Professional Documents
Culture Documents
SIMONE DE BEAUVOIR
Girme sessiz sessiz bu iyi geceye.
Yanýp yakýlmalý, haykýrmalý yaþlýlar gün karanda
Iþýk sönüp giderken kudurmalý öfkeden...
Dylan Thomas
Kýz kardeþime
24 Ekim 1963 perþembe günü, ikindi üstü saat dörtte, Roma'da,
Minerva otelindeki odamdaydým; ertesi gün uçakla Paris'e
dönecektim, kaðýtlarýmý düzenliyordum, tam o sýrada telefon
çaldý. Bost, Paris'ten telefon ediyordu. Anneniz bir kaza ðeçirdi, dedi.
Bir otomobil çarpýp devirmiþtir kadýný, diye düþündüm. Bastonuna
dayanmýþ, güçlükle, yoldan kaldýrýma çýkmaya uðraþýrken bir araba
çarpmýþtý muhakkak. Banyoda düþmüþ, uyluk boynunu kýrmýþ, dedi Bost. Annemin
oturduðu binada oturuyordu o da. O gece, saat ona doðru Olga ile birlikte
merdivenden çýkarken önlerinden giden üç kiþi, bir kadýnla
iki polis memuru, dikkatlerini çekmiþ. Ýkinci katla üçüncü
kat arasýndaki dairede, diyormuþ kadýn. Bayan de Beauvoir'a
bir þey mi olmuþtu yoksa? Evet. Düþmüþmüþ. Ýki saat boyunca
döþemenin üzerinde sürüne sürüne ilerledikten sonra telefona
ulaþabilmiþ, arkadaþlarýndan Bayan Tardieu'den, kapýyý kýrýp
girmelerini istemiþ. Bost'la Olga, öbürlerinin yanýnda daireye
girmiþler. Annemi, sýrtýnda kýrmýzý, fitilli kadifeden sabahlýðý,
yerde yatar bulmuþlar.
Ayný evde oturan kadýn doktor Lacroix'ya göre uyluk
boynu kýrýlmýþtý: Boucicaut hastanesi ilk yardým servisine kaldýrýlan
annem, geceyi koðuþta geçirmiþti. Ama onu C. kliniðine kaldýrýyorum þimdi, dedi Bost.
En iyi kemik cerrahlarýndan biri, Profesör B. orada. Anneniz orayý
istemedi, masrafý size aðýr gelir diye üzülüyordu. Ama sonunda
kandýrabildim onu.
Zavallý anneceðim! Beþ hafta önce, Moskova'dan dönüþümde, kendisiyle
oturup bir öðle yemeði yemiþtim; her zamanki gibi, pek iyi görünmüyordu.
Bir zamanlar -hem de daha dün gibi bir zamanlar- yaþýndan genç gösterdiði
için övünürdü; ama artýk iþin su götürür yaný yoktu: Yetmiþ yedi yaþýnda,
pek yýpranmýþ, çökmüþ bir kadýndý. Savaþtan sonra baþ gösteren
kalça eklemi rahatsýzlýðý, Aix-les-Bains ýlýcalarýna gittiði,
masajlar yaptýrdýðý halde yýldan yýla kötüleþmiþti: Bir mahalleyi
dolanýp gelmek bir saatini alýyordu. Acý çekiyor, doðru dürüst
uyku uyuyamýyordu, her gün altý tane aspirin yuttuðu halde...
Ýki üç yýldýr, özellikle geçen kýþtan bu yana, gözlerinin altýný
çürümüþ, burnunu incelmiþ, yanaklarýný çökmüþ görüyordum
hep. Hekimi, Doktor D. merak edilecek bir þey yok, diyordu:
Karaciðer bozukluðuydu, barsak tembelliðiydi; birtakým ilaçlar
yazýyor, pekliðe karþý demirhindi reçeli veriyordu. O gün
keyfinin bozuk oluþuna þaþmadým; ama üzüldüðüm, kötü
bir yaz geçirmiþ olmasýydý. Yazlýða çýkýp bir otelde ya da konuk
kabul eden bir manastýrda kalabilirdi. Ama her yýlki gibi,
kendisini, teyze kýzým Jeanne'ýn Meyrignac'a, kýz kardeþimin
de Scharrachbergen'e çaðýracaklarýný bekliyordu. Birtakým
engeller yüzünden ikisi de çaðýramamýþtý onu.
Bomboþ, yaðmurlu bir Paris'te kalmýþtý annem. Ýçim hiç sýkýlmazken
bu kez sýkýldý, dediydi bana. Bereket, görüþmemizden az sonra
kýz kardeþim onu iki haftalýðýna Alsace'da konuk etmiþti. Þimdi
arkadaþlarý yeniden Paris'teydi, ben de dönüyordum: Þu kýrýk
olmasaydý onu muhakkak kendini toparlamýþ bulurdum. Kalbi
sapasaðlam, kan basýncý ðenç bir kadýnýnki kadardý: Baþýna
aðýr bir kaza gelir diye içime korku girmemiþti hiç.
Saat altýya doðru kliniðe telefon ettim. Paris'e döndüðümü
kendisini görmeye geleceðimi söyledim. Bana kararsýz bir sesle
karþýlýk verdi. Profesör B. telefonu elinden alýp konuþtu:
Cumartesi sabahý ameliyat edecekti onu.
Yataðýna yaklaþtýðýmda: Beni iki ay mektupsuz býraktýn!
dedi bana. Nasýl olur? dedim; görüþmüþtük, Roma'dan yazmýþtým kendisine.
Ýnanmýyormuþ gibi dinledi beni. Alný, elleri ateþ içindeydi; hafifçe
çarpýlmýþ aðzýndan güçlükle çýkýyordu sözler; kafasý biraz bulanýk gibiydi.
Geçirdiði sarsýntýnýn etkisi miydi bu? Yoksa ufak bir kalp nöbeti geldiði
için mi düþmüþtü yere? Bir tiki vardý, oldum olasý. (Hayýr, oldum olasý
öyleydi diyemem, ama uzun zamandan beri vardý: Ne zamandan beri
ki?) Gözlerini kýrpýþtýrýyor, kaþlarý kalkýyor, alný kýrýþýyordu.
Ben yanýndayken bu kýpýrdanmasý bir an durmadý. Yalýz, gergin
gözkapaklarýný indirdiði zaman gözbebekleri tamamýyla örtülüyordu.