You are on page 1of 16

İŞÇİLER, EMEKÇİLER, SOSYALİSTLER

SINIFIN YAŞADIĞI SORUNLARDAN


HAREKETLE YAŞAMIN İÇİNDEN İFADE
ETTİĞİ TALEPLERİ 2011 YILININ TÜM
1 MAYIS ALANLARINA TAŞIMALIDIR.
UNUTULMAMALIDIR Kİ İŞÇİ SINIFININ
İHTİYAÇLARINDAN DAHA ÖNEMLİ YASA
YOKTUR. TALEPLERDE ÖNCELİK SON
OTUZ YILDA KAYBEDİLEN HAKLARIN
GERİ ALINMASI OLMALIDIR.
15 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE 22 NİSAN 2011 / SAYI: 105 / 1 L‹RA

SINIFSIZ VE SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜNYA İÇİN

1 MAYIS’A!

MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE!
13 Nisan’daki
ilk duruşmada
tüm hukuk
kuralları hiçe
sayılarak
21 Eylül
komplosu
tutuklularının
savunma
hakları
gaspedildi,
avukatlar
cübbelerini
attı.
MAGNA CARTA’DAN 800 YIL SONRA...
hem KCK’de hem de bu davada sanıkla-
rın kendilerini savunma haklarının gasp
edildiğini ifade ederek, bu durumu ulus-
lararası platformlara taşıyacakları bilgisi-
ni aktardı. AKP’nin Kürt sorununu, Kıbrıs
Sıra Kimde İnisiyatifi İstanbul’da bir basın toplantısı lonunda değil, sanıkların ve avukatların sorununu çözmek gibi bir derdi olmadığı-
olmadığı başka bir yerde kurulduysa, na dikkat çeken Kanatlı, “12 Haziran’dan
düzenleyerek SDP ve TÖP’lülerin yargılandığı davanın
orada önceden alınmış kararlar sanıkların sonra demokrasi mücadelesi verenleri
ilk duruşmasında sanıkların savunma haklarının ağızlarını açmalarına fırsat verilmeden zor bir dönem bekliyor” diye uyardı.
engellenmesini protesto etti. Basın Açıklamasını okuyan yüzlerine okunmak isteniyorsa, bu tezga- Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel
Akın Birdal “Mahkeme karşısına çıkma hakkının bile, hın figüranı olanlara ‘hukukçu’ kimlikleri- Başkanı Figen Yüksekdağ, davanın, sos-
adil ya da değil, “yargılanma” hakkının bile engellendiği ni bir kez daha sorgulamalarını öneririz” yalistlerin, devrimcilerin, demokratların
bir 2011 Türkiye’si utanç verici bir tablodur. Magna dedi. Birdal, mahkeme karşısına çıkma, halkların meşru mücadele hattından yü-
adil ya da değil “yargılanma” hakkının bile rümesi gerekliliğini gösterdiğini belirtti.
Carta Libertatum’dan 8 yüzyıl sonra, “yasal bir şekilde
engellenmesini 2011 Türkiye’sinin utanç AKP’nin her yerde kadrolaşma politikası
muhakeme edilme” hakkını mumla arıyorsak, “Kralın verici tablosu olarak nitelendirdi. TMY ve üzerinden hareket ettiğini, bunun yargı
arzu ve istekleri”nin hukuktan üstün olduğu, hukukun Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleriyle, en içinde hayat bulduğunu söyleyen Yüksek-
üstünlüğünün değil üstünlerin hukukunun galebe çaldığı temel demokratik hakların sınırsız key- dağ, “Artık yargılayanların yargılanması
bir Türkiye’de yaşıyoruz demektir.” dedi. filikle ortadan kaldırılmaya çalışıldığına için mücadele yürütmeliyiz” vurgusunu
dikkat çeken Birdal, bu uygulamalarla yaptı.
Türkiye’nin ortaçağ karanlığına sürük- DİP Genel Başkanı Sungur Savran ise

S
ıra Kimde İnisiyatifi, Devrimci Akın Birdal, mahkeme salonunda yaşa- lendiğine işaret etti. Birdal, sosyalistler konuşmasına, “Tekirdağ’da tutuklu bulu-
Karargâh davalarının birleştirilme- nanlar için “hukuki garabet” tanımlaması ve onların siyasi örgütleri şahsında, asıl nan Rıdvan Turan ve diğer yoldaşlarımıza
sine ilişkin Taksim Hill Otel’de basın yaptı. Birdal, bu durumun sonraki dö- olarak işçi sınıfı ve ezilenlerin haklı müca- selamlarımı ileterek başlıyorum” diyerek
toplantısı düzenledi. SDP MYK üyesi Sul- nemlerde yaşanacak olan antidemokratik delesinin yargılandığını söyledi. başladı. Savunma hakkının çiğnenmesini
tan Seçik’in sunuş konuşmasını yaptığı uygulamaların da bir habercisi olduğuna en basit hakkın çiğnenmesi olarak de-
toplantıya Emek, Demokrasi ve Özgürlük dikkat çekti. KCK davasının da bugün 2. ‘MAHKEMEDE YAŞANANLAR ğerlendiren Savran, “Bu sorunun çözü-
Bloğu Antep milletvekili adayı Akın Bir- yılı olduğuna değinen Birdal, bunu da AKP’NİN PERVASIZLIĞI’ mü halk mahkemeleridir” diye kaydetti.
dal, Sosyalist Parti Genel Başkanı Sevim ikinci bir garabet olarak nitelendirerek, Mahkemelerin artık cemaatin ve AKP’nin
Belli, Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel “Dün, mahkeme salonunda sanıklar sa- EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender kendisini savunma alanı olarak görül-
Başkanı Figen Yüksekdağ, Devrimci İşçi vunma haklarını savunamadığı saatlerde İmrek, devrimcilerin, işkenceci Hanefi düğünü anlatan Savran, yargılayıcıların
Partisi Genel Başkanı Sungur Savran, başbakan Avrupa Parlamentosu’nda ken- Avcı’yla birlikte yargılanmasından duydu- yargılanması gerektiği durumların yaşan-
Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Si- disine düşünce ve ifade özgürlüğü yönün- ğu rahatsızlığı dile getirerek, “At iziyle, masını demokrasi açısından içler acısı bir
bel Uzun, Yeşiller Partisi Eş Başkanı Yük- de soru soran parlamenterleri neredeyse it izi birbirine karıştırılmaya çalışılıyor” durum olarak nitelendirdi.
sel Selek, EMEP Genel Başkan Yardımcısı tehdit eden şekilde yanıt veriyordu. Biz dedi. EHP Genel Başkanı Sibel Uzun “Arka-
Ender İmrek, Yeni Kıbrıs Partisi Yönetim arkadaşlarımızın özgürlüklerinden yoksun 1951 TKP tevkifatında mahkemeye çı- daşlarımıza yapılmış olanı bize yapılmış
Kurulu üyesi Murat Kanatlı, Sosyalist bırakılmasından ötürü isyan ediyoruz” karılmadan iki yıl Sansaryan Han hücrele- olarak görüyoruz ama basında Hanefi
Gelecek Parti Girişimi Eşsözcüsü Yeşim dedi. Cemaatlerin mahkemeleri etkiledi- rinde tutulduklarını anımsatan Sosyalist Avcı’nın davası olarak söylenmiştir. Biz
Dinçer ve TÖP sözcüsü Halit Elçi katıldı. ğine dikkat çeken Birdal, AKP’nin kendi Parti Genel Başkanı Sevim Belli hükü- sosyalist arkadaşlarımız için oradaydık.
Toplantıda söz alan siyasetçiler davada yargısını, medyasını ve güvenlik güçlerini metin, devrimcilere, ezilenlere, Kürtlere Bu dava demokrasi açısından skandaldır.
varılan kararı, kararın arkasındaki zihni- yarattığını ifade etti. karşı büyük bir saldırı başlattığını söyle- AKP artık sadece devrimcilerin değil, lise-
yeti ve bundan sonrası için yaşanabilecek İddianamenin polis fezlekesine göre di. Sevim Belli, “Bizler, işçiler, emekçiler, lilerin, kadınların da düşmanıdır” diyerek
olası gelişmeleri değerlendirdi. hazırlandığını belirten Birdal, sanıkların köylüler, direnenler, ezilenler mücadeleyi mahkeme salonuna giremediklerini ama
savunma yapmalarına izin verilmeden, ortalaştırıp topyekün bir mücadeleye dö- kapıda destek verdiklerini ve tutuklu ar-
‘MAHKEMEDE HUKUKİ GARABET “Devrimci Karargah” dosyasıyla birleştiri- nüştürmeliyiz” diye konuştu. kadaşlara selam gönderdiklerini belirtti.
YAŞANDI’ lerek 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönde- Mahkemede yaşananları, AKP’nin per- Uzun, “Mahkeme kapısındaki öfke haklı
rildiğini hatırlattı. Akın Birdal, sanıkların vasızlığı ve utanmazlığı olarak değerlen- ve meşru bir öfkedir. Bu öfke alanlara
Davanın tutuksuz sanıklarından Sultan ve avukatlarının, iddiaların somut ge- diren Yeşiller Partisi Eş Başkanı Yüksel taşınacaktır. Hep beraber bu mücadeleyi
Seçik, görülen davada alınan birleştirme rekçelere dayandırılmadığını, “Devrimci Selek, devrimcilere yönelik mahkeme- büyüteceğiz” dedi.
kararı ile kendisinin ve diğer sanıkların sa- Karargah” iddiasına temel oluşturulacak ler yoluyla yapılan saldırının arkasında SGPH eşsözcüsü Yeşim Dinçer “On-
vunma haklarının elinden alındığını söyle- hiçbir eylem olmadığını, sosyalistlerin AKP’nin büyük bir ekonomik talan planla- ların başına gelenleri adli hata olarak
di. Çok somut biçimde ciddi bir problemle kimliklerinin, meşru siyasal faaliyetlerinin dığını söyledi. Selek, emekçilerin, ezilenle- görmüyoruz. Politik alanın kriminalize
karşı karşıya bulundukları dile getiren Se- kriminalize edilmeye çalışıldığını söyledi. rin, işçilerin, derelerine saldıranlara karşı edilmesidir. Herkes potansiyel suçlu ilan
çik, “Özgürlük ve demokrasi taleplerimiz Buna karşı mahkeme heyetinin davayı mücadele eden köylülerin mücadele ses- ediliyor. Demokrasi, yargı bağımsızlığı
karşısında dün yaşananlar halılılığımızı ve birleştirerek tutukluluk sürecini uzattığı- lerini yükseltmesi çağrısında bulundu. kavramlarının içinin boşaltıldığını görü-
uğradığımız hukuksuzluğu gözler önüne na dikkat çeken Birdal, “Eğer mahkeme yoruz.” dedi.
sermiştir” dedi. Mahkemelerde yaşa- heyeti, biçimsel de olsa bir yargılamaya YAŞANANLAR ULUSLARARASI TÖP Sözcüsü Halit Elçi bu saldırının bü-
nan hukuk dışı uygulamalara karşı, Türk başlamaktan, bu iddianamenin baştan PLATFORMLARA TAŞINACAK tün muhaliflere bir saldırı olduğunu, da-
Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele sona tutarsız, dayanaksız, imalarla ve vanın siyasi dava olduğunu ve hukuki bir
Kanunu’na (TMK) karşı mücadele edilme- düzmece suçlamalarla dolu olması nede- Kıbrıs’tan davayı izlemek için gelen ve sürecin işlemediğini, güçlü bir devrimci
si gerektiğini çözüm noktası olarak anla- niyle kaçındıysa, yapması gereken davayı daha önce KCK davalarına da gözlemci dayanışma gördüklerini söyleyerek daya-
tan Seçik, özel güvenlikli mahkemelerin düşürmek ve sanıkları beraat ettirmek- olarak katılan Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) nışma gösteren bütün yapılara teşekkür
yetkilerinin sonlandırılmasını istedi. ti. Yok eğer bu mahkeme, duruşma sa- Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kanatlı, etti.

DEVRİM İCİN SOSYALİST DEMOKRASİ • www.sosyalistdemokrasigazete.net • e-posta: posta@sosyalistdemokrasigazete.net • 15 Günlük Gazete • Yerel Süreli Yayın • Sahibi:
Devinim Yayıncılık Adına Yeşim Ergün • Yazıişleri Müdürü: Aziz Güler • Adres: Şehit Muhtar Mahallesi Yoğurtcu Faik Sk. No:14 D:2 Beyoğlu-İstanbul Tel.: 0212 256 10 08
• Baskı: Ezgi Matbaacılık – Sanayi Cad. Altay Sk. No:10 Yenibosna-İstanbul Tel: 0212 452 23 02 • SDP Genel Merkez: Meşrutiyet Cad. Meşrutiyet Apt. No:42/10 Yenişehir-
Ankara Tel: 0312 433 29 66 Fax: 0312 434 53 30 • www.sdp.org.tr • e-posta: sdp@sdp.org.tr
SDP ve TÖP’lülerin yargılandığı Devrimci Karargah davasının 7 ay sonra yapılan ilk duruşmasında iddianame
okunmadan ve sanıkların savunma yapmalarına olanak tanınmadan 1. Devrimci Karargah davası ile birleştirme
kararı verildi. Avukatlar bunun hukuk ihlali olduğunu belirttiler. Tutuklu sanıklar ve dayanışmak için duruşma
salonunda bulunanlar salondan çıkarılırken slogan attılar.

SAVUNMA HAKKI GASPEDİLDİ,


AVUKATLAR CÜBBE ÇIKARDI

13 Nisan 2011. Beşiktaş Barbaros Meydanı.


İ
stanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Alper Taş, İlknur dı.” diye konuştu. için yönlendirmeye kalkıştı. Bu adil bir yar-
görülen davanın ilk duruşmasında, Birol, Levent Tüzel, Erkan Baş, Sibel Uzun, Kimlik tespitinin ardından iddia makamı gılama değildir.
mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdur- Figen Yüksekdağ, Sevim Belli, Döndü Taka davanın “Devrimci Karargah Ana Davası” ile BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da
rahmanoğlu, Savcı Nuri Ahmet Saraç’ın iki Çınar, Eriş Bilaloğlu, Gülçin İspert (Eğitim birleştirilmesini talep ederken, sanık müda- davayla ilgili şu yorumu yaptı:
davanın birleştirilmesi yönündeki mütalaası Sen Kadın Sekreteri), Mustafa Ecevit (Eği- fileri sanık savunmaları alınmadan böyle bir “Bugün yaşananlar AKP’nin demokrasi
üzerine verilen kararı okumaya başladığın- tim Sen Örgütlenme Sekreteri), Gençay karar verilmesinin hukuka ve insan hakla- anlayışının çarpık bir halkasıdır. AKP; genç,
da sanık avukatları, “Kararı dinlemiyoruz.” Gürsoy, Ferhat Tunç, Öztürk Türkdoğan, rına aykırı olduğunu belirterek birleştirme kadın, Kürt, sosyalist ve emekçilerin olma-
diyerek cübbelerini çıkartıp kürsünün önü- Selçuk Kozağaçlı, Mersin ve İzmir Baroları, talebine karşı çıktılar ve bu şekilde bir karar dığı bir kamuoyu istiyor. Yedi ay önce SDP
ne bıraktı. Tutuklular kararı “Baskılar bizi Yeni Kıbrıs Partisi Murat Polatlı, Sine Sen verilecekse bile böyle bir değerlendirmenin ve TÖP üyeleri tutuklandı ve haklarındaki
yıldıramaz”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, Genel Başkanı Hüsnü Çetin, Tayfun Gör- hukuken ve usulen savunmaların alınması- suçlamayı tutuklandıktan beş ay sonra öğ-
“İçeride dışarda hücreleri parçala” ve “Kav- gün, İzzetin Alpergin (Tüm Bel Sen Genel nın ardından yapılması gerektiğini vurgula- renebildiler. Tekirdağ Cezaevi’nde tecritte
ga bitmedi daha yeni başlıyor” sloganlarıyla Sekreteri), Tekin Araç (Tüm Bel Sen Mali dılar. kaldılar. Bugün buraya hukuk umuduyla
karşıladı. İzleyiciler de sanıklara ve avukat- Sekreteri), Celalettin Can, Mehmet Tursun, Mahkeme heyeti talebi değerlendirmek geldik ama savcı hazırlıklıydı. Özel Yetkili
lara alkışlarla destek verdi. Bunun üzerine Temel Demirer, Necmettin Salaz, Sabahat üzere duruşmaya bir saat ara verdi. Mahkemeler derhal tasfiye edilmelidir.”
mahkeme başkanı, salonun boşaltılmasını Türkler, Filiz Karakuş, Hüseyin Taka, Halit
istedi. Sanıklar ve avukatları jandarma gö- Elçi, Genel İş İstanbul Şube Başkanı, BES “Bu dava hiç açılmamalıydı” “Savunma hakkı kullandırılmıyor”
revlilerine direnince arbede yaşandı. Adli- İstanbul Şube Başkanı, Hüseyin Gevher, Avukat Ercan Kanar, duruşmaya verilen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfede-
yeden çıkan izleyiciler de bahçede slogan Mahmut Konuk, Mukaddes Erdoğdu Çelik, arada yaptığı konuşmada, davanın açılma- rasyonu (KESK) Genel Başkanı Döndü Taka
attı. Sezai Sarıoğlu, Ahmet İnsel, Osman Kavala, sının ve iki davanın birleştirilmek istenme- Çınar: “Biz de bu davaya tarafız çünkü tu-
Kararın açıklanmasının ardından Barba- Mustafa Avcı, Bülent Uluer, Hüseyin Gün- sinin sebebini “sosyalist birlikteliği engelle- tuklu olan SDP’li Günay Kubilay Eğitim-Sen
ros Meydanında bekleyen kitle Adliye önü- gör de alandaydılar. mek” olarak açıkladı. Kanar şöyle konuştu: kurucu üyelerindendir. Tutuklanmaları
ne yürüyerek tutukluların adliyeden çıkışını İstanbul bağımsız milletvekili adayı olan “Hukuk ve siyasi tarihimizin yıllardır hak- komplodur, bu düzmece bir davadır. Du-
beklemeye başladı. İki saatlik bekleyişten Sırrı Süreyya Önder, duruşmayı izlemek için sız ve şantajlarla dolu tarihine bugün bir ruşmayı izlerken de açıkça gördük ki yar-
sonra tutukluları cezaevine götürecek adliyeye gelen aydınlar heyeti adına adliye tanesi daha eklenmiş oldu. Düzen partileri gılanmaları hukuksuz. Savunma hakları
araçların adliyeden ayrılmasının ardından girişinde bir konuşma yaptı. için hak ve meşru olan yolları sosyalist par- kullandırılmıyor.
kitlenin arasına giren polisin provokatif Dünyanın her yerinde solcuların ve sosya- tilerin kullanmasına tahammül edemeyen Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel
davranışı üzerine çıkan kargaşada polis ad- listlerin bir çuvala doldurulup, bu çuvalın da egemenler, senaryolar yazarak bu şantaj Başkanı Figen Yüksekdağ: Tutuklulukla-
liyeye giden yola çekildikten sonra kitlenin yine solcuların başlarına geçirilmek istendi- davasını açtılar. Bu, hiç açılmaması gere- rı boyunca dışarıda da devlet terörü hü-
üzerine gaz sıktı.Caddeyi trafiğe kapatan ğini dile getiren Önder, “Bu çuvalları başla- ken bir davaydı. küm sürdü, gazeteciler gözaltına alındı.
göstericiler topluca Barbaros Meydanına rımıza geçirmemek yine bizim vereceğimiz Eğer mahkeme savcının isteğini kabul 2006’da değişiklik yapılan Terörle Mücadele
döndüler. tepki ile mümkün. Hep birlikte vereceğimiz edip iki davayı birleştirirse bu bir skandal Yasası’na dayanarak yapılan operasyonlarla
mücadele ile bu operasyonu durduracağız.” olur. Bu davanın açılma sebebi ve birleştiril- sayısız yoldaşımız hapsedildi.
Sırayı Bozacağız diye konuştu. mek istenmesinin altına yatan neden, sos- Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Baş-
Duruşma öncesi Sıra Kimde İnisiyatifi Ferhat Tunç da meydanda yaptığı ko- yalist birlikteliği engellemektir. Bu, kamu- kanı Sibel Uzun: Mahkeme, arkadaşlarımıza
üyeleri davayı protesto etmek için adliyenin nuşmada tutuklu sosyalistlerin yanında ol- oyunda bilgi kirliliği yaratmak için yapılmış kolluk kuvveti gibi davranıyor. Türkiye top-
yakınında bulunan Barbaros Meydanı’nda duğunu belirterek destek amacıyla meyda- bir komplodur.” lumuna burada adaletin olmadığını duyu-
oturma eylemi başlattı. Meydanın çevresini na gelenlerle birlikte Özgürlük Mahkumları Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) des- ruyoruz. Hükümet istifa etmeli, Özel Yetkili
boydan boya “AKP’nin tutuklama terörüne isimli türküsünü söyledi. teklediği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Mahkemeler tasfiiye edilmeli.
son. Komplolara karşı omuz omuza” yazılı Meydanda konuşma yapan bir diğer isim Bloğunun Mersin milletvekili adayı Ertuğ- Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol:
dev pankartlar asan grup üyeleri, yine ta- olan yazar Temel Demirer “Bu memleke- rul Kürkçü de davayla ilgili görüşlerini şöyle Burası sözün bittiği yer. Kendi yazdıkları
şıdıkları “İşte AKP demokrasisi”, “Sırayı bo- tin insan gibi insanları zindanlara tıkılır. açıkladı: kuralları dahi uygulamıyorlar. Savcı ve ha-
zuyoruz, adalet istiyoruz”, “Halkların özgür Bu ülkede en yürekli insanlar zindanlarda “Bu davada yargıcın yerinde olmak iste- kim arasındaki diyalog açıktır, Hakim sav-
iradesi zindan duvarlarını yıkacak” pankart- olduğu için ülkeyi en korkaklar yönetiyor. mezdim. Mahkeme başkanı, sanıkların, da- cıyı yönlendirdi. Devlet terörüyle mücadele
larıyla yargılamaya tepkilerini gösterdi. Bizim arkadaşlarımız yolsuzluk, hırsızlık vanın asılsızlığını ortaya koyması karşısında etmemiz gerekiyor. Zorbalık düzeni, bizler
Duruşmayı izlemek ve dayanışmak için yapmadı, halkın kaynaklarını sömürmedi, utanç içinde olmalıdır. Hakim, savcıyı dava- çoğaldıkça tarihin çöplüğüne gömülecek-
Akın Birdal, Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Kürdistan’daki ölüm tarlalarını doldurma- ları birleştirmesi yönünde mütalaa vermesi tir.

3
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
JOSEPH K + FAHRENHEIT 451 =
soruşturmalar Kafka’nın ‘Dava’sında an-
lattıklarından farklı mı?
Kesinlikle değil!
Rıdvan Turan’ın, “Türkiye’de adalet

DEVRİMCİ KARARGAH DAVASI


mekanizması hukukun en temel kabul-
lerinden biri olan masumiyet karinesinin
tersten okunmasına dayanıyor. Adalet
suçsuzluğu ispat edilene kadar herkese
suçlu gözüyle bakıyor. Bu yıllardır böyle.
neyin geldiğini gösteriyor ki yargı, yürüt- Bu yüzden somut delillerle suçlanmadığı
TEMEL DEMİRER meye ‘burada şöyle bir hazırlık var, he- hâlde pek çok insan yıllarca cezaevinde
men siz bu hazırlığın üzerine gidin’ diyor tutuluyor,” dediği tabloda; Nedim Şener
“İlk duruşmada skandal karar”la anılacak olan 13 Nisan ve o hazırlığın üzerine gidildiğinde ortaya ile Ahmet Şık’a poliste sorulan soruların
duruşması, burjuva devletin hukuk kurallarının AKP/ bu çıkıyor. Bombayı kullanmak suçtur tıpkısı savcıda da varken; “Sorguda Ah-
Cemaat güç odağı elinde rahatlıkla ihlâl edilebildiğinin ama bombanın hazırlanmasındaki mal- met ile Nedim aleyhinde ortaya konmuş
yeni bir kanıtını oluştururken; duymamış veya bilmiyor zemeleri kullanmak da suçtur. Diyelim bir delil yok, varsa da ne onlar biliyor ne
ki bir yerde bombanın kullanılmasında biz,” diye ekliyor Erdal Güven…
olamazsınız: 12. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi
ne varsa, fitilinden ta diğer maddelerine Dedik ya Joseph K.’lı Fahrenheit 451
heyeti, tüm hukuk kurallarını hiçe sayarak, 7 aydır varıncaya kadar ne varsa bunun ihbarı hikâyesi yaşanıyor coğrafyamızda…
tamamen uydurma suçlamalarla hapiste tutulanlara gelmişse, güvenlik güçleri gidip bunları
savunma olanağı tanımadan, dosyalarının 9. Ağır Ceza toplamaz mı, almaz mı?” demişti… ÖRNEK Mİ?
Mahkemesi’nde görülmekte olan başka bir davayla Devam ediyorum… Roy Greenslade’nin, “Basın özgürlü-
birleştirilmesi kararı verdi. Franz Kafka’nın 1914’te kaleme aldığı ğüne saldırılar utanç verici”[3] diye be-
‘Dava’ başlıklı yapıtını duymuşsunuzdur: timlediği Türkiye’yi, Uluslararası Basın
“Adalet var adalet var… Roman kahramanı Joseph K., otuz ya- Enstitüsü (IPI) dünyanın en çok tutuklu
Ya kanunları iyi tanıyan avukata düşersin, şında bir gençti. Sabahın erken saatinde gazeteci bulunan ülkesi olarak ilan etti.
ya da hâkimi iyi tanıyan avukata.”[1] henüz, yataktayken kapısı çalındı. Gelen Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısı, Çin
iki kişi onu tutuklayacaklarını söyledi. Jo- ile İran’dakileri ikiye katlamıştı!

1
3 Nisan 2011’de bir kez ta, insanların sadece televizyon- seph K.’yı tutuklamaya gelenler onun ne Güney Dergisi Yazıişleri müdürüne 1
daha doğrulandığı üzere; da beyin yıkayıcı şovlar izlediği suç işlediğini ve kanunun hangi madde- yıl 6 ay hapis cezası veren hukuk(suzluk)
“Adalet suçluyu cezalandır- ve kitap bulunduranların izlenip sine göre tutuklanacağını ve yargılanaca- hakkında, “Kimin için hangi hukuk”[4]
mak kadar haklıya da hakkını iade yok edildiği, kitapların itfaiyeciler ğını bilmiyorlardı. sorusu sorulmalıdır…
etmektir,” diye haykırması boşu- tarafından yakıldığı bir dünya an- Joseph K., suçunu anlamak için çırpın- Kaldı ki Mümtaz Soysal’ın, “Yargı
na değil Rakel Dink’in! latılır. dı. Ama suçunun ne olduğunu kimse ona tartışması”na; Emre Kongar’ın, “Soyut
Herkes bir kere daha gördü, Baş itfaiyeci Yüzbaşı Beatty, söylemedi. Mahkemesi belirli yerlerden adalet, somut sorumluluk” meselesi-
tanık oldu, yaşadı: Olup-bit(mey) yardımcısı Guy Montag’a şöyle uzaklarda berbat yerlerde ve şartlarda ne; Deniz Kavukcuoglu’nun, “Yargının
ende yasadışı bir şey yok; çünkü der: “Bitişik evdeki kitap, dolu başladı, yürütüldü. bağımsızlığı”nın asılsızlığına dikkat çekti-
Türkiye’de yasa yok! bir silahtır. Yakın gitsin. Silah Yargılama sırasında hiç de beklenme- ği tabloda Erdal Güven de, “Adil yargıla-
Aslında mesele bu; tıpkı ‘2 Ha- ateş etmesin. Adamın kafasını dik zamanlarda saray görevlilerinin mah- ma hakkı kağıt üstünde kalıyor,” demek-
ziran Hareketi’ silahlı direniş gru- koparın. İyi okumuş bir adamın keme salonunda olduğu görüldü. tedir…
bu üyesi olmak ve “devlet gücü- hedefi olmayacağını kim bilebilir Hiç kimse işin iç yüzünü anlayamadı. Örneğin Derya Sazak’ın, “Kandil’i ‘Q’
ne karşı ağır direniş ve tehlikeli ki? Ben mi? Ben böylelerini haz- Yargılama yıllarca sürdü… harfiyle yazdı diye 15 ay ceza olur mu?!
yaralama”dan Almanya’da top- medemem, bir dakika bile... So- Bunlar, Franz Kafka’nın, ‘Dava’ roma- İsmail Beşikçi bu tür haksızlıklara alışık…
lam 13 yıl hapis yatan Peter-Paul nunda tüm dünyada evlerin hepsi nının kahramanı Joseph K.’nın başına Gazetecilerle ilgili gözaltı dalgası, ‘kara
Zahl’ın, “Sistem hata yapmıyor. yanmaz duruma getirilince, eski gelenlerdir. perşembe’ler ve 60’tan fazla gazeteci-
Sistemin kendisi hata!”[2] sapta- amaçla itfaiyecilere gerek kalma- Romandan bazı bölümleri aktarmadan nin tutuklu olduğu bir Türkiye gerçeği!
masındaki gibi… dı. O zaman onlara yeni bir görev geçmeyelim: İleri demokrasi bu mudur?” sorularını
Kolay mı? Joseph K.’ların Fah- verildi; barışın koruyucuları ola- “* Joseph K. soruyor: Benden ne is- dillendirdiği kesitte ‘Devrimci Karargâh’
renheit 451 hikâyesi yaşanıyor rak, resmî sansürcüler, yargıçlar, tiyorsunuz?/ Tutuklusunuz/ Neden?/ davasından “yargılanan”(?) Osman Baha
coğrafyamızda… infazcılar oldular. İşte sen ve ben Nedenini söylemek bize düşmez. Soruş- Okar’ın avukatı Mehmet Rahmi Kadıoğlu
Ray Bradbury’nin 1951’de ya- bunlardan biriyiz...” turma başladı. Vakti gelince her şeyi öğ- da, suç isnatlarının tutarsızlığına dikkat
yınlanan ‘Fahrenheit 451’ başlıklı Hatırlayın, Avrupa Konse- reneceksiniz. çekip savcılık makamına suçlamalarda
yapıtını duymuşsunuzdur… yi Parlamenterler Meclisi Genel * Joseph K.’nın kafası karışıyor: Suç- bulunuyor!
Kitap adını, kâğıdın Fahrenhe- Kurulu’ndaki konuşmasında Baş- lanıyorum ama suçum ne bilmiyorum. Öte yandan Eskişehir’de, bilirkişinin
it 451 derecede tutuşmasından bakan Tayyip Erdoğan, “Kitapları Beni neyle itham ediyorlar? “Başbakan’a hakaret içeren” slogan at-
alır. Fahrenheit, bizim kullandı- toplatan ben değilim. Bu basıl- * Savcı soruyor: Badanacı mısınız?/ madıklarını tespit ettiği 8 kişiye mahke-
ğımız Celcius gibi bir sıcaklık öl- mamış kitapla ilgili bu tutuklanan Hayır ben bankacıyım. Badanacı mısınız me polis tutanağını dikkate alarak 1 yıl
çüm birimidir. Fransız sinemacı medya mensuplarının belge, diye sorulması bu soruşturmanın nasıl hapis verebiliyor…
François Truffaut tarafından bazı bilgileri dediğimiz olay var ya, bir soruşturma olduğunu gösteriyor. Sonra 21 Mart 2006 tarihinde
değişikliklerle filme çekilen kitap- işte bu belge ve bilgiler ardından * Salondaki bir başka tutuklu uyarıyor: Adana’daki Newroz konuşması polis tu-
Bundan bir süre önce beni de badanacı tanaklarına “Demirci Kova”, “Zalim DE-
diye tutukladılar. Aslında bir badanacıyı HAP” gibi ifadelerle geçen Halil İmrek’e
tutuklamak istiyorlarmış. Ama beni tu- hapis yolu görünüyor!
tukladılar. Kolay mı? Bu egemenlere ait özel
* Dayısı Joseph K.’nın moralini bozu- hukuk(suzluk)tur; tıpkı Ertuğrul
Ferhat Tunç duruşma günü sabahı Barbaros

yor... ‘Dava aleyhine sonuçlanırsa ne olur, Kürkçü’nün işaret ettiği gibi:


biliyor musun? Mahvolursun, bitersin,’ “Ergenekon’un Özel Yetkili Savcısı Ze-
diyor keriya Öz şöyle diyordu Beşiktaş Adliye-
Meydanında toplananlara sesleniyor

* Joseph K. her an davasını düşünüyor. sinden ayrılırken: ‘Bu işleri tek başımıza
Mahkemeye sunulacak ilk dilekçeyi hazır- yapmadık. Bizimle beraber aylardan
lıyor. Fakat bunların mahkemece bazen sonra Savcı Ercan Bey, Fikret Bey, Mu-
hiç okunmadığı söyleniyor. Mahkeme ka- rat Bey ile birlikte bu işleri göğüsledik.
yıtları sanığa ya da onu savunanlara açık Bu işin arkasında emniyet güçlerinin de
değildi ki. emekleri var. Askerî makamların da. Bu
* Anlaşıldı. Tek çare şartları kabullen- kadar iş yapılıyor, askerler de kanunlara
mek…” saygı duyarak bu işlerin yapılmasına mü-
Bunlar Kafka’nın yazdıkları; ben her- saade ettiler.’
hangi bir ekleme yapmadım... Demek ki neymiş? Bir zamanlar ken-
2011’de Türkiye’sindeki tutuklamalar, disinde Gladio’yu çökerttiği söylenen

4
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
İtalyan savcı Di Pietro’nun sureti layık gö- başlıklı yapıtında izini sürdüğü bu
rülen Öz, ‘Askerlerin müsaadesiyle’ yürü- hikâyede ilk bağlantı, Yılmazkaya’yla hu-
tüyormuş işleri.” kuku bulunan bir sol dergi yöneticisinin
Yalçın Küçük’ü cezaevi çıkışında göste-
13 NİSAN’DA OLAN! ren bir fotoğraf. “Bir fotoğraf yeter mi?”

Av. Ercan Kanar, Ertuğrul Kürkçü, Akın Birdal


13 Nisan’da olan da; egemenlere ait diye soranlara, kitapta belirtildiği üzere,
özel hukuk(suzluk)un en net karesidir! elde başka bulgu olmadığını söyleyelim.
“İlk duruşmada skandal karar”la anı- Üstelik soruşturmanın gizliliği esas iken
lacak olan 13 Nisan duruşması, burjuva fotoğraf Star gazetesine sızdırılıyor. Son-
devletin hukuk kurallarının AKP/Cemaat radan fotoğraftaki kişinin tutuklanan söz
güç odağı elinde rahatlıkla ihlâl edilebil- konusu şüpheli değil, Küçük’ün oğlu ol-
diğinin yeni bir kanıtını oluştururken; duğu ortaya çıkıyor.
duymamış veya bilmiyor olamazsınız: 12.
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi heye- “KANIT”LAR YA DA “CİDDİYET”
ti, tüm hukuk kurallarını hiçe sayarak, Devrimci Karargâh iddianameleri de
7 aydır tamamen uydurma suçlamalar- devasa çelişkilerle doluyken; “kanıt”lar ya
la hapiste tutulanlara savunma olanağı da davanın “ciddiyeti”ne gelince:
tanımadan, dosyalarının 9. Ağır Ceza Somut delillere dayandırılmadan ha-
Mahkemesi’nde görülmekte olan başka zırlanan iddianamelerde, yasal zeminde
bir davayla birleştirilmesi kararı verdi. faaliyetlerini yürüten SDP ve TÖP üyeleri,
Bu karar, en az 4 ay (ve belki 8-9 ay) Somut delillere dayandırılmadan hazırlanan örgüt üyesi olarak lanse edilerek, farklı
daha kendilerini mahkeme önünde sa- iddianamelerde, yasal zeminde faaliyetlerini yürüten dergi ve dernek çevrelerinden insanlar,
vunma olanağı bulamadan tutuklu kal- SDP ve TÖP üyeleri, örgüt üyesi olarak lanse edilerek, sendikacılar, aralarında hiçbir örgütsel
malarına yol açtı. farklı dergi ve dernek çevrelerinden insanlar, ilişki olmadığı hâlde sırf birbirlerini tanı-
21 Eylül komplosu tutukluları, dosyaya sendikacılar, aralarında hiçbir örgütsel ilişki olmadığı yor olmaktan ya da bazı dergilerde yazı
ilişkin verilen “gizlilik” kararı nedeniyle 5 hâlde sırf birbirlerini tanıyor olmaktan ya da bazı yazıyor veya okuyor olmaktan dolayı
aya yakın süre neyle suçlandıklarını dahi dergilerde yazı yazıyor veya okuyor olmaktan dolayı tutuklandı. SDP ile ilgili olarak örgütsel
bilemediler. 5 ay sonra hazırlanan Savcılık tutuklandı. SDP ile ilgili olarak örgütsel yayınlarında yayınlarında Karargâh’ın propagandası
İddianamesi ise açılan davanın ne kadar yapıldığı ve Devrimci Karargâh terör ör-
Karargâh’ın propagandası yapıldığı ve Devrimci
uydurma, hukuk dışı ve saçma olduğunu gütünün stratejisi gereği olarak Demok-
ortaya koydu.
Karargâh terör örgütünün stratejisi gereği olarak rasi İçin Birlik Hareketi (DBH) içerisinde
Çünkü 21 Eylül davası, hukuki değil si- Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH) içerisinde faaliyet faaliyet yürüttüğü iddiaları delil gösteril-
yasi bir davaydı... yürüttüğü iddiaları delil gösterildi. di. Ayrıca, Şeyh Bedrettin’in hayatına dair
Kaldı ki Avukat Ergin Cinmen, “Sanık yazılar, Korkut Boratav, Bülent Forta,
sorgulamaları yapılmadan dosyaların bir- Ancak bu kadarla da sınırlı kalınmayıp, 22’si tutuklu bulunurken; Bostancı son- Sibel Özbudun ve Temel Demirer’in yazı-
leştirilmesi yönünde bir karar verilmesi- keyfiliğe itiraz hakkını kullanan avukat ve rasında Terörle Mücadele Şubesi, daha ları, 30 yıl önceki broşürler gösterilerek,
nin hukuken mümkün olmadığı”nın altını sanıklar da coplanmıştır; BDP Milletvekili önce ifade veren bir gizli tanık ifadesin- suç kapsamına alındı. Hatta ÖDP, EMEP,
çizerken; avukat Ercan Kanar da, “Dava- Akın Birdal’ın mahkeme heyetine yöne- den yola çıkarak Devrimci Karargâh’la SDP gibi yasal partilerin bu örgütle doğ-
lar arasında isim benzerliği dışında en lik olarak “Nedir bu rezalet?” haykırışına Ergenekon örgütü arasında bağ arıyor. rudan ya da dolaylı olarak ilişkili olduğu
ufak bir benzerlik yok. Tamamen hukuka inat… Eski bir Dev-Sol militanı olduğu söylenen ifade edildi. Ayrıca Marx, Lenin, Engels’in
aykırı delillerle, emniyet komplosuyla bir Gizli Tanık Son Tezgâh, Hizbullah, PKK, kitaplarını bulundurmak da “suç” sayıl-
cadı kazanı yaratıldı… Davaları birleşti- AVCI FASLI DHKP-C, ve TKP’nin Ergenekon Örgütü dı.
rirseniz despotik devlet anlayışına uygun Burada durup, kısa bir Avcı faslı açmak tarafından yönlendirildiğini iddia edi- Emniyetteki soruşturma sırasında ör-
bir karar vermiş olursunuz,” vurgusuyla gerek… yor. Ancak iddiaları bununla sınırlı değil, güte yönelik hiç bir soru sorulmadığı be-
ekliyordu: Tuncay Yılmaz, Hanefi Avcı ile aynı “Akan kanı devam ettirmek için Devrimci lirtilirken, sanık ve sanık yakınlarına göre
“Bu bir komplo davasıdır. Tamamen davada olmasına tepki göstererek, “O Karargâh diye bir örgüt kurmuşlardır”… polisin sorduğu sorulardan biri şuydu:
akıl dışı ve hukuka uygun olmayan em- işkencecidir, devrimci katilidir. Onun Aslında hikâyenin özü bu; bu denli deli “Karl Marx mı, Şeyh Bedrettin mi?”,
niyet komplosuyla bir cadı kazanı kayna- davasının buradan ayrıştırılmasını istiyo- saçması… “Şeyh Bedrettin’i tanıyor musun?”
tılarak bu iddianame hazırlanmıştır. Öyle rum. Çıkarın, cemaatçilikten yargılayın, Biraz gerilere dönersek: Selimiye Kışla- Bir şey daha: SDP’li Ecevit Piroğlu, tele-
bir dava hazırlanmıştır ki devlet politikası Ergenekon’dan yargılayın, işkencecilikten sı ve AKP İstanbul İl Başkanlığı’na yapılan fonda arkadaşı Güleren’den bu eylemde
ile daha önce devrimcilere işkence yapan yargılayın,” demekle doğru olanı yaptı… saldırılarla ismi gündeme gelen Devrimci kullanmak üzere bir afiş hazırlamasını
bir emniyet müdürü sanık ile bir araya Necdet Kılıç ise 12 Eylül döneminde Karargâh’a yönelik ilk operasyon İstanbul ister ve şöyle der:
getirilebiliniyor.” gözaltına alındığını ve işkenceye maruz Bostancı’da 27 Nisan 2009’da gerçekleş- “Ya ne diycem, sen afiş taslağı yapa-
Evet, evet Avukat Meriç Eyüpoğlu’nun kaldığını anlatarak, “Gözaltına alındığım- tirildi. Çıkan silahlı çatışma sonucu örgüt caktın. Onu yapabilirsen eğer, tabii ne
işaret ettiği üzere, “Hukukun bittiği yer- da beni 3.5 ay sorgulayan Avcı’dır. Ama lideri olduğu iddia edilen Orhan Yılmazka- diycem, çocuklar ölmesin, şeker de yesin,
deyiz.” benim kin ve nefretim Avcı’ya değil, sis- ya yaşamını yitirdi, 16 kişi de tutuklandı. bizim şey var ya sarı kırmızı yeşil lamba,
Burası öyle bir yerdir ki, burada İddi- temedir. Çünkü kendisi bunun bir devlet İkinci operasyon için düğmeye 4 Ekim Kürt sorununda demokratik çözüm diye
anamenin ve eklerinin eksik ve maddi politikası olduğunu söylemişti. Avcı’nın 2009’da basıldı. Aralarında gazeteci Aylin bir şey kullanabilirsin. Kızın fotoğrafını
hatalarla dolu olduğunu belirten Hanefi kendisi dürüst bir insandır,” derken bir Duruoğlu’nun da bulunduğu 17 kişi gözal- buluruz.”
Avcı bile, “35 yıllık emniyet hayatım te- şeyi unuttu: Devlet politikaları, katiller tına alındı, 8’i tutuklandı. Bu operasyon- Piroğlu, daha sonra Devrimci Karargâh
rörle mücadeleyle geçti. Kimin nasıl faa- eliyle yürütülürken; politikanın devlete ait dan 6 gün sonra da Orhan Yılmazkaya’nın soruşturmasından gözaltına alındığına
liyette bulunduğunu çok iyi bilirim. Daha olması işkencecileri, katilleri aklamaz… yerine örgütün liderliğine getirildiği iddia polis sorgusunda kendisine yöneltilen
önceki Devrimci Karargâh’la bu arkadaş- Kaldı ki mahkeme salonundaki arbede- edilen Ulaş Erdoğan’ın gözaltına alınarak, sorulardan biri şu olur: “Çocuklar ölme-
lar arasında çok büyük farklılıklar var,” de etrafı jandarma erleriyle sarılı Hanefi tutuklandığı haberi geldi. sin şeker de yesinler derken neyi kastet-
dediği hâlde bunların hiçbiri nazarı itiba- Avcı’nın, olayları istifini bozmadan izle- Peşi sıra gelen operasyonların sonun- tin?”
ra alınmamıştır… diğini de unutmayın; kendisine yapılan cusu ise 21 Eylül 2010’da Sosyalist De- Bu durumda ne denilebilir?
Böylelikle de Freude’nin, “Adaleti, aklın “yanlış”ın er geç düzeltileceğinden emin mokrasi Partisi’ne ve Toplumsal Özgür- En iyisi ‘Sıra Kimde’nin 12 Nisan 2011
yardımı olmadan kullanmak imkânsızdır”; bir devlet görevlisi edasıyla… lük Platformu’na yönelik düzenlendi. tarihînde Ankara’da düzenlediği basın
Vauvenargues’ın, “İnsancıl olmadıkça âdil Ha bir şey daha: İstanbul’da gerçek- Örgütün legal platformda faaliyetlerini toplantısında Sibel Özbudun’un, “Sahte
olamazsın,” uyarıları “es” geçilmiştir… leştirilen uyuşturucu operasyonuna iliş- yürüttüğü iddiasıyla SDP Genel Başkanı fezlekelerle birçok tutuklamalara alışığız
Ya da Publilius Syrus’un, “Masumu kin bir süre tutuklu olarak yargılanan Rıdvan Turan ile birlikte 13 kişi tutuklan- ancak işkenceci bir polisle birlikte arka-
ezen hâkim, kendini mahkûm eder,” eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı dı. Tutuklananlar arasında “Hanefi Avcı daşlarımızın yargılanmasını anlayamıyo-
sözü doğrulanırken ‘Mecelle, Madde: Emin Arslan’ın da Avcı’ya destek olmak benim işkencecimdir” diyen Nejdet Kılıç ruz ve hayretle izliyoruz… Bu deli İbra-
1792’deki, “Hâkim; hâkim (bilge), fe- amacıyla adliyeye gelip, Avcı için “kefilim” da vardı. him adaletidir!”[6] saptamasının altını
him (anlayan), müstakim (doğruluktan dediğini de “es” geçmeyin lütfen… Nejdet Kılıç’ın telefon kayıtları süreci defalarca çizmek!
şaşmayan) ve emin (güvenilir), mekin ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar’ kitabıyla gün- Deli İbrahim adalet(sizliğ)i, SDP Genel
(iktidar ve onur sahibi), metin (dayanıklı) “DAVA”NIN HİKÂYESİ deme gelen Eskişehir eski Emniyet Mü- Başkanı Turan’ın, “Her türden sosyalist
olmalıdır,” tanımı ayaklar altına alınmış- Üç “ayrı” Devrimci Karargâh Davası’nda dürü Hanefi Avcı’ya kadar getirdi. siyasetçi bir torbaya dolduruluyor,” dedi-
tır… toplam 55 sanık yargılanıyor. Bunlardan İsmail Saymaz’ın da, ‘Hanefi Yoldaş’[5] ği şeydir…

5
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
iz
s ö z lü ğ ü n d e n öğreneceğim
lmadı acının r bizi artık”*
“Ey tarih, ka g ü n le re g ö tü
tin koptuğu
Şimdi kıyame ILDIRIM NURŞEN Y
tip
ama o anlar bi
rk en ço k h ız lıdır her şey, rd ü kl er iniz
an la r va rd ır ki, yaşa tü n ya şa d ık larınız, gö
Öyle de bü
e çekildiğiniz ygularınız dep
reşir,
kendi köşeniz te k ge li r; d u
üne tek
gözünüzün ön ğalır. uz
iz yenilenerek ço den birçoğum
h is se tt ik le ri n
or u m ki d u ruşma için gi ü n ön ü ne

Alper Taş, Figen Yüksekdağ, Levent Tüzel, Erkan Baş


beri inanıy züm
13 Nisan’dan n im gi bi . T ekrar tekrar gö ıd an
aynı şeyleri ya
şıyor be ların arka kap
la rı m ız ı be kleyişimiz, on , eylem alanın
da
geliyor, yold aş
a sa lo n u n a giremeyişimiz yo rm u ş
getirilmeleri,
duruşm tirilmesini isti
sı ld an an “1 . davayla birleş le ar as ın d aki uykulu
kulağıma fı ı sesi; öğ

meydandan duruşma salonuna giderken


ka yg ıl içerde
arkadaş ım ın rü p çıkacağım,
hakim” diyen rm el iy im , gö p
ve “mutlaka gö nekleriyle geli
sabırsızlığımız d iy en le ri m iz, koltuk değ r sa at e ya kın
k yok” imiz, bi
durmama gere iye gi re yi m ” d iy en
janından içer ra tam kapının
“sakat konten be kl eyişimiz, son
ek sıkı şt ır ar ak mudumuz ve
birbirimizi iter sa içerdeyim” u
ir kere d ah a aç ıl uyor telaşıyla
önüne gelip “b h en ga m e sesleri. Ne ol ıkıyoruz
arkasından iç
erden ge le n
at ış ım ız ve avukatların “ç
ogan ’ın öfkesi; tüm
klayışımız, sl akımız, Dilay
kapıyı yumru ıl ı m er şlara
arkadaşlar” d
eyişiyle ka yg
ız a ge lm es i ve bütün çıkı
n ım amız
en gençlerin ya an lamaya çalışm
bunlara rağm p ne ol d u ğu n u
aracı
yönelmeleri,
saatlerce bakı ey iş im iz. Üç cezaevi
şkulu ve tedir
gi n be kl ız ama ne
utla baktığım
ve kapıdaki co yap ar la r d iy e u m
klar….
i zafer işareti emir parmaklı
giderken belk ed iğ i kü çü k d
nuttuğum
e bir sesin gelm eti tekrar başa alıyorum u
bir işaret ne d yor. K as ınlığımı, 13 Nisan 2011 duruşmasındaki olaylara ilişkin savcılık
bi r bi r aklımdan geçi ya şı yo ru m, acımı, kızg
H ep si tekr ar ynimde,
ı diye. Anları yineliyorum be inceleme başlatılmış; 12. Ağır Ceza Mahkemesi
bir yer var m T ek ra r te kr ar nlar
rum günlere. amlıyorum. O tutanak hazırlamış… Tutanak, İstanbul Cumhuriyet
öfkemi bölüyo to ğr afl ar la ta m
iğim yerleri fo gürleşemeyec
eğimizi, bir Başsavcılığı’na gönderilmiş… İhtimal değil; mutlaka
bazen görmed m d e öz orum. Ama
aramızda olm
adıkça bi zi
ta yü re ği mde hissediy “suçlu” yine coplanıp, gazlananlar ilan edilecek… Önemi
ğu n u kemizi
zaevinde oldu , daha kendi öf
tarafımızın ce ü n kü d iy or u m
zgınlık
yok; Avcılar avlanmadan; avcıların hikâyesi hep böyle
işin içinden. Ç i bir öfke ve kı
çıkamıyorum em ed en ye n
uzluklarla olacak; ancak sonsuza dek değil; “av” ilan edilenlerin
ızı dizginleştir i yeni hukuks
ve kızgınlığım a h er gü n ye n
karşımıza. de söyleyecek sözleri var ve mutlaka söylenecek…
. Her gün am rlar) çıkıyorlar
çıkıyor ortaya ey e al ış ık tı
bir volkana
klarını çiğnem ve patlayacak
(ki kendi huku ev am ed iy or
yor, artarak d
Kat kat büyü yü re ği. kta olma
dikkat çeken Özgür Taşkaya’nın eklediği sonsuza dek değil; “av” ilan edilenlerin de
dönüşüyor hep
im iz in
in d e d eğ il. Şimdi soka üzere: “Tek parti iktidarının nimetlerin- söyleyecek sözleri var ve mutlaka söyle-
ı, ceza ev kakta
m d i so ka kt a olma zaman kt a ol m a za manı. Şimdi so den sonuna kadar faydalanıp siyasal ve necek…
Şi ka
değil. Şimdi so
zamanı evde mdi…. sosyal kontrolünü günden güne artıran O müthiş son söz öncesinde 11 Ağus-
i sokakta…. Şi
olma…..Şimd AKP, askerî vesayetin yerine bir başka tos 2011’e ilişkin diyeceklerimizi Sultan
antidemokratik silahlı vesayet rejimini Seçik’e bırakalım:
* AhmetTelli oturtmaya çalışmakta; polis vesayeti- “Bizzat tehdit etti Emniyet Müdür
Alın ni…” yardımcısı, 11 Ağustos’ta görüşeceğim
size Deli İbrahim Polis vesayetini “demokrasi” diye yut- sizinle diye.
Bunu
adalet(sizliğ)i… turmaya kalkan ‘Taraf’lı vicdansızlar; Ona söylediğimi söylüyorum. 11
Ece Temelkuran da şöyle
“Hanefi Avcı’nın da aralarında olduğu 22 Ağustos’ta biz yine Beşiktaş’tayız.
tanımlıyor: “İsimler yazılıyor, hooop bir
“MUTSUZLUK İÇİNDE kişinin yargılandığı ‘Devrimci Karargâh’ Yaşadığımız haksızlığı teşhir etmekten
ok çekiliyor ve karşısına Ergenekon ya
BİLGELEŞMEK” davasında sanıklar ile jandarma arasında de vazgeçmeyeceğiz. Vazgeçemeyecek
da Devrimci Karargâh Örgütü yazılıyor.
arbede çıktı, hâkime dosya fırlatıldı,”[8] kadar kıymetlidir sevdiklerimiz de fikirle-
Devrimci Karargâh Örgütü de öyle bir
Tiranların yükselişi, tarihin hangi dö- derlerken; neyin ne ve nasıl olduğunu rimiz de...”
şey ki bütün sol örgütler orayla bağlantılı
neminde olursa olsun, benzer süreçleri gölgeliyorlar… Bir şey daha: sakın ola sakın Epikuros’un,
ve bütün o örgütlenmelerin menşei bu
izlerken; Türkiye’de -A. Gramsci’nin ifade Onlardan biri, ‘Zaman’ gazetesinden “Kim demiş çevresine korku salan korkak
Karargâh! Ne karargâhmış ama! Bütün
ettiği- “gerici bir Sezarizm” eğilimi öne Eyüp Kaya, “İlk duruşmada arbede çıktı,” değildir diye”; Demokritos’un, “Kalabalık-
Türkiye Sol’unu içine alıyor. Ya da bütün
çıkıyor… diye haykırırken, bir diğeri, Fatih Uğur lar mutsuzluk içinde bilgeleşir” uyarılarını
Türkiye Sol’unu içeri ‘aldırtabiliyor’! Ay-
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Ast- da ekliyor: “Adliye işgal etme özgürlüğü unutmayın 11 Ağustos’ta Beşiktaş’a ge-
nen böyle!”
ronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden hangi ülkede var?” lirken…
Bu saçmalık!
Prof. Dr. E. Rennan Pekünlü’nün ifade- O hâlde biz de soralım: Siz(ler)e bu
“Hanefi Avcı ve SDP’liler yargılanıyor. 20 Nisan 2011 11:35:13, Ankara.
siyle “Türkiye’ye ‘İleri Demokrasi’ getir- denli keyfi ve ceberut olma hakkını kim
İddianameyi didikleyerek okudum, Hane-
meye soyunmuş olanlar Marksizmi çok veriyor?
fi Avcı’nın kitabını ve kendisiyle ilgili iddia- NOTLAR
iyi bilen bir kesim! Marx, devlete ilişkin Belki “Hâkim ve savcılar adliyede mah-
ları tekrar gözden geçirdim. Fikrim biraz [1] Michel Colucci.
eserinin bir sayfasının kenarına, ‘Devlet sur kaldı,” diyebilirsiniz?
daha pekişti. Bu iddianamenin ve kanıt- [2] Peter-Paul Zahl, aktaran Gülfer Akaya,
= Demokrasi = Sınıf diktatörlüğü’ no- Ama “Neden?” sorusunun yanıtı ne? “Vatanına Küsen Şair Peter-Paul Zahl”, Güney
larının çıplak gözle, düz mantıkla bile cid-
tunu düşmüştü. ‘Demokrasinin = Sınıf Max Horkheimer, “Akıl Tutulması”ndan Dergisi, No:56, Nisan-Mayıs-Haziran 2011,
diye alınabilecek bir tarafı yok,” diyen Ali
diktatörlüğü’nün ‘İleri’ kısmına da Faşizm söz eder; akıl tutulunca “vicdan tutulma- s.15.
Bayramoğlu bile bu kanıda...
denir. ‘İleri Demokrasi’ havarileri hem sı” da devreye girer… [3] Roy Greenslade, “Basın Özgürlüğüne Saldı-
Söz konusu saçmalığın hayata geçiril-
söylemleri hem de icraatlarıyla Marx’ın Tıpkı liberallerde, Fethullahçılarda ol- rılar Utanç Verici”, London Evenng Standard,
mesinde ise, “Özel yetkili mahkemeler 6 Nisan 2011.
saptamasının doğruluğunu kanıtlıyor- duğu üzere…
yeni DGM’ler, hatta yeni engizisyonlar [4] “Kimin İçin Hangi Hukuk”, Halkın Günlü-
lar. Bu açıdan kendilerine teşekkür edi- Bitiriyorum: 13 Nisan 2011 duruşma-
hâlini almış vaziyette. Tutuklu yargıla- ğü, Yıl:1, No:9, 1-10 Nisan 2011, s.4-5.
yoruz! ‘Türkiye’de söz, ifade özgürlüğü sındaki olaylara ilişkin savcılık inceleme
malar, mahkûm olmadan cezalandırılma [5] İsmail Saymaz, Hanefi Yoldaş - Gizli Örgüt
yok!’ çığlıklarına karşı verdikleri yanıt ve başlatılmış; 12. Ağır Ceza Mahkemesi
yöntemi olarak işliyor.”[7] Nasıl Çökertilir?, Kalkedon Yay., 2011
icraatları açık ve de seçik: ‘Yanılıyorsunuz tutanak hazırlamış… Tutanak, İstanbul [6] “… ‘Örgüt’ Yargılanması mı Egemenlerin
Bu böyle olunca da “Suç atanın, attığı
Türkiye’de söz ve ifade özgürlüğü var, Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderil- Torbası mı?”, Birgün, 13 Nisan 2011, s.7.
suçu kanıtlaması gerekmiyor”ken; örne-
sadece söz ve ifadeden sonra özgürlük miş… [7] Nuray Mert, “Yeni Engizisyonlar, Yeni Cadı
ğin Baha Okar hakkında, bir PKK itirafçı-
garantisi yok!’…” İhtimal değil; mutlaka “suçlu” yine cop- Avları”, Milliyet, 15 Nisan 2011.
sının “2005 yılında Kuzey Irak’taki kamp-
Tam da bu tabloda Sezar’ın Roma’sı ile lanıp, gazlananlar ilan edilecek… [8] “Karargâh’ta Olaylı Duruşma”, Taraf, 14
ta Baha da vardı” şeklindeki beyanı Okar’ı
Erdoğan Türkiye’si arasında benzerlikler Önemi yok; Avcılar avlanmadan; av- Nisan 2011, s.12.
hapsetmek için “yetiyor”!
var; “Asker Devleti’nden Polis Devleti’ne” cıların hikâyesi hep böyle olacak; ancak
6
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
SAVUNMAYI DOSYAYA durum çıkacak ortaya. 19 Nisan’daki
son duruşmada da gördüğümüz gibi
her şeyin yerli yerinde sayıyor oluşu
başka bir dilde savunma yapacaksa,
mahkeme tarafından sanığa tercüman
atanır. Sanığın savunması tercüman

KOYMAYAN MAHKEME
apaçık ortada. aracılığı ile alınır.
Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, Ne yazık ki pratikte böyle işlemiyor.
bu sefer de “Sanık Kürtçe olduğunu Tercüme edilmesini bir kenara bıra-
düşündüğümüz bir dilde konuştu. Sa- kın savunma dosyaya bile konmuyor.
nık müdafileri ise Zazaca konuştuğunu Sanığın savunmasının dosyaya eklen-
İLKAY TANYER söyledi’’ şeklinde kayıtlara geçiyor. Yine memesine tepki gösteren avukatlar,
de bir adım ilerlenmiş gibi. Hâkim doğ- bu hukuk dışı karardan dolayı mahke-
ru düşünmüş, artık bilinmeyen dil diye meyi protesto ediyorlar. Sanık avukat-
Tercüme edilmesini bir kenara bırakın savunma muğlaklaştırdığı dilin adını koyabilmiş! larından Yusuf Ayata, iki sayfalık yazılı
dosyaya bile konmuyor. Sanığın savunmasının dosyaya Ancak Menderes Yılmaz dilbilgisini zen- savunmanın dosyaya eklenmesini ve
eklenmemesine tepki gösteren avukatlar, iki sayfalık ginleştirirken, hukuki bilincini de rafa tercüme edilmesi gerektiğini belirte-
yazılı savunmanın dosyaya eklenmesini ve tercüme kaldırmış durumda. Kendisi tabiî ki de rek, “Belki savunmada suç ve suçluyu
devlet politikalarının bir temsilcisidir ve ortaya çıkarabilecek bilgiler vardır. Bu
edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu nasıl bir önyargı?”
onu da arkasına alıp adalet mülkün te- nasıl bir önyargı?” diyor. Önyargı, inkar
diyor. Önyargı, inkar ve çoktan verilmiş bir karar. Dilin melidir ibaresinin önünde gururla dur- ve çoktan verilmiş bir karar. Dilin ne
ne anlattığına ilişkin değil, dilin kendisine önceden maktadır. anlattığına ilişkin değil, dilin kendisine
kesilmiş bir ceza. Biraz o unutulan hukuki boyuta ba- önceden kesilmiş bir ceza.
kalım. Ceza yargılamasının nasıl yapı- Kürt halkının siyaset yapma hakkını

T
lacağı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi elinden alan bu barikat, barışın önüne
C hukukunun bizlere ya- rak duruşma salonunu terk etti. Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu kanun- de kurulan bir barikattır. KCK sanıkla-
şattığı hukuksuzluk emsal- Duruşma, avukatların talep- da sanığın hakları sayılmış, bu hakların rının da bu anlamda göstermiş olduk-
lerinden yalnızca bir tanesi lerinin değerlendirilmesi için 26 mahkeme tarafından sanığa kullandı- ları direniş bir sivil itaatsizlik örneğidir.
olan Kürdistan Topluluklar Birli- Nisan’a ertelendi. Yine Kürt hal- rılması yükümlülük olarak mahkeme- TC devletinin oligarşik yapısının açık
ği Türkiye Meclisi (KCK/TM) ana kının anadiline kulaklar tıkandı, ye yüklenmiş ve sanığa da hak olarak verdiği yerleri söken, yırtığı açan bir
davasının Diyarbakır’da görülen yok sayıldı, yasaklandı. verilmiştir. Sanığın ifadesinin alınması tavırdır. İktidar bu yırtıkları çift katlı
son duruşması 19 Nisan’daydı. Önceki duruşmada kayıtlara ve sorguya çekilmesi, CMK’ nın 147 ipliklerle dikmeye çalışacaktır. KCK da-
Belediye başkanlarının, DÖKH’lü ‘’bilinmeyen dil’’ olarak geçen ve 148.maddelerinde düzenlenmiştir. vasının önüne aldığı bir yol vardır. Sivil
kadınların, legal alanda siyaset Kürtçe, hâlâ duruşma salonla- Buna göre sanık, hiçbir baskı ve etki itaatsizlik eylemlerinin aldığı yol. Bizler
yapan parti yöneticilerinin, sen- rında susturuluyor. Mikrofonlar altında kalmadan kendisine yöneltilen bu yolda tarihsel bir sorumlulukla karşı
dika üyelerinin bulunduğu 104’ü kapatılarak, sanıkların savun- suçlamaya ilişkin savunmasını yapar. karşıyayız. Anadil hakkı için, tek taraflı
tutuklu 152 sanığın yargılandı- ma yapmalarına izin verilmiyor. Sanık kendisini nasıl iyi ifade edebiliyor- yürütülen operasyonların durması için,
ğı duruşmada sanık avukatları, Kürt kimliğinin ‘’kart-kurt’’ gibi sa o şekilde savunma yapabilir. CMK’ da seçim sürecinde kurulan bariyerleri
Kürtçe savunmaya yine izin ve- uydurma söylemlerle açıklandı- sanığın hangi dilde savunma yapılması boşa düşürmek için ve siyasi tutuklu-
rilmeyince ve yargılamanın şek- ğı devre geri mi dönülüyor diye gerektiğine ilişkin herhangi bir düzen- ların serbest bırakılması için alanları
line ilişkin karar açıklanmayınca sorsak, sanki o devirden bir leme yoktur. Sanık anladığı ve bildiği doldurmalı, polisin gazına, suyuna, şid-
davadan çekildiklerini açıklaya- adım daha ilerdeymişiz gibi bir dilde savunma yapar. Sanık Türkçeden detine hep birlikte karşılık vermeliyiz.

7
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
1 MAYIS’TAN GELECEĞE SINIF
GÜNDEMİ
göre 5 milyon 230 bin kişiye ulaşmış-
NURETTİN ALDEMİR tır. İş bulma umudunu yitirdiği için iş
aramaktan vazgeçenlerin sayısı sürekli
yükseliyor. İşsizlik fonundaki birikimler-
İşçiler, emekçiler, sosyalistler sınıfın yaşadığı
den işsizlere maaş ödememek için her
sorunlardan hareketle yaşamın içinden ifade ettiği
hileyi düşünen AKP Hükümeti işçilerin
talepleri 2011 yılının tüm 1 Mayıs alanlarına taşımalıdır. birikimini türlü bahanelerle işverenlere
Unutulmamalıdır ki işçi sınıfının ihtiyaçlarından daha transfer ediliyor.
önemli yasa yoktur. Taleplerde öncelik son otuz yılda Esnek çalışma neredeyse her ana-
kaybedilen hakların geri alınması olmalıdır. yasa değişikliği ve/veya çalışma yasa-
larında yapılan değişikliklerle yaygın-

Y
laştırılmıştır. Evden işe çağırma artık
ıllarca İstanbul’da 1 Mayıs çalıştırılma, sendikasızlaştırma,
çalışma yaşamının gündemindedir.
alanının neresi olacağı tar- işten atmalar, sağlık- eğitim ve
Kıdem tazminatlarının kaldırılması ni-
tışmaları önemli bir gün- sosyal güvenlik haklarının sınır-
yetleri ise bilinmektedir. Türk İş ve Hak
dem oldu. Siyasi iktidarlar 1978 landırılması gibi başlıklar işçileri
İş de esnek çalışmayı yaygınlaştıran ya-
yılından sonra İstanbul Taksim ve emekçileri derinden etkileyen
sal düzenlemeleri ve işveren teklifleri-
Meydanı’nı 1 Mayıs gösterileri acil gündemlerin ilk akla gelen-
ni neredeyse gönül rızasıyla kabullenir
için yasaklı alan ilan etti. Sınıfın leridir.
haldedir.
ve sosyalistlerin militan güçleri AKP Hükümeti uluslararası
Eğitim ve sağlık işkolunda sözleş-
tarafından yıllara yayılan müca- ölçekteki krizin ülkeyi teğet geç-
melilik ve esnek çalışma uygulamaları
deleler sonucu nihayet Taksim tiğine tüm yurttaşları inandır-
sürekli yaygınlaşmaktadır. İşsizliğin,
Meydanı 2010 yılı 1 Mayıs’ında maya çalışıyor. Krizin sermayeyi
örgütsüzlüğün, sendikasızlaştırılma-
işçilere ve emekçilere açıldı. Mü- teğet geçtiği hatta sermaye için
nın, kolayca işten atılmanın, sigortasız
cadelenin kazanımı bununla da yeni fırsatlar yarattığı bir ger-
çalıştırılmanın, düşük ücretlerin en te-
sınırlı kalmadı: 1 Mayıs günleri çektir; ancak işsizleri, yoksulları,
mel sebebi esnek çalışma ve buna uy-
çalışanlar açısından izin günü işçileri-emekçileri hiç de teğet
gun yeni istihdam biçimleridir. Esnek
olarak kabul edildi. geçmemiştir. Krizi fırsata çevi-
çalışma koşulları ile örgütsüz ve düşük
Yıllarca süren alan gerilimle- ren sermaye işçi atmalar, işten
maliyetli iş gücü hedeflenmektedir.
ri ve mücadeleleri sınıfın ortak atma tehditleriyle yaygınlaştır-
Yıllardır süren uygulamalarla sistem dıracak önemli bir gelişme daha oldu.
gündemini açığa çıkarmada dığı esnek çalışma ve düşük üc-
bu hedefine ulaşmıştır. Yaklaşık 21 yıl sonra metal işkolunda
ister istemez sorunlar yarattı. ret uygulamalarıyla daha fazla
Özelleştirme, taşeronlaştırma po- DİSK Birleşik Metal İş Sendikası’nın yet-
Alan tartışmalarının aşılması kar etme yoluna gitmiştir.
litikaları bir taraftan işsizliği, esnek kili olduğu 22 işyerinde MESS’in düşük
nedeniyle bu 1 Mayıs sınıfın or- AKP iktidarı kişi başına düşen
çalışmayı yaygınlaştırırken diğer yan- ücret zammı ve güvencesizlik dayat-
tak gündeminin öne çıkmasına milli geliri 15 bin dolara çıkar-
dan sendikal haklara ulaşmayı ve iş- masına karşın grev kararı alındı. Sendi-
fırsat yaratacaktır. Sınıfın, sınıf makla övünüyor. Milli gelirin
yeri denetimini olanaksızlaştırarak iş ka üyesi işçilerin birkaç istisna dışında
bilinci kazanmış emekten yana yükselmesi, yoksulluğun, işsizli-
güvenliğini de ortadan kaldırmıştır. neredeyse hiçbiri grev yaşamamışken;
tüm güçlerin Kürt sorununun ğin ortadan kaldırılması anlamı-
Türkiye’de çalışan her iki kişiden birisi grevi öykünmelerden duymuşken; bü-
eşit yurttaşlık temelinde barış- na gelmiyor. Halen bu ülkede 20
kayıt dışıdır. Çalışan nüfusun yarısını, yük bir cesaret örneği göstererek grev
çı yöntemlerle çözümü ve genel milyon kişi resmi istatistiklere
sosyal güvenlik ve sendikal haklarından kararı almaları sınıfı unuttuğu bir mü-
demokrasi talepleri yanında, göre yoksulluk sınırının altında
soyutlanmış; düşük ücrete mahkûm cadele aracıyla yeniden tanıştırdı.
özgün bir o kadar da toplumun yaşıyor. Dört kişilik bir ailenin
edilmiş çalışanlar oluşturmaktadır. MESS ve işverenler grev kararına
geniş kesimlerini etkileyen gün- asgari geçimi 3000 TL düze-
1980 12 Eylül darbesi öncesi 45 mil- rağmen Birleşik Metal İş’in greve çıka-
demleri ve bu gündemlere bağlı yindedir. Yoksullar ve varsıllar
yon olan Türkiye nüfusunda sendika mayacağını; grev kararının blöf oldu-
talepleri vardır. arasındaki makas hızla büyüyor.
üyesi işçi sayısı 2 milyon 500 bindir. ğunu düşünüyordu. Grev tarihlerinin
İşsizlik tüm hesaplama oyunla-
Nüfusumuz bugün 75 milyondur buna açıklanması da bu düşünceyi değiş-
SINIFIN ACİL GÜNDEMLERİ rına rağmen artıyor. Türkiye’de
karşılık sendikalı işçi sayısı yaklaşık 600 tirmeye yetmedi. İlk grev uygulama
Yoksulluk, işsizlik, güvencesiz gerçek işsiz sayısı reel verilere
bindir. Bu tablo işçile- tarihi 22 Mart 2011 yeri ise Eskişehir
rin sendikalaşmasını Doruk’tu. İlana uygun şekilde davullu
engelleyici her türlü zurnalı halaylarla grev pankartları asıl-
baskının uygulanması- dı. Eskişehir’in sınıf dostları da grevci
nın sonucunda ortaya işçilerle saf tuttular.
çıkmıştır. Grev kararlarının blöf olmadığını an-
Tüm bu yaşanan so- layan MESS ve işverenler greve başla-
runlara sınıfın bölün- yan; grev uygulaması yaklaşan işyerle-
müşlüğünü, işbirlikçi, rinde toplu iş sözleşmesi imzalamaya;
devlet güdümlü sendi- Birleşik Metal İş’in tekliflerini görüş-
kal anlayışların özellikle meye ikna oldular. Bu bir başarıdır;
Türk İş, Hak İş, Türkiye uygulanan ekonomi politikalarına karşı
Kamu Sen, Memur Sen başarıdır; MESS’e karşı başarıdır; işbir-
konfederasyonlarını likçi sendikal anlayışlara karşı başarıdır.
kuşatıp teslim aldığını Son yirmi yıl içinde sınıf mücadelesinde
da eklediğimizde tablo tekel direnişinin yanına konulacak; yol
oldukça umut kırıcıdır. gösterici niteliği olan önemli bir dire-
niştir.
UMUDU YEŞERTEN İmzalanan toplu iş sözleşmeleri ve
GELİŞMELER 
 bundan sonra imzalanacak benzer top-
Tekel işçilerinin dire- lu iş sözleşmeleri geçmişin kayıplarını
nişinden yaklaşık bir yıl karşılamaktan uzak olsa da insanca
sonra sınıf mücadelesi- yaşam olanakları vermese de yaşanan;
ne inananları umutlan-
8
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
1 MAYIS’TA ÖZGÜRLÜK
MÜCADELEMİZİN
HATIRLATTIKLARI
FEHMİ BAYRAKTAROĞLU

Bu düzenin zindanlarını dolduranlar, işçi sınıfına ve


halklara özgürlük istediği için, daha iyi bir dünya istediği
için, sosyalizm istediğini için hapislerde çürütülen
devrimciler, gençler, Kürt özgürlük hareketinin binlerce
taraftarı da bizi aynı kavgada birleştiriyor. Bugün bütün
gücümüzle onların özgürlükleri için haykırmadan,
hiçbirimiz özgür olamayız.

‘İ
şçinin emekçinin, devrimin İbrahim Ethem ve Necati Vardar;
şanlı yolunda ilerleyen halkla- 12 Eylül faşist darbesinden sonra
rın’ bayramı 1 Mayıs, 1800’li polisler tarafından pusuya düşürü-
yıllarda Amerikalı işçilerin bütün lerek katledilen İlerici Deri-İş Genel
dünya işçilerine ve devrimcilerine Başkanı Kenan Budak; kontrgeril-
kendi eylemleri ile armağan ettikleri lanın öldürdüğü Kemal Türkler…
mücadele günü. Emekçilerin müca- Onlar öncü işçilerdi, sendikacıydılar
delesini devrim ve sosyalizm müca- ve devrimciydiler. Emekçilerin hak
delesi ile birleştiren bağın tüm dün- ve özgürlük taleplerini devrim ve
ya sokaklarında haykırıldığı gün. sosyalizm mücadelesiyle bir ve aynı
İşçi sınıfının hak ve özgürlük mü- şey yapan kavganın önderleriydiler.
cadelesi ile devrim ve sosyalizm Onların tarihimizdeki yerini, bugün
bir sendikanın yeniden pazarlık yapa- tTaşeronluk sistemi, esnek çalışma arasındaki tarihsel bağı temsil eden her zamankinden daha güncel ve
bilme; hak ve çıkarlar için direnç gös- uygulamaları tüm işkollarında sona 1 Mayıs’lar, bize, bu bağın günü- acil olarak bizi sınıf kavgası ve sos-
terebilme halinin tezahürüdür. İşçi erdirilmelidir. müz koşullarında her zamankinden yalizm mücadelesinin ortaklığında
sınıfı açısından umudu besleyen bir tKayıt dışı işçi çalıştıranlara verile- daha güncel ve önemli olduğunu birleştiren önemli bir adım olarak
gelişmedir. cek cezalar artırılmalıdır. İşyeri dene- gösteriyor. Neoliberalizm son 30 kavramalı ve varlıklarını kavgamızın
Metal işkolunda bu gelişmeler ya- timleri tarafsızlık koşullarında gerçek- yılda emekçilerin yüzyılları bulan önünde taşımalıyız.
şanırken işçi sendikalarının ve kamu leştirilmelidir. mücadelelerle kazandığı bütün hak Bu düzenin zindanlarını dolduran-
emekçileri sendikalarının doğru- tSendikalara üye olma kolaylaş- ve özgürlükleri kökünden kazıdı ve lar, işçi sınıfına ve halklara özgür-
dan özne olduğu güvenceli gelecek- tırılmalı, örgütlenme-sendikalaşma her birinin hayatlarını kapitalizmin lük istediği için, daha iyi bir dünya
insanca yaşam mitingi 3 Nisan’da önündeki siyasi baskılara, işveren vahşi koşullarına mahkum edilmiş istediği için, sosyalizm istediğini
Ankara’da gerçekleştirildi. Bu mitingi baskılarına son verilmelidir. bir harabeye çevirdi. için hapislerde çürütülen devrimci-
sağlık emekçilerinin 19-20 Nisan’da tToplusözleşme ve grev hakkının Sermayenin egemenliğinden baş- ler, gençler, Kürt özgürlük hareke-
sağlıkta dönüşüm politikaları ile ger- kullanımına ilişkin yasal ve fiili sınırla- ka bir egemenlik, sermayenin çıka- tinin binlerce taraftarı da bizi aynı
çekleştirilen tahribata dikkat çekmek malar kaldırılmalıdır. rından başka bir çıkar tanımayan kavgada birleştiriyor. Bugün bütün
ve taleplerini duyurmak için yaptıkları tKamu personel açığını kapatacak iktidarlar ‘oligarşik’ karakterlerini gücümüzle onların özgürlükleri için
grev izledi. sayıda kadrolu atama yapılmalıdır. her gün yeniden fütursuzca sergi- haykırmadan, hiçbirimiz özgür ola-
Birbirini etkileyen ve tetikleyen bu Sözleşmeli personele hemen kadro lemekten ve iktidarları için ‘temsili mayız.
gelişmeler içerdiği taleplerle 1 Mayıs tahsis edilmelidir. demokrasinin’ kırıntılarına bile ih- İşçi sınıfının dünya çapındaki bir-
alanlarında yeniden güncellenecektir. tEn düşük aylık ücret dört kişilik tiyaç duymadıklarını göstermekten liğine ve mücadelesine yelken açıp
Bu güncelleme umudu beslerken gele- ailenin asgari yaşam koşulları dikkate geri durmadı. Bugün dünyada ve yürüdüğümüz bugün, kavgamız
cek günlerin ortaklaşmış mücadele ta- alınarak 3000 TL’ye yükseltilmelidir. Türkiye’de işlerini, gecekondularını, tüm ülkede ve dünyada bütün ulus-
leplerini de belirgin hale getirecektir. tYaşam boyu eğitim ve sağlık hiz- derelerini, topraklarını sermayenin lardan işçileri ve halkları birleştiri-
metleri ücretsiz olmalıdır. talanından korumak için mücadele yor. Aynı mücadele yolunda toplu-
1 MAYIS ALANLARINA TAŞINMASI tİşyerlerindeki çalışma koşulları eden emekçilerin, en temel hakları- yor, birlikte yürütüyor. Yolumuz,
GEREKEN TALEPLER çalışanların talepleri dikkate alınarak na ve özgürlüklerine erişebilmeleri özgürlük ve sosyalizm yoludur! İşçi
İşçiler, emekçiler, sosyalistler sınıfın iyileştirilmelidir. bile kapitalist düzenin temellerine sınıfına ve tüm halklarına, baskı ve
yaşadığı sorunlardan hareketle yaşa- tKıdem tazminatları emeklilikte karşı girişilen bir kavgadan geçmek zulümden kurtuluşun yolunu, sos-
mın içinden ifade ettiği talepleri 2011 güvence olacak bir miktara yükseltil- zorunda. yalizm mücadelesi açacaktır.
yılının tüm 1 Mayıs alanlarına taşıma- melidir. Türkiye’de emekçilerin tarihi, işçi “Baskı ve zulme paydos!”
lıdır. Unutulmamalıdır ki işçi sınıfının tYasal düzenlemelerle geri alınan sınıfının hak ve özgürlük mücade- Yaşasın sınıf mücadelemiz ve sos-
ihtiyaçlarından daha önemli yasa yok- sağlık ve sosyal güvenlik hakları iade lesinde katledilmiş devrimci sendi- yalizm! Kahrolsun her türden gerici-
tur. Taleplerde öncelik son otuz yılda edilmelidir. kacıların, işçi önderlerinin tarihidir lik! Kahrolsun bu düzen! Kahrolsun
kaybedilen hakların geri alınması ol- tİş yasalarındaki emeğin hak ve aynı zamanda. Onlar sınıfsal talep- bu düzeni sürdürenler!
malıdır. çıkarlarını sınırlayan; hakların kullanı- lerini devrim ve sosyalizm müca- Zindanlar boşalsın! Kürtlere öz-
tİşsizliğin sona erdirilmesi için mını zorlaştıran maddeler ayıklanma- delesiyle birlikte yükselttiler ve bu gürlük! Sosyalist gençlere özgürlük!
mevcut ücretler düşürülmeden işçiler lıdır. yüzden katledildiler. 22 Ağustos Tüm devrimcilere özgürlük! Halk-
için haftalık çalışma süresi 35 saate Bu talepler 1 Mayıs’ın ve yakın gele- 1970’te İzmir’de Aliağa grevi sıra- lara özgürlük! Yaşasın devrim ve
indirilmelidir. ceğin ortak talepleri olmaya adaydır. sında öldürülen Yapı-İş Genel Baş- sosyalizm mücadelemiz! Kahrolsun
tÖzelleştirme uygulamalarına son İşçi sınıfına ve emekçilere düşen görev kanı Necmettin Giritlioğlu; Tariş- oligarşik diktatörlük!
verilmeli; özelleştirme mağdurlarının talepler etrafında programlı ve ısrarcı BMC direnişi örgütleyen ve 13 Mart Yaşasın 1 Mayıs,
tüm hakları iade edilmelidir. bir mücadele yürütmek olmalıdır. 1982’de idam edilen Seyit Konut, Yaşasın Sosyalizm.

9
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
TAYYİP’İN KÜRTLERLE
Yüksek Seçim Kurulu biri hariç veto da önemlidir. Hatırlanacağı üzere
kararının tamamını geri aldığını açık- Mısır’da ve Tunus’ta başlayan Arap
ladı. Ülkenin hakimliğine soyunanlar ayaklanmaları SDP’nin de içinde bu-
Kürdistan’da mahkemelerin başka lunduğu çok geniş bir kesim tarafın-

KAN KARDEŞLİĞİ
dilden yazılmaya başlandığını ve hal- dan coşkuyla selamlandı. Her ne ka-
kın başka mahkemelere başvurmaya dar bu kesim içinde pek çok odak aynı
başladığını bizzat yaşayarak öğrendi- coşkuyu yanı başında cereyan eden bir
ler. Kürtler sokağa çıktı, ölü verdi ve ayaklanmaya bir halk hareketine karşı
şimdiye kadar binlerce ölüyle kazan- göstermese de, yaşanmakta olanların
M. ÖZLEM dığı herşeyi ölüm pahasına korumayı önemi konusunda herkes genel bir
becerdi... Devlet bir bütün olarak yüz mütakabata sahipti. Taşlar yerinden
geri etti. oynuyordu. Ve nerede nasıl oturacağı,
Ve dövüşerek kazanılmış olan haklarının yani sokakta YSK’nın kararının açıklandığı an- zamanı ve güçler dengesine bağlıydı.
kazanılanın sokakta savaşarak geri alınabileceği dan itibaren ve bundan sonra bir dizi Taşlar henüz yerine oturmadı. Fakat,
Taksim’de, Van’da Mersin’de, Amed’de egemenlerin tartışma yapılmaya devam edilecek. yaşanmakta olanlarda yeni durumlar
suratına vuruldu. Olabilecek olanların hesabını yapma Bütün suç siyasal iktidar tarafından gelişti. Arap halkı hareketleri bütün
YSK’ya yüklenip şimdiye kadar ger- coğrafyayı sallayıp egemenleri derin
kaabiliyetini yitirmiş olanlar olabilecek olanın sadece
çekleşen yargı değişikliklerinin haklı- bir korkuya iteklerken -ki bu korkuyu
gölgesiyle yüzleşince Bağdat’a varmadan hesaplarından
lığı vurgulanacak. Onca korku, ölüm dünden beri TV ekranlarında demeç
yüz geri ettiler. ve yaralama bir avuç hakimin yol verenlerin dudaklarında, mimiklerin-
görmezliği hor görürlülüğü ve hayatı de, köşe yazılarının satır aralarında

K
okuyamamasıyla anti-demokratlığıyla derinden hissetmek mümkündür- bu
orkunç bir ülkede yaşı- letvekili adaylarının önemlice
açıklanacak. Beklenmelidir ki, AKP hareketlere hazırlıksız yakalanan em-
yoruz. Bir anda bütün bir kısmını veto ettiğini açık-
sözcüleri şu andan itibaren TV ekran- peryal güçlerin kısa sürede bu hare-
kurgular bozulup, yeni ladı. Olabilecek olanları artık
larında boy gösterip hakimlere sövüp ketlerle uyumlu bir yönelime girecek
kurgular yapılabiliyor. Bütün görebilecek düzeye gelmiş pek
sayacaklar ve yeni anayasada ne kadar politikalar ürettiğine de tanık olmaya
herşey yeni baştan yazılabili- çok kişi ve bu arada yandaşlı-
demokrat olacaklarını, ileri demok- başladık. Edindiğimiz bilgiler ABD’nin
yor. Ve sanki hiçbirşey olmamış ğı yalakalık düzeyine sıçratmış
rasiyi hangi seviyeye taşıyacaklarını, uzun süredir bu çeşit hareketleri
gibi tekrar en başa dönülüyor. medya hariç medya kuruluşları
muhtemelen YSK’nın yapısını da nasıl kendi yönelim ve denetiminde şekil-
Korkunç bir konjonktürde ya- birbiri peşi sıra tepki koymaya
değiştireceklerini anlatacaklar. Yan- lendirmek için ciddi hazırlıklar yap-
şıyoruz. Egemenler her gece başladılar. Yapılan her açıkla-
daş medya diğer taraftan kazandığı tığını gösterse de, hiçkimsenin çıkıp
korkuyla yataklarına uzanıyor. ma verilen her demeç gidişatın
yandaş kalemlerle beraber yaşanan- sokakları dolduran milyonları ABD’nin
Ve sokakta yükselen çığlık on- varacağı yerin kaygılarını bağ-
lardan siyasi iktidarın masum olduğu- basit bir piyonu gibi göstermeye hak-
lara israfilin borusunu hatırla- rında taşıyordu. Nitekim ör-
nu sorumluluğun hakimlere ve hukuk kı yoktur. Fakat geldiğimiz noktada
tıyor. Herşey o kadar hızlı ve o gütlü gücün örgütlü tepkisi çok
sistemine ait olduğunu vurgulayıp ABD önderliğindeki emperyal blok bu
kadar çabuk gelişiyor ki zayıf çabuk geldi. İstanbul ve Kür-
Kürtler ile ne kadar kardeş olduklarını hareketlere yön verme stratejisini
ve dağınıksanız yakalama, yön distan topyekün ayağa kalktı.
anlatacak ve BDP’yi yine Kürtleri kul- üretmeye başlamıştır. Bu stratejinin
verme ya da yönetme şansınız Ve dövüşerek kazanılmış olan
lanmakla suçlayacaklar. İki güne bir belirgn görünümü Libya’ya olan mü-
kalmıyor. Size düşen gündemin haklarının yani sokakta kaza-
tarih herhalde anca böyle sığdırılır. dahaledir. Libya’ya yapılan müdahale
kuyruğuna takılıp peşi sıra saa- nılanın sokakta savaşarak geri
Yaşanmakta olanları anlamak ve genişletilmiş Büyük Ortadoğu pro-
tin sarkaçları gibi bir o yana bir alınabileceği Taksim’de, Van’da
yaşanabilecek olanları az çok kestire- jesinin Kuzey Afrika’yı kapsayarak
bu yana sallanmak. Mersin’de, Amed’de egemen-
bilmek için biraz gerilere gidip hayata alan genişlettiği bilinen bir durum-
Her şey ışık hızı misali geliş- lerin suratına vuruldu. Olabi-
biraz daha yukardan bakmak zorun- dur. Özellikle Japonya’da meydana
ti... Hakimlik sıfatını ülkenin lecek olanların hesabını yapma
ludur. Böylesi bir bakış bir yanıyla gelen nükleer sızıntı sonrası petrol
hakimliğiyle karıştıran zevat, kaabiliyetini yitirmiş olanlar
meydana geleni daha net görmemize ve doğalgaza olan bağımlılığın arttığı
yılların alışkanlıklarını üstün- olabilecek olanın sadece gölge-
yardımcı olabileceği gibi, bir başka ya- bilinen bir gerçekliktir. Bu bağımlı-
den atamamış olmalı ki ara- siyle yüzleşince Bağdat’a var-
nıyla yaşanmakta olanın önemini kav- lık aynı zamanda petrol ve doğalgaz
larında milletvekillerinin de madan hesaplarından yüz geri
ramak ve yaşanabilecek olanlara nasıl rezervlerinin ve geçiş yollarının dene-
bulunduğu BDP destekli mil- ettiler. Bu yazı yazıldığı sırada
yön vereceğimizi açıklamak açısından timi üzerindeki mücadelenin de kes-
kinleşeceğinin göstergesidir. Libya’ya
müdahale aslında ABD’nin Suriye,
İran ve Hazar havzasını şekillendir-
me çabasının bir alt basamağı olarak
algılanmalıdır. Bu bir dizi halk hare-
ketine yaslanarak söz konusu bölge-
deki hükümet yapılarının değişmesi
ABD’ye bağımlı ve onun korumasında
yeni hükümetlerin devreye girmesi ve
Hazar doğalgaz ve petrolünün kont-
rol altına alınarak Doğu Akdeniz üze-
rinden güvenli bir şekilde Avrupa’ya
ulaştırma proojesidir. Suriye’de gi-
derek büyüyen hareket Azerbeycan
ve Türk-i Cumhuriyetlere sirayet et-
miştir. Önümüzdeki süreçte bütün
Ortadoğu haritasının hatta Kafkas
haritasının yeniden çizilmesi için sert
mücadelelerin yaşanacağını dünden
kestirmek gerekir. Bu önkabul doğal
bir şekilde Türkiye siyasetinin de böy-
lesi bir politik yönelimin ekseninde şe-
killeneceğini var saymak zorundadır.
Türkiye Libya karasularında bayrak
sallayarak yeniden paylaşım sürecin-
de emperyalistler arasındaki kamp-
laşmada yerini almıştır. Bu yer alış,
aynı zamanda AKP hükümetinin bir
bütün olarak muhalif hareketler kar-
şısındaki keskinleşen çizgisini de bir

10
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
şekilde tariflemek açısından önemli- landırılmıştır. Bundan sonra Kürt-
dir. Önden söylemek gerekirse Tayyip lerin geri adım atmasını beklemek
Erdoğan’ın Avrupa’ya, Kürtlere, de- safdilliktir. Devlet ya hızla Kürtlerle
mokratlara, liberallere, sokaktaki lise- uzlaşma yolunu seçecek ya da Kürtler
lilere kadar uzanan tehditkar ve kibirli kendi yollarını kendisi çizecek. Burada
söyleminin altında sürekli yaptırdığı karar vermesi gerekenlerden biri de
anketlerden gördüğü %44 civarındaki Türkiye kamuoyudur. Kürtlerin isyan
oy ve ABD ile kurduğu diyalog vardır. çağrısını görmezden gelip liberalle-
AKP sadece kendisine oy verenlere ve rin hükümet telkinlerine kanıp isyan
ABD’ye yaslanmaktadır. Aslan rolüne edenleri isyan ettikleri için suçlayarak
soyunan kedinin arkasında devasa yol yüründüğü takdirde varılacak yer
bir emperyal paylaşım planı ve tribün kan banyosudur. Varılacak yer ortak
sevdası vardır. Kabul etmek gerekir ki yaşama imkanlarının toptan yok edil-
tribüne güvenerek yola çıkmak tehli- mesidir. Kürtler Tayyip’in kan kardeş-
kelidir. liğine kendi kardeşlik formülleriyle ce-
ABD patentli projenin kırılma nok- vap vermiştir. Kardeşlik eşit koşullar
talarından birinin bölgede hegamonik içinde mümkündür.
güç olarak bizzat varlığını sürdüren Yaşananlar aynı zamanda politika-
karşıt emperyal güçler oluşturduğu nın sınırlarını ve imkanlarını görme-
gibi, denetim dışı halk hareketleri mizi de sağlamıştır. Bir yandan devle-
de bir tehdit unsuru olarak bu pla- tin aczini izlerken diğer yandan kendi
nın karşısında durmaktadır. Nitekim Devletin derin aklı çektikleri restin Kürtler tarafından zayıflığımızla da hızla yüzleşiyoruz.
Bahreyn’deki hareketin Suudi ordusu görüldüğünü anlar anlamaz sürecin de nereye Kürtlerin gücü bizim güçsüzlüğümü-
tarafından ezilmesinin sessizce geçiş- varacağını kavramıştır. YSK geri adım atmak zorunda zü gösteriyor. Devlete meydan oku-
tirilmesi bu kaygıya ilişkindir. Halk ha- bırakılmıştır. Devlet geri adım atmıştır... yan bir halk neleri nasıl kazanacağını
reketleriyle oynamak tehlikelidir. Kısa yıllardır adım adım gösterirken son 6
sürede sizin kontrolünüzden çıkabilir. ayına yazıldığında efsaneleşecek ta-
Bu bağlamda Kürt özgürlük hareke- Kürt halkının siyasi temsilcisini ceza- miş hüküm cezaları bile ertelenmiş- rihi bir mücadele ve taktik hamleler
ti önemli bir örnek olarak karşımız- evine doldurarak yapılan bütün işlere tir. Kürtler Diyarbakır’da kan akıtmış- koyarak Türkiye sosyalist hareketine
da durmaktadır. Doğu Devrimci bir çanak tutmuştur. Perşembenin geli- tır. Ama devlete akacak kanın sadece bırakın devrim yapmayı sadece basit
önderliğin bütün planları ve projeleri şi Çarşambadan bellidir. Devlet eliyle Kürtlerin kanıyla sınırlı kalmayacağını halk mücadelesinin bile devletle dişe
nasıl yerle yeksan ettiğini bizzat yaşa- kurduğu televizyonda Kürtçe yayınlar göstermiştir. YSK geri adım atmasay- diş dövüşecek güçlü bir politik örgüt-
yarak ve yaşatarak göstermektedir. yaparak Kürt halkına şirin görünmeye dı muhtemelen Kürt hareketi seçim- lenmeden her çeşit aracı kullanabilme
çalışan sözcülerinin ağzından Kürtçe leri boykot edecekti. Bu boykot ediş esnekliğine sahip bir mücadele hattın-
KAN KARDEŞLİĞİ selamlar veren gülücükler gönderen kendi doğallığında TC parlementosu- dan ve kitleler üzerinde hegemonya
Herkesin çocukluğunda zihninin ar- siyasi iktidar KCK tutsaklarının Kürt- nun kapılarının Kürtlere kapatılma- kuracak gelişkin bir kadro olanağı ve
kalarında bir yerlerde kalan bir kan çe savunmasını kabul edilmemesini sının cevabını Kürt parlemantosunu stratejiden geçtiğini gösteriyor. Şap-
kardeşi vardır. Kenar bir yere çekili- ve bu nedenle savunma haklarının kurarak verecekti. Bu sürecin aynı za- kamızı önümüze koyup bir kere daha
nir, çakılar çekilir, parmaklar kesilir elinden alınmasını keyif ve sessizlik manda bütün ülke metropollerini de düşünmeliyiz, bu imkanları ve gücü
ve gizli kardeşlik ilan edilir. Tayyip içerisinde izlemektedir. Denilebilir saracak ve Kürdistan’ı tutuşturacak nasıl yakalarız diye.
Erdoğan YSK kararından bir gün önce ki savunmayı almayanlar mahkeme- bir halk ayaklanmasına tekabül ede- Öngörmek gerekir ki, seçimin hava-
Kürt sorununun ortadan kalktığını dir. Bunu söyleyenler mahkemelerin ceğini görememek için gözlerin duyu sı değişmiştir. Seçimden sonrası için-
açıklarken Kürt kardeşlerinin kişisel meclis tarafından yapılan kanunları ediminin bitmiş olması bile yeterli de- se söylenebilecek bir şey varsa Arap
meseleleri olduğunu dile getirmişti. uygulamakla yükümlü olduğu gerçe- ğildir. isyanları için söylenenin aynısıdır. Taş
Diyarbakır’dan anladık ki Tayyip’in ğini gizleyenlerdir. Mecliste çoğunlu- Son iki güne sığan gelişmeler iki yö- yerinden oynamıştır. Belediyesiyle
Kürtlerle kardeşliği Kürtlerin kanıyla ğu elinde bulunduran hükümetin ceza nüyle bizim açımızdan da öğreticidir. dozeriyle balyozuyla çadırıyla Kürtler
yazılan bir “kan” kardeşliğidir. Tayyip yasasını değiştirmek için bir günlük Arap halk hareketlerinin aksine dev- ayağa kalktı ve birleşti. Önümüzdeki
Erdoğan’ın kardeşlikten anladığı kar- mesaiye ihtiyacı vardır. Yasa yapıcı rimci ve örgütlü bir önderlik sözkonu- sürecin tarihi yazılacaksa eğer bu tari-
deşlerinin kanını akıtarak, Kürt şehir- ve uygulayıcı olanlar bu yasalarla in- suysa isyanın yenilgiye uğraması ya da hin önemli figürlerinden biri Kürt hal-
lerini kanla yıkayarak, kanla yazılmış sanlarıı yargılayanlara fazla kızmama- kontrol altına alınması söz konusu de- kı ve onun önderliği olacaktır. Kibirli
bir tarihi kan dökerek kabul ettirerek, lıdırlar. Kürtlere kalkan devlet elinin ğildir. Kürt özgürlük hareketi onlarca Tayyip Erdoğan’ın yüksek perdeden
kanla boyun eğdirerek, Kürt’ün kendi omuzu AKP’ye dayalıdır. Sorumluluk yıldır yürüttüğü gerilla mücadelesini söylemi ve küstah havası Diyarbakır’da
kanıyla imzaladığı bir kardeşlik anlaş- Tayyip Erdoğan hükümetinindir. adım adım bir halk hareketine çevir- kepçesini havaya kaldıran dozer tara-
masıymış. Hiçkimse yaşananlardan CHP’nin bile meclisi olağanüstü miş ve yenilmez bir güç haline gelmiş- fından alınmıştır. Bu hava Taksim’i
sadece YSK’yı sorumlu tutma lüksüne oturuma çağırdığı süreçte AKP söz- tir. Devlet kaçınılmaz olarak Kürt öz- dumana boğan gaz bombasının içinde
sahip değildir. Son tahlilde YSK varo- cülerinin ısrarla buna karşı çıkma- gürlük hareketini muhatap alacaktır. sönmüştür. Siyasal iktidar Kürt soru-
lan seçim yasasını zorlayarak aday- sı söylediklerimizi kanıtlamaktadır. Kürtler devlete doğrudan ölümü gös- nunda bütün önceliğini ve gündem
lıkları veto etmiş, yine zorlayarak bu Düne kadar kendi vekillerinin kesinlik- termiştir. Doğru bir önderlik siyasal belirleyiciliğini kaybetmiştir. Dünün
vetoyu kaldırmıştır. Fakat ortada üs- le küsmeyeceğini, birlik ve bütünlük konjonktürü kendi stratejisine uygun statüko karşıtı AKP’si veto ve sonra-
tünden geçilmemesi gereken koskoca içinde davranacağını şovlar yaparak bir şekilde algılayıp bu konjonktürle sında başlayan isyan dalgası karşı-
bir seçim yasası durmaktadır. Bu yasa açıklayan hükümet seçim yasasının algılayıp yeniden tarifleyebilen önder- sında statükoya sarılmış ve CHP’nin
12 Eylül diktatörlüğünün istikrar adı- değiştirilmesi kararıyla meclis olağa- liktir. Arap halk hareketlerinin yarat- çağrılarına cevap veremeyecek kadar
nı koyduğu %10’luk barajla kuruludur nüstü toplantıya çağrıldığında aday tığı meşruiyet çizgisi ve egemenlere dili tutulmuştur. Gündem kum tane-
ve AKP kendini 12 Eylül karşıtı cilala- gösterilmeyen milletvekillerinin mec- saldığı korku Kürt özgürlük hareketi leri gibi Tayyip’in parmaklarının ara-
yıp kimi solculara bile yuttururken bu lise gelmeyeceğini açıklamaya başla- tarafından doğru görülmüş sivil ita- sından akıp geçmiştir. Kürtler zaferi
yasanın değiştirilmesine ısrarla karşı mıştır. Avrupa’ya, Kürtlere, Alevilere, atsizlikle başlayan eylem çizgisi ve- sokakta ve dağlarda kan dökerek ka-
çıkmıştır. Kendi suçunu başkalarının liseli öğrencilere üst perdeden konu- killerin veto kararıyla hızla savaş kon- zanmıştır. Kazandıklarını kan dökme-
üstüne atarak günahlarından kur- şan ve kendine Kaf dağı zirvelerinde septiyle evrilmiştir. Devlet Kürtlere den alma şansı yoktur. Önümüzdeki
tulmaya çalışan nankör kediye ben- rezidans inşa eden Tayyip Erdoğan’ın savaş blofünü çekmiş Kürt özgürlük süreçte halkıyla iktidarıyla TC’nin ce-
zemektedir. Pek çoğumuz bu resmi milletvekillerine söz geçiremeyeceğini hareketi bu blofü görmüş, savaş çağ- vap vereceği soru ya topyekun savaş
görmüştür. Görmediyse bir yerlerde iddia etmesi komiktir. AKP tehlike- rısına savaş narasıyla cevap vermiştir. ya adil demokratik barış olacaktır.
bir çizgi filmle ya da bir filmle buna li bir oyun oynamış ve kaybetmiştir. Tek tek insanıyla, belediyesiyle, artık Bu soru bizim için de geçerlidir. SDP
rastlamıştır. Sevimli görünen kedi as- Devletin derin aklı çektikleri restin hızla özgürleşen ve giderek devletten dün olduğu gibi bugün de İstanbul
lında vazoyu kıran kedidir. Ama suçla- Kürtler tarafından görüldüğünü anlar kopan bir oluşum söz konusudur. Be- Taksim’de ve İzmir’de Agora’da BDP
nan masum köpektir. Seçim yasasını anlamaz sürecin de nereye varacağını lediye panzerlerin karşısına dozerleri- önünde devlete karşı Kürt halkıyla
değiştirmeyerek, hatta savunarak, kavramıştır. YSK geri adım atmak zo- ni dikerken insanlar üstlerine saldıran omuz omuza safını tutmuştur. Bir
ısrar ederek AKP bu zemini hazırla- runda bırakılmıştır. Devlet geri adım panzerlere balyozlarla cevap vermeye bedel ödenecekse o bedel ortak bir
mıştır. Bununla yetinmemiştir. Ceza atmıştır... Dün belgeleri vermeyenler başlamıştır. Devletin topyekun savaş bedel olacaktır. Kazanan Kürt halkı ve
yasalarını ağırlaştırarak 2500’e yakın alelacele belgeler düzenlerken veril- resti topyekun ayaklanmayla cevap- özgürlük hareketi olacaktır.

11
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
KONAK TAŞERON İŞÇİLERİ DİRENİYOR
Biz emekçi kadınlar olarak bu cesareti gös-
terip hakkımızı alana dek bu eyleme devam
edeceğiz. Diğer taşeron çalışanlarına da ör-
nek olup taşeron sistemine karşı yürütülen
mücadelede iyi bir örnek yaratacağımıza
FİLİZ KURNAZ laştırmaya çalışıyorlar, bizi yıldırmaya çalışı- inanıyoruz.
yorlar ama tam tersi biz daha çok birbirimize
kenetleniyoruz. İşçiyi işçiye kırdırmaya çalışı- AHMET YILDIRIM:
Kardeşi kardeşe vurduran, işçiyi işçiye kırdıran bu yorlar ama biz daha da çoğalıyoruz. Onlarsa 11 gündür direnişteyiz. İlk olarak maaşı-
düzene hayır diyoruz. Eli sopalı insanları emekçi bunun farkında değiller. Eninde sonunda mız ödenmedi daha sonra iki işçi arkadaşı-
kadınlara saldırtan belediye yönetimi ve taşeron kazanacağız başka bir yolu yok. 11 gündür mız iş kazası geçirmişlerdi sosyal güvenlik
şirketini nefretle kınıyoruz. Bizim istediğimiz iş gece gündüz burada hep beraber kalıyoruz. kurumuna gidiyorlar para almaya fakat
19 aydır burada çalışıyorum. Şu anki şirket oradan diyorlar ki sizin sigorta girişiniz yıl-
güvencesi taşeronun kaldırılması, sendika hakkımızı
Efekent ikinci şirketimiz. Bundan önce ise başından bu yana yoktur. Bu adamlar has-
anayasal hakkımızı istiyoruz. tanelerde senet karşılığında 450 TL senet
Ceysan adında bir şirket vardı. Özel sektörde
çalışıyorsunuz, üç ay beş ay sonra kapanıyor karşılığında duruyorlar. Biz bunu duyunca

İ
ve hakkınızı alamıyorsunuz, krize giriyor bu hiçbir güvencemizin olmadığını anladık. İş
zmir de Kent AŞ, Park-Bahçeler, delelerini sürdürüyor. Başlattıkları güvencesi sendika talebimiz var. Ya bu hak-
nedenle iş güvencesi önemli. Bizim için de
Buca Belediyesi Taşeron İşçileri- direnişle birlikte birçok mücadele kı alacağız ya sonuna kadar gideceğiz. Dire-
aynı şey geçerli, taşeronda çalışıyoruz her an
nin ardından sendikasız, iş gü- yöntemini de hayatlarının bir parça- niş kırıcıları var. Şirket sahibi sokakta buldu-
kapı önüne koyulabiliriz, artı resmi tatillerde
vencesiz ve taşerona karşı mücadele sı yapıyorlar. 26 Şubatta İzmir Sevgi ğu herhangi bir insanı alıp sana bir milyar
çalışıyoruz fakat hiçbir hakkımızı alamıyoruz,
bayrağı bir kez daha şehr-i İzmir’i Yolunun açılışında eylem yaparak vereceğim diyor, ellerine sopa veriyor. Bizim
mesai ücretimiz zaten yok, asgari ücre-
sarmalamakta. start veren işçilere karşın, işçilerin eski çalışma arkadaşlarımıza da süpürge ve-
te çalışan işçileriz. Bu iş ciddi anlamda çok
Konak Belediyesine bağlı temizlik eylemi nedeniyle “işçi dostu!” iddi- riyor. Bizim arkadaşlarımıza söylediğimiz: “
ağır bir iş. Kadınlar gerçekten dünyada en
işçileri de sendikasız, güvencesiz ça- asında olan CHP Genel Başkanı Ke- arkadaşlar biz grevdeyiz eğer bir hak alırsak
ağır sektörlerde çalışıyorlar, çok iyi yerlerde
lışmaya ve taşeron sitemine karşı mal Kılıçdaroğlu yolunu değiştiriyor, sizin de hakkınızdır çekilin” diyoruz. Bizim
çalışan kadınlar da var. En zor olan ise işçi
bayrak açtı. 25 Şubat’ta başlattıkla- açılışa katılmıyor. İşçiler kendilerine arkadaşlar çekilince diğerleri de bize saldırı-
kadınlar, işçi kadınların yükü daha ağır. Ben
rı mücadele sürüyor. İşçiler Konak yapılan saldırıları ve direniş kırıcıları- yorlar. Bizi birbirimize kırdırmaya çalışıyorlar
sokakta çalışıyorum. Sekiz saat çalışıyorum
Belediyesi bünyesinde bulunan Efe- nı protesto eden basın açıklamaları artık biz bunu istemiyoruz. Eğer biz burada
ama yaptığım iş çok ağır bir iş, 12 saate be-
kent taşeronunda çalışıyor. İşçilerin düzenliyor. Aynı zamanda taşeronu direniyorsak onlar için de direniyoruz. Biz
del çalışıyorum. Bunun bir yığın zor koşulları
sürecin başında maaşları ödenmi- sözde bitirmeye yeminli İzmir CHP sadece kendimiz için direnmiyoruz. Beraber
var dış etkenler, işin kendi zorlukları, kadın
yor, sigortaları yatırılmıyor. İşçilerin il binası önünde basın açıklaması bir ekmek yemişsek iki yıl birlikte çalıştığımız
olduğum için daha hassasım ama tüm zor-
direnişi sonrasında işveren geri adım gerçekleştiriyor. 8 mart sabahı di- insanlar bunu bize yapmamalıdırlar.
luklara rağmen ekmek parası için, iş güven-
atarak maaşlarının bir kısmını ya- reniş alanında 8 Mart’ı kutluyorlar.
cesi için katlanıyorsunuz. Gelecek için katla-
tırıyor. İşçiler ise sadece maaş için İşçilerin direnişi 50 günü aşarken, ZABITA-POLİS-GÖZALTI TERÖRÜNE
nıyorsunuz. İyi bir gelecek için, iş güvencesi
direnmediklerini, iş güvencesi talebi, işçiler bu 50. güne bir çok eylem sığ- İNAT
için. Ekmek parası için daha iyi bir gelecek
sendika talebi ve taşeron sistemine dırıyor. CHP İl binası önünde eylem- Konak taşeron işçileri direnişlerinin 18.
için direnişe devam diyorum.
karşı mücadele ettiklerini her fırsat- ler gerçekleştiriyor, Basmane Mey- gününde kendilerine yönelik polis-zabıta te-
ta haykırıyor. danındaki Dünya maketine kendini rörüne karşı sessiz kalmadıklarını haykırmak
BANUGÜL KIRMIZI:
Direniş sürecinde maaşları ödeye- zincirliyor, Belediyenin çatı katından için basın açıklaması gerçekleştirdiler. İşçiler
Konak belediyesinde taşeron şirketinde
rek işçilerin direnişini kıracağını sa- pankart sallandırıyor, yol kapatıyor… basın açıklamasını yürüyüş ve sloganlarla
bir buçuk yıldır çalışıyorum. Fakat 11 gün-
nanlar ise oldukça yanılıyor. İşveren Kıssaca işçiler kendilerine dayatılan Konak-Sümerbank önünde gerçekleştirdi.
dür grevdeyiz. Arkadaşlar dışarıdan arkadaş
yanıldıkça daha da pervasızlaşıyor. tüm baskılara, zabıta-polis-gözaltı Daha sonra ise yine yürüyüşler ve slogan-
tutup da bizleri, özellikle bayanları dövüyor-
Direnişi kırmak için parayla direniş terörüne karşı inatla direniyor. İşçiler larla Kemeraltı-İkiçeşme güzergahından
lar. Bu arkadaşlarımız hep dayak yedi. Keş-
kırıcılar tutuyor. Kiminin eline sopa her günü eyleme çevirmeye devam direniş alanına geldiklerinde belediyenin çöp
ke olmasa bizden taraf olsalar. Biz dışarıda
veriyor işçilere saldırtıyor; kiminin ediyor. Taşerona, güvencesiz çalış- arabalarının direniş alanına kapatması üze-
çalışırken aklınıza gelebilecek her türlü şeyle
eline süpürge vererek işin devamını maya, sendikasız çalışmaya bayrak rine Basmane Meydanını trafiğe kapattılar.
karşılaşıyoruz, hatta küfürlerle karşılaşıyo-
sağlamaya çalışıyor. Efekent işçileri- açan işçilerden Gülbeniz Dönmez, İşçilerin yol kapatma eylemi yaklaşık yarım
ruz. Kazayla adamın ayağına su sıçratıyor-
nin arasında kadın işçiler de bulu- Banugül Kırmızı, Songül Cihangir, saat sürdü. Çöp arabasının kaldırılmasına
sunuz size hakaret edebiliyor. Fakat ben
nuyor. Direniş kırıcılar kadın işçilere Ahmet Yıldırım ile direnişlerinin 11’ci yönelik pazarlıklar sonuçsuz kalması üze-
kendimi artık kadın gibi hissedemiyorum,
hem de 8 Mart Dünya Kadınlar Gü- gününde görüştük. rine işçiler oturma eylemine devam etti.
başımızda böyle insanlar olduğu sürece biz
nünden birkaç gün önce pervasızca Belediye’ye hükmü geçmeyen Emniyet
ne kadınlığımızı görebiliyoruz, ne de insanlı-
saldırmaktan kaçınmıyor. GÜLBENİZ DÖNMEZ: güçlerinin hükmü yine işçiler üzerindeydi.
ğımızı görebiliyoruz
Kadın işçilerin çalışma koşulları Gece ve gündüz 11 gündür sen- İşçileri ve desteğe gelenleri çembere alan
daha zor. Bütün gün sokakta çalışan dika ve iş güvencesi için burada çevik kuvvet işçileri yerlerde sürükleyerek,
SONGÜL CİHANGİR:
kadınlar her türlü zorlukla karşıla- direnişimiz devam ediyor. Fakat yet- döverek, biber gazı kullanarak, elektrikli
Konak belediyesinde çalışmaya başlayalı iki
şıyor. Derme çatma kulübelerde iş kililerden henüz kesin bir sonuç çık- joplar eşliğinde gözaltına aldı. İçlerinde SDP,
sene oldu. Taşeron firmadayız. Biz hakkımızı
elbiselerini değiştirmek zorunda ka- madı. Ama biz hakkımızı alana dek, Mücadele Birliği, BDSP taraftarlarının da
istiyoruz ve taşerona hayır diyoruz. Başkan
lıyor kadın işçiler. Sokakta çalışırken sendikalı olana dek, iş güvencesine bulunduğu 65 kişi gözaltına alındı. Göz altı
söz verdi bize, ama bugün dedi yarın dedi
yaşanan en büyük sıkıntılarından sahip olana kadar buradayız. Kadın işlemi saatlerce sürerken göz altılar sonrası
ve biz hala beklemedeyiz. 11 gündür burada
biri de tuvalet sorunu oluyor. Tüm ve erkek işçilerle birlikte mücadeleye ise direniş alanında yaşananları protesto et-
geceli gündüzlü yatıyoruz. Geceli gündüzlü
bu zorluklar karşısında işçiler müca- devam edeceğiz. Her geçen gün zor- mek için tüm demokratik kitle örgütleri bir
burada yatıyoruz. Bazı arkadaşlarımızı bize
karşı kullanıyorlar. Bazıları çalışıyorlar. Biz araya geldi. İşçiler sabaha karşı İzmir Emni-
grevdeyken onlar çalıştı mı olmuyor. Biz yet Müdürlüğünden bırakıldı. Göz altından
çalışan arkadaşlara gelin bizimle olun dedik bırakılan işçiler sloganlarla yeniden direniş
ama onlar da bize saldırdı. Kadın olduğumuz alanına gelerek kararlılıklarını bir kez daha
halde beni arkadaşımı iteleyerek küfür ede- dosta-düşmana ilan ettiler…..
rek bizi kışkırtmaya çalışıyorlar.
27. DİRENİŞ GÜNÜNDE YİNE GÖZALTI
YASEMİN ORALLI: TERÖRÜ
“…. Mücadelemizin on ikinci günündeyiz. Konak belediyesi önünde Taşerona iş
Gece gündüz kadın erkek daha iyi bir gelecek güvencesizliğine sendika hakkı için direnen
için onurlu bir mücadele veriyoruz. Beraber işçiler yine polis terörüne maruz kaldı.Gece
ekmek paylaştığımız iş arkadaşlarımızla kar- geç saatlerde sivil polisler, çok sayıda çevik
şı karşıya getirip birbirimize kırdıran beledi- polisleri de yanlarına alarak direniş yerine
ye yönetimine sesleniyoruz: Kardeşi kardeşe baskın yapıp 6 işçiyi göz altına aldı. İşçilerin
vurduran, işçiyi işçiye kırdıran bu düzene ha- eşyalarına el konuldu, işçilerin gece soğuk
yır diyoruz. Eli sopalı insanları emekçi kadın- havalarda ısınmak için yaktıkları ateş sön-
lara saldırtan belediye yönetimi ve taşeron dürüldü, battaniyelere el konuldu. İşçiler
şirketini nefretle kınıyoruz. Bizim istediğimiz kendilerine yönelik bu baskı ve terörü pro-
iş güvencesi, taşeronun kaldırılması, sen- testo etmek ve susmayacaklarını haykırmak
dika hakkımızı anayasal hakkımızı istiyoruz. aynı gün Basmane Meydanından yürüyüşle

12
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
BUCA BELEDİYESİNDE TAŞERON
İŞÇİSİYİM
D
ireniş Buca taşeron işçisi olarak
başladı. Buca taşeron işçisiyken
mücadele ateşini ilk o yaktı. 56 gün
boyunca Buca Belediye önünde altı arkada-
şıyla birlikte direndi. Süreç sonunda 6 arka-
daşı işe alınırken o işe alınmadı. Yolu dire-
nişe geçen Konak taşeron işçileriyle kesişti.
Konak taşeron işçilerinin her eyleminde ön
Kıbrıs Şehitleri Caddesinde bir basın açıklaması saflarda yer aldı. Konak işçileriyle birlikte
gerçekleştirdi. gözaltına alındı. Büyükşehir belediyesinin
önünde kendisini zincirledi. 56+36. direniş
33. DİRENİŞ GÜNÜNDE EYLEMDE gününde CHP il binası önünde sesini, haklı
Sendika taleplerini ve taşerona karşı verdikleri mücadelesini haykırdı, basın açıklaması
mücadeleyi 33. Günde de eyleme dönüştüren yaptı. Buca taşeron işçisi Batıgül Tunç mü-
işçiler CHP aday adaylarını tanıtım toplantısını cadelesini kazanacağı güne değin direnişi-
protesto etti. Çankaya’da saat 15:30 da yapı- ne devam edecek. Batıgül’le Buca süreci ve
lan toplantıya işçiler Basmane meydanından ardından Konak taşeron işçileriyle kesişen
yolları üzerine sohbet ettik. Kadın olarak Daha sonra bana haber verdiler ve aldık- görmüyorum, kızımın resmini zabıta gö-
yürüyüş ve sloganlarla geldi. Yürüyüşte “Hangi
direnmenin anlamını sohbetimize kattık. ları tutumu aktardılar. Ben de doğru olanı zümün önünde yırttı. Ve bu çok zoruma
Yüzle Oy İsteyeceksiniz” pankartı açıldı. Eyleme
yaptıklarını söyledim. gitti. Ve bu durum nedeniyle ben sinir krizi
işçilerin aileleri de yoğun olarak katıldı. Eylem sı-
TAŞERONA KARŞI MÜCADELE BUCA geçirdim. Tansiyonum on sekize çıkmıştı.
rasında içerde bulunan Konak Belediye Başkanı
BELEDİYESİNDE BAŞLADI CHP İL BİNASI ÖNÜNDE DİRENİŞ Hastaneye götürmek istediler ben kabul
Hakan Tartan hiç dışarı çıkmazken İşçilerle CHP
Buca belediyesinde taşeron işçisiyim. ZAMANI etmedim. Sabah 8:30’a doğru da yavaş
İl başkanı muhatap oldu. İşçiler tanıtım toplan-
Orada 56 gün bir direnişimiz oldu yedi ar- 12 Mart Cumartesi günü bir basın açık- yavaş çekildiler. Çünkü bu saatlerde burası
tısına alınmazken Konak taşeron işçisi Gülbeniz
kadaşımızla beraber. CHP İl başkanı Tacet- laması ile CHP il binası önünde direnişime kalabalık oluyordu. Daha sonra ben tekrar
Dönmez ve Buca taşeron işçisi Batı Gül Tunç
tin bey direnişin 56. günü geldi ve şu söz- ve oturma eylemime başladım. Buca’da eşyalarımı getirdim, pankart getirdim.
eylemde söz aldı. Gülbeniz Dönmez oy zamanı
leri söyledi: arkadaşlar arasında anlaşma yaşanan süreçle burada yaşadığım süreç Pankartımı yırttılar. Tekrar ilki gibi bir sal-
geldiğinde bizleri hatırlamaktan vazgeçin. Biz
yaptık sizi 10 gün içinde sendikalı olarak aynı olmayacaktı. CHP il binası önünde ey- dırı gerçekleşti eşyalarıma el koymak için.
hakkımız olan iş güvencesini ve sendikayı istiyo-
işe alacağız dedi. Biz de yedi arkadaşımız- leme başladığım için CHP’yi karşıma almış Polislere pankartımı siz yırttıkça ben bura-
ruz diyerek taleplerini haykırdı. Daha sonra sözü
la beraber bu karara uyduk ve çadırımızı oluyorum. Çoğu insan CHP’li olduğu için ya yine pankart getireceğim dedim. Eşya-
alan Batıgül Tunç ise Buca taşeron işçisi olarak
kaldırma kararı aldık. CHP il başkanı tüm buraya gelmeye çekiniyorlar. Ben burada larıma el koysalardı yol kapatacaktım ben
56. gün boyunca direndiğini, CHP il başkanının
basının önünde bizi sendikalı işe alacağını biraz yalnız kalacağımı da biliyordum. Ama böyle düşünüyordum. Fakat eşyalarıma el
sözü üzerine direnişe son verdiğini ve tüm ba-
bildirdi. Arkadaşlarımızın bir kısmı on gün ben yalnız da olsam burada olacağım. Hiç koymadılar. Tam bunu atlattık derken bu
sının önünde sendikalı olarak işe alacağını bil-
sonra işe başladı. En son olarak ben kal- kimseye güvenmeden bu kararı aldım ve yaşananlarla ilgili Konak taşeron işçileri ile
dirmesine rağmen sözünü tutmadığını belirtti.
dım, altı arkadaşımız işbaşı yaptı. Ben bu tek başıma oturdum. Direnişe başladığım birlikte basın açıklaması yaptık. Basın açık-
Tunç aynı zamanda kendisini gönderdikleri iki
süreçte CHP il başkanı ile görüşüyordum ilk iki gün Cumartesi ve Pazar günleri ziya- laması dönüşünde direniş alanını çöp ara-
işyerinin taşeron olduğunu ve bunu kabul et-
işe başlamamla ilgili ama hep haftaya öbür retime gelenler oldu. Hatta Pazar akşamı balarıyla kapatmışlardı. İşçilerle birlikte yola
mediğini ve şu an il binası önünde direndiğini
haftaya diyerek beni oyalıyordu. sokakta karton toplayarak geçimini sağ- oturduk. “Ölmek var dönmek yok” diyordu
belirtti.
layan iki çocuk beni geçerken görmüşler, insanlar. Beni alırken de dört kişi havaya
KONAK İŞÇİLERİYLE YOLLARIN KESİŞ- işlerini bitirdikten sonra evlerinden çıkıp kaldırdı ve arabaya götürüyorlar ve birden
40. DİRENİŞ GÜNÜNDE İŞÇİLER KENDİNİ
ME ZAMANI yanıma geldiler. Poğaça-boyoz almışlar. beni yere bıraktılar, bilerek yaptılar bunu.
DÜNYAYA ZİNCİRLEDİ
Bu süreçte de Konak taşeron işçileri Odun toplamışlar ve bana desteğe gelmiş- Beni bacağımdan tutup sürüklemeye baş-
İşçiler, Basmane Meydanı’ndaki dünyayı sim-
eyleme başlamışlardı. Ben de 56 gün bo- ler. Ve benim yanımda sabahladılar. Üçe ladılar. Beni arabaya sokarken ayağımı ara-
geleyen metal heykele kendilerini zincirleyerek
yunca sokakta direndiğim, bunun acısını kadar oturduk sohbet ettik, havanın soğuk baya dayadım ve sırtıma bir darbe aldım.
eylem yaptı. Basmane’deki Konak Belediye bi-
yaşadığım için Konak taşeron işçisi arka- olması nedeniyle ateş yaktık. Saçımı çektiler. Orda işçi arkadaşlardan biri
nası önünde 24 saat oturma eylemi yapan iş-
daşlarıma destek ziyaretinde bulundum. de kafamı kapatmaya çalışıyordu kafama
çiler Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’nın
İlk gün basın açıklaması ve oturma eylemi ZABITA-POLİS- GÖZALTI TERÖRÜ vurmasınlar diye. O anda bir elin bacağım-
makam odasını basmak için içeriye girmek iste-
yapmışlardı. İkinci gün de eşya getirdim, BAŞLIYOR da hissettim taciz durumu vardı. Sonra ise
di. Çevik Kuvvet ekiplerinin kapının girişinde ön-
ısınmaları için battaniye getirdim arkadaş- Direnişimin üçüncü günüydü ve saat gözaltı süreci başladı. Hastane ifade süre-
lem alması sonucunda işçilerden 4’ü, Basmane
lara. CHP il başkanı beni Konak taşeron iş- 5:30 civarında çocuklar (desteğe gelen ciydi sonrası. Biz ifadelere imza atmadık.
Meydanı’ndaki dünyayı simgeleyen metal hey-
çilerinin yanında görmüş. İki üç gün sonra karton toplayıcısı çocuklar)beni uyandırdı Gözaltından çıkınca topluca direniş alanına
kelin üzerine çıkarak kendilerini zincirledi. Diğer
ben tekrar CHP il başkanını aradım ve işe ve baskını haber verdi. Ben ayakkabılarımı geçtik. Direnişim devam ediyor. Sendikal
taraftan da 3’ü pankart açıp yolu trafiğe kapat-
alınma durumumu sordum CHP il başkanı giymeye kalmadan yığıldılar. 100’e yakın hakkımı alana kadar buradayım, gitmeye-
tı. Polis ekipleri önce yol kesen 3 işçiyi, ardından
bana “sen Konak işçilerine desteğe gittin çevik, 50 kişiye yakın zabıta, 20-25 civarın- ceğim. Bir teklif de geldi aslında taşeronda
da kendilerini zincirleyen 4 işçiyi itfaiyenin de
bu nedenle seni işe almayacağız” dedi. Ben da sivil polis baskın yaptı. Şoka girmiştim, çalış diye. Ben bu kadar mücadele verdim
yardımıyla zincirlerini keserek gözaltına aldı.
de kendisine ben Konak İşçilerine desteğe tek bir bayandım ve bir bayana karşı bu iki çocuğumun yüzüne bakamam taşero-
Gözaltına alınan toplam 7 işçi Terörle Mücadele
giderim çünkü onlar da benim gibi işçi. Biz kadar zabıta, bu kadar çevik kuvvet geldiy- na geçersem. Benim büyük kızım anne 56
Şubesi’ne götürüldü.
hepimiz aynı sınıftanız,hepimiz işçi sınıfıyız. se ben bayağı korkutmuşum diye düşün- gün orda kaldın ne oldu şimdi burada ne
Onlar da benim gibi taşeronda çalışıyorlar, düm. Ve baskın anında bu düşündüğümü olacak dedi. Bu benim beklemediğim bir
43. DİRENİŞ GÜNÜNDE BELEDİYE
sokakta kalıyorlar ve ben de 56 gün dire- haykırdım polislere. Eşyalarıma el koymaya soruydu. Çocuklarımın yüzüne bakmak için
ÇATISINDA EYLEM
nişte sokakta kaldım. Bu nedenle onların çalıştılar. Bu baskını yaşarken en çok ho- bu direnişe devam edeceğim.
Konak taşeron işçileri direnişlerinin 43. Gü-
yanına giderim diye cevap verdim. Daha şuma giden ise destekçi olarak yanımda
nünde yine eylem dedi. İşçiler 43, direniş gü-
sonra işçiler CHP il binası önünde basın kalan iki çocuk kolumu tuttular ve beni KADIN OLARAK DİRENMEK ZOR AMA
nünde Konak Belediyesinin çatısına çıkarak “
açıklaması yapmış ve CHP il başkanı Tacet- polise vermek istemediler. Bu çocukları Kadın olarak direnmek gerçekten çok
Kılıçdaroğlu Taşerona Karşı Gelen İşçileri Tutuk-
tin Bey beş kişiyi komite olarak görüşmeye ben hiç tanımıyordum, sokakta geçerken zor. Burada gündüz ve gece kalıyorsun. Er-
latsın! Hakan Tartan” yazılı pankartı açtı. Bele-
çağırmış. Bu görüşmede şunu söylemiş görmüşlerdi beni. Çocuklardan birini aldı- keklerin bakışlarından rahatsız oluyorsun.
diyenin çatısına 15 işçi çıktı. İşçilerin Belediye
“sizin yüzünüzden Batıgül’ü işe almıyorum, lar ve ben buna müdahale ettim. Bu ara- Ateş yakıyorsun geçen arabalar korna ça-
çatısındaki eylemi sürerken aşağıda bulunan
size desteğe geldiği için işe alınmayacak. da ben iki üç eşyamı aldım fakat bu arada lıyor. Ama tüm bunlardan tedirgin olsam
diğer direnişçi işçiler de sloganlar eşliğinde eyle-
Sizin yüzünüzden işinden oldu” demiş. İşçi beni sürüklüyorlardı yerde. Çevik polisin da ben burada direneceğim.Ve burada
me devam etti. Eylem yaklaşık 20 dakika sürdü.
arkadaşlar da il başkanına “siz Batıgül’ü işe biri beni tekmeledi. Yanımda bir de dört beni en çok zorlayan çocuklarımdan ayrı
Belediye çatısından Pankart sallandıran işçiler
almıyorsanız biz de Batıgül’ü aramıza alıyo- destekçi kişi vardı. Onlara da vurdular. Di- kalmak. Küçük kızımı bir aydır görmüyo-
gözaltına alındı. Daha sonra aşağıda bekleyen
ruz, Batıgül işbaşı yapana kadar biz onunla reniş alanında 5 yaşındaki kızımın resmi rum. Her şeye rağmen burada direnmeye
işçiler çevik kuvvet ablukasına alınarak belediye
beraberiz” diyerek görüşmeyi bitirmişler. vardı ve o süreçte on beş gün falan kızımı de devam edeceğim.
önü boşaltıldı.

13
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
GELECEK: İSYAN VE
lığın yoğunlaşması ırkçılığı hortlatı- sundan bağımsız değildir,” (s.230)
yor. saptamasıyla konuya ilişkin illüzyon-
Claudio Cordone’nin, “Avrupa’da larını açığa çıkartan Başkaya; Leon
yabancı düşmanlığının artması”na[3] Troçki’nin, “Biz Marksistler biçimsel

SOSYALİZM
dikkat çekerken; Tarık Ramazan’ın demokrasi putuna hiçbir zaman ta-
da, “İslâm paranoyasına teslim pınmadık,” diye altını çizdiği doğru-
olan Avrupalılar çokkültürlülükten dan demokrasi seçeneğine gönder-
uzaklaşıyor,”[4] diye eklemesi boşu- me yapıyor.
na değil. Gerçekten de yöneten, yönetilen
SİBEL ÖZBUDUN “Muasır Medeniyet” denilen dura- ayrımını yok etmeyi hedefleyen doğ-
ğa ilişkin olarak artık şunu görmek rudan demokrasi; bütün ayrıcalıkları,
gerek: Günümüzde “yabancı” ya baskıları (cinsiyetçi, geleneksel, kül-
Sosyalistlerin yenilenmesi, isyanlarla, kapitalizme karşı da “mülteci” eskiden olduğu üzere türel, sosyal, sınıfsal, ulusal vb.) ve
mücadele ve örgütlenmeyle mümkün olacaktır. Sözü “marjinal”, giderek “göz ardı/ihmal sömürüyü yok etmeyi hedefler.
ve eylemi örgütlemeyi birbirinden soyut ele almaması edilebilir” kategoriler değil… Eleştirme, değiştirme ve yenileme
gereken politik çıkış, ezilenlerin tarihsel bloğunu yani Çünkü “yabancı düşmanlığı”, örne- anlamı taşıyan doğrudan demokra-
anti-kapitalist toplumsal dinamikleri (kadın, ekoloji, ğin XX. yüzyıl başlarında olageldiği si, dolaysız katılımın önünü açarken,
savaş karşıtlığı vb) göz ardı etmeyen bir perspektifle, üzere bir “iç tahkimat”, “ulusal birliği temsili mümkün olduğu ölçüde en
sağlama” aracı olmaktan çıkıp, top- aza indirger.
III. Büyük Bunalımın devindirdiği dip dalgası üzerinde
lumları içinden çürüten bir patoloji- Seçilmeyi, geri çağırma, sürekli de-
yeniden kurabilir. ye evrilirken demokrasi de bir oyuna netim ile taçlandıran doğrudan de-
dönüştürülüyor. mokrasi biçimsel bir yaklaşım değil,
“Günleri ve mevsimleri
tüm beşeri değerleri içselleştiren di-
düşlerimize göre
*** namik bir oluştur.
yeniden yaratacağız.”[1]
Her ne kadar Gündüz Vassaf ben- Bilginin ortaklaştırılması, ulaşılabi-

F
zerleri, “Dünyamız yeni bir demokrasi lir olması, uzmanlıkların yok edilme-
ikret Başkaya’nın, serdiği tükenmişliği aşacak anlayışına gebe. İyimserim… Dünya sini sürekli gündem maddesi kılan
‘Yeni Paradigmayı alternatifi de ortaya koyma kabuk değiştiriyor… Dünyamız yeni doğrudan demokrasi toplumun sü-
Oluşturmak’[2] (‘YPO’) çabası. bilincimizin, teknolojilerimizin doğu- rekli devinimini, politikliğini, yaşamı
başlıklı yapıtı bana Murathan Yani, sektörel reel-sosyalist racağı yeni bir demokrasi anlayışına tümüyle belirlemesini sürdüren bir
Mungan’ın, “Ben sende bütün deneyimin likidasyonuyla “ne- gebe,” türünden karşılıksız nikbin- anlayışın gerçekleşmesi sürecinde
aşklarımı temize çektim,” di- ticelenen” sosyalist dalganın liklere sarılsa da, kapitalizm için bir ortaya çıkar.
zesini anımsattı öncelikle. ya da yıkılan “Rus Deneyimi”nin dönem kapanıyor. Doğrudan demokrasi, iktidar ol-
“Neden” mi? Fikret Hocanın aşılarak, yenilenmesini hedef- Mesela CNN’den Paul Armstrong duktan sonra yukardan aşağı oluştu-
‘YPO’ı, tüm biriktirdiklerini te- liyor. Davos’ta, “Küresel ekonomik kriz, bi- rulacak bir anlayış değildir. Siyasal-
mize çektiği bir sentez de on- zim kapitalist sistemin fay hatlarını toplumsal mücadeleye adım atılırken
dan. *** öyle bir şiddette ortaya çıkardı ki, en hayat bulması, içselleştirilmesi gere-
Gerçekten de, sosyalist bir Bu bağlamda ‘YPO’ yapıtı- iyimserler bile tam bir ekonomik to- ken bir anlayıştır.
paradigmayı sistematize eden nın, ‘Kapitalizmden Çıkmanın parlanmanın ne zaman gerçekleşebi- Sürekli inşa hâlindeki bir dinamik
kapsamlı bir kavramsallaş- Gerekliliği ve Âciliyeti Üzerine leceğini söyleyemiyor,” diyordu. olarak doğrudan demokrasi, sürek-
tırma girişimi olarak ‘YPO’, Bir Deneme’ alt başlığı da, her Mesela iki günlük G-20 zirvesinde li kendini değerlendirme, yenileme,
“cumhuriyet”ten “muasır şeyi özetler gibi… gündem maddelerini, artan gıda ve deneme ve eksikliklerini görmeye yö-
medeniyet”e uzanan geniş Kapitalist sürdürülemezliğin emtia fiyatları, kamu borcu ile den- nelik kolektif bir eylemdir.
yelpazeli bir sürdürülemezlik “Uygarlık Krizi”ne dönüştü- gesizlikler oluşturdu. V. İ. Lenin’in, “Tüm halk kitlesi top-
eleştirisi. ğü noktada, “Artık eskisi gibi Mesela SIPRI’nin araştırmasına lumsal dönüşüm sürecinin içinde yer
Ancak sadece “eleştiri” de- düşünmenin, eskisi gibi dav- göre, silah sektörü ağır mali krizin almalıdır. Aksi takdirde sosyalizm bir
ğil; ‘Paradigmanın İflası’ baş- ranmanın, eskisi gibi üretip yaşandığı 2009 yılında da kâr etmeyi düzine entelektüel tarafından birkaç
lıklı çalışmasında gözler önüne eskisi gibi tüketmenin, velha- sürdürdü… Dünyanın en büyük 100 resmî makam tarafından buyrularak
sıl eskisi gibi yaşama- silah üreticisinin ciroları yüzde 8 ar- kurulabilirdi. Halk denetimi zorunlu-
nın sürdürülebilemez tarak 401 milyar dolara çıktı… 2002 dur. Yoksa deneyim paylaşımı yeni
olduğu zaman geldi yılından bu yana silah sektörünün rejimin kapalı devre yetkilileriyle sı-
çattı. Kendimize, öte- en büyük 100 firmasının cirolarında nırlı kalır. Yolsuzluk kaçınılmaz olur,”
ki insana, topluma, toplam yüzde 59’luk bir artış kayde- vurgusundaki üzere…
hayata, doğaya ve bir dildi. Bu yanıyla doğrudan demokrasi,
bütün olarak âleme Mesela BM Genel Sekreteri Ban yaşanan reel-sosyalizm deneylerini
dair yeni bir bakış ve Ki-mun, ‘Dünya Sosyal Adalet Günü’ de köklü olarak sorgulamamızı ge-
anlayışın gerekli ol- dolayısıyla 20 Şubat 2011 tarihinde rektiren bir eleştirel değerlendirme
duğu bir zaman bu,” yayımladığı mesajda, dünya nüfusu- olarak, iktidar-demokrasi-devlet so-
(s.9.) belirlemesiyle nun yüzde 80’inin sosyal güvenlikten runsallarının yeniden tanımlanması-
“unutulan”, “unut- yoksun olduğunu açıkladı. dır.
turulan” çok önemli Özetle, sürdürülemez kapitalist “İktidarsız iktidar”, “Toplumsal
şeylerin altını çiziyor: üretim tarzının tarihi, sermaye biri- iktidarlar” olarak da algılanabile-
“Batı değil kolonya- kim rejimi ve hegemonya değişiklik- cek doğrudan demokrasi, sınıfsız-
list/ emperyalist ka- lerinin, büyük altüst oluşlarla gerçek- sömürüsüz-devletsiz geleceğin inşası
pitalizm.” (s.41.) “AB leşebildiğini gösterirken; Tunus’tan mücadelesidir aynı zamanda…
büyük sermayenin Mısır’a, Arnavutluk’a, Avrupa’daki Kendini sürekli yenileyen kesintisiz
imparatorluğudur,” öğrenci olaylarına ve grevlere uza- bir devrim anlayışıyla iktidarı kolek-
(s.47) diye… nan tarihsel pratiğin gösterdiği gibi tivize eden bir iktidarsızlığı içselleş-
Kolay mı? “Devrim ezilenler artık eskisi gibi yönetilmek tirerek, devletin eritilip, devletsizliğe
bitti, demokrasi ve- istemiyorlar; yönetenlerin artık eski- doğru bir gidiş demektir.
relim!” çığırtkanlığıy- si gibi yönetemez olduğu bu dönem- Değişmeyen önderler, liderler, baş-
la malûl AB muhibi de… kanların mümkün olmadığı doğrudan
liberaller, gerçekleri ‘YPO’ böylesi bir arkaplan üzerinde demokraside aslolan halkın doğrudan
gizleyen “Sosyal Avru- sorguluyor, ‘demokrasi’nin sınır, içe- katılımı temelinde devrimin kendisi
pa miti”ne (s.58) sa- rik ve anlamını… ve kesintisizliğidir.
rıladursunlar; sürdü-
rülemez kapitalizmin *** ***
abonesi olduğu krizle “Demokrasi, politikanın ne olma- Bunun için de “Kapitalizm neden
beslenen aşırı sağcı- sı ve nasıl yapılması gerektiği soru- insanlığın ‘normal hâli’ değildir?”

14
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
(s.123) sorusuna net, somut yanıtlar dünyası”nın, “beyaz paradigmaları”nı
veren Başkaya, “Kapitalizm, büyüme tashih etme vakti geldi.
ve zenginlik üretiyor, ama onun so- Oryantalist ezberleri bozan du-
nucunda sorunların çözülmesi gerek- rum, Tunus’un yaktığı devrimci ateş
miyor,” (s.83.) der. ile birçok Arap ülkesini etkileyerek
“Yeni bir uygarlığa giden yolu ara- yayılıyor. Tunus ile başlayan protes-
lamak!” (s.345) için i) “Kapitalizmden tolar, Mısır’dan Yemen’e, Cezayir’e,
çıkmak…” (s.311) ii) “İlerleme ideo- Ürdün’e ve Bahreyn’e de sıçrarken;
lojisinden ve teknoloji fetişizminden ABD’nin Wisconsin eyaletinde kamu
çıkmak!” (s.313) iii) “Çılgın rekabet- işçilerinin başlattığı eylem Ohio ve
ten çıkmak…” (s.325) iv) “Prodük- Indiana eyaletlerine de yayıldı.
tivizmden, sınırsız üretim ve saçma Wisconsin eyaletinin Cumhuriyetçi
tüketim sarmalından çıkmak…” valisi Scott Walker’ın eyalet meclisine
(s. 334) gerekliklerine “Komüncü kamu çalışanlarının haklarını kısıtla-
[üleşimçi-ortaklaşmacı] mülkiyet bi- yan bir yasa tasarısı sunmasının ar-
çimlerini keşfetmek” (s.346) boyu- dından başlayan eylemlere katılanla-
tunu ekleyen Fikret Hoca hepimize, rın sayısının 100 binlere ulaştı.
Karl Marx’ın “toplumsal cumhuri- Wisconsin eyalet meclis binasını
yet çığlığı” olarak betimlediği Paris işgal eden eylemciler “Bu da bizim
Komünü’nu bir kez daha anımsatır Tahrir meydanımız” yazılı pankartlar
adeta… taşıyor.
Gerçekten de Marx’ın, “İşçi sınıfı Kuzey Afrika’dan Wisconsin’e ya-
Komünden mucizeler beklemiyordu. şananları Karl Marx’ın, “Bütün yaşa-
Onun par décret du peuple uygulana- nanlar, sınıf savaşımlarının tarihidir,”
cak hazırlop ütopyaları yoktur. Ken- sözleriyle açıklamak gerek.
di öz kurtuluşunu ve bu kurtuluşla Kapitalizm var oldukça Ortadoğu’dan
birlikte, güncel toplumun kendi öz Amerika’ya, Avrupa’dan Asya’ya sınıf
iktisadi gelişmesi ile karşı konmaz savaşımı devam edecektir; “Devrim-
bir biçimde yöneldiği yaşamın o daha ler ihtimallerin, rastlantıların içinde
yüksek biçimini gerçekleştirmek için, gizlenmiştir her zaman,” diyen Güray
uzun mücadelelerden, koşulları ve Öz’ün formülasyonundaki üzere.
insanları baştan başa dönüştürecek Şimdi “Umudun İlkesi” fikri can-
tüm bir tarihsel süreçler dizisinden landırılarak, Ernest Bloch’un,
geçme zorunda olduğunu bilir o,”[5] “Umut etmek vardır ve bu öğreni-
biçiminde özetlediği inşa hâlindeki lebilir… Bugün kötüdür, gelecek
bir öz örgütlenmenin doğrudan de- “Bu sefer rüzgâr ‘yeryüzünün efendileri’ tarafından umuttur,” sözleri anımsanmalı ve
mokrasisidir. değil de ‘yeryüzünün lânetlileri’ tarafından esiyor. Herakleitos’un, “Umut olmadan umut
Hem de yine Marx’ın, “Emeğin kur- Batı’dan değil de Doğu’dan esiyor. Kuzeyden değil de edilen ele geçirilemez” uyarısının altı
tuluşu, emek araçlarının toplumun çizilmelidir…
Güneyden esiyor. Ufukta, artık bundan sonra hiç bir
ortak mülkiyeti durumuna yüksel-
tilmesini ve emek gelirinin adalet-
şeyin eskisi gibi olmayacağının emareleri beliriyor. ***
li biçimde dağıtılması ile birlikte Tunus’tan Mısır’a, tüm Arap dünyasını ve Orta Doğu’yu Nihayet Fikret Başkaya’nın, “…
toplam emeğin topluluk tarafından saran ateşin alevi, insanlığın ufkunu aydınlatıyor” Beklemeyi bir yana bırakıp, ‘bu günü
düzenlenmesini gerektirir… ‘Emek farklı yaşama’ tercihi yapma zama-
araçlarının ortak mülkiyet durumu- nı artık gelmiş olmalıdır… Bu kitap,
na yükseltilmesi’, bu, herhâlde ‘ortak ğildir” (s.358) notunu da düşmekte İsyanların arkasındaki etkenlerin neden böyle olduğuna, neden bir
mülkiyet hâline dönüştürülmesi’ an- haklıdır… derin ve kalıcı sorunlardan kaynak- ‘sürdürülemezlik’ durumunun ortaya
lamına gelmektedir,”[6] formülasyo- landığı Kuzey Afrika’da patlak veren çıktığına dair bir netleşme sağlama
nundaki gibi… *** halk hareketleri, “muasır medeniyet- amacı taşıyor,” (s.13) vurgusuyla he-
Evet, yerkürenin bir kez daha ler” açısından hiçbir şeyin artık eskisi pimizin önüne koyduğu ‘YPO’, dünya-
*** “Merhaba” dediği başkaldırıya bu gibi devam edemeyeceğini gösteri- nın “11. Tez”deki üzere değiştirilme-
Bu kaygılarla “Yeni bir uygarlık için günlerde her zamankinden daha faz- yor. si için bereketli bir imkân sunuyor…
bazı tespitler ve öneriler…” (s.361) la muhtacız. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki is- “Hâlâ devrim,” diyenlerin bu kita-
sunan Başkaya’nın “12 öneri”si Çünkü Parag Khanna’nın “2011’e yanlar sadece bölgeyi değil, dünyayı bı, ‘YPO’ı altını çize çize okuması ge-
(s.366-371) XXI. yüzyılda “es” geçil- girerken daha fazla ülkenin önem da etkileyip yeni sürprizleri berabe- rek...
meden zenginleştirilmelidir… kazandığı, sayısız güç merkezine ev rinde getirecektir.
XXI. yüzyılda sosyalizmi kitleler sahipliği yapan, neo-Ortaçağ bir dün- Çünkü Angel Guerra Cabrera’nın 11 Mart 2011 10:13:57, Ankara.
nezdinde yeniden inandırıcı bir se- yayla karşı karşıyayız,”[7] vurgusuyla belirttiği gibi, “Arap ayaklanması ise
betimlediği yerküre, yıkıma olduğu kapitalizmin can çekişmesine denk NOTLAR
çenek hâline getirip, maddi güce
kadar yeniye de gebe... gelmiştir... Giderek politize olan [1] Paul Eluard.
dönüştürmek için yaşanmış sosya- [2] Fikret Başkaya, Yeni Paradigmayı
lizmden, geleceği ipotek altına ala- Bunu, Eric Hobsbawm da, yeni Arap ayaklanmasının hızlandırıcısı ve
Oluşturmak , Özgür Üniversite Yay., 2011,
cak “fütürist hatalara” düşmeksizin kitabı ‘How To Change The World / ateşleyicisi Dünya Bankası ve IMF’nin
371 sayfa.
dersler çıkarılması kilit önemdedir. Dünya Nasıl Değiştirilir? ’de, “XXI. berbat liberal politikalarının sosyal [3] Claudio Cordone, “İsviçre Minareleri
Sosyalistlerin yenilenmesi, isyan- asırda yeni bir sistem doğacak,” sap- sonuçları olmuştur.”[9] Avrupa’yı Hoşgörüye Çağırıyor”, The New
larla, kapitalizme karşı mücadele ve tamasıyla doğruluyor… Söz konusu isyanları “sınıfsal”, York Times, 2 Aralık 2009.
örgütlenmeyle mümkün olacaktır. ‘Orta Doğu ve Arap Dünyasında “dini”, “ideolojik” olarak standardize [4] Tarık Ramazan, “Avrupa’nın Kimlik
Sözü ve eylemi örgütlemeyi birbi- Yeni Dönem’ başlıklı yazısında, “Bu etmek güç: İsyanlar hem bunların Krizi Minareye Patladı”, The Guardian , 29
sefer rüzgâr ‘yeryüzünün efendile- hepsi, hem de hiçbirisi. Kasım 2009.
rinden soyut ele almaması gereken
ri’ tarafından değil de ‘yeryüzünün İsyana katılma saiki farklı, farklı [5] Karl Marx, Fransa’da İç Savaş , Çev:
politik çıkış, ezilenlerin tarihsel blo- Kenan Somer, Sol Yay., 1991.
ğunu yani anti-kapitalist toplumsal lânetlileri’ tarafından esiyor. Batı’dan olsa bile ortak nokta, isyan duygusu.
[6] Karl Marx, Gotha Programı Eleştirisi ,
dinamikleri (kadın, ekoloji, savaş kar- değil de Doğu’dan esiyor. Kuzeyden Baldırı çıplakların, dünyanın
Sol Yay., 1979.
şıtlığı vb) göz ardı etmeyen bir pers- değil de Güneyden esiyor. Ufuk- “Beyazları”na itirazı, başkaldırısı. [7] Parag Khanna, “Tarih Tekerrürden
pektifle, III. Büyük Bunalımın devin- ta, artık bundan sonra hiç bir şeyin Söz konusu tarihsel eylem açısın- İbaret: Yeni Ortaçağa Hoş Geldiniz”, The
dirdiği dip dalgası üzerinde yeniden eskisi gibi olmayacağının emarele- dan su yolunu bulacaktır. Bugün Financial Times , 28 Aralık 2010.
kurabilir. ri beliriyor. Tunus’tan Mısır’a, tüm önü kesilse bile yine akacak bir da- [8] Fikret Başkaya, “Orta Doğu ve Arap
Tam da bunun için “İnsanlığın ge- Arap dünyasını ve Orta Doğu’yu sa- mar bulacaktır. Suyun akış yönü Dünyasında Yeni Dönem”, www.ozguru-
ran ateşin alevi, insanlığın ufkunu ise Filistin’den Ürdün’e, Suriye’ye niversite.org, 25 Şubat 2011.
leceği soldadır” (s.356) diyen Fikret
aydınlatıyor.”[8] diyen Fikret Başka- Yemen’e doğrudur. [9] Angel Guerra Cabrera, “Arap Devrimi
Başkaya, “Lâkin XX. yüzyılın ‘reel Kimlerle Karşı Karşıya?”, La Jornada , 10
solu’ artık bu amaç için uygun de- ya da aynı kanıda… Sürdürülemez “muasır medeniyet
Şubat 2011.

15
SOSYALİST DEMOKRASİ / 22 NİSAN 2011
OYUMUZ “TÜRK, KÜRT, EZİLEN TÜM uMeclisteki kadın temsil oranı 48 kadınla %
8,8’de kalarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek
oranı olmuştur(!) Ortalama oran %2.6’dır.

KADINLARIN VEKİLİYİM” DİYENLERE


u1935 yılından beri bakanlık yapan toplam ka-
dın sayısı 14’tür. Bu dönemde Bakanlar Kuru-
lunda sadece Milli Eğitim Bakanı ile Kadın ve
Aileden Sorumlu olmak üzere 2 kadın bakan
Siyasal parti yönetimleri güçsüz kadın birimleri oluşturup (yalnızca işine bulunmaktadır.
geldiği zaman, seçim çalışmalarında kullanmak üzere) bu örgütleri kendi uTBMM’de oluşturulan 16 Komisyonun hiçbi-
siyasal kariyerlerini destekleyici birimler olarak kullanmakta; kendi rinde başkan ve başkan vekili kadın değildir.
partilerinin kadın örgütlerine karar verme yetkisi, bağımsız çalışma alanı u2.948 Belediye başkanının 27’si kadın (% 0,9)
Bunlardan sadece ikisi il belediye başkanı
ve bütçe oluşturma hakkı tanımamaktadır.
u31.790 Belediye Meclis Üyesinin 1.340’ı kadın
(%4.21)
NURŞEN YILDIRIM vermeyeceğini bildirmişti: “Oyladıkları ve istedikleri u3.379 İl Genel Meclis Üyesinin 110’u kadın
gibi bölüştürdükleri vergileri ödeme ayrıcalığını yöne- (%3.25)

S
iyasal iktidar “silahlardan ve çarpışmalardan baş- tebilme gücünü kendilerine mal eden erkeklere bıra- uKamu sektöründe istihdam edilen personelin
ka araçlarla sürdürülmüş bir savaş”tır der M. kıyorum… Haklarım yok, dolayısıyla yükümlülüğüm de %34’ü kadın olmasına rağmen;
Foucault. Erkeklerin kadınlar üzerinde kurduğu yok, oy vermiyorum, vergi ödemiyorum”. Bu güçlü tez uÜst düzey yöneticiliklerde oran %7’dir.
iktidar ilişkisinde de araçlar farklılaşmaktadır. Bunların kamuoyunu etkilemiş ama Parlamentoyu harekete ge- uHiç vali bulunmamaktadır. 464 vali yardım-
bir kısmı doğrudan iktidarın çok net erkeklerden yana çirmek için yeterli olmamıştır. Auclert birkaç yıl sonra, cısından 10’u,
olduğunu gösterirken, bazıları ise görünmeyen ama 1884’te “evrensel” denen oy verme hakkının kadınlara u110 Büyükelçiden 11’i,
tüm toplumsal kurumlar ve normlarla kadınların yaşa- da tanınmasını yeniden istedi ve aynı zamanda meclis- u801 Kaymakamdan 13’ü,
dığı ilişkilerdir. lerde “erkek sayısı kadar kadın bunması” önerisini ge- u24 müsteşardan 1’i (MEB),
Siyaset, kimler için hangi ihtiyaçların ve isteklerin ön- tirdi. Hubertine’e göre, erkekler ve kadınlar, seçmenler uGenel müdürlerden 9’u,
celikli olduğuyla ve bu ihtiyaçları, istekleri ve öncelikleri ve seçilmişler topluluğunu birlikte ve eşit bir şeklide u2.569 Daire başkanından 302’si
kimlerin nasıl belirlediğiyle yakından ilgilidir. Yasalar oluşturmalıydılar. (Sylviane Aacinski, Cinsiyetler Siyase- KADINDIR.
da bu önceliklere ve bu kişilere göre belirlenir. Doğar ti, Dost, s.137)
doğmaz eşitsizlikle karşılaşan, yaratılan toplumsal zen- Bugün, “Seçme seçilme hakkını dünyadaki birçok ka-
ginliklere ve insanları geliştiren olanaklara eşit ölçüde dından önce Türkiye’deki kadınlar aldılar” söyleminin tahmini olarak meclise gireceği görülen Türkiye cephe-
ulaşamayan toplumsal kesimler için yasalar, aslında arkasına sığınan burjuva siyasal partiler erkek egemen sinden örneklendirelim:
çok da koruyucu olmamaktadır. Yasa önünde eşitlik, örgütlerdir. Bu nedenle karar organlarında kadınlar İki seçimdir tek başına iktidara gelen, bu seçimde de
demokrasi ve insan hakları gibi soyut ilkeler ise çoğu neredeyse hiç yer almamaktadır/alamamaktadır. Siya- bunu hedefleyen AKP 2007 seçimlerinde listesinden
zaman bir şey ifade etmemektedir. Tam tersine ba- sal parti yönetimleri güçsüz kadın birimleri oluşturup 62 kadına yer vermiş ve bunlardan 30’u seçilebilmiş-
zen “Eşit haklara sahipsiniz“ demek insanlar arasında- (yalnızca işine geldiği zaman, seçim çalışmalarında kul- ti. Milli Eğitim ve Kadın ve Aile Bakanlıklarını sürdüren
ki eşitsizlikleri görmeyi engelleyen ve bu eşitsizliklerin lanmak üzere) bu örgütleri kendi siyasal kariyerlerini bu kadınların icraatlarının ne kadarının kadınlarla ilgili
üzerini örten bir durumu da yaratmaktadır. Toplumun destekleyici birimler olarak kullanmakta; kendi partile- olduklarını yaşadığımız üç yıl boyunca gördük. Özellikle
diğer ezilen kesimleri gibi kadınlar için de “yasalar rinin kadın örgütlerine karar verme yetkisi, bağımsız Kadın ve Aileden Sorumlu Aliye Kavaf’ın söyledikleri sa-
önünde seçme ve seçilme hakkına sahipsiniz” demek çalışma alanı ve bütçe oluşturma hakkı tanımamakta- nırım yıllarca unutulmayacak. Kadınlara olan ilgisizliği
kadınların eşitsizliklerinin üzerini örten ve onlara eşit- dır. Parti karar organlarına seçilecek kadın adayları be- ise kadınların canlarını almaya devam edecek. Diğer
miş gibi davranıp, sonucunu ona göre belirlemeyi ge- lirleme hakkını kadın örgütlerine değil, kendi egemen kadın milletvekillerinin ne adlarını ne de mecliste ko-
rektirmektedir. Hukukun ilke olarak getirdiği eşitlikle, kliklerine tanımakta; bu nedenle kadınlar siyasal karar nuştuklarını gördük.
yasa koyucuların neredeyse tümüyle erkek olduğunu süreçlerinde temsil edilememektedir. Siyasetin günde- AKP bu dönem 855 kadın adayın 78’ine listelerinde
gösteren siyasal olguyu ve kadınların siyasetin ve ortak mi de kadın sorunlarını yeterince içermemektedir. yer verdi, tabi ki bunların en fazla 45’i seçilebilecek yer-
kamusal yaşamın dışında bırakılmış yerlerde yaşadıkla- Kimileri ise (CHP) Meclis’te “daha fazla kadın olma- lerden aday. Seçilmediklerinde daha az bir sayı olacak.
rını görmeksizin yapılan değerlendirmeler sonucunda sını” istediklerini neredeyse haykırarak dile getirecek Seçildiklerinde ise yine etkisiz eleman olmamalarının
kadınlar ve onların sorunları siyasetin ilgilenmesi gere- kadar ileri götürmekte ama kadın adayları listelerinin garantisi yok.
ken alanları içinde görülmemiştir/görülmez. Bu yüzden sonlarına yazmaktadırlar; öte yandan kamusal mekan- CHP ise gençlerden ve kadınlardan yana bir parti diye
siyaset kadınlarla; kadınlar da bedeli her yönden ağır da da cinslerin farklılığını dikkate alınmasını kesinlikle seçim vaatlerinde bulunurken, başvuran 766 kadın
olan ve kendileri için olanaklar sunmayan siyasetle ilgi- reddetmektedirler. Ama kamusal mekan insanların adaydan 109’unu listelerde yer verdi ama bunlardan
lenmemiştir. cinslerini tanımak istemiyorsa, kurumlardaki erkek ya en fazla 38’i seçilme olasılığına sahip. 2007 seçimlerin-
Kadınların parlamentoda eşit temsil (tam denklik) da kadın sayısı sorununu bir anlamı yoktur. Aslında deki 9 kadın milletvekiline rağmen yine de yüksek(!) bir
fikri ilk kez Fransız feministi Hubertine Auclert tara- araçlardan bu kadar korkanlar, amaçların meşruluğu- oran.
fından ortaya atılmıştır: Auclert 1880’de valiye bir na da pek inanmamaktadırlar. MHP’nin sözünü etmeye bile gerek yok. Söylemlerin-
mektup göndermiş ve oy vermediği sürece vergi de Söylediklerimizi seçime giden ve 100-120 kadının de bile kadınları annelik dışında nitelendirmeyen par-
tiden geçen yıl 2 kadın meclise girebilmişti; bu yıl 5’i
geçeceği sanılmıyor.
Peki bu kadınların kaçı cinsiyet eşitliğini savunup,
politikalar geliştirecek? “Kadın erkek eşitliğine inan-
mıyorum” diyen bir Başbakanın partisinden seçilecek
olanlar mı; Kürtlerin, sosyalistlerin, ezilenlerin, kadınla-
rın bağımsız adaylıklarını engellemek için iktidarın baş-
vuru ücretini 7 bin liraya çıkarırken sesini çıkarmayan
CHP’liler mi? Yoksa seçim barajı işlerine gelen meclis-
teki bütün partiler mi?
2007’de %40 kadın kotasını uygulayarak 8 kadınla
temsil edilen BDP’nin yeni dönemde 13 kadınla temsil
edileceği tahminleri yapılıyor. Bu kadınların hepsi seçi-
lebilecek yerlerden aday. Bu kadın adaylar, parti tüzü-
ğüne %40 kadın kotasını ve parti gelirlerinin % 20’sini
kadınların kullanacaklarını yazdıran kadınlar. Yine bu
kadın adaylar “kadınların katılmadığı herhangi bir yet-
kili organda alınan kararların, kadınları bağlamadığı ve
kadınları doğrudan ilgilendiren konuların kararlarını sa-
dece kadınların verdiği” bir partiyi yaratan kadınlar. O
yüzden aday olan diğer kadınlardan farklılar.
“Ben kadın hareketinin vekiliyim. Türk ve Kürt kadın-
lar birlikte barışa yürüyecekler” diyen kadın hareketin-
den gelen BDP’li kadınlar sayesinde Mecliste kadınlar
çoğaldıkça bizim de umudumuz, gücümüz ve inancı-
mız artacak. Bu yüzden oylarımız bunu diyen Emek
Demokrasi ve Özgürlük Bloğundan kadınlara!

You might also like