You are on page 1of 189

BRNC KISIM B.

Eyll l Arkadalar asln bir e kitap yapmak okadar da zor deil mesela birazdan size yollayacam ravenloft adl roman yaklask olarak 400 sayfa bunu tarayp word formatna dndrmek 2 saat gibi bir zaman alyor bu zaman da yann oyacanz bir 37 ekran tv yada cd roma takacanz bir audio cd dinler ken okadar hzl ge i gz ap kapayncaya kadar kitab taram ve word e aktarm oluyorsunuz tabi bu arada scaner nzn ook byk bir nemi war benim elime hi umulmadk bir anda ge 310p markal scanner n tarama hz 20 saniye 300 dpi gri tonda uana kadar grdm en hz dier modelleri pek bilmiyorum ama aratrmalarm 40 saniye ile 2 dakika arasnda deien er wern scanner larn trkiyede ook olduu... tabi ok hzl scannerlarn olduunu nette o esala epson nun enson modeli 9 saniye gibi inanlmaz bir hzda taraama yapyormu ama de diim gibi bunu kullanmadan yorum yapmak ook zor ..

DRDNC snftaydm. Yam on iki kadar olmal. Franszca muallimimiz Sor Aleksi, bir gn ifesi vermiti. "Hayattaki ilk hatralarnz yazmaya aln. Bakalm neler bulacaksnz? bir hayat temini olur," demiti. Hi unutmam; yaramazlmdan, gevezeliimden bkan retmenler, o snfta beni arkadalarm kede tek kiilik bir kk sraya oturtmulard. Mdirenin sylediine gre, ders esnasnda komularm lakrdya tutmamay, uslu uslu muall yi reninceye kadar orada bir srgn hayat geirmeye mahkmdum. Bir yanmda kocaman bir tahta direk vardr. Ne yaplsa snftan karlmasna imkn olmayan a akmn ucuyla tesine be isine atm yaracklara stoik bir vakarla tahamml eden sess al ve upuzun bir komu. te yanmda manastr terbiyesinin istedii serin ve marur loluu temin iin yaplma ben njurlar hi almayan bir uzun pencere dururdu. Ehemmiyetli bir keif yapmtm. Gsm s mi biraz yukar kaldrdm vakit panjurlarn arasndan gkyznn bir parasyla bir byk rasndan tek bir apartman penceresi ve bir balkon parmakl grnrd Dorusunu sylemek lzm gelirse, manzara hi de zengin deildi. Pencere her zaman kapal d r, balkon parmaklna hemen daima bir ufak ocuk iltesi ile yorgan aslrd. Fakat ben, bu kadarndan da memnundum. Ders esnasnda ellerim enemin altnda kilitli, sor hocalarma ok ruhani grnmesi gereken r vaziyette gzlerimi 8 Reat Nuri Gntekin

ge -panjur aralklarndan grnen hakiki gkyzne- uydurduum zaman, onlar bunu bir usla sanarak sevinirlerdi. Ben de onlar atlatarak bizden gizlemeye altklar hayat seyrediy uum gibi bir ey, bir atlatma ve intikam zevki duyardm. Sor Aleksi, izahatn bitirdikten sonra bizi almaya brakmt. n sralar ssleyen arbal snf birincileri hemen ie koyulmulard. Yanlarnda olmad zlar zerinden okumu gibi biliyordum: "lk hatran, sevgili anneciimin kk karyolamn altn sars ba, bana muhabbetle glmseyen gk mavisi gzleridir," tarznda airane bir . Hakikatte annecikler altn sars ve gk mavisinden baka renklerde de olabilirdi. Fakat srlerde okuyan kzlarn kaleminden bu renklere boyanmak, o biareler iin bir mecburiyet , bizim iin bir usuld. Bana gelince, ben bambaka bir ocuktum. ok kk yata kaybettiim annemden aklmda pek f r ey kalmamt. Fakat herhalde altn sal ve mavi gzl olmad muhakkakt. Byle olunc bana onu asl ehresinden baka bir ehre ile dndrmeye ve sevdirmeye muktedir deildi. Beni bir dncedir almt. Ne yazacaktm? Duvardaki boyal Meryem tablosunun altna aslm at durmadan yrd halde ben, hl yerimde sayyordum. Basmdaki kurdeleyi zdm, salar n zerine indirmeye baladm. Bir elimle de kalemimi azma sokuyor, sra sra dilerimin dryordum. Filozoflarn, airlerin, yaz yazarken burunlarn kamak, enelerinin derilerini ekitir garip garip huylan

ALIKUU vardr ya... Kalemi srmak ve salarm gzlerimin stne datmak da benim dncelere da

Bereket versin benim dnce saatlerim ok nadirdir. nk o takdirde hayatm -masallardaki aramba kars ve ocak anasnn hayat gibi- karmakark bir sa kmesi iinde geecekti Aradan seneler geti. Yabanc bir ehirde, yabanc bir otel odasnda, srf bitip tkenmeyec gibi grnen bir gecenin yalnzlna kar koymak iin hatralarm yazmaya baladm bu ayn kk ocuk tavryla salarm ekitiriyor, gzlerimin stne indirmeye urayor. Bunun sebebine gelince, yle sanyorum ki, ben etrafndaki hayata pek fazla kendini ka pp koyveren, hafif ve dikkatsiz bir ocuktum. Besbelli sk zamanlarda kendi kendimle, kendi fikirlerimle yalnz kalmak iin gzlerimle dnya arasnda, bu salardan bir perde koy aya alyordum. Kalem sapn kebap ii gibi dilerimin arasnda evirmeye gelince, onun hikmetini dorusu m de pek anlamadm. Btn bildiim, dudaklarmdan mor mrekkep lekelerinin eksik olmad v en kz hali alr gibi olduum bir yata, beni bir gn mektepte ziyarete gelen birisinin ka adeta byk ekmi gibi karak yerin dibine getiimdir. O gn, btn dncelerime ramen, ancak u kadarck bir ey yazabildiimi hatrlyorum: "Ben, galiba balklar gibi bir gl iinde dodum. Annemi hatrlamyor deilim... Babam, da erimiz Hseyin i... Beni bir gn sokakta koturan bodur bir kara kpei... Bir gn, dolu bi sepetten gizlice zm alarken parmam sokan ary... Gzm ard vakit iine damlat yin'le beraber istanbul'a geliimizi... Evet, bunlara ben10 Reat Nuri Gntekin

zer daha birok ey aklmdan geiyor... Fakat bunlarn hibiri ilk hatra deil... Sevdiim , byk yapraklar arasnda rlplak abalaym kadar eski deil... Deniz kadar usuz bu e byk byk yapraklar, drt bir tarafnda aalar varsa; bu gl nasl deniz kadar byk o iniz... Vallahi yalan sylemiyorum ve ona sizin kadar ben de ayorum.. Fakat bu byle; n e yapalm? Vazifem snfta okunduu zaman, btn arkadalarm bana dnerek kahkahayla glmler ve zav si onlar yattrp teskin etmek iin hayli sknt ekmiti. * Garibi u ki, Sor Aleksi, siyah elbisesinin iinde filiz gibi boyu, bembeyaz koleret 'i ile alnna kaldrlm bir sarayl yamana benzeyen bal arasnda sivilceli kansz la imdi karmda belirse ve bana tekrar o suali sorsa, galiba ayn cevaptan bakasn bula acam; yine balk gibi gl iinde doduumu sylemeye balayacam. Sonralar teden beriden rendiime gre bu gl, Musul taraflarnda, adn bir trl aklm yan bandadr ve benim usuz bucaksz denizim bir aa kmesi arasnda, kuru bir rmaktan avu sudan baka bir ey deildir. Babam; o zaman Musul'daym. Ben, iki buuk yanda kadarmm. Yaz o kadar iddetli olmu barnmak kabil olmam; babam, annemle beni bu kye getirmeye mecbur kalm. Kendisi her s bah atla Musul'a iner, akamlar gne battktan sonra dnermi. Annem hastaym. Beni bile gz grmeyecek kadar hasta.

ALIKUU H Bir zaman pek sefil olmuum... Aylarca hizmeti odalarnda srnmm. Sonra kylerden biri ma diye kimsesiz bir Arap kadn bulmular... Fatma, yeni lm ocuundan bo kalan memesi albini bana vermi... lk senelerde bir l ocuu gibi bymm... Fatma, beni boha gibi srtna balar, kzg ma aalarnn tepesine kartrm. ite o sralarda yukarda sylediim kye gelmiim. Fatma, beni her sabah yiyeceimizle ber bu aala getirir, rlplak suya sokarm... Akama kadar alt alta, st ste bouur, z... Sonra uykumuz geldii vakit, kumlan kmeleyerek yastk yapar, vcutlarmz suda, bala a kucak kucaa, yanak yanaa uyurmuuz... Ben, bu su lemine o kadar almm ki, tekrar Musul'a dndm vakit denizden km bal uk ederek rpnr, frsat bulduka zerimdeki elbiseleri atarak rlplak sokaa koarm Fatma'nn burnunda, yanaklarnda, bileklerinde, dvmeden ssler vard. Bunlara o kadar al , dvmesi olmayan yzler bana adeta irkin grnyordu. Benim ilk byk matemim, Fatma'dan utu. Dne dolaa Kerbe-la'ya gelmitik. Drt yamdaydm. Aa yukar her eyi hatrlayac a iyi bir ksmet kmt. Dadmn gelin olduu, keye oturduu gn, bugnk gibi gzmn meli olduu iin bana dnya gzeli gibi grnen kadnlarla dolu bir evde beni kucaktan kuca zdiriyorlar, sonra Fatma'nn yanna oturtuyorlard.

Sonra, ortaya konan siniler zerinde avula kap kap yemek yediimizi hatrlyorum. Niha yorgunluundan ve zilli teflerle testi biiminde dmbeleklerin verdii sersemlikten, yin e erkenden dadmn dizinde uyuyakaldm. Olu Hseyin'i Kerbela'da ehit ettikleri zaman Fatma anamz sa myd, bilmiyorum. Fakat k az, o kara gne 12 Reat Nuri Gntekin

yetitiyse kopard vaveyla, benim dn gecesi sabah evde kendimi yabanc bir kadnn ko uum zaman kopardm vaveylann yannda hi kalrd. Hasl, Kerbela Kerbela olal zannederim ki byle grltl matem grmemitir. Barmaktan gnlerce byk adam gibi, alk grevi yaptm. Dadmn acsn aylarca sonra bana, Hseyin isminde bir svari neferi unutturdu. Hseyin, t esnasnda attan derek sakat kalm bir askerdi. Babam, onu emir neferi olarak eve almt in, delimen bir adamd. Beni abucak sevmiti. Ben de umulmaz ve affedilmez bir vefaszlk a onun sevgisine mukabele edivermitim. Geri Fatma ile olduu gibi beraber yatmyorduk, fakat sabahleyin horozlarla beraber gzlerimi atm dakikada soluu onun odasnda alr, iner gibi gsne oturarak parmamla gzkapaklarn aardm. Fatma'nn bahesine, krlarna bedel; Hseyin, beni klaya asker iine altrmt. Bu uz oyun icat etmekteki maharetini ben, baka kimsede grmedim. Asl gzeli, bunlarn ounun al, heyecanl eyler olmasyd. Mesela beni lastik top gibi havaya frlatp tutar, yahut k ann stne oturtup ayaklarmdan tutarak sratr, frl frl evirirdi. Salarm karm ktan duyduum zevki ondan sonra hibir eyde bulamadm. Bazen kaza da olmaz deildi. Fakat Hseyin'le aramzda sk bir mukavele vard. Oyunda can anarsa alamayacak, onu kimseye ikyet etmeyecektim. Bu, benim doruluumdan ziyade; onun bir daha benimle oynamamasndan korktuum iin byk bir adam gibi sr saklamaya alm o . ocukluumda bana hoyrat derlerdi. Galiba haklar da vard. Kiminle oynarsam cann yakar bartrdm. Bu huy, herhalde Hseyin'le oynadm oyunlardan kalma bir ey olacak.

ALIKUU 13 Nasl ki, kendi canm yand zaman da pek ah zara kaplmadan felaketi gleryzle karla adigrdr. Hseyin, bazen de klada Anadolulu neferlere saz aldrr, beni yine testi gibi tepesinin e yerletirip garip oyunlar oynard. Bir zamanlar da onunla at hrszlna almtk. Babam evde olmad zaman Hseyin, ahrd oturtarak saatlerce krlarda dolatrrd. Fakat elencemiz uzun srmedi. Pek gnahna gir ama, galiba a kadn tarafndan babama gammazlandk ve zavall Hseyin, ondan iki tokat ten sonra bir daha ata yanamaya cesaret edemedi. Halis muhabbet; kavgasz, grltsz olmaz, derler. Biz de Hseyin'le gnde en aa be n rdik. Bir tuhaf surat asma tarzm vard. Odann bir kesinde yere omelir, yzm duvara evirir n , be dakika beni bu halde braktktan sonra halime acyarak birdenbire belimden kavrar barla barta havaya kaldrrd. Bir nbet de kucanda titizlik ettikten sonra nihayet neferi enesinden pmeye raz olurdu ve barrdk. Hseyin'le arkadalmz iki sene srd. Fakat o zamann seneleri imdikilere benzemezdi. zun, o kadar uzundu ki... ocukluk hatralarm anlatrken hep Fatma'dan, Hseyin'den bahsediim biraz ayp dmyor Benim babam Nizamettin isminde bir svari binbasyd. Annemle evlendii sene Diyarbakr'a ermiler, gidi o gidi. Artk bir daha stanbul'a dnmemi. Diyarbakr'dan Musul'a, Musul' ankn'a, oradan Badat'a, Kerbela'ya gemi... Bir yerde st ste iki sene kalmam. Reat Nuri Gntekin 14 ,;*s

Annemi bana benzetirler. Hele babamla evlendii seneden kalma bir fotoraf vardr ki be nim modelim gibidir. Fakat zavall kadn, shhate hi bana benzememi. ok zayfm. Bitip olculuklara, dalarn sert havasna, llerin ateine dayanacak bir vcutta deilmi. Sonra a bir hastal da varm. Fakat zavallnn btn evlilik hayat, bu hastal saklamaya a sn, babam ok sevi-yormu. Kendisini zorla ayrrlar diye korkuyormu... - Seni hi olmazsa bir mevsim iin, iki ay iin annene gndereyim. O biare de ihtiyar... Seni kim bilir ne kadar grecei gelmitir, dermi. Fakat annem: - artmzda bu var myd? istanbul'a beraber dnmeyecek miydik? diye adeta krm... H - Benim hibir eyim yok... Biraz yorgunluk... ki gn evvel biraz hava deiti de ondan ol um, geer, gibi eyler sylermi... Sonra, istanbul'u grecei geldiini babamdan saklarm... Fakat mmkn m? Daha uykuya dal dakika olmadan uyandrr ve Kalender'deki yalmzda, civarndaki koruda veyahut Boaz'n s rnda gemi bir uzun ryay anlatrm. Birka uyku dakikasna bu kadar uzun ryalar sd rleri herhalde ok, ok grecei gelmi olmas lzm gelmez mi? Bykannem serasker kapsna, mabeyincilerin konaklarna giderek alayp szlyormu, fakat rmalar bir trl netice vermiyormu. Nihayet annemin hastal artnca babam, hi olmazsa onu istanbul'a gtrmek iin bir ay iz temi ve cevap beklemeden yola km. Mahfeler iinde l geiimiz bugnk gibi hatrmdadr. Beyrut'ta denize kavumak, annemi biraz canlandrr gibi olmutu. Misafir olduumuz evde b eni yatana oturtarak

ALIKUU 15 salarm taryor, ellerimin kirli, dmelerimin kopuk olmasna aldrmadan ban gsme k Bir gn bsbtn ayaa da kalkt; sandndan yeni elbiseler kararak sslendi. Akamst k. Babam, bende biraz vahi tabiatl, sert bir asker hatras brakmtr. Fakat annemi aya ce sevinle konutuunu, yeni yryen bir ocuk gibi onu bileklerinden tutarak aladn h . Bu, bizim bir arada geirdiimiz son gn oldu. Annemi ertesi gn ak bir sandn kenarnd ar bohasnn stne dm, dudaklarnda bir kan lekesiyle l bulmular! Alt yanda bir ocuun epeyce eylere akl ermesi lzm gelir. Fakat ben, nedense hibir itim. Bulunduumuz ev kalabalkt. Birok gnler byk bir bahede ocuklarla boutuumu; er sokaklarda, deniz kenarlarnda, cami avlusu gibi kubbeli yerlerde dolatm biliyorum. Annemi yabanc bir toprakta braktktan sonra, istanbul'a dnmek babamn iine sinmemi... iba biraz da bykannem ve teyzelerimle karlamaktan ekinmi... Fakat buna mukabil beni ara gndermeyi bir vazife bilmi. Sonra tabii, gnden gne byyen bir kz ocuunu klada linde terbiye etme imknszln da dnm olacak. * Beni istanbul'a neferimiz Hseyin getirdi. Lks bir vapurda klksz bir Arap neferinin ku canda bir minimini kz ocuu... Bu manzara, vapurda birok kimseye kimbilir ne sefil ve c grnmtr. Fakat bu seyahati Hseyin'den baka kiminle yapsam muhakkak bu kadar mesut zdm. Yalmzn arkasndaki korulukta bir ta havuz, bu havuzun kenarnda kollar omuz balarnda ak bir ocuk heykeli vard. 16 Reat Nuri Gntekin

ilk geldiim gnlerde bu krk heykel, gne ve rutubetten kararm rengiyle, bana sakat bi gibi grnmt. Havuzun yeilimsi sularnn kzl yapraklarla rtl olmasna gre mevsim yapraklar seyrederken altlarnda birka krmz baln dolatn grdm ve bykannemi ntari ve yeni potinlerimle havuzun iinde yryverdim. Etrafta bir lk koptu. Neye uradm anlamaya meydan kalmadan teyzelerim beni kucaklar k yukar gtrdler, bir yandan pp bir yandan azarlayarak stm deitirdiler. Bu lk ve telatan gzm yld iin artk havuza girmeye cesaret edemiyor, yzkoyun, zanarak bam suya sarktyordum. Bir gn yine bu vaziyette balklar seyretmekle meguldm. Tablo, bugnk gibi gzmn nn , biraz arkada, omuzlarndan hi eksik etmedii siyah atksyla, bir bahe iskemlesine otur u; Hseyin'se namaz klar gibi yannda diz kmt. Yava yava bir ey konuuyorlard. Herhalde Trke konuuyor olmalydlar ki ne syledikle

myordum. Fakat seslerinden, ara sra bana bakmalarndan phelendim. Tavan gibi kulaklar kmitim. Diimle krarak havuza attm simit krntlarna en krmz balklar izliyo dibine vurmu akislerine bakyordum. Hseyin, bana bakarken kocaman mendiliyle gzlerini siliyor-du. ocuklarn bazen yalarnn ok stnde garip sezileri vardr. Niin? Bu incelikleri akl edecek yata deildim. Yalnz, bu ayrln vakti gelince gnei urun yamas gibi hibir tedbirle nne geilemeyecek bir felaket olduunu gayet iyi anlyo O gece, bykannemin karyolasna bitiik kk karyo-

ALIKUU 17 lamda birdenbire gzlerimi atm. Bamda yanan krmz gece kandili snmt. Fakat pencer ay iindeki oda bembeyazd. Uykumu almtm, iimde dayanlmaz bir ac vard. Bir za ayanarak bykanneme baktktan, onun uyuduuna kanaat getirdikten sonra yavaa karyolamdan indim; ayaklarmn ucuna basarak odadan ktm. Baka ocuklar gibi karanlk ve yalnzlkta dm. Merdiven tahtalar gcrdadka byk bir insan ihtiyatyla yerimde durarak ar ar Kaplar srglemilerdi. Fakat bahe kapsnn yanndaki pencere ak brakld iin d i oldu. Hseyin, bahenin ta br ucundaki bahvan kulbesinde yatard. Beyaz gecelik gmleimin u eri bacaklarma dolaa dolaa oraya kotum. Hseyin'in bir kerevet zerine serilmi yatan Onun uykusu ok ard. Zaten Arabistan'dayken de sabahlar onu uyandrmak ok zor bir iti rini amaya raz olmas iin ata biner gibi gsne oturup zplamak, uzun byklarn dizgi ekmek ve bir sre bartmak lzm gelirdi. Fakat bu gece ben, onu uyandrmaktan korkuyord Uyanrsa beni eskisi gibi koynuna yatrmaya raz olmayacandan; btn yalvarmalarma ram alarak bykanneme teslim edeceinden emindim Zaten btn istediim, son bir gecemi daha onun koynunda geirmekten ibaretti. O geceki mnasebetsizliim yakn zamanlara kadar aile iinde sylenmitir. Bykannem, sabaha kar uyanp da beni yatamda gremeyince ldracak gibi olmu... Birk btn yal ayaa kalkm... Ellerinde lambalar, amdanlarla bahelere, deniz kenarlarna d van arasndan sokaa, kaykhaneden havuzun iki kar suyuna kadar her yeri arayp alkuu - F.2 18 Reat Nuri Gntekin

taramlar... Bitiik arsadaki bostan kuyusuna fener sarktmlar... Neden sonra bykannem, Hseyin'i hatrlayarak odasna komu ve beni neferin boynuna sms k uyumu grm. Ayrlk gnnn faciasn hl hatrlar ve glerim. Ben mrmde o gnk kadar dalkavukluk e eyin, kapnn yanma melmi, koskoca byklaryla utanmadan alyordu; ben, Badat'ta, Sur dilencilerinden rendiim dualarla bykannemin, teyzelerimin eteklerini pyordum. * Romanlar mahzun insan; omuzlar km, gzleri snm, hareketsiz ve sessiz bir insan diy aha akas bir miskin eklinde tasvir ederler. Bende daima bunun aksi olmutur. Ne zaman derin bir zntye kaplsam gzlerim parlar, tav e hareketlerim neelenir, iim iime smaz olur. Dnyay hie sayyormuum gibi kahkahalar trl gevezelik ve delilikler yaparm. Bununla beraber, yle sanyorum ki yakn kimsesi ve bakalarna almaya kabiliyeti olmayan insanlar iin bu daha iyi bir eydir. Hseyin'den ayrldktan sonra da byle yaptm hatrlyorum. Yaramazlktan kuduruyor, ben diye getirdikleri akraba ocuklarna saldrarak canlarn yakyordum. Yabanclar tarafndan ayplanacak bir vefaszlkla Hseyin'i abucak yakadan silkip atmt lmiyorum ama, ihtimal, ona sahiden de dargndm. Yanmda ad anldka yzm ekitiyor, ye kelimelerle "Hseyin pis, Hseyin irkin, edepsiz... ," diye yere tk-ryordum. Bununla beraber zavall, pis, irkin Hseyin'in bana Beyrut'a kar kmaz gnderdii bir k ma, hiddetimi

ALIKUU 19 yattrr gibi olmuu. Bunlarn bitmesinden bir felaket gibi korktuum halde bir oturuta ni silip sprdm. Bereket versin ekirdekleri kalyordu. Onlarla haftalarca elendim. Bir mn katrboncuklaryla kartrarak iplie dizdim; muhteem bir yamyam kolyesi eklinde bo tm. tekileri bahenin tesine, berisine diktim. Aylarca her sabah kk bir kova ile onla luyor, bahede bir hurma orman meydana gelmesini bekliyordum.

Zavall bykannem akna dnmt. Benimle baa k-mak hakikaten imknszd. Sabah karan ktan baygn dnceye kadar grlt ve yaramazlk ederdim. Sesim kesildii vakit yaly ade bu, benim ya bir yerimi keserek sessiz sedasz kanm dindirmeye altma, ya bir yerden an barmamak iin kvrandma, yahut da sandalye ayaklarn testerelemek, minder rtleri gibi muzr bir ile megul bulunduuma delalet ederdi. Bir gn kulara bez ve tahta paralaryla yuva yapmak iin aalarn tepesine kar, bir ba bacasndan ta atp ay korkutmak iin dam tepelerine trmanrdm. Yalya ara sra bir doktor gelip giderdi. Bir gn kapda bu doktoru bekleyen bo arabaya a tlayarak hayvanlar kamlam, bir baka gn de kocaman bir amar teknesini srye sry kendimi akntya salvermitim. Bilmem bakalarnda da yle midir? Bizim ailede kszlere e gnah saylrd. Pek ekilmez hale geldiim zaman verdikleri ceza, kolumdan tutarak bir oda a kilitlemekti. Btn ocuklarn "Sakall Amca" diye ardklar tuhaf bir akrabamz vard. Bu sakall amc me "Evliya parmakl" derdi. nk parmaklarm bir gn bile yarasz, be-resiz olmaz ve dai onmu gibi bez paralaryla sarl bulunurdu. Akrabalarmla bir trl geinemezdim. Yaa kendimden 20 Reat Nuri Gntekin

ok byk olan akraba ocuklarn bile yldrmtm. Binde bir iimde bir sevgi dalgas kab u da ayr bir felaketti, insan gibi sevmeyi, sevdiimi gzel gzel okamay renmemitim. insann stne bir canavar yavrusu gibi atlr, kulaklarn srr, yzn trmalar, tartak a evirirdim. Akraba ocuklar arasnda yalnz birine kar anlalmaz bir ekingenlik ve cesaretsizliim ime Teyze'nin olu Kmran. Maamafih ona ocuk demek de pek doru olmazd. Bir kere yaa b nra ok uslu ve arbalyd. ocuklarn arasna karmaktan holanmaz, elleri ceplerinde k deniz kenarnda dolar, yahut aalarn altnda kitap okurdu. Kmran'n kvrck san salar, beyaz, nazik, parlak bir cildi vard. O kadar parlak bir ci , cesaretim olsa da kulaklarna yapsam, yakndan yanaklarna baksam, aynada gibi kendimi greceimi sanrdm. Bununla beraber, ekingenliime ramen bir gn Km-ran'la da kavga ettim; deniz kenarnda s pete koyarak tadm bir kaya parasn onun aya zerinde braktm. Ta m pek ard, yorum. Birdenbire bir lk, bir vaveyladr koptu. ardm. Bahedeki aaca saklanmak ii zar, ne tehdit, hatta ne yalvarma beni aaya indiremiyordu. Nihayet bahvan, benim taki ime memur ettiler. yle ki adamcaz, yoluna devam ederse benim vcudumu ekemeyecek kadar ince dallara kmakta tereddt etmeyeceimi ve bir kaza kacan anlad, tekrar aa in Hasl o gece ortalk kararncaya kadar, ku gibi aa dalnda tnedim. Biare bykannemde hi uyku brakmamtm. Kadncaz, beni iyiden iyiye sevgisiyle sarm bir gn evvelki yorgunluunu dinlendirmeden benim grltmle uyandka yatanda doruluyor llarmdan tutup sar-

ALIKUU 21 sarak, "Ne vard lp de bu yanda bu canavar benim bama musallat edecek?" diye anneme Fakat uras da muhakkakt ki, bu dakikalarda annem karsna kp "Bu canavar m, yoksa iyebilseydi, bykannem hi phesiz beni alr, onu geldii yere gnderirdi. Evet, hastalkl bir ihtiyar kadnn bir gn evvelki yorgunluunu dinlendirmeden uykudan uy nmas zordur. Fakat dinlenmi bir vcut, straba susam bir ruhla yatakta uyan ve hatr luu da unutmamak lzm... Hasl, verdiim zahmetlere ramen eminim ki bykannem benimle ok avundu ve mesut oldu. * Onu kaybettiim zaman dokuz yalarndaydm. Babam da tesadfen istanbul'da bulunuyordu. Zavally bu sefer de Trablus'tan Arnavutluk'a kaldrmlard, istanbul'da ancak bir hafta alabilmiti. Bykannemin lm onu mkl bir mevkide brakyordu. Bekr zabit, dokuz yanda bir kz srkleyemezdi. Nedense, beni teyzelerimin yannda brakmaya yanaamyor, ihtimal, bir s etine dmemden korkuyordu. Ne dndyse dnd, bir sabah beni elimden tutarak vapura bi stanbul'a geirdi. Kprde tekrar bir arabaya binerek bitip tkenmez yokulardan ktk, a etik, sonra byk bir ta binann kaps nnde durduk. Buras, benim on sene kapal kalacam sor mektebiydi. Bizi kapnn yannda perdeleri ve pa

rlar kapal lo bir odaya aldlar. Her ey nceden konuulup hazrlanm olacakt ki, biraz sonra ieri giren siyahl bir kad u eildi; bandaki beyaz baln ular garip bir kuun kanatlan gibi salarma srnerek yanaklarm okad. 22 Reat Nuri Gntekin

Mektebe ilk ayak atmn yine bir kaza, bir yaramazlkla baladn hatrlyorum. Babam, Sor Speriyr'le konuurken ben, dolamaya, teyi beriyi kartrmaya balamtm. i resimlere parmamla dokunmak istediim bir vazo yere derek krld. Babam klcn kartarak yerinden frlad, telala beni kolumdan yakalad. Krlan vazonun eriyr ise bilakis glyordu. Ellerini sallayarak babam yattrmaya alyordu. Mektepte ben, bu vazoya benzemez daha neler kracaktm. Evdeki haaralm orada devam ediy rdu. Bu srler ya hakikaten melek gibi sabrl insanlard, yahut da benim ho bir tarafm v rd. Yoksa baka trl benim kahrm ekmek mmkn deildi. Snfta mtemadiyen gevezelik eder, oradan oraya dolardm. Herkes gibi merdivenlerden ini kmak benim iin deildi. Mutlaka bir keye sinerek arkadalarmn inmesini bekler, sonr biner gibi trabzann zerine atlayarak kendimi yukardan aaya kapp koyverirdim. Yahut aklarm birbirine yaptrarak zplaya zplaya basamaklar atlardm. Bahede kuru bir aa vard. Frsat bulduka oraya trmandm ve tehditlere kulak asmadan una kadar daldan dala atladm gren muallim bir gn, "Bu ocuk insan deil, alkuu!" d ite o gnden sonra adm unutulmu ve herkes beni "alkuu" diye armaya balamt. Bilmem nasl, sonradan bu isim, aile arasnda ald yrd ve Feride ad bayram elbiseleri g pek sayl gnlerde kullanlan resmi bir ad olup kald. alkuu benim hem houma gider, hem iime yarard. Bir mnasebetsizliimden ikyet edildi rsuzca

ALIKUU 23 omuzlarm silker, "Ne yapaym? Bir alkuu'ndan ne beklenir?" derdim. Ara sra mektebimize, enesinde kei sakalna benzeyen bir kk sakal tayan, gzlkl bi giderdi. Bir gn el ii makasyla samdan kestiim bir paray zamkla eneme yaptrdm. afma bakt zaman enemi avularmn iine saklyor, o ban te yana evirince ellerimi apazn taklidini yapyor ve ocuklar gldryordum. Muallimimiz, bu kahkahalarn sebebini l anlamayarak fkesinden lk la baryordu. Bir aralk, bam snfn koridora alan penceresine evirecek oldum. Camn arkasnda Sor baktn grmeyeyim mi? aknlktan ne yapsam beenirsiniz? Boynumu bkerek, parmam dudama gtrerek "sus" i da parmaklarmla ona bir pck gnderdim. Mektebin en by bu Sor Speriyr'd. En ihtiyar hocalara kadar herkes onu Allah gibi say Byle olduu halde kendisinden hocaya kar su ortakl rica etmem kadncaz neelendi ciddiyetini muhafaza edememekten korkuyormu gibi glerek ve parmayla beni tehdit ede rek koridorun karanlnda kayboldu. Sor Speriyr, bir gn de beni yemekhanede yakalamt. Snftan alp getirdiim kat sep larn doldurmakla meguldm. Sert bir sesle beni yanna ard: "Buraya gel Feride," dedi. "Nedir bu yaptn?" Yaptmda ne fenalk olduunu anlamyordum. Gzlerimi yzne kaldrarak: - Kpeklere yiyecek vermek fena m Ma Sor? dedim - Hangi kpeklere? Ne yemei? - Viranedeki kpeklere... Ah, Ma Sor, beni grnce ne kadar sevindiklerini bilseniz... Dn akam ta ke banda Reat Nuri Gntekin 24

4* i$* karladlar, ayaklarma dolamaya baladlar... "Sabredin... Ne oluyorsunuz?... Viraneye g eden vermem!" diyordum... Zalimler bir trl lakrd anlamyorlar, beni yere yatryorlar-d Benim de inadm tuttu. Sepeti smsk eteklerimin arasnda tuttum... Az kalsn beni parala aklard... Bereket versin bir simiti geiyordu, beni kurtard. Sor Speriyr, gzlerini gzlerime dikmi beni dinliyordu. - Peki, sen mektepten nasl ktn? diye sordu. Hi ekinmeden: - amarhanenin arkasndaki duvardan atladm, dedim. Sor, byk bir felaket haberi alm g erini bana gtrerek: - Nasl cesaret ettin? dedi. Ayn saffetle: - Merak etmeyiniz Ma Sor... Duvar ok alak... Hem nasl istiyorsunuz ki kapdan kaym?.. apc beni brakr m hi? Birinci defasnda: "Ma Sor Terez seni aryor!" diye aldattm ica ederim siz de beni haber vermeyin... nk kpeklerin a kalmalar tehlikesi var... Srler ne garip insanlard. Zannederim ki baka bir mektepte bunu yapsam ya hapsedilir , yahut da bir baka ceza grrdm. O, benimle yz yze gelmek iin yere meldi: - Kk hayvanlar korumak gzel ey, dedi. Fakat itaatsizlik etmek hi yle deil... Brak ana... Ben krntlar kapc ile kpeklere gnderirim. Hayatta kimse, galiba bu kadn kadar beni sevmedi. Srlerin buna benzer hareketleri o zaman yelin kayaya tesiri gibi bir eydi, haarlma, izamszlma mani olacaa benzemezdi. Fakat zamanla, gizli gizli ieriye ilemi bu silinm lerin bende ifasz bir zaaf ve rikkat tortusu brakm olmasndan korkarm.

ALIKUU 25 Evet, ben hakikaten garip, anlalmaz bir ocuktum. Hocalarmn zayf damarlarn yakalam rinin en ziyade neden zleceini gayet iyi kefeder ve ona gre ikenceler hazrlardm. Mesela Sor Matild isminde ihtiyar ve son derece mutaassp bir musiki hocamz vard. O, mesela, duvardaki Meryem heykelinin nnde gzlerinde yalarla dua ederken, heykelin et rafnda uuan sinekleri gstererek: "Ma Sor, aziz annemizi melekler ziyarete gelmi!" gib i bir szle en can alacak yerinden vururdum. Bir baka hocamzn son derece temiz ve titiz olduuna dikkt etmitim. Yanndan geerken k min iyi yazmamasndan ikyet eder gibi yapar, onu iddetle sallayarak zavallnn bembeyaz akasna mrekkep sratrdm. Yine bir tanesi vardr ki, bceklerden pek korkard. Kitaplardan birinde boyal bir akre p resmi bularak makasla etrafn kestim, sonra bu kt parasn yemekhanede yakaladm i ineinin srtna zamkla yaptrdm ve akam mtalaasnda bir bahane ile hocamn yanna yak e braktm. Ben Sr' lakrdya tutarken sinek yrmeye balamt. Zavall kz, havagaz lambasnn rn, kuyruunu titreterek krsnn zerinde yrdn grnce bir feryat kopard. Yannda i yakalayarak bir vuruta sinei krsnn stne yaptrd; sonra arkasn duvara dayayp k kk bir baygnlk geirdi. O gece yatamda ben de bir yarm saatik sadan sola, soldan saa dndm ve kvrandm. yle byle on iki yanda vardm, iimde ar ve haya duygular hayli inkiaf etmiti. Hocam tanyordum. 26 Reat Nuri Gntekin

Sonra kabahatimin kolay geitirilecek kabahatlerden olmadn anlyordum. Ertesi gn muha istintaka arlacak ve kim bilir ne olacaktm? Uykum arasnda Sor Speriyr' birka kere karmda grdm. atkn bir ehreyle zerime yr aryordu. Ertesi gn birinci ders vakasz geti, ikincinin sonlarna doru kap araland; ieri giren hocaya bir ey syledikten sonra beni eliyle dar ard. Dehet! Ben, omuzlarm ksarak, dilimi kararak ks ks dar karken ocuklar glyorlar, hoca afif krsye vurarak onlar skt ve ciddiyete davet ediyordu. Biraz sonra Sor Speriyr'n odasnda idim. Fakat hayret! Mdirenin ehresi ryada grdm

nzemiyordu. O kadar ki, bir an akrepli sinek oyununu icat eden ve hocann baylmasna sebep olan yaramazn ben deil, o olduuna inanacak gibi oldum. Yz mahzundu, dudaklar titriyordu. Beni elimden tutup gsne ekecek gibi bir hareket ya Sonra yine brakt: - Fende, ocuum... Sana bir haber vereceim... zc bir haber... Baban bir para hastaym r para diyorum, ama galiba ziyadece... Sor Speriyr, elindeki bir kt parasn buruturuyor, sznn arkasn getirmeye muvaff Beni snftan getiren Sr'n birdenbire mendilini yzne kapayarak dar ktn grdm. Anlamtm, Bir ey sylemek istiyordum. Fakat Sor Speriyr gibi benim de dilim tutulmutu rerek ak pencereden karki aalara baktm. Gne vurmu tepelerinde krlanglar uuyor Birdenbire bana da onlar gibi bir canllk geldi: - Anladm Ma Sor, dedim, zlmeyiniz... Ne yapalm, hepimiz leceiz...

r ALIKUU 27 Bu defa da Sor Speriyr bam gsne dayad ve uzun mddet brakmad. Gr gn olmad halde biraz sonra teyzelerim beni grmeye geldiler. zin alarak eve gt er. Raz olmadm. mtihanlarn ok yakn olduunu syledim. Mamafih imtihanlarn ok yakn o gn her zamankinden fazla azgnlk etmekten men etmedi. O kadar ki, akam mtalaasnda i tli bir ate bast, tembellerin yaptklar gibi kollarm srann stne koyarak uyukladm emek yemedim. Ertesi sabah uyandm zaman her zamanki alkuu idim. * Yaz tatillerimi Besime Teyzem'in Kozyata'ndaki kknde geirirdim. Buradaki ocuklardan bana hayr yoktu. Besime Teyzem'in kz Necmiye, annesinin dizi dib inden ayrlmayan, sessiz ve biraz da hastalkl bir ocuktu. Kmran Aabeyi'nin hemen hemen bir ei idi. Bereket versin, etrafta muhacir ocuklar vard. Onlar baheye toplayarak balarna geer, kadar adeta ku-dururdum. Bir aralk, zavall arkadalarm istiskale uramlar, kkn bahvan vastasyla kap d r, kk, gnll ocuklard. Grdkleri hakarete aldrmayarak beni kkten karmaya gelir arda serserilik eder, bahenin itleri zerinden aarak yemi alardk. Geceye doru gneten yzmn derisi pul pul olmu, yaral ellerimle eteklerimin yrtklar larak ieri girince, teyzem san ban yolar, bir kucak parlak ty yn altnda ara yen ve o haliyle alk ve tembel Van kedilerine benzeyen Necmiye'yi bana misal gster irdi. Usluluu, okumuluu, naziklii, terbiyesi ve daha bilmem neleri ikide birde bama k klanlardan biri de Kmran'di. 28 Reat Nuri Gntekin

Necmiye, neyse ne... iin nihayetinde o, annesinin dizi dibinde bym, yumuack, scak b edisiydi. Zaten kz ksmnn da byle olmas lzm geldiini iimden tasdik etmez deildim. Fakat o yirmi yana yaklaan ve sivri ulu incecik dudaklar stnde incecik byklar k oskocaman Kmran'a ne oluyordu? Kz aya gibi kck ayaklarnda beyaz podset iskarpinl aplar, yrrken ince bir dal gibi sallanyor zannedilen narin vcudu, sadakor gmleinin a asndan kan uzun beyaz boynu ile erkekten ziyade kza benzeyen bu ocua son derece ierl m. Erkek akrabalar ve konu komu tarafndan ikide birde ballandrlan meziyetleri fena hald e kanma dokunuyordu. Ka defa koarken ayam kaym gibi yaparak stne dtm, kitaplarn yrttm, suda um. Fakat Allah'n kulu, bir gn bir para canlan, kz, aksi bir ey syle de kedi gibi boy una atlarak seni tozun, topran iine yuvarlayaym; salarn ekeyim; ylan gzlerine be gzlerini parmaklarmla tehdit edeyim. Ayana ta atarak onu kvrandrdm gn hncmdan, zevkimden titreyerek hatrlarm. Faka yetimi bir insan sayarak bana tepeden bakar, gzlerinde hain bir glmsemeyle: "Ne zaman a kadar bu ocukluk Feride?" derdi. - Peki ama sende de ne zamana kadar bu psrklk, bu grcye kan eski zaman kz naz ve Bu szleri ne de olsa syleyemem tabii... Ya, maallah on , on drt... Bu yata bir kz, kabal bu kadar nezaketle karlayan bir delikanlya daha fazla satamaz. Dudaklarmdan g ihtiyari mnasebetsiz bir eyler kamasndan korkuyormuum gibi eHmi azma kapar, ona fera

erah kfretmek iin bahenin yalnz kelerine kaardm.

ALIKUU 29 Yamurlu bir gnd. Kmran, kkn alt katnda akrabadan birka hanmla, kadn tuvaletinden lard. Kadnlar, yaptracaklar k elbiselerinin rengi hakknda ondan fikir alyorlard. Ben, bir kede dilimi karm, gzlerimi alatrm, btn dikkatimle yrtk bir bluzu Kendimi tutamadm; kahkahalarla glmeye baladm. Kuzenim: - Ne glyorsun? diye sordu. - Hi, dedim. Aklma bir ey geldi... - Ne geldi? - Sylemem... - Haydi nazlanma... Zaten senin aznda bakla slanmaz... Sonunda nasl olsa syleyeceksin ... - Darlma o halde... Sen hanmlarla tuvalet konuurken dndm ki, Allah seni yanl yarat akmsn... Ama imdiki yata deil... yle on , on drt sularnda... - Peki sonra?... - Deminden beri bir kar yeri dikinceye kadar parmam delik deik etmi olmama gre ben rmi, yirmi iki yalarnda bir erkek... - Ee, sonra?... - Sonras ne olacak, Allah'n emriyle, Peygamber'in kav-liyle seni kendime alrdm, olur biterdi. Odada bir kahkahadr koptu. Bam kaldrdm ve btn gzlerin bana baktn grdm. Misafirlerden biri bir mnasebetsizlik etti: - Peki ama, bu imdi de mmkn Feride, dedi. Alklatm, gzlerimi iri iri aarak: - Nasl? dedim. - Nasl olacak? Kmran'a varrsn... O, senin tuvaletlerinle urar, skklerini diker... sokak ilerine bakarsn... 30 Reat Nuri Gntekin

fkeyle yerimden kalktm. Fakat bu kzgnlm daha ziyade kendimeydi. Lakrdya anak tutm sama sylemekte bu kadar ilerlemi deilimdir, ama anlalan elimdeki hain skk, btn d almt. Mamafih, "hem sulu, hem gl" kavlince yine taarruza getim: - Mmkn ama Kmran Bey iin zararl olur sanrm, dedim. nk Allah esirgesin evde kavga imin hali ne olur? Vaktiyle nazik ayaklarna yedikleri ta unutmamlardr sanrm... Glmeler arasnda garip bir ciddiyetle odama kyordum. Mamafih kapdan tekrar dndm: - Ayp ettik, dedim, on drdne gelmi bir kz iin pek ayp oldu ama, kusura bakmazsnz a Topuklarmla merdiven tahtalarna vurarak, kaplara arparak odama ktm. Kendimi top gibi ryolann stne attm. Aada kahkahalar devam ediyordu. Kim bilir, belki de benimle elen ard. Alacaklar olsun. u Kmran'la evlenmek galiba iyi bir ey olacakt. nk yalarmz gittike byyor, onunl at gnden gne uzaklayordu. Bir kerecik olsun sa saa, ba baa dverek hncm kar a are kalmyor gibiydi. * Yaz tatili sonlarnda mektebimiz, bir zaman iin iin kaynar, bu taknlk ancak birinci mtihanna doru yatrd. Sebebi u: On , on drt yana gelen Katolik arkadalarm, baharda, Paskalya bayramnda i onlarn yaparlar, etekleri yere deen beyaz ipek elbiseler, gelin duvaklarna benzeyen kucak kucak tller rtlerek Isa Peygamber'le nian-lanrlard.

ALIKUU 31 Kilisede mum klar, orgla alnan ilahiler, her taraf dolduran bahar iekleri kokular bir kat daha arlaan gnlk ve daac dumanlar iinde yaplan bu nian treni pek gze ne yazk ki, bu treni takiben tatil aylarnda hain arkadalarm, hemen nianllarna vefas rler, balmumu renkli, mavi gzl isa'y, karlarna ilk kan bir, hatta birka erkekle al

Mektep ald zaman, arkadalarm bavullarnn gizli bir kesinde mektuplar, fotoraflar ve daha ne bileyim, neler neler getirirlerdi. Bahede ikier, er kol kola dolatklar zaman neler konutuklarn bilirdim. Kzlarn en darlarna hediye edilen renkli ve yaldzl peygamber ve melek resimlerinin altnda sakla nan fotoraflarn genlere ait olduunu anlamakta glk ekmezdim. Bahenin bir kesinde inin -etrafnda uuan kk bceklerin bile duyamayaca bir sesle- arkadann kulana f dm. Bu mevsimde kzlar ikier, er kiilik gruplara ayrlr ve birbirlerine kene gibi yaprl Ben biare, bahede ve snfta tek bama kalrdm. Arkadalarm bana kar adeta bir esrar lirlerdi. Onlar, srlerden ziyade benden ekinirlerdi. Niin mi diyeceksiniz? nk gevezey im, sakall daynn dedii gibi azmda bakla slanmazd. Birinin mesela bir bahe parmakl r komu genciyle masum bir iek alveriini duydum mu, bahede adeta tellal arrdm. F a byle eylere kar son derece mutaassptm. Hi unutmam, bir k akam mtalaahanede derse alyorduk. Misel isminde alkan bir k rkadana Roma tarihini mzakere ettirmek iin srden msaade alm, en arka sraya ekilmi anenin sessizlii iinde birdenbire bir hkrk duyuldu. Sor ban kaldrd: 32 Reat Nuri Gntekin

- Ne o Misel, sen alyor musun? Niin? dedi. Misel, elini gzyalarndan srlsklam kesil pad. Cevab onun yerine ben verdim: - Misel, Kartacallarn malubiyetine merakland, ona alyor, dedim. Snfta bir kahkaha koptu. Hasl arkadalarmn beni aralarna almamakta haklar vard. Fakat herkesten ayr kalmak, bir kz olduum halde zevzek bir ocuk muamelesi grmek pek de ho bir ey deildi. Ya on bee gidiyordu. Aa yukar annelerimizin gelin olduklar, bykannelerimizin "Aman alyoruz," diye telala Eyp'teki Niyet Kuyusu'na kotuklar ya... Boyum fazla uzamamt. Fakat hrnlma ramen vcudum geliiyor, yzmde acayip renkler rdu. Sakall day, ara sra ellerimden tutup beni pencere kenarlarna ekerek yzm miyop gzle kacakm gibi yzne yaklatrarak, "Kz bu ne cilt, bu ne renk byle? Perkal basmas mbar lacak, ne eskiyecek!" diyordu. Hadi canm, kz dediin byle mi olur? Topa gibi bir vcut, fra ile boyanm bir yz... bonmare cameknnda bebek seyrediyorum zanneder, dilimi karp gzlerimi alatarak ken irdim. * Tatiller iinde en sevdiim Paskalya yortusu idi. Bu iki haftay geirmek iin Kozyata'na ttiim zaman kirazlar yetimi, byk bahenin caddeye bakan yzn batan baa kaplayan ki ilerle donanm bulunurdu. Kiraz ok severdim. Bu on be gn iinde sere kular gibi hemen hemen yalnz kirazla ge yksek dal tepelerinde kalm son kirazlar bitirmeden mektebe dnmezdim.

ALIKUU 33 Bir akamst yine bir aa tepesinde kiraz yiyor, ekirdeklerini fiskeyle uzaklara savurar k eleniyordum. Bunlardan biri yoldan geen yalca bir komunun ta burnunun ucuna tesadf etmesin mi? Adamcaz neye uradn anlayamamt. akn akn etrafna bakyor, fakat ban aaca Sesimi karmasam, olduum yerde kmldamasam belki de mnasebetsiz bir kuun, tepesinden g en drd bir ekirdek sanarak ekilip gidecekti. Fakat son derece korkmu ve utanm ol kendimi tutamadm, glmeye baladm. Adamcaz iri bir daln stne ata biner gibi oturmu, at gibi bir kzn arsz arsz gld iddetten kan, gzn oynatarak: - Bravo hanm kzm, dedi. Hi yaktramadm, maallah sizin gibi erimi, yetimi koskoc O dakikada yer yarlsa yerin iine girecektim. Biare Per-kal basmas kimbilir ne renkle re girmiti? Aatan dmek tehlikesine ramen, ellerimi mektep gmleimin gs zerine ka fe boynumu bktm. - Beni affediniz beyefendi, dedim. Kaza vallahi... Daha dorusu dikkatsizlik...

Bu masum yalvarma jesti mektepte srler ve dindar talebelerin Meryem ve Isa karsnda d ua ederken aldklar bir jestti. Tesiri herhalde ok zaman tecrbe edilmiti. Asrlarca md le bu ilahi ana olu bile kandrm olduuna gre, bu ihtiyarc da haydi haydi rikkate ge ti. Tahminimde aldanmamtm. Komu, bu riyakr nedamete ve sesimdeki titreyie aldand, yumua se bana gzelce bir ey sylemek lzumunu hissederek: - Byle dikkatsizliklerin yetimi bir kkhanma zarar dokunabileceini dnmyor musun alkuu - F 3 34 Reat Nuri Gntekin

Maksad gayet iyi anladm halde, gzlerimi aarak: - Niin acaba efendim? dedim. Elini gnein yandan vuran klarna siper ederek dikkatli dikkatli bana bakyor, glyord - Mesela sizi oluma almakta tereddt edebilirim. Ben de gldm. - O cihetten sigortalym beyefendi; zaten uslu bir kz olsam da almazdnz. - Nereden biliyorsunuz? - nk benim aaca kmak, kiraz ekirdei atmaktan ok daha byk sularm vardr... Bir ... iittiime gre zengin olmayan kza pek iltifat eden olmazm... Sonra gzelliim de yo Bana sorarsanz bu, fukaralktan daha byk bir kusur... Bu szler, ihtiyar beyi pek elendirmiti. - Siz irkin misiniz kzm? dedi. Somurttum: - Ne demezsiniz? dedim. Ben kendimi bilmez miyim? Kz dediiniz byle mi olur? Uzun bo y, sar sa, mavi yahut yeil gzler lzm... Bu ihtiyar bey vaktiyle biraz yaramazm galiba... Acayip bir bak ve deiik bir sesle: - Ah, zavall ocuum, dedi. Sen gzelliin ne olduunu anlayacak, kendinin ne olduunu far decek yata msn acaba? Her neyse... Sizin adnz ne bakaym? - alkuu... - Bu, nasl isim byle? - Pardon, beni mektepte byle arrlar da... Asl ismim Feride. Kendim gibi yuvarlak, zar fetsiz bir isim. - Feride Hanm... Sizin adnz da kendiniz gibi gzel, emin olun... Keke oluma sizin gibi ini bulsam... Bilmem neden, bu kibar tavrl, tatl sesli adamla gevezelik etmek houma gidiyordu:

ALIKUU 35 - u halde kendilerine de kiraz atabileceim demek? dedim. - Elbette... Elbette... Ona ne phe... - Yalnz imdilik msaade edin de size birka kiraz vereyim. Beni affettiinizi ispat iin unlar mutlaka almanz lzm... iki dakika... Bir sincap hafifliiyle dallara trmanmaya baladm, ihtiyar komu, ellerini yzne kapatar - Aman dallar atrdyor... Sebep olacam... Deceksiniz Feride Hanm, diye baryordu. Ben bu telaa aldrmyor, syleniyordum: - Merak etmeyin... Dmeye o kadar alm ki... Mesela yakn olsak akamda bir yara izi ki; btn teki gzellikleri tamamlar... - Aman kzm... Deceksiniz... - Bitti efendim, bitti... Yalnz, onlar size nasl vereceim? Buldum efendim, ona da are buldum... nlmn cebinden mendilimi kardm, kirazlar iine doldurarak bir kn gibi baladm: - Mendili hi merak etmeyin... Henz burnumu silme-dim... Gayet temizdir... imdi onu yere drmeden tutmanz rica ederim... Bir... ki... ... ihtiyar komu, beklenmez bir eviklikle kiraz mendilini yakalamt. - ok teekkr ederim kzm, dedi. Yalnz ben imdi mendilinizi nasl iade edeceim? - Ziyan yok... Size hediyem olsun! - Nasl olur? - Niin olmasn? Hem baka bir ey de var... Ben, birka gne kadar pansiyona dneceim... mektepte bir det vardr... Kzlar tatil gnlerinde gen erkeklerle kur yaparlar, sonra m

ektep ald zaman bunlar birbirlerine anlatrlar. Ben, daha byle bir ey beceremediim rnda kk 36 Reat Nuri Gntekin

dyorum. Yzme kar bir ey sylemeye cesaret edemiyorlar ama muhakkak benim ahmaklm ... Bu sefer ben, bir ey kurdum... Mektebe gittiim zaman mhim bir srrm varm gibi ba dneceim, mahzun mahzun glmseyeceim. Onlar: "alkuu, sende bir ey var!" diyecekler vek, "Hayr... Nem olacak?" diyeceim... inanmayacaklar, beni sktracaklar... O vakit: ki, yleyse... Ama kimseye sylemeyeceksiniz, yemin edeceksiniz!" diyeceim ve bir yal an uyduracam. - Ne yalan? - Sizinle tanmam bu yalan kolaylatryor... "Duvarn zerinde sarn, uzun boylu bir e yaptk, birbirimize!" diyeceim... Tabii, beyaz sal diyemem... Hem siz kkken sarnm Arkadalarn huyunu bilirim, "Ne konutunuz?" diye soracaklar... "Beni gzel bulduunu syl di," diye yemin edeceim... Ben de mendil iinde kiraz verdim, demek tabii mnasebet a lmaz... Gl verdim diyeceim... Fakat bu da olmad... Gl mendil iinde vermek det deild Hediye mendil verdim, derim olur biter... Biraz evvel birbirimizle kavga etmemize bak srt kald halde imdi ihtiyar komu ile g n birbirimize el sallyorduk... * O senenin yaznda bu aaca kmak illeti yznden bama bir ey daha geldi. Bir austos mehtab gecesiydi. Kke bir alay misafir gelmiti. Bunlar arasnda Neriman diy yirmi belik bir dul vard ki, ara sra kk ereflendirmesi bir vaka olurdu. Dnyada kendilerinden baka kimseyi beenmeyen teyzelerimden alk hizmeti kzlara kadar he kes bu kadna hayrand. Neriman'n ok sevdiini syledikleri kocas bir sene ALIKUU 37

evvel lmt. Bunun iin daima siyah giyerdi. Fakat bende yle bir his vard ki, siyah bu sarn ehresine ok iyi gitmese; matem devam etmeyecek, elbiseler takmyla ple atl Neriman; kedi, kpek okar gibi hareketlerle beni de avlamaya almt. Fakat nedense ben snamamtm. Aramz hayli ekerrenkti. Bana yapt avanslar daima souk karlyordum. O soukluk hl devam etmesine ramen, imdi itiraf etmeye mecburum ki, bu Neriman, haince sine gzeldi. Benim onda ekemediim ey fazla koketliiydi. Yalnz, kadnlar arasnda bulu aman yle byle ekiliyordu. Fakat araya kazara bir erkek karacak oldu mu yz deiiyor ahkahalar, baklar bambaka oluyordu. Hasl, benim mektepteki saman altndan su yrten daha fen-lenmiti... Kocann lakrds aldka bu kadnn: "Benim iin artk hayat bitti!" diye bir yalanc te i, beni mahvederdi. O, byle yaparken ben, fena halde ierler: "Karna die dokunacak bir i ksn, grrz!" diye sylenirdim. Bizim kkte Neriman'a akran saylacak kimse yoktu. Lapac Necmiye'yi insandan saymak ta bii doru olamazd. Teyzelerim salar, balar aarm koskoca kadnlard. Ara sra tekin yana ip takmaktan baka konuacak lakrdlar olamazd. O halde, o halde?... Ben, bu Neriman'n kke dadanmasndaki sebebi sezer gibi olmutum. Galiba bizim budala ku zeni gzne kestirmiti. Evlenmek iin mi? Zannetmem. Otuzuna yaklam bir dul kadnn yir i bir ocukla evlenmek istemesi, kepazeliin dik ls... O, byle bir kepazelikten ekinme bile, benim cadaloz teyzelerimde, yavrularn yle acemi aylaa kaptracak gz var m? 38 Reat Nuri Gntekin

O halde, o halde? O haldesi var m? Mesut dul, lksne, fantazisine uaklk edecek yeni bir ksmet avlaymcaya kadar benim kuzenle dalga geecek, gnl elendirecek... Kmran'a budala dedim ama, kzgnlmdan... Yoksa ne yere bakan, yrek yakan cinsinden sin bir sar yandr. Neriman'la konuurken gya bir ey belli etmemek istiyor ama, benim gz r m? ocuklarla bouurken, kendi kendime ip atlarken, yahut yere yatarken, iskambil fal aark en, gzlerim onlardayd. Kuzenim, neredeyse kadnn azna girecek... Ara sra hibir eyin farknda deil gibi gr rndan geerdim. Hemen seslerini ksarlar yahut lakrdy deitirirlerdi. "Ne isterse yaps sana ne?" diyeceksiniz. "Bana ne olur mu?" Kmran, dmanm da olsa kuzenim... ster miydi m, neyin nesi olduu belli olmayan bir kadn onun ahlkm bozsun? Ne anlatyordum?... Evet, bir austos mehtab gecesiydi. Onlar, kkn nndeki verandada, z bir lks lambas nda, kalabalk bir grup halinde konuup glyorlard. Neriman'n mzik notalar gibi hesapl ve ahenkli kahkahalar sinirime dokunduu iin kendi ndime uzaklam, bahenin bir kesinde aalarn karanlna dalmtm. Ta br uta dallarndan bir ksmn komunun bahesine sarktm ihtiyar bir nar vard. bir yemii olmamasna ramen, babayani halini severdim; bir sofa gibi zerlerinde hi kor kusuz gezilen, iri, yayvan dallarna kp dolar yahut otururdum. O gece de yle yaptm, hayli ykseke bir dalna karak oturdum. Biraz sonra kulama hafif bir ayak sesi, arkasndan ksk bir kahkaha geldi. Hemen gzlerimi atm, kulaklarm diktim... Ne grsem beenirsiniz? Kuzenim, mesut dulla b ber bana doru geliyor...

ALIKUU 39 Oltasna balk yaklatn gren bir balk gibi batan ayaa dikkat kesilmitim. Oturdu cam diye dm kopuyordu. Bo korku! Onlar, o kadar kendilerinden gemilerdi ki, oturduum yerde davul alsam galiba farknda olmayacaklard. Neriman nden yryordu. Kuzenim bir Arap kle gibi drt, be adm gerideyd varlarn arasndan geip yollarna devam etmeye kudretleri olmad iin bulunduum aacn ular. Gelin yavrularm, gelin kuzularm... Sizi bana Allah gnderdi. Biraz sonra grrz... Bu ehtap gecesinden sizde unutulmaz bir hatra brakmaya elden geldii kadar gayret ederi z. Tam bu esnada austosbcei crlamaya balamaz m? ldracam. Kuzenimin mesut dula ekti orum... Elimden gelse: "Miskin, korkacak ne var? Buralarda kim olur?... Sesini kar sana!" diye baracam. Bu nutuk arasndan kulama yalnz: "Neriman, cicim, meleim," diye birka kelime geldi. Za gr zangr titremeye baladm. Dmesem bile grlt edeceim, yapraklar hrdatacam di Neriman Hanm'n da bir iki kelimesini yakalyordum... "Rica ederim, Kmran Bey, rica ed erim..." diyor. Nihayet, sesler kesildi. Neriman yava yava duvara yryor, komunun bahesinde karanlkta a bir ey varm da grmek istiyormu gibi ayaklarnn ucuna basarak kalkyordu. Bu vaziyette tabii arkas, ne yapacan bilemiyor gibi grnen Kmran'a dnkt. Kuzenimin birdenbire ona yrdn, ellerini kaldrdn gryorum... Yreim oynuyor, "N bu fena kadna gzel bir tokat atacak!" diyorum. Kmran bunu yapsa ben de alayarak ken dimi aatan atacam, onunla lnceye kadar baracam. Fakat o canavar, bunu yapmad. S , bembeyaz kz ellerinden umulmaz bir 40 Reat Nuri Gntekin

kuvvetle onu evvela omuzlarndan, sonra bileklerinden yakalad. Kucak kucaa, soluk so lua bouuyorlard. nar yapraklar arasnda kaan ay klarndan salarnn birbirine k Ne rezalet Yarabbi, ne rezalet! Btn vcudum zangr zangr titriyordu. Biraz nce onlara g l bir oyun oynamaya karar verdiim halde imdi beni sezmelerinden dm kopu-yordu. Sahic i bir kula yer deitirip bu dallarn stnden gkyzne kanatlanmay, yukardaki ay iller up giderek bu dnyadaki insanlarn yzlerini artk grmemeyi ne kadar istiyordum.

Dudaklarm parmaklarmla skmama ramen, azmdan bir ses kt. Bu, galiba bir feryatt. r tarafndan duyulunca hemen bir kahkahaya dnd. Namussuzlarn o dakikada aknlklarn iz! Biraz nce ay gibi ayaklarn yere dokundurmadan yryor hissini veren mesut dul imd ak, topuklarn burkularak alabildiine kayordu. Kuzenim de yle yapmak istemiti. Fakat o hzla biraz gittikten sonra ne dndyse dnd i dnd. Ben yapacak baka ey bulamadm iin hl glmeye devam ediyordum. O, mehur "karga ile t alndaki tilki gibi aacn altnda sinsi sinsi dolamaya balad. Nihayet utanp sklmay brakarak bana: - Feride, ocuum; azck aa iner misin? dedi. Ben, glmeyi kestim; ciddi bir sesle: - Ne mnasebet? dedim. - Hi... Seninle konuacam var da... - Benim sizinle konuacak bir eyim yok... Rahatm bozmaynz... - Feride, akay brak!... - aka m? Ne mnasebet?

ALIKUU 41 - Ama sen de ok oluyorsun... Sen aa gelmek istemezsen ben yukar kmay bilirim. lr msn, ldrr msn? Yrrken yolunda bir incecik su birikintisi grd zaman tela vermeden evvel , drt kere iskarpinlerine ve suya bakan, bir sandalyeye oturaca zaman pantolonunu parmaklarnn ucuyla dizkapaklarndan tutup yukar eken nazl ve nazenin kuzen min aaca kmak istemine gel de glme. Fakat o, bu gece sahiden canavar kesilmiti. Yakn dallardan birini tutarak aacn gvdesi ne atlyor, daha yukarlara kmaya hazrlanyordu... Bu gece aacn stnde onunla yz yze gelmek fikri nedense beni ldrtt. Byle bir ey o ti. Onun yeil, ylan gzlerinin yakndan baktn grrsem, aa dallar arasnda arpa Gzlerini oyduktan sonra muhakkak aa atacam. Ya onu, ya kendimi. Fakat nedense bu lg yi doru bulm^ yordum. Yerimden dorularak sert bir emir verdim: - Durunuz bakalm orada... O, aldrmad, hatta cevap vermedi. kt daln stnde dorularak daha yukarlara bakmaya balad. ' - Durunuz, dedim. Netice fena olacak... Bilirsiniz kij ben alkuu'yum. Aalar benim mlk . Oralara bejden bakasnn ayak basmasna tahamml edemem. - Bu ne garip konuma Feride?... Hakikaten bu ne garip konumayd!... aresiz, alayc bir tavr aldm. Gelirse daha yukarlara \k-maya hazrlanarak: - Biliyorsunuz ki, size hrmetim vardr, dedim. Sizi aa' tan aa yuvarlamaya mecbur olur am pek zlrm. Biraz evvel iir okuyan sesiniz birdenbire deierek "aman aman aman" diye aya balarsa feci olur. 42 Reat Nuri Gntekin

Onun sesini taklit ederek kahkahalarla glyordum. - imdi grrsnz. Korku, onu cesur ve evik yapmt. Tehdidime aldrmadan akmdaki dallara trmanmaya devam yordu. Aata adeta bir kovalamaca oyununa baladk. O yaklatka ben yukarlara kyordum. Faka ttike inceliyordu. Bir aralk duvarn stne atlayp kamay dndm. Ancak, bunu yaparsa yerimi krarak kuzenimin yerine benim haykrp barma ihtimalim vard. Mamafih ne pahasna olursa olsun, bu gece birbirimize yaklamamalydk. Politikay deitir k sordum: - Benimle konumay niin bu kadar istediinizi anlayabilir miyim acaba? Benim bu szlerim karsnda o da deiti, ciddi bir tavr alarak durdu: de.. - Seninle akalayoruz ama, mesele ok mhim, Feri-. Korkuyorum senden... - yle mi? Neyimden korkuyorsunuz acaba? - Bir gevezelik etmenden...

- O, her gn yaptm ey deil mi? - Bu gecekinin her zamankilere benzememesinden... - Bu gecede ne fevkaldelik var ki?... Kmran ok yorulmu, zlmt. Artk pantolonunu fa k dallardan birine oturdu; hl akaya devam ediyor grlmekle beraber, alayacak haldeydi. / Ben, ona acdm iin deil, fakat ne olursa olsun artk onunla konumaya tahammlm kal an nce kendimi kurtarmak iin: / - Merak etme, dedim. Korkulacak bir ey olmadna /min olabilirsin... Hemen misafi rinin yanna dn... Ayp olur. Sz m, Feride?... Yemin mi?... - Sz, yemin... Ne istersen... - inanaym m?

ALIKUU 43 - Zannederim ki, inanman lzm... Artk eskisi kadar ocuk deilim... - Feride... - Hem ne biliyorum ki, ne sylememden korkuyorsun? Ben, kendi kendime oturuyordum aacmda. . . - Bilmem, fakat inanmak gelmiyor iimden... - Sana bydm, hemen hemen bir gen kz olduumu syleyiimde elbet bir maksat var... H kuzenim... Fazla zlmeyin... Baz eyler vardr ki, ocuk grr... Fakat artk bymeye b hi fark edemez... Hadi gnln rahat etsin... Kmran'n korkusu yava yava hayrete dnyor gibiydi. Beni mutlaka grmek ister gibi sr drarak: - Ne kadar baka trl konuuyorsun Feride. . . dedi. Sz uzarsa iinden kamayacaktk. Ya hiddetle bardm: - Yetiir artk... Uzatrsan szm geri alacam... Kendin dn... Bu tehdit, onu korkuttu. Ks ks aatan indi, Neriman'n gittii tarafa gitmekten utanyor ibi, bahenin aa tarafna yrmeye balad. Mesut dul, o geceden sonra kkte grnmez oldu. Km-ran'a gelince, onun da uzun zaman ben den korktuunu hissettim. istanbul'a her iniinde bana hediyeler getiriyordu. Resimli bir Japon emsiyesi, ipe k mendiller, ipek oraplar, yrek biiminde bir tuvalet aynas, k bir el antas... Bir hoyrat ocuktan ziyade yetimi bir gen kza yakacak bu eylerin bana verilmesindeki neydi? alkuu'nun gzn boyamak, gagasn kapatarak gevezelik etmesine mani olmaktan ba olabilirdi? 44 Reat Nuri Gntekin

Bakas tarafndan hatrlanmaktaki zevki anlayacak yaa gelmitim. Sonra, gzel eyler hou yordu. Fakat nedense bu hediyelere ehemmiyet verdiimi ne Kmran'a ne de bakasna gstermek isti yordum. zeri sazdan kkler, ekik gzl Japon kzlaryla sslenmi emsiyemi yere, tozlarn iine yzelerimden: - Feride, sana verilen hediyelerin kymetini byle mi bilirsin? diye azar iitiyordum. Parmaklarm parlak ve yumuak derisine srerken adeta hrmet duyduum antama; bir gn eli sulu yemileri dolduracak gibi bir jest yaparak onlar lk la bartm-tm. Biraz gzm aabilsem, Kmran'n bu korkusundan ben daha ne istifadeler eder, ufak tefek ajlarla onu daha neler neler almaya mecbur edebilirdim. Fakat ben, bir yandan o kadar sevdiim bu eyalar bile yrtp krmak, sonra ayaklarmn al arak alaya alaya ezmek istiyordum. Kuzenime olan ksknlm, nefretim bir trl gemek bilmiyordu. Baka yazlar mektebin alaca gnlerin yaklatn grdke bam arr, gzlerim karar insanlardan uzaklaacam gn iple ektim. * Mektebin ilk haftalarnda bir pazar gnyd. Srler bizi Kthane tarafna gezmeye gtrm Srler, sokakta gezmeyi pek sevmezlerdi ama nedense o akam karanla kalmtk.

Ben, taburun en arkasnda yryordum. Bilmem nasl oldu? Bir aralk farkna varmadan arkada rmla aramdaki mesafeyi dehetli surette alm buldum. Beni her zamanki de-

ALIKUU 45 tim zerine en nde gidiyor zannetmi olacaklar ki hibir taraftan bir ses kmyordu. Derk yanmda bir glge belirdi. Baktm, Misel... - Sen misin alkuu? dedi. Niin byle kendi kendine, yava yryorsun? Sa ayamn bileine sarl mendili gsterdim: - Biraz evvel oynarken dtmn, ayam yaraladmn farknda deilsin galiba... dedim. i. Halime acd. - ister misin sana yardm edeyim? dedi. - Herhalde beni arkana almay teklif edecek deilsin... - Tabii hayr... Buna imkn yok... Fakat koluna girebilirim, deil mi? yle deil... Kolun u omzuma at... Daha kuvvetli... Ben de seni belinden tutaym... Ykn biraz hafifler.. . Nasl, yrrken daha az ac hissetmiyor musun? Dediini yapmtm. Hakikaten iyi oluyordu. - Mersi Misel, dedim. Sen ok iyi bir kzsn... Biraz yrdkten sonra Misel: - Biliyor musun Feride, dedi. Bu pozda yrdmz gren arkadalar ne zannedecekler? - Ne zannedecekler? - Feride de k olmu... Miel'e derdini anlatyor, diyecekler. .. Birden durdum: - Doru mu sylyorsun? dedim. - Elbette... - O halde hemen kolumdan k. Bu emri verirken bir kumandan gibi serttim. Misel, beni tutmakta devam ederek: - Koca budala, dedi. Nasl buna ihtimal veriyorsun? - Budala m? Niin? - Herkes senin ne olduunu bilmez mi? - Ne demek istiyorsun? 46 Reat Nuri Gntekin

- Hi... Sanki senin byle bir maceran olamayacan... Kimse ile kur yapmana ihtimal olma dn... - Niin?... Beni irkin mi buluyorsun? - Hayr... irkin deil... Belki hatta gzel... Fakat slah kabul etmez surette saf, aptal ... - Benim iin byle mi dnyorsun? - Ben deil herkes yle dnyor... Sevgi iinde alkuu bir hakiki gourde'dur, diyorlar. Trkesini pek iyi bilmiyordum ama, gourde Franszcada asmakaba, sukaba, balkaba gibi naya gelirdi. Hangisi olursa olsun fena ey... Zaten ksa boyum, kalnca vcudumla bu ka baklardan birine de pek benzemez deildim... u halde alkuu'ndan sonra bana bir de gour de diye isim taklr-sa, dehet... Ne yapp edip bu haysiyet krc tehlikenin nne gemek Yine ondan rendiim bir jestle bam Miel'in omzuna koydum, manal bir yan bakla hazi sedim: - Siz yle zannededurun. - Ne sylyorsun, Feride? Misel, durmu hayretle bana bakyordu. Ben, boynumu arptrarak tasdik ettim: - Maalesef yle, dedim ve yalanm bir kat daha yutulur bir renge sokmak iin de i ektim. . Misel bu defa hayretinden bir istavroz kard: - Gzel... ok gzel, Feride... Yazk ki bir trl inanamyorum... Zavall Misel, yle sevme lgn bir kzd ki, bunu bakasnda sezmek bile ona zevk veriyo t, dedii gibi ne are ki inanmaya ve aktan aa sevinmeye cesaret edemiyordu. Bir mnasebetsizliktir yapmm. Artk arkasn getirmek namus borcu oluyordu: - Evet Misel, dedim. Ben de seviyorum.

ALIKUU 47 - Yalnz sevmek mi alkuu? - phesiz, karl da var: Grande gourde. Biraz evvel onun bana syledii gourde kelimesini ben bir de bana "kocaman" sfatn taka ona iade ettiim halde: "Sensin; o senin adndr!" demek bile aklna gelmiyordu. Demek ki yalana balar balamaz ona kendimi tantmaya muvaffak olmutum, ne saadet! Misel, imdi beni daha byk bir muhabbetle kollarnda tutuyordu: - Anlat Feride... Anlat, nasl oldu? Demek sen de ha? Nasl, sevmek gzel ey, deil mi? - Elbette gzel... - Kim bu?... ok mu gzel sevdiin gen? - ok gzel! - Nerede grdn? Nasl tandn? - Haydi, artk srar brak. Israr brakmaya can atyordum. Fakat ne uydurup syleyeceini bilemiyordum. Sevecek bir h akiki insan bulanlara amak lzm... nk onun bir hayalini bile bulmak o kadar g, o ka .. - Haydi Feride... Bekleme... Yoksa benimle aka ettin, diyeceim. Birdenbire telalandm. aka m, Allah esirgesin... Ben asma yahut sukaba ha... yle bir ikyesi uyduraym ki sen de a... Miel'e sevdiim diye prezante etmek iin aklma kim gelse beenirsiniz? Kmran!... - Kuzenimle birbirimize kur yapyoruz... - Geen sene mektebin parloir'mda grdm sarn kuzen mi? - Ta kendisi... - Ah, ne gzel! 50 Reat Nuri Gntekin

sylemiyordu. Fakat baklarndan, gllerinden ne demek istediklerini anlyordum. Bu, ban ip bir gurur veriyordu. Bir zaman gevezelii, yaramazl brakmaya mecbur oldum. Bu vaziy ette bir insann bebek gibi atlamas, sramas, yaramazlk etmesi k bir ey olamazd. Mamafih, huy cann altndadr, derler. Akamstleri son teneffste Miel'in koluna aslarak yava yava yeni masallar uydurmakta devam ederken, ara sra da yine eytana uyuyordum. Yine bir kr gezintisi dnyd. O gn nedense bizimle gelmemi olan Misel, beni kapda karlad, elimden tutarak koa koa in bir kesine gtrd: - Sana havadisim var, dedi. Hem sevineceksin, hem zleceksin... _ j ?? - Bugn senin snsn kuzen mektebe geldi... - phesiz senin iin... Keke sen de benimle kalsaydn. inanmyordum. Bir byk sebep yokken Kmran, beni aramaya gelmi olsun! Misel herhalde yan l grm olacakt. Mamafih, bu pheyi kendisine sylemedim. Yalancktan inanm gibi grnerek: - Bir gen erkein kur yapt kz grmeye gelmesinden daha tabii ne olur? dedim. - Bulunmadna zldn, deil mi? - Zannederim. Misel yanam okad. - Bununla beraber o yine gelir, dedi. Mademki seviyor... - Ona ne phe?

ALIKUU 51 O akam, yemekten sonra Sor Matild beni ard, bir srma tel ile birbirine balanm iki eker kutusu uzatarak: - Bunlar sana kuzenin getirdi, dedi. Sor Matild, hi holanmadm bir tipti. Fakat kutular bana uzatrken boynuna sarlp yana ek iin kendimi zor tuttum. Demek Misel yanl grmemiti. Mektebe gelen kuzenim-di. Arkadalarm arasnda masalmn do dan phe eden varsa bu kutuyu grnce onlar da fikirlerini deitirmeye mecbur olacaklard e gzel!

Kutularmn biri renk renk fondanlar, biri yaldzl ktlara sarlm okololarla doluydu. olsa onlar en yakn arkadalarmdan bile ne ihtimamla gizlerdim. Fakat o gece mtalaa sa atinde kutularm elden ele snf dolayor, btn ocuklar, insaflarnn derecesine gre, ikier, er alyorlard. Bazlar uzaktan bana manal iaretler yapyorlard. Ben, utanm gibi yaparak bam te t , glyordum. Ne gzel! Misel maalesef, yaldzl dipleri grnmeye balam olan kutularm tekrar bana teslim etti - Bu kutular adeta nian ekeri kutusu Feride, diye fsldad. Masalm bana biraz pahalya mal olmutu, ama ne yaparsnz?... gn sonrayd, imtihan iin boyal bir corafya haritas hazrlyorum. Boya ileri bana h Biraz savruk olduum iin ikide birde renkleri birbirine kartryor, ellerimi ve dudaklar oyuyordum. O gn de ben, yine bu halde urarken kapcnn kz snfa girdi; beni grmek iin gelen /r'da beklediini haber verdi. Ne yapacam bilemiyor gibi etrafma ve kr52 Reat Nuri Gntekin

sde oturan muallim sre akn akn baktm hatrlyorum. O: - Haydi Feride, dedi. Haritalarn olduu gibi brak... Misafirini gr... Haritalar olduu gibi brakaym, l... Fakat misafiri hangi suratla grmeye gideyim?... Yanmdaki arkadam, nlnn cebinden minimini bir ayna karm, benimle elenir gibi n Yzmn, hele azmn hali felaketti. Yaz yazarken kalemi azma soktuum gibi, imdi de f . Dudaklarm yol yol sar, krmz, mor boyalarla boyanmt. Bunlar ne mendille, ne de su abunla karmama imkn olmadn, hatta urasam bsbtn svatracam biliyordum. Kmran'n ehemmiyeti yok tabii, onun karsna hangi ehreyle kmay canm isterse yle ya t gelenin kim olduunu renerek ks ks glen arkadalarma kar ben, kur yaplan, hatta hazrlanan bir kz vaziyetin-deydim. Hay Allah cezasn versin! Koridordan karken gzme ilien bir ayna, skntm bsbtn artrd. O kadar ki, parlotr de ieri girmeyecektim. Fakat ne are ki, ortada bu hareketime mana verecek yabanclar dolayordu. Ne yapalm, artk olan olmutu. Kapy hzla aarak frtna gibi ieri atldm. Kmran penc akta duruyordu. Doruca yanna gitsem, ne bileyim, mesela birbirimizin elini tutmamz lzm gelecekti; kuzenimin kadn eli gibi temiz ve ssl ellerini slak ellerimin boyasyla rbat edecektim. Gzme masann stnde yine srma tellerle birbirine bal paketler iliti. Bunlarn bana a anladm. Artk ii grltye getirmekten, ellerimin, dudaklarmn boyalarn bir ocuk del altnda saklamaktan baka are yok-

ALIKUU 53 tu. Siyah nlmn eteklerini tutarak kutularn nnde muhteem ve uzun bir reverans yapt nada parmaklarm biraz da eteklerime silmek ihtiyacn ihmal etmedim. Sonra, kutulara e limle birka sk pck gndererek bir para da dudamn boyalarn hafiflettim. Kmran glerek yanma yaklamt. Biraz da ona iltifat etmek lzm geliyordu: - Bunlar ne byk iltifatlar, Kmran Beyefendi, dedim. Geri okololar, fondanlar biraz kl hakk ama, ne de olsa insan mahcup oluyor... Evvelki gnk kutuda bir nevi fondan vard, inallah onlara yeni kutularda da tesadf etmek mmkn olur... Fakat hakikaten tarifine imkn yok... insan, onlar aznda eritirken yrei de beraber eriyor. Kmran: - Bu sefer zannederim daha kymetli bir ey bulacaksn, Feride, dedi. Yalanc bir tela ve sabrszlkla onun gsterdii kutuyu atm, iiden iki yaldzl kitap yortularnda kk ocuklara hediye edilen resimli bebek masallar kabilinden eylerdi. Kuz m, herhalde anlamadm bir sebeple benimle elenmi olacakt. Srf bunun iin buraya kadar et ettiyse ayp dorusu... Ona kk bir ders vermek sras gelmi miydi acaba? Bilmiyorum, t kendimi tutamadm. Boyal dudaklarma uymayacak bir ciddiyetle: - Hediyelerin her tr iin teekkr etmek lzm, dedim. Fakat msaade ederseniz kk bir .. Birka sene evvel siz de bir ocuktunuz. O vakit haliniz ve arballnzla byk ins diniz geri, ama ne de olsa, bir ocuktunuz deil mi? Siz maallah seneden seneye byyor, esimli roman kahramanlarna benzer bir gen oluyorsunuz da ben daima yerimde sayyorum

? Kmran, hayretle gzlerini at: - Pardon Feride, dedi. Anlamadm. 54 Reat Nuri Gntekin

- Anlalmayacak bir ey yok. Yani siz byyorsunuz da ben neden Bibliothegue tfose masall arn okuyacak bir bebek kalyorum ve bir trl haline gre on be yana girmi bir kz mu grlmyorum? Kmran, akn akn, yzme bakmakta devam ediyordu: - Yine anlamadm, Feride! Bu anlayszla hayret eder gibi bir jest yaptm, dudaklarm bzdm. Fakat dorusu aran istediimi ben de anlamamtm. Yaptma piman oluyor, bir kaamak aryordum. Bu defa sinirli bir hareketle ikinci kutunun ban kopardm, iinde yine fondanlar vard. Kmran, hemen hemen resmi bir tavrla hafife eildi: - Artk size ermi, yetimi bir gen kz muamelesi etmek lzm geldiini aznzdan iitme iyar etti Feride, dedi. Kitaplar iin sizden af dilemeye lzum grmeyeceim. nk fondanla spat etmitir ki, kitaplar zaten bir akadan baka bir ey deildi. Maksat size kitap geti rmek olsayd belki o demin bahsettiiniz romanlardan da seebilirdim. Kmran'n bu tavr, bu szleri muhakkak alayd. Fakat yle de olsa, onun karmda bu sesle, elimelerle konumas houma gidiyordu. Cevap vermeye mecbur olmamak iin ellerimi bir dua vaziyetinde birbirine kavuturara k dalgn bir hayranlk rol oynuyordum. O, szn bitirince yzne baktm; gzlerime den tiyle silkeleyerek: - Ne sylediinizi dinleyemedim, efendim, fondanlar o kadar gzel ki... Mamafih, bunla r grnce bartk. Mesele yok. ok mersi, Kmran. Dinlenilmediini zannetmesine onun galiba can sklmt. Mamafih, o da nedense bunu bana dirmemek istedi; iini ekerek yalanc bir somurtkanlkla: 55 ALIKUU

- Ne yapalm, mademki ocuk hediyeleri makbule gemiyor artk, bundan sonra byk insanlara mahsus ciddi eylerle hatrnz sorarz, dedi. Ben, imdi yalnz fondanlarmla megul grnyordum. Bir mcevher muhafazas seyreder gibi kutuya bakyor, iinden kardm ekerleri, bir resimli gazetenin stne sralyordum. Ay amasapan eyler sylyordum: - Bunlar yemek de bir sanattr, Kmran. Hem bu sanat, cizane ben kefettim. Bak, mesela en u sary krmzdan evvel yemekte bir zarar grmezsin, deil mi? Halbuki ne yazk? nk a tatldr, hem biraz nanelidir. Onu evvela yersem sanrm o nazik lezzetine, o airane ko kusuna yazk olur. Ah, canm ekerler... Bir tanesini alarak dudaklarma gtrdm. Ku yavrusunu sever gibi okuyor, onunla adeta ko uuyordum. Kuzenim elini uzatt. - Onu bana versene, Feride, dedi. Tuhaf bir nazarla yzne baktm: - Ne demek? - Yiyeceim. - Kutuyu yannda atmza galiba fena ettik. Getirdiklerini kendin yemeye balarsan iimi ... - Sadece onu ver! Hakikaten bu ne demektir? insan, bakasnn azna srlm bir eyden irenmemek iin... N Herhalde bir aknlk ve dalgnlk saniyesi geirmi olacam ki, kuzenim birdenbire elini ndan parmaklarmdan kapmak istedi. Fakat ben daha atik davrandm. ekeri kardm ve ona d mi kardm: - Sizin byle el abukluu hnerleriniz yoktu ama nasl oldu, diye alay ettim. - Bakn, ben size bu kadar gzel fondann nasl yeneceini tarif edeyim de ondan sonra kap

... 56 Reat Nuri Gntekin

Bam biraz arkaya atarak tekrar dilimi kardm, fondan zerine koydum. eker, yava yav am iki tarafa sallyor, dilim serbest olmad iin el hareketleriyle ona fondann lezze fevkaldelii anlatyordum. Kuzenim o kadar tuhaf bir aknlkla bakyordu ki, kendimi tutamadm, glmeye baladm. Sonra, tekrar ciddiletim, kutuyu uzatarak: - imdi artk reneceinizi renmi saylacanz iin bir tane ikram edebilirim. Kmran, yar aka bir hiddetle kutuyu itti: - istemem, dedi. Hepsi senin olsun. Aramzda aa yukar konuulacak bir ey kalmamt. Terbiye icab evdekilerden haber sord lara komplimanlarm gnderdikten sonra kutularm koltuumun altna sktrarak kmaya h Birdenbire parloir'm yanndaki odadan hafif bir grlt oldu. Kedi gibi kulak kabartarak dinledim. Mektep levhalarna ve haritalarna mahsus olan bu odann biraz evvel kaps almt. Sonr rdan birinin yere dmesine benzer bir ses iitmitim. imdi de arkadaki caml kapnn arka are tkrtsndan fark olmayan bir grlt ve hareket hissediyordum. Kuzenime belli etmeden bu kapya yle bir baknca ne greyim? Buzlu camn arkasnda kocama ir ba glgesi... Derhal ii akmtm. Miel'di. Bir haritaya ihtiya olduunu syleyerek kandrm, parloir'm yanndaki odadan bizi gzetlemeye gelmiti. Glge kaybolmutu. Fakat camn altndaki anahtar deliinden bu kzn bizi gzetlediine hi . Ne yapacaktm? Birbirine kur yapan iki insan sfatyla, o bizden mutlaka fevkalde bir eyler bekliyordu. Benim, kuzenime "Haydi, Allah yolunu ak etsin, evdekilere selam" diyerek aptal aptal kapdan ktm grnce her eyi anlayacak, koridorda ba-

ALIKUU ' 57 m kollarnn arasnda sktrp salarm kartrarak "Bana masal okudun, ha!" diye gle Bu korku, bana o saniyede bir hnzrlk dndrd. Doru bir ey deil ama, mademki bir ro balamtk, sonuna kadar devam edecekti. Misel, mektep arkadalarmn ou gibi Trke bilmezdi. u halde syleyeceimiz lakrdlar ktu. Elverir ki, ses ve jestler sevien iki insann jestlerine benzesin... Km-ran'a: - Az kalsn unutuyordum, dedim. Stninenin torunu kkte mi? Stninenin torunu senelerden beri kkte byyen bir kszd. Kmran, sualime arr gibi oldu: - Elbette kkte... dedi. Nereye gitmesini isterdin? - Tabii... Biliyorum... Yalnz... Ne bileyim ite? Ben bu ocuu o kadar seviyorum ki... Kuzenim glmsedi: - Bu da nereden kt, dedi. Yzne bile baktn yoktu biarenin... Garip bir hareketle: - Yzne bakmamak ne ispat eder, rica ederim, dedim. Sevmediimi mi? Ne delilik!... Bi lkis ben, bu ocuu o kadar ok seviyorum ki... Bu seviyorum kelimesini, La Dam O Kamelya rol oynayan bir aktris jestiyle boynumu bkerek ellerimi gsmn stnde kavuturarak tekrar ediyor, yan gzle de kapya bakyord Misel, alt kelime Trke biliyorsa, bunlarn mutlaka "sevmek, sevgi, sevda" gibi eyle cakt. Mamafih, tahminimde yanlm olsam da herhalde bir diksiyonere bakabilir, yahut d a "seviyorum ki" kelimesinin ne dehetli bir manas olduunu herhangi bir Trke bilenden nebilirdi. Yalnz 60 Reat Nuri Gntekin

Kendimi tutamayarak birdenbire bir baskn yaptm: - Ad nedir? Ne i yapar? Evinin adresi ne? dedim. Kuzenim aalad; o kadar aalad ki, bir uydurma isim ve adresi bile dnemedi. Renkten irerek ve glerek:

- Ne yapacaksn? Niin bu merak? gibi kelimelerle beni atlatmaya urat. Ortada ehemmiyetli bir mesele varm gibi: - Ben, hafta banda teyzeme sorarm, dediim zaman ise daha fazla kzard. - Sakn ha! Anneme ondan bahsetme... Grmemi istemez de, diye yalvarmaya balad. Hiddetle ayaa kalktm, zorla tutmaya altm ellerimi cebime saklayarak: - Ne baba dostlarnzla, ne kendi dostlarnzla megul olduumu zannediyorsanz yanlyorsu sebetsizliimden yle bir lakrd ortaya atverdim ite, diye dar ktm. O gnden sonra Kmran ne zaman mektebe geldiyse bahane uydurdum, yanna kmadm. Getirmekt devam ettii kutular snfta, yahut bahede yrtarak ayor, iindekilerini bir tanesine en ocuklara yama ettiriyordum. Hakikat meydandayd. Mesut dul mutlaka bu taraflarda bir yerde oturuyordu. O geced en sonra mutlaka anlamlard. Kuzenim ikide birde onun evine gidiyor, o arada bana da uruyordu. istedikleri ahlkszl yapsnlar... Bana ne? Fakat beni arada oyuncak etmeleri fena halde gcme gidiyordu. Bu aklma geldike vcuduma ate basyor, hiddetten alamamak iin diler klarm kanatyordum. Neriman'n nerede oturduunu evden sorup renmek iten bile deildi. Fakat bu kadnn adn k, bana tahamml edilemeyecek bir ey gibi grnyordu. Eve ktm bir tatil gnyd. Bir misafir, Necmiye'ye:

ALIKUU 61 - iki gn evvel Neriman'dan bir mektup aldm, dedi. ok mesutmu... Kck bir fino kpeini havuzda ykamak iin dar kyordum. Bu szleri iitince kapn ek kpei yavaa kucamdan indirdim. Mesut dul iin bir ey soramazdm, fakat kulama da yasak yoktu ya... Misafir, devam ediyordu: - Neriman kocasndan ok memnun grnyor, bu sefer mesut olsun zavall... Necmiye, bir hamam kubbesi ahmaklyla: - Ya, ya! Bu sefer bari mesut olsun zavall, diye misafirin kelimelerini aynen tek rar edip lakrdy kapatmaz m? Artk aresiz, i baa dmt; alayc bir tavrla: - Hanmefendi, tekrar evlendiler mi? dedim. - Kim hanmefendi? - Mektubunu aldnz hanm. Neriman Hanm... Misafir yerine Necmiye cevap verdi: - Ay, haberin yok mu? oktan... Neriman, bir mhendisle evlendi... Be, alt aydan beri kocasyla beraber izmir'de... "Bu sefer bari mesut olsa zavall," duasn bu sefer de ben, nc defa olarak tekrar etti e kpei kucama kaparak dar frladm. Fakat artk havuza gitmiyor, itlerin, ba ktk yarak kouyor, bahenin etrafn drt dnyordum. O yaz, bir seyahat yaptm. Uzak deil, Tekirda'a kadar. . Malum ya, hayatta Allah ban a teyzeden bol bir ey vermemitir. Bunlardan biri de Tekirda'dadr. Kocas olan Aziz Eni emiz senelerden beri oralarda mutasarrftr... Mjgn isminde benden ya byk bir de k Akraba ocuklar arasnda galiba en ziyade onu severim. Mjgn irkindir, fakat bu, bana hi batmaz. Aramzdaki fark yatan ibaret olmasna ram nu ocukken 62 Reat Nuri Gntekin

nedense daima kocaman bir insan gibi grmmdr. imdi farkn daha azalm olmasna ramen ve onu "abla" diye arrm. Mjgn Abla, benim taban tabana zddmdr. Ben, ne kadar lgn ve yaramazsam, o, o kadar a zla olarak da mstebittir. Her istediini yaptran, diyebilirim ki yalnz odur. Bazen na sihatlerine biraz somurtsam, arzularna kar kafa tutsam bile neticede daima yelkenle ri suya indirmek lazm gelir. Niin? Ne bileyim? nsan, birini sevmek felaketine urad m, esir gibi bir ey oluyor. Mjgn, birka senede bir Aye Teyzem'le beraber istanbul'a gelir ve birka hafta kkte, y t teki teyzelerimde misafir kalrd. O yaz, Tekirda'dan bana, hemen hemen resmi bir davet geldi. Aye Teyzem, Besime Tey

zem'e yazd bir mektupta, "Sizden midim yok," diyordu. "Fakat Feride'yi iki aydan aa amak zere bu tatilde mutlaka bekliyoruz. Malum ya, biz de teyzesiyiz. Gelmezse en itesi de, ben de, Mjgn da fena halde danlacaz." Besime Teyzem'le Necmiye, Tekirda' dnyann bir ucu gibi gryorlar, uzak yldzlara baka i gzlerini bkerek: "Olacak ey mi? mkn var m?" diyorlard. - zniniz olursa bunun imknsz bir ey olmadn ispat ile kesb-i eref edeceim, dedim. Arkadalar arasnda yaz tatillerinde aileleriyle beraber seyahate kanlar ve dnte bize bol vnenler vard. Demek mektep ald zaman bana da aa yukar byle bir ey yapmak Bir sene evvelki flrt masalna bu sene de bir seyahat hikyesi ilave etmek ho bir lks o lacakt. Yalnz, benim iddiam, antam elime alarak, romanlarda okuduum Amerikan kzlar g , kendi kendime vapura binmekti. Fakat teyzelerim bu arzumu telal lklarla karladla nma bir beki katma-

ALIKUU 63 dan yola kmama raz olmadlar. Hatta byle olduu halde: "Karanlkta gverteden denize sa .. Kimse ile konuma... Vapur merdivenlerinden deli gibi inme!" gibi ar nasihatlerle haysiyetimi krdlar. Sanki Tekirda'a ileyen pabu byklndeki klstr vapurun bir t bi seksen metre merdiveni varm gibi... iki senedir grmediim Mjgn' bym, konumaya cesaret edemeyecek kadar kerliferli bir uldum. Mamafih, yine abucak anlatk. Aye Teyzem'le Mjgn'n sr sr ahbaplar vard. Ben de onlarn arasna kartm. Her gn bir misafirlie, kke yahut baa davet ediliyorduk. Artk kocaman bir kz olduumu, bir hafiflik yaparsam beni ayplayacaklarn syledikleri i areketlerime son derece dikkat ediyordum. Yabanc kadnlara kompliman yaparken, sual lerine ciddi ve nazik cevaplar vermeye alrken, kendimi misafirlik oyunu oynayan bebe klere benzetiyordum. Mamafih, insan arasna katlmak biraz da gururumu okamyor deildi. Bu misafirlikler beni elendirmekle beraber, yine de en ok sevdiim zamanlar Mjgn'la ya lnz kaldm saatlerdi. Enitemin, evi denize bakan yksek bir bayrn stndeydi. Mjgn Abla, benim, baz yerleri r duvara benzeyen bu bayrdan sahile inmemi evvela tehlikeli bulmu, beni men etmeye uramt. Fakat sonradan kendisi de buna alt. Saatlerce kumlarda yatyor, sularn ze ktiriyor, sahil boyunca yryerek ta uzaklara gidiyorduk. Deniz, bu mevsimde ok gzel ve sakin fakat neesizdi. Bazen saatler geer, zerinde bir y elken, ince bir duman paras grnmezdi. Hele akamstlerine doru sular, insan hasta ede adar geniliyor ve yalnzlayordu. Bereket versin ben, bu tehlikeyi daha evvelden hisse diyor, sahildeki kayalar kahkahalarmla n n ttryordum. 64 Reat Nuri Gntekin

Bir gn Mjgn'la bam alm, ta ilerideki bir burna doru yrmtk. Maksadmz, bu bur yalarn te tarafndan koya gemekti, fakat aksi gibi, yol kapalyd. Ayaklarmz karara ekten baka are yoktu. Ben kendi hesabma bu mecburiyete sevindim bile. Fakat ermi, ye timi bir kkhanm olan Mjgn' ne yapacaz? Ne sylersem iskarpinlerini ve oraplarn kartmayacan bildiim iin ona bir teklifte - Gel, Mjgn Abla, seni arkama alaym... yle geireyim, dedim. Raz olmad: - Deli ocuk, sen koskoca insan nasl kaldrrsn? dedi. Zavall Mjgn, ya gibi boyu da lduu iin kendisini tamaya gcm yetmeyeceini zannediyordu. Sinsi sinsi yanna yaklaar - Bakalm, bir tecrbe edelim de, olursa ne l dedim ve onu kalalarndan yakaladm gibi kaldrdm. Mjgn bunu evvela sahiden birka admlk bir tecrbe sanmt. Kendini kurtarmaya alara - Delilik etme, brak. Sen, beni nasl tarsn? diye glyordu. Fakat plak ayaklarmla s yrdm grnce ldracak gibi oldu. - Ty gibi hafifsin abla, dedim. rpmacak olursan boylu boyumuza deriz, ikimize de yazk olur. Fakat rahat durursan korku yok. Zavall kz, sapsar kesilmiti. Bir kelime sylerse muvazenenin bozulmasndan korkuyor gib azn, gzlerini kapyor, elleriyle salarma sarlyordu.

Zavall Mjgn, bir karlk suyun stnde, bir uurumdan geiyormu gibi gzlerini kapyor cesaret edemiyordu. Bir de burnu dnnce ne grelim! Karaya ekilmi bir sandaln yannda yiyecek yiyen bal or mu? ALIKUU 65

- Ettin mi edeceini, Feride? diye fsldad, imdi ne yapacaz? Ben gldm: - Balklar adam yemezler ya, dedim. Mamafih, vaziyetimiz hakikaten tuhaft. Hele ben, dizka-paklarma kadar plak bacaklarm, elimde oraplarmla insan iine kacak halde deildim. Mjgn, incecik bacaklaryla -sprge nnden kaan rmcek gibi- komaya hazrlanyordu. B ayp buldum. Sularn o gn niin kydaki yollar kapadn, hangi saatlerde denizin ne taraflarnda ba sordum. Srf lakrd olsun diye samasapan sualler. Balklarn ikisi yirmier yanda, yahut biraz daha fazla iki gen, biri sakall bir ihti Genler, utanga grnyorlard. Cevaplarn ihtiyar verdi. Fakat o da besbelli benim gibi ulmakta glk ektii iin kim olduumu sordu. Bir an durakladktan sonra: "Ben Marika diye bir kzm; tccar amcama istanbul'dan misaf ir getirdim," dedim ve yrdm. Mjgn beni kolumdan tutarak, srkler gibi kotururken: "Allah cezan versin. Niin byle " diyordu. - Ne bileyim, dedim... stanbul'daki teyzeler, "Dilini sk tut. Samasapan konuma... Ora lar dedikoducu yerlerdir," diye tekrar tekrar tembih ettiler bana. Balklar, "Bu nasl Mslman kz byle, sade ban deil bacaklarn da ayor," demesinler diye. Hasl, korkak Mjgn, bu hiten eyi adeta byk bir mesele yapt... alkuu - F.5 66 Reat Nuri Gntekn

Akamstleri Mjgn'la kol kola gezerken gen bir svari zabitinin etrafmzda dolatna . Bu zabit, szde atna talimler yaptryordu. Fakat Allah'n krnda baka gidilecek yer y ibi mtemadiyen bizim gezdiimiz yolda gidip geliyor, yanmzdan geerken bize bakyordu; h m de o kadar garip bir alaka ile ki, neredeyse durup konuacak. Bir gn o, yine atn oynatarak ve bizi duvar kenarndaki aalar arkasna kararak yanm n sonra yavaa gldm, ksrdm ve: - Anlayalm Mjgn Abla! dedim. Mjgn yzme bakt: - Ne demek istiyorsun, Feride? dedi. - unu demek istiyorum ki artk eskisi kadar ocuk deiliz abla... Zabit Bey'le mkemmel k ur yapyorsunuz. Mjgn glmeye balad: - Ben mi? Deli ocuk! - Biraz akran muamelesi etmek tenezzlnde bulunmanzdan ne kar efendim? - Zabitin benim iin dolatn m zannediyorsun? - Onu zannetmemek iin biraz aptal olmal. Mjgn tekrar gld. Fakat bu defaki glte bir vard. Sonra iini ekti: - Yavrucuum, ben yle arkasndan koulacak bir kz deilim ki... O, senin iin etrafmzda geliyor... - Ne sylyorsun, abla! Gzlerim falta gibi almt. - Evet, senin iin... Sen gelmeden evvel yine grrdm. Fakat beni yolun kenarndaki u aa an ayrt etmeden geer giderdi ve bir daha dnmezdi... O gece, yemekten sonra Mjgn'la evin nne kmtk. Konumadan denize doru yryorduk. Mjgn: - Senin bir derdin var Feride, dedi. Hi sesin kmyor.

67 ALIKUU

Biraz durakladktan sonra cevap verdim: - Gndz sylediin mnasebetsiz lakrdy aklmdan karamyorum, mahzun oluyorum. Mjgn - Ne dedim ben? - "Ben arkasndan koulacak bir kz deilim ki," dedin. Mjgn, hafif bir kahkaha kopard: - Peki ama, bundan sana ne? Ellerini tuttum, gzlerim dolu dolu, donuk bir sesle: - Sen irkin misin abla? dedim. O yine gld, benimle elenerek yanama bir fiske vurdu: - Ne irkin, ne gzel!... Ortaym diyeyim de kavgay ksa keselim... Sana gelince, biliyor musun sen bydke dehet bir ey oluyorsun! Ellerimi Mjgn'n omuzlarna koydum, onu pecek gibi burnumu srerek: - Benim iin de orta diyelim de mesele bitsin, dedim. Bayrn kenarna gelmitik. Yerden ta toplayarak denize atmaya baladm. Mjgn da bana uy at zavall, hem ta atmasn bilmiyordu, hem de kollar kuvvetsizdi. Benimkilerin her zaman havada kaybolduktan sonra uzakta bir yakamoz parltsyla sular yldzlandrmasna mukabil onunkiler gln bir patrt ile bayrn talarna arpyor, yah ehetli glyorduk. Ay ndan srlsklam bir denizin iki gen kza ilham bu olmamalyd. Ama ne yaparsnz nra Mjgn yorularak byk bir kaya parasnn stne oturdu; ben de ayaklarnn dibine k Bana mektep arkadalarma dair sualler soruyordu. Ona benim Miel'in birka vakasn anlatt Sonra elimde olmadan kendi uydurma masalmdan bahse baladm. Buna ne sebep vard? Mjgn'a yaptm itiraf sadece bir 68 Reat Nuri Gntekin

gevezelik ihtiyac myd? Bilmiyorum. Fakat ara sra mnasebetsizliimi hissederek durmak i tediim halde bir trl kendimi tutamyordum. Mjgn'a anlattm ey, netice itibariyle, arkadalarm nasl bir kurt masalyla aldatt akat o zaman rol icab nasl mahzunlayorsam, imdi de byle bir mecburiyet olmad halde anna kendimi kaptryordum. Mjgn'n yzne bakmaktan ekiniyordum. Kh onun etekleriyle, oynuyor, kh bam dizine koyuyor ve daima denize, uzaklara bakyordum. Masalmn kahramannn kim olduunu evvela Mjgn' dan saklamaya gayret etmitim. Fakat son bunu da azmdan kardm. Mjgn, bir ey sylemiyor, sadece salarm okayarak beni dinliyordu. Szm bitirdiim ve arkadalarma uydurduum yalann ayp bir ey olduunu kendimin de anl n, o ne dese beenirsiniz? - Zavall Ferideciim. Sen, Kmran' sahiden seviyorsun, dedi. Bir lk kopararak Mjgn'n stne atldm, onu kuru otlarn iine yuvarlayarak tartakla - Ne dedin abla, ne dedin? Ben, sinsi san yan... Mjgn, soluk solua kendini kurtarmaya lyor, debeleniyordu: - Brak beni, dedi... stm bam yrtacaksn. Yoldan grecekler, rezil olacaz, Allah a yalvaryordu. - Szn mutlaka geri alacaksn... - Mutlaka geri alacam, dedi. Ne istersen yapacam, brak beni... - Ama yle hatr iin deil, beni aldatmak iin deil... - Peki, hatr iin deil... Seni aldatmak iin deil... Sahiden... 69 ALIKUU

Mjgn, ayaa kalkm, stn silkiyor: - Feride, sen sahiden deliymisin, diye glyordu. Ben yerimden kalkmamtm. Titreyerek: - Allah'tan korkmadan bana nasl iftira ediyorsun, abla, dedim. Ben daha ocuum. Sonra kendimi tutamayarak alamaya baladm. O gece yatamda beni iddetli bir ate bastrd. Bir trl uyuyamyor, sayklyor, aa d ibi kendimi oradan oraya atyordum. Bereket versin geceler ksayd. Ortalk aydnlanncaya kadar Mjgn beni yalnz brakmad. Vcudumda bir ey deimi gibi kendi kendime kar yenilmez bir korku ve tiksinti duyuyord ikide birde bir bebek hknyla Mjgn'm boynuna sarlyor, "Niin yle syledin, abla?" O, besbelli yeni bir hcuma uramaktan rkt iin ne "evet", ne "hayr" diyor, sadece sa rak, bam kucana alarak beni yattrmaya alyordu. Yalnz, sabaha kar o da asabil ir sesle beni azarlad: - Deli, sevmek ayp m? Kyamet kopmad ya... Daha olmazsa evlenirsiniz, olur biter... U yu bakaym gzmn nnde... Ben yle terbiyesizlik istemiyorum. Mjgn Abla'nn bu umulmaz basks karsnda bu sefer de ben sindim. Zaten vcudumda da u vet kalmamt. Btn bir gece dada kurtla boutuktan sonra sabaha kar kendini brakan Keisi'ne dnmtm. Uykuya dalarken Mjgn'm tekrar katlam bir sesle: - Galiba o da sana kar lakayt deil, diye fsldadn iittim, fakat artk isyana kudre ak uyudum. 70 Reat Nuri Gntekin

Ertesi gn yerli zenginlerden birinin iftliine davetliydik. Hayatmda bugnk kadar azdm ve elendiim bir gn olmam gibidir. Aye Teyzem'le Mjgn' iftliin havuzu kenarnda byklerle dedikodu yapmaya brakarak o takm, etrafta otu ota, suyu suya katmtm. Hatta bir aralk plak bir ata binmeye ura bir tehlike de geirmitim. Teyzemle Mjgn beni grdke birtakm el ve ba iaretleri ya Ne demek istediklerini gayet iyi anlyordum. Fakat anlamak iime gelmedii iin grmezlikt en geliyor, aalarn arasnda tekrar kendimi kaybediyordum. Evet, on be yanda, kendi nazik tabirleri zere "at anas gibi" bir kzn ba ak, bacak ba darmadank, iiler, yanamalar arasnda hoyratlk etmesi aypt, bunu ben de biliyo ir trl kendime lakrd anlatamyordum. Bir aralk, Mjgn' yalnz bularak kolundan yakaladm: - Ne anlyorsun bu Ermeni gelini edal hanmlardan? Gel sen de benimle bareber, dedim. O, adeta kzd: - Sen hakikaten alacak bir mahluksun, canavar gibi bir eysin Feride, dedi. Akam ne ha ldeydin? Sabahleyin iki saat bile uyumadn, tekrar ayaa kalktn. Halinde zerre kadar yorgunluk eseri yok. Rengin parlyor, gzlerin parlyor. Halbuki beni ne hale getirdin , bak! Zavall Mjgn, hakikaten acnacak haldeydi. Geceki uykusuzluktan sonra, yz gzlerinin be a kadar balmumu gibi sararmt.

ALIKUU 71 - Geceyi hatrlamyorum bile, dedim ve tekrar katm. * Akamst, arabamz geciktii iin yaya olarak dnyoruz. Bu tabii, daha iyi. Zaten iftlik ir yerde deil... Teyzem, kendi yanda iki komusuyla arkadan geliyor. Biz, nihayet bir az canlanmaya karar veren Mjgn'la kol kola hayli nden yryoruz. Yolun bir yannda ykk rlar, itlerle evrilmi baheler, te yannda o byk mitsizlie benzeyen yel-kensiz ve d iz var. Bahelerde vakitsiz bir sonbahar balam, duvarlar, itleri saran yeillikler kurumu, te iekleri toz iinde sara-np burumu. Seyrek fasllarla birbirinden ayrlan clz grgenl , titrek glgeleriyle beraber yolun tozlar zerine kuru yapraklar dklyor. Yalnz, ta uzaklarda, kendi haline braklm bahenin derinlerinde birtakm krmz benekl r. Bunlar brtlendir ve muhakkak ki Allah onlar alkular gagalasn diye yaratmtr. Bu sebepten, mitsiz denizi brakyorum ve Mjgn'n kolundan tutup brtlenlere doru sr

um. Arkadakiler kaplumbaa admlaryla bizi geip aa kenin bana varncaya kadar biz, sek i bitiririz. Fakat Mjgn Abla insan sabrszlktan ldrtacak kadar mzmz. Tarlann ortasnda yrrk burkuluyor, kuru ekin saplarnn ayaklarna batmasndan korkuyor, iki karlk bir hendekte tlamak lzm geldii zaman tereddt ediyor. Bir aralk bir kpein hcumuna uradk. Mjgn'n el antasna sacak byklkte bir kpe a, imdat istemeye kalkt. Nihayet, brtlenlerden de korkuyordu. "Hastalanacaksn... Mid bozulacak" diye yemileri elimden kapmak istiyordu. Ara sra hafife bouuyorduk. 72 Reat Nuri Gntekin

Brtlenler eziliyor, yzme yapyor, benim geni yakalarma iki srma apa ilenmi bey lekeler iinde brakyordu. Aradakiler bize yetiinceye kadar biz, iimizi bitiririz demitim ama, ben Mjgn ve brt rle devaml halde alrken onlar yolun alt ban bulmulard. Galiba bizi merak elikleri rlar, arkaya bakyorlard. Yanlarnda bir erkek vard. Mjgn, "Kim acaba?" dedi. - Kim olacak, bir yolcu, yahut bir kyl. - Zannetmiyorum. Dorusu aranrsa onu ben de pek zannetmiyordum. Akamn alacakaranl ve yol kenarndaki b glgeleri arasnda pek iyi seilmemekle beraber baka trl bir insan olduu grlyordu. Biraz sonra bu erkek bize el sallad, sonra onlardan ayrlarak bize doru yrd. armtk. Mjgn: - ok tuhaf! Herhalde bir bildik olacak, dedi ve biraz sonra heyecanla ilave etti: - Feride, bu Kmran'a benziyor. Sakn... - mkn yok. Ne ii var burada, dedim. - O, vallahi, ta kendisi. Mjgn komaya balad. Ben, bilkis yrym daha arlatrmtm. Soluumun tkandn Yolun kenarnda durdum. Ayam byk bir tan zerine koyarak eildim, iskarpinlerimin ba yeniden balamaya baladm. Yz yze geldiimiz zaman ben, sakin ve biraz da alaycydm: - Hayret, dedim. Siz buralarda... Bu kadar uzun yolculuu nasl gze aldnz?

ALIKUU 73 O, bir ey sylemiyor, bir yabanc karsnda gibi ekingen bir glmseme ile yzme bakyo ini uzatt. Ben, kendiminkileri hemen geri ektim, arkamda sakladm. - Mjgn Abla ile kendimize bir brtlen ziyafeti verdik. Ellerim yap yap. Sonra da s yapt. Teyzeler nasl? Necmiye nasl? - Gzlerinden pyorlar, Feride. - Mersi. - Ne kadar yanmsn, Feride... Derin pul pul olmu. - Gneten. Bir aralk Mjgn sze kart: - Sen de yle, Kmran, dedi. - Kim bilir... emsiyesiz mehtapta m dolat, nedir? dedim. Gltk ve yrdk. Biraz sonra Aye Teyzem ile Mjgn, kuzenimi aralarna aldlar. Teyzemin komular krk ge kendilerini kadndan, Kmran' erkekten sayarak biraz alarga gidiyorlard. Ben, nde ocuklarla beraber yryordum. Fakat kulam arkadayd. Kuzenimin teyzemle Mjgn disini hangi rzgrn buraya attn anlatmasn dinliyordum: - Bu yaz istanbul'da ok skldm, dedi. Ama bilemezsiniz ne kadar ok... Topuumu hiddetle yere vurdum, iimdem "Elbette, dedim, mesut dulu yad ellere kardktan sonra bundan tabii ne olur?" O, devam etti: - Evvelki gece ayn on bei idi. Bir arkada grubuyla Alemda'na ktk. Son derece gzel eydi. Fakat benim yorucu elencelere tahammlm yok. Sabaha doru kimseye haber vermeden kendj kendime ehre indim. Hasl, fena halde sklyordum. Birka gn stanbul'dan uzakla

74 Reat Nuri Gntekin

Fakat nereye gidersiniz? Yalova'nn mevsimi deil. Bursa bu aylarda cehennem gibi ya nar. Birdenbire aklma siz geldiniz. Zaten sizi de dehetli gre- j ceim gelmiti. Enitemle teyzem o akam Kmran' ge vakte kadar" bahede alkoydular. Mjgn da yorgunluk kta duramayacak halde olmasna ramen, burunlarnn dibinden ayrlmyordu. Ben, bilkis gruba alarga duruyor, ikide birde ieride yahut bahenin arka taraflarnda kayboluyordum. Bir aralk, bilmem niin, yanlarna yaklamak lzm gelmiti. Kmran, halimden alndn g : - Misafire hrmette kusur ediliyor galiba, dedi. Ben glerek omuzlarm kaldrdm: - "Misafir misafiri ekemez" derler dedim. Mjgn, beni tekrar karmamak ister gibi smsk bileimden eteimden tutuyordu. Silkindim maya ihtiyacm olduunu syleyerek odama ktm. Mjgn, ge vakit odaya geldii zaman ben yatamda uyumuyordum. Karyolamn kenarna oturdu bakt. Gleceimi hissederek te tarafa dndm, horlamaya baladm. O, zorla bam kaldrd: - Sahtekrla lzum yok, a gzlerini, dedi. - Vallahi uyuyordum, diye gzlerimi iri iri atm. Fakat ikimiz de kendimizi tutamayar ak glmeye baladk. Mjgn enemi okayarak: - Tahminim doru kt, dedi. Sert bir hareketle karyola demirlerini zangrdatarak doruldum:

ALIKUU 75 - Ne demek istiyorsun? O, birdenbire rkt: - Hi... Hi, dedi. Sonra glerek ilave etti: - Allah akna boumaya falan kalkaym deme, yorgunluktan lrm. Sonra lambay sndrerek . Birka dakika sonra da ben onun karyolasna gitmi, ban yastndan kaldrarak kollanma ordum. Fakat o zavall hakikaten uyumutu. Gzlerini amadan: "Yapma, Feride" diye yalva rd. - Peki, dedim. Yalnz dilinin ucunda bir ey var ki mutlaka sylemezsen bu sefer ben u yuyamayacam. Odann karanlna, Mjgn'n kapal gzlerine ramen yzm onun salarna saklayarak kula - Senin aklndan delice bir eyler geiyor. Anlyorum... Ona bir ey syleyecek olursan sen zorla kucama alr, ikimizi birden denize atarm... Mjgn: - Peki... Peki... Ne istersen, dedi ve hl hafif hafif ban sarsmakta devam etmeme rame tekrar uyudu. Kmran'n gelmesi hakikaten keyfimi kard. Ona kar duyduum hiddete, korkuya, irenmeye karmakark his gnden gne artyordu. Kar karya geldiiniz zaman hi sebep yokken ka kayorum. Bereket versin Aziz Enitem, misafirine fena halde kancay takmt. Onunla grtrmek ii insanlar aryor ve hemen her gn uzun bir araba gezintisine yahut yerlilerden birinin ba ve bahesine davete gtryordu. Bir sabah yine byle bir davete gitmeye hazrlanrken kuzenimle merdiven banda karlat mu kesti, iitilmedi-inden emin olmak ister gibi bir tavrla etrafna baktktan sonra: - ikramn fazlalndan leceim, Feride, dedi. Ben, onunla merdiven parmakl arasndaki na srnmeden geip geemeyeceimi hesap ederek: 76 Reat Nuri Gntekin

- Fena m? dedim. Sizi her gn gezdiriyorlar. Kmran, komik bir yeisle glmsedi, gzlerini tavana kaldrd: - "Misafir misafiri ekemez" ama, misafirin misafire ev sahibini ekitirmesi eski usu llerdendir, dedi. Bari ben de yle yapaym... Kuzenim nedense benim ilk gece sylediim "misafir misafiri ekemez" szne ierlemiti. k irde bana bunun iin ta atyordu. - iyi ama, dedim. Ortada ikyet edilecek bir ey yok. Her gn yeni yerler, insanlar tany orsun. O, tekrar dudak bkt: - Tandm insanlar hi yle zevk verici insanlar deil. Artk kendimi tutamadm: - Sizi elendirecek insan nereden bulup getirsinler, zavalllar? dedim. Kmran, kendisini elendirecek insandan kimi kastettiimi anlamt. Heyecanla elerini uzat - Feride, dedi. Fakat uzanan elleri bota kald. Ben, onun vcuduyla merdiven parmakl arasndaki delikte layp kamtm. Basamaklar ikier ikier atlayp ark syleyerek baheye doru kouyordu Nihayet bir gn Mjgn bana edeceini etti... Bir sabah, onunla deniz kenarndaki bayrda dolayorduk. Gece yamur yad iin havada tatl bir sonbahar serinlii vard. Dumana, sise benzeyen ir bulut, gnei saklyor, denizin durgun yznde nereden geldii belli olmayan uuk bir ay titriyordu.

ALIKUU ___ __77 O gn naslsa serbest kalan Kmran'n caddeden getiini grdm. iri bir aa kknde oturan Mjgn'n yz deniz tarafna dnk olduu iin o, bunun farkn likten gelerek bir yarm evirme hareketiyle vcudumu ayn istikamete evirmitim. Fakat hi r ey grmediim, iitmediim halde onun bize doru geldiini seziyor, ensemde hafif bir r hissediyordum. Mjgn: - Ne o, sen birdenbire sustun, dedi ve ban evirince on, on be adm ileride Kmran' g Ayakst birka dakikalk bir sabah sohbetinden kanmaya artk imkn kalmamt. Kmran, Mjgn'a taklmakla sze balad: - Bugn de emsiyenizi unutmamsnz, dedi. O, glerek cevap verdi: - Evet ama, bugn de yamur tehlikesi var... Kuzenim, kendi durgun ve kararsz mizacna benzeyen bugnk havadan pek holandn anlat , buna itiraz etti. Elindeki emsiyeyi ap kapamakla elenerek: - Gzel ama, insana hzn veriyor, dedi. Bu mevsimden sonra gnler ekseriya bugne benzer. Sonra k. Bilmezsiniz burann k ne kadar skcdr:.. Babam aksi gibi yle bir alt kaydracaklar diye d kopuyor. Kmran, aka etti: - O kadar aleyhinde bulunmayn. Kim bilir, belki zengin bir yerli ile evlenirsiniz . Mjgn, ii ciddiye alarak ban sallad: - Allah esirgesin, dedi. Bu esnada yanmzdan -plak ayakla- bir balk geiyordu. Bir gn kendimi Marika diye tan balk. Ba yine bir krmz mendille sanl. Bana ainalk etti: - oktan grnmyorsun, Marika, dedi. - Bir gn sizinle bala kmaya hazrlanyorum, dedim. 78 Reat Nuri Gntekin

Konua konua bayrn kenarna doru yrmeye baladk. Biraz sonra tekrar yanlarna dndm zaman, Mjgn, kuzenime bu Marika hikyesini anlatyo itirdikten sonra bileimden tuttu: - Beni deil ama, galiba Feride'yi bsbtn Tekirda'da brakacaz, dedi. Ksmeti kt. I e bir balknn oluna istiyorlar. Balk deyip de gemeyin. Son derece zengin bir insan. Kmran glyor: - Milyoner de olsa o kadar demokrat olamayz, deil mi, Feride? diyordu. Ben, kuzen sfatyla buna katiyen raz olmam. Akll uslu Mjgn' bugn hangi hain eytan drtyordu. Kmran'm bu szne kar ne dese b

- Hepsi o kadar deil, Feride'nin daha yksek ksmetleri de var. Mesela ate gibi bir sva ri zabiti her akamst atyla evimizin karsna geliyor, kendini Feride'ye beendirmek i ikeli hnerler yapyor. Kmran, bu sefer kahkaha ile glyor. Fakat bu kahkahann iinde deminki gle benzemeyen, f bir ey, bir krklk vardr. - Buna diyeceim yok. Cevap vermek kendi hakk, diyordu. Mjgn'a gizli bir "Sana gsteririm" iareti yaparak: - Sen ok oluyorsun artk, dedim. Bilirsin ki, byle lakrdlardan holanmam. O, ihtiyaten, Kmran'm arkasna geerek bana gz krpt: - Yalnzken byle konumuyorsun ama, dedi. - Yalanc, iftirac... Bu sefer, Kmran, ii parmana dolamt: j- Bunu bana da syleyebilirsin, Mjgn, diyordu anc deilim ki... Hiddetle ayam yere vurdum:

ALIKUU 79 - Anlald. Sizinle kavga etmeden konuulmayacak. Allahasmarladk, dedim ve hiddetle deni e doru yrmeye baladm. * Yrmeye baladm, fakat bir his bana bu uzaklamann, balam lakrdy brakmayacan h enarna gittikten sonra hiddetle denize ta atmaya baladm. Ara sra yere eilir gibi yapa ak arkaya bakyordum. Grdm eyler, hi emniyet verecek gibi deildi. Mjgn, beni mahve di ve bunun nne gemek iin benim elimde are yoktu. Evvela glerek konuuyorlard. Sonra ikisi de ciddileti-ler. Mjgn, syleyecei eyleri b glk ekiyor gibi emsiyesiyle topraa izgiler iziyor, kuzenim bir heykel gibi dimdik odu. Nihayet ikisinin de dnp bana baktklarn ve fenas, yanma doru yrmeye baladkl iin anlalmayacak bir yeri kalmamt. Kendimi bayrn en dik yerinden olanca hzmla aa kapp koyuverdim. O gn, o inite nasl olup da yuvarlanmadma, hem de bir yerimden deil irka yerimden krlp dklmedii-me hl aarm. Mamafih, bu tehlikeli deligzllk de beni kurtarmt. Bam evirince onlarn bayrn ba yava inmekte olduklarn grmeyeyim mi? Komaya balayacak olsam, bu nazl insanlarn -ata da binseler- beni yakalayamayacaklar m uhakkak. Ancak u var ki, benim kam manal olacak, her eyi anladm, yahut hi deil ndiimi gsterecek. Onun iin, hibir zorum, skntm yokmu gibi, ara sra denize talarm atmakta devam eder , ilerideki burnu dnersem selamete km olacaktm. Fakat 80 Reat Nuri Gntekin

aksilie bakn ki, bu sabah deniz ekilmi, kayann ucunda kupkuru bir geit almt. Planm hazrd. Kumsalda biraz daha yrdkten sonra, oradaki bir kei yolundan tekrar bay anmaya balayacaktm. Buras, keilerin bile zor kacaklar bir yol olduu iin onlar beni maktan vazgeecekler, izimi kaybetmi olacaklard. Yalnz, burann te tarafnda, birdenbire karma kan bir komedi yahut facia, birka daki her eyi unutturdu. Biraz evvel yanmzdan geen ihtiyar balk, elinde bir krekle kara okak kpeini kovalyordu. Hayvan, bara bara oradan oraya kayor, ihtiyar, ara sra ye iarenin, tesine berisine yaptryordu. Evvela kpein kuduz olmas ihtimali aklma geldi ve du-raladm. Fakat imdilik balk, on a kudurmu grnyor, kendini kaybetmi bir halde, arpnp rpnyor ve baryordu. Birdenbire yanna yaklamaya cesaret edemeyerek bardm: - Ne var, ne istiyorsun zavall hayvandan? ihtiyar, iyiden iyiye solumutu. Bir an, dayaa fasla vererek kreine dayand. Alar gibi bir sesle: - Ne olacak, atete kaynayan katran devirdi meret, dedi. Lkin, bunu onun yanna brakmay acam. Hiddetin sebebi anlalmt. Kpek, balknn kumsalda bir al atei zerinde kaynamakta katrann devirmiti. Byk su! Fakat, herhalde hayvancn sandal kreiyle ldrlmesini erecede byk su deildi.

Kpek bir kaya kovuunun iine, aklnca emin bir yere saklanmt. Biraz sonra krekli dm i bir hcumuna urad zaman ne yapacan, kendi ayayla girdii bu kapandan nasl kurtu k kesik uluyor-

ALIKUU 81 du. Kumsal boyunca dmdz koup gitseydi, yahut benim tasarladm yoldan bayra trmansayd ka kurtulacakt. Vaktim olsa, bu zavall kpei kurtarmak iin bir ey yapardm. Fakat ne are ki, benim der de kendi bamdan a-rknd. Ben de onun gibi kovalanyordum. Mjgn'la kuzenimin, burnu dnmeleri tekrar aklm bamdan ald ve arkama dnmeden yine h biraz yrdkten sonra, bayra trmanmaya baladm. Mamafih, evvelce de dndm gibi, bsbtn kamaya da iim raz olmuyordu, ikide birde d etmeden yavaa arkama, daha dorusu aaya bakyordum. Facia, Mjgn'la Kmran' da alakadar etmi grnyordu. Devrilm katran tenekesinin ban konuuyorlard. Nihayet, kuzenimin cebinden antasn kardn, balkya paralar verdiini gdm. Daha yere atan balk, bana dnyor, elleriyle iaretler yapyordu. Mjgn'n yaptn hatrladka, aklm ileden kyor, btn vcudumu ate basyordu. Ara "Rezil oldum, alacan olsun, Mjgn!" diyordum. O hzla zannederim ki, istanbul'a kadar giderdim. Fakat kapnn nnde Aziz Enitem karma - Kz, ne o ehre? Pancar gibi kzarmsn! Biri mi kovalad, diye yolumu kesti. Sinirli bir glme ile "Ne mnasebet!" dedim ve ocuk sesleri gelmekte olan arkaya bahey e kotum. Arka bahede, byk bir grgen aacna asl, bir kolan salnca vard. Baz gnler komu urasn bayram meydanlarna evirirdim. Bugn, kk arkadalarm, benim davetimi beklemede fakl bir sr halinde gelmiler, salncan etrafn sarmlard. Ne gzel tesadf! Eve gelirken odama kaarak kapy kilitalkuu - F 6 82 Reat Nuri Gntekin

lemeyi dnmtm. Fakat onlar, muhakkak arkamdan gelecekler, zorla kapy atrmak isteye da rezalet karacaklard. Halbuki imdi, ocuklarn arasna karr, ii delilie vurarak kulmalarna mani olabilirdim Arkadalarm arasnda salncaa nce binmek yznden kavga k men aralarna atldm, kollarmla onlar iki tarafa datarak: - Hepiniz kenara sralann, bakaym... dedim. Ben, sizi birer birer kendim sallayacam. Salncaa atladm, kklerden birini de karma alarak, yava yava sallamaya baladm. ok gemeden onlar skn ettiler ve ocuklarn arkasnda durdular. Mjgn, hzl hzl soluyor, ara sra eliyle gsn bastr-yodu. Kuzenim, onu fazlaca ko iimden: "Daha beter ol!" dedim ve salnca hzlandrdm. Kenarda nbet bekleyen ocuklar titizlenmeye, "ok oldu ama, bizi de, bizi de!" diye b armaya balyorlard. Fakat ben, kulak asmyor, basmdaki grgenin sk yapraklarn h tan bir hzla havalanyordum. Bu hal, ocuklar bsbtn hrslandrmt. Sabrszlklarndan, izdiim snr aarak, ke 'la Kmran, onlar kollarndan ekerek yzlerini, gzlerini arpp datmalarna mani oluyo fenas, benimle beraber sallanan kk de kesilmiti. Dizlerimin arasnda lk la ha ri brakmasndan, yere dp lmesinden korkmaya balamtm. aresiz salnca durdurdum ve ocua kmaya baladm. Bir para hzl sallanmaktan kork canda ne ii vard? Bunlar evde kk kardelerinin beiinde sallansalar daha iyi olurdu na benzer birtakm szler. Yani akas, Kmran'n bana lakrd sylemesine

ALIKUU 83 frsat vermemek iin irret bir yaygara. Bereket versin teki ocuklar da ayr perdeden, ay tempodan baka yaygaralar koparyorlar, baheyi cehenneme eviriyorlard. - Beni de, Feride Abla. Beni de. Beni de. - Hayr, hibirinizi almayacam, korkuyorsunuz. - Korkmayz Feride Abla, korkmayz, korkmayz, korkmayz.

Bu esnada evin penceresinden teyzemin sesi iitildi: - Feride, onlarn da biraz gnln ediver, canm. - Teyze, byle sylyorsunuz ama, derlerse, bir yerleri krhrsa sonra beni halarsnz. - A kzm, ocuklar drtmek art deil ya. Yava sal-layver. - Teyze, bilmez gibi sylemeyin, rica ederim. Krk yllk alkuu'nu daha tanmadnz m? ur mu? Uslu uslu balarm. Sonra salncak gidip geldike eytan yava yava drteler: "Hayd ydi. Biraz daha!" diye. "Etme, eyleme, yanmda ocuklar var!" diye cevap veririm. Fa kat o: "Haydi Feride, haydi Feride!" diye tekrar eder. Bu kadar tevike bir zavall a lkuu nasl dayanr, insaf etsenize! Gevezeliim tkeniyor, fakat arkam dnk olduu halde, kuzenimi omuz bamda hissediyordum. sim kesilir kesilmez onun balayacana hi phem yok. Ne yapmal? Onunla yz yze gelmede amal? Eteklerime bir ocuun sarldn gryorum, koltuklarnn altndan tutarak havaya kaldr rlerimin en miniminisi, yedi, sekiz yanda bir bebekti. Yzn yzme yaklatrarak: - Hatrn kalmasn ama, seninle hi olmaz diyorum. Bu tombul yanacklar kanatrsak ne olur ocuun arkasn bir glge kaplyor. Bu, Kmran'dr. Bu ba bamdan ayrr ayrmaz onunla e hi phe yok. Artk kurtulu aresi kalmad. Ondan 84 Reat Nuri Gntekin

kanmak, korkmak dnyada kibrime yediremeyeceim ey, onun iin k kollarmdan indiriy k Km-ran'n gzlerine bakyorum: - Haydi kk, Kmran aabeye yana, o, hanm gibi nazl, nazik bir ocuktur. Ninnisi eksik ine gibi seni sarsmadan, yormadan uslu uslu sallar. Yalnz, fazla kprdama. nk nazik ko lan seni zapt edemez, tkiniz de dersiniz. Niyetim, gzlerim gzlerine dikili, ona ba edirip neticeye kadar bu kstah ve zalim alay a devam etmek. Fakat o, gzlerini karmyor, mendilimle tozlu avularm silmeye balyoru Kmran: - Eleniyorsun yle mi yaramaz? dedi. imdi grrz, beraber sallanacaz. evik bir hareketle ceketini kard. Mjgn'n kollarna frlatt. Teyzem pencereden: - Aman, Kmran, ocukluk etme. O canavarla baa kamazsn, bir yerini krar, diye baryo ocuklar, elenceli bir ey seyredeceklerini anlayarak geri ekildiler. Biz salncan yan alnz kaldk. Kuzenim glerek: - Ne bekliyorsun, Feride? dedi. Korkuyor musun? Bu sefer yzne bakmaya cesaret edem eyerek: - Ne mnasebet, dedim ve salncaa atladm. pler gcrdad, salncak yava yava hareket etti. Ben, ihtiyatl davranyor, ok zorlu olacan hissettiim bu sallanmada kuvvetimi muhafaza mek iin dizlerimi hafif e bkmekle iktifa ediyordum. Gitgide sratimiz artmaya, grgen, gittike oalan yaprak hrtlaryla sarslmaya balad ikimiz de dilerimizi skyor, bir kelime bize biraz kuvvet zayi ettirecekmi gibi susuy orduk.

ALIKUU__ 85 Hareketin sarholuu yava yava beni saryor kendimden geiyordum. Alayc bir sesle: - Piman olmaya baladnz m acaba? diye sordum. O da, glerek. - Kimin piman olacan grrz, dedi. Dank salarnn arkasndan, prl prl yanan yeil gzleri bende garip bir kin; bir zul u. Kuvvetle dizlerimi bkerek salncaa lgn bir srat verdim. imdi, her gidi ve gelit klarn iine dalp kyor, salarmz birbirine karyordu. Bir aralk, bir rya iinde g , yeter!" diye baran sesini iittim. Bunu Kmran da tekrar etti: . - Yeter mi, Feride? dedi. - Onu size sormal, diye vecap verdim. - Benim iin hayr, dedi. Mjgn'dan rendiim gzel eyden sonra, yorulmama imkn yok...

Dizlerim birden bire gevedi, iplerin elimden kurtulmasndan korktum. Kmran, devam etti: - Bunu mit ediyordum. Ben, buraya senin iin geldim Feride... - inelim artk, deceim, diye yalvardm. O, dknlm anlamad: - Hayr, Feride, dedi. Benimle evlenmeye raz olduunu azndan iitmeden seni brakmam, be er dp lnceye kadar. Dudaklar salarmn arasndan alnma, gzlerime dokunuyordu. Dizlerim bkld; birbirine k ellerim almamakla beraber kollarm iplerin etrafna kayd. Kmran, beni bu esnada kavrama lsayd, muhakkak decektim. Fakat onun kuvveti beni muhafaza etmeye kfi deildi. Muvazen esi bozulan salncan birdenbire dnen ipleri arasnda yere yuvarlandk. 86 Reat Nuri Gntekin

Hafif bir sersemlikten sonra gzlerimi atm zaman kendimi teyzemin kucanda buldum. Islak bir mendille akaklarm siliyor: - Bir yerin acyor mu, kzm? diyordu. - Hayr teyze, dedim. - yleyse niin alyorsun? Gzlerindeki yalar ne? - Ben mi alyorum, teyze? Bam teyzemin gsne soktum: - Dmeden evvel alam olacam, teyze dedim. gn sonra, Aye Teyzem'Ie Mjgn da bize katlm olarak sr sepet istanbul'a dnyordu un bir mektubuyla renen Besime Teyzem ile Necmiye bizi, Galata rhtmnda karlamaya ko Nianllmn ilk haftalar herkesten kamakla geti. Bunlarn banda Kmran geliyordu. O kalmak, beraber gezinmek ve konumak istiyordu. Zannederim, bu, her nianl gibi onun da hakkyd. Fakat ne are ki, ben dnyadaki nianllarn en acemi ve vahisiydim. Kmran' u geldiini grdm zaman rkm bir at gibi patr patr kayordum, arkamdan sapan ta y Mjgn vastasyla ona bir ltimatom vermitim. Kar karya geldiimiz zaman benimle nia acakt. Szn tutmazsa her eyi bozacam yeminlerle sylyordum. Mjgn, Tekirda'da old a ara sra beni yatamda sktryor: - Niin bu delilii yapyorsun, Feride? diyordu. Biliyorum ki, onu lesiye seviyorsun. B unlar, sizin en gzel zamanlarnz-dr. Kim bilir, onun sana syleyecek ne gzel eyleri va .. Mjgn, bazen bu kadarla kalmyor, incecik elleriyle salarm okayarak onun azndan konu

ALIKUU 87 Yatamda bzlerek: - istemiyorum... Korkuyorum, utanyorum, tuhaf bir ey ite... Anlatamayacam ki, diye sz anyor, daha stme varrsa alyordum. Sonra, beni brakp yatmaya gittii zaman Kmran'n syledii eyleri kendi kendime tekrar r, bu kelimelerin ahengi iinde uykuya dalyordum. Teyzem, bana zene bezene bir nian yz yaptrmt. Benim yaral parmaklanma yakmayac engin ta vard... Bunu teyzem, bir istanbul dnnde, beni bir pencere kenarna ekerek bir srpriz gibi gs ., karki aalarn iinde kaybolmak zere olan gnee tutup parldatt zaman, gzlerimi ildim, ellerimi arkama sakladm, kzardm gstermemek iin yzm perdenin karanlna s Teyzem, beni anlamad, sevinle boynuna sarlmayma hayret eder gibi: - Beenmedin mi yoksa, Feride? dedi. Souk bir sesle: - ok gzel teyze, mersi, dedim. Bu hareketime, cannn skld anlalyordu. Mamafih, bu, uzun srmedi. Tekrar glmseme - Elini uzat da bir tecrbe edelim, dedi. Eski bir yzn l verdim, inallah dar falan Teyzem kolumu zorla ekecekmi gibi, arkama sakladm parmaklarm birbirine kilitliyordum - imdi imkn yok, teyze dedim. Daha sonra... - ocukluk etme, Feride. inatla bam nme edim, ayaklarmn ucuna bakmaya baladm. - Birka gn sonra akrabalarmza bir kk davet vereceiz. Nian takacaz. 88

Reat Nuri Gntekin

Yreim hzl hzl arpyordu: - stemem, dedim. Buna mutlaka lzum gryorsanz ben mektebe gittikten sonra yapn. Gzel bir azar hak etmitim. Fakat, teyzem, yine bykln kendinde kalmasn istedi. Gl klarn ksarak hafif bir alay geti: - Nasl, nian toplantsnda senin yerine bir vekil mi koyacaz? Nikhta yledir ama kzm enz byle bir det kmamtr. Verilecek cevap olmad iin nme bakmakta devam ediyordum. Teyzem, alacam dersin iddetini gidermek iin bir eliyle belimden tuttu; tek eliyle ene i, salarm, alnm okayarak: - Feride, zannederim ki, artk ocukluu brakmak zaman gelmitir, dedi. imdi senin yaln zen deilim, annenim de... Buna pelc mumnun olduumu sylemeye lzum yok deil mi? Sen, Km an iin, huyunu bilmediim herhangi bir yabanc kzdan ok daha iyisin. Yalnz... Yalnz bi fazla havaisin. ocuklukta bu, belki pek zararl bir ey deildir. Fakat gitgide byyorsu . Bydke de elbette arlaacaksn, akllanacaksn. Mektebini bitirmene ve evlenmenize a ene var. Hayli uzun zaman. Byle olmakla beraber sen, nianl bir kzsn. Ne demek istedii i, bilmem anlatabiliyor muyum? Ciddi ve arbal olmalsn. ocuklua, yaramazla, inat vermelisin. Kmran'n ne kadar ince hisli ve nazik olduunu biliyorsun. Kelimesi kelimesine aklmda kalm olan bu szlerde hakikaten yakp hrpalayacak bir ey va d? Bunu bugn bile anlam deilim. Fakat, ne bileyim, teyzemin beni kymetli olu iin bi d korkusunu seziyordum. Nasihatlerinin nasl tesir ettiini anlamak ister gibi: - imdi artk anlatk, deil mi, F de? dedi. Srf akraba ve bir iki yakn dost iin bir nian ziyareti yapacaz. 89 ALIKUU

Kendimi ieklerle ve avizelerle ssl bir masada imdiye kadar almadm bir tuvaletle, ar ve ehreyle onun yannda grdm. Btn baklar zerimize toplanmt. Birdenbire titreyek silkindim: - imkn yok bunun teyze, diyerek drtnala aa katm. Mjgn, bugnlerde benim iin bir abladan fazla bir ey, hemen hemen bir anne olmutu. Gece eri odamzda yalnz kaldmz zaman lambay sndryor, onun hrpalanmaktan bsbtn incel rasna alyor, cevap vermemesi iin elimle azn tkayarak yalvariyordum: - Dnyada en acdm, alay ettiim insanlar, nianl kzlard. Ben, onlardan biri oldum. O var. Kimse bana, nianl demesin. Yerin dibine geiyorum, korkuyorum, ben daha ocuum. n daha drt uzun sene var. O zamana kadar daha byrm, alrm. Kimse bana nianl muamele n imdi. Nihayet, az serbest kalan Mjgn: - Peki, diyordu. Yalnz bir artla. Daha dorusu iki artla. Evvela'benimle boumayacaksn onra, onu ok sevdiini bana, yalnz bana, bir kere daha tekar edeceksin. O zaman, Mjgn'in gsne yzm saklyor, bamla st ste birka kere "evet" iareti yap Mjgn, vaadinde durmutu. Evdekilerden olsun, dar-dakilerden olsun kimse yzme kar bahsetmiyordu. Arada bir akalamaya kalkanlar olursa benden, azlarnn payn alyorlar uyorlard Hatta, bunlardan biri bir gn benden, azna bir hafif amarck da yedi. Fakat be eket versin yabanc deil, kuzenimin ta kendisiydi bu... Benim 90 Reat Nuri Gntekin

tarafmdan gayet hakl bir amarck; fakat, Allah esirgesin, Besime Teyzem duysa, kim bi lir, bana neler yapard. Byle olmakla beraber, yine de kkte pek rahat saylmazdm. Mesela, mevkiim byd iin, beni evin daha hatrl bir odasna tayorlar, perdelerimi, karyolam, gardrobumu deitir d ve bunun sebebini sormaya, tabii cesaret edemiyordum.

Bir gn, araba ile Merdivenky'nde bir ky dnne gidilecekti. Araba, kalabahkayd. Bo - Arabacnn yanma bineyim, dedim. Bir kahkaha koptu. Ben, kzararak ks ks arabaya bindim. Eskiden olduu gibi ara sra mutfaktan kays kurusu falan armaya gittike hain a: - Ne istersen ak yeyiver, kkhanm. Gayr zatnza hrszlk yakmaz, diye benimle ala Kimse, henz bir ey sylemedii halde artk sokaktan ocuk armaya da cesaret edemiyordu da bir aaca kmak iin bucak bucak saklanmak ve geceyi beklemek lzm geliyordu. Fakat, b nlarn arasnda en baa klmaz, Kmran'd. Vakann son gnleri kkte, onunla kovalamaca diyebilirim. O, beni yalnz yakalamak iin frsat aryordu. Ben, btn eytanlm, kendimi tenha bir y ya sarf ediyordum. Ara sra bana teklif ettii araba gezintilerine yanamyor, pek fazla srar ederse yanmza gn'dan baka- birini alyor ve yolda mtemadiyen onunla konuuyordum. Mjgn'dan baka diy Mjgn'n yolda beni; onunla yalnz brakmak iin kamayacana, yahut da lzumsuz gevezeli yeceine emniyetim yoktu. Kmran, bir gn bana: - Biliyor musun, Feride, beni bedbaht ediyorsun dedi.

r ALIKUU 91 Kendimi tutamadm: - imdiden mi? dedim. Bu suali, o kadar komik bir hayretle sormutum ki, ikimiz de glmeye baladk. - Mjgn'a sylediini bir kere de senin azndan iitmek istiyorum. Zannederim ki, bu beni akkm Mjgn'a ne syledimi hatrlamyormuum gibi yalandan gzlerimi havaya kaldrdm, dndm - Evet, ama, dedim. Mjgn kz. Cariyeniz de, zannederim, yle. Aramzda konutuumuz her erkese sylenemez. - Ben herkes miyim? - Yanl anlamaynz. Tipiniz, biraz kadn tipi olmasna ramen erkeksiniz. Demek ki, bir k kadaa sylenecek her ey bir erkee tekrar edilmez. - Ben, senin nianln deil miyim? - Galiba bozuacaz. Biliyorsun ki, ben bu kelimeyi istemiyorum - Gryorsun ki, kendime bedbaht demekte hakkm var. Yine belki azma vurursun diye kelim eyi sylemeye cesaret edemiyorum. Fakat sana kar, kimse iin duymadm bir his var iimd Ne vakitten beri, katm kapana tutulmak zere olduumu anladm. Konuursam, ya sesim tit ekti, ya baka bir mnasebetsizlik yapacaktm. Kmran'n szn azna brakarak sokaa do dm. Onun da, arkamdan geleceini zannediyordum. Fakat yle bir ey iitmeyince yavaladm; bira sonra, usulca arkama baktm. O, sadece aalardan birinin altndaki bir kam kanepeye oturmutu. Kendi kendime: - Galiba ben, ayp yapyorum, dedim. Reat Nuri Gntekin 92

11,1i! yle sanyorum ki, Kmran bu esnada bana baksa pimanlm anlayacak, tekrar yanma gelece galiba, ben de artk kaamayacaktm. Kuzenimin oturuunda, hakikaten bedbaht bir insan tavr vard. Kendi kendime gayret ve rmek iin sylenmeye baladm: - Sinsi sar yan. Bu bahede mesut dulun etekleri arkasndan nasl kotuunu daha unutmad yapyorum. Tatilin son gnlerinde bamdan geen bir kazay da sylemeden geemeyceim. Kk halk bir gn sa elimin bir parmann kocaman bir sarg beziyle bal olduunu grd - Bir ey deil, bir parack kestim; ziyan yok, kendi kendine geer, diyordum.

Teyzem yaray inatla sakladm fark edince: - Mutlaka bir yaramazlk ettin. Ehemmiyetli bir ey ki, saklyorsun. Bir hekime gsterel im, bamza bir i aar, diyordu. Hakikat uydu: Teyzem, beni bir gn yatak odasndaki gardrobundan galiba bir mendil alm aya gndermiti. Gardrobun aralk bir gznde mavi kadife kapl bir mahfaza grdm. Bu, be yzmd. Onu bir dakika parmamda seyretmek hevesine kar koyamadm. Fakat, bu kapris, alya mal oldu. Yzk, teyzemin korktuu gibi biraz dar yaplmt; bir trl parmamdan r heyecan iinde bir hayli zorladm, sonra dilerimle karmaya altm. Nafile. Ben, ura or, yzk bsbtn daral-yordu. Sylesem muhakkak bir aresini bulacaklard. Fakat, nedense, bu yzkle yakalanmak fena ha lde kibrime dokunuyordu. te o zaman, parmam bir sarg ile baladm. Tam iki gn vakit odama kapanp sargy kararak kendi kendime saatlerce uratm. nc gn, hakikati utan

ALIKUU 93 zeme itiraf etmeye hazrlandm bir zamanda yzk kendiliinden kvermesin mi? Niin? herhalde, geen iki gn iinde znt ve skntdan zayflam olacaktm. Tatilin son gn, hazrla balamtm. Kmran, buna itiraz etti: - Bu kadar aceleye ne lzum var. Feride? Birka gn daha kalabilirsin, dedi. Fakat ben, model bir talebeymiim gibi raz olmuyor: - Srler, mutlaka mektep ald gn gelmemi tembih ettiler. Bu sene de dersler ok sk, bahanelerle inat ediyordum. Kmran, bu srarm karsnda yine bir hzn ve dalgnlk nbeti geirdi. Ertesi gn, beni mektebe gtrrken hi konumad ve ayrlacam zaman: - Benden bu kadar abuk kamak isteyeceini ummaz-dm, Feride, diye sitem etti. Zaten, pek yle akl banda, alkan bir talebe deildim. stelik, bu dert knca bsbt lk ayn notlar son derece fena gitti. Bu, bir gayret yapp kendimi toplarlamazsam, sn kaldmn resmiydi. Bltenler datld gnn akam Sor Aleksi, beni bir keye ekti. - Notlan beendin mi, Feride? dedi. Bedbin bir tavrla bam saklayarak: - Epeyce bozuk Ma Sor, dedim. - Epeyce deil, pek ok. Ben sizin bu kadar dtnz hatrlamyorum. Halbuki bu sene ba 94 Reat Nuri Gntekin

- Hakknz var. Bu sene geen seneden bir ya daha bym. - Sadece o kadar m? Garip ey! Sor Aleksi, enemi okuyor, manal manal glyordu. Ne yapacam ararak gz kardm. Ah bu Srler! Dnyaya ait hibir eyin farknda grnmemelerine ramen en kk dedikodular irler. Kimden? Nasl? On sene aralarnda yaadm ve yle pek alk, salak bir kz olmad bir trl anlayamamm-dr. Ben, bir bahane ile kendimi kurtarmaya urarken, Sor Aleksi, daha ald: - Zannederim ki, bltendeki numaralar herkese gstermekten sklacaksnz, dedi. Arkasndan daha ar bir ta: - Bu sene snf geemezseniz bir sene, bir uzun sene daha burada beklemek tehlikesi va r. Baktm ki, taarruza gemezsem Sor Aleksi'den yakam kurtarmaya imkn yok. aresiz, yzszl dm, yalans bir saflkla: - Tehlike mi? Niin tehlike? diye sordum. Sor Aleksi, kadnca konumasnn zaten son hadlerine varmt. Bundan ilerisine gitmek, aa benimle yz gz olmak demekti. Malup olduunu bana gstermekten ekinmeyen koket bir tavr yanama bir fiske vurdu: - Onu, sen kendi kendine bulabilirsin, dedi ve yrd. Misel, bu sene mektepte yoktu. Olsayd, muhakkak, beni, konumaya mecbur edecek, zih nimdeki perianl bsbtn arttracakt. ALIKUU 95

Bir sene evvel uydurma bir masaldan bahsederken ne kadar serbest ve farfaraysam bu sene hakikaten nianl bir kz vaziyetine dtkten sonra o kadar korkak olmutum. Arkad dan beni tebrik edenleri ksa, kuru bir teekkrle bamdan savyor, ylmak meylini gste vermiyordum. Yalnz, bir tanesi, bizim taraflardaki bir ermeni doktorun kz, bu inadm yenmeye muvaff ak oldu. Hafta tatillerini mektepte geiriyordum. ay iinde, ya iki ya gece eve km Sebebini kendim de pek iyi bilmediim bu inat, Besime Teyzem'le Necmiye'yi gcendiri yor, Kmran'a ne dneceini, ne yapacan artyordu. O, ilk aylarda her hafta mektebe r bir ey sylemeye cesaret edememekle bareber bir nianlnn bir talebeyi ziyaret etmesin i skandal addediyorlar, kuzenimin beni parloir'da beklediini haber verirken, yzler ini ekitiyorlard. Ben, parloir'n mahsus ak braktm bir kap kanadna dayanyor, ellerimi mektep gmlei rine sokarak ayakta nihayet be dakika konuuyordum. Kuzenim, ara sra bana, mektup ya zmay da teklif etmiti. Fakat Srlerin, gelen mektuplar, Trke bilen birisine okuttuktan sonra yrtmak detleri olduunu syleyerek vazgeirmitim. Bu ziyaretlerin birinde, aramzda hi ho olmayan bir konuma getiini hatrlyorum. Kmran, uzak durmama sinirlenerek kapy zorla kapamak istemiti. Fakat, o yaklarken ben, kendimi dar atmaya hazr bir vaziyet alm, alak sesle: - Rica ederim Kmran, demitim. Biliyorsunuz ki, odada grnr grnmez ka delik varsa, o da gz vardr. O birdenbire duraladr - Nasl olur, Feride? Biz nianlyz. Yava yava omuzlarm kaldrdm: 96 Reat Nuri Gntekin

- ite, asl o bozuyor ya dedim, bir gn: "Ziyaretleriniz biraz ska oluyor. Affedersiniz ama, burasnn mektep olduunu hatrlamanz lzm gelir!" yolunda bir sz iitmek istemezs Kmran, bembeyaz kesildi ve o gnden sonra bir daha mektebe uramad. Yaptm, hakikaten fenayd. Fakat, baka are yoktu. Kmran'n yannda snfa dn, btn yrekler acs bir eydi. Ne anlatyordum? Evet, bir gn doktorun hafta tatilinden dnen kz bana: - Kmran Bey, Avrupa'ya gidiyormu, yle mi? dedi. Birdenbire aaladm: - Nereden bu haber? dedim. - Babamdan Madrid'deki amcas arm. "Bilmiyorum" demeyi kibrime yediremedim. - Evet, yle bir fikir var; kk bir seyahat, dedim. - Pek kk deil, sefaret ktibi oluyormu. - ok az kalacak. Konumay bu kadarla keserek ayrldk. Arkadamn babas, bizim kkten aya eksik olmaya Aile dostumuz gibi bir eydi. Havadisin doru olmas mmknd. Fakat, nasl oluyor da, bana r ey sylemiyorlard. Gnleri hesapladm. Yirmi gnden beri kkten haber alamamtm. O gece hep bu meseleyi dndm. Kmran'a gsterdiim manasz uzakl unutuyor, bu kadar m ana haber vermedii iin iimden darlyordum. in nihayetinde biz artk birbirine bal i . Ertesi gn, perembeydi. Hava, ak olduu iin leden sonra gezmeye kacaktk, tim iim iinde bir gece daha geirmek fikri beni korkuttu. Sor Speriyr'e giderek teyzemin hasta olduunu syledim ve izin istedim.

r ALIKUU 97 Allahtan o gn, srlerden biri Kartal'a gidiyordu. Erenky istasyonuna kadar beraber g itmek artyla, Sor Speriyr, istediim izni verdi. Elimde kk valizimle kke vardm zaman ortalk kararmak zereydi. Kapda beni, kkn kpei karlad. Bu, ihtiyar kpek, son derece agzl ve dalkavuktu. ima yenecek bir ey bulunduunu bildii iin yolumu kesiyor, karmda ayaa kalkarak geri g yryor, n ayaklaryla bana tutunmaya alyordu. Aalarn arasndan Kmran'n bana do grerek yere meldim, kpein stme srnmesini istemediim kirli ayaklarn yakaladm. O, kocaman azn gler gibi aarak dilini sarktyor, ben, onun burnunu skyordum. Hasl r oyun, bir cilvelemedir gidiyordu. Kmran ta yanma geldii zaman kefetmi gibi grnerek: - u gle baknz, dedim. Aman, ne kocaman az! Timsaha benzemiyor mu?

O, imdilik dudanda ac bir tebessmle yalnz bana bakyordu. Kpei brakarak eteklerimi silkeledim; mendilimle ellerimi de sildikten sonra birini kuzenime uzattm: - Bonjur, Kmran, teyzem nasl? Ehemmiyetli bir ey deil inallah... O, biraz hayretle: - Annem mi? diye sordu. Annemin hibir eyi yok. Hasta diye mi duydun? - Evet, hasta diye iittim de merak ettim; pazara kadar sabredemeyerek izin aldm. - Kim syledi? Yeni bir yalan uydurmaya vakit olmad iin: - Doktorun kz, dedim. alkuu - F 7 98 Reat Nuri Gntekin

- O mu sana syledi? - Evet, sz arasnda: "Babam size ardlar, galiba teyzeniz hastaym" dedi. Kmran, hayret ediyodu: - Yanl olacak. Hatta doktor, son gnlerde, ne annem, ne de bakas iin kke urad. Bu nazik bahis zerinde fazla durmadan: - ok sevindim, dedim. yle merak ediyorum ki... Onlar, tabii, ierdeler... antam yerden alarak yrmek istedim. Kmran, elimden tuttu: - Neden bu acele Feride? Adeta benden kayorsun! dedi. - Ne mnasebet, dedim. Botlarm skyor da... Zaten ieriye beraber gidecek deil miyiz? - Evet, ama, ieride de, aresiz herkesle bareber konuacaz. Halbuki, ben seninle yalnz onumak istiyorum. Heyecanm gizlemek iin alayc bir tavr alarak: - Emir sizin, dedim. - Mersi. O halde, istersen kimseye grnmeden bahede biraz dolaabiliriz. Kamamdan korkuyor gibi elimi brakmyordu. teki eliyle antam ald. Yan yana yrmeye ba landk ni-anlanal ilk defa yan yana... Yeni yakalanm bir kuun yrei, gsnde nasl atarsa benimki de yle atyordu. Fakat zan beni braksa da artk kamaya kuvvet bulamayacaktm. Birbirimize bir ey sylemeden bahenin sonuna kadar yrdk. Kmran, beklediimden ok faz sir ve dargn grnyordu. Bu ay iinde ne olmutu, aramzda ne deimiti, bilmiyorum. tte kendimi ona kar sulu gryor, imdiye kadar gsterdiim vahilie piman oluyordum.

ALIKUU 99 K ortasnda olduumuzu unutturacak kadar gzel ve sakin bir akamd. Etrafmzdaki kuru d ri bir mercan kzll iinde yanyordu. Kmran'a kar sularm bu kadar kolay kabul etm tesiri vard acaba, bilmiyorum. Bu saatte, onun gnln alacak bir kelime bulmak benim iin dayanlmaz bir ihtiyat. Fakat klma hibir ey gelmiyordu. Artk geri dnmekten baka yaplacak i kalmaynca Kmran: - uraya biraz oturabilir miyiz, Feride? dedi. - Sen, nasl istersen, dedim. Vakadan sonra ilk defa sen diyordum. Kmran, pantolonu na dikkat etmeden oradaki bir kayann stne oturuverdi. Onu, hemen kolundan tutup kal drdm: - Sen, naziksin; kuru yere oturma, dedim ve arkamdaki lacivert pardsy kararak oturaca ere serdim. - Ne yapyorsun, Feride? dedi. - Hasta olmaman iin, dedim. Zannederim ki, seni muhafaza etmek bundan sonra benim vazifem oluyor. Kuzenim bu sefer de galiba kulaklarna inanamad: - Ne sylyosun, Feride? dedi. Bunu sen mi bana syl-yosun? Nianlandmzdan beri senden en tatl sz. Bam nme edim ve sustum. Kmran, pardsm tekrar eline almt. Okar gibi hareketlerle kollarna, yakasna, dmel ordu. - Sana biraz sitem yapmaya hazrlanyordum, Feride, dedi. Fakat imdi hepsini unuttum. Gzlerimi kaldrmadan:

- Ben sana bir ey yapmadm ki, dedim. O, beni tekar vahiletirmekten rkyormu gibi yan klamaktan korkarak: - Zannederim ki, yaptn, Feride, dedi. Hatta fazlaca bile. 100 Reat Nuri Gntekin

Bir nianl, bu kadar ihmal edilir mi? iimde fena pheler de uyand. Sakn Mjgn yanlm istemeden gldm. Kmran, merakla sebebini sordu, evvela cevap vermek istemedim. Fakat , o, srar edince gzlerimi kararak: - Mjgn yanlsayd, byle olmazd ki, dedim. - Byle ne demek? Yani benim nianlm m? Gzlerimi kapayarak st ste iki defa bam sall - Feridem! Bir kk feryada benzeyen bu ses hl kulamdadr. Gzlerini atm ve onun bym gibi g ya damlas grdm. - Beni, bu dakika iinde o kadar mesut ettin ki, lrken aklma gelirse alayacam. yle y ma. Sen daha pek kksn. Mmkn deil, yle eyleri anlayamazsn. Hepsini unuttum artk. Kmran, bileklerimi tutmutu. Onlar geri ekmedim, fakat hkra hkra alamaya baladm etti ki, Kmran, adeta korktu. Ayn yollardan geriye dnerken ben, hl ikide bir iimi ekiyor ve hkryordum. O, artk dokundurmaya cesaret edemiyordu. Fakat, ben onun gnlnn rahat ettiini anlyor ve memnu n oluyordum. - Sen nden gitmelisin, dedim. Ben havuzda yzm iyice ykayacam. Beni, bu suratla grr e derler? Birdenbire aklma gelmi gibi Kmran'a sordum: - Avrupa'ya bir seyahat varm yle mi? O, cevap verdi: - Bir fikir. Daha dorusu, benim fikrim de deil. Madrid'deki amcamn bir tasavvuru. N ereden duydun? Ksa bir tereddtten sonra:

ALIKUU 101 - Doktorun kzndan, dedim. - Doktorun kz, sana ne ok haberler veriyor, Feride? Kmran dikkatle yzme bakyordu. Kzararak bam evirdim. - Sakn annemin hastal bir bahane olmasn? - Doru syle, Feride. Sen bunun iin mi geldin? Yanma yaklamt. Elleriyle bam okamak istiyor, fakat rktmekten korkuyordu. Halbuki , ona almaya balamtm. Sualini bir kere daha tekrar etti: - Tahminim doru mu, Feride? Kmran' ok memnun edeceini hissederek: "Evet" diye bam salladm. - Ne gzel... Dnden beri talihim ne kadar deiti! Ellerini oturduum koltuun kenarlarna dayayarak bana doru eildi. Bu vaziyette drt tara dan kuatlm bulunuyordum. Bana el dokundurmadan yaklamak iin kurnazca bir bulu. Oturd yerde kirpi gibi bzlyor, omuzlarm kaldrarak geri ekiliyordum. ok yakn olan yzne mendilimle oynayarak sordum: - Amcan ne teklif ediyor. - Olacak gibi deil. Beni, sefaret ktibi olarak yanna almak istiyor. Muayyen bir mes lei, yahut bir memuriyeti olmamasn bir erkek iin eksiklik sayyor. Ben, tabii onun fik irlerini sylyorum. "lerde bir sefaret memuruyla beraber Avrupa'ya gitmek belki Feri de'yi de memnun edecektir" diyor. Ne bileyim, birtakm szler... Bahis ciddiletii iin Kmran muhasaraya nihayet vererek dorulmutu. Ben de, hemen yerimd n kalktm. Konumamz devam etti: - Bu teklife niin "Olacak ey deil" dedin? Avrupa'ya gitmek seni memnun etmeyecek mi ? 102 Reat Nuri Gntekin - O cihetten sylemiyorum. Bundan sonra, ben artk hareketlerimde serbest bir insan deilim. Hayatma taalluk eden her eyi seninle konumaya mecburum. yle deil mi?

- O halde gidebilirsin. - Demek, benim istanbul'dan ayrlmama raz oluyorsun, Feride? - Mademki bir erkek iin mutlaka bir meslek lazmm... - Sen, benim yerimde olsan gider miydin? - Zannederim ki, giderdim. Yine zannedirim ki, senin de imdi yle yapman lzm. itiraf etmeliyim ki, bu szleri yalnz dudaklarm sylyordu. Yoksa, iimden bu dakikada b baka trl konuuyordum. Mamafih, bana da hak vermen lzm. "Ben seni brakp gideyim mi?" sorana baka trl cevap bulunur mu? te taraftan, Kmran da, bu ayrl bu kadar kolay kabul etmeme mteessir oluyordu. Bana b adan odann iinde bir iki adm yrdkten sonra dnd, ayn suali tekrar etti: - Demek amcamn teklifini kabul etmemi doru buluyorsun? - Evet. - O halde dnrz. Kati bir karar vermek iin, daha vaktimiz var. Yreim hafife burkuldu. "Dnrz" deyince artk mesele kalmyor muydu? Herkesin daima benden istemi olduu gibi, bir byk insan arballyla konumaya bala - Ben, daha fazla dnmeye deer bir ey grmyorum. Amcann teklifi hakikaten ho bir tek bir seyahat hi fena olmaz. - Bir memuriyet, o kadar ksa bir ey mi, Feride? - Dorusu, pek uzun da saylmaz. Bir, iki, , drt senecik. Gz yumup amcayakadar geer.. ii arada geleceksin de...

ALIKUU 103 Bu bir, iki, , drt seneyi parmaklaryla o kadar kolay sayyordum ki... Kmran' bir ay sonra, Galata rhtmndan vapura bindiriyorduk. Onu, Avrupa'ya gitmeye tev k ettiim iin, arkabala-nmn hepsi beni tebrik ediyorlard. Yalnz Mjgn, bundan memnun o d. Tekirda'dan bana yazd mektupta, "Hi iyi yapmadn, Feride" diyordu. "Mani olmalyd el senelerinizi ayr geirmekte ne mana vard? Drt sene, biter tkenir ey mi?" Mamafih bu drt sene Mjgn'n korktuundan ok daha abuk geti. Kmran tekat olan amcasyla beraber bsbtn istanbul'a dnd zaman ben bir ay evvel mek unuyordum. Mektepten kmak! Ben, iinde yaadm mddete bu lo binaya "gvercinlik" adn vermiti r diploma ile kendimi dar atacam gnn benim iin bir kurtulu bayram olacan syle inde gvercinliin kaps alnca kendimi; boyumu bir hayli uzatan yeni siyah arafm, uz u iskarpinlerimle sokakta bulunca neye uradm ardm. stelik teyzem de kkte dn ni bsbtn ileden kard. Kk, boyaclar, dlgerler, terziler, uzak semtlerden gece yatsna gelmi akrabalarla dolu oalyordu. Hekes, kendine gre bir ile meguld. Kimi, imdiden davet mektuplar yazyor, eksikleri tamamlamak iin ar pazar dolayor, kimi dikile urayordu. Ben, aknlm mutum. Bir ie yaramak yle dursun, bakalarnn ilerine bile engel olacak trl mnaseb yapyordum. Son parti bana, bir delilik arz olmutu. Eskiden olduu gibi, 104 Reat Nuri Gntekin

misafir ocuklarn peime takyor, kkn altn stne getiri-yordum. Her yer gibi, mutfakta da tamir ve boya vard. Bunun iin yeni a, kabn kaan arka b bir adra nakletmi, akta yemek piirmeye balamt. Bir akamst onun, adrn nnde tatl k/artn grdm ve derhal aklma bir eytanlk - ocuklar, dedim. Siz u kmeslerin arkasna saklannz. Hi sesinizi karmayn. Ben.'siz etireceim. Aradan be dakika bile gemeden elimde dolu bir tabakla kk arkadalarmn yanna dnyor En iyisi, ocuklara paylarn dattktan sonra, herbirini bahenin bir kesine datmak v iine saklamakt. Fakat ben bunu, daha dorusu ann, hrszl fark edince hiddetle te edememitim. Biraz sonra, mutfak adrnn nnde bir kyamettir koptu. A, "Bunu yapann vallahi bill rini kracam!" diye baryordu. Fena halde korkan kkler beni dinlemeyerek, kamaya z pek iyi de ettiler. nk, biraz sonra, a izimizi kefediyor, elindeki kocaman kepeyi sopa dehetiyle sallayarak deli gibi stmze saldryordu.

Hain adam, aralarnda beni en byk grd iin, tekileri brakp beni kovalamaya balam yere boylu boyunca yuvarlannca, hiddeti bsbtn artt. A yabanc, vaziyet ise ok nazikti. Yakalanrsam, derdimi anlatncaya kadar hi olmazsa iki kepe yiyecek, rezil olacaktm. Kk tarafna doru manevra yapmaya imkn olmad iin, aresiz sokak tarafna kouyor, Allah'tan olacak, sabahtan beri alan terzi matmazel, Dilber Kalfa ile beraber baheye hava almaya km. Yolun bir

ALIKUU 105 kesinde onlarla karlanca, "Geliyor" diye boyunlarna sarldm ve arkalarna saklandm Dilber Kalfa, ann kepesine kar ellerini uzatarak: "Ne yapyorsun, aba, ldrdn m? O, gelin hanm, diye bard. Baka bir zamanda olsayd, bu kelime iin, Dilber Kalfa'y, mutlaka hrpalardm. Fakat, o k dar korkmutum ki, ben de gayri ihtiyari onunla beraber baryordum: "Vallahi ben, gelin hanmm, aba!" Ben, bu a kadar lgn ve aksi insan grmedim. Kalfa ve matmazelin teminatlarna bir zam anmad. "Yok, byle hrsz gelin hanm olmaz!" diye sylendi; neden sonra, akl yatnca da: se aferin gelin hanm sana!" dedi. "Alrsn yleyse yeni pantolunu; bak, pantolonun dizk apan da patlattrdn bana!" Adamcaz, dt zaman burnunu da arpp syrmt ama, bereket versin, onu tazminat hes Gizli kalmas iin, yaptm iarlara ramen, bu komedi duyuldu ve her yemekte bana bakp b ek det srasna girdi. * Dne gn kalmt. Yine her akamst mahut arka bahenin kapsnda ocuklarla ip atla adm. Fakat bu seferki hcumu yapan, ilkinde beni adan kurtarmaya alan terzi matmazel m yanda olmasna ramen, bu akam o da bana kar ate pskryodu. - Rica ederim, matmazel, birka gne kadar size madam diyeceim. Dorudur b yaptn? Son nz yapmak iin yarm saattir sizi aryorum. Daha fenas, Besime Teyzem de matmazelle beraberdi ve atkn ehresi, mnakaa uzarsa ondan yana kacan gsteriyordu. 106 Reat Nuri Gntekin

- Pardon matmazel, buracktaydm. Temin ederim ki iitmedim, dedim. Teyzem, artk dayanamad, bana kaca her zaman yapt gibi eliyle enemi tutup okaya - Yavrucuum, sen, kendi sesinden, kahkahandan kimseyi iitecek halde deilsin ki, ded i. gn sonra da davetlilerimiz arasnda yine byle bir ey yapmandan adeta korkmaya bal Her zaman, daha haar ve hoyrat grnmeme ramen, o gn benim, en kark heyecanlarla sar k ve anlalmak ihtiyacyla iin iin eridiim bir tarihti. enemi teyzemin elinden ekmeden eteklerimi parmaklarmla iki yanndan tuttum ve hafif b ir reveransla dizimi bktm: - zlmeyin teyze, dedim. ok deil, daha gnck diinizi skmanz lzm. O zaman benim a bir adnz ve sfatnz olacak. ahkuu'nun teyzesine yapt naz ve markl Feride'n maya cesaret edemeyeceini size temin ederim. Teyzemin gzleri yaard, beni yanaklarmdan perek: - Senin her zaman annen oldum ve yle kalacam, Feri-dem, dedi. Taknlm o haldeydi ki, ben de onu birdenbire kalalarndan yakalayp havaya kaldrdm v yapt gibi yanaklarndan ptm. Matmazel, ufak baz rtulardan baka eksii kalmayan beyaz elbisemi ellerinde kaldrd z krmz kesildiimi hissettim. Odadakileri birer birer okayp perek yalvarmaya baladm. - Ne olursunuz, siz dar kn. Gznzn nnde giyinmeyeceim. Arasnda etekli elbisesi

ALIKUU 107 tavus kuu ekline girdiini bir tasavvur edin. Aman,' ne gln! Kendim bile gleceim. "N r, bu i adi tuvaletle olsun!" diye o kadar yalvardm, kimselere derdimi dinletemedi m. Matmazel, elindeki elbise ile zerime geldike -birisi beni yakalamaya geliyormu gibi - kelere kayor, tir tir titri-yodum. Dardakiler, grlty artryorlar, mutlaka ieri girmek istiyorlard.

- Bir para daha, rica ederim, bir dakikack, hepinizi aracam, diye yalvardm. Fakat o inanmadlar: - Aldatyor, soyunduktan sonra aracak, diye bararak kapya dayandlar. ite o zaman, iki taraf arasnda heyecanl bir uramadr balad. Dardakiler, ocuk, byk karmakark itierek, glerek kapy zorluyorlard. Ben koll n mdafaa ediyordum. Sofada demirli potinleriyle tepinerek: "Hcum... Hcum... Muharebe var" diye baran ocuk arn sesine btn kk halk kouyordu. Matmazel, omuz bamdan: - Yapmaynz, Allah akna, ekilin, elbise paralanyor, diye baryor, fakat sesini iit affak olamyordu. Bir aralk, nedense grlt kesilir gibi oldu. Kapya bir ayak sesi yaklayordu. Kmran'n - A, Feride, benim. Bana yasak yok tabii. Brak, sana yardma geleyim, dediini iittim v e bsbtn ldrdm. Bu sefer: - Hepsi gelsinler, ziyan yok, sen olmaz. Sen Allah akna git. Vallahi alayacam, iyice alvarmaya baladm. Fakat Kararan, bu yalvarma aldrmad, kapya hzla dayanarak iki kanadn ardna kadar a 108 Reat Nuri Gntekin

Ben lk la odann bir kesine katm ve elime geirdiim bir mantoya sarlarak bz eydi: - Gzelim elbise gitti, diye adeta san, ban yoluyordu. Kmran mantoyu bir ucundan tut glerek: - Malubiyetini artk teslim etmen lzm Feride, dedi. A, elbiseni greyim. Bende, artk ne ses vadi, ne hareket. O, biraz bekledikten sonra devam etti: - Feride, imdi sokaktan geldim. ok yorgunum. Uratrma beni, elbiseni o kadar merak edi yorum ki, inat edersen zora mracaat etmek mecburiyetinde kalacam. Bak, bee kadar sayy orum: Bir iki, , drt, be... Kmran mmkn olduu kadar geciktirdii bu beten sonra, mantomun ucunu ekince yzm gzy d, fena halde ard ve yar zorla oday boaltarak kapy kapad. Matmazelin hayretten dili tutulmutu. Kmran da aa yukar o haldeydi, biraz sonra mahcup ve mteessir bir sesle: - Affet beni, Feride, dedi. Ben, sana kk bir aka yapmak istemitim. Buna hakkm var san rdum. Fakat, hl o kadar ocuksun ki... Beni affediyorsun deil mi? Bam hl mantomun iinde saklayarak cevap verdim: - Peki ama sen, hemen odadan kmalsn. - Bir artla. Seni bahenin nihayetindeki kayann yannda bekleyeceim. Hatrlyor musun, d ene evvel bir akam, seninle orada barmtk. imdi de yle yapacaz. Sz m? Ksa bir tereddtten sonra: - Peki, gelirim, dedim. Ama sen, imdi git. Zavall matmazelin bu acayip tabiatl gelinle konumaya bile artk cesareti kalmamt. O, dan beni soyduktan sonra, tekrar ksa etekli pembe elbisemi giydim, stne siyah mekte p nlm geirdim, sonra Mjgn'n bile yzne

ALIKUU 109 bakmadan odadan katm ve gzlerimdeki krmzlk geinceye kadar souk su ile yzm ykad aman ortalk kararyordu. imdi asl mesele, kendimi kimseye gstermeden onun yanna kapa kt. Kendi kendime dolayor gibi yaparak, mutfan arkasndan dolatm, a ile bir iki kelime Sonra ar ar d kapya yrmeye baladm. Maksadm, izimi bsbtn kaybettirdikten sonr n onun yanna inmekti. Fakat... * Daima ak duran sokak kapsnn dnda siyah arafl, uzun boylu bir kadn gzme iliti ir ey sormak istedii halde, ieri girmeye cesaret edemiyor gibi bir hali vard. Kmran, epeyce zamandan beri beni bekliyordu. Bu peenin altndan bir bildik ehresi kmas an ve beni sze tutmasndan korkarak yolumu deitirdim ve aalarn arkasna da-laya al birdenbire beni ard. - Kkhanm, biraz zahmet eder misiniz, efendim? aresiz, dndm, kapya doru yrmeye ba

- Buyurunuz hanmefendi, bir emriniz mi var? - Merhum Seyfetin Paa'nn kk deil mi? - Evet, efendim. - Siz kkten misiniz, efendim? - Evet. - O halde sizden bir ricada bulunacam. - Emrediniz, efendim. - Ben, Feride Hanmefendi ile grmek istiyorum. Hafife irkildim, glmemek iin bam e fa iittiim bu "hanmefendi" sz bana yle tuhaf geliyordu ki... Feride Han-mefendi'nin olduumu mmkn deil, sylemeye cesaret edemeyecektim. Dudaklarm srarak: 110 Reat Nuri Gntekin

- ok l hanmefendi, dedim. Buyurun, ltfen ieri; kkten sorarsanz size Feride Hanm' Siyah arafl kadn, kapdan girmi yanma yaklamt: -Size tesadfm ok iyi oldu, ocuum, dedi. Sizden bir yardm rica edeceim. Benim Feride 'la yalnz olarak konumama delalet edeceksiniz. Mmknse kimsenin bundan haberi olmamal. Hayretle yzne baktm. Ortalk kararm olduu ve peesini hl amad iin yzn fark reddtten sonra: - Hanmefendi, dedim. Acayip bir kyafette olduum iin birdenbire cesaret edemedim. Fak at Feride benim. Kadn, hafif heyecanland: - Kmran Bey'le evlenecek Feride Hanm m? - Kkte bir tane Feride var hanmefendi, diye glmsedim. Siyah arafl kadn, birdenbire durmutu. Biraz evvel kendisini Feride ile grtrmemi sa stedii halde imdi karmda put kesilmesine ne mana vermeliydi? Acaba Feride'nin ben ol duuma hl inanamyor muydu? Yoksa baka bir ey mi vard? Merakm gizlemeye alarak te mecbur oldum: - Emrinizi bekliyorum, hanmefendi. Garip ey, kadn hl azn amyordu. Biraz ileride a bir bahe kanepesi gzme iliti: - isterseniz uraya gidelim, hanmefendi, dedim. Kimse bizi rahatsz etmeden konuabilir iz. Kadnn sktu, biz kanepeye oturduktan sonra da devam etti. Fakat, nihayet karar vermi o lacak ki, elinin sert bir hareketiyle peesini kaldrd ve otuz yalarnda, zeki ve sinirl i bir kadn ehresi meydana kt. Havann karanlna ramen benzinin korkun surette sara .

ALIKUU . IH - Feride Hanm, dedi. Ben, bir eski arkadamn zoruyla bir eli vaziyetinde buraya geliyo rum. Fakat, zerime aldm vazifenin bu kadar g olduunu kestrememitim. Biraz evvel si iin srar ettiim halde imdi adeta kamak istiyorum. Vcuduma bir titreme yapt; kalbim iddetle arpyordu. Fakat biraz cesur olmazsam onun d ni yapacan, kaacan hissettim. Mmkn olduu kadar sakin bir tavr taknmaya alara - Vazife vazifedir, hanmefendi, dedim. Cesur olmak lazm. Bahsettiiniz, beni tanyor m u? - Hayr. Daha dorusu ahsnz grmemi. Yalnz Km-ran Bey'in nianls olduunuzu biliyo - Kmran Beyi tanyor mu? Artk, bende de daha fazla sormaya kuvvet kalmamt. Bu dakikada meraktan ldracak gibi uum halde, o, sahiden gitmeye kalksa, zannederim yolundan eviremeyecektim. - Dinleyin beni Feride Hanm. Niin birdenbire durakladm anlamyorsunuz. Burada ermi, bir hanmla karlaacam umuyordum. Halbuki nme adeta bir mektep ocuu kt. Sizi fa ten korkuyorum. Te-reddtmn sebebi bu. Yabanc kadnn bana acr gibi bir hali vard. Bu, izzetinefsime dokundu ve bana btn kuvv mi iade etti. Ayaa kalktm, kanepenin nndeki aaca arkam dayadm, kollarm kavuturarak sakin ve hat bir sesle: - Bu vaziyette tereddt doru deil, dedim. Gryorum ki, konuacamz ey mhim. Onun ii bir tarafa brakarak ak konuursak daha iyi olur.

Kadn benim bu cesur tavrm karsnda biraz kendini toplad ve bir sual sordu: - Kmran Bey'i ok seviyor musunuz? 112 Reat Nuri Gntekin

- Bunun sizinle alakasn gremiyorum, hanmefendi. - Belki vardr, Feride Hanm. - Ak konumazsak iin iinden kamayacamz evvelce syledim, hanmefendi. - Peki, yle olsun. Size Kmran Beyi, bir bakasnn da sevdiini haber vermeye mecburum. - Olabilir, hanmefendi, Kmran, birok meziyetleri olan bir gentir. Bir bakasnn onu g stirmi olmasnda hi fevkaldelik grmem. Bu, bir yaprak bile kmldamayacak kadar sakin ve gzel yaz akamnda beklenilmez bir frt gelip attn gayet iyi anlyor, fakat nereden geldiini anlayamadm bir kuvvetle buna a kendimi hazr buluyordum. Kadna sylediim son cmlede bir parajalay bile vard. Ayaa kalkmamakla beraber yerinde lusundan, sinirli bir hareketle arafnn eteklerini dzelterek kanepenin tahtalarn tutu n, onun da artk bu ii ksa kesmeye karar vermi olduunu anladm. Makine gibi abuk ve ad renksiz bir sesle syledi: - ilk bakta sizi bir ocuk gibi grm olmakla beraber, mkemmel yetimi yksek bir gen unduumu anlyorum. Kmran Bey maalesef sizi lzm geldii kadar takdir edememi. Yahut, ne leyim, belki takdir ettii halde geici bir zaafa kaplm. Hasl, iki sene evvel bahsetti rkadala Avrupa'da tanmlar. Bilmem, size daha fazla tafsilat vermek doru olur mu? Bam salladm: - Szlerinizin doru olduunu ispat iin evet. - Arkadamn ad Mnevver'dir. Eski mabeyincilerden birinin kzdr, ilk defa sevdii bir evlenmi, bahtiyar olamamt. Sonra hastaland. Doktorlar Avrupa'ya gnderilmesini tavsiye ettiler. Tam iyi olup memleketine dnecei bir srada bana bu geldi. Kmran Bey, bir aral isvire'ye gitmi.

ALIKUU 113 izinle mi, vazifeyle mi, pek bilemiyorum. Tesadfleri orada olmu. Kararan Bey, bir hafta iin svire'ye geldii halde iki aya yakn bir zaman orada kalm, Hatta bu yzden g bir cezaya da uram. - Msaadenizle bir sual, dedim. Arkadanzn bunlar benim haber almam istemekten maksad Yabanc kadn, bu defa ayaa kalkmaya mecbur oldu. Eldivenli ellerini ovuturarak: - te bunu sylemek g, dedi. Mnevver, bugn sizin dmannz vaziyetindedir. - Estafurullah. - yledir, Feride Hanm. Fakat hi fena bir insan deildir. Gayet ilidir. Kmran Bey, onun iin rasgele bir macera deildir. Onunla evlenmeyi umuyordu. Bir kabahat varsa tamamy la Kmran Bey'de. nk bir bakasyla szl olduunu bile saklam. Beni bu irkin vazifey evk eden u ki, zaten hasta olan bu ili kadnn lmesinden korkuyorum. - Doru sylediinizden nasl emin olaym? - Niin yalan syleyeyim, yle? Mnevver, bu haberden sonra katiyen yaamaz. - Yazk zavallya. - Daha dorusu ikinize yazk. Fazla ileri gittiini anlatmak ister gibi elimle bir iaret yaptm ve gldm: - Beni kartrmaynz, siz imdilik yalnz onu dnebilirsiniz. - Niin, Feride Hanm? Geri Mnevver, bunca senelik arkadam. Fakat, siz de ok iyi ve bu tamamyla susuz, gnahsz bir gen kzsnz. Onun iin size de acrsam... Bu defa, daha sertletim, marur bir tavrla: - Ona msaade edemem, dedim. Hem zannederim ki artk konuacak eyimiz de kalmad. Yabanc kadnn, bir ey aramak ister gibi, ara sra el analkuu - F.8 114 Reat Nuri Gntekin

tasn ap kapadn gryordum. Benim artk konumaya nihayet vermek istediimi grnce - Feride Hanm, szlerimden belki phe edersiniz diye size Knran Bey'in bir mektubunu ge irdim. Bilmem, onu grmek sizi mteessir edecek mi? Mektubu evvela elimle itmek istedim. Fakat sonra yanl bir ey yapm olmaktan korkarak a ldm. - sterseniz onu size brakaym. Sonra okursunuz. Arkadama artk lzumu kalmad. Omuzlar ek: - Bana bir faydas olmayacak dedim. Bir hatradr; kendisinde kalmas daha iyi olur. Yal nz bir dakika msaade ederseniz bir gz gezdireyim. Karanlk artmt. Aalarn arasndan yola karak mektubu gzlerime yaklatrdm, zaten b okumaya baladm: "Benim Sar ieim" diye balyordu. Arkasndan bir sr edebiyat. Gne domadan evvel na belirsiz bir aydnlk yaylrsa, "Sar iei" grmeden evvel de onun kalbine byle bir ay mde anlalmaz bir sevin var. Ben, mutlaka fevkalde bir eyle karlaacam!" diyormu. evkaldelik olmu, bir akamst otelin bahesinde klar yanarken "Sar iei" karsnd Ondan tesini o kadar abuk okuyordum ki, gzlerim gittike artan karanlk iinden yazlar dar fena seiyordu ki, hemen hibir ey aklmda kalmad, diyebilirim. Yalnz bilmem neden m ktubun birka defa tekrar ettiim u son satrlarn hl imdi bile gzmn nnde buluyor "Gnlm botu. Sevmeye ihtiyacm vard. Sizi uzun ince vcudunuzla, meneke gzlerinizle ka e her eyin rengi deiti." Yabanc kadn, ar ar yanma gelmiti, sesi titreyerek: r ALIKUU 115

"Feride Hanm, sizi zdm. Fakat inannz ki" diye bir cmleye balamak istedi. Ben, birdenbire silkinerek szn kestim, mektubu uzatarak: - Ne mnasebet, dedim. zlecek bir ey yok ortada. Bunlar olaan iler. Hatta, size teekk le edeceim. Bana bir hakikati rettiniz. imdi artk sizden msaade isteyeceim. Hafif bir ba selamyla yrdm. Fakat o, beni tekrar arkamdan ard: - Feride Hanm, bir dakika daha msaade. Arkadama ne syleyeyim? - Vazifenizi yaptnz syleyiniz. te taraf artk kendi bilecei eydir, dersiniz, olur Yabanc kadn, bana bir kere daha seslendi, fakat artk dinlemedim, hzla aalarn arasna . Kmran'n bizim artk bir daha bartmz gremeyecei kayann yannda ne kadar bekledi at beklemekten usanarak odama geldiinde ve masann stnde izgili mektep defteri yapran aralanm u birka satr grd zaman herhalde aalam olacaktr: "Kamran Beyefendi. 'Sar iek' romann batan baa rendik. Bir daha lnceye kadar birb k yok. Senden nefret ediyorum. FERDE"

KNC KISIM' B. Eyll 19... - VJELDflN gnden beri gece demezsin gndz demezsin, yazarsn da yazarsn. Ne bitip tken yazdr bu? Mektup desem deil; mektup, deftere yazlmaz. Kitap desem deil, bizim bildii iz, kitab sal sakall ulemalar yazar. Sen parmak kadar ocuksun. yleyse ne yazarsn by rup dinlenmeden? Bana bu suali soran; otelin ihtiyar odacs Hac Kalfa'dr. Bir saatten fazla bir zamand an beri darda ark syleyerek tahta siliyordu. imdi yoruldu; benimle, kendi dedii gib i satr lakrd atmaya geldi. Hac Kalfa'nn halini grnce kendimi tutamadm kahkahalarla glmeye baladm: - Bu ne kyafet, Hac Kalfa. Her zaman beyaz bir nlkle dolaan Hac Kalfa, bugn arkasna drt peli bir eski zaman en i giymi, plak ayaklaryla tahtalar silerken dmemek iin eline kocaman bir sopa almt

- Ne yaparsn, hanmlk yapyoruz, hanm gibi giyineceiz elbette, dedi. Hac Kalfa, ara sra konutuum dertli bir komumdan baka, odama giren tek insandr, ilk g de ekiniyordu. Bir i iin odama girecei zaman kapy vuruyor, "Ban rt hocanm, ben g diyordu. Ben, alay ediyor, "Haydi canm, Hac Kalfa, iin mi yok Allah akna. Teklif mi var aramzd ?" diyordum. O, atkn ehresini daha atyor: 118 Reat Nuri Gntekin

- Yoo! i senin bildiin gibi deildir, "islam muhadderat-lar"nn yanna yle sallapati gi mez, diye bana kyordu. "Muhadderat" herhalde kadn falan demek olacakt. Fakat hocalk gururuma yediremediim ii n bunu Hac Kalfa'dan so-ramyordum. Mamafih, alay ede ede Hac Kalfa'ya bu saygnn manas ln anlatmtm. imdi, aklna estike kapm vuruyor, ekinmeden ieriye giriyordu. Hac Kalfa, glmemin bir trl kesilmemesine evvela kzacak oldu, fakat sonradan vazgeti: - Beni kzdrmak iin mahsus yapyorsun ama, kzmayacam, dedi. Sonra, gzlerinde garip bir hznle ilave etti: - Kafeste ku gibi o kadar sklyorsun bu yalnz odada ki; biraz alay kar, gl, ziyan y aplk daha artarsa ben, sana bir para da oynayacam galiba, biraz elenmen iin, anladn endim? Hac Kalfa'ya ne yazdm anlatmak kabil deildi. - Yazm pek arpk urpuk da mek yazyorum Hac Kalfa, dedim. Yarn, br gn derse balay lar sonra. Hac Kalfa, fotoraf karsnda poz alr gibi sopasna dayand, gzlerinde tatl bir glms verdi: - ocuk aldatyorsun, Hac Kalfa ka baharn yourdum! yemitir, bilirsin sen? Onlar ki hat gibi sls yazlar, iki par etmez yazdklar. Onlar ki byle karnca aya gibi eri br larlar, ne karsa onlardan kar. Biz, dairelerdi ne kadar taban tepmi, ne eit memurlar bilirsil sen? Bir derdin vardr senin, vardr ama, her neyse onun s bizlere dmez. Yalnz yazarken, parmaklarn mrekkepl boyamamaya gayret et ki, ocuklara kar asl ayp odur. H bakalm, sen yaz yazn; ben de tahtalarm nralaym. ALIKUU 119

Hac Kalfa'y savdktan sonra tekrar masamn bana getim. Fakat, artk alamyorum; onu ni sardka saryor. Adamcazn hakk var. Mademki artk koskoca insanm, yarn, br gn iine balayacak bir e kendimden, ocukluumdan hibir iz, eser brakmamaya almalym. Hakikaten parmaklarmd Hac Kalfa'nn sylememesine ramen, dudamdaki mrekkep lekeleri ne oluyor? Hele geceler efterime yazarken sk sk kendimi mektepte grmem, artk bir daha gremeyeceim insanlarn afmda dolayor gibi olmalarn hissetmem, biraz da bu lekelerden gelmiyor mu? Hac Kalfa'nn bir sz daha zihnime taklyor: "Kafeste ku gibi o kadar sklyorsun bu y ki..." Kafeslerin hepsinden nihayet kurtulduum bugn de birinin beni, kafeste bir ku gibi gr mesi doru deil. Sonra, ku-kelimesinin eski "alkuu"nu; krk kanad, kapanm gagasyl k gayreti var. Hac Kalfa, byle konumakta devam ederse, aramzn bozulmasndan korkuyorum Mamafih, defterimi eksik brakmamak iin son bir gayret lzm. Arkamda braktm iren d ere daha dnmeliyim. O akamst, yabanc kadndan, reneceimi rendikten sonra odama gidiyordum. Talkta te ttim, karanlkta bir keye gizlenmek istedim. Fakat teyzem beni grmt. - Kim o? diye seslendi. Sen misin Feride? Niin saklanyorsun? Cevap vermeden karsnda durdum. Birbirimizin yzn fark edemiyorduk. 120

Reat Nuri Gntekin

- Mutlaka yine bir yaramazlk!.. Grnmez bir el gsme basyor, nefesimi kesiyor gibiydi. - Teyze, dedim. Teyzem, bu dakikada bana bir tatl kelime sylemi olsayd, hafife yanama dokunsa, sam alayarak kollarna atlacak, belki her eyi syleyecektim. Fakat o, benim ne halde olduumu fark edemedi. "Yine ne derdin var, Feride?" dedi. Teyzemden bir ey istediim vakit daima byle sylerdi. Fakat, bu akam bana yle geldi ki bu szlerle: "Artk yetmedi mi?" demek istiyor. - Hi, teyze, dedim, msaade edersen seni peceim. Teyzem, ne olsa, annem demektir. Onu, son bir defa pmeden ayrlmak istemiyordum. Cevabn beklemeden ellerini tuttum, karanlkta iki yanandan, sonra gzlerinden ptm. Odam darmadank, iskemlelerin stne elbiseler atlmt. Ak dolap gzlerinden amarl cesaret ettiim eyi yapacak insann, arkasnda derbeder bir mektep ocuu odas brakmas at, ne are ki vakit ok dard. Penceremde k grp gelmelerinden korkarak karanlkta hemen el yordamyla, ona braklaca satr yazdm. Sonra, dolabm atm. Krmz bir kurdele ile bal diplomam, yadigr kymetinde birka p kalma kpe, yzk gibi bir iki fakir mcevheri mektep valizime doldurdum. Kaplardan kaan evlatlklarn da byle yaptklarn hatrlyor, ac ac glyordum.

ALIKUU 121 Nereye gideceimi, ancak, sokaa ktktan sonra dndm. Evet, ben nereye gidecektim? Yar olay. Zihnimde mphem surette tasarlanm bir eyim vard. Asl mesele bu geceyi geirmekte . Gecenin bu saatinde nereye snabilirdim? Her eyi gze alm olmama ramen elimde valiz sabaha kadar tarlalarda dolaamazdm ya. Biraz sonra kkte bir kyamet kopacakt. Rezalet orkusuyla belki polise bavurmazlard. Fakat, etrafa kol kol arayclar kaca muhakkakt vapur, hatta araba yolculuu tehlikeliydi, izimi abucak kefederlerdi. Geri hayatn ken i istedii gibi yaamak isteyen bir insan zorla, bu kke dnmeye mecbur edecek bir kuvvet yoktu. Fakat kararm bir ocuk delilii, mark bir kz naz sanacaklar; beni de, kendile bo yere zeceklerdi. Onlar bu fikirden vazgeirmek, hatta, bir daha adm anmaya tvbe ettirmek iin yarn teyz nasl bir mektup yazacam biliyordum. Fakat, bu gece nerede barnacaktm? Evvela, aklma, civar kklerde oturan baz arkadalarm geldi. Beni muhakkak ki iyi karl klard. Fakat, yaptm az ok bir rezaletti. Bu vaziyette bir kz bir gececik olsun evler kabul etmek, belki tuhaflarna gidecekti. Sonra bu fevkaldelii izah iin onlara bir ey sylemek lzm gelecekti. Yabanclara hesap vermenin ve onlardan nasihat dinlemenin gcme gideceini hissediyordum. Nihayet, ilk aklma gelen isimler tabiatyla evdekilerin de ayn kolaylkla dnecei isimler olacak. Beni aramaya, en evvel onlardan balayacaklardr adalarmn aileleri gece yars tela iinde beni sormaya gelen aileme, benim hatrm iin yok" demeye cesaret edebilecekler miydi? stasyona giden caddeyi tehlikeli bularak aradaki Ieren-ky yollarna sapmtm. Karanlk gittike artyordu. armaya, cesaretimi kaybetmeye baladm bir zamanda aklma bir ey geldi. 122 Reat Nuri Gntekin

Sekiz, on sene evvel akrabalarmzdan birinin evinde stnine-lik etmi bir muhacir kadn v rd ki, Sahraycedit'te oturur ve sk sk kke gelirdi. Geen sene bir gn, uzunca bir akam gezintisinden dnerken onun evine uram, yarm saat bahesinde dinlenmitik. Eskilerimi daima ona verdiim iin benimle aras gayet iyiydi. G eceyi onun evinde geirirdim ve kimse, benim orada olacam akl edemezdi. Sokaktan bir muhacir arabas geiyordu. Evvela onu evirmek istedim, fakat.bu hem tehl ikeliydi, hem de stmde bozuk param yoktu. aresiz, yaya olarak Sahraycedit yolunu tuttum. Karanlkta bir glge grdke, yahut bir a sesi iittike tireyerek duruyordum. Gece vakti, ssz kr yollarnda, tek bana dolaan dan kim phe etmezdi? Bereket versin, ortalkta in cin yoktu. Yalnz bir ban kenarndan

ken kk bir tehlike atlatm. Kardan trk syleyerek birka sarho geliyordu. Bir sra lak itin stnden atm; onlar geip gidinceye kadar orada gizlendim. Bada kpek falan o lim harapt. Bundan baka, Sahraycedit caddesini geerken kaldrmlar stnde, yorgun yorgun sopasn s bekiye rastladm. Fakat ho bir tesadf oldu. Adamcaz beni grmeden yan sokaklardan biri sapt. Stnine ile ihtiyar kocas, beni grnce ardlar. Yolda hazrladm kurt masaln okudu dan geliyorduk. urada arabamzn tekerlei krld. Bu saatte baka araba da bulamadk. a ya dnyorduk. Uzaktan sizin lambanz grdk. Amcam: "Haydi Feride, yabanc yer deil ya, nineye misafir ol bu gece. Ben de uradaki bir ahbabmda kalaym!" dedi. Dorusu masalm bu saf insanlarca bile pek kolay inanlacak bir masal deildi. Fakat, kk bir gece misafir et-

ALIKUU 123 mek erefi onlar iin o kadar byk bir eydi ki, szlerimden phe etmediler. Zavall stninenin benim iin hazrlad kr lavantas kokan tertemiz yata ertesi sabah am grd zaman ayaklan suya ermitir ki, o vakit de ku umu kervan gemi bulunuyordu O gece, stninenin odasnda, lambam sndrm, karanla baka baka uzun bir plan hazrlam Dolabmn bir kesinde, krmz kurdelesiyle, ar ar solup sararmaktan baka bir eye y ettiim diplomam gzmde bir ehemmiyet almt. Btn midim, pek makbul olduunu syledikl dayd. Onun sayesinde Anadolu vilayetlerinden birinde bir hocalk alacak, btn hayatm o ocuk arasnda, en ve mesut geirecektim. istanbul'dan kncaya kadar, Eypsultan'daki Glmsal Kalfa'nn evinde gizlenmeye karar ve im. Glmisal Kalfa, annemin dadsyd. Annem evlenirken, onu da Eyp'te ihtiyar bir kolcub aya vererek rak karmlard. Annemi ok sevmesine mukabil, teyzemlerle aras bozuktu. Bykkannem saken ara sra yalya lir, bana boyal Eyp oyuncaklar getirirdi. Fakat, o ldkten sonra kalfa, bsbtn ayan zelerim de adn anmaz olmulard. Sebebini bilmiyordum ama, aralarnda galiba bir de kavg a kmt. Herhalde, istanbul'da benim iin Glmisal Kalfa'nn evinden daha emin bir yer yoktu. Teyzem zihnimde gittike dallanp budaklanan mektubu aldktan sonra, alamaktan baka bir y yapamayacakt. teki alak da ne de olsa insand, izimi kefetse bile, karma kmaya y bulamayackt. 124 Reat Nuri Gntekin

l O sabah, kalfann sokak kapsn aralk buldum. Kendisi knal kalarnn stnde bir bar mam nalnlaryla evinin talarn ykyordu. Bir ey sylemeden kapnn nnde durdum, onu seyretmeye baladm. Yzm smsk kapal old r, fersiz mavi gzleriyle akn akn bana bakyordu. - Bir ey mi istediniz hanm? dedi. Bir, iki kere yutkunduktan sonra: - Dad, beni tanmadn m? diye sordum. Sesim, onun zerinde anlalmaz bir tesir yapt, r eri ekilerek: - Fesuphanallah, fesuphanallah! diye seslendi. Asana yzn hanm? Valizimi slak talarn stne koyarak peemi kaldrdm. Kalfa, bouk bir feryat kopard: - Gzide, Gzidem gelmi. Ah, evladm! Damarlar km zayf kollaryla boynuma sarlyor, gibi yalar akarak: - Ah ocuum, ah ocuum diye hkmyordu. Bu fazla heyecann sebebini anlamtm. Benim gittike anneme benzediimi sylerdi. Hatta, hi unutmayan eski bir arkada: "Gzide'nin, tamamyla yirmi yandaki ehresi, sesi. Fer i alamadan dinleyemiyorum" derdi. Glmisal Kalfa'ya da imdi ayn ey olmutu. Alamann bu kadar gzel bir ey olacan, bu halayktan evvel bana hi kimse anlatamamtr. Annemi ben, hayal meyal hatrlarm. Baz terk edilmi odalarda, toza, tapraa bulanm, iz i ve boyalar silinmi eski resimler eklinde belli belirsiz bir hayal. Bu hayal, bugne kadar bende ne bir hzn, ne bir fazla sevgi uyandrmt.

Fakat, Glmisal Kalfa, zavall ihtiyar kafasndan benimle onu ayrt edemeyerek "Gzidem" d iye hkrrken, iimde anlalmaz bir ey oldu. Annem, gzmn nnde, lmnn

ALIKUU 125 atei yreimde, ben de "Anne, anneciim!" diye katla katla alamaya baladm. Zavall ka ni unutmu, benimle uramaya balamt. Gzyalar iinde ona sordum: - Kalfa, annem bana ok mu benziyordu? - ok, kzm, seni grnce aklm kart, onu gryorum sandm. Allah topra kadar mr ve ihtiyar kalfa, taln yanndaki odada, beni ocuk gibi soyarken, hl iin iin alamakta ordu. Onun patiska perdeli kk odasnda geirdiim ilk saatlerin tadn dnyada unutamayacam. uktan sonra, dokuma bir rt ile kapl kerevetinin zerine yatrd, bam dizine koydu, al rm okayarak annemi anlatmaya balad. Doduu gn, mavi yzl yemenisi ile ilk defa kucana ald dakikadan sonra ayrld gn ir bir anlatt. Sra bana gelince, ben de, bama gelenleri ona, olduu gibi syledim. Kalfa szlerimi, bir cuk masal dinler gibi glmseyerek dinliyor, ara sra "Vah yavrum" diye iini ekiyordu. F kat, dn gece kkten nasl ktm, bir daha lnceye kadar oraya dnmeyeceimi syledi de, sen ocukluk etmisin, Kmran Bey bir cahillik etmi. Tvbe eder, bir daha yapmaz!" de di. Glmisal Kalfa'ya isyanm anlatmaya imkn yoktu. Hikyemin sonunda dedim ki: - Glmisal Kalfa, ihtiyar kafacm nafile yorma! Ben, iki gn sana misafir olduktan son baka bir memlekete gideceim. Elimin emeiyle yaayacam. Ben, byle sylerken, kadncazn gzleri doluyor, ellerimi okayp yanaklarna, dudaklar - Bu ellere kyabilir miyim ben? diyordu. Kalfay dizlerimin stne oturtup hoplatarak, buruuk 126 Reat Nuri Gntekin

yanaklarn ekitirerek anlattm ki, o eller iin imdilik fazla bir tehlike yoktur. Yaram eden birka kn ara sra kulaklarn ekmekten baka bir eyde kullanlacak deildir. Anadolu'da nasl hocalk edeceimi, neler yapacam yle nee ile anlatyordum ki, nihayet benim heyecanma kapld. Yeil bir brmce sarl kk Mushaf m duvardan indirdi ve o tti ki, burada misafir kaldm mddete, beni ele vermeyecektir. te taraftan beni aramaya gelenler olursa, kapdan evirecektir. O gn akama kadar, Glmisal Kalfa ile ev ii grdk. Ben, imdiye kadar hep hazrdan yemi r gn bir yumurta bile piirmemitim. Bu, artk deimeliydi. Bundan sonra, ay hizmeti ulacaktm? Hazr Glmisal Kalfa elimdeyken ondan nasl yemek piirileceini, bulak ve am hatta, sylemesi ayp ama, nasl skk dikilip orap yamanacan renmeliydim. iskarpinlerimi, oraplarm kardktan sonra ie girimitim. Kalfann isyanlarna, feryat asmadan, kuyudan kova kova su ektim. Tahtalar sildim yahut batrdm. Sonra, yine kuyu bana oturarak onunla beraber zerzevat aykladm. Zerzevat ayklamak deyip geeriz, ama o ne ince imi! Kalfa, soyduum patatesleri grdke at ediyor: - Kzm, sen onlarn yarsn kabuklaryla beraber atyorsun, diyordu. Ben, o vakit dikkatle gzlerimi ayor: - Sahi yle kalfa. Ben, bunu senden renmeseydim, bin zahmetle satn aldm patateslerimi arsn atacak ve mrmn sonuna kadar farknda olmayacaktm, diyordum. Ondan reneceim eyleri yazmak iin yanma kk bir not defteri koymutum. ikide birde: - Dad, patatesin tanesini ka kurua verirler? Kabukla-

ALIKUU 127 nn en ok ka santim kesmek lzm gelir? gibi sualler soruyor, dady gldryordum. Hele: - Dad, tahta silmek iin ka kova su lzm? dediim zaman, kadncazn adeta gzlerinden Cahil bir erkeze yeni mektep usullerini nasl anlatrsn? Bunlar yaparken seviniyor, aka dan beri, vcudumun bir yerinden gelen hafif sznn adeta uyutuunu duyuyordum. Tenceremizi atee koyduktan sonra, mutfaktaki tertemiz hasrn stne oturduk.

- Ah, kalfacm, diyordum, kim bilir gideceim yerler ne kadar gzeldir. Ben, Arabistan' ayal meyal biliyorum. Anadolu herhalde ondan ok daha gzeldir. Oradaki insanlar biz e benzemezlermi. Kendileri fakirmi, fakat gnlleri yle zengin, yle zenginmi ki, hibi eil fakir bir akraba ocuuna, hatta dmanna ettii iyilii bana kakmak mrvetsizlii r mektebim olacak. Batan baa ieklerle donatacam. ocuklarm, bir alay ocuum olacak. "abla" dedirteceim. Fakir olanlara, elimle siyah nlkler dikeceim. "Hangi elinle?" di yeceksin. Glme, alay etme. Onu da renirim elbette. Kalfa, kh glyor, kh piman olmu gibi kzarak: - Feride, evlatm, sen ok yanl yola gidiyorsun, diye iini ekiyordu. Grrz bakalm hangimizin yanl gittiini. Bu iler bittikten sonra teyzemin o korkun mektubu yazld. Bu mektubun bir yerinde yle lyordum: "Seninle ak konuacam, teyze. Kmran, bana hibir zaman bir ey sylemedi. O, hibir zaman kendini beenmi, mark, manasz, ruhsuz, karaktersiz bir konak ocuundan ey olmad. Zayf, minimini, erden pten bir insan. Daha sayaym m? Ben, onu hibir zaman ne beendim, ne istedim, ne de 128 Reat Nuri Gntekin

baka trl bir his duydum. 'Byledir de niin onunla evlenmeye raz oldun?' diyeceksin. a nun kafaszl malum. Bir delilik yaptk. Fakat, bereket versin ki, kendimi vaktinde topl adm. Olunuz iin byle dnen bir kzn saadetli eviniz iin nasl bir felaket olacan te, bugn, iinizden ayrlmak ve aradaki btn balar kesmek suretiyle bu felaketin n erden beri grdm iyiliklerin birazn dedim. Bu lakrdlar iitikten sonra, artk, benim adm aznza almak kklnden kendinizi s isiniz ki, bu aza alnmaz lakrdlar utanmadan, ekinmeden bile size yazan nankr ve terb siz kzla kar kaya gelecek olursanz, bir amarc kadn kavgas yapmaya da kadirdir. Bunun iin en iyisi, artk birbirimizin adn anmamak olacaktr. Farz edin ki, alkuu da, gibi bir kede lp gitti, isterseniz bir iki damla gzya dkn; ona karmam. Fakat, sa bir yardma filan kalkaym demeyin; hakaretle reddederim. Ben, yirmi yanda, postunu sudan kurtarm bir insanm, canm nasl isterse yle yaarm." Bu terbiyesiz mektubu hatrladka daima utanacak ve alayacam. Fakat lzmd. Teyzemin b masna, belki peime dmesine baka trl mani olamazdm. Varsn kzsn, darlsm teyzem ba in. * Ertesi gn mektubumu elimle postaya verdikten sonra, doru Maarif Nezareti'ne gittim , arkamda Glmisal Kalfa'nn bol araf, yzmde onun kaln peesi vard. Byle yapmaya me em sokakta kendimi kimseye tantmamak lzmd hem de Maarff Nezareti'nin, ak gezen kadn alara pek ehemmiyet vermediini iitmitim. ALIKUU 129

Nezaret kapsn buluncaya kadar cesur ve neeliydim, ilerimin gayet kolay biteceini umuy rdum. Bir hademe beni Nazr'n yanna gtrecek, o da diplomam grr grmez; "Ho geldin h de senin gibileri bekliyorduk" diye beni, Anadolu'nun en yeil bir memleketine ta yin ediverecekti. Fakat, kapdan girince hava birdenbire deiti; beni bir heyecan, bi r korku ald. Girintili, kntl sofalar, binann alt bandan st bana kadar acayip merdivenler, bu bu merdivenlerde bir alay insan. Kimseye bir ey sormaya cesaret edemiyor, akn akn et a bakmyordum. Samda, yksek bir kapnn zerinde "Makam- Nezaret" diye bir tabela gzme iliti. Herha odas orada olacakt. Kapnn nnde, parlak marokenden kvrm kvrm somya telleri fkrm kollar yaldzl kerli ferli bir hademe oturuyordu. yle bir edas vard ki, insan "Acaba azr Paa, yahut Bey bu mu?" diye pheye dse yeriydi. Korka korka yanna yaklatm: - Nazr Bey yahut Paa'y grmek istiyorum, dedim. Hademe parmaklarn tkrkleyip kumral

rnn ucunu kvrarak, ahane bir bakla beni szd, ar ar: - Ne yapacaksnz Nazr Bey'i? dedi. - Hocalk isteyeceim, dedim. O, byklarnn ucunun ne ekil aldn grebilmek iin dudaklarn bzp cevap verdi: - Byle ey iin Nazr Bey rahatsz edilmez. Git, dairesine syle. Usul dairesinde muamele p! Usul dairesinde muamelenin ne olduunu renmek istedim. Fakat o, artk cevap vermeye lzu grmedi; ayn marur ve ahane eda ile ban br tarafa evirdi. Peenin altnda, korku ile dilimi kardm. Bu, byle olursa, efendisi, kim bilir ne olacak Vay bamza gelen, diye dndm. alkuu - F 9 130 Reat Nuri Gntekin

Merdiven parmaklnn kenarna sekiz on su kovas dizmiler, zerine -Kkte tahterevalli n kullandmz tahtalara benzer- bir uzun tahta alarak garip bir peyke meydana getirmile rdi. Peykenin zerinde kadnl erkekli bir yn insan oturuyordu. Siyah yn arafn enesinin altndan inelemi, ini mavi gzl bir ihtiyar kadn gzme laarak halimi anlattm. Ac bir bakla: - Meslekte mptedi olduunuz grlyor. Nezarette tandnz kimse yok mu? dedi. - Hayr. Belki bir tandk vardr ama, bilemiyorum, dedim. Fakat buna ne lzum var? Syledii kelimelere gre lim bir hocahanm olduu anlalan mavi gzl kadn glmsedi: - Bunu daha sonra anlarsnz kzm, dedi. Gelin sizi Ted-risat- ptidaiye Dairesi'ne gtr bir kere Mdr-i Umumi Beyefendi'yi grmeye aln. Mdr, siyah sakall, yer yer iek bozuundan yenmi kocaman kafal, kaln kal gayet esm d. Odasna girdiim zaman, yazhanesinin nnde ayakta duran iki gen kadnla konuuyordu. Bir tanesi fark edilecek kadar titreyen elleriyle antasnn iinden buruuk ktlar kar birer yazhanenin stne koyuyordu. Mdr, ktlara yle bir gz gezdirdi, imzalarna, damgalarna bakt, sonra: - Gidin, ismizini ubeye kaydettirin, dedi. Hanmlar, geri geri giderek bir temenna ettiler. - Siz ne istiyorsunuz hanm? Bu sual, bana sorulmutu. Biraz ararak, kekeleyerek halimi anlatmaya baladm. Fakat o, irdenbire szm kesti. Sert bir sesle: - Muallimlik deil mi? istidanz var m? dedi.

ALIKUU 131 Daha ziyade ardm: - Yani diplomam m demek istiyorsunuz, dedim. Mdr, sinirli bir istihfafla dudaklarn bk kede oturan clz bir misafire ban sallad: - Gryorsunuz ya hali. insan, nasl ldrmaz? istida ile ahadetname arasndaki farktan h eri yoktur. Sonra muallimlik isterler; daha sonra da maa az, yer uzak diye kafa t utarlar. Odann tavan frl frl bamda dnyordu. Ne diyeceimi kestiremeyerek akn-akn etr Mdr, daha sert bir sesle: - Ne bekliyorsunuz? dedi. Haydi bilmiyorsanz bir biline sorun, istida yapn! Ben, aknlkla bir yere arpmadan odadan kmaya alrken kede oturan kk efendi ar - Beyefendi hazretleri, msaade buyrulur mu? Hanm kza halisane bir nasihat vereyim. Aman Yarabbi, neler syleniyordu! Benim gibi kadnlar, hocalktan ziyade, sanata heves etmeliymiler. Beyefendinin buyurduklar gibi, istida ile ahadetname arasndaki fark he nz anlamam olduuma gre hocalkta muvaffak olacam esasen pheliymi. Fakat alrsa erzi olur, hayatm kazanrmm. * Merdivenden inerken gzlerim etraf kapkara gryordu. Kolumu biri tuttu. O kadar dalgndm ki, az kald baracaktm. - iin nasl oldu kzm? Bu suali, yine o ini mavi gzl hanm soruyordu. fke ve mitsizlikten alamamak iin dil arak halimi anlattm. Tatl bir glmseme ile: - Tandn olup olmadn bunun iin sormutum, kzm, dedi. Mamafih, meyus olma. Yine bi

r belki. 132 Reat Nuri Gntekin

Gel seni tandklardan bir ube mdrne gtreyim. Eksik olmasn, iyi adamcazdr. Tekrar merdivenleri ktk, ihtiyar hocanm, bu sefer beni, byk bir kalem odasndan buzlu r cameknla ayrlm, minimini bir hcreye soktu. Bugn, hakikaten ansm yoktu. nk, ora t vermeyen bir manzara ile karlatm. Sakalnn bir taraf siyah, bir taraf adeta aarm i, hiddetten ate pskryor, karsnda benim biraz evvelki halime benzer bir vaziyette ti ir titreyen bir hademeyi dvecek hareketler yapyordu. nnde duran bir fincan kahveyi, bulak suyu dker gibi, pencereden sokaa serpti, sonra h demeyi ite kaka kapdan dar kard. Yeni arkadamn yavaa eteinden ektim: - Aman, buradan kaalm, dedim. Fakat buna vakit kalmad. Mdr, bizi grmt; - Hayrola Naime Hocanm? dedi. fkeli bir insann bu kadar abuk yattn mrmde ilk defa gryordum. Ne eit huylar abbi? Mavi gzl hocanm, birka kelime ile halimi anlatt. Mdr, tatl bir glmseme ile bana: - Pekl kzm, pekl. Ge yle otur bakalm, dedi. Bu kuzu gibi adamn, biraz evvel sokaa kahve dken, ihtiyar bir hademeyi dut aac silker gibi tartaklaya tartaklaya dar atan insan olduuna bin ahit isterdi. - A yzn bakaym kzm. OooL Sen daha hemen hemen ocuksun. Yan ka? - Yirmiyi bitirmek zereyim efendim. - Acayip. Mamafih, her neyse. Ancak sen, dar gidemezsin. Senin iin hayli tehlike var . - Niin efendim? - Niini var m, kzm? Sebep meydanda. Mdr Efendi glyor, eliyle yzm gstererek Naime

ALIKUU 133 hocanma iaretler yapyor, fakat meydanda olan bu sebebi bir trl sylemiyordu. Nihayet, mavi gzl hanma gz krparak; - Ben daha ok syleyemem. Sen kadnca daha iyi anlatrsn Naime Hanm, dedi. Sonra, sakaln iki yana sallayarak kendi kendine konuur gibi ilave etti: - Ah, sen bilsen darlarda ne yaman olu yamanlar vardr! Ben, saf bir hayretle: - Efendim, o ok yaman dediiniz adamlar kimlerdir, bilmiyorum. Fakat siz de bana on larn olmad yerde ders bulursunuz, dedim. Mdr, bu sefer elini dizkapaklarna vurarak daha fazla gld: - Eh!.. Bu hakikaten ho! Ben, bir insan ilk grte ya severim ya sevmem. Sonradan bu ilk hissimin deitiini hi myorum. Her nedense, bu adamcaza birdenbire kanm kaynay-vermiti. Hele bir yan beyaz, bir yan ra olan sakal, yle hotu ki, yzn saa evirdii zaman hemen hemen gen bir adam gry idii zaman ise o adam, birdenbire gidiyor, yerine beyaz sakall o ihtiyar yz glmsemey alyordu. - Darlmuallimat'tan bu sene mi ktnz, hanm kzm? - Hayr efendim, ben Darlmuallimat'tan kmadm. Dam do Sion mektebinden diplomalym. - Nasl mektep bu? Mdre uzun uzun izahat verdim, sonra diplomam uzattm. Galiba Franszca bilmiyordu. Faka t, belli etmemek iin kdn tesine, berisine bakyor, elinde evirip eviriyordu. - Gzel, l... Naime Hocanm teklifsiz bir tavrla: 134 Reat Nuri Gntekin

- Kuzum beyefendi, siz iyilik etmeyi seversiniz, u ocuu bo gndermeyin, dedi. Mdr, kalarn atarak, sakaln ekitirerek dnyordu: - Pek gzel, pekl ama, bizimkiler galiba bu mektebin diplomasn tanmyorlar. Aklna bir ey gelmi gibi elini masaya vurarak: - Kzm, sen istanbul rtiyelerinden birinde Franszca muallimlii istersin. Bak, sana yol nu reteyim. Doru stanbul Maarif Mdl'ne gidersin... Ben, mdrn szn kestim: - istanbul'da kalmama imkn yok efendim, dedim, mutlaka vilayetlerden birine gitme k mecburiyetindeyim. O, armt: - Amma yaptn ha! dedi. Gnlnn rzasyla Anadolu'ya gitmek isteyen muallimeye ilk defa te adf ediyorum. Ayol, biz muallimlerimizi istanbul'dan karncaya kadar akla karay seeriz Sen ne dersin Naime Hocanm? Mdr, hemen phelenmiti. Kurnazca bir istintak ediyor, ailem hakknda sualler soruyordu. Adamcaz kandrn-caya kadar bama hal geldi. Mdr, oturduu yerden, "ahap Efendi" diye seslendi. Cameknl kalem odas arasndaki kap ak tefek, clz bir gen grnd: - Bak, ahap Efendi, hanm kz odaya al, Anadolu'da muallimlik istiyor, bir istida msved desi yaz, bana getir. Artk, iime olmu gzyle bakyor, mdrn boynuna atlmak, sakalnn beyaz tarafndan pm p Efendi, beni kalem odasnda kark bir masann nnde oturttu, mdrn istedii msvedde bana sualler sormaya, sylediklerimi bir kt parasna not etmeye balad. Bu fakir kyaf asta ehreli memurda korkak, mahcup bir

ALIKUU 135 hal vard. Sual sormak iin bana baktka, adeta kirpikleri titriyordu. Pencerinin yannda duran orta yal iki ktip, az aza bir eyler konuuyorlar, ara sra ze bakyorlard. Bir tanesi; - ahap, evladm, sen bugn fazla yoruldun. u istiday biraz da biz yazalm, dedi. Kuruyas dilim durmaz ki. Hele biraz sevindiim vakit. Hi mnasebeti olmad halde: - Bu dairede, arkadalar birbirlerini ne iyi koruyorlar, dedim. ahap Efendi, kpkrmz kesilerek ban edi. Acaba bir pot mu krmtm? Herhalde yle o glyorlard. Ne dediklerini pek duyamadm. Yalnz birinin, "Muallime Hanm hayli pikin " sz kulama alnd. Bu szlerin manas neydi? Bu efendiler ne demek istemilerdi? istida msveddesi birka kere mdrn yanna gitti, geldi. Krmz mrekkeple allanp pulla temize ekildi. Mdr: - Haydi bakalm, kzm, Allah tesirini halk etsin. Ben, elimden geldii kadar yardm ederi m, dedi. Yannda baka kimseler olduu iin daha fazla bir ey sylemeye cesaret edemedim. Fakat bu me gtreceimi, ne syleyeceimi bilmiyordum. Belki Naime Hocanm' tekrar grrm midiyl knrken gzme ahap Efendi iliti. Kk ktip, merdiven banda, birini bekliyordu. Benimle gz gze gelince mahcubane ban ir ey sylemek istedii, fakat cesaret edemedii anlalyordu. Yanndan geerken durdum: - Size bugn ok zahmet verdim, dedim. Ltfen bunu nereye gtreceimi de syler misiniz ef im? 136 Reat Nuri Gntekin

- Muamele takip etmek g bir eydir, hemire hanm, dedi. zin verirseniz istidanzla bend z megul olaym. Siz rahatsz olmayn. Yalnz, arada srada kaleme urayverirsiniz. - Ne vakit geleyim? dedim. - iki, gn sonra. iin iki, gn uzamas canm skmt. Fakat, gelgit, tam bir ay srklendi. Zavall ah ti olmasayd, belki daha da uzayacakt. yle byle derler ama, erkeklerin iinde de ne insaniyetliler var. Bu ocuktan grdm iy nutmayacam. Beni kapdan grnce kouyor, merdiven balarnda bekliyordu.

O, elinde ktlarmla odadan odaya dolarken utancmdan yerlere giriyor, nasl teekkr e lemiyordum. Bir gn, kk ktip, boazna bir bez balamt. Boula boula ksryor, konuurken sesi - Hasta msnz? Niin bu halde daireye geliyorsunuz? dedim. - Bugn cevap almaya geleceinizi biliyordum, dedi. istemeden gldm. Bu, bir sebep olab ilir miydi? -Tabii baka iler de var. Malum ya, mektepler yeni ald. - Bana verilecek iyi bir cevabnz var m? - Bilmem. Evraknz Mdr-i Umumi'de. Terif ettiiniz vakit kendisiyle grmenizi syledi Mdr-i Umumi, atk ehresine bir kat daha dehet veren bir siyah gzlk takm, nnde du birer imzalayp yere frlatyor, ak bykl bir ktip namaz klar gibi eilip dorularak on ordu. - Efendim, beni emretmisiniz, dedim. Yzme bakmadan, sert bir sesle: - Sabret hanm. Grmyor musun? dedi. Ak bykl ktip, kalar ve gzleriyle iaret ederek beklememi anlatt. Ayp bir ey yapt a adm geriye ekildim, paravann yannda beklemeye baladm.

ALIKUU 137 Mdr, ktlar bitirdikten sonra gzln kard, mendiliyle camlarn silerek: - istidanz reddedildi. Zevcenizin hizmeti otuz seneyi bulmuyormu, dedi. - Benim mi efendim, dedim, bir yanllk olmasn? - Sen Hayriye Hanm deil misin? - Hayr, ben Feride'yim efendim. - Hangi Feride? Ha, aklma geldi. Maalesef sizinki de yle. Mektebiniz, Nezaret-i Ce lile'ce musaddak deilmi. Bu diploma ile memuriyet verilmez. - Peki, ben ne olacam? Bu manasz sz, istemeden dudaklarmdan dklver-miti. Mdr, tekrar gzln takt, ben bir tavrla: - Artk orasn da, msaadenizle, kendiniz dnn, dedi. Bu kadar meguliyet arasnda, bir ne olacanz dnmeye kalkarsak vay halimize. mrmde acsn unutmayacam dakikalardan biri de bu olacaktr. Evet, ben, ne olacaktm? iyi kt, senelerce altm. Bu yamda en uzak gurbetleri gze alyordum. Byle olduu ha i kovuyorlard. Ben, ne olacaktm? Yeniden teyzemin evine dnmek, lmden daha fena bir ey i. Son bir mitle teki mdre bavurdum. Alamamak iin dilerimi skarak: - Beyefendi, benim diplomam ie yaramazm, ne yapaym ben imdi? dedim. Bu szleri sylerken, fazla m aknlk gsterdim nedir adamcaz adeta mteessir oldu: "Ne yapaym kzm? Ben de syledim ama varak- mihri-i vefay okuyup dinleyen var m?" dedi Bu efkat, beni adeta martmt: - Beyefendi, ben mutlaka bir i bulmaya mecburum. 138 Reat Nuri Gntekin

Kimsenin beenmedii, en uzak bir ky de olsa, ben gler yzle kabul edeceim. Mdr, birdenbire bir ey dnm gibi: - Dur, kzm, bir tecrbe daha... Kede, pencerenin yannda, uzun boylu, irice yapl bir bey gazete okuyordu. Yz sokak ta a dnk olduu iin yalnz, aarmaya balam salaryla sakalnn bir ksmn grebiliyord Mdr, bara bara: - Beyefendi, msaade buyururlar rn biraz? dedi. O, bir ey sylemeden dnd, ar ar yan Mdr, eliyle beni gsterdi: - Beyefendi, siz sevab seversiniz. Bu ocuk, bir Fransz mektebinden km. Halinden, sz den kibar bir ailenin ocuu olduu anlalyor. Fakat malum ya, dmez kalkmaz bir Allah. cburiyetinde kalm. "En uzak bir keye bile giderim" diyor. Fakat bizimkini bilirsin y a. Gl tarife ne hacet! "Olmaz" diye kesip att. Siz Nazr Beyefendi'ye bir iki "kelime -i teyyibe" ltfederseniz bu i olur. Kuzum Beyefendi! Mdr, bu szleri sylerken, onun, vakitsiz bir mihnetle kmeye balam omuzlarn okuyo

en, halinden, tandm inanlarn hepsinden baka trl bir insan olduunu anlamtm. Md eiliyor, iyi iitmek iin elini kulann arkasna koyuyordu. Biraz kanl, fakat halim, munis gzlerini bana evirdi, k-, sk bir sesle Franszca konum balad. Nereden ktma, nasl altma, ne yapmak istediime dair sualler soruyordu n memnun kald belliydi. Biz konuurken, ube mdr keyifli keyifli glyor: - Blbl gibi sylyor Franszcay maallah. Bir Trk kz iin ayan- takdir dorusu, diy Glmisal Kalfa, daima: "Ayn on bei karanlksa, on bei aydnlktr" derdi. Sonradan, by olduunu rendi-

ALIKUU 139 im o insan bana bakarken, benim iin, bu aydnln balamak zere olduunu hissediyordum. dan beri, yava yava kaybettiim gzel neemi tekrar buldum. O insan, bana yine imdiye kadar kimseden iitmediim gzel szler syledikten sonra, beni anna ald, Nazr'n odasna gtrd. O geerken hademeler ayaa kalkyor, kaplar adeta kendiliklerinden alyordu. Yarm saat sonra B... Vilayeti'nin.merkez rtiyesinde ak bulunan bir corafya ve resim m allimliine tayin edilmi bulunuyordum. alkuu, o akam Eyp'e dnerken sevincinden adeta uuyordu. Bundan sonra, o da artk kend eini kendi kazanan bir insand. Kimse, artk ona, adna merhamet ve himaye denen byk har keti yapmaya cesaret edemeyecekti. gn sonra, her muamele bitmi, harcrahm alm bulunuyordum. Bir sabah, Glmisal Kalfa beni vapura getirdi. ahap Efendi, erkenden rhtma gelmi, bizi bekliyordu. Bu ocuun insanln dnyada unutamayacam. Her iimle uram, gittiim y adresine kadar hibir eyi ihmal etmemiti. imdi- de erkenden hl sarl hasta boazyla rutubeti iinde beni uurlamaya geliyordu. Bavulumu, yol hediyesi olarak getirdii kk bir kutu ile beraber, kamarama kendi eliyl e yerletirdi. Tekrar tekrar inip karak kamarotlara tembihler veriyor, yorulup zlyordu Vapur kalkncaya kadar, gvertenin bir kesinde oturduk. insan, ayrlk saatinde durmadan konumal, nesi varsa syleyip bitirmeli deil mi? Halbuki bu bir saat iinde, Glmisal Kalfa ile belki, on ift sz konumadk. O, snk mavi gzleri izi seyrediyor, ellerimle oynuyordu. Yalnz vapur kalkaca zaman dayanamad: "Anneni bu radan vapura bindir140 Reat Nuri Gntekin

dim, Feride. Hem, o senin gibi yalnz deildi, inallah yine seni byle kucama alrm." d hkra hkra alamaya balad. ahap Efendi'nin yanmzda olmasna ramen, ben de galiba kendimi tutamayacaktm. Fakat o e nada bir kargaalk oldu; "Haydi hanm, merdiven kalkyor!" diye kalfacm omuzlarndan y r, tartaklaya tartaklaya merdivenden indirmeye baladlar. Kk ktip hl yanmda duruyordu. Teekkr iin elimi uzattm vakit, benzini sapsar, g lk defa dikkatle yzme bakmaya, adm sylemeye cesaret etti: - Feride Hanm, bsbtn gidiyorsunuz demek, dedi. Bu ayrlk dakikasnn bir bulut gibi s amen glmsemekten kendimi alamadm. - Artk phe kald m? dedim. O, bir ey sylemedi, elini elimden ekerek koa koa merdivenden indi. Deniz yolculuunu ok severim. Alt, yedi yanda bir kk kzken, babamn neferiyle berab ahatin zevki hl iimdedir. Vapur, vapurdaki insanlar, hatta Hseyin, unutulmu, byk bir nizi uarak geen bir kuun hayalinde ne kadar kalmas mmknse, bende de aa yukar ona r ey kalmtr. Her taraf akc parltlarla dolu bir mavi boluk iinde umak sorholuu bu lgn tesirine ramen, gvertede kalmaya tahamml edemedim, vapur Sarayburnu'nu dnerk kamarama indim. ahap Efen di'nin getirdii kutu, bavulumun zerinde duruyordu. Ne ol du unu merak ederek atm. Bir kutu fondan... Benim dnyadc en delicesine sevdiim ey. Kk ktibin hediyelerinden birini dudaklarma gtr dm. Fakat birdenbire gzlerimden ya Niir

ALIKUU 141 byle alyordum, bilmiyorum! Kendi kendime sz anlatmak istedike gzyalarna artyor, g

bepsiz strabm bu biare ekerden geliyormu gibi, gayri ihtiyar, kutuyu yakaladm, kama inimini penceresinden denize frlattm. Evet, dnyada bu gzyalarndan daha manasz ey olamaz. Bunu anlyorum. Fakat buna ramen, , bu satrlar yazarken kirpiklerimden yalar szlyor, nmdeki defter kdn fiske fis Bu, acaba darda sessiz sedasz yaan yamurun tesiri mi? imdi istanbul nasl? Orada da amur var m? Yoksa Kozyata'ndaki bahe, imdi ay klar iinde prl prl yanyor mu? Kmran, ben sadece senden deil, senin olduun yerlerden de nefret ediyorum. Bu sabah, uyandm vakit gnlerden beri devam eden yamuru dinmi buldum. Bulutlar dalm , pencerenin karsndaki yksek da tepelerinde yer yer ince dumanlar ttyordu. Gece yatarken pencereyi kapatmay unutmuum. Hafif bir sabah rzgr, karyolann rtlerine alarma vuran gne klarn sar pullar gibi titretiyor, para para datyordu. Be gnden beri bu kk otel odasnda, sinirlerim iyice bozulmutu. Gece bir aralk uyanm arm, zerine kra yam yapraklar gibi slak bulmutum. Yastm da yleydi. Demek ki , imdi bir para gne; neemi hatta midimi yeniden canlandryor, vcuduma mektep yatakh e uyandm bahar sabahlarnn hafifliini veriyordu. 142 Reat Nuri Gntekin

Bugnn bana, gzel bir haber getirmesine imkn yoktu. Artk, bir eyden korkmuyordum. Sevi e yatamdan frladm, eski biim kk lavabonun nnde ykanmaya baladm. Temiz bir su birikintisine balarn daldrp karan kular gibi silkintilerle sular etra aki aynann camna sratyordum. Kap hafife vuruldu. Hac Kalfa'mn sesi: - Sabah erifler hoyrolsun hocanm, sen yine erkencisin bugn, dedi. - Bonjur Hac Kalfa, dedim, yle oldu. Sen nereden anladn benim uyandm? Hac Kalfa gl - Ne bileyim, ku gibi slk alp duruyorsun. Hakikaten, kua benzeyen bir tarafm olduun dim de inanmaya balyordum. - Kahvaltn getireyim mi? - Bugn kahvalt etmesem olmaz m? Ses, bu defa hiddetlendi: - Yok... Olmaz. Ben, yle ey istemem. Gezme yok, elenme yok, mahpus gibi tkldn, kaldn ir de yiyecek yemez-sen karki komuna dnersin sonra. Hac Kalfa, bu son sz kar odadaki komuya iittirmemek iin, azn anahtar deliine ko ltmt. Bu Hac Kalfa ile ne iyi dost olmutuk. lk sabah uyanr uyanmaz giyinmi, antam koltuum rak sraya sraya otelin merdivenlerinden inmeye balamtm. Hac Kalfa, yine o beyaz pe kk bir havuzun yannda nargile temizliyordu. Beni grnce krk yllk bir ahbap gibi: - Hayrola Feride Hanm, sen niye byle erken uyandn, ya? Ben seni yol yorgunluu ile ley kadar uyur sandm; demiti. Ben glerek:

ALIKUU 143 - yle ey olur mu? Vazife sahibi bir hoca, leye kadar nasl yatar? demitim. Hac Kalfa, nargilesini brakarak ellerini beline dayam: - una bak hele! Daha kendi ocuk, anladn m efendim, ayann tozuyla mektebe gider ocuk maya, diye glmeye balamt. Ben Maarif Nezareti'nden tayin kdm aldm dakikadan beri, artk, hafiflik etmemeye ye im; fakat Hac Kal-fa'nn bir bebekle konuur gibi hali karsnda, ben de birdenbire ocuk tam top gibi havaya atp tutmutum. Bu hareket, Hac Kalfa'y bsbtn keyiflendirmiti. Ellerini birbirine vurarak: - Yalan m? dedi. Daha sen, kendin ocuksun! diyor ve kahkahalarla glyordu. Bir otel odacsyla bu derece yz gz olmak ne kadar doru bilmiyorum, fakat ben de onunla beraber glm, teden beriden konumaya balamtm. Hac Kalfa, kahvalt etmeden mektebe gitmeme katiyen raz deildi: - Akama kadar yle a ana el lemin yumurcaklaryla uralmaz, anladn m efendim? Sana tirivere-yim. Hem, efendim, bu daha ilk gn, acelesi mstacel deil, diye beni zorla h avuzun bana oturtmutu. Bu saatte otelin avlusunda kimseler yoktu. Hac Kalfa, karki dkknlardan birine: - Molla, bizim hocanma istanbul simidiyle beraber st getiriver, diye seslenmi, sonr

a da bana dnerek: - Molla'nn st de sttr hani. Sizin istanbul stleri bunun yannda nargile suyu gibi kal emiti. Hac Kalfa'nn rivayetine gre Molla, yaz k ineklerini armutla besler, onun iin stleri ut kokard. - Ancak, Molla'nn kendi de az buuk armut kokar, diye alay ediyordu. 144 Reat Nuri Gntekin

Ben, havuzun banda kahvalt ederken Hac Kalfa, bir yandan nargilelerini alkalyor, bir andan bitip tkenmez ehir dedikodularyla beni elendiriyordu. Aman Yarabbi, bu adam, n eler biliyordu! Hele mektep hocalar hakknda... Her birini ka kat elbiseleri olduuna varncaya kadar ili dl tanyordu. - Az elen, seni ben gtreyim. Mektep yakndr, ancak yollar karmakarktr. Sonra kaybol demi sakat ayayla nme derek beni, hakikaten kendi kendime kaybolacam Merkez Rtiy boyal tahta kapsna kadar gtrmt. Grn ne kadar sefil olursa olsun, o gn, mutlaka sevmek azmiyle girdiim bu mektepte na ir felketle karlatm tafsilatyla anlatmalym. Kapc kulbesinde kimse yoktu. Baheden geerken hareli bir dokuma arafa smsk brnm kapal bir kadna tesadf ettim. Kolunda eski bir mein anta ile sokaa kmaya hazrlan ni grnce durdu. Dikkatli dikkatli bakmaya balad: - Bir ey mi istiyorsunuz, hanm? - Mdire Hanm' greceim. - Bir iiniz mi var? Mdire benim. - yle mi efendim? dedim. Ben yeni Corafya ve Resim hocanz Feride'yim. Dn istanbul'da n geldim. Dokuma arafl mdire yzn amt. Beni tepeden trnaa kadar szd, sonra tereddtle: - Bir yanllk olmasn kzm, dedi. Bizim corafla ve resim hocal akt, fakat bir haf lu mektebinden bir hoca gnderdiler. Fena halde armtm:

ALIKUU 145 - imkn yok efendim, dedim. Beni Maarif Nezareti'nden gnderdiler. Emrim antamda. - Fesuphanallah, fesuphanallah, dedi. Emrinizi greyim, bakaym. Kadncaz, kd birka kere okudu, tarihine bakt, sonra ban sallayarak: - Byle yanllklar ara sra oluyor, dedi. Faknda olmadan ikinizi de ayn yere tayin etmi Vah Huriye Hanm, vah! - Huriye Hanm kim efendim? - Gelibolu'dan gelen teki hoca. Kendi halinde iyi bir kadncaz... Orann havasyla imtiz edememi. Burasn istemi. Meer biarenin bana gelecek varm. - Yalnz o deil, ben de mkl mevkide kalyorum efendim, dedim. - Evet, oras da yle. Netice alnncaya kadar kadncaz meraklandrmayalm bari. Ben, bi rif Mdrl' ne gidiyorum. Haydi, siz de gelin. Bakalm, belki bir are buluruz. Maarif Mdr, uyuklar gibi gzlerini yumarak karsn-dakileri dinleyen, sayklar gibi kes sik lakrd syleyen, battal, ar bir adamd. Bizi, can skntsyla dinledikten sonra ar ar: - Ben ne yapaym, yle yapmlar, yle olmu, istanbul'a yazmal. Bakalm ne cevap gelir? d u. Ksa yeleinin altndan kan krmz kuana bakarak evvela yk arabacs sandm iriyar - Bu hanmn emrindeki tarih daha yeni. Binaenaleyh asl makbul ve muteber olan budur, dedi. Mdr, istihareye varr gibi dnd, sonra: - Hayret, geri yle ama, tekine iten el ektirmek iin emir yok. Nezaret-i Celile'den is izah edelim. Sekiz, on gne kadar cevap alrz. Siz de artk o zamana kadar idare-i masl ahat buyurursunuz, Mdire Hanm, diye hkmetti. alkuu - F. 10

146 Reat Nuri Gntekin

Yine, dokuma arafl mdirenin peinde ayn dolambal sokaklardan, trs trs mektebe d le gitseymiim.! Hayriye Hanm, krk be yalarnda, kara yzl, hrn tavrl, ufak tefek bir kadnd. Vak yz bir kat daha karard, gzleri byd, incecik boynunun kenarlarnda iki damar iti. S amda ocuklarn ald kursak dd gibi bir feryatla: "Eyvahlar olsun a dostlar! Bu da m " diye dp bayld. Muallimler odas birbirine giriyor, gzlkl bir ihtiyar hoca, kapya en talebeleri kov adeta kucak kucaa onlarla greiyordu. Arkadalar, Hayriye Hocanm' srtst yere yatrmlard. Yzne sular, sirkeler sryorla i fani-le gmleini geveterek, pire srklaryla benekli gsn ovuturuyorlard. Ben, ne yapacam arm bir halde, odann bir kesinde, kolumda antamla dimdik duruyo Biraz evvel, kapdaki ocuklar kovan hocanm, gzlnn stnden aksi aksi yzme bakt: - Kzm, insaniyetine atm dorusu, dedi. Bir de stelik glyorsun. Hakk vard. Maalesef kendimi tutamayarak glmsemi-tim. Kadncaz, ona deil, kendi peri en anlayacakt? Fakat, glen yalnz ben deilmiim. Uzun boylu, keskin kara gzl bir gen kadn da ks ks anma yaklat. Kulama usulcack: - Bilmeyen, bu kadnn kocas evlenmi, stne ortak getirmi sanr. Baygnlk falan deil, etliinden, dedi. Huriye Hanm, yznden burnundan sular akarak gzlerini amt. Midesinde barut patlam g geiri-yor, ban iki yana sallayarak:

ALIKUU 147 - A dostlar, bana neler oldu? Bunca yldan sonra bama bu haller gelmeli miydi? diye perde perde sesini ykseltiyordu. "Blbln ektii dili belasdr!" derler, yine bir mnasebetsizlik ettim, hi lzum yokken iyiletiniz inallah?" diye bir nezaket yapmak istedim. Sen misin hatr soran? Huriye Hanm, yle bir parlay parlad ki, anlatamam. Aman neler sylemedi? Hem canna kastetmii de stelik keyif soru-yormuum. Dnyada bundan byk yzszlk, arszlk, terbiyesizlik ol Bir keye sinmi, utancmdan gzlerimi kapatmtm. Hocalar, Huriye Hanm' bir trl yat perde sesini ykseltiyor, yle kelimeler sylyordu ki, Merkez Rtiyesi'nde deil, en adi sokakta bile aza alnmazd. Ne mal olduum zaten yzmden belliymi. Onun ekmeini elinden almak iin Nezaret'te kim bi ir, ka kiiye... Kede, gzlerim kararyor, vcudum buz gibi donuyor, dilerim birbirine arpyordu. En fen i hocanmlar da hemen hemen ona hak veriyor gibi vaziyetler alyorlard. Birdenbire ortadaki masaya bir yumruk indi, bardaklar, srahiler angr angr tt. Bunu yapan, biraz evvel benimle beraber glen keskin kara gzl gen kadnd. O, imdi cana gibi bir ey olmutu. Ykseldike gzelleen hrn bir sesle haykryordu: - Mdire Hanm, bu nasl mdirelik? Bu kadnn, bir mu-allimenin namusuna dil uzatmasna na aade ediyorsunuz? Neredeyiz? Bir kelime daha sylemesine msaade edersiniz, onu deil sizi mahkemelerde srndrrm. Kendini nerede sanyor bu kadn?... Kara gzl muallime, bu defa da ayan yere vurarak teki hocalara att: - Aferin size arkadalar, ok beendim dorusu. Mektep iinde bir meslektan tahkir edilme i byle srta srta dinliyorsunuz ha? 148 Reat Nuri Gntekin

Ortaklk, bir dakikada stliman olmutu. Huriye Hocanm, yalnz kalacan anlaynca, yine maya, alamaya balad. Ders vakti galiba gelmiti. Hocalar defterlerini, kitaplarn, diki epetlerini alarak birer birer dalmaya baladlar. Mdire Hanm, "Sizi odamda bekliyorum, kzm," diye kapdan kt... Biraz sonra, odada beni mdafaa eden arkadala yalnz kalmtm. Ona teekkr etmeye lzum - Vah vah!.. Siz de benim iin zldnz, dedim. O, ehemmiyeti yok, demek ister gibi omuz silkti ve gld: - Mahsus yaptm. Bylelerine ara sra gzda verilmezse olmaz, insann bana kmaya kalk

. Ne yaparsnz. Dersten sonra grrz, olmaz m? Mdirenin kapsna kadar gittiim halde ieri girmeyi bir trl canm istemedi. Tekrar bu b tazelemek beni irendiriyordu. Kollarm dm, antam arlamt, kimseye grnmeden mek * Hac Kalfa, beni grr grmez, meyus bir tavrla kollarn kaldrd: " ' - Vah hocanm vah, neler gelmi senin bana? diye sylenmeye balad. Vakay benden daha iyi biliyordu. Bu kadarck bir zaman iinde nasl duymutu. Aman kzm, gzn drt a. stanbul'a yazacaz diye sana bir oyun oynamasnlar. Nezaret't emen mektup yazalm, dedi. Beni Nazr'a tavsiye eden yalca bir airden baka kimseyi tanmadm syledim. Hac Kal ir iitmez ocuk gibi sevindi: - Vay, o, benim velinimetimdir ayol, dedi. Burada bir zamanlar idadiye mdr idi. Mel ek gibi bir insandr. Yaz kzm

ALIKUU 149 yaz ve beni seversen benden de selam yaz, de ki: "Hac Kalfa kulun mbarek destlerin den busediyor." Zavall Hac Kalfa, ikide bir, sakat ayan srye srye yukar kyor. "Mddeiumumi Bey rkmasn. Maarif Mdr sktrsn, diyor" yahut; "Belediye mhendisi yarn istanbul'a gide t'e uramay vaat etti" yolunda havadisler getiriyordu. Ne tuhaf memleket! Birka saat iinde rezaleti duymayan kalmamt. Otelin kahvesinde, hep bundan bahsedjliyormu. - Hac Kalfa, bu ne i? dedim. Burada herkes herkesi tanyor? ihtiyar adam, ensesini kayarak: - Avu ii kadar yer, dedi. Nerede bulursun o tana toprana kurban olduum istanbul'u. O a olsa kim kime, dum duma. Burann dedikodusu boldur. Bunu, bylece bilmi olasn. Bende n sana nasihat; kmil ol, uslu ol. yle arda pazarda yz ak gezme. mdi: (Aman Yarabb i kelimesini ne tuhaf bir eda ile sylyordu!) Sana bir ksmet de kar inallah. Burada bi hocanm vard. Arife Hocanm. Ceza Reisi kendisine nikh etti. imdi, bir eli yada, bir e i balda. Dars senin bana. Aman gzel diye mi? Ne gezer! iffetli diye, arbal diye, i da namustan kymetli ey yoktur insan iin. Gn getike, Hac Kalfa'nn bana emniyeti, tevecch artyordu. Her gn, evinden ufak tefe antel bir bardak rts, ilemeli bir yz havlusu, resimli hazr yelpaze gibi eyler getiri , odam sslyordu. Bazen biz konuurken, aadan, direk gibi bir ses: - Hac Kalfa, ne cehenneme kayboldun yine? diye haykryordu. Bu Hac Kalfa'nn efendisi, otelin sahibiydi. 150 Reat Nuri Gntekin

htiyar adam, her defasnda trk syler gibi, makamla yava yava: - Elinin kr, elinin kr. Hac Kalfalar kaldrsn seni, diye syleniyor; sonra baryord - Geldik, geldik, az iimiz var da... Otelde, Hac Kalfa ile beraber, bir ahbabm daha olmutu: Otuzbe krk yalarnda manastrl adncaz. Onunla ahbaplmzn nasl baladm anlataym: Otele ilk geldiim akam, odamda eyam y f bir kap gcrts iittim. Baktm, odaya sar basma entarili, yeil krep bartl bir k Daha kapdan girerken: "iyisiniz inallah, safa geldiniz, hanm kzm" diye hatr sordu. D zarif yz; kirele delik deik tkanm, harap bir duvar hatra getiriyor; rastkl kala eri, bu ehreye bir l kafas korkunluu veriyordu. Biraz ararak: - Safa bulduk efendim, dedim. - Valide hanm nerede? - Hangi valide hanm efendim? - Hocanm... Siz hocannm kz deil misiniz? Kendimi tutamayarak glmeye baladm: - Ben hocannm kz deil, kendisiyim efendim. Kadn, yere melir gibi yaparak, ellerini rine vurdu: - Ay! Hocanm siz misiniz? Hi de byle parmak gibi gencecik hocanm grmedim. Ben, sizi y

al bal hocanm sanyordum. - imdi bylesi de oluyor efendim. - Olur ya, olur ya... Bu dnyada ne olmaz? Biz, ta u kar-ki odackta oturuyoruz, ocukla uyuttum, "Safa geldin"

ALIKUU 151 demeye geldim size... Allah eksik etmesin, gndzleri oluk ocuk gailesi var. Haan bu va kit olur, ocuklar uyurlar, bir kasvettir basar beni. Yalnzlk bir Allah Tel'ya muhsust r yle deil mi hemireceim? Efkrlar bre efkrlan; i sigara, i sigara, i sigara. Saba Allah gnderdi sizi hemireceim. iki lakrd eder, alrz. Kadncaz, bana evvela! "Hanm kzm" diye hitap ederken, hoca olduumu renince, bunu "h "e evirmiti. Odadaki iskemleyi gstererek: - Buyurun, oturun, dedim ve kendim karyolann kenarna oturarak ayaklarm salladm. Manas trl Hanm: - Ben iskemlede rahat edemem hemireceim, dedi ve tuhaf bir ekilde yere, ayaklarmn dib ine oturarak dizlerini bkt, sonra entarisinin cebinden bir teneke ttn kutusu kararak aln sigaralar sarmaya balad. Bunlardan birini bana ikram etti. - Teekkr ederim, ben imem efendim, dedim. O: - Ben de okluk imezdim ya. Gam, kasavet byle yapt, dedi. Komum, adamakll dertliydi. Manastr'da epeyce zengin bir adamn kzym. Haline gre ba i, kzleri, inekleri, varm. Babasnn kapsnda be fukara doyuyor-nu. Manastr'ii birou onu istemi. Fakat cahillik bu ya, o: "lle kll zabite varacam" diye tutturm as ona yz sopa vurup o beylerden birine verseymi. Lkin, o biare kadn da bana gelece ilsin! Tutmu, bir tanecik kzn belindeki kltan baka mal, mlk olmayan bir mlazme kadar yle byle geinmiler. Komum 31 Mart'ta, Hareket Ordusu'yla. istanbul'dan dnen bi hbaptan, kocasnn (B.) de bulunduunu 152 Reat Nuri Gntekin

ve bura yerlilerinden bir kadnla evlendiini haber alm. Eh, olur ya; eriatmz drde ka zin veriyor. Zavall komum] biraz alayp szladktan sonra ocuunu alm ve buraya ge m, kocas bu iten hi memnun olmam. vaktiyle yalvara yalvara ald kars, ne cierpare gz gryor, onlar tersyzne Manastr'a evirmek iin rar ediyormu. "Bunca senelik ka bu cefalar" diye ayaklarna kapand, kpekler gibi yalvard halde, bir trl kendisini alkoymaya raz edemiyrm. Bu uzun hikyeyi dinledikten sonra dayanamadm: - A hanmcm, siz de niin sizi istemeyen bir insan stne bu kadar dyorsunuz? O sizi rsa siz de onu tekmelersiniz, olur biter, dedim. Manastrl Hanm, cahilliime acr gibi, glmseye glm-seye: - A hemireceim, gzm atm, onu grdm. Bunca yl bir yasta ba koyduk. Kocadan ayrl ve sesini titrete titrete: "Anadan geilir, yrdan geilmez" diye bir beyit okudu. Ben, adeta hiddetle: - insan, kendini aldatan bir erkei nasl sever? Ben, bunu anlamyorum, dedim. O, siyah dileriyle ac ac srtarak: - Siz daha pek ocuksunuz, "hemireceim. Bu aclar ekmemisiniz, bilmiyorsunuz. Allah yi de bildirmesin, dedi. - Ben bir kz biliyorum ki evleneceine iki gn kala, nianlsnn kendisini baka bir kad attn rendi, bu fena adamn yzn bana att ve yabanc bir memlekete kat. - Sonradan piman olmutur o kz, hemireceim. Acrm ona. Yrei hasretten gz gz olmut la vurulanlar hi iitmedin mi, be hemireceim? Bazlar, vurulduklarnn faknda bile ol e adm koarlar, kap kurtuluyoruz sanrlar. Yara scakken acmaz, hemireceim-

ALIKUU 153 Hele bir kere soumaya balasn. Sen bak, seyret o kzcaz nasl yanp yaklacak?... Hiddetle karyoladan frladm, deli gibi odann iinde dolamaya baladm. Yamur pencereler r, sokaktan bouk kpek ulumalar geliyordu. Manastrl komum, derin bir ah ektikten sonr

evam etti: - Gurbet ellerindeyim. Kolum, kanadm krk. Elim ermez, gcm yetmez. Manastr'da olaydm, cam iki gnde bu aiftenin elinden kurtarrdm ya. Hayretle gzlerimi aarak: - Ne yapardnz? dedim. - Ortam, burada kocama basm byy, basm byy. Dilini azn balam adamcazn. deil, mecidiyeyi gzden kardm m, kocam kadnn elinden alrlar, yine bana getirirl Manastrl Hanm, bana Rumeli bycleri hakknda uzun uzadya tafsilat vermeye balad: Arif Hoca adnda bir Arnavut varm ki, domuz kulan, birok ameliyatlarla, bir drbn ha tirirmi, bir kadn bu garip drbn gzne koyarak bir kere kocasna bakt m, erkek ne ka ua olsun, hemen yola gelirmi. nk, btn kadnlar, ona domuz gibi grnrm. Arif Hoca, bazen bir sabun parasna, bir topluine kaplar ve sabunu okuyup fledikten sonra topraa gmermi. Sabun toprakta eridike, insann dman da oturduu yerde erir, i ermi. Kadncaz, teneke kutusundan, st ste sigaralar sarp ierek buna benzer masallar anlaty er tarif ediyordu. Ne bo, ne zavall lakrdlar! Ya hele, o souduktan sonra szlanmaya balayan yara masal! e ey olur mu? Ben, teki zalim iin hi zlyor muyum? Onu hi aklma getirdiim oluyor m Manastrl komumun katmerli dzgnleri, kazan kulplu 154 Reat Nuri Gntekin

rastklar, kk gzevlerini korkun bir halka ile saran kuyruklu srmeleri, bende evvela iksinme hissi uyandrmt. Fakat bunlarn, erkeini tekrar elde etmek iin yaplm bir hi olduunu renince iim szlad. Zavall kadn, diyordu ki: - Adamcazmn gzne ho grneyim diye ocuklarn boazndan kesip dzgn, rastk, srme i ssleniyorum, ama olmuyor. Dedim ya, by. O gnden beri odamn kaps ara sra gcrdyor, bam evirmeden anlyorum ki odur. - iin var m, hemireciim? Azck geleyim mi? Yalnzlktan o kadar bunalmm ki, bu ses beni adeta sevindiriyor. Kalemimi brakarak, ar parmaklarm birka kere sallyorum ve komumun artk ezberlediim srnak aknn hikyes eye hazhrlanyorum. Penceremin karsnda dimdik ykselen dan manzaras ilk gnlerde beni elendiriyordu. Fak an da yorulmaya baladm, insan, bu dumanl yamalarn rzgr iinde sa ba dank, et aln kayalar stnde, kei yavrular gibi srayp elenmedike neye yarar? Nerede o, bam alp saatlerce krlarda dolatm, bahe kenarndaki itlere deneklerle akl aalar talayarak ku kaldrdm gnler! Halbuki ben, Anadolu'yu asl bunun iin is Kkten beri resim yapmay ok severim. Mektepte tam not aldm hemen tek ders o idi. K miz oda duvarlarna, mektepte heykellerin mermer kaidelerine, kurun, yahut boya kal emleriyle yaptm resimler iin ne kadar azar iitmi, ceza ekmitim, istanbul'dan gelirk ama bir alay resim kd ve boya kalemleri almtm.

ALIKUU 155 Oteldeki yalnz gnlerimde yazdan skldka resim yapyordum ve bu, benim iin ho bir te yordu. Hatta Hac Kalfa'nn da biri karakalem, dieri suluboya iki resmini yapmaya alm Resimlerin ne dereceye kadar benzediini bilemiyorum. Fakat o, burnunun, gznn hususiy etlerinden deilse bile, yuvarlak ve plak bandan, posbyklarndan, beyaz nlnden ke stalma hayran oldu. Adamcaz enmeden ar, pazar dolayor, kzna ereve iletmek iin ucuz atlaslar, kad nkli boncuklar satn alyordu. Nihayet, fazla skldm grerek beni evine davet etti. Hac Kalfa, karsnn tutumluluu tu gibi bir ev yaptrm, bo zamanlarnda ocuklarnn yardmyla, bunu yeile boyamt. Ev, derin bir uurumun kenarnda. Uurum, o kadar derin ki bahenin sarmaklarla rtl pa llarnz dola-yp aa baktnz zaman banza bir dnme geliyor. Bu bahede Hac Kalfa'nn ailesiyle beraber ne tatl birka saat geirdim! Nevrik Hanm, Samatyalym. Kocas gibi kaba saba, fakat iyi ruhlu, saf bir kadncaz. Be e "istanbul kokuyorsunuz, kkhanm" diye boynuma sarlmaktan kendini alamad, istanbul'un ad anldka gzleri yaaryor kocaman gs derin hasret nefesleriyle kalayc kr gibi Hac Kalfa'nn on iki yalarnda bir olu, on drt yalarnda bir kz var. Kzn ad Hayga

nde, kara krmz yanaklar, suiei kyormu gibi iri sivilcelerle dolu, kaln kal, m iz bir ermeni kz. M5rat;tli butlu ablasnn tersine, iroz gibi kuru, renksiz, bcr bir ocuk. Hac Kalfa, okuryazar bir adam deilmi ama, ilmin kymetini takdir edermi, insan her eyi bilmeliymi. Srasna 156 Reat Nuri Gntekin

gre yankesicilik bile lzm olurmu. Mirat, iki sene Ermeni mektebine gitmi, iki seneden beri de Osmanl mektebinde okuyormu. Hac Kalfa'nn programna gre bu ocuk, iki senede bir mektep deitirecek, yirmi yana k ile Franszca, Almanca, ingilizce, Italyancay mkemmel renerek tam bir adam olacakm. ii, bu solucan gibi spsska ocuk o zamana kadar bu ykn altnda ezilip lmezse! Hac Kalfa, bir gn olundan bahsederken dedi ki: - Mirat'n adna dikkat etmisindir. Ne arifane isimdir o, bulmak iin bir hafta kafa pa tlattm, iki lisana da uyar. Ermenice Mirat, Osmanlca Murat. Sonra fevkalde zekice bir ey syleyeceine iaret olmak zere gzlerinden birini krparak e etti: - Mirat, namnasip bir halt yeyip, beni kzdrd zaman ben de ona, sen, ne Mirat'sm, ne M rat; ancak bir meretsin, derim. . ihtiyar Ermeninin bu hiddet sahnelerinden biri de, benim evlerinde bulunduum zama na tesadf etti. Grlecek eydi! ocuun kabahati, anasnn piirdii bir yemei beenmemi Hac Kalfa, onu adeta darbmeseller ve beyitlerle azarlyordu: - Hele u miskine bak. Bacak kadar boyu var, trl trl huyu var. Dilenciye hyar verdiler e beenmemitir, eridir diye sokaa atm. Eek hoaftan ne anlar? ihtarlarm semi itibar sok. Yoksa, tekdirat ile uslanmayann hakk ktektir. Sen kim oluyorsun ki Allah'n verd ii ekmek ve nimeti beenmiyorsun?!.. Sen seni bil sen seni Sen seni bilmez isen Patlatrlar enseni.

ALIKUU 157 Hayganu'a gelince, kz olmasna ramen onun tahsiline de Mirat'nkinden daha az ehemmiyet veriliyor deildi. Hayganu, Ermeni Katolik mektebine gidiyordu. Hac Kalfa bir gn, komularndan inmeli bir ihtiyarla siyah alvarl bir dudu karsnda kzn sk bir imtihandan geirmemi istedi. Dnyada bundan daha gln manzara olmazd... Hac-Kalfa, kzcazn kitaplarn, defterler lerimin zerine koyuyor: - Haydi bakalm Hayganu, hocanma kar yzm kara karrsan yedirdiim ekmek burnundan du. Bir iki zarp, taksim ameliyesinden sonra resimli bir "Peygamberler Tarihi" atm, sa ve vaftize dair bir para tesadf etti. Kzcaz, vaftizi anlatrken sama sapan bir eyler i. Mektepten kulam dolu olduu iin tashih ettim, vaftize dair baz sade malumat verdim. Hac Kalfa, beni dinlerken gzleri bym, banda sa olmad iin kalarnn kllar di kndaki bilgilerim ona bir mucize kadar yksek grnyor:" Bu ne'itir ki! Bir Mslman muh at benim dinimi papazlardan iyi biliyor. Ben, seni yle byle bir hanm sandmd, anladn eerki, sen hakikat eli plecek bir ulema imisin," diye istavroz karyordu. Yerinden kprdanmas iskeleden mavna kalkmas gibi zorlu bir i olan iman karsn enses tu, bana doru getirerek: "u ocuu benim tarafmdan, ta alnnn ortasndan p, anladn m att. Zavall Hac Kalfa, kendini erkekten sand iin bu vazifeyi karsna yaptrmt. ihtiyar odaba, o gnden sonra nne gelene benden, benim derin ilmimden bahse balam. otele girip ktm zaman kahvedeki isizler beni grmek iin suratlarn camlara yapt Ben: "Hac Kalfa, Allah akna vazge. Byle eylere 158 Reat Nuri Gntekin

lzum var m?" diye kzp sylendike, o adeta, isyan ediyor: "Mahsus sylyorum. Hani sank erin kulaklarna gitsin de, sana ettiklerinden utansnlar gibilerinden" diyordu.

Hac Kalfa'nn ailesiyle tanmak, bana baka bir cihetten de krl oldu. Samatyah Madam, g t gzel reel ve ekerlemeler yapmasn biliyordu. Benim "Peygamberler Tarihi" hakkndaki b lgilerimden, herhalde, ok daha hayrl bir ilim. Kendisinden hem kolay, hem ucuz reel tarifleri aldm ve Glmisal Kalfa'nm yemeklerini yazdm deftere zene bezene not ettim. Bundan sonra, bizim oburluumuzla kim megul olma hatrna getirecek? inallah ilerim yoluna girsin, benim de bam sokacak kck bir evim olsun, kendim iin dolab yapacam. Hac Kalfa'nm evindeki gibi, raflarm oymal uurtma ktlaryla ssley a yakutlar, kehribarlar, sedefler gibi parlayacak renk renk kavanozlar dizeceim. Ne l, bunlar, her aklma geldike yemek iin kimseden izin istemek, yahut bfe hrszl riyeti de yok. Allah vere de hasta olmasam. Evet, al, sar, beyaz, reel kavanozlar. Aralarnda sadece yeil yok. Artk aklma bile ge mediim Kmran'n o kadar nefret ettiim gzleri, beni yeil renge garez ettirdi. imdi gayet iyi hatrlyorum. Kmran, ben evvelden de, senden imdiki kadar nefret etmedii zamanlarda da gzlerine garezdim. Bu garez balad zaman, daha on iki yamda yoktum. Ke n de, elbette unutmamsndr. ikide bir avularma toz doldurarak yzne serperdim. Bu, ya r ocuk yaramazl myd acaba? Hayr, gne ilemi yosunlu denizler gibi ilerinde hilel aan gzlerini actmak iindi. * Yine sapttm. Halbuki maksadm sadece bugnn vakalarn kaydetmekti.

ALIKUU 159 Nerede kalmtm? Evet Hac Kalfa benim gnlerden beri ilk defa aan gneten doan neemi n iyi bir havadis rendiime vermi ve beni sktrmaya balamt. Kendime ait bir haber l benim kulama gelmesi mmkn m? Neredeyse acktm ve uykum geldiini bile bu garip o reneceim! Hac Kalfa: - Hele nazlanma syle. Byle fkr fkr gln bo deil. Sen Allah bilir iyi bir ey ii Ondan daha kula delik grnmek, nedense izzetinefsimi okuyor, yar aka, yar ciddi bir manal manal glyor, gz krpyordum: - Kim bilir belki sylenmemesi lzm gelen bir srdr. Gne, o kadar gzeldi ki, kaybolmak ikesini gze alarak otelin biraz ilerisindeki kpry getim, karma kan dik bir yokua onra, bir ayr, bir aalk ve ikinci bir kprden getim. Daha da dolaacaktm, fakat kay daha byk bir tehlike ba gsterdi. Babayani arafma, smsk kapal peeme ramen kl peime taklmaya, sz atmaya balamlard. Hac Kalfa'nn nasihatlerini hatrlayarak korktum ve tekrar tersyz geri dndm. Maarif Mdrl'nde kuakl baktibin: "Hl stanbul' dan bir ses seda yok, hemire han emindim. Fakat, sokaa kmken bir kere oraya da uramak zaruriydi. Mdrn hademesi merdivende beni grnce: "isabet ki, geldin hocanm," dedi. Ben de seni ar rdum, birazdan otele gelecektim." Bey dedii Maarif Mdr idi. Hayret! O, yine krmz uha kapl yazhanesinin nnde, ebed dinlendirir gibi elini, kolunu salvermi, yakasn gevetmi, gzleri yar kapal dnyo 160 Reat Nuri Gntekin

Beni grnce, esnedi, gerindi ve tane tane sylemeye balad: - Hanm kzm, Nezaret-i Celile'den henz bir cevap alm deiliz. Ne irade buyurulacam k iyorum. Ancak, Huriye Hanm kdemli bir muallime olduu iin sanrm ki onu iltizam ederler Aksi bir cevap geldii takdirde mkl mevkide kalacaksnz. Aklma bir are-i tesviye gel uraya bir, iki saat mesafede bir "Zeyniler" nahiyesi var. Havas, suyu gzel, menazr- tabiiyesi ferahfeza, ahalisi haluk ve mstakim, cennet gibi bir yer. Orada bir Vakf Mektebi vard. Geen sene, bir-hayli fedakrlkla tamir ve tecdit ettik. Birok levazm- risi-ye ve ikmal-i nevaksna muvaffak olduk. Mektebin iinde muallimlerin ikametine m ahsus daire de var. imdi bir gen muallimimizin himmet ve fedekrlna muhtacz. Gnl is oraya sizin gibi gzide bir hanm gitsin. Cidden iyi bir yer. Hem de ayn zamanda eci rli bir hizmet-i vataniye olur. Geri, maa sizin burada alacanz maatan noksan. Fakat a mukabil, et, st, yumurta vesaire fiyatlar, buradakiyle nispet kabul etmeyecek ka dar ucuz. isterseniz bol para da biriktirebilirsiniz. Mamafih, ilk frsatta maanza za m yaparak bugnk miktara ibla ederim. O takdirde buradaki dadi Mdrl'nden daha krl

te gelirsiniz. Bu teklif karsnda ne syleyeceimi bilmeyerek susuyordum. Maarif Mdr devam etti: - Mektepte ihtiyar bir hatun var. Hem derslere devam ediyor, hem mektebin hizmet lerini gryor. Kendi halinde, namaznda, niyaznda bir kadncaz. Yalnz, yeni tedris usu ne vkf deil. Gayri, siz onu da eker evirirsiniz. Maahaza, Zeyniler'i beenmeyecek olur anz bana iki satr bir ey yazarsnz, derhal sizi buraya mnasip bir yere alrm. Ho, si dkten sonra merkeze tayin edilseniz de "istemem" diye ayak direyeceksiniz ya.

ALIKUU 161 Hava gzel, manzara gzel, yiyecek iecek ucuz, ahalisi iyi. yle byle isvire kyleri gi r ey. insan, Allah'tan daha ne ister? Gzmn nne gneli yollar, baheler, dereler, ormanlar geliyor, yreim iddetle arpyo Bununla beraber, birdenbire "evet" demeye cesaret edemedim. Hi olmazsa bu ii Hac Ka lfa'ya bir kere danmaly-dm. - imdi msaade buyurunuz, iki saat sonra gelir, cevabm veririm efendim. Mdr Bey biraz canlanr gibi oldu: - Aman kzm, bu i mstacel. Baka talipleri de var, elden karrsan karmam sonra. - O halde, yalnz bir saat beyefendi, dedim. Maarif Mdr'nn yanndan knca, sofada ortam Huriye Hanm'la burun buruna gelmeyeyim izim ismimizi, iki ortaklar koyduklarn birka gn evvel, yine Hac Kal-fa'dan renmitim kadn gzm o kadar yldrmt ki, yzn grnce korktum, grmezlie geldim ve acele ace Fakat yolumu kesti, mark bir dilenci gibi arafmn ucunu tutarak benimle konumaya ba - Hanmefendi kzm, geenlerde size kar bir terbiyesizlik ettim. Allah akna kusuruma b . Sinir hali, pek fazla mteessirim de... Ah kzm, benim neler ektiimi bilseniz, halime acrsnz. Ne olur terbiyesizliimi affedin. Ben korkarak: - Ziyan yok efendim, dedim ve gemek istedim. Fakat nedense o, yakam brakmamaya karar vermiti. Evvela halinden ikyet etti, bandaki cann sokak ortasnda kalacan ve dileneceini anlatt. Huriye Hanm gittike couyor, perde perde sesini ykselterek iren bir tarzda yalvaryord Ne syleyeceimi, ne yapacam armtm. alkuu - F. 11 162 Reat Nuri Gntekin

Daha fenas, bu garip komedyay gren yanmza geliyor, etrafmzda kalem odaclarndan, k , kahve, erbet tayan petemall esnaf raklarndan bir daire evriliyordu. Yzm, ellerim ate gibi kesilmiti. Utancmdan yerlere giriyordum. Bu defa, ben yalvarmaya baladm: - Rica ederim hocanm, yava konuun. Herkes bize bakyor. Fakat o, inadna kameti artrd. imdi adeta salarn yolarak, yakasnn dmelerini kopar llerimi dizlerimi pmeye kalkyordu. Etrafmzdaki kalabaln gittike bymekte olduunu dehetle grdm. Hani stanbul'da sok n, leke sabunu, nasr ilac satan yaygarac esnafn etrafna nasl rler, biz de yle b snda kalmtk. Etraftan: "Yazktr zavallya, alatma fukaray kkha-nm," yolunda szler de iitilmeye ire omuz bamda peyda olan yeil sarkl, ak sakall, iri yar bir hoca, dorudan doruya tap etti: - Kzm, yallara hrmet ve muavenet bir vazife-i diniye ve insaniyedir. Gel, u hatunun r a mani olma. Allah' da, Peygamber'i de honut etmi olursun. Cenab- Hak rezzak- lemdir. Elbet, sana da garip hazinesinden baka bir kap aar, dedi. arafmn iinde bir yandan titriyor, bir yandan buram buram ter dkyordum. Durmadan elin i maay akrdatan bir kahveci ra teden: - yledir yle, diye bard. Sen evvel Allah nerede olsa ekmeini karrsn! Kalabaln bir ksm kahkahalarla glmeye balamt. Bu esnada krmz kuakl ktip de s akasndan yakalayp hemen merdivenlerden atarak:

- Ahlksz herif, imdi senin azn yrtarm, diye bard.

ALIKUU 163 Niin glmlerdi? Kahvecinin syledii, Hoca Efendi'nin sylediinden baka bir ey deild Huriye Hanm, yle alad, rezalet o kadar byd ki, bu maskara vaziyetten kurtulmak iin teseler verirdim. Nihayet: - Peki, peki, nasl isterseniz yle olsun. Fakat, Allah aknza yakam braknz, dedim ve apanarak pmeye alt dizlerimi zorla kurtardm ve Maarif Mdr'nn odasna dndm. Biraz sonra bana Merkez Rtiyesi'ndeki derslerimden kendi arzumla istifa ettiime ve Zeyniler mektebi muallimliine talip olduuma dair bir kt imzalattlar. Bir saate kalmadan btn muamele bitmi, o yerinden kmldamaya enen Maarif Mdr araba in konana giderek emrimi imzalatmt. Bazen aylar ay masadan masaya sren muameleler istedikleri zaman yle kolay kyor ki... Otele dndm zaman Hac Kalfa, beni kapda karlad, hem sitemli, hem memnun bir tavrla - Sen sakladn da ben renmedim mi sanki? Allah mbarek etsin, dedi. - Neyi rendin? - Emrinin geldiini canm... - Ne emri Hac Kalfa? - Canm Merkez Rtiyesi'nde seni alkoymular. Huriye Hanm'n pasaportunu eline vermiler - Yanl, Hac Kalfa. Ben imdi Maarif Mdr'nn yanndan geliyorum. yle bir ey yok. ihtiyar adam, pheli pheli yzme bakt: - Hayr, emir dn akam gelmi, iyi bir yerden iittim. 164 Reat Nuri Gntekin

Demek ki, Mdr, senden saklad. Bu ite bir oyunbazlk var m dersin? Anlat, hele anlat. Hac Kalfa'nn saf vesvesesiyle alay ederek bir nefeste vakay anlattm ve antamdan emrim i kararak elimde salladm: - Yaadk Hac Kalfa! isvire gibi bir yere gidiyoruz. Hac Kalfa beni dinlerken iri burnu horoz ibii gibi kzar-yordu. Ellerini birbirine vurarak dvnmeye balad: - Ne ettin behey cahil ocuk, ne ettin? En sonunda seni tongaya bastrdlar ha! Hemen git, Mdre baltay as! Tekrar omuzlarm silktim: - Demez Hac Kalfacm. Sen zlme o kadar. Sonra hasta olursan ne yaparz? Adamcazn benim hesabma kzmakta, tela etmekte hakk varm. Akama doru i btn tafs f Mdr, Huriye Hanm' tutuyormu. Nezarete yazd tezkerede onun daha kdemli bir muall ileri srerek benim baka bir yere kaldrlmam istemi. Fakat, Nezaret, nedense beni bra rtam ileride alacak baka bir yere gndermeyi muvafk grm. Dn akam gelen emir zerine Maarif Mdr, Rtiye Mdiresi ve galiba Huriye Hanm'n Rume risi olan Muhasebe Mdr ge vakit bir toplant yapmlar, beni bir kye atp yerime Huriy lkoymak iin plan tertip etmiler. Huriye Hanm'n Maarif Mdrl koridorunda benimle karlamas evvelden hazrlanm bir kall hocay bile, mahsus getirmiler. Maarif Mdr'nn szleri zerine k bir Avrupa ky gibi grmeye baladm Zeyniler'e ge ku umaz, kervan gemez bir yermi! Bir seneden beri bo olduu halde en dkn muallimler raya gitmeye yanamyorlar m.

ALIKUU 165 Ben bunlar rendike aryor, sal sakall bir byk memurun, bu kadar sefaletle beni klma sdramyordum. Hac Kalfa, sinirli bir tavrla ban iki yana sallyor: - Sen bilmezsin o uyur ylan, diyordu, uyur uyur da sonra adama yle bir vurur ki, ne reden geldiini fark edemezsin, anladn m efendim? - Adam sen de! insan en yakn akrabalar kalpsizce vurduktan sonra yabanclar vurmu ne ? Ben, o Zeyniler'de de mesut olmasn bileceim. Gnller en olsun! Zeyniler, 28 Ekim Bugn, akama doru bir een arabasyla Zeyniler'e geldim. Maarif Mdr, galiba yollar gre lyor. nk: "Nihayet iki saat" dedii yol tam sabahn onundan geceye kadar srd.

ek adamcaz! Kabahat kendisinin deil, kh da yamalarna trmanan, kh kurumu sel ukur eyniler yoluna dili imendifer yaptramam olanlarn. Hac Kalfa'nn ailesi, beni ehirden yarm saat uzaktaki bir eme bana kadar selametleme ldi. Btn aile, bir dne, daha dorusu bir cenaze alayna gider gibi giyinmiti. Arabann hazr olduunu haber vermeye geldii vakit, az kald Hac Kalfa'y tanyamyordum. petemaln, talklar, sofalar ve merdivenlerde, kendine gre bir ahenkle srd p p asna soluk uhadan yakas kapal uzun bir ceket, ayaklarna imam galolar giymiti. Azizi minde kocaman bir krmz fes, sasz ban kulaklarna kadar rtyordu. Samatyal Madam'l e Mirat'n tuvaletleri de onunkinden aa deildi. 166 Reat Nuri Gntekin

iinde ok ac saatler geirmi olmama ramen kk odamdan adeta hznle ayrldm. Mektept zber-letmilerdi. nsan, yaad yerlerde beraber bulunduu insanlara grnmez ince teller m; ayrlk vaktinde bu balar gerilmeye, kopan keman telleri gibi ac sesler karmaya ba ep birinin gnlmzden kopup ayrlmas, bir ayr sz uyandrrm. Bunu yazan air ne kada * Bir tesadf eseri olarak Manastrl komum da, benimle ayn gnde B.'den ayrld. Fakat o, lde benden ok daha acnacak bir vaziyette olarak... Dn gece, antam hazrladktan sonra yatmtm... Uykumun arasnda iri iri konuma sesleri fakat bir trl kendimi aamyordum. Birdenbire korkun bir grltyle yataktan frladm. Sofada bir eyler yklp devriliyor, essizlii iinde ocuk feryatlar, bouk hrltlar, sille tokat seslerine karyordu. Uyk le ilk aklma gelen ey yangn oldu. Fakat yangna urayanlar herhalde birbirlerini dvmezl rdi. Dank salarm, plak ayaklarmla odadan frladm ve feci bir dayak vakasyla karlat r zabit, Manastrl komumu yerden yere sryor, izmeleriyle iniyordu. ocuklar, bir azdan, "Anamz... Babam anamz ldryor!" diye hayknyorlard. Zavall kadn her tekmeden, ylan gibi slk alarak inen her kamdan sonra inleyerek taht erine yuvarlanyor, fakat inanlmaz bir kuvvetle yine yerinden kalkarak zabitin dizl erine trmanyordu: "Kulun kurbann olaym efendiciim, ldr beni, lkin brakma, boama!. Yar plak olduum iin tekrar odama girmitim. Zaten yle olmasa da elimden ne gelirdi?

ALIKUU 167 Alt katta yatanlar da uyanm olacaklard. Aa sofadan ayak patrtlar, anlalmaz sesle . Sofann tavannda bir aydnlk gezinmeye balamt. Merdiven aralnda Hac Kalfa'nn p grlty iiterek uyanm, bir teneke lamba yakalayarak don gmlek dar frlamt. ihtiyar odac: "Ne ayptr, ne rezalettir, otelde bu olur mu?!" diye bararak aralarna gi mek istedi. Fakat zabit, Hac Kalfa'nn karnna izmeli ayayla yle bir tekme savurdu ki, re adeta kocaman bir futbol topu gibi havaya frlad ye aralk kapdan srtst odama yuvar arak plak bacaklar havaya kalkt. Bereket versin ben, atik davranm kollarmla adamca yakalamtm. Yoksa, plak kafa, kocaman bir balkaba gibi tahtalara arpp patlayacakt. Uyku sersemlii, korku, aknlk, sonra Hac Kalfa'nn hali hep bir araya gelmi, fena hal nirlerimi bozmutu. ihtiyar adam: "Vay aman! Vay aman! Hay nalasna tkrdm katr!" diye sylenerek ayaa Fakat bu sefer ben, karyolamn stne dmtm. mrmde bama gelmemi bir kahkaha krizi anyor, ellerimle yorganlar burarak kvranyordum. Artk darda ne olup ne bittiini anl halde deildim. Sesler, grltler tamamyla kesilip otel sknuna d-nnceye kadar kendime gelemedim. Vakay sonradan bana anlattlar: Manastrl Hanm'n, arsz muhabbeti, nihayet kocasnn canna yetmi, zabit, ne pahasna o un kadn ocuklaryla beraber memlekete gndermeye karar vermi. Bu gece, biletlerin alnm nu, ertesi sabah erkenden hazr bulunmasn sylemeye gelmi. Manastrl Hanm, kolay kolay onun yakasn brakmaya raz olur mu? Tabii yalvarmaya, srna alam. Arala168 Reat Nuri Gntekin

nnda ^mbilir ne gibi szler ve sahneler getikten sonra bu korkun dayak fasl balam. Belki iki saat sonra, tekrar uyumaya hazrlandm srada Hac Kalfa, hafife kapma vurdu: bakasn, hocanm, otelde baka kadn yok. Fakir hatuncaz baylp duruyor. Salt glmek ol l dinini seversen una biraz bak. Admz erkee km diye yanna giremiyorum. Sonra lr, de girer he!" dedi. Kap aralnda Hac Kalfa'nn yzn grnce beni tekrar bir glme ald: "Gemi olsun!" d kat bir trl kelimeler azmdan kmyordu. Hac Kalfa, dargn dargn yzme bakt; yar mahcup bir eda ile ban sallayarak: "Glrsn! Salt kkr kkr glrsn. Ha apkn seni! una bak hele!" dedi. "Glyorsun" kelimesini "glrsn" diye o kadar tuhaf sylyordu ki, imdi bile glmekten k alamyorum. Hemen bir saatten fazla dertli komumla uratm. Zavallnn vcudu yara bere i i, ikide bir baylyor, gzlerinin siyah kaybolarak enesi kilitleniyordu. Bir baygnla uramak, ilk defa bama gelen ey. Ne yapmak lzm geleceini kestiremiyordu t i baa dnce, insana yle gayret geliyor ki... Bu, her biri en aa be dakika sren baylmalarda kadncazn kollarn, vcudunu ovutu su dktrerek slatyordum. Aln, yanaklar, dudaklar birka yerinden atlamt. Bu izg ce szan kanlar dzgnlere, srmelere karyor, kirli bir siyahlk alarak enesine, gsn bbi, ne ok boya varm bu yzde!... O kadar su dktm halde, bir trl bitip tkenmiyord O sabah, uyandm vakit, kar oday bo buldum. Zabit, erkenden onu, ocuklaryla beraber abaya atarak gtrm, komum gitmeden beni grmek, helallik dilemek istemi,

ALIKUU 169 fakat gece, onun yznden uykusuz kaldm bildii iin uyandrmaya kyamam. Hac Kalfa' tekrar gzlerimden pm. * Arabada, gzm Hac Kalfa'nn yzne rastladka glyordum. O, bu yersiz neenin sebebini bir glmsemeyle ban sallayarak: - Glrsn he! Hl kkr kkr glrsn he! diye bana kyordu. Sonra, akamki tekmenin dehetinden bahsederek: "Tabanna tkrdmn katr, anladn m e ti beni, karnmn iini karmakark etmitir. Mirat, benden sana baba nasihati: Sen sen ol ar koca arasna gireyim deme. Kar koca ipektir, araya giren kpektir," diyordu. Btn aile, kck arabann iinde st ste, ehrin dndaki bir eme bana kadar gelmi Ayrlk yeri burasyd. Hac Kalfa, iki tpal ieye hazrlam olduu sularn emeden t acma uzun uzadya tembihler verdi. Samatyal Madam, gzleri dolu dolu, bir gn evvelden b enim iin yapt, rekleri stepetime doldurdu. Bana kar tamamiyle lakayt olduunu zannettiin) vahi Hayganu, bir yerini incitmi gibi birdenbire alamaya balad. Hem de ne alay! Kulamda iki inci kpe vard. Onlar^kararak Hayganu'un kulana taktm. \ Hac Kalfa, hediye iin adeta mahcup oluyor: "Yoo, hocanm, hediye dediin para edecek ey olmamal. Bunlar kymetli inciler," diyordu. Yine hafife gldm. Kznn benim iin dkt inciler yannda iki paralk kymeti olmad mcaza! 170 Reat Nuri Gntekin

Hac Kalfa, beni tekrar arabaya bindirdikten sonra, derin derin iini ekti, elini gsne urarak: "Tvbe olsun, hani u ayrlk bana akamki tekmeden ar geldi dorusu!" dedi. Geceki hengmeyi hatrlatan bu szler beni bir kere daha gldrd. Araba yrmeye balamt n parman sallyor: "Glrsn he apkn, glrsn!" diyordu. Yol, imdiden uzamaya balam olmayp da gzlerimi grebilseydin, bu szleri sylemeyecekt alfacm. * Araba; inili yokulu da yollarna girmiti; kh kurumu sel ukurlarndan geiyor, kh bo ozulmu balarn kenarlarn takip ediyordu. Seyrek faslalarla tek tuk kyllere, yorgunluktan inler gibi sesler karan kanlara tesa

diyorduk. ince bir ba yolundan, ekya gibi korkun kyafetli, uzun bykl iki jandarma geliyordu. n geerken arabacya: "Selamnaleykm," dediler, dik dik bana baktlar. Hac Kalfa: "Yollar maallah emindir, amma ne olur ne olmaz, peeni kapa. Senin suratn y le her yerde alacak suratlardan deildir, anladn m efendim?" demiti. Uzaktan birisinin geldiini grr grmez, hemen Hac Kal-fa'nn tembihini hatrlyor, yzm Saatler getike yollara mahzun bir sszlk kyordu. Bu een arabalarnn ince, yank s icat edenler ne iyi dnmler. Yamalarda, derelerde uyandrdklar, uzak akisler insana ir teselli sesi gibi geliyor. Hele bir kayaln iinden geerken yle sandm ki uzaklarda, anm gibi grnen kara ta ynn te tarafnda grnmez bir yol var, ince sesli kadn, h un iinde arkamzdan kouyor. Yol, hl bitip tkenmek bilmiyordu. Grnrde ne bir ky, hatta, ne bir aalk...

ALIKUU 171 iimde yava yava bir korku uyanmaya balamt. Ya geceden evvel, Zeyniler Ky'n tutama da balarnda yalnz kalrsam? Arabac, ara sra durarak hayvanlarn dinlendiriyor, insanla konuur gibi onlarla konuuyo du. Bir taln ortasnda, yine byle bir mola vermesinden istifade ettim: - Daha ok var m? diye sordum. O, ar ar ban sallayarak cevap verdi: - Geldik. Bu adam yal bir insan olmasayd, benimle elendiini hkmedecektim. - Nasl olur? dedim. Allann krndayz. Grnrde ky falan yok. htiyar adam, arabadan antalarm karmaya alarak cevap verdi: - Na, u patikadan inceiz, Zeyniler, buraya be dakika eker. Araba yolu yok. Talarn arasndan minare merdiveni gibi dik bir yoldan inmeye baladk. Aada, akamn alacakaranl iinde kapkara bir servilik, etraf itle evrilmi, plak tuk kulbeler, tahta evler grnyordu. ilk bakta Zeyniler bana, hl yer yer dumanlan tten bir yangn harabesi gibi grnd. Ky deyince gzmn nne yeillikler arasnda eski Boazii yallarndaki gvencinliklere i, en manzaral kulbeler gelirdi. Halbuki bu evler, kmeye yz tutmu, simsiyah viranele . Ykk bir deirmenin nnde abal, sarkl bir ihtiyara rast geldik, kaburga kemikleri soyu yf bir inei, ipinden srye srye bu evlerden birine doru gtrmeye alyordu. Bizi g atli dikkatli bakmaya balad. Bu ihti172 Reat Nuri Gntekin

yar hoca, Zeyniler muhtar imi. Arabac onu tanyordu. Birka kelime ile benim kim olduum anlatt. Belden bzmeli, bol siyah arafm, smsk peemle gen olduumu anlamamak mmkn deildi. Muhtar Efendi, beni fazla ssl bulmu olacak ki, tuhaf tuhaf bakt, sonra ineini plak kl bir ocua teslim ederek nmze dt. Kyn dar sokaklar iine girmitik. Evleri imdi daha iyi grebiliyordum. Hani Kavaklar'da alar serilmi, yamurdan ryp kararm, Boaz rzgrlarndan bir yana arplm, viran er, ilk bakta onlar hatrlatyordu. Altlarna drt direkten ibaret ahrlar, stlerinde asma merdivenle klan bir iki oda. Her de, Zeyniler imdiye kadar iittiim ve resimlerini grdm kylerden hibirisine benzemiy Etraf tahta perdelerle evrilmi bir bahenin krmz kaps nnde durduk. Yapraklarna v siyah grnen bu kyde grdm ilk renk; krmz tahta oldu! Muhtar, yumruuyla kapy almaya balad. Her vuruunda kap yklacak gibi sarslyordu. ilk defa azm amaya cesaret ederek: - ieride kimse yok galiba, dedim. Muhtar, ban sallayarak cevap verdi: - Hatice Hanm akam namazn klyor olmal. Az bekleyeceiz. Arabacnn beklemeye vakti yoktu; antalar kapnn nne brakarak bizden ayrld. Muhtar abasnn eteklerini toplayarak yere meldi. Ben, bavulumun kenarna ilitim, konum baladk. Bu Hatice Hanm, pek Mslman bir kadnm. Tarikata da mensupmu. Kyn lsne, dirisine

litleri o okur, gelinlerin yzne o yazar, sekeratta bulunan hastala-

ALIKUU 173 rn azna son zemzem damlasn o aktr, kadn cenazelerini o ykayp yamaklarm. Muhtar Efendi, herhalde medrese falan grm bir adama benziyordu. Frsattan istifade ed erek baz nasihatlar vermek istediini anladm. Usul-i cedidin aleyhinde bulunmuyor, f akat yeni mekteplerin din derslerini ihmal ettiklerinden ikyet ediyordu. imdiye kadar buradan birka hocanm gemi; fakat nafile, hibirisinin Kur'an- Kerim'e, i hale, kfi derecede vukufu yokmu. Bu Muhtar Efendi, Hatice Hanm'dan honutluk getiriyordu. Ben.bu dersleri yine bu sa liha, akil, abide hatuncaza brakarak kendim baka dersler okutursam ky daha ziyade mem un edermiim. Ben, bu nasihatleri dinlerken ieriden bir naln tkrts gelmeye balad. Muhtar Efendi i aa kalktk. Kapnn arkasnda bir kol demiri angrdad, kaln bir ses: - Kimdir o? diye bard. - Yabanc deil, Hatice Hanm, B.'den bir hocanm geldi. Bu Hatice Hanm, iri yapl, kocaman yzl, biraz kamburu km, yetmilik bir ihtiyard. yeil bir yemeni rtm, arkasna ferace biiminde koyu bir yeldirme giymiti. Mein gibi s esmer yznn buruuklar arasnda inanlmayacak kadar taze ve canl gzleri, bembeyaz dil Peemin arkasndan yzm grmeye alarak: "Safa geldin hocanm, buyurun!" dedi. Baheden sokaa kmak yasakm gibi bir eliyle kapya dayanp teki eliyle antalarm ald r kapy demirleyerek nme dt. O nde, ben arkada baheden getik, Maarif Mdr Bey'in byk fedakrlklarla mceddeden i ktep binas da teki evlerin eiydi. Yalnz, alt kattaki direklerin etra174 Reat Nuri Gntekin

fini henz kararmaya vakit bulamam tahtalarla evirmiler, dershane haline koymulard. Kapdan gireceim vakit Hatice Hanm, kolumu yakalad: "Dur kzm" dedi. Ben, birdenbire rktm. O, dudaklarnn ucuyla okuduu ksa bir duadan sonra: - Haydi kzm, besmele ek de evvela sa ayan at, dedi. Alt kat, zindan gibi karanlkt, ihtiyar kadn, beni elimden tutarak dar bir talktan gei di, eskilikten basamaklar oynayan karanlk bir merdivenden ktk. Yukarki kat; viran bir sofa, bir de yksek pencerelerinin tahta kepenkleri smsk kapal kocaman bir odadan ibar etti. Maarif Mdr'nn mjdeledii muallim dairesi. Hatice Hanm, bavulu yere brakt, odann bir kesinde dolap vazifesi gren eski ocan i lamba karp yakt. - Oda, bu sene bo kald iin tozlanm. Yarn sabah erkenden temizlerim inallah. Bu zavall kadn, mektebin eski hocasym. Maarif idaresi, mektebi bu ekle soktuu zaman sokaa atmaya acm, iki yz elli kurula burada alkoymu. Yar hoca, yar hademe gibi b , ben nasl istersem yle alacakm. Kadncazn benden korktuunu anlyordum. Hesapa, ben onun amiriydim. Bile bile kimseye f lk yapacak bir kz olmadm birka kelimeyle anlattktan sonra dairemi seyretmeye balad Eskilikten delik deik olmu kirli kaplamalar, yamurdan rm, tahtalar sarkm simsiya , bir kede iine krk dkk konmu ocak, tede arpk bir kerevet. Demek bundan sonra, h da geecekti! Havasz bir mahzene dm gibi gsm tkanyor, ellerim, ayaklarm yordu. - Kuzum Hatice Hanm, bana yardm et de u pencere-

ALIKUU 175 lerden birini aalm, dedim. Kendi kendime beceremeyceim galiba. ihtiyar kadn, benim ie el srmeme taraftar deildi. Uraa uraa kepenklerden birini at ay grnce tylerim diken diken oldu. Karmda korkun bir mezarlk vard. Tepelerinde, hl akam klar snmemi serviler, s ha aada sazlklar iinde donuk donuk parlayan su birikintileri. ihtiyar kadnn derin bir gs geirdiini iittim: - insan, salnda almal kzm, hepimizin gidecei yer oras, dedi. Bu sz tesadf myd, yoksa haberim olmadan bu manzara karsnda bir korku ve tela m gs

Fakat hemen kendimi topladm. Cesur olmak lzmd. Adeta en denecek bir kaytszlkla: - Demek burada bir mezarlk var, bilmiyordum dedim. - Evet kzm; Zeyniler kabristan. Eski zamandan kalma. imdi cenazeleri baka yere gmyor , buras tarih gibi bir ey. Ben, Zeyni Baba'nn fenerini yakmaya gidiyorum, imdi gelir im. - Zeyni Baba kim, Hatice Hanm? - Himmeti hazr, nazr olsun, bir mbarek zat, na, uradaki servinin altnda yatar. Hatice Hanm, yava sesle dualar fsldayarak merdivene doru yrd. Ben, imdiye kadar, b den rktm bilmiyorum. Fakat bu dakikada, servi kokularyla dolu bir karanlk odada yaln lmak bir rkeklik veriyordu. ihtiyar kadnn arkasndan kotum: - Ben de geleyim mi sizinle? dedim. - Gel kzm, daha iyi olur. Gelir gelmez, Zeyni Baba'y ziyaret edersen daha makbule g eer. Mektebin arka kapsndan mezarla girdik, talarn arasndan yrmeye baladk. 176 Reat Nuri Gntekin

Baz ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyp'teki aile mezarlmza gtrrler Fakat ben lmn hazin ve rktc bir ey olduunu ilk defa bu karanlk Zeyniler mezarl Talar, benim grdm mezar talarndan bsbtn baka ekildeydi. Dizi dizi asker saflar yksek, dimdik, tepeleri dz, bedenleri simsiyah talar. Yazlar okunmuyordu. Yalnz, bal rnda birer kk "Ya Rab" kelimesi seiliyordu. Kklmde bir masal dinlemitim. Bilmem hangi kk sultan karmak iin uzak bir dan man ordusu geliyormu. Askerler, gndz maaralarda saklanyor, geceleri yol yryorlarm. ta grnmemek iin tekmil vcutlarn siyah kefenlere sanyorlarm. Bylece aylarca zaman yol gittikten sonra, tam ehri basacaklar gece Allah kk sultana a karanlkta sinsi sinsi ilerleyen bu siyah kefenli gece ordusunu taa evirmi. Bu sra sra dizilmi siyah talara bakarken o eski masal hatrladm: "Sakn buras o kork rlerinin taa dnd masal memleketi olmasn!" diye dndm. - Bu Zeyniler kimlermi Hatice Hanm? - Ben de bilmem kzm, bu ky eskiden onlarnm. imdi mezarlarndan gayri bir eyleri kal etleri hazr nazr olsun, erenlerdenmi. Zeyni Baba bunlarn en by. Kimsenin iyi edemed talar, buraya getirirler. Ben, bir ktrm kadn bilirim ki, buraya srtta getirdiler, aya laryla yrye yrye gitti. Zeyni Baba'nm trbesi, mezarln en nihayetinde, kocaman bir servinin altnda idi. Hatice Hanm, her gece, ona kandil yakarm. Birisi servinin dalna, birisi kapnn i tarafn sandukann bana. Trbe, topran iine gmlm bir mahzendi. Zeyni Baba, bu mahzende, yedi sene gne aydn l-

ALIKUU 177 durmu. ld vakit mbarek cesedine kimse el srmemi. stne, bir sanduka yapmlar. Hatice Hanm, kandillerden ikisini yakmt. Mahzene inen birka basamakl merdiveni gster k: - Haydi kzm, ieri girelim, dedi. Ben, bu basamaklar inmeye cesaret edemiyordum. Arkadam tekrar dnd: - Haydi kzm, buraya kadar geldikten sonra girmezsen gnah olur. Gnlnde ne dilein varsa Zeyni Baba'dan iste!.. Yreim hazan yapra gibi titreyerek merdivenleri indim. Mezara indirilen llerde, eer b para his olsayd, mutlaka bu dakikada benim duyduum eyi duyarlard. Gsme slak, souk ak kokusu doldu. Zeyni Bana'nn sandukas yeil boyal bir inko ile rtlmt. Sonradan, Hatice Hanm'n a anaat ve sefalet iinde geiren Zeyni Baba, ldkten sonra, zeri ssl ve ilemeli rtler Ara sra teden, beriden gnderilen rtler bir hafta dayanmyor, para para ryp eriy ihtiyar kadn, hafif fsltlarla dualar okuyarak evliyann bandaki kandile ya koydu, so ana dnd: - Kyde birisi lecei vakit, Azrail aleyhisselam, evvela Zeyni Baba'ya misafir olur, o vakit bu k kendi kendine sner. imdi kzm, Zeyni Baba'dan isteyeceini iste, dedi.

Dizlerim kesiliyor, artk ayakta durmaya takatim kalmyordu. Ateler iinde yanan alnm Ze ni Baba'nn serin rtsne dayadm; dudaklarmdan ziyade yaral kalbimle syler gibi yava eyni Babacm, dedim. Ben, kk, cahil bir alkuu'ndan baka bir ey deilim. Sana nas geldiini bilmiyorum. Kusuruma bakma. Senin houna gidecek eyleden hibirini bana retme iler, iittim ki, sen yedi sene gne grmeden, burada ile doldurmusun. Sakn sen de, ins alimliinden, vefaszlndan kam olmayaalkuu - F. 12 178 Reat Nuri Gntekin

sn? Babacm, senden byk bir ey isteyeceim. Bu yedi sene iinde elbette gnein, rzg ektiin zamanlar olmutur. Seni o dakikalarn acsna katlandran o melek sabrndan bana r. inlemeden, alamadan ilemi dolduraym!.." * Odamda yalnzm. Hatice Hanm, erkenden beni brakt. Mektebin alt katndaki, bodrum gibi i besine ekildi. Orada gece yarsna kadar ibadet eder, tebih ekermi. ki saatten beri lambann nda bu satrlar yazyorum. Dardan, uzak bir su sesi geli anda tkrtlar oluyor. Ensemde hafif bir me hissi ile kulak veriyorum. O vakit, harap b nann iinde, daha baka sesler duymaya balyorum. Merdiven tahtalar yavaa gcrdyor, nlar fsldayor gibi sesler uyanyor. alkuu, haydi yat artk. Gecenin iinde gizli gizli syleen bu seslerden korkma. Onlar, kadar zalim olsa da "Sar iekleri"ne yetim teyze kzlarn ekitiren dudaklar kadar sana lk edemez. Zeyniler, 20 Kasm Bu sabah hesap ettim. Ben Zeyniler'e geleli, aa yukar. bir ay olmu. Bu bir ay, bana i di on yldan daha uzun grnyor. imdiye kadar defterime bir ey yazmak istemedim. Daha a ndan korktum. tik gnlerin titiz mitsizlii iinde, kim bilir ne mnasebetsiz eyler yumurtlayacaktm? H uki artk buraya almaya baladm. Sor Aleksi'nin hi dilinden drmedii bir sz vard:. "Kzlarm, mitsiz hastalklarn, mukadder felaketlerir son bir ilac vardr: Tahamml ve t . Elemlerde bir giz

ALIKUU 179 efkat var gibidir. ikyet etmeyenlere, kendilerini gler yzle karlayanlara kar daha m olurlar." alkuu, bu szleri daima glmseyerek dinlerdi. Halbuki imdi onlar doru buluyor ve gl ret edemiyorum. Zeyniler'deki bir ay iinde yle saatlerim oluyordu ki, bu-nahyordum. "Uramak beyhude! Daha fazla dayanamayacam!" diyordum. te o zaman, Sor Aleksi'nin bu peygamberce szler i imdadma yetiiyordu, iim kan alarken glmeye, ark sylemeye, slk almaya balyord kalbim, nihayet bu neenin yalanna inanyor, suya konan kuru iekler gibi litreye titre ye canlanmaya balyordu. Sonra etrafmda yaayan eylerde teselli aramaya koyuldum. Elime geirdiim taze bir yapra anama, dudaklarma sryor, bahede bulduum clz bir kedi yavrusunu gsme bastryor, Daha olmazsa kendi kendime: "Feride, aptalln lzumu yok. Biraz gayret. Biliyorum ki, yaamak iin artk gler yzden, cesaretten baka sermayen kalmamtr" diyordum. Bu neenin uydurma, uucu bir ey olduu malum. Varsn yle olsun. Kapal bir mahzende sza k paras, ykk bir duvarn talar arasnda am clz bir iek, her eye ramen bi Bugn cuma, mektep yok. Birka gnden beri yaan yamurlar durdu. Sonbahar, darda son bi bayram yapyor. Uzaklardaki sradalar, sazlktaki sular da gnee kar glmsyor gibi. viler, mezar talar bile korkun sertliklerini kaybetmi gibi grnyorlar. Kendimi derin in yok-luyorum, gryorum ki, almaya, hatta bu karanlk ve can skc memleketi biraz dah imsemeye ve sevmeye balamm! * 180 Reat Nuri Gntekin

Geldiimin ertesi sabah derse balamtm. Bu ilk gn, hayatmn en unutulmaz bir gn ola tr. Maarif Mdr'nn, byk fedakrlklarla yeniletirdii dershaneyi imdi, sabahleyin, daha as, herhalde eski bir ahr olacakt. Yalnz, altna tahta demiler, pencereleri genilet am ereve taktrmlard. Ocak bacalar gibi kapkara grnen duvar kaplamalarnda tepe aa taklm bir harita ile et levhas, bir iftlik ve bir ylan resmi sarkyordu. Bunlar da herhalde yeni ders alet leri olacakt. Dershanenin bahe tarafndaki duvarn dibinde -ahir zamanndan kalma- bir hayvan yemlii v ard ki, kaldrmaya lzum grmemiler, stne bir tahta kapak akarak bir nevi dolap haline rmilerdi. ocuklar, yemeklerini, kitaplarn, mektebe yaklmak iin krlardan getirdikleri al rp larlarm. Hatice Hanm, bu dolabn baka bir vazifesi olduunu da syledi. teden beri, dayakla uslan ayan yaramazlar bunun iine hapsederek adam edermi. Muhtarn, Vehbi isminde bir kk ol m ki, hemen btn zamann bu sandn iinde geirirmi. Bu ocuk, bir yaramazlk yapt aba girer, tabuttaki cenaze gibi srtst yatar ve yine kendi eliyle kapa kaparm. Ben, hayretle: - Muhtar Efendi buna bir ey demiyor mu? diye sordum. Hatice Hanm, ban sallad: - Muhtar, memnun oluyor. Aferin sana Hatice Hanm. yi ki aklma getirdin. Bizim evde bir dolap var. nallah, hnzr yaramazlk ettii zaman ben de onun iine kapataym, diyor - Gzel terbiye usul! Mektepte erkek ocuk da var m? - E, var, iki, tane. Bycekleri Garipler Ky'ndeki erkek mektebine gnderiyoruz. - Garipler Ky nerede?

ALIKUU 181 - u kardaki aaran kayalarn ardnda. - Yazk deil mi ocuklara, karda kta oraya kadar nasl gidip geliyorlar? - Onlar yola alktr, yamursuz havalarda bir saate bile kalmadan giderler. Sadece yamur u, amurlu, karl havalarda biraz zorluk ekiyorlar. - Peki, niin onlar da burada okutmuyoruz? - Kadn, erkek bir arada okur mu? - Onlar erkekten mi sayacaz? - Elbette kzm, on ikier, on er yanda koca delikanllar. Hatice Hanm, biraz durdu, dilinin altnda bir ey vard ki, sylemeye ekiniyordu. Nihayet cesaret etti: - Hele imdi hi caiz olmaz! - Neden? - Sen pek gencecik bir hocanmsn da ondan, kzm. istanbul'da, bir "Horozdan kaan namuslu kadn" tabiri vardr. Bizim Hatice Hanm, tam o cinsten bir insan olacakt. Cevap vermeye lzum grmeyerek baka eylerle megul oldum. Byk fedakrlklarla meydana gelen levazmdan mhim bir ksm da be tane eski biimli, ha ep srasyd. Fakat tuhaf u ki, bunlar kullanmaya lzum grmeyerek dershanenin bir kes ilerdi. - Niye byle yaptnz, Hatice Hanm? dedim. - Ben yapmadm, eski hocanm yapt kzm, dedi. ocuklar byle yerlere oturmaya almlard bi eyin stnde adamn zihnine ders girer mi? Hocanm mfetti falan gelir diye bsbtn a korktu. ocuklar, mektebe geldikleri vakit evvela oraya oturtuyoruz. Sonra ders ok uyacaklar zaman uradaki hasrn stne indiririz. ihtiyar kadna, bana yardm etmesini syleyerek hasr 182 Reat Nuri Gntekin

kaldrdm. Yerleri temizledikten sonra, sralar dizerek bir snf haline getirdim. Hatice Hanm'n ehresinden memnun olmad anlalyordu, fakat bana kar koymaya cesaret ne dersem yapyordu. Ben, ellerim toz toprak iinde bu ileri bitirmeye alrken talebele de birer birer skn etmeye balamlard. Zavalllarn kyafetleri yle sefil ve periand ki, hemen hibirisinde orap, potin yoktu.

, eski psk bez paralaryla smsk kundaklanm, plak ayaklarndaki nalnlar akrdat apsna kadar geliyorlar, orada nalnlarn kartarak yan yana diziliyorlard. ocuklar, beni grnce birdenbire kmlerdi. Utana utana kapdan bakyorlar, kendilerini ollaryla yzlerini kapyorlar, yahut kapnn arkasna saklanyorlard. O kadar ki, bazlar rinden tutarak yar zorla snfa sokmaya mecbur oldum. Yanma geldikleri zaman gzlerini smsk yumarak yle bir el pleri vard ki, glmemek i or zapt ediyordum. Besbelli, kyn bir deti olan bu pcklerden her biri gln bir ahenkle saklyor ve elim hafif slaklk brakyordu. Yavrucaklar kendime sndrmak iin her birine bir iki ho ke dum. Fakat onlara, mmkn olduu kadar tatl bir sesle sorduum sualleri -insan mahcup ede ek kadar inat bir sknetle- cevapsz brakyorlar, yalnz birok naz ve niyazdan sonra a meye raz oluyorlard. "Zehra, Aye, Zehra, Aye, Zehra, Aye." Aman Yarabbi! Bu kyde ne ok Aye ve Zehra vard. H ' de glecek halde olmamama ramen, ak a tuhaf eyler ge yordu: Mesela bir mfetti gelse de talebelerimi tantmam i tese: "Doku z Aye ile on iki Zehra var!" diye abucak iin iin-, den kacaktm. Sonra, kolaylk olma Ayeleri dershane-

ALIKUU 183 nin bir tarafna, Zebralar teki tarafna oturtmak, bahede top oynatrken (nk teneffs cuklar muhakkak elen-direcektim) Ayeler bu yana, Zebralar bu yana, diye gruplar yap mak mmknd. Kendimi tutamayarak, gizli gizli elenmeye balamtm. Yeni gelen kz ocuklarna: "Kzm, a msn, yoksa Aye mi?" diye soruyor ve ok kere umduum cevab alyordum. Yumruk yzl bir kk kz, hepsinden cesur kt. Kara gzlerini yzme kaldrarak "Sen ne im adm?" diye hayret etti. Talebelerimi birer birer sralara oturtuyor, yerlerini bellemelerini tembih ediyor dum. Zavalllarn hali grlecek eydi. Bir trl sralara yerlemesini beceremiyorlar, aa t asma ardana oturmu gibi garip vaziyetler alyorlard. Yanlarndan ayrldm zaman gz ucuyla bana bakyorlar tuhaf bir surette sallanan kirli ba larn -kabuuna ekilen kaplumbaalar gibi- yava yava ekerek altlarna alyorlar. Ne ya yava alacaz. Bir ey pek tuhafma gitmiti. Utana skla yanma gelen, gzlerini kapayarak el pen, kyl gibi nazl azlardan bir kelime alnabilen bu ocuklar, kitaplarn aar amaz dik bir ses ara okuyorlard. Snf kalabalklatka grlt artmaya, bam iyiden iyiye sersemletme Hatice Hanm'a: - Her zaman byle bara ara m alrlar? Buna dayanlr m? diye sordum. O, biraz hayretle yzme bakt. - Elbette kzm! Mektep bu. Keser vurmadan aa yontulur mu? Ne kadar ses karrlarsa, der kadar zihinlerinde yer eder, diye eevap verdi. Snf, hemen hemen dolmutu. Mektebin tek gzel ve ye184 Reat Nuri Gntekin

ni eyas olan hoca krssne, kuvvetle elimi vurdum. Lakrd syleyerek, sessiz almalar ektim. Fakat benim grltm merak edip ban kaldran bile olmad. Hatta talanm bir ar tu bilakis daha fazla artt "Euzbillahi, ebced, hevvez, huti, cim stnde ce, cim esre ci." ocuklar yola getirmek iin, herhalde epeyce sknt ekeceim anlalyordu. Fakat netice olacama hi phem yoktu. Hatice Hanm'a: - Bugn, sen yine bildiin gibi okut, Hatice Hanm. Ben, snf nizama sokmadan derse bala acam, dedim, ihtiyar kadn, pheli bir bakla: - Biz ne grdkse, onu okutuyoruz kzm. Sizin bildiklerinizi bilmeyiz, ne yapalm, mektep li deiliz ki, dedi. Kadncazn ne demek istediini sonradan anladm. Hati-j ce Hanm, kendisini imihana ekti nnetmi, iki yz ellij kuru ayl kaybetmekten yle korkuyordu ki...

Havann ak olmasna ramen kzlardan birka balar eski petemallarla rtl olarak mekt Hatic^ Hanm'a bunlarn niin byle yaptklarn sordum. O, hemen her sualim gibi buna da hayretle cevap verdi: - ilahi kzm, bunlar koskoca gelinlik kzlar. Sokakta ba j ak gezecek deiller ya. Aman Yarabbi, bu on, on ikier yandaki solucan gibi so- luk, renksiz ocuklar m yetiki kz? Ben, hakikaten ok tuha bir yere dmm. Byle olmakla beraber bir dereceye kadar sevindim. Bur lara gelinlik kz diyenler ba na elbette evde kalm ihtiyar gzyle bakacak, kimse artk ocuk diye elenmeyecektir. En ge mektebe gelenler erkek ocuklard. Bu delikanl lar, byk adam gibi ev ii grrler an su ekerler, ine saarlar, dadan odun tarlarm.

ALIKUU 185 Hatice Hanm, onlara, biraz darda durmalarn syledi, sonra mahcup mahcup: - Galiba bartsn unutmusun kzm, dedi. - Buna lzum var m? - E, hakas aranrsa var. Ben karmam ya, ba ak ders okutmak gnah olmaz m? "Biliyorum" demeye utandm, hafife kzararak: "Gelirken bartsn almay unuttum da" diy syledim. Hatice Hanm: - Peki kzm, sana temiz bir tlbent vereyim, dedi. Odasnda alp kapanrken ngr ng yeil bir yemeni karp verdi. Baa gelen ekilecek, ne are! Yemeniyi salarmn stne attm, iki ucunu istanbul sokakla bakan ingene kzlar gibi enemin altndan ilitirdim. Pencerelerden birinin kapal kepengi, nndeki cam soluk bir endam aynasna benzetmiti. Belli etmeden pencerenin nne gittim, kendimi seyretmeye baladm. Ben, mektep hocas old uktan sonra, kendime bir kyafet dnmtm. Fikrime gre bir hoca vazife banda, baka k giyinemezdi. icadm ok sadeydi. Dizkapaklarma kadar siyah parlak satenden bir gmlek, belde kay bir emer, kemerin altnda mendil ve not defteri iin iki kk cep. Yalnz bu siyahlklar biraz amak iin beyaz ketenden geni bir yaka. Ben, uzun sa hi s fakat hoca olduktan sonra bam byle brakamazdm. Bir aydan beri, salarm uzatmaya ba henz omuzlarma inememiti. ilk ders iin bu dediim tarzda giyinmi, salarm aksilik edip alnma dmesinler diye s rlak siyah gmleimin, fradan ku tulur kurtulmaz isyana balayan ksa salarmn stnde nt, o kadar tuhaf duruyordu ki, glmemek iin adeta dudaklarm skyordum. 186 Reat Nuri Gntekin

* Kendilerinden kamak iin salarm Hatice Hanm'n yeil tlbentiyle rttm delikanl ta edeyim: Evvela, fare gibi sandkta vakit geiren kk Vehbi, hakikaten elenceli bir fndksam. bi kara, parlak gzleri, kk kurnaz yz, sivri enesiyle mektebin en eytan ocuu... Topa gibi yusyuvarlak, ak gzl, parlak dili, kpkrmz azl, kuzguni siyah bir Arap: (Kendisine, sadece Cafer diyenlere mektepte cevap vermemekle iktifa eder, fakat sokakta ta atarm.) On yanda, iskelet gibi kuru, iekbozuu, szgn, kirli ehreli, kk dili bir ocuk: A Nihayet, snfn en ehemmiyetli simas: Hafz Nuri, on yandaym, fakat yz, yetmilik b bi buruuk. enesinin altnda yeni kapanm bir sraca yaras ki, dal gibi boynun plak ka ebep olmu. Kirpiksiz patlak gzleri, beyaz sarnn altnda yumurta biiminde bir kafa, h para ile gsterilecek acayip bir mahluk. * Hatice Hanm, o sabah, taze taze mezarlktan kesilmi uzun denekleri yanna yerletirdikte sonra, birer birer ocuklar yanna armaya, derslerini okutmaya balad. O ders verirken, tede kyametler kopuyordu. Sor Aleksi, snfta grltmzden rahatsz olduka, mum gibi sar parmaklarn birbirine ge mavi gzlerini bir Meryem tasviri saflyla gkyzne kaldrarak: "Bana bir Kal ver azab orsunuz!" derdi. Snftaki btn grltlerin, yaramazlklarn elebas olan alku, sana ettiklerini ac

m edici grltnn nn almak, talebelerimi sessiz al-

ALIKUU 187 maya, snfta verilen bir dersi hep birden dinlemeye altrmak iin iki hafta uratm. Neyse, emeim boa gitmedi, ilk gnlerde btn gayretime ramen ocuklarla baa kamyordu anm'n snfta ylan gibi, slk alan taze deneklerinden sonra sesim onlara yle hafif g ki... Bazen canma yetiyor: "Gel Hatice Hanm!" diye darya baryordum. Onun, kpe binerek ha uan masal cads gibi dershaneye girmesi bana yardm ediyordu. Nihayet, bu grlty yava yava sndrmeye muvaffak oldum. imdi, snf daha sakin. ocuk sz anlamaya balyorlar. Hatta, onlar ne kadar barrlarsa, dersin o kadar kuvvetle zihin erine yerleeceine inanan Hatice Hanm bile memnun, ikide birde: "Hay Allah raz olsun kzm, kafac-m dinlendi" diyor. Fakat, benim istediim, sadece bu deildi. Onlara biraz at ve nee de vermek istiyordum, ite bu, bir trl kabil olacaa benzemiyordu. Bu kyn evleri, sokaklar, mezarlar gibi ocuklarnda da siyah bir neesizlik var. Renksi udaklar glmenin ne olduunu bilmiyor, durgun gzleri ar bir melal iinde lm dnyo yava yava onlara benzemeye balamyor muyum? Eskiden lm ben baka trl dnrdm, i m sene, hlasa istedii kadar yorgunluktan bitap dnceye kadar gezer, koar, elenir. S leri tatl bir uyku ihtiyacyla mahmurlamaya balar. O vakit bembeyaz, temiz bir yataa u zanr. Yeni balayan uykularn hafif sarholuu iinde glmseye glmseye snp gider. Gn yaz mermerler stnde kucak kucak iekler... O mermerlerdeki kk yalaklardan su imeye g irka ku... ite lm denince benim gzmde byle sevimli ve hemen hemen neeli bir hayal di, onun ac lezzetini, daac ve servi kokular iinde dilimle tadyor, cierlerimle kokl gibiyim! 188 Reat Nuri Gntekin

* ocuklarn bu kadar ar ve neesiz olmalarna Hatice Hanm'n da hayli yardm dokunmu. B ann vazifesini, kalplerde dnya emelini sndrmek diye renmi. Her frsatta yavrucaklar e getiriyor. Duvardaki birka tabiyye levhasn srf bu maksatla mektebe gnderilmi sanyo Mesela: "Bu dnya fanidir, kimseye kalmaz! Yr dnya yr, ahir zamandr!" kabilinden korkun bir ilahi okuttuktan sonra iskelet levhasn ortaya koyuyor: "Yarn b iz lnce etlerimiz byle ryecek, kemikler byle kuruyacak!" diye lmn dehetini ve ka anlatmaya balyor. ihtiyar kadna gre, teki levhalar da aa yukar ayn eyi ifade etmektedir. Mesela ift ni gsterirken: "Allah bu koyunlar kullarm yesin de bana ibadet etsin diye yaratt. Ko yunlar kr boazmz zifleniyor da, Allah'a borcumuzu dyor muyuz? Ne gezer? Amma, yarn girdiimiz vakit, bakalm ne cevap vereceiz?" yolunda bir eyler sylyor ve tekrar lm rine geiyor. Ylan levhasna gelince: Hatice Hanm, onu ahmeran diye tantm. Hasta olan kyllerin is i ylann karsna yazmak suretiyle, onlarn tedavisine de alyor. Evet, bu biare ocuklar bir para neelendirmek, gldrmek iin ne maskaralklar yapyoru Fakat, emeklerim boa gidiyor. Mektebe teneffs usuln de koyduk. ocuklar yarm saatte, bir saatte bir, baheye kary celi, merakl oyunlar retmeye alyorum. Nedense, bir trl bunlardan tat duymuyorlar. , aresiz onlar kendi hallerine brakarak bir keye ekiliyorum. Bu mihnet ekmi, yal bal insanlara benzeyen, yorgun 189 ALIKUU ehreli, donuk gzl kz ocuklarnn en byk elenceleri, bahenin bir kesine toplanp ebani, kabir gibi korkun kelimelerle dolu ilahiler okumaktan ibaret! Hele bir tan esi var ki, tyler rpertiyor. Onlar seslerini titrete titrete hep bir azdan: "Haramiler gibi soyarlar seni, Bir kuru tabuta koyarlar seni, Zalim lm sana are bul

unmaz." diye uluurlarken gzmn nnden sra sra cenaze alaylar geiyor. ocuklarmn en sevdikleri elencelerden biri de cenaze oyunudur. Ekseriya, uzun le tenef lerinde oynana oynana bu oyun adeta bir tiyatro piyesi gibidir ve balca aktrleri Ha fz Nuri ile Arap Cafer Aa'dr. Cafer Aa, hastalanyor; kz ocuklar, etrafna toplanarak Kuran okuyorlar, azna zemzem a lar. Kk, ak ok gzlerini belirterek ruh teslim edince kzlar feryat ederek enesini balyo ra Cafer Aa'y teneirde ykyorlar. ocuklarn, krk bir kap tahtasn yeil bartlerle ssleyerek meydana getirdikleri tab r sahici tabuttan fark yok. Hafz Nuri'nin dik, meum bir sesle sela vermesi, ezan okumas, cenaze namaz kldrmas t petecek bir ey. Hele mezar banda: "Ya Cafer Ibn-i Zehra!" diye bir talkn verii var ki , gece ryalarma giriyor. Dediim gibi, bu memleketin havasnda insan, lm adeta kokluyor. Hele geceler... Onlarn ehimlerine, korkularna dayanmak daha mkl! Gecenin birinde dada akallar ulumaya balad. Fena halde rktm. Ne olursa olsun Hatice H nm'n odasna inmek istedim. 190 Reat Nuri Gntekin

Fakat, bu kf kokulu, bodrum gibi odann kapsn anca, grdm manzara, bana akal sesi daha korkun geldi. ihtiyar kadn, batan baa beyazlara brnm, bir seccadenin stnde kendinden gemi gibi esle bir eyler okuyarak, iki yana sallanarak esma tebihi ekiyordu. * Burada sevmeye baladm ey var: Birisi, penceremin altndaki akar eme ki, hi durmayan sesiyle yalnz gecelerimde, adeta bana arkadalk ediyor. ikincisi, kk Vehbi: Hatice Hanm'n saltanat zamannda, mrn sandn dibinde, srts ocuk. Ben, bu afacana iyiden iyiye abay yaktm. Buradaki! ocuklarn hibirine benzemiyo . K'leri C gibi telaffuz ederek yle serbest, en bir konumas var ki... Vehbi, bir gn bahede kk, parlak gzlerini sze sze yzme bakyordu: - Ne bakyorsun Vehbi? dedim. Hi ekinmeden: - Sen gzel izmisin be. Aama ahvereyem seni..Bizim gelinimiz ol. Aam, sana pabular, en ariler, taraklar alverir. Vehbi'nin her hali iyi, ho amma, bir trl beni saymyor. O kadar ki, azarladm, yavaa ulan ektiim zaman bile bana ehemmiyet vermiyor. Mamafih, belki de bunun iin onu bu ka ar seviyorum. Vehbi, bu mnasebetsizlii de yapnca kalarm attm. - insan, hocasna byle lakrd syler mi? Iitilirse senin azn yrtarlar, dedim. ocuk, benim saflmla elenir gibi: - Yama var m, bacasna syler miyim? dedi. Aman Yarabbi, bu parmak kadar kyl ocuu ne iyordu!

ALIKUU 191 Ayn ftursuzlukla devam etti; - Sana istanbullu yence derim, cestane etiveririm, aam senin boynuna altnlar tacar. - Senin yengen yok mu? - Var amma, o cara cz, onu da oban Hasan'a veririz. - Senin aan ne i grr? - Candarma. - Candarma ne yapar? Vehbi, dne dne ban kad; sonra: - Canavarlar eser, dedi. Vehbi'nin, houma giden bir hali de, kibir ve inaddr. O, kocaman bir erkek kadar kaf a tutmasn bilir. Derste yanln kardm vakit hem utanr, hem kzar. Bir trl yanl tne varacak olursam isyan eder. istihfafla yzme bakarak: - Sen, kan ksmsn, akln ermez, der.

nc sevdiime gelince; o, kimsesiz kk bir kzdr. Derse baladmn, galiba beinci rirken birdenbire kalbim tatl bir heyecanla arpt. En arka srann ucunda, bembeyaz dene cek kadar uuk sar sal, duru beyaz tenli, melek gibi gzel ehreli bir kz ocuu, inci eriyle bana glmsyordu. Bu ocuk kimdi? Birdenbire nereden kmt? Elimle iaret ettim. - Yanma gel bakaym, dedim. Bir ku hafifliiyle yerinden atlad. Benim, mektepte yaptm gibi, sraya sraya yanma Yavrucak, son derece fakirdi. Ayaklan plak, salar darmadankt. Arkasndaki rengi kay sma entarisinin yrtklarndan beyaz, nazik teni grnyordu. Minimini ellerini tuttum: - Yzme bak kk, dedim. 192 Reat Nuri Gntekin

Korka korka ban kaldrd, kvrck kirpiklerinin arasnda iki lacivert gz parlad. Zeyniler'de, ektiim strap beni alatmamt. Fakat, bu yar plak ocuun gzleri, kr zisi gibi glen dileri, o dakikada kendimi tutmasaydm, beni hk-r hkra alatacakt. Hafife enesini okadm, btn kzlara sorduum gibi, ona da: - Senin adn Zehra m kk, yoksa Aye mi? dedim. O, temiz istanbul telaffuzlu ve inanlma ak kadar tatl sesiyle: - Benim adm Munise, hocanm, dedi. - Sen, bu mektepte mi okuyorsun? - Evet, hocanm. - Niin ka gndr gelmedin? - Abam gndermedi hocanm, iimiz vard. Bundan sonra gelirim. - Senin annen yok mu? - Abam var hocanm. (Munise, ablaya aba diyordu.) - Annene ne oldu? Kk kz, gzlerini nne indirdi, sustu. Bana yle geldi ki, bu ocuun kalbinde, bilmede li yaraya dokundum. Daha ziyade srar etmeyerek baka bir ey sordum. - Dn akamst trk syleyen sen miydin Munise? Bir gn evvel civar bahelerden birinde ince bir ocuk sesinin trk sylediini iittim. B , yle tatl, burada iittiim seslerden o kadar bakayd ki, bam pencereye dayayarak g apam, birka dakika kendimi baka yerlerde, adn anmak istemediim vefaszlk memleketle anmtm. Trk syleyen bu kk kzdan bakas olamazd. Munise, utana utana ban sallad: - Bendim hocanm, 'dedi. ocuu yerine gnderdikten sonra derse baladm. Ken-

ALIKUU 193 dimde bir fevkaldelik hissediyordum. Bu kk kz, bana lk bir ilkbahar gnei gibi tesi . Karlar iine gmlm ku yuvalarna den sarn bir k paras... Yuvann souk neesizlii iinde ban kanatlarnn arasna saklayarak titreyen hasta ve k ava canlanmaya, eski enliini tekrar bulmaya balyordu. Vcudumun hareketlerine tuhaf bi oynaklk, sesime, syleime hareketli bir ahenk geliyordu. Ders verirken gzlerim gayri ihtiyari ona dnyordu. O da bana bakyordu, inci dilerinde tatl bir glmseme, lacivert gzlerinde dudaklarma srnrcesine hissettiim bir muhabbet lik hissini ben, mrmde ilk defa bugn duydum. Yalnz yaamaya mecbur olduuma gre, bari byle bir kk kzm olsayd! Yazk, bu, bana n k. Munise hakknda Hatice Hanm'dan pek az ey renebildim. "Abam" dedii kadn vey annesiymi. Babas ihtiyar bir orman memuruymu, ikinci karsn b ald iin tekat olduktan sonra be on kuru tekat ayl sayesinde geinip gidiyorlarm Hatice Hanm'a dedim ki: - Anlatna gre, ailesinin hali, vakti pek fena deil, niin bu ocua bakmyorlar? ihtiyar kadn, kalarn att: - O kadar baktklarna kr, bakas olsa sokaa atard.

- Niin? - Bu kzn annesi fena kadn, kzm, aklmda kalmad, be yl evvel mi ne, bir jandarma ml u kzcaz daha pek kkt. Ondan sonra, zabit de onu brakp baka memleketlere gitmiti. nince delikanllar daa kaldrmlar, hasl kt oldu gitti. - Olabilir. Hatice Hanm, ama bu ocuun ne kabahati var? alkuu - F 13 194 Reat Nuri Gntekin

- Daha ne yapsnlar? yle kadnn ocuuna diba kumalar giydirecek halleri yok ya, dedi. Munise, her gn mektebe gelemiyordu. Sorduum vakit: - Abam amar ykatt, abam tahta sildirdi, abama odun toplayverdim dadan, gibi cevaplar riyordu. Bu ocua, arkadalar pek iyi bir gzle bakmyorlard. Snfta onu daima kendilerinden uza orlar, frsat bulduka gizli gizli cann yakarak alatyorlard. Bunda biraz benim de kaba im vard. Kk kza kar duyduum sevgiyi gizleye-memitim. Snfta onu okadm, bahe grenler fena fena bakyorlard. Bir gn Munise'nin mektep bahesinde aladn, "Ne yapyorum ben size, yapmayn!" diye ya um ve kendimi gstermeden pencereden baktm. Kzlar, emeden azlarna su dolduruyorlar, e'yi kovalayarak bu suyu stne pskrtyorlard. ocuk, alaya alaya keden keye kay oynunu saklamaya alyordu. O ar ve korkak tavrl, durgun bakl kzlar; yaral ceylan kovalayan av kpeklerine d acaklarnn stnde sert bir eviklikle sryorlar, le kargalar gibi vahi lklar kop ard. Kk kz kh kede sktrarak, kh toprakta yuvarlayarak avurtlarn ii-rerek ar ak brakt gsne fkrtyorlard. Aklm bamdan gitmiti. Deli gibi odadan frladm. yle kouyordum ki, sa ayam merdiven dan birini kerterek iine geti. Ben, baheye ktm zaman muharebenin ekli deimi b e'ye, kendi gibi kk, fakat etin bir yardmc kmt. Kk Vehbi. Bu dokuz yandaki yaramazn kahramanln unutamayacam. Vehbi, emeden akan sularn bi na getirdii amur batana girmi, bir rdek gibi rpnyor,

ALIKUU 195 Munise'ye hcum edenleri korkun bir amur yamuruna tutuyordu. Kollar, ayaklar, yz am imsiyah kesilmiti, ince sesi, kzlarn yaygaralar arasnda keskin bir ddk gibi tyordu - Gavurun kzlar, brakn kz, be. Hepinizi eserim! Kzlar, bu hcum karsnda gerilemeye mecbur oldular. Munise'yi yar baygn bir halde kuca dm, odama gtrdm. Bu gzel, kk kz, kollarmda skarken duyduum eyleri sylemek mmkn deil. Kalbimin izli bir pnar kaynyor gibi, gsme scak bir eyler iniyor, btn vcudumu, gzlerimi s mi kesen, lk, baygn bir lezzet saryordu. Ben, bu sarholuu bir kere daha duydum gibi geliyor. Fakat acaba nerede? Ne vakit? imdi, bunlar yazarken kalbim duruyor, gzlerimi uzaklara dikerek dnyodum. Evet, nered Ne vakit? Bu, herhalde eski bir ryann hatras olmal. nk, bu uzak, silik hayalde, ry akln almayaca eyler var. Kendimi havann boluu iinde uar gibi gryorum. Etrafmda salarma srnerek akan bir yaprak seli var. Acaba nerede? Yok, yok, ben mrmde byle e k defa hissettim. Talebelerimi, o gn, biraz ihmal ederek Munise ile megul oldum. Frtnalarla rselenmi za baklara benzeyen, gzel vcudunu, beyaz denecek kadar ak sar salarn temizledim. Biare, hemen on dakika, iin iin alamakta devam etti. Ah, bu gzyalar. Bana yle geliy ki, onlardan dklen damlalar, kzn kk yzne deil, benim kalbimin iine szyor. ocuun, yava yava emniyetini kazanyordum. Ben, ona eski entarilerimden birini alelacel e kltp dikerken, o, 196 Reat Nuri Gntekin

bir kedi yavrusu gibi eteklerime sokuluyor, slak gzleriyle derin derin yzme bakyordu. Vakitsiz ve haksz bir mihnete uram btn ocuklar gibi, Munise'de de byk bir insan ha Benim daha bir iki aydan beri anlamaya baladm baz eyleri o, oktan renmi. Evet, hrn hep o ekermi. Byle olduu halde, abasn bir trl memnun edemez, her gn birka k mi. Bir hafta evvel baheye, komunun inei girmi. Munise, onu kovmaya urarken, en kk ka ktan dm, Abas onu bir temiz dvdkten sonra ahra kapam. ki gn kuru ekmek krntl memi. Munise, bana, fildileri gibi beyaz teninde mor lekeler, rkler gsteriyordu. Bunlar, he p o dayan izleriymi. Dayanamadm: - Peki Munise dedim, baban sana acmyor mu? Cahilliime acr gibi, derin derin yzme bak seyerek: - O bana acyor, ben de ona acyorum, dedi. kimizin de elimizde bir ey yok ki... Bu szleri sylerken, yle bir gs geirmesi, iki elini aarak bu minimini avularndaki le bir gstermesi vard ki yreimi eritti. Bebek oynar gibi seve seve, sevine sevine uraarak Mu-nise'yi ssledim. Kk kza, bir el nas iinde kendisini gsterdiim vakit, sevinten kpkrmz oldu. Pembe bir kurdele ile i an rlm salarna, lacivert ynlden ksa entarisine, uzun siyah oraplarna bir yabanc i korka korka bakyordu. Sonradan anladma gre, Munise'nin ss gnlerce Zey-niler Ky'ne dedikodu sermayesi olm benim iyiliimden holanm. Fakat birok kimse de memnun kalmam. Anas dalarda gezen bi avrusuna, bu kadar merhamet

ALIKUU 197 fazlaym. Sonra ssn bu derecesini gnah sayanlar, ocuu annesinin gittii fena yola sap bir tevik addedenler de bulunmu. Zavall Munise, pembe kurdelesinden, ksa etekli lacivert entarisinden, siyah oraplarn dan hevesini alamad. vey annesi, bu elbiseleri kim bilir, ne dnerek sanda kaldrm. ocuk iki gn sonra a iinde mektebe geldi. Munise, mektebe pek seyrek uruyor. Hele gnden beri hi grnmedi. Bakalm, yarn kk a dair havadis isteyeceim. Zeyniler, 30 Kasm Mektebe gnden gne daha fazla snyordum. Viran dershane adeta temiz ve sevimli bir ekil ald. Hatta, onu bir para sslemeye de muvaffak oldum. ilk gnlerde o kadar vahi, yabanc bulduum ocuklar, imdi bana daha cana yakn geliyorla Ben mi onlara altm, yoksa usanmak bilmeyen gayretim sayesinde onlar m yava yava yola elmeye balyorlar, pek bilmiyorum? Fakat, zannederim ki, ikisinin de tesiri var. ok alyorum. Onlardan ziyade kendim iin, kendimi isizlik ve yalnzln mzmin melali iin, geceli gndzl didiniyorum. Muvaffakiyetsizlie uradka meyus olmuyorum. Bu bulan un gzl, karanlk ruhlu ocuklar da biraz dnce, bir para yaamak zevki uyandrdm h orum. Kyl komulardan bazlar ara sra bana misafir geliyorlar. Bunlar da, konumaktan pek ho yan, hele glmeyi bilmeyen eyler. Galiba biraz da benden utanp ekiniyorlar. 198 Reat Nuri Gntekin

ilk gnlerde o kadar sade giyinmeye altm halde yine beni fazla ssl bulduklarn, hal diklerini anlyorum. Hatta, muhtarn kars birka defa da ta atmt. Ben, onlara elimden geldii kadar sevimli grnmeye, hatrlarn ho etmeye altm. Hatta tup yazmak, entari biip dikmek gibi hizmetlerde bile bulundum. imdi, yle hissediyor um ki benim hakkmdaki fikirleri biraz deiti. Evvelki gn, yine muhtarn kars gelmiti. Kocasndan bana selam getirdi. Muhtar Efendi de i ki: "Ben onu ilk grdm zaman pek gzm tutmadyd ama, Allah iin iyi kzm. Hanm h uyor. Bir ii olursa bana haber versin." Bu iltifata, tabii teekkr ettim. Burada beni beenen, sk sk ziyaretime gelen bir ehemmiyetli ahsiyet daha var: Kyn ebes

Nazife Molla. Ad Zehra, yahut Aye olmayna gre, herhalde baka yerli bir kadncaz k ze olmas da bunu gsteriyor. Dedikodu yapyor zannetmesinler diye fazla ey sormaya cesaret edemiyorum. Fakat ky h akknda bana, merakl ve elenceli eyler retiyor. Kendisine gre, ok anlayl ve incel ar. Mesela, bir gn odada yalnz bulunduumuz halde bakalarna iittirmekten korkuyormu g , azn kulama yaklatrd, Munise'nin annesi iin merhamet ve msamaha ile dolu eyler da ban sallayarak: - Kabahat, o papaz kocasnda. Gnahn o eksin. Aman kzm, sylediklerimi bakasna syle gmerler diye, sonra ilave etti. Ebe Hanm'n bir hafz olu varm. Bu ramazan B'ye cer-re gitmi. Epeyce krl bir i bulm i, daha dnmemi. Bu sene Allah nasip ederse hafz evlendirecekmi. Kadncaz, sras dtke hafz methediyor, manal manal gz krparak bana mitler veri riayet edersem Hafz Efendi'ye zevce olabilmek erefine layk g-

ALIKUU 199 rleceimi anlyorum. Hasl bu kadn, beni epeyce elendiriyor. Ebe Hanm, bu sabah yine gelmiti. Bana mevlit okumay bilip bilmediimi sordu. Yaknda bi r dn varm da. Anlalan bu kyn dnlerinde alg yerine mevlit okuyorlar. Glmemek iin dudaklarm srarak: - Bilirim ama, sesim yok, Ebe Hanm, dedim. Ebe Hanm, bana teessf etti. Eski hocahanmlardan biri gayet gzel mevlit okur, bu saye de epeyce para kazanrm. Mamafih, bugnk ziyaretten asl maksat bu deil. Fakir bir kzc ediyorlarm. Komular sevaplarna bir iki tencere ile yatak tedarik etmiler, gelini ke oturtmak iin benden de bir eski entari istiyorlarm-. Zaten bu kz, benim yabanclarmdan da deilmi, mektepte talebelerimden biriymi. Bunu iitince hayret ettim: - Benim ocuklar arasnda gelinlik kz yok ki Ebe Hanm, dedim. En by on iki yanda. N la gld: - ilahi kzm, on iki ya kk m? Ben, keye oturduum zaman on be yadaydm da, bana rdi. imdi, eski detler kalkt ama, bu kszn kimsecii yok, sokakta kald. Burada bir o met var, ona veriyoruz. Hi deilse bir dilim ekmek yedirir. - Kim bu kz, Ebe Hanm? - Zehra. Snfmda yedi, yahut sekiz tane Zehra var, onun iin birdenbire hatrlayamadm. Fakat Ebe anm, hangisi olduunu syledii vakit hayretten donakaldm. oban Mehmet'le evlenecek Zehra, insann ryasna girse korkutacak kadar acayip bir mahl uk, bir nevi delidir. Kna renginde al gibi sert, karmakark salar, balmumu gibi renk de yine o renkte illeri, darack alnyla bir hizada korkun gzleri vardr. Daha ilk grte, bu ocuun hasta olduunu anlamtm. 200 Reat Nuri Gntekin

Snfta hi konumaz, fakat bir ey anlatmak, yahut dersi okumak lzm geldii vakit birden dik, korkun bir sesle barmaya balar. Anlayamadm cihet udur ki, Zehra, hesap ve ezber derslerinde snfn en kuvvetli talebes r. Snfta olduu gibi, bahede de herkese uzak durur, ne o gzelim tabut, teneir ilahilerine ne o neeli cenaze oyunlarna itirak eder. Fakat onun, birka gnde bir, kendi kendine oynad bir oyun vardr ki, beni tekilerden z de dehetlendirir. Zehra, bahenin ortasnda, havadan gelen bir sesi dinliyor gibi yap tktan sonra, gzlerini belertir, durduu yerde bir ay semaveri gibi fokurdamaya, acayi p sesler karmaya balar. Sonra, bu cezbe hali artar, krmz salar kabarr, az kpr eye balar. Bu, phesiz bir oyundur. Fakat, bilmem neden, ben onu seyrederken titreme ye balarm. Ebe Hanm, bana, bu kzn gelin olacan anlatrken kendi kendime: "Eyvah, dedim, Zehra o e evke gelir de oban Mehmet'e bu oyunu oynamaya kalkarsa, biarenin vah haline." Komum gittikten sonra, eski elbiselerimden birini daha buldum. Zehra'ya gelin elb

isesi dikmeye baladm. Ne are bu zavall kza biraz eki dzen vermeli. Hi olmazsa oban , daha ilk geceden onu brakp kamasn. Zeyniler, l Aralk Zehra, dn gece muhtarn evinde gelin oldu. oban Mehmet, mahzun olmasn diye kyn meydan davul, zurna aldlar, bir iki pehlivan gretirdiler. Kadnlar arasnda da, ayrca bir kna gecesi yapld. Mevlit okutuldu.

ALIKUU 201 Benim hediye ettiim gelin elbisesi kyn ihtiyarlarna yine fazla alafranga grnmt. Ku ftan: "Yarn ahi-ret", "Mnkir, nekir", "Kzgn topuz" gibi kelimeler geliyordu. Buna mu kabil gen kadnlarn azlarnn suyu akyordu. Aralarnda, galiba, geline haset edenler b yordu. Gece, pek elendim. Muhtarn kars gzel bir sofra hazrlamt. Ortada dnen szlerden, b a'dan ziyade, "istanbullu Hocanm"a gsteri yapmak iin gze alndn anlalyordu. oban Mehmet'e gelini teslim etmeden evvel gln bir el pme merasimi yapld. Bu kaba saba, utanga ky delikanlsnn gzlerini yumarak pt eller arasnda benimki de demek, bir bakma ana demek olduu iin bu lazmm. Bu el pme-merasiminde, yle gizli bir komedi geti ki, hi unutmayacam. Muhtarn kars Hanm bata olmak zere, be alt ihtiyar kadn, uzun bir kerevetin iltesi zerinde sral en hl onlar gibi bada kurup oturmasn beceremediim iin, ocan yannda bir amar s nuyordum. Gzlerini bir trl yerden ayrmaya cesaret edemeyen oban Mehmet, evvela beni grmemiti. Hanm keden: "Mehmet olum, hocannm da elini p!" diye beni gsterince delikanl, utan nma geldi. Ben ciddiyetle elimi Uzattm, fakat, obann parmaklarm tutmasyla brakmas u. Bunun bir el olduuna inanamyor, aptal aptal bakyordu. en, gldm belli etmemeye vladm" dedim.' Adamcaz, elimi tekrar tuttuktan sonra dayanamad, utanp sklmay brakarak, yzme bakt eldik. Daha fenas, tam bu esnada ocaktan yzme vuran kuvvetli biy ra aydnlnda gld dakikadaki aknl kadar mrmde gln bir ey grdm hatrlamyorum. 202 Reat Nuri Gntekin

El pme merasiminden sonra, damad, gelinin bulunduu odaya doru gtrdler. Zehra, yeni e sesi, biraz evvel kendi elimle tarayp sslediim bayla, hemen hemen gzelce bir kza dn t, kendisini, bura detlerince, duvak yerine yeil atlastan bir nevi torbann iine sokm u olduklar iin, oban zerinde ne tesir yaptn gremedim. Zeyniler, 15 Aralk Bu sabah, uyandm vakit, etrafmda bir eksiklik var gibi geldi. Dikkat edince, buldum. Geceleri bahede, mahzun bir ninni sesiyle akan eme durmutu. Pencereyi amak iin yatamdan kalktm. Tahta kepenk-ler fazla mukavemet etti ve ben, kuv vetle sarsarken aralarndan karlar dklmeye balad. Meer, bu gece kar balam. Zeyniler, adeta tannmayacak bir hale gelmiti. Hatice Hanm'dan iitmitim. Burada kar, bir kere yamaya balad m, nisana kadar bir daha lkmazm. Ne iyi ey, demek yapraklar bile siyah grnen bu karanlk ve can sknts niem bahar k aylarnda balyor. teden beri kar, benim iin, yeni alm badem ieklerinden daha gzel bir eydir. Bahed temiz, yumuak eylerin iinde yuvarlanmakta bulduum nee ve zevki hibir bayramda bula . Sonra insan, iin iin nefret ettii insanlara kar ne tatl intikam vesileleri bulur. B nim vaktiyle bir dmanm vard ki, kardan ok korkard. Kaln fanila yakalar iine saklad ynuna haberi olmadan kar doldurur; o, souktan kzarm dudaklaryla titrer ve renkten ren ge girerken needen ldrrdm.

ALIKUU 203 Zeyniler, 17 Aralk Kar, gittike artyor, yollar kapand. O kadar ki, ocuklardan birou mektebe gelemiyor. Bugn hayatmn en ac, en dertli gn oldu. Sabahleyin talebelerim bana fena bir havadis g tirdiler. Dn gece, Munise, bir kabahat yapm, babas odunla dvmek iin stne yrm,

eresinden kendini baheye atm, karlar ve karanlklar iinde uzun mddet kalamayacan, b nra kapya gelip yalvaracan zannetmiler, fakat saatler getii halde, ocuk grnmemi. omulara haber vermiler. Ky delikanllar ellerinde yanar ralarla sokaklara dklmler reye gittiini anlamak bir trl mmkn olamam. Munise'yi en sevmeyen arkadalar bile ona acyorlard. Akama kadar her yeri aradlar. K ne kadar ehemmiyet verdiimi bildii iin, Muhtar Efendi, Vehbi ile sk sk bana havadis g deriyordu. Vehbi, bugn byk bir erkek kadar ciddi ve telalyd. Munise'nin hl bulunmadn anlat morarm avularnn iini gsteriyor, kalarn atarak "Gitti fakir kzcaz, kurtlar ye Akama doru Vehbi'nin bu phesi byklere gemeye balad: "ocuk, bu frtnada baka ky bir yerde souktan donup ld, ya canavar paralad!" diyenler oluyordu. Bu gz gz grmeyen tipi altndaki gnn siyah bir duman gibi inen akamyla beraber, iim mitsizlik kt. Hayata zalim ve haksz bir ey diyenlere ilk defa inanyor, ona isyan ed rdum. Sesim, soluum kesilmi, bam ateler iinde, erkenden yatama girdim; aydnlk, bu gece ncittii iin lambam sndrdm. 204 Reat Nuri Gntekin

Darda frtna gittike artyor, pencere kepenklerini zorlu hcumlarla sarsyordu. Zavall kk kz, kim bilir, nerelerde gml, ak sar salar kim bilir, karanln han lardan kalma bir k parlts gibi titriyor?.. * Ka saat getiini bilmiyorum, insan byle hallerde zaman hissini kaybediyor. Mezarlk tar afndaki kapy vuruyorlar gibi bir ses iitmeye baladm. Rzgrdan baka ne olabilirdi? F yr, bu rzgr sarsntsndan baka bir eydi. Yatamdan dorularak kulak verdim ve geceni bir insan iniltisi iitir gibi oldum. Hemen yatamdan frladm, omuzlarma bir rt alp a adm. Niyetim Hatice Hamm'n odasna urayarak onu uyandrmakt. Fakat o da bu sesi iitmi, elin bir mum parasyla tala kmt. Kapy birdenbire amaya cesaret edemedik. Zaten grlt de kesilmiti. Hatice Hanm erkek gibi kaln sesiyle: "Kimdir o?" diye bard. Cevap yok. ihtiyar kadn b r kere daha seslendi. O vakit, rzgrn grlts iinde ince bir sesin inlediini iittik. Hatice Hanm: "Sen kimsin?" diye bard. Fakat, ben sesi tanm, "Munise" diye haykrarak demirlerine sarlmtm. Kap alr almaz ieriye karl bir rzgr doldu, ihtiyar kadnn elindeki mum birdenbire Karanlkta, kollarmn iine buz gibi olmu, kk bir vcut dt. Hatice Hanm, tekrar mumunu yakmaya urarken, ben onu gsmde skyor.hkra hkra a Son kuvvetini tkettii anlalan Munise, kollarmda baygn gibiydi. Yz mosmof, salar d nin iine karlar dolmutu.

ALIKUU 205 ocuu soyduktan sonra kendi yatama yatrdm. Hatice Hamm'n mangalnda sttm fanila ovuturmaya baladm. Munise, kendine gelir gelmez ilk sz "Bir para ekmek!" diye yalvar ak oldu. Bereket versin, biraz stmz vard. Hatice Hamm'la onu sttk ve kak kak oc dk. Dakikalar getike Munise'nin yz kzarmaya, gzlerine fer gelmeye balyordu. Kollarmda iini ekiyor, kim bilir, hangi ac ile iin iin alyordu? Ah, u ocuk gzlerindeki minnet! Dnyada, bir para iyilik edebilmekten daha gzel bir ey muyor. Frtna iinde, viran bir gemi teknesi gibi sallanan bu sefil ve karanlk oda, oc an kzl akisleri iinde birdenbire yle munis ve mesut bir yuva olmutu ki... Biraz evve ayata gsterdiim emniyetsizlik iin, kendi kendime utanyordum. ocuk, artk konumaya balamt. Kollar boynumda, sar salar bileklerimden dklerek, sorduum suallere ar ar cevap veriyordu. Dn akam, vey annesinden ok korkmu, kyn bir ambara kaarak samanlarn arasna girmi. Samanlar insan yatak gibi scak tutuyormu. at, bugn ok ackm. Dar karsa tutup yine eve gtreceklerini biliyormu. Onun iin lemi.

Zavall ocuun en byk mit yeri benmiim. Btn gn "Hocanm mutlak bana ekmek verir," d avutmu. Biraz sonra, ocuun parlak gzlerine bir glge dtn, ilk neesinin snmeye baladn um yoktu. nk ayn korku bende de uyanmt. Yarn sabah Munise'yi yine eve gtrmek lz iimde snk bir mit yok deildi. ok gzel bulduumuz iin, hibir zaman elimize gemeyec kar duyulan o mitsiz mit. 206 Reat Nuri Gntekin

Munise'de neticesiz bir rya uyandrmaktan korkar gibi yava bir sesle Hatice Hanm'a de dim ki: - Mademki bu kz, evlerine istemiyorlar. Acaba ben, onu kendime evlat etmek istesem raz olurlar m? Benim de kimsem yok. Vallahi bu ocua kendi evladm gibi bakarm. Acaba ermezler mi? Bu lgn arzum, Hatice Hanm'n dudaklarndan kacak kelimeye balym gibi, litreye tit uzatyor, boynumu bkyordum. htiyar kadn, gzlerini ocaa dikmi, dnyordu. Ar ar ban sallad: - Fena olmaz. Yarn muhtarla konualm. O "Peki!" derse babasn da raz ederiz, iyi olur, edi. Ben, mrmde bu kadar gzel bir mit sz iittiimi bilmiyorum. Cevap vermeden Munise'yi g . ocuk, ellerimi perek "Anacm, anacm!" diye alamaya balad. Ben, bu satrlar yazarken, Munise, yatamda, sar salarnda ocan mesut kzllklar ti . Ara sra derin derin iini ekiyor ve dolu dolu ksryordu. Bu ocuu, bana brakrlarsa ne kadar mesut olacam Yarabbi! O vakit ne geceden, ne frtn ne sefaletten, hibir eyden korkum kalmayacak. Onu, kendi elimle byteceim, mesut edec eim. Ben, bunu bir zamanlar baka kkler iin mit etmek lgnlna kaplmtm, fakat e kucak kucaa ldler. Artk, hayatla bartm. Her eyi tekrar seviyorum. Km-ran, bir akamst, kalbime gmd inileri ldren sen olduun halde bu gece, senden bile eskisi kadar nefret etmiyorum.

ALIKUU 207 Zeyniler, 18 Aralk Bu gece yine, galiba gzlerimi uyku tutmayacak. Hastalar gibi mesut olanlara da ge celer yle uzun geliyor ki... Sabahleyin Hatice Hamm'la beraber muhtarn evine gittim, ihtiyar adam, Munise iin h avadis sormaya geliyorum sand. - Daha bulunamad ama, bakalm bir iki yerde midim var, gibi szlerle beni teselli etme ye balad. Ben, akamki vakay anlattm. Szmn sonuna gelirken yreim arpyor, gzlerim kararyord lmayacak bir ey iin yalvarr gibi ellerimi kavuturdum: - Bu kk kz bana verin. Kendime evlat edeyim, barma basaym. Gryorsunuz ki, biare e ziyan olacak, dedim. Muhtar Efendi, gzlerini kapad, sakaln ekitirerek bir zaman dnd, sonra: - Pekl kzm, hakikaten sevap ilemi olursunuz, dedi. - Demek Munise'yi bana vereceksiniz? - Babas zaten teki ocuklara bakmaktan ciz. Vermeyip de ne yapacak. Olmazsa eline be, on kuru da veririz. O dakikada, sevinten nasl ldrmadma hayret ediyorum. Bu kadar kolay ele geireceimi Akamdan beri saatlerce dnm, edebilecekleri itirazlara cevaplar bulmu, yreklerini r e geirmek iin zihnimde adeta nutuklar hazrlamtm. Daha olmazsa annemden kalan birka p mcevheri verecektim. Onlar, bu zavall kk esiri kurtarmaktan daha iyi bir yere sarf ed bilir miydim? Fakat, ite bunlarn hibirine hacet kalmyor, Munise bir canl oyuncak gibi kollarma braklyordu. Ben, bakalar gibi deildim. ok sevindiim, mesut olduum vakit, duygularm szle anlata tlaka karmdaki-nin boynuna sarlmak, onu pmek ve hrpalamak isterim. Mh208

Reat Nuri Gntekin

tar Efendi de o dakikada ite byle bir tehlike geirdi ve sadece buruuk elinin bir def a plmesiyle benden kurtuldu. iki saat sonra, muhtar, Munise'nin babasyla beraber mektebe geliyordu. Ben, bu ad am fena ehreli, korkun, zalim bir insan diye dnyordum. Halbuki, bilkis, ufak tefek, alkl dkn bir ihtiyard. Bana, istanbullu olduunu, fakat krk seneye yakn bir zamandan beri memleketini grmedii ni syledi; kark bir ryay anlatr gibi tereddtlerle Saryer'den, Aksaray'dan bahsetti Munise'yi bana vermeye raz oluyordu. Fakat ona ok acdn hissettim. ocuu mesut etmek mden geleni esirgemeyeceimi, onu daima kendisine gstereceimi vaat ettim. * Zeyniler'in, fakir, karanlk mektebi bugne kadar, byle bir bayram, byle enlik grmedi. undan eminim. Munise ile sevincimizden odalara, sofalara, smyorduk. Kahkahalarmz, saa lardan uyumu kular uyandryor gibi tavanlardan en cvltlar geliyordu. Munise, birka saat iinde nazl bir kkhanm halini almt. Al faniladan bir elbisem va giyemezdim. Onu bir para daraltp ksaltarak ona koket bir kostm yaptm. Kz, bu elbise nde, nasl anlataym, bir iim su, aza alnnca eriyen fondan ekerleri gibi bir ey oldu. Kar, bir gn evvelki iddetini kaybetmi olmakla beraber hl devam ediyordu. Akamdan evve , ocuu elinden tutarak baheye kardm. Hatice Hanm, Zeyni Baba'nn kandillerini yakmay inceye kadar gezdik, birbirimizi kovaladk, mezar talar arasnda top muharebesi yaptk. Neemiz, ihtiyar kadnn atk yzn bile gldrmt: - Haydi artk ieri grin, yeceksiniz, hasta olacaksnz, derken tatl tatl srtyordu

ALIKUU 209 mek mi? insann iinde gne yanarken mek mi? Bu akam, gkyz bana, batdan douya gibi grnd; yava yava sallandka, stmze beyaz ieklerini dken kocaman bir yasemin Zeyniler, 30 Aralk Munise ile yle cancier olduk ki... Bu kk kz, derslerimden artakalan btn saatlerimi Ona ne biliyorsam retmek istiyorum. Gnde bir saat Franszca ders veriyorum, resim ya ptryorum. Hatta, ara sra -kyde duyarlar da bizi taa gmerler- kaplar, pencereleri ka ak ona bir para dans bile retiyorum. Bazen, kendi kendime gleceim geliyor. - alkuu! Sen, her eyi reteceim diye Munise'yi Allah esirgesin, Hac Kalfa'nn Mirat' eksin, diyorum. Bu fakir ky ocuu, birdenbire, bir asilzadeye benzedi. Her halinde, her sznde ince bir sevimlilik var. Evvela, buna hayret etmitim. Fakat, imdi sebebini anlamaya balyorum . Munise'nin annesi herhalde dedikleri kadar adi olmayacak. ocuk bana, son derece minnettar. Bazen, hi sebepsiz yanma yaklayor, ellerimi tutarak yanaklarna, dudaklarna srmeye balyor. O vakit ben de onun nazik bileklerini ellerimin iine alyorum, minimini parmaklarn birer birer pyorum. Zavall kk, asl iyilii kendisinin bana ettiini bilmiyor, onu yanma almakla bir fedak iimi sanyor. alkuu - F. 14 210 Reat Nuri Gntekin

Bu ocuun yle mit edilmeyen tuhaf szleri var ki... Geldiinin ikinci gnyd: - Munise, istersen bana anne de, daha iyi olur, dedim. Tatl tatl glmseyerek yzme bakt - Olur mu abacm? - Niin olmasn? - Sen, kksn, abacm, sana nasl anne derim? Bu sz, adeta izzetinefsime dokundu, par ehdit ederek: - Seni eytan seni, dedim. Neden ben kk olaym? Ben yirmi yan gemi koskoca kadnm. Munise, dilini dilerinin arasna sktrarak bana bakyor, bir ey sylemeden glyordu. - Yalan m? Koskoca kadnm ya, diye tekrar ettim.

- Sen, benden o kadar byk deilsin ki abacm, on drt-on be ya. Kendimi tutamayarak glmeye baladm. Munise yz bulmutu, utana utana: - Sen daha gelin olacaksn abacam. Ben, samn iki tarafna teller takacam. Kendin gib ir... Elimle, ocuun azn kapadm: - Bir daha byle bir ey sylersen dudaklarn koparrm, dedim. * Kmn bir hali de, ss ok sevmesi, fazlaca koket olmas. Ben koket ruhlu kzlardan t holanmam ama, Munise'nin ayna karsnda sslenmesi, beene beene kendisine glmsemesi ndirmiyor deil. Hatta, dn elinde yanm bir kibrit ucu da yakaladm. Gizli gizli gzne s kmeye urayordu. Maskara, kimden renmi bilmem ki? imdi neyse ama, birka seneye kadar gen kz olup karsa birini bulup sevmeye, evlenmeye kalkarsa fena.

ALIKUU 211 Bunlar, aklma geldike hem kz anneleri gibi heyecanlanyorum, hem de bir yandan holanyo um. Munise, dn kzara bozara benden bir ricada bulundu. Salarnn benim salarm gibi olmasn ormu. Bebek oynar gibi, Munise ile oynamak benim zaten Allah'tan aradm ey. Kk kz dizleri sna aldm, salarnn rglerini zerek istedii gibi tarayp fraladm. Rafn zerinde duran kk aynay ald: - Kuzum, abacm, gel. kimiz yan yana aynaya bakalm, dedi. Fotoraf ektiren kardeler gibi ba baa verdik. Aynann iinde glyor, birbirimize dilim duk. Munise, lacivert gzleri, duru beyaz teni, ince irin yzyle bir melek gibi gzeldi. Faka t memnun grnmedi; eliyle burnumu, yanaklarm okayarak: - Nafile abacm, sana benzemiyorurn ki, dedi. - Daha iyi ya ocuum. - Nemelzm abacm, ben senin gibi gzel deilim ki... Ban daha ziyade yaklatryor, geirdii klj eliyle, yine yzm okuyordu: - Abacm sen kadife gibisin. Senin yznde insan ayna gibi kendini gryor, diyordu. Bu mnasebetsiz ocuun samalklarna glyor, o kadar emekle dzelttiim salarn kart layaym, defterimi benden bakas okuyacak deil ya, kendimi gzel zannettiimden ok gzel yor: "Feride, sen kendini bilmiyorsun. Sende, kimseye benzemeyen baka bir ey var!" diyenlere hak verecek gibi oluyordum. Neler sylyorum? Ah, bu kk kz! Ben, onun akl banda bir kz haline getirmeye alr gibi koket yapacak. 212 Reat Nuri Gntekin

Zeyniler, 29 Ocak Defterime, bir aydan beri el srmemitim. Yaz yazmaktan, herhalde daha fazla ilerim va rd. Hem de mesut gnlerin yazlacak nesi olur ki? Bir aydan beri derin bir gnl sknu iinde yayordum. Yazk ki devam etmedi. ki gn evv n geen bir posta arabas benim iin drt mektup brakm. Onlar grr grmez iime bir at iini, ilerinde ne olduunu bilmeden: - Keke bunlar, ben grmeden yolda kaybolsaydlar, dedim. tik tahminimde yanlmamtm. Zarfn zerindeki yazy tanyordum. Mektup ondan geliyordu. Zarflar, beni buluncaya kadar elden ele dolam, zerleri mavili, krmzl yazlar, damga olmutu. Elimi srmeye cesaret edemeden bir tanesinin stndeki adresi okudum: "B... Merkez Rtiyesi muallimlerinden Feride Hanmefen-di'ye." Zarflan avucumda buruturduktan sonra ocan yanndaki rafa frlattm. Pencereye bam day dalgn dalgn uzaklara baktm gren Munise: - Abacm, neren aryor? Yzn sapsar, dedi. Kendimi toplamaya alarak glmsedim: - Bir eyim yok, ocuum. Bir parack bam aryor. Seninle biraz baheye karsak geer. Gece yatamda, gzlerim karanla dikili, saatlerce uykusuz kaldm. Byk bir kararszlk n oluyordum; yzsz, zalim bu mektuplarda, kim bilir bana neler sylemeye cesaret ediy

ordu? Birka defa lambay yakarak onlar okumak istedim. Fakat kendimi zapt ettim. Onl ar okumak aypt, benim iin tenezzld.

r ALIKUU 213 Aradan iki gn geti. Mektuplar hl orada duruyor, odann havasna bir zehir nereder gib ni, iin iin eritiyordu. Mzmin hznm, Munise'ye de gemiti. Zavall kz derdimin nerede ni biliyor, beni hasta eden bu ktlara kinle, nefretle bakyordu. - Abacm, dedi. Ben bir ey yaptm ama, bilmem dar-lacak msn? Birdenbire dndm. Gzlerim gayri ihtiyari ocan yanndaki rafa giti. Mektuplar orada yokt , teessrden gsm tkanarak. - Nerede onlar? dedim. ocuk, ban edi: - Ben onlar yaktm abacm. Ne yapaym, sen pek zlyordun... - Ne yaptn Munise? dedim. ocuk, benim iddet gstermemi, omuzlarndan tutup sarsmam bekliyor, titriyordu. Bam bi koyarak yava yava alamaya baladm. - Abacm, alama. Ben onlar yakmadm, sana mahsus yle syledim. zlmeseydin o vakit ya l ite. Kk kz, bir eliyle bam okuyor, tekiyle mektuplar elime tututurmaya alyordu: - Al abacm, onlar galiba, senin sevdiin birisinden geliyor. - Yumurcak, o nasl lakrd? diye bardm. - Ne bileyim abacm? Sevdiinden olmasa byle alar msn? Bu ok bilmi bcrn szlerinden ve gzyalarmdan utandm. Bu hale bir nihayet vermek lz vermitim. - Km, keke bu szleri sylemeseydin. Fakat mademki bir kere syledin. Bak, sana ispat . Mektuplar 214 Reat Nuri Gntekin

benim sevdiim bir insandan gelmiyor, nefret ettiim bir dmandan geliyor. Gel seninle beraber yakalm onlar. Oda karanlkt, yalnz ocakta bitmeye yz tutmu bir al demeti ara sra parlayp snyord rdan birini atee frlattm. Zarf, kvrla kvrla yanmaya balad. Biterken ikincisini, so Munise, anlayamadm bir hisle gsme sokulmutu. Mektuplar birer birer yanarken, karm re olan bir insan varm gibi susuyorduk. Sra drdncye geldii vakit, iime dayanlmaz b lk acs kt. Fakat tekiler yandktan sonra, bunu brakamazdm. Kalbimin bir pars-n onu da attm. Son mektup tekiler gibi birdenbire tutumad, bir ucundan ince bir duman karak iin iin nmaya balad. Sonra, zarfn geveyip aldn, ince yazlarla dolu bir kdn yava-yav hamml edemiyordum. Munise, gnlmden geenleri biliyor gibi, birdenbire eildi elini atee sokarak son mektubun bir parasn kurtard. * Onu ancak ocuu uyuttuktan sonra okumaya cesaret ettim. Yalnz u satrlar kalmt. "Annem geen sabah yzme bakarken alamaya balad: 'Ne var anne? Niin alyorsun?' diye Evvela sylemek istemedi: 'Hibir ey yok. Bir rya grdm!' dedi. nat ettim, yalvardm, et sylemeye mecbur oldu. Sakin sakin alayarak unlar syledi: "Ryamda onu grdm. Karanlk bir yerlerde dolayor nne gelene: 'Feride buralarda m? Al iin syleyin! diyordum. Yz rtl kadn beni elimden tutarak tekkeye benzeyen lo bir ye u: ite Feride urada yatyor. Boaz hastalndan ld' dedi. Baktm, evlatm, gzleri kap ALIKUU 215 nn rengi bile solmam. O ac ile, alaya alaya uyandm. l, diri getirir derler, deil Feride'yi yaknda greceim, deil mi, Kmran? Annemin szlerini sana aynen yazdm. Beni bir tarafa brak. Fakat annen demek olan bu ihtiyar kadn daha ziyade alatmak doru mu? Teyzenin ryas o gnden beri benim de ryam Ne vakit gzlerimi kapayacak olsam seni uzak bir memleketin karanlk bir odasnda; gzl

erin kapal, siyah salarn, taze yzn..." Mektup paras burada bitiyor, bana sadece teyzemin matemini anlatyordu. Kmran, gryorsu ki, bizi her ey birbirimizden ayryor. Seninle artk iki dman bile deiliz; birbirimiz i, ama hi grmeyecek iki yabancyz. Zeyniler, 5 ubat Dn gece, ge vakit bataklk tarafndan silah sesleri gelmeye balad. Ben korktum; fakat M nise, hi tela etmedi. - Her zaman olur, jandarmalar ekya kovalyor, dedi. Silah sesleri seyrek faslalarla on dakika kadar devam ettikten sonra durdu. Bu sabah, havadisi rendik. Munise'nin tahmini doruymu. Postac soyan birka serseri ile jandarma arasnda bir arpma olmu. Jandarmalardan biri i ar yaral olarak Zeyniler'in misafir odasna getirilmi. leye doruydu, kk Vehbi, soluk solua mektebe geldi, beni elimden yakalayarak: - Kz hocanm, abuk zarnn (araf olacak) giyin, gel be. Seni misafir odasna aryorl - Kim aryor? 216 Reat Nuri Gntekin

- Hekim aryor, babam syledi. Hemen arafm giydim. Vehbi nde, ben arkada misafir odasna gittik. Buras, iki bask oda ile merdivenli, arpk bir sofadan ibaret viran bir hayat. Gece, k ar, hastalk gibi sebeplerle yoluna devam edemeyen yolcular burada barndryorlar. Sevap larna biraz yiyecek veriyorlar. Kapda burnundan havaya souk dumanlar kararak einen gzel bir atn yzn okadktan so m. Avlu, karanlk olduu iin lamba yakmaya mecbur olmulard. Kaln kaputlu; kocaman izmeli, iman bir askeri doktor, merdiven basamana oturmu bir yazyor, avluda yz seilmeyen birka kii ile konuuyordu. ehresini yandan gryordum. yaz bykl, kaln kalar, canl ve sevimli bir yz vard. Fakat, Yarabbi, bu adam konuu adar kaba hatta ayp kelimeler kullanyordu. O kadar ki, bir ara, tersyz geri dnmeyi ak lmdan geirdim. Mutlaka yine fena bir kelime syleyeceini anlatan sert bir kahkaha ile glerek ban evi ce beni grd, birdenbire durdu; boz renkli ceketi zerinde kocaman siyah sakaln grebild m birisine: - Yahu, yzbam, hatrn kalmasn ama sana: "Ay Day" adn takanlarn yerden ge kadar a kadn varm da ne diye beni kibar kibar syletiyorsun, dedi ve bana dnd: - Hemire Hanm, kusura bakmayn. Geldiinizi gremedim. Geiniz yukar. Ama biraz durun da n ineyim. Merdivenler yufka gibi; ikimizi birden ekecee benzemiyor. Haydi gein imdi. Ben geliyorum. Basamaklar ikier ikier atlayarak yukar ktm. ihtiyar doktorun "Yzbam" dedii adama taklmakta j devam ettiini iitiyordum. - Yzbam, bu muallime istanbullu. Nereden anlad- ]

ALIKUU 217 ma ayorsun, deil mi? Ah, yzbam, sen kinatta hangi hadiseye byle koyun gibi bn bn rdiveni kndan anladm. Grdn m, nasl keklik gibi sekiyor? imdi istersen yan da az, ta atlasa krktan fazla deil. Byle delidolu szler, teden beri, beni pek elendirir. Kendi kendime gldm: - ite bunda yanldn Doktor Bey, dedim. Be dakika sonra ihtiyar doktor, izmeleri altnda merdivenleri atrdatarak yukar kt, adan konumaya balad: - Efendim, vaka malum, bir yaralmz var. Ehemmiyetli bir ey deil. Fakat baklmaya muhta Kendim biraz sonra gideceim. Yaplacak ey, ehemmiyetsiz bir pansuman, ama azlarna, y rine bulatrmalarndan korkuyorum. Onlarn doktora da emniyetleri zayftr. Frsat buldula hemen kocakar ilalarna bavururlar, ister misiniz, yarann stne trl mzahrefat yap ektep, medrese grmsnz. Yaplacak eyleri ben size tarif ederim. Adamcaz, ayak-lannc bakverirsiniz artk, yalnz bilmem iiniz dayanr m? - Dayanr Doktor Bey. Benim sinirlerim kuvvetlidir. Hibir eyden korkmayn, efendim.

- Sen, asana yzn bakaym, dedi. Bu teklifsiz szlerde garip bir ehemmiyet vard ki, hi ftursuz peemi kaldrdm, hatta bi da gldm. htiyar doktor, kollarn kaldrd, saf yznde komik bir hayretle glmeye balad. Hem de rla... - Sen ne aryorsun burada? Bu sefer de ben ardm. Bu adam beni, acaba bir yerden mi tanyordu? Mamafih, ben de ii iraz maskarala vurmaktan korkmadm, insana o kadar emniyet ve yaknlk hissi veren bir e resi vard ki... 218 Reat Nuri Gntekin

- Zannederim, beni tandnz iddia etmeyeceksiniz, Doktor Bey... - ahsn deil, nev'ini tanrm kzm, nev'ini. Hatta, maalesef yeryznde ok azalmaya ba i. - Mamutlar gibi mi efendim? Be aydan beri zorla iime hapsettiim yaramazlklar yeniden tamaya balyordu. Sor Aleksi n daima syledii gibi, bana hi yz vermeye gelmez. Hemen marmaya, kk bebekler gibi a meleri ezip bzmeye, maskaralk yapmaya balarm. Herhalde doktor, ok gn grm, temiz bir adamd. Ayn gr kahkaha ile glerek: - O ipiri, uursuz fil azmanlarnn tam tersine ufack, neeli, shhatli, zarif -hatta ihti ar olduum iin gzel sfatn da ilave edebilirim- gzel bir kibar ocuu... Syle bakaym nereden dtn buralara? Bu kaba saba asker doktorunun i kelimeleri, grltl kahkahalar altnda derin bir rikka meye balyordum. Nihayet, ciddi grnmeye alarak: - Ben muallimim, Doktor Bey. Hizmet etmek istiyordum, buraya gnderdiler. Ben, yer ayrt etmem. Nerede isterlerse alrm. Ben, bunlar sylerken o, dikkatli dikkatli yzme bakyordu: - Demek sen, buraya hizmet iin geldin? Srf maarife hizmet iin yle mi? - Evet, maksadm bu. - Bu yata, bu ehre ve yaradlla m? Sen doruyu sylesene bana. Gzlerime bak bakaym. n, bunlar yutar mym sanyorsun? Yumuk yanaklarna gmlerek tatl tatl glmseyen beyaz kirpikli gzleriyle ta gnlmn i vam etti:

ALIKUU 219 - Deil, kzm. Asl sebep baka. Hatta, maiet derdi de deil. Sen, saklanmaya altka m. Kim olduunu, aileni, evini falan sorsam sylemezsin, deil mi? Bak, bak nasl biliyo rum. Burada bir muamma var. Derin kartracak deilim. Aramzda bir iaret kfi.. ikimiz de sustuk, ihtiyar doktor biraz dndkten sonra: - Sana bir kk hizmet etmeme msaade eder misin? Seni daha iyi bir yere gndertsem ister misin? Benim tek tuk bildiklerim var Maarifte. - Hayr teekkr ederim, yerimden memnunum. Yine glerek omuzlarn silkti, alay eder gibi ir sesle: - ok l, ok l. Fakat fedakrlklar yle kolay gitmez. Gnn birinde cann sklrsa ba az, adresimi de brakaym sana. nsanlktr bu. - Teekkr ederim. Odalardan birisinin kapsn at. arpk bir kerevetin stnde, vcudu ve yz bir asker y adamcaz yatyordu. Doktor: - Naslsn molla, biraz ferahladn m? diye seslendi. Yaral, eliyle yamurluu kaldrarak nmaya alt: - Kmldama, yat. Arn, szn var m? - Yok, ok kr; sade elmackkemiim az szlyor. Doktor, yine gld: - Ah benim sevgili aylarm! Dizkapan elmackkemii sanr. Midesini tabannda farz eder rine gre karsna dikilenlere duman attrr. Geer molla, bir ey kalmaz. Allah'a kret la sapmad o kurun. Sen bir haftaya kadar dipdiri ayaa kalkmak ister misin? Yok, bur as rahat geldi de, biraz yataym dersen o baka. yleyse, bu kzcaz ne derse yapacaksn, dn m? Doktorun artk o. Yaran o deitirecek. Eer ev ilac falan diye bir halt ettiini

am, vay haline... Alimallah tekrar gelir, atr atr keserim bacan. 220 Reat Nuri Gntekin

Sarglarn zmeye balamt. Yaray biraz fazla hrpalayarak adamcaz: "Aman Bey!" diy - Kes sesini be. Yazk senin erkekliine! Koskoca bykl, sakall herif, parmak kadar kz da barmaya utanmaz msn? Bu yara deil oyuncak. Byle hastabakcya deceimi bilsem, b tarafm yle zararszca kestirirdim. htiyar doktor, bir saat sonra sakall yzba ile beraber kyden ayrld. Dnyada bundan daha sade bir vaka olamaz, deil mi? Fakat ben, imdiye kadar bu derece tuhaf bir heyecanla bu kadar iin iin sarsldm bilmiyorum. Zeyniler, 24 ubat Bu sene, yaz erken gelecek diyorlar. Bir haftadan beri havalar at. Ortalk gnlk gneli tepelerde kar olmasa insan kendini maysta sanacak. Bugn cumayd. le yemeinden sonra odamda Muni-se'nin suluboya bir resmini yapmaya ura m. Birdenbire kap alnd. Hatice Hanm, barts boynuna dm, eli aya titreyerek i adar telal ve heyecanl grmemitim. - Aman hocanm aaya iki efendi geldi. Birisi Maarif Mdr'ym, teftie gelmi. abuk i a sklrm. Acele acele arafm giyerken kendi kendime glyordum; odasnda elini kolunu hareket etti ye enen bir tembeller ah buraya kadar zahmet etsin, inanlr ey deil! Aada, dershane kaps nnde, biri gayet uzun, teki gayet ksa boylu iki adamla karla imle etrafta onu ararken ksa boylu adam, bana doru yrd. Karanlkta pek iyi seemediim bir tek gzlk parlad:

ALIKUU 221 - Muallime Hanm m? Teerrf ettim. Ben, Maarif Mdr Rait Nzm. Bu ne karanlk yer by l, adeta ahr. - ierisi biraz daha aydnlktr efendim, dedim. Minimini vcuduna gre bacaklarn tuhaf bir surette aarak yle azametli bir yry vard Kapdan ieri bir adm attktan sonra durdu, nutuk verir gibi elini sallayarak: - Moner, uraya bak, dedi. Ne mizer, ne mizer!.. Mektep demeye bin ahit ister. Nasl r adikal olmak lzm? "Ya hep, ya hi!" dediime bir kere daha hak veriyorsun ya! imdi, onlar daha iyi gryorum, ilk bakta bir ocuk, yeni yetien bir dandy sandm Ma n hemen elliye dayanm bir kseydi. Durmadan kan, gzn oynatyor, syledii her kelim r mana veriyordu. tekine gelince o, inadna uzun, kuru, esmer ve ince bykl bir adamd. O kadar uzun ki, a eta kamburu kmt. Maarif Mdr, tekrar bana dnd: - Efendim, arkadam takdim edeyim: "Vilayet Nafia Mhendisi Mmtaz Bey." Ben lakrd olsun diye: - yle mi efendim? Pek gzel, dedim. Maarif Mdr, snfn mukavemetini muayene eder gibi topuklarn vurarak dolayor, srala ra bastonunun ucuyla dokunuyordu: - Azizim, byk projelerim var. Her eyi ykp yeniden yapacam. Tertemiz messeseler, ist tahsisat vermezlerse vay hallerine. ok tedarikli geldim, istanbul matbuat ate etmeye hazr bir batarya vaziyetinde, benden kk bir iaret zerine bam bum... Mthi bir bomba Anlyorsun ya, ya bu kafann iindeki dnya hakikat olacak, ya ben postu vereceim. 222 Reat Nuri Gntekin

Btn bu gzel szlerin benim, zavall bir ky hocasnn gzlerini kamatrmak iin sylend krar tek gzln yerletirerek: - Ne kadar talebeniz var? dedi. - On kz, drt erkek ocuk, efendim. - On yedi ocuk iin bir mektep. Garip lks! Sen binay grecek misin Mmtaz?

- Mal meydanda. Ne hacet? Maarif Mdr, grandiose projesinden bahsederken mhendisin, yan yan bana baktn fark ed um. Sonunda bana belli etmemek iin gayet bozuk bir Franszca ile: - Aman azizim, bir bahane ile unun yzn atr, yznn rengi peenin altnda yangn gibi en dm buraya? dedi. Maarif Mdr, grnd gibi deilmi; arkadann bu szlerinden adeta skld ve tekind ile cevap verdi: - Rica ederim azizim, mektepteyiz. Ciddi olunuz! Mdr enesinin altndaki porsumu deriyi lastik gibi uzatarak bir eyler dnyordu. Bird rarn vererek bana dnd: - Efendim, ben bu mektebi kapatacam. Ben, akn akn: - Niin efendim, bir ey mi oldu? dedim. - Efendim, byle kepaze binada ocuk terbiye edilemez. Sonra talebe de az. Vilayette kaldm mddete btn gayretimi sarf edeceim, kylerden birounu ucuz, fakat zarif, s yani mceddet mekteplere sahip etmeyfe alacam. imdi bana ltfen izahat veriniz. Bonjurunun cebinden k bir karne karmt. Mektebe ait baz malumat isteyerek kaydetti, :

ALIKUU - Size gelince, efendim, dedi. Sizi baka mnasip bir yere tayin ederim. Mektebin ka panma enirini alnca B.'ye gelirsiniz, icabna bakarz, isminiz ltfen? - Feride. - Efendim, Avrupa'da gzel bir det vardr. Baba adn da ilave ediyorlar. Daha muvazzah b ir isim olur. Siz muallimler, bu yenilikleri tatbik edivermelisiniz. Faraza knye defterine talebenizi, Melahat babas Ali Hoca, diye yazacanza, Mehalat Ali deyiverirs iniz, olur biter. Anlald m, efendim? Pederinizin ismi? - Nizamettin. - Efendim, size Feride Nizamettin diyeceiz. Bu ekil size birdenbire garip grnr, ama a lrsnz. Nereden mezunsunuz? Mektebimi sylemeye ekindim. nk Franszca bildiim anlalrsa mhendis biraz evvelki s ki bozulacakt. Onun iin sadece; "Hususi tahsil grdm efendim" dedim. - Dediim gibi B.'ye geldiiniz vakit beni ziyaret edersiniz. Size mnasip bir yer ara rz. Haydi Mmtaz, programda daha iki ky var. Talebe sralarndan birine oturarak uzun, ince bacaklarn sallayan mhendis yine o gzelim Franszcasyla srnat: - Bu fevkalde bir para. Beni brak da sen git. Bir are bulup mutlaka yzn atrmalym Maarif Mdr, yeniden telaland, bana bir ey sezdirmemek iin Trke: - Vaktimiz yok. Raporunuzu sonra yazarsnz. Haydi buyurun, dedi ve yrd. nadma arkam dndm ve bir eylerle megul grn-dm. Adamcaz, baheyi geerken, bir iki kere daha ban evirdi. Sokak kapsndan ktktan s lenin ke224 Reat Nuri Gntekin

narn takip ediyor, ara sra ayaklarnn ucunda ykselerek ieriye bakyordu. Havadis, abuk kyn iine yaylmt. Cuma olmasna ramen ocuklar, ocuk analar mektebe eplerinin kapanmasndan pek mteessir grnyorlard. Mektep gibi kendime kar da yabanc iz sandm ocuklarn alayarak elimi pmeleri bana ok dokundu. Hatice Hanm, bana kocaman bir atk atarak odasna ekildi. Ben de, mkl vaziyete d unu sylemek lzm gelirse bu ite asl yanan o biare oldu. Akamst muhtarn kars ile Ebe Hanm tekrar mektebe geldiler, ikisi de mteessirdi. Hele Hanm, bana manal manal baklarla iini ekiyor: - Benim baka niyetim de vard ama, Cenab- Hak yardm etmedi, diyordu. Bu teessre benim de yapmack bir teessrle mukabele etmem lzmd. Gzlerimi nme indirer - Ne yapalm Ebe Hanm, ksmet deilmi, diye cevap verdim. Hasl, bu tek gzlkl, minimini efendi, bir szle Zeyni-ler'i altst etti. Kyllerin az Yeryznde Zeyniler'den daha kt bir kye dmenin mmkn olmadn bildiim halde bu tee

ediyor. Yalnz, Munise mstesna. O yaramaz, sevincinden uuyor: "Ne vakit gideceiz, aba cm iki gne kadar gider miyiz? diye ku gibi rpnyor. Zeyniler, 3 Mart Yarn yola kyoruz. Munise, ilk gnlerde pek seviniyordu. Fakat dnden beri onda tuhaf bir neesizlik ba gst ermeye balad.

ALIKUU 225 Ara sra gzlerini uzaklara dikerek dnyor, sorduum eylere dalgn dalgn cevap veriyor - Munise, benimle gitmek istemiyorsan seni brakaym, dedim. Hemen cevap verdi: - Allah esirgesin, abacm, kendimi kuyuya atarm. - Kardelerinden ayrlacana zlyor musun? - zlmyorum, abacm. - O halde baban grecein gelecek! Babama acrm ama, o kadar sevmem abacm. - Peki, yleyse derdin ne? ^ Gzlerini indirerek susuyor, daha srar edersem yalandan glmeye, boynuma sarlmaya balyo . Fakat ben, bu yalanc neeye inanmyordum. Munise'nin asl sevincini ben bilmez miyim? Mamafih, bu berrak ocuk gzlerinde her zaman bir para hzn bulmutum. O kadar syletmey Btn emeklerim boa gitti. Bir gn bir tesadf, bana bu ocuk kalbinin gizli derdini retti. Akama doru bir aralk, se ortadan kaybolmutu. Halbuki tam bu saatte kendisine ihtiyacm bulunduunu biliyord u. Yol hazrl iin bana yardm edecekti. Birka defa ardm. Cevap gelmedi. Mutlaka bahede olacakt. Pencereyi atm: "Munise, Mu diye seslendim. ince sesiyle uzaktan, Zeyni Baba'nn trbesi yanndan: "Efendim, imdi geliyorum! diye cevap verdi. Yanma geldii vakit, tek bana, niin oralarda dolatn sordum. Cevap verirken ary er gstererek, beni aldatmaya alyordu. Dikkatle yzne baktm. Gzleri kpkrmzyd. Hafife solmu yanaklarnda yeni kurumu gz enbire telalandm. Orada ne yaptn, niin aladn syletmek iin, sktrmaya bala , yzn alkuu -F.15 226 Reat Nuri Gntekin

gizlemek iin boynunu gevriyor, dudaklarnda hafif bir titreme ile skt ediyordu. Ben, mutlaka syletmeye azmetmitim. Eer hakikati benden gizlerse onu burada brakacam dim. O vakit tahamml edemedi. Byk bir gnah itiraf eder gibi, ban nne eerek utana i: - Annem beni grmeye gelmi. Gideceimi duymu da... Darlma bana abacm. Bu byk gnah sylerken btn vcudu titriyor, gzleri yala doluyordu. Anladm kk, minimini gnlnn acsn, benden mit edeceinden ok daha derin ve iyi anl Yzne dm salarn dzelterek, yava yava enesini okayarak halim, sakin bir sesle: - Bunda korkacak, alayacak ne var? Annen deil mi, elbete greceksin, dedim. Biare; hl inanamyor, korka korka gzlerime bakyor; herkesin nefretle, lanetle ands b sevmediine beni inandrmak iin, ocuka sebepler aryordu. Fakat, onu yle seviyor, yle yana seviyordu ki... - ocuum, eer anneni sevmiyorsan ben seni ok ayplarm, dedim. Anne sevilmez mi hi? Hay ko, onu evir: "Abam mutlaka seni grmek istiyor" de. Ben, trbenin yanna geliyorum. Munise, dizlerime sarlarak eteklerimi pt, sonra koa koa baheye gitti. Bu yaptm, b iyatszlkt, biliyorum. Eer bu kadnla grtm duyacak olurlarsa, fena eyler syleye burada ismimi lanetle anacaklard. Fakat, olsun... Trbenin altndaki aa kmesi iinde onlar bir hayli bekledim. Kadncaz, epeyce uzakla yolundan evirmek iin sazlarn te tarafna komu olacakt.

ALIKUU 227 Nihayet, grndler. Onlarn ana, kz yan yana gelileri yle hazin, yle hazin bir eydi k rbirinden ekinir, utanr gibi ayr ayr yryorlar, amurlara batyor gibi yaparak, geciki rd. Bu kadna muhabbetle, efkatle dolu bir eyler sylemeye hazrlanmtm. Fakat, nedens geldiimiz zaman, birbirimize syleyecek sz bulamadk. Uzun boylu, narin yapl bir kadncazd. Arkasnda yamal bir eski araf, yznde pee y emeni, ayanda topuklar kopmu, srlsklam, yrtk iskarpinler vard. Birden korkuyor gi iimi hissediyordum. Mmkn olduu kadar sakin, heyecansz grnmeye alarak: - Yznz asanza, dedim. Kk bir tereddtten sonra peesini kaldrd. ok taze olduu belliydi. Nihayet otuz, otuz da. Fakat sarn ehresi yle yorgun, yle ypranmt ki... Byle kadnlar ben, ok boyal diye bilirdim. Halbuki yznde boyadan eser yoktu. En ziyad me dokunan ey, Munise'ye ok benzemesiydi. Birdenbire bana yle geldi ki, Munise bym, yaa gelmi. Sonra, sonra... ocuu gayri ihtiyari bir hareketle omuzlarndan tutarak dizlerime doru ektim. Gsm, de efesle iiyor, gzlerim doluyordu. stme aldm; byk, ok byk bir vazifeydi. Fakat b k, Munise'yi gzel ahlkl bir kadn olarak yetitirecektim. mrmn en byk tesellisi bu kt. Zihminden geen eyleri o da benimle bareber dnyormu gibi, dedim ki: - Hanmcm, gryorum ki, talih size, bu kk kz elinizde bytmek bahtiyarln nasi bu! unu size sylemek isterim ki, gnlnz rahat etsin. Ben onu barma bastm. Kendi kz ceim. Hibir eyden mahrum etmeyeceim. ilk defa sz sylemeye cesaret etti: - Biliyorum kkhanm. Munise, bana sylyordu... 228 Reat Nuri Gntekin

Ara sra yolum dtke onu .grmeye geliyordum. Allah sizden raz olsun. - Demek, Munise'yi gryordunuz? Kk kollarn belime dolayan Munise'nin tekrar titremeye baladm hissettim. Yeni bir k bulunmutu. Demek gizli gizli anasn gryormu. Sonra, daha hazini, bu grmeleri bende diini kadna sylemeye nedense utanm. - Eer burada kalm olsaydk, ocuu her zaman size gsterirdim, dedim. Halbuki ben yarn e hareket ediyorum. Oradan nereye gideceim belli deil. Yreiniz rahat olsun hanmcm. na olacam diyemem. nk annenin yerini hibir ey tutamaz. Fakat iyi bir abla olmaya al Aadaki sazlkta bir adamn dolatn grdk. Bu, benim talebem Cafer Aa'nn babasyd ei avlamaya gelirdi. Munise'nin annesi, birdenbire telaland: - Gideyim hanmcm, dedi. Beni sizin yannzda grmesinler. Bu sz, zavall kadnda, ince bir ruh olduunu gsteriyordu. Zaten halinden, tavrndan, yz i manalarndan da anlamtm. lk tahminim doruydu. Munise, yz gibi ruhunun inceliini v ln bu talihsiz anneden almt. Kadncazn, beni, dedikodudan korumak iin gsterdii e dokundu. Onda iyi bir his brakmadan ayrlmak istemiyordum. Dedikodulara hi ehemmiy et vermediimi gstermek iin: - Niin acele ediyorsunuz? Bir para daha kalmaz msnz? dedim. Zavall kadn, derin bir minnetle ellerime bakyor, onlar pmek iin dudaklar titriyordu. kat, bana dokunmaya cesaret edemedii belliydi. Son frtnann devirdii clz bir kavak aacnn gvdesine

ALIKUU 229 oturduk. Munise'yi aramza aldk. imdi, sylemek sras ona gelmiti. Zavallck, hayatn sa daha hafifleyeceini hissediyormu gibi bir hareketle sylyordu ve yle dzgn konuuyo i... Bu kadnn sade, fakat hazin bir sergzeti vard, istanbul'da Rumelikavafnda domutu. K ur olan babasyla anas birbiri arkasna lnce onu Bakrky'de kibar bir aileye evlatlk v rdi. Evin ocuklaryla beraber bym, hemen hemen bir kkhanm muamelesi grmt. On b de ona adeta iyi ksmetler kmaya balamt. Fakat, o hibirisini istemiyor, hepsine bir

e buluyordu. nk onun bir sevdii vard: Evin kk beyi, o vakit Harbiye Mektebi'ne gide ar henz terlemi bir gen. Geri bir midi yoktu, ne de olsa bir evlatlk paras olduun du. Fakat, hafta balarnda onun yzn grmeyi, sesini iitmeyi imdilik kr sayyordu. O srada Byk Efendi, B'ye defterdar olmu ve aile, yalnz Harbiyeli olunu istanbul'da b arak tamamen buraya g etmi. B.'de gen mektepliyi grmeden geen drt ay, onu drt senelik bir ayrlk kadar ldrtm ey, yaz tatilini geirmek iin ailesinin yanna gelince... ok gemeden macera duyulmu. Beyefendi, kkha-nmlar hep birden onun stne yrmler v tutmak istemeyerek buraya yakn kylerden birine bir ihtiyar kadnn yanna gndermiler. M se'nin drt yanda kupa-lazndan len ablas orada dnyaya gelmi. Bu halde bir kz, eli kim kabule raz olur? Nihayet o, alaya szla-ya ihtiyar bir orman memuruna varmaya ra z olmu, ilk zamanlar bir ey sylemez, talihine raz olurmu. Fakat, kocas bu Zeyniler K yerletikten sonra ar, dayanlmaz bir can sknts balam. Karanlk odasnda bunalyor oluyormu. 230 Reat Nuri Gntekin

Zavall kadn, bunlar anlatrken, hl kendini o ar karanln iinde grr gibi gzleri unluk kyordu. te bu sralarda ekya takibi iin kye bir jandarma kolu gelmi, iki hafta, sazln uran bu askerlerin gen zabiti onu takibe balam. Kadn da naslsa eytana uymu ve kocas brakarak zabitle beraber kam... Bu sade hikye, bilmem neden, bana ok tesir etti. Akam yaklayordu. Munise'yi annesiyle yalnz brakarak mektebe doru yrmeye baladm. Belki de artk birbirini gremeyecek ola i insann bu ayrlk dakikasnda birbirlerine syleyecek bir eyleri olurdu. Yahut da benim gzmn nnde istedikleri gibi kucaklap alayamazlar, ilerinde bir hicran yaras kalrd Mezar talar zerinden atlayarak mektebe dnerken derin derin dnyordum. Munise, ben se kimsesizliin, yapayalnzln iin sevmi, sana daima acmtm. Mamafih, bu dakikada sen Senin sefil, dkn bir kadn, fakat ne de olsa bir anne olan anneni kskanyorum. Sen do , bydn yerlerden ayrlrken gzlerinde bir anne baknn hatrasn, dudaklarnda ann ceksin. * Bu sabah, Zeyniler Ky'nden getirdiim evrak antama doldurarak Maarif Mdrl'ne gitti 'yi uykuda brakmtm. Vakit erkendi, daire yeni alyordu, tek tuk gelen memurlar mahmur hmur kahve, nargile iiyorlard. Krmz kuakl baktibin yerinde imdi, kvrck kara sakall, yal yakal bir efendi ot den birine sordum. Maarif Mdr ile beraber baktibin de deitiini, i iin bu sakall konumak lzm geldiini syledi.

ALIKUU 231 Yanna yaklaarak selam verdim. Maarif Mdr Bey'in emriyle kapanan Zeyniler mektebi mual limi olduumu, mektebin evrakn teslime geldiimi syledim: Baktip, biraz dnd: - Ha, evet, dedi, pekl. Azck darda bekleyin de Mdr Bey gelsin. Dairenin lo, bask sofasnda tam saat mdr beklemek lzm geldi. Byle yerlerde gelen a dik dik bakyor, hatta sz atanlar bile oluyor. Pencerelerden birinin kenarna krk bir merdiven dayamlard. Basamaklardan birine ilier beklemeye baladm. Pencere, harap medrese avlusuna bakyordu. Kollan sval, mavi alvarl bir softa, adrvan narnda zerzevat ayklyor, dallan, yanmdaki pencerenin iine kadar giren kocaman bir na de, sereler oynayorlard. Dirseklerim dizlerimde, enem ellerimin iinde, dnyordum. Dn sabah, bu vakit, daha Zeyniler'den ayrlmamtm. rili ufakl btn talebelerim kayal raba yoluna kadar beni selametlemeye gelmilerdi. Ne arsz gnlm var benim? Etrafmdaki i nsanlar ne kadar abuk seviyorum. Aziz Enitem'in tuhaf bir sz vard. Ara sra beni elle den tutarak: - Ah, benim yapkan kzm, evvela insan yadrgarsn, kaarsn; sonra amsakz gibi yle

rdi. Adamcazn hakk varm. Bu ocuklarn hepsine acyordum. Gzellerine gzel, irkinlerine rine sefil olduklar iin. Byle her ayrldm yerde kalbimin bir parasn brakrsam l Zavalllar, birer birer elimi ptler. oban Mehmet, Zehra ile, bana yeni domu bir kei y rusu gndermi. Adamcazn hediyesi yle yreime dokundu ki... Henz gzleri almam ol e'nin kucana verdim. 232 Reat Nuri Gntekin

een arabasnn yank sesli ngraklar bo ova iinde titremeye balad. Yava yava Zey uklara, siyah renkli talarn iinde kayboluncaya kadar Munise ile beraber arkalarndan mendil salladk. Arabann otel kapsnda durmas, Hac Kalfa'nn yine merakl bir zamanna tesadf etmiti. htiyar adam, aznda bir cierle kapdan frlayan kocaman bir kediyi kovalyordu. Elindeki rgile marpucunu kam gibi sallayarak: "Dur, gvurun kedisi, derini yzeceim!" diye bararak yanmdan geerken" "Hac Kalfa" diy lendim. Sesin nereden geldiini birdenbire anlayamayarak durdu ve arabann iinde beni grr grmez kollarn kaldrp sokan iinde avaz kt kadar "Vay, iki gzm hocanm!" diye bard Adamcazn sevinci grlecek eydi. Aznda cierle karki viranenin duvarlarna trmanma li neeli, - Var, gle gle, zkkmlan, tela etme. Helal olsun!., diye bardktan sonra yanma geldi Hac Kalfa, o kadar memnundu ki, kucanda keisiyle beni takip eden Munise'yi ancak ote lin ikinci katnda fark etti: - Vay hocanm, bu da kim, nereden kt? diye sordu. - Benim kzm, Hac Kalfa, dedim. Senin haberin yok. Ben, Zeyniler'de evlendim, imdi bi r kzm var. Hac Kalfa, Munise'nin enesini okayarak: - Syleyene bakma, syletene bak. O da olur inallah. Kz da kz dediine deer ha! Tosun g , dedi. Gzel bir tesadf eseri olarak mavi kulu odam yine bo-mu. Buna ok sevindim. Akam, Hac a beni zorla evine yemee gtrd. Yorgunluumu bahene ederek gitmek istemedim, ihtiyar adam bana adeta emir veriyor: ALIKUU 233

- una bak hele, sen alt ay yayan yrsen, benzin bile solmaz, tvbe olsun, diyordu. * Bunlarn hepsi gzel, hepsi l. Fakat, beni dndren baka bir mesele var. Dn akam, ya hesap yaptm, o kadar tuhaf bir netice kt ki, inanamadm. Bir kere de ayn hesab parmak la tekrar ettim. Maalesef doruydu. Bu netice, ok ackl olmakla beraber glmekten kendim i alamadm. Ben, imdiye kadar kendi gayretim, kendi almam sayesinde geindiimi zannedi dum. Halbuki elimdeki paray sarf etmekten baka bir ey yapmamtm. Zavall Glmisal Kafacm, yanmda epeyce bir para bulundurmadan yabanc bir memlekete git in doru olmadn sylemi, annemin elmaslarndan birini satarak parasn ayr bir kese i eslim etmiti. imdiye kadar birok masrafm ...olmutu. yle ya, bu kadar zaman akta kalmtm. Sonra y r da epeyce tutuyordu. Fazla olarak fakir bir ky hocasndan baka bir ey olmadm da d trafmda sefil, a bir insan grdm zaman ufak tefek yardmlarda bulunmay vazife bilmit at insanlar, sahi, insafsfz mahluklar. Belki de yz yumuaklmdan alnm cesaretle etraf eller, hele son 'zamanlarda o kadar oalmt ki... Tabii, ne tuttuunu hl bugn de pek iyi bilmediim birka kuru aylm btn masraflarm fenas, bu aylklardan ikisini de henz almaya muvaffak olamamtm. ite bu fevkalde ihtiyalar karsnda her bam sktnda bu keseye el atmtm. Fakat

da yle hafilemiti ki, iindekilerin! saymaya cesaret edemiyordum. Demek, be ayn btn m rasna, btn yorgunluklarna ramen beni yaatan yine ailemin yardm olmutu. 234 Reat Nuri Gntekin

Pencereden giren nar yapraklaryla oynayarak bunu dnrken hem gleceim hem de alayac u. Mamafih, yine bir teselli icat ettim. "zlme alkuu, hibir ey kazanamadnsa, geinmenin, yaamann ve tahamml etmenin ne ol in? Bu az kazan m? Bundan sonra artk ocukluu brakr, kadn kadnck olursun kzmi" d Ben, byle dnrken bo sofada, birdenbire bir tela uyand. htiyar bir hademe, bir elin palto, bir elinde bir bastonla Maarif Mdr'nn odasna doru kouyordu. Birka dakika sonra minimini boylu mdrn azametli boynunu ykseltip tek gzln parlata venden ktn grdm. Arkasndan odaya girecektim Biraz evvel mdrn paltosuyla bastonu hademe karma dikildi: - Dur be hanm, efendi nefes alsn. Acelen ne? Anann karnnda dokuz ay nasl bekledin? di ye bana kt. Byle muamelelere yava yava almtm, onun iin mteessir olmadm. Hatta, bilkis, hali - Kuzum baba, beyefendi kahvesini itikten sonra haber ver. Beklediiniz muallime ge lmi de, diye rica ettim. Maarif Mdr, beklemiyordu. Fakat yle sylersem hademenin belki daha fazla gayrete gelec eini dnyordum. Ne yaparsn bu kurnazlklar renmek lzmd. htiyar hademe, be dakika sonra tekrar odadan kt. Siyah arafmla beni birdenbire f yerek sylenmeye balad: - Nerede o kadn? Hay Allah, hem adamn iki ayan bir pabuca sokar, hem kaar. - Darlma baba, buradaym. Gireyim mi? - Haydi, gir bakalm, senin gnln olsun. Mdr, ba ak, dudann ucunda kocaman bir pu a oturuyordu, kedeki bir koltua gmlm yal

ALIKUU 235 bir zata kck vcudundan umulmayacak kadar atlak, cretli bir sesle bir eyler sylyor - Efendim, ne memleket, ne memleket! Dnyann israfn yaparlar da kendilerine bir kartv izit bastrmazlar. Seksen kii sizi grmek istediine dair kapdan hademe ile haber gnderi . Hademe doru drst isimlerini syleyemez, bir kemeketir gider. Ben, idarede Deli Petro sistemine taraftarm. Memurlar yalnz resmi hayatlarnda deil, hususi hayatlarnda da tak p etmeli; yediklei, itikleri eye, oturduklar, gezdikleri yere, elbiselerine mdahale e tmeli. Gelir gelmez mekteplere bir tamim gnderdim. Asgari iki gnde bir tra olmayacak , tsz pantolon, yakasz gmlek giyecek muallimlerin azledi-leceklerini syledim. Dn mek lerden birini teftie gidiyordum. Kadnn nnde bir muallime rastladm. Tanmazlktan gele "Git, muallime haber ver, Maarif Mdr geldi, de!" dedim. - Efendim, muallim bendenizim, diye cevap verdi. - Hayr, sen bir hademe olmalsn. nk bu kyafette muallim olamaz, ben bu ekilde giyinm muallime tesadf edersem kolundan tuttuum gibi sokaa atarm. Herif ta gibi dondu kald. Arkama bakmadan ieri girdim. imdi, yarn yine o mektebe gide ceim. Bu adam ayn halde grrsem derhal azledeceim. Sze balamak iin mdrn susmasn bekliyordum. Fakat onda yle bir teebbs yoktu; gitti p savurmaya devam ediyordu: - Evet efendim, geenlerde mekteplere tamim gnderdim: "Muallime ve muallimler mutla ka bir kartvizit bastrmal. Kartsz olarak makama vuku bulacak mracaatlar kabul edilme z!" dedim. Fakat kime anlatrsn? Birdenbire sert bir tavrla bana dnd: "Bahse girerim ki Muallime Hanm da bu tamimi almtr. Fakat buna ramen yine kartsz mra t ediyor. Yine hade236 Reat Nuri Gntekin

menin aznda: "Siz bir hanm armsnz, o geldi!" teranesi. Kim? Hangi hanm? Sar iz

Hayretten donakaldm. Demek btn bu szler bu hiddet bana kar. Benim kartsz ieri girme ediim iin! - Ben sizden emir almadm efendim, diyebildim. - Nasl olur? Siz nerede hocasnz? - Geen hafta gelmitiniz. Zeyniler Ky muallimesi, kapanmasn emrettiiniz mektep. Maarif Mdr, kalarndan birini kaldrarak dnd: - Ha, evet hatrladm. Ne yaptnz, muamele bitti mi? - Emrettiiniz gibi oldu efendim, sylediiniz evrak da getirdim. - Peki baktibe teslim edin, tetkik etsin. Kirli yakal baktip, beni tam iki saat istintak etti. Evrak tekrar tekrar gzden geiriy r: "Mteferrika senetleri", "evrak- msbite", "lzum mzekkeresi", "beyanname sureti", fa lan diye birok anlayamadm eyler soruyor, ihtiyar heyetinden getirdiim mazbatalara iti az ediyordu. Ben, ikide birde ardka onun yle bir dudak bkmesi, "Szde bunlar da hoca!" diye bir h t etmesi var ki... Yanl battal edilmi bir senet pulu iin beni adeta alatacakt. Sonra, bir mesele daha kard. Bilmem ka yl nce bir muallmeye dam tamiri iin iki yz ru vermiler, onun senedi yokmu: "Niye bu parann mahsubu yaplmam? Senet nerede? Bulamazsan mahkemeye gidersin!" diye ter ter tepinyordu. Ben: - Beyefendi, yapmaynz, ben oraya gideli yarm sene bile olmad, diye anlatacak gibi ol uyor, fakat bir trl lakrd an-latamyordum. - ilah efendim, illalah efendim. Ben, byle rezalete gelemem efendim. Benim deli ol maya vaktim yok efendim, diye [ sylenerek ktlar ald, Maarif Mdr'nn yanna girdi.

ALIKUU 237 Bulunduum odada biri sarkl, teki, byklar henz terlemi iki ktip daha vard, masala ileriyle megul grnyorlar, bizimle hi alakadar olmuyorlard. Baktip hiddetle odadan knca bu iki efendi birdenbire yerlerinden frladlar, mdrn o k olan kapya kulaklarn koyarak dinlemeye baladlar. Fakat ktiplerin bu zahmeti beyhudeydi. iki dakika sonra mdrn, deil bizim odadan, belk i sokaklardan bile iitilecek bir sesle barmaya balad duyuldu. Sarkl ktip sevincinden, gen ktibin srtna vuruyor: - Allah senden raz olsun Mdr Bey, u teresi bir kalayla, dinsizin hakkndan imansz geli , diyordu. Maarif Mdr baktibe yle sylyordu. - Bktm efendim senden, bktm senden. Bu, ne ekilpe-restlik, bu ne kflenmi krtasiyeci s. Hakk var kadnn Sana ka senelik senedi yaratacak hali yok ya. Akln ermiyosa git, . istediin yere kadar yolun ak. Zaten sen gitmez-sen, ben seni taburcu edeceim. Hay, hay, derhal yaz istifan. Yazmazsan adam deilsin. Eyvah yreime iniyordu. Ktiplere: - Yok hemire hanm, yok! dedi. Aldr etme. Mstahaktr o terese, ikide birde kendinden d edepsiz biri kp aznn payn vermezse rahat etmez, it dii, kpek dirisi. Allah sende n, o, paparadan sonra birka gn sakinler, kendinin de kafas dinlenir, bizim de... Ses kesilmiti: Ktipler, hemen masalarna kotular. Hafz Efendi, kendi kendine: - Bu, meseldir; dinsizin hakkndan imansz gelir, diye bir eyler mrldanyordu. Baktip, ayaklaryla beraber sakal da titreyerek ieri girdi. Ban evirmeden yanlarna zlar gibi, gzlerinden birinin yan bakyla ktipleri szd. Onlar, yle sakin ve sessiz i, msterih oldu, yava yava sylenerek 238 Reat Nuri Gntekin

yerine oturdu. Mamafih ahamyordu. Birka kere uflayp pufladktan sonra yava sesle syl e balad. - Elli yana gelmi, bunca memuriyetlerde bulunmu, muameleye bizim ba hademe kadar akl rmiyor bu teresin. Kendi yarn cehnnem olur gider, kabak bizim bamza patlar. yle ya, g birinde bamza bir mfetti ekise, muamelat bir gzden geirse: "Be herifler, siz eek ki yz elli kuruun mahsubu niin yaplmam? Sizin bu usulszl niye gznz grmedi!" d izi mahkemeye sevk etse hakkdr. Hazine-i devlet hukukuyla oyun olur mu? Vallahi bi z geberip gitmi olsak, yz sene sonra evlat ve ahfadmzdan bu paray tahsil ederler.

Ktipler, balarn defterlerinden kaldrm, hrmetli bir dikkatle bu serin szleri dinliy Baktip, havay iyi bularak sordu: - iittiniz mi mendeburun yedii herzeleri? Hafz hayretle ban kaldrd: - Hayrola, bir ses iittik ama, size miydi? - Ksmen bana; ukala dmbelei. - Esef buyurmaynz efendim, onlar muamelata vaki deillerdir. Zatliniz olmasanz gnd irenin alt stne gelir. Bu szleri, hafz sylyordu. Biraz evvel baktibin urad hakarete ocuk gibi sevinen H Yarabbi, bunlar ne tuhaf insanlar! Bununla beraber, sarkl ktibin tahmini bir dereceye kadar doru kmt. Baktip, geir ra hayli yumuam ve sakinlemi grnyordu. Bir sigara yakp, dumanlarn iki tarafa savurarak: - Adam sende, kim bu devlete hizmet etmi de, bir "Allah raz olsun" demiler, dedi ve beni daha fazla yormadan acele acele evrak teslim ald. Biraz sonra, kendi iim iin ikinci defa olarak Maarif 239 ALIKUU

Mdr'nn odasna girdiim zaman, yorgunluktan dizlerim titriyor, gzlerim kararyordu. Mdr, imdi baka bir davann peindeydi. Trl huysuzluklarla hademelere, odasnn tozlar vardaki resimlerin yerlerini deitiriyor ve ikide birde kk bir el aynasnda salarn, uayene ediyordu. Hl ayn kede oturan ihtiyar efendi ile aralarnda geen baz szler bana bu hazrln B.'ye, Piyer For isminde bir Fransz gazeteci gelmi, Maarif Mdr dn akam Vali tarafn erilen ziyafette bu muharrir ve kars ile tanm. Piyer For, ok enterasan bir adamm. inde: "Yeil B.'de Birka Gn" serlevhas altnda bir seri makale yazacakm. Mdr, heyecanla anlatyordu: - Bugn saat te kar koca, ziyaretime gelmeyi vaat ettiler. Kendilerine mekteplerimizi n bir ikisini gstereceim. Geri bir Avrupalya gsmz gere gere gsterebilecek bir mek ok ama, bir politika yapacam aresiz. Herhalde lehimize yaz koparacamz umuyorum. Ber versin ki, ben bulundum burada, yoksa bu ziyaret selefim zamannda olsayd, Avrupalya rezil olduk gittiydi. Ben, hl kapnn yannda, paravann bir kesinde bekliyordum. Acele acele: - Yine ne var, hanm? dedi. - Muamele bitti, efendim. - Pekl, teekkr ederim. - ! - Teekkr ederim, gidebilirsiniz. - Bana baka bir emriniz olacakt. Yeni bir memuriyet iin. - Evet, fakat imdi ak yerim yok. Mnhal vukuunda bir ey yaparz, isminizi kaleme kaydet irin. Maarif Mdr, bunlar keskin bir sesle acele acele sylyor ve bir an evvel ekip gitmemi liyordu. 240 Reat Nuri Gntekin

"Mnhal vukuunda!" Bu sz istanbul'da, Maarif Nezareti'nde de birok defalar iitmitim ve manasn maalesef yi biliyordum. Mdrn sinirli sesi bende tuhaf bir isyan uyandrmt. Dar kmak iin , fakat o saniyede gzmn nne bir hayal, oteldeki odamzda minimini keisiyle oynayarak i bekleyen Munise'nin hayali geldi. Evet, ben, imdi eski Feride deildim. Hemen hemen ar vazifeleri olan bir anneydim. O vakit, tekrar dndm. Yamur altnda sokaklardan geenlere el aan bir fukara gibi bam imde bir korkak dilenci ahengiyle: - Beyefendi, beklemeye vaktim yok, dedim. Sylemeye utanacam, fakat mkl bir vaziyettey m. Eer bana hemen bir i vermezseniz... Daha fazlasn syleyemiyordum. Yeisimden, utancmdan gsm tkanyor, gzlerim yalarla d

O, ayn titiz ve telal tavryla: - Syledim hanm, dedi. Am yok. Yalnz "adrl"da bir ky mektebi var ama, karmam. B iyorlar. ocuklar ky kahvesinde okuyorlarm. Muallim iin de yatp kalkacak yer yokmu, i e gelirse tayin edeyim veyahut daha iyi yer isterseniz, beklersiniz. - Haydi, efendim, cevabnz bekliyorum. Bu adrl'nn Zeyniler'den daha fena bir ky olduunu zaten iitmitim. Fakat aylarca bura srnmekten, trl hakaretlere uramaktansa kabul etmek daha iyi olacakt. Bam nme edim, nefes gibi hafif bir sesle: "Peki, kabule mecburum!" dedim. Fakat Maarif Mdr cevabm iitmedi. nk bu dakikada kap birdenbire alm, dardan seslenmiti.

ALIKUU 241 Maarif Mdr, redingotunu ilikleyerek kapdan frlad. Benim iin ekilip gitmekten baka Fakat kapdan kacam srada onun Franszca: "Giriniz, rica ederim." dediini iittim. Dardan, evvela kaln mantolu bir gen kadn girdi. Yzn grnce hafif bir hayret ferya im. Gazetecinin kars benim esjci snf arkadalarmdan Kristiyan Varez'di. Kristiyan, bir tatilde, ailesiyle beraber Fransa'ya gitmi, orada kuzenlerinden ge n bir gazete muharririyle evlenerek bir daha geri dnmemiti. Arkadam, birka sene iinde inanlmayacak kadar deimi, kerliferli bir kadn olmutu. S nce ban evirdi ve yzmdeki peeye ramen bir anda tand: - ahkuum, benim kk alkuum, sen burada, ah, ne tesadf! Kristiyan, beni en ok seven arkadalarmdand. Ellerimden tutarak beni odann ortasna ek Yar zorla peemi at ve yanaklarmdan pmeye balad. Henz grmeye muvaffak olamadm Maarif Mdr, kim bilir, ne kadar armlard. Ben, onlara arkam eviriyor, gzlerimdeki yalar gstermemek iin yzm arkadamn omzu - Ah, alkuu her ey aklma gelirdi fakat seni byle simsiyah bir alaturka arafla ve g e yalarla burada bulacam mit edemezdim. Yava yava kendimi toplamtm. Gizli bir hareketle tekrar peemi kapamak istedim. Fakat, mani oldu. Zorla beni kocasna dndrerek: - Piyer, sana ahkuu'nu takdim edeyim, dedi. Piyor For, uzun boylu, gzel ehreli, kumral bir adamd. Fakat, biraz delimendi, yahut da, ben hep lakrdlarn tarta tarta syleyen arbal insanlar arasnda yasaya yasaya alkuu - F. 16 242 Reat Nuri Gntekin

adamcaz yle grecek hale gelmitim. Gazeteci, elimi pt ve eski bir bildikle konuur g - Matmazel, ok bahtiyarm, dedi. Bilir misiniz, biz hi yabanc deiliz. Kristiyan, sizde n o kadar ok bahsetti ki... Hatta o, sizi takdim etmeseydi de ben ahkuu'nu tanyacaktm . Mektepte arkadalarnz ve hocalarnzla beraber km bir grup fotorafnz vard Orada an'n omuzuna dayamtnz. Gryorsunuz ya, sizi ne kadar tanyorum. Onlar, Maarif Mdr'n tamamyla unutmu gibi benimle konumaya balamlard. Bir aralk umdu. yle bir manzara grdm ki, baka yerde olsam kahkahalarla glerdim. Misafirlerle beraber odaya birtakm yabanclar da girmiti. Bunlar, Maarif Mdr, en nde ve ortada olmak zere fmzda bir yarm daire evirmiler, azlar hayretten bir kar alm, merakl bir hokk kyller gibi benim Franszca konutuuma bakyorlard. Daha garibi, aralarnda Zeyniler'e gelen uzun boylu Nafa mhendisi de vard! Sonradan b u efendinin, misafirlere mihmandarlk ettiini anladm. Adamcaz, nihayet muradna ermi, Bununla beraber, kyde benim iin Maarif Mdr'ne Franszca syledii szleri hatrladysa iraz sklm olacaktr. Artk, olan olmutu. Eski bir snf arkadama kendimi bu kadar dkn bir vaziyette gster inefsimi krmt. Buna bir de manevi zillet manzaras ilave etmek istemeyerek yksek sesle ve olanca cret ve neemle konumakta devam ediyordum. Maarif Mdr, nihayet vaziyetteki tuhafl grd. Minimini boyu ile gln bir revarans y - Oturmanz rica ederim, rahatsz olmaynz, diye koltuklan gsterdi. Bana artk kp gitmek dmt. Kristiyan'a yavaa:

ALIKUU 243 - Senden artk msaade isteyeceim, dedim. Fakat, amsakz gibi yapyor, bir trl yakam brakmyordu. Arkadamn srarn Maarif vvel bana o kadar souk ve fena muamele eden bu adam, derin bir hrmetle nmde eilerek b ir koltuk da bana ikram etti: - Hanmefendi ayakta kalmayn, ltfen, dedi. aresiz oturduk. Kristiyan, benim srtmda babayani bir arafla burada bulunmam bir trl sdramyor, kocasna hitap ederek: Bilmezsin, Piyer, Feride ne enterasan bir kzdr, diyordu, istanbul'un en asil ailes ine mensuptur. O kadar zarif bir zeks, yle gzel bir karakteri vardr ki... Onu burada grmek, beni ok mtehayyir etti. Arkadam, beni methederken hem holanyor, hem utanyordum. Ara sra gzlerim Maarif Mdr'ne tesadf ediyordu. Adamcaz, hl hayretten kendini kurt Ya o saygsz Nafia mhendisi! Odann bir kesine saklanm beni gz hapsine almt. Tabii, ona bakmyordum. Fakat, hani bazen insann yznde bcek dolarda tuhaf rperme olu un gzlerinin de byle bir bcek gibi yzmde dolatn bakmadan hissediyor, rahatsz olu Kristiyan'n merakn yattrmak iin, u ekilde izihat vermeye mecbur oldum: - Btn bunlarda alacak bir ey yoktur, herkesin bir eye heves ettii gibi, ben de hoca s ettim. Gnlmn rzasyla bu vilayette almak, memleketin ocuklarna hizmet etmek iste tmdan memnunum, herhalde yelkenli kayk ile dnya seyahatine kmak kadar tehlikeli bir k apris deil. ayorum; bunun ne kadar tabii bir ey olduunu bir trl anlamak istemiyorsu 244 Reat Nuri Gntekin

Msy Piyer For, kuvvetli bir ses ve ukala bir tavrla: - Ben anlyorum matmazel, dedi. Ruhun byle ince elan'larn Kristiyan da phesiz ok iyi ar. Fakat, birdenbire kendisini toplayamad. Benim bundan kardm netice udur ki, stan a iyi bir garp terbiyesi grm bir yeni gen kz nesli vard. Bunlar Loti'nin dezanante'l gibi faydasz spleen'lerle kendilerini harap eden nesilden bambaka bir nesle mensu pturlar. Onlar, aksiyon'u bo hayale tercih ediyorlar ve istanbul'daki refah ve sa adetlerini brakarak kendi istekleriyle Anadolu'yu uyandrmaya geliyorlar. Ne gzel, n e ulvi bir feragat numunesi ve benim iin ne bulunmaz bir makale mevzuu. Trklerin u yanndan bahsederken msaadenizle sizin adnz da zikredeceim matmazel Feride alkuu. Telala: - Kristiyan, kocann benim adm gazeteye geirmesine msaade edersen seninle dostluu kese im, dedim. Piyer For, kendimi saklamak istemek arzumu yanl anlad: - Bu tevazu da ok gzel, matmazel, dedi. Sizin gibi bir gen kzn arzularna itaat etmek ir vazifedir. Memleketin hangi bahtiyar mektebinde hoca olduunuzu sorabilir miyim ? Dedim ya, artk olan olmutu. Maarif Mdr'ne dndm, Trke olarak: - Bendenize teklif ettiiniz mektep neresiydi? dedim. adrl Ky'n buyurmutunuz galiba. yer For, karnesine dayanarak: - Durunuz, durunuz, dedi. Nasl sylediniz?.. arh, yoksa adrl? Matmazel, vilayet iin zintilerimiz arasnda frsat bulursak, sizi gzel kynzde talebeleriniz arasnda ziyaret riz. Maarif Mdr kpkrmz, yerinden kalkmt: - Matmazel Feride Hanmefendi ky muallimlii iin srar ediyor. Fakat ben, kendisinin mer kezdeki Darlmualli-

ALIKUU 245 mat'n Franszca hocalnda daha byk hizmetler yapabilecei kanaatindeyim. Anlamadan yzne baktm. Bana Trke olarak u izahat verdi: - Fransz mektebi mezunu olduunuzu ve Franszca bildiinizi sylememitiniz, byle olunca i. imdi sizi Nezarete inha edeceim. Emriniz gelinceye kadar vekil olarak alrsnz. Ya ah ie balarsnz, olur mu?

Hayatn, bir felaketten sonra daima bir saadet verdiini, o gzel darbmeselin syledii gi i, ayn on bei karanlksa, on beinin mutlaka aydnlk olacan bilmiyor deildim. Fakat, bn bu kadar koyu bir karanlktan, bu kadar umulmaz bir dakikada doacan aklma getireme m. Munise tekrar gzlerimin nne geldi. Fakat bu sefer bir otel odasnda minimini keisiyle oynayan fakir bir ocuk deil, gzel bir evin iekli bahesinde ember eviren k bir k Ayrldmz zaman Kristiyan, beni bir keye ekti: - Feride, sana onu soracam. Sen nianlydn, niin evlenmedin? - Cevap vermiyorsun, nianln imdi nerede? Bam nme edim, gayet yava: - Geen sonbahar onu kaybettik, dedim. Bu cevap, Kristiyan'a ok tesir etti. - Nasl Feride, doru mu sylyorsun? dedi. Ah, zavall alkuu!... Hangi rzgrn seni bu nlyorum. Smsk bileklerimi tutan elleri titriyordu: - Feride, onu ok severdin, deil mi? Saklama km, itiraf etmekten kanrdn, fakat he ilirdi. Kristiyan, uzak bir ryay takip eder gibi gzleri dalgn, sesi hareketli devam etti: Reat Nuri Gntekin 246

'l, !l( - Hakkn vard, onu sevmemek mmkn deildi. Birka defa seni grmeye gelmiti O zaman, gr Hi kimseye benzemeyen bir tavr vard. Ne yazk! Sana ok acrm, Feride. Zannederim ki, gen kz iin sevdii bir nianlnn lmn grmekten byk felaket olamaz. * "Sana ok acrm Feride, bir gen kz iin sevdii bir nianlnn lmn grmekten byk f man gzlerimi nme indirerek kapadm: "Dorusu, hakkn var" dedim. O vaziyette baka ne di ilirdim7 Fakat ben, sana yalan syledim Krstiyan Ben, bir gen kz iin daha byk bahtszlklar da biliyorum. Sevdii bir nianlnn lmn t- j tin kadar acnacak insanlar deillerdir Bir byk tesellileri vardr onlarn... Arad lar, yllar getikten sonra, bir gece yabanc bir memleketin karanlk ve souk bir odasnda yalnz kaldklar vakit, o nianlnn ehresini gz nne getirmek im-1 knna maliktirler; erin son bak benimdi!" de-1 mek hakkna maliktirler. Bu hayalin yzn kalplerinin duda. Halbuki, ben bu haktan mahrumum Kristiyan!.." * Bu sabah B... Darlmaullimatf nda derse baladm. Bura-1 ya galiba ok snacam. Mamafih, iler'den sonra, buras-] n beenmediimi sylersem esasen ayp der. Yeni arkadalar, grnte fena insanlar deil, talebemi yaa bana yakn, hatta zannederim m benden byk, akll hanmlar. Hele Recep Efendi isminde sarkl bir mdr var ki, mr. l Mektebe geldiim vakit Muavine , beni doru mdrn odasna gtrd. Recep Efendi'nin idareye gittiini, neredeyse) gelece erek beklememi rica etti.

ALIKUU 247 Kh pencereden teneffs bahesini seyrederek, kh duvardaki levhalarn kark yazlarn o yarm saate yakn onu bekledim. Nihayet geldi, yolda bir saanaa tutulmu, latas fena halde slanmt. Beni odada grnce: - Ho geldin.kzm, idareden imdi haber verdiler. Allah cmlemize mbarek etsin, dedi. Aarm top sakalnn erevesi iinde yuvarlak yz, elma gibi krmz yanaklar, her bir vard.. stnden akan sulara bakarak: - Tu, Allah belasn versin, dedi. emsiyeyi almay unutacak olduk. Bamza bu hal de geld aklsz kafann derdini ayaklar eker, derler ama, bu seferlik bizim lata ekti. Kusura ba kma kzm, ben, biraz kurunacam. Latasn karmaya balamt Ben ayaa kalkarak: - Efendim, rahatsz etmeyeyim, sonra gelirim, diye dar kmak istedim O, bir el iaretiy

tekrar oturmam emretti: - Yok canm efendim, teklif mi var? Bir bakma senin pederin saylrz, dedi. Arkasnda mor izgili sar atlastan bir yelek yahut gmlek vard. (Yakasna bakarsan gmlek eplerine bakarsan yelek). Sobann yanna bir iskemle ekerek oturdu. Kocaman mein kunduralarnn at nal eklinde i ssl tabanlarn atee vererek benimle konumaya balad. ekile stlerine vurulan madenler gibi, kulakta nlayan tuhaf bir sesi vard; btn K'ler ibi telaffuz ederek konuuyordu. - Sen baya ocukmusun, be kzm. "Her yerde iittiim bu sz artk canm skmaya balam tkrnda gitmi ha! u var ki, bir memuriyetin muhafazas, o memuriyetin istihsalinden dah mkldr. Gayri ona gre alrsn, Benim muallimlerim kendi z kzlarm demek248 Reat Nuri Gntekin

tir. lle velkin gayet ciddi olmal. Bir tanesi geenlerde bir hal yiyecek olduydu: Tvbe ler olsun, Maarif Mdr'ne sormadan pasaportunu eline verdim, kap dar ettim. yle dei naz Hanm? Azn amaya tvbe mi ettin? ehnaz Hanm, mektebin mdr muaviniydi. ksrmeden lakrd syleyemeyen orta yal, clz, dncaz. Deminden beri bir ey sylemek istediine dikkat ediyordum. Sinirli sinirli. - Evet, evet, yle olmutu, dedi. Sonra sz sylemek frsatn karmamak istiyor gibi: - Hamallar iki mecidiyeden aa raz edemiyorum, ne yapalm? diye ilave etti. Mdr Efendi, sobann yannda dumanlan kmaya balayan slak kundurularnn naili tabanlar gibi yerinden frlad: - Bak tereslere, tvbe olsun arkal srtma alr, eyay kendim tarm. Ben delibozuk bi par mym, yapa-, rm, sen git, yle syle. Sonra tekrar bana dnd: - Sen, benim bu a gzlerimi gryor musun? Onlarn l yan baklarn alimallah bin liray bir bakver-l dim mi, akllar balarndan gider. Yani demem o demek ki, ari-l fe olmal, adla, edibe olmal Vazifede kusur etmemeli, hari-j ten muallimlik vakarn muhafaza etme li. Muavine Hanm, ders f vakti oldu mu dersin? - Oldu efendim, talebe snfa girdi. - Haydi kzm, seni talebeye takdim edeyim, ille velkin evvela git, u yzn iyi bir y Mdr Efendi, bu szleri biraz sklarak, sesini alaltarak! sylemiti. Fena halde ard ir ey mi s- rlmt? Muavine Hanm'la birbirimize baktk. O da benim gibij mtehayyirdi:

ALIKUU 249 - Yzmde bir ey mi var efendim? dedim. - Kzm, kadn ksmnn ss ve altna tutkusu bir yaradl eilimidir, ille muallim ksmn fa girmesi caiz deilir. Bugn sana pederane ihtar ediyorum. Ben, akn akn: - Fakat bende boya yok, Mdr Efendi, ben dnyada yzne boya srm insan deilim, dedim. Recep Efendi, aksi aksi yzme bakyor' - Amma yaptn ha, amma yaptn ha, diyordu. Birdenbire ii anladm ve kendimi tutamayarak gldm: - Mdr Efendi, o boyalardan ben de ikyetiyim. Ama ne yapalm ki Allah srm, su ile yok, dedim. Muavine de benimle beraber glmeye balamt: - Hanmn tabii rengi efendim, dedi. Bu defa, kahkahalar Mdr Efendi'ye sirayet etti. Fakat, onun gl de herkesten baka tr "Ha, ha, ha" diye glerken (h) harflerini, yine mektebe gelmi ocuklara alfabe talim eder gibi tane tane dkyodu. - Amma tuhaf i ha, Allah'tan ha, Allah'tan ha? Allah da verdi mi verir. Sen, byle parlak yz grdn m Muavine Hanm? Kzm, annen sana st yerine gl reeli mi emzirdi be? !.. Herhalde bu Recep Efendi, pek ho bir insan olacakt. arabuk kanm kaynamt. Mdr Efendi, hl stnde ince ince dumanlar tten latasn giymi, beni snfa gtrmeye r penceresinden talebelerimi grr grmez yreim azma geldi. Ne kabalk Yarabbi! Dershan

elki elli ocuk vard. Hepsi de hemen hemen benle akran gen kzlar. Birdenbire stme diki en bu bir yn gz karsnda adeta eriyordum. Mdr Efendi, hemen bu dakikada ekilip gitseydi, mkl bir vaziyette kalacak, lakrdlar Bereket versin, onda mthi bir dinletme merak vard: 250 Reat Nuri Gntekin

- "k kzm, makamna bakalm!" diye hemen hemen zorla beni krsye kardktan sonra, uzu verdi. Aman, neler sylyordu! Avrupallar tbb, kimyay, felekiyat ve riyaziyat Araplar aldklar halde biz ne halt kartrp Avrupallardan yeni bilgileri almyoruz? Avrupalla ni ilm- irfanna payzeni duhul olup gcn yettii kadar ganimetler almak meru bir apul i Bu apul yle topla, tfekle olmaz, ancak Fransz diliyle olurmu. Mdr Efendi, iyiden iyice comutu. O maden gibi kulaklardan nlayan sesiyle bararak be eriyordu: - O memalik-i irfann anahtarlar, na, u parmak kadar kzn elindedir. Siz, onun heybetin e bakmayn, parmak kadar grnr ama, ii cevherlidir. Maallah. Sk yapn, boazna bas limon gibi skn ha... O melun kahkaha nbetlerinden birinin tutmak zere olduunu hissediyor, yerlere geiyord um. Aman Yarabbi, rezil olacaktm! lk defa dorudan doruya snfa bakmaya cesaret ettim. nlar da glyordu. Bylece talebemle ilk bakmz tatl bir tebessm oldu. yle zannederim ak, bu gizli gl, o anda bizi birbirimize sevdirdi. Snfta glmenin artmas nihayet Mdr Efendi'nin dikkatini celp etmiti. Birdenbire yumr vurdu. a gzlerinin bin liraya satmayacan syledii o korkun yan baklarndan biri - O ne ya?.. O ne ya, o ne ya?.. Size, az yz verdiler mi, astarn da istersiniz. Bu kadn ksmna yz vermeye gelmez ya, tvbe olsun, berbat ederini. Kapayn abuk azlarnz r gibi ne srtp duruyorsunuz, diye bard. Kzlar, o kadar aldr etmiyorlard. Dorusu ben, onlardan daha ziyade kmtm. Nutuk, on kadar devam etti. Ara sra glmeler arttka Recep Efendi, krsy yumrukluyor: "Ne sr alpatan getiririm ha!" diye yar aka, yar ciddi onlar tehdit ediyordu. Nihayet, son bi r

ALIKUU 251 defa daha: "Sk tutun, yakasn brakmayn, limon gibi skp ilmini azndan almazsanz, y vahnza; ananzdan babanzdan, devletten, milletten yediiniz ekmek zkkm olsun!" diye ba sonra kt gitti. Talebemle yalnz kaldm bu ilk dakikann bu kadar mkl olacan dnmemitim. Sabahta an sylenen geveze alkuu, dut yemi blble dnmt. Bamn ii bombotu. Syleyecek b endimi tutamadm, gayri ihtiyari, hafife gldm. Bereket versin, talebelerim beni hl Md endi'nin nutkuna glyor sandlar. Onlar da gzlerime bakarak glmsemeye baladlar. Birde bana bir cesaret geldi. Artk, kendimi toparlamtm. - Hanmlar, diye sze baladm. Bir para Franszcam var, bunun size faydas olursa bahtiya lacam. Artk, tlsm bozulmutu; dilim almt. Hi glk ekmeden sylyor, kzlarmn yava y e kocaman hanmlara kar kzlarm diyebilmek ne saadet! Yalnz ara sra biraz fazla glyo enim iin hava ho. Fakat maallah Recep Efendi, o bin liradan fazla deer yan baklaryla penceresinden bakarsa dehet! Onun iin talebelerime ayrca bir ihtarda bulunmaya lzum grdm: - Hanmlar, glmeleriniz tebessm derecesini gememeli, sizi tehdit etmek iin benim elimd e Mdr Efendi'nin galiba "kalpatan" dedii eyher neyse ondan yok. Fakat size krlrm, d Hasl, ilk dersim pek gzel geti. Snftan karken kzlarmdan biri yanma geldi. Bana "kal-patan"n sadece "kerpeten" demek nu syledi. Mdr Efendi fazla glenleri "kalpatanla dilerinizi skerim ha!" diye zarifane tehdit edermi. 252 Reat Nuri Gntekin

B.. 28 Mart Kzlarmdan ok ama pek ok mennunum. Beni o kadar sevdiler ki, teneffste bile peimi bra rlar. Arkadalarma gelince, dorusu onlara da fena insanlar diyemem. Bana kar fazla sou duranlar, odann bir kesinde yan yana bakarak benim iin herhalde iyi olmayan eyler fs aanlar yok deil. Fakat, insan, evinde bile herkesle seviebilir mi? Arkadalar arasnda en houma giden, Nezihe ve Vasfiye diye iki sevimli istanbul ocuu. B irbirlerinden hi ayrlmyorlar. Fakat, muavin ehnaz Hanm bana, bunlarla sk fk arkada tavsiye etti. Sebebi nedir, bilmiyorum! Bunlardan baka iki tane eski bildik var. Birisi vaktiyle Merkez Rti-yesi'nde beni mdafaa eden uzun boylu, keskin kara gzl kadn ki, burada haftada bir gn ders veriyormu. Mdr Efen-di'nin yan baklarndan kokmayan ye arkadamz bu. Bilakis Recep Efendi, ondan ekiniyor, gizli gizli mavi latasnn yakasn rek: "Vah ne irrettir o! unu bir atlatsam yok mu, tvbe olsun gzm alacak!" diyor. Eski bildiklerden ikincisi kocaman gzlkl, dilek bir ihtiyar muallime. Vaktiyle aras s a tren arkadal ederdik. Gztepe taraflarndan bir yerde muallimeydi. Onun da gz beni sryor, dikkatle yzme bakarak: - Allah, Allah! Bu kadar benzeyi grmedim. Vaktiyle trende afacan bir mektep kz grrdm ize yle benzerdi ki... Fakat o, galiba, Fransz filand. Trl maskaralklar eder, bir vag n dolusu halk gldrmekten krar geirirdi, diyor. Ben, nme bakarak: - ihtimal, olabilir, diyordum. Mektepte birka erkek muallim de var. Zahit Efendi, ihtiyar bir din dersleri hocas. Corafya hocas mer Bey, kranta bir miralay mtekaidi, ismini bilmediim bir yaz mualli nihayet musiki muallimi eyh Yusuf Efendi. Yalnz mektebin 253 ALIKUU

deil, btn B.'nin en ehemmiyetli bir ahs, Yusuf Efendi, bir Mevlevi eyhiymi, birka s vvel B.'ye gelmi, iki karde, kendi kendilerine kk, sessiz bir evde yayorlarm. Bu k nler sylyorlar, bir musiki mzesi gibiymi. Her algdan, her sazdan varm. Zaten eyh E mehur bir bestekr... yle paralar varm ki, insan, onlar alamadan dinleyemezmi. Kendisini ilk defa souk, yamurlu bir gnde grdm. Teneffste talebelerimle beraber bahe onlara yepyeni bir top oyunu retmek bahanesiyle biraz oynam, elenmi-tm. eriye gird t siyah nlm slanmt. Arada unu da syleyeyim ki, benim kendi icat ettiim bu kyafe va yava yaylmaya balad. Hatta, talebelerim arasnda bile. Mdr Efendi bunun rengine i ediyor: "Mslman ksmna kara giymek yakmaz, yeilden yapmal!" diyor, ama leke olaca derek aldrmyoruz. Muallim odasnda kocaman bir ini soba yanyordu, iki duvar kesiyle bu soba arasndaki ar la girerek ayakta durmu, ellerimi nlmn ceplerine sokarak stm kurutuyordum. Kap be yalarnda, ince uzun boylu bir efendi girdi. O, bildiimiz siviller gibi giyinmiti. Byle olduu halde bahsedilen eyh Yusuf Efendi'nin mutlaka bu zat olduunu anladm. Mekte pte onu ok seviyorlar. Arkadalar, hemen etrafn aldlar, paltosunu kardlar. Soba boru kendime siper ederek ona bakmaya baladm. Halim, tatl bir adamd. Szgn yznde, ekseriy e mahkm hastalarda grlen renksiz, nazik, effaf bir beyazlk vard, ince sar sakal, a leri bana, pansiyonun lo dehlizlerinde mahzun mahzun glmseyen Isa resimlerini hatrla tt. Hele sz syleyii doyulmayacak kadar tatlyd. Bu halim, tall seste belli belirsiz b kyet! Etrafnda bir daire eviren arkadalarma bir trl bitmeyen yamurlardan ikyet ed valan, hrn bir sabrszlkla beklediini sylyordu. Bir 254 Reat Nuri Gntekin

aralk gzlerimiz birbirine tesadf etti. Kenin karanlnda beni biraz daha iyi grmek i gzlerini bzd: - Kim bu kkhanm, talebelerimizden mi? diye sordu Arkadalarm hep birden bana dndler. iye glerek - Affedersiniz beyefendi, dedi. Takdim etmeyi unuttuk. Yeni Franszca muallimimiz Feride Hanm. Bulunduum yerden bamla selamladm:

- Byk bestekrmz tandma ok memnun oldum efendim, dedim. Sanatkrlar byle cmlelere kar pek hassas oluyorlar. Beyaz teninde bir pembelik utu. El erini ovuturarak boynunu bkt: - Bendeniz bestekr sfatna layk olacak bir1 eser vcuda getirdiime kan deilim. Birka erimde kk bir meziyet varsa, o da Hmt, Fikri gibi baz byk airlerdeki ilahi melali bir sesle ifade etmesinden ibarettir, dedi. Hlasa, bu Yusuf Efendi'yi bir aabey gibi seviyordum. B 7 Nisan En byk bir emelime daha kavutum. Dnden beri gzel, kk, temiz bir evim var; bunu bana ah raz olsun Hac Kalfa buldu. Kendi evine iki dakikalk mesafede, ayn semtin kenarnd al, minimini, baheli, irin bir evceiz. Daha iyisi, bunu bana iinin eyalaryla beraber raladlar. Munise de, ben de dn ok neeliydik. Szde biraz temizlik yapacak, eyay dzeltecektik. N ezer? Glmekten, birbirimizi kovalamaktan, alt alta, st ste boumaktan gz aamadk ki.. Hele biare Munise, gzlerine inanamyor, kendisini saraya girmi zannediyor. Sadece Maz lum -oban Mehmet'in verdii keinin ismini Mazlum koyduk- bizi epeyce korkuttu. Bu ALIKUU 255

yaramaz, ak kalan mutfak kapsndan baheye, oradan dereye inen bayra kam, aas mi Allah esirgesin, hafife aya kaya doru dereye decek Ho, bu eytan mahluklar ayaklar ar yeri benden iyi bilirler ya. Neyse, ieri alncaya kadar epeyce yrek znts ektik. Evet, evimizden ok memnunuz. Munise, talktaki mavi inilere ayan sryor duvardaki i rini elleriyle seviyor. Yalnz.akamstleri ortalk kararrken biraz mahzun oluyoruz. Komu evlere, ellerinde mendi lerle babalar, kardeler geliyor. Bizim kapmz bu saatlerde hi kimse almayacak; bu daim byle olacak. Bu memleketin, yle gzel bir bahar var ki.. Her taraf yemyeil. Bahemde renk renk iekl ayor, odamn pencerelerine sarmaklar trmanyor. Hele bahemizin nndeki dik bayr, ad ayan Bu dalgal yeillik iinde gelincikler, taze yaralar gibi kanyor Btn bo gnlerimi de Munise ile komaca oynamak, ip atlamakla geiriyorum Yorulduumuz vakit ben, resim yapmaya balyorum; Munise, kesiyle beraber imenlerin stne uzanyor Resim merak bende en uyand. Birka gnden ben Munise'nin suluboya bir resmiyle urayordum. Yaramaz kz usl ursa abucak bitecek, fakat pozdan pek sklyor. Banda kr ieklerinden bir elenkle, a keisiyle karmda oturmak ona pek g geliyor Ara sra Mazlum, hrnlk etmeye, uzun ince bacaklaryla debelenmeye balyor. O vakit Mun "Abacm, vallahi ben durmak istiyorum ama, Mazlum durmuyor. Ne yapaym?" diye kayor. Ba kzyorum, parmamla onu tehdit ederek: - Ben, senin eytanln anlamyor muyum sanyorsun? Sen hayvan mahsus gdklyorsun, diy Mektepteki derslerim galiba fena gitmiyor. Mdr Efendi benden ok memnun. Yalnz, glmeyi fazla sevdiim iin ara 256 Reat Nuri Gntekn

il M l' sra darhyor: "Kalpatan sana da getiririm ha!" diyor. Ben, yalandan surat ediyorum: "Ne yapaym, Hoca Efendi? st dudam bir para ksa da ciddi durduum vakit bile glyorum unuz!" diyorum. eyh Yusuf Efendi ile ahbaplmz ok ilerledi. Bu nazik mahsun hastaya baylyorum. Sesin gizli ikayetiyle yle gzel, ince eyler sylyor ki... On gn evvel tuhaf bir ,vaka geti tebin kullanlmayan eya ile dolu metruk bir salonu var. O gn, bir ders levhas almak ii n o salona girmitim. Panjurlar kapal olduundan buraya adeta bir akam karanl basmt baknrken, kelerden birinde gzme, toza, topraa bulanm bir eski org iliti, birdenbi atl ve mahzun bir ihtizaz uyand. ocukluumun mesut gnleri bir orgun ald ar, derin nde gemiti. Unutulmu bir dost mezarna yaklar gibi titreye titreye onun yanma gittim.

u salona ne yapmaya geldiimi, nerede olduumu unutmutum. Yavaa ayam bastm, tularda parmam koydum. Org, yaral bir gnlden gelir gibi ar, derin bir ses verdi. Ah, bu ses Ne yaptm dnmeden bir sandalye ektim Orgun nnde oturdum; yava olarak sevdiim can birini almaya baladm. Org inledke yava yava kendimi kaybediyor, ar bir rya iine gmlmeye balyordum. Me ridorlar gzlerimin nnde alyor, siyah nlkl, kesik sal arkadalarm, kafile kafil yordu. Ne vakitten beri burada olduumu, neler aldm bilmiyordum. Eski gnlerimin eski a tamamyla kendimi terk etmitim. Arkamda derin bir ah, yapraklar iinden rzgr gemesine benzer bir ses iittim. Hafife ti reyerek bam evirdim. Karanlkta gzme eyh Yusuf Efendi'nin sarn simas grnd. K ynunu bkm, mavi gzlerinde ar bir melal ile beni dinliyordu.

ALIKUU 257 - Devam et yavrum, devam et, rica ederim, dedi. Cevap vermedim. Orgun zerine bam daha ziyade eerek gzlerimden akan yalar kuruyuncaya dar aldm. Sonra gsmde tutuk nefeslerle yorgun, bitkin bir halde durdum. - Sizde ne derin bir istidad- musiki, ne hassas bir kalp varm Feride Hanm! Bir ocuk r uhunun bu engin hzn nasl bildiine mtehayyirim. Ben, lakayt grnmeye alarak cevap verdim: - Bunlar, cantique denilen bir nevi ilahilerdir ki, esasen byle yank eylerdir efend im. Hzn bende deil, onlarda. Yusuf Efendi, bu szlerime inanmad. Hafife ban sallayarak: - Kendime bir stad- sanat diyemem, fakat bir musiki-parasndaki meziyetlerden hangisi nin bestekra, hangisinin musikiinasa ait olduunu tefrikte yanlmam. Sesler gibi parma klarn da baz ihtizazlar vardr ki, ancak bir hassas kalbin melalinden akar. Bu cantiq ue dediiniz ilahilerden bazlarnn notasn bana ihsan edebilir misiniz? - Bunlar kulaktan kapma eyler efendim, notalarn ne bileyim. - Beis yok. Bir gn, bir msait vaktinizde siz orgda tekrar onlar ltfederseniz, benden iz de defterime zapt ederim. Geenlerde vefat eden bir ihtiyar rahibin terekesinde n bendeniz de bir org almtm. Musiki aletlerine merakm var da efendim. Ben de hanede bir keye koydum. Bu paralar almak isterim. Konua konua salondan kmtk. Ayrlacamz vakit, eyh Efendi, bana bir vaatte bulundu - Samimi bir melal mahsul olan baz paralarm var ki, kimseye almadm. Anlamayacaklarnd emindim. Onlar inallah bir gn size alarm, olmaz m kkhanm? ite bu vaka, eyh Efendi ile olan ahbaplmz bir kat daha artrd. Vaat ettii paralar edim, fakat pek alkuu - F 17 258 Reat Nuri Gntekin

gzel eyler olacan tahmin ediyordum. nk bu hasta ve hassas eyh, alelade bir tahta p kunsa, onu feryada getirecek sanyorum. Birka gn evvel ocuklardan biri satn almak iste dii udu muayene ettirmeye getirmiti. Parmaklarnn ucuyla tellere yle birka defa dokun k olduydu, yle sandm ki, bu ince parmaklarla uda deil, gnlmn iine dokunuyor. B. Mays Dn, byk bir kabahat iledim: Meydana kacak diye yreim titriyor. Yaptm eyin iyi o fakat ne yapaym, iimden yle geldi. Muallimler, haftada bir gece mektepte nbeti kalyor ar. Dn gece sra benimdi. Akam mtalaasnda muavin ehnaz Hanm'la beraber mektebi dolayorduk. Snflarn birindek lambasnn iyi yanmadn grerek ieri girdik. Muavin, ok marifetli bir kadnd. Elinden rdi. Ayann altna bir sandalye ekerek lambay muayene ediyordu. Kapdan ihtiyar hademe girdi. Elimde bir mektupla arka sralarda oturan bir talebeye yaklamaya balad. Tam mektubu verecei vakit muavin, birdenbire bulunduu yerden: - Dur, Aye Kadn! O ne? dedi. - Hi, Cemile Hanm iin kapcya bir mektup brakmlar da. - Onu bana getir. "Talebeye gelen mektuplar evvela ben greceim," diye ka kere size t embih ettim. Ne kafasz kadnsn! Bu dakikada tuhaf bir ey oldu. Cemile, yerinden atlayarak hademenin elinden mektu bu kapmt.

259 ALIKUU

Muavin hi sknetini bozmadan: - Buraya gel, Cemile, dedi. Cemile, hareket etmiyordu. - Buraya gelmeni sylyorum Cemile, niin itaat etmiyorsun? Bu clz, hastalkl kadnda yle bir mirane eda vard ki, ben bile titredim. Snfa derin nek usa iitilecekti. Cemile, ban nne eerek ar ar yanmza geldi. On alt, on yedi yalarnda gzel bir dan katn, bahede tenha kelerde, dne dne dolatn grrdm. Derslerinde de Yzn yakndan grdm vakit, ocuun byk bir teessr iinde olduunu anladm. Yznde ban eerek dudaklar saranyor, gzka-paklar hemen titriyor denecek suretle alp kapan - Cemile, o mektubu bana ver! Muavin, hrn bir sabrszlkla ayan yere vurdu: - Haydi, ne bekliyorsun? - Niin, Muavin Hanm, niin? Bu "niin" sznde, bu kk kelimede meyus bir isyan vard. Muavin, sert bir hareketle eli uzatt, kzn bileini hrpalayarak mektubu kapt. - Haydi, imdi yerine git! ehnaz Hanm, zarfn zerine gz gezdirirken hafife kalarn atyordu. Fakat, abucak ke Derin sknete ramen heyecan iinde olduu hissedilen snfa hitap ile- Mektup, Cemile'nin Suriye'deki biraderinden... Yalnz hemen bana itaat etmedii iin yarna kadar ona vermeyeceim, dedi. Talebeler, tekrar balarn kitaplarnn zerine ediler. Muavin ile beraber dar karke zdirdim. Arka sralarda birka gen kz, ba baa vermi, bir eyler fsl260 Reat Nuri Gntekin

dayorlad. Cemile'ye gelince, ban srann stne saklam, omuzlar hafif sarsntlarl ora giderken muavine: - Cezanz pek ar oldu, dedim. Yarna kadar nasl bekleyecek, kim bilir, ne kadar sabszl dedir? - Merak etme kzm. O, mektubu hibir zaman okuyamayacan anlad. - Nasl, Muavine Hanm, kardeinden gelen bu mektubu ona vermeyecek misiniz? - Hayr, kzm. - Niin? - nk kardeinden gelmiyor. Muavin, sesini daha ziyade alaltarak devam etti: - Bu Cemile, epeyce zengin bir adamn kzdr. Bu sene gen bir mlazm sevdi. Babas, mm z olmuyor. Gerek evde, gerek mektepte bu kz, gz hapsindedir. Mlazm Bandrma'ya gnder . Biz, bu ocuu yava yava tedaviye alyoruz. Halbuki o, ikide birde biarenin yarasn . Bu, nc mektuptur ki elime geti. Konua konua muavinin odasna gitmitik. ehnaz Hanm hrn bir hareketle bu mektubu buru obann kapan kaldrarak iine att. Vakit gece yarsna yaklayordu. Ben hl nbeti muallimler odasndaki yatamda uyuyamy t, kararm verdim. Koridorda dolaan nbeti hademeyi bir bahane ile aa gndererek muav odasna girdim. Perdeleri ak kalm bir pencereden odaya soluk bir mehtap aydnl vurmu gece hrsz gibi titreyerek sobann kapan atm. Yrtlm, buruturulmu kt ynla nu bulup kardm.

ALIKUU 261 Nbet gecelerimde herkes uyuduktan sonra bo koridorlarda, sessiz, karanlk yatakhanel erde dolamak ok holandm bir eydi. Burada st alm bir kk kz rterim, tede yorgann dzeltirim, ateli bana yavaa elimi koyarm, daha ileride kumral bir sa km bir gen kz uyuyordur, yar ak ince dudaklaryla hangi mide glmsediini kendi kendim Bu birok gen kzn uyuduu lo, sessiz yatakhanelere ar bir rya bulutu km gibidir. , biareleri, er ge kaybedecekeri bu ryadan uyandrmamak iin ayaklarmn ucuna basa basa

eim titreyerek yrrm. O gece, Cemile'nin karyolasn bulduum vakit biare, yeni uyumutu. Bunu, kirpiklerinde d aha kurumam gzya damlalarndan anladm. Yavaa zerine eildim: - Bahtiyar kk kz, mektep nlnn cebinde sevdiinden gelen mektubu bulduun zaman, ki kadar sevineceksin? Bu kaybolmu eyi hangi grnmez gece perisinin oraya getirip brakt di kendine soracaksn. Cemile, o, bir peri deil, sadece bir biaredir, nefret ettii in sandan gelebilecek mektuplar daima kalbinin bir parasyla beraber yakmaya mahkm bir t alihsiz... B... 20Mays Dn dersler kesildi. gne kadar imtihanlara balyoruz. B.'deki btn kz mektepleri bug n bir saat uzakta, bir dere kenarnda Mays Bayram yaptlar. Ben, byle kalabalk gezintil rden holanmyorum. Onun iin gitmemeye, bugn bahemde geirmeye niyet etmitim. Fakat, k 262 Reat Nuri Guntekin

mekteplerinin arklar syleyerek getiini gren Munise, szldanmaya balad. Tam onun g at kap alnd. Baktm, muallim arkadalarmdan Vasfiye ile son snftan birka talebe. tlaka beni nne katp gtrmek emriyle mdr tarafndan gnderilmiti. Recep Efendi: - Tvbe olsun, ben onun iin hassaten kuzu doldurttum, helva yaptrdm. Ne rezalettir bu ? Olmaz, efendim, olmaz, diye bar bar baryormu. Talebelerime gelince, onlar da son snf namna ricaya geliyorlard: - Ipekbcei" benim yeni ismim. alkuu bitti. imdi "Ipekbcei" kt. Hem daha fenas, yzme kar da byle "Ipekbcei" demekten ekinmiyorlar. Vallahi, adeta izzetinefsime, m mlik vakarma dokunuyor. Hem bu isim yalnz mektepte kalsa yine ikyet etmeyeceim. Geen , kahvelerden birinin nnden geiyordum. Zengin bir ipek tccar olduunu syledikleri pot u, mintanl, kaba saba bir adam, kahvenin bir ucundan br ucuna: "Sekiz tane dut bahem var, byle ipekbceine sekizi de kurban olsun!" diye barmaz m? yle utandm ki, yer ya ere geecektim. "Gitmem" diye inat etsem: "Naza ekiyor kendini!" diyecekler, elenece klerdi. Onun iin, aresizce arafm giyerek pelerine takldm. * Kk talebelere beyaz giydirmilerdi. Dere kenar papatya ayrlarna dnmt. Bu memleke k kz mektebi varm. Yeil bahelerin arasndaki ylankavi yollardan, marlar okuyarak gel ktep taburlar bitip tkenmek bilmiyordu. Erkek hocalar derenin kar tarafndaki bir aala ekilmilerdi. Bizim aramzda yalnz R , mavi latas, kocaman siyah emsiyesiyle dolayor, bir keye tatan ocak

ALIKUU 263 kuran alara bara bara emir veriyordu. Muallimlerle byk talebeler araflarn atrn nebilmek iin Mdr Efendi'yi g bela kandrdlar, erkekler tarafna savdlar. Bilmem niin, ben bugn hi elenmiyordum. Bu yzlerce kz ocuunun lgn neesi, sevinci orgun bir hznden baka bir ey vermiyordu. urada bir iptidai mektebi mzka ile mar okuyor, tede bir alay gen kz, itie kaka, ir almaca oynuyor, daha ileride ocuk, byk karmakark bir insan kmesi manzume okuyan, ut nutuk syleyen bir ocuu alklyordu. Munise; kalabaln iinde kaybolmutu. Yaramaz, urur mu? Uzakta, yksek bir setin kenarnda bir sra kestane aac vard. Gen hocalardan bazlar b lerle beraber bu aalara kolan salncaklar kurmulard Yaprak kmelerinin arasnda renk r tekler uuyor, lklar, kahkahalar dalgalanyordu. Ben, yava yava kalabalktan ayrlm, bir sel ukuru kenarnda kocaman bir kayann glges utum. Takn kovuklarda bitmi clz san iekleri koparp ayaklarmn altndan geen suya gn dnyordum. Birdenbire arkamda ince bir sesin: "Buldum... Ipekbcei burada!" diye bardn iittim. Meer salncak elencesi iin beni aryorlarm. Yar zorla beni oraya kadar gtrdler, "i gunum, sallanmasn bilmiyorum!" diyorum. Fakat ne arkadama, ne talebelerime sz anlatma k kabil deildi. Mrvvet Hanm -beni vaktiyle Merkez Rtiye Mektebi'nde mdafaa eden kesk kara gzl kadn- mutlaka benimle sallanmak istiyordu. Salncaklardan birine atladk. Faka

t, nafile, kollarm titriyor, dizlerim vcudumun ykn kaldramyor gibi kyordu. Zavall hayli uratktan sonra vazgeti: 264 Reat Nuri Gntekin

- Nafile bceim... Sen hakikaten sallanmaktan korkuyorsun. Benzin kl gibi oldu, deceks in, dedi. Mdr Efendi, le yemeinde bizimle beraberdi. Benim bugnk neesizliimi o da fark etmiti, ikide bir: "Hani, niye glmyor? Vay aksi o ay... Glme, dediim yerde glersin, burada somurtur durursun!" diyordu. Adamcaz, yemekt en sonra da peimi brakmad. Mektepten, mahsus ay semaveri getirmii. Bana eliyle ay pi ek istiyordu. Hocalardan biri uzaktan el iaretleriyle beni ard: - Hademelerden birini gnderip eyh Yusuf Efendi'ye bir tambur getirttik. Uzak bir y erde ona alg aldracaz. Aman, u zevzein elinden kendini kurtar da gel, dedi. Bu, hakikaten karlmayacak bir frsatt. Yusuf Efendi'nin musikisi beni sardka sarmt. bestekr, epeyce zamandan beri hastayd. Metebe gelmiyordu. Bir iki gnden beri iyiletiini iitiyorduk. Bugnk mektep elencesine o da gelmek istemi Kadn hocalar, bir bahane ile Yusuf Efendi'yi erkeklerden ayrmlard. Sekiz, on kiilik b r kafileyle, kendimizi gstermeye alarak dere kenarndaki ince yolu takibe baladk. ey ndi, bugn ok canl ve neeliydi. Yolun uzadn grerek onun yorulmasndan korkanlara g ce yol, ebedi gitse yorulmayacam. Bugn kendimi o kadar kuvvetli hissediyorum ki!" d iyordu. Arkadalardan biri usulca kulama eildi, erkek muallimlerden bazlarnn bir kede gizli iklerini, eyh Efendi'ye de birka kadeh verdiklerini syledi. Yusuf Efendi'nin neesi, belki biraz da bundan ileri geliyordu. Dere yolunda on be dakika yrdkten sonra bir harap su deirmenine vardk. "alayanlar" leri bu yerde vadi birdenbire daralyor, adeta bir boaz vcuda getiriyordu. Dere kena rndaki kayalklar yle yksekti ki, gne aaya kadar inemiyor, sular, adeta bir fecir a kyordu.

ALIKUU 265 Buradan bizi kimsenin iitmesine imkn yoktu. eyh Yusuf Efendi'yi sk yaprakl bir ceviz aacnn altnda oturttular, tamburu eline verdiler. Ben, uzaka bir yere, etraftan sularn kpre kpre akt bir kayann stne sinmitim. Arkadalar, yine rahat vermediler: - Olmaz, olmaz... Buraya gel, mutlaka geleceksin! diye beni, bestekrn karsna oturttul ar. Tambur balad. Bu musiki, mrmce kulaklarmdan gitmeyecek! Arkadalar, imenlerin zerine zanmlard. En kaba saba grnenlerin bile alayacak gibi dudaklar titriyor, gzleri dolu . Kumral, salarn omzuma dayayan Vasfiye'nin kulana: - Ben, eyh Efendi'yi ilk defa mektepte dinlemitim. ok gzeldi tabii, fakat byle deildi dedim. Vasfiye, szgn gzlerinde muammal bir glmseme ile: - Evet, nk Yusuf Efendi mrnde hibir gn bugnk kadar mesut ve ayn zamanda bedbaht o . - Niin? diye sordum. Dikkatli dikkatli yzme bakt, ban tekrar omzuma brakarak: - Sus, dinleyelim, dedi. eyh, bugn hep eski arklar alyordu. Bunlardan hibirini imdiye kadar dinlememitim. sonunda, artk bitecek, diye yreim titriyordu. Fakat gzleri yar kapal, yava yava sar a balayan arklar ince bir terle nemlenmi, birini bitirdikten sonra tekine balyordu. Gzlerimi, bu yar kapal gzlerden ayramyordum Bir aralk, solgun yanaklarna birka dam . Birdenbire yreim oynad. Bir hastay bu kadar yormak gnaht. Dayanamadm, arklardan bitirmesinden istifade ederek: - Biraz dinlenmez misiniz? dedim. Rahatsz grnyorsunuz. Neyiniz var? 266 Reat Nuri Gntekin

Cevap vermedi. Islak kirpikleri arasnda o, masum ocuk gzleriyle derin derin bana ba kt, sonra tekrar ban tamburuna dayayarak yeni bir arkya balad: "Pr ateim, atrma benim azm zinhar Zalim, beni syletme derunumda neler var." Yusuf Efendi, arky bitirirken, ba tamburun stne dt. Zavallya hafif bir baygnlk r, hep ardlar. Ben: "Biz sebep olduk, bu kadar yormamalydk!" dedim. Mendilimi slatma n sratle talarn stnden srayarak dereye indim. Bu, ok hafif bir baygnlkt. Hatta a dnmesi. Elimde slak mendille yanna dndm vakit o, gzlerini amt. - Bizi korkuttunuz efendim, dedim. O, renksiz bir glmseme ile: - Bir ey deil, ara sra oluyor, dedi. Arkadalarmda bir tuhaflk hissetmeye balyorum. Manal manal bana bakyorlar, aralarnd esle bir eyler syleiyorlard. Ayn yoldan geri dnyorduk. Ben Vasfiye ile beraber en arkaya kalmtm. - Bu eyh Efendi'de bir hal var, dedim, iin iin bir eye zlyor gibi grnyor. Arkadam, o biraz evvelki manal bakyla beni tekrar szd: - Sahi mi sylyorsun, Feride? Hatrn kalmasn, fakat inanamayacam. Demek sen hibir ey orsun? Vasfiye, garip bir bakla bana gzlerini dikmiti. - Bilsem saklamaya ne sebep var? dedim. O, yine inanmad: - Btn B.'nin bildii bir eyi sen nasl bilemezsin? Bu manasz pheye glmseyerek omuzl : - Biliyorsunuz ki ben B.'de ok kapal ve yalnz yayorum. Kimsenin hibir eyi ile alakad deilim.

ALIKUU 267 Arkadam ellerimi tuttu: - Yusuf Efendi, seni lesiye seviyor, Feride, dedi. Gayri ihtiyar ellerimi yzme kapadm. Dere kenarnda ocuklarn sevinli grlts hl d mseye sezdirmeden kafileden ayrldm, iki bahe arasndaki dar bir yoldan saparak kendi kendime eve dndm. B 25 Temmuz Yaz aylar uzadka uzad. Scaklar tahamml edilmeyecek derecede. Her ey sarard, etrafta ik namna bir ey kalmad. Kardaki koyu yeil tepeler soluk, yank bir renk balad. Uzak gneinin kamatrc klar iinde kocaman kl ynlar gibi cansz ve manasz grny ibi sklyorum. Memleket imdi bombo. Talebeler dald, hocalardan birou tatil aylarn yerlere gitti. Nezihe ile Vasfiye bana ara sra istanbul'dan mektup gnderiyorlar. Bu sene stanbul ok gzelmi. Sular, aday anlata anlata bitiremiyorlar. Bir yolunu bulur arsa orada kalacaklarm. Dorusu istenirse, benim de burada kalmaya niyetim yok. eyh Yusuf Efendi vakas beni o k mteessir etti. nsan iine kmaya utanr oldum. Mektepler alaca vakit baka bir yer ir yer ki, beni zsn, uratrsn, ziyan yok, fakat kendi kendime yalnz braksn. B . ~ 5 Austos Hoca olduumdan beri ikinci defadr ki talebelerimin gelin olduunu gryorum. Fakat bu se fer o zavall Zehra'nn-ki gibi deil. Bu gece, bu saatte Cemile artk kirpiklerinde kur u268 Reat Nuri Gntekn

mam gzya damlalanyla yatanda uyumuyor. Cemile'nin gzel bana bu gece, bu saatte se zmn gs yastk oldu. Bu ocuklarn ikisi de birbirlerine olan sevdalarnda yle sebat ettiler ki, nihayet ann eleri, babalar da ba emek mecburiyetinde kald. Cemile'yi de, Zehra gibi, kendi elimle ssledim. Bir zamandan beri hibir kalabalk ye re gitmemek iin inat ediyordum. Fakat Cemile mahsus evime geldi, ellerimi perek ya lvard. Bir gece, karanlkta kendisine ettiim hizmeti acaba anlad m? Bilmiyorum. Fakat anasn, babasn raz ettii gn ilk mjdeyi bana getirmiti, ihtimal ki phe ediyor. Evet, Cemile'yi elimle ssledim, duvan elimle taktm. Burada bir det var: Kim olursa ol

un gen kzlarn sama mutlaka bir para gelin teli takyorlar, bunu bir uur sayyorlar. H ramen Cemile'nin annesini, samn bir tarafna minimini bir tel paras ilitirmekten me medim. Mlazm ok merak ediyorum. Cemile'yi onun kolunda grmedike saadetlerine inanamayacaktm akat, buna imkn olmad. Erkenden evime dnmek mecburiyetinde kaldm. Her yerde olduu gibi, burada da btn kadnlarn gizli gizli bana baktklarn, birbirleri r eyler fsldadklarn gryordum. Btn dudaklarda yine bir "Ipekbcei" szdr dola in kars olduunu syledikleri, elmaslara, altnlara batm bir iman kadn, dikkatli dik baktktan sonra yanndakilere, benim iitebileceim bir sesle: - Bu Ipekbcei sahiden afet, adamcazn yanmakta hakk varm, dedi. Artk burada duramazdm. Cemile'nin annesinden msaade istedim; hasta olduumu, mmkn dei uramayacam syledim. Kk gelinin yannda muallim arkadalarmdan birka vard, ihtiya ar gsterdi:

ALIKUU 269 - Cemile'ye hocalar nasihat veriyorlar, sen de bir iki ey syle kzm, dedi. Bu masum arzuyu glmseyerek kabul ettim. Talebemi bir keye ekerek: - Cemile, dedim, hocan olmak sfatyla annen, sana nasihat vermemi istedi. Sen, nasi hatlerin en gzelini kendi kendine verdin. Yalnz, ocuum, sana bir tembihim olacak. Mla zmn imdi senin yanna gelmeden evvel sokakta yabanc bir kadnn geldiini, sana gizli b sylemek istediini haber verirlerse sakn dinleme, yavrum, o kadndan ka, gzel ban m tli gsne sakla. Cemile, bu szlere, kim bilir, ne kadar hayret etmitir? Hakk var; nk imdi ben bile ha t ediyorum. Onlar bir yabanc azndan iitmi gibi sebebini, manasn kendi kendime soruy B 27 Austos Bu akam, minimini bahemizde ziyafet vard. Munise ile beraber, Hac Kalfa ile ailesini akam yemeine davet etmitik. Alay olsun diye sokaktan drt krmz kt fener aldrm sofra zerine eilen dallarna asmtk. Hac Kalfa, bunlar grnce pek keyiflendi: - Ayol, bu ziyafet deil, On Temmuz enliidir, dedi. - Hac Kalfa, bu gece benim kendi On Temmuzum, dedim. Evet, bu gece kendi hrriyet en liimdi. alkuu, kafesinden kurtulal bu gece tam bir sene olmutu. Bir sene, yz altm uzun? Evvela ok neeliydim. Mtemadiyen glp sylyordum. O kadar maskaralk ediyordum ki, Sama adam, glmekten tkanyor, Hayganu'un sivilcelerle dolu ikin yz dallardaki krmz fen bir renk alyordu. Hac Kalfa'nn ellerini dizlerine vurarak: Reat Nuri Gntekin 270

'H, - Dil otu mu yedin be kzm? diye glmesi vard ki... Ge vakte kadar bahede oturduk, sonra fenerlerimden birini Mirat'a, birini Haganu'a vererek misafirlerimi selametledim. Munise, gndzden ok yorgun olduu iin daha biz konu rken sandalyesinde uyuklamaya balad. Onu yatana gnderdim, kendim, tek bama bahede k Sakin, yldzl bir geceydi. Kar setteki evlerde klar snmt. Da yolu, bu yldzl glge yn gibi ykseliyordu. Bileklerimle alnm setin kenardaki parmakln souk demirlerine dayadm. Etrafmda ne se ayat, yalnz uurumun dibinde, bu dayanlmaz scaklara ramen hl kurumayan derede hafif b birka yldz aksi. Kt fenerlerin mumu artk tkeniyordu. Onlarn renkli klaryla beraber iimdeki neeni lduunu, gnlme derin, aresiz bir karanln inmeye baladn hissediyordum. Bu bir senenin kh karanln, kh aydnlk gnlerini bi-1 rer birer hayalimden geirdim, Yarabb, ne uzun? Soua, cefaya, mihnete hi ikayetsiz tahamml eden salam bir vcudum var. htimal, daha krk sene, elli sene yaayacam. htimal daha elli ya bu hazin muzafferiyet

hazin yldnmn gr-1 mem lzm gelecek. Hayat, ne uzun, Allah'm, ne uzun? htimal, Munise de bana kalmayacak. Salarma yava yava aklar decek. mit edeyim, tahamml edeyim, gzel. Ben, buna raz-' ym, fakat niin, neyi beklemek iin? Bu bir sene iinde, birka defa, kendimi zapt edemedim, aladm. Fakat bunlarn hibirisind bu gece gzkapaklarmn iini yakan yalardaki aclk yoktu. O vakit, sadece gzlerim ala e gnlm alyor.

____________ALIKUU______________271 B . l Ekim Dersler balayal iki hafta oluyor. Muallim arkadalarmn birou B.'ye dndler. Hatta, m istanbul'da kalmak isteyen Vasfiye bile. Biare, bir trl ak yer bulamam. Nezihe'nin bana bir devlet kuu konmu. Bir cuma gn Surlar'da bir gen zabite tesadf e . Zabit, onlar Boazii'nden Fatih'e kadar takip etmi. Bu iki arkadamn imdiye kadar tesadf ettii her erkek gibi, o da Vasfiye'yi tercih ediy rmu. Hatta, bilmem hangi parkta birbirlerine randevu vermiler. Fakat aksi olacak, Vasfi-ye'nin o gn misafirleri gelmi. Zabiti merakta brakmamak iin Nezihe'ye yalvarm: - Kuzum Nezihe' Sen, benim yerime git, bugn gelemeyeceimi syle. Baka gn iin mlakat a demi. Nezihe, akam eve urad vakit, delikanly gremediini sylemi. Fakat, kzn halinde b irka gn sonra i anlalm. Meer o gn, Nezihe ne yapp yapm, gen zabitin zihnine gi hafta sonra onunla nianlanm Vasfiye, ok mahzun, bir yandan, aziz bir arkada tarafndan aldatlmak gcne gidiyor, bi andan da yalnz kaldndan ikyet ediyor. kide birde iini ekerek: - Ah Feride Hanm, Sizinle ne gzel iki arkada olabilirdik. Fakat nasl anlataym, siz o kadar neeli, iyi, munis bir kz olduunuz halde, yaamak zevkini alamamsnz, diyor. Yuvalarda yeni yavrularn yumurtadan kma zamannda nasl neeli bir hayat uyanrsa, mekte de yle bir hal var. Hele birka gn evvel imekle, gk grltleriyle balayan iddetli bir yamur, scak ve s bana verdii mzmin hzn, anlalmaz yaamak yorgunluunu datt. O kadar hafif, o kadar .. 272 Reat Nuri Gntekin

B. 17 Ekim Yamurlar on gnden beri devam ediyor, hem de ne iddetle, ilk gnlerde benim gibi sevin en, solgun benizlerine taze bir hayat rengi gelen son iekler harap oldular. Biarele r, bahede durmadan yaan yamurun altnda balarn eiyorlar: "Artk yeter!" der gibi bz lar. Bu akam, mektepten dndm vakit benim de aa yukar onlardan kalr yanm yoktu. Srls vcuduma, peem yzme yapyor, sokakta rast geldiim insanlar halime gldryordu, Munise'nin, bu akam benzi biraz soluktu. Nezle olmasndan korkarak erkenden, zorla yataa yatrm, hlamur kaynat-mtm. Yaramaz kz, yatakta ikyet ediyor, benim ihtimaml k: - Abacm, souk, insana ne yapar? Geen sene karda, samanlkta yattm geceyi unuttun mu du. Bu gece, hi uykum yoktu. Munise'yi uyuttuktan sonra elime bir kitap alarak sedire uzandm. Yamurun saaklarda, su oluklarnda kard sesleri, on be gnden beri bitmeye dinlemeye baladm. Ne kadar vakit gemiti, bilmiyorum? Birdenbire hzl hzl kap aln kim olabilir? Kapy amaya cesaret edemedim. Misafir odasnn cumbasndan uzandm. Karanln iinde uzu kadn hayaleti, cumbann altnda yamurdan korunmaya alyor, elin- [ deki muamba fener sokaktaki su birikintileri iinde rpnyordu. - Kim o? diye sordum. Titrek bir ses: - Anz, Feride Hanm' grmeye geldim, dedi. Kapy atm vakit titriyordum. O akamdan beri yaban-1 c kadnlardan gzm ylmt. Ne beni ara-1 dn grsem, fena bir haber alacam sanyorum. Bu vakitsiz

ALIKUU 273 misafir, yzm grmek iin feneri kaldrmt. Solgun bir ehre, iki mkedder mavi gz far - Msaade eder misiniz ieri gireyim, hocanm? Bu ehre, bu ses, bana emniyet verdi. Kim olduunu, niin geldiini sormaya lzum grmeden: "Buyurunuz" dedim. Yanmdaki misafir odasnn kapsn atm. Kadn, oday slatmaktan ekiniyor gibi, etrafna bakmyor, oturmaya cesaret edemiyordu. Bir ey sylemi olmak iin: - Ne yamur, ne yamur, insan adeta ykyor! dedi. Dikkatle yzne bakyordum. Halbuki perianlnn yamurdan daha baka bir eyden geldii Asl maksadn sylemek iin, daha sakinlemek istediini anladm, birdenbire ne istediini . ilk hissim, beni aldatmt. Bu munis ehreli, asil bir kadnd. Nihayet: "Kiminle gryorum efendim?" diye sordum. Benden korkuyor gibi bam edi: - Feride Hanmefendi, ben yabanc deilim. Geri imdiye kadar grmedik ama, sizi uzaktan rum. Biraz sustu, sonra bir cesaret hamlesiyle ilave etti: - Bir meslektanzn kardeiyim. Mektebinizin musiki hocas eyh Yusuf Efendi'nin. Birdenbire yreim azma geldi. Fakat kuvvetli olmak, hibir ey sezdirmemek lzmd: - yle mi efendim? Grtmze memnun oldum. eyh Efendi, biraz daha iyiler inallah, ded Bu saatte, bu halde gelen bir misafire sylenecek sz, elbette bu deildi. Fakat baka n e diyebilirdim? O, cevap bulamayarak susuyor. Ben, yzne bakmaya cesaret edemeyerek gzlerimi yere in diriyordum. Hafif bir hkrk sesi iittim. Kurtulma imkn olmayan bir felakete raz olur bam daha ziyade eerek bekledim. alkuu - F 18 274 Reat Nuri Gntekin

O, alamamak iin elleriyle gsn, boynunu tutarak' - Kardeim bu gece lyor, dedi. Akama doru birdenbire arlat. Alt saatten beri kendi yor. Sabaha kmayacak. Cevap vermedim. Ne syleyebilirdim? - Kkhanm, Yusuf; benim ya kmdr ama, evladm saylr. Annemiz ld vakit, Yu deildim. Byle olduu halde ona analk ettim. mrm ona baladm. Dul kaldm vakit sizi ardm. Tekrar evlenebilirdim, istemedim. Tek Yusufuum yalnz kalmasn diye. Halbuki imdi o, beni yalnz brakp gidiyor. Bunlar size niin mi sylyorum kkhanm? Beni ayplamay izi rahatsz ettiim iin, yalvararak sizden isteyeceim ey iin bana darlmayn, beni kov iye... Sznn burasnda bitkin vcudunun birdenbire ktn grdm. Bir fenalk zannederek omuz edim. Dizlerimi pyor, yerlere srnerek rpna rpna alyordu. Hafif bir hareketle kendimi kurtardm. Bu dakikada ne kadar sakin olmak mmknse o kad ar sakin bir sesle: - Hanmefendi, felaketinizi anlyorum, syleyiniz. Elimden gelecek bir eyse, dedim. Kadnn alamaktan ien soluk mavi gzlerinde bir mit canland Zavall, gsnn sa ak: - Yusuf, on seneden beri hastayd. O kadar uratm, o kadar rpndm, melun hastalk, bir uyor, kardeimi iin iin yiyip bitiriyordu. Nihayet bu vaka oldu. Sizi grd. Zaten fazla ili bir adam. Gzle grnrcesine eriyip bitmeye balad. Szn burasnda hafif bir isyan feryadn men edemedim. - Hanmefendi yemin ederim ki, ben kardeinize bir ey

ALIKUU 275 yapmadm. Kendim de zaten bir yaraldan baka bir ey deilim, dedim. - Hanm kzm, evladm, sizin de belki bir sevdiiniz var; darlmaynz. Yemin ederim ki bu et iin sylemiyorum. Ben grnd kadar kaba ruhlu bir kadn deilim, iin nihayetinde Yu rdeiyim. Senelerden beri onun musikisi iinde yaadm. Sizden deil, hatta bu tesadften b

le ikyetim yok. Yusuf'un yatanda mum gibi eridiini gryorum. Fakat yle anlyorum ki, or. Ne ikyet var, ne ac sz, ne rpnma. Bazen kendini kaybediyor. O vakit, gzka-pakla f hafif titriyor, soluk dudaklar gizli bir glmseme ile yavaa isminizi tekrar ediyor. Dne kadar bu derdinden bana hi bahsetmemiti. Dn ellerimi tuttu, birer birer parmakla rm perek: - Onu bir kere daha gster bana abla! diye ocuk gibi yalvarmaya balad. Yusuf iin her f edakrla razydm. Fakat buna imkn gremiyordum. iim para para oldu. - iyi ol. Yusuf, abuk iyi ol! Elbet bir gn yine greceksin... diye alnn, salarn oka - Feride Hanm, bu hastann hibir ey sylemeden bana nasl darldn, ban te tarafa ikle gzlerini kapadn grseydiniz! Anlatmak mmkn deil ki... Bugn akama doru bsb nlarn bir daha almayacan biliyordum. Uruna mrm, saadetimi vakfetmi, onu hibir memitim. En ok istedii eyi bir kere gstermeden hasret iinde gzlerini kapadn grm ze anlatmak mmkn deil, Feride Hanm, mmkn deil. Bu, yle bir sevap ki, can ekienler arna verilmi bir damla su gibi. Artk devam edemedi. Yzn eteklerine saklayarak ocuk gibi hkrd. 276 Reat Nuri Gntekin

Bu gecenin vakalarn bir rya gibi hatrlayacam. Yamurlarn iinde, nmdeki fenerin donuk izini takip ederek birok dar, karanlk sokaktan im. Hibir ey hissetmiyor, hibir ey duymuyor, sele dm bir yaprak gibi iradesiz srk m. Beni glgelerle dolu yksek, geni bir odaya aldlar. Duvarlarda tamburlar, utlar, keman lar sallanyor, kark raflarda neyler srnyordu. Bestekr, bu alglarla dolu odann bi i bir demir karyola iinde lyordu. Ayaklarmn ucuna basarak yanna yaklatm. Mum gibi sar ehresine lmn skneti imdide ukuruna karanlk dolmutu. Yalnz, azndaki bembeyaz dilerini gsteren aralk dudaklarnda bir para hayat rengi kal Biraz evvel o kadar telal ve perian grnen kadncaz, bu son vazife karsnda hayret skn ve tahamml gsteriyordu. Sevgi, efkat denen eyde ne mucizeler var Ya-rabbi! Mekteb gidecek ocuunu uyandran bir ana gibi elini hastann bana koydu: - Yusuf, ocuum, bak, arkadan, Feride Hanm sana hatr sormaya geldi. A gzn, Yusuf, Hasta, hibir ey iitmiyor, hibir ey grmyordu. Onun bir kere daha gzlerini amadan l mali, biare kadna, o gzel tahammln yava yava kaybettiriyordu. Tekrar alamaya, sesi a balamt: - Yusuf, yavurucuum, bir kere daha gzlerini a, grmeden lrsen, daha ziyade yanacam. Yreim merhametten eziliyor, dizlerim vcudumun yk altnda kecek gibi oluyordu. Karyol cunda masaya benzeyen bir karanlk kmesine dayanmtm. Bunun bir org olduunu fark ederek titredim. Kalbim, yle syledi ki, bu biare gzleri son defa aacak mucize ancak bu org o labilir. Dndm ey belki cinayet, belki bundan daha byk bir

ALIKUU 277 gnaht. Fakat kenarndan bakanlar iine eken uurum gibi bu org da benim tahammlm eli Gayri ihtiyari ayam bastm, parmam tulardan birine koydum. Org, yaral bir gnl gibi derin derin inledi. Odann karanlk keleri, duvarlardan glgel uzatan sazlar, gizli figanlarla titretiler. Hakikat mi, yoksa benim yalarla perdeli gzlerimin bir vehmi mi olduunu syleyemeceim. Bana yle geldi ki hasta, bu sesle son bir defa mavi gzlerini at. Ablas yasta yzn kapam hkryordu. Bir mukaddes vazife yapar gibi lnn zerine eildim, henz bir hayal bakiyesiyle titriyor gibi grnen gzlerine dudaklarm srdm. ilk busemi ben, bir lnn snm gzlerine mi tevdi edecektim! B... 2 Kasm Bu akam B.'deki evimde son gecem... Yarn erkenden hareket ediyorum. O vakadan sonra tabii burada kalamazdm. ehirde herkes benden bahsediyor, herkes, b eni merak ediyor. Mektebe gidip gelirken ka kii peime takld, ka kii artk iki kat r aladm peemin altnda yzm seebilmek iin yolumu kesti; ka saygszn, biraz sesini

grmeden: - Ipekbcei, bu ha? Zavall eyh! dediini iittim. Arkadalarmn yannda konumaya utanyor, snfa girerken kpkrmz olduumu hissediyordu Bu, byle devam edemezdi. aresiz, Maarif Mdr'ne gittim. Burann havasna dayanamayaca ; baka 278 Reat Nuri Gntekn

bir memlekette bana bir ders bulmasn rica ettim. Dedikodulardan galiba onun da hab eri vard. nk hemen bana hak verdi. Yalnz, baka bir yerde bana gre ders bulmak mkl maal daha kk bir mektep olursa da kabul edeceimi syledim; elverir ki uzakta bir yer sun iki gn evvel emri geldi- ... Rtiyesine tayin etmiler. Zavall alkuu, rzgra kaplm sonbahar yapraklarna dnd.

279 NC KISIM ..., 23Nisan JDUGN Hdrellez. Evde yalnzm. Hatta, sadece evde deil, kasabada da hemen hemen yleyim. Evler bo, arlar kapal. Btn kasaba halk, erkenden yemek sepetleryle St-lk'te ku Ke banda her zaman ktrm bir dilenci oturur. O bile elenceden geri kalmak istemedi, ya biner gibi, azametli bir eda ile bir hamaln srtna binerek kafileye kart. Mamafih, benim en ziyade houma giden kpekler oldu. Kurnaz hayvanlar, ziyafetin kok usunu almlar, bohalar, sepetler, ihramlarla yola kan her kafilenin arkasnda birka da lardan taklm. Munise'yi komulardan alay imam Hafz Kurban Efen-di'nin karsyla beraber gnderdim. O, b nsiz gitmemek iin bir hayli szland, fakat bama bir atk attm: "Biraz hastaym, al adan gelirim," dedim. Onlar, hastaym diye aldattm ama bugn, bilakis ok iyiyim ve ok neeliyim. Gitmek istem min sebebine gelince, ben, artk byle kalabalk elence yerlerinden holanmyorum. Evde yalnz kalr kalmaz, bamdan atky attm. Yava sesle trkler syleyerek, slk a n iini grdm. Mektepte gnlerce erkek gibi altktan sonra ara sra ev hanml etmek iyor ki... Bu iler bitince sra kularma geldi. Maskaralarn kafeslerini temizledim, sularn tazele , sonra gne alsnlar diye baheye kardm. imdi tam yarm dzine kuumuz var Buraya gel m'u, Hac Kalfa'nn oluna brakmak mecburiyetinde kalmtk. Munise, ok zlm, alamt 280 Reat Nuri Gntekin

zm ilenmesin diye ona bu kular aldm Sonradan, bana da bir merak geldi. Fakat, komunun sar kedisinden bu hayvancklara hi rahat yok. Ne vakit kafesleri baheye karsam, gelip arlarna oturuyor. Grnte sakin, halim bir kedi. Yeil gzlerini aralk ederek adeta ra bakyor, hele ara sra enesini titreterek hafif hafif sesler karmas var ki, onlarla onuuyor zannedersiniz. Bugn: "Bakalm ne yapacak?" diye kulardan birini kafesten kard onun yzne doru yaklatrdm. Zalim hayvann, stnde bir rzgr esmi gibi, sar tyleri erinden kvlcmlar parlad. Yumuak penelerinin iinden trnaklarn karyor, kuun st . Zavall yavrucak, elimin iinde kanatlarn, boynunu ksarak yle bir titriyordu ki... tek limle kediyi bandan tuttum: - Bu hain yeil gzlerdeki tatlla bakan, seni gkyzndeki melekleri dnyor sanr, de nin derdin, bu biareyi paralamak deil mi? Bak, ben imdi senden ne gzel bir intikam al acam. teki elimi atm. Zavall ku birdenbire sendeledi, azat olunduuna inanamyor gibi durdu. nra, ince bir feryat kopararak umaya balad. Kedinin hayran bir yeis ile kuu takip ed

en yeil gzlerini yzme yaklatrarak kahkahalarla glyor: - Nasl, kuu paralandn m, sar zalim7 diye eleniyordum, iimde derin bir sevin vard. sar kediden deil, zavall kk kulara musallat olan btn sar mahluklardan alm gi Neemi yalnz teki kularn ikyeti krd. Bu, hakikaten bir ikyet miydi, bilmiyorum, f le geldi ki, zavalllar: "Niin bizi arkadamz gibi mesut etmiyorsun?" diyorlar. Gnlmn ima itaat etmek lzm gelen hrn, sert emirlerinden biriyle kafese doru yryordum. Hepsini birden azat edecektim. Fakat, birdenbire Munise aklma geldi. Yanam kafeslerd en birinin teline dayadm:

ALIKUU 281 - Sizi brakaym, gzel, fakat sonra Munise'ye, teki sar musibete ne cevap vereceiz? Ne apalm kkler, ne kadar urasak bu sar hainlerden kendimizi bsbtn kurtaramyoruz, de Kulardan sonra, sra kendime geldi. Ben, havay bir para gneli grdm vakit, daima so salarm ykarm. Onlarn yava yava gnete kurumas en byk zevkim-dir. Bugn, yine yle yaptm; sonra kafeslerimin karsndaki erik aacna karak slak salar sen bahar rzgrna dattm. Salarm artk uzam, hemen hemen belime inmiti. B.'de sal u arkadalarma sylemeye utanmtm. Onlar, bunu kadn iin ayp, daha dorusu bir kusur s Hac Kalfa'ya varncaya kadar, herkesten bir trl sa ilac salk almtm. Salarmn bu dn grenler, kerameti kendilerinde bildiler; Malarndaki tesire benim demet demet uzay gr salarm ahit tuttular. Erik aac kafeslerin tam karsndayd. Kular, boncuk gibi parlyor, gzlerini gnee dik en, slk alarak onlar taklit ediyor, ince bir daln stnde, salncakta gibi sallanyord aralk yanmdaki evin penceresine gzm iliti. Bir de ne greyim? Komu alay imam Hafz Efendi, ablak yznde iki cami kandili gibi parlayan yuvarlak ipil gzleriyle bana bakmy or mu?! Ne olduumu anlatamam. Klm, kyafetim bir eye benzese neyse. Fakat ayaklarm kamda ak bir beyaz gmlek, ilk hareketim, arkama dklen ar sa kmesine sarnarak onu gsme datmak oldu. Sonra kendimi bir yk gibi aatan aa attm. Bereket versin, dal ulama: "Aman, eyvah!" 282 Reat Nuri Gntekin

diye bir ses geldi. Den, biraz da can yanan bendim. Fakat, baran komum Hafz Kurban E di'ydi. ismini glmeden syleyemediim bu Hafz Kurban Efendi, elli yalarnda bir alay imamdr. in olduunu syle-yorlar. Kars pek taze, otuz yana bile gelmemi, gzel, kara gzl, fi bir erkez kz. Aramz pek iyidir. Bugn Muni-se'yi gezmeye gtren de odur. ocuu olmad aramaz o da, kendi kz gibi seviyor. Fakat, bugnk vaka neemi kard. Alay imamndan im bilir, ne kadar ayplamtr? imdi bu satrlar yazarken utancmdan yzm ate basyor sediyorum. Of, Yarabbi! Mektep hocas da oldum, hl delilii brakamyorum. Tevekkeli B.'d ki Mdr Recef Efendi bana: "Allah geinden versin, han lp de mezara girsen, talkn vere mam gldreceksin!" demezdi. Bugnk programmn leden sonraki ksm, geldim geleli antamda duran defterime son alt rn yazmakt. Boaz ile beraber sahildeki istihkmlarn bir ksmn gren penceremin nne u eve zaten yalnz bu pencereyi sevdiim iin geldim. Yoksa tamah edilecek hibir eyi yok . B.'den kamak iin ilk teklif ettikleri yeri kabul etmi, ne buray sevip sevmeyeceimi d de aylmn azlna ehemmiyet vermitim. Fakat, talihime gayet iyi bir yer kt. Sakin, irin bir asker memleketi. Yerli olsun, yabanc olsun, kimin babasn, kardeini, olunu, kocasn sorarsanz mutlaka askerdi; ya z ya nefer... Hocalarnn bile bir ksm tabur imam, alay mfts, filan gibi askerlikte bir olan insanlar. Komum Kurban Efen-di'nin, saryla beraber ara sra niforma giydii, kl oluyor. .'nn kadnlar pek houma gidiyor. Vefakr, alkan, hayatlarndan memnun, munis ve sade almak gibi elenceyi de ok seviyorlar. Hafta gemez ki bir dn olma-

ALIKUU 283 sn. Bir dn, trl trl isimde kna geceleriyle tam bir hafta sryor. Demek ki onlar h

ce eleniyorlar. Evvela, buna nasl para dayandryorlar, diye ayordum. Fakat sonradan srrn anladm. Mesela, bir kadn, ar gelinlik elbisesini on sene, yirmi sene, her dne giyiyor, onu yi e, tertemiz, kendi kzna giydiriyor. Elenceleri ok sade. alglar, armonika alan bir i r ermeni kadn ki, kk bir kurna paras, birka para ile memnun oluyor. Evet, sade elenceler. Fakat deil mi ki memnun oluyorlar, pekl Keke ben de onlarn iin dosaydm, keke ben de bir gn parmaklarmda, avularmn iinde hurma gibi knalarla... H baka bahse geelim. Komularm, beni birdenbire sevdiler. Yalnz, aralarna karmadma, bu elencelerden zev rlyor-lard. Kibirli sanmasnlar diye onlara kul, kle oldum, mektepteki kzlar gibi ken erinden de elimden gelen nezaketi, yardm esirgemedim Burada en sevdiim bir yer de: "Stlk" dedikleri dere kenar. Kalabalk gnlerde pek ces edemiyorum Fakat baz tenha akamstleri, mektepten dnerken Munise ile oraya uruyoruz. S adeta bir st ve nar orman. Kim bilir, ka yz senelik? narlarn aa ksmlarnda gvdeleriyle tepelerindeki dallar ve yapraklan kalm Akam glgesinin kmeye balad s n, oraya giderse, ucu buca bulunmaz bir viran kubbenin altna girmi gibi oluyor. Yand an vuran son gne klar bu yksek, harap nar gvdelerim gz alabildiine uzanp giden etiyor. Derenin br kysnda etraflar itlerle evrilmi, sra sra baheler, o baheler re boulmu incecik yollar var. Kardan bu yollara bakarken bana yle geliyor ki, onlar i nsan, bildiimiz dnyadan baka yerlere gtrecek, en umulmaz emellere kavuturacak. 284 Reat Nuri Gntekin

Memleketin zenginleri, Hastalar Tepesi isminde bir yerde oturuyorlar, ismi fena ama kendi en en, en mesut insanlarn yeri. Geldiim vakit, bana orada gzel bir ev gster milerdi. Fakat cesaret edememitim. imdi B.'deki kadar zengin deildim. Daha fakirane yaamaya, daha kk bir evde oturmaya mecburum. Mamafih, imdiki evim de pek fena yerde d eil. Meydanl, kahvesi, dkknlaryla kasabann pek ilek bir yerinde. Mesela sabahleyin en btn ... halk nmzden geti. imdi, vakit daha erken olmakla beraber, dn balad n bir zabit kafilesi dnyordu. Acele acele kardan gelen bir mlazmle konumak iin durd Mlazm: - Niin byle erken dnyorsun? Ben daha yeni gidiyorum. imdi nbetten ktm, dedi. Ceketinin n daima ak duran iman, yal bir kolaas -ki her zaman tesadf ederim- cev - Dn, zahmet etme. Stlk'n tad yok bugn. O kadar batandk. Glbeeker yok! Bu ehrin askerleri galiba glbeekeri ok seviyorlar. ocuunun, bynn aznda bir gl Anlalan bu, bir nevi gl tatls olacak. Fakat Hdrellez gn mesirede glbeeker aramak amad iin meyus olmak, pek ocuklara yakr bir ey! Evet, bu glbeeker sz ocuk, byk btn erkeklerin aznda, ka defa sokakta kulamla Mesela, bir akamst mektepten dnyordum. nmde fakir kyafetli birka gen gidiyordu. B birine bilmem ne ikram etmek istediler. O, reddeddiyor: - Vallahi olmaz, imdi yemek yedim. Yeim deil, ne olsa yiyemem, diyordu. Bir bakas:

ALIKUU 285 - Bir ey yiyemez misin? Glbeeker de olsa yemez misin? diye onu omuzundan sarst. Delikanl, hemen yumuad, srta snta: - Bak, ona szm yok, diye cevap verdi. Bazen kahvenin nnde oturan erkekler mahalleye su tamakla geinen fakir, tuhaf tuhaf ko nuan, neeli bir ocukla akalayorlar: - E, Sleyman syle bakalm, ne vakit senin dn yapyoruz? - Ne vakit isterseniz, ben alesta hazrm. - Sleyman, sen bu fukaralkla nasl geinisin? - Kuru ekmeimi glbeekere srer yerim. Allah'tan belam m isteyeceim? Bu akay hemen her gn tekrar ediyorlar. Fakat, en tuhaf, bizim komu Hafz Kurban Efendi gn evvel kapnn nnde Munise'yi yakalad. Kzcazn zorla yanaklarndan perek: - Oh, mis gibi glbeeker kokuyor, dedi. Sokakta Sgtlk'ten dnen kafileler oalmaya balyor, ince bir kahkaha. Munise'nin sesi. se geliyor. Yaramaz kz drt saatte drt ay grmemi gibi greceim geldi.

23 Nisan (iki saat sonra) Glbeekerin ne olduunu rendim. Munise, Stlk'te tesadf ettii birka muallimeye ben mu sylemi, merak etmiler, dnte kapdan urayarak hatrm sormak istemiler. Birka dakika ieri girmeleri iin srar ettim. Bunlardan birine aka olsun diye: "Bari gl eeker bulabildiniz mi? Sokaktan geen zabitler bulamadklarndan ikyet ediyorlard!" Arkadam glerek cevap verdi: 286 Reat Nuri Gntekin

- Pekl biliyorsunuz ki, biz de ondan mahrum kaldk!... - Niin? - nk gelmediniz! akn akn yzne baktm, glmeye alarak: - Ne mnasebet! dedim. Mualimler, hep glyorlard. Arkadam, pheli bir bakla: - Sahi bilmiyor musun? dedi - Vallahi bilmiyorum. - Zavall Ferideceim, sen ne kadar safsn! Glbeeker, ... erkeklerinin, bu gzel rengin sana koyduklar isim. Ben, aknlktan kekeleyerek: - Nasl, ben mi? Demek glbeeker dedikleri, o sokak delikanllarnn ekmeklerine srp yem bahsettikleri... Eyvahlar olsun! Utancmdan iki elimi yzme kapadm. Demek ben byle koc aman bir kasabann diline dmtm, ne ayp, Yarabbi! Arkadam, zorla yzm at, yar aka, yar sahi: - Bundan ikyet edilecek ne var? Bir kasabann erkeklerini megul ediyorsunuz, bu saade t hangi kadna myesser oldu? dedi. Bu erkekler, sahi ok fena muhluklar. Bana burada da rahat vermiyorlar. Yarabbi, a rtk nasl insan iine kacam, komularmn yzne nasl bakacam7 .,., l Mays Deminden beri yukarda talebelerimin vazifelerini tashih ediyordum. Kap alnd, Munise a n: - Abacm, misafir geldi, diye seslendi. Talkta siyah arafl bir hanm geziniyor; yz kapal olduu iin tanmadm, tereddtle:

ALIKUU 287 - Kimsiniz efendim? diye sordum. Birdenbire ince bir kahkaha koptu; hanm, kedi gibi boynuma srad. Meerse Munise imi. Y ramaz kz, beni belimden tutarak taln iinde dndryor, kk buselerle yanaklarm, b na, birdenbire yetimi bir gen kz hali vermiti. Km, bu iki senenin iinde hayli se n bana yaklaan ince boyu, gnden gne iek gibi alan gzelliiyle nazl, nazik bir k at insan, daima gznn nnde duran eylerdeki deiiklii fark edemiyor. Onu bu halde grdm vakit hesapa sevinmem lzm gelirdi. Halbuki bilakis mahzun odum. Bu Munise fark etti: - Abacm, ne oldu? aka yaptm. Seni sakn darltmayaym? dedi. Zavall ocuun, bir kabahat yapm gibi dargn dargn yzne bakyordum: - Munise, dedim. Seni bsbtn alkoymak mmkn deil. nk gryorum ki, durmayacaksn. n tellerini bana takarken iin titriyor. Anlyorum kzm, durmayacaksn, mutlaka gelin ol isteyeceksin, beni yalnz brakacaksn. Bu yalnzln acs imdiden iime km gibi gzlerim doluyordu. Munise'nin bir kelime i etmesi iin halimle, baklarmla adeta yalvaryordum. Fakat hain kz, dudaklarn bkt. - Ne yapalm abacm, det byle, dedi. - Demek, bir yabancnn kars olmak iin beni brakacaksn? Munise cevap vermedi, sadece gld. Fakat ne gl! Zalim, imdiden onu benden ziyade seviy rdu. Bu sefer ben, biraz evvelki szlerimin aksini sylemeye baladm. - Gelin olsan bile harhalde yirmi yana kadar vakit var. 288 Reat Nuri Guntekin

- Yirmi ya ok deil mi abacm. - O halde on dokuz, haydi nihayet on sekiz. Cevap vermiyorsun ama, glyorsun. "Ben biliyorum" demek ister gibi sinsi sinsi glyorsun. Vallahi, on sekizden aa olmaz. Afacan glyor, pazarlmla eleniyordu. Utanmasam hngr hngr alayacaktm. Sar insanl oluyor, hepsi insan baka trl zyor. , 10 Mays Mektep talebeleri iinde on iki, on yalarnda bir zengin paa kz var. Bym de k bcr, azametli bir kz. Nadide Hanmefendi, -elenmek iin hanmefendi diyorum, mektepte imdiden onu yle aryo talar Te-pesi'nin en gzel konanda oturur, her gn paa babasnn landosu ve ko boynuzu palabykl emir avuuyla mektebe gelir gider. yle sanyorum ki, bu kkhanm, bir ey renmekten ziyade fakir arkadalarna, hatta hoc satmak iin mektebe geliyor. ocuklar, onun halayklar vaziyetindedir Hocalar, onun bi n trl kahrn, nazn ekmeyi vazife biliyorlar. Ara sra byk hanmefendi, kznn mual vet eder, ziyafet verirmi. Zavall arkadalarm, orada grdkleri debdebe ve saltanat, ye leri yemekleri, hanmefendilerin tuvaletlerini syleye syleye bitiremezler. Arkadalarmn bu hali beni hem gldrr, hem irendirir Bu Abdrrahim Paa'la-rn ne ruhta insanlar oldu nladm. Debdebeleri, saltanat-laryla birtakm grgsz, ehemmiyetsiz insanlarn gzn kam evk alan, kaba birtakm "Ne oldum" delileri. Arkadalarm birka defa beni de gtrmek istediler, bir hakarete uram gibi kzardm, is omuzlarm silktim.

ALIKUU 289 Fakat ocuklarn potinlerini balamak, amurlarn temizlemekten ekinmediim halde bu azam kkhanm efendiye hi yz vermiyorum. Hatta, derste hrpaladm da oluyor. Fakat aksili her hocadan ziyade bana musallat. Hi peimden ayrlmyor. Bu sabah, leye doru kapmda bir araba durdu. Bir de ne bakaym. Abdrrahim Paa'nn land eil mi? Palabykl emir avuunun araba kapsn atn, talebem Nadide Ha-nm'n etraf r arasnda bir prenses azametiyle evime geldiini grdm. Btn mahalle, hayret iindeydi. lerdeki kafeslerin arkas kadn balaryla doluydu. Nadide Hanm, byk ablasnn bir tezkeresini getiriyordu. Maksad derhal anladm. Akllar sra servetleriyle, deb-debeleriyle teki hocalar gibi ben m de gzlerimi kamatracaklar, ilk fikrim; bir iki souk teekkr kelimesiyle kkha-nm doyu geri gndermek oldu. Fakat, kalbimde birden bire arzu uyand: Bu sonradan grme n e oldum delilerine gzel bir ders vermek... istanbul'da, bu paalarn ok daha yksek numunelerini grmtm. Hatta, byleleriyle biraz Yzlerinden yalanc maskeleri syrmak, azametli gsteriler altnda gizlenen irkinlikler ikleri meydana karmak; ahku-u'nun en byk elencesiydi Ne bileyim ben, byle dodum. P bir kz deilim, kkleri, ehemmiyetsizleri ok seviyorum. Fakat servetleri yahut yapmac ibarlklaryla vnenlere kar daima zalimim. lk sene hanm hanmck oturduktan sonra bugn bir para afacanlk etmek benim hakkmd. nadma, sade fakat ok k giyindim. Allah'tan, bir kat lacivert elbisem vard. Amcam Pari 'ten gndermiti. Nadide Hanmefendi'yi, aa odada biraz fazla bekletmekten ekinmedim. B.'de iken pek bee diim iin bir Avrupa alkuu - f 19 290 Reat Nuri Gntekin

mecmuasndan kesip sakladm bir ba modelini aynann kenarna ilitirdim, btn kuvvetimi imi sarf ederek onu taklit ettim. Bu ba, fazla fantezisi ve vij idi. Fakat neme-lzm? Ben bugn, bir aktris gibi bu kibar "Kenar dilberleri" stnde yapacam tesire bakarm. Aadaki kkhanm, sadece kendimi sslemek iin yalnz brakmadm. Biraz da bu fakir e glmseyen gen kz seyretmek iin beklettim. Bir yabancy seyreder gibi, ona utana utan ordum. Mademki defterimi benden baka kimse okumayacak. Niin hepsini itiraf etmemel i? Onu gzel, hem de dikkat ettike saran bir biimde gzel buluyordum. Gzlerim, istanbul 'da tandm en, kaygsz ahku'nun berrak aydnlk paras iinde titreyen birka yld

i deildi. Onlarda, karanlklara baka baka gemi birok yalnz gecelerinden kalma siyah bi ac, yorgun bir tahayyl, uykuya ve daha baka eylere doymam gzlerin, szgn mahmurlu gzler, glmsemeseler, canl bir strap gibi byk ve derin grnecekler. Fakat, glmeye her ey deiiyor. O vakit klyorlar, ziyalar ilerine smyor, kk prltlarla yana Bu yzde ne gzel, ne ince izgiler vard. nsana alamak arzusu verecek kadar gzel eyler Kusurlarnda bile imdi bir sevimlilik gryordum Tekirda'daki enitem derdi ki: "Fende, s nin kalarn lakrdlarna benziyor, gzel gzel, ince ince balyor, fakat sonra yolunu sa nun dedii gibi gzel, ince ince baladktan sonra, yolunu saptan bu kalarn, akaklara d gzel bir dal vard ki. Sonra, bir para ksa olduu iin daima glen, daima st dilerimi bir para ak brakan d bu dudak, B.'deki Hoca Efendi'nin dedii gibi- beni mezarma bile glmseye glmseye gtr 291 ALIKUU

Kkhanmm aada, mahsus potinlerini vurarak gezindiini iitiyor, fakat bir trl aynad ayrla-myordum. Bana, B.'de Ipekbcei, .'de Glbeeker dedikleri zaman ne kadar zlm, titizlenmitim. a grdm gen kza, bu seher aydnl gibi berrak, kralarla slanm nisan glleri gi mleri vermekten ekinmi-yordum. Bir aralk grnmekten korkuyor gibi etrafma baktm, sonra kendi kendimi, gzlerimi, yanaklarm, enemi pmek iin aynaya uzandm. Yreim ku gibi arm slak bir lezzetle titriyordu. Fakat, yazk ki bu aynalar da erkek icad, insan ne yapsa, mesela salarn, gzlerini pem r. Ne yapsa, ne kadar u-rasa kendini yalnz, mnhasran dudaklarndan, azndan... Neler sylyorum?.. Sor Aleksi: "Papaz elbisesi adamn ruhunu da papaz eder!" derdi. K oket ba da adam koket mi yapyor, nedir? Bir mektep hocas iin ne manasz, ne ayp lak nlar. Hanmlar, salonlarnn iinde, bana kar acemi aktrisler gibi tuhaf tuhaf pozlar alm g gldm: "Grrsnz, biraz sabredin!" dedim ki sene uslu uslu oturduktan sonra, biraz afacanlk etmek bugn benim hakkmd. Onlar, bakalar gibi hanmefendiyi, kkhanmefendile-r eteklemediimi, gayet sade ve se ir selamla iktifa et-im grnce hayret ettiler. Birbirlerine bakyorlard. Mrebbi-ye ol tahmin ettiim adi Beyolu kokonas, altn gzln tutarak, beni batan aa szd. Tavrlarmda, hareketlerimde yle tabii bir akclk, szlerimde yle ftursuz bir emniyet salonun ii gizli bir 292 Reat Nuri Gntekin

frtnaya uram gibi altst oluyordu. Bu salon, kibarlk ve zevkten ziyade parann bin t eya ile doldurulduu bir nevi manifaturac camekm idi. Hanmcklar, senelerden beri birer manken llyle bu salonda oturuyorlar, .'nin zavall grgsz kadnlarn hayretlere d rd. Serbest ve afacan cretimle yava yava bu salona sahip oluyor, kendilerini acemi, bec eriksiz bir misafir mevkiinde brakyordum. Bu kaba ve gln komedyay oynarken tabiilikte kmamaya, oyunumu belli etmemeye gayret ettim. Her ne gsterdiler, ne sylediler, ne y aptlarsa beenmediimi hissettirdim. Hem de onlara, zavalllklarn, grgszlklerini de ac ac duyurmak artyla. Mesela, paann byk kz, bana tablolar gsteriyordu; ben, bu olduunu nazik ve st rtl kelimelerle syledikten sonra, bir kede bir minyatr buluy da yegne bir sanat eseri olan bu gzel eyin niin buraya atldn soruyordum. Hlasa, h belerine hayret etmedim. Her eylerini tenkit ettim. Hele yemekte onlara o kadar g izli eziyetler ettim ki... Bu mkemmel, zengin sofrasnda, kim bilir, ka kiinin lokmas boaznda kalmt? Kim blir.ka misafir, atal bak kullanmasn beceremedikleri iin gi m, ka biare, nasl alnacan nasl yeneceim bilmedii bir yemei reddetmek mecburiye ep onlarn intikamn aldm. yle becerikli, ahenkli hareketim vard ki, hanmlar gz ucuyl yran hayran bakmaktan kendilerini alamyorlard. Ben de ara sra onlara bakyordum. Faka t nazarlarm, onlarn elindeki atal titretiyor, boazlarn tkyor, su imelerini art , cahil kadnlara kendisini adam diye satan, gln Franszcasyla vnen Beyolu kokanasn diini piman ettim.

O bir mrebbiye, ben bir mektep hocas olduum iin kendisini benimle kap yolda farz edi du. Benimle gizli bir

ALIKUU 293 mcadeleye girimeyi, bir meslek mecburiyeti bildi. Fakat, bu maskaray yle bozdum ki.. . Trke derdini anlatmaktan aciz kalyor, "Trke iyi anlatamyorum" diye kurtulmak istiyo du. Ben, o vakit, Franszca sylemeye balyor; bu defa Franszca-syla eleniyordum. Hlas hemmiyetsiz, iptidaiye hocas kaybolmu: "Dam do Siyon"un en zarif lakrdc muallimlerini alamakl eden zalim alkuu, btn haarl, alaycl ile yeniden domutu. Yksek meclislere ait bir kabul etiketini mnakaa ederken sz bulmakta aciz kald: "Mamaf ih, ben birok yksek meclislere girdim, ktm, gzmle grdm!" diye beni mat etmek isted kit, marur bir istihfafla yzne baktm, glmseyerek: - Evet, ama, yalnz girip kmak kfi deil, insann o muhitte kendi tabii hayatn yaamas im. Bu pek terbiyeli olmadn itiraf ettiim hcumum zerine kadncaz hafakanlar bouyordu zadelerden biri, ders saati geldiini bahene ederek alelacele yanmzdan kt. Hanmlar, kuzu gibi olmulard. Bu irkin ss ve gurur maskelerini attktan sonra ruhlarn hresini gsterdiler. Hakikaten fena insanlar deildiler. O vakit, ben de yava yava hal imi bilen, ehemmiyetsizliini takdir eden mazlum, sakin, iptidaiye muallimesi mevk iine indim. Hanmefendi ve kkhanmlar sk sk gelmemi samimiyetle rica ediyorlard. "Ara sra taciz fakat her zaman nasl olur, ne sylerler? Sk sk geldiimi grrlerse mutlaka sizden bir eklediim fikrine derler" dedim. Hanmefendi, kim olduumu merak ediyor, mutlaka beni syletmek istiyordu. - iyice bir ailenin fakir dm bir kz, dedim. - Hanm kzm, siz bu gzelliinizle, bu meziyetinizle pek iyi bir yere gelin olabilirdini z. 294 Reat Nuri Gntekin

- Belki, hanmefendi, beni de isteyecek zararsz bir adam olabilirdi. Fakat, ben ken di alnmn teriyle kendimi ge-indirmeyi daha iyi buldum. almak ayp deil, dedim. - Sizi iyice bir ailenin iyice bir ocuu iin isteseler ne dersiniz? - Tabii, kazandm bu eref iin teekkr ederim, fakat zannederim ki kabul etmem. Asl maksatlarn biraz sonra anladm. Meer bugn sadece azamet satmak, saltanatlaryla g mi kamatrmak iin, bu konaa arlmamm! Paa'nn byk kz bana baheyi gstermek istemiti. Baheleri de, tpk salonlarna benzi t iek, ot, fidan saks ile szm ona yabana sslenmi, daha dorusu denmi, tefri edil de dolarken, er beer senelik sekiz on bodur amdan ibaret yapma bir orman-ckta... Fakat bunu anlatabilmek iin on iki gn evvelki bir vakaya dnmeye mecburum. Mektebimizin teneffs bahesine bitiik koca bir ba var. ocuklar, aradaki it duvar skt iin iki bahe hemen hemen bir gibi. Bir zamandan beri o bada , drt fakir ii, balar dillerle apa apalyorlard. Teneffs saatlerinde yanlarna gidiyor, biarelerin kan ter i altklarn seyrediyordum. O bahsettiim gn, bunlarn arasnda gen bir ameleye dikkat da onlar gibi giyinmiti, fakat simasnda, halinde bir bakalk fark ediliyordu. Mesela; yznn esmer cildinde renkli bir effaflk, gzlerinde baka bir parlt vard. Hele elle lleri kadar nazik ve kkt. teki iiler gibi yal bal olmad iin yanna yalaamnma gelmeye cesaret etti. Scaktan ok susadn, mektep ocuklarndan birinden kendisi i tememi syledi. Horozdan kaan insanlardan dnyada holanmam. Onun

ALIKUU _____ 295 iin ekinmedim. Hatta bir mektep hocas olduumu dnerek: "Peki olum, biraz bekle, syl " dedim. Kendi kendime: "Bu, mutlaka sonradan dm bir asilzade filan olacak!" diye dndm. Bu i utanga hem cesurdu. Konuurken kelimelerini aracak kadar sklyordu. Fakat bir tarafta mtemadiyen sualler, hem de mnasebetsiz sualler soruyordu: Buraya yeni gelmi, ucuzluk var mym, k nasl olurmu, armudu, elmas bol muymu? O, suyu ierken ben, glmsyor: "Anlalan biarenin aklnda bir noksan var!" diyordum. Pa

hesindeki am orman taklidinde, maskara edilni bir biare aalar iinde grdm eyin ehayyir etiini anlatmak iin bu kadar tafsilat kfi. Evet, bu aalar iinde yine o fakir ii ile kar karya geliyordum. Fakat bu sefer bsb kyafetle. O, bandaki alabros salara varncaya kadar klc, dmeleri, nianlan, yakas sl her eyi prl prl parlayan bir erknharp yzbas idi. Fotoraf ektirir gibi, ik k, vcudu dik, parmaklar birbirine yapm duruyordu, ince byklarnn altnda, yar a ileri, cretkr gzleri parlyordu. Hlasa, yle bir duru, yle bir kyafet ki, insan bey nleriyle klcn ekerek: "Hazr ol!" kumandasn vermesini bekliyor. Mamafih, bir saniyede anladm ki, zabite "hazr ol" kumandasn bakalar vermi. Nerime Hanm, (Paann byk kz): - A! ihsan, sen burada miydin? Nereden ktn ayol? diye hayret etti. Fakat biare kadncaz, roln o kadar acemice oynuyor ki: "A! ihsan, sen nereden ktn?" ayret ederken sesine: "Vah vah! Yalan sylediimiz ne kadar da belli oluyor!" der gi bi bir ahenk geliyor. 296 Reat Nuri Gntekin

Evet, bu gln "operakomik" dekoru iinde gln bir komedya oynayacaktk, niin? Bunu dah anlayacam. imdilik hibir ey sezdirmemek, sakin ve cesur olmak lzm. Herhalde, bu paalar, srpriz yapmasn ok seven insanlar. Fakat benim de, bugn inatl yaparlarsa yapsnlar, arm grnmeyeceim. Galiba, benim utanmam, kanmam bekliyorla mu bozmadm. Nerime Hanm dedi ki: - Feride Hanmefendi, siz de bizim gibi istanbullusunuz. Amcazade ve st kardeim Ihsa n' size takdim etmemde bir mahzur grmezsiniz, deil mi? Ben, hi ftursuz: - Bilkis, ok memnun olurum efendim, dedim. Sonra, onun sz sylemesine meydan vermeden kendimi takdim ettim: - Feride Nizamettin. Maarif ordusunun kk zabitlerinden... Gen zabit, o gzel ve cretkr sknunu muhafaza edemedi. Hakk da yok mu ya? Kk iptida birka gn evvel amele kyafetinde grd bir ahs, bugn gne gibi parlak, peri masal gzel ve muhteem grr de heyecanndan baylmaz; bu, akla sar ey mi? Evet, bilkis, o ard. Bize mektepte, ehemmiyetli bir eymi gibi senelerce zene bezene m ettikleri o mahut; "Selam merasimi"ni pek iyi bilmiyordu. Galiba, bir asker te mennas iin kaldrd elini yar yolda tekrar indirdi, elimi tutmay tercih etti. Fakat, fa da elimdeki eldiveni grd. Bu biare eldivenden, birdenbire ate alm gibi yle bir de e elini ekmesi vard ki... , be dakika kadar hi ftursuz konutum. Gz gze geldike zavall delikanl, besbelli a yle benden su istediini hatrlyor, muhcubane gzlerini indiriyordu. Fakat ben, hi oral lmuyor, onu ilk defa grm gibi konuuyordum.

ALIKUU 297 Biraz sonra Nerime Hanm'la ieri giriyoduk. Kadncaz, tereddtle bana bakt ve dedi ki: - Feride Hanm, tabii Ihsan' tandnz. Mektepteki vakay, demek o da biliyordu. Sadece: - Evet, dedim. - Belki aklnza bir ey gelir. Size iin dorusunu syleyeyim efendim, ihsan, arkadalary hse girmi. Genlik bu ya efedim, olur eyler. Hayretle dudaklarm bkmekten kendimi alamadm: - Ne mnasebet efendim? Nerime Hanm, kzaryor, mahcubiyetini saklamak iin glyordu: - Efendim, zabitlerden bazlar size mektepten gelirken tesadf etmiler, pek gzel olduun zu sylemiler. Biz istanbulluyuz, tabii burallar gibi bunu bir hakaret saymayz deil mi , gzelim? ihsan, bahse girmi: "Mutlaka bir aresini bulur, bu Muallime Hanm'la grrm O gn, enmeden amelelerden birinin elbisesini giyinmi, bahsi kazanm. Tuhaf deil mi? Ben, cevap vermedim. Zavall Nerime Hanm, szlerinin yapt souk tesiri pek iyi anlyord Bugnk garip komedyann son perdesini tekrar yukar salonda oynadk, ihsan Bey'le grt bizden ok evvel yukar gelmiti. Btn simalar bunu gsteriyordu. Byk Hanmefendi'nin gizli bir iareti zerine solandaki-ler dar ktlar. Yalnz Nerim Hanmefendi biraz tereddtten sonra sze balad:

- Ihsan' nasl buldunuz, hanm kzm? Ben, yine gayet sade: - ok iyi bir gen grnyor, hanmefendi. O: - Yz de gzeldir, tahsili de iyidir: Terfian Beyrut'a tayin edildi. 298 Reat Nuri Gntekin

- Ne kadar iyi! Hakikaten gzel, sevimli bir gen. Malumat da, dediiniz gibi mkemmel gr r. Ana kz, birbirinin yzne baktlar. Bu szlerime hem hayret ediyorlar, hem memnun oluyorl ard. - Allah senden raz olsun, kzm! iimizi kolaylatrdn dedi. Ben Ihsan'n stannesiyim, e bi elimde byttm. Feride Hanm kzm, gen kzlarla dorudan doruya konumak olmaz ama, akll uslusunuz. Sizi Allah'n emriyle hsan'a istiyorum. Sizi pek beenmi. Mademki siz e onu beendiniz inallah mesut olursunuz. Bir ay izin alrz, dnnz burada yaparz, o a beraber Beyrut'a gidersiniz. iin buraya geleceini daha evvelden hissetmitim. Hakikaten glnecek bir vakayd. Fakat, ilmem neden, yabanc memlekette kocaya istenilmek bana bu dakikada garip bir mahzu nluk veriyordu. Mamafih, neem gibi hznmden de renk vermedim: - Hanmefendi, bu cariyeniz iin byk eref. Size de, ihsan Bey'e de btn kalbimle teekk im. Fakat mmkn deil, dedim. Byk Hanm, birdenbire ard: - Niin kzm? Biraz evvel onu beendiinizi, gzel bulduunuzu sylediniz ya! Glerek ceva m: - Hanmefendi, yine tekrar ediyorum ki, ihsan Bey, gzel ve deerli bir gen, fakat aramz da bir izdiva ihtimalini aklmdan, yahut kalbimden geirmi olsaydm, bu meziyetlerini a n aa syleyebilir miydim efendim? Bu, bir gen kz iin biraz fazla serbestlik olmaz my Ana kz, tekrar birbirlerine baktlar, kk bir skt hkm srd. Sonra, Nerime Hanm, el - Feride Hanm! Herhalde kati cevabnz bu olmayacak, nk ihsan, ok mteessir olacak.

ALIKUU 299 - ihsan Bey, yine tekrar ediyorum, ok gzel bir gen, kimi isterse alabilir. - Evet, fakat o, sizi istiyor. Demin size arkadalaryla bir bahse tututuunu sylemek lz geldi. Hi byle ey olur mu, gzelim? Zavall ocuk, on gndr yle tela iinde ki: "lr m, mutlaka, alacam!" diyor. Nerime Hanm'n, bu bahsi uzatacan, beni kandrmak iin birok eyler syleyeceini hiss azikne, fakat gayet kati birka szle buna imkn olmadn syledim. Gitmek iin msaade Nerime Hanm, adeta mteessir olmutu. Yorgun bir tavrla annesine: - Kuzum anne, Ihsan'a syle, benim dilim varmayacak, Feride Hanm'n reddedeceini aklna bile getirmiyordu. imdi, ok mteessir olacak, dedi. Ah, bu erkekler! Hepsinde ayn gurur, ayn kendini beenmilik. Bizim de bir kalbimiz ol duunu, bizim de "mutlaka" isteyecek bir eyimiz olabileceini, bir trl akllarna getirm istemiyorlar. Paann landosu beni evime brakt vakit Munise, komudayd. Soyunmadan evvel bir kere da ndimi seyretmek istedim. Oda, iyiden iyiye kararmt. Duvara vurmu donuk bir ay na b aynada, kendimi hayal meyal seebiliyordum. Bilmem nasl bir k oyunu oldu. Lacivert ks elbisem bana beyaz gibi grnd. Uzun etekleri karanlklarda kaybolan bir beyaz ipek. Birdenbire ellerimi yzme kapadm. Bu dakikada Munise odaya girdi: - Abacm! Ondan imdat ister gibi ellerimi uzattm. "Munise" diye300 Reat Nuri Gntekin

ektim, fakat dudaklarmdan yanllkla baka bir isim, nefret ettiim byk dmanmn ism ..., 6 Mays Bu hafta benim ksmetim ald. Dnk vakann sca scana bugn bir komedyaya daha kahr , bu dnknden bin kat daha gln, bin kat daha isyan ettirici bir komedya. Vakay olduu gibi yazyorum. Sahne, bizim aa misafir odas, Hafz Kurban Efendi'nin kar snda dnlere giderken giydii gron araf, boynunda dizi dizi beibirlikleriy-le misafi

or. Mamafih, halinde bir tuhaflk var, gzleri alam gibi. Konumaya balyoruz. Ben: - Galiba teklifli bir yere misafir gideceksiniz. O: - Hayr, hemireceim, mahsus size geldim. Ben: - Ne kadar sslsnz bugn. Benim iin mi? O: - Evet, hemire sizin iin. Ben gayri ihtiyari elenerek: - O halde, bana grc geldiniz? O, saf gzlerinde saf bir hayretle: - Nereden bildiniz? Ben, birdenbire aaladm: - Nasl, siz bana grc m geliyorsunuz? - Evet, hemireceim! Ben: - Kimin iin? O, dnyann en sade bir eyinden bahseder gibi:

ALIKUU 301 - Bizim efendi iin. Bu kadar saf bir kadnn, byle hi renk vermeden aka etmesi, tabii houma gidiyor, kahkah larla glyordum. Fakat o, glmyor, bilkis gzlerinde yalar var! O: - Hemireceim, efendi size gz koymu, sizi almak iin beni boamaya kalkt. Yalvardm, ya "Ziyan yok, o hanm al, tek beni boama. Biz, gzel gzel geiniriz. Ben, sizin yemeini ririm, hizmetinizi ederim!" dedim. Kuzum kar-edeim, bana ac! - Bu Kurban Efendi sizi brakrsa, beni alabileceinden emin mi? O, isyan ettirici bir saffetle: - yle ya! Tam elli beibiryerde vermeye razym, diyor. Ben: - Zavall komum, haydi gnln rahat etsin. Dnyada, byle bir eye imkn yok. Biare kadn, dualar ediyor ve perde kapanyor. ..., 15 Mays Bu akam, mektep tatilinde Mdire Hanm, beni odasna ard, atkn bir ehreyle u szle - Feride Hanm kzm, ciddiyet ve hayretinizden memnunum. Fakat bir kusurunuz var: Ken dinizi hl istanbul'da sanyorsunuz. Gzellik baa beladr, diye mehur bir sz vardr kz gzel, hem yalnz bir taze olduunuz iin kendinizi biraz daya iyi korumanz lzm gelirdi albuki baz ihtiyatszlklarnz oldu. Tela etmeyiniz kzm. Kabahat demiyorum, sade ihtiy Mesela, bu memleket o kadar kapal bir yer deil, kadnlar epeyce ssl olarak gezebiliyo rlar. Muallimlerimiz de hakeza. Fakat, bakalar iin tabii grlen bir ey, sizde 302 Reat Nuri Gntekin

nazar dikkati celp etti. nk, kzm, genliiniz, gzelliiniz, her rast geldiiniz erke du. yle ki, kasabada gizliden gizliye bir dedikodu balad. Ben, burada, hibir ey bilme m gibi otururum ama, her eyi haber alrm. Mesela, kladaki zabitlerden, kahvedeki esnaf tan tutunuz da, idadi mektebindeki byk talebelere varncaya kadar sizi uzaktan tanmay an, sizden bahsetmeyen yokmu. Bunlardan ne hakla ve niin size bahsettiim meselesine gelince, buna da iki sebep v ar kzm. Birisi tecrbesiz, fakat cidden iyi bir ocuksunuz. Biz, artk insan sarraf oldu , onun iin size bir analk, ablalk vazifesi yapmak istedim. Sonra, mektebin menfaati meselesi var, kzm. yle deil mi? Mdire, yzme bakmadan tereddtle devam ediyordu: - Mektep, cami gibi mukaddes bir yerd ir. Onu dedikodudan, iftiradan, daha sair lekelerden korumak bizim iin en byk vazif edir. yle deil mi? Halbuki bu mnasebetsiz dedikodular mektebe de, maateessf, sz getir meye balad. Akam st kzlarn, kardelerini almak iin, mektep kapsna gelen peder ve ne kadar ok olduuna dikkat ediyor musunuz? Siz, belki farknda deilsiniz. Fakat ben biliyorum. Onlar, ocuklarndan ziyade sizi grebilmek iin geliyorlar. Bir gn, fakir tal ebelerimizden birinin salarn rmsnz, ucuna bir de kurdele paraas takmsnz. Bilm , apkn bir mlazm, sokakta ocua para vererek kurdeleyi, elinden alm. imdi ara sra kyor: "Bana artk paalar paas demelisiniz, deil mi Glbeeker'den nian aldm!" diye a ndiriyor mu. Dn, kapc Mehmet Aa, tuhaf bir haber verdi: Evvelki gece, meyhaneden dnen sarholar, me tebin kapsnda durmular, bunlardan birisi: "Ben duvardaki siyah taa Glbeeker'in elini dn grdm. Allah hakk iin u Hacer-i Esvedi bir pelim!" diye nutuk vermi. Gryorsu

r ne kendiniz iin, ne mektep iin hi hoa gide-

ALIKUU 303 ek eyler deil. Halbuki bu yetmiyomu gibi, bir tedbirsizlik daha yapmsnz. Abdrahim inde Yzba ihsan Bey'le konumusunuz. Hanmefendinin teklifini kabul etmi olsaydnz, b r beis grlmeyebilirdi. Fakat, gen bir adamla grmeniz, sonra da bu kadar iyi bir ksme reddetmeniz nazar dikkati ekti: "Mademki ihsan Beyi istemedi, demek, bir bakasn seviy or, acaba kimi?" yolunda dedikodular meydan ald. Bu szleri cevap vermeden, hibir hareket yapmadan dinlemitim. Evvela, benim itiraz v e isyanmdan korkan mdi-re, imdi bilakis, sktumdan pheleniyordu. Bir para tereddtle - Bunlara ne dersiniz, Feride Hanm? diye sordu. Hafife iimi ektim, dne dne: - Szlerinizin hepsi doru Mdire Hanm, dedim. Kendim de yava yava farkna varyorum. Bu memlekete acyorum, fakat ne yapaym? Siz artk idareye yazarsnz, bir sebep gstererek be i baka bir yere gndermelerini istersiniz. Bu ite bana edeceiniz en byk insaniyet ve m et, asl sebebi sylememek... Ltfen baka bir bahane bulunuz: "idaresiz" deyiniz, "Elin den i gelmiyor, cahil" deyiniz, "asi" deyiniz, ne derseniz deyiniz, Mdire Hanm, siz e hatrm kalmaz. Yalnz: "ehirde dile dt iin istemiyorum!" demeyiniz. Mdire bir ey sylemeden dnyordu. Gzlerimin dolduunu gstermemek iin pencereye dnd uuk mavi semas iinde, ince ince tten dumanlara benzeyen kar dalar seyretmeye balad alkuu, bu dalardan, yine gurbet kokusu almaya balyordu. Gurbet kokusu! Bu kokuyu bt uyla koklamayanlar iin ne manasz bir sz! Hayalimde yollar, gittike incelip mahzunlaan , bitip tkenmez gurbet yollar uzanyor, kulamda een arabalarnn o ince yank sesli . 304 Reat Nuri Gntekin

Ne vakte kadar Yarabbi, ne vakte kadar? Niin? Hangi emele yetimek iin? ..., 5 Haziran Kularmn ahi tuttu. Tatilin bu uzun aylarnda onlar gibi mahpus kaldm. Mdire Hanm, eyl evvel baka bir yere nakletmeye imkn olmadn syledi. imdilik kendimi unutturmaya al hi sokaa kmyorum. Komularm da artk beni eskisi gibi aramyorlar, ihtimal, bu dedik an gzleri korktu. Yalnz, ara sra teyzeme benzeyen bir byk hanmla konuuyorum. Hele se le benziyor ki geen gn, utana utana ondan bir ey istedim: - Kuzum hanmcm, bana hocanm demeyin, sadece Feride deyin, olmaz m? dedim. Komum, bir para ard, fakat arzumu reddetmedi. Bana sz sylerken gzlerimi kapyorum, Kozyata'nn bahesinde -Ne mnasebetsiz szler sylyorum? Galiba bende sinir hastal b de bir kararszlk var- yine eskisi gibi glyorum, yine Munise ile hamal ocuklar gibi al alta, st ste bouuyoruz. Yine kulara slk alyorum. Fakat hznm gibi neemin de kar smyor. Buraya gelirken gece vapurda uykum kamt. Yank ses-1 li bir yolcu sularn karanlna dedir avare gnlm, [ sendedir" diye bir ark sylemiti. Bunu o gece iitmemle unutmam bir olmutu. Aylardan l sonra, bahemdeki ieklerin amaya b ad bir nisan gnnde, durup dururken yava yava bu arky sylemeye ba-1 ladm. insan bir muamma? Bir kere iitti-1 im bu arky, bestesiyle, gftesiyle nasl aklmda tutmut den sonra, i grrken, kulara su verirken, pencerem-1 den grnen deniz parasn seyrede ark, dudaklar-'

ALIKUU 305 mm ucuna geliyor. Dn akamst: "Sendedir avere gnlm sendedir" diye son msra tekrar ed hi sebepsiz alamaya baladm. Bu adi ark parasnn ne gftesinde, ne bestesinde alan yok. Dedim ya, sinir. Bir daha bu arky sylemeyeceim. C..., 20 Haziran Mektepte Nazmiye isminde bir arkadam vard. Yirmi drt yirmi be yalarnda, gzelce, en r kz; gayet tatl sz sylyor, gzel ut alyor, bunun iin kibar aileler el stnde tutu gece bir yere davet ediyorlar. Muallim arkadalar onu pek sevmezler, hakknda baz ufa k tefek dedikodular iitiyorum. ihtimal, biraz ak giyinmesini ho grmyorlar, yahut da kskanyorlar, ne bileyim?

Nazmiye'nin bir yzba nianls varm. ok iyi bir ocukmu. Fakat bu nianlnn ailesi ine rza gstermediinden, mnasebetlerini gizli tutuyorlar. Nazmiye, bunu bana, bir sr g ibi syledi, kimseye sylemememi tembih etti. Dn evde, can skntsndan bunalacam bir dakikada Nazmiye geldi: - Feride Hanm sizi almaya geldim. Bu gece Feridun'un teyzesine davetliyim. Suba'nda ki banda ziyafet veriyor. Sizi tanmad halde gzlerinizden pt. Mahsus rica etti. Nazmiye, gzlerinin sitemli bir bakyla: - Nianlmn teyzesi niin senin yabancn olsun? Hem baka bir fikrim daha var, sana nianl receim. Zannediyorum ki, zevkimi takdir edeceksin. Sen gitmezsen vallahi ben de g itmem. Ben gitmemek iin birok bahaneler gsteriyordum. alkuu - F 20 306 Reat Nuri Gntekn

Fakat hepsine cevap buldu. Zaten benim bahanelerim de ocuka eylerdi ki, yukarda da sy ledim ya, Nazmiye, ok eytan bir kz! nsann altenesinden girip, stenesinden kyor. O kadar dil dkt, o kadar yalvard ki, dayanamadm, arzusunu kabul ettim. Yalnz, bir ey dikkatimi celp etmiti. Munise'yi giydirmek isteim vakit Nazmiye, hafife kalarn atm: - K de gtrecek misin? demiti. - Tabii, Munise'yi nasl evde yalnz brakaym? Bir mani mi var? diye sordum. - Hayr, ne mani olacak? Daha iyi. Bazen onu evde brakyorsun da... - Evet, fakat imdiye kadar gece yatsna gitmedim ki. Ben, artk pek gz kapal bir kz saylmazdm. ki seneden beri darlardan ok eyler g Ne oldu, nasl bir gaflet dakikama geldi de Nazmiye'nin bu szleri beni pheye drmedi? trl bunu anlamyordum. htimal, can sknts, ak hava ihtiyac beni iyiden iyiye bunaltmt. Kk bir talika arabas bizi derenin br kysna geirdi. Baheler arasnda, yapraklarla dan birisine girerek yarm saat, eyrek uzakta bir baa gtrd. Buralar ne tenha, faka l yerlerdi. Yolda bir srye tesadf ettik. htiyar bir oban, bir bostan kuyusunun tahta tulumbasn ekerek ta bir yalakta koyunlarn suluyordu. nce boy-nuzlaryla yalan ba ini iten kei yavrular Munise ile bana Mazlum'u hatrlatt, merakmz kaldrd. Gzlerimizde yalarla arabadan atladk, bir kei yavurusu yakalayarak uzun kulaklarn, sul r damlayan ince enesini ptk. Bir aralk obandan onu satn almay dndm. Fakat neye y ki yaknda yine brakp gideceiz. Derdimiz eksik gibi niin bamza yeni bir sevda satn Gittiimiz kk; ucu buca grnmeyen bir ban orta-

ALIKUU 30? snda eski bir bina idi. Etrafn yksek ardaklarn yeillii sarmt. Feridun Bey'in teyzesi, yal, iman bir kadn. Elbisesini, ssn dorusu gzm tutmad, adna bu kadar fantezi yakmaz. Salar sarya boyal, akanda laden, yznde tekerlek a yip bir ey! Bu kadn, bizi st katta bir odaya ald, arafm kard. Sonra, fazla bir teklifsizlikle ibi yanaklarm perek: - Grtmze memnun oldum, elmas kzm. Glbeeker de ne Glbeeker! Sahiden insann yiy tututuklar kadar varm, dedi. Fena halde bozuldum. Fakat renk vermemek lzm. Ne sylediini bilmeyen baz mnasebetsizle vardr ya, onlardan olacak. Bir odada epeyce zaman beni Munise ile yalnz braktlar. Gne batmt. ard rten sk de akamn pembe yaldz yava yava snyordu. Kkle akalaarak kendimi oyalamaya al zli bir kurt dmt, iim iime smyordu. Baheden kark, kadn erkek sesleri, kahkahalar, hafif hafif lklar geliyor, bozuk bir akort edildii iitiliyordu. Pencereden bam uzatm. Sk asma yapraklar arasnda hibir ey semek mmkn deildi. Nihayet, merdivenden doru, grlt ve ayak sesleri gelmeye balad. Kap ald. Ev sahibi nde kocaman bir lamba ile ieri girdi.

- Elmas kzm, seni ihmal ettim ama, mahsus karanlkta braktm. Gne batarken bu baheler lliine doyum olmaz. htiyar kadn, lambann fitilini dzelterek, mehtap gecelerinde bu bahenin cennet gibi ol duunu anlatrken Nazmiye girdi. Kapnn dnda gzme uzun boylu iki zabit niformas 308 Reat Nuri Gntekin

iliti. Bam akt, gayri ihtiyari ekindim. Kolumla salarm kapamak istedim. Nazmiye glyor: - Cicim, sen ne kadar darlkl olmusun? Herhalde nianlmdan kaacak deilsin, ek kolun lahi! diyordu. Hakk vard, fazla kanmak iin sebep yoktu. Zabitler, biraz tereddtle odaya girmilerdi. Nazmiye onlardan birini takdim etti: - Feridun Bey, nianlm, Feride Hanm, arkadam. Talihime iki sevdiimin isimleri de birbi ine yakn dt. Kklmde bykannem acayip bir kibrit kutusu alrd. Bunlarn stnde burma bykl, a filozas gznn stne kadar inen bir panayr palikaryas resmi vard. te bu Feridun Bey kutularnn birinden frlam gibiydi. Elimi, teklifsizce sert avucunun iine ald, sallaya llaya.sarsa sarsa skarak: - Efendim, teekkr ve minnettarlmz sunarz, lemimize eref verdiniz, sa olun, dedi. rkasnda duran zabiti takdim etti. - Msaade ederseniz kulunuz da candan bir arkada, bir velinimeti takdim etsin: Binba B urhanettin Bey. Binba ama bildiiniz binbalardan deil, mehur Solakzadelerin kk mah Solakzadelerin bu kk beyi hemen krk bei akn bir zatt. Salaryla byklarnn bir k ad olduu halinden belliydi. Giyinii, duruu, sz syleyii Feridun'dan bsbtn baka id beyaz salar, arkadann bana verdii korku ile kark fena tesiri hemen hemen izale et biraz emniyet gelir gibi oldu. Burhanettin Bey, kolay ve seri sz sylyordu. Nazik bir ba iaretiyle uzaktan selam verd i, hafife eilerek: - Burhanettin bendeniz. Efendim, peder merhum emlaki iinde en ziyade bu ba severdi. "Buras uurludur, bana ne

ALIKUU 309 kadar saadet geldiyse bu badan geldi!" demeyi mutat edinmiti. Tenezzlen terif ettiini zi renince, merhumun bu szlerini tam bir keramet gibi tesdik ettim. Bu, hesapa bir kompliman olacakt. Fakat bu Burhanet-tin Bey'in ne alakas vard? Hayretle Nazmiye'nin yzne bakarak cevap bekledim. Fakat, o, bana bakmyor, gzlerini gz lerimden karmakta inat ediyordu. Bu dakikaya kadar ba sahibi sandm hanm, Munise'yi e den tutarak dar gtrmt. Yarm saatten ziyade bir zaman bu odada beraber oturduk. uradan, buradan konuuyorduk . Daha dorusu konuuyorlard. nk bende konumaya deil, sylenen szleri bile anlamaya mamt. Demir bir pene kalbimi skyor, nefesimi daraltyordu. Zihnim durmutu. Hibir e r ey duymuyor, yuvasnda tecavze uram bir hayvan yavrusunun idraksiz korkusuyla keme klyordum. Aada bir keman taksimi yaptlar, bunu bir gazel, daha sonra kalnl, inceli birok sesle syledii arklar takip etti. Bir kanepede yan yana oturan Nazmiye ile nianls, gittike daha ziyade birbirlerine so kuluyorlard. Yava yava onlara arkam evirdim. Bunlar ok adi ruhlu insanlard, iki yaba de, sinemadaki o irkin ak sahnelerinden birini oynar gibi ekinmeden, utanmadan ba baa ... Evet, bunlar ok adi ve fena insanlard. Biraz evvel iman hanm, masann stne ieler, tabaklarla dolu bir tepsi brakmt. Bur elleri cebinde, odann iinde dolayor, ara sra bize arkasn evirerek bu masann nnd . Bu gezinmelerden birinde binbann nmde durduunu, hafife eildiini grdm: - Inayeten kabul buyurmaz msnz, kkhanm? Hayretle gzlerimi kaldrdm. Elindeki kk bir kadehin 310

Reat Nuri Gntekin

iinde yakut krmz bir iki parlyordu. Bamla reddettim. Gayet yava: - istemem, dedim. O, daha ziyade eildi, scak nefesi yzme dokunarak: - Zararl bir ey deil, kkhanm. Dnyann en nazik ve masum bir likr. Deil mi, Nazmi ye, ona bayla iaret etti: - Israr etmeyiniz Burhanettin Bey, Feride, burada kendi evinde saylr. Nasl isterse y le yapsn. Burhanettin Bey, aarmaya balam salar, munis ve kibar ehresi bu dakikaya kadar bana m bir emniyet vermiti. Neydi bu bama gelen ey Yarabbi? Kendimi nasl kurtaracaktm? Odadaki klar yava yava snyor, gzlerime ken bu karanln iinde kvlcmlar uuu denizin uultusu gibi geliyordu: - Elmas kzm yemek vakti geldi, sofrada birka misafirimiz var, sizi bekliyorlar. Bu szleri o iman kadn sylemiti. Biraz kendimi toplar gibi oldum: - Teekkr ederim, rahatszm, beni burada braknz, diyebildim. Bu sefer, Nazmiye yanma yaklat: - Ferideciim, vallahi yabanc deil, Feridun'la, Burhan Bey'in iki arkada, sonra, onlar dan bazlarnn nianllar, zevceleri, yle ya zevceleri, gelmezsen ok ayp olur. Mahsus n geldiler. Bileklerimi Nazmiye'nin elinden kurtarmaya alyor, koltuun kenarlarna tutunarak keme um. Sz sylemek mmkn deildi. Dilerimi skmasam, onlarn birbirine arpacan hissediy Burhanettin Bey: - Misafirimiz ne emreder, nasl isterse yle hareket et,1111 g^^^Hlflflj^^^^^^Hl----n.

ALIKUU 311 mek borcumuz. Siz misafirlerin yanna ininiz. Feride Hanm'n biraz rahatsz olduunu syle iniz. Binnaz Hanm, siz de bizim yiyeceimizi buraya getiriniz. Misafirimi yalnz brakm amak benim vazifem. Bu dakikada ldryordum. Bu odada, Burhanettin Bey'le yalnz kalmak, beraber yemek yemek ! Ne yaptm bilmeden, dnmeden yerimden frladm, var kuvvetimi tolayarak: - Peki, istediiniz gibi olsun., dedim. Nazmiye ile nianls kol kola nmzden iniyorlard. Burhanettin Bey, bir adm geriden ben ip ediyordu. Karanlkta taln nihayetinde bir kap ald. Kamatrc bir prlt birdenbire gzleri ndan dkt k selleri iinde sendeleye sendeleye birka adm yrdm. Duvarlarda, salona hudutsuz derinlikler veren endam aynalar parlyor, avizelerin ak si, karanlk bir yolda koan mealeler gibi ta uzaklara gidiyordu. Birok gzler, ehreler, ryada grlm gibi kark, bulank kadn, erkek ehreleri. Sonr koptu. algnn uultusu iinde sesler derinleiyor, bulanyor, fakat bir trl snmyor, u ar gibi ta uzaklara haykryordu: "Yaasn Burhanettin Bey, yaasn Glbeeker, Glbeeker * Gzlerimi atm vakit kendimi Munise'nin kollarnda buldum. Km: "Abacm" diye ala salarm, kolonyadan yanan gzlerimi pyordu. stm bam srlsklam olmutu. Odann yar aktn hissediyordum, ilk hareketim, kollarmla ak boynumu saklamak oldu. 312 Reat Nuri Gntekin

Tanmadm bir ses: - Dar kn, rica ederim, dar kn.diye baryordu. Hafife rpnmak, yerimden kal mzumdan tuttu: - Korkma kzm, hibir ey yok, korkma, dedi.

Kirpiklerimin arasndan bu sz syleyenin yzne baktm, her zaman ceketinin n ak dura O da bana bakt, sonra yanndakilere dnerek: - Biare, sahiden ocukmu, dedi. Nazmiye, yere diz km, bileklerimi ovuturuyor: "Feri-1 deciim, biraz aldn m? Aklm diyordu. Yzn grmemek iin bam te tarafa evirdim, gzle-1 rimi kapadm. Sonradan rendiime gre, bu baygnlk bir eyrekten l fazla devam etmi, Kolonyalar, yn latmalar, hibir ey tesir etmiyormu. O kadar ki, artk mit kesmeye balamlar, ehirden getirmek iin bir ba arabas hazrlatmlar. Kendime geldikten sonra, o araba ile beni ehre gtrme-1 lerini istedim. Raz olmazlars a gece vakti tek bama yola d-1 mekten ekinmeyeceimi syledim. aresiz, raz oldular. olaas paltosunu giyerek arabacnn yanna atlad. Yola ktm vakit Burhanettin Bey, ekine ekine bana yaklat, yzme bakmaya cesaret e - Feride Hanm, dedi, siz bizi ok yanl anladnz, emini olunuz ki, kimsenin size kar f ir niyeti yoktu. Sadece ik-l ram etmek, bir ba elencesi gstermek istemitik. Istanbul 'dal terbiye grm, sonra mesela birka gn evvel arkadalarmz-! dan biriyle konumakta s grmemi bir kkhanmnj bu kadar vahi tabiatl olacan nasl tahmin ederdik? Tekrar ki, size kar bir fena niyet yoktu. Mamafih, zldnz iin sizden af rica ederim.

ALIKUU 313 Araba, ince da yollarnn karanlklarna dalmt. Bir kede r gibi titreyerek bzly Yava yava bamda bir baka gecenin hayali uyanyordu. Kozyataf ndaki kkten katm, bama, karanlk yollara dtm gece... Baygn kokulu ide dallan, ara sra arabann penceresinden giriyor, yzme, gzlerime dokun k beni ryamdan uyandryordu. Ban arabann br penceresine dayayan Munise'nin derin derin iini ektiini iittim. Ya - Munise, sen uyumadn m? diye sordum. Cevap vermedi, ban daha ziyade edi. O zaman dikkat ettim; km alyor, hem de bir b gzyalarn karanlkta gizlemeye alarak: Ellerini tuttum: - Ne var, kzm? dedim. Benden daha ok yaam, daha ok anlam byk bir insan strabyla bam kollarnn i - Abacm, ben bu gece ne kadar aladm. Ne kadar korktum. Seni niin oraya ardklarn ir daha yle yerlere gitmeyelim E mi? Ya sen? Allah esirgesin, annem gibi... Ben n e olurum sonra abacm! Ah, ne zillet ne sefalet, Yarabbi! Dm bir kadn gibi bu ocuktan utanyor, yzne bakma ret edemiyordum. Bam, onun kk dizlerine koydum, eve gidinceye kadar annesinin kucanda alayan bir o iin iin aladm. Mdire Hanm'n evine gittiim vakit gne yeni domutu. htiyar kadn, sabahn bu saatind i gzlerim, sararm yzmle beni grnce ard: 314 Reat Nuri Gntekin

- Hayrdr inallah. Feride Hanm. Ne oldu, kzm? Seni hi byle grmedim. Hasta msn? de Bu hanmn sakin ciddiyeti, atkn ehresi beni daima biraz korkutmu, kalbimi amaya mani utur. Fakat bu saatte, bu yabanc memlekette ondan baka derdimi anlatacak kimsem yok tu. Sonra vazifem, mesleim beni buna mecbur ediyordu. Utuna utana, titreye titreye dn geceki vakay anlattm. Hi bir noktasn gizlemedim. hti kadn, bi ey sylemeden dinliyor, kalarn atyordu. Hikyenin sonunda boynumu bktm, lerinden bir teselli cevab dileyerek: - Mdire Hanm, dedim, sz benden yalsnz. Benden ok fazla eyler biliyorsunuz. Allah i dorusunu syleyin. imdi ben, artk fena bir kadn m saylrm? Bu sual, mdirede, umulmaz bir heyecan ve teessr uyandrmt. enemden tutarak bam kal dan gzlerimin iine bakt, hem de her vaktki gibi bir mdire gzyle, bir yabanc gzyle en ve anlayan bir anne gzyle. Sonra enemi okayarak, dizlerine koyduum ellerimi elleriyle severek, mterreddit, titr

ek kelimelerle unlar syledi: - Feride, ben, senin bu kadar masum, temiz bir kz olduunu bugne kadar anlamamtm. Seni daha kendime yakn bulundurmak, daha iyi himaye etmek mmkndr. Yazk. Ah, O Nazmiye! Kz ben birok eyler biliyorum. Her eyi anlyorum. Fakat dnya yle bir dnya ki, bildikleri birounu saklamak lzm. Nazmiye, fena bir mahluktur. Mektebi onun errinden kurtarmak i n mracaatlarda bulundum, ok uratm. Fakat beyhude. Onu yerinden oynatmak mmkn deil rrfndan, alay beyinden, tabur imamlarna kadar hesapsz hamileri var. Nazmiye buradan giderse kibar hanmlara kim dalkavukluk edeeek? Byk memurlarn gizli gizli yaptklar gec elenclerinde kim ut alacak, hatta oynayacak?

ALIKUU 315 O Burhanettin Bey gibi azl mirasyediler, senin gibi masum, saf, taze, gzel ocuklar na sl ele geirecek? Feride, sana tertipledikleri plan ben tamamyla anlyorum. Bu Burhanet tin Bey, babasndan kalan serveti birok biare kadnlar ifal etmek, birok aile ocuklar k iin israf etmi bir ihtiyar apkndr. Btn .'nin, gzelliinden bahsettii bir gen k nun iin bir izzetinefis meselesi oldu. Gen zabitlerin sokaklarda kl akrdatarak yolunu bekledii, peesi altnda yzn grme iyet sayd bir gen kz koluna takarak bir iret ve safahat lemine gtrmek, birok has aasn Burhanettin Bey" diye bartmak iin bir erefti. Bahusus, senin ihsan Bey'le konutuunu da duymutu, ite kzm, Nazmiye'ye mracaat ettile kim bilir, ne vaat ederek sana bu oyunu oynadlar? Bu kadarla kurtulduuna yine kret, kzm! Mamafih, sana unu da sylemeye mecburum ki, artk burada kalamazsn. Vakann bir ik e kadar btn ehirde duyulaca muhakkak. lk varupla buradan gitmelisin? Gidecek yerin, a raban, bildiin var m, Feride? - Mdire Hanm, kimsem yok. - O halde izmir'e git. Orada benim iki bildiin var. Biri bir muallim arkadam. Bir t anesi de Maarif Baktibi Sana bir mektup vereyim, bir ders bulmak iin elinden gelen yardm esirgemez midindeyim. Bu efkat, beni artmt. Yamurda, karda lmekten kurtarlm bir kedi yavrusu gibi sok or, salarm okayan ellerine korka korka yanam sryor, sonra, bu eli evirerek, avul dum. htiyar kadn, hafif bir gs geirerek devam etti. - Sen bu halle artk evine gidemezsin Feride. Hem artk bu, caiz olmaz. Haydi kzm, yuk arda seni yatracam, bir para uyu. Ben eyan ile baraber Munise'yi buraya getiririm. Gi inceye kadar burada kalrsn. 316 Reat Nuri Gntekn

Mdirenin yukardaki odasnda akama kadar uyanp uyanp tekrar uyudum. Ben gzlerimi atk r kadn, yanma geliyor, elini alnma koyuyor, artk .'nin kzlar gibi iki kaln rg ile r: - Hasta msn, Feride? Bir yerin aryor mu, kzm? diye soruyordu. Bir eyim yoktu, hasta deildim. Fakat halsiz halsiz yastn stne bam brakyor; k anyordum. Bana yle geliyor ki, kendimi daha fazla okatp sevdirir-sem, bu yeni bulduum ana sevgisi gnlmn iine daha fazla sinecek, ileride geireceim yalnzlk ve hastalk g -hediye mendillerinde kalm kokular gibi- bana bir teselli olacak. Prenbeza Maryu vapuru, 2 Temmuz Rzgra kar mantoma burundum, ay batncaya kadar yukarda oturdum. Gverte botu. Yalnz, beri hi vaziyetini deitirmeyen uzun boylu bir yolcu, kollarn demir parmakla dayyor kar slkla mahzun havalar alyordu. Ben, denizi, derin derin yaayan, daima glen, sy dinleyen, darlan bir ey gibi tanr ve severdim. Halbuki bu gece sular bana aresi, tes ellisi olmayan byk bir yalnzlk gibi grnd. Gecenin rutubeti iliklerime ilemi gibi titreyerek aa indim. Munise kamarann ranzasnd yuyor. Bu byk yalnzln kalbi vurur gibi ta derinlerden gelen sarsntlarn dinleyerek e yazmaya baladm. * Bugn mdirem, beni iskeleye kadar getirdi. Bildiklerimden kimseye veda etmedim. Yal nz teyzeme benzeyen byk-

ALIKUU 317 hanma uradm, gzlerimi kapayarak son bir defa "Feride" diye adm sylemesini dinledim. B.'de Mazlum'u brakmtm. Burada da kularmdan ayrlmak lzm geldi. Onlar mdireye ema yemlerini, sularn unutmayacana sz verdirdim. Mdire dedi ki: -Feride, mademki onlar bu kadar seviyorsun, kendi elinle azat et, daha sevap olur . Mahzun mahzun glmsedim: - Hayr, Mdire Hanm, dedim, ben de sizin gibi zannederdim. Fakat, artk fikrimi deitird m. Kular, ne istediini bilmeyen zavall, aklsz mahluklar. Kafesten kancaya kadar trl iinde rpnyorlar. Fakat, sanr msnz ki, darda daha fazla bahtiyar olacaklar? Hay k. Ben, yle sanyorum ki, bu biareler her eye ramen kafeslerine alyorlar, ak havay ar zaman bir dal stnde, balarn kanatlar iine gizleyerek geirdikleri gecelerde saba r bu kafesi dnyorlar, kk gzlerini pencerelerin aydnlna dikerek hasret ekiyorla feslerde alkoymah Mdire Hanm, zorla, zorla. ihtiyar kadn.enemi okad: - Feride, sen anlalmaz bir ocuksun. Bu kadar ehemmiyetsiz bir ey iin alanr m? dedi. * Vapurda, benimle beraber .'den binmi birka yolcu vard. Bunlardan iki zabit arasnda y bir konumaya kulak misafiri oldum: Gen, yalsna dedi ki: - insan Bey drt gn evvel hareket edecekti. Birka gn bekle de Beyrut'a kadar beraber gidelim, dedim. Bilmeden zavally felakete srklemi oldum. yle ya drt gn evvel gitsey u hal bana gelmeyecekti. 318 Reat Nuri Gntekin

Yals: - Hakikaten esef edilecek bir vaka. Bu ihsan, yle pek titiz bir adam deildi ama, b ilmem nasl oldu? Sen vakann tafsilatn biliyor musun? - Ben gzmle grdm. Dn Belediye gazinosunda idik. Burhanettin bilardo oynuyordu. Bu esn ada ihsan kapdan girdi, binbay bir keye ekerek bir eyler sylemeye balad. Evvela k nazik konuuyorlard. Bilmem aralarnda ne geti? Birdenbire Ihsan'n bir adm geriledii Burhan Bey'e mthi bir tokat indirdii grdm. Binba, rovelverine davranmak istedi. Fak ihsan daha evvel kendi silahn ekmiti. Birka kii hemen stlerine atlmasayd, muhakka ecekti. Divanharp yarn hsan'n muhakemesine balyor. - Bizlerden birimiz bu ii yapsaydk, halimiz yamand. Fakat ihsan zannederim, Paa'nn bi r eyi oluyor. - Karsnn yeeni ve stolu. - Kendi syleyilerine gre politika kavgas. u ordudan politikay karamadlar gitti. - Vallahi bana kalrsa, bu, yine bir kadn meselesi olacak. Burhan' bilmez miyiz? Zabitler, konua konua yanmdan uzaklamlard. Biraz evvel ihtiyar bir sandalcnn kamar irip brakt gl demetinin kimden geldiini imdi anlyordum. ihsan Bey, hayatta belki bir daha size tesadf edemeyeceim, yahut edersem de sizi t anmam gibi grnmek lzm gelecek. Fakat benim iin divanharp karsna kmaya hazrla andnz unutmayacam. Kimden olduunu bile sylememek inceliini gsterdiiniz bu glle terimde, hatranz da, en temiz bir ey gibi kalbimde saklayacam. ALIKUU 319

Darda, o kimsesiz yolcu, hl ald mahzun havalara devam ediyor. Kamaramn ak pence ttm. Denizde, sularn iinde kaynyor gibi grnen berrak bir seher balyor. alkuu, haydi yat artk, gece ve yorgunluk zavall gzlerini artyor. Seherden sana ne? ta uzaklarda uykuya ve daha baka eylere kanm "sar iek"lerin mesut gzlerini aacakl tir.

321 DRDNC KISIM zmr, 20 Eyll

U aya yakn bir zamandan beri izmir'deyim, ilerim iyi gitmiyor. Son bir midim kald. Ya rn, onu da kaybedersem, bilmem ne olacam7 Dnmeye bile cesaret edemiyorum. .'deki md n beni tavsiye ettii adam, ben gelmeden bir ay evvel hastalanm, alt ay tebdilihavayl a istanbul'a gitmi. aresiz kendi kendime Maarif Mdrl'ne gittim. Karma kim ksa be .'deki o uyur gibi oturan, sayklar gibi syleyen battal zat deil mi? Kudretin, bakma ktan ziyade uyumak iin yaratt o gzelim mahmur gzler, beni bittabi tanmad: "Birka g urayn da bakalm, bir ey buluruz" dedi. "Birka gn" onun lisannda bir iki ay demekti. ekim yle oldu. Bugn tekrar uramtm. Ltfen bir para iltifat gsterdi. O halim masum sesiyle, - Kzm, buraya iki saatlik bir mesafede bir nahiye mektebi var. Abuhavas latif; manz aras ferahfeza, diye balad. Bu nutuk, beni Zeyniler'e gnderdii vakit verdii nutkun ayn idi. Birdenbire deliliim t uttu, glerek szn azndan aldm: - Yorulmaynz beyefendi, sizin yerine ben syleyeyim, dedim, idare birok himmet ve mas raf ihtiyar ederek yeni bir mektep vcuda getirdi. Yalnz, benim gibi gen bir muallimi n himmet ve fedakrlna muhta deil mi? Mersi, beyefendi. Bu ltfunuzu bir kere B.'de Ze ler'e giderken grmtm. alkuu - F 21 322 Reat Nuri Guntekin

Tabii ben, bunlar sylerken kovulmay gze almtm. Fakat tuhaf deil mi? O, hi kzmad. ahkahalarla gld, gayet filozof bir tavrla: - Ne yaparsn kzm? idarenin icaplar. Sen gitme, o gitmesin... Maarif mdrlerinin odalar a misafir eksik olmuyor. Kedeki koltuktan atlak bir ses geldi: - Ay, bu ne tdk tdk fmdkkurdu byle! Fmdkkurdu mu? Benim pekbcei ve Glbeeker'den zaten canm yanm, burada da fmdkkurdu iddetle dndm. Bana trl isimler -hem de inatlarna byle tatl ve bcek isimlen- veren dan birini nihayet yakalamtm. Ona gzel bir ders verecek, btn tekilerinin acsn bu beyden karacaktm. Mdr, hrmetle cevap verdi: - Emredersiniz Reit Beyefendi, fakat bugn cidden mnhalim yok. Yalnz Rtiye'nin Fransz muallimlii var. Tabii hanmn iine gelmez. - Niin gelmesin efendim? dedim. Zaten cariyeniz B.'de Darlmualimat Franszca muallmes iydi. Mdr, tereddt ediyordu: - Evet, fakat msabaka ilan ettik. Yarn imtihan var. - Pekl kkhanmda imtihana girverir, ne kar? Ben de zaten imtihanda bulunacam. All en gelmeden sakn imtihan balamasn ha... Bu Reit Bey, herhalde mhim bir adam olacak. Fakat, ne o tasavvura smaz irkinlikti Yar abim! Yzne bakarken kahkahalarla glmemek iin dudaklarm sryordum. insan, ya esmer olur, ya beyaz deil mi? Bu beyefendinin yznde yeni kapanm yaralarn na ik beyazndan kmr karasna kadar bin eit renk vard. yle kirli bir esmerlik ki, yakal etmediine hayret edilirdi. Sanki birisi, elenALIKUU 323

mek iin elini kmr tozuna sokmu da bu yz yle karmakark karalayvermi. Yara gibi krmz, kirpiksiz gzkapaklar iinde birbirine gayet yakn iki ebek gz. Beya e ta dudaklarnn ucuna sarkan bir acayip burun. Hele yle avurtlar var ki, grlecek ey.

ni, maymunlarn aznda fstk falan sakladklar keseler vardr, tpk onlar gibi, yznn arkyor. Mamafih, ben de ileri gidiyordum. Bana birka szle ettii iyilik, dorusu az ey deil. He halde kudret, bu beyefendinin yzn yarattktan sonra fazla ileri gittiini grm, haksz r kalbe tazmin etmi olacak. Bence, gnl gzellii gz, yz gzelliinden daha iyi bir ey. Kalpsiz bir gzelliin, fakir teyze kzlarnn hayatn krmaktan, gnln sndrmekten ba ki?.. zmir, 22 Eyll Bugn, msabakaya girdim. Tahriri imtihan fena gitti; istikrar, istismar istifa gibi sekiz, on fiilin muzarilerini, emriha-zrlarn, tahriren tasrif ediniz, dediler. Kel imelerin Trelerini bilmiyorum ki, Franszcasn yazaym. Fakat ifahi imtihan iyi oldu, R Beyefendi benimle Franszca konutu. Behemehal kazanacam mit ettirecek baz szler syl Allah, Munise'ye acsn. izmir, 25 Eyll Netice anlald, imtihan kazanamadm. Ktiplerden biri dedi ki: 324 Reat Nuri Gntekin

- Eer Reit Beyefendi istemi olsayd, behemahal kazanrdnz. Onun reyi hilafna i grme addine dm! Herhalde bir fikri var. Vaziyetim ok fena. iki gne kadar ayba oluyor. Kira vermek lzm. Anneciimden kalan son r madalyon imdadma yetiti. Bugn onu kar komulardan birine verdim. Kocasna sattrarak sn getirecek. Bu yadigr elden karmak istemiyordum; nk iinde annemle babamn evlen e ektirdikleri fotoraf vard. Biare fotoraf, imdi plak kald. Fakat bunun iin de bi buldum. Kendi kendime: "Annemle babam, kimsesiz kzlarnn kalbi stnde durmay, elbette ir altn paras iinde yatmaya tercih ederler" diyorum. izmir, 27 Eyll Bugn Reit Beyefendi'den bir tezreke aldm. Bana bir i bulmu. Grmek iin Karyaka'da rifteki ktip, bu beyin bana dmanlk ettiini sylemiti. Bu szn doru olmad anlal yacam. izmir, 28 Eyll Reit Bey'in, Karyaka'daki kknden dnyorum. Saray gibi bir yer. Bu beye, niin bu kad miyet verdiklerini imdi anlyorum. Reit Bey, beni nezaketle kabul etti. Franszcam beendiini, fakat arkadalarnn bana ha tmelerine mani olamadn syledi. Mektubunda bahsettii i, kzlarnn Franszca mualliml edi ki: - Hanm kzm, iktidarnz gibi hal ve tavrnz da houma gitti. Maarif mekteplerinde srn aksnz? KzlarALIKUU 325

ma Franszca dersi verirsiniz. Beraber oturur kalkarsnz. Size gzel bir oda veririz, o lmaz m? Bu, adeta mrebbiyelikti. Herhalde benim muallimliimden daha rahat ve krl i olacakt. N are ki, ben, bu meslei teden beri sevmem, hizmetilik kabilinden bir ey addederdim. Reit Bey'i krmak doru deildi. Gsterdii emniyet ve nezaket iin teekkr ettim. Fakat yi bahane ederek kabul edemeyeceimi anlattm. Reit Bey, bunu sebep saymyordu: - Onun da bamzn stnde yeri var, kzm. Kk bir ocuun fakirhanemize ne yk olur? Kati cevabm vermedim. gn mhlet istedim. Son bir teebbste bulunacam. Resmi bir mu bulursam l. Olmazsa ne are! Karyaka, 3 Ekim Munise ile bana kkn st katnda denize kar bir oda verdiler. Kk, fakat ku kafesi g yer. Ge vakte kadar penceremden rhtm ve denizi seyrettim. Pencerem, btn krfezi gryor. K

r, yldzlarla donanm bulut kmelerine benzeyen tepeleriyle, muhteem bir donanma aydnl anan Kordonu'yla grlecek ey. Fakat dorusu, nmdeki Karyaka rhtm, beni daha ziyade elendirdi. Burada ne gzel, ne bir hayat var. Gece yarsna kadar tramvaylar iliyor, havagazlarnn yeil aydnlnda ar ilmeyen gen kafileleri piyasa ediyor. Uzakta, denize all, yeilli ziyalar aktan bir g azinoda, gitarla kh en, kh mahzun havalar alyorlar. Bilmem niin, bana yle geliyordu ki, bu hafif aydnlkta

yalnz elbiselerinin siyah yahut beyaz lekelerini fark ettiim insanlar, hep, birbir lerini seven nianl iftlerdir. Yalnz onlar deil, karanln btn grnmeyen keleri, hayaletleri fark edilen kaya ynlarnn st, hep byle grnmeyen sevgilerle dolu. Denizden gelen fsltlar, dudak dudaa gizli sylemeler. Gecenin gsme basan, nefesimi nefesleri, yle gen kzlarn dudaklarndan geliyor ki, balar sevgililerinin boynunda, g onlar gece denizleri gibi koyulam yeil gzlerinde. Beni bu kke bir kkhamm gibi nezaketle kabul ettiler. Kendi ykm, hibir zaman bana a iti. Byle olduu halde bavulumu kendi elimle odama karmama msaade etmeyen, onu zorla e imden ekip alan ihtiyar kalfaya minnettar oldum. Munise, daha bunlar anlayacak yata deil. Kkn ihtiam biarenin gzlerini kamatrd. Demin yukar karken, evimizde her r etmek istedi, merdivenin yarsnda birdenbire eteimi yakalad, ktm basamaklardan be indirmeye urat. Kolundan tuttum, kulana eilerek: - Munise, biz artk bakasnn evindeyiz ocuum... nallah yine kendi evimiz olursa o vak dedim. ocuk, birdenbire durdu. Ne demek istediimi anlamt. Odaya girdiimiz vakit, gzel kk yzndeki sevin snmt. Bu ocuk, beni ne kadar ince oynuma dolad, her zamandan ziyade bana sokularak kk kk buselerle yzmn her tarafn Penceremi kaparken bir kere daha darya baktm. El, ayak ekilmi, fenerler snm, biraz sahil f enerler iyle oynaan deniz bile, imdi kumsaln bir ksmn bo brakarak

ALIKUU 327 daha uzaklara ekilmi, yava yava uyuyan bir ocuk gibi ban kayalarn beyaz yastna * Ben buraya bugn gelirken... (Fakat bunu yazmaya cesaret edemeyeceim, dursun.) Karyaka, 7 Ekim Reit Bey'in kknde hayat fena gemiyor. Talebelerim, biri ben yata, biri daha kk iki i Ferhun-de, gzellikte beybabasnn bir ei. Bunun iin gayet hrn tabiatl. Kk Sabah ir bebek gibi gzel, irin, yumuk yumuk bir kz... Kalfa hanmlardan biri, bir gn manal manal gz krpt: - O vakitlerde rahmetli hanmefendi hastayd. Bir gen askeri doktor gelir giderdi. Ha nmefendi besbelli bu doktorun yzne baka baka ocuu gzel oldu, dedi. En byk korkum hizmetilerden. Niin hakikati saklama-l, az ok onlarn kap yolda dei kat ben, ok iyi hareket ettim, hibirisine i buyurmadm... Onun iin hrmet ediyorlar... Mamafih, bunda Reit Beyefendi'nin verdii ehemmiyetin de -zannederim- tesiri var. Kkn en byk kusuru ar kovan gibi ilemesi. Misafir, hi eksik olmuyor. Daha fenas, F le Sabahat, mutlaka her misafire kmam iin srar ediyorlar. Kkn bundan daha byk bir Reit Beyefendi'nin byk olu Cemil Bey... Otuz yalarnda kadar, manasz ve sevimsiz bir n... Senenin on ayn Avrupa'da.babasmn parasn yemekle geirirmi. iki ayn da burada, . Bereket versin, bu iki ayn son gn-lerindeyiz. yle olmasayd, kk gn evvel brakm 328 Reat Nuri Gntekin

aktm. Sana ne mi, diyeceksin? Ben de, kendi kendime yle dedim ama, hesap yanl kt. gn evvel Ferhunde ile Sabahat, ge vakte kadar beni aa salonda alkoymulard. Onlar an sonra karanlkta yukar kyorum... nc kat merdivenin banda bir erkek glgesiyle ire rktm, geri ekilmek istedim. Cemil Bey'in sesi: - Korkmaynz, kkhamm, yabanc deil, dedi. Yan pencereden birinden, yzme hafif bir ay yordu.

- Affedersiniz, beyefendi, birdenbire tanmadm efendim, dedim. Gemek istedim. Cemil Bey, saa doru bir adm att. Merdivenba dar olduu iin geecek yol kalmyordu. - Uykum kat, kkhamm, pencereden mehtab beklemeye ktm. Maksad hissetmitim. Bir ey anlamam gibi grnerek usulca kamak istiyordum. Mamafih, s sz brakmamak iin: - Mehtap zaman deil ki, efendim, dedim. O, yava yava. - Nasl deil, kkhanm.ya bu merdiven banda birdenbire doan pembe mehtap! Hangi mehta ba o kadar gnl alcdr ki?! Cemil Bey, birdenbire beni bileklerimden yakalad, scak nefesini yzmde hissettim ve k uvvetle kendimi geriye attm. Bir merdiven parmaklna sarlmasaydm, aaya kadar yu: va ktm. Fena halde bam arpmtm. Hafif bir strap feryadn zapt edemedim. Cemil Bey, grlt etmeksizin yanma inmiti. Yzn grmediim halde pek tela ve heyecan hissediyordum.

ALIKUU 329 - Feride Hanm, beni affediniz, bir yeriniz incindi mi? dedi. - Hayr, ehemmiyeti yok, yalnz beni braknz, diye yalvaracaktm. Fakat dudaklarmdan bo r hkrktan baka ses gelmedi. Bu hkr bomak iin mendilimle azm kapamak istedim lanan dudamdan ince ince kan szdn grdm. Merdiven penceresinin yanndaydk. Ak kalm bir panjurdan giren hafif aydnlk iinde Ce de bu kan grmt. Sesi teessrl titreyerek: - Feride Hanm, dedi. Bu gece ben dnyann en adi bir adam gibi hareket ettim. Beni aff ettiinizi sylemek mrvvetini esirgemeyiniz, Feride Hanm. Yaplan terbiyesizlikten sonra bu souk edebiyat, tylerimi rpertti ve bana btn cesareti i iade etti. Sert bir sesle: - Yaptnzda bir fevkaldelik yoktur efendim, dedim. Kadn hizmeti, evlatlk kabilinden lara byle muameleler yapmak dettir... Konanzda bunlarn vaziyetinden pek farkl olmaya ir vaziyeti kabul etmekle ben, buna anak tuttum. Bir gevezelik falan etmemden kor kmayn, yarn sabah rasgele bir bahane ile kp gideceim. Bunlar syledikten sonra telasz ve lakayt bir tavrla merdivenleri ktm, odama doru y Bir elime antay, bir elime Munise'yi alarak kapy ekip gitmek kolay. Fakat nereye? Ara dan gn getii halde bu karar tatbik edilemedi. Hl buradaym. nk geldiim gece, de yazmaya utandm eyi artk itiraf etmek zaman geldi. Ben buraya bir akamst ortalk kararrken gelmitim. r Reat Nuri Gntekin 330

"l" Ertesi sabah beklemek daha mnasip deil miydi? Tabii byle. Fakat buna imkn yoktu. Buraya geldiim o mitsiz akamda, kk misafirlerle doluydu. Reit Beyefendi ve kkhanm yeni satn alnm bir ss eyas gibi misafirlerine gsteriyorlard. Herkes bana beenen, az acyan bir gzle bakyordu. Yeni vaziyetimin beni mecbur ettii mahcup nezaketle herk esin ayr ayr gnln almaya alrken, stme hafif bir baygnlk gelmi, kendimi kaybet bire sandalyenin kenarna oturmu, dudaklarmdaki akn glmsemeyi bile sndrmeye ala belki daha az gzlerimi kapamtm. Reit Bey, kkhanmlar, misafirler tela etmilerdi. Sabahat, elinde bir bardakla komu, akalar gibi ikimiz de glerek bana zorla birka yud su iirmiti. Misafirlerden yal bir hanmefendi glmseyerek: - Bir ey deil, lodosun tesiri olacak. Ah, bu zamann asabi, nazik kkhanmlar. Bir par deimesiyle gl gibi sararp soluyorlar, dedi. Hepsi beni, meakkate tahamml olmayan bir kkha-nm, nazik, hasta bir kz sanyorlard. Ben, onlar bamla tasdik ediyor, byle zannettikleri iin adeta minnettar oluyordum. Onlara yalan sylemitim. Bu hafif baygnln sebebi bakayd. alkuu, o gn, mrnde ilk defa a kalmt. Karyaka, 11 Ekim

Bugn Ferhunde ile Sabahat'in yine izmir'den misafirleri gelmiti. On be ile yirmi ya arasnda drt kkhanm. leden sonra bir deniz gezintisi yapacak, sandalla Bayrakl'ya g

ALIKUU 331 dip gelecektik. Fakat tam sokaa kacamz vakit, aksi gibi yamur balad. Arkamzda ar zun mahzun salona dndk. Kkhanmlar bir para piyano aldlar, biraz dedikodu yaptlar. irer birer kelere ekilerek gizli gizli konutular. Byle ba baa gdklanm gibi gl lum. Sabahat, ok tatl, ok eytan bir kz. Misafirlerini elendirmek iin, gzel maskaralklar tti. Bir etajerin stnde aile, ahbap fotoraflaryla dolu albmler vard. Bunlardan bir ta esini ekerek masann bana geti, arkadalarn etrafna toplayp onlara fotoraf gsterm ki fotoraflarda deil, Sabahat'in onlar iin syledii szlerdeydi. Her birisiyle yle el r, hayatlar, tabiatlar iin yle tuhaf eyler sylyordu ki, glmekten baylyorduk. Mese rla dolu, heybetli bir paa, dnyaya emredecek gibi grnen bu koca sakall adam, karsnda ge ile dayak yermi. Akrabalarndan kerliferli bir hanmefendi, fakat drlkl olduu belli, bir gn vapurdan l iskelesine karken kaza ile denize dm, memleketinin ivesiyle: "Tatl canlarm gidi arn!" diye barm. Reit Bey'in, Konyal bir st days vard ki, bakmakla doyulur ey deildi. Bu, sarkl po hoca efendi kyafetinde grnyordu. Onun karsnda duran fotorafn ise, mebus olduktan ak ve tek gzlkle karmt. Hoca Efendi, hiddetle gzlerini aarak mebusa bakyor, mebus, dudaklarn bkerek hocay al alyordu. Bu manzara, o kadar gzeldi ki, sayfay evirmemesi iin Sabahat'in elini tutuy or, deli gibi glyordum. Ferhunde, benimle aka etmeye alyordu: - Feride Hanm isterseniz sizi bu gzel zatla evlendirelim, imdi mnhaldir. ilk karlarn d, imdi mebusa lyk bir alafranga hanm aryor, dedi. 332 Reat Nuri Gntekin

Ben, hl glerek masann bandan ayrldm, Ferhun-de'ye: - Hemen mektup yaznz, ben razym, insan, baka saadet bulunmazsa bile, hi olmazsa mrn atl glmekle geirir, dedim. - Feride Hanm, bu fotoraf grrseniz, mebusumuza varmaktan korkarm, vazgeersiniz, dedi Misafirler, hep bir azdan: "Ah, ne gzel..." diye haykrtlar. Ellerini sallayarak beni ard. - Nafile, ne olursa olsun, ben mebusumdan vazgeemem diyerek yaklatm, albmn stne, bir ine karan dalgal sa kmeleri arasndan bam uzattm. Ben de onlar gibi hafif bir fery medim. Albmn yapraklan iinden gzlerime bakarak glmseyen bu fotoraf, Kmran'n fotor * Sabahat, bu fotorafn sahibiyle elenmedi bilkis, ok alaka ve hararetle arkadalarna u ilat verdi: - Bu bey, Mnevver Teyzem'in zevcidir. Geen ilkbaharda istanbul'dayken dnleri oldu. Ke ndini grseniz acaba bu fotoraf bir ey mi? Bir gzleri, bir burnu var ki, grlecek ey! e daha tuhafn syleyeyim: Bu bey, teyzelerinden birinin kzn severmi. Bu kz, ufak tef yet hoppa, gayet mark bir eymi, hatta bunun iin ismine alkuu derlermi. alkuu, ir trl istememi. Gnl bu ya",. Nihayet, evlenmelerine bir gn kala, bir bana evden kam, yabanc memleketlere gitmi. Bey, aylarca yemeden, imeden kesilmi bu vefasz kz beklemi. Hi dnmeye niyeti olsa, g olaca gece kap gider m? Mnevver Teyzem, kaynanasnn elini pt vakit oradaydm, ih , o bir dalda durmaz, acayip alkuu'nu hatrlam olacak ki, ocuk gibi alad.

ALIKUU 333 Bu tafsilt, arkamdaki piyanoya dayanarak hibir ey sylemeden, hibir hareket etmeden di lemitim. Kmran, hl albmn iinde bana glyordu. Gayet yava bir sesle; "Kalpsiz" dedi Sabahat, bana dnd: - ok doru sylediniz, Feride Hanm, dedi. Bu kadar gzel, bu kadar nazik bir gence vefa

etmemi bir kza "kalpsizden baka bir ey denemez. Kmran, ben senden nefret ediyorum. yle olmasayd, bu haberi aldm vakit alar, baylr, ni tutardm. Halbuki ben, mrmde hibir gn, bugnk kadar glmedim, etrafm-dakileri bu k ve enlie bomadm. Hatta, bamdan mnasebetsiz bir kaza gemeseydi bugne, mrmn en m ecektim. Akamstne doru hava am, uzunca bir kr gezintisi yapmamza msaade etmiti. Bir sel n geiyorduk. Misafirlerden biri, ukurun te yakasna bir kasmpat grd: "A, ne gzel! K mmkn olsayd!" dedi. Ben, glerek: "isterseniz onu size hediye edeyim?!" dedim. ukur, bir tehlike tekil edecek kadar derin ve geniti. Hanmlar gltler, birisi: - Kpr olsayd, iyi olacakt, diye aka etti. Ben sadece: - Kprsz de geilir zannederim, dedim ve birdenbire atladm. Arkamdan bir lk koptu. teki tarafa gemeye muvaffak olmutum. Fakat ne are ki vaat ettiim kasmpatn koparp g dim. nk ayaklarm ukurun tam kenarna basmt. Dmemek iin bir diken kmesine sarlm bu kaza bama gelmeseydi, avucuma batan dikenlerin szs beni, akam 334 Reat Nuri Gntekin

karanl iinde kke dnnceye kadar alatmasayd, bugne mrmn en en, en elenceli g Kmran, ben senden nefret ettiim iin, yabanc memleketlere kamtm. imdi, nefretim o d buldu ki, bu uzaklk kfi gelmiyor, senin yaadn, nefes aldn dnyadan uzaklara kama . Artk bu evde kalmamay iyiden iyiye zihnime yerletirdim. ki gnde bir zmir'e iniyor, if daresi'ne uruyor-dum. Dn sabah vapurda eski muallimlerden Sor Berenis'e tesadf et tim. Onu bir kere de iki ay evvel grm, mektepteyken pek sevitiimiz iin bir para hali anlatmtm. Sor Be-renis dn dedi ki: - Feride, ben birka gnden beri seni aryorum. Karanti-na'daki mektebimizde bir Trke ve resim muallimine ihtiya var. Mdireye seni tavsiye ettim. Ayrca ev tutmaya hacet yo k, mektepte kalrsn. Zaten, sen bizim hayatmza alksn. Kalbim arpmaya balad, yle" sanyorum ki, tekrar oraya, o gnlk kokularnn, p ar erg inin iine dersem, ocukluk ryalarmdan bir ksmna tekrar kavumak mmkn olacak. Dnmeye bile lzum grmeden: - Peki Ma Sor, gelirim, teekkr ederim, dedim. Bugn, oraya gitmeden evvel Maarif daresi'ne uradm, maksadm, evrakm geriye almakt. M beri beni aradn sylediler. Ne istediini merak ederek yanma girdim. Maarif Mdr beni - ok bekledin kzm, fakat talihine iyi bir yer kt. Seni Kuadas mektebine gnderecei Kuadas, ne gzel isim; benim adm. iimden yle geldi ki, mutlaka gzel bir yer olacak. F t Sor mektebi iin verdiim sz... Bir iki dakika kaldm, cevap vermeden dnyordum. Bu tarafta rahat bir hayat vard. br tarafta belki yine

ALIKUU 335 zaruret, sefalet, fakat bunun da baka bir tesellisi, baka bir cazibesi yok muydu? Gzmn nne, mekteplerimizin bakmsz kalm kaba saba ellere ziyan olmu, miniminileri g biareler, almak iin biraz gne, bir para efkat bekleyen iekler gibiydi. Bu efkat, i gsterenlere, gnllerinin btn minnet ve muhabbetini veriyorlard. Her eye ra-men.bu leri, derin derin sevmeye baladm anladm. Munise bile onlar arasndan gelmemi miydi? Bundan baka son bir senelik hayatmn bir iki tecrbesi daha vard. Aydnlk, hasta gzler incitiyorsa, saadet de hasta gnlleri yle szlatyor. Hasta gzler gibi hasta gnller i karanlktan iyi ila yok. Ben, muallimlii alktan lmemek iin kabul etmitim. Hesabm doru kmad. Bu meslek, bi bilir. Fakat ne ziyan var? Deil mi ki, benim gnlmn efkate olan aln doyuracak, ke alarnn saadetine vakfetmek tesellisini bana verebilecek. O lm gnlerin lm ryasn mak zaten mmkn deildi. Bamdan gnlk korkularnn ar hlyas, kulaklarmdan erganunl eri yava yava silindi. Kuadas'na, tekrar kavuacam miniminilerin muhabbet ve merhamet kleyen hayallerine glmseyerek: - Peki, beyefendi, giderim, dedim. Emrimi alncaya kadar kkte kimseye bir ey sylemek istemiyordum. Fakat yeni bir vaka be

ni buna mecbur etti: Byk kalfa bir zamandan beri bana tuhaf tuhaf eyler sylyordu. Mes ela geen gn, hi mnasebeti yokken demiti ki: - Kzm, ben seni gnden gne daha ziyade seviyorum. Sade ben deil, herkes yle... Ferhund ile Sabahat, gen ocuklar ama, eve tat vermiyorlar. Sen geldikten sonra bir baReat Nuri Gntekin 336

illi ! kalk oldu. Tabiatn, ahlkn gzel, bykle byk, kkle kk oluyorsun. Buna benzer daha birok szler... Kalfa hanmn bu szlerine ben bir: "Kap yolda tevecc a bir mana ve-remiyordum. Halbuki ihtiyar kadn, dn gece bsbtn ald: - Kzm, ne yapsak da seni bu eve balayabilsek acaba? Benim aklma bir are geliyor ama, sakn aklna bir ey gelmesin, hani vallahi kimse bir ey sylemedi. Kalfann bu szlerinin, birisi tarafndan sylendiine phem kalmad. Fakat anlamamazhktan rek dinlemeye devam ettim. O balad bir sze devama cesaret edemedii vakit, baka sze arak sylyordu: - Beyefendi, yal bir adam deil, ben ocukluunu bilirim. Gzel bir adam deil ama, debde i, saltanat var. Eh, tabiat da fena deil. Kzm, ev hanmsz gitmeyecek, yarn br gn e Sabahat kocaya giderler. Maazallah, bir haramzadeye dersek, hal fena. Feride Hanm , insan burma bykl delikanllara da varr ama, bu debdebeyi bulamaz. Ah, u Bey'e mnasi ir kzcaz bulabilsek, ne dersin kzm? Ben, bir ey demiyor ac ac glmseyerek dnyordum. Reit Beyefendi'nin bana o kadar hrmet etmesi, Saba-hat'le Ferhunde'nin derslerine bu derece ehemmiyet vermesi, bizimle saatlerce akalamas, hatta top oynamas... Demek btn bunlar... Maarif ktibinin: "Reit Beyefendi istese seni Franszca muallimliine tayi ederdi, herhalde bir maksad var!" diye syledii szler aklma geldi. Birka sene evvel b e bir eye isyan ederdim. Fakat imdi, sz kesmek iin kalfaya lakayt bir tavrla u cevab dim: - Sizinle grc gider, Reit Beyefendi'ye bir hanmck arardk. Ne are ki, ben bir iki g r Kuadas'na gidiyorum. Birka ay sonra nianlm oraya gelecek, evleneceiz, de-1 dim. Son a akn akn yzme bakan ihtiyar kadna:

ALIKUU 337 - Allah rahatlk versin, kalfacm, ben erken yatacam, deyip odama ekildim. Kuadas, 25 Kasm "Kuadas'na gider misiniz?" dedikleri vakit, birden sevinmi, kendi kendime: "Kuadas, b enim adam, bu kadar zamandan beri aradm saadeti, gnl rahatm mutlaka orada bulacam! m. Bu his beni aldatmamt. Burasn her yerden ziyade sevdim. Pek gzel bir memleket diye mi? Hayr. Kuadas, evvelce zannettiim gibi. Munise ile -bu sar papaanmla- avare, yaln r hayat geireceim bir Robenson adas kmad. Rahatm pek yolunda olduu iin mi? Bu da deil. Bilakis her zamankinden ziyade alyorum lde? Verilecek cevap biraz gln. Fakat ne yapaym ki hakikat. Bej) Kuadas'n gzel ve r yer olmad iin seviyorum. yle sanyorum ki, kudret, yalnz gzel simalar deil gzel t l denizleri de insana gizli gnl azaplar versin diye yaratm. Bir ay evvel buraya geldiim vakit, mektebin bamualli-mesi beni karsna ald. Elli yala kadar, hasta, bitkin bir kadn, bana dedi ki: - Kzm.birbirinden tam ay fasla ile da gibi iki olumu kara topraa verdim. Dnyay g ni buraya ikinci muallimelikle gndermiler. Gensin, malumatl grnyorsun, mektebi sana orum. Bildiin gibi idaret et. iki muallimimiz daha var, yal iki hanm, onlardan hayr y ok. Elimden geldii kadar alacam vaat ettim ve szmde durdum. Bamuallim Hanm, bana dn dedi ki: - Feride Hanm kzm, sana ne kadar teekkr etsem az, vaat ettiinden on kat ziyade alt y iinde gerek mekalkuu - F 22

338 Reat Nuri Gntekn

tep, gerek ocuklarmz iek gibi oldu. Allah senden raz olsun. Arkadalarndan en minimi klara varncaya kadar herkes seni seviyor Ben bile vakit vakit derdimi, yreimin acsn u utuyorum, sen glerken glmeye balyorum. Zavall kadn, kendi kara gzleri iin altm zannediyor, minnettar oluyordu. almak, btn ruhuyla, kendini bakalarna vermek ne gzel ey! alkuu tamamyla eski deki mphem yaamak yorgunluu, ne zmir'deki isyanlar, hibiri kalmad, bir yaz semasna m llat olmu geici bir bulut gibi'hepsi dald. Salarm, birer birer aarncaya kadar bakalarnn ocuklarna, onlarn saadetlerine kendi mek artk beni korkutmuyor, iki sene evvel, bir sonbahar akam, gnlmn iinde ldrlen rini bakalarnn ocuklarna verdim. Kuadas, l Aralk Bir zamandan beri etrafmda bir muharebe sz dolayordu. Hayatm mektebe vakfettiim ii bile vermiyordum. Bugn kasaba birbirine girdi. Muharebe balam. Kuadas, 15 Aralk Muharebe balayal on be gn oldu, hastaneye her gn kafile kafile yaral geliyormu. Mekt bir neesizlik kt, kklerimden birounun orduda babalar, kardeleri, var. Biareler siz, bilmiyor, fakat hissediyorlar. stlerine byk adam gibi halim bir mahzunluk kt.

ALIKUU 339 Kuadas, 16 Aralk Ne aksilik, Yarabbi, ne aksilik! Bugn kumandanln emriyle mektebi igal ettiler. Muvakk at hastane yapacaklarm. Ne isterlerse yapsnlar, umrumda deil. Fakat mektep kurtulunc aya kadar ben ne yapacam, nasl vakit geireceim? Kuadas, 24 Aralk Bugn, mektepte kalan birka kitab almaya gitmitim. yle bir karklk ki, insan, kitab dini kaybetse bulamayacak. aresiz geri dnyordum. Bir hastabakc kadn, kaplardan biri k: - Bir kere de Bahekim Bey'e soralm. O, galiba birka kitap kaldrmt!... dedi. Odann ii ieler, sarglar, ecza kutularyla doluydu. Bahekim, srtndan ceketini atm, aya bu kark eyleri dzeltmeye alyordu. Arkasn dnd iin, yalnz boynunu, ak sa dum. Bu halde bir adamdan kitap sormak saygszlkt. Hastabakcy eteinden ektim. - Vazgeiniz, dedim. Fakat o, farknda olmad: - Beyefendi hani siz Franszca resimli kitaplar bulmutunuz, nerede onlar? dedi. ihtiyar doktor birdenbire kzd. Ban evrimeden yle fena, yle ayp bir cevap verdi ki, ihtiyari ellerimi yzme kapadm, oradan kamak istedim. Fakat, tam bu dakikada, yzn ev . Birdenbire: - Vay kk yine mi sen? diye bard. Yzn grr grmez, ben de kendimi tutamadm: - Doktor Bey, Zeyniler'deki Doktor Bey! diye feryat ettim. 340 Reat Nuri Guntekin

Mbalaa etmiyordum. Bu, bir feryatt. ielen devirerek yanma geldi, ellerimi tuttu; bam ekerek, arafmn stnden salar a bir gn bile deil, birka saat birbirimizi grmtk. Hangi gizli ruh alakas bizi birbi e balam, iki sene sonra krk yllk iki dost, hatta bir baba kz gibi bizi birbirimizin larna atmt? Ne bileyim, insan kalbi, yle anlalmaz bir ey ki!... Hayrullah Bey, tpk Zeyniler'deki gibi bana: - Syle bakalm, yaramaz, senin burada ne iin var? diye sordu. ocuk gzleri gibi berrak mavi gzleri, beyaz kirpiklerinin iinde tarif edilmez bir tat llkla parlyordu. Ben, yine tpk Zeyniler'deki gibi, bu gzlerin iine glerek: - Biliyorsunuz ki, ben, muallimeyim Doktor Bey, dedim. Memleket memleket geziyor

um. imdi buraya tayin ettiler. Btn hayatm ve gnlm biliyor gibi nihayetsiz bir esefle: - Hl m haber yok, kk? dedi. Birdenbire yzme su serpilmi gibi rperdim, gzlerimi k diyor gibi grnmeye alarak: - Kimden, Doktor Bey? dedim. O, can sklm gibi beni parmayla tehdit etti: - Ne yalan sylyorsun kk? Dudaklarn yalan sylemeyi renmi ama gzlerin, halin daha mden mi haber soruyorum. Seni byle memleket memleket gezdiren her kimse ondan. Glerek omuzlarm silktim: - Maarif demek istiyorsunuz, sonra tabii memleketimin ocuklarna hizmet etmek emeli . Doktor, yine Zeyniler'deki iddiasn tekrar etti. Bu sz, beni ok mteessir ettii iin ke esi kelimesine aklmda kalmt:

ALIKUU 341 - Bu yata, bu halle, bu ehreyle mi? Peki, yle olsun yaramaz, yle olsun, tek sen vahil ik gsterme. O ilalarn, ben kitaplarm unutmutuk, konumaya devam ediyorduk: - Mektebimizi aldnza o kadar zldm ki, Doktor Bey... - Bana baka bir fikir geliyor... Ne musibetti o kyn ad? Orada sana hastabakclk ettir di. Hatrlarsn ya? Burada da bana yardm eder misin, ha? Zaten arada byk bir fark yok, ha senin minimini maymuncuklarn, ha benim sevgili aycklarm! Zaten ikisi ruh itibariy le yle birbirlerine benzer ki... Ayn saffet, ayn temiz ocuk yrei, hem de ate kars ar bu aylarda benimkilere yardm, daha ecirli bir itir, kk kz... Birdenbire yzm gld, ocuk gibi sevindim. Bana kuvvetimi ve sevgimi harcayacak bir i ol un da, ne olursa olsun. - Peki Doktor Bey, ne vakit isterseniz ie balarm. - Hemen imdi, bak urasn ne hale koymular? El deil ki, adeta... Yine hatr saylacak derecede fena bir kelime. Ben utanarak: - Fakat bir artla Doktor Bey... Yanmda pek askerce konumayacaksn... O, glerek: - Gayret ederim kk, gayret ederim... Mamafih arada bir kaza olursa kusura bakmazsn a rtk, dedi. Akama kadar beraber altk, yarn geleceini haber aldm hasatlar kabule hazrlandk. Kuadas, 26 Aralk Bir aydan beri Hayrullah Bey'in yannda hastabakcym. Muhabere devam ediyor, hastaneye gelen yaral kafilelerinin 342 Reat Nuri Gntekin

ard arkas kesilmiyor. o kadar ok ki... Baz geceler evime bile dnemiyorum. Dn gece ge vakte kadar ar yaral bir ihtiyar yzba ile megul olmak lzm gelmiti. S luktan bitap dm, ecza odasndaki bir koltuun iinde uyuklam-tm. Omuzlarma hafif bir elin dokunduunu hissettim; gzlerimi atm, Doktor Hayrullah Bey'di. Benim memden korkmu, uyandrmamaya alarak stme ince bir battaniye rtmek istemit giren hafif seher aydnl iinde daha solgun ve yorgun grnen mavi gzleriyle glmsedi - Uyu kk, rahatsz olma, dedi. Bu dakikada, bu efkat, bana yle tatl geldi ki... Bir ey sylemek, minnetimi anlatmak i stiyorum. Yorgunluk, uyku galebe etti, dalgn dalgn glmseyerek tekrar uyudum. iki byk kusuruna ramen, bu ihtiyar doktoru ok seviyorum. Bunlardan biri kaba kelimel er kullanmas. Geri etrafndakiler de buna hak kazanacak mnasebetsizlikler yapyorlar am a, bu da sebep olur mu ya? Baz azndan yle eyler kyor ki, yanndan kayorum. Gnler um. Mamafih, kabahatini kendi de biliyor, - Aldrma kk, bunlarn irapta mahalli yok, askerliktir, diyor. Hayrullan Bey, kabahatlerini, saf pimanlklarn, sevimli mahcubiyetleriyle affettiren, hatta ho gsteren ocuklara benziyor. kinci kabahati bundan daha byk. Bu kaba saba adamda anlalmaz bir nicelik var. nsann dine bile itiraf eteme-dii en olmayacak eyleri yle ustalkla azndan alyor ki... Mesel

benim kimseye sylememek iin o kadar altm sergzetimin byk bir ksmn biliyor. B ndim de farknda deilim. Ara sra sorduu tek tuk suallere kuru cevaplar vermekten baka bir ey yapmamtm.

ALIKUU 343 Halbuki o, bu szleri bir araya toplaya toplaya btn bir hikye meydana kard. Doktorun kimsesi yok, yirmi be sene evvel evlenmi, dokuz ay sonra kars tifodan lm. O kitten beri bekr kalm, kendisi Rodosluymu, fakat Kuadas'nda da baz emlaki var. Miral maana herhalde ihtiyac olmayan bir adam. nk onun birka mislini hastalara sarf ediyo Mesela bir gn evvel, yaral bir neferin memleketinden gelen mektubunu okumutum. Nefe rin ihtiyar anas, sefaletlerinin son dereceyi bulduunu, ocuklarn alktan, sokaklara d erini yazyordu. Yaral, bu mektubu dinlerken derin derin ah etti. Hayrullah Bey, yanmzdaki yatakta bir askeri muayene ediyordu. Birdenbire bu biare n efere dnd: - ok memnun oldum, neyinize gvenir de byle alay alay yumurcak karrsnz ortaya? dedi. Bu zalim alay, ok gibi yreime saplanmt. Mnasip bir vakitte bunu ihtiyar doktara syle ektim. Fakat o, bana dah-ha evvel bu meseleden bahsetti: - Kk, belli etmeden o aynn anasnn adresini al, be on lira gnderelim, dedi. yle anlyorum ki, bu ihtiyar doktor, ne para iin ne de bir vazife fikriyle askerlik ediyor, onun bir iptilas var: "Sevgili aycklarm" dedii biare neferlere muhabbet! Faka bilmem niin, bu muhabbeti, utanlacak bir ey gibi daima gizlemeye alyor. Kuadas, 28 Ocak Bu sabah, hastaneye geldiim vakit ar yaral drt zabit getirildiini haber aldm. Hastab r, Hayrullah Bey'in beni aradn sylediler. Ne vakit nazik bir ameliyat yapacak olsa, b eni yannda istiyor: 344 Reat Nuri Gntekin

- Sana, byle eyler gstermek doru deil, ama, kk, elinden i gelecek adam yok, beni k ar, ne yapacam aaryorum, diyor. arafm attm, acele acele gmleimi giydim. Fakat, ben hazrlanncaya kadar ameliyat bit raly sedye iinde yukarya gnderiyorlard. Hayrullah Bey, beni yanna ard: - Kk, dedi. Ehemmiyetli bir terzilik ettik: "Ameliyata terzilik diyor." Gen bir erknh rp binbas. Bir bomba, sa kolu ile yznn bir tarafn berbat etmi, kendi odam verdim la sen megul olursun. ok byk ihtimama ihtiyac var. Konua konua odaya girdik, yatakta yz, kolu sarglar iinde sessiz bir insan yatyordu. torla yanna yaklatk, yalnz yznn sol taraf bir para grnyordu. Bu ehre bana yaba bu yz bir trl bulup karamyordum. Hayrullah Bey, yaralnn sol nabzn tutmutu. Yzne doru eilerek iki kere: - ihsan Bey, ihsan Bey! diye seslendi. Birdenbire zihnimde bir imek akt. .'de Abdrrahim Paa'nn evinde tandm erknha geri ekildim; odadan kacak, bir daha beni bu yaral zabiti yanna gndermemesini doktord n rica edecektim. Fakat hasta, gzlerini am, beni grmt. Tand, lkin ben olduuma i i. Yaraland gnden beri, kim bilir, ka defa kendini kaybetmi, hastal, atei, ona ne ermiti? Evet, dalgn gzlerin baklarndan anladm ki, ben olduuma ihtimal vermedi, bemb dudaklarnda, hafif bir glmsemeyle tekrar gzlerini kapad. ihsan Bey! Bir zaman evvel ocukluumdan, beni mdafaa eden bir babam, bir kardeim, bir ... Bildiim olmamasndan istifade etmiler, beni"gece lemlerine srklemilerdi. Yreimde, srgne gnderilen bir adi sokak kadn zille-

ALIKUU 345 tiyle elimi susuz yzme kapayarak ehirden kyordum. Dnyay batan baa bir zulm, ken ba emekten baka aresi olmayan bir sefil gibi grndm gibi o gnde beni mdafaa ettin zi, istikbalinizi tehlikeye koymak, hatta belki lmeyi gze alarak mrvvetini gsterdiniz . Mademki hazin bir tesadf, bugn bizi kar karya getirdi, sizden kamayacam, bu mitsi

c gnlerimizde bir kk kz karde gibi kendimi hizmetinize vakfedeceim. Kuadas, 7 ubat ihsan Bey'in yaras tehlikeli deilmi, bir aya kadar kendini toplayabilirmi. Fakat sa k ann stnden balayarak enesine kadar btn yanan kaplayan yara onu korkun bir sure Hayrullah Bey, sarglar deitirirken yannda bulunmuyordum. Yreim dayanamad iin de rann bundan ok daha fenalarn gryorum- fakat benim bakmn ona, korkun yarasna dok daha fazla strap verdiini grdm iin... Zavall adam, ne ehre ile hastaneden kacan biliyor, aktan aa bir ey sylemedii tsizlik iinde bulunuyor. Hayrullah Bey: - Biraz daha gayret delikanl, yirmi gne kadar dipdiri ayaa kalkacaksn, dedii zaman, a deta telaa dyor. Yaralnn bugnlerini ho geirmesi iin kalbimin btn efkat kabiliyetini sarf ediyorum; atann baucunda kitap okuyorum, hatta, masal bile sylediim oluyor. Evet, biarenin hibir ey sylemedii halde daima irkin kalmak azabndan bir dakika kurtu ad o kadar belli ki... 346 Reat Nuri Guntekin

Bazen gizli teselliler icadna alyordum. Bsbtn baka eylerden bahsediyor gibi grn kadar dnyada lzumsuz, hatta muzr bir ey olmad, asl gzellii ruhta, gnlde aramak rum. Kuadas, 25 ubat ihsan Bey, mit ettiimizden az zamanda iyi oldu. Bu sabah stl ayn gtrdm zaman, o dum. Bir sene evvel Abdrrahm Paa'nn bahesinde tesadf ettiim parlak elbiseli, gzel ve ma li erknharp yzbas gayri ihtiyari gzmn nne geldi. Bin ba niformasnn yakas iinde incecik boynunu yana doru meylettiren, yzndeki yara , bir ayp gibi utanan hasta asker, o gzel, marur erknharp zabiti miydi? Teessrm galiba gzleyememitirn. Onu, baka bir eyle tevil etmeye alarak yalandan da dm: - hsan Bey, bu yaptnz adeta ocukluk, daha tamamyla iyi olmadan niin giyindiniz? ded lerini nne indirdi: - Yatmak daha ziyade hasta ediyor da ondan, diye cevap verdi. ikimiz de susuyorduk. O, hrn asabiyetini gizlemeye alarak: - Artk gitmek istiyorum, bir eyim kalmad, tamamyla iyi oldum, diye ilave etti. Yreim merhametten eziliyordu, renk vermemek iin, akaya vurdum: - ihsan Bey, gryorum ki, beni dinlemeyeceksiniz. Yine asker inadnz uyand. Fakat, unu aber vereyim ki, ben, imdi fitnelik etmeye gidiyorum. Doktorunuza her eyi haber ve receim, sizi iyice paylasn da grrsnz, dedim.

ALIKUU ______ 347 Tepsiyi brakarak acele acele darya ktm. Fakat doktoru grmeye gitmedim. 25 ubat (Akama doru) Hayrullah Bey'le mthi bir kavga ettim. Ama i iin deil, bakalarnn iine karmak say ardrd da ondan... Demin hsan Bey'den bahsediyorduk. Yznn onu fazla mteessir ettiini syledim. Hayrullah Bey, dudaklarn bkt: - Hakk var, ben, onun yerinde olsam, uradan kendimi denize atardm. yle surat, balklar a yem olmaktan baka neye yarar? dedi. - Ben, sizi baka trl sanyordum, Doktor Bey. Ruh gzellii yannda yz gzelliinin ne e olur? dedim. Hayrullah Bey glmeye, benimle elenmeye balad: - Lakrddr o kk, o suratl adama kimse metelik vermez. Hele siz yataki kzlar yok mu? ikyet eder gibi yakasn silkeliyordu. syan ettim: - Hayatm bir para biliyorsunuz, baz esrarm hemen hemen zorla benden aldnz. Benim g de ok gzel bir nianlm vard. Beni aldatt diye onu kalbimden silip attm, ondan nefret yorum.

Hayrullah Bey, yeniden bir kahkaha kopard. Sonra beyaz kirpiklerinin iinde kle kle avi gzlerini ta kalbimin iine dikti: - Bana bak kk, dedi. yle deil, gzlerimin iine bak da syle, onu sevmiyor musun? - Ondan nefret ediyorum. enemi tuttu, hl gzlerime bakmakta devam ediyordu: - Ah, zavall kk, sen onun iin senelerden beri ra 348 Reat Nuri Gntekin

gibi cayr cayr yanyorsun. O hayvan, seninle beraber kendi kendine de yazk etmi. Bu ak o, bakasnda zor bulur. Hiddetten sesim boularak: - Niin bana bu ar iftiray reva gryorsunuz, nereden biliyorsunuz? dedim. - Hatrlarsn ya, seni o kyde grdm gn, bunu anladm. Saklamaya alma nafile. Sevda, n uyku gibi akyor. Gzlerim kararyor, kulaklarm uulduyordu. O, hl sylyordu: - Bakalarnn iinde yaarken yle herkese, her eye yabanc bir halin, rya gren insanla dalgn, mahzun bir glmseyiin var ki, yreimi yakyor kk. Sen, yaradl itibariyle bakasn. Esatir, buseden domu buse ile gdalanm, bym birtakm perilerden bahseder. ir hayal zannetmemeli. Onlarn dnyada numuneleri vardr. Feridecik, sen onlardan biri sin. Sen, sevmek, sevilmek iin yaratlm bir mahluksun. Ah, deli kz, ok yanl hareket n, ne olursa olsun, bu sersem olann yakasn brakmamalydn. Mutlaka mesut olacaktn. Bir isyan feryadyla kvrandm. rpnarak, ayaklarm yere vurarak: - Niin bunlar sylediniz? Benden ne istiyorsunuz? diye alamaya baladm. O vakit, doktorun da akl bana geldi: - Doru kk, hakkn var, bunlar sana sylenecek eyler deildi. Berbat bir halt ettik, af eni kk diye beni teskin etmeye alt. Artk, darlmtm, yzne bakmay canm istemiyordu: - Greceksiniz, onu sevmediimi nasl ispat edeceim, dedim. iddetle kapy kapayarak da

ALIKUU 349 Yine 25 ubat gecesi ihsan Bey'in lambasn grdm vakit, o hl soyunma-mt. Pencerenin nnde, ayakta duru eki son kzltlarn seyrediyordu. Sz olsun diye: - niformanz ne kadar greceiniz gelmi efendim, dedim. Odaya, akamn alacakaranl iyiden iyiye kmt, ihsan Bey, bu karanlktan cesaret alm ir tebessmle ban sallad, ilk defa aktan aa derdini syledi: - niformam m efendim? Evet, imdi midim yalnz onda. Yzm o, bu hale getirdi. Urad mir etmek kudretini onda gryorum. Bu szlerin manasn anlamyor, hayretle yzne bakyordum. O hafif bir gs geirerek dev -Gayet sade, Feride Hanm anlalmayacak ey deil. Bir nizamiye zabiti gibi geriye dnece Bombann yarm brakt i tamam olsun, ben de kurtulaym. Gen binba, bu szleri bir ocuk saffet ve strabyla sylyordu. Lambay yakmak iin on uturduu kibriti, belli etmeden fledim, fitili dzeltmek istiyor gibi eilerek gayet yav a: - Byle sylemeyiniz ihsan Bey, siz isterseniz bahtiyar olabilirsiniz Mesela, zararsz bir kzla evlenirsiniz, iyi bir aileniz, minimini ocuklarnz olur, her eyi unutursunuz . Bam evirmediim halde hissediyordum ki, o da bana bakmyor hl pencereden denizi seyre du. - Feride Hanm, ne kadar temiz kalpli bir kz olduunuzu bilmesem, benimle eleniyorsunu z, diyecektim. Beni bu halde kim ister? Ben ki byle olmadan evvel, bir kadnn hi olma zsa glmeden yzme bakabilecei gnlerde bile hoa gitmemitim. imdi yle bir alilim ki. 350 Reat Nuri Gntekin

Artk devam etmek istemedi, kendisini toplamaya alarak: - Feride Hanm, bunlar lzumsuz szler. Affedersiniz, lambay yakar msnz? dedi. Bir kibrit daha aktm, fakat elim bir trl lambaya gitmiyordu. Gzlerimi bir titrek alev e dikerek dne dne onun snmesini bekledim. Oda, eski karanln iine dnce yava y - ihsan Bey, dedim. Siz o muvaffakiyetsizlie uradnz vakit marur, hodkm bir erkektiniz Elem, mitsizlik, kalbinize bu incelii vermemiti. O vakit, mesleinizi ineyerek, belki gze alarak, bir kk kz, hakir bir iptidaiye hocasn mdafaa etmitiniz. Sonra bunlar daha mhim olarak bugnk kadar, -artk saklamaynz, derdinizi anlyorum- bugnk kadar b deildiniz. Niin o biare iptidaiye hocas mrn sizin saadetinize vakfetmesin? Hasta binba, tkanm bir sesle: - Feride Hanm, rica ederim, beni byle olmayacak hayallere drerek bsbtn bedbaht etme dedi. Artk, kararm vermitim. Ona dndm. Bam nme edim: - ihsan Bey, ben sizinle, evlenmeyi rica ediyorum. Beni kabul ediniz, greceksiniz , sizi ne kadar mesut edeceim, ne kadar mesut olacaz... Gzyalaryla perdeli kirpiklerimin arasndan binbann karanlk yzn gremiyordum. Sade daklarna gtrerek korka korka parmaklarmn ucunu pt. Her ey bitti. Artk, bundan sonra kimse benim onu iin iin sevdiimi sylemeye cesaret ed meyecek.

ALIKUU 351 Kuadas, 26 ubat O gnden beri, sen benim iin bir yabancydn, bir dmandan baka bir ey deildin KmranL yz yze gelmeyeceimizi, bu dnyann gzleriyle birbirimize bakmayacamz, birbirimizin tmeyeceimizi biliyordum. Byle olduu halde ben, senin nianln olmak hissini bir trl g karamamtm. Ne sylesem, ne yapsam; kendime, sana ait birey gzyle bakmaktan kurtula Evet, niin yalan syleyeyim? Btn nefretlerime, isyanlarma, btn o gemi eylere rame bir para senindim. Bunu, ilk defa bir bakasnn nianls, bunca senenin, bunca sabahnda senin nianln diye an sonra bir gn, bakasnn nianls diye uyanmak, Kmran, ben asl bu sabah, senden ayr e bir hatra gtrmeye, son bir defa ban evirerek, arkasnda brakt eylere bakmaya biare muhacir gibi. * Bu sabah, ihsan Bey'le grtkten sonra onu doktor Hayrullah Bey'in odasna gtrecek, ni dmz haber verecektim. Bu byk vaka iin her gnk hastabakc gmleim pek sade dec hzun edecekti. Bahede clz idemler yetimiti. Onlardan kk bir demet yaparak gsme hsan Bey'i, bu sabah yine giyinmi buldum. Beni grnce bir ocuk saffetiyle glmsemeye b Dndm ki, bugnden sonra onu mesut etmek benim vazifem. Zorla glmeye alarak ellerimi uzattm: - Bonjur, hsan Bey, dedim. Sonra, idemlerden birka tanesini ayrarak niformasnn gsne ilitirdim: 352 Reat Nuri Gntekin

- Bu gece rahat uyuduunuzu tahmin ediyorum. - Pek ok. Ya siz? - Alt aylk bir ocuk kadar memnun, msterih bir uyku. - Niin yznz solgun yleyse? - Dnnz ki, bahtiyarlk da insan soldurablir. Bu cevap zerine ikimiz de sustuk. hsan Bey'in dudaklar bembeyazd Ksa bir skttan sonra ar ar sze balad. Ara sra nden korkuyor gibi susuyor, birka saniye tereddt ediyordu, dedi ki: - Feride Hanm, size lnceye kadar minnettarm. Bana eski bahtiyar zamanlarmda da nasip olmam emsalsiz bir gece geirttiniz. Size demin hakikati sylemedim; ben bu gece sabah a kadar uyumadm... "Ben sizinle evlenmeyi rica ediyorum" diyen sesiniz kulamdan git medi. Uyuyamadm, nk sizin nianlnz olarak geirdiim tek saadet gecesinin bir dakikas tmemek lzmd mrmn sonuna kadar size minnettar kalacam.

- Sizi daima mesut edeceim, dedim. O, derin bir heyecan iindeydi. Ellerimi tutmak istiyordu. Fakat cesaret edemedi. Bir hasta ocua hitap eder gibi, halim, okayc bir sesle: - Hayr, Feride Hanm, bu gecenin bir ferdas olamazd, bunu biliyorum. Bu gece, ok mesut oldum. Fakat, buna ramen, ben, bugn gidiyorum, birka saat sonra sizden ayrlm olaca - Niin hsan Bey? Beni istemiyor musunuz? Doru deil, bana bu kadar mit verdikten sonra gitmek doru deil. Zabit, arkasn duvara dayad, gzlerini kapayarak, derin derin: "Ah, bu ses!" dedi. Son ra, birdenbire silkindi, hemen hemen sert bir sesle: - Biraz daha gayret etseniz, merhamet size, beni sevdiinizi iddia ettirecek.

ALIKUU 353 - Niin olmasn, ihsan Bey? Mademki sizinle nianlanmak istedim, demek ki bunda bir se bep vard. O, adeta ac bir istihza ile cevap verdi: - Evet, siz mademki benimle evlenmeyi kabul ettiniz, demek ki beni seviyorsunuz. Fakat, ben, sizin tarafnzdan bu kadar sevilmek istemiyorum. Siz, izdivaca sahiden ihtimal verdiniz miydi, Feride Hanm? - Feride Hanm, beni, mitsiz bir alile kar duyulmu bir merhametten baka saiki olmayan ir ak sadakasn kabul edecek kadar dm, bitmi bir adam m sanyorsunuz? Nihayet bir mahzunlukla bam edim: - Hakknz var. Biz iki biare insanz, iki derdi birletirirsek, belki mesut oluruz diyor dum, yanlmm. Duvarda asl duran klc gstererek ilave ettim. - Sizin yine bir teselliniz var. Dediiniz gibi vazifenizin bana dneceksiniz. Ben kadn , sizden daha biareyim. * Bir donuk k sabahna gslerinde birka clz idem, dudaklarnda onlar gibi yalanc bi rya gelen yeni nianllar on dakika sonra gzlerinde yalarla bedbaht bir aabey, kimsesi ir kz karde gibi birbirlerinden ayrldlar. Kuadas, 2 Nisan gn evvel, mektebi iade ettiler. Be yllk fasladan sonra tekrar derse baladk. Fakat azm, sene sonu oldu gitti. Bahar, snflar prltl gne aydnlklaryla, lk iek ko arlarda Akdeniz'in yeil hareleri alkuu - F 23 354 Reat Nuri Gntekin

dolayor, ocuk olsun, byk olsun, kimsede almaya istek yok. Bamuallim, bir trl Kuadas'nda kalmak istemiyordu. Bir ay evvel baka bir yere gnderdi . Yerine beni tayin ettiler. Hem de unvanm "Mdire"ye evirmek artyla. Ben bu cihetten u ie memnun olmadm. nk muallim arkadalarm tuhaf bir nazarla bakmaya baladlar. Geri bunlar, yle malumatl, meziyetli insanlar deil, fakat ne olursa olsun, yal bal r. Maarif memurlarnn dedikleri gibi her birinin on beer, yirmier senelik "kdem"le-ri var. Onlarn yerinde olsam, sonra, gnn birinde kendi kzmdan kk bir ocuu bama get ediyorum ki benim de kalbim krlr. Mart iptidasnda Hayrullah Bey'i tekat ettiler. Kendisi zengin adam, maaa muhta deil. Mamafih, mahzun oldu. - Sevgili aycklarmdan birounun gzlerini elimle kapadm, isterdim ki, benim gzlerimi lar kapasnlar, mezarma onlar gtrsnler, olmad, dedi. Hayrullah Bey, malumat cihetinden de ok mkemmel bir adam. Btn genliini okumakla geirmi. Evinde kocaman bir ktphanesi var. Dnyada kitaptan l o ey olmadn sylyor. Kitap yazanlar gibi, okuyanlarn da hayatta hibir ey grmeden dalalar olduunu iddia ediyor. Geen gn onu kuvvetli bir itirazla malup etmek istedim. - Mademki yle siz niin bu kadar ok okudunuz, hatta beni de buna tevik ediyorsunuz? d edim. Bu, yle itirazd ki, akan sulan durdururdu. Fakat o, hi bozulmad, bilkis, kahkahalarla glp, benimle elenerek: - Daha iyi dedin ya, beni budala deil diye sana kim syledi, kk, dedi. Bu ihtiyar doktoru anlamyorum ki... Her neyi severse

ALIKUU 355 aleyhinde bulunuyor. Hatta yle hissediyorum ki, beni bile azarlad zaman her zamankin den daha ok seviyor. Hastaneyi brakt gnden beri kh gnlerce evine kapanarak kitap okuyor, kh askerlikten izmelerini ekiyor, srtna jandarma gibi bir tfek takarak Dldl'e biniyor: (dldl, on sevdii emektar atdr) bu kyafetle kylerde bakacak hasta, kendini megul edecek bir i a aya gidiyor. Evinde seksenlik bir stanne ile "Odaba" diye ard topal bir bahyan var. gn evvel benimle Munise'yi evine davet etmiti. Pek keyifliydi. Ben, ktphaneyi kart , Munise ile saatlerce ocuk gibi oyun oynad. Munise'ye yle ciddi emirler veriyordu ki, glmekten baylyordum: - imdi saklamba oynayacaz, lkin g yere saklanmak yok ha, parmak kadar vcudun var. B re skrsn, saatlerce beni yorarsn. Sonra, beni bulamazsan, merak etme ha, belki saklan erde uyur kalrm Munise'yi birka gne kadar arafa sokuyorum. yle byle on drdne giriyor. Boyu imdi t boyum kadar. Kk iekler gibi ald, beyaz denecek kadar ak sar salarnn iinde be gre deien lacivert gzleriyle gldke yananda gller aan, aladka gzlerinden inci benzedi. Hayrullah Bey, bu araf meselesine ok kzyor. Ben de onun daha pek kk olduunu biliyo , ne yapaym, korkuyorum. Tandklardan bazlar: - Feride Hanm, sen bunu erkekten kar, vakitsiz kaynana olacaksn, diyorlar. ime bir heyecan dyor. Hem seviniyor, hem titizleniyorum. Kaynanalar iin tevekkeli tit z demezeler. Geen gn, mektepten geliyorduk. Kar kaldrmda on alt, on yedi yalarnda gzelce bir m ordu. Ara sra bize bak tuhafma gitti. Peemin altndan, belli etmeden 356 Reat Nuri Gntekin

Munise'ye baktm. Bir de ne greyim. Hain sar yan gznn ucuyla delikanlya bakarak gl kadar meraklandm ki sokan ortasnda dp baylacaktm. Canavar bileinden yakaladm; ya baladm. Evvela inkr etti. Bakt ki, bende inanacak gz yok, yalandan alamaya balad arna dayanamayacam, benim de alayacam biliyor. - Ben de sana yapacam cezay biliyorum, dedim. arda bulduum koyu nefti ipekliden bir dikmeye baladm. Bu sabah da bir elyotrop kavgas ettik. Birka ay evvel sz arasnda elyoptropu ok sevdii i sylemitim. Hayruah Bey, bilmem nereden bulmu, drt gn sonra bir ie getirmesin m in diye ok ihtiyatl kullanyorum. Sa olsun, yaramaz kz rahat vermiyor ki. Musallat old u, bir para yalnz kald m, odaya bir elyoptrop kokusudur yaylyor. Sonra, masum masum: - Almadm vallahi abacm, diye yemin ediyor. Kuadas, 5 Mays Bu sabah, Munise biraz hasta ve renksiz uyand. Gzleri krmz, benzi soluktu. Mektepte p ek ok i olduu iin evde kalmak mmkn deildi. Mamafih, doktor Hayrullah Bey'e uradm. yarak Munise'ye bakmasn rica edecektim. Aksi olacak, o da yarm saat evvel Dldl'e bine rek bilmem hangi kye gitmi. Eve dndm vakit Munise'yi yatakta buldum, ihtiyar bir komuya, ara sra ocuu yoklamas tmitim. Eksik olmasn, hi yanndan ayrlmam, akama kadar yaynda orap rm.

ALIKUU 357 Munise'nin nezlesi artmt. Ba ate gibi yanyor, sabahkinden daha sk ksryordu. Sesi en hafif bir tkanklk hissettiini sylyordu. Boynunun altnda tutarak azn atrdm, bezeler dokundu. Yzne yaklatrdm lambann ziyas gzlerini kamatryordu. Aznda, az beyaz kabarcklar grnyordu. Munise, benim merakmla elendi: - ksrkten ne olur abacm, Zeyniler'de de ben ksrk oldum, unuttun mu? dedi. ocuun hakk var. Zeyniler'de, karlarn iinde onu yar donmu bir halde bulduum gece by miydi? ocuklarda nezlenin ne ehemmiyeti olur? Yalnz canm skan ey, Hay-rullah Bey'in b lunmamas. Onba deminden tekrar urad, beyin bu gece kyde kaldn syledi, inallah o dar km kalkm olur.

Kuadas, 18 Temmuz Bu sabah hesap ettim, km topraa deli tam yetmi gece olmu. Yava yava buna da almaya, bu acy da hazmetmeye balyorum, insan, neye tahamml etmiy . Demin, ihtiyar doktorumla deniz kenarna gitmitik. Kumsaldan akllar, sedef kabuklan t opladm, sakin sularn stnde ta sektirmeye baladm. Hayrullah Bey, ocuk gibi seviniyordu. Beyaz kirpiklerinin iinde masum mavi gzleriyl e glerek: - Ah, genlik! Elhamdlillah onu da yendik. Bak, rengin gibi neen de gelmeye balad, ded i. Gldm: - nsann sizin gibi doktoru olduktan sonra tabii deil mi? dedim. 358 Reat Nuri Gntekn

Ar ar ban sallad: - Tabii deil, kk, tabii deil, doktorluk da insanlar gibi, kitaplar gibi doruluk ve ce a gibi aslsz, faslsz bir masal... Parmak kadar ocuu kurtaramadktan sonra, iine tk byle fennin. - Ne yapalm, Doktor Bey, zlmeyiniz. Allah yle istedi, yle oldu, dedim. Mahzun mahzun yzme bakt: - Zavall kk; ben sana asl niin acyorum, biliyor musun? Bir derde uradn vakit, as ilecek kendin olduunu unutuyor, bakalarn teselliye balyorsun. Senin bu mazlum halleri beni alatacak gibi oluyor kk. Biraz sustu. Sonra, kendi kendine ikyete balad: - Ben de ama ipsiz sapsz herif oluyorum ya, bunadm m, nedir? Haydi kk gidelim. Sararm tarlalarn iinden eve doru yrmeye balamtk. Btn iftiler, doktoru tanyo n ynn yannda alan ihtiyar bir kadnla konutuk. Hayrullah Bey, birka sene evvel bu nu tedavi etmi. Bykanne ok dualar etti; sonra temmuz gneinin altnda harman den gr ci ard: - Gel buraya. Hseyin, velinimetinin elini p. O olmasayd, sen imdi bir avu toprak olmu un, dedi. ihtiyar doktor, Hseyin'in yank, yerli yzn okadktan sonra: - Ben yle kuru kuruya el pmelerden anlamam delikanl. Haydi bakalm bizi dvene bindir, dedi. ki kuvvetli kzn ektii dvene bindik, hemen, be on dakika bu saman denizinin sar dal e ar ar dolatk.

ALIKUU 359 Bugn artk o vakay yazmak kuvvetini kendimde buluyorum. Defterimin son sayfasn yazdm nin son sabah Munise'yi daha ziyade hasta buldum. Sesi konuamaycak derece kslmt. Bi avaszlktan bunahyordu. Ne olursa olsun, bir baka doktor aramaya gidecektim; fakat ara fm giyerken Hayrullah Bey geldi. Hastay ksa bir muayeneden geirdikten sonra, ehemmiye tli bir ey olmadn syledi. Mamafih, ehresi atk, gzlen dnceliydi. Bu ehreyi beenmediim korka korka kendisine an sklm gibi omuzlarn silkti: - Mzmzlanmaya lzum yok. Tam drt saatlik yoldan geliyorum. Yorgunluktan berbat oldum; sze hizmet ettiimiz yetmiyor da, bir de dalkavukluk mu etmeli? dedi. Hayrullah Bey, ehemmiyetli hastalklar karsnda daima byle asabi ve kaba bir adam oluyo rdu. Yzme bakmaya alarak: - Lzum yok ama, ihtiyaten bir iki doktor arkada a-racam, kt kalem bul, abuk, ded Bugn her iim aksi gidiyordu. Sabahtan beri mektepten defa hademe gndermilerdi. Maari Encmeni azasndan iki efendi ile bir mfetti gelmi, benden baz eyler soracak-larm. nc haberi getiren hademe kadn adeta hrpalayarak kovuyordum. Hayrullah Bey, birdenbir iddetlendi: - Ne halt var burada? Haydi vazifenin bana. Yorgun yorgun, az iim varm gibi, bir de s eninle mi uramal? Haydi abuk, arafn giy, mar. Sen burada durup beni artrsn. B

ihtiyar doktor yle sert ve kati tavrla bu emri vermiti ki, itaat etmemek mmkn deildi. Bir kelime sylemeye cesaret edemedim; peemin altda alaya alaya mektebe gittim. 360 Reat Nuri Gntekin

Maarif, beni dnyann nimetine gark etse, bugnk fedakrlm deyemez. Mfettiler snf alebeleri imtihana ekiyorlar, defterleri grmek istiyorlar, bin trl olmayacak eyler so ruyorlard. Basmdaki kyamet iinde nasl dndm, nasl cevap verdim, bilmiyorum! Vakit yaklayordu, onlar hl gitmiyorlard. Nihayet aralarndan bin perianlm fark etti: - Rahatsz msnz Mdire Hanm? ehreniz pek bozuk grnyor, dedi. Artk, kendimi tutamadan, merhamet ister gibi boyumu bkp, ellerimi kavuturarak: - Evde ocuum lyor, dedim. Acdlar, manasz teselli szleri syleyerek gitmeme msaade ettiler. Evimle mektebin aras nihayet be dakikalk bir yer. Ben bu yolu yarm saat, belki daha uzun bir zamanda yrdm. Sabahtan beri eve komak iin o kadar rpndm, hrnlat- gitmek istemiyordum. Tenha sokaklarda duvarlara dayanyor, yorgun yolcular gibi eme talarna oturuyordum. Evimin ak pencereleri iinde yabanc erkek balar grnyordu. Kapy bana "onba" at aret edemiyor, bir ey sylememesi iin gzlerimle, halimle yalva-ryordum. Fakat o, bana ummadm bir ey syledi: - Fakir ocuk hastaca.... Allah, inallah, ifasn verir, dedi. Birdenbire tavanlar sarsld, merdiven banda doktor Hayrullah Bey grnd. Gs plak, d: - Kim geldi Onba? diye seslendi. Halsiz halsiz merdiven basamana melmitim. Taln grnce durdu, akn akn: - Sen misin, Feride? Pekl kzm, pekl, dedi. Sonra

ALIKUU 361 ar ar yanma indi; halim, her eyi bildiimi sylyordu. Ellerimi tuttu, kesik kesik: - Kzm, gayret et, diini sk. inallah kurtulur. Serum yaptk, elimizden geleni yapyoruz llah byk, mit kesilmez, dedi. - Doktor Bey, msaade ediniz, onu greyim, dedim. - imdi deil, Feride bir para sonra. imdi biraz dalgn, vallahi bir ey olmad. Yemin ed rum sana. Dalgnlk billahi. Sakin bir inatla: - Mutlaka greceim, Doktor Bey, hakknz yok, diye szlandm. Sonra, iimi ekerek ilave e - Zannettiinizden ziyade kuvvetliyim. Mnasebetsiz bir ey yapmamdan korkmayn. Hayrullah Bey, bir para dnd; sonra ban sallayarak raz oldu: - Peki kzm, fakat unu unutma ki, beyhude ah u vahlar hastay rktr. insan, ne kadar ac olursa olsun, bir mecburiyeti kabul ettikten sonra iine skn ve te vekkl geliyor. Hayrullah Bey'in omzuna bam dayayarak odaya girerken, ne gnlmde heyeca , ne gzmde bir damla ya vard! Aradan yetmi yl kadar uzun, yetmi gn getii halde hl o oday gzmn nnde g ieride gmleklerinin yakasn ve kollarn am iki gen doktorla bir ihtiyar kadn vard iinden szlerek giren bir ikindi gnei oday parlak bir hayatla doldu-ruyordu. Darda stos bcekleri tyor, uzaklardan bir gramafon sesi geliyordu. Odann ii karmakarkt. S lerde, raflarda, ieler, pamuklar, yerlerde duvarlarda Munise'ye ait bin trl eya srn . Aynann kenarnda onun doktorun bahesindeki ieklerden eliyle yapt bir demet, konsol e deniz kenarndan toplad bir avu renkli ta, sedef kabuklar, sandalyelerden birinin a a 362 Reat Nuri Gntekin

iskarpinin bir teki, duvarda B.'de evimizin iinde suluboya ile yaptm resmi (banda kr erinden bir elenk, kucanda Mazlum ile yaptm o resini) sonra, bin trl boncuklar, kum ar, cam kpeler, duvakl gelin kartpostallar, bir kz ocuu kalbinin btn bu masum ve b

gileri... "Munise, artk arafl bir gen kz oluyor" diye iki hafta evvel ona sar yaldzl bir kar m, bir bebek yata hazrlar gibi zene, bezene muslinlerle sslemitim. Km, bu ipeklerin iinde bir baka ipek kmesi gibi bembeyaz yatyor, ba ar bir ry biraz yana dyordu. Karyolasnn demirinden, nefti arafnn daha bitmemi pelerini sark daki rafta B.'de satn aldm bebei -kmn buseleriden solmu yz, iri mavi gzleriy staln btn aclar, azaplar durmutu. Yorgun bir uyku iinde uyurken aznn etrafnda triyor, glmser gibi aralanm dudaklar, inci dilerini gsteriyordu. Bu zavall gzel e nlk bir ky mektebinde, ruhumun iine dkldkleri dakikadan bugne kadar beni mesut etmi . Kular, hl enlik yapyorlar. Gramofon hl alyordu, ikindi gneinin aa yapraklarn ocuk yzne, rselenmi kelebek kanatlarnn parmaklarnda brakt yaldzl toza benzer , alnna dklm sar peremleriyle oynuyordu. Ne bir feryat, ne stne atlmak gibi bir tela... Kollarm ihtiyar doktorun boynuna kilit lenmi, bam omzunda, adeta ac bir saadetle bu gzellii seyrediyordum. lm, yavruma bir ay tatllyla yaklayor, bir ana duda gibi korkutup rktmeden du.

ALIKUU 363 Doktorlar, yataa yaklamlard. Birisinin, ipek rtler iinden kmn plak kolunu Hayrullah Bey hafife dnd, vcudunu gzlerime siper etti. Birisi: - Kolonya, bir para kolonya, diyordu. ihtiyar doktor, bayla raflardan birini gsterdi. Kular hl durmuyor, gramofon gittike an bir enlikte almakta devam ediyordu. Birdenbire odann iine keskin bir elyotrop kokusu yayld. Kolonya bulamamlar onu kullan rd. Elyotrop... Kmn elinden hemen hemen zorla ekip aldm bu ie... Bana verdii bil ondan, sevdii ehemmiyetsiz bir kokuyu kskanacak kadar m kalpsizlik etmitim? - ieyi yataa boaltnz, doktor bey, km bu koku iinde daha mesut lecek, dedim. Hayrullah Bey, salarm okuyor: - Haydi Feride, haydi evladm, artk dar kalm, diyordu. Munise'yi son defa pmek istiyordum. Cesaret edemedim, yalnz plak kolunu tuttum. Km a ellerimi tutar, avularm evirerek ilerinden perdi. Bende onun gibi yaptm. Bu zavall uuk avularnn iinden kk kk buselerle ptm, abasna ettii btn iyilikleri iin Bu dakikadan sonra Munise'yi bir daha gremedim. Beni yatamn stne uzattlar ve yalnz r. Bir yandan titriyor, bir yandan ter dkyordum. Evin iine yaylan keskin elyotrop kokus u bir dalga gibi iime gmlyor, gsm tkyordu. Bana yle geldiki bu koku, bu ikindi a sesi, senelerce devam etti. Sonra yava yava ortalk karard. Gzlerimin nnde Munise'nin ar frtnasnda kaybolduu o karanlk gecenin hayali titriyordu. 364 Reat Nuri Gntekin

Kmn kapya vurduunu, frtnann iinde ince sesiyle inlediini duyuyordum. Gecenin bilmem hangi saatindeydi. Kuvvetli bir k gzlerimi yakt; salarma, alnma bir kunduunu hissettim, gzlerimi atm, ihtiyar doktor, elinde bir amdanla yzme eiliyor, i gzlerinde, beyaz kirpiklerinde yalar titriyordu. Rya iinde gibi: - Saat ka? Bitti, deil mi? Dediimi hatrlyorum, sonra yine yava yava o Zeyniler gecesinin karanlna daldm. * Gzlerimi, tekrar atm vakit, bulunduum yeri tanyamadm; baka oda, baka pencereler.. erime dayanarak kalkmaya altm, bam benim deilmi gibi, tekrar yastn stne dt. Yine doktorun mavi gzlerini grdm. - Fende, beni tandn m? - Niin tanmayaym Doktor Bey? dedim. - ok kr, ok kr. Cmlemize gemi olsun. - Bir ey mi oldu, doktor? - Sen yata bir ocuk iin ehemmiyetsiz, biraz uyudun kzm, biraz uyudun, ehemmiyet veril ecek birey deil... - Ne kadar uyudum?

- Epeyce zaman, ziyan yok... On yedi gn kadar... On yedi gn uyku1 Ne tuhaf!.. Aydnlk, beni rahatsz ettii iin tekrar gzlerimi kapadm, n yedi gnlk uykuya; bakasnn gsnden geliyor, dudaklarndan kyor gibi bir tuhaf se halarla gldm; sonra tekrar uyudum. * Byke bir beyin hummas geirmiim. Doktor Hayrul-lah Bey, beni kendi evine nakletmi, on di gn baucumdan

ALIKUU 365 ayrlmam. Bu, benim hayatta ilk byk hastalmd. Nekahet zamanm krk gnden ziyade s den kalkamadm. Hastalktan sonra salarm demet demet inmeye balamt. Bir gn, makas is onlar ensemin hizasndan kestim. Nekahet ne tatl ey. nsan, yeniden dnyaya gelmi gibi oluyor; en ehemmiyetsiz yerlere renkli oyuncaklara bakan kk ocuk gibi- sevinle, saadetle bakyor. Cama kanatlarn ar kelebek, aynann kenarnda renkli akisler uyandran bir gne aydnl, uzak bir srnn eri, kalbimi lezzetli titremelerle rpndryordu. Hastalk, son senemin btn zehirlerini alp gtrmt. Hatralarm bile bakasna ait . Onlar, artk bende ne bir keder, ne bir heyecan uyandryordu. Zaman zaman hayretle kendime soruyordum: - Sakn bunlar bir uzun ryann hatralar olmasn! Yahut onlar bir eski romandan okumu o ym? Evet, vakalar ryada, ehreleri, boyalar solmu, ereveleri tozlanm eski fotoraf yim. Doktor Hayrullah Bey, bu nekahet zamannda bana arkadalk etti. Bir gn yalnz brakmad. ikyeler sylyor, kh romanlar okuyarak beni elendirmeye, gldrmeye alyordu. O biar u. - Hele yle bir adamakll ayaa kalk... Alimallah hasta bile olmasam, keyif iin patiska ntari diktirip ay yatakta yatacam. Sana bin trl naz edeceim, diyor. Ara sra benim, uykuya benzeyen dalgnlklarm oluyor, incelmi gzkapaklarmn arasndan p n szarak bir zaman o halde kalyordum O vakit, Hayrullah Bey, karmdaki koltukta kitap okuyor yahut uyukluyordu. Bu dalgnlk saatlerinde ruhumun vcudumdan ayrldn, k gibi ses gibi boluklarda dolatn his 366 Reat Nuri Gntekn

Nerelere, hangi memleketlere gidiyordum, bilmiyorum. Yalnz birdenbire uurumlara dmek hissi iinde, iim lnarak silkinip uyandka yle hissediyorum ki, uzak, pek uzak bir ye rden dnyorum. Kulaklarmda k sratiyle alm mesafelerin rzgrlar hldyor, gzl larnda grlm dumanl memleketlerin dank, snk hatralar titriyordu. Evvelki gn Hayrullah Bey'e dedim ki: - Doktorcuum, artk bsbtn iyiletim. Onu ziyaret edebiliriz. Evvela raz olmad, daha hi olmazsa on be gn, bir hafta sabretmemi syledi. Fakat hastalarn inatlna, titizliine tahamml etmek mmkn olmuyor. htiyar arkadam m. Baheden iki kucak iek, deniz kenarndan birok renkli ta -km bunlar ieklerde topladk. Munise, Akdeniz'e kar bir tepeciin stnde, kendi gibi incecik bir kk servinin altnd . Saatlerce yannda oturduk. Hastalmdan beri ilk defa olmak zere doktorla onu konutuk. Kmn nasl ldn, nasl gmldn bilmek istiyordum. Btn srarlarma ramen Hay nz bir ey renebildim: Gmldkten sonra imam, Munise'nin annesinin ismini sormu, bunu, i kimse bilmiyor doktor benim, bu kk kz iin hemen hemen bir anne olduumu hatrlam, vermi. Yavrumu "Munise bin Feride" diye topraa teslim etmiler...

ALIKUU 367 Kuadas, l Eyll Doktor Hayrullah Bey bu sabah bana: - Kk, dedi. Beni yine bir kyden istemiler. Dldl sana emanet, sakn hayvann pansuman a" aysna brakma. Kendi baca gibi Dldl'n bacan da kestirmeye mi azmetti, hain n k iyi olmuyor, pansuman biliyorsun. Yaray tekrar baladktan sonra Dldl' sekiz, on dak bahenin iinde dolatr, hatta mmknse bir para, ama ok deil, kotur anladn m? ikin frnc Hur-it Aa bugn frn kirasn getirecek, yirmi sekiz lira m ne, benim tarafnd

Ayrca, neydi o syleyeceim? Kafa kalmad ki... Ha, evet, benim ktphanemi aaya naklet niz tarafndaki oday sana vereceim. Oras daha gzel, hem kn lodosa kardr, mezsi Ne vakitten beri sylemek istediim szn sras gelmiti. Dedim ki: - Doktor Bey, Dldl' merak etmeyin, kiray da alrm. Fakat, tekine ihtiya var m? Art rliim kfi derecede uzad, msaade ederseniz ben gideceim. Doktor, ellerini kalalarna dayad, benim taklidimi yapmak iin sesini incelterek hidde tle: - Misafirliim kfi derece uzad. Msaade ederseniz ben gideceim, dedi. Sonra daha sert b ir tavrla yumruunu sallayarak: - Ne dedin? Gidecek misin? Yedii naneye bak. Azn kulaklarna kadar yrtarm da asl o v kyamete kadar glersin. - Fakat, Doktor Bey, dedim, misafirlik fazla uzuyor. Yine elini beline dayyarak: - Peki, kkhanm hazretleri, gitmek istiyorsunuz, l fakat Quo Vadis?... Glmseyerek cevap verdim: 368 Reat Nuri Gntekin

- Doktor bey, nereye gideceimi ben de kendi kendime soruyorum. Fakat u var, gitmek elzem. lanihaye yannzda kalamam. Bu, tabii... En dkn bir zamanmda bana yardm ettin unu unutmayacam, fakat... Hayrullah Bey, enemin altndan tuttu: - Kk kz, gevezelie lzum yok, biz, seninle "iki ahbap avu" olduk. Haydi, mnasebetsi . Ben, hl srar ediyordum: - Doktor Bey, kalmak benim canma minnet, emin olunuz, yannzda ok mesut oluyorum, fak at niceden Beri size yk olacam? Geri ok insaniyetlisiniz, fedakrsnz... Doktor, ksa salarm birbirine karrarak elenmeye devam ediyor, yine benim syleyiimi tmek iin yanan ukurlatrarak, dudaklarn sivriltip, sesini incelterek: - insaniyet, fedakrlk... Trajedi mi oynuyoruz be deli ocuk? diyordu. Anlatamadk gitt i, insaniyet, fedakrlk bana vz gelir, kk kz. Ben keyfim iin yaadm, keyfim iin sa ttim. Senden holanmayaym da bak, suratna bakar mydm? Kendimi tepesi st minderden att yine fedakrlk ettiime inanma. "Bu hodkm ihtiyar, kim bilir, ne zevk buldu?" de. Mol iere'in bir kahraman vardr, pek zevkime gider. Herife dayak atarken teki beriki kur tarmaya gelir, herif, hepsini kovar. "Haydi efendim iinize. Allah allah! Belki be n, dayak yemekten holanyorum!" der. Haydi kk, zevzeklii brak, geldiim vakit odalar lmazsa vay haline alimallah hani, bir iri gen beki var, herifi arr zorla seni nikh e im. Cezay grrsn ha?.. Hayrullah Bey'in, ara sra yapt gibi, yine mnasebetsiz akalar edeceini, beni utandr rdum, hemen yanndan katm.

ALIKUU 369 Hayrullah Bey, benim iin hem iyi bir baba, hem iyi bir arkada oldu... Evinde, kend imi yabanc bulmuyorum, benim gibi kalbi ve hayat krlm bir kzn ne kadar mesut olmas kadar mesut oluyorum. Kendime bin trl ey icat ediyorum, ihtiyar stnineye yardm, evi dzeltmek, baheye yemeklere hatta doktorun hesaplarna bakmak, daha byle bin trl i. Buradan ayrlktan sonra ne yapacam? Ben, artk alil saylrm. Shhatim yava yava dze nafile, yle hissediyorum ki, iimde mebbeden krlm bir ey var. Eski shhatimi, bana h o gsteren eski neemi artk bulamayacam. Glerken alyorum, alarken glyorum, dakika muyor. Mesela, geen akam pek neeliydim. Yatamda gzlerimi kaparken adeta kendimi mesut hissediyordum. Sabaha doru karanln iinde hi sebepsiz alaya alaya uyandm. Neyim var ordum? Bunu kendim de bilmiyordum. yle sanyorum ki gece, bu kocaman dnyann btn evleri i birer birer birer dolaarak ne kadar keder, mitsizlik varsa hepsini toplam, getirip benim gsme doldurmu. Bu sebepsiz, isimsiz dilsiz yeis iinde: "Anneciim, anneciim!" e titreye titreye hkryor, daha kuvvetle feryat etmemek iin parmaklarmla azm kapyo denbire yanmdaki odadan Hayrullah Bey'in sesi geldi: - Feride, sen misin? Ne oldun kzm? ihtiyar doktor, elinde mumla odama kotu, ne olduumu, niin aladm bile syletmeye lz ehemmiyetsiz, belki mansz efkat kelimeleriyle beni teskin etti:

- Bir ey deil, kzm, bir ey deil, ehemmiyetsiz bir sinir nbeti, geer yavrum. Vah, o h. Ben, gzlerimde bir trl durmayan yalar, tkanan ku yavrular gibi ak azmda bouk h ihtiyar arkadam, pencereye dnd, karanlkta ta uzaklara yumruunu saklayarak: alkuu - F 24 370 Reat Nuri Gntekin

- Allah belan versin, aslan gibi ocuu berbat ettin, dedi. Yalnz kaldktan sonra da byl hastalk ve mitsizlik saatlerim olursa ben ne yapacam? Adam sende... imdiden bunu nii dnmeli? Herhalde daha en az bir ay, belki daha ziyade, doktor beni brakmayacak... Alacakaya iftlii, 10 Eyll Bir haftadan beri Alacakaya'da, szm ona bir iftliim var, hayli zamandan beri gidip y oklamadm, iileri bo brakmaya gelmez. Seni on be gn oraya gtreyim. Sana da iyi bir hava olur; gzn gnln alr. Bak, yaknda mektep alyor. Btn yl kapal kalacaksn. - Doktor Bey, aklk yerleri ok severim, fakat mektep almak zere. Bilmem ki, nasl olu ye cevap verdim. O, hiddetle omuzlarn silkti: - A babam, ben sana gider misin? diye sormadm ki mlahazat sylyorsun; gtreceim, dedim en ne karrsn? Bu, doktorca bir i... Olmazsa rapor yazar, zorla gtrrm. Haydi, haydi a para amar, ktphaneden benim "Ro-usseau"larm al. Hayrullah Bey, beni artk bir mektep ocuu gibi idare ediyor. Hastalmdan sonra, zayfla irademle ona kar koymak mmkn deil, hem de daha tuhaf, bundan ikyet de etmiyorum, b at, adeta houma gidiyor. Doktorun iftlii bakmsz kalm. Fakat, ne gzel bir yer. Kn bile buralar, bir bahara ele, bir kayalk var ki, seyretmekle doyulur ey deil. Bu kayalar, gnein sabah, le, ak ei olmasna, havann ak, yahut kapal bulunmasna gre renk deitiriyor, lal krmzs, yahut siyah grnyor. Onun iin buraya: "Alacakayalar" demiler.

ALIKUU 371 iftlik beni umduumdan ziyade megul etti. iftilerle beraber st sayorum. Artk, benim imi bir ahbabm olmaya balayan Dldl'e binerek civar koruluklarda geziyorum. Hasl, d t. Mamafih, gnlm pek rahat deil, birka gne kadar mektep alacak, iimin banda bulunmam lip sprt-mem lazm. Hayrullah Bey'e sz anlatmak kabil deil ki... Doktor, geceleri bana roman okutuyor. - Bu ipsiz sapsz lakrdlara tahamml edilmez ama, senin azndan baya ho oluyor, diyor Dn gece, yine ona kitap okuyordum. Kitapta baz ak szler var. Onlar geldike utanyor, lerine sratle baka kelimeler koymaya, yahut cmleleri atlamaya alyordum. Hayrullah Be benim telam fark ediyor, gr kahkahalarla tavanlar sarsyordu. Birdenbire karanlkta kpekler havlamaya balad. Pencereyi atk. iftliin kapsndan bir ordu. Hayrullah Bey: - Kim o? diye seslendi. Onbann sesi: - Benim, yabanc deil, diye cevap verdi. Onbann bu saatte Kuadas'ndan buraya gelmesi bir vakayd. Doktor: - Hayrdr inallah! Ben, aa inip anlayaym bakalm. Gecikirsem sen yat kk, dedi. Hayrullah Bey, bir saate yakn bir zaman Onbann yannda kald. Yukar kt vakit, yz - Onba niin gelmi Doktor Bey? dedim. Sert bir sesle adeta bard: - Sana git yat, dedim yahu, sana ne? Olur rezalet deil bu kz ocuklarnn maskaral be! ait bir i. Artk, onun tabiatn renmitim. Byle zamanlarda zerine varmaya gelmiyordu. aresiz, a k odama gittim. Bu sabah, uyandm vakit Hayrullah Bey'in erkenden 372 Reat Nuri Gntekin

mhim bir i iin gittiini, mamafih, dnmezse merak etmememi sylediini haber verdiler. Herhalde bu zarf bana ait olacak... Bu kt paras beni derin derin dndryor. Acaba b e onba m getirdi? yleyse niin Hayrullah Bey, benden saklad? Buna imkn yok; mutlaka b arf, kitaplar arasnda Kuadas'ndan gelmi olacak. Kuadas, 25 Eyll Hayata paavra diyen meer ne doru sylyormu! * Son vakay defterimin son sayfasna olduu gibi kaydediyorum. Kendimden ne bir isyan, ne de bir damla gzya ilave etmek istemiyorum. Hayrullah Bey, beni, iki gn iftlikte bekletti. nc gece merakm o dereceyi buldu ki, n lursa olsun, sabahleyin bir araba hazrlatacak, kendi kendime kasabaya inecektim. Fakat ertesi sabah, uyandm vakit onu gelmi buldum. O kaytsz, kaygsz Hayrullah Bey'i, hi bu kadar perian ve yorgun grdm hatrlamyor gibi salarma dudaklarn kondurdu. Sonra dikkatli dikkatli yzme bakarak: - Hay Allah belalarn veresiceler, tuu! dedi. Bamda yeni bir tehlikenin dolatn anlyor, fakat bir ey sormaya cesaret edemiyordum. Hayrullah Bey, elleri ceplerinde dne dne epeyce dolat. Sonra, ellerini omuzlarma k - Kk, sen bir eyler biliyorsun, dedi. - Hayr, Doktor Bey.

ALIKUU 373 - Biliyorsun, byle olmasa ilerdeki tuhaflk nazar dikkatini celp edecekti. Mutlaka bi r eyler soracaktn. Gayet ar, ciddi bir teessrle: - Hayr, Doktor Bey, dedim. Hibir ey bilmiyorum, yalnz tela ve strap iinde olduunuz , bir kederiniz var. Benim hem hamim, hatta hemen hemen babam olduunuz iin sizin k ederiniz benim demektir. Neyiniz var? - Feride, kzm, kendini kfi derecede kuvvetli hissediyor musun? Merakm, korkumdan daha stnd. Sakin grnmeye alarak: - Ben gayretli bir kzm, bunun birka misalini grdnz, syleyiniz Doktor Bey, dedim. - Feride, u kalemi eline al, syleyeceim eyleri yaz, haydi kzm ihtiyar dostuna itimat t! Hayrullah Bey, dura dura, dne dne bana u satrlar yazdrd: "Kuadas Maarif Encmeni Riyaset lisine, Hizmet-i maarifte devamma ahval-i shhiyem msait olmadndan, Kuadas Inas Rtiyesi M irham ederim efendim." - imdi kzm, dnmeden, bir ey sormadan imzan at, o kd bana ver. Ellerin titriyor, akmaya cesaret edemiyorsun. Daha iyi kzm, daha iyi. nk sen, o temiz gzlerinle bana ba arken ben aracam. Fevkalde bir eyler getiini anladn, deil mi? Dinle beni Feride. , teessr gsterirsen szn kesmek mecburiyetinde kalacam. Halbuki her eyi bilmen lzm hayata kartn sene iinde insann ne mal olduunu anladn sanyorsun deil mi? Nafi yakn hayatmda ben bile anlayamamm. Ben ki, dnyada enaatin, rezaletin bin trlsne t m; ben bu kadarn hl ihtiyar kafama sdramyorum. Biz seninle dnyann en temiz, en iy tuyuz deil 374 Reat Nuri Gntekin

mi? Aylarca senin hasta vcudunu kendi ocuum gibi kollarmda tuttum, bize ne demiler,ne diyorlar, biliyor musun Feride? Mmkn deil, tasavvur edemezsin. Ben senin nm-m, kapama, bilkis ban dik tut. O hareketi yz karas olanlar yapar, bilkis, gzlerime ba miz var birbirimizden ekinecek? Dinle beni Feride, dinle, sonuna kadar syleyeyim. Bu melun iftira, evvela mektepten km. Arkadalarn tede beride aleyhimizde olmayacak sylemeye balamlar. Sebep malum: Kendileri dururken senin mdi-re oluun. Ben, alt ay el sana haber vermeden kk bir hizmette bulunmak iin bir mektup yazmtm. Bu terfiin be elimde olmas pheleri artrm. Bu fesat yangn aylardan beri iin iin yanyormu. i Maarif Encmeni'nin, kaymakamn kul uzun uzadya tahriratlar yazlm, tahkikat yaplm. Vilayet Maarif Mdrl-'nce tercm

ik etmiler, birok karanlk noktalar varm. Mesela istanbul'dan B.'ye geliin, sonra merk z mektebinden istifa ederek cra bir kye geliin, pheli bir firara benziyormu. Birka a onra mehul bir yerden yardm olmu. Maarif hayatnda misli grlmemi bir sratle terakki ky muallimliinden Darlmuallimat muallimliine ykselmisin. Sonra yine sebepsiz bir isti a. Bu defa, baka bir memlekete gidiyorsun, fakat orada da tutunamyorsun. . Maarif E ncmeni'nden bir cevap gelmi. Okurken iim, zehir kesildi, Feride. Gya sen orada... Yo k, yok sylemeyeceim. Terbiyeli, yksek, ilim irfan adamlarnn kaleminden, azndan kan benim o patavasz asker azm da sylemeye cesaret edemeyecek. Ben ki bilirsin, azma ne elirse sylerim, en iren kelimeyi bile dudamda hapsedemem. Hasl Feridecik, yaral gey i av kpekleri nasl sararsa, senin etrafn da ylece sardlar. En masum hareketin, aleyhi e bir delil olarak tefsir edilmi; mazbatalara, tahkikat evrakna gemi. Ara sra hasta t alebelerini tedavi iin beni mektebe davet etmen, k-

ALIKUU 375 mz lrken takatsiz ban bir lahza omzuma dayaman, sonra sen hasta yatarken yatann m saatler birer cinayetmi! Yzszl o derece ileri vardrmz ki, bir memleketin rf ve iffetiyle alay etmiiz. Etrafmzdaki insanlar hie saymz. Herkese seni hasta diye ilan ken tarlalarda, kol kola dvene binmiiz. Vazifenle megul olacan yerde, bahemde at kot usun, bunlar da kfi gelmemi ehir haricinde iftliklere ekilmiiz. Feridecik, sana bunlar btn iliiyle sylyorum. Mzmz tesellilerle seni bir zaman dah lirdim. mitlerini yava yava, birer birer krabilirdim. Fakat byle yapmadm. Niin biliy musun? Mesleim, yam bana bir kanaat verdi. Bir zehri insan, bir kerede yutmal, ya lr a kurtulur. Zehri urupla, daha bilmem ne haltla karrp yudum yudum imek pis ey, iren ey. Felk vermek testere ile adam kesmeye benzer. Evet Feride, hayatn en ar sillesini yedin. Yalnz olaydn bu darbe seni ldrebilirdi. a, bu kadar insan, ku kadar ocuun stne ullanrsa ne olur? Dua et ki tesadf karna yar kard. Benim mrmn saati alaturka on biri almak zere. Fakat, ne ziyan var? Sana e bulunmak iin bu kadarck bir zaman da kfidir. Buna muvaffak olursam, bir yn manasz uat iinde ziyan olmu gnlerime acmayacam. Korkma Feride, bu da geer. Sen gensin, dah gnler grmekten midini kesme. stifan kendim gtrecektim, vazgetim. Seni bu halde br cesaret edemeyeceim. ocuk ksmnn trl densizlii, denlilii olur. Haydi Feride, haydi ak havaya kalm, koyunlarla, ineklerle uraalm. Bu hayvanlar, grdkleri iyilie kar a nimetinastrlar. ihtiyar doktor, istifanamemi zarfa koyarak onbaya verdi. Bu kt parasna sadece mrmn bir parasn deil, 376 Reat Nuri Gntekin

gnlmn son bir tesellisini daha gmyordum. Ne hazin, Ya-rabbi, ne hazin! Hangi mide sarlsam elimde kalyor, neyi seversem lyor. te sene evvel bir sonbahar eraber len gen kzlk ryalarm, kendi kklerim, sonra Munise, onun arkasndan belki ka uturlar diye mit ettiim talebelerim. Yavrularn tehlikede gren bir ana ku hr-mhyla titrediim bu eyler, sonbahar yapraklar gibi birer birer sararyor, dklyor. Daha yirmi girmedim; yzmden, vcudumdan ocukluun izleri silinmedi; halbuki gnlm, batan baa bt rimin lleriyle dolu. Hayrullah Bey, beni gn yalnz brakmad. Bu kadar felaket karsnda gsterdiim skn amyor, geceleri ben yattktan sonra odamn kapsna gelerek: - Feride, bir eye ihtiyacn var m? Uykun yoksa geleyim, diyordu. nc gecenin sabahyd. Bir mays gn gibi taze, lk bir sabah vakti erkenden kalktm. 'e elimle st sadm, kahvalt hazrladm. Elimde tepsi, sakin ehremde hemen hemen neeli bir tebessmle odasna girdiim zaman, dok tor pek memnun oldu: - Aferin Feride! ok memnun oldum. Nene lzm, dnyann gamn ekecek sen mi kaldn? dedi Penceresini atm, dank birka eyasn dzelttim. iftlie ait eylerden, koyunlardan b iyen sylyor, glyor, hatta eskiden mektepte yaptm gibi aa sra slk alyordum. Hayrullah Bey o kadar seviniyordu ki, tarif edilemez. Onun memnun olduunu grdke daha

neeleniyordum.

ALIKUU 377 Nihayet, vaktin geldiine hkmettim. Doktorun koltuunu pencerenin yanma ektim, dizleri ne bir rt rttm. Sonra, pervazn kenarna kp oturarak: - Sizinle konuacak eylerim var, Doktor Bey, dedim. Hayrullah Bey, eliyle gzlerini k apayarak: - SyleP.fakat aa in. Maazallah yuvarlanrsn... - Siz merak etmeyin, benim ocukluum aa dallar stnde geti. imdi, size memnun olaca rdan bahsedeceim. Gryorsunuz ya, ne kadar sakinim .. Ben, dn akam mhim bir karar verd m. - Neye? - Yaamaya. - Bu ne demek? - Gayet sade, kendimi ldrmemeye. nk birka gn, olgun bir ciddiyetle bunu dnmtm. Bu szleri aka eden bir ocuk hafifliiyle, glerek sylyordum, ihtiyar doktor, heyecanla rinden frlad: - Ne sylyorsun, yumurcak? Bu ne? Eer imdi senin yerinde olsaydm, hayretten aa der olurdum. Fakat sen aa in Allah akna, ne olur, ne olmaz! Ben glerek: - Yaamaya karar verdiimi syledikten sonra artk aa dmemden korkmak manasz deil mi y? Bu karar niin verdim? Bunu size syleyeyim. Birok sebep var. Evvela cesaret edemey eceim. Siz, benim ara sra lmden bahsetmeme bakmaynz. Ne olursa olsun, ben lmekten o karm. Bundan baka arem kalmad halde yine cesaret edemiyorum, Doktor Bey. Bu sz, ellerimi uzatarak, boynumu bkerek, sakin, saf bir tavrla sylemitim. Hayrullah Bey heyecanla bileklerimi tuttu, beni zorla pencerenin kenarndan indird i. Hemen hemen hrpalayarak alak bir iskemleye oturttu: 378 Reat Nuri Gntekin

- Ne anlalmaz bir mahluksun sen, Feride! Bakyorsun parmak kadar hiten bir oyuncak ol uyorsun. Bakyorsun yle derinliklerin, tuhaflklarn, sonra yle inanlmaz bir metanetin v r ki... Peki Feride, syle, dinliyorum. - Yegne arkadam, hamim, babam sizsiniz, yaamaya devam edeyim. Gzel. lmeye cesaretim o madn anladktan sonra, ben de bundan baka bir ey istemiyorum. Fakat nasl? Bana bir y gsteriniz. Bir kolayn bulabilirseniz ne l! Hayruah Bey, kalarm atarak dnyordu. - Feride, dedi. Bunlar ben de dndm. Konumak iin biraz daha beklemek istiyordum. Faka mademki bu kadar kendine hkim olabiliyorsun. Peki kzm, konualm. Bir kere, muallime ol maktan katiyen midini kesmemelisin. Vaka hakknda sana bugn biraz tafsilt verebilirim : On gn evvel vilayetten bir mfetti geldi. Fok bal gibi azdileri dar frlam, lan u mfettiin riyaseti altnda bir tahkikat komisyonu tekil ettiler. Azlini tebli etmeden seni sorguya ekmek istiyorlard. O gece "Onba-"nn getirdii kt bir nevi celpname id de, sen byle bir heyetin karsna nasl kardn? Yabanclarn azndan iitecein o ire p verebilirdin? Bunu haber alnca aklm bamdan gitti. O, encmen odasn gzmn nne ge siyah arafnla, zavall, sararm ocuk ehrenle, bkk boynunla o fok balnn yrtc pnn kurallaryla seni paralamaya azmeden bu adam "kurt ile kuzu" masalndaki canavar gi bi sudan sebepler aryor, o oudala olduu kadar iren iftiralar tekrar ediyor. Seni, bun ak bir askerin az buuk i kelimeleri karsnda bile renkten renge giren masum yzn, rk nle o fok balnn karsnda yalnz brakmak! Hayrullah Bey, halim mavi gzleminde hi grmediim korkun parlt, enesinde lakrdlarn i birbirine ar ptran bir titreme ile yumruunu sallayarak:

ALIKUU 379 - Gzel azm yle bir atm, o fok baln yle bir kalayladm ki Feride... O anda kuru damla kan kmayacakt.

ki gn evvel, benim aleyhimde mahkemeye mracaat ettiini haber aldm. Mfettilere yaptk temizliini bir kere de mahkeme huzurunda tekrar iin o gn sabrszlkla bekliyorum. ihtiyar doktor gzlerindeki o vahi parlt, akaklarmdaki korkun krmzlk snnceye kad ra yine eski halim sesi, bn, saf tavryla devam etti: - Bu arada ne olduysa sana oldu. Arada sen, atee yandn. Hemen zorla sana istifan ya zdrdm diye ileride benim iin fena dnmeni istemem. Alakan katiyen kesmen lzmd. All ri, bu duda glmek ve etrafndakilere saadet vermek iin yaratt. Fok balklarnn kars resin diye deil... Feride, sana bir ey daha syleyeceim. imdi sana kar mesuliyetim ik at oldu. nk bana bu felaketin gelmesine ben sebep oldum. Onun iin lzm ki, bunu yine tamir edeyim. Dediim gibi, meslekten artk bir ey mit edemezsin. Bugn bir aresini buls k bile, yarn baka bir bahane ile seni vuracaklar, fazla olarak o vakit belki ben d e bulunamayacam. Haydi, beraber dnmeye devam edelim. stanbul'a, ailenin yanna dnmey var m? Bam nme edim: - Hayr, Doktor Bey, onlar benim iin bsbtn bitti. - Baka bir are: iyi bir genle evlenmen mmkn deil mi? - Hayr, Doktor Bey. Ben ihtiyar bir kz olarak lmeye azmettim. - Evlenirsen bahtiyar olacana benim de o kadar kanaatim yok, Feride. O melun, kalb ine yle yer etmi ki, skp atmak mmkn deil. - Doktor Bey, ayaklarnz peyim, her eyden bahsedin, fakat bu mesele... 380 Reat Nuri Gntekin

- Peki kk, peki. - Teekkr ederim, Doktor Bey. Hayrullah Bey, beyaz byklarn dileriyle ineyerek dnyordu: - Peki, yleyse ne yapacaz? Zaruret falan ekmenden korkum yok. nk benim az buuk serv ikimize de yeter, param ne yapacam diye dnyordum. Senin saadetinden-iyi neye sarf ed lirim? Vereceim cevabn onu kzdracan biliyordum, fakat bu zaruriydi. Korka korka dizlerimi k k: - Fakat Doktor Bey, ben hangi sfatla sizden byle bir para yardm kabul edebilirim? Na sl bir insan mevkiine inerim? Hayrullah Bey kzmad, fakat gayet mahzun bir ikyetle yzme bakt: - Ayp Feride, ayp. Bu kadar birbirimizle anlatktan sonra ortaya byle sz atman ayp. F t ne yapalm ki, sen btn serbest, hibir eye ehemmiyet vermiyor gibi grnen tavrlarna ade ruhlu, mahdut, mazlum bir ev kzsn: "Knal kuzu" dedikleri cinsten bir kzcaz... B mamalyd, fakat olmu. imdi benim muhakememi takip et Feride. Senin gibi, bir ihtiyar, samimi arkadandan kk bir yardm bile kabul edemeyecek kadar marur bir kz bahusus bu bu dedikodulardan sonra tek bana nasl yaar? Seni tekrar evlendirmeyi dndm bunun de. Kimseden yardm kabul etmek istemezsen, almak istersen buna imkn yok. Beraber yaay lm, benden ayrlma desem buna raz olmazsn, deil mi? Cevap vermeye cesaret edemiyorsun. Fakat, ban eiyorsun; dorusunu istersen, bunu ben de emin bir are telkki etmiyorum. bu saatte her eyi ak ak konumamal? Mahalle namna kaymakama bir heyet gitmi. Benim ailemden, akrabamdan olmayan bir gen kzla yaamamn rfe ve eriata aykr grndn s senin baka bir memlekete gnderilmeni istemi. Herke-

ALIKUU 381 sin kabahatini ak ak yzne syleyen bir "kr kad" olduum iin beni zaten kimse sevme e ile niin bana da bir darbe indirmemeli, deil mi? Hlasa, Feridecik, senin ne benim le yaamana ne kendi kendine yaamana imkn var. Haksz pheler hayatn zehirleyecek, bu leke, nereye gitsen seni takip edecek. Mazindeki pheli bir nokta, her apkna, her se rseriye seni tahkir etmek hakkn verecek. Ne yapacaz Feride? Nasl hareket edeceiz? Sen nasl mdafaa edeceiz? lmeye mahkm bir hasta mazlumluuyla yzne baktm. imdeki derin mitsizlie ramen hl - Nihayet siz de teslim ediyorsunuz ki, lm dnmekte hakkm varm. u gnee, u aal nize baknz Doktor Bey. Benim kadar ba dara gelmeyen bir insan, kendi gnlnn rzasyla

eylerden ayrlmak ister mi? Hayrullah Bey, eliyle azm kapad: - Yeter artk Feride, yeter artk. mrmde yemediim bir halt yedirteceksin. Beni ocuk gi hngr hngr alatacaksn. Yapraklan dklm kuru dallarn arasnda parlayan sonbahar gneine elini uzatt: - Ben hayli ihtiyarm; sefaletin, acnn trl eklini grdm. Kollarmn arasnda nice gz rmda lmek mecburiyetinden bu kadar sknla bahseden bu gzel ocuk yznden, glmek iin r gibi titreyen yaramaz dudaklarndan daha byk facia grmedim. Hayrullah Bey, dizlerinden rtsn atarak odann iinde epeyce dolat; sonra nmde durar - O halde, son areye bavuracaz. Seni eriatlerine uyacak bir sfatla evimde alkoyaca a edeceim. Hazr ol Feride. br Perembe... 382 Reat Nuri Gntekin

Bir haftadan beri Kuadas'ndaym. Yarn gelin oluyorum. Hayrullah Bey, hem hususi ilerin i grmek, hem de eve baz yeni eya almak zere, evvelki gn izmir'e gitti. Bu akam dnece dair telgraf aldm. Bu yeni eyaya lzum olmadn sylemitim. Tuhaf bir tavrla itiraz etti: - Yok, nianl hanm, bu adeta benim yallm bama kakmak demek olur. Geri kudret, bi amza otuz be, krk senelik bir zaman sokmu, ama hi ehemmiyeti yok. Asl genlik, ruhun iidir. Sen bana bakma, ben yirmi yanda delikanllardan daha din bir adamm. Hem seni y telli pullu gelin olmu grmek isterim. Ben, ergen adam saylrm; emelim kursamda kalr. zmir'den mthi bir gelin elbisesi getireceim. Ben, bir ey sylemiyor, nme bakyordum. Hayrullah Bey, szne devam etti: - Sana ben bir de yzgrml veriyorum, ama mthi bir yzgrml. Kefet bakaym: Kpe deil. Akln yorma bulamazsn. Bir yetimhane. Hayretle yzne baktm. O, memnuniyetle glerek: - Houna gidecek eyi nasl kefettim. Bizim "Alacaka-ya"daki iftlii ben otuz, krk kiil r yetimhane ekline sokuyorum. Etrafta bulduumuz kimsesiz ocuklar oraya toplayacaz. Be doktorluk edeceim, sen hocalk ve analk. Bu satrlar, nekahat gnlerimi geirdiim odann penceresi nnde yazyorum. Bahedeki dal urmayan bir kuru yaprak yamuru yayor. Aalarn plak kollarndan dkt bu yapraklardan bazlarn rzgr, pencereden ieriye klar zerine savuruyor. ihtiyar arkadamn snk mavi gzlerindeki efkat, merhamet, temiz ve menfaatsiz muhabbeti de son bir yeil ALIKUU 383

yaprak gibi yayordu; ona bir koca gzyle bakmak mecburiyetinde kaldm gnden beri bu s prak da sarard. Ne yapalm, hayat byleymi! Buna da katlanmak lzm. Karnca aya gibi minimini yazlarla dolan mektep defterimin son sayfalarna geldim. Ne h azin tesadf! Sergzetimle beraber defter de bitiyor. Yeni bir deftere yeni hayatm yazm aya balamak mmkn deil, artk syleyecek neyim kalyor ki? Hem yarn bakasnn kars o una ne hakkm, ne cesaretim olacak. br sabah bakasnn odasnda uyanacak gen kadnn, h ara name, birka damla gzyandan ibaret olan alkuu ile ne alakas kalacak? alkuu bugn defterinin gzyalarndan kirlenmi sayfalarna dklen sonbahar yapraklar or. * Bu son ayrlk saatinde niin hakikati saklamah? Bu okumayacan defteri ben senin iin yaz Kmran. Evet, ne syledim, ne yazdmsa hep senin iindi. Yanl, ok yanl bir i tuttuu itiraf edeceim. Ben, her eye ramen seninle mesut olabilirdim. Evet, her eye ramen sev iliyordum, sevildiimi de bilmiyor deildim; fakat bu bana kfi gelmedi, istedim ki ok,

pek ok sevileyim, kendi sevdiim kadar deilse bile -nk buna imkn yok- ona yakn sevi . Bu kadar sevilmeye benim hakkm var myd? Zannetmem Kmran. Ben, kk, cahil bir kzdm nin, kendini sevdirmenin de bir yolu var, deil mi Kmran? Halbuki ben bunlar hi, hi bi lmiyordum. Senin Sar iein -ta atmak iin sylemiyorum Kmran, inan bana, mademki seni etti, ben hayalimde onunla baryorum- kim bilir ne kadar cazibeli bir 384 Reat Nuri Gntekin

kadnd? Kim bilir sana ne gzel eyler sylyor, ne gzel mektuplar yazabiliyordu? Ben, be senin ocuklarna, ocuklarmza iyi bir anne olacaktm. O kadar. Kmran, ben, seni sevmesini, senden ayrldktan sonra rendim. Hatta yaptm tecrbelerle rn sevmekle sanma sakn. Gnlmn iindeki derin, hazin, mitsiz hayalini sevmekle. Zeyniler mezarlnn karanlnda, rzgrn sonbahara kadar haykrp alad uzun geceler esli, yank ngraklarnn tiredii bu ovalarda, Stlk bahelerinin lk ide kokulary hep seninle yz yze, senin hayalinin kollarnda yaadm. Yarn, kars olacam biare ad mbak gibi masum bir kz zannediyor, ne yanl! Sevdann hibirinin, bu dul kadn ruh ve vcudunu benim kadar hrpaladn, yprattn z Kmran, biz asl bugn birbirimizden ayrlyoruz. Ben, asl bugn dul kalyorum... Btn ol lere ramen, sen yine bir para benimdin; ben btn ruhumla senin... (Feride 'nm jurnali burada bitiyordu.)

385 BENC KISIM I IvMRAN, seninle yol arkadal etmek ikence billahi, iki saatten beri belki yz ey sord Evet" yahut "Hayr"dan baka cevap alamadm. Kendine gel, olum. Kmran, bozuk yollarda sarslan arabann kesinde akam rzgrna kar pardssnn yakas ara'y seyrediyordu. Gzlerini zorla denizden ayrarak glmsedi: - iki saatte, iki yz suale, iki yz cevap az deil zannederim, enite, velev "evet", "h ayr" gibi ksa cevaplar olsun. - iyi ama olum, sen o cevaplar da dnerek vermiyorsun ki... Makine gibi sylyorsun. - Gzel tedavi ve tebdilihava usul, enite... Beni, bo yere dndrp yormak iin bir ka - Hayr nankr, hakikaten sana yaranmak kabil olmuyor... Seni geri dndrmek istiyorum, at maksadm yormak deil, teki eyi dnmene mani olmak. Mamafih, artk midimi kesiyorum. Seni canlandrmak kabil deil. Mesela, gn evvel bir d nesiyle seni kye gtrdm. eit eit insanlar grdn; davul, zurna dinledin; kek, pehl n; ben, kendi payma mthi elendim; fakat sen elenmedin, inkr etme, gz ve izan var. - Size anlatmak kabil deil enite, benim yaradlm baka trl. - Yok olum, sen kendini fena braktn. Bak, ben altmma giriyorum, gnden gne daha gen . - Aye Teyzem duymasn. alkuu - F 25 386 Reat Nuri Gntekin

- Duysa da umurumda deil. Buraya ilk geliimde ben, daha ihtiyar grnmyor muydum? Kmran gld - Ben, Tekirda'a geleli on sene oldu. Hl aklmdadr. Yine byle bir austos gnyd. Aziz Bey ellerini birbirine vurdu: - Etme, Allah akna, seneler amma abuk geiyor! Hakkn var ya. Bugn sade drt yana yak r, drt be sene kadar da Feridecikle nianl kalmtn. Ah Kmran, u Fe-ride'ye nasl ky . alku-u'nun blbl gibi sesini, gl yzn hatrladka hl yreim szlar. Aradan on rkasndaki arka baheye bakmaya yreim tahamml etmez. Hani, lsem, gitsem seni affetmeyec m Kmran. - Enite, tebdilihava iin memleketinize davet edilmi bir hastaya byle sylenir mi? - Evet, ama senin derdinin bununla alakas yok ki. Sevdiin bir kadnla evlendin, bir

sene bile tamamyla mesut olamadn. Mnevver yataa dt, senelik hayatn hastabakcl , isvire'de ve daha bilmem nerelerde hastan tedaviye altn. Kadere ne denir? Geen k fat etti. Sana bir dknlktr arz oldu. Bir trl kendini top-layamadn. Hl hasta gibi Feride ile ne alakas var? Sen baka birisini seviyordun. Kmran, yine o ac glmsemesiyle cevap verdi: - Enite, kimse bana inanmyor, siz de, tabii inanmayacaksnz, garip greceksiniz. Hayatm baz sergzetleri, hatta epeyce heyecanl sergzetleri oldu. Fakat sizi temin ederim ki, en dnyada hibir eyi, hibir insan Feride kadar sevmedim. Aziz Bey, dileri arasndan mrldand: - Yamansevda, yaman ak!.. - Syledim ya, enite, inanmyorsunuz. Zaten kimse

ALIKUU 387 inanmyor. Mjgn, senelerden beri bana dargn. Feride szn azma aldrmyor; kalarn , ondan bahsetmeye hakkn yok!" diyor. Annem yle, teyzem yle, herkes yle. Burada Feri de'den bahsedebileceim yalnz Nermin var. Nermin, bugn on yedi yanda. Feride buraya ge ldii vakit yedi yandayd, hayal meyal aklnda kalm. Feride'yi: "Beni salncakta sallay entarili ablam" diye hatrlyor. yle gnlerim oluyor ki, Nermin'e entarili ablasndan bah settirmek iin lisanmn btn kuvvetini sarf ediyorum. - Ne tuhaf insansn Kmran? Peki, ya teki? - O, bir hastayd, benim yzmden lmesi mmknd. Feride'den midi kestikten sonra, ona ka bir insanlk ve merhamet vazifesi ifa etmek istedim, o kadar. - Anlalr dava deil. Sen kark ruhlu bir adamsn Kmran. - Buras doru enite. Ne istediimi, ne yaptm hibir zaman kendim de bilmedim. Emin ol nz bir ey var, Feride'ye kar zaafm. Bir ocuun yle halleri, yle hatralar var ki, deil. yle sanyorum ki, bunlar lrken hatrlarsam alayarak leceim. Size bir delil da im, enite. Tebdilihavaya ihtiyacn vaf dedikleri zaman ilk aklma gelen yer Tekirda ol du. Beni buraya sizin davetleriniz mi getirdi zannediyorsunuz? Ky, dn elenceleri iin i bir aydr burada durduumu sanyorsunuz? Darlmay-nz. Ben burada, ilk genliimin birka asn aramaya geldim, o kadar. - Mademki mnasebetsizlik etmitin; bunu tamire imkn yok muydu? - Yanl hareket ettim enite, ok yanl hareket ettim. Feride, yle derin bir infial iin zden ayrlmt ki, izini kefettiim vakit, birdenbire stne dmekten korktum. Onun sade deil izzetinefsi de yaralanmt. Bir bana yabanc memleketlere gitmek iin kim bilir, n ar mtees388 Reat Nuri Gntekin

sirdi? Aradan hi olmazsa alt aylk bir zaman gemeden beni grrse belki bsbtn hrnl k, daha byk bir delilik edecekti. Bahar zorla beklemitim. ahkuu'nu, bulunduu ky mek de yakalamak iin yola kmaya hazrlanyordum. Tam o zaman o aksi hastalm balad. a dm. B.'de onu bulmaya gittiim vakit ise i iten gemiti. Bana, Feride'nin hasta bir bes ekr sevdiini, vefasz ban alayan kenarnda sevgilisinin dizlerine koyarak, gzlerin tambur aldrdn sylediler. Dn enite, senelerce bu ba, bu gzlen: "Benim, yalnz dikten sonra bir gn byle... Kmran, devam etmedi. Marmara'dan gelen serin akam rzgrndan ekiniyor gibi boynunu pard yakas iinde daha ziyade saklyor, uzaklarda tek tuk kzllanmaya balayan balk ateler diyordu. A/iz Beyin de neesi kamt. - Kmran olum, sen korkarm ki o vakit de ikinci bir budalalk ettin. alkuu, keke bunu bilecek, kolayca kendini avutacak bir kz olsayd, hi olmazsa mesut olurdu; takat hi z annetmem. Kmran, ac bir glmsemeyle ban sallad: - O cihetten msterih olunuz enite. Feride, iki seneden beri ok bahtiyarm, gzyle gre en iittim. Kocas ihtiyar, fakat zengin bir doktormu. Arkadalarmdan bir mlkiye mfetti kars -ki Feride'nin eski bir arkadadr- geen sene bir gn Kuadas'nda ona tesadf et kisi gibi mtemadiyen glyor, sylyor, aka ediyormu. ehirden drt saat uzak mesafed

te yirmi kadar ocukla uratn, pek mesut olduunu sylemi. Kocasndan yarm saat ayr emiyormu. Arkada, istanbul'dan, akrabalarndan bahsetmek istemi. Feride abucak sz ka Ben, ne o memleketi, ne o insanlar artk hatrlamyorum bile!" demi. Feride'ye kar kusu rm, hakszlk-

ALIKUU____________ 389 larm ok enite, bunu biliyorum. Fakat, siz de insaf edin, onun da beni bu kadar abuk unutmas doru muydu? Mamafih, bunlar lzumsuz szler, artk devam etmeyelim. Size uurlar lsun. Ben, arabadan iniyorum. Yrye yrye eve geleceim. Bu bozuk yollar, beni fena hald e sarst. Aziz Bey iini ekti: - idare adamlar hakikaten bedbaht insanlar. u yollar senelerce evvel kendim yaptrdm. Irgat ba gibi, gnein altnda yandm. Herhalde seni sarsan yollar deil. Kmran, iftira Ne iyi etmiler de yedi sene evvel beni bu mutasarrflktan azletmiler. Haydi olum, fak at ge kalma, nk ihtiyarlk, teyzeni de beni de berbat etti. Ge kalrsan, o meraktan; b alktan baylrz. Kmran'n arabadan indii yer yine o kprbayd. On sene evvel yine byle bir austos son uraya kadar gelmi, rk tahtalarn stne oturarak ayaklarn sallamt. Tekirda'da bulunduu yirmi gnden beri det etmiti. Her akamst buraya kadar gelir, son llarn alacakaranl iinde yava yava, dne dne geri dnerdi. Kocasnn bu muvakkat memuriyetle Anadolu'ya gittii gnden beri ocuklaryla beraber Tekir a'da oturan Mjgn, bir akam Kmran'a: - ok yorgun grnyorsun, galiba uzaklara gittin? demiti. Kmran, hznle glmseyerek cevap vermiti: - yi tahmin ettin Mjgn, ok uzaklara gittim, on senelik uzak bir maziye. Daha baka eyler syleyecekti, fakat Mjgn bu szden bir ey anlamyor gibi dudaklarn b - yle mi? diyerek arkasn evirmiti. Mjgn, kadn kalbinin o kadar inat olan gizli in den biriyle senelerden beri Kmran'a dargnd. Onun yannda Feride iin bir tek kelime syl miyordu. Reat Nuri Gntekin 390

s" A, Kmran, bahelerin arasndan yava yava eve dnerken iyiden iyiye akam olmutu. Kar da emiti. Kenarlarndan doru dolmaya yz tutmu, sekin menekelere benzeyen bir gece baly Gen adam, bahe aralarndaki yollardan birinin yannda durdu, onun atebceklerinin yldz benekli yeil karanln uzun uzun seyretti. O akam, Feride'nin bu yoldan ktn grm alarnn lleleri kan barts, beyaz, ksa tersane elbisesiyle alkuu'nun nnde yr n ucu ile talar sektirdiini hl gryordu. Vakit epeyce gemiti. Evdekilerin merak edeceklerini bildii halde bir trl gitmek istem iyor, eski bir ryann izlerini arar gibi yollarda gecikiyordu. Uzakta, sokak kapsnn nnde beyazl bir kadn hayaleti grd. Mjgn'd. Ekseri akamlar er caddeye kar, onu koltuklarndan tutarak yrme talimleri yaptrrd. Kmran' grnce uzaktan kolunu sallamaya balad: - Kmran, ne kadar yava yryorsun? Nerede kaldn bu vakte kadar? - Hi Mjgn, hava pek gzel de. Mjgn'n bu gece yannda ocuu yoktu. Buna mukabil halinde bir tuhaflk, daima sakin yz az heyecan grnyordu. - Mjgn, sende bir hal var! Gen kadn bir eyler sylemek istiyor, fakat kelime bulamyordu. Bir adm geri ekildi, ka e i duvarn arasndaki keyi gstererek: - Bak, bugn kim geldi Kmran? dedi. Kmran, hayretle ban evirdi, i kapdaki fenerden szlp gelen mavimsi aydnln iin nin ela gzlerini grd. Bebeklerinden birer mavi yldz parlayan bu

ALIKUU 391 gzler glyor, biraz solgun ve szgn grnen bu gzel yz glyor. Feride -alt seneden b st gzlerini her yumduka grd gibi- ta yaknnda, kalbinin iinde glyordu. Kmran, ha

el bir ryay kaybetmekten korkanlar gibi bir an gzlerini yumdu, yannda dayanacak bir yer arad. Birbirlerine syleyecek sz bulamyorlar, sadece tit-reye tireye bakyorlar, d klaryla birbirlerine glmsemeye alrken gzlen yalarla perdeleniyordu. Mjgn, bu dak . Feride'yi elinden tutup Kmran'n nne getirdi. Ar manalarla dolu bir sesle: - Teyze ocuklar hemen hemen karde demektir. Feri-de'nin erkek kardei olmad iin sen, an doruya onun aabeyi saylrsn Kmran; kardeine "Ho geldin," desene!... Kmran hl bir ey syleyemiyordu. Hafife eildi, Feri-de'nin salarna dudaklarn dokun a kulana syler gibi gayet yava: - Sizi tekrar grmek memnuniyetini syleyebilmek iin kelime bulamayacam Feride Hanm, de i. Bu sz, Ferde'ye cesaret verdi. Eski berrak ahengine sakat billurlar gibi belirsiz bir ikyet ihtizaz dm sesiyle: - Teekkr ederim Kmran Bey, dedi. Ben de yle, ok memnun oldum. - Ne vakit geldiniz? - Bugn, leye doru. On gn evvel stanbul'a gelmitim. Hibirinizin orada olmadn hab ki teyzelerimi, hepinizi ok greceim gelmiti. Belki onlardan da beni grecei gelenler v rdr, dedim. Zaten Tekirda, gezmeye alm insanlar iin ne kadarck bir yer, deil mi K Mjgn, tekrar sze kart: - Gzel ama, hanma, beye, teklife, tekellfe lzum yok, demin de syledim. Siz, hemen hem en z karde saylrsnz. Hatta, Kmran'a "aabey" desen pek doru olur, Feride. 392 Reat Nuri Gntekin

ikisi de gzlerini yere indirdiler. Feride, korka korka: - Sahi, sana aabey dememe msaade eder misin Kam-ran? dedi. Cevap beklerken Kmran'a bakmyor, atebceklerinin kaynat karanlklarda gzleriyle bir . Kmran krgn bir tavrla cevap verdi: - Sen nasl istersen yle olsun Feride... iinden nasl gelirse. Artk sakin sakin konuabiliyorlard. Feride, birka kelime ile seyahatini anlatt: - istanbul'da baz ilerim vard; sonra dediim gibi, hepinizi ok greceim gelmiti. Dokt iten iki ay izin verdi. Teyzelerimi, hepinizi shhatte bulduuma ne kadar memnun oldu m. Yalnz sen bir felakete uramsn Kmran, istanbul'da iittim, ok, ok mteessir oldum r az bir zaman iinde zevceni kaybetmek ne felaket! Fakat kn var. Allah onun mrn Ne versin. Ne gzel ocuun var Kmran. O kadar sevdim ki, gelir gelmez arkada olduk, imdiye kadar benim kucamda oturdu. Zaten ben, kklerle yle abuk ahbap olurum ki... Feride, sylemeye devam ettike yava yava alyor, szleri, tavrlar o eski yaramaz oc lerini tekrar bulmaya balyordu Onun sesini dinlemek, syleyen dudaklarn, gecenin iinde parldayan ela gzlerini grmek bir saadetti ki, gen adam bir ey dnmyor, hatta onun bir bakasnn kars olduunu, b r ay, bir buuk ay sonra yeniden bir rya olacan bile aklna getirmiyor. Bir tek korkusu vard: ieriden onun geldiini fark etmeleri. Her korktuu gibi, bu da nihayet bana geldi Onlar kapnn yannda ilk defa gren Ner-min oldu. Gen kz, ngr ngr bararak Kmr dikten sonra yanlarna kotu. Feride'yi tekrar kollarna alarak:

ALIKUU 393 - Seni unutmadma Kmran aabeyim de ahittir, Feride abla, krmz entarili abladan en bahsederdik, deil mi Kmran aabey? dedi. II O gece, akam yemei bir dn ziyafetine benzedi. Sofrann banda ocuk gibi maskaralkla iz Bey: - Ah alkuu, sen beni adeta dertli etmitin! Sesin kulama geldike alayacak gibi olurd eer ben seni ne kadar severmiim, diyordu. Senelerden sonra, bir daha grmekten mit kestikleri bir gnde yuvaya dnen alkuu, oraya dece biraz nee deil, eski gnlerinin rikkat ve muhabbet dolu bir parasn da beraber get rmi gibiydi. Btn yzler glyor, btn kalplerde -ak pencerelerden ieri dolan, lambal dnen pervaneler, gece bcekleri gibi- bir eyler titriyordu. Sadece, yemein sonuna doru

Besime Hanm ehemmiyetsiz bir ey sylerken birdenbire alamaya balad. Fakat derhal gzle ini sildi: - Hibir ey yok, annesini, Gzide'yi hatrladm da, diyordu. Dizlerinin stnde Kmran'm ocuina zm yediren Feride ban edi, bir an yzn k dar. Sonra eski enlik yine yerine geldi. Bir aralk Besime Hanm kocasyla beaber Trabzon'da bulunan Necmiye'den bahsediyordu: Feride, derin bir gs geirdi. - O acy bilirim teyze, benim km de> hastalktan gitti, diye cevap verdi. Sofradakiler hayretle birbirlerine baktlar. Aye Teyze: - Demek senin ocuun vard? Bilmiyorduk, dedi. 394 Reat Nuri Gntektn

Feride, mahzun mahzun ban sallad: - inci gibi bir kz, grmeliydiniz, ne gzeldi! Yavrumu bir trl kurtarmak mmkn olmad. yze tekrar sordu: - ocuun ka yanda ld, Feride? Feride, yine o saffetle dudaklarn bkerek: - Tam on n bitirmiti, ilk arafn dikiyordum. Kaynana olacaktm, dedi. Sofrada bir kahkaha koptu. Aziz Bey: - Ah alkuu, yz yana girsen yine delilii, akay brakmayacaksn, diyordu. Feride'nin on yandaki kzna herkes glyordu. Fakat, Feride'nin kirpikleri yala dolu cdet'i daha kuvvetle gsne ekti, syledike artan bir mahzunlukla onlara Mu-nise'nin hik sini anlatt: O gece, ge vakte kadar oturdular. Aziz Bey, ara sra: - Feride, kzm, sen yol yorgunusun, yat artk, diyordu. oktan beri uyuyan Necdet'i hl k llarndan brakmayan Feride glyor: - Ziyan yok enite, ben asl sizin aranzda dinleniyorum, beni asl yalnzlk yordu, diyor Parlak ela gzlerinin, biraz ksa dudann o hi snmeyen glmsemesiyle saatlerce konutu tamamyla uyanmt. Hoa giderek dinlendiini grdke kelimeleri ezip bzyor, yalnz se len ocuklarn bildii o sevimli, nazl hareketlerle dudaklarn bzerek, dileriyle dilini , yanan ukurlatrarak mtemadiyen sylyordu. yle ki, sevincinin verdii sarholuktan -yan ihtiyar enite, eski bir akasn tekrar etmek arzusundan kendini alamad. Kkken, F 'nin st dudan parmaklar arasna sktrr: "Seni yaramaz alkuu seni, benim kirazm aym!" diye bu dudan ucunu zorla perdi.

ALIKUU 395 Etraftan kopan kahkahalar iinde: "Yapma, enite!" diye haykran Feride'yi zorla enesin den tuttu, bu eski akay tekrar etti. Sonra dikkatle Feride'nin yzne bakarak: "Ne yap aym, alkuu? Kabahat senin, evli barkl oldun, hl tabiatn ocuk, hatta yzn bile oc eye gen bir kz ehresi der?" dedi. Kmran bulunduu kede sarardn hissetti. alkuu' nn bir bakasna ait olduunu ilk lyordu. III Bu geceyi takiben iki gn iinde Kmran, Feride'yi pek az grebildi. alkuu, on sene evve ekirda'da kendi yanda birok kzla ahbap olmutu. Bunlar, imdi evli barkl hanmlard. rahat brakmyorlar, saatlerce gelip oturduklar yetmiyormu gibi, giderken de alkuu'nu raber srklyorlar, ev ev, bahe bahe gezdiriyorlard. Kmran'n g>zli gizli zldn grdke Mjgn, adeta seviniyor, gzlerinin ii glerek - Nafile, Feride'yi bize brakmayacaklar. Mamafih, her eyden evvel onun elenmesi, alma s lzm. Kmran, bu iki gn iinde Feride'yi bir kere yemekte, bir kere de arafl olarak sokaktan erken grebildi. nc gecenin sabahyd. Kmran, deti hilafna ok erken uyanmt. Ortalk yeni aaryor ran, odann panjurlarndan birini ittii vakit, Feride'yi bahede grd. Pencerenin ald etmiti. Ban kaldrd, yeni doan gnee kar elini gzlerine siper ederek: - Uyandnz m, Kmran Bey? Ne kadar tabiatnz deitirmisiniz. Eskiden sizi uyandrabil urlarnza yazn avu avu akl ta, kn bir yn kartopu atmak lzm gelirdi. Siz de

z. Ben, orada bu saatte 396 Reat Nuri Gntekin

kalktm vakit: "Tembel, insan stne gne dourur mu?" diye beni ayplarlard. Eski hafif, alayc alkuu'nu hatrlatan bu szleri syleyen sesinde kalbe serinlik ve taz k hisleri veren berrak bir akarsu ahengi yard. Kmran, biraz korkarak sordu: - Ben de geleyim mi, Feride? O, hl elleri gnee kar gzlerinde, ta eskiden yapt gibi gizli gizli elenerek: - Rutubetin nazik vcudunuzu incitmesinden korkmaz-sanz fena olmaz. Size Anadolu ik ram yaparm. Kmran' kocaman bir ceviz aac altna gtrd, akamdan bahede unutulmu bir iskemleye o - imdi bir para beni bekleyeceksiniz, Kmran Bey. - Hani teklif, tekellf brakacaktn? - Biraz sabr, o kendi kendine gelir. Birdenbire hrmetsizlie cesaret edemiyorum. Kmra n gld: - Fakat bu, daha byk hrmetsizlik Feride, seni men ederim. Bana: "Siz", "Kmran Bey" d erken eleniyorsun gibi geliyor. Feride de glyordu: - Doru, hakknz var, hakkn var, gayret ederim. imdi bana msaade, sana st piireceim. - Feride, rica ederim. - Nafile, srar etme. Bir Anadolu kadnna kar en iyi kompliman; onun i grmesine, hizme tmesine msaade etmektir. Biraz elenerek, biraz mahzun devam ediyordu: - Bizim kendimizi beendirmek iin ev ii grmekten baka hi cazibemiz yok ki... Bahenin iine, elinde bakrala, kuru dal paralaryla gidiyor geliyor, yeni uyanan bahva konuan sesi iitiliyordu.

ALIKUU 397 Nihayet, elinde dumanlar tten bir st barda ile geldi. - St, istediim gibi deil. Kmran, fakat gn sonra -Bugn ne? Pazartesi- Perembe saba i bir sabah ziyafetine davet ediyorum. Ayn koyunun stn ieceksin, fakat greceksin ki b mbaka bir ey, deta gzel bir meyve. Bu benim byk bir srrm! Nasl olacak diye merak e musun? Aman, ne hissizlik... Ben, sana imdiden syleyeyim. gn koyunu armutla besleyec eim. Sen, galiba yeceksin, hava biraz serin. ster misin Besime Teyzem: "Deli kz, olu hasta ettin!" diye beni paylasn? Dur, ben rutubete filan alknm, sana atkm vereyim. Bir engelliine ile boynuna ilitirdii krmz yn atky kard. Sabah rutubetinden mt i hafife titreyen Kmran'n omuzlarn, gsn rtt. Kmran'n gzlerinde on sene evvelki bir akamn hayali uyanyordu. Kozyata'ndaki kkn byle omuzlarna kendi kk lacivert paltosunu koyan ksa etekli, siyah nlkl, minimini kzn, onun mor mrekkeple lekeli kk parmaklarn grd; byk bir adam gibi: "Artk se benim vazifem!" diyen sesini iiti. - Kmran, bunaklar gibi elinden stn dreceksin, dizlerin yanacak, niin yle daldn? - Hi, aklma bir ey geldi de... Feride, bu akla gelen eyin sylenmesine mani olmak ister gibi, acele acele: - Benim de yle, seni omzunda atk ile grnce, Kmran Hanm dediim aklma geldi. * Feride iini bitirdikten sonra Kmran'n karsnda alak bir mutfak iskemlesine oturmutu. donuk Bursa ipeinden -dar biimi- bol bir elbise, boynunu, vcudunu geni, 398 Reat Nuri Gntekin

hafif kvrmlarla rtyordu. Dirsekleri dizlerine dayal, bilekleri enesinin altnda birle anaklar ak avularnn iinde, konumaya balad. Kmran, onun yzn bu kadar temiz bir aydnlk iinde, bu kadar yakndan ilk defa gryord biraz zayflam, szlmt. Bu szgnlk, gzlerini daha byk gsteriyor, kenarlarn be

lukla glgeliyordu. Be sene evvelki ahkuu'nun yaldzl bir kla dolu ela gzlerine ate tulmu ieklerin hummal yankl dmt. Bu gzler yine eskisi gibi glyor, yine eski aretle kanmadan bakyordu. Fakat, Kmran'a yle geldi ki artk eskisi gibi onlarn derinl , nihayetini grmek mmkn deildir. Salarn darlk kzlar gibi ortasndan ayrarak iki kaln rg ile yanlarna brakmt nnn, akaklarnn derisini geriyor, kalarnn dank ularn biraz yukarya kaldryor n teninde ince mavimsi damar glgeleri meydana karyordu. Kmran, onun szlerinden ziyade sesini dinleyerek bu gzel yz seyrederken bir eye dikkat etti: Feride'nin rengi, tabii hayatn yaayan bir gen kadnn mesut rengi deildi. Bu ten koparlmadan solmaya mahkm gllerle aksz ihtiyarlamalar mukadder kzlarda grlen humma er gizli bir ate, mustarip bir effaflk vard. Sabah gnei, bu ehrede yle ince, yle manal izgiler aydnlatyordu ki, gen adam sard alamak arzular veriyordu. Istrabn bir gen kz yzn bu kadar g-zelletirebileceini aklndan geirmemii. Feride, dudann o hi snmeyen glmsemesiyle, eski ahengine grnmez bir yerinden ince b alm billurlarn donuk, ikyetli ihtizaz dm sesiyle ocukluk hatralarndan bahsedi Kmran, cesaret etti, ona daha yeni bir hatra sordu:

ALIKUU 399 Feride, ar bir tavrla ban sallad: - Aklmda kalmad, Kmran. On be yana kadar, buraya gelinceye kadar olan vakalar hatrl tesini bir duman kaplad gremiyorum. Hatralarna ken bu dumandan bahsederken, gzlerini de bir duman buruyor, ban yana ev uzaklara bakyordu. Bu en eski ocukluk hatralarndan sonra birdenbire hayatnn son be senesine atlamt. H 'nn bir halini, Zeyniler muhtarnn bir szn, Mdr Recep Efendi'nin bir tuhafln hat erine, canlanan hareketlerine bazen hi phesiz bir yorgunluk dyor, o vakit, sesindeki elirsiz, sakat, billur ihtizaz daha derinleiyor, zgn bir yrek gibi titriyordu. Bir su kenarndan bahsederken Kmran, gzlerini kapad: "Sakn bu, ban sevdiinin dizler arak gzlerine baka baka tambur aldrdn alayan kenar olmasn," diye kendine sordu. alkuu, hayatnn en manasz, en ehemmiyetsiz birka parasn syledikten sonra birdenbi mi gibi: - Kmran, daha sana enitenin fotorafn gstermedim, dedi. Kmran'a, ince bir altn kordonla boynuna bal bir altn madalyon uzatt: Gen adam, sarardn; titrediini belli etmemeye alarak fotoraf ald. Feride, onunla af grmek iin ban uzatyor, yzn yzne yaklatryordu: - u ehreye bak, Kmran, ne necip, ne gzel bir yz, deil mi? Gen adam, belli etmeden gzucuyla Feride'ye bakyordu. 400 Reat Nuri Gntekin

O, yle dalgn bir muhabbetle fotoraf seyrediyordu ki, farknda olmad. Bu dakika, Kmran'n hayatnda en ac bir strap ve isyan dakikas oldu. Demek Feride'nin e, nazl, masum gzellii bu beyaz sal, kaba yzl, iriyar ihtiyara gda olmutu. Gzlerinin nnde lgn bir hayal uyanyor; Feride'yi, utancndan dalga dalga kzaran yana yar kapal ela gzlerinden dklm yalar, masum ocuk dudaklarnda yalvarmaya benzer urp bu ihtiyarn kollarnda hrpalanyor gryordu. alkuu, bakmadan bunu hissetmi gibi hafife silkindi, ar ar madalyonu tekrar gsne - Bana artk msaade Kmran. Zannederim, bugn misafirler var, dedi. IV alkuu, yuvaya dneli on gn olmutu. Aziz Bey, her akam tekrar ediyordu: - Dikkat ediyor musunuz ocuklar? Eve bir bakalk geldi. alkuu, bu sefer krlang kul di. Kanatlarnn altnda adeta bir bahar getirdi. Yazk ki bir gn daha geti, diyordu. Feride, glyor: - Ziyan yok, enite. Birka sene sonra yine izin alr, gelirim. Siz zlmeyin. Hem de nm kadar gn varken... Niin imdiden kendimize zehretmeli, diyordu. alkuu, tamamyla eski alkuu olmutu. Geici bir frtna ile rselendikten sonra tekra

ze iekler gibi gnden gne alyordu. Yeniden, evdeki ocuklarn elebas olmutu. Mjgn'n yandaki kzyla ondan biraz b

ALIKUU 401 yedisini bitiren Nermin'e kadar bykl kkl btn ocuklar, ona balanmlard; sabahta lerini brakmyorlar, kk enlie, kahkahaya bouyorlard. Bykler, bazen yaramazln bu derecesinden ikyet ediyorlard. Fakat baka bir cihetten niyorlard. Onlar, her eye ramen iki eski nianlyd, ilk gnlerde be senede kapanan esk alarnn yeniden almasndan korkmulard. Fe-ride'nin takn enlii, onu byle uzaktan g r ey istemiyor gibi grnen Kmran'n halim, sakin bahtiyarl onlara biraz emniyet verme amt. Mamafih, ihtiyat elden brakmyorlar, onlarda en eski zamanlardaki: "Byk aabey" ile "K arde" hislerini yeniden kuvvetlendirmeye alyorlard. Uyanmalarndan korkulan dalgn ha rn odasnda nasl konumaktan ekini-lirse, onlarn yannda da ihtiyatsz bir kelimeyle bu n maziyi uyandrmaktan yle korkuyorlard. Aziz Bey, ara sra: - Misafirlii biraz daha uzatmak mmkn deil mi? diye sordu. Gitmek szn iittii zaman daima biraz mahzunlaan alkuu: - imkn yok enite. alkuu, ne de olsa baka yuvann annesi, onun yolunu da bekleyenler v diyordu. Kmran'a en ziyade dokunan ey de, Feride ile Necdet arasndaki byk dostluktu. Onlar ay ilmek iin ocuun, alkuu'nun kollarnda uyuyup kalmasn beklemek lzm geliyordu. Kmran, bir gn Feride'nin onunla kavga ettiini iitti. alkuu glerek: - Syle bakaym Necdet, bir kere daha hala, hala, hala alkuu - F.26 402 Reat Nuri Gntekin

diyordu, fakat Necdet ona itaat etmiyor, inat sar ban sallayarak: "Anne, anne, anne!" diyordu. Kmran biraz korkarak: - Brak Feride, varsn yle desin, ne ziyan var? Biarenin belki yle sylemeye ihtiyac v edi. Feride, bir ey sylemeden eildi, ocuun ban uzun uzun okad. Kmran, yine bir sabah, kapal panjurlarna vuran hafif ta sesleriyle uyand. Bunun, yaln Feride'ye mahsus bir uyandrma usul olduunu biliyordu alkuu, yine onu, byk cevizin sabah ziyafetine davet ediyordu, ilk gnlerde vaat ettii gibi artk gzel armut kokusu vermeye balayan stn yannda mini mini darlk rekleri, sonra reele benzeyen pembe b rd. Feride, reklerin stne bu tatldan srerek Kmran'a veriyordu: - Bunlar benim elimin marifeti... Bu reklerin ismini bilmiyorum, fakat tatlya glbeeke r diyorlar. iini bitirdikten sonra yine o alak mutfak iskemlesini bularak Kmran'n karsna, hemen en ayaklarnn dibine oturdu. - imdi syle bana bakaym Kmran, glbeekeri beendin mi? Gen adam, glerek cevap verdi: - Beendim. - Sevdin mi? - Sevdim. - Bir daha syle. - Beendim ve sevdim.

ALIKUU 403 - yle deil, Kmran, "Ben Glbeeker'i sevdim," de. Kmran bu ocuka srar anlamayarak g - Ben, Glbeeker'i sevdim. Feride, gzlerinde, yanaklarnda ateler uarak, utancndan kirpikleri titreyerek yzn on latryor, yalvaran bir ocuk gibi boynunu bkyordu. Dudaklarnda tutuk nefeslerle: - Bir kere daha Kmran, "Ben Glbeeker'i ok seviyorum," de.

Gen adam, istedii verilmezse alayacak ocuklar gibi bklen, titreen bu dudaklara heyec bir hayretle bakyordu. Sebebini kendinin de bilmedii gizli bir teessrle titreyerek: - Ben Glbeeker'i ok seviyorum, senin istediin kadar ok seviyorum, dedi. Feride, bir ocuk sevinciyle ellerini rpt, fakat dudaklar glerken gzlerinden yalar g rdu. Ehemmiyetsiz bir ey iin alayan bir yabancy ayplar gibi: "Ne delilik, bir marifet ni beendirdiin iin bu kadar memnun olmak ne delilik!" diye rpnyor, kendi kendisiyle meye, parmaklaryla gzlerini kurutmaya alyordu. Fakat yalar bir trl durmuyordu. Tut feryada benzeyen bir hkrk; sonra yz elleri iinde, alaya alaya ieri kat. Bir akamst Kmran, enitesiyle beraber ardan dnyordu. ocuklar, det etmilerdi: On ktan grdkleri gibi kapnn iinde dizilirler, yemi, eker, ikolata beklerlerdi. Kmran, birer onlarn payn datrken yanna, ayaklarnn dibine kk ta paralar dtn fa sonra gzleriyle etraf aratrd, alku-u'ydu. Biraz tede, kocaman bir kestanenin yann r, eliyle ona iaret ediyordu: 404 Reat Nuri Gntekin

- Manasn biliyorsunuz ya, Kmran Bey? Biz de varz. Elenecei yahut bir muziplik edecei kit, daima ona "siz" diye hitap ederdi. Glerek devam etti: - Siz, beni artk pek fazla ihmal ettiniz. Hani paym. Eski kabahatler unutuldu mu s anyorsunuz efendim? Ya skt hakkm verirsiniz, ya o eski kiraz aac hikyesi bu gece so canlanr. On sene evvel yine bu kapnn yannda yapt gibi, dilini dilerinin arasna sktryor, gstererek glyordu. Kmran, pardssnn cebinden bir kutu kard, glerek: - Verilmi sadakalarm varm. Feride, ne gzel tesadf. Ben de bugn bir kutu fondan aldm seye gstermeden kendim yiyecektim ama mademki byle tehdide uradk, ne yapalm?... Feride'nin yznde bir ocuk sevinci parlad: - Ne gzel, ne gzel! - Fakat bir artla alkuu. Onlar yine ben senin azna vereceim. - Nasl olur? - Ta eskiden... sen on iki, on yandayken nasl oluyordu? Bunu sylerken fondanlardan birini Feride'ye uzatmt. alkuu, birka saniye tereddt et ra ban uzatarak, hafife titreyen dudaklarn at. Fakat Kmran'n btn srarlarna ra ikincisini yemek istemedi. - Ver bana, yemekten sonra onu Necdet'le beraber yerim, dedi. - Seninle u duvarn yanna kadar gidelim, Feride. Bak, deniz ne gzel. Hem konuur, hem s eyrederiz. - Peki, fakat u kutuyu ieri brakaym. Bir dakikack. Kmran, ilk defa ona dokunmaya cesa et etti; bileinden tutarak:

ALIKUU 405 - Hayr, Feride, dedi. Sana emniyetim yok. Bekle, bir dakikack, imdi geliyorum, diye cek gelmeyeceksin, yahut gelsen de kim bilir ne vakit ve nasl geleceksin? Gryorsun ki sana emniyetim kalmad. Feride, bir ey sylemeden ban nne edi, yava yava onunla beraber yrmeye balad. Kmran'da bu akam dalgn bir hzn vard. Kendisini zapt edemiyor, kesik, rabtasz kelime mtemadiyen ikyet ediyordu. Bir aralk karanlklarla dolmaya balayan enginden uan bir gsterdi: - Feride, bir zaman sonra sen de bunlar gibi uup gideceksin, deil mi? - Peki, arkanda braktn teyzelerden, teyze ocuklarndan, eski arkadalarndan, ocuklu yerlerden ayrlmak sana pek mi tatl gelecek? - Yuvanda mesut ederek, mesut olarak yaarken harap ve perian braktn baka bir yuvann hi mi seni zmeyecek? * Feride, cevap vermiyor, hatta dinlemiyor, ekerleme kutusunun altna bir kurunkalem p arasyla ekiller iziyor, bir eyler karalyordu. Kmran ac bir ikyetle:

- Cevap vermiyorsun Feride? dedi. alkuu, dalgn dalgn onun yzne bakt: - Affet Kmran, aklm baka yerdeydi. Ne sylediini dinleyemedim. Vaktiyle dinlediim bir ski ark vard ki, unutmutum, bilmem niin, birdenbire o aklma geldi. Unutmayaym diye o iaret ediyordum. stersen oku. Ben, meye baladm, ieri gidiyorum. Kmran, kutunun altnda Feride'nin kark yazsyla yazlm, u drt msra grd: Reat Nuri Gntekin 406

Pr ateim atrma benim azm zimhar, Zalim, beni syletme, derunumda neler var; Bilmez m ettiklerini, eyleme inkr, Zalim, beni syletme, derunumda neler var! VI

fm " Bu vakann stnden drt gn gemiti. Feride, eski arkadalarndan hemen hemen kayordu. alabilmek iin icra ettii btn bahaneleri, kurnazlklar boa kyor, bakalarnn yann vakit yzne bakmaktan, gz gze gelmekten ekiniyordu. Drdnc gnn akamna doruydu. Evdekiler o gn yine oluk ocuk bir yere davetliydiler. evvel dnmelerine imkn yoktu. Kmran, darda iddetli bir rzgrn tozu dumana katmasn e duramam, dolamaya kmt. Rzgr, uzak tepelerde slk alyor, aalar grnmez bir yamur saana altnda gibi h giden yolun stnde toz kasrgalar kouyordu. Kmran'n yzne, gzlerine tozlar doluyor, her birka admda bir durarak rzgra arkasn uriyetinde kalyordu. plak bir tepeciin kenarnda kocaman bir kaya kovuu grd. Yannda bir aa, mtemadiyen rpnyor, sska kollarn sallyordu. Kmran, yolunu evirerek ora bir kesini rzgra kar siper ederek oturdu. Bu kadar grltye, bu kadar rpnmaya ramen etraf bugn bombo grnyordu... Bombo, d Tabiat, hibir gn bu kadar ruhsuz, onun gzel eylerini bu kadar lzumsuz, hayat bu kada tsiz grmemiti!

ALIKUU 407 Ta uzaktan yolun, sularn iinden geiyor gibi grnen denize yakn bir noktasnda renkli b kadn hayali fark etti. Hi sebepsiz yokutan indi, ona doru yrmeye balad. Biraz sonra, Nermin'in glkurusu arafn tand. Gen kz da onu grm olacak ki, uzakta allyordu? Nermin, niin tekilerden ayrlmt, niye yalnz geliyordu? Bunu merak ederek daha hzl y d. Gen kz, rzgra kar ban eiyor, bir eliyle eteklerini zapta alyor, tekiyle ar alanan pelerinini tutuyordu. Yzn grd vakit birdenbire Kmran'n kalbi arpt. Nermin'in glkurusu renkli araf Tam birbirine yaklaacaklar vakit rzgr, Feride'nin emsiyesini ald. alkuu feryat ede tutmak istedi. Fakat, birdenbire etekleri dald; pelerin utu, salar ald. Km-ran, asnda yetimiti. emsiyesini bir al kenarnda yakalad. Pardssn rzgra siper edere ltmesine yardm etti. alkuu: - Ne kadar zamannda yetitin Kmran, rzgr beni sahici alkular gibi uuracakt, dedi. ler sylemek istiyordu. Fakat rzgr ban emeye, gzlerini, dudaklarn kapamaya mecbur Kmran, ona pardssn siper etmeye alarak yrmeye baladlar. Feride, artk sz syleyebilecek bir hale gelmiti. Fakat yle grnyordu ki, onun imdi s n ziyade glmeye ihtiyac vard. Kendini zapt edemiyor, bir baka rzgr saanana tutulmu rdu. Kesik kesik bunun sebebini anlatt. - Biliyor musun niin glyorum, Kmran? Misafirlikteydik. Benim arda pek mhim baz il aklma geldi. Halbuki arkamda yeldirmem vard. Tabii, o kyafette cesaret edemedim. Z avall Nermincik, bana iyilik etmek istedi. arafn teklif etti. Biraz evvel yzm kapal halde ar408 Reat Nuri Gntekin

l dan geiyordum. Bir zabitin arkamdan geldiini grdm. Tam yanmdan geerken: - Nermin Hanm, siz burada! Ne mit edilmez saadet efendim, demesin mi? Nermin'in bana iyilik edeyim derken byle foyasn meydana vermesi o kadar tuhafma gitt i ki, kendimi tutamadm, gldm. Zabitik, yanll o vakit fark etti. Benden yle bir ka .. yle ya! Nermin'in yerine yal bir kadn grnce... Kmran, glmseyerek dinliyordu. Feride, devam etti: - Fakat ben, kzcazn srrn sana sylediime fena ettim. Geveze dilim durmuyor ki... Ku lah akna, kimseye syleme e mi? Yalnz ileride, kim bilir, bu kzcaz da onu istiyorsa?. Onlara bir iyilik edebilirsek... - Sana vaat ederim, Feride, ancak Nermin o kadar ocuk ki... Feride, zayf bir ikyet gibi: - Olabilir, fakat byle ocuklarn kalbi hi grnd gibi olmuyor, dedi. Bu sz zerine ikisi de sustular; yine yle yan yana yrmeye baladlar. Rzgr hafifliyor, onlar da admlarn arlatryordu. Yolun bitmesinden adeta korkuyorla mahzun mahzun dnyordu: "Demin bu tabiat bombo, kendimi lzumsuz bir insan grdm... glkurusu ocuk araf iinde titriyor gibi grnen nazik, kk, gzel eyi rzgra kar ek inanlmayacak kadar byk bir saadet veriyor. Bu, daima byle olabilirdi. Bu gzel kk uku, ben, istersem bahtiyar edebilir ve bahtiyar olurdum... Yazk!" Dalgn bir dnce iinde gittike admlarn arlatran Feride, tekrar konumaya balad yler sylyordu:

ALIKUU 409 - Her eye ramen bu kk tebdilihava beni ok elendirdi. Herhalde bir iki sene yeter. . ra, teyzelerimi, hepinizi yine ok grecein1 geldii vakit tekrar geleceim... Bylece sen ler geecek, benim yava yava salarm aarmaya balayacak, sen de, tabii yle. Birbirimiz yine memnun olacaz. Buna mukabil ayrlrken belki daha az mahzun ayrlacaz... Kim bilir leride belki bsbtn bile gelirim, deil mi? Hayat bu, her ey mmkn... O vakit sen, beni btn aabeyim olursun... Bykler birer birer ekildike birbirimizin daha kymetini bilir hemmiyetsiz, kk kusurlarmz daha ziyade ho grrz. Byle mrmzn son senelerini, erlerde... Sesinin bllurundaki grnmez yara daha derinleiyor, szlerine bir gizli vasiyet mahzunlu veriyordu. Yol zerinde ocuklu bir dilenci kadna tesadf ettiler. ocuk, plak ayaklaryla yanlarn r, kuru eliyle Feri-de'nin eteklerini okuyordu. Kmran, para vermek iin durdu. Feride, kk sefillerle temasn verdii bir alkanlkla tan irendi. Tekrar yrmeye baladklar vakit, dilenci kadn onlara dua etti: - Allah birbirinizden ayrmasn, Allah gzel hanmcn sana balasn, dedi. Gayri ihtiyari durdular. Kmran, gnlnn btn acs gzlerinin iine toplanm: - Feride, duydun mu kadn ne syledi? dedi. Bu suale iki iri ya damlas cevap verdi. Ar tk, birbirlerine yaklamaya cesaret edemeyerek yollarna devam ettiler. Kkn nne geldikleri vakit, akam olmutu. Hava, epeyce sakinlemi, rzgrn uultusu d 410 Reat Nuri Gntekin

uzun yorgunluktan sonra, sakin glgelerinin uykusuna dalyor, kayalarda -kendi ilerin de szyor gibi grnen- hafif bir sedef parlts yanp snyordu. - Vakit daha erken, Feride. Onlar ehirden dnmediler, ister misin seninle u kayalarn yanna gidelim? Feride, ban nne eerek halsiz halsiz rica etti: - Bana artk msaade, Kmran. Gidip soyunaym, rzgr bam sersem etti. Biraz evvel Feride'nin canl, oynak vcudu etrafnda canl bir mahluk gibi yaayan, omuzla rndan uarak dizlerinin etrafna dolanarak hassas, zarif, apkn sarllarla rpnan gl i snk bir emel fturuyla omuzlarndan, dizlerinden sarkyordu. Daha ileri gitmeye kuvveti kalmam gibi oraya, kapnn nndeki iri bir tan kenarna otu mlara emsiyesiyle mitsizlii kadar derin, hayat gibi krk izgiler izmeye balad. Biraz sonra, Kmran'n da yanna oturduunu, omzunun omzuna dokunduunu, elinin elini tutt uunu hissettii vakit, hafife heyecanland. akn akn etrafna bakarak kamak istiyor

geti. Kmran, onun birka defa derin derin iini ektiini, ilk nce vahileen gzlerine birdenb iz bir malubiyet tevekkl dtn grd. Buz gibi souyan, titreyen elini eski nianls de gzlerini kapadlar. Kmran, gzlerinin karanl iinde kvlcmlar uuarak dnyord treyen el, Feride'nin eli. Demek insann, geceleri imknsz bir ryas sand eyler de m irmi!" Gzlerini tekrar at. Feride, alaya alaya uyumu ocuklar gibi ara sra gs ge arlaan ban onun omzuna brakyordu. Halinde, ellerini bra-knda mazlum bir teslim n, ara sra kmlda-dka onun daha ziyade sokulduunu, elini daha kuvvetli skt-

ALIKUU 411 m hissediyordu. Gen adam, niin byle sylediini kendi de bilmeden, gayet yava: - Ben Glbeeker'} seviyorum, dedi. Yanlarndaki kapnn birdenbire almas, onlar bu uykudan uyandrd. Feride, silah sesi d i ku hafifliiyle yerinden frlad. En nde Nermin giriyordu. alkuu, heyecanl bir sevi boynuna atld. Gen kz kollarnda skyor, salarn, gzlerini buselere gark ediyordu. incin sebebini anlamyordu. Biraz evvelki yorgunluktan eser kalmamt. Kkleri kollarnd kalyor, cyak cyak bartarak havaya atp tutuyordu, ieri girecekleri vakit, biraz geri d. Kmran'n yaklamasn bekledi. Sonra, i kapnn karanlnda gayet yava: - Mersi, Kmran, dedi. VII Ertesi gn Feride, yine kendi kendine ehre inmiti, ikindiye doru kke dnd vakit, o rdu. Buna ramen ocuklar yine etrafna toplad, arka bahede kocaman bir kolan salnca Kmran, Aziz Bey'in ihtiyar ve geveze bir misafirinden kendini kurtard vakit, salncakt a Feride ile Necdet vard. Feride, var kuvvetiyle salnca uuruyor, Necdet lklar atar kedi yavrusu gibi boynuna trmanyordu. Kmran, Aye Teyze'nin tpk on sene evvelki gibi: - Feride, kzm, delilii brak, ocuu dreceksin, diye bardn iitti. alkuu aldrmyor, btn ruhuyla elenerek cevap veriyordu: - Aman teyze, nenize lzm, Necdet'in asl sahibi ikyet etmiyor ya! Deil mi Kmran? 412 Reat Nuri Gntekin

Feride, ocuklarn birini brakp tekini alyor, hepsinin sra ile gnln ho etmek istiy ocuklarn en by, fakat en korka olan Nermin'i cyak cyak barttktan sonra salnca erden kpkrmz kesilen alnna, yanaklarna yapyor, elindeki ip yanklarn gidermek i ne sryordu. - Zannederim artk kimse kalmad. Kmran, tereddtle: - Beni unuttun, Feride, dedi. ahkuu'nun dudaklarnda renksiz bir tebessm utu. "Olmaz" demeye raz olmuyor, "Haydi" de eye cesaret edemiyor, gzleriyle ipi, aa dallarn muayene ederek etraftan tevik bekliyo du. - Nasl olur bilmem ki? ipler ikimizi ekmez sanrm, yle deil mi Mjgn? Mjgn, eliyle ipi tuttu, sakin gzlerini Kmran'n gzlerine dikerek: - ipler iin deil... Fakat Feride ok yorgun. Haline bak onun Kmran. Bir yorgun kadn da a ziyade yormak sanrm ki gnah olur artk, dedi. Feride evvela, "Ehemmiyeti yok, ne kar?" diyordu. Fakat sonra Mjgn'n sz ve baklarn nay anlad. Kabahatli bir ocuk gibi mahcup ve korkak, ban nne indirdi, yavaa- Evet, fazla yorgunum, belki hasta olurum, dedi. Haline bir hasta kadn yorgunluu km, gzlerinin biraz evvelki neesi snmt: Hl Kmran'a bakan Mjgn yavaa: - Sen, zannettiimden ziyade kalpsizsin Kmran! dedi. O, iitilmemek iin ayn yava sesle: - Niin? diye sordu. Mjgn, onu kendisiyle beraber bahenin te tarafna doru yrmeye mecbur etti:

ALIKUL 413 - Biarenin halini grmyor musun? Hayatn, gnln bu kadar zdn elvermedi mi? - Mjgn!... - Onu bu kadar sene birimiz bir kere aramadk. Hasret acsna dayanamad. Dargnln, isy rak yanmza dnd. Geldii zaman hemen hemen iyi olmutu. Bu yeni kapanm yaray sen tekr

Mjgn, gzleri dolarak devam ediyordu: - Biarenin yarn buradan giderken ekecei strab dnyorum da... Evet Kmran, Feride Her ey hazr. Ben de bilmiyordum. Feride, bu sefer bana ne kalbine, ne hayatna dair hibir ey sylemiyor. Demin haber aldm; bu ani kararn sebebini sordum. Kocasndan gelmi r mektuptan bahsediyor. Eminim ki yalan. Feride senden kayor. Biare artk tahamml edem iyor. Ben, zaruri ayrln biraz mkl olacandan korkuyorum. Feride ok gayretli, inan dar gayretli bir mahluk. Fakat ne de olsa kadn. Hayatn krdn bu biareye kar senin n var, bu ayrlk gnlerinde kuvvetli ve sakin olmak; mmkn olduu kadar ona gayret vermek .. Kmran, bu szleri dinlerken gzlerinin yeiline kadar sararmt: - Yalnz Feride'nin knlan hayatndan bahsediyorsun, ya benimki? dedi. - Sen kendin istedin. - Bu kadar kalpsiz olma, Mjgn. - Sen sanyor musun ki, yaplacak bir ey olsayd geri duracaktm? Fakat elimizde hibir a yok. Feride, imdi bir bakasnn kars. Biarenin aya bal. Gryorum ki sen de ok be dargn deilim. Fakat, yaplacak bir ey yok. Feride'nin ertesi gn gideceini herkes duymutu. Fakat kimse bundan bahsetmiyordu. Aka m yemeini derin bir 414 Reat Nuri Gntekin

skt iinde yediler. Bu gece, daha ihtiyar ve dkn grnen Aziz Bey, Feride'yi yanna al r omuzlarn okuyor, enesinden tutup ban evirerek gzlerine bakyor: - Ah! alkuu, ihtiyar vaktimde yreimi dertli ettin, diyordu. O gece, herkes erkenden odasna kt. VIII Vakit, gece yarsn geiyordu. Kk, oktan uyumutu. Mjgn, omuzlarnda bir ince atk, e nla adasndan kt. Ayaklarnn ucuna basa basa, dura dura Km-ran'n kapsna geldi. Odad ne k vard. Gen kadn, yavaa kapya dokundu, fsltya benzeyen bir sesle seslendi: Kap, abucak ald. Kmran, soyunmamt. Mumun hafif nda ehresi daha soluk ve yorg i kamatrm gibi kirpiklerini krpyordu. - Daha uyumadn m, Kmran? - Gryorsun ya. - Niin lamban sndrdn? - Bu gece aydnlk gzlerimi yakyor. - Karanlkta ne yapyorsun? Ac ac glmseyerek: - Hi, mitsizlii, zehrimi hazmetmeye alyorum. Fakat sen, bu vakit niin geldin, ne is sun? Mjgn heyecann zorla zapta alarak: - Fevkalde bir havadis var. Tela etme, Kmran. Kendine gel, syleyeceim. Odaya girmilerdi. Mjgn, mumunu yere brakt; sonra yavaa kapy kapad, nereden balay u gibi tereddt ediyor, sakin grnmeye alt bir sesle:

ALIKUU 415 - Tela etme, kuzum Kmran. Fena bir ey sylemeyeceim, bilkis ok iyi bir ey. Fakat by canlanrsan... Gen kadn, onu teskin etmeye alrken kendi telalanyor, gzlerinde, sesinde yalar tit - Kmran, biraz evvel Feride benim odama geldi. Halinde bir fevkaldelik vard: "Mjgn, d edi, bugne kadar dnyada yalnz sana kalbimi aabildim. Senden daha yakn kimsem yok. San a tevdi edilecek bir srrm var, onu yarn, ben gidinceye kadar saklayacaksn, sonra syle yebilirsin. Gnn birinde birdenbire geldiimi grdnz vakit, hayret ettiniz. Size, art te dayanamadm syledim, bu da doru. Fakat asl sebep bu deildi. Ben burada dnyada en iim bir adama, ay evvel lm dei banda verdiim vaadi yerine getirmek iin geldim. an sylemek mecburiyetinde kalmtm. Ben, imdi dul bir kadnm. Kocam, ay evvel kanser Feride, bu szleri sylerken ban omzuma dayyor, h-kra hkra alyordu. Gzyalar rum lecei gn beni yanna ard. Feride, dedi. Artk zaruret ekmenden korkmuyorum. n ana kalyor. Senin gibi sade, sakin bir kadn, mrmn sonuna kadar rahatlkla geindirir. t baka bir ey var, Feride. Kimsesiz bir kadnn zengince de olsa, yalnz yaamas kolay d Sonra para baka, efkat yine baka. Feride, benim rahat ldm istiyorsan imdi bana ye Ben ldkten sonra istanbul'a ailenin yanna dneceksin. Eer daima onlarla beraber kalma

k istemiyorsan hi olmazsa ay, iki ay onlarla beraber kal. Dnyann ucu uzundur. Belki bir gn onlara iin der. Yahut gnn birinde bir para aile efkatine ihtiya duyarsn. H cik, senin ailenle baracandan emin olursam, rahat rahat leceim, gzm arkada kalmayac "Bu son arzuyu yerine getireceimi alaya alaya syledim. Fakat doktorum, bunu da kfi gr edi. Eski nianlmla da 416 Reat Nuri Gntekin

barmam istiyor, bir gn onun, benim iin belki bir byk karde olacan sylyordu. El lim edilmek iin bana mhrlenmi bir paket verdi: - Bunun iinde bir eski gnl kitab var ki, beni vaktiyle ok mteessir etmiti. Onu mutla eski nianlnn okumasn istiyorum. Bunu bu ekilde ona teslim edeceine yemin et, dedi. Hakikat ite bu Mjgn. imdi her eyi biliyorsun. Doktor-cuum sai ve temiz bir adamd. Be ailemle bartrmakla hayatmn yetimliine bir deva bulacan zannediyordu. Biare, bunun ne kadar ac olacan tahmin edemedi. Doktorumu Munise'nin yanna braktktan sonra, ista l'a geldim. Orada rendiim eyler bu vasiyeti yerine getirmenin ok mkl olacan bana an'n karsnn vefatn yeni reniyordum. Sonra, benim iin baz fena szler ktn ha a olsayd, benim kocas yeni lm bir dul kadn sfatyla birka gn aile ocana misafir bilirdi. Halbuki imdi hepiniz, hatta Kmran, hatta sen, Mjgn -sen ki beni herkesten i yi tandn-benim iin ne fena eyler dnecektiniz. Senelerce bir bana gezdi, dolat, t a dolu, kim bilir ne adi hesaplarla kendini ihtiyar bir adama satt? imdi eski nianlsn yeniden serbest kaldn haber alnca yine o adi hesaplarla aramza, be sene evvel haks etlere, hakaretlere boarak ayrld o ocaa, o nianlya dnd, diyecektiniz. Byle dn hametli ve hassas olanlarnz karsnda bile ezilecektim." Mjgn, gittike artan bir heyecanla ve teessrle sylemekte devam ediyordu: - Ah! Kmran, Feride'nin kollarmda ne mitsiz gzyalaryla rpnarak bunlar sylediini le u son szlerini dnyada unutamayacam. Feride dedi ki: "Benim hangi perian hislerle a le ocandan katm, hayatmn ne

ALIKUU 417 elemlerle dolduunu, hangi mecburiyetlerin evkiyle evlendiimi anlatmaya imkn yok. Ya y rmi bee girmi, be senelik hayatnn bir ksmnda maceralar iinde srklemi, bir ksmn rmi bir kadn; yzne, vcuduna bir erkek duda srlmemi bir gen kz olduunu iddia ed . Herkes ona adi bir yalanc der, deil mi Mjgn? Aksini ispata imkn yok. Daha ziyade sy emeyeceim. Doktorun Kmran'a brakt paketin ne olduunu bilmiyorum. Fakat belki iinde acak bir ey sakldr. Son arzusunu bu kadar znt, bu kadar strapla yerine getirdim. Fa bunu yapmaya kuvvetim kalmad. Onu, ben yarn vapura bindikten, her ey bittikten sonr a Kmran'a verirsin." Mjgn sustu. En ac vakalar karsnda hissiz denecek kadar derin bir skn ve tahamml g gen kadn, ocuk gibi alyordu. Titreyen ellerini uzatarak: - Onu artk brakmayacaz. Kmran, lzm gelirse zorla tutacaz. Mazideki vakalar ne olur n, artk sizin ayrlmamanz lzm, gryorum ki, dayanamayacaksnz, dedi. Kmran, adeta uyumutu. En ehemmiyetsiz bir hlyay, en snk bir hatray aylarca hasta, m uhuna gda yapan bir hayalperest iin bu kadar mit, bu kadar ac fazlayd. Uzun baygnlkl an uyanm hastalarn hibir ey anlamayan, dnmeyen gzleriyle karanln iinde etrafn apaklarn ap kapyordu. Mjgn, atksnn iinden krmz mumla mhrl bir byk zarf kard: - Feride'ye verdiim vaade ramen onu sana imdi teslim ediyorum, dedi. Tekrar atksn dzelterek odadan kmaya hazrlanyordu. Kmran, eliyle onu men etti: - Mjgn, masann stnde duran snm lambay yakarken, Kmran zarf at. iinden bir mek alkuu - F.27 418 Reat Nuri Gntekin byk zarf kt. Kaln bir yaz ile yazlm olan mektup, Km-ran'a hitap ediyordu. "Kmran Bey olum, Size bu kd yazan adam, mrnn birazn kitaplarna, bir parasn da hayat denilen bu

vakfetmi mnzevi, mrdmgiriz bir ihtiyardr ki, mektubunun elinize demesinden epeyce zam n evvel dnyaya 'Yuf borusunu' ttrm olacak. Pek sevgili bir biareye son bir iyilik etm k midiyledir ki, son nefesinde size bu satrlar yazmak zahmetini ona ihtiyar ettirdi . Dinleyiniz: Bir gn cra bir kyn, viran bir evinde aydnlk kadar temiz, hlya gibi gzel bir kk i tesadf ettim. Karak ortasnda, karn lapa lapa yad bir gece, odanzn penceresini a anlktan bir blbl sesi gelse ne duyarsnz? te ben, o dakikada bunu duydum. Bu masum, nazik, kibar kz ocuunu, kudretin bu gzel ve nadide ssn hangi melun talih v tesadf, bu karanlk kyn mezbelesine atmt? Ruhu alarken hikayeleriyle aldatmaya al avall kk kz! Ben, senin istanbul'da braktn gafil, aptal sevgilin miyim ki, bu az ykuya doymadan uyanm ocuklar gibi mahmur gzleri, nereye bast grnmeyen savruk halle hayali dudan busesiyle titriyor gibi grnen dudaklar, bir hayali kucaa sokuluyor hiss ni veren tavrlar, hareketleri bana her eyi anlatt. Eski zaman masallarnn Leyla'y aramak iin sahralara den Mecnun'unu, ara sra, tatl bi katle hatrlardm. Bugnden sonra onu braktm. Yeni zamanlarn mezarlklarla dolu, karanl rinde bir imknsz ak ryas arayan bu berrak ela gzl, ipekli renkli masum, kibar, kk sk sk hatrlamaya baladm. ki sene sonra ona, tekrar tesadf ettim. Hastalk durmuyor, yavruca iin iin yiyip biti ordu. Ah, ilk grdm gn

ALIKUU 419 onu niye atmn terkisine bindirmemi, niye ite kaka, zorla istanbul'a, evime getirmem itim?... Gaflet!... kinci tesadfmde i iten gemi bulunuyordu. Siz, evlenmitiniz. ocuktur, gentir, belk unutur diyordum. Bir hastal esnasnda tesadfen elime geen bir defter, bu yarann ne k r derin olduunu bana gsterdi. Bu deftere btn hayatn yazmt. O vakit, midimi kestim di ocuum gibi tedavi etmek istiyordum, insanlarn fesad, fitnesi buna da imkn vermedi. Bu aralk iyice bir adam bulup onu evlendirmeyi dndm. Fakat, bu tehlikeliydi. Kocas n kadar insan, adam olursa olsun, ondan ak isteyecekti. Geri kzcazm bunun iin domut n iin lyordu, fakat bir yabancnn ak onun iin bir hazin angarya olacakt. Birisini s bir bakasnn kollarna dmek, belki onu ldrecekti. Bu tehlike karsnda aresiz, onu . Yaadka mdafaa edecektim. ldkten sonra da benim be on kuru servetim; be para eindirip gidecekti. pheli kz olarak yaamaktansa, emin bir dul olarak yaamak onun iin ha kolay olacakt. Bunlarn hepsinden fazla olarak da bir gn asl emeline vasl olmas iht mali vard. Hayatta imknsz ne var ki? Nitekim, karnzn vefat, benim bu midimi canland bul'dan, sizden daima haber alyordum. Bu vefat, sizi ok yaralayp mteessir etmi olabil ir, fakat ben de yle oldum, dersem riyakrlk olur. Mnasip bir are dnyordum. Feride' budalalktan ibaret olan nikh kaydnda boayacak, dorudan doruya size iade edecektim. n lar, bilmem bu hareketime ne der? Herhalde ben insanlarn hakkmda syleyecei, dnecei n stne oktan tkrm bir adamm, ite bu esnada hastalm artmaya balad. Nihayet , kendi kendine halledileceine aklm erdi. Fazla sylemeye bilmem hacet var m? Bir baha ne ile Feride'yi ayanza gnderiyorum. Mektubumu eliyle teslim edeceinden phem yok. Ta tn iyi rendim, 420 Reat Nuri Gntekin

tuhaf bir kzcazdr. Belki titizlik filan etmeye kalkar, katiyen aldrma, leceini bilse akma, kap ederse zorla kadn karan da erkekleri kadar vahi, kaba ol ki, kollarnda lse vkinden lm olacak. unu da tasrih edeyim ki, bu ite seni zerre kadar dnmedim. Hani, gnlmn rzasyla san gibi nadide bir kz deil, evimin kedisini bile teslim etmezdim. Fakat, gel gr ki, b u deli kzlara sz anlatmak kabil deil. Sizin gibi toy, kalpsiz adamlarn nesini severl er, bilmem ki?..." Merhum Hayrullah NOT Zarfn iinde Feride'nin defteri var. Geen sene iftlie giderken onu, iinde bulundu andkla beraber yok etmi, "arabaclar alm olacak," diye bir lakrd karmtm. Buna t sesini karmad. Bu defterin bir gn olup ie yarayacan dnmekte ne kadar isabet et IX Mjgn'la Kmran, ahkuu'nun mavi kapl mektep defterini okuyup bitirdikleri zaman ortalk

maya balyor, pencerenin dndaki dallarda kular cvldayordu. Kmran, yorgunluk ve strapla arlaan ban defterin sararm yaprana koydu. Yer yer bu muhabbet kelimelerini tekrar tekrar pt. Defteri kapayacaklar vakit Mjgn, hafif bir hareket yapt, onun mavi kabn lambaya yaklatrp bakarak: - Defter bitmemi Kmran, kabn stnde de yazlar var Fakat mrekkebin rengi, mavi kt r, dedi.

ALIKUU 421 Lambay daha ziyade atlar, balarn birbirine yaklatrarak glkle u satrlar okudul "Dn defterimi mebbeden kapamtm. Evlendiim gecenin sabahnda deil hatram yazmak, es k iin aynaya bakmaya, eski sesimi iitmemek iin sylemeye cesaret edemeyecektim. Fakat ... Dn, ben gelin oldum. Sele kaplm bir kuru yaprak maz-lumluuyla kendimi brakmtm. Kim rse yapyor, hibir eye itiraz etmiyordum. O kadar ki, doktorun zmir'den getirdii uzun etekli beyaz elbiseyi giydirmelerine, samn bir yanna bir tutam tel ilitirmelerine bil e raz oldum. Yalnz, kendimi grmek iin byk bir endam aynasnn nne getirdikleri vaki etmeden gzlerimi yumdum, o kadar. Btn isyanm bundan ibaret kald. Beni grmeye birok yabanc geliyordu. Hatta bunlarn iinde eski muallime arkadalarmdan vard. Sylenen szleri iitmiyor, yalnz hepsine ayn titrek tebessmle glmsemeye al iyar, yzme kar: - Ne talih varm bunakta? Turnay gznden vurdu, dedi. Hayrullah Bey, akam yemeine doru eve geldi. iman vcudunu korse gibi skan bir redingo iymi, gelincik rengindeki tuhaf boyunba bir yana arplmt. O kadar mahzun olmama ram fe glmekten kendimi alamadm, bu adamcaz gln mevkide brakmaya hakkm olmadn d rine baka bir boyunba taktm. Hayrullah Bey glyor: - Aferin kzcaz, sen amma iyi ev kadn olacaksn. Grdn m, gen kars olmann fazilet . Misafirler dalmt. Yemek odasnn penceresi yannda, kar karya oturduk. Hayrullah B - Kk, dedi. Niye bu kadar ge kaldm, biliyor musun? Bir ziyaret ifa ettim. Munise'nin mezarna birka iek ile bir 422 Reat Nuri Ghtekin

para senin gelin tellerinden gtrp braktm. Fakir, senin yannda cesaret edemezdi, faka alnz kaldmz vakit dilinden drmezdi: "Ablam gelin olup, tel takt vakit, ben de te erdi. Biarenin kanarya gibi sar bana teli ben takacaktm amma, olmad. Doktor, bunlar sylerken kendimi tutamadm, bam pencereye evirerek bu mahzun sonbahar sisleri gibi grnmeyen kirpiklerimde kuruyan gizli yalarla uzun uzun aladm. Gecenin ilk saatlerini, her akamki gibi aa yemek odasnda geirdik. Hayrullah Bey, gzl Rousse-au "sunun kaln cildini dizlerinin stne koyarak keye oturmutu. - Gelin hanm, yeni gveyin kitap okumas caiz olmaz amma, kusura bakmazsn. Korkma, gec eler uzun, yeni geline ak destanlar okumaya da vakit bulurum, dedi. Kenarn ilemekle uratm mendilin stne bam daha ziyade edim. Ah, bu ihtiyar dokt sevmitim. imdi ne kadar nefret ediyordum. Demek acdan, mihnetten bunaldm vakit bam koyduka o... Bu beyaz kirpikli masum mavi gzler, demek bana bir kadn, bir zevce gzl eriyle bakmaya tahamml ediyordu. Saat on biri alncaya kadar bu ac dnceler iinde bun Nihayet doktor, kitabn masann stne brakarak gerindi, esnedi. - Ey, gelin hanm, yatak vakti geldi. Haydi bakalm; diye ayaa kalkt. Ellerimden inem, yumaklar dklerek ayaa kalktm, masann stnde duran amdan aldm. Cam kapamak bahanesiyle pencereye yaklatm, uzun uzun karanla baktm. imden yle geli i, usulcack bu odadan kaaym, karanlk yollara deyim. Doktor: - Gelin hanm, sen fazla daldn. Haydi bakalm, doru yukarya. Ben onbaya bir ey syley eliyorum, dedi.

ALIKUU 423 ihtiyar stnine ile bir komu kadn, elbisemi deitirdiler. Tekrar amdan elime vererek b kocamn odasna gnderdiler. Hayrullah Bey, daha aadayd. Bir dolabn kenarnda ayakta , gsm souktan muhafaza eder gibi kollarm kavuturuyordum. O kadar titriyordum ki, a

llanyor, ara sra salarmn ucunu yakyordu. Nihayet, merdivenlerde, sofada bir ayak sesi Hayrullah Bey, bir ark mrldanarak ceketini kararak ieriye girdi. Beni grnce ar - Kz, sen daha yatmadn m? dedi. Cevap vermek iin azm atm. Fakat dilerim birbirine anma yaklamt. Hayretle yzme bakyordu. - Kz, bu ne hal? Sen benim odamda ne aryorsun? Birdenbire gr bir kahkaha oday sarst: - Kz, sakn buraya!... Szn bitiremiyor, glmekten tkanyordu. Ellerini dizlerine vurup akrdatarak, parmaklar yp azna gtrerek: - Demek sen buraya... Vay aifte vay! Sahiden kar koca olduk diye ha?... Tuu utanma z, arlanmaz!... Allah cezan versin! nsan babas yerindeki adama... Oda, etrafmda frl frl dnyor, tavanlar bama yklyordu. O, parman srp utanc - Vay fesat yrekli aifte vay! Kz, byle gecelik gmle-iyle odama gelmeye utanmadn m? Bu dakikada kendimi grmek isterdim. Kim bilir ka eit renge girmitim? - Doktor Bey, vallahi, ne bileyim yle sylediler. - Haydi, onlar o halt yedi, ya sen?... Dnyada her ey aklma gelirdi, bu yatan sonra na mus ve iffetime byle bir yzsz kzn tecavz edeceini zannedemezdim! Ah Yarabbi, ne ikence! Yerlere giriyor, kanatacak gibi dudaklarm sryordum. Ben kmld yalandan irretlik ediyor, pencereye doru kap fanila gmleinin yakasyla boynunu sakla ak: 424 Reat Nuri Gntekin

- Kz, stme gelme, korkuyorum. Vallahi pencereyi aar, yetiin a dostlar, bu yatan sonra bana.., tesini dinleyemeden kapdan kayordum. Fakat bilmem ne oldu, birdenbire dndm. Kalbimin daima itaat edilmek lazm gelen hareketlerinden binyle: - Babam, benim babam, diye feryat ettim, alayarak kendimi kollarna attm. O da kollarn amt, ayn derin kalp feryadyla: - Kzm, ocuum, dedi. O dakikada alnmda titreyen baba pcnn lezzetini lnceye kadar unutmayacam. Odama girdiim zaman hem alyor, hem glyordum. O kadar grlt ediyordum ki, doktor yan dann duvarn vurdu: - Kz, evi ykacaksn, o ne grlt? Fesat komular kabahati bana bulurlar. Bunak, sabaha gelini bartt, derler ha! diye seslendi. Mamafih kendi de benden az grlt etmiyordu. Odasnda dolayor: - Bu ahir zaman kzlarndan rzmz, iffetimiz sana emanet Yarabbi! diye irret baryordu e, on defa, o odasnda, ben odamda uyank; duvarlar vurarak, horoz, ku, kurbaa taklitle ri yaparak birbirimizi uyutmadk. te, gelin olduum gecenin hikyesi. Doktorcuum o kadar temiz hisli, temiz yrekli bir ad m ki, bana evlenmemizin bir szden ibaret olduunu sylemeyi bile lzumsuz grmt. Ben, o spet ne kadar koket ruhluymuum, Yarabbi?

ALIKUU 425 Ulvi arkadalmzda o, erkekliini unutmutu. Fakat, ben kadnlm unutmamtm. Erkekl zalim, bu muhakkak. Kadnlarn hepsi iyi, hepsi mazlum, bu da muhakkak. Fakat erkekl erin, sade kalbiyle ve dinamiiyle yaayan pek az ksm var ki, onlardaki gnl temizliini r kadnda bulmak mmkn deil. Feride, o gece sabaha doru uyuyabilmiti. Akamkinden daha krgn ve yorgun bir halde uya nd vakit, gnein hayli ykselmi, saatin on biri gemi olduunu grd. Mektebe ge kal hafif bir tela l ile kendini yataktan att. Mjgn, sofrada bir ile meguld. Feride, dargn bir sesle: - Aferin sana Mjgn, dedi. Yola kacam gn niye beni byle ge braktnz? Mjgn, her gnk soukkanllyla cevap verdi: - Birka defa odana geldim, o kadar yorgun uyuyordun ki, kyamadm. Korktuun kadar ge de l Hem galiba vapur biraz pheliymi, Marmara'da frtna var. - Ne olursa olsun artk gideceim. - Ben de babama syledim, senin iinle megul olmak iin limana indi Hazr olsun, vapur ge

lirse ya araba gnderirim, ya kendim gelir alrm, dedi. Feride, bu ayrlk gnn byle dnmemiti. Mjgn'n ocukla megul olduunu, teyzelerin , gldn grdke mahzun oluyor, kendine bu kadar az ehemmiyet vermeleri kalbini kryor da grnrlerde yoktu. Mjgn, sz arasnda gizlice: - Feride, sana bir iyilik ettim. Kmran' evden uzaklatrmaya muvaffak oldum. Seni fazl a mustarip etmemek iin bu fedakrla raz oldu. 426 Reat Nuri Gntekin

- imdi hi gelmeyecek mi? - Galiba iskelede seninle vedaya gelecek... Tabii memnun oldun. Gzleri dalgn, hafife dudaklar tireyerek dnyor, parmayla akann aryan bir nok - Tabii, teekkr ederim, iyi ettin, dedi. Mjgn'a bir sr krk, manasz kelimelerle teekkr ederken sevgili ocukluk arkadann ldn, bir daha onunla barmayacan hissediyordu. le yemeine oturacaklar vakit, komu balarnn birinden haber geldi. ehirde klk evl hazrlanan belediye reisleri, hem ba komularna, hem Feride'ye son bir ayrlk ziyafeti v rmek istemilerdi. Feride: - Nasl olur? Beni almaya gelecekler, diyordu. Teyzeler: - Ayp olacak Feride, be dakikalk yer. Zaten, senin ne hazrln var ki, arafn imdi dediler. Kendisine evvela bir hasta kedi kadar ehemmiyet vermeyen teyzelerin, bu yar annel erinin yzne bakmamak iin ban nne indirdi: - Peki, olsun, dedi. Saat e gelmiti, yapraklar sararm bir ardan yanndan yolu gzleyen Feride, Mjgn'a - Bir araba geliyor, Mjgn, zannederim benim iin, dedi. Fakat tam bu dakikadaa, sahildeki bir aaln az tesinden birdenbire bir vapur grnmt Feride, yrei azna gelerek: - Geliyor! diye haykrd. Baa bir tela dt. Yeldirmeleri getirmek iin ahretli kzlar k d. Feride, teyzelerine: - Ben, daha evvel gideyim, siz yetiirsiniz, dedi.

ALIKUU 427 Mjgn'la beraber balarn arasndaki kestirme bir yoldan komaya baladlar. itlerden atl lerin iinden geiyorlard. Bahe kapsnn nne aya tesadf ettiler. htiyar kadn: - Kkhanmlar, ben de size geliyordum. Beyler araba ile geldiler, sizi istiyorlar, ded i. Aziz Bey'le Kmran, onlar ikinci katn sofasnda karladlar. Aziz Bey, eliyle oday gst - iki mnasebetsiz misafir geldi, grlt etmeyin, dedi. Sonra, Feride'yi szerek: - Bu ne hal kkhanm, kan ter iinde kalmsn? dedi. Sonra glerek ona yaklat, enesin rine bakarak: - Vapur geliyor amma sana hayr yok. Kocan raz olmuyor. .. Feride, sratle geri ekilerek, akn akn: - Enite, ne diyorsun? dedi. - Kocan o kzm, ben karmam! Feride, hafif bir feryatla ellerini yzne kapad. Decekti, fakat bir el bileklerinden t uttu. Gzlerini tekrar at... Km-ran'd. Azz Bey, heyecanl bir kahkahayla: - Ha yle, nihayet kafese girdin mi alkuu? Haydi bakaym, rpn bakalm, rpn! Bak, i? Feride, yzn kapamak istiyor, fakat bileklerini Km-ran'dan kurtaramyor, ban sallamak ranyor, onun gsnden, omzundan baka bir yer bulamyordu. Aziz Bey, ayn heyecanl bir k ayla: - Etrafndakiler sana tuzak kurdu, alkuu; bu Mjgn haini esrarn satt. Allah gani gan t eylesin, merhum senin defterini Kmran'a gndermi. Ben onu aldm gibi Kadya gittim. K minden km baz paralar gsterdim. Kad,

428 Reat Nuri Gntekin

geni kafal adam, hemen nikh kyverdi; anlyor musun alkuu? Bu adam, artk kocan, se da brakacaa benzemiyor. Feride o kadar kzarmt ki, yznn rengi ela gzlerine vuruyor, gzbebeklerinin iinde k treiyordu. - Haydi alkuu, nazlanma artk, gryoruz ki, saadetten baylyorsun, "Fena etmedin enit bunu istiyordum de!" dedi. Aziz Bey, yar zorla ona bu szleri tekrar ettirdi. Sonra oda kapsn aarak muzaffer bir ahkahayla: - eriat vekilliine sahibim efendim. alkuu, pardon Feride Hanm namna ite u Kmran B ndiriyorum. Duay edin, biz mini burada deriz, dedi. Sonra, Feride'ye: - Nasl alkuu? Parmak kadar yumurcak, bizi senelerce oynatrsn ha! Grdn m, ka trl na? Baheden ocuk sesleri geliyordu. Aziz Bey: - imdi tebrikler, el pmeler uzun srer. Hepsi kalsn. Kendi elimle mthi bir dn sofra acam. Haydi olum, bizim gevezeliklerimizden size fayda yok. Elbet konuacaklarnz vard dar, arka merdivenlerden karn kar. Ta uzaa, istediin yere kadar, sonra beraber dner iz. Kmran, Feride'yi hemen kollarnda uurarak merdiven kapsna koarken Mjgn arkalarndan i arkada a-laa alaa ptler. Gzlerinden ya geldiini gstermemek iin grltyle burnunu silen Aziz Bey, bir hatip eda lunu sallad: - Ey benim kirazm alan alkuu, onu bakalarna aldracan saat ald gibime geliyor. aym da hesabmz kesilsin, dedi. Hl ellerini, Kmran'dn kurtaramayan gen kz havaya kaldrp ptkten sonra tekrar Kmr tt:

ALIKUU 429 - Bu gece seni, deniz frtnasndan kurtardk, fakat yanndaki sar frtna bana daha mthi lah yardmcn olsun, alkuu, dedi. Dar merdivende yuvarlanr gibi, uar gibi iniyorlard. Kmran, kolunu Feride'nin belinde n geirmi, gen kz nefes aldrmayacak gibi skyor, avularnn iinde parmaklarn inci Merdivenin bir yerine Feride'nin etei takld. Nefes nefese bir dakika durdular. Gen kz eteini kurtarmaya alrken Kmran kesik kesik: - Feride, sen benim olasn! inanamyorum. Benim olduuna kalbimi inandrmak iin senin ar aya ihtiyacm var, dedi. Dudaklarnda kesik, tutuk nefesler, vcudunda derin r-permelerle rpnan Feride'yi zorla kk bir ocuk gibi- kucana ald, yz onun bozulmu arafndan uan salar iinde, a yle kan tutumu, merdivenleri inmeye balad. Gen kz, vcudunda bir uuruma yuvarlananl reyiiyle kendini brakyor, hem glyor, hem alyordu. Kapnn yanndaki kk talkta y - Halime bak Kmran. Bu halle nasl dar gideriz? Msaade et, bir dakika odama kaym, m, imdi gelirim. Kmran, onun bileklerini brakmyor: - imkn yok, Feride. O bir defa oldu. Seni bir kere ele geirdikten sonra tekrar brak mam, diye glyordu. Gen kz, artk uramaya takati kalmam gibi ban Kmran'n gsne koydu, yzn sakla etti: - Gittiime benim de piman olmadm m zannediyorsun? Kmran, onun yzn gremiyor, yalnz enesini, dudak430 Reat Nuri Gntekin

larm okayan, seven parmaklarna scak gzya damlalarnn dtn duyuyordu. Yolda, onlar hemen hemen kucak kucaa yryorlard. Kardan iki balknn geldiini grer men hi konumuyorlard. Yan yana yrmek saadeti onlar sarho ediyordu.

On sene evvel Feride'yi burada ilk grd ba yoluna geldikleri vakit Kmran, onu hafife zlarndan tuttu: - Sen burasn belki hatrlamazsn, Feride, dedi. Gen kz, yolun derinliklerine dikkatle b karak glms-yordu. - Bu bakta manalar var, demek hatrlyorsun? Feride hafife iini ekti, bir eski hlyaya gibi derin, dalgn bir nazarla Kmran'n yzne bakt: - O dakikada ne kadar sevinmiim, unutur muyum hi? dedi. Gen adam, bu ban evrilmemesi, bu gzlerin gzlerinden ayrlmamas iin onu enesinden t erin bir sesle: - Feride, dedi. Bizim btn sergzetlerimiz burada balyor. Beni dinle, yle gryorum ki er artk beni anlayabilecek kadar strap ekmi ve dnm. Seni sevmeye baladm vakit n baka bir ey dnmeyen hafif, yaramaz bir kz ocuu, k gibi, ses gibi elde durmasn bir alkuu'ydun. Sana kar derin bir zaafm vard. Her sabah uyandm vakit, akm ka ha bym buluyordum. Bu derin zaaf, beni hem utandryor, hem korkutuyordu. Zaman zaman baklarn, yle szlerin vard ki, kalbimi derin mitlerle rpndryordu. Fakat sen, a u glen, elenen ocuk gzlerinin iinde uyanan nazik, hassas gen kz ruhunun grnmesiy-l lmas bir oluyordu. "Bir ocuk, beni mmkn deil anlamayacak, hayatm kracak..." diyordu yatn, gnln

ALIKUU 431 bu kadar derin bir vefa ile bana vakfedeceini mit edemiyordum. Sen, belki beni grnce ; uan rengini, titremeye balayan bu gzel dudaklarn saklamak iin benden kayordun. Be nu bir alkuu hafiflii sanarak kendimi yiyip bitiriyordum. Syle bana Feride, bu kadar derin bir vefay, bu kadar ince bir ruhu, bu kk alkuu gsnn neresine saklamtn?. Kmran, bir dakika sustu. Sonra beyaz nazik akaklarnda ince ter damlalaryla ban eere a yava bir sesle devam etti: - Derdim bu kadarla da kalmyordu, Feride. Seni kendi kendimden, hayatmdan, muhteli f saadetlerini birbirinden kskanyordum. Dnyada zamanla ypranmayan, kuvvetini kaybetm eyen hibir his yok. "Ya bir zaman sonra Feride'yi bu kadar sevemezsem, ya bu lezi z, nadide tahassr kaybedersem?" diyordum. O vakit, yan yana bitmesinden korkulan klar nasl sndrrlerse ben de yle yapyor, hayalini gzlerimden uzaklatrmaya alyordum. Dalarda ismini bilmediim bir ot yetiir. Feride, insan, onu daima koklarsa, bir zama n sonra kokusunu daha az duymaya balar. Bunun ilac, bir zaman kendini ondan mahrum etmektir. Hatta bazen -srf o eski gzel kokuyu yeniden bulmak hrsyla- herhangi bir k okuyu, mesela bir manasz "Sar iei" yzne yaklatrr. Bu ot, gzel kokusu iin bazen mihnete de urar, insanlar, onu parmaklarnn arasnda rsel hrpalarlar. Feride, seni bu straptan derinlemi gzlerin, mahzun dncelerden yorulmu ben, bu hrpalandka kokusu artan ieklere benzetiyorum. Beni anlyorsun, deil mi? nk erin glmyor, benim bu manasz gibi grnen szlerimle elenmiyorsun. Feride, uyumaya hazrlanan bir ocuk gibi, kirpiklerinde ya damlalar titreyen gzlerini kapyordu. Bu heyecanl yor432 Reat Nuri Gntekin

gunluklardan yle bitap dmt ki, dizleri kesiliyor, vcudunun btn arln Kmran' rya iinde, hemen hemen yalnz dudaklarnn hareketiyle: - Gryorsun artk, alkuu mebbeden ld, dedi. Gen adam, ban daha ziyade yaklatrd - Ziyan yok, ben ahkuu'nun btn akn bir bakasna, Glbeeker'e verdim, dedi. Kmran, kollarnda gittike arlaan bu bitap gen vcudun birdenbire canlandn, bir ha e kvrandn hissetti: - Kmran, onu syleme, yalvarrm sana. Hl Kmran'n gsnde duran ban biraz arkaya atm, yzn ona evirmiti. Kesik, donu gerdannn damarlar moranyor, yznde, gzlerinde, kzltlar uuyordu. Kmran, haris bir inatla tekrar etti: Feride, btn vcudu titreyerek ayaklarnn ucunda ykseldi, gen adam omuzlarndan ekti. btn kan dudaklarnda toplanm boynunu uzatt. Bir dakika sonra ayrlmlard. Feride, uzun bir susuzluktan sonra berrak bir dereden ka na kana su ien bir ku gibi canlanyor, ayan yere vurup yzn gstermemek iin bir yan a evirerek:

- Ne ayp, Yarabbi, ne ayp! Sen sebep oldun vallahi, sen sebep oldun, diye hrnlayordu Yanlarndaki aacn dalnda bir alkuu tyordu. -SON433 SZLKE

- A ab u hava: Su ve hava, iklim. bide: ibadete dkn kadn. cizane: Sz syleyen bir kimsenin kendi yaptklarn abartmamak iin kulland bir nezak addetmek: Saymak (Bunu olmam addetmeli). deta: Sanki, hemen hemen. ah zara kaplmak: h ekip inlemek. ahenk: Uyum. hir: Son. hiret: (Ahret) Din inana gre, insann ldkten sonra dirilip sonsuza dek kalaca ve sap verecei yer. br dnya. ahz: Alma. kile: Akll kadn. aksiyon: Eylem, hareket. l kader il istitaata: Gcn yettiince. l: iyi, pek iyi. alka: lgi. almet: Belirti, iaret. alarga gitmek: Aktan gitmek. alelade: Olaan, sradan. lem: Dnya. li: Yksek, yce. alil: Hasta, sakat. alimallah: Allah bilir. ameliye: ilem. ar: Utanma. arif: ok anlayl, bilgili ve sezgili kimse. arifane: rif olana yakr biimde. arife: Bilgili. arz olmak: Sonradan ortaya kmak. azil: Grevden alma. azim: Bir iteki engelleri yenme kararll. azletmek: Grevden almak. -Bbabayani: Gsterii ve zen-. tisi olmayan, babacan tavrl. bahtiyar: Talihli, mutlu, mesut. bahusus: Hele, en ok. bakiye: Artan, geri kalan. battal: Allm olandan byk. alkuu - F.28 Szlke 434

bedbaht: Mutsuz, talihsiz. bedbin: Ktmser, karamsar.

behemahal: Mutlaka. belertmek: Gzlerini, ak ok grnecek bir biimde amak. beyhude: Bouna. beyit: Anlam bakmndan birbirine bal iki dizeden olumu iir paras. Bibliotheque Rose: (Fr.) Pembe kitaplk. Metnide "ocuk kitaplar" anlamnda kullanlm biare: aresiz, zavall kimse. bilkis: Tersine, aksine. billahi: Tanr'ya ant ierim. binaenaleyh: Bundan dolay. bitap: Bitkin, yorgun. bonjur: (Fr.) Gnaydn. Merhaba anlamna da kullanlr. bonmare: iinde her trl giysi, ss eyas, oyuncak vb. satlan byk maaza. buse: pck. - C caiz: Uygun. cariye: Efendisinin her istediini yapmak zorunda bulunan, alnp satlan kadn veya kz. cariye: Para ile alnp satlan, savata esir olmu veya odalk diye alnm kz. cazibe: ekicilik, almllk. cedide: Yeni. cefa: Byk sknt, eziyet. celbetmek: ekmek. celile: Byk, ulu. celpname: Mahkeme tarafndan, dava edene, edilene veya tanklara gnderilen ar belgesi. cerr: Medresede okuyanlarn aylarda ky ky dolaarak imamlk, vaizlik ileri iin para lar. cesamet: Byklk, irilik. ceza reisi: Ar ceza mahkemesi bakan. cihet: Yn. -apul: Yama, talan. are-i tesviye: zm nerisi. ehre: Yz, sima. iy: Havada buu durumundayken akamn ve gecenin serinliiyle yerde veya bitkilerde topla nan kk su damlalar. uha: Tysz, ince dokunmu yn kuma. Szlke 435 -Ddandy: (ng.) (Metinde) Zppe, tkrldm. darbmesel: Atasz. darlmuallimat: Kz retmen okulu. debdebe: atafat, gsteri. delalet: Araclk. delimen: mark ve delice tavrl, zpr. destlerinden busetmek: Ellerinden pmek. devain Daireler. dezanante: (Fr. Desenchan-te) Hayal krklna uram. diba: Altn ve gm ilemeli bir tr ipek kuma. diksiyonen Szlk. duhul olmak: eri girmek. dlger: Yaplarn kaba aa ilerini yapan kimse. dzgn: (Metinde) Kadnlarn yzlerine srdkleri bir tr krem, fondten. -Eebed: Sonsuz, lmsz. ecir: cret. eda: (Metinde) Davran, tavr. edibe: Edepli, terbiyeli. efkr. Tasa, kayg.

ehemmiyet: nem. ekseriya: ounlukla. ellem: Yabanclar. elan: imdi, henz, daha. elem: znt, dert, keder. elhamdlillah: Allah'a kr. elzem: ok gerekli, vazgeilmez. emniyet: Gven. emrihazn Emir kipi. encmen: Komisyon, komite. endam: Vcut, beden, boy pos. erganun: org. erknharp: Kurmay subay. ervah: Ruhlar. esasen: Aslnda. esatir Mitoloji. Tarih ncesi dnemden bugne gelen efsaneleri inceleyen ilim. esef buyurmak: zlmek. esef: Acma, yerinme. eskaza: Yanllkla, kaza ile. esrar. Gizler, srlar. evrak: Yazlm ktlar, mektuplar, kitaplar vs. -Ffadla: Erdem sahibi, stn. fantezisi: (Metinde) Ssl ve hayalci. Ortamn gerekliine uymayan. faraza: Szgelii.

l Szlke 436 fasla: Ara. felekiyat: (Felekiyyat) Astronomi. fen: Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ad. fenlenmek: Yana gre bilmemesi gereken eyleri renmi olmak. ferace: Kadnlarn sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkas bol, yakasz, ou kez etek ere kadar uzayan st giysisi. feragat: Vazgeme. ferah: Gnl enlendiren, i rahatl veren. ferahfaza: Ferah artrc. ferda: Gelecek zaman, yarn. fevkaldelik: Olaanstlk. fitnelik: Kartrma, ara bozma. ftri: Yaradltan olan. flrt: Kadnla erkek arasndaki yakn iliki. fondan: inde likr, tatl veya ho kokulu maddeler bulunan, azda kolayca eriyen bir tr eme. ftursuzca: nemsemeyerek, aldrmayarak. -Ggaflet: Dalgnlk, dikkatsizlik, aymazlk.

gaile: Sknt, dert. gam: Tasa, kayg, znt. ganaim: Ganimetler, dmandan alnan eyler n, dmanlk. garp: Bat. gayr: Artk, bundan byle. gayri ihtiyari: irade d. grandiose: (Fr.) Ulu, yce. gzide: . -Hhacer-i esved: (Kara ta) Kabe kaps yannda bulunan ve haclarn pmeleri hac artlarnda ta. hacet kalmamak: Gerei olmamak. had: Snr, derece. haiz: Elinde bulunduran, tayan.

hakeza: Byle, yine. halayk: Kadn kle, cariye, hizmeti. hlim: Huyu yumuak. halis: Saf, katksz. halketmek: Yaratmak. halk: iyi huylu. hami: Gzeten, koruyan. harcrah: Yolluk. hre: Dalgal ya da dalgalanr gibi grnen parlak izgiler. Szlke 437

harm: Herkesin giremeyecei yer. haset etmek: Kskanmak, e-kememek. hasl: Ksacas, szn ksas. hassaten: zellikle. hasut: ok haset eden, kskan. haan: ok yaramaz, ele avu-ca smayan ocuk. haiye: Not. hatip: Konumac. hattat: Gzel yaz yazan. hatun: Kadn. hava tebdili: Hava deiimi. haysiyet: Onur, zsayg. hazain: Hazineler. hazan: Sonbahar. hazin: Dokunakl, hzn veren. helllik dilemek: Ayrlma srasnda hakkn birbirine balamak. hengme: Patrt. herze: Sama, sama sz, zevzeklik. hicran: Bir yerden veya bir kimseden ayrlma, ayrlk acs. hiddet: fke, kzgnlk. hikmet: (Metinde) Sebep, gizli sebep. hilaf: Aykr, kart, ters. himaye: Koruma. himmet: Yardm, kayrma. hizmet-i vataniye: Vatan hizmeti. hodkm: Bencil, egoist. hoyrat: Kaba, krc ve hrpa-layc. hulsa: Ksacas. hususiyet: zellik. hlasa: zetle. hzn: Gnl znts. -I/tlak =etmek: Bir kocann karsn boamas. ibla etmek: Vardrma, eritirme, ulatrma. ibni (ttm): Oul. idadi: Lise. idare-i maslahat: ti yle byle bugnlk grme. idrak: Anlama yetenei, anlayifa etmek: Yapmak. iffet: Namus. ifal etmek: Bir kadn aldatmak, batan karmak. ihsan etmek: Balamak.

ihtimam: zen, dikkatli davranma. ihtiyar: (Metinde) Seme. ihtiyat: Saknma, ll davranma. Szlke 438

ihtiyatsz: Tedbirsiz. ihtizaz: Titreme, titreim. ikmet: Oturma. ikmal-i nevaks: Eksikleri tamamlama. iktidar: Bir ii yapabilme gc. iktifa etmek: Yetinmek. ilanihaye: Sonsuza kadar. ille velkin: Gelgelelim, bununla birlikte. ilm: Bilim. ilmihal: Din kurallarn retmek iin yazlm kitap. iltizam: Kayrma, bir taraf tutma. imdi: imdi, artk. imtiza etmek: Uyum salamak. inha: Resm bir greve atama veya bir st aama iin yazlan yaz. inhimak: ok dknlk, bir eye fazla dme. inkiaf: Meydana kma, gelime. insaniyetli: nsanl olan. iptida: Balang, bir ie balama. iptila: Dknlk, tiryakilik. irab: Dzgn konuma ve gerei belirtme. irade: (Metinde) Emir. irfan: Kltr, bilme, anlama.

ismet: Namus. istida: Dileke. istidad: Yetenek. istif af: Gnahtan, ktlkten ekinme. istihare: Bir inana gre, giriilecek iin hayrl olup olmadn ryadan anlamak iin a yarak uyuma. istihkm: Dmana kar savunma yapmak amacyla dzenlenmi askeri yer, gl siperler. istikran Kararllk. istintak etmek: Sorguya ekmek. strap: Sknt, byk znt. istiskal: Souk davranlarla holanmadn belli etme. istismar. Birinin iyi niyetini ktye kullanma, smrme. istizah: Bir iin ak sylenmesini isteme, aklama isteme. iret: iki. itirak etmek: Katlmak. itibar: Saygnlk, gvenilirlik. izbe: Bask, lo, nemli, kuytu yer. izdiva: Evlenme. izzetinefis: Onur, zsayg. Szlke 439 -Kkabil: Mmkn, olabilir. kadr (kadir): Deer, kymet.

kinat: Evren, dnya. kalem odas: Resm kurulularda yaz ilerinin grld oda. kalfa: Saraylarda ve byk konaklarda halayklarn banda bulunan kadn, ilkokullarda hoca rdmcs. kamarot: Gemilerde yolcularn ilerine bakan grevli. kameti artrmak: Bararak konumak. kmil: Olgun. kanaat getirmek: inanmak, akl yatmak. kasavet: znt, sknt. kati: Kesin. ktip: Sekreter, yazc. kavil: Sz, szleme, anlama. kelime-i teyyibe: (Kelime-i tayyibe) Yattrc ho sz. kepazelik: Rezalet. kerliferli (kelli fellf): Kl kyafeti dzgn, olgun ve gsterili. kesb-i eref etmek: eref duymak. kibir: Byklk, kendini byk grme. koket: (Fr. Coquette) Gzel grnmeye zen gsteren. Zarif grnmeye, sslenmeye dkn. kolcuba: Bir eyi korumak iin bekleyen grevlilerin ba. komfinyon: (Fr. Communion) iman birlii. ktek: Dayak. krep: ok bkml iplikle dokunmu bir eit ince kuma. kurum satmak: Bbrlenmek. (tm)" -* """ laden: amdan karlan zift gibi siyah ve kokulu zamk. lhza: Zamann blnmeyecek kadar ksa paras, an. lakayt: ilgisiz. lkin: Ama, fakat. lndo: Drt tekerlekli, karlkl iki oturma sras bulunan, atl binek arabas. lata: Osmanllar'da ilmiyenin giydii bir tr stlk. levazm: Gerekli olan eyler, gereler. levha: Bir yere aslmak iin yazlm yaz. leziz: Lezzetli. lisan- Fransevi: Franszca. Szlke 440

-Mmaahaza: Bununla birlikte. Maarif Nezareti: Mill Eitim Bakanl. maarif: Mill Eitim. maateessf: Ne yazk ki, zlerek sylyorum ki. mabeyinci: Osmanl Devle-ti'nde padiahlarn daryla olan ilikilerine bakan, buyruklarn ilere bildiren, baz kiilerin dileklerini kendisine ileten grevli. mamum: Tasal, zgn. mahcup: Utanga, sklgan. mahdum: Erkek evlt, oul. mahdut: Az, snrl, says belli olan. mahfe: Deve, fil gibi hayvanlarn srtna konan, zerinde oturmaya yarayan sepet, bir eit eyer. mahlk: Yaratk. mahmurluk: Uykudan sonra duyulan arlk ve sersemlik. mahsub: Hesap edilmi, hesaba geirilmi. mahsus: (Metinde) Bilerek. mahut: Bilinen, ad geen.

mahzun: zgn, zntl. maiet: Geim, geinme. makale: Bilim, fen konularyla

siyasi, ekonomik ve toplumsal konular aklayc veya yorumlayc nitelii olan gazete vey gi yazs. makam-nezaret: Bakanlk nezareti. ' makbul: Beenilen, ho karlanan. makbule gemek: ok beenilmek, hoa gitmek. mlik olmak: Sahip olmak. malm: Bilinen. malmatl: Bilgili. manastr: Kesin kurallar olan, rahip veya rahibelerin dnya ile ilgilerini keserek yaadklar yap, keihane. manevi: Grlmeyen, duyularla sezilen. maren: (F. Marin) Denizci. marifetli: Ustalkl, hnerli. mazari: Dilbilgisinde geni zaman. mazbata: Tutanak. mazi: Gemi. mazlum: Sessiz, uysal ve boynu bkk. mecburiyet: Zorunlu olma durumu. mecidiye: Eskiden kullanlan ve o zamann 20 kuruu deerinde olan gm sikke Szlke 441

melal: Bkma, usanma. melun: Kt, lanetli. memalik: lke. menazn Manzara. menazr- tabiiye: Tabiat manzaras. mendebur: Smsk, snepe, pis, iren. menetmek: Yasaklamak. meret: inat, kaba. meakkat: Gl sknt, zorluk. mek: Almak ve renmek iin yaplan alma. meru: Yasal. Yasann, dinin ve kamu vicdannn doru bulduu. meum: Uursuz, kt. metanet: Metin olma, dayankllk. methetmek: vmek. metruk: Terk edilmi. meyil: Eilim. Sevme, gnl verme. meyus: mitsiz, zgn. meziyet: Yetenek. meziyetli: Yetenekli. mihmandar: Resm konuklar arlamak ve onlara klavuzluk etmekle grevlendirilen kimse. mihnet: Sknt, zahmet, eziyet. mihr: Sevgi. miralay: Albay. miskin: ok uyuuk, zavall. miza: Huy, yaradl. mizer: (Fr. Misere) Zavalllk, yoksulluk. muahadderat: rtl kadnlar, islm kadnlar. muallim: retmen. muallime: Bayan retmen.

muamelat: Dairelerde evrak zerinde yaplan ilemler. muamele: Davran. muamma: Anlalmayan, bilinmeyen ey. muavenet: Yardm. muavin: Yardmc, yardm eden. muayyen: Belli, kesin olarak belirlenmi. mugayir. Uymaz, aykr. muhabbet: Sevgi. muhacir. Gmen. muharebe: Savama, iki ordu arasndaki sava. muharrir: Yazar. muhasara: Kuatma, sarma, evirme. muin: Yardm eden, yardmc. mukabele: Karlk verme, karlk. mukabil: Karlk, bir eye karlk olarak yaplan. Szlke 442

mukadder: Yazgda var olan, kanlmaz. mukaddes: Kutsal. mukaser: Metinde, bir kadn, ii, yz, gz alm anlamnda kullanlm. mukavele: Szleme. muktedir: Bir eyi yapmaya, baarmaya gc yeten. muns: Cana yakn, sevimli. musaddak: Geerli olduu resm yaz ile bildirilmi. mutaassp: Banaz, tutucu. mutasarrf: Tanzimattan sonra idare blmlerinde vilayetle kaza arasndaki blmn idare am . mutat: Allan, allm ey. muteber Saygn, inanlr. muvaffak olmak: Baarmak. muvaffakiyet: Baar. muvafk: Uygun. muvakkat: Geici. muvazene: Denge. muvazzah: Bir grev ve hizmetle ykml olan kimse. mcedded: Yeni, yenilenmi. mceddet: Yeni, yenilenmi. ndde i umum: Savc. mdr-i umumi: Genel mdr. mebbeden: mr boyu. mkedder: zgn, kederli. mlazm: Temen. mnasebet almak: Uygun dmek. mnasebetsizlik: Uygun olmayan, yakksz davranlarda bulunma, saygszlk yapma. mnasip: Uygun, yerinde. mnhal vukuunda: (Metinde) Bo kadro olduunda. mnhal: Bo olan, ak bulunan. mnhasran: Yalnz, zellikle. mnkir: inkr eden, kabul etmeyen. mptedi: Bir eyi renmeye yeni balayan. mrdumgiriz: rm. Metinde ii gemi anlamnda kullanlm. mrebbiye: Kendisine bir ocuun eitimi ve bakm verilmi kadn. mrvetsiz: insanl olmayan. msamaha: Hogr.

mstacel: abuk yaplmas gereken. mstahak: Bir kimsenin layk olduu dl veya ceza. mstakim: Temiz, doru, namuslu. mstebit Zorba, despot. Szlke 443

msterih olmak: ti rahat etmek. msvedde: Yaz tasla, karalama. mkl mevki: Zor durum. mkl: Zor. mtalaa: Okuma, ders alma, ett. mtalaahane: Okuma odas. mteessir: zntl. mteferrika senetleri: eitli kk harcamalarn para senetleri. mtehayyir: akn, arm olan. mtekaid: Emekli. mtemadiyen: Ara vermeden, srekli olarak. myesser: Kolaylkla ortaya kan, kolaylkla elde edilen. mzahrafat: (Mzahrefat) Parlak boyalar ve ssler. mzakere etmek: (Metinde) rencilerin ders hazrlamalar iin almalar. mzakere etmek: rencilerin ders hazrlamalar iin almalar. mzakkere: (Mzekkere) Bir i hakknda st makama sunulan yaz. mzmin: Uzun sreli.

-Nnadide: Az grlr, deerli. nadir: Seyrek, az. nafa: Bayndrlk. nafile: Yararsz, boa giden. nala: 1) Ayakkablar abuk eskimesin diye altna aklan demir. 2) Katr, eek, sr gibi trnaklar altna aklan demir paras. namnasip: Uygun olmayan. nan: Ekmek. nasihat: t. nazn Bakan. nedamet: Pimanlk. nefer: Asker. nekahat: Hastalk sonras salkl duruma geme dnemi. nekin Bilmezlik. neretmek: Yaymak. netice itibaryla: Sonu olarak. netice: Sonu. nev'i: (Nevi) eit, cins, tr. nihayetinde: Sonunda. nimet: Yiyecek iecek, zellikle ekmek. nimetinas: yilik bilir. nispet: (Metinde) Kyaslama. nispet: (Metinde) Oran, kyaslama. Szlke 444

nizam: Dzen. numune: rnek. - P - parloir: (Fr.) Dardan gelenlerle konuma odas. payzen: Ayana pranga vurulmu. pederane: Baba gibi. peyda olmak: Ortaya kmak. pods et: Yumuak, prezante etmek: Tantm k. pusetmek: pmek. puide: rt. rastk: Kadnlarn kalarn veya salann boyamak iin srdkleri siyah bya. rae: Titreyi. rehavet: Vcutta grlen geveklik, arlk, tembellik. rezzak- lem: Btn yaratklarn rzkn veren. riayet etmek: Uymak. rikkat: ncelik, yufkalk. riyaset lisi: Yksek bakanlriyaset: Bakanlk. riyaziyat: (Riyazziyat) Matematik. nzk: Yiyecek, iecek ey, nimet.

rmark: (Fr. Remarque) Dikkate alma. (Metinde: Tespit, dikkat ekme anlamnda kullanlm.) ruhani: Ruhla ilgili. rtiye: Ortaokul. -Ssadakar Dz dokunmu ak saman renginde bir tr ipek kuma. saffet: Saflk. sahih: Gerek, hakiki. sair. Baka, teki, dier. saliha: (Metinde) Din buyruklarna uygun davranan. salisen: nc olarak. sallapati: Dnmeden, saygszca, kaba saba, patavatszca. sefaret: Elilik. sekerat: Can ekiirken kendinden geme. selametlemek: Yolcuyu, konuu uurlamak. serasker kaps: Seraskerin resm grev yeri. serasker: Sadrazamlk greviyle ykml olmayan ve Osmanl ordusunun komutanln yapan ve an. sraca: Deride ve daha ok Szlke 445

boyunda grlen deiiklik, lenf dmlenmelerinin ikinliiyle beliren bir tberkloz tr sirayet: Yaylma. sitem: Bir kimseye, yapt hareketin veya syledii bir szn znt, alnganlk, krgnl ndrdn fkelenmeden belirtme. soeun (Fr.) Kz karde, rahibe. Metinde "Ma sor" szc ayn zamanda "rahibe" olan retme ir hitap ekli olarak geiyor. souvenir d'amour: (Fr.) Ak hatras. souvenir: (Fr.) Hatra. spleen: (tng.) Terslik, huysuzluk, kin. sls: Bir eit yaz. speriyor: (Fr. Superieur) st. Manastr, dinsel kurum vs. bakan. srme: Kirpik diplerine srlen siyah boya. -ahadetname: Diploma. ayan: Uygun, yarar. efkat: Acyarak ve koruyarak sevme.

ekerrenk: ki kii arasndaki dostluk, arkadalk ilikisinin bozuk olduunu belirtmek ii nlr.

enaat: Ktlk, fenalk. er'iye: eriat kurallarna uygun. eriat: Din temellere dayanan Mslmanlk kanunlar. evk: istek, heves. ifa: Hastalktan kurtulma. ifahi: Szl, szle. imendifer: Demiryolu. irret: Geimsiz, huysuz, edepsiz, kavga kartmaktan holanan. -Ttaalluk etmek: lgili bulunmak, ilgilendirmek. taarruz: Saldr. tabiat: (Metinde) Huy. tabiatyle: Doaldr ki. tabi: Doal. tabiiye: Tabiat bilgisi. taciz etmek: Sknt vermek, can skmak. tafsilt: Ayrntlar. tahamml etmek: Dayanmak, katlanmak. tahamml: Kt, g durumlara katlanma, kar koyabilme gc. Szlke 446

tahassr: zlem, kavumak istenen ey veya kimse iin zlme. tahayyl: Hayalde canlandrma. tahkikat: Aratrma. tahkir: Horlama, alaltma. tahrirat: Resm bir dairede yazlan yazlar. tahrir: Yazl. tahsisat: denek. takbil: pme. taksim: (Mat.) Blme. talika: Drt tekerlekli, st kapal, bir tr yayl at arabas. talkn: (Telkin) l gmldkten sonra imamn mezar banda syledii din szler. tamim: Genelge. tasavvur etmek: Dnmek, gznne getirmek, hayal etmek. tashih etmek: Dzeltmek. tasrif etmek: Dilbilgisinde bir fiilin ekimi. tavsiye: t, yol gsterme. tazmin etmek: Zarar demek. tecdit: Yenileme. tedris: retim. tedrisat- iptidaiye: ilkretim. teessr: znt. tefrik: Ayrma, ayrt etmek. tefri: Bir yeri gerekli eya ile deme. tefsir. Yorumlama. tekat: Emeldi. tekdirat: Azarlama. tekellf: Gle katlanma. teklifsiz: Resm veya ekingen davranmama. tekmil: Btn, tm. telaffuz etme: Syleme. tembih: Uyarma. temenna etmek: Eli baa gtrerek selmlamak. temin: Salama, elde etme.

temrin: Altrma. teneffs: Temiz hava, dinlenmek iin verilen ara. tenezzl etmek: Kendi durumuna, dzeyine aykr den bir eyi kabul etmek. tercme-i hal: zgemi, biyografi. tereddt: Kararszlk. teres: Pezevenk. tesadf etmek: Rastlamak. teskin etmek: Ac, fke, heyecan gibi duygular yattrmaya, dindirmeye almak. terif etmek: Bir yere gelerek oray onurlandrmak. Szlke 447

tevik etmek: steklendirmek, zendirmek. tetkik etmek: incelemek. tevazu: Alakgnlllk. tevdi etmek: Vermek, brakmak. tevecch: Gleryz gsterme, yaknlk duyma. tevekkl: Kadere boyun emek, katlanmak. tevil etmek: Sz veya davrana baka bir anlam vermek. tezevv etmek: Evlenmek. -Uulema: Bilginler. ulm: ilimler, bilimler. ulum-i diniye: Din bilgisi. ulv: Yce. usu l: Yntem. usuletle: Usulyle. usul-i cedit: Yeni yntem. - V vaftiz: Hristiyan dininde bir kutsal ilem. vakan Arballk. vakfetmek: Adamak. vkf olmak: Bilmek, renmek. vkf: Bilen. vakur: Arbal, onurlu.

varak- mhr-i vefa: Sevgi, ballk evrak. vasl olmak: Ulamak, varmak. vaveyla: lk. vefa: Sevgide sebat, sevide durma, sevgi ball. vefasz: Sevgisi abuk geen, hakikatsiz. vehim: Kuruntu. veklet: Birinin yerine bakmak, grevini stlenmek. velev: Kald ki, hatta. veranda: Caml taraa. vesile: Sebep, bahane. vij: (Fr. Vieux'deri) Yal ii. virane: Yklm veya harap olmu yaplardan geriye kalan yknt. vukuf: Bilgi. -Yyadellen Baba evinden uzak yerler, gurbet. yadigr: Bir kimseyi ya da bir olay hatrlatan nesne ya da kii. yan Sevgili. yamak: Eskiden kadnlarn ferace ile birlikte kullandklar, gzleri akta brakan ince y Szlke 448

yazhane: Yaz masas. yegne: Tek. yeis: znt, umutsuzluktan doan karamsarlk. yortu: Hristiyan bayram. - Z - zaaf: Dknlk, dayanamama. zabit: Subay. zarp: (Mat.) arpma. zaruri: Zorunlu. zat: Kimse, kii. zayi etmek: Kaybetmek. zemzem: Mslmanlarca kutsal saylan su. zerzevat: Sebze. zevce: Erkein nikhland kadn, e. zb: Ss. zikretmek: Sylemek. zillet: Hor grlme, alalma. ziya: Ik. ziyade: ok, daha ok. ziynet: Ss.

You might also like