Professional Documents
Culture Documents
Yapılandırılması Projesi
Eylül 2010
Bileşen
İş Geliştirme Hizmetleri
Önemli Uyarı: Bu rapor Şanlıurfa Sanayisinin Yeniden Yapılandırılması Projesi kapsamında hazırlanmıştır. Proje
Avrupa Birliği tarafından finanse edilip Birleşmiş Milletler Kalkınma Program tarafından yürütülmektedir. Merkezi
Finans ve İhale Birimi projenin ihale makamıdır. Projenin faydalanıcısı ise Ticaret ve Sanayi Bakanlığıdır. Raporun
içeriği hiçbir şekilde bahsi geçen kurumların görüşlerini yansıtmamaktadır.
Yapılan hesaplamalar sonucunda toplam yatırım tutarı olan 44.429.949 TL’nin 23.089.847
TL’sini sabit yatırımlar, geriye kalan 11.340.101 TL’si ise işletme sermayesi ihtiyacı ve
işletmeye alma giderini oluşturmaktadır. 39.940.185 TL tutan yatırım tutarının tamamı öz
kaynaklardan oluşmaktadır. Projenin mali ve ekonomik değerlendirilmesi sonucunda elde
edilen veriler Bölüm 7’de detaylı olarak sunulmuştur. Geniş bir çalışma sonucu elde
edilen teknik ve mali bulgular itibariyle makarna üretimi kârlı ve verimli bir yatırım olarak
görünmektedir.
3 YATIRIMIN DEĞERLENDİRİLMESİ
2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre, Şanlıurfa’nın nüfus artış hızı binde 36,55’tir
(Tablo 2). Bu oran, binde 18,34 olan Türkiye ortalamasına göre oldukça yüksektir. Öte
yandan Şanlıurfa, km²’ye 77 kişinin düştüğü bir nüfus yoğunluğu Türkiye genel
ortalamasının altındadır.
1927 Nüfus sayımına göre 207.487 olan Şanlıurfa ilinin nüfusu 2000 yılında 7 kat artışla
1.443.422 olarak belirlenmiştir. Aynı dönem içinde Türkiye nüfusu ise yaklaşık beş kat
artış göstermiştir.
1960-2000 döneminde Şanlıurfa ilinin nüfus artış hızı incelendiğinde, üç farklı dönem
gözlenmektedir. Nüfus, 1965 yıllına kadar artış, 1970-1980 dönemleri arasında azalma ve
1980 yılından sonra ise tekrar bir artış eğilimi göstermiştir (Tablo 3).
Tablo 3. Yıllara Göre Nüfus Artış Hızı (‰)ç
Şanlıurfa’daki okullaşma oranları ise Şekil 2’de görülmektedir. Buna göre Şanlıurfa’nın
okullaşma oranı gerek Türkiye gerekse Güneydoğu Anadolu Bölgesinin oldukça
gerisindedir. Şanlıurfa’da ilkokula başlayan her 100 öğrencinin sadece 4,43’ü
Yükseköğretime devam edebilirken bu oran Türkiye genelinde 8,42’ye ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde ise 4,99 düzeyine tekabül etmektedir.
100
80
60
%
40
20
0
İlköğretim Lise M es lek ve Teknik Yüksek öğrenim
* Okullaşma oranları, eğitim çağında olup, okula devam edenlerinLise
eğitim çağında olanlara oranıdır.
Kaynak: Temel Ekonomik ve Sosyal Göstergeler, Şanlıurfa, DİE, 2001.
3.2.4 Sağlık
Sosyal alt yapının önemli unsurlarından diğer bir tanesi olan sağlık sektöründe ise
Şanlıurfa’nın, Bölge ve Türkiye ortalamalarının çok altında sağlık standartlarına sahip
olduğu gözlenmektedir. Şanlıurfa’da 2001 yılı DİE verilerine göre sağlık hizmetleri; Sağlık
Bakanlığına bağlı 12 devlet hastanesi, 65 Sağlık Ocağı, 124 Sağlık Evi ile Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına bağlı Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi tarafından
yürütülmektedir. İlde bulunan Üniversite Hastanesi ve özel hastaneler sağlık hizmetinin
daha etkin verilmesi açısından önemli katkılar sunmaya başlamışlardır. İldeki sağlık
merkezlerinin toplam yatak sayısı ise 1.364’dir (Tablo 5).
3.2.5 Tarım
İlin sahip olduğu 1.200.572,50 hektarlık toplam arazinin 960.266,50 hektarı tarımda
kullanılmakta ve tarım sektörü, Şanlıurfa ili ekonomisi içinde, oluşturduğu GSYİH’ya göre
birinci sırada yer almaktadır. 2001 yılında tarım sektörünün, GSYİH’na katkısı sabit
fiyatlarla 705.716 milyon TL (1987 fiyatlarına göre) olarak gerçekleşmiştir. İl, buğday,
arpa, kırmızı mercimek, nohut, antepfıstığı, yaş üzüm ve susam üretiminde önemli bir
konuma sahiptir.
GAP sulama projelerinin devreye girmesi ile birlikte, bitki deseni ve üretiminde beklenen
değişiklikler henüz istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir. Soya ve mısır gibi sanayi
potansiyelli ürünler ikinci ürün olarak bitki deseninde yer almaya başlamış olsalar da sulu
Türkiye Şanlıurfa
Ürünler Üretim Değer Pazarlanan Üretim Değer Pazarlanan
(Ton) (Milyar TL) (Milyar TL) (Ton) (Milyar TL) (Milyar TL)
içinde sayılabilir.
Seracılığın gelişmesiyle birlikte günümüzde turfanda da olsa her türlü
Hâlihazırda geleneksel sebzenin mevsimi dışında temin edilmesi artık mümkün olmaktadır.
metotlarla
değerlendirilmeye çalışılan bu alandaki potansiyelin varlığı göz önüne alındığında bu
türden yatırımların yapılabilirliliği de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Mevsiminde temin edilen meyve sebzelerin muhafaza edilerek, tüketicinin mevsimi
dışında kullanmasına imkân sağlaması açısından donmuş sebze-meyve üretimi
konusunda da Şanlıurfa yöresi oldukça önemli bir potansiyele sahip olabilir.
Özellikle Güneydoğu Anadolu Projesinin devreye girmesinden sonra çok istenilmediği
halde hızla artan pamuk ekimi, Şanlıurfa’da üretilen pamuk miktarı ile çırçır
fabrikalarının sayısını da artmıştır. Bu potansiyel göz önüne alındığında rafine pamuk
yağı tesislerinin kurulması farklı bir potansiyel yatırım alanı olarak yatırımcıların ilgisini
çekebilir. Böylesi bir tesis ilde üretimi artarak devam eden mısır ürününün
değerlendirilebilmesi konusunda da önemli bir işleve sahip olabilir.
Şanlıurfa’da ihracata yönelik tarımsal ve hayvansal ürünlerin hâlihazırda bile yeterli
düzeyde üretildiği görülmektedir. Bu ürünlerden tahıllar 1.876.549 ton, baklagiller
160.452 ton ve yağlı tohumlar 330.249 ton civarında olmaktadır. Söz konusu ürünlerin
modern bir tesis kurularak işlenmesi, paketlenme ve tasniflenmesinin yapılarak iç
tüketime sunulması, ayrıca iyi bir pazar organizasyonu kurulup ihracata yönlenilmesi
Havaalanı ağır kargo uçaklarının iniş ve kalkışına imkan sağlayacak şekilde inşa edilmiş
olup havaalanında, tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek düzeyde altyapı ve destek birimleri
bulunmaktadır. Havaalanının özellikle kesme çiçek, taze meyve ve sebze ve donmuş
gıdaların dış pazarlara ulaştırılması açısından ihracata katkı sağlaması öngörülmektedir.
Çalışmalarının bölge
tarımına önemli ölçüde
GAP sulama projelerinin devreye girmesi ile birlikte bilinçsiz
yararı olacaktır
sulama sonucu tuzlaşma ve çoraklaşma problemleri ortaya
çıkmıştır.
GAP’ın sulama projelerinin
devreye girmesi sonucu beklenen ürün çeşit ve deseninde çeşitlenme, tarımsal girdi
fiyatlarının yüksek olması nedeniyle sağlanamamış olsa da, tarımsal girdiler konusunda
çiftçilere gerekli destek sağlanması durumunda ürün çeşitliliğinin artırılma potansiyeli
yüksektir.
Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi, şehir merkezine 18 km uzaklıkta ve şehri diğer bölge
illerine bağlayan önemli güzergâhlardan birisi olan Şanlıurfa-Gaziantep karayolu
üzerinde 1. OSB’nin hemen karşısına kurulmaktadır.
Ulaşım güzergâhının hemen yanında olması nedeniyle OSB’den başta Suriye ve Irak
olmak üzere Ortadoğu ülkelerine çok yakın bir konumda olması nedeniyle bu pazarlara
rahatlıkla ulaşabilmek mümkün olmaktadır. Ayrıca Şanlıurfa’ya kadar ilerletilmiş olan
otoyol sayesinde Mersin ve İskenderun limanları ile ülkenin diğer bölgelerine de kısa
sürelerde ulaşılması mümkündür. 2. OSB’nin Mersin Limanına uzaklığı 400 km, Habur
Sınır kapısına uzaklığı 366 km’dir. OSB’nin Habur sınır kapısına bağlantısını
kolaylaştıracak karayolunun inşaatı hızla sürmekte olup, yakın zamanda bitirilmesi
planlanmaktadır. İlimizin Suriye’ye açılan kapısı Akçakale sınır kapısına 53 km
uzaklıktadır.
OSB’nin Akçakale ilçesinden geçmekte olan tren yoluna uzaklığı 50 km’dir. Bununla
birlikte Şanlıurfa’dan geçecek tren yolunun mevcut projenin demiryolunun OSB’ye
bağlantı kurulacak şekilde değiştirilip yatırım programlarına girmesi beklenmektedir. Bu
çerçevede Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel
Müdürlüğü çalışmalarını hızlandırmıştır.
Altyapı imkânları açısından incelendiğinde tesis kuruluş yeri olarak düşünülen 2. OSB,
1.176 hektarlık bir alanda kurulmakta olup ilk aşamada 96 hektarlık bölümü için altyapı
geliştirilmektedir. 96 hektarlık bu bölüm 51 parsel olarak tahsise açılacaktır Birinci aşama
için yapılan altyapı inşaat çalışmaları bitirilmiştir.
Arıtma tesisi ise hem 1. OSB hem de 2. OSB’ye hizmet verecek şekilde projelendirilmiş ve
kapasitesi ortalama 165 m3/saat olup maksimum 333 m3/saat’e kadar atık suyun
arıtılmasına imkân verecek şekilde planlanmıştır.
Başta yol, elektrik, su, kanalizasyon, telefon vb. gibi alt yapı imkânları olmak üzere, ucuz
sanayi parseli temin edebilme, sosyal tesisler vb. ile OSB’ler, küçük veya orta ölçekli
yatırım yapacak yatırımcılar için oldukça cazip birer yatırım yerleridir. OSB’lerde,
hâlihazırda uygulanmakta olan genel ve KOBİ devlet desteklerinden diğer yatırım
yerlerinde faaliyette bulunan yatırımlara göre daha yüksek oranlarda yararlanabilme
imkânları da mevcuttur. Ayrıca, 5084 sayılı Kanun ile Kanun kapsamındaki illerde yer
alan ve boş sanayi parseli bulunan OSB’lerden ücretsiz parsel tahsisi uygulaması söz
konusudur.
OSB’ler her türlü yatırıma açık olmayıp, gerek büyüklükleri, gerekse özellikleri
bakımından belirli niteliklere sahip yatırımlara sınırlama getirilmiştir.
a) Parsel tahsis tarihinden itibaren bir yıl içerisinde gerçekleştirecekleri yatırımlara ait
projeleri OSB müteşebbis heyeti veya yönetimine tasdik ettirerek inşaat ruhsatlarını
almayan
Yatırımcılara yapılan tahsisler, herhangi bir mücbir sebep söz konusu değil ise OSB
müteşebbis heyeti veya yönetimi tarafından iptal edilir.
Sade makarnada suya geçen madde miktarı kuru madde esasına göre en çok % 10
olmalıdır. Sade makarnaya tuz katılmamalıdır. Zenginleştirilmiş makarnaya Tablo 11’de
belirtilen miktarda karışım ve/veya vitamin ve/veya mineral katılabilir.
Glüten, özellikle buğday gibi tahıllarda bulunan bir protein grubudur. Buğday; başta
çavdar, arpa, yulaf olmak üzere diğer hububat tahılları ile de yakından alakalıdır ve bu
nedenle bu tahıllar da glüten içerirler.
Glüten bir seri farklı proteinin karışımıdır ve iki grupta sınıflandırılır bunlar, Prolaminler
ve Glütelinler’dir. Başlıca prolamin proteini olan Gliadin, çölyak hastalığı veya glüten
Çölyak hastalığına sahip kişiler glüten içeren gıda yediklerinde, bağışıklık sistemleri ince
bağırsağa zarar vererek karşılık verir. Belirli bir biçimde, ince bağırsak zarında bulunan ve
villi olarak adlandırılan küçük parmak benzeri çıkıntılar kaybolur. Oysa besin öğeleri
gıdalardan bu villiler sayesinde kan dolaşımına emilirler. Villiler olmazsa, kişiler yediği
gıdanın miktarıyla alakasız olarak kötü beslenmiş olurlar. Çünkü vücudun kendi bağışıklık
sisteminde hasara neden olur. Çölyak hastalığı otoimmün bozukluk olarak kabul edilir.
Bununla beraber, absorbsiyon bozukluğu olarak da sınıflandırılır çünkü besin elementleri
absorpblanamamaktadır. Çölyak hastalığı, ayrıca çölyak psiloz, tropikal olmayan psiloz ve
glüten-duyarlı enteropati olarak da bilinmektedir. Hastalık ailelerde gözlenen genetik bir
hastalıktır. Bazen hastalık, ameliyattan, hamilelikten, doğumdan, viral enfeksiyondan
veya ciddi duygusal streslerden sonra ilk kez tetiklenir veya aktif hale gelir.
Çölyak hastalığı (diğer adı ile çölyak, tropik olmayan sprue (spru), çölyak sprue, glüten
duyarlı enteropatisi), tahıllarda bulunan genelde glütenin bulunduğu bazı protein
zincirlerine karşı oluşan kronik bir reaksiyondur. Bu reaksiyon ince bağırsakta villüslerin
destrüksiyonuna neden olur ve bunun sonunda malabsorbsiyon ortaya çıkar.
Çölyak hastalığında ailesel katkının olduğuna dair bir kısım deliller mevcuttur ve Çölyak
hastalığı tanısı konan kişilerin birinci derece akrabalarında % 5-10 oranında çölyak
gelişebilir. Hastalık her iki cinsiyeti de etkileyebilir ve herhangi bir yaşta başlayabilir;
mesela, kişinin bebekliğinde (tahılları ilk kez alıyor olabilir) ya da daha sonraki hayatında
(öteden beri şahıs tahıllı gıdalar tüketiyor olsa da). Hastalığın başlaması için 2 unsura
gereksinim var gibi gözükmektedir. Birincisi genetik dispisisyum, ikincisi ise diğer
birtakım tetikleyici faktörler. Bu faktörler çevre (buğday ile çok karşılaşma), durumsal
(emoyanel stres durumu) fiziksel (gebelik ya da operasyon) ya da patolojik (vinol
enfeksiyon) olabilir.
İRMİK
KARIŞTIRICI
(Karma, Yoğurma)
SU
SOĞUTUCU
PAKETLEME
Tabak, kap, hatta zarf şeklinde paketler içinde sunulan hazır makarnalar zaman
konusunda sıkıntıları olan çalışan insanlar ve öğrenciler için ideal bir yemek olarak farklı
içerikte tatlandırılmış olarak üretilirler.
Bugünün tüketicileri geleneksel yemek anlayışını adeta yeniden tanımlamaktadırlar.
Yürürken veya giderken (on the go) tüketmeyi alışkanlık haline getiren kuşaklar hızlı bir
şekilde hazırlanabilen ve taşınabilir olan bu türden makarna ürünlerine karşı büyük bir
talep yaratmış durumdadır. Daha önceden pişirilmiş hazır makarnalar kolayca birkaç
dakika içinde kaynar su ile yeniden nemlendirilip yenilir duruma gelmektedir.
PAZARSAL DEĞERLENDİRME
Üretimde ilk sıralarda yer alan ülkelerden İtalya, ABD ve Türkiye ihracata dönük üretim
yaparken, diğer ülkeler genelde kendi piyasa taleplerini karşılamaktadırlar. A.B. ülkeleri,
dünya üretiminin % 39,5 üne sahiptir.
Son yıllarda özellikle Çin, Japonya, Güney Kore ve Hindistan gibi Asya Pasifik ülkelerinde
makarna üretimi, yoğun yurt içi ve bölgesel taleplerin artması nedeniyle önemli ölçüde
artış göstermektedir. 2001 yılında 9,3 milyon ton olan makarna üretimi 2003 yılında 10,5
Sektörde dış pazarlarda pay sahibi olan entegre tesislerin yanı sıra, mahalli özellik arz
eden tesislerle birlikte 25 fabrika bulunmaktadır.
Halen 22 fabrika faal olarak çalışmaktadır. 1995 yılında sektörde 2,500 kişi çalışırken,
1997 yılında kurulu kapasitenin ve üretimin artmasının ihracata yönlendirilmiş olması
nedeniyle ve çalışan eleman sayısında yüzde 28,0’lik önemli bir artık gerçekleşmiş ve
toplam çalışan sayısı 3,200’e yükselmiştir. Ancak 1999 ve 2000 yıllarında yaşanan
ekonomik kriz makarna sektörünü de önemli ölçüde etkilemiş ve işçi çıkarmaların
sonucunda toplam istihdam edilen çalışan sayısı 2,000’lere kadar inmiştir. Son
zamanlarda kriz sonrası toparlanan ekonominin yansımaları olarak yeniden artan
istihdam edilen çalışan sayısı sektörde yeniden 3,000 kişi civarına ulaşmıştır. Yapılan
araştırmalara göre sektördeki çalışan sayısının yaklaşık % 10’u yüksek okul mezunudur.
2000 yılı verilerine göre yapılan bir araştırmaya göre sektörün kurulu kapasite
bakımından büyükleri olarak sıralanan firmaların ortalama kapasite kullanım oranları %
60 düzeyindedir. Ancak sektörün diğer firmalarının kapasite kullanım oranları ise
Tablo 15: Türkiye’de Makarna sektöründe bulunan firmaların pazar payları (%).
Tablodan görüldüğü gibi yurtiçi piyasadaki pazar payları bakımından Nuh'un Ankara, Filiz
ve Piyale'nin sektörde ilk üç sırada yer aldıkları görülmektedir. Firmaların pazar payları
bakımından dikkat çeken önemli bir nokta son yıllarda "diğer" başlığı altında yer alan
üreticilerin oranlarında görülen artıştır. Bu durum, son dönemlerde yaşanan ekonomik
krizlerin etkisi ile diğer birçok tüketim malında da görüldüğü gibi tüketicilerin, ucuz
markaları tercih etme yönünde gösterdikleri eğilimin bir sonucu olduğu
düşünülmektedir.
Türkiye’deki tüm makarna fabrikaları üretimleri için gerekli olan irmiği kendileri
üretmektedir. Avrupa ve ABD üreticilerinde fazlaca yaygın olmayan bu uygulama, Türk
üreticilerine öncelikle maliyetin düşürülmesi, standardizasyonunu geliştirilmesi,
araştırma-geliştirme alanına ve ürünün kalitesinin yükseltmesi çalışmalarına daha çok
pay ayırabilmesini imkân verebilmektedir.
1998 ve 1999 yıllarında dünyada yaşanan küresel kriz ve Rusya krizine bağlı olarak
sektörde faaliyet gösteren firmalar özellikle Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu
ülkelerinde büyük pazar kaybına uğramış, ihracattaki azalışa bağlı olarak, üretim bir
önceki yıla göre 31 bin ton azalırken, ihracattaki azalma 42 bin ton olmuştur. Dolayısıyla
1998 yılında da talepteki artış devam etmiştir.
Ambalaj bazında makarna üretimine bakıldığı zaman genel eğilimin paket tercihi
üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Yıllara göre dağılımın karşılaştırılmasında ortaya
çıkan sonuç, toplam makarna üretiminin yaklaşık olarak % 81 civarında bir oranı paket ve
% 19’u ise dökme olarak piyasa arz edilmektedir (Tablo 17).
Tablo 17: Ambalaj Bazında Makarna Üretim Rakamları.
Ambalaj Bazında
Dökme Paket
Yıllar Miktar (Ton) (%) Miktar(Ton) (%)
Makarna üretiminin çeşit bazında nasıl bir dağılım gösterdiğine baktığımızda ise makarna
üreticilerinin genel olarak ortalama % 76 oranında kesme makarna ve % 24 civarında ise
uzun (spagetti) makarna üretimini tercih ettikleri görülmektedir. Bu tercih son yıllarda
uzun makarna lehine değişim göstermekte ve oransal olarak 2008 yılında % 34 civarına
bir uzun makarna üretimin gerçekleştiği gözlenmektedir (Tablo 18).
Tablo 18: Çeşit Bazında Makarna Üretim Rakamları.
Ambalaj Bazında
Spagetti Kesme
Yıllar Miktar (Ton) (%) Miktar (Ton) (%)
1999 60.826 16 311.519 84
2000 85.654 23 287.465 77
2001 66.400 17 321.748 83
2002 85.326 20 336.180 80
2003 94.982 22 343.018 78
2004 107.520 21 404.480 79
2005 179.699 32 386.604 68
2006 192.013 31 422.421 69
2007 173.164 29 427.236 71
2008 205.858 34 400.760 66
Kaynak: Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği, 2008 Endüstri Raporu.
1999 yılında iç talepteki artışın devam etmesinin ardından, Türkiye’de 2000 yılının Kasım
ayında başlayan ve 2001 yılında da devam eden ekonomik kriz aşırı rekabet nedeniyle
zor durumda bulunan sektörü olumsuz yönde etkilemiş ve iç talep daralmıştır. 2000 krizi
ile birlikte bazı firmalar üretime ara vermek durumunda kalmışlardır. Bir kısmında
kapasite kullanım oranları % 25’lere kadar düşmüştür.
Firmalar daralan talep karşısında yurt içi talebi canlandırmak için artan maliyetlerine
rağmen fiyat seviyesini aynı tutmaya çalışmış, ayrıca TL’nin aşırı değer kaybı sonucu
ihracat faaliyetlerine önem vererek ihracatlarını artırmışlardır.
Günlük karbonhidrat ihtiyacını ekmekten karşılayan Türk halkı, makarnayı gerek bulgur
ve gerekse pirinç pilavında olduğu gibi ana yemek olarak kabul etmemiştir. Ancak son
yıllarda hızlı nüfus artışı, makarnanın ekonomik olması, pazarlama ve ulaşım
olanaklarının artması, hızlı kentleşme sonucunda çalışan kadınların hazır gıdaları tercih
Marmara 35
Ege 19
İç Anadolu 20
Akdeniz 13
Karadeniz 8
Doğu ve Güneydoğu Anadolu 5
Kaynak: AC Nicelsen Zat
1902 Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddeler ile doldurulmuş veya başka şekilde
hazırlanmış olsun olmasın) (Spagetti, macaroni, şehriye, lazanya gnocchi, ravioli, canelloni
gibi); kuskus (hazırlanmış olsun olması)
1902.20.10.00.00 Ağırlık itibariyle %20 den fazla balık, yumuşakça, kabuklu hayvan ve diğer su omurgasızları
içerenler
Ağırlık itibariyle %20 den fazla sosis ve benzerlerini, her cins et ve sakatatı içerenler(her
türlü katı yağ dâhil)
Tüm bu faktörler aynı zamanda makarna ihracatçıları için daha çok rekabet ve daha az
kar payı anlamına da gelebilmektedir.
Son üç yıl içinde makarna için en büyük pazarlar miktar olarak daralırken diğer
pazarlarda değişme olmamış veya çok az bir artış göstermiştir. Değer bazında ise genel
olarak gerilemiş veya sabit kalmıştır. Büyük markalar pazar payını korurken, özel
markaların pazar payları birçok piyasada artış göstermiştir.
Birçok makarna üreticisi pazarın durumundan memnun değildir. Bunun başlıca
nedenleri; fiyatlardaki düşüş, rakiplerin giderek daha saldırgan hale gelmesi, üretim
kapasitelerindeki artışın devam etmesi ve ihracatın önündeki engellerdir.
Latin Amerika ülkelerinde makarnanın önemi giderek artmaktadır. Söz konusu
ülkelerdeki makarna fabrikaları durum buğdayından çok yumuşak buğdaylardan
makarna üretimi yapmaktadır. Ancak Brezilya hariç bu ülkelerdeki tüketicilerin büyük
kısmı % 100 durum buğdayından üretilen makarnaları tercih etmektedir. Brezilya
makarna üretiminin hemen hemen tamamı yumuşak buğdaylardan üretilmektedir.
Ancak bu ülkede durum buğdayından üretilen makarnalara olan talep giderek
artmaktadır. Ülke 170 milyon nüfusu ile potansiyel bir pazar konumundadır.
Türkiye’de makarna ihracatı ilk kez 1970 yılında 13 ton ile başlamış ve sonraki yıllarda
sürekli artış kaydedilmiştir. 1990’lı yılların başında ihracat hız kazanmış, özellikle 1994
yılında itibaren süratle artarak 1997 yılında 136 bin tona ulaşmıştır. Türkiye bu yıllardaki
ihracatıyla dünya ticaretinde ihracatta İtalya’dan sonra ikinci sırayı almıştır (Tablo 23).
Tablo 23: Türkiye makarna ihracatı.
Bilindiği üzere uluslar arası pazarlarda rakip ülkelerin ekonomik ve siyasi güçlerini
kullanarak avantajlı bir konumda ihracat yapabildikleri bir gerçektir. Bu çerçevede İtalya,
Fransa, İspanya ve Yunanistan gibi AB üyesi makarna ihracatçıları bu pazarlarda kotasız
ihracat yapabilirken maalesef Türkiye değer kotasıyla sınırlandırılmış durumdadır.
AVUSTRALYA BİLİNMEYEN
0,1% ÜLKELER
AMERİKA 0,0%
2,0%
AVRUPA
AFRİKA 9,6%
44,3%
ASYA
43,9%
1992 yılında AB’ye yapılan makarna ihracatı 7.800 ton, 1993’te 7.978 ton, 1994 yılında
10.762 ton iken 1996 yılında 2.333 tona gerilemiştir.
Grafik 1: Türkiye’nin Gümrük Birliği sonrası AB ülkelerine makarna ihracatı.
Kaynak:2008 TMSD
Geçen süre içerisinde ihracat tekrar yavaş yavaş yükselmeye başlamış ve 2003 yılında
6.108 tonla değer kotası sınırına ulaşmıştır. Uygulanmakta olan değer kotası nedeniyle
AB’den gelen büyük tonajlı taleplere olumlu yanıt verilememektedir. DTM nezdinde
yapılan vergilerin karşılıklı sıfırlanması ve değer kotasının kaldırılması talebi yetkililer
Türk makarna sektörü için oldukça önemli bir pazar olan ABD’ye 50 bin ton seviyelerinde
makarna ihracatı yapılırken ABD’nin İtalya ve Türk makarnaları için başlattığı anti-
damping soruşturması sonucu % 48-63 oranlarında anti-damping ve % 9-16 oranlarında
telafi edici vergileri Türk makarnaları için de uygulamaya başlamıştır. Bu yüksek vergiler
karşısında ABD’ye yapılan ihracat 1996 yılı sonrasında durma noktasına gelmiştir (Grafik
2).
Grafik 2: ABD’ye Yapılan Makarna İhracatı.
1998 ve 1999 yıllarında bazı üretici firmalar ABD Ticaret Bakanlığı’na müracaat ederek
bu vergilerin kaldırılması talebinde bulunmuşlar ve yapılan inceleme sonucunda dört
firmanın talebi haklı görülerek anti-damping ve telafi edici vergiler indirilmiştir. Bu
olumlu gelişmelere karşın kısa sürede kaybedilen ABD pazarında yeniden yer edinip
ihracatı eski seviyelere çıkarmak zor görünmektedir. Nitekim bu ülkeye 2000 yılında
ihracatımız 11.193 ton, 2001’de 2.093 ton, 2002’de 3.270 ton ve 2003 yılında da 3.847
tona 2005 yılında da 4.038 tona ulaşmıştır.
1998 yılında meydana gelen ekonomik krize kadar Rusya ve BDT sektörümüz ihracatında
çok önemli bir paya sahipti. Özellikle AB ‘de ve ABD’de karşılaştığımız sorunlar
sonucunda ihracat hemen hemen tamamen bu ülkelere yönelmişti. Nitekim sektörün
ihracatında rekor düzeye ulaştığı 1997 yılında yapmış olduğu 136 bin tonluk makarna
ihracatının 122 bin tonu (% 90’ı) Rusya ve BDT’ ye yapılmıştı. Krizle beraber hızla bir
düşüş gerçekleşmiş ve 1998 yılında 76 bin tona düşen ihracat rakamı, 1999 yılında 6.000
tona ve 2.000 yılında ise 1.600 ton gibi çok küçük bir seviyeye düşmüştür. Bu düşüş daha
sonra devam etmiş ve 2003 yılında 85 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu düşüşün önemli
nedenlerinden biri de Rusya Federasyonu’nun kendi makarna sektörüne yeni yatırımlar
yaparak üretim kapasitesini süratle artırması ve kendi kendine yeterli duruma gelmesi
olmuştur.
Tek pazara yönelmenin sıkıntısını ve zararını gören makarna sektörü yaşadığı bu
olumsuzluklar sonucunda yeni pazar arayışlarına yönelmiştir. 2001 yılından itibaren
sektör yeni pazarlar aramaya başlamış ve yoğun çalışmalar sonucu 2001 yılı ihracatı 36
bin ton olarak gerçekleşmiştir. İhracatta gerçekleşen bu rakamın çoğu Gürcistan,
Lübnan, Japonya gibi yeni pazarlara yapılmıştır.
Kaynak:2008 TMSD
ABD makarna sanayi ticari olarak makarna üretime 1800’lü yılların ortalarında
başlamıştır. 1950 yıllarında bile yaklaşık 450 küçük ölçekli fabrika üretim yapmaktadır.
Ancak 1970’li yıllarda büyük firmalar bölgesel çapta üretim yapmaya başlamıştır. Şu
anda 30 adet büyük ölçekli firma üretim yapmaktadır ve büyük firmalar makarna
piyasasının % 80’ini ellerinde tutmaktadırlar.
Türkiye’de yaygın olarak üretimi yapılan çeşitlerden ziyade az rastlanan çeşitler ithal
edilmektedir. Tür olarak kurutulmuş sınıfına giren makarnalar ithal edilirken gümrük
tarife cetvelinde “Diğer” kısmına giren makarnalarda yoğunluk gözlenmektedir.
Makarna ithalatında İtalya’nın dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üstünlüğü belirgin
olarak görülmektedir. İtalya, Çin ve Tayland dışında hiçbir ülkeden düzenli ithalat
yapılmamakta olup yıldan yıla değişmekle beraber, bir belirgin özellik de Uzakdoğu
mallarının ithalatta ön sıralara çıkmasıdır.
Çin, Güney Kore, Tayland ve Japonya’nın ilk on ülke arasında yer alması, Uzakdoğu
yiyecek kültürünün merak edilmesi ve özellikle lüks lokantalarda bu yörelerin
yiyeceklerine olan talepten kaynaklanmaktadır (Tablo 27).
Tablo 27: Türkiye’nin 2007 - 2008 yılı itibariyle makarna ithalatı yaptığı ülkeler ($).
2007 2008
Ülke Miktar (ton) Değer ($) Miktar (ton) Değer ($)
İtalya 707,56 1.706,69 1.040,01 3.346,28
İsviçre 60,82 311,34 64,18 296,64
Son yıllarda ise tütünde kota uygulamasına dayalı tazminat, çayda gençleştirmeye
yönelik budama tazminatı, tütün ve pamuk için uygulanan prim sistemi uygulaması
gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, iç pazar fiyatlarının istenilen düzeyde tutulması için hayvansal
ürünler, çay şeker ve hububat gibi ürünlere yüksek ithalat korumaları uygulanmaktadır.
Son yıllarda destekleme alımları kapsamının bütçe harcamalarının azalması ve dünyada
egemen olan liberalleşme eğilimleri yönünde daralması ile tarım politikası
müdahalelerine konu olan ürün sayısı da azalmıştır. Böylelikle tarım ürünleri fiyatlarına
devlet müdahalesinin en aza indirilmesine çalışılmaktadır.
Ayrıca üreticilere doğrudan gelir desteğinin sağlanması, girdi desteklerinin arz fazlası
olan ürünler yerine iç ve dış talebin yoğun olduğu ürünlere yönlendirilmesi de
planlamaktadır. Ancak hububat bu arada makarnalık buğdaylar destekleme kapsamında
kalmışlardır. Makarnalık buğday üreticileri ayrıca gübre sübvansiyonlarından da
yararlanmaktadırlar. Ancak bu sübvansiyonun ürünlere yönelik bir uygulama değil de
genel bir uygulama olması nedeniyle üreticilerin makarnalık buğday üretimine yönelik
olarak teşvik edilmesi söz konusu olmamaktadır.
Türkiye’de müdahalelerin AB’ye göre çok dar kapsamlı olması ve “sanayicinin ihtiyacının
karşılamak amacıyla sert buğday üretimini artıracak önlemler alma “şeklinde bir görüşün
oluşmaması sektörün yaşadığı en önemli problemlerden birisidir.
Avrupa ülkelerinde ekmeklik ve makarnalık buğday fiyat farkı çok daha yüksek olup
buğday ekimi için ayrıca teşvik yapılmaktadır. Ülkemizde böyle bir uygulama yoktur. Bu
nedenle makarnalık buğday üretimi ekmeklik buğdaya göre çok daha yüksek fiyat
vererek desteklenmeli, fiyat destekleme politikalarının yanı sıra sübvansiyon ve kredi
gibi desteklemelerin de yapılması gerekmektedir.
Türkiye’de ilk destekleme 1932 yılında hükümetin buğday ve üzüm piyasasına müdahale
etmesiyle başlamıştır. Destekleme politikasının kapsamı Tarım Satış Kooperatifleri ve
Toprak Mahsulleri Ofisinin faaliyete geçirilmesiyle genişletilmiştir. Destekleme
alımlarıyla görevlendirilen kuruluşların finansman ihtiyacının karşılanması ödemelerin
zamanında yapılması bakımından büyük önem taşımaktadır.
1938 yılında 3491 Sayılı yasa ile kurulan TMO faaliyetlerinde özerk sorumluluğu
sermayesi ile sınırlı ve tüzel kişiliğe sahip bir iktisadi devlet teşekkülüdür. TMO’nun
görevlerinin başında tahıl ürünleri piyasasını düzenleyici önlemler almak, ülkede üretilen
hububatı alıp muhafaza etmek ve alıcı talep ettiğinde satmaktadır. Ayrıca TMO tohum
iyileştirme dağıtım, ilaçlama ile araştırma gibi çeşitli işlevleri yerine getirmekte ekimle ise
ancak Tarım Bakanlığı tarafından kendine görev verildiği takdirde tohumluk dağıtımıyla
ilgilenmektedir. TMO her yıl alacağı buğday miktarlarının tahminlerini de yapmaktadır.
TMO 1988 yılında başlayarak çiftçiye ödediği fiyatlarda en kaliteli ürün için ilan ettiği baş
alım fiyatı sisteminden ortalama kalitede ürüne verilen destekleme alım fiyatına
geçmiştir. Bu sistemde ortalama alım kalitesi üzerindeki ürüne ek prim verirken kalitesi
ortalamanın altında olan üreticinin elindeki ürünleri asgari alım fiyatı ile almaktadır.
TMO ayrıca hasattan önce açıkladığı fiyatları kademeli alım fiyatı sistemine bağlı olarak
genel fiyat artışlarını kısmen karşılayacak biçimde aylık olarak artırmaktadır.
1992 yılında çıkarılan bir kararname ile TMO’nun üreticiden satın aldığı buğday ya da
başka tahılları satın aldığı fiyatın en az % 15 ‘in üzerinde bir fiyatla satma zorunluluğu
getirildi.
Hububat ve makarnaya yönelik uygulanan politikaların aynı zamanda çok sayıda ürün
için uygulanması ve Avrupa Birliği ülkelerinin birçok ürün açısından dünyanın en büyük
ihracatçı ülkeleri olması sonucu, dünya piyasaları izlenen bu politikadan olumsuz yönde
etkilenmiştir.
1992 reformunun ana ilkesi, 1988 den itibaren başlatılan iç fiyatlardaki yıllık gerilemeyi
daha yaygın ve etkin hale getirerek, sektörün fiyatlar yoluyla desteklenmesini terk etmek
olarak özetlenebilir.
Ancak, fiyat desteğinden mahrum kalan üreticilerin kendi hallerine bırakılmamaları için
fiyat etkisi olmayan yardımlarla desteklenmelerine devam edilmiştir. Ayrıca ekim
alanlarına el konulması ile üretimin azaltılması da sağlanmıştır. Hububat piyasasına
yönelik düzenlemeler bu ilkeler çerçevesinde oluşturulmakta olup, piyasa
mekanizmasının unsurları şunlardır.
• Üretim Kontrolü: Her bölge için ekili alan üzerinden yapılacak ödemelerin bir tavanı
vardır. Bu tavan her bölge için 1989-1991 yılları arasında o ürünün ortalama ekim alanı
genişliğine göre belirlenmektedir. Yardım almak için yapılan başvurularda belirtilen
• Ekimden Alıkoyma: Küçük üreticiler hariç yardımdan yararlanmak için başvuran bütün
üreticiler yardımın ön koşulu olarak bir yıl önce ektikleri alanın bir kısmını nadasa
bırakmak zorundadır.
Ayrıca bunun için belirli kalite özelliği aranmaktadır. Müdahale şekilleri ürünlere göre
değişmekte olup, müdahaleler kasım ayından sonra başlamaktadır. Asgari alım 51 ton
olup, satın alma fiyatı kaliteye göre belirlenmekte ve para mal teslim edildikten sonra
ödenmektedir.
Topluluğa 1994 yılında 10.762 ton makarna ihraç edilirken 1995 yılında bu oran % 47,2
azalarak 5.685 tona, 1996 yılında % 59,0 azalarak 2.333 tona gerilemiştir. 1997 yılında
2.899 ton olan ihracatımız 1998 yılında % 29,7 artışla 3.760 tona, 1999 yılında ise % 4,6
artışla 3.933 tona, 2000 yılında ise % 17,2 artışla 4.608 tona ulaşmıştır. 2001 yılında
makarna ihracatımızda artış sağlanmasına rağmen Birliğe gerçekleştirilen ihracat % 9,6
azalarak 4.167 tona gerilemiştir. Burada özellikle Almanya ve Belçika pazarlarında
yaşanan kayıplar önemli rol oynamıştır. Topluluktan Türkiye’ye yapılan makarna ithalatı
çok az olduğundan, topluluk üyesi ülkeler alınan bu kota kararından etkilenmezken
ülkemiz makarna ihracatçıları bölgeye satışlarımızın artması veya en azından 3.18 milyon
dolarlık 1995 seviyesine gelmesi halinde bile bu karardan önemli ölçüde etkilenecektir.
AB’nin yıllık makarna tüketimi 3 milyon ton ve Türkiye’nin ise 350 bin ton civarındadır.
Bu açıdan AB’nin makarna ihracatımızda uygulamakta olduğu değer kotasının
kaldırılması ve gümrüklerin karşılıklı indirilmesi konusunda çalışmalar yapılmalıdır.
Ayrıca, gümrüklerdeki denetimlerin artırılması, yerli ürün kalitesinin yükseltilmesi, ürün
çeşitlendirmeye ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Makarna sektörü Türk gıda sanayinde kalite bilincinin ilk olarak yerleştiği sektör
olmuştur. Sektörde kalite güvence belgesi alan firma sayısı 1999 yılın da 8, 2000 yılında
11’e, 2002 yılında ise 13 adede ulaşırken birçok firmanın bu yöndeki faaliyetleri devam
etmektedir.
5 Mart 2002 tarih ve 24686 sayılı resmi gazetede yayınlanan makarna tebliğinde
makarnanın tekniğine uygun ve sağlıklı şekilde üretim, ambalajlama, muhafaza
depolama, taşıma ve pazarlamasını ağlamak üzere üründe olması gereken özellikler
belirlenmiştir. Sadem makarna üreten işyerleri 1 yıl, sade makarna dışındaki ürünleri
üreten ve satan işyerleri ise 2 yıl içinde tebliğde belirtilen şartlara uymadığında
faaliyetlerine son verilecektir.
3.5.12 Ambalaj
5. Yeni pazarlar konusunda her türlü yeni pazar geliştirici teşvikler geliştirilmeli bu
ülkelerdeki dış ticaret yetkilileri aktif hale getirilmelidir.
6. Türk makarnasının dış pazarlarda daha iyi yer edinebilmesi ve ihracat imkânlarını
artırabilmesi için firmaların kendi ayırmaç ve markalarıyla ürünlerini ihraç etmeleri
hususunda verilen ihracat teşviklerinin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
7. KDV oranının % 1’e indirilmesi ile kayıt dışı satışların cazibesini kaybetmesi
sağlanabilecek, böylelikle kurumsallaşmış firmaların mağduriyeti önlenirken, devletin
gelir kayıpları önlenebilecek.
Türkiye de 2004 ile 2008 arası TUİK rakamları dikkate alındığında ekmeklik buğday
üretimi 14.525.000 ton ile 17.000.000 ton arasında, durum buğdayı üretimi ise
2.709.000 ton ile 5.000.000 ton arasında değişim göstermiştir. Son 20 yılın rakamları
dikkate alındığında buğday üretimi bazı yıllardaki sapmalar dışında 19 ile 20 milyon ton
arasında değişmektedir. Dünya da her ülkede yetiştirilmeyen durum buğdayı üretiminde
Türkiye, dünyanın en önemli üretici ülkeleri arasında yer almaktadır. Miktar olarak
makarna ve bulgur sektörünün bazı yıllar dışında önemli bir hammadde sıkıntısı
olmamıştır. Fakat Türkiye’de sektörün arzu ettiği kalite ve miktarda sürdürülebilir şekilde
hammadde üretilememektedir. Ülkemizin beslenmesinde çok önemli yeri olan makarna,
bulgur vb sektörlerin hammaddesi olan buğday ile ilgili sorunlara üreten çiftçi sayısı
dikkate alındığında çözüm üretmek tek başına özel sektörün üstesinden geleceği bir
konu değildir.
Yıllar
Ülkeler 2001/02 2002/03 2003/04 2004/05 2005/06 2006/07 2007/08 2008/09
AB (25) 6.900 8.900 8.200 11.400 8.400 9.100 8.400 10.000
İtalya 300 4.300 3.700 5.600 4.600 4.100 4.000 5.200
Fransa 1.300 1.600 1.400 2.100 2.000 2.100 2.000 2.100
İspanya 1.500 1.800 2.100 2.400 700 1.600 1.200 1.200
Kazakistan 2.500 2.600 2.600 2.200 2.400 2.600 3.000 2.600
Meksika 1.100 1.100 900 1.100 1.300 1.900 1.800 2.000
Abd 2.300 2.200 2.600 2.500 2.800 1.500 2.000 2.300
Kanada 3.000 3.900 4.300 5.000 5.900 3.300 3.700 5.500
Suriye 3.100 2.800 3.000 2.500 2.500 2.000 1.800 1.200
Türkiye 3.000 3.000 3.200 3.200 3.200 3.000 2.700 3.000
Diğer 9.900 10.100 12.000 12.500 11.000 12.300 11.100 11.900
Dünya 31.800 34.600 36.800 40.400 37.500 35.700 34.500 38.500
Kaynak: International Grains Council - Nisan 2009 Tahmini
Not: AB Verileri; 2006 Yılı Ve Öncesi 25 Ülke, 2007 Yılından Sonra İse 27 Ülkedir.
Tablo 29: Türkiye’nin 2000-2008 yılları arasında durum buğday ithalatı ve ihracatı.
Gerek dünya da gerekse Türkiye’de kuraklık ve ekim alanlarının daralması gibi etkenler
buğday fiyatlarını önemli oranda etkilemektedir. Dünya buğday fiyatları, yaz aylarına
girildiğinde yükselişe geçmesi nedeniyle hiç kuşku yok ki yükselen fiyatlar ticaretin
azalmasına da yol açmaktadır. Dünya buğday piyasasında olabilecek her fiyat değişimi
Türkiye’de de hissedilmektedir ve halen dünya fiyatlarının yükselmesi Türkiye fiyatlar ile
arasında olan uçurumların azalmasına ve buğday fiyatlarının dengelenmesini de
beraberinde getirmektedir. Tablo 30, Temmuz 2010 ile Eylül 2010 tarihleri arasında farklı
Ticaret Borsa’larında alınmış No.1 durum buğday fiyatlarını göstermektedir.
Tablo 30: Türkiye’nin 2000-2008 yılları arasında durum buğday ithalatı ve ihracatı.
Hektolitre Ağırlığı SDS (Sodyum Dodesil Görüntü Analiz Makarna Pişme Testleri
(Otomatik hektolitre Sülfat) Tekniği (Bilgisayar (Duyusal ve Toplam
ölçüm cihazları) grafik ve görüntü Organik Madde)
işlemleri, video
kamera)
Kaliteli makarna üretimi için makarnacılık sektöründe, esas olarak kullanılan buğday
Triticum durum buğdayıdır. Makarna bu özel buğdaydan elde edilen irmikle üretilir.
Proteince zengin olan bu durum buğdayının öz miktarı (glüten) yüksek olduğundan irmik
üretimi için oldukça elverişlidir. Makarnalık buğdayların özellikleri şöyledir:
• Kırmızı veya kehribar sarısı renktedir.
• Uzun ve sivri dane yapısına sahiptir.
• Çok sert taneli olup öğütüldüğünde un gibi toza dönüşmez.
• Parlak yüzeye sahiptir.
• İnce kabukludur.
Buğday kalitesi direk elde edilecek irmik kalitesini etkilediği için bu özelliklerin bilinmesi
gereklidir.
3.6.3.3 Kalite
Geçmiş yıllarda makarnalık buğday ıslah programlarında verime ağırlık verilmesi, verimle
ters orantılı olan kaliteyi düşürmüştür. Sanayici tüketicinin istekleri doğrultusunda
oluşturduğu kalite kriterleri doğrultusunda ıslahçının geliştirdiği çeşitleri
laboratuarlarında test ederek seçimini kendisi yaptığı takdirde hem sanayici hem de
tüketici tatminkâr olabilecektir.
Makarna üretiminde kullanılacak irmik 125-530 mikron eleklerin arasında kalan üründen
seçilen ince irmiktir. Makarna üretiminde irmik, ara ürün olarak kullanıldığı için, irmiğin
rutubet miktarı konusunda esneklik gösterilebilir.
4 TEKNİK DEĞERLENDİRME
Kabuller Tutar/Miktar
Makarna üretim kapasitesi (kg/h) 7.500
Günlük çalışma saati 24
Çalışılan gün sayısı (yılda) 300
1. Tünel
2. Tünel
Tahıl öğütme çekirdeklerin una dönüşmesi işlemini içeren kırılma işlemini içerir. Bir
durum fabrikasında kırma sistemi genellikle en az beş kırma aşamasını içerir ve daha
fazla miktarda un kırılmasından kaçınırken orta kalitede ürün üretimi için gerekli olan
stokun kademeli olarak azaltılmasını sağlar. Kırma sisteminde, çekirdek açılır ve
endosperm kepek ve tohuma ayrılır.
Kırma sistemi, genellikle her biri öncekinden stok çeken dört veya daha fazla oluklu rulo
seti içerir. Her kırma sonrası, endosperm, tohum ve kepek içermeyen karışım ile
endosperm içeren kepek elenmeye başlar. Endosperm içeren kepek sonrasında ikinci
kırma rulosuna gider ve bu işlem endospermin kepekten mümkün olduğunca en iyi
şekilde ayrılmasına kadar tekrar eder.
Azaltma sistemi içindeki rulolar sadece boyutlandırma için kullanılır. Hiç biri un üretmek
için kullanılmaz. Onlar da bir buğday unu fabrikasında orta irili taneleri eşit ve küçük
boyutlara düşüren boyutlandırma ruloları gibi işlemektedirler.
Bir buğday unu fabrikasında boyutlandırma, azaltma rulolarında daha fazla öğütülmeye
tabii tutulacak aynı boyutlarda ürün üretmek için yapılır. Bir makarnalık durum buğday
değirmenin de ise bu boyutlandırma aynı boyutlarda üretilen ürünleri satmak için yapılır.
Bir durum buğdayı değirmenindeki eleme sistemi ekmeklik buğday unu değirmeni
sisteminden temizleyicileri üzerindeki ağır emniyet unsuru yönüyle farklılık gösterir. Kara
elekler yerine, geleneksel elekler daha yaygın olarak kullanılır ve önde temizleyicileri
kaba ayrımları yapmak için kullanılır. Öğütülmüş buğday daha sonra su ve yumurta gibi
diğer malzemelerle karıştırılır.
4.3.3 Karıştırma
Karıştırma operasyonlarında, temiz su öğütülmüş buğday (irmik, durum taneli veya
makarnalık un) ile yaklaşık % 31 nem oranı içeren hamur yapmak için bir karışım
teknesinde karıştırılır. Yumurta ve diğer herhangi opsiyonel içerikler eklenebilir. Özel bir
çift şaft karıştırma bölmesi bir örnek karışım elde etmek için kullanılır. Özel karıştırma
bölmesinin ters dönen milleri hamuru oluşabilecek yuvarlıkları ortadan kaldırmak için iki
farklı yöne çekerler.
İRMİK
Karıştırıcı ÖN KURUTMA KURUTMA
ŞEKİLLENDİRME SALLAMA 1. Tünel
(Karma, Yoğurma)
A
SU
2. Tünel
Soğutucu
Paketleme
4.3.5 Kurutma
Kurutma, makarna üretim sürecinde kontrol altına alınması gereken en zor ve kritik
adımdır. Kurutmanın amacı yaklaşık % 31 yüzde düzeyindeki makarna nemini % 12-
13’lere düşürmek ve bu sayede bitmiş ürün sert, bozulmadan ve şeklini koruyacak
şekilde saklanabilmektedir. Birçok makarna kurutma operasyonları öncül bir kurutma
sistemini kullanırlar ve bu makarnaların birbirlerine yapışmasını önlemek için
ekstrüzyondan hemen sonra başlar. Ön kurutma makarnanın dış yüzünü daha
sertleştirirken içerisini yumuşak bırakır.
Son kurutucu ise ürünün üzerinde kalan son nemleri uzaklaştırmak için yapılır. Kurutma
sıcaklığı ve bağıl nem artışları kurutmada önemli faktörlerdir. Makarna dış yüzeyi sıcak
havaya maruz kaldığından beri, makarnanın içinden daha hızlı olarak kururlar ve bu da
makarna yüzeyinden içeriye doğru nem gradyanlarının oluşmasına neden olur. Eğer
kurutma çok hızlı olursa makarna kırılır ve ürüne zayıf bir görünüm ve çok düşük
mekaniksel güç verir.
Kurutma işlemi sırasında veya ürün kurutmaya bırakıldıktan birkaç hafta sonra kırılmalar
oluşabilir. Öte yandan eğer makarna çok yavaş kurur ise üretim sırasında küflenebilir ve
bozulabilir. Bu nedenle kurutma her çeşit ürünün ürün döngüsünün gereksinimlerine
göre ayarlanmalıdır. Eğer kurutma süreci başarılı ise makarna sağlam fakat
büküldüğünde kırılana kadar yeterince esneyebilen bir esnekliğe sahip olur.
4.3.6 Paketleme
Paketleme, ürünün cezp ediciliğinin sergilenmesi, depolama ve nakliye sırasında zarar
görmesini ve pislik bulaşmalarından korumak için yapılır. En önemli paket malzemesi
ürünü nemden koruyucu özelliğe sahip ve otomatik paketleme makinesinde
kullanılabilinen şeffaf materyallerdir. Buna karşın bu tip paketleme malzemelerini
süpermarketlerin raflarına istif etmek zordur. Sonuç olarak birçok üretici makarna
paketlemek için kolay istiflenen, kırılabilir makarna ürünlerine iyi bir koruma sağlayan ve
üzerlerine baskılanan reklamların daha iyi okunmasını sağlayan kutulardan yararlanırlar.
4.4.2 Yoğurma
İşletmede genel olarak 250-450 mikron arası irmik, sisteme silolardan borularla gelir.
Yeni sistemlerde bu işlem havanın etkisiyle gerçekleştirilir. Yoğurmanın ilk aşamasında
karıştırıcıya önce irmik sonra su verilerek işleme başlanır. Böylece hamurun tekne
cidarlarına ve karıştırıcı kollarına yapışması önlenmiş olur.
Teknede birleşen irmik
ve su yatay, düz vidalı
bir karıştırıcı
tarafından yüksek
devirde ve hızla
karıştırılır. İrmik ve su
en az bu karıştırıcıda
kalır. Buradan hemen
ikinci yoğurmaya
geçer. İrmik sıcaklığının
25 ˚C olması yoğurma
aşamasında avantaj
İrmiğin sertliği, fiziksel ve kimyasal özellikleri hamur kıvamını etkiler. İrmiğin yapısına ve
şeklin özelliğine uygun basınç değeri belirlenmelidir. Üretime yeni başlandığında hamur
yumuşak olabilir. Hamura, irmik ya da su verilerek hamur kıvamı ayarlanır. Bu ayarlama
yapılırken çıkan hamur kullanılmaz. Çıkan ilk hamur hurda olarak ayrılır. Pres
çalıştırıldığında, helezonlardan kalıba hamur gelmektedir. Hamurun gelişi sırasında
sürtünmeden dolayı ısı artışı olur. Oluşan ısının etkisi yapıda olumsuzluklara yol açar.
Olumsuzlukları önlemek ve sıcaklığı sabit tutmak için silindir dış çeperi, su ceketi ile
donatılmıştır. Su, sürekli helezon ceketinde dolaşarak helezonu soğutur. Hamur
şekillenme aşamasında hamur sıcaklığı 40–55 ˚C’ ye kadar çıkabilir. Bazı makarna tipleri
için basınç değerleri;
• Fiyonk vb. 30–100 bar
• Kesmeler 50–135 bar
• Spagetti 80–135 bar olarak ifade edilebilir.
Bu gruplandırma tüm makarnaların üretim şekilleri ile ilgili detaylar göz önünde
bulundurularak oluşturulmuştur.
Uzun makarnalarda şekiller çap ya da genişliklerine göre oldukça farklı görüntüler verir.
Üretimi yapılacak şeklin istenilen niteliklerde olması için, şeklin özelliğine uygun yapıdaki
kartuş seçilmelidir. Kartuşların aralıkları istenilen şeklin kalınlığı ile doğru orantılıdır.
Kartuşlar, makarna hamurunun geçmesine uygun aralığa sahip özelliktedir. Bir kez daha
belirtmek gerekirse uzun makarnaların üretimindeki en belirgin fark, kalıbının uzunluğu
ve makarnanın kurutmaya aktarılma sistemidir.
Kalıptan çıkıp kesilen Makarna çeşitler: Renkli fantezi burgu, renkli fantezi kalem ve boncuk
makarnanın makarna.
tarabottaya geçişi aktarma aparatları ile olur. Bu malzemeler ürünün, sistem dışına
çıkmasını önleyecek düzenekte, huni görevi yapan malzemelerdir.
4.5.1.2.2 Kısa Boyutlu Kesme Makarnalarda Şekillendirme
Bu makarnaların üretimi uzun boyutlu kesme ile aynıdır. Bazı kısa boyutlu kesme
makarna çeşitleri, uzun boyutlu makarnada kullanılan ve aynı kalıptan çıkan hamurun,
hızlı bıçak devri ile kesilmesi sonucu oluşur. Uzun boyutlu kesme makarnaların boyutu
bıçağın yavaş dönmesi sonucu uzun kalmaktadır. Bazı çeşitlerin şekli de, makarna
hamurunun, kendine has yapısına uygun seçilmiş kartuş içeren kalıplardan geçip bıçak ile
kesilmesi sonucu olur.
Kısa boyutlu kesme
makarnalara örnek olarak orta
kesme (yüksük), boncuk,
bamya, midye, orta uzun vb.
verilebilir.
(32-14) x 100
= ---------------------
(100-32)
1800
= -----------
68
100 kg için gerekli su miktarı 26,47 litredir. 1 ton irmikten hazırlanacak %32 nem
değerinde makarna hamuru için gerekli olan su miktarı ise (1.000 x 26,47)/100 işleminin
sonucu olarak 264,70 litre olarak hesaplanır.
Tam buğday makarnası, çeşnili makarna, zenginleştirilmiş makarna, güçlendirilmiş
makarna, vitamin ve mineral ilaveli makarna çeşitleri üretim aşamasında işletmeler,
üretimini yapacakları ürün çeşidine göre kendi formülasyonlarını hazırlarlar. Üretim
planında belirlenerek hazırlanması istenilen çeşnili makarna için, kullanılacak
malzemeler depolardan, Türk Gıda Kodeksi’ndeki oranlara uygun olarak tartılıp alınır.
Depodan malzeme alınırken malzemenin etiket bilgileri, son kullanma tarihi dikkatle
kontrol edilir.
Makarna çeşidi üretiminde yardımcı malzemeler ürüne iki şekilde eklenmektedir:
• Tekne üzerindeki dozajlama sistemleri ile direkt irmiğin üzerine eklenmesi
• İrmik tekneye alındıktan sonra suda eritilmiş karışımın tekneye beslenmesi
Bu iki yöntemden biri seçilerek makarna hamuru hazırlanır. Makarna çeşitlerinin
üretiminde yardımcı malzemeler, suda eritilerek kullanılacaksa, tartılan malzemelerin
karıştırma tankına alınarak suda tamamen çözülmesi sağlanır.
UYGULAMA FAALİYETİ
üretim tesisleri, en modern makine ve Makarna üretim hattı: düzenli bakımları sorumlu
teçhizatlarla donatılmış olmalı, kişiler tarafından işletme talimatlarına uygun olarak
kullanılacak yeni üretim sistemleriyle yapılmalıdır.
hem sektöre önderlik edebilecek hem
de atık madde oranını "0"a indirerek, çevre dostu bir tesis olacaktır.
4.7.1.3 Kurutma
Silkelemeli Ön Kurutucu: silkelemeli ön kurutma
kısa makarna ürünlerinin stoklarda ve kurutucuda
yapışmaması için kullanılır. Bu kurutucu
makarnaların taşınması ve ana kurutma süreci için yüzde 6’lık bir kurutma
gerçekleştirebilir.
gerçekleştirebilir.
Bunun anlamı ortam iklimi en ideal şekilde kontrol edilebilir ve enerji tüketimi düşük
seviyede tutulabilir. Kontrol edilen hava aspirasyonu eksozu makarna soğutma işlemi
sırasında düşük çiy seviyesi temin eder. Su giriş sıcaklığı çiy sıcaklık noktasının altına
inmeyen bir şekilde kontrol edilir Bu işlem hiçbir problem yaratmadan hijyenik bir
soğutma işlemi gerçekleştirir. Soğutucunun alt bölümü etkili bir temizliğe imkân verir.
Otomatik çiy noktası izleme hiç yoğunlaşma olmadan en iyi soğutma performansı sağlar.
4.9.1 Hammadde
Yatırım yeri seçiminde kaynaklar bakımından dikkate alınması gerekli ilk kriter
hammaddelerin sürekli olarak temin edilebileceği bir yörenin seçilmesi olmalıdır.
Hammaddelerin sürekli olarak temin edilebilmesi, hammaddelerin teminindeki bir
aksama, önemli miktarda hammadde stoku yapmadan çalışan yatırımlar için telafisi zor
problemler oluşturacağı için oldukça önemlidir.
4.9.2 Ulaşım
Ulaşım imkânları, gerek hammadde ve yardımcı maddelerin temini yönünden, gerekse
üretilen ürünlerin pazarlara ulaştırılması yönünden yatırım yerini belirlemede oldukça
önemli rol oynayan bir faktördür. Yatırım yerini belirlemede ulaşım açısından dikkate
4.9.3 İşgücü
Bir yatırım için sermaye ve hammadde temini kadar önemli bir husus, üretimi
gerçekleştirecek istenilen özelliklere sahip kalifiye işgücünün teminidir. Teknolojinin
gelişmesi sonucu, geçmişte yoğun işgücüne ihtiyaç duyan birçok yatırım, günümüzde
otomasyonun da yardımıyla üretimin tamamen otomatik vasıtalarla yapılması sebebiyle
yoğun işgücüne ihtiyaç duymamaktadır. Bununla birlikte, üretim ne kadar otomatik
4.9.4 Enerji
Başta elektrik enerjisi olmak üzere enerji, üretimin gerçekleştirilmesi için kullanılması
mutlaka gerekli olan önemli bir girdidir. Yatırımlarda kullanılacak enerjinin türü ve
miktarı, her şeyden önce yatırımın türüne bağlı olacaktır. Kullanılan enerjinin türünde ve
miktarında etkili olan diğer kriterler ise yatırımda kullanılacak üretim teknolojisi, üretilen
ürün veya ürünlerin üretim miktarı olacaktır.
Yatırımlarda yaygın olarak kullanılan enerji kaynakları, başta üretim dışında aydınlatma,
büro araçlarının çalıştırılması vb. gibi amaçlarla da kullanılan elektrik enerjisi olmak
4.9.5 Su
Su, yatırımlarda personelin günlük ihtiyaçları, soğutma, buhar üretimi, yıkama vb. gibi
amaçlarla kullanıldığı gibi, makarna üretimi gibi yatırımlarda üretim aşamasında
doğrudan bir üretim girdisi olarak da kullanılmaktadır. Suyun doğrudan bir girdi olarak
kullanıldığı yatırımlarda çok miktarda su temini gereklidir.
Gerçekleştirilmesi düşünülen yatırımın oldukça çok miktarda su gerektirmesi sebebiyle
yatırımın kullanılabilir özelliklere sahip bir su kaynağı yakınında veya işletme için gerekli
miktarda suyun temin edilebileceği bir bölgede kurulması, ucuz ve sürekli su temin
etmek açısından oldukça önemlidir.
İşletme için gerekecek su miktarının şehir şebeke suyundan ekonomik olarak
karşılanmasının mümkün olmadığı durumlarda, akarsu veya göllere yakın bölgeler bu
amaçla düşünülebilecek en uygun bölgelerdir.
İşletmenin ihtiyacını karşılamak amacıyla bir başka su temin yolu da kuyu açmaktır. Bu
sebeple yatırıma su temin etmek için belirli bir seviyede su çıkması muhtemel bölgelerin
tespiti gerekir. Bu bölgeler genellikle taban suyu kuvvetli bölgeler olabileceği gibi, düşük
seviyeli, geçirimsiz araziler de olabilir. Taban suyu, aynı zamanda ağaçlar, bitkiler vb. için
de gerekli olduğundan, yatırım yeri için seçilen yerdeki su miktarının, işletmede
kullanılacak su sebebiyle ağaçlar ile bitkisel üretimi olumsuz olarak etkilemesine yol
açmayacak bollukta olmasına özellikle dikkat edilmelidir.
Doğal kaynakların su kaynağı olarak kullanılması söz konusu ise, kaynağın debisi ile yaz
ve kış aylarında debideki değişiklik önem kazanmaktadır. Ülkemizde birçok göl ve
akarsuyun debisi veya miktarında özellikle de yaz aylarında önemli azalma veya eksilme
söz konusu olduğu için bu kaynakların kullanılmasının düşünüldüğü yatırımlarda belirli
miktarda suyun depolanması da gerekebilir.
Yatırım için gerekli olan su, akarsu, göl ve kuyu gibi doğal kaynaklar dışında yörenin şehir
suyu şebekelerinden de temin edilebilir. Bu gibi durumda üzerinde durulması gerekli en
önemli konu suyun maliyetidir. Kullanılacak su miktarının fazla olmaması ve fiyatının
ekonomik olması durumunda şehir suyu şebekesinden temin edilecek su, pH’sı, ihtiva
ettiği iyon seviyesi, katı madde muhtevasının düşüklüğü, yosun ihtiva etmemesi vb. gibi
birçok açıdan yatırımlarda kullanılabilecek en güvenilir su olacaktır.
Makarna sektörü için suyun kaynağı ve ekonomik olması gibi hususlar yanında dikkate
alınması gerekli en önemli husus, suyun özellikleri ve bu bakımdan işletmede kullanılıp
kullanılamayacağıdır. Su çok iyi bir çözücü olması sebebiyle, geçtiği yerlerdeki mineralleri
çözmüş olabileceğinden fazla miktarlarda değişik mineraller ile birlikte, yosun, katı
1999 yılından itibaren Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği, yetkililere atıl kapasitenin
büyüklüğünü müteaddit toplantılar ve görüşmelerde dile getirmiş, yeni yatırım
teşviklerinin durdurulmasını, sadece modernizasyon, yenileme, araştırma-geliştirme ve
kalite düzeltmeye yönelik teşviklerin verilmesini talep etmiş, sonuçta sektörün talebinde
haklı olduğu görülerek 2001 yılından itibaren yeni yatırım teşviki verilmesi
durdurulmuştur.
5 FİNANSAL/MALİ DEĞERLENDİRME
5.1 Yatırımın Tutarının Hesaplanması
5.1.1 Arsa
Yatırım için ihtiyaç duyulan 30.000 m2 arazinin, m2 birim fiyatı 16 TL ile 480.000 TL’ye
satın alınacağı kabul edilmiştir.
5.1.2 Etüd-Proje
Kurulacak olan fabrika ile ilgili gerekli resmi izinlerin alınması, statik, mimari, mekanik ve
elektrik uygulama projelerini, jeolojik ve sismik etüd raporlarının, harita – teknik
uygulama sorumluluğu belgesinin hazırlanması ve ruhsat işleri için 150.000 TL harcama
yapılacağı öngörülmüştür.
İşletme Sermayesi
İşletme Sermayesi İhtiyacı Kalemleri Süre
İhtiyacı (TL)
Bina yatırımları toplamının % 1’i ile makine teçhizat tutarı toplamının %1’inin bakım ve
onarım gideri olacağı tahmin edilerek 2012 yılı ve sonrası için 226.098 TL olarak yıllık
işletme giderleri tablosuna dâhil edilmiştir.
Yıllık işletme giderleri toplam olarak aşağıdaki tabloda verilmiştir. Beklenildiği üzere
toplam işletme giderleri içerisinde en büyük payı hammadde giderleri oluşturmaktadır.
Diğer en önemli masraf unsurları ambalajlama, personel ve tanıtım pazarlama olarak
gözükmektedir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Yatırım
Yılı 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020
Kapasite Kullanım
10% 65% 70% 75% 80% 80% 80% 80% 80% 80%
Oranı
6.459.3 41.985.6 45.215.3 48.444.9 51.674.6 51.674.6 51.674.6 51.674.6 51.674.6 51.674.6
Hammadde Giderleri 30 46 11 76 41 41 41 41 41 41
Personel Giderleri
(Fabrika) 247.020 728.130 754.140 780.150 806.160 806.160 806.160 806.160 806.160 806.160
Ambalaj Giderleri 44.280 287.820 309.960 332.100 354.240 354.240 354.240 354.240 354.240 354.240
Ar-ge Giderleri 34.425 89.505 96.390 103.275 110.160 110.160 110.160 110.160 110.160 110.160
Tanıtım ve Pazarlama 1.032.75 1.101.60 1.101.60 1.101.60 1.101.60 1.101.60 1.101.60
Giderleri 688.500 895.050 963.900 0 0 0 0 0 0 0
Akaryakıt Giderleri 10.712 34.813 37.491 40.169 42.846 42.846 42.846 42.846 42.846 42.846
Genel Yönetim
Giderleri 40.000 52.000 56.000 60.000 64.000 64.000 64.000 64.000 64.000 64.000
Enerji Giderleri 45.582 296.284 319.075 341.866 364.657 364.657 364.657 364.657 364.657 364.657
Haberleşme Giderleri 34.425 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850
Sigorta ve Nakliye 6.233.46 6.712.96 7.192.46 7.671.96 7.671.96 7.671.96 7.671.96 7.671.96 7.671.96
Giderleri 958.995 9 7 4 2 2 2 2 2 2
Bakım Onarım
Giderleri - 226.098 226.098 226.098 226.098 226.098 226.098 226.098 226.098 226.098
Seyahat Giderleri 13.770 44.753 48.195 51.638 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080
Temsil ve Ağırlama
Giderleri 13.770 44.753 48.195 51.638 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080
Sertifikasyon
Giderleri - 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000
TOPLAM CARİ 8.590.8 50.997.1 54.866.5 58.735.9 62.605.3 62.605.3 62.605.3 62.605.3 62.605.3 62.605.3
GİDERLER 09 70 72 73 75 75 75 75 75 75
2.170.8 2.170.85 2.170.85 2.170.85 2.170.85 2.170.85 2.170.85 2.170.85 2.170.85 2.170.85
Amortisman Giderleri 54 4 4 4 4 4 4 4 4 4
10.761. 53.168.0 57.037.4 60.906.8 64.776.2 64.776.2 64.776.2 64.776.2 64.776.2 64.776.2
GENEL TOPLAM 663 24 26 28 29 29 29 29 29 29
5.2.2 İşletme Dönemi Gelirleri
Kurulacak olan işletmenin gelir tahminleri aşağıda açıklanmıştır. Gelir kaynaklarını
makarna satışı ve yan ürünlerin satışı oluşturmaktadır.
Tablo 51: Makarna Yan Ürünler Satış Gelirleri (KKO dikkate alınmamıştır).
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Açıklamalar/Yıllar 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020
5.522.58.271 62.754 67.236 71.719 71.719 71.719 71.719 71.719 71.719
1. İŞLETME GELİRLERİ 404 .878 .330 .782 .234 .234 .234 .234 .234 .234
0,5 kg'lık Makarna Satış 2.632. 34.222 36.855 39.487 42.120 42.120 42.120 42.120 42.120 42.120
Gelirleri 500 .500 .000 .500 .000 .000 .000 .000 .000 .000
5 kg'lık Makarna Satış 810.00 10.530 11.340 12.150 12.960 12.960 12.960 12.960 12.960 12.960
Gelirleri 0 .000 .000 .000 .000 .000 .000 .000 .000 .000
142.10923.68 994.73 1.065. 1.136. 1.136. 1.136. 1.136. 1.136. 1.136.
İrmik Satış Gelirleri 5 4 7 789 842 842 842 842 842 842
1.214. 7.893. 8.500. 9.107. 9.714. 9.714. 9.714. 9.714. 9.714. 9.714.
İrmik Altı Un Satış Gelirleri 354 301 478 656 833 833 833 833 833 833
542.58 3.526. 3.798. 4.069. 4.340. 4.340. 4.340. 4.340. 4.340. 4.340.
Kepek Satış Gelirleri 4 794 086 378 670 670 670 670 670 670
180.86 1.175. 1.266. 1.356. 1.446. 1.446. 1.446. 1.446. 1.446. 1.446.
Razmol Satış Gelirleri 1 598 029 459 890 890 890 890 890 890
8.590.50.997 54.866 58.735 62.605 62.605 62.605 62.605 62.605 62.605
2. İŞLETME GİDERLERİ 809 .170 .572 .973 .375 .375 .375 .375 .375 .375
6.459.41.985 45.215 48.444 51.674 51.674 51.674 51.674 51.674 51.674
Hammadde Giderleri 330 .646 .311 .976 .641 .641 .641 .641 .641 .641
247.02728.13 754.14 780.15 806.16 806.16 806.16 806.16 806.16 806.16
Personel Giderleri 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
287.82 309.96 332.10 354.24 354.24 354.24 354.24 354.24 354.24
Ambalaj Giderleri 44.280 0 0 0 0 0 0 0 0 0
103.27 110.16 110.16 110.16 110.16 110.16 110.16
AR-GE Giderleri 34.425 89.505 96.390 5 0 0 0 0 0 0
Tanıtım ve Pazarlama 688.50 895.05 963.90 1.032. 1.101. 1.101. 1.101. 1.101. 1.101. 1.101.
Giderleri 0 0 0 750 600 600 600 600 600 600
Akaryakıt Giderleri 10.712 34.813 37.491 40.169 42.846 42.846 42.846 42.846 42.846 42.846
Genel Yönetim Giderleri 40.000 52.000 56.000 60.000 64.000 64.000 64.000 64.000 64.000 64.000
296.28 319.07 341.86 364.65 364.65 364.65 364.65 364.65 364.65
Enerji Giderleri 45.582 4 5 6 7 7 7 7 7 7
Haberleşme Giderleri 34.425 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850 68.850
958.99 6.233. 6.712. 7.192. 7.671. 7.671. 7.671. 7.671. 7.671. 7.671.
Sigorta ve Nakliye Giderleri 5 469 967 464 962 962 962 962 962 962
226.09 226.09 226.09 226.09 226.09 226.09 226.09 226.09 226.09
Bakım Onarım Giderleri - 8 8 8 8 8 8 8 8 8
Seyahat Giderleri 13.770 44.753 48.195 51.638 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080
Temsil ve Ağırlama 13.770 44.753 48.195 51.638 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080 55.080
Sektörel Fizibilitasyon Çalışması – Makarna Üretimi 129
Giderleri
Sertifikasyon Giderleri - 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000 10.000
-
3.068. 7.274. 7.887. 8.500. 9.113. 9.113. 9.113. 9.113. 9.113. 9.113.
3.PROJE KARI (1-2) 405 708 759 809 860 860 860 860 860 860
Tablo 53: Nakit Akım Tablosu. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170. 2.170.
4.AMORTİSMANLAR 854 854 854 854 854 854 854 854 854 854
5.FAİZ ÖDEMELERİ - - - - - - - - - -
-
5.239.
5.103. 5.716. 6.329. 6.943. 6.943. 6.943. 6.943. 6.943. 6.943.
6. KANUNİ KAR(3-4-5) 259
854 904 955 005 005 005 005 005 005
7. ZARAR MAHSUBU -
- 0 0 0 0 0 - - -
8. KURUMLAR VERGİSİ 5.103. 5.716. 6.329. 6.943. 6.943. 6.943. 6.943. 6.943. 6.943.
MATRAHI (6+7) - 854 904 955 005 005 005 005 005 005
1.020. 1.143. 1.265. 1.388. 1.388. 1.388. 1.388. 1.388. 1.388.
9. KURUMLAR VERGİSİ - 771 381 991 601 601 601 601 601 601
-
10. VERGİ SONRASI KAR (6- 5.239. 4.083. 4.573. 5.063. 5.554. 5.554. 5.554. 5.554. 5.554. 5.554.
9) 259 083 523 964 404 404 404 404 404 404
11. NET NAKİT GİRİŞLERİ 18.271 6.253. 6.744. 7.234. 7.725. 7.725. 7.725. 7.725. 7.725. 7.725.
(4+10+İş. Ser. İh.) .697 937 378 818 259 259 259 259 259 259
İşletme Dönemi
Açıklamalar 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019
A- NAKİT
GİRİŞLERİ
1. Öz kaynaklar 4.429.949 - - - - - - - -
2. Kredi - - - - - - - - -
-
3. Proje Karı 3.068.4057.274.708 7.887.759 8.500.809 9.113.860 9.113.860 9.113.860 9.113.860 9.113.860
4. Hurda Değer
5. İşletme
Sermayesi İhtiyacı 21.340.102
6. Yılbaşı Eldeki
Nakit - 18.271.697 24.525.634 31.270.012 38.504.830 46.230.089 53.955.347 61.680.606 69.405.864
NAKİT GİRİŞLERİ
TOPLAMI 62.701.646 25.546.405 32.413.393 39.770.821 47.618.690 55.343.948 63.069.207 70.794.465 78.519.724
B- NAKİT
ÇIKIŞLARI
8. Beş Yıllık Kalkınma Planına göre makarna üretim maliyetlerinin en büyük kalemini
%54,5’lik oranla üretimin temel hammaddesi olan makarnalık buğday oluşturmaktadır.
Dolayısıyla, dünya da ve Türkiye de makarnalık buğday fiyatlarındaki değişmeler
makarna sanayicilerinin maliyetlerine doğrudan ve güçlü olarak yansımaktadır (Tablo
55).
6 YÖNETİMSEL DEĞERLENDİRME
6.1 İşletme Yapısı
Günümüzde şirketlerin en önemli ihtiyaçlarından biri yeterli insan kaynaklarına sahip
olabilmektir. İşletme personeli fabrika çalışanları ve dağıtım pazarlama grubu olarak iki
kümeye ayırmaktadır. Fabrika personeli olarak gerekli beyaz yakalı personelin Gaziantep,
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi makarna sektörünün ve gıda üretiminin yaygın olduğu
şehirlerde, mavi yakalı personelin ise yöre il ve ilçelerden bulunabilineceği tahmin
edilmektedir. Dağıtım pazarlama bölümü için ise aynı şekilde dağıtım stratejisine uygun
olarak bulunulan ilden veya diğer illerden personel temin edilerek oluşturulabilir. Tablo
56, olası şirket personeli ile ilgili personel tablosunu göstermektedir.
Dinin yaşam içindeki etkinliğinin ve kültürel yapının iyi analizi, Japonya’nın ekonomik ve
siyasi gelişmesini tamamlamasına benzer bir stratejinin bölgede uygulanmasının
kurulacak işletmenin etkin ve verimli olması açısından önemli olacağını göstermektedir.
Bölgedeki insanlar üzerinde dinin ve geleneksel kültürel normlarının önemli etkisi olduğu
yadsınamaz. Şanlıurfa’nın dinsel yapısını oluşturan temel inançlar ayrıntılı olarak
incelendiğinde; insanların sosyal ve ekonomik hayatına etkilerinin ne denli büyük olduğu
görülebilir. Japonya’nın özellikle ikinci dünya savaşından sonra hızla batılı ülkelerin
teknolojik gelişimini takip ve taklit ederek kalkınmaya çalışırken kendi kültürel geçmişini
özenle geleceğe taşımasına benzer bir planlama Şanlıurfa sanayisinin yapılandırılması
içinde kullanılabilir. Bu şekilde Şanlıurfa’nın başarısı yalnızca Batı kaynaklı öğrenme
süreci ile sınırlanmadığı gibi ekonomisinin gücü, yerel kültüre özgü örgütleme ve
yönetim yöntemlerini gerçekleştirmesinden de kaynaklanmış olacaktır.
Kalite çemberleri, katılmalı yönetim biçimi bir unsuru ve uzantısı olarak ortaya çıkmıştır
ve yeni bir işletmenin daha etkin bir yönetim sistemi oluşturmasına katkı sağlayacak bir
yönetimsel taktik olarak değerlendirilir.
Özellikle 1950’li yıllarda Japonya’da Amerikan modeli olan kalite kontrol teknikleri temel
alınarak üretimle ilgili sorunların çözümlenmesi amacına yönelik olarak oluşturulmuştur.
Kalite çemberleri genel olarak; işletmelerde yapılan faaliyetlerle ilgili olarak karşılaşılan
sorunların çalışanlar ve konuyla ilgili olanlar tarafından tartışıldığı ve çözüme yönelik
önerilerin geliştirildiği birimlerdir. Kalite çemberleri, aynı birimde çalışan ve ortak
profesyonel uğraşılara sahip beş ile on gönüllüden oluşan homojen ve süreklilik arz eden
küçük çalışma gruplarıdır.
Kalite çemberleri aynı zamanda “çalışanların yaptıkları işle ilgili çeşitli problemlerin
kaynaklarını ve nedenlerini birlikte çalışarak ve periyodik toplantılar yaparak araştıran,
bulan, çözen ve tepe yönetimine rapor eden gönüllü kişilerden oluşan bir topluluk”
olarak da değerlendirilebilinir. Grup, üyelerinin çalışmalarında karşılaştıkları kalite,
güvenlik, verimlilik, çalışma koşulları gibi sorunlardan seçtiklerini incelemek ve çözümler
üretmek üzere düzenli olarak toplanabilirler. Üyeler belirli sorun çözme yöntemleri ile
sorunlarına çözüm önerileri hazırlarlar, bu önerilerin geçerliliklerini belirlerler ve üst
yönetime periyodik olarak bunları sunar ve sonuçları izlerler.
Tam Zamanında Üretim (TZÜ) Sistemi; üretim için gerekli olan stokların gerektiği anda
ihtiyaç noktasında bulunmasını sağlayan ve sıfır stoku hedefleyen bir stok yönetim
sistemidir. TZÜ, üretim faaliyetlerini ve üretimi, istenilen miktarda, istenilen kalitede ve
istenilen zamanda üretmeyi sağlayan bir üretim sistemidir. TZÜ’nün başarılı bir şekilde
uygulanmasında, tam zamanında tedarik, tedarikçi kalite düzeyleri, çok fonksiyonlu
işgücü, küçük sorun çözme grupları ve eğitimi, günlük çizelgeleme, tekrarlı ana çizelge,
önleyici bakım ve fabrika içi yerleşim faaliyetleri önemli katkılar sağlayacaktır. TZÜ
sisteminin genel amaçları şu şekilde sıralanabilir:
Yalın düşünce; “yalın bir üretim sistemine, yalın bir şirkete, yalın bir değer zincirine
ulaşma” düşüncesidir. Yalın düşüncenin amacı, yönetimin ilgi merkezini değiştirerek,
değerin “israf”tan elimine edilmesini sağlamak, organizasyonlar, teknolojiler, sabit
kıymetler yerine, kaynakların üretimini ve ürünü etkileyecek çalışmalara odaklanmak ve
israflardan arınarak zenginliği yakalamaktır.
Bir üretimin temel amacı düşük maliyetli, kaynakları çok daha tasarruflu kullanabilecek,
müşteri tatmininin en üst düzeyde hedef olarak belirlendiği, üretim ve sipariş yerine
getirme süreleri kısa, başta stok olmak üzere her türlü israftan ve katma değer katkısı
olmayan unsurlardan arınmış bir sistem geliştirmek ve uygulamaktır. Yalın üretim;
yapısında gereksiz hiçbir unsur taşımayan ve hata, maliyet, stok, işçilik, geliştirme süreci,
üretim alanı, fire, müşteri memnuniyetsizliği gibi unsurların en aza indirgendiği üretim
sistemi olarak tanımlanır. Yalın üretimi karakterize eden altı başarı faktörü vardır.
Bunlar; proje yöneticisi, ekip çalışması, bilgi kültürü, tedarikçilerle entegrasyon,
eşzamanlı mühendislik ve tüketici oryantasyonudur.
Sürekli Gelişme: Japon şirket kültüründe Dontotsu adı verilen “en iyinin en iyisi”ni
bulmaya çalışma ve bunu organizasyona uyarlama faaliyetleri günümüzde işletmelerde
yaygın bir biçimde kullanılan Benchmarking tekniğinin temelini teşkil etmektedir. Başarılı
şirketleri ve organizasyonları tanıyarak bunlardan yeni şeyler öğrenme ve bunları
uygulama organizasyonda başarı ve performans düzeyinin yükseltilmesi için büyük önem
taşımaktadır. Bununla birlikte “en iyinin en iyisini” bulma çabalarının Japon işletme
anlayışında ‘Sürekli Gelişme-Kaizen’ yaklaşımıyla uygulandığı görülmektedir.
Kaizen, Japonca değişim (kai) ve iyi (zen) kelimelerinden oluşur, sürekli gelişme
anlamında kullanılmaktadır. Sürekli gelişme ve sürekli yeniliği sağlayarak, sıfır hatalı
üretimle sürekli iyileştirme sağlanarak mükemmele ulaşmayı hedeflemektedir. Japon
şirketlerinde sürekli iyileştirme ve mükemmele yolculuk bir yönetim ve liderlik tarzı
olduğu kadar aynı zamanda bir yaşam stili olarak kendini göstermektedir. Bu bağlamda
Kaizen olgusunun hayata geçirilmeden önce bireyin öncelikle kendi hayatında bunu
yaşayarak uygulaması gerekli olmaktadır. Bu noktada Kaizen sadece teorik bir
uygulamayı değil aynı zamanda uygulayarak yaşamayı da öngören bir yönetim sistemidir.
Yukarda incelemeye çalışılan yönetim prensiplere göre şekillenen bir fabrika yönetiminin
bölgesel farklılıklar da göz önüne alındığında yönetimsel açıdan daha başarılı olabileceği
düşünülmektedir.
7 SONUÇ VE ÖNERİLER
1991 yılında 11 fabrikayla faaliyetini sürdüren makarna sektöründe 1995 yılı sonunda
fabrika sayısı 16, kurulu kapasite de 593 bin ton/yıl iken 2003 yılı sonunda fabrika sayısı
27’yi ve kurulu kapasite de yıllık 1 milyon tonu aşmıştır.
Köyden kentlere hızlı bir göç olacağı düşünülerek, insanların kendi makarnalarını yapma
alışkanlıklarını bırakacakları, giderek fabrika ürünü makarna kullanacakları, aynı
makarnaların köylere kadar ulaşmasından dolayı benzer sonuçların köylerde de
görüleceği beklentileri, makarna tüketiminin artmasına yol açacağı tahminlerini de
beraberinde getirmiştir. Verilen yatırım teşvikleri ile makarna sektöründe hızlı bir yatırım
süreci yaşanmıştır. Buna rağmen tüketim artışı beklentilerin çok altında kalmıştır.
Ülkemizde üretilen makarnalık buğday hem yetersiz hem de kalite yönünden istenilen
seviyede değildir. Kalitenin düşük olmasının temel nedenleri, yüksek verimli, soğuğa ve
hastalıklara dayanıklı çeşitlerin ıslahının yeterince yapılmaması, kalitesiz çeşitlerin
Makarna üretimi yapan firmaların ürün çeşitlemesi, yeni ürün geliştirilmesi ve ürün
adaptasyonu üzerinde yaptıkları çalışmalar istenilen düzeyde değildir. Dış piyasada
İtalyan makarnasına oranla daha az tanınan Türk makarnasının rekabet gücünü artırması
açısından AR-GE ve tanıtım çalışmalarına önem verilmesi gerekmektedir. Katma değeri
yüksek olan makarnanın Türkiye’de üretimini yapan kuruluşların büyük bir kısmı ileri
teknoloji kullanmakta olup tamamı özel sektör firmalarıdır.
• Bu güne kadar yapılan bitki ıslah çalışmaları devlet sektöründeki kuruluşlar tarafından
yapılmış olup, yetersiz görülen sanayici-ıslahçı işbirliği nedeniyle sanayicinin istediği
yöndeki ıslah çalışmalarının fazlasıyla başarılamamış ve elde edilen çeşitlerin kalite
düzeyi de istenilen doğrultuda gerçekleştirilememiştir.
8 KAYNAKÇA
• Türkiye Makarna Sektörü 2008 Yılı Raporu. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği,
2009, İstanbul.
• Makarna Üretim Tesisi Sanayi Profili. T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sanayi
Araştırma ve Geliştirme Genel. Müdürlüğü. 1997, Ankara.
• Makarna Sektör Araştırması. Türkiye Kalkınma Bankası AŞ, Araştırma Müdürlüğü,
2001, Ankara.
• Makarna Üretimi Ön Fizibilite Raporu. M. Murat Candemir, Şanlıurfa, 2008
• Makarna Hamuru Şekillendirme. MEGEP, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2008,
Ankara.
• Makarnalık buğday, irmik ve makarnanın kalite değerlendirilmesindeki son teknikler.
Türkiye 10. Gıda Kongresi; 21-23 Mayıs 2008, Erzurum
• Glütensiz Makarna Üretimi. Türkiye 9. Gıda Kongresi 24-26 Mayıs 2006, Bolu.
• Makarna Hamurunu Hazırlama. MEGEP, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2008,
Ankara.
• 2009 Yılı Türkiye Hububat Raporu. Toprak Mahsulleri Ofisi, 2010, Ankara.
• Özel İhtisas Komisyonu Raporları, Devlet Planlama Teşkilatı.
• Kapasite Raporları. Makarna üretimi, Sanayi ve Ticaret Odaları.
belgelerindeki işçi sayısını 01.04.2005’ten itibaren fiilen ve (bu oran (bu oran
sürekli olarak hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk
% 50’yi % 40’ı
dâhil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu
aşamaz) aşamaz)
yatırımlarında en az % 20 artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi
sayısının asgari 10 kişiye ulaşması, imalat sanayi, madencilik,
turizm konaklama tesisi, eğitim ve sağlık alanlarında en az % 20
artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari 30 kişiye
ulaşması halinde elektrik enerjisi giderleri, yanda belirtilen
oranlarda devletçe karşılanır (ilâve her işçi için 0,5 puan arttırılır)
OSB’lerde
Vergi OSB Yer Alan
İnşaat bitim tarihini takip İnşaat bitim tarihini takip 1319 sayılı Emlak Vergisi
Emlâk Vergisi eden bütçe yılından eden bütçe yılından Kanununun 5. maddesine 3365
itibaren 5 yıl süreyle muaf itibaren 5 yıl süreyle muaf sayılı Kanunla eklenen f) fıkrası
Bina İnşaat
Harcı ve Yapı 2464 sayılı Belediye Gelirleri
Muaf Muaf
Kullanma İzni Kanununun 80. maddesi
Harcı
Belediye sınırları ve
mücavir alan içinde
Çevre bulunan, ancak 2464 sayılı Belediye Gelirleri
Temizlik belediyelerin katı atık Muaf değil Kanunu’nda yapılan 15.07.1993
Vergisi toplama hizmetinden tarihli değişiklik
yararlanmayan OSB’ler
muaf