Professional Documents
Culture Documents
ve
Türkiye
İSTANBUL
Şubat 2009
Küresel Kriz ve Türkiye
Sunuş
2007 yılında ABD konut sektöründe başlayan ve küresel krize dönüşerek bütün dünyayı
etkisi altına alan krizin boyutlarının nereye varacağı ve nerede sonlanacağı halen
bilinmezliğini sürdürürmektedir. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye’de krizin
etkileri 2008 yılı son çeyreğinden itibaren ciddi biçimde hissedilmeye başlanmıştır.
Türkiye Ekonomisi’nin geçirmiş olduğu 1994 ve 2001 krizleri doğrudan mali sektörü
etkilemiş olmasına rağmen, 2008 küresel krizi reel sektörü etkilemektedir. Dünya
genelinde yaşanan likidite ve güven problemleri, doğrudan yabancı sermaye girişleri ve
portföy yatırımları gibi kısa vadeli para hareketlerinin azalmasına neden olmuştur. Ayrıca
özel sektörün krize yüksek dış borçla yakalanması ve kronik Cari İşlemler Açığı
problemimizin bulunması Türkiye’nin 2009 yılında dış finansmanı nasıl sağlayacağı
sorusunun sıklıkla sorulmasına neden olmaktadır.
Hükümetin kriz yönetiminde başarılı olması iç ve dış politika alanlarında Türkiye’ye bir çok
fırsat getirecektir. Öte yandan hükümetin kriz yönetiminde başarısız olması halinde
özellikle işsizlik çok ciddi sorun haline gelecek ve bu sorun beraberinde toplumsal
karışıklıklara hatta siyasi krizlere de neden olabilecektir.
Küresel krizin arkasında yatan nedenleri, Dünya ve Türkiye üzerinde olası etkilerini daha iyi
analiz edebilmek için bu raporda; öncelikle ABD’de konut kredisi sektöründe başlayan
krizin nasıl küreselleştiği, krizin nedenleri ve gelişim süreci incelenmiştir. Sonraki
bölümlerde ise ‘Türkiye krizin neresindedir?’ sorusuna cevap verebilmek amacıyla makro
ekonomik veriler incelenmiş ve bu verilerden elde edilen bulgular ışığında genel bir durum
değerlendirmesi yapılmıştır. Daha sonra krizin Türkiye ve bölge ülkeleri üzerinde olası
ekonomik ve politik etkileri ayrıca krizden sonra yeni dünya düzeninin nasıl olacağı
sorularına cevap aranmıştır.
www.ekopolitik.org
2
Küresel Kriz ve Türkiye
İçindekiler
Krizin Anatomisi ……………………………………………………………………………………………… 4
Büyüme …………………………………………………………………………………………............ 11
Enflasyon ……………………………………………………………………………………………………… 15
İşsizlik …………………………………………………………………………………………………………………. 19
Sonuç ……………………………………………………………………………………………………………………. 29
www.ekopolitik.org
3
Küresel Kriz ve Türkiye
Krizin Anatomisi
2007 yazında ABD’de başlayan ve 2008 Eylül ayında ABD’nın en
büyük 4. Yatırım Bankası olan 158 yıllık Lehman Brothers’ın 600
milyar dolar borç ile iflasını açıklayarak batmasıyla etkisi bütün
dünyaya yayılmaya başlayan kriz, 1929 Büyük Buhranından sonra,
dünyanın yaşadığı en büyük kriz olarak tanımlanmaktadır. Krizin
boyutlarının nereye varacağı ve krizin ne zaman sonlanacağı
konusunda ekonomistler tarafından henüz fikir birliği
sağlanamamıştır. Bu krizin temel nedenleri olarak, ABD’nin
gayrimenkul piyasasında son yıllarda yaşanan aşırı fiyat artışları,
geri dönmeyen riskli konut kredileri ve bunlara bağlı olarak
çıkartılan finansal yatırım araçlarında buhar olup giden milyar
dolarlar gösterilmektedir.
www.ekopolitik.org
4
Küresel Kriz ve Türkiye
Buna ek olarak, kullandırılan krediler teminat gösterilerek piyasaya
yapılan tahvil satışları, yatırım bankaları, hedge fonlar ve çeşitli
finans kuruluşları tarafından kullanılarak üretilen yeni türev
ürünlerin yardımı ile kredi riskleri bütün mali kesime yayıldı. Bu
gelişmeler konut piyasasında fiyatların hızla yükselmesine ve
yükselen konut fiyatları ise riskli konut kredilerinin daha fazla
artmasına neden oldu. Böylelikle 2004 yılında ABD’de konut
sahipliği tarihin en yüksek seviyesine (%96) yükselerek konut
fiyatları da rekor seviyelere çıktı.
15%
10%
5%
0%
2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007
-5%
-10%
Kaynak:S&P
www.ekopolitik.org
5
Küresel Kriz ve Türkiye
Case Schiller Endeksi’ne göre ev fiyatlarının düşmeye başladığı
2006 yılında finansal piyasalarda başlayan durgunluk, 2007 yılında
riskli konut kredilerine dayalı yatırım gerçekleştiren finansal
kurumlarda, bütün piyasaları endişeye sevk eden gelişmeler
yaşanmasına neden oldu ve aynı yılın Şubat- Mart ayları arasında
yüksek riskli konut kredisi (subprime) veren 25’ten fazla kuruluş
iflas etti.
www.ekopolitik.org
6
Küresel Kriz ve Türkiye
Makroekonomik açıdan bakıldığında durum daha da karışıktı. ABD
Yıllardır dış ticaret açığı tarihinin en büyük cari açığını veriyordu. Buna karşılık büyük
ve cari işlemler dengesi
miktarda fon çekiyor ve cari açığını bu şekilde finanse ediyordu.
açığını Çin gibi
Sistem kabaca şöyle işliyordu: ABD’li şirketler sermayelerini ve
gelişmekte olan ülkeler
yardımı ile finanse eden
teknolojilerini alıp Çin’e gidiyor, orada yatırım yapıp, ucuz Çinli
ABD artık bu sürecin emeğiyle üretime başlıyor, ürettiklerini ağırlıkla ABD ve Avrupa
sonuna gelmişti. pazarına satıyor, oradan elde ettikleri kazançları da ABD hazine
tahvillerine yatırıyorlardı1.
1
Eğilmez, Mahfi(2008): Küresel Finans Krizi
2
Eğilmez, Mahfi(2008): Küresel Finans Krizi
www.ekopolitik.org
7
Küresel Kriz ve Türkiye
Krizin 1929 Krizi ile Benzerlikleri ve Farklılıkları
Küresel krizin boyutları ve nerede sonlanacağı konusunda henüz
bir fikir birliği oluşmamakla birlikte, içinde bulunduğumuz ve
yaşayarak ögrendiğimiz kriz ortamı sıklıkla Büyük Bunalım olarak
adlandırılan 1929 krizi ile karşılaştırılmaktadır.
3
Galbraight, Kenneth(1988): The Great Crash 1929
www.ekopolitik.org
8
Küresel Kriz ve Türkiye
1932 yılında Roosvelt’in “New Deal” adını verdiği yeniden
1932 yılından itibaren yapılanma programı ile bankacılık sektöründen başlamak üzere
uygulanan Keynesyen alınan önlemler ve Keynesyen politikalar Büyük Buhrandan çıkışa
politikalar krizden çıkışı giden yolu hazırlamıştır.
kolaylaştırmıştır.
Bugün yaşadığımız krizi Büyük Buhrandan ayıran en temel farkların
başında, dünyanın kriz ve krizle mücadele konusunda birçok
tecrübeye ve bilgiye sahibi olması gelmektedir. Yaşanan krizin ve
krizin sebeplerinin daha iyi analiz ediliyor olması, doğru
politikaların uygulanma ihtimalini yükseltmektedir. Bankacılık
sistemine bakıldığında, sistemin çeşitli sıkıntılar yaşadığı ancak
banka batışlarının çok sınırlı olduğu görülmektedir. Devletlerin
banka batışlarına izin vermeme yönünde politika geliştirmesi ve
zorda olan bankaların kamulaştırılması, bankacılık sisteminde
büyük çöküşler yaşanmasını ve tasarrufların yok olmasını
engellemiştir. Ayrıca mevduatlara verilen garantiler bankalara
hücum olmasını ve banka batışlarını engellemektedir. Diğer yandan
FED başta olmak üzere bugün merkez bankaları krize karşı aktif
para politikası izlemekte ve piyasalara trilyonlarca dolar enjekte
etmektedirler. Ayrıca faiz oranları hızla düşürülerek genişletici para
politikası silahı sonuna kadar kullanılmaktadır. Büyük Buhran
döneminin aksine bugün dış ticareti azaltıcı hiçbir politika
uygulamaya konmamaktadır. Krize karşı ortak hareket etme
eğilimi, bilgi paylaşımının ve ortak politika üretiminin artmasına
neden olmaktadır. Hükümetler denk bütçe yerine ekonomiyi
canlandırıcı mali politikalar uygulamaktadır. Başta harcamaların
artırılması olmak üzere, vergi indirimleri ve zor durumdaki
şirketlere destek gibi politikalarla, krizden çıkış için tüm ekonomik
ve politik imkanlar kullanılmaya çalışılmaktadır.
www.ekopolitik.org
9
Küresel Kriz ve Türkiye
Buna ek olarak, üretimin çok fazla uluslararasılaşmasının ve dünya
ticaretinin ülke ekonomilerindeki yoğunluğunun 1930’lu yıllara
oranla çok fazla olduğu görülmektedir. Bu durum bir yandan krizin
reel sektör üzerinden ülkelere bulaşma hızının ve derinliğinin
artması, diğer yandan ise krizden çıkışın daha hızlı olabileceği
anlamına gelmektedir. Dolayısıyla uygulanan politikaların olumlu
ve olumsuz dışsallıkları hem daha fazla hem de daha etkili bir yapı
içermektedir. Büyük buhran yıllarından farklı olarak ülkelerin
krizden bağımsız politikalarla tek başlarına çıkma ihtimali zayıf
görünmektedir. Nitekim 1930’lu yıllarda olduğu gibi kapalı
ekonomiye geçmek ve devlet yatırımları ile ekonomik büyümeyi
sağlamak mümkün görünmemektedir.
www.ekopolitik.org
10
Küresel Kriz ve Türkiye
Türk Bankacılık sektörünün 2001 krizinden sonra yeniden
yapılandırılmış ve risklere duyarlı olması küresel krize karşı daha
dayanıklı olmasını sağlamıştır. Diğer taraftan, küresel likidite krizi
olarak dünyada başlayan ve global resesyona dönüşen bu kriz
Türkiye’yi en çok yabancı kaynak bulmak ve dış borçların
finansmanı konularında zorlayacaktır. Küresel likidite krizi, risk
algılamasını olumsuz etkilemiş ve borçlanma maliyetlerinin
artmasına yol açmıştır. Bunlara ek olarak, büyüme oranlarında
görülecek gerileme ve işsizlik oranında artış gibi faktörler de krizin
ülkemizde görülecek olumsuz yansımalarından bazılarıdır. Türkiye
ekonomisi üzerinde krizin etkilerini daha iyi algılayabilmek
maksadıyla temel makro ekonomik parametrelerdeki gelişmeler ve
krizin etkileri devam eden bölümde ele alınmıştır.
Büyüme
www.ekopolitik.org
11
Küresel Kriz ve Türkiye
yaklaşık olarak dörtte birini meydana getiren toplam sanayi
üretiminin takip edildiği Sanayi Üretim Endeksi, 2008 Eylül ayından
bu yana negatife dönmüş ve Aralık ayında %-17,6 oranında sanayi
üretiminde daralmaya işaret etmiştir. Sanayi Üretim Endeksi
verilerine ek olarak, ekonominin geleceğine ilişkin beklentilerdeki
değişimi gösteren CNBC-e Tüketici Güven Endeksi’nde 2009 yılı
Ocak ayında yaşanan gerileme de Türkiye ekonomisinin çok hızlı bir
şekilde daralmaya gittiğini teyit etmektedir.
4
Oecd, Economic Outlook- November 2008
www.ekopolitik.org
12
Küresel Kriz ve Türkiye
ihracatın ithalatı karşılama oranının yükselmesini sağlamakta
olduğu görülmektedir. Türkiye’nin ihracatında yaşanan gerileme,
doğrudan ihracata yönelik üretim yapan sektörlerde işten
çıkarmaların yaşanması sürecini de beraberinde getirmiştir. 2008
yılı Temmuz ayında açıklanan Orta Vadeli Programa göre
Türkiye’nin 2009 yılı ihracat hedefi 149 milyar dolar olmasına
rağmen mevcut koşullar göz önüne alındığında bu tahminin
oldukça iyimser olduğunu kabul etmek gerekiyor. Türkiye’nin en
büyük dış ticaret pazarları olan ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin
ekonomik durgunluk içerisinde olması 2009 yılında ihracatımızın
ciddi bir gerileme sürecine gireceğinin göstergesidir. İhracatta
yaşanan daralma doğrudan ihracat ağırlıklı çalışan sektörlerimizi
olumsuz etkilemeye devam edecek ve işsizlik oranında ciddi
oranda artışa yol açacaktadır.
5
YASED www.yased.org.tr
www.ekopolitik.org
13
Küresel Kriz ve Türkiye
Bunun sonucu olarak borçlanma maliyetleri yükselmiş; ayrıca
Düşen petrol ve emtia
yüksek maaliyetle borçlanmak talep edilse bile istenilen miktarda
fiyatlarından dolayı cari
refinansman imkanlarının bulunup bulunamayacağı sorunu ortaya
işlemler açığı gerileyecek
olmasına rağmen özel çıkmıştır. 2008 yılı sonunda 42 milyar dolar olarak gerçekleşmesi
sektörün yüksek dış borca beklenen cari işlemler açığının petrol fiyatlarında yaşanan
sahip olması ve kredi gerilemenin etkisi ile 2009 yılında 20,6 milyar dolar seviyesine
imkanlarının uluslararası gerileyeceği tahmin edilmektedir. Cari işlemler açığı gerileyecek
piyasada sınırlı olması olmasına rağmen, oldukça borçlu olan özel sektörün dış finansman
nedeniye 2009 yılı dış ihtiyacından dolayı Türkiye’nin 2009 yılında yeni yabancı kaynak
finansmanında sorunlar bulmakta sorunlar yaşayabileceği düşünülmektedir6.
yaratabilecektir.
Aşağıdaki tabloda ise Türkiye’nin 2009 yılında ihtiyacı olan dış
finansman miktarına ilişkin öngörüler yer almaktadır. Deutsche
Bank’ın tahminlerine göre, bankaların sendikasyon kredileri ve özel
sektörün borçları da dahil olmak üzere 2009 yılına ilişkin
borçlanma gereksinimi 96 milyar dolar olarak tesbit edilmiştir.
Buna ek olarak kamunun dış borçlanma gereksinimi olan 9,2 milyar
dolar ve cari işlemler açığı da eklenince 2009 yılında Türkiye’nin dış
finansman ihtiyacının 126 milyar dolar civarında olması
beklenmektedir7.
6
Commerzbank, EM Facing strong headwinds in 2009
7
Deutsche Bank,Emerging Markets Outlook 2009
www.ekopolitik.org
14
Küresel Kriz ve Türkiye
Buna ek olarak, tahminlerde IMF ile 20 milyar dolarlık bir
2009 yılı dış antlaşmanın yapıldığı da vasayılmıştır. Yukarıda yer alan 2009 yılına
finansmanında ilişkin beklentilerde olumsuz değişiklikler yaşanması halinde,
yaşanabilecek sorunlar örneğin IMF ile 20 milyar dolarlık kaynak sağlayacak bir standby
kurların hızlı bir şekilde antlaşmasının sağlanamaması veya özel sektör borç yenileme
değer kazanmasına yol oranının tahmin edilenin altında gerçekleşmesi gibi durumlarda
açabilir.
Türkiye’nin 2009 yılında dış finansman açısından oldukça sıkıntıya
girebileceği ve bunun ilk yansımasının TL’nin hızlı şekilde değer
kaybetmesi, döviz kurlarında yüksek bir sıçrama şeklinde
olabileceği öngörülmektedir.
Enflasyon
www.ekopolitik.org
15
Küresel Kriz ve Türkiye
2007 ve 2008 yılının ilk yarısında yüksek seyreden emtia ve petrol
fiyatları hem cari işlemler dengesini olumsuz etkilemiş hem de
Türkiye’nin enflasyon ithal etmesine yol açmıştır. Fakat emtia ve
petrol fiyatlarında yaşanan mevcut düşüşe ek olarak 2009 yılı
içerisinde düşüş trendinin devam edeceğine yönelik tahminler,
enflasyona yönelik beklentilerde yaşanan gerilemenin diğer
nedenleri arasında gösterilebilir. Bu verilerden hareketle, azalan
iç talep ve düşen emtia fiyatları nedeniyle 2009 yılında
enflasyonun gerileme süreci içinde olacağı söylenebilir.
Kamu Maliyesi
www.ekopolitik.org
16
Küresel Kriz ve Türkiye
Orta Vadeli Plan hedeflerinde, bütçe açığının GSYİH’ya oranının
2008 yılında %2,8 olarak gerçekleşmesi beklenirken 2009 yılında bu
oranın %0,9 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
www.ekopolitik.org
17
Küresel Kriz ve Türkiye
Fakat bütçe gerçekleşmelerinde krizin etkileri ile görülecek olan
bozulmaya rağmen, mevcut rakamlar ışığında hükümetin vergi
oranlarında yapılacak olası indirimler ve GSYH'nın %2-%3'ü
civarında ek kamu yatırım harcamaları yapması için yeterli hareket
alanına sahip olduğu görülmektedir. Alınabilecek bu tedbirler,
mevcut koşullar göz önüne alındığında, faiz oranları ve enflasyon
üzerinde baskı yaratmak yerine ekonominin canlanmasına yardımcı
olacaktır.
Para Politikası
www.ekopolitik.org
18
Küresel Kriz ve Türkiye
Hazine Müsteşarlığı tarafından açıklanan 2009 yılı borçlanma
stratejisinde ise 2009 yılı iç borç çevirme oranının 2006'dan beri en
yüksek seviyesi olan %77,8'e çıkması öngörülmektedir. Finansman
kaynaklarında kriz ortamından kaynaklanan olumsuz koşullar 2009
yılını Hazine için zorlu bir yıl haline getirmektedir. IMF ile yapılması
olası bir stand by antlaşması bile iç borç çevirme oranının 2006
yılından beri en yüksek seviyesine yükselmesini engelleyemeyecek
gibi gözükmektedir. Bu durum crowding out etkisi olarak
adlandırılan özel sektörün bankacılık kesimi tarafından kredi
piyasasından dışlanması durumunun, zaten kredi imkanlarının
oldukça daralmış olduğu 2009 yılında, daha çok hissedilebileceğini
göstermektedir.
İşsizlik
www.ekopolitik.org
19
Küresel Kriz ve Türkiye
Genel Değerlendirme
Türkiye ekonomisine ilişkin makro ekonomik veriler incelendiğinde;
2008 Ağustos ayından bu yana daralan Sanayi Üretimi, Aralık
ayında % -17,6 oranında azalış göstermiştir. Ayrıca, Kasım ayında
yaklaşık %20 gerileyen ihracatın Aralık ayında da %21 oranında
gerilmesine ek olarak olarak, ileriye yönelik beklentileri gösteren
2009 yılı Ocak ayı CNBC-e Tüketici Güven Endeksi’nin işaret ettiği
üzere ekonomimizin 2008’in 4. çeyreğinden itibaren daralmaya
başlayacağı ve bu daralmanın en iyimser tahminlere göre 2009
yılının ilk altı ayında da devam edeceği görülmektedir.
www.ekopolitik.org
20
Küresel Kriz ve Türkiye
Bunlardan birincisi, IMF ile Kasım ayı ortalarında başlayan
görüşmelerinin halen sonlandıralamamış olmasından
kaynaklanmakdadır. Yerel seçimler arifesinde, IMF ile antlaşmak
ve bunun neticesinde seçimlere acı reçete ile girmek istemeyen
hükümetin antlaşma beklentisi ile piyasaları oyalamaya mı çalıştığı
ya da yerel seçimlere kadar mevcut durumu devam ettirmeyi mi
amaçladığı gibi soruların akıllara gelmesine neden olmaktadır.
www.ekopolitik.org
21
Küresel Kriz ve Türkiye
www.ekopolitik.org
22
Küresel Kriz ve Türkiye
www.ekopolitik.org
23
Küresel Kriz ve Türkiye
Türkiye böyle bir siyasi yeniden yapılanma tasarımlarının
merkezinde olan bir coğrafyada bulunmaktadır8.
8
Yeldan,E(2008) Küresel Krizin Türkiye’ye Yansımaları
www.ekopolitik.org
24
Küresel Kriz ve Türkiye
ile boğuşacak olması Türkiye’ye daha aktif bir Kafkasya polikası
izlemek için fırsatları da beraberinde getirebilir.
www.ekopolitik.org
25
Küresel Kriz ve Türkiye
sonrasında gelişen olumlu tepkiler yerel seçimlerden Ak Partinin
yine birinci parti olarak çıkmasını ve Türkiye genelinde bir çok
belediyeyi tekrar kazanmasını sağlayacaktır.
www.ekopolitik.org
26
Küresel Kriz ve Türkiye
Yaşanan kriz ABD de dahil olmak üzere devletlerin tek başlarına
çözüme kavuşturacağı bir yapı içermemektedir. Dolayısıyla ülkeler
Krizin derinleşmesi
birlikte hareket ederek krizi düzeltmeye çalışacaklardır. Nitekim G-
halinde oluşacak sosyal 20 toplantısından, koordineli hareket etme sonucu çıkmıştır. Ancak
patlamalar ülkelerin krizle derinleşerek devam eden ekonomik krizin yaratacağı sosyal
mücadele için birlikte patlamalar ülke yönetimlerini paniğe sokarak ülkeleri kendi içlerine
hareket etme
dönmeye yöneltebilir. Oluşacak bu kaotik durumda ülkelerin krize
karşı koordinasyon içerisinde hareket etmeleri kararı
kabiliyetlerini ortadan
uygulanmaktan uzak olacaktır. Dış talepten ümitlerin kesilmesi
kaldıracaktır. durumunda kapalı ekonomik sistemler gündeme gelebilir. Ancak
bu tepkilerin kısa dönemli olacağını ve uzun dönem
sürdürülemeyeceğini söyleyebiliriz. Çünkü bilgi ve iletişim
teknolojileri ile dünyanın geldiği nokta küreselleşmenin önüne
geçilmesini imkânsız hale getirmiştir. Sosyal ve kültürel olarak
küreselleşmenin etkisi her geçen gün artarken değişimin öncüsü
olan iktisadi ilişkilerin bu süreçten uzun dönemli kopması
beklenemez.
www.ekopolitik.org
27
Küresel Kriz ve Türkiye
AB başta olmak üzere yeni iktisadi güçlerin tarih sahnesine çıkışı ve
ABD’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durum, küresel
sistemin hamiliğinin artık ABD tarafından tek başına yapılamadığını
göstermektedir. Bundan sonraki süreçte denetim mekanizmasını
yürütecek küresel kurumların ortaya çıkmasını bekleyebiliriz.
Nitekim Avrupa Birliği ülkeleri IMF’nin yeniden yapılandırılarak bu
türden bir kuruma dönüştürülmesini tartışmaya açmışlardır. Yeni
finansal sistemde IMF’ye merkezi bir rolün verilmesi ve yeni krizleri
önleme sorumluluğunun IMF’ye verilmesi istenmektedir. Ayrıca
krizin derinliği doların rezerv para olma özelliğini kaybetmesine
neden olabilir. Bölgesel olarak Dolar, Avro, Yen ve Yuan merkezli
yeni parasal sepetlerin kurulması gündeme gelebilir. IMF parası,
Nato currency gibi yeni para birimleri bile ifade edilir olmuştur.
www.ekopolitik.org
28
Küresel Kriz ve Türkiye
Sonuç
2007 yılında dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de konut
piyasasında başlayan sorunlar bugün dünya üzerindeki bütün
Türkiye’de krizin asıl
ülkeleri çeşitli boyutlarda etkileyen küresel bir kriz haline
yıkıcı etkileri 2009 yılı dönüşmüş durumdadır. Bu noktada cevabı herkes tarafından en
ikinci çeyreğinden çok bilinmek istenen soru ‘krizin ne zaman sonlanacağı ?’
itibaren görülmeye olmaktadır. Genel beklentiler dünya ekonomisi’nin 2009’un 3.
başlanacaktır. çeyreğinden itibaren bir toparlanma süreci içerisine gireceğine
ilişkindir. Öte yandan krizin gün geçtikçe derinleşiyor olması ileriye
yönelik beklentilerin daha da bozulmasına yol açmakta ve dünya
genelindeki toparlanmanın 2010 yılına hatta 2011 yılına
sarkacağına ilişkin yorumların da artmasına neden olmaktadır.
www.ekopolitik.org
29
Küresel Kriz ve Türkiye
Krizin etkilerinin daha geç hissedildiği Türkiye ekonomisi ise 2009
yılında krizin gerçek boyutları ile karşı karşıya gelecektir. En son
makro ekonomik veriler krizin etkilerinin ülkemizde gün geçtikçe
ağırlaşmaya başladığını ve Türkiye ekonomisinin dibe doğru süratle
gittiğini göstermektedir. Fakat şu anda elimizdeki veriler ışığında
Türkiye ekonomisi için krizin dibinin bulunduğu yorumunun
yapılması oldukça zor görünmektedir. 2009 yılının zor bir yıl olacağı
herkes tarafından kabul edilmesine rağmen, krizin ülkemize
etkilerinin neler olacağı konusuna açıklık getirmek için ilerleyen
bölümde kendi çizdiğimiz iyimser, kötümser ve muhtemel
senaryolar dahilinde krizin Türkiye için ekonomik ve politik
etkilerini analiz etmeye çalıştık.
İyimser Senaryo
www.ekopolitik.org
30
Küresel Kriz ve Türkiye
gidilmesine gerek olmadan sağlanmış olacaktır. Buna ek olarak
dünya ekonomilerinin 2009’un 3. çeyreğinden itibaren tekrar
büyüme sürecine girdiği ve krizin bittiğine ilişkin beklentiler
ihracatımızdaki düşüşü öncelikle durdururken iç piyasanın da
2009’un ikinci yarısından itibaren tekrar canlanmasını
sağlayacaktır. Bu noktada isşizlik oranlarında yılın ilk çeyreğinde
artış olması kaçınılmazdır. Fakat Dünya da ve Türkiye de etkileri
hissedilmeye başlanacak olan normalleşme sürecinin etkisiyle,
kapanan fabrikaların yeniden faaliyete geçeceği ve bunun 2009
yılının ikinci yarısından itibaren işsizlik oranlarının azalmasına
yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Kötümser Senaryo
www.ekopolitik.org
31
Küresel Kriz ve Türkiye
IMF ile andlaşmanın gerçekleşmemesi beraberinde dış
finansmanda sorunlar yaşanmasınına neden olacaktır. Yurtdışı
piyasalardan tekrar borçlanma imkanı bulamayan özel sektörde
iflaslar başlayacak ve geri ödenemeyen kredilerden dolayı Türk
Bankacılık sistemininde görülmeye başlayabilecek problemler
banka batışlarının yaşanmasına neden olabilecektir. İşsizliğin
artması sonucu öncelikle suç oranlarında artışlar gözlemlenecek ve
sonrasında krizden dolayı işlerini kaybeden umutsuz halk
kitlerininin manipüle edilmesiyle birlikte komşumuz Yunanistan’da
yaşanan olayların benzeri toplumsal olaylar Türkiye’de de
yaşanabilecektir.
Muhtemel Senaryo
www.ekopolitik.org
32
Küresel Kriz ve Türkiye
IMF ile anlaşmanın olmayacabileceğine ilişkin Başbakan tarafında
açıklamalar yapılıyor olmasına rağmen 2009 yılında Türkiye’nin
yumuşak karını olan dış finansman imkanlarında görülen
daralmanın etkisi ve artan doviz kurlarının yarattığı baskı ile IMF
ile yerel seçimlerden sonra anlaşmak zorunda kalınacaktır.
Yapılacak IMF anlaşmasından sağlananacak kaynak ile 2009 yılında
20 milyar dolar seviyesine gerileyeceği tahmin edilen cari işlemler
açığının finansmanı sorunu ortadan kalkacaktır. Ayrıca bu antlaşma
uluslararası piyasalarda Türkiye’nin kredibilitesini olumlu
etkileyecektir. Dünya genelinde bankacılık kesiminde iflasların da
sona ermesiyle özellikle 2009’un ikinci çeyreğinden itibaren
yeniden canlanmaya başlayan kredi piyasalarından Türk bankaları
ve özel sektörü sendikasyon kredilerini ve döviz kredilerinin büyük
bir kısmını yüksek borçlanma maliyetlerine katlanmak zorunda
olmalarına rağmen yenileyebileceklerdir. Bu durum dahilinde,
döviz kurlarında limitli yukarı yönlü bir trend devam edecek
olmasına rağmen 2001 yılında yaşadığımız gibi bir döviz krizi
olmadan Türkiye 2009 yılını atlatabilecektir.
www.ekopolitik.org
33
Küresel Kriz ve Türkiye
2009 yılında bir erken genel seçim yapılması durumunda da, Ak
Parti seçimlerde oy kaybına ugrayacak olmasına rağmen, hükümet
kurmak için yeterli salt çoğunluğa sahip bir şekilde seçimlerden
çıkabilecektir. Genel seçimlerin 2009 yılında değilde zamanında
yapılması durumunda ise, iki dönemdir iktidarda olmanın verdiği
yıpranmaya ek olarak, işsizlikle mücadelede yeterince başarılı
olunamamasından dolayı, Ak Parti’nin seçimlerde iktidarı
kaybetmesi ve muhalefete düşmesi ihtimali oldukça yüksektir.
info@ekopolitik.org
www.ekopolitik.org
34
Küresel Kriz ve Türkiye
Kaynaklar
www.bilkent.edu.tr/~yeldane/Yeldan184_15Ekm08.pdf
www.ekopolitik.org
35