You are on page 1of 250

Sultan Abdlmecid Dneminde stanbul-Ayasofya Camiindeki Onarmlar ve almalar Aktaran Belgeler

Sema Doan*
zet: Bizans bakenti Konstantinopolisin en nemli yaps olan Hagia Sophia Kilisesinin tarihi, 4. yzyln ilk yarsnda birinci, 5. yzyln balarnda ikinci, 6. yzylda nc yapm evrelerinde izlenir. Osmanl Dnemine kadar geirdii doal tahribatlara karn pek ok onarmla ayakta kalabilen kilise, 29 Mays 1453te Fatih Sultan Mehmedin stanbulu almasyla camiye dntrlr. Ayasofya, Osmanl Dneminde kentin en byk Camii olmasyla nemini srdrmtr. 19. yzyla kadar yeni blmlerin ve mimari elerin eklenmesine karn, byk depremler yapda zararlara yol amtr. Sultan Abdlmecidin (1839-1861) yaptrd onarmlarn, yapnn gnmze gelebilmesinde pay byktr. svireli iki karde mimarn grevlendirilmesiyle 1847 ylnda balayan onarmlar, 1858 ylna dek devam etmitir. Bata Fossati Kardelerin grsel ve yazl belgeleri ile yaynlarnn yan sra, ayn dnemde stanbula gelen gezginlerin seyahatnamelerinde gravrler eliinde aktardklar bilgiler, Osmanl arivlerindeki kaytlar, Ayasofya risaleleri ve dnemin ressamlarnn Ayasofya konulu tablolarnda onarmlar izlenmekte, yapnn nemi ortaya konmaktadr. Anahtar Kelimeler: Hagia Sophia Kilisesi, Ayasofya Camii, Abdlmecid dnemi, Fossati Kardeler, onarmlar.

Giri Ayasofyann Bizans ve Osmanl Dnemlerine ait mimari, mimari bezeme ve mozaiklerinin gnmze gelebilmesinde Sultan Abdlmecidin (1839-1861) yaptrd onarmlarn pay byktr. Ayasofya Bizans Dneminde isyanlarn, yangn ve depremlerin yaratt tahribat nedeniyle pek ok onarm ve yap dnemine, Osmanl Dneminde ise her padiahn yaptrd yeni eklemelerle pek ok evreye sahiptir. Yapnn ina evrelerini ve onarmlarn kro*

Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Sanat Tarihi Blm / ANKARA semad@hacettepe.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 1-34 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

nolojik olarak ksaca aktarmak, 19. yzylda gerekleen onarmn ne denli byk ve ince ayrntlar ierdiini ortaya koymas asndan yararl olacaktr:

Hagia Sophia Kilisesi


4. yzyln ilk yarsnda Hagia Sophia Kilisesinin ilk yapmn, olaslkla I. Konstantios (324-337) balatm, II. Konstantios (337-361) bitirmitir. Ahap rtl Hellenistik bazilika plannda veya be nefli kilisede, yan neflerin zerinde galeri kat vardr. Kilisenin iinde veya olaslkla yannda, kaynaklarda Olympas olarak ad geen bir vaftizhane ile kilisenin gney cephesine bitiik iki katl episcopeion piskoposluk saray yaplmtr. 361deki depremde zarar grmesinin ardndan 381deki Konsil toplants srasnda Arianlarn saldrs, yapya byk zarar vermitir. lk yap, h megal ekklsia - Byk Kilise olarak adlandrlr. Kilise, 404 ylnda geirdii yangnn ardndan onarlarak 415te yeniden ibadete alr (Antoniades 1907-09 I: 3-8; Mller-Wiener 2002: 84). kinci yapy, olaslkla Arkadios (395-408) balatm; II. Theodosius (408450) inaat tamamlatarak 415 ylnda kiliseyi yeniden kutsamtr. lk yapnn deiiklie uradna ilikin belge olmamakla birlikte, batsnda stunlu bir atrium (avlu) ile dousunda skeuphylakion (hazine dairesi) bulunduu bilinir (Antoniades 1907-09, I: 8-10, II, 146-153; Mller-Wiener 2002: 8496). 1935 ylnda Alfons Maria Schneiderin yapt kazlarda Kilisenin giriinde ve atriumunda, 4. ve 5. yzyl bana tarihlenen kalntlar bulunmutur (Schneider 1941: 1 vd.). Stun dizisinin tad porticodaki (antsal giri) bezemeler, II. Theodosius dneminin zelliklerini tar. kinci yap, 6. yzyl kilisesinden daha kk olarak, ekseni birka derece gneye dnk yaplmtr. 532deki Nika ayaklanmasnda yklan Kiliseyi, mparator I. Iustinianos (527-565) yeniden ina ettirir. Yeni kilise, Trallesli mimar Anthemios ile Miletoslu sidorosun planlar ile eski yapnn ykntlar zerine yaplr (Prokopios 554/1994: 18-24). Bazilika ve merkezi plann birleimi ile oluan plan tipindeki Kilise, Theodosius Dnemi yapsndan daha byktr (Resim 1) (Restle 2000: 21-27). Yapnn iten uzunluu narteks ve apsis hari 74,70m, genilii 69,87 mdir (Hoffmann 2005: 15). D narteksten apsise kadar iten uzunluu 92,25 mdir.

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Resim 1: Ayasofyann gney cepheden grnm (S. Doan Arivi)

Douda ite dairesel, dta cepheli apsis, batda kemerlerle dokuz blme ayrlan esonarteks ve eksonarteks (i ve d giri meknlar) yer alr. D narteks 5,75 m, i narteks 9,55 mdir (Eyice 1984: 13). Naosun merkezindeki kubbe, drt byk paye ile desteklenmitir. Kubbenin itki gc, dou ve batsnda yarm kubbelerle, apraz eksenlerinde eksedralar (drtte bir kubbe) ile hafifletilmitir. Kubbenin ykseklii 31,04 m, ap zeminden 56,10 mdir (Hoffmann 2005: 33). Yan nefler iki katl olup, kubbeli ana mekn yandan dolaan galeri, yan nefler ile batda i ve d narteksin zerindedir. kinci kata k, i narteksin kuzeyindeki rampadan salanr. Yan nefler ile galeri, kubbeyi tayan byk payelerden d duvarlara atlan kemerlerle blmlere ayrlm; her blm apraz tonoz, bat galeri ise beik tonoz ile rtlmtr. Gneybat giri holne girmeden nce dousunda bir vaftizhane, kiliseye bitiik olarak ina edilmitir. Dikdrtgen planl n giri meknndan geilerek girilen vaftizhane, dtan kare, iten sekizgen planldr. Kubbe ile rtl mekn, apraz eksenlerde eksedralarla desteklenir. Yap 1639da trbeye dntrlrken, iindeki 3,20 x 2,50 m boyutlarnda mermer vaftiz havuzu dar karlarak aradaki kk avluya tanr (Eyice 1984: 16). Kilisenin kuzeydou kesinde daire planl skeuphylakion (hazine yaps) kilisenin deerli eyalarnn korunmas amacyla yaplmtr. Yapnn i ap 11,50 m, d ap 14,50 mdir. te duvarlara alan 12 nile hareket salanmtr. 557 ylnn Aralk ayndaki byk bir deprem, Ayasofyann kubbesine ve olaslkla iindeki liturjik eyalara zarar vermitir. Gen sidoros daha sonra kubbeyi
3

bilig, Bahar / 2009, say 49

yeni bir tasarmla yeniden ina etmitir. Kilise 562 ylnn sann Doumu Yortusunda (Christmas gn) trenle alr (Mller-Wiener 2002: 86). 869daki byk depremde, kubbenin bat kemerinde oluan atlaklar onarlr. Atriumda d narteksin nndeki drt payanda, I. Basileios dneminde (867-886) yaplmtr (Mller-Wiener 2002: 87). Horologionun da (saat kulesi) ayn yllarda yapld dnlmektedir (Berger 2004: 59-73). II. Basileios dneminde (976-1025) Ermeni mimar Trdat, yapnn bezemelerini yenilemitir. 989daki depremde batdaki kubbe kemeri ile kubbenin bir blmnn yklmasnn ardndan yaplan onarmlarla 994te kilise yeniden hizmete alr (Mller-Wiener 2002: 88). 11. yzyln ilk eyreinde stun balklar, gm ve altnla kaplanmtr. 1064-1075 arasnda bema blm daha grkemli donatlmtr. 1203te Bizansllarla stanbulda yaayan Latinler arasnda kan atmada kent atee verilir. 1204teki Latin yaylmas ile kilise, Venedikli din adamlarnn eline geer. 1205te yapnn iinde, Latin geleneinde yeni bir altar yaplr. 1261de Bizansllarn kenti geri almas ile kilise, Ortodoks liturjisine gre dzenlenerek yeni bir altar, ambon ve solea yaplr (Mller-Wiener 2002: 8889). 1317 ylnda yapnn dndaki byk payandalar yaplr. 1343te byk lekteki depremler sonucunda yapnn duvarlarnda byk yarklar olumutur. 19 Mays 1346 ylndaki depremde ise ana kubbenin yaklak te biri, dou kemeri, doudaki yarm kubbenin bir blm yklr ve onarm almalarna hemen balanr (Mller-Wiener 2002: 89). Ioannes VI. Kantakuzenos (1347-1354) Dneminde, 1353 sonunda ana kubbe yeniden yaptrlr. Onarm almalarnn giderleri, Moskova Dknn balar ve genel vergilerle karlanarak, Stratopedarch (Byk Kumandan) Astras ve talyan Giovanni Peralta ynetiminde yrtlr (Mller-Wiener 2002: 91). Iustinianos dneminden itibaren yapnn ii mermer kakma levhalar, stun balklar, korkuluk levhalar aritravlarla, duvarlar mozaiklerle bezenmitir. Panolardaki mozaiklerde, Ge Antik sanatn etkisiyle betimlenmi meyveler, iekler ve geometrik motifler, altn varak srlm tesseralar arasnda renkli ta ve cam paralar ile oluturulmutu. konoklast (konakrc) Dnemde (726-843), her trl ykleyici sahne rtlm ya da kaznmt. Makedonya Hanedanlnda, zellikle I. Basileios (867-886) ve II. Konstantin Porphyrogenetos (913-959) dnemlerinde kilisenin duvarlarnn neredeyse tamam sa, Meryem, azizler ve imparator imgeleri ile donatlmtr. Mozaiklerin byk blm, 1346 ylndaki depremlerde zarar grmtr.1

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

1453 ylnda fetihten sonra mozaikler svanarak rtlm, bylelikle de korunmutur.

Gnmze Gelen Mozaikler


Gney giri holnden nartekse girilen kap zerindeki 10. veya 11. yzyla ait olduu ne srlen mozaikte, tahtta oturan Meryem ve ocuk sa, solda I. Iustinianos Ayasofya Kilisesinin maketini, sada ise Byk Konstantinos imparatorluun bakenti Byzantionun maketini sunarken gsterilir. narteksten naosa girilen dokuz kapdan ortadaki mparatorluk Kaps zerinde 9. yzyl sonlarna tarihlenen mozaikte, tahtnda oturan sa, mparator VI. Leo (886-912) proskynesis duruta diz kp, ellerini yakarr biimde uzatarak betimlenmitir. sann iki yannda Meryemin ve Bamelek Gabrielin madalyonlar iinde bst portreleri sahneyi snrlamaktadr. Naosun iki yannda ift sra kemerli pencerelerin yer ald kuzey ve gney timpanum duvarlarnda piskoposlar, peygamberler ve ba melekler betimlenmitir. Her figr benzer bir duruta, sol ellerinde ncil tarken, sa elleriyle de kutsar biimde gsterilir. Kubbedeki olaslkla 9. yzylda yapld dnlen Pantokrator mozayii gnmze gelememitir (Mango 1962: 87). Kubbeye gei eleman olan pandantiflerde Kerubim ve Seraphimler (alt kanatl gksel varlklar) betimlenmitir. Bunlardan doudaki ikisi mozaik tekniinde zgn olup, Fossatiler tarafndan eksik blmleri tamamlanmtr; batdakiler boyama kopyalardr. Apsis yarm kubbesine yaplan, altn yaldz zemin zerinde tahtta oturan Meryem ve ocuk sa mozayii, olaslkla 9. yzylda Patrik Photiusun aln yapt zgn mozaiktir. Ancak 1364 depreminde zarar grm olmaldr. Apsis kemerinin kuzey ve gney yanlarndaki 9. yzyl ncesine tarihlenen ba melekler Mikhael ve Gabriel figrlerinden Mikhaelin, tme yakn blm yok olmutur. Ayasofyadaki gnmze gelebilmi mozaiklerin bir blm de galeri katndadr. Kuzey galeride mparator Aleksandrosun (886-912) boy portre mozayii, 912-913 yllarnda yaplmtr. Frontal durutaki imparator, banda altn ve incilerle bezenmi imparatorluk tac camelaucum ile imparatorluk giysisi iinde gsterilmitir. Gney galerinin dou duvarnda tahtta oturan sa, iki yannda mparator IX. Konstantinos Monomakhos (1042-1055) ile mparatorie Zoeyi konu alan mozaik 1028-1034 yllarna tarihlenir.
5

bilig, Bahar / 2009, say 49

Resim 2: sa, IX. Konstantinos Monomakhos ve mparatorie Zoe mozayii (S. Doan Arivi)

Mozaik ilk yapldnda Zoenin nceki Paphlagonyal elerinden biri yer alrken, daha sonra 1041de, IX. Konstantinosun yz eklenerek 1042de tamamlanr. mparator elinde para kesesi, imparatorie ise rulo tar. Sahne olaslkla imparatorluun kiliseye ban anlatr (Resim 2).

Resim 3: Deesis mozayii (S. Doan Arivi)

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Gney galerinin orta blmndeki Deesis mozayiinde ortada sa, iki yannda Meryem ve Vaftizci Yahyann, insanln kurtuluu iin saya yakarlar gsterilmitir (Resim 3). Mozaik, 1261 ylnda Hallarn bakentten atlmalarnn ardndan yapld dnlerek, 13. yzyl sonlarna tarihlenir (Kleinbauer vd. 2004: 77). Gney galerinin dou sonunda yer alan ikinci sahne, Meryem ve kucanda ocuk sa, iki yannda mparator II. Ioannes Komnenos ile Eirenein betimlendii mozaiktir. 1118 ylnda olaslkla II. Ioannes ve Eirenein tahta kmalar onuruna yapmna balanan sahnenin yanna 1122 ylnda oullar Prens Aleksiosun portresi eklenmitir. mparator elinde para kesesi, imparatorie ise bir rulo tutarken betimlenmitir (Kleinbauer vd. 2004: 70). V. Ioannes Palaiologos (1341-1391), kubbenin dou kemerinin mozaik bezemesini, ana kubbedeki Pantokrator mozayiini, pandantiflerde Kerubim ve Seraphim mozaiklerini yaptrr (Kleinbauer vd. 2004: 62).

Ayasofya Camii
Fatih Sultan Mehmedin (1451-1481) Konstantinopolisi 29 Mays 1453 tarihinde ele geirmesinin ardndan kentin ana camisi ilan edilen Ayasofya, 15. yzyln ilk yarsnda, evresinde hasar grm yaplarla sarlm durumdayd. Kilisenin ekseni douya ynelik olduundan, on derece gneye doru yeni bir eksen oluturularak mihrap ve minber yaplr. Mihrabn yanndaki duvarlara aslan Hz. Muhammede ait seccadeler ile zafer sancaklar, bugn yerinde deildir. Camiye dntkten hemen sonra gn iinde yapnn gneybat kesinde ilk ahap minare eklenmitir. Bu minarenin yerine II. Selim dneminde (1566-1574) yeni bir minare ina edilmitir. Caminin kuzeybatsna kentin ilk medresesi yaplr (Mller-Wiener 2002: 91, Akgndz vd. 2005: 237, 240-241). Osmanl Dneminde yapdaki mozaiklerin zeri sva ile rtlmesine karn, galeridekiler akta braklmtr. Kubbedeki Pantokrator sa mozayiinin kaldrlabilmesi iin 50 m. ykseklikte bir iskelenin kurulmas gerekmitir; ancak usta ve mhendislerin surlarn onarmnda ve yeni bakentin dier imar ilerinde grevli olmalar nedeniyle bu mozayiin kapatlmas ii ertelenmitir. Apsis yarm kubbesindeki Meryem ve ocuk sa imgesi ise, Hz. Muhammedin Meryeme duyduu sayg nedeniyle rtlmemitir. Pandantiflerdeki Kerubim ve Seraphimlerin sadece yzleri silinerek kanatlar akta braklmtr (Kleinbauer 2004: 62).

bilig, Bahar / 2009, say 49

Ayasofyada, her padiah dneminde yeni bezemeler ve eklemeler yaplmtr (Necipolu 1993: 195-225). II. Bayezid (1481-1512) kuzeydou keye ikinci minareyi ekletir. I. Sleymann 1526 ylnda Macaristan seferi srasnda Buda Katedralinden sava ganimeti olarak ald dev amdanlar ise mihrabn yanna yerletirilir (Akgndz vd. 2005: 314-315, 343). Sultan II. Selim (1566-1574), 1509 depreminde zarar gren eski minareleri yktrp yenilerini yaptrr. 1572de drdnc minarenin yapm iin grevlendirilen Mimar Mehmet Aa yapnn temellerinin ve payandalarnn onarlmas gerektiini nermitir. Ba Mimar Sinan, byk yapsal glendirme almalarna balayarak dtaki payandalar onarr (Akgndz vd. 2005: 351). II. Mehmetin yaptrd gneybatdaki arlk kulesinin zerinde yer alan minare, duvarlara ve tonozlara itki gc olduu gerekesi ile yktrlm; caminin duvarlarndan uzakta yeni bir minare yaplmtr. Sultan III. Murad dneminde (1574-1595) onarm almalar srdrlr, iki yeni minare, kubbenin zerindeki altn lem ile caminin iinde mermer mahfiller yaptrlr. Bergamadan getirilen mermer kpler, ssleme amacyla yapnn iine yerletirilir. Yapnn gney kesinde Patrikhaneden kalan blmlerin yklmasnn ardndan Mimar Sinan burada 1576-1577 yllarnda II. Selim iin trbe ina eder. 1595te Mimar Davud Aa, III. Murad iin altgen planl bir trbe yapar. Trbede III. Muradn yanna Safiye Sultan ve pek ok ehzade gmlr (Akgndz vd. 2005: 369-376, 383). 1594-1597 arasnda medresede, 1607-1609 yllarnda iteki bezemelerde, kaplarda, dta ise atlarn kurun kaplamalarnda onarmlar srdrlmtr. Mimar Dalg Ahmed Aann, III. Mehmed iin tasarlad sekizgen planl trbede, sultann yanna Valide Sultan ve teki ehzadeler de gmlr. Eski vaftizhane, Sultan I. Mustafa iin trbeye dntrlr. Daha sonra ayn yere Sultan brahim (1640-1648) ve ailesi de gmlr; gney kesine bir de sebil eklenir (Akgndz vd. 2005: 411-413). Sultan IV. Murad (1623-1640), Teknecizade brahim Efendiye i meknda kalem ii bezemeler ile Kuran sreleri ve ilk halifelerin adlarn yazdrr. Mermerden yeni bir krs yaptrr. 1717 ylnda i dekorasyon yenilenerek, hala akta olan mozaiklerin zeri svanr (Akgndz vd. 2005: 405). 1729da Ba Mimar Mehmed Aa, Sultan III. Ahmed (1703-1730) iin yeni bir Mahfil-i Hmayun (hnkr mahfili) yapar (Akgndz vd. 2005: 419). Sultan I. Mahmud (1730-1754), caminin gneyinde yeni bir ktphane (1738), n avluda bir adrvan (1739), hazine binasnda baz onarmlar
8

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

(1742), d avluda bir okul ve eme (1742), caminin kuzeyinde bir imaret (1743) gibi ok ynl imar almalarn stlenmitir (Akgndz vd. 2005: 424-465). 1754, 1766 ve 1802 yllarndaki depremlerin verdii zararlar ve bakmszlk sonucunda 1809 ve 1846 yllarnda kk onarmlar yaplr (Mller-Wiener 2002: 93).

Sultan Abdlmecid Dneminde Yaplan Onarmlar


Osmanl Dneminde Ayasofyada yaplan en kapsaml alma, Sultan Abdlmecidin gerekletirdii onarmlar ve yeni eklemelerdir. 19. yzylda Sultan Abdlmecid (1839-1861), caminin harap durumu, kubbedeki atlaklar ve yklmak zere olan eilmi stunlar nedeniyle, svireli mimar Gaspare Fossatiyi, caminin onarm iin grevlendirir. Onarm giderlerinin byk blm, eyhlislam Mekkizade Mustafa Asm Efendinin mirasyla karlanmtr. O dnemde Rus Eliliinin yapm nedeniyle stanbulda olan Gaspare (1809-1883), yannda kardei Giuseppe (1822-1891) ile birlikte alr (Mango 1962: 12-16, Schlther 1999: 139-148). Fossati Kardelerin Ayasofyada gerekletirdikleri onarm almalar, sekiz grup altnda toplanabilir: 1. Statik salamlatrma, 2. Mimari bezemelerdeki yenilemeler, 3. D cephelerin onarm, 4. Mimari eklemeler, 5. Yeni bezemeler, 6. Yeni donatlar, 7. Mozaiklerdeki almalar, 8. Ayasofya evresindeki dzenlemeler. 1. Statik Salamlatrma: Kilisenin galerisindeki 12 eilmi stun dzeltilir. Bunlar, gneydou eksedrada doudan batya doru drdnc ve beinci; gneybat eksedrada batdan douya doru nc, drdnc, beinci ve altnc; kuzeybat eksedrada batdan douya doru nc, drdnc ve beinci; kuzeydou eksedrada doudan batya doru nc, drdnc ve beinci stunlardr. Onarmlarda galeri katnda eksedralardaki stunlar dzeltmek iin, stun kaideleri karlm, stunlar zgn yerlerine kaydrlarak altna yeni kaideler yerletirilmitir. Yeni stun kaideleri, 6. yzyla ait olanlardan farkldr. zgn kaideler, altlarndaki kare prizma tabanlarla (plinthus) monolith yani yekparedirler ve her biri farkl bezemeye sahiptir (Resim 4). Statik almalarn bir dierinde Gaspare Fossati, kubbeyi kuzey ve gneyden destekleyen iki byk yan kemerin arlyla galerideki stunlarn erildiini saptamtr (Mango 1962: 112-113). Raporunda, baskya neden olan iki yan kemerin itki gcn hafifletmek iin demirle balanmasn nerir. Ancak, bunun yaplp yaplamad anlalamamtr.
9

bilig, Bahar / 2009, say 49

18. yzyl sonundaki depremlerde, zellikle 1766 ylnda kubbede oluan atlaklar, onarmlar srasnda doldurulmutur. Kubbeyi salamlatrmak amacyla kasnaa dtan iki madeni halka balanr; bunlarn zeri aldan bezemeli bir kornile rtlr (Mango 1962: 13, Tanyeli vd. 2004: 23-58).2

Resim 4: Galeri, kuzeydou eksedra (S. Doan Arivi) Fossatiler, ana kubbenin dnda, kuzey ve gneyde yer alan ikier payanday, yapsal bir ilevi olmad gerekesiyle kaldrmlardr. Gaspare, kubbenin kuzey ve gneyindeki drt payanday yktrdktan sonra, bundan ve nceki onarmlardan kalan molozlar da temizler. Ayn zamanda btn kubbeler onarlarak, kurun atlar yenilenir (Antoniades 1907-09: III, 108, Mango 1962: 13, uri 2004: 7-22).3 Onarmlar srasnda kubbenin kuzeydou ve gneydou kelerinde yer alan, ii merdivenli iki arlk kulesi kaldrlr (Mango 1962: 13). Gaspare Fossatinin rt sistemindeki almalar srasnda arlk kulelerini kaldrmas, kubbenin ana kemerlere inen arln hafifletmek amacn tar.4 2. Mimari Bezemelerdeki Yenilemeler: Mimari onarmlar srdrlrken, yapnn iindeki bezemelerde de onarm yaplr (Resim 5). Yapnn kuzey ve gney yan nefleri ile galeri katndaki mermer korniler yenilenir. Ana nefteki mimari bezemelerin iyi durumda olmasna karlk, yan nefler ve galerideki sslemeler 1815 ylndaki onarm srasnda hasar grmtr. Fossati, nce kornileri duvara balayan eskimi mengeneleri yenileriyle deitirir; ardndan sslemenin yerleecei yzeyleri yeniden svadktan sonra mermer korni paralar yerletirir. Ayasofyann duvarlar verde antico, pavonazetto,
10

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

su mermeri, porfir gibi farkl mermer panolarla kaplyd. Onarmlarda eski mermer paralarn yannda stucco lustro (mermer taklidi boyama) teknii ile kaplamalarn biim ve rengine benzer boyal al kullanlmtr (Schlther 2000: 181). almann sonuna doru, sslemeler zerindeki kirler temizlenerek parlatlmtr. narteksin bat duvarndaki zgn mermer kaplamalarn bir blm bugn yerinde yoktur. Bunlar, Fossatilerin onarm srasnda da var olmadklarndan mermer benzeri boyanmtr. Bu alma talyan ressam Antonio Fornarinin danmanlnda yaplmtr (Dirimtekin 1960: 27, Mango 1962: 13-14, Kinross 1972: 118).

Resim 5: Litografi Albm, Levha 3 (stanbul niversitesi Ktphanesi)

Bezemeler arasnda yan nefleri, narteksi ve galeriyi boydan boya dolaarak genellikle kap lentolarnn dzeyinde ve rt sistemine geite yer alan al korniler onarlmtr. Yan nefler ve narteksteki korniler ile galeri katnda kuzey ve gney galerilerde asma yapraklar, bat galeride kvrk dal ve iek motifli korniler Fossatilerce zgnlerine benzer biimde tamamlanmtr (Hawkins 1964: 131-135). Yapnn gneydousundan galeriye k salayan payandann zerindeki tula minare, klahn hemen altna bir mermer friz eklenerek dier minarenin seviyesine ykseltilmitir (Byzantios 1851: 508, Emerson vd. 1950: 30,
11

bilig, Bahar / 2009, say 49

Mango 1962: 16). Minare, gneydou payandann zerinde, kire tandan yaplm bir kare prizma kaide zerinde, 16 keli tula gvdenin ve erefenin st blmnde incelerek ykselmekteydi. Gaspare Fossati, minarenin konik klahn kaldrr, girland (elenk) bezemeli bir friz ekleyerek klah tekrar yerletirir. Bylece minare, teki ile ayn ykseklie ular. Bu bezemelerdeki antik sanatn izlerini tayan girland kabartmalar, 19. yzylda Bat etkisindeki Osmanl sanatna rnek oluturur (Emerson 1950: 29-30).5

Resim 6: Litografi Albm, Levha 19 (stanbul niversitesi Ktphanesi)

3. Cephelerin Onarm: Onarmlar srasnda yapnn d cepheleri dnml olarak yeil ve sar eritlerle boyanr (Lethaby -Swainson 1894: 148, Mango 1962: 15).6 Ayn zamanda yapnn evresi dzenlenerek, yangna engel olmak amacyla ahap binalar yktrlmtr (Kou 1960: 1446, Dirimtekin 1960: 12)7 (Resim 6). 4. Mimari Eklemeler: Yapnn dousunda, mihrabn sol tarafnda yer alan dehlizin iindeki eski hnkr mahfili kaldrlarak, yerine kuzeydouda, apsisin nndeki kuzeydou eksedrann dou payesine ve yapnn dou duvarna bitiik yeni bir mahfil ina edilmitir. Eski hnkr mahfilinin mihraba bakan yz, altn yaldz bezemeli drt stunun tad bir kma ile belirlenmitir. nde III. Ahmetin yaptrd altn yaldzl bir ebeke yer almaktadr. Mahfilin duvarlarndaki 16. yzyl znik yapm inilere gre, mahfil bu dneme tarihlendirilir (Akgndz vd. 2005: 419-420).

12

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Fossatilerin onarm srasnda mahfilin kmas, stunlar ve merdiveni kaldrlr. Gaspare Fossatinin Bizans bieminde diye tanmlad hnkr mahfili, mermerden yaplmtr. Fatih Camii avlusundan getirilen sekiz stun zerinde ykselen mahfil, akantus yapraklar ile bezenmi altn yaldzl ebekelerle evrilerek alt keli eimli klahla rtlmtr. Klahn zerine Sultann simgesi olarak yaldzlanm radyal nl gne yerletirilir. Mahfili tayan sekiz stunun balklar ile ebekeler arasndaki kk stun balklar, rt sistemine geiteki korniler ve aty evreleyen akantus yaprakl bezemeler altn yaldzla boyanmtr (Resim 7). Son aratrmalarda stunlar arasnda yer alan jour (delik ii) tekniindeki mermer korkuluklar 6. yzyl levhalar olup, Fossatilerce burada yeniden kullanld ortaya konmutur (Guidobaldi 2004: 491-529, Guiglia 2005: 180-181). Hnkr mahfilinin bir geit ile kilisenin kuzeydousundaki dikdrtgen planl bir salona balanmasyla da burada bir hnkr dairesi oluturulmutur. Bu blme yapnn dousundan girilir. Girite bir n mekn, buraya alan bir kapdan geilen kk bir oda, gnmzde bir kahve oca ve tuvalet olarak kullanlmaktadr. Buradaki kk oda, sultann camiye geldii zaman ksa sreli dinlenmesi ve baz kabuller iin hazrlanmtr. Fossatinin, bu odada kullanlmak zere yaptrd masann bugn nerede olduu bilinmemektedir. Giri holnden geni bir dehlizle, penceresi olmayan ana salona girilir ki, hnkr mahfiline bu salondan geilmektedir.

Resim 7: Hnkr Mahfili (S. Doan Arivi)


13

bilig, Bahar / 2009, say 49

Salonun duvarlar, talyan ressam Antonio Fornarinin Mekke ve Medine betimlemeleri ile bezenmitir. Ayrca talyan sanat N. Lanzoninin 57 cm apnda yass bir mermer levha zerine mozaik tekniinde yapt Sultan Abdlmecidin turas da burada aslmtr (Lethaby-Swainson 1894: 148, Mango 1962: 15-16).8 Levhada, yeil tesseralardan oluan tura, altn yaldz zemin zerinde yer alr.9 Hnkr mahfilinin III. Ahmed emesi karsndaki giri kaps zerinde de Abdlmecidin turas bulunur. Turann altndaki imzasz ve tarihsiz bir yazt, 1849da Hattat Kazasker Mustafa zzet Efendi tarafndan yazlmtr (Akgndz vd. 2005: 516). Caminin avlusu iinde, avlu kapsnn dousunda ve yapnn gneybatsnda bir muvakkithane (vakit odas) ina edilmeye balanr, caminin onarm bitirildikten sonra yapm tamamlanr (Eyice 1983: 15-24).10 naatn mteahhidi Msrl Yani Kalfadr (Akgndz vd. 2005: 516-517). Muvakkithane kare planl, orta blm yksek bir sekizgen kasnak zerinde kk bir kubbe ile kasnan evresinde kalan yan blmlerin zeri geni eimli at ile rtlmtr. Yapnn gneyi caddeye bakan d cephedir (Resim 8). Gney ve bat cephelerin duvar rgsnde kesme ta kullanlmtr. Gney, bat ve kuzey cephelerde pencere, simetrik ve eit aralklarla yerletirilmitir. Kuzey ve dou cepheler ile kubbe kasna svaldr. Kasnakta dik eksenlerde olmak zere drt pencere akl, kk ve al ebekelidir. Yapya giri, kuzey cephedeki kemerli bir kap ile salanr. Kapnn ve pencerelerin mermer ereveleri ile pencerelerdeki demir ebekeler, II. Ampir biemindedir. Pencerelerin tm beik kemerlidir. Yapnn saak hatt ve kasnaktan kubbeye gei, silmelerle vurgulanmtr. Muvakkithanenin iinde merkezde kubbe kasnann altnda, ince mermer stunlarla desteklenen bir blmde stunlarn zerinde kk, Dor stun balklar birbirine yarm daire kemerlerle balanr. Kemer aralarndaki ince pilasterler arasnda kalan kemer yzeyleri, kabartma girlandlar, asma yapraklar ve zm salkmlaryla bezenmitir. Yapnn zemini mermer denmitir. Bugn muvakkithanede, stunlar arasna blmeler yerletirilmitir ve mzenin ariv ofisi olarak kullanlmaktadr. Merkezde bulunan sabit mermer kaideli yuvarlak masann dnda, dneminden kalan mobilya yoktur. A. Akar, muvakkithane iinde bulunan London Prior marka, Trk ii ereveli bir saatin iler durumda olup kullanldn belirtmitir. Ancak gnmzde saat yerinde yoktur (Akar 1971: 281, 286-287).11
14

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Resim 8: Muvakkithane, gney cephe (S. Doan Arivi)

Bugn Ayasofya Klliyesine ait I. Mahmud Ktphanesi okuma salonunda iki saat ile Ktphanenin kitap hazinesinde bir saat bulunmaktadr. Bu saatlerin Muvakkithaneye ait olup olmadklar tespit edilememitir (Akgndz vd. 2005: 772, 774). 5. Yeni Bezemeler: Fossati kardeler, onarm almalar kapsamnda, Ayasofya Camiinin iinde yeni bezemelere de yer vermitir. Apsiste, Osmanl Dneminde al ebeke ve vitrayla kapatlan, altta, stte olmak zere toplam alt pencereden nn camlarn, ad saptanamayan bir Trk usta yeniden hazrlamtr (Mango 1962: 15).12 Kubbeyi tayan byk payeler zerine, galeri kat seviyesinde, sekiz byk kaligrafi levhalar aslr (Mango 1962: 15, Kumbaraclar 1970: 74). Levhalar zerindeki hatlar, Kazasker Mustafa zzet Efendi, 1849 (H. 1265)da yazmtr.13 Yeil renkli levhalarn zerinde altn yaldzla yazlm Allah, Muhammed, Ebu Bekir, mer, Osman, Ali, Hasan ve Hseyinin adlar okunmaktadr (Resim 9). Mustafa zzet Efendinin kk boyutlarda yazd hatlar, rencileri efik Bey ve Ali Efendi tarafndan kareleme yntemiyle bytlmtr. Dairesel levhalar caminin iine asldktan sonra, altn varaklar halindeki yazlar, levhalar zerine yerletirilir. Bahriye (Deniz Kuvvetleri) marangozhanesinde yaptrlan levhalar, paralardan olumaktadr. Levhalarn ap yaklak 7.50 m, hattat imzas ise 1.75 x 0.95 m boyutlarnda, yazlarda kullanlan kalem az genilii 0.35 mdir (Kumbaraclar 1970: 74). Levhalarn yapmnda nakka ba Abdullah Efendi bakanlnda Osman, Mehmet, Bekir, Arap Said ve Msrl lakab ile kaytl nakkalarn emei ge15

bilig, Bahar / 2009, say 49

mitir. Levhalarn kenar kabartmalarn da Dimitri ve Andon adl sanatlar hazrlamtr (Akgndz vd. 2005: 510). Ayasofyann mzeye dntrlmesinden sonra indirilerek kuzey yan nefte korunan levhalar, 1948 ylnda tekrar yerlerine aslmtr.14 Kaligrafi levhalaryla ayn zamanda kubbenin merkezine de bir madalyon iinde Kurandan bir ayet yazlmtr. Yeil bir zemin zerinde Mustafa zzet Efendinin altn yaldzl yazs, Kurann 24. yetinin 35. Sresini ierir (Akgndz vd. 2005: 505).15

Resim 9: Halife Ebubekir yazl levha (S. Doan Arivi)

Buna gre burada, Bismillahirrahmanirrahim. Allah gklerin ve yeryznn nurudur. Ik onun kendisidir; camdan giren ya da sabah yldznn sat ya da yanan kordan yaylan deil. denilmektedir. Bezemelerine gre Fatih Dnemine tarihlenen ancak Fatihten sonra pek ok deiiklik geiren mihrap, 16. yzyla ait III. Murat Dneminde yaplan minber, mezzin mahfilleri ve vaaz krss onarmlar srasnda yaldzlanr. Bu almalarda mermer zemin zerine altn yaldz boya ile yaplan bezemeler arasnda, II. Ampir bieminde palmet motifleri de izlenir (Mango 1962: 15, Akgndz vd. 2005: 315, 370-375).16 6. Yeni Donatlar: Onarmlar srasnda caminin aydnlatma elemanlar da yenilenir. Yap, orta nefte kubbeden aaya sarkan ve ayrca galeride stunlar arasnda yer alan kandillerle donatlr. Kandiller, 19. yzyl Viktorya bi16

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

emindedir. zerlerindeki palmetler, Trk ve Bat bezemelerinin karm olarak deerlendirilir (Resim 10). Gaspare Fossatinin, Trk ustalarca bronzdan dkldklerini belirtmesine karn, kandillerin ahap olduklar ve zerlerinin altn yaldzla boyandklar saptanmtr (Lethaby - Swainson 1894: 120, Mango 1962: 15).17

Resim 10: Kandil avizeler (S. Doan Arivi)

Fossatilerin onarmlar srasnda caminin zemini boydan boya, Uak hallar ve Msrdan getirilen hasrlarla denir. 88 yekpare hal getirilmi olmasna karn, 14 fazla gelir; ayn zamanda kaplara perdeler aslr (Akgndz vd. 2005: 501-502).18 narteksten naosa geii salayan be kapya, yeni ahap kanatlar taklr. narteksteki zgn Bizans kap kanatlarnn ne zaman karld bilinmiyor. E. M. Antoniades, kanatlarn Latin yamalar srasnda gtrldn, bugnk kaplar, VIII. Mikhail Palaiologosun (1259-82) yaptrdn belirtir (Antoniades 1907-09, I: 159). C. Loosun 1710 ylndaki izimlerinde gnmzdeki kaplardan farkl kap kanatlar grlr. Gnmzde var olan kanatlar, Fossatilerin ekledikleri olmaldr (Mango 1962: 15). Galeride naosa bakan stunlu ve aralar ta bezemeli levhalarn nnde ve stte rt sistemine geite yer alan korkuluklar, ahaptan yenileri ile deitirilir. Ykseklikleri 1 mden az olan bu korkuluklar, olaslkla duvarlardaki bezemelerin yapmnda ve onarmlarda kullanlmak zere yaplmtr. Yapy

17

bilig, Bahar / 2009, say 49

boydan boya dolaan yeni korkuluklar da 19. yzyl Viktorya biemindedir (Peschlow 1980: 100).19 7. Mozaiklerdeki almalar: 19. yzylda Ayasofyann duvarlarndaki svalar bozulmu, altnda yer yer mozaikler ortaya kmt. Fossatiler, Ayasofyann mimari onarmlarndan sorumlu olmalarna karn, almalar srasnda Abdlmecidin izniyle svalar kaldrp, aa kan mozaikleri onardktan sonra suluboya ve karakalem izimlerle belgelemiler, daha sonra figrl panolar sva ile kapatmlardr (Teteriatnikov 1998: 3-25). Bylelikle bir ksm korunmasa da, gnmze ulaan resimleri, Fossati Kardelerin almalarna borluyuz. Gnmze gelemeyenleri de yine onlarn izimlerinden renmekteyiz. 8. 1851-1858 Yllar Arasnda Ayasofya evresindeki Dzenlemeler: 1849 ylnda Ayasofya Camiinin ibadete almasna karn, onarm ve bakm almalar Abdlmecidin saltanatnn sonuna kadar srdrlmtr (Akgndz vd. 2005: 563). 1858 veya 59 yllarnda stanbuldan ayrlncaya kadar Gaspare, bu almalara katkda bulunmu olmaldr. Bu almalar kapsamnda, 1851de Ayasofya ve Sultan Ahmed Camilerinin evresi ile baz mahallelerin kaldrmlar onarlr. 1852de I. Mahmudun hayratndan olan imaretin frn ve mutfa onarlr. 1853te Sultan Ahmed ve Ayasofya Camilerinin imareti ve ek yaplarna gelen ime suyunun, Edirnekap dnda bulunan teraziden, Bozdoan kemerlerinin sonuna kadar olan ana suyolu onarlr, suyolunun zarar gren kurun borular yenilenir. 1854te Ayasofyann avlusunda yeni yaplan muvakkithanenin bitiiindeki sra musluklarn hazinesi ile teki eskimi blmlerin onarm gerekletirilir. 1857de Ayasofyann adrvanl avlusundan Bb- Hmyn Caddesine uzanan Trbe Sokann deme talar onarlr. 1857-58 yllarnda Ayasofyann kurunlar onarlarak yeni kurun atlar yaplr, Kasr- Hmyn avlusunun st rts yenilenir (Akgndz vd. 2005: 563-567).

Fossatilerin Ayasofyadaki Onarm almalarn Aktaran Belgeler


Litografi Albm: Gaspare Fossatinin Ayasofyadaki almalarn belgeleyen Albm, 1 Haziran 1852 ylnda Londrada yaymlanr. Fossati, kitabn, onarm grevini kendisine veren Sultan Abdlmecide adamtr. Fossati, Ayasofya ve evresinin o gne dek resmedilmemi alardan grntlerine yaynnda yer verir. Albmdeki Ayasofyay gsteren, 36 x 53 cm. boyutunda renkli litografi (ta bask) 25 levhay, Belikal litografi ustas Louis Haghe (1806-85) basmtr.
18

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Albm ayr zellikte baslr: elde boyanan ve mukavva zerine yaptrlan byk boy albm; ktphanelere konulmak zere byk boy katlar ile ciltlenmi orta boy albm; kk katlar ile sulu boya yaplarak ciltlenmi albm. Bu farkl albmn fiyatlar da farkldr; birincisi 10 Sterlin 10 ilin, ikincisi 7 Sterlin 7 ilin, ncs 4 Sterlin 4 ilindir. 22 Ocak 1854 tarihli irade gereince, albmn farkl eitlerinden onbeer adet alnmas uygun grlmtr. Ragp Paa Ktphanesinde korunan onbe albmden biri Mabeyn-i Hmyn (Sultann Saray) Ktphanesine, birer nshas Erkn- Harbiye-i Umumiyyeye (Genel Kurmay), Devir-i Bahriye (Deniz Kuvvetleri) ve Hendesehane-i Mlk (Mhendis Mektebi) Ktphanelerine gnderilir (Akgndz vd. 2005: 527-528). Albmn ka adet basld bilinmemektedir. Ancak bilinen ciltli nshalar, iki ile drt renk baskldr. Serinin baz nshalar zel olarak daha zenli yaplmtr. Bu nshalardan Fossatinin Ocak 1853 tarihinde Sultan Abdlmecide sunduu kopya, bugn stanbul niversitesi Ktphanesindedir. zel hazrlanan bu nshalar, elle renklendirilmi, daha kaln bir kartona yaplm, sayfa kenarlar altn yaldzl, st altn baskl, krmz deri ciltlidir.20 Tek yapraktan oluan i kapakta, kitabn ad, Bizans sanatndan kaynaklanan geometrik motifli bir ereve iine alnmtr. Yaznn st ve altnda Fossatinin Ayasofyadaki onarmlarnn ansna tasarlad ve Robertsonun hazrlad gm madalyonun resmi yer alr. Madalyonun n yznde Sultan Abdlmecidin turas, arka yzde Ayasofyann batdan grnts yer alr (Resim 11). Albm iin Fossatinin yazd metnin zgn Bellinzona Arivindedir.21 Giri ve levha aklamalarn ieren bu metni, Albmde Adalbert de Beaumont yeniden kaleme almtr. Metnin Franszca evirisi, albmdeki gravrler eliinde sunulur. Ariv Belgeleri: sviredeki Ticino / Tessin Kantonunun Morcote kasabasnda bulunan Fossati Kardelere ilikin eitli belgeler, 1935 ve 1954 yllarnda Bellinzona Kanton Arivince (Archivio Cantonale di Bellinzona) Fossati ailesinden satn alnmtr. 35 karton kutuda 2147 belge, konularna gre envanter numaralar ile korunmaktadr. Ancak, - be belge tek bir numara altnda toplandndan kutulardaki belge says 3000in zerindedir.

19

bilig, Bahar / 2009, say 49

Resim 11: Litografi Albm, kapak (stanbul niversitesi Ktphanesi)

Arivde mimari izimler, taslaklar, notlar, zel mektuplar, pasaportlar, diplomalar, seyahat notlar, anlamalar, gazete ve dergilerden kprler, fotoraflar ile Fossati ailesinin 16. yzyla dein uzanan belgeleri bulunur. Ayasofyadaki onarmlar srasnda izilmi 400den fazla karakalem ve suluboya resimler de bu belgeler arasnda nemli bir grup oluturur.22 Arivdeki belgeler, Ayasofyann mimari izimleri, i ve d grnmleri, mimari ayrntlarn yan sra, onarmlar srasnda belgelenen mozaiklerin taslaklarn iermektedir. Mozaikler ortaya karldnda abuk, fakat ustaca yaplm taslaklarn yanlarna aklayc notlar ve ller yazlmtr. Ayrca Arivde kurdele ile balanm 46 x 61 cm boyutlarnda krmz deri bir albm iinde, Ayasofyann mozaiklerinin suluboya resimlerini ieren foliolar korunmaktadr. Albmdeki resimler iki grupta incelenebilir. Birinci grup zenle hazrlanm, bazlar tamamlanmam resimlerdir. Bunlardan yalnzca biri imzal ve tarihlidir: Architecte Fossati daprs loriginal. Constantinople, 1848. Bu gruptaki tm almalarn Gaspare Fossatiye ait olduu sanlmaktadr. Biemsel farkllk gsteren ikinci grup resimlerde, genellikle renkler zgn deildir. Bu grubu ise Giuseppe Fossatinin hazrlad dnlr. Gaspare, Giuseppenin frasndan km birok suluboya resmi
20

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

yeniden elden geirerek boyam ve notlar almtr. Arivdeki suluboya resimler, 1890 ylnda Turinde alan bir mimarlk sergisinde tantlmtr (Fossati 1890). Arivdeki dier nemli belgelerin korunduu, 34 x 48 cm boyutlarnda krmz kadife kapakl, kapanda altn yaldzl Osmanl armas bulunan Albm, Fossatilerin stanbuldaki almalar ile birlikte Ayasofyadan baz resimler iermektedir. Gasparen, Ayasofyadaki onarmlar srerken ve almalar tamamlandktan hemen sonra yazlm iki raporu, Bellinzona Arivindeki belgeler arasndadr. 1291 numaral birinci rapor, onarmlardan sonra yazlm olup, Ayasofyann genel bir tarihesini ve buradaki almalarn ayrntlarn ierir. 1339 numaral ikinci raporu, Gaspare yksek derecede bir Trk grevliye onarmlar srasnda yazmtr. Burada kendisine onarm iin verilen cret ve onarmn balatld tarih belirtildikten sonra, yapdaki almalar anlatlmtr. teki raporda sz edilmeyen, kubbenin dndaki iki arlk kulesi ile drt payandann kaldrlm olduu ifade edilerek, aa karlan mozaikler konular ve yerleri ile belirtilmitir. Fossatilerin Ayasofya zerine Yaynlar: Gasparen Ayasofyadaki almalarn belgeleyen bir yayn, lmnden sonra kardei Giuseppenin hazrlad kitaptr. Karde Fossati, Turinde dzenlenen bir mimarlk sergisi nedeniyle, Ayasofyada ortaya kardklar mozaiklerin listesini kk bir katalog halinde Eyll 1890da Milanoda yaymlar (Fossati 1890).23 Katalogda iki ayr liste bulunmaktadr. Listelerden birincisi yledir (Fossati 1890: 106-107): 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Meryeme Konstantinopolis ve Ayasofyann maketlerini armaan eden mparator Konstantin ve Iustinianos. 7. yzyla ait sa, Meryem ve Yahya. Piskopos, peygamber ve hekim azizlerden oluan oner figrl iki grup. Bamelek Gabriel ile Meryemin yannda saya diz kp dua eden IV. Konstantin. mparator Ioannes Komnenos Porphyrogenetos ve mparatorie Eirene Meryemin nnde (10.-11. yzyl). sa, mparator XI. Konstantin Monomakhos, mparatorie Zoe (10.-11. yzyl). Tahtta sa Pantokrator. Aleksios Komnenos (10.-11. yzyl). Ioannes Palaeologos (13.-14. yzyl).

21

bilig, Bahar / 2009, say 49

10. Leonun kardei Aleksandros. 11. Meryemin betimlendii resim. 12. Yahya, drt havariyle birlikte, evresinde Kerubim ve Seraphimlerin dairesel kompozisyonda betimlendii resim. 13. byk, iki kk peygamber bstleri. 14. Antsal bir Pantokrator madalyonu. 15. zerinde ya da evresinde Yunanca ile Latince aklamalarn yer ald eitli amblemler. 16. mparator Iustinianos ile Konstantinin tahtta oturan Meryeme Ayasofya ile Konstantinopolisi sunmalar (8. yzyl). 17. sa, Meryem ve Yahya (6. yzyl). 18. Hekim azizler, peygamberler ve piskoposlardan oluan alt figr: Anthemios, Basileos, Gregorios Theologos, Dionysos Areopagil, Nikolaos, Gregorios Armeniakos. 19. teki hekim azizler, peygamberler ile piskoposlar: Ignatios Oneos, Metodios, Ignatios ya da Theophoros, Gregorios ya da Taimaturgos, Ioannes ya da Chrysostomos. 20. Aziz Ignatios. 21. Meryem ile bamelek Gabriel arasnda tahtta oturan sann nnde diz kp dua eden IV. Konstantin Pogonatos (10.-11. yzyl). 22. mparator Ioannes Komnenos Porphyrogenetos ve mparatorie Eirene, aralarnda Meryem (10.-11. yzyl), IX. Konstantin Monomakhos, mparatorie Zoe, ortada sa (10.-11. yzyl). ki konu tek bir resimde betimlenmitir. 23. ki resim ieriyor: Ioannes Palaeologos, iki Meryem, peygamber ve azizlerin balar (13.-14. yzyl). 24. Leonun kardei Aleksandros. 25. Bamelek Gabriel. 26. Bir resimde atriumun (avlu) kaps, kerubimler, eitli ayrntlar. 27. Pantokratorlu byk madalyon. 28. Yedi resimde betimlenen eitli mimari ssleme izimleri, stun balklar ve kaidelerini ieren yaklak 100 izim. Katalogdaki listede belirtilen mozaikler, suluboya ve karakalemle betimlenmitir. mparator Iustinianos, Konstantin ve Meryemi gsteren iki suluboya
22

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

resim yaplmtr. sa, Meryem ve Yahyay ieren Deesis sahnesinin bir suluboya resmi; kuzey ve gney timpanumlarda hekim azizler, peygamberler ve piskoposlarn iki, Aziz Ignatiosun bir, mparator Aleksandrosun bir, gney galerideki imparatorlarn bir ve Pantokratorun betimlendii madalyonun bir suluboya resmi vardr. Dier Belgeler: Fossatilerin Ayasofyadaki almalarn ieren dier bir belge, Topkap Saray, Resim Seksiyonunda bulunan (env. no. 17/412), Gaspare Fossatinin Ayasofya albmndeki 22. ve 23. levhalarn yan yana eklenerek baslm litografisidir. Drt paradan oluan resmin boyutlar 30 x 149 cmdir.24 Bir dier belge, Gaspare Fossatinin Ayasofyay dtan evresi ile birlikte gsteren suluboya tablosudur. Luganoda Museo darte (Sanat Mzesinde) korunan 1848 tarihli tablo 26 x 28,5 cm boyutlarndadr.25 Zrichte Landesmuseumda korunan Gaspare Fossati imzal ve stanbul 1848 tarihli tabloda, Ayasofyada liturjik bir ayin sahnesi hayali olarak resmedilmitir. Karton zerine yalboya tekniindeki resim, 53 x 45 cm boyutlarndadr.26 19. Yzyl Yaynlarnda Ayasofya ve Fossatiler: 19. yzyl yaynlarnda Ayasofya ve Fossatilerin almalarn ieren belge niteliinde bilgiler, yle zetlenebilir: Ayasofyay Fossatilerin onarmlar srasnda veya onarmdan ksa bir sre sonra ziyaret eden gezgin ve aratrmaclarn kitaplarnda bu almalardan ayrntl sz edilirken, ayn dnemde stanbulda bulunan kimilerinin onarmlardan sz etmedikleri gzlenir (Smith 1850, Blanchard 1855, Lady Hornby 1863, Fresne-Canaye 1897). Fossatilerin Ayasofyadaki onarmlarn aktaran en erken tarihli iki yayndan birinde S. Byzantios, onarmlarn, eyhlislamdan miras kalan para ile yapldn ve bunun yaklak yirmi milyon kuru olduunu anlatr (1851: 474, 508, 513). Mozaik almalarndan da sz eden Byzantios, pandantiflerdeki Seraphimleri tanmlar. Aratrmac, Fossatilerin mimari onarmlar arasnda, gneydoudaki tula minarenin ykseltildiini belirtir. Ayrca onarmlar srasnda yapnn iinde iskeleler kurulduunu anlatr. 1849 ylnda Ayasofyay ziyaret eden Rus gezgin A. N. Muravev, Fossatilerin aa kard mozaikleri aktarr (1851: 6, 11-13, 17-21, Mango 1962: 137-138). Gneybat dehlizde kap zerinde yer alan Meryem, ocuk sa ve iki imparator mozayiini grdn belirten Muravev, byk kubbedeki sa Pantokratorun ok yakn bir tarihte kapatldn ekler. Apsis yarm
23

bilig, Bahar / 2009, say 49

kubbesinde Meryem ve ocuk sa tasvirini tanmlarken, iki yannda ellerinde kre tutan byk melek figrlerinden sadece sadakinin korunmu olduunu, Kerubimlerin aa karlp, yzlerinin boyanarak kapatldn, bunlardan kaybolan karlkl iki Kerubimin Fossatilerce yeniden resimlendiini, kuzey timpanumda Yeremya, Ezekiel ve Yeseya peygamberlerin korunmu olduunu, Habakkuk ve Zephaniah peygamberlerin grlebildiini ksaca anlatr. En iyi korunmu olan mozaiklerin, galerideki Deesis, sa, mparatorie Zoe ve Konstantin Monomakhosun mozaikleri olduunu belirtir. Bat galerinin gney ucunda kk bir apel bulunduunu, buradaki kaplar zerinde altn halarn parladn, ancak onarm srasnda halarn kapatldn anlatr. apelde giriin zerinde Deesis ve tonozlarda azizlerin yer aldn belirten aratrmac, gneybat rampa zerindeki apele bitiik oda ile apeli kartrmtr. apeldeki sunak masasnn bulunduu yerin belirgin olarak grlebildiinden sz eder. Rus gezgin I. Berezin, kitabnda yapy 1845 ylnda drt kez ziyaret ettiini, bu ziyaretlerinden sonra mimar Fossatinin mozaikleri aa kardn, pek ounu onardn, yapnn plan ve izimlerini yaymladn belirtir (1854: 45-48, Mango 1962: 133-134). 1847-48 yllarnda Fossatilerin Ayasofyadaki almalar srerken stanbula gelen Avusturyal mimar W. Salzenberg, Fossatilerin ortaya kardklar mozaiklerin suluboya resimlerini yaparak 1855 ylnda yaymlamtr (1854: 16, 45-113). Bu resimler, Fossatilerin almalarndan sonra mozaiklerin ilk kez yaymlanmas nedeniyle nem tar. Kitabnda Ayasofyann mimarisini ayrntl olarak inceleyen aratrmac, kilisenin tarihesiyle birlikte Trk Dnemindeki evrelerini ele alr. Abdlmecid Dneminde 1847-49 yllar arasnda talyan mimar Gaspare Fossatinin, yapnn onarm iin grevlendirildiini belirtir (1854: 16). Salzenberg, Fossatinin yapdaki onarm almalarna deinirken mozaiklerin ortaya karlmas, baz al sslemelerin onarm, mimari onarmlar, Hnkr Dairesi ile Muvakkithanenin yapmndan sz eder. Salzenberg, yapnn plan ve kesitleriyle birlikte, cephe izimleri ve baz mimari ayrntlara yer vermitir. Ayrca mozaiklerin suluboya resimlerini de yaymlamtr (1854: 45-113). Nartekste imparator kaps mozayiinin, gney timpanumda Yeremya, Ezekiel ve Habakkuk, Gregorios Theologos, Dionysios, Nikolaos, Gregorios Armenios, pandantiflerdeki Kerubimlerin, gneybatda ke odalarndaki ve kubbenin bat kemerindeki mozaiklerin resimleri yaplmtr (Resim 12, 13).
24

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Resim 12: Gregorios Theologos, Dionysios,

Resim 13: mparator Kaps mozayii, sa, Nikolaos, Gregorios Armenios mparator VI. Leo, Meryem, (Salzenberg 1854) Bamelek Gabriel (Salzenberg 1854)

1849 ve 1852 yllarnda Ayasofyay iki kez ziyaret eden J. H. A. Ubicini, kitabnda yapnn Bizans ve Osmanl Dnemi tarihine ksaca deinir; apsisteki Meryem mozayiini grdn belirterek mozayii tasvir eder (1977: 7181). stanbul ile ilgili 1856 tarihli kitabnda Th. Gautier, Ayasofyann onarmdan nceki durumuna ilikin bilgi vererek kubbenin atlak, svalarn dklm ve btn yapnn adeta yana yatm olduunu belirtir (1856: 267-279). Daha sonra Fossatilerin onarm almalarna deinerek, stunlar destekleyen kelepelerin onarldn, kemerler arasndaki demirler ile bel veren duvarlarn salamlatrldn, atlaklarn kapatldn, duvar rgsnn yenilendiini, kubbenin arln tayamayan payelerin, bu onarm sonucunda ayakta durabileceklerini, mozaiklerin aa karlarak resimlendiini, bu resimlerin mutlaka yaymlanmas gerektiini vurgulamtr. Yapnn iinde mslmanlarn ibadetlerine ilikin ayrntlara deinen yazar, caminin evresindeki yaplamadan sz eder. Osmanl kaynaklar arasnda Ayvansaray 1281 H. / 1864 M. tarihli kitabnda Ayasofyann mimari zelliklerini tasvir eder, Osmanl Dneminde yaplan deiiklikleri aktarr (1864: 42-46). 1847-49 yllarnda stanbulda bulunan din grevlileri Patrik I. Konstantius ve Theodoros M. Aristokles, mimar Fossatinin kilisede onarm almalar tamamlandktan sonra yapya girdiklerini belirterek, yanl bir tanmlama ile bemada, apsis yarm kubbesinin sol yannda Theotokos mozayiini ve karsnda ba melek Gabriel mozayiini grdklerini anlatrlar (1866: 403 vd.,
25

bilig, Bahar / 2009, say 49

405).27 Fossatinin galerideki yan apeli atn, duvarlardaki mozaiklerin byk bir blmnn dklm olduunu, Fossatinin buradan mozaik taneleri alarak bunlarla daha nemli mozaikleri onardn eklemilerdir.1847 ylnda stanbulda bulunan P. Durand, Ayasofyann onarm srasnda almalar yakndan izlemesi iin kendisine izin verildiini ve yapdaki mozaiklerin byk bir blmn grdn belirtir (1867: 10, not 2, 22-23, not 1). Zafer kemerinin st ksmnda Etoimasia yazsn ve ayn kemerde Bo Taht sahnesini grdn syleyerek, kitabnda bu mozayiin bir izimini yaymlamtr. Mozaiklerin onarlarak daha sonra boya ile kapatlm olduundan sz eder. 19. yzyln ikinci yarsnda stanbula gelen E. De Amicis, izlenimlerini aktard 1883 tarihli kitabnda, C. Biseonun gravrleri ile buradaki yaam ve antlar belgelemitir (1981: 201-225). Ayasofyann ayrntl mimari betimlemesini yapan Amicis, ayn zamanda burada ibadet eden mslmanlardan sz etmitir. Trk Dnemine ait hnkr dairesi ve mahfillerden de sz eder. Kitapta yapnn genel i grntsn betimleyen gravr, Fossatilerin onarm sonrasn yanstr. 1875 ylnda stanbulda bulunan gezgin A. Choisy, Fossatinin bir arkadann onarmla ilgili olarak kendisine sylediklerini aktarr (1876: 45). Abdlmecidin Ayasofyann onarm iin grevlendirdii Fossatinin mozaikleri aa kardktan sonra, Sultann bunlardan birinin akta braklmasn, ayrca bunlarn bir gn alacak biimde kapatlmasn istediini anlatr. A. G. Paspates seyahatnamesinde, D. Galanakesin Ayasofyann cephe boyamalar ile muvakkithaneyi gsteren bir gravr eliinde onarmlar aktarmtr (1877: 338-39). 19. yzylda stanbulu ziyaret eden aratrmac D. Pulgher, stanbuldaki Bizans kiliseleri ile ilgili kitabn Ayasofya blmnde, Fossatinin mozaikleri onardna ksaca deinir (1878: 19-20). G. Schlumberger, 19. yzyl sonlarnda stanbuldaki Bizans antlar zerine yazd kitabnda Ayasofyadaki gzlemlerine de yer vermi ve Ch. De Billynin gravrnde yapnn d grnmn evre dzeniyle birlikte aktarmtr (1890: 269). C. W. C. Oman, Bizans mparatorluunu konu alan kitabnda Ayasofyaya da bir blm ayrm, i grnmn yanstan iki fotoraf ile Bayetnin yapy dou cepheden gsteren 1883 tarihli gravrne yer vermitir (1892: 96, 146). Ayasofyay konu alan kitapta W. R. Lethaby ve H. Swainson, 1847 ylnda Fossatilerin onarm almalar balad srada, yapnn kt durumda olduunu belirterek, yapdaki almalar anlatmlardr (1894: 120, 148).
26

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Kitapta, Fossatilerin 1852de Londrada baslan litografi albmnden de sz edilir. Kubbeyi dtan destekleyen drt payandann ilevsiz olduu gerekesiyle kaldrld, erilmi on stunun dzeltildii, iteki mermer sslemelerin temizlenerek onarld, yeni bir hnkr mahfilinin ina edildii, mozaiklerin aa karlp temizlendikten sonra tekrar kapatld ve yapnn d cephelerinin krmz eritli boyand, verilen bilgiler arasndadr. E. Grosvenor, stanbulu konu alan kitabnn ikinci cildinde Bizans kiliselerine ilikin bilgi verirken Ayasofyaya da yer vermi, Fossatilerin onarmlarndan ksaca sz etmitir (1893: 539, 551). Onarmlar srasnda stanbulda bulunan Grosvenor baz mozaikleri anlatrken, bugn var olmayan bema kemerindeki sa mozayiini grdn de belirtmitir. Osmanl Dnemi tarihisi Ltf ise 1328 H. /1910 M. tarihli kitabnda Ayasofyann tarihsel geliimini anlatr (1910). Osmanl Arivlerinde Ayasofyann Onarmlar: Ayasofyann Bizans Dnemi, batl aratrmaclarca kaleme alnan pek ok kitap ve makaleye konu olmu, 19. yzylda Abdlmecid Dnemindeki onarmlar, iki yabanc mimarn grevlenmesi ve dinsel konulu mozaiklerin ortaya karlmas nedeniyle nemli olmutur. Ayasofyann Osmanl Dnemine ilikin yaynlarn kstl olmasna karn Osmanl Dnemi kaynaklar ok zengindir. stanbul ve Ayasofya tarihi risaleleri, Osmanl Vekyinameleri, Hadkatl Cevmi, Vakfiyeler, Vakf Muhasebe Defterleri, Vakf Tahrir Defterleri gibi Babakanlk Osmanl Arivindeki kaynaklar dnemin nemli bilgilerini aktarmaktadr (Akgndz vd. 2005: 43-61). Bu kaynak ve kaytlarda Ayasofyann Osmanl Dneminde yaplan yeni ek binalar, bezemeleri, ibadete ynelik eyalar, onarmlar, bu almalarda grev verilen usta ve sanatlar, yaplan harcamalar, bu giderlerin kaynaklar arivlenmitir. Son yllarda bu kaytlarn ayrntl olarak incelendii, Ayasofyann Osmanl Dnemini aydnlatan monografik, kapsaml ve nemli bir yayn bu alandaki byk boluu doldurmutur (Akgndz vd. 2005). 19. Yzyl Fotoraflarnda Ayasofya: Ayasofyadaki onarmlardan sonra yapnn iini ve evresindeki dzenlemeleri, James Robertson, Abdullah Biraderler, Paskal Sebah, Sebah ve Joaillier, Guillaume Bergren, Vasilaki Kargopulo gibi dnemin fotoraf sanatlar 1857-1880 tarihleri arasnda belgelemitir (gel vd. 2007: 22-39). Bu fotoraflarn nemi, Ayasofyann yan sra evresinde bugn var olmayan yaplar, kent dokusuyla birlikte yanstmasdr. 19. Yzylda Trk Sanatlarn Tablolarnda Ayasofya: Ayasofya, 19. yzylda Trk sanatlarn da ilgi oda olmu, pek ok yalboya tabloda yapnn i ve d grnmleri yanstlmtr. Bu resimler, mimari ayrntlar
27

bilig, Bahar / 2009, say 49

aktarmasnn yan sra ibadet eden cemaati konu alan baz eserlerde caminin ibadet merkezi olarak 19. yzyldaki nemini de ortaya koymutur. Topkap Saraynda Resim Seksiyonunda bulunan bir resim, Fossatinin Ayasofyadan saray avlularn grntledii almasnn Darafaka / Gzel Sanatlar 8. snf rencisi brahim Ali Sabit Efendinin tuval zerine yalboya kopyasdr (env. no. 17/725). Resmin boyutlar 81 x 68 cmdir. Fossatilerin almalarn dorudan konu alan bir sanat da Hseyin Zekai Paadr (1860-1919). stanbul Resim ve Heykel Mzesindeki 1905-06 tarihli, 100 x 81 cm. boyutlarndaki tuval zerine yalboya tablosunda sanat, Fossatinin tasarlad hnkr mahfilini, Ayasofyann i grnm ile birlikte yanstmtr. Ayasofyay resimlerinde en ok konu alan sanat evket Dadr (18761944). Da, Fossatilerin onarmlarndan sonra yapnn ounlukla i mekanlarn, bir kanda da d grnmn yanstan yalboya tablolar yapmtr.28 Sultan Abdlmecidin 19. yzyl ortasnda balatt onarm almalarnn, Ayasofyann gnmze gelebilmesinde pay byktr. svireli iki karde mimarn grevlendirilmesiyle 1847 ylnda balayan bu onarmlar izleyebildiimiz en nemli kaynak, kukusuz Fossatilerin grsel ve yazl belgeleri olmutur. Ayn dnemde stanbula gelen aratrmac ve gezginlerin kitaplarnda aktardklar bilgiler ve gzlemlerini yanstan gravrler, Osmanl Arivlerindeki kaytlar, Ayasofya risaleleri ve dnemin fotoraf sanatlarnn Ayasofya ve stanbul panoramalar, Trk ressamlarn Ayasofyay konu alan tablolar onarmlarn aamalar ile izlendii grsel ve yazl belgelerdir ve yapnn Osmanl dnemindeki nemini ortaya koymaktadr.

1. Mozaikler zerine genel bilgi iin baknz Kleinbauer vd. 2004:49-79. 2. Bellinzona Arivi, No. 1291, 1339, Fossati 1890, 2. 3. Fossati 1890, 2, levha 21 ve 25. Levha 21 onarm sonrasn, 25 ise onarm ncesini gstermektedir: Bellinzona Arivi, No. 1291, 1339. 4. Fossati 1890, 2, Levha 21 ve 25; Bellinzona Arivi, No. 1339. 5. Bellinzona Arivi, No. 1291. Fossati 1890, 2de onarm almalarn anlatrken minareden sz etmemitir. 6. Kinross, yapnn krmz ve yeil renkte boyandn (1972: 119); Lethaby Swainson ise sadece krmz renkte boyandn belirtir (1894: 148). 7. Fossati 1890, Levha 15-19, 25. Levha 25de Ayasofyann onarmdan nceki grnm ve evresindeki ahap yaplar grlr. 8. Fossati 1890, Levha 24.

Aklamalar

28

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

9. Levha gnmzde Topkap Saray Mzesi Ktphanesinde, Gzel Yazlar Blmne kaytldr. Arkasnda N. Lanzoni, S. Sofya 1849 yazs vardr. Fossati 1890, 2, Levha 8-9; Bellinzona Arivi, No. 1291, 1339, 117, 203; Albm, sayfa 41 ve 45. 10. Bellinzona Arivi, No. 616, 625, 640. 11. Babakanlk Arivi, Meclis-i val, No. 13152. 12. Bellinzona Arivi, No. 1291. 13. Bellinzona Arivi, No. 273, 275, 279, 306. 14. Bellinzona Arivi, No. 1291, 306; Ltfi, (1328), VIII, 125, 181; Ayvansaray 1281 H. / 1864 M. I.4. 15. Ltfi, Tarih VIII, 125, 181; Ayvansaray 1281 H. / 1864 M. I.4. 16. Fossati 1890, levha 3. 17. Bellinzona Arivi, No. 1291, 117v ve 443; Fossati 1890, Levha 3, 6, 8, 11-14. 18. Fossati 1890, Levha 1-9; Bellinzona Arivi, No. 1291. 19. Fossati 1890, Levha 3-4, 24. 20. Eserin dijital kopyasn almamza izin veren stanbul niversitesi Ktphanesi, Nadide Eserler Blm Mdrlne ve uzmanlarna teekkr ederiz. 21. Bellinzona Arivi, No. 1291. 22. 11 23 Mays 2008 tarihlerinde svirede bulunan Archivio Cantonale di Bellinzonadaki Fossati Arivinde almalarmda yardmc olan ve tm arivi inceleme olanan sunan Ariv Mdrlne teekkr ederim. 23. Kitabn iki kopyas Bellinzona Arivinde, biri Lugano Biblioteca Cantonale (Lugano Kanton Ktphanesi)dedir. 24. Tablonun dijital kopyasn almamza izin veren Topkap Saray Mzesi uzmanlarna teekkr ederim. 25. Mzenin deposunda bulunan eseri inceleme olana sunan ve dijital kopyasn temin eden Lugano Museo darte (Lugano Sanat Mzesi) Mdrlne teekkr ederim. 26. Tablonun dijital kopyasn temin eden Zrich Landesmuseum (Zrich Devlet Mzesi) Mdrlne teekkr ederim. 27. Bilgi iin baknz, Mango 1962: 134. 28. Sanat, farkl koleksiyonlarda ve mzelerde korunan 28 tabloda Ayasofyay konu almtr.

Kaynaklar
Akar, Azade (1971). Ayasofyada Bulunan Trk Eserleri ve Sslemelerine Dair Bir Aratrma. Vakflar Dergisi 9: 277-290. Akgndz, Ahmed, Said ztrk ve Yaar Ba (2005). Devirde Bir Mabed Ayasofya. stanbul: Osmanl Aratrmalar Vakf Yay. Amicis, Edmondo De (1981). stanbul (1874). ev. Beynun Akyava. Ankara: Kltr Bakanl Yay. Antoniades, Eugenios M. (1907-09). . I-III. Leipzig: Kommissionverlag von B. G. Teubner.

29

bilig, Bahar / 2009, say 49

Ayvansarayi, Hafz Hseyin (2001). Hadikat-l Cevami. 2 cilt. Haz. A. N. Galitekin. stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay. Berezin, Iya (1854). Posesenie Tsaregradskikh dostoprimeatelnostey vo vremja prebyvanija v Konstantinopole ego mp. Vysoestva Velikago Knjazja Konstantina Nikolaevia v 1845 godu. St. Petersburg. Berger, Albrecht (2004). Der Glokenturm der Hagia Sophia. Sanat Tarihi Defterleri Metin Ahunbaya Armaan, Bizans Mimarisi zerine Yazlar 8: 59-73. Blanchard, Pharamond (1855). Itinraire Historique et Descriptif de Paris Constantinople Contenant les Environs de Cette Dernire Ville. Paris. Byzantios, Skarlatos (1851). . I. Athens. Choisy, Auguste (1876). LAsie Mineure et les Turcs en 1875. Paris. uri, Slobodan (2004). Some Reflections on the Flying Buttresses of Hagia Sophia in Istanbul. Sanat Tarihi Defterleri, Metin Ahunbaya Armaan, Bizans Mimarisi zerine Yazlar 8: 7-22. Dirimtekin, Feridun (1960). Ayasofyada Yeni Bulunan Bir Mozaik. Ayasofya Mzesi Yll 2: 11-13. Durand, Paul (1867). Etude sur lEtimacia Symbole du Jugement Dernier dans liconographie Grecque Chrtienne. Chartres-Paris. Emerson, William ve Robert L. van Nice (1950). Hagia Sophia and The First Minaret Erected After The Conquest of Constantinople. American Journal Archaeology 54: 28-40. Eyice, Semavi (1983). Ayasofya Horologionu ve Muvakkithanesi. Ayasofya Mzesi Yll 9: 15-24. (1984). Ayasofya I-III. stanbul: Yap Kredi Yay. Fossati, Gaspare (1852). Aya Sofia Constantinople: as recently restored by order of H. M. the Sultan Abdul Mediid / from the original drawings by Chevalier Gaspard Fossati. Litographed by Louis Haghe. London. Fossati, Gaspare ve Giuseppe (1890). Rilievi Storico Artistici Sulla Architettura Bizantina dal IV al XV e Fino al XIX Secolo. Milano: Bernardoni. Fresne-Canaye, Philippe Du (1897). Le du Voyage du Levant de Philippe du FresneCanaye. Paris: Publi par H. Hause. Gautier, Theophile (1856). Constantinople. Paris: Michel Lewy Frres. Guiglia Guidobaldi, Alessandra Claudia Barsanti (2004). Santa Sofia Di Constantinopoli, LArredo Marmoreo Della Grande Chiesa Giustinianea. Studi Di Antichit Cristiana Pubblicati a Cura Del Pontificio Istituto Di Archeologia Cristiana LX. Citta Del Vaticano: Studi Di Antichit Cristiana Pubblicati a Cura Del Pontificio Istituto Di Archeologia Cristiana LX. Guiglia Guidobaldi, Alessandra (2005). Il corpus dei marmi bizantini nella Santa Sofia-Ayasofya Mzesi ad Istanbul / stanbul Ayasofya Mzesi Bizans Dnemi

30

Doan, Sultan Abdlmecid Dnemi'nde stanbul - Ayasofya Camii'ndeki Onarmlar

Mermer Malzemesinin Corpusu. DallEufrate Al Mediterraneo / Frattan Akdenize. Ed. A. Tangianu. Ankara: talyan Kltr Merkezi. Grosvenor, Edwin Augustus (1893). Constantinople. II. Boston: Sampson Low,

Marston and Company.


Hawkins, Ernest J. W. (1964). Plaster and Stucco Cornices in Hagia SophiaIstanbul. Congrs Internationale des Etudes Byzantines 12 (3): 131-135. Hoffmann, Volker (2005). Der Geometrische Entwurf Der Hagia Sophia in Istanbul. Bern: Peter Lang. Kinross, Lord (1972). Hagia Sophia. A History of Constantinople. New York: Newsweek. Kleinbauer, Eugene et al. (2004). Ayasofya. stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay. Kou, Reat Ekrem (1960). Ayasofya. stanbul Ansiklopedisi. C. 3: 1445-61. Kumbaraclar, Sedat (1970). Ayasofyann Levhalar. Hayat Tarihi Mecmuas (ubat): 74. Lacchia, Tito (1943). I Fossati: architetti del sultano di Turchia. Rome: Stab.Alfieri & Lacroix. Lady Hornby (1863). Constantinople During the Crimean War. London. Lethaby, William Richard ve Harold Swainson (1894). The Church of Sancta Sophia Constantinople. London-New York: Besprochen in der Edinburg Review. Ltfi Ahmed. Tarih-i Lutf. VIII. Mango, Cyril (1962). Materials For The Study of The Mosaics of St. Sophia at Istanbul. The Dumbarton Oaks Research Library and Collection Trustees for Harvard University Washington. District of Columbia. Muravev, Nikolai (1851). Pismas Vostoka I. St. Petersburg. Mller-Wiener, Wolfgang (2002). stanbulun Tarihsel Toporafyas. ev. . Sayn. stanbul: Yap Kredi Yay. Necipolu, Glru (1993). The Life of an Imperial Monument: Hagia Sophia after Byzantium. Hagia Sophia From the Age of Justinian to the Present. Cambridge University Press: 195-225. Oman, Sir Charles William Chadwick (1892). Byzantine Empire. London: T. Fisher Unwin. gel, Zeynep Glru Tanman (Ed.) (2007). Sur, Kemer, Kubbe. Osmanl Fotoraflarnn Gzyle Bizans stanbulu / Wall, Arch, Dome Byzantine stanbul in the Eyes of Ottoman Photographers. stanbul: Suna ve nan Kra Vakf. Pera Mzesi. Prokopios (554) (1994). stanbulda Iustinianus Dneminde Yaplar. Birinci Kitap. ev. Erendiz zbayolu. stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay. Paspates, Alexandros (1877). Byzantinai meletai. Konstantinoupolis: Bibliopoaeio Dionisiou Note Karabia.
31

bilig, Bahar / 2009, say 49

Patrik I. Konstantius (1866). ... ... . . Constantinople. Peschlow, Urs (1980). G. Fossati, Die Hagia Sophia: Nach dem Tafelwerk von 1852. Dortmund: Harenberg. Pulgher, Domenico (1878). Les Anciennes Eglises Byzantines de Constantinople. Vienne: Lehmann & Wentzel. Restle, Marcel (2000). mparator Iustinianusun Constantinopolisteki Ayasofyas. 600 Yllk Ayasofya Grnmleri ve 1847-49 Fossati Restorasyonu. stanbul: 21-27. Salzenberg, Wilhelm (1855). Alt-christliche Baudenkmle von Constantinopel vom V. bis XII. Jahrhundert. Berlin: Verlag von Ernst & Korn. Schlumberger, Gustave (1890). Un empereur byzantin au dixime sicle. Paris: A. De Boccard. Schlter, Sabine (1999). Gaspare Fossatis Restaurierung der Hagia Sophia in Istanbul 1847-49. Bern: Verlag Peter Lang. (2000). Gaspare Fossatinin Ayasofya Onarmlar (1847-49). 600 Yllk Ayasofya Grnmleri ve 1847-49 Fossati Restorasyonu. stanbul: 62-65. Schneider, Alfons Maria (1941). Die Grabung im Westhof Der Sophienkirche zu stanbul. Berlin: Florian Kupferberg. Smith, Albert (1850). A Month at Constantinople. London: D. Bogue. Tanyeli, Glsn ve Uur (2004). Ayasofyada Strktrel Demir Kullanm. Sanat Tarihi Defterleri Metin Ahunbaya Armaan, Bizans Mimarisi zerine Yazlar 8: 23-58. Teteriatnikov, Natalia (1998). Mosaics of Hagia Sophia. Istanbul: The Fossati Restoration and the Work of the Byzantine Institute, Dumbarton Oaks Trustees for Harvard University. Washington D.C. Ubicini, Jean Henri A. (1977). 1855te Trkiye / La Turquie actuelle. ev. Ayda Dz. stanbul: Tercman 1001 Temel Eser Yay.

32

The Restorations at the Istanbul Ayasofya Mosque and the Documents Recording the Restoration Work during the Reign of Sultan Abdulmajid
Sema Doan*
Abstract: The history of the St. Sophia Church, which is the most important building of Constantinople, the Byzantine capital, can be traced in the following construction phases: the first phase in the first half of the fourth century, the second phase at the beginning of the fifth century and the third phase in the sixth century. The church, which was able to remain intact through many restorations despite the natural damages it underwent until the Ottoman period, was transformed into a mosque after the conquest of Istanbul in 1453 by Sultan Mehmed II, the Conqueror. As the largest mosque of the city, the Hagia Sophia continued to be of great importance in the Ottoman Period. Although new chambers and architectural elements were added to the building until the nineteenth century, strong earthquakes led to damages in its structure. The restorations commissioned by Sultan Abdulmajid (1839-1861) have a great share in the buildings ability to remain intact until the present-day. The restorations started in 1847 with the appointment of two Swiss architect brothers and continued until 1858. This article emphasizes the significance of this building by tracing the restoration work as conveyed not only through the visual and written documents and publications of the Fossati brothers but also through the gravure images accompanying travel books written by travelers who visited Istanbul in the same period, the records in the Ottoman archives, the Ayasofya risales, and the paintings on the subject of the Ayasofya by artists of the period. Key Words: St. Sophia Church, Ayasofya Mosque, Abdulmajid, Fossati Brothers, restorations.

Hacettepe University, Faculty of Letters, Department of the History of Art / ANKARA semad@hacettepe.edu.tr

bilig Spring / 2009 Number 49: 1-34 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

A ,
*
: . : , . , , II 1453 . A , . , , . , (1839-1861 .). , 1847 . 1858 . , , , , A A . : , A, A, , .

, , / A semad@hacettepe.edu.tr

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 1-34 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri
Ser Eker
zet: lgili resm belgelerinde kaydedildii zere, Avrupa Birlii (AB) farkllkta birlik ilkesi zerine ina edilmi bir kurumdur. Dilbilimsel farkllklar ABnin nvesini tekil etmektedir. AB-THnda belirtildii zere, AB, dilbilimsel farkllklara saygy esas almakta, dil ayrmclnn dhil olduu her trl ayrmcl yasaklamaktadr. Trke, ABye aday lke olan Trkiyede, 70 milyon Trk vatandann esas dilidir. Ayrca AB lkelerinde drt-be milyon Trke konuuru bulunmaktadr. Trke; Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve aday lke Makedonyada da aznlk gruplar tarafndan konuulmaktadr. Trk dili ve kltr yzyllardan beri Avrupa ktasnn bir paras olmasna karlk, gerekte AB, Bat lkelerindeki Trk topluluklarn gmen aznlklar, Trk dilini Avrupa dili olmayan gmen dili ve/veya daha az kullanlan dil olarak kabul etmektedir. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birlii, Trke, aznlk dilleri, dil haklar.

Giri Nisan 1951de 6 lke tarafndan Pariste imzalanan Avrupa Kmr ve elik Topluluu Antlamas ile hukuk temeli atlan Avrupa Topluluu, ubat 1992de, Maastricht Antlamas ile bamsz, egemen lkelerin, egemenliklerini bir araya getirerek, karar alma yetkilerinin bir ksmn Avrupa dzeyinde demokratik biimde paylama esasna dayal bugnk yapsna kavumu ve Kasm 1993te Avrupa Birlii (AB) adn almtr. AB, Avrupallk kimliini hareket noktas yapan, demokrasi, eitlik, insan haklar vb. deerleri esas alan, ok uluslu/ulusst, ayn zamanda ulusal egemenliklere dayal yeni bir blgesel btnleme modeli uygulamaya balamtr.

Bakent niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi / ANKARA suereker@yahoo.com

bilig Bahar / 2009 say 49: 35-58 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

Yirminci yzyln son on yl, dnyada ve zellikle Avrupada ideolojik tansiyonun dmesi, ardndan ideolojik bariyerlerin ortadan kalkmas, Dou Blokunun zlerek Souk Savan sona ermesi gibi nemli siyasal deiikliklere, zellikle, aznlktaki ulusal kltrlerin ve kimliklerin yeniden hayatiyet kazanmasna sahne olmutur.
Arnavuta-Srpa-Trke Dilli Bir Adres Levhas Kosova-Prizren

deolojik uydu devletlerden demokratik ynetime gei yapan yeni bamsz lkeler de beinci (2004) ve altnc (2007) genilemelerle ABnin genileme srecine dhil olmulardr. Coraf ve siyas snrlar tartmal olmakla birlikte, Avrupa ktasnda yer alan 49 devletten 27si AB yesi; Trkiye, Makedonya ve Hrvatistan AB ye adaylardr. 19 Avrupa lkesinin AB ile yelik hukuku bulunmamaktadr. AB; 4,324,782 km2 yzlm, 491,582,852 nfusu ve ekonomik potansiyeli ile kresel bir g adaydr (CIA, The World Fact Book). AB yaplanmasnda, farkl dilleri ve kimlikleri bir arada yaatarak paradoksal biimde ortak bir Avrupa kimlii yaratmay ngren ulusst yaplanma modelinin hayata geirildii en nemli alanlardan biri, dil politikalardr (leri 2000: 666). AB dil politikalar ile ilgili resm belgelerde, dil haklar insan haklarnn bir paras olarak deerlendirilmekte, iletiimde eitlik temelinde, vatandalarn dillerini kullanma haklar teminat altna alnmaktadr. AB, konuyla ilgili olarak kurumsal bazda da rgtlenmi, ubat 2007de aday lkelerin gzlemci stats ile ye olabilecekleri Temel Haklar in Avrupa Birlii Ajansn (FRA) tekil etmitir. Ancak, konuyla ilgili hkmler resm belgelerin tamamnda lafzen yer almakla birlikte,1 bu hkmlerin hayata geirilmesinde ne denli baarl olunduu tartmaldr. Gerekte, aznlk haklar, gerek ye lkelerde gerekse AB dzeyinde kar ve gvenlik deerlendirmelerinin glgesindedir (aznlk ve ulusal aznlk terimlerinin kavramsal, tarih ve ada perspektifleri ile ilgili olarak bk. Preece 1988). ABnin, aznlk dilleriyle ilgili politikalarnn, zellikle Avrupadaki Trklere ve Trkiyedeki toplumsal yapya ynelik tutum ve taleplerinin ifte standarda dayal olduuna ilikin ciddi kukular vardr. rnein, AB yesi lkelerde
36

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

yerli, gmen veya misafir ii vb. deiik statlerde bulunan Trke konuurlarnn dil haklar, paralel toplum oluabilir endiesiyle resmen gndeme gelmemektedir. te yandan, AB yesi Yunanistanda, Lozan Antlamasnn dayanak gsterilerek Trk adnn kullanlmasnn dahi yasaklanm olmas; aznlk haklaryla ilgili belgelerden UAKSnin (Ulusal Aznlklarn Korunmas iin ereve Szleme) tamamnn ve zellikle 6, 8, 10 ve 11. maddelerinin, BADAn (Blge ve Aznlk Dilleri in Avrupa art) tamamnn ve zellikle 7, 10 ve 12. maddelerinin aka ihlali olup sorunla ilgili tm resm belgelerin ruhuna da aykrdr. rnekleri artrmak mmkndr. Trkenin ksa, orta ve uzun vadede; Avrupann, Farkllkta Birlik mottosuyla2 simgelenen farkllklarnn bir paras olamayaca; ancak, grmezlikten de gelinemeyecek sayda konuuru bulunduundan, daha az konuulan dillerle (ng. lesser-used languages) birlikte, Avrupann folklorik bir enisi olmaktan teye gidemeyecei kuvvetle hissettirilmekte ya da en azndan bu tr yanlsamalarn ortaya kmasna vesile olabilecek ortamlar ve sreler yaratlmaktadr. Ancak, AB dil politikalarnn dayand temellerin ana izgileri ile incelenmesi ve Trkenin bu politikalarda dier AB dilleriyle birlikte eit artlarda yer alp alamayacann deerlendirilmesi, Trkenin AB mevzuat iindeki politik-dilbilimsel konumunun anlalmasna yardm edecektir.

Avrupa Birliinin Anahtar Kavramlar: okdillilik ve Farkllkta Birlik Farkl etnik, kltrel ve dilbilimsel arka plana sahip yaklak 450 milyon AB vatandann farkllklarnn ve haklarnn gvence altna alnmas, ABnin insan haklaryla ilgili mktesebatnn ncelikli maddeleri arasndadr. Bu amala, AB Temel Haklar art erevesinde blge, dil, din, inan esasl ayrmcl yasaklayan AB; bu farkllklara saygy temel politika olarak kabul etmitir. BM antlama ve szlemelerine ilave olarak Blge veya Aznlk Dilleri in Avrupa art3 (1992), Ulusal Aznlklarn Korunmas in ereve Szleme (1995), AB-TH (2000), ABnin haklar ile ilgili temel bavuru kaynaklardr. BM, AK ve AB tarafndan insan haklar balamnda dil ve aznlk haklaryla ilgili, zerinde mutabakata varlan ve imzalanan her belgenin ye lkeler iin balaycl vardr4.
zellikle 1990lardan sonra, ABnin eitim ve kltr politikalarnda kltrel ve dilbilimsel farkllk ve okkltrlln doal sonucu olan, belirli bir corafyada birka dilin bir arada konuulmas, bir kiinin birden fazla dili kullanma becerisine sahip olmas anlamndaki okdillilik nemli bir rol oynamaya balamtr.

37

bilig, Bahar / 2009, say 49

Yaplan aratrmalar, AB vatandalarnn en az yarsnn szl iletiimlerinde ana dillerinden farkl ikinci bir dili kullandklarn gstermektedir.5 Bu noktadan hareketle, ABnin okdillilikte varmak istedii noktalardan biri, ana diliart-iki dil slogannda ifade edildii zere, vatandalarnn en az dilli hle getirilmesidir.6 okdillilik ilkesi; ABnin, lkeler, halklar, diller ve bireyler arasnda eit muamele ngren, kltrel ve dilbilimsel farkllklar garanti eden ve vatandalarna Avrupa kurumlaryla resm dillerden7 herhangi biri araclyla etkileimde bulunma hakkn salayan temel ilkelerinden ve anahtar zelliklerinden biridir. ABye gre, vatandalarna deiik bak alar sunan ve Birliin en nemli toplumsal dinamiklerden biri olan okdillilik; kltrleraras hogrnn, farkl hayat tarzlarn anlamann bir anahtar olmasnn yan sra, i bulma, renim, Avrupada seyahat ve kltrleraras iletiim kanallarn ak tutmas itibaryla da nemli bir role sahiptir.8 Farkl dil ve kltrleri bir arada yaatmay amalayan okdillilikten sorumlu ABK ve Komiserlii bu ilkenin hayata geirilmesini koordine ve kontrol eder. BM; 2008i Diller Yl, AB ise Kltrleraras Diyalog Avrupa Yl olarak ilan etmitir.9 Karmak ortak karar srelerine sahip bir okdilli kurum niteliindeki ABnin, esinini svire modelinden alan farkl kltrlerden ve dillerden oluan tek topluluk idealini hayata geirme projesi, 2004 ylnda imzalanan Bir Avrupa Anayasas Kuran Antlamann 18. maddelerinde yer alan Farkllkta Birlik mottosu ile simgelenmektedir ABnin, ye lkelerin halklar arasnda ortak bilin, deerler sistemi ve kimlik yaratmay amalayan Avrupa bayra, Avrupa mar, 9 Mays Avrupa Gn ile birlikte resm simgeleri arasnda yer alan Farkllkta Birlik mottosu, Avrupallarn, AB araclyla bar, refah iin ibirlii yapmak zere birletikleri ve Avrupadaki ok farkl kltr, gelenek ve dillerin kta iin birer zenginlik olduu mesajlarn vermektedir.10 ABnin okdillilikle ilgili belirledii politikalarn esas dil reniminin tevik edilmesi, salkl okdilli ekonomik yapnn tesisi, btn AB vatandalarna, ye lkelerde veya ABde resm stats bulunup bulunmadna baklmakszn, Birliin yasama, ilem ve bilgilerine kendi dilleriyle ulamalarnn salanmas balklar altnda toplanmaktadr. Bu politikalar hayata geirmek zere Avrupa Topluluklar Komisyonu tarafndan 2005te okdillilik in Yeni Bir ereve Strateji belirlenmitir. Bu strateji erevesinde okdillilii tevik etmek zere, dil retimine ynelik lingua vb. projelere de nemli destekler verilmektedir. Btn bu politikalarn farkllkta birlik yerine, birlikten daha ziyade, farkllk yaratt iddiasyla AB kurumlar iin ortak dil, bir lingua franca kullanlmasn, yasal zgn belgelerin bu dilde yazlmasn neren ve farkllkta birlik

38

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

slogannn aslnda bl ve ynet politikalarnn ifadesi olduunu ileri sren grler de bulunmaktadr.

ABde Resm Dillerin Belirlenmesi ABye bildirilecek resm dilleri belirleme yetkisi, AB organlarna deil, ye lkelere aittir. AB, bir ya da birden ok resm dil beyann ulusal hkmetlerin iradesine brakr. Her ye aday devlet, ABye tam ye olarak katlrken, hangi dil veya dilleri ABnin resm dillerine dhil etmek istediini resmen bildirir. ABnin, herhangi bir dilin Birlik apnda resm dil olmasna ynelik aray ise yoktur. Bu yolda bir giriim, ye lkelerden birinin dil ve kltrn n plana karabileceinden, hatta siyasal basknln gndeme getirebileceinden, mevcut politik-dilbilimsel artlara da uygun deildir.11
AB dileri bakanlarnn Haziran 2005te vard mutabakata gre rlanda dilinin, resm dil olarak kabul edilmesinin ardndan, ilgili lke ve AB kurumlar arasnda anlamaya varlmas durumunda, Baska ve Katalanca gibi ABnin resm dilleri arasnda yer almayan, ancak Birlik yesi lkelerde yaygn ekilde kullanlan diller de, AB dili olarak kabul edilebilecektir. Zaman zaman, AP yeleri, aznlk gruplar ve temas gruplar tarafndan Trkenin AB dili olmasyla ilgili talepler gndeme getirilmektedir. Ancak bu talepler, yeni katlan her ye ile bir kat daha ykselen Babil Kulesinde ylda 1,5 milyon sayfay bulan tercme faaliyetlerinin, toplam maliyeti yllk 1 milyar avroyu aan tercme ve tercman giderlerinin daha da artaca vb. yzeysel gerekelerle dikkate alnmamaktadr.

ABnin Resm Dilleri Bugn yeryznde %95i kaybolma tehlikesi ile kar karya bulunan 6,912 dil vardr. Bu dillerden 6s, ngilizce, Franszca, Arapa, Rusa, ince ve spanyolca 192 yesi bulunan Birlemi Milletler rgtnn resm alma dilleridir.12 Dnya nfusunun ancak %26,3n (1,504,393,183) barndran Avrupa; toplam 239 yaayan dil ve %3,5 konuur oran ile en dk dilbilimsel eitlilie sahip ktadr (bk. Ethnologue 2005: 15).13 AB, Yunanistann Yunan alfabesini, Bulgaristann da Kiril alfabesini tamasyla, 1 Ocak 2007 tarihi itibaryla, 23 dilli, 3 alfabeli bir ulusst kurulu hline gelmitir. ye lke saysnn resm dillerden fazla olmasnn sebebi ngilizce, Franszca, Almanca, Felemenke vd. dillerin birden ok lke tarafndan resm dil olarak bildirilmesidir. rnein ngilizce, ngilterenin yan sra rlanda, Malta ve GKRYnin de resm dilidir.
Avrupa kurumlarnn resm dilleri ve alma dilleri ile ilgili hkmler, Avrupa Ekonomik Topluluu (EEC) ve Avrupa Atom Topluluu (Euratom) bnyelerinde 1958 tarih 1 sayl Tzk erevesinde dzenlenmitir. Tzk, 2005
39

bilig, Bahar / 2009, say 49

ylnda Kurucu Antlamalar ve Avrupa Topluluklar Konseyi tarafndan rlanda dilinin resm statsnn tannmas ve ABnin alma dillerinden biri olmasn salayan dzenleme ile gncelletirilmitir. Tze gre, AB mevzuat ile ilgili nemli belgeler resm dillerin tamamna evrilerek Birliin resm gazetesinde yaymlanmakta ve herhangi bir anlamazlk durumunda, btn dillerdeki belgeler eit derecede asl kabul edilmektedir.14 Bu dzenlemeler, vatandalar Birlie yaknlatrmaya, dilbilimsel farkllklarn yaratt zenginlikleri dikkate almaya yneliktir. Vatandalarn, AB kurumlaryla ilikilerinde ana dillerini kullanabilmelerinin, kimliklerini ABnin siyasal projeleriyle btnletirmeleri ve glendirmeleri bakmndan nemli bir etken olduu deerlendirilmektedir. Ancak, diller arasndaki eviri birleimleri, Birlie katlan her ye lkenin resm dili ile daha da karmak hle gelmektedir. Herhangi bir terimin 23 ayr dilde ortak kavram alann bulmann, 23 dilde ayn mesaj tam olarak verebilecek nitelikte eviri yapmann gl vb. sebeplerle de resm dillerin saysnn dondurulmasn neren grler de zaman zaman AB gndemine gelmektedir. AB kurumlarnn bir blmnde, resm dillerin tamam ayn zamanda alma dilleridir. Ancak baz AB kurumlar faaliyetlerini yrtrken, esneklii ve etkinlii salamak amacyla bata ngilizce, Franszca ve Almanca olmak zere bir veya birka dili alma dili olarak kullanabilmektedirler. Farkl AB kurumlarnda Almanca, Franszca ve ngilizceden biri, ikisi veya her alma dilidir. Birlik kurumlar ve personeli arasndaki iletiimde son dnemlerde ngilizce, byk lde Franszcann yerini almtr. APde ise her milletvekili kendi dilinde mzakerelere katlabilmekte, yaplan konumalar ezamanl olarak 23 dile evrilmektedir. Almanca, ngilizceden sonra AB lkeleri iinde birinci veya ikinci dil olarak en ok konuuru bulunan,15 Maltz ise en az konuuru bulunan dildir. Trkiyenin ABye tam yelii durumunda Trke, Almancadan sonra esas dil olarak en ok konuuru bulunan ikinci dil hline gelecektir. AB yesi lkelerde iki dil, resm dil olduu halde, ABye resm dil olarak bildirilmemitir. Bunlardan biri Lksemburgca (Ltzebuergesch), dieri GKRYce temsil edildii iddia edilen Kbrs Cumhuriyetinin Rumca ile birlikte resm dili olan Trkedir.16 Yarm milyondan daha az konuuru bulunan Lksemburgcann ABye resm dil olarak bildirilmemesi, Lksemburg ynetiminin irad bir karardr.17 Daha az konuulan diller arasnda gsterilen Birleik Krallkta resm dil statsndeki Gal ve sko, spanyada Bask ve Katalan, Fransada Gali vd. toplam 46 milyon konuuru bulunan diller de AB kurumlarnda resm dil statsnde deildir.18 AB birimleri zaman zaman gayriresm dillerde Birlii ve Birlik mevzuatn tantan yaynlar yapmakta, kimi belgeler Trkiye Delegas40

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

yonu tarafndan Trkeye de evrilmektedir. Ancak bilgilendirme amal bu belgelerin resm nitelii bulunmamaktadr. Aslnda, aralarnda Trklerin de bulunduu ana dili resm dillerden farkl milyonlarca AB vatandann dil haklar, ak ve rtl engellemelerle kar karya gelebilmektedir.

Yerli Aznlk-Gmen Aznlk Ayrm Dil, iletiimle ilgili ilevlerinin yan sra, siyasal ve toplumsal simge olarak bir grubun varlnn ve kltrnn en nemli ifade aracdr. Bir aznlk dilinin resmen tannmas, aznln eitim ve kltr haklarn da beraberinde getirmektedir. Bugn, AKye ye lkelerin byk bir blm tarafndan imzalanan UAKSnin ve dier belgelerin ak hkmlerine karn, AB yelerinde hatta ayn lkenin farkl blgelerinde ortak bir aznlk yaklam ve aznlk haklaryla ilgili ortak uygulamalar yoktur. zellikle bir aznlk dilinin konuulduu corafyann, akraba devlet19 (ng. Kin state) ile komuluu, sorunu daha karmak hle getirmektedir. AB lkelerindeki aznlk dillerinin nemli bir blmnn akraba devleti vardr.
1978de BM raportr F. Capotortinin nerdii ve uluslararas alanda zerinde byk lde mutabakata varlan tanma dein (Preece 1988: 2240. Ayrca, aznlk haklar ile ilgili olarak bk. passim. avuolu 2001), aznlk ve ulusal aznlk kavramlarnn uluslararas geerlii bulunan tanmnn yaplmas, insan haklar ile gndemin temel sorunlarndan biri olmutur. Capotortinin tanmndan hareketle aznlk Bulunduklar lkelerin geri kalan nfusundan daha az olan, sz konusu devletin topraklarnn belirli bir blmn igal eden, hkim durumda bulunmayan; etnik, din veya dilbilimsel farkllklar tayan ve kendi kltrlerini, geleneklerini, din veya dillerini korumaya ynelik gizli veya ak dayanma duygusu sergileyen toplumsal gruplardr.20 Aznlk haklar konusu, zellikle Souk Sava dneminin ardndan yalnzca ulusal sorun olma niteliini yitirmi, herhangi bir lkede etnik-dinsel-dilsel tansiyonun ykselmesi, blge ve dnya barna ynelik tehdit ve tehlike olarak alglanmaya balamtr. Aznlk haklaryla ilgili sorunlar lke snrlarn aarak, BM, UNESCO, AGT, AK, AB gibi uluslararas kurulularn, hatta sorunla kendisini ilgili gren lkelerin ajandalarna da girmitir (Ulusal aznlklarn Avrupa uluslararas ilikilerinin bir konusu olmasnn sebepleri ile ilgili olarak bk. Preece 1988: 3032). Uluslararas hukuk, aznlklar yerli/yerleik aznlklar (ng. Autochthon minorities) ve gmen aznlklar (ng. Allochthon minorities) olmak zere iki farkl kategoride deerlendirmektedir. BM Sivil ve Siyasal Haklar zerine Uluslararas Szleme (m. 27, 1966), BM Ulusal veya Etnik, Din ve Dilbilimsel Aznlklara Ait Kiilerin Haklar (m. 1, 2, 1992) vd. belgelerden hareketle, yerli aznlklar, BM Genel Kurulu tarafndan etnik, din ve dilsel olmak
41

bilig, Bahar / 2009, say 49

zere balk altnda toplanmaktadr.21 Yerli aznlk kavram, herhangi bir devletin yurttalar ve uyruklaryla snrlanmaktadr. Yerli aznlk saylmann en nemli ls ise, tarih dnemlerden bu yana ilgili blge veya lkede yayor olmaktr (bk. avuolu 2001: 45). Byk bir blm kinci Dnya Savandan sonra ekonomik ve siyasal nedenlerle smrgelerden AB lkelerine gelen ve bu lkelerde belirli sayya ulaan Arap, Hintli, Pakistanl vd. gmenler ile snmac, yabanc ve gmen iilerin oluturduu gruplar gmen aznlklar olarak kabul edilmektedir. Bu gruplar, BMnin yerli aznlk tanmlarnn dnda deerlendirilmekte ve ayr hukuka tbi tutulmaktadr (bk. Preece 1988: 28).

Avrupa Trkleri ve Trkenin ABdeki Stats Kendisini bir kaynatrma potas, dilbilimsel farkllklar anahtar tema olarak nitelendiren ABde yerli aznlklarn toplam dil says, 2 Trk yaz dili Trkiye Trkesi (TR) ve Tatarca (Tatar Trkesi) (IA) da dhil olmak zere, 65tir.22 AB lkelerinde kullanlan 65 yerli dilden bir blm, hukuken tannan, belirli blge ya da aznlklarn dilleridir. AB yesi Romanya, Bulgaristan ve Yunanistanda konuulan Gagauz Trkesi ile Polonya ve Litvanyada konuulan Karay Trkesi bu sayya dhil edilmemitir. ABye ye veya ye aday lkelerden Bulgaristan,23 Finlandiya, Estonya,24 Litvanya,25 Makedonya,26 Polonya27 ve Yunanistanda yerli Trk aznlklar; Almanya, Avusturya, Belika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, ngiltere ve svete ise dardan gelen gmen Trkler bulunmaktadr. Avrupal yerli Trk topluluklarnn byk bir blm etnik, din ve dilsel aznlk ltlerinden her n de tamaktadr. Yaadklar lkelerin yurttalarnn ounluu ile ayn dini paylaan Gagauzlar, etnik ve dilsel aznlktr.
70 milyonu ye aday Trkiyede ve yaklak 5 milyonu birlik yesi lkelerde yaayan28 toplam 75 milyona yakn Trke konuurunun dil haklar, Kbrs Trklerine ynelik ksa soluklu, dar ereveli giriimlerin ve tartmalarn dnda, AB gndeminde deildir. KKTC, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya vatanda 1 milyondan ok yerli, 1,250,000den ok gmen kaynakl toplam en az 2,250,000 AB vatanda Trkn dili Trke, AB mktesebatnda gmen dilleri veya daha az kullanlan diller arasndadr. Bat Avrupa lkelerinde yaayan Trkler, AB lkelerine kendi iradeleriyle ve sonradan geldikleri savyla, yerli aznlk olarak kabul edilmemektedir. rnein, Almanyada en az 2 milyon kii tarafndan konuulan yerli/Avrupal olmayan Trkenin29 (!) resm stats yoktur; buna karlk ok az sayda konuuru bulunan Dan, Frisya, Saterland, Kuzey Frisya ve Sorb dilleri blge/ aznlk dilleridir. lk ve orta retimde bu aznlk dillerine tahsis edilen zorunlu ana dili derslerinin saati ve dozaj Almancadan daha fazladr (bk. leri 2000: 28).
42

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

Trke, dier Avrupa dilleri karsnda olumsuz ayrmcla tbi tutulmaktadr. Ana dili veya esas dil olarak Trke konuan AB vatandalar da yerli aznlklara salanan bu dilbilimsel haklardan yararlanamamaktadr. Trk ocuklarnn ana dillerini renmeleri iin sunulan imknlar, Trkenin retilmesini aktan engellememe dzeyindedir. spanya, Belika gibi bir iki lke dnda, AB lkelerinde sayca az, genel nfus iinde genellikle ok kk oranlar tekil eden aznlklara salanan dil haklar, yazl ve grntl medya araclyla yayn yapabilme ve genellikle ilkretim dzeyinde, okul saatleri iinde veya dnda anadilini semeli olarak okuyabilme haklarndan ibarettir (sve, Fransa ve Hollandadaki rnekler iin bk. Canatan 2007: 159-172). lgili lkenin eitim sistemi dnda bulunmak kaydyla, Trke de, genellikle gnll-semeli ders veya kurs statsndedir. lkelere veya eyaletlere gre farkl uygulamalar sz konusu olmakla birlikte, kurslarn tamamlanmasn mteakip verilen belgelerin geerlii de bulunmamaktadr (bk. leri 2000: 566). Zaman zaman ana dilde renim haklarnn bu dzeyde dahi kullanlmasnn rtl biimde nne geilmektedir. Yabanclarn, zellikle Trke konuurlarn Birlik yesi lkelerin resm birimlerince kimi zaman okullarda veya i yerinde Trke konumann yasaklanmas vb. hak ihlallerine, kstlamalara ve ayrmc uygulamalara maruz kaldklar, bu olumsuzluklara gsterilen demokratik tepkilerin de ou zaman demagojik aklamalarla geitirildii grlmektedir.30 Gmen aznlklarn uyumu iin ngrlen zmn, genellikle entegrasyon ad altnda asimilasyon olduuna ilikin ciddi belirtiler vardr. Oysa, ana dilin renilmesi ve retilmesi ile ilgili uluslararas kazanmlarn byk lde aktarld bilinen ortaklk hukukunun ve Birlik mevzuatnn, uzmanlarca incelenerek yaanan sorunlarn AB Ombudsman,31 AB Yksek Mahkemesi, AK nsan Haklar Mahkemesi gibi kurumlara gtrlmesi durumunda, Trkenin resmen kullanlmas, retilmesi konusunda olumlu gelimeler ortaya kabilir.32 AB snrlar dhilinde, Trkenin haklar; yerli Trk aznlklarn yaad Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ile snrl olmak zere, AB tarafndan resmen tannan en byk STKlardan33 biri olan ve blge veya aznlk dillerinin korunmas ve gelitirilmesine ynelik faaliyetlerde bulunan Daha Az Kullanlan Diller Avrupa Brosu (EBLUL) tarafndan savunulmaktadr.34 Ancak, bu bronun faaliyetleri de, romantik kltrel faaliyetler olmaktan teye geememektedir.

Trkenin nn Kesen Stratejik Rum Plan Annan Plan, Birleik Kbrs Cumhuriyetinin ABye mracaat etmesi durumunda Trkenin, Rumca ile birlikte ABnin resm dili olmasn ngrmt. Plan, ortak devletin yasama, yrtme ve yarg faaliyetlerinde her iki dilin de kullanlmasn, ortak devletin dokmanlarnn ve resm gazetenin iki dilde
43

bilig, Bahar / 2009, say 49

yaymlanmasn, Trke ve Rumcann ortarenim kurumlarnda zorunlu olarak okutulmasn ngryordu. Vatandalarn resm makamlara yazl mracaatlarna cevap, mracaat edilen dilde verilecekti (m. 7, Resm diller ve resm ilemlerin yrrle konmas). 35 1960 ylnda kurulan Kbrs Cumhuriyetini temsil ettii iddiasnda bulunan GKRY, 24 Nisan 2004te Annan Plann reddetmesinin hemen ardndan, Kbrs Cumhuriyeti adyla 1 Mays 2004te ABye tam ye olmutur. AB yesi GKRY; para, doum belgesi, kimlik, pasaport, posta pulu, tv ve radyo haberleri vb. resm belgelerde ve yaynlarda Rumcann yannda Trkeye yer vermesine karlk, Birlie, Trkeyi resm dil olarak bildirmemitir. GKRYnin bu eylemi, yalnzca KKTC Trk halkna ynelik ayrmc bir uygulama deil, ayn zamanda ngilteredeki Kbrsl Trkler de dhil olmak zere, Avrupa lkelerindeki yerli ve gmen btn Trkleri yakndan ilgilendiren kltrel, ekonomik ve siyasal bir tecrit ve engelleme eylemidir. rnein, AB kurumlarnda alabilmek iin Avrupa Personel Seme Ofisi (EPSO) tarafndan yaplan merkez snavlarda iki dilden baarl olma art bulunmaktadr. AB yesi lke vatandalarnn mracaat iin ana dilleri ve dier bir AB dili yeterli olurken, ana dili Trke olanlar en az iki yabanc dil bilmek ve bu dillerden snavlara girmek zorundadr.36 Annan Planna evet diyen KKTCye, AB tarafndan verilen szler erevesinde, AP bnyesinde bir Yksek Temas Grubu kurulmu, Trkeye AB dili statsnn tannmas hususunda giriimler olmu, ancak bu faaliyetler somut bir sonuca ulaamamtr. GKRYnin AB yelii ile, Trkenin de ABnin resm dili olmas gerektiini, aksi durumun hukuksuzluun AB tarafndan kabul edilmesi anlamna geleceini ileri sren ounluu Trk bir grup ngiliz vatanda AB yesi lkenin resm dili olduu halde, ABnin resm dili olmayan tek dil: Trke sloganyla imza kampanyas balatmlardr.37 Benzer ekilde, AP bnyesinde Trke, ABnin resm dili olsun balkl baka bir imza kampanyas dzenlenmitir. AP Rum milletvekili M. Matsakis de, Rum ynetimin bu hukuksuz, ama stratejik eylemini taktik bir manevra ile Rumlar lehine bir gsteriye dntrmek amacyla, AP Bakanlna verdii dileke ile Trkenin ABnin resm dili olmasn talep etmi, AP Bakan Pttering, Kurucu Antlamann 290. maddesine gre bunun, ancak, ABKde oy birlii 3 ile alnabilecek bir kararla mmkn olabilecei cevabn vermitir. 8 Gney Lefkoa'daki Avrupa Birlii Komisyon Temsilcisi Themis Themistokleus vd. AB yetkililerinin zaman zaman gndeme gelen Trkenin AB dili olmamasnn sorun tekil ettii, Rusann da benzer durumda bulunduu vb. sylemlerinin samimi olduu kabul edilse dahi, gerek, deimemektedir.

44

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

Kbrs Rum Kesiminin, ABye, Trkeyi resm dil olarak bildirmeme eylemi, basit bir siyasal manevra deil, 75 milyon Trke konuurunun nn kesmeye ynelik stratejik bir eylemdir.

Trke Niin AB Dili Olmaldr? Avrupa tarihinin ve corafyasnn bir paras olan Trk halknn ve onun dili Trkenin, orta ve uzun vadede Arnavutluk, Kosova ve Srbistann da katlmyla daha da genileyebilecek ABnin dnda tutulmas, ak bir etnik, dilsel ve dinsel ayrmclktr. AB dilleri arasnda Trkeye yer verilmemesi, ABnin savunduunu iddia ettii deerlere de aykrdr. Bu noktadan hareketle, Trkenin AB dili olmasn gerektiren sebeplerin bir blm, ncelik sras olmakszn, u ekilde sralanabilir: a. Trke, dier Avrupa dilleri gibi Asya kkenli olmakla birlikte, Kpaka, Kumanca, Ouzca deikeleriyle en az 1500 yldr Macaristandan Urallara, Mora yarmadasndan Krma, Kafkasyaya dein Avrupada konuulmu, harplerle ve bu harplerin sonucu olan siyasal gelimeler ve nfus hareketleriyle douya doru srlm bir yerli Avrupa dilidir. b. AB lkelerinde yaayan 5 milyon Trke konuurunun dilbilimsel haklarndan mahrum braklmas, Birliin kurulu ruhuna aykrdr. Aday lkelerin nne konulan Kopenhag ltleri arasnda yer alan aznlk haklarnn, kuramdan ok, uygulamada, ncelikle AB lkelerinde ilgili mktesebata uyumlu olmaldr. c. Trke; Litvanya, Estonya gibi kk lkeler dhil, AB lkelerinin tamamnda says milyona, yz binlere, on binlere yaklaan kalabalk kitleler tarafndan konuulmaktadr. Trke kadar AB lkelerinde yaygn ekilde kullanlan dil, azdr. d. Trkenin ABnin resm dilleri arasnda yer almas, okdillilik ve okkltrllk ideallerini hayata geirmeye, farkllk iinde birlik yaratmaya alan AB politikalarnn gereki ve samimi olduunu gsterme imkn verecektir. Bylelikle, etnik, dilsel ve dinsel bakmdan farkl olan bir halk, tarihsel nyarglarn ve anlamsz tehdit alglamalarnn dnda tanma imkn ortaya kacaktr. e. Trke, bata Almanya ve Bulgaristan olmak zere, AB lkelerinde yaayan, bu lkelerin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatna nemli katklar bulunan yerli ve gmen milyonlarca Avrupal Trkn iletiim aracdr. f. Trk topluluklarnn yaadklar lkelerin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatna nemli katklar bulunmaktadr. rnein, Bulgaristann ABye giriinde Trk toplumu anahtar rol oynamtr.

45

bilig, Bahar / 2009, say 49

g. AB lkelerindeki Trke konuurlarnn says, 23 resm dil arasnda yer alan Eston, Litvan, Latviya, rlanda, Sloven ve Maltz dillerinin konuur saysndan fazla, Dan, Fin, Slovak dillerinin konuur saysna yakndr. h. AB-THnin (2000) yi Bir Ynetim Hakk balkl 41. maddesi, Birlik kurumlarna, Birlik dillerinden biri ile yazl mracaatta bulunma ve ayn dilde cevap alma hakk tanmaktadr. Bu ve buna benzer haklar Trke konuurlar iin de uygulanmaldr. i. Yerli aznlk-gmen aznlk ayrm kaldrlmal, 5 milyon Trke konuuru yok saylmamaldr. Tersi bir tutum, AB-THnin cinsiyet, rk, renk, sosyal kken, genetik zellikler, dil, inan, herhangi bir ulusal aznln yesi olma vb. hususlarda Ayrmclk Yaplmamasna ilikin 21. maddesine ve Birliin kltrel, din ve dilbilimsel farklla sayg gstereceine ilikin 22. maddesine aykr bir tutum, dolaysyla etnik, dilsel ayrmclk, kitlesel bir hak ihlali olarak deerlendirilebilir. j. Trkenin resm dil olmas, AB vatandalar arasnda Trklere ve Trkiyeye ynelik nyarglar bulunanlarn tutumlarnda olumlu gelimelerin meydana gelmesini, baz evrelerdeki en az bin yllk taassubun ortadan kalkmasn salayabilir. k. Trkenin AB dili ilan edilmesi, AB halklarn psikolojik bakmdan Trkiyenin tam yeliine hazrlayacaktr. l. GKRYyi, Kbrs Cumhuriyeti olarak tam ye yapan AB, Trkeyi de resm dil olarak kabul etmelidir. Byle bir karar, Trkenin Kbrs Cumhuriyetinin anayasa ile teminat altna alnm bir resm dili olmas sebebiyle, ABye resm dil bavurusunun aday ye lkenin iradesine bal olduu hkmyle elimez. m. Trkenin resm dil ilan edilmesi, saysal bakmdan zorunluluk olduu kadar, AB ideallerinin gerekleebilmesi bakmndan gerek bir ihtiyacn karlanmas demektir.

Trkenin AB Dili Olmas Trke Konuurlarna Neler Kazandrr? Trkenin Avrupa Birliinin resm dili olmas durumunda, Trke konuurlarnn kazanaca avantajlar u ekilde sralanabilir: a. Trkenin AB kurumlarnn resm dilleri arasnda yer almas, bata Trkiye olmak zere, AB lkelerinde yaayan Trkler iin ok nemli bir motivasyon kayna hline gelir. b. Trke, AB kurumlarnn alma dili olur; ABK ve AP toplantlarnda kullanlr. c. AB kurumlarnn metinleri dier resm dillerle birlikte Trke de yaymlanr.
46

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

d. Trke bilenler, ABnin faaliyetlerinden ve gelimelerden Trke haberdar olma imkn bulur. e. Trke konuurlar, yerel ynetimlerden hkmetlere dein karlaacaklar her dzeydeki sorunu ilgili kurululara ana dilleri ile bildirme, sorunlarna ana dilleriyle zm bulma imknna kavuur. f. Trke, AB lkelerinde ilk ve orta retimde okutulmas gereken yabanc diller arasna girer. g. AB lkelerinde doan, buray yurt tutan Avrupa Trklerinin orta ve uzun vadede dil yitimine uramamalar iin Trke eitim resm gvence altna alnm olur. h. Trkenin resm dil olarak ilevini yerine getirebilmesi iin, AB tarafndan personel ve teknik donanm temini yoluna gidilebilir ve bylelikle, Trke konuurlar iin AB kurumlarnda istihdam imkn artar. i. AB kurumlarnda istihdam iin Trke konuurlarnn yabanc dil art esas dil + 1 yabanc dil hline gelir. j. Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan Trkleri iin nemli madd ve manev avantajlar salanabilir. k. Kbrsa ynelik izolasyonlar hafifler. l. Ana dili-art-iki dil sloganyla hedeflenen okdilli Avrupada, Trkenin, AB vatandalar tarafndan renilmesinin yolu alr.

Trkenin AB Resm Dili Olmasnn Yollar Nelerdir? Trkenin AB dili olarak kabul edilmesi; Trkiyenin ABye tam yelii, ye lkelerden birinin Trkeyi ABye resm dil olarak bildirmesi veya ABnin oy birlii ile bu karar almasyla mmkn olabilir.
Trkeyi ABye resm dil olarak beyan edebilecek lkelerden biri Kbrs Cumhuriyetini temsil ettii iddiasnda bulunan GKRYdir. lkelerinde yerli Trk aznlklar bulunan Bulgaristan, Romanya, Yunanistan kuramsal olarak, Trkeyi ikinci resm dil veya blgesel dil kabul etme ve ABye bildirme imknna sahiptir. Zaman zaman AB yetkilileri tarafndan yaplan aklamalarda 23 resm dille ayn anda etkinliin ve finansal kontroln salanmasnn zor olduu ve dolaysyla Trkenin resm dil olmas ile ilgili bir talebin ksa srede gereklemeyecei dile getirilmekle birlikte,39 AB Dil Plan ve AB Dil Yasama Programlar zerinde alan AP Kltr ve Eitim Komitesi gibi kurulular, ye lkelerde veya ABde resm stats bulunup bulunmadna baklmakszn, vatandalaryla iletiimlerini onlarn kendi dilleriyle salamaya ynelik projelerini srdrmektedirler. Bu projelere Trke de dhil edilebilir. Ancak, Trk47

bilig, Bahar / 2009, say 49

enin ABnin resm dili olmas dndaki neriler kalc bir zm retmeyecektir. Ksa ve uzun vadede ABnin politikalarnda bir deiiklik yaplmamas durumunda, Trkenin ABnin resm dili olmasnn balca yollar u ekilde sralanabilir: a. Trkiyenin ABye tam yelii. b. Kbrsta iki toplumlu bir devletin kurulmas ve Trkenin resm dil olarak ABye bildirilmesi. c. Kuzey Kbrs Trk Cumhuriyetinin bir yolla AB yesi yaplmas. d. Yerli, gmen aznlk ayrmnn kaldrlarak en az 2 milyon AB vatandann ana dili olan Trkeye, Katalanca ve Baska rneklerinde olduu gibi, resm stat verilmesi. e. Yerli Trk aznln nfusa en fazla olduu Bulgaristann Trkeyi resm dil olarak kabul etmesi ve ABye bildirmesi. f. Kosovada, Trkenin, az sayda konuuru kalmakla birlikte, alt yz yllk gemii bulunan resm dil statsnn iadesi ve bu lkenin gelecekte AB yesi olmas durumunda, Trkenin resm dil olarak bildirilmesi. g. Trk aznln bulunduu btn AB lkelerinde ilk ve orta retim dzeylerinde Trkenin resm zorunlu-semeli ders olarak okutulmas ve bu ders iin yeter sayda ve nitelikte retmen yetitirecek biimde dzenleme yaplmas, Kosovada olduu gibi, yksek retim imknlarnn aratrlmas.

Sonu En az 1500 yldr Avrupann bir paras olan Trkeye ve Trk aznlklara ynelik her trl tasarruf, AB vatandalar ile AB lkelerinde yaayanlarn sivil, siyasal, ekonomik ve toplumsal haklarn saygnlk, zgrlkler, eitlik, dayanma, vatanda haklar ve adalet temelinde dzenleyen son belge olan AB-THnin ruhuna uygun olmaldr. Trkenin AB dili olmas ile ilgili mevcut durum, lke baznda u ekilde zetlenebilir: a. Trkiye: Trke, Trkiyenin ABye tam ye olup olmamasna bal olmakszn, ABnin resm dilleri arasnda yer almaldr; ancak mevcut artlarda bu ihtimal sfra yakndr. b. Almanya: Almanya ve dier AB yesi Bat Avrupa lkelerinde vatandalk hakk kazanan yz binlerce Trke konuuru, yerli aznlklara salanan haklardan yararlanamamaktadr. Yerli aznlk-gmen aznlk ayrm, Trkenin, bu lkeler araclyla resm stat kazanma ihtimalini ortadan kaldrmaktadr.

48

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

c. Bulgaristan, Yunanistan, Romanya: Anayasasna gre (m. 2) blgesel zerklie geit vermeyen Bulgaristann, Trke retimini ortaretim kurumlarnda semeli ders olarak snrlamas, Trkenin ksa ve orta vadede bu lkelerde resm stat kazanmasnn mmkn olamayacan gstermektedir. stelik, nemli sayda Trk aznln yaad Bulgaristan, ierii siyas olan aznlk koullarn uygulamayacan pek ok kez aklamtr. Yunanistann bilinen tutumu ve iki farkl etnik gruptan meydana gelen Romanya Trklerinin say ve oran bakmndan azl gz nne alndnda, bu lkelerin Trkeyi resm ilan etme ihtimali yoktur (Preece 1988: 153). d. GKRY: Egemen bir devlet olarak ABye kabul edilen GKRYnin, elde ettii byk avantaj paylama, Kbrs Trklerinin Rumlarla eit haklara sahip olduu bir siyas zm kabul etme ihtimali ok zayftr. e. Makedonya: Makedonyann, lke apnda resm dil ilan edilmek iin %20 baraj getirmesi, anayasaya d ilikilerde Makedoncann esas olduu hkmn koymas, gelecekte bu lkenin AB yesi olmas durumunda, lkenin en ok konuulan nc dili Trkeyi de ABye resm dil olarak bildirebileceine ilikin ak kap brakmamaktadr. f. Kosova: Benzer ekilde, Kosovada Trk aznln eski Yugoslavya dneminde sahip olduu kurucu halk olma ve Trkenin resm dil olma statsnn geri verilmesi konusunda ksm gelimeler vardr. Ancak, Kosovann bamszln kazanmas, ardndan ABye kabul edilmesi durumunda resm dil mracaatnda Arnavuta ile birlikte Trkenin de bildirilme ihtimali zayftr. g. rlanda dili modeli: Bugn iin en makul yol, lkelerinde yaygn biimde kullanlan ancak AB dili olmayan dillere, ilgili lke ile AB kurumlarnn anlamalar hlinde verilecek resm dil statsnn, Kbrstaki mevcut durum erevesinde, Trkeyi de kapsayacak biimde geniletilmesidir. Ancak byle bir alm, GKRYnin, Avrupa mktesebatnn Adann tamamnn ye olarak alnmakla birlikte, kuzeyde geerli olmad, gney Kbrsta ise nemli sayda Trk aznlk mensubu bulunmad iddiasyla bloke edecei ngrlebilir. Bir dili, resm dil ilan etmenin ltlerinden biri olan gerek ihtiya, Trke iin saysaldan ziyade tarihin ve ABnin ilan ettii deerlerin gerei olmaldr. Ancak ABnin dil politikalar ile ilgili mevcut artlar ve uygulamalar, Trk dilinin, ABnin resm Farkllkta Birlik mottosundaki farkllk kavramnn kapsamnn dnda olduunu gsteriyor. Ancak, uzun vadede Trk dili ve kltrnn Avrupada var olabilmesi, AB kurumlarnn resm dilleri arasnda yerini almasyla yakndan ilgilidir.
49

bilig, Bahar / 2009, say 49

Aklamalar
E-Avrupa Eylem Plan ile evrimii hizmetler konusunda nemli admlar atan ABnin eitli kurumlarnca yaymlanan belgeler iin bk. http://europa.eu, http://europa.eu, http://fiblul.eblul.net, http://www.europarl. europa.eu vd. 2. Slogan, 2000 ylnda Brkselde 80 bin gencin katlm ile yaplan Avrupa iin Slogan yarmasnn sonucunda jri tarafndan belirlenmi ve 500 rencinin katld zel bir oturumla AP Bakanna sunulmutur. 3. Blge dilleri (blgesel diller) (ng. Regional languages); spanyada Baska, Katalanca, Fransada Brtanca gibi, lkenin belirli bir blgesinde geleneksel olarak kullanlan, lehe, yapay dil ya da gmen dili olmayan dillerdir. Aznlk dilleri (ng. Minority languages), Slovakya ve Romanyadaki Macarlar gibi, genellikle snr blgelerinde yaayan aznlklar tarafndan kullanlan ve resm stats bulunan dillerdir. Blgesel olmayan diller (ng. Non-regional languages) ise Yidi ve ingene dilleri gibi geleneksel olarak belirli bir blgede konuulmayan dillerdir. 4. AB ve AB dndaki ok farkl baz kurumlarn isimlerinin, birbirine benzer veya ayn olmas sebebiyle gnlk hayatta hem lkemizde hem de AB lkelerinde zaman zaman karklklar meydana gelmektedir. Ancak akademik dnyada AB organlarndan bahsedilirken bir karkla rastlanlmaz. Zira organlarn bana AB eklenerek belirtilmeleri gerekir. Konsey adn tayan ayr kurumdan ikisi AB kurumudur. Avrupa Birlii AK, AB lkelerinin hkmet ya da devlet bakanlarndan oluan ve AB politikalarn tartan ve gzden geiren en yksek seviyeli AB kurumudur. ABK (eski adyla, Bakanlar Konseyi) ayrntl kararlar almak ve Avrupa yasalarn onaylamak zere tekil edilen ve dzenli olarak toplanan bir AB kurumudur. Ayn ismi tayan AK ise, AB kurumu deildir. AK Avrupann kltrel eitliliini gelitirmek, toplumlar arasndaki nyarglar ve hogrszlkle mcadele etmek zere 1949da kurulmutur. Logosu ABnin logosuyla ayn olan AKnin aralarnda 27 AB lkesinin de bulunduu toplam 46 yesi vardr. 5. http://ec.europa.eu/education/policies/lang/languages/eurobarometer06_en.html 6. Commission of the European Communities, A New Framework Strategy for Multilingualism, Brussels, 22.11.2005. 7. Resm dil/diller lkenin belirli bir blgesinde veya tamamnda hukuk, kamu ynetimi vb. alanlarda kullanlan dil veya dillerdir. Devlet dili ise, lkenin tamamnda resm statde bulunan dildir, doal olarak ayn zamanda resm dildir. ABD, sve gibi resm dili bulunmayan lkeler de vardr. Ancak ABD'de, ngilizce; sve'te, svee fiil olarak devlet dilidir. 8. European Commission Special Eurobarometer, European and their languages, Fieldwork: November-December 2005, February 2006. Special Eurobarometer 243 Europeans and Their Languages. 9. http://www.interculturaldialogue2008.eu 10. AB simgeleri iin bk. http://europa.eu/abc/symbols 11. Bununla birlikte ngilizcenin egemen olmas, okdillilik, btn aznlk dillerinin resm dil olmas, ortak yapay dil vb. neriler aslnda derin yapda dnsel ve siyasal farkllklar da simgelemektedir. 1.

50

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

12. alma dili; resm dilden farkl olarak, ulusst, uluslararas bir kuruluun kendi birimleri arasndaki iletiimde yaygn biimde kulland dildir. Avrupa ve dnya leindeki bu tr yaplanmalarda genellikle bata ngilizce olmak zere; Franszca, Almanca, spanyolca, Portekizce, Rusa, Arapa gibi uluslararas diller, alma dilleri olarak kullanlr. rnein, NATOnun resm alma dilleri ngilizce ve Franszcadr (bk. www.nato.int). BMnin 6 resm dili bulunmasna karn, BM Genel Kurulunun alma dilleri ngilizce, Franszca ve spanyolcadr. BM Gvenlik konseyinin alma dilleri ise ngilizce ve Franszcadr. 13. Hangi konuma trnn dil saylmas gerektii karmak ve tek bir aklamas bulunmayan bir konudur. Bu sebeple, dillerin says ile ilgili verilen rakamlar itibar olarak deerlendirilmelidir. 14. Official Journal of the European Union L 156/3, 16.6.2005. 1998den beri elektronik ortamda da yaymlanan resm gazete iin bk. http://europa.eu.int/eur-lex/lex 15. Almanca; Almanya, Avusturya, svire, Belika, Lksemburg ve Lihtenaynda lke, Danimarka, Polonya ve talyada blge apnda resm dildir, ek Cumhuriyeti, Estonya, Fransa, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya, Slovakyada ve ye aday Hrvatistanda ise aznlk dilidir. 16. 1960 tarihli Anayasann 3. maddesine gre Kbrs Cumhuriyetinin resm dilleri, eit yasal yaptrma sahip olan Rumca ve Trkedir. Ancak ngilizce de kullanlabilmektedir. Trkenin resm dil nitelii hlen yrrlktedir. 17. Lksemburg Byk Dukal %92 ile AB yesi lkeler iinde en yksek okdilli (en az iki dil) konuur oranna sahip lkedir. Franszca entelektel, idar, adl vb. hayatn dili olarak kullanlmakta, gazeteler ise genellikle Almanca yaymlanmakta, ancak gnlk iletiim genellikle Lksemburgca yaplmaktadr. Germen kkenli Lksemburgcann, ada Lksemburgun ihtiyalarn btnyle karlayabilecek yeterlikte bir yaz dili durumunda olmamas ve lkede baka yerel dillerin de bulunmas sebebiyle, Lksemburg hkmeti ABye resm dil olarak Franszcay bildirmitir, ancak ABnin birok faaliyetinde Lksemburgca dier resm dillerle birlikte deerlendirilmektedir. 18. spanyada yardmc resm diller olarak kabul edilen Katalan, Bask ve Gali dillerinin, 2005 ylndan itibaren Konsey mzakereleri dahil olmak zere, ABK ve AP vd. AB kurumlarnda resm kullanm garanti edilmitir. AB vatandalarnn bu dillerde yapacaklar yazl resm mracaatlara yine bu dillerde cevap verilecek, AB mevzuat bu dillere tercme edilecek, ancak metinlerin yasal geerlii bulunmayacaktr. Bu ilem daha nce rlanda diline (Gaeilge) uygulanm, rlanda dili 2007den sonra ABnin resm dilleri arasnda yerini almt. 19. Devletsiz veya biricik (ng. Unique) diller: Kbrs Arapas, Karay (Trkesi), Kaub, Romani, Tatar (Trkesi),ve Yidi dilleridir (Euromosaic III 2004: 13). 20. BADA, m. 1 (a) Blge veya aznlk dillerinin anlam u ekildedir: (i) Bir devletin verilen bir blgesinde o devletin sayca geri kalan nfusundan daha kk bir gurubun oluturduu uluslar tarafndan geleneksel olarak kullanlan (ii) Devletin resm dil(ler)inden farkl dillerdir. Devletin resm dil(ler)inin diyalektleri ile gmenlerin dillerinin her ikisi de bu tanma dhil deildir. (b) Blge veya aznlk dilleri ifadesinde kullanlan blge, muhtelif koruyucu ve destekleyici lleri bu artta ortaya konulan belirli bir saydaki halkn ifade arac olan dilin konuulduu alan anlamndadr. (c) Blgesel olmayan diller, Devletin nfusunun geri
51

bilig, Bahar / 2009, say 49

21. 22. 23.

24.

25.

26. 27.

kalan(lar)nn dil veya dillerden farkl olmak zere, Devletin milliyetleri tarafndan geleneksel olarak kullanlmasna ramen, belirli bir blge ile zdeletirilemeyen dillerdir. (bk. Council of Europe, European Charter for Regional or Minority Languages, Strasbourg, 5.XI.1992). bk. http://www.unhchr.ch/html/menu3/b/a_ccpr.htm bk. http://www.eblul.org ve http://www.eurolang.net. Euromosaicin verilerinde 12 AB yesi lkede 48 dil topluluu listelenmitir. Bulgaristanda 1986 saymna gre 845,550 kii tarafndan konuulan Trke resm blgesel dildir. Ayrca 6,000 Krm Trkesi (1990) ve 12,000 (1982) Gagauz Trkesi konuuru bulunmaktadr (Raymond-Grimes 2005: 532). Ancak Trk aznln dil ve kltr haklar bakmndan gerek durumu 1950li yllarn dahi gerisindedir. Estonya, Fin-Ugor kavimlerinin yerleim alanlarndan biridir. 1991de parlamenter demokrasiye geen Estonyada 1.356,045 (2003) olan nfusun %0.2sini tekil eden 2,582 etnik Tatar vardr (1989da 4,058). Mslman Tatarlar ticaret veya Rus ordusunda askerlik amacyla 1870lerde Estonyaya gelmilerdir. Kendilerini Mier ve Kazan Tatarlarnn miraslar olarak gren Estonya Tatarlarnn, 1920li yllardan beri din ve sosyal rgtleri vardr. 1988de bakent Tallinnde Tatar Kltr Topluluu, 1995te kltr topluluu dl ve 1990da Estonya Tatar Topluluu kurulmutur. Ayrca, Tatar ocuklar ve yetikinleri iin Pazar okullarnda Tatar ve Eston dillerinde kurslar dzenlenmektedir (bk. Euromosaic III 2004: 105). MS 8. yzylda Musevilikten ayrlan kk bir din grubun takipileri olan Karaylar (Karaimler), bugn Baltk lkeleri, Dou Avrupa, Trkiye ve srailde yaamaktadrlar. Karaylar, 14. yzylda Krmdan Litvanyaya ve Bat Ukraynaya yani eski Galiciaya g etmi, bran harfleri ile yazlan Karayca (Karay Trkesi) tarih dnemlerde nemli bir dil ve edebiyat olmutur. Karayca, IndoGerman dilleriyle temas sonucunda zellikle szdizimsel dzeyde nemli lde bu dillerin etkisi altnda kalmtr. Toplam 5000i gemeyen konuur saysyla, yksek derecede tehlikedeki dillerden olan Karayca, Trakai blgesinde yedi yzyldr konuulmaktadr. 1997de, Karaylarn Litvanyadaki varlklarnn 600. yl kutlanrken, ayn yln istatistiklerine gre saylar 257ye dmtr. 2002 saymnda ise yalnzca 45 kii kimliini Karay olarak bildirmitir. 2004 yl itibaryla Karayca konuabilenlerin says 30 50 arasndadr. 1988de kurulan Litvanya Karaimleri Topluluu ve Karaimler Din Topluluunun organizasyonlar ile Pazar okullarnda Karayca retilmeye allmaktadr. Litvanya devleti, Trk dili uzmanlar ile Karay ocuklarna ana dillerini retmek zere ibirlii yapmaktadr (Euromosaic III 2004: 222, 274). 2,071,210 bin nfusa sahip Makedonyada, Balkan Gagauz Trkesi konuuru says, Yunanistan Gagauzlar dhil olmak zere 4,000; Trke (Osmanl) konuurlarnn says ise 200,000dir (Raymond-Grimes 2005: 547). Polonyada etnik aznlk statsnde, nfusun 0.01ini oluturan 2000 Tatar ve 150 Karay yaamaktadr. Ancak, 2002 nfus saymna gre, 495 kii milliyetini Tatar olarak bildirmitir. Yaklak 300 yl nce Mslman Tatarlarn bir blm dillerini yitirmi, Polonca ya da Polonca ile Beyaz Rusa karm bir dil kullanmaya bala-

52

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

28.

29.

30.

31. 32.

mlardr. Ev dili olarak kaytlara gememekle birlikte, Tatarca konuurlarn saysnn 2000 civarnda olduu tahmin edilmektedir (Euromosaic III 2004: 276). Yzyllardr Polonyada dank ekilde yaayan Tatar Trkleri, Slav dilleri karsnda dillerini byk lde yitirmelerine karlk, din kimliklerini bir lde koruyarak varlklarn srdrmektedirler. T.C. alma Bakanlnn resm rakamlar (31.12.2005) farkldr. RaymondGrimes da verilenler, Fransa ve Hollanda rneklerinde olduu gibi, yar yarya hatta te iki orannda daha azdr. Trkiye Cumhuriyeti alma Bakanlnn resm rakamlarna gre Bat Avrupa lkelerinde yaayan toplam Trk vatanda says 3,127,691dir. Birleik Krallktaki Hint dilleri vb. dnyann baka corafyalarndan gelen gmen topluluklarnn kulland dillere Yerli olmayan diller (ng. Non-indigenous languages) ad verilmektedir. AB kurumlar Trkeyi de bu kapsamda deerlendirmektedirler. rnein, Almanyada 2007 yl iinde kabul edilen yeni G Yasasna gre, yeni evlenen ve Almanyaya einin yanna gelecek olan e, Almanca snavna katlacak, snavda baarl olamazsa, 400 saat dil uyum kurslarna katlmak zorunda kalacaktr. Kurs sonunda yaplacak Almanca snavnda yine baarl olamazsa, snr d edilecektir. Bu ve buna benzer hkmlerin yasa taslanda yer almasnn, aile birliini paralayabilecek bir giriim olabilecei grlerine ilgili bakan Eitim de anayasal bir haktr. cevabyla kar kmtr. Avrupa Ombudsman; AB kurum ve kurulularnda kt ynetim ile ilgili konulardaki ikyetleri soruturan bamsz ve tarafsz bir kurumdur (bk. http://ombudsman.europa.eu). Trke konuan aznlklarn ve bu aznlklara mensup her ferdin etnik, kltrel ve dinsel kimliine sayg gstermenin yan sra bu kimliin dile getirilmesi, korunmas ve gelitirilmesi maksadyla BADA giri blmnde yaplan atflar ve 7. maddede belirtilen amalar ve ilkeler erevesinde uygun artlar oluturulmaldr. BADA erevesinde Trke iin talep edilebilecek uygun artlar u balklar altnda toplanabilir: Eitim: ilk, orta retim vd. dzeylerde ana dilini kullanabilme (m. 8), Adl makamlar: Hukukla ilgili srelerde yazl ve szl alanda ana dilini kullanabilme (m. 9), dar otoriteler ve kamu hizmetleri: Yerel ynetim hizmetleri ile ilgili srelerde yazl ve szl alanda Trkeyi kullanabilme (m. 10), Medya: Trke yayn yapacak en az 1 radyo, 1 tv kanal kurulmas ve 1 gnlk gazete yaymlanmas (m. 11), Kltrel etkinlikler ve frsatlar: Ktphaneler, video ktphaneleri, kltr merkezleri, mzeler, arivler, akademiler, tiyatrolar ve sinemalar, edebi almalar, film yapm, yeni teknolojilerin kurulmas vb. hususlarda imkn salanmas (m. 12), Ekonomik ve toplumsal hayat: Toplumsal hayatta Trkenin kullanlmasn engelleyen her trl yasal dzenlemenin kaldrlmas, bankaclk faaliyetleri erevesinde ek, senet vb. mali dokmanlarda, hastahanelerde, sosyal tesislerde Trkenin kullanlabilmesi, tketici haklar ile ilgili aklamalarn Trke yaplmas (m. 13) vd. Ulusal Aznlklarn Korunmas in ereve Szlemesinde, benzer ekilde, ana dilinin kullanlmas ile ilgili haklarn Trke konuurlar iin talep edilmesi durumunda salanmas gereken haklar ana hatlar ile u ekilde sralanabilir: Radyo, televizyon, sinema gibi her trl yayn aracyla yayn yapabilme (m. 9), her trl yayn aracndan Trklerin kimliklerini temel unsurlar olan dil, din, gelenek ve kltrel
53

bilig, Bahar / 2009, say 49

33. 34. 35. 36.

37. 38.

39.

mlkiyetini korumak zere zel artlar oluturabilme (m. 5), Trkenin, Trklerin ounlukta bulunduu blgelerde idar makamlar tarafndan da konuulmasnn salanmas (m. 10), Trke ad ve soyadnn kullanma hakknn verilmesi ve bu hakkn resmen tannmas (m. 11), kamuya ak geleneksel yer adlar, sokak adlar ve topografik iaretlerin Trke belirtilmesi (m. 11), Trkenin her dzeyde retilebilmesi (UAKS m. 14, BADA m. 8), Trke retecek retmenlerin yetitirilmesi ve okul kitaplarna ulamn salanmas (UAKS m. 12, 13, BADA m. 8), Trke konuurlarnn dilbilimsel balar bulunan baka lkelerdeki ahslarla zgr ve bar iliki kurma hakknn engellenmemesi, gerektiinde snrtesi ibirliini tevik edecek nlemler alnmas (UAKS m. 17, 18) vd. AB karar alma mekanizmalarn etkilemede nemli rol oynayan STKlarnn says yalnzca Brkselde 1000i bulmaktadr (Avrupa Komisyonu Trkiye Delegasyonu, AB Trkiye Grnm, Sonbahar 2007, Say: 9, s. 6). bk. http://www.eblul.org bk. http://annanplan.com, http://www.athensnews.gr/CyprusPlan EPSO tarafndan 22 Kasm 2007-7 Ocak 2008 arasnda alan ve yalnzca AB ye devletlerinden birinin vatandalarnn mracaatlarnn kabul edilecei, ana/asl dilleri Bulgarca/Romence olan eitli mesleklerden eleman temin snavnn diller bilgisi ile ilgili artlar u ekildedir: 1. Asl dil Bulgarcay/Romenceyi mkemmel derecede bilmek 2. ngilizce, Franszca veya Almanca bilgisi (birinci zorunlu kaynak dil), 3. ngilizce, Franszca, Almanca bilgisi (ikinci kaynak dil). kinci maddede seilenden farkl olmak zorundadr. http://petitions.pm.gov.uk/Turklang Rum ve Trk Kbrsllar temsil eden Kbrsl bir AP yesi olduunu ileri sren Matsakis 21.03.2007 tarihli mektubunda okdilli Avrupa kurumlarnda Trkenin de resm dil olmasn talep ederek u gerekeleri sralamtr: (1) Trke bir ye devletin resm dilidir (2) AB vatanda 5 milyondan fazla kii arasnda temel, baz durumlarda tek iletiim arac Trkedir (3) Trkenin resm dil yaplmas, galci Trk Ordusunun (!) Kbrs Trklerine dayatt izolasyonun kaldrlmasna yardmc olabilir (!) (4) Trk halkna, Trkiyenin ABye tam yelik iin yapt mracaatn ciddiye alndn gstererek ABye olan gveni glendirir (5) Kbrs hkmetinin, Kbrsl Trklerin ait olduklar AB ailesi ile balarnn glendirilmesine verdikleri nemi ifade eder. Ayn evreler, 20072013 arasnda yaklak 30 Avrupa lkesini kapsayan Sokrates Avrupa eitim program erevesinde Lingua: Dil retiminin ve renimin salanmas bal altnda Hayat Boyu renim Program, AB Sokrates Eitim ve retim-Lingua2 vb. dil renim ve retim programlarn AB lkelerinde kullanlan btn dilleri kapsad ve Trkenin kullanmn tevik eden bavurularn da, gerekli artlar tamas durumunda, bu programa kabul edileceini belirtmektedir (bk. http://ec.europa.eu, www.abhaber.com).

54

Eker, Avrupa Birliinin Yeni Mottosu Farkllkta Birlik ve Trkenin Farkllkta Birlikteki Yeri

Ksaltmalar:
AB AB-TH AGT AK ABK AP GKRY : Avrupa Birlii : Avrupa Birlii Temel Haklar art : Avrupa Gvenlik ve birlii Tekilat : Avrupa Konseyi : Avrupa Birlii Konseyi : Avrupa Parlamentosu

: Gney Kbrs Rum Ynetimi

Kaynaklar
Aytemiz, Aydn (2000). Almanyada Trke. Avrupada Yaayan Trk ocuklarnn Ana Dili Sorunlar Toplants. Ankara: Trk Dil Kurumu Yay. 8592. Canatan, Kadir (2007). Avrupa lkelerinin Aznlk Politikalarnda Tke Anadil Eitiminin Konumu sve, Fransa ve Hollanda rnekleri . Eds. A. Kl, S. st. Turkish Studies 2/3: 159-172. avuolu, Naz (2001). Uluslararas nsan Haklar Hukukunda Aznlk Haklar. 2. basm. stanbul: Su Yay. Dedeolu, Beril (Ed.) (2003). Dnden Bugne Avrupa Birlii. stanbul: Boyut Yay. Euromosaic II. Presence of Regional and Minority Language Gropups in the New Member States 2004. Brussel: Research Centre on Multilingualism at the KU Brusse. Haarmann, Harald (1999). History. Language & Ethnic Identity. Ed. J. A. Fishman. Oxford University Press. leri, Esin (2000). Avrupa Topluluunun Dil Politikas ve Almanyada Okula Giden Trk Asll rencilerin Dil ve Eitim Sorunlar. Avrupada Yaayan Trk ocuklarnn Ana Dili Sorunlar Toplants. Ankara: Trk Dil Kurumu Yay. 7-66. Preece, Jennifer Jackson (1988). National Minorities and the European Nation States. Oxford: Clarendon Pres. [Trkesi: Preece, Jennifer Jackson (2001). Ulusal Aznlklar ve Avrupa Ulus-Devlet Sistemi. ev. Ayegl Demir. stanbul: Donkiot Yay.] Raymond, G. Gordon and B. F. Grimes (eds.) (2005). Ethnologue. Languages of the World. SIL International. Dallas.

55

bilig, Bahar / 2009, say 49

Yazarn, Trkenin rlanda, Bask ve Katalan Dilleri ile Ayn Statde AB Dili lan Edilmesi ile lgili Dilekesine AB Tarafndan Verilen Resmi Cevap

56

The New Motto of the European Union: Unity in Diversity and the Place of Turkish in Unity in Diversity
Ser Eker*
Abstract: In official documents, it is recorded that the European Union (EU) is founded on the principle of 'unity in diversity'. Respect for linguistic diversity is regarded as a core value of the EU. In the Charter of Fundamental Rights of the European Union, it is stated that the Union shall respect all linguistic diversity. Thus, the Charter prohibits all types of discrimination, including language discrimination. Turkish is the main language of 70 million Turkish citizens in Turkey, which is a candidate member country of the EU. Furthermore, at least four to five million Turkish speakers reside in EU countries. Turkish is also spoken by minority groups in member EU countries like Bulgaria, Greece, Romania, and in the candidate member country Macedonia. Turkish language and culture have been a part of the European continent for centuries. However, in reality, EU regards Turkish communities residing in Western countries as 'allochthon' minorities, and the Turkish language as a non-European migrant language and/or a lesser used language. Key Words: European Union, Turkish, minority languages, language rights.

* Bakent University, Faculty of Science and Letters / ANKARA suereker@yahoo.com

bilig Spring / 2009 Number 49: 35-58 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: , () . . , , . 70 , . , 4-5 , . () , , ( ) . , , , a, / . : , . , ,

, / . suereker@yahoo.com

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 35-58 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan


Salih Ercan smail Gkdeniz**
zet: Giriimcilik faaliyet olarak ok eski tarihlere kadar gitse de giriimcilik alannda akademik almalar son yllarda artmtr. inde bulunduumuz yzylda meydana gelen ekonomik, siyasal, kltrel deiiklikler yeni giriimci anlayn ortaya karmtr. Giriimcilik kavram genellikle KOBleri artrsa da gnmzn byk iletmelerinin de ekonomik faaliyetlerine kk iletme olarak baladklar bilinmektedir. Joseph A. Schumpeterin ortaya att dinamik giriimcilik kavram son yllarda byk nem kazanmtr. Tarihin hibir dneminde, iyi yetimi gerek anlamda giriimcilik ruhuna sahip ve ekonomin itici gcn oluturacak bireylere olan ihtiya, bugnn bilgi toplumunda olduu kadar hissedilmemitir. Dolaysyla giriimcilik ruhuna sahip bireyleri yetitirecek toplumsal mekanizmalarn kurulmas, kresel baarnn n art olarak kabul edilmektedir. Bu ereveden bakldnda giriimcilik asndan Kazakistan, ortak kltrel deerleri ve birok sektrde cazip yatrm imknlaryla dikkat ekmektedir. Anahtar Kelimeler: Giriimcilik, Giriimciliin Tarihi Geliimi, Kazakistan, Kazakistan da giriimcilik.

Giri 21. yzyl bilgi toplumunda artk gemiten bugne dein allagelen kavramlar, kurallar hzla deimekte ve hemen her alanda bilgi temeline dayanan yeni i yapma usulleri ortaya kmaktadr. te bu sosyo-ekonomik ve kltrel dnm ierisinde hi kukusuz ki giriimcilik kavram da deimitir. Artk eski atak ve tuttuunu koparan giriimci, yerini daha sakin, bilgiye dayal dnen ve yeniliki bir anlaya sahip giriimciye brakmtr.
Bilgi toplumu giriimcisi, yalnzca bilgi ve tecrbelerini kullanarak toplumdaki ihtiyalarn tespit edilmesi ve bu gereksinimlerin bir yatrmla karlanmas ile snrl olan bir bak asn artk amtr. Teknolojik ilerlemeler, insan hakla

letme Uzman salihhercan@yahoo.com ** Krkkale niversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi, letme Blm / KIRIKKALE isgokdeniz@mynet.com

bilig Bahar / 2009 say 49: 59-82 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

rnn her trl deerin zerinde tutulmas, bireysel ve kurumsal bazda alglamay deitirmitir. Oluan bu yeni alglama ve yorumlama biimi giriimcilie ada bir boyut kazandrmtr. Bu amala nce giriimciliin bu gne dein geirdii aamalar irdelenerek, tanm ve nemi zerinde durulmutur. Sonra genel olarak giriimcii engelleyen unsurlar ortaya konulmaya allmtr. En son ksmda ise Kazakistan, Trkiyeden giden giriimciler asndan ele alnmtr. Kazakistanda bulunan yatrmlar, mevcut i imknlar, piyasa yaps ve de temel gstergeler giriimcilik asndan incelenmitir.

1. Giriimciliin Geliim Sreci Giriimcilik, insanolunun avclk ve toplayclk devrine son verip (cilal ta) neolitik dnemde retime balamasyla birlikte ilk ekillerini oluturmaya balamtr. Bu dnemden ksa bir sre sonra yerel olsa dahi maden devrinin balamasyla bu gnk anlamda olmasa bile i yerlerinin kurulmas neticesinde ticari hayat da balam; tun devrinde ehir devletleri kurulmu ve ticaret yerel olmaktan kp ehirlerarasna yaylmtr.
Yaznn icad ve tarihi devirlerin balamasyla, ticaret farkl bir boyut kazanarak ktalara kadar yaylmtr. lk ada Fenikeliler oluturduklar zel giriimlerle (Demirez 2006: 1) n Asyada koloniler kurup (Trablus, Sayda, Sur ve Kartaca) orta ve uzak dounun mallarn Akdeniz ehirlerine tamlardr. Eski Yunan site devletlerinde ise, giriim ve giriimcilik pek erdemli bir i saylmamaktadr. Bu iin daha ok yabanclar tarafndan yaptrld bilinmektedir. Buna gre, tarma nem verdikleri anlalmakta ve retim kar amal deil sadece toplumun ihtiyacn karlayacak ekilde olmas gerektii vurgulanmaktadr. Bununla birlikte yonyallar ise, Anadolu ile Akdeniz ve Karadeniz sahillerinde ticaret yaparak zengin olmular hatta bu zenginlik onlara ehir devleti uygulamas ve dnyann ilk demokrasisini hediye etmitir. Bunun bir sonucu olarak zgr dnce, bilim ve sanat gelimi, bu da Herodot, Hipokrat, Tukidides gibi gnmzde dahi anlan bilim adamlarnn yetimesini salamtr. Yeni yeni iletmelerin kurulup, kendi toplumlarnn ihtiyalarnn fazlasn retmeleri neticesinde, ticaret kanlmaz olarak ortaya kmtr. Neticesinde Anadolunun kylarnda kurulan Lidyallar kara ticaretinde gelimitir. Hatta bu gelimilik ticarette ve dnya tarihinde nemli bir bulu olan parann icadna neden olmutur. Lidyallar parayla birlikte Mezopotamyadan balayp Anadoluyu geip Akdeniz kylarna uzanan Kral Yolunu yaparak ticarete nemli bir katk salamlardr. inde kurulan giriimlerde retilen rnler, pek yolu ile Asyay geerek (elik 2006: 468) n Asyaya oradan da Akdenize ulamtr. Zaman ierisinde bu
60

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

yol, dnyann en nemli ticaret yollarndan birisini oluturmutur. zellikle yer krenin en byk ktas olan Asyada yer almas ve Kazakistan topraklarndan gemesi ise, bu alma asndan da ayr bir nem tamaktadr. pek yolunun gvenlii ve ilerlii yol zerindeki konaklama, nakliye, gda ve dier rnleri reten giriimlerin olumasna imkn salamtr. Ta ki mit Burnu kefedilene kadar yzyllarca nemini koruyan bu yol, ayn zamanda denetimini salayan lkelerin, devletlerin zenginlik kayna saylmtr. Eski Roma mparatorluu (yaklak MS 200 senesine kadar) ekonomik olarak inanlmas g derecede basar salamtr. ehirleme, kii basna den milli hsla, sanayi devriminden hemen nce (18. yzyl) Avrupann en gelimi lkeleri olan ngiltere ve Hollanda ile ayni seviyelerdedir. Kalntlar gsteriyor ki, roma ekonomisi bir market ekonomisidir: Hem rn ticareti, hem ii marketleri, hem sermaye piyasalar gnmz ekonomilerini andrmaktadr. te yandan Orta ada giriimciler byk tarm sahalar, kale ve kamu binalarnn inas, manastr vs. dini yaplarn inas gibi feodal sistemin belirledii projelerin ynetimini stlenmiler ve bireysel anlamda risk almamlardr. Orta ada giriimciliin dier boyutu korporasyonlarla gerekletirilmitir. zellikle Avrupada korporasyonlar kk sanayi kurulular (meslek kurulular, esnaf kurulular) dr. Kullanlan retim faktrleri mal sahibi olan giriimcinindir. Giriimci de, iinin banda bulunmakta ve almaktadr. Korporasyonlarn bir zellii de, reticilerle tketiciler arasnda arac bir snfa yer verilmemesidir (zgven 1992: 30). Hindistan ve evresinde retilen baharatlar, baharat yolu ile Msra kadar gelmi buradan dnyaya pazarlanmtr. Kuzeyde Sibirya da daha bol olan yrtc hayvanlarn krklerinin pazarland krk yolu ise, Sibiryadan Karadeniz e ve Avrupaya kadar uzanmtr. Baharat yolu ile birlikte iktisadi doktrinde yeni bir dnem olan merkantilizm grlmtr. Merkantilizmle birlikte lkeler sahip olduklar zel ve kamu giriimlerinin rnlerini ihra etmenin yollarn aram ve karlnda altn getirme abasna girmilerdir. Bu akmla birlikte byk sanayi kurulular olumaya balamtr. Bu dnem, dnyada ticaretin merkezinin Akdenizden okyanus ehirlerine doru kayd dnem olarak da bilinmektedir. Merkantilizm ilk ticari kapitalizm olarak da kabul edilmektedir. Merkantilist yaklamdan sonra liberalizm, kendisini Avrupada hissettirmeye balam ve aklcln n plana kmas, rekabetin st dzeyde yaanmas, uluslar aras ticaretin desteklenmesi zel sektr giriimciliinin nemini hat safhada artrmtr. Dolaysyla giriimcilikte risk unsuru ilk kez 17. yzylda ortaya kmtr. nk bu dnemde giriimler, hkmetle sabit fiyat zerinden imzalanan
61

bilig, Bahar / 2009, say 49

szlemelerle yaplmaya balanmtr. Bu nedenle proje sonundaki kr ya da zarar olasl, risk unsurunu da beraberinde getirmitir. 1700l yllarda ekonomist ve yazar Richard Cantillon (1680-1734) (zgven 1992: 68), rn al fiyatnn sabit olmas fakat sat fiyatnn belirsiz olmas nedeniyle ilk kez giriim riski unsurunu ortaya atmtr (Hisrich et al. 1998: 6). Dier yandan 1800l yllarda sanayilemenin yaygnlamasnn byk tesiriyle, giriimci ve risk sermayecisi arasndaki fark belirginlik kazanmtr. Buna Thomas Edisonun teknolojik bir yenilik gelitirmesine karn gerekli sermayeyi karamamas iyi bir rnek tekil etmektedir (Hisrich et al. 1998: 6). ada giriimcilik ise, sanayi devrimiyle balayan bir srele ortaya kmtr. Sanayi devrimi iki temel unsurla hz kazanmtr. Bunlardan ilki bilimsel bilgi, ikincisi ise corafi keifler ve ticaret neticesinde oluan sermayedir. Ksa zamanda byk boyutlara ulaan bu sermaye birikimi, Newton ve Galile gibi bilim adamlarnn nclnde kurulmu olan modern bilim metodolojisi ile birlemi (zakpnar 1999: 88) ve geriye sadece, bu kaynaklarn en verimli bir ekilde kullanlmasn salayacak sanayi devriminin gereklemesi kalmtr. nk sanayi devriminden sonra nem kazanan giriimciler, modern bilim temelinde ulalan bilgilerden faydalanarak, byk hacimli retime imkan salayan yeni teknolojik ilerlemelere imza atmlardr. Bu sre ekil 1de grlebilir.
- Corafi Keifler (15-16. yy.) Altn ve Para. Teknoloji - Modern Bilim Metodolojisi - Rnesans - Reform
(15-17.yy.) (15.yy.) (16.yy. Galile) (18.yy. Buhar Makinesinin icad- 1763)

Sanayi Devrimi
(18-19.yy.)

SERBEST PYASA GRMCS

Bilimsel bilgi.

ekil 1: ada Giriimciliin Geliim Sreci

ekil 1e gre Rnesans - Reform hareketleri ve modern bilim yntemiyle bilimsel bilgi retmeye balayan Bat, dier taraftan corafi keiflerle ulat serveti birletirerek teknolojik ilerlemenin zeminini hazrlamtr. Daha sonra buhar makinesinin retim srecine dhil edilmesiyle sanayi devrimi balam ve ada giriimcilik anlaynn temelleri de sanayi toplumu ierisinde atl-

62

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

mtr. Dolaysyla ada giriimciliin ortaya kmasn salayan en nemli unsurlarn banda bilimsel bilgi gelmektedir. Batnn merkantilist dnem giriimcileri, yeni ticaret yollaryla elde ettikleri gelirler sayesinde glenmiler ve bu glerini siyasi ve ekonomik alanlarda etkinliklerini artrmak yolunda yeni yatrmlara aktarmlardr. Bunun sonucu olarak kazandklar haklarla kendileri iin daha elverili bir yaam sahas oluturmulardr. ktisat bilimini bir servet yaratma bilimi (zgven 1992: 82) olarak tanmlayan Adam Smithin Milletlerin Servetleri adl kitabyla 1776da bugnk anlamda Kapitalizmin temellerini atmtr. Sanayilemenin ilk yllarnda retim artm, ticaret hacmi serbestleerek genilemi, kat rekabetin acmasz bir ekilde yaand piyasa ekonomisine dnmtr. Kapitalizmin kurallar zel sektr giriimcilii asndan kayda deer bulunmutur. Sonsuz kar ilikisi bir anlamda zamann ihtiyalarnn da artmas ile birlikte birok iktisadi kanunun olumasna imkn tanmtr. Kapitalizmin ac kurallar ve uygulanma ekline uzun sre dayanlamam ve alternatif model ortaya koyma almalarna bilim adamlar tarafndan hz verilmitir. zellikle sosyalizm, himayecilik ve alman tarihi okulu bunlarn balarnda yer almaktadr. Daha sonraki dnemlerde serbest piyasa ekonomisine geilmesi, giriimciliin hz kazanmas asndan nemli bir dneme olmutur. zellikle Amerikada Taylor, Avrupada Fayol ve Weberin nclnde giriimcilik bilimsel temellerini oluturmutur. Weber, ayn zamanda sosyolojik ve ekonomik analizler yaparak da iktisadi anlamda katkda bulunmutur. Weber, giriimcilik asndan tarihi dnemeci iki adan deerlendirmektedir. Birincisi i yeri ile evin birbirinden ayrlmas, dieri ise muhasebe kaytlarnn tutulmasdr (Aron 1989: 369). Serbest piyasa ekonomisinin olgunlamasnda Avusturya okulunun katks olduka byktr. Bu ekole bal iktisat ve siyaset bilimcilerden zellikle Friedrich August Von Hayek, serbest piyasa dzeninin felsefi anlamda savunuculuunu stlenmitir. 1974'de Nobel Ekonomi dln alan Hayek, merkezi ekonomik planlamann, bireysel zgrlkleri kstlayaca tezini savunmutur. Hayeke gre, ekonomide kararlar, bireylerin deer yarglarna ve amalarna gre biimlenmektedir. Bu nedenle zgr karar vermenin nndeki tm engeller kaldrlmaldr (Kaba 2007: 3) Serbest piyasa ekonomisinin temelini oluturan giriim hrriyeti anlay, modern giriimciliin yeermesi iin gerekli ortam da salamtr. Bununla beraber, giriimcilerin serbest piyasa ekonomisinin geliimine yaptklar katklar, iktisatlar tarafndan genel kabul grmektedir. Fakat iktisat teorisinde emek, sermaye ve doal kaynaklar yannda drdnc retim faktr
63

bilig, Bahar / 2009, say 49

olan giriimcinin nemi, hibir iktisat tarafndan Joseph A. Schumpeter gibi arlkla vurgulanm deildir. (Seyidolu 2002: 232). Giriimcilik kavramn ok uzun bir tarihi gemie sahip olmasna karn, yakn zamana kadar zellikle tanmlarndaki belirsizlik ve ok az sayda almaya konu olmas, kavramn ekonomi bilimi tarafndan yeterli rabeti grmediini gstermektedir. Bunun temel nedenlerinden biri, giriimcinin bir ynetici olarak dnld ve deerlendirildii anlayn Adam Smithle balam ve 19. yzylda Neo-klasiklerce de devam ettirilmi olmasdr. Yine klasik rgt yaklamnn iletmelerin kapal mekanik yaplar olarak alglanmas, risk alarak yeni i sahalar bulma zelliine sahip giriimcilerin atl durumda kalmalarna yol amtr. 20nci yzyln balarna gelindiinde Avusturyal iktisat Joseph Schumpeter, giriimcilii yeniden yorumlayarak, kavramn bugn de geerli olan fikri temelini atmtr. Bununla beraber giriimciliin ciddi bir biimde aratrma konusu olmas 1980lerde balayan bir sretir (etindamar 2002: 35). Bugn ise giriimcilik, ABD ve Batl lkelerin niversitelerinde gittike artan bir ilgiyle nem kazanmaktadr (Hisrich et al. 1998: 18). 21. yzyl bilgi toplumunda, deien toplumsal yapyla birlikte, ynetim ve giriim usulleri de deimektedir. Bunun temel nedeni, bilgi toplumunun girdisi olan bilginin, insan tarafndan retilip ynlendirilmesidir. Bu deiim insan sosyoekonomik yapnn merkezine tamtr. Dolaysyla bilgi toplumu giriimcisinin kendine has zellikleri bulunmaktadr. Giriimcilik ve ticaretin Anadolunun tarihinde ayr bir nemi vardr. Anadolu ya yaz ilk olarak Asurlu tccarlar tarafndan getirilmitir. Bu tccarlarn geldikleri pazaryerlerinde bulunan yazlardan, Anadolunun yazyla tant Kltepe tabletleri- anlalmaktadr (M.. 2000). Asurlular, Anadoluya tahl gibi rnler satarken, Anadoludan zellikle kereste vb. rnler satn almlardr. Zamanla bu dengeler deimi, ticaret byk savalarn en nemli nedeni olmutur. Roma imparatorluunun byklnn ve mrnn kurmu olduu kolonilerle yakndan alakal olduu bilinen bir gerektir. Roma, Kuzey Afrika, Akdeniz ve Karadenizde koloniler kurmu, buralarda insan dahil her trl nesnenin ticaretini yaparak nemli bir gelir elde etmitir. Trklerin, kavimler gne neden oluu ve Bat Romann ykl, Akdeniz ticaretinin, Romallardan kp korsanlarn eline gemesine neden olmutur. Anadolunun Trkler tarafndan fethedilii ve Akdeniz Afrika kolonilerinin Trklerin eline gemesi Avrupal gemici ve tccarlar rahatsz etmitir. nk, ticaretle zenginleen bir Ortadou ve Anadoluya karn, ticarette gerilemeye balayan bir Avrupa vardr. Bu durum batnn douya hayranlna ve dounun mallarna gz dikmesine yani hal seferlerine neden olmutur. Hal seferleriyle medeniyetler atm, ticarethanelerle birlikte birikimler de yok olmutur.
64

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

Ayn dnemde, Anadoluda Trkiye Seluklu medeniyetini kuran Trkler, Anadoluyu bir ticaret merkezi yapma almasn srdrm, her taraf kervansaraylarla donatmlardr. Bu dnemin nemli giriimleri loncalardr. Bu lonca sisteminde temel iki unsurun olduu bilinmektir. Bunlardan birincisi ticari ahlak, dieri ise rnn ve mteri ilikilerinin kalitesidir. Anadolu Seluklu Devleti bir taraftan giriimci dier taraftan da tccar korumak amal sigorta messesesini kurmulardr. Bu medeniyet de Moollarn istilasna urayarak byk bir darbe yemitir. Trk beylikleri bunu ayaa kaldrmak iin iki yzyl uramtr. Osmanl devletinde de Anadolu Seluklu devletinden baz ilkeler devralnmtr. zellikle lonca tekilat, ahi tekilat olarak grev srdrmtr. Bu giriimcilik tarzna, padiahlar da nderlik etmi ve benimsemilerdir. nemli i yerleri kurulmu ve ticaret merkezleri oluturulmutur. Osmanl devleti stanbulu aldktan sonra Karadenizi bir i deniz haline getirmi, bu Akdeniz korsanlarn ve onlardan beslenen Avrupal krallar rahatsz etmitir. zellikle Akdenizin btn adalarnn fethedilip (Malta ve Sicilya hari) bir Trk gl haline gelmesiyle Avrupa Akdeniz ticaretini Trklere kaptrp yeni araylar ierisine girmi ve corafi keifler balamtr. Corafi keifler sonucumda Akdeniz ticareti dnya ticaretindeki nemini kaybetmi, Atlas Okyanusundaki limanlar nem kazanmaya balamtr. Corafi keifler sadece ticaret yollarn deitirmekle kalmam, ticaretin mallarn da deitirerek tarm ve hayvan rnlerinin yerini altn ve gm gibi kymetli madenlere devretmesini salamtr. Corafi keiflerle zenginleen Avrupa, 18. yzyln ortalarnda insan kol gcnn yerini makine gcne devredecek olan sanayi inklbn gerekletirmitir. Sanayi inklbyla birlikte seri retime geilmi ve insan eliyle retilen ticaret mallarnn yerini standart rnler kapmtr. Bu da Avrupa dndaki lkelerde sanayi inklbn gerekletiremeyen yerlerde zellikle Trkiyede ticaretin ve reticinin iflasna neden olmutur. Ayrca Osmanlnn son dneminde aznlklar Trklerin ticaretle uramasna pek istemeyerek ve baltalayacak faaliyetlerde bulunduu bilinmektedir. Yukardaki son durumun Cumhuriyetin kurulmasndan sonra da uzun sre devam ettii grlmektedir. lk zamanlarda, Mustafa Kemalin nderliinde birinci zmir ktisat Kongresi ile giriimcilerin n alm ve btn destekler salanmaya allmtr. Ama uzun sre giriimcilik yapmayan Anadolu insan, bu yaklam pek anlayamamtr. zellikle 1933ten sonra, devlet koruyuculuunda bir giriimci snf meydana getirilmesi ynndeki abalarn hz kazand bilinmektedir. 1960l yllarda giriimciliin iyiletirilmesi amacyla baz kanunlar karlm ve iktisadi devlet teekklleri kurulmutur. Trkiyede zel giriimcilik, 1960-1970li yllar arasnda gelime gste65

bilig, Bahar / 2009, say 49

rebilmitir. te yandan 1980lerde serbest piyasa ekonomisine gei ve dnya ekonomisiyle birlemenin salanmas amacyla birok yeni dzenlemeler yaplmtr (Mftolu 2004: 65). lkalardan bugnn bilgi toplumuna kadar olan tarihi sre ierisinde, giriimcilik anlayndaki deiimler ve baz bilim adamlarnn grleri Tablo 1de grlebilir (Hisrich et al. 1998: 6).
Tablo 1: Orta adan Bilgi Toplumuna Kadar Giriimciliin Geliim Aamalar
Tarihi Dnem lk a Orta a 17. yz yl 1725 1803 1876 1934 1961 1964 1975 1980 1983 1985 Bilim Adam Richard Cantillon Jean Baptiste Say Francis Walker Joseph Schumpeter David McClelland Peter Drucker Giriimcilik Hakkndaki Grler Hayatn idame ettirmek iin aray ierisinde olan hr kimselerdir. Byk lekli retim projelerinin yneticisidir. Risk unsuru yoktur. Giriimci, hkmetle yaplan sabit fiyatl szlemelerin, kr ya da zarar riskini stlenen kiidir. Giriimci, sermaye sahibinden ayr risk stlenen kiidir. Giriimcinin kazanc, sermayenin getirisinden ayrlmtr. Fon salayc ile proje sahibi giriimcinin kazanlar ayrlmtr. Giriimci, yenilik yapan ve yeni teknoloji gelitiren kimsedir.

1995

1999 2001 2002 2003

Giriimci, faal ve lml riskleri alan kimsedir. Giriimci, frsatlar en st dzeye karan kiidir. Giriimci rgtn sosyal ve ekonomik ileyiinde inisiyatif Albert Shapero kullanan ve muhtemel baarszlk riskini stlenen kiidir. Giriimci ekonomist, psikolog, i adam ve siyasetiler tarafnKarl Vesper dan farkl alglanmaya balamtr. giriimci, faaliyette olan bir rgt ierisindeki alan giriimGifford Pinchot cidir. Giriimci zaman ve gayret sarf ederek farkl deerler reten, Robert Hisrich eitli riskleri stlenen ve sonunda maddi ya da manevi karlk alan kiidir. Giriimci elindeki kaynaklar dk verimlilik alanlarndan, Peter Drucker yksek verimlilik alanlarna aktaran ve orada tutmay baarabilen kiidir. Giriimci ada nderlikle dengelenmi davran ve dn Jeffrey Timmons biimine sahip, drstlk ve samimiyetle dorularn inasn yapan kiidir. Giriimci belirli bir projeyi kendi giriimcilik anlay ile gelitiPhilip A. Wickham ren kiidir. G. Brenkert Giriimci piyasa ekonomisinin vazgeilmez unsurudur. L. W. Busenitze Ekonomik refahn olumasnda barol oynayan kiidir.

Kaynak: (Hisrich 1998: 6), (elik 2006: 468), (zkara vd. 2006: 222), (Timmons 1999: 33).

66

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

2. Giriimcilik 2.1. Giriimciliin Tanm Bugne kadar giriimcilii ekonomik, psikolojik ve sosyolojik yaklamlarla aklamak amacyla bir ok tanm ortaya atlmtr. Giriimci kelimesi, entre (girmek) ve prendre (almak, stlenmek) szcklerinden olumakta ve birey yapmak anlamna gelmektedir (t 2006: 431). Kelime, ekonomik yaznda ilk kez 1730larda Fransz Richard Cantillon tarafndan kullanlmtr. John Stuart ile ngiliz yaznndaki kullanm ise 19. yzyla rastlamaktadr (etindamar 2002: 33).
Genel olarak giriimci, gereksinimleri karlamak amacyla iktisadi mal-hizmet retiminin gerekletirilebilmesi ynnde retim faktrlerini bir araya getiren kiidir (Karalar 2001: 13). Klasik anlamda giriimci, bir iletmenin faaliyetlerinden kaynaklanan riski, sorumluluu ve rgt ynetimini stlenen kii olarak kabul edilmekteydi. Fakat bilgi toplumuyla birlikte, kavram yeniden tanmlanarak yenilik reten, risk alan, frsat yakalayan ve bunlar hayata geiren kii olarak kabul edilmitir. Dolaysyla, giriimcinin deien tanmnda belirleyici unsur yenilik kavram olmutur. Peter Drucker ise giriimciyi, sahip olduu kaynaklar dk verimlilik alanlarndan, yksek verimlilik alanlarna ynlendiren ve orada tutmay baarabilen kii olarak tanmlamaktadr (elik 2006: 468). Giriimci ayn zamanda, grd frsatlar deerlendirme yolunda kendi giriimcilik anlayyla stratejiler gelitiren, bu sayede deiimin ncln yapan kiidir (zkara vd. 2006: 222). Giriimcilik ise yenilik retme, risk alma, frsatlar grme ve uygulamaya geme faaliyetlerinin geneline verilen ad olarak ifadelendirilebilir. Schumpetere gre giriimciliin drt deiik davransal gstergesi bulunmaktadr. Bunlar pazara yeni bir rn ve hizmet sunmak, retimde yeni bir yntem gelitirmek, henz kefedilmemi bir talep boluu yakalamak ve bir sanayi dalnda yeni bir firma kurmaktr (Karasiolu 2006: 149). Grld zere, Schumpetere gre giriimcilik, yenilik yapmak anlamna gelmektedir. Giriimcinin kim olduunu belirlemeye ynelik yaplan tanmlarda, baz kk farklar olmasna ramen, hepsinde vurgulanan ortak noktalar vardr. Bunlar yenilik yapmak, risk almak, retim faktrlerini bir araya getirmek ve kazan salamaktr (Hisrich et al. 1998: 9). Dolaysyla giriimcilik, risk altna girmeyi, retim faktrlerini temin edilmesini ve etkin kullanmn gerektirmektedir. Giriimcilik sermaye bykl ya da iletme leinden ziyade, frsatlar erken grebilen tetikte bir uur ve makul riskleri almaktan ekinmeyen cesaret duygusuyla alakal bir sretir. Charles Handye gre giriimci, dnyadaki yanllar ve eksikleri gren, bunlar dzeltmek ve boluklar doldurmak iin yenilik yapma gayreti ierisinde
67

bilig, Bahar / 2009, say 49

olan kiidir (Bozgeyik 2006: 2). Bu tanm giriimciliin nemini gstermesi asndan dikkat ekicidir. nk giriimciliin, ayn zamanda baz sorumluluklar da beraberinde getirdii vurgulanmaktadr. Bu sorumluluklarn en nemlisi, piyasa mekanizmas ierisinde fark edilerek yakalanan frsatlarn, retim yatrmlarna dntrlmesidir. Bu sayede, lke genelinde istihdama da katk salanarak, sosyal bir sorumluluk yerine getirilmi olmaktadr. 2.2. Giriimcilik ve Benzer Kavramlar Baz kavramlarn giriimcilikle kartrld grlmektedir. Bunlarndan biri sermaye ya da sermayedar kavramdr. Oysa giriimcilik yenilik yapmay, sorumluluk ve risk stlenmeyi, cesaretli olmay, frsatlar grebilmeyi ve baar arzusunu gerektirmektedir. Grld gibi, bu zellikler ierisinde sermaye kavram bulunmamaktadr. Buna karn, sermaye sahibi bir giriimci olunabilecei gibi, sermaye sahibi olunmasa da giriimci olmak mmkndr (Titiz 1994: 4). Ayrca giriimcilikle iveren ve patron kavramlar da kartrlmaktadr. Burada patron, bir giriimci olabilecei gibi ayn zamanda bir sermaye sahibi, iveren ya da bir ynetici durumunda da olabilir (Mftolu 2004: 11-12). Sonuta giriimcilik temel baz zellikleri gerektirmekte ve bu zelliklere sahip olan kii hangi meslek snfna dahil olursa olsun, ayn zamanda bir giriimci olarak kabul edilmektedir. 2.3. Giriimciliin zellikleri Giriimcilii, dier ynetsel alanlardan ayran baz zellikler bulunmaktadr. Giriimciliin bu temel becerileri balk altnda Tablo 2de verilmitir (Hisrich et al. 1998: 20).
Tablo 2: Giriimcilik iin Gerekli Olan Beceri Trleri Teknik Beceriler
Szl iletiim evresel gzlem Teknik ynetim bilgisi Teknoloji Kiiler aras iliki (interpersonal) Dinleyici olma rgtleme ebeke kurabilme Ynetim tr Usta (yetitirici) olma Takm oyuncusu olma Kaynak: (Hisrich 1998: 20)

Ynetsel Beceriler
Amalar belirleme Karar verme nsan ilikileri Pazarlama Finans Muhasebe Ynetim Denetim Sorun zme Giriim Ynetim gelitirme

Bireysel Beceriler
sel Denetim Risk alma Yenilik yapma Deiimi ynetmek Kararl olma ngr (viyon) sahibi olma Deiimi tesis etmek

Tablo 2de, bir giriimcinin sahip olduu beceriler teknik, ynetsel ve bireysel olmak zere ana balk altnda incelenmitir. Teknik beceriler ierisinde
68

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

yer alan, kiiler aras iliki son zamanlarda nem kazanan kavramlardan biri olarak dikkat ekmektedir. Ynetsel beceriler, genelde bir yneticide bulunmas gereken zellikleri ierirken, bireysel beceriler ierisinde risk almak, yenilik yapmak ve deiimi ynetmek, bilgi a giriimcisinde ne kan temel belirleyicilerdir. Giriimcilerin baz zellikleri ksaca, makul riskleri gze almak, kararl olmak, ok ynl olmak, i bitirici olmak, kendine gven duymak, eksiklerini grmek, i konusunda titiz olmak eklinde sralanabilir (Mftolu 2004: 19). Bunlarn dnda, yeniliki olmak, vizyon sahibi olmak, baar ihtiyac duymak, isel denetim yapabilmek, belirsizliklere katlanabilmek, deer oluturmak ve dnm ynlendirmekte de giriimcilik zellikleri arasnda yer almaktadr (Turan 2006: 352).

2.4. Giriimciliin Trleri Bunun yannda giriimcilik, icra biimi ve sahalarna gre baz trlere ayrlmaktadr. Bunlar bamsz giriimcilik, i giriimcilik, kurumsal giriimcilik, ynetici giriimcilik, teknik giriimcilik, giriimci giriimcilii ve evreci giriimcilik trleridir (Top 2006: 8). te yandan Timmonsa gre giriimcilik, tr ne olursa olsun, drstlk ve samimiyetle dorularn inasdr (Timmons 1999: 312).
Ayrca kreselleen ekonomik ortamda geleneksel retim aralar da gittike nem yitirmekte ve ikincil duruma dmektedir. Bu adan bakldnda iletmelerin faaliyete geirilmesinde nemli bir unsur olan sermayenin, kredi kurumlarnn artmas sonucunda artk tek bana rekabet avantaj salayan bir retim faktr olma zelliini kaybettii grlmektedir. Buna karn ynetim ve giriimci ynetici unsurlar, retimde belirleyici etkenler durumuna gelmitir (Akn 2006: 2). Benzer ekilde, giriimci nderlik kavramnn da giderek nem kazand grlmektedir (Mftolu 2004: 14). Ayrca, bu deiim ortamnda byme ve dinamizm salayan en nemli unsurun strateji olduunu hatrlatmak yerinde olacaktr (Eren 2002: 8). Bugnn bilgi toplumunda giriimcilii, ekonomik sistemin temel belirleyicilerinden biri olarak deerlendirmek gerekmektedir. Buraya kadar olan aklamalar nda, gnmz giriimci nderlerini baarya tayacak zellikleri toparlamak gerekirse; azim, kararllk ve almak, baarya duyulan ihtiya hatalardan ders almak, vizyon sahibi olmak, nc olmak ve nderlie istek duymak, sorumluluk sahibi olmak ve gl bir kiilik olarak zetlenebilir (Peker vd. 2000: 59-61, Mftolu 2004: 14). te yandan giriimcilerin milli ekonominin kalknmasna yapt katklar, sadece GSMHy arttrmasyla snrlamak doru deildir. nk bilgi anda
69

bilig, Bahar / 2009, say 49

giriimciler, ayn zamanda ekonomik ve toplumsal deiimlerin de ncln yapmaktadr (Hisrich et al. 1998: 13). Bamszlktan sonra Trkiye ile Orta Asya Trk Cumhuriyetleri arasnda kurulan ve devam ettirilen ilikilerde giriimciler byk paya sahiptirler. zellikle Kazakistan, sahip olduu geni topraklar, yer alt ve yer st kaynaklaryla, hem kendi vatandalar iin hem de dnya giriimcileri asndan cazip bir lke konumuna gelmektedir. Orta Asya Trk Cumhuriyetlerinin bamszlklarn kazanmalarndan sonra, ipek yolunun hem bir ticaret yolu hem de tarihsel ve kltrel bir deer olarak yeniden canlandrlmas gndeme gelmi, bu yol boyunca ina edilmi artk kullanlmayan yaplarn yeni ilevler kazandrlarak korunmalar veya yaatlmalar iin almalar balatlmtr. Bu ve benzeri yollar tarihte gerekletirdikleri misyonlar gerekletirip gnmzde de giriimcilik asndan nemli bir yere sahip olacaklar phesiz bir gerektir.

3. Giriimcilik Asndan Kazakistan


Kazakistan, piyasa itibariyle giriimcilik asndan olduka cazip frsatlara sahip bir lke konumundadr. Bamszlktan sonra dnyayla btnleme yolunda hzla ilerleyen lke, yabanc sermayeye de kaplarn amtr. Trkiye ile nemli ticari ilikileri bulunan Kazakistan gittike byyen bir ekonomi grnmndedir. lke ada giriimciliin gereklerine uygun yenilik reten, risk alan, frsat yakalayan ve bunlar hayata geiren giriimciler iin, nemli imknlar sunmaktadr. Bu imknlar deerlendirebilmenin yolu, Schumpeter ve Timmonsun ada giriimci tanmlarnda vurguladklar yenilik, drstlk ve samimiyetten gemektedir.

3.1. Kazakistan Hakknda Genel Bilgiler Trk Cumhuriyetleri arasnda en byk yzlmne sahip lke olan Kazakistan, corafi konum olarak 46 - 87 dou enlemi ve 40 - 56 kuzey boylam arasnda yer almaktadr. Orta Asya bozkrlarna yaylm olan Kazakistan, SSCBnin 1990larn banda dalmasyla bamszlna kavuan Trk devletlerinden sadece bir tanesidir. lke, bamszlktan nce SSCByi oluturan 15 cumhuriyet ierisinde kaplad alan bakmndan Rusyann ardndan ikinci srada yer almaktayd (Uluda vd. 1990: 252). Yzlm olarak 2.717.300 kilometrekare byklndeki bir toprak zerine kurulmu olan Kazakistann en byk kenti yaklak 1.176.000 nfus ile Almatdr. Aralk 1997de ulusal gvenlik tedbirleri kapsamnda kabul edilen stratejik bir karar sonucu, bakent Almatdan Astanaya tanmtr. lkenin dier nemli kent-

70

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

leri, imkent, Trkistan, Taraz, skemen, Karaganda, Pavlador, Semey, Aktobe, Atrav olarak sralanabilir (Yeni Avrasya Stratejileri: 6). Nfusu yaklak 15 milyon olan Kazakistann resmi dili Kazak Trkesidir. Ancak eski rejimin resmi dili olan ve o dnemlerde renilmesi zorunlu tutulan Rusa, halkn yaklak %90 tarafndan bilinmektedir. Bu dili bilmeyen %10luk kesimin byk blmn ise, yeni nesil Kazak halk oluturmaktadr. Bamszln kazanlmasndan ok ksa bir zaman sonra lkede, planl ekonomiden piyasa ekonomisine gei amacyla birtakm kapsaml almalar balamtr. Bu almalar kapsamnda tekelciliin kaldrlmas, zelletirme, borlarn yeniden yaplandrlmas, yksek verimliliin salanmas, fiyatlarn serbestletirilmesi ve vergi slah konularnda birok dzenlemeler yaplmtr. Buna ek olarak lkede gvenlik ve deiim merkezi kurulmu, yatrm kanunu oluturmu ve bankaclk sisteminde dzenlemeler yaplmtr. Bu almalar sonucunda Kazakistanda, serbest ticaretin nndeki birok engel kaldrlmtr (UNESCAP 2003: 4).

3.2. Trkiye Kazakistan Ekonomik likileri Bamszln kazandktan sonra ilk byk elilii aarak, Kazakistan ilk tanyan lke Trkiyedir. Trkiye tarafndan atlan bu nemli adm ayn zamanda, Trkiyeden lkeye giden giriimciler tarafndan da baaryla devam ettirilen soyo-ekonomik ilikilerin temelini oluturmutur. Bugn gelinen duruma bakldnda Kazakistann, Trkiyeden Orta Asyaya giden giriimcilerin byk ounluunu eken ve gelecek iin en byk potansiyeli arz eden lke konumunda olduu grlmektedir (DEK 2005: 12).
1990l yllarn bandan itibaren bamszlklarn kazanan Trk Cumhuriyetleriyle olan ilikiler, yeterli dzeyde olmasa da srekli artarak devam etmektedir. Bu konuda Kazakistan zeline bakldnda, ncelikle ikili ilikilerin nn amaya ynelik birtakm anlamalarla, ekonomik, siyasi ve kltrel ilikilerin hukuki zemininin hazrland grlmektedir (Sayar 2007: 5). Ortak tarih bilinci, ortak kan ba, din ba ve kltrel balarn salad temel zerine imzalanan eitli ekonomik anlamalarla, iki lke arasndaki ilikiler daha salam bir zemine oturtulmutur.

71

bilig, Bahar / 2009, say 49

Tablo 3: Trkiye ve Kazakistan Arasnda mzalanan Ekonomik Anlamalar TARH


10.09.1997

ANLAMA
Ticari Ekonomik Bilimsel ve Teknik birlii Anlamas

PROTOKOL

TOPLANTI

02.10.1993 Yatrmlarn Karlkl Tevik ve Korunmas Anlamas ifte Vergilendirmeyi nleme Anlamas Uzun Vadeli Ekonomik birlii Anlamas

Karma Ekonomik Komisyon Kurulmasna Dair protokol

01.05.1992 15.08.1995 22.05.2003 08-10.09.1999

05-07.06.2001

03-04.05.2004

24-26.08.2006

Karma Ekonomik Komisyon Toplants (Ankara) Karma Ekonomik Komisyon Toplants (Ankara) Karma Ekonomik Komisyon Toplants (Ankara) Karma Ekonomik Komisyon Toplants (Astana)

Kaynak: (Yeni Avrasya Stratejileri: 28); (Milletleraras Anlamalar: 2007)den yararlanlarak hazrlanmtr.

Tablo 3te, Trkiye ve Kazakistan arasndaki ticaretin altyapsn oluturmak ve mevcut problemleri zmek amacyla imzalanan anlama, protokol ve toplantlar grlmektedir. Karlkl ilikilerin gelimesinde olumlu etkiye sahip olan bu tr anlamalar sonucunda, Trk Eximbank tarafndan Kazakistana 2000li yllara doru 240 milyon dolarlk kredi salanmtr. Bu kredi ile lkede, gda, ila, tbbi cihaz, mobilya, inaat malzemesi, telekomnikasyon, konaklama iletmesi, deri ileme ve giyim gibi birok sahada yatrm gerekletirilmitir (Yeni Avrasya Stratejileri: 27-28). Kazakistanda faaliyette bulunan iletmeleri genel olarak ksma ayrmak mmkndr. Bunlardan ilki, yabanclarn da yatrm yapt stratejik alanlar olarak kabul edilen enerji, elik endstrisi, yap ve perakende sektr, ttn endstrisi ve baz yerel retim sahalarnda yaplan giriimlerdir. kinci ksmda, ksmi zelletirmenin hkim olduu maden ve metal endstrisindeki yerli ve yabanc byk giriimler bulunmaktadr. nc ve son ksm giriimler

72

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

ise, gda endstrisi ve hafif sanayi sektrnde faaliyette bulunan irketlerden olumaktadr (UNESCAP 2003: 7).

3.3. Kazakistandaki Trkiye Kaynakl Giriimler


Trkiye, Kazakistana en fazla yatrm yapan lkeler arasnda drdnc srada yer almaktadr. Yine Trkiye, lkedeki en fazla sayda irkete sahip lkedir. Hazine Mstearlnn 2005 yl sonu verilerine bakldnda, Kazakistana Trkiye kaynakl 53 giriim tarafndan, toplam 442 milyon dolarlk sermaye gtrld grlmektedir. Dolaysyla Kazakistan, Trkiyedeki giriimciler tarafndan, ncelikli tercih edilen lkelerden biri durumuna gelmitir. 1998 ylnda Rusyada meydana gelen mali kriz, ihracattaki daralma sonucu Kazak ekonomisini ve buna bal olarak yabanc yatrmlar olumsuz ynde etkilemise de, ilerleyen dnemlerde Kazakistan, Trkiyedeki giriimciler iin tekrar cazibe merkezi durumuna gelmitir (DEK 2007: 12). Trkiyeden giden giriimciler Kazakistanda 10.000in zerinde igren istihdam etmektedir. stihdam edilen kiilerin %14,5i Trkiyeden giden igrenler, %85,5i ise, Kazak vatanda olan yerel igrenlerdir. naat sektr hesaba katlmasa bu oranlarn, yerel alanlar lehine daha da deierek, %11,1 Trkiyeden giden igren ve %88,9 yerel igren biiminde olutuu grlmektedir. Dier bir deyile istihdam edilen her bir Trkiyeden giden igrene karlk, 8 Kazak igren ie alnm olmaktadr. Yine toplam istihdamn %22,7sini inaat firmalar, %18ini eitim kurumlar ve %11,6sn ticaret sektr firmalar salamaktadr (Yeni Avrasya Stratejileri: 58). Kazakistandaki isizlik oranlar incelendiinde, bamszln yeni kazanld 1992 ylnda %0,4 civarnda olan isizliin, 1998de %14,1e kt (DEK 2007: 12), 2005te %8,1 ve 2006 ylnda ancak %7.8e ekilebildii grlmektedir. Kazakistanda isizlik konusunda son on be ylda oluan bu tablo, Trkiyeden bu lkeye giden giriimcilerin Kazak istihdamna yaptklar katklar daha net biimde ortaya koymaktadr. Bunun yannda, Kazakistann petrol retim sektrnde gerekleen yatrmlar, son yllarda ok hzl bir ekilde art gstermitir. lkede risk etkenin olmasna ramen bu yatrmlarn bundan sonra da artarak devam edecei tahmin edilmektedir (IMF 2004: 5). Dolaysyla, lkedeki isizlik oranlarnn dmesinde, bata Tengiz petrol blgelerinde olmak zere, yaplan yatrmlarla salanan istihdam olanaklar ve bakent Astanann yeniden yaplandrlma sreciyle birlikte inaat sektrnde meydana gelen iyilemeler byk neme sahiptir. Kazakistandaki Trkiye kaynakl giriimler, yaklak te bir orannda petrol sahasndaki yatrmlardr. Genel olarak Trkiye kaynakl giriimlerin, petrol, telekomnikasyon, otel iletmecilii, eitim ve bankaclk sahalarnda younlat grlmektedir. Bunlarn dnda, blgede otel, byk al-veri merkezi
73

bilig, Bahar / 2009, say 49

iletmecilii, otomotiv ve yap malzemeleri alanlarnda da Trkiyeden giden giriimciler ok byk yatrmlara imza atmlardr. Kazakistanda, yaklak 300 adet Trkiye kaynakl giriim bulunmaktadr. Bunlarn %90 sadece 12 irket tarafndan gerekletirilmitir. Kalan ksm ise, KOB dzeyinde faaliyet gsteren giriimcilere aittir. Bu giriimlerin yaklak %25i Kazak firmalaryla ortaklk ve %5lik ksm da dier yabanc yatrmlarla joint-venture tr ortaklklar eklinde kurulmu iletmelerdir (DEK 2007: 12).

3.4. Kazakistandaki Giriim Frsatlar ve Engelleri


Kazakistanda vergi geliri, resmi para birimi olan tenge zerinden hesaplanmaktadr. Ayrca yabanc para birimlerinin konu olduu ticari ilemler, o gn itibariyle Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Bankas resmi kuru zerinden yine Tenge olarak hesaba katlmaktadr. lkede KDV oran %20, gelir vergisi oranlar %25 ila %35, kurumlar vergisi oran banka ve sigorta irketleri iin %45, dier giriimler iin %30dur. Ayrca ithalatta gmrk vergilerinin yannda %20 orannda KDV vergisi uygulanmaktadr. Ttn, alkoll ikiler ve lks mallar ise, ithalatta %25 ila 160 oranlarnda tketim vergisine tabi tutulmaktadr (Yeni Avrasya Stratejileri: 30). Piyasa ekonomisine uyum srecinde olan lkede, birbiri ardna yeni dzenlemeler yaplmakta ve buna bal olarak vergi oranlar ksa aralklarla deimektedir. Halen Kazakistann birok sektrnde Trkiyeden giden giriimciler tarafndan faaliyete geirilen iletmeler bulunmaktadr. Buna karn, lkenin potansiyeli dikkate alndnda bu giriimlerin talebi karlama konusunda yetersiz kald grlmektedir. Kazak devletinin aklad ncelikli yatrm sahalar Tablo 4te verilmitir (DEK 2007: 17).
Tablo 4: Kazakistan Devletinin Destekledii ncelikli Yatrm Alanlar ALTYAPI MALAT SOSYAL SEKTR
Demiryollar, karayollar, hava limanlar, deniz ve nehir limanlar, kpr ve geitler, termal santraller, elektrik hatlar ve telekomnikasyon hatlar. Tekstil ve konfeksiyon, mobilya, tarm rnleri ileme, gbre, balklk, ocuk gdas, ekerleme, iecek, ileri teknoloji ekipmanlar, elektrikli ev aletleri, ila, veteriner aletleri, parfm ve kozmetik, ileri teknoloji ile demir ve alminyum ileme, yap malzemeleri, atk ynetimi. Salk, eitim, spor, kltr, konut yapm alanlarndaki yatrmlar.

Kaynak: (D Ekonomik likiler Kurulu 2007: 17)den yararlanlarak hazrlanmtr.

Tablo 4e gre, Kazakistan piyasasna almak isteyen giriimciler iin gda, sabun, kozmetik, gbre, yem retimi, deterjan tesisleri, kargo tamacl, demiryolu, uydu yer istasyonu, ulam, telekomnikasyon, enerji, bakr ubuk, kurun- inko ileme, elektrik motoru, rntgen cihaz, elektrikli ev aletleri, otomotiv yan sanayi, tbbi ila, ila malzemeleri, kat ve karton retimi,
74

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

hazr giyim ve deri mamul retimi, etilen polietilen ve polimer film retimi, altn ve petrol arama - karma, rafineri inas, konut ve otel inas, inaat malzemeleri retimi, tarm aletleri ve makine retimi, plastik mamul retimi, matbaa, ambalaj malzemesi, kombina et tesisi ve konserve retimi sahalarnda uygun yatrm frsatlar bulunmaktadr. Ayrca bu alanlarda yaplacak yatrmlar Kazakistan devleti tarafndan ncelikli olarak desteklenmektedir (Sayar 2007: 5-6, Yeni Avrasya Stratejileri: 26-27). Kazakistan pazarnda Trkiyeden gelen rnlere gven duyulmakta; bu rnler kaliteli olarak deerlendirilmekte ve fiyatna gre eitli gelir gruplar tarafndan rabet grmektedir. Kazakistanl tketicilerin zihinlerinde var olan bu olumlu bak as, deerlendirilmesi gereken bir frsat olarak grlp, istismarna msaade edilmeden daha da glendirilmelidir. Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal statistik Merkezinin 1 Nisan 1997 tarihinde yaynlad verilere gre, lkede kaytl 1,029 giriimin 161i Rusya, 159u Trkiye, 90 Almanya, 75i ABD, 31i Gney Kore ve 513 dier lkelere aittir (Yeni Avrasya Stratejileri: 31). Bugn itibariyle lkede faaliyette bulunan giriim saysnda nemli lde art olduu gzlemlenmektedir. Dolaysyla Kazakistan yabanc giriimciler iin ok cazip bir lke durumuna gelmitir. Yabanc giriimlerin artmas, Kazakistan ekonomisine olumlu olarak yansmtr. lkede yksek ihracat gelirleri ve dorudan yabanc yatrmdaki artlarn etkisiyle, 2006 ylnda tenge, dolar karsnda glenmeyi srdrmtr. Bunun yannda, gl i talep ve istikrarl ihracat ile 2006 ylnda %10.6lk ekonomik bymeye ulalmtr (Asian Development Bank: 2007, ADB Outlook: 2007). Kazakistanda daha byk yatrmlar yapabilmek iin Trkiyeden giden giriimcilerin amalar gereken en nemli engel finansman sorunu olarak ortaya kmaktadr. Bu yolda Trk Eximbankn eitli projelere kaynak aktarmas ve lke riski sigortas uygulamalarn devreye sokmas, giriimcilerin pazarda daha etkin ve kalc faaliyetlerde bulunmalarn salamas asndan olduka olumlu gelimelerdir. Dier taraftan, Kazakistann hemen her ehrinde hava liman ve demiryolu a olmasna karn, karayolu ve demiryolu alarnn yeniden yaplandrlmas gerekmektedir. Ayrca lkede kombine tamaclnn da gelitirilmesi dier bir zorunluluktur. Bu balamda 20 Ocak 2002 tarihinde faaliyete geerek stanbul - Almat arasnda konteynr tayan Avrasya Konteynr Treninin olduka faydal olduu grlmektedir. Demiryollarnn yeniden yaplandrlmas iin bir milyar dolarlk kaynak ile yeni bir proje balatlmtr (DEK 2007: 16). Kazakistandaki btn giriim imknlar ve teviklere karn, hemen hemen piyasann genelinde gayri resmi uygulamalara rastlamak da mmkndr.
75

bilig, Bahar / 2009, say 49

Burada vurgulamak gerekir ki, resmi iradenin dnda gelien bu tarz olumsuz uygulamalar, zellikle yabanc yatrmclar ok g durumlarda brakabilmektedir. te yandan, ticaret ve yatrm ile ilgili kararlarn tmnn, eski Politbro geleneinin bir uzants eklinde hala hkmetin st kademelerinde alnmas, bata kat brokrasi olmak zere, birtakm sorunlar da beraberinde getirebilmektedir. Bunun yannda Kazakistan Hkmeti tarafndan yatrm teviki konusunda alnan baz kararlarn, valilikler tarafndan uygulamaya konulmamas da nemli bir prz niteliindedir. Yine gmrk vergilerindeki sk deiimler, gmrk denetim sisteminde yaanan aksaklklar, bankaclk sektrnn henz gelime aamasnda olmas ve ek kullanlmamas sonucu ortaya kan sorunlar giriimcilik asndan dikkat edilmesi gereken dier hususlardr (Sayar 2007: 6, Yeni Avrasya Stratejileri: 31). Ksaca, Trkiyeden giden giriimcilerin Kazakistanda yatrm yapma kararlarn etkileyen en nemli unsur, ekonomik ve siyasi istikrarn srekliliidir (Aksoy vd. 2006: 399). Kazakistan Milli Bankas tarafndan yrtlen kararl slah almalar kapsamnda bankaclk sektrnde bir dizi glendirme ve zelletirme uygulamalaryla sektr kalitesi nemli lde artmtr. 1995 ylnda 130 olan banka says, slah almalar sonucunda 2002 ylnda 38e dmtr (UNESCAP 2003: 8). Kazakistanda yabanc igrenler iin alnmas gereken alma lisanslar, brokratik ilemlerin fazla olmas ve yksek fiyatlar gibi nedenlerden tr sorun olabilmektedir. Bu konuda baz dzenlemeler yaplsa da, Kazak i gren alt snrnn %70 oranna ekilmesi ve alma lisanslarnn 2 yllk olarak verilmesi nedenleriyle eitli skntlar yaanmaktadr (DEK 2007: 1617). zellikle alma izin sresinin 2 yl olmas nedeniyle, Trkiyeden giden giriimciler, nitelikli i gren ihtiyacn kresel ekonomik sistemle 1990larn henz banda tanma imkn bulan Kazak vatandalarndan salamak durumunda kalmakta ve bu sre ierisinde birok sorunlarla karlamaktadr. Nitelikli igren temini, Trkiyeden giden giriimcilerin Kazakistanda karlat dier byk ve karmak sorunlarla kyaslandnda zm daha kolay gibi gzkse de, nemini korumaktadr.

4. Sonu ve neriler Bir kavram olarak giriimcilik deiik tanmlaryla, alglan biimleriyle ve karlad gereksinimlerle tarihin deiik dnemlerinde deiik ilevler stlenmi fakat hep var olmutur. yle ki insanolu, tabiatla olan etkileimi srecinde, gerek sorunlara zm bulmakta ve gerekse evreye uyum salama konusunda giriimcilik zihniyetinden son derece faydalanm ve faydalanmaya devam etmektedir. Giriimciliin bu tarihi ilevsellilii, onun neminin srekli artmasn salamtr. Giriimciler, tarihin her dneminde deiik belirsizliklerle dolu ve anlalmas iyiden iyiye zorlaan gelecek karsnda, hep yaadklar topluma farkl biimlerde katma deer salamlardr.
76

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

Gelimekte olan lkelerin temel sorunlarndan ve amak zorunda olduklar engellerden biri, giriimci say ve niteliindeki yetersizliktir. zellikle son zamanlarda yaanan hzl deiim, ekonominin tetikleyici gc olan giriimcilere olan ihtiyac ak bir biimde ortaya koymaktadr. Bugn Batl lkelerde, bata isizlik olmak zere, yaanan birtakm ekonomik skntlarn, dikkatleri giriimciler zerinde ektii ve giriimcilik konusunda deiik incelemeler balatld grlmektedir. Benzer ekilde az gelimi ekonomilerin, 21. yzylda srdrlebilir bir refah seviyesine ulaabilmeleri, giriimcilii etkin klmalaryla yakndan ilikilidir. Giriimciliin, her ne kadar tm dnyada geerli belirleyici zellikleri bulunsa da, deiik kltr alanlarnda yetien bireylerin deiik giriimcilik anlayna sahip olduu bilinmektedir. Bunun iin ilk olarak, zelikle Dou toplumlarnn sosyokltrel ikliminde yetimi bireylerin zihinlerdeki giriimcilik algsnn deimesi gerektirmektedir. Fakat toplumsal alkanlklarn deimesi, uzun sren sosyolojik bir sretir. Bu nedenle, bilimsel veriler nda farkl kesimler tarafndan kabul grecek yasal dzenlemeler ve uygulamalar hayata geirilmelidir. Giriimciliin ve KOB dzeyindeki iletmelerin ekonomik yap zerindeki etkilerini iyi tahlil etmi olan gelimi lkeler, giriimcilerini eitli yasalar, risk sermayesi ve ar-ge bteleri gibi birok arala desteklemektedir. Ayrca giriimcilik, artk yenilik kavramyla aklanr duruma gelmitir. Bu nedenle giriimcilerden, yksek bir kr ya da ciro rakamlarndan ziyade, yenilik temelinde fayda salamalar beklenmektedir. Baka bir ifadeyle, bilgi a giriimcilerinin etkinlii, yenilik temelinde meydana getirdikleri faydalarla llmektedir. Burada akgzllk ya da kurnazlk gibi baz tabirlerin iini dolduracak faaliyetlerle i yapan kimselerin, lke ekonomisinin gelimesinden ziyade, giriimcilik kltrnn yozlamasna katk saladklarn belirtmek yerinde olacaktr. Yukarda da belirtildii gibi giriimcilerin alma azmi, yatrm yapma tutkular, baarma arzular ve cesaretli olmalar, bir lkede ekonomik istikrarn srdrlebilir olmas asndan byk neme sahiptir. zellikle uluslararas giriimler, ou zaman giriimi yapan ve giriim yaplan lkeleri ekonomik, sosyal ve kltrel alardan birletirici ve btnletirici bir etkiye de sahiptir. Bu adan Trkiyeden Kazakistana uzanan her giriim hamlesi ayn zamanda bir kltr kprs ve her bir giriimci bir kltr elisi ilevini grmektedir. Giriimcilerin bu anlay dorultusunda, deien dnya dzeni ierisinde ada ynetim ve giriimcilik anlaynda meydana gelen yenilikleri yakndan takip etmeleri ve yine ortak tarihi, kltrel deerler konularnda bilgilerini tazelemeleri faydal olacaktr. Kazakistan ile Trkiye arasndaki ilikiler, lkenin bamszln kazanmasndan bu yana srekli gelierek devam etmitir. Ekonomik, ticari, sosyal ve kltrel alanlardaki yakn ilikiler, dier Trk cumhuriyetlerine de rnek tekil etmektedir. ki lkenin byk bir titizlikle temellerini attklar ve bir ok alan77

bilig, Bahar / 2009, say 49

da yrttkleri bu ikili ilikiler, Kazakistan devlet bakan Nur Sultan Nazarbayevin ilk kez 2005 ylnda aklad Ortalk Asya Devletler Birlii (Merkezi Asya Devletler Birlii) fikriyle, tarihi bir boyut kazanarak daha da nemli bir hale gelmitir. zellikle eitim alanndaki ortak giriimlerle, ayn ama etrafnda birleen vizyoner bir neslin temelleri atlmaktadr. Kazakistanda yatrm yapmay dnen giriimciler iin yaplm baz nemli saptamalar aada sralanmtr: - Kazakistan son dnemlerde, giriimciler iin dier Trk Cumhuriyetlerine gre ekonomik ve siyasi istikrar, fiziki imknlar ve ilgili yasalar bakmndan daha elverili bir ortam tesis etmeyi baarmtr. Orta Asyaya dorudan yaplan yabanc yatrmlarn byk ksmnn bu lkeye gitmesi bunun bir gstergesidir. - Kazakistanda hkmet nclnde giriimciler desteklenmekte, yasalar araclyla koruma ve eitli tevikler salanmaktadr. Tevikli blgelere yatrm yapmak, eitli riskleri de ortadan kaldrmaktadr. - Orta Asya Trk Cumhuriyetleri zellikle sanayi yatrmlar iin, hammadde kaynaklarnn yaknl ve ucuz igc imkn gibi maliyet drc birok frsat barndrmaktadr. Piyasa ekonomisinin sorunsuz ilemesi iin birok yasal dzenleme ve yeni uygulamalarn olduu Kazakistanda, giriimcilerin esnek davranmalarnda yarar grlmektedir. - Yakn tarihe kadar kendi lkesinde nfus bakmndan aznlkta kalan tek lke olan Kazakistann bu demografik yaps dikkate alnmaldr. Baka bir ifadeyle, nfusunun yarsna yakn deiik millet ve din mensubu vatandalardan oluan Kazakistann bu kltrel zenginlii, zellikle pazarlama karmasnn oluturulmas aamasnda dikkat edilmesi gereken nemli bir unsurdur. - Kazakistanda Trkiye kl rnlere olan gven duygusu dikkate alnarak, pazara kaliteli mal ve hizmet sunulmaldr. eitli reklam ve tantm aralaryla bu alg daha da glendirilmeye uygundur. - Kazakistanda st dzey gelir sahibi kesim ile dar gelirli kesim arasnda fark olduka byktr. Piyasa ise genel olarak dk alm gcne sahip tketicilerden olumaktadr. Buna ramen kaliteli rnlere kar talep vardr. 21. yzyl konjonktrnde baarl olmak isteyen Trkiyenin, Orta Asya ile yakn ilikiler kurmas bir gereklilikten te zorunluluk haline gelmitir. Orta Asya ile dil birlii ve din birlii olan, ortak duygular paylaan ve daha da nemlisi tarihi, kltrel kprlerle bal olan Trkiye iin byle bir e gdmn salanmas, ok daha kolay olarak grlmektedir. Giriimciler ise bu sreteki temel belirleyiciler durumundadr.

78

Ercan, Gkdeniz, Giriimciliin Geliim Sreci ve Giriimcilik Asndan Kazakistan

Kaynaklar
Akin, H. Bahadr (27. 02. 2006). 21. Yzyln Eiinde Kreselleme ve Kresel letmeler. www.bilgiyonetimi.org/cm/pages/mlk_gos.php?nt=262 Aksoy, M. Suat ve Ferit Kula (2006). Giriimcilerin Trk Cumhuriyetlerinde Yatrm Niyetlerini Etkileyen Faktrler: Kayserili Giriimciler zerine Bir Aratrma. Krgzistan Trkiye Manas niversitesi ..B.F. Uluslararas Giriimcilik Kongresi. Dizi: 11. No: 86. Bikek. 25-27 Mays. 399-400. Aron, Raymond (1989). Sosyolojik Dncenin Evreleri. ev. Korkmaz Alemdar. Ankara: Bilgi Yay. Asian Development Bank (15. 08. 2007). Despite Easing Oil Prices. Central Asias Growth to Remain Strong in 20072008. www.adb.org/Media/Articles/ 2007/11666-central-asian-developments-outlooks. (15. 08. 2007). Outlook 2007 Kazakhstan. www.adb.org/ Documents/ Books/ADO/2007/KAZ.pdf. Bozgeyik, Abdullah (27. 02. 2006). Kriz Dnemlerinde Giriimcilik Neden Daha nemli. www.bilgiyonetimi.org/cm/pages/mlk_gos.php?nt=577., elik, Abdulhalim (2006). Bir stihdam Politikas Olarak Giriimcilik. Krgzistan Trkiye Manas niversitesi ..B.F. Uluslararas Giriimcilik Kongresi. Dizi: 11. No: 86. Bikek. 25-27 Mays. 468-469. etindamar, Dilek (2002). Trkiyede Giriimcilik. stanbul. TSAD Yay. Deik (ubat 2007). Kazakistan Blteni D Ekonomik likiler Kurulu. Demirez, Murat (27. 02. 2006). Giriimciliin Tarihesi. www.girisimciliknetwork.gen.tr. Eren, Erol (2002). Stratejik Ynetim ve letme Politikas. stanbul: Beta Yay. Hisrich, Robert D. and Michael P. Peters (1998). Entrepreneurship. Fourth Edition. United States: The McGraw Hill Book Co. Kaba, Tolga (26.12.2007). Yeni Avusturya Okulu. www.ekonomist.gen.tr/v3/ makale_goster.php?makid=1 - 35k. Kamar, Yaln (1975). Trkiyede Sosyal Giriimler ve Sendikaclk Tarihi. stanbul: Mutluluk Yay. Kasap, Adnan (2005). Yitik Deerlerimize Ksa Bir Yolculuk. Giriimcilere Yol Haritas. Haz. Abdullah Bozgeyik. stanbul: Hayat Yay. Karalar, Rdvan (2001). letme Kavram. Genel letme. Haz. Gne N. Berberolu. Eskiehir: Ak retim Fakltesi Yay. Karasiolu, Fehmi ve Haluk Duman (2006). Gelimekte Olan lkelerde Giriimcilik Kltr ve Risk Sermayesi zerine Bir nceleme. Krgzistan Trkiye Manas niversitesi ..B.F. Uluslararas Giriimcilik Kongresi. Dizi: 11. No: 86. Bikek. 25-27. Mays. 149-150. Milletleraras Anlamalar (11.09.2007). rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2007/03/ 20070312-1.htm - 64k -. Mftolu, Tamer (2004). Giriimcilik. Eskiehir: Ak retim Fakltesi Yay. t, Adem, Aslan endodu ve Nahit Ylmaz (2006). Biliimci Giriimci Tipolojisi Asndan Bilgi Ynetiminin lkeleri. Krgzistan Trkiye Manas niversitesi
79

bilig, Bahar / 2009, say 49

..B.F. Uluslararas Giriimcilik Kongresi. Dizi: 11. No: 86. Bikek. 25-27 Mays. 431. zakpnar, Ylmaz (1999). Kltr Deimeleri ve Batllama Meselesi. stanbul: tken Yay. zgven, Ali (1992). ktisadi Dnceler - Doktrinler ve Teoriler. Filiz Kitabevi. zkara, Belks, Kemal Karayormuk ve Mehmet Ali Kseolu (2006). Giriimcinin Son Ky: Giriimlerin Srekliliinin Sorgulanmas. Krgzistan Trkiye Manas niversitesi ..B.F. Uluslararas Giriimcilik Kongresi. Dizi: 11. No: 86. Bikek. 25-27 Mays. 222. Peker, mer ve Nihat Aytrk (2000). Etkili Ynetim Becerileri. Ankara: Yarg Yay. Rostow, W.W. (1999). ktisadi Gelimenin Merhaleleri. ev. Erol Gngr. stanbul: tken Yay. Sayar, A. akir (12. 08. 2007). Azerbaycan, Trkmenistan ve Kazakistan Pazarlarna Giri ve Rekabet Stratejileri. www.ihracatdunyasi.com/guncel96html - 45k. Seyidolu, Halil (2002). Ekonomik Terimler Ansiklopedik Szlk. stanbul: Gzem Can Yay. Timmons, Jeffrey A. (1999). New Venture Creation: Entrepreneurship For The 21st Century. Fifth Edition. United States: The McGraw Hill Book Co. Titiz, Tnaz (1994). Giriimcilik. Ankara: nklap Yay. Top, Seyfi (2006). Giriimcilik Keif Sreci. stanbul: Beta Yay. Turan, Mehmet ve Seyil Nacimudinova (2006). Giriimcilerin Sahip Olduu Kiiliklerin Kltrler Aras Deiim Gstermesi: Trkiye ve Krgzistanl Giriimciler zerinde Karlatrmal Bir Aratrma. Krgzistan Trkiye Manas niversitesi ..B.F. Uluslararas Giriimcilik Kongresi. Dizi: 11. No: 86. Bikek. 25-27 Mays. 352. IMF (November 2004). Republic of Kazakhstan: Selected Issues. Washington, International Monetary Fund Publication Services. Country Report No: 04 / 362. Uluda, lhan ve Vildan Serin (1990). SSCB deki Trk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Trkiye ile likileri. stanbul: TO Yay. Unescap (2003). Regional Raund Table on Foreign Direct Investment for Cental Asia: Investment Climate in Kazakhstan Country Report. United Nations Economic and Social Commission For Asia and The Pacific, Tajikistan. 3 4 April. 4-8. Yeni Avrasya Stratejileri (2000). Kazak Kartal ile Birlikte Ykselmek. Yeni Avrasya Trk Dnyas Kitap ve Kltr Merkezi. Ankara. 6-28.

80

The Development of Entrepreneurship and Kazakhstan from the Perspective of Entrepreneurship


Salih Ercan* smail Gkdeniz**
Abstract: Although entrepreneurship dates back to old ages, academic studies on entrepreneurship have increased only very recently. The economic, political, and cultural changes of the current century have resulted in the development of new entrepreneurships. Even though entrepreneurship mostly reminds one of SMEs, it should be remembered that many of todays large firms were once small ones. The concept of dynamic entrepreneurship put forward by Joseph A. Schumpeter has gained enormous importance in recent years. Throughout history the demand for well-qualified individuals with real entrepreneurship spirit who can lead the dynamic forces of the economy has never been as high as it is now in todays information society. It can, therefore, be argued that global success depends on the establishment of social mechanisms to educate potential entrepreneurs. From this perspective, Kazakhstan draws attention as a country with shared cultural values and attractive investment opportunities in numerous sectors. Key Words: Entrepreneurship, historical development entrepreneurship, Kazakhstan, entrepreneurship in Kazakhstan. of

Business Administration expert

salihhercan@yahoo.com
**

Krkkale University, Faculty of Economic and Administrative Sciences, Department of Business Administration / KIRIKKALE isgokdeniz@mynet.com

bilig Spring / 2009 Number 49: 59-82 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


**
: , , . , , . (), , . , . , . , . , , . , , . : , , , .

**

. salihhercan@yahoo.com , , / K isgokdeniz@mynet.com

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 59-82 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Karapapak Trk Mitolojisinin Yaps zerine Aratrmalar


Valeh Haclar
zet: Eski Trk mitolojik sistemi iinde yer alan Azerbaycan mitolojisiyle ilgili rnlerin aratrlmas, hem Trk mitolojisiyle ilgili bilgilere ulalmas hem de mevcut baz problemlerin zmne katk saklamas bakmndan nemlidir. Bu almada Grcistan snrlar iinde yaayan Karapapak Trklerinin yaad corafyadan derlenen mitolojik metinler incelenerek hem Trk yaay ve inannn birok bilinmezi hem de Trklerin bu blgelerle olan ilikisi gzler nne serilecektir. Anahtar Kelimeler: Trk mitolojisi, mitolojik masallar, mit, ruh, motif.

Anlam ve yaps bakmndan mitler, ortaya kma ve gelime srelerinde baz aamalardan gemekte ve folklorun epik trleri zerinde derin izler brakmaktadr. K. Levi-Stros, mitlerin paralann mitolojinin en eski alarna kadar gtrmektedir (1978: 38). Bu srete mit yok olma tehlikesiyle kar karya kalacak kadar fazla blnmeye uramtr. O dnemlerde mitin paralanmas kendiyle ilgili dier trlere yaram, bir anlamda mit kendisi iin blnmtr. Eski Trk mitolojik sistemi iinde yer alan Azerbaycan mitolojisiyle ilgili rnlerin aratrlp toplanmas / derlenmesi, ne yazk ki, sistemli bir ekilde yaplmam, bu alanda dikkate deer ilk eser ancak 1988 ylnda yaymlanabilmitir (Acalov 1988). Anlan kitaptaki bilgilere gre dnyann yaratl ile ilgili mitler en eski mitler olarak kabul edilmektedir. Boralnn eitli blgelerinden derlenip yazya geirilmi rneklerde de gkyzyle, evrenle; gne, ay, yldzlar ve gezegenlerin dzeni ve birbirleriyle olan ilikileriyle ilgili son derece ilgi ekici, fantastik ve ilkel bilgilerle karlalr. Astronomi ile ilgili hususlarn ortaya kmas ise, insann yerleik hayata gemesi ve tarma balad dneme rastlar. ok dar bir alanda ortaya kmalarna ramen mitler insann ne zaman yerleik hayata getii hakknda da bilgiler ierir. Bu tr rnekler bugn zerinde oturulan topraklarn iskana hangi tarihten beri aldn / Trk nfusunu zerinde barndrdn ortaya koyan kymetli kantlardandr. Bu balamda blgede derlenen Anahatr miti Azerbaycan Trklerinin yaadklar topraklara hangi tarihlerde geldiklerini, onlarn binlerce yldr bu topraklarda yaadklarn ortaya koymas bakmndan nemlidir. Sz konusu mitte unlar kaydedilmektedir:

avavadze Devlet niversitesi, Azeri Dili ve Edebiyat Blm / TFLS-GRCSTAN valehhacilar@mail.ru

bilig Bahar / 2009 say 49: 83-92 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

Dnya yaratldnda Boal ovasna bir kafile gelir. Aniden gelen sel, annesinden ayr den bir ocuu alp srkler. Onu yakalayamayacan anlayan anne, diz kp Tanrya yalvarr. Onun bu yalvarn yakarn iiten Tanr, sel sularn azaltr; ocuk da bir eylere tutunarak sa kalr. Irmak dile gelip Ben bu ocuu annesinin hatr iin sapa salam braktm der. Olay grp toplanan halk da Bu gnden itibaren biz de buray yurt edinip ovann adn Boal; rman adn Anahatr; yank kokusu gelen ormann adn da Yank orman koyacaz der (Ehmedolu 1988). Mitolojik rnlerden de anlalaca zere Boral corafyasnn btn toponomik sz varl eski Trk yaay ve inan etrafnda ekillenmitir. Trk mitolojisinin deimez aktrlerinden Ouzun / Ouzlarn gnmz insannn atalarndan ok daha nce yaadna dair bir metni Grc aratrmac M. Canavili derleyip; daha XX. yzyln balarnda yaymlamt (Eski Grcistan 1907). Metinde Ouzlarn modern insann atalarndan nce yaadklar, uzun boylu ve iri yar gvdeye sahip olduklar, ayrca sonradan yaratlan clz insanlarla karlamalar anlatlmaktadr. Metinde ayrca clz olmalarna ramen bu insanlarn beyinlerinin Ouzlara gre daha fazla gelitii dile getirilir. Benzer zelliklere sahip mitler sonraki dnemlerde Azerbaycann Dakesen blgesinden de derlenip yazya geirilmitir. Anlan hususlar A. Acalovun da dikkatini ekmi; o da bu konuda unlar kaydetmitir: Ouzlarn bedence iri gvdeli yaratlmas, sonradan yok olup gitmeleri ile ilgili mitler, mitolojik rivayetler Trk boylar arasnda olduka yaygndr. Grc folklorunda karlatmz husus da bu erevede deerlendirilmelidir. Zira bu mit bilinmeyen bir tarihte Azerbaycandan / Azerbaycan Trklerinden alnmtr (1988: 181). Blgeden derlenen rnekler arasnda totemizmle ilgili mitik-efsanevi metinler de ilgi ekicidir. Bu metinlerde en eski inanlar ilk izgilerini olduu gibi koruyamasalar da arkaik- mitolojik zelliklerini kaybetmemiler ve mevcut mitolojik varlmzn en kymetli geleri olmulardr. Bu erevede Kepeneki ve Darvaz blgelerinde mehur olan Qaraner (Acalov 1988: 63-65) ve Herenin Oca (Haclar 1984) metinleri son derece ilgi ekicidir. lk bakta ziyaret yerlerinin ortaya kmas ile ilgili grnen ve efsane etkisi uyandran her iki metnin dikkatli incelendiklerinde mitolojik geler tadklar aka grlr. Mesela: Ceylana dnen kadnn mitolojik yanlar, avclkla ilgili mitlerdeki koruyucu tanrlar hatrlatmaktadr. Ana ceylann st, sihirli, srl, byl olarak kabul edilip, bolluun, bereketin, huzurun ve mutluluun sembol olarak nitelendirilir. Bu metinlerde Trk mitolojisinde nemli yeri olan ate ve ocak kltleri de karakteristik unsurlar olarak karmza kmaktadr (Alylmaz 2003: 82-87, Alylmaz 2004). Herenin Ocanda kadnn kocasna frlatt bir para ate (kz paras), ziyaretgha evrilip, ailesine yarar salar; bir anlamda ceylan stnn yerini tutar.
84

Haclar, Karapapak Trk Mitolojisinin Yaps zerine Aratrmalar

Boral corafyasndan derlenen rneklerde ceylanla / geyikle birlikte kurtun da totem olduu grlr. Zengin mitolojik motif ve gelere sahip Dede Korkut Kitabndaki boylarla ilgili baz metinlerin blgeden derlenmesi, hem Trk mitolojisi ile ilgili bilgilere ulalmas hem de mevcut baz problemlerin zmne katk salamas bakmndan nemlidir. Eski Trk inanndan doan Azrail ile Gen arasndaki diyalog iddialarmz kantlamaktadr. Bageitten derlenen bir rnein ierii yledir: Yal anne baba ocuklarn evlendirmek isterler. Evlenecek gen babasnn tavsiyesi zerine ekmein byk parasn bakalarna verip kk parasn kendi alan biriyle yolculua kar. Gen, hastas olan bir evde misafir kalr. Hasta kii, eve misafir gelmesinden rahatsz olur. Gencin yol arkada ise, yan taraftaki komuda konaklamaktadr. Gece gen bakar ki, dostu bacadan ieri girerek hastay ldrp gider. Ertesi gn tekrar yola klr; gen yine hastas olan bir eve misafir olur. Hasta olan yal adam misafiri byk bir memnuniyetle karlar. Gecenin bir vakti gen, yol arkadann yine gizlice ieri girip, hasta adama yaklap bir eyler yaptn, sonra kaybolup gittiini grr. Ertesi gn sabah hasta kalkp iyileir. Gen bunun zerine yol arkadann Azrail olduunu anlar. Frsatn bulan Gen Azrailin atna binip kaar. Azrail ona Senin cann dn gn, gerdee girecein an alacam der. Gen krk yana kadar evlenmez. Krk ya bitince evlenmeye karar verir. O gerdee girmeye hazrlanrken Azrail gelir. Durumdan haberdar olan gencin annesi Azraile Oluma dokunma; benim canm al der. Ancak anne, Azrailin muamelesine dayanamayp Beni brak; kimin iin geldiysen onun cann al der. Gencin babas da ayn ekilde davranr. Bunun zerine gerdek odasndan kan gelin Azraile En iyisi benim canm al; kocam bala der. Azrail de onlara acyp yaayacaklar mrden fazlasn verir (Tanrverdiyev 1984). Yukardaki rnein Dede Korkut Kitabndaki Deli Dumrul Hikyesi ile benzerlii aktr. Sevgilisinin yerine kendi cann Azraile vermeye hazr olan vefal kadnn ve Azrailin tavr, Dede Korkuttakiyle ayndr. Hikyelerin sonucunun da ayn ekilde bitmesi ilgi ekicidir. Vefal kadn motifi dnyann birok halknda mevcuttur. Ancak konu ile ilgili bir takm yanl grler ileri srenler de vardr. M. ikovani, Dede Korkut hikyelerinden bahsederken Deli Dumrul Boyundaki ayn ad tayan kahramann ruhunun bir baka ruhla temsil edilmesi motifine manzum ve mensur ekilde Grc folklorunda da rastlandn, Dede Korkut hikyelerinin yazya geirili srasnda bunlardan yararlanldn savunmaktadr (ikovani 1979: 48-62). Akla yatkn olmayan bu grler ister istemez insann u sorular sormasna neden oluyor: Bu motif eski zamanlardan beri Trk boylarnn folklorunda, mitolojisinde var olduu halde, neden Svaneti dalarnda ortaya km bakalarna ait (M. ikovaninin ifadesiyle diyaloglara dayal poetik metinlerden) yararlanlsn? Gerek udur ki: Azraille Gen ara85

bilig, Bahar / 2009, say 49

sndaki mitik diyalogda da grld gibi bu konu bugnk Grcistan corafyasna ok nceleri gelip yerleen Trk boylarnn yaay ve inannn rndr ve komu halklara da Trklerden gemitir. Aslnda bugn evrensel motif haline gelen ve btn insanln mal olan bu tr konular hakknda tartma yaratacak iddialarda bulunmak da doru deildir. Blgede Dede Korkut Kitab ile ilgili baka konularla da karlalmaktadr. Bunlardan biri Tepegz hakkndadr (Acalov 1988: 90-91). Trk boylarnn szl halk edebiyatnn mitik birok zellii Tepegz hikyesinde yer almaktadr. ocuun aslan tarafndan beslenmesi, Tepegzn yaramazl, kahramann (Ahmet olu Seferin) koyun derisine brnmesi, tek gzne bir eylerin batmas gibi motifler hem metnin zengin Trk mitolojisinin rn olduunu hem de eskiliini kantlamaktadr. Azerbaycan halk masallarnn mevcut tasnifinde bu tr masallara sihirli masallar ve hayvanlarla ilgili masallar arasnda yer verilmitir. Bu tr tasniflere kar kan V. Prop unlar kaydetmektedir: Masallarda ayn eyler hem insanlar, hem eyalar, hem de hayvanlar adna ilenir. Bu kural aslnda bata sihirli masallar olmak zere btn masallar iin geerlidir (1928: 12-13). Bu kural Azerbaycan masallar iin de geerlidir. Uzun zaman mitle, mitolojiyle ilgili kapsaml aratrma ve incelemeler yaplmad iin mitolojik masallar gz ard edilmitir. Halk biliminde semiotik ile tarihi karlatrmal metodun sentezini kurmay amalayan Y. M. Meletinski mitlerin masallara dnmesinin nedenini, ilgili boylarn ayin kltrnden uzaklamalarna balamaktadr (1977). erikleri ve motifleri dikkate alndnda Melikmemmed, ems-i Qemer, Ovcu Piri, Quru Kelle, Melik cmdn Nal, Tapdq, Reyhann Nal gibi masallar mitolojik masallar arasna konulabilir. Bu ksa aklama ve deerlendirmeden sonra Boral blgesi masallarna baktmzda ilgi ekici yanlarn olduunu grrz. Blgeden derlenip yazya aktarlan Mehemmedin Nalnda (Muhammedin Masalnda) unlar kaytldr (Qurbanov 1983): len birinin boynuna ip balayp arda pazarda srklerler. Mehemmed bunun sebebini rendikten sonra ly onlardan alp slami usule uygun ekilde defneder. Sonra padiahn kzn konuturmak amacyla onun yanna doru gider. Bir tepenin bana geldiinde bir fare ile karlar ve onunla arkada olurlar. Farenin durumundan hareket eden Mehemmed onu konuturmay baarr. Bu durum aatan adam yaratlmasn artrr: Marangoz bu adam (kz) aatan yapar, terzi ona elbise diker, imam da dil retir. Burada hikye mitlerin yapsna uygun olarak ekillenir. Padiahn kz der ki :
86

Haclar, Karapapak Trk Mitolojisinin Yaps zerine Aratrmalar

O imama gitmelidir. Burada masal tekrar blnr; masal kahraman, mit kahramannn getii aamalara uygun olar yeni bir snavdan gemek zorunda kalr. Burada fare direin dibine oturup onun yerine konuur. Mehemmed ikinci kez kz konuturur. nc snavdan da baaryla ktktan sonra padiahn kzn da alp kendi memleketine doru yola kar. Onlara katlan fare altnlarla birlikte kz da blmeyi nerir. Mehemmed aresizlik iinde bunu kabul edip hayata geirmek istediinde fare ekil deitirip yakkl bir yiide dnr. Klc ekip kz ikiye ayrmak istediinde padiahn kz ylan zehri kusar. Meer kzn konumasna engel olan da ite bu ylan zehri imi. Fare ise, vaktiyle boazna ip balanp arda pazarda srklenen, Mehemmedin topraa gmd l imi. Kz ve altnlar Mehemmede verdikten sonra olan yeniden fareye dnr ve gzlerden kaybolur. Dikkat edilecei zere Mehemmedin Nal en eski masal geleneinden beslenmekte ve mitlerin birok zelliini de bnyesinde barndrmaktadr. Padiahn kznn konuturulmas motifi en eski ve en zor motiflerden biridir. Bu eski mitlerde olay kahramannn yerine getirilmesi / gerekletirilmesi imkansz bir eyi baarmas ile ilgilidir. Arkaik mitlerde olay kahraman olaanst glere sahip varlklarla mcadele eder; bu mcadelelerde onlarn koruyucusu olarak devreye giren sihirli aralar ve mitolojik varlklar olurdu. Yukarda anlattmz mitte kahramann yardmcs bir faredir. Mitlerde len kiinin bedeni dier dnyaya gitse de ruhu bir baka varla geip yaar. Mehemmedin Nalnda len gen fareye dnm; sonra ise, onun cesedini treye uygun bir ekilde gmen olay kahramannn yardmclarndan bir olmutur. Mitlerde herhangi bir kimsenin erene dnebilmesi iin, onun len bir kimseden yardm almas onunla sk iliki iinde olmas gibi bir kural vardr (Aliyev 1998). Bu kuraln izleri birok destan ve masalda hala grlmektedir. Mesela: Krolu Destannda Ali Kiinin oluna yapt yardm, verdii t, sonra vefat etmesi, lmle bir olan krlk motifi bu trdendir. Sz konusu olan Mehemmedin Nalnda olay adamn ruhu bir koruyucu gibi Mehemmede gemektedir. Ancak bir yandan mitlerin; dier yandan hikyelerin yapsnn etkisi bu koruyuculuu ve yardm fare eklinde tecessm ettirmekte ve duruma gre fare de insana dnebilmektedir. Masalda, marangozun aatan adam yapmas, terzinin ona elbise dikmesi, imamn ona dil retmesi eski mitlerdeki ilk insann yaratlmas motifleriyle benzerlik gsterir. Mehemmedin Nal ierii, konusu ve yaps bakmndan eski mitler iinde yer alr ve bu masal Azerbaycann mitolojik masallar iinde deerlendirmek mmkndr. K. Levi-Strosun szleriyle ifade edersek bu masal mitin zayf dm bir eklidir (Levi-Stros 1970: 170). Boral blgesinden derlenen Karapapak Trklerine ait masallarn bir takm destana ait, eski motiflerle sslenmi; sihirle, byyle ilgili olanlar ise, onlara
87

bilig, Bahar / 2009, say 49

farkl zellikler kazandrmtr. oban Mehemmed Nal (smaylov 1985) bu balamda karakteristik zellik tar. Masalda yle bir motif yer almaktadr: Yabanc bir lkeye gelmi olan Mehemmedin yanndaki kadnlar ele geirmek iin padiah onu hasta olan hanmna elma getirmesi iin cennete gnderir. Yedi gn sre isteyen Mehemmed, fala bakan eyhinin dyle da dibindeki gln yanna gelip orada bir kuyu kazar ve perilerin gelmesi bekler. Amac meleklerden birinin kanadn koparp almaktr. Melekler kanatlarn karp glde ykanrken Mehemmed kk kz kardein kanadn almay baarr. Byk bac gidip cennetten elma getirir. Elmalar Mehemmede verdikten sonra kk kz alayp Beni o dnyadan da bu dnyadan da mahrum ediyorsun. Beni de yannda gtr der. Bu andan itibaren hikye bir baka anlam kazanr; zira olay zincirinde artk melek n plana kar; sonraki olaylarn katlmclarndan biri melek olur. Mehemmed, zor snavdan kza dnm kanadn, melein yardmyla geer. oban Mehemmed Nalndaki meleklerin kanad hususu dier masallarmzla karlatrldnda mitlerin inandrcln ayn sahnelerle dikkatlere sunmaktadr. Ancak bu masaldaki elma motifi hangi mitik grlerle ilgilidir? Masallarmzda dirilme, genletirme ve ocuk verme fonksiyonlarn yerine getiren elma hakknda K. Levi-Strosn deerlendirmeleri ilgi ekicidir: Amerika Kzlderililerinin mitlerinde erik ve elma aalar motifleriyle karlamaktayz. Mevcut metinlerin tahlili Kzlderilileri eriyin meyve vermesi; elmann ise, kklerinin gl oluu ve topran derinliklerine kadar inmesi, topran katmanlaryla irtibat ilgilendirmektedir (1983: 420). Sorunun ikinci ksmna da dikkat etmek gerekir. Dnyann mitolojik dille belirlenmi modeline uygun olarak K. Levi-Stros doa-uygarlk, aa-yukar, kadn-erkek vs. gibi ikili kartlar / tezatlar iine i ile pimii de koyar. i besinler doay; pimi besinler ise, uygarl temsil ederler. K. Levi-Stros bu ikilinin birlikte kullanmn ise (hem i hem de pimi olan ise), orta mevki olarak nitelendirir. Mitolojik geler arasnda byle orta mevki durumunda olanlar vardr. Elmay da bunlar arasnda symek mmkndr. nk elma, yetitiinde (pitiinde) yenildii gibi iekten kt zaman da (i olduunda da) yenilebilmektedir. Yeryz ile gkyzn birletiren bir aa olmasyla birlikte, hem i hem de pimi nitelikte olmas elmann mitlerimizde ve hikyelerimizde anlan fonksiyonlarda karmza kmasnn nedenini izah eder. Masalda Mehemmedin elmay getirdikten sonra padiahn len babasndan anahtar alp getirmesi de planlanmaktadr. Mitlerde olduu gibi oban Mehemmed dier dnyadan haber getirmelidir / haber vermelidir. (Bu arada Yunan mitolojisindeki Aidi ve Tartariyi hatrlamakta fayda vardr). Onu kendini att ate ierisinden yine mitolojik bir varlk / melek kurtarr. Mitolojik geler ve motifler bakmndan son derece zengin olan oban Mehemmed Naln da mitolojik masallar iinde deerlendirmek yerinde olur. Elma ile
88

Haclar, Karapapak Trk Mitolojisinin Yaps zerine Aratrmalar

ilgili motifler, dier masallarda da (rnein Ovunun Nalnda) konunun geliip yeni boyutlar kazanmasnda byk rol oynamtr. Bugne kadar gelip ulaan masallar ierisinde en ilgi ekici olanlardan birini de Hdr lyasn Nal oluturur (Haclar 1996: 81-83). Hdr lyas (Hzr lyas) motofinin Trk boylarnn folklorunda skntlar bitirici ruh, yardm eden, mitik koruyucu eklinde yer ald bilinmektedir. Trk boylarnn masallarnda ve mitlerinde Hzr lyas, lmszlk suyunun sahibi, gze grnmeyen ve g yetmeyen bir kahraman olarak nitelendirilir. O, zaman zaman gze grnse de ok abuk kaybolur. Konu kendi iinde o kadar eitlilik arz eder ki, burada bunlarn zerinde tek tek durmak mmkn deildir. Ancak bir iki cmleyle de olsa (Hzr lyas Nalndan hareketle) bu kahramann zelliklerini aklamaya alacaz. Masalda unlar kaydedilmektedir: Bir gn padiah vezirine Hzr ile grmek istediini syler. Vezir yoksul birini bulur. O da otuz dokuz gn yiyip itikten sonra krknc gn cezasn renmek zere padiahn yanna gelir. O anda adamn yannda bulunan bir ocuk bir sz syleyip kaybolur. kinci vezir yoksul adamn derisini soydurup iine saman konularak meydanda aslmas gerektiini syler. Sz konusu ocuk da ortaya kp ayn szleri tekrar eder ve kaybolur. nc vezir ise padiahn yoksul adm balamasn tler. O anda yine ocuk ortaya kar ve ayn szleri tekrar eder. Bunun zerine padiah onu arp kim olduu sorar. ocuk: Sen bu yoksul kimseye Hzr lyas bulmasn syledin. te geldim. Benim Hzr lyas. Bu dnyaya darda kalanlara yardm etmek ve onlar zor durumdan, beladan kurtarmak iin geldim. der. Efsanelere gre Hzr lmszlk suyunu imi olan tek varlktr. lmsz unvann kazanm olan bu varla ulamak, aratrdmz kaynaklar ierisinde yalnzca Bakrt destan kahraman Uralbatra ksmet olmutur. Uzun skntlardan sonra lmszlk suyunu bulan Uralbatra Hzr bu sudan imemesini tler. nk kendi bu sudan imitir; u an lmek istemektedir ancak bir trl lememektedir (Bakirskiy Narodny Epos 1977). Oysa hayatn kanunu byledir: Bir gn doan bir gn lmelidir. Bir gn gelen bir gn mutlaka gitmelidir. Yardmsever koruyucu, gze grnmeyen sorun bitirici Hzr, Trklerle komu olan halklarn folklorunda da yer alr. Bu bakmdan Buryat destan Geseriaday aratran S. .agdurovun ileri srd grler ilgi ekicidir: Bylelikle en eski Midya-Trk-Mool kkenli olan kat, kas, kes, het, get, (gl, salam kiilere ait) ve daha eskilere bal olan sahip, hami, hakim anlamlarna gelen Orta Asyal kadir, hedir, hezir iyiliksever ruh (eski-ktlksever ruh) byk bir ihtimalle mitik ran Kasurunun ve elbette ki Altay corafyasndaki boy ve kabilelerin atas saylan uluslararas epik Kesarn / Qeserin ortaya kmasna sebep olmutur (aqdurov 1980: 51). Grld gibi eski mitolojik gelerle rten ve geni bir corafyay kapsayan Hzr motifinin bir takm fonksiyonlar yukarda anlan masalda da yer almakta89

bilig, Bahar / 2009, say 49

dr. Bunlardan en balcas hi kukusuz ki, iyiliksever ve kurtarc ruhtur. Bu zelliklerinden dolay Hdr lyasn Nal / Hzr lyas Masal, Dede Korkut hikyelerinin birincisi iinde yer alan Hdr lyas motifi ile rtr. Aratrmaclar Dede Korkut hikyelerinin bu boyunu kaynak itibaryla en eski Ouznamelerden sayarak onu Orta Asya blgesine ait gsterirler. Hdr lyasn Naln Trklerin en eski mitolojik grleriyle rten bir rnek olarak deerlendirmek bilimsel llere tamamen uygundur. Bugn Grcistan snrlar iinde yer alan Boral blgesi, eski Trk etnikmedeni sisteminin bilimsel ynden aklanmas iin deerli bilgileri zerinde barndrmaktadr. Bu blgeden derlenip toplarlanan mitolojik metinlerin aratrlp incelenmesi sonucunda da hem Trk yaay ve inannn birok bilinmezi aydnlanacak hem de Trklerin bu corafyayla olan ilikisi gzler nne serilecektir.

Kaynak kiiler:
Qurbanov, Semed Dursunolu (1983). Anlatc, Ya: 60. Bageit, Az-Geyliyen Ky. Haclar, Fatma Yusufkz (1984). Anlatc, Ya: 61. Bolnis, Darvaz Ky. smaylov, Reid Eliolu (1985). Anlatc, Ya: 61. Marneul, Sarvan Ky. Tanrverdiyev, dris Mustafaolu (1984). Anlatc, Ya: 80. Bageit, Saatl Ky.

Kaynaklar
Acalov, Arif (1988). Azerbaycan Mitoloji Metinleri. Bak: Elm Yay. Aliyev, Oruc (1998). deyno-Hudojestvennye Osobennosti Azerbaydjanskih volebnh skazok. Avt. Kand. Diss. Bak: AEA. Alylmaz, Semra (2003). Borall Bilim Adam, Eitimci, air Valeh Haclar. Ankara: Devran Yay. (2004). Boral Mifik Tefekkrnden Poetik Gereklie. Tiflis: Grc. Yaz. Birl. Azeri Blm. Yay. Bakirskiy Narodny Epos (1977). Moskova: Nauka Yay. aqdurov, S. . (1980). Proishojdeniye Geseriad. Novosibirsk: Nauka Yay. ikovani, Mihail (1979). Korkutun Kitab ve Grc Kahramanlk Destan. Dil ve Edebiyat Serisi 3. Tiflis: Mesniereba Yay. Ehmedolu, Osman (1988). Anahatr. Tiflis: Sovyet Grcistan Gazetesi, 10 Eyll. Eski Grcistan (1907). C.II, Bl. IV. Tiflis. Haclar, Valeh (1996). Azerbaycan Folkloru Antologiyas. C. II. Bak: Azerner Yay. Levi-Stros, K. (1970). Sroye i Varennoye, z Kniqi Mifoloqinoye, - ssledovaniya po Semiotike skusstva. Moskva-Leningrad. (1978). Mif, Ritual, Genetika. Priroda 1. (1983). Struktura i Forma. Semiotika. Moskova: Raduga Yay.??? Meletinski, Y. M. (1977). Mif i storieskaya Poetika Folklora. Folklor. Poetieskaya Sistema. Moskova: Nauka Yay. Prop, Vladimir (1928). Morfologiya Skazki. Leningrad: Akademiya Yay.

90

On the Poetics of the Mythology of Karapapakh Turks


Valeh Haclar*
Abstract: One of the richest and most colorful branches of Azerbaijan folklore was created, developed and spread in Georgia. Mythical texts written in Turkic regions of Georgia are rich and valuable sources for the scientific-theoretical analysis of the ancient Turkish ethno-cultural system. The present work reveals the peculiar characteristics of a variety of mythological texts by Karapapakh Turks living within the boundaries of Georgia and looks into the problems of poetics of collected examples of the local folklore. Key Words: Turkish mythology, mythological tales, myth, spirits, motif.

avavadze State University, Department of Azeri Language and Literature / TIFLIS, GEORGIA valehhacilar@mail.ru

bilig Spring / 2009 Number 49: 83-92 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

-
*
: , , . , - , , , . : , , , , .

, / T

valehhacilar@mail.ru

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 83-92 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Trk Dillerinde Odaksl imdiki Zaman aretleyicisi ve Kbrs Trkesinde Eksiklii


Lars Johanson*
zet: Trkenin eski dnemlerinde geni zaman ekleri odaksl imdiki zaman da gsteriyordu. Trk dilleri ou zamanla odaksl imdiki zaman biimleri gelitirmitir. Kbrsta konuulan Trke imdiki zaman yenilenmesinin gereklemedii az sayda varyanttan biridir. Bunun en nemli nedeni, Trkiye Trkesindeki (I)yor tipinin, adaya Trk glerinin olduu dnemden sonra ortaya km olmasdr. Sz konusu biimin Standart Osmanlcada 18. yzyla kadar yaygnlamam olmas da bunu gsterir. Buna karlk baz Trke varyantlarda grlen imdiki zaman iaretleyicisi {-(y)Ir}n, zarffiil + yri-r biiminden gelitii dnlr. Bu, byk bir ihtimalle yanltr. Yazda Trk dillerinde odaksl imdiki zaman iaretleyicileri ve Kbrs Trkesinde bu iaretleyicinin neden eksik olduu ksaca ele alnmaktadr. Anahtar Kelimeler: Trke, imdiki zaman, imdiki zaman yenilenmesi, Kbrs, Kbrs azlar

Konu Aadaki ksa notlar Trk dillerinde, zellikle Ouz varyantnda odaksl imdiki zaman iaretleyicilerinin gelimesi ve Kbrs Trkesinde eksikliiyle ilgilidir. Eski ve Yeni imdiki Zaman aretleyicileri Tarihi Trk dilleri geni zaman olarak bilinen, at-ar rneindeki trden imdiki zamana sahiptir. Bu, konuma annda srmekte olan olular gstermek iin odaksl atyor/atmakta manasyla kullanlabilecei gibi daha genel, odaksl olmayan bir anlamla da kullanlabilir, rn. atar, atma alkanl vardr, atacak vb. Tarihi Trk dillerinde atyor/atmakta anlamnda odaksl imdiki zaman ifade etmek iin ayr bir biim yoktur.
Ne var ki daha sonra odaksl imdiki zaman biimleri ortaya kmtr. Bunlar, ek olmadklar halde Bat dillerindeki n ekler gibi davranan, eylemsel dntrmeleri ifade eden ve bu nedenle ekleik fiil olarak (postverb) adlandrabileceimiz yaplardan gelimitir ve tur- dur-, at-a tur-ur srekli at-ar vb. rneindeki gibi bir zarffiil ekiyle bir yardmc fiilden oluurlar. Trk dillerinin ou, turur durur gibi ekleik fiil + geni zaman ekinin birlemesine
*

Johannes Gutenberg niversitesi, Trkoloji Blm / MAINZ - ALMANYA johanson@uni-mainz.de

bilig Bahar / 2009 say 49: 93-100 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

dayanan odaksl biimlere sahiptir, rn. at-a turur atyor/atmakta. Bunlar, Nogayca at-a-d rneindeki trden biimlere geliebilir. Eski biim at-ar odaksl kullanmn yitirmi ve atacak, atma eiliminde, atma ihtimali var gibi kip anlamlar gsterir duruma gelmitir. Bu biim ska gelecek zaman gibi de kullanlmaktadr. Snrlararaslk tipi benzeri imdiki zaman ekleri ve odakslln derecesi iin (bk. Johanson 1994 ve 2000b).

Odaksl imdiki Zamann Eksiklii Az sayda Trke varyantta, bu tr bir imdiki zaman yenilenmesi gereklememitir. En iyi bilinen rnek, konuurlar yenilenmenin genellemesinden nce Trk dilli kitleden kopan Yakutadr. imdiki zaman yenilenmesi Trkiye Trkesinin baz varyantlarnda, zellikle Kbrs Trkesinde de gereklememitir.
imdiki zaman eki yenilenmesini gerekletirmi olan Standart Trkiye Trkesi, at-ar rneinde olduu gibi odaksl olmayan bir biime ve at-yor rneinde olduu gibi {-(I)yor} eklinde daha odaksl bir biime sahiptir. Sonuncusu bir ekleik fiilden, nlyle biten snrlararaslk anlaml bir zarffiil eki ve yor-r biiminde geni zamanla ekimlenmi bir yardmc fiil yor-dan gelimitir. Bu aslnda ngilizce progressive gibi odaksll yksek bir tip iken daha sonra genel bir imdiki zaman biimine gelimitir. Bunun sonucunda eski imdiki zaman at-ar kip alanna itilmitir. Kken olarak yksek odaksl {-(I)yor} kullanm alann geniletmi, bylece biimsel olarak geni zamann ifade ettii kip alanlarn da kapsar hale gelmitir. {-(I)yo}, Bat ve Orta Anadoluda normal temel imdiki zaman iaretleyicisidir, rn. at-yo-n atyorum, at-yo-sun atyorsun.

Kbrs Trkesi Kbrs Trkesi azlar Anadolu Trkesinin yerel varyantlarndan ska ayrlr. Burada imdiki zaman yenilenmesinin eksiklii veya yeterince gelimemi olmas ilgi ekici bir gerektir. Geni zaman, Trkenin arkaik dnemlerinde olduu gibi hala odaksl imdiki zaman da ifade etmektedir. Genel geer durumlar, meyil, niyet, epistemik olaslk vb. ifade edebilir, ama ayn zamanda sadece yksek odakl bir imdiki zaman yorumunun mmkn olduu durumlar da gsterebilir, rn. dur-ur durmakta, al-l-lar almaktalar, n-ap-? Ne yapyorsun? (bk. Demir baskda).
Bu, sk rastlanan bir durum deildir. Sadece Balkan Trkesi varyantlarnda, rnein Makedonyann Gostivar ve Ohrid blgesinde odaksl bir imdiki zaman eksiktir ve onun yerine geni zaman kullanlr.

94

Johanson, Trk Dillerinde Odaksl imdiki Zaman aretleyicisi ve Kbrs Trkesinde Eksiklii

Ge bir yenilenme Bu durumun sebebi nedir? Kbrsa yerleen Trk dilli gruplar yeni imdiki zaman ekini neden birlikte getirmemilerdir? Bu, ancak, sz konusu azlarn Kbrsta, yeni imdiki zaman ekinin ortaya kmasndan nce gelimi olduklar anlamna gelir.
Genel olarak Anadolu Trkesinin bu morfemi olduka erken bir dnemde, 14. yzyln ortalarndan itibaren biimlendirdii tahmin edilir. Bu muhtemelen yanltr. {-(I)yor} biimine dayanan imdiki zaman eki, ge bir yeniliktir ve standart Osmanlcada 18. yzyla kadar yaygnlamamtr. Osmanllar tarafndan 16. yzylda Kbrsa yerletirilen Trk dilli gruplar ounlukla Adana-Konya-Antalya blgesinden gelmilerdir ve {-(I)yor}a dayanan imdiki zamana sahip deillerdir.

Erken bir tip {-(I)yor}a dayanan bu ek, Dou Anadolu, Azeri, Gney Ouzca, Horasan Trkesi ve Trkmencedeki yaygn tipin zelliklerinden farkl bir kkene sahiptir.
rnek olarak Azericeye bakalm. Azerice, Trke {-(I)yor} ve Trkmence {-yA:r} biimlerine denk gelen {-(y)Ir} biiminde bir imdiki zaman ekine sahiptir, rn. orx-ur = Trkiye Trkesi kork-uyor, yaz-r = Trkiye Trkesi yaz-yor, alx-r = Trkiye Trkesi kalk-yor, x-r = Trkiye Trkesi k-yor, oy-ur = Trkiye Trkesi koy-uyor, ol-ur = Trkiye Trkesi oluyor, k-ir = Trkiye Trkesi ge-iyor, iste-yir = Trkiye Trkesi ist-iyor, oyna-yr = Trkiye Trkesi oyn-uyor, parla-yr = Trkiye Trkesi parlyor. Olumsuz mIr biimi de vardr. Yaz-m-ra karlk Trkiye Trkesi yaz-myor, al-m-ra karlk Trkiye Trkesi al-m-yor, gr-m-re karlk Trkiye Trkesi gr-m-yor, bil-m-ire karlk Trkiye Trkesi bil-m-iyor. Dar nller (yksek nller) odaksl biimlerde {-(y)Ir} genellemitir. Buna paralel olarak ak nll bir iaretleyici, {-(y)Ar}, odaksl olmayan imdiki zaman iin gelitirilmitir. rnek olarak gd-ir, Trkiye Trkesi gid-iyora, gd-er ise Trkiye Trkesi gid-ere karlk gelir (Johanson 1989).

Kken Azericedeki imdiki zaman iaretleyicisi {-(y)Ir}n, zarffiil + yri-r biiminde, zamanla dzleme ve bzlmeye uram bir tasviri fiile gittii varsaylr. Bu basmakalp gr kabul etmek gtr. aretleyici daha byk bir ihtimalle zarffiil + er-r (er- olmak) biiminde bir tasviri fiile gidiyor olmaldr, rn. *at-a er-r atyor.

95

bilig, Bahar / 2009, say 49

Bu tip, bir zamanlar Trk dnyasnn batsnda, geni bir blgede, ok sayda Ouz ve Kpak aznda yaygnd. Dou Anadolu, Azeri, Balkan, Krm, Gney Ouzca blgesi, Irak vb. azlarnn bir ounda {-(i)yir} ~ {-(I)yir} ~ {-(y)ir} ~ {-yi} ~ {-y} biiminde korunmutur. Kpak dilleri de, rnein Rusyann gneyinde ve Volga blgesindekiler, bunun ak izlerini tar (bk. Johanson 2000a ve 2004.). Bu biim, kkeninin yrmek olduunu gsteren yuvarlak veya nll bir biimin dzlemesinin sonucu olarak aklanmtr. Bu zoraki varsaym kabul etmek iin bir neden grmyorum.

Gelimeler 17. yzyln sonlarndan kalma Orta Azerice transkripsiyonlu metinler, gueleir geliyor, doureir duruyor, saleir salyor, atyor, kesseyrem kesiyorum eklinde imdiki zaman biimlerine sahiptir (Johanson 1997).
Bir sonraki gelime, rnein Krm Ouzcas azlarnda, al-a-yr alyor, dura-yr duruyor rneklerinde olduu gibi nl uyumlarna girmektir. Bir baka gelime ise {-i:r} biiminde bzlmeydi, rn. Erzurum ali:r. Standart Azericede imdiki zaman iaretleyicisi {-(y)Ir} biiminde ksalm ve nl uyumuna sokulmutur. Dou Anadolu azlarndaki iaretleyici ise henz nl uyumlarna balanmamtr. Gney Ouzcadaki bu tip biim gel-ir-e, gel-ir-i, gel-iy, gel-iri iine alr. Bunlar genel olarak dar ndamak nlsne sahiptirler, rn. sat-ir, orx-ir, g d-ir, bil-ir. Kakaycada imdiki zaman, normal olarak uyuma girmeyen bir {-(y)ir} iaretleyicisiyle kurulur, rn. gr-ir, yu-yir, tut-ir, yap-ir. Trkmence, {-yA:r} yardmyla oluturulan ve ska {-yA} biiminde ksalan bir odaksl imdiki zamana sahiptir, rn. bil-ye:r bilir, biliyor, oa-ya: r okur, okuyor, bar-ya:r gider, gidiyor. Horasan Ouzcas, benzer bir biime {-yAr(r)}a sahiptir. Bu tipin *{-(I)y:r}n dzlemi bir biimi, iddiaya gre zarffiil ve yr-r fiilinin birleimi olduu ileri srlr. {-yA(r)} biimindeki bu yardmc fiilin herhangi bir izini bulmak gtr. aretleyici daha ok *{-(I)yE: r} biimine gidiyor olmaldr ve bu nihayetinde zarffiil + er-re sahip bir tasviri fiildir. 17. yzylda csaliir alyor benzeri biimler Osmanlnn payitaht stanbulda konuma dilinde grlmekteydi. Bu, grnd kadaryla zarffiil + er-r biimindeki eski tipi temsil eder ve daha yeni bir tip olan {-(I)yor} ile ilgisi yoktur.

Nedenler Bataki soruya tekrar dnersek: Kbrs Trkesinde imdiki zaman yenilenmesi niye yoktur veya yeterince gelimemitir?
96

Johanson, Trk Dillerinde Odaksl imdiki Zaman aretleyicisi ve Kbrs Trkesinde Eksiklii

Trke konuan gmenler odaksl imdiki zamana sahip olmayan azlar konuuyorlard. Bu gruplarn geldii blgedeki gnmz azlar, muhtemelen adaya glerin olduu zaman henz gelimemi olan, ok yeni imdiki zaman biimlerine sahiptirler. imdiki zaman yenilemek iin standart Osmanlca rnein azlar zerinde etkisi yoktu. imdiki zaman eki hem odaksl hem de odaksl olmayan bir kullanma sahip olduu iin iliki dili Yunancann da burada herhangi bir destei olmamtr.

u anki durum imdi ne olmaktadr? Kbrs azlar, dier azlardan daha fazla prestije sahiptir ve gnlk iletiiminin her alannda kullanlabilen bir standart konuma dili durumundadr. Ama imdi, iletiim aralar ve eitim kurumlar yoluyla standart Trkeden ve yeni gler yoluyla da anavatandaki azlardan etkilenmektedir (Demir & Johanson 2006). Bunun sonucu olarak bugnk Kbrs Trkesinde, imkan gibi kiplik nanslar olmadan, sadece yksek odaksl bir anlamla kullanlan {-(I)yo} biimine de rastlanmaktadr, rn. gid-iyo- gitmektesin.
Bu biimler Kbrsta ne hzla gelimekte ve az biimlerini kullanm dna itmektedir? Halihazrdaki durumun belgelenme ve betimlenmesi acil bir grevdir. Kbrsta Trke retiminin nemli sorunlarn da ilgilendiren ok ilgin bir dilbilimsel soruyla kar karyayz.

Aklama:
Bu alma, daha nce zellikle Alman Aratrma Fonunca desteklenen zel Aratrma Projesi (Sonderforschungssbereich, SFB) 295 erevesinde dile getirilen grlerin yeniden gzden geirilmi bir biimidir.

Kaynaklar
Brendemoen, Bernt (2002). The Turkish dialects of Trabzon. Their phonology and historical development 1-2. (Turcologica 50.) Wiesbaden: Harrassowitz. Demir, Nurettin (baskda). Zum fokalen Prsens in zyperntrkischen Dialekten.

Boeschoten, Hendrik & Julian Rentzsch (Hrsg.). Sammelband zum Symposium Die Turkologie in Mainz: Traditionen und Perspektive (Mainz, 9.-11. Juni 2006). Wiesbaden: Harassowitz.
Demir, Nurettin & Johanson, Lars (2006). Dialect contacts in Northern Cyprus. International Journal of the Sociology of Language 181: 1-9. Hazai, Gyrgy (1973). Das Osmanisch-Trkische im XVII. Jahrhundert. Untersuchungen an den Transkriptionstexten von Jakab Nagy de Harsny. Bibliotheca Orientalis Hungarica 18. Budapest: Akadmiai Kiad.
97

bilig, Bahar / 2009, say 49

Johanson, Lars (1994). Trkeitrkische Aspektotempora. Tense systems in European languages. Eds. R. Thieroff & J. Ballweg. Tbingen. 247-266. (1997). A grammar of the lingua turcica agemica. Studia Ottomanica. Festgabe fr Gyrgy Hazai zum 65. Geburtstag. Eds. Kellner-Heinkele, Barbara & Peter Zieme. Verffentlichungen der Societas Uralo-Altaica 47. Wiesbaden: Harrassowitz. 87-101. (1989). Aorist and present tense in West Oghuz Turkic. Journal of Turkish Studies 13: 99-105. (2000a). Traces of a Turkic copula verb. Turkic Languages 4: 235-238. (2000b). Viewpoint operators in European languages. Tense and aspect in the languages of Europe. Ed. Dahl, sten. Berlin & New York: Mouton de Gruyter. 27-187. (2004). Turkish in Trabzon. Turkic Languages 7: 275-296. ev. Nurettin Demir

98

Turkic Focal Present Tense Markers and Their Absence in Cypriot Turkish
Lars Johanson*
Abstract: This study focuses on Turkic focal present markers and the possible reasons for the absence of this marker in Cypriot Turkish. In older Turkic, present markers could also function as focal present markers. Most modern Turkic languages have developed special focal present forms. Cypriot Turkish is one of the few varieties that have not undergone a focal present renewal. The reason is that the -(I)yor type in Turkish as spoken in Turkey emerged after the period of Turkish emigration to the island. This is also indicated by the fact that this type did not become widespread in Standard Ottoman until the 18th century. On the other hand, it is generally assumed that the focal present tense marker -(y)Ir found in certain variants of Turkish has developed from the converb + yri-r. This is most probably incorrect. Key Words: Turkish, focal present, focal present tense renewal, Cyprus, Cypriot dialects.

Johannes Gutenberg University, Department of Turkology / MAINZ - GERMANY johanson@uni-mainz.de

bilig Spring / 2009 Number 49: 93-100 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

-
*
: - . , . , . , (I)yor . 18 . , {-(y)Ir}, + yri-r. . . : , , , , .

* , / - maw johanson@uni-mainz.de

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 93-100 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Atabetl-Hakaykta Birleik Eylemler


Aziz Merhan*
zet: Birleik eylemler, Trkenin henz aydnla kavuturulamam bir alandr. Meselenin zmne giden yolda bir katk niteliindeki bu almada, Reit Rahmeti Aratn bilim dnyasna sunduu Edib Ahmedin 12. yzylda kaleme ald Atabetl-Hakayk adl eserindeki birleik eylemler ele alnmtr. Her ne kadar Arat, eserde yardmc eylemlerin genelde ok az (bil-, u-, bir- ve tur- olmak zere drt yardmc eylem) kullanldn belirtmise de bunun eksik kald kansndayz. Onun yardmc eylemden kast ettii bizim betimleyici (deskriptif) olarak grdmz eylemlerdir. Bu trden eylemler, asl anlamlarn yitirerek ula (gerundium) eki alm esas eylemlerin anlamlarn kln (aktionsart) bakmndan belirlemektedir. Bizim belirlememize gre Atabetl-Hakaykta sekiz betimleyici eylem bulunmaktadr. Birleik eylemlerin dier grubunu zarf grevindeki ilk eylemin belirleyici (protodeskriptif) olduu, asl anlam ise ikinci eylemin tad birleik eylemler oluturmaktadr. Anahtar Kelimeler: Atabetl-Hakayk, Karahanl Trkesi, birleik eylemler, betimleyici eylemler, belirleyici eylemler.

1. Giri Birleik eylemler hakknda Trkologlarn ileri srd -kimi zaman birbirinden farkl- grler1 esasnda birleik eylem yle tanmlanabilir. Bir eylemin yardmyla en az bir ad ve bir eylemin oluturduu sz beidir. Bu bekteki ikinci unsur ekime giren, kii ekleri alan ve birleik eylemin vazgeilmez unsuru olan yardmc eylemdir. Buna gre ilk akla gelen ad+eylem ve eylem+eylem birlemesi biiminde grlen iki tr birleik eylem olduudur. Ancak bir ad ile bir eylemin birliinden oluan bekleri birleik eylem deil, yardmc eylemle oluarak bildirme grevini stlenmi gruplar olarak grmek gerekir.2 Ayrca anlam kaymasna uram ve deyimlemi olan birleik fiilleri (Korkmaz 2003: 638-641) de ayn nedenle birleik eylemler grubunda deerlendirmiyoruz. Szn zyle kimi adlara gelerek onlar eylem durumuna dntren yardmc eylemlerle oluan bekler birleik eylemler deildir. Bize gre birleik eylemde esas olan iki eylemin birlemesi, anlamca btn*

Yldz Teknik niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / STANBUL azizmerhan@gmail.com

bilig Bahar / 2009 say 49: 101-112 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

lk tayan iki eylemin birliidir. Atabetl-Hakayktaki3 birleik eylemler iki eylemin birlii esasnda iki grup altnda toplanabilir. Betimleyici (deskriptif) ve belirleyici (protodeskriptif) eylemler. Bunlara nc bir grup olarak bololmak ve er- imek eylemleriyle yaplan karmak (komplex) eylemler eklenebilir. Karmak eylemler partisip ekleri alm eylemlerle bir araya gelerek onlarn kl ve olularndaki zaman ve tarz etkileyerek birleik eylem durumuna sokarlar. Eserimizde bol- eylemi yerde ([105] biliglig biligni edergen bolur Bilgiyi [her zaman] bilgili arar., [309] haris tirip armaz usanmaz bolur Agzl, [mal] toplamaktan yorulmak ve usanmak bilmez., [367] iter bolsang ini sanp saknp it Bir i yapacaksan, dnp tanarak yap.) ve er- be yerde ([36] tutar erse tutarsa, [151] yangar erse gevezelik ederse, [207] tattng erse tattn ise, [299] ygdng erse ydn ise, [485] krmez erdi grmez idi) gemektedir. almamz iin Atabetl-Hakaykn Reid Rahmeti Arat (1900-1964) tarafndan bilim dnyasna sunulmu basksndan (TDK yaynlar, stanbul 1951) yararlandmz iin verilen rneklerin nndeki keli ayralar bu baskdaki dize sralamasn gstermektedir. Ayrca alntlarda eviri yaz kurallarna uymann nemli olmad dncesiyle Trke abece yelenmitir.

2. Betimleyici Eylemler
Betimleyici (deskriptif) eylemler, asl anlamlarn yitirerek ula (gerundium) eki alm eylemlerle birleerek anlam birlii oluturan szck grubudur. Bir baka ifadeyle bunlar esas eylemlerin anlamlarnda deiime4 yol amaktadrlar. Karmak bir hareketi anlatmak iin bir araya gelen iki eylemden sonda bulunan ekimli eylem, zamanla sk kullanmdan ve belki de yabanc dillerin etkisiyle bir deiime urayarak asl anlamn yitirip yardmc eylem grevini stlenmitir (Arat 1928:1). te yandan esas eylem ise ula ekli yapsyla asl anlama sahiptir. Gnmzde zellikle yeni Uygurca (bk. Scharlipp 1984) ve zbekede (bk. Tulum 1997) yaygn bir biimde grlen bu eylemlerin asl ilevleri esas eylemi kln (aktionsart) asndan betimlemektir. Atabetl-Hakaykta aada tek tek ele alnacak olan sekiz adet betimleyici eylem bulunmaktadr. 2.1. bil- bilmek: Bil- eylemi A/U ula eki alm eylemlere gelerek yapabilme gc, iktidar olma, yeterlilik anlamlar kazandrmaktadr. Yardmc eylem grevinde Orhon yaztlarnda ve eski Uygurca metinlerde kr bilbiiminde (Gabain 1950: 249, Korkmaz 1959: 115-116) muktedir olmak anlamyla grlmektedir. Bu konuda zellikle Zeynep Korkmazn gr dikkate deerdir. O, bil- eyleminin betimleyici eylem olarak ilk kez Kutadgu Biligde getiini (1959: 115) belirttikten sonra bunun tercih edilmesini u102

Merhan, Atabetl-Hakaykta Birleik Eylemler

eyleminin olumlu ifadelerden ekilmee yz tut[mas]na balamaktadr. Ancak hemen sonraki sayfada (116) ilk anlamn kaybetmi bir tasvir fiili haline de henz geememitir diye yazmaktadr. Kutadgu Bilige baktmzda gerekten de bil- eylemini hem gerek anlamnda hem de yeterlilik anlamyla betimleyici eylem biiminde bulmaktayz. Betimleyici eylem olarak muktedirlik, yeterlilik anlamlar (KB Beyitler: 329, 1941, 5534, 5993) bildirmekle birlikte baz rneklerde (KB Beyitler: 713, 724, 984, 987, 1003, 1285, 1287, 1288, 1674, 2077, 2480, 4367, 5396, 5993, 6001, 6438, 6522) yeterlilik anlam ok belirgin olmasna karn gerek anlamn koruduu grlmektedir. Baz rneklerde (KB Beyitler: 3179, 3985, 3998, 4038, 4380, 4638, 4693) bil- eyleminin asl ve yeterlilik anlamn birbirinden ayrmak zordur. Ayn durum Atabetl-Hakaykta da karmza kmaktadr. [45] [46] g bilmez erke gt gretr anng birr u cud bedi ihsan Onun [eserin takdim edildii Byk Emr Muhammed Dd spehslr Bey] iyilii, cmertlii ve esiz ihsan vmesini bilmeyen kimseye vmesini retir.

Bu beyitte g bilmez erke tamlamas vmesini bilmeyen adama veya vemeyen adama biimlerinde gnmz Trkesine aktarlabilir. Gerek anlamnn yannda yeterlilik anlamn da korumaktadr. Ancak u rnekte yeterlilik anlam kesindir: [505] kp ilni krr biz edib szini [506] bile bilmegendin ular zini Birok kimseleri gryoruz ki, edibin szn anlayamadklar iin kendilerini zerler. Ancak bir yerde bilmek anlam ok belirgindir: [237] ak er biligni yete bildi kr Cmert adam bilgiyi elde etmesini bildi, gr! Bu dizedeki yete bil- bei yeterince bilmek anlamnda kullanlmtr. 2.2. u- muktedir olmak: U- eylemi Orhon yaztlarnda (Tekin 2006: 238) ve eski Uygurca metinlerde (aatay 1947: 245, Gabain 1950: 249) yapabilmek, muktedir olmak, -ebilmek, gcnde olmak anlamlaryla bamsz eylem iken Karahanlca (KB, KT ve DLT5) ve Harezm Trkesi (Akaln 1988: 197) eserlerinde bu zellii yannda birleik eylem olarak da grlr. Eylemin zamanla ortadan kalkmas muhtemelen baz Trkologlarn (aatay 1947: 245; Deny 1941: 593, Banguolu 1938: 158) Trkedeki -AmA-/UmA- yetersizlik biiminin u- eyleminin esas eylemle birleerek kaynamas sonucunda ortaya kt grn dorulamaktadr.
103

bilig, Bahar / 2009, say 49

Eserimizde iki yerde geen bu eylem esas eylemle kaynam6 durumdadr. [3] senamu ayugay seza bu tilim Bu dilim [sana=Tanrya] lyk vg m syleyemez

[274] yiymedi bard krng halini Yiyemeden gitti grn hlini Her iki rnekte u- eylemi U ula ekli esas eylemlerle (ayugay < ayu ugay, yiymedi < yiy umad) nl uyumu kuralna uygun olarak kaynamtr. Eylemin hem olumlu hem de olumsuz biimleri grlmektedir. Demek ki Trkiye Trkesinde aka grlen bil- eyleminin olumlu, -AmA-/-UmAbiiminin sadece olumsuzlarda grlmesi olay Atabetl-Hakaykta yoktur. Bu grn bizi, Zeynep Korkmazn yukarda deindiimiz bil- eyleminin yeterlilik ve u- eyleminin yetersizlik ayrmasna bu devirde baladn ileri srd (1959: 115-116) grne gtrmektedir. 2.3. bir- vermek: [313] aya hrs idisi harislk nerek [314] ayu bir manga bu negke kerek Ey hrs sahibi, agzlln ne gerei var, bana syleyiver (aka syle) bu neye yarar? Yalnzca bu rnekte karmza kan bir- betimleyici eylemi ay- sylemek eylemine u ekiyle ulanmtr. Buyruk kipinde kullanlm olduundan tezlik anlamn barndrmaktadr. Ancak esas eylemin tamamlandn bildirmektedir. Ayrca eski Uygurcadaki ayu bir- birleik eylemi iin Saadet aatayn (1947: 244) sylemi olmak, katiyetle, esaslca sylemek ve Annemarie von Gabainin (1950: 255) mitteilen, im Interesse eines anderen (bakasnn menfaati iin bildirmek) grleri dikkate alndnda ayu bir aka syle, akla, ayrntsyla anlat anlamlarndadr. 2.4. kal- kalmak: Kal- eylemi, esas eylemin dnm sonras durumunun srdn bildirmektedir. [352] kalur sabr idisi sevabn ydp Sabr sahibi sevap kazanmakla kalr veya Sabr sahibi sevapla kazanm olur. rnekte (ydp kalur) grld gibi p ula ekiyle esas eyleme ulanmtr. 2.5. kr- grmek: Kr- eylemi, esas eylemin zaman yitirilmeden yaplmas gerektii isteini veya ricasn bildirir. Geisiz bir eylem olan bak- eylemine gelerek dikkatlice, iyice anlam kazandrmaktadr. Esas eylem a ula eki almtr. [99] baka krgil emdi uka snayu imdi anlayarak ve snayarak [etrafa] iyice bak!

104

Merhan, Atabetl-Hakaykta Birleik Eylemler

2.6. tur- durmak, ayaa kalkmak, ayakta durmak: Betimleyici eylem olarak tur- a ve p ula ekli eylemlere gelerek esas eyleme sreklilik anlam katmaktadr. [175] serip sinde razng singip turmasa [176] sererm iingde mun ked sakn Srrn sende sabretmez ve saklanmazsa, arkadanda sabreder mi; bunu iyi dn. [349] bela kelse sabr it ferahka kdp [350] kdp tur ferahka bela renc yodup Bela gelirse, ferah bekleyerek, sabret; bela ve zahmeti yok etmeye alarak ferah bekleye dur! [404] ann knde arta turur bu bida Onun iin bu bidat her gn artmaya devam etmektedir. [434] sanga hasret ol tek tutup turdukung Elinde srekli tuttuun [mal] senin iin sadece hasrettir. 2.7. tut- tutmak: Geili eylemlere gelen tut- eylemi a ve p ula ekli esas eylemlere sreklilik anlam kazandrmaktadr. [135] szng bolag dma yga tut tiling Szn babo brakma, dilini sk tut. [511] bilip tutsa her kim edibning szin [512] halayk ara ol gzinler zin Edibin szn kim bilip tutarsa, halk arasnda kendi itibarn ykseltir. 2.8. yat- yatmak: Betimleyici eylem olarak yat- esas eylemin kesinlikle son bulduunu ve ortaya kan yeni durumun devam ettiini bildirmektedir. Kutadgu Biligde birok rnekte (1286, 3835, 4784, 4785, 4835, 5340, 6404) de ayn ilevi stlendiinden betimleyici eylem olmas gerektii -tereddtle de olsa- kansndayz. [307] harislkn kodur haris er kaan [308] lp yatsa toprak iinge kirip Agzl adam, agzll ancak lp, toprak altna girdikten sonra brakr.

3. Belirleyici Eylemler
Bir baka birleik eylem bei ise Banguolunun (2004: 414) yar tasvir fiilleri (verbe protodescriptif), Gabainin (1950: 249 ve 1953: 11) modale Hilfsverben (modal yardmc eylemler), Korkmazn (2003: 636) ise belirleyici birleik fiiller diye adlandrdklar gruptur. Burada esas olan, ekime
105

bilig, Bahar / 2009, say 49

giren eylemin gerek anlamn korumasdr. Bu gruba ayrca, Korkmazn (2003: 637) ikili birleik fiiller olarak grd anlamca birbiriyle kaynam eylem birlemelerini dhil etmek gerekir. Birbirlerini karlkl etkiledikleri, belirledikleri iin bu tip eylemlere belirleyici birleik eylemler demekteyiz. Eylem ikilemeleri (hendiadyon) diye de adlandrlabilecek bu tr eylemler unlardr: [99] baka krgil emdi uka snayu imdi anlayarak ve snayarak [etrafa] iyice bak.

[112] cahil yup armaz argsz err Cahil ykamakla temizlenmez, hep pis olur. [118] kereksiz szini kmp kizleyr [Bilgili] gereksiz szn gmerek gizler. [179] ng ark uzad kopup yol tutup Kervann ba kalkm ve yolu tutarak uzaklamtr. [253] bahllk otalap ongulmaz ig ol Cimrilik ila ile iyilemez bir hastalktr. [262] ygar yimez imez tutar berk an Toplar, yemez imez ve onu sk tutar. [309] haris tirip armaz usanmaz bolur Agzl, [mal] toplamaktan yorulmak ve usanmak bilmez. [367] iter bolsang ini sanp saknp it Bir i yapacaksan, dnp tanarak yap. [387] vefa kli suglup kurup yularl Vefa glnn suyu ekilip kaynaklar kurudu. [448] azu kutsuz ajun karpmu munar Yoksa bu kutsuz dnya ihtiyarlayp bunad m? [474] kerek kl tap ay dost kerek kl itip ster bunu yeterli bul, ey dost, ister ekle. tip ay- demek, sylemek belirleyici birleik eylemi iin eserde farkl kip ve zamanlarda kullanlm drt rnek bulunmaktadr. [65] k az tip aymaz pezirler tengiz Deniz az veya ok demeden bunu kabul eder.

[129] eitgil biliglig neg tip ayur Dinle bilgili adam ne sylyor. [188] gaylk tip ayma tavar yoklukn Mal yokluuna fakirlik deme.
106

Merhan, Atabetl-Hakaykta Birleik Eylemler

[191] targlk tip aym ajunn resul Resul, dnya iin tarladr demi. Verilen rneklere bakldnda belirleyici birleik eylemlerin trl olduu (kr. aatay 1942: 37) grlecektir. Birinci trdeki yimez imez ve armaz usanmaz rnekleri birbirlerini tamamlayan yakn anlaml eylemler olup geni zamann olumsuz ekimindedir. kinci trdeki uka snayu, sanp saknp ve suglup kurup rneklerinde eylemler a/u ve p/p ula ekleri almlardr. Dier trdeki yup armaz, kmp kizleyr, kopup uzad, otalap ongulmaz, karp munar, itip kl, tip aymaz, tip ayur, tip ayma ve tip aym rneklerinde birinci eylem p ula ekli iken, ikinci eylem zaman eki almtr. Ancak ulal yapda veya ekimli eylem durumunda olmalar onlarn belirleyicilik zelliklerini gstermemektedir. Belirleyici eylemlerin en belirgin zellii ise yakn anlaml, anlam asndan birbirlerini tamamlayc veya karlkl etkilemeleridir. Her iki eylem de gerek anlamn korumaktadr.

4. Sonu
En az iki eylemin birlemesine dayanan birleik eylemlerden betimleyici grevini stlenen, A/U ve p ula ekleri alan esas eylemlere gelerek onlar tarz ve eit bakmndan betimleyen eylemler ile iki eylemin birbirlerini karlkl belirledii eylemler Atabetl-Hakayk gibi kk bir eserde (512 dize) bile dikkat ekicidir. Muktedirlik anlam katan u- eylemi dndaki yedi betimleyici eylem kln (aktionsart) asndan ksaca deerlendirildiinde; bil- eyleminin yeterlilik, bir- tamamlanma, kal- ve yat- eylemleri sreklilik, kr- istek veya rica, tur- ve tut- ise sreklilik anlamlarn kazandrdklar grlmektedir. Ayrca bu eylemlerden drd geili (bil-, bir-, kr-, tut-) ve drd geisiz (kal-, tur-, u-, yat -) eylemdir. kinci gruptaki eylem birlemeleri, drt rnekteki tip ay- dnda onbir rnekte karmza kmaktadr. Ula veya zaman eki alm olmalarnn nemli olmad belirleyici eylemlerde yakn anlam veya anlamsal btnlk esastr. Betimleyici eylemlerde ekimli durumdaki ikinci eylem esas eylemi kln (aktionsart) asndan betimlerken, belirleyici eylemler gerek anlamlarn koruyarak birbirlerini tamamlamaktadr.

Aklamalar
1. Baz grler iin bk. lmez 2003, Banguolu 2004: 404-414, Ergin 1985: 665672, Gabain 1953: 1-28, Haceminolu 1991: 255-276 ve Korkmaz 2003: 606641. Bunlar dnda Scharlippin yeni Uygurcada ulatan sonra yardmc eylem olarak kullanlan ve kendisinden nceki eylemi farkl tarzda ierik bakmndan deitiren eylemlerin ilevleri hakkndaki (Berlin 1984) balkl incelemesi ile Schnigin, sadece Tatarcadaki birleik eylemleri deil, birleik eylemler hakkn-

107

bilig, Bahar / 2009, say 49

2.

3.

4.

5.

6.

daki genel gr ve dnceleri de ieren (1984) almas bu konudaki dikkate deer iki nemli eserdir. Bu grmz Zhal lmezin (2003: 102) gryle rtmektedir. Ayrca Ercilasun Kutadgu Bilig Grameri-Fill (1984: 49-51) adl incelemesinde Trkedeki birleik eylem meselesine deinmenin yannda yardmc eylem ile bildirme grevini stlenen yardmc eylemleri hakl olarak birbirinden ayrmaktadr. Ayrca bk. Banguolu 2004: 410. Gereklerin eii anlamndaki Atabetl-Hakayk, muhtemelen bugn zbekistan snrlarndaki Semerkand ehrinin yaknlarnda bulunan Yknek adl bir kyden olan Edib Ahmed tarafndan 12. yzylda trki (473. dize) veya kaari (499. ve 501. dizeler) dilde kaleme alnmtr. 512 dizeden (40 beyit ve dierleri drtlkler biiminde) oluan tler kitabdr. Eser hakknda daha fazla bilgi iin bk. Arat 1951: 5-39. Schnigin (1984) deyimiyle bu, Spezifizierung der Hauptverbvernderung (esas eylemdeki deiimin belirlenmesi) veya Phasenspezifizierung (aama belirlemesi) biimindedir. DLTde u- kudreti olmak, gc yetmek eylemi arpasz at aumas, arkasz alp eri syumas arpasz at koamaz, yardmcs olmayan yiit, asker yenemez (I-123), arkasz er eri syumas yardmcs olmayan yiit, asker yenemez (I-128) ile ta srumasa pmi kerek ta sramayan pmeli (I-163) olmak zere atasznde bitiik yazlmtr. ki kaytta ise kalplam olarak bulunmaktadr: uana gcn yettiince (II 44) ve uan Tengri her eye gc yeten Tanr (I 77). Devrin dier eseri Kutadgu Biligde (5863. beyit) sern uma- sakinliini koruyabilmek rneinde esas eylemden ayr yazlmtr.

Kaynaklar ve Ksaltmalar
Akaln, Mehmet (1988). Tarih Trk iveleri. Ankara: Trk Kltrn Aratrma Enstits Yay. (1928) = Rachmatullin, G. R., Die Hilfsverben und Verbal-adverbien im Altaischen. Weimar. (= Ayr basm: Ungarische Jahrbcher, Band VIII, Heft ) (1951). Atebetl-Hakayk. stanbul: TDK Yay. (1979). Kutadgu Bilig III. ndeks. Haz. Kemal Eraslan, Osman Fikri Sertkaya ve Nuri Yce. stanbul: Trk Kltrn Aratrma Enstits Yay. Banguolu, Tahsin (1938). Altosmanische Sprachstudien zu Sheyl- Nevbahar. Breslau: Pries Verlag. (2004). Trkenin Grameri. 7. Bask. Ankara: TDK Yay. (1. Bask 1959).

108

Merhan, Atabetl-Hakaykta Birleik Eylemler

aatay, Saadet (1942). Uygurcada Hendiadyoinler. Trk Leheleri zerine Denemeler. (1978). Ankara: Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Yay. 29-66. (1947). Eski Osmanlcada Fiil Mtaklar III Gerundifler. Trk Leheleri zerine Denemeler. (1978). Ankara: Ankara niversitesi Dil ve TarihCorafya Fakltesi Yay. 235-252. Deny, Jean (1941). Trk Dili Grameri (Osmanl Lehesi). ev. Ali Ulvi Elve. stanbul: TDK Yay. DLT = Besim Atalay (1988). Divan Lgat-it-Trk Tercmesi I-III. Ankara: TDK Yay. Ercilasun, Ahmet Bican (1984). Kutadgu Bilig Grameri-Fiil. Ankara: Gazi niversitesi Yay. Ergin, Muharrem (1985). Trk Dil Bilgisi. stanbul: Boazii Yay. Gabain, Annemarie von (1950). Alttrkische Grammatik, Leipzig: Harrassowitz Verlag. (1953). Verbalkompositionen im Trkischen. TDAY Belleten: 1-15. Haceminolu, Necmettin (1991). Trk Dilinde Yap Bakmndan Fiiller. Ankara: Cnk. Haceminolu, Necmettin (2003). Karahanl Trkesi Grameri. Ankara: TDK Yay. KB = Reid Rahmet Arat (1991). Kutadgu Bilig I. Metin ve II. eviri. Ankara: TDK Yay. Korkmaz, Zeynep (1959). Trkiye Trkesinde ktidar ve mkn Gsteren Yardmc Fiiller ve Gelimeleri. TDAY Belleten: 107-124. (2003), Trkiye Trkesi Grameri (ekil Bilgisi). Ankara: TDK Yay. KT = Aysu Ata (2004). Trkede lk Kuran Tercmesi (Rylands Nshas). Ankara: TDK Yay. lmez, Zhal (2003). aataycada Yardmc Eylemler ve Deyimler zerine. Dil ve Edebiyat Aratrmalar Sempozyumu 2003 Mustafa Canpolat Armaan. Yay. Haz. Aysu Ata ve Mehmet lmez. Ankara: [yaynevi yok]. Scharlipp, Wolfgang-Ekkehard (1984). Auxiliarfunktionen von Hauptverben nach Konverb in der neuuigurischen Schriftsprache von Sinkiang. Berlin: Klaus

Schwarz Verlag.
Schnig, Claus (1984). Hilfsverben im Tatarischen: Untersuchungen zur Funktionsweise einiger Hilfsverbverbindungen. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag.

109

bilig, Bahar / 2009, say 49

(1996).Komplexe Verben im Babur-name (Haidarabad-Kodex). UralAltaische Jahrbcher Neue Folge, Band 14. 206-217. Tekin, Talat (2003). Orhon Trkesi Grameri. stanbul: Trk Dilleri Aratrmalar Dizisi. (2006). Orhon Yaztlar. Ankara: TDK Yay. Tulum, Mehmet Mhur (1997). zbekede Tasvir Yardmc Fiilleri. Doktora Tezi. stanbul: stanbul niversitesi.

110

Compound Verbs in Atabetl-Hakayk


Aziz Merhan

Abstract: Compound verbs are an area of Turkish yet to be enlightened. This study, a contribution in the way of a solution to this matter, is about compound verbs in Atabetl-Hakayk, Edib Ahmets work of the 12th century, introduced by Reit Rahmeti Arat to the world of science. Although Arat states that very few auxiliary verbs are used in the work (four auxiliary verbs, which are bil-, u-, bir-, and tur), we think this information is inadequate. The verbs Arat names as auxiliary words are descriptive verbs to us. These kinds of verbs determine in terms of aktionsart the meanings of main verbs that have lost their real meanings and have taken a converb. According to our study, there are eight descriptive verbs in Atabetl-Hakayk. The other group of compound verbs consists of compound verbs where the first verb in adverb form is protodescriptive, and the real meaning is conveyed by the second verb. Key Words: Atabetl-Hakayk, Karahanidish, compound verbs, descriptive verbs, protodescriptive verbs.

Yldz Teknikal University, Faculty of Science and Letters, Department of Turkish Language and Literature / STANBUL azizmerhan@gmail.com

bilig Spring / 2009 Number 49: 101-112 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


A M*
: . , , , 12- , . , Aa ( bil-, u-, bir-, tur-), , . . , . , , . : , , , , .

, , / azizmerhan@gmail.com

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 101-112 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Sosyal Bilgiler retmenlerinin Okul, Aile ve Toplum likileri Yeterlik Alanna likin Grleri ve z Deerlendirmeleri
Mustafa Kemal ztrk
zet: Bu almann amac; okul, aile ve toplum ilikileri yeterlik alanna ilikin olarak sosyal bilgiler retmenlerinin grlerini ve z deerlendirmelerini belirlemektir. Aratrmalarn verileri 124 sosyal bilgiler retmeninden elde edilmitir. Yeterlik alan ve bu alanlara ilikin alt yeterlikler, hiyerarik dorulayc faktr analizi ile test edilmitir. Elde edilen sonulara gre, sosyal bilgiler retmenlerinin mesleki yeterlik olarak retme-renme sreci yeterlik alanndan sonra okul, aile ve toplum ilikileri yeterlik alann en nemli yeterlik alan olarak deerlendirdikleri grlmektedir. z deerlendirme sonularna gre ise; sosyal bilgiler retmenlerinin kendilerini yeterli grmeleri dikkate alndnda okul, aile ve toplum ilikileri yeterlik alannn nc srada program ve ierik bilgisi yeterlik alannn ise son srada yer ald grlmektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler retmeni, retmen yeterlikleri, z deerlendirme

Giri lkelerin her alanda kalknmas ile eitime verdikleri nem arasnda gl bir ilikinin olduu bilinmektedir. Eitimde retmenlerin iyi yetimi olmalarnn ve zaman ierisinde kendilerini yenilemelerinin ayr bir yeri vardr. Nitelikli insan yetitirme abas gnmzde daha da nemli bir hale gelmitir. Bu yetitirme abas ierisinde en byk grev retmene dmektedir. retmenlerin hizmet ncesinde iyi yetimi olmas ve hizmet srasnda kendilerini yenilemeleri eitimin de kalitesini artracak unsurlardr. Toplum kalknmasnda retmenlere bel balama, kuaklar onlarn yaratacana inanma, retmenlii kutsal bir meslek olarak kabul etme, onu ana meslek sayma eilimleri zamanmza kadar canlln korumutur (Ertrk 1972: 12-24).
Eitim kalitesinin ve retmenlik mesleinin niteliinin ykseltilmesi, retmen yetitirme kurumlarnn ve eitim kurumlarnn politikalarnn belirlenmesi ncelikle retmenlerin mesleki yeterliklerinin gelitirilmesi ile olanakl

Hacettepe niversitesi, Eitim Fakltesi, lkretim Blm / ANKARA mkozturk@hacettepe.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 113-126 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

dr. Etkili okul, iyi okul kavramlar temele alnarak yaplan aratrmalar, okullarn kalitesinin o okullarda alan retmenlerin zellikleriyle ilikili olduunu ortaya koymaktadr (Gven 2005, ahin 2008). retmenin deien rolleri, retme kuramlarndaki yenilikler ve deimeler dikkate alnarak, geerli ve gvenilir yntemlerle belirlenmi yeterlik ereveleri retmenlerin hizmet ncesi ve hizmet ii eitim programlarn ekillendirebilir, meslee girite ve retmenlerin deerlendirilmesinde bir ltler takm olarak kullanlabilir (ahin 2004: 62). Gelimi lkelerde retmenlik mesleiyle ilgili standart gelitirme almalar hem retmen birlikleri hem de ulusal kurumlar tarafndan yaplmaktadr (Ta 2004: 31). Bu amala Trkiyede eitli dnemlerde Milli Eitim Bakanl ve Yksek retim Kurulunca retmen yeterlikleri ve retmenlerin deerlendirilmesine ilikin aratrmalar yaplmtr (Barth vd. 1997, MEB 2005a). Eitim sisteminin baars byk lde, bu sistemi iletecek olan retmenlerin gerekli niteliklere sahip 'olmas ile mmkndr (Senemolu 1989). retmen eitimine ve retmenlerin mesleki standartlarnn gelitirilmesine ynelik almalar lkemizde olduu gibi baka lkelerde de yaplmaktadr. rnein ngiltere ve Gallerde TTA (Teacher Training Agency) zellikle retmenlerin mesleki standartlarnn gelitirilmesinin retmenlerin mesleki becerilerini ve rencilerin renmesini gelitireceine iaret etmektedir (OECD 1998: 23). Yeterlik duygusu bilisel mekanizmalar tarafndan dzenlenen ve oluturulan bir davrantr (Leyser vd. 2002: 54 ). retmen yeterlikleri ve mesleki geliimi etkileyen iki nemli etkenin gz nnde bulundurulmas gerekir: (1) retmeni meslek adan gelitiren ve motive eden geler, (2) retmen yeterlik alanlarnn uygulamada yer bulmas (Guskey 2002: 383). Trkiyede retmen yeterlikleri ile ilgili olarak yaplan almalarn en kapsamllarndan biri de Milli Eitim Bakanl retmen Yetitirme ve Eitimi Genel Mdrlnce yaplm olan "retmenlik Meslei Genel Yeterlikleri" almasdr. Bu alma sonucunda retmenlik meslei genel yeterliklerinin bileenleri A-Kiisel ve Mesleki Deerler - Mesleki Geliim, B-renciyi Tanma, C-renme ve retme Sreci, D-renmeyi, Geliimi zleme ve Deerlendirme, E-Okul-Aile ve Toplum likileri, F- Program ve erik Bilgisi olarak alt blmden olumaktadr (MEB 2005b, 2006). retmenlik meslei genel yeterliklerinde belirlenen niteliklere sahip bir retmenin olabilmesi, hizmet ncesinde iyi bir eitim alm olmas, retmenlik grevini yerine getirirken kendini yenilemesi ve etkili bir iletiim kurmas-

114

ztrk, Sosyal Bilgiler retmenlerinin Okul, Aile ve Toplum likileri Yeterlik Alanna likin Grleri

na baldr. Ksaca, retmeni yetitiren kurum, retmenin grev yapt okul ve paydalar ile evre bu yeterliklere sahip olmada nemli bir yer tutar. retmen adaylar yetitirilirken ve mevcut retmenlere hizmet ii eitim verilirken gz nne alnan baz konular mevcuttur. Bu konular arasnda retmenlerin mesleki geliimlerini salamas, renciyi tanmalar, renme ve retme sreci konusunda donanml olmalar, renmeyi geliimi izleme ve deerlendirmeleri, program ve ierik bilgisine hakim olmalar yer almaktadr. Elbetteki bu almalarn yeterli olduu da sylenemezken okulaile ve toplum ilikileri zaman zaman daha kolay gz ard edilebilmektedir. Halbuki evreyi tanmadan korumak ve evre olanaklarn gz ard ederek eitimden sz etmek mmkn deildir.

Ama Milli Eitim Bakanl tarafndan yaplan almada, retmenlik meslei genel yeterlikleri alt yeterlik alanndan olumaktadr. Farkl branlardaki retmenlere gre bu yeterlik alanlarnn nem sras deiebilmekte ve retmenler bu alt yeterlik alanna gre kendilerini farkl yeterlikte grebilmektedirler. Bu farkllklar ve sosyal bilgiler retmenleri iin ayr bir nem tayan evreyi tanma, koruma ve evre olanaklarndan yararlanma dorultusunda aadaki sorulara cevap aranmtr.
Sosyal bilgiler retmenlerine gre retmenlik meslei genel yeterlik alanlarnn nem sralamas nasldr? Okul, aile ve toplum ilikileri yeterlik alannn dier yeterlik alanlar ile ilikisi nasldr? Sosyal bilgiler retmenlerinin z deerlendirme sonularna gre yeterlik profilleri nasldr?

Yntem lme aracnn pilot uygulamasnda, payda grlerinin belirlenmesi esnasnda payda grlerini elde etmek amacyla "aday lme arac" 3108 paydaa ve retmenlerin yeterlik performanslarnn belirlenmesinde ise yaplandrlm lme arac" Milli Eitim Bakanlnca 2216 retmene uygulanmtr. Bu almada Milli Eitim Bakanlnca alt ilde (Ankara, Bolu, Hatay, zmir, Kocaeli, Van) 72 farkl ilkretim okulunda grev yapan 124 sosyal bilgiler retmenine ait l derecelenmi bir form ile retmenlik meslei genel yeterliklerinin alt boyutlarna ilikin elde edilen veriler kullanlmtr.
Yeterlik alanlar ve bunlarn nem dzeylerinin belirlenmesinde alt yeterlik alan ve bu alanlara ilikin alt yeterlikler, hiyerarik dorulayc faktr analizi ile test edilmitir. Her bir yeterlik alan yaplandrlm lme arac ile llen
115

bilig, Bahar / 2009, say 49

birer eitsel yapdr. Bu tr yaplarn llmesinde ise dorulayc faktr analizi ska kullanlr. Bununla birlikte hiyerarik dorulayc faktr analizi, yeterlik alanlarnn nem dzeylerini elde etmekte ideal bir yntemdir (Byrne 1998: 78, Yurdugl vd. 2008: 289). Model zmlemesi, 124 sosyal bilgiler retmeninden elde edilen veriler zerine yaplandrlmtr. Model-alt yeterlik uyumunda ise baz alt yeterliklerin farkl ana yeterlik iinde ancak ayn ierikte olmas nedeniyle ilikili hatalar retmitir Tablo 1e bakldnda; A1 ve B3 alt yeterliklerinin benzer olduu grlmektedir. Baz alt yeterliklerin ise model uyumunu bozduklar gzlenmitir. Bu nedenle A1, C5, C6, C7 ve F1 alt yeterlikleri modelden kartlmtr. retmenlik meslei genel yeterliklerine 3l derecelendirilmi lme arac kullanlarak elde edilmitir. Genel yeterlik alanlarnn etki dzeyleri ve alt yeterlik alanlarnn ilgili ana yeterlik alanlaryla ilikileri belirlendikten sonra, sosyal bilgiler retmenlerinden z deerlendirmeleri sonucunda elde edilen veriler genel yeterliklere gre betimsel olarak deerlendirilmitir. Sosyal bilgiler retmenlerinin retmenlik yeterliine ynelik z deerlendirme verileri altl derecelendirilmi lme arac kullanlarak elde edilmitir.

Bulgular Sosyal bilgiler retmenlerinin grleri dorultusunda retmenlik mesleinin genel yeterlik ve boyutlarna ilikin faktriyel yaplarn sonular Tablo 1de ve bu ematik yaplar ise ekil 1de verilmitir. Tablo 1de i, standartlatrlm faktr yklerini (alt yeterlik ile yeterlik alanlar arasndaki iliki) ve i* ise standartlatrlmam faktr yklerini (alt yeterliklerin yeterlik alanlar zerindeki etki miktar-regresyon katsays) gstermektedir. Dier taraftan , yeterlik alanlarnn retmenlerin mesleki genel yeterlikleri zerindeki ilikisini, ise yeterlik alanlarnn yapsal gvenirliklerini (McDonald 1985: 28, Yurdugl 2006: 24) gstermektedir.
Tablo 1 ve ekil 1 incelendiinde, sosyal bilgiler retmenlerine gre retmenlik meslei genel yeterliklerine ait genel yeterliklerin hepsi etkili olarak deerlendirilmektedir. Sosyal bilgiler retmenlerine gre retmenlik meslei genel yeterlikleri ierisinde en nemli bileen "renme ve retme Sreci (C)" yeterlik alandr. retmenlik meslei genel yeterlikleri zerindeki etkilerine gre ikinci srada ise "Okul-Aile ve Toplum likileri (E)" yeterlik alan yer almaktadr. Dier yeterlik alanlarna bakldnda "renciyi Tanma (B)" nc, "renmeyi, Geliimi zleme ve Deerlendirme (D)" drdnc, "Kiisel ve Mesleki Deerler - Mesleki Geliim (A)" beinci srada yer almtr. Dier taraftan en dk etki ise "Program ve erik Bilgisi (F)" boyutunda gzlenmitir.

116

ztrk, Sosyal Bilgiler retmenlerinin Okul, Aile ve Toplum likileri Yeterlik Alanna likin Grleri

Elde edilen modele gre sosyal bilgiler retmenlerinin z deerlendirme verileri aratrlmtr. Sosyal bilgiler retmenlerinin elde edilen mesleki yeterliklere ilikin retmen grlerinin genel gvenirlik katsays 0,89 olarak elde edilmitir. Tablo 1de ise her bir alt yeterlik iin gvenirlikler elde edilmitir. Buna gre, B ve D alt yeterliklerine ilikin gvenirlik katsaylar ise, dk dzeyde elde edilmitir. Bu durum, her iki alt yeterlikte sosyal bilgiler retmenlerinin ok tutarl grler belirtmediini gstermektedir. Yaplandrlm retmenlik meslei genel yeterliklerine ilikin ara sosyal bilgiler retmenlerine yneltilmi ve elde edilen veriler z deerlendirme olarak adlandrlmtr. Tablo 2de sosyal bilgiler retmenlerinin z deerlendirme sonularna ilikin betimsel bulgulara yer verilmitir.
Tablo 1: Genel ve Alt Yeterlikler Arasndaki likiler ve Bunlarn retmenlik Meslei Genel Yeterlikleri zerindeki Etkileri Yeterlik Alanlar Alt Yeterlikler

A1. rencilere Deer Verme Anlama ve Sayg Gsterme A2. rencilerin, renebileceine ve Baaracana nanma A3.Ulusal ve Evrensel Deerlere nem Verme A. KSEL ve MESLEK A4.z Deerlendirme Yapma DEERLER MESLEK A5. Kiisel Geliimi Salama GELM A6. Meslek Gelimeleri zleme ve Katk Salama A7. Okulun yiletirilmesine ve Gelitirilmesine Katk Salama A8. Meslek Yasalar zleme, Grev ve Sorum. Yerine Getirme B1. Geliim zelliklerini Tanma B. B2. lgi ve htiyalar Dikkate Alma RENCY TANIMA B3. renciye Deer Verme B4. renciye Rehberlik Etme

0,28 0,04 0,75 0,06 0.63 0,80 0.67 0,58


117

0,32 0,01 0,49 0,03 0,47 0,05 0,80 0,05 0,54 0,03 0,68 0,09 0,61 0,05 0,18 0,06 0,66 0,07

bilig, Bahar / 2009, say 49

C1. Dersi Planlama C2. Materyal Hazrlama C3. renme Ortamlarn Dzenleme C. C4. Ders D Etkinlikler RETME ve Dzenleme RENME C5. Bireysel Fark. Dikkate SREC Alarak retimi eitlendirme C6. Zaman Ynetimi C7. Davran Ynetimi D1. lme ve De. Yntem ve Tekniklerini Belirleme D2. Deiik lme Tekniklerini Kullanarak rencinin Konu Alanndaki D. renmelerini lme RENMEY, D3. Verileri Analiz Ederek GELM Yorumlama, rencinin ZLEME ve Geliimi ve renmesi DEERLENDRME Hakknda Geri Bildirim Salama D.4 Sonulara Gre retme-renme Srecini Gzden Geirme E1. evreyi Tanma E2. evre Olanaklarndan Yararlanma E3. Okulu Bir Kltr Merkezi E. Olarak Grme OKUL, ALE ve E4. Aileyi Tanma ve TOPLUM LKLER Ailelerle likilerde Tarafsz Olma E5. Aile Katlm ve birlii Salama F1.Trk Mill Eitiminin Amalar ve lkeleri F2.zel Alan retim F. Program Bilgisi ve PROGRAM ve Uygulama Becerisi ERK BLGS F3. zel Alan retim Programn zleme-Deer. ve Gelitirme

0,25 0,04 0,25 0,15 0,29 0,07 0,92 0,72 0,67 0,03 0,25 0,02 0,64 0,08 0,74 0,06 0,90 0,47 0,80 0,83 0,69 0,14 0,73 0,12 0,74 0,10 0,65 0,10 0,21 0,08 0,56 0,15 0,70 0,55

0,69 0,06 0,28 0,09

118

ztrk, Sosyal Bilgiler retmenlerinin Okul, Aile ve Toplum likileri Yeterlik Alanna likin Grleri

ekil 1. Genel Yeterlikler ve Etkileri Tablo 2: Sosyal Bilgiler retmenlerinin z Deerlendirme Sonular Yeterlikler A B C D E F Genel Ortalama 83,50 86,19 79,47 78,10 80,29 75,82 80,56 Standart Sapma 0,14 0,15 0,34 0,18 0,46 0,21 0,60

z deerlendirme sonularna gre sosyal bilgiler retmenlerinin kendilerini en yeterli grdkleri alan renciyi Tanma (B) yeterlii olmutur. Dierleri srasyla, Kiisel ve Mesleki Deerler - Mesleki Geliim (A), Okul-Aile ve Toplum likileri (E), renme ve retme Sreci (C), renmeyi, Geliimi zleme ve Deerlendirme (D)dir. Genel yeterliklere etkisi bakmndan sosyal bilgiler retmenlerine gre en az etkili olduu dnlen Program ve erik Bilgisi yeterlik alan sosyal bilgiler retmenlerinin kendilerini en az yeterli grdkleri alan olmutur.
119

bilig, Bahar / 2009, say 49

Yorumlar, Tartma ve Sonu Elde edilen bulgulara gre, sosyal bilgiler retmenleri mesleki genel yeterlik olarak en nemli yeterlik alannnrenme-retme sreci ve okul-aile ve toplum ilikileri olarak grmektedirler. Bununla birlikte en az nemli grdkleri yeterlik alan ise program ve ierik bilgisidir.
Tablo 2 incelendiinde sosyal bilgiler retmenlerinin kendilerini yetersiz olarak grdkleri alan ierisinde ilk srada program ve ierik bilgisinin yer ald grlmektedir. Sosyal bilgiler retmenlerinin bu yeterlik alannda kendilerini en az yeterli grmelerinde program deiiklikleri yaplrken retmenlerin grlerinin alnmam olmasnn deitirilen programlarn ieriinin ve programn temel felsefesinin yeterince bilinmediinin etkisi byktr. Bu durum, program deiikliindeki srete dier retmenler iin de geerlidir (Bkmaz 2006: 105). Ortaya kan bu profil dorultusunda sosyal bilgiler retmenlerinin kendilerini en az yeterli grdkleri yeterlik alanlar srasyla, a) program ve ierik bilgisi; b) renmeyi, geliimi izleme ve deerlendirme; c) retme ve renme sreci; d) okul, toplum ve aile ilikileridir. Kendilerini yetersiz grmelerinde program deiiklii ile birlikte bir grup sosyal bilgiler retmeninin programn genel yapsn ve hangi zellikleri ile dier programlardan farkl olduunu bilmediklerinin etkisi nemli bir faktrdr. Yeni programlarn hazrlanmasnda retmenlerin grlerine yeterince yer verilmedii gibi bu programlarn uygulanmasnda da retmenlere yeterince destek verilmedii de bir gerektir (Gztok vd. 2005: 40). retmenlerin program ve ierik bilgisi dnda kendilerini gelitirmek istedikleri alanlar ierisinde renmeyi geliimi izleme ve deerlendirme alan ikinci srada yer almaktadr. Bu alandaki eksiklerin temel kaynann hizmet ncesinde alnan lme ve deerlendirme derslerinin ve yntemlerin sosyal bilgiler retmenlerin ihtiyalarn karlamada yetersiz olduu dnlebilir. Gztok ve dierlerinin (2005) yapm olduu aratrmaya gre retmenler kendilerini lme ve deerlendirme alannda en yetersiz grmektedirler. Dilvere gre (1994) hizmet ncesinde alnan meslek derslerini yetersiz bulan retmenlerin oran %78.66dr. Bu almada vurgulanmas gereken bir dier konu ise, sosyal bilgiler retmenleri, mesleki yeterlik olarak en nemli yeterlik alanlarnn renmeretme sreci ve okul-aile ve toplum ilikileri olarak deerlendirmi olmalardr. Okul-aile ve toplum ilikilerinin bu denli nemli kabul edilmesinin bir nedeni ise bu yeterlik alannda tanmlanan alt yeterlik alanlar olduu dnlebilir. Bu alt yeterlik alanlarndan bazlar evreyi tanma, evre olanaklarndan yararlanma eklindedir. Bu kavramlar ise sosyal bilgiler retmenlerinin nemli gerekliliklerindendir. Sosyal bilgiler, insan ile evresi ara120

ztrk, Sosyal Bilgiler retmenlerinin Okul, Aile ve Toplum likileri Yeterlik Alanna likin Grleri

sndaki karlkl etkileimi konu alr (Yazc vd. 2003: 158). zellikle yaplandrmac renme yaklamnda evre, sosyal bilgiler renme alan iin bir renme ortam ve bir retim materyali olarak ska ele alnr (Doanay 2002: 1). Bu yeterlik alann okul, aile ve evre etkileimi olarak deerlendirmek de mmkndr. Nitekim evreyi tanma, evre olanaklarndan yararlanma alt yeterlikleri bu kapsamda ele alnabilir. Bu alt yeterlik alanlarna ait performans gstergeleri ise aadaki gibidir. E1.1. Bulunduu evreyi tanr. E1.2. Bulunduu evrenin zelliklerini ve gereksinimlerini inceler ve kaydeder. E1.3. Ders planna evrenin zelliklerini yanstr. E1.4. evre gezileri planlar (mze, fabrika, doal gzellikler vb.). E1.5. evre gezilerini gerekletirir. E1.6. Bulunduu evrenin zelliklerine gre zel alan retim programna farkl niteler ya da konular ekler. E1.7. Bulunduu evrenin sorunlarna kar duyarldr. E2.1. retmen, evrede bulunan sanayi, ticaret, tarm v.b. meslek alanlarnn yetkililerini ilgili olduklar derslere davet eder E2.2. evrede bulunan kurum, kurulu ve doal ortamlar eitim amal kullanr. E2.3. Okul ynetimi ile ibirlii yaparak mezunlarn okula katk salamalar iin aba harcar. E2.4. Sivil toplum kurulular, toplum liderleri, eitim liderleri vb. ile ibirlii yapar. E2.5. Bulunduu evreye zg materyalleri kullanarak retim srecini zenginletirir. E2.6. Okul geliim - ynetim ekiplerinin kurulmasnda ve almalarnda grev alr. Yukardaki performans gstergeleri incelendiinde aslnda corafyann konusu olan insan doal evre ilikilerinin nemli lde ele alnd grlmektedir. Bu konular ierisinde insan doal evre etkileimi, evre olanaklarndan yararlanma, gezigzlem, evre ekonomisi gibi alanlar kapsamasnn yannda evre sorunlar ve bu sorunla mcadele gibi konularn da varl dikkat ekmektedir. Nitekim corafya, corafi yeryz olaylar arasndaki ilikileri, bunlarn dal dzeni ve bu daln nedenlerini aratran bilim
121

bilig, Bahar / 2009, say 49

dal olup corafi dncenin temelini de insan oluturmaktadr (Doanay 1994: 1). ahine gre (1998:3) corafya, insann iinde yaad evrenin doal zelliklerini, insan doal evre etkileimini ve bu etkileimin sonucu insann ortaya koyduu beeri ve ekonomik etkinlikleri kendi prensipleri erevesinde inceleyerek sonularn aklayan bir bilim daldr. Bu tanmlardan da anlalaca gibi corafyann konularn insan ile doal evre ve bunlar arasndaki karlkl etkileim oluturmaktadr. Sosyal bilgiler retmenlerinin, kendilerini yeterli grmeleri dikkate alndnda alt yeterlik alanndan biri olan okul, aile ve toplum ilikileri yeterlik alannn drdnc srada yer ald grlmektedir. Bu yeterlik alann en nemli ikinci alan olarak gren sosyal bilgiler retmenlerinin bu alanda kendilerini ok yeterli grmemeleri de dikkat ekicidir. Okul, aile ve toplum ilikileri yeterlik alanna ilikin sosyal bilgiler retmenlerinin grleri olduka nemli olduu ynnde deerlendirilebilirken bu yeterlik alannda da retmenlerin kendilerini gelitirmelerinin gerektii sylenebilir. Eitimin kalitesinin artrlmas iin retmen yetitirmenin neminin daha fazla anlalmas gerektii aktr. Buna ek olarak yaplabilecek almalardan biri de retmenlerin kendilerini eksik hissettikleri genel yeterlik alanlarndan herhangi birinde retmenlere gereken destein salanmas zorunluluudur. Bu destek sadece klasik hizmet ii eitim kurslar olarak dnlmemelidir. Okullarda retmenlere ynelik dzenlenecek seminerler, niversitelerce ya da eitli eitim kurumlarnca dzenlenen sempozyumlara retmenlerin aktif olarak katlmas ve eitim faklteleri ile yaplacak i birlii bu sorunun zmnde nemli bir katk salayacaktr. Programlarn ileyiindeki eksikliklerin, aksayan ynlerin retmen grleri de alnarak deitirilebilecei gibi, retmenlerin yetitirilmesinde sosyal bilgiler retmenlerine ynelik lme deerlendirme yntemlerine daha etkin bir biimde yer verilmesi zorunludur. Programlarn hazrlanmasnda sosyal bilgiler retmenlerinin daha fazla katlmc olmalar ve retmenlerin evre olanaklarn daha etkin kullanmalar iin brokratik engellerin ortadan kaldrlmas, geziler iin Milli Eitim Bakanlnca daha fazla kaynak sunulmas, sosyal bilgiler retmenlerinin grevli olduklar okullarda, ilelerde ya da illerde kendilerini yetersiz grdkleri alanlar iin her an destek alabilecekleri birimlerin kurulmas sosyal bilgiler retmenlerinin kendilerini gelitirmelerinde byk bir rol oynayacaktr.

122

ztrk, Sosyal Bilgiler retmenlerinin Okul, Aile ve Toplum likileri Yeterlik Alanna likin Grleri

Kaynaklar
Barth, L. James ve Abdullah Demirta (1997). lkretim Sosyal Bilgiler retimi. Ankara: YK-World Bank. MEGEP. Bkmaz, F. Hazr (2006). Yeni lkretim Programlar Ve retmenler. A. .Eitim Bilimleri Fakltesi Dergisi 39(1): 99-116. Byrne, Barbara (1998). Structural Equation Modelling with LISREL, PRELIS, and SIMPLIS: Basic Concepts, Applications, and Programming. Mahwah, NJ: L. Erlbaum. Dilver, H. Hseyin (1994). Trkiyede retmen Yetitirme ve stihdam artlar. Ankara: Milli Eitim Bakanl Yay. Doanay, Hayati (1994). Trkiye Beeri Corafyas. Ankara: Gazi Bro Kitabevi. (2002). Corafya retim Yntemleri. stanbul: Aktif Yay. Ertrk, Selahattin (1972). Eitimde Program Gelitirme. Ankara: Yelkentepe Yay. Gztok, F. Dilek, . Erkan Akgn ve . Cem Karacaoglu (2005). Yeni lkgretim Programlarnn Uygulanmasna gretmenlerin Hazrlanmas. 14-16 Kasm 2005 Egitimde Yansmalar: VIII, Yeni lkgretim Programlarn Degerlendirme Sempozyumu Bildiri Kitab. 17- 41. Guskey, Thomas (2002). Professional Development And Teacher Change. Teachers and Teaching: Theory and Practice 8 (3-4): 381-391. Gven, smail (2005). Sosyal Bilgiler retmenlerinin Mesleki Geliim Ve Yeterlikleri. Bilim ve Akln Aydnlnda Eitim Dergisi 60: 31-39. Leyser, Yona and Cheruta Wertheim (2002). Efficacy Beliefs, Background Variables and Differentiated nstruction Of Israeli Prospective Teachers. The Journal of Educational Research 96 (1): 54-63. McDonald, R. (1985). Factor Analysis And Related Methods. Hillsdale. N J: Erlbaum. MEB. (2005a). Okulda Performans Ynetimi Modeli. Eitimi Aratrma ve Gelitirme Dairesi Bakanl (EARGED). Ankara. (2005b). Temel Eitime Destek Program, retmenlik Meslei Genel Yeterlikleri almas Pilot Uygulama Ulusal Raporu. T.C. MEB retmen Yetitirme ve Eitimi Genel Mdrl. (2006). retmenlik Meslei Genel Yeterlikleri. T.C. MEB retmen Yetitirme ve Eitimi Genel Mdrl. OECD. (1998). Staying Ahead. In Service Training and Teacher Professional Development. Paris: OECD Publications. Senemolu, Nuray (1989). Orta retime retmen Yetitirmede Alan Bilgisi Bakmndan Fen- Edebiyat Ve Eitim Fakltelerinin Etkililii. H.. Eitim Fakltesi Dergisi 4: 109- 126.

123

bilig, Bahar / 2009, say 49

ahin, A. Ekber (2004). retmen Yeterliklerinin Belirlenmesi. Bilim ve Akln Aydnlnda Eitim Dergisi 58: 58-62. (2008). A Qualitative Assessment of the Quality of Turkish Elementary Schools. Egitim Arastirmalari-Eurasian Journal of Educational Research 30: 117-139. ahin, Cemalettin (1998). Corafyaya Giri. Ankara: Gndz Eitim Yay. Ta, A. Menti (2004). Sosyal Bilgiler retmenlii Eitimi Program Standartlarnn Belirlenmesi. A. .Eitim Bilimleri Fakltesi Dergisi 37(1): 28-54. Yazc, Hakk ve Osman Samanc (2003). lkretim rencilerinin Sosyal Bilgiler Ders Konular le lgili Baz Kavramlar Anlama Dzeyleri. Milli Eitim Dergisi 158: 83-90. Yurdugl, Halil (2006). Paralel, Edeer Ve Konjenerik lmelerde Gvenirlik Katsaylarnn Karlatrlmas. A.. Eitim Bilimleri Fakltesi Dergisi 39(1): 1537. Yurdugl, Halil ve Petek Akar (2008). rencilerin Teknolojiye Ynelik Tutum lei Faktr Yaplarnn ncelenmesi: Trkiye rnei. lkretim Online 7(2): 288-309.

124

The Opinions and Self-Evaluations of Social Studies Teachers Concerning the Competency Area of School, Parents and Society Relations
Mustafa Kemal ztrk
Abstract: The purpose of this study is to investigate teachers opinions on the competency area of school, parents, and society relations and their self-evaluation in this competency area. Data were gathered from 124 social studies teachers. Main competencies and sub-competencies were tested by using hierarchical confirmatory factor analysis. The results indicated that social studies teachers regard school, parent and society relations as the most significant competency area following the competency area of teaching-learning processes. The self-evaluation results revealed how competent teachers felt in a variety of competency areas. According to these results, school, parents, and society relations competency area ranked third, and curriculum and content knowledge" emerged as the area teachers felt least competent in. Key Words: Social studies teacher, teacher competencies, selfevaluation.

Hacettepe University, Faculty of Education, Department of Elementary Education / ANKARA mkozturk@hacettepe.edu.tr

bilig Spring / 2009 Number 49: 113-126 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

c ,
M
: , . 124 . . , , " ". , , , " . : , . ,

, , / A mkozturk@hacettepe.edu.tr

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 113-126 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar, Srdrebilme mknlar ve Koruma Bilinleri
Hlya Pilanc*
zet: Ana dilinin toplumsal ilevleri, gnmzde, iinde bulunan gmen gruplarla kltrel eitlilik barndran lkeler asndan byk nem tar hle gelmitir. Gmenler tarafndan var olmann bir simgesi olarak kabul edilen ana dilinin, iinde bulunduu ounluk tarafndan ulusal deerlere ve toplumsal uyuma tehdit oluturduu ynnde grler ileri srld grlmektedir. Bu almada, bir aratrma sonucunda elde edilen veriler nda, Avrupa lkelerinde bulunan yaklak 4 milyon Trkn, Avrupada gelimekte olan yeni ortamda ana dilleri Trkeyi korumak ve srdrebilmek iin sahip olduklar zellikler tartlmaya allacaktr. Anahtar Kelimeler: Dil, ana dili, uluslararas g, Trke, Avrupada Trke.

Giri Avrupa lkelerinde bulunan yaklak 4 milyon Trkn sahip olduklar zelliklerin, Trkeyi korumak ve srdrebilmek iin ne derece yeterli olacann ele alnd bu almada geen Trkeyi kullanma ortamlar ile aile ii, okul, i yeri ve arkada evresi; Trke yeterlikleri ile anlama, okuma, konuma ve yazma yeterlikleri; Trkeyi srdrebilme imknlar ile yazl ve szl dilin sz konusu olduu televizyon, radyo, gazete, bilgisayar, telefon, faks gibi iletiim aralar ve bunlarn internet, VCD, CD, DVD, kasetalar, MP3 player gibi alt donanmlar ifade edilmektedir. almann verileri, 2005-2007 yllar arasnda Anadolu niversitesi adna yaptmz Avrupada Trke adl bir dizi aratrmann makalenin konusuyla ilgili olan blmne dayanmaktadr.1 Sz konusu aratrma ile ilgili almalar 2005 ylnda balatlmtr. almann banda yaplan yerli ve yabanc literatr taramas; bu konuyla ilgili olan almalarn daha ok 2. kuan ana dili ve eitim sorunlarna ynelik olarak ve lkeler baznda yapldn gstermitir. Bu nedenle aratrmann k noktas, Avrupa lkelerindeki Trklerin eitim ve ana dili sorunlarn daha
*

Anadolu niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ESKEHR hpilanci@anadolu.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 127-160 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

geni bir corafyada ortaya koymann yannda; sorunlara somut zmler iin gerekli olan verileri elde etmek, olarak ifade edilebilir. Aratrmann amac: Genel olarak, aratrmann temel amac, bir fizibilite almas yaparak Avrupa lkelerinde yaayan Trklerin, Trkeyi kullanma ve srdrebilme imknlarn belirleyecek nicel ve nitel verileri salamak, ortaya kacak gereksinimi giderebilecek eitim modellerini gelitirmektir. Aratrma alan: Aratrmann evrenini, Avrupa dndan yaklak 25 milyon (European Communities 2006) gmen barndran Avrupa lkelerinde bulunan yaklak 4 milyon Trk oluturmaktadr. Evrenin bykl dolaysyla toplumsal aratrmalarda uygulanan amal rneklem zerinde alma yntemi tercih edilmitir. rneklem tespitinde iki aamal yntem izlenmitir. 1. aamada, Trklerin youn olarak bulunduu Norve, Danimarka, Almanya (Kln-Berlin), Belika, Hollanda, Fransa ve ngiltere olmak zere toplam 7 Avrupa lkesi aratrmann ilk rneklem alann oluturmutur. Almanyada bulunan Trk nfusunun younluu nedeniyle iki ayr blgede alma yaplmtr.2 2. aamada asl rneklem grubunu oluturacak gruplarn ve bireylerin youn olarak bulunduklar ortamlarn tespiti yaplmtr. Bylelikle 1. kuak iin evler, dernekler, lokaller ve pazar; 2. kuak iin eitli i yerleri, sivil toplum rgtleri, Trklerle ilgili eitli kurum ve dernekler, Trk retmen dernekleri; 3. kuak iin Trk ocuklarnn youn olarak bulunduu okullar, kafeteryalar, eitli i yerleri nfusun karakteristik zelliklerini en st dzeyde temsil edebilecek gruplarn bulunduu ortamlar olarak tespit edilmitir. Aratrmann zgn deeri: Bu almann zgn deerini, kapsad geni alan ve hedef kitlenin gereksiniminin yerinde incelenmesi ve sorgulanmas oluturmaktadr. Ana diline kar gsterilen bireysel ve toplumsal tutumlarn, iinde bulunulan lkenin artlarnda doal olarak ne derece gerekleebilir olduunun deerlendirilmesini salayacak verilerin elde edilmi olmas da bu aratrmann zelliklerinden biridir. Aratrmann yaygn etkisi: Aratrmadan elde edilen nicel ve nitel veriler, hedef kitleye ynelik olarak uygulamaya geirilen Anadolu niversitesi Trke Sertifika Program sisteminin yaplandrlmasnda kullanlmtr.3 Trke Sertifika Program, Avrupa Birlii Grundtvig Projeleri kapsamnda almakta olduumuz, Eliminating Language Barriers in European Prisons through Open and Distance Education Technology adl projenin de rnek uygulamas olarak yer almaktadr.4 Yntem ve veri toplama aralar: Sz konusu aratrmann kapsam parametreleri dorultusunda yaplan analiz, hem nicel hem de nitel verilerle desteklenmitir. Nicel aratrma kapsamnda: 1. Katlmclarn ya, cinsiyet, eitim durumu, meslek gibi genel zellikleri 2. Aile ii, okul, i yeri ve arkada evresinde Trkeyi kullanma sklklar 3. Televizyon, gazete, cep telefonu, faks, dvd, cd, yazc, mp3,
128

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

radyo/kaset, adsl balants, kablolu internet, evirmeli hat gibi yazl ve szl dili kullanma imknlarnn neler olduunun belirlenmesi amalanmtr. Bu amala katlmclar zerinde zgl kesitli bir anket uygulanmtr. lk anket, Avrupadan Trkiyeye izin iin gelen Trklerden oluan bir rneklem grubuna uygulanmtr. Gerekli dzeltmelerden sonra Danimarka ve Norvee 500er, dier lkelere 1000er anket gnderilmi; 200 anket yedek olarak oranlara gre eklenmitir. Anketler, Avrupa lkelerindeki Trklere, bulunduklar lkelerdeki Trk Bykelilikleri, sivil toplum kurulular araclyla ulatrlm ve anketrler tarafndan uygulanmtr. Anketler, 17 ya zerinde ve bulunduklar lkelerde 1, 2. ve 3. kuak olan Trklere uygulanmtr. Ulatrlan 6200 anketin, 4200 uygulanarak geri dnm ve analiz edilmitir. Aratrmann nitel boyutunda, Avrupa lkelerindeki Trklerin toplumsal yaps belirlenmeye allmtr. Nitel analiz boyutunda aratrlmas planlanan belirli insan topluluklarnn ilikilerini ve davranlarn, bulunduklar doal ortamnda incelemek, gzlemlemek, belgelemek ve yorumlamak olarak tanmlanan etnografik yntem kullanlmtr (Cresswell 2005: 144173). Bu almada, ad geen evrende, amal rnekleme yntemi izlenerek aratrmann rneklemi belirlenmi; nitel veri toplama teknii olarak yaryaplandrlm derinlemesine grmeler temel alnmtr. Derinlemesine grmeler, Trk Dili, letiim Bilimleri, Sosyoloji blmleri ile Bilgisayar Destekli Eitim Birimi retim yelerinden oluan koordinatrlerin ynetiminde toplam 12 aratrmac tarafndan yaplmtr. Derinlemesine grmeler, nicel aratrmalarla ayn dnemde olmak zere Norve, Danimarka, Almanya (Kln-Berlin), Belika, Hollanda, Fransa ve ngiltere olmak zere toplam 7 Avrupa lkesinde yaplmtr ve 234 yar yaplandrlm grmeye ulalmtr. Bu grmelerden 93 ilgili kurum ve kurulularn temsilcileriyle yaplmtr. Bu temsilciler, arlkl olarak fikir nderlerinden olumaktadr. Bu blmde, rnekleme tr olarak amal rnekleme yntemlerden biri olan ve rnekleme seilen bir katlmcnn, aratrmacy konuyla ilgili olabileceini dnd dier bir katlmcya ya da katlmclara ynlendirmesi biiminde tanmlanan kartopu rneklemesinden yararlanlmtr (Strauss vd. 1998: 61-74). Bu rnekleme yntemiyle, bir iz srme almasnn gerekletirildiinden sz edilebilir. Bylelikle derinlemesine grmelerdeki katlmclar Avrupada yaayan Trkler arasndaki kanaat nderleri, bykelilik alanlar, sivil toplum rgtleri grevlileri, Trklerle ilgili eitli kurum ve dernek alanlar ve Trke retmenlerinden olumutur. Verilerin analizi: Nitel verilerin analizinde, 7 lkeden toplanan grme metinleri betimsel yntemle incelenmitir. Grmelerdeki ortak temalar belirlemek iin temel kavramlarn belirlendii ve bu kavramlarn zelliklerinin ve boyutlarnn ortaya kartld analitik bir sre olarak tanmlanan ak kodlama yn129

bilig, Bahar / 2009, say 49

teminden yararlanlmtr (Cresswell a.g.e: 174-201). Ak kodlama yntemiyle btn lkelerde ortak olduu belirlenen temalar, yatay kodlama ile tekrar yorumlamak zere savlara dntrlmtr. Bu srete, belirlenen parametreler incelenerek olas tm ilikiler ortaya konulmaya allmtr. Nitel analiz bulgular, nicel verilerle birlikte deerlendirilerek sonulara ulalmtr. Anketlerin analizinde en byk sorun, hedef grubun Bu lkede kanc kuaksnz? sorusunu cevaplamakta glk ekmesi olmutur. Babam 1961de geldi, ben 1975te aile birlemesiyle geldim ama 1. kuak saylrm., 1976 ylnda retmen olarak geldim. Birinci kuakla ikinci kuak arasnda saylrm., ifadelerine ve zellikle 3. kuakta Kuak nedir? sorusuna sklkla rastlanmtr. Anketlerin analizinde katlmclarn kendileri ile ilgili olarak verdikleri bilgilerden yola klm ve alan literatrnde yaygn olarak benimsenen kuak tanm esas alnmtr (Abadan-Unat 2002: 186-191).

Aratrma Sonular Aada, aratrmada elde edilen nicel verilerin analizinden elde edilen sonular ve sonularn derinlemesine yaplan grmelerle birlikte deerlendirmeleri yer almaktadr. 1. Ankete Katlanlarn Genel zellikleri Ankete katlanlarn ounluunu 2. kuak Trkler oluturmaktadr: Anketlerin analizinde, 2. kuak Trklerin katlmnn yksek olduu (%50,20) grlmtr. 2. kuan anketle daha fazla ilgili olmasnn en nemli nedeni olarak, alma amacyla gelen 1. kuaktan sonra, ou aile birlemesi ile Avrupa lkelerine gelen bu kuan, eitimine Avrupa lkelerinde balam ya da srdrm olmas, meslek sahibi olarak daha eitimli ve daha bilinli olmas gsterilebilir. Bu kuak ayn zamanda bulunduklar lkelerde eitim sorunlaryla kar karya kalan ilk kuaktr. 2. kuan eitim sorunlar onlarn 3. kuak olan ocuklarn da etkilemektedir. Ayrca 1. kuak ile 3. kuak arasnda bir kpr grevi gren 2. kuak, kuaklar aras atmalardan da en fazla etkilenen gruptur. Anket almasna en fazla ilgi duyan bu grup olduu gibi; derinlemesine grmelerde de kanaat nderleri, sivil toplum rgtleri grevlileri, Trklerle ilgili eitli kurum ve dernek alanlar ve Trke retmenleri olarak yine 2. kuan yer ald grlmtr. Aratrmada 2. kuan durumunu zetleyen grler yledir:
Eitim grm olan 2. kuak ana dili retimi konusunda daha bilinli... (1.1a -BL1). 2. kuak olmak zengin bir duygu ama bazen de hsranla karlatm bir duygu olduunu syleyebilirim. nk Trk kltrnden... Trk topranda domak orann ananelerini sekiz yana kadar tatmak on130

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

dan sonra Avrupaya gelip farkl bir kltr, farkl bir medeniyet yaants iinde kimlik mcadelesi vermek duygusal adan zenginletirici bir yaklam. (1.1a-BL22). Trkiyeden okumu olarak geldiimiz hlde ve Trke seviyemiz iyi olmasna ramen biz bile zaman zaman Trke bir destee ihtiya duyuyoruz. nk tkanklk oluyor baz yerlerde. Bazen ocuun getirdii baz eyleri ben bile zemiyorum. (1.1a-NR10,11). 1. kuakta katlmn dk olmasnn nedeni, bu grubun Trkelerini yeterli grmeleri ve gelitirmeye gerek duymamalardr. Derinlemesine grmelerde 1. kuakla ilgili olarak elde edilen bilgileri zetleyen kaytlardan bazlar aada verilmitir: Bu yatan sonra beni talebe mi yapacaksn, diyen nesli unutalm. Birinci nesile ve yallara ynelik bir ey yaplabileceini sanmyorum. 1962 Ankara Antlamasndan sonra Emirda grmeden buraya gelen kyller iin pazartesi, aramba, perembe, cuma, cumartesi gnnn bir anlam olmayabilir. Cumann, cuma namaz asndan bir anlam var cumay biliyorlar, sal gn Emirdan pazar sal gn olduu iin sal olduunu biliyor ama onun dndaki gnlerin isimlerini bile bilmiyorlar, aylarn isimlerini bilmiyor. Ocak, ubat, mart, ha diyor ki yedinci ay, neden yedinci ay ite izin ay, tatil ay, Trkiyeye gideceiz. zin ay konje. Franszcada izin ay demek. Konjeye gidiyoruz, diyor. (1.1b-BL1) 1. kuak gelenler(in) zaten ou okuma yazma bilmiyordu, Trkeyi konumalarna ramen okuma yazma bilmedikleri iin kendilerini gelitirmeleri bir sorundu. (1.1b-BL3) 1. kuak Trkeyi bildii kadaryla korumaya gayret etti, kaybetmemeye alt. nk dilini kaybedecei zaman kendini de kaybedeceini dnerek sahip kt. ..... (1.1b-BL16) Trkiyeden gelen yetikinlerin, kendilerini gelitirme konusunda yatrm yapma zverisi ok dktr. (1.1b--HL3). G eden ailelere baktmzda yani geldikleri yer belli. Durumlar belli yani ekonomik nedenlerle. ok fazla bir ey bunlardan beklemenin ben doru olabileceine inanmyorum. (1.1b-NR 13-17). Zira Trkiyeden gelen ilk gmenler entelektel kesimden deildi. Hatta orta snftan bile saylmayabilirler. Dolaysyla Fransada yaayan Trkler arasnda da ciddi bir orta snftan sz etmek mmkn deil. Oysa bir lkeyi orta snf temsil eder. (1.1b-FR2). 3. kuan ankete katlmnn dk olmasnn nedeni, iyi Trke bilmeyi gereksiz grmeleridir. Bu kuak, Avrupa lkelerinde doan, bulunduklar
131

bilig, Bahar / 2009, say 49

lkenin kltrne ve diline daha yakn olan ve bulunduklar lkenin diliyle eitim gren kuaktr. Bu durum, derinlemesine grmelerde u szlerle belirtilmektedir: Biz Trkeyi hep ana dil olarak ele alyoruz ama maalesef buradaki ocuklarmz iin ana dil olmaktan kt. (1.1c -BL6-11). Buradaki Trk ocuklar hafta sonlar Trke kurslarna gidiyorlar ama gittiklerini Danimarkal arkadalarndan saklyorlar, gittiklerini sylemiyorlar. nk bu onlara utanlacak bir ey gibi geliyor. Byle bir hava yaratlm ocuklar arasnda (1.1c-DN20). ..... ocuklarn %20-25i ise Trke renmek istemiyor. (1.1c-N5-7). 3. nesil iin Trke yabanc dil hline geldi. Bu konuda acilen bir eyler yaplmal (1.1c-FR1). 3. kuaktan, politikaya girmi bir Trk gencinin bu konudaki dnceleri de yledir: Genlerin ou Trke eitimini yeterli gryor. Trkiyeye gittiimde Trkemin yetersiz olduunu hissediyorum. Bu beni rahatsz ediyor ama vaktim yok diye dnyorum. Trk genleri arasnda para ile Trke renmek isteyecekler %1 veya %2de kalr. (1.1c-HL4). Bulunduklar lkenin kltrne ve diline daha yakn olan 3. kuakla ilgili olarak temelinde kltr atmalarnn neden olarak gsterildii nemli problemler de gzlenmektedir: Burada doan ocuklar Danimarka mentalitesine sahipler ama aileler tam tersi bakyorlar ve bu da kuak atmasna sebep oluyor, ocuklarn dillerini anlamadklar iin problemli bytyorlar. (1.1d-DN3). Ben son zamanlarda Trk gmenlerin buradaki 3. kua(n) kayp kuak olarak deerlendiriyorum. (1.1d-DN7). Avrupada yaayan zellikle 3. kuak Trkler, Trke eitimi konusunda annelerinden babalarndan ok snrl dzeyde bilgi alyorlar. O kadar snrl ki bugn birbiriyle anlaabilen baba oul yok denebilebilecek kadar az, bunu kabullenmemiz lazm. kisi de Trke konuuyorlar ayn konudan bahsediyorlar ama anlaamyorlar ya da birbirlerini yanl anlyorlar. Hlbuki ikisi de Trke konuuyor fakat anlaamyor. (1.1d-BL25). 3. kuakla ilgili olarak elde edilen nemli bir gr de problemli genlerin su ilemeye daha yatkn olduu grdr: Bir lise mdr telefon etti bana, diyor ki: Btn rencilerim depresyonda, bizi kimse istemiyor, kimse sevmiyor, diyorlar.... Bu ocuk132

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

larn Trkesini, kltrn ellerinden alrsanz bunlar ete mensubu olurlar. (1.1e-HL7). .da Trk ocuklar genelde ete ve uyuturucu tuzana dm. (1.1e-N1). Trkeyi doru konumay baaramayan ve ocuklarna da doru retemeyen ailelerin ocuklar su ilemede nlerde. (1.1e-DN2). Son zamanlarda lkedeki gmenlerin su orannn artmasndaki etkileri yadsnamayacak kadar ok byk. (1.1e-DN7). Avrupaya g nedenleri arasnda %36 ile evlilik; %35 ile alma amac ilk sralarda gelmektedir: Avrupa lkelerine 1960l yllarda balayan alma amal gn ardndan, zellikle 2. kuakla birlikte sz konusu olan evlilik yoluyla ge de sk rastlanmasnn nedeni aada yer alan kaytta zetlenmektedir: 2. jenerasyonlarda aileler evliliklerde bir tarafn Trkiyeye ynelik olmasn tercih ettiler. Kzlar varsa Trkiyeden domu bym bir aday getirdiler. Olu varsa ayn ekilde bir aday bulundu. Balar kopmasn diye. (1.2a-BL20). Evlilik yoluyla gn en nemli olumsuz etkisi u rnekte belirtildii gibi zetlenebilir: Burada domu bir ocua Trkiyeden damat veya gelin aday aranyor. Burada domu bym bir delikanl kza veya olana gidip oradan bir tek kelime yabanc dil bilmeyen birini getirdiiniz zaman bunlar kt zerinde idari hukuk asndan iki Trk evlendirmi bulunuyorsunuz. Kltrel anlamda bu kiilerin birbiriyle alakas yok. Sadece babasnn emrine itaat etme zorunluluu olduundan veya babasna hayr diyemediinden babasnn veya annesinin setii kz kabul etmek zorunda braklarak bu delikanl bu kz alyor ve evleniyor ve sonra da 3 gn sonra da alnan gelin 3 ay, be ay, alt ay getikten sonra karsn geri zekal olmakla sulamaya balyor (1.2a-BL1). Katlmclarn %55i almakta; %45i ise almamaktadr: sizlik, Avrupa lkelerindeki Trkler arasnda son yllarn en nemli sorunlarndan biri olarak kendini gstermektedir. Bu konuyla ilgili aklamalar u szlerde zetlendii gibidir: Trklerin ounun ekonomik imknlar yok burada. siz olduklar iin Sozial Amta gidiyorlar. Ayn Fransada da olduu gibi, i olsa bile nce bir Alman alyorlar, Trk almyorlar, bir dlanma var. (1.3a-AB1). Trklerin almakta olduu ana kesim tekstil sektr idi. Ancak bu sektr artk inin elinde. Bayburt ve Anadolu blgesinden gelen
133

bilig, Bahar / 2009, say 49

inaat sektrnde alan Trkler ounlukta. Ancak bu sektr de Dou Avrupadan gelen ek, Slovak gibi eski Demir Perde lkesi vatandalarna kaptryoruz (1.3a-FR5). Bizim insanlarmzn ou burada isizdir veya emeklidir (1.3a-DN2). 1200 retmenimizin yaklak %70i iten karld (1.3a-HL3). Trkiyedeki ocuklarmza sorduumuzda hepsi ya retmen ya doktor ya da baka bir ey olmak istediini syler ama burada %80i sadece babalar gibi isizlik paras almak istediini sylyor (1.3a-BL6-11). Katlmclarn ounluunu lise mezunlar oluturmaktadr: Bu oran, eitimlerini Trkiyede tamamlayan katlmclar iin %32,24; Avrupa lkelerinde tamamlayan katlmclar iin %52,52dir. Eitimlerini Trkiyede tamamlayanlarda, eitim durumu ilkokul dzeyinde olanlar %29,27; Avrupa lkelerinde eitimini tamamlayanlarda eitim dzeyi ilkokul olanlarn oran %10,57dir. Avrupa lkelerinin tamamnda bulunan Trklerin eitim durumlarn gsteren bilgilerin tmne ulalamamtr. Aratrmada, 1960l yllarda Avrupa lkelerine giden Trklerin eitim durumlarnn dk olmasna karlk; 2. ve 3. kuakta eitim durumunun ykselmeye balad, orta dereceli okullarda ve meslek okullarnda younluk olduu, kz ocuklarnn eitime daha fazla ilgi gsterdii derinlemesine grmelere u ekilde yansmtr: Aa yukar 2000 civarnda u anda niversitede yksekokulda okuyan rencimiz var. Vatandalarmz buraya almak iin gelmiler ocuklarn daha ok meslek okullarna ve teknik okullara ynlendiriyorlar (1.4a-BL6-11). Yksek eitime giden nfusu, Trk nfusla orantlarsanz olduka dk. Artyor ama ok yava bir hzla artyor (1.4a-BL27). Kzlar evlenmemek iin okula gidiyor. Okulda 30 renci varsa Trk; 28i kz, 2si erkek (1.4a-BL4). Belikada yaayan Trklerin niversite okuma oran %2 ve bunun %99u bayan. nk kzlar vasf olmayan biriyle evlenmek istemedikleri iin kendilerini okumak zere ynlendirmiler. (1.4a-BL6-11). Hollanda eitim kurumlarnda 90.000 Trkiye kkenli renci var. 2. ve 3. nesil Hollandaca biliyor, Hollandaya uyum salam durumda onlardan mitliyiz (1.4a-HL1-2). Yabanc ocuklarn byk bir ounluu, %35 civarnda, orta dereceli okullarn dk seviyelerinde eitim gryor (1.4a-HL6).

134

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

2. Katlmclarn Trkeyi Kullanma Ortamlar Bu blmdeki veriler; aile ii, okul, i yeri ve arkada evresi olmak zere Trkeyi sk kullanma ortamlarn belirlemeye yneliktir. Tablo 2.1: Trkeyi aile iinde ne sklkla kullanyorsunuz? ok az %12,8 Genellikle %27,9 Srekli %58,6 Cevap vermedi %7
Tablo 2.2: Trkeyi arkada grubu iinde ne sklkta kullanyorsunuz? ok az %19,5 Genellikle %40,1 Srekli %40,2 Cevap vermedi %3 Tablo 2.3: Trkeyi i yerinde ne sklkla kullanyorsunuz? ok az %47,8 Genellikle %26,7 Srekli %24 Cevap vermedi %5 Tablo 2.4: Trkeyi okulda ne sklkla kullanyorsunuz? ok az %52,1 Genellikle %29,8 Srekli %17,7 Cevap vermedi %4 Sonulara gre, Trke kullanma ortamlar aile, arkada evresi, iyeri ve okul olmak zere bir sralama gstermektedir. Trkenin en fazla kullanld ortamn aile ii olduu derinlemesine grmelerde de u szlerle belirtilmektedir: Burada 3. kuam. Burada dodum burada bydm. Mkemmel Trke konumuyorum. Franszcam mkemmel. Trkeyi sadece aile evresinde rendim. Mesela babam bana Franszca sorsa bile Franszca cevap veremem nk Trke yerlemi ama kardeimle Franszca ama sadece Franszca konuurum (2.1a-BL2). Evimizde hep Trke konuuyoruz, olumuz henz daha dokuz aylk ama hep Trke konuulacak byle karar aldk (2.1a-BL13). Bizim Trk halk burada kamudaki ilerini halletmede Danimarkacay bilmediklerinden tr sorunlar yaamaktadr belediyelerde ya da hastanelerde (2.1a--DN7). ocuklar evlerinde ngilizce konuanlarn sadece kendileri olduunu, resmi belgeleri kendilerinin ailelerine evirdiini sylyorlar (2.1a--N10).
135

bilig, Bahar / 2009, say 49

Trkenin sklkla kullanld dier ortamlar arkada evresi ve iyeridir. Aadaki ifadelerde de grlebilecei gibi Trkler, sklkla ayn ortamlarda bulunmakta, birbirlerinden al veri etmektedir: Trkler kendi aralarnda hem Trke konuuyorlar hem de hep Trklerin bulunduu ortamlara gidiyorlar (2.3-N1). Deiik lokantalar iletiyorum, benim mterilerimin %40 Trk. ilerimin hepsi Trk, onlarla Trke konuuyorum. Gelen mterilerimizle de Trke konuuyorum. Dolaysyla gnlk hayatmzda Belikada Trke bizim iin vazgeilmez bir dil (2.3 -BL5). Dernek, cami, kahveler, i yerlerinde hep Trkler olduu iin Trkelerini de kullanyorlar (2.3 -BL17). Ayrca buradaki restoran ve manavlarn genellikle Trkler tarafndan altrldn grmsnzdr (2.3 -DN3). 3. Katlmclarn Trke Yeterlikleri Konusundaki Dnceleri Aadaki tabloda lkelere ve kuaklara gre katlmclarn Trke yeterlikleri konusundaki dncelerinin oranlar verilmektedir.
Tablo 3.1: lkelere ve Kuaklara Gre Trke Yeterlik Durumu
Belika Kesinlikle yeterli Yeterli 1. Emin Kuak deilim Yetersiz Kesinlikle yetersiz Kesinlikle yeterli Yeterli 2. Emin Kuak deilim Yetersiz Kesinlikle yetersiz Kesinlikle yeterli Yeterli 3. Emin Kuak deilim Yetersiz Kesinlikle yetersiz %43,5 %46,4 %5,8 %4,3 %33,7 %47,7 %6,4 %9,3 %2,3 %25,0 %56,9 %6,0 %7,8 %4,3 ngiltere %71,9 %25,0 %3,1 %53,3 %40,0 %6,7 %57,9 %31,6 %10,5 Danimarka %68,5 %28,0 %0,7 %0,7 %2,1 %35,6 %54,5 %2,1 %5,8 %1,6 %23,1 %57,7 %5,8 %3,8 %9,6 Hollanda %50,0 %25,0 %25,0 %46,4 %41,1 %8,9 %3,6 %38,9 %49,5 %3,2 %6,3 %2,1 Almanya %52,1 %37,8 %5,0 %3,4 %28,7 %50,4 %4,0 %14,6 %2,2 %42,0 %39,2 %8,8 %6,6 %2,2 Fransa %77,8 %22,2 %50,0 %50,0 %33,3 %66,7 -

Tablo, lkeler asndan incelendiinde ortaya kan en belirgin sonu, Fransada yaayan Trkler ile ngilterede yaayan Trklerin, Trkelerini en yeterli gren gruplar olmasdr. Bu durum, ngiltere iin Trk ailelerin ana dili
136

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

konusunda daha bilinli olmas, Trke dersinin okul programlar iinde yer almas, dier Avrupa lkelerinde balatlan ana dili engellemelerinin ngilterede sz konusu olmamas aksine; ngilizce dndaki dilleri de bilen elemana deer verilmesi olarak kaytlara yansmtr: Aileler ocuklarnn ngilizce yerine Trke dnebilmesini istiyor (3.1a-N1). ocuklarn okula gndermelerinin nedeni yalnzca dil eitimi deil; ayn zamanda niversiteye girebilmek iin A level ve ACSC almak zorundalar ve Trke dersleri de bunlara eklenebiliyor (3.1a N3). Trkeyi bilmek insana bir prestij kazandryor. Trke bilen insanlar ngiliz hkmeti iin nemli (3.1a- N4). ngiliz eitim sisteminin yaps, Trk ailelerin taleplerini karlamaya uygundur. Yani burada aznlklar kendi dillerinde bir eitim talep ettiklerinde devlet bunu dikkate alyor (3.1a -N23). Fransadan ankete katlan grubun Trkelerini yeterli grme oranlar yksek kmasna ramen bu grup ile ilgili derinlemesine grme kaytlar aadaki rneklerde de grlecei gibi olumsuz bir tablo sergilemektedir: iler arasnda Trke konusu 1, 2 ve 3. nesil asndan hep sorunlu oldu. Gelenlerden 1. nesil ky kkenli olduklarndan hep Trke konumaktaydlar. Trk hkmetinin gnderdii Trke retmenleri her ne kadar metot bakmndan zayf olsalar da Franszcay hi bilmeseler de Trke retimi konusunda yardmc oldular. Ama bu retmenler 3. nesil iin yeterli deiller. 3. nesil iin Trke bir yabanc dil hline geldi. Bu konuda acilen bir eyler yaplmal (3.1b- FR1). Trke dilbilgisi Franszcadan son derece farkldr. Var olan dilbilgisi kitaplar yeterli deildir (3.1b-FR2). Dil ihtiya problemi daha ziyade 3. nesilde kendini gsteriyor. 1 ve 2. nesilde daha ziyade Franszca sorunu var (3.1b-FR5). Kuaklara gre Trke yeterlik durumunda ortaya kan en arpc sonu, Trkesini kesinlikle yeterli bulan katlmclarn orannn 2. kuakta btn lkelerde nemli bir d gstermesi olmutur. 2. kuak ile 3. kuak karlatrldnda ise Trkesini kesinlikle yeterli bulanlarn oran lkelere gre deiiklik gstermektedir. 2. kuaa gre, 3. kuakta Trkesini kesinlikle yeterli bulanlarn orannn ngiltere ve Almanyada ykselmesi, ngiltere iin, lkenin yukarda deinilen zelliklerine; Almanya iin 3. kuan Trke konusundaki tutumlarnn, Trkelerini yeterli grmeleri ve gelitirmeye gerek duymamalarnn Almanyada daha belirgin olarak izlenebildiine balanabilir. Bu adan bakl137

bilig, Bahar / 2009, say 49

dnda, Almanyadaki 3. kuan ana dilini 2. kuaa gre daha yeterli grmelerini ve Fransadaki tm kuaklardaki yeterlilik yksekliinin nedenlerini ngilteredeki yeterlik oranlarnn nedenlerinden farkl deerlendirmek doru olacaktr. Aadaki tablolarda, katlmclarn Trke yeterlikleri konusundaki dnceleri konuma, yazma, okuma ve anlama balamnda deerlendirilmitir. Bu blmde, her soruda, Gelitirmeyi kesinlikle isterim ve sterim cevaplar yksek kmtr.
Tablo 3.2: Trke konuma yeterliinizi gelitirmek ister misiniz? Kesinlikle isterim % 26,7 sterim % 36,4 Emin deilim % 9,7 stemem % 19,4 Kesinlikle istemem % 7,5 Cevap vermedi %4 Tablo 3.3: Trke yazma yeterliinizi gelitirmek ister misiniz? Kesinlikle isterim % 25,3 sterim % 37,9 Emin deilim %10,1 stemem % 18,8 Kesinlikle istemem % 7,8 Cevap vermedi %2 Tablo 3.4: Trke okuma yeterliinizi gelitirmek ister misiniz? Kesinlikle isterim % 25,0 sterim % 37,4 Emin deilim % 9,8 stemem % 19,5 Kesinlikle istemem % 7,9 Cevap vermedi %4 Tablo 3.5: Trke anlama yeterliinizi gelitirmek ister misiniz?

Kesinlikle isterim sterim Emin deilim stemem Kesinlikle istemem Cevap vermedi

% 24,1 % 35,8 % 10,8 % 20% % 8,3,4 %5

Trke yeterliklerini gelitirme istei bakmndan, srasyla; konuma yeteneini kesinlikle gelitirmek isteyenler (%26,7), yazma yeterliini kesinlikle gelitirmek isteyenler (%25,3), okuma yeterliini kesinlikle gelitirmek isteyenler

138

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

(%25,0) ve anlama yeterliini kesinlikle gelitirmek isteyenler (%24,1) izlemektedir; oranlar birbirine yakndr. Derinlemesine grmelerde ise gnlk konuma dilinde Trke yetersizliinin sklkla dile getirildii grlmektedir. Bu durum, her ya ve her kuak iin sz konusudur; ancak 3. kuakta olduka etkilidir: Konuulan Trke ortada... Hatta siyasi platforma ayak atanlarn bile konutuklar Trke son derece bozuk (3..2a-BL3). Onlarn konumasn dzeltmezseniz iinizde bir yara kanyor ama dzeltirseniz byk bir tepkiyle karlayorsunuz (3.2a -AB3). Son yllarda 3. kuak ocuklarmzla Trke konuamaz hle geldik (3.2a -DN6). Danimarkacay konuup Trke karln bilmeyen ok gen var burada. Hatta bizler bile bazen benzer sknty yayoruz (3.2a -DN13-17). Evde iyi bir Trke konuulmadnda Trke dnmeyi de unutuyor ocuk. En basit dzeyde Annen baban nasl, naslsnz yle byle derken ocuk eviriveriyor mesela Norveeye gidiyor. Trke konusana! diyorum, Trkede ne olduunu anlayamyorum. diyor. Anlatm zorluu yayor (3.2a -NR9). Konuma dilindeki yetersizlik, byk lde kelime eksikliine dayandrlmaktadr ve yle dile getirilmektedir: Buradaki Trkler gnlk yaamlarn 150 kelimelik Trke ile srdrmektedir (3.2b-DN7). Geenlerde benim de Trkesini bilmediim bir kelimeyi bir Trk ocua el kol hareketleri ile anlattm (3.2b -DN9). Trkenin yannda Almanca szckleri kartrarak kullanyorlar. Aradklar szckleri bulamadklar iin (3.2b -AB2). Devaml yeni kelimeler Trkeye giriyor. Burada o szckler bilinmedii iin kendi uydurduklar fiilleri veya szckleri onlarn yerine koymaya alyorlar (3.2b -AB5). Almanyadaki Trkler arasnda Trke-Almanca karm bir dil ortaya kt (3.2b -AK2). Trke sohbet ederken araya rast getiremedii szckleri Franszca sokuturuyor biz de anlyoruz (3.2b -BL5). zellikle nc kuak daha ok Franszca konuuyor ya da Trke konuurken iine yabanc dili de koyuyor (3.2b -BL24).

139

bilig, Bahar / 2009, say 49

Trkenin aile iinde konuulmas yaygndr ancak; aile iinde kullanlan Trkenin yresel zellikler tamas ve gelitirilememi olmas gzel bir Trke kullanm iin en nemli engellerden biri olarak gsterilmektedir: Okulda bazen Belikal arkadalarmzn tepkileri oluyor. Trkede teekkr etme kelimesi var m? diye soruyorlar. Ben Var diyorum ama ocuklar kullanmyorlar. Niin kullanmyorlar acaba bu kelimeyi, bilmiyorlar m? ocuklar evde duymad iin bir Teekkr ederim., Sa olun. demiyor meh meh diyor Emirda ivesinde, ocuk onu syleyebiliyor. ocuklar diyelim ki gidiyok dedii zaman, birisi gidiyoruz deyince ocuklara acayip geliyor. A retmenim nasl konuuyor. diye ona tepki gsteriyorlar. O adan biz burada hem Trke dersi veriyoruz hem de iveden Trkeye geiin dersini veriyoruz (3.2c-BL16). Bir ailenin 3. kuakta bile geldii yrenin ivesini bozmadan konuabildiini yakalyorsunuz (3.2c -AB5). Bizim burada tantmz Trklerin Trkeleri iyi deil. Yani babalarnn geldii noktalarda kalm Trkeleri (3.2c-NR1). Gelenlerden 1. nesil ky kkenli olduundan yresel konumaktaydlar (3.2c -FR1). Konuma yeterliini gelitirmek isteyenleri, yazma yeterliini gelitirmek isteyenler izlemektedir. Bu konudaki kaytlar konuyu yle zetlemektedir: Yazma eksikliim var. Birisine bir mektup yazarken tereddt ediyorum acaba noktay nereye koyacaktm virgl nereye koyacaktm nerde hangi slubu kullanacaktm diye (3.3a-BL5). Genler bize yaz yazyor maalesef Hollandaca yazyor (3.3a-HL1-2). Okumaya ilginin az olmasnn nedeni kaytlarda okunacak kitabn bulunamamas ve okumaya olan ilgisizlik olarak belirtilmektedir: Burada eksiklik kitaplarda. Kitap yok. Kitap bulmak ok zor mesela (3.3a-BL15). Burada Trk vatandalarn okumaya tevik edecek bir kampanya yapmak gerek (3.3a -BL1). ok snrl sayda kitap geliyor ve onlar da kaliteli deil (3.3a -N8). Danimarkada Trke kitaplar satan bir kitap bile yok. Dolaysyla burada bulunan Trk ocuklar okumayan ocuklardr (3.3a-DN 8). Benim yle tandm ocuklar var ki Trk olan aileler zaten kitap okumuyor veya gazete okumuyorlar. 11 yandaki ocuun bir tane kitab yok (3.3a -NR13-17).
140

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

Tablo 3.5: Trkenizi gelitirmek iin bir eitim programna ihtiyacnz var m? Kesinlikle evet % 14,2 Evet % 34,9 Emin deilim % 19,2 Hayr % 23,8 Kesinlikle hayr % 7,5 Cevap vermedi %3

Trkesini gelitirmek iin bir eitim programna ihtiyac olduunu dnenler %34.09, kesinlikle ihtiyac olduunu dnenler %14,2dir. Bu soruya %19,2 emin deilim, %23,8 hayr, %7,5 kesinlikle hayr cevabn vermitir. Toplamda olumlu ve olumsuz cevaplarn yar yarya oranlar karlad sylenebilir. Derinlemesine grmelerde de ayn sonular gzlenmektedir. Trk nfus, Trke yetersizliklerinin bilincinde olmakla birlikte, bu konuda kendileri ya da ocuklar iin kendi imknlaryla bir yatrm yapmaya istekli deildir: Gzel Trke konumak Danimarkadaki Trkler arasnda moda bile deil (3.5a-DN5). Gzel bir Trke renmek isteyen Trk says ok az (3.5a-FR5). Aileden Trke konusunda eitim konusunda bir tevik yok (3.5aHL1-2). Trkiyeden gelen yetikinlerin kendilerini gelitirme konusunda yatrm yapma zverisi ok dktr (3.5a-HL3). Hollandallar, Trke renme konusunda seve seve para veriyorlar ama Trkler ocuklar iin bu paray vermek istemiyorlar (3.5aHL10). Trkeye kar duyarsz olanlar ounlukta (3.5a-N1). Hafta sonu okullarna 3000 renci geliyor. Bu kapasiteyi arttrmamz lazm. Aileler genellikle para peinde olduklar iin eitime fazla nem vermiyorlar (3.5a-N 3). Aileler btelerinden para ayrmaya ok da hazr deil ancak bilinlendirilirse durum deiebilir (3.5a-N21). Ailelerde bu eksiklik var. Ne yapacak hocam diyor, bo ver, Norveeyi rensin diyor (3.5a-NR13-17). Bizler veli olarak ocuklarmzn Trke renmesine taraftar deiliz. Bu oran o kadar byk ki %90lara varyor (3.5a-BL3).

141

bilig, Bahar / 2009, say 49

4. Katlmclarn letiim Aralarn Kullanm Aadaki veriler, yazl veya szl dilin gerektii iletiim aralarn kullanm durumlarn gstermektedir. Bu veriler, hedef grubun teknolojiye olan ilgilerini ve gelitirilebilecek destek programlarnn hangi ara veya aralar zerinden olacan belirlemek amacyla alnmtr.
Aratrmaya katlanlarn televizyon izleme oranlar ve tercihlerine bakldnda, katlanlarn, %71inin KANAL D, %68inin ATV, %68inin SHOW TV, %56snn TRT, %49unun TGRT izledikleri grlmektedir. Haber kanallar daha az tercih edilmektedir. Katlmclarn %35i KANAL 7, %31i STV, %30u NTV, %28i CNN Trk, %22si TV8, %21i HaberTrk ve %13 SKY Trk kanallarn takip etmektedir. Radyo yaynlarna, televizyon yaynlarna olduu kadar youn ilgi gzlenmemektedir. Katlmclarn %23 TRT FM, %11i Trkiyenin Sesini tercih etmektedir. Katlmclarn %58i Hrriyet, %23 Milliyet, %17si Zaman, %15i Trkiye, %9u Cumhuriyet, %9u Fanatik, %6s Milli Gazete, %4 Hafta Sonu okumaktadr. Katlmclarn %44 interneti bilgi arama amacyla genellikle, %32si srekli olarak; %44 genellikle, %31i srekli olarak interneti renme amal kullanmaktadr. Katlmclarn %95i cep telefonu kullanmaktadr. Katlmclarn %92si televizyon, %80i telefon ve %68i bilgisayar kullancsdr. Faks, %26lk bir kesim tarafndan kullanlmaktadr.

Katlmclarn; %62si internetten faydalanmakta, %28i VCD oynatc kullanmakta, %6s evirmeli hat ile balant kullanmakta, %51i DVD oynatc kullanmakta, %21i ADSL ile balanty tercih etmekte, %29u CD yazc kullanmakta, %22si kablolu internet ile balant salamakta, %26s DVD yazc kullanmakta, %39u uydu tercih etmekte, %59u radyo/CD/kasetalar kullanmakta, %50si MP3 player kullanmaktadr.
142

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

Sonular, teknolojik imknlar kullanmaya yatkn bir gmen grubunun olutuunu gstermektedir. zellikle; internete ve Trk televizyon kanallarna ilgi fazladr. Derinlemesine grmelerde de ocuk ve genlerin internete byk ilgisi olduu vurgulanrken Trke retiminin de internet gibi teknolojik aralarla yaplmasnn etkili olaca belirtilmektedir: Danimarkada Trk ailelerin neredeyse %90nnda internete bal bilgisayar bulunmaktadr (4.1a-DN1). Burada ok yaygn olarak evlerde ok ucuz bir internet sz konusudur (4.1a -DN2). ocuklar genellikle internette ve bilgisayarda oyun oynuyorlar ve bu nedenle sk olarak oynadklar oyunlar Trke olarak yaratabilirseniz etkili olur gibi geliyor (4.1a -DN3). Buradaki Trklere ilgin gelecek ieriklerle yaplandrldnda internet gazetesi projenin baarsnda nemli rol oynayabilir (4.1a -DN8). Uzaktan retim iin doacak talep konusunda u anda say tahmin bile edilemez (4.1a -AK3). nternette web tabanl online bir site hazrlansa, takm kaynaklar gnderilse kullanrm (4.1a -BL2). Ticaret yaptm iin ok zamanm yok kstl zamanm var, internetten renirim veya DVDlerden renebilirim, dinleyerek dil renmek iin kulaklklarla renebiliriz (4.1a -BL5). Belikal rencilerimize oklu eitim ortamlar dediimiz multi medya, DVD, VCD,, internet, internetin bir takm alt ortamlar, eitli videolar, basl materyaller etkili olur (4.1a -BL6-11). imdi uzaktan eitiminde dil retimi ok nemli, internet vastasyla bilgisayar a ile bu i ok kolay olabilir (4.1a -BL22). Buradaki genlerin internete olan ilgisi ok hatta ar. Daha ok chat ve mesenger (4.1a -HL4). Ana dili Trke olarak da yabanc dil Trke olarak da ok alma yapld. Bunlar elden geirilerek program dzeyinden hareketle ve yeni teknolojiler iin iine katlarak yeni dzenlemeler yaplabilir (4.1a -HL9). Televizyon ve web hemen hemen tm ailelere ulamay salayabilir. Okullarla bunu yapamyorsunuz ama internetle yaplabilir (4.1aN16). ocuklar teknolojiye yatknlar ve teknolojiyle eitim daha etkili olur. rnein internet (4.1a -N22).
143

bilig, Bahar / 2009, say 49

Yetikin eitiminde, Trke eitiminde uzaktan eitim ok yararl olacaktr (4.1a -FR8). ocua dersin ki Olum hadi bilgisayardan bir iki saat sen u Trke derslere bir bak, soru cevapla veya bir gir bakalm ne varm, ne kltrel veya ne gibi aktiviteler varm. Elenceli eyler olursa ocuklarn da ilgisini ekebilir. Sadece ders olduu vakit ocuk da sklr nk (4.1-NR10-11). letiim aralarnn iinde Trk televizyon kanallarnn zel bir yeri olduu tespit edilmitir. Aadaki szlerde de grlecei gibi televizyon kanallar ana dille olan ban srmesinde de etkili kabul edilmektedir: Trke konusunda en byk yardmclar uydudan aldklar Trk televizyon kanallarnn yaynlar. Biraz pahal olmasna ramen alnabiliyor ve o ilgi hl sryor Trkiyeye kar. NTV izliyorlar, ATV izliyorlar, dizileri biliyorlar (4.1b-NR1-5). Ancak son yllarda televizyonlarn ve uydu yaynlarnn artmasyla ilkokul andaki rencilerin Trkelerinde gzle grlr bir iyileme var. Bu Trke asndan bir avantaj (4.1b -BL17). u an hemen her evde Trke kanallar izleniyor (4.1b-BL18-20). Buradaki Trklerin Trkeden uzaklamamalarn salayan Trkiyedeki televizyon yaynlarnn anak antenlerle burada izlenmesi oldu (4.1b -AK2).

5. Trke Dersleri Ana dili Trke derslerinin uygulanmas konusunda lkelere hatta ayn lke iinde eyaletlere, ehirlere gre fakllklar vardr. Ancak baarl bir uygulamadan sz edildiine rastlanamamtr. Krk yldr yurt dnda yaayan bir katlmcnn da syledii gibi Milli Eitim Bakanlnn grevlendirdii Trk Kltr retmenleri ile 2 saat, 3 saat okul d, aramba gn dernek kesinde 2 saatlik dersle ne retilir bu ocuklara, hibir ey retilemez.. Bu baarszln balca nedenleri olarak; retmenlerin yetersizlii, ders malzemelerinin yetersizlii, organize olma becerisinin yetersizlii, bulunulan lkenin derslere olumsuz bak, ailelerin ilgisizlii gsterilmektedir.
retmenlerin yetersizlii: Trke derslerini vermek zere Trk Milli Eitim Bakanlndan grevlendirilenler ve yerinden atamayla grevlendirilenler olmak zere iki grup retmenden sz edilebilir. retmenlerin yetersizlii ile ilgili olarak ileri srlen grler yledir: Trk Milli Eitim Bakanlna bal Trk kltr dersleri veren retmenlerimiz var ama bu retmenlerimiz de snrl bir kapasitede al144

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

yorlar. Trkiyedeki eitim seviyesi ile Avrupadaki eitim seviyesi arasnda byk fakllklar var (5.1a-BL22). Hollandadaki retmenlerin %50si eitim kkenli deil... Bugne kadar Hollandada ders veren retmenlerle veli cephesinin iyi olduu hibir yer grmedim (5.1a-HL6). Trkiyeden gelen Trke retimi yapan 220 retmen var. Daha nceden ok kt idi. Gelenler Franszca bilmiyor, ocuklarla iletiim kuramadlar (5.1a-FR9). Milli Eitim Bakanlnn gnderdii retmenler yeterli olmuyor. Okullarda verilen eitim de yeterli deil. Haftada 3-4 saat eitim az (5.1a-N5). retmen deiller esasnda. Milli Eitimden gelme falan deil burada ou okumu gidiyor, ben Trke retmeni olmak istiyorum diye. Herhangi bir sertifika falan almyorlar (5.1a-NR6-7). Ders malzemelerinin yetersizlii: Trke derslerinde kullanlan malzemeler, Trkiyeden gnderilen malzemeler ve Avrupa lkelerinde hazrlanan malzemeler olmak zere iki grupta toplanabilir. Ders malzemelerine ynelik eletiriler; iyi malzeme azl, metot sknts ve yeni teknolojileri kullanan malzemelerin olmamas zerinedir: ok ciddi bir malzeme ve metot sknts var (5.2a-FR5). Trkiyeden gelen retmenlerin getirdikleri kitaplardaki olaylar burann gerei deiller. Oysa hazrlanacak malzeme buradaki ocuklarn hayatlarna hitap etmeli. Yoksa dersler eziyete dnyor (5.2aFR9). Burada okullarda kullandmz kitaplarda ve rencilere rettiimiz kitaplardaki bilgiler gnlk yaamda kullanlmayan bilgilerdir (5.2aDN9). Trke eitimin organizasyonunda byk hatalar var. retmen arkadalarmz eksiklerle geliyorlar. Okul idaresi ile iletiim kuramyorlar (5.2a-BL13). Bu alanda bir eyler yaplmas gerekiyor. Dier dillere bakn onlarca metot var. Trkede byk eksik var (5.2a-HL8). retmen ve materyal sknts var. ngilizlerden hafta sonu eitimi iin okulu kiraladklar zaman yalnzca binay veriyorlar. Eitim malzemesine bilgisayar internet eriimi, laboratuar vb. eriime izin vermiyorlar (5.2a- N3).

145

bilig, Bahar / 2009, say 49

Hafta sonunda yaplan Trk okullarndaki eitimlerde ise sistemli olmama sorunu var. Bu okullarda iler gnlllk zerine kurulduu iin kiilerin talepleri, bunlarn karlanmas ve sorgulanmas ok iyi yaplamyor (5.2a-N11). Organize olma becerisinin yetersizlii: Trkler arasnda ortak sorunlar iin birlikte hareket etme alkanlnn gelimedii sk dile getirilen bir konudur. Bu durum, Trke derslerinin programlardan karlarak organize olma iinin velilere braklmasndan sonra yaanan karkla da neden olmutur: Danimarkada Trkler ve Trk dernekleri arasnda iletiim ve ba yok. Organize olamyoruz (5.3a-DN1). Trkesini gelitirecek ve kaliteletirecek bir faaliyet yok veya faaliyet olmamasnn sebebi de o toplum tarafndan bir mracaat yok. Okul ksmna bakyorsun bir tane Trk tevik okulu var o da belirli bir grubun elinde (5.3a-BL22). Hollanda makamlar da velilerin Trke retimine destek kmasn istiyorlar. Belediyeler bu konuda yetkilidir. Diyorlar ki proje getirsinler bana destek vereyim. Burada Krte eitimi iin destek istenmi, belediyeler destek vermi nk yasal bir hak sonuta (5.3a-HL1-2). Trke derslerine verilen denein kaldrlmasndan sonra 5-6 yerde ayr ayr gruplar olutu. Tam bir organizasyondan sz edilemez (5.3aHL6). Burada 60.000 Trk ocuu var biz ancak 1000 tanesine ulaabildik (5.3a-HL7). Ana dil eitimi kaldrlnca bir ihtiya dodu Trke retimi ile ilgili. Bu ihtiyac da siyasi yn olan birka grup stlenmeye almakta (5.3a-DN18). Her ne kadar baz ocuklar burada Trke dersi alsalar da bu yeterli deil; hem baz okullarda ne Trke dersi var ne retmen var (5.3aAB1). Bu konuda, Fransz bir Franszca retmeninin tespiti de kayda deer bulunmutur: Trke eitimi organizasyondan ok uzak. rnein Yunanistan, Yunanca retimi konusunda ok daha rgtl ve etkili alyor (5.3aFR3). Avrupa lkelerinin Trke derslerine olumsuz bak: Aratrmann yapld dnemde, daha nce ders programlarna dhil olan yabanc ocuklar iin ana dili ve kltr dersleri, baz hkmet ve yerel ynetimler
146

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

tarafndan ekonomik gerekelere dayanarak programlardan karlm ya da kstlamalara gidilmi, dersler iin verilen denekler kaldrlm ancak velilerin yapaca organizasyonlara destek salanabilecei bildirilmitir. Trkler arasnda byk tepki ile karlanan bu durum kaytlara da yansmtr: Vatandalarn ve Belikallarn yaklam bizim Trke dersleri iin belirleyici oluyor. Trkeyi entegrasyonu nleyici bir unsur olarak gryorlar. Burada iki tane Eitim Bakanl var. Yabanc iilerin dilleri ile ilgili eitim blm kapatld. Burada belli blgelerde bir anlamda dil soykrm var. Ders verdiimiz okullarda Trke dersleri kaldrlyor, kapatlyor (5.4a-BL6-11). Bir de Belikann sndrme politikas dediimiz bir politikas var. Trke eitimi tamamen okullardan kaldrma gibi program var. retmenlerimizin says azald (5.4a-BL18-20). Okullarda OALT ad altnda verilen ana dili derslerine verilen denek 2004 ylndan itibaren kaldrld. Hkmet ana vatanla balar kesmek istiyor. imdi 24 saat bu mesaj iliyor. zellikle din ve dil konusunu nemli gryor ve balantlar kesmek istiyor (5.4a-HL1-2). Hollandada 1 Austos 2004e kadar Trke dersleri, temel eitimde devletin desteinde ve okullarda veriliyordu. Yeni hkmet, politik deerlendirmelerden yola karak bu destei kaldrd (5.4a-HL3). Burada Hollandacay renmek problem deil, burada olduktan sonra nasl olsa renirler. Politik oyunlar var (5.4a-HL7). Almanlar Trke derslerini kaldrmaya alyorlar (5.4a-AK2). Aslnda burada yayorsanz Trke ne gerek var gibi bir mantk var Danimarka hkmetinde (5.4a-DN3). Trke ana dil eitimi u anda kk ya grubundaki ocuklara yaplyor burada. Ama bu kurs bizim kendi abalarmzla yaplyor, retmenin parasn bizim cemaatimiz karlyor. Danimarka hkmetinin bir destei yok (5.4a-DN6). Trke eitimi yasaklamakla Danimarka hkmeti asimile yolunu seti (5.4a-DN10). 1986 ylnda Danimarkada Trklere ana dil eitim verilmeye baland. 1-2 yl nce de ana dil eitimi yasakland (5.4a-DN20). Bir de Norvelilerin zellikle bizim okulun mdrnn de takntlar var. Eer Norveeyi biliyorsa Trkeyi gz ard edebiliriz diye dnyorlar (5.4a-NR6-7).

147

bilig, Bahar / 2009, say 49

25 sene nce ana dili retmeni olarak ie baladm. Sonra ismimiz deiti ift dilli retmen olduk. nk ana dille eitimi kaldrdlar. Ana dil eitimi vermiyoruz, direkt ana dilini kullanarak ocuu eitmeye alyoruz (5.4a-NR13-17). lkretim dzeyinde Trkiyeden gelen retmenler iin Fransann kanaati, Trklerin Fransaya entegrasyonunu engelledii ynnde. Dolaysyla Fransann hedefi Fransada yaayan 2. nesilden Trke retmeni ve imam yetitirerek bu ii Trk hkmetinin kontrolnden almak (5.4a-FR5). Baz hkmet ve yerel ynetimlerin, Trke derslerini ekonomik gerekelere dayanarak programlardan karmas ya da kstlamalara gitmesi, ana dilinin var olmann bir simgesi olduu duygusunu u szlerde olduu gibi krklerken; Velilerin kendi dilinden konutuunuz zaman, var olu meselesi olarak anlattnz zaman muazzam bir elektriklenme oluyor. Trkeyi Avrupada var olu meselesi olarak grmemiz gerekir. Bir insann dilini kltrn aldnz zaman o insan canavarlatryorsunuz (5.4bHL7). tepkilerin bireysel ve kk gruplardan teye gidemedii de u szlerde vurgulanmaktadr: Biz ana dili srdrmek amacyla bu yasaktan sonra Trk filmlerini buradaki sinemalarda yaynlanmas, tiyatro oyunlarnn sergilenmesi iin aba sarf ediyoruz kendi imknlarmzla (5.4c-DN1)). Buradaki Trk toplumu hibir eye tepki vermez (5.4c-HL9). Trke retimini engellenince yetkililerimiz hibir tepki gstermedi. Dolaysyla herhangi bir retim ortam da hazrlamad bizlerin katlabilecei (5.4c-DN6). Trkenin yasaklanm olmas Trkler arasnda tepkiyle karland ama bu engeli amak iin herhangi bir harekette bulunmadlar (5.4cDN10). Ailelerin ilgisizlii: Eitimciler, aileleri, ocuklarnn bulunduklar lkede yaadklar her trl sorundan sorumlu tutulmaktadr. Ekonomik rahatl n planda tutmalarnn, eitim konularna olan ilgisizliklerinin yan sra ana dili yeterliinin nemi konusunda bilinli olmadklar da u szlerle vurgulanmaktadr: Birok aile iin hafta sonu okullar ocuklarn gtrp braktklar ve kendi ilerini halletmek iin kullandklar kre nitelii tayor. Aslnda

148

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

oraya gtrme nedenleri dil renmesi iin deil ocuklarn gvenle brakacaklar bir yer olmas (5.5a-N25). Trke derslerinin kaldrlmasndaki en nemli etken velilerin dersleri sahiplenmemesidir, retmenlerin de nemli etkisi olmutur. Birok okulda 4-5 snf alabilecek Trk renci var ama veli bilgisiz olduu iin dersi seen yok (5.5a-HL5). Burada veliler okul almalarnda ok etkilidir. rnein okulun %55i yabanc ocuudur, en az 4-5 velinin karar oranlarnda bulunmas gerekir ama ya bir veli bulunur ya da hi yoktur (5.5a-HL6). Trke renme isteinin ailede zendirilmesi gerekir. Ama evde o destei grmyor. Evde dil renmesi gerektii fikrini grmyor (5.5a-NR13-17). Trke dersleri konusunda yaanan btn bu olumsuzluklarda 1, 2 ve 3. kuakta ana dili bilincinin geliememi olmasnn nemli etkisi olduunu sylemek mmkndr. Kaytlardaki u szler bu durumu daha net ortaya koymaktadr: Anavatandan ok uzakta olma, duygusal bir ortamda bulunmann yaratt stres ve duygusal psikolojik nedenler insanlar dini motiflere doru daha fazla srklyor. Burada dinimizi kaybederiz korkusu fazla egemen olduu iin dilimizi kaybederiz endiesi de yok (5.5b-BL3). nsann kendisi o sorunun farkna varmazsa onun iin bu sorun olmayabilir. Trke konuamyor olmak bir sorun deil hatta unutsak da bir ey olmaz diyebilirler (5.5b-BL6-11). Aileler btelerinden para ayrmaya ok da hazr deil ancak bilinlendirilirlerse durum deiebilir (5.5b-N21). Velilerin bilinlendirilmesi ve sivil toplum rgtlerinin tevik edilmesi nemli (5.5b-HL19).

6. Trkiyeye Geri Dnme Dncesi 1. ve 2. kuak iin geri dnme dncesi her zaman var olmakla birlikte bulunduklar lkede sosyal haklarn Trkiyeden daha iyi olmas nedeniyle uygulamaya geirilmesi olduka zordur:
Trkiyede eitim ve salk artlar buradaki gibi deil, biz burada ok rahat altk (6.1a-BL-5). Geri dnme Bu yle bir ey ki hayr deme cesaretini gsteremiyoruz. Geri dnmemiz mmkn deil (6.1a-BL14). 3. kuak iin de ncelikle iyi Trke bilmemeleri nedeniyle geri dnme dncesi olduka uzaktr. 1. kuan Trkiyeden Avrupa lkelerine g sz
149

bilig, Bahar / 2009, say 49

konusu iken geri dn hlinde, zaten gmenliin sorunlarn yaamakta olan 3. kuan bir de Avrupa lkelerinden Trkiyeye g sz konusu olacaktr: Trkiyeye gittiklerinde Trke bilmedikleri iin Franszca konuacak adam aryorlar (6.1b-BL4). Almanyada benim bir kz kardeim var ocuu Trke bilmiyor. 15 yanda olan izine geliyor ocuk utanyor (6.1b-NR8). 1, 2 ve 3. kuan geri dne scak bakmamasna karlk, baz lkelerdeki Trkler arasnda geri dnn, son yllarda eitimli kesimde artt yetkililer tarafndan vurgulanmaktadr: Son yllarda Hollandadaki Trkler arasnda geriye dn hzla artmaktadr. Bunun nedeni Hollanda hkmetinin yabanclara ynelik, zelde Trklere ynelik tavrlardr. Bunun daha da artacan dnyoruz. Geriye dnte zellikle okumu Trklerin olmas enteresandr (6.1c-HL1-2). Hollandadan Trkiyeye ciddi anlamda bir akademisyen g var. Bunlar hi Trke eitimi de grmemi, anne babasndan rendii kadar (6.1c-HL7). Geenlerde bir milletvekilimiz Erasmus niversitesinde 300 Trk renciye Geri dner misiniz? diye sormu. %90 el kaldrm. Hollandallar buna ok ardlar (6.1c-HL9).

Sonu Gnmzde Avrupa lkelerinde 1960l yllarda giden 1. kuak; 1. kuan Avrupa lkelerinde doan ya da aile birlemesi veya evlilikler yoluyla Trkiyeden gtrdkleri 2. kuak; 2. kuan ocuklar olan 3. kuak olmak zere genel olarak 3 kuaktan sz etmek mmkndr. Sz konusu kuaklarn zellikleri ve Trke ile balantlar yle zetlenebilir:
1. kuak, para kazanmak amacyla Avrupa lkelerine giden, balangta geri dnme dncesinde olan kuaktr. Ancak aile birlemesi hakknn tannmasndan sonra ekonomik ve sosyal rahatln da sz konusu olmas zerine alt lkeye yerlemitir. 1. kuak Trklerin ou, yaadklar lkenin dilini iyi bilmedikleri iin Avrupada ama Avrupadan kopuk bir yaam srdrmektedir. Bu nedenle aile iinde ve yakn evresinde gittii yreden gtrd Trkeyi yeterli grmekte, Trkesini gelitirmeyi de dnmemektedir. 2. kuak, Avrupa lkelerinde domu ya da aile birlemesi veya evlilikler nedeniyle Avrupa lkelerine gitmitir. lerinde eitimlerinin tamamn bulunduu lkede tamamlayanlar olduu gibi; bir ksmn veya tamamn Trkiyede tamamlayanlar da vardr. Eitim ve i sorunlaryla ilk karlaan grup
150

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

olan bu kuak, 1. ve 3 kuak arasndaki sorunlarn yan sra ocuklarnn eitim ve i sorunlaryla da yz yzedir. Avrupa lkelerinde verilen Ana dili Trke dersinin, sorunlarn yaayarak renen bu kuak, kendilerinin ve ocuklarnn Trke yetersizliinin, bu yetersizliin bulunduklar lkenin dilinin iyi renilememesine olan etkisinin farkndadr. 3. kuak, bulunduklar lkede doan, orada eitim gren, daha ok bulunduklar lkenin kltrne yakn olan kuaktr. Trkelerini gelitirmeyi gereksiz grmektedirler. Aratrmalarmz srasnda, 3. kuak Trk gen ve ocuklarnn hibir cmleyi Trke balayp Trke bitirdii grlememitir. Konumann daha banda anne babalarndan, bulunduklar lkenin dilinde yardm isteyen veya konumaya ngilizce devam etmek isteyen rneklere rastlanmtr. Bunda en nemli etken gen ve ocuklarn, eitim dilinin bulunduklar lkenin dili olmas, Trke eitiminin aile ve yakn evre ile snrl kalmasdr. ocuklarn aile iinde aldklar Trke ve Trk kltr eitimi de en fazla o ailenin sahip olduu kltr kadar olmaktadr (Trkdoan 1984: 107-108). 3. kuak olan gen ve ocuklarn, Trkeyi iyi bilmedikleri iin; aile ii iletiim gl ve kimlik bunalm bata olmak zere nemli sorunlar iinde olduu belirtilmektedir. Avrupadaki Trk nfusun eitim durumlar, 1. kuaa gre bir ykselme gstermektedir. Ancak bir an nce meslek sahibi olma ve para kazanma n plana kt iin daha ok orta dereceli okullar, meslek okullar tercih edilmektedir. Trke derslerinin, genel olarak, eitmen, materyal, destek ve organizasyon asndan yeterli olmamas; Trke eitiminde gerek ana dili gerekse yabanc dil olarak kuvvetli bir yaplanmann oluturulamam olmas dikkati ekmektedir. Bunlara eklenen organize olma becerisinin yetersizlii, Avrupa lkelerinin Trke derslerine olumsuz bak ve ailelerin ilgisizlii gibi sorunlar 2. kuakta ana dili yeterliinin olduka dtn gsterirken; Trkelerini yeterli grmeleri ve gelitirmeye gerek duymamalar gibi bir kannn da Almanya rneinde olduu gibi 3. kuakta, Fransa rneinde olduu gibi btn kuaklarda olumaya balad grlmektedir (Tablo 3.1). lkelerin, ok kltrllk konusunda teori ve uygulamada olumlu ynde gelimeler salamasnn ana dili zerindeki etkisi, ngilterede yaayan Trklerde net bir biimde grlmektedir. ngilterede ok kltrllk ynnde atlan admlar, Fransa ve Almanyadan ok daha ileri boyuttadr. ngilteredeki tartmalar, dier Avrupa lkelerinden farkl olarak genellikle ok kltrllk yandalar ile kartlar arasnda deil ok kltrlln farkl uygulamalarn savunanlar arasndadr (Altnba 2006: 55). ngilteredeki gmenlerin ana dili derslerinin ders programlar iine alnmas, lkedeki gmenlerin dillerini iyi bilen elemana nem verilmesi gibi yaklamlar dier
151

bilig, Bahar / 2009, say 49

olumsuzluklara ramen hem ana dilinin yeterliinde hem de dil bilincinin kazanlmasnda etkili olmutur. Bunda elbette lkelerin gmenlere uygulanan genel politikalarnn da nemli etkisi vardr. rnein Fransa ve ngiltere ayn zamanlarda gmen almna balam olmakla birlikte, g konusunun ngilterenin siyasi gndemine girmesi Fransadan 10 yl kadar nce olmutur. ngiltereye yerleenler ksa srede vatanda olmu ve vatandalk haklarndan tam anlamyla faydalanabilmitir. Fransada ise vatandaln kazanlmas daha uzun zaman almtr (Altnba 2006: 55). Almanyann ise 40 yldr ilerinde yaayan gmenlere ilikin ne gemite ne de gelecee ynelik bir politikalarnn henz olumad lkedeki sorumlular tarafndan da dile getirilmektedir.5 Bunlara bal olarak; Almanya rneinde olduu gibi 3. kuakta Trke yeterliinin artmasnn ve Fransa rneinde olduu gibi btn kuaklarda katlmclarn Trkelerini yeterli bulmasnn nedenlerini, ngiltereden elde edilen btn kuaklardaki yeterli grme oranlarnn yksek olmasnn nedenlerinden farkl deerlendirmek gerekmektedir (Tablo 3.1). Almanyada ve Fransada gmenlerin ana diline ynelik uygulamalar gze alndnda, aslnda ana dilinden uzaklamann neden olduu yeterli grme, ngilterede ise ana dilinde destek grmenin ardndaki yeterli grme sz konusudur. Genel olarak veriler, eitim anlamnda 1. kuaa gre daha iyi, Trk televizyon ve gazeteleri araclyla ana diliyle olan ban srdren, teknolojik imknlar kullanmaya yatkn ancak; kuaktan kuaa Trke yeterliini kaybeden, Trke yetersizliklerinin farknda olan ve bu konuda bireysel olarak, bir eitim program ihtiyac olduunun farknda olan bir Trk gmen grubunun olutuunu gstermektedir. Ancak bu grup, ana dili engellemelerine kar sadece tepkisel olarak kar kabilen bir gruptur. Sz konusu grup, kendisi ya da ocuklar iin, kendi imknlar ile bir yatrm yapmaya; yani para deyerek Trke renmeye istekli deildir. Trkenin srdrlmesi iin oluturulan kimi organizasyonlar, blgesel veya grupsal olarak kalmaktadr. Avrupa lkelerinde yaayan Trklerle ilgili olarak yukarda deinilen sorunlarn nemli bir blm, bir anlamda, Trkiye ve Trk tarafyla ilgili sorunlardr. Trkeyi kullanma ortamlarn, srdrebilme imknlarn ve koruma bilinlerini destekleyerek iyiletirme salamak mmkndr. Bunlarn yan sra 3. kuak iin lkelerle ibirlii yaplarak sorunlara zm aramak zorunlu grnmektedir. Ancak konunun dier yznde II. Dnya Sava sonrasnda ok kltrl, ok dilli, ok dinli ve ok rkl bir hle gelen ve son yllarda tek kltrlle tekrar dnme eiliminde olan Avrupa lkeleri vardr. Avrupa lkelerindeki Trkleri destekleyerek iyiletirme salamada, 3. kuak iin lke-

152

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

lerle ibirlii yapmada baarl olmak bu lkelerin ok kltrlle yaklamna, gmenlere ynelik politikalarna baldr. Konuya bu adan bakldnda zmn gittike gletii grlmektedir. 1980lerin banda gndeme gelen ve 1990larn bandan bu yana belirleyici olan kreselleme ideolojisi, ok kltrllk, demokrasi, ayrmcln nlenmesi, aznlklarn korunmas ve etnik merkezli insan haklar gibi kavramlarn Batdan hareketle btn dnyada ykselen deerler olarak karmza kmasnn ardndan; ok kltrlln hayata geirilmesi yabanc dmanln artrr ve bu da demokrasiyi ykar. (Altnba Akgl 2005: 4), dncesinin yaygnlamas Avrupa lkelerinde i politikann merkezine oturmu, siyasi amalar iin de kullanlr hle gelmitir. Daha nce ok kltrllk kapsamnda, farkllklar arasnda tam bir eitlikten sz edilen, iindeki gmenlerin dillerini konumasna ynelik herhangi bir kstlama yaplmad varsaylan Avrupa lkelerinde, ABD ve Kanadadakine benzer ok kltrl lke modelinin oluturulamad ve son yllarda ok kltrllkten tek kltrlle doru bir kayn olduu gzlenmekte; bu gelimenin rnein Hollanda Babakan Balkenendenin Hollanda kltrne ak olmayan, dili renmeyen farkl kltrdeki insanlarla ilgili soruna zellikle eilecei szlerinde olduu gibi hkmet politikalarna yansd grlmektedir. Meselenin bir yannda, yeni aznlklar (Altnba AkglSezai 2002: 3) olarak adlandrlan gmenlerin haklarnn korunma kaygs varken, br yannda Avrupa lke ynetimlerinin gmenlerin ana dillerini srdrmelerini entegrasyon sorunu olarak grmeleri yatmaktadr. Avrupa lkelerinde, ok kltrllk uygulamalar, kltrel blnmeyi hzlandraca dncesiyle tehdit olarak kabul edilmekte dolaysyla ok kltrllk giderek zayflamaya, tek kltrllk ya da hkim kltrllk arlk kazanmaya balam grnmektedir (Altnba 2006: 58). Aznlk dillerine tepki gsterilmesinin sebebi olan kltrel blnme endiesi de bu erevede deerlendirilmelidir (Laborde 2001: 717-724). Gelien yeni durumun ilk hareketleri de gmenlerin ana dili kullanm ortamlarnda ve haklarnda kendini gstermektedir. Avrupa lkelerinde, gmenlerin kltrlerine ve dillerine kar gelien yeni anlayn okullarda, hatta okul bahelerinde ve sokakta, iinde bulunulan lkenin dilinden baka bir dil konuulmasn yasaklayan nlemlerle; baka dillerde yayn yapan televizyon kanallarnn yaynlarna konulan yasaklarla; devlet yetkililerinin sert sylemleriyle uygulamaya da geirilmeye alld grlmektedir.6 Gmenlere bulunduklar lkenin dilini ve kltrn zorla kabul ettirerek asimilasyona girimenin, bireylerin kiiliklerinde meydana getirecei ykm gz nne alndnda, Avrupa lkelerindeki Trklerin, yaratlan artlarla, kendiliinden, bu deiim srecine sokulduklar gzlenmektedir. Trklerin d g srecinin gemiinin ok gerilere gitmemesine ramen, deiimin ok
153

bilig, Bahar / 2009, say 49

hzl gerekletii; grubun ounda ekonomik anlamda var olmann, kltryle var olmann nne getii grlmektedir. Avrupa lkelerindeki gen kuaklar zerine bugne kadar yaplan almalarda Trk aratrmaclar tarafndan iki genel yaklamn olutuu grlmektedir: Birinci yaklam paylaan aratrmaclar; Abadan-Unat (1976), Doyuran-Kartal (2004), Trkdoan (1984), Katba (1987), Sezgin (1992), Klarslan (1992), Semez (1992), ve Gler (1992); 2. ve sonraki kuaklarda grlen kltrel farkllklarn tehlikeli bir gelime olduu zerinde durmakta ve bu tehlikenin bir an nce nne geilmesi gerektiini savunmaktadr. kinci yaklamda ise alar (1994), Necef 1996), Kaya (1997); 2. kuak ve sonraki Trklerin hem yaadklar lkenin hem de Trk kltrnden paralar tadklarna ve melez kimlikler gelitirdiklerine dikkat ekmekte ve bunun aslnda korkulacak bir gelime olmadn belirtmektedirler. Bu grleri ele alan Yaln 1970lerin sonunda iddia edildii gibi iki dilin kark kullanm nedeniyle, Trkenin birka yl iinde yok olaca eklindeki ngrnn doru kmadn, entegrasyon ve ok kltrclk sylemleri ile de gerein tam tersine ilediini ileri srer (2002: 45-60). Yaln, son yllarda yaplan aratrmalardan yola karak Yabanc lkelerde yaayan 2. ve sonraki kuak Trk genlerinin iki dili kark kullanmalarnn devam ettiini ve durumun Trklk bilinlerinin yok olaca anlamna gelmemesi gerektiini; tam tersine iyi kullanlmas durumunda getirilerinin fazla olacan savunmakla birlikte (2002: 11) Avrupa lkelerindeki Trklerle ilgili gelimenin, demokratik olduklar savunulsa bile kltrel farkllklara bakta hogr eksiklii tayan Avrupa lkelerinin, yabanc dmanln nasl zmleyecei konusu ile balantl olduunu da belirtmektedir (2002: 13). Bu almada elde ettiimiz sonular ise yukardaki yaklamlardan birincisini desteklemektedir. Aratrma sonular, Trklerin mevcut zellikleri ile ksa bir sre iinde Avrupa lkelerinde gelien sosyal ve ekonomik tablo deiikliine; ok kltrllkten tek kltrlle kay uygulamalarna; dilsel farkllamann iletiimdeki entegrasyonu azaltt, bu lkelerde eitim seviyesini drd, gelimeyi zorlatrd grlerinin giderek yaygnlamasna ve bunlardan kaynaklanan yaptrmlara kar duramayacan gstermektedir. Avrupa lkelerinde bulunan Trklerin, Trkeyi kullanma ortamlar, srdrebilme imknlar ve koruma bilinleri ivedilikle balatlacak almalarla iyiletirilebilir bir zellik gstermekle birlikte Avrupa lkelerinde oluan yeni anlayn kabul grmesi hlinde; 3. kuakla birlikte belirginleen Trke kullanma ortamlar daha da azalacak, Trke yeterlikleri decek, ana dilinden ve kltrnden kopu hzlanacaktr. ounlukla aile iinde kullanlan dil, eitimde ve dier kamusal alanlarda kullanlmad iin ocuklara geerken orijinalliini kaybedecek; 3. kuakla birlikte kullanmda daha etkin olan dil,
154

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

ana dili hline gelecek, orijinal ana dili giderek kaybolacaktr. Yaplan aratrmalara gre bu kaybolu, dili dier deiimlerin lokomotifi olarak gren rtl asimilayonun bir sonucudur (Vatanda 2002: 237). Neler yaplabilir? 1. Merkezler kurularak Avrupa lkelerindeki Trklerin tam says; ya, meslek, eitim durumu gibi bilgiler, istatistikler oluturulmal ve gncellenmeli, 2. Avrupa lkelerindeki Trklerle ilgili eitli kurum ve dernek alanlar, kanaat nderleri, sivil toplum rgtleri grevlileri ve Trke retmenleri ile ibirliine gidilmeli; velilerin ana dili eitimi konusunda bilinlendirilmesi almalarna destek verilmeli, 3. Ana dilinden kopmann veya diller arasnda bocalamann, bireyin kimlik geliimi zerindeki olumsuz etkileri konusunda bilimsel aratrmalar yaplmal, 4. Uluslararas g ve ana dili rgtleri ile ibirlii yaplarak konunun gndemde tutulmasna ve zm nerileri gelitirilmesine imkn salanmal, 5. 1 ve 2. kuakta yaygn bir biimde dile getirilen Trk Hkmeti bizimle ilgilenmiyor, Trk aratrmaclar bizi aratrmalar iin kullanyor ama zm gelmiyor. grnn nne geebilmek iin zme ynelik almalar tevik edilmeli, 6. 3. kuakta yaygn bir biimde grlen dilinden ve kltrnden uzaklama, utanma duygusunun nne geebilmek iin ilgili alanlarla ibirlii yaplmal, 7. Ana dili Trke derslerinin, ders programlar iinde ve daha verimli bir biimde yer almas iin giriimlerde bulunulmal, 8. Ana dili dersleri iin yaplacak organizasyonlara destek vereceini aklayan belediyeler ile velilerin iletiime gemesi tevik edilmeli, 9. Trke dersi malzemeleri rencilerin ilgi ve beklentilerine uygun olarak hazrlanmal, 10. ocuk ve genlerin bilgisayara ve internete olan ilgileri; Trke retimi programlar, Trke hazrlanm oyunlar ve websiteleri ile deerlendirilmeli, 11. Avrupa lkelerinde, Trkiyeden giden tiyatro oyunlar, filimler, eitli gsteriler ve zellikle kitap sergileri daha sk yer almal, 12. Televizyon kanalarnda Avrupa lkelerindeki Trklere ynelik kltr programlar hazrlanmal.

155

bilig, Bahar / 2009, say 49

Aklamalar
1. Avrupada Trke, Proje No: 050735, Anadolu niversitesi Yayn, No: 1720. Eskiehir 2007. Yard. Do.Dr. Hlya Pilanc, projede Trk Dili Koordinatr olarak grev yapmtr. 2. Almanyadaki yabanc nfusu: 7.334.765, Trk nfusu: 1.877.661 Kaynak: www.musavirlikler.gov.tr/upload/D/Notlar/TurkNufus.doc 3. www.tsp.anadolu.edu.tr, Yard. Do.Dr. Hlya Pilanc, TSPde ierik oluturma ve uygulama sorumlusu olarak grev yapmaktadr. 4. www.elbep.anadolu.edu.tr, Eliminating Language Barriers in European Prisons through Open and Distance Education Technology, 134295-TR-2007GRUNDVG-GMP, Yard. Do.Dr. Hlya Pilanc, projede Trke Koordinatr olarak grev yapmaktadr. 5. Almanya`nn bu lkede 40 yldr yaamakta olan gmenlere ilikin ne gemite ve ne de gelecee ynelik olumu bir politikalar henz yok. Brakn byle bir politikay veya tasary, bu insanlarn hangi isimle tanmlanacan bile biz bilmiyoruz. Bunlara gmen mi yabanc m misafir ii mi aznlk m ne diyeceimize henz karar vermi deiliz. Bu szler Berlin Senatosunun 19 yldr yabanclardan sorumlu grevlisi Bayan Barbara John`a ait. Kaynak: Alman Hkmetlerinin Trk Kurulularna Bak www.keskin.de/zur_person/veroeffentlichung/veroeffentlichungen/307154.html 6. Trkiye, Hollandadaki dil snrlamas giriimine tepkili Trkiye, Avrupa`da Trklere ve Mslmanlara ynelik ayrmc faaliyetlerle ilgili giriimlerde bulunuyor. Vicdan testi ile ilgili olarak Almanya nezdinde giriimlerini srdren Ankara, Sokakta Hollandaca dnda bir dilin konuulmas yasaklansn. szlerine de tepki gsterdi. Rotterdam Belediyesinin sokakta sadece Flemenke konuulmasn ngren davran rehberinin ve bunu destekleyen Hollanda Entegrasyon Bakan Rita Verdonk`un szlerinin Avrupa nsan Haklar Szlemesi ve temel insan haklar ile badamadn ileten Ankara, Bu, hkmetin gr deil, belediyelerin bir almas. Bu gr lke iinde de tepki grd. karln ald. www.tumgazeteler.com/?a=1318691 Trkenin Son Kalesi Yklyor 40 yla yakn sren Hilversum Radyosu Trke yaynlar eyll ayndan itibaren btnyle yayndan kaldrlyor. www.iot.nl/sozhakki/sozhakki88a.pdf Danimarka radyosu Trke yayn kesiyor Danimarka'da Trke yaynlanan Haber gazetesinin Danimarka Radyosu kaynakl haberine gre, Danimarka Radyosu Trke de dahil alt gmen dilinde yapt yaynlar durduracan aklad. arsiv.sabah.com.tr/2005/09/11/siy107.html Avrupada Trkenin Kslan Sesleri sve ve Fransa dnda, Danimarka ve Norveteki Trke yaynlar ok daha nce susmutu. www.medyaz.org/yazi/avrupada-turkce-nin-kisilan-sesleri

156

Pilanc, Avrupa lkelerindeki Trklerin Trkeyi Kullanma Ortamlar

Kaynaklar
Abadan-Unat, Nermin (1976). Turkish Workers in Europe 1960-1975. Turkish Workers in Europe 1960-1975. Leiden: E.J. Brill. 1-44. Altnba Akgl, DenizSezai ve Semra Rana (2002). Almanyann Asimilasyonist Politikalar ve Entegrasyon Anlay. Stratejik Analiz 3(28): 3-24. Altnba Akgl, Deniz (21 Mart 2005). Avrupa'da okkltrlln "Modas" Geiyor. Avrupa Arivi /5 (2005). www.asam.org.tr/tr Altnba, Deniz (2006). Avrupa ve ok Kltrllk: Fransa rnei. Stratejik Analiz 7(78): 52-61. Cresswell, J. W. (2005). Educational Research: Planning. Conducting and Evaluating Quantititative and Qalitative Research. Upper Saddle River. NJPearson Education. alar, Aye (1994). German Turks in Berlin: Migration and Their Quest For Social Mobility. Ph.D. Thesis. Montreal: McGill University. Department of Anthropology. Doyuran-Kartal, Bilhan (2004). Federal Alman Eitim Sisteminde Trk Gmen ocuklarnn Anadil renme Zorluklar ve Yurtd Anadil retmenlii Programnn Gereklilii. anakkale Onsekiz Mart niversitesi Uluslaras IV. Dil, Yazn ve Deyibilim Sempozyumu Bildirileri. anakkale. 491-503. European Communities (2006). Population: Non-national populations in the EU Member States. www.epp.eurostat.ec.europa.eu/cache/ITY_OFFPUB/KS-NK06-008/EN/KS-NK-06-008-EN.PDF Gler, Kemal (1992). Anadilin nemi ve Milli Kimlik. Bat Avrupa Trkleri: F. Almanyada 30. Yl. Ankara: Avrupa Trk-slam Birlii Yay. 109-118. Katba, Cidem (1987). Alienation of the Outsider: The Plight of Migrants. International Migration XXV (2): 195- 210. Kaya, Ayhan (1997). Constructing Diasporas: Turkish Hip-Hop Youth in Berlin. Ph.D. Thesis. Kempen: Warwick University. Klarslan, Ayten (1992). F. Almanyada Trk Kadnlar. Bat Avrupa Trkleri: F. Almanyada 30. Yl. Ankara: Avrupa Trk-slam Birlii Yay. 55-70. Laborde, Cecile (2001). The Cultur(s) of the Repuclic, Nationalism and Multiculturalism n French Republican Thought. Political Theory. C. 29. No. 5, 717. Necef, Mehmet mit (1996). Ethnic Identity and Language Shift Among Young Turks in Denmark. Ph.D. Thesis. Denmark: Odense University. Center for Contemporary Middle East Studies. Semez, Osman (1992). Genlik Meselemiz. Bat Avrupa Trkleri: F. Almanyada 30. Yl. Ankara: Avrupa Trk-slam Birlii Yay. 71-80.

157

bilig, Bahar / 2009, say 49

Sezgin, Osman (1992). Avrupadaki Trk ileri ve ocuklarnn Eitimi. Bat Avrupa Trkleri: F. Almanyada 30. Yl. Ankara: Avrupa Trk-slam Birlii Yay. 47-54. Strauss A.- Corbin J. (1998). Basics of Qualitative Research: Techniques for Developing Grounded. Thousand Oaks, CA: Sage. Trkdoan, Orhan (1984). kinci Neslin Dram: Avrupadaki ilerimiz ve ocuklar. stanbul: Ayyldz Matbaas. Vatanda, Celalettin (2002). okkltrllk. Deiim Yaynlar. www.musavirlikler.gov.tr/upload/D/Notlar/TurkNufus.doc, (20.07.2008). www.medyaz.org/yazi/avrupa-da-turkce-nin-kisilan-sesleri, (21.07.2008). www.keskin.de/zur_person/veroeffentlichung/veroeffentlichungen/307154.html, (22.07.2008). www. elbep.anadolu.edu.tr, (30.01.2009). www.tsp.anadolu.edu.tr, (30.01.2009). www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/AnadolununSesi/165/T8.htm, (30.01.2009). www.tumgazeteler.com/?a=1318691, (30.01.2009). www.iot.nl/sozhakki/sozhakki88a.pdf, (30.01.2009). www.arsiv.sabah.com.tr/2005/09/11/siy107.html, (30.01.2009). Yaln, Cemal (2002). okkltrclk Balamnda Trkiyeden Bat Avrupa lkelerine G. C.. Sosyal Bilimler Dergisi 26 (1): 11, 13, 45-60.

158

Turkish Spoken by Turks in European Countries: Usage Environment, Sustainability Possibilities and Preservation Awareness
Hlya Pilanc*
Abstract: The social functions of ones native language have gained great importance especially for countries where multiculturalism caused by emigration is a defining characteristic. Native language, which is regarded as a symbol of existence by the emigrants, is often perceived by the majority as a threat to national values and social harmony. Turks form one of the biggest emigrant groups in Europe (approximately 4 million). In the light of data gathered from research, this study discusses the characteristics of Turks that will enable them to conserve and support their native language in the newly developing environment in Europe. Key Words: Language, native language, international immigration, Turkish, Turkish in Europe.

Anadolu University, Faculty of Letters, Department of Turkish Language ant Literature / ESKEHR hpilanci@anadolu.edu.tr

bilig Spring / 2009 Number 49: 127-160 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

: ,
*
: , . , , , . 4 , . , , , . : , , , .

, , / hpilanci@anadolu.edu.tr

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 127-160 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar


Bahir Seluk*
zet: Sanatl nesrin klasik edebiyatmzdaki en nemli temsilcisi kabul edilen Nergis, birbirinden bamsz on ak hikyesini Mekkul-Uk adn verdii eserinde toplamtr. Yaanm olaylardan hareketle yazlm bu hikyelerin ou, yazarn bulunduu sosyal evreye ve yaad dneme aittir. Yazarn gzlem gcn de gsteren eser, zellikle XVII. yzyl Osmanl toplum hayatnn eitli ynlerini realist bir biimde yanstmaktadr. Bu almada, Mekkul-Uktaki hikyelerden hareketle dnemin toplum hayatna ilikin unsurlar tespit edilip incelenmitir. Anahtar Kelimeler: Nergis, Mekkul-Uk, XVII. yzyl, Osmanl, sosyal hayat.

Giri Her edeb eser, yazld dnemin siyas ve sosyal hayatndan, devrin zihniyetinden, sanatnn kiiliinden izler tar. nk dil malzemesini kullanan ve sanat eseri olma sebebiyle estetik bir gaye gden edeb eser, ayn zamanda tarih ve sosyo-kltrel boyutu sebebiyle de sosyal bir fenomendir (Horata 2004: 443). Fakat bu objektiflik ilkesi gz ard edilerek Tanzimattan itibaren klasik edebiyatmzn sosyal hayattan kopuk ve soyut bir edebiyat olduu, nesrimizin de -daha ok Bat nesri ile mukayese edilerek- ok geri planda kald iddias, eitli vesilelerle dile getirilmitir. Hayattan kopuk olduu iddia edilen klasik edebiyatn, aslnda toplumsal hayatn yansmas olduu (Andrews 2000, Bilkan 2006 vb.), zengin ve kkl bir nesir geleneinin varl (aldak 2004, Tulum 2001, Kavruk 1998 vd.), eitli almalarla ortaya konmutur.
Edeb eserlerde toplumsal konulara yneli, XVII. yzylda art gstermeye balar. Osmanlnn olumsuzluklar yaamaya balad bu dnemde, sanatlarn evrelerindeki siys, sosyal ve ekonomik hadiseleri gzlemleyerek eserlerinde iledikleri grlr (entrk vd. 2006: 363). Atynin Hamsesi, Nb Divan, Sbit Divn (Bilkan 2006: 14-143, Kortantamer 1993: 89-150,151*

Adyaman niversitesi, Eitim Fakltesi, Trke Eitimi Blm / ADIYAMAN bahirselcuk@gmail.com

bilig Bahar / 2009 say 49: 161-176 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

192); Nergisnin Hamsesi, Veysnin Hbnmesi (aldak 2004, Akgz 2004: 416) devrin siys ve sosyal hayatn yanstan nemli eserlerdir. Klasik nesir geleneini devam ettiren XVII. Yzylda, sanatl nesrin iki byk temsilcisi olan Nergis ve Veys; muhteva, dil ve slp bakmndan nceki dnem sanatlarndan ayrlrlar (Akgz 2004: 415). Sanatl nesir (ssl nesir/in) denince ilk akla gelen isim, phesiz Sinan Paa ile balam olan gelenei zirveye tayan, yzyln nemli sanats Nergisdir (. 1044/1635). Tanzimat dnemine kadar nesirde stat olarak kabul gren Nergisnin (aldak 2004: XII) Arapa Risale, Horos-nme, El-Vasful-Kmil fi-Ahvli Vezril-dil, Mnet (Eslibl-Mektb) adl eserleri ile edebiyatmzda trnn ilk ve tek rnei olan ve El-Akvll-Mselleme f-Gazvtil-Mesleme, Knunur-Red, Mekkul-Uk, ksir-i Saadet (ksir-i Devlet) ve Nihlistn adl eserlerinden oluan mensur Hamsesi vardr (aldak 2006: 560-561). Nergis, Hamsesi ierisinde yer alan Mekkul-Uk, kadlk yapt Elbasanda kaleme alm, H.1034/M.1625te eyhlislm Yahy Efendiye sunmutur (124a). Eser, tercmeleri ile tannan yazarn, ilk zgn eseri olma bakmndan deer tar (aldak 2004: 101). Sanatl bir dille yazlan MekkulUk, Arap ve ran kaynakl temalar yerine, Osmanl corafyasna ait olaylar ve dnemin sosyal hayatn aksettirmesi bakmndan orijinallik gsterir. Eserin yurt iinde ve dndaki ktphanelerde yirmiden fazla yazma nshas vardr. Mekkul-Uk, Hamse-i Nergis iinde de defa baslmtr. Fahriye niteliindeki alt beyitlik bir manzume ile balayan eserde, uzunca bir mukaddimenin ardndan on hikye gelmektedir. Hikyelerin olay rgs srasyla- u ekildedir: 1. Hikye: Osman adl gence vurulan tccar Hoca Himmetin, iini gcn brakp divaneler gibi dolamas, ektii skntlar sebebiyle beer aktan ilah aka ulamas (129b). 2. Hikye: Bir n, stanbula giden sevgilisini uurlamak amacyla, dondurucu soua ramen, bir ay boyunca sevdiine elik etmesi, stanbul snrna geldii halde ehre girmeden geri dnmesi (133b). 3. Hikye: Sevdiinin, b- Hayt adl mesire yerinde arkadalaryla elendiini gren Merdne Halifenin aresizlik iinde, kendisini gayet yksek Kei Kprsnden suya atmas ve bu vesileyle sevgilisinin gnln kazanmas (135a). 4. Hikye: ranl air Riyaznin, aknn gcn ve sevgilisine sadakatini ispatlamak amacyla, ah Melik Kprsnden atlayp canna kymas (136a). 5. Hikye: ehre gsteri iin gelen cambazlardan birinin rana k olan riyakr bir eyhin, bir yl onlarla dolatktan sonra; cambazlarn ehirden ayrlmalar zerine, nceden sevgilisine hediye etmi olduu ihram geri istemesi (137a). 6. Hikye: Halkla i ie olan yal bir eyhin, ara sra urad bir kahvehanedeki gen raa okuma yazma retmesi, ksa bir zaman sonra bu gence k olup dedikodulara sebep olmas (138b). 7. Hikye: Bir cilti rana gnln kaptran n,
162

Seluk, Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar

ksa bir mddet sevdiini gremeyince canna kymak istemesi, sonradan gnlden yakarlar ve dualar sonucu sevgilisini yanna getirtmesi (142a). 8. Hikye: Yallk dneminde, brahim Dilke adndaki arsz bir gence k olan varlkl ve lim bir zatn, sevdiinin ehri terk etmesi zerine, ayrlk derdiyle yataklara dp son nefesinde ah Dilke diyerek can vermesi (150b). 9. Hikye: Gzellii ile stanbulda hret bulmu olan yenieri Ferdnin, kendisine k olan bir kiiyi mecbur kalp ldrmesi (153a). 10. Hikye: Ferdye k olan bir yenieri aasnn, grevini ihmal edip maiyetindeki yenierileri babo brakmas; ar sarho bir haldeyken, kendisini aran padiahn huzuruna zamannda gidememesi zerine lmle cezalandrlmas (154b). Eserdeki on hikyeden yedisi, ilk kez Nergis tarafndan kaleme alnmtr. Hatta eserdeki yedinci hikye, yazarn kendi bandan geen bir ak macerasdr (142a). ranl air Riyzinin aknn anlatld hikye ile Ferdye k olan iki kiinin lmn anlatan iki hikye ise orijinallik gstermez. Ferdyle ilgili hikyeler, k elebinin Meir-uarsndan alnmtr (k elebi 1971: 188a). Ferdnin kendisine k olan kiiyi ldrd hikye, Atynin Sohbetl-Ebkrnda da gemektedir (ty 1999: 254-266). Nergis, hikyelerini evresinden duyduu veya bizzat ahit olduu olaylardan hareket ederek kaleme almtr. yi bir gzlem gcne sahip olan yazar, mahall unsurlar, karakterlerin duygu ve davranlarn kendisine zg bir slpla yanstmay bilmitir. Nergis, hikyelerinde kurgusal olaylara deil, gerek hayattan alnm olaylara yer verdiini eserin giri blmnde belirtir: hlt- garbe-i hayretengzn bi-tarkit-tesmu ev al vechil-muyene karn-i rtbe-i tahkk ve rehn-i derece-i tasdk olanlarn bu tarz- yrn-pesend zre sebt-i sahyf- tertb idp (128b-16/18). Hikyelerin hemen hepsinin banda ve sonunda uhdse-i mtehakkkul-vukdandur ki (129b-12), shhat- vuk mahkeme-i ittifkda mukayyed-i sicill-i isbt olan (133b-13) gibi klasik halk hikyelerindekine (bk. Gngr 1999: 144) benzer kalplam ifadelerle yazar, bu gereklike iaret eder. Mekkul-Uktaki hikyelerin yedisindeki olaylar, yazarn yaad evrede gemektedir. Yazar, hikyelerin bandaki Hill- hicce-i stde-hacce-i irn elfde (129b-12), Kd-zde-i mahdun zamn- lem-rysinde (135a-16/17), eyym- uhd- slifede (153a-9) gibi ifadelerle olaylarn tarihlerine gndermede bulunmaktadr. ranl air Riyznin akn anlatld hikyede ve Ferd mahlasl kiiye k olan kiilerin anlatld iki hikyede olay zaman belirtilmez.

163

bilig, Bahar / 2009, say 49

Hikyelerde, Nergisnin kadlk yapm olduu Saraybosnann yan sra; stanbul (129b), Edirne (132a) ve Ankara (132a) ehirlerinin ad gemektedir. zellikle Saraybosnaya ait unsurlar, zengin bir gzlem gcyle tasvir edilir. Mekkul-Uktaki ahs kadrosu ile klasik iirimizdeki k, mak, rakip tipleri arasnda, baz benzerlikler vardr: ile eken kiinin hep k olmas, kla mak arasndaki engeller (rakb vb.). Fakat Mekkul-Uktaki tipler, Divan iirindeki gibi soyut deil; giyim-kuamlar, meslekleri ve davran biimleriyle toplum hayatn somut ve canl olarak aksettiren kiilerdir. Yine Mekkul-Ukta, maklarn Osman, Ferd, brahim gibi isimlerle anlan gen ve gzel delikanllar olmas dikkat eken dier bir zelliktir. Cinsellikten uzak bir gzellie duyulan ak dile getirmek gibi bir sebebe balanabilse de, hikyelerdeki bu zellik bal bana bir aratrma konusudur. Yzyln nemli airi Atynin hamsesinde benzeri durum, toplumda yaygnlaan ahlak kntlerden biri olarak ifade edilmekte ve eletirilmektedir (ty 1999: 254-266; Kortantamer 1993: 133-137). Sanatl dili ve zengin muhtevasyla zgnlk arz eden Mekkul-Ukn (Sleymaniye Ktp. Hamidiye n.1462 vr.144b-137a), toplum hayatn yanstan ynnn ele alnaca bu alma, toplumsal yap ve toplumsal hayat ana balklar altnda incelenecektir.

A. Toplumsal Yap Girift ve dinamik bir sisteme sahip olan toplumsal yapnn btn ynleriyle, bir edeb eserden hareketle ortaya konmas zordur. Mekkul-Ukta zenginlik, otorite, konfor; fakirlik, huzursuzluk; kargaa gibi farkl toplumsal olgular, karakterlerin davran biimlerinden hareketle tespit edilebilmektedir. Ak eksenli hikyelerde padiah, vezir, eyh, vaiz, lim, sofi, yenieri, yenieri aas, bostancba, kethda, hademe, cilti, kahvehaneci, kahvehaneci ra, meyhaneci, ip cambaz gibi farkl meslek ve sosyal gruplara mensup kiiler ve bunlarn yaay tarzlar ilenmektedir. Hikyelerde padiah, vezir gibi st tabakaya mensup kiiler, olay rgs iinde aktif olarak yer almadklar iin bunlarn isimleri verilmez.
Mekkul-Ukta olay zinciri iinde yer alan kiileri, mensup olduklar sosyal tabakaya gre aadaki ekilde snflandrmak mmkndr.

a. Din ve lim Adamlar Osmanl toplumunun din-tasavvuf dnce ve yaam asndan renklilik arz ettii, din ve ilim adamlarnn sosyal yaam iinde saygn bir konuma sahip olduklar bilinmektedir. Mekkul-Ukta lim, eyh, vaiz, sof gibi din/tasavvuf evreden kiiler hemen her hikyede karmza kar. Fakat bu kiiler ruhban bir hayat sren, toplumdan elini eteini ekmi kiiler deil;
164

Seluk, Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar

sosyal hayatn her karesinde yer alan, sradan kiilere k olan, hanmndan azar iiten, kahvehaneye, hatta meyhaneye giden, ksacas dier insanlar gibi hatasyla sevabyla var olan, toplumun canl ve dinamik bireyleridir. Hoca Himmetin macerasnn anlatld hikyede, din adamlarnn toplum ierisinde saygn ve sz dinlenir insanlar olduklar anlalmaktadr (130a, 130b). Altnc hikyede de drst, yardmsever, gurur ve kibirden uzak Melm-merep eyhin halkla i ie olduu grlr (138b). Bu eyh, bir kahvehanecinin ilerini canlandrmak amacyla kahvehanesine urar. Bir mddet sonra kahvehaneci rana k olan bu eyh, einden ve evresinden tepki grr, dedikodulara sebep olur (139a,142a). Kendisini toplumdan soyutlamayan, halkla kaynam olan din adamlarnn aksine, halk kmseyen kibirli ve softa din adamlarnn varl da dikkat ekmektedir. Dnemin tarikat evrelerindeki yozlamay da yanstan beinci hikyenin bakahraman, Halvet tarikatna mensup, riyakr ve gsteri merakls bir eyhtir (137a). Kahvehanelerin nnden bile gemeyen softa eyh, kahvehane sakinlerine selam vermez. Bu eyh, sevdiine hediye etmi olduu ihram, ayrlma annda kendisinden isteyecek kadar da kaba biridir (138a). Din adamlarnn ilim adaml vasfn da tadklarn gzlemlediimiz hikyelerde, geleneksel eitim metodunun yaygnl dikkat eker. Kahvehaneye alnan raktaki yetenei gren eyh, iten arta kalan zamanlarnda ona okuma yazma retmeye balar: baz tenh zamnlarda ki hizmet-i taksm-i kahveden frce-i zd bula, br talm-i mertebe-i sevd-hnden behrever klnmak mnsibdr, diyp edebde niyyet-i neyl-i sevb ile olanun hceligi hizmetini irtikb eyledi (139b-3/5). Sekizinci hikyede, ferdd-dehr std- kll olarak anlan mehur limin be yzden fazla talebesi vardr: ks- itihr fk-gr olup be yzden ziyde talebe-i ilm, pghnda zn-zede-i taallm istifde idi (151a-2/3). Talebelerinin her trl sorunuyla yakndan ilgilenen bu byk lim, rencileri iin bir aylk yolu yaya yryecek kadar da fedakrdr: kem-pyegn- talebe in rh yek-mheye piyde revn olurd (151a-10). lim ve faziletiyle hret bulmu olan bu lim, knamalar hie sayarak, bir rencisinin k olduu meyhanecinin kzn, bizzat kendisi evinden alp getirir; talebesiyle grtrdkten sonra evine brakr (151b-152a). Yine ayn hikyede halkn da, din ve ilim adamlarnn gayret ve fedakrlklarn karlksz brakmadklar, onlara yer yurt temininde ve ihtiyalarn gidermede yardmc olduklar anlalmaktadr (151a).

b. Asker Snf Osmanl imparatorluunun hemen her dnemde odak noktasn oluturan seyfiyye snfnn devlet tekilat ve toplum ierisinde mstesna bir yeri vardr (zcan, 1999: 93). Mekkul-Ukta, yenieri, yenieri aas, yayaba,
165

bilig, Bahar / 2009, say 49

bostancba gibi asker snf temsil eden kiilerle ilgili bilgilere ska rastlanr. Fakat, bu kiilerin hl ve hareketlerinin asker disiplin ve ciddiyetle pek badamad dikkatlerden kamaz. zellikle yazarn yaad dnemde, yrrlkte olan kanunlara riayetsizlik ve disiplinsizlik, asker tekilatn bozulma sebeplerinin en banda gelir (zcan 1999: 356). Babas da yenieri ocanda yayaba olan Ferd mahlasl yenieri gencinin davranlarnda ve yaam tarznda, asker disiplinden uzaklk ve lakaytlk gze arpar. Gzellii ile dikkat eken bu yenieri genci, kendisine k olan iki kiinin lmne sebep olur (153a, 155b). Yazarn kendi ak macerasn anlatt hikyede de, serseri tipli bir yenieri neferinden bahsedilir (145b). Ad geen Ferdye k olan yenieri aasnn hl ve hareketleri, yenieri ocandaki bozulmann sadece yenieri erleriyle snrl kalmadn gsterir (155a). Yenieri aasnn Ferd ile elenirken grevini ihmal etmesi zerine, babo kalan dier yenierilerin (kul taifesi) Yahudi mallarn yamalamaya balamas, ocaktaki babozukluun bireysel olmadn kantlar. Olaylar zerine padiah tarafndan grevlendirilen bostancba, aay tutuklar. Yenieriaas, suistimalinin bedelini canyla der (siyseten katl) (158b).

c. Ticaret ve Sanat Erbab Canl bir ehir hayatn gzlemlediimiz hikyelerde tccar, cilti, meyhaneci, kahvehaneci gibi meslek erbab sz konusu edilir: ticret tarki ile (129b), mehir-i tccrdan (131a), bahne-i ticretle (132a, 132b), mukteziyt- ticretle (140a), fr-myegn- tccrdan birinn (143a) gibi ticaret hayatyla ilgili ifadeler, hikyelerde ska geer.
Dnemin ticaret hayatyla ilgili bilgilere zellikle ilk hikyede rastlanr. Hikyenin giri ksmnda, nemli ulam yollarnn kavanda bulunan Saraybosnann canl bir ticaret merkezi olduu belirtilir (129b). Yine nemli ihra mallarndan biri olan ynn (sof), kervanlarla Avrupaya (semt-i Frengistn) buradan gtrld anlalmaktadr (129b). Hoca Himmetin sevdii gencin, bir tccarn olu olmas (131a), tacizlerine dayanamayan bu gencin memleketini ticaret bahanesi ile terk etmesi, (132a); yedinci hikyedeki cilti rann bir tccarn olu (143a) olmas ticaret hayatnn yaygnln gsteren rneklerdir. Hikyelerde bahsedilen i yerlerinden biri kahvehanelerdir. Altnc hikyede olay, arlkl olarak kahvehanede geer. Kahvehanelerde yeni yetme genler, rak (sk) olarak altrlmaktadr (139a). Hikyelerde tespit edilen dier bir sanat dal da ciltiliktir. Ciltiliin usta rak ilikisi iinde devam eden bir sanat olduu anlalmaktadr (143b), (146a).

166

Seluk, Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar

Hikyelerde -zellikle yazarn ikamet ettii Saraybosna civarnda- ikinin sradan bir iecek gibi tketildii grlr. ki alma, ime ve sipari etme yeri olarak geen meyhaneleri iletenlerin din kimlii hakknda bilgi verilmez. Fakat sekizinci hikyedeki meyhaneciden, gebr-i mey-fr (arap satan Mecusi/ateperest) eklinde bahsedilmesi, meyhanecinin Mslman olmadn gstermektedir (151a).

B. Toplumsal Hayat a. Aile Hayat Hikyelerde akn daha ok gzellikle (yz gzellii) olan balants zerinde durulur, hibir yerde cinsellikten bahsedilmez. Altnc hikyenin sonunda yazar, eyhin mutlu sona ulamasn aknn beer arzulardan uzak olmasna balar: levs-i beeriyyetden ber v pk-dmen olmagla (142a-5). Fakat buna ramen Meakkul-Ukta, akn seven ve sevilen boyutunu ap ailev problemlere neden olduu gzden kamaz. Yeni yetme gzel genlere duyulan bu akn, evre ve toplum tarafndan tasvip edilmedii, dedikodulara sebep olduu anlalmaktadr.
Altnc hikyede yal eyh, kahvehanedeki raa k olunca garip davranlar sergiler, bunun zerine evrede dedikodular artmaya balar. Durumdan phelenen hanm, her ne kadar eyhin ktle meyletme yann oktan getiini dnse de emin olmak iin, ibadet etmek kastyla evden ayrlan kocasn takip eder. Eiyle kahveci rann ba baa olduklarn grnce de: Sad brekallh ne gzel ibdete muvzabet buyurlm ve hezr fern bu hlet-i hayret-efz, heyet-i prne v kyfet-i meyhnenze ne zb dmi (141b-7/8) diyerek ineleyici ifadelerle hakaretler yadrmaya balar. eyh bu hakaretlere karlk vermez, eini ve evini terk eder (141b). Hoca Himmet, Kadzdelerin gzel oluna k olur. Bir gn gencin evinin nnde deliler gibi barp armaya, Osman adl bu gence k olduunu haykrmaya balar. Bu durumdan rahatsz olan ve utan duyan gencin babas ve hizmetiler, Hoca Himmetin vcudunu ortadan kaldrmaya karar verirler: cvn- b-emnun pederi ve syir hademe-i der-i sadet- makarr harf-i girn-cn- sklet-elfn evz- n-der-ber--berinden r idp nokta-i ekk-i vcdn sahife-i haytdan hakke karr virdiler (131b-3/5). Aile kavram iinde dorudan yer almasa da kethd, mirahr, hademe gibi, konak ve evlerde hizmet gren resm veya gayriresm personelin de ailenin birer ferdi gibi, ailev sorunlarla yakndan ilgilendii grlr (131b, 155a, 157a).

167

bilig, Bahar / 2009, say 49

b. Din ve Ahlak Hayat Osmanl toplumunda din ve ahlak hassasiyetin hayatn hemen her noktasnda kendisini hissettirdii bilinir. Mekkul-Ukta yer yer toplumun din ve ahlak yaayna iaret edilse de dnemin din ve ahlk hayat tarz, daha ok eyh, viz, sf gibi karakterlerin davran biimlerinden hareketle ortaya konabilir.
Hikyelerde cokun ve derin din/ahlk hayatn izlerine pek rastlanmaz. Beinci ve altnc hikyelerde anlatlan eyhlerin ahsnda, din ve ahlki deerlerde bir bozulma ve yozlama olduu gze arpar. Din ve ahlak deerlere en st seviyede sahip olmas gereken eyhlerin dedikodu ve gnahlardan kanma konusunda pek hassas olmadklar, sylemleriyle eylemlerinin tezat oluturduu grlmektedir. Beinci hikyenin bakahraman olan eyh, topluma rnek olmas gerekirken, riyakrl, agzll ve kabalyla n plana kar (137a). Kahve-hneler mecma- rde- diln hevy-merebdr (137b-5) diye kahvehanelerin nnden gemeyen, buralara gidenlerin selamlarn almayan softa ve riyakr eyh, ehre cambazlk iin gelen sradan birinin asl nesebi belli olmayan rana k olur. Bir yl boyunca, cambazlarla beraber oturur kalkar ve halkn diline der. bir siyeh-erde-i Kbt-bee-i mder-be-hatya meftn olup (137b-14/15). Altnc hikyede; gurur, kibir ve taassuptan uzak; drst ve yardmsever biri olarak tantlan eyhin halka i ie olduu grlr. Fakat bu eyhin de baz beer zaaflarndan syrlamad dikkat eker. Halka, yeni yetme genlerle ba baa kalmamay tembih eden bu yal eyh, okuma yazma rettii kahveci rana k olur. Kahvehaneci dedikodular zerine bu genci, ii bittikten sonra kahvehanede bir odaya kilitler (139b). Bu duruma ok zlen ve ierlenen eyh, daha nce ilerini artrmak gayesiyle urad kahvehaneden ayrlr. Bu kez ayn kahvehanenin ilerini sekteye uratmak amacyla hemen karsndaki kahvehaneye tanr: Ben harfn kahvesinden ve krhnesinden p-kede olcak mterleri pern ve dkkn etfl- eblise ve cinnyna meydn- top u evgn olur (139b-18/20). Hikyelerde gnah ve haram konusunda herhangi bir endieden sz edilmez. eyh; gece vakti meyhaneden bizzat kendi eliyle hazrlad arab merdivene karak pencereden sevdiine verir, ardndan ibadethanenin yolunu tutar; gece namaz iin ilehanesine urar, Allaha yalvarp yakarr (140a, 141a). Mekkul-Ukta yer yer halkn din adamlar hakkndaki -olumlu ya da olumsuz- dncelerine de yer verilir. Genelde halkn din ve ilim adamlarna kar saygl olduklar; din ve ilim adamlarnn yaptrm gcnn devam ettii grlr. Hoca Himmet gurbette aresiz kalnca, nce bir vaizden, ertesi gn de bir eyhten yardm ister (130b). Fakat bunun yannda toplumun, din
168

Seluk, Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar

adamlarnn yanl davranlarna tepki gsterdii, bireysel hatalar genelledii gzlenir. Altnc hikyede, eyhin pencereden sevdii gence arap verdiine ahit olan yazarn bir dostu, artk zamann eyhleri hakknda iyi eyler dnmediini syler: azz-i mahdun baz hllerin grp meyh- zamneden bil-kllye hsn-i znn bbn sedd eyledm (140a-11/12). Toplumun, psikolojik rahatszlklarn tedavisi iin tekkelere, din adamlarna bavurduklar, meczuplarn baz hallerinin de velilikle badatrld grlr. Hoca Himmet; k olunca garip tavrlar sergilemeye balar; delirdiine hkmeden yaknlar, hline are bulmak iin onu zahitlerin ilehanelerine gtrrler: derdmendi, gh ilegeh-i zhhda ve gh meclis-i avene-i evgda idhl ile re-perdz- def-i cnn oldlar (121b-23/24). ektii ileler sonucu olgunlua erien, epey bir zaman kendi lemine ekilen ve sessizlie brnen Hoca Himmet, bir gn sessizliini bozup uzunca zamandr kendisinden ayr olan sevgilisinin geliini haber verir. Bunun zerine evresindekiler, onun keramet gsterdiine inanr ve Hoca Himmet de artk nefesinden ifa umulan bir kii olur: Hl rivyet-gerde-i siktdr ki hl-i diyr bu hl-i bul-ceb mhadesiyle harfn kermetine mutekid olup zuhr- devh ve nevyibde nefesinden istinet ve btnndan istimdd- himmet iderler imi (133a-9/12).

c. Elence Hayat Kahvehaneler, meyhaneler, herkesin gnlnce elendii geni ve ferah mesire alanlar, cambaz gsterilerinin yapld yerler, iret meclisleri, MekkulUkta tespit edebildiimiz dnemin elence meknlardr.
Kahvehanelerin dinlenme ve sohbet etme meknlarnn banda geldii, yeni yetme genlerin kahvehanelerde sk olarak altrld grlr: ttifk ol kahve-fr- pern-evzun dimgna ziydeg-i cemiyyet-i bl-hevesn rzusyla bir sde-r sk sevds, reh-yb olup (139a-19/21). Meakkul-Ukta iret meclislerinden, meyhaneciden, meyhane erbabndan ska bahsedilir (140a, 145b, 148b, 150b, 151b, 155a). Osmanl dneminde, Mslmanlarn iki imesinin ve satmasnn yasaklanm olmasna ramen, bu yasan sk sk delindii bilinen bir gerektir (Kortantamer 1993: 132; Serdarolu 2006: 363). Yedinci hikyede, yazarn kadlk yapm olduu Saraybosna civarnda ikinin neredeyse gnlk hayatn ve dost sohbetlerinin vazgeilmez bir paras olduu grlr. Yine bu hikyede, mterilerin meyhaneden istedii kadar iki alamad, miktarn mterinin bnyesine gre meyhaneci tarafndan belirlendii, mterinin zarar grmesi durumunda meyhanecinin devlet tarafndan cezalandrld belirtilmektedir (148b). Osmanl dneminde cambaz gsterileri, elence unsurlarnn banda gelmektedir (Pakaln 1993-II: 256). Riyakr eyhin ak anlatlrken resen169

bilig, Bahar / 2009, say 49

bzlarn, (ip cambazlar) gittikleri yerlerde uzun mddet konakladklar, ehrin eitli yerlerinde gsteriler dzenledikleri anlalmaktadr (137b). Meakkul-Ukta bahsedilen elenme ve dinlenme meknlarndan biri de mesirelerdir. Hikyelerde Bzrg Seng, b- Hayt, Mderris Ky gibi mesire yerlerinin ismine rastlanr. Yazar, eserin giri ksmnda kad olarak bulunduu Elbasanda Bzrg Seng diye bilinen cennet gibi gzel bir mesire yerini ayrntlar ile tasvir eder. Irmak kenarndaki bu mesire alannda toplumun her kesiminden insanlar, kendi gnlnce elenmekte, vakit geirmektedirler: Derviler kol kola girmi zikir ekmekte, iret meclislerinde kadehler yudumlanmakta, bir taraftan da alg sesleri ykselmekte (125b). Yazarn maher meydanna benzettii bu alan, dnemin elence hayatn ve toplumsal hogry yanstma bakmndan olduka nemlidir. Yazarn yaad Saraybosnadaki gzel mesire alanlarndan biri de b- Hayt denilen yerdir. Merdne Halifenin k olduu kii, arkadalar ile burada elenmektedir: haber-dr olur ki mauk- Hzr-lik, b- Haytnm teferrcgha revn olup agyr ile varup (135a-24/25). Mesire yerinin yaknnda bugnk Miljacka stnde (Tulac 1985: 389) olduka yksek ve rktc Kei Kprs bulunmaktadr. Merdne Halife bu kprnn zerine kp sevgilisini izlemeye balar (135b). Ferdye k olan gencin hikyesi anlatlrken Mderris Ky civarnn da gezinti yeri olduuna iaret edilir: cenb- dil-ber-i n-mihrbn, Mderris Kyi-nm karye cniblerin teferrc seyrna gidelm, diy (154a-7/8).

d. Gelenek-Grenek ve eitli Uygulamalar Mekkul-Ukta farkl hikyelerde, toplumsal bir nitelik arz eden karlama, arlama, sayg gsterme, hediyeleme, evlat edinme, yardma koma gibi eitli gelenek, grenek ve uygulamalara rastlanr.
Karlama: Geleneksel olarak, saygn kiiler arlanr; devlet bykleri de resm trenlerle karlanr. Maukundan uzun mddet ayr kalan Hoca Himmet garip davranlar sergilemeye balar, sessizlie brnr. evredekiler bu durumu delilikle badatrrlar. Bir gn: Hey gfil mmet niye turursuz diyrmuz hnkr terf idecek ve ehrimze ehr-yr gelecekdr (132b-7/8) diye barmaya balar. Hoca Himmet, peine den kiilerle ehrin giriine kadar gelir ve yanndakileri sultan karlarcasna, yolun iki yanna sal sollu dizer (132b). Ksa bir mddet sonra, sevgilinin yanndakilerle beraber bir sultan edas ile geldii grlr (132b). Arlama: Mekkul-Ukta sekin kiilerin, topluluk ierisinde rastgele bir yere oturtulmadklar, bakeye buyur edildikleri anlalmaktadr. Beinci hikyede anlatlan eyh, kahvehaneye uraynca kendisine hrmet eden kiiler onu sekinlere ayrlan yere davet ederler; fakat o, kap eiine yakn
170

Seluk, Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar

bir yere oturmay yeler: niestengeh-i erf olan ke-i rengn-bist- ahlninde karrna iret olndukda teneffr idp nezele-i hazele-i b-neng r ihtiyr itmedgi pyn-i saffun-nilde hk-nin-i ibtizl olup (137b-9/12). Hediyeleme: Riyakr eyhin aknn anlatld hikyede, klarn sevdiklerine hediye verdiklerine iaret edilir: hirn-i vakt-i mfrakatda, cvn- bl-aceb-naka bahne-i tezekkr nine-i m-cer olmak in bir ydgr- mnsib ihds mahallinde (138a-11/12). Devlet byklerinin de aralarnda hediyeletikleri grlmektedir. Yenieri aasnn evinde muhafaza ettii sandkta, ran ahnn Osmanl sultanna; sultann da kendisine hediye ettii altn bir kemer bulunmaktadr. Aa da bu kymetli hediyeyi sevgilisi yenieri Ferdye hediye eder: seltn-i Acemden hzne-i henh- Ruma hediyye tarkyla dhil olup ve agnun zeyn-i tarvet-i gl-berg-i cemlinden n cnib-i h- lemden kendye atiyye resminde vsl olm idi (156b-9/12). Evlat Edinme: Ferd ile yenieri aasnn maceralarnn anlatld hikyede birini manev oul edinmek (Pakaln 1993-III: 601) anlamnda yakadan geirmek ve ahiret olu edinmek tabirleri kullanlmaktadr. Aann yardmcs, Ferdnin kapsn ok erken bir saatte alar ve kapy aan babasna aann Ferdyi grmek istediini syler. Durumdan phelenip hiddetlenen babasn, Hakknda fikr itdgi bana gelsn. Ol, an yakasndan geirp hiret ol idinmidr (155b-24) diyerek yattrmaya alr. Yardma Koma: Toplumun, zorda kalan kiilere yardmc olduu; acil durumlarda mdahale ettii grlr. Yenieri aas, Ferd ile ba baa iken krktk sarho olacak kadar ier. Bu srada aay gtrmeye gelen bostancban gren evredikler, aann akbetinden endie ederler. Aay ayltmak iin suya sokarlar, zerine souk su dkerler. Fakat adet komaya girmi olan aay ayltmak bir trl mmkn olmaz: shib-i sadet hazretlerinn kimi eline v kimi ayagna yapup lem-i sahve vaz- kadem ihtimliyle gh deryya yaturdlar, gh stine sovuk sular dkp senglh zre yaturdlar (158a-19/21). Mesire yerine nazr bir kprden (Kei Kprs) aa bakan Merdne Halife, sevdiini bakalaryla elenirken grr ve aresizlik iinde kendisini gyet yksek olan bu kprden suya brakr. Mesire yerindekiler hemen n yardmna koarlar; elinden ve ayandan tutup sudan kardktan sonra, yuttuu suyu boaltmas iin ayandan bir aaca asarlar (135b-136a).

e. Giyim-Kuam Hikyelerde giyim-kuamla ilgili ok fazla ayrntya rastlanmaz. Hikyelerde yer alan kiilerin giyimleriyle sosyal konumlar arasnda bir uyum olduu grlr.

171

bilig, Bahar / 2009, say 49

Yedinci hikyede tasvir edilen maukun banda destr (sark), omzunda kab, belinde kemer ve kemerinde asl duran ksa bir kl vardr: Bandaki destr- pern-kevr mutall-kenr, ser-i serv zre meh-i tbna, egnindeki kab-y vl-trz- dil-ke-endm d- havrda istebrak- cinna, ol miyn- hasreten lil-uk ihta klan kemer-bend-i zer- nin, psbn- genc-i nihn olm ejdeh-y pna, miyn-bendinden vhte olan yek-vz-i hn-rzi, kenr- kehkenda necm-i gsu-dr- fitne-nina benzer (144b-16/18). Yenieriler balarna brk denilen zel bir serpu giyerlerdi (zcan 1999: 343). Ferdnin gzellii dile getirilirken bandaki bu serpua, tc- zer-baft- Bekt (153a) eklinde gndermede bulunulur. Yazar, yakndan tand eyhin giyim kuamn, kiiliiyle ilikilendirerek benzetmelerle aktarr. eyhin zerinde ynden bir hrka, banda yamal bir sark vardr: hrka-i pemnesi mahfaza-i ecz-y hasil, ser-i sadetmendindeki tc- rf-gerdesi stur- derd ile sad-pre olan dil-i k kine dll (139b-1/2). stanbula giden sevgilisine refakat eden fakir gencin zerinde, kendisini souktan korumaktan aciz, deriden bir kyafet vardr: cvn- mezkrun erzili ukndan bir fet-i nekbet-kyfet, (134a), bir sde cme-i edmi ile (134a-4/8). Kahvehaneci mteri ekmek amacyla, rak olarak ald genci gzel elbiselerle ssleyip bezer: bir tfl- rustyi-zde peyd idp elbise-i reng-mz ile fil-cmle b u tb- ziynet virp tavr- skyn kahvede zr bl-hrm- k-firbneye ser-gz eyledi (139a-22/24).

f. Gndelik Eya Olay merkezli hikyelerde gndelik eyaya da giyim-kuamda olduu gibi, ok fazla yer verilmez. Evinden ayrlmak zorunda kalan eyhin ev eyalarn mritleri kervansaraya tar. Hasr, krk sandk, ekmece, eski tas, krk kse ve hurda eyalar, mtevaz bir eyhin evini artrr: kiminn elinde hasrpreler, kiminn destinde eski vreler ve kimi sandk- ikeste alm eline, kimisi p-tahta, kimi ts- khne taur, kimi kse-i ikeste, hy hy idp gelrler (141 b-16/18). Kymetli eyalarn evlerdeki zel sandklarda muhafaza edildii anlalmaktadr. Yenieri aas kendisine hediye yoluyla gelen, maddi ve manevi deeri ok yksek olan altn kemeri, konandaki sandkta saklamaktadr: Meger agnun sandk- temelluknda bir tuhfe-i girn-kadr z-bah kemer-bend-i zer-endd mevcud imi ki (156b-8/9). Merdiven de gndelik eyalardan biridir. eyh, gece yars kahvehane odasnn penceresinden skye arap vermek iin bir merdiven kullanr: Nsf- hir-i leylde tara kup grdm ki kahve-hne penceresine bir nerdbn tayanm (140a-14/15).
172

Seluk, Nergisnin Mekkul-Uknda Osmanl Toplum Hayatndan Yansmalar

Sonu Nergis, bizzat ahit olduu ya da doruluundan emin olduu garip ak olaylarn, sanatl bir dil kullanarak Mekkul-Ukta toplamtr. Dnemin toplum hayatn btn canllyla yanstan eserdeki bu hikyeler, edebiyatmzda realist hikye tarznn ilk rnekleri arasnda kabul edilebilir. Mekkul-Ukta anlatlan ak, yeni yetme genlere duyulan aktr. Cinsellikle ilikisinden hi bahsedilmemi olsa da bu ak, ailev problemlere, dedikodulara, gvensizlie yol aan sosyal bir problem gibi durmaktadr. Hikyelerde; padiah, vezir, eyh, vaiz, yenieri, yenieri aas, tccar, kahvehaneci, kahvehaneci ra, cambaz, cilti ra, hizmeti gibi Osmanl toplumun her tabakasndan insan grmek mmkndr. Bu tabakalar arasnda kat snrlarn olmad, halk ve aydn snfn i ie olduu grlr. Osmanl Devletinin siyas ve sosyal alanda zayflad bu dnemde, toplumun din ve ahlak hayatnda dejenerasyonlarn yaand; her haliyle topluma rnek olmas gereken din adamlarnn sylemleriyle eylemlerinin pek uyumad gzlenmektedir. Geleneksel eitim metodunun yaygn olduu, toplumun fedakr ilim adamlarna sayg ve hrmette kusur etmedii, bunlarn ihtiyalarn giderdii anlalmaktadr. Hikyelerde, Osmanlnn odak noktasn oluturan temel unsurlardan biri olan yenieri ocann alt ve st kademelerinde bir baboluk gze arpmaktadr. Kahvehane, meyhane ve mesire alanlar sohbet etme, elenme ve dinlenme yerleridir. Bu sosyal meknlarnn banda kahvehaneler gelmektedir. Meyhanelerin, iret meclislerinin yaygn olduu, baz blgelerde ikinin bolca tketildii anlalmaktadr. Umuma ak elence ve dinlenme alan olan mesireler; havas, suyu ve tabii gzellikleriyle herkesin zgrce ve dilediince elenip hoa vakit geirdii yerlerdir. Cambaz gsterilerinin Osmanl toplumunda yaygn elence unsurlarndan biri olduu grlmektedir. Cambazlarn konarger olduklar, gittikleri yerlerde uzun mddet konaklayp gsteriler dzenledikleri anlalmaktadr. Dnemin ticaret hayatnda bir canllk gze arpar. Bat ticaret yollarnn kavanda bulunan Saraybosna, dnemin nemli bir ticaret merkezi konumundadr. Ticaret rnlerinin banda gelen yn, ihra rnlerinden de biridir. Kiiler, genelde mensup olduklar sosyal statye ve ekonomik duruma gre giyinmekte; sark, aba, hrka, kemer gibi giyim-kuam rnleri yaygn olarak kullanlmaktadr. Kaba, hrka gibi elbiselerden hareketle giysilerde ynn gnlk giyimde bolca kullanld anlalmaktadr. Sanatl dili ve zengin muhtevas ile dikkat eken Mekkul-Uk, dnemin sosyal hayatna k tutmas ynyle de deer tayan bir eserdir.
173

bilig, Bahar / 2009, say 49

Kaynaklar
Akgz, Namk (2004). Orta Klasik Dnem Nesir. Trk Dnyas Edebiyat Tarihi. C.V. Ankara: AKM Yay. 315-442. ty (Nev-zde) (1999), Sohbetl-Ebkar, (Haz. Muhammet Ye Hen), stanbul: stanbul niversitesi Yaynlar. Andrews, Walter G. (2000). iirin Sesi Toplumun arks. ev. Tansel Gney. stanbul: letiim Yay. k elebi (1971). Meir-uar. Haz. G. M. Meredith Owens. London. Bilkan, Ali Fuat (2004). Orta Klasik Dnem Nazm. Trk Dnyas Edebiyat Tarihi. C.V. Ankara: AKM Yay. 315-414. (2006). Osmanl Edebiyatna Modern Yaklamlar. stanbul: LM Yay. aldak, Sleyman (2004). Nergis ve Nihlistn (nceleme-Metin). Malatya: zserhat Yay. (2006). Nergis. slam Ansiklopedisi. C. 32. stanbul: TDV Yay. Gngr, Taolu eyma (1999). stanbul Halk Hikayelerinde evre. Kltr Unsurlar ve Toplum Hayat. Osmanl Kltr ve Sanat. C. IX. Ankara: Yeni Trkiye Yay. 143-150. Horata, Osman (2004). Son Klasik Dnem Nazm. Trk Dnyas Edebiyat Tarihi. C.V. Ankara: AKM Yay. 443-550. Kavruk, Hasan (1998). Eski Trk Edebiyatnda Mensur Hikyeler. stanbul: MEB Yay. Kortantamer, Tunca (1993). 17. Yzyl iri Atynin Hamsesinde Osmanl mparatorluunun Grnts. Eski Trk Edebiyat Makaleler. Ankara: Aka Yay. 89-150. zcan, Abdullah (1999). Osmanl Asker Tekilat. Osmanl Devleti Tarihi. C. I. stanbul: Zaman Yay. 337-371. Pakaln, Mehmet Zeki (1993). Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl. C. II. III. Ankara: MEB Yay. Serdarolu, Vildan (2006). Sosyal Hayat Inda Zt Divan. stanbul: SAM Yay. entrk, A. Atill ve Ahmet Kartal (2006). Eski Trk Edebiyat Tarihi. stanbul: Dergah Yay. Tulac, Pars (1985). Osmanl ehirleri. stanbul: Milliyet Yay. Tulum, Mertol (2001). Tazarrunme. stanbul: MEB Yay.

174

The Reflections of Ottoman Social Life in Nergiss Mekkul-Uk


Bahir Seluk*
Abstract: Nergis, regarded as the most important representative of poetic prose in our classical literature, collected ten different love stories in his work, Mekkul-Uk. Most of these stories, which are inspired by real life experiences, reflect the social environment and the historical period of the author. This work, therefore, realistically conveys various aspects of 17th Century Ottoman social life through the powerful observations of the author. This study points to and analyzes various elements of the social life of the period as reflected in the stories in Mekkul-Uk. Key Words: Nergis, Mekkul-Uk, 17th Century, Ottoman, social life.

Adyaman University, Faculty of Education, Department of Turkish Education / ADIYAMAN bahirselcuk@gmail.com

bilig Spring / 2009 Number 49: 161-176 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

--
*
: , , -- . , , . , , , 17- . -- . : , --, 17- , , .

, , / bahirselcuk@gmail.com

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 161-176 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

A Proposal for the Classification of Objects


. Naci Soykan*
Abstract: The main purpose of this paper is to make a classification of all probable objects from the standpoint of their appointment to a subject. An object of any kind is an object of my reason, my mind, my memory, my consciousness, my soul or my imagination. When a physical thing is in front of us we call that thing we obtain from it intuition. We call this object type of a physical thing that is provided by a single form of sensitiveness (by means of sight) an object of intuition. In the case of an event I do not witness personally but which is provided by means of media instruments such as newspapers or TV, it is also sensitiveness which provides me with the appearance of a physical thing on a twodimensional surface. We call this type, provided by all visual techniques, an object of appearance. When neither the physical thing from which I obtain the intuition nor its appearance is in front of me and when, instead, I create them in my mind, the representation I obtain we call a mental object. I feel a sense of pain that I receive from any part of my body or a sensation of joy in my soul as they are, not from any perspective. We call this type of object, perceived by the consciousness and the soul, a psychological object. The intellect or mind acquires representations and concepts from things outside the subject; reason creates its own concepts and objects. All mathematical-logical objects-concepts, operations made by them, definitions, demonstrations and constructions are of objects of reason. Here, we shall talk about yet another kind of object that is a combination of object of reason and object of intuition. These objects, which exist in the sciences as principles, we call objects of inference, in the sense that they are objects which reason infers from objects of intuition or, in other words, objects created by reason through inference. We shall now speak of objects of imagination as a last kind in our classification. These objects are not objects of intuition or representations of something that the subject either found directly in itself (in its soul and/or body) or in something outside of itself. The object of imagination is an object that may always be visualized in all ways. Key Words: Classification, subject, object of intuition, object of appearance, mental object, psychological object, object of reason, object of inference, object of imagination.

Mimar Sinan Fine Arts University Faculty of Science and Literature Department of Philosophy / STANBUL onsoykan@hotmail.com

bilig Spring / 2009 Number 49: 177-190 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

bilig, Spring / 2009, Number 49

The main purpose of this paper is to make a classification of all probable objects from the standpoint of their appointment to a subject. A complete classification of objects should consider the concept of object in the largest sense. For this purpose, we take object to include all kinds of objects; from something in our consciousness that has no correspondence outside to the object of something standing before us and independent from us, to all objects created by the mind and imagination. Only then may we claim that our classification includes all probable objects. Now, all probable objects is an open-ended term. Our classification will be deserving of its assertion of completeness until someone can show us an object of the sort that may not have a place in our classification. Knowledge is to know something; to make it an object. There is a method of knowledge wherever an object is available. Consequently, our object classification will also serve as a classification of knowledge methods to form an epistemology. No complete classification is made for sciences, be it in respect to their objects, their methods, or from any standpoint whatever. However, neither is the idea of unity of sciences discarded. As every object method corresponds to a method of knowledge, our classification will also establish the desired unity on the basis of knowledge methods and serve as a classification of knowledge methods. Only if the thing known is a three dimensional thing standing before us and independent from us do we make a distinction between the thing in itself and its object or its appearance. In this sense, we are saying that we cannot claim to know the thing itself. We understand knowing to be knowing every single part of a thing as simple elements inseparable from knowing the thing itself. In other words, we are arguing that there is a complete overlap between the thing itself and its object. Though it is possible that a knowledge gave the self of such a thing, we do not have the means to prove this is so. As the thing is given and known as it appears to us, the question Who knows whether that thing would not be given or known in a different manner by means of other knowledge instruments? will remain forever unanswered. This existence of a gap - which we cannot know will ever be closed between the object and the thing itself shows that every ontological attempt asserting to give the knowledge of the self of the being can only become a theory of knowledge and that the thing meant by the term ontic cannot be separate from the thing meant by the term ontological. After all, if ontic means relative to the thing itself, we cannot say this as we cannot be sure whether or not we know the thing itself. Nevertheless, somebody who is not satisfied by what we have said so far should tell us for example what the more the term This is an ontic difference says than the term This is an
178

Soykan, A Proposal for the Classification of Objects

ontological difference. Thus, if we make a complete classification of objects here, we shall have right to say that this also replaces ontology at the same time.1 Two other main benefits of making a separation between the thing itself and its object are as follows: Firstly, the possibility of obtaining different and more detailed knowledge about the same thing and of making progress in science can be explained. Secondly, and connected to the first, is that the meaning is explained of our inability to distinguish between scientific law or empirical law (law derived from experiment) and natural law which in fact we cannot know belongs to nature (though it probably does) - and that we cannot know whether or not we know the latter. Our inability to know the thing itself shows the limit of our knowledge. It is self evident that this limit is not constant; it can expand forever with new objects that we make from the thing itself. Thus, a conclusion arising from these explanations is as follows: The thing itself is an acceptance. An object of any kind is an object of my reason, my mind, my memory, my consciousness, my soul or my imagination. These abilities the subject uses during the act of knowing are adequate points of view for a complete object classification for the subject, since the subject has no other ability to know, i.e. obtain objects. (Of course we exclude here methods dependent on religious belief such as revelation) These points can be seen as nonphysical spaces where objects are found in the subject in a mentalpsychological sense; for instance, as in the case where I say I have a table representation and somebody asks Where in you do you have it? and I reply In my memory. Accordingly, the place of a feeling of joy that I have is my soul and the place of a pain I feel because of an injury to my arm is not that point on my arm but also my soul. The place of Pegasus, the winged horse of fiction, is my imagination. The place of a mathematical concept is my reason. While my consciousness is in an active state engaged in activities such as seeing, hearing, thinking etc., I cannot make it an object which can follow these acts. Consciousness can realize a representation, an experience available in it, when it is folded over on itself. However, it cannot be conscious of its own act simultaneously with the action. I can only be aware that I am performing acts during the acts of my consciousness.2 Although the difference between the one who is aware and the thing of which one is aware can be deduced, at the same time one cannot speak of a simultaneous subject-object difference or of a knowledge that the object as the thing one is aware of cannot stay as an active state of consciousness. Let us put it more clearly: Thinking is thinking a thing. Now, I am thinking. The
179

bilig, Spring / 2009, Number 49

moment I am aware that I am thinking, I lose the thing that I am thinking; because awareness has replaced it. Consciousness is subject only when it is active; it is not possible to have two active consciousness in the subject at the same time. We understand awareness as if it were a shadow accompanying all the acts of our consciousness. As I have an awareness for every kind of acts of my consciousness, it stands as an indispensable condition of all kind of consciousness acts and knowledge. We may put it in a Kantian manner as follows: Awareness is the thing that accompanies all my mental activities.3 (In a state of illness, I may lack awareness. This, like the above-mentioned revelations, is not within the scope of our subject). When a physical thing is in front of us we call that thing we obtain from it intuition. When the thing is removed from sight, the protection of its image in the memory is called representation. We always perceive a threedimensional thing before us from a single standpoint; a single perspective.4 Even if we look at it while rotating around it continuously and rapidly, neither in perception nor in representation can we unify its two-dimensional facets; in other words, we cannot grasp its perception as its three dimensions and we cannot keep such a perception as representation in our memory because representation depends on the appearance obtained from the thing. All the representations in our mind are two-dimensional. We call this object type of a physical thing that is provided by a single form of sensitiveness (by means of sight) an object of intuition. We take the object of intuition that is an object of sensitiveness as a kind separate from all other objects of sensitiveness also provided by sensibility, the reason for which will become clear when the psychological object is considered below. Since there is a difference between the object of intuition and the thing by which it is provided, we may speak of a truth as to whether or not there exists compatibility between the two. In the case of an event I do not witness personally but which is provided by means of media instruments such as newspapers or TV, it is also sensitiveness which provides me with the appearance of a physical thing on a two-dimensional surface. I see not the thing itself but its appearance. We call this type, provided by all visual techniques, an object of appearance. The appearance stands in front of me exactly like an object of intuition. However, there is nothing itself in front of me from which I obtain its intuition. In other words, its intuition and its appearance are one and same. As the object of appearance is provided through sensitiveness in this case by means of sight, i.e. a form of sensitiveness - it stands as a kind of sense of sight in our classification. Unlike the object of intuition, I do not perceive the object of appearance from any perspective. One may argue about whether
180

Soykan, A Proposal for the Classification of Objects

the appearance is compatible with the thing of which it is an appearance, but that is a technical matter. I perceive the appearance before me as my object as it is. Here, it is not possible to talk about two different things - that one is the object itself and the other its appearance - and consequently not about compatibility or truth between the two. As the thing from which the object of intuition is obtained and the appearance are found in the same form before every single subject, there is no problem regarding the communication of the object of intuition and the appearance from one subject to another. I show them as This or That to another. The communication is carried out by assuming that the other sees what I see. When neither the physical thing from which I obtain the intuition nor its appearance is in front of me and when, instead, I create them in my mind, the representation I obtain we call a mental object. The mind is a kind of sensibility because a mental object is always an imaginable thing. For the mental object there is no difference between itself and its object (as in the difference between the object of intuition and the thing that is its intuition). Consequently, one cannot speak of a compatibility or truth here. My consciousness folds on itself and sees the mental object as it is without being connected to any perspective. We call this act of folding intellectual view. The mental object is the object of this view. When communicating a mental object to another, I say the word that shows it in the language, i.e. the name of the thing or the appearance. As language is used commonly, I assume that the other understands what I mean. There is no difference in the giving to a subject of a physical or physiological-biological thing and a social event. We always see a social event that we are observing from a perspective, and we obtain a representation of it by keeping its appearance in our memory. This is also a mental object. With regard to our standpoint and to the principle of economy, We are not specifying a new kind of object for the social event and we understand its object as an intuition object. However, the situation is different for a historical event, which can be understood as a social event in the past. The historical event is not before us; we do not have an intuition of it. We can only obtain a representation of it through observing the documents etc. about it. We do not call this an object of intuition as we did not obtain this representation from the intuition of something; we did not create it by sensibility. We classify it within the class of imagination since we created it with our imagination. By the same token, it is my imagination which enables me to imagine an event that is happening now of which I am

181

bilig, Spring / 2009, Number 49

not a witness but of which I am told. Such objects are classified within the class of imagination objects. I feel a sense of pain that I receive from any part of my body or a sensation of joy in my soul as they are, not from any perspective. It is through the senses other than sight, namely hearing, touch, smell and taste that I sense the sensations I obtain either from my body or from outside without any perspective. These sensations are only given to me in different degrees of intensity depending on their distance. I sense my sensation at every level as it is. Since there is no intuition for such an object of sense, there is no representation of it either. It is perceived instantly and cannot be recalled. I can neither preserve nor recall a sound I heard a while ago. I cannot receive any sound, any touch, any smell, any taste unless I hear a sound, I touch something, I smell something or I taste something. We call this type of object, perceived by the consciousness and the soul, a psychological object. A psychological object is perceived by introspection. However, when it is intense enough, as in the case of a sense of pain, a sense of sound or an intense sense of joy, it is perceived directly by means of sensibility without any need for an act of introspection. Both kinds of psychological objects are instantaneous; there is no difference between the thing itself and its object . However, there is a difference between it and the thing that is its source. When we define this source as the thing itself and my sense as the object of it, whether it is in my body or outside, one can argue whether the intensity between the two are compatible with each other. Of course, it is nonsense to talk about truth simply because we are talking about two separate things and compatibility. No epistemological truth may be looked for between the intensity of a sound at its source and the intensity I hear depending on my distance from it, on my threshold of perception etc.; no question may be asked concerning which sound from which distance is true. One can only talk about the presence and absence of a psychological object, and this cannot be a matter of doubt. The cause (source) of a psychological object may be some thing physiological that happened in my body or some particular thing coming from outside (sound, etc.). From this standpoint, there is no difference between these psychological objects in terms of of type of perception as these are both objects of sense; as in, for instance, my hearing a grumble coming from my stomach and hearing a noise coming from outside. Although the object of emotion and the object of sensation are the same, from the standpoint of the manner in which the subject is making them object we consider them as two sub-categories of psychological object because they are different from the perspective of perception. The object of
182

Soykan, A Proposal for the Classification of Objects

sensation that is a physiological thing is always a material thing to me whether it comes to me from my body or from outside. For instance, I receive a sense of touch by means of the communication via neurofibrils to my brain of signals received by nerve endings from a pen in my hand. The same is true for the senses of hearing, smell and taste. As for the object of feeling that I feel in my soul, evidently there is no such physiological event. Here, the situation is much more complicated. Not only is the cause of the feeling a thing that cannot clearly be determined, but there is also no thing touching my body. Winning the lottery jackpot, receiving good news that I have been waiting for, or a happy moment in the past that I am remembering gives me a feeling of joy and cheerfulness. However, sometimes I may have similar feelings for reasons I do not clearly know. In my soul, my consciousness, I feel all the senses that I receive both from my body and from outside; I cannot doubt whether these sensations are present or not. The psychological object is always one and same with a thing and an object, whether it is an object of sense or of feeling. There can be no intuition for a psychological thing. Intuition is the thing seen from a perspective. The psychological object has no representation either. However, a trace of it may remain in my soul and I can recall it in a particular manner. This recalling is not in the form of representation or intuition. I cannot remember directly a psychological object that has left a trace on me (my soul), i.e. I cannot remember the trace directly. For instance, the trace of a feeling of joy that I obtained in the past is available in my memory, but I cannot remember that feeling. I can remember that I had such a feeling and the moment, but this is not the remembering of that feeling regardless of it arousing a feeling of joy in me now. This feeling of joy is a new feeling; it is not the previous feeling. Communication of psychological objects is carried out in the following ways: Communication about an object of sense experienced by both me and another is exactly like it is for an intuition object. For instance, if a sound comes from within or outside my body in such a way that someone near can also hear it, I draw the attention of the person to it; I show it to him/her. Communication is carried out assuming that the nearby person hears what I hear. When the object is not common i.e. when it only belongs to me, then the communication of sense and feeling are of the same type. When I say a word expressing a sense or a feeling that I have, for instance when I say I have a stomachache, the other can understand that I have such a pain in the following way: If he/she also had stomach pain before, he/she would have also said I have a stomachache. As he knows what this utterance means he understands what I mean, although he does not remember the pain he once felt. If he has never had a stomachache but had another pain,
183

bilig, Spring / 2009, Number 49

he would have expressed that pain. He puts the organ in which he felt the pain in the place of the stomach and understands what I say. In both cases, there must exist a shared use of language because the other person has to know the use of language in order to decide that the same utterance is used for both my and his sensation. As a third possibility, let us assume that he has never had a pain experience. In this case, he does not understand what I mean, but since he shares the use of the language he can use a similar utterance appropriately. This is similar to a person born blind using the word red, despite having no colour representation. Communication of a sense of pain as well as a feeling of joy are both connected to words; there is nothing commonly perceptible to hand. We have said that a psychological object is momentary in both types. My communicating to another the object of sense or feeling that I have had before occurs by participating in the manner of remembering the moment of feeling and also by participating in the use of language.5 I perceive things or events as intuition objects although I appoint them values such as beautiful or good in an aesthetical-ethical sense. The feeling of pleasure they give me is also a psychological object. In answer to the question of whether they produce a third kind as a mixture of these two types, the answer must be no. Beautiful or good are not available in a thing shown by an intuition object like the presence of a colour, a form etc. nor as the presence of pain in a pain experience (a psychological object) in those things to which I am appointing these features. This is the subject that ascribes the thing that is not available in the object and that we call value. For this reason, it does not stand as a different type of object from the standpoint of its appointment to the subject. Though value judgments and the things that are their subject have a great place in our life and an important role in determining our actions, the things they show do not constitute an object classification. For the same reason, religious beliefs do not have a place in our classification. As value is not a feature of the thing to which it is appointed, there is no problem of truth here in the sense of inquiring whether there is compatibility between the value and the thing. All the objects we assembled under the titles of intuition objects, mental objects and psychological objects are classified under the general title of objects of sensibility as they are provided through sensibility. Among them, intuition objects, objects of appearance and psychological objects are directly objects of sensation, while mental objects are indirectly an object of sensation since they are pictures of sensation in the mind. Now we are moving to a new kind which we call an object of reason. The intellect or mind acquires representations and concepts from things outside
184

Soykan, A Proposal for the Classification of Objects

the subject; reason creates its own concepts and objects. These are not the intuition or sensation of any thing; they are not appointed to the subject by sensibility. All mathematical-logical objects-concepts, operations made by them, definitions, demonstrations and constructions are of this kind. While the mind is connected to things when producing objects, reason is not bound to things in this act. Reason is connected only to logical principles. Objects of reason, for instance forms of geometry and the numbers of arithmetic, unlike mental or psychological objects, cannot be comprehended from any perspective; instead they are perceived as they are. They are different from the other two kinds of objects in that an object of reason is comprehensible instead of perceptible. Though a geometric form, a number can be drawn on paper and can be perceived; but that geometric form or that number is not the thing seen on paper; they are ideas of reason, ideal objects. Objects of reason do not show anything; they are pure forms with no content. Consequently, there is no object and concept (term) separation for them. Besides mathematical-logical terms, words in daily language such as whole, or infinite do not show anything perceivable. They also make up a part of the class of objects of reason as they are also formal concepts. As for the communication of objects of reason - the operations carried out by them to another - this depends on the operations made with them being understood by everybody, and on their having logical principles. Here, we shall talk about yet another kind of object that is a combination of object of reason and object of intuition. Let us start with the example. One expression of the principle of inertia - one of the main principles of physics is as follows: A body on which no force is being exerted remains still if standing still or remains moving if it is moving. A body such as this exists neither in nature nor may it be obtained by experiment in laboratory conditions. Consequently, such a body has never been seen and we cannot talk about it as an object of intuition. Nor have we a picture of it, a representation of it in our mind. However, we can observe that when we reduce the forces acting on a moving body, i.e. when we reduce the friction on the body, its movement does not decrease in proportion to the reduction. In this state, it is an object of intuition, but it is by means of reason that we deduce the following from this situation: if we can reduce friction to nil, the body will move infinitely. However, we do not have the means to reduce the friction to nil. We can neither make infinite movement possible, nor can we represent such a thing in our mind. An infinite thing cannot be represented. These objects, which exist in the sciences as principles, we call objects of inference, in the sense that they are objects which reason infers from objects of intuition or, in other words, objects created by reason through inference.

185

bilig, Spring / 2009, Number 49

Communication of this kind of object is carried out by reason and experiment. At this point, one might have expected us to speak of a sub-category of objects of reference consisting of terms such as circle square, equilateral circle square for instance, terms which reason has obtained from formal objects. Such terms are obtained through combining, by means of reason (conclusion), numerous forms that are mathematical objects in themselves but which cannot unite logically. However, such word combinations, which may indeed be a source of wealth for poetry, cannot be considered as a kind of object as they are nothing more than wordplay. We shall now speak of objects of imagination as a last kind in our classification. These objects are not objects of intuition or representations of something that the subject either found directly in itself (in its soul and/or body) or in something outside of itself. Instead, they are objects that it has constructed, with their help, through the power of its imagination. The imagination combines factors provided by sensibility to obtain objects whose elements are formed of intuitions and representations of things found in the outer world, but not wholly found there. Examples are Pegasus, the winged horse and the Centaur. We did not consider terms such as circle square to be a kind of object, and yet here in the winged horse example we find a kind of object that has never existed. Why should this be so? The answer is as follows: Firstly, a winged horse is an imaginable picture; secondly, the fact that no winged horse has ever been seen does not mean that such a thing is not possible; it is not a logical contradiction or impossibility. Indeed, developments in genetics today may even allow for the possibility of such a creature being created. The subjects imaginings concerning an historical event or an event which is happening now but of which neither itself nor its image is available before the subject also make up a part of this kind of object. The object of imagination is an object that may always be visualized in all ways. The communicability of the object of imagination depends not only on reconciliation of use of language and a certain literature and tradition, but also on the ability of each subject to speculate about it. In the matter of the distinction between whether or not I am aware that I am dreaming, an object of hallucination in involved in the latter case. The object of hallucination is a result of insanity and does not have a place in our classification of objects of imagination. Something which exists cannot be negated. Negation is a logical operation carried out only for formal concepts. Applying this operation to real concepts - perceptional concepts which may be connected to perception - and for instance to obtaining a so-called concept such as something that cannot
186

Soykan, A Proposal for the Classification of Objects

exist from something that exists, may lead us into dilemmas from which it may not be easy to disentangle ourselves. Another example: How to negate tree? If this is to be called no tree, this concept will cover everything that is not a tree. Consequently, concepts obtained in this manner do not have any part to play in any of our object classifications, as with the circle square example made up of two formal concepts that cannot unite logically. We would like add a last point. Here, what we mean by object communication is not, for instance, the transmission of a feeling to another. Everybodys feelings belong to him/her and cannot be transferred. However, I provide for anothers understanding that I have such a feeling in the ways we have specified. This understanding of communication is valid for all the objects taking place in our classification. Our point of view calls for acceptance of the idea that object belongs to subject by whatever means. We close our study with the brief table set out below, allowing our classification system to be seen at a glance. The act of Knowing of Subject Kind of Object 1 sensibility 1.1 sense of sight 1.2 mind 1.31 consciousness 1.32 soul 2 reason 3 sensibility and reason 4 imagination objects of sensibility object of intuition/ object of appearance mental object psychological object (object of sense) psychological object (object of sensation) object of reason object of inference object of imagination

Notes
1. The distinction that we have made here between thing and thing in itself, and the claim that thing in itself cannot be known is reminiscent of Kant. Yet Kant asserts that although the thing in the phenomenal world (in time and space) can be known, the thing that cannot be known i.e. the thing free from the condition of space-time can merely be thought of. (ex. see: Critique of Pure Reason, B XXVI, B 332, B 519). But we say that anything whatsoever that is bound with the condition of space-time cannot itself be known, that we can have knowledge of its appearance (object) we have of it only. Our distinction looks more like Russells distinction of physical object and sense data. (see: The Problems of Philosophy, Chapter I, Appearance and Reality.) 2. The expression awareness that we use here is an answer, for instance, to the question How do we know that we see? As a first hand source on this subject, see: Aristotle, On the Soul, 425b10-20.

187

bilig, Spring / 2009, Number 49

3. We want to refer to Kant here: The I think must be able to accompany all my representations; (Critique of Pure Reason, B 131-132). 4. Our opinion concerning perspectival seeing can be compared with that of Husserl on the same subject. See: Ideas 41, 44, 97. 5. Wittgensteins views on the meaning of the word have been a source of inspiration for us: The meaning of a word is its use in the language. (Philosophical Investigations, Part I, 43). For words have meaning only in the stream of life. (Remarks on the Philosophy of Psychology, Volume II, 687.) Some thoughts of Wittgenstein concerning the relation of sensation to the word, and its transference have also illuminated our way. For example, see: The Brown Book II, 25, Remarks on the Philosophy of Psychology, Volume I: 1084, 1089, 1091, 1092, Volume II: 63, 162, 176, 308, 655.

References
Aristotle (1957). On the soul. With an English translation by W. S. Hett. Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. Husserl, Edmund (1952). Ideas General Introduction to Pure Phenomenology. Translated by W. R. Boyce Gibson. London: George Allen & Unwin LTD. Kant, Immanuel (1998). Critique of Pure Reason. Translated and Edited by Paul Guyer and Allen W. Wood. Cambridge University Press. Russell, Bertrand (1912). The Problems of Philosophy. London: Oxford University Press. Wittgenstein, Ludwig (1997). Philosophical Investigations. Translated by G. E. M. Anscombe. Blackwell Publishers Ltd. (1980). Remarks on the Philosophy of Psychology. Volume I. Edited by G. E. M. Anscombe and G. H. Von Wright and translated by G. E. M. Anscombe. Volume II. Edited by G. H. Von Wright and Heikki Nyman, and translated by C. G. Luckhardt and M. A. E. Aue, Basil Blackwell Oxford. (1997). The Blue and Brown Book. Blackwell Publishers Ltd.

188

Nesnelerin Blmlenmesi Hakknda Bir neri


. Naci Soykan*
zet: Bu yaznn balca amac, zneye verili tarzlar bakmndan, olas tm nesnelerin bir snflamasn yapmaktr. Ne tarzda olursa olsun bir nesne, ya benim aklmn, zihnimin, belleimin, bilincimin, ruhumun veya hayal gcmn bir nesnesidir. Fiziksel bir ey karmzda olduu zaman, ondan elde ettiimiz eye gr diyoruz. Bize duyarln yalnzca bir biimiyle (grme ile) verilen fiziksel bir eyin bu nesne trne gr nesnesi adn veriyoruz. Bizzat tank olmadm, gazete, TV gibi medya aralaryla bana verilen, fiziksel bir eyin, herhangi bir olayn grnts, iki boyutlu bir yzeyde bana yine duyarlkla verilir. Ben bu tr bir eyin kendisini deil, grntsn gryorum. Tm grnt teknikleriyle verilen bu tr grnt nesnesi olarak adlandryoruz. Gerek kendisinden grsn edindiim fiziksel ey, gerekse grnt, karmda olmad zaman, onlar zihnimde canlandrdmda, elde ettiim tasarma zihinsel nesne diyoruz. Bedenimin herhangi bir yerinden aldm, rnein bir ar duyumunu veya ruhumdaki, rnein bir sevin duygusunu, hibir perspektif altnda olmakszn olduu gibi duyarm. Bilincimle ve ruhumla algladm bu nesne trn psikolojik nesne olarak adlandryoruz. Zihin ya da anlama yetisi, znenin dndaki eylerin grlerinden tasarmlar ve kavramlar edinirken akl, kendi kavramlarn, nesnelerini yaratr. Onlar, herhangi bir eyin grs, duyumu deildir; zneye duyarlkla verilmezler. Tm matematikselmantksal nesneler-kavramlar, bunlarla yaplan ilemler, tanmlar, ispatlar, kurgular, bu tre girer. Akl nesnesi ile gr nesnesinin bir eit karm olan bir nesne trnden daha sz etmek istiyoruz. Bilimde ilkeler olarak bulunan bu tr nesneleri, akln deneye, yani gr nesnesine yapt katkyla elde ettii, baka bir deyile, duyarla akln katlmasyla, akln gr nesnesinden kard nesne anlamnda ksaca karm nesnesi diye adlandryoruz. Snflamamzn son bir tr olarak hayal gc nesnesinden sz etmek istiyoruz. Bu nesneler, znenin, dorudan doruya, ne kendinde (ruh ve bedeninde) bulduu bir etkinin ne de kendi dndaki bir eyin gr ve tasarmnn nesnesi olmayp, onlarn yardmyla hayal gc sayesinde kurgulad nesnelerdir. Hayal gc nesnesi, her tarzyla daima gz nne getirilebilen bir nesnedir. Anahtar Kelimeler: Blmleme, zne, gr nesnesi, grnt nesnesi, zihinsel nesne, psikolojik nesne, akl nesnesi, karm nesnesi, hayal gc nesnesi.

Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm / STANBUL onsoykan@hotmail.com

bilig Bahar / 2009 say 49: 177-190 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl


. *
: , . , , , , . , "". , ( ), . , , , , , . , . , , . , ; . , , . , , . () ; . - , , , , . , . , , , , , , , , . . - , . , . : , , , , , , , , .

, , / onsoykan@hotmail.com

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 177-190 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Is There a Relationship between Grade Average Point and Students Perceptions with Regard to Cheating Factors?
Ahmet Tayfun*
Abstract: This study examined the relations between the grade point average, being a cheater or non cheater and the determined cheating factor scores. In total, 493 students participated in the study. The data were collected by using questionnaires. The factor analysis, Pearson correlation test and t test were used to analyze studentopinion data. First, the nine factors were determined to represent 34 variables, and then nine factors were rotated to factors scores. Later the relations were examined. The significant relation couldnt be found between grade point averages and factor scores. A significant relation was found between being a cheater or non cheater and certain factors. Key Words: Cheating, cheating factors, education, student.

Introduction Cheating is a word commonly used in daily life. It is defined in dictionaries as to behave in a dishonest way in order to get what you want. In the scope of this definition, cheating in academic setting was defined as obtaining and using information from illicit sources and use it for improving ones (exam) grade by Eisenberg (2004: 164) and as students attempt to present others academic work as their own by (Jensen et al. 2002).
The cheating behavior is one of the most discussed topics in academic life, for the cheating phenomenon is prevailing at the every level of the academic life (McCabe et al. 2001). Steinberg (1996) reported that two-thirds of the adolescents in his study cheated on tests in the past years. McLaughling and Ross (1989) found out in their study that 50% high school students admitted to frequent cheating. Furthermore, Schab (1991) reported that there was an increase in the prevalence of cheating over the past 20 years and decrease in the perceived seriousness of dishonest behavior. Even more recently, researchers have
*

Gazi University, Faculty of Commerce and Tourism Education, Department of Tourism / ANKARA tayfun@gazi.edu.tr

bilig Spring / 2009 Number 49: 191-204 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

bilig, Spring / 2009, number 49

reported that cheating rates among college students were as high as 90% (Graham et al. 1994). Academic cheating behavior can be seen at the every level of academic life. It has been seen as one of the most serious academic problems, therefore many studies were carried out to understand the reasons of student cheating behavior in exams. It is possible to classify these studies under three groups. One of these studies examined the effects of situational variables such as intelligence and sex on cheating. Research findings indicated that students of lower intelligence, having more to gain with regard to grades, would cheat more compared to more intelligent students (Johnson et al. 1972, Vitro 1971, Kelly et al. 1978). The results of the research that examined the relationship between sex and cheating behavior indicated inconsistent results. At one hand, some studies found that female students were involved in more academic dishonesty than male students (Graham et al. 1994, Jacobson et al. 1970). On the other hand, some studies found that male students cheated more than female students (Baird 1980, Cochran et al. 1998, Davis et al. 1992, Kelly et al. 1978, Roth et al. 1995, Newstead et al. 1996). Besides, some studies indicated that there was no sex related difference (Vitro et al. 1972, Houston 1977, Karabenick et al. 1978, Tibbetts et al. 1999, Ward et al. 1990). Further, studies that examined cheating rates in relation to age are similarly inconsistent. Some researchers reported that younger students cheated more than did older students (Baird 1980, Cochran et al. 1998, Haines et al. 1986, Newstead et al. 1996), but at least one study reported higher rates of cheating for older students (Tang et al. 1997). The second group of studies examined the effects of the performance goal on cheating behaviours. They suggested that there was a relationship between the pressures of performance, fear of failure, the goal of getting better grates and cheating behaviour (Calabrese et al. 1990, Michales et al. 1989, Ames et al. 1988, Newstead et al. 1996). The third group of studies focused on the relationship between social factors and cheating behaviour. They found positive relationship between students self reported cheating, dislike of school and views of teachers and schools as unfair in samples student. It means that social factors had relationship with cheating behavior (Juvonen et al. 1996, Goodenow 1993, Midgley et al. 1996). Finally, a few studies were conducted in literature to understand the relationship between cheating behaviour and reported high grade point average. Findings have shown that students who report comparatively high levels of cheating have lower grade point averages (GPAs) (Baird 1980, Graham et al. 1994). There are no sufficient studies over the relationship between cheating behaviour
192

Tayfun, Is There a Relationship Between Grade Average Point and Students

and reported grade point in literature. The reason for this may be due to the perception of being a successful student, because successful students usually are thought that they have high grade point average and they dont need cheating. At this stage, it should be examined whether the grade point average has an effect over cheating behavior. The present study aimed to examine the effect of high grade point average over the cheating behavior and the cheating perception of cheater students to help researchers, educators and universitys managements to meaning accurately the cheating behavior.

Method Participants
In total, 493 students participated in this study from Department of The Faculty of Commerce and Tourism at Gazi University, located in the capital city of Turkey, and has second high student population in Turkey. Data were collected in the autumn of 2007. All students at the tourism department participated in this study. The questionnaires were prepared in two parts. One part of the questionnaires was related to the demographic information of the students and the other part was related to the cheating perception of students. A questionnaire was comprised of 37 questions. The demographic features of the participants and their academic terms are exhibited below.
Table 1: Demographic Information About The Participants Characteristics Gender Female Male Total Ages 17 and below 18-19 20-21 22-23 24 and more Total The terms Term II Term IV Term VI Term VIII Total N 225 265 490 4 51 213 182 37 487 106 136 135 114 491 % 45,9 54,1 100,0 ,8 10,5 43,7 37,4 7,6 100,0 21,6 27,7 27,5 23,2 100,0

193

bilig, Spring / 2009, number 49

Information Gathering and Analysis The data reported in this study is based on students self-reported survey data. All questionnaires were filled during the courses by students, under the supervision of the faculty members and research assistants. First of all, students were informed about questionnaire and instructed to respond to all using a items a 5- point Likert type scale ranging from 1 = disagree to 5= full agree. In order to reduce data and to classify variables, factor analysis was applied. The main applications of factor analysis techniques are: (1) to reduce the number of variables and (2) to detect structure in the relationships between variables, that is to classify variables. Before factor analysis, the adequacy of data for factor analyze should be examined. For this purpose, Kaiser-Meyer-Okin (KMO) and Bartlett test was conducted.
KMO value is calculated as 0,808 for adequate of sample. The KMO value shows that data are suitable of factor analysis. According to the results of Bartlett test, Approx. Chi-Square was calculated as 4717, 37 and significant level was p=000. The results show that sample and data are adequate for factor analysis. As a result of the factor analysis, the nine factors were determined. The nine factors and their variances were given in the table 2. According to the table 2, the nine factors explained the 60,7% of the total variance. It means the nine factors can represent 34 variables.
Table.2: Total Variance Explained
Extraction Sums of Squared Loadings Component Total % of Cumulative Total % of Cumulative Variance % Variance % 1 5,015 14,327 14,327 5,015 14,327 14,327 2 4,570 13,057 27,384 4,570 13,057 27,384 3 3,203 9,152 36,537 3,203 9,152 36,537 4 1,919 5,483 42,020 1,919 5,483 42,020 5 1,901 5,432 47,452 1,901 5,432 47,452 6 1,252 3,577 51,029 1,252 3,577 51,029 7 1,235 3,527 54,557 1,235 3,527 54,557 8 1,125 3,213 57,770 1,125 3,213 57,770 9 1,041 2,974 60,744 1,041 2,974 60,744 Initial Eigen Values Rotation Sums of Squared Loadings Total % of Cumulative Variance % 4,415 12,615 12,615 3,292 9,406 22,021 2,559 7,312 29,333 2,496 7,132 36,465 2,215 6,328 42,793 2,030 5,800 48,593 1,670 4,771 53,364 1,334 3,812 57,176 1,249 3,568 60,744

Extraction Method: Principal Component Analysis.

To describe the relationship between factors and 34 variables, Principal Components Analysis was conducted. As a result of the component analysis, rotated component matrix table was formed. Table 3 shows the variables and their related factor.

194

Tayfun, Is There a Relationship Between Grade Average Point and Students

Table 3: Rotated Component Matrix


A student can look at the other students paper in examination A student can change whose examination paper with other students A student can have an exam in place of the other student A student can give other students homework study for himself A student can look at his lessons notes without any permission A student can give the out-ofdate homework studies as the new studies A student can give whose study to other student to use I think that cheating is an offence I think that cheating is not ethic I think that cheating is a debility I think supervisors are tolerant against cheater s Who gets the high grade in examination can achieve it by cheating A student who doesnt cheat is teased by other students I think that cheating students act unjustly to non copier student Cheating students regard their behaviors as a talent The cheating is a disrespect towards the academic staff I think that supervisors and teachers treat unfairly in cheating situations I think that school management treats unfairly in the determination of a penalty in cheating situations Cheating is becoming an important problem in the school Strongly punishing the cheaters can prevent cheating Administering exams in less crowded classrooms can prevent cheating Administering exams with more supervisors can prevent cheating Changing the question format can prevent the cheating Asking questions by different groups can prevent cheating 1 ,676 ,783 ,734 ,833 ,811 ,741 ,636 -,045 -,091 -,077 ,082 ,217 ,105 -,115 -,053 -,249 ,128 2 ,039 -,053 -,175 ,034 -,039 ,098 ,202 -,049 -,022 ,087 ,008 ,002 -,164 ,139 ,073 ,038 ,110 3 -,056 -,130 -,122 -,033 ,033 ,045 -,049 ,133 ,064 ,133 ,150 -,049 -,134 ,224 ,216 ,284 -,019 4

Component 5 6 ,007 ,073 ,033 ,070 -,004 ,091 ,071 -,001 ,015 ,086 ,502 ,269 ,215 ,035 ,029 -,035 ,769 -,143 ,002 ,131 ,063 ,024 ,028 ,058 ,132 ,127 ,037 ,315 ,536 ,627 ,626 ,703 ,306 ,052

7 ,025 ,171 ,185 -,021 ,080 -,129 -,198 ,008 ,020 ,037 -,120 ,023 -,026 -,025 ,048 ,171 -,015

8 ,194 -,076 -,219 -,120 -,018 ,004 ,219 ,020 ,055 -,019 ,100 ,115 ,137 -,119 -,050 -,253 ,206

9 -,074 ,117 ,151 -,095 ,015 -,091 -,059 -,045 -,020 ,006 -,331 -,105 ,228 -,136 -,030 ,201 ,068

-,042 -,064 -,047 ,004 -,096 -,029 ,023 ,829 ,879 ,787 ,089 -,065 ,101 ,326 ,146 ,371 ,026

,111

,052

-,017

,067

,831

,120

,090

,060

,008

,080 -,102 -,086 -,093 -,072 -,021

-,098 -,168 ,144 ,107 ,164 ,004

,130 ,607 ,780 ,809 ,267 ,545

-,029 ,091 ,124 ,106 -,093 ,100

,609 ,119 ,046 -,025 ,107 -,060

,098 ,087 -,001 ,076 -,096 ,127

,089 ,177 ,016 -,016 -,057 ,036

-,282 -,006 -,024 ,046 -,033 ,144

,117 ,008 ,058 ,063 ,733 ,501

195

bilig, Spring / 2009, number 49

The attitude of academic staff in the lesson can be a reason of -,081 the cheating The attitudes and behavior of supervisors in the exams can be -,102 a reason for the cheating The difficulty of the course can ,035 be a reason for cheating Asking difficult questions can be ,112 a reason for cheating The tolerance of the management against cheating ,038 can be a reason for cheating The fear of not passing examination can be a reason for ,004 cheating Believing that it is impossible to pass the examination by -,039 studying much can be a reason for cheating Memorization-based questions ,024 can be a reason for cheating The part time works of students ,062 can be a reason for cheating The willing of being respected as a successful student by the ,045 others

,547 ,367 ,784 ,786 ,043 ,778

-,087 ,224 ,079 ,001 ,215 ,075

,134 ,087 -,039 -,011 -,060 -,043

,048 ,086 ,012 -,010 ,243 -,004

,102 ,123 ,015 ,008 ,166 ,011

,227 ,300 ,026 ,090 ,388 ,125

,318 ,444 ,219 -,070 ,480 -,012

,312 ,027 ,122 ,066 -,019 -,060

,351 ,731 ,235 ,204

,140 -,031 -,068 ,298

-,059 ,063 ,082 ,058

-,125 ,057 ,008 ,188

,176 -,056 ,008 -,166

,546 ,081 ,673 ,603

,226 -,118 -,011 -,016

,036 -,085 ,010 -,067

Extraction Method: Principal Component Analysis. Rotation Method: Quartimax with Kaiser Normalization. A Rotation Converged in 6 Iterations.

Nine factors were defined according to their relationship with variables which are; Factor 1: The point of view of the students about cheating, Factor 2: The lesson based reasons for cheating, Factor 3: How can be prevented the cheating?, Factor 4: The ethic and offence aspects of the cheating, Factor 5: The attitudes of the management of the school and teachers against cheating, Factor 6: The opinions about the cheater, Factor 7: The studentbased reasons that cause cheating, Factor 8: The management and supervisor-based reasons that cause the cheating, Factor 9: The role of the questions format to prevent the cheating. The factors and their explained variables are given end of the paper.

Results and Discussion To examine the relationship between the grade point average and factors, the Pearson correlation coefficient was used. According to the result of the test displayed in table 4, all Pearson correlation coefficient are close to zero (p>,05), therefore no relationship between average grade and factor scores was found at the level of 5 % significance (=0,05). The cheating perception of the students doesnt change in terms of their grade point average. In other words, average grade is not a determinant factor to evaluate students cheating behavior. A student who has high grade point average can tend to cheat more than those with low grade point average.

196

Tayfun, Is There a Relationship Between Grade Average Point and Students

Table 4: Correlation Between Average Grade and Factors


Average REGR REGR REGR REGR REGR REGR REGR REGR REGR Grade factor factor factor factor factor factor factor factor factor score 1 score 2 score 3 score 4 score 5 score 6 score 7 score 8 score 9 Average Pearson Correlation Grade Sig. (2-tailed) N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 1 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 2 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 3 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 4 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 5 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 6 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 7 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 8 N Pearson REGR Correlation factor Sig. (2-tailed) score 9 N 1 . 344 -,014 ,811 278 -,102 ,089 278 ,093 ,120 278 ,034 ,578 278 -,088 ,142 278 -,073 ,226 278 ,037 ,543 278 ,084 ,162 278 ,028 ,637 278 1 . 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 1 . 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384

1 . 384 ,000 1,000 384 1 . 384 1 . 384 1 . 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 1 . 384 ,000 1,000 384 ,000 1,000 384 1 . 384 ,000 1,000 384 1 . 384

,000 ,000 1,000 1,000 384 384

,000 ,000 ,000 1,000 1,000 1,000 384 384 384 ,000 ,000 ,000 1,000 1,000 1,000 384 384 384 ,000 ,000 ,000 1,000 1,000 1,000 384 384 384 ,000 ,000 ,000 1,000 1,000 1,000 384 384 384

The cheating perceptions of cheated and not cheated students were examined by using t test. According to the table 5 and 6, there is a significant relationship between factors 1, 3, 4 and whether they cheated or not at the level of the 5% significance (p<0,05). Students cheating perception differs in terms of factor 1. Student who cheated before agree more strongly on variables of factor 1 than not cheated students. The result is reasonable, for all of the variables indicate possible behavior of a cheated. It was expected that cheated must agree on them. Also, cheated students disagree with not cheated students on factors 3 and 4. Cheated students dont see cheating behavior as an offence, debility and unethical behavior
197

bilig, Spring / 2009, number 49

contrary to not cheated students. Further, they have different opinions to prevent cheating, for example; they are strongly opposed to punishing cheating, administering exams in less crowd classrooms and with more supervisors.
Table 5: Group Statistics
I cheated in some case Yes No Yes No Yes No Yes No Yes No Yes No Yes No Yes No Yes No N 177 200 177 200 177 200 177 200 177 200 177 200 177 200 177 200 177 200 Mean ,23 -,20 -,00 -,015 -,12 ,10 -,11 ,09 ,03 -,03 -,09 ,08 -,04 ,04 ,06 -,05 -,04 ,06 Std. Deviation 1,05 ,90 1,02 ,98 ,96 1,02 ,96 1,03 ,96 1,03 1,05 ,94 1,01 ,98 ,96 1,02 ,99 ,99 Std. Error Mean ,079 ,064 ,076 ,070 ,072 ,072 ,072 ,073 ,072 ,072 ,079 ,066 ,076 ,069 ,072 ,072 ,074 ,070

REGR factor score 1 REGR factor score 2 REGR factor score 3 REGR factor score 4 REGR factor score 5 REGR factor score 6 REGR factor score 7 REGR factor score 8 REGR factor score 9

There is no significant relationship between factors 2, 5, 6, 7, 8, 9 and whether cheated or not at the 5% level of significance (p>0,05). These results show that cheated and not cheated have the same cheating perception about the lesson based reasons for cheating, the attitudes of the management of the school and academic staff against cheating, the opinions about the cheated student, the student-based reasons that cause cheating, the management and supervisor-based reasons that cause cheating and the role of the questions format to prevent cheating. The factors and their explained variables were exhibited below.
Table 6: Independent Samples Test
t-test for Equality of Means t df 4,352 375 ,142 375 -2,208 375 -2,102 375 ,653 375 -1,777 375 -,912 375 1,230 375 -1,031 375 Sig. (2-tailed) ,000 ,887 ,028 ,036 ,514 ,076 ,362 ,219 ,303

REGR factor score 1 REGR factor score 2 REGR factor score 3 REGR factor score 4 REGR factor score 5 REGR factor score 6 REGR factor score 7 REGR factor score 8 REGR factor score 9

Group Statistics
198

Tayfun, Is There a Relationship Between Grade Average Point and Students

Moreover, the relationship was searched between grades point average and cheated and not cheated. There is a significant relationship between grade point average and cheated and not cheated at the %5 level of significance (p<0,05). Pearson Correlation was calculated as 0,148. The relationship found is strong and positive. It means that the average grade point and being cheated effect each others. Several conclusions can be drawn from these analyses. First, it is already mentioned that grade point average is not a determinant in cheating. Students with higher grade point average can tend to cheat more than those with lower grade point average. Therefore, grade point average is not a factor to mean the cheating perception of student. Second, cheating students took to the cheating behavior positively and were opposed to being punished due to cheating behaviors. The most important point is that cheater students dont see their behavior as offence, unethical and debility. They dont have any moral barriers against cheating. Consequently, they are always inclined to cheat. The school management and academic staff should emphasize the moral aspects of the cheating. If students judge their cheating behavior in their conscience, they could be successful to find a way to change their cheating behavior positively. Third, all participant students (cheated and not cheated) had the same ideas about lesson based reasons of cheating, the attitudes of the management of school and academic staff against cheating, the opinions about the cheated student, the student based reasons that cause cheating, the management and supervisor based reasons that cause cheating and the role of the questions type to prevent the cheating. The school management and academic staff must take those ideas into consideration to prevent cheating. The self- reporting of the students is very important to understand of the cheating perception of students and evaluate the roots of cheating. As mentioned before many studies were conducted to examine the different reasons and aspects of the cheating behavior. This study can be useful to support them and bring a different point of view. The Factors and Their Explained Variables; Factor 1: The point of view of the students about cheating A student can look at the other students paper in examination A student can change whose examination paper with other students A student can have an exam in place of the other student A student can give other students homework study for himself A student can look at his lessons notes without any permission A student can give the out of date homework studies as the new studies A student can give whose study to other student to use
199

bilig, Spring / 2009, number 49

Factor 2: The lesson based reasons of the cheating The attitude of academic staff in the lesson can be a reason of the cheating The fear of not passing examination can be a reason for cheating Memorization-based questions can be a reason for cheating The difficulty of the lesson can be a reason of the cheating To asking difficult question can be a reason of the cheating Factor 3: How can be prevented the cheating To strongly punished the cheating can prevent cheating Administering exams in less crowded classrooms can prevent cheating Administering exams with more supervisors can prevent cheating Factor 4: The ethic and offence aspects of the cheating I think that cheating is an offence I think that cheating is not ethic I think that cheating is debility The cheating is disrespect against the teacher Factor 5: The attitudes of the management of the school and academic staff against cheating I think supervisors are tolerant against cheaters I think that supervisors and teachers treat unfairly in cheating situations I think that school management treats unfairly in the determination of a penalty in cheating situations Cheating is becoming an important problem in the school Factor 6: The opinions about the cheated student Who gets the high grade in examination can achieve it by cheating A student who doesnt cheat is teased by other students I think that cheated students act unjustly to not cheated student The cheated students think that their behaviors as a talent Factor 7: The student based reasons that cause the cheating Believing that it is impossible to pass the examination by studying much can be a reason for cheating The part time working of the students can be a reason of the cheating The sitting position of the students in the classroom can be a reason of the cheating The willing of being respected as a successful student by the others

200

Tayfun, Is There a Relationship Between Grade Average Point and Students

Factor 8: The management and supervision based reasons that cause the cheating The attitudes and behaviors of supervisor in the examination can be a reason of the cheating The tolerance of the management against cheating can be a reason of the cheating Factor 9: The role of the questions format to prevent the cheating Changing the question format can prevent the cheating Asking questions by different groups can prevent cheating

References
Ames, Carole and Jennifer Archer (1988). Achievement goals in the classroom: Students learning strategies and motivation processes. Journal of Educational Psychology 80: 260267. Baird, John S. (1980). Current trends in college cheating. Psychology in the Schools 17: 515522. Calabrese, Raymond L. and John T. Cochran (1990). The relationship of alienation to cheating among a sample of American adolescents. Journal of Research and Development in Education 23(2): 6572. Cochran, John K. et al. (1998). Academic dishonesty and low self-control: An empirical test of a general theory of crime. Deviant Behavior: An Interdisciplinary Journal 19: 227255. Davis, Stephen F. et al. (1992). Academic dishonesty: Prevalence, determinants, techniques, and punishments. Teaching of Psychology 19: 1620. Goodenow, Carol (1993). Classroom belonging among early adolescents: Relationships to motivation and achievement. Journal of Early Adolescence 13: 2143. Graham, Mari Ann et al. (1994). Cheating at small colleges: An examination of student and faculty attitudes and behaviours. Journal of College Student Development 35: 255260. Haines, Valerie J. et al. (1986). College cheating: Immaturity, lack of commitment, and the neutralizing attitude. Research in Higher Education 25: 342354. Houston, John P. (1977). Four Components of Rotters internal external scale and cheating. Contemporary Educational Psychology 2: 275-283. Jensen, Lene Arnett et al. (2002). Its wrong but everybody does it: academic dishonesty among high school and college students, Contemporary Educational Psychology 27: 209228. Johnson, Charles D. and John Gromly (1972). Academic Cheating: The contribution of sex, personality and situational variables. Developmental Psychology 6: 320-324. Juvonen, Jaana and Kathryn R. Wentzel (1996). Social motivation: Understanding childrens school adjustment. New York: Cambridge Univ. Press.
201

bilig, Spring / 2009, number 49

Kelly, Jeffrey A. and Leonard Worell (1978). Personality Characteristics, parents behaviors, and sex of subject in relation to cheating. Journal of Research in Personality 12: 179-188. Karabenick, Stuart. A. and K. Srull Tomas (1978). Effects of Personality and Situational Variation in Locus of Control on Academic Cheating: Determinants of the Congruence Effect . Journal of Personality 46: 7295. McCabe, Donald M., Linda Kelebe Trevino and Kenneth. D. Butterfield (2001). Cheating in academic institutions: a decade of research. Ethics & Behavior 11: 219232. McLaughlin, Rose D. and Seteven M. Ross (1989). Student cheating in high school: a case of moral reasoning vs. fuzzy logic. High School Journal 72: 97104. Michaels, James W. and Terance D. Miethe (1989). Applying theories of deviance to academic cheating. Social Science Quarterly 70: 870885. Midgley, Carol and Tim, Urdan (2001). Academic self-handicapping and achievement goals: A further examination. Contemporary Educational Psychology 26: 6175. Newstead, Stephen E., Arlene Franklyn-Stokes and Penny Armstead (1996). Individual differences in student cheating. Journal of Educational Psychology 88: 229241. Roth, Nancy L. and Donald L. McCabe (1995). Communication strategies for addressing academic dishonesty. Journal of College Student Development 36: 531541. Schab, Fred (1991). Schooling without learning: thirty years of cheating in high school. Adolescence 26: 839847. Tang, Shengming and Zuo, Jiping (1997). Profile of college examination cheaters. College Student Journal 31: 340346. Tibbetts, Stephen. G. and David L. Myers (1999). Low self-control, rational choice, and student test cheating. American Journal of Criminal Justice 23: 179200. Vitro, Frank T. and Lowell A. Schoer (1972). The effects of probability of test success, test importance, and risk of detection on the incidence of cheating. Journal of School Psychology 10:269277. Vitro, Frank T. (1971). The Relationship of classroom dishonesty to perceived parental discipline. Journal of College Student Personnel 12: 427429. Ward, David. A. and L. Beck. Wendy (1990). Gender and Dishonesty. Journal of Social Psychology 130(3): 333339.

202

rencilerin Kopya Faktrlerine Bak Alar ile Akademik Baarlar Arasnda Bir liki Var m?
Ahmet Tayfun*
zet: Bu alma, akademik baar ortalamas, kopya davrannda bulunmu olma veya olmama ile belirlenen kopya davran faktrleri arasndaki ilikiyi incelemektedir. almaya toplam 493 renci katlmtr. Veriler anket yardm ile toplanmtr. rencilerin grlerine ilikin veriler t testi, Pearson korelsyonu ve faktr analizleri kullanlarak analiz edilmitir. ncelikle 34 deikeni temsil eden 9 faktr tespit edilmitir. Daha sonra bu 9 faktr faktr skoruna dntrlmtr. En son olarak ilikiler incelenmitir. Baar ortalamas ile faktrler arasnda anlaml bir iliki bulunmaz iken kopya davran gstermi olma ile baz faktrler arasnda anlaml bir iliki bulunmutur. Anahtar Kelimeler: Kopya, kopya faktrleri, eitim, renci.

Gazi niversitesi, Ticaret ve Turizm Eitim Fakltesi, Turizm Blm / ANKARA tayfun@gazi.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 191-204 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

?
*
: . 493 . . : , -. , 34 . . . , , . : , , , .

, , / tayfun@gazi.edu.tr

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 191-204 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan
Fikret Trkmen*
zet: Seyahatnameler, yazarlarnn znel grlerini ierse de, gzleme dayanmas ve yazldklar dnemin sosyal, kltrel ve ekonomik artlarnn renilmesi bakmndan nemli kaynaklardr. Yazl kltrn yaygn olarak kullanlmad toplumlarn, gelenek, grenek, rf, adet ve kltrleri ile ilgili bilgiler, o topluma eitli vesilelerle urayan seyyahlarn, seyahatnamelerinden renilebilmektedir. Mehmed Emin Efendinin yazd Asya-y Vustaya Seyahat adl eser de Orta Asyada yaayan Trk boylarnn, o dnemdeki durumunun renilmesi asndan olduka nemli bir seyahatnamedir. Bu makalede, Mehmed Emin Efendinin eseri ve bu eserdeki verilerden hareketle tarih bir Trk ehri olan Dehistan ve Trkmen folkloru ile ilgili tespit ve tahlillere yer verilmitir. Anahtar Kelimeler: Seyahatnameler, Mehmed Emin Efendi, Asya-y Vustaya Seyahat, Dehistan, Trkmenistan

Bat Trkmenistanda, Kzletrek ehrinin 90 km kadar kuzeybatsnda bulunan Dehistan, Ortaada nemli bir ticaret ve sanat merkezi idi. Dz bir arazi zerine kurulan eski kent, 108 hektarlk bir alan kuatan ve yer yer kulelerle takviye edilen kerpi surlarla evrilmiti. Bugn kentin harabe haldeki yerleim yerinde, hala izlenebilen cadde ve bunlar kesen sokaklarnn iki yannda dizildii anlalan yap kalntlar burann Ortaada gelimi bir kent olduunu gstermektedir. Gnmzde terkedilmi haldeki kentte baz yap kalntlar ile, onun 7 km kadar kuzeyinde bulunan eski mezarlndaki Ortaa dnemi trbeler, Dehistann ayakta kalabilen gemiten hatralardr (Sayan 1999: 15-17, 39-60, Sayan 2002: 69-71, Pugaenkova 1958: 172, 220, 263-268, Pugaenkova 1967: 108, 114, 125-126, Atagarriyev 1973: 21, Atagarriyev 1974). Gnmzde, Mehed-i Msriyan (Atagarriyev 1973: 21 vd., Minorsky 1979: 159-160) adyla tannan Dehistan hakknda, Ortaa kaynaklarnda az da olsa bilgi bulunmaktadr. nceleri Dahistan, daha sonralar Dehistan (ki baz kaynaklarda Dihistan eklinde de gemektedir) olarak anlan kentin, adn burada yaayan Dahlar isimli bir Trk Boyudan ald sanlmakta ve bunun Dahlar Yurdu anlamna geldii sylenmektedir (Atagarriyev 1973: 21). Dahlarn durumu henz aratrmaya muhta olmakla birlikte, Z. V.
*

Ege niversitesi, Trk Dnyas Aratrmalar Enstits / ZMR fikret.turkmen@ege.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 205-220 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

Togan, bunlar Trkmenlerin Teke Kabilesinin ismiyle birletiren S. Martinin fikrini benimsemektedir (Togan 1981: 426). ehrin ilk kuruluuyla ilgili tarih kaynaklarnda eitli grlere rastlanr. Yakut, Onun Abdullah b. Tahir tarafndan bina edildii sylenirse de bu doru deildir der. Ancak, buray kimin kurduuna dair bilgi vermez (Yakut 197986: 492). ehir, rana dair Pehlevi diliyle yazlm ehirler cedvelinde Araklardan Narsahe adnda birisi tarafndan (Marquart 1901: 73), Nuzht al Kulb (s.166)e gre ise, Sasanilerden Kubad b. Firuz tarafndan kurulmutur (Minorsky 1979: 160). Tarihi kaynaklara gre, V. yzyldan beri blgede ve ehirde ul (Sul) slalesi idaresinde Trklerin grld bilinmektedir (Marquart 1901: 72-73, Hududulalam 1937: 60, 193, 311, 386) ki, bundan Dehistann Horasanda en eski Trk yerleim merkezlerinden biri olduu tespit edilmektedir. Tarihi Belzr, Emevi halifesi Abdlmelik zamannda (VII. yzyl) Yezid kumandasndaki Arap ordularnn Dehistan kuattn, Sul et-Trki liderliindeki Dehistan halknn ehirden klar yaparak Mslmanlarla savatn; fakat sonunda, Trklerin aresiz teslim olmak zorunda kaldklarn ve Yezidin Trklerden on drt bin kiiyi ldrerek yerine bir vekil braktn yazar ki, bu da daha o dnemde burasnn byk bir Trk ehri olduunu gstermektedir. Daha sonralar ehrin igal ve yamalardan byk zarar grd tahmin edilmektedir. X. yzylda bn Havkal Dehistan, Abskundan 50 fersah uzaklkta ky gibi bir yer olarak nitelendirir (bn Havkal: 329). sthr de ayn mesafeyi verir; fakat Dehistan, Hazar Denizi kysnda girinti yapan ve deniz dalgaland zaman gemilerin snd bir yer olarak nitelendirir (Mesalikul-Memlik 1927: 219). (Bugn Dehistan blge olarak Hazar Denizine ky olmakla birlikte, eski yerleim merkezi ondan olduka ieridedir.) Makdis ise, burann ribt oluundan ve surunun sultan tarafndan tahrip edildiinden sz ederek, kent hakknda Sur kapldr. ehir mmur, zarif, gzel mescitleri, parlak arlar, ho evleri, tatl yemekleri bulunan bir yerdir. Camisi yoktur. Eski mescidinde aatan direkler bulunur demektedir (Makdis 1877: 358-359). Dandanakan Sava (1040)nn ardndan Seluklularn hakim olduu ehir, bundan byle uzun bir sre onlarn atad valilerce ynetilmitir. Daha sonra Hrizmah l Arslan, Dehistan eline geirerek, burada kendi hakimini brakmtr. ehirdeki Cuma Camisinin kalntlar o devirden gnmze ulaabilen yegane eserdir. XI-XIII. yzyl Seluklu ve Hrizmahl dnemlerinde kentin parlak bir devir yaad sanlmaktadr. O devirlerde nemli ticaret yollar zerinde yer almas, bu gelimesinin en byk sebebi olmaldr. Burada tespit edilen ve bir ksm kazlarla ortaya karlan byk kervansaray, Dehistann Ortaadaki ticari nemine ayrca iaret etmektedir.
206

Trkmen, Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan

ehrin 1221de Mool istilasna maruz kald tahmin edilmektedir. Sz konusu igale ait tarihi bir kayt yoksa da, yaplan kazlarda Mool tahribinin izlerine rastlanmtr (Atagarriev 1973: 22-23). Burada hayat, o tarihten sonra da devam etmi ve Timurlu dneminde ahruh, Dehistan' olu Baysunkarann idaresine vermi; ancak kuraklk bata olmak zere, eitli sebeplerle, XV. yzyln sonlarnda eski nemini yitiren kent tamamyla terk edilmitir. Bundan sonra, Dehistanda iskn faaliyeti grlmemektedir. 1877de, stanbuldan Orta Asyaya seyahat eden Mehmed Emin Efendi, Mehed-i Msryan (Dehistan)da konakladn belirterek o tarihlerde de burada drt tane evliya mezar ile biraz da Trkmen mezarndan baka bir ey olmadn kaydeder. Ancak Trkmenlerin bu mezarlara byk sayg gsterdiini, hatta byk kmbetin iindeki byk bir tan vaktiyle Mekkeden nakledilmi olduuna inandklarn yazmaktadr (Mehmed Emin Efendi 1986: 69 vd.). Seyyah ve yazar olan Mehmed Emin hakknda maalesef fazla bilgimiz bulunmamaktadr. stanbuldan Asya-y Vustaya Seyahat adyla yazd kitabndan (1986: 69) rendiimize gre, aslen Trkistanl olup tannm bir ailesi vardr. stanbula tahsil iin gnderilmi, iyi bir tahsil alm, askeri bir grev istemi olmasna ramen bedenen uygun olmad iin katiplik etmeye balam, ancak iki bklm almaktan sklm, kendi ifadesiyle ki bklm olarak katiplik etmek iin gerekli sabr, tahamml ve g bende hi mi hi yoktu. stelik byle skc eylere kar gnlmde nedense hep bir isteksizlik vard. Huzursuzluumu dnyay gezip dolaarak, zihnimi dadan daa, ovadan ovaya gezdirmekle yenebileceime kanaat getirince, nceleri bamdan sar, belimden klc kardm gibi, bu kez de elimden kalemi atarak, nasibimin elime sunduu sy sevinle kabul edip, dnyay grmeye kmtm. demektedir. Avrupada pek ok lkeyi gezmi, bat medeniyetinin i yzn, bu yksek medeniyetin nurlarnn geri kalm slam alemine yaylmasn arzu etmi olduunu, yine bu eserinin giriinden reniyoruz. Mehmed Emin Efendinin eserinin bir baka nemli yn de 1878de baslan nshasna Ahmet Mithat Efendinin yazm olduu nszdr. Btn mrn Trklerin kltr seviyesini ykseltmeye, gr ufkunu geniletmeye, okuma evkini arttrmaya alm olan Ahmet Mithat Efendi, nsznde yle demektedir: Cihan bilir ki Osmanllar mene olarak Ortaasyaldr. Ancak Osmanllar henz Ortaasyay bilmemektedir. Franszlarn Mon Patrie yani Anavatan dedikleri asl vatan bizim iin Ortaasya olup, imdi elimizde bulunan Osmanl topraklar Ortaasyann deta bir manevi uzantsdr. Daha sonra da; () Babalarmz, kardelerimiz olan Trkmenlerin gemi tarihleri insan faziletler, ycelikler, erefler, anlar ve asker bakmdan stn meziyetler
207

bilig, Bahar / 2009, say 49

ile dolu olduu gibi bugnk ahlak deerler de hem kendileri ve hem de onlara mensup olan milletler iin bir iftihar vesilesidir. () Evet! Trkmenler eski hllerini tamamen muhafaza etmilerdir. Zira bir millet ya dier milletlerin hkm altna girer yahut kendisi dier milletleri hkm altna alr. Bu durumda bir millet dahil hududunu deitirmez, kendi birliini bozmaz, asl vatanndan baka milletlerle karmadan tek bana yaarsa, rf, det ve trihini aynen korur. Trkmenlerin bu suretle muhafaza ettikleri trihi deerleri ile biz Osmanllarn son durumu arasnda ok byk farklar vardr. yle ki bir Osmanl Trkmenistana gidecek veya bir Trkmen stanbula gelecek olsa dete, ahlka, lisanca, maete birbirinin devm olduklarn anlamayacak kadar yabanclam olduklarn grrler. Yalnz bu fark grmek bile, aratrclar iin yle nemli bir olaydr ki, bu uurda Asyaya bir yolculua koyulsa ok grlmez. ste eserini bastm gezgin ve yazar bizimle bu derece ilgisi olan ve nazarmza imdiki vatanmz kadar ktsiyet ve kymeti olmak lazm gelen bir lkeyi gzlerimiz nne seriyor. Bu hizmetin kadir bilenler nezdinde hayrl bir eser saylacana ve kranla karlanacana phemiz yoktur. () Osmanl Devletinin Rus ordular ile kyasya bir savaa tututuu bir trihte, seyyah Mehmed Emin Efendinin stanbuldan kalkarak Ortaasya ilerine Buharaya, Kagara kadar gitmesi srf gezmek, grmek, renmek zevkine hamledilemez kanaatindeyim. Bin bir tehlike iinde, llerden, dalardan, denizlerden, nehirlerden geilerek yaplan bu yorucu, zahmetli, tehlikeli yolculuun temelinde, yazarn da samimiyetle iaret ettii gibi ttihad-i slam binasna nizane de olsa bir ta koymak gayesi vardr. Yazar Trk kltr trihi bakmndan nemli saydmz eserinde Hazar Denizinin dousundan yaayan Trkmen kabilelerinin tarihleri, gelenekleri, detleri, rfleri, savalar, inanlar hakknda dikkate ayan bilgiler vermektedir. Yazarn bizzat grerek, gezerek toplad bu bilgilerin Trkoloji iin faydal bir malzeme olduu inkr edilemez. Yazar trihin tozlu sayfalar arasnda kalan hametli ve parlak medeniyetleri hasret ve gpta ile anarken, ayn zamanda grd gerilik ve cahillik eserlerini de samimiyetle ve ekinmeden tenkit etmektedir. Trkmenlerin cesaretini, civanmertliini, yiitliini, misafirperverliini anlatrken nasl cokun ve gururluysa, bir zamanlar byk medeniyetlerin beii olmu topraklarn iinde bulunduu geri, yoksul, a ve plak durumu karsnda da zgn ve krktr. arlk Rusyasnn kuzeyden, in devletinin doudan, ngilterenin Afganistan yoluyla gneyden tehdidi altnda skan Ortaasya halk, iten de bitip tkenmeyen ihtiraslarn, kavgalarn, rekabetlerin elinde periandr. Hokand
208

Trkmen, Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan

Hanl, Hiyve Hanl, Buhara Hanl, Takent Hanl birbirleriyle savamakta, hanlarn ok defa ahs ikballeri yznden rakiplerini yok edebilmek iin istilc d glere yardm ettii ve el uzatt grlmektedir. Hatt ayn hanlk iinde taht ve ta kavgas yznden ayn aile fertlerinin muhtelif kabilelere dayanarak birbirleri ile kanl savalara girdii mahede edilmektedir (Mehmed Emin Efendi 1986: 8-10). () Mehmed Emin Efendinin stanbuldan Hiveye kadar olan yolculuunu anlatt bu eserinde Mehed-i Msryan adyla and Dehistan hakknda da son derece ilgi ekici bilgiler vermektedir. Gmtepeten Hiveye giderken yollar ve iklim artlarn ok iyi bilen Rahmanverdi Han isimli bir klavuzu vardr. Demirkazk (Kutup) yldznn yardm ile yollarn bulurlar ve Mugan l denilen l gemek iin iki gn srecek olan yola karlar. ki gn iki gece durmadan yol yrrler. kinci gn ikindi namaz vaktinde uzaktan ufuk zerinde baz kmbetler ve mezar tepeleri grnmeye balar. Sular da tkenmek zeredir. Bu kmbetleri grnce ok sevinirler. Ancak yol grnd gibi deildir. O gn akama kadar yol yryerek ancak ularlar (Mehmed Emin Efendi 1986: 67-68). Mehmed Emin Efendi bundan sonra Mehed-i Msryan bal ile Dehistan anlatmaya balar. Baz ksmlarn atlayarak, Asya-y Vustaya Seyahat kitabndaki yazarn vermi olduu bilgileri ve Bir Ak Facias bal ile anlatlan, bir hikyesini nakletmek istiyorum. Mehmed Emin Efendi, eserinde, kmbetler ve mezarlar ifadesinin Mehed-i Msryann bayndr bir yer olduunu gstermediini, burada ancak drt evliya trbesi ile birka Trkmen mezarndan baka hibir eyin bulunmadn belirtir. Daha sonra burada bir su yatann olmasna ve yollarn dzeltmek iin bu mevkiin nemli bir iaret olduunu belirtir. Yazar bu blgede karlat Trkmenler hakknda da nemli bilgiler vermektedir. Trkmenler buraya Mehed-i Mstedran diyorlarsa da Msryn olmas daha dorudur. Buraya niin byle bir ismin verildiini kimse bilmiyor. Bu yolda tarih bir bilgi mevcut deil. u kadar ki byk kmbetin iinde byk bir ta gstererek, bu tan vaktiyle Mekke-i Mkerremeden nakledilmi olduunu inanyorlard dedikten sonra yazar, Burada gece yarsna kadar kalmaya karar verdiimizden su yatann bir kenarna seccadeyi serip, oturdum. diyerek kum ve gkyznden baka bir eyin gzkmedii bu seccade zerinde duygulanr ve insan mrnn nasl bir bardak sudan ibaret olduunu bu llerde anlar. Ona gre geni l arazisi kabirden baka bir ey deildir. Mezar niin korkun grnr gibi dncelere dalar ve gzne uyku girmez. Ancak
209

bilig, Bahar / 2009, say 49

midini hi kaybetmez. Aksine llerde hayat ve canllk bulur. Hayatnn hibir annda tatmad lezzeti orada tadar. Bat ynnden le doru, o kadar gzel renkler salp gelmeye balar ki tarif edilemez. Daha sonra bulutsuz, dumansz, mavi renkli gkyznde binlerce yldz parldamaya balar. Medeniyetin grlts ile dolmu kulaklar, bu mutlak sessizlikle baka hislere dalar. Aslnda l bsbtn sessiz deildir. Gndz gnein kzgnl ile yanm, kavrulmu olan kumlar, sanki gece feryat figan ediyorlarm gibi, lden inlemeye benzeyen seslerin ykseldiini hisseder. Yanlarnda kverdi isimli bir kii daha vardr. O da yemek hazrlamaktadr. Mehed-i Msryanda (Dehistanda) su, yamur birikintisi gibi bir ey olup, uzun bir sre durgun kaldndan, tad bozulmutur. Bu sudan kaynatlan tatsz tuzsuz ay da byk bir itahla ierler. O dnemde Trkmen boylar arasnda dmanlk da hat safhadadr. Mesela, Grgn kabilesi ile Yumut (Yazar, Yemut demektedir.) kabilesi birbirlerine dmandr. Dmanlar birbirlerini su yataklarnda kstrmaktadr. Bu yzden orada uzun bir sre kalmak tehlikelidir. Gece nbetlee bir kii gzclk yapacaktr. lk nce kverdi nbete kalr. Ancak Mehmed Emin Efendiyi de uyku tutmaz. kverdinin yanna gider. kverdi sazn klfndan kararak hazin iirler sylemeye balar. Mehmed Emin Efendinin verdii bilgiler arasnda Trkmen folkloru ve destanlar hakknda orijinal bilgiler de bulunmaktadr. Bunlardan biri kverdinin gece anlatmaya balad Krolu destandr. Yazar burada hayrete der, nk Krolu, yazara gre Anadolu sahasnda amlbelde yaamtr. Krolunun namn buralarda iitecei aklnn ucundan bile gemez. kverdiye bu konuda baz sorular sorar ve renir ki, Koroglu bir Trkmendir ve Teke boyundandr. Tekeliler, ranllarla ezeli dmandr. Onlarla yaptklar savalar bu destanda anlatlmaktadr. kverdinin anlattklarna gre bu destanda Trkmenlerin kahramanlklar vlr, ranllar kadnlar gibi diye tahkir edilirler. Mehmed Emin Efendi, Krolundan drt beyitlik bir iiri de kaydetmitir. Bu iir yledir: Beraber tig-i zen n nergis-i yr Seraser saf iken n zlf-i dildr Vilayet alguc n hsn-i dilber Gbar-engz misal r-y kfir Yrdr ulezen n ak- can-sz Bri n gamze-i dilber-i ciger-suz Bri cadu gziding fitne-engiz Bari n tig-i hicran tiz-vu hun-rz1 (Mehmed Emin Efendi 1986: 72).

210

Trkmen, Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan

kverdi bu iirlere benzeyen pek ok iir okumu olmaldr. Zira Mehmed Emin Efendi iirin takdimini yaparken Koroglunun vlmesi ve vasf hakknda syledii beyitlerden bazlar unlardr. (Mehmed Emin Efendi 1986:72) eklinde bir aklama yapmaktadr. Krolu da byle ranllarla savalarda nam salm, ran ordusunu datm ve ran ahn tir tir titretmi bir kahramandr. Krolunun vlmesinden sonra, kverdi alamaya balar. Yazarmz sebebini sorunca kendinin de macerasna itirak ettii bir ak hikyesi anlatr. Hikyenin kuruluu Dede Korkut Ouz-nmelerini hatrlatmaktadr. Bu da bize Ouz-nme geleneinin o dnemde hl canl olduunu gstermektedir. Mehmed Emin Efendi, kverdinin anlatt olay Bir Ak Fcias bal ile yaynlamtr. Bu hikye, zet olarak yledir: kverdinin babas, Hive Han Mehmed Eminin yannda uzun yllar hizmet ettikten sonra, yallnda oullar kverdi ve Niyaziyi hann hizmetine tayin eder. Niyazi, tanbur, ney, rbab ve saz almaktadr ve iir sylemekte usta bir kiidir. Bu vasflar ile hann takdirini kazanmtr. O dnemde Trkmen boylar arasnda savalar ve mcadeleler grlmektedir. Yemut boyunun han olan Mehmed Emin, Teke Trkmenlerinin elinde bulunan Merv kalesini almak zere ordusuyla birlikte sefere kar. Bu seferde Mehmed Emin Hann ordusunda kverdi ve Niyazi de vardr. Yamut boyu, Teke Trkmenlerini yenilir ve Mehmed Emin Hann ba kesilir, bunun zerine ordusu dalr. kverdi de kardeini geride brakarak, kaar ve ailesinin yanna dner. Kardeini geride brakt iin ailesi kverdiyi cezalandrr. Aradan iki ay getikten sonra kverdi, Tahavuz pazarna giderken, yolda grd tccarlardan kardeinin hayatta olduunu ve esir dtn renir. Tccarlar evine davet eden kverdi, babasnn da durumu renmesinden sonra, kardeini kurtarmak iin gerekli paray da alarak tccarlarla beraber Merve gider. kverdi, bir gece dinlendikten sonra Hakkulu Hann evine gider. O srada Hakkulu Hann kz Mehtap ile Kavutu Hann olu Sofu Hann dn vardr, Niyazi ise bir kede, dier mzisyenlerle birlikte saz almaktadr. Sonra Niyazi, Ferhat ile irin hikyesini anlatr. kverdi, Hakkulu Han ile konuur ve kardeini kurtarmak iin gerekli parann yannda olduunu bildirir. Hakkulu Han, kardeini serbest brakacan syler. Ancak, Niyazi ile Hakkulu Hann kz Mehtap birbirlerine k olmulardr. Kurtulu haberine Niyazi sevinemez ve Mehtap ile konuarak birlikte kamaya karar verirler. kverdi onlar bu kararlarndan dnmeye raz etmek iin urar, ancak baarl olamaz. Mehtap ile Sofu Hann nikahnn kylmasndan sonra, geceleyin Mehtap, Niyazi ve kverdi gizlice kaarlar. Eve dndklerinde, an211

bilig, Bahar / 2009, say 49

ne ve babas da bu duruma ok kzarlar. Teke tarafndan gelen bir kii, Teke boyunun sava iin yaknda geleceini haber verir. Bunun zerine babas Yamut boyunun genleri de savaa hazrlanrlar. Sonunda Niyazi, Mehtap, kverdi ve ailesi Teke boyuna esir olur. Mehtap, Sofu Han ile nikahl olduundan zina suu ilediklerine hkmedilir ve kad recm edilmelerine karar verir. ki gen k talanarak ldrlr (Mehmed Emin Efendi 73-87). Mehmed Emin Efendi, bu olay bir halk hikyesi anlatr gibi anlatmtr. Hatta baz yerlerinde iki n durumunu anlatmak iin, iir de okumutur (Mehmed Emin Efendi 1986: 77). Sonu olarak, pek ok Trk ehri ve tarih olay gibi, Dehistan hakknda da o dneme ait seyahatnameler nemli kaynaklardr. Tamam gzleme dayanan bu eserler ne kadar duygusal olurlarsa olsunlar gerek bilgilerle doludurlar. Bu tr eserler incelendike gereklere yaklama ihtimali de daha ok olur. Bu bakmdan Anadoludan gelen uurlu bir kiinin yazdklar ayr bir neme sahiptir. Temennimiz yerli ve yabanc seyyahlarn eserlerinin bir an nce Trk ve Trkmen kltrne ve bilim alemine sunulmasdr.

Aklamalar
1. Bu iir muhtemelen kitapta yanl yazlmtr. Doru yazlnn ve anlamlsnn yle olmas gerekir: Ber--ber tg-zen n nergis-i yr Ser--ser saf-iken n zlf-i dil-dr (Sevgilinin nergis gzleri gibi, beraber kl eker. Gnl alc sevgilinin salar gibi daima saflar krar) Vilyet alguc n hsn-i dilber Gubr-engz misl-i r-y kfer (Sevgilinin gzellii gibi ehirler fetheder. (Sevgilinin) kafir ka gibi tozlar koparr Bardr ule-zen n ak- cn-sz Bar n gamze-i dilber ciger-sz (Bazen can yakc ak gibi kvlcmlar saar. Bazen de sevgilinin gamzesi gibi cierler yakar) Bar cd gzi dik fitne-engz Bar n tg- hicrn tz hn-rz (Bazen cad gz gibi fitneler karr. Bazen de ayrlk klc gibi keskin ve kan dkcdr) 2. Burada yer alan resimler; Yksel Sayan, Trkmenistandaki Mimari Eserler (XIXVI Yzyl), Ankara, 1999dan alnmtr.

212

Trkmen, Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan

Kaynaklar
Atagarriev, E. (1973). Misriann Tarihi ve Barada Taze Arkeologik Malumatlar. Trkmenistan Yadigarlikleri. 2 (16). Atagarriev, E. vd. (1974). Trkmenistann arhutektura yadigarluklar - Pamyatniki arhutektur Trkmenistana. Leningrad. Belzr (1987). Fthl Bldan. ev. M. Fayda. Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yay. Can, Ylmaz (2002). Anadolu ncesi Trk Kenti. Trkler. C. 3. Ankara: Yeni Trkiye Yay. Cezar, Mustafa (1977). Anadolu ncesi Trklerde ehir ve Mimarlk. stanbul: Trkiye Bankas Yay. Huddul -alam the regions of the world (1937). ng. ev. V. Minorsky. London: Luzac. bn Havkal (ty). Srat el Arz. Beyrut: Dr Mektebet el Hayt neri. Makdis (1877). Ahsent-Tekasim fi marifetil-eklim. Yay. Haz. M.J. De Goeje. Leiden: Brill. Marquart J. (1901). Eranahr. Berlin. Mehmed Emin Efendi (1986). stanbuldan Orta Asyaya Seyahat. Haz. R. Akdemir. Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yay. Mesalikul Memlik (1927). Yay. Haz. M.J. De Goeje. Leiden: Brill. Minorsky, V. (1979). Mehed-i Msriyan. A. C.VIII. 159-160. Pugaenkova, G. A. (1958). Puti Razvitiya Arhitektur Yujnogo Trkmenistana Por Rabovladeniya i Feodalizma. Moskva: zdatelstvo Akademi Navk SSSR. Pugaenkova, G. A. (1967). skusstvo Trkmenistana. Moskva: zdatelstvo Iskosstvo. Sayan, Yksel (1999). Trkmenistandaki Mimari Eserler (XI-XVI Yzyl). Ankara: Kltr Bakanl Yay. (2002), Trkmenistann XI-XIX. Yzyl Mimar Antlar. Trkler. C.6. Ankara: Yeni Trkiye Yay. Smer, Faruk (1994). Eski Trklerde ehircilik. Ankara: TTK Yay. Togan, Z. V. (1981). Umumi Trk Tarihine Giri. stanbul: Enderun Kitabevi. Ykt el Hamav (197986). Muceml-Bldan. Beyrut: Dar-sader.

213

bilig, Bahar / 2009, say 49

Resimler2

Dehistan, sur dnda Rabadn bugnk yeri

Dehistan surlarnn kalntlar

214

Trkmen, Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan

Sur dndaki Dehistan Kervansaraynn kalntlar

Sur iindeki yap kalntlar: nde 1102 tarihli Seluklu minaresi, geride Cuma Camii

215

bilig, Bahar / 2009, say 49

Eski ehrin kalntlarndan baka bir grn

Dehistan harabelii

216

Trkmen, Mehmed Emin Efendinin Seyahatnamesine Gre Eski Bir Trk ehri: Dehistan

Harzemahlar dneminde yaptrlan (1200-1220) Dehistan Cuma Camiinin kalntlar

Dehistan Mezarlndaki trbelerin genel grn

217

bilig, Bahar / 2009, say 49

Trbelerin baka bir grn

Dehistan Mezarlnda bulunan Mezar-ir Kebir yaps ((XI. yzyl))

218

Dehistan: An Ancient Turkish City as Recorded in Mehmed Emin Efendis Travel Book
Fikret Trkmen*
Abstract: Although they may sometimes include subjective views of their authors, travel books are often very valuable sources since they are written upon observation and reflect the social, cultural and economic conditions of their era. It is owing to travelers writings that information can be obtained on the traditions and customs of societies where written culture is not well-established. In this sense, Mehmed Emin Efendis work, Asya-y Vustaya Seyahat, is a very important travel book providing information on the condition of the Turkish tribes living in Central Asia during that period. This article focuses on the data found in Mehmed Emin Efendis work to make judgments and analyses concerning Dehistan, a historical Turkish city, and Turkmen folklore. Key Words: Travel books, Mehmed Emin Efendi, Asya-y Vustaya Seyahat, Dehistan, Turkmenistan

Ege University, Institute of Turkic World Studies / ZMR fikret.turkmen@ege.edu.tr

bilig Spring / 2009 Number 49: 205-220 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: , , , , , . , , , . , - ( ) , , . , . : , , , , .

* , / fikret.turkmen@ege.edu.tr

bilig Vesna 2009 Vpusk: 49: 205-220 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Yayn Deerlendirme / Review Trkoloji Tarihinde Samoylovi ve Eserleri


Eyp Bacanl*
Gnmz Rus Trkolojisinin nde gelen isimlerinden G. F. Blagova ve D. M. Nasilov, 20. yzyl Rus Trkolojisinin byk isimlerinden Aleksandr Nikolayevi Samoyloviin seilmi makalelerini ve iki kitabn ieren 1053 sayfalk bir eser yaymladlar: Samoylovi, A. N. (2005). Tyurkskoye Yazkoznaniye Filologiya Runika. Yay. Haz. G. F. Blagova & D. M. Nasilov. Moskva: Vostonaya Literatura RAN. Kitapta toplanan eserlerin ou Samoylovi hayattayken yaymlanm olmasna ramen ariv niteliindeki bazlarnn ilk defa bu kitapta yaymlanyor olmas kitab deerli klan zelliklerinin banda gelmektedir. Bylelikle Trkologlar Samoyloviin Trkolojiye olan esasl katksn bir btn halinde grme ve ondan faydalanma imknn yakalamlardr. Aslnda Samoyloviin eserlerinin toplu halde basm meselesi 1970li yllarda gndeme gelmi ve konu balklarna gre 3 cilt halinde baslmas Sovyet Bilimler Akademisi tarafndan kararlatrlmtr. Ancak F. D. Anin ve V. D. Arakin tarafndan Bilimler Akademisine bal Dilbilim Enstitsnde yayna hazrlanan Dilbilimle ilgili makalelerin yer ald 1. cildin 1979daki basmndan sonra, mteakip iki cildin hazrlanmas ve basm, edebiyat, folklor ve etnografya alanlarndaki bilim adamlarnn projeye katlmamas sonucu akamete uramtr. Dilbilimle ilgili baslan ciltte de projede ngrlen 54 makaleden 21ine yer verilmemitir. Ancak seilmi almalarn yer ald bu ilk kitaba ayrca Samoyloviin Osmanlcann kk grameri olarak kaleme ald Kratkaya Uebnaya Grammatika Osmansko-Turetskogo Yazka adl eseri ve Krm Tatarcasnn kk bir grameri olarak kaleme ald Opt Kratkoy Krmsko-Tatarskoy Grammatiki adl eseri de dhil edilmitir. Bu iki gramer denemesi, burada ele alnan yeni kitaba dhil edilmemi eserlerdir. Elimizdeki eser, Samoyloviin seilmi almalarn ihtiva eden 1979 baskl ilk eserin dilbilimle ilgili ksmn baz yeni makaleler ve yayna hazrlayanlarn
*

TOBB Ekonomi ve Teknoloji niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ANKARA bacanli@tobb.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 221-226 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

yorumlaryla ikmal etmekte, 70li yllarda ortaya konan proje dorultusunda edebiyat, folklor, tarih ve etnografyayla ilgili baslmas ngrlen pek ok almay da bir araya getirmektedir. Kitab yayna hazrlayan G. F. Blagova ve D. M. Nasilovun emei sadece Samoyloviin almalarn bir araya getirmekten ibaret deildir. Samoyloviin bugne dek yaymlanmam ariv almalarn da yaymlamlar ve dipnotlarla aklamlardr. Leksikologiya baln tayan ksmda Balkar Trkesindeki ay adlaryla ilgili ariv almas, ilk defa bu kitapta G. F. Blagova tarafndan yayna hazrlanmtr. Kitabn ikinci blmnde bir ariv almas da D. M. Nasilov tarafndan yayna hazrlanmtr. D. M. Nasilov, kitabn dilbilimle ilgili birinci blmn, G. F. Blagova ise Trk Edebiyatn konu alan ikinci blm derleyip dzenlemitir. Yayna hazrlayanlar, kitabn son ksmlarna F. D. Anin tarafndan hazrlanan ve Samoyloviin tm eserlerini ieren bir bibliografyay ve L. V. Dmitriyevann Samoyloviin yaymlanmam eserleriyle ilgili tespitlerini ieren bir yazsn da ekleyerek eseri zenginletirmilerdir. G. F. Blagova ve D. M. Nasilov ayrca Samoyloviin toplam 20 almas hakknda kitabn son ksmnda (976997) yorum ve haiyeler eklemilerdir. Kitabn, ince iilik gerektiren ksmlar da yayna hazrlayanlar tarafndan tamamlanmtr. Bunlar, kitaptaki btn ksaltmalar, atf yaplan btn eserlerin kaynakas, isim indeksi ve Trke eserlerin indeksi gibi ksmlardr.

Kitabn, G. F. Blagova ve D. M. Nasilovun yazlarna ayrlan ilk ksmlar


Kitapta ilk olarak yayna hazrlayanlarn yazdklar bir giri ksm bulunmaktadr (3-12). Bu ksmda, kitabn hazrlanma gerekesi ve yayna hazrlama sreci hakknda bilgiler verilmektedir. Kitabn ikinci ksm (13-50) G.F. Blagova tarafndan yazlan Samoylovi biyografisidir ve Trkolog bilim adam ve dilbilimci, Orta-Asya Trk edebiyat tarihinin ve edebi dillerin tarihinin aratrcs olarak A. N. Samoylovi baln tamaktadr. Bu ksm, Blagovann bilim adam biyografisi yazmadaki ustaln ve aratrmac ynn gstermektedir. Blagovann biyografi yazsndan baz yerleri Trkiyeli Trkologlarla paylamak yerinde olacaktr. 1880 ylnda doan A. N. Samoylovi, Rus Trkolojisinin yksek profilli Trkologlarndan biridir. Aratrma alanlar Trk dilbilimi, edebiyat bilimi, Orta-Asya Trk edebiyat, edebiyat tarihi ve etnografyadr. Samoylovi ayrca runik antlar, Eski Uygur metinleri ve yarlklar
222

Bacanl, Yayn Deerlendirme / Review

konusunda da almtr. 1929 ylnda Sovyet Bilimler Akademisi yesi olan Samoylovi 1934ten 1937ye kadar fiilen, ldrld tarih olan 13 ubat 1938e kadar da resmen Bilimler Akademisi arkiyat Enstitsnn mdrln yrtmtr (13). Stalinli yllar Sovyet rejiminin en baskc yllardr ve aslsz ithamlarla lme veya Sibiryadaki kamplara gnderilen milyonlarca insan gibi Samoylovi de 1937 Ekiminde Japonya hesabna casusluk yapt sulamasyla tutuklanr. 13 ubat 1938de yaplan 15 dakikalk kapal durumada kuruna dizilerek ldrlmesine karar verilir ve infaz ayn gn gerekletirilir. Parlak bir bilim adam olan Samoylovi, hayattan insafszca koparlr. dam kararnda unlar yazmaktadr: Samoylovi, Pantrkist olan Radloff ve dierlerinin tesiriyle Trk halklar aratrmalar zerine alarak Pantrkizm fikirlerine sahip olmutur. Stalinin lmnden 3 yl sonra 1956 ylnda Samoylovie eref ve itibar iade edilir. 1963ten itibaren yaymlanmam almalar F. D. Anin tarafndan yaymlanmaya balar. 1978 ylnda Leningradda dzenlenen VI. Trkoloji Konferans Samoylovie ithaf edilir (13, 49). rencilik yllarndan balayarak Trkmenistan ve tm Orta-Asyann yan sra Trkiyeyi de birka defa ziyaret eden ve farkl corafyalardaki gnlk konuma Trkesine hkimiyetiyle n kazanan Samoylovi, nce hocas Melioranskiyden sonra da Radlofftan dersler almtr. Bu yzden Samoylovi, Rus Trkolojisi evrelerinde Radloff ekolnn temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Samoylovi, hayat boyunca eserlerinde Trk ve Trke kelimeleri iin Rusadaki turetskiy terimini kullanr. Bilindii gibi bu kelime gnmz Rusasnda sadece Trkiye Trkesi ve Trklerini karlayan bir ierie sahiptir. Ancak Samoylovi eserlerinde, Trk anlamna gelen Tyurkskiy (ng. Turkic) terimini nadiren kullanmtr (13-50). Biyografiyi okuduka Blagovann bilim adam portresi aratrmalarndaki derinlii ve genilii daha fazla hissedilmektedir. Blagova, Samoyloviin biyografisini smail Gaspral, P. M. Melioranskiy, V. V. Barthold, S. E. Malov, N. . Amarin ve V. A. Gordlevskiyle olan mektuplamalardan ve Samoyloviin ahs notlarndan ald pasajlarla desteklemitir.

Kitabn, Samoyloviin makale ve kitaplarna ayrlan blmleri


Eserin Samoyloviin makalelerine ayrlan ksm birbiriyle ilikili, birbirinin devam niteliinde olanlar da dhil olmak zere 59 ayr almann yer ald iki blmden oluur. Kitabn birinci blm (53-332) Trk Dilbilimi Tyurkskoye Yazkoznaniye balyla adlandrlmtr. Bu blmde yine alt
223

bilig, Bahar / 2009, say 49

balklar halinde gruplandrlan toplam 34 makale yer almaktadr. Kitabn ikinci blm (335-948) Trk Edebiyatlar Tarihi ve Edebi Dillerin Tarihi storiya Tyurkskix Literatur i storiya Literaturnh Yazkov balyla verilmitir. Birinci blmn ilk ksm Genel meseleler Obiye vopros balyla adlandrlm ve buraya Samoyloviin fonetik zellikleri temelinde Trk dillerinin tasnifini ve onlarn genel zelliklerine ynelik grlerini ieren makaleler ile 19. asrda Rusa yazlm Trk dilleri gramerleri, hocas P. M. Melioranskiy ve Wilhelm Thomseni anlatt makaleler dhil edilmitir. kinci ksm Runik ve dier yazl antlar Runieskiye i drugiye pismennye pamyatniki baln tamaktadr. Bu blmde runik, Uygur, Arap harfli eski Trke metinlerle Codex Cumanicusun yorumland makaleler yer almaktadr. nc ksm Szlk bilimi - Leksikologiya baln tamaktadr. Bu ksmda iki temel konu n plana kmaktadr. Bunlardan birincisi akrabalk ilikileri terminolojisiyle, ikincisi ise eitli Trk halklarnn takvim algsyla ilgilidir. Birinci konu erevesinde cinsiyet farkllklarnn dile yansmas ve eitli Trk dillerindeki tabu kelimeler ele alnmaktadr. Bu ksmda yer alan makalelerden olan Trk dillerinde zengin ve fakir Bogaty i bedny v Tyurkskix Yazkax balkl uzun alma, Samoyloviin Trk dillerinin szlksel zenginliine ve anlamca birbirine yakn onlarca szcn nanslarna vakf oluunu ve dilsel duyarlln gstermesi bakmndan dikkate deerdir. Kitabn ikinci blm Trk Edebiyatlar Tarihi ve Edebi Dillerin Tarihi storiya Tyurkskix Literatur i storiya Literaturnh Yazkov baln tar. Bu blmde iki el yazmas eserin tpkbasm, inceleme ve tercmelerinin yer ald iki kitabn da dhil edildii toplam 25 alma yer almaktadr. kinci blm drt ksmdan meydana gelmektedir. Birinci ksm XVI-XIX. yzyllarda tarih manzumeler storieskiye poem XVI i XIX vekov baln tamaktadr. Bu ksmda Melioranskiynin bitirmeye mrnn yetmedii ve rencisi Samoylovi tarafndan tamamlanan Muhammed Salihin eybani-name adl eserine dair bir makale ve Samoyloviin anne ve babasna ithafen yazd bir kitap olan Kniga Razskazov o Bitvah Tekintsev Tekelerin Uru Kssa Kitab (Tekelerin Cenk Hikyelerine Dair Kitap) adl eseri yer almaktadr. Kitabnda Samoylovi, tarih yazma ve blmleri hakkndaki bilimsel aratrmalarna, eserin tpkbasmna, tercmesine ve kendi ahs erhlerine yer vermitir.

224

Bacanl, Yayn Deerlendirme / Review

kinci ksm mparator Babrn yaratcl, Bbr-name incelemesinin sorunlar Tvorestvo mperatora Babura, Problem izueniya Baburname baln tamaktadr. Bu ksmda Bbr ve Bbr-name ile ilgili makaleler, iki eletiri yazs ve zerinde Arap harfleriyle Mecmua-i Ear- Bbr Pdih baln tayan eserin Rusa Sobraniye Stihotvoreniy mperatora Babura balyla yaymlanm tpk basm, eser hakknda dnceler ve eserin tercmesini ieren 1917 yl baskl aratrma kitab yer almaktadr. nc ksm Trke ettleri ve Orta-Asya Trk Edebiyat rnleri Turetskiye etyud i Material po Sredneaziatsko-Turetskoy literature baln tamaktadr. Buraya Samoyloviin arivde kalm almalar G. F. Blagova tarafndan dhil edilmitir. Bu ksmda 13. yzylda yazlm olan Yusuf ile Zleyha adl Trke eserin lehesel kimlii, Ali ir Neva bata olmak zere eitli Orta-Asya Trk airleri ve tuyular bata olmak zere incelenen airlerin eitli iirleri, ecere-i Terakimenin bir listesi gibi eitli konular ele alan makaleler yer almaktadr. kinci blmn son ksm Edeb dillerin teorisi ve tarih dnemlere ayrlmas Teoriya i istorieskaya periodizatsiya literaturnh yazkov baln tamaktadr. Bu ksmda Orta-Asya sahasnda Trkenin edeb bir dil olarak ortaya kma sreci, Altn Ordu (Cui-Ulus) edeb dili, Trk dillerinin birbirleriyle ilikileri, aatayca dnemindeki lehelerin edeb dile katks gibi konular ele alan makaleler bulunmaktadr.

Kitabn, G. F. Blagova ve D. M. Nasilov tarafndan hazrlanan laveler ksm


Eserin son ksmnda (951-1053) laveler bulunmaktadr. Burada nce, F. D. Anin tarafndan hazrlanan A. N. Samoyloviin tm eserlerinin listesi yer almaktadr. A. N. Samoyloviin ariv miras hakknda L.V. Dmitriyeva tarafndan yazlan erh ve dzeltmeler ve ardndan ounluunu G. F. Blagovann birini ise D.M. Nasilovun yazd Yorumlar ve haiyeler Kommentarii i primeaniya ksm gelmektedir. Bu ksmda, bilimsel aratrma gezisi erevesinde Trkmenistanda bulunan A. N. Samoylovie hocas Platon Mihaylovi Melioranskiy tarafndan gnderilen zel bir mektup, yine hocas tarafndan 1904 ile 1906 yllar arasnda Samoylovie gnderilen ve Samoyloviin girmesi gereken snavlar, hazrlamas gereken devler, hocasnn baz aratrmalar hakknda kendisinden yardm talebi gibi gnlk ilerle ilgili 13 kartpostal, Samoyloviin yazd makalelerin onun bilimsel serve225

bilig, Bahar / 2009, say 49

nindeki yeri ve nemi, Samoyloviin eserleri arasndaki iliki ve tamamlayc rolleri gibi konular ele alnmtr. Bu blmde, Samoylovi ile hocas Melioranskiy arasndaki hoca-renci ilikisinin boyutlarn ve Samoyloviin hocasna ballnn ve vefasnn rneklerini G. F. Blagovann aklayc notlaryla renme imkn buluyoruz. laveler ksmnda daha sonra Ksaltmalar, Bibliografya, sim indeksi, (Trke) Eserlerin isim indeksi ve nihayet indekiler ksm yer almaktadr. 20. yzyl Rus Trkolojisinin vakitsiz sndrlen yldz Samoyloviin yaymlanm ve yaymlanmam almalarn bir btn halinde Trkolojinin hizmetine sunulmas nemli bir hizmettir.

226

Balc Yunus (2008). Tanpnar, Trajik Bir air ve iiri. stanbul: 3F Yaynlar. 157 s.
Ouzhan Karaburgu*
Cumhuriyet dnemi Trk edebiyatnda sahip olduu vasflar ve eser verdii trler asndan nemli bir yer igal eden isimlerden biri de Ahmet Hamdi Tanpnardr. air, hikyeci, romanc ve edebiyat tarihisi kimlikleri ile altm bir senelik hayatnda nemli eserlere imza atan Ahmet Hamdi Tanpnar, musikiden gzel sanatlara, psikolojiden felsefeye, bir ok alan ile ilgilenmi ok ynl bir entelekteldir. Yaad devirde bizzat kendisinin de belirttii gibi gereken ilgiden mahrum kalan Ahmet Hamdi, sar ve kr geen yllarn bir nevi telafisi gibi son yllarda youn bir ilgi ve aratrma bolluu ile gndemdedir. Bu aratrmalara Tanpnar, Trajik Bir air ve iiri isimli almas ile katkda bulunan isimlerden biri de Yunus Balcdr. Kitap daha nce Tanpnarn iirinde Trajik Durum adyla Denizlide yaymlanmt. Trk Romannda Aydn Problemi (2002), ki Bilim Adamnn Hikyesi: Ahmet Hamdi Tanpnar ve Ouz Atayn Hikyeleri zerine Bir nceleme (2004) ve Charles I. Glicksbergden evirdii Avrupa Edebiyatnda Trajik Grnm (2004) isimli eserleri ile tandmz Yunus Balcnn Tanpnar ve Trajike olan ilgisi daha ncelere dayanmaktadr. Trk edebiyatnda hemen hemen varlndan bile pek ok kiinin haberdar olmad Trajik Grnm ile ilgili ilk evirilerden birini yapm olmas ve bu evirinin bir nevi Trk edebiyatnda uygulamas olarak dnebileceimiz Tanpnar, Trajik Bir air ve iiri bu bakmdan da nemli bir almadr. Tanpnar, Trajik Bir air ve iiri kitab nsz, Giri, I. Blm: Trajik atma, II. Blm: Trajikten Kurtulu, Sonu, Kaynaklar ve Dizin gibi blmlerden olumaktadr. Yunus Balcnn nszde belirttii zere, Trajik edebiyat, trajik iir, trajik drama Bat edebiyatlarnda bir alt balk olarak yaygn bir kavram olmakla birlikte Trk edebiyatnda pek yaygnlk kazanm deildir. Birlikte dnld ironik edebiyat veya edebiyatta ironi daha ok bilinmekle beraber belki de geleneksel kltrmzn bir trajik atmaya kolay kolay meydan vermemesi

Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / DENZL okaraburgu@gmail.com

bilig Bahar / 2009 say 49: 227-230 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

dolaysyla bu kavram kltr hayatmzda pek yer edinmemi, daha ok gndelik dilde ackl bir durumun ifadesi iin kullanlmtr. Oysaki gerekte trajik, iinde bir ackl durumu barndrsa da zn buradan almamaktadr. nsandaki ksz atmalar, kendisini aan durumlar karsndaki gszln, iradesiz oluunu, srekli bir gerilim iinde bulunuunu, bir ikilem ortamnda yaayn ifade eder. (9) Kitabn Giri blmnde Trajik ve A. H. Tanpnarn Hayatndaki Trajik Duyu hakknda genel hatlar ile bilgi verilmitir. Bu blmde ncelikle Trajik, eski Yunan edebiyatndaki yansmalarndan balamak zere, pek ok estetikinin, filozofun, yazarn ve dnrn konu hakkndaki dnceleri ve grleri ile tanmlanmaya allmtr. kinci alt balkta ise Tanpnardaki trajik duyu ana hatlar ile ele alnr. Belki pek ok Trk yazar ve airinde izi srlmesi gereken bu trajik duyu, Tanpnarda nemli bir yer igal eder. Tanpnardaki bu trajik duyu birka ekilde grlr: Arada kalmlk, d dnya ile i benin atmas, Dou ve Bat, ruh ile kalp, lm ve hayat gibi ikilikler stanbuldan balayp Kerkk, Musul ve Anadolunun dier ehirlerine, Fransaya ve Avrupann dier lkelerine; edebiyat ve estetik hocalndan iir, roman, hikye yazarlna, hem kltr hem de corafya olarak paralanan bir lkenin ve devam mantn kaybetmi bir zamann ve kltrn insan olmaya kadar uzanan bir zeminde ekillenmi bir hayatn baka trl olmas da imknsz gibidir. Tabii bunlara ergenlik yllarnn balarnda kaybedilmi bir anneyle, kurulamam evlilik messesesini de eklemek gerekir.(26) Tanpnar, yaad trajik durumun btn aclarn, straplarn sonsuza alan bir kap gibi grd sanat ile teskin etmeye alr. Bu sebeple de edebiyat, resim, mzik ve heykel onun aclarn dindirmek iin kulland ilalar gibidir. Giri blmnden sonra gelen iki blm almann esas inceleme ksmn oluturur. I. Blm Trajik atma ana bal altnda, genel olarak insandaki trajik atmay meydana getiren kader, zaman, varlk ve hayat gibi kavramlar ekseninde zelde de bu atma unsurlarnn Tanpnardaki yansmalar ve onun iirlerinde grlen eklinin ifadesi ve tespitine ayrlmtr. Bir taraftan te alem duygusu sarslm bir air olan Tanpnar, dier taraftan ebed bir hayat aray ierisindedir. Btn gzelliine ramen geicilii bir trl durdurulamayacak olan hayat, Tanpnar bir boluktan dierine srkler. nsanolu lmldr ve sahip olduu her eyi geride brakmak zorundadr. Kader denilen snrlar, ebedlii arayan air iin trajik bir durum yaratr. Burada insanln en byk trajedisi ortaya kar: Malubiyetin mutlak olduu bir savaa girimek. lml olduunu bile bile lmszlk haya228

Karaburgu, Yayn Deerlendirme / Review

line kaplarak yaamak zorunda kalmak nsanlar Arasnda, Bendedir Korkusu, Zaman Krntlar, Bir Heykel in gibi iirlerinde Tanpnarn insan ve kaderi hakknda trajedisine yer verdiini grmekteyiz (39-52). Tanpnarda Zaman Estetii diye adlandrabileceimiz derin ve nemli bir zaman anlay vardr. Byk lde Bergsonun zaman hakkndaki fikirlerinden etkilenerek hatta bu fikirler zerine ina ederek ele ald zaman, Tanpnarn iirinde nemli bir yer igal eder. Kitabn ikinci alt balnda Tanpnarn zaman algsnn iirlerinde nasl trajik bir grnm sergiledii zerinde durulmaktadr. Tanpnarn amak istedii ve bir trl aamad zaman karsnda gszl, abes duygusu ve karamsarlk eklinde bir trajik grnm alr. Bu blmn nc alt bal olan Varlk ve Trajik nsan ksmnda ebedlik arayndaki bir iirin, buna engel olan unsurlara temasndan doan trajik olu; iiri bir ebedleme vastas olarak kullanrken, ister istemez bu iirde lml, sonlu bir varl anlatma mecburiyetinden doan trajik durum(73) ele alnmaktadr. Hayatn indeki Trajik Durum alt balkl drdnc ksmda da Tanpnarn iirleri ierisinde trajik duyuun en fazla grld lm ve hayat arasndaki tezat deerlendirilmeye allmtr. Hayat ve lm arasndaki tezada dayanan trajik durum Tanpnarn ocuk yata annesini kaybetmesi, eitli Arap lkelerinde babasnn memuriyeti dolaysyla dolarken karlat lm hadiseleri ve lm konusunu ileyen yerli ve yabanc airleri okumas gibi sebeplere dayanr (83). Kitabn ikinci blm Tanpnarn bir entelektel olarak ilgilendii sanat dallar, iir estetiini oluturan rya kavram ve toplumsal hayattaki sreklilii ifade eden dnceleri erevesinde Trajikten Kurtulu ana bal altnda trajik durumu ortadan kaldrmak adna Tanpnarn abalarn konu edinir. Sonsuzlua Alan Kap-1: Rya isimli birinci alt balkta, Tanpnarn psikanalistler (Freud, Jung, Adler), Fransz Sembolist airler (Baudelaire, Verlaine, Mallerm, Nerval) ve Bachelardn etkileri ile oluturduu Rya Estetii vastas ile iinde bulunduu trajik durumdan kurtulu arelerinin neler olduu ve bu arelerin onun iirinde nasl yansmalar gsterdii tespit edilmeye allmtr. Balktan da anlalaca zere Tanpnar, trajikten kurtulu iin ryay sonsuza alan bir kap olarak grmektedir. Tanpnarn iirlerinde rya, zaman, yldz gibi kavramlar ya da bunlar artran unsurlar bir arada bulunur. Tanpnarn amac iinde yaanlan zaman amak, baka bir zamanda yaamak ve ebediyete ulamaktr(102). iir estetiinin temelini oluturan bu kavramlar vastas ile sonsuza kap amak ve trajediden kurtulmak ister. Yazmzn banda da ifade ettiimiz gibi ok ynl ve hemen hemen sanatn btn alanlarna ilgi duymu bir entelektel olan Tanpnar, trajikten kurtulu adna II. Blmn ikinci alt bal olan Sonsuzlua Alan Kap-2: Sanat ksmnda bu ok ynll ile nasl bir faaliyet ierisinde olmutur, bu verilmeye
229

bilig, Bahar / 2009, say 49

allr. Bu ksmda musiki, heykel, dans gibi sanat dallarnn trajikten kurtulu iin birer ka kaps gibi nasl kullanld ele alnr. Tanpnar iin nemli olan resim sanatna burada deinilmemi olmas dikkat ekmekle birlikte dier sanat dallarndan farkl olarak deerlendirilemeyecei de aikrdr. nc alt balk Tanpnarn bireysel duygu ve dnnn toplumsal olana yayln konu edinmektedir. Fikri taraf daha youn olan bu ereve esasnda bireysel olarak sanatnda gerekletirmeye alt zaman estetii izgisini yani sreklilii toplumsal hayata tama gayretinin bir rndr. [] trajik bir varlk olutan kurtulmann ne ekilde gerekletirebileceini bireysel erevede sanat ve ryay birer alternatif lem seerek gstermitir. Tanpnara gre toplum hayatnda da sanat ve ryada olduu gibi lm fikri ksmen de olsa yenilir. Birey, bireysel hayatndan sosyal hayat iine kendisini ekledike sonluluk fikrinden kurtulur, bir devamn paras hline gelir. (135) Kitap ksa bir deerlendirmenin yer ald sonu blm, alma boyunca yararlanlan yerli ve yabanc kaynaklarn listesinin verildii kaynaka ve dizin ile tamamlanmtr. Bizde rnei olmayan bir konunun yabanc kaynaklardan titiz bir seme ve deerlendirme yaplarak nasl ortaya konulduunu anlamak iin kaynakaya bakmak yeterli olacaktr. Hacimce kk ama yol acl ve kymete byk oluu sebebiyle bu eseri yazan ve ilim lemimize kazandran Yunus Balcy tebrik ediyoruz. Pek ok yazar ve airimizin eserlerinin trajik grnm erevesinde ele alnmas gerekliliini de belirtmek isteriz. Bu alma bu bakmdan da bizce mehul olan bir konuya tutulmu bir madenci feneri hviyetindedir. Tanpnarn farkl bir cephesini konu edinen bu alma mit ve temennimiz odur ki baka almalara ilham kayna olacak ve yeni bir inceleme alan oluturacaktr.

Kaynaklar
Balc, Yunus (2002). Trk Romannda Aydn Problemi (1908-1950). Ankara: Kltr Bakanl Yay. (2004). ki Bilim Adamnn Hikyesi: A. H. Tanpnar ve Ouz Atay'n Hikyeleri zerine Bir nceleme. Denizli. Glicksberg, Charles I. (2004). Avrupa Edebiyatnda Trajik Grnm. ev. Yunus Balc, Ankara: Hece Yay.

230

zer, erife (2008). Die nominale Wortbildung im

Altosmanischen. Am Beispiel der bersetzung von alabs Qia al-Anbiy aus dem 14. Jahrhundert. (Turcologica 73). Wiesbaden:
Harrassowitz-Verlag. vii+132 s.
Emine Ylmaz* - Nurettin Demir**
aleb, Arap edebiyatnn en nemli aul-Enbiy yazarlarndan biridir. Kitbu arsl-meclis f aul-enbiy adl eseri deiik tarihlerde Trkeye de evrilmitir. Bu evirilerden en nemlisi 14. yzylda Aydnoullar dneminde yaplm olup, Trk Dil Kurumu ktphanesinde A142 numara ile kaytl olduu iin kaynaklarda TDK veya Ankara nshas olarak geer. Anadolu sahasndaki en eski ve en kapsaml metinlerden biri olan bu yazma, 954 sayfalk hacmiyle dnemin dilini btn ayrntlaryla incelemeye imkn salamas ve zengin sz varl nedeniyle daha nce de baz almalara konu olmutur. erife zer, 2007de Hamburg niversitesinde tamamlanm olan doktora tezine dayanan ve bu tantmaya konu olan kitapta, sz edilen yazmadan hareketle Eski Anadolu Trkesinde ad yapmn incelemitir. Yazmann sz varlnn sz yapm asndan deerlendirilmesi nemli ve sevindiricidir. Ne var ki almada kimi sorunlar olduu da gzlenmitir. Her eyden nce, yazmadaki tremi tm adlarn deerlendirilmeye alnp alnmad belli deildir. Ancak kimi eskicil, nadir ve/veya okuma, anlamlandrma sorunu olan balac, binr, biter, dnlerek, dgnk, aacnlu, iginl, oturan, lgen, oyru gibi tremi pek ok adn yaynda yer almay ve bundan daha da nemli olarak barsa, bartla, azru, zu, eren, keser, azm, durdulu, oat gibi tremi biimlerde bulunan eklerin yayndaki ek envanteri iinde bulunmay yazmadaki tm ad biimlerinin deerlendirilmediini gstermektedir. zerin almas, TDK nshasn ve kendi almasnn ieriini tantt 10 ayr alt balk ieren Giri blmyle balar. Eski Osmanlcada Ad Yapm adl ilk balk altnda, daha sonra tek tek ele alnacak olan eklerle ilgili genel bilgiler verilir. Bu blmde yazmann 951 sayfa olduu yazldr (1). Ciltlenirken yazmann sayfalarnn karm ve yanl numaralandrlm olmasndan kaynaklanan bu bilgi yanl, yazmaya deinen dier kaynaklarda da yer alr. rnein
*

Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ANKARA eyilmaz@hacettepe.edu.tr * * Bakent niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ANKARA ndemir@baskent.edu.tr

bilig Bahar / 2009 say 49: 231-240 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2009, say 49

Trk Dil Kurumu Ktphanesi Yazma Eserler Katalou 1999: 124; M. kten (2000), Salebinin Ksasl-Enbiysnn XIV. Yzylda Trke Tercmesi. Metin-Szlk, stanbul (yaymlanmam doktora tezi, stanbul niversitesi Sosyal Bilimler Enstits). Ancak bunlar metni ksaca tantan kaynaklardr ve metnin tamamnn okunmasna dayanmadklar iin yazmadaki sayfa numaralarnn kullanlm olmas anlalabilir bir durumdur. N. Demir, E. Ylmaz ve M. Kk tarafndan yazmann tmn ele alan almada sayfalardaki karklk giderilerek yazma yeniden numaralandrlm ve yazmann 954 sayfa olduu belirlenmitir (Trk Dil Kurumunda baskda).

Giriin ikinci alt bal altnda, benzer almalar olarak Eski Trkede sz yapmn ele alan Old Turkic Word Formation (M. Erdal) ve Orta Kpakada eylem yapmn ele alan Deverbale Wortbildung im MittelkiptschakischTrkischen (. Berta) adl eserler ksaca tantlmtr. Giriin Korpus hakknda bilgi verilen alt blmnde, incelemeye konu olan Trk Dil Kurumu nshas tantlmtr. zer bu blmde, Trk Dil Kurumu nshas zerinde Hacettepe niversitesinde 4 yksek lisans tezi hazrlandn belirtmi ve hazrlayanlarn isimleri ile inceledikleri blmlerin sayfa numaralarn vermitir (6). Girite deitirilmesi gereken bilgilerden biri de budur. Hacettepe niversitesinde bu metin zerinde hazrlanm tez says 4 deil 7dir. zerin sz etmedii F. Halc (1996: 321-369), B. Gl (1998: 400-450) ve S. Tatekin zdedenin (2006: 291-340) adlar da buraya eklenmelidir. Bu 7 yksek lisans tezinde yazmann yaklak 350 sayfasnn yazevrimi ve szl hazrlanmtr.
Dier nshalarn tantld aul-Enbiynn Baka Trk Dillerine evirileri adl alt balkta yer almas beklenirken Korpus alt balnda tantlan Bursa nshas ile ilgili bir bilginin de dzeltilmesi gerekir (7). M. ktenin bu nsha zerinde hazrlam olduu doktora tezi 2001de deil, 2000de tamamlanmtr.

Giri blmnde ayrca, yazmann Trkeye evrilmesi buyruunu veren Aydnolu Mehmet Beyden tr Seluklular ve Aydnoullar hakknda da ksa bilgiler verilmitir.
Arapa orijinal metnin yazar alebnin tantld blmden sonra, aulEnbiynn Eski Anadolu Trkesi dndaki Trk dillerine evirilerinden sz edilen bir blm bulunmaktadr (10). Burada, konuyla ilgili tm kaynaklarda ayn biimde yer alan bir bilgi yanl tekrarlanmaktadr. Sayfa 11de alebnin eserinin Muammed Emn bin Abdullah el-Yakb tarafndan Tatarcaya da evrildii ve evirinin 1903te Kazanda basld bilgisi yer almaktadr. Bu bilginin ilk kayna Brockelmannn 1937: 592de kulland tatar. b. v. M. Amn b. Al. al-Yaqb, Kasan 1903 ifadesidir (Geschichte der arabischen
232

Ylmaz-Demir, Yayn Deerlendirme / Review

Litteratur, Erster Supplementband, Leiden E. J. Brill). Bu bilgi daha sonra Brockelmann 1988 (Saleb, slm Ansiklopedisi X: 125, stanbul), Tmer 1978 (Bir Trke Kasas- Enbiy, A, lahiyat Fakltesi Dergisi XXII: 397404) vb. yaynlarda da grlr. Ancak aul -Enbiy adl bu eser, i kapak sayfasndaki bilgilere gre 1903te Kazanda baslmtr ve Tatarca olmakla birlikte alebnin deil Rabuznin metnidir. Ayrca yaptmz karlatrmada Tatarca nshann aleb metniyle deil, dier Rabuz nshalaryla (r. Boeschoten vd. 1995, Al-Rabghz, The Stories of the Prophets, Qia alAnbiy An Eastern Turkish Version I, Leiden: E. J. Brill) paralel olduu da belirlenmitir.
Balkta, aul-Enbiynn Baka Trk Dillerine evirileri denilse de, Eski Anadolu Trkesine yaplan dier eviriler de bu blmde ele alnmtr ve bu blmdeki bilgilerin de dzeltme ve eklemelere ihtiyac vardr. ncelikle erkezi evirisine ait iki nsha (Manisa ve Badadl) 18. deil 17. yzyla aittir. Ayrca erkezye ait nc bir nsha daha vardr. 1865te stanbulda baslm olan bu nsha son derece geni ve ayrntldr. Marmara niversitesi ktphanesinde bulduumuz iin kendi yaynmzda Marmara nshas olarak adlandrdmz bu nsha ve dierleri hakknda ayrntl bilgi E. Ylmaz ve N. Demirin alebnin Kitbu arisl-meclis f aul-enbiysnn Anadolu Sahasnda Yaplm evirileri adl almada verilmitir (Cem Dilin Armaan, baskda). znik nshas da N. Bayraktar tarafndan yayna hazrlanm ve baslmak zere Trk Dil Kurumuna verilmitir.

Girite, Eski Osmanlcada Eklerin Snflandrlmas bal altnda yer alan bir rnek cmlede okuma yanl vardr: lmek ill mslmnlik zerine (15). zer burada ill szcn ada Trkedeki mutlaka anlamyla dnm olmaldr. Dnemin szdiziminde illnn ...den baka, dnda anlamyla yan cmle balaycs olduu ve balam dikkate alndnda cmleyi tar size slm dnin virdi pes olma ill mslmnlik zerine (291/6) biiminde okumak gerektii
anlalr.

Giri blmnde son olarak yaz evrimi izelgesi verilmitir. zer rnek szcklerin yaz evriminde kapal e sesini gstermek iin iaretini kulland halde yaz evrimi tablosunda bu harf yer almamaktadr. Bu nedenle yazarn hangi yazl kapal e ile okuduu anlalmyor. Arap harfli metinde, beklenecei zere, kapal e sesi bulunan kkler kimi kez stn, kimi kez esre ile yazlmtr. zerin sayfa 15teki vrdi ve sayfa 20deki gymi okuyular yazmada srasyla virdi (291/5) ve geydi (12/14) okunacak ekilde yazlmtr. zer tarihsel olarak kapal e bulunduran kkleri byle okumusa, ya da stn, esre kararszl gsteren kklerde bir kapal e grmse bunu da aklamas gerekirdi.
233

bilig, Bahar / 2009, say 49

Ama bu durumda da sayfa 46da kaln anlamn verdii enl szcn neden kapal e ile okumad sorusu akla geliyor (947/10). nk tarihi metinlerde bu szcn de, kapal e ile kurulmu dier szckler gibi kk hecede e/i kararszl gsterdii biliniyor. Kitabn inceleme blm, addan ad tretimi ve eylemden ad tretimini ierir. Bu iki ana blmden sonra, anlam ak olmayan ekler, eylem ekim eklerinin yapm eki ilevinde olduu yaplar ve kklerin ak olmad yaplar olmak zere 10 sayfalk ksa bir blm yer alr. Kitap metnin tamamnn yaz evrimini iermemekle birlikte, tremi adlar rneklendirmek zere kullanlm cmlelerde, kimi kez dorudan tremi adla, kimi kez de dier szcklerle ilgili okuma/anlamlandrma yanllar belirlenmitir. Aada bir blmn listelediimiz bu tr rnekleri gsterirken zerden aldmz rnekler iin zer yaynnn sayfa numaras, doru olduunu dndmz biimler iin de yazmaya bizim verdiimiz yeni sayfa ve satr numaralar kullanlmtr.

Addan Ad Tretimi Blm:


1. zerin addan ad yapan +CUk eki iin verdii rneklerden biri carcutur: o carcu pil zere binp geldi (19). zerin car abuk anlam verdii bu szck herhangi bir yerde belgelenememitir. Yazl ve balam, cmlenin o eri o pl zere binp geldi (683/14-15) biiminde okunmasn gerektirir. 2. dobdolu yapsn rneklendirmek iin verilen cmlede zerin tenevr okuduu ve kutsal k olarak evirdii szck tennr olmaldr. nk Dvd yksnn anlatld bu blmde aka Dvd peygamberi ve bakalarn snamak iin kullanlan demir bir tennrdan sz edilmektedir:

ol kii ibu tenevre gire dobdolu gele (29) ol kii ibu tennra gire (562/8-9)
3. Yine zerin addan ad treten +CI eki iin verdii sefineci gemici yaps hem yazm hem de balam asndan sanc saknan, dikkat eden okunmaldr:

peymbarlar as iinde sefinecilere doru yol ve gt var durur (35) peymbarlar as iinde sanclara dor yol ve gt var-durur (4/8)
4. zerin addan ad yapan +lU ekini rneklendirmek iin kulland cmlede geen sen yrls Sen hangi uzak yerde yerlemi durumdasn? (43) okuyuu sorunludur. zerin okuduu szck yazmada t elif ile deil te elif ile, yrls okuduu szcn son sesi de kef deil nun ile yazlm olduu iin
234

Ylmaz-Demir, Yayn Deerlendirme / Review

ve okuyular zaten yanltr. Ayrca, ilk szcn te olarak okunmas da balam asndan mmkn grnmyor. Yazmada harekelerin ve noktalarn kullanmndaki genel zensizlik dikkate alndnda cmlenin yle okunmas doru olacaktr:

sen ne yirlsin bu il meligi kimdr eyitdi ben bu ildenven ve bunu meligi bir avratdur (648/12-13)
Yine +lU eki iin sayfa 45te blgl sa rgl rnei verilmitir. Balam asndan bu okuyu imkansz olmasa bile, yazmada be altnda esre ve lam stnde tre bulunduu iin zerin blgl okuyuu bilkl okluu olan, sadakl (bk. Tarama Szl) olarak deitirilmelidir:

bilkl yigitleridi (894/8). +lU ekini rneklendirmek iin ayn sayfada yer alan boll ve aalar ve (...)
maddesi buraya yanllkla girmi olmaldr. Bu rnein ele alnan ekle ilikisi yoktur.

+lU eki iin dzeltilmesi gereken rneklerden biri de sayfa 47de yer alan onlu yapsdr: beni srl onlularn rd. zerin koyun anlamn ykledii on biiminin, eski --, - sesini -y-, -yye deitiren Eski Trke deikelerin devam olan Eski Anadolu Trkesinde grlmesi mmkn deildir. Yazmadaki biim ve balam da zaten uvvatlularn okunmasn gerektirir: ben srl uvvatlularn rd (562/9-10)
5. Addan ad treten +sUz eki iin sayfa 53te kullanlm olan cmlede yer alan ezgisz ve busz szcklerinin hem yazm hem de balam asndan bu biimde okunmalar mmkn grnmyor: ezgisz busuz seni dilege rre. lk rnekte zaten kaf bulunduu iin n nll okunamaz; ikincisinde ise kef deil nun bulunduu iin geniz nsi ile okunamaz. Cmlenin doru okunuu yle olmaldr:

azsuz binsz (azksz ve binek hayvan olmadan) seni dilege irre


(484/9)

+sUz ekini rneklendirmek iin verilen szcklerden biri de orsuzdur: ne keleci idi orsuz (s. 54). zerin szsz anlamn verdii bu szck de bu anlamyla herhangi bir yerde belgelenememitir. Bu yapy nceki szckle birletirerek idirsiz okumak gerekir:

ne keleci idirsiz (540/6-7)


6. Sayfa 61de addan ad treten +lIk eki iin verilen srmilik ve yaluzlla ibaresinde, yazmadaki biim srmilik okuyuuna izin verse de dnllk/edilgenlik ats geniz nsi ile kurulmu olamayaca iin szc
235

bilig, Bahar / 2009, say 49

srkmilik okumak gerekir. Zaten Tarama Szlnde de srkmi kovulmu, srlm verisi bulunuyor: srkmilik ve yaluuzlla (499/5-6)
Yine ayn blmde, neglik szcnn bulunduu cmlede, zerin ol ket okuyup uyar anlam verdii okuyu dzeltilmelidir: ol ket vrd bulara arturmazd illa neglik ve inkr tmek (69). Yazmadaki biim ok net olmasa da balama uygun bir gt okuyuuna izin verecek durumdadr: . Lam harfinin zeri mstensih tarafndan izilmi olduu iin cmleyi gt virdgi bulara arturmazd (206/13) biiminde okumak ve anlamak gerekir.

+lIk ekli adlar blmnde yanl anlalm szcklerden biri de zerin azl szcn rneklendirirken verdii cmledeki birincisinedir: olanlarnu birincisine azl andan ald (71). Yazmada sk sk birincisine de okunabilecek
biimde yazlm olan bu ibare yazmadaki dier kullanmlar da dikkate alnarak, balam gerei bir nicesine okunmaldr:

olanlarnu bir nicesine azl andan ald (61/3)


Yazmada, Adem peygamberin bann neden taz sasz olduu aklanmakta ve Ademin ilk olunun deil, baz oullarnn sasz olduundan sz edilmektedir. Addan ad treten ekler blmn bitirmeden nce, bu blmde bulunmas gerektii halde rastlayamadmz kimi tretim eklerinden de sz etmek gerekir. balack, dnlerek, ancadan, azru, barsa, bartla, eren, zu gibi addan tremi veya bu ynde gl kantlar bulunan pek ok szck ve bunlardaki tretim ekleri incelemenin kapsamnda yer almyor. Yazmada, bu anlamda deerlendirilmesi gereken szck ve ekler phesiz ki bundan ok daha fazladr. Bu tantma erevesinde bunlardan ancak ilk bakta grlebilenler sralanmtr.

Eylemden Ad Tretimi Blm:


1. Sayfa 74te, eylemden ad treten -(y)IcI iin verilen lcu okuyuu sonraki szcn harekesiyle kartrlma sonucu ortaya km olmaldr: tarya scd lcu yzler. Yazmadaki )9/716( yazl lc yzler okuyuu iin uygundur. Zaten -(y)IcI ekinin -(y)IcU yan biimi bulunmamaktadr. Sayfa 79da, ayn ek iin verilen doycvan yapsnn bulunduu cmle, ben doycvan deil biz (bez) doycvan (66/9) olmaldr. Yazmada da ze deil nun bulunmaktadr. Ayn ek iin, sayfa 82de verilen sorcdur rneinin yazm asndan byle okunmas mmknse de balam asndan sricidr izleyicidir, takip edicidir okunmas daha doru grnyor:

ol grkl ii sricidr (150/13)


236

Ylmaz-Demir, Yayn Deerlendirme / Review

zer, sayfa 73te -(y)IcI ekinin bir -cI varyant da olduundan sz etmektedir. zeri bu kanya gtren, aslnda mstensihin hareke kullanmndaki zensizliktir. Yazmada, sz konusu ekin btn yazllar incelendiinde, byk ounlukla -(y)IcI okunacak biimde harekelendii, ok az durumda da harekenin unutulduu ve -cI okunacak biimde yazld grlr. Kimi durumda da -(y)IcI yazld halde zer -cI okumutur. rnein, zerin sayfa 79daki rc okuyuu yazmada rc (694/10) okunacak biimde harekelenmitir. Yine zerin drgeci (s. 74), rc (s. 75) okuyular yannda yazmada byk ounlukla dirgeyici (228/9), rc (38/15) biimleri bulunur. Sayfa 75teki y-ci, yicidr (ayn rnek iki trl okunmu) okuyuu ise ok phelidir: dem gevdesi keyyifdr dirlik linde yicidr. Yazmada cim noktasz yazlmtr, yenin stnde de skun vardr. Bu yazla gre szc y(y)c kokucu (14/11) okumak da mmkndr. Bu sorunlu szcn okunmasna dier nshalar da yardmc olmuyor. yiyici anlamndaki szck ise yazmada bir kez geer ve aka yiyici yazlmtr (481/1). 2. Sayfa 87de eylemden ad yapan -mAklIk eki iin omamal rnei verilmitir: beni isril durmal ve omamal. Yazm aka omal okunacak biimdedir ve blmde srl oullarnn hayatta kalabilme koullar anlatlmaktadr. Bu nedenle blm ben srl durmal ve omal (549/12) biiminde okunmaldr. 3. Bu blmde okuma yanllar yannda zmleme yanllar da dikkati ekmektedir. Bunlardan ikisi -UlU/-XlU ekini rneklendirmek iin kullanlan binil ve berk-il szckleridir (s. 91). bin-il szc bin- eyleminden -UlU ekiyle yaplm saylrken, daha sonra binek hayvan anlamndaki szck bin- olarak zmlenmitir (106).

berk-il salam rnei ise berk- salam olmak eyleminden getirilmitir. Ancak bilindii gibi Trke berk, eylem deil ad kkdr ve bundan yaplm olan eylem biimi berki-dir.
4. Sayfa 100de verilen derge-k toplant rnei dire-k olmaldr (702/11). Szck Eski Trke tr-in- eyleminden -ek ekiyle tremitir; zerin verdii derge- kk yanltr. Szck metinde dirnek ve direk biimlerinde kullanlmaktadr. Bu da kelimenin bir gei srecinde olduunu gstermektedir. 5. Sayfa 93te zer, -gXn eki ile iz- eyleminden tremi bir izgin krk adndan sz etmektedir: avratlar yaadua zit ve izgin olur. Yazmadaki biim ( )irkin (<Farsa irkn) okumay gerektirir:

avratlar yaadua zit ve irkin olur (50/13).

237

bilig, Bahar / 2009, say 49

6. Sayfa 97de -(X)k eki iin verilen byk rneinin bulunduu cmlede olursa okuyuu yanltr: kim tefekkri o olursa ymek o olur teni byk olur. Yazmada olumsuzluk eki aka yazlmtr. Ayrca burada, az dnenlerin ok yedii anlatld iin olumazsa biimi anlamca da daha uygundur:

kim tefekkri o olumazsa yimek o olur (67/6-7).


Yine ayn ek iin sayfa 98de verilen sinek rnei bir yanl okuma sonucu ortaya kmtr ve Trkede byle bir szck bulunmamaktadr: yarnda siegine girdi. zerin snak, zel oda anlamn verdii bu yap, nceki szckle birlikte yle okunmaldr: yarndas kkine girdi ve apularn balad (681/9). 7. Sayfa 103te, -(X)ndX eki iin verilen and szcnn bulunduu cmlede biker okuyuu tipik bir k/ yanlgsdr: ol ar bular nl ands iinde bir biker yrine ulauzlad. Cmle ol ar bular Nl ands iinde bir bar yirine ulauzlad (294/12) olmaldr. zer, -(X)ndX ekiyle birlikte ele ald -(X)ldX eki iin sayfa 104te izild rneini vermektedir: ms alem izildsin durd. Musa iin yazy aydnlatt. Buradaki okuma yanl, devamndaki szcn de yanl anlalmasyla balantldr. Bu blmde, Tanrnn Tevrat yazd srada Musann kalem sesini duymasndan sz edilmektedir. Bu nedenle cmle Ms alem czldusn iidridi (424/13) olmaldr. 8. Sayfa 105te bil- eyleminden -X eki ile tremi olduu belirtilen bil bilgi szc bir yanl okuma sonucu ortaya kmtr: abarladu ve bil vermed. Yazmadaki biim olduu iin, cmle abarladu bile varmadu (533/2) biiminde olmaldr. Addan ad treten ekler blmnde olduu gibi, bu blmde de incelenmesi gereken yaplar ve listeye eklenmesi gereken eylemden ad yapm ekleri bulunmaktadr. biter, binr, keser, azm, yimi, durdulu, oat gibi tremi biimler, yazmada bu adan ilk anda gze arpan ve zerin yaynnda eksiklii fark edilen rneklerdir. Addan ad tretme eklerinde olduu gibi, bunlarn da burada iaret edilenden daha fazla olduu aktr. zerin Anlam Ak Olmayan Ekler bal altnda verdii eklerle trettii iki szck yanl okumadan kaynaklanmaktadr. Bunlardan ilki addan ad treten +Az eki iin vermi olduu diez dingin, sakin szcdr: imdi dilerin kim bir gn gceye diez fi ve ayusuz geem (114). Byle bir szck herhangi bir yerde belgelenememitir. Ayrca yazm ve balam degin ( )okumay gerektirir:

238

Ylmaz-Demir, Yayn Deerlendirme / Review

imdi dilerin kim bir gn giceye degin f ve ayusuz geem (681/8)


kinci szck ise zerin bil adndan +e eki ile trettii bile tepe rneidir: gemiye bingil ve senile biledeki avm ve canavarlar da ykletgil (115). biledeki szc balamn da aka gsterdii gibi beraberindeki anlamna gelir. Buradaki - ikinci tekil kii iyelik ekidir (yazmada 104/5). lgili blmde Tanr, tufan srasnda Nuh peygambere seslenmekte ve beraberindeki kavmi gemiye yklemesini istemektedir. Yine bu blmde yer alan +(X)l eki iin verilen cmlede iki szcn birletirilmesinden kaynaklanan bir yanl okuma sz konusudur: bir um depecgi grdi kim zl keseklsidr (116). zerin -sidr eki olarak anlad blm sidr Arabistan kiraz (<Arapa sidr) szcdr:

bir um depecgi grdi mi zl kesekl sidr erek aacnlu (125/2).


Ayrca grdi kim blm de grdi mi okunmaldr. nk bir soru sorulmakta ve cevab beklenmektedir. Bu blmde dikkati eken bir sorun da sayfa 123te e+l hzl szcnn kknn e geni olarak verilmesidir. Ancak genilik anlamndaki szck Eski Trkede her zaman n iledir ve bu kelimenin kk olamaz. Ayrca anlam olarak el ile ilikili grmek gtr (621/3). Kimi rnek cmlelerde ise dizgi yanl olabileceini dndmz okuma yanllar dikkat ekmektedir: Sayfa 32deki mutuc: yazmada mutuc (356/7). Sayfa 66 denz: yazmada deiz (676/12). Sayfa 70te yua deil, yufa: yazmada aka f grlyor (635/1). Sayfa 75teki boazlayclaru: yazmada boazlayclara (357/11); sonda gzel he ve stn vardr. Ayrca sayfa 28de mstecblclaru bitiik yazlmtr, sayfa 57deki eksmez, eksmez, sayfa 58deki eiren de egiren olmaldr, vb. Yazya ve harekelendirmeye fazla deer yklemekten kaynaklanm grnen kimi sorunlar da vardr. zer, aka mstensih yanl gibi grnen durumlarda bile yazya bal kalp metin onarm yapmaya gerek duymamtr. rnein: Sayfa 89daki snardudm yapsnn bu biimiyle bir anlam tamayaca aktr. Balam snardum gerektiriyor: sen yregi ve sye aru durmalu snardum (567/4). Sayfa 98deki yatmasaysard yazl da yatmaysard olarak onarlmaldr (257/13).
239

bilig, Bahar / 2009, say 49

Sayfa 105teki boaz okuyuu boaz olarak dzeltilmelidir. Yazmada gaynn noktas unutulmutur (557/12). Yukarda da iaret edildii gibi, 14. yzylda Anadoluda konuulan Trkenin dil malzemesi bakmndan ok zengin olan bu eserinin bir ynyle de olsa ayrntl bir almada ele alnmas sevindiricidir. Ne var ki zerin yaynnda metnin salam kurulmay, inceleme konusunun sonularn da etkilemitir. Bunlarn bir ksm kolayca giderilebilecek trdendir. Ayrca bu metinde belgelenen kimi kelimelerin gzden kam olmas da almann nemli bir eksikliidir. Eksiklerine ramen erife zerin almas yine de ileride yaplacak incelemelerde belli bir hareket noktas olarak alnabilecek durumdadr.

240

bilig
Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl Yayn lkeleri bilig, K/Ocak, Bahar/Nisan, Yaz/Temmuz ve Gz/Ekim olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini hazrlanr ve K saysnda yaymlanr. Dergi, Yayn Kurulu tarafndan belirlenen yurtii ve dndaki ktphanelere, uluslararas indeks kurumlarna ve abonelere, yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir. bilig, Trk Dnyasnn kltrel zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymakta; Trk Dnyasyla ilgili olarak, uluslararas dzeyde yaplan bilimsel almalar kamuoyuna duyurmak amacyla yaymlamaktadr. bilig'de, sosyal bilimler alannda, Trk Dnyasnn tarih ve gncel problemlerini bilimsel bir bak asyla ele alan, bu konuda zm nerileri getiren yazlara yer verilir. bilig'e gnderilecek yazlarda; alannda bir boluu dolduracak zgn bir makale olmas veya daha nce yaymlanm almalar deerlendiren, bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan bir inceleme olma art aranr. Trk Dnyasyla ilgili eser ve ahsiyetleri tantan, yeni etkinlikleri duyuran yazlara da yer verilir. Makalelerin bilig'de yaymlanabilmesi iin, daha nce bir baka yerde yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum aka belirtilmek artyla kabul edilebilir. Yazlarn Deerlendirilmesi bilig'e gnderilen yazlar, nce Yaym Kurulunca dergi ilkelerine uygunluk asndan incelenir. Uygun grlmeyenler dzeltilmesi iin yazarna tekrar iade edilir. Yayn iin teslim edilen makalelerin deerlendirilmesinde akademik tarafszlk ve bilimsel kalite, en nemli ltlerdir. Deerlendirme iin uygun bulunanlar, ilgili alanda iki hakeme gnderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar be yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz, nc bir hakeme gnderilebilir veya Yayn Kurulu, hakem raporlarn inceleyerek nihai karar verebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun eletiri ve nerilerini dikkate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekeleriyle

241

birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayna kabul edilmeyen yazlar, yazarlarna iade edilmez. bilig'de yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanlna devredilmi saylr. Yaynlanan yazlardaki grlerin sorumluluu ve yazm tercihleri, yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflardan, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yazm Dili bilig'in yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce ve dier Trk leheleri ile yazlm yazlara da yer verilebilir. Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde Yayn Kurulunun kararyla Trkiye Trkesine aktarldktan sonra yaymlanabilir. Yazm Kurallar Makalelerin, aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir: 1. Balk: erikle uyumlu, onu en iyi ifade eden bir balk olmal ve koyu harflerle yazlmaldr. Aday makalenin bal, en fazla 10-12 kelime arasnda olmaldr. 2. Yazar ad(lar) ve adres(ler)i: Yazar(lar)n ad(lar) ve soyad(lar) koyu, adresler ise normal ve eik karakterde harflerle yazlmal; yazar(lar)n grev yapt kurum(lar), haberleme ve e-posta (e-mail) adres(ler)i belirtilmelidir. 3. zet: Makalenin banda, konuyu ksa ve z biimde ifade eden ve en az 75, en fazla 150 kelimeden oluan Trke zet bulunmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelge numaralarna deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak, en az 5, en ok 8 szckten oluan anahtar kelimeler verilmelidir. Makalenin sonunda, yaz bal, zet ve anahtar kelimelerin ngilizce ve Rusalar bulunmaldr. Rusa zetler, gnderilmedii takdirde dergi tarafndan ilave edilir. 4. Ana Metin: A4 boyutunda (29.7x21 cm.) ktlara, MS Word programnda, Times New Roman veya benzeri bir yaz karakteri ile, 12 punto, 1.5 satr aralyla yazlmaldr. Sayfa kenarlarnda 2.5 cm. boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar 10.000 kelimeyi gememelidir. Metin iinde vurgulanmas gereken ksmlar, koyu deil eik harflerle yazlmaldr. Metinde trnak iareti+eik harfler gibi ifte vurgulamalara yer verilmemelidir. 5. Blm Balklar: Makalede, dzenli bir bilgi aktarm salamak zere ana, ara ve alt balklar kullanlabilir ve gerektii takdirde balklar numaralandrlabilir. Ana balklar (ana blmler, kaynaklar ve ekler) byk harflerle; ara ve alt balklar, yalnz ilk harfleri byk, koyu karakterde yazlmal; alt balklarn sonunda iki nokta st ste konularak ayn satrdan devam edilmelidir.
242

6. Tablolar ve ekiller: Tablolarn numaras ve bal bulunmaldr. Tablo iziminde dikey izgiler kullanlmamaldr. Yatay izgiler ise sadece tablo iindeki alt balklar birbirinden ayrmak iin kullanlmaldr. Tablo numaras ste, tam sola dayal olarak dik yazlmal; tablo ad ise tablo numarasnn altna, tam sola dayal, her szcn ilk harfi byk olmak zere eik yazlmaldr. Tablolar metin iinde bulunmas gereken yerlerde olmaldr. ekiller siyah beyaz baskya uygun hazrlanmaldr. ekil numaralar ve adlar eklin hemen altna ortal ekilde yazlmaldr. ekil numaras eik yazlmal, nokta ile bitmeli. Hemen yanndan sadece ilk harf byk olmak zere ekil ad dik yazlmaldr. Aada tablo ve ekil rnekleri sunulmutur.
Tablo 1: Katlmclarn Mezun Olduklar Lise Trlerine Gre retmenlie Atanma Durumlar
Atanma Durumu Atand Atanamad Toplam Mezun Olduu Lise Tr GL f 143 181 324 % 44.1 55.9 100 F 88 190 AL % 46.3 100 f 143 164 307 102 53.7 SL % 46.6 53.4 100 f 97 98 195 AL % 49.7 50.3 100 KMLGE f % 14 53 67 20.9 79.1 100 Toplam f 499 584 1083 % 46.1 53.9 100

= 23.10 sd = 4 p < .01

ekil 1. Birinci renci tarafndan oluturulan ekil. 7. Resimler: Yksek znrlkl, bask kalitesinde taranm halde makaleye ek olarak gnderilmelidir. Resim adlandrmalarnda, ekil ve izelgelerdeki kurallara uyulmaldr. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay (yaznn te birini) amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numaralarn yazabilirler. 8. Alnt ve Gndermeler: Alntlar trnak iinde verilmeli; be satrdan az alntlar satr arasnda, be satrdan uzun alntlar ise satrn sandan ve solundan 1.5 cm ieride, blok hlinde ve 1 satr aralyla 1 punto kk yazlmaldr.Metin iinde gndermeler, parantez iinde aadaki ekilde yazlmaldr. (Kprl 1944), (Kprl 1944: 15).
243

Birden fazla yazarl yaynlarda, metin iinde sadece ilk yazarn soyad ve vd. yazlmaldr: (Gkay vd. 2002). Dipnot kullanmndan mmkn olduunca kanlmal; yalnz aklamalar iin bavurulmal ve otomatik numaralandrma yoluna gidilmelidir. Dipnotlarda kaynak gstermek iin, metin ii kaynak gsterme yntemleri kullanlmaldr. Kaynaklar ksmnda ise, birden fazla yazarl yaynlarn dier yazarlar da belirtilmelidir. Metin iinde, gnderme yaplan yazarn ad veriliyorsa kaynan sadece yayn tarihi yazlmaldr: "Tanpnar (1976: 131), bu konuda ." Yaym tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda sadece yazarlarn ad; yazar belirtilmeyen ansiklopedi vb. eserlerde ise eserin ismi yazlmaldr. kinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir: "Kprl (1926) ....." (elik 1998'den). Kiisel grmeler, metin iinde soyad ve tarih belirtilerek gsterilmeli, ayrca kaynaklarda da belirtilmelidir. nternet adreslerinde ise mutlaka kaynaa ulama tarihi belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar arasnda da verilmelidir: www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. Kaynaklar: Metnin sonunda, yazarlarn soyadna gre alfabetik olarak aadaki ekillerden birinde yazlmaldr. Kaynaklar, bir yazarn birden fazla yayn olmas halinde, yaymlan tarihine gre sralanmal; bir yazara ait ayn ylda baslm yaynlar ise (1980a, 1980b) eklinde gsterilmelidir: Karahan, Leyla ve lk Grsoy (2004). Kavid- Lisn- Trk 1893. Ankara: TDK Kprl, Mehmet Fuat (1961). Azeri Edebiyatnn Tekml. stanbul: MEB Yay. Shaw, Stanford (1982). Osmanl mparatorluu. ev. Mehmet Harmanc, stanbul: Sermet Matb. Timurta, F. Kadri (1951). "Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri". Trk Dili ve Edebiyat Dergisi IV (3): 189-213.

244

Yazlarn Gnderilmesi Yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere (fotokopilerde yazar tantc hibir bilgi olmamak zere) nsha olarak, disket veya yazlabilir diskiyle birlikte bilig adresine gnderilir. Yazarlarna raporlar dorultusunda gelitirilmek ve/veya dzeltilmek zere gnderilen yazlar, gerekli dzenlemeler yaplarak disketi ve orijinal ktsyla en ge bir ay iinde tekrar dergiye ulatrlr. Yayn Kurulu, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

Yazma Adresi: Ahmet Yesevi niversitesi bilig Dergisi Editrl Takent Cad. 10. Sok. No: 30 06430 Bahelievler / ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Faks: (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

245

bilig
Journal of Social Sciences of the Turkish World Ahmet Yesevi University Board of Trustees Editorial Principles bilig is published quarterly: Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/October. At the end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is forwarded to subscribers, libraries and international indexing institutions within one month after its publication. bilig is published to bring forth the cultural riches, historical and actual realities of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion of international level scientific studies on the Turkish world. Articles primarily related to social sciences subjects and those dealing with past and current issues and problems, suggesting solutions are published in bilig. Articles forwarded for publication should be original, contributing to knowledge and scientific information in related fields or bringing forth new views and perspectives on previously written scholarly papers. Articles introducing works and personalities of particular importance, informing readers of new activities related to the Turkish world can also be published in bilig. In order for any article to be published in bilig, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if clearly indicated so beforehand. Evaluation of Articles Articles forwarded to bilig are first reviewed by the Editorial Board in terms of journal's publishing principles. Those which are found unsuitable are returned to their authors to be corrected. Academic objectivity and scientific quality are considered of paramount importance. Those considered acceptable are initially referred to two referees who are well-known for their works in relevant fields. Names of the referees are kept confidential and referee reports are safe-kept for five years. For publication of articles, two positive reports are required. In case one referee report is negative while the other is favorable, the article may be forwarded to a third referee for further evaluation or alternatively the board, based on the contents of the reports may feel confident to make a final decision. The authors are to consider the criticism, suggestions and corrections offered by the referees and by the editorial board. If they disagree, they are entitled to counter present their views and justifications. Final
246

decision rests with the editorial board. Only original copies of the declined articles are returned upon request. Articles which are not accepted for publication are not returned to their authors. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility and writing preferences for the published articles belong to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted with full reference to the article. The Language Turkish is the language of the journal. Articles in English or in other Turkish dialects may be published, not to exceed one third of an issue. Articles submitted in other Turkish dialects may be published after they are translated into Turkish, upon the decision of the Editorial Board as necessary. Writing Rules In general, following rules are to apply to writing for bilig articles: 1. Title of the article: Title should be suitable for the content and one that expresses it best, and should be in bold letters. The title should consist of 10-12 words at the most. 2. Name(s) and address(es) of the author(s): Names and surnames are written bold, addresses in normal italic letters; the institution the author is associated with, his/her contact and e-mail addresses should also be specified. 3. Abstract: At the beginning, the article should include an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in minimum 75, in maximum 150 words. There should be no reference to used sources, figure and chart numbers. Leaving one line empty after the body of abstract, there should be key words, minimum 5 and maximum 8 words. At the end of the article there should be titles, abstracts and key words in English and Russian. In case Russian abstract is not submitted it will be included by the journal. (An English abstract should also accompany the articles in Turkish) 4. Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type, 10 type size and 1,5 line on A4 format (29/7x21cm) paper. There should 2,5 cm free space on the margins and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space.

247

5. Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the well-arranged narration of information in the article and these headings may be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendices) should be in capital letters; interval and sub-headings should be bold and their first letters in capital letters; at the end of the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:). 6. Tables and Figures: Tables should have numbers and captions. In tables, vertical lines should not be used. Horizontal lines should be used only to separate subtitles within the table. The table number should be written at the top, aligned to the left, and should not be in italics. The caption should be written in italics below the table number, aligned to the left, and the first letter of each word should be capitalized. Tables should be placed where they are most appropriate in the text. Figures should be prepared in accordance with black-and-white printing. The numbers and captions of the figures should be centered right below the figures. The figure numbers should be written in italics followed by a full-stop. The caption should immediately follow the number. It should not be written in italics, and the first letter of each word should be capitalized. Below are sample tables and figures.
Tablo 1: Katlmclarn Mezun Olduklar Lise Trlerine Gre retmenlie Atanma Durumlar
Atanma Durumu Atand Atanamad Toplam GL f 143 181 324 % 44.1 55.9 100 F 88 190 AL Mezun Olduu Lise Tr SL AL % f % f % 143 164 307 46.6 53.4 100 97 98 195 49.7 50.3 100 KMLGE f % 14 53 67 20.9 79.1 100 Toplam f 499 584 1083 % 46.1 53.9 100

102 53.7 46.3 100

= 23.10 sd = 4 p < .01

Table 2: Teachers appointment rates depending on the schools graduated from


Appointment f Appointed Total 143 324 Not appointed 181 GL % 44.1 55.9 100 Type of high school finished AL VL OL F % f % f % 102 53.7 88 190 46.3 100 143 164 307 46.6 53.4 100 97 98 195 49.7 50.3 100 KMLGE f % 14 53 67 20.9 79.1 100 Total f 499 584 1083 % 46.1 53.9 100

= 23.10 sd = 4 p < .01

248

Figure 1. Figure drawn by student 1.

7. Pictures: Should be on highly contrasted photo papers. Furthermore, rules for figures and tables are applied to pictures as well. In special cases, color pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. (one-third of article) Authors having the necessary technical equipment and software may themselves insert the related figures, drawings and pictures into the text. Those without, shall leave the proportional size of empty spaces for pictures within the text, numbering them. 8. Indicating sources: Endnotes should only be used for explanation, and at the end of the text. References within the text should be given in parentheses as follow: (Kprl 1944); (Kprl 1944: 15) When sources with several authors are referred, the name of the first author is given and for others et. al' is added. (Gkay et al. 2002) Authors should avoid using footnotes as much as possible. Footnotes should be used only for explanations and numbered automatically. In order to indicate sources in footnotes, authors should use the principles of in-text citation. Full reference, including the names of all authors should be given in the list of references. If the name of the referred author is given within the text, then only the publication date should be written: Tanpnar (1976: 131) on this issue . In the sources and manuscripts with no publication date, only the name of the author; in encyclopedias and other sources without authors, only the name of the source should be written. In secondary sources quoted, original source should also be pointed to: Kprl (1926) ..... (in elik 1998).

249

Personal interviews can be indicated by giving the last name(s) and the date(s); moreover they should be stated in the references. www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. References: Should be at the end of the text in alphabetical order, in one of the ways shown below. If there are more than one source by the same author, then they will be listed according to their publication date; sources of the same author published in the same year will be shown as (1980a, 1980b): Karahan, Leyla ve lk Grsoy (2004). Kavid- Lisn- Trk 1893. Ankara: TDK Kprl, Mehmet Fuat (1961). Azeri Edebiyatnn Tekml. stanbul: MEB Yay. Shaw, Stanford (1982). Osmanl mparatorluu. ev. Mehmet Harmanc, stanbul: Sermet Matb. Timurta, F. Kadri (1951). "Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri". Trk Dili ve Edebiyat Dergisi IV (3): 189-213. How to Forward Articles The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three copies; one original, two photocopied forms with a floppy disk or compact disc, to bilig at the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach bilig not later than one month. Minor editing may be done by the Editorial Board. Ahmet Yesevi niversitesi bilig Dergisi Editrl Takent Caddesi, 10. Sok. Nu: 30 06490 Bahelievler - ANKARA / TRKYE Tel: +9 (0312) 215 22 06 Fax: +9 (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

250

You might also like