You are on page 1of 130

smail Bilgin - Sarkam / Beyaz Hzn

0 1964 ylnda Gelibolu'nun Evrese bucanda dodu, tik ve _ ortaokulu Evree'de, liseyi Gelibolu'da bitirdi ve stanbul *- niversitesi Mhendislik Fakltesi, Jeoloji Mhendislii " Blmn kazand. 1993 ylnda yksek lisansn, 1999 M ylnda doktorasn tamamlayarak jeoloji doktoru unvann m ald. 2000 ylnda, akademik hayatn srdrd stanbul niversitesi'nden ayrld. Hlen bir kamu kurumunda jeoloji mhendisi olarak almaktadr. Yaynlanm makaleleri bulunan yazarn, edebi faaliyetlerinin yan sra bilimsel almalar da srmektedir. Dier Eserleri: anakkale'ye Gidenler Gelibolu anakkale'nin simsiz Kahramanlar Kurtulua Koanlar 1914-1915 SARIKAMI HAREKTI BR DRAM DEL KAHRAMANLIK DESTANIDIR Tarih hibir zaman 90 yl sonra yarglanamaz ama ehitler anlmaldr. O gnn koullar nedeni ile yaplan siyasi hatalar sonucunda Almanlar ile ittifak eden Osmanl imparatorluu, Anadolu'nun nfusunun 12 milyon olduu gn binlerce evladn Kafkaslarn kaps olarak isimlendirilen Sarkam'a ulamak iin Allahuekber ve Soanl Dalarnda ehit vermitir. Bu demektir ki o gn bu harektta evinden ehit vermemi aile hemen hemen yoktur. Bu harektta sava tarihlerinde grlmemi bir emre itaat yaanm ve -45 derecede a ve plak olan askerler, her zaman ileri atlrken ehit olmutur. ehadet ekli donmak ise herhalde en kutsal olandr... Sarkam bir avu asker ile zaptedilmi, ancak bir gece elde tutulabilmitir. Eer Sarkam tamamen alnsayd ite asl felaket o zaman yaanacakt: Ocak ortasnda biten harekt karsnda Ruslar Orta Avrupa'dan asker ekerek baharda inanlmaz bir ordu ile tm Anadolu'yu igal edeceklerdi. Bilindii gibi Ruslar geirdikleri byk sarsnt nedeni ile 1915 ylnda toparlanamamlar, anakkale'de savatmz mttefiklerine yardm edememiler ve planladklar gibi stanbul Boaz'na saldramamlardr. Fakat 1916 ylnda balattklar kar saldr ile Anadolu'da; Trabzon'dan Van'a ekilen bir izginin dousunu tamamyla igal etmilerdir. Ana merkezden uzaklaan askerin takviye edilememesi, lojistiinin salanamamas gibi nedenlerle birlikte 1917 Ekim ihtilali Ruslarn geri ekilmesine neden olmutur... Osmanl mparatorluunun k Balkan Savalar ile balam, Sarkam'la devam etmitir. Bilinmesi gerekir ki Sarkam olmasayd anakkale olmazd, anakkale olmasayd belki de Mustafa Kemal olmazd... Ne mutlu, karlar altnda yatan binlerce ehidi hatrlayan, hatrlatan ve yazan insanlara... Sevgili smail Bilgin'i kutluyorum, gerek anlarla dolu olan bu roman okunduka ehitlerin ruhlar ad olacaktr... Prof. Dr. Bingr Snmez Sarkam Dayanma Grubu Bakan NSZ Milletlerin hafzalarnda baz yer adlar deta mermere kaznm gibidir. O yer adlan, yllar geip gitse de milletlerin hafzasndan silinmez. Her an hatrlanarak, nesilden nesile aktarlr. Bu yerlerden bazlar Galiya, Yemen, Sarkam, anakkale, Dumlupnar ve Sakarya'dr. Bu adlardan birini veya birkan duyduumuzda gnl telimiz hep titrer. Tarihimiz nice zaferlerle doludur. Zaferlerimizin yannda yenilgilerimiz de vardr. Bir millet, zaferleriyle vnrken, yenilgilerden de gerekli dersleri karmaya alr. Balkan Savalar, Sarkam bu tr ders alnacak belli bal yenilgilerdendir. Sarkam Harekt, her trl imknszlklar iinde, krk bir midi gerekletirmeye ynelik, sonu hazinle biten bir harekttr. Bu harektta askerimiz Rus'tan ok tabiat ile mcadele etmitir.

Harektn baarszl, harekt planlayan komutanlarn hatalar ve dorular elbette tarihiler tarafndan yaplmakta ve bundan sonra da yaplacaktr. Romanda, harekt planlayan komutanlar ve harektn gidii ele alnmam, bu konunun uzman tarihilerin grevi olduu dnlmtr. Harektn kendisi ve bu harektta yaananlar ile yaanmas muhtemel olaylar bir kurgu dhilinde romanlatrlmtr. Kitabn yazl amac, tarihimizdeki bu hazin harektn nasl gerekletiini anlatmak, askerimizin hem tabiatla, hem de Ruslarla olan mcadelelerini gzler nne sermek ve Sarkam ehitlerimizin hatrlanmasn salamaktr. Ancak okuyucu hzn dolu bir kitab okuyacan peinen bilmelidir. Gerekten de Sarkam'ta nice hzn dolu sahneler yaanmtr. nsann yreini burkan olaylar vardr. Bilenen ve aratrlarak bulunan olaylardan hareketle "Sarkam - Beyaz Hzn" adl kitabm kaleme alma gayreti ierisinde oldum. Kitabm bir roman kurgusu ile yazlmasna karlk, dolayl olarak okuyucuya Sarkam Harekt hakknda aktarma ve bilgilendirme grevini yerine getirmesi dilei ile. yi okumalar efendim. Teekkr Bu kitabn yazm srasnda, iki yl boyunca sosyal hayatlarndan zaman aldm aileme, 2004 ylnda Sarkam'a dzenlenen geziye beni davet ederek, arivini aan, destekleyen ve yreklendiren Sayn Prof. Dr. Bingr Snmez hocama, kitabmn ilk msveddelerini okuyup dzeltmeler yapan Mesut Tekin'e teekkr bir bor bilirim... smail Bilgin Bu kitap, bir krk mide tutunarak, nice imknszlk iinde, idealler uruna can veren aziz semtlerimize ithaf edilmitir. 1. BLM "Gitme ey yolcu, beraber oturup alaalm. Elemim bir yrein kr deil, paylaalm. Ne yapsn ye'simi kahreyleyeyim bilmem ki, yle dehetli muhitimde dnen matem ki! Ah karmda vatan namna bir kabristan. Yatyor imdi... Nasl yerlere gemez insan..." Mehmed Akif Ersoy Rzgrla kark iseleyen yamur, vapura binmek iin srada bekleyen erlerin yzne, bir krba gibi vuruyor, ac lklar atan rzgrn sesi, neferlerin kulaklarnda yanklanp duruyordu. Bu kasvetli hava, erlerin bellerine baladklar ktklklerin iindeki mermilerin arln, canlara kasteden o soukluunu alabildiine yanstrcasna daha da arlatryordu. Rzgrn nnde avareser1 bir ekilde saa sola savrulan bulutlarn rengi, ak griden koyu griye dnyor, yerinden hi sklemeyecekmi gibi duran camilerin minarelerini kolayca krabilecek, byk bir frtnann yaklamakta olduu haberini veriyor, stanbullulara Balkan Harbi'nin o elim acsn yeniden hatrlatmak, kabuk balayan yaralarn szlatmak ve inceden inceye kanatmak istiyordu. Eski ahap evler, yamurda ve rzgrda romatizmal bir ihtiyar gibi inliyor, yava yava sallanp duruyordu. Baz ocak ttmeyen evlerin aksine, yallarn bacalarndan ykselen dumanlar ge savruluyor, bir sre sonra gkyznde belirsizleip yitiyordu. Bu kaybolu, rzgrn nnde bu srkleni, Osmanl Devleti'nin yazgsna ne kadar da benziyordu. Balkanlardan esen sava rzgrlar nnde Osmanl askeri de, bir duman gibi savrulmu ancak atalca'nn dalarnda durabilmiti. Bu duru, yorgun bir vcudun, mecali tkenmekte olan kollarnn uuruma derken, bir aa can havliyle dalma tutunmasna benziyordu. Henz, rahat bir nefes alamadan, imdi de Osmanl'nn ensesine bir giyotin gibi inmeyi bekleyen, ngilizlerin ve Franszlarn anakkale'ye saldrma haberleri ve ordunun Kafkasya Seferi'ne hazrland ynnde sylentiler kulaktan kulaa dolayordu. Bu haberler bir deprem dalgas gibi yorgun bakentin sokaklarnda, caddelerinde ve mahallelerinde gittike byyor, stanbul halkn derinden sarsp duruyordu.

Tm donanmlaryla, ustura keskinliindeki ayazda bekleen erler, souktan m, titreyen elleriyle, tfeklerini sk bir ekilde tutmaya alyordu. Askerin baklarnda hafif de olsa bir ekingenlik vard. ounun gzleri, kalar, byklar kmr gibi karayd. Bazlarnn gzleri kahverengi, bazlarnn mavi, bazlarnn ise memleketlerindeki usuz bucaksz meralar hatrlatrcasna yeildi. Haydarpaa Liman'nda bekleen eratn, baklar bulutlar iindeki minarelere taklmt. Ufukta grebildikleri her eyi daha dikkatli bir ekilde incelemeye alyorlard. Minareleri, martlar, yallar, Topkap Saray'n, Genelkurmay binas iindeki yangn gzetleme kulesini uzun uzun seyrediyor, gr alanlarndaki her eyi, taa yaz yazan ustalar gibi belleklerine kazyorlard. Hibir eyi dnmemeye alyorlard. Bakente, neden ve niin geldiklerini hatrlamak dahi istemiyorlard. Hatrlamak onlar iin byk yorgunluktu. Ancak akllarndan hi kmayan, bir mh gibi beyinlerinde akl duran ey sevdiklerinden ayrlma anlaryd. Souk havaya ramen, o veda sahneleri gnllerini titretse de ilerini styordu. Bu sahneler en ince ayrntlaryla beyinlerinin kvrmlarnda dnyor, sevdiklerinin hayalleri akllarna gelince gzleri dolu dolu oluveriyordu. Hasret ve ayrlk acsyla dolan gzler, asker arasnda zayflk olarak sayldndan, dolan gzlerini yannda duran arkadalarna gstermemeye alyorlard. Byle anlarda, kuru ve atlam dudaklarda yavan, sessiz bir trk geziniveriyordu: "Denizin dalgasna Kapnn halkasna Ben yolladm yrimi Urusun kavgasna" Bu erlere beklemek hep zor gelirdi... Kanlarnda dolaan delilik yznden hep hareketli olmak istiyorlard ama balarndaki zabitler, kuru zmle yukar doru, hill eklinde bktkleri byklarn svazlayarak "Bekleyin..." diyorlard... "Bekleyin..." Onlar da bekliyorlard. lerinde kopan, gnllerinde yanklanan lklar bastrmasn bilen erler sessizliin sesini dinliyor, bu sessizlii tleriyle arada srada yrtan martlara aknlk iinde bakyorlard. Erlerin bazlar ilk defa deniz gryor, denizde yapacaklar vapur yolculuundan ekmiyorlard. Dalgalarn kucanda sallanp duran Mithatpaa vapuruna baktka, ilerinin zor olduunu dnyorlard. Dolan gzleri gibi ilerindeki endieyi de belli etmemeye alyorlard. Tedirginliin verdii psikolojiyi datmak iin dua ediyorlar, bu esnada sa ellerini kalplerinin stne koyuyorlard. Dua, onlar iin gvenli bir liman, koruyucu bir smak, derin bir siper gibiydi. Dua eden biraz rahatlyor, alnlarna yazlm olan yazglarn ama yle ama byle yaayacaklarn bildiklerinden, kaderlerine teslim oluyorlard. Sirkeci'de toplanan erler, yandan arkl irket-i Hayriye vapurlar ile Haydarpaa Liman'na tanyor, burada yan yana demir atp dalgalarla gamsz bir ekilde oynaan vapurlara binmek iin bekleiyor, daha nceden vapura binmi olan erlere soru dolu gzlerle bakyorlard. Soua ramen limana gelen sivil halktan bazlar zgn, aresiz bir halde erata bakyor, gzleri, en ok potinleri delinen, kaputu olmayan, zayf ve elimsiz erlere taklyor, grdkleri bu tablolar onlarda hzn frtnalar koparyordu. Erlerden bazlar anakkale'ye, bazlar da Ruslarla savamak iin Erzurum'a gideceklerini dnyordu. Asker arasnda eitli fikirler yrtlyor, her kafadan ayr bir ses kyor, son zamanlarda oka duyduklar anakkale, Kafkasya, Yemen, Kanal adlarn birbirlerinin kulaklarna fsldayp duruyorlard. Byk bir imparatorluun aslnda o kadar ok saylacak yeri vard ki ama onlar sadece ska duyduklar bu isimleri tekrarlamakla yetiniyorlard. Ancak gidilecek bu yerler iin koyu bir belirsizlik vard. Aslnda bu, asker iin o kadar nemli deildi. Nasl olsa artk hibir ey deimeyecekti. Dmanla, vatan iin bir yerlerde arpacaklarn biliyorlard. Bu temel dnce vapura binen her erin iinde vard. Gizli bir umursamazlk iindeyken, byk sefer balangcnda nemsedikleri tek ey sevdikleriydi. Cepheye gidinceye dek tatl bir tembelliin ve uyuukluun yaanacan tecrbeli erler iyi biliyorlard ama onlarda da belirgin yorgunluk seziliyordu. Daha nce Balkan Harbi'ne katlan erler imdi de bir baka harbe gitmenin ylgnln yaamadan edemiyorlard. Onlar, stanbul'daki tatl sylevlere, acemi erleri heyecana getirici ateli konumalara hemen kaplmyorlard. Savamann, dman nne kmann nutukla deil silahla, cephaneyle olduuna

inanyor, askerin giyiminin ve iaesinin bol olmas gerektiini dnyorlard. Ayrca Balkan Harbi'nden sonra stanbul'a gelen birok gazinin camilerde, sokaklarda balarnn aresine bakabilmek iin ne durumlara dtklerini akllarndan karmyorlard. Harp srasnda lmek bir yana, harp sonrasnda kendi vatannda, mutluluk veren o baehirde ziyan olmak insana ok ama ok ac geliyordu. te tecrbeli erler yeni bir harbin ve yeni bir seferin balangcnda "Acaba yine ziyan olur muyuz?" diye dnmeden kendilerini akmyorlard. Onlar korkutan en nemli ey cephe gerisinde, byk ehirlerde a ve ak kalacak olmalaryd... Aslnda savarken, insann aklna hayatta kalmaktan baka bir ey gelmezdi. Asker acktn, susadn, dn, geride braktklarn dnemezdi bile. Dnmeye vakti olmazd ki. Beyni ve vcudu hayatta kalmaya odaklanr, byle zamanlarda gayreti artard. Bu yzdendi cephe ann hi dnmemeleri... Onlar iin en nemli ey harp sonras durumlaryd. Balkanlardan ekilirken olduu gibi bir al dibinde, bir aa altnda veya bir tren garnda hummadan2 lecekler miydi? Bu sorunun cevabn verebilmek onlar iin o kadar zordu ki... Bir byk harbin balangcnda olan erler, stanbul sokaklarnda yrrlerken, kendilerini izleyen kalabaln syledii: "ehitsen, secdeler yce ruhuna der. Yer Allahekber, gk Allahekber. Allahekber Allahekber! Yolun ak olsun asker iirinin msralarnda en ok "Allahekber" kelimesine, bir de "Enver Paa ok yaa!" sloganna taklp kalyorlard. Her erin kulaklarnda, bu sloganlardan arta kalan "Allahekber" ve "Enver Paa" kelimeleri yanklanp duruyordu. Bazen kalabaln nnden geerken, erler de ilerinden sayklamadan edemiyorlard: "ehitsen, secdeler yce ruhuna der, Yer Allahekber, gk Allahekber..." * Uzun bir deniz yolculuundan sonra Trabzon Liman'na ayak basan erler Karadeniz'in hrn sularnda alkalana alkalana yorgun dmlerdi. Sahile ayak bastklarna krediyorlard. Pek ou, "gemiyle bir gn yolculuk yapmaktansa, gn yayan yrmeyi tercih edeceklerini" birbirine sylyorlard. Limana inen erleri karlamaya sivil halktan ok az kimse gelmiti. Onlar da ellerindeki bayraklarla erlere moral vermeye alyor, bir yandan da, stanbul'daki gsterilerden duymu olduklar msralar hanereleri yrtlrcasna haykryorlard: "ehitsen, secdeler yce ruhuna der, Yer Allahekber, gk Allahekber..." antalarn srtlarna vurup sraya girmeye alan erler halka glmsemek istiyor, ekingenliklerini belli etmemeye alyorlard. Nereye ve nasl gideceklerini bilmiyor, akas merak da etmiyorlard. Komutanlar her eyi dnm, askerin giyeceini, yiyeceini, silahn, cephanesini en ince ayrntsna kadar hesaplam ve salam olmalydlar. Bu yzden neferler kendilerini yakndan ilgilendiren ancak yetkileri dnda olan bu konulara kafalarn takmyor, sadece ve sadece ilk kez geldikleri Trabzon ehrine, akn ve bo gzlerle bakyorlard. stanbul'da, vapura binerken, kendilerini Trabzon'a uurlayan souk, burada da onlara bir karlama treni dzenlemek istercesine ayaza ekmi, Karadeniz'in zerinde bukle bukle birikmi bulutlar kar yklenmi, nereye yaacan bilmez bir hlde denizin zerinde kararszca ylesine duruyordu. Kar ve ssz yollar, asker bekliyordu... Bundan sonra, erat vapurda "keke yrseydik" dedikleri yollara deceklerdi. Gece demeden, gndz demeden yryecekler, ilk nce Gmhane'ye, oradan Bayburt'a, Erzincan'a ve Erzurum'a gideceklerdi. Trabzon knda ok sayda mekkreleri ekecek olan atlar, mandalar ve kzler, yol boyunca dizilmi, uzun bir kuyruk oluturmutu. Mekkrelere cephaneler, yiyecekler yklenmi, atlar top arabalarna koulmutu. Byk sahra toplarnn zeri skca rtlm, baz toplar paralara ayrlarak arabalara yklenmiti. Subaylar tel iinde, bir saa bir sola koturuyor, emir veriyorlard: - Atlarn yemlerini kontrol edin! - Mekkrelerin tekerleklerini yalayn! - Cephaneleri iyice rtn!

- Sray bozmayn! - Bekleyin! - Yiyecek sandklarnn kapan iyice kapatn! Mekkrelerin, top arabalarnn bandaki neferler verilen emirleri yerine getirmeye alyorlard. Bu kanc kontrold, saysn hatrlamyorlard bile. Onlar da vapurdan inen dier erler gibi bir an nce yrmek iin can atyorlard. Zira beklerken yorlard. Hi olmazsa yrye geildiinde hareket edip snabilirlerdi. Bir sre sonra erler yaya, subaylar at srtnda, mekkre ve top arabalar ise onlarn arkasnda olduu halde nihayet yola koyulabilmilerdi. Az saydaki askerin kaputu vard, kimisinin potini yrtlm, kimisinin keleri yenmi, topuklar dm, arklar delinmi, kaim yn oraplar pantolon zerine ekilmi erlerin ayaklar, belli bir dzen iinde kalkp inmeye balamt. Her adm atldka, kendilerini nasl bir yazgnn beklediini bilmeyen erler, ilk nceleri memek iin hzla yola koyulmu ancak daha sonra arlklar yznden yavalam, yry kolunun derinlii artm ve yorgunluk ba gstermiti. Tecrbeli erler bundan sonra olacaklar gayet iyi biliyorlard; biraz daha yrdklerinde takatsizlik, eratn vcuduna ve beynine sinecek yine de adm atmaya devam edeceklerdi. Bir sre sonra ayaklar deta srklenmeye balanacak, giderek artan yorgunlua kar konamaz hle gelinecekti. Uyum iinde yaplan yryler tavsayacak, ne dzen kalacakt ne de disiplin... Bilinsizce hareket eden erler sanki uzun ve derin bir uykudan uyanm gibi yine yrmeye devam edeceklerdi, at srtndaki subaylarn "Mola!" diyecekleri vakte kadar. Askerin srtndaki arlk yol yrdke artyor, erler omuzlarna ken arl dengelemek iin ileri doru eiliyor, sadece nlerine bakp yrmeye devam ediyorlard. Alnlarnda biriken terler, akaklarndan ve kalarndan damlyordu. Zaman zaman esen souk rzgr terlerini kurutuyor, ssz da balarnda scak bir vcudu arar gibi askerlerin gslerinden, enselerinden ieri giriyordu. Bu durumda hafiften rpermeler balyor, daha sonra giderek artan haprmalar duyuluyordu. Arada yanan, gcklanan bir boazdan sert ve uzun ksrklere; mekkreleri eken kzlerin, mandalarn ve top arabalarna koulmu atlarn sesleri karyordu... Yol kenarndaki aalar derin bir uykudan uyandrmak istercesine sallayan rzgr iddetini arttracaa benziyordu. Yrmeye gayret eden erler ise artan yorgunluk sebebiyle kendini iyice brakyor, konumuyor, dnmyor ve yaknmyorlard. Boazlar yanyor, tkrkleri kuruyor ve sk sk yutkunuyorlard. Hissettikleri tek ey vcutlarnn her yann igal eden arlard. Yrdke arlar, titremeleri artyordu. Uzun sre yrmeye, zamanla alacaklarn mit ediyor, ite bu yzden ellerinden gelen gayreti gstermeye alyorlard... nsan her eye alrd. Yrmeye, soua, yorgunlua, savamaya ve ldrmeye... nsann en alkn olduu eylerden biri de yaamakt. Kendi hayatn derin Derin soluyarak yaamak, her insann en kutsal sayd eylerden birisiydi. Belki de yaamay iyice kanksayan erler, bu kutsal alkanlklarndan vazgemek iin bilinmez bir diyara, sanki bir beyaz lkeye doru yryorlard. Onlar, ilk defa yrmeye ne zaman baladklarn bilmeden, hatrlamadan, ssz yollarda yrrken, geride braktklar anne ve babalar ise onlarn yrmeye nasl baladn birbirlerine anlatyor, yreklerinde o zaman duyduklar koyu sevin, imdi evlatlarn askere yollamalaryla beyaz bir hzne dnyordu. Zira onlar, cepheye gitmenin, cephe yollarna dmenin nasl bir ey olduunu uzun yllar edindikleri ac tecrbelerle gayet iyi biliyorlard. Gittike mayalanan ve artan endielerini bastrmak iin sk sk dua ediyorlard. Cephe yollarna denler ile geride kalp asker yolu gzleyenler duann gcne tutunmaya alyor, kurumu, atlam dudaklar, acdan ve kederden erha erha yarlm gnller hep dua ediyordu... * Faik avu, top eken atlarn yannda yryor, bir yandan da dnyordu. Balkan Harbi'nde stanbul'a dnebilen ve hastalktan dolay Ayasofya Camii'ne yatrlan birok arkada hummadan lmt. Sapasalam grnen birok er be, on dakika sonra yere dp can vermiti. Cephede nice erin lmn gren avu, lmn bu

kadar kolayna, bu kadar basitine ilk defa ahit olmutu. "lmek zor" demilerdi ona, "Hlbuki lmn ne kadar kolay varm" diyerek hayret etmiti. Cephedeyken, aylarca, yllarca yannda yryen, yiyen, ien arkadalarnn hi hareket etmeden, can verip olduu yerde kalmalar ok ama ok garibine gitmiti. Artk cansz bir eyadan fark kalmayan insan bedenleri amurun, yamur sularnn iinde ylesine kalakalmt. Bir er yere nasl dtyse yle duruyordu. lk nce ne kadar da korkarak bakmt len arkadalarnn yzne. Ama sonra almt. Ak kalan gzlerinin hl grdn sanm, elleri yukar doru ak kalanlarn sanki Mevl'ya dua ettiklerini dnm, azlarndan "Beni burada brakma" diyeceklerini sanmt. Ancak dndklerinin hibiri olmam, lenler bir ta gibi olduu yerde hi kprdamadan kalmt. Faik avu daha nceleri yannda koan, glen bu insanlarn imdi topraa dlerini bir trl kabullenememi, hayat ile lm arasndaki izginin ne kadar ince olduuna hayret etmekten kendini alamamt. Yine de soukkanl olmaya alm, mant "Onlar ld artk" demiti. O da ruh ve hayal gcn bu sesleni nedeniyle datmak istemi, aknlkla amurlu yollarda bata ka yrmt. Sadece Ayasofya deil, Sultanahmet, ehzadeba Camii'leri de birer hastaneye dnmt. Camilere snan yalnzca erler deildi. Bulgar askerinin nnden kaan Rumeli muhacirleri de camilere yerletirilmiti. Bata Eyp olmak zere pek ok caminin ii parsellenerek ailelere verilmiti. Aileler arasnda bu paylamdan dolay kavgalar bile km, ou mihrabn olduu yerin kendisine verilmesini istemiti. stanbul, Balkan amuruna bulanm, yenilginin beraberinde getirdii kara leke gn getike bym, depremlerle, yangnlarla hrpalanan bu yorgun ve bezgin koca ehrin her yann kaplamt. Artk minberlerde hocalarn vaazlar deil, hummadan inleyenlerin sesleri, adrvanlarda su yerine hastalarn akan kanl gzyalar vard, stanbul'un yedi tepesinde tifsn uultusu pervaszca gezinmi, mahyal minarelerde salalar birbiri ardna verilir olmutu. Kara trenler, durmadan yaral ve hasta tam, hem kara haberleri hem de yorgun ve gayretli erleri Sirkeci'ye getirmiti. Faik avu da bir trenin son vagonunda salkm saak gelebilmiti. Bulgar zulmnden kap stanbul'a gelmek isteyen, trenlerin vagonlarna hcum eden muhacirler ise asker tarafnda itilmi, tekmelenmi, vagonlara alnmam, onca yolu ne yazk ki a bila yayan yrmek zorunda braklmlard. Faik avu, tutmas iin kendisine uzatlan ve bota kalan elleri, acyla, aresiz gzlerle yrei paralanrcasna izlemi, elinden ne yazk ki hibir ey gelmemiti. Koca devletin yzyllardr trnaklaryla deta kazyarak Balkanlara gidii, ne kadar da hzl bir kaa dnmt. Baz insanlar dmandan, bazlar kendi insanlarndan ve insanlklarndan kamlard. te bu kalarda Faik avu kendi iinde eitli dayanaklar, teselliler aram ama ne dayanak ne de teselli bulabilmiti. Kara trenin parmak oynatamayacak kadar kalabalk olan son vagonunda yalnz kalakalmt. yle yalnzlk duymutu ki, bu kaa, bu geri dne, bir tek kendinin aladn, hicrannn pasl bir bak gibi sadece ve sadece kendi ruhunu izdiini sanmt. Trende, stanbul'da nereye gideceini dnrken, kendini Sultanahmet Camii'ndeki karantina ve gvenlik cenderesi iinde buluvermiti. Dualarn yankland kubbelerin altnda gnlerce lm solumu, lm beklemi, nice lmlere ahit olmutu. Yaralanmadna, cephede kr bir kurunla lmediine sevinmi, burada cami iinde kubbelerin altnda kolayca leceini dnerek garip bir teselli bile bulmutu. Camilerin kubbeleri altnda lenlerin yannda, at arabalarnn sokak sokak gezerek sada solda askerlerin cesetlerini topladn, lenlerin aceleyle gmldn ok sonralar duymutu. Bir zamanlar, imparatorluk corafyasna il il kubbeler saanlarn torunlar, imdi tazecik canlan bir tohum gibi topraa sam ve samaya devam ederek geri ekilmiti. Soua kar ne doru eilerek yryen Faik avuun bu ar dncelerden dolay ba daha da eilmiti sanki. Bir kez daha dayanak ve teselli arayacaksa, kalabalklar iinde yine bir kurt gibi yalnz kalacaksa, pasl bir bak ruhunu yine izecekse, ite tm bunlara artk izin vermeyecekti. Arsz bir misafir gibi

beynine yerlemi olan kamak dncesini ilk defa ciddi bir ekilde dnmeye balamt. Ka defa bu ylk dnceyi beyninden kovmak istemi ama ka fikri srarla beyninin en ince kvrmlarna kaln bir tortu gibi kmt. Ancak o, bu ekilde dnmenin kendisine yakmadn biliyor, gizliden gizliye utan duyuyordu. Duygularn bir bakas tahmin etmi gibi rkek gzlerle etrafna bakmyor, uzayp giden yry kolundaki erlerin kendisine bakmadn, beyaz kelebekler gibi uuan kar tanelerinin umarszca yadn grp rahatlyordu. Bazen iinde bir krk mit douyor, yen bedenini birazck olsun styordu. nsanolu byleydi ite, iyi ile kt, gzel ile irkin, mit ile karamsarlk ayn vcutta kolayca yer bulabiliyordu... Deminden beri, bu ar dncelerin eliinde yrmeye alan Faik avu karamsarln mektepli bir subayn sk sk okuduu iirini mrldanarak datmaya alt: "Biz, bu zulmeder iinden karz bir gn olur, arka, garba yldrmlar akarz, bir gn olur, Kara bulutlar iinden parlayp, imek atar, Gk grlder, dolu yaar, bakarz, bir gn olur..." Sanki rahatlam gibiydi. Daha sonra aklna, iiri okuyan mektepli subay gelmiti. Bu gen subay hangi durumda olursa olsun ylgnlk gstermemi, karamsarla asla dmemiti. Diline dolad iiri her dem okur, bu drt dizeden byk bir kuvvet alr ve moral bulurdu. Erler ise subaylarna gpta eder, ona byk bir sayg beslerlerdi. Ancak her artlar altnda mitli olan subay, atalca'ya doru ekilirken, bir al dibinde hummadan oluvermiti. Birliklerdeki erler, ok normalmi gibi rkek baklarn bu subayn cesedi zerinde ekinerek gezdirmiler, lenin bir insan evlad deil de ryen bir aa dalnn, sararan yapran, yamur tanesinin yere dndeki allml ve basitlii duyumsamalard. lmeden nce dnyann en erefli, en akll ve en deerli canls olan insan lnce, kuru bir dal, sararan bir yaprak, yere den bir yamur damlas gibi oluveriyordu. Faik avu, bu dnceler iindeyken yen alnn terler basnca, kolunun yeniyle alnndaki terleri sildi. Ban yerden kaldrp, top arabasn ekmekte olan yaz at gayrete getirmek istedi: - Haydi kara gzlm, haydi! * Erat, Trabzon'dan ktktan sonra orman iinde yryor, Karadeniz Dalar'n aarken o nefis am havasn soluyor, biraz olsun dinginlikleri artyordu. Erler birbirlerine duyduklar haberleri fsldyorlard: - Erzincan'a dek yryecekmiiz. - Orada eitim ve datm merkezi varm. - Bizlere eki dzen verilecekmi. - eki dzeni braksnlar da, bize nce giyecek kaput ve ayamza potin versinler. - Oradan da Erzurum'a gidecekmiiz. - Ruslar, Erzurum civarnda bizi bekliyorlarm. - Beklesinler, geliyoruz ite. Erzincan'a oradan da Erzurum'a kadar yryeceklerini dnen erler, bu yolculuun ne kadar uzun olduunu tahmin etmeye alyor ancak iin iinden bir trl kamyor, bunun zerine "Daha ok taban eskiteceiz." diyorlard. Dalarn yamalarna ilerlemeye alan yry kolu, bir an yeillikler iinde kayboluyor, az sonra tekrar ortaya kyordu. nili kl devam eden yry nedeniyle erler ok yoruluyor, bazlar komutanlarnn uyarlarna aldrmadan am aalarnn altnda biraz dinlemek istiyordu. kmeye balayan alacakaranlk dinlenmeye kalkan erleri tedirgin ediyor, uzaklamakta olan yry koluna onca arlklaryla koarak, soluk solua yetimek zorunda kalyorlard... Karadeniz Dalar'nn Gmhane'ye bakan kuytu kesiminde, karanln iyice bastrmasyla mola verildi. Mola srasnda byk ateler yaklarak askerin snmas saland. Atelerin etrafna kmelenen erler kendi aralarnda bir sre sohbet ettikten sonra yine atein etrafna sralanarak uyumaya altlar. Sabah olduunda ise kulaklarna hi de yabanc gelmeyen bir kelime ile uyanp hemen mahmurluklarn zerlerinden attlar: - lm! - Vah zavall!

- Donmu mu? - Bilinmiyor ki. - Atein bandaym. - Donma deil o zaman. - Atein bandan uzaklam. ok acktn sylemi... Faik avu bu sylentiler zerine kalkt. Adeta rpererek "Balkanlarda uzun zamandr peimizi brakmayan lmn souk eli daha yolun banda, gene mi yakamza yapt?" diye dnerek erlerin topland yere doru ilerlemeye balad. len neferin banda bekleenleri aralayp cesedi yakndan inceledi. Hibir donma belirtisi yoktu. Hava souktu ama byle donup lnecek kadar souk yoktu. Hemen erin elbiselerini syrp karnna ve gsne bakt. Arad krmz lekeleri grmeyince derin bir "Oh!" ekti: - ok kr hummadan lmemi. Bu sz dier erler tarafndan da evrelerine tekrar edildi: - Hummadan lmemi. - Ya neden lm? Faik avu: - Donarak da lmemi, dedi. Erler yine bu ksa cmleyi birbirlerine aktardlar: - Donarak da lmemi. - Ya neden lm? Erin neden can verdiini Faik avu da merak ediyordu. Yoksa eceliyle mi lmt? Artk sorularn ard arkas kesilmiyordu. Erlerin hepsi tedirgindi. Onlar arkadalarnn neden ldn bilseler, belki kendilerini o eye kar korumak ve kollamak iin ellerinden geleni yapabileceklerdi. Meraklarnn asl nedeni ite buydu ama zavall er, ya eceliyle lmse ne yapabilirlerdi ki? Hibir ey... O srada bir subay gelip emir verdi: - Onu acele gmn! Erler bu emir zerine, ilerideki ulu am aacnn altna bir mezar ap eri gmdler. Hepsi ok zgnd... Faik avu mangasna giderken dnceliydi. Bu zavall nefer neden lmt? Ya da neden ldrlmt? Sonra aklna yiyecek aramak iin uzaklat gelince, bir tahmin yrtt ama bu tahmini kendine dahi dillendirmekten korktu. "yleyse iimiz zor." dedi. Sonra isteksizce mangasna emir verdi: - Haydi toparlann! Sallanmayn! Yrye devam edin. Baka hibir ey demedi. Ar ve sessiz bir ekilde hazrlanmaya balayan erlere bakt kald. Can sklmt. Zaman zaman bir frtna gibi banda kopan, dnenen kama fikri bu olayla yine tetiklenmiti. Ancak o, bu fikre pek itibar etmedi. antasn srtna vurdu. Yine erlere isteksizce: - Uygun adm mar, dedi. Bu emir dier mangalara, takmlara ve blklere de verildi. Yry tekrar balad. amurlu, su glckleriyle yamanan yolda erler bin bir dnce ve soruyla birlikte ar ar ilerlemeye devam ettiler. Gnlerce sren uzun ve yorucu yry esnasnda, Gmhane'ye, Kelkit'e vanp sk sk mola vererek yolculua devam edildi. Artk, Karasu ay kenarnda kurulu olan Erzincan, havann berrak ve ak olduu saatlerde rahatlkla grlebiliyordu. Asker orada dinleneceini dnerek szlanmyor, ikyet etmiyor, bir an nce Erzincan'a varmak iin gayret ediyordu. Ormanlk alanlardan uzaklatka, souk iyiden iyiye artyordu. Ara sra yaan kar, yerleri beyaz bir rtye beziyor ancak daha sonra clz gnete kolayca eriyordu. Bu yzden amurlara bulanan yollar yrmeyi zorlatryordu. Hele Kelkit civarndaki yapkan vck vck amur yok muydu erlerin potinini ve arn, subaylarn ise izmelerini ayaklarndan ekip alyordu. amurlu yollarda yrmekte zorlanan erlerin banda arkl olanlar geliyordu. Erler sk sk kayp dyorlar, bu dmeyle birlikte sralar bozuluyor, erlerin elbiseleri amurlanyor, bu yzden meleri daha da artyordu. Faik avuun takmndaki erler bazen birbirlerine sormadan edemiyorlard: - avuum bize potin ne zaman verecekler? - Kaputumuz yok! - Yn orabmz da.

- Balmz, eldivenlerimiz de yok avuum... Bu sorulara ilk nce cevap vermeyen Faik avu, erlerin sorulan bitince: - Hepsi Erzincan'da verilecek, diyordu. Bu cevap zerine erlerde bir sakinleme grlyor, daha evkle yrmeye alyorlard. Erzincan demek, onlar iin scak yiyecekler, kaln giyecekler demekti. Dinlenmek, belki de scak yataklar, temiz araflar demekti. Hatta scak suyla yz ykamakt. Erzincan, haftalarca yryen asker iin ksacas mit demekti. Orada ihtiyac olduklar her eyin eksiksiz karlanacan dnyorlard. Ara sra len arkadalar akllarna geliyor, onun neden ldn kendilerine soruyorlar ancak bir cevap bulamyorlard. Erin eceliyle ldne kanaat getirmilerken, yry kolunun banda ve ortasnda iki erin aniden yere dt grld, ilk nce bunlarn yorgunluktan bayld sanld. Ancak kendilerine yardm etmek isteyen erler arkadalarnn nefes almadn, nabzlarnn atmadn grnce, hem heyecan hem de korkuyla bardlar: - lmler! Faik avu bu feryat zerine tepeden trnaa rperdi. "Yoksa onlar da m?"diye sordu kendine. Hemen len erleri incelemek iin kotu. Balarna toplanan erlere "ekilin! Aln!" dedi. lenlerin ilk nce ellerine ve ayaklarna bakt. Donma yoktu. Sonra ellerini, bacaklarn, karnlarn ve gslerini inceledi. Hummann belirtisi olan krmz lekeler de yoktu ama "Bu erler neden byle aniden oluveriyor?" sorusunu kendisine ekinerek sordu. Faik avuun aklna doktor geldi ama bu yry kolunda doktor yoktu ki. Az sonra yanna yaklaan bir subay merakla sordu: - Neden lmler? - Bilmiyorum komutanm. Doktor olsayd bilirdi belki. Yalnz hummadan ve donmadan dolay lmemiler. - Ya neden lmler o zaman? - Ecelleriyle diyeceim ama byle ksa aralklarla ve aniden benzer ekilde lmek de pek ecel ii deil. - Ne yapacaz peki? - Bundan sonra len olmayacan bilsek iimiz kolayd. Bir kenara gmdrrdk. Yalnz bu olay devam ederse, sebebini bulmak gerekir... - Evet. - Erzincan'da doktor vardr. Birini bari oraya gtrelim. - Mekkrelerin birine yklesinler. Doktora gtrp gsterelim. - Ya bulac hastalktan ldyseler, hastal oraya tarsak bizi Divan- Harb'e verirler. - Aslnda haklsn. Ama yapacak baka bir ey yok. ki tane ere de eceliyle ld, deyip iin iinden syrlamam ki. Ne olursa olsun bu can veren erlerin tetkik edilip lm sebeplerinin renilmesi gerek. - Ba stne komutanm. Faik avu iki ere seslendi: - Bunu aln, bir battaniye ile rtp mekkrelerin birine ykle-yin. Bir er: - Battaniye yok efendim, dedi. - Doru ya... - Ya dierini ne yapacaz? - Dierini de gmeceksiniz. Faik avu gene derin dncelere dalmt. Neler oluyordu? Bu erler tahmin ettii ekilde ldyse, Erzincan'a dek byle lmler devam edecek demekti. Tahmin ettii eyi takm komutanna sylese miydi? Fakat tahmininden emin deildi ki... Yry kolu arkadaki mekkrelerin birinde tadklar cesetten dolay sanki daha yava bir ekilde ilerliyordu. Pek ok erin akl, arkadalarnn neden ld konusuna taklp kalmt. te bu yzden bir an nce Erzincan'a varmay, orada her eyi renmeyi istiyorlard. Naslsa doktorlar erlerin neden ldn kolayca bulurlard. Onlar da, belirlenen ve bulunan eye kar tedbir alrlar, kendilerini korumaya alabilirlerdi. Erlerin morali iyice bozulmutu. Souk ve yorgunluk bir yandan, sebebi bilinemeyen lmler bir yandan erlerin zntsn katmerletirmiti. Bu yzden Erzincan'a ulap orada moral kazanmak ve skntlarn gidermek istiyorlard. Yry biraz olsun hzlanmt.

Artk Erzincan'n tten bacalarndan ykselen dumanlar grlebiliyordu. ki da arasnda skp kalm, darack bir ovann hemen bitiminde kurulu ehir, kendine doru yryen yolcular byk bir sabrla bekliyordu sanki. Erzincan'a yaklatklarnda burada birok askerin toplanmakta olduunu, erlerin yeniden takmlara, blklere ayrldn grdler. Yol boyunca mit ettikleri, hayalini kurduklar scak yemein, yatan ve kaln giyeceklerin kendilerine verilemeyeceini anladlar. Buradaki erlerin zerinde kaput yoktu, ounun aya arklyd. Bazlar hl mahalli kyafetler ile dolayorlard. Urfa taraflarndan gelenler ise yazlk uzun beyaz mintanlaryla bekleip duruyorlard. ite tm bunlar gren erler bir yn hayal krkl yaadlar. Ancak birka gn sonra bal olmayanlara balk, sabahlar iine un kartrlm, bol sulu scak bir orba verilebildi. Bu bile erlerin iindeki mitlerin yeermesine yetmiti. ok ksa bir zaman ierisinde kendilerine giyecek de verileceini dnmeye balamlard. Geni araziye dalan erat bir renk cmbn andryordu. Resmi kyafetlilerin yannda, krmz, mavi, yeil, sar, siyah ve beyaz giysili erler deiik bir manzara oluturuyordu. Toplanma yerinde dzen diye bir ey yoktu. Kimi talime gidiyor, kimi talimden geliyor kimi de dinleniyordu. Neden sonra erler arasnda bir "babozuklar" kelimesi treyip herkesin diline pelesenk oldu. Babozuk kelimesini ilk duyan, bunlarn askerden kam ya da hapishaneden km, emir altna alnamayan erler iin sylendiini sanyordu ama yle olmadn, ok gemeden anlamlar, babozuk kelimesinin anlamn renmiler, sonradan ok glmlerdi. Babozuk kelimesi asker kyafeti olmayan, mahalli kyafetle eitim yapan, krk yamal boha gibi rengrenk giysiler iindeki erler iin syleniyordu. Aslnda hapishaneden kan erler nadir de olsa baz takm ve mangalarda bulunuyordu. Bunlar hapse yeni dm, devlet tarafndan kendilerine "Savaa giderseniz af edilirsiniz" denmiti, ite mahpustan artl kan biri de Erzincan'da yeniden dzenlenen Faik avuun mangasna dmt. Ad Ziver'di. Uzun boylu, gc kuvveti yerinde biriydi. Devletin yapt arya katlmt. Ziver manga iinde kendisine gem vurulamayan hrn bir ksrak gibiydi. Eli iyi silah tutuyordu. Ksa bir talimden sonra da keskin bir nianc olup kmt. stelik dier erler gibi mertti de... Faik avu, Ziver'i sevmiti. Hapishaneye neden dtn sorduunda, Ziver, kr bir inatla hep susmutu. Onun konumak istemediini anladndan bir daha bu konuyu amamaya karar vermiti. Faik avu mekkrenin birinde Erzincan'a getirdikleri erin neden ldnn doktorlar tarafndan renip renilmediini dnyordu. Bu konuyu takm komutanna sormak iin gittiinde "Henz bir ey yok." cevabn ald. Sonra deta korkarak: - Yoksa onlar da m bir ey anlamadlar, dedi. - yle bir ey demedim avu... Bu cevap zerine Faik avuun akl daha da kart. Peki, o erleri ldren, onlarn lmne sebep olan ey neydi? Kendi tahminini ilk nce pek nemsemi ama daha sonra doktorlarn bir ey diyemediklerini dnnce, tahminin zerinde durmaktan vazgemiti... "Ah" dedi. "Ah... Balkan Harbi'ne katlmasaydm, sebepsiz lmler zerinde dier erler gibi durmaz, kendimi byle yiyip bitirmezdim." Faik avu bir yannn kayp gideceini sand. Dipsiz, kr uurumlara deceini, bir byk boluun gnln kapladn, hibir ey dnemez hle geleceini hissetti. Gne gren karlar misali erimekte olan bir imparatorluk, bir gibi, yamatan aaya yuvarlanan kartopu gibi, harpten harbe srkleniyordu. nsanlar lyor, muhacir hle gelip yollara dklyor, ateten, kayorlard ama atee koanlar da vard. Asker, pervaneler gibi atee doru gidiyordu. Faik avu souk souk terliyordu. Grnmeyen bir el boazn skyor, nefes almasn engelliyordu sanki. Gzleri byyordu. evresindeki her eyin; erlerin, adrlarn, aalarn dndn hissediyor, yere decekmi gibi oluyordu. Bunun iin iki ellerini am, ip stnde dengede kalmak isteyen bir cambaz gibi ayakta durmaya alyordu. Kendini hl o souk

camilerin kubbesi altnda sanyor, isli duman karan byk avizelerde binlerce, belki de on binlerce mum yanyor, ayetlerin yazl olduu duvarlar Faik avuun beyninde dnp duruyordu. Ara sra hkrklar, barlar, inleyiler, duyuyordu. Hafzasna kaznan bu sahneleri silip atamyordu. Bir stma krizi gibi, o ac gnlerden kalan tortuyu tekrar tekrar yayordu. Neden sonra kriz hafiflemeye balyor, terlemesi duruyor, Faik avu rahat nefes alyordu. evresindeki erler kendisine aknlk iinde bakyor, ne olup bittiini renmek iin art arda sorular soruyorlard: - avuum ne oldu? - Hasta msn? - iyi misin? - Doktor! - Doktor nerede! - Su verelim. - Baksana yor, rtelim. - Daln bandan, aln! - Rahat nefes alsn. - Biraz su iseydi. - uraya yatralm. - Olmaz daha da r, adra yatralm. Bandaki erlere bo gzlerle bakan Faik avu: - Merak etmeyin iyiyim. ok srmez geer. Bilinmez bir krizdir bu. Yarann, acnn, hastaln, lmn penesinden kurtulmann, kurtulurken yreimde kalan tortunun eseridir bu kriz. yiyim, iyiyim. Meraklanmayn, diyordu. Kendisine uzatlan bardaktaki suyu titreyen eliyle alp iti. i serinlemiti sanki. Barnn yandn, hararetinin ktn, suya doyamayacan sanyordu. Bir solukta itii sudan tekrar istedi: - Su... Bana su verin... Yanyorum ben... Su... Bu souk havada, ayazda, ii yanan avularna bakan erler, onun ciddi bir hastala tutulduunu sanyor, kendisine acmadan edemiyorlard. Uzun boyuyla erlerin arasnda hemen fark edilen Ziver, Faik avuu srtlayp en yakn bir adra yatrm, adrdakiler bu davrantan pek holanmamlar mrn krn etmeye balaynca onlara: - Uzun etmeyin! avuum burada yatacak, demiti. Onun kararl olduunu gren adrdaki neferler daha fazla itiraz etmeyip durumu kabullenmek zorunda kalmlard. Faik avu gzlerini ac gereklere kapamak ister gibi yumdu. imdi her yerde kopkoyu bir karanlk vard. Bu rengi sevdi. Gzlerini daha sk kapatt ve karanlk daha da koyulat... * Uzayp giden amurlu yollar adrlarn arasnda kayboluyordu. Yollar, bitmez derlerdi ama btn yollar adrlarn olduu yerde son buluyordu sanki. Mekkreler, yk kervanlar bir bir gelip gidiyor, erler ve subaylar devaml saa sola kouturuyor, hazrlklar elden geldiince hzl yaplmaya allyordu. Ancak her ey yolunda gitmiyordu... Asker elbisesi ile yerel kyafet giyenler karm olduundan manzara bir iek bahesini andryordu. Bulutlar, gelecek gnler iin kar topluyordu. Tecrbeli erler ite bu yzden ilerinde koyu bir endie duyuyorlard. Kar, perian olmak demekti. Hele Erzincan'dan daha da ileri gidecekleri akllarna gelince, yamas muhtemel karn ellerini kollarn balayacan iyi biliyorlard. Asker Ruslardan ok havann bozup kara evirmesinden ekiniyordu. Balar yce karl dalar, uzayp giden yollar, sarp geitler onlar iin byk bir engel olacakt. Asker, ite bu engellerin eninde sonunda karsna kacan biliyordu. O gn geldiinde neler yapacaklarn imdiden dnmek istemiyor, "Hele o gn bir gelsin bakalm" diyorlard... * Ruslarn snn geip hzla ilerlemeye devam ettii ynndeki haberler Erzincan'daki toplanma yerine tez ulamt. Bu haber, gnllerindeki krk mide tutunmaya alan askerler zerinde bir deprem dalgas yaratm, bu dalga giderek bym, sonunda ykc etkisini gstermiti. imdi hazrlklar daha da

hzlanm, buraya daha nce gelip de talim gren askerin Erzurum'a doru derhal yola karlmas gerekmiti. * Faik avu sabahleyin uyandnda dalgnd. Tm gcyle olanlar hatrlamaya alyordu. Hafzasn zorladka ilk aklna gelen ey; Sultanahmet Camii'ne yatrl ve orada ektikleri oldu. Uzun yollardan gelmilerdi, yine uzun yollara deceklerdi. mparatorluun bir kesinden dier kesine sava rzgrlar nnde saman p gibi savrulmu, oradan oraya atlmlard. Cepheden cepheye bu savrulu acmasz oluyordu. Bin bir zorluk ve yokluk iinde can vermek, topraa dmek iin bunca ileye katlanmak aslnda ok byk bir tezat oluturuyordu. lrse belki kahraman olurdu, kalrsa da gazi... Ama onun ldn kim bilirdi ki? Bir deftere kayd tutulurdu hepsi bu kadard. Byle ok defter grmt, birok neferin ad, baba ad ve memleketi yazlyd. Hepsi dt topraklarda unutulup gitmiti ite... Az ileride drtl sra olmu erlere bakp dald. ou yazlk kyafetleri iinde titreyip duruyordu. Ayaklar arklyd. Balarnda hl fesleri vard. Bazlarnn orab bile yoktu. Bu ekilde daha ileri nasl gidebilecekler, dmana nasl kar koyabileceklerdi? Ackl manzaray grmek istemezmi gibi gzlerini kapayan Faik avu kendi iinde koskoca bir bolua ve karanla dtn sand. Bu karanlk iinde Sultanahmet Camii'nin koca stunlar belirdi. Duvarlara yazl ayetlerini bile okuyabiliyordu. Sonra iniltileri, lk atanlar, "Su..." diye yakaranlarn seslerini duyuyordu. Ateler iinde yandn, souktan titrediini, lekeli hummann kollarnda kvranrken, caminin o huzur verici atmosferinin tek dayana olduunu hatrlyordu. Defalarca yaad ac sahnelerden yorulan ve bu sahneleri deta korkarak hayal eden Faik avu gzlerini at. Yine yokluk, yine aresizlik grd... Kendisine byk bir cesaretle sordu; "Yoksa ben yaadklarm bytyor muyum? Bir ben miyim bunlar yaayan? Dierleri de benim gibi mi dnyor, yaadklarn defalarca tekrar tekrar hayal etmiyorlar m? Kim bilir? Nereden bilebilirim ki?" indeki bu gelgitler yzlerce kilometre yol yryecek Faik avuu ve dier erleri yoruyordu. Yormak ne kelime mrlerinden nice yllar alp gtryordu. Bu yollardan baka, yorgun bir imparatorluun nice yorgun yollarnda, nice yorgun er mrlerini tketmek iin ilerliyorlard... * Faik avuun aklna Trabzon'dan gelirken len erler geldi. Birini de lm sebebi anlalsn diye buraya getirmilerdi. Doktorlar bunlarn niin ldn anlayabilmiler miydi? Daha nce takm komutanna bir ey dememilerdi. Acaba imdi bir ey bulabilmiler miydi? Bu konuyu komutanna sormak iin kalkacakt ki, darda bir takm barlar duydu. - Neler oluyor? - Ne olacak avuum! u Ziver denen arkada gece battaniyelerimizi alm. Kendi stne rtm. Btn gece souktan uyuyamadk. Bir o yana bir bu yana dndk durduk. Faik avu durumu kendisine anlatan erin arkasndan gelen Ziver'e sordu: - Doru mu Ziver? - Ne doru mu avuum? - Haydi, bilmemezlikten gelme. Arkadalarn battaniyelerini alp rtnmsn. - Ne yapaym avuum gece olunca dm, birka tane fazla battaniyem olsun istedim. Hapishanedeyken hi mezdim. Buralar ise ok souk... - Burada herkes yor. Herkes bakasnn battaniyesini almaya kalkarsa ne yaparz? - Ama avuum biz hapishanedeyken hep byle yapardk. yorsak bakasnn bitli yorgann, karnmz ackt zaman da kfl yiyeceini alrdk. - Buras hapishane deil. Artk sen bir askersin. Kurallara uymak zorundasn. Askerlik kural demektir Ziver. - Ben bunun byle olduunu bilseydim hapishaneden kar mydm? kmazdm vallahi... Bizi dmann karsna karacaklar, "Haydi yiitler, elinizden geleni ardnza komayn!" diyecekler sandmd. - Merak etme bir sre sonra onu da diyecekler. imdi aldn u battaniyeleri sahiplerine geri ver. Zaten birazdan yola koyulacaz.

- Gene mi yryeceiz? Ben dmanla arpacaz sanyordum, durmadan yryoruz. arklarmn alt delindi. Tabanlarm patlad! Faik avu yrrken Ziver'in dediklerine iin iin glyor "Dur bakalm, sen daha neler greceksin. Bunlar bir ey deil..." diyordu. Gzleri, asker arasnda zayf ve elimsiz takm subayn arad. - Faik avu! - Komutanm ben de size bakyordum. - Hareket etmeye hazrlanalm. Biliyor musun Ruslar snr gemi... - Biliyorum komutanm. Ben getirdiimiz erin neden ldn doktorlar anlayabildiler mi, diye soracaktm. - ok emin deiller ama zehirlenme olabilir, dediler. - Zehirlenme mi? - Evet. Zehirlenme, deyince Faik avuun yrei titredi. "Az ok ben de tahmin ediyordum ama bunu dillendirmeye, kendime sylemeye bile ekmiyordum. yleyse ok dikkatli olmamz lzm. Aramzda hainler, casuslar olabilir... imdi mangadaki herkese pheyle bakmam gerekecek... Ne yazk ki her eye yeniden tekrar balyoruz. Balkan Harbi'ni tekrar m yaayacam?" diye dnd. Faik avuun morali bozulmutu. Mangasnn olduu yere doru giderken iindeki hznn bydn hissetti. * Erzurum'a doru yola kan eratn gz gkte salkm saak asl duran bulutlardayd. Uzayp giden yol -drt parmak kalnlndaki karla kaplanmt. Takmlar, blkler, taburlar, alaylar yryor, en arkadan da erzak ve cephane ykl levazm birlii geliyordu. Yry her zamanki gibi dzenli bir ekilde balam daha sonra yorgunluun etkisiyle dzen dalm, yry kolu gittike uzamt. Dankln ba gsterdii anlar en tehlikeli anlard. nk apulcularn, etecilerin saldrsna urayabilirlerdi. Bir de buna zehirlenme olaylar da eklenirse, yry tam bir ile yolculuuna dnebilirdi. Faik avu "Daha dikkatli olmak zorundaym." dedi. Takm komutannn tecrbesiz ve ilk defa cepheye gidiyor olmas Faik avuun omuzlarna binen ykn bir kat daha artmasna sebep olmutu... * Sonradan anlalmt ki len erler zehirlenmilerdi. Baz Ermeni kylerinden gizlice yiyecek alan erler ne yazk ki can vermiti. te yry kolunda erlerin aniden lmesinin sebebi buydu. Faik avu bu durumu tahmin etmesine ramen komutanlar, erlere asla sylemeyecek ancak Trk olmayan kylerden yiyecek alnmasn kesin olarak yasaklayacaklard. * Erzurum'un hemen dousunda bulunan 11. Kolordunun erat bulunduklar yerlerde mevzilerini derinletirme gayreti iindeydiler. Bu karda kta Ruslarla savaacaklarn tahmin etmiyorlar ancak baharda havalar iyileince, Ruslarn zerine ullanacaklarn dnyorlard. te bu dnce erleri rahatla itiyordu. Erzurum ve civarndaki askerin hli de dierlerden farkl deildi. Giyecekleri, yiyecekleri yeterli olmad gibi iae stoklar da yaplamamt ama kolorduya bu konuda ekilen telgraf onlar sevince bomutu. stanbul'dan bildirildiine gre, bakla, buday, nohut ile iki uak, bomba ve dier cephaneler, Bezmilem gemisine, ynl, kaln, orap, eldiven ve balk, askeri aralar ise Bahriahmer ve Mithatpaa gemilerine yklenmi ve Bandrma'dan hareket etmiti. Bu haber 11. Kolorduyu scak bir sevince bomutu. Herkes gelecek malzeme ve cephanelerle, giyeceklerle k burada rahata geireceklerini daha sonra "ezeli dman Rus'u" bu topraklardan baharda skp atacaklarn sanyordu. Batum, Kars ve Ardahan' kurtaracaklard. Bu iyimser hava ve kendine gven duygusu, savaa ve ka ynelik tedbirlerin alnmasn bilmeden geciktirmi bu konuda geveklie neden olmutu. * 18. Tmenin 5. Tabur Komutan Yzba Baki Bey tm itenlii ve inanml ile Osmanl mparatorluu'nun eski gcne ulamas iin zveride bulunulmas gerektiini dnyordu. Her trl zorluun, ne olursa olsun yenilmesi gerektiine inanyordu. te bu yzden elinden gelen her eyi yapyordu. Sk sk taburunu talimlere karyor, siperleri derinletiriyordu. Erlerinin klk

kyafeti dzgn deildi ama bu ileride dzelecekti. Koca imparatorluk o eski gzel gnlerine elbette dnecekti... Tekilat- Mahsusa'nn gnlllerden kurduu bir ordu Ruslarla arpmak iin yola karlmt. Onlar, Rus snrndan ieri szacak, Batum'a girecek ve yerli halkla birlikte Ruslara kar savaacaklard. Rus kuvvetleri, gnlller ve 11. Kolordu arasnda kalacak, baharda yaplacak bir taarruzla ortadan kaldrlacakt. Daha sonra Orta Asya ilerine dek ilerlenecek, 93 Harbi'nden3 beri ac ac inleyen, kirlenen vatann o gzel keleri olan Batum, Kars, Ardahan, Sarkam, Dou Beyazt kurtarlacakt. Yzba Baki Bey bunlar dndke, baharn gelmesini bir an nce istiyordu. Almanlarla birlikte zlenen eski gnlere dnlecekti. mparatorluk skntlarndan eninde sonunda kurtulup yine o kudretli gnlerine kavuulacakt. Alman Amiral Souchon, "Ben Yavuz ve Midilli ile koca Karadeniz'i Trk gl haline getireceim, bakalm Rus donanmas bizim karmza kabilecek mi?" demi, Alman amiralinin sylediklerine, stanbul'dan Erzurum'a dek eitli rivayetler katlarak bymt. Bu haber, Erzurum ve civarndaki kolordunun askerleri arasnda bire bin katlarak konuulmaya balanmt. Almanlarla beraber harbe girilmesine kar kan subay ve erler bile bu sylentilerden dolay susmak zorunda kalmlard. yi gnler yaknd. Yzba Baki byle dnyordu... Kasm ay balarnda Rus kuvvetlerinin Kprky'e ilerledii haberi geldiinde bile Yzba Baki ve onun gibi dnenler bu haberi ciddiye almamlard. Ruslarn da yerlerinden kprdayp ileri bir harekta girieceklerini hi tahmin etmiyorlard. Herkes bu haberi aka olarak alglam, birbirine taklr olmutu: - Duydun mu? Ruslar geliyormu. - Haydi canm olur mu yle ey... - Bu karda kta Rus'un hi ii yok da buraya m gelecek? - Ruslara dikkat edin. - Buyursunlar gelsinler. - Bamzn stnde yerleri var. - Onlar gelmezse baharda biz gideceiz. - Hele u Bandrma'dan gelen gemiler limana bir gelsin. Ara ve gereler de Erzurum'a getirilsin. Sen, o zaman gr bizi. Yzba Baki "Yine de ne olur ne olmaz" diyerek civar kylere yerletirdii erlerini toplam, tahkimat yaptrmt. Ancak bu tahkimat yapan erler yle isteksizdi ki bir trl almak istemiyorlard. "Baharda yaplacak bir arpma iin daha imdiden tahkimat yapmann ne gerei var?" diye dnyorlard. Ar aksak giden bu tahkimat ilerini yaptrmak iin Yzba Baki ok zorlanyordu. nk civar kylere datt askerler kyden alacaklar yere gelinceye dek bir buuk, iki saat yrmek zorunda kalyorlar, stelik salksz koullardaki evlerde ve ahrlarda barnyorlard. Doru drst beslenmedikleri gibi zaman zaman kyllerle srtmeler de yaanyordu. Ackan ve yen baz erler, bu kez kyllerin kapsna dayanyor, silah zoruyla ihtiyalarnn karlanmas iin ev sahiplerine bask yapyordu. * Kt haberler hzla yaylnca, durumun nemi anlalmt. 6 Kasm 1914'te Rus filosu, gelmesi drt gzle beklenen Bezmilem, Bahriahmer ve Mithatpaa gemilerini batrmt. Ayrca vapurun birinde, Trabzon'a yollanan iki alay asker boulmutu. Bu habere inanlmazken ok daha kt bir haber de yaknlarndan gelmiti. 13. htiyat Svari Alay Komutan Hseyin Paann btn subaylar ile Ruslarn nnden kat haberi her tarafa yaylmt. Dierleri gibi Yzba Baki de ilk nce bu haberlere inanmak istemedi. Byle bir ey olamazd. Hani, Karadeniz Trk gl olacakt? Hani, Rus donanmas limanlarndan bile kamayacakt? Hani, Sivastopol'a karma yaplacakt? Yavuz ve Midilli, Karadeniz'de cirit atacakt? imdi ise neler oluyordu? Yzba Baki bu beklenmedik haberler karsnda akas aknd. Sefere kan herkes byk bir imparatorluu yeniden kurma zlemi iindeydi. yi eyler dnlyordu ama dnmek yeterli olmuyordu ite... Yzba Baki bir akrdikenin kalbini izip kanattn hissetti. Bu arada ald bir haber derin ve renkli bir ryadan uyanmas iin yetip artmt bile. Ruslarn Kprky'e doru yrd, bu yzden kolordu kararghnn Hasankale'den Erzurum'a tanmas, gereklerin tm plakl ile anlalmasna yetmiti.

Belli ki karargh Ruslarn ilerlemesi nedeniyle daha gvenli bir yere tanyordu. Yzba Baki Bey bir kez daha yklmt. Hlbuki buraya gelirken iinde hevenk hevenk mit iekleri amt. Tpk bir gelin gibi szlen erik aalarnn beyaza brnmesi gibiydi mitleri. Oysa imdi yalanc bir bahara aldanp zemheri ieklerini bir bir kurutuyordu sanki... Tahkimatlarn derinletirilmesine nezaret eden Yzba Baki Bey iin ar gittiini grp can sklyordu. Ancak askerin siper amak iin kullanaca daha fazla krei ve kazmas yoktu. stelik bir gnlk iaenin dnda baka yiyecekleri de kalmamt. Bunlar yetmezmi gibi bir de kyller kendisine ikyete gelmiler; erlerin kylerinden ekilmelerini istemiler, kendi yiyeceklerinin bitmek zere olduklarn sylemilerdi. Yzba Baki kyllerin bu isteini ok garip bulmutu. Onlar savunmak iin burada bulunuyorlard. Kylleri "ezeli dman Moskofa" kar koruyacaklarken, kyller onlardan yiyecek kskanyorlard. Elinde avularnda olanlar paylamak istemiyorlard. Demek ki bak kemie dayanmt artk. Hlbuki ilk gnler byle deildi. Herkes elinden geldii kadar askere yardm edip siper kazyordu. Ekmeini, suyunu seve seve paylayordu, imdi ise kendilerini, dmana kar koyacak erleri bile gzleri gtrmyordu. Tm bunlar dnen yzbann akl gittike karyordu. Kendini, insan yutan bir batakln kysnda hissediyordu... * Faik avu uzayp giden yry koluna baktka "Her dem yoruluyoruz" diye dnyor, bir yandan da manga erlerini dikkatlice szyordu. Her geen dakika atlan admlar yavalyor, yol gittike uzuyordu. Erler yayan, subaylar ise at srtnda yolculuk yapyorlard, iae kollarnda grevli erler, bir at veya katr srtndaki sepetlerden her ere bir tayn veriyordu. Yrmekten bkkn neferler, bu kuru taynlar alnca, srmaya alyordu ama bir kemik kadar sert olan taynlar srmakta zorlanyorlard. Bazen tayn srmaya alan erlerin ender de olsa dileri krlyordu. Neferler koparabildikleri bir paray dakikalarca aznda tutup yumuattktan sonra ancak yutabiliyorlard. Bu yzden bir kuru tayn yiyebilmek iin verilen urala zaman kaybediliyor, yemek molas tamam denildiinde bile eratn pek ou yrrken taynlarn dilemeye devam ediyordu. Bu duruma en ok Ziver kzyordu: - Yahu! Hapishanede bile byle kuru tayn vermiyorlard bize. Al tayn Moskofun kafasna at ikiye yarlr inan. Bizim gibi katilleri daha iyi beslerlerken, cepheye giden u zavalllara verilen tayna bak. Hey Allah'm bu iler darda neden byle ters. Hapishanede hayat ne kadar da kolaym. Ekmek elden su glden. Asker ise zar zor ayakta duruyor... Faik avu, Ziver'in bir eyler dediini duydu: - Ne diyorsun Ziver? - Ne diyeceim avuum, dardaki u zgr hayatn ne kadar zor olduunu anlatmaya alyordum. - zgr olmak beraberinde birok zorluu da getirir. zgrln bedeli ardr. - Vallahi avuum, ne dediini anlamadm ama herhalde kt bir ey demedin. - Neden diyeyim Ziver? - Hani ne bileyim, benim gibi mahpustan km birine hor bakarlar da. Ancak bu ana kuzularndan daha iyi dvr, daha iyi silah kullanrm, bilesin. - Hayflanma, sana kimse hor bakmaz. - avuum ben unu da bilirim ki, devlet beni af etmek iin nme Moskof u koymutur. Ben z sz bir insanm. Bu Rus'u alt etmek iin lm bile hakir grrm. in kolayna kamam. Hem istesem buradan ok kolay kaarm. Kimse izimi bile bulamaz. - Haydi dnme byle eyleri... Faik avu byle demiti ama kama fikri bu tesadfi konumayla yine aklna gelmiti. "Ziver ne diyordu; 'Kasam izimi bile bulamazlar.' Kendisinin izini bulabilirler miydi? Yoksa kasa myd?" Yol gittike uzuyordu. Erzurum'a yrnecek daha ok yol vard... Subaylar ise at stnde olduu halde blklerini gezip uyarlar yapyorlard: - Yol stndeki kylerden bir ey almayn ve yemeyin. - Kylerden bazlar Ermeni kyleridir. - Onlara nereye, niin gittiinizi sylemeyiniz. - Aranza katlan yabanc biri olursa derhal bize haber veriniz.

- Kylerden geerken hzl yrynz. Asker, bu uyarlar dinliyordu. Baz varlkl erler ise kylerden geerken ekmek peynir, hatta pekmez satn alyor, yolculuk boyunca arkadalarndan saklayarak yemeye alyordu. Faik avuun gz erlerindeydi. Yorulan, gittike beti benzi solan erlere dikkatle bakyordu. Ara sra aklna, baskna urama endiesi geliyordu. nk bir et ynna dnen erler, sadece ve sadece yrmeye gayret ediyor, baka bir ey dnemiyorlard. Gdaszlk yznden, kaim giyinememekten, mekten abuk yoruluyorlard. Mola verildiinde ok yorlard. Bu yzden asker dinlenmektense yava da olsa yrmek arzusundayd. Takm komutan arkada kalan asker ve mekkreleri merak ediyordu. Atn Faik avuun yanna srerek ona: - Faik avu mangan al ve yry kolunun sonunu bir kontrol et. Mekkreler de iyice yavalad. Erat biraz daha gayret etsin, dedi. - Ba stne! Manga ana yry kolundan ayrlarak geriye doru yrd. Gerekten de yry derinlii iyice artmt. En arkadaki erler deta ayaklarn sryerek yrmeye alyordu. Yiyecek ve cephane tayan hayvanlarn burunlarndan ve srtlarndan buular kyordu. Faik avu: - Haydi arkadalar biraz daha gayret, dedii anda kayalk ve allklar iinden zerlerine ate edilmeye baland. Yry kolunun uzamasyla arkada yorgun argn yrmeye alan erlere ate almt. Bir an aran erler kendilerini yere atp siper alncaya dek ilerinden bir ikisi vuruldu. Faik avu yatt yerden: - Kar ate aalm! Ziver haydi gster u niancln, diye bard. Ban kaldrp etrafa bakacak oldu. O anda bir mermi ban syrarak geti. Faik avu fkelenerek ban karla kapl topraa gmd. - Vay anasn! yi nianclar da... Karlkl ate balamt. Manga erleri siper aldklar allklarn, aalarn ve kayalarn ardndan kendilerine ate edenlere kar koymaya alyorlard. Mekkrelerin yannda ateten saknarak yryen erler ise atmay korku dolu gzlerle izliyorlard. Bir sre sonra ate kesildi. lerideki yry kolundan silah seslerini duyanlar yardm etmek iin geri dnmlerdi ama kar tepelere trmanan baz atllar drtnala uzaklayorlard. Faik avu takmna seslendi. - Haydi kalkn! Yarallarn durumu nasl? - Biri ar, dier ikisi hafif yaral. Faik avu derhal yarallarn olduu yere kotu. Vurulan takmn en elimsiz ve zayf bir eriydi. Karnnda byk bir yara almt. Kurun karnndan girmi ve srtndan kmt. Sanki dakikalar getike yara byyordu. Vurulan elimsiz erin ok kan kaybettii belli oluyor, kann mutlaka durdurulmas gerekiyordu. - Doktor gelsin, dedi Faik avu. Ziver: - Ben gidip ileri koldaki doktorlardan birine syleyeyim, dedi. - Haydi Ziver! Vurulan er ok ac ekiyordu. Gzlerindeki k gittike snyordu. Faik avu ise elini yarann stne bastrm ona moral veriyordu: - Merak etme evlt iyileeceksin. Biraz dayan. Doktor gelecek imdi. Kanaman durduracak. Seni Erzurum'da iyi bir hastaneye yatracaz. Biraz diini sk... Yaral er bir ey diyecekmi gibi azn at, sanki haykrp "Ben lmek istemiyorum!" diyecekti. Elleriyle, Faik avuun kollarn can havliyle skca tuttu. Biraz ban kaldrmak istedi. Baaramad. Fslt halinde ancak "annem" diyebildi. Ba yana dt... Faik avu ise yarada tuttuu elini durmadan bastryor, bir yandan da "lme! Sakn lme!" diye baryor, aresizlik iinde saa sola bakmyordu. Az sonra Ziver, doktorla yanna geldiinde, Faik avu onlara: - Artk ok ge, dedi. Doktordan ziyade artk onun bir mezara ihtiyac var. - avuum bize kim saldrd peki? - Kim olacak eteciler, Ermeniler belki de Ruslarn nc birlikleri. Bilemiyorum ki... imdi koca Osmanl'nn o kadar ok dman var ki, hangisini sayaym. Say say bitmez... yledir bir kere dmeye gr... Neyse acele edip u

eri gmelim. Yoksa yry kolundan iyice uzaklaacaz. Biliyorsun, srden ayrlan kurt kapar. - Doru sylyorsun avuum... Kocaman bir aacn altna mezar kazld. ehit eri elbiseleriyle mezara koyup zerini rttler. Bir kkl devletin, nar gibi byk bir devletin erleri artk bir bir nar aalarnn altna gmlyordu. Bu bir tesadf myd? Faik avu dalgn bir ekilde mezara krek atarken dnyordu. "Topraa verdiimiz er yine de ansl. Hi olmazsa bir mezar, bir mezar ta var. Gelen geen yolcular ruhuna birer Fatiha okuyabilecekler. Ya Balkanda braktmz ehitler? Ne bir mezar talar var ne de Fatiha okuyanlar. Artk onlar gurbette saylr. Kendi devlet snrmzn dnda kaldlar. Ah ki savalar, ah ki, bu devletin ileke insanlar, anneleri, babalar ve cepheden cepheye koturan kahraman erat." Adeta yrei burkuluyordu. Koca nar aacnn her naslsa dmeden kalm yapra z suyunu yitirdi. yice sarya dnm yaprak, kafesten kurtulan bir ku gibi leylim leylim salnarak yere dmeye balad. Bu uuunun hi bitmemesini istercesine ar ar yere doru iniyordu. Hafif hafif esmekte olan rzgr yapra oradan oraya savuruyor, ara sra havada dnen yaprak neden sonra yeni alm mezarn stne dmt... Topraktaki Mehmet ile yaprak beraber ryecekler, belki de beraber toprak olacaklard. Faik avu ve erleri toplanp yola koyulmak zere iken takm komutan temen gelmiti yanlarna: - Faik avu abuk hazrlann! - Biz de yle yapyoruz komutanm. Yry koluna yetimemiz gerek. - Hayr hayr, tabur komutan saldranlarn peine dp bir sre takip etmemizi istiyor. - Ama onlar atl. oktan uzaklamlardr. - Ben de yle syledim ama... - Ba stne! Faik avu armt. Kendilerine saldranlarn hepsi atl iken, stelik kar tepelere doru kamken, onlarn peine yorgun argn hem de yaya dmek hi akl kr deildi. Birden salar diken diken oldu. Gzleri byd. Titremeye balad. Gnl kabaran denizler gibi alkalanp duruyordu. Yoksa yoksa kendi mangas gzden karlm, etecileri oyalamak ve onlarla arpmak bahanesiyle mi takibe gnderiliyordu? Faik avuun dizleri bile tutmuyordu. Beynine mh gibi akl Balkan Harbi sahneleri bir bir canlanmaya, tm ayrntlar ile gzlerinin nnden gemeye balamt yine. O zaman da Bulgarlar takip etmiler, nice tuzaklara drlmlerdi, ite yine ayn eyler mi oluyordu? Tm bu tedirginliini neferlere belli etmemeye alsa da mangadaki erlerin hepsi Faik avu gibi gzden karldklarn dnyorlard. Hele daha sonra sa salim dnerlerse, ilerlemekte olan yry koluna yetimeleri ok zor olacakt. Geride kalm bu mangaya kar, yorgun, bezgin, antasnda el kadar, ta gibi sert bir tayndan baka yiyecei olmayan erlere saldrmak gayet kolay olacakt. eteci Ermenilerin yannda, airet svari alaylarndan baz erlerin orduya katlmayp dada apulculuk yapt ynnde sylentileri de duyuyorlard. "Bunlar ky basyor, hatta Erzurum'a giden kafilelere saldryorlarm" gibi sylentiler askerin dikkatini ekiyor, sylenti de, yalan da olsa, bu haberleri gerekmi gibi alglyorlard. Karmaann olduu bu gnlerde kim doru, kim yalan sylyor bilemiyorlard. Faik avu kk bir dereden geerken sinirli bir ekilde manga erlerine bard: - Haydi sallanmayn, hzl yryn! Ziver yine sylenmeye balamt: - Yahu avuum, biz yrmeye mi geldik, savamaya m? - Ziver, herkesin akma bir at verecek halim yok herhalde! - Ama bize saldranlarn hepsi atlyd. Yani avuum senin akln eriyor mu bu ie? - Hangi ie Ziver! - Kzma avuum. Onlar atl, biz yaya. Kaplumbaa, tavan yakalayabilir mi? Biz onlara yetiebilir miyiz? Bu ite bir i var ama ne? Faik avu az nce dndklerini Ziver'in de dndn, kendilerinin gzden karldna kanaat getirdi. Daha da fkelendi. nndeki ufak bir taa tekme

atacakt ki, tan kenarnda bir iek grd. Tekme atmaktan vazgeti. Kardelendi grd iek. ki iri tan arasnda, ak mor renkli kardelen bu ssz yerde tm scakl ile amt. Kar bazlar iin klfet olurken, bazlar iin de nimet oluyordu. Tepelere doru yryen erler yerdeki nal izlerini takip ediyordu. zler kayalklara doru gidiyordu. Ortalk sessiz ve sakindi. Manga erleri de dikkatli bir ekilde yryorlard. skelete dnm ahlat aacmdaki bir karga o bet sesiyle tt. Tm dikkatlerini takip ettikleri dmana odaklayan erler, kargann bu tnden dolay irkildiler. Kimisi derin bir soluk ald, kimisi yutkundu, kimisi de silahn daha sk kavrad. Mangann nnde Ziver'le birlikte yryen Faik avu biraz daha ilerleyip evreyi kontrol ettikten sonra geri dnmeyi dnyordu. Bunun iin olabildiince hzl hareket etmeli, kaybettikleri zaman en ksa srede almal, ana yry kolu ile aray hzla kapatmalydlar. Takip ettikleri nal izleri az ileride kayalklarn iine doru gidiyordu. Kayalklara yaklatka, erlerde heyecan artyordu. ou belki de hayatlarnda ilk defa etelerin peine dmlerdi. Belki de ou bir atmada ilk defa tfek kullanacakt. Faik avu bunlar dnnce daha da rperdi. Ziver'e iaret ederek, erlerin arkasndan gelmesini istedi. Bu ekilde nianc Ziver ile arkalarn emniyete almay dnyordu. nde de kendisi vard. Ancak her iki yanlar ak kalmt. Yanlarda da acemi erler vard... "Baskna uramasak" diye dnen Faik avu etraf taryor, en ufak bir hareket var m, diye dikkat ediyordu. Belki de kendilerine saldranlar her kimse, oktan buralardan uzaklap gitmilerdi. yle olmasn yrekten diledi. "Yine de tedbiri elden brakmamal, ok dikkatli olmalym." dedi kendi kendine. Yava bir ekilde adm adm kayalklara doru ilerleyen erler hcum dzeni ald. Eratn gzleri kayalara kilitlenmi olduu halde yryordu. imdi beyinlerinde sadece ve sadece kayalklarn arkasnda olmas muhtemel dman vard. Gittike artan heyecanlar bu souk havaya ramen yzleri kzarm, erlerin hepsi sanki ok iyi beslenmi gibi salkl bir grnm kazanmt. Hlbuki yol boyunca zar zor krabildikleri tayn paralarn azlarnda yumuatm daha sonra zorlukla yutabilmilerdi. Arkalarnda kalan ahlat aacndaki karga yine tt. Sessizlii sert ekilde yaran bu tle erler ellerinde olmadan ahlat aacna doru dndklerinde, zerlerine doru ate ald. Hepsi, kendilerinden beklenmeyen bir eviklikle yere atladlar. Her biri bir kaya arkasna saklanmaya alyordu. Faik avu ksa bir aknlktan sonra: - Yayln! Kayalar siper aln! Akta kalmayn, diye olanca gcyle baryordu. Sadan soldan atlan mermiler kayalara arpp kk paralar koparyor, karla kapl topraa saplanp kalyordu. Yere yatm erlerin yz gz kar iindeydi. Gizlenebilmek iin balarn olabildiince karn iine gmmee alyorlard. Bu esnada kaputu olmayan erler karn souuna aldrmadan ate etmeye alyordu. Buz gibi bir havada srp giden bu scak atmada Faik avu byle devam ederse, daha fazla dayanamayacaklarn sanyordu. nk kar taraf mangasna gre daha isabetli atlar yapyordu. Skmaya balamlard... Kasa myd? Tam da srasyd hani... Nasl olsa ana yry kolundan da epey uzaktaydlar. Kimse kendisini aramaya kmazd. arpmann en koyu annda aklnda bir zembil gibi asl kalan bu kama fikriyle uraan Faik avu, bir yandan da dmanla ba etmeye alyordu... indeki, bir ses "Bunca sene yokluk iinde savatn, bak grdn ite yine yokluk iinde savaacaksn. Camilerde yatp lmden dndn." diyordu. O, ac anlar dnen Faik avu dilerini skarak iindeki sese fkeyle karlk verdi: - Keke lseydim, dedi! Onun szlerini duyan erler, avularnn neden byle konutuuna bir anlam veremediler. Faik avuun hayattan bezmi olduunu dnyor, bu atmann daha ne kadar sreceini merak ediyorlard. Bu soukta, ssz yerde sanyorlar, ilerindeki korku onlarda hi beklenmeyecek bir cesarete dnyordu... Bu arada beklenmeyen bir ey oldu. Kar ate aniden kesildi. Faik avu ve mangas bir sre olduklar yerde kprdamadan beklediler. Sonra nal seslerini duyunca kalktlar. Kim olduklarn bilmedikleri eteciler atlara binmi drtnala uzaklayordu. Nal sesleri duyan Faik avu:

- Haydi, dedi. Kalkp kayalarn ardna bakmaya gittiler. Kar iinde iki kii yerde yatyordu. Etraflarndaki krmzlk beyaz karlar iinde hemen dikkati ekiyordu. Bir de silah seslerine aldrmadan duran, iki at vard. Faik avu: - Tuzak olabilir. Dikkatli olun, dedi. leri frlayan Ziver hibir tedbir dnmeden yerde yatanlara bakt. - lmler, dedi. Herhalde bunlar ben vurdum. Faik avu, Ziver'in bu szne gld. - yi ya sen vurmu ol bakalm... - Atlar alalm, yaral arkadamz atla tayalm. Acele edelim. Yry koluna yetimemiz lzm. Karanlk basmadan onlara ulamalyz... Takm erlerinden biri omzundan yaralanmt. Ancak byk bir metanet iinde susuyor, "ah" bile demiyordu. Faik avu baba efkatiyle ere bakt: - Yaran fazla derin deil. Sk diini, kafileye yetiince yarana baktrrz. u ata bindirelim seni. Yular tutabilir misin? - Tutarm avuum... be kii hemen yaral eri ata bindirdiler. Dier at da yedeklerine aldlar. Kayalklardan aaya inerken kar tekrar yamaya balamt... Daha nce geip giden ana yry kolundaki erlerin izleri yine de belli oluyordu. Akam karanl basmadan kafileye varmak istiyorlard. Yoksa bu ekilde yrmek onlar iin tehlike dolu bir yolculua dnecekti. nk yorgun argn erlere kar her an tekrar bir saldr olabilirdi. Erler, yorgun ve tedirgin, ana kafileye yetimeye alyor, kar yamaya devam ediyordu. Yanlarnda getirdikleri iki atn birine yaral eri bindirmilerdi, dier atta ise yorgun erlerden biri bulunuyordu. Bir sre gittikten sonra erler bu ata srayla biniyordu. Faik avu en nde yrrken aklna birok soru vard. Kendilerine saldranlar her kim ise neden atmay brakp kamlard? Acaba ileride tekrar m saldracaklard? Yoksa bu bir tuzak myd? Aslnda cevaplanacak pek ok soru vard ama imdi tek dncesi ana kafileye yetiebilmekti. Aralarnda en az saatlik bir yol vard. Bu mesafe devaml koulsa dahi zor kapanrd. Tek mitleri yry kolunun verecei molalard. Eer molalar uzun olursa ancak yetiebilirlerdi. Ana kafile ise kar nedeniyle yryn iyice yavalatmt. Komutanlar kafilenin drt bir tarafna nbetiler koymu, ileriye ve en geriye keif kollar karlmt. Bu ekilde muhtemel bir saldrya kar tedbir almay dnmlerdi. Asker ile iae ve cephane tayan mekkreleri eken hayvanlar yorulmulard. Erzurum'a daha ok vard. Btn gn byle yorgun argn yryemezlerdi. Onun yerine yol kenarndaki aalk bir yerde konaklanabilirdi. Komutanlardan bazlar gece dinlenmenin tehlikeli olabileceini syledi. Bazlar ise yeterli nbeti ve keif kollar ile kafilenin gvenliinin pekl salanabileceini dnyorlard. Mola verip bir sre sonra tekrar yrye getiler. Akam karanl kmeye balaynca gece dinlenilmesi ynnde karar verildi. Mekkreleri eken hayvanlar koumlardan sklp aalara baland. Azlarna yem torbalar asld. Asker de saa sola yayld ama karla kapl yerlere oturmak mmkn deildi. Hepsi ayakta bir eyler attrmaya alyordu. attklar silahlarnn banda yorgun bir ekilde dikiliyor, kendi aralarnda konuuyorlard. Kar ise yamaya devam ediyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde daha da artacak olan souktan nasl korunacaklard? Ate yakmay dndler ama yaklacak bir ate etecilerin dikkatim ekebilir ve baskna urayabilirler endiesiyle, ate yaklmamasna karar verilmiti. Btn gece, karn ve souun koynunda, ayakta m geirilecekti? te bu soru tm komutanlarn aklnda vard. Ancak karar alnmt. Yorgun askere btn gece "yr" demek de olmazd... Hemen erlere emirler verildi: - Ate yaklmayacak! - ok yksek sesle konuulmayacak! - Yerlere oturulmamaya allacak! - Uyuukluk hisseden askerler uyarlacak!

- Etrafa dalmak yok! - Civar kylere asla gidilmeyecek! Erat bu emirleri duyunca "Btn gece ayakta beklemek iin mi mola verdik?" diye szlanmaya balad... ken karanlkla birlikte erlerde ve komutanlarda tedirginlik ba gsterdi. Ayakta bekleen erler yere melmek zorunda kalyor, bir sre sonra tekrar ayaa kalkyorlard. Gecenin ilerleyen saatleri ve ayaza eken hava nedeniyle erat durduklar yerde zplamaya balyor, neden sonra yoruluyorlard. Bu arada sabit bir ekilde durmaktan bedenleri uyuuyordu. Erlerden drt be kiilik bir grup yere meliyor, kafa kafaya veriyor, bulabildikleri ullar stlerine rtyor, biraz olsun snp souktan korunabiliyorlard. Aalara bal atlar, mandalar ve kzler souktan titriyor, ara sra barp duruyorlard. Herkes sabahn olmasn drt gzle bekliyordu. yice bastran souk ve karanlk iinde uzaktan bir el tfek sesi iitilince, o uyuuk ve yorgun askerin hepsi dikkat kesilip hemen silahlarn alp, ok dkleri halde, kendilerini karn iine attlar... Yerli eteciler mi yoksa Ermeniler mi saldrmt? Pr dikkat karn stnde uzanan erler "Bir baskna m uradk?" diye kendilerine sorup duruyorlard. Ancak tfek sesinin arkas gelmedi. Uzun bir sessizlikten sonra karanl bir ses yrtt: - Kimsiniz? - Faik avu ve mangas. - Parolay syleyin! - Parolay bilmiyoruz. - Orada bekleyin... Faik avu ve mangas yola ktndan beri hi dinlenmeden yrmt. Bu yzden de ana yry kolunun mola verdii yere yaklatklarnda baz grltler duymu, Ziver havaya bir el ate etmi, bu nedenle ana yry kolu teyakkuza gemiti. Faik avu ve Ziver, keif kolundaki erlerin eliinde tmen komutannn karsna gtrlrken, takm komutan onlan grp: - Bunlar benim erlerim, brakn gelsinler, yeteri kadar yorulmular zaten, dedi. Faik avu temenin yanna geldi: - Bir yaralmz var. - Ar m? - Ar saylmaz ama doktorun grmesi gerekir. Hi olmazsa yarasn temizlesin. - Peki, dedi temen. Ben emir veririm. Sonra Faik avu gidip mangasn ana yry kolunun konaklad yere getirdi. Blk komutanna rapor verdi. Blk komutan da Faik avuun anlattklarn bir kda yazarak raporu tabur komutanna gtrd. * Gne, clz bir mum gibi dalarn ardndan maya baladnda, iddetli souk nedeniyle uyuyamayan erat derhal topland. Her yanlar uyuan ve aryan erler tekrar yola koyulduklarnda, karla kapl yollarda, saatlerce ayaklarn srkleyerek yrmeye almlard. Ne kadar yrdklerini kendileri de bilmiyordu, bir sre sonra yksek bir tepeyi trmandklarnda, Erzurum ehri grnr olmutu. Menzile ok yaklam olmak, askere yeni bir evk, yeni bir heyecan ve yeni bir g katmt. Hepsi bir an nce Erzurum'a varmak, scak bir orba, scak bir yer ve scak bir yataa kavumak amacyla yanp tutuuyorlard. te bu hasret, baz erlere krk mit alam, bazlar bir Erzurum trks sylemeye bile balamt. "Erzurum 'da bir ku var Kanadnda gm var Yrim gitti gelmedi Elbet bunda bir i var." Erzurum ve evresinde kurulan bek bek adrlarda, gemici fenerlerinin nda yeni mitler parldyordu. Herkesin aklnda kn en ar zamannda dalar ap Ruslarn ardna dolanma fikri yer etmiti. Birbirlerinin gzlerine bakmaktan bile korkan erler ac gerei dillendiremiyorlard ama gzlerinden her ey okunuyordu. Erler, dndklerini arkadalarnn gzlerinde grdkleri, ekingenlii ve aresizlii dillendirip, kendi aralarnda szlemi gibi bu konu zerinde srarla konumuyorlard. Her yerde ve her eyde yokluk ama ilerinde yine de krk bir mit vard.

Karlarn zerine kurulmu adrlarda s yle dyordu ki, uyumann imkn yoktu. Eer Erzurum'dayken bu kadar souk oluyorsa, geip gidecekleri dalarda snn ne kadar debileceini tahmin ediyorlard. Askere kaput, ayakkab, potin, yelek, kar bal, eldiven, yn kazak ve orap henz datlmad gibi datlaca ynnde de en ufak bir belirti yoktu. Yine de yitik bir mide tutulan erler kendilerine bu tr giyimlerin verileceini, koca ordunun bu ekilde dalara yollanamayacan dnp teselli buluyorlard. adrlarda kalan erler karlara basmaya ekiniyor, ancak aresiz bir ekilde, adrlarda gezinmek, biraz olsun snmak iin gayret sarf ediyorlard. Bu kk yrylerden dolay ezilen kar sertleip buza dnyor, arkla yrmek, ayakta durmak bu yzden pek mmkn olmuyordu. Asker arasnda en ok korkulan ey tifsn ortaya kmas ve bunun yaygnlamasyd. Souktan donma da ikinci sradayd. Ne gariptir ki, ezeli dman diye belledikleri Rus'tan korkma ise nc ve son srada yer alyordu. * Erzurum'da konaklayan 9. Kolordu zaman zaman Erzurum ve evresinde tatbikatlar yapyor, bazen gece bazen de gndz at talimleri gerekletiriyordu. Asker mmkn olduunca yetitirilmeye alyor, soua ve kara almas amalanyordu. Ancak daha sonra kolordunun nc birlikleri olan, hzla hareket edebilen svari tmeni iin ok sayda ata gereksinim olduu ortaya kmt. Bu ihtiyac karlamak iin ksa srede ne yaplabilirdi? Onca at hemen nereden bulunabilirdi? 3. Ordu bar zamannda eitli iae ve hayvan almn yapmam, seferberlik iln edildiinde ne yazk ki, hazrlksz yakalanmt. imdi ordu komutan kara kara dnyor "Onca svari erini yayan yrterek savaa sokacak halim yok." diyordu... beyaz hOzun 53 Bu sknt iinde bunalan komutanlar pek yaknda bir taarruza geileceini iyi biliyorlard ama stlerine "Svari tmenin atlar yok" nasl diyeceklerdi? Sonunda 1300 atn Erzurum ve evresinden alnmas kararlatrld. ehirde duyuru yapan tellllar kimin elinde at, katr var ise teslim etmesini, aksi hlde sz konusu hayvanlarn zorla alnacan, karlnn da en ksa srede deneceini duyuruyorlard... Her telll geite, yaplan her duyuruda Erzurum halkn gizli bir korku alyordu. Bu korku, daima kendilerinden bir ey istenmesinden dolay gnllerde yerleen tortunun bir eseriydi. lk nceleri evltlar askere arlmt. Daha sonra atlar isteniyordu. Zaten fakirleen Erzurum halknn ite kullanaca, yk tataca, yolculuk yapabilecei atlar da elinden alnyordu... Eskiden olsa kolayd. Hele hele Erzurum ve evresinin zenginlii 93 Harbi yllarnda ok fazlayd. nk ran'la yaplan ithalat ve ihracattan dolay ehir zenginlemiti. Harp srasnda istenen her ey halktan kolayca alnmt. stelik o zaman halkn ambarlar azna kadar zahire doluydu. Halk zengindi, zaten onlar da ellerinden gelen destei askerden hi esirgememilerdi. Ancak bugn yle miydi ya? Rus hkmeti tarafndan snrdan ieri sokulan ve desteklenen Ermeni eteleri bu ticaret yolunu kesmi, yerli eteler de yamaya balamt. Dolaysyla Culfa-Batum yolu daha ilek hle gelmi, bu son durumdan yine Ruslar krl kmlard. imdi ise ran'la ticaret durma noktasna gelmi, Erzurum halk gn getike fakirlemiti... Yoksulluun kara penesine den halk bezmiti. Yorgundu... Halktan bazlar ihtiyatan dolay atn getirip teslim etmemiti. Atlarn yeterli sayya ulaamadm gren tmen komutan Erzurum ve evresindeki kylere asker kararak istenen at saysn zorla tamamlatmt. te yandan erat zaman zaman soua ve evreye alabilsin diye tatbikat yapyor, gece veya gndz araziye kp at talimleri gerekletiriyordu. Askerin olabildiince ksa srede hazr hale gelmesi isteniyordu. Faik avu ve mangas ise yorgun olduklar iin talimlere katlmyordu. Bir gn Faik avu tfeinin bakmn yaparken, yanna Ziver geldi. Biraz skntl grlyordu. - Gel bakalm Ziver. - avuum bu hal nedir byle? - Hangi hal Ziver?

- avuum duydum ki, bu kara kta dalar ap Sarkam'a girmemiz gerekiyormu. - Duydum... - Peki sen Allahekber Dalar'n bilir misin? - Bilmem. - Ama ben bilirim, hem de iyi bilirim. bin metreden fazla ykseklii vardr. Uurumlar derindir. Yol denen ey patikadan ibarettir. Asker buradan nasl yrr? Top arabalar, erzak ve cephane arabalar bu patikalardan nasl gider? - Biz oradan gitmeyeceiz ki... - Biz gitmesek de bakalar gidecek ne fark eder ki? - Doru sylyorsun. - avuum bunca asker, bunca hayvan oradan geebilir mi? Geemez! Yars donar. Zaten burada bile tifs vakalar grlyor. Kalan yars da hastalktan lr. Ruslar ise habire ynak yapyorlardr. - Sen tm bunlar nereden biliyorsun? - Ben iki yl ncesine dek Kars'tan aldm derileri Erzurum'a, Erzincan'a hatta Trabzon'a gtrp satyordum. Oralarn, yollarn, havasn, dalarn iyi bilirim. unu demek isterim ki, buralarda telef olup gideceiz. Ben hapishanede daha rahattm. eride insanlar zgrle dair hayal kurarlard hep. Bazen bir yeil soana, bazen bir iee, deiik bir yze hasret kalrlard. Ancak hayal bakadr, mit bakadr, gerek ise bakadr avuum... Faik avu, Ziver'in anlattklarn sanki dinlemiyor gibiydi. inden "Senin Erzurum'da grdn, ben daha nce Balkan Harbi'nde grdm. Ben vatann bir kesinden dier bir kesine giderken, ka ift ark eskittim. lyordum, lmedim ama lenleri grdm. Hem de vurumaktan deil, hastalk nedeniyle camiler dolusu, sokak dolusu lenleri grdm. Onlarn arabalara bir uval gibi atldn, ssz kelerden bir bir toplandn grdm. Bulgarlara esir den arkadalarmn kavak aalarnn kabuklarn kemirdiini duydum..." diyordu. Ancak yine de Ziver'in aklselim konumalar onu artmt. Ziver bir baka insan olmutu sanki... "Deri ticaret yapan biri-siymi. Bu yreleri de iyi biliyormu" diye dnd. Ziver'e bakt. Ziver susuyordu. Yerdeki karlar dalgn bir ekilde aryla dzlyordu... Sonra ona: - ok zor gnlerden geiyoruz. Koca bir millet, koca bir imparatorluk sanki bu cendereden geebilirse kurtulacak, geemezse de boulup gidecek gibi geliyor, dedi. - mparatorluun yazgs boaza deil Allahekber Dalar'na bal avuum. Bahara dek hazrlanp neden Rus'a saldrmay dnmez u komutanlarmz, u paalarmz... - Komutanlar hzl bir taarruz, bir evirme yapp Ruslar artmak istiyormu. Duyabildiimiz, bilebildiimiz bu ite... Faik avu gnl yorgunluunun arttn hissediyordu. Souk, gecenin bastrmasyla daha da artyordu. Erzurum ve evresindeki adrlarda kalan asker lgn fenerlerin nda, souun kucanda uyumaya alyor, ilerinde scak deil ama krk bir mit tayordu. Bu mide tutunan erat yollara decek, dalar aacak daha sonra da Ruslarla arpacakt... Faik avuun bal olduu tmene yine yol grnmt. Bu tmen Erzurum'dan hareket edecek, Narman'da alacak olan yeni cepheye destek olacak, 10. Kolorduya yardm edecekti. Sonra da Oltu zerine yryecek ve oradan da amurlu Dalar'n aarak Sarkam'a girecekti. stelik tmenin tm arlklarnn, toplarnn, mekkre kervanlar ile gtrlmesi kararlatrlmt. Bu sefer srasnda nc grevini ve keif yapma grevi yine Faik avuun da mangasnn iinde bulunduu bir takma verilmiti. Erzurum'da 11. Kolordu bulunuyordu. Bu kolordunun karargh ilk nce Hasankale'deydi.'' Ancak Ara Nehri boyunca ileri bir harekta kalkan Ruslar Horasan'a doru ilerleyince, karargh tekrar Erzurum'a tanmt. 3. Ordu Komutan Hasan zzet Paann dncesi ise Erzurum ve civarnda genel bir savunma yapmak, bahara dek Ruslar oyalamak ve ordunun tm eksikliklerini de tamamlayarak taarruza geip Ruslar olabildiince geri atmakt. Paa bu dncedeydi ama her ey Albay Hafz Hakk'nn Erzurum'a geliiyle birlikte deimeye balamt, stanbul'dayken, Enver Paaya zellikle kn bir

taarruza kalkmamas ynnde telkinler yapan Hafz Hakk, Erzurum'a geldikten sonra az deitirmeye balamt: "stanbul'dan hareket ettiim zamana kadar, Kafkas Cephesinde taarruz iin 1915 baharn beklemek ve Karadeniz'de stnlk temin olunduktan sonra, iki kolordunun Batum civarna naklini ve karaya karlmasn zaruri saymak fikrine inanm grnen Hafz Hakk Kafkas Cephesine vardktan sonra veya giderken kanaatini birdenbire deitirmiti.'* Hafz Hakk bazen 3. Ordu Komutan Hasan zzet Paa ile gryor, durum hakknda bilgi alyordu. Onun devaml "Ordumuzun eksii oktur, taarruzu bahara brakalm, bu srede olabildiince hazrlanp eksikliklerimiz giderelim" teklifi zerine "Ben etraf bir kefe kaym, durumu bir de kendi gzlerim ile greyim" diyerek subay ve korumalarla geziye kyor, birka gn sonra Erzurum'a dnyordu. Bu keiflerin sonunda hazrlad raporlar Genelkurmay Bakan ve Bakumandan Vekili Enver Paaya gnderiyordu: "Dalar zerinde yollar kefettirdim. Bir ksmn kendim de grdm; bu mevsimde yollardan hareketin mmkn olduuna kani oldum. Buradaki, Kolordu ve Ordu komutanlar yeter derecede azim ve cesaret sahibi olmadklarndan byle bir taarruza samimi olarak taraftar grnmyorlar. Bu hareketin icras, rtbem tashih olunarak bana tevdi olunursa, ben bu ii deruhte ederim."" Bu gizli ifre zerine Enver Paa taarruza gemeyi iyiden iyiye dnmeye balamt. Alman subaylarn da bir nce harekta balama konusunda tavsiyeleri vard. Enver Paa, 3. Ordu Komutannn, Genelkurmay ile ters dncelere sahip olduunu dnyordu. Bu yzden grevden bile almay dnd Hasan zzet Paann yerine 3. Ordu Komutanln Mareal Liman Von Sanders Paaya teklif etmiti ama Alman Paa bu teklifi nazike reddetmiti. Bunun zerine Enver Paa, Liman Paayla grt leden sonra hemen o akam hareket iin donanma komutanna emir verdi. Yavuz'a binip Trabzon'a gidecek, kendisine Bronsart Paa, Bayaver Kurmay Binba Kazm Bey, Yaver kr Bey ve Bronsart'n yaveri Binba Fischer de elik edecekti... Enver Paa, Hafz Hakk'y bir kolordu komutanlna tayin etmek gibi bir acele karar vermektense, bizzat Kafkas Cephesine gidip durumu yerinde tetkik etmeyi ve kumandanlarla ahsen grmeyi tercih etmiti... Daha sonra Enver Paa komutanlaryla grm durumu tetkik ederek, arkada Hafz Hakk'y albaylktan, yarbayla8 terfi ettirince, herkeste 3. Ordunun bana Hafz Hakk'nn geecei fikri hsl olmutu. Enver Paa onu 10. Kolordunun bana getirdi. Ancak bu gne dek byk birliklere komuta etmemi olmas, stanbul'dayken kendisine kar taarruz fikrini desteklememesi, Erzurum'a geldiinde ise tam kar fikirler benimsemesi Hafz Hakk'ya olan gvenini sarsyordu. Bu nedenle byk ve son saldry balatncaya kadar burada kalmay dnyordu. Pek yaknda Enver Paann taarruz plnlarn uygulayaca bildiriliyordu. stelik askere de yle bir konuma yapt kulaktan kulaa yaylyordu: "Askerler, Hepinizi ziyaret ettim. Ayanzda ark, srtnzda palto olmadn grdm. Birok ynlerden imdilik giderilmesi ok zor eksiklikler iinde olduunuzu anladm. Fakat bu eksikliklerin savamada birliin abalarna ve ileri atllarna zarar getiremeyeceine inanyorum. Baar d grn ve giysilerle deil, her askerin kalbindeki yiitlik ve cesaret ile kazanlr. Karnzdaki dman sizden korkuyor. Yaknda saldrya geerek Kafkasya'ya gireceiz. Siz orada her trl varla kavuacaksnz. Tm slm dnyasnn son umudu sizlersiniz. Daha birok zamanlar sizinle beraber olacam. Kesinlikle, umuyorum ki, bundan byle nasl kahraman olduumuzu dosta dmana gsterecek, er olu er olduunuzu anlatacaksnz. Her zaman bizimle birlikte olan Allah' unutmayarak ileri atlnz. Bylece her zaman zaferler kazanarak Kafkasya dalarnda yatan babalarmzn ruhunu sevindirir ve oralarda bizleri bekleyen din kardelerimizi Moskof boyunduruundan kurtarrsnz. Her zaman ileri, hep ileri gidiniz. Mutluluk, n ve onur ileride; aalanma, yoksulluk ve lm geridedir. '* * Neler oluyordu? Faik avu Erzurum'da duyduu bu sylentiler zerine dnyor ama bir sonuca varamyordu.

Enver Paay tanyanlarn sylediine gre Paa taarruzdan asla vazgemeyecekti ve Ruslara kar byk, hzl ve aldatc bir plan hazrlamt: "Plana gre 11. Kolordu bulunduu blgede, yani Kprky'n dousunda kalacak ve Ruslarn dikkatini ekmek iin gsteri saldrlar yapacakt. Bu srada Albay Yusuf zzet komutasndaki 2. Svari Tmeni Ara Irmann gney kanadna saldracak ve Ruslarn bu kanada kuvvet kaydrmasn salayacakt. hsan Paa 9. Kolordusuyla Bardz zerinden Sarkam'a saldrrken, Alman Binba Strange komutasndaki bir mfreze Artvin zerinden Kars'a sarkacakt. Plnn en can alc blmn 10. Kolordu Komutan Albay Hafz Hakk uygulayacakt. Albay Hafz Hakk Oltu zerinden geni bir yay yaparak Allahekber Dalar'n aacak ve Kars-Sarkam demiryolu stndeki Novoselim'e varacakt. Bylece Rus Ordusu Sarkam'ta kuatlm olacakt. Ancak Ruslarn kaarak Kars'a ekilme olasl biraz dndrcyd. Zira Kars bir kaleydi ve salamlatrlm mevzilerinde 300 top vard. Bu yzden Kars'n alnmas zor olabilirdi. Bu engeli de yine Hafz Hakk aacakt. Kolordusuyla Oltu'yu alnca geri ekilecek olan Rus kuvvetlerini ters cepheli bir savamaya zorlayacakt. Pln Sarkam'ta kuatlacak olan Rus Ordusunun yok edilmesini amalyordu. Ondan sonras belliydi. 36 yldr Ruslarn elinde bulunan Kars kurtarlacak, 1878 Berlin Antlamas'nn c alnacakt. Sonra ver elini Kafkasya..." 2. BLM Kar sessiz ve kararl bir ekilde, musiki ahengiyle, ressamne gzellii ile ar ar yayordu. Her yeri beyaza bezemek iin topraa, yollara, aalara ve evlerin zerine dyordu. Bu gizemli gzelliin yamas, "Sizin savalarla, birbirinize olan kinlerinizle, maddeten ve manen kirlettiiniz yeryzn ben temizlemeye geliyorum" der gibiydi. Kar, eski isli bir boyann stne beyaz boya vuran temiz ve titiz bir boyacy andryordu. Keke karn getirdii beyazlk insanlarn kirlenen gnllerini, ihtiraslarn da silebilse, keke ak pak eyleyebilseydi. Souk sanki krlm, sis km gibi iki adm tesini grmek, youn ama sakin yaan kar nedeniyle imkanszlamt. Bylesi havada, birisi karda bata ka Kaleboaz'na11 doru yrmeye gayret ediyordu. Soluk solua kald halde hzl yryordu. Buralar iyi bildii belli oluyordu, yrd patikann belirsizlemesi onu endieye sevk etmemiti. Kendinden emin bir ekilde kye doru yaklamaya alyordu. Kulaklar kirite, kyn etrafndan gelen ara sra srp giden kar sessizliini sran kpek havlamalarn takip ediyordu ama baka hi ses duymuyordu ki... Bu havada kpeklerin uzun sre havlamayacan ancak bir yabanc ya da kurt grrse havladklarn iyi biliyordu. Ky, vadide olduu iin aaya doru inmesi gerektiini dnyordu. ki adm nn grmekte zorlanan bu kii kaln giyinmi, yzn bir tek gzleri akta kalacak ekilde skca sarmt. Yn eldivenleriyle tuttuu tfeini her an kullanacakm gibi eli tetikteydi. Kar, ayn hzla ayn kararllkla yamaya devam ediyor, adam ise kye bir an nce varmak iin acele ediyordu. Artk aaya doru hzla inmeliydi. Neden sonra durdu ve etrafna baknd. Bir iaret, bir aa arad ama hibir ey gremedi... "Nereye gideceim?" diye dnrken kpek havlamas duydu. "Kye yaklatm herhalde." dedi. Kpek sesine doru gitmeye karar verdi. Aadan inerken kayp yama aaya, vadiye doru karlar iinde yuvarlanmaya balad. Sk skya tuttuu tfeini kaybetmek istemiyordu. Bir al beine taklnca yuvarlanmaktan kurtuldu. Ancak ensesinde scak bir eyin olduunu hissetti. Adeta nefes gibi bir eydi bu. Birden ir-kildi. Gzleri byd, kalbi daha hzl atmaya balad, iliklerine kadar rperdiini hissediyordu. Bu ensesinde soluyan kimdi? Geri dnnce ilk nce kpek mi, kurt mu olduunu bilemedii hayvanla burun buruna geliverdi. Bunun bir kpek olduunu anlaynca rahatlayp derin bir soluk ald. Kuytu al dibinde youn kardan korunmaya alan kpekle karlamt. Korkusu sevince dnt. nk kye iyice yaklam olmalyd. Kalkp hl kendisine umarsz bir ekilde bakmakta olan kpein ban okad. "Havlamayan kpek srye kurt getirir derler, sen o cinslerden misin?" diye sordu. Kpek kendisine aldrmadan bir baka tarafa doru gitti. "Daha dikkatli bir ekilde aaya inmeli, kye iyice yaklam olmalym." dedi. Adam dikkatli

admlarla yryor, byk narlarn gvdelerini seebiliyordu. "Tamam, kye geldim, narlardan sonra saa dndmde geni bir yol ortaya kacak, bu yolun sonunda mezarla yakn yerde Kadir Aamn evi olmal." diye dnd. Artk evlerin koyu glgeleri beyazlar iinden kolaylkla seilebiliyordu. Sada solda kuytu yerlerde bulunan kpekler karla gelen bu adam grnce havlamaya balad. Adam kpeklere "Sizler srye kurt getirmeyen tiplerdensiniz herhalde." dedi. Koca narlara doru yrd. Sonra karla kaplanm kocaman ve ssz yolda ayak izlerini brakarak mezarla doru yneldi. Kar, mezar talarn rtmt. Servi aalaryla am aalar kara bezenmiti. Mezarln yanndan geerken elinde olmadan korktu. llerin ruhlarna bir Fatiha okudu. Sonra mezarl geip Kadir Aann geni avlulu kapsndan girip evin kapsn yumruklamaya balad. - Kadir Aam! Kadir Aam! - Kimdir o? - Ben zeyir! - zeyir! - Evet aam kapy a. Kadir Aa akn bir halde kapy at. Karsnda deta kardan adama dnm zeyir'e bakt. Merakn acelece kurduu cmleyle gidermek istedi: - Hayrdr zeyir? - Hayr deil aam. Hayr deil... - Gir ieri haydi. zeyir kap dibinde zerindeki karlar temizledi. Kaim paltosunu, baln kard. Sobann yanndaki sedire iliti. Hemen sze girdi: - Kadir Aam haberler kt. Biliyorsun Ruslar bir iki ay nce snr getiler. Onlar snr geince artk kylerimizde rahat kat. Diken stnde durur olduk. Ruslarn ilerledii haberlerini alyorduk ama inanmyorduk. nk bu sylentileri Ermeniler bilerek karm olabilirdi. Bir gn ava kmtk. Gn boyu avlandk, kyden epey uzaklamtk. mtk, ileride bir duman grdk. Dumana doru gitmeye karar verdik. Aklmza kt bir ey gelmiyordu. Herhalde "Bizim gibi avlanmaya kanlar ate yakmlar, hem snyor hem de karnlarn doyuruyorlar" diye dndk. Yaklanca gzlerimize inanamadk. Koca ky atee verilmiti. Halk nceden kam, kaamayanlar da ldrlmt. Cesetler sokaklardayd, kurtlar, a kpekler cesetleri ekitirip duruyordu. Ne yapacamza karar veremedik. Hem korkudan hem de teltan kymze dnmeye karar verdik. Yakndaki bir baka kye girerken baz sesler duyduk. Kim olduunu bilemediimiz insanlar hararetle konuuyordu. Bunlar kimdi? Ermeniler mi, Ruslar m yoksa bizim haydutlar m bilemiyorduk. Hem Ermenice hem de Trke konuuyorlard. Bir yere saklanp olacaklar izlemeye baladk. ki kii, on be kiiye ne yapabilirdi Kadir Aam? Neyse, kyn ahalisini tek tek evlerden kardlar. Camiye doldurdular. Erkekleri ise ky meydannda topladlar. Cami kapsn kilitlediler. Kendi aralarnda bir eyler konutular. Anlayabildiimiz kadaryla kadn ve ocuklarn doldurduu camiyi atee vermekten son anda vazgetiler... Erkekleri sraya dizdiler. Onlar kuruna dizeceklerdi. Ancak bir apulcu onlar ldrmeden nce saatlerini, paralarn, altnlarn toplad. Bir torbaya doldurdu. Sonra kr at zerinde duran kii, herhalde reisleriydi. Krbala dizilen erkeklere vurmaya balad. Yine yarm yamalak anlayabildiim kadaryla sakladklar altnlar karmalarn istiyor, aksi halde erkekleri, camiyi atee vermekle tehdit ediyordu. Zavalllardan bir ka yer gstermek zere eve gittiler. Ancak geri dnmediler nk duyduumuz tfek seslerinden bunlarn altnlar alnnca ldrldne kanaat getirdik. Olacaklar bekliyorduk. Sonra erkekleri ldrmeye balaynca dayanamadk. ki kii de olsa elimizden geleni yapmalydk. Fiek saysn hesapladk. apulculara biraz daha sokulduk, ilk nce atta duran vuracak daha sonra kan kargaadan faydalanp ldrebileceimizi ldrp eer kaabilirsek kaacaktk. Kaamaz-sak da orada erefli bir lme kavuacaktk. Kararlydk daha da yaklatk. Ben at zerinde duran, reis diye tahmin ettiim kiiye nian aldm, bekliyordum. Onlar ldrmeye balar balamaz tetie basacaktk. Bu ekilde beklerken ilk bataki ihtiyar adam bandan vuruldu. Ben de tetie bastm. Tam kalbinden vurduum reis ac iinde bararak attan dt.

Sonra da arkadamla ate etmeye baladk. aran apulcular bir yandan gizlenmeye, bir yandan da meydana topladklar erkeklere ate edip ldrmeye alyorlard. Elimizden geleni yapyorduk ama erkeklerin ldrlmesini nleyemedik. Bilmiyorum belki birka kii sa ya da yaral kalm olabilir. Daha sonra bize doru ate younlamaya balad. Geriye doru ekiliyorduk. Ancak iki kii olduumuzu anlaynca hzla zerimize gelmeye baladlar. Etrafmz sarmak istedikleri belli oluyordu. Eer bizi ellerine geirirlerse nasl ldreceklerini tahmin ediyorduk. Bu nedenle arkadamla szletik, yakalanacamz anlaynca son bir fieklikle birbirimizi ldrecektik... Etrafmzdaki ember gittike daralyordu, fieklerimiz de artk bitmek zereydi. Kendimize sakladmz son bir fieklik ise ceplerimizdeydi. O esnada arkadam vuruldu. Bana "Haydi zeyir beni bu katillerin eline brakma, ldreceksen sen ldr." dedi. "Sen de beni ldrmek iin hazrlan." dedim. Karlkl olmak zere tfeklerimizi birbirimize dorulttuk. kimiz de "Kolay lm olsun" diye kalplerimize nian aldk. Ben gzlerimi kapam vurulma ann grmek istemiyordum. nsan leceini ve ldreceini de bildii vakit deiik duygulara kaplyor Kadir Aam... lm, belki iki saniye sonra gelecekti, ite bir mr boyu merak ettiim lm nasl bir eydi az sonra grecektim. Azrail'in nasl can aldn grecektim ama grdklerimi bildiklerimi insanlara anlatma ansm olmayacakt. lmn o gizi yine aa kmayacak, insanlar lmn nasl bir ey olduunu kendi balarna gelmeyinceye dek bilemeyeceklerdi... Gzlerimi yumdum. Tetie bastm. Arkadamn sadece "ah" dediini hatrlyorum. Ben de gsme girecek samalar beklerken bir eyin olduu yoktu. Gzlerimi atmda arkadamn yere dtn grdm. Bana neden ate etmemiti? arp kalmtm. Hlbuki son fiei kendimiz iin saklamtk... Hemen arkadamn yere den tfeini aldm ve namluyu bama dayadm. Kendi kendimi vuracaktm. leriden barmalar duyuyordum, biliyordum ki beni ldrmek iin yaklayorlard. yleyse onlardan nce tetie basmalydm. Byk bir kararllkla yine gzlerimi yumdum ve tetie bastm. Namludan byk bir fke ile frlayacak samalardan yine eser yoktu. Tfei krp namlunun iine baktm fiek falan yoktu. Arkadam son fiei, yani beni ldrecek fiei de apulculara harcamt. Byle bir eyi ben dnemediim iin akas ok hayflandm. zeyir burada sustu. Kendisine uzatlan scak hlamuru alp imeye balad. Kadir Aa ve zeyir sonsuz kederler iindeydi. Sonradan hatrlam gibi Kadir Aa, zeyir'e sordu: - Evldm, teltan sormay unuttuk. Senin karnn atr. Hemen bir sofra kuruversinler. - Am ama bir ey yiyesim yok. Gzlerimin nnden yaadklarm bir trl gitmiyor Kadir Aam. zeyir daha fazla tutamad kendini ve koyverdi. Hkra hkra alamaya balad. Aylardr, gnlerdir sren gerginliin, tedirginliin birikimi olan gzyalar sel olup akyordu... - Ala rahatlarsn. ok eyler yaam ok aclar ekmisin. Hele bir karnn doyur, dinlen, daha sonra olanlar anlatrsn yine... - Kadir Aam daha sonra olanlar derim ama asl imdi diyeceim ok nemli. Ruslar ar ar Kaleboaz'na yaklayorlar... Eer Ermeni eteleri dier kylerde ilerini bitirdiyse sra sizin kydedir, bunu bilesin, diye nlerinden kotura kotura, dere tepe demeden sana geldim. Benim sana boynum kldan incedir. Bana ok yardm ettin. Haber vereyim, dedim. Sen ki, varlklsn, zenginsin. Gz dnm haydutlar istihbarat yapp kylerde kim zengin, kim fakir bir bir reniyorlar. Bunlar yetmezmi gibi askerden, cepheden kaan airet svari askerleri de kylere saldryor... - Airet svari alaylar m? - Evet. - Onlar niye bize zulm eder? nsan, kendi insanna zulm eder mi? - Hrszln n alnamyor aam. Bizleri ok kt gnler bekliyor. Hemen hazrlkl olmanz lzm. lk nce Kozohor Kyne, Ardos'a oradan da Tortum'a mmknse Erzurum'a gitme yollarn aramalsnz. - Ya sen?

- Ben... nann ne yapacam bilmiyorum ama bana iyi bir tfek verirsen iyi olur. Kadir Aa olaylarn bu denli byyeceini tahmin etmiyordu. Ortaln karacan bekliyordu ama ksa zamanda, bu kadar byk olaylar da beklemiyordu. Duyduklar iyi haberler deildi. Oturduu yerden kalkt. Camn nne dikildi, darya bakt. - Kar fena bastrd. Bu havada nereye gideriz zeyir? oluk ocuk yollarda perian oluruz. - Aam, beni dinlersen burada kalrsanz asl o zaman perian olursunuz. Dman eline geeceinize kurtlara yem olmanz daha evldr. Kzlarn var aam. Onlarn bana kt bir ey gelsin istemem... Kadir Aay sknt basmt. Ttn tabakasn kard. Kendine kaln bir cigara yapp ocaktan ald bir kor ile yakt. Sonra derin bir nefes ekti: - Dur, ben syleyeyim de sofray hazr etsinler. Sen karnn bir gzel doyur, ben de bu arada neler yapacam dneyim... - Dn aam ama fazla oyalanmayn, en ge iki gn iinde burada olurlar. Hava iyi olsayd daha tez gelirlerdi. Nerede kalmtm? - Arkadann tfeinde son bir fiek yoktu... - Ha evet... imdi ne yapacaktm? Sesler gittike bana yaklayordu. Artk son dakikalarmn olduunu dnyordum. Bunun iin iimden bildiim tm dualar okumaya baladm. Tfein kabzas ile gelenlerin zerine atlacak, lnceye kadar da kar koyacaktm. Bunda kararlydm. O anda baka bir yerlerden silah sesleri gelmeye balad. Gelenler kimlerdi, bilmiyor ve gremiyordum. Ancak yaklaan sesler birden baka bir yne doru dnd. Anladm ki bunlar gelenlerden kayorlar. Ben de, frsat bu frsat deyip allklarn iinden srne srne uzaklamaya baladm. leride sarp kayalklar vard oraya dek ularsam kurtulabilirdim. nk bu kayalklar kar kar biliyordum. Epeydir srndm. Ancak yeni gelenlerin hepsi atlyd, onun iin airet svari alay olabilir, diyorum. Nal sesleri o kadar yakndan geliyordu ki artk srnme-yi brakp bir al dibinde bzlerek ylece kaldm. Ama atllar fazla oyalanmadlar, uzaklap gittiler. Ben saklandm yerden kalkp olanca gcmle koup kayalklara sndm. Bilirsin, o mevkide birok maara vardr. Maaralarn birine girip saklandm. Ancak meye ve ackmaya balamtm. Gece ok souk olur bilirsin. - Bilmez miyim... - zerimdeki aba giysiler de yok. Titriyorum, bir yandan da yaadklarm gzmn nnden gitmiyor. yle bir hale gelmiim ki iimde yaama istei bile yok. - Tvbe tvbe, o nasl sz zeyir... - inan ki aam yle. Dnyam kararm, yklmm, itlerin nne yem diye atlacak hale gelmiim. Elimi kaldracak gcm yok. Naslsa, bir ara maarada uyuya kalmm. Uyandm ki yorgunluum biraz olsun gitmi. Ancak gece basm. Ne yapacam, ne edeceim bilemiyorum. Yanmda silah da yok. Allah'a sndm. Sabah beklemeye baladm. Maarann tavanndan damlayan kireli sulardan itim azar azar, ilk nce dudaklarm slattm. Dne dne sabah ettim. Hemen ortalk aydnlanr aydnlanmaz maaradan kp komaya baladm. Aklm yitirmitim sanki. Arkamdan yzlerce, binlerce atl geliyormu da beni kovalyormu zannettim. Tm kpekler beni kovalyor, silahl haydutlar, eteciler beni ldrmek iin birbiriyle yaryordu sanki... Ben de arkama bakmadan kotum. Talarn, allarn zerinden atlyordum, bazen yerdeki dallara, otlara taklyor, dyordum ama yine kalkyor, ardma bakmadan habire kouyordum. Kalbim ve dizlerim koma isteime takat getiremiyordu ama hep komak istiyordum ve kotum da. Daha sonra bir dere iinde baylmm... Gzlerimi bir ky odasnda atm. Bamda bir sr, insan merakl gzlerle bana bakp duruyorlard. Adn bile u an bilmediim yerde bana iyi baktlar. Sahip ktlar. Ben de o kyn ileri gelenlerinin birine oban olarak girdim. Dada bayrda hep korkarak ve rpererek koyunlar otlattm. Yaklak bir ay sonrada hepsine veda ederek buraya geldim, ite benim ackl hikyem Kadir Aam... - Szn bitti, hah sofra da geldi. imdi sen bir gzel karnn doyur. - itahm yok Kadir Aam. - yle deme. ok zahmet ekmisin. Yorulmusun. Maneviyatn bile bozulmu. Bir eyler ye de kendini abuk toparla. Haydi bakalm. Grelim mevlam neyler, neylerse gzel eyler.

zeyir sustu. ini boaltmt. Her ne kadar yaadklarn tekrar yaasa da biraz olsun rahatlamt sanki. zerinde tad tonlarca arlndaki gam ve kaderi sz ile def etmi, sz ile hafifletmiti. Israrla sustu. ylece kalakald. Kadir Aa sofray nne koydu bu kez emreder gibi bir sesle: -Ye, dedi. Bir yandan da zeyir bakyordu. Erimi bitmiti sanki... Kadir Aa ne yapabileceini dnyordu. ki gnlk bir sreleri vard. Nereye giderlerdi ki? Bunca hayvan, bunca koyun, tarla hepsini brakp nereye gideceklerdi? Mal cannn yongas deil miydi? Sonra kilerdeki tulum peynirleri ne olacakt? Tulum peynirleri aklna gelince daha da gerildi. "En ksa srede kileri kontrol etmeliyim" diye dnd. Bu srada evin hanm ieri girdi. - zeyir'in getirdii haberler hi de iyi deil. ki- gne kalmaz Ruslar ya da Ermeni eteleri ky basar, diyor... - Allah korusun! - Bir eyler yapmalyz. - Ne yapacaz bey? - Buralardan gidelim, diyorum. - Buralardan gitmek mi? - He ya gitmek... Gelenler apulcular olsa iyiydi Hatice. Onlarla iyi kt mcadele ederdik. Ama gelen bizim can dmanmz, yllardr bizde gz olan, ezeli dmanmz Rus. Onun gelmesiyle g kuvvete bulan Ermeni etecileri. Etmedikleri rezillik kalmam. Bunlarla Osmanl Devleti zor urayor, ben Kadir Aa nasl urarm ki? Kadir Aa sanki acizliini ifade etmi gibi sustu ve utand. Ona herkes aa derdi. Kyleri, davarlar, altnlar olduundan deil. Herkese yardm ettiinden, darda olana el uzattndand onun aal. Varlklyd ama bu varlk onu asla martmamt... Kadir Aa evin iinde hem syleniyor, hem de geziniyordu. zeyir ise susuyordu. Darda lapa lapa yaan kar yollar rtmt. Gzleri alan beyazlk souk ile birlikte darda hkm sryordu. Kadir Aa yan odaya geip oradan da kilere gidecekti akl fikri souk havada saklad tulum peynirlerindeydi. Hele bir tulumu daha ok merak ediyordu. Kilerin kapsn atnda uzaklaan nal seslerini duydu. Hemen dar kt: - zeyiiiir! zeyir arkasna bile bakmadan atn drtnala doru karn iine doru srd. Kadir Aa aresiz bir daha bard: - zeyiiir! zeyir'in bindii at beyazlklar iinde oktan kaybolmutu. Kadir Aa hi alkanl olmamasna ramen okkal bir kfr savurdu. Kilere girip, bir rayla aydnlatt. Sralanan buday uvallarn kaldrd. Bunun altnda hi kimsenin dikkatini ekmeyecek kapa kaldrd. Tahta merdivenlerden aaya indi. Saklad tulum peynirlerinin en altndaki siyahl beyazl bir derisi olan peynire dikkat kesildi. Aynen koyduu gibi duruyordu... "Eer gitmeye karar verirsek bu tulumu da yanma alaym hi kimse iinde ne olduunu anlamaz... Kadir Aa kilerde bunlar dnrken ak brakt kapdan birisi daha glge gibi kilere iniyordu. En kuytu bir keye karanln olduu yere sakland. Elinde rayla duran Kadir Aaya gzlerini dikmiti. Onun her hareketini izliyor, tulum peynirlerin iinde neler saklandn anlamaya alyordu. Kadir Aa ise her eyden habersiz kilerden karken bu kt gnleri balarna aanlara kzyordu... * 11. Kolordu Ara Nehri boyunca ilerlemeye gemiti. Hasankale'nin gneyinde Ruslarla srp giden atmalar askerin yannda gtrd yiyeceklerin neredeyse tkenmesine sebep olmutu. Erler yiyeceklerini idareli kullanmaya alyorlard ancak peksimetten ibaret olan yiyecekleri bir iki gn sonra tkenmeye yz tutacakt. Ragp Paa ne yapacan dnyordu. "Zaten yar plak savaan erlerin karnlar da doymazsa baar nasl gelecek?" diyordu. Eer yiyecek bulamazsa ya da getirtemezse, Ruslar nnde arpabilmek mmkn olmayacakt. Paa bir yandan harekt ynetirken, bir yandan da askerlerine "Dayann evltlarm! Savan evltlarm! Yiyecek gelecek!" diye avutmaya alyordu. Ancak bu kta cepheye

nasl yiyecek gelebilirdi? Yollar karla kaplyd. stelik Erzurum halknn elinde ne kadar at arabas, mekkre var ise el konulmu, at, katr, manda, kz ve eek gibi hayvanlar halkn elinde ancak ilerini grebilecek sayda braklm dierleri ise toplanmt. .stelik bu hayvanlarn salkl, kuvvetli olup olmadna baklmamt bile. te o zayf ve iyi beslenemeyen hayvanlar kar dolu yollarda ve yokularda durup ileri gitmemekte inat ediyorlard. Bu durum askerin ihtiyac olan malzeme ve silahn zamannda cepheye ulaamamasna neden oluyordu. Subaylar kzyor, erlere barp aryor, hayvanlara sopa vurarak ilerlemelerini istiyorlard ama ne yazk ki hayvanlar yedikleri sopalara aldrmadan sinip duruyorlard. Ruslarla srp giden arpma zaman zaman kesintiye urasa da devam ediyordu. Ancak yiyecek sknts had safhaya ulamt. Ragp Paa sonunda Erzurum Valisi Tahsin Beye telgraf ekmek zorunda kald: "Erzurum Valiliine, Ruslarla kahramanca arpmakta olan ordumuzun yiyecei tkenmek zeredir. Bize acele un yollaynz. Yollarn da kardan kapal olduunu gz nnde bulundurunuz. Tekrar ediyorum, bize acele yiyecek yetitiriniz. Ragp Paa" Erzurum Hkmet Konandaki sobas grl grl yanan Tahsin Bey ellerini arkaya atp birletirmi, dalgn bir ekilde Erzurum'un zerine yaan kara bakyordu. O da dnceliydi. nk tkrdayan telgraf hep ayn eyi istiyordu: "Bize yiyecek yetitirin!" Kar gzel yayordu. Sessiz ve sakin... Rzgrdan, tipiden eser yoktu. atlarn zeri tamamen kar ile dolmu ara sra biriken kar kayp aaya dyordu. Akamki ayazdan dolay atlardan sarkan buzlar neredeyse iki metreye ulamt... Bacalardan kan dumanlar, yaan kar nedeniyle sanki zorlukla ge kyordu. Erzurum Valisi Tahsin Bey bu karda savaan asker dnyor, "Kapal yollardan orduya nasl yiyecek tanr?" diye endie ediyordu. Masasnn zerindeki telgraf yine tkrdamaya balad. Bu tkrtlar nedeniyle dncelerinden syrlan Tahsin Bey "Yine Ragp Paa olmal." dedi. Masaya doru yrd. eride bakt. Bu kez telgraf gayet ksayd: "Acele ama ok acele yiyecek yetitirin." Bunun zerine Tahsin Bey hemen ehir komiserini artt. - Komiserim i yine bize dt. Ordumuzun yiyecei tkenmek zerededir. Ka gndr Ragp Paa yiyecek yetitirin diye feryad- figan ediyor. - Depolarda yiyecek bitti efendim. - Biliyorum komiserim ama imdi bak kemie dayanm durumdadr. Ne yapp ne edip yiyecek bulmalyz. - Ne yapabiliriz ki? - Yine Erzurum halkna mracaat edeceiz. - Yani? - Yani onlardan yiyecek isteyeceiz, unlarna el koyacaz. - Ama! - Ama bu insanlarn atn aldk, arabasn aldk, imdi de ekmeini mi elden alacaz, diyecektin deil mi. - Komiserim, ben de ayn eyleri dnyorum ama asker yiyecek bulamazsa savaamaz. Onlar savaamazsa, korkarm 93 Harbi'nde olduu gibi halkla birlikte Ruslara kar savamak zorunda kalrz. Bu konu halka iyi anlatlrsa, halkn bize yardm edeceini sanyorum. Erzurumlular her eye ramen yine gnlden yardm edeceklerdir. Bu halkn kannda Dada kan var. - O zaman ne yapalm efendim? - Yaplacak ey u; ilk nce tellllar kartalm, kimin elinde ne kadar buday veya un varsa hkmet konana getirmesini syleyelim. Bir liste tutalm, kim ne kadar un vermi ileride de paralarn deyelim. - deyebilir miyiz? - nallah deriz... - Peki bu iaeyi cepheye nasl yollayacaz? - Bunu da sonra dnrz, imdi hele u iaeyi bir toplayalm da... - Peki efendim.

Vali Tahsin Bey zgnd. Vatan, millet ve asker iin zgnd. "Herkes elinden geleni yapyor ama bu harekt iin hazrlksz yakalanmann acsn yine Erzurum halk ekiyor" diye i geirdi. Sonra yine pencereye gitti. Komiseri hkmet konandan karken grd. Erzurum'a yaan beyaz bir perdenin iine girip gzden kayboldu sanki... Ertesi sabah tellllar yaan kar altnda duyurularn yapmaya baladlar: - Ey ahali! Duyduk duymadk demeyin! Valiliin emridir, kimin elinde ihtiyatan fazla un ve buday var ise hkmet konana getirecektir. Ordumuz Ruslarla arprken yiyecei tkenmitir. Erzurum'un da dman eline gemesini istemiyorsanz, gnlden yardmlarnz bekleniyor. Duyanlar duyamayanlara duyura... , aceledir... Bu duyurudan sonra halk elinde bulunan fazla unlar ve budaylar uvallarla, kh at srtnda, kh kendi srtnda hkmet konana tamaya balad. Tahsin Bey camdan bakarken, elinde kk bir torba tutan ihtiyar bir kadn gzne iliti. Bu kadn karda kaymamak iin ok dikkatli yryordu. Torbasn da yle dikkatli tutuyordu ki, onun torbasn kimse elinden alamazd sanki. Genellikle erkeklerin getirdii unu imdi bir kadn getiriyordu. Merakland. Vefakr ve cefakr bu Dada hanmnn kim olduunu renmek iin hemen merdivenlerden inmeye balad. Karda yrrken, dmemeye dikkat ederek, ihtiyar kadna doru yrd: Merak ve heyecan iinde seslendi: - Bacm bacm! Bu sese ilk nce aldr etmedi kadn. Tahsin Bey tekrar, bu kez daha yksek sesle seslendi: - Bacm! Sana diyorum! Kadn kendine seslenen valiye bu kez dnd. Hafife yzn kapamak istedi. Tahsin Bey bazen sk sk ziyaret edip bir ihtiyac olup olmadn sorduu Nene Hatunu kolayca tanmt. - Nene Anam. Sen niye buraya kadar zahmet ettin... Nene Hatun elinde sk skya tuttuu kk un torbasn yere brakmadan valiye bakt bakt. Tahsin Bey de armt. "Acaba yanl bir ey mi dedim de Nene anamn kalbini krdm?" diye dnrken Nene Hatun: - Vali Bey, Vali Bey, ben ki Ruslarla arpmm. Biz Erzurumlular Rus'u kovmuuzdur. imdi benim oullarm, evltlarm Rus'a kar a bila arprken, benim buraya kadar yrmemin lafm edersin. Elbette yrrm! Aha bu da benim yiyeceim, unum. Onu evltlarma getirdim. Ben ne yapar, ne eder karnm doyururum. Ho doyurmasam da olur. Yeter ki askerlerin karn doysun, benim de doymu kadar olur. Un istedin bizden, un getirdim ite... Uzun etme... - Nene Anam, ben senin ununu nasl alabilirim ki? - Bal gibi alrsn ite... Alacaksn! - Ama sana ve evltlarna un kalmayacak. - Olsun dedim ya! - Nene Ana, sen bu unu evine gtr, eer ihtiya olursa biz gelir senden alrz. Ne dersin? - Ne diyeceim. Beni bo yere oyalama ve avutma derim. Unumu al. Hava da souk, ben gideyim. Tahsin Bey kar yol olmadn grnce bir eri ard: - Olum, Nene Anamz bize un getirirmi onu al. Deftere kaydet. Defter szn duyunca Nene Hatun birden celallendi: - Kayda lzum yoktur! - Ama Ana... - Amas mamas yok! Cephede savaan askerime un getirmiim, bunun kayd kuydu olur mu hi! Hell ho olsun ite. Haydi, uzatmayn, verin benim torbam da gideyim. Nene Hatun torbasnn verilmesini beklerken gzlerini yere indirdi. 93 Harbi'nde Aziziye Tabyas'nda bir destan yazan bu kahraman kadn imdi de bu hareketi ile kk bir destan yazmyor muydu? Tahsin Bey gzleri dolu dolu bunlar dnyor, bu cefakr, vefakr Erzurum kadnna ne syleyeceini, nasl hareket edeceini bilmiyordu. Ancak iindeki cokuyu daha fazla nleyemedi. Hemen Nene Hatunun o nasrlam, derisi

atlam, ana kokan, un kokan mbarek elleri pt, eline ve yzne srd. Nene Hatun giderken dnd, belli ki, Tahsin Beye bir ey soracakt. - Ruslar gelemez deil mi oul? - Gelemez Nene Ana, dedi. Sen buradayken Ruslar Erzurum'a gelmeye cesaret edemezler... Nene Hatunun artk derinlemeye balam yz izgilerindeki hzn birden sevince ve mide dner gibi olmutu... Nene Hatun un torbasn aldktan sonra Tahsin Bey dolmu, ellerini yzne kapam karlara aldrmadan yere diz kp ylece kamt. Hkmet kona avlusuna getirilen budaylar ve unlar derhal depolara alnp, uvallara dolduruluyordu. Bir uval iki uval olarak balayan un ve budaya uvallar ksa srede yz elli bin kiloya erimiti. Bu miktar 11. Kolordunun byk bir ihtiyacn karlayabilecekti. Tahsin Bey seviniyordu. Bir sabah depoya bakarken, kara aldrmadan bir kadnn erkenden depoya gelip uvallar sayp nbeti erlere bir eyler syleyip gittiini grmt. Yryten dolay bunun Nene Hatun olabileceini dnd. Hemen ceketini alp aaya deponun yanna indi. Nbeti ere doru yneldi. Nene Hatunun ere ne sylediini merak ediyordu. - Gelen o kadn kimdi? - Nene Anamz efendim. - Ne dedi sana? - Yeteri kadar un toplanp toplanmadn sordu. Askerimiz a kalmasn, ihtiya varsa ben kylere dek gider, un isterim, buday isterim, dedi. - Peki, sen ne dedin? - Toplanan un ve budayn yeterli olduunu, merak etmemesini, evine gidip dua etmesini syledim - yi demisin aferin. - Sa olun efendim. Tahsin Bey sonunda yeteri kadar un toplatmt. Ancak bu kez bir baka zorluk ba gstermiti. Toplanan bunca unu iine koyacak torbalara ihtiya vard. Bu yzden ok sayda torba dikilmesi gerekiyordu. Tahsin Bey bizzat Erzurum'daki dkknlar dolaarak Amerikan bezi, adr bezi, pamuklu dokuma ve perdelikleri toplatt. Toplanan bu kumalar evlere dattrd. En ksa srede bunlardan torba dikilmesini istedi. Torbalarn yirmi ve otuzar kilo alabilecek kapasitede olmasn zellikle istedi... Erzurum halk bu ie de drt elle sarld. Karn, lapa lapa yad gecelerde, sabaha dek yanan lambalarn ve mumlarn lo nda, askere un gtrmek iin torbalar dikilmeye baland. Bir gecede binden fazla torba dikilip ertesi gn hkmet konana getirildi. Ancak i bununla da bitmiyordu. Torbalar ykleyecek, kolorduya gtrecek araba ve hayvan bulunmalyd. Erzurum'da o kadar az hayvan vard ki... stelik mekkrelerin gidebilecei yollarn hepsi de karla kaplyd. Bu yollardan gitme imkn yoktu. Vali Tahsin Bey bir baka are dnmeliydi. Yine bir eyler yapmalyd. Toplanan bu unlar cepheye neyle tatacakt? Aklna yeni bir ey gelmi gibi kendi kendine mrldand; "Erzurumlular..." Ama bu zor ii kimler baarabilirdi? Kadnlar m, ocuklar m, ihtiyarlar m? Yetikin erkekler ve delikanllar hep cephedeydi. Erzurum'da kalanlar; ihtiyarlar, kadnlar, ocuklar ve lise anda olanlar, cephe iin ya tutmayan delikanllard. Tahsin Bey skntdan buram buram terliyordu. Duvarda asl haritaya uzun uzun bakt. Erzurum, Nebihan ve Hasankale bir hat zerindeydi. Cephe ise Erzurum'a yaklak 90-95 km uzaklktayd. Cepheye yz elli bin kilo un nasl yollanacakt? Bu kadar mesafeyi, yollarn, vadilerin karla kapl olduu dnlrse aabilmenin zorluu ortadayd. Tahsin Bey, "Bu mesafeyi ksaltmalym." diye kendi kendine sylendi. Sonunda yle bir pln yapt. Eer yeteri kadar yk tayacak insan bulursa, bunlar Nebihan'a kadar gidebilir, Hasankale halk da Nebihan'dan te unu tayabilirdi. Bu kafilelere bir de koruyucu jandarma mfrezesi verildii takdirde bu i pekl yaplabilirdi... Ancak bu dncesini bir bakasna amaya ekiniyordu ama Ragp Paa da durmadan "Bize yiyecek gnderin" diye deta feryat ediyordu. Artk toplanan unun tanmas yle ya da byle yaplmalyd. imdi herkes zor gnler geiriyordu.

Herkes zerine deni fazlasyla yapmalyd. Zor gnlerde, millet olma ite bu gnlerde belli olurdu. Bu gnlerde kenetlenilirdi. Bu gnlerde fedakrlk yaplrd. te o gnler, bu gnlerdi. Erzurumlular, Dadalklarn bir kez daha gstermeliydiler. Tahsin Bey yine tellllar ararak, eli aya tutan ne kadar erkek var ise hkmet konanda toplanmasn syledi. ok gemeden hkmet kona kalabalklat ve neden sonra koca avlu kalabal almaz oldu. Toplananlar salkm saak sokaklara tat. Tahsin Bey ve birka jandarma komutan ile yk tayabilecekleri semeye baladlar. Genellikle lise ama gelmi, on be, on alt ve on yedi yandakileri ve de birka tane din ihtiyar setiler. Aslnda onlar da seemeyeceklerdi ama ihtiyarlar "Bizi bu erefli vazifeden mahrum etmeyin" diye kendilerine yalvardlar. Tahsin Bey ve heyeti, bu srarlara dayanamaynca, istemeseler de birka tane ihtiyarn bu ite grev almasn kabul etti. Yaklak 1000'den fazla gen, ou da gnll olmak zere Erzurum'dan Nebihan'a dek unlar omuzlarnda srtlarnda tayacaklard. Yorulan, yannda bo gitmekte olan arkadana un torbasn verecek, bu ekilde hem zamandan kazanlacak hem de dinlenilmi olacakt. Un tayacak genlerin bir listesi yapld. O akam evlerine gitmelerine izin verilerek dinlenmeleri istendi. Sabah erkenden yola klacakt. Yokluk, insana neler yaptryor, ne areler bulmasna neden oluyordu. Kolorduya un bu gencecik, henz byklar bile terlememi byk bir ihtimalle de Erzurum'un dna hi kmam delikanllar ile yaplacakt. Evltlarn bu zor greve yollayacak olan anneleri o akam ocuklarnn sevdii yemekleri yaptlar. Onlar uyurken, babalar bir ka kez kalkp doya doya yzlerine baktlar. stlerini defalarca rttler. Yarn ki zorlu yolculuk iin kaln giyecekler ve yiyecek knlarn hazrladlar... Sabah gne doarken, tatl tatl uyuyan ay yzl ve Yusuf yzl delikanllar uyandrld. Belki geceleyin grdkleri birok ryann aksine uyanmalaryla birlikte ac gereklerle karlaan genlerde hafif bir tedirginlik grlyordu. Uzun yolculuk boyunca yk tayacaklard. Anne ve babalarn yreklerinde ise garip bir korku tellenip duruyor ama onlar bu korkuyu kendilerine dahi sylemekten ekmiyorlard. Ya biricik evltlar donarsa? Ne yaparlard? Zaten, cepheden Erzurum'daki hastanelere donma belirtisi olan birok er geliyordu. Kimin eli, kiminin aya, kiminin parmaklar donmu veya donmak zereydi. stelik donan uzuvlarn doktorlar tarafnda kesildiini de duyuyorlard. Kangren olan yerler kesiliyordu... te bu haberler anne ve babalarn yreini yakyordu. zerlerine titredikleri, giymeyip giydirdikleri, yemeyip yedirdikleri evltlarnn bir kolunun veya bacann kesileceini dnmek bile istemiyorlard. Sabahleyin orbasn ien delikanllar hkmet konann avlusunda ve evresinde toplandlar. Anne ve babalar da gelmiti. Evltlaryla olan birlikteliklerini olabildiince uzatmak istiyorlard. Onlara dokunmasalar bile grmeleri yeterdi. Gzleriyle de severlerdi evltlarn... Hepsinin gzlerinde gizli bir hzn, yz hatlarnda ve izgilerine reklenmi kar soukluuna e keder vard. Toplanan kalabala Tahsin Bey bir konuma yapmak, genleri yreklendirmek, ana ve babalarna teekkr etmek istiyordu: - Erzurumlu hemirelerim, gen Dadalar ile onlarn vefakr, cefakr anne ve babalar... Bugn burada toplanan genler ok nemli bir grevi yerine getirmek zereler. Onlar biz setik ama ou gnll olarak bu ie soyundular. Cephede arpan aabeylerine, belki de babalarna yiyecek gtrecekler. Ordumuzun karn doyacak ve Rus'a kar koyacak. Askerimize tez zamanda yiyecek yetitiremezsek kurun atacak, tfein tetiini ekecek parman mecali kalmayacak. Belki de Rus gelip kapmza dayanacak... Sizler, anne ve babalar, zlmeyiniz. Genler bu grevin stesinden gelebilirler. Onlar gen yata byle ar bir ykn altna girdiler. Bu gen omuzlar ar yk kaldrr, hi merak etmeyin. Onlar yalnz gitmeyecektir. Bir jandarma mfrezesi de onlar korumak iin yanlarnda olacaktr. Endieye yer yoktur. Vatanmz, Erzurum'umuz ve askerimiz iin tm bu zorluklar gslemek zorundayz. Bu gnler fedakrlk gnleridir.

Sizler bu fedakrl defalarca gsterdiniz, gene gsteriyorsunuz. Hepinize teekkr ederim. Sizin valiniz olmakla vnmek benim hakkmdr. Tekrar teekkrler... Bu konumadan sonra analar ve babalar evltlarna sarldlar. Genler annelerin ve babalarnn ellerini ptler. Bu hazin tabloyu bir ihtiyar kadnn atall sesi yrtt: - Durun! Beni de bekleyin. Ben de askerime un tamak isterim. Tahsin Bey glmsedi: - Hay Neneciim sen ok yaa! Ancak sen sran savdn. imdi sra genlerin. Hem bu k gnnde karl yollarda senin yrmen pek g olur. Artk senin dinlenmen lzm. - Dinlenmek mi! Haydi oradan! Dman gelmi Erzurum'a dayanm, ben dinleneceim ha! Olmaz byle bir ey! Ben de bu genlerle birlikte Mehmetlere un tayaym. Cephede onlara ekmek piireyim. Tahsin Bey, Nene Hatunun yanma geldi. - Neneciim seni bu yolculua yollayamam. Hem senin burada kalman gerekir. Sana da ok ihtiyacm olacak. - Nedenmi o? - Neden olacak, eer ki Rus Erzurum'a saldrrsa, senin tecrbelerinden faydalanacam. Sen yine Erzurum halkn ardna alp dmann zerine yryeceksin. Tahsin Bey bu ekilde, gnl alc konuunca Nene Hatun ksa bir sre dnd. imdi herkes soluunu tutmu, hkmet konann avlusunda bu kahraman kadnn ne diyeceini merak ediyordu. Bir elindeki asasyla zar zor ayakta duran Nene Hatun titrek bir sesle: - Eh madem dmana kar koyacaksam elbette yine kalrm vali bey olum, dedi. Bu sz zerine toplanan herkes cokun bir ekilde barmaya balad: - Yaa Nene Hatun! - Erzurum'un kahraman kadn! - Yaasn vatan! - Yaasn askerimiz! - Kahrolsun Moskof. - Erzurum dmez! - Dman eline gemez! - Kanmz, canmz bu vatana feda olsun! imdi herkes duygulanm, herkesin tyleri diken diken olmu, kanlarnda dolaan cengverliklerini hatrlayan Erzurumlular bir gibi dmeye, bir sel gibi tamaya hazrdlar. Artk kabaran yrekler otuz kilo un deil yzlerce kilo tayacak gibi azimli ve kararlyd. Bu hava nedeniyle genler de gayrete gelmiler yola kmak ve omuzlarna yklenen bu ar ykn altndan kalkmak iin yemin ediyorlard. Byk bir kalabalk genlerin ardndan Erzurum dna dek yryp onlar uurlad. Kar incecik attryor, hafif ama souk bir rzgr Nebihan'a doru esiyordu. Bu kafile iin iyiydi zira rzgr arkalarna alyorlard. Yollarda dize kadar bazen de kuytu yerlerde bele kadar kar vard. Her un torbas tayan gencin yannda bir baka gen yryordu. Yolda ilerledike yorulan dierine torbay veriyor, bu ekilde deierek yrye davam ediyorlard... Zaman zaman jandarmalar kafile boyunca yryerek baz uyarlar yapyorlard: - Dikkat edin! - Yorulan, arkadana versin torbay. - Durup dinlenmek yok! - Eli, aya szlayan, hissizleen varsa bize sylesin. - Hzl yrmeye gayret edin! - Haydi aslanlarm. - Askerimiz sizin yolunu gzlyor. - Haydi, gen Dadalar. Genler dize kadar batan bir yolda zar zor ilerlemeye alyordu. En ok da ndekiler yoruluyordu. Arkadan gelenler ise inenmi karlarda daha kolay yryor ve daha az yoruluyordu. Bunun farkna varan jandarmalar nde gidenleri srayla deitirmeye baladlar.

Otuz kiloluk yk altnda terlemeye balayan genler, bir sre sonra yorulup da yklerini arkadalarna verince, bu kez de souk ve rzgr nedeniyle yorlard. Her ne kadar kaln giyinmi olsalar da terleyen vcutlarn yalayan rzgr rpermelere sebep oluyordu. Tarih yazan, tarihe damga vuran imparatorluun genleri imdi tarihe bir elme takmak ve yine bir yerde tarih yazma ura iindeydiler. Bu kez varln deil yokluun, tokluun deil aln tarihine elme takma dncesiyle inanla yryorlard... Tarih yazanlar bu genlerin omuzlarna yklenen bu yk de hakkyla yazacak myd acaba? Genler bu sorulan kendilerine sormadan, sadece ve sadece yrmeye gayret ediyorlard. Zaman zaman uzaktan duyulan kurt ulumalar genleri endieye sevk ediyor ancak yanlarnda yrmekte olan jandarmalar tarafndan korunduklar akllarna gelince bu endieleri dalyordu. Hava gittike sertlemeye, zemheriye evirmeye balamt. Tipide deta kaybolan genler birer yryen kardan adama dnmt. Belli belirsiz grlen kafileyi uzaktan seyreden a kurtlar kalabala saldrmak iin uygun zaman kolluyor, kafileyi uzaktan ve tepelerde takip ediyor, aln verdii zdrap ile uluyup duruyorlard. Her uluma, un tayan genlerin gcn sanki sryor, atlan her admda biraz daha rperiyor ve yoruluyorlard. Zemheri ise iddetini arttrdka artyor, be metre ilerisini grmek mmkn olmuyordu. Yrdkleri yol bir srtn kenarnda kvrla kvrla vadiye doru iniyordu. Bu vadi biraz daha kuytuda olduu iin kar kalnl diz boyunu geiyordu. zellikle ndekiler adm atmak iin bin bir zorluklara katlanyordu. Bu yzden dizleri ve kasklar aryor, bu ar gittike artyordu. Yol uzuyor, yrdke hep uzuyor gibiydi... Genler ceplerine doldurduklar kuru zmleri ara sra azlarna atyor, hem enerji kazanmak hem de alklarn bastrmak istiyorlard... Vadinin iinde o kadar ok kar birikmiti ki, baz yerlerde kalnl bele kadar geliyordu. te bu yzden yry iyice yavalad. Adeta ikenceye dnt. nk derin karda yrmek un tayan genleri ok yormutu. Bunun zerine jandarmalar un tamayan genleri ne geirip karlar ezdirdiler. Diz kalnlna kadar gelen kar ile birlikte yry nispeten hzland. Zemheri btn iddetiyle devam ediyordu. Karlar yerden alp savuruyor daha kuytu ve ukur yerlerde biriktiriyordu. Genler alaca karanlkta hl yrmeye alyorlard. Eer karanlk biraz daha bastrrsa, yrmek ve yolu bulmak zorlaacakt. Jandarma avuu bir mola vermek ve ate yakmak istiyordu. evrede kuru odun bulmak, karlar altnda odun aramak bu havada ok zordu. Yine de ate yakmalydlar. Yoksa ok saydaki gen, tipinin iddeti artt iin donma tehlikesi geirebilirdi. Jandarmalar ralar yakp, genleri kontrol ediyor, eer bu geceyi geirebilirlerse yarn leye doru Nebihan'a varabileceklerini dnyorlard. nemli olan bastran geceyi atlatabilmekti. Saylar binden fazla olan gen iin ok sayda ate yaklmas gerekiyordu. Jandarmalar biraz daha yrmeyi, daha aalk bir yerde mola verip ate yakmay plnlyorlard. Mola verildiinde, ralarn da yardmyla, kesilen aalarn ya dallar zar zor yanmaya balyordu. Ancak alevden ok duman kyor, atein etrafna sralanm genlerin gzleri youn dumandan dolay rahatsz oluyordu. Birok yerde daha ateler yaklyordu. Atelerin etrafna da nbeti jandarma erleri oturuyor, bunlar genleri kurt saldrlarna kar koruyorlard. Yer yer byyen ateler nedeniyle ya dallar da bir sre sonra ra gibi yanmaya balyor, etrafa scaklk yayyordu. Baz tecrbeli jandarma erleri ise am aalarnn gvdesini tututuruyor aalar bir alev topu gibi yanyordu. Yaklan onlarca ate nedeniyle genlerin memesi iin elden ne geliyorsa yaplyordu. Bu arada jandarma erlerinden bazlar dolaarak, ate banda uyuyan ve uyumaya alan genleri kontrol ediyor, "Donma belirtileri var m?" diye bakyorlard. Gittike byyen ateler evreyi iyi styor, yorgunluk nedeniyle uyuan, rehavete kaplan genler hemen uyuyorlard ama "uyumak donmaktr" diye beyinlerinde yer etmi endieden dolay da dalp gitmek istemiyorlard. Onun da kolayna buldular. Uyumayanlar, uyuyan arkadalarn yarm saatte bir uyandryorlard. Ancak ok nemli bir zorluk vard; un torbalarn nereye koyacaklard. Karn zerine un torbalarn koymak istemiyorlard. Daha sonra bunun da kolayn

buldular, dallar kesip yan yana dizip zgara yaptlar ve un torbalarn bu zgaralarn zerine dizdiler... Uzaktan gelen kurt ulumalar eliinde geceyi geirdiler. Sabahleyin erkenden yola kp Nebihan'a doru yrmeye baladlar. Biraz olsun dinlenmilerdi. Yry, dnkne gre nispeten daha hzlyd. Zemheri ise sabah ile birlikte yine iddetini arttrmt. Nebihan'n evleri uzaktan gzktnde genler byk bir cokuya kapldlar. Bir baka gayrete geldiler. Alklarn, yorgunluklarn unutmular, zerlerindeki grevi baarmak, gen omuzlarna yklenen bu ar yk tamak onlara sevin vermiti. Mutluydular, bu gen yata nemli bir grevi baarmak zereydiler. Bazlar omuzlarndaki yke aldrmadan komaya bile balamlard. Bazen kayyor, bazen dyor ama derhal kalkp yollarna devam ediyorlard. Nebihan'daki bykler de onlar yollarda karladlar. Genlerin zerindeki un torbalarn alp tamaya baladlar. Onlara yiyecek de getirmilerdi. Bykler genlere sarlyor, getirdikleri yiyecekleri veriyorlard: - Ho geldiniz Dadalar. - Yklerinizi verin. - Siz bu yiyecekleri yiyin. - Byk i baardnz. - Sra artk bizde. Hep birlikte Nebihan'a geldiler. Un torbalan byk depolara kondu. Genler birer ikier evlere misafir alnp karnlar doyuruldu. Bir gece kalmalar ynndeki srarlar zerine gece yatp, sabahleyin erkenden Erzurum'a doru yola kp gece bastrmadan varmay plnladlar. Erzurumlu genler grevlerini yapmlard ama Nebihan'da depolara konan unlarn imdi acele Hasankale'ye tanmas ve oradan da cepheye ulatrlmalar gerekiyordu. Un torbalarn tayacak Hasankale ahalisi de Nebihan'a gelmiti. Ancak bunlar sayca Erzurumlulardan daha azdlar. Toplam 700 kii, bin kiinin getirdii unlarn hepsini bir kerede tayamazd. Unlarn bir blm depoda brakld. Sonra tekrar dnp kalan unlar Nebihan'dan alnacak ve cepheye tanacakt. Zorlu yolculuktan sonra cepheye yakn bir yere unlar gtrld. Sonra erler getirilen unlar aldlar ve hemen ekmek, tayn, yufka yapp dnden beri a bila savaan erata dattlar. Erzurum Valisi Tahsin Bey odasnda Nebihan'a giden genleri dnyordu. Gergin olduu her halinden belliydi. Bu kadar insan zemheride zorlu bir yolculua karmt. Nebihan'a sa salim ulatklarn ve hi kayp vermedikleri haberini alnca rahatlad. Byk bir grevi baaryla organize etmekten dolay memnundu. Az sonra kendisini ziyarete gelen Tekilat- Mahsusa grevlileri Erzurum'un youn kndan etkilenmiler, stanbul'dan baka bir yere gitmeyen grevliler zorlu k artlarndan olduka etkilenmilerdi. Sobann yand, scak odada derin bir sessizlik hkm srerken, Tahsin Bey sonradan bir ey hatrlam gibi misafirlere dnp sordu. - Nene Hatunu bilir misiniz? - Adn duymutuk ama. - Hani Aziziye Tabyas'nda Ruslara kar vuruan kahraman kadn m? - Ta kendisi. Bakn ne oldu anlataym... Tahsin Bey, Nene Hatunun davrann odadakilere ayrntlaryla anlatt ve sonra ekledi: - te byle, vatann ve askerini bu kadar ok seven millet zafere mutlaka erimelidir. Bu szler zerine Tahsin Beyi pr dikkat dinleyen Tekilat- Mahsusa grevlileri mitlenerek yle dediler: - Tahsin Bey Orta Asya'ya dek yryerek ve oradaki kardelerimizle kavumak istiyoruz. - Karda kta, yol olmayan dalarda yiyeceksiz ve giyeceksiz yrmek kolay mdr? - Bizler iimizdeki zafer ateiyle baarl olabiliriz. Zafer inanc her eyden stndr. - Elbette stndr. Buna aranzda en ok ben inanyorum. Ama iki gn nce burada olsaydnz gerekleri kendi gzlerinizle grrdnz. Buradaki ahali 93

Harbi'ndeki bolluklar hl anlatr. O bollukla bugnk bolluk arasnda dalar kadar fark olduunu ifade ediyorlar. stiyorsanz, halkn iine karp onlarla konuun. Size ikyet etmezler ama hlleri ayan beyan ortadadr... Odadakiler sustular. imdi hepsi nlerine bakyorlard. Tahsin Bey karsndakileri gereklerle sarsm kendilerine getirmi, "ite gerekler bunlar" demiti sanki... Sonra dier bir grevli: - Tahsin Bey, sylediklerinizde hakllk pay vardr elbette. Ama yokluk iinde dahi olsa bu millet zafer kazanacaktr. Tekilat- Mahsusa'nn gnllleri bile Batum ve civarnda nemli baarlar elde ettiler. Bunun dzenli ordumuzu da gerekletirebilirler. Kprky Savanda Albay Ethem Beyin sylediklerini size hatrlatmak isterim. - Buyurun. - Efendim, Ethem Bey Kprky kuzeydousundaki bir tepeye saldrp hcum ederken, u tarihi cmleyi etmitir; "Trk askeri son yzylda ilk kez Moskofu saldr ile geriye pskrtyor ve bu tarihi dmann arka evirdiini gryor. " - nallah yle olur. Efendim ben orduma, askerime, milletime ok inanyor ve gveniyorum. Buna bizzat yakndan da ahidim. Ben gerekleri gz nnde tutarak daha kararl, daha iyi plnlar yaplarak, savaabiliriz, diyorum. Bu szler zerine hibir ey demeyen Tekilat- Mahsusa elamanlar bir sre sustular. Sonra konuyu deitirmek istercesine: - Erzurum'da baka ne skntlar var Tahsin Bey? Biraz da bu konular konualm, dediler. Tahsin Bey derin bir nefes ald. - yle sknt iindeyiz ki, size hangisini anlataym bilmem ki... Rus Ordusu nnden kaan sivil halk genellikle Erzurum'da topland. Ykte hafif, pahada ar ne varsa alp gelmiler. Kimisi ocakta pien orbasn kimisi de ahrda davarn brakm. Size az nce bahsettiim gibi ben orduya erzak yetitirmek isterken, bir yandan da ehirde her geen gn saylar artan muhacirleri de doyurmak iin erzak aryorum. Harp vergisi kanunlaryla iae toplamaya alyoruz, inanr msnz, iftilerin ellerinden tohumluk olarak ayrdklar budaylar bile aldk. Bu kez halk feryat etmeye balad. Yaklak 20.000 muhacirin iaesini karlamak iin kylere memurlar kardm. ou eli bo dnd. Bana syledikleri ey uydu; "Efendim her an alktan lmeler balayabilir." Gelen muhacirlerin anlattklar ise daha korkuntu. Bunun yannda ehirde asker hummas ha balad balayacak. stanbul'dan a talep ettim ama ka gnde gelir? Gelen a yeterli olur mu? Onu da bilmiyorum. Cepheden yaral olarak dnenler buradaki hastanelere yatrld ama ksa srede hastaneler doldu. Bu kez erleri evlere yerletirdim. Baz aileler erat almak istemiyor. "Yiyeceimiz yok" diyorlar. Aslnda bitten korkuyorlar. nk bit en fazla askerde var. Bit tifsn ba sebebidir. Hastanelerde doktor yetersiz. Erzurum'da 5.000 hastaya sadece ve sadece dikkat buyurun 29 doktor bakyor. Hasta bakc olarak gnll rencileri kullanyoruz. Daha da ilginci udur, edindiim bilgiye gre; Erzurum, Erzincan, Samsun, Bitlis, Van ve Diyarbakr'daki sabit mevki hastanelerinde 76 doktor, 20 eczac varm. Saylar 20.000'ni bulan Airet Svari Alaylarnda yine dikkat buyurun sadece bir doktor bulunuyormu. Yine arpc bir rakam vereyim, Erzurum'da toplanan 120.000 asker iin hastanelerde toplam 1800 yatak var.13 Kydeki samanlklar, ahrlar bile hastane yapmak iin ura veriyoruz... te durumumuz beyler. Sahi sizin karnnz atr. Bir eyler yiyelim... - Yiyelim ya iyi olur... Yanan soba zerinde gevrettikleri somun dilimlerinin zerine tuz ve biber ekip zeytini de katk ettiler. Sonra zm pekmezine banp karnlarn doyurdular... Tahsin Bey ellerini ykadktan sonra iine ken hznle birlikte pencereden dar bakp kendi kendine mrldand: "Geh kar yaard geh karanlk..." Scak odaya inat darda zemheri tm iddetiyle hkm sryordu. Bu zemheriye imparatorluun drt bir yan tutulmu da, paralanp gitmekten ve en nemlisi zafere ulaamamaktan dolay tir tir titriyor gibiydi... Camdan darya bakmakta olan Tahsin Bey bir Erzurumlunun szn durmadan tekrarlyordu:

"Geh kar yaard geh karanlk..." Dardaki manzara dnd cmleye uygundu. Hem kar yayor hem de karanlk kyordu. Tahsin Bey iindeki karanla aldrmad, Erzurum zerine ken karanla bakp ylece kalakald. Erzurum'dan, Narman'a ve Oltu'ya doru hareket edecek iki tmen harekete hazrlanrken, Faik avuun da iinde bulunduu takm erkenden yola kt. San Da'n dolaarak Tortum'a oradan da slmky, Ardos, Kozohor, Kalebogaz ve Oltu'ya doru gidilecekti. Aslnda bu keif grevi svari alaylarna veriliyordu ama bilinmez sebeple gzclk ve keif grevi yine Faik avuun mangasnn da bulunduu bir takma verilmiti. Erzurum'dan ayrlrken, soua aldrmadan bir ke bana km, elindeki bastona ban dayam, dalgn dalgn bakan bir ihtiyarn Faik avuun takmn grnce gzleri ldad. O, heykel gibi donuk, derinlemi izgileri gerildi. Hafif hafif oturduu yerden dorulmaya balad. ekingen bir ekilde bir iki adm att. Gelip geen erleri szd. Sonra ar ar yryerek Faik avua doru yaklat. Derin ama buulu gzlerle avua bakt bakt... Faik avu ihtiyarn bir ey syleyeceini sand: - Baba bir ey mi diyecektin? ihtiyar: - He, dedi. Bir ey soracaktm, balayn. - Sor baba... - Oul, belki sen grmsndr, bir evldm vard, ad Hasan. Kanala gitti... lk zamanlar bir mektubu geldi. Sonra ne haberi ne de mektubu geldi. Drt aydan beri Hasan'mn elinde torbasyla bu keyi dnp gelmesini bekliyorum... Bu szler zerine aniden Faik avuun sol yanma bir haner saplanm gibi oldu. Bir ince sz sol yanndan tm vcuduna yayld. Bir ey diyecekti diyemedi. Yutkundu. htiyar ise yava yava konumaya devam ediyordu: - Kayp diyorlar oul. Allah'tan mit kesilmez ki. Bakarsn, gn doarken gelir. Bakarsn, kar kalknca gelir. Kayp demek, ld demek deil ki oul. Dnecek elbet. Ben de bekleyeceim. K demeden, yaz demeden bekleyeceim. Hasan'm fidan gibiydi aha u nefere benzerdi. Eliyle takmn en uzun boylusu olan Ziver'i gsterdi. Ziver, ihtiyarn kendini iaret ettiini grmt. Yaklap Faik avua sordu: - htiyar ne istiyor avuum? - Senin iin, ite bu benim olum, diyor. Ziver'ini istiyormu. - Ne! Bu mu benim babam? - Bilemem. - Ben, babam kendi ellerimle topraa verdim avuum. Elenme benimle. Faik avu olunu bekleyen ihtiyarn durumunu Ziver'e anlatt. Bunun zerine o da: - Eer savaa gitmeseydim srf bu ihtiyar memnun etmek iin olu bile olurdum, dedi. Faik avu tebessm m etsin, kederlensin mi bilemiyordu. htiyarn yzne bakp kalmt. Gzlerindeki hzn o kadar belli oluyordu ki ne diyeceini, nasl davranacan armt. iinden ise, "Kim bilir, ka baba oullarn byle mitle sokak kelerinde bekleyecekler. Kayp oullarn her gelene geene soracaklar. Kayp demek, lmek demek deil, diye mitlerini yitirmeyecekler ama oullar ne yazk ki, asla dnmeyecek..." htiyarn hzn Faik avua gemiti. Az nce yaadklar, harbe gidenlerin arkada braktklarnn ne hle geldiinin bir yansmasyd. ihtiyar adamn nurlu bir yz vard. Faik avua bir ey desin, onu mitlendirsin diye aznn iine bakyordu. Faik avu deta yalvaran gzlerle kendisine bakan ihtiyara bir eyler sylemek istedi. - Sen tasalanma baba, Hasan elbet bir gn gelir... - Sahi mi oul! Doru mu dersin? Gelir mi? - Gelir ya. Faik avu yalan sylyordu. Bu nedenle "Elbet doru sylyorum baba." diyemedi sustu. Ancak syledii bir cmle bile ihtiyar adam memnun etmeye yetmiti.

- Gelir deil mi oul? Hasan'm kar gelir, deil mi? Ben, mrm olduka beklerim. Onu buradan askere uurlarken, o benim ellerimi perken, ben de onun yzn gzn ptm. Alnn da ptm. Giderken arkasn svazladm. vn duymutum, ben de bir asker babasydm artk. Hasan'm soua gelemezdi. Ava giderken, odun keserken, en ok elleri ve ayaklar rd. ans varm Kanal'a gitti. Oralar ok scakm diyorlar. Hasan'm orada memitir deil mi avu? - memitir baba. Neferler yrdke, ihtiyar adam da ayaklarn srye srye yanlarnda yrmeye alyordu. Hep Faik avua bir eyler sylyor, gzleri arada bir Ziver'e kayyor, sznn bir yerinde eliyle de iaret ederek "Olum da u nefere benzerdi. Dal gibiydi" diye tekrar ediyordu. Sonra ihtiyar adamn admlar yavalad. Durdu. Bastonuna dayanarak yanndan geip giden askerlerin arkasn svazlamaya balad. Eliyle, olu Hasan' okarm gibi "Haydi aslanlarm, haydi yavrularm. Gidin u Rus'a haddini bildirin. Hey benim ahbazlarm." diyordu. Bu arada erlerin bazlar arkalarn svazlayan ihtiyarn ellerini, o da her bir askerin alnn pyordu. Faik avu ise bu manzaray izliyor, hzn dolu gzlerinde iki iri ya dmemek iin titreyip duruyordu. Faik avu ihtiyar adama dnp dnp bakt. Ta ki klp grnmez olana dek... Bir karl bayra doru trmanmaya baladklarnda, Erzurum'un dnda kck kara bir nokta hl duruyor, dier askerlerin yolunu gzlyor olmalyd. Faik avu emindi, onlara da Hasan'm soracak, mit dolu bir haber, bir teselli cmlesi bekleyecekti. Sava, askeri de, askerin geride braktklarn da hlden hle koyuyordu. Kimse kt haber beklemezdi ama kt haber, cepheler ne kadar uzakta ve ne kadar imknszlklar olursa olsun daima tez gelirdi. Ya bir kt ya da bir mein knye ile ulaaca yere ular, bir kvlcm byk bir yangna dnr, gnlleri yakard. Sonra duyulan kt haber tm haneyi kavurur, yakar ve kle dndrrd. Nice aclar kllenirdi ama oullarnn acs hep taze kalrd yreklerde... Anneler ve babalar hep bir eyi merak ederlerdi; oullarnn bir mezar var myd, mezarlarnn bana bir kara ta dikilmi miydi? Hep bu konuyu merak ederler ama asla da renemezlerdi... Faik avu birden yorulmutu. Bedeni yorulduu gibi gnl de yorulmutu. Ancak takmn yry hzlanmt. O srada tm takm evke gelmi, soua aldrmadan hep bir azdan mar sylemeye koyuldular. Faik avu her trl zorlu artlara ramen askerin bu evkine at. Akas memnun oldu. O da bara bara mar sylemeye koyuldu: "Yz sene var ki, Moskofun derdi, Yurdumuzun barn deldi. Mar mar, haydi arkada, Gsn ger, Kafkaslar' a" 3. BLM Blk Komutan, Temen smail Hakky ardnda dnceliydi. Kendisine nasl sz anlatacan dnyordu. Temen gzn budaktan saknmaz, atma dedi mi, hemen her eyi unutur, iine dalard. Blk komutan aslnda temenin bu zelliinden memnundu ama imdi verdii grevde patrt karmasn istemiyordu. Temen smail Hakk blk komutannn karsnda durup sert bir selm verdi. - Temenim, bu kez senden uslu durman isteyeceim. Ne kadar uslu durursun, onu da bilmiyorum ya. imdi mfrezenle Rus birliklerinin ardna sarkacaksn. Sadece gzetleme yapacaksn. Ne yapyorlar, ne tayorlar, ne gelip gidiyor, bana ayrntl bir rapor vereceksin. Zinhar bana dert alma yok. ok zorda kalmadnz srece kesinlikle ate etmek yok. Blk komutan temenin yere bakp dudaklarn srdn grnce: - Biliyorum, bu emir houna gitmedi ama sadece syleneni yapacaksn. Anlald m? Temen smail Hakk ise inatla susuyordu. Blk komutan: - Bir ey duymadm smail Hakk? - Anlald komutanm. - Hah yle. - Temenim, her grev kutsaldr. Gzetlemede bulunmak, keif yapmak ve dman gzetlemek de...

- Biliyorum komutanm. - Ben de biliyorum, bu grev sana gre deil ama herkes mfrezesi ile kefe kt. Sra sana geldi. Seni kefe karmazsam olmaz. - Emirlerinize harfiyen uyulacaktr komutanm! - Byle diyorsun ama geen sefer de bamza bir sr dert atn. Senden iki tane esir istedik, neredeyse bir blk esir getirdin bamza. Bir de adamlar doyurmak iin uratk. - Ama efendim o esirleri yakalamamz gerekiyordu. - Biliyorum, biliyorum. Yolunuz ak olsun. Temen smail Hakk geri dnp mfrezesinin olduu yere doru giderken kzgnd. Kendi kendine sylenmeye balad: - Zorda kalmadan ate etmeyeceiz. Keifte bulunacaz. Bir dahaki sefere bir esirden fazla alrsam namerdim. O yok, bu yok. Szde harekt iindeyiz. Mfrezesinin yanma geldiinde erlere hemen hazrlanmasn istedi. Biraz sonra erat itima olmutu, o da kendilerine blk komutannn verdii emirleri istemeden sralad. - Arkadalar bu kez grevimiz hafif. Keifte bulunacaz. Rus kuvvetlerinin ardna szacaz. Onlarn ne yaptklarn takip edeceiz. Zorda kalmadka kesinlikle ate etmek yok! Buras ok iyi anlald m? - Duyamadm. - Anlald komutanm! - Hah yle... Biliyorum sizin gibi, Makedonya'da dman kovalam, Balkanlarn her danda etelerle arpmlar iin bu grev, hani nasl desem, biraz hafif kalacak ama... Yapacak bir ey yok. Emir byle. Yalnz unu da ifade etmeliyim ki, ben de sizin gibi dnyorum. Maalesef arpmayacaz. Mfrezemin ne kadar zel olduunu biliyorum. imdi hazrlklarnz son kez gzden geiriniz. Yirmi dakika sonra yola kyoruz. Haydi sallanmayn! Erler hazrlklarn yapmlard. On dakika sonra hepsi hazrd. Yola kld. Giderken Temen smail Hakk erlerine: - Sabaha kadar yryeceiz. Ruslarn arkasna szacaz. Oraya gittiimizde en ufak bir grlt istemem. Karda yrrken bile ses karmayacaksnz. Kasaturalarnz, mataralarnz baladnz m? dedi. - Baladk! - Ar filintalarn" yerine hafifleri alnd m? -Alnd! - Haydi o zaman arkadalar! Artk tamamd. Temen erlerini, erleri de temenin evkini arttrmlard. Hi konumadan yol boyunca hzla yrdler. Kar yamyordu, k gnnde ender grlen gzel bir hava vard. Akama doru beyaz dalarn ardna dmeye balayan gne, her taraf ilk nce altn sarsna sonra da kzl bir renge boyad. Mfreze on dokuz erden ibaretti. Neredeyse akamn hkmran olduu bu saatlerde Temen smail Hakk erlerini toplad. Onlara yle dedi: - Arkadalar, bundan sonra bir ylan gibi sessiz olacaz. imdi yoldan ayrlp u yamatan yryeceiz. Her an Rus ncleri ile karlamamz mmkndr. Kendimizi gstermeyecek, zorda kalmadka atee etmeyeceiz. Ksacas bamz ok istediimiz hlde derde sokmayacaz. Tamam m? - Tamam komutanm! - imdi beni izleyin... Temen smail Hakk ve erleri kh aalarn kh da allarn arasndan yava ve dikkatli bir ekilde yrdler. Ruslarn arkalarna sarkmak iin epey dolanmalar gerekiyordu. Ancak sabaha kar istedikleri yerde olabileceklerdi. Bunun iinde dikkatli ama yava bir ekilde sabaha dek yryeceklerdi. Gece alabildiine bulutsuzdu. Gkte arsz bir ay on dokuz eri izliyordu. Bata ka yrdkleri karda bazen ufak bir trt bazen bir kuun havalan, bir vahi hayvann ulumas pr dikkat hlde yryen erlerin durmasna sebep oluyordu. Biraz bekledikten sonra yrye devam ediyorlard... Bu ekilde devam eden yry sabahn masyla birlikte iyice yavalad. imdi cepheden yaklak on be kilometre ierideydiler. Temen smail Hakk Rus askerleriyle karlamamak iin olabildiince dikkat ediyordu. Biraz daha yrdkten sonra yol azna gelmiti. Hangisinden yola

devam etmesi gerektiini dnrken, burann nemli bir yer olduunu, gelen geenin buradan mutlaka gemesi gerektiini dnd. Beklemeye karar verdi. Hemen erlerini aalk bir alana yerletirdi. Temen drbnyle etraf taramaya koyuldu. Aklk olan her yeri dikkatle inceliyordu. Kardaki tepelerin ardn izliyordu. Her yer kar ile kapl olduu iin en ufak bir hareket kolayca fark edilebiliyordu. smail Hakk bir iki kurt dnda drbnnde bir ey gremeyince fkelendi. - aresiz bekleyeceiz. u hle bak! Yeni mezun temenlerin yapt ii yapyoruz, dedi. Biraz daha bekledi. Sonra erin biri: - Komutanm bak, diye dikkatini ekti. Hemen drbn gzlerine gtrd. - Geliyorlar saklann! Ooo bu bir kervana benziyor. Yava yava geliyorlar. Nefes alnz bile duymayacam. Tepelerin ufuk izgisiyle kesitii yerde beliren karaltlar zaman ilerledike belirmeye balad. Kzakl at arabalar ykl olduu halde ilerlemeye alyordu. Temen smail Hakk bunlarn cephane tayabileceini dnd. "Birazdan anlayacaz bakalm" dedi. "Anlayacaz." iae kolunun nnden giden be atldan sonra temen sakland yerden tam be metre tesinden gelen arabalar saymaya balad, ilk nce atl kzak arabalarna uval ve flar yklenmiti. Bunlarn cepheye iae gtrmekte olduklarn anlad. Arabalarn says tam tamna 230'u bulmutu hl ufuktan atllarn geldiini grd. Kendi kendine yine sylenmeye balad: - ansa bak. Krk ylda bir kere ate etmeyi yasakladlar. Yoksa bunca yiyecei ve cephaneyi bir basknla almak iten bile deil ama alsak nereye tayacaz? Yahu byle bir ganimet kaar m? Biz burada alktan kvranrken, adamlarn u bolluuna bak... eytan diyor ki, on dokuz erle dat buray, cmbe evir. Ruslar da a kalsn ki bizim neler ektiimizi anlasnlar. Ah ki, ne ah! Dur bakalm daha neler greceiz? Gelenler Kazak svarileri herhalde. Bunlar, bunlar da Plaston taburu olmal. Atlarn gzelliine, bakmllna bayldm. Bir de bizim atlara bak... Drt ayaklan zerinde zor duruyorlar. Ya u askerlerin giyimine ne demeli? Kaim kaputlar, ayaklarnda uzun ve deri izmeler, balarnda krk apkalar, ellerinde eldivenler. nsan r m byle. mez. Ne olursa olsun, atlara bayldm. Ah imdi basacaktk ki bunlar... Kafile bitti galiba. O da ne! On be kadar atlnn arkasndan bir otomobil geliyor. Otomobildeki subaylarn n nian ve madalyadan gzkmyor. Bunlar nemli birileri ama kimler? unlar vursak m? uray bir enlie evirsek mi? Ah komutanm ah, byle bir greve yolladn temenine "zorda kalmadka ate yok" diye emir verilir mi? Evet evet bunlar ok yksek rtbeli subaylar olmal. Cepheye yeni geliyorlar. Otomobilin arkasnda be Kazak atls var. Belli ki bu subay grubunu sk bir gvenlik emberi iinde korumak istiyorlar. Temen smail Hakk yatt yerden gene sylendi: - Ne kadar sk korursanz koruyun, namlumun ucunda subaylarnz, smail Hakk kendine at. Fakndan olmadan tfeini dorultmu, subaylara nian almt, eli tetie ha dokundu ha dokunacakt. Onun bu ekilde atee hazr olduunu gren erleri de tfekleriyle nian alm bekliyorlard. Eer komutanlar atee ederse, onlar da tetie basacaklard. Temen smail Hakk souk havaya ramen kzarm, terle-miti. Heyecanlanmt... Eli neredeyse tetie deecekti. indeki ses "unlar vur, unlar aaya indir!" diyordu. Ama temene verilen emir byle deildi. Komutannn kendisine tembihledii "Zorda kalmadka ate etmek yok" sz aklna gelince tfeini indirdi. Bunun zerine erleri de tfeklerini indirdi... - Hay Allah kahretsin, dedi. Bir sre daha bekledi. Kafile yava yava be metre tesinden geip uzaklat. Temen bir sre daha bekledi ama ne gelen vard ne de giden. Akamn alaca karanl kmek zereyken geri dnmek iin geldikleri yola koyuldular. Temen smail Hakk ok sinirliydi. Durmadan sylenip duruyordu: - Byle bir av, byle bir ganimet kaar m? Acaba Rus komutanlar vursa mydm? * Dnte blk komutanna ayrntl bir rapor verdi. st rtbeli Rus subaylarna dikkat ekti. Blk komutan birka gn sonra Temen smail Hakk'y ard:

- Senin st rtbeli subay dediin kimlermi sana syleyeyim. - Sizi dinliyorum, yalnz o zaman iimdeki sesi keke dinleseydim diyeceim sanrm. - Neymi o ses? - Bunlar vur, diyordu. Elim tetie de gitmiti. - Eh iindeki sesi dinleseydin, kimse senden hesap sormaz bilakis takdir de edilirdin belki. - Yani? - Yanisi u temenim. st rtbeli hani bol madalyal dediin subay Rus ar 11. Nicholas'm ta kendisiymi. -Ne! - Evet, daha dur. Kafkas Ordusu Komutan Yardmcs General Myshlayevski, Kurmay Bakan General Yudenich ve Birinci Kafkas Kolordusu Komutan General Bergmann da varm. - Th Allah kahretsin. Rus ordusunun komuta heyetiymi desene... - Maalesef yle temenim ama siz verilen emri yaptnz. Temen smail Hakk hibir ey demedi. Giden blk komutannn arkasndan apkasn karp yere vurdu: - Th Allah kahretsin! Faik avu, zemheriye kar ban emi, elindeki son peksimet parasn srmaya alyordu. Ama peksimet souktan ta gibi olmu, srmak dahi imknsz hle gelmiti. Bir kez daha peksimeti srmak iin abalad. Baaramad. fkelenerek sylenmeye balad. - Peksimet deil de armn derisi sanki! - Ne diyorsun avuum? - Ne diyeceim Ziver, peksimeti srana ak olsun. Sanki ark paras diyordum. - avuum peksimeti bilmem ama benim ayaklarm pelteye dnd. iti. ok ac ekiyorum. - Gayret et Ziver. Tortum'a az kald. Orada doktora gsterirsin. - Oraya kadar gittiimizde doktora gsterecek ayam olursa tabii. - Kalr kalr, sen meraklanma. Gayret et. - avuum Sankam'a vardmzda depolara ilk ben gireyim olur mu? - Nedenmi o? - Kendime en gzelinden, en scandan bir potin almak iin... Bu szler zerine Faik avu gld. - yle olsun. Hele bir u Tortum'a varalm da. Sarkam'a daha ok yolumuz var. Hem bu havada, bu dalarda kim le, kim kala Ziver. - avuum biz savamaya geldik ama durmadan yryoruz. Tmenimiz ok gerimizde. Sana bir ey syleyeyim mi avuum, bizi Rus yenemez ama bu kar, bu dalar bizi yiyip bitirecek. Bu szler zerine Faik avu gld. - Ne fark eder ki ha dalar, ha Rus... - Bizim nmzde asker var m peki? - Sanyorum nceden buralardan bir miktar asker geirmiler ama ne zaman geirmiler onu bilmiyorum... Sonradan Ziver sustu, bir mddet Faik avuun yannda yrdkten sonra takmn arkasna geti. Sanki ellerini hissetmiyordu. Korkuyla kendine sordu "Yoksa, ellerim mi donuyor?" Telala an-tasndaki kirli bir i amarn karp yrtt. Yrtt paralar eline dolad... Faik avu nndeki usuz bucaksz beyazla bakt. Hep ileri bakmaktan gzleri kamayordu. Dnden beri gzleri ara sra sulanyordu. Sulanan gzlerini sk sk kolunun yeniyle siliyordu. Kirpikleri, byklar buz tutuyor, kaskat kesiliyordu. Yznn bir buz parasna dndn sanyordu. Ancak deminden beri kafasnda rahatsz edici bir uultu, bir ses vard. Bu sesi tanyor gibiydi. Hafzasn zorlayp deminden beri bu uultunun nereden kendisine yadigr kaldn bulmaya alyordu ama iin iinden kam-yordu. Hatrlamak istedike hep Balkan Harbi'nden dndkten sonra yatt Sultanahmet Camii'nin ayetlerle bezenmi duvarlarn hatrlyordu. nleyenler, yardm isteyenler ve iinde yattklar camideki minarelerden sk sk verilen salalar kulaklarnda nlayp duruyordu. Faik avu hatrladka kalbinin daha hzl arptn,

gzlerinin bydn, ellerinin ve ayaklarnn titrediini hissediyordu. Kendi kendine "Yine bir krize mi gireceim Yarabbi?" dedi. Sonradan ekledi. "Kasam m?" deyiverdi kendine... "Kasam m?" Bu da banda nereye gidecekti ki? indeki ses ise durmadan "Ka!" diyordu "Ka! Bu da banda da olsa beyaz bir lde, beyaz umutlara doru koarsn koarsn. Dizlerinde derman kalmayncaya dek. Bir asude bahar karlar seni..." imdi kafasndaki uultu daha da artmt. "Bu uultulardan kurtulmann tek yolu kamakt. Cepheye gitmekten, ldrmekten lmekten, yrmekten, alktan en nemlisi souktan kurtulmann tek yolu kamak" diyordu iindeki inat ses. Dileri birbirine vuran Faik avuun gzleri bymt. imdi kendisini bir frna atmlard sanki. Elinde olmadan dmelerini zmeye kalkt. Baaramad, o anda susadn anlad. Matarasn ald, ancak elinden drd. Onu almak iin karlarn iine diz st oturdu ama titreyen elleriyle mataray alp bir trl azna gtremiyordu. Vcudunun alev alev yandn, boaznn kuruduunu, midesindeki atein ule ule olduunu dnyor, iinde kopan bu yangn sndrmek istiyordu ama ne yapacan bilemiyordu. Sonunda uursuzca yerdeki karlar avulamaya, azna gtrmeye balad. Karlar yemek, iindeki yangn sndrmek istiyordu. Takm erleri ve Ziver onun karlar iine diz ktn grnce koarak geldiler ama ardlar. avular kendinden gemi bir hlde karlar yemeye alyordu, az burnu kar iindeydi. Ziver hemen Faik avuun ellerine atld: - Yeme avuum! - Yiyeceim! Yanyorum! im yanyor! - Yeme lrsn! - Ben zaten lym! - Kendine gel avuum. Beni dinle! - Beni brakn! Brakn! - Seni bu hlde nasl brakalm avuum? - Beni brakn! Gidin! Faik avu aniden yerden kalkt ve trmanmakta olduklar bayrdan aaya doru hzla komaya balad. Bir yandan delice kouyor, dmelerini amaya alyordu. Ara sra taklp yere dyor, karlarda yuvarlanyor, neden sonra kalkp tekrar kouyordu. imdi tm vcudu "Buradan ka, beyaz bir lkede seni bekleyen asude bir bahara doru ko" diyen emri yerine getirmek iin ileri doru atlyordu. O da, aklnn emrettiini yapmak iin hibir eye aldrmadan kouyordu. Silahn daha nce drmt. imdi ise srtndaki antasn karmaya abalyor, kendisine arlk yaptn dnyordu. Tek dncesi hzla komakt. Onun bayr aaya kotuunu gren erler armlard, ileri mi gitsinler, dnp avularn m takip etsinlerdi? Bu kararszlk iindeyken Ziver "Siz yolunuza devam edin, ben avuumun ardndan gideyim." dedi... O da bayr aaya Faik avuun izlerinden komaya ve "avuum, avuum!" diye barmaya balad. Rzgr kesilmi, kar lapa lapa yamaya balamt gene. Dalarda hava sk sk deiirdi. Bir yerde sert esen rzgr dan br yamacnda sessiz sakin yaan kara dnrd. Rzgr bu ssz yerlerde kaybettii vefasz bir sevgiliyi lk la arard sanki. Dalarn eteklerindeki kocaman emsiyeleri andran am aalar lk atan rzgrdan sanki titrer gibi saa sola eilirdi. Derin bir hzn, koyu bir keder dalarn barn bak gibi izen vadilerin iine dolar ve bir bulak sis iine karr giderdi... Karl dalara dair yaygn bir inan vard. Sakin sakin yaan kar yad yerde rahatsz edilmek istemezmi. Bu nedenle her ne surette olursa olsun, dalara yolu denlerin mutlaka bana bir ey gelirmi. uursuzca, yamatan vadiye doru koan Faik avu yerde diz kadar biriken karlar iinde komaya alyordu. Sanki uuruma koan birinin ayaklarn yakalamak istercesine karlar Faik avuun komasn engelliyor ama her eye ramen komakta srar eden avu sk sk dt yerden kalkp yoluna devam ediyordu. Bir sre daha kotuktan sonra dt yerde. Elleriyle karlar avulad ve ylece kalakald... Soluk solua kalm Ziver heyecan iinde Faik avuu srt st evirdi. Yzndeki, gzndeki karlar temizledi. - avuum kalk, dedi. Burada kalrsak donarz.

- Beni brak Ziver. Ben donaym. Beyaz bir lke, asude lk bir bahar beni agnyor. Oraya gitmeyelim. Ne olursa olsun gitmeliyim. - Beraber gidelim avuum. - Hayr bir tek ben gideceim. nk beni aryorlar. - avuum sen imdi kalk, bana yaslan, takma yetielim. - Beni brak Ziver, karlar iinde yitip gideyim. - Olmaz avuum olmaz. Bu karlarda yitip kalmayacaz. Haydi kalk... Faik avu yerden zar zor kalkt. Banda bir arlk vard ama uultu kesilmiti. Sanki hafiflemi, meye balamt. Ziver'e: - yorum, dedi. imdeki yangn snd Ziver. - Biliyorum avuum. - Sen yangn, dalarn yangnn bilir misin Ziver? - avuum ben dalar iyi bilirim. Da yangnlarn da iyi bilirim... Ziver, avuunu omuzlad. ndeki keif koluna yetimek iin yama yukar yrmeye baladlar. Derin bir ryadan uyanm gibi Faik avu, Ziver'e: - Kendimi kaybettim Ziver. Kamak istedim biliyor musun? Kamak. Kaamadm. Fakat biliyorum ki, gnlme zehirli bir engerek ylan reklenmi sanki. En ksa srede beni kamam iin yine sokup zehirleyecek. Gene kamak isteyeceim. Gene... - Sen istesen de kaamazsn avuum. Bir deli fikir, bir zehirli dnce seni kamaya zorluyor ama sen kaamazsn. Ne karl dalardan ne yazgndan ne de bizlerden... * Faik avu, Ziver'in omzuna dayanm bir hlde, tepeye takmnn olduu yere gelebilmiti. Hepsi yorgundu. Takm erleri bu karl havada daha ne kadar gidebileceklerini dnyorlard. Ziver hl ayaklarndan ikyet ediyordu. Sanki bileklerine ve ayaklarna iki mengene balanm da skp duruyordu. - avuum az daha gayret et. leride bir ky olduunu sylyorlar. Biliyorum ok bitkin bir durumdasn ama buralarda kalrsak, donarz, bizi kurtlar bile yemez. Sen benim ayaklarm bir grsen. Sanki ayamda tonlarca arlk bal da yrmemi engelliyor. Ha gayret avuum. Ha gayret. Kurtulacaz. Faik avu ise belirli belirsiz duyduu bu szler zerine mrldanyordu. Ne dedii anlalmyordu. Sadece ve sadece gzlerinin nnden uuup duran kar tanelerine bakyor, onlara doru ellerini uzatyordu. Faik avu avularna usuz bucaksz beyazlklar iinde, ellerine beyaz gvercinlerin konduunu, yamurun beyaz bir ekilde yadn, gllerin beyaz beyaz aldn, her tarafn beyaz bulutlarn kapladn hissediyor, ok dn, ayaklar zerinde duramadn dnyordu. Son bir g ile Ziver'e tutundu. "Herhalde lyorum" diye i geirdi. Nereden geldiyse burnuna gl kokusu geldi. Derin derin iine ekti. Sonra k-srd. Ziver ise omuzlad avuuna deta yalvarmaya devam ediyordu. "Karlar koklama, gayret avuum ne olur lme. Burada lmeyelim..." Onlarn perian hlini gren dier erler birbirine hzn dolu gzlerle baktlar. lerinden biri sordu: - Hani ky nerede? - u ynde, kuzeye doru gidersek buluruz herhalde. - Herhalde mi? - Bu havada kuzeyi nasl bulacaz! - Ne bileyim barp durma! - Ky bulamazsak burada donup kalacaz. - Elimizde harita m var? Bize, patikay ve srtlar takip edin, dediler ama ky my gremiyorum. - Allah kahretsin kaybolduk burada! - avu da donmak zere, dedi Ziver. Bir eyler yapmalyz. - Ne yapacaz burada? Ziver en nde giden ve klavuz diye alnan ere tekrar sordu. - Koum hatrlamaya al. Emin misin, burada ky var m? Yoksa baka bir ey dnelim. - Adm gibi eminim yaknmzda bir ky var ama. - Amas ne!

- Ky, uzunca bir srttan sonra atall boazn bir balangcn-dayd. Srtta epey yrdk. Galiba atal da geride kald. - Geride mi kald? Ziver: - Ulan imdi seni burada gebertmezsem! Seni kurtlara yem yapmazsam! , deyip erin birinden kapt tfeini klavuz olarak grev yapan ere dorulttu. Tam ate edecekti ki, bir baka er bard. - Bakn! Evler! - Evler mi! - Evler, kurtulduk! - Haydi gidelim! - avuum kurtulduk! Takm yeniden hayata gelmi yeniden canlanmt. Karlara bata ka evlere doru yrmeye baladlar. Bir an nce evlere girip snmay dnyorlard. Bu dnce onlar sabrsz yapyor, birbiriyle yar edercesine evlere doru kouyorlard. Ziver ise Faik avuu srklyordu. Yumuak karlara bastka ayaklarnda bir ac, bir ar olmuyor ama karn inendii sert yere basnca ayaklar szm szm szlyordu. Az daha gayret ederse, evlere ulaacan dnyor, bu yzden son gcn de harcamak iin abalyordu... Kendinden nde koan erler birden duraklayp yere yattlar ve silahlarna sarldlar. Onlarn ne yaptn anlamaya alan Ziver de Faik avu ile birlikte kendini yere att. - Ne oldu? - Kyn giriinde bir karalt var. - Sanki bize doru siper alm bir Rus askeri grdk. - Rus askeri mi? - Hani Ruslar buradan ekilmilerdi? - Bir bu eksikti. - Hayr, eksik deil resim tamam hemerim. Kar ve Rus askeri... Zaten biz de Ruslarn peine dmek ve onlar evirmek iin gelmiyor muyuz? - Elinde tfek var. - Tfek mi? - Evet... - Ya kyde de Ruslar varsa? - Th Allah kahretsin! - Donacaz, derken imdi de Rus gvuruna m attk? Tmenimizde epey geride olmal. Geriye dnsek donarz. Bir yoklayalm bakalm. Erin biri geni bir yay yaparak, askere arkadan yaklamaya balad. Bu nbetiyi ldrp kye sessizce girmeyi dnyordu. Erler bir yandan da "Kyde Ruslann stn kuvvetleri varsa?" diye endielenmeden edemiyorlard. Artk yle ya da byle lm seeceklerdi. Ya geri dnp gelmekte olan tmene kavuacaklard ki, neredeyse akamn kmeye balad sralarda bu ok zordu. Donmak kanlmazd. Kyde az sayda olmasn umduklar Rus askerleriyle arpmay gze almaktan baka bir areleri kalmamt... Er, karlarn iinde srnerek, kendine tnel aarak nbetiye doru yaklamaya balad. Srnrken, ara sra ban kaldryor, dikkatle nbetiye bakyordu. Dier arkadalar da karn iinde tam siper hlde bekliyor, arkadalarn izlemeye alyorlard. Nbeti hi kprdamyordu. Olduu yerde ylece durup duruyordu. Yaklamakta olan er onun bu hareketsizliine ard. Karn iinde, soukta, bu kadar hareketsiz kalmak mmkn deildi ama Ruslarn karda giydikleri kaln giysileri ve ii krkl izmeler aklna gelince, bunun olabileceine kanaat getirdi. Nbetinin kendisini grmediini dnerek daha da sokulmay tasarlad. Bir sre ban eip karlar iinde srnd. Sonra hafife tfeini dorulttu. Nian ald. Ate edip etmeyeceine karar veremedi. Hlbuki sessiz bir ekilde saldrmas gerekliydi. Sonradan vazgeti. Silahn brakt. Kasaturasn kard. Ancak askerde hl hareket yoktu. Uzaklara bakyor gibiydi. Er sonunda "Ne olursa olsun. Bu Rus'un iini bitirmeliyim." diyerek daha da yaklat... lk nce, bir kartopu yapp neferin nne att. Bir hareket olmad. Bir kartopu daha yapt. Gene att. Yine hareket yoktu. Sonra bu askerin donmu olabileceini dnd. Bir rpda erin yanna geldi. Gzleri byd. Her yann saran buz

tabakas zlm, her yann ate basmt sanki. Kalbi hzl bir ekilde arpyor, gzlerinin grdne inanamyordu. ii kalkt. Ban dner gibi oldu. Diz kt ve ylece kalakald. Takm arkadalar ise onun ne yaptn anlamaya alyorlard. - Ne yapyor bu? - Rus'un iini bitirdi galiba. - aret de vermiyor. - Oraya kp kald. - Hay Allah ne oluyor orada? - Ne oldu! Diz kt yerde ellerini yzne kapam, nndeki nbetiye bakmak istemeyen er ise rp duruyordu. Neden sonra cesaretini toplad. Ellerini yznden ekti. Gz bebekleri daha da byd. Yerde sanki siper alm olan er Rus deil de Trk askeriydi. Donup kalmt. Sakallar, byklar buz tutmutu. Gzleri sanki uzaklara bakyor gibi uzaa kilitlenip kalmt. Yznn yars kurtlar tarafndan paralanmt, ene kemii grnyordu. Skca tuttuu tfeini elinden brakmak istemezmi gibi bir hali vard ama bilekleri hep yer yer di izleriyle doluydu. Bu izlerden kan kan donmu, erin ksack gelen ceketinin kollarn krmz beneklerle donatmt... Bu manzaraya, heykel gibi donup aknlk iinde bakan er, neden sonra seferin banda byle bir eyle karlamak moralini ve sinirlerini bozmutu. Kye donmaktan kurtulmak midiyle gelirken, birden nice hsran dalgalarnn yreinin duvarlarna vurmasna neden olmutu. Gam denizinde byyen dalgalar sanki kendisini bomak istercesine iinde alkalanp duruyordu... Sonra oturduu yerden kalkmadan, arkadaki takma eliyle "gelin" iareti yapt. Karlar iinde ne olup bittiini anlayamayan takm erleri kalkp kendisine doru ilerlemeye baladlar. Hepsi lesiye yorgun, yar donuk, akn ve merak iindeydiler. Az sonra arkadalarnn yanna gelince, onlar da grdkleri manzaradan dolay arp kaldlar. Bu beyaz yolculukta, bu kanc hsran ve bu kanc yklt. Hibir ey demeden bir sre durdular... Sonra ilerinden biri: - Onu gmelim, dedi. - Bir metre kar altndaki topra trnaklarmzla m kazalm? - Ona bir Fatiha okumaktan baka yapabileceimiz hibir ey yok... - Hi olmazsa kar ile rtelim de kurtlarn dikkatini ekmesin... - Ky bo herhalde. - Biz yine de dikkatli olalm. - Bacalarn hibirinden duman kmyor, bo olabilir. - Haydi, bir an nce gidelim. Takm evlere doru ilerlemeye balad. yice yaklatklarnda evlerden bazlarnn yarya kadar kar altnda kaldklarn grdler. Bir vadinin atandaki ky kuytuda kald iin karlar burada birikmi, atlardan sarkan buzlar neredeyse yere deecek gibi olmutu. aknlk ve dikkatle hareket eden erler byk bir eve doru yollandlar. Ziver, sk sk Faik avuun soluk alp almadna bakyor durmadan: - Gayret et avuum, geldik. Kye vardk. imdi scak bir soba banda dinlenip kendimize geleceiz. Burada Rus askeri falan yok. Bu havada kurtlardan baka kimse darya kamaz. Dayan avuum geldik, diyordu. Faik avu, Ziver'in bu szlerini belirli belirsiz mrltlar halinde duyuyor ancak ne dediini anlamyordu. Kulaklarnda sanki sivrisinek vzltsna benzer eyler vard. Bir yerlere doru srklendiini hissediyordu. Bu srkleni daha ne kadar devam edecekti? Gznn nnde avularna konmak isteyen beyaz gvercinlere glmseyip duruyordu. Erler byke bir evin merdivenlerini kp kapy atlar. Bir kez daha ardlar. Bir kez daha yrekleri hzla atmaya ve gzbebekleri bymeye balad. Lo, karanlk iinde yerdeki bir paavrann zerine dokuz er sralanm yatyordu. Balarnda da genten biri kede oturuyordu. eride ne kimse inliyor ne de "of diyordu. Sessiz ekilde yatan bu erler zerlerine attklar perdelerle souktan korunmak istiyorlard, ierisi darya gre lkt ama burada yerde yatan eratn hli periand.

Kapda dikilip ieriye bakan takm erlerine oturan gen biri ban kaldrp hayret eden gzlerle bakt. Sonra kendinden beklenmeyen bir eviklikle kalkt. - Geldiniz ha, dedi. Sanki bu szleri heyecansz, hissiz ve olaanm gibi byk bir kaytszlkla sylemiti. Faik avuun erleri ne diyeceklerini bilemediler. Ksa sren aknlktan sonra Ziver: - Aln, avuumu yatralm, dedi. Oturan gen: - u yerde yatanlarn arasna yatrn. Isnr, diye karlk verdi. - Soba yok mu? -Yok. Kapda bekleip duran erler grdkleri manzara ve sobann olmamas nedeniyle d krklna uradlar. Darda yaan kar ilerinde ieklenmeye yz tutmu tomurcuklar bir bir krann kavurduu gibi tm mitlerini kurutmutu. Ne ummu ne bulmulard. Bu kanc ylgnlk, bu kanc hayal krklyd. Neler oluyordu? Buradaki askerler belli ki Trk't ama burada ne aryorlard? Ziver, Faik avuu yatmakta olan erlerin arasna uzatt. - Burada ne iiniz var? Gen er yantlad: - Bizi burada braktlar. - Neden? - Neden olacak, bu erler hastaland. Ardos'a gidecek olan iki tabur asker bu dkntleri yanmzda gtremeyiz, deyince boaltlm bu kyde bizi braktlar. "Ya gelir alrz ya da arkamzdan daha sonra geleceklere sen de katlrsn" dediler... - Seni neden burada braktlar? - Ben doktorum. - Doktor mu? - Evet, bu yl son snfa gemitim. Daha sonra beinci snflar da cephelere dattlar. Ben ilk nce Erzurum'a geldim. Daha sonra iki taburla birlikte gnlerce yryerek bu kye geldik. imdi ise adn sann bilmediim bu kyde bizi braktlar. - Kyde kimse yok mu? -Yok. - Evlerde soba da m yok? - Hibirinde soba yok... Ocak diye tabir edilen ilkel mineler var. Ancak yakacak odun bulamadk. O nedenle ate yakamadk. Aslnda dardaki aalar kesecektim ama ne bir krek, ne bir balta hibir ey bulamadm. - Bunlarn nesi var? - Bunlar tkendiler. Kalpleri tkendi. Yar donuk hlde buraya sndk, biraz daha iyiler ama yapacak bir ey yok... Hem bitlidirler de. Ziver duyduklarndan akna dnerek yine sordu: - Ne demek tkendiler, kalpleri tkendi ne demek? Gen doktor kapda bekleen dier takm erlerine: - eri girin, dedi. Bylece ierisini bir nebze olsun strz. Anlataym. Erzurum'da renmitim. Bildiklerimi hatrlamak iin size de anlataym. Bu askerler ilk nce gdaszlk yznden zayf dmlerdir. Gnlerce yrmler iyice beslenemeyince zayflamlardr ama hep yrmeye zorlanm, bin bir glk iinde kendilerinden stn bir gayret gstererek yrmlerdir. Bunun sonucunda yumruk gibi olan kalpleri daha fazla kan pompalamak iin daha hzl bir ekilde arpm durmutur. Sonra kalpleri bym ve be on ya birden yalanmlardr. Erzurum'da bu tr askerlerin yakaland hastala yallk hastal da diyorlard. - Peki, bu durumda ne olacak? - Bilmiyorum ama bunlarn bir mucize olmadan ayaa kalkmalar mmkn deil. Ancak gnlerce ve haftalarca iyi bir ekilde beslenirse, belki kendilerini toplayabilirler ama ne ileri gidebilirler ne de geri. Benim de onlar yalnz brakmaya gnlm raz olmad. Sen kal, denilince hi itiraz etmedim. Hem istesem de bu havada bilmediim yerlerde tek bama yola kamam. - Darda bir er vard. Donmu, kurtlar srk iinde brakm.- O mu, biz gelirken de oradayd. Hatta bizimkiler kendisini Rus askeri sanp tam siper aldlar ama sonradan donduu anlald. Herhalde daha nceki kafilede burada konaklamlar, kendisini nbeti olarak darda brakmlar. Ziver duyduklarna inanamyordu.

- Biz ise, Ardos'a, Oltu'ya ilk yryen kafileyiz, diye dnyorduk. - Yanlyorsunuz. Ne siz ilksiniz, ne de biz. Kar, drt gndr lapa lapa yayor. Daha nce yollarda hep sada solda dkntler grdk. Donup kalmlar. Oda, ierideki kalabaln nefesleriyle biraz olsun snmt. Kendilerine gelen takm erleri acktklarnn farkna vardlar... antalarndan kardklar peksimetleri dilemeye baladlar. Bir para da doktora uzattlar. Doktor istemedi. antasndan neredeyse kemik gibi sertlemi bir para tayn kard. - Ka gndr u ekmekle idare ediyorum. - Yatanlar ne yiyor? - Onlara da antalarnda ne varsa bulup yedirmeye alyorum. Taynlar azlarna krntlyorum. Kular gibi besliyorum onlar. Bazen ateleri kyor, dardan kar alp alnlarna koyuyor, bileklerini kar ile ovuyorum. e yaradn sanyorum... - avuuma da bir baksan doktor... - Biraz snsn. Belli ki souklam. - Souklamak ne kelime donuyorduk! Ardos buraya uzak m? - Bilmem. Yalnz Ruslarn Ardos'a kadar ekildikleri syleniyor... Bizim askeri oyalamak iin hep vur ka yapyorlarm. Esasl bir dvten kayorlarm. Bu haber bizim askerin moralinin dzelmesine neden oldu. "Rus bizden korkuyor, una yetiip tepeleyelim hatta dier birliklerden nce Sarkam'a girelim" demeye baladlar. - Sarkam'a m? Daha Oltu'ya bile ulaamayan birlikler Sarkam'a girme ryalar m gryorlar? - Evet, niye ardnz? - Doktorum buralar az ok bilirim. Sarkam ok ok uzaklarda. Dalarn ardndaki dalarn ardnda. Bir da aarsn, bir da karna kar. Onu da aarsn, bu kez daha byk, daha yksek dalar kar, ite bu dalar Allahekber Dalar'dr... Bu dalarn ardndadr Sarkam. - Orasn bilemem. Hele Sarkam'ta yiyecek, silah ve cephane depolarnn olduunu, buras ele geirilince, isteyenin istedii kadar bunlardan alaca sylenmi askere. Asker hep bu hlyalar iinde yrd. Kendi yiyeceksizliine aldrmadan... Fakat dalar sertleince dkntler de artt. Ziver hibir ey diyemedi. Sustu kald. Yerde yatan Faik avua bakt. Konumak istemiyor, srarla susuyordu. Takm erleri ve Ziver bata olmak zere herkes aknd. Nasl bir yolculua ktklarn dnyorlard. Yerde yar baygn bir ekilde erlerin arasnda yatan Faik avu kendine gelir gibi oldu. Gzlerini atnda yannda yatan erlerin farkna vard. Heyecanla mrldand: - ldm m yoksa? Ziver ve dier erler zoraki glmsediler: - Hayr, daha lmedin. kr ki, yayorsun. - Neredeyiz? - Bir kye sndk avuum. - Beni kaldrn. ki er hemen koarak Faik avuun kollarna girip onu bir keye oturttular. Ziver krk bir camdan yaplm pencereden darya bakt. - Akam oluyor. Bu akam burada kalrsak sabah erkenden yola koyulabiliriz. Gen doktor: - Burada istediiniz kadar kalabilirsiniz. Buna en ok ben memnun olurum, dedi. - stersen sen de bizimle gel doktor. - Nasl gelebilirim ki. Bu hastalar bana emanet. Sizin yolunuz ak olsun. Btn gece boyunca erler ve yarallar birbirine daha da sokuldular. Ancak evde zerlerine rtecek ne battaniye ne de yorgan vard. Kh uyank kh yar uyank sabah ettiklerinde, Faik avuun da yer ald takm hazrlanmaya balad. Gitmeleri gerekiyordu. Ne olursa olsun yola devam etmeliydiler. Burada kalacak hasta erlere ve gen doktora acmadan da edemiyorlard. Faik avu ise ok derin bir uykudan uyanm gibi tatl bir mahmurluk iindeydi. ok yorgundu ama gitmeleri gerektiini biliyordu. Bu yzden doktora veda ederken kendisine: - Bizimle gel, dedi tekrar. Veya bu yaknlarda yarallar tayabileceimiz bir ky var m?

- nann hibir fikrim yok. Etrafmzda ne var bilemiyorum. Bilsem de bir ey deimez zaten. leceksem de, hastalarmla kalacam. Sizin yolunuz ak olsun. - Peki... Doktorla vedalarken, Ziver kendi peksimetini doktorun cebine soktu. Doktor dolu gzlerle onlarn arkalarndan bakakald. Takm tekrar yola koyulmutu. Bu ssz kyde braktklar hasta askerlerden dolay hepsi zgnd. Darda arsz bir ayaz vard... Yrrken sk sk geri dnp kye bakyorlard. Gen doktor kapda durmu onlara el sallyordu. Gidenler onun el sallamasndan bir tuhaf olmutu. Faik avu ve takm erleri ilerindeki acnn bydn hissettiler. Az sonra gzden kayboldular. 4. BLM 18. Tmen Komutan Albay Mustafa Nimet, Azapky civarnda ilerlerken karlar iinde bir kme grd. Merakland. Daha nce burada bir gsteri taarruzu yaplmt. Hemen o tarafa doru yrd. Yrdke sada solda yatanlar grd. Bunlarn ilerisinde ise baz erler st ste ylmt. Albay Mustafa Nimet yerde yatanlarn kimler olduunu merak ediyordu. Yerde yatanlar kar yar yarya rtmt. Biraz daha yaklanca yerdeki erlerin Osmanl askeri olduunu anlamt. nk Ruslarn uzun kaputlar, kaln balklar vard ama yerdeki neferlerin zerlerinde ne kaput ne de kaim balklar vard. antalar saa sola salmt. Yerde dank hlde duran erata dikkatlice bakt. Ne yazk ki bunlar Osmanl askeriydi. Mustafa Nimet Bey grd manzara karsnda iliklerine kadar dondu. Hi byle bir ey grmemiti. Bazlar snglenmi ve silahlarn kabzalar krlm, saa sola atlmt. Biraz daha ilerleyince, st ste ylm erlerin arasnda iki subayn olduunu grd. Ruslar esir aldklar iki subay ve 34 eri bir vadi iinde sngleyerek ehit etmiler, yrylerini zorlatrmalarn istememilerdi. stelik er ve subaylarn krlan tfek kabzalar cesetlerin yanna atlmt. Albay toprakla rtemedikleri, mezara gmemedikleri bu erlere dolu gzlerle bakt. Yava yava yaan kar tanelerinin askerlerin zerine dmelerine dald gitti. Kar taneleri topraa verilemeyen bu erleri rtmek, Ruslarn anlamalara aykr olarak yaptklar bu kt davran kapatmak istiyordu sanki. Bazen sert esen bir rzgr yerden karlan kaldryor, her tarafa savuruyor, yerde yatan askerlerin gzlerine, azlarna, kanayp donmu yaralarna karlan dolduruyordu... Bu vatan evltlarnn anneleri ve babalan bir zamanlar bebek iken besledikleri evltlarnn, bu ekilde beyaz karlar altnda kefen misali rtlmelerini grseydi acaba ne dnrlerdi? Bunu kendine soran Albay Mustafa Nimet iliklerine dek titredi... Sonra kendi kendine sz verdi: - Bu hareket Ruslarn yanna kr kalmayacak! Geri dnerken, erlerine ehitleri bir araya toplayp tala zerlerinin rtlmesini emretti. i kan alayarak, "Hi olmazsa kurtlar paralamasn" dedi... * Yzba Baki taburundaki erlere bakt. i szlad. ounun kaputu ve ayaklarnda doru drst botu yoktu. Sakallan uzam, avurtlar km yzlere bir eyler sylemek ve erleri heyecana getirmek istiyordu: - Askerlerim, hlinizi gryorum. yorsunuz. zerinizde doru drst kaputunuz bile yok ama gzlerinizde bir heyecann ltlarn seziyorum. Tm bu yokluklara kar elinizden geleni yapacanz sanyorum. Vatanmz zor gnler geirmektedir. Bu zor gnlerde yokluklar bizi yldramaz. Yldrmamal. Elimize geen frsatlar iyi deerlendirmeliyiz. Osmanl Devleti eski gcne kavuabilir. Kafkaslar alp Turan ilerine doru ilerlediimizde her ey daha kolay olacak, inann bana. nk orada Rus'un izmesi altnda inleyen milletlerimiz de bize katlacak. Bir zamanlar Orta Asya'dan kalkp geldiimiz yerlere gitmek kim bilir belki de bize nasip olacak. te bu mit, ite bu dnce bizim iimizi stmaktadr. Size duyduklarm da sylemek isterim. Hopa civarnda ilerleyen Tekilat- Mahsusa'daki arkadalarmz yollarn atalland yerlere "Kafkaslara gider diye yazmlar. Elimde olsa ben

de bu yazlardan yazar, her yol atna bunlar dikerdim. zerine de "Orta Asya'ya gider!"yazardm... Ruslar, ite gryorsunuz. Bizim karmza kp savamaktansa oyalama taktii yaparak geriye ekiliyorlar. natla bize kar koymuyorlar. Peki, soruyorum size, bu kara kta bizi bu beyaz dalara srkleyen sevda nedir? Vatan sevdasdr! Osmanl'nn eski snrlarna kavumas sevdasdr. Hatta eski snrlarn tesine tama dncesidir. te bu byk dnce ile mit ile karl dalar dahi kolayca alr. Biz vatan yolunda birer Ferhat'z. Dalan delmesek de dalar amak iin buradayz. Meyus olmaynz. mitsiz olmaynz. Dalar nmzde birer engel deildir. Allah yardmcmz olsun... Yzba yapt konumayla askerlerini silkelemek, kendilerine gelmelerini istemiti. Ancak kk heyecan dnda erlerin gznde yine ayn hzn vard. Bir sre daha erlerine bakt. Sonra emir vererek adrna gitti. Yzba Baki kendi kendine konutu. "Ben bu topraklar, bu memleketi, bu insanlar ve askerimi seviyorum. Onlar beni seviyorlar m?" Bu soruya kendi de cevap vermedi. Sevin iinde amlarn arasna doru yrrken sonradan "Kim bilir" dedi. "Kim bilir?" Souk k gnnde ressamlara ilham verecek kadar gzel tabloyu seyretmeye balad. Dalgal bir topografya zerindeki am aalar karla kaplanmt. Uzayp giden beyazlk iine de bir esenlik vermiti sanki. Kabaran duygularna engel olamayan Yzba Baki'nin dilinden bir eski ark dkld: Gnlm yine bir afeti hicrana dolat. Sevday muhabbet bama gr neler at Bu hli perianma dman bile at Yine sevday muhabbet gr neler at? 31. Tmen Oltu-Kosor caddesinin gneyinde, 30. Tmen ise kuzeyinde olmak zere Penek Blgesinde mevzilenen Ruslara saldrma hazrl iindeydi. Ancak Rus kuvvetlerinin stn birliklerden kurulu olduu ynnde keif raporlar geliyordu. Bu durumda ne yaplacakt? 31. Tmen Komutan Albay Hasan Vasfi ile 30. Tmen Komutan Yarbay Ali Osman ve kurmaylar saatlerce neler yapabileceklerini konutular. Sonunda Rus kuvvetlerinin stn silah ve asker says gz nnde bulundurularak, sessiz ve ani bir hcum yaplmasna karar verildi. Bu basknda tek bir mermi bile atlmayacak, dman sng ile yllardr mevzilendii yerlerinden sklp atlacakt. Ancak bu hcumu hangi tmenin yapacana bir trl karar veremiyorlard. Her iki tmen komutam bu saldrya kendi birliklerinin gerekletirilmesini istiyordu. Eer bu taarruzda bir baar kazanlacak olursa, tmen komutanlar bu baarnn ok nemli olduunu dnyorlard. Saatlerce sren tartmadan sonra blgeye daha yakn olan 30. Tmenin bu taarruzu gerekletirilmesine karar verildi. 31. Tmen de 30. Tmenin harektn izleyecek, gerekirse yardmda bulunacakt... Albay Hasan Vasfi, Yarbay Ali Osman'a ans dilerken deta gpta ediyordu: - Baarl olmanz can- gnlden diliyorum. Zorda kaldnz en ksa sre ierisinde yannzda olacamzdan emin olabilirsiniz. - Teekkr ederim. Yarbay Ali Osman daha sonra kurmaylar ile tmenin konaklad yere gelmiti. Penek Kyndeki evlere, ahrlara, samanlklara yerletirdii askerin birka gn daha dinlenmesi gerekiyordu. Eratn yars ise adrlardayd. Uzun yryler srasnda az da olsa dknt vermilerdi. Tmen komutannn endiesi kydeki scak evlerde bekleen neferlerin daha da bitlenip bir humma salgnna maruz kalmasyd. Bir yandan da iyi dinlenip ve iyi beslenmek gerekiyordu. Bunun bilincinde olan Yarbay Ali Osman iae subayn arp bugn ve yarn eratn ok iyi beslenmesini istedi. ae subay hemen itiraz etti: - Efendim yiyecek stokumuz hzla azalyor, idareli kullanmamz lzm. - Bana bak! br gn lme yollayacam askerime yiyecek konusunda kstlama getiremem. Karnlar ok iyi ekilde doyurulacak tamam m? - Ba stne efendim. - Bu arada, ne kadar dknt verdik, ne kadar hastamz var, hepsinin karlmasn istiyorum. Sonra haritasnn zerine eilip almaya balad. Bu iki gn zarfnda ok dikkatli olmalydlar. Rus ajanlarnn ve Ermeni casuslarnn tmen erleri

iinde dolamas muhtemeldi. Sabaha kadar alan 30. Tmen Kurmaylar eksiksiz bir taarruz pln hazrlamak iin ellerinden geleni yapmlard. Yarbay Ali Osman Bey en ksa srede saldrya balamak dncesinde idi. Bunun iinde iki gnlk bir dinlenmeyi yeterli gryordu. Ertesi sabah afak skmeden sng hcumu ile balayacak, ani bir saldryla Ruslarn yllardan beri hazrladklar mevzilerin, siperlerin iine girilecekti. Eer balangta stnlk salanamazsa, saldrnn baarya ulama ans ok zordu. Bunu iyi bilen tmen komutan en tecrbeli ve din birliklerini n saflardaki saldrda kullanmak istiyordu. Bu birliklerin bazlar Balkan Harbi'nde byk yarallklar gstermiti. Ancak ok sayda da tecrbesiz, ilk defa silah kullanacak askeri de vard. Saldrnn afak vaktinde gerekletirilmesini isteyen Yarbay Ali Osman Bey o gece hi uyumad. Emrindeki erleri, ok iyi donatlm Rus askerlerin zerine sreceini dndke kendisini sknt basyordu. Birok vatan evld bu saldrya katlacakt. Kimi lecek, kimi yaralanacak, kimi de belki donacakt. Ancak Oltu'ya yakn olmalar yarallarn buraya ksa srede sevk edilmesi iin avantaj salyordu. "Bu konuda bari teselli bulabilirim" dedi kendi kendine. Sonra scak, kk karargh evinden kt. Tek bana karanlk ve karlar iinde yrd. Gecenin koyu karanlnn beyaz karlarn zerine kmesini byk bir tezat olarak nitelendirdi. Gece ve kar yani siyah ve beyaz... Trk ile Rus, lm ve yaamak kadar birbirine zt eylerdi... Kendini yle bir dinlediinde hznlendiini anlad. "Kolay deil" dedi kendi kendine tekrar. "Buraya gelirken, yrrken, bunca askerin ile ekmesi... Donuklar, dkntler... Kolay deil hi deil... Keke bu harekta daha deiik koullar altnda hazrlansaydk..." Bir sre sonra odasna dnd. Emir subayna sordu: - Her ey hazr m? - Hazr efendim. - afaa ne kadar var? - saatten fazla efendim. - Sre ksalm uyumaya demez. - ayn var m? - Bir haftadr aymz yok. Ancak size bitki ay verebilirim. Kyllerden almtm. - yi ya, ver bakalm. ay yudumlarken Ali Osman Bey pencereden karanla baka-kald. Sanki bir ey grecekmi gibi belirli belirsiz klar izledi. Sonra hazr olda duran emir subayna dnd: - Bunlar, dedi klar gstererek, adrlarda titreyen askerlerimin mumlan... Sadece titreyen biz deiliz bilesin. Koca memleket, koca Osmanl titriyor. Milletim titriyor. Kimi souktan, kimi korkudan, kimi de paralanmaktan kimi de sava kaybetmekten titriyor. "Hasta adam" diye tanmlyorlar bizi. Hasta adam... Yani lme mahkm. Eli kolu balanm, son nefesini vermesi beklenen biri gibi hakkmzdaki dnceleri. Bizi bu dalarn ayaznda buraya getiren ey nedir bilir misin? - Vatan sevgisi efendim... - Elbette ama buraya byk bir midi, byk bir hayali gerekletirmek iin geldik. Ka senedir byk dnememenin acs vard iimizde. Byk dler, byk gayretlerle gerekletirilir. te biz bu dncelerle canmz bu dalarda vermeye geldik. Kafkasya Seferi'nin z budur. Baarabilir miyiz? Belki. Gnl donanml daha iyi asker, silah, giyecek ve yiyecek ile byk dlerin peine dmeyi isterdi. Fakat yok. Buna imkn olmad yllardr. Belki bundan sonra da olmayacak. Biz bu denemeyi yapmaya mecburuz. Her baar bizi daha iyi gnlere, her baarszlk da bizi daha kt gnlere gtrecektir. Buradaki bir baar, pasl bir kilidin almasna neden olur. Sonra nice kaplar alr bilinmez. Ama Kafkasya'nn kaps nndeyiz. Sonra Yarbay Ali Osman Bey hi konumad. Gzlerini yine bir eyler grecekmi gibi karanln iine dikti, stanbul'u dnd. Hali'i, boaz, yallar, ahap evleri, martlar dnd. stanbul ne kadar uzaktayd oysa ama vatann

her kar toprana biraz stanbul'un glgesi dyor, buralar bile stanbul'un bir paras oluyordu sanki. Bu benzetmeye, bu tahlile Yarbay Ali Osman Bey de ard... Ne kadar sre geti bilmiyordu. Baz erlerin seslerini duydu. "Vakit geldi demek." Dar kt. Son hazrlklar kontrol eden subaylarnn yanna gitti. Asker saflar halinde hazrlanyor, antalarn bir kenara brakyorlard. Hepsi snglerinin yuvalarna oturup oturmadna bakyorlard. Karanln iinde, adrlardan yansyan lgn mumlarn nda, scak bedenlere girecek, saplanacak snglerin soukluu hemen fark ediliyordu. eliklerin zerine den solgun k eitli oyunlar oynayarak, sngleri gizemli bir parltya bouyordu. Erat adi admlarla yrmeye balad, ite o an Yarbay Ali Osman Bey lif lif zldn sand. Kuru atlak dudaklarndan sadece iki kelime dkld: - Allah yardmcmz olsun! Birliklerin yannda yryen komutanlar ise son ve kesin emirlerini veriyorlard: - Tek mermi atmayacaksnz! - Ate yakmayacak ve sigara asla imeyeceksiniz! - Yksek sesle konumayacaksnz. Biraz sonra konumanz da yasak. - ilk andaki hcumumuz ok nemlidir. - Ruslar snglerimiz ile skp atacaz. - Kaan olmaz ama kaan kim olursa, ilk gren kaan gzn krpmadan vuracak! - Ylmak ve korkmak yok! - Ruslar bizden korkuyorlar. Bu uyarlar dinleyen erlerin baktklar yegne ey sngleriydi. afak skmek zere iken yaamlar bir bir gzlerinin nnden geiyor, geride braktklar sevdiklerini dnyorlard. Bazlar geri dnmesinin ya da hayatta kalmasnn ok zor olduunu biliyor "Bu ssz da banda mezarm olacak m?" diye i geiriyordu. Ancak hepsinde krk bir mit vard... Belliydi ki, yreklerine ve bileklerine ok i decekti. Bu zor grevin altndan kalkabilmek iin ellerinden gelen her eyi yapacaklard. Karda bir sre yrdkten sonra kendilerine hedef olarak gsterilen yere ok yaklamlard. Biraz aada Rus siperleri vard. Asker bir yay gibi gerilmi, frlamaya hazr ok gibiydi. Artk hayat ile lm arasndaki ince izgideydiler. Gzleri kslm, komutanlarnn verecei iarete bakyorlard. Zaman kemiren akrep ve yelkovan baskn saatinin geldiini gsterince, komutanlar kendilerine bakan erlere iaret verdiler. Bu iaretle erat sanki byk bir dan yamacnda aaya kaymay ve dmeyi bekleyen gibi sessiz bir ekilde Rus siperlerine doru akmaya balad. Sngleri nde olduu hlde barmay ok istiyorlar ama emir gerei baramyorlard. Ruslar ise Trklerin uzun bir zamandan beri harekt hazrlklar iinde olduklarn biliyorlard ama onlarn bu ekilde aniden saldrya geeceklerini hi beklemiyorlard. nc birlikleri geri ekilmeye, barmaya bile frsat bulmadan Trk sngleri tarafndan ldrld. Siperlere girdiklerinde boaz boaza srp giden arpmalarda kh ilerleniyor kh da geri ekiniliyordu. Bu gelgitlerle mide ve mitsizlie tutunan erler, gayret etmek iin pazara kardklar canlarn dilerine takyorlard. Ruslar saf saf zerlerine bir kara bulut gibi gelen Trk askerlerine kar makineli dzeneklerini kurmaya alyorlard. Tfeklerle youn bir biimde ate ediyorlard. Bu ekilde ate barajm aan Trk erleri daha da ileri gitmek iin snglerini konuturuyorlard... Akama dek sren arpmalarda Trk askerleri ok kayp vermiti ama siperler alnmt. Ancak muharebenin gece de srecei belli oluyordu. nemli bir direnme merkezini Ruslar kolayca ellerinden karmak istemiyorlar, karanlkta da can pazar sryordu. Trklerin srarl hcumlar karsnda Ruslar Penek'ten ekilmek zorunda kaldlar. imdi siperlerde Trkler vard, yarallarn topluyor, ehitlerini gmmek iin ise sabah bekliyorlard. * Erzurum'da Amerikallar tarafndan yeni kurulan hastanenin penceresinden dalgn dalgn darsn seyretmekte olan Nazm akir gzlerinin nnde alabildiine uzanan beyazla bakyor "Tpk l gibi" diyordu. "l gibi... Kardan ibaret

l gibi..." Hastanenin ilerisinde, dzenli bir ekilde sralanm adrlara bakyor, bu adrlarn iinde soukta titreen erleri dndke, yreinin damla damla kanadn sanyordu. Sonra iki sra halinde yryen, elleri antal genler dikkatini ekti. Bu genler kollarna beyaz kurdele baladklar hlde hastaneye doru geliyorlard. Nazm akir bu genleri merak etti, kollarndaki beyaz banttan dolay, onlarn hastabakclar ya da shhiyeler olabileceini sand. Umutland. Hi olmazsa hastalara daha iyi baklabilirdi. Zira tifs ortal kasp kavuruyordu. Ancak gelenlerin hastabakc olmadn iyice yaklatklarnda anlad. Bunlar doktor olmalyd. Sonradan aklna Erzurum Valisi Tahsin Bey'den doktor istediini hatrlad. Canla bala alan Tahsin Bey ne yapp ne etmi, stanbul'dan doktor getirtmiti. Gerekten de Tahsin Bey stanbul'a telgraf stne telgraf ekmi tifs hastalnn yaygnlatndan bahsetmi, doktorlara ok ihtiyalar olduunu belirtmiti. Doktor Nazm akir hemen kapya kotu. Gelenleri karlamak istiyordu. Kapy amt ki iki sra halinde yaklak on alt doktorun hazr olda beklediini grd. Doktorlar getiren subay, Nazm akir Beye: - Efendim bu doktorlarn sizin yannzda almas emir olundu. - Buna ok sevindim. Ho geldiniz arkadalar! - Ho bulduk! - eriye buyurun. ekingen ve yorgun olan gen doktorlar ila kokan, hastaln duvarlarna dahi sindii binann iine girerken, rkeklikleri her hllerinden belli oluyordu. Onlarn bu hlleri Doktor Nazm akir'in de dikkatinden kamad. Balkan Harbi'ne gidip ilk grev aln hatrlad. Neden sonra "Alacaklar" dedi iinden, her birinin byklar yeni terlemeye balam yzlerine bakarken... "Bu gen yata hastala, ilaca, yaraya ve lme ne kadar ok alrlarsa ileri o kadar kolay olacak. Allah'm sen bu genleri tifs denen hastalktan koru." Bu duay deta korkarak sylemiti. Doktor Yzba Nazm akir geen gnleri yle bir gznn nne getirdi. Artk dayanamayacan sanyordu. Sanki ateler iinde yanyor, dili dama kuruyordu. Ancak grevini yapmalyd. Zor da olsa, Erzurum'a akn akn yollanan hasta ve yarallara yardm etmeliydi. Hastalarn arasnda yrrken, birden yere dmt sonrasn hi hatrlamyordu. Gzlerini atndan ok ama ok uzun yllar gemi gibi gelmiti kendisine. Baz eyleri hatrlamak istiyordu. Hzla gemiini yoklad. Balkan Sava'nda grev yapmt. Hem de dalarda ete kovalayan askerle birlikte. Onlarn yaralarn sarm, zor zamanlarnda yanlarnda olmutu. Sava bitmeye yz tutunca, ilk nce camilere yerletirilen muhacirlere bakm, daha sonra da kendisini Glhane Askeri Hastanesi'ne almlard. Bir sre de burada grev yaptktan sonra seferberlik iln edilir edilmez, Erzurum'a gndermilerdi kendisini. O da vakit geirmeden hazrlklara balam, doktor olarak elinden geleni yapmt. Kasm ay bandan beri Erzurum'a yaraldan ok, tifse yakalanan asker akn etmeye balamt. Tifs tp kitaplarnda okuyan Yzba Nazm akir burada askerlerin ne derece zdrap iinde kvrandklarn ve bir sre sonra ldklerini grdnde hayretler iinde kalmt, ite o gnden sonra en byk korkusu tifse yakalanmakt. Ancak hastalarnn hepsi tifs-lyd. Erat kendi arasnda bu hastala "asicer hummas" adn koymutu. Haklydlar, hastalk daha ok asker arasnda yaylyordu ama Erzurum'daki askerden dolay sivil halka da bulamt humma hastal... Yzba, her geen gn ok yorulduunun farkndayd. Ancak gc yettii kadar hastalarla ilgilenmeye alyordu. Erzurum hastanesi dolunca, bu kez Amerikallar ehre 300 yatakl yeni bir hastane amlard. te bu hastanenin bahekimliine getirilen Yzba Nazm akir ksa srede tm yataklarn dolmas zerine ne yapacan armt, iki doktorla yz askere hizmet vermeye alyordu. Ancak yetiemiyorlard. Az uyuyor, az dinleniyor, yine de hastalar tedavi etmekte yetersiz kalyordu. Bunun zerine Yzba Nazm akir ordu komutanna bavurmu, stanbul'dan tecrbeli ve tifs konusunda deneyimli doktorlar gnderilmesini istemiti ama bir sabah kapsn alan, okullarn yeni bitirmi stanbul Tbbiyelilerini grnce bu kez hayal krklna uramt. Karsnda byklar yeni terlemi, yeni mezun olmu kiminin elinde bir torba, kiminin elinde tahta bir bavul olan gen doktorlar vard, ite o an Nazm

akir'in bandan kaynar sular dklmt. Salgna kar hibir bakl ve as olmayan doktorlar gnderilmiti. Yzba Nazm akir, tam on gn komada kalm, kendisini daha sonra ar hastalarn olduu blme kaldrmlard. Baz olaylar hatrlayamamasnn sebebi buydu. yice artan salgn karsnda gen doktorlar bir bir hastala yakalanmlard, ite imdi yannda yatan hasta bu gen doktorlardan biriydi. Hrltlar hlinde soluk alan gen doktor Nevzat'a bakt. Onun hlini grnce "Komada" dedi. "Komada..." Sonra kendini dinledi. Elini kolunu oynatt. Yava yava dorulmak istedi ama baaramad, ba tekrar yasta dt. te o an da kendisini gren bir hastabakc bard: - Bahekim canland. - lmedi. - yi olacak... Bu kelimeler doktorun bana bir ekile vuruluyordu sanki. Uzun bir uykudan uyanm gibiydi. Tekrar dorulmak istedi. Hastabakc bir gen hemen koup kendisine yardm etti. - Kendinizi yormayn efendim. - Bana su ver ocuk. - Hemen efendim. Doktor suyu itikten sonra gen hastabakc: - Efendim sizden midi kesmitik ama kefeni yrttnz, dedi. Yzba hibir ey diyemedi. Sadece ve sadece kendini toplamaya alyordu. Ayan yere basmaktan korkuyordu. Hi gc kalmamt. "Bir eyler yemeliyim." dedi hastabakcya. - Efendim, siz yle dorulup oturunuz, ben hemen size yiyecek bir eyler getiriyorum. - Sa ol. Daha sonra yanna gelen iki ihtiyar doktor, Yzba Nazm akir'e takldlar: - Ac patlcan kra almaz. - Biz yal olduumuz iin artk baklk kazandk herhalde ama gen doktorlar bir bir hastalanyorlar. - Yazk. Onlar buraya gelirken ne umutlarla geldiler. imdi tifsn kollarnda can ekiiyorlar. - Yannzda yatan gen bir doktor... Ancak ondan ve sizden midi kesmitik ama siz kefeni yrttnz. Ama onun durumu kt. - Hastalar nasl? - Her geen gn kurtulanlar azalyor. - Bu kt ite... - Efendim hastalk ok hzl ilerliyor. Ba edemiyoruz. Ne gerei gibi temizlik ne de a var. - Yaptmz i hastalarn acsn ve arsn dindirmekten ibaret... yi beslenseler, temizlenseler belki hastala bu kadar kolay yakalanmayacaklar. - Zor, dedi. Nazm akir. Bu iki kelimeyi o kadar glkle sylemiti ki yorulduunu hissetti. Geen gnler ierisinde Nazm akir hastanede almalarna balayabilmiti. Ancak kederliydi. nk kendisine yardmc olsun, diye gnderilen doktorlar bir bir tifse yakalanp lyordu... Doktor Nazm akir hangisine yansnd? Memleketin evltlarna m, onlarn ana ve babalarna m? Yoksa buraya bin bir umutla gelen gen doktorlara m? Viziteyi kt gn, bit dolu bir hastay muayene ederken hastada hi bit kalmadn hayretle grmt. Bunun neden olduunu anlamaya alrken, hasta bir ka gn sonra lmt. Doktor Yzba Nazm akir bunun olaan bir vaka olmadn biliyordu. Dier hastalarda da bu bulguyu aramaya balad. Bir ka hastada bit kalmamt. Bu hastalardan birinin scakl 39 dereceden yksekti. Dierinin ise scakl 36 dereceden dkt. Bu iki hastay ciddi bir ekilde incelemeye balad. Ancak bu iki hastalarn da birer gn arayla ldn grd. Sonunda u kanya vard; lecei belli olan hastalan bitler bile terk ediyordu. Yani 39 dereceden yksek ve 36 dereceden dk vcut scaklklarnda bitler barnamyor, o hastay hemen terk ediyordu. Bu bulgudan gn sonra Nazm akir gen bir doktoru muayene ediyordu. Hastann scakl gittike ykselmi. Neredeyse 39 dereceye ulaan ate nedeniyle gen

doktor sayklayp duruyordu. Bir sre sonra ise ate dmeye balamt. Kendine gelen doktor da atein dtn grnce sevinmi, vcudunda bit kalmadn, ok yaknda hastal atlataca kanaati hsl olmutu. Ancak Yzba bunun iyiye deil de ktye doru bir gidi olduunu gen doktora syleyemedi: - Merak etme iyileeceksin dostum, diyerek kendisine moral vermiti. Bile bile yalan sylemiti. Gen doktor da neelenmiti: - Sonunda bu hastal yendim. Ben de artk baklk kazandm. Tifs bana bir ey yapamad, diye konuuyordu. Ancak gen doktorunun atei 36 derecenin altna gelince Doktor Nazm akir hastay muayene ederken: - Bak doktor kantm geti. Bu bitler gitti anlamna gelmekte, dedi. - Evet bitler seni terk etmi gen dostum. - Elbette, ben bu hastal atlatacam efendim. - nallah, dedi Nazm akir, inallah... Gen doktor onun durgun olduunu grnce korkuyla sordu: - Yoksa siz bu hastal yendiimi dnmyor musunuz? - Yendiniz dostum, yendiniz. - Elbette hi bitim kalmad efendim. Bu arada Nazm akir gen doktora takld: - stersen sana benim bitlerden verebilirim. - Yoo istemem efendim. Kimsenin malnda gzm yoktur. Nazm akir artk gzlerin snmekte olan gen doktorun bu nktesine gld. Ban okad. - Fazla mal gz karmaz evlt, dedi. Gen doktor glyordu ki glmesi aniden dondu. Baklar sa-bitleti. Zor nefes alyormu gibi azn at. Bir eliyle Nazm akir'in elini kavramak istedi. Baaramad. Gzleri daha da byd byd ve ylece kalakald. Nazm akir bir kez daha yklmt. Gen doktorun gzlerini kapad. inde byk bir boluun olduunu hissetti. Bu boluk her geen dakika byyor, byyor, ne var ne yoksa yutacak hle geliyordu. Gzleri dolu dolu gen doktorun sar salarn okad. Okad... Ne yapacan ard sonra hastanenin bahesine kp karlar iinde tek bana gezindi. Dardaki kar ve souk kendine gelmesine yardmc oldu. Bunlar hayatn gerekleriydi. lm de sava da. Ancak bunca hayat dolu, mrnn baharnda, lme stanbul'dan koan meslektalar iin Nazm akir'in yrei durmadan kanyordu. imdi bir gonca gl tm dikenleri ile ruhunu iziyor, kalbini kanatyordu. Lapa lapa yaan karlar Nazm akir'in tuzlu gzyalarna sarlp yere beraber dyordu. Kar, her eyi rtyordu gzyalarn, topra, ta ve topraa verilenleri. Kar, bir tek anne ve babalarn evltlarndan yana duyduu endieyi ve acy rt emiyordu. Bunun byle olduunu Nazm akir Bey ok iyi biliyordu. * Erlerin getikleri yollarda her ey beyazn istilsna uramt. Dereler, elleler donmu, am aalar karn arlndan yer yer eilmi, kavak ve st aalar ise deta iskelete dnp buz tutmulard. leden sonra kar ykl bulutlar dalm masmavi berrak bir gkyznde gne grnmt. Isnmak iin her eyi denemekte olan erler gnein yzn gstermesinden dolay memnundu. nk bir nebze olsun gne nlaryla snabileceklerdi. Hele grdkleri manzara, yen yreklerini dahi stacak cinstendi. Youn bir sisin iinden ykselen tepeleriyle dalar deta piramitler gibi duruyordu. Siste boulacakm da, ban nefes almak iin dik tutmu dalar, omuz omuza uzayp giderken, bir kar lnden ibaret araziye bakmaktan gzleri kamap sulanyordu. Kristallemi ve inenmemi karlarda sanki gkyzndeki gibi binlerce belki de milyonlarca yldz yanp snyordu. Sanki geceleyin gkte salnp duran yldzlar gndz karlar iine dmler de ldayp duruyorlard. Hepsinin gnl her trl zorlua karn yine de sevgi doluydu. A da olsalar, ak da olsalar gnllerinde hep bir mit iiyordu. Yol boyunca st ve kavak aalarnn buz tutan dallarn gren erler bu gzel manzaray birbirlerine gstermeden edemiyordu: - Bak aalar buz tutmu.

- iskelete dnmler. - Buzdan aa olmular. - Her taraflarn kar ve buz sarm. - Bizim gibi baksanza, bizim de her yanmz kar ve buz sarmad m? - Sard ya. - Ama bu aalar buz tutmu deil onlar beyaz iee durmu aalardr, dedi birisi. Dierleri bu benzetmeye ard. ok ince ve gzel bir benzetmeydi. Bu zor artlarda dahi savaa giden askerlerin gnllerinin ne kadar temiz, ne kadar insani olduunun bir iziydi bu benzetme. Onca karamsar hava iinde yaplan bu benzetme her ere deiik gelmi akas bu sra d benzetme ok holarna gitmiti... Dier bir er sohbete katld: - yleyse yerde parlayan, ldayan karlar deil o zaman. Gkteki yldzlar bir bir yere inmi ve bizim iin ldyorlar... Bu benzetme de dierleri tarafndan beenildi... Artk dalarn yorgun ve beyaz omzuna ban dayamaya balayan gnein nlar gittike olgunlayor, altn sarsndan koyu sarya ve kzl renge dnmeye balyordu. * Karanlkta ve souun koynunda yaplan yryte askerler bilinsizce ilerlemeye alyordu. Hibir ey dnemiyorlard artk. Sanki gndz gzellikleri gren bu erler deilmi gibi sadece ve sadece yrmeye alyorlard. Baklar sabitleiyor, nndeki arkadan grmeye ve onun izine basmaya artlanm olan vcutlar karanlk iinde daha da arlayordu. Bazen bir kar bazen de dize kadar kar iinde yryen erler giydikleri arn etkisiyle ayaklarnda ilk nce ar hissediyorlard. Ancak bu arya aldrmadan yryorlar, sonra arnn getiine seviniyorlard. Yola devam ettiklerinde, ilk nce slanan ve ark tarafndan bir mengene gibi sklan ayak parmaklarn hissetmiyorlard. Bu hissizlik onlarn ilerini kolaylatryordu. Sadece hzl yrmeye alan erler hibir ar hibir ac hissetmeden yryorlard. Ancak hissizlik yrdke artyor, ayann tmn saryor, bilee gelince yere basamayan er aniden yere dyordu. Bir sre karlar stnde dinlenen erler geride kalmamak iin tekrar yola koyulmak istiyor ama yere ok isteseler de basamyor ve karlarn iine dyorlard... ite bu sonun balangc demekti. Ayaklar donmaya balayan erler ilk nce panikliyor, burada yol kenarnda kalp vahi hayvanlara yem olmaktansa, elleriyle, emekleyerek de olsa yollarna devam etmek istiyorlar ancak youn g kaybndan sonra yorulup yzst yere dyorlard. O zaman erlerde bir sakinlik balyor, kaderlerine raz oluyorlard. Bazen yanndan geip gitmekte olan arkadalarna yalvaryor, kendilerine yardm etmelerini istiyorlard. Yryen erler arkadalarnn bu hlini grdke onlar gibi olmamak ve glerini idareli kullanmak iin ok isteseler de arkadalarna yardm edemiyorlard. Aylardr yan yana, omuz omuza kader birlii ettikleri arkadalarnn umursamaz tavrn grenler aknla uruyor, bu aknlk nedeniyle kaderlerine raz olmaktan baka ellerinden bir ey gelmiyordu. Yerde srnenlerin hepsinin arad tek ey aat ama kayalk ve bazal tik arazide aa ila iin dahi olsa yoktu. Aalarn zerine kmay dnenler hayal krklna uramt. Yryp gidenler, yerdeki arkadalarna acyp peksimet, tayn brakyorlar, "Bununla idare edin" demek istiyorlard. Ancak uzatlan her trl yiyecek onlar daha da umutsuzlua dryordu. "Artk banzn aresine bakn ve verdiklerimizi idareli kullann" anlamna gelen bu hareket nedeniyle ayaklan donan erler bir kez daha hayal krklna uruyordu. Neden sonra hepsi birbirine sokulmaya ve donmamaya gayret ediyorlard. Bu ekilde sada solda braklan donuklarn says artmaya balamt... Koca tmen, damla damla eriyen sarktlar gibi er er eriyordu. Yol uzadka, yry devam ettike, donmaya balayan erlerin says artyordu ama daha gidecek ok yol, daha yrnecek ok yol vard. Bir da atklarnda, nlerine bir baka da dikiliveriyordu. Kh geceleri kh gndzleri daa trmanmaya balyorlar, dalar dalara balanyordu. Yryn bu ekilde devam etmesi askerde byk bir bkknla yol ayordu.

* Yzba Baki gittike artan souun altnda titrerken, byklar ve sakallar buz tutmu olduu halde iyimser dncelerle iini stmaya alyordu. Pek yaknda yaplacak toplu saldr nedeniyle "ezeli dman saylan Moskof yerle bir edilecek, 93 Harbi'nde sava tazminatn karlayamayp verilen Kars, Batum ve Ardahan tekrar Osmanl Devleti'ne katlacakt. Bugn Baki Bey ok neeliydi. nk Ruslarn glerini birletiremedii ve dank bir hlde ekildiklerini, ekilirken de oyalama taktii yaptklar haberini almt... ite gzel haberler gelmeye balamt. "Hasta adam" diye nitelendirdikleri Osmanl, Anka Kuu gibi kllerinden domaya balamt bile. Eski snrlar, eski topraklar geri alnacakt. Toprak kazanlarak yaplacak bir byme ile yeni kaynaklar elde edilecek, bu kaynaklar idareli kullanldnda ve "Almanya'nn yapaca teknik ve silah yardmyla eski gcmze tekrar kavuacaz" diyordu Yzba Baki Bey. indeki bu scak mit her eye yeterdi. Varsn souk olsun. Varsn sakallar ve byklar buz tutsundu... Yzba Baki Bey "Ah Hasan zzet Paa, ah!" dedi. "Ne olurdu sanki daha atak daha cesur olsaydn. Kprky savan kazanmken, hi sebepsiz bir ekilde askeri 10 km geriye ekmeseydin, birliklerimizi toplayp hzla bir hcumla ileri atlsaydn, belki Sarkam' bile almtk. Enver Paann hedef gsterdii yiyecek depolarn, cephaneleri ve silahlan ele geirebilirdik. imdi ise karda taarruz iin olaanst kuvvet harcyoruz. Mademki eninde sonunda zafere gideceiz elbette kayplar dnlmemelidir..." Sonra siperler iindeki erlerine bir gz gezdirdi. ounun kaputu yoktu. yorlard. Eratn ou gnlerdir azlarna bir lokma koymamt. Atlar. Ancak yine de sabrla bekliyorlard. Cephaneleri azd ama olsundu iin en zor ksmn baarmak iin az bir zaman kalmt. 10. Kolordu Sarkam'a arkadan girdiinde, onlar da Horasan zerine yryecekler, Karakurt'a kadar ilerleyecekler ve daha sonra kuzeye dnp Sarkam'a gireceklerdi, ite o zaman her dert bitecek, bollua kavuacaklard. imdi tm komutanlarn aklnda Sarkam'a gitmek fikri vard. Sarkam bir nazl yar gibi onlar dalarn ardnda bekliyordu. Bu yre kavuulduunda vuslat olacakt. Orada her ey vard, bolluk vard. Yiyecek vard. Silah ve cephane vard. Onlarda da bu nazl yre varmak ve kavumak iin istek ve g vard. Bu emel eninde sonunda gerekleecekti, iki eski sevgili kt gnleri unutacak ve birbirine kavuacaklard. Sonra? Sonras kolayd. Ordu Sarkam'tan Kafkasya ilerine gidecek, orada bulunan Trkleri de esaretten kurtaracaklar ve birlii salayacaklard. Hatta daha da gneye inip ran' geecekler, Hindistan ve Afganistan'n kendi balarna hr bir devlet olmas iin ellerinden geleni yapacaklard. Yzba Baki btn bunlar hayal ettike dnn farkna varmyor, gizli gizli glmsyordu ama Alman Amiralin neden hl Karadeniz'de Osmanl Donanmas'nn stnln salayamadn kendine sorunca glmsemesi donup kalyordu. "Bu amiral bir haltlar kartryor ama ne? Merakl merakl gidip Sivastopol' bombalad daha sonra sesi soluu kmaz oldu. Eer ki Karadeniz'de deniz hkimiyetini salayabilseydik imdi gemilerle bakentten her eyi getirmek mmkn olurdu ama ne yazk ki, Ruslar bir Osmanl kay bile grseler ate ediyorlarm. Olsun, biz elimizden geleni yapacak, ne kadar zorluk var ise hepsini inancmzla, zafere olan inancmzla yeneceiz... yi gnler yakn Baki Bey, iyi gnler yakn..." Kendi kendine konuan Baki Beyin iine bin bir umut domutu. imdi dalarn her yerinde taze gelinciklerin aldn, ceylanlarn bir bir suya indiini sanyordu... imdi gz nnde bir bir sralanan dalar sanki kolayca geecekmi gibi geliyordu. Baki Bey iyimser hava nedeniyle ok iyi bildii bir iirin ktasn sylemekten kendini alamad: "Kars, Batum, Kafkas elinden evrilen hisarlar. Vurulan milli knkle, ykarz bir gn olur. Osmanl'nn gneinden bir kvlcm alrz, Bir cehim21 olur cihan yakarz bir gn olur..." *

Kar, leylim leylim yaarken, bestelenen sessiz bir musikinin ahengini hatrlatyordu. Dne dne yaan rzgr nedeniyle oradan oraya savrulan karlar kuytu yerlerde birikiyor, askerlerin ayaklarna dolanan karlarn kalnl gittike artyordu. Temen Rfat haberci olarak tmenin dier alaylarna haber gtrmek zere, tek bana karl yollarda bata ka ilerlemeye alyordu. Olabildiince hzla yrmeye alyordu ama dize kadar olan ve inenmemi kar zerine yrmek kolay olmuyordu. Bazen bayr aa srkleniyor, yere dyor ve yuvarlanyordu. Sk sk tfeini yokluyor, karsna kim karsa ksn, hemen ate edeceini sanyordu. Kurt, ay ya da Rus askeri ne olursa olsun, beynini artlam "Ate edeceim" diye kendine sz vermiti ama nde giden alaylara kararghtan verilen emri mutlaka hzl bir ekilde yetitirmeliydi. Temen Rfat nerede olduunu kestirmeye alyordu. Buralara ilk defa geldii iin mitsizlie kaplyor, "Alaylara hibir zaman ulaamayacam" diye dnyordu... kmakta olan yoku nedeniyle epey yorulmu artk ayan kaldracak gc dahi kalmamt. Hzl hzl arpan kalbinin bu souk nedeniyle duracan ve bu ssz yerde donup gideceini sanyordu. Souk havann ve karlarn nefes alrken, boazna dek geldiini, boaznn dahi dn ama durursa, burada donacan iyi bildii iin yava da olsa, ayaklarn sryerek de olsa, ilerlemeye gayret ediyordu. Bazen hibir ey hatrlamyordu. Sadece ve sadece kuzeye daima kuzeye doru yrmek gerektiini biliyordu ama bu havada kuzey neresiydi bunu bile bilemiyordu ki. Alnnda biriken terler zemheri nedeniyle annda donuyor, bu tuzlu terlere karlar karyordu. Kendi kendine moral vermeye alan Rfat Bey "Bu son bayr da knca bir kye varacam, scak bir ocak bana davet edecekler beni, snacam ve snacam. yle atein ulelerine ellerimi uzatacam. izmelerimi karp ayaklarm ve parmaklarm stacam. Ha gayret Rfat'm ha gayret... Burada kalmaman lzm. Yrmelisin." diye kendini avutuyordu. Derin bir soluk alp iki ayan da srkleye srkleye yukar doru ilerlemeye alyordu ama bir ustura kadar sert ve souk olan zemheri nefes almasn dahi zorlatryordu... At olsayd belki daha hzl yol alrd ama. Yoktu ite... "Yine iyi eyler dnmeliyim" dedi. "rnein stanbul'u, bir soba ban, scak bir oday. Sobann stnde bir su gm olmal ve kaynayan su nedeniyle buharlar kp odaya dolmal..." Vcudunun birden gevediini mesinin getiini sand. Korkarak, "Yoksa donuyor muyum?" dedi. Birden ayaklar yerden kesildi ve hzla aaya doru dmeye balad. Karlar tarafndan rtlm olan allarn zerine dt. Sonra da yama aaya doru yuvarlanmaya balad. Sert bir ekilde bir kayaya vurarak durdu... Beli acyordu... Bir sre olduu yerde yatt. Uykusu geliyordu. Hem de yle bir tatl uyku geliyordu ki, bu istee kar koymas ok zor oluyordu. Hani az nce dledii scak odaya gelmi de, soba basna yatm, stn rtmler gibiydi. imdi her ey gzeldi. Isnyordu. Uykusu geliyordu. Bu kuytu yerde pekl uyuyabilirdi... Artk hibir ey umurunda deildi. Ne alaylara gtrlecek emir ne kaybolma ne de kurtlara yem olma. O burada sadece uyumay dnyordu. Uyumak uyumak hem de gnlerce. Bu yorgunluk baka trl atlmazd ki. Kapanan gzlerini amaya alyordu ama sanki bir el iki gzn de kapatyor, "Sen hibir ey dnme sadece uyu." diyordu. O da gzlerini sk bir ekilde kapatyor, uykunun o mahmurluuna kendini brakmak istiyordu. Bir sre bu ekilde yatarken, aacn rzgr nedeniyle sallanmasyla birlikte biriken karlar Rfat Beyin yzne dyordu. Gzlerini at. Bir an bilincini kazanr gibi oldu. "Kalkmalym!" dedi. Zar zor toplanp oturdu. Yerden karlar alp bileklerine ve yzne srd srd... Uykusu alr gibi olmutu. "Kesinlikle uyumamalym!" diyordu. "Uyumamalym..." Yerden avulad karlarla yzn, ensesini, bileklerini ve kollarn da ovalyordu. yi geliyordu karla ovmak, uykusu dalyordu en azndan. Neden sonra kendini toparlam ve uykusu dalmt. imdi yrmeliydi ama nereye yryecekti, ite bunu bilmiyordu. Grebildii kadar ilerilere bakt. Neresi dz ise, nerede kar az ise oraya doru yrmeyi dnyordu. Karlara bata ka, de kalka yryordu. Ne kadar yrd, ne kadar yol ald hi hatrlamyordu ama hi durmamas gerektiini iyi biliyordu. Bazen yoku aa kayyor, yuvarlanyor,

kalkp tekrar yola devam ediyordu. Kh emekleyerek kh ayaklarn deta srkleyerek yoku kyordu. Kulana baz sesler geldi, baz grltler... Duyduklarnn kime ait olduunu anlamaya alt. Yoksa yanlyor muydu? Frtnann, aalarda kard ses de olabilirdi bu sesler. Bir sre daha dinledi. dn anlaynca, tekrar yrmeye balad. Sesleri yine duydu. Evet, evet sesler geliyordu. Ara sra at kinemelerini de duyuyordu. Bu kez yanlmyordu. "Seslere doru gitmeliyim." diye dnd. Ancak Ruslarn olduu yere doru da gelmi olabilirdi ya da haber gtrmek istedii alaylarn yaknna dek de gelmi olabilirdi. "Ne olursa olsun seslere doru gitmeliyim." dedi. Yrmeye balad. Sesler ara sra kesiliyor, rzgrla birlikte tekrar duyulmaya balyordu. At kinemeleri kesilmiti. Rfat Bey tekrar mitsizlie dt. "Yanlyorum herhalde" dedi. Artk kaderine razyd. Gc tkenmek zereydi Ruslarn eline derse, kendisine ikence yapabilirlerdi. Hele kendisine verilen raporlarn onlarn eline gemesi ok kt olurdu. Gitmek istiyor ama ne yazk ki, yerinden kprdayamyordu... Rzgr nedeniyle birok ses duyduunu sanyordu, ite at kinemeleri yine balamt. Tekrar umut doldu iine. "Seslere doru gitmeliyim" dedi. Zorlanarak, ar ar ilerlemeye balad. te o an barmalar balad. Uzakta belirli belirsiz grd karaltlar hareket ediyor, kendisine doru hzla yaklayorlard. Bu karaltlar gittike oalyordu. Etrafnn sarldn anlayabiliyordu. Birileri kendisine doru yaklayordu. Az sonra bulank da olsa kendisine birok tfek namlusunun dorultulduunu grd. "Yazk gele gele Ruslarn olduu yere gelmiim. Her ey buraya kadarm. Her ey bitti" diyerek, yere diz kt. Ellerini kaldrd. Teslim olmutu. Byk bir utan ve ac duyuyordu ama ne yazk ki, yapacak bir eyi olmadn dnyordu. Askerlerin giyimlerinden bunlarn Trk olabileceini dnd sonra heyecanla ve olanca gcyle bard: - Ate etmeyin, ben de Trk'm! Bu kez arma sras kendisine doru yaklaan erlerdeydi: - Trk m? - Evet! - Biz de Trk'z! - Yaasn! Sizler aradm alayn askerleri olmalsnz. Beni komutannza gtrn. - Gel bakalm. Temen Rfat komutann yanma gtrlrken, "Ben buralar tanyor gibiyim ama hele dur bakalm." diyordu. "Yer deil mi elbette birbirine benzer." Az sonra karsna kt komutann Albay Arif Bey olduunu grnce, Rfat gzlerine inanamad. - Komutanm! - Rfat! Biz, seni gitti biliyorduk. - Gittim komutanm ama sanyorum yolumu kaybettim. Alaya ulaamadm. - Ulaamadn m? - Evet efendim. - Anlald, sen tam bir daire yapp bulunduumuz yere gelmisin.22 - Desenize efendim tam alt saat bouna taban tepmiim... - Eh ne yapalm. Gel yle sn. Bu havada yolu bulsaydm aardm... Albay Arif Bey ok zgnd. Zaten bu kye de yanllkla gelmiler, yry kolunun ncleri bir kye yaklamlard. Ancak ellerindeki haritaya gre bu yaknlarda hibir ky olmamas gerekiyordu. "Bu ky nereden kt?" diye dnrlerken, gerek daha sonra anlalmt. ncler iddetli tipi nedeniyle yollarn arm, yanl yolda epey ilerlemilerdi. Horhor Yaylalarna gideceklerken Erdenik Ky'ne gelmilerdi... Albay Arif derhal borazancban ard. Kyde ne kadar asker varsa darya karlmalarn istedi. - Az sonra yola kacaz haydi. Sallanmayn, diye haykrd deta. Temen Rfat ise scak soba banda henz snmt ki, duyduu borazan sesiyle darya frlad. Tekrar yola kacak olmalarnn verdii moral bozukluu ile neredeyse baylacakt. *

Askerin gnlerdir srp giden yryleri tek dzeye dnmt. Durmadan yryorlard. Artk onlar nereye gittiklerini bile unutmu bir hlde sadece ve sadece yrmek iin abalayp duruyordu. Ayaklarnn kendilerini nasl tadna ayorlard. Bu biraz gven duygusu alyor, biraz da insan korkutuyordu. Bir makine dzeniyle daima hareket eden ayaklar nice yollar ayor, yollardaki karlar iniyor ve kristal yaplarn bozuyordu. Gidenlerin ardnda ve nnde de durmadan yryenler vard. Souun dondurduu beyinlerinin artk hibir ey dnemedikleri ve hibir eyi de hatrlamak istemedikleri gn gibi aikrd. Zorunlu olduka birbiriyle konumuyorlard. Zira konumak beyhude bir davrant onlar iin. Zaten aylardan beri yollarda olan asker kendi aralarnda konuabilecek her eyi konumutu. imdi kendilerine gsterilen hedefe doru yrmekten baka bir ey dnmyorlard. Dnemezlerdi. Her taraflar, her eklemleri yorgunluktan ve souktan armaktayd. Souk ilk nce eklemleri etkiliyor daha sonra nemin bir duvar kemirmesi gibi kemiklere doru ilerliyordu. ok salam diye bilinen kemikler bu dertten dolay mthi bir ekilde aryorlard. Yry uzadka, ilk nceleri birbirinden kopmama endiesi yerini kanksanmla ve her trl art kabullenie brakyordu. Pek ok kii "Beni burada brakn, burada leyim!" diye baryordu. Arkadalar onlarn bu hllerini grp zlyorlar, onlarn durumuna dmemek iin hep son gayretlerini kullanyorlard. Askerin son gayretleri hi bitmezdi. Son adm, son tepe, son gece, diye diye nice admlar atlr, nice tepeler klr ve nice gecelerden sabaha ulalrd. Sava ne kadar hakl da olsa, ne kadar savamak zorunda kalnrsa kalnsn kt bir eydi, asker bunu bilirdi. Seferberlik nedeniyle askerlik ubesine teslim olduktan sonra artk "nereye git, nerede sava" derlerse gider ve savard. Hele hele bazlar savaa hayvanlarn neden sokulduunu anlamak istemezlerdi. Atlara, eeklere, katrlara yklenen cephanelerin, kzlere ve mandalara ektirilen toplarn arln kendi omuzlarnda hissederlerdi, insanlar arasndaki savalarda hayvanlarn angarya ilerine koulmas, atlarn vurulmas, hatta yiyecek yokluunda kesilip yenmesi bile byk bir tezat oluturmaktayd. Bir atma srasnda insanlar kendilerini korumak iin saa sola kayor ya da siperlere kolaylkla girebiliyordu ama hayvanlar iddetli grltlerden rkm, gzleri bym bir ekilde saa sola kouturup daha abuk yorulmaktan baka yapacaklar bir eyleri olmuyordu. Hele yaralanan hayvanlarn durumu daha da acyd. kan karklklarda bu yaral hayvanlara kimse bakamyor, eninde sonunda vahi hayvanlara yem olmaktan kurtulamyorlard. Yry kollan geceden gndze dnen zaman dilimlerine girip kmaktayd. Hele vadilere reklenmi koyu sis bulutlar iine girmek, baz erlerde metrelerce derinliindeki suya daldklar hissini veriyordu. Bu bulak, slak bulut denizi iinde iki adm nlerini gremeden saatlerce yrrler de yrrlerdi. Sisin dalmaya balad zaman saklamba oynayan ocuklarn saklandklar yerden kmalarna benzer bir duygu yaarlard. te o zaman vadiler, tepeler belirir, yollar kvrm kvrm gzkrd. Asker biraz daha rahatlard. Ama bu rahatlama hibir zaman midelerde meydana gelmezdi. * 10. Kolordu birlikleri btn gn Oltu ynnde yrmt. On drt saatten beri durmadan yryen ve artk adm atacak hlleri kalmayan kolordu gece bastrdnda mecburen mola verdi. Asker yorgunluktan, gdaszlktan, uyumamaktan, snamamaktan bir et yn haline dnmt sanki. Yars bilinlerini yitirmilerdi. Verilen emirleri bir kanksanmlk ve umursamazlkla yapyorlard. Sabah olduunda tekrar yola kan kolordunun askerleri yine karlar iinde yrye balamlard. Atnn stnde zor duran Doktor Dervi ise bazen uyuklamaya balyor, atnn dizginlerini braktnda decek gibi olunca, hemen kendini toparlyor, dizginlere yapyordu. Artk ayaklar donmu gibiydi. zengiye basmaya ekiniyordu. Hele rzgrl havalar hi mi hi sevmiyordu. nk iddetle esen rzgr yerdeki havadaki karlar savuruyor, askerin iine dek serpitiriyordu. te bu durumda Doktor Dervi gsn sk skya kapam olduu halde, kar serpintilerinin ieri girmesini nlemek istiyordu ama bu mmkn olmuyordu. Ensesinden, gsnden, zerre kadar ak yerlerinden toz halindeki karlar kolayca

vcuduna giriyor, zaten mekte olan doktoru deta donduruyordu. te bu gibi durumlar doktorun nefret ettii eylerin banda geliyordu. Hele on drt saatten beri atnn stnde oturduundan ayaklan uyumutu. Artan uyuukluunu gidermek iin Doktor Dervi dz yerlerde atndan iniyor, bir sre kar iinde askerle birlikte yryor, byk g sarf ediyor, buram buram terliyordu. Ondan sonra tekrar atna biniyordu. Ama bu kez de teri kurumaya balyor, mesi daha da artyordu. Ancak yapacak bir ey yoktu. Doktor bu ekilde kh atla kh yaya yolculuunu srdrmeye alyordu. Bazen atn stnde ksack ryalar gryordu. Bu ryalar aslnda ksa olmasna karn doktora ok uzun geliyordu. Sk sk memleketine ait ryalar gryordu. Bir de scak odalar, yanan sobalar, ieride scaktan bile durulmayan, hamamlar gryordu. Scak ryalardan sonra karla ve soukla kar karya kalmak doktorun cann skmyor deildi ama byle bir oyunu oynayarak kendini avutmak houna gidiyordu. Yine tatl bir ryann tam ortasnda birden silah sesleri duydu. ard, bu silah seslerinin ryada m yoksa gerekten mi olduunu anlamak iin gzlerini atnda, etrafnda hi er kalmadn grd. Erler kendilerini oktan yere atmlar, kar iinde mevzi almaya alyor ve kardan ate edenlere kar koymaya alyorlard. Doktor Dervi ise atn stnde etrafna akn bir ekilde bakyor, olan biteni anlamaya alyordu. Hele kendisinin vurulmadn grnce daha da armt. Yerde yatan bir temen, doktora bard: - Yere atla doktor! Kar tarafa ak hedef tekil ediyorsunuz. Haydi atla! Bu haykr zerine kendiliinden beklenmeyen bir eviklikle doktor kendini karlarn zerine att. Olabildiince sindi. Doktor yp titredi. Yine de kafasn gmd karlardan kaldrmad. Ate karlkl olarak devam ediyordu. Bazen kafasnn stnden bir merminin slk alarak getiini hissediyordu. Bazen de mermiler aalara ve yere tok sesler kararak saplanyor, kayalara arpp saa sola dyor, yarallarn feryatlarm duyuyordu. te o anda kendinin doktor olduunu anlad. Bu ekilde devekuu gibi kafasn karlara gmmenin bir yarar salamayacan dnd. Yarallara yardm etmeliydi. Bu srada bir yzba doktora seslendi: - Doktor geri ekilip bir sarg mahalli olutursana! - Hemen gidiyorum yzbam. Doktor Dervi kalkt, sinerek daha aaya gitti. Shhiye erleri hazrlk yapyorlard. Yanlarnda tadklar malzeme ve ila sandklarn amaya ve atma yerinde vurulanlar geriye tamaya alyordu. Souk yle artmt ki, tekrar Ruslarn duman grecek olmalarna aldrmadan, bir vadi atanda ate yaktrd. Bu atein bana hafif yarallar oturttu. Sonra ar yarallar adrn iine yerletirdi. zerlerine ne varsa rtt. Yaral gelmeye devam ediyordu. Doktor Dervi onlarn yarasna bakyor, hafif olanlar atein bana, ar olanlar da adra yolluyordu. Daha sonra adrn iine yanan ateten kor ve kzler getirtip souun biraz olsun krlmasn salamak istiyordu. atma srp giderken artk alaca karanlk bastrmak zereydi. adrn iine bir gemici fenerin astran Doktor Dervi yerde yatan ar yaral erlerin feryatlar, yrekleri paralayacak duruma gelince, hemen ameliyat sandn amaya balam, ilk nce hafif yarallarn yaralarn sarm, bir nebze olsun erleri rahat ettirmeyi amalamt. Bir erin gsndeki yara devaml kanyordu. Yapt pansumana ve sargya ramen kanamay durduramamt. Bu sebeple, daha fazla beklemeden, eri ameliyata almas gerekiyordu. Karlarn zerine kaln bir rt serip eri de stne yatrd. Giydii yn eldivenleri karmas gerekiyordu. Yara sararken, eldivenleri karmasna gerek kalmamt ama eldivenlerle ameliyat yapacak hli yoktu. stelik bir de plak ellerini alkolle ykayaca aklna gelince rperdi. Ancak ne olursa olsun, bu ameliyat yapmas gerektii iin shhiye erine "u alkolden ellerime yava yava sr de ameliyata balayalm" dedi. Er, alkoll bezle doktorun ellerini bir gzel sildi. Ancak daha sonra alkol uup giderken ellerindeki sy da alp gtrmt. Doktor ellerinin deta buz gibi olduunu hissetti. Bu ellerle nasl ameliyat yapacakt? Yere dizilen forsep, neter, makas ve iplik gibi malzemeleri sras geldike kullanyor, bu aletlerin bazlar ellerinin derisine yapyordu, i yapamaz hle gelince, az ilerideki snmeye yz tutmu kzlere elini tutuyor, bir sre snmasn salyor, tekrar grevine davam ediyordu. Masa olmamas sebebiyle karlar zerine diz kerek

ameliyat yapmas, doktoru byk skntya sokuyordu. Elleri yor, kulland makasn madeni kesimleri parmaklarnn derisine yapyor, makas hareket ettirdike, derileri bir bir soyuluyordu. Doktor Dervi ameliyat iine tm dikkatini toplad iin derilerinin soyulduunun farknda deildi, acsn hissetmiyordu ama bir sre elleri yp de kzlerin stne tutunca ellerinin sndn ve ite o zaman acdn fark etti... Ameliyat ettii erin yaras ard. Bir kurun sol yanndan girip kmt. Doktor Dervi daha sonra bunun dom dom kurunu olduunu ve onulmaz yaralar atn anlamt. Byle kurunlar girerken deil vcuttan karken daha ok tahribat yapyor, bu yzden kanamann durdurulmas gleiyordu. Srayla yerde yatan erleri ameliyat etmeye alrken, dier birisinin ba ucuna eildiinde, onun oktan can verdiini zlerek grd. Shhiyelere, len eri adrn dar karmalarn syledi. Shhiyeler erin yarasn rttler. Onu gecenin ayaznda karlarn iine braktlar. Artk bu er hi meyecekti... Doktor Dervi ar yarallarn durumlarn kontrol ederken, arkada Binba Rahmi'nin adrdan ieri girdiini grd.23 Rahmi Bey fkeliydi. Ruslara durmadan kfr edip duruyordu. - Allah kahretsin! Doktor u yaraya abuk bak! Gideceim. - Rahmi Bey! - Dervi! Sen misin? Karanlkta seni tanyamadm. - Sizi son anda grdm. - Ne tesadf. - Gel, otur yle bakalm. ok anslsn kurun sadece banz syrm. Ancak geride epey derin ve geni bir iz brakm. Bu dom dom kurunu olmal. Eer tam isabet etseydi iiniz bitmiti. Bu Moskof ok deiik mermi kullanyor. - Ne kullanrlarsa kullansnlar hi umurumda deil. Tamam m sardn m? - Sardm Rahmi Bey. - Ben gidiyorum. - Nereye? - Erlerimin yanna, byle ufak bir syrk nedeniyle burada kalacak hlim yok ya. Sonra erlerim benim iin ne der? - Ama dinlenmeniz gerek. Yaranz kanayabilir. - Kanasn, benim kanm oktur merak etme sen. - Mikrop kapabilir. - Bana bitler bile bir ey yapamam da mikroplar m yapacak, gldrme beni Dervi. Rahmi Bey hemen adrdan frlam gecenin karanlna dalmt. Uzaktan tfek sesleri geliyordu. "Demek ki atma devam ediyor" diye dnd Doktor Dervi. Ar yaral olarak gelen erlerin saysndan da nemli derecede azalma vard. "Demek ki bizimkiler araziye altlar." Az nce giden Rahmi Beyi dnd. "Keke gndermeme gibi bir yetkim olsayd. imdi souktan yaras szlayacak. Ba aryacak, belki de dayanlmaz sanclar duyacak. Ama Rahmi Beyi durduramazdm ki..." O gece, Doktor Dervi hafif ve ar yarallarla urarken sabah etti. Ate, gece boyunca beslenmi, bir nebze olsun, erlerin mesini nlemek istenmiti ama sabah olduunda her ey deiti, gecenin karanlnda shhiyeler tarafndan toplanamayan yarallar bir bir adra getirilmeye baland. Bazen de hafif yarallar bizzat gelip tedavi olmak istiyorlard. Doktor tekrar canla ve bala almaya balad. Alelacele yaralar saryor, durumlarn belirten bir etiketi boazlarna takp onlar snflandryordu. Baz erler ise kendilerini burada brakmamalar iin doktora deta yalvaryorlard: - Bizi, bu da banda brakmayn doktor. Ne olur? - Brakmayacaz elbette sakin olun. - Aman doktor kurban olaym sana. - Sen zaten vatan iin kurban olmaya gelmedin mi? - Geldim ya. - Merak etmeyin. Sizi Oltu'ya gtreceklerdir. Yarallar bu kez daha da aryorlard. Hani; dn iinden getikleri Oltu'ya m? Oras bulunduklar yere tam on iki kilometre mesafedeydi. Ancak yapacak bir ey yoktu ite. En yakn yerleim yeri Oltu'ydu. O kk kasabadan baka her yer beyaz dalarla evrelenmiti.

leye doru tfek sesleri seyrekleti, bir sre sonra tek tk atlar duyulmaya baland. "Demek ki Ruslar geri ekiliyor" diye dnd Doktor Dervi. "Hep byle yapyorlar. Hi umulmadk yerde karmza kyorlar daha sonra bizimle atmaya girip mmkn olduunca oyalamaya alyor, atma zorlanca da geri ekiliyor, bir baka dayanak ve destek noktasna dek gelip orada tekrar karmza kyorlar... Bunlarn bir bildii var ama ne. Acaba koca k boyunca bizi oyalayp da baharda genel bir taarruza m gemek istiyorlar?" diye dnd. Ancak doktorun elleri szlamaya balamt yine. Derilerinin soyulduu yerler souu daha abuk duyuyordu. Bu yzden parmaklarn sarg bezleriyle sard. Sonra eldivenlerini bu sarglarn zerine giydi. Biraz sonra temenin biri "Haydi! Toplann gidiyoruz." dedi. Demek ki, atma bitmiti. Doktor Dervi ameliyat takmlarn bir kutuya koydu. Shhiyelere adr toplamalarn syledi. Ancak ar yarallar ne olacakt? Haydi hafif yarallar zor da olsa Oltu'ya kadar belki yryebilirlerdi ama on be kadar ar yaral erin akbeti ne olacakt? Hemen gidip temene hafif yarallarn Oltu'ya gndermesini istedi. Temen: - Ancak iki er verebilirim. Yalnz bu erler Oltu'ya varabilirler mi doktor? - Bilemem. - Onlar bu zorlu yryte bize ayak uyduramazlar. Oltu'ya gitmeyi denesinler. - Denesinler ama. - Ama yapacak baka bir ey yok... - Ya ar yarallar? - Burada kalsnlar... - lrler... Asl onlarn Oltu'ya gtrlmesi gerek. - Nasl olsa lmeyecekler mi? - Mekkrelere bindirilse? - Ne mekkresi doktor! Baksana toplan bile biz ekiyoruz. On-lan yanmzda gtremeyiz. Bizimle hafif yarallar bile gelemez, ar yarallar nasl gelsin ki? - Ama bunlar, ana kuzularn bu ekilde brakamayz. Onlan, anne ve babalan bekliyor. Sevgilileri bekliyor. Bizden bir haber bekliyorlar. Onlara nasl, yirmi yl gznzden dahi sakndnz evlatlarnz dan banda ar yaral olarak braktk! Kaderlerine terk ettik! Kurtlara yem yaptk, deriz. - Ya ne yapalm! - Bir eyler yapalm! - Hibir ey yapamayz! Daha benim yryecek on sekiz saatlik yolum var. Allah'n bels yerde ne araba yolu var ne de bir patika... Askerime bir de srtnda ar yaral m tataym. antalarn bile zor tayorlar! Her an yeni bir arpmaya girmemiz mmkn... Benim bu karardan honut olduumu mu sanyorsun. En az senin kadar iim kan alyor ama ne yapabilirim ki? Ayakta ve hayatta kalmay becerenlerle yrye devam edeceiz ite. Etmek zorundayz! - Ben onlarla kalaym. - Hayr, sen bize lzmsn ve bizimle geleceksin. - Ama! Temen kendinden beklenmeyen bir eviklikle tabancasn ekip doktorun akana dayad. - Bak doktor, rtbece benden ykseksin ama seni gzm krpmadan vururum. Bizimle geleceksin. Bundan sonra da yarallarmzn sana ihtiyac var. Yerde yatan yarallarn deil anladn m? - Beni vur temenim. Kald ki, vurursan sizinle gelemem! Temen bu beklemedii sz zerine ard. Yutkundu. Titreyen eli tabancann horozuna gitti. Doktor Dervi'e deta yalvaran gzlerle bakyordu. Dervi ise klm kprdatmadan sakin bir ekilde: - Haydi, u tetii ek de bu ikence bitsin, dedi. Temen ise titreyen ellerine hkim olmaya alyordu. Parma tetie doru gidiyordu. Bu skntl hl zerine temenin alnnda boncuk boncuk terler birikiyordu. Restini doktor grmt. imdi hafif yarallar da kendisine bakyorlard. Ne yapacan merak ediyorlard. Temen erlerin nnde seni vururum, dedii iin zor durumda kalmt. Eli hl titriyordu. Doktor Dervi ise gzlerini kapam sakin bir ekilde:

- Haydi temen ek u tetii, diyordu. Doktor akana dayanan souk namludan frlayacak bir merminin her an akandan girip br taraftan kacan, bir bo uval gibi ar yarallarn yanna dp can vereceini dnyordu ama bir trl mermi yuvasndan byk bir hzla frlamyordu ite. Bir srprizle karlamamak iin gzlerini amad. Ancak ne ses vard ne de seda... Doktor Dervi gzlerini atnda temenin ormann iine doru ilerlediini grd. Arkasndan bakakald. Sonra seslendi: - Temen! Bu seslenie geri dnp bakan temene: - Sen, beni ldrmedin ama bu ar yarallara beki brakmazsan, seni ilk frsatta ldreceim bilesin. stelik benim elim senin gibi titremez de. kileme de asla dmem. Haberin olsun. Temen hibir ey demeden yrd. Ylgnd. Bir kle hline gelen vcuduyla ar ar hareket ediyor deta ayaklarn srklyordu... Neden sonra er silahlar ile gelip ar yarallarn bana dikildi. Doktor hayretle sordu: - Ne var? - Temenimin emri, bu ar yarallarn banda bekleyecekmiiz. Vahi hayvanlarn saldrsndan koruyacakmz. Daha sonra baarabilirsek ar yarallar mekkreyle Oltu'ya gtrecekmiiz... - yi, dedi Doktor Dervi. Daha sonra sanki temen duyacakm gibi zorlukla fsldad: - Teekkrler temenim. Doktor u be dakika iinde yorulduu kadar son be ay ki, kadar yorulmamt. Hi bu kadar zorda ve darda kalmamt. Shhiyeler gelip her eyin toplandn haber verdiler. - Peki gidelim, dedi. Giderken dolu dolu gzleriyle ar yarallarn banda beklemekte olan ere bakt. Bir ey diyecekti ama konumak o kadar zordu ki. Ban edi, az tede hafif yarallarn Oltu'ya doru yola koyulduklarn grd. Hepsinin boynunda Doktor Dervi'in ast etiketler sallanyordu. Bir yn hayal krkl, bir yn acyla karlaan doktor biraz yryp de atma yerinden geerken bir baka srpriz ile karlat. Yerde yatan subay grnce kan beynine srad. Salar diken diken oldu. Bu sarg Rahmi Beyin sargsna benziyordu. Yerde yatann Rahmi Bey olmamas iin dua ederek yrd. Sanki admlar geri gidiyordu. leride karlar iinde yatan, bandan sargl subayn Rahmi Bey olmamas iin duaya devam ederken ac gerekle karlatnda, vcudu ve sinirleri gevedi. Bann dndn hissediyordu, yere dmemek iin yere meldi. Ellerini yzne kapad. Alamaya balad. Neden sonra korkuyla Rahmi Beye bakt. Gzleri ak olduu halde gkyzne bakan Rahmi Beyin az da ak kalm bembeyaz dileri grnyordu. Yaan karlar bu ak gzlere ve aza dyorlard. Doktor Dervi ekinerek Rahmi Beyin gzlerini zor da olsa kapatt. Sonra bin bir zenle ban sard sargy zp enesine balad. Daha sonra Rahmi Beyi kucaklad gibi ar yarallarn yanna gtrd. Erlere: - Arkadamdr... Zamannz olursa talarla gmn. Hi olmazsa vahi hayvanlar yemesin, dedi. Gzyalar iinde tekrar yola koyuldu.. Onlar atma yerinden uzaklarken, er kendilerine umutsuz gzlerle bakyorlard. Yerde yatan ar yarallarn scak kan souk kristalize karlan eritiyordu. 5. BLM Kadir Aa tel iinde ilk nce tane tfei bir uvala sard. Sonra da mermi kutusunu tfeklerin yanna koydu. "Bunlara ok ihtiyacm olacak." dedi. Karsna ve kzlarna: - Sadece iimize yaracak eyleri aln. Giyecek ve yiyecek... Ar eyalar brakn, diyordu. abuk hazrlann, ben kilere gidip birka tulum peynir karacam. Peynir hem bozulmaz hem de besleyicidir. Hanm sen de keteleri24 bir beze sar.

Kilere girdiinde kendisini koyu bir karanlk karlad. Hemen elindeki ray yakt. - u tuluma iaret koymalym. Ba ile tulumun en altna bir arp iareti koydu. Sonra da: - Bir ka tulum daha alaym ki dikkat ekmesin, dedi kendi kendine. ki tulum peynir daha karp birincisinin yanna koydu. Sonra bunlar yukarya, arabann yanna tad. Geri dndnde hanmn bir yn eya aldn grnce kplere bindi: - Ben sana en gerekli eyalar al, dedim. Sen ise evi kaldrmsn. - Bunlar hep gerekli bey. - Yahu kervan yapp yola koyulmayacaz ki! Kzakl arabayla gideceiz! Anlaana Ermenilerden kayoruz. Hzla uzaklamamz lzm! Bunun iin de ykmzn hafif olmas gerekli. Belki Mevlm daha sonra evimize dnmeyi nasip eder. Bu szler zerine hanm alamaya balad: - Ah bey ah! Byle mi olacakt? Evimiz barkmz, konumuz komumuz ne olacak? Burada doduk, burada lmeye niyetliydik. imdi ise bir sulu gibi, bir kaak gibi evimizden uzaklamak istiyoruz. Kymzde nefes aldk, suyunu itik, karnmz doydu. imdi ise sanki hibir ey bizim deilmi gibi brakp gideceiz. Ambardaki ekinlerimiz ne olacak? Ahrdaki davarlarmz, haradaki atlarmz ne olacak? En nemlisi gemiimiz ne olacak Kadir Aa? Burada tam elli be sene geirmiiz. Sylesene bu geip giden yllar ne olacak? Hatralar, yaanm ve paylalm eyler ne olacak? Bunlar bir kalem de nasl silip atabiliriz ki bey? Ben gitmiyorum. Burada leyim. Kadir Aa ite en ok bundan korkuyordu. Gemi balarnn karsn sarmalayp buradan brakmayacan dnd. Karsna sz anlatmak iin zaman kaybedeceklerdi, iinden "Gecikiyoruz. zeyir, Ermenilerin kye girmeleri an meselesidir, dememi miydi? Sras m imdi celallenmenin..." - Haydi hanm, ge kalyoruz. Burada lmene raz olamam, bizimle geliyorsun. - Gelmiyorum! - Etme eyleme. Buradan ben de gitmek istemiyorum. Bak, tane gl gibi kzmz var. eteciler onlara ktlk eder. Zamanmz olsayd vurumak iin birok adam bulabilirdim. Yine de onlara kar koyamazdk. Arkalarnda koskoca Rus ordusu var. Durgun bir suya ta attnda meydana gelen dalgalarla koca gln bir kysna dek yaylr. imdi sava var. Bu dalgann daha nerelere dek yaylaca belli deil. Yarnmz kurtarmak iin, evet elli yllk gemiimizi bir rpda feda ediyoruz. Bu durum elem verici. Yrek yakc. Ancak yangn rzgr arkasna ald vakit kuru, ya demez nne kan yakar ve kl eder. Biz, bizi yakan yangnn kllerinden tekrar doamayz. Kllerinden tekrar doan da sadece ve sadece Anka Kuu'dur. O da bir efsanedir. Belki geri dneriz. Bu ayrlmz uzun srmez. Belki baka yerde yeni bir dzen kurarz. Kim bilir? Kadir Aa karsna bakt. Heybetli bir duruunun yannda hanmna yalvaran bir bak vard. Kars da onu gzlerini iyi okurdu. fkesini, sevincini ve hznn bu gzlerden kolayca tanrd. Koyu bir hzn ve aresizlik grd kocasnn gzlerine bakt. Hibir ey demedi. Ar ar ilerleyip kzakl arabaya oturdu. Bu hareket her eyi anlatyordu. Artk gidebilirlerdi. Hepsi son bir kez dnp braktklar evlerine bakarken deta donmu kalmlard... Onlar, ar ar kyn sokaklarnda ilerlerken birka aile daha yola koyulmak iin hazrlk yapyordu. Baz aileler ise oktan yolu tutmulard bile. Artk g balamt. Kalacak olanlar dahi gidenleri grnce kalmaktan vazgeiyordu. Gidenler, geride scak evlerinde, ocakta scak orbalarn, kineyen atlarn, durmadan bren ineklerini ve meleyen koyunlarn brakyorlard. Kpekler ise yola kan kervann yannda karlara bata ka komaya alyorlard. Yurt edindikleri, yurt belledikleri bu yerden ayrlmak kolay deildi. Erkeklerin gzleri dolu doluydu. Kadnlar ve kzlar ise sessiz bir ekilde alyorlard. Ara sra esen rzgr yerden kaldrd karlar gidenlerin zerine savuruyordu. Gidenler ise gzleri braktklarnda ve Ermeni etecilerinin gelmesi muhtemel olan yollardayd. En ufak bir karalt, en ufak bir hareket heyecanlanmasna neden oluyor, yrekleri azlarna geliyordu. Gitmek ve hzla hareket etmek gerektiini hepsi biliyordu. Bunun iin kamlar atlarn bellerine indi. Kzak arabalar, dize kadar kar zerinde kaymaya balad.

Kadir Aa bindii kzakl arabann arkasna en dayankl atn da balamt. Hi konumadan rzgra kar yoku aaya hzlanan kzakta "Nereye gidiyoruz?" diye kendine sorup duruyordu. "Nereye gidiyoruz? Bunu bile bilmiyorum. Tortum'a belki. Erzurum'a belki. Savatan ve etecilerden olabildiince uzaa. Hay Kadir Aa hay. Ne hllere dtn. Evimiz, barkmz, doduumuz yer bize gurbet oldu artk." Sonra bu dncelerinden syrlr gibi oldu, trsta gitmekte olan ata bir krba daha vurdu. - Haydi olum! Bastran kar iinde Kaleboaz'ndan evlerini terk edenlerin oluturduu kzakl kervan gzden kayboldu... Kadir Aann karanlk kilerinde saklanan bir ift gz oradan ayrlm, ertesi gn kilere geri dnmt. Bir sre bekledikten sonra kilerin kapsn ap dar kt ve etrafa yle bir gz att. Kimsecikler yoktu. Ses seda duyulmuyordu. aknd... "Gitmiler." Tekrar kilere kotu, bu kez kilerin hemen giriinde duran ray tututurdu. Karanl datan rann aydnlatt yerlere dikkatle bakt. Sonra tulum peynirlerinin olduu blme doru ilerledi. "Tulum peynirlerinin iinde altnlar olabilir. Ya da giderlerken, altnn olduu tulumu alm da olabilirler. Her ne olursa olsun renmem lzm. Burada bulamazsam gidenlerin peine debiliriz, bizimkilere bir haber uurdum mu tamamdr. Altnlar mutlaka almalym. Frsat bu frsat. Daha sonra ne olaca bilinmez. Hazr Ruslarn desteini almken, elimizden geleni ardmza koymamalyz. Altnlar hangi tulum iindedir acaba?" Tulumlar tek tek kaldrp sallad. En ufak bir ses gelmiyordu. Altn olan tulumun hi olmazsa ses karacan dnmt ama ses seda yoktu. "Eer gtremediyseler burada olmal. Tekrar gelip alrz, diye dnm olabilirler. Bu yzden tulumlar tek tek kontrol etmeliyim." Hemen tulumlar kamasyla kesip iindeki peynirleri para para edip altn arad ama tulum peynirlerden baka bir ey gremedi. Dier bir tulumu alp onu da paralad Yine bir ey bulmad. fkelendi, hrsland. Bu kez rast gele kendinde gemi bir hlde peynir tulumlarn bir bir paralamaya balad. Sar, il il altnlardan eser yoktu. "Gtrm. tulum peynir aldna gre altnlar bu tulumlarn birinde olmal. Elimi abuk tutmalym. Bizimkilere haber verip giden kervann peine dmeliyiz." * Faik avu yola koyulduklarnda, ad san bilinmeyen ardnda braktklar doktor ve hasta erlerden dolay zgnd. Faik avu kendini halsiz hissediyordu. yi dinlenmeden tekrar yola koyulmalar doru muydu? Bu soruyu sorduunda "Daha ok gidecek yolumuz var. Sarkam'a varmak iin daha ok ark eskiteceiz. Yani yolumuz uzun." dedi kendi kendine. Takm erlerinin en ok ikyet ettii ey tek dzelikti. Her yerde kar ve souk vard. Gnlerce yryorlard. Tortum'dan sonra kuzeye yryecek daha sonra da douya dnp Oltu'ya dek gidip, burada kendi tmenlerinin gelmesini bekleyeceklerdi. Sonra? Sonras onlar iin byk bir muammayd. Oltu'da kendilerine nasl bir grev verileceini bilmiyorlard. Yalnz bir tek eyi iyi biliyorlard. Sarkam'a dek yryeceklerdi. nk Sarkam ele getiinde her ey yoluna girecekti. Yiyecek, giyecek, silah ve en nemlisi de zafer hep Sarkam'ta vard. Askerin aklna bu dnce geldike, yollar bitmek bilmiyordu. Yollar yola balanyor, uzadka uzuyordu. Takm, gneli bir gnde yryordu. Hi kirlenmemi masmavi gkyz insanda eitli duygulara neden oluyordu. Yerde ise alabildiine uzayp giden kar l vard. Faik avu elindeki haritaya baktnda, Tortum'un batsnda en yakn kyn slmky olduunu grd. Ancak haritada baka bir ky iaretlenmemiti. Faik avu bir sre dnd. Yani bu yaknlarda ky var da haritada m gsterilmemi, yoksa gerekten bir tek slmky m vard? Sahi hangisi? . Ziver sordu: - avuum neredeyiz? - Bilmiyorum.

- En yaknmzda slmky var. Tortum ile bu ky arasnda baka ky de gzkmyor. - Eer yleyse iki gn daha dam alt gremeyeceiz, kemiklerimiz buz tutacak demektir. - Eh yle demektir. Srt takip edeceiz. Hem burada kar kalnl daha az hem de etraf daha iyi grebiliyoruz. - Hi Rus grmedik. - Onlarn Ardos'a dek ilerlediini biliyoruz. - Biz yine de dikkatli olalm. - Merak etme bu havada kurtlarla bizden baka hi kimse dar kmaz. Erler insan aya dememi karl yollarda yrmekten abuk yoruluyor, bu sebeple Faik avu ksa aralkla mola veriyordu. Ancak bu molalarda neferler ayakta dikilmek zorunda kaldklarndan, zor da olsa, ar ar ilerlemeyi tercih ediyorlard. Tek sra halinde yrmeye, birbirlerinin ayak izine basmaya alyorlar, gereksiz yere kar inemek zorunda kalmyorlard. nde yorulan, takmn en arkasna geiyor, hem inenmi karlara basyor hem de bir nebze olsun, iddetli tipiden korunabiliyordu. leden sonra gne gri ve beyaz renkli, kar ykl bulutlarn istilsna uram, mavi gkyznden eser kalmam, ayaz gittike artmaya, uzun zamandr karlara bakmaktan gzleri kamaan erlerin gzlerinde yanmalar, batmalar ve kanmalar ile sulanmalar balamt. Takm iinde en elimsiz Erzurumlu shakoglu Yakup'un artk ayaklar birbirine dolayordu, iki de bir sendeliyor, ara sra takmn yrd yerden sapyor, neden sonra tekrar oluturulan izde yryordu. Ziver, Yakup'un bu hlini grnce yrei cz etti. "Yoruldu" dedi. lk defa bu kadar uzun bir yolculua kan Yakup'un akr gzleri sulanyordu. Gzlerini sildike, arkadalar Yakup'a taklmadan edemiyorlard. - Ne o Yakup? Gurbet elde hznlendin herhalde. - Gzyalarn tutamyorsun. - Alama olum. - Alrsn, merak etme. - Gzyalarna yazk arkadam. Tm bu sylenenlere Yakup bir ey demiyor, ara sra gzleri kamayor, nndeki her ey beyazlayor, belirsizleiyordu. leride giden arkadalarn dahi gremiyordu. Yakup bunu ilk fark ettiinde zerinde durmam, "Herhalde gzlerim kamayor ondan" demiti. Ancak yrdke, bu belirsizliin arttn anlamt. Sk sk gzleri kararyordu. Sanki etrafnda yldzlarn uutuunu, eitli klar grdn, bu durumun artarak devam ettiini hissediyordu. Gzleri sulanyordu. Yakup'un yrdkleri patikadan iki de bir sapmas, hep gzlerindeki rahatszlktan dolay idi... Manga, srttan aaya doru iniyordu. Bazen kayp dyor, yerde kayyor, bazen de yuvarlanyorlard. Bu ini onlar ocuka bir neeye bomutu. Bu neeyle birlikte hepsi ocukluklarndaki kar oyunlarn hatrladlar. Karda yuvarlanmalarn, birbirlerine kartopu atmalarn, kzak kaymalarn daha nice hatralarn... Bazlar bilin kaybndan dolay ocukluklarna dair pek az eyi hatrlayabiliyor bazlar ise nereden geldiklerini bile bilemiyorlard. Bu belirsizlik onlarda byk bir endieye neden oluyor, "Demek ki ok uzun zamandr askerdeyiz. ok uzun zamandr yoldayz" diyorlard. Hlbuki hafza kaybna uradklarnn farknda deillerdi. ishakoglu Yakup bir ara Faik avua: - avuum sahi biz nereye gidiyorduk, diye sormutu. Onun bu sorusuna ilk nce pek aldr etmeyen avu, Yakup'un da bilin kaybna uradn anlamt. - slmky'e gidiyoruz Yakup. - Senin memleketin neresiydi? - Erzurum. yi. Yakup bu soruyu avuunun neden sorduunu anlamaya alt. Sonra bo verdi. imdi yine nnde byk bir beyazlk vard. Birden silahn att. Ellerini at. - Durun, diye bard. Durun! Hepsi bu kesin haykr ile durmulard. Zaten yle ar ilerliyorlard ki, duruyorlar m, gidiyorlar m, belli olmuyordu.

- Gremiyorum! Gremiyorum! Bu sz zerine Yakup'un takm arkadalar gldler: - ok aladn da onun iin grememisindir. - Bu kadar sulu gzl olursan, gremezsin tabii. - Bak gzlerin kr olacak. Kr kelimesi, Yakup'un endie ve korku iinde titreyen kalbine rekleniverdi. O da korkuyla kendine sordu. "Ya kr olduysam?" Bu dnce ve korkuyla daha yksek bir sesle bard: - Gremiyorum! Bu ac haykr nedeniyle deminden beri Yakup ile alay eden erlerin glmeleri birden dondu kald. Yoksa arkadalar gerekten kr m olmutu? Hepsi Yakup'un bana toplandlar. Kimi ellerini gsteriyor: - Say bakaym, diyordu. Kimisi de parmaklarn Yakup'un gzlerine neredeyse sokacak kadar yakna getiriyordu: - Bunu gryor musun? Yakup ise heyecanl bir ekilde haykrp duruyordu: - Bulank gryorum... Sizler sanki koyu bir sis iindesiniz. Evet, evet imdi daha iyi. Bulank ama daha iyi gryorum. Bu sz zerine rahatlayan erler tekrar Yakup'a takldlar: - Olum brak imdi numara yapmay. - Sras deil. - Alama artk. - Gzlerini fazla ovuturma. - Haydi yola kalm. Yakup ise onlarn arkasndan yrmeye balad. Neden sonra Faik avu omzuna dokundu: - Tfeini al. Biliyorsun tfek zimmetlidir. - Biliyorum avuum. - Haydi bakalm gayret. Manga tekrar ar ar yrmeye balad. Aaya doru indike, kar kalnl artyordu. Zaten iyice yorulmu olan erler nlerine kan dik bir yokuu grnce hayal krklna uradlar. stelik ayaz nedeniyle bu yoku yer yer buz tutmutu. Bir de sarp kayalklar arasndan yrmek zorunda kalacaklard. Az sonra ne kadar zor bir yokuu trmandklarn anlamakta gecikmediler. Yoku gittike daha dikleiyor, uurumlar daha derinleiyordu. Ancak trmanmaktan baka bir areleri kalmyordu. Faik avu askerlere seslendi: - Be on dakika dinlenelim. p var m? -Yok. - te bu kt. - Birbirimizden fazla ayrlmayalm. Zor durumda kalana yardm edebilelim. Bastnz yere dikkat edin. Ka gndr yrdkleri halde byle geii zor olan bir yere gelmemilerdi. sadece trmanmaya kalsa iyi idi. Bir de derin uurum kenarlarndan yrmeleri gerekecekti. Hepsi ilerinde yer eden endieyi birbirlerine fark ettirmemeye alyorlard. Ancak bu kadar yolu yryp buradan geememek, geriye dnmek olmazd. Zor da olsa burasn amalydlar. Trmanmaya baladklarnda Yakup yine kendini koskoca bir karanln iinde buldu. Bu kez geer diye barmad bile. Bir sre olduu yerde durdu. Ancak deien bir ey yoktu. Az nce bulank grd hlde imdi hibir ey gremiyordu. ini kaplayan korku yine peydahlanmt. "Ya kr olduysam?" diye kendine sordu. Hem de bu da banda, bu uurumlarn kenarnda. Tfeini srtna ast. Bota kalan ellerini saa sola uzatarak, yolunu bulmaya abalad. ndeki arkadalar kendisiyle yine alay eder, diye bu kez hibir ey demeden ilerlemeye gayret ediyordu. Ayaklarn sryerek, gidecei yeri anlamaya alyordu. Bir yandan da "birazdan geer, demin nasl bir bulank da olsa grmsem, yine grmeye balarm. Biraz dayanmalym." diye dnyordu. Eliyle bir taa dokundu. Tan sama ve soluna bakt. "Bolua doru gitmemem gerekli. Talardan uzaklamamalym." Ayaklarn srye srye yrrken, derin bir uuruma doru gittiinin farknda deildi. Karlarda ayan sryerek adm adm bolua gidiyordu. Yakup gittike uzaklaan arkadalarnn seslerini

duyunca "Biraz daha hzla ilerlemem lzm" dedi. Byk bir adm attnda aya bolukta kald. rperdi. "Eyvah dyorum!" dediinde bir el kendisini hzla geri ekti: - Ne yapyorsun? - Hi avuum. Gidiyordum. - Uuruma doru gidiyordun. - Uuruma m? - Yoksa sen? - avuum gremiyorum! Gremiyorum! Her yer karanlk! Bu kadar beyazlk iinde yrdkten sonra iime doan karanl hazmedemiyorum avuum. Gzlerim karanla bakmaya hak etmedi. Ben kr kalrsam avuum? Ne yaparm? - Merak etme Yakup tekrar grrsn. Geici krlk olmal bu... - avuum tekrar grrm deil mi? - Grrsn ya. - Razym avuum, gnlerce, aylarca hatta yllarca, kar beyazln grmeye razym. Yeter ki, eskisi gibi grebileyim. Ben, bu karanla lyk deilim. Gzlerim... shakoglu Yakup bu kez olduu yere kt. Hngr hngr alamaya balad. Onun sesine az ilerideki arkadalar dnp yine kendisine taklmadan edemediler: - Gene mi alyorsun? - Yeter artk. - Gzlerini kr ettin. - Sulu gzl Yakup. Bu taklmalarn ard arkasnn kesilmeyeceini anlayan Faik avu bard: - Yeteeer! Kesin sesinizi! Ziver bana yardm et. - Geldim avuum. - Yakup'un koltuuna gir. Faik avu ve Ziver, Yakup'un koltuklarna girerek, onu uurumun kenarndan biraz ieriye tadlar. Yakup ise hl baryordu: - Gremiyorum! - urada biraz dinlenelim. Kayalarn arasnda ayakta beklemeye baladlar. Yakup ise szlanmaya devam ediyordu. - Kr oldum! Allah'm bana yardm et! Allah'm bana gzlerimi geri ver! Faik avu Yakup'u teselli etme gereini duydu: - Yakup sakin ol. Gzlerin elbette yine dzelir. Daha nce de yle olmutu hatrlasana. Bu szler zerine Yakup sakinleir gibi oldu. mit iinde konutu: - Dzelir deil mi avuum? Tekrar grrm deil mi? - Elbette. - Gnei, masmavi gkyzn, yeil amlar, boz bulank alayan dereleri, sizi, Ziver'i ve dier arkadalarm grrm deil mi? - Grrsn ya... - Kayalar, kurtlan, uurumlar, uzayp giden karl dalar grrm deil mi? - Grrsn Yakup. Grrsn. Haydi gidiyoruz. Yakup bir eliyle Faik avuun palaskasna tutundu, onun ardndan yrmeye balad. Bu ekilde manga trmanmaya devam ediyordu. Ancak erlerin bazlarnda ark olduu iin trmanrken sk sk kayyor, bu nedenle ilerlemekte ok zorluk ekiyorlard. nce ince savrulan kar taneleri yzlerine bir krba gibi vuruyor, azlarna ve burunlarna giriyordu. Is gittike dyordu. Bilinmez bir dan doruuna doru trmanmaya alan manga erleri Yakup'un kr olduunu renince deta yklmt. lk nceleri tatl bir mit ile tekrar grmeye balayacan sanan Yakup tamamen karamsar olmutu. ken karanl fark edemeyince, kr olduuna inanmt. Her sabah doacak gnein yerine, Yakup'un gzlerinde karanln en koyusu srp gidecekti. te bu gerei bilmek ona ok zor geliyordu. Kr olmay bir trl kabullenemiyordu. Bazen mitleniyor ama gzlerinde en ufak bir k sznts dahi olmadn grnce, tekrar karamsar bir havaya kaplyordu. Bu gel gitler Yakup'u ypratyor, derin ve karanlk bir bunalma srklyordu. Onlar, yollarda

srklenirken, Yakup ise yrd yollarda deil ama kendi iinde byyen uurumlara dmemek iin titreyip duruyordu. * Yzba Baki Bey st rtbeli subaylar arasnda konuulan baz konulardan haberdar olmutu. Ald son haberlerden dolay sevinliydi. Batum ve civarnda Ruslara kar balattklar isyan gittike byyordu. "Artk Kafkaslarda bir kvlcm aktk. Bu kvlcm dier esir vatandalarmza da rnek olacak. Karla kapl Kafkasya dalar milletimin isyanyla kacak olan yangndan eriyecektir. Duydum ki Ruslar bu isyanla baa kamyormu. Bizim gnll mfrezelerimiz de byyen isyan destekliyormu. Yaknda ok daha fazla destek verilecekmi. te her ey ayan beyan ortadadr. Az bir destekle dahi Ruslarn hakkndan gelebilmek mmkn. Trk milletinin isyan ite gibi byyor. Ne zamandan beri Batum'a asker karma fikrinde olan Bakumandan Vekili Enver Paa bu karmay eer gerekletirebilirse, Ruslar iyice aracak. Nereden ve nasl geldiimizi anlayamayacaklar bile. Hzla Kafkasya ilerine girebileceiz. Ka zamandr esir olan milletdalarmz hrriyetlerine kavuacaklar. Bir de u Almanlar sz verdikleri giyecek ve silah yardmn zamannda yapsayd, levazm malzemelerini bize zamannda verebilselerdi, ite o zaman nmzde kimse duramayacakt. Almanlar ne zamandan beri Odesa'ya kartma yapmamz istiyorlar. Oraya da karsak bu kez Rus askeri Batum'dan, Kars'tan ve Ardahan'dan ekilmek zorunda kalr. Belki savaa bile gerek kalmadan kolayca Kafkasya ilerine dek ilerleyebiliriz. te o zaman Osmanl Devleti, hani u hasta adam dedikleri devlet ayaa kalkar ve kendine, lecek diye bakanlar, bekleyenleri artr..." Yzba Baki Bey mit doluydu. Ne kadar zorluk ve imknszlk iinde olursa olsun kendilerinin zafere ulaacan sanyordu. Bu yzden her eye katlanlmalyd. Soua, ala, giysisizlie her eye. Hatta acya, yaraya ve lme bile. Zafer, ite bunlara katlanlrsa gelirdi. Devletin bu zor zamanlarnda herkes gayret iinde olursa, zor zamanlarn geeceini dnyordu. Subay arkadalar hazinenin tam takr olduunu kendisine sylediklerinde ok armt. Doru olabilir, diye dnd zira kendisinin de maa iki aydr denmemiti. "Almanlarn yapaca mali yardmla her ey dzelir." diye kendini teselli etti. Almanlar aklna gelince bilinmez bir belirsizlie dyordu. Hele hele donanma komutan Souchon'un ne yaptn anlamaya alyordu. Ancak stanbul'dan uzak olduu iin salkl deerlendirmelerde bulunamyordu. Buraya kadar gelen sylentilerle deerlendirme yapmaya alyordu. Alman amiralinin "Karadeniz'i bir Trk glne eviririm" diye ilk gnlerde etrafna gven vermesi herkesin moralini olduu gibi Baki Beyin de moralini ykseltmiti. Ancak Kafkasya Seferi balayp da denizden iaenin gelememesi, Rus deniz kuvvetleri tarafndan engellenmesi amirale olan gvenini kaybettirmiti. nk Souchon imdi de 3. Ordunun hareket planlarnda da donanmann Karadeniz'e hkim olduunu ancak harekta dorudan katlmasnn beklenilmemesini istemiti. "Kendilerini atee atmyorlar ama bamza ate amak iin ellerinden geleni yapyorlar. u Almanlarn ne yaptn anlayabilseydim. Ancak yapacak baka bir ey de yok. Onlarla mttefik olmak zorunda kaldk. imdi de mttefikliin gereini yapmalyz. stesek de istemesek de..." stelik Karadeniz'de Trabzon Liman'nm maynlanmas ihtimaline karlk iae gemilerinin Rize'ye gitmesi ve iaenin 300 kadar kaykla limanda bekleyen Rizeli kadn ve ocuklarla yapld haberini alnca Yzba Baki Beyin yrei szlad. "uraya bak. Kadnlar ve oluk ocuklarla iae nakliyat yapyoruz... Nakliye gemilerimiz sinek gibi avlanyor..." i kabard doldu doldu sonra ellerini aarak haykrd: - Ey gzel vatan! Nerede yaz k ileyen geni yollarn! Tren yollarn! ae depolarn nerede? Giyecek depolarn nerede? Sakinlemiti. inde kendine bile sylemedii eyleri haykrmt. Dillendirmeye dahi korktuu gerekleri bir bir sralamt. mitler, gerekler ve hayaller ne kadar da i ie girmiti. Yzba Baki daima gnlnn sesini dinliyor ama baz gereklerle karlatnda ya da baz ac gerekleri duyduunda, zlmekten kendini alamyordu. Herkes kendisi gibi gayrete gelirse,

mitlerin ve hayallerin bir bir gereklere dneceini sanyordu. Hayal etmeden ve mit beslemeden gereklere de ulalamazd ki... Yzba Baki Beyin gnl imdi med cezir gibi bir ekiliyor, bir kabaryordu. Ummad, beklemedii kt bir haber alrsa, sanki damarlarndan kan ekilecek kadar zlyordu. Fakat iyi, sevinli gzel bir haber alrsa da kan coacak gibi oluyordu. te bu anlarda iyimser oluyor, ka gndr azna doru drst bir lokma koymamasna ramen aln bile unutuyordu. Bazen kendine den yiyecek istihkakn, tir tir titreyen doru drst bir ey yiyemeyen erlerine datyordu. Erlerini ok seviyordu. Memleketlerinden yzlerce kilometre yol yryerek buraya gelmilerdi. stlerinde ka dayankl uzun kaputlar yoktu. Ayaklarndaki potinleri yer yer el kadar almt. Ne yazk ki yenileri verilememiti. Baki Bey, alay komutanndan potin ve salam ark istediinde, "stanbul'dan beklediimiz vapurlar ne yazk ki gelemiyor yzbam. Gelirlerse en ksa srede size datmn yaptracam" demiti. Yine ynla hayal krklna uram ama daha sonra krk bir mide tutunarak kendini avutmaya gayret etmiti. Souktan tfeklerin mekanizmalar abuk bozuluyor, bln! de tfeksiz erlerin says gn getike artyordu. Talim yaptrrken bile baz tfekleri erlerinin srayla kullanmasn istiyordu... Yzba Baki yine de buralarda olmaktan memnundu. "Ben vatann en zor annda, en zor yerindeyim" diyordu... Yine mitlenmiti, ileride talim yapan erlerine doru giderken, gnl bir deniz gibi kabarm, damarlarndaki kann alevlendiini sanmt... Souktan atlam, yer yer yara olmu dudaklarnda mit dolu bir mar vard: "Yr ey memleketin olu ve anl neferi; Geride kald lm, nusret cennet ileri... Gidelim savlet kahhar ile Kafkas'a kadar.'" stanbul'a ulatrlan bir haber o akam Genelkurmay Bakanl'nda tela neden olmutu. Trabzon limanna doru yol almakta olan Osmanl gemilerinin limana girmelerinin sakncal olduunu, Trabzon Liman'nn Ruslar tarafndan maynlandn belirtiyordu. Zaten orduya zar zor gnderilen iaenin bir de Trabzon Liman'nda batrlaca gz nnde bulundurulunca, gemilerin Rize'ye gitmeleri emredildi. Yk gemileri Rize'de boaltlacakt. Ancak yine de gemiler Rize limanna girmeyecek biraz akta bekleyecekti. Gemiler, kayk ve takalarla boaltlacakt. Hafzalarda hep 6 Kasm'daki bombardman vard. O gn, Ruslar 10 para gemi ile Zonguldak' bombalam, dnerken rast geldikleri Bahriahmer, Bezmilem ve Mithatpaa vapurlarn batrmt. 6 Aralkta Enver Paa ve Bronsart Paann da bulunduu kafile yola ktnda, bir sre sonra kendilerini takip iin Rus donanmasnn derhal Karadeniz'e ald haberini almlard. 8 Aralk gn 4 Rus gemisini gren kafile rotalarn deitirerek Ruslarn takibinden kurtulabilmilerdi.28 Rus Donanmas Aralk ayndan sonra Karadeniz hkimiyetini hissedilir derecede arttrd. 11 Aralk'ta Batum'dan dnen Rus donanmas Sinop aklarnda 4000 ton malzeme ykl olan Deme vapurunu da batrd. Bu tarihten sonra Karadeniz ikmali sadece Samsun-Trabzon arasnda kk yelkenlilerle gizlice yaplan bir ekil ald. te tm bu olup bitenler yznden Karadeniz'de zorda olsa yola kan nakliye gemilerinin ne yaplp ne edilip Rize'ye gitmesi emredilmiti. Rize aklarnda demirleyen yk gemilerinin boaltlmas ise sorun olmutu. nk Rize'de yetikin erkekler ve genler askerlie alnm, cephelere datlmlard. Ancak akta bekleyen gemilerin de derhal boaltlmas gerekiyordu. Gzler ufukta Rus donanmasn aryor, akllar ise gemilerin nasl boaltlaca konusuna taklyordu. Zar zor olsa da gelen gemilerin bu ekilde beklemesi sakncalyd. Bir eyler yaplmalyd. Hemen ehre ilnlar asld, tellllar karld. Kimin ne kadar kay var ise, kayklar kim kullanabiliyor ise oluk ocuk, kadn ihtiyar gemilerin yanma gitmesi tleniyordu. Ertesi gn herkesi artan hem de gururlandran bir tablo grld. Limann hemen anda bekleyen nakliye gemilerinin etrafnda tam 300 kayk vard. Bu kayklar genellikle kadn ve ocuklar kullanarak, ykleri alp gitmek iin bekliyordu. Nakliye gemilerinin yanma yaklaabilen kayklara tayabilecei kadar malzeme ykleniyordu. Yk alan kayk derhal limana doru yol almaya alyordu. Kayklar kullanan kadnlar, ihtiyarlar ve ocuklar olanca gleri

ile kreklere aslyorlard. Bu ekilde sren almalar sonunda 300 kayk ile tanan malzeme Rize limanna karlm, trlerine gre snflarmt. Malzemelerin Erzurum ve istenen dier yerlere gtrlmesi gerekiyordu... * Yry, daha da zorlamaya balamt, ilk nce tatl bir eimle balayan yamalar diklemi, uurumlar ise derinletike derinlemiti. Avn bekleyen tuzaklar gibiydi her yer. Mola vermeden yrmeye alan neferler artk yorgunluktan baylmak zereydi. Beyaz karlarn tepelerin ve uurumlarn zerine reklenen karanlk koyulanca, mola vermek zorunda kaldlar. Yorgunluklarnn yannda Ruslardan uzak olduklarn bilmek onlara bir rahatlk veriyordu. Aslnda bu kadar yorgunluu ve ileyi ekerek Ruslara doru adm adm gittiklerini bilmek, bazen tezat olutursa da bunu bir grev olarak kabul edince, tezatlk ortadan kalkyordu. Faik avu byk talarn arasna girmi, arkasndan esen rzgrdan korunuyordu. Koluna girdii Yakup'a: - Sen burada bekle, dedi. Sonra Ziver'e seslendi: - Ate yakmalyz. Yoksa burada donarz. - avuum bu karanlkta nasl odun buluruz? Her yerde kar, her yerde karanlk var. - Kasaturalarla dallar kesebiliriz belki. - ok zor. u aalardan birini tututurabilsek. - Baarabilir miyiz Ziver? - avuum ben bir deneyeyim. - yi, ben de gidip Yakup'a bakaym. Ziver karanlkta en yakn am aacna doru giderken, Faik avu da Yakup'un yanna geldi. Yakup ban iki ellerinin arasna alm alyordu. Onun bu hlinden etkilenen Faik avu deta lif lif zldn hissetti. - Yakup kendini bu ekilde koy verme. Allah'tan mit kesilmez. Yine grebilirsin. Hem Oltu'da seni hastaneye yatrr, gzlerini tedavi ettirebiliriz. Hastane szn duyunca Yakup mitlenir gibi oldu: - Sahi mi avuum! - Sahi ya. - Peki Oltu'ya daha ne kadar yolumuz var? - Onu bilmiyorum Yakup ama ok yolumuz var herhalde. Yakup ok yol olduunu duyunca, tekrar karamsar bir ekilde: - ok yolumuz var ha, dedi. Belki slmky'de hastane vardr. Doktor vardr he avuum? Faik avu sustu. Ne diyeceini bilemedi. - Belki vardr... - avuum gndz m gece mi? - Karanlk oktan kt Yakup. Ate yakmaya alyoruz. Gece boyu burada dinleneceiz. Dinlenebilirsek tabii. - Nasl bir yerdeyiz avuum? Bana tarif etsene. - Sarp kayalklarn arasndayz, rzgrdan korunmak iin sndk. nmzde dar bir yol var. Bu yol kvrla kvrla uurumlarn kenarlarn takip ediyor. - Uurumlar m? - Evet. Yrymzden beri ilk defa uurumlar bu kadar derinleti Yakup. Yakup uurumlarn kenarndayd ama kendi iinde oktan dipsiz uurumlara dmt bile. Gzlerinin kr olduu gereini bir trl kabul edemiyordu. Bu yzden koskoca bir siyah boluun iine dtn ve dmeye devam ettiini hissediyordu. indeki karanln evreye ken karanlktan daha koyu olduunu dnyordu. Bu yzden uurum kenarlarnda beklemek kendisini tedirgin etmedi. Ziver karanlkta de kalka gittii am aacnn kabuklarn kasaturas ile soymaya alyordu. Kabuun altnda slanmayan ral kesimi kolayca tututurabileceini dnyordu. Az sonra nefis bir ra kokusunu duyunca: - Evet, ite oldu, imdi akmamla bu ral kesimi tututurunca koca aa da yanabilir. Aac kesmeden yakacaz ama ne yazk ki baka are yok. Yoksa burada donup gitmek iten bile deil...

Pamuklu akma ile ral kesimi fleyerek tututurmaya balad. Az sonra da kk bir alev aacn gvdesinde belirdi. Bu alevi devaml fleyen Ziver atein aacn gvdesinde bydn grnce seslendi: - avuum gelin! Ate yakabildim. Manga erleri henz tutumu olan aaca doru giderken Faik avu talarn arasnda titremekte olan Yakup'un omzuna girdi: - Haydi bakalm Yakup biraz snalm. - Ate mi yaktnz? - Evet, Ziver bir am aacn tututurdu. - avuum beni atee doru dndr ve biraz bekleyelim. - Peki. Faik avu onun atee doru bakp grp gremeyeceini tecrbe edeceini dnd. Yakup atee, Faik avu da Yakup'a bakyordu. Ancak Yakup'un iine zehirli bir ylan gibi reklenen karanlk am aacnn ateiyle dalmad. O alevleri ve aydnl hatrlad ama gzleriyle gremedi. Bunun zerine karanl bir lk, ac bir feryat yrtt: - Gremiyorum! Atei bile gremiyorum! am aacnn etrafna dizilen dier manga erleri birbirlerine hzn dolu gzlerle baktlar. Kendilerinin de bu ekilde yola devam edeceklerini dndke, kr olabileceklerini dnyorlard. Bu dnce kendilerini sran souk gibi beyinlerini rahatsz ediyor, kr olma fikri bir mh gibi beyinlerine aklyordu. Az sonra Faik avu ve Yakup da atein yanna gelince, erler acyarak baktlar. Yakup ise atein scakln duymasna karn, atein karanl datmak istercesine ykselen alevlerini, birbiriyle dans eden ulelerini gremiyordu. Bu kadar yakndan bulank da olsa, kk bir kvlcm dahi olsa gremeyii Yakup'u tekrar gnlnde byyen uurumlara itti. Bu aresizlik iinde, hayal krkl yaayan Yakup sanki ac gerei kabullenmi gibiydi: - Gremiyorum! Arkadalar gremiyorum! Takm arkadalar onun bu szleri zerine hibir ey demediler. Sadece susmak ve nlerine bakmakla yetindiler. te bu sessizlik Yakup'u daha da mitsiz hle getirdi. - Bundan sonra hi gremeyeceim deil mi arkadalar! - Susuyorsunuz. yle ya, artk siz de benim hi gremeyeceimi biliyorsunuz da ondan susuyorsunuz deil mi? Ben ki yldzlar, ay gryordum. Gndz aalar, gnei, bulutlar, sizleri grebiliyordum. Ya imdi? Her yer karanlk. Her saat benim iin gece... Allah'm ne kadar zor bir durum. Faik avu: - Yakup seni doktora gstereceiz. Ancak imdi sabretmen gerek, dedi. - Sabr m? - Sabr ya Yakup'um. - Ben ki, sabr nedir bilmezdim avuum. Yrmez, koardm. Seferberlik iln edildiinde de ilk ben komutum ubeye. Ben sabrszm avuum. imdi sabret demek kolay ama sabrl olmak o kadar zor ki... - Haydi imdi bunlar dnme. Atein banda sn. - Atein banda atei grmeden snmak. Zor. Karanla mahkm olmak zor. Manga gittike alevleri byyen aacn gvdesinin etrafna sraland. Gecenin ayaz bedenlerini bir ahtapotun acmazsz kollar gibi sararken, onlar atee daha da yaklatlar... antalarndaki kurumu tayn paralarn ve yarm peksimetleri atee tutarak gevretip yemeye altlar. Btn gece kh antalarnn zerine oturarak kh ayakta uyuklayarak geiren erler sabahleyin muhteem bir gzellie gzlerini atlar. Ancak bulunduklar yerin sarp ve uurumlarn da ne kadar derin olduunu grnce tedirgin oldular. Manga yine takip edebildii bir patikada yrmeye balad. Tek sra hlinde yryecekler, bu ekilde hem daha az yorulacaklar hem de birbirlerine yakn olacaklard. En arkada da Yakup'u omuzlayan Faik avu hem ar ar yryor hem de Yakup'a mit alamak istiyordu. Ancak karanlklar iindeki Yakup'u hibir sz teselli edemiyordu. Sk sk Faik avua: - avuum, ben size yk oluyorum, diyordu.

- O nasl sz Yakup. Biz arkadaz. yi gnde de kt gnde de birbirimize destek olacaz elbet. - avuum ben olmadan siz daha rahat yryebilirsiniz. - yle deme. Zaten normal yryoruz. - Beni isterseniz burada brakn. Kaderime razym. - Haydi deli ocuk! O nasl sz! Seni burada brakmayacaz. Hibir artta buna inan. Bize gven. Ama kendine de gven... - avuum ben artk yaayan bir lym. Ne tarafmz uurum avuum? - Sa yanmz. - ok mu derin? - Evet. - nsan dse kurtulamaz m? - Hayr. - nsan bolua derken, ne hisseder acaba? - Bu dnceleri brak. Her ey dzelecek merak etme. - avuum bir ey syleyeyim mi? - Syle Yakup. - ok iyisin. - Sen de... Kh kayalklar arasndan kh uurumlarn kenarndan devam eden yolculuk srasnda Yakup'un akl fikri uurumlardayd. Kendisinin erler arasnda fazlalk olduunu, bir ie yaramadn dnyordu. stelik arkadalarnn yryn yavalattn sanyordu. Bu dnceler Yakup'u kana karan bir zehir gibi gittike etkiliyordu... Yrye devam etmesinin bir yarar salamayacan, gzlerinin hibir zaman iyileemeyeceini dnen Yakup devaml bir ekilde, bundan sonra yaamann bir anlam kalmadn sylyordu. Artk kar bir yol bulmal idi. Ancak nasl bir kurtulu yolu bulmas gerektiini henz dnemiyordu. Yry kolunun arkasndayken Faik avua: - antamda yarm peksimetim var. Onu size vermek istiyorum, dedi. - Sen ne yiyeceksin? - Bende bir tane daha var. - Peki... - avuum memleketime bir mektup yazn daha sonra. - Sen yaz. - Bundan sonra hibir ey yazamayacam avuum. Yakup iyi ocuktu, grevine balyd, deyin. - Peki. - Babam sevinir. Kahramanca, dmanla arprken ld, deyin. ehit oldu, deyin. Annem ah zavall kadn, gzlerimin kr olduunu hi bilmesin. Gzlerini a kapad, deyin mektupta. ehit olduumu bilirlerse vn duyarlar benimle ama kr olduumu renirlerse, mr boyu ac ekerler. Onlarn ac ekmesini istemiyorum. - Peki Yakup sen nasl istersen yle yazarm. - Sa ol avuum. ok iyisin. Yakup duraklad. O durunca, Faik avu merakla sordu: - Ne oldu Yakup? - ihtiya greceim avuum. u antam karaym, tfeimi de tut biraz. - Bak Yakup sana doru yryeceksin. Sol yannda dipsiz uurumlar var. - Ah avuum ka gnden beri benim yanmda nice dipsiz uurumlar olutu bir bilsen. Solda uurumlar var dedin deil mi avuum? - Evet. - avuum o mektubu en ksa zamanda yaz. Memleketime yolla. Yakup dmanla arprken ehit oldu de. - Peki. Yakup ellerini aarak sa tarafa doru yrd. Arkasndan bakan Faik avu bu ere acmadan edemiyordu. Neden sonra Yakup sol tarafa doru yrmeye ve hzla komaya balad. Gzleri byyen Faik avu haykrd: - Yakup yapmaaaa! Yakup kendini sis iindeki uurumlara bir ku gibi brakt. Neden sonra bir tok ses duyuldu. Yakup'un sesi kar tepeden yankland:

- Elveda! Takm erlerinin bu haykrtan dolay salar diken diken oldu. Faik avu ise "Nasl da tahmin edemedim uuruma atlayacan. Yazklar olsun bana!" diye kendi kendine sylendi. Sonra elinde tuttuu tfei yere brakt. Yere kt. Yakup'un antasn kartrd. Daha nce szn ettii yarm peksimeti buldu. Onu ald. antay da uurumdan aaya att. Peksimeti takm erlerine uzattnda hi kimse Yakup'un zor zaman iin saklad peksimeti, yiyecekleri bitmek zere olduu hlde almad. Erlerinin peksimeti almadn gren Faik avu da peksimeti kayalklarn zerine brakt. "Kurda kua bari yem olsun." dedi. Bu sz zerine takm erlerinden biri: - Tpk Yakup gibi, dedi. Onun bu szn Ziver tekrarlad: - Tpk Yakup gibi. Ortalk koyu bir sessizlie brnd. Erat ok zgnd Bu zorlu yolculukta arka'alarn bir bir yitiren erler aresizdiler. Neden sonra bir kargann bet sesi sessizlii datt. Dallarda biriken karlar yere derek tok sesler kard. Faik avu, Yakup'un kendisine brakt tfei omzuna att. - Haydi gidiyoruz. Sesinde byk bir bezginlik ve aresizlik vard. Manga erleri slmky'e doru yrmeye balad. * Faik avu iki tfek ve bir anta ile takmn nnde ar ar aa iniyordu. Arkasnda Ziver ve onun arkasnda da dierleri geliyordu. Ziver: - avuum yiyeceimiz bitiyor, daha sonra ne yiyeceiz, diye sordu. - Aa kabuklarn, diye cevaplad Faik avu. Bizler Balkan'da savarken duyardk; esir edilen arkadalarmz kavak aalarnn kabuklarn yiyerek ala kar dayanmlar, gerekirse biz de yeriz... - Yiyelim de. Kabuunu kemirecek aa yok ki, dedi Ziver. Bu cevap zerine Faik avu bir ey demedi. Erat yava yava vadiye inip buz tutan dereden geiyor her adm atlarnda yere decekmi gibi olan erler yine de son bir gayretle yokuu kmaya gayret ediyorlard. Bazen durup ayakta dinleniyor, neden sonra trmanmaya balyorlard. Yoku gittike uzuyordu. Yryecekleri yol gzlerinde byyordu ama yokuu kp ne greceklerini de merak ediyorlard. Bir baka vadiye mi ineceklerdi? Bir baka tepeye mi trmanacaklard. Yoksa slmky' m greceklerdi? Artk tm vcutlar bir makine gibi duygusuzlam ayakta kalmaya ve yrmeye odaklanm beyinleri dnemez olmutu. Sadece ve sadece yryebilmeyi dnyorlard. Bin bir zorlukla tepeye ktklarnda, kendilerini alabildiine beyaz bir l karlad. Tepelerin omzuna baka tepeler yaslanm, her yer kara bezenmi, gne masmavi gkyznde ldamaya balamt. Iyan gne nedeniyle gzleri kamatndan daha fazla uzaa bakamadlar. Biraz dinlenmek iin kuytu bir yere doru yrrken, ilerinden biri heyecanla bard: - Bakn! leride bir eyler gzkyor. Hepsi erin dedii yne doru baktnda baz evleri ve caminin minaresini grdler. Hep birden bardlar: - slamky! Bu kelime onlara sanki yeniden hayat vermiti. Yeniden g bulmulard. mitleri tekrar artmt. Sanki derelere can suyu geliyor, yavru bir ceylan suya iniyor, ieklenen tomurcuklar bir bir iee duruyordu, insan, iindeki midi beslerse ve midin gereklemek zere olduunu grrse deta yeniden douyordu. Faik avuun takm da yeniden dnyaya gelmi gibiydi. Gleri tazelenmiti. Sanki gnlerce yemek yemiler de hi ackmamlar gibiydiler. Hemen yola koyuldular. Admlar hzlanmt. Ka gndr yrdkleri halde ilk defa byk bir kye gireceklerdi. Bu moral ile takm erleri alklarn unutup bir trk sylemeye bile baladlar: "Klann yannda binek ta ekin kr atn binsin binba Selma dursun avu onba Amann aman hallerim yaman Erzurum Da'n brd duman" Kara bata ka ilerleyip kyn yaknlarna geldiklerinde, girite birka kii dikkatlerini ekti. Bunlar silahlyd. Bu kiiler ky ele geiren Ruslarn

nbetileri olmasnd? Bu dnce ile hemen kendilerini karlarn iine attlar. Ky hakknda hibir ey bilmiyorlard. Ky Ruslarn eline mi gemiti? Ky boalm myd? Kyde hi asker var myd? Yattklar yerden dikkatle kyn giriindekilere bakyorlard. Bunlar askere benzemiyordu. Ne Rus askerine ne de Trk askerine... Yoksa Ermeni eteleri ky ele mi geirmiti? Kendilerini grm mydler? Sahi bunlar kimdi ya da kimlerdi? Silahl bir kii olanca gcyle bard: - Sizi grdk. Ortaya kn! - Kimsiniz Trk m, Rus mu? Ziver karlk verdi: - Trk'z! - Ayaa kalkp yanmza gelin o zaman. - Tamam. Erler ayaa kalkmadan birbirlerinin yzne baktlar. Bir tuzak olabilir miydi? Byle pervasz bir ekilde kalkp gitmek ne kadar doruydu? Tereddt ederlerken tekrar kendilerine seslendiklerini duydular: - Haydi yaklan! Bata Faik avu olmak zere erler ayaa kalkt. Elleri tfeklerinde, parmaklar ise her an tetikteydi. Gzleri kyn giriine dikkat kesilmiti. Yay gibi gerilmi erler "bir baskna urarz" diye tedirgindiler. Bu yzden yava yava ilerliyorlard. Biraz sonra kyller ile kar karya geldiler: - Bu kadar msnz? Ziver: - Bizi daha ok mu bekliyordunuz yoksa? Hem ok misafirperversiniz. Baksanza, silahla karlama yapyorsunuz. Peki, siz kimsiniz? - Bizler slamky ahalisindeniz. Sizi byle silahla karladmz iin kusurumuza bakmaynz. Ancak ok ac tecrbeler geirdik. Bu nedenle size de ihtiyatla yaklatk. Baka gelecek olan askerler var m? - Gelecek ok da, ne zaman geleceklerini bilmiyoruz. - Siz ka kiisiniz? - Bir takma yakn. - Hah bu iyi ite. Bu sz zerine kyller silahlarn indirdiler... Rahatlam gzkyorlard. Kendilerine akn gzlerle bakan erlere "Gidelim." dediler. Kyn meydanndaki emenin yannda byk bir eve girdiler. eride soba yanyor, sobann stndeki gmden odaya buharlar yaylyordu. Faik avu bir an Ziver ile gz gze geldi. inden "Tam dlediim gibi bir yer" dedi. Kyllerden biri: - Sizin karnnz a olmal. Faik avu mahcup bir ekilde: - Hem de ok az. Be gnden beri kuru peksimet ile idare ediyoruz. Yiyeceklerimiz tkenmiti. Size rastlamasaydk ya da yolumuzu kaybetseydik alktan lebilirdik herhalde. - Un orbas, bulgur pilav ve zm hoaf29 var. - Bizim iin hibir yemek fark etmez. - yi ya, oturun bakalm. Kyller, az sonra sofrann evresine oturan yorgun, sakallar ve byklar uzam, avurtlar km, gzlerinden yorgunluk okunan erlere acyarak baktlar... Erler ise scak odada, scak soba banda, scak un orbasn kaklarken kendilerini ryada sanyorlard. Keteleri orbann iine atp itahla yemeye devam ediyorlard. Kylnn biri yava yava konumaya balad: - Kyllerin bazs ayrld. imdi bir de Ruslarn Ardos'a kadar geldii, hatta nden Ermeni etelerini yolladklar haberini aldk. Silahlandk. Kyde bazlar mallarn -kaldysa tabii- toplayp buralardan gitme dncesinde. Sizi de uzaktan grnce "Acaba dman m geliyor?" diye endielendik dorusu. Kusura kalmayn ama ne yazk ki, ok ac ektik, kt gnler yaadk. Biz, bizden korkar olduk. Ne zamana kaldk. leceimiz aklmza gelirdi de, bu gnleri greceimiz aklmza gelmezdi. Daha nce burdan geen iki tabur askeri evlerimize aldk. Onlara da baktk. Asl ac askerin kyden ayrlmasyla oldu. Bir trl evlerden kmak istemeyen erleri komutanlar silah zoruyla karmaya baladlar. Hasta erlere hl burada bakyoruz. Gn getike ktye gidiyorlar. lenleri u kyn dndaki mezarla gmdk ve gmmeye de devam ediyoruz. Faik avu armt:

- Burada asker mi var? - Var ya... - Hastalar burada braktlar. Onlara bakmak iin doktor istedik ama iki tabur askerin iinde hi doktor yoktu. Erleri bir evde yatryoruz. Yiyeceklerini veriyoruz. Ancak on iki kii kadar olan erlerin durumu ne yazk ki mitsiz. Akas lmelerini bekliyoruz. .. Sekiz kiiyi de topraa verdik. - Hastalklar ne? - Bilmiyoruz. Faik avu ile Ziver gz gze geldi. Faik avu iinden sayklad: - Lekeli humma! Kyde hasta olan var m? - Evet asker kye geldiinden beri kyde hasta olanlarn says artt. Hatta dn bir arkadamz aniden ld. - Yz lekeli miydi? - Pek dikkat etmedik inann. Ancak yznde belli belirsiz bir iki krmz leke var gibiydi. Bu sz zerine Faik avu yere bakt. Sustu. Kyl merak iinde bu kez Faik avua sordu: - Neden sordun kurban? - Hi... Benim de nice arkadam da hastalktan ld de... - Nereye yolculuk? - Oltu'ya. - Sonra? Faik avu burada sustu. Sarkam'a diyecekti demedi. Ancak kyl: - Kafkasya'ya gideceksiniz deil mi, diye sordu. - Belki. - Kafkasya ok uzak evlt. Geriden gelen ordumuz nasl kuvvetli mi? Faik avu yine sustu. Ne diyebilirdi ki? natla sustu. Kyl onun bir ey demesini bekledi. Sonra: - Kalacanz yere gidip bir bakaym, dedi. Faik avu scak sobann banda iyice gevemi deta iliklerine dek snmt. Ziver akayla Faik avua: - avuum bir tmen Rus gelse bile u ocak bandan beni kaldramaz. Beni burada brakn, ben uyuyaym sonra uyanaym ve gene uyuyaym. Faik avu gld. Hibir ey demedi. Ancak kanmaya balamt. - Yahu bu bitler sca hissettiler, vcudumda gezintiye ktlar. - Sorma avuum ben de kanyorum. yle gzel bir banyo yapsaydk. Ne kadar iyi olurdu. - Doru sylyorsun. ki aydr ykanmadk. nsanlktan ktk. - Bu meretler bize hastalk bulatrmasa bari. - Siz dnn, ben hummaya erbetliyim. Ancak bitleri krsak iyi olurdu. Az nce giden kyl geri dnd. - Yeriniz hazr avuum. Ocak yanyor. Dndm ki, banyo da yapabilirsiniz. Scak su da koydurttum ocaa. - Hay Allah razs olsun? - Sizden de... Faik avu ve mangas eyalarn toplayp kylnn ardna dtler. Kk bir eve girdiler. Ocaa konan ktkler tr tr yanyordu. Byk bir gmde su kaynyor, buharlar odaya yaylyordu. te bu manzara, erlerin zledii eylerin en banda geliyordu. Beklediklerinin gereklemesi zerine moralleri st seviyeye kmt. Bunca zorluktan ve souktan sonra girdikleri scak ev onlara saray gibi gelmiti. Erler antalar ve silahlan yere koyup hemen ocak bana sralandlar. Faik avu: - Arkadalar ilk nce bitlerimizi kralm. Sonra da srayla ykanalm. Bakarsnz, bir daha ykanma ansmz olmayabilir. Takm erleri bir odada mahcup bir ekilde soyunurken, Ziver eliyle Faik avuu drtkledi. Vanl er Recep'i iaret etti: -Bak. - Sus. Faik avu, Ziver'e usulca sus demiti ama gbei stndeki iki iri krmz leke akln bandan almt.

Ziver yine srarla: - Yoksa... - Sus! Haydi arkadalar, abuk bir ekilde urada ykanalm, ilk nce Recep ykansn. - Peki avuum. Recep, bir bez ile ayrlan odann dier kesinde ykanmaya balarken Faik avu, Ziver'e: - Emin olmalyz. Belki daha balangtr, dedi. - Elbiselerini kaynatmalyz. - Bunu nasl yapabiliriz ki? - Bilmiyorum. Erler srayla ykand. Hepsi temizlenmi ve rahatlamlard. Ancak Faik avu ve Ziver diken stndeydi. Recep'in hummaya tutulduundan pheleniyorlard. Recep dier erlere de hastal bulatrabilirdi. Ancak u an iin bir zm bulamyor, sadece ve sadece uyumak, deliksiz bir ekilde uyumak istiyorlard. Daha sonra yere serilen yataklara deta kendilerini attlar. Aylardan beri ilk defa scak bir odada, scak yataklarda, araf olan yataklarda yatacaklard. Bu durum erlerde tarifsiz bir sevin dourmutu. Az sonra hepsi derin bir uykuya daldlar. Bu arada Faik avu uyumadan nce devaml Recep'i kolluyordu onun uyuduunu grnce, yatt yerden usulca kalkt. Recep'in karm olduu elbiseleri, bir tenekenin iinde ocakta kaynatt. Onlar skp yine ocan yanna kurumas iin serip yatt. Yataa ban koyar koymaz uykuya dald... ilk defa ot dolu yataklarda, scak ocak banda hem de ykanm olarak uyuyorlard. Bu uzun yryte byle imknlar bulacaklar akllarnn ucundan bile gemiyordu. Ryada gibiydiler. Erlerin hepsi gerekten iki aydr ilk defa rya grdler. Kimi memleketini, kimi annesini, kimi karsn ve ocuklarn grd. Ancak Faik avu mutlu ryalar gremedi. Ne zaman ban yasta koysa, ne zaman gzlerini kapatsa, kendini stanbul'un sokaklarnda, tifsten yatan hastalarn arasnda, camilerin iinde buluyordu. Bandan geenleri ne uykuda ne de uyankken unutabiliyordu. Hele iyiletikten sonrasn hi hatrlamak istemiyordu. te o an banda sz beliriyordu. Bu sz srp gidiyordu. Faik avu yatt yerden bunlar dnyordu. Dierlerinin derin horultularna aldrmadan gzlerini bir noktaya sabitlemi sanki donup kalmt. Sonra kalkp giyinmeye balad. Kimseyi uyandrmak istemiyordu. lk nce Vanl Recep'e bakt. Uyuyordu. Aslnda ateini kontrol edecekti ama onu uyandrmaktan korkup vazgeti. "u hasta dolu evi bir ziyaret edeyim." dedi. Kapy yavaa ap dar kt. Rzgr yoktu ama kar lapa lapa yayordu. Durdu, bir sre umarszca ar ar yere den karlara bakt. "Ne gzel." dedi "Ne gzel. Yrrken bu gzelliin farkna varamadk... Bir krk mide tutunarak buralara dek geldik, bakalm bundan sonra nerelere dek gidebileceiz?" Sonra karlara bata ka kyn dnda, yokuun tam ortasnda hastalarn bulunduu eve doru yrmeye balad. Evin kapsn deta korkarak at. Aslnda ne greceini az ok tahmin ediyordu. Sonra "Camide yaadklarmdan daha kt deillerdir" diyerek kararllkla kapy itti. Kap gcrdayarak ar ar ald. eriden hastalkla yorulan hava Faik avuu arpt. Eikte bir sre bekledi. Ba dnmeye balad, zorlukla kapya tutundu. inden "te yine balyor" dedi. Sonra zar zor geri ekilip temiz ve souk havay bir sre daha teneffs etti. Kendine gelir gibi oldu. Tekrar ieri girmek iin kapya yneldi. Tam o srada bir erin dier bir eri ayaklarndan srkleyerek dar doru karmakta olduunu grd. "Ne oldu?" diye soracakt vazgeti. Her ey ayan beyan ortada idi. Demek ki bu hummal evde bir er daha can vermiti. Tanmad birini karsnda gren er kaytszlkla: - Yeni geldiniz herhalde, dedi. - E...vet, diye kekeledi Faik avu. - Daha ok gelen olacak. Daha pek ok arkadam hummaya yakalanacak, pek ounu yine byle srkleyerek dar karacam. Belki de bir sre sonra onlar beni karacak. - Sana baka yardm edecek yok mu?

- Bir arkadam daha var ieride ama o da ok halsiz dt... Kyller de hastalk bulaacak, diye bize pek sokulmuyor... Aslnda onlara hak veriyorum. Sa olsunlar yine de yiyeceksiz brakmyorlar bizi. Yokuun ortasna dek yemekleri getirip brakyorlar. Ben gidip alyor, yatanlara yedirmeye alyorum... - Bu arkadam az nce ld. imdi onu ierde tutmann bir anlam yok. Hemen dar karyorum. Zaten ierisi darack. st ste yatyoruz deta. Bazen kardm erleri karda bekletiyorum. Nasl olsa bir ey olmuyor bu havada. Ne ryorlar ne de kokuyorlar, tek endiemiz kye kadar sokulan kurtlar. Bazen frsat bulursam yukardaki mezarla gidip mezar kazmaya alyorum. alyorum, diyorum nk buz gibi topra kazmak ok zor oluyor. lk zamanlar kyller mezar kazmaya yardm ediyordu. Sonra hastalkl olduumuzu anlaynca yardm da kestiler. Dedim ya, kendilerine hak veriyorum. Byle sanam gibi karmda durma. Tut unu darya karalm. Yoksa sen de mi korkuyorsun hastalk bulaacak diye? - Ben hummadan korkmam. O, benden korkar. Bu szler zerine er kahkahalarla glmeye balad. - Hastalk m senden korkacak? Haydi, gldrme beni. Bunca zamandan sonra gldrdn ya Allah da seni gldrsn. Vay be hastalk benden korksun, diyen avu ha... Sonra yz ciddileti... - Bu er de yle diyordu... Ben hibir eyden korkmam, diyordu ama hastala yakalannca leceini anlad. Her gn, "anneciim korkuyorum" diye alamaya balad. Sonra sen de alamayasn? - Ben zamannda ok aladm evlt. - Evlat? - Daha senin grecein ok ey var. Onun iin evlt dedim. Haydi tut u zavally yukar tayp, gmelim. Er, Faik avuun gngrm biri olduunu dnerek sustu. Eri yukar tadlar. Karn belirginletirdii mezarlarn says on bei geiyordu. Karlar ayaklar ile kartran bir eyler ararm gibi yapan er az sonra bir krek ile bir apa buldu. Getirip Faik avuun ayaklar dibine att. - Sen mi kazarsn, ben mi? - Ben, dedi Faik avu. - iyi, dedi er yine umursamaz bir biimde eve doru yrrken. Faik avu ise onun arkasndan bakakald. Sonra krei eline ald. Karlar bir gzel temizledi. Topra grnce, bu kez apay alp kazmaya balad. Ancak toprak buz tuttuu iin apa ilemiyordu. natla kazmaya devam eden Faik avu dize kadar bir derinlik aa-bilmiti kara topran barnda... Mezar kazarken, yannda yatmakta olan ehide bakmaya cesaret edemiyordu ama bir sre sonra sanki o duyuyormu gibi konumaya balad: - lmek, ok uzak yerlerde lmek ac verici... Ben de Balkan Harbi'nde az daha lyordum. lmedim. Eikten dndm hayata. Ben dahi hatrlamak istemiyorum. Ho ben hatrlamasam da bir gizli dert gibi barmda hep szs oluyor. Sen yine anslsn. Bir mezarn olacak. Ya Balkanlarda braktklarmzn mezar var m? Yok! Ya yollara den binlerce belki de yz binlerce muhacirden lenlerinin sada solda mezarlar bile yoktu. Hi de olmad. Mezarlar bana dikilmi bir kara talar bile yok... Kyller zaman zaman senin ruhuna bir fatiha okuyabilecekler. Ya fidan gibi evltlarmz kyya, keye braktklarmza kim Fatiha okuyacak? Issz yerde kalp toprak olanlara kim Fatiha okuyacak? Biraz sonra yanna gelen Ziver sessiz bir ekilde Faik avuu izledi ve dinledi. - Okuyanlar okur be avuum... - Ziver! - Neden uyandrmadn? - Hepiniz yle gzel uyuyordunuz ki. - Ya sen? - Beni bo ver. - avuum senin bir derdin var. te o dert seni bir kurt gibi kemiriyor. Bu dert seni ldrecek. - Hastalk krizlerinden baka derdim yok benim.

- Haydi yalanc. - Yalanc m? avuuna nasl yalanc dersin sen? - Bak gzlerin bile yalan sylyor. - Haydi urama benimle. u kazmay al, iki kazma da sen vur. Gmelim u garibi. - Gmelim avuum. Ziver de donmu topra zar zor kazdktan sonra eri mezarn iine yatrdlar. stne toprak atmaya baladlar. Faik avu da, Ziver de ok zgnd. Faik avu: - Kefeni yok ama mezarn rten kar kefeni saylsn, dedi. Topraa denler ve topraa verilenler bir bir artyordu... ikisi hi konumadan karlar iinde bata ka hasta erlerin bulunduu eve doru yneldiler. Biraz nce kapnn eiinde Faik avuun fena olduu kapy bu kez Ziver yavaa at. eriden clz bir ses: - Eer hastalanmak istemiyorsanz fazla yaklamayn, dedi. ehit olan neferi darya srkleyerek karan erin sesiydi bu. Sesinde her eyi kabulleni vard. Kaderine teslim olmu bir tavr vard. - Kardelerimiz nasl? - Kardeleriniz hastaln penesinde kvranyor ve gn getike saylar azalyor. Ancak ben yardmc olabiliyorum. Su isteyene su verebiliyorum. Yemek yiyebilenlere de yemek yedirmeye alyorum. Ben de nereye kadar dayanabilirim bilmiyorum. Bu ordu, hummadan erir aalar. Koca Rus deil ama aha u ufack bit var ya bizim orduyu yiyip bitirecek. Haydi aalar burada fazla oyalanmayn da hastalk size de bulamasn. Faik avu ve Ziver bu ikaz zerine kapy yavaa kapattlar. Kaldklar eve doru gelirken Ziver, Faik avua sordu: - avuum Vanl Recep'in hli ne olacak? - Bilmiyorum. Ancak hastalk ilerlerse, onu da dier hastalarn yanna brakmak zorunda kalabiliriz. - Burada ne kadar kalacaz? - Fazla deil, yarndan sonra Ardos'a doru yola kabiliriz. Yolcu yolunda gerek. Akam uyuduklar evin kapsn atklarnda manga erlerinin Vanl Recep'in ba ucunda toplanm olduunu grnce Faik avu rperdi: - Nesi var? - Yanyor avuum. ok atei var. - ekilin bakaym. Evet atei yksek. Derhal soyun onu. Kapnn yanna getirin, ocaktan uzaklatrn. Dardan bir leen kar aln. Haydi sallanmayn. Recep boncuk boncuk terlemi gmlei su gibi olmutu. Faik avu gsne ve karnna bakt. Krmz lekelerin iriletiini ve oaldn grd. Ziver'e bakt: - Hastalk ilerliyor. - tekilerin yanna m gtrelim avuum? - Hele ateini drmeye bakalm... Faik avu kapnn yanna getirilen Recep'i soydu. Alnna, ellerine ve kollarna kar koyarak ateini drmeye alyordu. Kendinden geen Recep ise sayklyor ne dedii bir trl anlalamyordu. Darda kar ar ar yamaya devam ediyordu. Kyn evresindeki tek tk am aalar yaan karlarn nedeniyle beyaza brnmt. Recep ise ateler iinde yanyor devaml "Ah anam, ah anam" diye sayklyordu. Faik avu gzlerine dikilen ve donan baklara son kez bakt ve bir baka "Ah anam" kelimesini tamamlayamadan len Recep'in gzlerini byk bir kederle kapatt. Souk bir rzgr esti. am dallarndaki karlar silkeledi. am dalnda biriken karlar yere dt. Erlerin ieklenen hayatlarn ac bir kra da donduruyordu. Az ileride ise be asker Recep'e yeni bir mezar amak iin buzlu topra kazmaya gayret ediyordu... 6. BLM Kadir Aa geride braktklarnn koyu hzn iindeydi. Gnlerdir yol yrmlerdi. Kyleri sanki kendilerine birden yaban olmu, buradan hzla uzaklamak iin ellerinden geleni yapmlard. Rzgra kar giderken, yzne

arpan her kar tanesinin kendisine ikence yaptna sanyordu. Bu kan cezas karlarn bir krbaca dnp yzne inmesiydi sanki... Hep birlikte yola kan, Ermeni etecilerin zulmnden kaan, perian aileleri gryorlard. Kimi atnn srtnda, kimi kansyla yola dmlerdi. Erkekler yayan yryor, kadn ve ocuklar ise kan zerinde olduu halde yol almaya alyorlard. Kar dne dne yayor, sonra kuvvetli bir rzgr bu karlar datyor, toz halinde etrafa sayordu. Kanlarn ya da atlarn yannda yryen adamlar bu hzl yryten abuk yoruluyorlar ancak arkalarndan gelecek etecilere yakalanma endiesi her dem gayretlerinin artmasna neden oluyordu. Fakat her ey bir yere kadard ite, etten kandan yaplan insan bir sre sonra ne kadar gayret etse de yoruluyordu. Korkuyla kamak insan daha abuk yoruyordu. Kafile sk sk durmak zorunda kalyordu. Bu durular Kadir Aann endiesini arttryordu. Zaman kaybediyorlard. Hele kendileri eteciler tarafndan izleniyorsa, en uygun zamanda baskna uramalar mmknd... Atlarn dizginlerini brakp yannda duran tfeklerini eline alyor, neden sonra tfekleri tekrar brakyordu. Ara sra karsna ve kzlarna bakyordu. Onlarn hi ses karmadan durular ve her eyi kabullenileri, kendisine ayr bir zdrap veriyordu... Ksa srede buradan uzaklasaydlar Kozohor'a veya Ardos'a varsaydlar biraz olsun tehlikenin azalacan dnyordu. Daha sonra hzla Tortum'a ve oradan da Erzurum'a gidebilirlerdi. Belki yollarda ok zorluk kerlerdi ama hi olmazsa Ermeni etecilerinin tehlikesinden de kurtulmu olurlard. Hele Erzurum'a vardklarnda her eye yeniden balayabilirlerdi... * Erler slamky'den Ardos'a doru gitmek iin yola ktlar. Her getikleri yerde bir arkadalarn brakmalar hepsinde tarifi imknsz zntlere neden oluyordu. Ancak gitmek zorunda olduklarn da iyi biliyorlar bu yzden ilerindeki o krk mide tutunmaya alyorlard. imdi dalarda ne kadar asker var ise tek dnceleri, tek amalar Sarkam'a yrmek ve Sarkam'a girmekti. Her ey bu kk kasaba alndnda yoluna girecekti. Bol yiyecee kavuacaklard. Orada dinlenecekler, iliklerine dek snabileceklerdi. Sarkam, Kafkaslarn kilidi idi. Bu kilit aldnda, artk Kafkas yollar ardna dek onlar bekliyor olacakt. Bir sredir yrmlerdi. Hi konumuyorlard. Ancak Faik avuun szlar artmaya balamt yine. Beynindeki sz gnlne inmiti. Gnl de szlyordu artk. stelik ne zamandan beri suskun bir ekilde duran "Ka, buralardan kurtul" diyen nidalar kulaklarnda nlamaya balamt. Bu nlamalar her adm atnda yanklanp duruyor, gzlerinin nnden Balkanlardan ekili gitmiyordu. Asker dolu trenler, amur iinde, bardaktan boanrcasna yaan yamur altnda silahn brakp geriye doru yryen erleri, yarallar, muhacirleri unutamyordu. Sonra koca ehrin sokaklarnda sada solda can verenler ve bunlarn arabalarla toplanmas, camideki yat, camilerin duvarlar ve duvarlardaki ayetler tekrar tekrar gznn nnde canlanyordu. Bu sahneler beynindeki ve gnlndeki szy arttryor, ite bu zayfl frsat bilen iindeki zehirli ylan kendisini yine sokmaya balyordu. "Ka Faik avu ka. Bu beyaz tepelerden, bu beyaz yollardan ka. Nereye gidersen git ama ka. Bu yryn sonu yok. Sonu belli deil. Buralarda donmadan ka." diyordu. Ara sra bu zehirli szlere gnlnden kopan ses ile kar koymaya alyordu: "Arkadalarm nasl brakrm? Onlara nasl ihanet ederim?" Bu szlere, iindeki ylan kahkahalarla glyordu. "Vefa ha? Bo ver bunlar. Seni Balkanlarda, cami kelerinde unutan olmad m? Seni de bir sre sonra unuturlar. Kimler, kimleri unutmad ki? Sorarm sana, nice arkadann mezar unutulmad m? Ho mezarlar dahi yoktu. Sen sanyor ya da umuyor musun ki, buralarda donup kalrsan, bir mezarn olacak?" Faik avu iindeki sese fkeyle bard: - Ben donmayacam! Uzun bir zamandan beri karda sessiz bir ekilde yrmekte olan erler avularnn bu ani kndan dolay gizli bir endieye kapldlar. Yoksa burada donacaklar myd? Yoksa avular yine krize mi tutuluyordu? Birden erler Faik avua baknca avu utand...

- Yok bir ey. Siz bana bakmayn. Faik avu kendi iindeki yalnzlna dndnde o zehirli ylann alayc kahkahalarn yine duydu. "Bir eyin yok ha? Haydi canm! Brak bunlar, her eyi brak Faik avu ka ve kurtul. Bir kere kaacaksn. Sonra her ey yoluna girecek. Ne beynindeki ne de gnlndeki szy bir daha duymayacaksn." "Ya arkadalarm?" diye sordu Faik avu iindeki o ihanetin sesine. "Bo ver, her eyi kolayca unuturlar. Kald ki onlarn da buralarda donmayaca ne malum? Hem ilk kaan sen olmayacaksn ki. Son da olmayacaksn ki." - Kamayacam! Manga erleri yine avularna baktlar. Gzlerinde koyu bir endie vard. avular kendi kendine konumaya balamt. te bu iyi bir ey deildi. Faik avu bu kez onlara aldrmad. Ban edi ve yrmeye devam etti. "nsann iindeki idealler hangi artlarda olursa olsun kllenmez." Bu itiraz edi iindeki alayc sesin iyice ykselmesine neden oldu. "Bo versene... Kimler ne idealler ve ne mitler ile ortaya kt ama ou bu idealleri sonradan unuttu... Faik avu, unu aklna sok ki, sen de ideallerini unutacak ve unutulacaksn." - Unutulmayacam! Beni unutmayacaklar. Faik avu fkeyle dizlerinin stne kt. Ellerini ap haykrd: - Beni unutmayacaklar! Ne beni ne de bizleri! Sarkam'a yryenleri, akbetimiz ne olursa olsun unutmayacaklar! Sarkam'a girsek de girmesek de bizi unutmayacaklar! Mezarmz olsa da, olmasa da, bizleri unutmayacaklar! Erler donup kalmlard. avularna, bym ve hayret dolu gzlerle bakyorlard. avular ne diyordu byle? Kimler unutacak, kimler unutulmayacakt? Donup kalmlard. Faik avu ise hl hayknyor, unutulmayacaklarn sylyordu. Sonra yerdeki karlar alp nefret ve fke iinde skt. - Unutmayacaklar... Bizi unutmayacaklar, dedi. Unutamayacaklar! Her dem, bu dalar, bu tepeler ve bu yollar, sanam aalan her geene bizi hatrlatacaklar. Bu kar, umarszca yaan bu kar, her yadnda onlarn akllarna bizler geleceiz. Onlar, bu ssz tepelerde yzlerce belki de binlerce erin yrdn bilecek ve hatrlayacaklar. iee durmu her kardelen grdklerinde, bizim ieklenen hayatlarmz hatrlayacaklar. Erlerden bir ka Faik avua doru yneldiklerinde Ziver onlara engel oldu. - Brakn iini boaltsn, dedi. Bu szler zerine erler geri ekildiler. Faik avu daha sonra ok uzak diyarlardan, ok uzaktan gelmi gibi banda bekleyenlere aknlkla bakt. Yorulmu gibi soluk solua konutu: - Merak etmeyin bizi unutmayacaklar. Ziver, Faik avua yaklat: - Unutmayacaklar avuum. Haydi kalk, dedi. Faik avu yavaa kalkmaya alt. Hemen iki er koup karlar iinden kalkmasna yardm etti. Sanki rahatlam gibiydi. Kendisini zehirlemek isteyen ylann srmasndan imdilik korunabil-miti ama ya sonra bu ylan iine, gnlne ve beynine reklenen o zehirli ylann kendisini srmaya kalkmayacan nereden bilebilirdi ki? imdi yol uzadka, erler yorulduka bilinmezlerin says artyordu. Eratn beyinlerinde ve gnllerindeki birok bilinmezlerle birlikte beyaz yolculuklarna devam ediyordu... Yol, o usuz bucaksz lde belirsiz bir ekilde uzayp gidiyordu... * Faik avu gnlerdir sren bu yolculuktan dolay yorulmutu. Uzun yryler srasnda hep gemii dnyordu. Asker arasnda yrrken, Balkanlardan o hzla ekii gzlerinin nne getiriyordu. Dize kadar amur iinde, iplik iplik yaan yamurda utan iinde byk bir mahcubiyetle geri ekilmilerdi. imdi ise yamur yerine kar vard. Diz kadar amur yerine de kh dize kadar kh da bele kadar karlar vard. Ama geriye deil, ileriye gidiyorlard. Sarkam'a; Kafkasya'nn kapsna, Kafkasya'nn kilidi saylan Sarkam'a doru yryorlard. Ancak deimeyen bir ey vard ki o da yrmekti. Aylarca, haftalarca, gnlerce yryorlard. Yorgun, bu mevsime gre yan plak saylabilecek erlere bakt. Ve rpererek kendine sordu: "Bu sefer de bozguna urarsak, hzla geri ekilirsek?" Bu soru onda byk bir ylgnla ve yorgunlua yol at. Artk mecalinin kalmadn, gidemeyeceini adm

atamayacan sanyordu. te bir deli kriz yeniden gstermi, kendisini esir almaya balamt. Ne yapacan bilmez hlde ayaklarm srye srye giderken akl, "ka buradan ka" diyordu. "Ka ve bu seferden, bu yorgunluklardan kurtul" diyordu... Her kata, geri dnmemi miydi? Yine byle olmayacak myd? yleyse kamann bir yaran yoktu. Yoktu ama yine zehirli bir ylan gnlne reklenmi, zehir damla damla damarlarna dalmaya balamt bile. te bu yzden Faik avu ne kadar kama fikrini dnmemeye alsa da ara sra aklna getirmiyor deildi. "Ya bu kez kaabilirsem? Ya bu sefer baarabilirsem?" diye phelere dyordu. Bir yandan da vicdann sesini dinliyordu. Vicdan "Bu kadar askeri, bu kadar arkadan nasl brakp gideceksin?" diye soruyordu. Savamaktan deildi kamas hele dmandan kamas hi deildi... O, yllardr gnlndeki yorgunluun ve srp giden yokluklarn yznden, canna diine takarak can vermeye, savamak iin bu gidilerden bkmt. te bu bkknlk kendisini kamaya doru itiyor, zorluyordu. Yry kolu uzayp da tepeye doru ilerlemeye balaynca, sabahtan beri hafif hafif yamakta olan karn yerini, eratn yzne bir krba misali vuran zemheri alm, iki adm tesini gremez olmutu. Asker ban emi, titreyerek yoluna devam etmek isterken, artk saa sola yaylmalar balamt. Yrmekte zorlanan erat bulduu aa altlarna, kayalklara snmak zorunda kalmt. Baz erler ise en yakn kylere varmak iin etrafa yaylmt. Bir grup asker ile yola devam etmek isteyen Faik avuun kolu biri tarafndan ekildi: - Haydi kye gidiyoruz. Daha sonra, Faik avu ne kadar zorladysa da kolunu kimin ektiini tanyamamt. Ne yzn ne de sesini hatrlayabilmiti. Yoksa byle biri yok muydu? Kolunu kimse ekmemi miydi? Yoksa kt havada hayal mi, rya m gryordu? Bazen iitmiti; ok yorgun olan erler kendi dncelerini bir gerek vak'a gibi sanr ve bu hayaln, ryann peinden giderlermi... Bu gidi, lde serap grenlerin koup susuzluunu gidermek iin gayretine benzerdi. Ama bu gayret hibir zaman suya kavumaya neden olmazd. Her dem susuzluk artar ve daha ok susard insan. Susadka serap grrd. Bu can verinceye dek byle devam ederdi ite. Aslnda len, can veren kurtuluyordu. Sa kalan hastalar, uzuvlar donanlar iin ise dayanlmaz, ekilmez anlar balyordu. Bu anlar uzuyor gnlere hatta haftalara dnyordu. Faik avu kolundan kimin tutuunu hatrlamyordu ama gitmemek iin de en ufak bir diren gstermemiti. Ne tarafa ekiliyorsa, erat nereye daglyorsa, o tarafa gayret ederek, ayak sryerek ynelmiti. Her yeri kar, her taraf bir koyu beyazlk tm gereklerin, hayallerin, aclarn ve yaralarn stn rtmt. De kalka, bayr aa doru iniyorlard. Erler yerde yuvarlanyor, denlerin bazlar tekrar kalkamaz oluyordu. Tm bunlar gren Faik avu tkenmekte olan son gcn kullanp ilerlemeye devam ediyordu ki, ayann birden yerden kesildiini ve hzla bayr aa doru yuvarlandn karlar iinde deta kaybolduunu hissediyordu. ok souktu. Sadece souu alglayabiliyordu. rperiyor, titriyordu. Ayaa kalkmak istedi ama bu mmkn deildi. Emekleyerek de olsa ilerlemek istiyordu. Karlar iinde ylesine ilerliyordu. Aniden elleri bir eye dokundu. Yoklamaya balad. Bir erin donup kalm salarn okad. Er sanki derin uykudayd ve ylesine hareketsiz duruyordu. Faik avu iki kez elleriyle eri sarst. Ama ne bir ses ne de bir nefesi vard. Bir kez daha rperdi. Bu kez kulaklarnda lmn gln sesini iitmiti sanki. Arkasnda birisi ona daima glyor, "Nereye gidersen git, lm peini brakmayacak" diyordu sanki. Bu sesten dolay iyice rahatsz olan ve korkan Faik avu can havliyle emekledii yerden kalkt, hzla komaya alt. Dt, tekrar kalkt. Var gcyle "Hayr!" diye baryor, onun haykrna zemherinin alay eden sesi karyordu. Artk nereye gittiini bilmeden de kalka ilerlemeye alan Faik avu, sadece kulaklarnda nlayp duran alayc kahkaha seslerinden kurtulmak iin kouyordu. Ancak her adm atta, her nefes alta kahkaha sesleri bir tokat gibi yzne arpyor, kulaklarnda yanklanyordu. "Hayr" diyordu Faik avu. "Hayr!" Beyazlar iinde yaad bu kara yazgya "Hayr" diyor kabullenmek istemiyordu. imdi sadece ve sadece nereden duyduunu bilemedii, karamad, kahkahalardan kendisiyle alay eden bu ylk glcklerden

kamas gerektiini dnyordu. te bu dnce Faik avuu bambaka bir hle sokmutu. Kamak istiyordu ama artk parman kprdatacak gc bile kalmamt. Her eyi sanki kabullenmi gibi mrldand. "Bitti, umudum, hayalim her eyim." Sonra bu geree gzlerini kapmak istercesine yumdu. ylece kalakald... * Kadir Aa kza eken atlara bir iki krba vurdu. Krbac yiyen atlar kara ramen drtnala komaya baladlar. Atlarn srtndan, burnundan buular ykseliyor, rzgrla dalp gidiyordu. Derin bir vadinin kenarnda belirli belirsiz alm olan yolda ilerleyen Kadir Aa ve ailesi hzn iindeydi. Bu beyaz hznn yannda bir de gizliden gizliye korku mayalanmaya balamt. Ya etrafta duyduklar eteler yollarn keserse? Bu dnceyle can evinde vurulan Kadir Aa hemen yannda duran tfeini kucana ald. Parman gayr- ihtiyari tetie yaklatrd. rkilmi, tm dikkatini aniden nn kesecek, bayrdan aaya inecek haydutlara ve etecilere yneltmiti. Ama ilerledike nlerine hibir eyin kmadn grnce biraz olsun rahatlamt. Sonra tfeini yine yanma koymu, tekrar dizginleri eline almt. Kzan giderken, birden tan stnden gemi de devrilecekmi gibi olmas kzakta bulunan Kadir Aa hanm ve kzlarn korkutmutu. Bir ey olup olmadna bakmak iin atlar durduran Kadir Aa kzan neye arptn da merak edip biraz geriye doru yrd. Karlarn iinde iki uzun bacak duruyordu. ard. Birden heyecanland. Bunun Kafkas Harekt'na katlan donuklardan birine ait olabilecei aklna geldi. Brakp kzaa doru yrd. Sonra iindeki ses "Ya yayorsa?" diye kendisine engel oldu. Geri dnd. Sadece bacaklarn grd erin zerindeki kararl temizledi. Nabzna bakt. Atyordu. Kadir Aa yine ard. Kar tepeye bakt. "Herhalde yolunu arm olmal." dedi. Derin bir uykuya dalm olan eri sarst. Er gzlerini aralamak istedi ama bunu baaramad. Sadece "Hayr..." diyebildi. kinci "Hayr..." kelimesi ise glkle azndan kabildi. "Ha... yr..." Kadir Aa heyecanla bard: - Yayor! Zehra! Kz! - Efendim baba! - Gel buraya! Bana yardm et... Zehra az ileride durmakta olan kzaktan atlad babasna doru komaya balad. - Bir asker! lm m? - Hayr ama onu burada brakrsak, lmesi kanlmaz olacak. - Donuyor bu. - Henz deil. Kadir Aa erin yzn ve kollarn ovuturmaya balad. Zehra da eliyle erin zerindeki karlar temizledi. Kadir Aa ise eri tekrar sarst: - Beni duyuyor musun? - Seni duyamaz baba, durumu ok kt. Zehra askerin yzne dikkatle bakt. Uzam siyah sakal, avurtlar ve gzleri ukurlam ve halsiz olduu her hlinden belli olan bir simas vard. Zehra'nn iinde "bu erin gzleri ne renk acaba?" diye bir merak dodu. Ve erin gzlerini amas umarak iinde dayanlmaz bir istek duydu. ite o istei sanki hissetmi olan Faik avu gzlerini araladnda, karsnda bir mehtap kadar gzel, peri gibi birini grnce, ne olduunu anlayamadan sordu: - ldm m? Zehra glmsedi: - Hayr, yayorsunuz. Faik avu gzlerini tekrar kapad. Bir byk boluk, byk bir karanlk iinde byd. Kadir Aa, Zehra'ya: - Yardm et kzm, bu eri kzaa tayalm, dedi. Onu burada brakmayz. - Peki baba. Kadir Aa, Faik avuun bir koluna girerken, dier koluna da Zehra girmek iin hamle yaptnda Faik avu eliyle "Sen dur" dedi. Bunun zerine Zehra kenara ekildi. Ayaklarn srkleyen bu ere acyarak bakt. Faik avu ne kadar bitkin olsa da Zehra'ya yk olmak istememiti. O gln, o glmseyen yzn kendine bir daha bakmas iin neler vermezdi... Kzaktaki annesi ve dier iki kz kardei Faik avuu grnce ardlar. Hemen bir kenara ekilip Faik avuun oturaca kadar yer atlar. Kadir Aa, Faik avuun stne kaln bir yn ceket rtt. Sonra da ekinerek sordu:

- Senden baka da var mdr? - Bilmem. Drt bir yana dalmtk. Nereye gittiimiz bilmiyorduk. Ben sadece deliler gibi kotum durdum. Kamak istedim. - Neden? - Nedenini inann bilmiyorum. Arkamdan birisi daima glyor, benimle alay ediyordu. Bu alayc gl beni ldrtacak noktaya gelmiti. te o anda biri kolumu tutup "Haydi kaalm, buradan gidelim" dedi. Komaya baladk. Asker kylere, aa altlarna kaya oyuklarna snmak iin dald. Sonra ne oldu bilmiyorum. imde beyaz bir boluk, tatl bir lklk duyuyordum. Sonrasn hatrlamyorum. Sonra ite siz beni buldunuz... - Kader. Kzak bacaklarnn zerinden geti. Ben kayaya arptk, diye aaya inip baktm. Sadece bacaklarn gzkyordu... Sahi bacaklarn krlmad ya? - Hibir ey hissetmiyorum. - Biraz sn, acy duyarsn. Souk, ary ve acy duyman engelliyor. - Souktan baka eyler de insann acsn dindirir... Faik avu bu sz deta yz kzararak syleyebilmiti. Ama bu sz nasl ettiine amt. Gz ucuyla Zehra'ya bakt. Utanga bir ekilde gzlerini yere indirdi. Kadir Aa kzlarna: - Ben u srta kadar gidip bir bakaym baka yaayan er var m, dedi. Kadir Aa geriye dndnde zntlyd: - kiiyi karlar iinden kardm ama oktan souklamlar. Belki bakalar da vardr ama artk yola koyulmamz gerek. Kadir Aann bu szleri Faik avuu zd. Bir kez daha ykld. Kzaa binip yanna oturan Kadir Aaya dikkatlice bakt. Kam havada salland ve atlarn srtna indi. Kzak hareket etti. Faik avu onlarn nereye gittiklerini sormad bile. Bir sre sonra Kadir Aa kendine anlatmaya balad: - Tortum'a gitmeye alyoruz. Buralar ksa zamana kadar Ruslarn elindeydi. imdi bizimkiler bu karda kta Ruslarn elindeki yerleri almak iin harekta giritiler. Bizim oralarda da Ermeni eteleri zulme baladlar. Biz de kayoruz ksacas. Yoksa baka bir zaman kalp arpmak isterdim. Ama imdi tane kz babas biraz herhalde korkak oluyor. imden bir ses hep izlendiimizi sylyor. - Baka tfein var m, diye sordu Faik avu. Kadir Aa onu batan aaya szd. - Sen bu hlinle tfek kullanamazsn ki. - Kullanrm. Hayatm kurtardnz. - Alacak nefesin, arnlayacak yolun varm gerisi hikye. Sana biz rastlamasaydk belki bir bakas rastlayacakt. Kader ite. - Kader, dedi Faik avu ve sustu. Hzla giden kzakta hemen arkasnda oturan Zehra'nn yz aklna geldi. inden byk bir pimanlk iinde "ok ge kalmm" dedi. "ok ge artk." Kadir Aa ise gzleri yolda olduu hlde anlatyordu: - Kendine gel. Biraz toplan. Seni Tortum'a brakrz. Aslnda iyi birine benziyorsun. Asker olmasaydn bizimle Erzurum'a kadar gel, derdim. Faik avu soru sormuyordu. "Demek ki Erzurum'a gidiyorlar. imdi oras maher gibidir. Orada humma, orada ktlk ve souk vardr" diyecekti, diyemedi. Ama gnl dmek zere olan san yapraklar gibi titredi. Bu kadar uzun dncelerden sonra sadece bir "sa ol" diyebildi... - Sa olun, beni donmaktan kurtardnz. - Dedik ya alacan nefes, arnlayacak yollarn bitmemi. Bacaklarn nasl? - yi. Sadece aryor ve szlyor. - Isndka daha aryacak ve szlayacaklardr. - Ben acya alknm aam. Aclar yakam brakmad... Faik avu, Balkan Harbi anlarn anlatacakt. Ama bilinmez bir nedenle sustu... * Kadir Aa arabay durdurunca Faik avu kendisine merakla bakt. - Atlar biraz dinlendirip saman vermem lzm. Yoksa atlayacaklar. Bu arada biz de karnmz doyuralm. Kzlar, hemen bir eyler hazrlayn... Faik avu da kzaktan inip: - Dur aam, ben sana yardm edeyim, dedi. Kadir Aa:

- Olmaaaz! Senin dinlenmen lzm. Ayakta duracak hlin yok. - O kadar da deil aam. - Sen dinlen. Zaten ksa bir sre sonra yine yola koyulacaz. Az sonra kzakl arabann stnde hepsi sessizce peynir ekmeklerini yerken susuyorlard. Faik avu ban emi bir ekilde ar ar ekmeini yiyordu. Tam karsnda oturan Zehra'nn yzne bakmaya korkuyordu. nk ona baktka ne kadar gzel olduunu gryor, kendisinin de ne kadar irkin olduunu biliyordu. te bu tezatlk onda trl ykmlara yol ayordu. "Ka" diyordu yine akl "Ka. Bu skntdan ka kurtul. Ait olduun yere, askerin arasna kar. Kar dolu yollarda yr. Ait olduun yere dn. Sen ki, bu aileye ait deilsin. Onlarn bu yorulmam, acya bulanmam hayatlarna glge drme. Hele hele u hlinle kimseyi yar edinmemeye, kimsenin gnlne girmemeye bak. Sen, dedim ya ait olduun yere dn." Bu dncelerden dolay lokmasn inemekte olan Faik avu durdu. Kadir Aa sordu: - Ne oldu yiidim? - Bir ey yok aam... - Yemeyi braktn da... Zehra sanki frsat kollarm gibi atld: - stersen yourt vereyim. Kadir Aa: - Ver ya. Artk Zehra'nn kendisine uzanan elinden yourt deil, Faik avu zehir bile olsa tereddt etmeden yiyebilirdi. Hi istememesine ramen Zehra uzatt iin yourdu ald. Alrken de hznle Zehra'nn yzne bakt. Kendisini bulduklar o glmseme yine yznde vard. Bir ay paras, bir peri kadar gzel Zehra tatl bir glmsemesini srdryordu. Faik avu'un hzn daha da byd. "Artk ok ge. Ben ki, hep uurum kenarlarndan hayata dnmm. O ise nadide bir iek. Gonca bir gl... Hayat ne garip. Ben hayatn bu sevdal yzn hi bilmedim. Hayatn en acl en korkun yzn grdm yllarca..." Faik avu neden sonra kendini toplad. Kuru ve sade, sesi titreyerek: - Sa ol, dedi. Zehra bu "sa ol"a karlk vermedi... Yznde bir tatl krmzlk belirdi. Kadir Aa, ara sra dnp dnp geri bakyordu. Endieli olduu belli oluyordu. Onun bu hali Faik avuun da dikkatini ekti. Yerinden yurdundan sklp atlanlar, bu havada nice yollarda olanlar, dere tepe demeden Sarkam'a doru giden askerleri dnd. Elinden hibir ey gelmiyordu. Ama yannda duran tfeklere bir gz att. Gerekirse onlar kullanabilirdi. Sonra arabann arkasnda duran tulum peynirleri dikkatini ekti. - Ne kadar ok peyniriniz var aam? - Eee ne yaparsn, gideceimiz yerlerde ktlk olacan dndk. Zaten arabadaki yiyecek bize ksa bir sre yeter. Sonra, ne yapacaz bilmiyorum. Ktlk, sava sebebiyle bizim iin karn doyurmak zor olacak vesselam. Bir de duyarm ki, asker hummas krp geirirmi ortal doru mu? Bu szde, sakn sende de humma olmasn der gibi bir hali vard. Faik avu bir sre sustuktan sonra: - Var aam. Ama ben de humma yok. Bu hastal iyi tanrm. ok arkadam kollarmda ld. Balkanlar'da da, Sarkam'a giderken de... - Sen Balkan'da da savatn m? - Evet. - Cepheden cepheye yani? - yle. Kzaklar tekrar hazrland. Yola kld. Beyaz yollar gitmekle bitmiyordu. Geceye kadar hzla yol almak niyetindeydiler. Ancak ok uzaklardan baz grltlerin geldiini grnce hepsi irkildiler. Kadir Aa heyecanland: - Haydi yola kalm. eteciler olabilir. Sesler kardan geliyordu. Geriye dnemezlerdi. aresiz bir sre daha ilerleyip saklanmay dndler. Ama karda braktklar izler ne olacakt? Kadir Aa eline tfeini ald. Dier tfei de Faik avua uzatt.

- Gerekirse kullanrsn. Hanm sen kzlar al. u kayalklarn ardna snn, gelenler kimmi bir anlayalm bakalm. - Ama! - Amas mamas yok bu iin. Geri gidersek asl tehlike orada var. Sesler yaklayordu. Az sonra ilerde bir atl belirdi. Ardndan da zar zor yryen erler geliyordu. Kadir Aa bu gelenlere tfeini dorultmutu. Askerlerin Trk m, Rus mu olduunu anlayamamt. Tetie basaca srada Faik avu bard: - Bunlar bizim askerimiz! Kadir Aa silahn indirdi. - Sa ol. - Bizi grmediler. Asker geip gitsin, biz de hemen yola koyulalm. - Hepsi lesiye yorgun. Adeta ayaklarm sryerek yryorlar. - Bu havada yrmek kolay deil. - Deil ya... Az ileriye sakladklar kza kardlar. Tekrar binerken, Faik avu ve Zehra gz gze geldi. Zehra mahcup bir ekilde ban eip kzaa bindi. Faik avu o slak kahverengi gzlerde birok ey grd. Canllk, heba olmam yllar, taze umutlar, sevdalanmaya hazr, sevda ekmeye hazr bir hl grd. Sonra bir de kendini dnd. "Yine artk benim iin ok ge." dedi. "ok ge..." * Biraz olsun dinlenme frsat bulan atlar daha canl bir ekilde yola koyuldular. Kar durmu, ancak bir ustura keskinliinde ayaz balamt. Kadir Aa krbacn vurarak atlar trsa kaldrd: -Deh! Yine beyaz bir yolculuk balamt. Bu yolculuk iinde bir tek Faik avu umutsuz ve yorgundu. Dierleri ise yeni bir hayatn balangcnda karlatklar glkleri ve yorgunluklar ilerinde tadklar mitle gslyorlard. Ama Faik avu kendini brakm, tesadf olarak lmekten kurtulmu, geen yllarda hep yitikliini hatrlad iin, ne olacan dnmyordu bile... iinde ince bir sz vard. Bu sz her yann saryordu sanki. Byk bir bilmeceyi zmeye alyordu. Kadir Aa ile Erzurum'a ya da Tortum'a kadar gitmeli miydi? Bu yeni bir balang demekti. Byle bir ey iin artk ok ge olduunu sanyordu. Bir frsatn bulursa, yine Sarkam'a doru gitmek iin uygun bir zaman kollamak gerektiine inanyordu. Alt, yllardr, kanla, barutla, acyla yorulan dnyasna geri dnmeliydi. Kader onu Sarkam'a itiyordu. Buna btn kalbiyle inanyordu. te bu yzden gnl ekince koymasna ramen en ksa zamanda frsatn bulursa geri dnmeye karar verdi. Bylesi daha iyi idi. "Sevmeye cesaretim olmad gibi zamanm da yok. Ben ki, dalarda belki donarm, belki bir uuruma derim, belki hummaya tutulurum. Ama yeni bir sevdaya tutulmaya ne gcm ne de hakkm var. Ben ait olduum yere dnmeliyim. Ziver'in yanna, askerin yanna dnmeliyim." Faik avu kzakta Kadir Aann yanna oturmu hi konumuyor, verdii kararn doru olduuna yrekten inanm bir ekilde susuyordu. Kadir Aa gibi, daha niceleri yeni bir hayata yeni bir mitle balamak iin g ediyordu. Yurtlarndan, yuvalarndan ayrlp muhacir duruma dyorlard. Onlar iin kolay bir durum deildi bu. Ama onlar kendilerinin bir yerlere, birbirlerine ait olduunu biliyorlard. Ama Faik avu kime aitti? Kime balyd? Bunu dndnde "Hi" dedi. "Hi... Yllarm cephe yollarnda geti. Silah, barutu, yaray daha ok tandm. Bunlar iyi bilirim. Ama ya tekiler? Benim ektiklerimi bilebilirler mi? Bilemezler." Uzun yolculuk srasnda yine peynir, yufka ekmei ve biraz yourt ile karnlarn doyurdular. ok uzaktan bir kye benzer bir eyler grdler. Kadir Aa: - Belki bu kyde geceyi geirebiliriz, dedi. - Bizi misafir ederler mi acaba? - Bilmem. - Gece yolculua devam etmek zordur. Tehlikelidir. Ermeniler her yanda eitli zulm yapyorlar, diye duyuyoruz. - Zaman herkes iin tehlikeli Kadir Aam. Herkes iin. Bizim

iin, Ermeniler iin Ruslar iin. Az sonra kye girdiklerinde ardlar. nk ortalkta kimseler gzkmyordu. Ky deta terk edilmi gibiydi. Kadir Aa: - Ben bu sessizlii sevmedim. Sen u tfei al. Kadir Aa da tfeini alarak kza bir keye ektiler. - yle bir dolanalm. Ne var, ne yok bakalm. - Bana gre ky boalm aam. - yle gzkyor ama... Kadir Aa ve Faik avu ellerinde tfekleri olduu halde kyn sokaklarn dolatlar. Evlerin kaplarn ap ieri baktlar. Kimsecikler yoktu. Hi kimsecikler... Bir kpek ve iki karga dnda kyde canl yoktu. - Evet haklymsn. Kimse yok. - Bu da dier kyler gibi boaltlm. - Evet herkes kayor. Bizim gibi. Geceyi burada geirelim. Hi olmazsa kendimiz koruyabiliriz, hi olmazsa bamz sokacak bir yerimiz var. - Haklsn aam. Kzaktaki eyalar beendikleri bir eve tadlar. Bir odaya kzlar yerleti baka odaya da Kadir Aa ile hanm. Faik avu da dier bir odaya geti. Bombo odann bir kesine kt. Darda karanlk tm arl ile yeryzne iniyordu. ken karanla denk dnceler iindeki Faik avu daha sonra Kadir Aann kapsn ald. - Aam bu ky bolatlmtr. Her trl tehlikeye maruz kalabilir. stersen bu gece nbeti ben tutaym. - Ama sen daha kendini toplamadn bile yiidim. - Topladm aam topladm. Sa ol. Zaten kolay kolay uyuyamam. Varn siz dinlenin. Hanmnz, kzlarnz ok yoruldu. Ate de yakabilseydik iyi olurdu ama. Yakmasak kendi gvenliimiz iin daha iyi... - yi ya, biz de kaln rtlere sarlr yatanz. - Aslnda bir odada toplanrsanz daha abuk snrsnz. -Peki... Kadir Aa yan odadan kocaman bir tulum peyniri tekerini yuvarlayarak yan odaya geirdi. Bu tekeri sk sk kontrol etmesi, kollamas Faik avuun da dikkatini ekti. zerinde fazla durmad ama iinden "imdiki zamanda bir koca tekerlek peynir, altndan da deerli. Elbette hakl. Kzlar alk eksin istemez." dedi. Sonra tfeini alarak evin sofasna geti. Karsn geni bir ayla grecek ekilde vaziyet ald. Eli tfein tetiinde olduu halde gzlerini karanla dikti. Ancak ar dnceler yine kendi brakmad. "Ben yrin kapsn bekleyen gaml bir bekiyim. Onun cannn yannda benim canmn bir kymeti yok. Ben ki, o uyusun diye uykusuz kalmaya razym. Ben gecenin arkadaym. O ise gndzn... Ben gkte milyonlarca yldzdan biriyim ki, her an yitip gitmeye adaym. Ama o bir ay paras. Bir mehtap... Ben zorlu yollarn, tozlu ve dikenli yollarn yokuuyum. Karl dalarn, karl yollarn yokuuyum. Ben ki, hazan mevsimine dnmm, onun banda esen bahar yelleri var. O, bir gonca gl. Ben ise artk sararan ve son yapra da dmek zere olan koca bir narm. Figan iinde yaral bir blblm. O bir ceylan, ayr imen iinde gezinen. Ben ise yabani iekler gibi hep uurum kenarlarnda bitmiim. Beni rzgr, yamur kar, boran hrpalam, o ise daha seher vakti i damlacklar zerinde olan bir nergis... Bir kardelen... Barut kokusuna ve yarann acsna bulanan gnlm. Sevda iin artk ok ge. Sen sevda acsn ekemezsin. Ben bunu anladm. Ama en onulmaz yaralarn acsn ekersin. Bunu da iyi biliyorum. Bunun iin ait olduum yere, beyaz yollara, karl dalara, ala, yoklua dnmelisin. Kaderine raz olarak Sarkam'a dek gitmelisin. Cephe yollarnda sevda ekmek olmaz. Cephe yollarnda sevdalar ksa olur. Bir gn gece uzunluunda olur. Gn dnda sevdalar biter. Bitmeli de. Ben, geri dnmeye mecburum. Ben, beyaz hzne, Sarkam'a mecburum." Ban dayad pencereden uzaklara bakarken dalp gitti. Sabah olmaya baladnda omzuna ekingen bir el dokundu. Uyuya kalan Faik avu byk bir mahcubiyet ve tella hemen kendini toplad. Tfeini eline aldnda, kadife yumuaklnda bir ses ve slak kahverengi gzlerle karlat. - Sabah oldu. Uyumusunuz.

- Uyumuum, dedi. Yine kulana dek kzararak. Aslnda yeni dalmm. - Teekkr ederim. Bizim iin uykusuz kaldn. Bu sz zerine, Faik avu, "Sen uyu, ben hi uyumasam da olur" diyecekti. Ama buna cesaret edemedi. Sadece: - Zarar yok, dedi. Ardndan Kadir Aann kzlarna seslendiini duydu: - Zeynep, Zeliha! Haydi hazrlann gidiyoruz! "Gidiyoruz" cmlesi Faik avuun gnln bir pasl bak gibi izdi. Kanatt. Onu, yine her zaman ki gibi beyaz hznlere gark eyledi. Onun sevdas bir gecelik idi. imdi ise sabah olmutu. Ayrlk derdi her yann sarmt. Kzak hazrlanp da yola koyulduklarnda, slamky'e doru yola kmlard. Bir sre yol aldktan sonra uzaktan tek sra hlinde yrd belli olan erleri grnce, Faik avuun yrei pr pr etti. Bu kafile ile pekl geri dnebilirdi. Oltu'ya doru gidebilirdi. Kararn vermiti. Artk ait olduu yere gidecekti... Sesi titreyerek: - Kadir Aam, kardan gelenler bizim askerimiz, dedi. Muhtemelen Oltu'ya doru gideceklerdir. Hazr ok fazla uzaklamadan, ben de onlarla katlaym. - Sen bilirsin ama bizimle Tortum'a dek gelebilirsin. Orada bir sre daha dinlenebilirsin. Sonra Erzurum'a da gidebilirsin. - Hayr, ben sizinle hayatmn en gzel yolculuunu yaptm. Sa olun. Ancak ben mecburiyet iindeyim. Askerim. Her eyi bir kenara brakarak Sarkam'a belki de Kafkaslara gitmeliyim. - Ne diyebilirim ki yiidim? Grevin byk. O srada bu konumay sessiz bir ekilde izleyen Zehra cesaret edip sze kart: - Bizimle gelsen. Faik avu bu hi beklemedii teklife ne diyeceini ard. Bir sre sustuktan sonra sadece ve sadece bir kelime edebildi. Bu kelimeyi yle glkle syleyebilmiti ki: - Gitmeliyim. Zehra'nn slak kahverengi gzlerini grnce, Faik avuun gnln akrdikenler bir kez daha izip kanatt. Faik avu: - Sa olun. Hayatm kurtardnz, dedi Kadir Aaya. - Ne demek yiidim. Alacak nefesin, arnlayacak yollarn varm. Bu sze Faik avu gld: - Alacam nefesi bilmem ama arnlayacam yollar gerekten ok uzun aam... Az sonra yanlarna gelen yry kolundaki erler Faik avua akn akn bakyorlard. Biraz sonra onun da aralarna karp takm komutanna tekmil verdiini ve bir eyler sylediini grdler. * Faik avu uzun ve yorucu yryten sonra Oltu'ya zar zor girdiklerinde ard. Asker burada kurduu adrlarda bekliyordu. Tmenlerin nc birlikleri ve baz svari taburlar yava yava Oltu'da toplanmaya alyordu. Tortum'dan hareket eden 32. Tmen, Faik avu ve mangasnn geldii yolu izleyecek; Tortum, slmky, Ardos, Kozohor, Kalebogaz zerinden Oltu'ya gelecekti. Ayrca 31. Tmen de Tortum'dan Narman zerine yryecek, oradan da Oltu'ya dnecekti. Sonra iki tmen Penek'e doru yola devam edecekti... Tmenlerin -drt gn ierisinde Oltu'ya gelecei tahmin ediliyordu. Ancak bir haber alnamyor, bazen gzcler bazen de keif kollarndan gelenler ne olup bittiini Oltu'da bekleyen erlere iletiyorlard. Faik avu beklemenin ne kadar zor olduunu Oltu'da anlamt. Devaml hareket halinde olan ve daima ileriye gidenler iin beklemek ok zor geliyordu. Hele kabuk balayan bir yarann avuun kalbinde tekrar kanamas da ona zor geliyordu. Bu beyaz yryte bir sevda gelmiti bana. Sevday Kadir Aann kz Zehra hatrlatmt. Yllardr aklna getirmemek iin abalad, hep kat kara sevda kendisini beyaz karlarn iinde bulmutu. inde kllenmi kzler o kvlcmla tam atee dnmek zere iken Faik avu buna cesaret edememiti. Haftalarca uzun ve beyaz yrye bin bir glkle devam eden yorgun avu gnln esir alacak sevdaya cesaret edememi, deta kamt. "Olmaz"

dedi. "Olmaz. Kurun yaras, dmann at sng yaras kapanr ama gnl yaras kapanmaz Faik avu. Sen kolay kolay unutamazsn. Acy da sevday da unutmazsn. Balkan Harbi'ni, Sultanahmet Camii'ni, hummay unutabildin mi? Hayr. Bunu da unutamazdn Faik avu. Ne ki iyi yaptn. O, bir gonca gl gibiydi. zerine i damlalar dm almam bir gl idi. Sen ise yapraklar sararmaya yz tutmu asrlk bir nar gibisin. Onda bahar sen de hazan hkm sryor. Onun iin nimet olan kar senin iin ise klfet deil miydi? Bir an iin gnlnde tomurcuklanp iek amaya duran mitlerin zemheride donabilirdi. iyi yaptn. Oradan kamakla, geri dnmekle iyi yaptn. Hele o kardelen "Bizimle gel derken..." Sen de iyi dedin. "Gitmeye mecburum..." Evet Faik avu sen gitmeye, eer mmknse, eer baarabilirsen Sarkam'a gitmeye mecbursun. Bir dnsene. Bu yolculua karken iin banda dahi aklnda hep kamak vard. Kaabildin mi? Kaamadn. Krizlere girdin. ktn. Kamak istedin. Geriye giden yollara dtn ama eninde sonunda hep yolculua devam ettin. Devam etmelisin Faik avu devam. Hem de sonuna dek. Son neresi diye soracak olursan, son senin iin Sarkam'tr. Sarkam... Sarkam..." Faik avu bunca yaadklarndan sonra bedenin deil ama gnlnn ok yorgun olduunu anlad. Bu yorgunluk Balkan Harbi'nden sonra yaad cephe yorgunluuna eti deta. ld, demilerdi kendisi iin. "ldm ya... O caminin kubbesi altnda kurtuluumun olmadn, leceimi sandm ama lmedim. Cephede arpmak daha kolay. Gnl ilerinde kalbinin sesini dinlemek ya da dinlememek daha zor olmal bence." Faik avu ne zaman kendini dinlemeye balasa, ne zaman kendinle konumaya kalksa, sz dnp dolap sevdaya geliyordu. Kadir Aann gonca gle benzeyen kz Zehra'ya geliyordu. ten, yalvaran bir sesle "Bizimle gel" deyii hi aklndan kmyordu. Ancak o yreinde yeni bir sevdann filizleriyle Erzurum'a gitmeyi kendine yaktramamt. ini ekerek "O bir gonca gl. Ben ise daima uurum kenarnda biten zehirli bir zakkum gibiyim... Ben cephe yollarnda taban eskitmiim. Sevdadan sevdaya, gnlden gnle deil ama cepheden cepheye komuum... Ne denli ge kalmm. Mmkn olmayan bir sevdann peinden komak iin artk ok ge..." Biraz sonra yanma Ziver geldi. Bir avu kuru zm uzatt. - Al avuum. Faik avu sanki derin bir uykudan uyanm gibi, Ziver'i ilk defa gryormu gibi uzun uzun bakt. Sonra azndan iki kelime zor kt: - A deilim. - Son zamanlarda hibir ey yemiyorsun. - Ackmyorum da ondan. - iyi ya, sen bilirsin. - Tmenler gelse bari. Burada skldk avuum. - Onlar da bizim gibi geleceklerdir Ziver. - Nasl yani? - Biz bir takmla yola ktk sonra bir mangaya dtk. On kiiden ancak alt kii gelebildik. Onlar da herhalde erlerini dke saa geliyorlardr. O yollardan, o dalardan buralara gelmek kolay deil. Hele kalabalk iken hi deil. Az kii az yemekle doyar. Ya, tmen tmen askerler neyle doyar? Onlara yiyecek mi yetiir? Az sayda asker kolay saklanr. Ya tmen saysnca askerler nasl saklanr? Kalabalk arttka, derdi de byk olur Ziver... - Hi fark etmedin? - Neyi. - Kaputumu. - ok kaln bir eye benziyor. - Evet. Bir erden para karlnda aldm. - yi mezsin artk. - Bak avuum bu kaputu sana vermek istiyorum. Aslnda senin iin aldm. - Olmaz yle ey! - avuum! - Dedim ya olmaz yle ey! - Peki ben lrsem, ehit olursam ya da da banda donarsam, bu kaputu sen giyeceksin tamam m? zerimden alacak ve giyeceksin. - Haydi Ziver git iine. Neler diyorsun?

- avuum... - Haydi kimin lp lmeyecei belli olmaz. - Diyelim ki ben ldm. Bana sz ver. Bu kaputu giyecek birok er var. Sz ver bana avuum. Haydi sz. - Peki sz. - Hah yle. - Sen delisin Ziver. - Elbette, yiidim nk. Bizim orada atn iyisine doru, yiidin iyisine de deli, derler. Bu sz zerine Faik avu tebessm etti. Sonra Ziver'e: - Bak, dedi gelenler var. - Bu gelen erler hangi tmene ait acaba? - Bilmem ama birazdan anlarz. Fakat bunlar asker olmaktan km baksana, ayaklarn bile zor sryorlar. Ziver, Oltu'ya girmekte olan askerlerin yanma gidip bir sre konutu. Sonra Faik avuun yanma dnd. - Bunlar bizim beklediimiz tmenlerin askerleri deilmi. Daha nce Oltu'yu Ruslardan alan 30. Tmenin askerleri imi. Bunun zerine Faik avu: - Nereden geliyorlarm peki, dedi. - Oltu'yu aldktan sonra Penek ynne Ruslar takibe balamlar. anak'ta bir sre Ruslarla arpmlar. imdi 30. Tmenin bir ksm dinlenmek zere Oltu'ya geliyormu. - Dikkat et, burada yama olabilir Ziver. - Yama m? - Evet baksana komutanlar burada bulunan erleri yama konusunda ok sk uyarmlar ama kalabalk arttka ve gelenler a olduka yama balayabilir. ou kaputsuz, a, lesiye yorgun erler, Oltu'ya girdiklerinde ilk sorduklar ey "Ekmek var m? orba var m?" oluyordu. ehre giren erler nce kumandanlarnn emirlerine uyuyor ancak asker kalabalklap da kendilerine yemek verilmesi gecikince, bu kez sinirleniyorlard. Daha sonralar bir sel gibi her engeli ykp geen asker Oltu'da yamaya balad. Artk erler iine yarayacak ne varsa alyor, bu arada kendilerine engel olmaya kalkan komutanlarn dinlemiyorlard. Bir kede olan biteni izlemekte olan Faik avu ve Ziver ise ne yapacaklarn armt. Onlar da bu yamaya katlp katlmayacaklarna karar veremiyorlard. Ziver, Faik avuun yzne bakt. O da: - Yanl yapyorlar Ziver, dedi. Biz, bu yanlta olmayacaz. Ancak byk bir frsat kayor. Gryorsun, Ruslar buraya ok byk iae depolan kurmular. Oltu'yu ok nemli bir ikmal merkezi haline getirmiler. Keke bu depolar yamalanmasayd da kontroll olarak geriden gelecek askere datlsayd. Burada tmene bir hafta kadar yetecek yiyecek vard.30 ok yazk. ok yazk. Byle olmamalyd... Erat deli gibi saa sola koturuyor, ilerine yarayacak ne buluyorsa alyorlard. Bu kargaada, subayn biri tabancas ile havaya ate etti. Bu ateten bir an duraksayan erlere sessizlikten faydalanarak bard: - Yamalamay brakn! Yoksa sizleri vururum! Ksa bir sessizlik oldu. Erler olduu yere aklp kalmlard. Subay ise fkeden soluk solua erlerine bakyordu. Bu arada erin biri ne kt: - Vur, dedi. Beni vur! Ben ki, aylardr am. imdi yiyecek bulmuum. Siz ise yama yapmayn, diyorsunuz. Komutanm beni vurun! Er, ceketinin dmelerini hrsla zd. Gsn at. Subay ise bu durumda ne yapacan armt. Herkesin gz nnde "Vururum" demiti imdi vurmazsa, askerin gznde yetkisi tartlr hle gelirdi. Ksa bir sre dnd. Ancak her geen saniye fkesi artyordu. - Sana emrediyorum ceketini ilikle. - liklemeyeceim. Ben am komutanm! Beni vurun! Vururum, demitiniz ya! Bu tahrik edici szlerden sonra subay bir sre daha kaytsz kald. Sonra aniden tabancasn ekip erin omzuna ate etti. isteseydi eri alnndan dahi vurabilirdi...

- Daln. Herkes adrna gitsin. Yiyecek depolarna yaklamayn. Ortalk tekrar sessizlie brnmt. Vurulan er "ah" bile dememi iki bklm olduu halde yerde kvranyordu. Neden sonra shhiyeler koup vurulan erin kollarna girdiler. Onu adrn birine tadlar. Subay fkeyle bard: - Evet baka denemek isteyen var m! Henz szn bitirmiti ki kyn az ilerisinden barmalar duydu: - Koun! - Geldik! - Yiyecekler bizi bekliyor! - Ruslarn braktklarn yamalayalm. - Paylaalm. - Ne varsa alalm! Subay bir kez daha armt. Hemen gelen erlerin nne geti: - Durun! - Ama neden! - Durun yoksa sizleri vururum! Ancak subay bu szleri sylerken, kyn dier tarafndan gelen erler yamaya balamlard bile. Bu erlerin yamasn gren a-drlardaki erler de darya km ve yamaya katlmlard. Artk askerin nn almak, durmak ok zordu. Ancak subay tabancasn bir kez daha havaya ateledi ama hi kimse bundan etkilenip yamay durdurmad. Olup biteni bir kede izleyen Faik avu ve Ziver birbirlerine baktlar. Ziver tam kalkp gidecekti ki Faik avu kolundan tuttu. - Hayr. Biz katlmayacaz. - Ama bu gidile yine a kalacaz. - Olsun. Biz ala altk, toklua deil. Biz plakla altk giyinmeye deil. Bu adil bir paylam deil. Dierlerini de dnmek gerekliydi. Keke bu iae depolar korunabilseydi. imdi ise bunca mal heder olup gidecek. - avuum Rus'un maln almak neden adil olmasn. Ganimet... - Ganimet elbette ama bu ktlkta bu malzeme eksikliinde bunlar ok nemli ihtiyacmz grebilirdi. Bo ver Ziver, biz seninle yine a ve plak kalalm. - Peki avuum. Ykk bir duvarn dibine melen Faik avu ve Ziver erlerin nee iinde, kendilerinden gemi hllerine bakyorlard. Erat aylardr sren alklarn bastrmak amacyla, bilinsizce her bulduu yiyecei alyor, ceketinin ve pantolonun ceplerine koyuyor, antasn azna kadar dolduruyordu. Bazen ayn mala iki erin saldrd da oluyor bu kez erler birbiriyle dvmeye balyordu. Giyecekler, yiyecekler ve mermi kutular havada uuuyor, kim alyorsa onun oluyordu... Bu manzaray zgn bir eklide seyreden Faik avu: - ldrdlar, dedi. Kendilerinden getiler. - Ne buluyorlarsa alyorlar. - Aslnda oktalar. Aylardr alk eken asker iae depolarn grnce kendini unuttu. Kendinden geti. Kolay deil... Yokluk da varlk da insan delirtir Ziver bunu unutma! Her eyin bir karar vardr. Bu karar at m dengeler alt st olur. - avuum bu yolculukta hibir ey kararnda deildi ki. Yrmenin, aln, donmann, yaralanmann bir karar yok ki. Bundan sonra da ne olaca belli deil. - Ney belli ki Ziver? - Sarkam'a gideceimiz. Faik avu glmsedi. - Acaba? Kye her yeni gelen bitkin nefer arkadalarnn sadan soldan bir eyler aldn grnce, hemen silahn hatta antasn brakp bir eyler kapabilmek iin kalabaln arasna karyordu. Bu kargaa srp giderken, Oltu'ya ilk giren erler Ruslardan iki top, iki makineli tfek 1000 kadar Rus askeri ele geirmiti. Rus askerleri yamann balanmasyla birlikte gvenlik emberine alnd. Erlerin Ruslara saldrmasndan korkuluyordu. Alman gvenlik tedbirlerinden dolay Rus esirlere yaklaan olmad.

ok gemeden 30. Tmenin erleri de Oltu'ya girmeye balad. Ancak bu tmenin baz alaylarnn erlerine ait anta ve kaputlar Kaleboaz Kynde braktrlmt. Bylece askerin arlklarndan kurtularak bir an nce Oltu'ya gitmeleri salanmak istenmiti. Ancak gelen erlerin meye ve havann gittike soumaya balamas zerine 30. Tmen komutan Yarbay Ali Osman Bey anta ve kaputlara iddetle ihtiya duyulduunu, derhal Kaleboaz'nda braklan anta ve kaputlarn Oltu'ya gnderilmesini istedi. Oltu artk tmenlerin toplanma yeri haline gelmiti. adrlarn says artyor, gelen asker bu adrlara yerletiriliyordu. Ancak askerin bazlar akta kalmt. Bunun zerine adrda ya da Oltu'nun evlerinde bir sredir dinlenmekte olan erler darya, sonradan gelen 30. Tmen erleri ieri alnyor, dinlenmeleri salanyordu... Bu arada baz yeni dzenlemeler ve tmen mevcutlarnn tespiti yaplmaya allyordu. Asker uzun yrylerden dolay yorgundu. Yry srasnda dkntler artmaya balam, baz erler hastalarmt. Hasta olan erlerin tespit edilip Oltu'da braklmas dnlyordu. Bu arada Faik avuun da yer ald takm verilen kayplardan dolay mangaya dnmt. Manga, 32. Tmene dhil edilmiti. Ayrca topu erleriyle takviye edilerek biraz daha kuvvetlendirilmesi kararlatrlmt. stelik bu kez mangaya tamas iin bir top, bir top arabas ve de arabay ekmek iin iki at zimmetlenerek verilmiti. Ziver bu son durumdan memnun deildi: - Hah ite bir bu eksikti. Gznz aydn iki atmz, bir de topumuz oldu. Onun bu szlerine Faik avu gld. - Bunlar bize verdiler. Daha sonra ben de size zimmetleyeceim. - Yapma avuum. - Ne yapaym ki, emir byle. - Yahu, biz yrrken kendimize bakamyoruz. Bir de atlara nasl bakacaz? Onlara nasl sahip kacaz? - Emir demiri keser. Szlanp durma. - avuum bu nasl askerlik byle? - Nasl? - Szlanma, ackma, me, uyuma, yorulma. Bizler insanz. Yoruluruz. Ackrz. Szlanrz. Uykumuz gelir. - Asker adam szlanmaz, ackmaz, mez, uyumaz, yorulmaz asker de buna derler. - O zaman bu tmendeki hi kimse asker deil. - Haydiiii szlanma dedim. - f avuum f... - dikkat et, asker f de demez. - f ulen f! * Oltu'ya gelen bir haber; Oltu Boaz'nda Rus birliklerinin olduunu, bu birliklerin derhal geri atlmasn istiyordu. Bir sredir dinlenen 31. Tmen hemen Oltu Boazna doru yola kt. 32. Tmen Komutan Albay Abdlkerim Bey arada srada 31. Tmenden haber soruyordu. Ama iki tmen arasnda hibir haberleme imkn olmad gibi, koordineli bir ilerleme sz konusu deildi. ki tmen komutan da olabildiince ileri gitmek niyetindeydi. Bu yzden Albay Abdlkerim tmenini Oltu Boaz'n tutmak zere grevlendirdi. 31. Tmenin nc birlikleri hzla ilerleyip ileride Ruslar hakknda bilgi sahibi olmak istiyorlard. 31. Tmen Komutan Albay Hasan Vasfi sk sk ordu komutanlndan 32. Tmenin nerede olduunu soruyordu ama bir haber alamyordu. Bunun zerine Tmen komutan tm dikkatini toplad Oltu Bogaz'na askerini hzla ynlendirmek istiyordu. Burada bulunan Rus kuvvetlerinden 32. Tmenin haberi yoksa zor durumda kalabileceini dnyordu. Faik avu sorumlu olduklar top arabasnn ardndan erleriyle giderken, aralarna yeni katlan topu erleri nde ilerlemeye alyorlard. Manga aylardr en nde yrmt. imdi ise tmenin arasnda yol alyorlar, etraflarndaki ok saydaki eri yadrgamadan edemiyorlard. Ancak bu kalabalk onlarda gizli bir gven duygusu da oluturmuyor deildi. Ancak Ziver'in aklnda

daha nce Faik avuun syledii "Kalabalk askerin gizlenmesi zordur. aesi de zordur" szleri nlayp duruyordu. Top arabasn ekmekte olan atlar zorlanyor, buz tutan yerlerde kayyor, top arabas saa sola savruluyordu. Kara ya da amura saplanan tekerlekleri kurtarmak iin mangann tm erleri arabay itmeye alyordu. Bu ekildeki uralar onlara zaman kaybettiriyordu. Artk tmenin en arkasnda yrmeye alyor, dier topularla birlikte askerin inedikleri karl kesimden gitmeye dikkat ediyorlard. Blk komutan ise durmadan topularn tmenin nne gitmeleri iin emir veriyordu. Bu bilinmeze giden yryte aniden baskna uramaktan korkan komutanlar topularn nde bulunmasn istiyor ancak topularn tmenin nne gemesi, verilen molalardan faydalanarak gerekletiriliyordu. Bu yzden de topu birlikleri ne gemek iin ura verirken, kendileri hi dinlenemiyorlard. Alnndan terler damlayan Ziver, Faik avua yaklap: - avuum nc birlik olmak daha iyiydi. Ne karan vard ne de gren, dedi. - Haklsn Ziver. Bu arada subayn biri: - Haydi, eneyi brakn da, daha hzl yryn, dedi. Ziver: - Baksana avuum, dinlendirmedikleri gibi bizi konuturmuyorlar da, diye hayfland. -Sus! - Hl konuuyorsunuz. enenizi kapatp admlarnz skla-trn. Top arabasn itin! Dikkat edin araba saa savruluyor! Haydi sallanmayn! Faik avu ile Ziver bata olmak zere dier erler saa savrulan arabay sola ekmek iin ura vermeye baladlar. O srada tmenin yry kolu uzam, neredeyse Oltu yaknlarndaki boaz yaklamt. Keif kollarndan hararetle haber bekleyen komutanlar etraf ok dikkatli bir ekilde inceliyor, bir baskna uramamak iin ellerinden geleni yapyorlard. Asker yorgun bir ekilde ilerlemeye alrken, keif kolundaki baz erlerin tella geriye doru at srdkleri, bazlarnn da kouturduklar grld. Byk bir Rus art birliinin hzla geriye ekilmeye altklarn, geri ekilirken oyalama yapmak iin Oltu Boaz'n tuttuklarn, araziye iyi bir ekilde yayldnda Ruslar yenmelerinin mmkn olabileceini sylediler. Bu haber zerine 31. Tmen Komutan Albay Hasan Vasfi, Oltu Boazna doru askeri geni bir alana yayarak hzla taarruza geilmesini emretti. lk nce topular Oltu Boaz'ndaki srtlar topa tuttular. Faik avu ve mangas topun her ateleniinde kulaklarn tkyor, sonra bulunduklar yeri kesif bir barut kokusu saryordu. Ancak erler bundan ikyeti deillerdi. Hi olmazsa, bu souk havada scak mermi kovanlarn toplarken, bir nebze de olsa snabiliyorlard. Topu erleri verilen koordinatlara gre hemen dzenei kurup ve at asn hesaplayp ate ediyorlard. Byle bir atei ve bu kadar byk bir saldry beklemeyen Ruslar, Trklerin ok sayda askerle buraya kadar gelmelerine aryor, her zaman ki gibi oyalama taktii yaparak, ekilmekte olan birliklere zaman kazandrmak istiyorlard. Topu atei ile iyice hrpalanan Ruslar henz kendilerini toparlamaya frsat bulamadan 31. Tmen erleri gnlerdir, aylardr alklarn, dklerini ve arkadalarnn donduu, dknt verdii o zorlu gnleri unutarak sanki hep tokmu, hi yorulmam, gibi, stlerinde scak ve kaln giyecekler varm gibi Ruslarn zerine doru atlmlard. Beyaz karlar zerinde hayatta kalabilmek iin ldrmenin meru olduu bir kavga oluyor, karlar sk sk insan kanma bulanyordu. Sabah erkenden balayan atma leye doru yavalyordu. Faik avu ve mangas, top atlar esnasnda kendileri siper alp ate ediyor, bir yandan da topu eken atlarn rkp kamamas iin tetikte bekliyordu. Arada srada Faik avu Ziver'e baryor: - Atlar! Ziver aman kamasnlar. Onlar daha size zimmetlemedim. Bizden hesap sorarlar. - Tamam avuum, sen kendini kolla! Faik avu henz szn bitirmiti ki, top ateinden rkerek bir aacn dalna bal ipini koparan at askerin iine doru komaya balamt. Bunu gren Faik avu olanca gcyle bard: - Ziver, at!

Ziver kendinden beklenmeyen bir eviklikle atn peine dt. At kovalamaya balad. Yerde siper alp tepelere doru ate etmekte olan erler atn zerlerine gelmesinden dolay tell idiler. Kasnlar m, ate mi etsinler armlard. Ziver ise "Kan!" diye baryor, hzla atn peinden kouyordu. Baz erler ise atn ayaklar altnda ineniyor, bu durumdan iyice rken at bir saa bir sola doru kayordu. Ziver ise at yakalamaya alyor, bazen kayyor, bazen yere dyor, bazen de kalkp yine atn peinden kouyordu. Bir ara yorulan at yavalaynca, Ziver yerde srklenen ipin zerine atlad. pi skca yakalad. Onun bu atlayndan iyice korkan at tekrar drtnala komaya balad. At kotuka Ziver de yerlerde srkleniyor, baryor, feryat ediyor ama yine de ipin ucunu brakmyordu. Sonunda yorulan at durdu. Ziver de srklendii yerden ayaa kalkarak ata doru yaklat. - Yava olum. Tamam, her ey geti. Sakin ol, sen kurunlara hedef olmaktan biz de ceza almaktan kurtulalm. Ne dersin ha? Bak bu ikimizin de iine gelen iyi bir anlama. Atn boynunu ve yelesini okamaya ve onu sakinletirmeye devam etti. Sonra cebinden kard bir avu arpay ata verdi. - Al bakalm, bu da dln. Bir daha sakn denemeye kalkma olur mu? imdi geri dnelim. Haydi bakalm. Haklsn, ben de sava sevmiyorum ama bu Rus'un da hakkndan gelmemiz lzm. Ziver, geriye dndnde can havliyle kendini karlarn iine att. Sama soluna mermiler dyor, kaim kar tabas nedeniyle bouk bouk sesler kyordu. Oltu Bogaz'n tutmaya alan Ruslar youn bir ate ile Trkleri olduu yerde oyalamak daha sonra ilk durak ve savunma noktasna dek ekilme istiyorlard. Bu nedenle ellerinden gelen oyalamay yapmaya alyorlard. Top mermileri kar srtlarda ve tepelerde patlyor, kayadan duvarlar tuz buz ediyor, saa sola ta paralar dyordu. Ruslar geri ekilmek isterken atei de hafiflettiler. te bu Trklerin bekledii en nemli frsatt. Srtlara iyice yaklaan nc birlikleri ve keif kollar Ruslar yandan ate altna almak iin var gleriyle ilerlemeye alyorlard. Bu arada topular da; Ruslarn atei hafifletmesinden dolay biraz daha sokulabilmek iin top arabalarn tella ileri almaya urayorlard. Bunun iin kii veya daha fazla asker bir araya gelip toplar itmeye alyordu. Tmenin bir ksm ise tepelere trmanmt bile. Birazdan iki tarafn askerleri birbirlerine girdiler. Ancak Ruslar yakn dvten kamak ister gibi devaml geri ekilmeye urayorlard. Trkler ise onlarn bu amacn renmi, mmkn olduu kadar kanatlardan ilerleyip arkalarn evirmeye alyordu. Ruslar bir sre daha atmaya devam ettiler. Ancak arkadan sarlacaklarn anlaynca hzla geri kamaya baladlar. Kaamayanlar da teslim oldu. O gn 32. Tmen, 200 kadar esir ve 5 adet makineli tfek ele geirdi. Ancak 32. Tmen Komutan Albay Abdlkerim arprken dahi 31. Tmenin nerede olduuna dair akl yrtyordu. Ne yaptysa da bu tmenden haber alamamt. Oltu ynnde ilerledii ynnde tahminler yaplyordu. Albay Abdlkerim esir Rus askerlerini saylmasna nezaret ederken hl 31. Tmenin nerede ve ne ynde ilerlediini merak ediyordu. 31. Tmen ise hzla Oltu'ya doru ilerlemek istiyordu. Bu nedenle Tmen komutan Albay Hasan Vasfi nc birliklerini ve keif kollarn hzla Oltu'nun giriindeki boaza ynlendirmiti. Bu boaz kendileri iin nemliydi. Burasn Ruslar tutarsa ileri zor olabilirdi. Hzl hareket etmeli ve boazn emniyetini salamalyd. Tmenini fazla yaymadan boaza yakn bir yerde hcuma geirmeyi dnrken, nclerinden Rus art birliklerinin hzla geri ekilmekte olduklar haberini ald. "ansa bak" dedi. "Biz onlar boazda beklerken, Ruslar iimizi kolaylatrp bize doru geliyorlar." Hemen emir verip tmenin zellikle nclerinin araziye ok iyi bir ekilde saklanmasn ve yakn mesafelerden ate almasn istedi. aran Rus askerlerinin zerine tmeniyle bir ahin gibi saldrp etkisiz hle getirecekti... Ruslarn kendilerine kar koyacak hlleri kalmamt. Bu yzden alan ilk atele birlikte ne olduklarm anlayamadlar. areyi 31. Tmen askerlerine teslim olmakta buldular. Rus askerleri iki kelimeyi abuk renmi devaml - Osman teslim! Osman teslim, diyorlard. Ruslarn devaml bir ekilde kar koymalarna alkn Trk askerleri onlarn kolayca teslim olmalarna

aryorlard. 31. Tmenin askerlerine teslim olan Rus askerlerinin says 1150'yi bulmutu. zellikle ele geirilen cephane ve silah 31. Tmen iin bulunmaz bir nimetti. Tmen Komutan Albay Hasan Vasfi bu baardan dolay ok memnundu. i kpr kpr olmutu. Byle giderse, en ksa srede Sarkam'a kadar kolayca gidebileceklerini dnmeye balamt. Ruslarn eninde sonunda zleceine dair olan inanc kuvvetlendi, iini anlatlmaz bir heyecan ve huzur kaplad. Zafere olan inanc katmerlemiti. Zaferin verdii rahatlkla tmenin yaylp daha da ilerlemesini istedi. Erat karlar iinde Rus askerlerini kollayarak adi admlarla ilerlemeye alyor, ele geirilen Rus askerlerin kaln ve scak giysilerine imrenerek bakyorlard. Baz askerler Ruslarn kaputlarn, kar balklarn, eldivenlerini almaya kalktklarnda, Tmen Komutan Hasan Vasfi'nin kesin emri ile karlatlar: - Hibir eylerini almayacaksnz. Kllarna bile dokunulmayacak ona gre! Bu emir baz askerlerin houna gitmese de emre uymaktan baka bir areleri yoktu. Ruslar ise kendilerini teslim alan erlere hayretler ierisinde bakyorlard. Gzlerinde byk bir aknlk seziliyordu. Pek ounun zerinde uzun ve kaln kaputlar yoktu, kar balklar bir yana, ayaklarnda doru drst izme, potin de yoktu. arkl erlerin titreyen hllerini grdke aknlklar daha da artyordu. Trk askerinin byle yokluklar iinde savatklarn bilselerdi, belki teslim olmazlar, kar koymaya devam edebilirlerdi. Ruslarda koyu bir pimanlk da seziliyordu... 32. Tmen de yryne yaylarak devam ediyordu. Oltu Boaz srtlarna doru yaylan erler artk yorgunluklardan bitkin bir hle gelmiti. arpmadan dolay heyecandan ve yryten dolay yorulmulard. Ziver ve Faik avu topu eken atn ardndan deta ayaklarn sryerek yryorlard. Bir sre atma kmayacan ve dinlenebileceklerini dnnce rahatlyorlard. Tmen yaylmaya devam ederken, nclerin ileride baz karaltlar grdkleri haberi geldi. Geveyen sinirler tekrar gerildi. Ziver, Faik avua: - Hi olmazsa iki gn savamasaydk, dedi. Onun bu szne Faik avu gld: - Olur. Ruslara sylerim. Rica ediyoruz birka gn savamayalm, derim. - avuum dinlenmemiz gerek. - Sen dua et de aada deiliz. Rus'un tepelerindeyiz. Oray topa tuttuk mu, erata fazla i dmeyebilir... Birden komutanlarn hepsi sanki anlam gibi: - Siper aln! Kendinizi gizleyin, diye haykrdlar. Bunun zerine erler kendilerini karn iine veya bir kayann arkasna attlar. Topular ise sinerek atlar kamlyor, toplar hazrlamak iin byk bir gayret gsteriyorlard. Blk komutan: - Faik avu topu u tepeye karn, dedi. Topun hemen arkasnda olan erler bu emir zerine yava yava yerinden doruldu. Ziver atn yularn yakalayp at ekmeye, Faik avu ve dierleri ise topu arkadan itmeye baladlar. Yokuu trmandka, seyyar topun arl artyor, at dizlerine dek kadar batyor, saa sola debeleniyordu. Tepeye vardklarnda boaz iinde yryen askerleri grdler. - Bunlar Ruslar! - Aman ne gzel! - Bundan iyi frsat olmaz. unlar bir topa tutsak ksa srede datrz. 32. Tmen komutan Albay Abdlkerim Bey aada bir takm karaltlar grnce ilk nce tereddt etti. Ama sonra bir muhakeme yapt. Buralarda ilerlemi bir Trk birlii yoktu. En nde kendi tmenin olduunu dnyordu. Ruslarn geri ekildiklerini dnnce, bunlarn Ruslar olabileceine kanaat getirdi. Hemen topulara dnd: - Ate alarn ayarlayn. Ate emrini bekleyin. Albay Abdlkerim Bey bir sre daha aadaki karaltlar izlemeyi dnyordu. Ama aniden kan rzgr ortal bir sis perdesine brmeye balaynca, ge kalmamak iin kesin emir verdi: - Ate!

Faik avu ve Ziver dier erlerin yukarya kardklar top atelendi. Bouk bir ses kararak top mermileri infilk ediyordu. Boazdaki patlamalar nedeniyle aas bir kargaaya dnyordu. 31. Tmen erleri neye uradklarn armlard. stelik esir aldklar Ruslar bu ateten dolay saa sola kayorlard. Trkler de hem top ateinden kendilerini korumaya alyor hem de kaan Ruslara ate ediyorlard. deta kurt ulumalarn andrr bir ekilde rzgrn sesi tepelerden uzaklara doru yaylyordu. Bu sese bazen Trke szler ile ac feryatlar karyordu. Ancak yukarda bu sesleri belli belirsiz duymakta olan 32. Tmenin topular "frsat bu frsattr" deyip ellerindeki cephaneyi hzla tketmek iin gayret ediyorlard. Aada ise aresizlik iinde barp duran onlar oluyordu. - Yandm. - Ah anam! - Baskna uradk! - Daln! - Kayalarn arkasna saklann! - Yukarya ate edin! 31. Tmenin 92. Piyade Alay 2. Tabur Komutan Astemen Rasim ise bu amansz baskn karsnda mmkn olduunca taburunu geri ekmeyi, srtlar tutan Ruslan arkadan rahatsz etmeyi dnyordu. Bu yzden hzla tepeye yaylmaya devam ederken, kulana baz Trke sesler gelmeye balad. ard... Ruslar beklerken kendilerine ate edenler yoksa Trk myd? "Olamaz!" diye dnd... "Olamaz!" * Hzla ileri atld. Bir yerde siper alp ate eden topu birliklerine tipiden de yararlanarak yaklat. Topulara ise birbirlerini evke getirici bir ekilde: - Ate! - u Moskofu perian edelim. - Edelim! - Aman vermeyelim, szlerini duyunca daha da ard. Hemen klcn syrp topulara doru komaya balad: - Atei kesin! Atei durdurun, diye baryordu. Arkalarndan birinin kendilerine bardn duyan topular neye uradklarn arm, tipinin iinden gelen glgeye dikkat kesilmilerdi. Bu bir tuzak, bu bir aldatmaca da olabilirdi. Ne yapacaklarna karar veremeyince, topun yanndaki erler ate etmek zere yaklamakta olan glgeye nian aldlar. m, derileri deta beyazlayp soyulacak hle gelmi parmaklar her an tetie dokunmak iin hazr bekliyorlard. Astemen Rasim ise kendinden gemi bir hlde barp duruyordu: - Ate etmeyin. Aadakiler de Trk! Tfeklerini, gittike yaklamakta olan karaltya dorultan erler ise hl tereddt ediyordu. Ya bu gelen yalan sylyorsa, ya bu gelen Rus subay ise, iyi Trke konuuyorsa, ya bu bir tuzak ise? Ya, diye balayan sorularn ard arkas kesilmiyordu. Ama subay da srarla barp duruyordu: - Ate etmeyin. Durun! Ben Astemen Rasim. 2. Tabur Komutan! - Nereden bilelim? - Sersemler! Rus subay olsam koarak namlularnza yaklar mym? Ben kym nlemeye alyorum, siz ise beni oyalyorsunuz. Bakn hepinizi vururum. Astemen Rasim tabancasn ekti, askerlere dorulttu: - ndirin silahlarnz. Atei de kesin... Ziver ve Faik avu silahlarn indirdiler. Ancak ilerinde hl tereddt vard. Ya her ey bir aldatmacaysa, diye dnyorlard. Astemen Rasim bir toptan dierine kouyor, top bandaki erleri yere ykyor, omzundan sarsyor hatta tabancasnn kabzasy-la vurmaya kalkyordu. - Durun ate etmeyin! Aadakiler Trk! Rus deil! - Atei kesin! Astemen Rasim'in stn gayretiyle ate kesilmiti. Ancak i iten gemi, 31. Tmen 32. Tmen tarafndan topa tutulmutu. Bu yanlg tam 44 yaral ve birok ehide mal olmutu.31 Herkes aknd. Herkes zgn ve yorgundu. Yavalamaya balayan tipi Trk ve esir Rus askerlerinin yzne ac gerekleri vurmak istercesine esiyordu. Bir kam gibi, bir tokat gibi erlerin yzne den kar

taneleri ac bir pimanlk iinde kvranan erleri kendilerine getirmek istercesine umarsz bir ekilde yayordu. Ara sra tepelerde esen rzgr kaldrd karlar aadaki erlerin zerine tayordu... 31. ve 32. Tmenlerin arpt Oltu Boaz tepelerinde, top mermilerinin dp ukur at yerlerden dumanlar ar ar ykseliyor, barut kokusu her tarafa dalyordu. Trk erleri birbirine kurun skmann pimanl ile birbiriyle kucaklayor, yarallar en yakn sarg yerine tamak iin stn bir gayret gsteriyorlard. Kar, hkm sren sessizlii bozmak istercesine yayor, zgn erler hibir ey konumuyor, gzlerdeki hzn ve pimanlk kolayca okunuyordu. Rus esirler ise, nasl olup da iki tmen arasnda irtibatn kesildiini neden haberleemediklerini anlamaya alyorlard. Hlbuki iki tmen arasnda brakn telefon balantsn hibir haberleme yaplamamt. ki tmen de birbirinden habersiz olanca hzyla ilerlemek ve Ruslarn zerine atlmak iin yrmt ama sonunda birbirlerini vurmulard ite... * Faik avu ve mangas, kardei kardee vurduran bu arpmada can verenleri bir top ukuruna tarken, ilerinde derin bir yarann aldn hissediyorlard. lenlere mezar kazacak zaman olmad gibi sert ve donmu topra kazmak iin ne krek ne de kazma vard. Birbirlerini ldrmek iin kullandklar toplarn at ukurlardan yararlanyorlard. Ceset ile dolan ukurlar daha sonra talarla sk bir ekilde rtlyordu... Bir beyaz pimanlk, yaan kar ve esen tipi ile tepelere dalyor, bu pimanlk duygusu uzayp telere ve daha telere uzayp gidiyordu... Pimanlk hzne, hzn kara, kar ise buza dnyordu... Faik avu ve mangas, Oltu tepelerine karmaya altklar seyyar topu imdi de indirmek iin insanst bir gayret sarf ediyorlard. Dar, iki askerin zar zor yryebilecei yollardan top arabasn indirmek ok zor oluyordu. Yaan kar nedeniyle rtlen kaybolan yolda ilerlemek meakkatliydi. Bu yzden bazen bir taa denk gelen, bir ukura den topun tekerleini kurtarmak iin saatlerce urayorlard. Topa koulmu at durmadan kiniyor, zaman getike yoruluyordu. Bu durumlarda manga erleri top arabasn itmeye ve ata yardmc olmaya alyordu. Kenardaki kayalara arpan tekerlein krlmas yetmezmi gibi az sonra derin karlarla rtlm ukura dvermiti. Faik avu ve mangas bu krlan tekerlei ukurdan karmak iin saatlerce uramlard. Ancak ne yapsalar da sa dingili yere deen topu kurtarmak pek mmkn olmamt. Buna fkelenen Ziver eline kamy alp ata vurdu: - Deh! Haydi yavrum! At yedii kamyla ileri atld ama ilerleyemedi. Bu kez manga askerleri topu itmeye baladlar. Ancak at yine kprdayamyor sadece ac ac kiniyor, gzleri gittike irileiyordu. Ziver bu kez daha da fkelendi ve ata art arda kamyla vurmaya balad. Ne yapsa ne etse de at yerinde kprdamyordu. Hayvan yle yorgun dmt ki, kprdayacak hli kalmamt. Faik avu, atn dvldn grnce kzd. Bir sre hibir ey demeden bakan avu dayanamad, sonunda Ziver'e bard: - Yeter! Hayvana vurup durmasana! Takati bitti ite. Grmyor musun? - Ama toplar... - Bir yolunu bulacaz elbette. Gel uraya, sen de dinlen. Ziver, Faik avuun yanna geldiinde yle fkeliydi ki, hl karlar iinde kalan ata syleniyordu: - Ne inat hayvan. Yerinden bile kprdamad. fkesi yatan Ziver karlar iinde ylesine duran ata acyarak bakt. - u hayvanlara ve bize de yazk avuum, insanolu dillenir, dertleir, konuur ama bu hayvanlarn dili yok. ektikleri ile hayvana bile yakmayacak cinsten avuum. Bakma ite, insan fkesine kaplnca, ne yaptn bilmiyor. Kzgnlkla ok vurdum hayvana... - Vurdun ya. Rus'a vurur gibi vuruyordun. - Sorma avuum. Ben onun gnln almasn bilirim imdi. Ziver, bin bir pimanlk duyarak atn yanna gitti. Ziver'in geldiini gren at yine kamlanacan sanarak kamak istedi. Can havliyle ileri atld ama top arabasn yerinden bile kprdatamad. aresiz bir ekilde beklemeye balad. Gzleri bymt. Ac ac kinedi. Onun kinemesi zerine Ziver:

- Korkma yavrum sana vurmayacam. fkeyle oldu ite, dedi. Atn burnunu okad. Sonra yelelerini sevdi. Boynunu svazlad. - Al bakalm sana bir avu arpa. Aslnda bu arpalar senin hak-knd. Ben yem torbandan aldm ama sana ettiklerimden sonra bu arpalar benim boazmdan gemez. Ziver bir avu arpay ata yedirmeye balad. At ise bu arpalan diliyle alp inemeye balad... Ziver, ata anlayacakm gibi: - Sava kt bir ey dostum. ok kt. Hele kt havada sava olursa daha da kt, dedi. Faik avu arkasndan seslendi: - Ziver bu atn demirba numarasna iyi bak. - Ne olacak ki? - Onu sana emanet ediyorum. - avuum yapma. - Ne yapaym Ziver? Atn numarasn oku bana. - Krk iki. - Tamam. Krk iki nolu atn bana geleceklerden sen sorumlusun ona gre, diye sordu. - Tvbe tvbe... Faik avu: - At biraz dinlensin. Atn yemi, saman var m, diye sordu. - Yok avuum. - yleyse bu at buradan kprdatamayz. Bu sz zerine Ziver atld: - Vallahi kprdatamayz avuum. Deil yem, taze yonca versek bile bu imknsz. - i baa dt o zaman. - Ne yapacaz avuum? - Atn yerine biz koulup topu ukurdan karacaz. Daha sonra tekerlein yerine bir dal parasn kzak gibi dingile sktrp srkleyeceiz. - Bu bizi ldrr, bitirir avuum. - Ne yapalm ki, bu topu brakacak halimiz yok ya. - Ya at? - Onu, topu kurtardktan sonra dnrz. Topu atn koumlarndan sktler. Erler topu zar zor iterek yoku yukar karmaya baladlar. Ar bir ykten kurtulan at ise dizlere kadar karlar iinde birden hamle yapp ileri doru atld. Onun bu hlini gren erler birbirlerine seslendiler: - Bak at nasl canland? - Kmldad. - Bouna dvdk hayvan. - Keke daha nce topu skseydik. - ister misin, bu hayvanda alkanlk yapsn. - Ya her seferinde gene kmldamaz da topun sklp bizim tarafmzdan tanmasn beklerse? - Olur mu olur. Erler hem sohbet ediyor hem de glyorlar hem de kan ter iinde da topunu yukar doru karmaya alyorlard. Akam karanl sessiz, sakin bir ekilde Oltu Boazna ve tepelere kerken 32. ve 31. Tmen erlerinden ou Oltu'ya dnm, konaklamak iin evlere dalmt. Evlere smayan eratn bazlar da kurulan adrlar iine snmaya almlard. Ancak 32. Tmenin nc birlikleri, keif birlikleri, svariler ve topu birliklerinin gece biraz daha ilerleyince dinlenmeleri istenmiti. Bu emri Faik avu ve Ziver duyduklarnda deta hayal krklna uradlar. Onlar bir nebze olsun dinlenmeyi umarken, ken akamla birlikte yryecek daha sonra da uygun bir yerde dinleneceklerdi... Bu uygun yer kayalarn aras, rzgrn esmedii vadi ileri, aalk alanlard. Akta, tepelik ve aasz yerlerde durmamaya alacaklard. stihkm erleri ise tmenin gidecei gzergh zerinde yol ama almalar yapacakt. Toplarn geecei yollar geniletilecek, geit vermeyen kayalklar krlacak, toplar ne yaplp ne edilip ileriye alnacakt. Ancak her ey istendii gibi olmuyordu ite. Donan topra kazmak ok zor oluyordu. Byk kaya

ktlelerini bir top geecek kadar krmak saatlerini alyordu. nlerinde yrnmesi gereken onlarca kilometre yol vard. Faik avu, mangas ile birlikte olabildiince ilerlemek istiyorlard ama bir sre souk ve ayaz kmeye baladnda artk gayretlerinin ve glerinin sonuna geldiini anladlar. Sabahn olmasn beklemeye baladlar. Ziver ara sra kendisine zimmetlenen ata bakyor, koumlarnn zldnde onun nasl canl bir at olduunu grdke hayret ediyordu. Yoksa arkadalar hakl m kyordu? At top arabasn ekmemek iin byle bir yol bulmu ve bunu her seferinde denemeye mi karar vermiti yoksa? Ata kt kt bakan Ziver: - Kurnazlk yapma. Yoksa karmam bak, dedi. At onun ne dediini anlam gibi manal manal Ziver'e bakp kinedi. Bunun zerine Ziver: - Benimle alay etmiyorsundur umarm, dedi. At tekrar kinedi... Erleri srt antalarnda kalan son yiyeceklerini de yemeye baladlar. Bu yiyecekler el kadar kurutulmu yufka ve peksimetten ibaretti. Devaml ackyor, aksine hi susamyorlard. Ama iliklerine dek yorlard. Gece bastrdnda baz tepelerin zerinde yaylan atelerin klar parldamaya balamt. Faik avu: - Bakn ate yakmlar. - Biz de yakalm avuum. - Yakalm ya. Sonra Ruslar da gelsin yerimizi kolayca bulsun ve bizi yaksnlar. - Ama onlar yakyor. - Onlar geride. Onlar bize gvenip ate yakyorlar. Onlar da ileride topular svariler ve keif birlikleri var, gvendeyiz, diyorlardr. - Yani biz ate yakmayacak myz? - Hayr. Verilen emir byle. Skn diinizi be alt saat sonra gn doacak, yine yollara deceiz. Bu szler manga erlerinin tm mitlerini krd. Koca gece, eksi on bee varan soukta nasl geecekti? Faik avu bu uzun sren sessizlii bozmak istedi: - u am aacnn altna toplanalm. Birbirimize sokulalm. At da yanmza getirelim. Onun scaklndan faydalanalm. O da bizden faydalanr. Bu sz zerine Ziver ileri atld: - avuum brak u kurnaz zaten top arabasn da bize tayor. Bir de onu stacak myz? Bu sze Faik avu gld. Gkte arsz bir mehtap vard. Birbirine sokulan erlerin dileri birbirine vurmaya balamt. Bazen ayaa kalkp zplyor, bazen de melmek zorunda kalyorlard. ok uzaklardan tek tk tfek sesleri geliyor, bu seslere a kurtlarn ac ac ulumalar karyordu. Bu ulumalar duyduka, titremekte olan erler rperiyordu. Aslnda grnmez sinsi bir canavar olan souk vcutlarn devaml srp duruyordu. Ayaklarndaki arklar hareketsiz durduu iin sertlemi, deta buza yapmt. Ziver: - avuum geride birka topu daha olacak, dedi. - Evet. - Onlarn atlar da vardr. - Evet vardr. - Aklma bir ey geliyor ama glmeyeceksiniz deil mi? - Syle bakalm glmemeye alacaz. - avuum atlarn balarna geirilen yem torbalarn alalm ve srayla kendi bamza geirelim.32 - Niye, yem yemek iin torbay bamza geirmeye gerek yok ki. -Yem iin deil avuum. Isnmak iin. - Yahu Ziver byle eyler nereden aklna gelir bilmem ki. Benim bam bile dondu. Dnmeyi brak, konumak bile bana zor geliyor. - avuum daha nce ben bu metodu erlerden duydum. "Atlarn torbalarn bamza geirmeseydik donacaktk" demilerdi... -Allah Allah... - He avuum, ne dersin? Denemekte fayda var... - Tamam. Faik avuun "tamam" demesiyle Ziver hemen atn yanna gitti. Yem torbasn alrken:

- Merak etme sabahleyin torban gene bana asacam, dedi. imdi kendi bamz sokmamz lzm. Senden topu ektiimiz iin biraz fedakrlk yapman istiyoruz da... Manga erlerinden de birka dier atlarn torbalarn alp geri dndler. Faik avu torbalar grnce: - indeki arpalar bir araya toplayn, diye emir verdi. - avuum atlar tek tene arpa brakmamlar ki. - yi iyi... Erat srayla balarna yem torbalarn geirmeye balad. Hem bu garip ve gln metodu yadrgyor ama aresizlik iinde kvrandklarndan fayda umuyorlard. Kaln kl torbalar gerekten de ie yaramaya balamt. Her verilen nefes nedeniyle torbann ii snyor, burunlar, kulaklar daha az yordu ama ayaklar yine szlyordu. Hele ka gndr potin ve ark karmam olanlarn ayaklar yara iinde kalmt. Bu yaralar souk nedeniyle acyor, dayanlmaz oluyordu. arpma esnasnda ayaklarndaki yaralar unutan erat gecenin sessizliinde, uzun sre hareketsiz kalnca, ayaklarnn szladnn farkna varyordu. Zira aclar ve kederler gece byrd. Gecenin en koyu annda aclar daha da koyulard. Hzn hep bu saatlerde mayalanrd. Bir bilinmez seferde sadece Sarkam'a gideceklerini bilen asker, bazen bu ileli yolculua takat getiremeyeceini, bu karlar iinde lp gideceini dnr, ylgnl daha da artard. Hele uzun bir yry srasnda en yakn arkadalarnn donduklarn grmek, katklarn, akllarn yitirdiklerini, intihar ettiklerini grmek onlar da onulmaz ve tarifsiz aclara neden olurdu. ite byle dinlenme anlarnda yaadklar ac dolu sahneler bir mh gibi beyinlerinin bir kesinde durur ve o sahneler gzlerinin nnden gitmezdi. Bu, onlar daha da yorar, aclarn katmerleti-rir, hzn de iyice mayalard. Bazen gurbette braktklar akllarna gelirdi. Bazen deil, her adm atta, her karlara ayak gmlnde, her nefeste ve her kalp atlarnda, geride braktklar hatrlanr ve o ksa ama mesut gnler hayal edilirdi. Baz erler kendi ilerine gmldklerinde, yaamlarn ikiye ayrmlard. Seferden nce ve seferden sonra... Bazlar ise buna kardan nce ve kardan sonra, bazlar ise Sarkam'tan nce ve sonra diye bu ayrt yapar olmulard. Aslnda bu seferin getirdii her trl zorluu kabulleniyorlard ama al bir trl kabullenemiyorlard. Hep ileriye deniyor, hep ileride ele geirilecek yiyecekler hedef olarak gsteriliyordu. te bu askerde garip duygulara yol ayor, kendi aralarnda "kendi ekmeimizi yiyemiyoruz Rus'un yiyeceklerine mi kaldk?" diye konuuyorlard. Rus'un ekmeine mecbur kalmak onlarda bir tr isyan duygusu oluturuyordu ama onlar asla ve asla isyan dnmyorlard, isyan etmek sessiz bir biimde gnllerde yaplyordu. Ayaklar ise isyansz yollara dyordu her sabah ve her an... Balarna yem torbas geirmi erler dierlerinin glmseyen baklarn grmeden olduklar yerde duruyorlard. Ayn avk karlara ve aalara vuruyordu. Beyaz bir yolculua km, beyaz hzn tayan bu erlere mehtap alay edercesine yukardan bakyordu sanki... Hep byle olurdu, ne zamanki dinlenilir, ne zaman ki, gurbet akllara gelir, gurbette braklanlar gnle der, ite o zaman souktan atlam, kabuklar dahi buz balam dudaklarda bir garip trk belirirdi. Yine yle oldu: "Karlarda yatarlar erefli anl Kimisi vurulmu nur yz kanl Kimisi nevcivan, taze nianl Boynu buruk, mell, gz yoldadr.. Yollara denin gelmedi sesi, Analar ah eker atalar yas. Yad deil bunlar hep cier paresi Acep bilen var m ne ahvaldedir." Bu trk yreklerdeki yangn bytt. Derin derin i ekiler artt. Gzler sabit bir noktaya akld kald. Yerde biriken ve her biri farkl kristal yapya sahip karlar, erler misali i ie gemiti. Kristalli karlarn arasna garip trknn dourduu bir hzn rekleniyordu. Gkte mehtabn yan sra birok yldz ldayp duruyordu. Gece yldzlarn ve mehtabn nda koyu bir hzn mayalyordu. *

Koca gece uyumadlar dler dnyasnda olduklarn anlamadan gnei grdler. Hava akt. Gkte insann iini stan tatl bir mavilik vard. Faik avu mangasnn erlerini tek tek drtkleyerek: - Haydi i bana, diye uyarmaya balad. Her torbay karan erin gzlerinde gecenin koyu bir hzn vard. Svari birlikleri atlarn yedeine alm ar ar yryordu. Onlarn nnde keif birlikleri yer alyordu. Oltu'da geceyi geiren tmenin dier erleri de erkenden yola koyulmutu. nlerinde yrnecek tam on be saatlik yol vard. Hedefleri Kotik'ti... 31. Tmenin 92. Alay en nde yryor, dier alaylarla olan arasn iyice ayordu. Dnk iyi hava, bugn yerini zehir zemberek bir soua brakmt. Alay erleri sabah biraz dingin ekilde yrmeye balamlar ancak sarp bir yokuu bin bir zorluk iinde trmannca, gleri neredeyse tkenme noktasna gelmiti. Yine de ayaklarn sryerek yol almaya alyorlard. En nde giden erler, sk sk arkadakilerle yer deitiriyordu. nk en nde giden ve kar ineyen ve daha fazla g harcayan erlerin yrmesi iyice yavalyordu, ikili kol olarak yryen blklerin en nnde yer alan erlerin daha sonra drderli yrmesi kararlatrlmt. Eer bu ekilde yrnrse, erlerin kar daha kolay ve daha az bir g harcayarak inenecei dncesi olumutu. Bir sre bu ekilde yrmeye devam eden erler karn kalnl iyice artnca admlarn daha yksek atmak zorunda kalyorlard. Bu yzden kalalar armaya ve szlamaya balamt. Erler srp giden yolculukta birbirlerinin ayak izine basmaya dikkat ediyorlar ancak bir sre sonra olduklar yerde ylece kalyorlard. Bu kez yanlarndan ne gemek isteyen erler yola devam ediyor, kar ineme ura bu ekilde srp gidiyordu. Bu ar ve hatta kaplumbaa hzna dnen yry uzaktan Rus ncleri de kendilerini gstermeden ve hissettirmeden takip ediyorlard. 92. Alayn taburu akam karanl bastrrken, hl yol almak iin byk g sarf ediyordu. Asker bir yandan yryor, bir yandan da Rus birliklerine ok yaklatklarn tahmin ediyor, bu yzden dikkatli olmaya alyordu. Ruslar ise Trklerin ar ar ilerlemesini grnce daha da geri ekilmek iin hazrlk yapmaya alrken, az ileride duyduklar grltlerin ne olduunu anlamak iin kefe kan gzcler Trk birliklerin geldiini aknlkla ve hayretle grdler. Trkler eer biraz daha ilerlerse arkadan evrilmeleri sz konusu olacakt. Hlbuki Trk erat Rus hattnn iyice gerisine dm, geri ekilen Ruslar grnce hemen zerlerine ate amlard. Bir baskna uradklarn dnen Ruslar panik halinde geri ekilmeye balamlar ancak daha sonra toparlanp kar koymaya balamlard. Karanlkta srp giden arpma nedeniyle tfeklerden kan parltlar ve alevler bir an yanp snyor, plak arazide tfek seslerine ac nidalar karyordu. lk aknlk halinde Ruslardan 100 kadar esir alnmt. Bu arada Kolordu Erkan- Harbiye Reisi Binba Nasuhi Bey ileri bir saldr annda yanndaki erlerin vurulmas zerine yalnz kalmt. Elindeki tfeini mermisi bitinceye dek brakmayan Nasuhi Bey daha sonra etrafnn sarldn grnce teslim olmamak iin neler yapacan dnmeye balad. Ne pahasna olursa olsun Ruslarn eline gememeliydi. nk zerinde bulunan ve Trk ordusunun Ruslar kuatma plnlar en ince ayrntsna dek belirtilmiti. Kendisini saran ember gittike daralyordu. Tfeini yere atan Nasuhi Bey belindeki tabancasn karp kendini bir kayann arkasna att. Kendisine yaklamakta olan Rus erlerine ate etmeye balad. Ancak yalnz kald gibi mermileri de bitmek zereydi. Bir sre sonra tabancasnn da mermileri tkenince, yaklamakta olan Rus askerlerine fkeyle tabancasn frlatt. Sonra yerdeki tfei ald. Sng takarak Rus askerlerine doru komaya balad. Bu arada karlarnda bir Trk subay gren Rus komutan erlerine bunu sa yakalamalarn ve kendisine zarar verilmemesini sert bir ekilde emretti. Ruslar atei kestiler. Sng takp Binba Nasuhi Beye doru iyice yaklamaya baladlar. Binba ne kadar zor durumda kaldn anlyordu. Cebindeki mein bir anta iindeki plnlar aklna geldike, kamak iin son bir hamle yapmak istedi. Sngsn dorultup "Allah Allah!" diyerek Rus askerlerine doru hcuma geti.

Ancak ilk hamlesinde kafasna vurulan tfek kabzas nedeniyle afallad. Birden her yer karard. Bir bolua, dipsiz kuyulara der gibi karn iine dt.33 Nasuhi Bey kendine geldiinde, her eyin bittiini anlad, iinde koyu bir pimanlk byd byd. zerinde kolayca imha edebilecei evraklara olsayd intihar etmeyi bile dnebilirdi ama ok sayda evrakn hangi birini yok edebilecekti. Buna ne zaman ne de frsat bulabilmiti. Esir olmak kendisinde byk aclara ve utanca neden olmutu. Rus erlerinin arasnda gtrlrken, iinde karanln durmadan bydn hissediyordu... * 32. Tmenin nc birlikleri ilerlerken Faik avu ve mangas atn ektii topun arkasndan ar ar yryorlard. Asker deta yryen bir kardan adama dnmt. Kar, hafif bir rzgrla balam daha sonra rzgr dinmi ve sakin bir ekilde lapa lapa yamaya balamt. Askerin yorgunluktan ayaklarnda g kalmamt. Ama Tmen Komutan Albay Abdlkerim askerine evk ve moral alamak iin kendi yorgunluuna aldrmadan: 33- Ramazan Balc, Tarihin Sarkam Durumas, s. 165. Durumun nemini kavrayan Ruslar, derhal Trkistan taburlarndan takviye alarak kuvvetlerini oyalama yapmak yerine asl cephede toplamaya baladlar. Ruslarn savunma ve toplanma tedbirlerini ok kolaylatran bu talihsizlik Sarkam Felaketinin nemli sebeplerinden biri olmutu. - Haydi evltlarm! Haydi aslanlarm! Ha gayret, diyordu. Artk bilinsizce yryen, hissiz, bilincini yitirmi erler zerinde bu uyarlar pek az etki yapyor, ou sylenenleri duymuyordu bile... Faik avua doru yaklaan Ziver: - avuum ldm bittim vallahi. Bu srt antalar, bu tehizat beni bitirdi. Artk yryecek halim kalmad, dedi. - Gayret Ziver. - Gayret mi kald avuum. Biz insanz. Makine deiliz ki. Hele ayaklarm hissetmiyorum bile... - Sakn kayp dme ha! - Bunlar ark giyen birine mi sylyorsun. - Dersen bu kadar ar tehizatla kalkman ok zor olur. Ona gre... Faik avu henz szn bitirmiti ki birden kayp karlarn iine yuvarland. Onun dtn gren Ziver: - avuum ne mbarek azn varm, dedi. Faik avu ise karlarn iinden ar ar kalkarken sylenip duruyordu... Asker yryordu ama tm duyular krelmi, beyaz bir hastala tutulmu gibi dnmyor, konumuyor, sadece ve sadece artk bitmek zere olan glerini kullanyor daha sonra yolun kenarna bir bo uval gibi d veriyordu. Gerekten erler bir sre sonra ayaklarn hissetmez oluyor, bu hissizlik bacaklarna yaylyor, kendilerini yerde buluyorlard. Beyinleri kalk yr dese de artk bacaklarndaki klcal damarlarn dahi buz tutmas nedeniyle ayaa kalkmak mmkn olmuyordu. Yol, askerin gznde byyor, yollarn sanda solunda kalan donuklar, dkntler ise durmadan artyordu... Ziver, Faik avuun izlerine basmaya gayret ederek yryordu. Birden arkadan tiz bir ses duyuldu: - Aln komutan geliyor! ite askerin en nefret ettii tiz ses buydu. nk yolun kenarlarna ekilmek demek, ezilmemi karda yrmek demekti. Yanndan geip giden at zerinde rtbesini bile grmedikleri, bilmedikleri komutann gidiinden sonra Ziver dayanamad: - avuum ldm yorgunluktan ama bana bir kaput versinler sonra da hangi komutam isterlerse srtma yklesinler eer Sarkam'a dek gitmez ve srtmda tamaz isem ne olaym... Vallahi Kafkasya'ya dek hi gkm kmadan giderim. - Sen Kafkasya'y bo ver biz Sarkam'a varalm da yeter. - Nereye varacamz bilmiyorum. Sarkam'a m olur yoksa kara topraklara m? - Haydi sylenme de yr haydi... - Bak! - Donuklardan biri, ne var ki? - Baksana avuum srtnda kaputu var. Ender grdm ka-putlu erlerden biri.

- Artk kaputa ihtiyac kalmam desene... 7. BLM Karl yollar yrmekle bitmiyordu. Aslnda yoldan bahsetmek ok zordu. nk bir patikann karla kaplanm, zar zor seilebilen izi takip ediliyordu. Bazen askerin nndeki keif takmlar yollarn kaybediyor, sk sk yoldan ayrlmak zorunda kalyorlard. Aslnda askerin en byk endiesi kar ve souk deildi. Bitmi olan yiyecekleri sebebiyle karnlarn nasl doyuracaklarn dnyorlard. Hepsinin gzleri bir aa aryordu ama ortalkta aa da gzkmyordu. Aalarn kabuklarn yemeyi dnen erler ne yazk ki bunu da gerekletiremediler... Artk iyice yorulan erat midelerindeki alk hissini hafifletebilmek iin sk sk elleriyle karnlarn bastryorlard. Ama bu da fayda vermiyordu. Bir gn boyunca azlarna hibir ey koymayan erler artk yrmek deil, ayakta durmakta bile zorlanyorlard. Faik avu ve mangas kendilerine verilen topu itmeye alyorlard ama gleri tkeniyordu. Onlar topu itemeyince, topa bal bulunan at da yrmyor hemen duruyordu. Bu duruma en ok Ziver bozuluyordu: - avuum bu at eninde sonunda keseceim. Haberin olsun! - yi olur, yiyeceimiz de bitti. - At eti nasldr acaba? - Bilmem. - Haydi u topu itelim. Manga erleri ayaklar ve elleri titreyerek topu itmeye baladlar. Bu arada at da yrd. Bir sre sonra yanlarna gelen atl bir subay kendilerine: - Haydi sallanmayn, dedi. Bu sz zerine Ziver tam azn ap cevap verecekken Faik avu onun azn eliyle kapad. Subay uzaklatktan sonra Ziver: - avuum a ana yrmeye alyoruz zaten. Bir de sallanmayn demedi mi? fkem tepeme srad. - Bo ver. - Bo ver mi? Ben da at srtnda yrsem elbette yorulmam. Arkalarndan gelen Akale'li Hasan ellerini cebine sokmu olduu hlde yanlarna sokuldu. Etrafna baknd. Sonra Faik avua yaklat: - avuum avucunu a. - Ne olacak? - Sana a diyorum acele et. Kimse grmesin. Faik avu merakla avucunu at. Hasan aceleyle bir avu arpay Faik avuun eline koydu. - Bunlarla idare et. - Arpay nereden buldun? Yoksa sen de mi atlarn yem torbasndan aldn? - Hayr avuum. Gerilerdeki bir ere on para verdim bir cep arpa aldm. Kendisi atlarn iaesi ile ilgileniyordu. Kimseye sylemememi istedi. Zira hayvanlara verilecek arpann da sonu gelmi. - Hay Allah! Ne gnlere kaldk Hasan'm. Hayvanlarn yemini bile alp yer olduk. - Ne yapalm avuum, hayatta kalmak iin bir eyler yememiz art. Hatta er bize siz yine anslsnz, zira atn ikembesinden kmlar deil, girmemileri yiyorsunuz, dedi. - Nasl yani? Anlamadm. - Bunda anlamayacak bir ey yok avuum. Erler atn pisliin-deki taneleri ayklayp karlarda temizliyor, kendi aralarnda er beer paylayorlarm. - Desene biz anslyz. - anslyz ya... Faik avu "anslyz" derken gzlerindeki keder gittike b-yyordu. "Bu nasl ansllksa" dedi. "Yiyeceimiz yok. Takatimiz kesildi. Yollar kar kapl. Bizi bekleyen Sarkam, bizim de zlemimiz olan Sarkam ise ok uzaklarda. Hayrls bakalm" dedi. Elindeki arpalar sayd. Tam tamna otuz iki tane arpa vard. Elini yumruk yapp Ziver'in yanna doru yrd. Sessizce sokulup cebine on alt arpa tanesi koydu. Kulana eildi: - Cebindekileri kimseye gstermeden ye, dedi.

Alktan deta gz dnm ve kendinden gemi bir hlde olan Ziver sadece "ye" kelimesini alglayabilmiti. Hemen elini cebine att. Arpa tanelerini byk bir gizlilik iinde azna atp yava yava inemeye balad. Dileri arasnda ezilen taneler kendisinde un hissi uyandryordu. Hibir ey dnmeden arpa tanelerini inedi. Beenmese de hayatta kalmak iin yemeliydi. Tmenin dier taburlar ve blklerindeki erlerden bazlar eskimi ark derilerini kasaturalaryla kesmiler, kk bir para deriyi azlarna atp inemeye balamlard. Az sonra yol kenarna denler oldu. Artk btap den, gdasz kalan vcutlar beyinlerinin verdii, yr emrini yerine getiremiyorlar, olduu yere d veriyorlard. Akama ramak kalmt. Geceyi nasl geireceklerdi? Bu sorularn arl altnda bunalan erleri byk bir mitsizlik kaplyor ve kendilerini dize kadar karn iine brakyorlard, ite her ey, bu brakla balyordu. Zar zor ayakta duran erler ayaklarn hissetmiyorlard. Sonra souk karlarn iine dnce, ilk nce biraz yor, titriyor neden sonra tatl bir lklk balyor, ayaklarndan bileklerine bacaklarna doru yava yava yaylyordu. Bu yaylma arttka uyama ihtiyac da artyordu. Erler ise bu tatl uyuukluun ve karn nasl byle lk olduunu dnmeye alyorlard. Hele, souk karlarn iinden yaylan bu lk ve tatl uyuukluu neden daha nce kefedemediler, diye kendilerine kzdklar da oluyordu. Hlbuki beyinlerine yerleen "Kar souktur, insan tr dondurur" gibi kurallarn ne kadar yanl olduunu dnyorlard. "Oysa karlar da lkm" diyerek kendilerini tatl bir uyuukluun kollarna brakp gzlerini bir geree yumuyorlard. Uyku daha da bastryordu. Onlar da zaten gnlerce hasret kaldklar uykuya ve scakla kendilerini hi direnmeden brakyorlard ama daha sonra da uyanmak mmkn olmuyordu. Yzeyden balayan donma ilk nce deride ilerliyor, gittike da-marlardaki kan kristalize olup buz hline geliyordu. Az sonra da tatl uyuuklua kaplan kimse son nefesini, hi ac ekmeden, hibir eyin farknda olmadan veriyordu. Souktan donanlarn ou uyur gibiydi. Donarak lmenin iyi bir taraf hi bir ey anlamadan, ac ekmeden, derin bir uykuya dalar gibi dalmakt. Tabur ve blk komutanlar saa sola yatan erleri kaldrmak iin barp aryordu ama nafileydi. Tatl bir uyuukluun kucandaki erler bu barlara hi mi hi aldrmyorlard. Uykuya dalar gibi lme gzlerini kapyorlard. Koca tmenin iki doktoru yol kenarnda donmaya yz tutmaya ' balam baz erleri kontrol ediyordu. Donmann ilerledii erlere bir ey yapamayacaklarn iyi bildikleri iin donmann ilerlemedii erlerle ilgilenmeye alyorlard. Eli ve aya donmak zere olan erleri sedyecilere tattryorlard. Tmenin konaklad en kuytu bir yere kurduklar ameliyat adrlarnda, donan uzuvlar bin bir glkle de olsa kesiyorlard. Ama asl zorluk ite ondan sonra balyordu. nk yarann iyi sarlmas, kann durdurulmas gerekiyordu. Souklayan tm yaralar ve sarlan yerler acy daha da hissetmeye sebep oluyordu. Ayrca yaral erlerin tanmas gerekiyordu. Bunun iin de hayvanlardan yararlanlmaya alyordu. Baz toplara koulmu hayvanlarn arkalarna sedyeler balanyor, ancak yklerinin iyice artmasndan dolay atlar bir sre sonra ilerleyemiyordu. Olduklar yerde kalp ylesine bekliyorlard. Onlar gayrete getirmek iin subaylarn haykrlar ie yaramyordu. Bir sre sonra krbala, sopayla hayvanlara vurulmaya balanyordu. Bu yzden hayvanlar biraz kmldamaya alyor daha sonra bu dayaklara aldrmayp inat eder gibi, bir de yere oturup mahzun bir ekilde bakmyorlard. Doktorlar dndren sadece yarallar tama konusu deildi. Gdadan yana olan aresizlik kendilerini dndryordu. Zaten zayf dm, kilometrelerce yol yrm, yaral ve ameliyat edilen askerin iyi bakm artt ama bu mmkn olamyordu. ok gemeden ameliyat edilen erler arkadalar tarafndan srayla tanmaya balyordu. Az sonra da gleri tkenince, yaralyla birlikte yol kenarna kveriyorlard. Bu sebeple kimse, arkada da olsa yaral tamaya pek istekli davranmyordu. nk herkes kendi cannn, kendi hayatn kurtarma gayreti iindeydi. Subaylar ile doktorlar arasnda sk sk tartma kyor, subaylar ncelikli olarak toplarn hayvanlar tarafndan tanmasn istiyor, doktorlar ise

hayvanlarn yarallar tamasn gerektiini ne sryorlard. Subaylar topsuz ilerlemenin ok tehlikeli olduunu, hele Ruslarla karlalrsa, toplar olmadan savamann zorluunu byk bir fke iinde belirtiyorlard. Tmen ilerledike yol kenarnda donuklarn says artyordu. Ancak tmenin gizlenip bir nebze olsun rzgrdan korunaca aalk bir alan grlnce, tmen komutan geceyi burada geirebileceklerini dnd. Penek zerinden Bardz34 ynne doru ilerlemekte olan 32. Tmen bu aalk alan grnce, biraz olsun silkinir gibi olmutu. Ayaklara bir gayret gelmiti. Ar ar aalk alana doru ilerlerken, az teden bir takm tfek sesleri duyunca, herkes kendini yere att. Byk bir heyecan ile bekledikleri tfek seslerinin ard arkas gelmedi. Sonra yry byk bir dikkatle yaplmaya baland. Aalk alana giderlerse, geceyi burada rahat geireceklerini dnyorlard. Hatta ate bile yakabileceklerdi... 34- imdiki Gaziler. Faik avu ve mangas tmenin en nnde aalk alana doru yrrken sarp bir yere geldiklerinde artk bundan sonra topu ileriye tamann mmkn olmadn grdler. Ne yapacaklarn dnrken, takm komutan gelip: - Topu skp yle tayn, dedi. Bu emir hepsinde aknla yol at. Ancak yapacak baka bir ey de yoktu. Arkalarndan gelmekte olan yry kolunu tkamamak iin topu kenara ektiler. Hemen sandktaki anahtarlar kullanarak topun namlusu, kundaklar skld ve atn bir yanma baland. Gvde de iki paraya ayrld. Bu ufak paralardan biri de atn dier yanna baland. Mermiler manga erlerine verildi. Tekerlekler de sklp bir kenara alnd. Tekrar yava yava ilerlemeye baladlar. Ancak eratn hepsi ayakta zor duruyordu. Yine de topun ne kadar nemli olduunu dnerek gayretlerini artrmaya alyorlard. Geriden gelen askerin ou kendilerini gemiti. Hepsi top tayan mangaya acyan gzlerle bakyorlard. Manga erleri de kendilerine yardm edilmemesine hi armamlard. Herkes bu havada bu yolda bann aresine bakmalyd. Ziver, kan ter iinde fkeden deta deliye dnmt: - Yolsuz bu da balarnda toplar ileriye nasl alrz? - Sk diini aalk alana az kald, dedi Faik avu. - avuum u at keseceim. - O da tkendi Ziver. - Tkenmimi. Tmen erleri karanln kmeye balad saatlerde aalk alana ulamt. Birer ikier aalarn altna snmaya, birbirine sokulup snmaya alyorlard. Erlerin hepsi birazdan ate yakp snacaklarn dnyordu. Ancak subaylar kesin bir dille uyar yapmaya balaynca hayal krklna uradlar: - Kesinlikle ate yaklmayacak! - Birbirinize sokulun! - Aalarn altna girin! - Silahlarnz elinizde olsun! - Ruslarn ok yaknnda bulunuyoruz! - Dikkatli olun! - Uyumaya almayn. - Uyuyanlar uyandrn! Subaylar da biliyordu ki, bu uyarlar pek dikkate alnmayacak, ate yakmak hari asker iinden geldii gibi hareket edecekti. yle de oldu... Erler ilk nce birbirilerine sokulmutu ama oturamamann, yatamamann ve uzanamamann yorgunluu kendini iyice gsterince, ne yapacaklarn bilemediler. Faik avu ve mangas emsiye gibi byk bir amn altna snm, birbirlerine olabildiince sokulmulard. lesiye yorlard. Titremeleri her geen dakika artyordu. Akamla, karanlkla bastran souk kemiklerine dek iliyordu. Faik avu mitsiz ve yorgun gzlerle Ziver'e bakt: - Sabah eder miyiz? - Ate yakmazsak ok zor. - Ruslar yznden ate yakmak yasak.

Erlerden biri aklna gelen bir eyi sevinle haykrd: - Aalara kalm. Geceyi aalarn stnde geirelim. - Haydi canm. - Elbette ya, hi olmazsa dalda oturur, biraz olsun ayaklarmz dinlenir... - Olur mu ki? - Niye olmasn? Bu sz duyunca, baz erler aalara trmanmaya balamlard bile. Herkes irice bir dal semek ve geceyi orada geirmek iin abalayp duruyordu. Bu ekilde yabani hayvanlardan da kurtulabileceklerdi. Baz erler ise aalarn kabuklarn syrp dilemeye baladlar ama o kadar acyd ki am aacnn kabuklarn hemen tkrmek zorunda kaldlar. Baz erler ise dallarda biriken am ballarn azlarna atp sakz gibi inemeye balad. Birka erin amlara trmandn gren tmenin dier erlerinden bazlar da aalara kt. Karanlkta artk kontrol ellerinden karan subaylar erlerin nerede ve nasl barndklar konusunda bir ey yapamyorlard nk akamn souu yznden kendi canlarn kurtarmann telna dmlerdi. 32. Tmen erlerinden bazlar aa altnda, bazlar aacn dallar stnde, bazlar da kayalarn kuytu kesimlerine snm ve birbirine sokulmu bir hlde sabahn olmasn beklemek zorundayd. Hele aalardaki erlerin durumu daha zordu. Dallara birer ikier binen erler gecenin ayaznda meye balaynca, yerde olduu gibi rahat hareket edemiyorlard. Bazlar yere inmiti ama bazlar hl aalarn dallarnda yuvasz kular gibi sinip duruyordu. Kapanmakta olan gzlerine hkim olamyorlard. Akllarnda hep donma tehlikesi vard ve bu yzden birbirlerini uyaryorlard: - Uyumayn ha! - Uyuyanlar uyandrn! - Aaya dmeyin. - Dikkatli olun. Ancak bu uyanlar erler zerinde pek etkili olamyordu. Kapanan gzlerine engel olamayanlar neden sonra karlarn iine bir bir dyordu. Onlarn bu dlerine aadaki erler ilk nce glmlerdi. Onlarn vurulan bir ku misali karlarn zerine dmelerine armlard. Faik avu ve Ziver'de kaln bir dala oturmulard. ok yorlard. Dileri birbirine vuruyordu. Ziver karanlkta yoklayarak bulduu am baln azna atm ar ar ineyip duruyordu. Sonra yanndaki Faik avuun kendisine verdii arpalar aklna gelince pimanlk duydu. Dal stnde biraz kprdanarak eliyle am bal aramaya koyuldu. Dal stnde duran Faik avu: - Yahu Ziver niye kmldyorsun? Otur oturduun yerde! Beni aaya dreceksin, dedi. - Dmezsin avuum merak etme. Daha sonra Ziver bulduu bir am baln sevinle avuuna uzatt: - Al avuum am bal. inemeye bak. - Saol. Faik avuun aklna Zehra ile karlamas gelmi, ii snmt. Hayat ne garipti. Onunla baka bir zaman baka bir yerde karlasayd herhalde durum daha deiik olurdu. Zehra'nn "Bizimle gel" demesi hi aklndan kmyordu. Bu iki kelimede her ey vard; Sevda, yardm, acma, dayanma ve beenme... Ya da bunlarn hibiri yoktu da Faik avua yle mi geliyordu? ine kopkoyu bir hznn yayldn hissetti. Azna att am baln inemeyi bile unuttu. Sanki Zehra'y grecekmi gibi gzlerini karanla dikti. Oradayd ite! Bir ay yzl, mehtap gibi gzel biri karanlklar iinde kendisine bakyordu. Bu baklarda Faik avu deta erimek istiyordu. Ilk bir erbeti iercesine tatl ve gzel bir eyin boazndan aaya szldn hissetti. Sonra Faik avu gzlerini kapad. Zehra'nn hayali daha da belirginleti. Bu beyaz yryte, bu beyaz seferde bunca ektiklerine ramen Zehra ile karlamas ve "Bir sre baucumda beklemi olmas ektiim her ileye ve yorgunlua deer" diye dnd. Bu beyaz, bu hzn dolu yolculukta, beyaz bir ileden beyaz bir sevdaya gemiti. Sonra Faik avu "Onlarla neden gitmedim?" diye piman oldu. Ancak kendine kzd. "Ya ne yapacaktm? Bir ailenin yanna snp sevdamn peinden mi gidecektim?" dedi. ok kark duygular iindeydi. Uzun yllar ilk defa bu kadar

sevdaya yakn olduunu hissediyordu. lk defa bu kadar yakndan nazl yrin sann kokusunu duymutu. Oysa kendisi yllardr barut ve kan kokusundan baka bir ey koklamamt. te zaten o koku akln bandan almt. Eer iyilemeseydi belki Zehra ve ailesi ile birlikte Erzurum'a dnebilirdi. Ama en amansz yaralara ve en amansz hastalklara yakalanmasna ramen hep iyilemiti. Bu sevda yaras asla kapanmazd. Bundan sonra hayat boyunca barnda kanayan bir sevda yaras olacan, sol yannn her mehtap kan gecede ar ar hep szlayacan biliyordu. Sinirleri gerilmiti. imdi bir aacn dalnda tneyen kular, yuvasz kular gibiydi. Fakat o savamaya mecburdu. Beyaz bir seferde, beyaz bir lkede, savan gereklerini yerine getirmekle hkmlyd. lk nceleri banda dnen kama fikrinden de yakaland bu sevdayla syrlmam myd? Kim bilir, belki daha sonra, Sarkam'tan sonra Erzurum'da bulurdu Zehra'y... te o zaman yine kendisine "Bizimle gel, bizimle kal" der miydi? Yoksa bir bakasna m derdi bu szleri. "yleyse Sarkam'n sokaklarnda can vermeyi yelerim." dedi. Faik avuun gnl szlyordu. Hibir eyden pimanlk duymadan yine karanla bakt. Bu kez hibir ey gremedi. Hayalindeki Zehra yitip gitmiti. "Yoksa" dedi "Yoksa bir bakas m?" Szn tamamlayamad. fkeyle yere tkrd... imdi mehtap mola vermek zorunda kalan askeri perian ediyor, hrpalyordu. Asker kendi arasnda soua ve kara, dman diyordu. Burada her ey beyaz idi. Karanlklar hari. Sevdalar beyaz, yryler beyaz, lke beyaz idi. Hatta ou erlerin memleketlerini sk sk hatrlamalarndan dolay ilerindeki mayalanan hznleri bile beyazd. Sarkam'a doru eriyerek devam eden 32. Tmenin askerlerinde beyaz bir hzn giderek byyordu... * Sabah olduunda ac ama beyaz bir tablo herkesin iini kanatt. Geceleyin aalara kan erlerden bazlar donarak aaya dmt. Sabah, saramlarn dikenli tellerinde olgunlamaya, subaylar da erat toplamaya alyordu. Dikkatlerini aalardaki erler ekti. Birka kez seslendiler. Ancak cevap almaynca, onlan uyandrmak iin aac ve dallar salladlar. te o anda dallarda oturan ve aata donarak aaya her naslsa dmemi erler birer ikier yere dmeye baladlar. Herkes aknd, byle bir eye ilk defa ahit oluyorlard. Faik avu ise sabaha kadar gzlerini krpmam aklna bir mh gibi taklan Zehra'y' dnm, durmutu. Yanndaki Ziver ise zaman zaman kapanan gzlerine engel olmak iin ok uramt. Sabahn ilk klarnda Ziver'i drtkleyen Faik avu onun ilk nce hi hareket etmediini ve ses karmadn grnce ok korkmutu. Acaba "O da m donmu?" diye eliyle iteklediinde Ziver dengesini kaybedip aaya dmt. Ziver aadan Faik avua: - Alacan olsun avuum! nsan byle mi uyandrlr, demiti. Onun aadan serzenite bulunduunu gren Faik avu'un akamdan beri duyduu beyaz hzn dalm, tatl bir sevince dnmt. Ancak bu sevin ksa bir sre sonra kayboldu. nk mangasndan iki erin aatan yere dtn grd. Yanlarna kotuklarndan ikisinin de uyur gibi hlleri vard. Donmulard! Sadece mangasnn deil dier taburlarn, blklerin erlerinden bazlar kh aa stnde kh yerde beyaz lmn kucana dmlerdi. Subaylar ise sa kalan erleri toparlamaya ve yola kmaya hazrlanyorlard. Donuklar burada kalacak, o beyaz uykuya devam edeceklerdi. Hepsi tatl bir uykuda gibiydiler. Hepsinin yznde tatl bir rya gryor olmann sevinci vard sanki. Faik avu mangasn toparlarken, iki kiinin o sonsuz, beyaz uykuda olduunu anlad. Ormandan ayrlmak iin hazrlk yaplrken, sanki bu uyuyan erleri uyandrmak istemezmi gibi sessiz ve olabildiince konumadan, toparlanmaya alyorlard. Onlar burada brakacak ve gmemeyecek olmann verdii zdrap herkeste giderek byyordu. Bardz'a doru yrnecek olmann acelecilii iindeydiler. Ar ar yola koyulduklarnda, arkada braktklar arkadalarnn beyaz bir yorgan altnda uyuduklarn dnmeye alyorlard. Buna, tm kalpleriyle inanmamalarna ramen yle olduunu varsayyorlard. Penek'ten Patsik'e doru yola kan 32. Tmen hzla yrmek istiyordu ama bu yry gdaszlktan, uykusuzluktan mmkn olmuyordu. Ar ar etten birer

kle hlindeki erler hibir ey dnemiyorlard. Ne alk ne de uykusuzluk akllarna geliyordu. Sadece ve sadece yryp ndeki arkadann ayak izine basmaya alyorlard. Faik avuun mangas kendilerine emanet edilen topla yine ilerlemeye alyordu. Hem yrmek hem de topun mermilerini tamak onlar bitirmiti. Hele atn srtnda bulunan ar top paralarndan dolay bir gidip bir durmas kendilerini usandrmt. Daha sonra dik bir yokuun banda atn yine durduunu grdler. Zaten yryn bandan beri ata kzp durmakta olan Ziver hemen ne atld: - Var ya! Bu at artk ldreceim. Bir adm yryor sonra dinleniyor. Bu fkesine manga arkadalar gldler. Ziver daha da kzd: - Gln bakalm. Ama bu at kprdamyor. - l numaras yapyordur. - Seni kzdracak ya. - Senin fkeni biliyor ya. - Ben imdi ona gsteririm. Ziver atm yularndan tutup ekmeye alt ama at yine kprdamyordu. - Yahu bu kprdamyor. - Hadi, canm! - Sana numara yapyor. - Vallahi kprdamyor arkadalar... Akale'li Hasan koup ata bakt. At gzlerini am bir hlde ylece duruyordu. - Bu at atlam arkadalar. - atlam m! - Yani? - lm! - Yorgunluktan! - Tabii olum atlarn bile arpasn biz yedik. - lrler elbette. - Yazk imdi bu top paralarn kim tayacak? - Kim tayacak, elbette biz. - Yandk! - Yandk ki, ne yandk! Faik avu erlere: - Haydi atn zerindeki top paralarn aln, dedi. Erler atn zerindeki top paralarn aldklarnda at yavaa sa tarafa devriliverdi. zgn bir ekilde ata bakan erler yola koyulacakken. Faik avu, Ziver'e seslendi: - Ziver nereye? - Yola devam ediyoruz ya avuum. - Peki bu at kimin zerine zimmetli? - Benim, ne olmu? - Ne olmuu var m? Ayanda numaray aldn m? - Elbette aldm. - Bu yeterli olur mu? - Nasl yani? avuum bilmece gibi konuuyorsun. - Olum, bu at sana zimmetli, kolayca at ld, ite numaras, deyip kurtulacan m sanyorsun? - Ya ne yapacam baka? - Olum inandrc olman iin atn numaral ayan diz altnda kes ve en yakn menzile dek ta. Yoksa ban arr. Ordu malna sahip kmamaktan ceza bile alrsn. - avuum ne cezas ya! Bir de atn bacan tayacam? - Eh sen bilirsin benden sylemesi... - f ya ff! Hep pis iler neden gelip beni bulur Yarabbim? Bu atn ayan ben nasl keserim? - ldreceim diyordun ama. - O, fkeyle sylenmi bir sz... Hay Allah! Ziver sylene syle atn yanna gitti. Kasaturasn kard. Atn bacan dizinden zorlanarak, zaman zaman midesi bulanarak kesti. Atn srtndaki top paralarn birka dal zerine koyan erler ar ar ekmeye alrken, Ziver ise omzuna koyduu atn bacan fke iinde tayordu. *

Beyaz dalardan, beyaz yollardan, beyaz bir kasabaya, Sarkam'a doru giderken damla damla eriyorlard. Bu erime yrekler-deki hzn arttryordu. Beyaz hzn gittike byyordu. Harektn bandan beri devaml yrm, a kalm, m, zaman zaman Ruslarla arpm eratn hasretini ektii tek ey scakt. Scak yatak, scak orba, scak bir oda. Bir de scak bir bak... Bu baklar sevgilinin, annenin, babann da olabilirdi ya, onlar iin fark etmezdi. Yeter ki scak olsundu. Bu soukta sanki baklar bile donmutu sevgi dolu, scak bir bak hasretle aramalarnn, dnmelerinin sebebi buydu. Erin biri yanndaki arkadana, dalp gitmi sanki memleketinde yayormu gibi yava yava anlatyordu: - Arkada en ok neyi zledim biliyor musun? - Nereden bileyim? - Topra zledim. Topran kokusunu zledim. Hani tarlay, ba baheyi ift srerken, yaln ayak nemli toprakta gezinmek var ya, ite en ok onu zledim. Ilgt lgt esen rzgr uzaklardan imen kokusunu getirirdi. Her yer iee bezenirdi. Topra yle eline alp "tava gelmi, tohum zaman" demeyi ne kadar zledim bir bilsem. Bizim tarlamz bayrda bir yerdi. Tam orta yerde byk bir mee aac vard. Baharda ift srerken kpeim tarlann bir yerinde yatar gnelenirdi. Sonra snnca da aacn altnda yar glgeli bir yere gider yatmasna devam ederdi. Ben, kan ter iinde, yaln ayak taze topraa basarken, onun bu tembelliine ve gnelenmesine zenirdim akas. imdi diyorum ki, eer buradan sa salim memlekete dnersem, bir gn srf gnelenmek iin o tepedeki tarlamza gideceim. Arkadann zlemlerini dinleyen er gneten ve scaktan bahsedilince daha da meye balad. Arkadana bakt sonra da: - Benim iin de gnelen olur mu, dedi ve yrmeye devam etti. Sanki arkada hi hatrlamak istemedii bir eyi aklna drmt. Yry kolu gittike uzuyordu. Patsik'e varmalar iin epey yrmeleri gerekiyordu. Ancak boazlarn skp deta bomak isteyen bir el vard sanki. Mideleri alktan dolay armaya balamt. Bu ar her adm atta daha da artyordu. Srp gitmekte olan alk hissi erlerde daima hayal snrlarn zorluyordu. Gnlerdir a bila yryen erlerin aklna trl trl yiyecekler geliyordu. Bu his onlardaki midenin z suyunu salglattryor, bu yzden arlar daha da artyordu. Zor da olsa yrmeye gayret ediyorlard... Erat iyice yorulunca, mekkre ve top eken atlara binmeye alyordu. Ancak bazlar ceza alaca aklna gelince, zar zor yrmeye devam ediyordu. Yry kolunun iyice uzad, saa sola yatanlar olduu grlmeye baland. Erin biri yorgunluktan sallanyordu. Ara sra gzlerini kapyor, dinleniyor, daha sonra yine yryordu. Bir sre sonra yzkoyun yere dverdi. ylece kalakald. Yanndan geip gitmekte olan arkadalar kendisine acyarak baktlar. Bazlar ise onu uyaryordu: - Arkadam gayret. - Haydi kalk! - Burada yatp kalma, donarsn. - Ha gayret yiidim. Yerde karlarn iinde yatmakta olan er, souk nedeniyle titriyor, bir yandan da duyduu bu gayrete getirici szlerden dolay kalkmak iin urayordu. Ancak o kadar gten kuvvetten dmt ki, delik arklar iindeki ayak parmaklar morarmt. Neden sonra er byk bir gayretle ayaa kalkt. Yanndan gemekte olan bir top arabasn ekmekte olan ata can havliyle srayp bindi. Atn dizginlerini kavrad. O esnada topu erleri kzgnlkla kendisine bard: - Attan in! - Yasak! - Top eken hayvanlara binmek yasak! - Bak ceza alrsn! - n hemerim. - Bize de ceza aldracaksn... Erin ba nne dm, esen rzgra kar deta yar uyank bir biimde bir saa bir sola sallanyor, her an decek gibi oluyordu. Kendisine uyaranlara bir ey diyecekti ama yle yorgundu ki, cevap verme gereini bile duymad. Bir ara

baracakm gibi azm at. Sonra karlarn, souk ve sert esen rzgrn etkisiyle boulacak gibi oldu hemen azn kapatt. Onun bu ekilde umursamaz halini gren topu erleri ise birazdan emrindeki komutanlarnn geleceini dnerek endieleniyordu. Bir yandan da eri uyarmaya devam ediyorlard. Er sonunda, ksk bir sesle "Azck dinleneyim kardeler." dedi. Ama onu kimse duymad. Bunun zerine kendisini attan indirmeye altlar. Ancak er skca atn dizginlerine tutunuyor, kendini attan indirmek isteyenlere ayaklaryla vurmak istiyordu. Onu ekitirmekte olan eri biri: - Yazk zavall lesiye yorulmu, dedi. Dier arkada ise ona kzgnlkla: - Burada kim lesiye yorulmad ki, dedi. - Her yorulan hayvanlara binmeye kalkarsa biz ne yaparz? - Ne yapacaz? Sarkam'a kadar toplar biz ekeriz. - Kalrz ya. - Alacamz cezay da dnelim. - Yok yok indirelim bu zavally. - Yryemez bu. - Ne yapalm elden bir ey gelmiyor. Biz grevimizi yapmak zorundayz. Onlar bu ekilde konuurken, subayn biri geldi ve tm fkesiyle bard: - Bu ne hal! - Efendim... - Efendimmi, bu er atn srtnda ne aryor! - Onu indirmeye alyoruz... Tkenmi... - abuk indirin! Yoksa size de ceza veririm. Top eken hayvanlara, mekkre hayvanlara binmenin yasaklandn ve bunun ceza gerektirdiini bilmiyor musunuz? - Biliyoruz efendim. Ancak bu er biz anlamadan ve farknda olmadan atn zerine biniverdi. ndirmeye alyorduk ki, siz geldiniz. - Daha kt ya! Sizler kendisine engel olmalydnz! - Efendim... - Susun! O eri de abuk indirin! er, at srtndaki neferi yaka paa aaya indirdiler. Karlarn iine yatrdlar. Er ise hibir eyin farknda olmadan sadece "Birazck dinlenebilseydim." diyordu. Ama bu sz o kadar zorlukla syleyebilmiti ki kimse duymad... Subay ise erin banda barp duruyordu: - Kalk! Bu kez sana ceza vermeyeceim. Ama bir daha yaparsan, o zaman karmam ha! Karlarn iinde hareketsiz yatmakta olan er sadece: - Am komutanm, dedi. Sesinde kendi aresizliini, tkenmilii belli eden bir ifade vard. Onun, zar zor konumasn duyan subay attan indi. Ere doru yrd. Bu ekilde tkenen kanc erdi. Saymamt. Ancak ok zld belli idi. Erin yanna gitti. Ban kaldrd dizine yatrd. Yzn karlardan temizledi. - Yiidim gayret et. Az kald. Bir sre sonra herkese bol miktarda yiyecek datlacak. Bu szler zerine er glmsedi. - Komutanm... - Efendim... - Tam bir haftadan beri ayn eyi sylyorsunuz. Subay bu szler zerine ne diyeceini bilemedi. deta kzarp utand... - Bu kez sz... Yiyecee kavuacaz... Ha gayret... Er, iri kara gzlerini at. Komutanna bakt. Sonra her eyi kabullenmi bir ekilde: - Komutanm... Ben artk bittim, dedi. Subay hemen elini koynuna att. El kadar peksimet parasn kard. Ere uzatt. - Al peksimet... - Komutanm ya siz? - Erin karn doyunca, komutann da doyar! - Sahiden doyar m? - Doyar ya... Er iri gzlerini kapad. Sonra zar zor:

- O sizin... Ben bunu kabul edemem komutanm, dedi. - Ama.. Subay szn tamamlayamad. nk dizine ald erin ba yana dt. Az ak ekilde kalakald. Subay erin yanaklarna vurdu. armt. - Olamaz! lemez! Erin ban gsne bir anne efkatiyle bastrd. Kendinden gemi bir ekilde: - lmemeli... lmemeli... Bak sana peksimetimi de verdim. Ne olur lme... Keke birazck olsun yeseydin... lme... lme... Ne olur Rabbim! lmeeeesin, dedi. Subayn att lklar zerine, kafiledeki erler ve dier subaylar akn ve hayretler iinde kendisine baktlar. Ne olduunu anlam deillerdi ama atlan ac lktan yine bir erin ya donduunu ya da alktan akln oynatt tahmin etmilerdi... Kafile gittike arlaan bir yryle ilerlemeye devam ediyordu. Hava souktu. Sabahtan beri yaan kar, duraksam ancak dayanlmaz bir ayaz kmt. Onlar, Sarkam'a doru gitmek iin son glerini harcyorlard... * Faik avu ve Ziver ve dier topu erleri birbirleriyle hi konumadan yryorlard. Ziver ara sra yannda yrmekte olan Faik avua bakyordu. avuun avurtlar km, elmack kemikleri iyice belirmi, sakal uzamt. Ayandaki potinlerin burunlar almt. zerindeki kaln asker ceketi ise gnlerce hi ykanmad ve devaml kollarnn sallanmasndan dolay srtnm ve srtnen yerler incelmiti. Bu yorgun bu gayretli askere Ziver sevgi ve saygyla bakt. "Birok eyi onunla paylatk" diye dnd. Sonra ne paylatn dnd. "Neyi paylaacaz? Beyaz, hzn ve yokluu... Hummay... Memleketin kaderini... Bunlar paylatk... Herhalde daha da paylamaya da devam edeceiz..." Cebini kartrd. ki tane arpa tanesi eline geti. Ald yannda gitmekte olan Faik avuu drtt. Kendisine bakan Faik avua arpa tanelerini gsterdi. Birini uzatt. Onun bu hareketine Faik avu gld: - Bu arpa tanesini ona blebilir miyiz Ziver? - Niin avuum? - Dier arkadalarla paylamak iin. Onun bu szlerine Ziver de gld: - Haydi ye, avuum tm yiyeceimiz bu. - Ben a deilim. - Ama ben am. - O zaman sen ye. - Ama sen yemeyince boazmdan gemez ki. - Geer geer. Sen ye. Kafan yorma. Ama bir daha atn yemine ortak olma. - Vallahi olmadm avuum hani daha nceden biraz arpa almtm ya. Onun kalntlar. Cebimi kartrrken, elime geti. - Tamam, tamam... Yine dier arkadalar ile yrmeye devam ettiler. Az sonra yanlarna gelen subay avularn eline bir emir tututurdu: "Rus snr geilir geilmez, Rus halknn paralarna, hayvanlarna ve mallarna el konulacaktr. Osmanl dostu halktan alman eya ve bedellerinin denmesi iin ordu sorumlularna teslim edilecektir. Meydana gelecek frsatlarda kt'alar kendi zayf hayvanlarn rastlayacaklar halka ait hayvanlarla deitirmelidir. Faik avu bu yazy okuyunca gld. Onun gldn gren Ziver sordu: - avuum hayrola niye glyorsun? - u emirde okuduklarma glyorum. Rus snrn geince mallarn alacakmz. Zayf atlar halkn besili atlaryla deitirecekmiiz... - Vallahi avuum drt be gnden beri snr getik ama besili ne hayvan grdm, ne de mal bulduk ne de yiyecek... - Ben de ona glyorum ya... Belki Sarkam'ta yiyecek buluruz. Orada byk yiyecek depolar olduunu sylyorlar. - Belki Bardz'a ulanca, yiyecek bulabiliriz. - Belki, Ziver belki... - avuum dysen syle, kaputumu srayla giyelim. - Hayr medim Ziver, sa ol. - Bak avuum, kaput konusunda ok samimiyim.

- Biliyorum. - Ama ben lrsem, bu kaputu giyeceksin diyorum, sen ise bir ey demiyorsun. - Ziver o sana ait. Ben onu nasl giyerim? - Bari lnce giy avuum. - Yahu ne dik kafal adamsn. Kim lecek kim kalacak! Belki, ben senden nce leceim. - imdeki sese ben ok inanrm. O ses bana, avuundan nce leceksin, diyor... - Haydi canm! - yle deme, benim sezgilerim gldr. Hep de doru kar... Bu szler zerine Faik avu bir ey demedi. Ne diyecekti ki? Sustu ve yrmeye devam etti. Her geen dakika 32. Tmenin yry kolu uzuyordu. Subaylar bu uzun yry kollardan dolay rahatszlk duyuyorlard ama ellerinden baka bir ey gelmiyordu. nk byle durumlarda askeri bir araya toplamak, hzla yol almak, sevk ve idaresini yapmak zor oluyordu. ok zaman kaybediyorlard. Hlbuki hzla hareket etmeliydiler. Hzla Bardz'a girmeli, biraz orada dinlenip oradan Kzlkilise'ye ve dolaysyla da Sarkam'a saldrmalydlar. Sonra; belki her ey yoluna girecekti. Orada eitli yiyecek ve silahlara kavuacaklard. te bu dnce ile subaylar yry kolu boyunca bindikleri at zerinde erat denetliyor, biraz gayretli olmalarn istiyorlard ama deien bir ey olmuyordu. Erat aksine daha da yavalyor, yry kolu uzadka uzuyordu. Kar ise uzun bir sreden beri tekrar yayordu. Kar yadka yollar, patikalar belirsizleiyordu. Yol belirsizletike asker endieleniyor ve endie zamanla yorgun yreklerde koyulayordu. * 31. Tmen hem Aasor-Narman hattnda ilerlemeye alyor hem de keif kollaryla Ruslarn nerede olduu aratryordu. Neden sonra Ruslarn geri ekilmekte olduklarn anladlar. Hemen bir haberciyi geriye gndererek, birliklerin hzla ilerlemesi ve mevzilenmeden Ruslara saldrlmas bildiriliyordu. Ruslar alabildiince oyalama yapmak ve ekilen birliklere zaman kazandrmak istiyordu. Savunma ynnden son derece elverili Todan srtlarna dek ekilmeyi, Trklere burada kar koymay dnyorlard. Baz Rus erleri siper kazmaya, bazlar da makineli tfeklerle srtlar tutma gayreti iindeydi. 31. Tmen Komutan Albay Hasan Vasfi tmeninin yorulmasna ramen hzl bir ekilde Ruslarn yerlemesine ve kuvvetli bir savunma yapmasna imkn vermek istemiyordu. Bu yzden emrindeki subaylara emir stne emir yolluyordu. Souk ve kara ramen gayretlerini arttran 31. Tmen Todan srtlarna doru yaklatnda Ruslar kendilerine ate at. Hemen yaylan ve kendilerini savunmak iin mevzilenen Trk askeri de kar atee balad. Ruslar gl bir kar koymadan sonra biraz daha geri ekilmeyi dnrken, yaplan amansz saldrlardan olay Ruslar arpmalara ara vererek Narman' terk edip d'e doru ekilmeye baladlar. Bu arada Rus snrnda bulunan ve Yeniky'e doru ilerleyen tmen ileride duman ve alevlerin ykseldiini grd. Bunun zerine zaten souk havada m, karn ackm erler kyn Ruslar tarafnda yakldn anladlar. Olanca hzlaryla da ilerlemeye baladlar. imdi askerin aklnda iki ey vard snmak ve yiyecek bularak, karnn doyurmak. Erler birbiriyle deta yar edercesine Yeniky'e doru kouyorlard. Evlerden alevler ve dumanlar kyor, yer yer Yeniky sokaklar gndz gibi aydnlanyordu. Kye girmeye balayan erler, alevler snmaya gayret ediyordu. Baz erler ise evlerde yiyecek olup olmadn aratryordu. Geri ekilmekte olan Ruslar ise Trklerin bu kadar kolay ve abuk ilerlemesine ard iin ellerinde bulunan baz erzak ve cephaneleri kyn dnda atmlard. Bunlar bulan Trk erlerinin sevincine diyecek yoktu. imdi Yeniky'de her ey vard. Yiyecek ve silah bulmulard. Hele askerin daha da memnun eden ey snabilmesiydi. Her ne kadar evlerin yaklmasna zlseler de snabildikleri iin kendilerini ansl sayyorlard. Hatta aralarnda ektikleri aclar ve yorgunluklar unutan erler birbirleriyle konuuyorlard: - Demek ki Sarkam'a girsek neler bulacaz? - Orada yiyecek bol, diyorlar.

- Cephane de boldur. - Bir gzel snrz. - Elbette ya. Ah u Sarkam'a bir varabilsek. - Dertlerimiz bitecek. - Her ey yoluna girecek, diyorlard. 31. Tmen akam zeri Narman'a girdi. Kasabaya giren erlerin ilk ii evlere dalarak, yiyecek aramak oldu. Askerin saa sola tehlikeli bir ekilde yaylmaya baladn gren tabur ve blk komutanlar erleri toplayarak ld'e doru ilerlediler. Bu arada d yaknlarnda geri ekilmekte olan Albay Katedze birlikleri Trk askeri tarafndan evrilmeye balad. Albay bulunduu birliklerin etrafna keif kollar karmay ve gzc koymay unutmutu. Trkler tarafndan saldrya uraynca, ilk nce Trklere kar koymak iin askerini yaymaya balad. Ancak daha sonra ne yapacan ard. Karsndaki birliklerin kuvvetli olduunu grnce 750 eri ile birlikte teslim oldu. Ayrca iki top Trklerin eline geti. kmekte olan karanlktan faydalanarak 600 Rus askeri de kamay baarabildi. 31. Tmen Komutan Albay Hasan Vasfi bu baarlardan dolay gayet memnundu. Tmene emir vererek askerin dinlenmesi ve karnnn doyurulmas iin gereinin yaplmasn istedi. * 32. Tmen askerlerinin artk yryecek hli kalmamt. Bu zorlu yollarda a bir hlde tam 15 kilometre yrm ve nihayet Patsik'e varmlard. Artk hedef Bardz'd. Ancak tmenin burada dinlenmesi gerekiyordu. nk neredeyse 30-40 km uzayan yry kolunun kye gelmesi beklenecekti. Patsik'e giren nc birlikleri iinde Faik avu ve mangas da vard. Komutanlarnn verdii emir zerine Patsik'te ve civar kylerde yiyecek aramalar emredilmiti, ilk nce kendi karnlarn doyurma telna den erler kyllerin yufka dedii bir tr ekmei bulunca ok sevinmilerdi. Ancak incecik yufkay yemeye doyamyorlard. Biraz dinlendikten sonra civar kylere daldlar. Bulabildikleri yiyecekleri ve kkba hayvanlar keserek, en ksa srede Patsik'e yollamaya baladlar... Faik avu ve dier topu erleri kk bir atein etrafnda sralarmlar, byk bir atete evirmeye baladklar koyuna itahl gzlerle bakyorlard. Hem snyor, hem de konuuyorlard: - Arkada u manzaray grmek iin 60-70 km yrdk ya. nann dedi dorusu. - Etin nasl bir yiyecek olduunu unutmutum. - Daha pimedi mi? - Biraz sabret olum. - Nasl sabrederim ki? Yrrken yiyecek bir eyimizin olmadn bilip katlanyorduk. Ama imdi ryamda bile grsem inanamayacan bir manzara var karmda. Byk bir atein, am odunlaryla her tarafn kokuya brnd, zerinde nar gibi kzarmaya balam bir koyun evirmesinin olduu yerde sabret demek inann ok zor ve garip... Onun bu szlerine dier arkadalarndan destek geldi. Faik avu ise dalga dalga yaylan snn karsnda gevemi, akl hep gerilere ve ektiklerine kayp eski gnleri hayal etmeye balamt. Yoksa her ey sonunda iyi mi olacakt? Bunca yol yrmler, bunca ile ekmiler ve yorulmulard. Hele hele Zehra ile karlamas aklna gelince dnmeden edemedi. Ateteki korlara gzlerini dikip dald gitti... "Belki" dedi "Her ey iyi olacaksa, bir gn Zehra ile karlarm, ite o zaman ondan ayrlmam. Ayrlmann acsn tekrar yaamak istemem. u 3-5 senedir hayatmda kan ve barutun, lmn yannda hayatma giren nadide bir iek gibi Zehra. Hatrladm tm tatl hatralarm ona kyor. Onu dnyorum. Ayrlmaya mecbur olmak ne kadar zor. Ama bir gn Zehra karma ktnda ya da ben karsna ktmda ayrlk mecburiyeti olsa da asla ayrlmayacaz. Hep yannda olacam. O da benim yanmda olacak." Faik avuun aklnda imdi iki kelimelik ksa bir cmle dnenip duruyordu: "Bizimle kal." ite Zehra'nn kendisine syledii son cmle buydu. Sonra iki kelimelik ksa cmleyi Faik avu kendi kendine aklam durmutu. mitlenmi, sevinmiti. Bir kardelen gibi, bir iek gibi bu beyaz lkede, bu beyaz yryte, bu beyaz hznde hayatna Zehra iyi ki de girmiti. imdi Faik avu geri dnebilmek iin bin bir mit tamaya balamt. te bu mit souk havalarda gnln stm, gayretini arttrmt. Ksacas her trl zorlua bir

baka gs germeye balamt. Hayatta kalmann yannda artk Zehra iin hayatta kalmay dler olmutu. Kader onlar nasl ki, dar bir yolda, hi umulmadk bir anda karlatrmsa, bundan sonra da neden karlatrmasnd? Bu soruyu soran Faik avu daha da mitlendi. Kendisine bir para but uzatan eri duymad bile. Bunun zerine Ziver: - avuum ackmadn galiba, dedi. Daldn gittin. Faik avu hissettii duygularn sanki anlalaca endiesiyle kzard. Hemen bir baka bahane buldu: - Isnnca gevedim. Bu saatlerin bitmesini istemiyor insan. - Gevedik ya... imdi manga erleri uzun zamandr zledikleri scaa ve yiyecee kavumulard. tahla et yemeye baladklarnda, u an hepsi ok mesut olduunu dnyordu. Faik avu ise bir kardelen ieine benzettii Zehra'y hayal ediyor, onu scak dlere srkleniyordu. Faik avuun m, deta buz balam gnlnde bir kardelen iei alyordu. Bu kardelen Zehra'yd... * Kar yava yava yayordu. Yollardaki izler yaan kar nedeniyle kolayca rtlyordu. Alayn nc mfrezesi olan Karabyk ise daha ileri sokulmak iin dik bir yokuu trmanmaya alyordu. Ancak bu trman erlerin byk g sarf etmesini gerektiriyordu, ou ark giyen erler yoku yukar ilerlemekte zorlanyorlard. Biraz trmanyor, neden sonra aaya doru kayyorlard. Kayan erler trmanmakta olan dier erleri de dyordu. Baka bir zaman elenceli ve gzel bir ocuk oyununa benzeyen bu dmelerden dolay eratn can sklyordu. Yine de inatla, iinde her dem kabaran fkeleriyle trmanmaya gayret ediyorlard. Yokuu kabilen erler daha sonra gelenlere yardm ediyor, yukar kmalarna destek oluyorlard. 99. Alay erleri ise daha uzun yolda ilerlemeye alyorken, yry kolu gittike uzuyordu. Yryen askerin aklnda bir mh gibi akl duran ey "Ne yiyeceimizden" ziyade, "Nerede konaklayacamz?" sorusu oluyordu. Hele akamlar ak arazide, ate yakmadan beklemek erat iin deta bir ikenceye dnyordu. Bu ikence, uykusuzluun ve yiyeceksizliin sayesinde daha da artyordu... leri, daima ileri yrmek konusunda artlanm beyinler, her ne olursa olsun ilerlemeye gayret ediyordu. Ama ayaklarda, dizlerde tkenen mecal nedeniyle kendilerine "kalk yr" deseler de bu o kadar kolay olmuyordu. Hele er ve hayvanlarn donmu bir hlde sada solda kalm cesetleri, askeri en ok zen olaylarn banda geliyordu. te o zaman krk bir mide tutunarak yrmeye gayret edenler, akbetlerinin eninde sonunda donmak olacan dnyorlard. Bu dnce onlarn gayretini, yrmesini ve cesaretini kryordu. En byk korkular yry kolundan uzaklamak ve ayr kalmakt. Ana kola yrmek iin ayrca bir aba gerekiyor ve erler komaya balyordu. Ancak bazen sert bir rzgr ve dik bir yoku erin abuk yorulmasna sebep oluyor, bir kenara kendilerini atveriyorlard. te bu sonun balangc oluyordu. Yava yava tatl bir uyuukluk her taraflarn saryordu. Sonra ylece kalyorlard. Ana yry koluna yetiebilenler ise daha dinlenme imkn bulmadan arkadalar arasnda tekrar yrmeye balyorlard. Karabyk mfrezesi ileride bulunan amla doru ilerliyordu. Tepede rzgr sert esiyor, kar yamamasna ramen yerden kaldrd karlar ok uzaklara ve telere tayor, kuytu yerlerde, vadilerde biriktiriyordu. Bu iddetli rzgrdan korunmak iin bir an nce aalk alana doru komaya balayan mfreze erleri kardan gelen seslerle irkilip durdular. - Teslim! Teslim! Osman teslim! Bir an ne olduunu anlayamadlar. Hemen karn iine atladlar ve tfeklerini aala dorulttular. Heyecanla beklemeye baladklarnda, tek tk Rus erleri kendilerine doru yava yava ilerliyor, bir yandan da Trke "Teslim!" diye baryorlard. Saklanmakta olan Rus bl, aalk alana doru koarak gelen Trk erlerini grnce taarruza kalkldn sanm ve saysn bilemedikleri Trklerin kuvvetli olduunu dnerek, teslim olmaya karar vermilerdi.

Mfrezenin en nnde karlar iinde yatmakta olan Yzba Ali Tevfik Bey bir an ne yapacan ard. "Ya bu bir tuzak ise?" diye iinden geirdi. Ancak Rus erleri silahlarn, yere atarak kendilerine doru geliyorlard. Ne yapmalyd? Ate emri verecek, teslim olmak isteyen Ruslar ldrtecekti. Ancak byle bir davran sava kurallarna aykr olduu gibi insanla da smazd. Neticede, ezeli bir dmanla da arpsalar onlar da insand. Onlar da m, ackm, yorulmu olmalydlar. Savata birbirine kar savaanlarn kaderi aslnda birbirine benzerdi. Ayn aclar eker, ayn duygular yaarlard. Ayn zahmete ve zorlua katlanrlard. Yine de kar tarafn daha rahat, daha kuvvetli olduunu dnmeden de edemezlerdi. Yzba Ali Tevfik Bey de biraz daha beklemeyi uygun grerek daha ne kadar Rus askerinin olduunu anlamaya alyordu. Vakit de kazanmalyd. 99. Alayn ana yry kolu kendilerine yaklatnda ok elverii bir konuma sahip olacaklarn biliyordu. Ama Rus askerleri kendilerine doru gittike yaklayorlard. Bir karar vermeliydi. Yatt yerden iki- ere bard: - Haydi gidin unlarn tfeklerini aln. Eklemeyi de unutmad: - Dikkatli olun! Dize kadar kar iine gmlm, iki er kalktlar, tfeklerini dorultularak teslim olmak isteyen Rus erlerine doru yrdler. Rus erleri ise durmadan: - Teslim, diye Trke konuuyorlard. Kurulu bir saat gibi ayn kelimeyi tekrar etmeleri Trk erlerini kzdrmt: - Tamam ulan tamam! Teslim alacaz! Ne kadar da meraklymsnz teslim olmaya! Erin ne dediini anlamayan Rus eri glmsemeye alarak "Teslim!" demeye devam ediyordu. - eytan diyor unun azn burnunu dat. Bir daha hi konumasn. Sonra erin biri iaretle tfekleri Rus askerine toplatt. Yzba Ali Tevfik Beyin yanma doru yrmeye baladlar. - Komutanm bir blk kadar asker aalarn arasnda teslim olmay bekliyor. - Bir blk m? - Evet. - Biz o kadar kalabalk deiliz ama... - Olsun komutanm, bunlar teslim olmaya ok merakllar. Herhalde zorlanmadan bunlar teslim alabiliriz. - Sakn bu bir tuzak olmasn. - Sanmam. - Peki yleyse. Dierleri u Ruslara gz kulak olsunlar yanmza be er daha alalm, gidip bir bakalm. - Ba stne komutanm! Yzba Ali Tevfik Bey yanna bir subay ve alt er alarak teslim olmak isteyen dier Ruslarn yanna doru ilerlemeye balad. Aalk alanda bir araya gelip titremekte olan Ruslar grnce rahatlad. inden "Bunlar bizden daha kt durumda" diye dnd. Yanndaki Temen Hasan'a dnerek: - Bunlar kolaylkla esir alabiliriz, dedi. Temen Hasan da sadece: - nallah, dedi. Sonra Rus komutanlarla Franszca konumaya baladlar. Bir Rus Binbas artk savamak istemediklerini, Trklerin byk bir harekat iinde olduklarn bildiklerini syledi. Ancak teslim olmak iin bir art vard. Kendisinin rtbesine denk Trk subay tarafndan teslim alnmay istiyordu. Yzba Ali Tevfik Bey, Rus Binbaya kendisinin yzba olduunu ve arada ok byk bir rtbe farknn olmadn beyhude yere aklamaya alt. Rus Binba, Nuh diyor da peygamber demiyor, illa kendisini bir Trk Binbann teslim almasn dile getiriyordu. aresiz kalan Yzba Ali Tevfik Bey 99. Alayn ana yry kolunun artk yaklatn dnerek: - Peki, sizi bir binba teslim alacak. Ben gidip bu konuyu komutanlarmla greceim dedi. Bu arada Temen Hasan'a emir verdi: - Eer bunlar yanl bir ey yaparsa gzn krpmadan vur! Tepeye henz km olan 99. Alay 1. Tabur Komutan Binba Kemal Beye giderek durumu anlatt. Kemal Bey memnun bir ekilde: - Elbette esir alalm. yi olur, dedi.

Sonra bir blk erle sz konusu aalk alana doru ilerlemeye baladlar. Binba Kemal Bey daha nce yzba Ali Tevfik duyduu kayglar duymaktayd: - Yzbam bunlar bize bir tuzak hazrlam olmasnlar? - Ben de batan yle dndm ama teslim olmaya can atyorlar. Bizim kuvvetlerimiz de ok sanyorlar. Savamaya hi niyetleri yok. - yi o zaman... Bir blk Trk eri ile yaklamakta olan Kemal Beyi gren Rus Binba bir sre sonra geri dnd. Askerlerinin hl silah brakmadn grnce teslim olup olmamay dnd. Aniden geri dnp deiik bir Rusa ivesiyle bir eyler syledi erlerine. Temen Hasan Franszca ne dediini sordu. Oda: - Silah brakmaya hazr olun, Trk subay geliyor, dedim diye aklamada bulundu. Temen Hasan ise yaklamakta olan binbaya bakyor, bir yandan da Rus erlerini kolluyordu. Ama onlarn sakin bir ekilde durduklarn grnce bu iin ok kolay olacan dnd... Rus erlerine dnd ve: - Tfekleriniz yere atn, dedi. Rus Binba ise ona: - Sakin olun. Nasl olsa silahlarmz brakacaz. Ben silahm sadece binbanza verebilirim. Size tabancam teslim edemem, deyince, Temen Hasan bu durumu kabullenmek zorunda kald. - Peki, dedi. istediiniz gibi olsun. Binba Kemal ve Yzba Ali Tevfik artk Rus erlerini gayet iyi grr bir konuma gelmilerdi. lk nce elleri tetikte ilerlemiler, daha sonra Ruslarn teslim olmak iin ar ar hareketlerini grnce tfeklerini indirmilerdi, ite ne olduysa o anda oldu. Rus Binba Rusa bard: - Ate! - Ate! - Ate! Arka tarafta teslim olmay bekleyen ancak silahlarn henz atmam bir blk Rus eri ayakta olduu hlde yaklamakta olan iki blk Trk askerine ate at. lk ate srasnda birok er vurularak yere dt. Ne olduunu anlayamayan Trk erleri ve komutanlar kendilerini yere attklarnda ok ge kalmlard. ki blk askerin kayb bykt... O srada Rus binba erlerine Trklerin etrafn sarmasn syledi. Bu arada daha nce teslim olan baz Rus erleri de silahlarn alarak Yzba Ali Tevfik'in Karabyk mfrezesine ate etmeye balad. Ksa srede gafil avlanan Trk askerlerinin pek ou ehit oldu. Yzba Ali Tevfik, Binba Kemal ise esir edildi. Temen Hasan ise ehit dt...39 Rus komutan ald esirlerle ormanlk alana doru hzla ilerledi. Geriye doru ekilmeye balad. Bu durumdan byk bir utan duyan Binba Kemal Bey ise hi olmazsa yarallarn baklmasn istedi. Aksi hlde bunlarn ksa srede donacan syledi. Bu tr davrann askeri kurallara sava kurallarna uymadn ifade etti ama Binbaya dinletemedi: - Bo ver binba! Siz de donacak asker ok. Haydi yryn. Binba Kemal yrrken, kar gibi eriyip lmeyi o kadar ok istemiti ki... 8. BLM 30. ve 31. Tmenler Oltu'dan sonra karl yollardan Penek'e gelmi, buradan biraz daha douya hareket ederek Arsenik'e varmt. Tmenler buradan sonra Allahekber Dalar'n aacak; 31. Tmen Baky, 30. Tmen ise Beyky zerinden Sarkam'a saldracaklard. Bylelikle amurlu Dadan ilerleyen 9. Kolordunun 17. ve 32. Tmenlerini karlamak isteyen Ruslar gafil avlanacaklard. Daha nce Bardz'a gelen 29. Tmen bir sre sonra Bardz'dan Kzlkilise ynnde hareket etmi, yksek tepeleri tutmutu. leri bir harekt iin ve zellikle Sarkam'a taarruza geme grevi de bu tmene verilmiti. Bu saldry 17. Tmen de destekleyecekti. 32. Tmenin ncleri de ar ar Bardz'a doru gelmeye alyordu.

Tmenin nnde gitmekte olan Faik avu ve topu takm karl yollardan imdi derin bir vadi iinde kvrla kvrla yrmeye alyordu. Bu yry srasnda zaman zaman ken sis younluunu iyice arttryordu. Faik avu, bazen Ziver ile birlikte yryor, bazen de seyyar topu itiyordu. Ziver ise kendisine zimmetlenen atn bacan tfei ile birlikte tayordu. Ziver'i en ok rahatsz eden ey de ite buydu. Uzun bir yolculuk boyunca bir de atn ayan tam, dier erlerden daha ok yorulmutu. Bardz'a girdiklerinde, bu atn bacandan kurtulmay umuyordu. Bir de yiyecek bulacak olmalar onlarn iinde bitip tkenmek zere olan midi yeertmeye yetiyordu. * Bardz bir vadinin hemen yamacnda kurulmutu. Dousunda yer alan Kzlkilise Kyne gitmek iin derin olan bu vadide bir sre yrmek ve daha sonra yaylalara kmak iin dik bir yokuu trmanmak gerekiyordu. Bu yoku tepeye doru daha da dikleiyordu. Kzlkilise'den sonra az eimli dzlkte Sarkam yer alyordu. Artk Sarkam uzaktan grnyordu. Sarkam'n d mahallelerindeki evlerin beyaza brnen atlar, bacalardan ge ykselen dumanlar kolaylkla seilebiliyordu. Bu manzara askere gizli bir mit alyordu. Aylardr ektikleri ilenin hep bu nazl yar uruna olduunu grenler, umudunu yitirenler, hayal krklna urayanlar hep Sarkam iin geldiklerini dnnce, bu kadar yakma gelince, Kafkasya'nn kilidi olan bu kk kasabaya yaklatklarn grnce, kendileriyle, gazi arkadalaryla sada solda donan arkadalaryla, halen Allahekber Dalar'n amaya alan 11. Kolordu ile gurur duyuyorlard. Bu gurur onlarda yine gizli bir sevince dnyordu. Sarkam'ta her ey vard. Orada her ile son bulacakt. Tpk bir Ferhat gibi dalar aan bunca ak, nazl bir yar gibi olan irin'ine yani Sarkam'a kavuacakt. Bu kavumada yen eller, ayaklar ksacas tm vcut snacak, a olan midelere scak a girecek, kar stnde, kar souunda uykusuz geen gecelerin yerini scak yataklar, scak odalar alacakt. Birbirine hasret iki sevgili nihayet kavuacakt. Mahcup bir ak gibi "Sarkam sana ok uzak ve zorlu yollardan geldik, bizden sevgini ve cmertliini esirgeme" diyeceklerdi... Bu sevdaya tutulan Trk Ordusu kn kurtlarn bile gezmeye korktuu dalar amak iin urayordu... * 32. Tmen Bardz'a girdiinde kasabaya ulaan haberle sarslmt. nk 28. Tmenin 82. Alay Bardz'n hemen ilerisinde bulunan akrbaba Da blgesinde Ruslarla muharebeye tutumutu. Alayn sa yannn kuatlmak zereydi. Bu yzden 32. Tmenin desteine ihtiya vard.*' Durumu daha yakndan grmek isteyen Tmen Komutan Albay Abdlkerim topular ve svarilerle birlikte epey ileri sokulmu, durumun nemini grnce de hi tereddt etmeden nc birliklerini destekle grevlendirmiti. te yine ayn ey olmutu. Bardz'a ne mitlerle gelen asker, daha karnn bile doyuramadan Ruslarla muharebeye tutumutu. Albay Abdlkerim Bey hemen topularn ate amasn istedi. Bu emir zerine Faik avu ve erleri hemen toplar ileri hatlara tamak iin insanst bir gayret sarf etmeye baladlar. Ancak topun namlusu geride kalan erlerde, kzaklar ise bir baka erlerdeydi. Top mermilerini tayan at arabas ise epey geride kalmt. Paralarn farkl kiiler tarafndan tanmas yznden topu hazrlayp atelemek vakit alyordu. Her vakit kaybnda Albay Abdlkerim deta kplere binmi bir ekilde fkeyle baryordu: - Haydi sallanmayn! - Vakit kaybediyoruz! - Ate abuk! Yine de hemen ate vaziyetine gecikmedi. Faik avu ve mangas topun paralarn bir araya getirmeyi baarabilmilerdi. Hi vakit kaybetmeden atee baladlar. Bu ate karsnda ilk nce sersemleyen Rus birlikleri ilerlemeyi durdular ve siperlerini pekitirdiler. 28. Tmen bir nebze olsun nefes alabilmiti. Artk Ruslarn zerine ilerlemeliydiler. Ancak ertesi gn Sarkam'a yaplacak taarruzun esas eksenini tekil eden 29. ve 17. Tmenlerin vaziyet almasn beklemek gerekiyordu. 32. Tmenin esas kolu da Bardz'dan km, Kzlkilise'ye doru giden yaylalar tutmak iin ilerliyordu...

Asker Sarkam'a bu kadar yaklamann midiyle vadi iinde ylmadan yryor, dik yokular kmaya alyordu. Hele 10. Kolordu da Allahekber Dalar'n aabilirse Ruslar tam bir kskaca alnabilecekti. Sarkam'ta az bir Rus kuvveti vard. Eer Trkler hzla saldrabilirlerse gerekten Sarkam' ele geirme ihtimalleri bykt. Fakat esir olan Nasuhi Beyin zerindeki evirme planlar Ruslarn eline gemi, Ruslar Trklerin harektndan haberdar olmular ve ileride bulunan birliklerini byk tartmalardan sonra Sarkam eksenine doru ekmeye balamlard. Durmadan da yedek birlikler getirmeye alyorlard. Bunun iin de Sarkam'a kadar uzanan ve her mevsimde gayet iyi ileyen demiryollarndan yararlanyorlard. Trkler ise demiryollarndan mahrum olduu gibi patikalardan, iki kiinin birlikte zor gidebilecei yollardan ve dalardan Ruslar zerine yrmeye alyorlard. Faik avu ve Ziver artk ok yorgundu ama Sarkam nlerine geldiklerinden dolay da tarifsiz bir heyecan duyuyorlard. Uzun bir yolculuun sonuna gelmiler ve birka gn iinde topyekn saldrya geince Sarkam' ele geirebileceklerini ilk kez yola ktklar gnleri dnyorlard. Akama doru Bardz yaylarndaki arpmalar hzn kesmiti. Her iki taraf da sabah bekleyecekti. 26 Aralk 1914 gn byk bir taarruza geecek olan 29. Tmen erleri etrafa yaylm, sabah etmek iin scak bir yer aramaya balamlard. Ancak Ruslara ok yakn olmalarndan dolay ate yaklmayacak olmas hepsinin cann skmt... Topun etrafnda kmelenen Faik avu ve manga erleri hi konumuyor, inatla susuyorlard. Ziver ise kaputuna sk skya sarlm, srtn topa vermiti. Gzlerini gkyzne dikmi yldzlar sayyordu sanki. Sonra bir ey hatrlam gibi Faik avuun yanna geldi. - Ne dnyorum avuum biliyor musun? - Ne dnyorsun Ziver? - Artk yolun sonuna geldik. Yarn ne olur bilinmez ama iim hi bu kadar darlanmamt. Herhalde ben yarn leceim avuum. Bu szlere Faik avu gld: - Kimin lp kimin lmeyecei belli olmaz. - Yok yok, iime douyor avuum. Bana Sarkam'a girmek nasip olmayacak. - Ben lrsem szn unutma avuum. - Ne sz Ziver? - Kaput sz... Bak unutmusun bile. Benim kaputumu sen giyeceksin ve Sarkam'a gireceksin. Eer bol miktarda yiyecek bulursan, benim iin de ye avuum. Hem de tka basa... - Ziver bunlar nereden karyorsun? - avuum ben hislerimde yanlmam. Manga erleri onlarn konumalarn sessizce dinliyordu. Baki Bey u saatlerde ok heyecanlyd. Artk Sarkam Trklerin eline geecekti. Bu i de kolay olacakt. Hele alm olduu baz haberler neesinin artmasna sebep olmutu. Sarkam'tan Kars'a doru yaklak 6 kilometre derinliinde bir yry kolu ile birok araba geri ekilmekteymi. Sarkam'ta kalan baz Rus kuvvetlerin bu ekilmeyi kolaylatrmak iin oyalama taktii yapaca haberi yaylmt. Hlbuki Ruslar geri ekilmiyor yeni bir kuvvet sevk ederek Yeniky zerinden Kzlkilise'ye yeni bir saldr balatmak iin olanca gleriyle hazrlanyorlard. * Baki Bey bu tr haberleri duyduunda her eyin kolay olacan dnyordu. Ruslarn kendilerine direneceini sanmyor, bir sre sonra Sarkam'a girecek komutan arkadalarn kskanyor ve Ara Nehri kysnda bulunmaktan dolay da akas znt duyuyordu. te Trk ordusunun gc buydu. Dalar aar, yrnemeyecek kadar dar yollarda yrr, uurum kenarlarndan yoluna devam eder, ne yapar ne eder Sarkam'a girerdi. Ruslar, Kars'a kadar ekilecekti. Sarkam alndktan sonra da sra elbette Kars'a sonra da Kafkasya'ya gelecekti. Eninde sonunda oras da kurtarlacakt. "Hasta adam" denilen Osmanl'nn gc ite byleydi. Bu millet ve devlet Anka Kuu gibi kllerinden doabiliyordu. Bu dou yaman oluyordu. Asker a da olsa, ak da olsa yorgun da olsa, vatan dendi mi, tm bunlar bir mazeret olarak

alnamazd. te Osmanl kendine geliyordu son yllarda kaybettii topraklan yeniden kazanyordu... Baki Bey bu yzden ok mutluydu... * Ertesi sabah yar uyank yan uykulu geen saatlerden sonra 32. Tmen Bardz yaylalarnda saldrya geen Ruslara kar direnmeye balamt. Ruslar ilk nce top atei ile saldrya balamlar daha sonra birok askeri ileri srmlerdi. Cephenin n ksmnda bulunan Faik avu ve Ziver, mangann dier erleri toplarn art arda ateliyorlard. Ancak Ruslarn youn ateine karlk vermede zorlanyorlard. 29. Tmen ise sabah saat 7.30'da Sarkam' ele geirmek zere taarruza gemiti. 10. kolordunun 30. ve 31. Tmenleri ise daha ortalkta yoktu. Ruslarn Sarkam' kuvvetli bir ekilde tahkim etmekte ve asker getirmekte olduunu dnlerek, saldrnn bir an nce yaplmas kararlatrlmt. Faik avu ve Ziver Ruslarn ilerlemeleri karsnda topun yannda geri ekilmemek iin direniyorlar, tfeklerini atee hazr tutmaya alyorlard. Bir sre sonra iki tarafn da birbirine girdii karlar zerinde boaz boaza arpmalar balad. Faik avu topun bandakilere haykrd: - Haydi daln! - Ya top? - imdi topu deil, tepeleri sahiplenme zaman. Ruslar ilerlememeli. - Yayln. Toplu durmayn. Sonra daha fazla konuamad. Faik avu kendine doru koan Rus erlerine ate etmeye balad. Siper ald bir aacn arkasndan ate ediyordu. Dier erler de tfeklerini ateledi. Daha aada ise ilerleyebilen Ruslarla Trkler arasnda sng sava srp gidiyordu. Faik avu bir yandan ate ederken, bir yandan da Ziver'i kollamaya alyordu. Ziver ise attn vuruyordu. Hi skalamamt. Bunun zerine Faik avu: - Ziver hi skalamadn, dedi. - Elbette avuum. - Dayan Ziver... - Dayanyoruz avuum. - Dikkat sa tarafmz zayflad. Oradan geliyorlar... - Gelsinler bakalm. - Ziver ate! O esnada Faik avuun omzunu bir mermi syrd. Onun vurulduunu gren Ziver kendini biraz gsterince, onun da omzuna bir mermi sapland. Ac iinde haykrarak yere dt. - Ahhh! - Ziver! - avuum yaralandm. Tfeimi bile tutamyorum. - Geliyorum. Faik avu arkadana doru yrmek istiyor ama kardan alan youn ate nedeniyle yava hareket etmek zorunda kalyordu. Ziver tfeini drm ve savunmasz kalmt. Omzunu tutuyor, yerdeki tfein kasaturasn bir eliyle karmaya alyordu. Ancak gittike Rus erleri kendisine doru ilerlemeye balamlard. Bu durumu gren Faik avu atei onlara evirdi. Biraz olsun Ziver'i korumak istiyordu. Ama yle youn ate altnda kalmlard ki, Faik avu ne yapacan armt. Ne olursa olsun Ziver'e yardm etmeliydi. Bu dnce ile karlarn iinde srnerek yaklamaya balad. Ziver'in savunmasz bir ekilde kaldn grnce, iki Rus er ona doru komaya balamt. Onlar gren Faik avu da bu kez srnmeyi brakp Ruslardan nce Ziver'e doru komak iin abalyordu. deta nefesini tutmu, tyleri diken diken olmu, gzleri bym, tm dikkatini toplam bir ekilde koan Faik avu bir yandan da baryordu: - Hayur! Ziver! Dikkat et! Faik avuun bu haykr nedeniyle geriye dnen Ziver iki Rus eriyle burun buruna geldiinde yapaca bir ey yoktu artk. Sngler art arda vcuduna girince karlarn stne ylverdi. Komaya devam eden Faik avu byk bir nefretle tetie basp bard:

- Hayr! Ziver'i az nce sngleyen erler vurulup yere dtnde, Faik avu'un fkesi daha da bymt. Ziver'in cesedi yanma km, atee devam ediyor, bir yandan da kendinden gemi bir hlde baryordu: - Hayr! Ziver lme! lk dalgann krlmas nedeniyle Ruslar duraklar gibi olmutu. Az sonra Trk topusunun amansz bir atei balad... Bu aralktan dolay Ziver'in cesedi zerine kapanan Faik avu alamaya balad: - Ziver... lme... Kolay pes etme... Sarsla sarsla alayan Faik avu mangann dier erleri tarafndan teselli edilmek istendi. Sonra Faik avu: - Arkadalar onu burada brakamayz, dedi. Geriye tayp gmelim. - Tabii frsatmz olursa, dedi erlerden biri. Bu sz zerine byk bir fkeye kaplan Faik avu bir atlayta erin yakasna yapt: - Bana bak! Frsat falan bilmem! Ziver gmlecek tamam m! Onu burada brakacamz m sanyorsun? Ben onunla yollar yrdm. Dalar atm. Donuklar gmdm. A kaldk! Susuz kaldk! Yokluu ben onunla paylatm. Sen ne dediinin farknda msn ha! Ne pahasna olursa olsun onu gmeceiz. Dierleri gibi onu kurtlara, srtlanlara, kargalara le yiyicilere brakamam tamam m! Tamam m! Faik avu deta kendinden gemiti. Baryor, aryordu. Sada solda ise tek tk tfek sesleri ile top sesleri iitiliyordu. Gsne bastrd Ziver'in cesedini tayor, bazen de salarn okuyordu. - Ziver... Dostum, beyaz dostluumuz burada m bitti? Her dem beyaza brnen dostluumuz bitti ha! Aylarca beyaz yollarda yrdkten sonra imdi seni kara topraa vermek ne kadar byk ac. Ama sana verdiim sz tutacam. Delik deik olmu, kanna bulanm kaputunu giyeceim, sz Ziver'im... Sz... Sen artk hi meyeceksin. Artk scak lkeye, scak diyarlara gittin. Biliyorum bize bakp glmsyorsun. Ama ben senin iin alyorum Ziver. Her zaman da alayacam. Erler onu Ziver'den nasl ayrlacaklarn dnyordu. Daha dorusu cesaret edemiyorlard. Erin biri usulca yaklap omzuna vurdu. - avuum haydi kalk. Gidelim. Bu sz zerine Faik avu Ziver'i kucaklad. Gzyalar iinde yamacn aasna doru yrmeye balad. Erler ise avularnn silahn ve antasn alp arkasndan geliyordu. Hepsinin ba nndeydi. Sanki az nce onlar savamamt. Sanki hi myorlard. Ne alk ne souk ne de kar hi bir ey umurlarnda deildi. Onlar en yakn arkadalarn yitirmilerdi. Nazl bir yar gibi ok ok uzaklardan grnen Sarkam daha nice arkadalarn onlardan alp, beyaz ve karl yollardan alp kara topraa m sokacakt? Sarkam nazl yar gibi ok uzaklardayd. Onlar ise kendisine komulard karl dalardan, karl yollardan. ok yaknda olsalar bile Sarkam'a ok uzaktlar... Sarkam ise eski bir yar, gibi nazl yar gibi deta kendilerine bakyordu... Faik avu, Ziver'i karlar zerine yatrmaya kyamad. Kucanda tuttu. Mezarnn kazlmasn bekledi. Sonra ar ar Ziver'in delinmi kaputunu karmaya balad. Sonra srtna geirdi. Onun bu hareketini gren bir takm subay fke iinde yanma yaklap: - Bana bak sen yapyorsun! - Arkadamn kaputunu aldm efendim. - Sen l soyucu musun be adam? Bu sz zerine Faik avu titremeye balad. Dilerini ve yumruklarn skyordu, boyun damarlar gerilmi, gzleri bymt. Ne diyeceini bilemiyordu. Bu yzden de dlerini kenetlemi skyor da skyordu. Komutan ise onun bu hlini grnce ard. Ama sylenmeye de devam etti: - Arkadana yaptn reva m bu! Daha fazla kendini tutamayan Faik avu olanca gcyle bard: - Bu adam uzaklatrn buradan! Erler elbette bir ey diyemedi. Ancak komutan Faik avuun haykr zerine yava yava uzaklamay tercih etti. Kalabala kart. Faik avu ise kendi kendine sylenip duruyordu:

- l soyucuymu... Biz Ziver'le talana bile katlmadk! Her ey sizin bildiiniz gibi deil... - Tamam avuum sakin ol. - Sakin mi? - Sinirlenme, kendine gel. - Ben kendimde miyim? Kendime ne zaman gelirim, ben de bilmiyorum! Haydi Ziver'i topraa verelim. Zar zor dize kadar alan bir ulu saramn altnda alan mezara Ziver'i yatrdlar. Sonra, karla kark topra ve donmu duygularla stne attlar. Ne krek vard ne de apa... Ziver'i, Faik avu bata olmak zere manga erleri avularyla attklar donmu toprak ve karlarla gmdler. Taze mezarn banda Faik avu srtnda kanl kaputu ile deta granitten yaplm bir heykel gibi ylece kalakalmt. Hibir ey dnemiyordu. Kzarm gzlerinden yuvarlanan gzyalar yanaklarndan szlp Ziver'in mezarna damlyordu. Tuzlu gzyalar beyaz karlar iinde kaybolup gidiyordu. Tuzlu gzyalar gibi nice vatan evlad da Allahekber Dalar'n amaya alrken kaybolup gidiyordu. Sarkam nlerinde kayplar durmadan artyordu. Erler, subaylar, mitler ve hayaller beyaz hznn kt karlar iinde bir bir kayboluyordu. Var olmak iin, yeniden domak iin byk bir sefere katlanlar imdi bir bir karlarn altnda ve dalarn koyunlarnda yitip gidiyordu... "10. Kolordunun tmen arlklar ile byk bir ksm, Binba Reit komutasndaki ncy 1 km. geriden izliyordu. ok souk bir havada karl dalar amak zorunda tmenlerin izledii patikalarda iki askerin yan yana yrmesinin imkn yoktu. Bu yzden kol derinlii kilometrelerce uzamt. Askerin hareketini kolaylatrmak iin talimatname uyarnca serbestlik saland. Ordu karargh ne geerek yol amaya almsa da zayiatn nne gecikmedi. 14 saat sren zorunlu yryten sonra Beyky'e gelen blklerde 10-15 askerin olduu grlmt. nc saat 17.15'te Beyky'e girdii hlde artnn ancak saat 23 sularnda gelebilecei tahmin ediliyordu. Allahekber Dalar'nda tmen tamamen elden kmt. Sabaha kadar gelen erlerle tabur mevcutlar 100'er ere bile tamamlanamamt. Askerlerin konak yerinde toplanmas ve gereken intizam altna alnmas iin iki gnlk istirahat karar verilmise de bu karardan dnlm 27 Aralk leden sonra hareket etmek zere ktalarn toplanmas emredilmiti. "* Hele Allahekber Dalar'nn zirvesinde birlikleri anszn eviren bir tipi hibir tedbirin alnmasna frsat vermemiti. Kimsenin kimseye yardm edecek hli yoktu. Yry kollar dalm, asker tam manasyla bitmiti. Subaylar tipi iinde barp aryor, erlerin toplanmasn istiyordu ama bu Allahekber Dalar'nda bu hi mmkn olmad... stanbul'dan marlarla uurlanan askerler iin; "ehitsen secdeler yce ruhuna der, Yer Allahekber, gk Allahekbef denmiti... Gerekten de yrdkleri dalarda, yer "Allahekber" gk "Allahekber Dalar" ile kaplyd. Zaten zirvede gk ile dalarn karl balar ayrt edilemiyordu. "Allahekber!" diyerek yollara denler imdi Allahekber Dalan zirvelerinde "Allahekber!" diyerek donup kalyordu... * ok uzaklarda tepenin birinde ete reisi gzcsne merakla sordu. - Onlar m? - Onlar. Kzakl arabalarndan tandm onlar, - yi... - Yanlarndaki er yok reis! - Bu daha iyi. Bundan sonra yollarda Trk askeri olmadn sylediler. - imiz kolay desene. - Kolay ya. - Ancak Ardos'a varmadan onlar yakalamalyz. Daha aaya istesek de inemeyiz. - Elimiz abuk tutmalyz. - Bir tulum altn var Kadir Aada. Ya kzlar? - Her biri ay paras gibi reis. - Hah hah ha gzel, gzel ok gzel. - Kayorlar bizden. Ama onlarn karsna yle bir zamanda kacaz ki arp kalacaklar. Altnlar ve kzlarn bizim olacak Kadir Aa.

Bu szleri syleyen Kadir Aann kilerinde saklanp altnlarn yerini renmeye alan bir apulcudan bakas deildi. Atllar tepeden ar ar yola doru inmeye baladlar. * 26 Aralk gn tm birlikler yorulduu iin yeni bir saldr 27 Aralk'a ertelenmiti. 10. Kolordu hl grnrlerde yoktu. Hlbuki bu kolordu 25 Aralk gn Sarkam civarlarnda olacakt. Hele bugnn kayda deer bir olay daha vard ki, Gani Bey komutasndaki 51. Alay defalarca, bkmadan usanmadan da olsa Sarkam'n batsnda yer alan erkezky'e saldrmt ama mevcutlar gittike azald iin bu kasabaya girmeye muvaffak olamamt. erkezky'e saldrlar devam etmi, dalga dalga yenilenen hcumlar karsnda 87. Alay Komutan Binba Ltfullah Bey hasta yatandan kalkm, yanndaki erlerle birlikte alaynn banda erkezky'e girmiti. Akam bastrdnda ise kyde birden ateler grlmt. Geri ekilen Ruslar ky atee vermilerdi. Bu arada sa kanatta ilerleyen dier bir alay olan 83. Alay dman karsnda dalnca 87. Alay ok zor duruma dm ve savunmasz kalmt. Ruslar da ky kuatmaya balamlard. Ltfullah Bey ileride kendilerinin sarlacan grm ve iki avula alay sancan geri gndermi ve Ruslarn eline gemesini nlemiti. 10. Kolordunun Allahekber Dalar'n aan dkntleri yava yava toplanmaya baladnda iki saat iin istirahat istediler ama bu istek reddedilince aresiz bir ekilde Sarkam ynnde yrmeye baladlar. amurluda srtlarnda Rus piyadelerinin grlmesi zerine byk tehlike altnda kalacak olan ve Bardz'da bulunan 32. Tmene Sarkam'a hcum emri verildi. Bardz'dan hareket eden kuvvetler hzl bir yryle Yeniky-Kzlkilise-Baky geitlerinin olduu yerde Ruslarla etin bir muharebeye tutumutu. Ruslar Sarkam'a girmek isteyen tmene inatla kar koyuyorlard. Faik avu, Ruslarla vuruurken bir baka Faik avu oluyordu. Byk bir fke ve kin ile gz pek bir ekilde onlara saldryordu. Aklndan Ziver'in vuruluu kmyor, hi saknmadan bir deli gibi Ruslarla arpyordu. Gzler ara sra 10. Kolordu birliklerini aryordu ama onlarn nerede olduklar dahi bilinmiyordu. 32. Tmen ise Ruslarla savamaya devam ediyordu. Artk Sarkam' gren Trk erleri amurluda eteklerindeki orman ilerinden karak, plak arazide karlar iinde Sarkam'a doru komaya balamlard. Ancak kendilerini oyalayan Rus kuvvetleri bir yere kadar kar koyuyor sonra geri ekiliyorlard. Yine hzl bir ekilmeyle Trklerle aray aan Ruslar, beyaz arazide kolayca seilebilen Trk erlerine kar amansz bir top atei balattlar. Byk bir zayiata ramen Trk birlikleri Sarkam'a saylar azalsa da ilerliyorlard. Faik avu etrafnda patlayan top mermilerinden korunmak iin saa sola kayordu. ncler tatl bir eimle Yukar Sarkam'a dek uzanan yamalarda ilerlemeye alyordu. Faik avu da bu nc birliin iinde kalmaya gayret ediyor, ok yaklamken Sarkam'a giremezlerse, kahrolacan dnyordu. Bu yzden de kalka da olsa ilerlemeye alyordu. Bir yandan da kendinden gemi bir hlde: - Ziver Sarkam grnd. Az kald Ziver. Sarkam'a gireceiz inallah. Yukar Mahalle'nin evleri bile belli oluyor. Nazl bir yar olan Sarkam'a giriyoruz. Sen mezarnda rahat uyu. zerimde tadn kaput buna ahittir. avuun Sarkam'a ne pahasna olursa olsun girecektir. Bu giri ile senin ve benim hatta ordumuzun yry son bulacaktr. Sen hi merak etme. Bana gven, diyordu... * Faik avu artk srnmeye ve kayalklarn arkasna gizlenerek yava yava Sarkam'a yaklamaya balad. Sarkam'n Yukar Mahallesi hafif bir tepenin yamacndayd. Bu tepeye az kalmt. Yaklak 300 kadar Trk eri mahallenin yaknlarna dek sokulabildiler. lerlerken, kendilerine destek geleceini sanyorlard. Bu yzden de, byk bir cesaretle ve mitle, Sarkam'a doru ilerlemeye gayret diyorlard. Kasabann dnda yer alan evlerin arasna girdiklerinde kendilerine atele karlk verildi. Faik avu bir duvarn ykntsn siper ald. Arkadalarna daha da ilerlemeleri iin iaret yapt. Biraz daha ilerleyen Trk birlikleri eski evi ele geirmiti. Faik avu duvardan duvara ilerliyor, en n saflara doru

sokuluyordu. Ara sra, takviye gelip gelmediine bakan erler geride amurluda eteklerinde arkadalarnn kolayca vurulduunu grp kahroluyorlard. Ama byk bir fke ile saylarnn azlna bakmadan yine de ilerlemeye alyorlard. Faik avu bir dam zerine kp etrafa bakndnda, Rus askerinin istasyon civarnda mevzilendiini grd. Buna ramen yine ilerlemek konusunda kararlyd. Sarkam'a girebilen erlerle birlikte arpmaya devam ederken, byk bir Rus gcnn kendilerine doru gelmeye baladn zlerek grd. Biraz sonra Ruslar Sarkam'a girmeye alan erleri geri srmeye balad. Faik avu sanki yannda Ziver varm gibi onunla konuuyordu. - Ziver... Geri mi ekiliyoruz? Olmaz. ekilmemeliyiz. Hani diyordun ya, nazl bir yar gibiydi Sarkam. te bu nazl yrin salarna uzanmak zereyiz. ekilmememiz lzm, iki k, iki sevgili kavumak zere ama bizi ayrmaya geliyorlar Ziver. Yukar Mahalle'ye giren Trk erlerinin elinde be on eski ev kalmt. Ancak amurluda'dan yeteri kadar takviye gelemeyin-ce kesiklik olmu, Ruslar bu kesiklii youn top ateine balamlard. O gn leden sonra, Sarkam'taki Rus askeri on bine ulamt. Yaylarak Yukar Mahalle'ye ve amurluda eteklerine doru ilerliyorlard. Faik avu ve mangas da Miralay Bukretof tarafnda sarlmt. Bunun farknda olmayan Faik avu ve yanndaki erler Ruslara kahramanca kar koyarken, cephane ve mermilerinin bitmek zere olduunu, bir sre daha vurumaya devam ettikten sonra etraflarnn sarldn zlerek grdler... Kendilerine Trke olarak sesleniyorlard: - Teslim olun! Osmanlar teslim olun! - Aksi hlde ldrleceksiniz... Faik avu duyduklarna inanamad. Neler oluyordu? Hani takviyeler neredeydi? Hani Sarkam'a arkadan girecek 10. Kolordu birlikleri neredeydi? Byle mi olacakt? Sarkam'a girmilerdi ite ama takviye gelmiyordu. imdi ise her ey bitecek miydi? Tm bunlar dnen Faik avu "Hayr!" diye haykrarak olduu yerden atee devam etti. Bir sre sonra mermisi bitince ne yapacan ard. ylece kalakald. Giderek yaklamakta olan Rus erlerine donuk gzlerle hibir ey hissetmeden bakyordu. imdi o byk fkeden eser yoktu. Donup kalmt ite. zerine bir titreme geliyor, gzleri byyordu. Ba dnyor, midesi bulanyordu. Yine o isteri nbeti bana m rekleniyordu? Hani sefer banda devaml, "Ka buradan kurtul." diyen o nbetlere yine mi yakalanyordu? Ba dndke, sanki stanbul'da hasta olarak yatt caminin duvarlar dnyordu. Duvardaki yazl ayetler de dnyordu. Onlar okumaya alyordu ama seemiyordu. Bir me hissediyordu. Gittike artan bir me her yerini saryordu. "Ka!" diyordu iindeki ses "Ka!" Faik avu ilk defa iindeki sese kar kt. "Artk ok ge." dedi. "ok ge... Kamak iin de olsa ok ge..." Sonra Ziver'in kaputunu karp bir duvara ast. "Sen bari esir oluuma ahit olma. Ama bil ki Sarkam'a girdik Ziver... Ne are ki gerisini getiremedik. amurluda'dan yardma gelen olmad. Allahekber Dalarndan ap da Sarkam'a girecek askerimiz gelemedi. Sarkam ilemiz bitmedi Ziver. Ama Sarkam sevdamz imdilik bitti..." Faik avu ellerini kaldrdnda hayal meyal Rus askerlerini kendisine doru geldiini grd. Ar ar onlara doru yrd... Gzleri dolu doluydu. * Kadir Aa Faik avuun ayrlmasyla bir ho olmutu. "Ne gnler" dedi. "Ne gnler, baba olunu bulamyor, arayamyor. Kaan kaana. Evini, yurdunu brakan brakana. Byle mi olmalyd hlbuki... Ama neylersin, ne yaparsn? Zayfladn m dmann oalr. En zayf rakiplerin, dmann bile gzne pek kuvvetli gzkr. Kaarsn, kaarken aalar bile dman sanrsn. eteci sanrsn. Rus askeri, Ermenilerin kurduklar soygun etesi sanrsn. Her tepeden birileri zerine ate edecek yolunu kesecek sanrsn. Bak srtnda yaamak ite buna denir ite." Hanm da benzer dnceler iindeyken, Zehra, Faik avuun geri dnmek zorunda oluuna bir anlam veremiyordu. "Sarkam'a mecbur olmak, ne demek?" diye dnyordu. Yorgun erin gzlerinde hep hzn grmt. Bu yzden onun adna

endieleniyor, yine bir kede donmak zere olursa, onu kimin kurtaracan merak ediyordu. Kardeleri ise kendinden daha kk olduu iin slmky'e, Tortum'a ne zaman varabileceklerini tartyorlard. Yanlarna aldklar samann byk bir blm bitmek zereydi. Atlara bir ka gn sonra ne verebileceini dnen Kadir Aa "Hayrlsyla u Tortum'a varabilseydik" diye i geirdii srada bann zerinden bir kurun geti. Bunun Ermeni etecileri tarafndan atlm olabileceini dnerek, atlara olanca gcyle vurup bard: - Haydi kolarm. Deh! Atlar, karl yolda olanca hzlar ile komak iin ileri atldklarnda, kzaktaki hanm ve kzlar korku iinde birbirlerine sarldlar... Hanm korkuyla sordu: - Ermeniler mi? - Herhalde... Baksana pek dosta davranmyorlar. - Neden bizim peimizdeler bey? - Nereden bileyim? Deh! Kadir Aa iin artk zora girdiini anlamt. Bu yzden daha hzl gitmek istiyordu ama gndr koan atlar ne yazk ki, daha hzl gidemiyorlard. Sadan soldan atlan mermiler kzan nne ve arkasna dyor, karlar iine saplanp kalyor ya da karlar datyordu. Bazen mermiler atlarn nne ve ayaklar dibine dyor, bundan dolay atlar saa sola dnyor, arkalarnda bal olduu kzak da bir saa bir sola savrulup duruyordu. Bu savrululardan yere dmemek iin kzak tahtalarna skca tutunan kzlar korku iinde barp duruyorlard: - Anneciim! - Bizi ldrecekler! - Kurtulamayacaz! - Baba daha hzl! - Sk tutunun! - Korkmayn! Kadir Aa beklenmeyen bu durum karsnda ok armt. Hele silah seslerinden sonra hanm ve kzlarnn paniklemesi, korkmas onun da elini kolunu balamt. Ne yapacana karar veremiyordu. Bir eliyle atlarn dizginlerini tutmak iin urarken, bir yandan da tfeini almaya alyordu. Bir yandan da dmemek iin dengesini korumaya alyor, bir yandan da baryordu: -Deh! - Korkmayn! - Sk tutunun! - Haydi aslanlarm! - Daha hzl! Hanmna dnp: - Dizginleri sen al, dedi. - Sen ne yapacaksn? - Kzan arkasna geip siz korumaya alacam. - Atlara vur ki, yavalamasnlar. Kadir Aa dizginleri karsna uzatt. Kzan arkasna geti. Arkadan gelen giden olup olmadna dikkatlice bakt. Ksa bir sreden beri silah sesleri kesilmiti. imdi ortalkta koyu bir sessizlik vard. Hava k aylarnda nadir rastlanlan gzel gneli havalardan biriydi. Bir yldz gibi yerde parlayan kar taneleri gzleri alyor, grmeyi zorlatryordu. Yine de Kadir Aa etraf gzlemlemeye alyor, parma tetikte olduu hlde olacaklar dnmeye alyordu. u beldan bir kurtulsaydlar. O srada yedekteki tfeklerden birini Zehra ald. Babasnn yanna oturdu. Babas: - Evet, sen de tfek kullanabilirsin, dedi. - Elbette baba... - Ne oldu? Nereye gittiler bunlar? - Belki kamlardr. - Belki... u Ardos'a varabilseydik ondan sonras gvenliydi ama. Ardos Ruslarn en son geldikleri yer. Buralarda Ermeni etelerinin zulm yapt syleniyor... - Ya da bizi yakalayamayacaklarn anlayp peimizi brakm olabilirler. - Belki kzm belki...

11. Kolordunun Ruslar Ara Nehri civarnda oyalamalar devam ederken Baki Bey Sarkam'a girilemediini, 10. Kolordunun Allahekber Dalar'nda donduunu duyunca ykld. Hele Sarkam'n Yukar Mahallesi'ne girildiini, daha sonra destek gelemeyince taarruzun baarsz olduunu renince arp kalmt. Nasl olurdu? Her ey yolunda gidiyordu. Asker yorgun, a ve akt ama iindeki vatan ak sebebiyle birok zorluklara gs germiti. Artk Sarkam'a ramak kalmt. Ne olmutu da her ey birden tersine dnmt? Nasl oluyordu da, Ruslar Sarkam'tan, Kars'tan, Batum'dan atamyorlard? Kar ve souk yznden ne yazk ki, asker savaamayacak hle geliyordu. Baki Bey ka gndr bu sorularla bouuyordu. Evet, her eyi anlyordu. Her eyi... Asker yorgundu, doru drst zerinde kaputu, ayanda botu yoktu. At, dzenli ve dengeli beslenememilerdi. ok yol yrmlerdi. Humma kol geziyordu. Her eyi kabul ediyordu. Ama baarszl, hazmedemiyordu. Hele bu kadar yakna gelmiken, Sarkam'a yaklamken, hatta d mahallelere girmiken, baarsz olmak, ite bunu kabul edemiyordu. Yzba Baki Bey ka gndr konumuyordu. Yemiyor, imiyordu. Aklnda mh gibi duran "neden" kelimesine taklp kalyordu. Vatan ak, bayrak ak hibir engel tanmamalyd ona gre. Bu ak atei ile yanan asker bundan g alr ve savar, galip gelirdi. imdi ise tmenlerden geriye kalan dkntler Sarkam nlerinde eriyip gidiyordu. Ak, her eye yeter miydi? Erlerine bir bakt. Yrei szlad. Hepsi zayflamt. ou hastalklyd. Yiyecekleri gnden beri bir avu yufka parasyd. Suya ihtiya duymuyorlard. Kar yiyor, susuzluklarn bastrmaya alyorlard. Bu, erleri daha da hasta yapyordu. Her sabah birka tanesini can vermi bir hlde bulurdu. Baki Bey onlar iin, vatan iin zlyordu. Hi olmazsa elden kan yerleri tekrar geri alsaydlar; lenler, kaybolanlar, donanlar iin bir nebze olsun teselli bulabilirlerdi. Ama imdi eski yerler alnamam, stelik birok asker de can vermiti. Belki bu deneme yaplmalyd ama "daha iyi artlarda" diye dnd Baki Bey. "Evet" dedi. "Daha iyi artlarda. Asker giyimli, karn tok, cephanesi bol olmalyd, ite o zaman vatan iin, bayrak iin yine can verilirdi ama belki baarya ulalrd o zaman..." Baki Bey askerlerinin durumunu grnce hayal ve mit etmenin imknszlk iinde kvrananlar baarya gtremeyeceini anlam, bu durumu da gzleriyle de grmt. Ama yine de bunu kabullenmek istemiyordu. "Olsun" diyordu "Olsun. Her eye ramen bizi kavurup duran vatan ak zafere ve baarya ulatrmalyd. Bu ateten Allahekber Dalar'nn kar bile erimeliydi. Bir Ferhat misali tnel ap dalar delmeliydik. Gzmz kara bir ekilde ileri atlmalydk. Sarkam', Ardahan', Batum'u bir rpda almal daha sonra Kafkasya'ya doru ilerlemeliydik... Biz nerede yanl yaptk?" Baki Beyin iindeki gelgitler duygusal bir ekilde mit ve hayallere bezeniyor daha sonra mantkl bir ekilde hayallere ve ideallere ulamak isteyen insanlarn bunu baarabilecek imknlara sahip olmas gerektiini dnyordu. Bu iki tezat fikir arasnda bocalayp duran Baki Bey yine de yenilgiyi kabullenemiyordu. Ne mitlerle ne hayallerle gelmilerdi. Her trl yokluuna aldrmadan... imdi ise zafersiz bir ekilde nice yokluklara aldrmadan hevenk hevenk zaferden yana atan kalpleri yenilginin acsyla burkuluyordu. Baki Bey yreinin acdn hissetti. "mitsiz olmak, vatandan yana mit besleyememek ne kt" dedi... "imdi ne olacak; "Kafkaslara giden yazlarmz? mit verdiimiz Trk milletleri ne olacak? Her dem mit beslediimiz bizler ne olacaz?" Baki Bey kendine sorduu bu sorularn arl altnda ezilip duruyordu. Byk sululuk duyuyordu. lk defa bu kadar cesur bir ekilde kendine sululuk atfetmiti. "Biz ki suluysak gereini de yaparz. Yapmalyz... Ne yapacam peki? Ne yapacaksn Yzba Baki Bey sana soruyorum? Bilmiyorum... Bilemiyorum..." Yzba Baki aklndan geenleri dnce duygularyla onlar cevaplamaya alyordu. "Silahsz, giyeceksiz, yiyeceksiz sefere mi klr?" diyordu akl. Ama duygular, mitleri ve hayalleri ise; "Elbette klr, vatan iin her ey yaplr, nitekim de yaplmtr" diye kar kyordu. "Ben bundan sonra buralarda nasl dururum? Nasl askerin yzne bakarm. Ben deil miyim "Dayann evlatlarm vatan ak her yoklua ve aresizlie stn gelir" diyen... "Gayret edin, zafere kavuacaz" diyen, ben deil miyim? Ya

imdi ben erlerime ne diyeceim? "Siz gayret ettiniz ama olmad" m diyeceim? Onlar da, bana "Neden" diye sorarlarsa? Ne derim? Ne derim Allah'm?" Gzleri dolu dolu idi. ken karanla, yaan kara aldrmadan siperlerden geriye doru yrmeye balad. Elinde olmadan tabancasnn klfn at. Klfndan kard. akana dayad. Parma tetie doru ar ar gidiyordu. Baki Bey bu yenilgiyi yaamaktan, geri dnmektense "kendimi ldrrm daha iyi" diye syleniyordu. Ama iindeki bir baka ses ise "intihar bir zm m? in en kolay yan. Bir frsat daha kar vatandan yana. Bayraktan yana. te o zaman borcunu dersin." diyordu. Baki Beyin alnnda boncuk boncuk terler birikmiti. Kalbi, ha durdu ha duracakt. u an ne yapacan, neye karar vereceini bilemiyordu. Neden sonra gzleri bulutsuz bir gecede kayan yldza takld. Onun yerinde bir baka yldz parldad. Il ldad. Yldzlar ne kadar da oktu. 3. Ordunun erleri de ilk nceleri yldz kadar oktu. Sonra karl dalarda bir bir kayp gitmilerdi... imdi bu yldzlarn yerine baka yldzlar gelecek miydi? Neden olmasnd? Baki Bey hznle "Biz her dem yeniden doarz" dedi. Kar, saa sola serpitiriyordu. Sarkam'ta beyaz bir hzn mayalanyordu. Bu hzn hayalin, midin kaybolup gittii, karlar iinden doan beyaz bir hzn idi. Bir sevgiliye, bir bekleyene kavumak iin her ileye gs geren erlerdeki beyaz bir hzn yen gnllerinde byyordu. * Atlar iyice yorulmulard. Ne geriden gelen vard ne de tepelerden. Zehra rahatlam olduu hlde: - Geri dndler herhalde, dedi. Derin bir nefes ald. Tfeini yanma indirdi. Babas ise pr dikkat etraf taramaktayd. Aniden kzak bir taa arpt. te o anda Kadir Aa kansna bard: - Dikkat et! - Yerde kardan hibir ey grnmyor ki! - Kayalklara gidiyoruz. leride bir dar geit gzkyor. Orada dikkatli olmamz lzm. - Yol daha da darlayor. Yol, her iki taraf yksek kayalklarla evrili dar bir geide gidiyordu. Eer bu geitte saldrya uramazlarsa, kendilerini ansl sayabilirlerdi. Tehlikeli yerlerden biriydi buras. Kadir Aa karar veremiyordu, geide hzl m girsinler? Ya da dikkatli bir ekilde geide girip etraf kontrol m etsinlerdi? te buna bir trl karar veremiyordu. Karsna: - Biraz yavala, dedi. Bu sessizlik hi houma gitmiyor ya bakalm. - Kzm, Zehra dikkatli ol. Aniden geidin her iki tarafnda birok eteci beliriverdi. lerinden biri bard: - Kadir Aa! Altnlar verin! Sa salim istediiniz yere gidin. - Sen de kimsin? - Beni bo ver! Tulum peynirini bize brak! Kzlarn al ye git. Hem de istediin yere. Kllarna dahi zarar gelmeyecek. Kadir Aa karsna bard: - Haydi u geidi hzla geelim. - Bizi vururlar. - yle de vuracaklar, byle de. Hi olmazsa ansmz deneyelim. Kadir Aann hanm krbac olanca gcyle atlara indirdi. Atlar can havliyle ileri atldlar. Bir anda aran eteciler ne yapacaklarn bilemediler. - Ate! Geide hzla giren araba, mermi yamuru altnda yol alrken, Kadir Aa ve byk kz Zehra da kar atee balamlard. eteciler baryorlard: - Atlar vurun! - Karmayalm! - Atlar vurun! Atlarn sana ve soluna mermiler dyordu. Bu mermilerden gzleri bym olan ve korkan atlar saa sola kamak istiyor ama yolun darlndan kaamayp kza kayalklara srtyorlard. Bir an bu kayalklarda kzan paralanacan sanan Kadir Aa ve ailesi bu heyecanl ve korkulu dakikalarn ne kadar sreceini

dnyorlard. Sanki saniyeler saatlere uzamt. Bu tehlikeli anlar bitmek bilmiyordu. Geidin bitmesine az kalmt. Biraz daha gayret ederlerse kurtulabilirlerdi. u ana kadar ne kendileri ne de atlar vurulmutu. Bu byk bir anst. Kadir Aa geri dnp baktnda arkalarndan kimsenin gelmediini grd. Biraz rahatlad. Ama soyguncularn pelerini brakacaklarn hi sanmyordu. stelik o kadar iyi gizlemiken, altnlarn yerini nasl renebilmilerdi? te bu sorularla akl iyice karan Kadir Aa "Daha hzl" dedi. "Daha hzl yol almalyz." Hanm ise: - Artk atlar tkenmek zere, diye bard. - atlayncaya kadar kotur onlar! Dnp arkaya baktnda uzaktan atllarn pelerine dtklerini grd. Dehete kapld. Eninde sonunda bu atllar kendilerine yetiebilirlerdi. Ne yapmalyd? Bu ekilde daha ne kadar devam edebilirlerdi? Bir eyler bulup onlar oyalamalyd. Ama aklna hibir ey gelmiyordu ite. ldracak gibi oluyordu. Neden sonra "Altnlar!" dedi sevinle. Hanm onun bu haykrna ard: - Ne yapacaksn? - Altnlar yola saacam! - Hayr! Onlar bizim geleceimiz, gittiimiz yerde ne yaparz? - u an senin, kzlarmn canndan ve namusundan baka hibir ey umurumda deil. Bir tulum dolusu altn bile. - Yapma bey! Belki ellerinden kurtuluruz. - Atlar atlayacak artk. Ardos'a da epey yol var. Baka arem yok. Kadir Aa hzla giden kzakta ayaa kalkt. Bakla deldii altnlar tulumdan yola dkmeye balad. - Aln bakalm! Altn istiyordunuz ya! Kesilen tulumdan ilk nce birka kalp tulum peynir dkld yola. Ardndan il il sar altnlar, havada arparak, dnerek, tatl tatl sesler kararak yola, karlarn iine dmeye balad. Kadir Aa yllardr biriktirdii altnlarn bu ekilde heba olmasna hi mi hi znt duymuyordu. nemli olan ailesini kurtarmakt. Arkadan hzla yaklamakta olan haydutlar ise yola salan altnlar grnce, atlarn dizginlerini ekip hemen yere atladlar. Delirmi gibi karlar elleriyle temizleyerek, altnlar bulmaya alyorlard. Kadir Aa altnlarn haydutlar oyaladn grnce bir nebze olsun sevindi. - e yarad, dedi. Ancak bir sre kz Zehra: - Baba bak, dedi. Kadir Aa iki atlnn kendilerini takip ettiini grd. Sevinci yarda kald. - te bunlarn niyeti kt! - Ne yapacaz baba? - Elbette bir eyler yapacaz. - tekileri altnlar toplamakla megul ama iki atl bizi izlemeye kararl. - yle anlalyor. Kadir Aa kzakl arabann nne geti. nde komakta olan iki at zmeye balad. Zehra heyecanla sordu: - Baba ne yapyorsun? - Size zaman kazandrmaya alacam. Bu iki haydudun stesinden gelebilirim. Siz de olanca hznzla Ardos'a ulamaya bakn. Vadi yolunda hi ayrlmayn! - Ama baba! - Amas mamas yok. Kadir Aann hanm ise: - Bey, ben de seninle geleyim. - Olmaz! - Bal gibi olur! yi gnde de kt gnde de yannda oldum. leceksek beraber lelim. - Sen kzlarla git. - Hayr onlar gitsin, ben seninle kalaym! - Olmaz!

Kzakl araba yavalad srada Kadir Aa kendinden beklenmeyen bir eviklikle arabadan atn zerine atlad srada, hanm da yere atlad. Sonra Kadir Aann yedeindeki ata bindi. Zehra'ya seslendi: - Tfei bana ver. Siz hzla yol devam edin. Kadir Aa: - Ne yapyorsun, dedi heyecanla. - Seninle kalyorum. Bu ekyalarn ellerine kzlarmn namusunu brakacam m sanyorsun? - Hay Allah'm! Kzlar hzla yola devam edin. Vadiden ayrlmayn. Tortum'a varncaya kadar yollarda elenmeyin. Bizi orada bir gn bekleyin. Gelemezsek Erzurum'a gidin. Yolda birok kafile greceksiniz. Onlarn arasna karn... - Baba! - Anne! - Haydi hzlann! - Ama Anne! - Baba! Kzlar "anne ve baba!" diyerek uzaklamaya baladlar. Kadir Aa ve hanm da yava bir ekilde arkalarndan gidiyordu. Uygun bir yere gelinceye kadar gitmeyi daha sonra orada arkadan gelenlerle arpmay dnyorlard. Ancak arkadan gelen atllar yaklamaya aradaki mesafeyi kapatmaya balamlard. Bir yandan da ate ediyorlard. Bir mermi Kadir Aann karsnn omzunu syrd. Tuttuu tfei elinden drd. - Vuruldun! - Zarar yok bey! - Beni imdi daha zor durma drdn. Sana gelme, dedim. - Fazla konuma Kadir Aa beni vur! - Vur mu! - Vur ya! - Bak haydutlar iyice yaklayorlar. Mesafe eninde sonunda kapanacak. Bu haydutlar beni sa komazlar. Eninde sonunda beni ldrecekler. leceksem bari senin elinden leyim. - Delirdin mi be kadn! - Hayr delirmedim. Beni ldrrsen, bu haydutlara daha rahat kar koyabilirsin bey. Belki bylece kzlarmz da kurtarabilirsin. - Dellenme! - Haydi ek u tetii bak yaklayorlar. Kadir Aa etme! Senden baka elime el demedi. Bunlarn ne yapaca belli olmaz. Beni vur. Vur ki sen u apulculara haddini bildir. Kadir Aa ne yapsn ne etsin armt. Bunca yllk karsn vursun mu? Vurmasn m, bilememiti. Ara sra arkaya dnp bakyor, haydutlarn fkeli, hiddetli naralarn duyar gibi oluyordu. - Ben onlar oyalarm. Sen kzlarn arkasndan git. - Ben gitmem. Sen leceksen, ben de leyim. Ama vuruacaksan hi olmazsa kzlarmz kurtulsun, diyorsan beni vurmak zorundasn. Yaralanmasaydm belki vuruabilirdim ama. Kolumu kaldramyorum. Sana zararm dokunur. - Kzlarla git dedim sana! - Sen neredeysen ben de oradaym Kadir Aa, bu yllar boyu byle oldu. imdi hayatmn son demlerinde de byle olacak, hi eneni yorma. Beni sen vur! Beni apulcularn eline brakma, sen ldr. Kadnlar kocalarna kurbandr, derler. Ben de sana kurban olaym. Kadir Aa ne kadar zor durumda kaldn gryor ama ne yapacan bilemiyordu. Kars gitse iyi olacakt. Ama gitmiyordu ite. Gitmezdi de. Bunu iyi biliyordu. Kendisinin arkadan gelenlerle baa kmas belki mmknd ama kans yannda iken bu ok zordu. O srada hanm bard: - Haydi ek u tetii! - Hayr! - Evet! ek! - Hayr! O anda karsnn attan "ah!" diyerek yuvarlandn dehetle grd. Arkadan gelenler onu srtndan vurmulard. Karsnn kanlar iinde beyaz karlara

dtn hayal meyal gren Kadir Aa hzla atn durdu. ki hayduda atee ederek hzla ilerlemeye balad. - Hainler! Gelin bakalm! Attaki bir haydudu vurdu. Ac bir nida karlarla rtl tepeliklere yayld. Dieri ise Kadir Aaya yaklap tam kalbine ate ederken Kadir Aa da onun kalbine ate etti. ikisi birden atlardan yere dtler. Daha sonra Kadir Aa can havliyle haydudun stne atld. Ba saplayp ylece kalakald. Kadir Aa son nefesinde ancak "Kzlarm..." diyebilmiti... Kzlarnn ise ok uzaklardan gelen tfek seslerinden yrekleri parampara oluyordu. Geride neler olduunu merak ediyorlard ama Ardos'a ulamak zorunda olduklar iin yola devam ediyorlard. Bir tepeyi trmandklarnda ileride gzken evlerden Ardos'a yaklatklarn anladlar. lerinde bir buruk sevin dodu. Neredeyse atlayacak olan atlara hi istemeseler de vurmaya devam ettiler, ilerinde mayalanan korku biraz olsun hafiflerken Ardos'a girdiler... * Ardos'ta, Tortum'a, Erzurum'a gidecek olan muhacirlerin arasna kartlar. Geceyi bir ky evinin azna kadar dolu odasnda geirdiler, ieride oluk ocuk, kadn ihtiyar birok kii vard. Ertesi gn muhacirlerin bir ksm Tortum'a doru yola karken, onlar bir gn boyunca hep gelmesini bekledikleri anne ve babalar iin dua ettiler. Ama gzlerini diktikleri yoldan hi kimse gelmedi. Ac gerei sonunda kabullendiler. Bir ky evinin azna kadar muhacirle dolu odasnda alayarak geceyi geirdiler... Sabahleyin biraz dinlenmi, atlarn ektii kzaa binip, Tortum'a doru ilerinde gittike mayalanan, byyen beyaz bir hznle yola koyuldular. Arkalarnda gzya, ac ve keder brakan incecik yola durup durup anne ve babalar geliyor mu diye bakmaktan kendilerini alamadlar. Gne yerdeki kristal yapl karlarn zerine vurduunda, geceleri gkteki yldzlarn yere dtn grdler. Ve yerde en ok parlayan iki yldzn anne ve babalar olduuna inandlar. Yorgun atlarn ektii kzakl araba Tortum'a doru ar ar ilerlerken, yerdeki parldayan yldzlar ise gittike artyordu. Ara sra kan bir rzgr sanki bu yldzlarn yzn okuyordu... * Faik avu ve dierleri bir kara vagonun en son vagonunda Sibirya'ya doru srlrken, Faik avu Balkanlardan geri ekilii hatrlad. imdi ise daha ileriye gidiyorlard. Hem de bilinmez bir diyara. Beyaz hzn lkesine... Faik avu deta beynini boalm hissediyordu. Hibir ey dnemiyordu. Ama ara sra gzlerinin nne bir ifte kara gz beliriyor. "Bizimle gel." diyordu. Faik avu bu sesi iyi biliyordu. Sonra gzlerini yumdu. "Gelemem" dedi. "Gidiyorum. Belki daha sonra." dedi. Onun bu szlerine dier erler gld. - Daha sonra m? - Haydi oradan! Bir daha hi gelemeyeceiz ki... Bir kara tren, uzayp giden raylarda sadece tutsak edilmi Trk erlerini tamyordu. Vagon vagon, gnlden gnle byyen ve bu yolculukla her dem artan beyaz hzn de tayor, Sibirya'ya gtryordu... YARARLANILAN KAYNAKLAR Ahmet izzet Paa, Feryadm, cilt 1, Nehir Yaynlar. Ali hsan Sabis, 1. Dnya Sava Hatralar, cilt 1-2, Nehir Yaynlar, 1992. Alptekin Mderrisolu, Sarkam Dram, cilt 1-2, Kasta Yaynlar, 1997. Birinci Dnya Harbinde Trk Harbi Kafkas Cephesi, 3. Ordu Harekt, cilt I-II, Genelkurmay ATAE. Fgen Topsever, Kar iekleri, s. 317, Me Yaynlar. brahim Refik, Destans Hzn, s. 156, Albatros Yaynlar, 1999. lhan Bardak, Kar ieklerine Fatiha, Tercman Gazetesi, 1981. rfanoglu smail Efendi, Allahekber Dalar'ndan Sibirya'ya, s. 160,2004. K. ztrk, Sarkam Belgeseli, VCD, 1998. M. Fahrettin Krzoglu, 100. Yldnm Dolaysyla 1855 Kars Zaferi, s. 231, Il Matbaas, 1955.

Mehmet Arif Bey, 93 Harbi, Bamza Gelenler, Sadeletiren Nihat Yazar, s. 665, 4. Bask, Adak Yaynlar. zhan Eren, Sarkaml Gemi Zaman, s. 60, DMC Yapm, 2004. Ramazan Balc, Sarkam Harekt, Doktora tezi, s. 271, stanbul niversitesi, 1999. Ramazan Balc, Sarkam PropAanda Sava, Mart Says, s. 18-34, Tarih ve Dnce Dergisi, 2005. Ramazan Balc, Tarihin Sarkam Durumas, s. 328, Tarih ve Dnce Kitaplar, 2004. Recep kr Apuhan, Mehmetik, s. 127-137, Tima Yaynlar, 1997. Sarkam Facias, s. 72-90, Atlas Dergisi, Nisan 2001. erif lden, Sarkam, s. 267, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar. WED Allen, Paul Paulovich Muratoff, Kafkas Harekt, s. 525, Genelkurmay Basmevi, 1966. Yavuz zdemir, Bir Savan Bilinmeyen yks (Sarkam Harekt), s. 355, Erzurum Kalknma Yaynlar Vakf, 2003. Yetmilik Bir Subayn Anlar, XVI. Dizi-Say 51, s. 282, Atatrk Kltr Dil ve Tarih Yksek Kurumu, Trk Tarik Kurumu Yaynlar, 1988. Ziya Nur Aksun, Enver Paa ve Sarkam Harekt, s. 229, tken Yaynlar, 2005. Kucanda tfeiyle donan bir Trk askeri (Resim Ruslar tarafndan ekilmitir.) "Sarkam Dram"nn perdesi kapandktan sonra. Ruslarn topladklar Trk donuklarndan bir grup. Birinci Dnya Harbi'nde 25 Aralk 1914 - 5 Ocak 1915 tarihlerinde yaplan Sarkam Harekt'nda ehit olan binlerce Trk askerinin ansna dikilen ant. "Faik avu, unu aklna koy ki, sen de ideallerini unutacak ve unutulacaksn." "Unutulmayacam! Beni unutmayacaklar." Faik avu fkeyle dizlerinin stne kt. Ellerini ap haykrd: "Beni unutmayacaklar! Ne beni ne de bizleri! Akbetimiz ne olursa olsun, Sarkam'a yryenleri unutmayacaklar! Sarkam'a girsek de girmesek de bizi unutmayacaklar! Mezarmz olsa da, olmasa da, bizi unutmayacaklar!" Sarkam Harekt, her trl imknszlklar iinde krk bir midi gerekletirmeye ynelen ama sonu hazinle biten bir felakettir. SARIKAMI/Beyaz Hzn, tarihimizdeki bu hazin harektn nasl gerekletiini anlatmak, askerimizin hem tabiatla, hem de Ruslarla olan mcadelelerini gzler nne sermek ve Sarkam ehitlerinin hatrlanmasn salamak amacyla kaleme alnmtr. Bu kitap; okurlar tarihin aclarla dolu bir sayfasna, btn olanakszlklara ve karaka ramen Osmanl askerinin vatann korumak iin inanla ve azimle verdii mcadeleye tankla davet eden bir hznn hikyesidir. smail Bilgin _ Sarkam Beyaz Hzn Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. smail Bilgin _ Sarkam Beyaz Hzn

You might also like