You are on page 1of 25

stanbul eceleri

SAMHA AYVERD

NKILP

KTABEV

STANBUL

19 5 2

st. Marifet Basmevi

NDEKLER
Sahif e nsz Giri Eski stanbul'a bir bak ehzadeba Beyazd Sleymaniye Sandkburnu Aksaray Tavukpazan rpc ,, aramba .Hali Beyolu Boazii Adalar - Kacky ' skdar - Salacak amlca ...,...., '. 1 18 35 52 ......62 70 81 87 93 109 125 132 154 165 186

'.
;

'

N SZ
stanbul hakknda, yzyllardan beri, bir hayli yaz yazlmtr : divan airleri, bu emsalsiz beldenin gzellik leri karsnda kasideler sylemiler, Tevfik Fikret Sis'i terennm etmi, Ahmet Refik tatl tarih sahifeleriyle bizi Lle devrinin kulislerine, Ahmet Rasim mahalle aralarna kadar srklemi, Pierre Loti tatlsu frenklerinin kla vuzluunda muhayyel bir stanbul yaratm, Ablhak inasi Hisar Boazii Mehtaplarm iimize sindire sindire tasvir etmi ve nihayet Yahya Kemal, t) fsunkr msra lar ile amlca tepelerini ve Bebek koyunu lmezletirmitir. Samiha Ayverdinin istanbul Geceleri bugne ka dar yazlanlardan baka, bambaka bir eser. Yazarn da dedii gibi, bu bir roman deil, sadece, yirminci asrn ilk eyreinde, yani merutiyet ile cumhuriyet arasndaki safhada mehur semtlerin bir tablosudur. Deerli romancmz, bu tabloyu, Trk edebiyatnda hemen hemen benzerine hi rastlamadm lirik bir slup la izmitir. yle bir slup ki, mevzu ile tamamen imtiza etmi, hele ehrin o muazzam tarihine kendini kaptrnca, muhteem ve pitoresk olmasn bilmi. Bazen de, yer yer Kur'an Kerimi, Ksas Enbiyay, hatt Kitab Mukaddesi hatrlatan bir ed alm! Samiha Ayverdi'nin stanbul Gecelerinde, bu akc sluptan baka meziyetler de var : deerli romancmzn yakn ve uzak tarihlerimiz hakknda ok geni bir bilgisi olduu her satrdan anlalyor. Anlatt eyler, yalnz

ocukluunda mahedeci gzleri ile hafzasna naketti i tiplere ve vakalara deil, ayn zamanda okuduu say sz kitaplardan edindii geni malmata da dayanmakta dr. stanbul Geceleri maziye bir rcu deildir. Byle bir eyin bahis mevzuu olamyacan gene Samiha Ayverdi'nin bazen z trke kelimeleri, terimleri cmleleri arasnda nefis bir tarzda yediren slubu teyid ediyor. stanbul Geceleri belki gemi nleri bir zleyitir. Gzel geleneklerimizin zamanla birer birer nasl kaybo lup gittiini znt ile gren hassas bir kadn kalbinin ikyetidir. Bir taraftan koskoca bir mazi btn heybeti ile gp giderken, dier taraftan Beyolu'nun. her gn biraz daha frenkletiini gren muharririn ac ac feryad etmekte hakl olduunu kabul etmek lzmdr. Zira, bal bana bir tarih olan stanbul'u artk kurtarmak zaman gelmitir. Samiha Ayverdi'nin eseri bize son yarm asrn iinde neler kaybettiimizi hatrlatyor. Okurken, znt ile ka rk bir zevk duyuyoruz. Bu enkaz arasndan, neler kur tarabiliriz, diye dnyorum. stanbul Gecelerbni yal nz biz deil, ocuklarmz ve torunlarmz da okuyacak lardr ; nk, bu kitapta, babalarnn ve dedelerinin, iin de yaadklar o pitoresk dekorun, btn kuvvetini say gdan ve mertlikten alan o gzel eski detleri renecek ler ve iftihar edeceklerdir... Levend : 8 ubat 1952 Cevdet Perin

GR
stanbul Geceleri bir roman ya da bir hikye deil dir. En az krk sene evvelki stanbul'un ahsiyeti, madd mnevi hviyeti, cemiyet hayat, gelenek ve grenekleri, bilhassa Trk sanatn zirveletiren umum yaps, zevk leri, meyilleri, hsranlar, hatalar, meziyetleri, faziletleri, grgleri, noksanlar, hlsa medeniyetinin mzikal ter kibi, ahenk ve ihtizazlariyle, bir edeb tenasbn msaa desi nisbetinde, yer yer, para para gsterilmek isten mitir. On be ksmdan ibaret olan bu kitabn her fasl, eh rin bir semtinin ismini tar ki, her semte, bir gemi det; bir kaybolmu an'ane; bir gm nizam; bir r e karlm anlay; bir unutulmu sanat rnei tersim edilmitir. Bu fasllarn her birinde, eski dnler; mesire ler; dergh lemleri; esrar kahvehaneleri; lohusa ha mamlar gibi, ehrin tarihe mal olmu ehresinden bir ve ya bir ka tablo vardr. Faraza, Beyazt'ta eski lonca tekilt ve hakkklarn petemal kuanma merasimile, tulumbaclar; Sleymaniye'de hac tehniyelerini; Sandkburnun'da ise eski meyhaneleri bulmak mmkndr. Maamafih bu kitap, bir tarih veya bir vesika eseri olmamakla beraber, verilen dokman, srf hayale deil, otantik esaslara istinat eder. Ancak, bu gemi hayat realitelerinden alman hccetlerin oturma zemini, fikir ve his muhtevasile beslenip mezcedilmi bir edeb kaidedir. Bu eserin bnyeleip meydana gelmesindeki psikolo-

ilk mil ise, zerreleri, czleri, motifleri, ihsas ve ilcala rnn yekpare i'ri iinde yaad eski stanbul'u, onu ya zan kadnn t ilk ocukluundan itibaren iinde tekasf ettirip uzun uzun demlendirmi olmasnn ve nihayet g nn birinde de bu ar ar hazrlanm keyfiyetin, developmann yapp bu heyet ve vezinle tahteuuru aarak satha fkrmasndan ibarettir. Bu kitaptaki ed ve sed, onu yazanla, stanbul eh rinin bin bir kesinden szan kollektif heyecan ve ahen gin mutabakat mahsul ve itiraki buyruudur. Evet bu kadn stanbul'u sevmi, benimsemi, sevgi sini ve nsiyetini de, ahs meylinin havasna uyarak ge liigzel terennm etmek istemitir. O kadar. S. A.

ESK STANBUL'A BR BAKI

gndzleri de sylesem, hatt buna, gecelerin ve gnle rin teknesinde yourulmu ekillenmi iimizin sesinden ve nefesinden de bir tutam katsam gnah m olur? Am ma Asya ile Avrupa'nn ortasnda, bolua kurulmu muazzam bir rmcek a gibi, her telini bir kt'aya ili tirmi olan bu ehrin manev fezasnda dolamak, onun kldan ince tellerini koparmadan, rselemeden bir taraf tan br tarafa gemek iin bir rmcek mehareti ne rede? Sanr msnz ki stanbul, meyvelerinin altna araf tutulup silkelenen bir aa gibi, asrlar boyunca, dallarn da budaklarnda oldurduu ne varsa, elimsiz bir insan gc, mtevazi bir teebbs, mnferit bir hamle ile d kp bitirecektir? Onu gvdesinden tutup sarsacak ve hametli mazisini, lezzetleri, zevkleri, hsranlar, hatala r, meziyetleri, mrvvetleri, hlyalar, mitleri, hlsa btn eni ve hsiyet terkibi ile eteine indirecek kuv vetli bz nerede? Nerede bu ehri fedaice benimsemi, nerede onun hkim hviyetini can gibi gizlemi, nerede

2 onun irfanna, tabiatla tarihin i birliinden rlm ma zisine hasretle yanm serdengeti nerede ? Nerede o adam ki, bir yrek dann tek solukta sylettii kasideler mi sali, onun beyannda tkenircesine feryad etsin; iinden, t iinden vurulmularn atei ile coup, bir sevdalnn bar gibi yansn ve ttsn.. stanbul aac, glgesinden gelip geenlerden, boy larnn yettii miktar kendisine uzananlara, meyvelerini esirgememi, hatt trmanp uzanma klfet sayp ta dallarna budaklarna talar atp sopalar vuran kstah lar bile nasipsiz brakmamtr. Fakat bir dolak sa ka dar birbiri iine kenetlenmi tepelerini ne kimse merak etmi ne kimse yetimi, ne de yoluna varp srlarn fethedebilmitir. Bylece de stanbul, hrpalanm gzellii, hakarete uram ahsiyeti, krlan gururu, hie saylan irfan ortasnda, kocasn evlendirmek iin grc gezen bir kadnn hazin kahramanl ile sabrl, hazml, iffetli temkin ve feragatinden bulduu bir tok gzllkle hep ba yukarda kalabilmitir.

stanbul tiryakilii, buna insafl olup ta stanbul hastal da desek olur. Iptilnm bir derecesi vardr ki artk bize zevk yerine strap verir. Fakat bu yle bir s traptr ki, bedelini hi bir zevkin dudanda bulamayz. Belki de bu yzden bir stanbul tiryakisi,, iinde doup byd bu ehrin heyecan afetine yakalanm samimi bir stanbul divanesidir. Onun iin acaba, bir varm bir yokmu, evvel zaman iinde kalbur saman iinde., diye tpk bir masala balar

s
gibi, byle bir stanbul tiryakisi az ile gemi zaman dan konumya z etsem nasl olur? Geri bu gemiin, efsane ve esatirle alkas yoksa da, grnmez bir buyru un keyfi zere tasarruf ettii biz insanlarn birer masal kahramanndan ne farkmz vardr? Balangc bilinmiyen uzun, mselsel dnya hikyesinin zincirine kendi ma saln ekliyerek geip giden insan olu, belki de bu yzden mazisine, yaad gnden daha muhabbetli daha yatkn,' daha sokulucu ve onu daha derinden eeleyicidir. Belki de gene ayn yaradl ibramile, sislerinden, rtlerinden, gizliliklerinden kurtaramad daha eski bir gemie, bir te leme de, peesini amas, srrn dkmesi, dmn zmesi iin, istidadna gre kh muhabbetle yalvarr, kh hiddetle yumruk skar, kh inatla ba evirir, kh sabrla bekleyici ve aratrc olur, kh ise mide der, kh meyus olur, kh inkr eder, kh dman kesilir, kh dize gelir. Amma bilmem, uzak ve yakn tarihinin kollar ara snda uyuyan stanbul'u beiinde sallamak, biraz okayp, biraz olsun pp sevmek dururken, idrak ve uur ay dnlnn ilemedii fikir kesafetlerine dalmya, yarad ln srlar eskiliinden sz amya da ne lzum var? Evet, gzn ve hafzann lye san bir mazi tarlasnda el birlii ile toplayp uraya buraya saklad tohumlan aramak dururken... ayet bu ehir, stanbul ehri ahslandrlmak isten se, ona ne dememiz, ne sfat ne mevki ne rtbe ne unvan ve ne isim vermemiz lzm gelir? Kimdir o? bhayat i mi gzellii, dilber ve sihirli kameti, tam ve hased uyan dran endam ile alar kapayp, alar aan bu kahra man kimdir? Tarih, mazi ve tabiat, hi bir cmert made nin veremiyecei mcevherlerden aaal ziynetini bu g zelin bana, gsne, eline, koluna taka taka ilerlerken, o, ikbale doymu, varla kanksam, grgnn, asaletin

4 tokluu ve zaferi iinde, dudaklarnda yama olup kalm tebessmn, kendisini grenlere olduu kadar grmiyenlere de esirgemeden geip gider. stanbul, Bizans hastalndan kurtulup yeni, taze, if bulmu dipdiri bir balangca ilk admn att andan itibaren yeni medeniyetinin ilk tan, bu abhayat imi gzelliin ortasna dikmi bulundu. te bu medeniyeti, 'nesillerin girift ve mterek gayretleri, dayankl ve kat ksz himmetleri ile meydana getirilmek esasna bal olarak gelimi, boy atm ve serpilmi grmekteyiz. stanbul medeniyetini kimler vcude getirdi? Hangi detleri hangi insanlar beenip seti ve bu kk salan det ler, cemiyetin itiyatlar zemininde derinlemesine nasl ya yld? Bu ince, bu zarif bu her biri son derece duygu, de er ve itibar kazanm grenekleri, yoksa insanlar deil de zaman ve zamann taksime uram lleri, gnler, aylar, yllar, ya da asrlar m kendiliinden iledi? Evet asrlar., muhakkak ki bu medeniyet, onlarn barnda dvle dvle, ilene ilene eklini, tadn, kvamn ve hsi yetini tamamlad. Adeta insann yle dnesi geliyor ki, irfan ve terbiyemizi, o imrenilecek hayran olunacak, zlenip drt elle sarmnacak grenek ve geleneklerimizi, nes lin nesle emanet ettii ve emanet ederken de biraz daha ilenmesini, biraz daha incelmesini, en hurda teferrua tnn bile kaybolmamasm tenbih ettii bu terbiye bu ni zam bu irfan ve bu sanat, sanki nesiller deil, asrlar da deil, tabiat kendi kendine yapyormucasna gelimi, olmu ve olgunlam bulduk. stanbul, medeniyet tezghn dokurken, ona her el bir trl malzeme tad. Sanatkr vard ki, mermeri bal mumu gibi kolaylkla iler, ona bir devrin zevkini kazr, dilini konutururdu. Ustas vard ki, dalardan yuvarla np gelen bir aa ktn bir sanat bilmecesi haline sokar, keser oyar naklayp bezerdi. Demirden, tuntan,

5 pirinten, bakrdan yapt eyalarn ileni srrn hl bir muamma olmakta brakan mtevazi zenaatkrndan, gergef nnde bir ibadet huuu ile kendinden gemi, ku man stnde alan sa eli ile, altnda alan sol eli, bir fidann dallar ve kk kadar birbiriyle anlam, bu mhrsz imzasz andlamanm semeresini veren gen k zna kadar her biri, o medeniyetin bir iisi idi. Bu devir de zevk, nasl bir ahenk bulmutu ki gene o kz, anasnn dokuduu bezin stne frasn mkltsz tasarruf eden bir ressam mahareti ile, renk ve ekil terkibinin en harikuladesini nakederdi. Evinin her kesine kendi zev ki damgasn vuran bu kz, giydii terlikten, ilerde koca sna kullandraca ukura, para ve mhr kesesine kadar her el srecei eyada, akla aknlk ve sayg veren bir maharet, zevki mucizeletiren bir hner gstermekte a dalaryla hep yarta kald; bulularna, ilerleyilerine attrd perendelerle zevk ve hner meydannn en mu zaffer koucusu oldu. Amma stanbul, medeniyet tezghn dokurken ona yalnz sanatkrn eli malzeme tamad. Geri, ne ei ne de benzeri olmyan cam, toprak ve ini eyay; bir iir ahengine yetmi ipekli kumalarn; sadef, fildii, akik, mercan, boynuz sapl kalemtralarm; divitleri maktalar hep o sanatkr yapt. plecek kadar zarif kaklar, k t haline sokulmu ceylan derileri, fincanlar kucaklyan zarflar, zarflarnn koynuna saklanan fincanlar, oklar, yaylar, fenerler, amdanlar, sayya hesaba gelmiyen b tn bu esiz eserler de gene ayn cokun sanatkrn elin den kt; fakat stanbul ehri ahslandrlmak istense ona tek cepheden bakp, tek sfatla heykelletirmek bir iftira, bir hakaret olur. u halde stanbul, yalnz sanatkr deildi de ne idi? rnek olacak terbiyesi, elenip incelmi grenei, asrlarn szgecinden geerek mukaddes kmecikler olmu gelene-

6
i ve bah biilmez bir efkat kuyusundan gelip geenle re sebil datan hayr sahibi bir cmert miydi? iek ve temizlik kokan evleri, sanki bu evler hayat sahibi bir insanm ta, cemiyet nizamlarna ba bal her adam gibi, t atalardan, dedelerden srklenip gelen hu zur, skn ve rahat miraslarn kendi ahenkleri iine ser pip yerletirmilerdi. yle ki aile, buluttan henz dm bir damla gibi temiz, duru ve saft. Cemiyet seli, cemiye te istikamet veren istidatlarn yetime zemini de, ite bu tertemiz damlacklarn evresi olmutu. Hatt hrn ka rsn boamyan erkek te, huysuz kocasna tahamml eden kadn da, babasna kar gelmiyen evlt da, evld yetitirmeyi ibadet sayan baba da, icabna gre boy boy, sra sra vazife alan azim, sebat, itaat, balayclk, sev gi ve feragatlarile, sanki siperdeki gzc gibi, tereddt sz ortaya atlan birer feda nbeti idiler. u halde stan bul, her neslin bir yeni halka ilve ederek baka nesle tes lim ettii bu mstesna aile zincirile dolanm bir btn myd? Belki yle idi; fakat yle kalmad. Kalmad iin de, servetini israf eden bir mirasyedi aresizlii ile sonun da bakalarna avu at. Belki de stanbul'a arpan sille lerin en yaman, aileye isabet eden ok olmutur ve ldes tutuan ocuklar gibi hep aldatmak ve aldanmak endie si ile yaamya balayp, imanna taassub, zevkine taklide merdliine kahbelik, doruluuna hile, efendiliine dal kavukluk, gururuna snepelik, kazancna bezirgnlk, hasbliine menfaat bir illet gibi bulamya balayp, bu illeti ifalandrmak isteyenlerin de balarn gene ahs kayglarla illetlenmi korkun bir menfaat endiesi kese kese stanbul medeniyeti gt. Evet gp gitti. Nesillerin harman iinde savrulup elene elene, sz le szle, en gzeli, en iyiyi, en temizi, en doruyu bulmu olan cemiyet, evvelce her hasad sonunda biraz daha ka zanl, biraz daha zengin olarak anbarm kaparken, bu

7
kazanca, her ferdin emeinin, zevkinin, gayretinin, iyi ve temiz niyetinin bir pay katlm, her ferd bu mterek davann gnll bir yardmcs olmutu. Amma gn geldi ki, iyi babann kt olu, iine gmld varlk ve gna nn sarholuu iinde szp kald. Tokluk ve refah, iki zor lu pene ceberutu ile kollarn da, kafasn da ilemekten alkoydukca, i ve d lemi mumyalaan bu zavall sefil, yalmz mirasla yaamann zilletini bir beylik olarak benimsedi. reme ve devam kanunundan hisselenen tabi at gibi, cemiyetleri de iine alan ayn itici ve srkleyici buyruk, bir nesilde iini bitirip, baka insan dalgalar s tnde hkmn yerine getirdike, bu cemiyet, babalar nn kanlarn devam ettiren, fakat manev miraslar olmyan evldlar, dedelerinin isimlerile vnen, fakat on larn tutum ve kvamlarndan haberli bulunmyan torun lar, cedlerinin duranda yayan, fakat fikirde ve fiilde onlarla her trl balanty kaybedip soysuzlaan garibe lere istihale ede ede, azametle yuvarlanagelen cemiyet dalgas, nihayet kupkuru bir sahile tosvurarak yayld kald. Eer hl stanbul'un ke bucak pazarlarnda, ar larnda, bedestenlerinde, bir zamann o muhteem me deniyetinden izler, eserler olduu gibi, gene o devirlerin moral enilerine de urada burada rast gelmek mm knse, bu, khne bir ihtiyarn genliinden artakalan tek gzellik izgisi, yanm bir kanenin atee gelmemi bir kecei, harap olmu bir abidenin ayakta kalm tek s tunu gibi, zavall dkntlerdir. Eer hl asrlarn arkasndan bize glmsiyen o gzellikleri seyretmek istiyenlerimiz varsa, plkte ei nip artklarla azklanmak istiyen a horozlar gibi, vira nelere, tozlu ve unutulmu sandk diplerine yzne baklmyan musandralara, yk ve dolap kelerine ba vurmaktan baka are bulamaz olmulardr.

8 Yoksa bu ehir, ahlk kadar oca da bozulmu ye nierisi, rvet alan kads, kadya gz yuman veziri, ve zirden korkan hkmdar, can alacak sahifeleri kopup kaybolmu bir kitap gibi, perian olan cemiyet kymetlerile, zrhn, silhn aldrm akn, rkek, ylgn ve ar tk gcn saldrmya deil, can kaygsna vermi bir za vall m? Bir zavall ki, sadan soldan dayak yiyen zayf bir ocuk gibi, naz haneresine gemi ve her darbede ellerini yzne kapatp lklar basar olmutur. Eski stanbul medeniyeti, bacana ip balanp s rklenen, kymeti tarihe mal olmu bir vatanda cesedi gibi, hakaret ve istihfaf hkmlerimizle yerden yere vu rulmutur. En fenas, bu manzaradan bir ac, bir keder duymyacak kadar ona bigne kalp, bu cretli ve yanl hkmlerimizi bir uur ve muhakemenin izniyle deil, baldr plak dncelerin, belkemii olmyan sakat fi kirlerin, istikametimize sinsice tesir eden d basklarn bozguncu teviki ile acele acele ayak stnde vermiiz dir. Amma gene bu da, bu teftisiz, lsz hareketimiz de gerileyiimizin, kmzn bir delilinden baka ne dir? Kim inkr edebilir ki mazisine kendi eliyle bu kun dak soku, onu kanlar bereler iinde yerden yere srk leyi, bu hazin akbet seviyesine ini, biraz da siyas co rafyann gn gnden ktleip devlet llerine at ge diklerden ieri dalmamtr? Fakat, milletlerin siyas kud retini ve btnln destekliyen kuvvetin cemiyetler ol duu, bu kk ve ana unsurun payandasndan mahrum kalm devletlerin, bekledii kapnn nnde souktan ve hareketsizlikten donarak den bir nbeti gibi, dev rilip gittiini de nasl inkr edebiliriz? O devirlerde, eteklerini ekil ve gsteri allndan kurtarp ak ve hayret sonsuzluklarna doru tozu du mana katarak koan serdengetiler de vard ki, halk bunlarn izinde mes'ut, bunlarn glgesinde d, bunlar-

9 dan esen hava ile ferahta idi. Amma cemiyet, komak tan yerinde saymya getii zaman, taassub, engelde unutulmu et gibi, vecd ve iman buhurdannn gzel ko kusunu btn taaffn ile bastrd. Taassubla menfaatin el ele vererek kard fetvalar, buyrultular, fermanlar ve hkmler, olucu ve oldurucu imann saf, riyasz, d zensiz, kubbesine, aidat alan bir dalkavuk cce gibi yer leti ve i hazinelerimizi haraca balad. Ne are ki bu drt ba mamur cemiyet, asrlar boyunca o dalkavuun, hakikatlerin yzne, istedii nikab ekmesine, alana cak yerde gldrp elendirmesine gz yumdu. Teekkltmn garabeti yznden kusurlar balanan, hatt mnasebetsizliklerine ve yakas almadk cinaslarna ihsan alan bu mark, cerbezesi ve hayaszl yzn den azarlanaca yerde iltifat grd, ba koparlaca yerde atiye ald. Ve bylece de o cce, etekledii efendi lerinin elinden fetvalar buyrultular koparp, ilim ve fi kir yolunu taassub krk haramilerinin zulmne havale ettirdi. Byle byle de stanbul, tefekkr ve bilgide her zaman yamaya urad, her zaman boynu bkk kald. Geri n yrtmal gezi entarisile karn stne uzanm delikanl, rahlesine at kitabn banda uyku suzluktan gzleri kanlanarak sabahlayan mderris, ken dilerince bir ok eyler bilip bildirdiler. Amma eriat meydannn itlerini amam bu skolastik bilgiler y znden en fazla hzn duyan ve zarar gren, dorudan doruya imann kendisi oldu. lhi olduu kadar beeri de olan, her sokulduu insan topluluunu bir ana yumu akl ve hasbilii ile teshir eden, bilgiyi bir dizine, a lmay tekine oturtan hakiki iman, insan oluna adm larn zamann admlarna uydurmay salk verirken, karn stnde ders ezberliyen gen adam ve rahlesi nn de gzleri kanlanarak sabahlayan mderris, gerek te fekkr, gerek maddeyi ve maddenin msbet bilgiler ko-

10 lunu, kh bir kfr, kh bir angarye, kh errinden sa knlmak gereken bir eytan ii kabul ederek davay kknden kesip att. Hatt olduu yere ivilenmi inat bilgisine menfaat kart zamanlar daha da ileri gidip, kazan kaldrmalar eriat isterkleri, isyanlar, fitnele ri krkleyip keyifle seyirci olmay da vazifeleri cmle sinden saymakta tereddt etmedi. Amma belki de bu ehir, fikirde ve bilgide geri kal n, sanatta ileri gitmekle tamamlamak ihtiyacn bir sevkitabi hkmnde hissederek, yeryznn en byk sanatkr oldu. Tpk bir mnn, grme kuvvetini kula nn stne al ve bir sarn, iitme hassasna gz nn vasi oluu gibi, istanbul da, tefekkr ve ilim bolu unu sanatile doldurmya btn gcn verdi. Onun iin, karn stne uzanan delikanlnn okuduu kitabn met ninden, bu kitabn kuma kadar inceltilmi ceylan derisi yapraklar, sahifelerinin ebrular, kabnn halkrlar, tezhipleri daha deerli idi. Onun iin, nnde bir saat rakkas gibi ileri geri gidip gelerek sabahlayan mder risin rahlesinin naklar, oymalar motifleri, gzlerini kanlandran yazlardan daha stn idi. Bu sanatkr ehir, zevki ve hneri bir elde dizgin bir elde kam, kheylan oynatan svari edas ile istedi i sahaya srebilen bir tahakkmle daha neler neler yap mad? yle abideler, yle hanlar, hamamlar, yle cami ler, yle imaretler, sebiller, emeler, bedestenler, pazar lar kurup, bunlarn iini gene kendi iinin en ahs, en ba kir, en cokun icadcl ile yle doldurdu ki, ite bu gn k tstanbullu'nun iln ak edercesine karsnda hayran kald iniler, hallar, evreler, yalklar, yazlar tez hipler hep o verim devrinin bergzardr. Hangi gz, istanbul nedir, diye etrafm aransa, bu sanat eserlerinin her biri, deliinden cehil ve riya pamu unu karm her kulaa: Aradn benim, ben! diyecek

11 bir kemale yetmemitir? Amma bu ehrin i ve d y zn bina eden zevk perisi, eteklerini tutan hayranlar arasnda gnn gnnden gzel kan bulular, veri leri ile salnp gezerken belki de sonuna varlan her ke mal a gibi, bu zirvelemi ve artk trmanp klacak noktas kalmam sanat ahikas da, bulutlar erite erite ufka kayan gne misali, bat haline inklp etti. Hakikaten bu ehir, bir vakitler meydanlarndan kal kan ordular Eflk'lere, Budan'lara, Muha'lara, K rm'lara, Yemen'lere, Aden'lere, Tunus'lara, Fas'lara uurlama taknlklar ile coan ehir mi? Sahihten, arslan bir yapnn yrei kadar sekmeden zonklyan bu eh rin kalbinden, daha nice illere nice fatihler akm, kyla rndan alan kadrgalar, nne durmak istiyen her ge minin bordasm toslam, yelkenini, kreini atee ver mi, derya kaptanlarnn, leventlerinin, korsanlarnn, kkredii ehir mi? Yoksa bu ehir, saraylar, konaklar ve sahilhanelerinden baka, kaldrm talarnda srnerek, kahveha nelerinden taacak, meclislerinden, mesirelerinden a r t a kalacak kadar bol ve ateli iirler sylemi, bu iirlerin ve msralarn kadehile etrafn yakp kavurmu bir air mi? O stanbul ki buraya Fuzul uram, bize, lmez a kn lmez heyecanlarn yazp brakmtr. Her sylen mezi sylemi, ak meydannn her kesinde at koturmutur : Olur ruhsarna gn, lline glberki ter k Sana eksik deil yerden biter k, diyecek, bir kendinde olmazln leziz enisinden n mze koyup, hikmetle sanat, beer iptil ile ilhi vecdi dudak dudaa getirmi, yanp yaklm, sedefin aznda inci olan bir nisan yamuru gibi, air olarak akm, k olarak ebedlemitir.

12 Burada Nedim yaam, adrvanl, fskiyeli divan hanelerde su seslerile yar eden seyyal, tabi uh ve eh vetli msralarn okumu, gl bahelerinden llezarlara srklenmi, saz ve sz lemlerinin en baygn iei gibi stanbul'un her kesinde alm, her tarafnda koklanmtr : Nzdan hmusun yoksa zebann duymadan stersen bin destan sylersin ebrularla sen diyerek, bir sevda siteminin en keskin rneini vermi tir. Burada bir eyh Galip gne gibi domu, anlasa lar da anlamasalar da umursamaz bir kendine yeti ile: Bir ulesi var ki em-i cmn, Fanusuna smaz smamn. demekle, dnya iinde dnyay bulmu olanlarn zev kinden haber vermi, amma gene de duyacak olan duy- > mu, nasipsizler, sivarinin arkasn kovalamak isteyen bir yaya gibi, bouna yorulmu, bouna kan tere batm tr. Ne ise ki btn o airler, birbirinden tutuan mea leler gibi, kendilerinden sonra gelenin zevki eram uyandrrken, asrlarn arkasndan uzanan elleriyle bir Vuslat airinin ruhunu da tututurmu, bu takn is tidatl mirasya: Blblden o elencede feryd iitilmez Gl solmay, mehtb azalp bitmeyi bilmez dedirten, ahs bir terkip, bir ahenk durana ulatr m, fakat acaba, omuzlarn kerten sanat hevenkleri arasna drt ba mamur bir iman salkm katabilmi midir ? Nihayet bu ehrin sanatkr, brakt bir krk tes ti, bir atlak kse, bir anm rt, bir bozuk yay ve ki-

13 rile hl vnebilirken ve bu ehrin airi, ou ziyan olmu, re karlm, kadri bilinmemi msralarna hl mteri bulurken, h, ne yazk ki bu ehrin havas na musiki terbiyesinin, musiki zevkinin, musiki dehs nn, musiki mucizesinin en cokun, en lhuti, en temiz rneklerini veren bestekr da, hi olmazsa, pencere i lerinde, kaplama tahtalarnn aralklarnda yuva kurup dl reten gvercinler kadar olsun, ayn yksek irtifa dan, ayn zirvelemi kariyerden bir devam hamlesi gsterebilseydi.. iirle musiki, eski stanbul'un saz ve sz bahelerin de, karlkl kolan vuran iki dilber edasiyle btn bir genlik, btn bir gzellik ve olgunluk ann rtne ramen, elde ve dilde ondan ne kalmtr? ncili alvarlar, altn ve ipek ilemeli pekirler, ir vanl kahvehaneler, musandral odalar, fskiyeli divan haneler, nra vuran levendler, cirid oynyan delikanl lar, gz pek yiitler, zaman arhnn elinde mukadder ve tabi istihalelerini yapacaklard. Amma deimenin yok olmakla son bulmas ne hazin.. Ne olur, ah ne olur du, birer ak vz olan o besteler olsun yaasayd.. Sanki istanbul medeniyeti, bilinmez nasl bereketli bir elin diktii bir aat da, bu aa, baharlarn, gzle rin kh okayc, kh hain eliyle terbiye edile edile b ym, gelimi, meyvesini vermi ve bu leziz eniyi tadanlar ocuunu emziren bir ana hazz ile gsne ekmiti. Fakat devirler devirleri kovaladka, ondan his se ve nasip alanlara aikr olmya balamt ki, o her ne kadar gene bahardan bahara yeilleniyor, gene meyvesi ni veriyor ve glgesini bir iir gibi etrafna seriyorsa da, yer yer kuruyan dallar, eski tadn kaybetmiye balyan meyveleri, kkne kurt dtnn birer habercisi idi. Mademki stanbul aac, kkne girmi bir deil, bin kurdun kemirici dileri arasnda yava yava kuruyordu,

14 mademki illetini kefedememi, ya da aramam bula mamtk ; u halde gn gnden yaps sarslan, dal buda kuruyan, hele mahsul vermekten kalan bu canm aa tan a alp onu yeni ve taze srglerin bnyesinde yeti tirmek neden hatrmza gelmedi? stanbul u cihetten de bahtszdr ki, tarihle tabia tn, zevkle iz'ann mterek rahlesi nnde diz kmemi, mrekkep yalamam, dirsek rtmemi bir para zit zmre, slahat fermanlarnn korkun baltasile bu muh teem aaca rast gele saldrp, rast gele dal budak kes mi, yapaym derken ykp dzelteyim derken bozmu, vereyim derken alm, hi w mesul olmam, ne sulu saylm, ne de zalim.. En garibi, bu yapnn muhafazas mesuliyetini zerine alm olan kimdir, o hi bilinmemi, keyf tasarruflara, lsz ve acemi buyrultulara neden susulmu, o da mehul kalmtr. Zaman, ileri emrini alm bir ordu gibi, sana so luna bakmadan geip gider; zamann icaplar da, bu or dunun ayak sesleri gibi nce tatl bir ahenk, sonra da bir hatra olup kalr. Amma durdurulamyan zaman, byle ce akp giderken, onun barnda ykselmi bir medeni yeti zorlya zorlya, sarsa sarsa devirmek gibi gaflet olur mu? Bu aacn meyvesile beslenmiye alm, onun gl gesinde mr srm nesillerin son dlleri, imdi yaban c diyarlardan skp getirilmi kksz aalarn kekre meyvelerini yemekten bnye ihtilline uradise kabahat kimin?

stanbul medeniyeti, inceledike gidien, daha za rifine, daha zevklisine, daha gzeline, daha tamamna, daha stnne doru yol alan terkibi hviyeti iinde,

15 ana kuvveti i leminde bulan bir tahasssle manev bir irfandan gebe kalm bir ulular snf da yetitirmitir. ehrin orak kalm ilim ve fikir tarlasnda, parlamasiyle snmesi bir olan gnbirlik hretler gidip gelirken, her soluunda bir hakikat maherinin velvelesini geti ren, her baknda sonsuzluk zevkinin kokusunu ta yan, her tavrnda bin bir srrn yakasn aan ulular.. Onlarn vasfnda dil tutulur, kalemler krlr, mrekkep ler tkenir, gene de insanolu onlar sylemek, anlatmak, beyan ve tafsile gemek iin tek adm atmam saylr. Amma gene insanlar arasnda bir kafile vardr ki, onlar knamak, onlar talamak, onlar bhtan kamsile renci de etmek iin yarta ve savatadr. Bu ulular, kyametten kyamete, vartadan vartaya, gafletten gaflete srklenen idrak ve izanmz dnyasn da bizden saklanmasn ne de bilirler! Zan ve kyas l mze vurulamyan bu ulular tanmak yolunda dt mz en hazin yanl, onlar s bir muhakemenin izni ve delaleti miktar grdmz sanmamzdr. Devirler ve asrlar boyunca bu, hep budur. nsanolu onlar, hep grmemi gzlerle seyreder, iitmemi kulaklarla dinler, kaskat yreklerle tevecch eder. Bu suretle de biz, teb dil gezen hkmdar tanmadan aralarna alp, ilk i, onunla saray soymya giden gafil haramiler gibi, mec lisimize, davetimize, fiil ve zerkimize itiraklerinin bir oyun olduundan habersiz, onlar yanmzda bulur, ken dimizden sanrz. Onlar her cemiyette bizimkinin ei olan ekil ve tavrlarnn rts altnda kendilerini srrederler. Kh okumu olurlar; kh ise cahil., kh gan olurlar; kh ise fakir., kh nden gidici, ba olurlar; kh ise kuy ruun son kl. Amma deerleri o deerdir ki, ne ilimleri nin yk, ne cehillerinin thmeti ile llrler. Ne gnalar bir eref, ne fakrlar bir zillettir. lim akman ellerini kanata kanata birbirine srten lim, bir kvlcm elde

16 edinceye kadar oniar gneleri yerlerinden koparp n mze atarlar. lim kiinin kap kap dolap, bilgi da arcna toplad azk, onlarn cehilleri imaretinde omarlara kurulan sofra artklardr. Zaman olur onlardan da dnya lsnde allmeler yetiir; zaman olur vecde mani olan bilgiyi bir pula satarlar. lim ve mtefekkir geinen adam, kafase kalemi arasndaki szlemenin an bir rmcek gayretiyle kurup, eserlerini raflara is tif ederken, o, okuyabilene mr boyunca yetecek tek ve canl eser olarak bir gnl yan verir. Amma hakikat denen tlsm, gkyznde uuan kular gibidir. Onlar avlyacak silh, yollarna kuracak kse olmad iin ok defa bir grr bir kaybederiz. Ta hatturun dman olan tebeddl, bize gelip getiimiz lemlerin, srdmz saltanatlarn, ektiimiz hsran ve straplarn ivesini, rengini, tadn ve hsiyetini unutturagelmitir. Bylece de ileri bir maziyi gelii gzel in kr ettirirken, ne yazk ki gnlmzden ve gzmzden o ulularn damgalarn da kazyp yok etmitir. Biz in sanlar, en yakn hatralarmzn stne ylan seneler den sonra bile bu yakn hatralarn izlerini arar da kh zorlukla bulur, kh ise zifiri bir karanlkla karlarz Hi bir dima, zaman ve tebeddl sislerinin birikintisi al tnda gemiin zevkini tahasssn aynen ve tamamen muhafaza ve idrak edeceini vadedemez. Lkin bu koyu nisyan temaylmze ramen her zerreden bizi kendisi ne davet eden mn, gene de cmertliinden barr: Be ni unutmayn, sizi her devrenizde, lemden leme gei ren beni unutmayn! der. Amma biz gene de unuturuz. Ancak dnya boun tusu, ate iinde tten bir marsk gibi bamza vurup bunaldmz zamanlar, temiz ve saf hava ihtiyacile bir an onlarn dnyasna alan pencereyi srmek hatrm za gelir. Fakat aresizlikten alan bu pencere, bizi sa-

17 mzdan, solumuzdan gdklyan dnya cilveleri yzn den pek abuk elimizden der. Bylece de yeniden ha yat gulgulesinin boucu ve bunaltc drt duvar arasn da skp kalrz.

Evet, belki iri, belki doru., amma sen ey fikir ku u, brak bu eski huyunu., istirak gklerine doru daha fazla kanat amadan geri dn., hem abuk dn ve sz verdiin gibi, yalnz stanbul'un mavi yamakl sema snda, yeil feraceli dalarnda, kpk kpk dalgala rnda, narlarnda, kubbelerinde, minarelerinde u.. s tersen evlerine, izbelerine, ar pazar, kahve ve meyha nelerine de gir.. ayet bu hava dar gelir de kanatlarn uyuursa, uma adaleleri krlemesin diye kafeslerinden kovalanan ev gvercinleri gibi, seni gene bir boy zd ederim. Lkin ileri gitmekten her zaman kork.. Zira in san oluna mndan sz amak, k yaza evirmekten de zordur. nk mn dm, bir yrek yan, bir derinden taan iman, bir yatmaz vecd olmadan zle mez vesselam.

You might also like