsmWl Fenni, A.g.e .. s.I69.

53. Ahmed Avni, A.g.e .. l/ 14.

-45-

FUSOSU'L-HiKEM 1ERCUME VE ~ERHi

Mesela bir hattat, yazdlgl levhanm illeti (sebebi), levha da onun ma'luludur, Hattathk btr tstt'daddir. Bu kabiliyyete sahlp olmayan btr kimseden boyle bir sey beklenemez. Levhanm meydana gelmesine sebep olan sey, kendisini meydana gettrenden, viiciidunu taleb etmesi noktasmdan dusunulurse, levha ma'lul tken, izhar tsmm illeU lsebebf) olur. Boylece, illet olan hattatm vucudu, levhayi yapma durumunda. onun ma'liilii olmustur,

Bu illiyyet ve rna'liiliyyet meselesi Hakk'm tek olan viiciidunun zati ntsbetlertnden ibaret olup, meydanda bir gayr (baskasi) bulunmadigmdan (Iltm, altm ve ma'lum bir oldugundanl, uliihiyyetin sanma yakismayacak bir hiikiim gtbt telakki edilmemelidir.54

2) Aliyyii'l-Kari. lbnu'l-Arabt'ntn Adem Fassr'nda insan hakkinda "hadts-t ezeli" tabtrtnt kullandigmi, halbuki alemm kidemine kail olmanm. altmlertn Icma'i ile kiifiir sayildigmi ileri siiruyor!55.

Alemin kidemlne manmanm islam ittkadmca kiifiir sayilacagi herkesce bilinir. Burada kullarulan Ifade "hadts-I ezeli" (ezeli olan hadts) tarzmdadir. Bir seym aym zamanda hem hadts ve hem de ezeli olmasi miimtenidir. Bu ifadeden murad, aleml, ittbarlara gore. iki tarzda degerlendirmekUr. Yant insan bir tttbara gore hadts, diger bir ttibara gore ezelidtr, demektir. lnsanm hakikatintn, viiciitta zuhurlari tttbartyle hadls olmasi, viiciidun baska bir rnertebesi ittbarlyle kadim olmasma mant' degtldtr, Yant kamil insan surettyle hadts, hakikaUyle (suver-I ilrniyye) ezelidir. Ciinkii suver-I ilrniyye (ilmi suretler) Allah Teala'nm ilminde sabtt hakikatler (a'yan-i sabtteldtr. Him. tlaht nisbetlerden bir nisbet olmak yonunden Hakk'm aym olur56 Hakk'm viiciidunun baslangici da, sonu da yoktur. 0 kadimdir. O'nun isim ve sifatlan da kadimdir. Hakk'm tecelli etmedigi bir an yoktur. (Rahman. 55/29) ViiClld kadim oldugu gtbt, hudus keyfiyyeU de kadimdir. Allah Teala'nm halk etmedlgt bir an yoktur. lnsan kadirn olan Hakk'm varhgmda, ezelden ebede kadar mevcuttur: fakat hartcte zuhur ttfbanyle hadts ve mahluktur.

3) Aliyyii'l-Kari. lbnu'l-Arabi'ntn ~is Fassi'ndaki: "Bu ilim "haternu'rrusiil" ve "hatemu'l-evhyarnmdir. Onu nebi ve resiiIlerden htcbtrt gormez: ancak "hatemu'r-rusul'tun mtskatmdan gorur. Ve onu velilerden

54. A.A. Konuk, A.g.e., s.11 18

55. Aliyyi1'I-Kari, A.g.e .. s.76, Ismail Fenni , A.g.e .. s.171.

56. Ahmed Avm, A.g.e .. s.11 131.

FUSOSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI hiRAZLAR

hi~biri gonnez: sadece hatem olan velintn mtskatmdan goriir" cumlestyle: altm ve giimii!,? kerptc tesbihtne tttraz ederek, "hatemu'l-velaye" makanurun, ibnii'l-Arabi'ye aft oldugunu kabul etmedigini de belirtmi!,?tir.57

Her peygamber "tsm-I camt" olan Allah Teala'nm ktlIli isimlerinden bir ismm mazhandir.Kendtlertntn hakikati olan Ilahl isimlerden aldiklan ~eyi, Muhanunedi hakikatten ahrlar. Bu "hatemu'l-enbtya" mertebesidir. Vacib ve mumkun olan hakikatlerin feyz menbai bu mertebe oldugundan 0 "hatemu'l-velaye" mtskatidir, Butun nebi ve veliler velayet cthettnden aldiklan ilim ve manevi zevki bu mertebeden ahrlar.

Peygamber (s.a.v.) zahirde "hatem-I niibiivvet", batmda "hatem-I velayet"tir. Velayet nubuvvettn batmi, nubuvvet ise velayettn zahtrtdtr.

Hatem-I evltyanm mtskau, husust olan Muhammedi velayetten tbaretttr. Nilbiivvet Peygamber (s.a.v.) ile tamarnlanmis, velayet Ise devam etmektedir. Bu husust olan Muhammedi velayet de "kebir, sagtr, asgar ve ekber" olarak islmlendirilmi!,?tir.58

4) Aliyyii'l-Kiiri Fass-i lshak'ta Ibnu'l-Arabt'ntn Ibrahim (a.s.lm ogluna, ru'yada kendisini kurban ettigmt gordiigiinii soyledtgm! ve bu rQ'yamn hayal rnakammdan oldugunu, gercek ~lan bu ru'yanm mtsal alemme uygun olarak degerlendtnlmest gerekttgtru; Peygamber (s.a.v.Im ruyada gordilgil sutu. "din ve yakin Ilmi" olarak, Hz. Yusuf'un da yedi inegi, yedi sene olarak tabtr ettigtm: nftekim kocun Hz. lbrahtm'In oglu suretmde zahtr oldugunu, halbuki Hz. lbrahim'In ru'yayi zahtrtne hamlettigm! ifade etmesinin dogru olmayacagmi ve bir nebintn tctihadmdahata ettigmt tddta etmenm daha fahi!,? bir hata oldugunu soyluyor.59

Yusuf (a.s.)m ve babasi Hz. Ya'kub'un gordiikleri ruyalan tabir ettiklerini Kur'an-i Kerim nakletmektedir.60 Peygamber (s.a.v.) in de rii'ya tabfr ettigt nvayet edllmtsttr, 0 halde rii'ya tabtrt Kitap ve siinnetle sablttlr,

Hz. ibrahim'ingordilgii rii'yayt zahtnne hamletmesi, kendisinin bir ictthadidir. Bu tctthadma dayanarak, oglunu kurban etmeye tesebbus edince,Allah Teala peygamberinin bu tcraatma manr olmak surettyle zellesini ona btldtrmisttr. Hayal alemtnde ogul surettnin, teslimiyet manasmda koc demek oldugu, Allah tarafmdan "koc" gonderilip, onun kur-

51. AIiyyil'I-Kliri: A.g.e., s.79.

58. Daha fazla btlgt 1~ln bkz. Ahmed Avnl Konuk: A.g.e., s.1/212 yd.

59. AlIyyil'I-Kari; A.g.e.,s.8l. lsmruI Fenni; A.g.e., s.18l.

60. Yiisuf, 12/4-6,36,37,48,49.

-47-

FUSOSU'L-HiKEM TERCUME VE SERHi

ban edilmesiyle sablt olmustur, Allah Teala'mn: o.!llUJ vi;::';"""'" "Rii'yan dogrudur" yant oglunu kurban etmen dogrudur buyurmayrp,

It):,J1 ~~ :u "Ru'yam tasdik etttn" (Saffat, 37/105) yam gordiigiin seyt ayruyla yapmak istedin, buyurmasi da goz oniinde bulundurulmahdir.

lbnu'l-Arabi'ntn bu fasstakt sozlertnt Hz. Ibrahim hakkmda bir nakisa gtbt telakkt etmenin dogru olup olmadigi meselesi bizim viis'atimizi asar, Zira her tenkid, miinekkidin Iddta ettigi noktadan dogru sayilabtltr; fakat tenkid edtlenln, boyle bir mulahaza ile soz soyledigini dusunmek de ne derece tsabetlt olabilir.

Mevlana Cami, uykunun mukayyed hayal aleml olup, temessiil eden seretm, bundan kasdedilen manalara tabtrt, bu alemm hal ve sarundan oldugu halde, Hz. Ibrahim'In mutlak olan mtsal alemtnden almaya ahsnus olmasma ve her ne zaman bu alemden bir sey alsa, onun vakia uygun zuhur etmestnden dolayi, mukayyed olan mtsal alemmde oglunu kurban etttgtnt gormesl uzertne. onu tabir ve te'vil etmiyerek, aymyla icraya tesebbus etugini sOyliyerek, bunu mutlak ve mukayyed olciisiiyle izc1h etmeye calismistir. 61

5) Aliyyii'l-Kari, lbnu'l-Arabt'ntn Nuh Fassi'nda "Hakikat ehline gore tevhidde tenzih, tecrid ve takyidin ayrudir. Su halde tenzih eden kimse ya Rabb'ine cahil veya edebi az ve gaflldtr" ve "Allah Teala'nm mahlukahn her blrlnde zuhuru vardrr, 0 her methumda zahtr ve her anlayista batmdir. Ancak alem Hakk'm sifatlarmm mazhan olmak cihetinden Hakk'm surett, vacuduyla kaim olmasi yoniinden de O'nun hiiviyyetidir" diyen ktmsenln tdraklnden batm degtldtr, dedigini naklediyor.62

Aliyyii'l-Kiiri aynca Ibnu'l-Arabt'ntn "Allah Teala'yi mukayyed ve mahdud kilan kimse, tenzih etmeyip tesbih etmisttr ve onun ma'bud oldugunu btlmemtsttr. Halk arasmda Hakk'i bilen, O'nun sifatmda tesbih ile tenzih arasmi cern' eden kimsedir." Ve ldrts (a.s.) Fassi'nda: "Hakk'a nazar edip de O'nu halktan tecrid eyleme: ve halka bakip da ona Hakk'm gayrisini giydirme; hem tesbih ve hem de tenzih edip sidk makammda 01" dedtgmt naklettikten sonra, lbnu'l-Arabi'ntn miicerred tenzihe karst cikmasmm dogru olmadignn: hele halki Hakk'm "ayn"r yapmasmm kiifiir

61. Ismail Fenni, A.g.e.,s.l83.

62. AliyyU·I-Kari, A.g.e.,s.91.

-48-

FUSOSU'L-HiKEME YAPIIAN BAzI iTlRAZIAR

ol~lCagmI;63' dogru olarun sadece tenzih etmek olmasi gerektigini Ileri surilyor.

lbnu'l-Arabi ve ona tabi olanlara gore Allah Teal~ kendisini

ilJ ,_, ".~""<iI"'J

cJ~ t..s. !~I YJ ~J ~~ ''Galebe ve kuvvet sahtbt olan Rabbm, mus-

Iiklerin vasfetUkleri seylerden paktir' (Saffat, 37/180) buyurarak tenzih

.1 .... ,., III J,

etUgi gtbl, ~~I J} ~I ~ "Allah'm eli. onlarm ellertnin ustundedlI"

",.1" ",tI." ." ....

(Feth. 48/10) ayetmde de tesbth etmisttr. ~I ~I.". J ~~ ¥ v-J

"O'nun benzeri htebtr sey yoktur, 0 isttendir, gorendtr" ($ura, 42/11) ayettnde oldugu gfbt, hem tenzih ve hem de tesbih etmlsttr. Bu. Kur'an-i Kerlm'in beyanma uygun bir tarzda Hakki ve halki mertebelere gore tenzih ve tesblhttr, Allah Teala: "Allah gOklerin ve yertn nurudur" (Nur, 24/35) buyurduguna gore, vucutta her sey bir ismin rnazhan ve her zerre Ilahi feyzin mecrasldrr.64

Burada tenzih ve tesbih hakkmda kisa bir bilgi vermek yerinde olacaktir. Curcani'ye gore tenzth, "Allah Teala'nm besert vasiflardan uzak olmasIdlr.,,65 Seyyid Ca'fer Seccadi tenziht, kadimtn, tstmlertyle, vasiflanyla ve zatiyla tekligidir tarzmda tartf etmtsttr, 66.Bu tar tenzih makammda, muhdesin (sonradan meydana gelmts) kadime bir benzeyts Itiban yoktur. lnsanlarm du:,;;unce ufkunda beliren tenzth, kadtm tenzih olmayip, muhdes tenzihtir. Cunku bu tenzih mukayese Imkam verebilir; fakat kadim tenzih, ZIt kabul etmedigt tcm, zihnin boyle bir kiyas yapmasma Imkan olmadigmdan, keyfiyyetini anlamak mumkun degUdir.

Cilt'nln "Hakk'i tenzih , tenzihten tenzth He olur" sOzu bu tenzth iCindtr67. Hakk'i Uti tesbth He tesbih olmayacagi gtbt, tenzih de olamaz.

Hak, tstmlertnde, sifatlarmda, Zat'mda, rnazhar ve tecellilertnde hudusa nisbet olunan her seyden, kidemi cihetiyle tek ve munezzehttr, Yant Allah Teala gayrin tsttrak edemtyecegt tenzih uzerme bakidir; araz ve cevher oImayan Zat, kemalmde mukaddesttrSB

Tesbth, Insanm his ve akilla Hakk'i vasiflandrrmasidrr. Biz Allah Teala 'yi, kamatta zahtr olan Islm ve sifatlariyla Idrak ediyoruz; yam

63. A.g.e.,s.91.

64. Ismail Fermi, A.g.c.,s.l90.

65. Curcani, et-Ta'rifiit. Beyrut 1983.s.67.

66. S.Ca'fer Seccadi, Fcrhang-l MU8taJahi.~-. Urefi, Tahran, 1329,s.118.

67. A Kerim em. A.g.e.,s.32.

68. A.g.e .. s.32

-49-

FUSOSU'L-HiKEM TERCUME VE ~ERHt

eserle muesslrt tamyoruz. Bununla beraber Allah Teala zuhurunda yine tenzih uzeredtr. Akil ve htsstmizle O'nu Idrak, hakikat noktasmdan tmkansizdir. Kisaca lfade etmek gerekirse."Allah Teala i~iUci ve gorucudur" derken kendmuze tesbth edtyor: "O'nun tsttme ve gormesi. bfztm tsttme ve gormemtze benzemez" derken de. O'nu tenzih ediyoruz. Hakikat yonunden Hakk'i Hak'tan baskasi bilmez. Bizim btltstmiz umumi manada iman ve taklid iledir.

Sekll ve suretlerm hepsi "Mutlak Husn'fm mazharlandir. tnsanlar da bu tecelltler Icmdedtr, Ciinkii Hakk'm tecellilert kamatr kaplarmstir.

, J., ", ".1 ,,.,,

~I 4.>,-) r-S I_,J_; 4U "Nereye donerseruz Allah'm vechi oradir" (Bakara,

2/115) ayeti, insanm hal. amel ve manalanrun hepsi, Hakk'm Cemal ve Celal'Inln mazharlandir tarzmda aciklanabiltr,

insan halki tesbfhte kahrsa, husnun surettnt musahede eder. ~inin tefekkurunde tenzih ve tesbih bulunuyorsa. 0 kimse Hakk'm Husun ve Cernal'Intn suret ve manasi olur.Hak tcm tesbthm de Zati ve vasfi oldugu olc;;iisunu hatirdan cikarmamak lazrmdir,

Zati tesbth mahsiis olan varhk suretmde veya hayalde mahsiis olan seylere benzeyen seylerde, Hakk'm tecelli etUgi surettir. Vasfi tesbfh hissedilir olanlara benzeyen seylerden munezzeh olan isimlere ait manalar surettnde tecellilerdir. ''Bu suretler, zihinde dusunulup, de. histe keyfiyyeU olmayan suretlerdir.69

6) Aliyyu'l-Kart, lbnu'l-Arabi'ntn ldris Fass'mdaki, "Allah Teala butun

zitlarr blrlestirmtsttr: bunun delili: ~~~~;JJ.O(,~O;.J(,~~IJJ~':JI; "0 her seyden oncedrr: kendisinden sonraya htebtr seytn kalrmyacagr sondur, varhgr asikardir: gercek mahiyyett insan tern gtzltdlr'' [Hadid, 57/3) ayet-t kerimesidir" sozlertne tttraz ediyor. Aliyyii'l Kari'ye gore boyle bir tddta hezeyandir. Cunku Allah Teala sifatlardakt zithklarr cern' ederek, kendisini bu ayette tavsif etmtsttr. Burada murad edilen mana. "0 baslangicsiz evvel, nlhayetstz ahtr, mumkun varhklan izhar eden (meydana cikaran) sifatlarmm tezahurleriyle zahtr: Zati itfbariyle de

batmdrr70. . .

Tasavvuf ehline gore katnat Hakk'm zat'mda zahlr oldugundan, Allah Teala, esyanm zatlan cthetlnden, esyanm gayrt, vucud yonunden

69. A.g.e .. s.33.

70. Allyyu'l-Kari, A.g.e.,s.93, Ismail Fenni, A.g.e., s.195.

-50-

FUsDSU'L-HiKEME YAPILAN BAzI iiiRAZIAR

aymdir. Zahtrde kesret, batmda vahdet vardir. Hakk'm Cemal ve Celal tecellileri zahtrde cesttlt ve birbirine ZIt oldugu halde, hakikat itibartyle blr ve Husn-I Mutlak'tir. Allah Teala esyanm, esya olmakyonunden aym degtldtr. Esya butunuyle zall, fani ve O'nunla kaimdlr.

Ebu Said Harraz'm: "Allah Teala ancak zrtlarm arasmi cern' He bilinir" sozu: Hak Teala, Zat'i cihetinden butun vecihlerde tektlr: O'nda bir haysiyyetin gayri bir haysiyyet ve btr.vechm gayri bir vecih yoktur. Bu yoniiyle "Evvel. Ahir. Zahlr ve Batm'tdir: fakat "Evveliyyet. Ahtrtyyet, zahiriyyet ve Batmiyyet"! bize ntsbetle, baska birer cihettendir. Kendisine nlsbetle "Evvel" "Ahtr'fn, "Zahlr" "Batm'an aymdir: ve O. zitlar arasmi cfuni'dir demektir.!

Tezat, !simler arasmdaki nisbetlerden Ibaretttr.llaht hiiviyyete nisbetle tezat yoktur. Allah Teala'rnn tstm ve sifatlanm, her birinin kendine delaleti ve Zat'a delalett noktasmdan ele ahrsak: kendtlertne delalett noktasmdan ZIt ve muhtelif. Zat'a delaletlert cthetmden ise muttehiddir.

Hak butun zitlarr camt'dtr: c;;iinkii Celil, Cemil, Hadi, Mudill, Darr, Nan'. Muhyi .. Mumit ancak O'dur. Hak "Evvel"dir. "Evvel"in ziddr ve mukcibili olan "Ahir"dir. Hak "Zahtr'idtr ve "Zahir" isminin zrddi olan "Batm'tdir, Hak, zahtr olan seytn ve zuhuru hcilinde batm olan seytn "ayn"; [hakfkatt) dlr.2

7) lbnu'l-Arabt Adem Fassi'nda: "Biz Allah Teala'yi, 0 vasfm "ayn"r (hakikatI) olan bir seyle vasiflandrrdik, Hak Teala nefsini bize tavsif etti. Bu durumda, ne zaman O'nu gorarsek, kendimizi goruruz ve ne zaman kendimizi gorursek, 0 kendi nefsini gorur. ,,3

Aliyyii'I-Kari'ye tsnad edilen rtsalede, bu.beyanm apacik blr kufur 01- dugu Iddia edtlmls: zrra Insanm zeit ve sifatmm, Allah Tecila'mn aym 01- masr, hulul ve ittihaddrr denflmtsttr. 4

lnsarun zat ve sifatlarmm, Hakk'm aym (tIpkISI) olmasi meselesi elbette hulul ve ittihad olur ve islam Inancma gore de kiifiirdiir .

. Ibnu'l-Arabt metnm devammdar'Her ne kadar Allah Teala, butun vecfhlerde, kendi nefsini vasfettigi seyle, bizi vasfettlyse de. arada O'na lfttkar farkhhgnu zfkretmemlz sarttir' diyor.5

1. A.g.e., 5.195.

2. Aliyyi1'l-Kati, A.g.e .. 5.77.

3. A.g.e., 5.77

4. A Avni Konuk, A.g.e., 5.2/14.

5. A Avni Konuk, A.g.c., 5.1/152.

-51-

FUSOSU'L-HiKEM TERCUME VE $ERHi

Allah Teala'nm ilahi olan isimlerinin suretlert bize zahlr oldugunda, biz kendtmizi, O'nun bize zahtr olan sifatlan uzere biliriz.

Zekdi bu merdydda goren O'ldur goriLnen de Mezdhir kesretiyle vahdet-i zat'a halel gelmez.

Hak Teala insam kendi surett uzertne "Hayy". "Alim". "Kadir". "Miirid".

"Semi'", "Basir", "Mutekellim" olarak yaratti. insan bu hakikatlerden hlcbtr ~eyi kendisinden defa muktedir degtldtr,

o Hayy'dir, 0 Alim'dir. Murid'dir, Kadtr'dtr, Semi'dtr, Basir'dtr, Miitekelltm'dtr, Zc1t'trr. Cami'dtr, Mevcuttur, Rubublyyet sahfbtdir, kidemt vardir. lnsan da hayattadir, altmdtr, muriddtr, kudret sahtbtdtr, tstttr, gorar, konusur, zattir, cam'Idir, mevcuttur, rububtyyett vardir: 0 da Allah Teala'nm ezelt olup, kendistnden aynlmayan tlmtnde mevcut oldugundan kadimdir. Fakat 0 Kibriya ve lzzet'le, tnsan ise ziill ve acz ile muttasifurv.

Hayat, Illm, trade. Kudret. Sern', Basar, Kelam gibi kendimize nisbet ettlgtrmz sifatlan Allah'a nisbet ederiz. Yam bizde zahir olan Ilahi sifatlar ile sifatlanmarmz cihetlnden. biz 0 sifatlarla Allah Teala'yr vasiflandmp, kendimize nisbet ettigimizi. O'na nisbet ederiz. Nitekim Hak Teala bu si-

~ .. J.. ",." .. J" '" '" • _", ., ». '" , • ,._",

fatlan kendisine nisbet etmtstlr: 0 y)jl ~ rl ~.r Jj ~I~ ,0;.rJ \... t=t1)1

"Soyleyin, ektiklerinizi yerden bttirenler sizler mtsmlz.yok biz mt bitiriyoruz" (Vakla. 56/63). Bu sifatlarm O'na nisbet edtlmest, O'nun halk ve kudretlyle ve O'nun vucudunda zahtr olmasi yonundendtr. O'nda bu sifatlar kadimdir ve tnsanm hadts olan sifatlarmda muessirdir7.

Burada elektirik akimmi (cereyan) bir mtsal olarak verebiliriz. Akim, kendisine has btrtakim ozellfklert olan, gozle gorunmedig; halde zuhur mahallerinde varhgr hissedilen bir eneIjidir. Kendisinde olan ozelliklert hartcte musahede edildigi zaman, cok ve cesttlidtr. Ampulii yakan. iitiiyii isitan. maktnayi cahstiran. buz dolabmi sogutan husustyetlert goriildiigii halde, onlara elektrik akrmmm benzertdtr, aymdir veya ondan bir parcadir diyemeyiz.

Hakk'm vucudu zatmdandir ve zatmm ayrudirve zan uzerme zatd degtldtr. Fakat bizim vucudurnuz kendi zatmuzdan degil. O'ndandir.

6. cnr, A.g.e., 8.13-14.

7. A. Avni, A.g.e., 5.1/152

-52-

FUS-OSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI mRAZlAR

8)Aliyyii'I-Kari, lbnu'l-Arabt'nm "FaSS-l Ibrahtmr'de "0 bern semi eder, ben de O'na hamd ederim: 0 bana fbadet (ttaat) eder, ben de O'na Ibadet edertm" dedigmt: birinci cilmledeki "sena eder" Ifadestnde bir mahzur 01- madigirn: fakat ikinci ciimlenin kufur sayilacagmi soylilyorB.

"Bana Ibadet eder" Inkiyad eder, yam icabet eder demekUr. Hahk'm mahluka fbadet etmesi murnteni'dir. Bu ifadeden anlasilan. Allah Teala bent, O'nun Istm ve sifatlanm izhar ettigmi veya O'nun Islm ve sifatlan bende zahtr oldugu cihetle sena eder; ben de O'na beni icad etUgi cihetle hamd edertm demekttr.Metinde, "bana Ibadet eder" cumlest, "bana

"i

Inkiyad eder" ya'ni icabet eder manasmda kullamlmistir, Bu, ~JSo~'

~ ~1, "Bana dua edm, ben de size tcabet edeytm" (Mil'min, 40/60) ayetmde oldugu gtbl, kul Allah'tan taleb eder, 0 da tcabet eder tarzmda anlasilmahdir,

Hahkm mahluka fbadetl soz konusu degildir. Bu cumleden murad, Allah bana, O'nun 1sim ve sifatlarmm mazhan oldugum cihetle sena ederim demektir. Ben O'na beni yarattigi tctn hamdederim, 0 da bana tnkiyad eder, yani bana tstedtgtm vucud v.s.yi vertr: ben de O'na bu sebeple Ibadet ederim manasmda soylenmisttr.f

$ems-i Magrtbt;

<!N_) ':pI rll.,{':I_) ,# ~J ~ jl ~ ~'p'JJ ~ ~ ~

"Sentn zuhurun benimledir, bentm vucudum da Sendendir. $ayet ben olmasaydrm, Sen zahtr olmazdm ve eger Sen olmasaydm, ben olmazdrm" beytiyle bu hususu anlatiyor. Hafiz $irclzi de:

~~ Jl:...!... 4 JI ~~~ c::~ J~ l,. ~ ~ ~~ Jl yWI ."s-I J""':'- .J.tL..,

"Ma'sukumuz olan Hakk'm golgest, asik olan bir mahlukun uzerine dustuyse ne var? Cunku biz vucudda O'na muhtac, 0 da zuhurda bize mustakti" demi~tir.lO

Allah Teala ~ <!.Iltl "Ancak Sana Ibadet ederiz" (Fatiha, 1/4) ayeUnde nefsine hrtab ediyor: cunku mahlukat mazharlarmda nefsine ibadet eden O'dur. Allah Teala gercek faildtr (tevhid-i ef'al), Yaratilanlann

B. 1. Fenni, A.g.e .• 5.207 9. A.g.e .• 5.208.

10. AAvni Konuk, A.g.e., 5.2/72.

-53-

FusDsU'L-HtKEM TERCUME VE ~ERHt

hareket ve sukunu O'nun kudret elinde oldugu tcm, onlann tbadetl, O'nun nefsine fbadett demek olur.

Allah Teala'nm kamati yaratmasi, isim ve sifatlarirun kendisinden zuhur taleb etmesi sebebiyledir. Yanl Allah Teala mahlukati halk ederek, isim ve sifatlanna hakkmi vermtsttr, Hak Teala kendi nefsine mahlnkati

ile ibadet etmls ve oo4Ai I.!.llotl dedikten sonra, isim ve sifatlannm mazhan olan msamn diliyle. kendi nefsine httab ederek ~ I.!.llott, "Ancak Sen'den yardim taleb ederiz" (Fatiha. 1 /5) buyurmustur, Allah Teala Hak kelami He nefsine httab edtp, halkm kulagiyla bu kelann i~ittigi gibi; halk kelami He de nefsme hitab edtp, Hak kulagi ile 0 sozii tstttr, Allah Teala mah lukati He nefsine Ibadet edenin kendisi oldugunu btze

btldtrtnce, bu hakikattn bizde de suhuduna tenbih ederek oo4Ai I.!.llotl buyurur. Hakiki abtd Q olunca, biz Ibadet ve diger fiillerimizi Hakk'a

Isnad eder: .dIL, ':il i.".i ':iJ J~ ~ der ve gii~. kuvvet ve kudretl kendimize isnad etmeyiz.ll

9) lbnu'l-Arabi "Fass-l Suaybl" de "l'tlkad olunan Ilah tern, diger marulan Ilah hakkmda bir hukum yoktur. Inane sahtbt 0 Ilahtan noksam nefy ederek, ona YCVdlffi eder: fakat Ilah 0 kimseye yardim etmez. Bu yiizden onun muhalifl olan kimsenin mancmda eseri olmadigi gtbt, niza' eden tern de tnandigr Ilahtan yardim yoktur" dedikten sonra:

~~u ~;..4J (.J "Onlar tcm yardrmcilar yoktur" (Al-i lmran, 3/22) ayettnt de delil olarak zikretmtsttr.

Aynca Muhammed (a.s.) Fass'mda: "lnanan, mandigi Ilah hakkmda senada bulunur ve onunla ilgilenir. Bu durumda ilah 0 kimsenin kendi sun'udur ve onun hakkmdaki senasi, kendi hakkmdadir. Bu yuzden baskasmm tnandigim zemmeder. lnsafi olsa boyle davranmazdi. Bu davramsmm sebebt, baskasmm inancma ntctn i'tiraz ettigm; bilmemesidir.

~ayet 0 kimse Cuneyd Bagdadi'ntn: .. I,;':il ~.,J .. UI ~.,J "Suyun rengt, kabmm rengldtr" soztmim manasmi btlseydl, her Inane sahfblntn Inanciru kabul eder ve Hakk'r her suret ve tnancta bilirdi. lnsanlar tnanclarmda ekseriyetle Him sahibt degtl, zan sahfbldir. Hak Teala btr

kudsi hadisinde: ""!01~ ~ ~ 1,;1 "Ben kulumun bana zanm uzereytm'' buyurmustur. Yant ona ancak mandigi surette zahir olurum

11. ei!i, A.g.e., s. 174.

-54-

FUSfJSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI hiRAZIAR

demekUr. 0 takdirde kul, zahtr olan bu surett tenzih, tesbth ve tahdid eder. Hakbuki mutlak Ilahi htcbtr sey smirlayamaz, Mukayyed tlah ise smirli oldugu tctn, kalb onu Ihata eder. Mutlak tlah, butun esyarun "ayn"; (hakikaU) oldugu gibt, Zat'mm da aynidir. Blr sey hakkmda O'nu istlab eder veya etmez deni1mez" demi!?tir.12 '

Aliyyii'l-Kari. lbnu'l-Arabi'nin bu sozlertnde ser't mkarm asikar oldugunu; zira tevhidi temcid ve ta'zimi atil kildigim: Allah ve peygamberinin

kelarmrn tahrif etUgini; "'" I$¥ ~ ~ lil kudsi hadisinin ulnhiyete manmaya nisbet olarak anlasilmamasmi: zannm, inanca aft Islerde hiebtr seytn yerini tutmayacagmi. onun manasmm havf ve reca (korku ve iimit) makammda kulun O'nun hakkmda olan zanruna gore olacagml; nitekim ubudtyet sifatmm, O'na itaatla devam edecegme tnanmayi ve ma'siyettenden dolayi korkmayi gerekttrdigmt" soylor. 13

Aliyyu'l-Kari aynca, y)1 ~ ~I "Kalb Rabb'in evidir" hadisiyle; V--J.e crl.i I$¥ ~ v5JJ yiL....."::IJ ~.;I ~"::I "Ben arzrma ve semama sigmam: fakat mu'mm kulumun kalbine siganm'' kudsi hadtsf-

. .

nino ~(.~I u:.;~ U} "Biz emanetl ... arzettik" (Ahzab, 33/72) ayetme tma

oldugunu: hulultyye ve vucudlyyeden baska hlcblr muslumanm Rabb'in kalbe nuzulune ve kalbtn O'nu ihatasma tnanmadigmi soyltyerek, tbnii'l-Arabi'nin bu husustaki gorii~lerini reddediyor.

Aliyyii'l-Kari. lslami mezheblerin. yahudt, hmsttyan. mecust, putperestlerin kendi tstt'dad ve anlayislarma gore Allah Teala'yr guzel bir surette tasvtr, baskalarmm Inane tarzlanm zem ve mkar edip, muhalefette bulunduklanru: bunlann dismda nebi, veli ve rasthlertn vahiy ve Ilhama uyduklanndan, bu ihtilartan uzaklastiklarim da ilave ediyor.14

'Ibnu'l-Arabt'ntn yukandaki cumlelertnde lttrazr gerektiren bir husus olmadigi astkardir: e;;iinkii tttkad olunan Ilah, zihinde tasarlanan mum= kun suretlerden bir seydtr. Bunun Allah olmiyacagi aciktir. Allah Teala'nm Zat'i, zihin ve vehimlerin tasavvur etUgi suretlerden miinezzeh ve onlann gayridir. lrfan sahibi olanlar. aklnmzm ve hislerimizin bize btldlrdtg! her surette Hakk'm mutecelli oldugunu btltr: fakat O'nu hicbtr kayitla kayitlamaz, lnsanlar da kendi zihinlerinin mahsulu olan mechul

12. A. Karl, A.g.e .. 5.98.

13. A.g.e .. 99, Ismail Fermi, A.g.e.,.5. 213.

14. AKari. A.g.e .• 5.97-98.

-55-

FUSOSU'L-HiKEM TERCOME VE ~ERHi

btr Ilaha degil. peygamberlerin haber verdigt Mutlak ve gercek Ilaha Ibadet etmelidir. tbnii'l-Arabi'ye gore Mutlak Ilah zat mertebesinde herseyden mnstagnt, sifat ve isim mertebeslnde ise herseyde mutecellidir. Allah Teala insanlann zihinlerinde sekillendtrdfklert suretler degtldir: 0 gerceknr, sektl ve suretten munezzehtlr.

lbnu'l-Arabt "Hak halkm ayrudir'' cumlestnt, Hak Teala vucud itibariyle herseyin hakikatidir manasmda kullanmrstrr. Bu. esyanm zatlan, taayyunlert, ozellikleri yonunden ayrudrr demek degildtr,

lbnu'l-Arabi Allah Teala'nm her surette teeelli ettignu; fakat her suret olmadigim soylemts; her inanem dogru oldugundan bahsetmemlstlr.

lbnu'l-Arabt'ye gore artf olan kimse, kendi tnandigi surette tecelli edenin Allah Teala olduguna tnandig; gtbt, baskasmm mandigi surette de O'nun miiteeelli oldugunu bilir. Her surette teeelli eden Allah Teala'dir soziinden. her inane dogrudur ma'nasmi cikarmak dogru degildir.15

10) Altyyu'l-Kari, lbnu'l-Arabi'ntn "Fass-i Suaybl''de: AIemin mecmuu btrtakim a'razdir ve heranda ma'durn (yok) olur. Es'artler ve bazr kelamcilar, cisimler hakkmda degll: fakat arazlar hakkmda buna kail olmuslardir" dedtgtnt nakleder. Ve bu fikrinden dolayi kendlstne ta'n edtlemiyecegtnt soyler.

Aliyyii'l-Kari bundan, miikellefin her an degisecegt, ahirette. diinyadaki msamn, gayri oIarak hasrolunacagi: bu durumda giinah ve sevabm, Isyan ve ttaat edenin kendisine olmayacagi nettcestnl cikanyor ki, ona gore bu apacik kiifiirdiir.16

Ismail Fenniye gore. altm, hakim ve mutasavviflarm mandiklan sey ttibara daha uygundur. Bunlar cevher ve arazlann arasmi, kendilerine karst tttraza frrsat verilmeyeeek bir sekllde aymmslardir, Cunku, kendi zatiyla kaimm Hak oldugu hususunda btrlesmlslerdtr. Bu ise Allah Teala'nm cevhert, yerinde sabtt manasmda olarak, kendi kendine kaim yapmasma ZIt degfldtr. Bunun tern "Kayyumun manasi, kendi kendine katm ve baskasirn krvama gettren sey demektir. Bir seyt icad ve soma ifna

eder manasmda oIarak "diriltir" ve "oldurur" demek olan ; ,";. JS' ~~ ~ (Rahman. 55/29) ayetmden cikan mana. cevherin ma'durn (yok)

15.1. Fermi, A.g.e .• 8.216. 16. AKin. A.g.e., 8.99.

-56-

FUSUSU'L-HtKEME YAPlLAN BAzI i11RAZlAR

oldugunun Ifadestdir. Bu. yok olur, sonra varhga mkilab eder ve sonsuza kadar boyle devam eder demektir. Bu durumda maddi varhgin tadest bahstnde beyan edildigi cfhetle, esasa fesat terettub etmez.

Ruhlann cuzlertnde de boyle olur. Allah Teala ~\ll"~ ~.).k ~ c.:ayf.W1 JJ~ IA~ 1.));.. (Nisa. 4/56) buyurmustur, Bu hal. .isyan eden klmselertn, kendilerinden baskalanna degildir.,,17

Fususu'l-Hikem'de bu hususla HgHt olan kisrm aynen ~oyledir: " .... Boyle olunca, iki zamanda baki olmayan ~ey iki zamanda veya zamanlarda baki oldu. Nefstyle katm olmayan sey, nefsiyle kann olan seye dondu. Halbuki uzertnde bulunduklan seye onlann suuru yoktur. ''Ve onlar halk-i cedidden suphe Icmdedtrler" (Kaf. 50/15)"18

lbnu'l-Arabt, alemm her an var ve yok (mevcut ve ma'duml olan btr-

takim arazlardan tbaret oldugunu soylerken: ~~} ~~::). JS' (Kasas. 28/88) ayettnt de buna delil olarak gosterir ve "haltkunu "daima helak

ohn;ktadlr" tarzmda aciklar . .:,U vi _jI. ,".;. J.5" (Rahman. 55/29) ayett de mutasaVVIflarca "Allah Teala her an bir-tecellidedir" dernekttr, "Halk-i cedid" veya "teceddud-t emsal" istilahlari bu manada kullarnlrrnstir. Bu tecelliler bir an kesllmts elsa, alem yok olur .

. ~,!:.: .~ ~.~ Y! ~ J,; "Belki onlar halk-i cedidden suphededtrler", (Kaf. 50/15) ve ~ ~~ ~:., • .:,ll ~Jc ;;. J.5" "O'nun uzertnde olan her klmse fanidtr ve senin Rabb'inin vechi (Zat'l) baki kahr" (Rahman. 55/27) ayetlertnde de ayru mana. farkli Ifadelerle anlattlrmstir.

Ibnu'l-Arabi'ntn "Fass-i Suaybrde bu husustaki beyam kisaca §oyledir: "Es'ariler arazlarm, Hlsbantye de butun alemm degisme ve yenilenmesine vakif olduklan halde, bunlardan herbiri bu goruslennde bir yoniiyle isabet ederken, diger yonuyle hata etmtslerdlr. Es'arller arazlann iki an baki kalmadigi fikrinde isabet: fakat butun alemin arazlardan Ibaret oldugunu ve araz iki an bakl olmadigi clhetle, onun her an degi~mekte veya yenllenmekte oldugunu bilmediklerinden hata etrnislerdtr.

17. I. Fermi, Ag.e .• 8.217; A.Kiiri. Ag.e .. s.99. lB. A. Avni Konuk, Ag.e .. s.3/42.

-57-

FUSOSU'L-HiKEM 1ERCOME VE ~ERHt

Htsbanlye ise biitiin alemm degi~mekte oldugunu soylemekle tsabet: alemln biitiin suretlertni kabul eden ma'kul cevhertn hakikatinin birligini dusunemedfklertnden de hata etmtslerdtr,

Akil tle anlasilan btr cevher, hancte htssedflir suretler bulunmadikca ortaya cikmaz, Bu hissedilen suretlertn hakikatleri de 0 cevher ile anlasihr. Mesela akil, cisim gtbt hissedilen bir cevher degildtr ve hanete duyularla anlasilan suretlerle meydana cikar, lnsamn akhrnn riitbesini eserinde goriiriiz. Bu eserlerdeki suretlertn hepsi tek hakikat olup tek zatta bulunan akilda zuhur eder.19

Cevheri tarlf etmek Istersek, kendi nefsiyle Itaim olan seydlr dertz: "kiyam" arazdir. Cevher olmasa, kiyarm ayn olarak ortaya cikarmak miimkiin olamaz. Kiyam araz olmakla beraber cevherin hakikatidir. Ciinkil cevher bu smir tle, diger seylerden aynlrr.20

Es'ariler cevhert, "Ot,; buud kabul eder ve miitehayyiz (yer tutan) ctsimdir"; cismi de :"Ot,; buudda miitehayyiz (yer tutan) cevherdir" tarzmda tarlf ederler. Bu tarifte ifade edilen "kabul" ve "yer tutma" arazdan Ibarettir. Zira "kabul". kendi kendtne Itaim olan sey degtldtr. Kabul eden (kabtl) olmaymca goriinmez. Bir yer tutmak (tahayyuzl de arazdir. Ciinkii btr yeri kaplayan sey olmadikca kaplama keyfiyyeU de goriinmez .



Her ikisi de cevherin zatlanndan sayihr. Bir seym zati olan sey, 0 seytn

"ayn"r drr.21 Bu durumda, iki zamanda baki kalmayan seyler, iki zaman bakt kahr ve kendi kendine kaim olmayanseyler, katmdlr denflmts olur.

lbnu'l-Arabtye gore. biltiin alem Allah Teala'nm vucuduyla Itaim arazlardir. Bu kiyam, arazm cevherle kiyarrn gtbt degtl, golgenin sahfbtyle kiyami gibidir. Golge. golge sahtbme muhtac, golgenm sahfbt Ise, 0 golgeden mustagnidir.

lbnu'l-Arabi ruhlann. suretlertn degtsmesiyle degtsmedigtm, ctstmlerin ve cesetlerin degtsmeyt kabul ettigtm soyledigtne gore. gunalu isleyenln ve azaba hak kazanarun ayru kimse oldugunu bu suretle aciklamis 0luyor.22

11) Altyyu'l-Kart, lbnu'l-Arabt'nm "Fass-i Ozeyr"de: "Resulun velayett, nubuvvettnden efdaldir" dedigim: bu .ifadesinde kufur, fisk ve bid'atin olmadiguu: nebtnm niibiivveti zamarunda olan velayett hususunda Ihtl-

19. A. Avni Konuk, A.g.e .. s.3/39.

20. A.g.e .. s.3/39.

21. A.g.e .. s.3/41.

22.1. Fenni, A.g.e .. s.219.

-58-

FusDsU'L-H1KEME YAPI14N BAzI trtRAZlAR

1M oldugunu: niibiivvetinden onceki velayettni, niibiivvetten efdal demeDin dogru olmayacagmi; aksi takdirde veli nebiden efdaldir manasma gelecegmden kiifiir sayilacagmi ileri siiriiyor.23

lbnu'l-Arabi nebinin veli olmak cihetinden makammm, resul olmak yoniindeki makammdan efdal oldugunu: ehlullahtan birinin 'velayet niibiivvetten ustundur" veya "veli, nebi ve resulun ustundedir" sozunden muradmm blr sahista bulunan bu iki sifattan velayettn, nubuvvetten efdal oldugu tarzmda anlasilmasi gerektigtn] soylemlsttr, Bu iki sifat bir sahista bulunrnadigi takdlrde, boyle bir mukayesenin yapilmasr dogru degtldtr24.

12) lbnu'l-Arabi "isa Fassr'nda: "Hz. lsa'nm oliiyii dtnltttgtnt gorenlerden bazisi Hakk'm ona hulul etttgme: (Hz. lsa'nm besert suretme

. hulul ettigme) bir kisrm onun Allah olduguna mandiklarmdan dolayi kiifre nisbet olundular; 0 da "setr"dir. Onlar oliiyii diriltmeyi Allah'a nisbet edecekleri yerde Hz. lsaya nisbet edip, "isa Allah'tir" dediler; ve bu sozlertnden dolayi kufretmis oldular. Onlar, oliiyii dirilten Allah Teala'yi, lsa'nm besert suretiyle ortmii~. (setretmts) oldular,

Onlann her seyde miitecelli ve her yerde zahtr "Ian Hakk'i, Hz. lsa'nm taayyiiniine hasretmeleri ve taayyiin cihetinden "Allah lsa'dir" demeleri kufurdur. Allah Teala onlan Kur'an-i Kerim'de kiifre nisbet edip:

"Allah'm hiiviyyeti Mesih lbnt Meryem'dir diyenler muhakkak kaflr oldular" (Maide, 5/17) buyurmustur, Hulule Inanrms olanlar bu sozlerinin tamammda hata He kufur arasmi btrlesttrmtslerdtr. Yant:

r:_;'~I~I: ; AlII~! (Matde, 5/17) ayetmm tamami ; AlII ~! ile

r:;; ~I ~I: den ibaretttr. ; AlII~! demekle Hz. lsa'nm hiiviyyetini Allah'a haml ederek, mutlak Hakk'i sadece Isa'nm taayyiiniine hasretmekle hata ettiler."25

Aliyyii'l-KAri, boyle btr degerlendtrrnentn, ayett gercek manasmdan saptrrmak oldugunu: zira "Zeyd Allah'tir" diyen kimsenin, bu ifadestnden (cumlesmden) sadece biriyle kiifrediyor denmesinin dogru olmayaeaguu Ilert siiriiyor.26

23. A Karl, A.g.e., 8.100.

24. 1. Fermi, A.g.e., 8.220.

25. A Avni Konuk, Ag.e., 8.3/147.

26. A Kan, Ag.e., 8. 101, t.Fenni, A.g.e., 8.221.

-59-

FUSOSU'L-HiKEM 1ERCOME VE ~ERHi

Ismail Fermi, kutuphanesmdekt "Fususu'l-Hfkem" serhlertnden yedisinde de fbarenm: r'...;A.:x1 ~~."r, "l.J .,JJI ~ ~."r, ~ olarak degil de: ~.I.L "l rv" .:xl ~."r, "l.J.,JJ1 ~~."r, "l Nablust'de ise bir zamir tlavestyle r""'"

r'...;A.:x1 ~~."r, "l.J .,JJI ~ rtarzmda oldugunu soyliiyor.27

Ibnu'l-Arabt ; JlI ~~ He. r:_;. ~I yant ; JlI ~~ demekle isa (a.s.lm hiiviyyetini. Allah'a hamlederek "Mutlak Hakk"m sadece lsa'da taayyt1n etttgme tnandiklan tctn hata etrnts olduklarmi: c;;iinkii Hakk'm mutlak vucudunun butun mazharlara yayildigmm al?ikcir oldugunu ifade etmts: diger taraftan Hakk'i, lsa'nm beseri surett He setr etmekle de kaftr

olduklarmi Ilert surmustur. Bu yiizden r:_;. ~I ~I: ; JlI ~! kelarmmn

tamammda hata ve kufur arasmi btrlesttrdfklertnl: ztra r:_;. ~I ~I : kismmda hata ve kiifiir olmadigi: bu kismm, ilk kisma baglanmasiyla Hak, Meryem Oglu Mesih'in hiiviyyetine hasr edtlmts olacagmdan, hata ve kiifre dustuklertnl soyliiyor.28

lbnu'l-Arabi'ye gore k.ufUr onlann "Mesih Allah'tir" yahut "Allah Meryem'in ogludur" demelerindedir. Halbuki Allah Teala butun kayitlardan miinezzeh ve alemtn butun suretlertnde zahtrdtr. O'nun hiiviyyetini Hz. lsa'nm beseri suretlne hasretmek elbette hata ve kufurdur.

Allah Teala, lsa'nm. suretlnde tecellisi ve kayyumtyyeti, Oluyii diriltmek, kus yaratmak gibYkendisine mahsus bazi fiillerin onda zuhuru cihetinden lsa'dir: zira bu durumda isa (a.s.lm beserisuretl, Ilaht "emir" olan ruhani hakikatte miistehlektir. lhya Allah'mdir: fakat Allah Teala lsa (a.s.)m mahluk olan beseri sureti yonunden lsa degildtr.

lsa (a.s.)a ait olan fiil sadece ufurmekttr. Allah Teala hlcbtr kayda bagh olmayarak, alemm butun suretlerinde taayyun ve zuhur ettigi gtbt, Hz. lsa'nm suretmde de taayyun ve zuhur etmtsttr. O'nu sadece bu surete hasretmek kufurdur, Burada kufur "setr" manasmda kullamlmishr. Bu zuhur "Mutlak"m "mukayyed" de zuhuru olup, hulul edict olan bir seyln, hulul mahallinde zuhuru kabilinden olmadigi cihetle, hulule

27. A.g.e., s. 221.

28. A. Avni Konuk, A.g.e., s. 3/148

-60-

FUSOSU'L-HiKEME YAPlLAN BAzI hiRAZLAR

kail olanlar. Oliiyil dirtlten Allah Teala'yi, lsa (a.s.)m besert surettyle "setr" etmtslerdtr. 29

IV. ibn Teymiye'nin tenkidleri:

Ibn Teymiye. lbnu'l-Arabt'ntn eserlermde. bilhassa Fusiisu'I-Hikem'indeki gorasterme yapugi itirazlar. Taftazani ve Altyyii'l-Kari'de de g~tlginden. burada tekrar ele ahnaya liizum gormedtk,

Tenkitlert kisaca su tarzda sirahyabihrtz:

1.1hnii'I-Arabi'nin Hahk'i ve mahluku bir sey saymasi,

2. Peygamberlert zem ve putlara Ibadetl tecviz etmesi.

3. Velilertn nebilerden, "Hatem-I evliyanm "Hatem-i enbiyadan efdal oldugunu iddta etmesi.

4. Firavn'm Sihirbazlara "Ben sizln en biiyiik rabbinizim" demesinin dognt oldugunu soylemest,

5. Kur'an-i KeIim'i gercek mevziinden cikanp, tahrif etmesi.

6. Nuh (a.s.u ayrplayip, onun putlara Ibadet eden kavmme ta'zim ve onlann bu fbadettnl, Allah'a Ibadet saymasi,

7. "Nuh kavml, ilim denizlerinde boguldular" dernesi.

8. Hz. Musa'mn, Harun (a.s.)a Itab etmestntn, buzagiya fbadett Ihata etmeylp. ctrkm gormesmden dolayidir demesi.

9. Nuh kavminin yaptiklan putlar, Allah'm birer vechidir sozii ve bu hususta nebilert ayiplayip, kafirlert medhetmesi.

10. ~lt! ~! Ij,:-.r ~1 ~:, (J'ci:J (Isra, 17/23) ayetmdekl "kaza" kelimesml, "hiikmetti" tarzmda yorumlamasi.W

Dine att hususlarda aranacak delil, htc supheslz "ser'i delil" olmalidir.

Vahdet-i vucudu Isbat Icm ileri siiriilen deliller de bu cerceve tctnde aranmahdir.

"Bartka-I hakikat, musademe-t efkardan dogar'' dusturundan hareket .ederek, dusunurlert tefekkure, tezekkure, taakkule sevkeden Kur'an-i Kerlm'in l!,?lgmda. ecdaddan mtras kalan pekcok yorumlan da goz . Omlnde bulundurup. "asrm tdrakme" ve thnyacma gore lslam'i soylet-

29. A. Avni Konuk, A.g.e., 8.3/148 3O.t. Fenni, A.g.e., 8.231-252

-61-

FUSUSU'L-HtKEM TERCOME VE ~ERHl

meye mecburuz. Asrumzm thtlyaci sadece din tekntsyenltgt degtldtr. Hilanet ve tefekkure, her zamankinden daha cok muhtaciz.

;'Koku maztde bir ati" olmak, islam kulturunu, hikmet ve tefekkurunu, san'atmi birakildrgi yerden baslatip, devam etttrmekttr,

Gerek vahdet-i vucud musahtdlert ve gerekse onlara muanz olanlar, gom~lerini, dusuncelertnt, mukabll tenkidlerini, Kur'an ve sunnete dayandirmislardrr. Vahye tstmad eden "metluv ve gayr-l metluv" ayet ve hadisler "La-yuhti'' olan kaynaktan geldigine gore, thttlaf onlann tefstr ve yorumlanndachr.

Bu gune kadar surup gelen bu Ihtllaf ve itirazlann, yine Kur'an-i Kerim'den alman gu~ tle, pestn hukumlere kapilmadan tekrar gozden gecirmentn, islam tefekkurune cok seyler kazandiracagi muhakkaktir, Kaynak eserlerin nesrtntn cogalmaslyla bu gercek daha acik bir sekllde anlasilacaktrr,

Dr. Selcuk Eraydm



-62-

FUSOSU'L-HtKEM TERCUME VE SERHt IV

Ahmed Avni Konuk



XXI

[KELtME.t ZEKERAVtYYE'DE MUNDEMtC "HtKMET·t MALtKtYYE" BEYANINDA OLAN FASTIR)

Ma'him olsun kt, ZekeriyyA (a.s.)m mudebbtrt olan Ism-I hass "MAlik" Ism-I sertftdtr.: Blnaenaleyh hazret-I sehadette onun vncndunda zahtr olan dahl. bu tsmm hazlnesmde meknnz bulunan ahval oldugundan, kendisi mtn-tndlllah bu Ismln muktezasi olmak 1lzere, kuvvet-i tamme ve himmet-t muesstre Ile miieyyed oldu: zirA "MAlik," liiiddet ve kuvvet ma'nasma olan "miils"ten me'hazdar: ve "miilk," kudret ve tasarruf ma'nasma dahi geUr. tmdi mallklyyet-I Hak, ZekeriyyA (a.s.lm vncudunda zahtr oldu. Ciinkii onun vucud-I ~erifi "yevmii'd-din" gibl oldu; ve "kiyamet" ma'nasma olan ''yevmii'ddin"de Hakk'm kemal-I mAUkiyyeU zuhur etttgt cihetle Hak TeAIA "yevmii'd-din"e MAlik Ism-I sertftnt muzaf kihp, Sure-I FAUha'da . ~jJl r"it ~c:. (FAUha, 1/4) buyurdu; bmaenaleyh cenab-i ZekeriyyA rahmet 've rukmettn zuhuru hususunda yevmu'd-dlntn ahvalt He miitehakklk oldugundan, yevmu'd-dln menztlesmde oldu. ~u halde Hak TeAIA hazretleri "MAlik-i yevmi'd-dtn" oldugu gib! "MAlik-! ZekeriyyA" oldu. Ciinkii Hak Teala yevm-t mezktirde ba'zan rahmet ve ba'zan azab eder; ve bu giinde rahmet ve azabda zuhuru He onun mAUklyyeU zahtr olur. lste ZekeriyyA (a.s.lm vucudunda dahi Hak bu iki se'n ile zAhir oldu. RahmeU ile zuhuru budur kt, onun zevce-I muhteremesi aklr ve kendisi pek ihUyar oldugu :lalde '~ '..u'.&1 ~ ';" Wl ya'ni "Bana Indinden bir veli bagisla" (Meryem, 19/5) diyerek Hak'tan bir sAlih ogul taleb etU. Ve Hak TeaIA dahl duasmi mastecab edip. 0 hazreUn haiz oldugu maarff-t ilAhiyye ve esrar-i rabbAniyye ve ahlak-r hamtdeye vans olarak ona YahyA (a.s.h bahsetti. Ve mkmetle zuhuru budur ki, Hak TeaIa onu stddetle ahz

2

FUSOSU'L-HtKEM TERCOME VB $ERHt

etti; / 0 hazretl testere fie ktiffar iki:re btcttler, 0 dahl buna sabredip, mahzar oldugu tsm-t hassm muktezasi olarak Hak'tan bu belamn refini taleb etmedi. lste bu sebebe btnaen "hikmet-i maltklyye," KeUme-i ZekerAviyye'ye tahsis kilmdi, Mesnevi:

~I .::-.J,~ w..- ~ ~~ Jl...t- ,,;.t. .. IJ ~ ~~; ~

~ IJ':"L.J ~ .:..1.,1 ~ JL.S' ~I~ IJ J.U ~~; Jb

Tercllmesi: "lmdt klyAmet 01, klyAmetl gOr: her seyt gOrmek tcm bu sarttrr. AId olursan, akh kemaltyle btltrsm. A$k olursan askr eemAliyle gOrllrslln."

*

* *

Ma'liimun olsun ki, muhakkak Allah'ln rahmeti viiciiden ve hiikm.en her ,eye vAsil oldu; ve muhakkak eazabln viiciidu dahl, AllAh'1n eazaba olan rahmetindendir; binAenaleyh O'nun rahmeti eazablnl sebkat eyledi. Ya'ni rahmetin O'na nisbeti, gazabln O'na nisbetini sebkat etti (1).

Fa_-J StlleYJDAnf'de tafstl olundugu iizere "rahmet", biri z4ti, digeri slfAti olmak iizere iki kisrmdir. Bunlar da hususiyyet ve umnmtyyet I'ttbartyle iki krsundrr. Her seye vast' alan rahmet. "rahmet-I amme-i zAtlyye"dir: ve bu rahmet Hakk'm mukteza-yr zatidrr; ciinkll Hak bizzat "CevAd"drr. Eger bOyle olmasa, vucad-r mutlak-iHak'ta zuhur bulunmaz idi. lste zat-i Hakk'm muktezasi olan burahmet sAyesinde, zat-; ahadiyyette mahfi olan niseb ve suunat-r Hak, onun kendi / zatmda kendi zatma tecellisi surettyle, ilminde sllbllt buldu. Ve Hak zat-; ahadiyyetinde sikmti Icmde kalmis olan esmasmr nefes-t rahmantst ile tenfis edip, onlara vncud-t ilmi vermek sllretlyle ellmlesini bu sikmudan azad ettl. Blnaenaleyh bu rahmet, hllkmen her seye vast' oldu. Ve rahmet-i amme-t zAtiyye telblyle. ilimde snbat bulan a'yan-i sabttenm saretlert, kendi bOkllmleri dairesmde. a'yan-i kevniyye suretlertyle zahtr oldugu ~et1e •. bu rahmet-i zAUyye. ~u tcmde bulundugumuz hazret-i ~dette dahl vllellden her seye vasr oldu. lmdt rahmet-t Hak • .. ~ n1sebe ve a'yAn-l sabtte ve hArieiyyeye I)amil olunca, niseb-i

ZEKER1YyA. FASSI

adem1yyeden ibaret olan gazaba dahl samtl bulunur. Ve binaenaleyh gazabm vucudu dahl. gazaba olan rahmet-t tlahtyyeden olur. Fakat gazabm Hakk'a rusbett, rahmetin Hakk'a nisbetinden sonradir: ~iinkii gazab rahmete nisbetle arIzi bir seydtr. Mesela suyun hal-I tabttsr eereyandir: ve donmasr, anztdtr, Ve keza Insanm hal-t tabiisi gazab degfldtr: onun gazabi bir sebeb tahtmda zuhur eden blr sifat-r anzadir. Ve sifat-i anzada asl olan ise ademdir; bmaenaleyh gazab nlseb-I ademiyyedendir. Ve FaSS-l tizeyri'de tafsil olundugu iizere. gazab-i ilahi bir seytn kernal ve saadete bilkiilliyye adem-I kAbiUyyetinden veya noksan-i kablltyyettnden 0 seye terettub eder. Ve gazabm ser ve sekavet olmasi magzubun-aleyhe nisbetledir. Yoksa gazab, Hakk'a ntsbetle merhumdur: cunkt Hakk'm tecelll-I rahmanlslyle mevcud olrnustur. Ve mevcud olan her sey tecellt-t rahmant He merhumdur. /

VaktAki her ayn i~in viiciid oldu; btnaenaleyh onu A1lah'dan taleb eder. Bunun i~in O'nun rahmeti her ,eye Amm oldu; zirA Hak, ~ol rahmetiyle ki, her ,eye onunla rahmet etti; 0 fey vUciid-l aynisinde O'nun rahmetini kabul etti. BinAenaleyh Hak 0 ,eyi icad eyledi. i,te bunun i~in biz, muhakkak Allah'1l1 rahmeti viiciiden ve hiikmen her ,eye vasi' oldu, dedik (2).

Ya'ni Hak TeaIa hazretlerinin gayr-i kabll-I ta'dad esma-t zattyyesl vardir kl, onlara "mefatth-t gayb" tesmiye olunur. Zat-l ahadiyyette bilkuvve mevcud olan bu esma, zatlanyla fiilen zuhur isterler ve musemmatan olan zat-i Hak, diyk-i ademden 0 esmayi thrac ve onlan nefes-I rahmantst fie tenfis edip mertebe-I ilimde izhar eyler. t~te bu tenfis, esmaya rahmettlr. Bu tecelli Hakk'm kendi zatmda kendi zatma vakt' olur. lIm-i Hak'ta peyda olan bu suver-I latlfeye "a'yan-i sabtte" derler kl, alem-t dunyadakl suver-t kesifenln hakayikidir. Ve bunlann vncudu "vucud-I hiikmi"dir. Onlann zilll olan suver-t kesife-I alem ise "vucud-I ayni"dir. lste mademkl her bir "ayn" tern vucuda gelmek Imkam mevcuddur; 0 ayn, 0 vucudu Allah'tan taleb eder.

Ma'llim olsun ki, bilciimle emr ii~ vecih uzeredtr:

4

FUSUSU'L-HtKEM TERCUMEVE ~ERHI

1. Vncud-t rnahzdir. Bu vucud, ezelen ve ebeden ademi kabul etmez: vucud-I hakiki-i Hak gibi.

2. lmkan-i mahzdir kt, ezelen ve ebeden bir sebeb Ue vucudu kabul eder. Vucud-t izafi-i ayan gibi.

3. Adem-i mahzdir kt, ezelen ve ebeden vucudu kabul etmez: sertk-t Ban veyahut iki vucud-I namatenaht gtbt,

lste gOriiliiyor kl, alemin vucud-I izafisi, vucud-I mahz lie adem-I mahz arasmda vakl' olmustur, Zira bir ciheti ademe ve dtger clheU dahi vucuda nazirdir. Imdt ayan-r sabite esma-t Ilahlyyenln, ayan-i kevniyye dahi ayan-i sabttenm zrll! olup, bu vucud-I zilnlertnm zuhurunu Allah'dan / taleb ettikleri ve Allahii Zul-Celal hazretleri dahi feyz-i akdesiyle esmaya rahmet edip onlari mertebe-i ilimde hukrnen, ve feyz-i mukaddesiyle dahi mertebe-i aynda vacuden lZhar eyledtgt tcm, O'nun rahmeti her sey hakkmda umumt oldu. Blnaenaleyh bu t'ttbara gore her sey merhumdur: ve bu rahmette lblts dahi dahtldtr: ztra vacud-t ilmide toad etmek surettyle Hak Teala'nm rahmet fitUgi her sey, vucud-I ayntsmde de O'nun rahmetini kabUl etti. lste suver-I esmalyye. rahmet-i zatiyye-i amme Ile, Ilm-I ilahide sabtt olduktan sonra, vucud-t ayniye taltb olmalanyla Hak Teala 0 rahmet Ue onlari vucnd-t aynide tcad etUgi tcm biz, Allah'm rahmen vucuden ve hiikmen her seye vas!' oldu dedik.

Ve esm.a-i ilahiyye elyadandlr; ve halbuki esm.a-i ili.hiyye ayn-I vi.bideye dei'dir. imdi AJli.h'ln rahm.etiDin vasi' olduju evvelki ley. 0 "ayn"tn ley'iyyetidir ki. rahm.et Ue rahm.et-i m.iieidedir (3).

Ya'ni, Allah'm rahmeti her seye vast'dtr, dedtgtmiz vakttte, esma-t ilahiyye dahl "her sey" tabiri tahtma dahU olur; zira esma-t Ilahiyye dahi esyadandir. Ve esma-t Ilahlyye Ise, Rahman tsmmtn hakikati olan ayn-l vahideye ractdtr: ve Rahman ismi Ism-I camt'dtr, Blnaenaleyh her bir tsmm rahmetten haz ve nasibi vardir. tmdi Allah'm rahmetlnln vas;' oldugu evvelki sey, rahmet-I zattyye ile rahmet-i esmatyyeyt mucid olan 0 ayn-i vahidenin sey'iyyettdtr.

Ma'lum olsun ki, Hak ahadtyyu'z-zat. ve vahldiyyu'l-esma ve'ssifattir. Ve "Allah" /tesmiye olunan vucudun zatinda hiebir vech fie

ZEKERlYYA FASSI

5

kesret yoktur: belkl 0 VI1ciid, zat He ahaddlr: ve zat-I ahadiyyet tecelliden maberradir, Ctlnktl alemlerden gantdtr, Ve bu zat tcm vilct1h-i gayr-I miitenlhiyye vardir ki, esma ve sifati muktezi olan ult1hiyyet 0 VI1ciihu cern' eder. ~u halde hazret-i Ilahtyye kaffe-I sifat ve esma fie beraber zattan Ibaret oldugundan esma ve sifata nazaran, kllU-i mecmiiiolan ayn-i vahtdedtr, Ve bu kull-I mecmui, 0 ayn-i vahtdenm sey'Iyyettdtr: ve Rahman ismi, cemr-t esmayi muhtt oldugucihetle, bu ayn-i vahlde bu Ismin hakikaU olur. Blnaenaleyh Hakk'm Rahman'a mensiib olan nefes He Uk tenfis ettigi sey, zat-i ahadiyyetinde bHkuvve mevcud olan esmanm hazret-i Ilmlyyede lZhar buyurdugu siiretlerdir. Su halde Hak, rahmet-i zatlyye-I ammest He esmasma rahmet etmts olur. Binaenaleyh 0 ayn-i vahidenin sey'iyyett kl, esma ve sifata nazaran kiill-i mecmuidlr: Iste bu ~ey'iyyet rahmet-i zatlyye He rahmet-i esmaiyyeyt Icad eder. Bu bahis Fass-l ~uayb'da tafsi! olunmustur. Oraya muracaat buyrulsun.

imcU rahmetin vAsi' oldlJiu evvelki ,.y. onun :lefsidir. Ba'dehii miiljArun-Ueybi. olan ,ey'iyyettir. Ba'dehii gerek diinyAda gerek Ahirette. araz olsun ve cevher-i miirekkeb veyA basit otsun, ili.-mA-li.-nihAye viiciid bulan her mevcudun ,ey'iyyetidir (4).

Ya'ni rahmet-I zatlyye-t ammenm vast' oldugu evvelki sey rahmetln kendi nefsidir. Ciinkii bir "ayn" lazimdrr ki, rahmet ona taalluk edebtlstn: bmaenaleyh rahmet-i zatiyye: Ibttda ayn-i rahmantyyenrn sey'tyyetme / vasr olur: ve rahmet 0 aynm l)ey'iyyeUne vast' olunca, Ibttda kendi nefsine vast' olmus olur. Ba'dehii rahmetm vast' oldugu sey, balada isaret olunan ayn-i vahidenin sey'iyyettdtr: ve bu ayn-i vahlde bilciimle ayanm mebdet ve ashdir: ve bu da "hakikat-i muhammediyye"dir ki, Allah Teala onu aiemlere rahmet olmak iizere tcad eyledi. Blnaenaleyh 0, ayn-i rahmetttr: ya'ni alemlert onun viiciidundan tcad etti. Nitekrm Kur'an-i Kerim'de ~~ t.:; ~1 dJl3:.~t (oJ (Enbiya, 21/107) ve hadis-i

kudside dahi t4Jui ~ .4:0'll1 .::$.." II»' ~ ~ ya'ni 'Ya Habibim, seni nar-i VI1ciidumdan halk ettim ve esyayi dahi senin niirundan yarattIm" buyrulmustur, Ve bu mertebe, Hakk'm zat-i ahadiyyet mertebesinden vahtdiyyet mertebesine tenezzuludnr kif esma ve sna-

6

FUSOSU'L-H1KEM TERCOME VE ~ERHI

ta nazaran kiill-i mecmiii olan ayn-l vahtdedlr. lste ikinci derecede, bu ayn-l vahtdenm sey'lyyettne vast' oldu. Ondan sonra rahmeUn vast' oldugu sey, gerek dunyada gerek ahirette. araz olsun ve cevher-i miirekkeb veya basit olsun, Ila-ma-la-nthaye viiciid bulan her mevcud-I izaimin sey'tyyettdtr.

Ma'lum olsun kit sey'tyyett sabtt olmayan ancak adem-i mahzdir, Onun tctn ondan hlcblr sey cikmaz: ve vucud-l'mahz kit Hakk'm vucud-I mutlakidir ve esma ve slfat kit 0 vucud-I mahzm ntseb-I ademtyyestdir, ya'ni bilkuvve rnevcuddur ve bilfiil zahir degildit. tste bunlar tetn sey'Iyyet sabttttr: ve sey'tyyetl sabtt olan seyler Ictn elbette zuhur vardir.

Btnaenaleyh rahmet balada zikr olunan tertib uzere. sabtt olan sey'iyyetlere vast' oldu: ve hatta rahmet. vucud-I Hakk'm ntseb-I ademiyyesinden bir nisbet oldugu Ictn, rahmetln kendi nefsine dahl vast' oldu: eiinkii vucud-I Hak'ta onun dahi sey'lyyett sabttttr. Su halde 0 da zuhur Ister: blnaenaleyh rahmet-i zatlyye-I ammenm ona dahi ~umulii / olmak tabiidir. Burada bir sual vartd olur, ~Oyleki:

Rahmet-i llahiyye· vucuden ve hiikmen her seye ~amil olur, buyruluyor. Halbuki bu kadar magzub olan esya vardir, Bunlarm hepsl nasil merhum olur? Cenab-i Seyh (r.a.) bu suale cevaben buyururlar ki:

Ve e,yada yi.hut sia-i rahm.ette. bir garazln husillii ve tab'ln m.ii1i.yem.eti m.u'teber de~ndir; belki m.ii1Ayim.in ve gayr-i m.iilli.yim.in hepsine rahm.et-i ili.hiyye viiciiden vasi'dir (5).

Ya'ni esyanm tcadmda veyahut rahmeUn vucuden ve hilkmen bilcilmle esyaya vast' olmasmda bir maksad vardir kit 0 da ancak vucud-t mutlak-i Hakk'm bilkuvve kendisinde rnevcud olan nisebinin

-, ~

tsti'dadlanvechile fiilen zuhurudur. Bu da onlann nefes-i rahmant

Ile tenfisiyle hasil olur. lste bu hepsme samn olan bir rahmettir. Blnaenaleyh bu rahmetin sumulunde esya hakkInda husust bir garazm huaulu ve onlann tab'ma mulaytm gelen sey mu'teber deglldlr. Her seym Istl'dad-r ezelisi ne Ise, bu rahmetln nilzuh1nde tman ve hidayet ve ni'met ve zevk ve rahat gtbt tab'a mulaytm gelen: ve kilfiir ve dalalet ve mkmet ve elem ve rahatsizhk gtbt tab'a gayr-i mulaytm g~len bir takim ahval 0 seye vartd olur. Su halde rahmet-I

ZEKERlYyA PASSI

7

UAhiyye, mahza viicud verdtgt tcm, mulaytm olsun, gayr-i m1llAyim olsun hepsme vAsi' oldu.

MIal1: yagmurun yagmasi yer yUzl1nde ne kadar nebatat varsa hepsinin gtll, vey4 ekle salih meyve vermesi gibi husast bir garazm husultl veyahut tab'a m1llAyim gelen mevaddm zuhuru i~in degtldir.1 Belki rahmetin ntlzultlyle her nebatm Isti'dadma gore onda bllkuvve mevctld olan semerat allen zahir olur. Gtll agacmdan gtll, diken agacmdan diken ve kaytsl agacmdan leziz ve ahla kayisi ve zakkum agacmdan dahi zakkum zahir olur. Halbuld hepsinin sebeb-t zuhuru olan rahmet birdir. IhtUM-l semerat, agaclarm ihtUM-l Isti'dadmdandir, Beyt:

Halkm tstrdadma vabestedtr asar-i feyz

Ebr-i ntsandan sadef durdane, efi semm kapar.

lste bunun gibi zat-r ahadiyyette mahfi olan esmaya rahmet-I zAUyye-l ammentn ~iim1lltl ale's-seviyedir. ..:f.,U; ~ ~)I ~ ..;. IS') Co (MuIk, 67/3) ayet-! kertmesi mnctbtnce rahmet-I rahmantyyenm her



bir ism tlzerine sereyamnda tefavut yoktur. Tefaviit ancak esma-t

i

llahiyyenin tstt'dadatmdadir. Rahmet-i rahmantyyentn feyezanmda

HAdi tsmmm mazhan olan "ayn"da suret-t htdayet, ve Mud1ll tsmtnm mazhan olan aynda dahi suret-t dalalet zahtr olur.

Ve tahkikan biz FiitOhiit-l Mekklyye'de zikrettik kif muhakkak "eser". mevciid i~in deifi. ancak ma'diim i~in vAkil olur; ve her ne kadar mevciid i~in olursa da ma'diimun hUkmii hasebiyledir; ve bu ilim. garl"bdir ve mes'ele-l ni.diredlr; ve onun hakikatini ancak evhi.m sAhipleri billr. imdi bu ilim, onlar1n indinde zevk fie hAsd olur; veli.kin.kendisinde vehm miiesslr olmayan kimse bu mes'eleden uzakbr (6).

Yfl'ni Ftit1UlAt-l Mekklyye nammdakt eser-I cestm-t muntfln yetmte tl~tlnctl babmda master olan yirmi ikinci 1 ve yirmi tl~unctl ve yirmi dOrdiincii suallerin cevabmda: ve keza be~yiiz elli sekizinci babmda izAh buyruldugu nzere: "Eser" vucud-t Hak'ta maessir olan a'yan-; sabtte-t ma'dnme tcm vakl'dlr: yoksa Hakk'm vacudu tctn vaki' degUdir. VtlcP_d-i Hakk'a m1,lktez!/.o!an sey, ayanm isti'dad ve

8

FUSOSU'L-HtKEM TERCOME VE ~ERHt

kAbillyyetlerine gOre, ifaza-i VIlclid etmektlr; ve eser, her ne kadar V1lclid-i Hak iein sAbit tse de, bu subut, ma'dumun hukmu hasebiyleledtr. Nlseb-I UAhiyye olan esma, zat-i -ahadlyyette hal-t ademde iken, masemmalan olan Hak'tan kendilerine VIlclid I'ta etmestne hnkmederler. Mevclid-i hakiki olan Hak dahi, ma'dum olan nisebinden mateessir olup, onlara VIlclid rtasma teveccnh eder. BinAenaleyh eser, evvelen ma'dum icm mevclidda zahlr olur: ba'dehu ma'dnm olan nisebin hukmu ve talebi hasebiyle vucud-I Hak tctn sAbit olur.

Mlsi1: Bir mi'mann zatmda mandemic olan sifat-i mt'manyyet.

Iisan-i Istl'dad ile zuhur taleb eder: ml'mar dahl kendlsintn bir nisbet-i ademiyyesi olan 0 sifatm talebini Is'af rem zihninde bir btna snrett tahayyt11 eyler. Bu saret ilim mertebesinde peyda olan blr "ayn'tdir. Mi'mAnn vacudu mevcud ve fakat onun ntsbett olan mi'ma.rtyyet sifati kendi VIlclidunda mahfi ve mustehlek oldugundan ma'dnm idi. lmdt sahs-i mt'mann mevcnd olan vucudu, ma'dum olan nisbetinden mnteessir olup, 0 mt'martyyet sifat ve nisbetine VIlclid t'tasma teveccah etU .. ~u halde "eser", evvela ma'dum olan nisbet tcm, mevclid olan mi'marda zahlr oldu: ba'dehu 0 nlsbet-I ma'dumun "Beni lZhar et" diye ltsan-i tstt'dad ile vald' olan hukmn ve talebi hasebiyle mi'marm vacndu tcm sabtt oldu. Blnaenaleyh ~ser, mrmann VIlclidunda muesstr olan onun ilmindeki btnanm snret-t ma'dnmest iein va.ki'dir. Yoksa mt'marm vacudu Icm vakt' degtidtr. ~ahS-l mi'mann VIlcliduna lazim olan sey, onun zihninde peyda olan btna surettnm ka.billyyetine gore. 0 blnayi hartcte in~a etmektlr. /

Bu ilim, gAyet gartb ve pek nadir bir mes'eledir; ve ma'dumun mevclidda te'siri mes'elesini hakikaUyle anlayan, ancak evham sahtplertdtr: zirA bir emr-t ademiden Ibaret olan vehm, onlarm mevclid olan VIlclidlannda te'sir ederek, hadd-i zatmda ma'dum olan bir takim vehmi seylert, kuvve-i haya.llyyelerinde toad ederler; ve bu toad ettikleri suver-I vehmiyyeden nefsleri, pek ziyade mnteesstr olur. Mesela. cocuklari, umaci geUyor, diye korkuturlar. Cocuk, vucndunu hie gormedtgt bir snret-t muhavvifeyi kuvve-i hayaUyyesinde icad edip, bu snret-t vehmiyyeden korkar. Ve keza pek eok kimseIer, gece tenha bir hanede kaiamaziar. Hane derlinunda ferd-I afertde olmadigi kendilerine ma'lum iken. vehimle

r

f

ZEKERtyy A FASSI

9

rmde icad ettikleri suver-i muhavvifeden muteestr olurlar. Ve ba'zi kimseler asia vucudlarmda hastahktan eser olmadigi halde, kendilerinde bir maraz-i vehmi toad ederler: ve bundan halas olamadiklari takdirde. vucudlari miiteesir olup helak olurlar. lste ma'dnmun mevciidda te'siri budur. Ve bu Him. ashab-i evham indinde zevkan hasll olur. Velakln kendlsinde vehm te'siri olmayan kimseler. bu ma'dumun mevciidda te'siri mes'elesinin ne keyfiyyetle vaki' oldugunu hakikaten ve zevkan bilemezler. 0 kimseler bu mes'eleden uzaktir, Ve her bir insanm kuvve-i hayalinde, vucudu olmayan seyt, halk ettigme datr alan bahis Fass-I ishaki'de murur ettlglnden araya maracaat olunsun.

$Ur: imdi -Allah'ln rahmeti ekvanda siiridir; zevatta ve a'yanda cfiridir (7).

Ya'ni rahmet-i rahmantyye, zat-I ahadiyyeUe mahfi olan niseb-i Hakk'i mertebe-i ilimde izhar etUgi ve hartcte / hadls alan a'yan-i kevnlyye ise mertebe-l ilimde peyda olan a'yaa-i sabltentn suretleri bulundugu cihetie bu rahmet-I rahmanlyye ekvanda san oldu. Ta'bir-i digerle read, hilviyyet-i Ilahlyyenln suver-I kevniyye-i kesifede ihtifa.sldrr. Buhar-r latifin. buzda ihUfaSl gibi. Ve esya ancak rahmet-i rahmantyye Ile mevciid oldu, Ve rahrnet, her ne kadar rnertebe-I vahtdtyyette bu hiiviyyetin gayri Ise de. vucud-I Hakk'm nlseb-I ademiyyesinden bir nisbet oldugu icm, mertebe-i ahadiyyette onun aymdir. Btnaenaleyh rahmet-i tlahtyye, zevatta, ya'ni ntseb-I ademiyyenin sey'tyyetlertnde ve bu nisebin suveri alan a'yanda, ya'nt ayan-i sabttede, cartdir: ve suver-I kesife-i halkIyyede huvtyyet-t lla.hiyyenin ihtifasl hasebiyle de cemt'-t ekvanda sartdtr,

Rahmet-i miisli.nln mertebesi, fjuhiiddan bilindiii valdt. efki.r iizerine i.lidir (8).

Mimin zamrm ile "musla'', "efdal"in miiennesi alan "fudla" ma'nasma gelir, Ya'nipek ztyade artkm ve taskm alan rahmetin mertebest, suhud tarikIyle ma'Ium oldukda, flkirlertn Idrakmden ali olur; ve a rahmett fikirler Idrak edemez. Zira suhudda isneyniyyet kalkar ve suhud ve ~ahid ve meshud sey'-t vahld olur: btnaenaleyh fikrin arada medhali bulunmaz .. Halbukl flklr, hicabdir: f.sneyniyyet alan mahalde hiikmii cartdtr.

10

FUSUSD'L-HIKEM TERCUME VB ~ERHI

. imdl rahmetin zikrettJii her bir kimse, muhakkak said oldu; ve halbuld viiciidda rahmetin zikrettJii kimseden gayri yoktur. Ve rahmetin e,yAYJ, zikri, onlan icAchnm aymci1r. Ey dostum., ashAb-l belAdan gtirdiiiiin fey Ue ve onunla kAim olan kimseden nAkls klbnmayan A1i.m-l Ahiretten 0 mii'min olduiun fey Ue, bizim. zikrettilimJz

feyin ldr4ldnden hicAba diitme! (9). .

Ya'ni rahmet-i zAUyye-i ammenm, kendt taht-i hitasma aldlgl her bir kimse saadet-I vucud ile said oldu: ve halbuki vucuda gelen her bir kimse, elbette rahmetin zlkretUgi ve taht-i hitasma alnus oldugu kimsedlr. Ve rahmetin e~yaYI ztkretmest, toad etmesmtn ayrndir. Zrra e~ya, nefes-i rahmantnm onlari tenfisinden evvel sey-I mezkUr degUldl; tenfis tie beraber ~ey'-l mezktir oldu. Blnaenaleyh rahmetin onlan zikri ayn-i tcaddrr, BOyle olunca her mevcnd olan sey, rahmet-i vUcud He merhnm olmus olur. ~u halde dunyada erbab-i ni'met ve ashab-i bela ve ahtrette ashab-i naim ve ehl-I azab bu rahmet-i vncad ile merhumtyette dahtldtrler, Zira nefes-i rahmant ile ketm-l



ademden saha-I vacuda gelmislerdtr,

Cenab-i ~eyh (r.a.) her mevctidun merhnm oldugu ifadesine va.kl' olacak t'ttraz; def tcm buyururlar kl: Ey dostum, sent diiny4da ashab-i belada mnsahede ettigm bir takrm elemler maheub etmesm ve sen stmdt dnnyada bulundugun halde -. tman etttgm alam-; ahtretten mahcub olma: ve alam-i ahlret Oyle bir seydtr kl, vncndu ile katm oldugu kimseden nakis kilmmaz. lste sen bu elemlerin dunyadaktlermt gorap ve ahtrettekilertne de tman edip "Rahmet nasil umumt olur kt, dunyada ehl-i bela ve ahtrette dahl ehl-I azab, zahmet tcmdedtr?" demel Z'rra balada zlkrolundugu iizere rahmettn ~iimUliinde e~ya hakkmda husust bir garazm husulu ve onlarm tab'ma mulaytm gelen sey mu'teber degtldtr. Rahmet-i ila.hiyye, gerek tab'a mulaytm gelsm ve gerek / gelmesin mahza vucud-bahs oldugu tem her seye ~amil olur.

EvvelA ma'liim OISUB kl, muhakkak rahmet, ancak icAdda umiimidir. BinAenaleyh A1Ama rahmetlyle ,J'm. icAd etti. Ba'dehii bU ki. muhakkak rahmet 19in "eser" lid vechUecih'. Biri bizzat eserdir; ve 0 da O'nUD her

ZEKERtyy A FASS!

11

ayn-l mevcildu icammr. Ve garaza ve adem-i garaza ve gayr-i miiJAyime nazar etmez; zua viicildu kabill eden her mevcildun "ayn"lna nazlrmr. Belki onun aynUl1ll siibiltunda nazar eder. Bunun i~in i'tikAdatta mahlilk olan Hakk'l Uyiin-l sabitede ayn-l sabite gordii. imdi Hakk'ln kendi nefsine rahmeti icad iledir; ve i,te bundan dolaYl biz "Tahkikan i'tikAdatta mahlilk olan Hak •. merhilminin icadlna taallukda kendi nefsine rahmetinden sonra. merhilm olan ,eyin evvelidir" dedik (10).

Ya'ni rahmet, suret-I umumlyyede a'yan-i sabtteyt ve a'yan-i bAriceyi toad etmisttr: ve elem dahl ayandan blrlstdtr. Blnaenaleyh Hak elemlere rahmet edip onlari tcad eyledi. Bu boylece ma'lum

,

olduktan sonra, sunu da bil kif rahmetin te'stn iki vech ile olur:

Birisi bizzat te'siridir. Blzzat te'strt blr garaz-i husustye ve gayr-i ~fl.1.ayime nazar etmeksizin. / rahmettn hoc ayn-i mevcudu read etmesidir: zira her mevcud tsti'dadma gore vncudunu Hak'tan nasil kab11l ettl Ise, rahmet 0 mevcudun "ayn"ma nazar eder. Belki rahmet, her hang! bir mevcudun aynmm subutunda, 0 mevcuda nazar eder.

IJ~ ~ vi ji;J J.« U;'J J.,I a;,.".. jf # vi i.,)U ~u Ibarestndekt <J.,I1 kelimesl Bosnevi ve Ya'kub Han serhlertnde ba'mn kesrt He. mazr sigasrdir, dentlmls ve "kabul etU" ma'nasi vertlmtsttr. Te'vilti.'lMubkem ve Bali Efendi serhlertnde ba'nm sukunuyla "evvel" ma'nasi venltp. mazt stgasi degfldtr, denllmlstlr. Bu serhte dahl mazi ma'nasi tstt'mal edtlmlsttr. "Evvel" ma'nasma gore Ibarenin tercumest soyle olur: "Zira rahmet. onun vucudundan evvel, her bir mevcudun "ayn"ma nazirdir: belki ona aymnm subutu hallnde nazar eder". Evvelk1 ma'naya gore ji;J J.« zam1rsiz olarak gettrtlmtsttr. lkmct

ma'nada .ji;J J.« zamlr ile tstl'mal olunmustur. Maahaza her 1ki surette de murad rahmetin her btr mevcudun Um-1 Ilahtde aynmm snbutu hallne nazar etngmt beyandan ibaretttr.

lste rahmet Ilm-I uahtde sabtt olan "ayn"a nazar ederek toad ettlg1 1ein. akaytd-! mukayyede ashabmm I'tlkadlarmda hayalen mahluk olan Hakk'i onlann uyun-i sabitelertnde, ayn-i sabite gOrdil: ztra her

12

FUSUSU'L-HtKEM TERCOME VE ~ERHt

bir kimsenin ayn-i sabttestnm kuvvetlnde her ne mevcnd tse, 0 kimse her hangt mevtmda bulunursa bulunsun, hissen ve hayalen, 0 ahval zuhur eder. lmdt a'yan-i sabtte rahmet-I zattyye ile merhum olunca. onlarm ahvall dahi merhum olur. Ve Hakk-i mu'tekad ise erbab-i I'tlkadm ayan-i sabtteleri ahvalinden bir haldir. Btnaenaleyh rahmet, a'yan-i sabltenin lcadi suretlyle kendi nefsine rahmet etmekle. hayalde rnahluk / olan Hakk'a rahmet etU. Ve alemde ne kadar insan mevcud ise Hak hakkmda her birinin birer t'ttkad-i mahsusasr vardir kif birinin I'tlkadi dtgertntn i'tlkadma benzemez: ve i bu i'tiklldat suunat-i Ilahiyyeden birer se'ndir, Bu suunat ise toad fie zahtr olur. Blnaenaleyh Hakk'm zuhur-r sunnati toad He oldugu tcin, rahmet bu icad Ile kendl nefsine rahmet eder. lste bundan dolayi i'tlklldatta mahluk olan Hak, merhum olan a'yan-i sabttenm tcadma taalluk srrrettyle rahmetm kendl nefsine rahmettnden sonra, merhum olan seytn evvelidir. Ya'nl rahmet, a'yan-i sabtteyt toad surettyle evvela kendi nefsine rahmet etti: ondan sonra da avan-i sabnenm bir hali olan Hakk-i mahluka rahmet etti .



Ve rahmet i~in, suM sebebiyle, eser-i diier vardtt.

im.di maheilb olanlar, i'tikadlannda olan Hak'tan kendilerine rahmet etmesini taleb ederler. Ve ehl-i ke,f Ise, Allah'ln rahmetini. kendUeri Ue kiiim olm.as1D1 taleb ederler. BinAenaleyh onlar, rahmeti "Allah" ism.iyle suAl ederler. Boyle olunea ~) J..UI It derler; ve rahm.e-

tin onlarla klyam.lndan gayn. onlara rahmet etmez./ $u halde onlar i~in hiikiim. vardlr. Zira hiikiim. aneak hakikatte bir mahal ile kaim olan ma'na i~in sabittir. imdi o, hakikat iizere rahimdir. Boyle olunea Allah Tei.li. inayet olunmufi olan kullanna aneak rahmetle rahmet eder. Binaenaleyh rahmet onlarla kaim oldukda. onlar onun hiikmiinii zevkan bulurlar. $u halde rahmetin zikrettiii kimse muhakkak rahmet olundu (11).

Balada rahmetln iki vecihle te'slri oldugu ve bir vechin btzzat olan te'strt bulundugu zlkr ve izah olunmus idi. ~imdi de ikinci vecih te'siri beyan buyrulur: Rahmetin eser-i digeri taleb cihetindendir.

ZEKERlyyA PASSI

13

Hakikat-1 halden muhteclb olan kimseler. kend1 hayallerinde halk ed1p I'tlkad eyled1kler1 Hak'tan kendilerine rahmet etmesini taleb ederler. Halbuki rahmet evvelki cumlenln serhinde lzah olundugu vecthle, hayalde mahh1k olan Hakk'a rahmet etmts idi. Blnaenaleyh ehl-t htcab, muhtac-i rahmet olan Hakk-i mahluktan, rahmet taleb ederler: ve cennete olan ragbetlermden ve cehennemden havflerinden dotayi, gunahlarmm afv ve magflret olunmasmi Hakk-i mukayyedden Isterler, Ehl-i kesf ise boyle degtldtr, Onlar rahmeUn kendller1yle katm olmasrrn tlah-i mukayyedden degtl, Ilah-i mutlaktan sual ederler. Ve bu suallertnl ismullah ile ederler de. "Ya Allah bize rahmet etl" derler: ztra onlar Hak hakkmda I'tfkad-i mahsns sahib1 degildtrler. Cemi'-i mukayyedatta Mutlak'i masahede ederler: ve Ilah-i mutlak ancak rahmeUn onlar He kiyami surettyle rahmet eder. Ve bu surette rahmet hazret-I Ilahtyye-I mukayyededen degil, hazret-1 Ilahiyye-I mutIakadan onlar ile kaim olur. Bmaenaleyh rahmetle katm olan ehl-I kesf ictn onlar iizerine hiikiim sabtttir. Ciinkii herhangl bir sifat He / katm olan bir mahal 0 sifatm hiikmiinded1r: ztra hiikiim ancak hakikatte bir mahal ile katm bulunan ma'na tern sabttttr. Meseta suver-I alemden her bir suret, bir Ism-I ilahtntn mazharidir: ve 0 ismin hiikmii onun mahall-I tecellisi olan 0 snret He katmdtr: ve 0 suret 0 Ismtn hiikmii tahtindadir, Bu suret bozulduktan sonra mahal kalmayacagr cihetle 0 ismin hiikmu 0 suretten zatl olur.

lmdt hakikatte "rahim" olan ancak ma'nadir: ve her ne kadar rahmetIe katm bulunan mahalle rahtm denllmis olsa bile. rahlm 0 mahaUe haklm olan ma'na-yi rahmetUr. Boyle olunca Allah Teala hazretleri mayet-t ezeUyye sahlbt olan ehl-I kesf kullanna. rahmetln onlar ile kIyamI suretlyle. ancak rahmet ile rahmet eder: ve rahmet onlar He katm oldukda. rahmetin hiikmiinii kendi nefislerinde zevkan musahede ederler. Ciinkii bir mahall-I rnudrik, kendi vucudunda olan bir hali ve 0 haltn kendi vucudunda hakim oldugunu zevkan bilir. Ve rahmettn kendisine mahal Ittlhazi surettyle ztkrettig! kimse muhakkak rahmet olunan kimsedir. Bu ma'na ~j oW stga-t

mechul fie olduguna goredtr, Siga-i ma'lum ile olduguna gore ma'na:

"Rahmet-1 rahtmtyyenm mahal tttthaz etmek surettyle ztkretttgt kimse, muhakkak trsada ehil oldugundan gayra rahmet eder." /

14

FUSOSU'L-HtKEM TERCUME VB ~ERHt

Ve ism-i fAilrahim ve rahimdir; ve hiikiim halk 11e muttasd olmaz; zira 0 bir emirdir kit maani kendi zevatJ. 19in onu icab eder. imdi ahvM mevciid deiildir; ma'diim. da deiildir. Ya'm ahval i9in viiciidda "ayn" yoktur; zirA onlar nisbett1r; ve ahvM hiikiimde ma'dilm dahl deiildir. Ciinkii kendisiyle ilim. kaim olan kimse "Allm" tesmiye olunur. 0 ise hMdir. Binaenaleyh Mim lIm De mevsiif olan bir zattlr. 0 zatln "ayn"l deiildir:

Umln dahl "ayn"l deiildir. Halbuki v8.lu' de ilimden ve kendisiyle 111m ktim bulunan zattan gayn yoktur; ve onun Allm olutu bu matna ile ittisafl sebebiyle bu zat . 19in hUdir. B6yle olunca ona "ilm."in nisbet! hadis oldu; binAenaleyh ona "aum" denildi (12).

Ya'ni rahim ve rahtm Ism-I fail ise de, bunda haklm olan rahmetUr: ve rahmetle mevsuf olan zata rahmet Izafe olunursa "rahim" ve "rahlrn" tesmiye olunur: ve hiikm-i rahmet mahltikIyyetle muttasif degndtr. Ciiilkii hancte onun vucud-r ayntst yoktur, belki bir emr-t ma'nevidir: ancak zihinde ma'kUI ve ma'lumdur, Maant kendi zatlan iein bu hiikiimleri iktiza eder. Ve rahmet batm oldugu halde, onun hiikmii vncud-t hartctde zahtr olur: ve hiikiim bir halden tbaretttr, Ahvai ise mevcnd degtldrr: zira tste viictidu budur diye "ayn"en gosternemez: ve ma'dum dahi deglldtr: ztra vucud-I ayni iizerinde zahtr olan blr eserdir. Ciinkii kendisinde "iUm" nisbeU mevctid olan kimseye "altm" denz: ve "Illm" dedlgtmlz nisbet Ise, bir halden tbaretttr, Bmaenaleyh "allm" denilince vasf-i ilim ile / mevstif olan bir zat anlasihr. Bu hal, ya'ni onun allm olusu zatm "ayn"r degtldtr. Mesela bir kimseye tahsil-iilim etmekstztn "altm" denilmez. Halbuki tahsilden evvel onun zau rnevcuddur, fakat heniiz alimiyyeti yoktur. Eger "altm" 0 kimsenin "zat'unm "ayn"i olsa, ona "allm" dentlmedigt bir zamanda, zatinm mevcud olmamasi laznn gelir. ~u halde "altm" onun zatmm "ayn"i deglldir. Alim Ilmtn dahl "ayn"r degildir: zira blr kimsenin heniiz iUm He muttasif olmadigi bir zamanda dahi "Urn" mefhumu mevcuddur: ve bu ilim mevcud olIi1llkla beraber, 0 kimse heniiz altm deglldtr: binaenaleyh "altm" "ilm"in "ayn"; degndtr. Maahaza meydanda ancak "ilim" ve ilimle Wm bulunan zat vardir. Ve "allm'fn a1im olusu, bu altmlyyet ma'na-

ZEKERtYY A FASSI

15

l slyla ittisAfl sebebiyle bu zat tcm haldtr: ve hAl ise hadtsttr.

!

f BinAenaleyh "altm" olan kimseye "llim" nlsbeti hadts oldu: ve ma-

l' demki 0 kimse, halden ibaret olan ilim ile muttasif oldu, artik ona i "Alim" dentr.

Ve ale'l-hakika rahmet. "ribim." tarafindan bir nisbettir ve 0 ~iikiim i~in miicibdir; b6yle olunca 0, rahmettir. Ve merhiimda rahmeti icAd eden, 0 rahmeti icAd etmedi; tA ld 0 merhiima rahmet ede. Ve ancak. rahmet kendisl De kaUm. olan khnseye, 0 rahmetle ribim. olmak ,19m, rahmeti icAd eyledi (13).

Ya'ni haklkatte rahmet "rahim'fn nisbetleri cumlestnden btr nisbettir: ve bu "rahmet" nisbett, sahtbt iizerine hiikmii muctbdir: ya'nt bu ntsbet-t rahmet, "Rahmet etl" diye rahim uzerme hukmeder: zirA rahtm bu rahmet sebebiyle rahtmdir. Ve onu "rahim'' kilan bu "rahmet" nisbetidir. / BinAenaleyh zat-i rahlm tw;erine hiikmii muctb olan nisbet, rahmettir. Ve merhum olan seyde rahmeti tcad eden I'nllcld, bu rahmetle rahmet etmek tcm, 0 rahmeti toad etmedi. Belki bu merhum rahtm gibi, onunla rahmet etmek Icm bu rahmeU toad ettt. Btnaenaleyh evvelen mevcnd olmak I'tfbarlyle rahmet-I rahmAniyye ile ve ba'de'l-vucud haline munastb kemale vusulu lndinde daht, rahmet-t rahlmiyye He merhurn olan kimsede rahmetln leAdl, bu iki rahmetle merhum olduktan sonra, digerlerine rahtm olmak iemdtr, Ve bu halde 0 abd, Rabb'inin sifatiyle mevsuf olup, k~ndileriyle rahmet kalm olan kimselere rahlm olur. Nitekim Hak bir abdine SUAt-l fiiliyyeden olan sifat-i kudreti t'ta etmis ~lsa, ondan havartk-i AdAt ve enva-r mu'ctzat ve keramat sadir olur. Halbuki rahmet, kAffe-i sifat-; fiiliyyenin mebdeidir. ZlrA onlann a'yAm rahmet sebebiyle mevcud olur.

Ve Hak SiibhAnehii hazretleri, havAdis i~in mahal delUdir. Bayle olunca kendisinde .rahmetin icAm i9in mahal delildir; ve halbuki 0, RAhim.'dir. Ve Rahim, ancak onunla rahmetin klyAml sebebiyle RAhim olur. bndi sibit oldu ld O. rahmetin "ayn"ld1r (14).

16 FUSUSUL.H1KEM TERCDME VB ~ERHI

Ya'ni Hak Subhanehu ve Teala hazretleri mahall-I havadls degtldtr: ta ki rahmet. onun zan uzertne bir suat-i zatde olarak hadis olsun. Blnaenaleyh Hak kendi nefsinde rahmetin tcadr tcm dahl mahal degtldlr. Halbuki Hak Teala cemr-t esma ve sifat ve ayan / ve ekvana rahmet eder. Cunku 0 Rahtm'dir: ve Rahim Ise, aneak kendisiyle rahmettn kiyarm sebebiyle Rahim olur: ve Hakk'm rahmetiyle kiyanu kendi nisbet-I zattyyestyle kiyarm demekttr: ve nisbet ise zatm aymdrr, gayn degtldtr, lmdt sabtt oldu ld, Hak "rahmet"in ayrndir.

Ve bu emri zevk etmeyen ve onun i~in onda kadem olmayan kimse. Hak rahmetin aynldlr; yihut slfatm aynldlr, deme~e eiir'et etmedi. Hak slfatln. aynl de~ildir: gayn da de~ildir. dedi. Bu boyle olunea slfat-l Hak onun indinde "18. hiye hiive ve 18. hiye gayruhii"dur; zira 0 kimse sliat-l Hakk'ln nefyine kadir de~Udir. Ve onu, O'nun aynl kl1ma~a da kadir de~ildir. imdi bu ibareye udill .tti. Bu da ibare-i hasenedir. Ve onun gaynsl ondan emre ehakbr; ve ifjk8.l i~in dahl erfa'dlr. o dahi mevsiifun zabyle kaim viieiid oldu~u halde a'yan-l slfiibn nefyiyle olan kavildir. Ve aneak a'yan-l slfat, mevsiif ile onlar azaarnda ve onlarln a'yan-l ma'kiUesi beyninde niseb ve izatatbr (15).

Ya'nl rahmet onunla katm oldugunu zevkan bilmeyen ve Matllridi ve Es'ariler gtbt, kendisi tetn bu emrde kadem-i suluk sabtt olmayan kimse, ale'l-itlak "Hak, rahmetin aymdir veyahut sifatm aymdir" / demege cesaret edemez: zira 0 klmsede vehm-I isneynlyyet galibdlf. Bu vehim salkasiyle Hakk'i kemaliyle tenzih etmemis olmaktan korkar. Blnaenaleyh 0 kimse der ki: "Hak, sifatm ne aymdrr, ne gayndir'', Su halde onun indinde sifat-i Hak, "la hiye huve ve la hiye gayruhu'' duro Ya'ni "Sifat ne Hakk'm huviyetidir ve ne de Hakk'm gayndir", £Ira 0 kimse Hakk'm zatmdan, sifatm nefyine muktedir degtldtr: ve onun indinde sifat mevcud oldugundan, bu snrette gayrin vucudunu tsbat etmts olur. Ve "Sifat-i Hak, zatm aymdir" diyemez. Cunku zata nazaran rtlak ve sifata nazaran dahl takyid He hnkm olunur. Blnaenaleyh zat ile sifat arasmda itlak ve takyid hususunda

ZEKERlyy A FASSI

17

mugayeret sabitttr, lste bunun tcm MAttiridi ve E~'ari taifes], Hak hakkmda "la. hiye htive ve lA hiye gayruhll" Ibaresine tecavuz etn: ve "Sifat, ne Hakk'm htiviyyetldir ve ne de Hakk'm gayndrr" dedi. Ve bu iba.re iyi bir ibaredtr; zirA bt-haseb-I zahtr, ayniyyet veya gayriyyet takdtrl tizerine vartd clan sey, vartd olmaz. Cllnkti zat munhasiran srlabn aym t'tibar olunsa, zat suatta mukayyed olmak lazim genr: ve munhasiran gayn itlbar olunsa, iki vucud tsbat olunmus olup, zat kendi nefsinde nakis olmak icAb eder. BOyle olunca bu ibarenm gayn alan tbare nefsu'l-emrde ehakk ve elyaktrr ve ~kAli daha ziyAde ref eder. Ve 0 tbare daht, "Ayan-i. sirat, mevsuf olan Hakk'm zatiyle katm bir vncud-I izAfi olup, zatm vucud-I hakikisi ve mtistakIlli uzertne ziya.de olmus btr vucud-t mtistakil degildir: belki 0 a'yan-i slfAt, mevsuf olan zat-r Hak ile kendileri arasmda ve kendilerinin ayan-r ma'knlest, ya'nt suver-t zihniyyeleri / beyninde bir takIm niseb ve izMa.ttrr" kavlidir.

t~te bu tbare "la. hiye htive ve lA hiye gayruhll" tbaresmden daha



ziya.de nefsti'l-emre layiktir: zirA sifat-i Hak, haricte mustakillu'l-

vncnd deglldir. Fakat akilda zat-i Hak uzere zaid olarak mevcuddur, Clinkli akIlda onlarm hakayik-; mnmtazesi sabttttr: velAkin hartcte "ayn"lan ve vticlldlan yoktur. BinAenaleyh onlarm hartete vucudlan, Hak TeAIA hazretlerinin ayn-i zatidrr. lste muhakkik olan Artf-i billahm kavli budur. Oerct hakemanm bir eogu ve Mu'tezile tartest dahi boyle soytemteterse de, bu sOz onlardan zevkan sadir olmarmstir, Belk1 nazar-i akli He bu kavli ihUyar ettiler; ve nazar-i akl1 ile olan htiktimde ayak kaYIP varta-lhataya dusmek Ihtimall kestrdtr, Fakat ~rtf-i muhakkik ki, sifat-r Hak olan rahmetm kendlsiyle katm oldugunu zevkan btlmtsttr: onun bu sOzti nazar-i akltye degn mnsahedeye mtistenid bulundugundan nefsu'l-emrden

$a~mak ihtlmAli yoktur. '

VAluA rahmet cAmi'dir. BinAenaleyh rahmet her bir ism-i ilAbiye nisbetle. muhteliftir. i,te bunun i~in. Hak SiibhAnehii'nun rahmet etmesi. her bir ism-i ilAhi fie suM olunur. Boyle olunca Allah ona rahmet eder; ve kinAye. her ,eyevAsi' olan rahmettir. Ba'dehii bu ' rahmetin ,uab-i kesiresi varchr kit esmA-i ilahiyyenin taaddiidii fie miiteaddid olur./ imdi sAilin r--JI YJ i.( kav- 25

18

FUSUSU'L-HIKEM TERCUME VB SERHI

llnde olan bu ism-i hassa nisbetle amm olmaz; ve esmAdan bunun gayn. hattA Mtintalum ismi net onun i9m c.r- JI ~ lot demeklik varcbr (16).

Ya'ni rahmet-I zAUyye her ne kadar enva'<i rahmetin kaffesini camt' Ise de, esma-t muhtelifeye nisbetle muhtelif olur. Ciinkii her bir isim, kendi mazharma ve datsme, kendi hakikaUnln etUgi rahmetle rahmet eder. lste bu Ihttlaftan dolayi, esmasmdan her bir Isml ile rahmet etmesi Hak Subhanehu ve Teala hazretlerinden sual olunur. Blnaenaleyh san Hakk'm hangt isim He rahmet taleb etmts Ise, Allahu Ziil-Celal hazretleri ona 0 lsim He rahmet eder. Mesela hasta olan kimse ''YA ~afi, irhamni" ve karm ac olan kimse ''Ya Rezzak, Irhamnt" ve fakir olan kimse "Ya Ganiyyii, irhamni" ve miiznlb olan kimse dahl ''Ya Gaffaru, irhamni"· diye dua eder. Hak Tea.IA dahl ~afi, Rezzak, Ganiyy ve Gaffar lslmlerinin Iktlzasmagore tecelli buyurup, ona rahmet eyler. Ve ::;:. J.t. ~~ ~ ~ (A'rar,

7/156) Ayet-l kerimesinde miitekellimden klnaye olan zamire muzaf rahmet, vucnden ve hiikmen kaffe-I esyaya vast' olan rahmettir. lste



kinAye olan zamtr-t miitekellim her seye vast' olan rahmete ve zata

dela.Iet eder. Ciinkii Hakk'm rahmeti zatmm ayrndir,

Rahmetin her ~ey hakkmda amm oldugubiltndfkten sonra bu da ma'lum olsun ki, bu rahmetin bir cok su'belert vardir ki, bu su 'beler, esma-t ilahiyyenin taaddiidii ile miiteaddid olur. BinAenaleyh ''Ya. Rabb, irham!" dedtgtmiz vakitte Hak'tan kernalat ile mevSilf kllmmagl/murAd ettigimiz tcm, bu taleb-i rahmet Ism-I hassa nisbetle umumt degildir: belki husust bir rahmet olur: ztra bir Ism-I hass-i tlahtnm hazinesindeki kemalati taleb etmts old uk. Ve esma-t ' ilAhiyyeden bu tsmm gayrisiyle vaki' olan suallerlmfz de boyledlr, MeselA "YA SettAru, irhamni" dedlgtmtz vakitte "Settar" isminin hazinesindeki ahva.Ii Istemts oluruz. Bu Ise husust bir rahmettir. Hatta esmadan Miintaklm ismiyle "Ya Miintaklm, Irhamnt" demek vardir: ve sAil bu duasiyla kendisine zulmeden zaltmden ahz-t tntrkanu ve bu siiretle azabm tahaffiifiinii murad eder. Bu da keza.Iik bir rahmet-t hassadir,

itte bu budur. X'd muhakkak bu esma-i UAhiyye zilt-I

ZEKERlyyA FASS!

19

miisemmAya delAlet eder; ve esma dahi hakaYJloyla muhteUf ma'nAlara delAlet eder. imdi 0 I diU rahmet haklunda. gayn haysiyyetiyle ve onunla gayrisinden miinfasll ve miitemeyyiz olan bir ismin medlii.liiniin i'tA ettiii leyle deiil, esrnarrm bu isimle miisemmA olan zAta deWeti haysiyyetinden 0 isimlerle duA eder. Z-uA o lslm, onun lndinde zAbn deliU olduiu halde, kendisinin gaynndan miitemeyyiz olmaz ve ancak zAtmdan dolayJ. kendi nefsiyle gayrdan miitemeyyiz olur (17).

Ya'ni satlm bir ism-I hususl ile suallnde rahmeUn urnumi olrnasi bu vechlledir. LIra saflm rahmet taleb etUgi esma-t husna mnsemmanm zatma delalet eder: ve bu esrna dahi yekdtgertnden baska olan hakikatleri Iktizasmca, muhteUf ma'nalara delalet eder.

Mesela Rezzak, $afi. Muhyi istmlerl, zat-i Hakk'm tslmlert oldugu iCin bu Islmlert i~ittiglm1z vaktt, musemma olan Hakk'm zatma



lntfkal ederiz. Fakat bu Islmlerin zatlan ve hakikatleri birbirinden

ayndir ve hizmetleri baska baskadir. Rezzak'tan ~lfa t'tasi suretlyle rahmet taleb olunmaz. Digerleri de boyledtr. Iste bu esmanm, hakikatlerinin Ikttza etttgt muhteUf ma'nalara delaleti budur. Bmaenaleyh "Ya Rezzaku, Irhamni" ve ''Ya $afi. irhamni" gtbt bir takim Istmlerle rahmet taleb eden dar, bu Islmlerle mnsemma olan zata delatett cthetinden mezkur isimlerle dua eder: baska cihetten, ya'ni tsmm zata delalettnden gayn olan . delalett cthetinden ve satr isimlerden aynlmis olan 0 Ismin medlulunun verdigi bir ma'na-yi husus! lle dua etmez. Sebebi budur ki, dua eden kimsenin Indtnde, zikretUgt tstm zatm delllt olmak r'tibanyle baska isimlerden ayn degl1dir. Ne kadar esma varsa zata delalet hususunda he psi miittehiddir. Fakat kendi ma'na-yi husustlertne ve hakikatlerme

. delalette, mllttehid degildlrler. / $u halde her bir ismin iki rnedluhi olmus olur: Birisi zat, diger sair esmadan inflsal ve temeyyt1z eyledigi ma'na-y; hastir,

Ciinkii herhangi lanz ile olursa olsun, mustalahun -aleyh. kendi zAtlyle kendisinin gayrisinden miitemeyyiz bir hakikattir. Her ne kadar esmAnm hepsi. ayn-l vAbideye deWet etmek i~ vaz' olundu ise

20

FUSOSU'L-H1KEM TERCOME VE ~ERHt

de ••• tmdi onda hilAI yoktur kit her bir Isbn i~in. bqkasl i~in olmayan bir hiiki.im. vardtr. BinAenaleyh bu. yine vaz' olundu~u gibi i'tibAr olunlIlak miinAsibdir. Nitekim esmAnln zAt-1 miisemtnAya delAleti i'tibar olunur (18).

Ya'ni herhangi lafiz ile olursa olsun, Arapca, Turkce, Fartslce olsun, bir ma'nayi anlatmak tcm, 0 ma'na iizerine istilah vaz' olunur. Bu iizerine rstilah vaz' olunan ma'na, kendi zatiyla kendtsinm gaynsmdan aynlrms btr hakikatUr. lste esma-t melfuza-I Ilahtyye btrtakim hakayik-r tlahtyyeyt anlatmak Ictn vaz' olunmus birer istilahtir. Ve 0 hakayikm her birisi yelcdlgermden baska oldugutcin. esma-t melfuza dahi muhtelif ma'nalara delalet eder. Mesela Alim Ismi, ayn-i 11m 11e Kadir Ismlnden ve Kadir Isml dahi ayn-I kudret ile Alim Isminden miitemeyyizdir. Fakat Hakk'm zatma delalet / etmeleri t'ttbartyle aralarmda hlcbtr fark yoktur. Ve esmanm katfest her ne kadar ayn-l vahldeye delalet etmek Icln vaz' olundu ise de, mademkl her btr istm 0 ayn-i vahldenin nisebi olan bir ma'naya ve .btr hakikate delalet ederler, bu I'ttbarla yekdtgertnden tefrik olunurlar.

Mls81: "lnsan" mefhumu, ayn-i vahtdedtr, Fakat bunun gulme. aglama. sOyleme. yazma, okuma Ilh ... gibi blrtakrm ntsbetlert vardir, Bu ma'nalari anlatmak tctn, her kavim kendi lisanma gore birer tstm vaz' etmtstir. Gillen, aglayan, sOyleyen, yazan, okuyan ilh ... gibi. lste bu Istmlertn ciimlesi insana rnahsus olan btrtakim nisebden fbaret olmakla ayn-i vahtde olan bu mefhuma delalet etmek uzere mevzu'dur, Fakat bu Istmlertn delalet ettigt ma'nalar arasmda fark oldugundan biri digerine delalet etmez. Nitekim gulme aglamanm aym degndtr,

lmdl her bir isme mahsus bir hukum vardir ki, kendisinden baska olan bir isimde 0 hiikiim yoktur. Blnaenaleyh sail Hakk'a dua ettigt vakit "Ya Ganiyy", "Ya Kerim," "Ya Latif' gtbt btrtakrm esrna-I 11ahiyyeyi zikr etUkde, bu esma onun indinde nasil ki zata delalet eder ve bu esma ile 0 dai zat-i Hakk'i murad eyler tse, "Ya Allah" 'Ya Rahman" diye dua etUgi vakit dahl, muhtac oldugu ~ey hangt ismin yediyle Ihsan olunacak tse, 0 Ismln hiikmiinii nazar-i rttbara almak lazimdir: ztra ataya-yi tlahtyye. hademe-i esmadan blr hadtmln iki eli

ZEKERlyy A FASSI

21

llzerine vakI' olur. Bmaenaleyh hasta dua etUgi vakit kendisinin muhta« / oldugu ~ifaYl isal edecek olan "~afi" tsmmt: ve ac olan 30 kimse dahi "Rezzak" Ismlnl nazar-i i'ttbara almahdir. v« ataya-yi esmMyyenin tafstlati FaSS-l fi'isi'de miinlr ettl.

Ve ifte bunu i~in Ebu'l-Kaslm bin Kasiyy. esma-i ilAhiyye hakklnda dedi ki: Muhakkak her bir ism-i ilAhi. infirAdl iizere. hepsi cemi'-i esmA-i UAhiyye Ue miisemmAdlr. Zikirde onu takdim ettiiin vakit. onu cemi'-i esmA ile vasfedersin. Bu dahi esmAnln ayn-l vlhide iizerine deilletinden nlfidir; her ne kadar esmA ayn-l vAhide iizerine miitekessir ve her ne kadar onlann hakAytkl. ya'ni bu esmAntn hakAytkt muhtellf olur ise de (19).

Ve esmanm kaffest ayn-i vahlde olan zat-i Hakk'a delalet etugl iein, cenab-i Ebu'l-Kasim bin Kasiyy, Hal'-l Na'leyn ismindeki kltabmda, esma-t Ilahlyye hakkInda buyurdu ki:· Her bir Ism-I ilahi munferiden cemr-i esma-t Ilahlyye ile musernmadir. Ya'nl esma-t na.hiyyeden herbiri munferlden kendi hakikatlerine delalet etmelert hasebiyle muhtelif ise de, ayn-i ahadiyyette miittehiddirler. Munferiden herhangt bir tsm-t Hakk'i ztkretrnls olsan, 0 tsmt. esma-t na.hiyyenin kaffes! lie vasfetmts olursun. Bu da esmanm ayn-i vahtde olan zat-i Hakk'a delaletlnden nastdtr, Bu babdaki tafstlat / trad-i misal siiretlyle Fass-l SiUeymfuU'de murur etmtstir.

,Ba'dehu muhakkak rahmete iki tarik. iizere nAil olunur.

Birisi tarik-l viiciibdur. 0 da Hakk'ln ~.ilJ ~

iU';J1 ~J.-Z, ~ (A'rM, 7/156) kavlldir. Ve onlan Sd'i.t-l ilmiyye ve amellyyeden onunla takyid eylediii feydir (20).

Ma'liim olsun ki, cenab-i Seyh (r.a.) balada rahmetin iki vech ile te'siri olup birisinin bizzat ve digerinin sual sebebiyle vak;' oldugunu beyan buyurmus Idl ki, bunlardan birisi "rahrhet-i vucub," ya'ni "rahmet-i hassa" ve digeri "rahmet-I .Imtlnan," ya'nl "rahrnet-I amme" idi. Simdi de rahmete iki tarik uzere nail olundugunu tzah" ederler.

22

FUSOSU'L-Hl.KEM TERCUME VB SERHI

Rahmete nail olunan iki tariktan birisi tarik-i viiciibdur. Bu da Hak Teala hazretlerinin i\J"';J1 ~'".k, ~ ~~ ~ (A'raf, 7/156) ya'ni "Ben rahmeti Ittika edenler ve zekat verenler Icln farz kildim" ayet-I kerimesinden mustefaddir, Zira Hak Teala

C')I ~ ..P ~ (En'am. 6/12) ayet-I kerimesinde beyan buyurdugu rahmen. onlar tcm kendi uzertne vacib kildi, Ve bu rahmet, namaz ve oruc ve hac ve zekat gibi sifat-i ameliyyeden ve ma'rifet-i Hak gibi sifat-r ilmiyyeden 0 mtittakileri takyid eyledtgi ~ey mukabtltndeyonlara vasil olur. £Ira rahmet-i vucub, FaSS-l SUleym8ni'de tafstl olundugu uzere ba'de'l-vucud, rnukteza-yi Istl'dad hasebiyle sadir olan amel mukabtlinde vaki' olur. Binaenaleyh bir kimse bu alem-I sehadette Hakk'm Resul'une tman ve sertattne tevessul edip a'mal-I saltha Isler ve ma'rifet-l Ilahiyye tahsil eylerse, Hakk'm kendi uzertne vacib klldlgl bu rahmet-i hassaya nail olur. Fakat 'bu rahmet-l vucub, rahmet-i Imtmandandir. Cunku hiikmll hass olan Rahim Isml, diihiil-i tazammun He. hiikmii amm olan Rahman Ismmtn tahtma dahll olur. LIra Hak zat-i ahadiyyette mahfi



olan esmaya rahmet-I zatlyye-I ammestyle rahmet edip onlan

sikmtidan tenfis ettt: ve cumlesmm hakayiki, Ilm-I Ilahide sablt oldu. Velakln bu hakayik-i sabtte lclnde bulunan ba'zi hakayik hakkmda hubb-I ezelisl eseri olmak iizere, Inayet-I mahsusa-t Ilahtyyesl sebk etti kl, bunlar dahi enblya ve evllya ve bilciimle mu'mmlertn a'yan-i sabttelertdir. lste 0 hakayikm mezahlrl bu alem-I viiciida gelince bu tnayeti-r ezeUyye hasebiyle onlardan a'mal-t sallha zahit oldu. Ve bu amellerl mukabllmde dahi Hak onlara kendi iizerine vactp klldlgl rahmet He tecelli eyledi. Bmaenaleyh rahmet-i vucub, rahmet-i tmtinana dahil oldu. Ciinkii bunlarm vucudu rahmet-i tmtman He zahtr olmasaydi: rahmet-i hassanm mahall-i tecellisl bulunmaz idi. Mesnevi: /

Terciime: "Belki sart-i kabtllyyet O'nun atasidir. Ata tc, ve kabiliyyet kabuk glbidtr."

Bundan dahl anlasildigi iizere abdln a-mal-i sallha uasma muvafIaklyyeti dahi Hakkm atasi ve fazl-l Ihsamdir. Blnaenaleyh abdin ameliyle tefahiirii kadar kendlsi icm badt-t hlcab ve hacalet blrsey yoktur.

ZEKERlYYA FASSI

23

Ve tarik-I Ahar. ki bu rahmete onunla nail olunur. tarik-I imtinan-I Uahidir kit bir amel ona mukterin dejUdir. 0 da Hak TeaUi'nln :~ Jt ;-~,:-, ~:-, (A'rar,

7/156) kavHdir. Ve ;'t1 L.:-' ~"l ~ r~ '" :JJI ~ ~",;~! (Feth, 48/2) denUmesi ondandlr. Hak Te8.lA'nln ~ ,- .... L. J-! ~ t:Jp kavH dahl ondandlr. imdi bunu bUI (21).

Ya'nI rahmete nan olunan iId tariktan ikincisi, tartk-i tmtlnan-r UQhidir. Rahmet-i Irntlnan Fass-I Silleynuini'de Izah olundugu iizere, ZQt-l ahadiyyede mundemtc olan bllciimle esma-yi / Hakk'm kendi zatmda, kendi zatma, kendi zatiyla olan tecellisi lle llminde peyda krlmasidir. Hakayik-i esya olan bu suver-I llmiyyenin bu suretle siibiitu tctn, onlarm htebtr amel ve hlzmetlert sebk etmts degtldtr, Belki zat-r Hakk'm mahz-i Ihsamdir: ve bu rahrnet-I Imtlnanm delill Hak TeAla hazretlerinin :~ Jt =-:_.:-, ~~:-,. (A'rar, 7/156) kavl-i kertmldtr. Blnaenaleyh bu rahmet. vucudun kaffesine samtldtr: ve hicbir ~ey bu rahmetten hAll deglldlr. Hatta Hakk'm esmasr. mertebe-I ahadiyyette. zatmm aym oldugu cthetle, zat-i Hakk'a da samlldtr. Z'rra hakikatte rahmet, Rahtm'ln nlsbetlert cumlestnden bir nisbet oldugundan, RAhim olan Hakk'm ayrndir, lste bu rahmet, hlcbtr amel mukabilmde VAkI' olmayrp, belId zatm muktezasi bulundugu tcm "rahmet-rtmttnan" namtyle tevsim olundu. Ve sure-r Fetih'de Hak CeUe ve Ala hazretlert canibtnden (S.a.v.) Efendimiz'e httaben "Ta ki AlI8.h TeAla senin gecmls ve gelecek giinahlm magftret ede ... " (Feth, 48/2) buyrulmasi dahi bu tartk-i tmttnandandir, Ve keza Hak TeAla'nm "Ne Istersen yap. muhakkak ben senln ziiniibunu magflret etttm" kavli dahl rahmet-I Imtlnan kabilindendir. Zlra Hak TeAla hazretlertnm mayet-t ezeliyyesine mazhartyyet, hi<;: btr amel mukabUinde degtldtr, Ve bu rahmet her ne kadar rahmet-i hassa Ise de • . balada izAh olundugu uzere. rahmet-l trntmandir, £Ira hiikmii hass

olan RahIm Ismt, duhul-I tazammun ile hiikmii amm olan Rahman isminin tahtma dahtl olur. Ve bu rahmet. hubb-i ezeli esertdlr: ve bu rahmetle muhatab olan zevat-i saadet-simat hakklnda ik1 vecih vartd olur:

24

FUSOSU'L-HIKEM TERCUME VB ~ERHI

B1rine1 vecih budur ki: Bu zAt/ fenA-fillah ve baka.-b1llah makanunda kAim olup suAt-l besenyyeden taarrt eder: ve artik onun i~in bu suata nleii' miimkin olmaz. Bmaenaleyh onun filli, Hakk'm fiili oldugu e1hetle, HlZlr (a.s.)m gulanu katletmesl ve gemiyi delrnesl gibi suret-t zahtrede ser'a muhaltf goriinen a'maltnden muaheze olunmaz. Ne yaparsa yapsm ma'zur ve me'murdur,

lklnci veeih budur ki: Abd heniiz srfat-i besertyyestnden fani olmanus bulundugu halde ondan satka-t nefs lie ba'zi muhalefet sudur eder: bunlar ise zunub-I sarthttr. Fakat hakkmda mayet-t ezeliyye sebk ettlgl ve kendlsi Gaffar isminin mazhan dii~tiigii tcm, Hak TeaIA hazretleri hubb-I ezelisi eseri olmak uzere onun zunubunu setr ve magnret eder. Nitekim hadis-i serttte buyrulur: .:u.J.l1 ~I "lI)

rtl Ai 4111 ~ ~ r~ • ,--,., ~ 4IJ1.,...u ya'ni "Eger siz ganah 1~lemem1~ olsamz Allah TealA siz! glderlr ve bir kavim gettnr kl, onlar giinah i~leyip Allah'a isUgfar ederler ve Hak dahi onlan magftret eder." lste SlIT-l magflret budur. Cenab-i Mevlana Celaled-

. .

din Riimi (r.a.) efendimiz bu Inayett Fihi Matih nammdakl kitab-l

mllnifierinde bOyle beyan buyururlar:

~..,.s J~ 1Ilf:...1.». ~ • ..L...:.lt .:;....':}._J;. J~ IIJ'!""I .,; • ..::-l:t~ .:,1 J....oI

~ .".;.1. "s~ J~ ..::..-U.lS ~~ .:,!" ~~ Jlt--c lIu_,J....... _,.1 vl,.,...u .~ .JT J~ .t..\.:.c .J1 JI ~ ~L.S' u""L., ~ .- -1- 4S ,.-4t .;,tl • .:,~~ .JI,,:.; ~ ~la. .A • ~I ~ * 1..1 t vJIJ$ "" ~w.. G J~ J' ~~~ ~~IJ~.J1 ~ t ~ ~I.»;IJ~~ ~~J~IJ ~ JI.h1 ~ Jl.L1 "JJ .JI) J' ..:..ilt ~ r'-LI yilt .A ~ ~J t ~..$.J ~ ~ ~~ 1It..1JJ J'~~ ~.». "':' ~ VoL 1 .:,_,.:S'I ( ~I rJt ~ C."IJI "" .u ~

. v'~ ~ VoLIJ ~;Jlt ~la. \..1 JJ~.J..;

Ya'ni "Asl olan mayetnr. Sen bir emtrsm, iki kOlen vardir: Birisi eok hizmet ed1p, senm l~ln blreok seferler kIlar: digeri Ise kOlelik husiisunda tenbeldir. Sonunda giinlyorum ki sentn tenbel kOleye. 0 bende-r hizmetkardan ziyade muhabbetin vardir. 0 bende-r hizmetkArl da metrak birakmazsm: velakln bOyle vaki' olur. lnayete hllkmetmek mumkun deglldir. Bu sag gOz ve sol gOzlln zahlrde her ikisl

ZEKERlyy A PASS!

25

de birdir. AcabA 0 sag gOz ne hizmet etti ki sol gOz olmadi? Yevm-i 'eum'a dahi bOyleee eyyam-i mutebakiyeden efdal oldu. Nitekim buyrulmustur: "Allah TeAlA hazretlertnin riziklardan baska nzIklan oldugu levhda muharrerdlr: imdi 0 riziklarr euma giinii taleb eU" $lmdi bu euma eyyam-i satrentn etmedigt ne hizmetleri etti? VeWdn Hak TeAlA. inAyeti ve tesrif-I mahsusu ona ettl."

tmdi bu inAyet erbabi mesturdur. Hakk'm kimi magflret edecegt ve kimi etmeyecegt bUinmez. Btnaenaleyh Ibada lazirn olan terk-I maAsi ve i~tigAl-bi't-tAattIr. Bt-hasebi'l-besertyye ma'siyet sudurunda All u entn He istigfAr lazrmdir. All u entn ise kalbde nedamet husllhiyle olur. NedAmet-i kalbiyye olmaksizm ltsanen isUgfar mllsmir degtldtr, Ve Hak Teala hazretleri Gaffaru'z-zunubdur, deyip ma'siyettn birini tcra ve digerine de niyyet / etmek alamet-t mayet degn. nenzu billAh alamet-I bu'd ve sekavetttr. lste srrr-r magflret, ezelde sebk etmls olan muhabbet-I ilahlyyeden ibaretttr. Ve bu dahi rahmet-t tmtman kabilindend1r; zira bl-Illet olan Inayet-I ihahiyyenin o ldmseye taallulrudur: Blnaenaleyh bunun bOyfe oldugunu bill Beyt:

tntlhii: 30 Haziran 333 ve 10 Ramazan 335; yevm-f cumartesf saat 5.

ZEKERtyy A FASSI

25

de birdlr. AcabA 0 sag gOz ne hizmet etti ki sol gOz olmadi? Yevm-i cum'a dahl boylece eyyam-i mutebakiyeden efdal oldu. Niteklm buyrulmustur: "Allah TeAlA hazretlertnm riziklardan baska nziklan oldugu levhda muharrerdtr: imdi 0 riziklarr euma gnna taleb etl" ~imdl bu euma eyyam-i sairentn etmedtgi ne htzmetlerl etU? VeWdn Hak TeAlA. inAyeti ve tesrif-I mahsusu ona etti."

lmdt bu tnayet erbabi mesturdur. Hakk'm kimi magnret edecegt ve kimi etmeyecegi bilinmez. BinAenaleyh Ibada lazrm olan terk-I maast ve i~UgAl-bi't-tAatbr. Bt-hasebt'l-beseriyye ma'siyet sudurunda ah u entn He isUgfAr lazrmdir. All u entn ise kalbde nedamet husllIiiyIe oIur.· Nedamet-I kalbiyye olmaksizm ltsanen isUgfAr musmtr degndtr. Ve Hak Te§lA hazretleri Gaffaru'z-zunubdur, deyip ma'siyetm blrini tcra ve digerine de niyyet I etmek alamet-t mayet degn. nenzu blllah alamet-I bu'd ve sekavettlr. lste sirr-i magftret, ezelde sebk etmts olan muhabbet-i ilAhiyyeden tbaretttr, Ve bu dahi rahmet-t tmttnan kabilindendir; zira bi-tllet olan inAyet-t ihAhiyyenin o kimseye taallukudur: Blnaenaleyh bunun boyle'oldugunu btl! Beyt:

tnt1h4: 30 Haziran 333 ve 10 Ramazan 335; yevm-i cumartesi saat 5.

XXII

BU FASS·I ~ERiF KELtME·t tLYAStYYE'DE MUNDEMtC OLAN "HtKMET·t iNA.StYYE"NtN BEYANINDADIR

Ma'ltim olsun ld, cenab-i llyas mlzac-i rnhanrst hasebiyle suver-I melekiyye ve mtzac-i ctsmantst hasebiyle de suver-I besertyye mizacma mensub cldugundan, suret-I ruhantyyest cthetlnden suver-I ruhanlyye olan melalke He tinsiyyet edip beynlerinde vaki' olan hukm-I Istlrak sebebiyle onlann meratib-t ruhanlyyeslnde, onlar fie musahabe etU. Ve suret-t cismantyyest cihetinden daht, suver-I clsmarnyye olan lnsanlar ile unslyyet edip. suret-I tabUyye-i unsuriyyede onlar ile olan Istlrak hasebiyle ontar He muhaleta eyledt, Blnaenaleyh Hz. Ilyas iki sureti caml' ve iki alem arasmda berzahiyyetle zahir oldu.

lmdt "ruh" Ile, "nefs" ta'bir etttgtmlz cesed, hakikatte ~ey'-i vahidden ibaretttr. Aralanndaki fark letafet ve kesafetten baska bir ~ey degtldir. Mertebe-i kesafette ruha "nefs" ve kuvasma da kuva-yi tabiiyye ta'bir olunur. Fesad ve feria keyfiyyeU ancak bu cesed-t kesif-i unsuriye taalluk eder. Nttekim buhar He buz hakikatte ~ey'-i vahiddir. Aralanndaki fark letafet ve kesafetten ibarettlr. Bulut, su ve buz buhardan baska bir sey olmadigi halde, her mertebede Islmlert degi~ir. Ve latif olan buharin, buzun ctsmme taalluku derkardir. Bu taalluk I hulul ve tttthad stiretiyle degrldir: ztra hulul ve Ittthad yekdigerinin gayn olan iki sey arasmda vak;' olur. Su kadar ki buzun kesb-t letafet etmest. surettnm fesadmdan sonra mumkun olur. Velakin kesif olan cesed-i Insantntn kesb-I letafet etmesi, mutlaka suver-I cesedantsmtn tnftsahmi tcab etmez: suret baki iken keyfiyyet-i letafet husule gelir. 0 cesed artik ruh-i musavverdir. lste bu cesed kesb-I letafet He ruh mertebesine Irtika etUkde onun Icm mevt yoktur. Ve rtihun bedene taaUuku ta'biri bu Izahattan anlasilir;

28

FUSUSU'L-HIKEM TERCOME VB ~ERHI

ve bOyle cesedden bu hazret-r sehadette asar-; riihiyye zahlr olur. Nitekim ktbar-i evllyaullahm menakibmda blr zamanda muhtelif mahallerde huzur ve muhtelif suretlerde zuhur gibi pek cok ahvalln vukii'u nakl olunmustur ki, bunlann ciimlesi ruhun sanmdandir. Ve bOyle bir kimsenin kuva-yi tabiiyyesi, kuva-yi ruhanlyyeslnde mahv Ii miistehlek olur. Maahaza halk nazannda suret-t cesedantyyesi manzur oldugundan, bu cihetten ehl-I kesafet ile iins ve muhaleta eder. Ve letafet ve ruhantyyett ciheUyle de ehl-i letafet olan melalke-t ktram ile iinsiyyet ve musahabe eyler. Nitekim Hizir ve isa (aleyhtme's-selamlm halleri budur. Su kadar vardir ki, Hizir (a.s.)m snret-rbesertyyest uzerme suret-t melekiyyesi gallb oldugundan nasm gOzlerinden muhtefi kaldi. Suret bald iken kesb-i letafet olunmasi keyfiyyeUni akil He Idrak miimkin olmaz. Bunu, ecsadi rnh-i musavver olan zevat-i kiram zevkan bilirler. Mesnevi:

Terciime: "lmdl ~lyamet 01, kiyametl gar! Her seyt gormek tcm bu sarttir." /

Beyt:

Yok oll Bilmek dilersen bilmek oldur <? 01, bulmak dilersen bulmak oldur

Mesela ateste kipkrrrmzi olan demir parcasi, suret-t kestfest mevcud iken atesm vasfiyle mevsuf olur. Kendisine temas eden! yakar. 0 bu halde iken hem demirdir, hem de atestlr. Mesnevi:

Terciime: "Demir atesm renk ve tab'mdan muhtesern oldukda 0, ben atestm ben atestm, der."

lste tlyas (a.s.) dahi nes'et-I melekiyye ile nes'et-I msantyye beyninde bOylece berzah gtbt olup, her iki tarafm ahkammi cami' oldu .



• •

DyA.s. idris (a.s.)dlr kif Niih'dan evvel nebi idi. Allah Tei.li. onumeki.n-l aliyye ref etti. imdi 0 efl.i.kin kat·

lLyAs FASSI

29

binde sAkin idi. 0 da ,emsdir. Ba'dehii Baalbek karyesine ba's olundu. Ve "Baal" bir putun adlCbr. Ve "Bek" 0 karyenin sultanld1r. Ve "Baal" denUen bu put meHke mahsiis idi (1).

/ Fass-l Hiidi'de beyan olundugu mere, Hz. Seyh (r.a.) ervah-i enbiyii (eleyhtmu's-selamjr musahede etmts idi. Hakikati veehile vrutl' olan bu suhnda blnaen bu fass-i. munifde llyas Ia.s.lm ayn-l ldris (a.s.) oldugunu beyan buyurur.

Fass-I iddsi'de iziih olundugu uzere cenab-i Idrts kesret-I rtyaziittan dolayi sifat-i beserlyye-I tabUyyeden tnsllah edtp, cesed-I unsuriyyeden ve onun ahkammdan soyundu; ve telattuf edip sifat-r nlhiiniyye ve hey'et-I nuranlyye He biik! kaldi. Bmaenaleyh onun nefs-I kesifinin hey'eti ruh-i miinevverinin hey'etine tebeddiil etti. Ve snreu dahi hey'et-I ruhamyyeye munastb qJ.an suret-t mlsaliyye-I mlriiniyyeye miinkalib oldu. lste bu hali fie ervah-i semaviyyentn esreft olan felek-I $ems'in ruhantyyett mertebesme uruc eyledi. ,Zirii Cenab-i ldrls (a.s.) onalti sene yiyip tcmedt ve uyumadi, Btttabl' beden-t keslfl, laUf olup kendisine ruhaniyyet galebe etU. Felek-I ~ems kendi manzumestnl teskil eden seyyarata nazaran mahall-I kutb ve kure-I arza nazaran dorduncu felektlr.

~Oyle ki: Birineisi medar-i Arz. ikineisi medar-i Ziihre. iiciineiisii medar-i Utarld ve dOrdiineiisii onlann kutbu olan $ems'dir. Ve ctsmanlyyetle felek-I $ems'e uruc maddeten miimkin degtldtr, Ve uruc miimkin oldugu farz olunsa, ctsmt Ihrak ve kesafet-t vucudu izru.~ eder. Zirii kure-I $ems. kure-I Arz glbt bir ctsm-t sulb degil. mayi'-i nan veya buhar-i nart halmdedtr. 0 makama aneak ruhen urac miimkiindiir. Zira ruh-I latif, ctsm-t kesif gtbt ateste yamp inhilii1 etmez. Bunun delil-I bahirt telattuf eden evllyaullahm ateste muhtenk olmamasidir,

lste ldrts (a.s.) kemal-I letafetmden mahall-t kutbdan tbaret olan mekan-i aUyye ref olundu. Ba'dehu "Emirtn putu" ma'nasma gelen "Baalbek'' karyesine resul olarak naztl oldu. Nitekim ahtr zamanda isii (a.s.) dahl bOylece / niizt11 edeeektlr. Fakat bu niizt11den tenasuh

30

FUSOSU'L-HIKEM TERCUME VE ~ERHI

vehmlne dii~iilmesin. Zira tenasuh. ruhun, bir bedenden mufarekatmdan sonra araya zaman girmeksiztn, dlger bir bedene taallukundan Ibarettlr. Ve bu I'tlkada gore ruhun beden-i clsmaniye taalluku daimtdtr. Halbuki ldrts (a.s.)m Ilyas ismiyle ntlz11ltl boyle deglldtr. Belki tlyas (a.s.) mekan-i aliyyden ruh-i musavver haltnde olarak nazil olan ldrts (a.s.ldir.

Ve idris olan ilyAs. "hAcet" ma'nAslna gelen "liibAn,et" ten "LiibnAn" tesmiye klhnan d$n infiJAkl. ate§ten bir at olarak temsn olundu; ve onun cemi'-i Ayeti aresten idi. imdi vaktliki at! gordii. iizerine bindi; ondan §ehvet sAklt oldu. Boyle olunca §ehvetsiz akIl oldu. BinAenaleyh airAz-l nefsAniyyenin kendisine miitealhk oldup ,eye onun i~in taalluk ba~i kalmadl (2).

Ya'ni Cebel-i Lubnan yanlip llyas (a.s.)a atesten bir at surett gosterild1. 'Lubnan'' "ll1bful,et"ten mustaktir: ve "lubanet", hacet ma'nasma gelir. Ve Cebel-i Lubnan Beyrut ctvannda kalndlr, Ve dagm yanlip tcmden atesten at suretlnln hurucu alem-I mlsalde vaki' oldu. Blnaenaleyh alem-t hisse munastb olan ma'na ile ta'bir Iktlza eder. Ve onun ta'biri budur kl: "Cebel" Hz. llyas'm taayyiin-i ctsmantstne isaretnr. Ve "cebelin Infllak"), kesret-i rtyazatla 0 taayyiin-i kesifin Inslkakma tsaretttr. 'Yanlan mahalden atesten at cikrnasi", cenab-i tlyas'm mazhar oldugu Ism-I has muktezasmca kendi taayyiiniinden sadir olan a'mal suretidlr, "Cikan ata rukubu", menzil-i makanda vusul iCin/o a'mal-I salihaya riikUbunun suretldir, Zira enbiya (aleyhimu's-selamldan herbirisinin bir mezheb-I mahsusu ve tarik-i hassr olup, bu tarika gore de bir "merkeb"i vardir, Ve bu husustyyet dahl onun tstt'dad-i zattst muctbmcedlr. Nitekim cenab-i Seyh (r.a.) FaSS-l sOlhi'de ~I.ul ,; ~'*' o£lIiJ yJl.$')1 ..::.1.t1 ..::.I.t"lll ~ buyururlar.

Bu bahsin tafsill orada murur etmtsttr, "Atm atesten olmasi" Hz. tlyas iizerine hararet-t sevkm galebesi ve nur-t kudsiin tstnasr sl1reUdir. Ve "ayetm atesten olmasi", ya'ni cebelin atesten ve atm dahl atesten musavver olusu, Hz. llyas'm taayyiiniiniin ve a'mallnln kemal-I letafetine i~arettir: zira erkan-i erbaanm eltafi "hararet'frr.

lLyAs FASSI

31

tmdi cenab-i tlyc1s 0 merkubu gordugu vakit, uzertne btndi: ve ondan sehvet sakit oldu. Zirc1 sehvet, bu taayyiin-i kesifin lcAbAtmdandrr. Halbuki 0 telattuf etmts idi. Binc1enaleyh cenab-i ilyc1s sehvetsiz akl-i miicerred oldu. Bu sebepten dolayi sehvet-t nlkah ve gazab ve kibir ve hased gibi agraz-; nefsc1niyyenin mutealhk oldugu ~eye. 0 hazreUn taalluku kalmadi. Zirc1 bunlann mahalli taayy1in-i kesifdir; ve mahal kalmaymca bUtabi' hal dahl kalmaz.

imdi Hak. iIyas'da miinezzeh oldu. Boyle olunca ma'rlfet-i ilahiyyeden msf iizerine oldu. Z-uii. aIul kendi nefsiyle miicerred oldukda. uliimu nazanndan aldl~l haysiyyetten. onun Allah TeiJA'ya ma'rlfeti. tefibih iizre deiU. tenzih iizre olur (3).

Ya'ni Hak, makam-i akli olan cenab-i llyas'da miinezzeh oldu .

. C0nki Hz. llyas, sehevattan miicerred olup, ruh-i miicerred olarak kaldi, Ve sehevattan miicerred olan melatke" ve ervah ve ukiiliin ma'nfett, tenzih iizerine oldugundan onda dahi tenzih zahlr oldu, Nitekim melatke ' "" ~~'ii ~ ~.L.;.., c;:..s ~ (Bakara. 2/30) dediler. Ve tenzlh ma'rtfet-t ilc1hiyyenin yarisrdir. Zirc1 akil. miicerred olarak / kendi nefsiyle oldugu vakit, ulumu nazar-i aklisinden ahr, Bu sebeple de onun Allah Tec1lA'ya ma'rifeU tesblh iizerine degil. tenzih iizerine olur. Nitekim akl-r nazarilerine tabt' olan ulema-I zahtr dahi tesbthten iirkiip tenzih ederler; ve onlann tesbthten zevkleri yoktur.

Ve Allah Teali. ona ma'rifeti tecelU De verdi~i vakit. onun ma'rlfet-i ilihlyyesi kimil olur. Binaenaleyh mevzi'-i tenzihte. tenzih-i hakild De tenzih eder*. tenzih-i resmi lie de~D. Ve te,bih mevzi'inde dahi. te,bih-i ,uhudi ve ke,a fie te,bih eder; ve suver-i tabiiyye ve unsuriyyede Hakk'lD viiciidu lie sereyanlDl goriir. Ve onun i~in bir sUret baki kalmaz; ilia ki onun "ayn"lDl Hakk'm "ayn"l goriir. Ve bu. Allah tarafindan miinzel

• Divlid-I Kayaeri ve KlflnI Dllshalannda r;:-;.;~.J e!";'; ~ BAll Efendi nnshasmda C::-"..; ~.J C::-.Jf vila'dir. Metln. Ya'kiII Han ve Boanevl nilshalan ilzerlne Yazlhnllilbr.

32

FUSOSUL-HtKEM TERCUME VB ~ERHt

olan ,erayi'in getlrdiii ma'rifet-i tamme~i kamiledir; ve evhAnnn kiillisi bu ma'rifetle hiikmetti (4).

Ya'nt Allah Teala, akla ma'rifeU tecelIi fie verdigi vakit, artik 0 kendi nazanndan kurtulup ma'rifetin msfi olan tenzih iizerine olmaz ve tesbth iizerine de olmaz: belld ltlak iizerine olur. Ciinkii tecelli fie olan ma'rifet, Hakk'i takyid ve tahdid etmez. Bmaenaleyh onun ma'rifett kemalde olur. ~u halde bu akil. Hakk'i tenzih mevzl'lnde, tenzih-i resmt ile degn, belki tenzth-I hakiki ile tenzih eder. Ve tesbth mevzi'inde dahi, kendislnln musahedest ve kesfl uzertne tesbth eyler: zira Hakk'm vucudunun haricmde bir vucud ve snret musahede etmez ki, Hakk'i / ondan tenzih etsin. Ve Hakk'm vacudundan baska b1r vacud Isbat etmez ki, vehmiyle Hakk'i ona tesbth eylesin. Hak kendi nefsini nerede tenzih ve tesbth etmts Ise, 0 da O'nu oralarda tenzih ve tesbth eder. Onun tenzihi nazar-i aklinin verdtgi tenzih-i resmt degtl, tecellinln i'ta ettigt tenzih-I hakikidir. Ve tesbthi dahi suhadt ve ke~fidir. ya'ni musahedeye mustentddtr, Ve 0 kimse vucud-I Hakk'm suver-i tabiiyye ve unsuriyyede ne vechfle sereyan ettlgini gott1r: ve onun nazarmda htcbtr suret kalmaz ki, 0 suretm "ayn''nu Hakk'm "ayn"i gormesin: ya'nl herbir suretm "ayn'um, Hakk'm "ayn"i gorur. lste Hakk'm kendi nefsini tenzih ve tesbth etUgi mevzi'lerde, bu kimsenin Hakk'i tenzih ve tesbth etmesi oyle bir ma'rifet-i tamme-t kamiledtr kit canib-t Hak'tan munzel olan serayt' bu ma'rifeU gettrmtsttr, Ve evhamm hepsi dahi bu ma'rifetle hiikm eylemlsttr. Ya'ni nazar-i akliye tabt' olan ehl-i zahlr, ki kuvve-i vehmiyye sahtplertdtr, onlann ciimlesi bu ma'rtfetle hiikm ederler; ma vehm, mutlak hakkmda takyid ve mukayyed hakkmda tlahi Itlrut He hiikm eder. Ve keza mevcudun ademine ve ma'dumun dahl vucuduna hiikm eyler. Gerci serayt' tenzih ve tesbih iizerine vartd olmustur: fakat bunlarda ifrat ve tefrit calz degtldtr: belki tenzih Icmde tesbth ve tesbth Ictnde dahl tenzih etmek lazrmdir. Bu bahsm tafsili Fass-I Ntihi'de murur etmtstlr,

Ve bunun i~in evh8m. bu nes'et-I insaniyyede. galebede ukiilden daha kavi oldu. I Z'uii i.kl.l. her ne kadar onun

lLyAs FASSI

33

akh, banI oldup ,eye banj olduysa da, onun iizerine vehmin hiikm.iinden ve ak1 ettill ,eyde tasavvurdan bAli dejildir. imdi vehm. bu siiret-i kamile-i insAniyyede sultan-l a'zamcbr. Ve ,erayi'-i miinzele dahi onunla geldi. Bayle olunca te,bih etti ve tenzih etti; tenzihte vehm ile te,bih etti ve te,bihte de akl Ue'tenzih etti. Blnlenaleyh kill killl., murtablt oldu. imdl tenzihin te,bihten ve te,bihin tenzihten hali o1m.asl miimkiin dejildir. Binlenaleyh Allah Telll :~ :!".:t ~ ($iirA. 42/11) dedi. Tenzih ve te,bih etti. ~I ~I:;j ($iirA. 42/11) dedi; te,bih eyledi (5).

Ya'ni vehm, mudrekat-i aldiyye iizerine tenzih ve tesbth fie hiikm etUgi icm, bu nes'et-I unsur1yye-i Insanlyyede evham, ukulden daha kavi oldu: zirA akilm akh, ne kadar kemale vA~l1 olursa olsun yine vehme miintehi olur. Ve Akll vehmin ahkammdan kurtulmaz ve onun mndrekat-i akliyyesi suver-I vehmiyyeden miicerred kalmaz. Blnaenaleyh vehm, bu suret-I kamlle-I tnsaniyyede sultan-a a'zamdir;

ve ~erayi'-l miinzele mademkl Insan Icm geld! ve vehm dahl insan tlzerinde sultan-r a'zamdir, ~u halde serayt' dahl vehmin hiikmiiyle nQzil oidu. Boyle olunca hem tesbth ve hem de tenzih etU. Ya'ni $erayi' makam-i tenzihte ltsan-i vehm He tesbth eyledi. LIrA vehm ancak suver-I hissiyyede maant-t ciiz'lyyenin tdraklnt t'ta eder. 0 vehm, musahhas ve kendinin gayrinden mufarik ve cism ve cismant veyahut zamant veya mekant olmaktan miinezzeh olarak hancte bir viiciid tasavvur eder: bu ise ayn-i tesbthtlr. Ve keza serayt' makam-i tesblhte ltsan-i akl fie tenzih eder: ztra akrl, vehmin Isbat eyledigi gavast-t hissiyyeden maant-t kiilliyyeyi miicerred kilar, Blnaenaleyh tesbihln kiillisi tenzihin kiillisine ve tenzihin kiillisi tesbthm kiilUsine murtabrt oldu. Ve binnetice tenzihin tesbihten ve tesblhln tenzihten hali olmasi mumktn degtldtr. Zira sentn O'nu tenzih ettigm nakayism kaffesl. O'nun meratlb-I kevniyyede zuhuru indinde O'nun lcm sabttnr, Halbuki bu tesbfhtir: ve senin O'nu tesbth edlp / /0 O'nun tcm tsbat eyledtgm kemalatm kaffesi mertebe-i ahadiyyetlnde

34

FUSOSU'L-HtKEM TERCUME VB ~ERHt

O'ndan nefy olunur, bu da tenzihtir. Boyle olunca Hak TeaIa KUr'an-l Kerim'de :~ ~.'¥ :,..;J (Sura. 42/11) buyurdu. Ve bu ayette hem tenzih ve hem de tesbth etti.

SOyie ld: ~ deki "kar' zatd i'tibar olunursa, "O'nun misli bir sey yoktur" demek olur. Bu ma'naya gore mumaselet nefy olundugu icin bu tenzihtir. Ve eger "kaf" zald I'tibar olunmayip "misl" ma'nasma almirsa, ma'na "O'nun mtsltnln mlsll bir ~ey yoktur" demek olur, Bu ise ayn-i tesbthtlr: zira evvela Hakk'm misli tsbat ve ba'dehn bir seytn onun misline benzemesi nefy olunur. lmdt isbat-i misl, tesbth ve bir seytn benzemesinin 0 mislden nefyi tenzihtir. Bu ise tenzihte tesbth ve tesbthte tenzih olur,

Ondan sonra Hak TaaIA hazretlerl ~I t-.' If:;; (Sura. 42/11) buyurdu. Bununla da tesbth ettt: zira bu kelam l~ltildlgi vakit, i~iticmkte ve gOrUciihlkte Hakk'm halka benzedigt ma'nasi anlasihr, lste bu tesbthttr, Fakat fehm-t navassa gore bu ayet dahl hem tesbtht ve hem tenzihi cami'dir. Tesblhl camt' oldugu zikr olundu. Tenzihi cami' olmasi dahl budur ki: ~ Zamirinin evvelen zikri ve ~ ve ,.,.... kelimelerinin harf-I ta'rtf lie geimesi "hasr" ifAde eder: ve bu snrette ma'na "Semi've baslr olan ancak Hak'trr: baska semi' ve bastr yoktur" demek olur, Bu da tenzihtlr.

Ve bu, tenzih hakklnda nizU olan ayetin a'zaDlld11'; ve bununla beraber "kAt' sebebiyle tefjbihten hAli olmach. imdl 0 kendl nefsine a'lem-i ulemadu.· Halbuki aneak blzim zlkrettijimlz I}eyle kendi nefsinden ta'bir ettl. Ba'dehii "Senin Rabb'in olan rabb-llzzet vasf ettlkleri I}eyden miinezzehtir" (Saffat. 37/180) dedi. Halbuki onu aneak aklllannln l'ta ettiji fjeyle vasfederler./imdi kendl nefslnl onlarln tenzihinden tenzih ettl; zirl onlar bu tenzih fie Hakk'l tahdid ettiler. Bu da, bunan mlslini IdrAkten, ukollin kusiirundan n8.fjidir (6).

Ya'ni bu :~ .~ :,..;J (Sura.42/11) ayetr tenzih hakkinda nazll

1LYAs FASSI

35

olan ayetm a'zarmdir. Maahaza edat-i tesbrh olan "kaf" sebiyle tesbthden hali degtldtr: nttekim-balada tzah olundu. tmdi Allah Teala, Hakk'm nefsini bllen ulemanm a'lemidir. Ya'ni kendi nefslnl kullarmm ulemasmdan elbette daha zlyade bilir. Halbuki Hak Teala hazretlerintn kendi nefsmden beyan buyurdugu sey, ancak akil ve vehim hukmuyle vaki' olan tenzih ve tesbihten bizim ztkretttgtmtz seydtr, Ondan sonra Hak Teala ~ ~ !~f y~ ~ ~~ (Saffat, 37/180) ya'ni "Senin Rabb'In olan Rabb-i izzet halatkin vasf ettlkleri seyden munezzehtir" buyurdu. Halbuki halalk O'nu ancak akillarmm i'ta etUgi vasif ile tavsif ederler. Blnaenaleyh Hak Teala kendi nefsini halalkm akillari Ile Icra eyledlgt tenzihden tenzih buyurdu. C;iinkii akil He tenzih edenler Hakk'i tahdid ettiler. Zira akIllanyla tenzih edenler, "Hak ctstm, cevher ve araz ve saire degildtr'' dediler. Halbuki alemde bunlar vardir,

Meaela: Hak bir had He mahdud olan cistmden munezzehttr, denUdlgi vakit: Hak bundan hartctlr, cisnrtn hududu biter Hakk'm hududu baslar, demek olur: ztra yekdigerine mugaytr olan ik1 seytn baska tiirlii temyizi miimkiin deglldlr. Halbuki Hak hakkInda tahdid mumtenl'dir. Belki clstm vucud-I mutlak-i lattfm bt-hasebt's-sifat mertebe-I kesafete tenezziiliinden husule gelen bir vucud-i izMidir. Blnaenaleyh 0 latif ile bu kesif beyninde bir hadd ta'yini miimkin degtldlr. Iste bunun tern Hak kendi nefsini halaikm tenzth-t aklisinden tenzih ettl: ve Hakk'm kendi nefsini boyle tenzih etmesi, Hakk'm kendi nefsini idrak etttgt gtbt, ukulun Idrak edemernestnden nastdtr, Zira ukiil-i besertyye nazar-i fikri / He mukayyeddir. Hakk'm nefstnl aneak teeelli ve kesf-I suhudi-I nurt He miinevver olan ukiil btllrler, Zira bu gibi zevat indinde -ma'Iumdur kl, tesbth ve tenzih aneak zantr ve batm dedigimiz iki se'n-I Ilahinin blrbtrme nisbetll'Ubartyle sOylenen sOzlerdir. Yoksa tesbth ile tenzih, Hakk'm hakikaU ictn zattdtr: eiinkii Zahir ve Batm tstmlert Hakk'm sunnat-r zaUyyesidir: ve sunnau ise O'nun zatmm aymdir: btnaenaleyh vucud-t Hak hem tenzihi ve hem de tesblhl caml'dtr. Bu hakikatl ise ancak mutehakklkin zevkan ve ~uhuden bllirler. Nazar-l ftkrl fie mukayyed olan ukiil, sual uzertne sualler ve bahs uzerme bahisler lead edip mes'eleyi Icmden C1kllmaz bir hale sokarlar.

36

FUSOSU'L-H1KEM TERCUME VE ~ERHl

Ba'dehii f}eri.yi'in hepsi. evhaJll1n hiikmettiii f}eyle geldi. Bini.enaleyh onda zi.hir old$ bir sd'attan Hakk'l hAli kllmadl. B6yle dedi ve b6yle getirdi. imdi iimem bunun iizerine bfidi. B6yle olunca Hak onlara tecelliyi i'ta eyledi. ~u halde veraseten resiillere li.hlk oldu. Binaenaleyh Alli.b'ln resiillerinin natlk oldu~u f}eyle natlk oldu. 4:.1,-.) J;.;"; ;~ ~1 all (En'am, 6/124) Ya'~

".Allah rlsAletini nerede kllaca~nl pek a'la biUr." imdi ~1 111 miiveccehtir. Onun i~in :lJ1 ~a haberiyyetle bir vecih vardlr. Ve 4:.1'-1 J;.;"; :-"_ ~1 ya ibtida fie / bir vecih vardlr; ve iki vechin ikisi de bunda hakikattlr. Bunun i~in biz tenzihde te,bih fie ve te,bihte de tenzih fie kAiI olduk (7).

Ya'ni kaffe-i serayt', evharnm hiikmetUgi seyte vartd oldu; ve evhamm hllkmettlgf sey, tenzih ve tesbihttr. Blnaenaleyh serayt'



Hakk'm zahir oldugu bir sifattan, Hakk'i hall kilmadi. Zira

bir sifattan Hakk'm zuhuru Iabuddur: ve O'nun tcm bu sifatm subutu, ayn-i tesbthttr. Niteklm Kur'an-r Kerim'de Hak Teala

buyurur: ~:;JI..fo IS~! fS ,~ ~ v! ;';"~~G ~~I ~ 1if'1 llif (Secde, 32/4) ve keza rl-t~f j".) :lJ1 ~ (Feth, 48/10), ~ :;;:. ; llil (Bakara, 2/15). lste bu ayet-i kerimelerdeki "Istiva" ve "yed" ve "Istlhza'' sifat-r tesbthtyyedtr, Gort1lllyor ki sertat, evhamm hukmettlgi tesbthle vartd oldu. Ve serayt'm tenzihi dahl, ukuhm nefsu'l-emri Idrak hususundaki kusurundan nastdir, Bunun icm Hak kendi nefsini ukUllln tenzihinden tenzih buyurdu.

lste serayt' tenzih ve tesbthte boyle dedi: ve evhamm' hukmetttgt seyle geldi. Boyle olunca ummetlertn kaffest, evhamm hukmettlgt seyle gelen serayt' uzertne blldl, ya'ni mukteza-yi vehm He blldl: ve binnetice dahi Hak, 0 ummetlertn kamillertne tecelliyi i'ta etU. Ve Hak ma'rifeti, tecelli ile verdtgt vaktt, 0 kamll olan kimsenin ma'rifeU dahl kamll olur. Ve 0 kamll veraset tank! He resullere lahik olur. Bmaenaleyh resuller ne soyledt ise, onlar da onu soylerler: ve resnnerm soyledigi sey ise, evhamm hnkmettigt seydlr. Zira serayt'

lLYAS FASSI

37

evhamm hiikm eyledigi seyle gelmtsttr. Ve serayt'tn evhamm hukmetttgl seyle geldlgi ~"'.J ~ :.;;, ~1:.ls1 (En'arn, 6/124)

Ayet":l kertmestnde dahl meshuddur: ztra bu ayette vakr' ft:.l all kavllnde iki vecih vardir: Blrtsl "haberiyyet" digeri de "ibUdatyyet"tir.

~oyle kt, bu ayet-t kertmentn tbtidasr budur: ;;,1 t,:J~ 1;i ~~ r~~ 4i1t:.J ~ ~ ~1 ~I ~I ~ ~.Jl ~ ~ J~ J;.. 'u.:Yi (En'am, 6/124)./ Ma'nasi: "Onlara bir a.yet geldikde rusulullaha gelenin m1sli gelmedtkce tman etmey1z; derler. Allah rtsalettnt nerede kilacagnu biltr." Bu .ma'naya gOre :111 kavli "mubteda" ve ft:.l kavli

"haber"dir. lste vechin birisi budur. "Haberiyyet"e geUnce ~~ rl! ~

;_,;-.,1 '" ~ J;i ,;;. ~;; ~ I)~ 1ti ciimlesi blr ciimle-i tarndir. Onu tetmim Ictn baska kelam Ilaveslne luzum yoktur. Ve ma'na boyle oIur: "Onlara btr ayet geldikde, gelen seytn misli btze gelmedtkce tman etmey1z dediler." Blnaenaleyh ~I ~ bu ciimIenln harlclnde

kahr. Halbuki bu ~I ~ bir cumle-I nakrsadir, tamam olmak icm bir haber ister. lste bunun haberi dahl ~1 ~I kavlindeki:1ll dir, $u halde tbare boyle olur: ~"'! ~ :&~ ~1 ~ .:.lsI.:J.II ~ Ya'ni "Allah'm resullert. Allah'drr, 0 rtsaletmt nerede kilacagiru daha ziya.de blltr." lmdt bu cumlede ~I J:.~ "mubteda" ve:1ll onun habert olmus olur. Ve ~1 kavli dahi mubteda-yr mahzuf olan :,;. nm haberi bulunur. "Allah'm resullert, Allah'dir" dernek, Allah. resiiller1n hiiviyyetl ve resuller, Allah'm siireti olmak I'tibartyle, rusulullah, Allah'dir demek olur. Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz hazretleri JLI !St.) .w Y'lj .,. ya'ni ' "Benlgoren Hakk'i gorur" buyurdu.

Zira. resullerin herbiri msan-i kamtldir, Ve msan-i kamil "Allah" Ism-I camt'intn mazharidir. Ve "Allah" Isml, biitiin esma-i Ilahlyyeyt cami' olunca tnsan-i kamll dahi cemt'-I esma-t Ilahtyyenm mazhan dnser. lste ~u- ~ rJ ~ .uJ1 ul hadis-I sertflnde beyan buyurulan

"adem'tden murad, msan-r kamlldir. Zira cern'Iyyet-I esrnaya mazhariyyetinden dolayi Hakk'm surettdtr: ve Hak onun hiiviyyeUdir.

/ tmd1 Hak resullertn hiiviyyetl ve rest111er Hakk'm suretl olmasi 15 haysiyyeUyle ~t:.J ~ ~ ft:.l (~) (En'am. 6/124) ya'ni "0 rtsaletlnl

nerede kuacagmi a'lemdir" kelarm, tenzihde vehm He ayn-i tesbth

38

FUS-OSU'L-HtKEM TERCUME VB SERHt

oldu. Ciinki Allah TeaHi resiillerin hiiviyyeUni kendi huvlyyetintn yerine vaz' etU.

Zikrolunan iki vecihten Ibttdalyyet vechi ulema beyninde meshur olan ve mde'l-kiraat vehleten ezhana mutebadtr olan vecihtir. Vech-i haberiyyet ise, ulema-I zahtr tarafmdan kolayWda kabul olunacak bir vecih degtldtr. Fakat nefs-i emrde kelam-i Hak'trr. Ve Hak resullertn hiiviyyetl ve resuller Hakk'm suretl olduguna , J.~ jJ, ~ ~ .~! ~~ '"~ (Enfal, 8/17) ve emsalt ayat-i. kur'aniyye sahlddtr. Ve bu kelamda her iki vecih dahl hakikattir. Ya'ni bir vechi mecaz ve bir vechi de hakikat degtldlr. Velakin ayet-t remyde, ehl-I zahlr Allah'm atmasmi mecaz I'ttbar ederler. Ehl-i hakikat indinde ise remyeden Hak'tir. Cenab-i ~eyh-i Ekber (r.a.) buyururlar ki: lste bu iki vechin hakikat olmasmdan dolayi biz, tenzlhde tesbth ve tesbthde tenzih He kitH old uk. Ya'nl Hakk'm hiiviyyetl resullertn hiiviyyetinin aym olunca, resullerde olan tesbth, Hakk'm hiiviyyeUnde olan tenzih tcm: ve Hakk'm hiiviyyetinde olan tenzih dahi, resullerde olan tesbth icm



sabtt olur.

Ve bunu takrirden sonra biz ayn-l miintekld ve mu'tekid iizre siitiiru irha' ve hucubu isdAl ederiz./Her ne kadar Hakk'ln tecelli eylediii sii.retlerin ba'arsmdan vakl' oldular ise de. Velakin sii.retlerin tefazul-i isti'dad! ve tahkik bir sii.rette miitecelli. 0 sii.retin isti'dad! hiikmiiyle olduiu zAhir olmak i~in. biz setr ile emr olunduk. Binaenaleyh 0 sii.retin hakikatinin ve levizlmlnln i'ta ettiii fey tecelliye nisbet olunur. Ondan labiiddiir; uykuda Hakk'l goren kimse gibi kit bu inkar olunamaz; ve fek yoktur ki muhakkak Hak. onun "ayn"ldlr (8).

Ya'ni tenzihte tesbth ve tesbihte tenzih ne demek oldugunu takrir ettikten sonra, biz miintekldin, ya'ni nazar-i akli ve burhani fie Istidlal eden kimsenin ve mu'tekldin, ya'ni mukallid olan mu'mlnm gozii uzertne maru'-t hissi olan perdeleri sahveririz ve mant'-I akli

lLyAs FASSI

39

olan htcabati indiririz. Gercl mt1ntelnd He mu'tekidln herbtrtst, Hakk'm kendilerinde tecelli eyledigi suretlerden blrer .suretttr ve Hak onlarda mt1tecelli ve zahtr ve sehtd ve hazirdir, Fakat biz ~erayi'-i mt1nzele miicibince setr Ue emrolunduk, ta ki suretlerm tstt'dadlari arasmda fark oldugu ve btr surette mt1tecelli olan Hakk'm, 0 suretln isU'dadl ht1kmiince zuhuru zahlr olsun. Ciinkii suretler esma-t Ilahiyyenin mezahtrtdtr: ve esma-i Ilahlyye dahi yekdtgertnden farkhdir. Binaenaleyh onlann tcabau olan Istt'dadat dahl mutefavttttr: ve Hakk'm mezahir-t esma olan suretlerde zuhuru, o esmanm tcabatr olan Istl'dadat muclblncedlr. Boyle olunca 0 saretm hakikatinin ve levazrmmm t'ta etttgt sey, mt1tecelU olan Hakk'a nisbet olunur. Bu mes'eleyt ancak Hak kendisine Istt'dadmm suretlnde tecelli eden klmse zevkan bUir. Blnaenaleyh nefsine nisbet etUgi ~eyi ona mensub kilar: ve bu tecelli ile suretler beynindeki tefazul ve tefavt1tt1 masanede edip Hakk'i hem tesbth ve hem de tenzih eyler. Ve tecellide -snretlertn 'isU'dadlannm zuhuru lazimdir. Ve ru'yada suver-I tlahlyyeden bir suretm rii'yeU bu mes'ele gtbldtr. Artf ruyada vakI' olan bu rii'yetten yakazada olan seyt de bilir. Zira yakaza hakikatte rt1'ya halldtr. Nitekim (S.a.v.) Efendimiz / I~U I~l.o IlU rl.eJ 1I"L:11 buyururlar ki, bunun

tafsili Fass-I Yilsufi'de gectt, Ve keza Hz. Seyh-I Ekber efendimiz Ue.i.L1 vi " "J J~ .;",S:JI UI buyururlar. Bunun tafsili de Fass-I siileyuuini'de rnnrur eyledi. lmdt ru'yada bir kimse Hakk'i gorse. 0 kimse Hakk'i gormii~tiir; bu Inkar olunmaz. Nitekim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz .,..U i.J.Jo"" .;,.-1 vi "",0 -=-tfJ ya'ni "Rabb'imi

gayet guzel gene surettnde gordnm" buyurur; ve Hak subhestz bu goralen suretln "ayn'jdrr.

imdi Hakk'ln kendisinde tecelli eyledi~i 0 siiretin levazlml ve hakalYlkl Hakk'a tabi' olur~ bundan sonra, ondan emr-i ihara ubiir, ya'ni teciiviiz olunur kit aklen onu te%.tzih iktiza eder. imdi onu ta'bir eden kimse. ke,f veya imAn sahibi olursa. ondan yalnlZ tenzihe teciiviiz etmez; belki onun. tenzihden ve 0 siirette

You might also like