You are on page 1of 75

ffiffiffi&&ruru Kffiffiffiffi

SIDDHARTHA
@N

ALMANCA AsLINDAN nvinnx

rcAutRAN ner

Sevgili ve saygrdeer Romain Rolland!


Dn yaamrnda krsa sre nce ba gsteren trknefeslilii anslzln benim de yaamaya baladrrm, uluslarst ykmllklere kar otak inapla yabancr kylardan birbirimize el uzattrmz 1914 sonbaharrndan beri, size olan sevgimin bir nianesini, aynr zamanda almalarrmdan bir rnei tarafin|za sunma, dnce dnyamn kapsrndan ieri bir gz atabilmenizi salama isteini duydum srekli. Henz tamamlanmaml olan bu Hint masalrnn ilk blmn size ithaf etmeme izin veriniz ltfen.
Her-man Hesse

Birinci Blm

Brahmanln OLu
Evin glgesinde, rrmak kysnn gneli, sanclallar arasrnda, stlerin, incir aacrnn glgesinde arkadar Brahman olu Govinda'yla birlikte byd Siddhartha, Brahmanrn yakklr olu, yawu ahin. Il l omuzlarrn gne yakp karartt rrmak kysnda, yrkanrken, kutsal suyla arrnrrken, kutsal kurban trenlerinde. Siyah gzlerinin iine glgeler .yrd mango koruluunda, olan ocuklarrnln oyunlarrnda, annesinin arkrlarrnda, kutsal kurban trenlerinde, bilgin babasndan ald derslerde, bilge kiilerin syleilerinde. Hanidir bilgelerin syleilerine katlyordu Siddhartha, Govinda'yla sylei sanatrnr talim ediyor, Govinda'yla meditasyon konusunda altrmalar yapyordu. imdiden renmiti Om'u, bu szler szn sessiz.ce sylemeyi, her nefes alta onu sessizce kendi iine, her nefes verite sessizce kendi dnda konumay, btn ruhuyla, alnr berrak bir zihnin parlaklyla ewilmi. Varlnn derinliklerinde Atman'r duymay imdiden renmiti, yok edilmez, ewenle kaynamr Atman'r. Olunu,, bu zeki, bu bilip renmeye susaml delikanly grdiike krvancrndan yerinde duramr11

yordu babasr, ona gelecein byk bir bilge kiisi ve rahibi gzyle bakyordu, Brahmanlar arasnda bir prens gryordu onda. Annesinin yrei sonsuz bir sevinle arpyordu

onu grdke, yrrken, otururken ve kalkarken grdke onu, gl kuwetli, yakrrklr, ince ve uzun bacaklar zerinde yryen, grg kurallarna tam bir uygunluk iinde kendisini selamlayan Sidd-

hartha'y. I1 l aln, krallara zgu gzle.ri, dar kalalaryla Siddhartha kentin sokaklarndan geerken, gen Brahman krzlarr sevgiyle gs geiriyordu. Ama onu herkesten ok Govinda, arkadar, Brahman olu Govinda seviyordu. Siddhartha'nrn gzlerini ve yumuak sesini seviyor, onun yryn ve hareketlerindeki kusursuz incelii seviyor, o ne yapar, ne sylerse hepsini seviyordu ve en ok da aklnr, zekAsrnr seviyordu onun, sekin ve ateli dncelerini, kor gibi yanan iradesini, yce misyonunu seviyordu. Biliyordu Govinda: Sradan bir Brahman olmayacakt Siddhartha, kurban trenlerinde hizmet eden miskin biri, agzl bir by taciri, kendini beenmi kof bir sz ustas, kt kalpli ve sinsi bir rahip, kalabalrn oluturduu srde kimseye zaratl olmayan aptal bir koyun olmayacakt. Hayrr. Sonra kendisinin de, Govinda'nrn da niyeti yoktu byle biri, binlerce Brahmandan biri olmaya. Dostunun peinden ayrlmayacaktr, sevgili dostu Siddhartha'nn, bu grkemli kiinin. Bakt ki Siddhartha gnn birinde bir tanr oldu, o nurlu kiilerin araslna karrtr, peinden gidecekti dostu olarak, elikisi, bir hizmetkArr, mrzrak tarycsr olarak, glgesi olarak onun. Bylece herkes seviyordu Siddhartha'yr. Onu grmek herkese haz veriyor, herkesin gnln enlendiriyordu.
I2

Ama o, Siddhartha, hazdan ve needen uzak yayordu. ncir bahesinin pembe yollarnda gezinen, meditasyon koruluunun mavi glgesinde oturan, her gn gnahlardan arrnma saatinde kollarn ve bacaklarrnr kutsal suyla ykayan, koyu glgeli mango ormanrnda tanrrlara sungular sunan, davranrlarr kusursuz denecek kadar zarif, herkes tarafindan sevilen, herkesin neesi Siddhartha'nn yreinde nee barrnmryordu. Dler geliyordu ona ve dur durak bilmeyen dnceler geliyordu rrmarn suyundan akarak, gecenin yldzlarrndan ldayarak, gnein rnlarrndan eritilerek. Dler geliyordu ona ve ruh tedirginlii geliyordu tannlara sunulan sungurlardan tterek, Rgueda dizelerinden eserek, yal Brahmanlarrn derslerinden damla damla srzarak. Siddhartha, iinde bir honutsuzluk beslemeye balamt. Ve hissetmeye balamt ki, babas],nrn sevgisi, annesinin sevgisi, ayrrca dostu Govinda'nrn sevgisi onu her zamanmutlu klamayacaktr, aln gideremeyecek, karnrnr doyuramayacak, ona yetmeyecekti. Saygdeer babas ve br retmenleri, bilge Brahmanlar bilgeliklerinin en byk ve nemli ksmn kendisine sunmu, kendi feyizlerini onun beklenti iindeki testisine aktmlardr ama Siddhartha testinin bir trl dolmadrnr, aklnn bu kadarla yetinmek istemediini, ruhunun dinginlie kavuup gnlndeki alk ve susuzluun giderilemediini sezmeye balamt. Kutsal suyla ykanmak iyi, gzeldi ama suydu ykanlan nihayet ve su gnahlardan arrndrrmryordu, manevi susuzluu dindirmiyo yrekteki srknty silip atamryordu. Tanrrlara sunulan sungulara ve yalvarp yakarmalara sz yoktu, ama bu kadarck mryd hepsi? Sungular mutluluk getiriyor muydu? Sonra, bu tanrrlarda
13

durum nasld? Gerekten Prajapati mi yaratmrt dnyay? Atman deil miydi yaratan, Atman, o, biricik varlk, evrende tek varlrk? Tanrrlarr da birer yaratk deil miydi, benim ve senin gibi yaratrlmr, zamana baml, lml yaratklar? Eer byleyse durum, iyi bir ey mi, doru bir ey miydi, anlaml ve en yce dawanr myd tanrrlara kurbanlar sunmak? Atman'dan, bu biricik varlktan bakasrna kurbanlar sunulabilir, bakasrna taprnrlabilir miydi o zaman? Ve nerede bulunabilirdi Atman, yeri yurdu neresi olabili ezeli ve ebedi kalbi nerede arpabilirdi insann kendi Ben'inden, kendi znden, herkesin kendi iinde tad o yok edilmezden baka? Peki, neredeydi bu Ben, bu z, bu en son nesne? Et deil bu, kemik deildi, dnme deil, bilin deildi, byle diyordu bilgelerin bilgeleri. Nerede, peki neredeydi o zarr,an? Oraya kada Ben'e, bana, Atman'a kadar sokulabilmek iin, aramaya deer bir baka yol var myd? Yazrk, kimse kp gsteremiyordu bu yolu, kimse onu bilmiyordu, ne babas biliyo ne retmenler biliyo ne de sungu trenlerinde sylenen ilahiler biliyordu. Bilmedikleri ey yoktu Brahmanlarrn ve kutsal kitaplarlnn, her eyi biliyorlard, her eyle, en ok da dnyann yaradrlrr, szn, yemein, nefes almanrn, nefes vermenin douuyla, duyularrn dzenlenii ve tanrrlarrn ileriyle ilgilenmilerdi -sonsuz denecek kadar ok ey biliyorlardl- ama bir eyi, o biricik eyi, o en nemli, o tek nemli eyi bilmedikten sonra neye yarard bu? Doru, kutsal kitaplardaki, zellikle Samaueda Upaniad'larrndaki pek ok dizede bu zn, bu en son nesnenin sz ediliyordu. Ve "Senin ruhun btn dnyadrr," diye yazyordu bu grkemli dizelerde. Ayrca uyurken, derin uykudayken insanrn kendi zyle bulutuu ve Atman da var olduu yazuI4

kutsal kitaplardan, Brahmanlarrn syleilerinden? Neden babasr, bu noksanslz kii her gn temizlenip gnahlarrndan kurtulmaya, temizlenip arlnmaya alyordu, her gn yeniden bu yola bavuruyordu? Atman kendi iinde deil miydi onun, yreinde o gerek, o ilk plnar akmryor muydu? Onu bulmak ge,ekiyor, kendi Ben'inde bu asrl prnarr bulmak, onu lulup zmlemek gerekiyordu! Baka trls aranakt yalrz, dolambal yoldu, yolunu armakt. te byleydi Siddhartha'nrn dnceleri, buy15

yordu. Olaanst bir bilgelik iermekteydi bu dizeler, en yce bilgilerin tm bilgisi bu dizelerde sihirli szler halinde bir araya toplanmrtr, arrlarrn toplad bal kadar saf ve temiz. Hayr, bilge Brahmanlarrn sayrsz kuaklannca devirilip bu dizelerde saklanffi, akla durgunluk verecek kadar zengin bilgiler kmsenecek sibi deildi. Ama neredeydi o Brahmanlar, neredeydi o rahipler, o bilgeler ya da tvbekArlar, bu alabildiine derin bilgileri bilmekle kalmaylp yaam"olanlar? Neredeydi o bilge kii ki, Atman'da slaya kavumuluu sihirli bir gle uykudan uyanklk ha]ine aktarabilmi, yaamm, atrlan lrer adrmrn, sylenen her szn, ilenen her iin iine ekip almay baarmr olsun? Babasr, bu saf ve temiz, bu bilgin, bu son derece saygdeer kii bata <lmak zere saygdeer pek ok Brahman tanrmtr Siddhartha. Babasr hayranlk duyulacak biriydi, tavrr ve davranlarr sessiz ve soyluydu, yaamr annnr, szleri bilgeceydi, aln sekin ve yce dnceler barrndrryordu. Ama bu kadar ok ey bilen bal_asrnrn bile mutlu bir yaaml var mryd, huzur iintle miydi babasr, o da yalnrzca arayan biri, susuzluktan kavnlan biri deil miydi? Onun da, bu susamr kiinin de dnp dolap susuzluunu gidermesi ge,ekmiyor muydu kutsal prnarlardan, kurbanlardan,

du onun susamrl, buydu onun derdi. Sk sk bir andogga,Upo;nio;d'dan u szleri tekrarlyordu kendi kendine: "Dorusu, Brahman'ln ad Satyam'dr - dorusu, kim bunu bilirse, her gn cennet ona aar kaprsrnr." Cennet okluk yakn grnyordu Siddhartha'ya, ama ona asla tamamen erimi, son susuzluunu asla gidermi deildi. Ve bilip tanrdrr, kendisine hocalk yapan btn bilgelerden ve bilgelerin bilgelerinden hibiri yoktu ki tamamen erimi olsundu ona, o cennete; hibiri yoktu ki tastamam gidermi olsundu ezeli susuzluunu. Dostuna, "Govinda," dedi Siddhartha, "Govinda, sevgili dostum, gel benimle banyan aacrnrn oraya gidip murakabeye dalallm." Banyan aacrnrn altna gidip oturdula bir keye Siddhartha oturdu, onun yirmi adrm kadar tesinde Govinda. Govinda Om ekmeye hazrr oturrrken, Siddhartha aadaki dizeleri mrrrldanarak tekrarlad: yaEdr, nh da ok, Okun hedefi Brahman, Nion almal hedefe dur-madaTl."
"On,,

Meditasyonun normal sresi sona erince, Govinda dorulup kalkt,. Akam olmu, akamlarl yaplan kutsal yrkanma vakti gelmiti. smiyle seslendi Siddhartha'ya. Siddhartha cevap vermedi. Murakabeye dalm oturuyordu Siddhatha. ylece oturup duruyordu, gzleri hayli uzaktaki bir hedefe taklp kalmr, dilinin ucu dilerinin arasrndan biraz dar kmt, nefes almyordu Adeta. Oylece oturup duruyordu meditasyona dalmr, hep Om'u dnerek, ruhunu ok yapp Brahman'a yollamt.
16

Bir gn kentlerinden geip giden Samanalar grd Siddhatha, yollara dm ileciler, kara kuru adam, ne yalr, ne gen, omuzlartoz toprak ve kan revan iinde, neredeyse rplak, gnete yanrp kawulmu, evreleri yalnzlkla sarrlm, dnyaya yabancr ve dman, insanlarn diyarrnda gurbete dm, sska akallar. Durgun tutkulardan, kendini helak edercesine Tanrr hizmetine adamalardan ve nefsini aclmaszca yenme abalarrndan burcu burcu bir koku peleri"srra scak srcak esip geliyordu. Akam meditasyondan sonra Siddhartha yle dedi Govinda'ya: "Yarn sabah erkenden, dostum, Siddhartha Samanalara katlmak zere yola kacak. O da bir Samana olacak." Bu szleri iiten ve dostunun durgun yznde gerilmi bir yaydan kan ok gibi yolundan dndrlmez kararr okuyan Gonda'nrn benzi sarardr. Hemen, daha ilk bakta anlamt Govinda: Artk balyordu, artrk kendi yolunda yryecekti Siddhartha, artk yazgtsr tomurcua duracakt ve onunkisiyle benim yazg|m da. Ve Gonda'nrn kuru bir r.-:.uz kabuu gibi sararmrtr benzi. "Ah, Siddhartha," diye ykseltti sesini, "baban izin verecek mi bakalrm?" Siddhartha, uykudan uyanan biri gibi dostuna bakt. Ok gibi hzla okudu Govinda'nn ruhunu, ruhundaki korkuyu okudu, ruhundaki teslimiyeti oku"Dostum Govinda," dedi alak sesle. "Fazla sz gereksiz. Yarrn gn aarr aarmaz Samanalar gibi yaamaya balayacam. O kadar." siddhartha, babasnrn bir hasrrn zerinde oturmakta olduu odaya girdi, babasnn arkasrna gelip durdu; derken Brahman babasr arkasrnda birinin durduunu sezdi: "Sen misin Siddhartha?" dedi.
siddhartha 1712

du.

"Syle peki, ne sylemeye geldinse!" Siddhartha da yle konutu: "zninle, baba, yarln evinden ayrrlmak ve gezgin ilecilerin araslna karrmak geer iimden, bunu sylemek iin geldim Sana. Bir Samana olmaktrr gnlmn arzusu. Ba_ bam, bu isteime kar kmaz umarm," Brahman baba sustu; susmasr o kadar uzun sr_ d ki, kk pencerenin nnden yrldzlar geti ve yldzlarrn konumlar deiti srekli! Derken odada_ ki sessizlik son buldu. konumadan ve krmrldama_ dan, kollarrn kavuturmu ayakta dikiliyordu oul, konumadan ve kmldamadan hasrrn zerinde oturuyordu baba ve yldrzlar gkyznden geip gidiyordu. Bird,en konumaya baladr baba: "Azr_ dan sert ve krzgrn szler rkmasr bir Brahmana ya_ kmaz. Ne var ki, fkeyle kabarrr yreim. Bu rica_ y ikinci kez duymak istemem senden," Yavaa dorulup kalkt Brahman baba; Siddhartha, kollarnr kavuturmu, oracrkta durmaya devam etti. "Niin bekliyorsun?" diye sordu babasr, "Niin olduunu biliyorsln," dedi Siddhartha, Hrsla odadan kp gitti babasr, hrsla yatana yneldi ve uzanlp yatt. Bir saat geti, uyku girmedi gzne, dorulup kalkt, bir aa bir yukarr gezindi, derken evden kt. odann kk penceresinden ieri bakt. sidd_ hartha,yr, kollarrn kavuturmu, olduu yerde du_ rurken grd. Ak renk stl soluk soluk ld_ yordu. yreinde tedirginlik, Brahman baba dnp yatarna geldi. Yine bir saat geti, uyku girmedi gzlerine, bunun zerine yeniden dorulup kalkt, bir aa bir yukar gezindi, derken evin nne kt; ay domutu. odaya varrp kk pencereden ieri baktr, sidd_
1B

hartha, kollarrn kavuturmu, olduu yerde duruyor, plak baldrlarnda ay yansryordu. Yreinde endie, Brahman baba dnp yatarna geldi. Bir saat geti, yine kalkp geldi, iki saat sonra yine kalkp geldi, kk pencereden baktr ieri, Siddhartha'nn ayakta ylece durduunu grd ay nda, yldzlarrn rrnda, karanlkta. Ve birer saat

aralarla kp geldi srekli; suskun, odadan ieri baktr, yerinden kmldamadan ierde durduunu grd Siddhaftha'nn, yreine fke, yreine huzursuzluk doldu, yreine duraksama, yreine ac
doldu. Ve gecenin gn aarmadan nceki son saatiydi ki, kp yeniden geldi ve odaya girdi, Siddhartha'yr ayakta dururken buldu; olu bym grnd gzne, sanki yabancrlam grnd. "Siddhartha," dedi, "niin bekliyorsun?" "Niin <lduunu biliyorsun." "Hep byle durup bekleyecek misin sabah olana kada le olana kadar, akam olana kadar?" "Hep byle durup bekleyeceim." "Yorulacaksn, Siddhartha." "Yorulacam." "Uyuyakalacaksrn, Siddhartha. " "IJyumayacam." "leceksin, Siddhartha." "leceim." *Ve babanrn szn dinlemektense lmeyi ye-

leyeceksin?" "siddhartha, her zaman babasnn szn dinledi." "Yani niyetinden vazgeecek misin?" "Siddhartha, babasrnrn ona sylediini yapacaktr." Gnn ilk odadan ieri vurdu. Brahman
19

yapt. Gn aarmaya balar balamaz uyumu bacaklaryla usul usul yryerek hAlA sessiz olan kentten kyordu ki, en son kulbenin yanna melmi bir karalt dorulup kalkt ve yollara dm Siddhartha'ya katld - Govinda. "Geldin," dedi Siddhartha ve glmsedi. "Geldim," dedi Govinda.

baba, Siddhartha'nn dizlerinin hafife titrediini grd, ama bir titreme fark etmedi yznde, Siddhartha'nrn gzleri uzaklara bakryordu: Derken anlad baba, Siddhartha'nrn imdiden onun yanrnda, kendi yerinde yurdunda bulunmadrrnr, onu imdiden terk edip gittiini. Brahman baba, usulca siddhartha'nrn omzuna dokundu. "Ormana gideceksin ve bir Samana olacaksn," diye balad konumaya. "Baktn ki ormanda mutlulua kavutun, dn gel ve ret bana mutluluk neymi. D krklna m uradrn, yine dn gel, yine seninle birlikte tanrrlara sungular sunalrm. Git imdi, anneni p, nereye gittiini syle ona. Ben de artrk rmaa yollanaytm, kutsal suyla arrnayrm, ilk ibadetimi yerine getireyim." Bunun zerine, elini olunun omzundan ekip odadan kt Brahman baba. Yrmeye davranan Siddhartha yalpaladr, yan tarafina yrklacak gibi o1du. Kendini zorlayp toparland, babasnrn nnde eildi, sonra annesine gidip babasnrn sylediini

Samanalarn Yannd,a
Ayn gnn akam yetitiler ilecilere, bir deri bir kemik samanalara, onlara katlmak istediklerini sylediler, itaatte kusur etmeyeceklerini akladlar. Samanalar da geri evirmedi onlarr. siddhartha, giysisini yolda rastlad yoksul bir Brahmana verdi. kendisi edep yerini rten bir bez parasl ve haki renkte dikisiz bir stlkle kald. Gnde yalnz bir n yemek yiyo pimi eyleri hi azna koymuyordu. on be gn oru tuttu bir defasnda, bir defasnda da yirmi sekiz gr. kalalarndaki et eriyip gitti. Bym gzleri srcak d,lerle yandr, tututu, kuruyup incelmi parmaklartnda trnaklar iyice uzad ve enesini al gibi, bakmsz bir sakal kaplad. Baklarr buz gibi soudu kadnlarla karlatka; k giyimli insanlarla dolu bir kentten geerken az kmsemeyle bzld. Tacirlerin ticaretle uratn, prenslerin avlanmaya

yasrnr tuttuunu, fahielerin getip geenlere kendilerini peke ektiini, hekimlerin hasta tedavisiyle uratrn, rahiplerin ekin ekilecek gn saptadnr, sevgililerin sevitiini, annelerin ocuklar].nl em20
27

gittiini, yaslrlarrn alayp szlayarak llerinin

acrlardan arlnmr. lerek kendinden kurtulmak, ben olmaktan rkmak, boalm bir yrekle dinginlie kavumak, benliksiz dnmelerle mucizelere kaplar amak, ite buydu onun hedefi. Ben tmyle saf d braklp ldrld m, gnldeki tm tutku ve drtlerin sesleri ksldr mr, ite o zaman gzlerini aacaktr en son ey, varlktaki artk Ben olmayan z, o byk giz. Siddhartha gnein dikey rnlarnn altnda suskun duruyordu acrdan yanrp tutuarak, susuzluktan yarup tutuarak ve ne acl ne susuzluk hissedinceye kadar durdu ylece. Yamur mevsiminde yamurlar altnda durdu suskun, salarndan yen omuzlarna, yen kalalarna ve bacaklarna sular damlad., omuzlar ve bacaklarr artrk meyinceye kadar,, artk duyarsrzlancaya, artrk sesleri kmaz oluncaya kadar dikildi ylece Siddhartha. Dikenli ahlarn ortasrnda suskun, melip oturdu, ateler iinde yanan cildinden kanlar akt damla damla, banlardan irin akt ve Siddhartha ta kesilmi gibi kald yerinde, yerinden hi kmldamad artk kan akmayncaya, artk cildi ateler iinde yanmayrncaya kadar. siddhartha dimdik oturdu ve nefesini tutumlu kullanmay rendi, az nefesle yetinmeyi, nefesini
22

hepsi soyluluk, mutluluk ve gzellik balayan eylermi gibi sahte bir izlenim uyandrrmaya alyordu, ama her ey gerekte ruyp kokumayd yalruzca. Dnyann acl bir tad vardr. Eziyetti yaamak. Bir hedef bulunuyordu Siddhartha'nrn nnde, tek bir hedef: Arrnmr olmak, susamalardan annffi, istemelerden arnm, dlerden, sevinlerden,

na demeyecek eylerdi, hepsi yalan sylyordu, hepsi pis pis kokuyor, yalan dolan kokuyor hepsi,

zirdiini grd, ama btn bunlar gzlerinin bak-

tutmay rendi. Nefesle ie balayarak kalp atlarrnl yavalatmay rendi, atlarrn sayrsrn giderek azaltmay, ilkin birka ata drmeyi, sonunda neredeyse sfira indirmeyi rendi. Samanalarn en yalsrndan ders ren Siddhartha nefsini ldrme egzersizleri, meditasyon egzersizleri yapyordu yeni Samana kurallarlna uyarak. Bambu ormantnn stnde bir balikl kuunun utuunu gren Siddhatha kuu kendi ruhuna aktarp dalar4 ormanlarn stnden uup gidiyor, balkl kuu oluyor, balk yiyo balkl kularnrn ahn duyuyor, onlar gibi sesler rkararak konuuyor, onlarn lmyle lyordu. lmu bir akaln leinin kumsalda uzanm yattrnr gren Siddhartha'nn ruhu l akaln vcudundan ieri szlyor, l akal oluyor, kumsalda uzanm yatyor, iiyor, pis kokular salyor, ryor derken, st]anlar tarafindan didik didik ediliyo atmacalar tarafindan yzlyor derisi, bir iskelete dnyor, un ufak oluyor giderek, krlara bayrlara savruluyordu. Ve Siddhartha'nrn ruhu dnp geliyordu geriye, lm yaam, ryp kokmu, toz olup sawulmu, yaam ewimindeki o buruk esriklii tatm oluyordu. Ve yeni bir susamlk iinde bir avc gibi bekliyo evrimden kurtulmasnr salayacak, nedenleri sona erdirip ilesiz bir sonsuzluu balatacak boluu gzlyordu. Duyularn ldryor, belleini ldryo binlerce yabancr klkta Ben'inden sryrrlp kryor darr, hayvan oluyor, le oluyor,, ta oluyor, tahta oluyor, su oluyor ve her defasnda yeniden uyanarak kendi kendisine kavuuyor, gkyznde ister gne parlasn, ister ay, yine Ben olup ewim iinde salrnrmrn srdryor, susuyor, susuzluunu dindiriyor, yenidgn susuyordu. Siddhartha pek ok ey rendi Samanalarn
23

yanrnda, kendisini Ben'den uzaklatrran pek ok yolu yrmesini rendi. Aclara katlanarak, gnll rstrrap, alrk, susuzluk ve yorgunluk ekip bunlarr yenerek nefsini ldrme yolunda yrd. Meditasyonla, tm imge ve dnceleri kafasrndan uzaklatrarak benliini ldrme yolunda yrd. Bu yollarda ve daha bakalarrnda yrmesini rendi, kendi Ben'ini terk etti binlerce kez, saatler ve gnlerce Ben'sizlikte yaad. Ama yollar kendisini ne kadar Ben'den uzaklara alp gtrse de,. bir yerde durup ileri gemiyor, onu yine alp Ben'e getiriyordu. sterse Siddhartha binlerce kez Ben'den kap gitsin, hilikte yaasln, hayvanda, tata kalsn bir sre, sonunda nne Ben'e dnn elinden kurtulamlyor, vakti gelince yine kendini bulmaktan kaamryordu, gne nda ya da mehtapta, glgede ya da yamurda yeniden Ben oluyor, Siddhartha oluyor ve zorunlu ewimin skrntlslnt duyuyordu yine. Yanr barnda Govinda vard, glgesi Govinda; o da ayn yollar izliyor, aynl zahmetlere katlanyordu. Taprnma ve egzersizlerin zorunlu kldndan baka bir konuma seyrek geiyordu aralarrnda. Zaman zarraI: birlikte kyleri dolayo kendileri ve ret-

menleri iin yiyecek dileniyorlard. Yine dilenmeye gittikleri bir gn, "Ne diyorsun, Govinda?" diye balad Siddhartha konumaya. "Ne diyorsun? lerledik mi sence? Hedeflerimize ulatk ml?" Govinda yle cevap verdi: "rendik ve renmeye devam ediyoruz. Sen byk bir Samana olacaksn, Siddhartha. Bir gn gelecek, ermi biri olacaksrn, ey Siddhartha." Siddhartha da yle konutu: "Ama bana yle gelmiyor, dostum. Bugne kadar Samanalarrn yanrnda rendiklerimi, dostum Govinda, baka bir
24

yerde daha tez ve kolay renebilirdim. Diyelim fahielerin yaad bir semtte hangi meyhaneye girsem, arabacrlardan ve zat atp kumar oynayanlardan renebilirdim hepsini. " Govinda yle cevap verdi: "Dostum Siddhartha aka ediyor benimle. yle bir yerde, o sefil insanlar arasrnda nasrl renebilirdin meditasyonu, nefesini tutmayr, nasl renebilirdin ala ve aclya kar duyarsrz kalmayr?" Ve Siddhatha kendi kendisiyle konuur gibi alak sesle syle dedi: "Nedir bu murakabe? Neymi bedenden kp gitme? Neymi oru? Neymi nefesin tutulmas? Ben'den katr bu, benliin eza ve cefasrndan krsa sre iin yakay kurtarmaktrr, acrya ve yaamrn anlamsrzlna kar krsa sreli bir duyarsrzlrktr. Han kesinde birka tas pirin arab ya da mayalanmr hindistancevizi st ien bir srrrtma da ksa sre iin ayn duyarszl yaar. Kendi benliini duyumsamaktan kar byle zamanlarda, yaamrn acrlarrnr hissetmez olur, krsa sreli bir duyarsrzla kavuur. arap tasrnrn zerinde srzrp kal r, uzun almalar sonucu bedenlerinden kp giderek Ben'sizlikte kalan Siddhartha ile Govinda'nrn ele geirdii eyin aynrsrnl ele geirir. te sana gerek, dostum Govinda!" Govinda yanrt verdi: "Byle diyorsun ama, dostum, biliyorsun ki, Siddhartha bir srtma, bir Samana da ayyan biri deildir. ki ien biri duyarlln kaybeder kaybetmeye, ksa sre kap kurtulur acrlardan, dinlenir, ama sonunda bu kuruntudan dnp gelir geriye, her eyi brakt gibi bulur, ne bilgelii artmr, ne yeni bilgiler edinmi, ne eskiden birka basamak daha yukar rkmtr." Siddhartha glmsedi: "Bileme5,eceim. Ayyal hi denemedim. Ama ben altrrma ve meditas25

yonlarla Siddhartha'nrn ancak krsa sre kendini duyarszlatrabildiini, ana karnndaki bir ocuk kadar bilgelik ve esenlikten uzak olduunu biliyorum, dostum Govinda, biliyoum bunu!" Yine bir baka sefer Gonda'yla ormandan kp kye inerek kardeleri Samanalar ve retmenleri iin braz yiyecek dilenmeye gittiklerinde, Siddhartha yle konutu: "Ne diyorsun, dostum Govinda, acaba doru yolda myz? Acaba bilim denen eye, esenlik denen eye yaklayor muJruz?,Bir krsrr dng iinde dolanp duruyor muJruz yoksa - oysa biz evrim denen eyden karp kurtulmay. dnmyor muyduk?" Govinda buna yle karlk verdi: "Pek ok ey rendik, Siddhartha, reneceimiz daha pek ok ey var. Krsrr dng iinde dolanrp durmuyoruz, yukarr doru ilerliyoruz srekli, ember dediin bir spiraldir, birok basamarnr da ktk bu spiralin." Siddhartha sordu bunun zerine: "Bizim en yal Samanamlz, bizim saygdeer retmenimiz ka yandadrr sence?" Govinda, "Altmrrnda vardrr belki," diye cevap verdi. Siddhartha: Altml yana geldi, yleyken Nirvana'ya ulaamad. Yetmiine, seksenine gelecek, sen de, ben de, biz de onun kadar yalanacaz, egzetsiz yapacak, oru tutacak ve murakabeye dalacaz. Ama Nirvana'ya ulaamayacaz asla, o da ulaamayacak, biz de. Ah, dostum Govinda, yle sanlyorum ki, ne kadar Samana varsa hibiri, ama hibiri Nirvana'ya ulamayacak. Ele geireceimiz tek ey kimi avuntular, kimi duyarszlklar olacak, birtakm beceriler elde edeceiz ve bunlarla aldatacaz kendimizi. Ama asrl nemli olan e.yi, o yollar yolunu bulamay acaz."
26

bunca Alim kiiden, bunca Brahmandan, kat ve saygdeer bunca Samanadan, arayrp duran, canla bala ahan bunca kutsal kiiden hi kimse krp da yollar yolunu nasrl bulamaz, bilmem?" Ama Siddhartha alay olduu kadar hzn de ieren, biraz mahzun,biraz alayc bir sesle yle konutu usulcacrk: "ok gemeden, Govinda, Samanalarrn yolunu, sginle bunca zamandr yrd

"Byle rktc szler sylemesen daha iyi olmaz mL, Siddhatha," dedi Govinda. "Aramzdaki

bu yolu terk edecek dostun. Susuzluk ekiyorum, ah Gonda ve Samanalarrn bu uzun yolunda susuzluum uncack azalmadr. Bilme denen eye susadrm durdum hep, iim sorularla dolup tat srekli. Yllar yl Brahmanlara bavurup sorrrlarrma yant aradm,Veda'larda yant aradrm yllar yl. Belki sorrlarrmr, dostum Govinda, Kalao kuuna ya da empanzeye sorsam, bundan daha kt, daha aptalca ve daha yararsrz bir ey yapm olmazdrm. Hibir ey renilemeyeceini renmek iin hayli zarr.an harcadrm ve harcryorum hala, dostum Govinda; imdiye kadar rendiim tek ey, hibir ey renemeyeceim oldu. nanyorum ki, bizim 'renme' dediimiz ey gerekte yok. Tek bir bilsi var, dostum, bu da drt bir yandadr, bu da Atman dr, benim iimde, senin iindedir bu da, her varln iindedir. Ve artk una inanryorum ki, bu bilginin bilme isteinden, renme isteinden daha azL bir dman
01amaz."

Govinda yolda durdu birden, ellerini kaldrrarak yle dedi: "Byle konuarak dostunu endielendirmesen daha iyi olmaz rnl, Siddhartha! Ne yalan syleyeyim, bu szlerin korkutuyor beni. Hem dnsene: Senin dediin gibiyse durm, renrne denen ey gerekte yoksa, nerede kalr o zaman dualarrn

kutsall., nerede kalr Brahmanlarn saygnl, Samanalarn kutsall? Yeryzndeki kutsal, deerli ve saygln eylerin nice olur hali, ey Siddhartha!" Ardndan Govinda iki dizelik bir iir mrrldand kendi kendine,Upanod'lardan bir iir:

Her kim dnr derin den, Atman' n g ml,r dennlkl,enne, S zlerl"e anlatLanxaa ac ak kadar bg r Yreindeki mutluluk.

Siddhartha susuyordu. Govinda'nn kendisine syledii szleri dnyordu, sonuna dek, enine boyuna dnd her sz. Evet, diye dnd, banr emi durarak, bize kutsal grnen eylerden ne kalrd o zaman geriye? Ne kalrd? Ne korurdu deerini? Byle dnd ve barnr sallad hayr anlamrnda. l<l aelil<anl yla yakn bir sre Samanalarn arasrnda yaayp onlarn egzercizlerini paylatktan sonra gnn birinde, dz sapa pek ok yolu geride brrakarak bir haber ulat onlara, bir rivayet, bir sylence: Biri km szde, Gotama'ymr adr, ulu biri, Buddha'ym, kendi varlnda dnya acrsrnl yenmi ve yeniden doularrn arkn durdurmu. evresinde rencileri, vaazlar vererek lkeyi bir batan bir baa dolap duruyormu, parasz, pulsuz, 5rurtsuz Jruvasz, kadrnsrz, srrtrnda ilecilerin sarr stl; ama nurlu bir yz varml, mutlu bir kiiymi, Brahmanlarla prensler boyun emi nnde, onun rencisi olmular. Bu sylence, bu rivayet, bu masal sada solda yanklanmaya balam, kokusu etrafa yaylmt; kentlerde bunun szn ediyordu Brahmanlar, ormanda Samanalar bundan konuuyor, Gotama ismi,
28

Buddha ismi ikide bir siddhatha ile Govinda'nrn kulana geliyordu iyi ya da kt, vc ya da yerici szlerin eliinde. Hani bir lkede veba kol gezer de bir sylentidir yayrlr ortalra, falan ya da filan yerde bir adamn yaad, bir bilgenin, sz ve nefesiyle hastala yakalanm herkesi iyi edebilen keramet sahibi birinin olduu sylenir ve nasrl ki bu sylenti lkeyi batan baa dolarr da herkes bundan sz eder, pek ok kii inanr sylentife, pek ok kii kuku duyar doruluundan, ama pek ok kii de o bilge, o kurtarrc kiiyi gidip grmek zere vakit geirmeden yola der, tpkr bunun gibi o sylenti, Sakya soyundan gelen Gotama-Buddha, Sakya soyundan gelen bilge kii sylentisi lkeyi batan baa dolamt. nananlar.n sylediine gre en yce bilgiyi edinmiti o, daha nce yaad hayatlar anmslyordu, Nirvana'ya ulamtr ve yaam ewiminden bir daha oraya dnmemek zere kurtarmt kendini, atrk varlklarn o kasvetli rrmarna dalmayacakt. Olaanst ve inanrlmayacak pek ok ey anlatrlmaktayd hakknda; kerametler gstermi, eytan dize getirmi, tanrrlarla konumutu. Ne var ki, ona dman kiilerin ve inanmayanlarrn dediklerine baklrsa, bu Gotama kendini beenmi bir dzenbazdr, gnn gn etmeye bakryor, tanrrlara sunulan sungular kmsyordu, bilginlii falan da yoktu ve ne meditasyon ne de riyazet tanyordu. Buddha sylencesi ho geliyordu kulaa, bu ehaberlerden bir by kokusu yaylyordu. Hasit tayd dnya nk ve yaama katlanmak zordu ama bakn ite, bir prnar fikrrmaya balamt bir yerden, bir habercinin mjdesi yanklanmaya balamrtr, avutucu, yumuak, deerli szverilerle doluydu. Buddha sylentisiin duyulduu her yerde, Hin-

man evine buyur etti beni, evinde Magadha'dan gelmi bir Brahmanolu vard, Buddha'yr kendi gzleriyle grp vaaz verdiini iitmi. Ne yalan syleyeyim, bunu iitince gsme bir arr saplandr, nefesim tkanr gibi oldu. keke ben de, biz de, siddhartha, lmeden bu kusursuz kiinin retisini dinlemek mutluluuna kavusaydk! Syle, dostum, biz de oraya gidip Buddha'nrn retisini kendi azndan iitsek iyi olmaz m?'' Siddhartha da yle cevap verdi buna: "Her zaman, dostum, her zaman yle dnmtm ki, Gonda Samanalarrn yanrndan ayrlmayacak; hep una inanmtm ki, altm yl da, yetmi yl da yaasa Govinda'nn amac samanalara yaraan hner ve marifetleri renmek, meditasyon egzersizlerini srdrmektir. Ama imdi anlyorum ki Govinda';y yeterince tanrmamm, yeterince bilememiim. De30

distan'daki beldelerin hepsinde delikanllar kulaklarnr dikti, zlem uyandr ilerinde, umut uyandr, kentler ve kylerdeki Brahmanoullarr -yeter ki ondan, o ulu kiiden, sakyamuni'den bir haber getirsin- her yabancrya kucak atlar. orman iindeki samanalara da, siddhartha ile Govinda'ya kadar da ulamtr sylence, yava yava, damla damla; her damla umut, her damla kuku yklyd- Ama samanalar hi szn etmiyorlard bunun, nk Samanalarn ba sylenceye dman gzyle bakyordu. kendini Buddha diye tantan kiinin daha nce ilecilerden biri olup ormanda yaadrnr, ama sonradan dnyann ihazlarrna ynelip zevk ve safa iin<ie rahat bir mr srmeye baladn iitmiti, bu Gotama hakkrnda dorusu hi de iyi dnmyordu. Gnn birinde dostuna dnerek: "Ey Siddhartha," dedi Govinda. "Bugn kydeydim, bir Brah-

mek, pek sevgili dostum, bundan byle yeni bir yola sapacak, kalkp Buddha'nn retisini mjdeledii yere gideceksin." Govinda: "Houna gidiyor alay etmek. yi ya, buyur alay et, Siddhartha! Ama sende de bu retiyi iitmek iin bir istek, bir heves uyanmad m? Sonra, bir keresinde bana, ok srmeyecek, Samanalarrn yolundan ayrrlacam diyen sen deil miydin?" Siddhartha ld kendine zg glyle; sesine hem hznn glgesi hem de alayn glgesi dmt. yle yant verdi: "ok iyi, Govinda, ok iyi konutun, yanlr da anrmsamadrn. Ancak, isterdim ki, benden duyduun br eyi de anrmsayasln, yani benim retilere ve retmenlere kar gvenimi yitirdiimi, bunlardan bkp usandrmr, reticilerin azndan kan szlere fazla inan beslemediimi. Ama istediin olsun, dostum, gidip dinleyelim bu retiyi - hani bunun en sekin meyvesini oktan tatt mza her ne kadar yrekten inanyorsam da, olsun." Govinda, "steimi geri evirmeyiin sevindirdi beni. Ama syler misin, nasrl olabilir byle bir ey? Daha Gotama'nrn retisini iitmemiken, nasl bu reti en sekin meJrvesini bize sunmu olabilir?" Siddhartha: "Biz yiyelim imdi bu meyveyi, sonra bakahm ne olacak, ey Govinda! Gotama'nn imdiden bize sunduu meJrveye gelince, bu meyve onun bizi Samanalarr terk etmeye armasdr. Gotama'nrn bize daha baka ve daha sekin meyveler sunup sunmayacarnr ise, ey dostum, hi telaa kaprlmadan bekleyip grelim." Siddhartha aynr gn en yal Samanaya gidip kararrn bildirdi, ayrlm.ak istediini syledi. Gen birine, bir renciye yararr nezaket ve alakgnl31

lkle kararrnr aklad bu en yal samanaya. Ne var ki, samana iki delikanhntn kendisini terk edecek olmasrna krzdr, barp arrdr, aalayrc kaba szler syledi. Govinda korktu birden, ne diyeceini ard. Ama Siddhartha azn Govinda'nn kulana yaklatrp yle fisldad: "Sen seyret imdi, ben bu ihtiyara yanrnda bo yere vakit geirmeyip kendisinden bir eyler rendiimi gstereceim.'' Bunun zerine Samananrn hemen nne gelip durdu, btn manevi gcn toparlayp yal adamrn bakn kendi baklaryla yakaladr, byledi onu, konuamaz duruma soktu, iradesini etkisiz klp kendi iradesi altna aldr, syleyeceklerini hi sesini karmadan yerine getirmesini buyurdu. yal adamrn sesi kesildi, gzlerindeki ifade donuklat, iradesi felce uradr, kollar sarktr iki yana, siddhartha'nrn bysne teslim oldu. siddhatha'nn dnceleri egemenlii altna ald Samanay, bu dncelerin kendisinden istedii eyleri aresiz yapmak zorunda kald yal adam, pek ok kez Siddhartha ile Gonda'nrn nnde eildi, onlar kutsayan hareketler yapt, kekeleyerek her ikisine iyi yqlculuklar diledi. Delikanllar da yal adamrn nlerinde eilmelerine teekkrle eilerek karlk verdiler, hoa kal deyip selam vererek yanrndan ayrldlar adamrn. Yolda giderlerken Govinda:''Ey Siddhartha,'' dedi, "samanalarrn yanrnda benim sandmdan ok daha fazla ey renmisin. G bir itir nk, hayli g bir itia yal bir Samanayr bylemek. Dorusu, onlarrn yannda kalsaydn, ok gemeden, suyun stnde yrmesini de renirdin.'' "Ben suyun stnde yrmek istemiyorum ki,'' diye karlk verdi Siddhartha. ''Brrakahm yal Samana]ar byle kerametlerle oyalanrp dursun.''
32

Gotama
Savathi kentinde ocuklar bile ulu Buddha ismini duymutu ve hibir ev yoktu ki, Gotama'nn

rencilerinin, bu suskun dilencilerin uzatacar tasr sadakayla doldurmasln. Kent yakrnrnda, Gotama'nn en ok sevdii yer olan Jetavana koruluu bulunmaktayd; ulu Buddha'nrn bu sadk hayranr zengin tccar Anathapindika, koruluu Gotama'ya ve rencilerine armaan etmiti. Gotama'nrn kald yeri arayp soran iki detikanlrya anlatrlanlarda ve verilen cevaplarda hep bu koruluun adr gemekteydi. Savathi kentine gelen iki delikanlrya, kapsrnrn nnde durup bir sadaka istedikleri ilk evden yemek verdiler, onlar da alp yediler yemei ve Siddhartha yemei getiren kadna sordu: "Ey, haylrsever kadn! Buddha'y, bu ok saygdeer kiiyi nerede bulabileceimizi sylersen bizi ok sevindirirsin, nk bizler ormanda yaayan iki Samanay|z ve buraya o kusursuz insanr grmeye, onun retisini kendi azndan dinlemeye geldik." Kadn da yle cevap verdi: "Dorusu, tam yerigeldiniz, Samanalar. Size syleyeyim Buddha'yr ne
siddhartha

33/3

koruluunda kalr bu ulu kii. Siz de orada geceleyebilirsiniz ey haclar, nk drt bir taraftan akn akrn gelip onun retisini kendi azrndan dinlemek isteyenler iin yeterince yer vardrr korulukta." ok sevinmiti Gonda ve ii sevinle dolup taarak "Gzel," dedi yksek sesle. "Hedefimize ulatk yleyse, yolculuumuz sona erdi! Peki, syler misin bize, ey haclarrn anas, sen hi grdn m onu, Buddha'yr, kendi gzlerinle grdn m?" Kadn; "Pek ok kez grdm onu, bu ulu kiiyi," diye yantladr. "Pek ok gn onu kentin sokaklarrndan geip giderken grdm, hi konumadan, srrtrnda sarr bir stlk; evlerin kapilarrnrn nnde hi konumadan durup sadaka tasrn, uzatryor, dolu tasla yine uzaklarp gidiyordu." Sevincinden yerinde duramayan Govinda kadna daha pek ok ey sormak, ondan daha pek ok ey iitmek isterdi. Ne var ki, Siddhartha yola devam etmeleri konusunda uyard onu. Kadna teekkr edip yrudler, daha sonra yolu sormalar pek gerekmedi, nk Gotama'ya bal ok sayda hac ve kei Jetavana'ya gitmek zere yola kmt. Gece vakti korulua vardklarrnda, gelenlerin ardr arkasr kesilmiyo barp armalar, konumalar iitiliyo gece iin barnacak yer isteyenlere yer gsteriliyordu. Ormandaki yaama alm Siddhartha ile Govinda sessiz sedasrz hemen bir ke bulup sabaha kadar yatp dinlendiler. Gne doduunda ne byk bir kalabalrrn, Gotama'ya inananlar ve onu merak edenlerin oluturduu bir sr kiinin korulukta gecelediini grnce ardlar. ahane koruluktaki yollarn hepsinde dolaan sar giysili keiler grl;zordu, sada solda aalarn altrna oturmu bazr]arr da mura34

nerede bulacantzl

Jetavana' da Arathapindika'

nln

kabeye dalmt ya da ruhani konularda sohbet edigr_ yorard. koruluktaki glgeli baheler bir kent .rtl-tlyaeydi Adeta, ortalk ar kovanr gibi insan yemekaynyo.dr. KeiIerin byk ounluu le tek n iin bir eyi iin, btn gn yenecek bu ", ail".rmek zere ellerinde sadaka kaplaryla koru-

luktankrpgitmiti.Buddha,nnkendisi,bunurlu kii de abahlar dilenmeye gidiyordu hep, SiddharthagrrgrmeztanrmrtBuddha,y, gsteri_ sanki Tanrr iart etmiti onu. san cppeli

siz adamr, elinde sadaka kabr, sessiz sedasrz koru_ luktan kp giderken grmt, Govinda'yadnpalaksesle,..Bak,bak!,,dedi. "u adam gryor musun, ite Buddha_ o,". Govinda bakt dikkatle, sarl cppeli kei yzler_ ce baka keiten farksrz grnyordu, Ama Govinda da tand ok gemeden: Bu, oydu, Ve Buddha'nn peine takrldlar, seyrettiler, incelediler onu, Buddhakendiyolundayryordualakgnll ve dncelere dalm; dingin yznde ne nee, ne

kederokunuyord'u,kendiiinedoruhafiftengglm_ lmser gibiydi. Dudaktannda gz]li saklr bir semeyle, sessiz, dingin, Adeta salkl bir ocuu anrmsatarakyryorduBuddha;cppesinisrtrnda tayor, adrmlarn btn keiler gibi kurallara tamamen uygun atyordu, Ama yznde ve yrybakrnda, sessizce nde, vu" indirilmi durgun par_

sarkan elinde, ayrlca sessizce sarkan elinin her manda huzur okunuyor, kusursuzluk okunuyor, de bir araya, bir yknmeye rastlanmlyordu, hepsi iinde, sararrp sol_ sararlp solmayacak bir dinginlik

mayacakbirk,elsrlemeyecekbirhuzuriinde

ncfcs alp veriyordu. te tu durumda Gotama sadaka toplamak iin kente doru ilerlemekteydi; her iki delikanl sama_
35

siddhartha ile Gonda kente kadar izlediler Buddha'y, sonra hi konumadan dndler, nk bu gn riyazetle geirmeyi dnyorlard. Bir sre sonra kentten kp geldiini grdler Buddha' nln, evresini kuatmr rencilerinin arasrnda yemeini yediini -yedii eyle bir ku bile doymazdryemein ardndan mango aalarnn glgesine ekildiini grdler. Akamleyin hava biraz serinleyip konaklama yerine canlrlrk geldikten ve herkes bir araya toplandktan sonra Buddha'nn vaaznr dinlediler. sesini iittiler Buddha'nn ve sesi de kusursuzdu, kusursuz bir dinginlik iindeydi, huzurla dolup tayordu. Aclardan bahsediyordu. Gotama, acrlarrn kal,nag,rrdan ve onlarrn nasrl yok edileceinden sz ediyordu.
36

okunan varlndaki sknetten tanrmrtr. "Bugn yeni retinin ne olduunu onun kendi azndan dinleyec eiz," dedi Gonda. Siddhartha cevap vermedi. retiyi pek merak etmiyordu aslrnda, yeni bir ey reneceine inanmryordu, nk Govinda gibi kendisi de Buddha retisinin ieriini ikinci ve nc arzdan anlatlarla da olsa tekrar tekrar iitmiti. Gotama'nn barna, omuzlarrna, ayaklarna, sessizce sarkan eline bakyordu Siddhartha ve ona yle geliyordu ki, Gotama'nrn parmaklarndaki boumlardan her biri retiydi, her biri konuuyor, nefes alyor, burcu burcu kokuyor, dorunun parrltsrnr taryordu. Bu adam, bu Buddha sere parmarnrn denimlerine varrncaya kadar sahiciydi. Bu adam kutsal biriydi. O zamana kadar siddhartha asla bir insana bu kadar saygl, bu kadar sevgi duymamtr.

hibir araya, hibir isteyie, hibir yknmeye, hibir abaya yer vermeyen, yalnrz rk ve huzur

na da onu yalnuca dinginliinin kusursuzluundan,

Sakinkonumasrd.urgunveberrakbirsugibiakdnya, .yord.u. Istrapt yaam, rstrrapla doluydu ama rstrraptan kurtulmann yolu kefedilmiti: Buddha'nrn yolundan giden, esenlie kavumaktaydr.

Yumuakamakararlbirseslekonuuyorduulu yol_ kii, drt temel kuralr anlatryor, izlenecek sekiz yntemini dan bahsediyord.u, retinin allm sabrrlaizliyor,rneklergetiriyor,yinelemelereba.

vuruyordu;dinteyenlerinzerindeszlensesi hafif ve aydnlkt, bir k gibi, yrldrzlarla denmi

bir gkyz gibi. Buddha -gece olmutu artk- konumastna son verir vermez, hacrlardan bazrsr ne rktr, cemaate alrnmay istediler ulu kiiden. Buddha,nrn retisi_ ne srrndrlar. Gotama da, "retinin ne olduunu dinlediniz," d,ed,i. "reti mjdelendi size. Gelin y_ leyse buraya, kutsallrk iinde yryun, tm acrlara etti. son verin!" szleriyle onlarr cemaati iine kabul Derken Govinda da, bu ekingen delikanl da frrlayp kt ne, "Ben de ulu kii Gotama'ya ve o.rr., bretisine srrnryorum,,, diyerek rencileri araslna kabul edilmesini diledi Buddha,dan ve dile_ i kabul edildi. Buddha gece istirahatine ekilir ekilmez sidd_ hartha'ya d.nerek cokuyla yle syledi Gonda: ,,siddhartha, sana sitemde bulunmak bana dmez. ikimiz de ulu kiinin konumasnl dinledik, ikimiz

d.eretininneolduunud.uyduk..Govindaiitti retiyiVeonasnd.AmaSen,Sevgilidostum'Sen de esenlik yolunda yrmeyecek misin? Duraksa_

yacak, bekleyecek misin hAlA?' Govinda,nn szlerini duyan siddhartha bir uy_ y_ kudan uyanrr gibi oldu. uzun sre Govinda,nrn zne bakt. Sonra yavaacrk, alay iermeyen bir
37

koydu: "Sen benim hayrr duamr iitmedin, sevgili Gonda. Tekrar ediyorum: Dilerim onuna kadar izlersin bu yolu ! Dilerim esenlie kavuursun!'' Ancak bunun zerine dostunun kendisini terk ettiini an]adr Govinda ve alam"v" n"rar. "Siddhartha!'' diye haykrd srzlanarak. Siddhartha, dosta konutu onunla:'tlnutma, Gonda, sen artk nuaana'nrn samanalanndansrn. Yerin ;rurdun, annen ve baba.rl, 1.op..arn Uagrn, kkeninle ve malrn mlknle kopard;;;;rn, kendi iradenden yz erdin, dostlarndan yz evirdin, Buddha retisi byte istiyor tnkt,"o ulu kii boyle istiyor, sen kbndin de byle istedin. yarn, dostum Govinda, senden ayrrlacam.'' ki dost ,r."l sre dolat korulukta, sonra uzun r9 ylece yattlar, uyku tutmad ikisini de. Govinda dnR dolap dostunu sktrrd, neden onun da Gotam a'nrn reti sine srnmaya .ya namadrnr, bu
3B

ses]e, "Gonda, dostum," dedi, ''atacan adrmr atm, izleyecein yolu semi bulunuforsun artk. Her zaman, ah Govinda, her zaman Jo.tr- oldun benim, her zaman bir adm geriden beni sk yle dnmmdr: Govinda, izledin. sk bir defa da bensiz bir adm atmayacak m tek bana, kendi ruhunun sesini dinleyerek? Gruvo*. bir erkek olmusun artrk, kendi yolunu kendin seiyo.sur. Dilerim sonuna kadar izlersin bu yolu, sevgili dostum! Dilerim esenlie kavuursun!'' siddhartha'nn sylediklerini henz tmyle anlamam Govinda, sesinde sabrrr,, ni. tonla sorusunu tekrarlad:: "konusana sevgili dostum, cevap ver ltfen! Baka trl zaten olamaz ya, sen yine de syle bana, bilgin dostum, ben ou ,u.ri, gibi ulu Buddha'ya srrnacarm, de!'' Siddhartha, elini Gonda'nrn omzuna

Sabahleyin henz afakta Buddha'nn izleyicilerinden, onun en yal keilerinden biri koruluu dolap retiye yeni snanlarr yanlna ardl; sarl giysilerini kuandracaktr onlara, girdikleri tarikat konusunda ilk dersleri verecek, ilk devlerinin ne olduunu anlatjcakt. Birden Govinda ileri firlayarak genlik dostunu bir kez daha kucakladr, ardrndan yeni kei adaylarrnrn arasrna katld. Siddhartha ise dncelere dalm, koruluk iinde yryordu. Birden karrsrna rkt Gotama, bu ulu kii, saygyla selamlad onu. Siddhartha, Buddha'nrn o iyilik ve huzur taan bak karrsrnda cesaretini toplayp onunla konumak istediini syledi, izin istedi bu saygdeer kiiden. Ulu Gotama da sesini rkarmadan, buyur konu der gibi banr edi. Siddhartha yle balad sze: "Dn, ey ulu kii, senin o esiz retini dinlemek mutluluuna kavutum. Bu retiyi senin azndan dinlemek iin dostumla uzaktan kalkp gelmitim. Dostum senin rencilerinin yanrnda kalacak artrk, sana snd. Bense aray yolculuuna balayacam yeniden." "Nasrl istersen," diye cevaplad saygdeer Buddha nazike. "Fazlasryla pervasrz konutuumun farkndaym," diye srdrd konumasnl Siddhartha. "Ne var ki, dncelerimi kendisine itenlikle aklamaksrzrn ulu Gotama'dan ayrlmak istemem. Saygdeer Gotama syleyeceklerime biraz daha kulak verebilecek mi?" Sesini karmadan, evet der gibi ban sallad Buddha.

retide ne kusur bulduunu sylemesini istedi. Ne var ki, Siddhartha her defasnda kand konumaktan ve yle dedi: "Memnun olmalrsn, ey Govinda! Ulu kiinin retisine diyecek yok, nasrl olur da bir kusur bulabilirim bu retide."

bylesine ak seik grlm, boylesine yads lr7maz biimde ortlva konmu deil; senin retinin penceresinden PrI,, dnyay kusursu z bir. ilikiler rgs olarak, hibir yerinde bir bolukl".m"yen, kristal kadar berrak, rastlantlardan tagms z, lardan bamsz olarak gren bir Brahrir.,r, tanrsevincinder ii iine smayacaktr. ot"v" ivi -, kt m, dnyada yaamak ile midir, ,"rl.r-i, bir yana brakalm, belki bu nemli deildir o kadar dnyann birtik btnlgu, t,,ri ;i;;-;;i".,u.- ama r."sndaki iliki, byk ya da kk tm nesnelerin aynr akntyla, aynl nedenler_yasasryla, ayn varolu ve yok olu yasasyla kuatldig ,urii, ,u"" retinden, ey kusursuz insan, akJ s.*#"kte. Ne var ki, gene senin retinde sz edilen tm nesneler arasrndaki birlik ve tuta,lhn bir yerinde bir kopukluk var, kk bir boluk, bu boiuktan birlik ve btnlk dnyasnn iine yabancr bir ey suyor, yeni bir ey, daha nce var olmayan, budur diye gsterilemeyen ve kantlanamayan bir yayr alt etmey,e, e-se]llik saiamaya ey: senin dnynelik retin pu, Bu kk boluk, bu uiak kopukluk ise tutarllk iindeki ezeli ve ebedi dnya yasasrnr kertiyor, geersiz klyor. retine kar byle bir eletiri yneltmemi balarsrn umarm.'' Siddhartha'yr dinlemiti Gotama, sesini karmadan tepkisiz- siddhartha szn bitirctikten sonra, o iyilik taan, nazik ve duru sesiyle bu kez kendi40

Siddhartha: "retinde bir taraf var kii, zellikle Jrayranlm uyandrrdr,'' ki, ey ulu diye devam etti. "retinde her mkemmel denecek kadar ak seik, her ey kantlanmr; dnyay hibir yerinde eksik bir halka iermeyen kusursuz bir olarak gsteriyorsun, neden ve sonulardan zincir rlm ezeli ve ebedi bir zincir. imdiv" .ra"r bu asla

si, bu kusursuz kii konumaya baladr: "Oretiyi dinledin Brahmanolu; zerinde bu kadar derinlemesine kafa yorduun iin ne mutlu sana! Bir boluk buldun retide, bir kusur buldun. lerde de yine zerinde dnrsn dilerim. Ama izin verirsen, ey renmeye meraklr delikanl, seni grlerin karmaastna, szckler etrafinda srdrlen tartmalara kar uyarmak isterim. nemli olan grler deildir asla, bunlar gzel ya da irkin, zekice ya da budalaca olabilir, isteyen benimser, isteyen elinin tersiyle itebilir bunlarr. Benden dinlediin retiye gelince, kendi gr ve dncemi iermiyor bu, renmeye meraklr kiiler iin dnyayl aklamak gibi bir ama gtt de yok. Bir bakadrr onun amacr; aclardan kurtulmaktr. Gotama'nn da rettii budur ite, baka ey deil." "lrmarm, ey ulu kii, bana kzmazsn," dedi delikanl Siddhartha. "Seninle kavga etmek, szckler etrafinda tartrmak istediim iin byle konumadrm. Dorusu haklsrn, grler nemli deil o kadar. Ama unu da sylemek isterim izninle: Bir an bile kuku duymadrm senden. Senin Buda olduund,an, hedefe ulatndan, o en yce hedefe, binler ve binlerce Brahman'],n, Brahmanolunun uruna yollara dkld hedefe ulatndan kuku duymadm. ltlmden kurtulmanrn aresini buldun. Kendi aramalarnrn sonunda, kendi izlediin yolda, dnerek, meditasyonla, bilip kavrayarak, ilhamla saladn bunu. Oretiyle deil! Ve -ben byle dnyorum, ey ulu kii- kimse retiyle kurtulua kavuamaz! Kimseye, ey saygdeer kii, ilham saatinde senin neler yaadnr szle olsun, retiyle olsun aktaramaz, anlatamazsrn! Nurlanm kii Buddha'nn retisi pek ok ey iermekte, pek ok kiiye drst yaamrnrn, ktlklerden karnmanrn yo47

lunu retmektedir. Ama bir ey var ki, bu ark seik, bu saygn retide yer almryor: Ulu kii Buddha'nn, yiz binlerce kii arasrnda yalnrzca onun yaantsndaki giz. te retiyi senden duJrunca dndm ve farkna vardlm ey bu. Bu yzdendir ki yolculuumu srdreceim - bir baka reti, daha iyi bir reti aramak iin deil hani, nk biliyorum ki byle bir reti yoktur, tm retilere ve retmenlere srt evirip hedefime tek barma ulamak ya da bu uurda lmek iin yapacam bu yolculuu. Ama srk sk bugn dneceim, ey ulu kii, gzlerimle bir ermii grdm bu saati dneceim." Buddha'nrn gzleri suskun yere bakyor, anlalmaz yz kusursuzbir skunet iinde rl l parldryordu.

retiyi, senin peine taklmam, sana duyacarm sevgiyi, keiler topluluunu kendi Ben im yapm
olacarm."

ncelerinde yanlm olmazsrn!" dedi. "Dilerim hedefine varrrsn! Ama syler misin bana: Benim Samanalarrmr, retime gelip srnan pek ok kardeimi grdn m? Peki inanryor musun, yabanc. Samana, inanryor musun ki, retiye srt evirip dnya yaamna, zevk ve hazlarrn yaamna gerisin geri dnmek bunlar iin daha iyi olur?" "Byle bir dnce uzak benden," diye sesini ykseltti Siddhartha. "Hepsi de retiye bal kalsrn, hepsi de hedeflerine ulasn isterim! Bir bakasnrn yaam konusunda yargda bulunmak bana dmez! Bir tek kendim, yalnrzca kendim iin bir yargya varabilir, bir eyi seer ya da yadsyabilirim. Ben'den kutulmaya alrz b\z Samanalar, ey ulu kii. rencilerinden biri olsam, korkarrm kendi Ben'im sadece grnrde, sadece yalancktan skn bulup esenlie kavuacak, oysa gerekte yaamlnl srdrp byyecek giderek, nk o zaman
42

lJlu kii yava yava konuarak, "Dilerim d-

Hafif bir glmseme, sarslmazbir aydrnlrk ve dostluk ifadesiyle yabanc delikanlrnrn gzlerinin iine bakt Gotama, elini belli belirsiz oynatarak onu uurladr. ,,Akll birisin," ded,i saygdeer kii. "Akllrca konumasrnr biliyorsun, dostum. Pek faz|a aklllrk_ tan da sakn!" Byle syleyerek yryp gitti Buddha, bakrr ve hafif glmseyii siddhartha,nn belleine kazr_ np bir daha kmad,. imdiye kadar onun gibi ba_ kan, glmseyeh, oturan ve yryen kimse grmeai*, oyu geirdi iind,en siddhartha, dorusu ben de onun gibi bakp glmseyebileyim, oturup yryebileyim isterdim, ylesine zgr, ylesine Saygr_ hee- ylesine giz;.i, ylesine akyrekli, ylesine Ben,inin oJuksu ve gizemli. Dorusu ancak kendi pekAlA, girebilmi biri byle bakar ve yrr. ztine ben de kendi Ben,imin zne girmeye alacam.
hartha, bir tek insan grdm imdiye kadar nnde gzlerimi yere indirmeden duramadrm. Bundan

Birinsangrdm,diyegeirdiiindenSidd-

uoy" kimsenin nnde gzlerimi yere indirmeye niyetim yok, kimsenin. Bu insanrn retisi beni Bud'dhayamaladrbeni,diyegeirdiiinden

kendine ekemediine gre, baka hibir reti bu_ nu yapamayacaktrr-

siddhatha, beni yamaladr, te yandan bata bu_ lundu bana. Beni yamalayp dostumu elimden aldr, daha nce bana inanm olan, imdiyse Gotama,nrn glgesi olan dostumu. te yandan Siddhartha,yr ba_ lad. bana., kendimi balad,
43

UEan
Buddha'y, kusursuz kiiyi geride brrakrp, dostu Govinda'y geride brakp kouluktan ayrrlan siddhartha, o zamana kadarki kendi yaamrnr da korulukta braktrn ve bu yaamn kendisinden koptuunu hissetti. ini tmyle dolduran bu duygunun zerinde dnd ar ar yryp giderken. Derin derin dnd bunu, Adeta derin bir su iinde kendini koyverip duygunun ta dibine, nedenlerin bulunduu yere kadar indi, nk dnmek -yle grnyordu ona- nedenleri bilip tanrmak demekti, ancak bu yoldan duygular bilgilere dnr ve yitip gitmeyerek bir varlk kazanrr, ilerindeki z ryarak ewelerine yansrtrdr. Siddhartha bir yandan ar ar yryo bir yandan dnyordu. Artk bir delikanlr olmaktan rkmr, yetikin bir erkek olmutu. Gmleini brrakp giden bir ylan gibi kendisini terk edip gitmiti bir ey, btn genlik yllar boyunca ona elik etmi, onun olmu bir ey yoktu artk: retmenlerinin olmasr, retiler dinleme istei. yoluna rkan en son retmeni de, onu da, bu en yce ve en bilge retmeni de, bu en kutsal kiiyi de, Buddha'y da
44

terk etmi, ondan ayrrlmak zorunda kalm, retisini benimseyememiti. Dne dne yryen Siddhartha, bir ara yavaladr ve sordu kendi kendine: "Peki ama, nedir senin retilerden ve retmenlerden renmek istediin ve sana retmenlik edenlerin bir trl sana retemedii?" Ve u yanrtr verdi soruya: "Hikmetini ve iyzn renmek istediim ey, Ben'di. Kurtulmak, alt etmek istediim ey Ben'di. Ama alt edemedim, sadece yanlttm, sadece katm ondan, sadece saklanrp gizlendim. Dorusu, dnyada benim bu Ben'im kadar, bu yayor olduum, bakalar gibi ve bakalarrndan ayr biri olduum, Siddhartha olduum bilmecesi kadar kafam baka hibir ey kurcalamad. Ve dnyada kendim kadar, Siddhartha kadar az bildiim baka hibir ey yok! Bir yandan arr ar yryp bir yandan dnen Siddhartha, kafasrndaki bu dncenin ana yakalamken durdu birden. Ve bu dnceden hemen bir baka dnce u verdi, yleydi bu yeni dnce: "Kendi hakkmda hibir ey bilmeyiim, Siddhartha'nrn bana bylesine yabanc, bylesine bilinmez kal bir nedenden, bir tek nedenden kaynaklanryor: Kendimden korkuyordum nk, kendimden kayordum! Atman' aryor, Brahman' aryordum; Ben'imi paralara ayrrmak, kabuklarrndan birer birer soyup almak, bilinmedik znde tm kabuklarrn ekirdeini, Atman', yaaml, Tanrsal', o en son nesneyi ele geirmek istiyordum. Ama bunu yaparken kendi kendimden oldum." Siddhartha, birden gzlerini ap evresine bakrnd, bir glmseme kaplad yzn ve uzun dlerden uyandna ilikin derinlemesine bir duygu ayak parmaklarrnln ularrna kadar bir sel gibi doldu iine.,Ve hemen yine yrme)ze koyuldu, ne yapacarnr artrk bilen biri gibi hzla yryordu.
45

dii bir eitlilik deildi. Mavi maviydi, rmak rmakt; her ne kadar siddhatha'daki manin ve rrmarn iinde o biricik ve Tanrrsal varlrk yaamn srdryorsa da, Tanrsal varln hikmeti burada sar, orada ma, burada gkyz, orada orman, bir baka yerde siddhartha olmakt. Ama ve tznesnelerin arkasrnda bir yerde deil, onlarn iindeydi, her eydeydi ksaca.
46

Oh der gibi derin bir nefes alarak yle dnd: "Yo, Siddhartha'nrn bundan byle emoen <ayp gitmesine izin vermeyeceim! Bundan byle dnmeye ve yaamaya Atman'la ve dnya rstrrabyla balamayacam. Bundan byle kendimi ldrp, kendimi paralara ayrrp da ykntrlarn ardnda bir giz aramaya kalkmayacarm. Bundan byle ne YogoVeda, ne Atharua-Veda, ne ileciler, ne de herhangi bir reti olacak retmenim. kendi kendime retmenlik yapacak, kendi kendimin rencisi olacak, kendimi tanrmaya, siddhartha'nrn gizini tanyp renmeye alacam." Dnyay ilk kez gryormu sibi evresine baknd siddhartha. Gzeldi dnya, renkliydi, garip ve gizemliydi! Burada mavi, urada sar, orada yeildi- Gkyz akyor, rrmak akryor ve orman gzlerini dikmi bakyor ve da gzlerini dikmi bakyordu; hepsi gzel, hepsi gizemli ve byleyiciydi, btn bunlann ortasnda da o vard., siddhartha, uykulardan uyanm, kendine giden yolda siddhartha. Btn bunlar, btn bu sarrlar, maviler, akarsular ve ormanlar ilk defadr ki gzlerinden geerek siddhartha'nn benliinden ieri srzryordu, artk Maya'nn bys deildi bunlar, Maya'nrn yaratt bir serap deildi, grungler dnyasndaki anlamsrz, nasrlsa var olmu bir eitlilik, birlik ve btnlk peindeki derin dnceli Brahmanlarrn kmse-

Hzl hzl yryen Siddhartha, "Ne sar, ne krmm," diye geirdi iinden. "Arlamrnr karmak istedii bir yazyr okuyan biri, iaretleri ve harfleri kmsemez; yanrlsama, rastlant ve deersiz bir kabuk diye bakmayrp okur, inceler ve sever onlar, her harf karsrnda byle dawanrr. Oysa dnya kitabn ve kendi varlrmln kitabn okumak isteyen ben ne yaptrm, nceden varsaydm bir anlam urunda iaretleri ve harfleri hor grdm, grngler dnyaslna yanrlsama dedim, kendi gzm ve kendi dilimi nasrlsa var olmu deersiz nesneler saydm. Olamaz byle ey, geride kald bu, artk uyandrm, gerekten uyandm ve ancak bugn atrm dnyaya gzlerimi." Siddhartha aklndan bunlarr geirirken durdu yeniden, birden durdu, yolun zerinde uzanmr yatan bir yrlanla karlam gibiydi tpk. nk anslzln bir eyi daha anlamrt: Onun, gerekten uykudan uyanan ya da dnyaya gz|erini yeni aan Siddhartha'nn yaamna yeniden ve en bandan balamasr gerekiyordu. Ayn sabah, atk uyanrrn eiinde, artk kendi kendine gtren yolun zerinde olduu, Jetavana koruluundan, o ulu kiinin kald koruluktan aynld o sabah, ilecilikle geen onca yldan sonra yurduna ve babasna dnmekti niyeti, bu da ona yadrrganacak hibir tarafi olmayan doal bir ey grnmt. Ama imdi, yolunun zerinde bir ylanla karlam gibi durduu an, o uyanmln iinde bir dnce daha geldi aklna: "Eski Siddhartha deilim ki artrk, ileci deilim artrk, rahip deilim, Brahman deilim artrk. Evde, babamn yannda ne iim var? grenmeleri srdrecek miyim? Tanrlara sungular mr sunacak, meditasyonlara mr dalacam? Btn bunlar gerilerde kald nk, izlediim yolda btn bunlar yok artrk."
47

evresindeki dnyanrn eriyip kendisinden uzaklat, gkyznde bir yldz gb tek bana kald andan, bir me ve umutsuzluun zerine ulland bu andan syrlp kt Siddhartha, ncekinden daha ok Ben'di, daha bir skca toparlanmt. Bu, en son rpertisiydi uyanrrn, Siddhartha
48

Krmldamadan yolun zerinde duruyordu Siddhatha; bir an, yle nefes alrp verecek kadar krsa bir sre bir me duydu kalbinde, ne kadar yalnrz olduunu grnce kk bir hayvan gibi, bir ku ya da bir tavan gibi iinin rperdiini hissetti. Yllar yl yersiz yurtsuz yaamr, ama farknda olmamt. imdi ise hissediyordu bunu. Evden en uzak yerlerdeki meditasyonlarda bile kendisine babasrnrn olu gzyle, bir Brahman, yksek srnrftan biri; ruhani bir kii gzyle bakmt. Oysa Siddhartha'dan baka bir ey deildi atk, uykudan uyanm bir kiiydi, o kadar. Derin derin nefes aldr, bir an r gibi oldu, bir rperti duydu vcudunda. Hi kimse onun kadar yalnrz deildi. Hibir soylu yoktu ki soylular arasrnda, hibir zanaatkAr yoktu ki zanaatkArlar arasrnda yaamasn ve onlarrn yanrnda srrnacak yer bulmasn kendine, onlarrn yaamln paylamasn, onlarrn dilini konumasn. Hibir Brahman yoktu ki, yeri Brahmanlarrn ewesi olup onlarla birlikte srdrmesin yaamrn; hibir ileci yoktu ki, Samanalarrn topluluu iinde barrnmasrn. Ormandaki en yitik mnzevi bile tek bana ve yalnrz deildi, onun bile bir ewesi vard, o bile belli bir srnfa mensuptu ve bu srnrf 5rurdu, vatanydr onun. Govinda keilikte karar klmt ve binlerce kei kardei olmutu; hepsi de Gonda'nn giysisini giyiyor, onun dilini konuuyordu. Oysa kendisinin, Siddhartha'nrn neresiydi yeri? Kimlerin yaamln paylaacakt Siddhartha? Kimlerin dilini konuacakt?

hissediyordu bunu, en son kasrlmasydr doumun. ve hemen yine yola koyuldu, hrzlr hzl ve sabrrsrz_ lkla yrmeye balad, eve gitmeyecekti artk, ba_ basrna gitmeyecek, geri dnmeyecekti.

siddhartha

49l4

kinci Blm

Japonya'daki yeenim Wilhelm Gundert'e

Kamala
Siddhartha yolda giderken her admda yeni bir rendi, dnya deimiti nk ve kalbi byey lenmi gibiydi. Gnein ormanlrk dalar zerinden doduunu ve uzaklardaki palmiyeli kylarda battn grd. Gece gkyznde bir dzen iinde yrldzlarr grd ve malikler iinde bir kayk gibi yzen hilal eklindeki ay grd. Aalar, ;nldrzlarr, hayvanlarr, bulutlarr, ebemkuarnr, kayalarr, otlar, iekleri, ayr ve rrma grd ayrlca, sabahlar allarrn zerinde 1 l parldayan iyleri grd, uzaklardaki yce dalar grd, ma ve soluktular; kular tyor, arrlar vzldyor, rzgAr pirin tarlalarrnda gms parltlarla esiyordu. Btn bunlar, bu bin bir eit ve rengArenk her ey var olmutu hep; gne ve ay hep parlaml, rrmaklar aldaffi, arrlar vrzldamt; ama btn bnlar daha nce Siddhartha iin geici ve aldatc bir seraptan te bir anlam tamamt, kukuyla bakmt hepsin e, tz olmadklarrndan, tz denen ey grnrln arkasnda sakl yattndan dncelerin arna yakalanrp yok eCimeye mahkm nesneler bilmiti bunlar. Oysa imdi zgrlne kavumu gzleri nes53

nelerin ardnda deil, n tarafrndayd; grnr dnyayl grp tanyor, bu dnyada kendine bir yurt edinmeye bakryo tz aranlyor, nesnelerin arkasrna dolanmaya almyordu. Byle baklnca, byle aramadan, byle yaln, byle ocuksu gzlerle baklnca, gzeldi dnya. Ay ve yldzlar gzeldi, gzeldi ay ve sahil, orman ve kaya, kei ve glbcei, iek ve kelebek gzeldi. Gzel ve i acyd dnyay byle gezip dolamak, byle ocuksu, byle uyanml, ewesine kar byle kucak aarak, gvensizlikten bylesine uzak. Gne insann barnr bir baka trl yakyor, ormanln glgesi bir baka serinlik veriyordu; bir bakayd aym ve sarncrn, bir bakasyd kaban ve muzun tad. Gndzler krsaydr, geceler ksa, her geen saat denizde bir yelken gibi uup gidiyordu altndaki tekne, hazinelerden geilmeyeh, haz ve zevklerden geilmeyen bir yelken gibi dolu dizgin. Siddhartha'nn gzu ormanrn kubbemsi tepesinde dolaan bir maymun topluluuna iliti ve tm doallklarryla, doyums|tzca ttn duydu kularn. Bir koun bir koynu kovalayp onunla iftletiini grd. Bir sazln glgesinde akam aln gidermek isteyen bir turnabalrrnn avlandn grd; korkuya kaplmr llpman kk balklar, gvdeleri 1 r1 parrldayarak turnabalnn nnden kmeler halinde nldrlm hrzryla kayordu; sabrrsz ve atak turnabalnn suda oluturduu telal girdaplardan bir g ve tutku ttyordu duman duman. Btn bunlar teden beri var olmu, ama Siddhartha grmemiti; eskiden bir baka yerdeydi. imdiyse yanlarndaydr hepsinin,'onlardan biriydi. Gzlerinden ieri k ve glgeler doluyor, kalbinden ieri ay ve yldzlar doluyordu. Yolda, Jetavana koruluunda grp yaadklar da Siddhartha'nrn belleinde canland bir bir, orada
54

dinledii retiyi, Tanrrsal Buddha'yr, Govinda'dan anrmayrln, ulu kii Gotama'yla konumasnl yeniden, sadr. Ulu kiiye sOyled,ii szleri anrmsadr gerekte henz her bir sz yeniden; ve o zaman fark ederek hayret_ |ek bilmedii eyler sylediini Onun, er iinde kald. Ne sylemiti Gotama'ya: deil, ilham saa_ guoiha,nrn hazinesi ve sizi reti tinde yaad, dile gelmeyecek ve retilemeyecek yaantlyl yaav.rrlyar. Ve kendisi de sz konusu da balam!, "jl. in yollard dm, yaamaya kendi Artk kendi kendini yaamaktr ona den; sonBrahman gibi aynl zbeninin Atman olduunu, Ne var ki, suz tzd,en yaratldru oktan biliyordu, bir trl, nk bu zbeni gerekten buiamamlt Beonu d.tincelerin aryla yakalamaya almrtr, zben denin zben olmad1, duyularrn oJrununun reda, olmadr nasr]. kesinse, dnceler de, akrl bir dnceden sonular rkarnilen blselikler de, de*" r" yeni d,nceler retme becerisi de zbenuzada zben'in dnyas elai. "yr dUtlnceleln duyurrn rastlantr nitelii tayan Ben'ini ndayd, ldrpd,ncelerinvebilgeliklerin-rastlantrnite.

liindekiBen,inibeslemekdehedefegtrmeyegerek duygular cekti. Her ikisi de, gerek dnceler, anlam her ikisinin arkasrnda ,o" rro uylerdi, de "., her ikisine de kulak vermek, her ikisiyle Jiaiva, de kmsenmemeli ya oynamak gerekiyord,u, ikisi her ikisine kulak da abartlmam.l,ydr, yaprlacak ey Seslerin verip Ben in s;li seslerini yakalamakt1, peinden ko_ kendisinden iJtemedii hibir eyin mayacak,seslerinkendisinesalrkvermediihibir Neden Gotama "va" oyalanmayacakt Siddhartha, Bo,aacn,r'altrnda, bir vakit, o saaterin saatinde
gelenee gre Buddha,nn Hindistan,n Bodhi aac olarai da bilinir. Buddhae BiharEyaleti,nde,Goya,rlaaydlnlanm"yu(noanye)eritiisradaaltndaotur.
,

duu aa. (ev.)

55

-"-" frlayp kt dar. siddiartha memeye sarrlrp emmeye baladr, memeden gelen st tatl ve Kadn ve erkek tadr vard stte, gne koyuydu. ve orman, ]arvan ve iek tad vard, bt" -"y"uie.., tadr, her istek ve arzunun tadr vardr. nsrie sruklyor insan, bilinsiz brakryordu. - saarr]rtha uyandnda, aralk kapdan rmagn solgun |arltsn grd ve ormandan doru karanlk uir nav<u sesinin pes perdeden, ahenke yanklandn iitti. _ Gn aardnda, onu kulbesinde-*i*n, eden kaykdan ke.ndisini karr kyya geirmesini rica etti. Kayk da, _bambu tayyl, o", al.| l.arya geirdi, afak vakti geni rrmak krrmrzrmsi ltlar_ la parldyordu.
"Gzel bir rrrrak,'' dedi Siddhartha kaykya. "Evet," diye cevaplad kayk, ''pek "szel bir
56

kendisine ilham geldii aacn altnda oturmutu? B.ir ses iitmiti nk, kendi yreinden ykselen bir ses ve bu ses ona bu aacn altind, otr.rp dinlenmesini buyurmutu. Gotama ne riyaz"tu, .ru sungulara, ne kutsal yanmalara, arJara oncelik vermi, ne yemeyi, ne imeyi, "u ne dleri sesin szn dinle.baka eylere ye tumutu,"u "v."v", miti yalnrzca. Byle bir si dinleyi, ait"r, gelen buyruklarn deil, yalnrzca iten gj.i. ,"i" dediini yapmak, iyi9lan bu, yaprlmasoru.rlu olan buydu, baka ey deil. Geceyi bir kaykrnrn rrmak kyrsrndaki samandan kulbesinde g"i.", Siddharti, d grd: Srtnda ilecilerin ,.r, "rk;sunda bir sy".i*, cori.ra, duruyordu nnde. Mahzun grnyordu ve mahzun bir sesle sordu: "Neden nen nrrr.rp gittrrz'' nrnun zerine kucaklad Govinda'y, soail".tha kollarrnr vcuduna dolad, onu banna bastrrp perken, bir de bakt ki, Govinda deildi karrsrndaki, bir kadndr ve_ kadnn giysisind";;ig;

ti.

rmaktrr, onu her eyden ok severim. Sesine sk sk kulak verip dinlemiimdir, sk srk gzlerinin iine bakmrmdrr. Her zaman bir eyler renmiimdir ondan. Bir rrmak insana ok ey retebilir." Karya geince, "Teekkr ederim bu iyiliin iin," dedi Siddhartha. "Konukseverliine kar sana verecek bir eyim yok, dostum, bir cret de veremeyeceim. Yersiz yutsuz biriyim, bir Brahmanolu, bir Samanay_l,m." "Anlamrtm zatetl," diye cevaplad kayk, "bir cret beklediim yoktu, seni konuk ettiim iin bir hediye de. Hediyeyi senden bir baka sefer alacam." "Sahi mi?" dedi Siddhartha akayla. "Elbette. Bunu da rrmak retti bana; her ey dnp gelir! Sen de, Samana, yine dneceksin buraya. Eh, gle gle git imdi! Dostluun, senden alacam cret olsun. Tanrrlarlna sungular sunduunda beni de hatrrla, olmaz m||." Glmseyerek ayrldlar birbirlerinden. Kaykrnrn dostluu, tatlr dili ve gler yz iini sevinle doldurmutu Siddhartha'nn, glmsedi. "Trpkr Govinda gibi," diye dnd glmseyerek, "yolda karma rkanlarrn hepsi de Govinda gibi. Aslnda onlara teekkr edilmesi gerekirken, onlar teekkr ediyor. Hepsi de alakgnll, saygl kimsele hepsi de dost olmaya, sizin sznz dinlemeye can atyor, fazla dnmyorlar. ocuk gibiler trpkr." le saatlerinde bir kye vardr Siddhartha. Kerpi kulbelerin nnden geen sokakta ocuklar oradan oraya yuvarlanryor, kabak ekirdekleri ve istiridye kabuklaryla oynuyor, barp aryor, birbirleriyle bouuyorlardr. Ama yabancr Samanayr gnince rkbrek kat hepsi. Kyn sonunda yol bir aydan geiriyor, ayln kenarrnda gen bir kadn
57

amarr ykyordu. siddhartha selam verince, kadn barn kaldrp glmsedi ve siddhartha kadrnn gzlerindeki akrn l l parrldadrnr grd. yolculann her zaman yapt gibi hayr duasnda bulundu kadna, byk kente varmak iin daha ne kadar yol gideceini sordu. Bunun zerine dorulup kalkt kadrn, siddhartha'nrn yanrna geldi, korpe yznde slak dudaklarrn tatl bir parltrsr vardr. siddhartha'yla biraz akalatrktan sonra yemek yiyip yemediini sordu kadrn, samanalarrn gu"uy'- ormanda tek balarna geirdiklerinin doru olup olmadn sordu, kadnla yatmalartnn yasaklandigrun doru olup olmadn renmek istedi. Bu arada sol ayayla siddhartha'nrn sa ayanrn zerine bast ve kitaplarn "aaca rkmak" diye niteledii sevime tarzrna erkei davet eden kadnn yapt hareketi yapt. siddhartha'nn kanna bir ate dt, gece grd d geldi aklrna, ban biraz eip kadrnn memesinin kahverengi ucunu pt. Gzlerini kaldrnca, kadnn yznde arzulu bir glmseme ve klm gzlerinde zlem dolu bir yakan fark etti. siddhartha da bir zlem duydu, cinslik plnarrnrn kaynamaya baladn hissetti iinde. Ama henz hibir kadna el srmemiti, elleri kadrna uzanmaya oktan hazrr beklerken duraksadr bir an. Bu anda da iinden gelen sesi iitip rperdi, ses hayr diyordu. Birden gen kadnn glmseyen yzndeki btn by silinip gitti ve sidcthartha rt"-uye hazr dii bir hayvann slak bakndantaka bir ey gremez oldu. Dosta yanarn okad kadrnrn, arkasrnr dnp d krklna uram kadndan acele admlarla uzaklat, bambu kamigna dalp gzden kayboldu. Ayn gn akam olmadan bir bytlk kente geldi, sendi buna, nk insanlar pek zlemiti. Hani58

dir ormanlarda yaam, geceyi geirdii kayklnn samandan kulbesi hayli zamandr iinde uyuduu ilk ev olmutu. Kente henz girmeden, itle evrilmi gzel bir koruluun nnde ellerinde sepetler taryan uak ve hizmetilerden kk bir kafileye rastlad. Ortalarnda drt kiinin tad ssl bir tahtrevann iinde krrmrzr minderler zerinde rengArenk bir tentenin altnda bir kadn, bir hanrmefendi oturuyordu. Siddhartha koruluun giriinde durup kafileyi izledi, uaklar, hizmetileri, sepetleri grd, tahtrevanl ve tahtrevanda oturan hanrmefendiyi grd. Hanrmefendinin tepede toplanm siyah salarrnrn altnda pek aydrnlrk, pek narin ve pek zeki bir yz grd, yeni patlam bir incir gibi pembe dudaklar grd, bakml ve boyah yay gibi kalar, zeki ve uyank koyu renk gzlet, yeil ve altn sarrsr bir stlkten kp ykselen rl rrl uzun bir boyun, hareketsiz dupduru eller, bilekleri enli altrn bileziklerle donanm ince ve uzun eller grd ayrlcaSiddhartha ne kadar gzel olduunu grd kadrnrn, ii enlendi. Yaklaan tahtrrevanln nnde yerlere kadar eildi, dorulurken sevimli ve aydrnlk yzne bakt kadrnrn, yksek kemerli zeki gzlerin iini bir an okumaya altr, kadndan esip gelen yabanc kokuyu iine ekti. Gzel kadn glmseyerek ban sallad bir an, sonra korulua dalp kayboldu, uak ve hizmetileri de onu izledi. Demek kente byle adm atyorum, diye geirdi iinden Siddhartha, ansrnln yaver gideceini gsteren bir iaretle. Hemen koruluktan ieri girecek oldu, ama duraksad derken, koruluun giriinde uaklarla hizmetilerin kendisine nasrl yukarrdan, kukuyla ve souk souk baktklarrnn ancak o anda farkna vardr.

Henz bir Samanaym, diye dnd, hAlA bir Samana, bir ileci ve bir dilenciyim. Byle kalamam artrk, byle giremem korulua. Ve gld. lk karlat kiiye koruluun sahibini ve bu kadrnrn ismini sordu. rendiine gre, nl yosma kamala'nrndr koruluk ve kadnn kentte bir de evi bulunmaktayd. Bunun zerine yryp kentten ieri girdi. Atk bir hedefi vardr. Hedefinin peinden giderek kentteki yaamln kucarna brakt kendini, sokaklardaki kalabaln seliyle srklendi, meydanlarda dikildi sessiz sedasz, rmaa inen ta merdivenin basamaklarrnda oturup dinlendi. Akama doru bir kemerin altndaki glgede alan berberle dostluk kurdu, daha sonra bir Vinu taprnarnda rastlad ona ve Vinu ve Laskmi'ye ilikin ykler anlattr. Irmak kysndaki kayklar arasrnda geirdi geceyi; sabah erkenden, henz ilk mteriler dkkAna uramadan berber dostuna yollanp sa sakal trar oldu, salarrn tarattrrp gzel bir ya srdrtt. Ardndan rrmaa gidip ykand. l<lnal zeri tahtrrevanna kurulmu gzel Kamala korulua yaklatr zaman, girite bekleyen Siddhartha eilip selam verdi ve Kamala da onu selamlad. Siddhartha eliyle iaret edip kafilenin en sonunda yryen ua ardr, gen bir Brahman'n kendisiyle konumak istediini hanmna sylemesini istedi. Bir sre sonra dnp geldi uak, Siddhartha'ya kendisini izlemesini syledi, onu alrp hi konumadan bir kameriyeye gtrd, Kamala burada bir divanrn zerine uzanmt; uak, Siddhartha'y hanrmyla yalnz brrakrp ekildi. "Sen, diin koruluun giriinde durup beni selamlamam mlydn?" diye sordu Kamala.
60

"Doru, dn grdm seni ve selamladrm," uzun sa"Peki, dn sakalrn yok muydu senin, larrn ayrrca ve salarrnda toz toprak?" her eyi gr"Gznd"., kr*aml hibir ey, yurdundan ayrrlrp msn. Siddhartha'yr grm,

ni,.s"-anaolanveylSamanaolarakyaayan SamanaBrahmanolunu grmsn, Ama artrk geldim, bu kente larn yolunda, ,yr,la,* ," kalkp

ilk kadn da sen kente adrm atmadan karrma rkan bunu sana oldun. Korulua gelmekteki amaclm, sylemekti, ey"gUzel Kamala! Sen, Siddhartha'nrn gzlerini yere iairmeden konutuu ilk kadnsln, gzlerimi yere inGzel bir kadnla karrlarrsam, dirmeyeceim artk," yelpaze_ kamala glmsedi ve tavus tynden yalnrzca bunu sylesiyle oynayarak sordu: "Demek *ul. lin l<all<rp bana geldi Siddhartha?" gzel olu"Sana n*.ru sylemek iin, bu kadar duygusunu sylemek unun uyandrd kranee send,en dostum o1iin sana. Ve kabul edersen man, bana retmenlik yapmanr isteyeceim, nhi haberim k senin ustasr olduun sanattan henz yok." balad, Birden Kamala yksek sesle glmeye byle bir "imdiye kadar hi karlamadrm gelecek ormandan kp eyle, d.ostum, bir Samana retmenlik yapmam isteye_ de benden kendisine yerini rten eski cek! Uzun salaryla, nnde edep jaavrayla bir Samana kalkrp bana geve yrrtrk bir

lecek!Petokdelikanlgelirbana,aralarrndaBrahmanoullarrdabulunur,amazerindekgiysiler vardrhepsinin,ayaklarrndazarifiskarpinler;sa. larrnasiZelkokularsrmlerd.ir,keseleridepara gelen


bana doludur. Byledir ite, Samana d,ostum, delikanllar."
61

"imdiden bana retmenlik yapmaya baladn," dedi Siddhartha. "Zaten dn de bir eyler rendim senden. Sakalmr kestirdim, salarrm taratrp gzel yalar srdrdm. Eazla bir eksiim kalmad, ey gzellikte esiz kadn; k giysiler, zarif iskarpinler ve kesede para, o kadar. unu bil ki, Siddhatha bu kk eylerle kyaslanmayacak kadar ar ilere girimi ve hepsinden yznn akyla kmtr. Dn kafasrna koyduu eyi de baarmamas iin neden yok: Krsacasr, senin dostun olmak ve senden sevimenin hazlarrnr rennek istiyorum! grenmekte zorluk ekmeyen biri olduumu greceksin, Kamala. Senin bana reteceinden daha g eyleri rendim ben. imdi syle, Siddhartha'y olduu gibi, salarnda yala, ama giysisiz, iskarpinsiz ve parasrz kabul ediyor musun?" Glerek yle cevaplad Kamala: "Hayrr, sevgili dostum, yeterli deil bu! Samananln giysileri olacak mutlaka, k giysileri ve ayakkablarr olacak, zarif ayakkablar ve kesesinde bol para, ayrlca Kamala'ya sunaca armaanlarr olacak. Anladrn mr imdi, ormandan kp gelen Samana? Kafana yazdn m hepsini?'' "Elbette!" diye sesini ykseltti Siddhartha. "Byle bir azdan rkan szleri nasrl yazmam kafama! Dudaklarn taze atlam bir incir gibi, Kamala! Benim dudaklarrm da pembe ve taze, tam senin azlra gre, greceksin. - Ama syler misin, Kamala, ormandan gelerek senden sevme sanatrnr renmek isteyen Samanadan hi korkmuyor musun?'' "Bir Samanadan ne diye korkacakmrm, ormandan kp gelen kafasrz bir Samanadan, akallarrn arasrndan gelen ve kadnlar konusunda hibir ey bilmeyen bir Samanadan?" "Ama gl biridir bu Samana, korku nedir bilmeyen biri. stediin zot|a yaptrabilir sana, ey gzel kadn. Seni zor|a ele geirebilir. ncitebilir seni.''
62

"Hayrr, Samana, hayrr, bunlar korkutmaz beni. Bir Samana ya da bir Brahman, biri gelir de kendisini yakalar, tm bilginliini, tm dindarlrnr ve dnce derinliini elinden zorla ekip alr diye hi korkuya kaplm mdr? Hayr, nk saydklarm onun z maldrr; bunlardan ancak vermek istedii kadarrnr, vermek istedii kiiye verir. Kamala'nrn durumu da byledi tpk byle, sevimenin hazlarrnda da yine byledir durum. Gzel ve krrmzrdr Kamala'nn az, ama kendisi istemeden bu az pmeyi bir dene baka]m, kendisini penlere pek ok hazlar sunabilen bu azdan bir damlack bal alabilecek misin! Madem renmeye yatkn birisin, unu da ren o zaman: Sevgi avu alp dilenilebili para pulla satrn alnabilir, armaan olarak sunulabilir sana, sokakta bulunabilir, ama haydutlukla ele geirilemez. Bu konuda yanl yol semisin kendine, Samana! Hayr, hay.r, senin gibi sevimli bir delikanh sevgiye byle yanl yoldan yaklamaya kalkarsa, yazk olur dorusu." Siddhartha, glmseyerek eildi Kamala'nrn nnde. "Yazk olur, Kamala; ne kadar da haklsn! Hem de ok yazk olur. Hayr, ne ben senin azrndaki baldan bir damlasn kaybedeyim, ne sen benim azmdaki baldan. Dediin gibi olsun: Siddhartha eksiklerini tamamlar tamamlamaz dnp gelecek sana; giysiler, iskarpinler ve para pulla gelecek. Ama syle, tatl Kamala, bana kk bir tte de bulunamaz mSln?" "Bir t m? Neden olmasrn? akallarrn yaad ormandan gelen zavallr, cahil bir Samanaya kim t vermek istemez." "Sevgili Kamala, madem yle, bir akl ver: Nereye gide;rim, zn ettiin eyi bir an nce nerede

bulabilirim?"

"D nebilir, bekleyebilir, oru tutabilirim. " "Bu kadar ml hepsi?" "Bu kadar. Ama, iir de dzebilirim. Bir iir okusam sana, karlnda bir pck verir misin?" "Neden olmasrn, iirin houma gitsin yeter ki. smi neymi?" Siddhartha bir an dndkten sonra aadaki dizeleri okudu:

"Dostum, pek ok kimsenin bilmek istedii eydir bu. Hangi iten anlryorsun, o ii yapmal, alrmana karlk da para, giysi ve iskarpin almaya bakmalrsrn. Yoksul biri baka trl para sahibi olamaz. Hangi iten anlryorsun bakayrm?"

n ardnda her biri brnden deiik, her biri denenip slnanm pek ok pcn uzun bir dizi halinde kendisini beklediini gren Siddhartha, hayretler iinde kald. Derin derin soluyarak durdu, bilip renmesi gereken eylerin okluu karrsrnda bir ocuk eibi akna dnmt. "Dizelerin pek gizel," diye ykseltti sesini Kamala. "Zengin biri olsaydm, karlnda altnlara boardm seni, Ama unu syleyeyim ki, iirlerinle sana gereken patay kazanmatl zot olacak. nk Kamala'nrn dostu olmay istiyorsan, ok paran olmas gerekiyor."

Lotus ieini grd, eild nnde gerl,ere kadar Gl,msed, teekkrle karLk uerdi gzel Kamala. TanrLara kurbanlar sunlTlaktan daha ho dige dnd Samana. GzeL Kamal,a'ga sungular sunmak daha ho."

"Gl"geli konl,uundan girdi ier gzel KamaLa, smer S amana dikiliy ordu konLuun kapsnda,

Hzlr hzlr ellerini rrptr, Siddhartha'y alklad Kamala, kollarrndaki altn bilezikler angrrdad. "Okuduun dizeleri beendim, esmer Samana ve dorusu onlara karlk sana bir pck vermek benim iin bir kayp olmayacak." Baklarryla Samanayl ekip getirdi yanrna; Samana yzn Kamala'nn yzne edi, dudaklarn taze atlam incire benzeyen dudaklarna bastrd onun. Kamala uzun uzun pt, brrakmad Siddhartha'y. Kamala'nn kendisine nasrl retmenlik yaptrnr, ne kadar bilge biri olduunu, kendisini nasil avcuna aldrnr, bazen kendisinden itip uzaklatrrken bazen de kendisini cezbettiini, bu ilk pc64

yok mu? "Sungu trenlerinde sylenen ilahileri de bilirim," dedi Siddhatha. "Ama artrk sylemek istemiyorum bunlar. By szleri de bilirim, ama atk azma almak istemiyorum bunlarr. Kutsal kitaplar okudum..." "Dur bakaym," diyerek Siddhartha'nrn szn kesti Kamala. "Okuyup yazmaslnr biliyorsun demek?" "Elbette . Baz kimseler bilir bunu." "Pek ok kimse de bilmez. Ben de bilmem rnein. ok iyi bir ey okuyup yazabilmen, ok iyi bir ey. Aynca, by szleri de ilerde iine yarayabilir." O anda bir hizmeti geldi koarak, hanrmnn kulana bir eyler fisldad. "Ziyaretim var," diye sesini ykseltti Kamala.
siddhartha

"Nasrl da pmesini biliyorsun, Kamala," diye kekeledi Siddhartha. "Evet, bilirim pmesini, bunun iin deil mi zaten ne giysilerin, ne iskarpinlerin, ne bileziklerin, ne daha baka gzel eylerin eksikliini ekerim. Peki ama, sen ne yapacaksn, Samana? Dnmek, oru tutmak ve iir dzmekten baka bildiin ey

65l5

"Durma, hemen kaybol, Siddhartha, seni kimse burada grmemeli, anladn mr! Yarrn yine konuuz seninle." Ardndan hizmeti kza dnen Kamala, dindar Brahmana beyazbir stlk vermesini syledi. Neye uradnr anlayamadan, hizmetinin kendisini ekip gtrdn grd Siddhartha; kz onu dolambal yollardan geirip bir kameriyeden ieri soktu, bir stlk verdi, sonra kameriyeden kardr Siddhatha'yr, kimseye grnmeksizin hemen koruluktan uzaklamasrn tembih etti. Siddhartha da kendisine syleneni memnuniyetle yapt. Ormanlar yabancrsr olmad iin, ses karmadan ayrld koruluktan, itin zerinden atlayp geti. Halinden memnun, koltuunda drlp sarlmr giysiyle, kente dnd. Yolcularn konaklad bir hana varrp kaprnrn yanl banda durd.u, sesini karmadan biraz yiyecek dilendi, pirinli bir pasta tututuruldu eline. Belki hemen yarrndan balayp kimseden bir ey dilenmeyeceim artrk, diye geirdi iinden. Ansrzrn yreinde gurur atei alevlendi. Artk Samana olmaktan kmtr, bundan byle dilenmek yakmazdr ona. Pirinli pastay oradaki bir kpee verdi, kendisi yiyeceksiz kald. "Basitmi burada, dnyada srdrlen yaam,'' diye dnd. "Hibir gl yok. Henz bir Samanayken her ey gt, her ey zahmetli, hatta umarsz. Oysa imdi her ey kolay, Kamala'nrn bana verdii pme dersi kadar kolay her ey. Gereksindiim tek ey, giysiler ve para. Bunlar da ulalmasr kolay, yakn hedefler, insanrn uykusunu karacak eyler deil." Sictdhartha, Kamala'nrn kentteki eni oktan sorup renmiti; ertesi gn doruca eve gitti.
66

Kamala, "ler yolunda," diyerek karilad kendisini. "Kamaswami seni bekliyo bu kentteki tccarlarln en zenginidir. Beenirse ie alacak seni. Kafan altr, esmer Samana! Araya bakalannr koyup senden bahsettirdim ona. Ona kibar davran, ok gl biridir. Ama fazla alakgnllle de kama! Ona uaklk etmeni istemem, onun gibi biri olmaya al, yoksa memnun edemezsin beni. Kamaswami yalanmaya baladr, rahatrna bakyor artk. Senden holarursa iin tjyk ksmnr sana emanet edecektir."

Siddhartha teekkr ederek gld. Onun o gn ve nceki gn azna bir ey koymadnr renen Kamala, ekmekle meyve getirtti, yedirip iirdi ona. Siddhartha'yr uurlarken, "ansln varm," dedi. "Birbiri ardnda kaplar alyor nnde. Nasl itir bu anlamadm? By m yapryorsun yoksa?" Siddhartha, "Dn sana dnmesini, beklemesini ve oru tutmasrn bildiimi sylemitim, ama sen bunlarrn bir ie yaramayacarnr ileri srmtn," dedi. "Oysa ok ie yarayacaklar, Kamala, greceksin. Greceksin ki ormanda yaayan Samanalar pek ok gzel ey renir, sizin elinizden gelmeyen pek ok ey ellerind,en gelir onlarrn. nceki gn sar sakal birbirine karm bir dilenciydim, bir gn geti aradan, Kamala'y ptm ve ok srmeyecek bir tccar olup para kazanacarm, senin deer verdiin eylerin tmne sahip olacarm." "PekAlA," dedi Kamala. "Peki, ben olmasaydrm nice olurdu halin? Kamala yardmna komasaydr, ne yapardrn imdi?" "Sevgili Kamala," dedi Siddhartha dorulup kalkarak. "Senin koruluundan ieri girmek, sana gelmekle ilk'ad.m attm. Bu dnya gzeli kadndan sevime sanatrnr renmeyi kafama koymutum.
67

senden bana."
6B

"Belki de.yledir," dedi alak sesle, ''sylediin gibidir belki, dostum. Belki bir baka trldr, Siddhartha yakkl bir erkek olduu iin bak kadnlarrn gnln okuyor, bu yzden de ansr yaver gidiyordur." Bir pckle Kamala'ya veda edip ayrldr Siddhartha. "Dilerim yledir, retmenim. Dilerim bakrm hep gnln okar, dilerim hep ans getirir

du.

hartha'da da deiik deildir durum. siddhartha hibir ey yapmaz, bekler, dnr, oru tutar, ama ta nasl suyun iinde yol alrrsa, o da dnyadaki nesneler iinden yol alp gide bir ey yapmakszn, krln kprdatmaksrzrn; bir ey ekip gtrr onu; decek oldu mu koyverir kendini, der. Belirledii hedef kendine eker onu, nk hedefinden onu alrkoyacak hibir eyin ruhundan ieri szmasrna izin vermez. te samanalarrn yannda siddhartha'nn rendii ey. kaln kafallarn by diye niteledii ve cinlerin banrn altrndan ktrna inand ey. Cinlerin barnrn altrndan kan hibir ey yoktur, cinler yoktur nk. Herkes by yapablia herkes belirledii hedefe ulaabilir, yeter ki dnmesini, beklemesini ve oru tutmasrnr bilsin.'' Kamala kulak vermi, Siddhatha'y dinliyordu. sesini seviyordu onun, gzlerinin bakrnr seviyor-

"Peki, bunu yapmak istemeseydim?'' "Ama istedin. Bak, Kamala: Diyelim suya bir ta attrn, en krsa yoldan suyun dibine iner. kendine bir hedef belirledi, kafasrna bir ey koydu mu, Sidd-

Buna niyet ettiim andan beri biliyordum ki amactml gerekletireceim. Bana yardrm elini uzatacarnr biliyordum senin, koruluun giriinde bana ilk kez baktnda bunu anlamrtm.''

cuk

In s

anl,arn Yannda

Siddhartha, tccar Kamaswami'yi grmeye gitti; bir zengin e gsterdiler kendisine, uaklar onu alp paha biilmez hallarla denmi yollardan geirdiler, bir odadan ieri soktular, burada Kamaswami'yi bekledi Siddhatha. Derken Kamaswami girdi ieri, hayli aarm salarr, ihtiyatla bakan ok zeki gzleri ve arzulu azyla, tez canlr, uysal bir adamd. Evin efendisi ve konuk nazike selamlad birbirini. "Bana anlattklarrna gre," diye konumaya balad tccar, "sen bilgin biriymisin, ama bir tccarrn yanrnda i aryormusun kendine. I aradna gre, geim srkrntrsrna dm olmalsrn?" "Hayr," diye cevaplad Siddhartha, "srkrntrya dmedim, imdiye kadar da asla maddi srkrnt iinde yaamadrm. unu bilmeni isterim ki, Samanalarrn yanrndan geliyorum, uzun zaman onlarla birlikte yaadrm." "Samanalarrn yanndan geliyorsun, nasl maddi srkrntr iinde olmazsrn? Samanalar parasrz pulsuz insanlar dei1 midir?" "Demek istediin buysa, evet, be parasz biri-

balk da balrk." "ok gzel. Peki, senin verebilecein ey nedir? Bildiin meslek, elinden gelen i nedir?'' "Dnebilirim. Bekleyebilirim. Oru tutabilirim." "Hepsi bu kadar m?" "Sanrm bu kadar!" "Peki, bunlar neye yarar? Orucu alalm rnein, ne yarar var bunun?" "Hem de ok yararl eydir, efendim. Yiyecek bulamayan birinin yapabilecei en akllca ey oru tutmaktr. siddhartha oru tutmasrn renmeseydi, senin ya da bir bakasrnn yanrnda mutlaka i bulup alacakt bugn, alrk buna zorIayacaktr onu. Ama oru tutabildiine gre rahatlkla bekleyebili; sabrszlk diye bir ey bilmez, srkrntr ekmez hi; alk
70

verir, tccar mal, retmen ders, kyl pirin,

saylmam." "Peki, elinde avucunda olmadrna gre, neyle geineceksin?" "Bunu dnmedim henz, Sayn Kamaswami. yl akn bir sredir be param yok, ama neyle geineceimi asla dnm deilim.'' "yleyse bakalarnn parasryla geindin?'' "Belki yle oldu. Ama sayln tccar Kamaswami'nin kendisi de bakalarrnn parasyla geiniyor.'' "Doru syledin. Ama bakalarlnn parasnr bedavadan almyor, karlnda onlara mal satyor.'' "Gerekten yle anlalan. Herkes alyor, herkes veriyor, hayat byle." "Peki, paran o]mazsa ne vereceksin, syler misin?" "Herkes kendisinde olan eyi verir. Sava g

yim," diye karlk verdi Siddhartha. ''Ama kendi gnlmle istedim byle olmayr, yani srkrntr iinde

denen ey isterse uzun zaman ullansn barna, o yine glp geer. te buna yarar o*, efendim." "Haklrsrn, Samana. Ben imdi geliyorum." Odadan kp giden Kamaswami, az sonra elinde rulo yapilm bir kAtla dnd. "Bunu okuyabilir misin?" diyerek kAdr konuuna uzatt. Siddhartha kAttaki yazya bir gz att; bir ticaret szlemesiydi bu, iindekileri okumaya koyuldu. '|Mkemmel," dedi Kamaswami. "u kAda da bir eyler yazarnmsn?" Siddhartha'ya bir kAtla bir kalem verdi. Siddhartha da birka bir ey yazp kAd ona geri uzattrKamaswami, kAttaki yazy okudu: "Yazmak iyidi ama dnmek daha iyi; aklllk iyidir, ama sabretmek daha iyi." "YazIa hi diyecek yok," diye sesini ykseltti tccar Kamaswami vgyle. "Konum an:-:,:z gereken birka ey daha var. Bugnlk benim konuum ol, burada kal." Siddhartha teekkr edip daveti kabul etti ve

tccarrn evinde kald. Giysiler getirildi kendisine, iskarpinler getirildi, uaklardan biri de her gn banyosuyla ilgilendi. Gnde iki kez zengin bir yemek karld nne, ama Siddhartha gnde yalnz bir defa yemek yedi ve ne et koydu azna ne arap itiKamaswami ilerinden bahsetti, mallarr ve depolarr gsterdi ona, hesaplar gsterdi. Bilmedii pek ok ey orendi Siddhartha, ok dinledi, az konutu. te yandan Kamala'nn szlerini unutmayrp Kamaswami karsnda asla ondan aa biri gibi davranmadr, tccar kendisine kendi ayarnda, hatta kendinden de stn biri gibi davranmaya zorlad. Kamaswami ilerini titizlikle, okluk canla bala gren biriydi; Siddhartha'ya gelince, btn bu ilere, bir oyun gzyle bakyor, kurallarn titizlikle renmeye al7|

hartha, haz vermeden haz alrnamayacarnr, her jestin, her okayn, her dokunuun, her bakrrn, ne kadar kk olursa olsun vcuttaki her kenin kendine zgu bir gizle donatldrrnr, bu gizi kefetmenin kefeden kiiyi mutlu klacan olrendi kamala'dan. Ayrrca bir eyi daha rendi: Her sevi enliinden sonra sevgililer birbirlerinden, biri tekine hayranlkla bakmadan ayrlmamalrydlar; hem yenmi hem yenilmi olmalr, herhangi birinde arrr doymuluk ya da bkknlk duygusu uyanmamalr, smrdkleri ya da smruau<erini hissetmemeliydiler. siddhartha, gzel ve akll sanat kamala'nrn yanrnda harikulAde saatler yaad, rencisi oldu, A oldu, dostu oldu onun. imdiki }rr-, anlam ve deerini tccar kamaswami'nin tcarlt ilerinde deil, Kamala'nrn yanrnda kazanryordu. kamaswami, nemli mektuplarl ve szlemeleri ka]eme almakla grevlendirmiti siddhartha'yr ve nemli btn ileri onunla konumaya, grmeye giderek alt. Siddhartha'nn pirintl., .]" ynden, gemicilikten ve ticaretten pek anlamadn, ama elinin uurlu olduunu grm, kendisinden daha sakin ve serinkanh olduunu, yabanc insanlarrn
72

Ende kalmaya baladktan ksa bir sre sonra siddhartha kamaswami'ye ilerinde yardrm etmeye balad- Ama her gn, belirli bir saatt"e, zerinde k giysiler, ayaklarnda zarif iskapinlerle gidip gzel kamala'y ziyaret ediyordu, ok gemedin yannda armaanlar da gtrmeye balamit. kamala'nrn krrmzr ve zeki dudakla., puk ok ey retmiti ona. Narin ve esnek elleri pek ok "v orutmii. Sevgide henz bir ocuk sayla., ," t,., krne, doymak bilmeksizin dipsiz bir uuruma dalar gibi sevi hazlarndan ieri dalmaya heveslenen sidd-

yor, ama ieriine bir trl rsrnamryordu.

dertlerini dinleme ve ruhlarrna nfuz etmede daha stn olduunu anlamt. Bir dostuna, "Bu Brahmar", demiti, "doru drst bir iadam deil, olaca da asla yok ilerde, kendini btn yreiyle ie vermiyor. Ama baarrnrn ayaklarna kadar geldii insanlarln slrr var bu adamda, doutan ansl domu belki, belki bir by sz konusu, belki de Samanalardan rendii bir ey. Her zaman ilerle oynuyor gibi bir hali var; tmyle sarlp sarmalamryor iler onu hibir'zaman, tmyle onu avcuna almryorlar, baarrsrzlktan asla korkmuyor, asla bir kayp tasalandlrmryor onu." Dostu, tccar Kamaswami'ye bir tte bulunarak: "Senin hesabna yapt ilerin kazancrndan te birini ver bakalm kendisine," dedi. "Ama bir kayp sz konusu olursa, bunun da yine te birini det. O zaman ie daha bir canla bala sarrlacaktrr." Kamaswami, dostunun dn tuttu. Ne var ki, Siddhartha pek umursamadr bunu. Payrna den kazancr istifini bozmadan alrp kabullendi; bir kayp sz konusu olduunda da glerek: "Ne yapalrm, bu i kAr getirmedi," deyip kt. Gerekten de iler Siddhartha'y pek ilgilendirmez grnyordu. Bir defasrnda byk miktarlarda pirin satrn almak iin bir kye gitti. Ama kye vardnda bakt ki rn baka bir tccara satlmr. yleyken gnlerce kyden ayrrlmad, kylleri yedirip iirdi, ocuklarna bakrr paralar dartt, bir dne katld ve yapt yolculuktan hayli memnun halde dnd. Kamaswami hemen dnp gelmedii, bo yere zaman ve para harcad iin kt ona. Siddhartha da yle karlk verdi: "Brrak sylenmeyi, sevgili dostum! Paylayp azarlamalarla asla bir yere varrlamaz. Ortada bir zarat ziyan varsa, bana detirsin olup biter. Ben, yaptm yolculuktan
73

ok memnunum. Pek ok insan grp tanrdrm, bir Brahmanla dostluk kurdum, kydeki ocuklar diz]erime oturtup hoplattm, kyller bana tarlalarrnr gsterdi, kimse bir tccar gzyle bakmad bana.'' "Pek ho btn bunla:," diye sesini ykseltti Kamaswami fkeyle, "ama gerekte bir tccar olduunu hatrlatmak isterim sana! Yoksa yalnzca elence olsun diye mi yaptn bu yolculuu?'' "E]bette," diye gtd Siddhartha, ''elbette elence olsun diye yaptm. Baka ne iin olacakt? yeni insanlar, yeni yerler tanrdm, bakalarnln bana gsterdii gleryzlln ve gvenin lazzn yaadrm, dostlar edindim kendime. Bak azizim, Kamaswami olsaydm, pirin alma iinden bir ey kmaynca kzp fkelenir, arabuk dner gelirdim, zaman da para da gerekten boa harcanrrd. Ama ben gzel gnler geirdim kyde, bilmediim eyler rendim, eitli hazlar yaadm, krzrp sinirlenerek, acele edip telaa derek bakalarn da kendimi de zntye sokmadm. lerde belki daha byk apta bir rn satrn almak ya da ne bileyim bir baka amala aynl kye gidersem, oradakiler yzleri glerek ve neeyle karlayacaktr beni, ben de o ilk gidiimde acele etmediim ve fkeyle davranmadm iin kendimle kvan duyacam. Yani bu bahsi kapatsan iyi olur, dostum, kzp zme canrnr! Bir gn gelir ve dersen ki, bu siddhartha'nn zarar dokunuyor bana, bir tek sz yeter, Siddhartha ekip gider hemen. Ama o gne kadar izin ver de birbirimizle iyi geinmeye bakal"m." Onun, yani Kamaswami'nin ekmeini yediini siddhartha'ya kabul ettirmeye ynelik abalar d,a boa gitmiti tccarn. siddhartha kendi ekmeini yiyor, daha dortsu her ikisi de bakalarrnrn ekmeini, herkesin ekmeini yiyordu. Siddhartha, Ka74

maswami'nin kayg ve tasalarna asla kulak asmryor, Kamaswami'nin tasa ve kaygrlarr da tkenmek bilmiyordu. Bir i var da baarsrzlkla sonulanacak m grnyordu, bir yere yollanan mal yolda kaybolmua, borlulardan biri borcunu demeyecee mi benziyordu, Kamaswami tasalr ya da fkeli szler sarf etmenin, kalarrnr atp surat asmanln, doru drst uyku uyuyamamanrn yararlr olduuna, alr-

ma arkada Siddhartha'yr inandrramryordu bir

trl. Kamaswdmi bir defasnda barna kakarak bildii her eyi kendisinden rendiini syleyince, Siddhartha yle cevap verdi buna: "Byle akalar yaparak benimle elenme ltfen! Senden balk dolu bir sepete ne fiyat biileceini, birine verilen bor para karlnda ne kadar faiz alnacarnr rendim. Bunlar senin uzmanlrk alanrna giren konular. Ama dnme sanatrnl sen retmedin bana, dostum Kamaswami; onu sen benden renirsen daha iyi olur." Gerekten de Siddhartha'nrn gnl ticarette deildi. Ticaret ii Kamala iin gerekli parayr salamada bir arat ve bu yolla ihtiyacndan ok daha fazlasrnr da kazanabiliyordu. Bunun dnda Siddhatha'nn ilgi ve merakrnr uyandran, ileri, meslekleri, tasa ve kayglar, elenceleri ve budalalklar daha nce kendisine ay kada yldzlar kadar yabancr ve uzak insanlard yalnzca. Btn bu insanlarla konumann, onlarla bir arada yaamanrn, onlardan bir eyler renmenin ne kadar kolay stesinden gelirse gelsin, arada kendisini onlardan aylran bir ey bulunduunun ak seik farkndayd ve bu da Samanalyd. Ayn zamanda hem sevip hem aalad insanlarn ocuksu ya da hayvans]. bir yaam s:dn gryordu. ahp didindiini gryordu onlarrn; karilnda dedikleri crete hi de
75

sokak satrcrsrna nasrl dawanryorsa, yabancr lkelerden gelmi varlkl iadamlarna da yle d.awanryordu. Kamaswami gelip tasa ve kaygrlarrndan dolayr srzlanacak ya da belli bir i nedeniyle sulamalar yneltecek oldu mu, merakla ve neeli bir yzle onu dinliyor, hayretle karilyor sylediklerini, anlatmaya alyor, zorunlu bulduu lde hak veriyordu; sonra ona srrtrna erip, kendisiyle konumak iin bekleyenlerden srad.a kim varsa ona dnyordu. pek ok da kii vardr ondan mal alp mal satmaya gelen, onu dolandrrmaya, onun aznr aramaya gelen; pek ok kii vard merhametine srnan, pek ok kii, ona akrl danlan. kimilerine akl veriyor, kimilerine acryor, kimilerine bata bulunuyordu; kimilerinin kk apta dolandrmaslna ses karmryor, btn bu oyun ve herkesin bu oyunu canla bala srdrmesi, tpk eskiden tanrrlr. ," Brahman'n olduu gibi kurcalayp duruyordu kafasn. Bazen yreinin derinliklerinden can ekien
76

straplardan dolay ah vah ettiklerini, bir samananrn hi duyumsamad yokluk ve yoksunluklardan etkilendiklerini gryordu. Bu insanlarrn buyur edip sunduklarr her eye kuak ayordu. keten bezi satmak isteyen tccarlar gler yiz|e karlyor, bor para almaya gelenleri gler yzle, kendisine koca bir saat yoksulluklarrnn yksn anlatan, oysa bir samanann yarrsr kadar bile yoksul saylmayan dilencileri gler yzle karlyordu. kendisini tra eden uaa nasrl davranryorsa, diyelim muz alrrken kendisinden -be kuru fazla para srzdrrmasna bilerek ses rkarmadr-

demeyecek nesneler urunda, para pul, kk hazkk payeler urunda acr ektiklerini, salarnr aarttklarnr gryor, birbirlerine veritirip hakaretler yadrdklarrnr, bir samananrn glp getii
lar,

de yalnzca oyun olan pek ok ey yaptrrnr, nee ve bazen haz iinde vakit geirmesine karn gerek hayatn ona hi dokunmakszrn yan bandan akp gittiini dnyor, bir saat kadar bunun bilinci iinde yayordu. Bir top oyuncusu nasrl toplarla oynarsa, o da ileriyle ve evresindeki insanlarla oynuyor, bu insanlarr"seyrediyo onlarla eleniyordu; gelgelelim, btn yreiyle ve varlnrn derinliklerinden kaynayan prnarla iin iinde deildi. Sz konusu plnar Adeta kendisinden uzak bir yerlerde akp gidiyor, gze grnmeden boyuna srdryordu akrrnr, onun yaamyla hibir alp verecei kalmamrtr. Byle dnceler karsrnda birka kez irkildi Siddhartha, gnlk yaamln btn o ocuksu uralarrna ben de kendimi vererek btn kalbimle katlsam, ben de gerekten yaasam, gerekten bir eyler yapsam, gerekten yaayp hayattan keyif alsam, byle bir seyirci gibi hayatrn yanr banda durup dikilmesem diye geirdi iinden. Ama her defasrnda dnp dolap yine Kamala'ya gidiyor, sevime sanatrnr reniyor ondan, verme ve almalarrn baka her yerdekinden ok bir tek eye dnt dnyevi hazlann okulunda rencilii srdryordu. Kamala'yla sohbet ediyor, ondan yeni eyler reniyor, ona akl verip ondan akl alyordu. Kamala, bir zamanlar dostu Govinda'nln anladndan daha iyi anlyordu onu, Govinda'dan daha ok benziyordu ona. Siddhartha bir ara yle dedi Kamala'ya. "Sen de benim gibisin, insanlarn byk ounluundan farklsn. Kamala'sn sen, yalruzca Kamala; iinde dingin bir yer, srnrlacak bir yer var, ne zaman ister77

hafif bir ses geliyordu kularna; ses yle hafiften yankrlanyordu ki, Siddhartha zor iitebiliyordu. Her defasrnda garip bir mr srdrdn, tm

herkes buna sahip olabilir." "Btn insanlar akll deil," diye cevaplad Kamala. "Hayr," dedi Siddhartha, "aklllkla ilgisi yok bunun. rnein, Kamaswami de benim kadar akrllr, ama byle bir snak yok iinde. Oysa baz insanlarrn kk ocuklarnki kadardrr aklr, yleyken byle bir snak vardr kendilerinde. nsanlarn byk ounluu, Kamala, den bir yaprak gibidia kaplp gider rzgArn nne, havada szlr, dnp duruE saa sola yalpalar vurarak iner yere. Pek az kii de vardrr, yldzlara benzer, belli bir yrngede ilerler durur, hibir rzgr varamaz yanlarrna, kendi yasalarrn ve izleyecekleri yolu kendi ilerinde tarlar. Tandm pek ok bilgin ve Samana arasrnda bir tanesi ite byle kusursuz biriydi, asla unutmayacam onu. Gotama'yd bu ulu kii, Buddha retisinin mjdeleyicisi Gotama. Binlerce renci her
reti ve yasay ilerinde tadklarr yok,"

ekilebili kendini kendi evinde hissedebilirsin. Pek az insanda vardr bu, oysa

sen benim gibi oraya

Siddhartha yenik dt ve bitkinlik iinde Kamala'nn yanr banda dinlenmeye koyuldu. Gzel yosma zerine eildi Siddhatha'nrn, yzne bakt uzun uzun, yorgun gzlerinin iine bakt. Dnceli dnceli, "Sen imdiye kadar grdm sevgililerin en iyisisin," dedi. "Bakalarlndan daha glsn, daha esnek vcutlu ve daha arzulu. Benim sanatm iyi rendin Siddhartha. Bir gn yalanrrsam, senden bir ocuum olsun isterdim. Ama yine dg, sevgilim, bir Samana kaldn sen, beni sevmiyorsun, hi kimseyi se,,rmiyorsun. Doru deil mi?" "Olabilir," diye cevaplad Siddhartha yorgun. "Ben de senin gibiyim. Sen de sevmiyorsun, yoksa bir sanat olarak sevgiyle nasrl uraabilirsin? Bizim gibiler belki sevemez. ocuk insanlar yapabilir bunu; bu, onlarrn gizidir."

gn retisini dinliyo her an kurallarrnr izliyor onun, ama hepsi de den yapraklardan farksrz,

Kamala, Siddhartha'ya bakt glmseyerek. "Yine ondan sz etmeye baladrn, kafanda yine Samana dnceleri var." Siddhartha sustu, se oJ.ununu oynamaya koyuldular, Kamala'nn bildii otuz ya da krk deiik oyundan birini. Kamala'nn vcudu bir jaguarnki kadar evik, bir avcnrn yay kadar esnekti: ondan sevi sanatrnr renen kiiyi pek ok haz|a, pek ok gizle donatyordu. Uzun zaman Siddhartha'yla oynad Kamala, onu cezbedip kendine ekti, onu itip uzaklatrd kendinden, zorladr onu, sarp sarmaladr, ustalamasnn lnazzna vardr onun, sonunda
7B

79

Sansara
Uzun zaman Siddhartha dnya yaamrnr, hazlar

bu yaamn iinde yer almamt. Samanalkla geen o ateli yllarda ldrd duyularr yeniden hayata amt gzlerini; siddhartha zenginliin tadna varmr, ehvetin tadna, g ve kudretin tadna varmrtr, yleyken uzun sre iten ie Samana kalm, kamala, bu akll kadn da bunu doru olarak sezmiti. Dnme, bekleme, oru tutma becerisidir ki her zaman ynlendirmiti hayatn, ]net zaman bu dnyanln insanlan, bu ocuk insanlar siddhartha'ya yabancr kalmrtr, siddhatha'nn onlara yabancr kald gibi tpk. Yllar gemi, ewesi mutlulukla sarlm Siddhartha onlarrn geip gittiini pek fark etmemiti. varlkl biri olup kmt sonunda; hanidir kendine ait bir evi vard, kendi uaklarr ve kent drnda rmak kysnda bir bahesi vardr. nsanlar onu seviyor, paraya ya da de ihtiya duydular m, kalkp ona geliyorlard, ama Kamala dnda ona yakrn kimse.yoktu Bir zamanlar genliinin doruk noktasrnda, GoB0

ve zevklerin yaamrn srdrm, ama hibir zaman

,i

vinda'dan ayrrldrktan, Gotama'nn vaazn dinledikten sonraki gnlerde yaad o yce, o yaman uyan, o gerilimli bekleyi, retisiz ve retmensiz geen o ba havada yalnzlk, gnlndeki Tanrrsal sesi iitmeye duyduu o yumuak eilim giderek bir anrya dnm, gemie karmt. Bir zamanlar yanr banda akan, bir zamanlar kendi iinde aldayan kutsal pnar imdi uzandaydr, hafiften sesi duyuluyordr. Samanalardan rendii, Gotama'dan rendii, Brahman babasrndan rendii pek ok ey uzun sre kaybolmadan kalmt iinde: Arl a kamadan ya amalar, d nmelerden zevk almalar, kimi saatlerde meditasyon yapmalar, ne vcut, ne bilin sayrlan nefse, bu ezeli ve ebedi Ben'e ilikin gizli bilgiler bunlar arasrndayd. rendiklerinin bazrsr kendisinde kalm, ama zamanla birer birer varlrnrn derinliklerine gml.erek zerieri toz toprakla rtlmt. mlekinin bir kez evrilen kasna nasl uzun sre dnp durur, ancak yava yava yorulup dnmesine son verirse, Siddhartha'nn ruhunda da ileciin kasna, dnmenin, ayrt etmenin kasna uzun sre dnmesini srdrmt, hala da srdryordu, ama yava dnyordu artrk, duraksayarak dnyordu ve durmasr yakrnd. Yava yava, can ekien bir aa gvdesine rutubetin yava yava slzmas, onu doldurup rtmesi gibi, dnya ve miskinlik de Siddhartha'nrn ruhuna yava yava slzm, onu doldurup arlatrml, onu yorgun drm, onu gznden uyku akar duruma sokmutu. Ama buna karlk duyular bir dirimsellik kazanm, pek ok ey renmi, pek ok ey grp yaamrt. Siddhartha ticareti renmi, insanlar etkisi altna almay, kadnlarla gnl elemeyi renmiti, k giysiler giymeyi, uaklar saa sola koturmayr,
siddhartha

B1/6

Danszleri seyretmeyi, kendisini tahtrevanda tatmay, yumuak yataklarda yatmay renmiti. Ama yine de kendisini bakalarrndan farkl ve bakalarrndan stn hissetmekten bir trl vazgememiti, bakalarna biraz alayla, biraz alayl bir kmsemeyle bakmtr hep, bir Samanann kendilerini dnyaya adam insanlara kar besledii bir kmsemeyle. Ne zaman Kamaswami hastalansa, kzp fkelense, kendini aalanml hissetse, ile ilgili tasa ve kaygrlara kaptrrsa kendini, Siddhartha durumu hep alayla karlamrt. Ama geip giden ekin mevsimleri, geip giden yamur mevsimleriyle Siddhartha'nrn alayclr da yava yava ve farkrna varrlmakstzn yorgun dm, stnlk duygusu yatmt biraz. Bir yandan serveti giderek byrken, o ocuk insanlarn kimi zelliklerini yava yava kendine mal etmi, onlarrn ocuksuluklarndan ve korkularndan biraz ona da gemiti. yleyken bu insanlara imreniyor, onlara ne ok benzerse, iindeki imrenme duygusu da o kadar byyordu. On1arda bulunup kendisinde eksik olan bir ey vard, bu yzden imreniyordu onlara, bu insanlarn hayatlarrna verdikleri neme, sevin ve korkular cokuyla yaamalarna, o bitip tkenmeyen sevdalanmalarndaki rkek, ama tatl mutlulua imreniyordu. Kendi kendilerine, kendi kadnlarna, ocuklarna, onura ya da paraya, planlara ya da umutlara srekli sevdalanmr durumdayd bu insanlar. Ama Siddhartha bunu, tam da bunu, bu ocuksu sevinci ve ocuksu budalal renmemiti onlardan; inadna
82

unutkan yapan araplar imeyi renmiti. Zar oyunlarnl ve satran oynamay renmiti ayrrca.

rtrrlr sularda yrkanmay renmiti. Incelik ve zenle hazrlanm yemekleri, balr, eti, ku etini, baharatlarr ve tatllarr yemeyi renmi, insanr miskin ve

kendisinin de aalad tatsrz bir davranr renmiti. Sk sk yle oluyordu ki, elenceyle geirilen bir gecenin sabahnda hayli zaman yataktan kmryor, zerinde bir sersemlik ve yorgunluk hissediyordu. okluk yle oluyor ki, Kamaswami kendi dertleriyle barnr artt mr, sinirlenip sabrsrzlanryordu. Bir zar o;rununda kaybetse, att kahkaha fazla yksek perdeden kyordu okluk. Yznde bakalarrnrn yzndeinden daha zek ve ruhani bir ifade vard, ama seyrek glyordu bu yiz, varlklr insanlarn yznde pek sk rastlanan zellikleri, honutsuzluu, hastahkl grnm, keyifsizlii, miskinlii, seviden yoksunluu birer birer alp benimsiyordu. Zenginlerin ruhlarrndaki hastalk yava yava
kavrryordu onu. Yorgunluk bir tl, ince bir sis gibi yava yava zerine kyordu Siddhartha'nln, gnden gne biraz daha younlayor, aydan aya biraz daha bulanrk, yldan yla biraz daha ar oluyordu. Yeni bir giysi zamanla nas.l eskirse, zamanla gzel rengini yitiri zerinde lekeler belirir, buruup krr, etek ular rseleni kimi yerlerde tatsz pskller oluursa, Govinda'dan ayrldrktan sonra Siddhartha'nn yaamaya balad yeni yaam da eskimi, yllar getike rengini ve parlakln yitirmi, zeri lekelenip burukluk ve krrrklklarla kaplanmtr. Aslnda henz giz| sakl olmakla beraber sada solda d krkl ve tiksinti imdiden banr uzatmr, bekliyordu. Ama Siddhatha farknda deildi bunun. Fark ettii tek ey vard, eskiden iinde uyarup kendisine en gzel gnlerinde izleyecei yolu gsteren aydnlk ve gvenilir sesin susmu olmasyd. Dnya onu avcuna alm, zevk, ehvet, miskinlik ve nihayet kt huylarn her zaman en aptalcas:. oldunu dnp hepsinden ok kmsedii ve
B3

t
{

bakp glmsedii, umursamad kumara giderek artan bir hrs ve tutkuyla sarlmtr. yamar bir oyuncuydu, onunla oynamaya cesaret eden pek az kii vardr, yle ufak eylere oynamyordu nk. Gnlndeki bir gereksinimden oynuyordu kumarr, rez| parayr kaybedip arur etmek, onu fkeyle kark bir sevince bouyordu; zenginlie, ticaretle uraanlarrn tapt bu puta kar kmsemesini baka hibir yoldan daha belirgin ve daha alayl gsteremezdi. Dolaysyla yksek ve acrmasrzca oynuyor, kendi kendinden nefret ederek, kendi kendisiyle alay ederek sryle para kazanryor, sryle para kaybediyor, paradan, mcevherden, sayfiye evinden oluyor, yeniden kazanryor bunlar, yeniden kaybediyordu. zat atarken, ortada dnen parann yksekliiyle kalbi arparken duyduu korkuyu, o mthi ve soluksuz brakan korkuyu seviyor, srekli yeniden tatmaya alyor onu, srekli bytmeye alyor, yalnzca bu duygudadr ki kendi doymu, prsm, yavanlam yaamrnrn ortasrnda mutlulua, esriklie benzer, ycelmi bir yaama benzer bir eyler hissedebiliyordu. ve her ykl kayptan sonra yeni zenginliklerin planrnr yapyor, kendini eskiden byk bir abayla ticaret iine veriyor, borlular daha ok sk boaz edip demeye zorluyordu borlarn, nk ilerde de kumar oynamak, ilerde de kaybetmek, ilerde de zenginlie kar kmseB4

ll tuhaf ve hileli bir yoldan, zar oJrunlarryla edinmiti. nk yreinde Samanala son verdiinden beri para ve deerli eya karl oynad oyuna, daha nce ocuk insanlarn bir alkanl diye

dnmt. Siddhartha bu hepsinden kt bam-

alay ettii agzllk onu ele geirmiti. Ayrca, mal, mlk ve servet hrs da yakaslna yapml, bir oyun, bir ss olmaktan kp bir zincire, bir ruke

mesini aa vurmak istiyordu. Siddhartha kaybettii zamanlar serinkanllnr eskisi gibi koruyamlyor, eli ar borlulara karr eskisi gibi sabrr gsteremiyordu artk; dilencilere karr iyi kalpliliini yitirmi, ba iin gelenlere bata bulunmaktan, bor isteyenlere bor vermekten zevk a|maz olmutu. Bir zar atta kucakla para kaybetmekle kalmayp stelik buna glen Siddhartha ticaret iinde daha kat ve cimri birine dnmt, geceleri bazen para gryordu dnde. Ve bu irkin byden her uyanlrnda, yatak odasnrn aynasrna bakp yzn yalanmr ve irkinlemi bulduu her seferinde, utan ve tiksinti zerine her ullandnda kamay srdryor, kap yeni talih o5runlarrna, ehvetin ve arabn uyuturucu etkisine srrnryor, oradan dnp servet edinme, para biriktirme drtsnn eline brakyordu kendini. Bu krsrr dngde dnp durdukta yorgun dyor, yalanp kocuyor, hastalanyordu. Derken grd bir d uyard onu. Akamr Kamala'nn yanrnda, onun gzelim koruluunda geirmiti. Aalarn altnda oturup sohbet etmiler, Kamala dndrc szler sylemiti, arka planda bir hzn ve yorgunluu gizleyen szler. Kamala, Gotama'dan sz etmesini istemiti Siddhartha'dan, Gotama'nrn gzlerinin ne kadar berrak, azrnrn ne kadar sessiz ve gzel, glmsemesinin ne sevecen, yrnn ne dingin olduunu dinlemeye bir trl doyamamt. Ulu Buddha'dan uzun uzun sz etmiti Siddhartha. Sonunda Kamala i geirerek yle demiti: "Gnn birinde, belki pek yakrnda ben de Buddha'nn peine taklacam. Keyifli bahemi ona armaan edip retisine sunacam onun." Ama bu szlerin ardrndan Siddhartha'y tahrik ederek bir sevi ,oyunu balatml, onu acrlr bir cokuyla kendine bent etmiti; rsrrmalar ve gzyalarr

araslnda, sanki bu bo, bu geici hazdan en son tatl damlay skp almak ister gibiydi. ehvetin lme bu kadar yakrn olduunu hi daha bylesine tuhaf ekilde anlamamrt Siddhartha. Se o5runundan sonra Kamala'n].n yanr bana uzanrp yatmt, Kamala'nn ynzn o kadar yakmdayd ki, gzle.inin altnda ve arz kelerinin bitiminde imdiye kadar grlmedik bir ak seiklikle rktc bir yaz okumutu, ince hatlarla yazlm bir yazydr, hafif krklardan oluuyo,, giz mevsimini ve yalanmayl akla getiriyordu, zaten kendi siyah salarrnrn arasrnda yer yer arrm sa telleri de gznden kamamrtr henz krrkna varmamr Siddhartha'nrn. Kamala'nrn gzel yznde yorgunluk okunuyordu, mutlu bir hedefe ulamayan uzun bir yol yrmenin verdii yorgunluktu bu. Yorgunluk okunuyordu yizde, yeni balayan hazan mevsimi okunuyo; gizli tutulmu, henz sze dklmemi, belki bilincine bile varlmamr bir korku okunuyordu; yalanmaktan korku, hazan mevsiminden korku, lecek o1maktan korku. Siddhartha, gs geirerek veda edip Kamala'dan ayrlmtr, ruhu skntyla dolu, saklanp aa vurulmam korkuyla dolu. Eve gelen Siddhatha geceyi danszlerle oturup arap ierek geirmi, meslektalar arasrnda onlardan stn biri gibi davranmrt, oysa byle biri saylmazdr artk. Hayli arap yuvarlamr, gece yarrsrndan epey sonra kalkp yatmaya gitmiti, yorgun ve tela iinde, aiad alayacak, umarszlin eiinde. Uyumaya almrsa da uzun sre uyuyamamtr, yrei dayanlamayacak kadar perianlkla dolu, tiksintiyle doluydu. Tiksinti tpkr arabn lk ve iren kokusu gibi, arl derecede tatl ve alrr derece kof mzik gibi, dansz].erin arr derecede yumuak gtilmsemeleri, salar ve gslerinin ar dereceB6

Ama btn bunlardan ok kendinden tiksinmekteydi Siddhartha, kendi gzel kokulu salarndan, ken-

de bayltc kokusu gibi iliklerine kadar ilemiti.

yorgunluktan ve keyifsizlikten. Fazla yiyip imi biri nasrl sancrlar iinde kvranarak midesindekileri yine kusup karr, kusmann salad hafiflemeyle rahatlk hissederse, bir trl uyku tutmayan Siddhartha da olaanst bir tiksinti dalgasnn etkisiyle btn bu hadardan, bu alkanlklardan, btn bu anlamsrz yaamdan ve kendi kendisinden syrlma istei duydu. Ancak afak skerken ve enin nndeki sokakta gnlk yaamrn ilk sesleri iitilirken daldr uykuya, ksa sre haff bir uyuukluk iinde uyur gibi oldu. te bu srada da bir d grd: Kamala, altn bir kafeste eine seyrek rastlanrr bir ku beslemekteydi. Siddhartha bu kuu grd dnde. Normal olarak sabah saatlerinde hep akyp duran kuun o sabah sesi duyulmamt. Siddhartha'nrn dikkatini ekmiti bu, kafesin nne gelip ieri bir gz atmr, kuun ldn ve yerde uzanmr kaskat yattn grmt. Kuu kafesten karp bir an elinde tartmr, sonra kaldnp sokaa atmt; ardrndan dehetle irkilmi, sanki l kula varlndaki btn deerli, btn iyi eyleri de kaldrp atm gibi yreinde bir srzr duymutu. Grd dten ansrzln uyanlp firlayan Siddhartha, kendini derin bir hznn ortasnda bulmutu. inde yle bir his vardr ki, yaamnr deersizlik ve anlamszlkla geirmiti; elinde canl" bir ey, yle hoa gidecek ya da alkonulmaya deer bir ey kalmamt. Nehir kysnda, deniz kazasr geirmi biri gibi yalnzlk iinde, eli bo durup duru1,ordu. Siddhartha suratn asp kendine ait bir baheye
87

di aznrn arap kokusundan, cildindeki peltemsi

nnden. Ne zaman mutluluk denen eyi yaaml, ne zaman gerek bir haz duymutu iinde? Oh evet, pek ok kez yaamrt bu mutluluu. Br4hmanlarrn vgsn kazand, kendi yartlarn hayli geride brrakt, kutsal dizeleri ezbere syler, bilginlerle tartr, sungu trenlerine yardrm ederken siwilip dikkati ektii zamanlar bu mutluluu tatmt. Her seferinde de iinde bir his yle demiti ona: "te nnde bir yol duruyo sana den bu yolu izlemektir, tanrlar seni bekliyor." Ve yine bir delikanlr olduu, tm dnmelerin giderek ykseklere kayan amac, onu ayn amaca ulamaya alanlar arasrndan ekip alarak daha yksek bir aamaya kard zamanlarda, acrlara katlanarak Brahman'nn anlamrn kavramaya alt, elde ettii tm bilgiler yreinde yeni susuzluk ateini tututurmaktan baka ie yaramad zamanlarda, susuzluunun ortasrnda, acrlarrn ortasrnda aynr sesi duymutu: "lerle! lerle! Sana zel bir grev verildi!" Yurdundan ayrrlrp Samana olarak yaarken duymutu bu sesi, Samanalardan ayrlp o ulu kiiye yneldiinde ve ondan da ayrlrp bir belirsizlikten ieri yol aldnda yine iitmiti aynr sesi. Ka zamandrr duyduu yoktu artrk, ka zamandrr ycelerde dolaamamr, iz|edii yol dz ve lssz yerlerden gemiti hep; ka yl var ki yce bir ama olmakszn, susuzluk ekmeden, mane bir ykseliten yoksun, kk zevklere yz glerek, yleyken srekli bir yetinmezlik duy8B

izlei yaam yolunu yeniden geirdi gzlerinin

girdi, kapy kapad arkasrndan, bir mango aacrnrn altna gidip oturdu, yreinde lm, gsnde ylgnl hissetti, oturdu aacn altnda ve bir eylerin ldn, sararp solduunu ve bitip tkendiini hissetti. Yava yava dncelerini toparlad, anlmsayabildii ilk gnlerden balayarak bu ana kadar

gusu iinde yaamt. Btn bu yllarda kendisi iirt .r" varmakszn o insanlardan, o ocuk insan_ lardan biri olmaya uramr, bunun zlemini ekmiti. Yine de yaam bu insanlarnkinden ok daha seleip yoksullamt; nk onlarrn amalarr kendi amalar deildi, dertleri tasalarr da yle. Ka_ maswami_insanlarlnln btn dnyas onun iin bir oyunolmaktan,izlenenbird'ans,birkomediolmaktan teye gememiti. Yalnrzca Kamala'dan holanm, yalnzca Kamala onun iin bir deer tamt. Peki ama, hala byle biri miydi Kamala? Kamala'ya ihtiyacl var myd hala ya da Kamala'nrn o.ral 1.|ri ae btimsiz bir oyun oynayp durmuyorlar myd? Bunun uruna yaamak gerekli miydi? Hay deildi! Adr Sansara'ydr bu oyunun, ocukgzel oynalarrn oynayaca bir o5rundu, belki gizeL gzel - ama nabilen bir oyun, bir kez, iki kez, on kez
durmadan oynamak, durmadan? Birden anlad.r Sid,dhartha, oyun bitmiti, oJrunu

oynamasrolanaksrzlamltartk.Birrpertiyayld vticuduna, iinde bir eylerin ldn duyumsad, O gn ,rb"ht"r, akama kadar mango aacrnrn altnda oturdu babasrnr anlmsayarak, Gonda'y anlmsayarak, Gotama'y anmsayarak, Bir Kamaswamiolmakiinmibunlardanayrrlmt?Geceol-

duundahalaoturuyorduaacnaltlnda.Barnr
kaldrrrpdayld'zlargrnceylednd:..Man-

go aacrnrn altrnda oturuyorum burada, benim bah_ gerekli miydi sanki, do_ "*d".,, Glmsedi biraz u muydu, sersemce bir ey deil miydi bir mango agacnln, bir bahesinin olmas?

Derkenbunudakapattr,budalpgittiiinde. Dorulupkalkt,mangoaacnavedaetti,bahesine veda etti., Btn gn azna bir ey koyrnamrtr, evini dn_ iddetli bir alk duyuyordu, kentteki
89

dnd. Glmsedi yorgunlukla, silkinip bunlara Yine aynr akam bahesini terk etti Siddhartha, kenti terk etti ve bir daha da dnp gelmedi. Siddhartha'nn haydutlarn eline dtn sanan Kamaswami, adam gnderip uzun sre arattr onu. Ama Kamala byle bir ey yapmad, Siddhartha'nrn ortadan kaybolduunu duyunca amad hi. Siddhartha'dan her zaman beklememi miydi bunu zaten? Bir Samana deil miydi Siddhartha, yersiz yurtsuz biri, bir gebe? Ve bunu en ok son kez birlikte o1duklarnda hissetmiti; bir yandan urad kayba zlrken, onu son defasrnda ylesine candan barna bastrdrnr, bir kez daha btn varlyla onun olduunu ve kendisini onunla dolmu hissettiini dnerek sevindi. Siddhartha'nn ortadan kayboluunu duyduunda, pencereye, eine seyrek rastlanr bir kuu besledii altn kafese doru ilerledi. Kaprsrnr arp kuu kard kafesten ve azat etti. Uzun sre arkasndan bakt uan kuun. O gnden sonra da ziyareti kabul etmedi artrk, evinin kapsrnr kapal tuttu. Ne var ki bir sre sonra, siddhartha ile son kez bir]ikte olduu zan:.an gebe kaldnr anlad.
da veda etti.

d, odas,n, yatarn, yemeklerle donatlm sofray

lnnakta
uzaklaSiddhartha ormanda yryordu, hayli o da artk geri mrtr kentten, bildii tek ey varsa srd yadonemeyeceiydi, pek ok yildan beri verecek kadar tad am gemite"krlm,, ik,i"ti Dnde grd akyan rl.rrl,p smrlmt, Sansaku lmt artk. Gnlndeki ku lmt, tiksinti ve lm ra'nn iyice gmlmt iine, bir sngerin drt bir yandan sourup iine almtr, gibi tpk, Bkazna kadar suJ.u sourup almasr onu knhkla, periankla ve lmle dolup tayordu, hibir ey cezbedecek, onu sevindirip avutacak dnyada yoktu artrk, vereBundan byle kendi kendisiyle hibir alrp gitmeyi lp cei olmamar,,, huzura kavumay, Ah, keke bir Yrldrm arplp yrekten arzuluyordu. biri kp gelse onu canslz yere serseydi! Kaplann bir zehir o1de onu yiyip yutsayd keke! Bir arap, hissetmez duruma sayd da, onu hibir ey duyup ve bir dasoksayd, her ey unuttursayd ona, uyusa kalmr_myd kenha uyan-rr"ya! Baka bir pislik ilemedi_ dini pist"tme"ai, bi; gnah kalm mrydr bar,,urmad, ruhui, br budalalk kalm mrydr
91
l

90

tl

nu lssrz le eviren bir adm kalm myd atmad? Byle bir durumda yaayabilir miydi artk? Byle bir durumda nefes almak, nefes vermek, hala bu ii srekli tekrarlamak, alk hissetmek, yemek yemek, uyumak, eskisi sibi kadrnlarla yatmak mmkn myd? Bu ksrr dng onun iin son bulffiu, onun iin kapanmam myd? Siddhartha ormanrn iindeki byk rrmaa varmrtr, bir zamanlar, henz genken ve Gotama'nn kentinden geliyorken bir kaykrnn .kendisini kayyla karrya geirdii rmakt bu. Irman barnda d.urdu, kyda kararsrzlkla kalakald. Yorgunluk ve alktan bitkin dmt. Hem niin daha ileriye gidecekti sanki? Nereye gidecek, hangi amaca ulamaya alacakt? Hayr, ama falan kalmamrtr artrk, acyla kark derin bir zlem vardr sadece: Silkinip btn bu berbat d zerinden atmak, bu tatsrz arab tkrup atmak iinden, bu iler acsr, bu yz karasr hayata bir son vermek. Kyda rrman zerine sarkm bir aa duuyordu, bir hindistancevizi aac, aacrn gvdesine yaslad omuzunu, aarda kayp duran yeil suya dikti gzlerini, baktr, baktr, kendini koyverip suya gmlmek istei tmyle iini sardr ansrzln. Tyler rpertici bir boluun sudan kendisine baktn grd, ruhundaki boluun bir yansrslyd bu. Evet, atk sonuna gelmiti. Kendi kendini yok etmekten, yaamrnrn baarsz rgsn paralayarak kendisiyle alay eden tanrrlarrn ayaklarlnrn nne firlatrp atmaktan baka yapacal ey kalmamt. Bu onun zledii byk kusmayd, lmd, nefret ettii bu ka]b krrp dkmekti. Balklar kendilerine yem yapsrnlar onu, bu Siddhartha kpeini, aklrndan zoru olan bu adam, bu ryp kokumu vcudu, bu gten dp gerzemi ve ktye kullanlm ruhu!
92

Balklar ve timsahlar yem yapsnlardl kendilerine, didik didik etsinlerdi! Yzn ekitip gzlerini dikmi, suya bakryorduSiddhartha.Sudayanslyanyznebirtkrk gvde_ firlatt. zerinde bir bitkinlik, kolunu aacn

sinden ekip aldr, biraz arkasrnr dnd rrmaa, ken-

dinidikinebrrakacak,helekrsonundasulara
gmlpgidecekti.Gzlerikapalr,lmedoukoacaktr.

yorgun dm yaamnm gemi dnemlerinden bu, i.r..""n bir ses geldi kulalna. Bir szckt yi_ kendine beltek bir sesle hi dnmeden, kendi nelemitibuheceyi,tmBrahmandualarnnarl vekapanrszcyd,..kusursuz',yada..mkemmel,, anlamrna gelen kutsal "om"du. ve "Om" SZ_ c Siddhartha'nrn kulana ularr ulamaz, uykuya dalmr ruhu uyandr birden ve yapmayr tasarlad eyin samahrn anladr, Siddharthadehetleirkildi,budurumlaradebilmiti d.emek, bu kadar mahvolabilmi, bu kadar

DerkenruhununSapaVeuzakyrelerinden,

sapayollarasrklenipbtnbilgilerdenuzak-

lamr, sonunda da lm arar hale gelmi, vcudunu ortadan kaldrrarak huzura kavuma istei, bu o-

cuksuistekyeeripbyyebilmitiruhunda.Son

zamanlarda ekilen tm skntlarrn, tm aylp ken-

dinegelmelerin,tmkaramsarlrklarrnbaara_ madeyibuandabilincindenierisrzanOmyapabilmi, nasl bir perianlk ve yanrlg iinde buunduunu birden grp anlamasn salamtr,
d,an

..Om!,,dedikendikendine...om!,,Vebildiyine Brahman,bildiyaamnyokedilmezliini,akln-

kp giden tm tanrsall bildi, gibi Ama yalruzca bir an srd bu, bir i"nek akpsnd.Hindistanceviziaacrnrndibinekt
93

Om-ekmekten, Om-dnmekten, Om iine, isimsiz varlrn, bu kusursuz varln iine dalp onunla kaynamaktan baka ey deildi. Ne harikulAde bir uyku uyumutu! imdiye kadar hibir uyku onu byle zindeleh.mlmi, byle yenileyip genletirmemiti! Belki de gerekten lm ve yeni biim kazanp yeniden aUnvava amt gzlerini? Ama hayr, kendini tanyordu, elini ve ayaklarnr tanyor,, yatt yeri biliyor, kendi iinde bu Ben'i, bu Siddhartha'y, bu kendine zg, bu aca94

ki, uzun sren uykusu bir huu iinae uzun bir

Siddhartha, aacn kklerinin zerine ban koyup derin bir uykuya dald. Derindi uykusu, dler de yoktu, uzun zamandr byle bir uykuya hasret kalmt. Birka saat sonra uyandrnda on yil gemiti sanki, usulcack akp duran suyun sesine kulak kabartt. Neredeydi, kim getirmiti onu buraya bilmiyordu. Gzlerinirt, tepesinde aalar ve gkyzn grnce hayrete kapld; nerede olduunu, buraya nasl geldiini anrmsadr derken- Ama bunu baarmas hayli zaman ald, gemiin zeri bir tlle rtlm gibiydi ve alabildiine uzakta, Adeta sonsuz denecek kadar uzaktayd, sonsuz denecek kadar nemsiz. Bildii tek ey gemi yaamrna (kendine geldii ilk anda gemi yaam imdiki Ben'inin ok gerilerde l.al.r ete kemie brn gibi, daha nceki yeniden doulardan biri sibi grnd gzne) srt hatta kaldrp atmak istemi bu yaam, evirmi, ama bir rrmak kysrnda bir hindistancevizi aacrnn altrnda, dudaklarnda kutsal Om szc, kendine gelmi, ardndan da uyukalmt; imdi ise yeni bir insan olarak uyanml, evresine bakn,yordr. Uykuya dalarken syledii om szcn usulcac.k kendi kendine tekrarlamaya koyuldu: ona oyle geliyordu

yip kiiyi biliyordu. Ne var ki, bu Siddhartha deiip

rak doluydu. Siddhartha dorulup kalktr, anszn karsnda birinin oturduunu grd, yabancr bir adam, zerinde sarr giysisiyle ba kazrnmr, sasrz, sakalsrz, meditasyon halinde bir kei. Siddhartha inceledi adam, uzun zaman incelemeye kalmadan da Gonda olduunu anlad hemen; Govinda, sonradan ulu Buddha'ya snmr genlik yllarrndaki dostu Govinda'yd bu. Govinda yalanmrtr, ama yz:u eski izgilerini koruyor, yznde bir evk, sadakat, arayl ve rkeklik ifadesi okunuyordu. Baklarr zerinde hisseden Govinda gzlerini atr, onun kendisini tanrmadn anlad'Siddhatha. Govinda onu karsnda uyank bulunca sevindi, anlalan eski dostrrnu tanmamasna karn uzun sre banda oturmu, onun uyanmasn beklemiti. "IJyumuum," dedi Siddhartha. "Buraya nereden geldin sen?" "IJyumusun," diye cevaplad Govinda. "Byle yerlerde uyumak iyi deildir, sk sk ylanlar olur buralarda, ormandaki hayvanlar da sk srk buralarda dolar, Ben ulu Gotama'nn, Buddha'n].n, Sakyaburadan geiyorduk, senin byle tehlikeli bir yerde uyuduunu grdm, uyandrmaya altmsa da uykun ok derindi, uyandramadm. Arkadalar gitti, ben kaldrm burada, yanr banda oturup bekledim. Ama anlalan senin uykuna gz kulak olacakken ben kendim uyukalmrm. Grevimi doru drst yapamadm, yorgunlua yenik dtm. Ama madem artk ufandn, gideyim de arkadalara yetieyim."
95

yenilenmi, dikkati ekecek kadar uykusunu almrtr, dikkati ekecek kadar uyank ve neeli, me-

muni'nin rencisiyim, bizimkilerden birkayla

"Gideyim, evet. Salcakla kal." Govinda, eliyle selam verip, "Hoa kal!" dedi. "Hoa kal, Govinda," diye karlk verdi Siddhartha. Govinda olduu yerde durdu. "Balayn efendim ama benim adm'r nereden biliyorsun?" Siddhartha glmsedi. "Seni, dostum Govinda, babanrn kulbesinden tanryorum, Brahmanlarn okulundan ayrrca, tanrrlara sungular sunduumuz gnlerden. Seninle gidip Samanalarrn arasrna kartk, sonra sen Jetavana koruluunda ulu Gotama'ya srrndrn." Bunun zerine, "Sen Siddhartha!" diye haykrd Govinda. "imdi tandm seni, daha ilk anda nasrl tanryamadrm hayret! Selam, Siddhartha, seni tekrar grdme ne kadar sevindim bilsen." "Seni yeniden grmek beni de sevindirdi. Uykumu bekledin, bir bekiye ihtiyac].m yoktu ama gene de teekkr ederim. Nereye yolculuk byle, dostum?" "Belli bir yere gittiimiz yok. Biz keiler yamur mevsimi dnda yollardayzdr hep, ordan oraya dolar, keiliin kurallarrna gre yaarlz; Buddha retisini mjdeler, sadaka toplar, tekrar yollara deriz. Hep byle geer gnlerimiz. Peki, sen Siddhartha, sen nereye gidiyorsun?" "Ben de senin gibiyim, dostum. Belli bir yere gittiim yok. Yollardayrm hep. Gebeliklerde." Bunun zerine yle syledi Govinda: "Gebeliklerdeyim diyorsun, sana inanryorum. Ama ba96

na."

"Teekkr ederim, Samana, uykuma gz kulak olduun iin," dedi Siddhartha. "Siz ulu Gotama'nn rencileri iyi insanlarsnz. Artk gidebilirsin yolu-

la, Siddhartha, hi de gebe birine benzemiyorsun. Varlkl insanlar gibi giyinmisin, ayaklarrnda soylu kimselerin ayakkablar var; gzel gzel kokular srlm salarrn gebe birinin, bir Samananrn salar deil." "Evet, dostum, iyi anladrn, keskin bakl gzlerinden hibir eyin kat yok. Ancak, bir Samana olduumu sylemedim sana. Gebeyim dedim. Ve yleyim gerekten: Gebe gibi ordan oraya dolap duruyorum." "Gebe gibi dolap duruyorsun," dedi Govinda. "Ama byle bir giysiyle bu ii yapan fazla kimse rkmaz, byle ayakkablar, byle salarla. Pek ok yldan beri dolap duruyorum, senin gibi bir gebeye hi rastlamadrm dorusu." "Sana inanryorum, dostum Gonda- Ama ite rastladn bugn byle birine, ayaklarnda byle ayakkabrlar, srrtnda byle bir giysilerle. Unutma ki, sevgili dostum, lmldr grntler dnyasr, lml, son derece lmldr giysilerimiz, salarm|z, vcudumuzun kendisi ayrrca. zerimde varhkl birinin giysileri var, yanl grmedin. Srrtmda

byle giysilerle dolayorum, nk varlrkl biriydim; kendilerini dnyaya adam insanlarn, zevk ve sefa peinde koan kimselerin salart var bamda, nk ben de byle biriydim." "Ya imdi, Siddhartha, imdi nasrl birisin peki?" "Bilmiyorum. Ben de senin gibi bilmiyorum bunu. Yollara dtm. Varlkh biriydim, ama artk deilim; yarrn nasrl biri olurum, bilemeyeceim-" "Servetini yitirdin mi?" "Yitirdim ya da o yitirdi beni. Elimden kp gitti servetim. Grntlerin ark hzla dnp duruyor, Govinda. O Brahman Siddhartha nereye gitti? O Samana Siddhartha'ya ne oldu? O zengin Siddhartha
siddhartha

97l7

daha nce hasta yapan. Yznde bir glmseme, yola koyulmu giden kei dostunun arkasndan bakt Siddhartha. Uyku canna can katmrtr, ama alktan lyordu, iki gndr azna bir ey koymamtr. Al umursamad gnlerse ok gerilerde kalmtr. zlerek, te yandan da glerek o gnleri dnd. Anmsadrrna gre bir zaman Kamala karrsrnda eyle vnmt, yenilgiye uratlamayacak soylu beceriydi bu: Oru - beklemek - dnmek. Bu onun servetiydi o zamanlar, onun gc ve kudreti, onun salam asasryd; genliinin hamarathk dolu zahmetli yllarrnda btn rendii bu maharetti. Oysa imdi de yzst brakp gitmiti onu, hibiri kendisinin deildi artrk, ne oru, ne bekleme ne de dnme. Rezil bir ama uruna elden karmt bunlar, en lml ey uruna, duygusal laz|ar uruna, rahat yaamalar, zenginlikler uruna! Bandan geenler tuhaft gerekten. imdi ise, yle grlyordu ki, gerekten o ocuk insanlardan birine dnmt.
9B

nerede imdi? Olml nesneler hzl bir deiim iindedir, Govinda, biliyorsun bunu." Govinda, gzlerinde kukulu bir ifade, uzun uzun genlik dostuna bakt. Ardndan soylu kiileri selamlar eibi Siddhartha'y selamlayp yrd. Yznde bir glmseme, dostu Govind.a'nn arkasrndan bakt Siddhartha; onu hela seviyordu, bu vefal dostu, bu rkek insan. zaten bu anda, harikulAde bir uykuyu izleyen bu grkemli saatte, ii d Om'la doluyken nasl olur da bir kimseyi, nasl olur da bir eyi serrmezdi! Uykuyla ve Om'la ruhunda gerekleen by bu deil miydi, her eyi sewnesi, gznn grd her eye gler yzl bir sevgiyle yaklamasl deil miydi? te yandan yle geliyordu ki, hibir eyi ve hi kimseyi sevemeyiiydi onu

Siddhartha, durumu zerinde dnmeye altr. Dnmekte zorluk ekiyor, aslnda hi istek duymuyordu buna, ama kendini zorlad. te yine, diye geirdi iinden, btn bu lml eyler elimden uup gittiine gre, ite yine kk bir ocukken olduu gibi gnein altnda duruyorum, hibir ey benim deil, herhangi bir beceriden, maharetten yoksunum, henz rendiim hibir ey yok. Ne alacak ey! Artk gen sayrlmayacarm, salarrmrn artk yarrsr aarm durumda olduu, yava yava elden ayaktan dtm u sra yine baa dnyor, ocukluktan balyorum! Bir kez daha glmsemeden duramad.. Evet, tuhaf bir yazgsr vard! Tepetaklak gidiyordu ve u an yine eli bo, rlplak ve aptal aptal dikiliyordu dnyada. Ama bundan dolay bir znt duymuyordu, hayr, iinden ite ylesine glmek geliyordu, kendi kendine glmek, bu acayip, bu sersem dnyaya glmek. "Tepetaklak gidiyorsun!" diye sylendi kendi kendine ve gld. Bunu syler sylemez rrmaa iliti gz, rrmarn da tepetaklak yuvarlanp gittiini grd, boyuna tepe st akp gittiini ve bu arada arklar sylediini, neesini elden brrakmadn. Bu houna gitti, dosta glmsedi rmaa. Sularrnda boulmak istei rmak deil miydi bu, bir zamanlar, yzyl nce? Yoksa dnde mi grmt bunu? Gerekten tuhaf bir yaam srdm, diye dnd Siddhartha. Dolambal tuhaf yollardan getim. ocukken tanrrlar ve onlara sunulan sungularla uratrm yalnrzca. Delikanllk amda yalnz ryazetle, dnme ve neditasyonla ilgilendim, Brahman' arayp durdum, Atman'da lmszle taptm. Genliimde ileke keilerin peine takldm, ormanlarda yaadm, soua srcaa katlandm, a kal99

may, nefsimi ldrmeyi rendim. Derken yce Buddha'nrn retisi bir mucize gibi at gzlerimi, dnyanrn birlik ve btnlne ilikin bilginin kendi kanm gibi damarlarrmda dolatn duydum. Ama Buddha'dan da, o byk bilgiden de yine kendimi koparrp yola dtm. Kamala'dan sevme sanatrnr rendim, Kamaswami'den de ticaret sanatrnr; paralar biriktirdim, paralar harcadm, midemi sevmeyi, nefsime keyif vermeyi rendim. Yllar yl zekAm yitirmeye, dnme sanatr denen ey; birlik ve btnlk denen eyi unutmaya altm. Yava yava, dolambal yollar izleyerek bir byk adamdan bir ocua, dnen biriyken bir ocuk insana dnm deil miyim? Ama yine de bu yolu izlemem ok iyi oldu, yine de yreimde akyan ku lmedi, yayor. Ama yol da yoldu dorusu! Yine bir ocuk olup yeniden balayabilmek iin pek ok budala]kta buldum, pek ok kt huy edindim, pek ok hata iledim, pek ok irenlik, d krrrkl ve umarszlk yaadm. Ama iyi oldu bylesi, yreim yaptklarlml onaylyor, gzlerim glmseyerek onaylyor. Esenlie kavuabilmek, Om'un sesini yeniden iitebilmek, yine doru drst uyuyup doru drst uyanabilmek iin umutsuzlua kaprlmam, dncelerin en aptalcasrna, intihar dncesine kafamda yer verecek kadar alalmam gerekiyordu. Atman'r benliimde yeniden bulabilmek iin budala birine dnmem, yeniden yaayabilmem iin gnah ilemem gerekiyordu. Yolum daha nereye gtrecek beni? Acayip bir yol, dnemeler izerek ilerliyor, belki de bir ember iziyor. Nasl ilerlerse ilerlesin, izleyeceim bu yolu. Yreinin sevinle kaynayrp cotuunu hissetti Siddhartha, olaanst bir duyguydu. Nereden, diye sordu yreine, nereden al,yor100

sun bu sevinci, neeyi? Beni ite ylesine rahatlatan o uzun, o gzel uykudan m? Azrmdan rkan Om szcnden mi yoksa? kamamdan, karrmrn ta_ mamlanmasrndan, sonunda yine zgrle kavumamd,an ve gk kubbesinin altrnda bir ocuk gibi

duruyor olmamdan m? Oh, kap kurtulmak, zgrle kavumu olmak ne ho! Ne kadar temiz, ne kadar gzel buradaki hava! Ne rahat solunabiliyor! Kap geldiim yerde her ey merhem kokuyordu, baharat, arap kolnyo bolluk, fazlalk kokuyor, miskinlik kokuyordu. Zenginlerin, bo aZIILa, zevki_ ne dkn insanlarn, kumarbazlarrn bu dnyasln_ dan ne kadar nefret etmitim! Bu korkun dnyada o kadar uzun zaman kaldm iin kendime ne kadar kin beslemitim! Nasrl kendimden nefret etmi, kendimi yamalaffil, zehirlemi, kendime ikence etmi, kendimi yal ve kt yrekli biri haline getirmitim! Hayr, bir zamanki gibi siddhartha,nrn bilge biri olduu kuruntusuna asla kaprlmayacam artk! Ama kendi kendime duyduum nefret ve hrnca son vermekle, o sama ve kof yaama srrt evirmekle iyi ettim, beendim bu yapfml, gurur duymalym bundan! Bravo Sana. Siddhartha, buda_ lalkla geirdiin bunca yldan sonra yine parlak bir dnce geldi aklrna, iyi bir i baardrn, yreindeki kuun akdn iitip peinden gittin! Bylece vgler dendi kendine Siddhartha, kendi kendinden memnunluk duydu, alktan guruldayan karnrna merakla kulak kabartt. inde yle bir his vardr ki, bu son zamanlar ve gnlerde bir hayli ileyi, bir hayli sefaleti bir gzel tatmr, sonra yine kusup karm iinden, umutsuzluk ve lmn stnlrlna gelip dayanrncaya kadar bu ile ve se_ faleti kaklamt. ve iyi de olmutu bylesi. nk daha uzun zamafl kamaswaki,nin yanrnda kalabili
101

paralar kazanrr, paralarr satp savurur, midesini iirir, ruhunu suya hasret brakr, yumuacrk ve rahat minderlerle denmi bu cehennemde daha uzun sre kalabilirdi bu an kp gelmeseydi: katksz umutsuzlukla ve karamsarlrkla dolu bu an, altmda akp giden suda kendini yok etmeye hazr hissettii an. Bu umutsuzluu, bu alabildiine derin tiksintiyi hissedip ona yenik dmedii, o ku neeyle aldayan o prnar gnlnde hAlA canlrlnr koruduu iindir ki, imdi bu sevinci yayor, glyor, aarmr salarnn altrndaki yz l l parildyordu. "Bilinmesi gereken eyleri insanrn kendisinin tatmasr iyidir," diye geirdi iinden. ''Dnya zevklerinin ve dnya malrnrn insana hayrr getirmeyeceini daha ocukken rendim. Hanidir biliyordum bunu, ama ancak imdi yaadm. Ve imdi biliyorum, belleimle deil, gzlerimle, yreimle, midemle biliyordum byle olduunu. Ne mutlu bana ki, biliyorum artrk!" Siddhartha geirdii deiiklik zerinde uzun uzun dnd, iinde sevincinden akyp duran kuun sesine kulak kabartt. Oysa bu ku lm deil miydi? ldn hissetmemi miydi haha nce? Hayr, bir baka eydi len, lmeyi hanidir zleyip durmu bir eydi. Bir zamanlar o yakp kavurucu ilecilik yllarnda ldrmek istedii ey deil miydi bu? Kendi Ben'i deil miydi, kk, rkek ve marur Ben'i, bunca yrl savap durduu, onu dnp dolap yenilgiye uratan, her ldrlnden sonra dirilip kalkan, sevinci yasaklayan, korkulara kaplan Ben'i? Hele kr bugn lm boylayan, buradaki bu orman iinde, bu irin rrmak kysnda can veren bu deil miydi? Ben'in bu lm deil miydi onu Adeta bir ocua, ii byle gvenle, byle neeyle dolup taan, bylesine korkusuz bir ocua dntren?
L02

Neden bir Brahman olarak, neden bir ileci ola_ rak Ben,le savarndan sonu alamadln imdi sezi_ yordu siddhartha. pek ok bilgi, pek ok kutsal di_ ze, pek ok sungu kuralr, pek ok orr, pek ok eylem ve aba baarya ulamasrnr nlemiti. kibirden hibir ey grmemiti gzi, her zaman herkesten akiu, herkesten gayretli biri, her zaman herkesten bir adm ilerde, her zaman bilen, her Zamal1 ruhani biri, her zaman bir rahip ya da bir bilge olmutu, Ben,i ite bu rahipliin, bu kibrin, bu ruhaniliin ii_ ne girip sinmi, burada bir gzel yuvalanm, burada palazlanp bym, oysa kendisi oru tutarak, ile ekerek bu Ben'i ldrdn sanmrt, imdi bunu gryor, hibir retmenin kendisini esenlie kavuturamayacarnr syleyen gzl sesin hakl o1_ d,uunu gryordu. indeki rahibin, iindeki Sama_ nanln lmesi iin dnyaya arlmasr gerekmiti, zevk ve g, kadn ve para peinde koarak kendini yitir_ mesi, bir tacir, bir kum arbaz, bir ayya ve agzl bi_ ri olmas gerekmiti. Derken bu zevkperest sidd_ hartha,nn, bu agzl Siddhartha,nn da lebilmesi iin daha sonra bu berbat yrllar gslemesi, bu i_ renlie, kof ve yitik bir yaamrn bu boluk ve anlamszlrna sonuna kadar, acr bir umarszlra gelip dayanlncaya kadar katlanmasr gerekmiti. ve zevk_ peiest, agzl Siddhartha lm, uykudan yeni bir biaar"rtha uyanp gzlerini amt. Bu Siddhartha da gnn birinde yalanacak, o da gnn birinde lp gidecekti, lmlyd siddhartha, tm nesne_ ler lmlyd. Ama bugn genti henz, bir ocuktu bu yeni siddhatha ve yrei sevinle dolup tayordu. te bunlar dnd Siddhartha, midesinden gelen seslere glmseyerek kulak verdi, iinde bir kran duygusuyla bir arlnrn vrzrldamaslnr dinledi. Gzlerinin ii glerek, nnde akp duran rrmaa
103

bakt; imdiye dek hibir su bunun kadar houna gitmemiti, akp giden bir suyun sesini ve sudaki yanslyr hi bu kadar gl ve bylesine giz\e bir ekilde alglamamt. Sanki rmarn ona syleyecei nemli bir ey vardr, onun henz bilmedii bir ey, onun ilerde karlaaca bir ey. Siddhartha boulmak istemiti bu suda, ama bugn suda boulan, yorgun dm ve umarsz eski Siddhartha olmutu. Yeni Siddhatha bu akarsuya kar derin bir sevgi duyuyordu iinde. Karar verdi, bu sudan.bir daha kolay kolay ayrlmayacakt.

Kagk
Bu rrmarn yanrnda kalacarm, diye geirdi iinden Siddhartha, bir zamanlar ocuk insanlara giderken getiim rrmak bu; dost bir kayk beni karya geirmiti, bu kaykya gideceim, o zaman yolum beni onun kulbesinden almr, yeni bir yaamln iine gtrup brakmt; bu yaam artk ihtiyarlayp ld. Benim imdiki yolumun, benim imdiki yeni yaamlmln banda da isterim yine o kayknn kulbesi bulunsun! Siddhartha sevecen baklarla akan suya bakt, berrak yeiline bakt suyun, gizemli deseninin billursu izgilerine bakt. Derinlerden 1 il inci tanelerinin suJrun yzne ktn, sessiz hava kabarcrklarrnn suyun aynasrnda yzdn grd; gn maviliinin yansrs vurmutu suya. Binlerce gzden kendisine bakyordu rrmak, yeil, beyaz, billursu, gk mavisi gzlerden. Ne ok seyordu bu suyu, su nasrl da bylyordu onu, nasrl da ii kran duygusuyla dolup taryordu bu suya kar! Yre-

yanrndan, onu retmen yap kendine! Oh, evet, onu


104
105

indeki sesin konutuunu iitti, yeni uyanm sesin. Ve ses yle diyordt: Bu suyu sev, ayrlma

retmen yapacakt kendine, onun sylediklerine kulak verecekti. yle sanryordu ki, bu suyu ve onun gizlerini anlayan biri daha baka pek ok eyi de anlayacaktr, pek ok gizi, tm gizleri. Ama bugn Siddhartha rrman simgelerinden bir tanesini grd ancak, bu da ruhunda bir alkantya yol at. Grd ki bu su akryordu hep, srekli akyor, ama hep yerinde duruyordu, aynr suydu hep, ama yine de her an yeniydi! Oh, kim kavrayabilia kim anlayabilirdi bunu! O anlayamyor, kavrayamyordu, yalnrzca bir sezginin kmldadrn duyumsuyordu iinde, uzak bir anrmsamanrn, tanrrsal seslerin varlrnr duyumsuyordu. Siddhartha dorulup kalkt, al dayanrlmaz lye varmrt. Bitkin bir halde yrmeye ko;rudu, rrmar karrsrna aldr, kydaki patikadan yukarr trrmand, suyun sesine, karnrndaki gurultuya kulak verdi. Kayn yanrna geldi derken, kayk hazw bekliyordu ve gen Samanayr bir zamanlar rrmaktan karya geirmi aynl kayk kayn iinde durmaktayd. Siddhartha adamr tanrdr, adam da hayli yalanmt. "Beni karya geirir misin?" diye sordu SiddSiddhartha gibi soylu bir kiinin tek barna ve yaya olarak yryp geldiini gren kayk armrtr, Siddhartha'yr kaya ald ve yola koyuldu. "Kendine gzel bir yaam semisin,'' dedi Siddhartha. "Her gn bu rmak kenarrnda yaamak ve suyun zerinde bir kydan brne gidip gelmek ho bir ey." Kayk, vcuduyla ne arkaya sallanarak glmsedi: "Gzel, beyim, senin sylediin gibi. Ama her yaam, her i gzel deil midir?"
106

hartha.

"Olabilir. Ama ben seninkine imreniyorum." "Ah ah, ok srmez, bu iten brkarsrnz. k giyimli beylere gre deildir benim i." Siddhartha gld. "zerimdeki bu giysiler daha nce de bir bakasnn dikkatini ekmiti- Peki, beni rahatsrz ed,en bu giysileri sana versem, alrr msn? nk sylemedi deme, yanrmda para yok, senin cretini deyemeyeceim." "Bey aka ediyor," dedi kayk glerek. "aka etmiyorum, dostum. Dinle: Daha nce de bir kez beni kaynla bu sudan geirmi, karrlrnda para almamtn. Bugn de yle yap, cret yerine u giysilerimi kabul et." "Peki, bey zerinde giysi olmadan mr yoluna devam edecek?" "Ah, yola devam etmesem ok daha iyi olacak. En gzeli eski bir nlk ver sen bana, yanrnda kalp sana yardm edeyim, daha dorusu beni yanrna rak al, nk kay nasrl kullanacam renmeden yardrm edemem." Kayk, aratrran gzlerle uztn uzun yabancr adama bakt. "imdi tanrdrm seni," dedi sonunda. "Eskiden bir gn benim kulbede gecelemitin, ok oldu, sanlrrm yirmi yildan fazla. Sonra seni kayma alp karya geirmitim, dosta veda edip ayrlmtk birbirimizden. Bir Samana deil miydin sen? Ad,n neydi, kt aklrmdan." "Siddhartha. Evet, bir Samanaydm beni son grdnde." "Ho geldin, Siddhartha. Benim adrm da Vasud.eva. IJmarrm, bugn yine konuum olursun, kulbemde yatar, nereden geldiini, gzel giysilerinin seni niye raLratsrz ettiini bana anlatrsn." Irman ortasrna varmlard; Vasudeva, akrn107

tyla srklenmemek iin kreklere daha skr asld. Gzleri kayn burnunda, gl kollaryla sakin sakin ekiyordu krekleri. Siddhartha kaykta oturmu adama bakyordu; nasrl o zamanlar Samanalnln o son gnnde bu adama karr yreinde bir sevgi uyandlnr anmsadr. Vasudeva'nn davetini teekkrle kabul etti. Kryya yanatklarrnda, kay kzaklara balamaya yardm etti. Ardndan kayk Vasudeva kulbeye onu davet etti, ekmek ve su verdi ona. Siddhartha itahla yedi bunlarr, Vasudeva'nn ikram ettii mango meyvelerini de yedi itahla. Yemekten sonra birlikte bir aa kknn zerine oturdular, gne batmak zereydi. Siddhartha kaykya soyuidan sopundan bahsetti; bugn, yAad o umutsuzluk dolu saatte gzlerinin nnde canland ekliyle hayatrnr anlatt. Gece ge vakitlere kadar srd anlatsr. Vasudeva, can kulayla Siddhartha';n dinledi. Onun btn anlattklarln, soyu sopuna, ocukluuho, renmelerine, arayrlarlna, sevinlerine ve skntlarna ilikin btn szlerini kendi iine aktard. Bu, ka5nknrn en byk erdemlerinden biriydi: Dinlenmesini onun kadar iyi bilen az kii kard. Hibir ey sylemese bile, konuan kii, azndan kan szlere Vasudeva'nrn nasrl suskun, akyrekli, bekleyerek ruhunun kaplarnr atnr, konuulan szlerden nasrl hibirini karmadrrnr, hi sabrszlk gstermediini, ne vg, ne yergiye bavurduunu, yalnrzca dinlediini hissederdi hemen. Siddhartha byle bir dinleyiciye almann, byle bir dinleyicinin yreine kendi yaamrnl, kendi araylarn ve ilelerini gmmenin nasrl bir mutluluk olduunu seziyordu. Ne var ki, Siddhartha anlatrnrn sonuna doru rmak kysndaki aatan, ahlakndaki o byk 10B

kten, kutsal Om'dan, uyuduu uykudan ve uyandktan sonra rrmaa kar duyduu sevgiden sz aar amaz, kayknn dikkati bir kat daha arttr, gzlerini yumdu, tamamen kendini vererek dinle_ meye balad. Derken siddhatha sustu, uzun bir sessizliin ardrndan yle dedi Vasudeva: "Benim kafamdan geirdiim gibi tpk. Irmak seninle konumu, Anlalan seni de dost gryor kendine, seninle de ko_ nuuyor. Bu da iyi, ok iyi bir ey. Yanmda kal, Siddhartha, d,ostum. Bir zamanlar bir karrm vardr, yata yanr bamdaydr, ama leli ok oluyor, hanidir yalnlz yaryorum. Artk sen benimle kal, yaa burada; kulbede ikimiz iin de yer var, ikimize de yetecek kadar yiyecek-" "Teekkr ederim," diye yantlad Siddhartha, "teekkr ed,erim, davetini geri evirmeyeceim, Beni can kulayla dinlediin iin de teekkr ede_ rim! Dinlemesini bilen insanlar o kadar az ki! senin gibi iyi dinleyen birine imdiye kadar rastlamadm hi. Bu bakmdan da senden reneceim ok ey
Var."

"reneceksin," dedi Vasudeva, "ama benden deil. Dinlemeyi rmak retti bana, sen de ondan reneceksin. Her eyi bilir rmak, ondan her eyi renebilirsin. Dinle, aarlara ynelmenin, aarla_ ra inmenin, derinlikleri aramanrn iyi olduunu da yine rmaktan rendin. zengin ve soylu siddhart_ ha kaykta krek eken biri olacak, bilgin Brahman siddhartha bir kayk olacak: Bunu da sana syle_ yen lrmaktr. btr eyi de yine rmaktan renecek_
Sin."
"Ned,ir bu br

uzun bir sessizlikten sonra sordu siddhartha:


e;z,

Vasudeva?" Vasudeva dorulup kalktr. "Ge oldu," dedi, "gi109

H
{

dip yatalrm artk. Obr eyin ne olduunu sana syleyemem, sevgili dostum. Sen reneceksin bunu, ama belki de biliyorsun. Bak, ben bilgin biri deilim, nasrl konuulacan bilmem, nasrl dnleceini de. Yalnrzca dinlemesini beceririm, bir de hak yolundan ayrlmamayr, btn bildiklerim bu kadardrr. Uur eyin ne olduunu sana syleyebilsem, bunu retebilsem sana, belki bir bilgin olurdum, ama bu halimle bir kaykyrm sadece, iim arzu, edenleri rrmaktan karya geirmektir. Pek ok kiiyi bir kryrdan br kyya geirdim, binlerce kiiyi; hepsi iin de rrmak, yolculuk srasnda karlalan bir engelden baka ey deildi. Para pul, i g peine dmlerdi, dn derneklere seirtiyor, hac

hartha!" Sid"dhartha kayknn yanrnda kald, kay kullanmaslnl rendi. Kaykta yaplacak i olmad zamar, Vasudeva'yla pirin tarlasrnda alt, al up topladr, piseng aalarndan' meyveleri toplad. Bir krein nasrl yontulacan rendi, kayn nasrl onarrlacarnr, nasl sepet rleceini ayrrca. rendii her ey onu sevindiriyor, gnler ve aylar gz ap kapayncaya kadar geiyordu. Ama Vasudeva'dan ok rrmak retmenlik yapryordu Siddhartha'ya. Irmaktan srekli bir eyler reniyordu. Dinlemeyi reniyordu en bata, sessiz bir yrekle, bek'Malezya d.ilinde piseng, nuz demektir.
(ev.)

yerlerini ziyarete gidiyorlardr ve rmak bir engeldi yollarnn zerinde, kayrk da onlar. bir an nce bu engelin zerinden arrmak iin vard,. Binlerce kiinin arasrnda pek azr, topu topu drt ya da bei iin rrmak bir engel olmaktan rktr, bu insanlar rrmarn sesini iittile rrmarn sesine kulak verdiler ve 1rmak benim iin nasl kutsalsa, onlarn gznde de kutsallk kazandr. Haydi gidip yatalm artk. Sidd-

leyen, da ak bir ruhla, iinde tutkulara, isteklere kulak vermeyi reniyordu, yargrlara, gr ve dncelere yer vermeden. Vasudeva'nn yanrnda bir dostluk havasr iinde yayordu Siddhartha, bazen birka kelime konutuklar oluyordu, zerinde uzun uzun dnlm birka sz. Vasudeva fazla laf etmekten holanan biri deildi, onu konuturmayl nadiren baaryordu siddhartha. "O gizi de," diye sordu bir defasnda dostu Vasudeva'ya, "sen de rrmaktan rendin mi o gizi, zaman diye bir ey olmadn?" Vasudeva'nln yzn l 1 bir glmseme kaplad. "Evet, Siddhartha," diye cevaplad Vasudeva. "Senin demek istein u olacak sanrrrm: Irmak aynr zamanda her yerdedir, kaynad yerde, dkld yerde, alayanda, kayrkta, akrnt yerinde, denizde, dada, aynl zamanda her yerde ve onun iin yalnzca u an vardrr, gemiin glgesi diye bir ey bilmez rrmak, gelecein glgesi diye de bir ey bilmez." "Evet, benim de kastettiim bu," dedi Siddhartha. "Ve bunu renir renmez, tayatm yle bir gzden geirdim, o da bir rrmaktr, ocuk Siddhartha'y gen Siddhartha'dan ve yal Siddhartha'dan ayrran bir glgeydi yalnrzca, gerek bir ey deildi. Ayrrca, Siddhartha'nrn dnyaya daha nceki gelilerinde de bir gemi sz konusu deildi, lmnde ve Brahma'ya dnnde de bir gelecek sz konusu olmayacak. Gemite olan, gelecekte olan hibir ey yoktur; her ey vardr sadece, u an iinde varlrk sahibidir." Siddhartha comutu, iinde doan esin, mutlulua bomttu onu. Oh, tm ile ve kahrlar zaman deil miydi, tm urap didinmele tm korkular
111

110


iil ,I

ffi
i]:

zaman del mydi? Zaman altr arlmaz, zaman dncesi kafadan karlr karrlmaz dnyadaki btn glkler, btn dmanlklar silinip gitmiyor mu, yenilgiye uratlmyor muydu? Cokuyla konumutu Siddhartha. Vasudeva ise glmseyerek, gzlerinin ii l l parldayarak ona bakrp durmu, ban sallayarak sylediklerini onaylaml, hi konumadan ban sallam, eliyle Siddhartha'nn omuzunu svazlayp iinin bana dnmt. Yine bir baka sefer, yamur mevsirni kagelip rrmak kabardrnda ve gmbrdeyip uuldadrnda, yle demiti Siddhartha: "Doru deil mi, dostum, birden ok sesi var rrman, pek ok sesle konuuyor? Bir kraln sesiyle rnein, bir savamrn sesiyle, bir boanrn, bir gece kuunun sesiyle, douran bir kadrnrn, i geiren bir insanrn sesiyle ve daha binlerce deiik sesle?" "yledir," diyerek barnr sallad Vasudeva, "tm varlklarrn sesi onun sesinde saklrdrr." "Peki," diye srdrd konumasrnt Siddhatha, "onun binlerce sesini aynl anda iitebiliyorsun madem ki, bu seslerle hangi szc sylediini de biliyor musun?" Vasudeva'nn yzne mutlu bir glmseme yayrld, Siddhartha'ya doru eilip kulana kutsal Om szcn fisldad. Siddhartha'nrn da iittii, bu szckten bakas deildi. Ve Siddhartha'nn glmsemesi her defasrnda kayknn glmsemesine biraz daha benzedi, neredeyse onun glmsemesi gibi aydrnlrk, neredeyse onun glmsemesi gibi mutluluktan l rrl, onunkisi gibi binlerce kk krklkla parldayarak, onunkisi gibi ocuksu, onunkisi gibi yal bir grnm kazand. Her iki kayky gren yolculardan pek ou onlara karde gzyle bakyordu. AkamI12

lar okluk rrmak kysndaki ktn zerine oturuyor, susup suyun sesini dinliyorlard; onlar iin suyun deil, yaamrn sesiydi bu, var olanrn sesi, dnya kuruldu kurulal oluum iinde olanrn sesi. Bazen rrmarn sesini iittiklerinde her ikisi de ayn eyleri kafalarrndan geiriyor, nceki gn yaplan bir syleiye gidiyor akrllarr, yolculardan yz ve yazgrsl zihinlerini kurcalayan birini anrmslyorlar, lm dnyor, ocukluklarrnr dnyorlar, rrmak kendilerin iyi bir eyler syledi mi birbirlerine bakryorlardr aynl eyi dnerek, aynr soruya

aynr yanrtr almaktan mutlu. Kayktan ve iki kaykdan evreye yaylan bir ey vardr, yolculardan kimisi seziyordu bunu. Kimi zaman yle oluyordu ki, her iki kaykdan birinin yzne bakan bir yolcu hemen yaamrnr anlatmaya koyuluyor, derdini ayor, yapt ktlkleri itiraf ediyor, onlardan bir teselli bekleyip bir akl rica ediyordu. Bazen de rmarn sesini dinlemek isteyen bir yolcu, yanlarrnda bir gece kalmak iin izin istiyordu. Bazen de yle oluyordu ki, sz konusu yerde iki bilge, iki byc ya da ermiin yaadn iitmi merakl kimseler kp geliyordu. Merakllar bir sr soru yneltiyor, ama hibirine cevap alamryorlard; karlarrnda ne bilge, ne byc buluyor, yalnrzca iki yal dost adamcaz gryorlardr, dilsize benzeyeh, biraz acayip, biraz bunamr grnen iki adamcaz.Ve gelen meraklr kiiler glyo u insanlarrn byle nasrl da aptalca ve safa inanarak bo dedikodular etrafa yaydklarr zerinde konuup duruyor1ard.

Yllar geiyor, ama bunlar sayan olmuyordu. Gnlerden bir gn Gotama'ya, yce Buddha'ya bal keiler kp gelerek rrmaktan karya gemek istedi. ki l<aykrnrn rendiine gre, keiler
siddhartha

113/B

I
,

apar topar yolu tutmu, byk retmenlerine gidiyorlardr, ortala bir haber yaylmrt nk, ulu Buddha lmcl hastaydr, ok gemeden insan lmyle lerek esenlie kavuacakt. Bundan ksa sre sonra yeni bir grup kei daha kageldi, d,erken baka gruplar izledi bunu, gerek keilerin, gerek br yolculardan pek ounun konutuu tek ey, Gotama ve onun yaknda lecek oluuydu. Ve nasrl bir savaa ya da bir kraln ta giyme trenine drt bir yandan akrn eden insanlar karncalar.gibi biraraya toplanarak ynlar oluturursa, keilerle yolcular da sanki bir bynn cazibesine kaprlm gibi ulu Buddha'nrn lmn bekledii, bu olaanst olayrn gerekleip bir an kusursuz kiisinin sonsuzlua gecei yere doru akrn ediyordu. Siddhartha bu dnemde ok dnd lm deinde yatan bilgeyi, sesi uluslara doru yolu gsteren ve yz binlerce kiiyi uykudan uyandran sesini bir zamanlar kendisinin de iittii, yzne bir zamanlar kendisinin de saygyla bakt bu yce retmeni. tenlikle dnd onu, izledii mkemmellik yolunu gzlerinin nnde canlandrrdr, delikanllk dneminde ona, bu ulu kiiye syledii szleri anrmsadr. Ona yle geliyordu ki, hepsi de man-lr ve ok bilmilik taan szlerdi bunlarrn, glmseyerek anrmsad hepsini. Hanidir kendisi Gotama'dan ayr bilmiyordu artrk, oysa bir zaman retisini benimseyememiti. Hayr, gerekten arayan biri, gerekten bulmak isteyen biri hibir retiyi benimseyemezdi. Ama aradnr bulan da hangi reti olursa olsun, hangi yol, hangi ama olursa olsun hibirinden onaylnl esirgeyemezdi. A,tk onu sonsuzlukta yaayan, Tanrrsal'r soluyan binlerce baka kiiden ayrran hibir ey yoktu. Pek ok kiinin yollara dp, lm deinde||4

ki Buddha'ya gittii bugnlerin birinde Kamala da,

bir zamanrn bu en gzel yosmasr da kageldi. nceki yaamndan elini eteini ekeli hayli zaman o1mutu; koruluunu Gotama'nrn keilerine balaE, Gotama'nrn retisine snm, hacrlarn dostlarr arasna, onlar kollayp gzetenlerin arasrna karmt. Gotama'nrn yakrnda lecei haberini alr almaz, olu Siddhartha'y yanlna alp zerinde sade bir giysi, yaya olarak yola koyulmutu. Irmaa doru yrmlerdl srekli; ama ok gemeden yorulan olan ikide bir eve dnelim, yemek yiyelim diye tutturmu, bir trl laf dinlememi, rnzrnz|anrp durmu, Kamala da aresiz yolda sk srk mola vermiti. Annesine her dediini yaptrrmaya almt olan; annesi ona yemek yedirmi, onu avutmu, bazen de paylayp azarlamt. Neden annesiyle bu zahmetli ve srkntil yolculua ktklarn, bilinmeyen bir yere, lm deindeki kutsal, yabanc bir adam grmeye gittiklerini olanrn kafas bir trl almamrt. Adam lrse lsnd, bundan ona neydi? Olanla annesi Vasudeva'nn kayrndan pek uzak saylmayacak bir yere gelmilerdi ki, kk Siddhartha yeniden mola vermek zorunda brakt annesini. Ama annesi de, Kamala'nn kendisi de yorgun dmt; olan muz yerken, annesi yere oturup gzlerini yumdu, dinlenmek istedi braz. Ama anslzn acr bir lk attr, korkuyla annesine bakt olan, benzinin sapsarr kesildiini grd; kk kara bir ylan sokmutu annesini, ylan sonra giysisinin altndan kp uzaklat. Belki ilerde birilerine rastlarz dncesiyle anneyle olu hemen kalkp yola koyuldu, koar adrm yrmeye balad,lar. Tam kayn yakrnna gelmilerdi ki, Kama]a olduu yere yld kald, daha faz115

d,,

t
la ileriye gidemedi. Olan ac ac barrdr, arada boynuna sarrlrp pt annesini, te yandan annesi de olan gibi sesi rkt kadar barrp yardrm istedi. Derken kayrn yan banda duran Vasudeva sesi iiterek kotu, kadrn kucaklayp kaya tadr, olan da yanlarrndan geldi. ok gemeden kulbeye vardr, o anda Siddhartha ocan banda durmu, ate yakyordu. Banr kaldrnca ilkin olanrn yzne iliti zu; ne tuhafsa olann yz kendisine bir ey anrmsatyor, unutulmu bir eyi aklna getiriyor gibiydi. Daha sonra Kamala'ya kayd Siddhartha'nrn gzi; Kamala, kayknn kollarrnda baygn yatyorha. Ah, ben de yalandm, kocadrm ben de,

j,

du, yleyken Siddhartha hemen tanrd Kamala'y. Yz kendisine bir eyleri anmsatr gibi olan ocuun kendi olu olduunu anlad., hzl,- hzl arpmaya balad kalbi. Kamala'nrn yarasr yrkanrp temizlendi, ama yrlann soktuu yer imdiden siyahlam, Kamala'nrn vcudu imiti. Bir ilatan kak kak iirilince, kendine geldi. Kulbede Siddhartha'nrn yatanda yatyor, bir zamanlar kendisini ok seven Siddhartha onun zerine eilmi baucunda dikiliyordu. Kamala, Adeta bir d grr gibiydi, glmseyerek sevgilisinin yzne bakryordu, ancak yava yava kavrad durumu, daha nce bir ylan tarafindan sokulduunu anlmsad, telala oluna seslendi. "Olun yanrnda, merak etme," dedi Siddhatha. Kamala, gzlerinin iine bakt Siddhartha'nn. Ylann zehrinden dili diline dolaarak, "htiyarlamsn, sevgilim," dedi. "Sarn sakaln aarm. Ama o gen Samanaya benziyorsun yine, bir zaman Adeta rlplak, ayakl ar toz toprak iinde benim koruluuma gelen Samanaya. Beni ve Kamaswami'yi terk edip gittiin zamankinden daha ok benziyorsun ona. Gzlerin sanki onun gzleri, Siddhart116

buncazaman sonra beni tanyabildin mi?" Siddhartha glmsedi: "Grr grmez tandm seni, Kamala, sevgilim." Kamala olunu gstererek; "Onu da tanrdrn mr peki?" dedi. "Senin olun!" Birden baklar tuhaflap gzleri kapand. Siddhartha, alamaya balayan olan kaldrp dizlerine oturttu, ses rkarmadr alamaslna, salarrnr okad. ocuk y2ne baknca, vaktiyle de el kadar bir ocukken rendii bir Brahman duasr geldi aklrna. Yava yava, bir arkr okur gibi duay sylemeye baladr, gemiten ve ocukluktan kopup gelen szler belleine yordu. arkl duanrn etkisiyle sakinleti olan, arada bir hkrrrktan sonra uyuyakald. Siddhartha, onu gtrp Vasudeva'nrn yatana yatrrd. Vasudeva ocarn banda dikiliyoa pirin piiriyordu. Siddhartha yle bir baktr Vasudeva'ya, o da glmseyerek karlk verdiUsulcacrk; "Kamala lecek," dedi Siddhartha. Vasudeva evet anlamrnda banr sallad, dost yznde ocakta yanan atein parrlts gezindi. Kamala bir kez daha uyarup kendisine geldi, acyla bzld yz. Siddhartha'nrn gzleri Kamala'nn aznda, solmu yanaklarrnda okudu acy, sessizce okudu, dikkatle, bekleyerek, btn yreinde duyarak. Kamala sezdi bunu, gzleri Siddhartha'nn gzlerini arad. Siddhartha'ya bakarak yle dedi: "Gryorum ki, gzlerin de deimi. Eski gzlerine hi benzemiyor. Senin Siddhartha olduunu bana anlatacak ne kalm geride? Hem Siddhartha'sn, hem deilsin." Siddhartha konumuyor, gzleri sessizce Kamala'nn gzlerinin iine bakryordu. "liatrn m varmak istediin amaca?" diye sorIL7

Siddhartha glmsedi ve elini Kamala'nn elinin zerine koydu. "Gryorum, huzura kavumusun," dedi Kamala. "Gryorum. Ben de kavuacam huzura." "Sen buldun huzu"-," dedi Siddhartha fisldayarak. Kamala, Siddhartha'nrn gzlerinin iine bakmaktan bir trl kendini alamryordu. Gotama'ya gitmek, kusursuzbir kiinin yzn grmek, ondan eweye yaylan huzuru solumak istemi, Gotama yerine Siddhartha'yr bulmutu ve iyi de olmutu bylesi, o kusursuz kiiyi grm kadar iyi olmutu. Kamala, aklndan geenleri Siddhartha'ya sylemek istiyor, ama dili dnmyordu bir trl. Konumadan Siddhartha'ya bakyor, Siddhartha ise Kamala'nn gzlerindeki yaam krvrlcrmtnrn yava yava sndn gryordu. Son bir ac dalgas Kamala'nn gzlerinin iine dolup onlar ,ksz braktktan, son bir rperti Kamala'nrn elleri ve kollar zerinde gezindikten sonra, Siddhartha'nrn parmaklarr Kamala'nn gzkapaklarn kapad. Uzun sr,e Kamala'nrn yannda oturdu Siddhartha, onun uykuya dalm yzne bakt. Uzun sre Kamala'nn azrndan ayrmad gzlerini, incelmi dudaklaryla yalr, yorgun azndan. Ve bir zaman, yaam].nrn baharrnda bu az yeni patlam bir incire benzettiini anmsadr. Uzun sre oturdu, solgun yzdeki, yorgun krklardaki ifadeyi okudu, yzn manzarasyla doldurdu iini, kendi yzn aynl ekilde orada yatarken grd, aynr ekilde beyazl ayr, ekilde canl ekilmi, kendi yzn ve Kamala'nn yzn ayn zamanda krrmrz dudaklar ve ateli gzlerle gencecik grd, imdiki zaman ve ezamanlrlk duygusu, sonsuzluk duygusu iliklerine
11B

du Kamala. "Huzta kavutun mu?"

kadar iledi. Derinden duydu, her yaamdaki yok edilmezlii, her andaki sonsuzluu her zamankinden daha derin ekilde hissetti. Siddhartha dorulup kalktnda, Vasudeva pirin yemeini hazrlamt. Ama Siddhartha bir ey yemek istemedi. Keilerinin bulunduu ahrda iki ihtiya samanlardan bir yatak yaptlar kendilerine. Vasudeva uzanrp yatt, Siddhartha ise dar rktr, btn gece kulubenin nnde oturdu, rrmarn sesine kulak verdi gemie dalarak, yaamlnn btn dnemleri hep birden belleine t, kuattr evresini. Arada bir dorulup kalkyor, kulbenin kaprsrna giderek ierisini dinliyo olann uyuyup uyumadrna bakyordu. Seher vakti henz afak skmeden ahrrdan kan Vasudeva, dostunun yanrna geldi. "Gece uyumadn m?" diye sordu. "Hayrr, Vasudeva. Oturdum burada, rrma dinledim. Irmak pek ok ey syledi bana, o esenlie kavuturucu dnceyle, o birlik ve btnlk dncesiyle doldurdu iimi." "zc bir olay yaadrn, Siddhartha. Ama gryorum ki, yrein kararmadl." "Hayrr, dostum, nasrl kararabilirdi yreim? Zenginve mutluydum daha nce, imdi zenginliim ve mutluluum daha da artt. Oluma kavutum." "Ben de ok sevindim olunun geldiine. Ama artk almaya balasan, Siddhartha; yaplacak bir sr i var. Bir zaman benim karrmrn ld yatakta Kamala hayata yumdu gzlerini. Bir zarnan odunlar yp karrmr yaktm tepede Kamala iin de bir odun yn hazrlayalrn." Olan henz uyurken, Kamala'nn cesedini yakacaklarr odun ynn hazrrladlar.

119

OuL Olan, rkm ve alayarak, annesinin yaklmasrnda hazr bulundu, kendisine olum diyerek kucak aan ve Vasudeva'nn kulbesinde ona ho geldin diyerek barrna basan Siddhartha'nrn szlerini somurtarak, rkek rkek dinledi. Annesinin yakld tepenin eteinde gnlerce oturdu, azna yemek koymad, hibir ey grmek istemedi, d dnyaya kapad gnl kaprsrnr, kafa tuttu, benimsemeye yanamad yazgly:,. siddhartha dokunmadr, kendi haline braktr onu, zntsne sayg gsterdi. Olunun kendisini tanrmayn, bir baba gibi onu sevemeyiini anlayla karlryordu. unu da gruyordu ki, on bir yandaki olu markt, ana kuzusu ocuklardan biriydi, varlkl kiilerin alkanlklaryla bymt, lezzetli yemeklere, rumuak yataklara alffi, uak ve hizmetilere emretmeye almt. Siddhartha, annesinin yasrnl tutan marrk olunun yabancr bir yerde ve sefalet iinde yaamaya byle bir anda, hi mrrtn krrn etmeden nza gsteremeyiini anlyordu. Onu zorlamak istemiyor, olunun ;rapaca bazr ileri onun yerine kendisi yaplyor, her zaman yiyeceklerin
|20

en iyisini oluna ayrryordu. Sabr gsterip tatl dille onun gnln yava yava kazanmayr umuyordu. Oluna kavumay kendisi iin bir zenginlik ve mutluluk bilmiti Siddhartha. Ne var ki, zaman geip olandaki yabanclrrn ve asrk suratllrn srmesi, yreindeki gurur ve inatln kaybolmamas, hibir ie el srmek istememesi, yalrlara saygrda kusur etmesi, Vasudeva'nln meyve aalarn yamalamasr zerine, olunun kendisine mutluluk ve huzur deil, tash ve znt getirdiini anlamaya balad. Ama seviyordu onu, olunun yanrnda bulunup znt ekmesini, olu yanrnda olmadan duyaca mutluluk ve sevince yeliyordu. Kk Siddhartha'nn kulbeye gelmesinden sonra iki yal dost yaprlacak ileri aralannda blmt. Vasudeva yine tek bana kaykta almaya balamt, olunun yanndan ayrrlmak istemeyen Siddhartha da kulbeyle tarladaki ilere bakryordu. Gnlerce, aylarca bekledi Siddhartha, olunun kendisini anlayacarnr, gsterdii sevgiyi kabullenip belki de buna karlk vereceini bekleyip durdu. Aylarca bekledi Vasudeva durumu izleyerek, bekledi ve sustu. Gnlerden bir gn kk Siddhartha'nn dikball ve kaprisleriyle yine babasrnr zp stelik iki pirin kasesini krdnl grnce, akamleyin dostunu bir kenara ekti ve ona yle dedi: "Bala syleyeceklerimi, ama bir dost gibi y-

yiyip duruyorsun, bakyorum zlp tasalanyor-

rekten konuuyorum seninle. Bakyorum, kendini

sun. Olun, sevgili dostum, tasalandrrryor seni, beni de yle. Yawu ku baka trl yaamaya, baka bir yuvaya alk. Senin gibi tiksinti ve bezginlik duyarak zenginlikten ve kent yaamrndan kamad o,

kendisi istemeden btn bunlardan ayrrlmak

zo-

|2I

nnda kald. Irmaa sordum, ah dostum, pek ok


kez sordum lrmaa. Ama rrmak gld her seferinde, benimle elendi, benimle ve seninle elendi, bizim aptallmuza kahkahayla gld. Her ey dengi den-

gine; senin olunun geliip serpilebilecei bir yer deil burasr. stersen sen de bir sor rrmaa, sen de kulak ver syleyeceklerine." Siddhartha, neenin hibir zaman eksik olmadpek ok krrrklkla dolu itenlikli yze tasayla r, bakt. "yi ama, nasJ ayrlabilirim ondan?" diye sordu usulcacrk ve mahcup. "Bana biraz daha zaman tan, sevgili dostum! Dinle, onun urunda savarp duruyorum, kalbini kazanmak istiyorum onun, sevgiyle ve samimi bir sabrla gnln fethetmek istiyorum. Bir gn onunla da konuacak rmak, o da seilmi kiilerden biri olacak ilerde." Bunun zerine daha da scak glmsedi Vasudeva. "KukuslJz, o da seilmilerden biri, o da sonsuzluk iinde yaayacak biri. Peki ama biliyor muw4 sen de ben de biliyor muyuz onun ne iin seildiini, hangi yollar izlemek, hangi ileri yapmak, hangi acrlarr ekmek iin seildiini? Katlanaca acrlar az buz olmayacak, yreinde bir gurur ve soukluk var, pek ok ac ekmekten yakayr kurtaramaz byleleri, pek ok yanlr, pek ok uygunsuz i yapar, pek ok gnahn ykn yklenir. Syler nisin bana, sevgili dostum, olunu terbiye ediyor musun? Zorlabir ey yaptryor musun ona? Onu dvyoE onu cezalandrrryor musun?" "Hayrr, Vasudeva, hibirini yaptm yok bunlarn." "Farkrndaytm, yapmyorsun. Onu zorlamyor, onu d,,rmyo ona emirle bir ey yaptlrmryorsun. Biliyorsun nk, Jrumuak sertten gldr, su kayadan gl, sevgi zorbalktan gldr- ok iyi bir
|22

nsan, vgye layk birisin. Peki, onu zorlayp cezalandrrmadrn sanmakla yanlmryor musun acaba? Sevgi banla onu balamryor musun? Onu her gn utandrrmryor, iyi yrekli ve sabrla dawanarak onun iini daha da gletirmiyor musun? Onu, bu kendini beenmi ve rmarrk ocuu, bir kulbecle muzla karrnlarnr doyuran, pirin bile kendileri iin lks bir yiyecek sayrlan, dnceleri onunkine hi benzemeyen, kocayrp sessizlie gmlm yrekleri onunkinde baka trl arpan iki ihtiyarrn yannda yaamaya zorlamryor musun? Btn bunlarla olan zorlanmr ve cezalandrrrlmr olmuyor mu?'' Siddhartha, ne diyeceini bilemeyerek gzle:ini yere indirdi. Usulcacrk sordu: Peki, ne yapmalryrm sence?" Vasudeva yle dedi: "Kente al gtr onu, annesinin ene gt uaklar, hizmetiler evdedir heruz, onlara gtr. Baktn ki evde kimseleri bulamadrn, bir retmene gtr onu, bir eyler renmesi iin deil, baka olanlarrn, krzlarln arasrna karrmas, kendi dnyasnn iinde yaamasl iin. Hi dnmedin mi bunu yapmayr?'' "Benim iimi okuyorsuh," dedi Siddhartha zgn. "Srk sk dndm. Ama syle, zaten kat kalpli byle bir ocuu nasl bu dnyann iine salabilirim? ehvet dkn biri olup kmayacak mr bu dnyada? Haz ve g urunda kend"ini harcamayacak m? Babasrnn tm hatalarnr kendisi de tek-

Kayk Vasudeva'nn glmsemesi 1 1 parldadr; Siddha,tha'nrn kolunu haflfe tutarak yle dedi: "Irmaa sor bunu, dostum! Onun nasl buna gldn dinle! Vaktiyle ilediin budalalklar, olunu bunlardan sakrnmak iin mi ilediine
I23

mahvolmayacak m?"

rarlamayacak, belki bsbtn Sansara'ya dalp

inanryorsun? Hem, olunu Sansara'ya karr koruyabilir misin? Nasl yapabilirsin bunu? reterek mi, duayla, taprnmayla m, uyararak mr? Sevgili dostum, o yky tmyle unuttun mu, Brahman olu Siddhartha'nn retici yksn? Bir zarnao burada bana anlattn yaamyksn? Kim Samana Siddhartha'yr Sansara'dan korudu, gnahtan, agzllkten, budalalktan korudu onu? Babasrnrn dindarlrr, retmenlerin uyarrlarr, kendi bilgisi, kendi araylarr koruyabildi mi? Hangi baba, hangi retmen yaamrnl yaamaktan, yaamla kendini pisletmekten, bizzat gnahlara girmekten, bizzat o ac ikiyi imekten, kendi yolunu kendisi bulmaktan alkoyabildi Siddhartha'yr? Sanryor musun ki, sevgili dostum, bu yolu yrmekten belki esirgenen biri olabilir? Sevgili olun bundan esirgenir sanryorsun belki, nk onu seviyorsun, acl ve zntden, d krklklarndan esirgemek istiyorsun onu. Ne var ki, onun iin tekrar tekrar lp dirilsen bile, yine de yazgrsmn en kk bir paasrn koparp alamazsln ondan." Vasudeva'nln o gne dek bu kadar sz rkmamrtr azmdan. Siddhartha yrekten teekkr etti ona, zgn zgn yruyp kulbeden ieri girdi, uzun sre uyuyamad. Vasudeva, kendisinin nceden dnmedii, bilmedii hibir ey sylememiti. Ama bildii eyler yapabilecei eyler deildi, oluna sevgisi daha glyd bilgisinden, ona karr efkati de daha gl, onu kaybetme korkusu daha glyd. imdiye kadar bylesine gnl verdii bir baka ey olmu muydu? Bylesine derinden serrmi miydi bir bakasn, bylesine kr bir sevgiyle, bylesine acr ekerek, bou bouna sevmi, ama yine de mutlu hissetmi miydi kendini? Siddhartha dostunun dn tutamadr, gn|24

deremedi olunu. Olunun hkmetmesine izin verdi, hor grmesini sineye ekti. sustu ve bekledi, tatl dil ve gler yzlln suskun savarna, sessiz sabrr mcadelesine her gn yeniden koyuldu. Vasudeva da susuyor ve bekliyordu dostlukla, bilerek, katlanarak. Sabr konusunda ikisinin de zerine yoktu. Bir gn olunun yznde annesi Kamala'y ok anrmsatan bir ifadeyle karrlaan Siddhartha'nn aklrna bir sz geldi. Kamala'nrn ok zarnarl nce, genlik gnlerinde bir ara kendisine syledii bir sz. "Sen sevemezsin," demiti Kamala ve Siddhartha da ona hak vermiti; kendini bir yrldrza, ocuk insanlarr ise den yapraklara benzetmi, ama yine de Kamala'nn o sznde bir sulama sezmiti. Gerekten de bir baka insana gnln tmyle kaptramaml, kendini o insana tmyle verememi, kendini unutamam, bir bakas iin duyacar sevgiden lglnca dawanrlara kalklmamlt. Asla stesinden gelememiti bunun; bu da, bir zamanki grne gre kendisiyle ocuk insanlar arasrndaki byk ayrrmdr. Ama imdi, olu yanrnda bulunduundan beri Siddhartha'nrn kendisi dpedz ocuk insanlardan biri olup kmtr, bir insan iin acr eken, bir insanl seven, bir sevgiden kendisini yitiren, sev_ gi yznden aptaln biri kesilen bir ocuk insan. Kendisi de imdi, hayli ge olarak ve hayatnda ilk kez, bu alabildiine gl ve garip tutkuyu hissediyor, bu tutkudan dolay ac ekiyor, fena halde acr ekiyordu; ama yine de mutluydu, yeni bir ey gelip katlmt yaamna, yeni bir eyle yaam zenginlemiti. Bu sevginin, oluna karr kr krne duyduu bu sevginin bir tutku, hayli insanca bir ey saylaca.nr, Sansara olduunu, bulank bir pnar, karanlk bir su olduunu seziyordu kukusuz. Ama yine
I25

kulbesine hapsetmiti onu, brakmyordu. Skc bir babayd bu; btn huysuzluklarnr glmsemeyle, btn aalamalarrn gler ;nizle, btn ktlklerini iyilikle karlamas, bu kocamr sinsi herifin iren mi iren bir hilesiydi. Babas barp arrsa, kt davransa, daha ok houna gidecekti. Derken bir gn geldi, kk Siddhartha babasnrn ;rzne ka, syledi dndklerini, aktan aa ona cephe ald. Babas ona bir i buyurmu, al rp toplamasnr istemiti. Ama olan kulbeden darr adrmrnr atmam, inat edip ate pskrerek olduu yerde kalm, ayaklaryla yeri drrm, yumruklarrnr srkmr, kin ve nefretini olanca gcyle babasnrn yzne haykrmt. Azndan kpkler saarak, "Kendin git topla al rph!" diye barmtr. "Ben senin uan deilim. Biliyorum, beni d.rmyorsun, gze alamryorsun nk; biliyorum, dindarhnla ve hogrnle beni srekli cezalandrrmak, beni aalamak istiyorsun. Ben de senin gibi olay:m istiyorsun, senin gibi dindar, senin gibi yunuak kalpli, ayrlca senin ka|26

de yle hissediyordu ki, deersiz denemezdi bunun iin, zorunlu bir eydi. Bu i:.azzr da kefaretinin denmesi, bu acrlarrn da yaanmas, bu deliliklerin de yaplmas gerekiyordu. te yandan olu babasrnn kendisi uruna delice davranmasna engel olmuyor, sevgisini kazanmak iin babasnn urap didinmesine gz yumuyor, kaprisleri karsrnda babastnn klmesine aldrrmryordu. Bu babada hayranlrn uyandrran ya cla onu korkutan hibir ey yoktu. yi bir,insand bu baba, bulunmaz bir insan, iyi yrekli ve yumuak kalpli bir kii. Belki ok dindar bir adamdr, belki de bir ermi - btn bunlar olann gnln kazanmaya yetmeyen zelliklerdi. Skc bir babayd bu, sefil

dar bilge! Ama ite sylyorum, senin gibi olmaktansa bir soyguncu, bir katil olup cehenneme giderim daha iyi, yeter ki ac ektireyim sana. Senden refret ediyorum, sen benim babam deilsin, istersen yz bin defa annemin A ol!" tl<e ve hrrs tayordu olandan; kaba ve aza alrnmayacak yzlerce szle babasna veritirdi. Sonra koup gitti kulbeden, ancak akama doru dnp geldi. Ertesi sabah da ortalardan kayboldu. Ayrrca, iki renkli kamtan rlm, mterilerin verdii bakr ve gm paralarrn sakland kk bir sepet de kayplara karmt. Kayk da yerinde yoktu, Siddhartha onu rlmarn kar kysnda grd. Olan kap gitmiti. Olandan dnk aalayrcr szleri iitmesinden bu yana perian durumda titreyip duran Siddhartha, "Peinden gitmem gerekiyor," dedi. "Yalnz bana ormandan geemez. lr kalr yolda. Bir sal yapmalyrz, Vasudeva, sal yapp rmaktan karya gemeliyiz." "Bir sal yapacarz," dedi Vasudeva, "olann karya gtrd sandalr alp yerine getireceiz buraya. Ama olan koyver gitsin en iyisi, ocuk say|rnaz artk; barnrn aresine bakabilir, kentin yolunu arayrp bulur. Sonra, hakl olan, unutma bunu! Senin yapman gerekip de yapmadrrn yapyor. Kendi iini kendi gryor, kendi yoluna gidiyor. Ah, Siddhartha, ac ektiini biliyorum senin, ama insann glmeden duramayaca, senin de ok gemeden glp geecein aclar bunlar." Siddhartha cevap vermedi. Baltay oktan almt eline, bambu kamlarrndan bir sal atmaya koyuldu; Vasudeva da yardm etti ona, ottan iple,le kamlar birbirine tutturdu. Sonra sala atlayp yola koyuldular, aknt
|27

bir hayli uzaklara srkledi sal, kar sahile varnca rrmaktan sal ektiler drar.

"Ne diye baltay aldrn yanrna?" diye sord.u Siddhartha. Vasudeva yle dedi: "Kayrrmrzrn krei bakarsrn kaybolmutur." Ama Siddhartha dostunun kafasndan geenleri biliyordu. Olan onlardan intikam almak ya da peine dmelerini nlemek iin krei kaldrrp atmr ya da krrp paralamtr diye dnmt dostu. Ve gerekten kaykta krek fa]an gremediler. Vasudeva kayrn tabann gstererek glmsedi dostuna, Adeta yle der gibiydi: "Olun sana ne sylemek istiyor, anlamryor musun? Peine hmemizi istemediini grmyor musun?" Ama Vasudeva szle sylemedi bunlarr. Hemen yeni bir krek yapmaya koyuldu. Siddhartha ise dostuna veda etti, kap giden olunu aramaya kt. Vasudeva alrkoymad onu. Ormanda uzun sre yol alan Siddhatha aramalarnrn bouna olduunu dnd derken. Ya olan oktan orman geip kente varmrtrr, ya da henz yoldaysa, kendisinden saklanp gizleniyordur, diye geirdi kafasndan. Biraz daha dnnce, aslrnda olu iin tasalanmadrr sonucuna vard; iten ie biliyordu ki, ne olunun bana bir hal gelmiti ne de ormanda onun iin bir tehlike sz konusuydu. yleyken durmadan devam ediyor, ama onu kurtarmak iin deil, yalnzca onu bir kez daha grmek iin yapyordu bunu. Ve koa koa kentin nne kadar geldi. Kente yakn bir yerde geni caddeye varrnca durdu; bir zaman Kamala'nn olan, bir zaman Kamala'yr tahtrevanda ilk kez grd gzelim koruluun giriiydi durduu yer. Bir zamanki yaant yeniden canland iinde, kendini bir zaman orada dikiI2B

seik canlandr gzlerinin nnde. Kamaswami'yi, uaklarr, len sofralarrnl, zat atp kumar oynayanlar, algrcrlarr grd, Kamala'nn kafeste besledii kuu grd ayrca, btn bunlarr bir kez daha yaadr, bir kez daha kocayp yorgun dt, bir kez daha yaad aynr tiksintiyi, bir kez daha duydu kendiri yok etmek isteini, bir kez daha kutsal Om sayesinde esenlie kavutu.

aalar altnda gezinip dolatnr grd. Uzun zamall bekledi oracrkta, dncelere dalarak, hayalinde canlanan gruntleri seyrederek, yaamrnrn yksne kulak vererek. Uzun zaman durdu oracrkta, keilere bakt, onlarrn yerinde gen Siddhatha'y, onlarrn yerinde Kamala'yr ulu aalarrn altrnda dolarrken grd. Kamala'nn nastl kendisini arladl, onu ilk kez nasrl pt, gzlerini geriye erip Brahmanlna nasrl gururla, ayrr zamanda kmseyerek bakt, gurur ve zlemle dnyevi yaamrnl yaamaya nasrl koyulduu ak

lirken grd, gen, sakallr, neredeyse plak bir Samana olarak, sar toz topraa bulanmr. Uzun zaman koruluun giriinde durdu, ark kaprdan koruluktan ieri bakt, sarr cppeli keilerin gzelim

Koruluun kaprsnda uzun zaman durduktan sonra kendisini buraya kadar ekip getiren istein budalaca bir ey olduunu, oluna yardrm elini vzatamayacarnr, ona balarup ka]masnn doru sayrlamayacarnr anlad Siddhartha. Kap giden oluna karr besledii sevgiyi derinden derine hissetti yreinde, bir yara gibi hissetti, aynr zamanda iinde debelensin diye bu yaranrn kendisine balanmadrrnr, onun iek ap ldamas gerektiini sezdi. Yaranrn henz ieklenmeyii, henz ldamaylr zd onu. Kap giden olunun ardrndan kp buralara getiren hedefin yerini boluk almt. Mahzun mahzun yere oturdu, yreinde bir eyin
siddhartha

L2919

lp gittiini duydu, bir boluk hissetti, nnde bir haz, bir ama gremez oldu. Dncelere dalffil, oturup bekledi. Bunu, bu tek ey rrmaktan renmiti: Beklemek, sabretmek, kulak verip dinlemek. imdi de oturuyor ve kulak veriyordu, yolun tozu topra iinde oturuyor, kendi kalbine kulak veriyor, onun nasrl yorgun ve zgn altn duyuyo bir ses iitmeyi bekliyordu. Pek ok saat kulak vererek oturdu, gzlerinin nndeki grntler silinip gitti, bir boluktan ieri dmeye baladr, karr koymadan dt srekli, dt nnde bir yol grmeksizin. indeki yaranln szladn iittike, sessiz sedasrz Om ekti, Om'la doldurdu iini. Koruluktaki keiler onu grd, Siddhartha'nrn saatlerce yerde melmi oturduunu ve salarrnda tozla toprak biriktiini grerek kp geldi ilerinden biri, nne iki tane piseng meyvesi braktr. htiyar Siddhartha, keii fark etmedi. Derken bir el uyandrrd onu, omzuna dokunan bir el. ve siddhartha hemen tanrd eli, elin narin ve mahcup dokunuunu tanrd ve kendine geldi. Dorulup kalkt ayaa, peinden gelmi Vasudeva'y selamlad. Vasudeva'nn dost yzne, yzdeki glmsemelerden geilmeyen krrklara, nee dolu gzlerin iine bakar bakmaz, kendisi de glmsemeden duramadr. Derken nndeki piseng meyvelerini grd ve eilip ald yerden, birini dostu Vasudeva'ya uzatt, tekisini kendisi yedi. Hi konumaksrzrn Vasudeva'yla ormana dnd, kulbeye, kayra dnd. O gn olup bitenlerden hibiri sz etmedi, hibiri olann adrnr azna almadr, hibiri onun kap gidiine deinmedi, hibiri yaradan konumadr. Siddhartha kulbede yatana uzand; bir sre sonra bir anak hindistancevizi style yanrna yaklat Vasudeva, ama dostunu oktar uyumu buldu.
130

Om
Daha uzun bir sre srzlayrp durdu yara. Siddhartha, yanrnda bir olu ya da bir krzyla pek ok yolcuyu rrmaktan geirdi, her birine imrenerek bakt, her seferinde yle dnd: "Bu kadar ok kii, byle binlerce insan bu canrm mutluluu tadyor, ben neden yoksun kalryorum bundan? Kt insanlarrn, hrrsrzlarrn, haydutlarrn da ocuklarr var ve ocuklarrnr seviyorlar, ocuklarr da onlarr seviyor, yalnz ben bunun drndaydm." Artk bylesine basit dnceler, bylesine mantrksz dnceler geiriyordu kafasrndan, ocuk insanlara ite ylesine benzer biri olup kmt. Atk insanlara eskisinden deiik bir gzle bakryordu, eskisinden daha az zeki, daha az marur, buna karlk daha bir scaklrkla, daha bir yaknlk ve ilgiyle. Irmaktan,geirdii srradan yolcular, ocuk insanlar, iadamlar, savalar, kadnlar, eskisi kadar yabancr gelmiyordu ona; onlarr anlyordu, onlar anlyor, onlarn dnce ve mantkla deil, igUd ve isteklerce yneltilen yaamlannr paylayor, kendisini onlardan biri gibi hissediyordu. Kusursuzluk aamaslnln eiinde bulunmasna, u an ektii
131

il

ie, ilelerin sonuncusu olmasrna karrn, bu ocuk insanlara kendi kardeleriymi gibi baklyor, onlarrn kendini beenmilikleri, hrrs ve tamahlar, onlarn glnlkleri kendisi iin gln olmaktan kyor, anlayrla karlanabilir ve sevilmeye layk bir nitelie brnyo hatta ba tacr edilmeye deer grnyordu. Bir annenin ocuuna kar duyduu kr sevgi, kendini beenmi bir babann biricik oulcuuyla kr krne ve aptalca gururlanrr, burnu havada gen bir kadnrn ziynet eyalarna'tutkunluu ve kendisine hayranlkla bakacak erkek gzlerine kru krne, lgrnca dknl, btn bu duygula btn bu ocuklukla btn bu basit, aptalca, ama alabildiine zorlu, gl bir dirimsellik ieren, kolay kolay pes etmeyen duygular ve agzl istekartrk; insanlarn bu duygular ve istekler iin yaadrnr, onlarrn urunda sonsuz iler baardrnr, gezilere ktrnr, savalar yapt.nl, sonsuz acrlar ektiini, sonsuz ilelere katlandn gryordu; bunlar iin sevebilirdi onlar, tutkularnn her birinde, eylemlerinin her birinde yaam gryordu, dirimsellii, yok edilmezlii, Brahma'y gryordu. Kr sadakatleri, o kr gleri ve diretkenlikleri iinde sevilmeye ve hayran kalrnmaya laykt bu insanlar. Hi eksikleri bulunmuyordu, bilgin ve dnrlerde bir tek kk ey vard ki, ondan yoksundular yalnrzca, bu da bilinti,,tm yaamrn birlii ve btnlne ilikin bilinli dnceydi. Ve Siddhartha bazr anlar bu bilgiye, bu dnceye fazla deer vermenin doruluundan kuku duyuyor, belki de bunun dnce insanlannn, dnce - ocuk insanlarrnln bir ocuksuluu saylacarnr geiriyordu aklndan. Dnyevi yaam sren insanlarn baka bakmdan bilgelerden geri kalr yanr yoktu; nasrl ki zorunlu olan e|32

yi inatla, amadan yapan hayvanlar kimi anlarda

ler Siddhartha iin ocukluk olmaktan kmt

insanlardan stn grnebilirse, onlar da bilgelerden hayli stnd. Gerekte bilgeliin ne olduu, uzun arayrlarryla neyi amalad konusunda bir sezgi Siddhatha'nn iinde yava yava tomurcuklanyor, yava yava olgunluk kazanyordu. Bu, her an, yaamn ortasrnda birlik dncesini dnebilme, onu hissedebilme ve nefesle iine ekebilme konusunda ruhta her an varolan eilimden baka bir ey, bir yetenekten , gizli bir hnerden baka bir ey deildi. Yava yava bu sezgi Siddhatha'nrn iinde tomurcuklanryor, Vasudeva'nn yal ocuk yznde 1 l yansryordu: IJ5rum, dnyann ezeli ve ebedi mkemmelliinin bilinci, glmseme, birlik. Ama yreindeki yara hala szlyor, zlemle ve acyla olunu dnyordu Siddhatha; oluna kar yreinde sevgi ve efkat beslemekten geri kalmryor, olunun kaybndan duyduu acnn iini oyup kemirmesini sineye ekiyor; sevgi uruna akla gelmedik lgnlklara kalkyordu. Alev kendiliinden snmyordu bir trl. Ve yarann yine iddetle szlad gnlerin birinde, iindeki zleme karr duramayan Siddhartha rrmaktan geti, karda kayktan indi, olunu aramak zere kentin yolunu tutacakt. Irmak yumuak ve usulcacrk akyordu, havalarrn kurak sittii bir mevsimdi, ama rrmarn sesi bir tuhaf yanklanmaktayd: Glyordu bu ses! Aka glyordu. Irmak glyor, tiz ve duru bir sesle glyordu yal kaykya. Siddhartha durdu, sesi daha iyi iitebilmek iin suyun zerine eildi, sessizce akp giden suda yanslyan yzn grd ve bu yzde bir ey vard, unutulmu bir eyi anrmsatyordu kendisine, dnd ve buldu ne olduunu: Bu yz, bir zaman tanrdr,
133

sevdii ve te yandan korktuu bir baka nize, Brahman babasnn yzne benziyordu. Ve anrmsadr siddhartha: uzun zaman nce, henz bir delikanlyken ilecilerin araslna karmasna izin vermeye zorlamrt babasnl, ona veda edip ayrrlm ve bir daha da eve dnmemiti. imdi onun kendi olu iin katland acrya babasr da o zaman kendisi iin katlanmam myd? oktan lmemi miydi babasr, tek bana, olunu bir daha gremeden? AynL yazgL kendisini de beklemiyor muydu? Bu yineleni, uursuz bir ember iinde bu dnp durma, bir komedi, tuhaf ve aptalca bir ey deil miydi? Irmak glyordu. Evet yleydi, sonuna kadar ekilmemi ve zme kavuturulmamr ileler dnp geliyo boyuna aynr ileler ekiliyordu. Siddhartha yeniden kaya binip dnd kulbeye, babasrnr dnerek, olunu dnerek, rrmarn alayna konu olmu, kendi kendisiyle kavgalr, umutsuzlua kaprlmanrn eiinde, kendisine ve btn dnyaya rmakla birlikte glmeye dnden hazrr. Ah, yaranln henz ieklendii yoktu, kalbi yazg|ya kar direniyordu henz, ektii ileden henz nee ve zafer parrltrsrnn yz gsterdii yoktu. Ama umudunu yitirmemiti; kulbeye dner dnmez Vasudeva'ya arlmak, her eyi onun gzleri nne sermek, her eyi ona, bu dinleme stadrna anlatmak iin nne geilmez bir istek duydu. Vasudeva kulbede oturmu, sepet ryordu. Kayk iinde alramryordu artrk, gzleri zayflamrtr, yalnz gzleri deil, elleri ve kollarr da eski gcn yitirmiti. Deimeden ve dipdiri kalan tek ey, yzndeki honutluk ve neeyle dolup taan iyilikseverlikti. Siddhartha yal Vasudeva'nn karrsrna oturup acele etmeden konumaya balad. O zamana kadar
134
l

hi deinmedikleri bir konuda sz atr; bir zaman kalkp kente gidiinden, iinde szlayp d.uran yarad,an, mutlu babalar grdke kapld krskanlk duygusundan, bu gibi isteklerin samalrnr bildiinden, onlara kar bouna srdrd savatan bahsetti. Her eyi akladr, her eye, en tatsrz konulara bile deindi rahatlkla; dile getiremedii, aa vuramad. hibir ey olmad, her eyi anlattr ekinmeden. indeki yarayr Vasudeva'nln gzleri nne serd,i, bugnk kama giriimini da saklamadr, evden kaan bir ocuk gibi rmaktan geip kente gitmek isteini, rrmarn kendisine gldn syledi. Konutu, uzun uzun konutu Siddhartha, yznde bir dinginlikle kendisine kulak veren vasu_ deva'nn onu dinleyiindeki ustal her zamankinden gl ekilde duyumsadr. Dostuna doru akp giden acrlarrnrn, korkularnrn, dostuna doru akrp giden umutlarnln nasrl yine ondan kendisine dnp geldiini hissetti. Bu dinleyiciye yarasrnl gs-

termek, acrsl dininceye ve lrmakla tek vcut olunca_ ya kadar onu sularda ykamakla aynr eydi. HA1A konuan, iini dken, itiraflarda bulunan Siddhartha, kend.isini dinleyenin artk vasudeva olmadn, bir insan olmadrnr, kendisine hi kprdamadan kulak veren bu varln tpk yamuru emip iine e-

ken bir aa gibi onun itiraflarn ekip iine

aldrrnr, bu krprdamadan kendisini dinleyenin rr_ marn kendisi, Tanr'nrn kendisi, sonsuzluun kendisi saylacarn giderek anlad. sonunda kendisini ve yaraslnr artk dnmez olan siddhartha,nrn btn dikkati dostundaki deiiklik zerinde topland; ne ok hisseder, ne ok kavrarsa deiiklik o lde daha az artc geldi kendisine, her eyin d,zen iinde doal akrrnr izlediini, vasudeva,nn hanidi neredeyse batan beri byle olduunu, bu135

nu yalnrzca kendisinin gremediini, hatta kendisinin de dostundan pek farkl biri saylmayacanr o kadar daha iyi anlad. ind,e yle bir his vardr ki, halk tanrrlarr nasrl gryorsa, kendisi de Vasudeva'y yle grmekteydi ve bu da geici bir durumdu yahnzca. inden Vasudeva'ya veda etmeye koyuldu. Bu arada durmadan konumaktayd. Konumas bitince, Vasudeva eskisi kadar iyi grmeyen gzlerini ona erdi, bir ey sylemedi azrnr ap, baklarr sevgi, nee, anlay ve.bilgiyle parldayarak suskunluk iinde ona bakt. Siddhartha'y elinden tutup rrmak kryrsrna gtrd, onunla birlikte oturdu yere, rmaa bakp glmsedi. "Onun sana sldn iittin," dedi. "Ama her eyi iitmedin henz. imdi seninle kulak verelim rrmaa, iittiinden daha ok ey iiteceksin." Kulak verip dinlediler. Irmarn ok sesli arkrsr yumuack yankrlanyordu. Gzlerini dikmi suya bakyordu Siddhartha, akp giden suda hayaller gryordu: Babasrnn hayalini grd bir ara, tek banaydr, olunun yasrnr tutuyordu; derken kendi hayali belirdi suda, tek banaydr, kendisi de zlem bayla uzaklardaki oluna balanmtr; olu grnd suda, o da yalnzd, krpe isteklerinin alev alev yanan yolunda, agzllkle ileriye atlyordu; her biri kendi varmak istedii hedefe ynelikti, her birini kendi hedefi bylemiti, her biri aclar iindeydi. Irman arkrsrndan ilelerin sesi yanklanyordu, zlemle dolup taarak arkrsrn sylyordu rrmak, zlemle hedefine doru akp gidiyordu, sesinde bir szlanp yaknma vardr. Vasudeva'nn suskun bakrr, "Duyuyor musun?" diye sordu. Siddhartha banr sallayarak dorulad soruJru. "Daha iyi kulak ver!" diye fisldad Vasudeva.
136

Siddhartha daha iyi kulak vermeye alt. Sudaki babasnrn hayali, kendi hayali, olunun hayali birbiriyle kavuup kaynat; bir ara Kamala'nrn da hayali belirip silindi suda; daha sonra Govinda'nrn hayali ve daha baka hayaller belirdi, i ie geti hepsi, hepsi rrmak oldu, hepsi rrmak olarak bir hedefe doru akp gitti zlemle, istekle, acryla; ve 1rman sesi zlemle dolup tayor, yakp kavurucu bir strapla, dindirilmez bir arzuyla dolup tayordu. Hedefrne vapinaya alrryordu rrmak; Siddhartha aceleyle seirttiini gryordu onun, kendisinden, kendi yakrnlarrndan ve o zamara kadar grd insanlardan oluan rrmarn. Tm dalgalar ve sular seitiyo acrlara gs gererek, kendi hedeflerine kouyordu, pek ok hedefe, alayana, gle, akrn-

trnrn hzlandrr yerlere, denize; ve tm hedeflere ulayor, her hedef bir yenisi izliyordu; sudan buhar olup gkyzne kyor, yamur olup gkyznden aa iniyor, prnar oluyor derken, ay oluyor, rrmak olup yeniden atlyordu ileriye, yeniden akp sidiyordu. Ama zlem dolu ses deimiti. Hela iitiliyordu aclr, araylar iinde; ama sese imdi baka sesler gelip katlmtr, sevin ve acyla dolu sesler, iyi ve kt sesler, glen ve yas tutan sesler, yzlerce, binlerce ses. Siddhartha kulak verip dinledi. Btnyle kulak verip dinleyen biri kesilmiti imdi, kendini tmyle dinlemeye vermi, tmyle boalmr, tmyle sourup iine alan biri olmutu. Dinleme sanatrnda renilecek her eyi rendiini hissediyordu. O zamana kadar btn bu sesleri sk sk iitmiti, rmarn kard bu pek ok sesi; ama sesler bugn bir baka trl yanklanyordu. Pek ok sesi birbiyallardan, ocuksular erkeksilerden ayram.y(),-

rinden ayrL edemiyordu artrk, neelileri gz


l:17

du, bir btn oluturuyordu hepsi, zlemin yaknmast ve bilen kiinin gl, fkenin haykrrr ve len kiilerin iniltisi, hepsi birdi imdi, hepsi i ie gemiti, birbirine balanffi, binlerce kez birbirine sarlp dolanmrtr. Ve tm, btn sesler, btn amalar, btn zlemler, btn ileler, bzn hazlar, btn iyi, btn kt eyler, tm birden dnyay oluturmaktayd. Tm birden oluumlarrn rrma, tm birden yaamrn mziiydi. Ve Siddhartha dikkatle bu rrmaa, bu binlerce sesli arkrya kulak verdi mi, salt acrlara, salt glmelere kulaklarrnr tkayp ruhuyla tek bir sese balanmad da Ben'iyle bu ses iinde yitip gitmeyerek btn sesleri iitti ffii, btn, birlii duymaya alt mr, binlerce sesin btn arkrsnn bir tek szckten olutuunu gryordu, bu szck de Om'du, mkemmellikti. Vasudeva'nn bakr, "Du;ruyor musun?" diye sordu yeniden. Il l parldyordu glmsemesi Vasudeva'nn, yal yznn krklarr zerinde parldayarak szlyordu, rrmaktan gelen tm seslerin izerinde. Om'un szl gibi tpk. Il l parldyordu Vasudeva'nn glmsemesi dostuna bakarken. Derken Siddhartha'nn yznde de ayn glmseme 1 1 parldad. Yarasr meyveye durmu, ac],s rmaya balam, Ben'i akrp giderek birlik iine karmt. Siddhartha bu andan sonra yazgyla sava brraktr, ektii acrlar son buldu. Yznde bilmenin neesi ieklendi, hibir istemin kar duramadrr, mkemmellii tanryan, oluumlarln rrmarno, yoamrn seline evet diyen bir bilmenin neesi. Aclarr ve sevinleri paylamaya hazr, kendini tmyle rman akrna brrakm, birlik ve btnln bir parasr olmutu Siddhartha.
13B

Irmak krysnda oturduu yerden kalkan, dostunun gzlerinin iine bakan ve bu gzlerden bilmenin neesini parldar gren Vasudeva, usulcacrk Siddhatha'nn omuzuna dokundu eliyle, her zamanki gibi ihtiyatl ve yumuak. "Ben de bu An beklemitim, sevgili dostum!" dedi. "Beklediim an geldi, ben gideyim artk. Hanidir bu An bekleyip durdum, hanidir kayk Vasudeva olarak yaadrm burada. Daha fazlasrna gerek kalmad- Hoa kal kulbe, hoa kal rmak, hoa kal Siddhartha!" sidd.hartha, kendisine veda eden dostunun nnde yerlere kadar eildi. "Biliyordum," dedi alak sesle. "Ormanlarrn iinde yaacaksn." "Ormanlarrn iinde yaayacalm," diye cevaplad Vasud.eva, gzlerinin ii parldayarak. "Birlik ve btnle katlacam. " Vasudeva, gzlerinin ii glerek yryp eitti, siddhartha arkasrndan baktr dostunun, derin bir krvan, derin bir ciddilikle arkasrndan bakt, huzur dolu adrmlarrn izledi dostunun, rr1 1 parldayan barnr, aydnlklar iindeki vcudunu grd-

139

Gou,nda
Govinda bir mola srrasrnda baka keilerle, yosma Kamala'nrn Gotama'nn rencilerine balad korulukta bulunuyordu ki, yal kaykdan sz edildiini iitti, korulua bir gnlk uzaklkta bir rrmak kysnda yaayan kaykya pek ok kii bir bilge gzyle bakmaktayd. Daha sonra koruluktan ayrrlan Govinda kayrknrn bulunduu yere doru yola koyuldu, kaykry grmeyi ok istiyordu. nk yaam boyu her ne kadar tarikat kurallarrnrn dna kmamr, ayrrca gen keilerden yal ve alakgnlll dolayrsryla byk bir sayg grmse de, yreindeki tedirginlik srp gitmi, araylar bir trl sona ermemiti. Irmaa varan Govinda, kendisini karya geirmesini istedi yal kaykdan, kar kyrda kayktan indiklerinde ona yle syledi: "Biz kei ve hacrlara pek ok iyiliin dokunuyor, bizlerden pek ounu bir kydan br kyya tardn. Yoksa sen de, kayk, doru yolu arayan biri misin?" Siddhartha, yal gzleriyle glmseyerek cevap verdi: "Bu yanda bile ve Gotama keilerinin giysisi varken zerinde, kendine hAlA arayan biri mi
|40

diyorsun, ey saygdeer kii!" "Yalr olmaya yalym," dedi Govinda, "ama arayrlarm sona ermedi. Hibir zaman da sona ermeyecek, anlarlan benim yazgLm bu. Sen de, bana yle geliyor ki, aramrsrn. Bana hibir ey sylemeyecek misin, dostum?" "Sana ne syleyebilirim ki, saygdeer kii?" diye cevap verdi Siddhartha. "Olsa olsa kendini aramaya fazla verdiini mi? Aramaktan bulma firsatrnr bir trl yakalayhmayacan m.?" "Nasrl yani?" diye sordu Govinda "Bir kimse aryorsa, gzu aradr eyden bakasrnr grmez okluk, bir trl bulmasnr beceremez, drardan hibir eyi alp kendi iine aktaramaz, nk akl fikri aradr eydedir hep, nk bir amacr vardrr, nk bu amacn bysne kaprlmtr. Aramak, bir amac olmak demektir. Bulmaksa zgr olmak, da ak bulunmak, hibir amacr olmamak. Sen, ey saygrdeer kii, belki gerekten arayan birisin, nk amacnln peinde kotuundan hemen gznn nndeki baz eyleri grmyorsun." "Hala pek anlamadrm sylediini," dedi Govinda rica edercesine, "Ne demek istiyorsun bu szlerle?" Siddhartha yle cevap verdi: "Bir zaman, ey sagdeer kii, pek ok yrl nce bir ara yne buraya gelmi, rrmak kyrsrnda yatan birini grerek yanr barna oturmu, uykusuna gz kulak olmutum. Ama, dostum Gonda, o uyuyan kiiyi grnce tanryamadn." Kei Govinda, hayretle, Adeta bylenmi gibi kayknrn gzlerinin iine bakt. "Yoksa sen Siddhartha msln?" diye sordu ekingen bir sele. "Seni bu kez de tanyamadrm demek! Seni yrekten selamlarrm, Siddhartha, seni
14]1

tekrar karrmda grmek beni ne kadar sevindirdi bilsen! ok deimisin, dostum. - Demek kayklk yapyorsun imdi?" Siddhartha itenlikle gld. "Kayrkrlrk, evet. Baz kiilerin, Govinda, pek ok deimesi, ok deiik klklara girmesi gerekiyor. Bu kiilerden biri de benim. Ho geldin, Govinda, artrk benim kulbemde geirirsin geceyi." Govinda geceyi kulbede geirdi, bir zaman Vasudeva'nn yatt yatakta yattr. Genlik dostuna pek ok sorular yneltti, Siddhartha da ona kendi

yaamlndan pek ok ey anlattr. Ertesi sabah yola koyulma vakti geldiinde, Govinda biraz duraksayarak yle dedi: "Senden ayrrlmadan, Siddhartha, izin verirsen bir ey daha soracam. Bir retiye balr mrsrn? Peinden gittiin, yaamana ve dawanmana klavuzluk eden bir inancrn, bilgin var mrdrr?" Siddhartha buna yle cevap verdi: "Biliyorsun sevgili dostum, henz bir delikanlyken, seninle ormanda ilecilerin yanrnda yaarken, retilere ve retmenlere gvensizlik duymaya, onlara srt evirmeye balamtrm. O zamandan bu yana deien bir ey yok. Ama yine de o gnden sonra pek ok retmenim oldu. Gzel bir yosma uzun sre bana retmenlik yaptr, zengin bir tccardan, ayrlca zar atrp kumar oynayan bazr kimselerden ders grdm. Bir ara Buddha'nn gezgin bir rencisi bana retmenlik yapt; ormanda uyuyakaldm srrada bamda bekledi. Ondan da bazr eyler rendim, ona da ok minnettarlm. Ama rendiklerimin byk ounluunu u grdn rrmaktan rendim ve benden nce burada kayklrk yapan Vasudeva'dan. Pek sade bir insandr Vasudeva, bir dnr deildi, ama gerekli olanr biliyordu, Gotama gibi tpk; ku|42

sursuz biriydi, bir ermiti." "yle grlyor ki, hala alay etmeyi seviyorsun biraz. Sana inanryorum ve biliyorum ki, hibir retmenin peinden gitmedin. Peki ama sen kendin, bir reti deilse bile, sana zgu olup yaamana yardrm eden bazr dnceler gelitiremedin mi kafanda, bazr bilgilere ulaamadrn mr? Bunlardan bana biraz sz aarsan ok sevindirirsin beni." "Evet," diye cevaplad Siddhartha, "bazl dnceler geliti kafahda, baz bilgilere ulatm zaman zaman. Kimi vakit bir saat ya da bir gn gibi bir sre baz bilgilere ulatm hissettir_n, insan nasl yaaml yreinde hissederse, onun gibi tpk. Baz dnceler belirdi kafamda, ama bunlarr sana sylemem kolay deil. Bak, dostum Gonda, kafamda beliren dncelerden biri yleydi: Bilgelik bir bakasrna anlatrlamaz; bir bilgenin bakalarrna anlatmaya alt. bilgelik aptalca bir ey gibi gelir kulaa." "aka m ediyorsun?" diye sordu Govinda. "aka etmiyorum. Kefettiim bir eyi sylyorum sana. Bilsi bir bakaslna aktarlabili bilgelikse hayr. Bilgelik kefedilebili bilgelik yaanabili bigelik el stnde tayabilir insan, bilgelikle mucizeler yaratilabilir, ama bilgelik anlatlam az ve retilemez. Henz bir delikanlyken sezdiim bir eydi bu, beni retmenlerden uzaklatlran eydi. Bir dnce geliti kafamda, Gonda, senin yine aka diye ya da aptalca bir ey gzyle bakacarn bir dnce, ama dncelerimin en iyisi. Dinle: Hibir gerek yoktur ki, kart da gerek olmasrn! Yani yle: Bir gerek ancak tek taraflrysa, dile getirilip szcklere dklebilir. Dncelerle dnlp szcklerle sylenebilen rfe varsa tek tarafldr, hepsi tek taraflr, hepsi yarm, hepsi btnlkten, mkemmellikten
I43

ve birlikten yoksun. Ulu Gotama rencilerine dnyadan sz aarken, ile ve esenlik diye ikiye ayrrdr. Baka trls olanaksrzdr, retmek isteyen biri-

kendisi, gerek evremizdeki, gerek iimizdeki varlk asla tek tarafh deildir. Asla bir insan ya da bir eylem tmyle Sansara, tmyle Nirvana deildir, asla bir insan tmyle kutsal ya da tmyle gnahkAr olamaz. ByLe gibi grnmesi yanrlmamrzdan, zamana gerek bir nesne gibi bakmamzdandt. Zaman gerek deildi Govinda, ben srk sk yaadm bunu. Zarnan da gerek deilse, dnya ile sonsuzluk, acr ile mutluluk, kt ile iyi arasrnda var gibi grnen LzgI de bir yanlgdan baka ey deildir." "Nasrl yani?" diye sordu Govinda telala. "Beni iyi dinle, dostum, iyi dinle! Benim gibi, senin gibi bir gnahkAr, gnahkArdr; ama bir gn yine Brahman olacak, Nirvana'ya ulaacaktr, bir gn yine Buddha olacaktr. te bu 'bir gn' yanlgdr, bir benzetmedir yalnzca! GnahkAr dediimiz kimse, Buddha yolunda ilerleyen biri deildir: her ne kadar biz dncelerimizde nesneleri baka trl tasarlayamazsak da, gnahkAr bir kimse bir geliim srecini yaamaz. Hayr, gelecekteki Buddha gnahkAr kiinin iinde imdiden, bugnden vardr, gelecei iindedir onun, onda, sende, herkeste oluan, olas, gizl^i Buddha'ya tapmak gerekir. Dnya, dostum Govinda, mkemmellikten yoksun ya da mkemmellik yolunda arr ar ilerliyor deildir; hayr, her an mkemmeldir o, tm gnahlar balanmayr, tm kk ocuklar yalryr, tm bebekler lm, tm lenler sonsuz yaam kendi iinde tar. Hi kimse bir bakasrnn yrd yolda ne kada: ilerlemi olduunu gremez, haydutlarrn ve zar atp kumar oynayanlarrn iinde bekle|44

nin izleyecei baka yol yoktur. Ancak dnyanln

yen bir Buddha, Brahmanlarrn iinde bekleyen bir haydut vardr. Youn bir meditasyonla zaman yok etme, var olmu olan, var olan, var olacak olan tm yaaml bir ezamanllk iinde grme olana ele geirilir, byle bir durumda her ey iyidi her ey mkemmel, her ey Brahman'drr. Bu yzden, var olan her yel iyi grnyor bana, lm yaam gibi, gnah kutsallk gibi, aklllk aptallk gibi grunyor, her eyin yle olmasr gerekir, her ey benim onayrm, benim stekliliimi, benim sevecen rrzaml beklemektedi benim iin iyidir o zaman, bana zararr dokunamaz. Gnaha pek ok gereksinim olduunu kendi bedeninde ve kendi ruhunda yaadrm, diretmekten vazgeip dnyay sevmesini renmek, onu kendi arzuladrrm, kendi hayalimde ya-

mkemmellikle karlatrrmayrp naslsa yle brrakmak ve onu sevmek gnlden onun iinde yer almak iin ehvete, mal ve mlke, kendini beenmilie gereksinim duydum, en rezilce umarsrzlrklara kaplmay gereksindim. - te, sevgili Govinda, kafamda beliren dncelerden u an aklma gelen birka." Siddhartha eilip yerden bir ta aldr, arrlnr tartar gibi yapt elinde. "u grdn," dedi tala oynayarak, "bir tatr, belli bir zaman sonra toprak olacak belki, topraktan da bitki olarak boy verecek ya da bir havyana, bir insana dnecek. Eskiden olsa derdim ki: 'Bu ta yalnlzca bir tatr, deersizdi Maya dnyasndaki nesnelerden biridir; ama yaam ewiminde insana ve ruha da dnebilecei iin bu taa da nem veriyorum.' Eskiden olsa byle dnrdm belki. Ama bugn yle dnyorum: Bu ta tatr, ayru zamanda hayvandr, aynr zamanda tanrrdlr, ayrt zasiddhatha

attm

bir dnyayla, kendi uydurduum bir

|45ll-0

manda Buddha'dr, ilerde u ya da bu nesneye dnecei iin ona saygr duyuyor, onu sayyor deilim, oktan ve her zaman p ya da bu nesne olduu iin sevip sayryorum onu. Ozellikle ta olmas, bana imdi ve bugn ta olarak grnmesi, zellikle bu sevdiriyor onu bana, damarlarrnrn ve oyuklarrnrn her birinde bir deer buluyorum, sarr renginde, gri renginde, sertliinde, zerine vurduum zamaIl rkard seste, yzeyindeki kurulukta ya da nemlilikte bir deer gryorum. Talar vardrr, ele alndklarnda ya ya da sabun hissini uyandrrr; talar vardrr yaprak, talar vardrr kum hissini verir, her biri de bir ayrrcalrk ierir ve her biri kendince Om eker, her biri Brahman'drr, ama aynr zamanda ve zellikle Brahman olduu iin tatr, yal ya da sabunsudur, ite bu da benim holandrm eydir, harikulAde bulduum, tapnmaya deer grdm eydir.

yoktur, bir korkudan, bir tattan yoksunlar. Senin huzura kavuman engelleyen de budur belki, o pek ok szdr belki. nk kurtulu ve erdem de, Sansara ve Nirvana da szcklerden baka bir ey deildi Govinda. Hibir nesne yoktur ki, Nirvana olsun; yalnz szck olarak vardrr Nirvana."

Ama yeter, daha fazla konumayaylm. Szckler gzl sakl anlamr zedeliyor, dile getirilen her ey o

an deiiyor b\raz,biraz irkin, biraz aptalca nitelie brnyor - evet, bu da ok iyi bir ey bu da ok houma gidiyo bir insanrn hazinesini ve bilgeliini oluturan eyin bir bakaslnln kulana her zaman aptalca gelmesine de hi diyeceim yok." Govinda, sesini rkarmadan kulak vermi dinliyordu. Bir aradan sonra duraksayarak; "Ne diye ta rnek aldrn?" diye sordu. "Belli bir nedeni yoktu, Govinda. Ama belki de tar, rrmar, bizim gzlemlediimiz ve kendilerinden bir eyler renebildiimiz tm nesneleri sevdiimi gstermek istedim. Bir tar sevebilirim, Govinda, bir aac da, bir kabuk parasrnr da sevebilirim. Bunlar eitli nesnelerdir, nesneler de sevilebilir. Ne var ki, szcklerin renkleri yok, kenarlar keleri

Govinda: "Nirvana yalnz bir szck deildir dostum. Bir dncedir," diye cevap verdi. Siddhartha srdrd konumasn: "Bir dnce; yledir belki. unu itiraf edeyim ki, dostum, dncelerle szckler arasrnda pek ayrrm yapmryorum. Akas, dncelere de pek deer verdiim yok. Nesneler daha deerlidir benim iin. Bu grdn kaykta benden nce alan biri vardr, benim retmenlerimden biri, kutsal bir adam; yrllar yl inand tek ey rrmak oldu. Irman kendisiyle konutuunu fark etmiti, rrmarn sesini retmen bildi kendine, ses eitti, hocalk etti ona; rmaa bir Tanrr gzyle bakt, pek ok yl bir rzgArrn, bir bulutun, bir kuun, bir bcein de ycelttii bu rmak kadar Tanrrsal nitelik tayacarnr, onun kadar ok ey bilip onun kadar iyi hocalk yapacan fark etmeksizin yaamrt. Ama derken ormanlarrn iine ekildi bu ermi, orada her eyi rendi, senden de, benden de ok ey biliyordu, retmensiz, kitapsz edinmiti btn bildiklerini, yalnzca rmaa inand iin edinebilmiti." Bunun zerine Govinda: "Ama senin 'nesneler' dediin ey gereklik tayor mu, bir varlk sahibi mi?" diye sordu. 'Acaba yalnrzca Maya'nrn bir gz boyamasr, yalnrzca bir hayal, bir grn deil mi? Senin tarn, senin aacrn, senin rrmarn - bunlar gerek eyler mi peki?" "Bunu da ok nemsemiyorum artk," diye cevaplad Siddhartha. Nesneler bir hayal olsun ya da
I47

I46

olmasn fark etmez, ben de nihayet bir hayal saylnm ve byle bir durumda ben nasrlsam nesneler de yle demektir. Nesneleri sevimli ve el stnde tutulmaya deer gsteren de ite budur: Onlarn da benim gibi olmalarr. Bu yzden sevebiliyorum onlar. Ve glecein bir ey daha syleyeyim sana: Sevgi, dostum Govinda, her eyin ba gibi grnyor bana. Dnyann iyzn grmek, onu arklamak, onu aalamak byk dnrlerin iidir belki. Ama benim iin tek nemli ey, dnyay sevebilmektir; onu aarlamamak, ona ve kendim hn ve nefret beslememek, ona, kendime ve btn varlklara sevgiyle, hayranlkla ve huuyla bakabilmektir." "Anlyor.m," dedi Govinda. "Ama ite senin bu dediin ey ulu Gotama'ya gre bir hayaldir. Gotama iyilikseverlii, kollayp gzetmeyi, acrmayr, katlanmayr buyurur, ama sevgiyi dnda tutar bunun; dnyevi nesnelerin sevgisine yreimizde yer vermeyi bze yasaklamtr." "Biliyorum," diye cevaplad Siddhartha, altn gibi l 1 bir glmsemeyle. "Biliyorum, Govinda. te burada deiik gr ve dncelerden oluan bir cangln gbeinde, szckler evresinde srdrlen bir kavgann orta yerinde buluruz kendimizi. nk benim sevgiye ilikin szlerimin, Gotama'nn szieriyle grnrde elitiini yadsyamam. Zatenbu yzden deii mi, szcklere pek fazla gven duymaym; nk biliyorum ki, Gotama'yla aramdaki eiiki bir kuruntudur sadece. Gotama'yla ayn} gr paylat:.m|z| biliyorum. nasl olur da Gotama sevgi denen eyi benim kadar bilip tanrmaz. O Gotama ki insan olmann her ynn, kalclktan uzakh ve hilii iinde grp tand; ama yine de insanlari ylesine byk bir sevgi;,le kucaklad ki, uzun ve zahmetli bir yaam yalnrzca
I48

meninde de nesneyi szcklere deimem, i,tt.meninin eylemleri ve yaam konumalarndan riha yedir benim iin, elinin jestleri dncelc,inden daha stndr. Ben konumalarrnda dcil, dncelerinde deil, yalnzca eylemlerinde ve yaamnda grrm onun bykln." ki yal adam uzun sre sustular. Derken vecla iin Siddhartha'nn nnde eilen Govinda konumaya balayarak yle dedi: "Teekkr ederim, Siddhartha, dncelerinden bazrlarrnr bana akladn. Bir blmn tuhaf buldum, hepsini bir anda kavrayamadm. Her neyse, teekkr ederim sana ve gnlerini huzur iinde geirmeni dilerim." (Ama iinden yle geirdi Govinda: Bu Siddhartha antikann biri, acayip dnceleri var, retisi soytarca geliyor insana. Ulu Gotama'nrn saf retisinde ise bir bakalk bulunuyor, daha berrak, daha duru, daha anlalabilir bir reti; bir acayiplik, soytarl,k ya da maskaralrk iermiyor. Ama Siddhartha'nn elleri ve ayaklar, gzleri, aln, nefes alr, glmsemesi, selam verii, duruu yry dncelerine benzemiyor gibi. Bizim Gotama'nrn Nirvana'ya erimesinden sonra hibir insana rastlamadm ki, 'te sana bir ermi,' diye dndrtsn. Bir tek Siddhartha bu duyguru uyandrrdr bende, yalnuzca Siddhartha! Oretisi istedii kadar tuhaf olsun, szleri istedii kadar kulaa soytarrca gelsin, bakndan ve elinden, teninden ve sarndan, krsaca ondaki her eyden bir saflrk, bir huzur salryor evreye, bir nee, bir yumuaklk ve kutsallk sahyor, bizim ulu retmenimizin lmnden sonra hibir insanda grmedim bunu.) inden bvle geiren, yreinde byle bir at|49

ve yalnrzca onlara yardrm etmeye, onlara rct,rrt.lik yapmaya adad. Onda da, senin bu byk i)r:t-

ma yaayan Govinda, siddhartha'nrn nnde bir kez daha eildi sevgiyle. sakin sakin orackta oturan siddhartha'nrn nnde yerlere kadar eildi. "Siddhartha," dedi, "ihtiyarladk artk. Birbirimizi bu klkta bir daha zor grrz. Bakryorum sen huzura kavumusun. Ben, itiraf edeyim "ki, hrrr* daha syle, aklmn alacar, anlayabileceim bir t ver! Bana yrdm yolda yardmr dokunacak bir ey bala. okluk eziyetli, okluk karanlk bir yol benimkisi, Siddhartha.'' siddhartha sesini karmadr ve hep aynr suskun glmsemeyle Govinda'ya bakt. Govinda gzlerini siddhartha'nrn yzne dikmi bekliyordu korkuyla, zlemle. Baklarrnda acr okunuyor, sonu gelmeyen bir aray, sonu gelmeyen bir bulamayr o-.t..rryorSiddhartha'nn gznden kamad bu ve gbulamadm hen z- Bana, saygdeer dostum, bir sz

du.

"Eil bana doru!" diye fisldad Govinda'nrn kulana. "Eil bana doru! Tamam yle, daha yakna gel imdi! ok daha yakrna! Alnmdan p beni, Govinda!" Govinda afallamtr, ama yine de byk bir sevgi ve sezgiyle sylenileni yapp Siddhartha'ya doru eildi, dudaklarlnr onun alnna dokundurdu, olaanst bir eyler oldu birclenbire. Bir yandan dnceleri hAlA Siddhartha'yr tek bir ey olarak tasarlayabilmek iin zaman kavramn kafasndan silip atmaya bouna ve gnlsz aba harcar, hatta dostunun szlerine kar duydu, .ru-seme ona kar besledii alabildiine byk ,"ri ve saygyla bouurken, bir yandan da aadaki o1ay yaadr: Siddhartha'nrn yzn gremez oldu birden, onun yerini baka yzler aldr, pek ok yiz,uzun bir
150

lmsedi.

dizi halinde yzler, bir rrmak olmu akp giden yuzle yzlerce, binlerce yiz, bir belirip bir kaybolan, ama yine de hepsi ayn]. zamanda var olur grnen, srekli deien ve yenilenen, ama yine de hepsi Siddhartha olan yzler. Bir baln yzn grd Gonda, bir sazanrn yzn grd bir balrn sonsuz aclyla alm azyla, can ekien bir baln, gzlerinin feri snen bir balln - yeni domu bir ocuun yzn grd, buruuklar ieren pembe yzn, bzl, alamaya hazrrlanan yzn bir katilin yzn grd Govinda, katilin elindeki ba bir bakasnn karnrna sapladn grd * aynr anda ayn katili zincire vurulmu yerde diz kerken ve ba bir celladrn kl darbesiyle uurulurken grd - seme pozisyonunda vcutlar, lgnca seip bouan plak erkek ve kadn vcutlar grd - cesetler grd yerde uzatrlmr, sessiz, souk, ho - hayvan balar grd, domuzlarrn, timsahlarrn, fillerin, boalarn, kularm balarrnr - tanrrlar grd, Krina'y grd, Agni'yi grd - btn bu varlrklan ve yzlerini birbirleriyle binlerce deiik iliki iinde grd, her biri bakalarrna yardrm elini uzatyor, bakalarn seviyor, bakalarrndan nefret ediyor, bakalarrnr yok ediyo onlarr yeniden douruyordu;her biri lm istiyordu, her biri geici olmanrn tutkuyla kark acl bir itirafiydr, ama yine de hibiri lmyor, hepsi yalnrzca deiiyor, srekli yeniden douruluyor, srekli yeni bir yzle donanryor, ama bir yzle tekisi arasrnda zaman denilen ey yer almyordu - ve btn bu varlklar ve yzler bir dinginlik iindeydi, srekli akyor, birbirlerini retiyo yzp gidiyo i ie giriyordu ve hepsinin zerinde ince bir ey vardr, varlktan yoksun, gene de var olan bir ey, ince camdan ya da buzdan bir rt, saydam bir zar, bir kabuk ya da sudan bir maske ve bu maske glmsyordu ve bu maske
151

Siddhartha'nn glmseyen yzyd; onun, Govinda'nrn tam o anda dudaklaryla dokunduu yz. Ve Govinda'nrn grdne gre maskenin bu glmsemesi, birlik ve btnln binlerce varlk zerindeki bu glmsemesi, binlerce doum ve lm zerinde ezamanlln bu glmsemesi, Siddhartha'nrn bu glmsemesi tpatp Gotama'nrn glmsemesiydi, aynr sessiz, ince, iyz kestirilemeyen, belki iyi yrekli, belki alaylr, bilge, bin bir yzl glmsemesiydi, bzzat Govinda'nrn yzlerce kez }uuyla izledii elmsemesiydi Gotama'nn, Buddha'nn. Gonda, mkemmellie kavumu kimselerin byle glmsediini biliyordu. Zaman var mr yok mu, bu seyir bir saniye mi, yoksa yz yl m srd bilemez olan, bir Siddhartha, bir Gotama, bir ben ve bir sen var m yok mu, bundan byle bilemeyen Govinda, can evinden Adeta Tanrsal bir okla yaralanm, tatl bir okla, can evinden bylenmi ve dalp zlm bir halde Siddhartha'nn yzne, az nce pt, az nce btn o varlrklarrn, btn oluumlarn, btn varoluun sahnelendii bu yize bir sre daha eilmi durdu ylece. Binlerce eitliliin zerinde yanslyrp kaybolduu yz deimemiti, Siddhatha glmsyordu sessizce, yavaack ve yumuack glmsyordu, belki pek iyi yrekli, belki pek alaylr, tpk onun glmsedii, o ulu kiinin glmsedii sibi. Yerlere kadar eildi Govinda, kocam yzne yalar szlyordu farknda olmadan, alabildiine iten duyduu bir sevgi, alabildiine alakgnll bir saygr kor gibi yanryordu yreinde. Govinda, krmrldamadan orackta oturan siddhartha'nrn nnde yerlere kadar eildi, dostunun glmsemesi her eyi anmsatyordu ona, yaamnda o zamana kadar sevdii, o zamana kadar kutsal gzyle bakt her
eyi.
L52

,I

You might also like