You are on page 1of 19

ngilizce dil snav iin bilinmesi gereken 1000 kelime

1. abandon = (1) (birini) terk etmek (= leave) (2) bir eyden vazgemek (= give up) 2. abbreviate = (1) ksaltmak, zetlemek (2) (matematikte) sadeletirmek 3. abolish = (toplumdaki tabular) ykmak, sona erdirmek (= do away with) 4. absorb = iine ekmek, emmek 5. abstain from = (alkol, ila vb) den saknmak/ uzak durmak (=avoid from) ! 6. abundance = bolluk, bereket 7. abundant = bol, bereketli 8. accelerate = hzlandrmak, ivme kazandrmak *** accelerator = gaz pedal 9. accept = kabul etmek, raz olmak 10. access = erimek, ulamak 11. accessible to = ulalabilir, eriilebilir 12. accommodate = (misafir, konuk vb) arlamak (= put up) 13. accompany = (1) elik etmek, arkadalk etmek (= escort) (2) beraber bulunmak ya da bir arada gzkmek (* Pain and fever accompany inflammatory diseases) 14. accomplish = baarmak (= achieve) 15. accumulate = (1) birikmek, oaltmak (2) biriktirmek, ymak 16. accuracy = doruluk, kesinlik 17. accurate = doru, hatasz, eksiksiz bir ekilde (= precise, correct) 18. accurately = doru, hatasz, eksiksiz bir ekilde (= precisely, correctly) 19. accuse (of) = birini bir eyle sulamak, itham etmek 20. achieve = baarmak, yerine getirmek 21. acknowledge as = (1) kabul etmek, olarak tanmak (2) (mektup, mesaj vb) aldn gnderen kiiye bildirmek 22. acquainted with = aina olmak, haberdar olmak (= familiar with) 23. acquire = (dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (= obtain, attain) (*She acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.) 24. acquisition = edinim 25. activity = faaliyet, aktivite *** activist = bir fikrin aktif destekisi (= supporter) 26. adapt = bir eye uyarlamak, uydurmak ( = adjust) 27. addict = baml, tiryaki *** drug addict = eroin bamls 28. addiction to = bamllk, tiryakilik 29. addition = ilave, ek 30. additionally = ayrca, bunun yan sra, buna ilaveten (= furthermore, moreover) 31. adequately = yeterli bir ekilde (= sufficiently) 32. adjust = (1) uyarlamak (= adapt) (2) almak (= get used to) 33. adjustment = dzeltme,intibak, uyma 34. administer = (1) idare etmek, ynetmek (2) (damardan ila vb) vermek, salamak 35. admire = hayran olmak 36. admit = kabullenmek, itiraf etmek 37. adopt = (1) evlat edinmek (= take up) (2) (nlem, tedbir vb) almak (adopt measure) (3) (bakasna ait bir eyi) benimsemek (dil, din vb) 38. adore = ok sevmek, tapmak 39. adverse = zt, kt 40. advocate = (1) savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support) 41. affect = etkilemek (= influence) 42. aggravate = gittike ktye gitmek, fenalamak (= deteriorate, worsen) 43. aggressive = saldrgan 44. aid = yardm etmek (= help) 45. alien (to) = yabanc 46. alongside = yannda, bitiiinde (beside, next to) 47. alter = deitirmek (= change) 48. alteration = deiiklik 49. amazing = artc, hayran brakc (= astonishing)

50. amend = deiiklik yapmak (kanunda dzenleme yapmak anlamndaki gibi) 51. amendment = deiiklik, (kanun vb) zerinde deiiklik yapmak (= alteration) 52. amusing = elenceli, zevkli 53. announce = anons etmek, ilan etmek (= give out, declare) 54. anticipate = ummak, beklemek 55. apologize = zr dilemek (apologize to someone for something) 56. appalling = korkun (= dreadful, horrendous) 57. appointment = (1) atama, tayin (2) randevu (= rendezvous) 58. appreciate = (1) takdir etmek, deerini bilmek (2) anlamak, farkna varmak 59. approach = (1) (zaman/ mesafe bakmndan birine/bir eye) yaklamak (* Do not approach with fire! (2) (bankaya/yksek bir mevkiye vb) mracaatta bulunmak, ricada bulunmak (* She approached the bank for a loan) 60. appropriately = uygun olarak (= suitably) 61. approve of = onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek 62. arrange = dzenlemek, ayarlamak (toplant, randevu vb) 63. artefact = insan eliyle yaplm (sanat) 64. ascend = yukar kmak, ykselmek, trmanmak (= go up / climb up) 65. ask for = ricada bulunmak, bir ey istemek 66. aspire = iddetle arzu etmek, ok istemek (* Ive always aspired to be a singer) 67. assemble = (1) bir araya getirmek, toplamak (= gather) (2) monte etmek (= put up) 68. assess = deerlendirmek (= evaluate) 69. assign = atamak, tayin etmek, grevlendirmek (= appoint) 70. assist somebody in something = birine bir konuda yardm etmek 71. associate = (zihninde insanlar/eyalar arasnda) arm yapmak, artrmak (* I always associate the smell of baking with my childhood.) (2) (kt yolda olan veya kt alkanlklar olan insanlarla) arkadalk yapmak, dp kalkmak (* Dont associate with those glue-sniffers.) 72. assume = (1) elinde delil olan bir eyin doru olduunu dnmek veya kabul etmek, farz etmek (= conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) stlenmek, zerine almak (= take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her) 73. assure = birine teminat vermek, emin klmak, garanti vermek 74. astonishment = artmak, armak (= amazement, bewilderment) 75. attach = ilitirmek, eklemek (= enclose) 76. attack = saldrmak, saldr 77. attain = elde etmek, erimek (= gain, obtain) 78. attainment = ulamak, erimek 79. attend = itirak etmek, katlmak 80. attribute = (bir sebebe/nedene) dayandrmak (= base on/upon) 81. auditorium = dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduu blm 82. available = mevcut, var olan 83. avert = (1) olmasn nlemek (2) baka yne evirmek (trafik akn vb) 84. avoidable = kanlabilir, engellenebilir 85. award = dl 86. backward = geri kalm, geriye doru 87. badly in need of = bir eye/birine ok muhta olmak 88. barely = (1) hemen hemen hi, neredeyse hi (2) glkle (= hardly, scarcely) 89. bargain = (1) pazarlk, anlama (2) pazarlk etmek (3) kelepir, ucuz eya 90. barren = kurak, verimsiz (= infertile, arid) 91. basic = temel (= essential, fundamental) 92. bazaar = pazar, alveri yeri 93. behave = davranmak 94. believe = inanmak 95. belongings = birinin kiisel eyalar (= possessions) 96. beloved = sevgili, hazret 97. bitingly satirical = ar alayc, insafszca eletirme 98. bizarre = tuhaf, acayip (= strange, weird) 99. blanket = battaniye

100. 101. 102. 103. 104. 105. 106. 107. 108. 109. 110. 111. 112. 113. 114. 115. 116. 117. 118. 119. 120. 121. 122. 123. 124. 125. 126. 127. 128. 129. 130. 131. 132. 133. 134. 135. 136. 137. 138. 139. 140. 141. 142. 143. 144. 145. 146. 147. 148. 149. 150. 151. 152. 153. 154. 155. 156.

blaze = (1) ate, alev, yangn (2) parlamak bolt = frlayp kamak, tabanlar yalamak branch = dal, bran break off = (nian, nikah vb) bozmak, ayrlmak breed = (1) (hayvan iin) dourmak, yavrulamak (2) hayvan yetitirmek bribery = rvet *** offer bribes = rvet teklif etmek bride = gelin brief = ksa, z *** in brief = ksaca, z olarak bring up = (1) ocuk bytmek (2) kusmak (3) ortaya (konu vb) atmak broadcast = (radyo, televizyon, hava durumu iin) yayn Broadly speaking = Genel konumak gerekirse (= generally, mostly) broil = zgara yapmak, kavurmak bullfight = boa grei bully = (1) kabaday, zorba (2) kabadaylk yapmak, zorbalk yapmak burial = gm, gmme burn = (1) yakmak (2) yanmak button = dme calculator = hesap makinesi call for = talep etmek, istemek (= demand) calm = sakin cant take ones eyes off = gzlerini birinden veya bir eyden alamamak cancel = iptal etmek (= call off) captivating = byleyici (= enchanting, fascinating) captive = tutsak, esir captivity = tutsaklk, esaret capture = yakalamak, ele geirmek, tutsak etmek (= apprehend) careless = dikkatsiz carry out = (alma, deney, anket vb) yrtmek, icra etmek (= fulfil, conduct) carve = (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek casually = gnlk, sradan, havadan sudan caution = uyar, dikkat cease = sona erdirmek, durdurmak ( cease-fire= atekes) ceaseless = aralksz, duran (= non-stop) celebration = kutlama celebrity = nl census = nfus saym ceremony = tren charge (with) = ile yarglamak (mahkemede) (= try) circulate = dolamak, dolatrmak, deveran etmek (vcuttaki kan vb) circulation = (1) dolam (2) gazete tiraj, gnlk sat oran cite = rneklemek, adndan bahsetmek, deinmek (= refer to, mention) citizen = vatanda *** Citizenship = Vatandalk clarify = aklamak (= explain) claw = pene, hayvan penesindeki kvrk trnak clearance = (1) maazay boaltma, mallar elden karma, tasfiye (2) izin, yeil k close = (sfat) yakn closed = kapal closure = (1) kapan (2) iflas coincide with = ayn zamana denk gelmek/tesadf etmek (= fall on the same date) collapse = (1) (bina vb iin) kmek (2) baylmak collapsible = katlanabilir (kanepe vb) collar = (1) yaka (2) tasma colleague = i arkada collide with = arpmak (= crash into) commence = balamak (= start) *** commencement speech = al konumas comment on = yorum yapmak (= interpret) commercial = ticari

157. commit = (1) (intihara vb) kalkmak, yeltenmek (2) (su, crm) ielemek (3) (kendini iine, ailesine vb) adamak (= devote) 158. commit = kalkmak, yeltenmek *** commit suicide = intihar etmek 159. common = (1) ortak (2) sradan, yaygn *** in common with = ile ortak nokta 160. commonplace = yaygn, sradan (= ordinary, usual) 161. commuter = ev ile i arasnda mekik dokuyan/gidip gelen 162. companion = dost, arkada 163. company = (1) arkadalk, dostluk (2) irket 164. compel = zorlamak, mecbur brakmak (= force, oblige) 165. compensation for = (1) tazminat demek (2) telafi etmek 166. compete = rekabet etmek, yarmak ***competition = msbaka, yar 167. compete against = bakasyla yarmak, rekabet etmek 168. compete with = bakasyla ayn yerden beslenmek/geim salamak (kangurular koyunlarn otlaklarndan otlanan rakip hayvanlar olmas gibi) 169. competition = (1) rekabet (2) msabaka, yar 170. compile = derlemek, bir araya getirmek (bilgi, delil vb) 171. complain to somebody about something = ikayet etmek 172. completely = tamamen, btnyle (= entirely) 173. comply (with) = e uymak, e itaat etmek (= abide by) 174. compose = oluturmak, meydana getirmek *** be composed of = den olumak 175. compound = bir sr binann bulunduu etraf evrili mekan 176. comprise = iermek (= include) 177. compute = hesap yapmak, bir notu bilgisayara girmek(= calculate ) 178. conceal = gizlemek, saklamak (= hide) 179. conceive as = (1) olarak alglamak/dnmek (2) conceive of = bir eyi ilk kendisi akl etmek (= senaryonun konusu vb) (3) gebe kalmak 180. conclude = sonu karmak (= assume) 181. conclusion = sonu, netice, yarg 182. condition = durum, hal / koul,art 183. conditionally = artl olarak, belli artlara bal 184. conduct = (1) (deney, anket vb) idare etmek, yrtmek (= carry out) (2) (isim hali) davran (= behaviour) 185. conduct = (1) (deney,alma vb) yrtmek,icra etmek (2) davran (= behaviour) 186. confess = itiraf etmek (= speak out) 187. confident (of) = emin 188. confine to = (1) snrlamak, bir yere mahkum etmek (2) hapse atmak (= imprison) 189. confirm = (1) onaylamak, dorulamak (= verify) (2) (bir iddiay, davay vb) glendirmek, pekitirmek (= strengthen) 190. conflict = (1) atma, sava (2) anlaamama, tartma 191. conflict with = atmak, arpmak, savamak 192. conform to = uymak, uyumak (= obey the rules) 193. confront = (1) karlamak, yz yze gelmek (2) confront about = yzletirmek 194. confuse = kartrmak, armak 195. conquer = (1) fethetmek (2) yenmek, galip gelmek 196. consent = (1) raz olmak (2) izin,rza (= permission) 197. consent to = raz olmak 198. consequence = sonu, netice (= result) 199. conserve = korumak, muhafaza etmek 200. considerable = byk lde, nemli miktarda, azmsanamaz X negligible(=neglicbl) 201. considerably = nemli lde, olduka 202. considerately = dnceli/nazik bir ekilde 203. consideration = gz nnde bulundurma/dnme 204. consist of = ibaret olmak, meydana gelmek 205. conspire against = birine komplo kurmak (= plot against) 206. constantly = 1-srekli 2- aralksz 207. constantly = srekli

208. constitute = oluturmak, meydana getirmek (= make up) 209. constrain = zorlamak (= restrain, force) 210. construct =ina etmek, yapmak (= build) 211. consult = danmak (= check with) 212. consume = tketmek (= use up) 213. contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata gemek 214. contemporary = ada, ayn ada yaayan 215. content with = den memnun 216. contest = yarma, msabaka *** beauty contest = gzellik yarmas 217. continent = kta 218. contract = (1) szleme yapmak (2) klmek, bzlmek (= shrink) (3) hastalk kapmak 219. contradict = elimek 220. contradictory = elikili, tutarsz, kendini yalanc karan (= inconsistent) 221. contribute to = katkda bulunmak 222. controversial = tartmal, fikir ayrlna sebep olan (= disputable, debatable) 223. controversy = anlamazlk, fikir ayrl 224. conventional = geleneksel, allagelen 225. converse = (1) kart, zt (2) konumak 226. convert into = dntrmek (= change) 227. convict = mahkum, tutuklu 228. convince = ikna etmek 229. correctly = doru bir ekilde, dzgnce (= accurately, precisely) 230. correspond to = bir eyle uymak, uygun dmek, tekabl etmek (= agree, match) 231. correspond with = birisi ile yazmak 232. counterpart = karl, dengi (Sultan kelimesinin counterpart Kral dr) 233. couple = ift 234. course = (1) gidiat, ilerleme (zaman/mekan iinde) *** in the course of = nn esnasnda (2) (nehir iin) ak yn (3) renim, kurs 235. cramped = hijyenik olmayan 236. crash = (1) kaza, iddetli ses, iflas (2) yere dme , arpma 237. crawl = emeklemek 238. create = yaratmak 239. credibly = inanlr bir ekilde (= believably) 240. criminal = ciddi bir su/crm ilemi,sulu 241. crippled = felli, ktrm (= paralysed) (2) engellenmi, gerilemi (ekonomi vb) 242. crocodile = timsah (= alligator) 243. cross out = stn izmek, silmek (= delete) 244. crumble = ufalanmak, paralanmak (= disintegrate, fall apart) 245. cultivate = tarm yapmak, tarlay vb srp ekmek 246. curator = sanat galerisi/mze/ktphane grevlisi 247. currency = dviz 248. curve = eim, emek 249. custom = gelenek, grenek *** customs = gmrk 250. customary = geleneksel (= traditional) 251. debate = tartmak 252. debt = bor 253. deceit = kandrmak *** deceitful = hilekar, hileci 254. deceive = kandrmak, kafaya almak (= take in) 255. decipher = ifresini zmek 256. decipher = ifresini zmek, anlamn meydana karmak 257. declare = ilan etmek, beyan etmek 258. decline = (1) azalmak, gerilemek (2) kibarca reddetmek (= turn down) 259. dedicate = kendini adamak (= devote to, commit oneself to) 260. dedicate to = kendini adamak (= devote to) 261. deduce = sonu karmak (= conclude, assume) 262. deduction = tmevarm, sonu (= conclusion)

263. deepen = derinletirmek, derinlemek 264. defeat = yenmek, bozguna uratmak (= beat) 265. defect = bozukluk, kusur, hata, sakatlk *** speech defect = konuma zr 266. defend = savunmak 267. define = tanmlamak 268. degeneration = yozlama, asln kaybetme 269. delay = geciktirmek 270. delightful = zevkli, ho 271. deliver = (1) siparii teslim datmak/teslim etmek (= distribute) (2) dourmak vermek (3) deliver speech = konuma yapmak 272. demand = (1) talep, istek (2) talep etmek, istemek ***in demand = revata 273. demobilize = askerden terhis etmek 274. demolish = ykmak, paralamak (= do away with) 275. demonstrate = (1) uygulamal bir ekilde gstermek (= show) (2) gsteri yapmak, protesto dzenlemek 276. deny = (1) inkar etmek (2) yapmasn yasaklamak (deny somebody to do something) 277. depress = (1) zmek (= sadden, upset) (2) bastrmak (= press down) 278. derive from = karmak, gelmek 279. descend = inmek, azalmak 280. desert = l 281. deserve = hak etmek 282. design = plan izmek, tasarlamak 283. design = tasarlamak, dizayn etmek 284. desire = (1) istek, arzu (2) istemek, arzu etmek (= wish) 285. desolate = mutsuz, kederli (= depressed) (2) terkedilmi (= deserted) 286. dessert = tatl 287. destination = hedef, varlacak yer 288. destiny = kader, ksmet 289. destroy = ykmak, yok etmek (= damage, ruin) 290. detain = alkoymak, gz altnda tutmak (= take into custody) 291. detect = meydana karmak, iin asln ortaya karmak (= discover, notice) 292. detection = tehis etmek, belirlemek 293. deter (someone) from = caydrmak, engel olmak (= discourage) 294. deteriorate = ktlemek, ktye gitmek (= aggravate, worsen) 295. determination = (1) azim, kararllk (= ambition) (2) inat (= stubbornness, obstinacy) 296. devastate = ykmak, tahrip etmek (= destroy) 297. develop = (1) geli(tir)mek, genile(t)mek, ortaya atmak (teori, fakir vb) (2) (foto) film banyo ettirmek (3) (vcudun rettii bir hastala) yakalanmak develop cancer 298. deviate = sapmak, ynn deitirmek (= diverge, stray) 299. devote = adamak 300. diagnose as = tehis etmek 301. differentiate = ayrmak (= distinguish) 302. diminish = azalmak (= decline) 303. direct = (1) ynetmek (2) (turiste vb) yol gstermek (guide) 304. disappearance = ortadan/gzden kaybolmak (= vanish) 305. disclose = aa karmak, gn na karmak (= reveal, display) 306. discover = kefetmek 307. discriminate (against) = (rk, ya, cinsiyet vb) ayrmclk yapmak 308. discriminate against = ayrmclk yapmak 309. discuss about = tartmak (= argue) 310. disease = hastalk, maraz (= illness, ailment) 311. dismiss = kovmak (iten), kafasndan karmak 312. dismissal = kovma, bandan savma 313. dispatch = gndermek, yollamak (= send, submit) 314. display = gstermek, sergi *** on display = sergide

315. displeased = honut kalmam, memnun olmayan (= discontented, unsatisfied) 316. dispose of = bandan atmak, den kurtulmak (= get rid of) 317. dispute = (1) tartmak, anlaamamak (= disagree) (2) anlamazlk (= controversy) 318. disqualify = diskalifiye etmek, elemek, yetersiz grmek 319. disseminate = (bilgi, fakir vb) yaymak, datmak 320. distinct = (1) farkl, ayr, bamsz (= different) (2) ak seik, net (= clear) 321. distinguish = ayrmak, farkn sylemek (= differentiate) 322. distort = (1) (olayn asln) arptmak, farkl bir anlam yklemek (= misrepresent) (2) (eklini/biimini vb) bozmak, tahrif etmek (= disfigure) 323. distress = (1) tehlike (2) ac, strap 324. distribute = datmak (= deliver, hand out) 325. divert = (trafik ynn vb) saptrmak, baka yne evirmek 326. dizzy = ba dnen, kendini baylacak gibi hisseden (= giddy) 327. docile (dosayl) = uysal, evcil 328. dominate = egemen/baskn olmak, hakim olmak, idaresi altna almak 329. donate = (para, kan vb) ba yapmak (= contribute) 330. donation = (para, kan vb) ba yapmak (= contribution) 331. dowry = eyiz 332. dramatic = (1) tiyatro ile ilgili (= theatrical) (2) nemli, kayda deer (= drastic) (3) ani, ok hzl (fiyatlarda ani ve hzl art gibi) 333. draw = (1) (resim vb) izmek (2) (perde vb) ekmek, kenara almak (3) (sonu) karmak (***draw a conclusion) (4) bir man berabere bitmesi 334. dress code = (bir iyerinde veya okulda) kyafet genelgesi 335. drug addict = eroin bamls 336. drug dealer = eroin ticareti yapan kii 337. dustbin = p kutusu (= trash can) 338. earth***** = deprem 339. edit = bir kitab baslabilir hale getirmek, editrlk yapmak 340. edition = (kitap iin) basm, bask, yayn 341. educate = eitmek (= train) 342. effect = etki (= influence, impact) *have an effect on = zerinde etkisi olmak 343. elect = semek (= vote for) 344. eliminate = elemek, den kurtulmak (= get rid of) (2) yok etmek, ykmak (= destroy) 345. elimination = (1) ortadan kaldrma, yok etme, bertaraf etme (2) hesaba katmama 346. embarrass = utandrma (= humiliate) 347. embrace = (1) kucaklamak (= hug, cuddle) (2) (fikir, din vb) benimsemek 348. emerge = ortaya kmak (= come out) 349. emphasize = vurgulamak 350. employ = (1) ie almak (2) (metot, yntem vb) uygulamak 351. empty = (1) boaltmak (2) bo 352. emulate = taklit etmek,(= imitate, copy) 353. enable = olanakl klmak 354. enclose = evresini sarmak 355. encounter = karlamak ( to face) 356. encourage = tevik etmek 357. endure = dayanmak 358. enhance = bylemek 359. enhancement = ykseltme, artrma, oaltma (= improvement, enrichment) 360. enlarge = bytmek, geniletmek 361. enquire = soruturmak 362. enslave = kleletirmek, esir etmek 363. ensure = birini temin etmek/emin klmak, birine garanti vermek 364. entertain = elendirmek 365. entirely = tamamen (= completely) 366. entrance = giri 367. envy = kskanmak, imrenmek

368. 369. 370. 371. 372. 373. 374. 375. 376. 377. 378. 379. 380. 381. 382. 383. 384. 385. 386. 387. 388. 389. 390. 391. 392. 393. 394. 395. 396. 397. 398. 399. 400. 401. 402. 403. 404. 405. 406. 407. 408. 409. 410. 411. (eve 412. 413. 414. 415. 416. 417. 418. 419. 420. 421. 422. 423.

epic = destan epic = destans (iir vb) equal = eit, adil equality = eitlik (= parity, fairness) equate = eitlemek equip = donatmak equip = donatmak ***equipment = donanm, tehizat erode = ypratmak, anmak erupt = patlamak establish = kurmak, doruluunu kantlamak, kabul etttirmek estimate = tahmini bir ey/rakam sylemek, tahminde bulunmak (= guess) eternal = kalc, ebedi evaluate = deerlendirmek (= assess) evaluation = deerlendirme (= assessment) evidently = ak ve phe gtrmez bir ekilde, delillere dayanarak (= obviously) evolve = (1) geli(tir)mek (= develop) (2) (Biyolojide) evrim geirmek evolve = deimek, evrim geirmek exaggerated = abartl, mbalaal excavate = kaz yapmak exceed = amak excessive = ar, abartl (sayda, miktarda) exchange = takas etmek, dei toku etmek (= swap) exclude = karmak exclusive to = herkese ak olmayan, zel (otel, tatil yeri vb) exclusively = sadece, yalnzca excursion = keif gezisi exhibit = sergilemek exist = var olmak, mevcut hale gelmek existence = var olu, mevcut olma expand = genilemek, bymek, nfuz olarak artmak expect = ummak, beklemek expectation = umut, beklenti expense = masraf experience = (1) tecrbe (2) tecrbe etmek, yaamak (3) olay, vukuat expire = (yiyecek, ila vb iin) son kullanma tarihi gelmek, miad dolmak expire = sresi dolmak Expiry Date = Son Kullanma Tarihi explode = patlamak exploit = patlatmak, smrmek explore = kefetmek,aratrmak export = ithal etmek expose = (1) aklamak, arz etmek (= reveal) (2) (tehlikeye vb) maruz brakmak express = (1) ifade etmek, iletmek (2) abuk, hzl (= fast) extend = (1) (tatilin, devin vb) sresini uzatmak (= prolong) (2) ekleme yapmak birkat daha kmak veya balkon eklemek gibi) (= make bigger) ***extension extract = elde etmek, ekip karmak (zmden sirke elde etmek gibi) extraordinary = (1) fevkalade, olaanst (= exceptional) (2) tuhaf, allk fabricate = (1) uydurmak (= make up) (2) (raf vb) monte etmek (= put up) facilitate = kolaylatrmak fade = (1) solmak (2) solgun failure = baarszlk faint = (1) baylmak (= pass out) (2) solgun (ses, renk vb) fairly = olduka (= quite, rather) falsify = (1) hesaplar zerinde oynamak (2) sahtekarlk yapmak (= fake) familiar (with) = aina, tandk famish = a kalmak, alktan lmek (= starve) fare = (otobs, uak vb iin) fiyat

424. fatal = lmcl ***fatally injured = ar yaral, lmcl yaras olan 425. favourable = olumlu, yapc (= positive, constructive) (2) uurlu (= auspicious) 426. fearful for = iin korkan/endielenen 427. fertilize = (topra vb) verimli hale getirmek, verimli klmak 428. fetch = gidip getirmek 429. fianc = (erkek) nianl 430. fiance = (kz) nianl 431. field trip = kr gezisi, arazi gezisi 432. fierce = (1) iddetli, kyasya, etin (rekabet vb) (2) azgn, azm (kpek vb) 433. figure = (1) ekil, figr (2) rakam, say (3) figure out = anlamak (= make out) 434. filthy = (1) pis, kirli (2) dayanksz, salam olmayan 435. finance = finanse etmek, paraca desteklemek 436. fine = (1) ince ince/kk doranm (et, patates vb) (2) iyi, gzel (3) para cezas 437. firework = havai fiek 438. fit = (1) salkl, zinde, shhati yerinde (= robust, healthy) (2) (bir kyafetin klk bakmndan deil de bedene oturmas anlamnda) yakmak (3) sara nbeti (= seizure) 439. flatmate = ev arkada 440. flattery = birine ya ekme 441. flee = kamak (= escape) 442. fleece = koyun postu (ynl) *** hide = ynsz post 443. flight = (1) uu (2) uak (= airplane = aeroplane) 444. flow = (nehir vb iin) akmak *** overflow = tamak 445. fluctuate = dalgalanmak, istikrarl gitmemek, bir artmak bir azalmak 446. fluctuate = dalgalanmak 447. focus on = odaklanmak, younlamak (= concentrate on, centre on) 448. fold = (1) katlamak, kvrmak, bkmek (2) bir eyin kat, misli (twofold, tenfold = iki kat/misli, on kat/misli) 449. force = zorlamak 450. forceful = (1) gl, zorlu (2) etkili, ikna edici 451. forecast = nceden tahmin etmek (= predict) 452. forge = taklidini yapmak, sahtesini karmak 453. forgery = sahtekarlk (= counterfeit, fake) 454. forgery = sahtekarlk, kalpazanlk 455. former = nceki (iki eyden bahsederken ilk sylenen kii veya ey) 456. formerly = evvelki, nceki 457. formulate = formlletirmek, formle dkmek 458. forthcoming = yaknlamakta olan, gelmekte olan ( Christmas vb.) 459. fortify = takviye etmek, salamlatrmak, kuvvetlendirmek (= strengthen, enrich) 460. fracture = krlmak, atlamak ( kemik, kolon vb) 461. frail = zayf, clz (= feeble) 462. frame = ereve 463. freed = serbest kalm, zgr (= at liberty, at large) 464. fulfil = (grev, sorumluluk vb) yerine getirmek, icra etmek (= carry out) 465. fundamental = esas, temel, zorunlu (= essential) 466. funeral = cenaze treni 467. fussy = ar titiz (= fastidious, meticulous, diligent) 468. fuzzy = tyl 469. gather = (1) toplamak, bir araya getirmek (2) bir araya gelmek 470. gender = cinsiyet (= ***) 471. generate = (1) (s, elektrik vb) retmek (2) (tartma vb) ortaya atmak 472. genre (= canr) = tr, eit, nevi (= type, sort) 473. get rid of = bandan atmak, defetmek 474. giant = dev X dwarf 475. give up = vazgemek, brakmak (= abandon, abort) 476. glance = gz atmak 477. gloom = karanlk ***gloomy = zntl, hznl 478. glorify = yceltmek, vmek (= praise)

479. 480. 481. 482. 483. 484. 485. 486. 487. 488. 489. 490. 491. 492. 493. 494. 495. 496. 497. 498. 499. 500. 501. 502. 503. 504. 505. 506. 507. 508. 509. 510. 511. 512. 513. 514. 515. 516. 517. 518. 519. 520. 521. 522. 523. 524. 525. 526. 527. 528. 529. 530. 531. 532. 533. 534. 535.

goal = ama, gaye (= aim) govern = ynetmek government = hkmet grab = kapmak, el koymak (= snatch) gradually = yava yava, kademeli olarak grant = vermek, bahetmek (burs, ba vb) grasp = (1) (bir nesneyi) kavramak (2) (bir konuyu) kavramak, anlamak graveyard = mezarlk (= cemetery) groom = damat grow tired of = den yorulmak growl = kpek ve benzeri hayvanlarn kard hrlama sesi guide = rehber, rehberlik etmek harass = saldrmak, taciz etmek ******ual harassment = cinsel taciz harbour = (1) liman (2) barndrmak, salamak hardship = zorluk harshly = (1) sert bir ekilde (2) kabaca hasten = acele etmek havoc = hasar, ykm (= destruction) hazard = tehlike hazardous = tehlikeli (= perilous) hectic = heyecanl, telal, hareketli (program, ofis vb) hesitate = duraklamak highly = olduka, epey (= extremely) hinder = (1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak hire = (1) kiralamak (2) ie almak (= employ) hitchhiker = otostopu hollow = oyuk, boluk (aa kovuu vb) *** hollow promise = bo vaat hopey = inallah (= with any luck) horrible = korkun huge = iri, byk (= enormous, immense) humiliate = aalamak, rezil etmek, utandrmak (= embarrass) hunter = avc hurricane (hrikeyn) = kasrga iceberg = buz da (= glacier) identify = tehis etmek, kimliini belirlemek, snflandrmak idle = tembel (= lazy, indolent) X (= hardworking) ignore = grmezden kalmak, kale almamak (= take no notice) illusion = hayal,hlya, kuruntu illustrate = rneklemek imagine = hayal etmek imitate = taklit etmek immediate = (1) derhal, acele, abuk (2) (akraba iin) en yakn immobilize (immmobilayz) = hareketsiz/sabit klmak impact = arpmak impeach = sulamak, itham etmek (= accuse) implement = gerekletirmek (realize) implicate = bulatrmak imply = ima etmek impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), yk olmak imprisonment = hapse atmak (= incarceration) improve = gelitirmek inaudible = duyulamaz, iitilemez (ses vb) incapable of (inkepbl) = kabiliyetsiz, yeteneksiz (= unskillful) incapacitate = yetersiz brakmak, olanak tanmamak, aciz brakmak (= debilitate) incessant = aralksz, srekli incline = emek, eilimi olmak, fikrini vermek include = dahil etmek, iermek (= consists of, incorporate) x exclude

536. 537. 538. 539. 540. 541. 542. 543. 544. 545. 546. 547. 548. 549. 550. 551. 552. 553. 554. 555. 556. 557. 558. 559. 560. 561. gibi) 562. 563. 564. 565. 566. 567. 568. 569. 570. 571. 572. 573. 574. 575. 576. 577. 578. 579. 580. 581. 582. 583. 584. 585. 586. 587. 588. 589. 590. 591.

incorporate into = dahil etmek (= include, integrate) incredible = inanlmaz ( = unbelievable) indicate = gstermek, belirtisi olmak indifference to = kaytsz, ilgisiz olmak induce = -e neden olmak, ikna etmek inevitable = kanlmaz (= inescapable) infer = anlamak, sonucunu karmak influence = (1) etki (= impact, effect) (2) etkilemek influential (influwenl) = nfuzlu, sz geer, evresi geni (= well-connected) inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into) inhibit = gz da vermek initially = balangta, ilk etapta (= at first) initiate (iniiyeyt)= balatmak (= start, commence) injure = incitmek injustice = eitsizlik, adaletsizlik (= inequality, unfairness) innovate = yeni bir ey icat etmek, yenilik getirmek (= invent) innovation = yenilik, yeni bir ey icad etmek innovative = yeniliki, icat insatiable (inseybl) = (1) gz doymaz, doyumsuz, a gzl (2) obur, pisboaz insignificant = (1) ehemmiyetsiz, nemsiz (2) anlamsz, manasz insist (on) = srar etmek (= persist in) inspect = incelemek instantaneously = anlk, bir anda olan, aniden (= immediately, instantly) institute = kurmak instruct = talimat vermek insulate (against) = yaltmak, (souu/sesi vb) kesmek (hrkann souu kesmesi integrate = btnlemek, kaynamak intelligence = (1) zeka, akl (2) haber ajans intention (intenn) = niyet intentional = kastl,maksatl,bilebile (= deliberately) interaction (with) = etkileim interfere = bakasnn iine burnunu sokmak interfere with = karmak, mdahale etmek interpretation = yorum, eviri intogate = sorguya ekmek interview = (1) rportaj, rportaj yapmak (2) mlakat, mlakat yapmak intimate = (1) samimi (2) tandk, aina (allan plaj, trafik manzaralar vb) introduce = (1) tantrmak (2) yeni bir icad/fikri ortaya atmak invade = igal etmek, istila etmek (= attck, occupy) invaluable = paha biilmez, ok deerli (= priceless) invent = icat etmek (= make up) invest (in) = para yatrm yapmak investigate = aratrmak, incelemek (= search, look into) invoke = dilemek involve = (1) dahil etmek (2) gerektirmek involvement = dahil olma, karma (= association, participation) irregularity = (1) yolsuzluk, hile (2) dzensizlik isolate = izole etmek, (iki eyi vb) birbirinden ayrmak, tecrit etmek jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmak (= endanger, imperil) join = katlmak, itirak etmek joint = (1) eklem, mafsal (2) ortaklaa yaplan (= mutual) justify = dorulamak kennel = kpek kulbesi keyhole = atar delii kidnapper = adam/ocuk karan (= abductor) knock = (1) devirmek (2) (kap vb) almak

592. 593. 594. 595. 596. 597. 598. 599. 600. 601. 602. 603. 604. 605. 606. 607. 608. 609. 610. 611. 612. 613. 614. 615. 616. 617. 618. 619. 620. 621. 622. 623. 624. 625. 626. 627. 628. 629. 630. 631. 632. 633. 634. 635. 636. 637. 638. 639. 640. 641. 642. 643. 644. 645. 646. 647. 648.

knowledge = bilgi label = etiketlemek lamb = (1) kuzu (2) kuzu eti latter = sonraki x former = nceki lawyer = avukat (= solicitor) leak = (1) (su, ya vb) szmak (2) (bilgi, gizli srlar vb) medyaya szmak legend = efsane (= myth) legislate = yasamak leisure = bo vakit lessen = azaltmak (= diminish) levy = zorla toplama (hara) Likewise = Buna benzer ekilde, Aynen bunun gibi (= Similarly) listless = yorgun, bitkin (= exhausted) literacy = okur yazarlk litter = p (= trash, garbage, rubbish) loathe = nefret etmek (= abhor, hate) locate = yerletirmek location = mevki, yer loose = gevek, skca balanmam, gevemi X tight lovely = sevecen, sevimli luggage (lagi) = bagaj magical (mecikl) = sihirli mainstream = pek ok kii tarafndan kabul gren inan veya dnce maintain = korumak make a decision = karar vermek manage = (1) baarmak, stesinden gelmek (2) ynetmek, idare etmek management = ynetim idare manipulate = elinde oynatmak manner = davran, tutum (= attitude) manufacture = fabrikada retmek march = ilerleme, ilerleyi, marla yrmek massacre (messek=r) = soykrm, katliam (= genocide) master = (1) efendi, sahip (2) hakim olmak, bir eyi detaylaryla bilmek (= govern) masterpiece = aheser, ba yapt mature (mau=) = olgun meadow = ayr, otlak, mera (= pasture) meander = (1) dolambal yol (2) avare avare dolamak measure (mej=r) = (1) l, lmek (2) tedbir, nlem (= precaution) mediate between = arabuluculuk etmek, arasn bulmak meet = (1) (ihtiya, talep vb) karlamak (2) tanmak (3) (bir yolcuyu) karlamak memorial = ant memory = hafza merge = birlemek, bir araya gelmek ( iki irketin birlemesi vb) migrate = gmek minor = (1) az (2) nemsiz, kk *** minority= aznlk miraculously = mucize eseri misbehave = terbiyesizlik yapmak, kt davranlar sergilemek mischief = yaramazlk, haarlk (= misbehaviour) misunderstanding = yanl anlalma (= misconception) mix up = akln kartrmak,kartrmak mock at = dalga gemek, alay etmek (= tease, make fun of) modify = deitirmek (= change) mood = ruh hali, moral ***in a bad mood = morali bozuk olmak mourning = yas, keder (= lamentation) ***mournful = yasl, yas tutan move = (1) hareket etmek, tamak (2) (bir yerden bir baka yere) tanmak movement = (1) hareket (2) (edebiyatta vb) akm multinational = ok uluslu

649. municipality = belediye 650. murder = (1) ldrmek, cinayet ilemek (= kill) (2) cinayet 651. mystery = gizem, sr (= enigma) 652. narrowly = kl pay (= She narrowly escaped death yesterday.) 653. native to = yreye has/zg 654. neglect = ihmal etmek (= ignore) 655. nervous = gergin (snav ncesi vb..) *** nervous attack = sinir krizi 656. neutrality (ntraliti) = tarafszlk (= impartiality) 657. notice = (1) ilan (2) fark etmek 658. obese = iman, obez 659. obey = uymak, itaat etmek ( kurallara vb) 660. objection = itiraz 661. obligation = zorunluluk, mecburiyet 662. obscure = (1) silik (2) anlalmaz hale getirmek, kark hale getirmek (= confuse) 663. observe = gzlemlemek 664. obsolete = modas gemi, eskide kalm 665. obtain = elde etmek (= gain, attain) 666. occasion = (1) zel olay, nemli gn (2) durum, hal 667. occasional = ara sra, nadiren (= infrequent) 668. occupy = (1) (lke/ehir vb) igal etmek (2) bir mekan doldurmak, yerlemek 669. occur= meydana gelmek 670. occurrence = vukuat, olay 671. odd = (1) tuhaf (=strange, weird *(wiyrd) (2) odd numbers = tek saylar (1,3,5 ..) 672. Oddly enough! = Ne tuhaftr ki ! 673. odour = koku ***odourless = kokusuz X (aromatic = ho kokulu) 674. offend = (1) gcendirmek, krmak (2) (hafif) su ilemek 675. offer = (1) teklif, teklif etmek (2) (imkan, frsat vb) salamak, sunmak 676. officially = resmen, resmi olarak 677. opportunity = frsat *** opportunist = frsat 678. opposition = kartlk, muhalefet,ztlk 679. oppress = zulmetmek (= persecute) 680. ordinary = sradan, allagelmi (= commonplace, mundane, average) 681. originally = ilk bata, ilk nceleri (= initially, at first) 682. ornament = (1) ss, ss eyas (2) sslemek 683. orphan = yetim brakmak 684. outcrop = yeryzne km katman 685. outcry = feryat figan, lk 686. outdo = birini geride brakmak, sollamak, ekarte etmek (= surpass) 687. outing = gezi, gezinti 688. outlet = (sadece bir eit rn veya sadece bir firmann rnn satan) ube 689. overlap = stste binmek 690. overlook = (1) gz ard etmek, grmezden gelmek (= ignore) (2) (bir evin denize bakmas, bir ofisin otoparka bakmas gibi) e bakmak 691. overtake = (arabasyla bir baka arabay) sollamak 692. overtake = sollamak, bastrmak 693. partially = ksmen 694. participate in = katlmak, itirak etmek (= take part in, join, attend) 695. participation = itirak, katlm ***participatory = katlmc 696. particular (ptik=ulr) = zel, nemli *** in particular = zellikle 697. particularly = zellikle 698. passenger = toplu tat yolcusu 699. passionately = ihtirasla, tutkuyla 700. patiently = sabrla, sabrl bir ekilde (= uncomplainingly) 701. pavement = kaldrm (= side-walk) 702. peace and quiet = huzur ve skunet 703. peak = doruk, zirve *** at peak = zirvede, dorukta 704. peculiar = tuhaf, acayip (= odd, weird, strange)

705. 706. 707. 708. 709. 710. 711. 712. 713. 714. 715. 716. 717. 718. 719. 720. 721. 722. 723. 724. 725. 726. 727. 728. 729. 730. 731. 732. 733. 734. 735. 736. 737. 738. 739. 740. 741. 742. 743. 744. 745. 746. 747. 748. 749. 750. 751. 752. 753. 754. 755. 756. 757. 758. 759. 760. 761.

pedestrian = yaya penalize = ceza vermek, cezalandrmak (= punish) perceive = alglamak permission = izin, msaade persevering = sebatkar, gayretli persist = srar etmek, srp gitmek persuade = ikna etmek pessimism = ktmserlik ***pessimist = ktmser ***optimist = iyimser pet = ev hayvan pioneer = nc, yol aan, nclk eden (= forerunner) placement = yerletirme plague (pleyg) = (1) veba (2) ldrc salgn hastalk (3) (bela vb) musallat olmak plain = (1) dz, sade (2) ova, dzlk plead = yalvarmak , rica etmek please = (1) memnun etmek, tatmin etmek (= satisfy) (2) Ltfen! pledge (plec) = ciddi bir sz vermek, ciddi bir vaat poem = iir ***poetry = iir point = (1) anlam, mana ***pointless = anlamsz (2) (zamanda/mekanda vb) nokta policy = tutum, kural, prensip, ilke polio = ocuk felci pose = ortaya karmak, poz vermek possess = sahip olmak, etkilemek possession = eya, mal mlk post = (1) vazife, grev, i (2) posta postpone = ertelemek (= put off) practically = 1-hemen hemen 2-uygun olarak, pratik olarak praise = vmek (= glorify, compliment) precede = den nce gelmek predict = tahminde bulunmak predictable = tahmin edilebilir, sa solu belli prejudice = n yarg (= bias) present = (1) sunmak, tantmak (2) mevcut, var olan (= existing) preserve = korumak, muhafaza etmek pressure = bask, basn ***under pressure = bask altnda prevent = engel olmak, mani olmak previously = nceden, eskiden (= formerly) prior (to) = den nce, den evvel prison = hapishane (= jail) probability = olaslk process = (bir malzemeyi) ilemek progress = ilerlemek ***in progress = devam eden, ilerlemekte olan promote = (1) terfi etmek, makamn ykseltmek (2) reklam yapmak prompt = abuk, ivedi, acele, vakit geirmeden (= punctual, immediate) promptly = derhal, hemen proofread = bir metni inceleyip zerindeki yanllar dzeltmek properly = adam akll property = mal, mlk proportion = oran ***in proportion to = e oranla protection against = koruma provoke = kkrtmak, tahrik etmek publish = (kitap, kaset vb) yaymlamak purchase (p=s) = (1) satn almak (2) satn alnan eya purchase = satn almak (= buy) purpose = ama, gaye pursue = takip etmek (= follow, chase) ***in pursuit of = nn peinde push = itmek X pull = ekmek put forth = ne srmek, ortaya atmak (= put forward, bring up)

762. queue = sra, kuyruk 763. race = (1) rk (2) yar 764. racism = rklk, milliyetilik (= nationalism) 765. raid = yasad ilere yaplan baskn (= seizure) 766. raise = (1) artrmak, ykseltmek, kaldrmak (su seviyesini, maalar vb) (2) (hayvan/insan) yetitirmek, bytmek (3) (sorun, konu, fikir vb) ortaya atmak 767. rate = oran, hz 768. receive = almak, kabul etmek 769. reckless = = dikkatsiz, pervasz (= irresponsible, thoughtless) 770. recklessly = dikkatsizce, pervaszca (= irresponsibly, thoughtlessly) 771. recognize = (daha nce grd birini veya bir eyi grdnde) tanmak 772. recommendation = tavsiye, neri 773. referee = hakem (= arbitrator) 774. refreshing = canlandrc, serinletici (aperatif yiyecek, temiz hava vb) 775. refugee = mlteci 776. refund = paray iade etmek 777. regard = (1) sayg (= respect) (2) gz nnde bulundurmak 778. regional = blgesel 779. register = (1) sicil,ktk (2) kaydetmek 780. regret = (1) pimanlk (2) znt 781. regretful = piman, zgn (= remorseful) 782. regrettable = zc, znt/keder/esef verici 783. regularly = dzenli bir ekilde *** on a regular basis = dzenli bir ekilde 784. rehearse (rihrs) = prova yapmak ***rehearsal = prova 785. reject = red etmek (= turn down) 786. rejection = ret, kabul etmeme (= refusal) 787. relate = (1) rivayet etmek, anlatmak, aktarmak (2) ilikili/alakal olmak 788. release = serbest brakmak,salmak (= let out) 789. relentless = (1) merhametsiz (2) amansz, hummal, aralksz devam eden 790. relief = rahatlama, ferahlama ***relief work = afet kurtarma ekibi 791. relocate = yerini deitirmek, yerinden etmek (= displace) 792. reluctant (rilaktnt) = isteksiz (= unwilling) 793. remain = kalnt 794. remark = (1) sylemek, belirtmek (2) dnce, fikir 795. remembrance = anma, hatrlama, yad etme (= commemoration) 796. reminiscent of = andran, hatrlatan, anmsatan (= suggestive of) 797. remote = (1) uzak, rak (2) ssz, cra ***remote control = uzaktan kumanda 798. removal = (1) (leke vb eylerin) karlmas, sklmesi (2) (evin vb) tanmas 799. remove = (1) (leke vb) karmak, temizlemek (2) skmek 800. repeatedly = defalarca, tekrar tekrar (= continually, constantly) 801. repetitive = monoton, skc 802. replace (with) = (1) eski yerine koymak (2) ile deitirmek 803. replica = aslna ok benzeyen kopya 804. request = rica etmek 805. require = gerektirmek (= necessitate) 806. requirement = ihtiya, gereksinim 807. resentful = alngan, darlm 808. reside = ikamet etmek, yerlemek 809. resident = bir yerde ikamet eden, halk (apartman, mahalle sakini vb) 810. resign from = den istifa etmek ***resignation = istifa 811. resolve = (1) zmek (= sort out) (2) karar vermek 812. resort = (1) son are olarak bir eye bavurmak (2) tatil yeri/beldesi 813. response = karlk, cevap 814. restlessness = huzursuzluk, iinin rahat olmamas X calmness 815. result = sonu (= outcome) 816. reveal = aa karmak, gn yzne karmak (= disclose, display) 817. revenge = intikam, intikam almak *** take revenge on = intikam almak

818. revolve = (1) dnmek (2) dndrmek, evirmek 819. reward = (1) dl (2) dllendirmek *** rewarding = tatmin edici (i vb) 820. ride = (at, bisiklet vb) binmek 821. righty = hakl olarak, hakl yere X wantonly = durduk yere, sebepsiz yere 822. rise = ortaya kmak, artmak, ykselmek 823. rob somebody of something = birini soymak ***robbery = soygun 824. robust (rbast) = turp gibi, sapasalam 825. rough (raf) = (1) kaba przl (zemin, yzey vb) (2) nazik olmayan, sakar bir ekilde (3) (deniz/okyanus iin) dalgal, frtnal 826. rubble = enkaz, yn (= wreckage) 827. sacrifice = adamak, kurban adamak 828. salute = selamlamak (= greet) 829. satisfaction = tatmin, memnuniyet 830. savage = vahi 831. scald = kaynar suyla yakmak/halamak (el, kol vb) 832. scalp = kafa derisini yzmek 833. scarce = seyrek, az 834. scarcely = hemen hemen hi (= barely, hardly) 835. scatter = samak, serpmek 836. sceptical = pheci (= cynical) 837. scratch = (1) kazmak, tahri etmek (2) trmalamak 838. sculpture = heykel ***sculptor = heykeltrta 839. seam = (1) kyafetlerin diki yerleri (2) (yara iin) diki yeri 840. seasonal = mevsimine uygun 841. secure = gvenli, emniyetli (= safe) 842. sedate = (1) sakinletirmek, yattrmak (2) sakin, soukkanl (= composed) 843. seed = tohum 844. seize = (1) basknla ele geirmek (= raid) (2) (birinin kolunu vb) kavramak 845. sense = (1) duygu **sensitive = hassas, duygusal (2) mantk **sensible = mantkl 846. sentence = (1) birini hapse/cezaya mahkum etmek (2) cmle 847. sentimental = duygusal (= emotional) 848. session = toplantnn her bir oturumu 849. sewage = lam, kanalizasyon 850. shade = (1) glgelik (2) renk tonu 851. shortcoming = kusur, eksik, noksan 852. shorten = ksaltmak 853. show off = hava atmak 854. shuffle = kartrmak ( iskambil katlarn); ayak sryerek yrme 855. sigh = i ekmek *** a sigh of relief = derin/rahat bir nefes 856. significant = (1) nemli, kayda deer (2) manal, anlaml 857. silent = sessiz, sakin 858. simply = (1) basit bir ekilde (2) sadece, yalnzca (= only, solely, merely) 859. simulate = taklit etmek *** simulation = taklit 860. sink = (1) batmak (2) lavabo, musluk ta 861. situate = konulandrmak, yerlemek, yerletirmek (= locate) 862. size = (1) (insan iin) kyafet bedeni (2) ebat, boyut 863. skill = beceri, yeti, istidat (= talent, ability) 864. slaughter = (1) kurban etmek, kesmek (2) ldrmek, cinayet ilemek (= murder) 865. slavery = klelik 866. sleeve = gmlek, gmlek kolu *** buy on the sleeve = veresiye satn almak 867. slight = hafif, az 868. slip = kaymak *** slip of the tongue = dil srmesi 869. smash = (cam, kap vb) parampara etmek, krp paralamak 870. smother (sr) = (1) (yastk vb ile) bomak (2) zerini rtmek, kamufle etmek 871. snap = (fotoraflkta) poz 872. soap = sabun ****soap opera = pembe dizi 873. sociable = scak kanl, insanlarla abuk kaynaan

874. 875. 876. 877. 878. 879. 880. 881. 882. 883. 884. 885. 886. 887. 888. 889. 890. 891. 892. 893. 894. 895. 896. 897. 898. 899. 900. 901. 902. 903. 904. 905. 906. 907. 908. 909. 910. 911. 912. 913. 914. 915. 916. 917. 918. 919. 920. 921. 922. 923. 924. 925. 926. 927. 928. 929. 930.

solely = yalnzca, sadece soothing = yattrc (= comforting, calming) spectacular = grkemli, harikulade spectacular = grkemli, muhteem (= impressive, stunning) spend = harcamak ( para vb) spillage = (yere vb) dklen ey, dknt (su vb) spin = (1) frl frl dnmek (2) (ip iin) eirmek spine = omurga, belkemii spiritual = manevi, ruhani spoiled = mark (= mischievous (=misivs) spouse = e (kar veya koca) spread = yaymak, yaylmak ***widespread = geni apl, yaygn spring = (1) bahar mevsimi (2) su kayna stability = istikrar, denge staff = personel stage = (1) sahne (tiyatro) (2) aama, merhale stage = sahne, derece startle = (1) korkutmak, rktmek (2) artmak, affalatmak statement = (1) sz, ifade (2) deme *** give statement = ifade vermek statue (steyu) = heykel steadily = sabit bir ekilde, istikrarla (= constantly) steal = almak, hrszlk yapmak stealthily (steltili) = hrsz gibi, sinsi bir ekilde (= sneakily (snikili) stem = aa gvdesi *** stem from = den kaynaklanmak stimulate = (1) tevik etmek, motive etmek (= encourage) (2) (beyni) uyarmak stir = (1) karklk, kargaa (2) kartrmak ( orba vb) ***Stir up = Kztrmak store = depo, depolamak storm = frtna ***blizzard = kar frtnas stranger = yabanc, ecnebi stray = (1) babo aylak kimse (2) sokakta yaayan kedi, kpek vb stress = (1) buhran, bunalm, stres (2) vurgulamak (= emphasize) stretch = (1) uzamak, uzanmak (2) germek strike = (1) grev *** on strike = grevde (2) darbe, vuru stroll = ar ar dolamak (= go for a stroll = dolamaya kmak) subject to = (1) (lme, yalnz kalmaya vb) maruz kalm (2) olas, muhtemel substantial = ok nemli, nemli lde sue = dava amak sufficiently = yeterli miktarda suffrage = oy kullanma hakk suggestion = neri, tavsiye suggestive of = manal, imal, insann aklna bir ey getiren suit = yakmak (kyafetin vb.) supply = (1) tedarik etmek,salamak (2) kaynak *** supply of water= su kayna support = desteklemek supportive = (1) destek veren, anlay gsteren (2) yardmsever, efkatli suppress = (duygularn, baklk sistemini vb) basklamak surpass = stn olmak, geride brakmak, stn olmak surrender = teslim olmak X surround suspend = askda , muallakta brakmak, okuldan uzaklatrma suspicion = phe symptom = semptom, belirti (hastalk vb iin) take off = (1) havalanmak (2) taklit emek take on = (sorumluluk vb) stlenmek tame = evcil hayvan (= docile, domesticated) tapestry = duvar hals tasteful = (1) zevkli, zevkine dkn kii (2) zevkle yaplan/hazrlanan (desen vb) tasty = lezzetli

931. temple (templ) = tapnak, mabet (= shrine, sanctuary) 932. tenderness = efkat, merhamet, anlay (= affection) 933. terminal = (1) lmcl (hastalk) (= perishing) (2) uta/sonda bulunan, son, nihai 934. terminate = (1) (szleme, kontrat vb) sonlandrmak, bitirmek (2) yok etmek 935. titory = blge, arazi 936. the rest of = nn geri kalan 937. thoughtless = dncesiz, patavatsz, kaba (= tactless, rude) 938. throughout = boyunca 939. throw = atmak, frlatmak 940. throw out = (p vb) dar atmak 941. thunderstorm = yldrml frtna 942. tomb = mezar, kabir, trbe (= grave) 943. tough = (1) sert, kat, dayankl de (2) (yiyecek vb) inenmez, iyi pimemi (3) (insan iin) etin, dayankl, ok hayat tecrbesiyle yorulmu 944. trace = iz, izini srmek 945. trade = (1) ticaret yapmak, alm satm yapmak (2) ticaret 946. traditional = geleneksel 947. trail = iz, patika 948. train = (1) eitmek, eitim grmek (= educate) (2) idman/antrenman yapmak (3) stajyerlik/raklk yapmak 949. transmit =(1) gndermek, iletmek (mesaj vb) (2) (hastalk vb) bulatrmak 950. trash = p (= garbage) 951. treasure (trej= )= hazine 952. treat = (1) tedavi etmek *** treatment = tedavi (2) davranmak 953. trick = hile, tuzak, eldirme ***play a trick on = kandrmak, kt aka yapmak 954. trim = (1) (aa) budamak (2) (sa) krpmak, kesmek 955. tripe = ikembe 956. truthful about = (1) sadece doruyu syleyen (2) gereklere uygun, doru (sz) 957. turn in = (1) (yetkili kiiye) teslim etmek (2) uyumaya gitmek 958. unattended = sahipsiz, sahibi ortada gzkmeyen (eya, ocuk vb) 959. unbearable = katlanlmaz, dayanlmaz (bask, scaklk, souk vb) (= intolerable) 960. uncultured = kltrsz, tahsilsiz, cahil (= uncultivated, boorish, unsophisticated) 961. undermine = zayflatmak, baltalamak, temelini rtmek (= weaken) 962. undertake = (zor ve zn srebilecek bir ii) stlenmek, sorumluluunu almak 963. undertake = stlenmek (= take on) 964. unfortunate = talihsiz, ansz (= unlucky) 965. unlimited = snrsz (= unrestricted) 966. unreliable = gvenilmez 967. untimely = vakitsiz, yersiz, olk zamanda (= at an awkward time) 968. unusual = sra d, allmam (= extraordinary, exceptional) 969. unwind = (1) (zellikle iten sonra) rahatlamak, dinlenmek (2) dm/sarg zmek 970. upgrade = (bilgisayar gibi makineleri) gncellemek, modelini yenilemek 971. urgent = acil (= pressing) 972. vacation = tatil 973. vague (veyg) = (1) belirsiz, st kapal (2) net hatrlanamayan ey X vivid 974. valley = vadi 975. vanish = 1- ortadan kaybolmak 2-yok olmak 976. variety = deiiklik, eitlilik 977. vast = byk, engin, muazzam (= immense, tremendous, huge) 978. vet = veteriner 979. vigorously = gayretle (= diligently) 980. violate (vayoleyt) = (kural, kanun, hak vb) ihlal etmek, inemek (= abuse) 981. violent = iddetli, iddet ierikli 982. virtually = hemen hemen, neredeyse (= practically, nearly, almost) 983. vocation = meslek 984. volunteer = gnll, cret alan yardm eden 985. vote for/against = (1) oy (2) oy vermek

986. voyage = deniz yolculuu 987. wantonly = (1) durduk yere, sebepsiz yere (2) ahlakszca, ehvetle 988. wear = taknmak( gzlk, kolye, kyafet),giymek 989. weep = alamak, szlamak (= cry, sob) 990. whirl = (1) hzla dnmek (2) girdap 991. wholly = tamamen, tmyle, btnyle (= entirely) 992. widely = geni apta, olduka 993. widow = kadn dul ***widower = erkek dul 994. withdraw from = (1) (savatan,seimlerden vb) geri ekilmek (= pull out of) (2) (bankadan, hesaptan vb) para ekmek 995. withdrawn = iine kapank (= reserved, inhibited) 996. witness = (1) ahit olmak (2) tank, ahit, grg tan 997. worthless = deersiz (= valueless) 998. yard = avlu, bahe 999. yield = (1) rn meyve vermek (2) rn kazan 1000. zip = fermuar

You might also like