You are on page 1of 116

wwlff.

t i

fsafak. Orn.tr

nsan ki erefi mahlukatnr, iindeki semavi zukefletmekle yukmluclur.

kacaksn 1,rollara, kendine doru git gidebildgin kad,ar. Keif bol1numlT" bc1cu{ur,, K,enCrTir' ask kefetrn,ek, \esfitme[, dnyay kefetnek, tekini kefetmek..,
/1 'l 11

/\ (.,.)

akl l<alma*a}i srf alkanlrklurd* tru d"ernir attln koytata. *;lu*ulo ,, oralardan,]e{rnek dalgakfanlarn leri tarafina, bilmediir memleketlere varmak, tatmacln yemekler yemek, sozleiini anlamadn arklarla illbnmek, rik almak, dalmak ve paralannak t,e hasret ekmek buram buran, gurbetin tadna bakmak ve kendini yabanclnn gznden gormek, arma}. yeniclen, arrmak

bir ocuk gibi dnyann hallerine, eitliliine, gzelliine, aclmaslzlklarna... atrmak olene kadar...
, .l. -,-,-J . . l ,-

bdur sn'tahlitrde Adenullarna, Hawakzlarna kenclilerini kefetirten serven.


lSBN 978-605_1
11

-902-1

14 TL

|| || || | ||l| |||| 9 ]786051 1 19g21

Sertifika no: 11940

indekiler

Anarist Aklar Huzursuz Ruh Dnyay Grmeli. Mor Harflerle Yazlmr Bir Miskinlie vgi

.........11 ...........14 .....16 .............19 ........23

Yazr

Kalem Ehli ve Kalp Ehli .........31 Byk Ak, Byk Nefret .......33 Uzaktan Sevmek .......35 Yazrn Doup Hep Sonbaharda Yaayanlar..........................40 .......43 Yazarlarr Sevmeyen Yazarlar.......... ........47 Gl Bahesi Evlilik.......... Leyla Hanrm'r Kjm Alacak?. ....52 ...........54 Bir Gen Krzrn ntihar ......57 Dz Mantk nsanlarr........ .........61 Bir Hayaleti lftskanrnak ......65 Zaman|aYarran Kadrnlar Arl ................68 Konuulmayan nltl Olmanrn .........77 Kadife Dostluklar, Dikenli Aklar ..................75 Gerilim HikAyelerinin Sakin Usalar
Kamusal Alan ve Kadnlar......... 40 Metrekare Dnya... nciin mtihan Gelseydi Keke Drarr Korkusu

Cinnet

.........80 ............82 .............85 ........90 ..........93 ..........97

Rahattan Rahatsrz Olanlar .....99 Melankolik Sabahlar ..103 Kadnlarr Sevmeyen Kadrnlar......... ....L07 Yazarln ki Altrn Forml ................1]_1 Balondan Grnen Dnya... ..114 Neler Oluyor Bize?... ...............117 nsann i renmektir... .....LzI Annesinin Olu .......],25 Bencil Bir Adam Sevmek. ......L29 Arjantin'de MerlAn6 Okumak....... .......L32 Ad Gtllistan ............l34 Kadnlar ve Futbol............. ....138 Akll Kadn Nasl Giyinir? ...L4I Mtereddit Olmanrn Dayanrlmaz Hafflii ........L43 Ben-merkezci Ak & Sen-merkezci Ak........ ......I47 Bu Bir U2Yazsdr! ...... ........L52 Kendine Ramen Sanat.... .....155 tekl Kadn .............159 Biraz Sadi, Biraz Sontag .. . . 161 inde Yaadn ehri Grememek.......... ..........165 Iftz Kardelik llmleri............. ..........168 "Bilmiyorum" Diyebilmek.......... ...........171 zgrlk Sokaktan Gelir! .....L75 Baba Ben Ecinselim... ..........180 Edebiyat Snrfta Kald ........... 184 Yalnrz Benim in Yaz. ............188 Erkekler Kadrnlardan Daha mr Komik? ............191 Okuyan mr Bilir?.. ..........196 ok Hrs Var, Bir de Hrrrrs Var... ................199 slup Meselesj. ........2O3 Tesadfler ki Tesadf Deildir. .............205 Babalar, Oullar ve Torunlar......... ......21O Kat Kadrn, Kalem Erkek Savrna nat....... ......2L2
. .

.............215 Kendi Eserini Yok Eden Adam ...2L9 Sava Gibi Yaanan Aklar ........222 Kutuplama lstemeyenlerin Trks........ .......225 Sentezler Mahallesi.........
,

Edep

...........230 ,

Ararjs AlIar
Adam ve kadn, uzun senelerdir evliler. Seviyorlar birbirlerini, oras kesin. Ama eskisi gibi deil.Zatennicedir hibir ey ekisi g,ibi deil. Eskiden sevdalar daha m tutkuluydu, hasretler daha mr derin? Sevgilinin sarnn bir teline ne iirler yazlrrdr hani. Bir kez grmekle ne kadar ok sevilirdi insan. Kap aralSndap uzanan bir ba, perde arkasrnda bir kadrn glgesi, belti belirsiz bir tebessm, gzbebeklerinde sakl ate ve har. Uzaktan da sevilirdi y6r. Mmknd. Hem mmkn hem imkAnsrzd ak. Hayatrn bir parasrydr dokunmadan sevnrek. Yaklamadan. Ak bugin var, yartn kat kaacak bir ada tavanryd sanki. ylesine rkek. Kimse yzde yz emin olamazd aka "sahip" olduundan. Mlk yok, tapusu yoktu. Daha mr anaristti eskiden aklar? Sahi "yArim" ne gzel kelimeydi. Azda akide ekeri. 'Yarim" der, sonra bir es verir, gayriihtiyari susardrn. Syleyecek sz kalmazd ardrndan. Tek barna ka cmleye bedeldi kelimeler. Eskiden harfler daha mr krymetliydi? Bir mektup yeterdi aylar sren ayrlrklarrn sessizliini kapatmaya. Tek bir yemin yeterdi aradaki mesafeleri azaltmaya. Artk hibir ey o krvamda deil. bre at, ayat bozuldu sanki. El titredi, akort bozuldu sanki. likilerimizin ahengi eskisi gibi degil. kelime cmerdi, duygu cimrisi bugnn insan. konumaya gelince aryor azn, duygulanmaya gelince tutuyor kendini. zaman yok ya, hep bir tela halindeyiz ya, bunca kouturma arasnda kimsenin durup da duygulanmaya vakti yok. "Btn meslekler insan ruhunu kemirir durur. Bir tanesi hari: airlik." Byle demiti Charles Baudelaire. Artrk bu durum da deiti. imdilerde airlik dahil btttn meslekler ruhumuzu k'emirip duruyor, inceden inceden. Makyajla kapatyotlJz kemirilen yerlerin stn, ruhumuzdaki gedikleri, ben-

,:-

..+ |., I il;

I-, i+-

rI

,,:

vE=Z

?" "'L " .--

72

13

liimizdeki oyuklar. Meguliyetle, sosyallikle, unvanla, kariyerle, an hretle kapatyoruz. A.ma alttan alta bir oumuz aynr dertten mustaribiz: TamamlayamadSmz bir eksiklik duygusunu, azalmayan bir bezginlii srrtrmrzda un uvah gibi taryoruz. Monoton bir deirmenta gnlerin akrr. Dnyor kendi ritmiyle. Bizi o arkrn drrna rkaracak bir ak anyoruz. Srradrr bir sevda. Ama gel gr ki ne Ferhat'rz dalan delecek, ne Simurg kulanyz marilikte kanat rpacak. Hem gizliden glzLiye masalsr ve destansr bir sevda anyor hem de masallan ve destanlan hayatrmrzdan satrr satrr siliyoruz. Adam mesleinde hayli ykselmi, kadrnsa ocuklan bytm artrk. Ne srrad bir heyecan var, ne yeni bir srnav. Birbirlerine tahamml edemekleri zamanlar da oluyor. Aynr at altnda iki ay diinya kurmular kendilerine, daracrk bir kesiim gsteren iki ayr kme gibiler. yte gnler oluyor ki, "ekip gitsem" diyor adam iinden. 'Yeniden balasam hayata, taze|ensem, yenilensem. krkrndan sonra, ellisinden sonra yepyeni bir hayata atrlanlar var. Ben de ge kalm sayrlmam. Bunca zamankanmr ve ocuklanmr incitmemek iin hep alttan aldrm, ama artrk ocuklar btytdt, kanm da kendine yeter. stelik erkek olmann biyolojik avantajlan var. Bir kadn altmrrnda anne o|amaz ama bir erkek altmrnda, hatta yetmiinde baba olabilir. kadnlar nce ocuklanna, sonra tornlanna bah oluyor. Halbuki bir erkek bamsrz kalabilir. Gidebilirim istersem. Bir gn belki..." yle gnler oluyor ki, "ekip gitsem" diyor kadrn iinden. 'yeniden balasam hayata, tazelensem, yenilensem. otuz be yama kadar ha bire didiiyorsun, ya ailenle akrabalarnla, ya arkadalarrnla, ya sevdiinle, ya bedeninle. otuz be-krk arasr yava yava duruluyorsun. Ama esas krrkrndan sonra balyor kadmlk. Kadrn ancak o yatan sonra piiyor, olgunlaryor, kendini buluyor. Bunca zaman kocamr ve ocuklarrm krrmamak iin hep alttan aldrm, ama artrk ocuklar byd,

kocam da kendine yeter. Hem kadrn olmann avantajlar var.

Erkekler nedense yalnrz kalamryorlar. rkyorlar yalnrz-

lrktan. Karanlrktan korkan olan ocuklar gibiler. Halbuki kadnlar yalnrz yaayabiliyor. Yalnrz ve ba$msrz. Bir kez dul kalan kadrn kolay kolay evlenmiyor. Bir ilikiden rkan kadn kolay kolay yenisine balamryor. Biz kadrnlar erkeklerden daha dayanklyz. Gidebilirim istersem. Bir gn belki..." Gitmek ama nereye? Tasr tarar toplayp Ege'de bir kye mi gitmeli? Bodrum'a, Ka'a ya da adr sanr duyulmamr bir sahil kasabasrna m ekilmeli? Srtta anta, elde tren bileti, dn5ay mr dolamalr yoksa? Yahut Uzakdou'ya, Hindistan'a filan mr gitmeli, mmkn olduunca uzaa, kendinden kaarcasrna? Ka hayat yaaynca yorulur insan? Ka seneden sonra yalr, ka hezimetten sonra bezgin, ka sevdadan sonra kalpsiz, ka kelimeden sonra lAl olur kii? Ne adam gze alabiliyor ekip gitmeyi, ne kadrn. Kalryorlar ayrrr yerde, trparp ayru ekilde. Evlilikleri orada burada konuuluyor, "en baanl evlilikler" arasnda sayrlryor. Parmakla gsteriliyorlar. Bunca senedir mutlu bir evlilik yrtmenin srrnn soranlara "karrlrklr sevgi ve sayg" diyorlar glmse_ yerek. Diyemiyorlar ki "karrlrklr sevgi ve sayg ve bir de karlkh bir trl ekip gidememek..." Gnler gnleri kovalryor. Gnler gnleri aynen tekrarlryor. Yoruluyorlar. Yaamaktan deil, yaayamamaktan yoruluyorlar.

15

Huzursuz Ruh
Yolculuk etmeyi niye bu kadar seviyorum bilmiyorum. Tbk bildiim yollarda zgrletiSm, romanlanmr hep oradan oraya giderken tesadfen bulduum ve ilk satrrlarrnr yolculuklarda yazdrm. Ser.rmenin de tesinde bir ihtiya bu, kanrmda devean eden bir sakl iptila. llaki kmalym yolcluklara. IJzun sre yolculuk etmez, edemez isem bir eksiklik hissetmeye balyorum. Bir tkanrklrk. Akmyor sanki hayat, illaki gitmem
gerek.

zere kurulu dzenlerde bir tahakkm var. Hi deimediini

iddia eden ve bununla gurur duyan insanlarda bir hamlk, ilik, pimemilik var. nsan ki erefi mahlukattr, iindeki

semavi z kefetmekle ykmldtlr. kacaksrn yollara, kendine doru git gidebildigin kadar. Keif boynumuzun borcudur. Kendimizi kefetmek, akr kefetmek, driryay kefetmek,

Gitmek ama rereye? nemi yok. Gitmek ama niye? Cevabr


yok. Aslnda vanlacak yer dahi o kadar mhim deil, zira aslo-

lan gitmek, gidebilmek... zamarLzaman... her zaman. Umayr, havaalanlanru, pasaport kontrollerini, bel arlann ve uluslararasl seyahatlerin o kanlmaz gndelik sefaletlerini gnahlan kadar sewneyen arkadalanm va Karlkl yadrrgayan gzlerle bakryoruz birbirimize. "Sen de artrk yorulmadrn mr bunca dolamaktan, otur oturduun yerde" diyenler kyor aralanndan, nedense yan sitemkAr. "Huzursuz ruh seni!" Doru, nerey, gidersen git, katklannr gtrrsn beraberinde. Doru, ne kadar kilometre kat edersen kat et, yalnlaamazsn kendine, eer zihninin ve yreinin snrrlan duruyorsa yerli yerinde. Dorrr, aslolan hikdyeleri arrnlarnaktr, memleketleri deil. Bunlann hepsi doru. Ve her seyyah bilir ki, gittii yerde onu gene kendisidir karrlayacak olan. I{endi gemii. Huzursuz ruhlar bilmez mi sanrrslntz, ne kada.r dolarrlarsa dolasrnlar huzur bulamayacaklannr... Ne var ki gene de dayan amaz|ar ite. lerinde kurulu bir saat. Tik-tak-tik-tak. Sonsuza dein aynr yerde g,ven ve huzur iinde kalmak mr, yoksa savrula sawula oradan oraya gitmek mi deseler hi tereddtsz gitmek, gidebilmek derim. Sonsuza dein verilen yeminlerde bir sahtelik var. Hi bozulmamak

tekini kefetmek... akl kalmamak hep aJ.nl rh hallerine, aynrlrklara, oktan bitmi, ama rol yapnay srdren evliliklere, kendini yenileyemeyen ilikilere, tavsamr, sirkelemi arkadalrklara, aslrn yitirmi ve bir ucuz taklitten ibaret kalm aklara... Bence devre mtilk bile almamalr insan. Nereden biliyorsun her sene, her ]"0 Tbmmuz,lO Austos arasrnr u koskoca dnya zerinde g,dip sdip hep aynr noktada geirmek istediini? Olur da gelecek sene baka memleketlere gidersiniz ailecek. ran'a mesela ya da Ukrayna'ya veya Kamboya'ya... Nasrl yaar, nasrl alar orada insanlar, srf grmek iin, srrf meraktan, merak ki en abuk yitirdiimiz, en tenel drtmzdi, bize en ok yakan... Hem belki seneye tek bana rkarsrn tatile, kocan ve ocuklarnla deil; kendi kendinle. Sevmediinden deil aileni, kendini zlediinden. yle bir kendin]e sohbet etmeyeli ok ?,aman getiinden. Yalnrzlk isel bir hazine olduundan. Karlacak bir sosyal kusur deil. akrl kalnamak srfalkanlklardan tr demir attn koylara. kmak oralardan, gemek dalgakranlann beri tarafina, bilmediin memleketlere varmak, tatmadn yemekler yemek, szlerini anlamadn arkrlarla ilenmek, risk almak, dalmak ve paralanmak ve hasret ekmek buram buram, gurbetin tana bakmak ve kendini yabancnrn gztinden grmek, armak yeniden, armak bir ocuk sibi dtinyaun hallerine, eitliliine, gzelliine, acmaszlrk]anna... alrmak lene kadar... arrna kabiliyetini hiyitirmemek... budur son tahlilde Ademoullanna Hawakrzlanna kendilerini kefettirten serven.

17

Dnyayl Grmeli!
ve hareket etme yeteneine sahip ama bir o kadar da ketum ve slr saklayan bir kadrnlar dnyaslnln iindeydim. Sarm solum, nm arkam anneanneler,teyzeler, yengeler, komu teyze|eq haminnelerden mteekkildi, tpk Baba ue Pi'teki Asya gibi kadrnlarla kuatlmrt evrenim. Tm bu

Vaktiyle ocuklufumun Ankaras'nda, durmadan konuma

iistelik szleriyle kendi hayatlar arasrndaki engin kopukluu grmezden gelmelerine ierlerdim. Sorsanrz, dnya muhakkak sdip grlmesi gereken bir "ey"di nazarlannda. Ama hangi yn, tastamam neresiydi? Ona varmak iin acaba nereye yolculuk etmeliydi? Hangi lkelere giderse insan "dtinya";n grm saylrdr acaba? Zamanla anladrm ki, Dofu ya da Ortadou "dnya"dan sayrlmryordu. Oralan grmek y ho da insan
bakalatrrmryordu.

kadmlarrn kendi aralarnda trkrr trkrr ileyen muazzam bir iletiim alar vardr. Ne vakit birbirleriyle haberlemek isteseler-ister mhim bir ailevi mesele olsun, ister dn yumurta istemek bahanesiyle- ne telefon aar, ne duman ykseltir, ne posta gvercini uurur, onun yerine biz ocuklarr ulak olarak kullanrrlardr. Vrzrr vuzur evden eve gider gelirdi ufak ulaklar, ou zaman tadklarr mesajlarrn anlamrn idrak edemeden. "I(rymethanrmteyze anneannem dedi ki o mesele yle deilmi!.." mealinde mesajlar braktrmr, karlrnda aynr ifreyle kodlanm bir cevap alp bu sefer de onu tadrm hatrrlyorum mesela. Yllar sonra bugn hermentik'e (yorumbilim) ve metin-analizine olan ilgimi, yle entelektel sebeplere deil de, belki de ocukken iine dtm kadnlar dnyaslnn srrlr, ifreli, mecazL bol dillerini zememenin verdii srkrntrya borluyum. Kim bilir! O vakitler etrafrmdaki kadnlardan en ok duyduum nasihatleri srralasam alt alta, listenin bana "Dnya;n grmeli" lafrnr yerletirnek icap ederdi herhalde. "Dnya5n grmeli" derdi mahallesinden dan nadiren rkan o kadrnlar. Byle deme ihtiyac duyarlardr nedense, bazr baz televizyonkarrsrnda i geirdiklerinde ya da iki sohbet arasr zerlerine suskunluk ktnde. "ok okuyan m bilir, ok gezen mi demiler" diye eklerdi birileri ardrndan. Nasrl olup da aynr laflan dne dne bylesine evkle sil batan edebildiklerine hayret eder,

'Avrrpa grmekart" derdi kadnlar hep bir azdan. 'Avrupa grm insan baka... Ho, imdi televizyon saysinde insan grm kadar oluyor; ama gene de gitmek baka tabii."

bteli dewe miilk]ere... Hep aynr yerlere giderlerdi hep aynl eyleri yapmak zere. Tatile benzemeyen bu tatillerde kadrnlar normalden kat daha fazlai yapar, yabancr bir yerde tandk bir dzen kurar, kat daha faz|a yorulurdu. adrr kamping grenler de vard aralannda. kl hafta boyunca ip gibi akan suyla bulak ykayp, tpte yemek piirmekten belleri tutulmu vaziyette derlerdi. Yorgun dtlntlltlrd tatillerden. Zaten o kadar neraklrs deillerdi bu gitmelerin. Esas Trkiye'nin gneyini kuzeyini, batrsrnr dousunu filan deil, "dnya5n" gnnek lazrmdr.

dediin bir seyirlik Alem, ara ara sdip "izlemek" gerekti, ekranda pembe dizi izlercesine. Bu kadrnlarn ou tatil mefhumundan yoksundu. Ifimileri olsa olsa yazlar kardr mahalleden. Ya memlekete, ya askeri kamplar&, V& memur kamplanna, ya orta

Avnpa grnce bir bakalk kecekti Jrzerimize. Avrupa

Mor Harflerle Yazlm Bir Yaz


-->) zJ o_/
ehrin kalabalk bir semtinde, trafiin youn oldu bir saatteyiz, Yamur iseliyor hafiften. Yamur hem ince ince ya$yor hem her damlada btiin ehri altlst etmeyi baanyor. Bir otobs yana].yor duraa. Yolcularrnr alryor, yolculannr brakryor. Otobsn arka tarafnda camdan drarr bakan bir adam var. Orta yal bir adam. Ne iman ne zayf. Ne esmer ne sanrn. Belki bir devlet kurumunda alryor ya da zel bir irkette. Dalgn, durgun bakryor etrafa. Koturan insanlara, renklere, desenlere, insanln hallerine... Derken aniden bir ey dikkatini ekiyor. leride bir apartmanln yan cephesinde mor boyayla yazrlm bir yazr duruyor: EDEP YA HU EDEP, BUGN BR MLKYAP. Adam gzlerini krrprtrrarak bakyot yazlya, tekrar balryor. ylesine alrkn ki baka trl duvar yaz|ar grmeye, bunu yadrgyor. Halbuki p dkmemeyle ilgili bir yazr grse yadrrgamazdr. Ya da siyasi ierikli bir yaz olsayd. Filanca partiy tutanlann ya da falanca partiye krzanlarrn yazdr bir ya^. Veya bir ak ilan olsaydr... "Zeynep seni seviyorum..." gibi bir ey mesela. Ya da "kmr gzlm..." Onlan da yadrgamazd. Her ehirli insan gibi adamrn da gzleri alrkrn orda burda bu tr yazrlar grmeye. Ama bu seferki yaz farHr. Kim yazmr acaba? Niye yazm? nip bakmak istiyor bir an. Yakrndan grmek. Dokunmak harflere. Ama otobs tam o an hareket ediyor. Adam hi dnmeden yerinden kalkp otobsn arka tarafina gidiyor ve yzn cama yaprtnp, oradan bakryor duvar yazLslna. Bakabildgi kadar bakryor. Ta ki harfler ufukta minnack birer nokta oluncaya dek.

2o

21

Gen krz niversite rencisi. Henz ikinci snrfta. dealist, giriken, azrcrk romantik, delidolu, okuma;n seviyor, mzii ve sinemayr da. smi nemli degil. Yelizya daegl, fark etmez. Sosyal bilimler okuyor ya da mhendislik. Srnavl var bugn,

stelik ge kalmak zere, koturuyor yollarda. Kampustan ieri girerken gzJ bir an iin yan tarafta duran satrcrya taklyor. Satrcrnrn tezgAhrnrn zerinde elmalar, armutlar, portakallar dizili. Her bir meyve beinin zerinde fiyatnrn yaz/ olduu bir karton var. Ve el arabasrnrn kenannda bir kat, zerinde mor harfler|e yazlmr bir yaz duruyor. Gen krz hayretle bakyot yaz|ya. nanamyor gzlerine. Snavr filan unutuyor bir an. Yaklayor.
"Sen mi yazdn bu yazyn?" diye soruyor satrcrya. Satrcr esmer, zayf bir adamcarz. Sigaradan sararm dilerini saklamaya alarak, yofl mahcup glmsyor. 'Yok ben yazmadrm. Az ewel yal bal bir adam geldi, bunu verdi. Ben de sevdim. A]dm koydum oraya." Gen krz usulcayaz|ya dokunuyor. Bir iee dokunur gibi. Portakal kokuyor yazL. Gzellik kokuyor. Sknete, sadelie, huzura ve u)ruma davet ediyor. Kim yazml acaba? Niye yazm? antasrndan bir defter karyor, grd yaz|yl aJrnen defterine geiriyor: EDEP YA HU

diyor. Halbuki gemeyecek. Boaz Kprs'nde inecek. Oraya kadar taksimetre ne yazmrsa kuruu kuruuna deyecek ama. Herkes onu aldatt hayatta, ama o kimseyi dolandrrmadan gidecek lme. Plan byle. Taksici gin grm adam, dikiz aynasrndan bakryor, bir ey sylemiyor. Anlad mr acaba yolcusunun intihara gittigini? Kprniir ortasrnda yavalryor taksi. "Abla" dyor taksici. "Bak bana bugin ne geldi?" Kadrn ewela anlamryor syleneni. l'aksici rsrarla ona Pir yirmi lira uzatryor. Minnacrk bir yazyaz| zerinde, mor harflerle. "Sende kalsn" diyor taksici. "antanda ta. Moral verir. Yreini ferah tutarsrn." Kadrn barnr eiyor. Btn gece bastrdr hzn balon gibi kayor elinden. Ttamryor. "Alama be abla" diyor taksici. 'Ala.na, bak beni de alatacksn." Sa.baha karr stanbul. Taksici ve hayat kadrnr deniz kenanncla kfte ekmek satan se}4/ar satrcrnrn nnde duruyorlar. Sessizce denize bakyorlar. deme zaman:rlgelince kadn kendisine verilen yirmi liray uzatryor. "Bana iyi geldi, belki bakasrna da iyi gelir..."

EDER BUGIIN BR rY1l,ryap.

nnde taksiler bekliyo sokak aralannda alacaklrlar kavga ediyor, sarho bir adam aa altna kusuyor, tam u and.a birile-

Gecenin bir saati, ehrin bkrn yz, kenar semti. Pavyonlann

ri birilerini dolan&nyor, yalanlar syleniyor, sahte kahkahalar atlyor, hzntin st rtlyor, makyaj makyaj stne. ehir bu saatte hi olmad kadar hrrn ve krzgn. Ve tm bu kemekein ortasrnda bir hayat kadrnr yryor tek bana. Rimeli akm alamaktan. Hrpalanmr. Yaamak istemiyor. Bu gece intfan dnyor. Rastgele bir taksiye biniyor. "Anadolu yakasrna geeceiz"

otohstelri adam duvarda bir yaz grd. yle bir yaz ki kmacl ak]ndan. Ayn, gn uradr bankada sra numarasr iin nakineden bi: kSt ald. Duvarda grd yazlyl oraya yazd. Banka srasr kendisie gelince bu kAt parasln minik kuturun iine }i,aktr. Bir sonraki banka mterisi yal bir adamdr, erel.li r,etmen Muzaffer Bey. Tesadfen aynl Vezneye gelince yazlyL buldu, bir kA$da not etti. o gn bir niversitenin yaknlarrnda ii vard. Meyve satan satrcrnrn yanndan geerken dayanam ad, yazyt ona verdi. On dakika sonra or.adan geen niversite rencisi gen kzyazy grd, sevdi. Yirmi liranrn stne yazd.Ay.r, gn marketten alveri yapnca o yirrrii iirayr kulland. Para gn iinde elden ele dolatr ve en nihayetinde bir taksi ofrne ulatr. Taksici bakt

22

YAHU EDEP, BUGLIN BR MLKYAP.

yazya, sevdi. Gece arabasrna binen hayat kadrnrna verdi. Kfteci kendisine uzatrlan paraJn ald. zerindeki yazLya bakakald. Yre$nin bir yeri rldad. Bir hayr yapmak istedi, tanrmad bir cana yardrm etmek, gzellie vesile olmak... Yazyr k6gda geirip kamyonetinin duvanna astr. Orada ktlfte ekmek yyen btn mteriler grdler ve baka baka yerlere yazdrlar. Bir fslt gibi yayld yazv. RzgAr gibi yayld. EDEP

Mislinlie Oug
yamur durmaksrzrn yayor, bende bir bezginlik. Halbuki ne ok severim byle lravalarr. Gneli gnlerden, baharrn rtkan enerjisirden dah a fazla severim. Ama ite ruhen koyversem de kendimi, biliyorum ki ben hibir zaman "bezgin" olamadrm. Severirn miskinleri. Miskinliin felsefesini. Ama bir baka meziyet, baka maharet onlarrnki. Tanrrsrnrz onlafi. Daha ilk bakta kendilerini belli ederler. Zaten saklanmak gibi bir gayeleri yoktur ki. Evde bir koltukta dalgn dalgn roman okurken, yamurlu bir sabah saatlerce camdan drarr bakarken, derin tefekkr halinde bulabilirsiniz mesela. Ya da deniz kenarrnda sala bir ay bahesinde aylarrn yudumlarken, tostlarrnr yerken, gazete|eri kayrtsrz bir ilgiyle karrtrrrrken grebilirsiniz. Akar giderler hayatn iinden, telasrz, ylesine. nk ne bir unvana yetimektir gayeleri, ne de bir an evve} ie gitmek, kflr etmek, para kazanmak. "lla da ykseleyim, billa da unu yapayrm, bunu kotarayrm, unda bir numara olayrm" derdinde o}mamrlar_ dr hibit zamar "Toplum" ya da "sistem" kelimelerini srk kullanrlar, kendilerini ayrrarak. Kimileri "bohem" der onlara, "ehir bezginleri" demek daha doru belki de. Bohem kltrn k yeri Fransa. Modernlemenin en

derin felsefi ve sanatsal eletirileri ald yer de orasr. Charles Baudelaire bir zamanlar demiti: "Btn meslekler insan ruhunu kemirir durur. Bir tanesi hari: airlik." Kemirir ruhumuzu hrrslarumlz, kariyer, hret veya para pul telamz. Bir fare gibi sessiz, derinden ve sinsice. Ufak ufak rsrrrklarla kemirir iimizi rekabet duygusu. ktidar iptilas yer bitirir insanr. Bir koltua sevdalanmak tketir
adamr. Tlzaldarla doludur bu hayat. Nefsimizin tuzaklanyla. Der der rkarrz. Dizlerimiz yata bere iinde. air bile

25

olsan bu byle. nemli olan nefsin ukurlarna dmemek deil, dnce kabilmeyi becermektir. Baudelaire ve onun gibi bohemler, alldk burjuva hayat tarzrna alternatif mahiyetinde hibir ey yapmamay, kendi kendinle asla yarlmamayr, para-kAr-hrs-kavga drtlemesine kaprlmamayl tlemekle. kalmadrlar sadece. Mesela Gustave Flaubet'e gre, "Burjuvazinin hallerinden haz etmemek aklrn baladr noktadr." Bu bakra gre, il}amla beslenen, kelimelerle sevien airler hari, hemen hepiniz her an ve bilhassa uzun vadede ru}larmz yitirm ekteyiz. Ya da naifliimizi. Zamanl"a Fransa'dan rktr, dalga dalga yayld bohem kltr. 1968 hareketinin tarihsel nclerinden biri oldu. Parrltrlr ehirlerden, alrveri merlezlerinden ve burjuvazinin hallerjnden uzaklanak, Jack Kerouac tarzyollara dmek, azck para, azrcrk tasayla yaamak, hayatr daimi bir yolculuk gibi okumak, daha eitliki ve "tabiata uygun" bir hayat srmek isteyen nice gen insan vardr. Benzer topluluklara XIX. yzyl ortalarda bile rastlayabiliriz. Vellrasl iinde yaadn sistemi elinin tersiye itip kafa dengi insanlarla beraber bir iftlikte ipekbcegi yetitirerek, kei saarak ya da bir sahil kasabasnda balk tutarak yaama topyas sanldrndan ok daha eski. {edeniyetten uzaklamak, burj uvazinin parasl olnarnak, sisteme ayak uydurmarnak. "saf've "drarrirklr" kalmak, toplum ile kcndin araslna mesafe koynak zlemi ylesine kkl. Zanan zaman tm bohen-bezgin arkadalarrmda had safhada bir enerji ve moral kayb gzlemliyorurn. Bahsettiim insan]ar nicedir devam eden "dinci-la|k", "biz-onlar", "KrtTrk", "filancalar-falancalar" kavgalarrna anlam veremiyor, akin ve lruzurlu bir hayat atzLl ediyor ve katiyerr taraf otrmak istemiyorlar. I(endilerini yekpare bir kolektivitenin parasr clarak deil, bah barna birey olarak grmeyi yeleyen, ok okuyan, ok film seyreden, ok dertlenen, barrrl, doase-

26

grerek...

yaratyoruz. Anlamadan dlyor, grmeden kapatryor, tanrmadan etmeden sevmediimize kanaat getiriyoruz. Ha bire farkllkl attm.za younla |y orz, zett e kad ar ortak noktamrz yokmu gibi da_vranarak. Birbirimizi "bizden olanlar" ve "bizden olmayanla_r" diye ikiye ayrryoruz. Arada kalanlara ya da herhangi bir kutba ait olmayr reddedenlere pheyle yaklayoruz. Arafta kalanlarr anlayamlyor, teliyoruz. ehir bezginleri, felsefi miskinler ise hep varolusal bir arafta yaryorlar. Kimseye kin tutmadan. Kamu Alemi bir

Bir toplumda ideolojik tartrmalarrn hzlandr zamanlarda hibir tartrmaya girmeden kesine ekilen ya da alp barnr gitmek isteyen ok insan oluyor. Sesleri duyulmasa da var onlar. Uzaktan bakyorlar genel ortama: Bir tartrmadr gidiyor grrla. etin, kutuplamacl, krrrcr szler telaffuz ediliyor ortada, siyaset ve medya meydanlannda. Her krrrlan daha ok krryor karrdakini. Hrrpalyotuz kendimizi,' birbirimizi millete, memlekete. Birbirimizden "teki"ler

ver, daim a az biraz melankolik, ama nedense bu aralar her zamankinden de krlttlmser olan insanlar. lerinde Krtler de var, Trkler de. Genler de var, yallar da.

Yalnzlk Bfendi
Biimem yalnzlrk Efendi ile aranrz nasrl? Benim oldum olasr iyidir. Severim kendisini, zannmca o da benden memnundur. Yalnzlk Ef'erdi uzunca loyltr, t7tiz, temiz ve bakrmldr. ok yakkl sa5nlmaz belki, fakat hayli alrmldrr. Ihyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama gy,mi kuamr farklrdrr. Hayatrmda tanrdSm en donanmlr, en kltrl, ayaklarl en ok yere basan varlklardan birihir. Okumay, dnmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada eI az kitap bitirir. Tiefekklrtl de bili tevekkl de. zgveni yksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalk etmez,hesap kitap yahut pazarlrk ve rkar ilerinden hazzetmez. Eldlemin nabzrna gre erbet verrnez, kula kulluk etmez.Vefalrdrr. Sadktr. Kendisine yaprlan iyilikleri asla unutmaz, ama ktlklere gelince hafrzas balrklann hafrzasrna dner; kemlikleri ve kinleri abuk unutur. kimseyle dmanl yoktur. Kancrklk sewnez. Dedikodu etmez. Bakasrnrn glge_ sire muhta olmadan tek barna yaayan hr ve gr bir aa _ gibidir. Canr srkrlrnca duvannda asrlr eski bir yazlyabakar; kim bilir hangi mahir hattatrn elinden rkma yazda yle yazari "Bu da GeerYa Hu." Yalnzlk Efendi yazly| okurken glmser, yan mahcup, yarr marur. Ne zaman ona insanlardan ya da dr dnyanrn arlundan ikAyet etmeye kalksam, eliyle savuturur szlerimi. "Bo versene ya hu" der. 'Yalnz geldik bu dnyaya. Sanki yalnz gitmeyecek miyiz?" Geri ahidim, za7;1al zamanonun da iinin daraldg olur. Yalnzlrk Efendi en ok bakalanyla kantrrlmaktan rahatsrzdrr. Yalnrzlrk, "Issrzlil<" demek deildir. Issrzlrk Efendi baka mahallede yaar. Biraz huysuz bir tiptir. Hani bahesine kaan toplan kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandr. Bizimkiyle ara srra selamlarr_ lar o kadar. {(eza Yalnrzlrk, 'Kimsesizlik" demek de de$ldir. Kimsesiz Efendi ehrin dnda bir maarada yaar. Sag sakal

al
3o

Saf ve som bir sohbet..." Bazen olur bana, nedensiz, ylesine. Gltl bir kanra arzusu balar iimi kemirmeye. Televizyon, radyo, gazeteler... Hepsinden koparrm. Telefonlar bir kenara kaldrrrrm. E-mail'lere bakmam, kimseye tek satrr yazmaz o|grum. Kepenkleri indirir, geici bir sre tadilata grer, iime kapanrm. Yaplacak iler kule olur ykselir masamda. Q}unacak mektupla kotarrlacak sorumluluklar birikir bir kenarda. Sokaa rkasrm gelmez; rksam kenarlardan yrrIfI, saak altlarndan. Grnlnez olmak isterim. Saydam bir cisim gibi ve yabani. Kazara bir tanda ya da beni tanryrp konumak iste yen okurlara rastlasam dilim dolanr, iki cmle kufalDam. nk o esnada ieride yalnzlk Efendi ile konuuyorumdur. Aynr anda iki boyutta birden olamam. Bazen olur herkese, nedensiz, ylesine. Yalnrzlk Efendi dikilir balkonumuzun altnda. akl talan atar penceremize. "Hadi k dan" der. "rk da oynayalm." Bazen olur. Yalnzlk af,rr. Ve sen terliklerini giyer, her eyi ve herkesi bir kenara brakr, ruhunun mahzeninin rnerdivenlerinden inersin er beer. Mahzende Yalnzlk Efendi seni bek]er. Beraber oturur sohbet edersiniz sabahlara kadar. Hayattan, zamandan, insanlardan, olutan bahsedersiniz. yalnzlk Efendi felsefe sever. Geri hibir eyi zemezsiniz ama zaten sohbettir maksat, zjm arayr bahane. Dedim ya, oldum olas Yalnrzlk Efendi ||g aram iyidir. severim kendisini. zannrmca o da dostluumuzdan memnundur.

birbirine kanm. Bizimkiyle krk ylda bir karrlarrlar o ftadar. Yalnzlk ne Issrzlrktrr ne Kimsesizlik. Yalnzlk insana en ok bakalanyla evriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna "ettaf kalabalkken kalbin ya|nz olmasr hali" derler. Yalnzlrk Efendi der ki, 'Yalnzlrk insanrn kendi kendisiyle }aptg1 bir sohbettir. Aracrsrz, Katkrsz. Oyunsuz. Yalansz.

Kalem

Ehli

ue

Kalp Ehli

Seneler seneler eweldi. Kalem ehlinden olmaya niyet ettim iinden. Kitaplan ve hikAyeleri dost belledigim iin srf; hayal kurmayr bunca sevdiimden. Sonsuz seyahatler Alemidir kitapIar. Zamanda ve meknda bir ku kadar zgr krlar insan.
.

Alrrsrrr kelimeleri tek tek, bir araya getirirsin topak topak. Yumuacrk ama dpyanklr. Kanat yaparsrn harflerden. Uarsrn uabildiince... Eli kalem tutanlardan olmaya niyet ettim vakti zamanrnda. Niyet demek, "vardk" demek deil asla. Bir ey "old,uk" yahut bi: paye "edirdik" veya yaptk-ettik-baardk demek desrl kat'a. Trkedn belki de en gzel kelimelerinden biridir "niyet etmek." Kolay kolay baka dillere eviremezsin. Or,r tutan i.nsan mesela, "orululnm" demez, "niyetliyim" der. Sen niyet edersin samimiyetle; yrrsn kendi yolunda, elinden geldiince. "renenler"den olnrak istersin, "bilenler"den deil. Niyetin sana rehberlik eder. Adm adrm, aama aama... Bu memlekette eli kalem tutanlar, ekseriya erkek. Kadrnlar szl klt,n bekisi ise erkekler yaz| kltre hAkim. Gazetecl|et, y azarlar, editrleE airler, eletirmenler. . Halbuki onlarrn yazdrklan kitaplarr okuyanlara bakryorum. Bu okurlann ne kadar ou kadrn, farkrda mrsrnrz? Adeta kadrn]ar okuyor, erkekler yazyot. yle alanlar var ki kadrnlar erkeklerden daha iJri ve merakl. okurlar. stelik sevdikleri eserleri muhakkak etraflarrna da okutuyorlar. Peki kadnlar, erkek]erden daha fazla ve daha tutkuyla okuduklan halde neden daha az yaz|yorlar? Cesaretlerini kran nedir? Tesadiif deil ya btiir ilham perilerinin hep dii olarak tasvir edilmesi; kadrn dedin ilham verir, erkek ise o ilhamla eserler yaratrd. Kadrn yazrrun nesnesi, erkek ise znesiydi... T\im bunlar eskidendi. Tabloyu temelden deitirme vakti imdi.
.

32

Kimseye kin gtmezler. Kalp ehli insanlar, Krgzistan'da olduu gibi tutup da komulannrn evlerinin zerine krrmrzr boyalarla iaret koymazlar. Bu zbek, bu l(rrgz, bu filanca, bu falanca gibi aynmlar yapmazlar. Nefrete, husumete, iddete anak tutmazlar. Ben gnl ehlini niye seviyorum? nk onlar hoa bakarlar crle 6leme. ve dahi kendilerine. Gzel bakar ve gzel grrler. Enerjileri farklrdr, hemen hissedersiniz. Telasrz, kavgasLz, ktifrsz yaarlar. Gittik]eri her yerde etraflanna daim muhabbet saarlar. Kalem ve kelam dnyas daha kavgacr, hrrsl, hrrrn. Bu da benim elikirn ite. Bense ruhen araft,aym. Kalem ehlini seviyorum, ama kalp ehli baka dostlar, onlar bambaka...

Daha ok kadrrn yazrl ktiltre girmesi, burada ayaklan zerinde durmasr, daha ok kadnrn "kalem ehli olmasr", toplumun da, bireysellik]erin de geliimi iin nemli. Dedim ya, kalem ehlinden olmak niyetimdir. Bu yndedir arzlJm, sevdam ve tutkum. Lakin zihnimin bir kancasr var ki takli kalm bir baka yerde. Onun gz bir baka lemde. Kalem ehlinde deil, kalp ehlinde. Gnl ehli baka bir hal. Onlar bambaka insanlar. Ah keke, keke saJnca daha ok olsalar. Gene de az deiller. Ne de c|z ya da suskun veyagrnmez. Serpitirilmiler yeryzne, ylesine. Ben gnl ehlini niye seviyorum? Seviyorum nk onlarda zerre kadar feralk yok. Herkesin birbiri hakknda atrp tuttuu, yalan yanl yazdr$, belden aal vurduu ortamlarda bile onlar dedikodu yapmazlar. irkin sz sylemezler. Kem nazar|a bakmazlar. nk bilirler ki kem szn, kem gzin enerjisi insana yaplrr. Daima kt konuan insanlar omuzlannda'ar bir ykle dolar. Ben gnl ehlini niye seviyorum? Seviyorum, nk onlar insanr insana lrrdrrmazlar. Hibir konuda anya gitmezler.

Byk Ak, Byk Nefret


"imdi sen elmayr seviytrsun diye elmanln da seni sevmesi gerekiyor rnu?" diye sormutu NAzrm Hikmet, o muazzam ve duru slubuyla. Halbuki bugnn aklarrnr grse ne derdi acaba? Bugn ellerde teraziler, adeta gramla tartrlryor ak. 160 gr sevgiye karlk 160 gr sevgi alrnabilirmi gibi, herkes .erdii kadarrnr istiyor. Seven erkek mutlak itaat, mutlak hAkimiyet bekiiyor. Zihinlerde bir denklem var sanki. Denklem karrlannradr m tm forml bozuluyor. Ve ite o zaman bir de bakmrsrnz ki ak bitmi, nefret balryor. Ne abuk geiyoruz bir utan bir uca. Sevdii kz bakasryla gezdi diye baklayan liseli renciler... Eski elerini kendilerine dnmedi diye silahla tarayan fkeli kocalar... Yedikleri itikleri ayr gitmeyen dostlarrr, basit bir az dalaryla balayan kavgalarda ldren clelikanllar... Vaktiyle ok sevdikleri, belki de en ok sevdikleri insan]ar bjr adrmda, bir kurunla harcayverenler... Birbirinden ayr gibi grnen btn bu iddet haberleri arasrnda bir ilili var. Hepsinde ortak olan nokta, youn bir aktan youn bir nefrete geebilmekteki sratimiz. Bir yardan arkrlar rkryor piyasaya, ardr ardrna. Hepsi de ak zerine. Szler benzer, iddial. Diziler ekiliyor pe pee. Gene hepsinin ana temasr "byk ak." Ama televizyonu kapatp kendi hayatlarumlza dndmz anda, ne yazrk ki "byk ak"tan anladmrz aslrnda "byk eo:" Biz elmanrn da nruhakkak bizi sevmesini bekliyoruz. Yetmiyor. Elmanrn hayat boyu sadece ve sadece bizi sevmesini, varlr$nr bize adamasrn, biz ne dersek harfyen yapmaslnr istiyoruz. Biz akr, egomuza hizmet etmekle ykml bir khya bellemiiz adeta. Ve bu ylizden ite, aktan nefrete bu kadar abuk, bu kadar kolay savruluyotlJz. Anadolu'da bugn bile anlatrlan eski bir ak hikyesi vardrr.

34

Ben bunu birka a5rr tasawuf sohbetinde bambaka insanlardan dinledim. Derler ki, vaktiyle Siirt Tillo'da bir tekkede mrit, tasawtfa gnl vermi bir zat yaarmr. Tbmiz, saf, gaze| gnll bir gen adammr. Gel zaman gqt zaman Ak olmu, hem de srrlsrklam. Karlk da bulmu. Sevdii krz da ona sevdalanmr. Evlenmiler. Mutlu seneler geirmiler. Ne var ki bir zaman sonra karrsr dikilmi karrsrna. "Ben gitmek istiyorum" demi. i'u yollann ardrnda baka ne yollar var grmek istiyorum. Sana 6k deilim artk. Bir bakasrnr grdm, ona aktr ytireim. Onunla uzaklara gitmek istiyorum." Mrit fkeden deliye dnm. Aklndan ilk geen ey, karsn ldrmek olmu. "Bana y6r olmayacarna gre kimselere yr olmasrn" diye geirmi iinden. Kapanmr eve, planlar yapmr kendince. Kimseyle konumaz olmu. Derken bir sabah eyhini kapda beklerken bulmu. "Hakiki Ark" demi eyh, "sevdii insanrn mutluluunu ister. Ak kii, sevdiinin mutlulufunu kendi mutluluunun nne koyar. Gerekten seven insan, zgir brrakrr. Sahiplenmek, hak iddia etmek, can almak, can acrtmak, Arklann tutacar yol deildir... Dn. Dn de yle karar ver. Ve bil ki verecen karar, senin gerek
srnavndrr."

uzaktar seurnek
"Seni uzaktan seviyorum..." diye dtlnd erkek iinden. "Yaklamadan, anlatmadan, anlarlmadan... Ben seni beklentisiz seviyorum. Hibir ey ummadan, talepte bulunmadan, hayal bile kurnadan. Kendi iimde tadrm sessiz sedasrz bir srr bu. Ben belki de senden ok bu srrrr seviyorum. Srrnn senden bile gzel nk, senden bile zel. Srrrn bir billur kadeh, krrrlmasrn diye yreimde taryorum. Srrrrn nazenin bir mum alevi, srrf yanmaya devam.etsin diye karanlr gndze yeliyorum. kimse bilmiyor, bilmesi de gereknriyor. Hem kim ne anlar? Ate bu, hep dt yeri yakar. Bense ne bir eyleri deitirmek peindeyim, ne bir yere varmak. Ne sahip olmal derdindeyrm, ne kendimi kanrtlamak. }{er ey olduu gibi kalsrn istiyorum. Ben hep bir sfr malup olaym; sen lrep uzak bir hayalden ibaret. Sen oldugun gibi kal. Ulalmaz. Dokunulmaz. Koklanlmaz. Ben olduum ,her gibi. Dnya olduu gibi. Merkez Efendilnin dedii gibi, zaten dengede ve ahenkte, canm efendim. Her ey zaten
ey merkezinde.' Ben senin ismini tarrn kokulu akide ekeri gibi tutuyorum azmda, damarmda, ruhumda. Kayglannl biliyorum, yalnrzlrklarrnr, krrgrnlrklannr ve hrrslannr da. kalbinin ritmini duyuyorum; yarunda olmasam, elini tutmasam da. Ruhunun en hallerini biliyorum; irkef, suretinin en irkin, zihninin en i hibirini gzlerimle gmemi olsam da. Ne bir mkafat verdin bana ne bir cgza.Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de, Seni olduun gibi sevdim, tm gnahlann ve arrzalarrnla, Uzaktan sevmenin en gzel yanl bu zaten. Kimseyi deitir_ meye kalkmyorsun. Her eyi olduu gibi kabulleniyorsun. Aynr gk kubbenin altrnda yaadrrmrzr bilmek yetiyor bana. Barmrzr kaldrdmrzda grdmz sema ayn, yldrzlar

te o zaman mrit iin etin bir i muhasebe balam. Gnler, haftalar boy, nefsi bir yana ekitirmi, yrei bir yana. Sonunda bir sabah frlamr yataktan. Am tm pencereleri, kaplan sonuna kadar. Ik dolmu ieri, efil efl riizgdr. Dnm kansrna, "Dilediin yere git" demi usulca. "Ben hakkrmr sana helal ettim. Sen de bana helal et, yle rk yola." Bu hikyeyi ilk duyduumda bir masal gibi dinlemitim. Gerek olamayacak kadar romantik... Ta ki byle insanlar tanryana kadar. Onlarrn yklerini gazetel er yazm:yor, televizyon du;rurmuyor. Ama bu lkede nc sayfa haberlerinin atladr$ "byk ak" hikAyeleri de yaandr, yaanlyor.

lll !l

?"{Ve(

1 39

38

aynr, dolunay aynr. Bunu bilmek yetiyor bana. Umurumda deil ki nerede uyuyorsun, kimin yannda. Bacarnda arapnel parasyla yaayan bir asker gibiyim. Etimde yabancr bir madde, kemiimde bir metal paras gibi duruyor akn bende. Bakas duysa korkar, 'aman'der. 'Nasrl olur? Byle de yaanrr m?' Halbuki ben altrm. Rahatsz etmiyor beni, onu anladm. arapnel ve ben, gl gibi geiniy otllz, yan yanit .ama karrmadan birbirimize. "

beni almanr istemem srzrlarr iine eken adamsrn iink. Bir de


o delik kalbine."

ouzAtaytanrsa,senianlatmakiinsylerdilunlan.Btti,n

Neyaralar,nekanatrr.Gzlerinlegrmedigin..1sesr' duyduun, varlyla huzur bulduun bir denizin ,*"T*.,

ne acrtr, uzaktan sevmek daha grizeldir bazen. Ne incitir,

gzelidir ytrtmek gibidir byle sevmek... uzaktan sevmek en

"Seni uzaktan seviyorum..." diye geirdi kadn iinden ve barnr evirdi. Bakmad bile ondan yana. Bakmasr gerekmedi. "Ne gzel uzaktan sevmenin rahatlrr, hafiflii, beklentisizlii. Herkesin ha bire birbirinin hayat hakkrnda konutuu bu dnyala 'biz'diye bir ey olmayrnca, hakkmzdakonuacak bir ey de bulamryorlar ya, ne gzel. zgrlk ite! Sen zgrsn. Dilediin zaman gidersin aklrnrn estii yne. Tltsaksn bir o kadar. Mecbursun kendi sorumluluklanna, alrkanlklanna, hayatrna. Yaprmsrn kabuuna. Hayalimdeki sen, gerek senden daha zgr aslrnda. Grsen, hayalimdeki
seni lrskanrsln, Seni sevdiirni sylememekteki lsrarrm bu yzden. Her ey byle daha duru, daha gzel. Sylesem by bozulur. Zaman

bazen.

arlar, zaman hantallar. Doallk kaybolur, konumalar yapaylar. Sy,lesem dnya durur, bir daha hibir ey aynr o|maz. Sen de$irsin. Bir baka hal gelir zerine. Bir beklenti, bir istek, bir kvan, gizliden gizliye bir kibir siner baklarna. Aklar kibirli oluy' demi air. 'Sevdiklerini fethedilmi bir kale gibi grmeye kalkarlar.'Be4se hayat boyu susmaya tazym, o kibri gzlerinde grmektense. 'Byle adama Yaklamaz hibir gzellik Doduu gnden beri kalbinde bir delik, Almak iin btlttln srzrlan iine.'

47

Yazr Doup Hnp Sonbaharda Yaayanlar


pek oklarnrn "kasvetli sonbahar ocuu'' sandr Ernest Hemingway aslnda tam bir "gneli yaz ocuu.'' Dnyaca nl srradr yazat temmuzda dodu, gene temmuzda ld. Ama zaman zamanhayatnrn ayrrntrlaryla deil, sarsrcr intiharryla deil, cltmtnden sonra kitaplarnn bana gelenlerle gndemde geliyor. zira vArisleri kendi aralarrnda fena halde atmaktalar. Bir iadamnrn vArisleri, onun fabrikalan ya da mallar iin kapr. Bir emlak zengininin vArisleri, merhumun arsasr veya evleri iin birbirine girebilir. peki ya bir yazartn vArisleri ne yapar? onlar d.bazen kelimeler iin kaprlar. kiminin kard blmleri, kimi akrabalar geri koynak ister. vArislerin ellerinde yazannkitaplar deiim stne deiim geirir. yeni basklar eski]eri tutmaz bazen. Araya editrler, yayncIar, eletirmenler girer. okurlar da tartlmaya dahil olur. ve tm bu kelime savalar, yaanrken yazarLn kemikleri rmeye,

kitab yazarLn lmnden sonra blk prk notlanndan derledi. O esnad a yazarlt eski eine dair olumsuz notlarrrir da metne ekledi ve yle yayma verdi. Bylece iki ayr eten olan ocuklar ve iki farklr yayrnevi, Heming-way kitaplarrnrn nasl basrlmas gerektii konusunda ciddi bir fikir ayrlrr
iindeler. Yazar kendisi hayata olsa ne derdi kimse bilemiyor. Kim bilir beiki de bu tuhaf kavgaya hi karmaz, sessizce ve muzipe izlepdi bir keden. Dnn, hayatrnul yaz|ya adryorsunuz. Yazya ve aka. Zeki, yaratrcr, dik kafah, maceracr, alkan, gzlemci, direnli, biraz da hrrn bir tabiatnz var. Kadrnlarr seviyor, ama onlara tahamml edemiyorsunuz. Sk sk Ak oluyor, aksz

ddiasna gre Hemingway'in drdnc ei olan kadrn, bu

namr ise yrmeye devam eder.

zira b kitabn editrln Hemingway'in torunu yapt. ve kitapta kendi anneannesi (Hemingway'in ikinci ei olan kadn) hakknda yaplan yorumlan beenmedis ve bunlarrn kitabn aslrnda olmadna inand iin bu krsrmlan rkard, sansrledi. Bunu yapan torun bu haliyle kitabn imdi daha doru olduunu, zate dedesinin anneannesi hakknda o olumsuz blmleri yaymlamayr asla dnmediini sylyo..

yeni baslan Ernest Hemingway kitaplanndan bazr ksrmlar kartld. Aile yeleri hangi blmlerin, hangi kelimelerin yeni baskrlara konaca konusunda mahkemelik durumda. Mesela A Moueable Feasr kitabmrn yeni kopyasr, eskisinden farklr.

ve sevgisiz yaayamyor, yalnz kalmaya dayanamyor, buna ramen ha bire sevgililerinizi terk ediyorsunuz. Sevdiklerinizi hem k mutlu hem kahrediyorsunuz. Acrtmakta da, akta da, kavumakta da, ayrrlkta da biriciksiniz. Zaman zaman herkesten ve her eyden kamak istiyor; yok olmak, toz olmak, hi olmak istiyor; toplumdan bunaldka yazlya srrnryorsunuz. Kelimeler en deerli varlrnz. Harfler inci toplarr gbi ldyor parmaklarnzln araslnda. Harflere mcevher muamelesi yapyorsunuz. Sevdiiniz kadnlar sizden elmas, yakut, prrlanta beklerken, siz onlara harflerden yzkler, kolyeler, bilezikler takryorsunuz. Dili "kullanmyor", adeta dille dans ediyorsunuz. Her bir kelime iin ayrr ayrr uralyor, yazmayl delice seviyorsunuz. Ve siz bu dnyadan ekip gittikten sonra kelimelerinize akrabalannrz tarafndan el konuluyor. Hi grmediiniz torunlannrzrn torunlan, kitaplannrz haklrnda sz sahibi oluyor. VArisleriniz grrplara aynlp, veryansrn tartyorlar. Kitaplarnz iki grubun e]inde uzun, ince bir ip stbi iki tarafndan sndre sndre ekitiriliyor. Kapanln elinde kalyor.

42

Hemingway yaasaydr bir yk rkartrrd bunlardan. I(rsa cmlelerle. Yazarlk formli, gazetecilik me sleinin etkileri ni tayan bir formld. "Laf uzatmadan kullan. Krsa paragraflar kur. Hep canl bir dili tercih et. Olumsuz deil, olumlu ifadeler se." Buna inandr ve hep btyle yazd. ltmt de btyle kurgulad. Ksa, net, dolaysz, Hayatrna son verecek tfei kendisi gdip seti, dkkAnda denedi, satrn ald. Kimseye bir ey hissettirmeden. Edebiy,t tarihinde intihar eden epeyce yazat vardrr, ama genellikle kimse tfekle intiharr semez. Hemingway bu' anlamda da bir ayrrkotu olarak kald. Yaz ocuuydu. Ama hayat boyu sonbaharda yaad. Amerika'da, Idaho'daki mezar tarnda u kelimelerin yazm* sr tesadf deil: "O en ok sonbaharr sevdi..."

Yazarlar Seumeyen Yazarlar


,,Ne zaman bir baka yazaflr: baarrsrna tanrk olsam, ben birazdaha ldm" demiti Gore vidal, mthi bir drstlkle. de, her yazar ok az kii bunu btyle samimiyetle dillendirse ya krskantrr. Her yazat kendi dndaki pek ok yazata yle

da byle gcrk olur. Ama herkes bunu belli etmez, Kimileri duygularrnr saklar, ipeksi, pastel renkli tller ardrnda; kinileri ise dayaiu^ur, ate pskrr gibi kelime pskrr orda burda. Bu bir "derece meselesi"dir aslrnda. kimimizde ayyuka varlr krskanlrk, kimimizde minimumda kalrr. Ama hibir yazat:rn krskanlrktan yzde yz arrndrnr sanmam. I&skanlrk skalasrnda yzde 1 ile yzde 99 arasnda bir yerlerdeyiz hepimiz. Bu yzden ite edebiyat dnyasrnda ne turg" eksik olur, ne dedikodu. Tesadtf deil yazar|arn birbirlerini brrakrn sevneyi, okumaya bile tenezzl etmemeleri, Bir yazar krskand bir baka yazafl katiyen okumaz. yle biri yokmu gibi davranr. Romancrlar birbirlerinin romanla_ rlnl, airler birbirlerinin iirlerini, krsa ykcler birbirleri_ dikkat nin yklerini okumamakta srar ve sebat ediyorlarsa, kedi_ krskanlrk buyurun, oralarda sinsi sinsi dolamaktadrr
si. Patilerinde siyah mrekkep!
yazar]ra, Belki diyeceksiniz ki bu her meslekte byle. Ama pek nn krskanlr baka bir eye benzemez. zira yazarlrk, yrtlen bir ura. Ne bir ok meslen aksine tek bana ofisvarortada,nemesaisaatleri,nealrmaarkadalarr. yazrnrn insarr asosyalletiren bir mayas var. Fazla ekilir_ sen iine, yabani bir rzgra kaprlr gibi kaprlrrsrn.hayallere, yaz_ Kalt, sudan bir aynaya dnverir o zama.. nsan "Biz" hallerine, dkla yolculuk yapar kendi ruhuna, bireyin duygusuyla deil, "ben" drtsy|e yazat edebiyat. kendini Tann zarrneder. Ttm bunlar, genel olarak edebiyatrlann

45

QarL. \

"ikin ego" sahibi olma riskini artrrrr, rnekler o kadar ok ki... Mark TWain ile William Faulkner arasrndaki atrnalar unutulmazdrr. Koskoca iki yazar ne d.emeye birbirleriyle bu kadar uramlar bilinmez, ama ara, larrndaki kelime saval feci boyutlarda yaanmltr. Faulkner, Mark Twain,i pespaye bir yazat olarak deerlenip, onun Amerika'da deil de Avrupa'da yaasaydr asla bu kadar nle_ nemeyecek drdnc srnf bir yazar olduunu sylemiti. Sevgili Virginia Woolf kslanlrrn erkeklere has bir rahatsrzlk olmadrrrrr iyi bir rne$dir. Pek ok yazar hakknda dikenli szler sarf ettii gibi, Somerset Maugham'l "cani krlklr, fare suratlr, sokakta grsem korkacarm trden bir adam" olarak nitelendirmiti. J. K. Rowling,in tm dnyada yanklar uyandrran Harry Potter serisi ktrnda onu en ok dier yazat[ar yerden yere vurdu. Harold Bloom bu kitaplarrn insanlar aptallatrrdnr (ve bir anlamda gene aptallar tarafrndan okunduunu) ima eden ar bir yazka\eme aldr. Tom wolfe, edebiyatn iki nl ismi John Irving ve John Updike' "yalr bunaklar" diye ele_ tirip, bir kalemde harcadr. Norman Mailer, Tcm Wolfe'un 700 sayfalk romanlnn 500 sayfasrnrn gereksiz olduunu syledi, Atsan da olur... Bir baka mehur kapma Paul Theroux ile Nobel dll V, s. Naipaul arasrnda yaand. stelik ikili vaktiyle arkadatr, Ama 1996,da dananrn kuyruu koptu. o sene ikisi de aynr festivalde konumacrydr. Beraber sahneye ktklarrnda bir_ birleririn yzre dahi bakmadlar. Naipaul, Theroux,yu kendi srrtrndan hret kazanmaya alrmakla suladr. Theroux da arr bir ya^yaz]p, Naipaul,u, rrkr, ukala, bencil, kendisinden baka kimseyi sevmeyen, insanlan kullanrp kenara atan biri olarak tanrtt. Trk edebiyatrnrn divas Halide Edib Adrvar hemcinsi yazar\ar a karr nyarglryd. Brakrn onlarla beraber retmeyi,

46

Geenlerde bir mzisyen arkadarm aradr, yle bir laf etti: 'Yahu bu hafta bir iir gecesine katldrm, kendimi edebiyatlarn arasnda buldum. Baka yazar|ann aleyhine durup durup bir sr laf ettiler. Sen de bolca aldn nasibini bu szlerden. nanamadrm. Gereksiz yere ha bire laf geirmeler... Orada olmayan insanlar hakknda atrp tutmalar..." Glmsedim. Bir ey demedim. Ne syleyebilirim ki? Bizim Alemler tede: beri byledir. Ben de dahil, o da dahil, hepimiz ite, hepimiz... Ne zaman bir baka yazann baarrsrna tanrk olsak, bfuaz daha lrz biz. ok az:lm.z bunu bu ekilde itiraf edebilsek de...

ortak iler yapmay, dayanrDoi, varlrk]arn dahi grmezden geldi. lgintia bata Mor Salkml Eu olmak zere yazrlannda dnemin erkek entelektellerini ve kimlerden nasl etkilediini anlattr halde, kadrn yazar|an hep es geti. Bata FatmaAliye Hanm ve Emine Semiye Hanrm gibi kymetli kalemleri atlayverdi. Oysa bu kadrn yazarlarLa aynr gazetede yazdrr, aynl ehirde yaad ve aJml sorunlarla ba ettii dtltlntltlrse, o kadar ok ortak noktalan vardr ki... Grmek bile istemedi.

GI Bahesi

Eulilik

nsanlrn icat ettii en zor kurumdur evlilik. Aksini syleyenlere sevecenlikle gutmse, ama sakrn inanma. Krrmrzrpembe bir gl bahesidir ya evlilik, goncas kadar dikeni de boldur. Unutursan bunu, anrnda hatrrlatrr; dikenlerini batrrrverir parrna$na. Ve seu bu kadar uysal ve Jrumuak, doal ve parlak grnen bir bahenin nasl olup da byle siwi ve sert, glgeli ve ke}i kabildiine hayret edersin iten ie. renirsin. yle ya da byle, er ya da ge, kurallann retir evlilik. Gl bahesini grd halde ortada hi diken yokmu gibi glmseyenler, bu kurumu gereinden faz|a ciciletirip romantikletirenler, ya "Laze evliler"dir ya da "gnll gafiller." Bir labirent eklinde ina edilmitir g bahesi. t ie dnemeler, kmaz sokaklar, beklenmedik sapaklar... bilmece iinde bilmece... Saptn her yol seni labirentin daha da iine sokar. Me,kezine. Gbeine. yle bir hal alr ki en nihayetinde, bu labirete ne zaman ve nasrl girdiini bile hatrlamaz olur; geri dn yollarnr lrepten yitirip kaybolursun. Bu arada "eski sen" en bek6 en gen ve toy halinle labirentin dnda hir duvar dibinde sessizce bekler. Elinde solmu beyaz iekler. Yznde mahzun bir ifade. Bekler ki hatrlayasrn. Bekler ki ge"i dnesin. Bekler ama nafrle.-. zita,,d dnya" diye bir ihtimal artk kalmamrtrr labiren-

1]i

tin iindekirre. nsanlrn icat ettigi en karmark kurumdur evlilik. pte cambazlrktr. Elinde mavi kurdeleli srnk, ince bir ip stnde dengede durmaya gayret ederek yrrsn adrm adrm. Hem
l i; *

byle brncuk boncuk ter iinde dengede durmaya almak hem de etrafa bir ey aktrmamak zordur ki, hem de nasrl. dare

l
I

etmek sanat zerine kurrludur evlilik. Kadrn erkei, erkek kad.rn, gelin kaynanay, grmce grmceyr, aktrler aktr_

r\1

I ln\ iiiiili
rR-L(
,,[l ;li,

../,

'r'Tl l \,

'ir
\\
\ r'\]

{,\'

,jy

,\

=-1\i _\.-\

_.-><t

-\t

5o

51

leri... idare eder. Tavizler, dengeler, sessiz sitemler. Birikmi, ama da vurulmamr fkeler. kabuk tutmu yaralar. Azck kaldrsan kabuun ucunu, tazeymi gibi hemen kanar. nce diplomasi, hassas tr.r:azi... Bir gram kadrnrn kefesine koyunca, anrnda bir gram daha koymak |azm erkein kefesine. Mutfakta yemek yapmak iin kullanlan ty gibi terazi].er bile evliliin terazisi kadar hassas deildir. Orada mikrootganizma gnahlar tartrlrr. osu evli insanrn zihninin ekmecesinde sak]ads bir defteri vardr. Muhasebe ve muharebe deft,eri! Tm hatalar ve ihmaller, kusurlar ve eksikler satrr satrr oraya yaz]rt. Bakkal defterinden beterdir evli iftlerin gizli defterleri. Hrpalanmr, sararrnr sayfalar. Bir gn ala kmay bekleyen kargack burgacrk ve aprak notlar. yle zamanlar vardrr ki die di, gze gzdr evlilik. Hamurabi Yasalan. "Madem sen bana bunu dedin, ben de sana unu derim..." Be gram bu kefeye, be gram tekine. "Sen benim annemi istemezsen, ben de seninkini telerim..." Evli olan bizler biliriz tm bu ince ayarlan. Bilir ama ne tuhaftr ki, bilmezden geJinz. Etrafimrzdal< her bekAr kadrn ve her bek6r erkee rsrarla evlilik propagandasr yapar, illaki bir an errvel onlann da ban balamak isteriz . zaman zaman ii iyice abartrr; ak ak basloda bulunuru z. "Ee yetti ama, sana da birini bulalrm arrk..." Karnlmaz sondur: BekAr birinin varlr etrafndaki evlilere dert olur. Hibir bek6r insann, byle bir heyec an, azim ve tutkuyla kalkp da, evli bir arkadanrn evliliini sonlandrrmak iin urat grlmemitir. Halbuki evli iftler nedense bek6r arkadalannl bir an errvel evlilik labirenti.e sokma5n zerlerine vazife bilir. Adeta bek6rlk denilen ey toplum ve evre tarafrndan sonlandrnlmasr gereken bir ocuklul< hastaldr. kabakulak ya da krzamk gibi bir ey... Hani bir dnetn yakalanabilirsin. Normaldir. Ama bir an ewel iyilesen iyi edersin... Herkesin iftler halinde dolat, ilikilerin kurumsallatr ortamlarda bekAr biri mzkrnm teki, dupedtz o5runbozucud,ur.

Bu yzdendir ki evli iftler gniiil patanl] brolan gbi

yedi gn, gnde 24 saat alrrr. Komisyonsuz, bedelsiz, haftada

etraflanna hizmet verirler. Hele yleleri vardrr ki ii gc brrakr, hangi bekAr arkadarn hangi bekdr arkadaryla tanrtrraca_ rnrn etelelerini tutar. evreyi geniletmek, adaylann saJnsnr artrnr. Srf bu yzden kolay kolay arkadalk etmeyeceS insan_ larla cancier kuzu sarrnasr taklanlar vardrr. Beenilen bir aday rkarsa hemen bekAr dosta haber verilir: "Biriyle tanrtrk, harika, muhakkak tanrma]rsn..." Beriki yazk, "Gidin iinize kimseyle tanramarri, hem ben hayatrmdan memnunum" diye bekArlrru savunmaya alrrr. Baaram az. Mizansenler yaprlrr. Yemekler ayarlanr. Yapay randevular. te kaka. te kaka. Yeter ki bozulmasn gl bahesinin itibar. Kjmse kalmasrn duvarla_ nn d.rrnda... oyundur ya, herkes bilir oyun olduunu, gene de hevesle oJmanrr ite. Bu toplumda bekArlar zenle ayrklanrp tek tek avlanrr. ocukluk hastalrklan gemek zorundadrr, suieinden geriye en faz|a belli belirsiz bir iz kalrr. Elimizde fenerler, yryoruz gt|bahesinin iinde. Her eye ramen ikAyeti deiliz. Artrsr eksisinden faz|a. Gti bahesi ne de olsa. Gzel manzata, ho rayiha. Gene de bazen aklm|za esiveriyor. Efsanevi aklar yaamak istiyoruz iten ie, Rapunzel'in salanndan byl kuleye trrmanmak ya da beyaz atlr prensin atrnrn terkisine atlayp doludizgin gitmek istiyoruz belirsizlie. Mutfakta tencere yemekleri yaparken, gzlerimizi kapatp hayaller kuruyoruz. Dolmalarmlza pirin ve tuz kadar iimizde ukde kalan aklan da doldunryoruz. Akam kocalanmrz eve gelince "Eline salJ hanm" diyor. "Ne var bunun iinde?,, Glmsyoruz. Hayal.lerimizi kurumasrnlar diye buzdolab poetlerine koyuyog azLanru skr srkr kapatyorvz. Taze taze bekliyorlar buzluklanmrzda... Donmu donmu bekliyorlar, elikiler yumar insan... elikiler yuma her evlilik... Bilmem ki buralardan geip de dikeni de, gl de aynr anda
hissetmeyen var mrdrr bu krrmrzr-pembe bahede?

Leyla Ham' Kim Alacal?


Sene 1926. Haftalk Mecmua o gne kadar duyulmamr bir anket balatt: "Ley|a Hanrm'r Kim Alacak?" Kurguya gre saygtn, nezih ve varlrkl bir stanbul ailesinin biricik krzlarr olan Leyla Hanrm'rn evlenme ya gelmiti. Son derece gzel ve ahlak bakmndan emsalsiz diye nitelenen Leyla Hanrm, bir trl kiminle evlenece$ne karar veremiyordu. On dokuz yanda olup, evde kalmasr an meselesi olduundan, dergi, okurlanna "yardrm" ansr yapryordu. Damat adaylannr okurlara uzun uzun tanttktan sonra birini semelerini istiyordu. Anket 17 say srd. Ve umulanrn tesinde bir ilgiyle karlandr, 9 50O'n zerinde cevap geldi. O gtlne kadar hibir yayrna bu kadar ilgi gsterilmemiti. Anlalan yeni Cumhuriyet'in vatandalan ii gc brrakmr, hi tanrmadklan Leyla Hanrm'a mnasip bir koca aramaktayd harl harl. Ankette belirtilen koca adaylarr dnemin "erkeklik" kodlarrn gstermesi bakmndan son derece ilgin. Deerli tarihi zafer Toprak'rn belirttii gibi "yarmada erken cumhuriyet'te reva bulan meslek]erden, her yatan ve tabakadan talipler tanrmlanmt." Toplam on adet aday vard. Bir: Yakkl doktor Necmettin kr Bey. (Ankete gre tek olumsuz yanl, zhrevi hastalk]ar doktoru olmasr ve gn boyu "kt" kadrnlar muayene etmesiydi.) ki: Dava vekili Talat evki Bey. Ailenin hukuk ilerine bakryordu. Drst ve gvenilirdi. (Falsosu: Henz ykselmemiti.) : Gen diplomat Nusret Reit Bey. Hali vakti iyi, tahsili mkemmeldi. (Falsosu: Leyla Hanm'r alrp uzaklara gtrecekti.) Drt: Trk ordusundan Selami Bey. Cihan Harbi'nde, nice cephede kahramanlrklarr grlmt. (Falsosu: Yaa Leyla Hanm'dan epeyce bytiktii.) Be: Tccar krkzade Rfat Bey. o gnn artlannda dahi birka milyon lirasr vardr. (Falsosu: Nasl kazanldr belli olmayan

53

bir birikime sahipti. Eskiden ambar memuruyken birdenbire paralanmtr.) Alt: nl yazat inasi Hikmet Bey. Gtiler yzl ve zekiydi. ok okunan bir yazardr. (Falsosu: Altr st
grmt. Byl ihtimalle yaknda vekil olacaktr. (Falsosu: ]aok!) Sekiz: Profesr Fuad Hsameddin Bey. Dartifilnnda bir kr,s sahibiydi. nce ru}rlu, kltrl ve birikim]i bir insandr. (Falsosu: Kitaplar faz|a sevmesi.) I)okuz: Yakn akrabadan Ekrem Bey. Leyla'nn annesinin dayrsrnrn oluydu. Zatnn genler beraber bymlerdi. ok ,y, tenis oynar, ata binerdi. Robert Kolej mezunu ve bankacrydr. (Fa]sosu: Yok!) On: Musikiinas Ercment Baha Bey. Milli operalar besteliyor, ok gzel keman alryordu. (Falsosu: Ne de olsa "algrcr" idi!) Yu,dun drlrt bir kesinden cevaplar yadr. Peki gen ve dina.nik Ttirkiye Cumhuriyeti'nin okurlan hangi adayr setiler dersiniz? Kadn okurlardan en faz|a oyu Krkzade Rfat Bey aldrArlarlan adam alp rrpml da olsa, helali ho olsun diye rlnyordu iceleri. Zaten tccar olmasr balr bana bir iltifath. Cumhuriyet erken dnemde ticaretin gelecei parlak, tccar koca adaylarrnrn ansl daha fazlayd. Acak genele bakldflnda Ekrem Bey'i soenlerin oram da hayli ytiksekti. Ekren Bey'in ak,abalan olmasr kadar, bankaclr da bunda ro1 oyramrt. H+;r "elolu" deil, hem de yeni ulus-devletin en geer ake melt:klerinden hirini ytirtyordu: Banka ynetici_ lii. Son olara}, dremin bir baka gzde meslei: Mebusluk. Ilevzi Bey de epey oy toplamrtr. Oku,larn gazeteci, sanatr ve profesr koca adaylannr bir rpda elemelerire baklrsa o gnden bugne pek fazla ey deimemi memlekette. Entelektel birikim ve yaz|ve sanat o zamanla,da da; trpkr bugn olduu gibi hor grtilyormu. IJu arada Gelibolu'dan yazanbir okur, soruya soruyla karlrk vermi: "Bir kere de Leyla Hanrm'a sordunuz mu?'
gazeteciydi!) Yedi: Mebus Muhtar Fevzi Bey. Avupa'da eitim

55

Bir

Gen Kzn Intihar

Sabahn erken saatleri. Tlafk henz youn. stanbul'da bir gn daha balyor, milyonlarca yrek, milyonlarca hasret. O kadar derin yarasl var ki herkesin, o kadar ok srzr gs kafesimizde. Buna ramen efkatle, anlayla davranam Ly otlJz birbirimize.Bfu hrrrnlk, bir krzgnlrk var izermizde. Halbuki lurgn oldufumuz her kim varsa, o da en az bizim kadar yatalr... Bunu bir anlayabilsek keke. Saat 10.30. Yer Hali Kpnis. Bir yakadan bir yakaya akan araba ve kamyonet zincirinde bir yavalama oluyor nedense. nlerde bir kouturma. Yzlerde aresizlik. "Atladr" diyor birileri barrarak. Heyecandan kelimeler karrlyor. Anlarlmryor ne dedikleri. Sonra yeniden o meum szler duyuluyor: "Atladr abi, atladr!" Bir gen krz. Yrei krpe, adrmlan narin. mr uzundu belki, uzun ve renk]i, halbuki kader izgisi yanm. zerinde renci kyafeti. Lisedeydi. Henz 17 yanda. Oyle bir ya ki zor, hem de ne zor. Ne ocuksun, ne kadrn. Ne kllk diye severler, ne byiik diye dinler]er. Yalnzln en youn hissedildii yllar bunlar. Halbuki herkes yalz aslrnda. Onu bilmezsin. Bir tek senin barna gelmi zannedersin. Halbuki herkesin kalbi srra. Onu da bilmezsin. Bir tek seninki bu kadar acr zannedersin. Ne bu dnyanrn iinde, ne tesindesin.

Lise rencisiydi. Anne babasrnrn gelir durumu yksek deildi. Polisin verdii bilgilere gre web sitesinde braktr
sin elbet, zaten alt gnlm uzaktan sevmeye. Sen de git imdi ardna bile bakmadan. Eer dnersen bil ki ben orda olmam, NX yoruldum artrk..." st ste okuyorum bu mesaj. Belki bir romancr meralryla okuyorum, belki sadece insan olmanrn sorumluluuyla.
son mesajda intiharrn iaret]erini vermiti: "Gn gelir gider-

Aklmm kancalari tallyor bu kelimelere. Dtinmeden edemiyorum, nasrl olur da yorulur 17 yarnda bir insan. Henz balrannda mrrn. Dleri tertaze. Eneji deposu olmalr o imdi, moral, ilham ve yaratrclk deposu olmalr. Mesajndaki baka hibir sz bu kadar zmyor beni. Besledii krrk ak bu kadar arrtmryor. 17 yarnda bir insanrn "yoruldum artrk..." demesinde insanr derin kasvetlere dren bir eyler var. Pek ok Avr"upa lkesinin aksine, Trkiye nfusunun byuk bir ksmr genlerden oluuyor. 14-18 ya arasr kesime ynelik alrmalarrn artmasrna acil ihtiyacrmu var. Onlarn sorunlannr dinleyen, yaratrcrlrklannr gelitiren ve en nemlisi her birine "birey'' o]arak dawanan bir yaklalmr ne kadar geni bir tabana yayarsak, toplum olarak bundan o kadar yarar grrz. Halbuki zel olarak bu ya kesimine ynelik faaliyet gsteren gni,il kurulular ne yazkki ok az. Bu kurulularn nde gelenlerinden biri Gen Hayat Vakf. stanbul'un be ayn ilesinde byk bir zveriyle alran vakf, 11 ila 18 ya arasrndaki genlerimizin daha mutlu ve olgun yetikinler olabilmelerini, sivil toplum ve sosyal sorumluluk bilincinin gelitirilmesini amalamakta. Ortaokul ve lise rencileri, yaadrklarr ehrin hayatrna aktif olarak katlmakta, kendi bireysel seslerini duyurmakta, saha aratrrmalarr ve izlenimlerini birbirleriyle paylaabilmekteler. Bulu agndaki genlere ynelik buna benzer alrmalarrn artmasr, daha faz|a gencimize kendilerini ifade etme alanr aacak. ayet biz yetikinler birbirimizi didiklemekten ve telemekten frsat ve zaman bulabilirsek genler iin yapmam|z gereken ok i var nmzde. Hali Kprs'nden 17 yarnda bir gen krz atlad. Grg tanrklarrnn dediine gre saat tam 10.30'du. smi Cennet'ti. Di}erim ebedi mekAnr da yle olur.

Dz IVIartk nsarlar
Burlara inanmanrn ya yok. Bir bakmrsrnrz, ren insanla, da ekiyor bu kadim merak, orta yallan da. Fal baktrrmanln da ya haddi yok. Bu yle bir konu ki her yatan, her kafadan insanr cezbedebiliyor. 17 yanda bir gen lzrn da, 80'lerinde bir anneantenin de kahve yahut el falrna baktrmak iin her zamanbirtsebebi var. Burlara ve fallara ilgi gsternenin ya srn.rlamas yok, ama cinsiyet srrurlamasl var galiba. Batl inanlann dnyasr yle bir dnya ki orada kadrlarla erkeklerin yollar aniderr ay,rlrveriyor. Bur}ara neden daha ok kadrnlar inanrr dersiniz? Falcrlara niin en ok kadnlar gider ve nasrl olur da birbirlerine doktor tavsiye eder gibi falc tavsiye ederler? Hibir erkein yeni tant bir erkee "Pardon, acaba burcunuz Baak ya da As]an oiabilir mi?" diye sorduuna tank oldunuz nu? Ya da dier erkein ay}r muhabbeti srdrerek "Aa, ykselen burlarrnrz uyuyorrnu, demek ki iyi anlaacaz" sonucunu _karttgrn dnebiliyor musunuz? Peki kendi ocuklannrn burlarn bilen bir baba tanyor musunuz? Sonyu bir de tersinden soralm: Kendi ocuklarnrn burlarrnr bilmeyen bir alne tanryor musuruz? Her iki sorunun cevab da (yzde yz olnrasa da, yzde doksan dokuzlarda): "Ha;nr." yleyse nedir tu derin farkrn sebebi? Nereden kaynaklanmakta kadnlarla erkekler arasrndaki "akrlclrk" uurunru? Nasl oluyor da erkekler hep mantrklr grnmek, akrlc konumak, dz mantk izgisinde demir atmak durumundayken kadnlar rasyonalite-d alanlara diledikleri gibi kanat takp uabiliyrla:? Fala, burlara ve batl inanlara inannrak acaba bfu zayflrk ve hayat karrsrnda aresizlik belirtisi ni, yoksa tan tersine bir bilgelik gstergesi m1? Zayf insanlar mr irranrr falcla, yoksa hayatn kuru mantktan ibaret

.P-

L,----

58 59

olmadn bilecek kadar bilge olanlar mr? kadnlarn akld bilgi kaynaklarna, erkeklerinse hep akl ve mantk izgisine yakn durduklar bir dnyadr yaadmz. Ama genellemelere hi uymayanlar da var muhakkak, Akt ve dz mant iar edinen kadnlar var mesela. Ve sizlere bahsetmek istediim kadrn, bunlarn en tanrnmrlarrndan:.yn Rend. oyle bir yazar ki Ayn Rand, dnya zerinde bugn hangi tlkeye giderseniz gidin saJnsrz ha5rranrna rastlarsnrz. Romanc, deneme yazart, oyun yazanve bir f|ozaf. Dnya edebiyatnn hak]<nda en ok konuulan, en takipisi bulunan ve en ok ok nefret edilen ilk be yazar,],araslna rahatlkla girer. 1-905'te Sen Petersburg, Rusya'da dodu. 7926'd,aABD ye geldi. cebinde az biraz para ve yreinde derin bir '.kendini yeniden var etme" arzusuyla. ve bir daha anavatanrna dnmedi, aileini grmedi. Gemii ile geleceini keskin hatlarla ayrd. Ateli bir komnizm kart ve bir o kadar ateli bir kapitalizm yanlsryd. oyuncu charles Francis o'connor ile evlendi. Bir sre Holywood'da dk bteli metin yazarifu yapt. Ta ki 1943'te Hayatn Kayna adl yaptyla byk bir k yakalayana kadar. Ardndan en rnemli eseri olan Atlas vazgeti geldi. nsann, hayatndaki tm deerleri kendi dz mantn kullanarak semesi gerektiine inandr. Bireyin dev]et ve toplum karsndaki haklannr savunup, hkmetlerin bireylerin hayatrna mdahale etmesine kar ktr. '.Hi kimse kendi beynini, bir bakastnln yerine dnmek iin kullanamaz. vcudun ve ruhun buttn ilevleri bireysel ve zeldir. Paylala maz v e devredilemezler'' iyorar. Ayn Rand yle bir kadrnd ki adece toplumlarn degii, sadece bireylerin de,il, sevgini, y" hatta akn temelini de mantrk ve akrl o]arak grYordu. "y bir evlili.in srrr nedir?'' diye sors aIlz, "Mantrkl seim yapmak'' diye cevap verirdi. Hayat boyunca kolay kolay falcya gitmeyecek bir kadn

grntsii sergiledi. Ayn Rand ile oturup birok ey konuabilirdiniz: politika, sosyoloji, ekonomi, siyaset felsefesi, Batr medeniyetleri tarihi... Ama burlar ya da batl inanlar zerine konuabileceini, btlyle bir konuya itibar edecei.ni dnmek
Zor.

Pek ok romancnrn aksine sadece kurgusal kitaplar deil, bir dtltlnce ekol brraktr geride. Bugn sevenlerinin de, sevmeyenlerinin de bu kadar ok olmas tesadf deil. elikilerle doluydu. Liberal dncenin savunuculuunu yaparken, bireysel hayatrnda totaliterdi. Kendi sibi dnmeyen herkesi dlayp aalayabilirdi. Teoride bireysel zgrlkten ve eletirel dnceden yana oldu. Ama iin aslr, eletirilmekten hi holanmazd. Keli bir kadndr. Kanere yakaland.nda kimsenin bunu duymasrnr istemedi. Her zaman gul grnmek istediinden ve her eyin beyn tarafrndan ynlendirildiine inandrndan, hastalnr bir "dnse| zaaf'gibi alglad. Akl ve mantrsyla kanseri yenebilece$ne inand. in ilgin yanr yendi de. Olm ok onra kalp krizinden olacakt. Sradrr bir insandr... Srradr bir kadn. Hayatrn bir grnen yz var; dokunulan, maddeden ve mantrktan ibaret olan. Bir de grnmeyen yz var; alametlerle ve "tesadfler"le rl, gizemli boyutu. Kadrnlarla erkekler arasrnda, ite bu ikinci boyutu kawama hususunda byk fark var. Ama kadnlann kendi aralannda da bir blnmlk sz konusu. Ayn Rand gibi hatunlan unutmayrn. Onlar her yerde; siyasette, akademide, brokraside... Her kadnla bur
muhabbeti yapam azsLnuz.

il

1j

i/

rlii

i;i]

Bir

Hay ateti Kskarmak

baknca gizelve heybetli, dinamik ve renkli, yakmdan grnce durum bambaka. Aslnda belki de sanatrlarn pek ou brlyledir ya. O yzden bir saaty yakndan grmek ekseriya "by bozr.rmu" demektir. Sihir darlr. Efsun kaybolur. Bir de bakarsnz fotoraflarnda alrmlr ve akrllr grnen insan bo bo koruan biridir gndelik hayatnda. Sesi bile farkldr. IJir de bakarsrnz, "sradrr" sandnz o varlrk "sradan"dr fazlasyla. En iyisi belli bir mesafeden bakmaktrr sanatrlara, airlere, yazarlara. F'azla yaklamamaktr. Sanatrlarrn en gzel halleri bin metre teden grnen siluet halleridir. Yarr karanlrkta... te yandan hemen her ladrn kocasrrun lrayran olduu sanatlarla gizliden gizliye arlamsrz ve mantkd bir rekabet halindedir. Kadn yle bir bakar einin o pek beendi$ sanatrya. Onun o boyalr, alrmh, ssl psl ihtiaml fotoraf karelerine. Kendini beenmi hallerine. Resimlerini szer, syleilerini okur. llal<l bir yeini beenrrez. Bir kulp bulur. Bir falso. Bir cevabrnr crmbzlar, bir kelimesine takhr, veryansrn eletirir. Bir lafn yanl anlar. Beenmemeye koullanmtr ne de olsa. Scnra. yapverir yorumunu; "Beenecek bakasrn bulamadrn mr Allah alrna?" Kadrnrn kendisi de sarat olabilir bu arada; fark etmez, dururn desnez. o gene kocasrnrn beendii sanaty beenmez. illakl burun krvrrrr. Benim de senelerdir uzaktan zaa krskandrrm byle bir sanatr var. Eyp onu bu kadar sevmese, beenmese, ben de kendisine karr daha tarafsz ve srcak duygular beslerdim herhalde. Ama elde degil. Durum btlyle. Ne zaman aramrzda tartsak, evde limoni bir l1ava esse,

Kimi sanatlar kalabalk metropollere benzer. Uzaktan

*
63
l1

62

mutlu mesut beraberler koskoca bir sanal 6lemde. nsann kocasr bir arkrcry bu kadar serrince siz de ister istemez o arkcyla yakndan ilgilenmeye balyorsunuz. ster hayatta olsun o kii, ister lm olsun durum deimiyor. Bir hayaleti ]rskanmak mmkn. Hem de ne mmkn! Nicedir bir hayaleti kskanrrlm. Sesini, enerjisini, derin'liini... O aksi hallerini, o atal atal sesini, isyankArlrn... arllanndan taan cokusunu, tutkusunu, ruhunu. Ama en ok da Eyplin zerindeki trlsrmrnr krskanrnm. O yzden kendisi haklrnda bir biyografi knca piyasaya, ilk iim okumak oldu tabii ki. Grelim bakalrm nasrl biriymi bu hanrmefendi... Bahsettiim arlc Nina Simone. Namr dier Siyah Prenses. Hayatrn okuduka ona hem hayran hem gck oluyorsunuz, ikisi de aynr anda. yle bir kan dnn ki 1950'lerde, 1960'larda fr:na gibi esmi mzik dnyasnda. Irkln ve ataerkilliin en youn olduu yerlerde barnr dik tutmu, yryp gitmi. Arkasna bakmamr, hakkrnda sylenenleri umursamaml. yle bir kadn drllnn ki saf yetenek, pr kabiliyet. Mazzam bir ses, yepyeni bir sentez, ayrks bir tarz ve derin bir htzun. yle bir kadn dnn ki sesiyle Ak ediyor sizi kendisine. yle bir kadn ki hayaleti bile Muhalif biri. 1967'de Detroit ehrinde siyahlar isyan ettiinde, 43 kiinin lm ve ciddi maddi hasarla sonulanan bir ayaklanma yaand,nda bunu ilk destekleyen sanatrlardan biri oluyor Nina Simone. Bir sonraki konserinde aniden "Seni seviyorum Detroit" diye banyor. "Baardrn ite. Baardrn. Bakaldrdn." Nina Simone'un hayatrn okuyunca elikili hislere kaprletten ve kernikten...

gdip o sanatnrn bir CD'sini koyuyor CD alara. Adeta "Sen beni anlamadn, ama bak o anlryor" dercesine. Keyfi iyi olduunda da onu dinliyor, keyifsiz olduunda da. Kimi akamlar bakyorum hanfendi CD alardan sylyor, Eyup mrnldanlyor,

yorsunuz.Birinsanrnsanatrnrbukadartutkuylaicraetmesi kabirkanyorsunuz, Cesaretine],*,"*"e,


karsrnda apka Ama aynr zamanda anlryorsunuz liyetine sayg aoyoyo,*nuz,_

il

]l

kikiiligi*o.,d.,"cesolanlu.Karnrzdakinarsistbiri.Tek Nina Simone da uzaktan sudaki yansmasnr grmek,


derdi

il[

O bir diva, Uzaktan dev, siluet halinte sevilecek sanatrlardan. gkkuar, yakrndan kl rengi, yalrndan cce, Uzaktan

1il

llll

2003senesindevefatettiNinaSimone.mrnnsondem. lerindeiycehuysuzlat,kabalatgsyleniyor.Pekok kalpkrd.s.nmui.erinekarrhoyratveacrmasrzdr.Seneler


boyu..izofrenik,,,..manikdepresif',..megaloman,,gibitehisler de Yetene$, panltrsrru kaybetse kondu kendisine, Defalarca, libir zaman kaybolmad,

it
ll lll

lil

..Neokuyorsunyledalmrvaziyette?"diyesoruyorEyp

akam eve geldiinde, .oSeninoSiyahPrensesinvarya,tanrsanikidakikayanrnda istiyorum, ama son anda bir ey duramazdn belki de" demek

\il
lll

iI

tutuyorbenl...NinaSimone,unhayatrnrokuyorum,,diyorum

il

sad'ece'

-:--^- ^xolav,i a parlayarak, "Nasr l peki?" "Hadi ya" diyor gzleri "I(skanlacak biri" diyorum, ki memnun, Ve ben biliyorum Barn sallryor, cevabrmdan gm olsalar da, geride hayayledir kimi ,u"otlur, oktan hatta au, .iiikleri gayet arzall, letlerini brrakmr olsalar gezinirler olarak iu oru, hep "kskanlacak biri" ekilmez o*u

11

aramrzda..,

ananla

Y u" a z

Kadrlar

Sabahn bir saati evclen kmrm. Yapacak o kadar ok i var ki, ncrede balayaca$mr kestirenriyorum. Gtln yirmi drt saat deffL, atz alt saat olsa keke. Sakz gibi sndrebilsek ellerimizde. Evi ileri, seyahatler, ocuklarn koturmacas, biriken e-mail'ler, erlilecek telefonlar, imza gnleri, okuma etkinlikleri, rcedeir verilmi szler, sorumluluklar,, randevular ve zgrce yfi yaznrak arasnda blnmm gene. Kendimden en az alL adet klorlamak istiyorum. Sorra her birirnizi bir baka ycine gnderirirn. Birimiz ocuklara bakarken, birimiz roman yazar; birimiz yurtdnda edebiyat festivallerine katlrrke, birimiz spermarkette domates, portakal seer: En "sratla" gibi grnen ileri de, en "sanatsal" gibi grnerleri de yan yana yrtrz bylelikle. Anneme sitem dolu bir nresaj yolluyorum cep telefonundan: "Altz doursaydn ya beni!" Kadncazdar gelen rnesaj yle: "Senden altz doursaydrm, alt kat hrzlr yaianrdim." Ardrndarr bir mesaj da Eyp'e yolluyorun}: "Gene yetiemiyorum hibir ie. Altz olsaydm fera nrr olurclu?" Eytip'ten gelen cevap iki kelime: 'Allat kotsun." Yapboz, "pfzzle" gili baz kadmlarn hayat. Paralar bir btne tamanlanyor elbet, ama paral kalma hali hi degiyor. Baze kerdini aynr anda havada sekiz top evirmeye alan bir akrobat gibi hissediyorum. yle zaman|ar oluyor ki, toplar uyum iinde dnyor, mlJazzalT bir dengede, ahenkle. 'Vay be" diyorum kerrdi kendime, "ayn anda ne ok i yapabiliyorum." yle zaman|ar oluyor ki, btn toplar szlemi gibi kyor yrngeden, hepsi paldr kldilr kafama iniyor. Hibir ey beceremiyorunr. Hibir eyi tam yapamyorum. Ayn anda birden faz|ayere yetime, birden faz|ainsan olma hallerini erkekler tam olarak bilmiyor. Kadnlara has bir mezi-

66

67

yet bu. Hem meziyet hem eziyet. En ok kadnlar bliinyor. , ur, aile, birey, toplum... arasnda. Kadn, ok kazanan bir i kadrn da olsa, daha mtevaz artlbrda yaayan bir memur da olsa aynr blnmlk duyguunu tayor iinde. teyken aklrmrz evde, evdeyken aklrmrz ite. Sofraya konan yemein kalitesinden, dolapta diyet kola olup olmamasndan kendimizi sorumlu tutuyoruz. Kadrnlk karnelerimiz ellerimizde, ha bire kendimize not veriyoruz. stelik notumuz da kt. "Evi ekip evirme: Orta. Temizlik ve titizlik: Orta. Dzenli ve planl olma: I(rnk." Btn gn darda alsak da bu "evcimen sorumluluk duygusu|'deimiyor nedense. stelik ev ileri o kadar "grnmez" faaliyetler ki, siz saatleice alp didinebilirsiniz, het eye yetimek iin ter dkebilirsiniz, gene de akam einizin gzne tn gn hibir ey yapmam gbi grnebilirsiniz. Ne ikramiyesi var ev ilerinin, ne faz|a mesaisi. Ne bonus biriktiriyorsunuz, ne bir yere ileniyor fazla puanlannz. Miles & Miles kart yok ev kadnlnrn. Senelerce durmadan alsanz bile, hibir yere bedava uurmuyorlar dl olsun diye. Zaman yetmiyor bize. Adeta koarcasrna, bir yangrndan kendimizi kanrcasna, telala yayoruz bazen. Ayn anda birden faz|a kimlie brnyoruz. Kadmlarrn bir gn erkeklerin gnne denk belki de. Biz bir gne gnn iini srkrtrryoruz. Bu yzden onlardan daha abuk yalanyor[z. Hibir lrklk kremi, hibir botoks yetmiyor kadn-larrn blnmln dzeltmeye... Ahmet Hamdi Tanprnar Saatleri Ayarlama Enstits'nde Do,u ile Bat'nrn "eyaya ve zamana tasarruf etme" tarzlrarnn farkl olduunu syler. Belki de bu hususta sadece ark ile Garp arasrnda deil, erkek ile kadn arasrnda da derin farklar var. Zaman tek bir kelime, ama tek bir ekilde yaanmryor ite. "Zaman" baka, "vakit" baka, "an" baka, "dem" baka, "dehr: baka. Halbuki biz unutuyoruz bu aynmlan.

.,an, yaamaya frrsat bulamryoruz zamana odaklanmaktan geiyor ya gemii ki. Hayatrmrz ya gelecei planlamakla hakikat, "u an"n hakikahatrrlamakla. En az yaadmrz kaprsr gelecee arlan tidir aslrnda. Bir kapsr gemie, bir ,,an,,ln ismi ise ,,dem." linde nceki ve sonraki zamanrn olasr_ lrklarrnrtayor.nuytzdendervilertekrarederdurmadan, ..dembudemdirdembudem.....Pekiyadehr?Kesintisizbir

ekildeuzaylpgiden,dolayrsryladilimdilimaynlmayano Sonsuzbtnnadrdrdehr.KimiAlimlerderki:..nsann
zamanrna,zaman,deriz,Tanr,nnzamanlnaise.dehy'.,,
vereceiz? "Dante

Pekiyabizkadrnlarnzamansalblnmlnenead l T,amar.," nk el emei gz nuru dantel

dantelryoruzZamal]I^'aradabazilmiklerikarrsakbile...

Konuulmayan Arl
Hani ha bire yeni eyler "renmek" istiyoruz ya. Birileri hakknda aratrmalar yapyor, eski bilgilerimizin zerine yenilerini ekliyor, kallavi teoriler ina ediyor, varsaJnmlarda bulunuyoruz ya... Halbuki keke rendiklerimizin ounu unutabilsek. Hani her bahar sadece evlerimizde degil, lrafizamzda da temizlik yapabilsek. Sk sk sfirlanabilsek. Zihnimizin perdelerini aabilsek. Darda zarran sonsuz semayr grebilsek. Bir gn de bize birisi hakknda fikrimiz sorulduunda "biliyorum ki" diyebilsek. "Bilgi" insanr daha olgun, daha Alim, daha uzman yaprnaz her zaman. Bilgi bazen de perdeler eker insanrn gzne ve gnlne. Bilgi zor bir emanettir tarmasn bilmeyene. Dnyann her yerinde n] insanlarn kaderidir bu: onlar hakknda herkes bir eyler "bi]ir." ya da bildiini zanneder. nllerin ne zaman, kimin tarafindan ve ne kadar tanrnmak istediklerini ayarlama anslarr yoktur. ok sayda insan onlar hakknda ileri geri konuur. yaktrmalar yapar, hen de byk bir kesinlikle. nlti insaniar hibir zaman kendilerini tam olarak anlatanaz|ar. Bakalarrrrrn gzndeki imajlar ile yalnz kaldklarinda ortaya kan kii arasrnda kapanmaz gedikler vardr lrep. Bazen en yakrnlan bile anlayamazb blnmln derinligini. Bunu en gzel Rita Hayworth ifade etmitir bugne kadar. Dnya sinema ta,ihinin en unrtr|maz filmlerinden Gilda sayesinde mazzam bir baarr ve hret yakalamr, ama zel hayatnda mutsuzluk stne mutsuzluk tatmtrr. "Sevdiim btn erkekler Gilda iie evlendi. Ama sabah benimle uyandrlar..." nlleri uzaktan sevmek daha kolaydr bu yzden. Bir serabr seyreder gbi...

nl Olmarlln

69

Ve ldklerinde geride efsaneleri kalr. Bazen o efsane o kadar byk ve bulanrktrr ki iindeki hakikati kimse bilmez,bilemez. Tpk Michael Jackson rneinde olduu gibi... Muazzarn bir roman karakteri olabilirdi Jackson. Hem de baroln oynad.r. r.omanda hi yer almadan. Farklr insan_ larrn gznden anlatrlabilirdi. kardelerinin, ocuklarlnln, hayranlarlnrn ve sevmeyen_ lerinin gznden aJrrl ayrl. paralan birletirdiinizde bile tamamlanmayan bir puzzle olarak kalrdr. Hep bir bilinmeyen olurdu formlnde. Bir esrar kuyusu resmin orta yerin_ de. sanatrnrn cenaze treninde konuulanlarr izliyorum, Hakknda yazrlanlarr okuyorum. nterneteki atrmalan takip Herkes ediyorum. sevenleri kadar betli ki se.rmeyenleri de var. perdelerden gzndeki bir noktad,an bakyor. Herkes kendi
mesul bu dnyada.

nllerin hakkndaki efsaneler eksiklerle, yanllarla rl, bir sanat_ Bugne deinvinceni van Gogh,un deliliin eiinde " olduuna inandk hep, buhran anrnda kendi kularnr kes_ nl ressamln ruhsal bir yaptsnr tiini, sonra da aclsrna ramen oturup otoportresini bunlar sade_ sanrrdk. Halbuki yeni rkan bir kitaba gre tm kesmedi, ce safsata. vincent van Gogh tutup kendi kulagrn Hakikat bambaka. Ve ok tlaha az "romantik" aslrnda, res_ ddiaya gre Vincent van Gogh,un kulasn bir baka sam kesti: paul Gauguin. usturayla filan deil, basbayar meselesi klla. Hem de kavga ede,ierken. stelik bir kadrn yetenekli yznden. Ayn kadrna kprlan iki koca adam, iki uuruverir. ressam. Biri klcrnr ekcr, berikinin kularnr Gauguinkangrncepanikler,yaphrndanutanrrvekaar. van Gogh ise kimseye bunu anlatmaz. olay rtbas etmeye kak olduuna inanmaktadrr, alrr. zatenherkes onun haff Bu hadiseden krsa bir sre sonra akl hastanesine kaldnlr, Eer bu yeni iddia doruysa, vincent van Gogh hakkndaki

li

7o

nice kanlmtz rm olacak. Delilie demir atmr, ne zaman ne yapacafl belli olmayan bir adam yerine vefalr bir dost olarak greceiz nl ressamr. Tablo tamamen deiecek. ve bir ey daha ,u. ukrmr kurcalayan. Eer Gauguin, Van Gogh'un kulan kesmeseydi (ya da eer van Gogh kulann nasrl kesildiini anlatrp arkadandan ikAyeti olsayd), kaderi bambaka olabilirdi. o zaman vincent van Gogh bir sonbahar sabah akl hastanesine yatrrl-

Kadife Dostluklar, Dikenli Aklar


"Dost", Trkenin en gzel kelimelerinden. Yalrn, effaf ve tatl; insanrn azrnda akide ekeri gibi eriyen. "Dost" baka, "arkada" baka. Keza "yolda", "karda", ":thda", "iyada"

girmezdi. iine kapanmazd. Ve kim bilir belki d; ."";;; o|maz, hadiseden yedi ay sonra intihar etmezdi... nltler hak]<nda yazmak,aynalarla dolu bir salonda ynimek gibi. Bilemiyorsunuz ki nerede balyor hakikat, neresi tamamen hayal perdesi...

mazdr. oradaki akl hastalarrnn durumunu grp depresyona

baka. yle gzel ayrntrlar var'ki dilimizde, baka dillerde karlrnr arasan.z, kolay kolay bulamazsrnz. "Sevgi" baka,' "ak" baka.'Arkada bir esinti ise, ferah ve latif; dost kuvvetli bir rzgAr demek, bir deli-gze|yelr, sarp datan, tutup silkeleyen. Arkada iseleyen bir yamur ise, dost bir frtna demek. Paralar yerinden sken, tozu dumana katan, insanr sarslp kendine getiren. O ytlzden bu kadar azdt gerek dostlar. Doasr gerei. O yzden sarrlmak,gerek srkr srk dostluun kadife ipine. Ve kulak vermek nabzna, ritmine. Dostlarrn arasrnda olmak l ortasrnda kendini yemyeil bir vahada bulmak gibidir. Kuruyarr dilin suya doyar, daralan yrein ferahlar, iindeki karamsarlk sisi Pllde perde kalklr. Dost umut demektir. Faniliinle, eksikliinle, kusurlannla, takntlannla ok daha banrk hale getirir seni..Dostun seni seviyordut y&, aJ.nen bu halinle seviyordur ya, sen de kendini daha ok sevmeye balarsln. Onun gznden kendine bakar_ srn. Bir damla iersin dostluun iksiririden, dnyaya. balrn deiir. Biryudum daha, srrtrn dikleia zgvenin pekiir. Dost hekimdir, lokmandrr, ifacrdr. Herkese 'karr bil.fur bir kk yahut camdan bir para olan kalbin, dostunun elinde lastik bir top oluverir. Dost atar topu yere, vurur duvardan duvara, gene de bir ey olmaz. Lastik top seker, zpilat, ama krn]maz.'Dost yalakalk yapmaz, lafi dolandtmaz, diplomasi falan bilmez,. at diye syler meramrnr, szn salnmaz. Onun yerginde iltifat, siteminde sevgi saklrdrr. Dost ne.dese k,zlmaz. Ona krrlmak o\maz. Dosta arlan kredi, yrek kredisidir. FaizSiz.

Peinatsrz.Veyrekkredisininnedibivardr,nebitimi.

/J

flayat boyunca dostlar sayesinde ayakta durmu yalnz bir adamn hikAyesjdir anlataca$m hikAye. yle bir adam ki, hep yakrn dostlarrrdan g alm ve hep ama hep kadnlardar dert yanm. yle bir adan. ki, seneler boyunca benzer hatalar berzer bir tutkuyla tekrarlamr. Kadrnlarrn kanattr yaralarrn dostlarnrn yannda sarmr nl bir yazar. 1930'lrr yrllar. MekArlardan Avrupa. Nazizmin ykselen ayak sesleri. Drt bir yarda Naziler ve Nazi sempatizan|an oalmakta. Bylb bir ortamda bir adam dtlnln. Yaratrc ruhlu, bakrlar insanr delip geen bir sanat. Nice siyasi ve ekonomik ladireler atlatmr, hapisler yatmr, kaak olmu, srgnde kalm, yazmaktan bir an bile geri durmamr ve zaman iinde dnyanrn en nl yazar|arrndan biri haline gelmi. Gtlnltlkler tutmu, Kafka'yla bir tutulmu, Kierkegaard airlik, ksa ykclk, evirmenlik, edebiyat eletirmenlii

ve Heideggele hayranlrk beslemi, edebiyat kadar felsefenin de iinde olmu. yle bir yazar ki ronrancrlrnrn yanr slra ve yayrn ynetmenlii yapml. "Edebiyat, yaamrn saldrnlarrna kar bir savunmadr" diyecek kadar inanmr yazmaya. Her konuda sylevecek derin laflarr, sryle bilgisi var. Byle bir adanr. Bir entelektel. Ve bu adam hir fiskede datveren ey ne Naziler, ne srgn, ne yaadrr srkrntrlar. Onu bir olan ocuu kadar narin yapan tek bir konu var: kadrnlar. l)ostlarr onu bir kenara ekip kadnlar bu kadar ciddiye

almamasrnr tlediinde, yle yazacakt gnlklerine. ,,Kadrnlar dnmemek mmkndr tabii ki... Tpk lm dnmemenin mmkn olduu gbi." Pavese'nin gznden baknca, trpkr lm gibi kadnlar da insanrn dnmekten kurtulamadr, ama dtltlndtlke huzursuz ve mutsuz olduu, kendine ve hayata olan gvenini yitirmesine sebep bir konuydu. O da tm yaamr boyunca tedirginlik ve karamsarlrkla bakt kadnlara. Peinden koamayaca], kosa bile tutamayaca imkAnsz bir hayale bakar gibi

74

pavese'nin yaz|arnr okurken dnmeden edemem. Bu kadar derin ve duyarl bir adam, byle bilgili ve yaratrcr bir yazar, nasl olur da mesele aka gelince bu kadar toy kalr, bcyle knlgan ve ksmeye hazr? ve merak ederim, her yrek srzrsrnda, her gnl faciasrnda koa koa yanlarrna ssnd dostlarn. onu teselli eden, krrk kanatlarrnl onanp yeniden semaya uuran dostluklannr...

uzaktan, ylgrnlkla... Sevdii de oldu, sevildi de. Ama hibir zaman bitmedi kadnlara olan gvensizl. Kapanmayan bir gedik gibi kald ruhunun orta yerinde. "Ak, dinlerin en bayasdr" diye yazd gnltlklerine. Bir yanr Douluydu. Kendi bunu bilmese de. Aka bak, Dou geleneklerinde "kavumamayr esas alan" iir ve masallardan devirilmi g-ibiydi bazen. serilen kadrn hep uzakta duracak, uzak olacakt. Aslolan kavumamakt. kendine eziyet eden adamlardand. Hep onu sevmeyecek kadrnlara Ak oldu; sevenlerden ise ke bucak kat. "Bize tam bir kaytszlkla davranan kiiye delicesine dk olmamrzrn nedeni budur belki de..." diye yazd. "o zaman kadn mkemmellik duygusunu temsil eder gzmzde."

Gerilim Hit?ayelerinin Salir

IJ stalo,rL

yakrndan Romanlar ve romancrlar bir toplumun ruh haline edebiyat ayna tutar. Rus edebiyat Rus toplumunun, lngiliz Ama yansrtrr, ngiliz toplumunun karakteristik zelliklerini tutmaz, lte bazen de edebiyat, iinden rktr kltre ayna

Kendibanaapayrlbiryansma,sudabirbakasuretyara.

trverir.

filmler o yleyse bir lkede yazrlan romanlar ya da ekilen yoksa gereklik bambaka bir lkenin dokusunu mu yansrtrr? bir hayal Alemin_ bucaksrz mi kurar uzayda bir yerde, usuz

de?Meselaakromanlarlyadaakfilmleri,kadrnerkek

ilikilerinin en rahat yaandrr yerlerde mi yaprlrr daha ok?

Yoksa en zor yaandrr yerlerde mi? ynetmen yaa_ soruyu tersinden soralrm: Bit yazar ya da yoksa hi bilmediklerini mi? dr ve bildii eyleri mi anlatr?

ya gerilim romanlannrn en ok yazld lke hangi_ sidir dersiniz?

-peki

Afganistanmr?Irakmr?Yadaranm?inmi?Koremi? BnyesindekkliielikilerbarrndrranRusyamr?Meksika

korku ve cinayet m? Gney Amerika tkeleri mi? Gerilim, edebiyatr,acabadtnyazerindeatmalannyadagerginlik. Yoksa", lerin en youn olduu yerlerde mi yazrlr? Sonsenelerdetmdnyadabirfuryadrresmekte.Pepee

gerilimromanlarrbasrlryor.Butrkitaplarrkalemealan
yor.Nedenlerihakkrndadnmeyedeer.Amaitebirblge

ve Japonya'dan rkryazar|ar,n nemli bir krsm Amerika'dan

hayli arrtrcr: skandinav lkeleri! konfor ve skandinav lkeleri, dnya zerinde mutluluk, Bar refah lmlei{nde hep ilk srralarda rkar.;Dnya en y yeryzndeki Endeks'i (Global Peace Index) Danimarka

dahavarki,buradanbukadarokcinayetromanrrkmasr

;----/?Z72

.'!' ,

ffi

(e

79

78

banl ikinci lke, Norve'i de gene ayn kategoride nc lke ilan etti. Listenin hemen altnda tabii ki sve vardr. Bylece skandinav iikeleri "dnyadaki en barr ve huzur dolu yerley'' olma sfatnr gene elden brakmad. Hayatrn medeni, sistemin demokratik, insanlann nazik olduu yerler buralan. En azndan, yeryzndeki baka yerlerle kryaslandrnda. Keza Cambridge niversitesi'nin yaptr bir baka ilgin aratrmaya gre, skandinav dlkeleri, vatandalann devletle en barrk ve hayatlanndan en memnun olduu lkeler saylryor.. 1'den 10'a kadar bir cetvel zerinde, Danimarkallann ortalama mutluluk oranlan 8,3, Finlandiyalrlann ise 8,1. Peki yleyse bu lkelerde bu kadar ok sayrda cinayet romanl yazrlmasrnr nasrl arklayacaz? Ne oluyor da bu kadar sakin, banrl, demokratik topraklardan byle gerilim, entrika, kan ve iddet dolu kitaplar rkryor? Ve niye? Bu konuda farkl teorim var. 1. Rahat Batar Teorisi: Hayatn kclay, sakin ve dingin olduu yerlerde insanlar bir sre sonra skrlmaya balar. Dnsenize, ne trafik derdi, ne geim srkrnts, ne arpk brokrasi, ne frrsat eitsizlii... Sokakta yabanclar birbirine glmsyor, arabalar birbirine yol veriyor; her gn bir ncekinin benzeri bitimsiz bir kolaylk ve rahatlk iinde akryor. Gndelik yaamrn ritmini tekdtize bulan yazar|ar ise hayal dlemlerinde gezinmeye, uuk kak kurgular yapmaya daha yatkrn oluyor. Bu teoriye gre bir yerde hayat ne kadar renksiz ve bilmecesiz ise oranrn sanat da tam tersine o kadar renkli, gerilimli olabiliyor. 2. Komunn Tavuu KomayaKaz Grnr Teorisi: Her trl nimetin ve firsatrn altrn bir tepsi iinde nnze konduunu dnn. Bir sre sonra tepsinin iindekiler gznzde vasatlarr. Aklnrz tepside olmayan eylerde kalrr. Yani komularnzln bahesindeki tavuklarda. Ortalama bir lskandinav vatanda doutan birtakrm temel hak ve

sigortasrndan isizlik Yarzgrlklerle donanmakta. Salk imkAnlarlna"' Tepside bundrmrna, kaliteli bir eitimden i ve sanatrlar ise gzlerini larr hazrr vaziyette bulan yazar|at

kapaypkomularlnlntepsilerindeolanhikAyelereyknrRus Ya da inli "- ioru"" irkundinav bfu yazar gibi deil, ilgisi o at yurur gibi yazmaya balarlar. ortaya toplumla olma5an,ama,,,,,auobplumdanbeslenentuhafbirsanat ve edebiyat tr kar, Romanr Girer Teorisi: 3. Gne Girmeyen Eve Cinayet mreffeh, banl ve skandinav ter her ne kadar
kapanrk, gkyznn sakin yerler olsalar da, havanrn devamlr

.",u""vekasvetliolduutopraklardrraynrzamanda.Hava zerinde dorudan etkisi ffiurr* ise, malum, insanlar yazan T\nuslu sosYolog ve var. (Btn bunlar 600 sene ewel
siyasetbilimcinnHaaun,unruhuadolsun!)Havakavetengiz,gecelerbukadaruzunveesrarengizolunca,yazarlarda gerilim romanlan yaz|yor, romantik ';;;;; romanlar deil, Ike_ edemiyorum. Bugn skandinav
dnmeden-

lerindesonderecebaarrlgerilimromanlanyazarLgen getirsek... Bu koskoca kuak yur^rJrui, "vrgrna stanbul,a tptpatanyrekveststediziliyaplararasrnda;dolmu. taksi.otobs-kprtrafiiderkenharalagrelehergnbir


Sonradtndtklerindenasrlromanlarkalemealrrlaracaba? ,Hayatlarrndadaimibirgerilimolsabirdahagerilimkurgusu yapabilirler mi?

12 milyon gawakuyusunda, patrrtr ve hengflme rknrnda;

81

Cinret
Eski ke]imedir "cinnet." Cinlerle ilikilendirir; sebebini bilemediSmiz, nne geemediimiz ani ve tehlikeli kiiiik deiimlerine bu ismi veririz. Eski kelimedir, ama biz eskiden "cinnet"i deil, "mecnun"u bilirdik. Mecnun hayali bir karakter deil, adeta bir "ha]" idi. Sembold. yle bir delilik hali ki, kinseye zanar vermez, karrca;n incitmezdi; zarar varsa ayet bir tek kendie. kendi sra vreSne. Deliliklerimiz aktandr o zan)anlar, kavuamanaktand tm kendiri bi]meyilerimiz, kaybediierimiz, serzenilerimiz. imdilerde deiti bu hal, mecnunluu unutur olduk. Orun yerini "cilIet" ald, gndeiik hayatrmrzrn nereleyse paras oldu bu kavram. "TYafik" gibi, "zam" gibi bir kelime, istemesek de nroderrr hayatn iinde. Ne kadar ok erkek ve lradn var cirnetin eiginde. Her yatan,

her kesimden, her ehirden... Rize'den gelen bir haber hepinizi sarstr. Gencecik bir kadn. bir polis ei, zverilj bir anne, on bir senelik kocasnr ve ocuklarnr vurduktan sonla intihar etti; bir aile sid. Haber son derece zc, an}a ne yazk ki ne ilk ne de son. Hemen her hafta benzer hadiseler okuyor, duyuyoruz. Iskarlk krizine yakalanp eini vuran kocalar, geimsizlik canna tak edince kocasrnr vuran kadrnlar, ocuklarrn ldrp irti}rar eden anneler, nianlrsrn, ldren erkekler... So,unlar birikiyor, st ste yglyor: geim srkntrsr, sevgisizlik, szl veya fziksel iddet, duygusal esaret... Bu toplunda en btlyk aclar aile iinde ekiliyor belki de, yaknlar arasnda. nsan en buyk zara:n sevdiklerine veriyor. Bi}hassa kadnlar, bilhass a biz. Kadrnlar en ok sevdik-

gerilimleri, rekabetleri ve ok erkeklere has olan alan tm Peki ama ya ze| alan? iekimeleriyle ortada. Gzler nnde. ya gzlerden uzak olan ve daha ziyade kadnlarrn alan ola_ rak tanmlanan "ze| alan"da kopan frtrnalar, yaanan ini meseleler orada lklar? Hakknda en az konuabildiimiz yetime biimlerimiz, dmlenmiyor mu? Aile yaprlarrmrz. perdeler ekildiinde, "drarr_ Ev ii ilikilerimiz. Akamlarr ,,ierisi" arasrndaki hudut pekitiginde geen konuma_ sr,,ile lar, yaananlar, iinizde birikenler. Mahrem olan. Ailevi olan. Konumasr, grmesi ve deitirmesi en zor olan, cinnet biriken bir volkan, patlanrayahazr, anlnl kolluyor, ften ie demlenen, drarrya bazen hibir belirti vermeyen, sessizce, aylarca, belki senelerce biriken bir yorucu enerji, Bir anda gelen, geltiinde yakrp geen bir afet. Bu haliyle "sakin cinnet kimseye uzak degil. En "okumu"umuzdan en penetabiatlr,,mrza kadar hepimili bulabilir. Her an herkesi getirmem'" sine a]abilir. Kimse demesin ki, "Ben asla cinnet Kimse demesin ki, "Bana olmaz, ben dengemi kaybetmem," Belli olmaz. "Karrkoca kavgasr baka, cinnet baka" deme_ azdr, yir. Belki de aralarrndaki mesafe sandrrmzdan daha Belki hepimiz, her birimiz, kabullenmek istediimizden ok

dahayaknduruyoruziriliufaklcinnetnoktalarrna.

lerini incitiyor ve gene en ok sevdikleri tarafindan incitiliyor. Yreklerinin kapln atklar insanlardan alyorlar en a$r darbeleri. "Kamusal alan" diye tanmlanan ve daha

hepi_ cirnet hem bireysel hem toplumsal bir yara. ve bizler, halleri_ ii ev miz, eitim sistemimizi, televizyon dizilerimizi, hayattaki mizi, birbirimize karr davranlanmrzr, gndelik edemeyilerimizi ilikilerinizi, sevgimizi ifade edilerimizi ve yurd"r, titizlikle gt, aun geirmek durumun dayz. Birbirinden "baz zc cinnet vakalarrn aza|tmak istiyorsak, meseleye yerine insanlarrn barna gelen bir talihsizlik" olarak bakmak hepimizi ilgilendiren bir yata olarak bakmak ve en nemlisi dayz, sluplanmlzr ve kalplerimizi yumuatmak durumun

83

kamusal Alan
de

ue

kadrlar

t.rkekvekadmoranlarrndanmzdekielliyliindebyk Ihz ocuklann olmasrndan endie ediyor,

lir

apta bir kampanya ynitlmyor mesela; zaman zaman yaz|at rksa da, insanlk henz bu konuda yeterince duyarllk ve ortak bir ricdan gelitirebilmi durumda del. Srf erkek, olmadklan iin yaama anslan ellerinden alrnan kadnlar... Yzlerce, binlerce... Hindistan'da, in'de... ve aslmda daha kim bilir ka lkede. Hamile kadrnlarrn tardklarr bebein cinsiyetini olduka erkenden saptayabiliyoruz artrk. Insanlk o kadar ilerledi. Teknolojik olarak tabii ki. Maddeten ve tbben geliiyotz da, manen neredeyiz tartrrlrr. iPhone'lar, iPad'ler ve yepyeni bir sanal gereklik oluturacak, akrllara ziyan bilgisayar oyunlarr icat edebilecek yerdeyz artrk, ama yreklerimiz ne kadar zenginleti ve derinleti, ite o apayrl mesele. nsanlrk bir yandan muazzam ilerlemeler kaydederken, bir yandan da kendi bindii dalr kesmeye devam ediyor. imdilerde, bebeklerin cinsiyetlerini nceden grmeye yarayan sistem, tamamen kz bebeklerin aleyhine kullanlyor. lla da erkek ocuk sahibi olma saplantrs o kadar yay$n ve ylesine vahim ki, aileler kz ocuklarrnr krtajla hamileliin erken safhalarnda aldrrp, srf erkek ocuklarn dnyaya getirmey seiyor. Bylece sofrada besleyecek boaz azalyot. Bylece sadece olan ocuklar dnyaya getiriliyor. u anda dtinya zerinde yle blgeler var ki, gelecek nesillerde krz ve erkek ocuklann oranlannda radikal bir dnm yaamalan bekleniyor. Srf bu yzden Hindistan'da nfus ciddi lde etkilenebilir. Bilim adamlar ve bilim kadrnlarr,

Dnyanrn bir ucunda sessiz sedasrz, ama sistematik bir ekilkadnlar ly,or; hem de daha domadan. Ne eit ans veriliyor onlara, ne de iinde huzurla yaayabilecekleri bir dnya. Ne saylan biliniyor, ne hikdyeleri anlatrlryor. Haklannda bytik

orantrsrzlrk gelen her bebe{ grmeyen, bir tutmayan, trkek ocuklarla eit kadnlarn oranl hrzla
:ynr nazurlu *",uLJv"" tzalacak bu yzylda,

topl,*u,da

Peki."ou.,kozaman?Biraniingznlkapayptasav. yrd, binalannda hep vur edin. so.uurrnda "r."."r" ve vapurlannda sadece er.kekl"rir'Jrt5, otobtslerinde
hep

crkeklerinolduuvetaplamerkeknfusuntoplamkadrnnfu-

saoranlau,,u,-iki,belkidedrtmislif3z|aolduubirtoplumdahereydahadazoro*.yu.u.mr?BugnHindistan,da, sadece bu karr uygulanan a,lmcllr,


in de lrz ocuklarrna sonulara yol aabilecek deil, tm dnyuaa.r"urr*

lkelerde bir boyutta,

buradaki Korrferans boyunca eylerden burad.;; ok dikkatimi eken kinci Ve gn meden ua"*uji*. oldu, sakin vL neeli ortam

geldim' iin oxford Universitesi'ne Uluslararasr bir konferans gzlemle_ hlvatlarru

igr"rr.i"r!

biri kamp*rr;;ihrzurlu, ji.r.ui." nu.*uva baladm, Baka niversite etrafa daha ehirlerindes.,,a.hkhava.tnbukadaruyumluaktrrnarast. kalabalk kavarnda bu ya, trrpor"" en lamamt *.'lvlurul.

yolkenannaoturdumveuzunbirsreyerimdenkalkmadan ve gelipg.",",inbedendill".inu,yzifadelerinebaktrm,insan. Bir defter kanp, kadrnlar .or.alaar. Aklrmr lan inceledim. ve erkekleri yaptm, Gelip geen kadrn kutu iki d,y; erkekler
tek tek
82 erkek

,I}lkadrn geti ntimden, "ya,*, Burasrdnyazerinde,,otut*dakadrnlarrnerkekler. biri, Her tarafta lokan_ den sayrca daha faz|ard"";;;i; 1erl,erden tiyor.u,v",.t"og,",,cilerininbelkideyandanoukadn. *ruhocalann da yle,

sokaklarda, kadrnlar var. yerlerinde]-trir"rrite{e, za}ar onlar ileMaa onlar'kol1u",yor, Otobslpri talarda",

84

Ve inanrr mlslnz, kadnlarn orantnn bu kadar faz,ao]mas (ve kadnlarn kamusal alanda bcyle rahat ve zgrir dolaabilmesi) bir sosyal dokusuno, ;;r;.ine -ehrin byk bir fark yaratryor ki. Havaaat enerji bite degiyor, yumuuyor. Sokaklarrnda kadnlarn .uhut.r, edi]meden yryebi]dikleri yerlerde daha fazla huzur var, bireye ve bireysellie fazla sayg ve zen var, daha daha faz7ademokrasi var.

40 Metrekare Dnya
Gazetelerde i burkan, yrek karartan bir haber: Almanya'da gencecik bir Trk anne drdnc kattan lme atlad. Biri aylk, dieri drt yanda iki ocuunu da yanrna alarak. Bebek Esma Nur oracrkta vefat etti. Kk olan ise hayatta kalma

ocuk isteyen aynmcl, kapal ve kaskat bir yah zihniyet duruyor; bir yanda, herkese bireyler olarak bakan eit ,rr"l, v"py".rl bir kuak geliyor...

.,,u,,"-..HiffiTH: Hil ff',:HilT; :*",* ansr venneyen, sadece erkek


di

nmzdeki

zgin

Peki sizce biz bu tablonun neresind eyiz?

mcadelesi vermekte. yle bir yaam hikAyesi ki onlannki, yazmaya kryamryor insan. Olur da yanl bir kelime yazanm, narin ruhlann incitirim diye ekiniyor, tirkyor yazya uzanzn parmaklarrm. Ama bir yandan da efkatle dtlnmek istiyorum lftrehirli Zleyha Hanrm'rn ykstin. Yazrlmasr gerekti$ne inanryorum, bilinmesi gerektine. nk nice kadn var benzer tecrbelerin eiinden dnen. nk kadnlarrn kapldr nice karanlk haller var; bir trl konuamadrSmrz, anlamaya dahi alrmadSmrz haller... nsanrn gs kafesine gece ker bazen. Gece yle bir ker ki ruhuna olanca a$rlrr, btn katman]anyla, bir trl gelmez sabah, gn aatmaz. Kalbinin atrr deir. Ritim bozuluverir ta derinden bir yerden. Kalbin tekler. ncecik bir pamuk ipliine tutunarak yaarsrn hayatla lm arasrnda. Kimse bilmez. Bilmek istemez. Gece bir ylan gibi kvnlrr rekleniverir bazen kadnlarrn iizerine. Ve buna en "eitimli", en "Bath", en "modern" gibi grnen kadnlar da dahil; en "geleneksel", en "krrsal", e[ "Doulu" grnenler de. Post-natal depresyonun snrf yok. Milleti, dini, dili, blgesi, eitim seviyesi yok. Ne tuhaf ki depresyonun insanlan eitleyen bir zellii var. Herkesin depresyona girme sebebi farkl olabilir, ama her depresyonun z bir ve aJrn. Kabuu kaldrrdn mr ince ince kanar. nsan hep aym yerden kanar. Hep yreinden. Merak ediyorum trp ve eczaclrk fakltelerinde, niversitelerin psikoloji blmlerinde "post-natal depresyonun boyutlarr" zerinde yeterince duruluyor mu? Ya peki brokrat ya da

87

"aydn" erkeklerimiz bu meseleyi yeterince anlamaya alyor mu? Annelik phesiz dnyanrn en gzel hediyelerinden. Ama bu demek dt+il ki her yeni anne kolaylkla yaryor gei dnemlerini. Hayatrn kimi virajlar yle sert ve hzl alrnryor ki, toparlanamryor ruhumuzun direksiyonu. Bir de bakmrz ki kmz yold.an, uuruma doru gidiyoruztamgaz bodoslo_ ma. Zi|eyha Han.m,n i dnyaslnrn derinliini oturduumuz yerd,en ahkAm keserek anlayamayrz elbette. Ama hi olmazsa olmaunlar anlamaya gayret edebiliriz. Baka Zi|eyha'lar sn diye.

Gurbette erkek olmak da ileli phesiz, ama gurbette_ ki kad,rnlarrn yaadklarr isel yalnrzlrk bambaka. ster dcrra byme "oral" olsun, ister sonradan g etrni, ster Almanya,da yetimi bir gen krz olsun, ister oraya gelin git_
mi... Camdan bir getto iinde; kapalr bir e, kapalr bir mahalle, kapalr bir kltrde; kutular iinde 40 metrekare bir kutucuk_
ta;

1. Gurbette kadr olmak ne demek?

rinde hissetmek abinin, babanrn, konu komunun gzlerini", Trkiye,de kynden ya da kasabasrndan kalkp Fransa,ya, Almanya,ya, Avusturya,ya srfrrdan bir yaam kurmak zere giden gencecik kadnlarrn gznden balnca ne gryorsunuz? Hayatrn tm renklerini mi gryorsunuz, yoksa sadece srile bejler, kahverengiler mi?
2. Gurbette yeni anne olmak ne demek? Her yeni annenin yardrma ihtiyac var. kocadan, akrab a|ar dan, dostlardan, komulardan ve kimi zamarr sosyal yardrm

iki arada srkrmrlk duygusuyla yaamak

ve her daim ze_

kurumlanndan yardrm ve destek art. Lousa ne kadar ok yardrm alabilirse etrafrnd,an, o kadar iyi. Trkiye,de gelenek_ sel birok ailede kadrnlar bu boluu akrabalarnln deste$yle dolduruyor. Daha "modern" bir hayat tarz srenler ise dalar,

i]

89 88

\l ,{

bakrclarla idae ediyor. Ama gurbette kendi barna kalan gen Trk anneleri tm bu mekanizmalardan yoksun. Bir barna.

Annelikle gelen bunalrm ne demek? "Hamilelik bir nehirdi" diye yazmlm Siyah St'tft. "Lousalk ise bir denizmi. Lousalk yle engin bir denizmi ki, k5nnrn ne tarafta oldufunu anlayamyorsun. UyandSnda okyanusun ortasrnda bir salda tek barna buluveriyorsun kendini. Sulann mavisi ylesine ele geirmi ki ruhunu, bir daha karaya dnebilece,ini, bundan byle eskisi gibi olabileceini
3.

riphabiretebessmedenannelikhallerinindrrndagerekyeni anne olan her kadrn sevinten likler ru, huyJarrmrzda. Kimisi d,e bocalryor, panikliyor, havaya umuyor hemen, mevsim, B}, bir rzgrlr, frrtrnalr yardma lntivu^awovl,: emu geebilmesi iin ewela
elbet, Her mevsim gibi geecektir ye anlamamrz art, varlrm tanrmam |z

,\

]ll

',\

meyin. Her hurafenin altrnda yzyllarn bilgi ve sezgi birikimi var. nkti eskiler biliyor ki yeni anne olan kadrnlarrn derileri zar gibi inceliyor, zrrhlarr kalmyor. Neye dokunsalar, parmak ularr s].zrm slzrm srzlryor. Neye dokunsalar iki kat sul ve keskin hissediyorlar. Buz her zamankinden daha souk, ate her zamankinden daha srcak, hzn her zamankinden daha ar lousalk boyunca. lk doumdan sonra on ay bo;runca post-natal depresyon yaam bir kadn olarak bunlan biliyor ve unutmuyorum. Anneliin gzellikleri kadar zor}uklar.nr da konuabilmemiz gerektiine inanryorum. Aksi takdirde bir eyler hep yapay kalacak. Annelik parlatrla parlatrla doalln yitirmi kpkrrmz, rrlhlr, plastik bir elma gibi raflarda duracak. O kadar kutsal ki hakknda konuamlyoruz bile tm boyutlanyla. Margarin ya da sosis reklamlarlnln izdii mutlu aile' tablolarrnrn, reklamlarda seyrettiimiz mutfakta yemek pii-

sanmlyorsun." Eskiler bo yere srkr srkr tembihlemiyor. "Lousayr yalnrz brrakmamak lazm" diye. 'Yoksa cin]er dadanrr." Bilhassa bir cin var ki beter. Ad Alkansr. Anadolu'da kuaklardr gayet iyi bilinen bu cin yeni dofum yapan kadnlarn odasrna gelemesin diye yatak tlrtlerine engelliineler taklyor, krrmrzr kuaklar sarkrtlryor, rekotlar serpiliyor. Hurafe deyip ge-

il

lli

91

ncinin mtihan
Memleketim... Menleketim inci paras. Saklasa da kendini zaman zaman, kapansa da iine, gzel ki ne gizel, renkli ki ne renkli. Ildar, parlar, istiridye iindeki inci misali, Dou ile Bat arasnda bir nadide cevher. Memleketim benzemez baka lkelere, bir kendine benzer. Batr'ntn en Doulu lkesi, Dou'nun en Bath lkesidir ya, araftadrr nice zaman. Zordr arafta olmak )Cil. yzylda, byle hoyrat kutuplamalarrn olduu bir ortamda. Zordur kalplara uymamak, klielerden ve kalplardan geilmeyen bir dnyada. Memleketim zor baarrr, sentezlerden yepyeni ve yaratrcr sentezler rkarrr. Renklerden bir demet. oksesli bir demokrasi. Katmanl ve kadim bir ktltr. Gelenek ile modernitenin dansr. Sanatlar iin sonsuz ilham kaynardrr. Bereketlidir. Kolay anlalma4 kate gorilere sm az, karma ktrr. Gizemlidir. Zengindir. Edepli insanlarn, gzlerinin ii glen gen krzlarrn, duygusal delikanllarrn, ok ey bilen anneannelerin diyardr.

edemedi henz, {keye karr ar icat

Yangrna kolayr krzmak, kprmek, en ortamda Bugnk ]r"., hakkrnda srlayrcr laflar etmek, sylenkrkle gitm"* etmek, kfretmek, ni,i*,i"u kol,y, *r, Bugn itelemek, }*,*' "o,*"I*olamak, drlamak, yaanma_ mek. Barrp armak, kutuplamasl " Ktrt_Ttrk telenek, otekffi iir*.... almak rlurumun_ hallerimizi konbrol altrna masr iin u "r."ii ise, fkeden d"l"y, her kime 1"*", t,*, dayz.Kim "Uepten ,;;;amalr. Sakin olabilmek bir ", gelmediiri hayr gelmemek, kimseye heyhuri.n*.*ek, galeyana erdemdir.. lHr*-u*dk, Meclis'teki milletropio**al'olgunlJnJrrrrsidir. r. kiiset kadar hepimiz sktnet geebilecek vekillerinden sokaktaki "t*aua edilmekt ey|z. Bu Slnavl un ve olgunluklu-i_,rt miYiz? r_: :-,: lra,q,(var dostl ar, kazanki remli meta-

H#',otrug,*zd,aikikazanduruyor *JH*";*ff n'*"t'e, Birincisi zmszlk de bir

yan yana, ikisinde "u eg"*oau" kan her kem k"y",y;;, fokur Kazanr, Fokur ve iddete dayalr her fkeli ve kibirli laf her ,rr*ir*r, her sz, ofke yle bir
uygulam

Gergin gnler bunlar. Gazeteleri korka korka atrmz, televizyon haberlerii tedirgin, keyifsiz dinlediimiz gnler. kardein kardee pheyle baktr, sokaklarda gerilimlerin yaandr gnler geirdik. Bu gnlerde memlekete en fazla zatat verecek olan ey, basit gibi grnen drt harfli bir kelime:

FKE.

u o-rur|,ona,,ra,ze;;;"rro lnr* karnrnr do5rurmaz, el sremez, Kimsenin Kimse arl, ki, a zmsztiikKazanr,nrn,"*"e,*nebizyiyebiliriz'r|egelecek kuaklar, Kazanr, Onda da bir ?u lir:]<*, Beriki kazaise Barr h:, y"*uak KrtleriteTrklerinbu*.*u..tteberabercehuzuriinde hu, ,d,*, arzdan rkan atrlan iin yaamalan

Ta ezelden beri Ademoullarrnrn ve Havvakrz]arrnln en byk iki dmanrndan biri kibirdia dieri ise fke. kisine de kaplmak o kadar kolay ki. kisi de zehirdir halbuki. ustelik sinsi sinsi zehirlerler insanr, aktrrmadan, kendini ele vermeden. fke errvela onu iinde taryanr zehirler. Hz\ayalandrrr, yznn rengini soldurur, gznn ferini. Bulacdrr. Bir insandan bir insana, bir gruptan bir gruba lzlayaylr. nsanlk

sz,geliti,ii.,herarlrm,iddettenyanadeil,huzurve
ahenktenyanahergiri*,n.,kazana..malzeme',olarakgir.
mekte, A pimekt*:

Meclis,te, lkm?Bizebal.Bera,bervedemokratyaamailnkymetini g"r;;; Pivr:? Bize bal, bilecek ve koullartnl niversiteler*"ur"u", okullar&a, sokaklarda, meydu"rdr]

lan yoksa zmsz_ kolektif mutfa$mrzc ,,tl ,lou,ak zm

92

oImac[an.

rizg6n Ban kazan'nn altndaki atei sndrr biz farkrnda

de ve dahi evlerimizde tek tek her birimizin fkemizin ayann]. sonuna kadar lrsmamr z gerek. yoksa fkeli nefesimi zin

Gelseydi Kele
Evlenebilmek iir ailelerine karr rkmak zorunda kalan gencecik bir iftin yksdr bu. Tandk bir hikAye. ve hayat kadar hakiki. kadrn henz yirmilerinde. sesi billur, yrei slra. Hayallerini kilitli ekmecelerde, naftalinli sandrklarda saklayarak bym. ylesine iine kapank ve suskun. Drt bildi bileli hep ocuklu bir ailenln en byk kz. Kendini sorumlu_ Arbalr, bakmr. fedakrlk yapm, .ardelerine luk sahibi. Hayatta kendine ayrrabitdii tek bir megale var, zerine titredii bir tanecik alan: Mzik. Trk sylyor bir halk korosunda. o solo aldnda herkesin yz glyor. Dinleyenin iine iliyor krrlgan sesi. Buulu cam gibi.

Erkekkadnlahemenhemenaynryata.odamzisyen. r g],in_ n, koroda balama alryor. Byle tanrryorlar. den balayan karrlklr ekim, ksa srede aka dnyor. Beraberken bile birbirlerini zlyorlar. Ayrr kaldklannda

arr birbirlerinin yolunu gzlyorlar. Hasretin bir katresi bile gibi uzanlyor hal geliyor, gemiyor saatler. Ak bir sihirli yar_ ayaklarnrn altrnda; haftalar, aylarca yere basmadan biri yorlar. Akllar bulutlarda, yrekleri prr pr. Biri syleyip bir halde dinliyor, Herkes ialarken etraftakiler mest olmu yarrs orlarrn birbirleri iin yaratldklannr, bir elmanrn iki biri ki gibi bir btn tanramladklarrnr sylyor. Ne var

Alevi,tekiSnni.Gerigenkadrnilegenerkesngzbu trayrrmlarrgrmyor.Amaaileler.Amakonukomu.Ama

toplum. Hep bir ama vat etrafta", 1H.rrgi aynmayadan, aJrnt hamur_ ada yalyoruz? Hepim\z dan desl rrriyiz?"diyor gen adam. Krzgrn. Iftr$n. "Konuuruz ailelerimizle. Anla ttz. Gzellikle sylersek anlarlar. " kadn ise dnceli, karamsar. Babasrnrn asla snni biriy_ izin vermeyeceinin bilincinde. Ne yapmasr,

le evlenmesine

95

kime danmasr gerektigini bilmiyor. Ak bir cendere olmu, burgu gibi yreini skyor. Nihayet cesaret edip annesine durumu tlattSnda grd tepki korktuundan da beter
oluyor.

"Sakln" diyor annesi. "Zinhar. Etraf ne der sonra?" "ElAlemin ne dedii, bakalarrnrn oturup hakkrmrzda nasrl dedikodu yaptr, zkznn mutluluundan daha mr nemli?" Byle demek istiyor anaslna. Kelimeler diziliyor boazrna. Yutkunamlyor. Ayn g,in, aynr saatlerde gen adam da babasrna durumu amaya karar veriyor. Erkek erkee konuacak onunla. Dorudan, drste. Babas. sert bir adam. ok ierdi eskiden, geri imdilerde brraktr. Herkes bir para ekinir glgesinden. O da yle olsun ister zaten. ocuklarr zerinde otorite kurmu ta bandan beri. Sevilmekten ziyade korkulmak isteyen babalardan. Sevgi zaten kendiliinden gelir, aile fertleri korkacaklar ki aile reisinden, hata yapmayacaklar... Gen adam bir gn ocuklan olduunda, babasrndan ok farklr bir baba olmaya kararlr. O "korkulan baba"lardan deil, "sevilen baba"lardan olmak istiyor. Yemekten ewel birdenbire, babasna bir krza Ak olduunu sylyor. Sesi titriyor konuur_ ken, ama abuk toparlryor kendini. utanmayacak bu durumdan. nsan aktan utarur mr? Bir su ilemi s,bi davranmaya_ cak. Kabahat degil ya sevnek, sevilmek. Barnr dik tutuyor. "Elaba msaadenle biz evlenmek istiyoruz." ,,Dur hele, acelen ne? Kimin nesiymi bir bakalrm" diyor
babas. o zaman sylyor gen adam. Pat diye, saklamadan. "Alevi bir ailenin krzr." "LJnut" diyor babasr. "Bize yatamaz. Bu krz bize gelin diye getirmeye kalkarsan seni evlatlktan atarm."

Nasrl bir ey evlatlrktan atmak? nsan bir kalemde siler mi z evladrnr, kdnrnr cann, srrf kendine ait bil hayatr ve hayali var diye?

96

gremezsin.'' Gen adam kalyor yle. Ellerini yumruk yapmr farknda bile olmadan, Gidecek bir yeri yok. Ama u anda hibir ey umurunda deil. senelerce tehditle saglanan bir otoriteyle byd. otorite, sevgi demek degil. Babas bu ikisi arasrndaki aJrrml gremiyorsa beyhude yaamr bunca seneyi.''cenazeme de gelmeyesin'' diyor babas o l.uprarn karken. Gen adam ve gen kadn evlendik]erinde nik,hlannda bir avu insan var. Bu halde stanbul'dan ayrlp sakin bir kasabaya yerleiyorlar. Bir lzlan oluyor. ona hem Alevili hem snnilii etiyorlar. ona isarun insana deer verdis bir muhabbet felsefesi veriyorlar. Gen adam kendi kendisine verdii sz tutuyor. Babasr gibi bir baba olmuyor. serrmekten de, sevdini gstermekten de ekinmiyor. sekiz sene geiyor aradan. Babasnn fena]atg haberini alyor. I(zrnn elini tutup gidiyor stanbul'a. Hastanrn durumu ar, Yalanm iyice. oktan azalm gznn feri. mr hayatnrn sonlanna geldiini anlayu, t .rsan gibi onun da bakIarnda bir bakalk var. ", lk defa grdi torununa bakyor uzun uzun, sonra oluna dnyor. ''Karn nerede?'' diye soruyor. diyor olu. "Grmek istemezsin diye dnou""edik"

"o kzla evlenmeye kalkarsan bu evden bavulunla karsn. Bir daha annenin yzn

"Baba...r'

Dar Korleusu
ocukluumun bir lsm spanya'da geti. 1970'1erin Ankarasr'ndan sonra Madrid alabildigine farklydr, renkliydi. Zil, al ve gl, endi. Sokaklarda ne kadar ok kadnn yrdn grdke ardm hatrlyorum. spanyol kadnlan tirkek degildi. Bedenlerini ve kyafetlerini bir yf gibi tarmryorlard. Kamusal alan sadece erkeklere ait deildi, herkesindi. Madrid'dekinden,tamamen farkl bir kamusal alan dzenlemesini seneler sonra Amman ve am gezisinde grdm. Amman sokaklan dalra farkl bir yaz konusu, ama am sokakla arrlklr olarak erkek]ere aitti. Etraftaki yayalar, grevliler, srcler, se)D/ar satrcrlar, ekseriya erkekti. Orada yabanc olnak, kadrn olmak, farkl olmak annda dikkat ekiyor, bireyi boan bir hal alryordu. Bir an iin iki hayali ehir dnn. Birinin sokaklarrnda, meydanlarrnda sadece erkekler olsun. Dierinin kamusal alanrnda kadnlar ve erkekler beraber ve zgrce dolasn. ki ehrin bireyler zerindeki etkisi ayru deil. Ritmi, enerjisi, havasr ayru deil. Kamusal alanlarrn sadece erkeklere ak olduu yerlerde lrayat daha yekparedir, Farklrlrklara daha kapalr, dalra tahammlszdr. Dolayrsyla daha baskrcrdrr. On bir yanda gittiim spanya'da seneler boyu kadnlann kamusal alandaki etkinliini grmek bende derin iz|er brakt. En az bunun kadar bana hayret veren bir baka ey daha vardr: Engellilerin gndelik hayata youn katrlrmr. Madrid'de sokaklarda, maaza|arda, sinemalarda, lokantalarda ve iyerlerinde ne kadar ok engelli insanrn olduunu grdm. Sadece fiziksel engelliler deSl, aynl zamanda zihinsel engelliler de drarrda, hayatn iirdeydi. "Grnmez" deillerdi. Kimse "utanmyor", "Saklamryor", "yok sa;rmryordu." Belki farkrnda deiliz ama bu kadar ok zihirsel ve fiziksel

"Olur mu, gelseydi keke...'' Son sz]eri bunlar. Bir mr noktalayan iki kelime...

98

ocuk kimi yetikin, tpk baka lkelerde olduu gibi. Tek farkla: Bizde "farkl" grnen insanlar o kadar kolay dar kmyor, kamryor. Fiziksel olarak farkl grnen insanlar "drarr korkusu" yaryor. onlarr gzlerim iz|e,szlerimizle d|yoruz- Biz engelli insanlarrmrzr eve kapa tyoruz.Bu kltrel ve toplumsal duvar delebilenler ise ou zamandarrda pes ediyor, nk ehir hayat onlarr dnerek planlanmam. Ne kadar ok sayda birbirinden farkl irr.u., eit ve zgt artlar altrnda, ezilmeden ve horlanmadan, aynr sokaklar, aynl mekanlar ]ullanmayr baarrrsa, d.emokrasi kltrmz de o kadar Pekiir. Demokru.i -u.a band a yada krsde degil, hayatn iinde test edilir. Bir irrsanrn ne kadar hogrlt olduu lafla del, gndelik hayatn iinde betli olur. Daha renkli, daha oulcu, daha eitliki ve daha hogrl bir kamusal alandr ihtiyacmu olurr. Hepimizin.

engelli insanr hayatn her aamasrnda, ehrin her noktasrnda grmeye alln deil bizim gzlerimiz. Bu bizim kendi aybmrz. kendi kusurumuz. Engelli insanlarn hayata drt drtlk katlmalarrnn nnde dotan ya da sonrad.an bir ''m6ni'' varsa ayet, bizim nmzde de daha byk bir '.zihinsel m6-ni" var amamz gereken. Trkiye'de binlerce zihinsel ve fiziksel engelli yayor, kimi

Rahattar Rahatsz olarlar


Kopenhag'daym.'oAvrupa ve Avrupalrlrklar" zerine uluslararasr bir konferarsta konumacl olarak geldim buraya. Akademisyenler ve yazarlardan oluan konumacrlar arasrnda Avrupa'nrn her kesinden gelmi insan var. Dinleyiciler ise f)animarkal akademisyenler, brokratlar, diplomatlar, renciler... sakin bir toplpluk (ho, Danimarka'da herkes ve her ey sakin). Buradaki seyirci Avrupa'nn baka yerlerinde grdm seyircilere kyasla daha durgun, hatta daha kaytsrz. Sanki Danimarka'da genler oktan terk etmi Avrupa idealif. nanmryorlar artrk ortak bir Avrupa'ya. Gelip dinliyorlar, ama faz|a heyecanlandrrmryor onlarr bu mesele. Elle ttt}ur gz|e grlr bir kaytszlrk var. Ve bilgisizlik. Bilhassa Trkiye sz korusu olduunda. "Avrupa'nrn lrudutlan nerede izili? Avrupa'nrn siyasi srnrrlan ile kltrel srnrrlarr ayn ey uidir? Avrupallk diye ortak bir kimlikten bahsetmek nmk m? Global kriz btn bu tartrnalarr rrasrl etkileyecek?" Elu katnanl sorlar edebiyat, sanat ve fel sefenin penceres inde n tartlyor konferans bo;,nca. Konu srk sk Trkiyele geliyor. "Trk edebiyatr Avrupa edebiyatrnrn iinde snylamaz" diyor Romanyal bir konumacr. "rr bir klllttir sizinki." Nazike Ttlrk ede}iyatrn ve kltrn rre kadar tardrrnr soruyorum. Cevab bir hayli zayf. Dou Avrupalrlarrn bize karr nyarglarr derin. Ne yazk ki Danimarkallarrn da. Elimden geldiince, dilim dclndtltlnce anlatyorum: "Trkiye sizin sandrnz gibi duraan bir Asya llesi deil. Nasl dinamik, nasrl gen, nasrl ak deiime, grl grl. Ve bizim edebiyat|mLz ve kltrmz yle ok sesli, ok renkli. Bat dillerine yeterince kitap evrllmedi$ iin tanrmryorslt}tz bu eitlilii. Gelin grn stanbul'u, kn

100

107

kabuunzdan sizler de." Trkiye ye sempatiyle yaklaan iki konumacr var. Biri sveli, dieri Yunanl. Bilhassa Yunanlr akademisyen laflanna hep Trkiye'yi verek balyor. Iftrk ytlk dost gibiyiz. Konferanstan sonra btlttln konumacrlar liman boyunca yrye kryoruz. Ve o zaman Kopenhag'rn rlrk ve sakin enerjisi altrn bir top gibi dyor avularrma. ehri hissediyorum. Genler yerlerde oturmu, kadrnlar ortlarla, krsa elbiselerle dolayor. Kimsenin kimseye baktr yok. Bisikletlerin zerinde bebekli-ocuklu gen anneler. Daltonlar gibi ailecek bisiklete binenler, boy boy dizilmiler anne, baba, ocuklar. Bir rahatlk var insanlarda. Bir telasrzlrk hali ki bize yabanc. stanbul'un yle deli bir ritmi, o kadar youn bir enerjisi var ki, bu sarmaln iinde debelenirken yorgun dyoruz bazen, yorgun dtmz anlamaya vakit bile bulamadan. Ha bire bir yerlere yetimeye allyotJz. Milyonlarca insan bu haldeyiz. Milyonlarca yrek. Belki de yapmak istemediimiz ilere, o anda grmek istemedimiz insan]ara, varmak istemediimiz yerlere doru tela iindeyiz. Durup dnmeye vaktimiz olmuyor. Bir de bu yetmezmi gibi devaml birbirimizi didikliyoruz. Birbirimizin enerjisini azaltyoruz. Bu arada ehri ehir ellerimizin arasndan sarr srcak bir kum gibi akyor. Dokunuyoruz stanbul'a, ama ruhunu kavrayamryoruz. Bazen merak ediyorum , biz stanbul'da yaayanlar stanbul'u ne kadar yaryoruz? Byle zaman|arda Kopenhag gibi dzenli ve sakin yerlerin enerjisiyle kyaslyorum bizdeki lgn tempoyu. 'Ve merak ediyorum hangisinde daha retken olu,r acaba insan? Burada mr, orada m? Bizde hayat daha zengin ve derin, ama yrpratcr Burada daha dzenli ve yapcr, ama srlcr. Ortasr olsa keke. Ortasr olabilir mi? Kopenhag'da birka gn geirdikten sonra balyorum s-

olan, Bizeramen hala gize| tanbul'u zlemeye, ,ls", ehir, mavi mor trp atan ehir, Sokaklarr gzel kalan ehir, Kalbi tp ve bir ahenk, Karmark, damarlar gibi incecik, rengrenk birer hikye altrn olmasa ta her :**Oak elikili, 'n: yerlnr, istanbul! Hibir ehir tutamryor

;";

fuf elarleolik

abahlar

Bayrau sabal uyandm. Nee iinde olmalym, crvrl crvl, krpr kprr. Anra baktnr, moralim lirnrni, nabzrm tp tp melankolil atyor. Sebepsiz, mantrksrz, ylesine, tirdenbire. Hava paral bulutlu. Ha yad ha yaacak, Battaniyey ekiverdim yzme. Kirnseyi gciresirr yok, bir gunlne grnmez olsam keke. Hibir yerde durasrnryok; gn batana kada: gebe olsam keke. Hani kapy ap vrneye balasam, saki hi dunnavacam.

Yrye yniye lendiri kutupla,da bulabilirim ben bu n taliyie. Oradn, tizeirde kttup aylan resmi ola bir kartpostal
satrr alrrm ve stanlul'daki kendime postalanm. I)erim ki:

"Sevgili Ber, Merak edi.yorur e:eden kaynaklanryor L nelankolik halleri? Nas] oiuytr da len aileni, dostlarn, arkadalarrrr, okrlarn ve ckseriya insanl bu kadar seviyor, sevebiliyor henr de zanan zaman bylesine lrad safhada asosyal ve mnzevi olabi)iyorsurr? Bir lulabilsem dengeni... Bir anlayabilsem seni..." IJayrm sabah uyandrm. Kutuplara gitmek yerine, evde kaldn. Kap ald, atrn.. Karmda bir misafir. Tandk bir yz, ta teden. ocukluumdan beri zanran zarnan beni yoklayan o dipsiz ve sebepsiz durgurlulr ve kasvet, namr dier Melankolianm (Melankoli Harm'rrr hrzla sylenmi biimi) bayram ziyatetine gelnri. Elinde bir kutu ikolata. Tabii ki bitter. Nasl kklarrn? Nasrl "Git" derim? Mecburen buyur ediyorum. "Hogeldi n Melarrkolianrm. .. " Melankolianrm siyah salarr srmsrkr topuz, ayarnda ten rengi rabr, zerinde k bir nefti dpiyes, oturuyor salonda. ncecik, bir gdm faz|as yok, her zamanki gibi. Yanna iliiveriyorum.

,1l

104

105

Avnpa'dan gkacak haliyle. yle bir adam dnn ki, daha iiriversite yllannda hayat didik didik ederek sorgulamaya balasrn. yle bir gen adam dnn ki, hen z 23 yanda kaleme alp yaymlatt felsefe kitabnn ad ''mitsizligin Doruklannda" olsun. Bu yaprtrnda Bergsonculuu, yaadrmz

filozoflanndan. Romanyal. Tesadf deil Romanya'd.an rkmr olmasr. onun gibi damardan kasvet bir ses kanada'dan, Las \gas'tan ya da Kanarya Adalan'ndan kacak deldi ya. Dou

diyor. "Melankoliyi grmezden gelmek zm deil. onun yerine, alp hamur gibi yourup ekiller ina edecez. Hzn dediin yakrr insana, yakr kadrnlara. Hzn sanatrn, edebiyatn ve yaratcln emrine vereceiz.'' Houma gidiyor syledikleri. lgiyle dinliyorum. ''sana tuhaf bir yntem nerebilirim" diye devam ediyor Melankolianm. "Derhal bir kitabevine git, bir adet cioran kitab satn al. Hali hazrrda bozuk akseden moralin yle bir hzla dibe vuracaktrr ki, oradan sekip de su yzne rkman karnrlmaz.'' cioran getimi z y,zy],n en bedbin, en karamsar, en nl

kar. ktidar peinde, y a kazanrr ya tepetaklak yuvarlanrr. Net, berrak, sade ve yaln. kadn ise a5nn halleri gibidir. parlarken bile,bir yanr karanlkta kalr. En grnr olduu zamanlarda bile bir paras bulutlann ardrnda... Kadm muammadr.'' "E ne yapacaz peki?" diyorum sabrrszlkla. "Nasrl rkacaflz bu hallerden? "karz elbet, yeter ki kendimize ve etrafimrza drst olalrm, rol yapmayalm. Melankoliyi de benimseyrp, sevecesz. ve onu bastrrarak yok etmek yerine, retken enediye evirecez''

mr bunu yapan, toplumsal koullanmlklaram|z m? Nedir ansuln kadrnlra gelen hzn dalgalannn sebebi?'' Diyor ki bana: "Erkek genellikle gne gibidir. Ya batar ya

sebebi? Ktlttrel mi? Mistik mi? Ekonomik mi? Hormonl a:nm:z

"sylesene" diyorum, "neden insanlar, bilhassa kadnlar kimi zaman anszln melankoliye yakalanrlar? Biyolojik mi bunun

olan boyutunu anlaya_ hayatrn karnrlm az bir biimde trajik

mamaklavearklayamamaklasularCioran.Zotadamdrr der:

kitab,nda yle vesselanr! Bir baka bayapltr rmentn ,yeni hayat, grme,,Kkeninde ylrma mahkfm olmayan hibir

,demitlerinisoldurupkendiiinedtiingrdm.".

dinimdiyekadar.Herinsarnnzamaniindeilerleyipbunalrm. yenilenme niyetine l bir gevi getirmeyle kendini tecrit ettiini,


salo_ sevgili kadnlar, ir sabah uyanlr da Melankolianrm,r

1,1

li
j

,]

lgin kadndrr, tanrmaya nunuzda bulursanrz, ko,rmayn onu. dinler, renklerden en ok deer. cioran okur, Leonard cohen

griyisever.Birba:dakayiinkarlkl.Tanrnkendisiyle. ne zamarl ruh haliniz Hosohbettir, hretinin aksine, Ve Belli daha bedbin birinin sesine kulak verin,
tkezlese, sizden skt olmutur, olmaz iyi gelebilir, ivinin iviyi

ll
lliii
il

]i

,'11

lr

iiii

Kadrlar

S euneyerL

Kadrlar

Oyle kadnlar var lri, "dtinyaya bir daha gelseniz ne olarak


geimel< isterdiniz?" sorusuna, "tabii

ki kadn olnak isterdim" diye cevap vel,ecek kadar ci.siyetleriyle bark giirnrler, ana gelre de bi, tirl lrcmcirrleriri sevemezler. Kadnlarr sevmeyen kadrrlardr l-unlar. 'farrrrrz onlarr. mr hayatmz boyunca defalarca J<arlarz. ()krrlda, sokakta, ite, evde, alverite, her yerde... Ini zaman latif bir dantelli ttllle sa_klarlar lu cilimlerini; kini zamansa saklamaya gerek duyrraz, ailidr ederler. I{atta zarran zaman bir salgn hastalk gibi yaygnlarr kaclnlar -sevmeyer-kad nlk lrali; gribe yalalanr gibi biz.ler de yakalanlrlz. Bir baknrrrz kadnlar sevmeyen ka]lavi laflar ediyor, kendinizi hemcinslerimizden ayrr tutuyotuz. Farkrrra varmazsak alr barr i}e,ler bu eSlim, iyileemeyiz. Flayatimz boyunca zerirnize yapp kairr bu sevgisizlik; hastalk kronikleir. Durumun ayrrdrna varlp ruhunuzu tedaviye alrrsal ge:er. Geer ve geride kalr. Kadrnlarr sevmeyer kadrnlk hallerinin ilk ipular aslrnda ocuklukta yatar. Biyolojik sebepierden ya da genlerden tr degil, yetitirilme ve sosyalleme biirnlerimizden tr. Hani hep prenses olrrrak zere yetitiriliyoruz ya, lrer masalrn da nalum or de$l, yz degil, bir tek prensesi vardr, Kz ocuklarr masallardan sadece "gljzel" ve "prenses" olmalan gerektiini deil, rekabeti de rerir. Klkedisi ve ablalar, Pamuk Prenses ve vey annesi... Kadnlar masallarda hep hemcinsleriyle urar. Kendi aralannda oynayan ocuklara bakrn. Aniden bir kz ocuk kar, bir baka krz ocuuna durup dururken kt davranmaya bal.ar. Onu o'o5nn drr" ilan eder, cezal gibi kede beklemesii ister. Srf o da kz olduu iin. Srf yarlgr sinirine dokunduundan. ocuklukLa fazla gze batmayan bu hrrrr

108

109

eilim ergenlikte tavana vurur. Gen kzlann kendi aralann_ dan birini ya da birkan dpedz ''teki' ilan edip,;;;;. hevesleri gencecik yreklerde slzm sztm hikAyeler brakrr. tek gen lzrn kyafetleri, tavrrlarr, konumas, bizzat varll alaY ve eletiri konusu olur. Dnya edebiyatrnrn nl kadn yazarlarndan Margaret Atwood bir romannr srrf bu tema zerine kurmutur. En yakn krz arkadalar tarafndan dlanan, onlara yaranmak iin abalayan, abalarken hrpalanan ve yaralanan bir gen krzrn azndan yazmrtrr. Ama bazen kadrn yazatlar da hemcinslerini sevmeme hallerine tutulurlar. ve o zaman bu eilim yazrlarrna 9 v.uul' slzar kalemlerini ekillendirir. ok sevdigm ve gerek hayatyla, gerekse kaleminin krv_ rakhryla beni hep etkileyen Halide Edib Advay'rn kadrn]ar_ dan ok holanmadrn dnmeden edemiyorum bazen. Hani kz kardelik bilinci, kadrn dryrrrrrasr bir kenara, zamanrnn kimi kadnlarnrn varlrklanna bi" t.hammI edemiyordu sanki. Mor Salkml Eu, bu nemli yazaflmzn dnyaya ve kendine nas,l baktna dair nemli ipulanyla dolu bir eser. Nedense Adrvar burada dnemin erkek entelektelIerini and- halde, kadn yazarlarnr grme zdengelir. Mesela Fatma Aliye Hanm ya da Emine Semiye Hanrm'a yeterli atfta bulunmaz. Halbuki aynr dnemde ve aynr topraklarda yaayan gerek Mslman gerekse gayrimslm kadn yazat ve airlerle ice ortak nokta vardr arasrnda. Bunlan g"mesi, hemcinslerinden uzak duruu ". bence dndrc.* Zihnmlzin bir yerinde ne yazrk ki hep ''iyi tadn'' ve 'kt kan" ikilemi duuyor. Bir sarka gibi tepemizde. Byle rendik annelerimizden, ewemizden, filmlerden ve kitaplardan. Daha entelektel olanlanmrz bunu birazdaha sofistike bir di]le
tav; in,i|iz kadn yazar George Eliotda da vard. t856Ua kaleme ald bir ya..ya "Hanm Romanclarn Yazd apa Eserler'' ir,E,n, kadar kendini onlardan a),ryor, uzak gryorar.t"a "ocak ,"p "erkek ur rolanc gibi'' yazmak isrcdi, kadn romanc olarak an,lmal. aegll.

"ideal kdn" ve "teki kadrn" yapveriyor, ama iki]em deimiyor. Halide Eb'in henz otuz yarnda yazdr Handan roman. tam da bu ikilemi aa rJ<anr. Orada yazat iki farkl kadn tipi kanr okurun karrsrna. Bir yanda Neriman, bir yanda Handan. Tatl huylu, isyan nedir bilmeyen, evcimen, son derece sra-

Alabildiine edilgendir. Her trl hrrstan, arzudan, kavgadan arrndrrrlmrtrr. Kocasr onu yle anlatrr: "Hayat bir ikence, bir burgu, bir ate yapan kadrnlardan sonsuz olarak kendisini uzaklatrran sade ve samimi bir kz..." Romandaki zt kadn karakter ise Handan'drr. lk bakta dii canavar gibi gelir okura. Ne var ki Handan'r ekici klan bir zellik vardrr: Beyni. Hatun aklldrr, kltrldr. Bilim,
rinde rahatlkla konuabilecek kadar birikimlidir. Erkeklerin tekelinde olan bilgi ambarrn delebilmi nadir kadrnlardandrr. Halide Edib Adrvay'rn pek ok romanlnda oldufu gibi burada da bir "ideal kadrn" tiplemesi ne kar, bir de "cariyelik geleneini srdren kadrn." deal kadnlar ne kadar dirayetli, vatanperver, akrll, azimli, cinsiyetsiz ve kadrnlktan uzak ise, cariyelii srdren kadnlar da o kadar edilgen, kadrnsr ve srnrlrdrrlar. Mesele u ki erkein hayatrnda her iki kadn tipine de yer vardr. Birine karrsr, ocuklarrnrn annesi, evinin hanrmr olarak. Berikine arkada, fikirda, yolda olarak. Birinin bedenine ihtiyac vardrr. tekinin beynine. Margaret Atwood'un, Halide Edib Advaln zihinlerini ve kalemlerini megul eden "Kadrnlarr Sevmeyen Kadnlk Hik6yeleri" bugn bizlerin karrlatr ikilemlerden o kadar farklr degil. Ama bir nokta ark. Biz kadnlar birbirimizi kategorilere btlldtltlmz, hemcinslerimize hrrrnca eletirel bir nazar|a baktrrmrz ve "l<z kardelik" kawamr yerine suni bir Prenses Rekab9ti'yle hareket ettiimiz mddete deimeyecek bu khne kalrplar, deiemeyecek...
felsefe, sanat, edebiyat gibi konularda, stelik erkek meclisle-

dan ve srradanlrg,yla yceltilen kadrn tiplemesidir Neriman.

*Ayn

Yazarl lei Altr Forml


Yaptrm lrer imza gnnde, gittiim her edebiyat etkinliinde karrma rkan ilgin bir durum var": Sakl edebiyatlar lkesi Trkiye. Potansiyelyazarlar ve potansiyel airler lkesi burasr. O kadar tk insandan benzer szler duyuyorum ki: "Benim krzrm da yk yazyr", "Ein senelerdir iir yazat, hi brakmad." ya da "Ben de genliimden beri bir eyler karalryorlm." renciler, ev hanrmlarr, serbest neslek sahiple,i, doktoria, memurlar... lk baka edebiyatla ilgisi yok zannettiiniz bir insan pat diye ayn eyleri syleyiveriyor: "Ben de yazyorun." Ne tr eyler yazdklarrnr sorduumda yarr mahcup aklyorlar, bir srrr paylarrcaslna. "Denemeler, ykiler, iirler... I)efterler dolusu!" "Ne gzel" di.yorum. "Kaleminize kuvvet. Peki neden edebiyat dergilerinde yahut sitelerinde yayrnlatmaya almyor, do sya yaprp ya ymevlerire yoll amyorsunuz? N iin y azLarnz kerdiize saklryorsuuz?" Tlhaf bir sessizlik oluyor. Yazmak tamanr da, yazdrk]arrnr paylam ak zor. Bir gen kz byk bir aklkla itiraf ediyor: "Reddedilirim diye korkuyorum." "Reddedilebilirsiniz, doru. Kirnse burun garantisini veremez. Ama reddedile reddedile baarrlr olan o kadar ok yazar ve air var ki dnyada." "Evet ama yaymlansa daha nr iyi olur, yoksa daha m kt?" diyor ksk bir sesie. "Denemelerim yaymlansa beni tanryan herkes okur, o zaman da herkes eletirir." Eletirirler ama sen gene de kapatma kendini. Eer hayallerini ve hikAyelerini hep kapal bir kutuda tutarsan, inan ki o kutuun havasr yetmez lrelimelerine. Harf zgrlk seyer. Harf scnsuzluk sever. Kaplar, pencereler ak olsun ister. Pfir pftir essin yel. Dtlrt bucak yedi iklim sonsuzluk jster kelimeler. Ne kutu, ne ekmece, ne sandrk yeter. nan ki havasrz kalr

<re(

ue Yl

112 113

Formil bir: (Hny'fIrs arpr Emek art Disiptin) bI nzlk). Yazmanrn ilk formlt kiisel hnlar u" hrr."rla

ilham perisi kapatId yerde. kanatlan solar, benzi atar. sen a ruhunun kaprlann. payla yazdklannr cmle mahlukat]a. A kendini kAinata. "Eletir.ilirim, yerilirim, aman yanl anlarlrnm" diye korkma. Eletirilirsin, yerilirsin ve dahi yanl anlalrsn, doftu. Ama baka trl nasl byr ki insan, nasl eitilir nefs dedin, nasl mrekkebine kavuur kalem? Gelebilecek eletirilerden ekindimizden yazmaya dair en temel, en insani heves ve hayallerimizi bile bast lyoruz, Ertelenen kitap projeleriyle dolu zihinlerimiz. Halbuki pek oumuzun gnlnde bir kitap yazmak var. Gnn birinde, iler biraz daha raJnna oturnca, bir kenara be kuru para koyup almak zorunda kalnmadnda oturup yazlacak bir kitaP", Kimisi hayat hikAyesini yazmak istiyor, kimi bir tan_ dnn bandan geenleri. kimi gemiin rr.u*rn kitapla almak istiyor, kimi kalcr bir eser brakmak. kimi bir kurgu peinde, yle bir kurgu ki srekli yeniden yazlr1,or zihinde. Fikirler gze',-ama erteleniyor nedense. Halbuki kitap yazmann gelecekle ilgisi yok. J ---' Yazmanrn ,er( bir ^gzrrallll tek Dlr zamanr var: "u anda, imdi.r, Yazarln kalb yok. Genelgeer reetesi yok. Her insann haYat, kiili$, mayas ve kimyasr nasrl farklysa yaz. , serveni de farkl olmak durumunda. Kimi krkndan sonra yazmaya balr.a kimi en gzel eserlerini genIiinde verir. Kimi bir kitab be senede ti*u*].r, kimi b ayda. Hibir yol dierine stn deildir. Aslolan ortayakan eserin derinliidir, Bakalanna. bakarak deil, ancak kendi iimizi grerek Yazabilitiz, Her ite olcluso grb burada da temel itki ieriden gelir insana, dandan aesil. Ama gene de formI arayanlara syleyebileceim tek ey u: .' L-"' orr""otan beslenir yan, Birbirine zt, ama ikisi de kudretli iki ana akrnt elik eder edebiyatya.
(Yalba-

lantldr. kimi yazar|ar ve airler luzgrnlktan, krrgrnlrktan, lakknn yenildii ya da kymetinin yeterince bilinmedii sap]artsndan, bir konuda kimsenin kendileri kadar uzman olmad inancrndarr yahut birilerine bir eyler anlatma arzusundan, bazen de kavgadan, kavgacrlktan beslenir. Hrn, hrrs ve fke... U de kud,etli arklardrr. nsanr retken klabilirler. yan, sr,a muhakkak emek ve disiplin gereklidia bir de tabii yalnz kalmak. yalnzlk olmadan yazarlk olmaz. Bu forml krsa vadede baarl gibi grnse de trzun vadede tavsar. tle keskin sirkedir, kabna zarar. Hntan beslenen insan sonunda kendi bindigi dai kesmeye balar. }'orml iki: (AVT\tku arp Emek art Delilik) bl (Yalrzlk). Burada temel etmen aktr. Yaptrn ii sevdiin iin ve severek yapmak. Akrl nantkla aklanamayan bir te boyutta gezinmek. nan niye Ark olduuu bilebilir mi? Tek bildii k olduudu,. Niyesi deil. Yazya da Ak olunur. Kii severek ve tuthuyla yaza. Yapt ii o kadar benimser ki yazmadan yaamay dnemez bile. Disiplinin yerini delilik almtrr. Yazmaya koyuldu mu durmadan, duramadan, gece gndz yazar. inden cin katrcasna. Saatler, gnler, aylar ve senelerce gdm gdm biriken emek. Ve tabii bir de yazarlrn olmazsa olmazr: Yalnzhk. Yazarlrn iki altrn fornl var. Bu ikisinden hargisinin seileceS tamamen kiiye kalmr, kiinin ruhurun rergine.

ll

;i

ii ll

Balondan Grnen Dnya


Kapadokya'da bir bay-am sabah. Gtn aarmak zere. uzaklardan gelen yabani ot ve kokulan iek rizgdrn serin nefesine kanyor. Havada bir iyimserlik, , bir beklenti, bir macera heyecan. vadide yzlerce insan toplanmr. Her milletten, her yatan, her dili konuan... Yerde, gz alabildiine sal sollu uzanacak ekilde balonlar yatryor. uzaktan bakldrnda rengArenk kuma toplann ,rarrorar. sanki rlsm bir kuma uram vadiye. lgrn ve cmert. Dkkanndaki btn kuma toplann tam buraya, saa saa amr. Rzg,rda her ey renkli, her ey srreel, her ey ve her yer yan rya yar gerek. Bizler bir kenarda beklerken, devasa tplerle balonlarn ilerine hava dolduruluyor. Ayn anda elliden faz|abalonun imesine, ekillenmesine, bymes"" aerken ykseliine tanrk oluyoruz. Her "" ey tamam olduunda yolcular onar yirmier sepetlere doluuyor. Az sonra gJkn r' benek benek balonlarla kaplandnda, o sepetlerden birinin iinde bizler de varaz, Balyoruz aarya, oradan bakrnca bambaka grnen

715

Ne saa dnebi]iri r, n sola. Rot amlz, bizden daha kudretli bir etmene, rzg,nn iradesine kalm. Biz ne yaparsak yapalm gidiata yn veremiyoruz. Esen yelle beraber hareket etmek, dier balonlar arasrnda kendimiz" nr"r bir yer aarak, kjmseye (Tpmadan ve atmadan zgn bir yol izlemek durumundayz. tpk, gerek hayatta olduu gibi. Bundan ibaret balonun abasr... Mtcadeie.ir, *k.b"trr, guilimsiz bir varolu.

kabiliyo r ya da alalabiliyoruz, hareket kabiliyetimiz bundan ibaret. T,pIu gerek hayatta olduu gibi. Direksiyon yok. Vites yok.

dnyaya. kapadokya'da bir bay,am sabah. yerden metrelerce ytseklikte bir balonun iindeyi z ya|nndostlarla beraber. sadece daha yukan

Aramrzdaki arkadalardan en tiltiz, en mkemmeliyeti ve her eyi kontrol etmeye en meraklr olanlarlmu bile bu durumdan rahatsrz olmuyor. Balonun ynn bizim d"il, rzgArrn tayin ettiini kabul etmekte, ne tuhaftr ki, kimse zorlanmryor. Halbuki stanbul'da lralimiz ne kadar farklr. ehir hayatnda her eyi planlamaya veya planladrmlzl sanmaya, kendimizi "Dnen ve Kotaran zne" olarak algrlamaya o kadar alrkrrrrz ki. Halbuki balonun iindeyken, normal artlar altrnda unuttuumuz bir tesli4riyet ve hafflik hissi geliyor stmze. Biraz da ocuksu bir merakla dikiliyoruz sepette. O an herkes lendi kendisiyle ba baa kalyor. Kendi iine bir gz atryor. Bir an iin de olsa herkes kendi bildii dilde ve ekilde selam veriyor zne, derununa. afak skyor Kapadokya'da. Gkyz eflatun ve pembe tonlarda. Aada dnya yepyeni bir gne hazrrlanryor. Olanca tela, heves ve hayhuyuyla. Arabalar, telefonlar, randevular, konumalaE vaatler, krgrnlklar, yanl anlamalar... Balondaki bizler ise tyden hafif, Sarr Sultan'dan sarr olmuuz. Dnyanrn rettii hibir grltri iitmeden, hibir yk srrtlanmadan ylesine duruyoruz semada. Seyrediyottlz 6lemi. Seyrediy ot|Jz Alemdeki kendimizi. Elbette bu, yzyrllardrr mutasawrflarrn, yle balonlara veya tayyarelere binmeye gerek grmeden gayet yakrndan tecrbe ettikleri bir halin kryrs. "Kah rkarrm gkyzne seyrederim 6leni, kah inerim yeryzne seyreyler Alem beni" demenriler bouna. Balodan bakrnca dnyanrn orantrlan deiiveriyor. Kliiyor srkrntlar. Aardayken devasa grnen eyler buradan baknca kannca boyutunda kalryor. Dz mantrk, yerekimine yenik dyor. Tasalar, hrslar, gayeler, didinmeler hepte nemini yitiriyot Zaman uzun, ince, ilerlemeci bir izgi olmaktan kyor; ufacrk ve rengArenk sarmallara dnyor. Hr ey geici. Aslolan u an ve irydi. Ara srra yapmak lazrm bunu. Balondan bakmak lazrm dtln-

115 YaYa, Bilhassa u anda depresyonda o]an] arayada monoton]uk_ tan sllanlara, aktan ve muhabbetten ,rrk kalanlara ufack bir tavsiye bu. Gidin kapadoky a'ya. Gtn aarmadan kn bir balona. Alan deitirin. Bir de o ytksek]ikten ve dinginlikten baln hem iinize hem cm]e kAinata. Beklemediiniz kadar iyi gelebilir.

Neler Oluyor Bize?


Bir okurumAdana'dan bir mektup yollamr. ten, duygusal, samimi. Bugnlerde bir retmen olarak, bir kadn olarak; bir anne olarak, bir insan olarak gazeteleri okumakta zorlandnr sylyor. "Bize neler oluyor?' diye sormu ardrndan. "Byle degildi bu toplum. Nasrl bu hale geldik? Utan duyuyorum. f; insanlk aclna."
Pe pee gelen Laciz ve cinayet haberleri tm lkeyi derinden sarsryor. Ama bu tr insanlrk d hadiselerin bu toplumda daha ewel yaanmadr, bugnlerde arttr iddias doru

deil. Benzer olaylar eskiden de oluyordu, ama ounlukla duymuyor, konumuyorduk. Gazetelet yazmlyor, kamuoyu tartrmryor, politikacrlar "grmyor"du. Yerel yetkililer bu konuda bir aklama yapma ya da toplumu bilgilendirme ihtiyacr hissetmiyordu. Kaln bir sessizlik perdesi ekiliyordu, o kadar. Tpk "tre" cinayetlcrinde olduu gbi. teden beri oluyordu bunlar. Tek farkla: Fazla duyulmadan kapanryordu hadiselerin st. Toplunun geri kalanr durumdan bihaber devam ediyordu yoluna; bilmeden, grmeden, dnmeden... Bir toplum ne kadar feodal ve iine kapank ise orada in.sanlarn _zellikle kadnlann_ hayat o kadar nemsizleir. Kolektivite ve otorite karrsrnda birey adeta aresizdir. Sitem demokratlatrka ve kitle iletiim aralan daha iyi bir ekilde iledike tek tek bireylerin varlrr nem kazanrr. O zaman sadece ntifus sayrmrnda birer "rakam"dan ibaret olmaz insanlar. Bal barna eit ve bamsrz bir birey olarak alglanrrlar. yleyse, bugr ensest, tre cinayetleri ve cinsel taciz hadiselerini geni dzeyde konuuyor olabilmemiz, aslrnda bugn dtinden daha demokratik ve ak bir topluh oluumuzla ilintilidir. Bu bir paradoks g,ibi grnse de, konuabilen bir tqp&

118

179

lum, yazabilen bir toplum, yani meseleleriyle yzleebilen bir toplum, "ortada hi sorun yokmu gibi yapan" bir toplumdan daha ileridedir. Bir kadn kurultaynda bir konumaclnrn krp yle dediini hatrrlryorum: "Ensest ve yakrn evre iinde taciz gibi meseleler bizden ok bireyci Batr toplumlarlrun sorunudur. Bizdeki aile yapsr o kadar salam ve ktlkltl ki byle eylere milyonda bir bile rastlanmaz.Bizim aile yapmrzda btlyUkler kfleri korur, kkler otoriteye sayg gsterir.' Artk bu yzeysel zannmz krld. Ve krrrlmasrna ihtiyacrmrz vardr. Gereklerle yzlemek iin. Hakikatleri grmeden ve kabullenmeden, kendimizi gelitiremez, gzelletiremeyiz. Bir toplum her meseleyi zgrce konuabildii ve yazabildigi lde zenginleir. Konumak, konuamamaktan ok daha iyidir. Bundan dolayr, olaylarrn zerini kapatmaya alrmak, "Ajleler kendi aralarrnda anlatr, siz karrma;nn" demek doru deildir. Siirt'teki gibi bir olay ortaya ktrnda yetkililerin basrna atmak yerine unu demesini tercih ederdim: "Bizler yaananlardan dolay byiik bir znt duyuyotuz. Kadm olsun erkek olsun, ocuk olsun yetikin olsun, tek tek her vatandarmrzrn daha iyi, daha eit, daha zgrce yaamasr iin ve bir daha bu tr karanlk hadiselerin olmamas iin elimizden geleni yapacaz, yaptyotz. Siz de bize destek olun. Beraber adrm atalrm." te yandan inanyorum ki nice Siirtli durumdan derin bir keder duymakta. Onlar da bu tr hadiselerin her yerde olabileceini, bu ekilde damgalanmaktan znt duyduklarrnr belirtiyorlar. Hakllar. Grsel ve yazrlr basnda bu konuyu konuurken meseleyi Siirt'e has bir grinah haline getirmemeliyiz. Siirt'i ve Siirtlileri dlamadan, telemeden, tekiletirmeden konumak ve yazmak durumundayrz. Peki ne yapmal? Ewela kolektif bir bilin oluturmal. Ortak duyarlrlrk, adap ve vicda-

ortak meselemiz, Hepimizin! rrnrrzdan feyzalarak, Bu bizim

Trkiye,dekikadnlar,eler,anneler,anneanneler,krzkaradrm atalrm, Mionlarca semedeler, ablala gelir beraber nizaslntlabiz.Nekadarglytz,amafarkrndabiledeiliz. Bugndenitibaren,siyasipartilerinvesiyasetilerin,kadrnlar veocuklariinneyaphklannadikkatedelim.Dahaokkadrn uraalrm. oyumuzu, desteivekilin Meclis,e girebilmesi iin verelim. zorda olan, darda mizi bu konul.rl aoyrrl olanlara

kalank,zkardelerimizedestekvermekiintektekneler
ne kalmayalrm,

yapabileceimize kafa yoralrm, hikayesine bigd_ Birbirimizin kederine kaytsrz, birbirimizin

nsarr ii Orenme|tir
"Ak' okudum, tasavvuf ile yakndan ilgileniyorum. Bana bunun ardrndan ayn alanlarda ne okumamr tavsiye edersiniz?" diyen okur mektuplarr ve e-mailler alyorum. Tavsiye vermek benim haddim deil. stelik ne uzmanrm bu alanda, ne yetkin. Benim iim }ikAye anlatmak. Ben okurlarrm bir hayale, bir hikAyeye davet ediyorum romanlarmda. Alz'ta da beraber bir hayal kurduk. Beraber bir hikAye anlattk. Ama rahmetli Cemil Meri'in dedii gibi, hikAyelerin ve kitaplarla gelen hayallerin u "hakiki" dnyadan daha hakiki olduunu unutmayarak... Tasavvuf lronusunda herkesin kendi mizaclna ve ihtiyalarrna gre okuma listesiri elleriyle kurup adrm adrm oluturacana inarryorum. remli olan iyi ve isabetli kitaplar okumak kadar, tasavvufu kitabi bir bilgi boyutunda brakmamak. Yani yaamak. Yaatnak. Bugne tarmak. Gndelik hayatrn ufak tefek admlarr iinde aramak ve bulmak bulabildiince. Gayret etmek, kadrince. Yoksa teorik, uzak, "eski" ve tenelde hissedilmez bir boyutta kalyor bilgr. Halbuki bilgiyi de yaamak lazm. te yandan unu da biliyorum ki, gene kitaplar araclSyla gnller aras kprler lurabili birbirimize kaplar aabiliriz. Gzel kitaplardan, gzel filmlerden, gzelliklerden bahsedebiliriz. Birbirimize yollar aabiliriz. Bu niyetle, sevdiim ve etkilendi$n bir kalemden bahsetmek istiyorum. Bat'dan ve Dou'dan ok savda insana ilham vermi ve Sufilii tantm bir isirn: dris ah. "rrsann ii frenmektir. I)eve insandan daha guldr; fil daha iri, asla'dalra yi$tti,. SSr insandan da}a ok yiyecek yer, kularrn erkekligi daha faz|adt. nsanrn ii ise renmek, iirenmek, renmektir bu 6lemde...." Byle diyor dris

&

123 122

ah, kadim tasarvf metinlerinden aktanmlarda bulunduu yaprtlannda. Byle diyor Trkeye kazandrn|an Sufi'nin Yolu kitabnda. arprc tasawufi hikAyeler ve tekrar tekrar dnp dnerek okunmasr gereken mesellerle dolu bu kitap basnda ne yazrk ki yeterince ilgi grmedi, bir hayhuy iinde kaynadr, ama meraklrsr gitti buldu, okudu. Bizde ne yazrk ki yeterince tannmyor dris ah. Oysa Bat Alemine, bilhassa Batrlr entelektellere tasawufu tanrtan ve sevdiren bir avu Doulu yazardan biridir. "Her rencinin hak ettii mridi bulduunu" syler ki, zerinde uzun uzun dnmeye deen dris ah' etkili krlan sadece eserleri deil, bir de insanlarrn yreklerinde brakt merak ve muhabbet tohumlarr olsa gerek. Tabii bir de Avrupalr sanatrlar zerindeki etkisi. Pek ok kii tasawuf hakknda yazmtrr Batr'da, ama ok az, bu konulara ilgi gstermemeleriyle nl olan yazat izet takrmr tarafindan ilgiyle okunmutur senebesene. Kimi Katolik kimi Protestan kimi Yahudi ailelerden gelen ktllttlrel elite, tasawufu sevdiren insandrr dris ah. Onun sadk okurlarr ve sevenleri arasrnda ngiliz romancrlnrn divalanndan, Nobel dll Doris Lessing de vardrr. dris ah, L924 senesinde zot bir corafyada, Afganistan'da dnyaya geldi. Seneler sonra yazdfi, kitaplar dnyanrn en ok konuulan tm dillerine evrildi. dris ah, "arayan" her rencinin eninde sonunda kendi aynasrn, kendi mridini bulacana inanrrdr. Ancak bir o kadar eletirel yaklardr mrid-mrid ilikisini hiyerarik dtlzlemde kuranlara. Ona gre mrid ile mrid aynr zeminde olmalydr, aJmr gnlden, ayru demden. Yani yle biri tekinin elini etei.ni pecek, biri aada teki,rukanda olacak... Bunlardan yana deildi. ldris ah'a gre retmen ile renci aynr seviyede olmalr, aynr prnard,an su almalyd. "Tbsawf, insanrn kendi kendinin farkna varaca ve kendi kendine gerekletirece,i bilgidit'' demesi bu yzden.

yntemleri arasrnda ekiSoru: Tasawuf ile dier dnce me var mr? tasawuf tm dnce ynCevap: Yok ve olamaz, nk

,li

gre bir kultemlerini bnyesinde toplar; hepsinirr kendine lanrmr vardrr. toplulukla, lelli bir Soru: Tasawuf belli bir dille, belli bir tarihsel dnemle mi srnrrlrdrr? VeYa toPlulukCevap: Tasavvufun herlrangi bir zaman, Yer
]ll

rli

takigrnenyzi-eitlilikgsterebilir,nktasawufkensunmalrdrr, disini her insan tarafrndan kavranabilir ekilde Endltslt nn n Ara_ Soru: Trkistanlr Ahmed Yesevi ve bi'nin okullanndan ok az eser var, neden? Cevap:rkytiksekaolay,diyannda,ibitinceocakkapanlr.

il
]r

Tasavnfokumak,drisahokumakvedahanicenicekry. metlikalenrleriokumakhayatabakrrmrzdeitirecek.oku. maklazrm.ok.Dahaok.Nedeolsainsanrniirenmektir. grenmek ve bir de mhabbettir,

Anrtesinin Olu
Yaadrmz her duygusal arrzanrn ya da elimize yzmze bulatrdSnrz her ak macerasrnrn sebebini, dnp ocukluumuzun incinmiliklerine balamak zorunda deiliz. Ama yle yaplyoruz ou zaman. Ve ne vakit ocukluumuzu bir bakasna arlatmaya kalksak, temel bir figr ne kyor lratralarrmrzda: Annemiz. "Kadrnlar ve anneleri" bah barna bfu yaz konusu, "erkekler ve anneleri" ise apayrl. Siyasette, sporda, medyada, akademide, sanatta ve i dnyasrnda baarrlr ve etkin olan erkeklerin ounun arkasrnda sanldr gibi azimli bir "e" deil, iddial bir "anne" var aslrnda. Kimi erkekler "annesinin olu" ve hep yle kalyor. Ka yarna gelirlerse gelsinler onlar annelerine olan dtiknlklerini ruhlarrnda kalrcr bir dvme gibi tayor. Byuyup niversiteden rnezun olduklannda, i dnyasrna atrldrklarrnda, hatta evlenip yuva kurduklarrnda bile durum deSmiyor. Hayatlannrn rotasrnr belirleyen pusula anneleri olmaya devam ediyor. Kimi anneler de "olunun annesi" ve hep yle kalyor. Mthi bir dknlk, titizlik, korumaclk... Yalandka durum deimiyor, tam tersine pekiiyor. Olunun mesleindeki ilerlemeleriri, kinlerle rekabet halinde olduunu, sevenlerini ve sewneyenlerini ayrrntrlaryla lriliyor anne, gzi hep zerinde. Olumuz doduunda "esas kiilik slnavln imdi baladr" demiti bir psikolog arkadarm bana. "Bakalrm nasrl bir olan annesi olaaksrrr?" Bir ey demedim. Sadece dinledim. Bakyorum etrafina, seyrediyorum Alemi. Gen kzlrrnda hayal ettii dnyay bulamayan veya yetenekleri dorultusunda yaayamadnr sanan; kendi evliliinde iten ie mutsuz olan ya da senelerce evresiyle sorunlar yaayan; velhasl bir trl kendini tam olarak gelitiremeyen, potansiyelini aa rkaramayan nice anne varrnl younu-oluna, oulla-

?,nL
,a
y/,/ ,',
/ ,zzz':,

e y/"

126

127

,t

rlna adlyor. T\tkuyla, sabrrla, kararllkla... Bunca duygusal enerji, bu kadar beklenti olan ocuklarrnn zerine odaklanryor. Sonra o ocuklar byyor ve kendi mutsuzluklarrnr
yayor, yaatryor... Sene 1900. Paris'te sala bir otel odasnda, meteliksiz, kimsesiz, yaamaktan yorgun dm bir adam uzanmakta. Gzleri tavana odaklanmr, akl gemite, yrei sevdiklerinde tak]r kalm. Usulca veda ediyor dnyaya. Olm sebebi: Menenjit... Bir de raporlara yazlmayan sebepler var: "Tbplum ta,afindan yanl anlalmak, lanmak, horlanmak, ypratlmak ve yalnzlk." Oscar Wilde'rn 1854'te Dublin'de balayan yaam serveni
btlyle son buluyor.

aldatmalarrna ses feminist olmasrna ra$nen kendi kocasrnrn

ilil

\i
1]] |]l
i

karmayabukadrnaslrndahepbirkzocuuolsunistedi. olmayrnca,<luoscay'rkrzocuugibigiydirdi,frrfrrlrelbise. gre, annesi byle ler, kurdeleler, apkalar iinde. kimilerine bu kadar rk bir yol ."*u*i olsayd, Oscar Wilde ne

l1llil

i]t

olurdu,nedeg"y.N"byleatafatlrgiyinirdi,nedebtyle
sakncalr temalar hakknda yazrlar

yazatd,

DnyaedebiyatrnnbykismiProust,yetikinbirerkekannesinin gr ken bile an.r"sirin *oluydu. mr boyunca biimde hareket alanrndan lkmanaya, onun onaylad etmeyezegsterdi.Annesindenayrrkatdrnadirzaman. sunar gbi. yle ki bes_ larda ayrrntrh mektupl at yazd,rapor lenmebiimindentuvaeterkmaalrkanlrklarnakadarher eyiyazdr.Mektuplardaverilentmbilgilerbirdavettiaynr zamanda:MarcelProustannesinihayatrnadahafaz|amdahaleetmeyedavetetti.Annesinindeszkonusudaveteica. betetmedisolmadhi.Dahanicernekvarbyle.Thomas Hardytemelettiminiveedebiyatzevkleriniannesindenald. Melville,in zevkleri Babasrnr u*."l yata kaybeden Herman vekiilii,tpkdigersekizkardeininkigibi,bykoranda anesi tarafindan ekillendirildi, Dedimya,kinilerimiz..anrelerininolu,,vehepylekalrneler
ne kadar ykselmi, yor. Ka yalna varmr, mesleinde

rt

,lil
ll1l

ffi

ll1ll

ii[[

"Arr yazar" yahut "saygn edebiyatr" grnts vermek gibi bir derdi hi olmadr onun. Keza "erkek adam" tanrmrna uymak gibi bir gayesi de olmadr. Canrnrn istedii gibi giyindi, dilediince sslendi. En olmadk renkler (eflatun, bordo, turkuvaz), en olmadk kumalar (ifon, saten, ipek) iindeydi. Kadifeye bayilr, parlak ve pahalr kyafetlere brnmeyi severdi. Kimselerin anlamad takrntlarr vardr: Porselen biriktirirdi mesela, mavi-b eyaz ay fincanlan, yemek takmlarr. Bir o kadar dknd tavuskuu tylerine. Gittii her yere tavuskuu ttlyleri gtrr, yeni tant insanlara bunlardan hediye ederdi. Huylarrn tuhaf bulanlara aldrmaz, gler geerdi. Hibir zamal utanmad renkli kiiliinden. "Saplantlardan kurtulmanrn tek yolu onlarr bastrrmaya alrmak yerine aa karmak"trr derdi. nsanrn anzalarrndan arrnabilmesi iin bunlarla yzlemesi gerekliydi. Hi "-mr gbi" yapmadr. Kimi edebiyat tarihileri bugn Oscar Wilde'rn srradrr hayatrn incelerken, "annesi tarafrndan yanl yetitirildii" sonucunu rkarryor. Son derece ilgin bir kiilikti Lady Wilde. Dnemin kadrn hareketinde nemli rol oynayan, ateli bir

il
l

il

li

baarmrhibirnemiyok.Koskocairketleriynetipgene arrneleritarafrndanyneltileniadamlarr,edebiyattaahe. serleryaratrpsonradaannelerineocukgibimektupyazan erkekromancrlar,siyasettetozudumanakattklarhalde annelerininyanrndakuzukesilenerkekpolitikacrlarvar. ve grnmez harflerle onlarr alrnlarrntla, el yazrsrnd,an rk yazyor: Annesinin olu,
kadnlar YarYor. Bir kadn onlar.la bir lrayit kurmaya alran

VeiLeenbykzorluklarrbutrerkeklererkolan,

iinen,o,uy..anresininolu',olanbirerkeisevmek...

Bencil Bir Adam Seumek


Okumu yazmr, bir hayli mrekkep yalam erkekler iinde yleleri vardr ki, uzaktan bakrnca aydnlk bir zek6, feneri sibi grnr ama yaklarnca bambaka bir adama dnrler. Takdirle dinleriz onlan; arzlanndan bal, kalemlerinden bilg, damlar. Konukan ve ntiktedandrrlar. lgiden, iltifattan ve en ok da kendilerine .soru sorulmasrndan holanrrlar. Bol bol anlatrrlar. Israrla dorulann altrnr izeg ha bire eletirilerde bulunur, berak bir zihin ve zgr bir miza abidesi olarak ykselirler toplumda. Her meselede yapacak bir yorumlan vardrr. Analitik dnr, aklcr zmlemeler sunar, kitaplardan alrntlar yapar, nadir dehalar olarak dolarlar aramrzda. Herkes yararlanrr onlann rrndan. Herkes dediysem, onlara en yaln olanlar hari. Yani sevgilileri ya da eleri hari. Fener kendi dibini aydnlatamaz.Irrn hep uzaklara yolla kendinden fersah fersah teye. Fenere yaklatka rrk yerini glgelere brrakrr, aydrnlk karanlra evrilir. Bir de bakmrnlz ki kamusal alanda son derece ak fikirli, kendine gvenen, esprili ve hosohbet olan adamlar zel hayatlarrnda yz seksen derece tersiymi. Kapal, katr, tedirgin, pheci ve aksi... Tbplum iinde ne kadar iddiah ve aydrnlrksalar, evlerinin mahremiyetinde o kadar suskun, apalr ve glgeli... Bu yzden en iyisi uzaktan tanrmaktr bylelerini. Bu yzden bir kadrnrn yapabilecei en byk hata, bir Fener Deha Adam'a k olmaktrr. HikAyenin bundan sonrasr karnrlmaz olarak hsran, hsran, hsrandrr. Xviil. yzylda Fransa'da yaayan ve geinebilmek iin terzilik ve amarrcrlk yapan Th6rse Levasseur ite bu kadrnlardan biriydi. mkAnsrz bir adamr sevdi. Yreini bi]lur bir topa yaprp'ona teslim etti. Ve topacn her dnnde ii burkuldu, acr ekti, hem de bir deil, iki deil, tam otuz sene

130

131

mutsuz sevgilisi, daimi tekisiydi. Tam anlamyla "teki'' idi Th6rse. nk felsefe tarihinin liirnsz ismi Rousseau ne kadar eitimli, ehirli, ilgili, kabrna srmaz ise, Th6rse de o kadar sakin, mfik, kyl ve cahildi, kitaplann dnyasryla en ufak bir temas bile yoktu. Rousseau kitap yazar, Th6rse kitaplann tozunu alrrdr. kisinin neden ve nasrl beraber olduuna kimse akrl srr erdiremedi. Muhtemelen en derin elikiyi Rousseau yaad. Ne srrtn dnp terk edebildi Th6rse'i,_ne de onunla yasal bir evlilik yapp kansrn toplum iine rkarabildi. iter hep arada kald. skm bir yerde, eikte geen koca bir mr. Jean-Jacques Rousseau'nun kiiliine yakndan baknca bir Fener Deha Adam'rn portresini grrz. nl flozof 28 Hazitan l7|2'de Cenevre'de dodu. Dnyaya geliinden dokuz gn sonra annesini kaybetti. Bu trajedi hayatrna ve kiiliine damga vuran temel hadise oldu. Annesinin lmnden hep kendini sorumlu tuttu. Henz delikanl iken evden kat ve Cenewe'den aynld. Tltup kendisinden ].3 ya bytk asil bir kadrna, bir baronese 6k oldu. ''Annecik'' diye hitap ettii bu kadnn peinden epeyce kotuktan sonra durdu, duruldu ve kendini kitaplara adad. Dnemin en byk dnrleri tarafndan kaynak kabul edilecek ve hAl6 bugn dnce hayatrna damga vuran eserlerin i yazmaya koyuldu. Davetler aldr, konumalar yapt, dersler verdi, derin felsefi tartmalara giriti... Gtnlerden bir giiu bir otel odasnda Rousseau yazr masasrnda oturmu, etrafi kitaplar ve karalanm notlarla kapl vaziyette hanl harl alrrken kapr ald. oday toplamak, amarrlan ykamak, skiikleri dikmek iin gen bir kadn ieri girdi. ve derin felsefi meseleler hakkrnda zmlemeler yapmakla megul koca filozof yazmay brralup, kadrna bakakal. Eitimi ve bilgiyi her eyden sttin grdtin dile

boyunca... Th6rse nam bu kadn, Jean-Jacques Rousseau'nun

getiren Rousseau, okuma yazma bilmeyen bu kadrna oracrkta tutuldu. Bundan byle Th6rse'i bir daha brakamayacak, ama onu yasal karrsr yapmaya da yanamayacaktr. Byle balad matazi bir iliki. Ne evliydiler, ne tam sevgili. Aradan seneler geip pe pee be ocuklar olduktan sonra bile durum deimedi. Jean-Jacques Rousseau dnya felsefe tarihinin en elikili ismiydi. Her zaman Cenevre vatandar olmakla vnd, ama fkirlerinden dolay uzun srme"vatandalrktan rkarrlmasr di. Akil ve mantrg, ba tacr etse de en nihayetinde hep roilrantik hareketin iinde anrldr. Ama belki de en vahim elikisi err mahrem olarrydr. yi bir e olamadg gibi baba olmayr da beceremedi. Be ocuunu da art arda terk etti. Onlarr

civardaki hastanelere brrakt. Ve sonra oturup anne babalarn nasrl ocuk yetitirmesi gerektii hakkrnda kitaplar yazd. Hata bir baucu eseri olan Emite byle kaleme alnd. Avrupa'da herkes Rousseau'nun "ilerici" yaprtlannr, toplumsal nasihatlerini konuadursun, filozofun kendi ocuklar sefalet iinde ve kaderlerine terk edilmi halde yaad. Syledikleriyle yaptklan arasrnda uurumlar olan bir adamd Rousseau. Kamusal alanda baka biriydi, zel hayatnda bambaka. Belki hepimiz gibi paralanm kiilikler taryordu iinde. Ama mesele u ki, yazarken ve konuurken hi elikisi yokmu gibi dawand. Her eyi zm, amr bir adam gibi. Nice sonra beyrn kanamasrndan ld. Bu dnyadan aynl sebebinin o ok sevd ve nemsedg beyni olmasr manidardr. Jean-Jacques Rousseau tipik bir Fener Deha Adam'dr. Yaratrc, cewal ve ddhiydi. Ve pek ok dahi gibi son derece bencildi. Kendi duygulan sz konusu oldu mu arrt hassas ve duyarh, bakalan sz konusu oldu mu hoyrat ve katyd. Mthi bir roman kahramanr, fevkalade bir film karakteriydi. Renkliydi nk derinden yaral ve elikiliydi. Ama dorusg kanlar iin en iyisi onu uzaktan tanmakt.

733

Arjartin'de Meull n0, Okumak


Fransa'nrn kuzeyinde yamurlu, rizgdr|, dzenli bir kasaba buras. smi Deauville. Her sene ekim aJnnda, emekli cenneti olarak grlen bu sakin ve sessiz btlgeye apayn bir canlrlk geliyor. Dnyann 80 lkesinden toplam binin zerinde kadrn, buraya adeta aln ediyor. Afrika'dan, Japonya'dan, Gney Amerika'dan, ortadou'4ur, Rusya'dan... Drt bir yandan kadrnlar. Zira "alternatif Kadn Davos'u" olarak da tanrmlanan Kadn Forumu burada dzenleniyor. Her ey bir ikadnnrn vizyonuyla balam aslrnda. ve pek ok giriim gibi bu da engellerden ilham almr. Aude zieseniss de Thuin isimli baarl bir Fransrz ikadnr, Davos'a katrlmak iin bavurduunda beklemedii bir ret cevabyla karrlamr. Ama bu durumda pek oumuzun yapacar gibi, *Eh ne yapalrm, artrk seneye giderim" ya da "Demek ki krsmet delmi" diye konuyu kapatmaktansa, kendi Davos'unu kurmaya karar vermi. nce kendisi gibi idealist ve glriken kadrn]ardan bir ekip oluturmu. sonra tm dnyadan siyaset, ekonomi, sanat, tp, biyoloji, mhendislik, fzik, edebiyat gibi alanlarda retken kadnlara kaprsrnr aan bir forum kurmu. tlluslararasr konferanslarda ve giriimlerde kadnlann rol halA son derece srnrrlr. Bilhassa belli bir sosyal zmreden gelmeyen kadnlann. Buna dikkat eden kadn Forumu, dtnya zerinde daha ok sayda kadrnrn ekonomik, toplumsal ve ktlttrel konularda daha fazla sz hak]<rna sahip olmas iin alryor.
yaruma yaklaryor, utanga bir edayla kendini tanrtyor. Arjantin]i

baarl) bir biyologmu. Buenos Airs,in kuzeyinde dalk bir blgede organik tanm yapryormu. Kenni lrsaca tanrttktan sonra gtlmseyerek, "Her ey bir yana, ben aslrnda bir Mevlflnfl Aryrm,, diyor. "imdiye dein kez Konya,ya geldim, Hazreti Pi/in mezarnr ziyarct ettim. MevlAnA'run spanyol caya ewilen her eyini okudum. Ama tabii onu anlamak iin daha ok yolu_
muz var."

pek ok imdiye dein Mevl6n6,nrn ansrna kulak vermi ngiltere'de, Batlyla karlatrm. Kanad.a'da, Amerika'da, Portekiz,de, Danimarka,da yaayp da MevlAnA dendi mi gzlerinin ii glen insanlar tanrdrm. Ama bu kadrn, hepsinden daha faz|a arrtyor beni. nk medeniyetten uzak, ehir hayatrna srrtnr dnm, alabildiine sakin ve basit bir hayat se|mi, adeta kendini yalrtm. Byle mnzevi ve corafi ar_ dan uzak bir insann Mevl6n6'y kefetmi olmasr ve lrendini onun Ar olarak tanrtmasr beni rpertiyor, Modern irrsanrn maneviyat araylr bugn her zamankin_ var den daha derin, daha belirgin. Adeta manyetik bir arsl HazretiMevlAn,nrn. Nasl bir trlsrmdrr ki bu, nasrl bir esrar perclesi, bunca yzyl, bunca deiimden sonra bile ayn kal_ yor, eskimiyor, tavsamryor. Arjantin,de bir da kynde orga_ nik tanm yapan bir kadrnrn, geceleri yatmadan ewel Rumi,den spanyolca dizeler okuduunu bilmek garip bir rperti veriyor insana. Ve insanlrk adrna mthi bir umut ve inan,

Halbuki arryorum. Bir an iin ne diyecegmi bilemiyorum.

lbplu fotoraf ekimi esnasrnda ufak tefek kumra] bir kadn

(ve sonradan rendiime gre meslende hayli tanrnmr ve

135

Ad Glistan
Adi Glistar'd, yirmi sekiz yandayd. Bir olu vardr. Ve yei bir cana hamileydi. yedi aylk gebe. karnr burnunda. Eer eitim dzeyi, maddi ve sosyal imkAnlarr srnrrl bir ailede domak yerine, diyelim zmifde, Ankara'da, Ad.ana'da ya da stanbul'da bambaka artlarda domu olsaydr, eer babasr okumasr iin sonuna kadar destek verse, ailesi ve evresi yeteneklerini gelitirmesi iin ona kol kanat gerseydi... Gencecik yata evlendirilmeseydi... Okuyabilseydi... Kendini gelitirebilseydi... Kendi parasln kazanabilseydi... Kimseye muhta olmayabilseydi... ve onu hor gren, insan yerine krymayan, aklrna estii gibi iddet uygulayan bir adamla deil, ona deer veren biriyle evlenseydi, bugn nerede olurdu Glistan? Bir gl dal gibi hayat dolu glmser miydi? Ka kadrn lyor bu lkede? Koca daya, baba daya, namus cinayeti, nianl gazab, boanmr ein intikam derken, ka kadrn, en yalrnlanndaki erkeklerin elinde can veriyor, yaralanyor, knlyor dal gibi? ve daha ka kadn korkuyla, endieyle, cehennem hayatr yaryor? Gidecek bir yeri, srnacak kaprsr olmayan ka kadn var? kadn srrnma merkezleri ilk defa kurulduunda, bu konuya alaycr hir tebessmle tepeden bakan brokratlar oldu. .'canm ne gerek var?" diyenler oldu. Hatta ve'hatta, "Evli kadrnn yeri kocasrrrrn yanrdrr" diyerek, iddet gren kadnlan geri yollamaya kalkanlar oldu. Bu tuhaf zihniyet yznden bazr kadrn srrnna merkezleri kapatrld. Bugn o kadar az srsnak var ki. Eer bir kadn, kocasrndan dayak yiyorsa ve baba ocarndan yeterince destek grmyorsa, ortada kalm demektir. kadrnlarrnr inciten bir lke mi olduk biz? Gercecik bir kadn ld, karnrnda bebeiyle. Bir deil, iki cinayet ilendi. ki can silindi yeryznden. kar burnundayd. koyn otlatmaya gidemedi. koyun otlatma lsrn bahane. o olmasa baka bir ey olurdu bu sefer. iddete

bavuran kocalar iin her ey bir bahane aslrnda. "orbanrn tuzu mu eksik", a| sana dayak iin bir sebep. "Komuya otur_ maya ml gittin", d,ayak iin bir sebep. "ocuk mu aladr", dayak iin bir sebep. Dolaysyl a, gazetnlerimizin "Ko5run otlatmaya gitmedigi iin canndan oldu" eklinde ibareler kullanmasrnda doru olmayan bir ey var. Bir kadrn ldrld. Koyn otlatmaya gitmedii iin d"g,l. Herhangi bir hata yapt iin deil. Ne zaman brr,akacaz "kurbanla"a odaklanmay? Onlarn fotoraflarnr basmay? Ne zaman bakacaz faillere? Ka kadn soluyo her gn azar azat? Ne istatistikler var elimizde, ne yeterince bulgu. Tahmini konuuyor, tahmini ya^, yot:Jz. nk ne yazrk ki ha|fl dayak "cennetten rkma." nk ne yazrk ki ai}e ii iddet bir iftin "i meselesi" sa5nlryor. nk ne yazrk ki bir kocanrn, kansrna zulmetme hakk olduu zan_ nediliyor. nk ne yazrk ki bizler de masum deiliz. Yeterince umursamry otluz. Deitirmek iin bir ey yapmlyorz. Bu durr_ ma seyirci kalryoruz. Politikac elerinin siyasetten uzak durma gayretlerini anlryorum. Ama byle bir mesele iin adrm atmaz|at mr? I(adn siyasetilerimizin Ankara'nrn temposunda koturmalann anlr_ yorum. Ama bu konuy a zamafl aynramazlar mr? Medyadaki kadn kalemler, akademideki kadn hocalar, edebiyat dnyasn_ daki kadrn yazarlat,televizyon ve sinemadaki kadrn oyunculaE biz bir araya gelemez miyz hibir zamari| ka belediye var bu konuya duyarh? ka siyaseti var baka Glistan,lar olmasn diye gerekli adrmlan atmaya hazt-? Hukukular, akademisyenler, siyasetiler, gazeteciler, sanat_ aramrzda, dayak atrlan rlar... in tuhaf yanr, muhtemelen babalanrun bazlaflmuz, evlerde byyenler var. Muhtemelen on]ar da mr Peki annelerini dvdtlre tanrklk ederek byd. bugn bu konuyu es gemekte? Onlar da mr unuttu kendi ocuk yreklerindeki yangnr? Onlar da mr br ey yapmayacaklar Gii]istan mezannda rahat
u)rusun diye?

'<l\)

::S

,z

139

kadrlar

ue

Futbol

en dingin insan bile havalara uzayan penaltrlarrn, Dernek gelebili_ ey gTez hale rraylp, ug"", ",o" ;;hibir bir duygusal uo N.*jbir efsun? Nasrl yor. Nast bir **_rai,

Ben hibir zaman bir futbol takmnrn taraftarr olamadrm. Kim defans oynar? Kurallar nasrl iler? Penalt ne zaman verili sar kart, krrmrz kart... itiraf etmeliyim ki bunlarn hibirini tam olarak bilmem. Bir spor dal olarak futbol merak uyandrrmazdr bende. Ama ite bu taraftarlk bar var ya, yani iin sosyal, kltrel, duygusal yanr, o ilgimi ekerdi oldum olas. Cocukluumdan beri koyu taraftar insanlarr iz|eg merakla gzlemlerim. 1970'lerin Ankarasr'nda mahalledeki ocuklarrn yansr Fenerbaheliydi, yarsr Cimbomlu; syledikleri arkrlar, karrlklr atrmalar hAlA kulaklarrmda. Sonra on bir yarnda Ispanya'da yaamaya baladrrmda, bu sefer de srnrf arkadalarrmrn yansr Real Madrid'i, dier yarlsr Barcelona'y tutuyordu, naml dier Bara. Futbol ile siyasetin nasrl iie geebileceini ilk defa o yllarda gzlemledim. Franco'nun takrm diye Real Madrid'e burun bkenleri grdke... Her birinden bir iz kald zihnimde. Futbolun teknik aynntrlanna kendimi yakrn hissedemedim, ama bu dnyay hibir zamarl kmsemedim. Futbolu, Fado ve Fiesta ile beraber "kitleleri uyutan 3 byk F"den biri kabul eden Avrupal kimi sol dnrlere de katlamadm o yzden. Elitist bir tepeye ekilip de oradan bakmak istemedim. Stadyumda dolaan o mlJazzam ve devasa enerji dalgasna hayranlm. Nasrl bir birliktelik, nasrl bir "tekyrek" olma halidir? stelik fanatik Fenerbaheli bir insanla evliyim. Gtln iinde son derece sakin, sabrrl ve dengeli olan, olaylara hep yapc ve farkl bir adan bakabilen Eyp'n futbol mar seyrederken geirdii deiime uzun zaman inanamadrm. Hele bir de Fenerbahe yenilmeyegrsn, sesi krslrr, dnyas kararrr. Demek en sabrrlr insanlar bile ldrtan bir yanr var

iklimkimilyonlarrsarmalryor?nsarneifanatik,dostlan dabeterfutbolseverolunca,ilgisizkalamyorsunuzbukoca.
dnyaya, *urr, rengArenk ve dinamik Amasonzamanlardafutbola."r,y,fenahaldetakmrolma-

rnrnbirbaka-.u"uivar:Yeniromanmdabirfutboltakrmrnr krru taraftar bir destekleyen, koyu my .,iyi gncl" o;;;e,, ve anlatabilmek daha ivi u,l,vabilmek

gen adam u",'O"" okuyor, aratrr_ deli gibi futbot zerine iin, ben d* n.rg;"ra" defa oturup ma mslnz, hayatrnda ilk inanrr ve yapryor na
'

":T;To,ot,

haindeykei,

akrdrryaarken,gazetelereveinternetedenbirhabeynzAnkaragc irkilttii gbi beni de zd, lerce, uirrl.r.u .ujn dizisine sezon yeni grrr;, "rru D'nin taraftarlan araslnda bir atftabulunanbirsloganhaz,rlamrtr.Amaylebirsloganki, kakadrnrnonurunuincitecek,t,,ao*..meden."Fatmagl,n sandrk!" .o, yok, biz onu Bihter N" a"ecek? Tecavz haffleye_ gJrr", olunca? olacak Ne Bugnk gen olmaktarn kacak mr? cek ni? lnsanlrk suu ior,y" bir dnem son dere_ *t,ru*ayabilir,-;;" bunu nesil Vesikalr alran ,"ri"i.b, art.ma yaadr. mi ce zc ," ;;; cezas|indirilsin mi indirilmesin etmenin tecavz kadrnlara m diyecey,lii l"_,*usln" hrrmas, "Bana dokunmayan mi vatanda, {L{|*Amu,,.u,,*,nasrlo,uo.,ahlaksrzkadrnlar,balanna omu;;; silkeceiz? Byle ne gelirse gelsin, diye byle mi insan olacarz? byle mi demokrat, Btnbunlardatemelproblemtecavizedenedeil,tecaSarkntrlra o^u yklenilmesidir, vizeurayana baklmu.r,urayankadnacabanegiyiyordu?Gecevaktidrarrmrrkyryordu? Acaba adr rkmr
mrtr?

:*::r},i

j:Tl rJ.::

t*l"in

"decek

,nlj",i

140

yaratabi|iriz. Daha insanca, daha yumuak, daha muhabbetli bir gelecek iin... Masallarla bytidk, masallar anlatryoralz birbirimi ze. "Cad vey anne" diye bir ey nasl yoksa, "kt kadrn" diye bir ey de yok! Televizyon dizilerinin khne bir masal kalbrnr rsrtrp srtrp nmze srmesinden yorulduk. Ktlk dediin ey kalptedir; grnte, giyinite deil. Ve bir insann kalbinde ne kadar fesat tadgrn biz yle uzaktan bakarak bilemeyz. Yargrlayamay. Ankaragc yneticileri umar].m bu yaananlan hafife almazlar. tink on]ar, delikanll]<tan erkeklie yryen, bugn or1yann baba oIan nice gen insana rnek olmak durumundalar. Biz kadrlan, eleri, anneleri futboldan sofutmayn. Kadn dlayan, metalatran, agTesif bir enerji degil; dost ve ahlaklr, olgun ve centilmen bir ortam grmek istiyoruz stadyumlarda. Ve ister Fatmagil olsun, ister Bihter, tm kadrn]ann sayg ve eit muamele grd bir lke olmak istiyoruz.

gorilere ayrnyor. Ona gre muamele yapyor. Unutmayalrm ki, biz anneler oullanmrzr nasrl yetitirirsek onlar da yle reniyot. Biz oullanmrza, kadnlardan daha stn olduklarrnr, her eyin ellerinin kiri olduunu, yrkasalar geecegini retirsek, onlann hatalanndan bizler de mesuluz demektir. Oullanmrzrn gnahlan bize de yazar. Yok ayet biz oullarumlza, krz ke.rdelerinden balamak zere, her kadrna eit ve saygllr dawanmalannr retirsek, ite o zaman bir fark

bir kadn myd? Uzun lafin ksasr "hak etmi" miydi? yle bir zihniyet var ki, sarkrntrlrk yapana ceza vermek yerine adeta sarlntla urayandan kendisini aklamasn bekliyor. "nce bir ispatla bakalrm. Ahlakl kadn msln, ahlaksrz m?" Ve biz kadrnlar... ne yazrk ki biz de bu haksrz ikiliin devam etmesine katkda bulunuyoruz. Sadece erkekler deil, kadrnlar da birbirlerini "iyi kadn-kt kadrn" diye damgalyor, kate-

Aktt Kad,n Nasl Giyirir?


imajlar dnyasrna bodoslama Kamusal alana adrm atmak, en ok kadrndnyanrn kah kurallarr dalmak demektir. Ve bu iin orrurr ekillendirir, Erkekler ge;;;; o. ilgilendirir, lar kadrnlar mesel"ji u*u hibir zaman de imaj balr barna bir iin olduu kadar de$l, gre kategorilere konulur, Kadrnlar, k lrk rru"k yuf"tlerine ki, sarsmasr kolay deildir, Biimsel orrvurJuf ye |eri,ndir ;Ak , kadrn"a biilen net ua.rn. Filmlere ya da fu airurine mm_ kryafet bitdik bit tatz, hhk bir imaj var: Salar toplu, knsegzlkl,mmkn."t",",u.....Rujubelirgin,elbisesi ise bir topoklo, slr5lnlk' hali haff dekolte, ayakkabrlan deil, bedenin ne lk_ baka ttr diile g;.ra"r*"air]g"vnin

hbirkategori...Beden,",,,a",tanrmlanankadrn,hem. arzulanrr' toplumda hem

erkeklerce cinslerin.u "''u""' zdrr aslrnda, yalnrz brrakrlrr, beenilir n"r"lurrr"r va]n yut,n beri iimize iler, beyBu ekilsel ayrrmlar ktltlk alanda saygl grmek l;;ral Dolayrsryl, kazrnrr. nimize isteyenkadnlabilerekyadabilmeyerek,bazrs,yimkuam tarzlarrndanzenlesakrnrr.Kadrnlardurmadankendilerini sansrler,hareketlerini.,.,uu,,r.Enkadrnshallerinibaso kadar rrrt larrnr, bedenlerini, kapatrrlur*. .uiur N" trrrrlar.
hep nrnda kadrnlar bunu

korunaklrolacaklarlnl..-,u..Bankalarda,brokraside, her ala_ otobt*t.... Hayatrn hemen sokakta, zel irk.t"riu, yapa,, g,b3ry", senebesene,

gr1960 *o"l""u 70'1erin alkanHll" |:""*lerini "ln hberal", "en ak fikirlf' ilerici", "en ki, bilir kadnlar nenortamlarbilekadrnlar.t,ko,,osuoluncadegiiakhnemi ins.rlar birden muhafazakrlarr' refl eksler verir. Ummadrgp YaPmaz, krlrk luu.r, idi kadr"l zamarrur Bir ',""]11::o'aj hyafetinezelgstermez,cinsiyetvecinsellikartrranher kadrn iaaiv" alnmali isteyen trl "ydur-orlk dorrrurJr.

yaayan

ll

il] l1

142

kendini "bacrlatrmak", yani "kadns-srzlatrrmak" d.urumundayd. Keza 1930'lann ikonografisini analiz eden birbirinden deerli aratrrmacrlann (irin Tekeli, Aye Saktanber, Aye Kadolu...) belirttikleri gbi, reformlar sayesinde kamusal alana giren ve byiik atrlrmlar gerekletiren Cumhuriyet kadrnr da grsel ardan bir defeminizasyon yaamrtr. I(sa, ktlt salar, mmkn mertebe koyu, dz kyafetler, az makyaj. O gnden bu yana neler deiti? Neler ayn kald? Hala kamusal alanda, bilhassa akademide, medyada, brokraside ve hele siyasette var olabilmek iin defeminizasyon gerekmiyor mu? Yani kadrnlar "kadns" grnmemeye dikkat etmiyor mu? Renkler, aksesuarlar ve makyaj sz konusu olduunda ya da etek boyu, elbise kesimi, sadelik-kapallk gibi ayrmlar sz konusu oldufunda hemen hepimiz benzer kyafet kodlarryla hareket ediyoruz. Kamusal alanda kadrn olmak demek, "defeminizasyon" demek. Mesleinde saygr grmek isteyen kadrrar, lyafet kodlan araclSyla kendilerini zrrhlanrmaya alryor. Hepimizin iine sinmi bu hiltiirel kalplar. Bakmayn btlyle yazrma, hep koyu renkler gryer, hep sarru toplayan ben de fark]r bir ey yapmryorm aslnda. Bir tek gii,r bile cv] crvl pembe, idal bir yeil ya da eflatun elbisey'e, rahat ve en akrak "edebiyat syleisi" yapmadm ki. Hep bir kapanma, hep bir ciddiyet, hep bir mesafe, hep bir "erkeksililC', hep bir '1abuklanma"... Nedendir kadmhktan bu kadar korkmamrz? Nedendir bir trl kendimiz olamaymz? Sizi bilmem ama, ben bedenini rahatlkla, kenyle bank bir edayla taryan kadnlara yle sayg duyuyorum ki... Eitimi artan kadn kadnsyla daha kolay banr zanneyorrnuz, halbuki yle olmuyor. Belki de eitim seviyesi yi.ikseldike, alma hayatnn arklan iine girilke, kadrnlar, kadn]klann daha byiik bir yiik gibi algyor. 'Ciddiye a]nmak" ve 'liiliimiz ve iimizle re Jrmak" iin ha bire kapahyonz kendimizi. Sanstiirlyoruz beden dilimizi. fiirbanl ya da tiirbansrz fark etmez,biz kadrn]ar zihnen hep "tesettrl geziyoruz ya.

Mtereddit OlmanLrl Dayantlmaz Hafi,fl,ii


*Bulaay',danmrsrruz,yoksa..arayanlar,,danm?..Bilenlet',den mi? misiniz, yoksa "renenley''den

]t]

li,l

I
l

yorsu t||z, renmeyi mi? retmey rni se.li de yeni bir eyler renmekten Doksan yana geldiinizde yoksa ununu eleyip eleini oktan heyecan duyabiliJmisniz,

yoksa srvr rr? Kat mr zihni"i,l" halleri, mi? hayatta, yoksa daim renci Daim retmen misiniz u

ll1

1j

duvara asanlardan mrsrnrz?

l
i!]\

Vaktindenewelyalananlardanmlslnz,yoksaaslayamr? Ya da yarnr doalllrla lanmamak iin uraanlardan hyanlardan mrsrnz? Varnaymrtercihediyorsunuz,gitmeyimi? yoksa var olmayr nr? Sahip olmay mr seviyorsunuz, dahi amalamadan, srf Bir yere ulamadan, ulamayr dtebilir misiniz? llaki yollara gidebilmein zeiligi iin ya da zafer|q iin de$l, hatta rtbe bir paye, lir dlrec", bi, olduu de$l... Yaamr srrf yaanrlasr bir,,ey,, .;; i;in,ble yudum iebi_ azizni, ..i, grbi yudum iin, baldan aii, ,oa, n Karlksrz, beklentisiz, hesap, lir mi.siniz? SevJilir misiniz?
_

li]

srz,rkarslz,zgrbrrakarak...Sirfbirbakasrnrniyiliini,
mutluluunu

isteyerek,

Akdr,t*t,,ibobirkelimemisizegre?Yoksakrnatrntzt,cevh",i,.yu,"drlrngayesimi?Hitanmadrsnz bir insan iin dua eder ve ,muhtemelen tanrmay ^*"i"i" ya da lafn gelii deil, g"niui,"rek

_:_^ ^^no,|

V.,ksa kA,

misiniz? yle yzeysel, alaya", derinden hissederek, Alaya kendiniz ve sizin tandrkla_ *adJ." Yoksa btn dualannr, rIuz iin mi sdkl? _ J^1^^ gzel baanl, daha zengin, daha sizden daha krdemli, daha

145

ya da yakkl... Velhasrl "daha ve daha" gbi grnen bir insanrr iyiligini e az kendi iyiliinizi istediginiz gibi isteyebilir misiniz? Samimiyetle, yrekten... Nefsinizi bir ty gibi avucunuza yerletirip uzaklara fleyebilir misiniz? u yeryznde insanrn irsana layr dokunmas gerektiine inanrr
mrsrnrz? Yoksa insanrn insanrn kurdu olduuna inanma5n mr

tercih edersiniz? Sizce insan denilen mahluk ftrat itibariyle iyi midia yoksa kt n? Her Ademolu, Hawakrz doutan iJri mi gelir bu dnyaya ve sonradan bdzulur? artlardan, sistemden, toplumdan dolay... Yoksa doutan fesattrr da insan, yasalar ve kurallar araclSyla m biraz olsun durulur? Dikey mi bakarsrnu hayata ve dnyaya? Hiyerarik, tepeden, yukarrdan... Srra kknzden? Yoksa yatay m bakarsrnrz? Herkesi eit bir dzlemde konumlandrarak... En sevdi$niz ekil kare midir; keli, kapal? Yoksa ember mi tercihiniz? Durmadan dnen ve yenileren, her noktantn her noktaya aynr mesafede kaldr? Sizir gibi dnnreyenleri de kucaklayabilir misiniz? Sevebilir misiniz? lloksa sadece size benzeyenlerle mi yaamak isterdiniz? Demokrasiyi sadece kendiniz iin mi istersiniz? Yoksa herkes iin mi? trkne$nizi, suyunuzu, hayallerinizi, fikirlerinizi pay|arr mlsrnz bakalaryla? Yoksa sadece ken'dinize mi saklanak istersiniz? Eletirilmekten korkar mlslnz bakalarrnr ha bire eletirdiiniz halde? Sahi katr mr zihniniz ta gibi, kaya gibi, duvar gibi, yoksa su gibi akmakta mr yreiniz agl arl, ylesine takn? Danrr alrmayan, gemisi su almayan insan yok ki u hayatta. \'arsa da rol yaplyo, demektir. Kahramanlar yok atamz, da. Kalrrarnanlara ihtiyaclmz da yok aslnda. Bir zamanlar Bertold Brecht'ir dedii gibi "ihtiyacm:.z olan ey kahramanlar deil, kahramanlara ihtiya duymayan bir toplum olmalr." Kimse rnkemmel deil. Kimse sandS kadar dierlerine stn deil. Bunu bir anlasak, rnantkla deil yrekle anlasak, ne kibir kalr dilimizde, ne nyargrlar zihnimizde.

146

Mtered dit giizelkelime. Tereddt besleyen, phe eden,.. Maddenin nasrl kat, gaz ve sr. halleri varsa, insan zih_ ninin de aynen yle halleri var. Maddenin kat hali: nsanrn mutlakyeti hali. Maddenin slv hali: nsanrn yaratrcr hali. Maddenin gaz hali: nsann mtereddit hali. Mutlakyeti zihniyet, keli, kat ve keskindir. kelimeleri kurumu imento gibi rap rap dizer st ste. Dili ustura gibi kullanr, Keser, bier, kategorilere sokar. '.onlar'' ve 'bunlar" diye a5nlmtrr dnya*raru bnlan grmez, gremez. Mutlakyetilik bir nevi ."rk krltgdtr. sidece siyah-b eyaz bir dnyada yaar kii. Nanslan bilmeden. Yaratcr zihin, tam tersine, aJiTlntlan sever. Fikirlerle do]udur, Nobran genellemelerle dnmez. Nans]ara dikkat eder, ara tonlara, YePyeni sentezler yaratr. Renk]";;;;;; gibidir yaratrcr insan. kabnda duramaz. Dursa bile sa maz. Akmasr lazm illaki. Uzaklara, teye, gw'q gv --" Y' daha ewe] ' denenmemi ilere, vanlmam yerlere... Mtereddit zihin ise mtevazrdrr. grenmeye aktr, k6inat kitap sbi okumak ister, daima merakla sorgular. sadece bakalann deil, kendini de, kendi dorularrn da tartar. Kibirden annmtr. Dervitir ii. Dtan her zaman belli olmasa da. zihnin kat hallerinden rvr ve gaz hallerine geebilmek dilegiyle... Daha ok yaratrclk, daha hogr
!

Ben-merkezci Ak & Ser-rnerkezci Al


Anlatacam hikAye iki kz kardein yaamrndan ufack bir kesittir. Hayattan bir izlek... Kardelerden biri otuzlu yalarrn barnda, dieri ise ortalarrnda. kisi de genler henz, her ne kadar zamarl zaman kendilerini yaadrklan senelerden daha yal ve yorgun hissettikleri olsa da. kisi de gzel giyiniyo grqlerine dikkat ediyor. Bakmlr, alrmlr ve gayet holar. Belki ahrm ahm bir gzellikleri yrk, ama kendilerine iyi bakryorlar. kisi de evliler. kisl de oluk ocuk sahibi. kisinin de nem verdikleri bir kariyeri var. Alanlar hayli farkl. Biri dii, dieri bankacr. kisinin de amalan, hrrslarr, hayalleri ve yreklerinin mahzeninde titrek alevli bir mum gibi yanan saklr srrlarr var. Mazzam bir sevgi mevcut kz kardelerin aralannda. Her gn telefonda uzun uzun konuuyo birbirlerine her eylerini anlatyorlar. Ya da anlatlabilecek her eyi... Belli aralklarla birbirlerine ziyarete gidiyor; ailecek gryor, tatillere rkryorlar.

ok

iin...

Yzeyde deniz mavi. Aarlara indike koyulayor renkler. Alttan alta bambaka akrntrlar akmakta. Derinden geen bir ekime, gpta ve srekli kryaslama. Sahip olduklar ler eyi zihinlerinde durmadan karlatrrryorlar. Kimin evi daha gazel ve byk, kimin kocasr daha ok kazanlyor, kimin ocuu okulda daha baanlr... Birbirlerinin her eyini bildikleri iin gene birbirlerinin her eyini karrlatrrmaktan da geri durmuyorlar. Kt bir niyetle yapmlyorlar bu karlatrmalan... Ne bir art niyet var ortada, ne bir kast. Adeta dnmeden, kendiliinden oluyor lyaslama. ocukluklanndan kalma bir alkanlk. Bunca zaman sonra bile ebeveynlerinin sevgisii kazanmak
i lI

150

,
ama fikirlerini kendilerine saklryorlar,

l51

iin birbirleriyle yanan iki kz ocufu gibi dawanryorlar. Bu arada onlan tanryan herkes az birlii etmiesine birbirlerine ne kadar benzediklerini sylyor. lk bal<ta ok ortak fiziksel zellikleri.Ayn boyda, aal yukar aynr kilodalar. Aynr ruh haline demir atmr gibi duruyorlar. Ne var ki alabildigine farklr yaadklarr hayat modelleri. Zira temel bir noktada aynryorlar. Kardelerden kk olanr tipik bir sen-merkezci. Abla ise bir o kadar tipik bir ben-merkezci. Biliyorlar da bunu iten ie, biliyor ve glyorlar hallerine. Ama deitirmek iin bir ey yapmadan, yapamadan. Sen-merkezci kadrn gen kzlndan beri tapacak bir adam arar kendine. Gtlll, kalpl, toplumca sayg gren, ayaklarr zerine salam basan birini ister. Ve bylesini bulduunda kendini pervane eder etrafrnda. Hayatrnr, benliini ve her eyini ona gre kurgular, sil batan ayarlar. Yaamrn merkezi kocasrdrr artrk. Onun tercihleri etrafinda ekillenir hayat. Sen-merkezci kadrn, farkrnda bile olmadan, nce bir sen arar, bulunca da hayatrnr ve kendini ona adar. Adadka kendi gzndeki deeri damla damla aza|t. Gne altrnda kar gibi erir zgveni. Tapt erkei gznde byttke kendiyle olan diyalofu azalt. Sonunda derin bir sessizlik hAkim olur yreinin kuytularrna. Ben-merkezci kadn, tam tersine, kendi ihtiya ve arzlJlannr ne karrr. stedikleri olmayrnca mutsuzlar, hrrnlar. Hayattaki tm gezegenler onun yrngesinde dnsn ister. Ben-merkezci kadnlann evliliklerinin yrmesi, ancak elerinin esnek davranmasryla mmkndr. nk bu tr kadrnlar esnek deildir. FedakArlk hep karr.taraftan gelir. Gelmezse ayet tam orta yerinden krnlrr rta. Sen-merkezci kz karde srekli ocuklannrn istediklerini yapyor, gzlerinin iine bakyor. Etraftakiler onun ocuklarrnr fazlaca rmartk byttne, pohpohladr$na inanryor,

Kimin hangi saatmayl seviyor. izelgeler, planlar, tablolar",

Ben-merkezcikadrnisegece-gndzkontrblelindetut.

teneyapaca$nahepokararveriyor.Uzaktanbakanlarfazla ama fikirlerini disipli ve kontrol uyguladrrnr dtlnUyor, kendilerine saklryorlar, Benseromankarakteriolarakgryorumonlan,yleseviyo.fm zaaf|at,ztlrklan, evhamlarr ve arzulanyla, Bazen rum. paleti gibi algilYorum, Ve hayallerimde ikisini de birer renk
renklerine katryorum, het'birinden bir katre boya alp tekinin dieri ben-merkezci' onlar iki kz karde. Biri sen-merkezci, Birbirlerini seviyor, ama aslrnda pek anlamryorlar,

Bu Bir U2 Yazsdr!
U2'nun mzii ile tanmam niversite yllanm a v,zaI\r. Geri The Josha Tree albmnden 'With or Without You'' ve "I Still Havenl Found What I'm Looking For'' arklan beni kalbimden fena halde yakalamt. Ama benim iin esas dnm noktasr 1991 senesi oldu. Achtung Baby yeni km. Daha karanlk, damardan, cesur bir hava var tm albmde. Evde, yolda, kantinlerde srekli "oNE" dinliyorum. Deli gibi, dne dne. sarmallar halinde kavnyor ritmi ama en ok da lirik]eri. Araf romanlnda anlattm mer karakteri, sevdigi her a.kry st ste onlarca, bazen yzlerce kez dinleyebilen bir tuhaf adamdrr. o tipleme biraz da benim aslnda. yle dinlerim sevdigrm nrzik]eri. Tak]m plak gibi. Bir dejl, bin kez defalarca alabilirim, hibir ''tekrar'' ayn deg.ildir. Hr yeni aita yeni bir ey yakalarsn. sana bunu yaptran mzikle aranda bir. sr vardrr. Kimseye anlatamazsn. te o dnem ben de aJmen yle dinliyorum *oNE' arkrsrn. Bono her ne kadar daha sonra szleri yazatkenikiA]manya'nrn yeniden birlemesinden etkilendigini sylese de, insanln pek ok haiine uYan bir paradr bu. Grubun seyrseferinde nemli bir knlma noktasdr. sanat ve siyasetin muazzambir sentezidfu. Hepimiz "Bir"iz, ana hepiniz a,v clegiliz. Birbirimizi

153

gsterdiler. Bu yanlarrnr hep sevdim, nemsedim.

ok sevtii, daha faZla dnledim. Kinri kamp;ntl/i:ti;li.] i.;ii[eLlj, kiti ta.rlarn gnltime uzak b,lclun. Am sere]e, iircit LlZ'y olan ilgim hi azalmad. f)akika }a yeni gruplarrn, he: dem yeni sound'lar ktr bir ortamda onlar kalc clma.y baa.makla kalmadlar. Ayn zamanda sosyal sorumluluk, insan haklar, eitlik Ve evrensel adalet gibi konularda tutarl bir duyarllk

taryoruz, tasryon z,.. Zama iirde L}2'yarlan sevgj ,e du;kilgim zlkzakla, izdi. Kimi tlh.umlerini kilg.icit ihr

360 konserleri grubun seyir defterinde yepyeni bir sayfa at. Bu say{hnrn Londra konseri ayan izledim. Ve o konserden azmda buruk bir tat kald. Altr sularrn rahatlnda yzen bir U2 grdm orada. Kendini yenileme, hatta anlatma gerei dahi duynayarr. Mesafeli. Ne var ki stanbul konserinde' grdm U2 ok daha bakayd. stanbui konseri Londra konserinden bence on kat iyiydi. Ru sef6r seyirciyle diyalog kuran, anlamaya ve anlatnaya alran bir U2 vardr karrmrzda. Eski sevdam alevlendi. Gzeldi konser,. U2 stanbul'a, stanbul LJ2'ya pek yakt. Peki biz onlara nasr] grndk acaba? Konser hakknda ok ey yazrldr, anra bu soru nedense pek akllara gelmedi. Bir an iin devasa bir gz olup sahnenin zerine yerletiginizi farz edin. Kocaman, moderl, mlJazzam bir stat greceksiniz. Ve on binlerce insan. Genci, orta yalrsr, kadrnr, erke$, prrrl prrl, heyecarlr. Buras Mslman dnyann incisi Trkiye. Ilibir yere benzemeyen. Nevi ahsna mnlrasrr. Bir an iin kendinizi Boro'nun yerine koyun indi. O 360 derece kameradar bakn etrafa. Ne greceksiniz? Referandum ncesi gelilmi bir ortan! Birbirini koiayca yaftalayan, uzaktan damgalayan, kavramsal kamplara bler, kendine yakn bulmad isimleri anrrda izen reflekslerden uzak durmak zorundayrz. Ben bu referndmda ne oy verece$mi biierek al<lamadm. Etraftaki gerginligi ve tahanrmlszlii grdtiire dorusu iimden oy kullarrnaii bile gelniyor ba.zen. ster "evei" deyin bu referandunda, ister, "haylr" arra ne olu,bir tek eyi unutnayn! Sadece "evet" diyenlerden mteekkii bir toplun, da, sadece "ha5rr" diyenlorden mteekkil bir toplun da benzer biinde tek renk]i, tek sesli ve boucudur. Aynlktan'beslereri ler sistem enirde s<nunda tahakkme kaya,. Insarolu insan ola-

154

bilmek iin, yani olgunlaabilmek iin, kendine benzemeyene Demokrasi, demokrasi olabimek iin ok sesiie ;HjffT
YleYse, bu referandumda "ha,nr' diyenlerin .'evet'' diyenlere, uevet" diyenlerin de "hayrr" diyenlere ihtiyac var. Mademki insanrz.

Kendine Ramen Sanat


Salrna dikkat etmemek bir sanatr hastaldr. stelik bularcrdrr. Bu hastala yakalananlar kendilerini lime lime edip hrrpalayarak yaar. Doo, Batr, Kuzey, Gney... Gemite ve bugn hangi yne giderseniz gidin, bedenine eziyet etmeyi vazife bilen birtakm sanatrlara rastlarslnz muhakkak. Ressamlar, airler, mzisyenler, yazarlaq karikatristler, flm ynetmenlerl..." Bal<ar bakmaz tanryabilirsiniz onlan. Yalan gen bile olsa yal bakar, yal konuurlar. Mutlu bile olalar mutsuz bakar, mutsuz konuurlar. in tuhaf bu hastala yakalarup da durumundan ikAyeti olan pek yoktur. Tam tersine, kendini yprattka daha ok, daha hz|, daha delice ypratmak ister insan. "Kendine ramen yaamak" bir sanattrr. Bilen bilir. Yrkrcr, yakcr, hoyrat ve hain bir enerji topudur ki ellerinin arasrnda topa gbi evrilir. Btlyle yaar kimileri. Zmpara k6d gibi kullanrrlar yreklerini. Srf incitmek iin sevdiklerini. En ok da kendilerini. Dillerinin altrnda buzdan bir haner taryan insanlar vardr. Sinek grd m karrmayan kurbaa gbi, onlar da bir frsat kmayagrsn hrzla rkanr dillerini; yanlarrndaki insanr durduk yerde ineler, sevgililerini acrtrrlar. Bo zamanlannda ya da yalnrz kaldklarrnda kendilerini kanatan insanlar vardr. Elleri, dizleri, yrekleri grnmez yara bantlaryla, sarglarla kapldr. O grnmez yaralarr grebilmek iin onlardan biri olmak gerekir. Fransa'nn gelmi gemi en btlytlk yazat|arndan Jean Paul Sartre gnde iki paket sigara ier, aralarda bo kalda bir pipo yakmayr ihmal etmezdi. Konumay seven bir adamd; kelimelerini dumanla talandnp yle havaya salrveren... Sk sk iki ier, hznr alamad ginlerde amfetamin ve benzeri kimyasallar tketirdi. Beyniyle deneyler yapmay kalkar, bey-

Mademki bu bir demokrasidir. Mademki

rI

157
]]

nini bir deney hayvanr gibi incelemeye alrrd. Uuktu. Zordu. Kadnlar alad, hatta sevdi$ pheliydi ama kadnlar tarafinlan ok sevildi. Bederini hep hor kulland. Birok yazat gibi o da bedeniri beynine amade yapt. Tm mr bo5runca sarho kalmaya alt; bu dnyaya ayk gzlerle bakmaya tahammiil edeniyormuasrna. imdilerde ise Frans a' da y azann posterleri baslrken elindeki sigara bilgisayarda siliniyor. Genler ondan etkilenip sigaraya zenmesin diye Sartre'rn elinden dmeyen sigarasr resimlerinden kaldrrrlryor. Balzac ve kahve6i, Camus ve sigaras... KRSK, yani "Kendine Ramen Sanat Kulb"nn mdavimleri durmayr bi]mezler ve lilseler bile zate durmak istemezler; sigarayr, kalveyi ve ak bamllkla talep ederler. Bamllrkla ve bencillik]e. Ve bir de sk sk hayal ile hakikat, lm ile yaam, clyevi ile ulrrevi arasrndaki o incecik srnrrda gezinmek isterler. Daha da zorlamak iin kalplarr, gzlerini bir ipek earpla balayp, ellerini iki yana aarak, ipte cambaz gibi yrrler hayatrr kyrsrnda... ha dt ha decek.... "Nereden biliyorsun bunlarr?" diye sorarsanzbir sr teorik cevap verebilirim size. Kitaplardan, filmlerden, romanlardan rnekler... Ama hepsinin ayal azrcrk havada kalr. Hepsi tyden bir bulut gibi szlr eer bir eyi daha eklemezsem: "Kendimden." Kendimden biliyoruln. Kendi hallerimden. Senelerce her kitabrmr kendimi yrpratarak yazdrm ve bedenimi ilrmal etmeyi marifet saydr.m ve etrafimda buna benzer daha nice sanat vakas grdm ve onlarrn da servenlerine tanklrk ettiim iin ainayrm bu yaam tarzna. Sigara, kahve, sigara, kahve... eliginde gnler, haftalar, aylaE mevsirnlerce kapanarak yazmak ve bedenini, deil salkl ya da din klmak, neredeyse "teki" belleyerek itmek, telemek... "Beyni" tahta oturturken, "bedeni" kmsemek... Pinhan' yazarken ana grdam kahve ve sigarayd, Mahrem'i yaza,ken ubuk kraker ve sigara. Araf r yazarken yeil elmh ve sigara...

i]]li

]]i]

1l;

i]

l]

i]i]

']l]i'

]],]

;ll

1]

:{

ll

l]

rll

,]l

l]i

158 F

fi
!]

kadar deli ve kiiy yok edici olduunu bildi$mden efkatle baluyorum. Ama bunlan anlatamryor, hislerimi kendime saklryorum. nk biliyorum ki, efkat "Kendine Ramen Sanat Kulb"nn yelerinin en sewnedii eydir. Ve sen ne dersen de, onlar kendi yaltlann tketinceye kadar bu ekilde yaamaya devam edecektir.

brrakmr, kahveyi oktan azaltmr vaziyette mutfakta ocuklanma havulu brokoli orbasr ya da vitaminli portakal sulan hazrrlarken o eski halim geliyor gzmn nne. Uzaktan el sallryoruz birbirim ize.... "N'aber grmeyeli?" diyor eski halim gzlerini lsarak. "Baluyorum artrk sigarasz yazryorsun. Sen de mi uydun yoksa toplu yasaa? Sen de mi uydun bu salkl beslenme-yoga-detoks modalanna? Kereviz suyr ierek roman yazlr m?" Cevap vermiyorum. nk biliyorum ki, ne desem yanh anlayacak, ne sylesem krzacak. nk biliyorum ki, hrrrn olmay sevdii iin hrn kalacak. Dou, aylarca eki elmayla beslenerek roman yazmlyorum artrk. Ustelik sigarasrz dayazmanrn mmkn olduunu rendiimden beri sayfalar daha kolay akryor. Gene de ne zaman dumanlr hayat tarzna sahip ve "kendine ranen yaayan bir sanatr" grsem, yanrna yaklap avulanmn iinde saklamak istiyorum gm gm atan yreini. Eflatun bir mcevher gibi. O hrrn enerjinin nasrl da lymetli ve sahici, ama bir o

Byle btlyle yazld romanlar. imdi sigaray seneler ewel

tekl kadr
pteki kadrn? Peki ya onu ne yapacaf,z? _^ .,^o o}vnic , hayatrnda yer etmi, soru nemli. soru aslrnda hepimizin iimizesinmi.Birkadrnrnevliliiakslyorsa'bireylerfena bun_
bir insan degildir halde tkezlemeye balamrsa, nc varsa ayet, sadece bir dan strumlu olan. "Bir baka kadn",
sonutur, sebep d,41, evliliklerde Aslnda teki tj, meselesi sadece atrrdayan

de$l,hayatmrzrnheranrnda,heradrmrndarkryorkarrmrza. bir zihinErkeklerin belki de kolay kolay anlayamaYacaklan Nedense hep sel blnmeyle baliyor kadrn}ar birbirlerine, Araya me safeler koy arak, kry aslryoruz kendimizi bakalaryla, "teki kadrn Fobisi" kategoriler zerinden. Ben bu halimize
diyorum.

Bufobihersrnrftan,herkesimdenkadnryakalryor.Eitimli de, de. kentliyi de, kyly olanrmrz da etkiliyor, eitimsizi iinde, sokakta, ite, lokan_ Trbanlry da, tti,.bansrzl da. Gn dikkatli bakryor, aYnntrlara talarda, baka kadnlara dikkatli taklyoruzned,ense.Merakediyoruzacaba..okadrn,,bizden daha mr gzel, daha mr daha mr mutlu, daha mr anslr,
"daha"?

yrllarda, son derece baarrl' Amerika,d.a ders verdiim o gnlerde bir bebek dnyayaratrcr bir akademisyen olan ve gitmitim, O zamanlar ben ya getiren bir arkadarmr ziyarete

kendimimrboyubekArkalmayanamzetbiriolarakgrmekteydim.Arkadalmisebendenfarklrbirekildedzenli

bir hayat, bir yuva kurmutu, tl perdeler ara_ O gece onu ryamda grdm, Evinde, gzel mi gzel, Ertesi sabah srnda geziniyordu mtebessim,

bendahakenisineryayranlatmadanondanbanabir

mesajgeldi...Biliyormusun'dngeceseniryamdagrdm.

160

bana bulrruk...'' Birbirimize ryalanmzr anlatrnca grdrk ki, kafamrzda kategoriler karmz. Ben onu "evli, barklr, ocuklu, dzen sahibi kadrn" yapmm. o beni "ayaklan zerinde duran, bekAa zgiir kz" yapm. Halbuki bugn geldigim iz yerebalyorum, ikimiz de ne annelikten ne kariyerden vazgetik. Ne kadar yakrn duruyoruz. Belki ta o zaman d.a yleydi, ama biz gremedik. Dayanamadk, adeta bir refleks halinde, tamamen iyi niyetlerle, "teki kadn'' yaptrk birbirimizi. ocuk yapan kadnrn akl kariyer yapanda, kariyer yapan kadnn akl oluk ocua karanda. Hangiyolu seersek seelim, aklmrz daima beriki yolda kalacak guinu. Ryalar mza giriyor, hemcinslerimiz]e ilikilerimizi etkiliyor, kendi kendimize bakrrmrz biimlendiriyor teki kadrn. Ne YaParsak yapalm hep kyaslyor, kyaslaynca eksiklik duyuyoruz. Aslnda her birimiz, kim olursak olalm, srekli teki kadnn yerinde olmay istiyoruz.

kitaplar ve ktphaneler arasrnda oturuyordun. Bamsrz,

Biraz Sadi, Biraz Sortag


Tarihi Alberto Manguel'in aktard bir hikAye var. f)iyor ki: XI. yzyl banda ran'da kitaplara son derece dtlkn bir ah yaardr. Gnn birinde uzun ve uzak bir sefere rkmasr icap etti. Baka ahlar ya da sultanlar olsa, muhtemelen byle durumlarda saraylandan, rahatlarrndan ya da cariyelerinden ayrrlacaklarna zliirlerdi, ama bu ah kitaplarndan aynlacarna zlyordu. Ktphanesinden ve ok sevdii elyazmalarrndan kopmak istemiyordu. Toplam 117 bin kitab
vard,.

Sonunda kitaplarn da beraberinde gtrmeye karar verdi ve daha evvel duyulmam bir ey yapt. Drt yz deveyi arka

arkaya dizerek hepsine uvallarla kitap ykledi. Develer, harf srraslna gre srtlanna konulan kitaplar tayarak

istese, o harfi taryan deveyi bulup eseri kolaylkla ekip alabiliyordu. Kitaplar bu kadar tutkuyla seven ka ynetici var acaba imdi ttim dnyada?

ahla beraber sefere kt. Dalarr, ovalar onunla beraber kat ettiler. Bylece ah yol boyunca ne zaman bir kitaba ulamak

ark klasikleri geliyor aklrma. Srekli seyahat eden, okumak kadar yolculuklara da nem veren, velhasrl "ok gezen mi bili ok okuyan m" ikilemine inanmayan nl air, 6lim ve filozof Sadi'yi dryorum. Diyor ki Bostan'da: airin biri mecliste olmaya biri hakknda dedikodu etmeye balamrtr. Orada bulunan bir 6lim dnp szn kesti. "Benim yanrmda" dedi, "onun bunun ktlklerini sayrp beni de onun hakknda fena fikirlere sevk etme. Fatz edelim ki bahsettiin adamrn itibar eksilmi olsun. Faz edelim ki senin laflann ondan bir eyler alrp gtrm olsun. Fakat bu

162

*j{+

eksilen ey senin mertebene eklenecek deil ki... Rir bakasnn gzden dmesi ijana ne kazandracak? Hi kimse iin fena syleme. Yoksa fenay kendine dman edersin." Sadi'den kulaklartmza kpe olmasr gereken altn bir nasihat. Hem de The Secret'tan yzyllar nce sylenmi. Gene Sadi'den sevdiim bir nasihat var. Diyor ki: Hayatta bir an ewel baarmak istemek iyi bir ey deildir aslrnda. Zira "Kday elde edilen eyler uzun srmez. Badat'ta bir frrndan gnde yz kAse karken, in'de tekbir seramik kAse retmek krk yl alr. Hangisi daha deerlidir? Yumurtasrndan yeni km bir civciv kend.i gdasrnr bulup yerken, bir bebek yllar boyu bakma muhta kalr. Birincisi baklarnr asla yerden ayrmazken, ikincisi ieride yildzlar ve galaksiler barrndrrabilir. " Emek, emek, emek... Yaptmz }et ite ve her zaman ortaya rkan sonucun kalitesini belirleyen en btlyllk kriter, ona verdiimiz emek. almak ve emek krsm tamam da, peki insan yaratrcrlrrnr nasrl besler? Fikirlerini ve beynini nasl zinde tutar? Proust arsrndan bunu-n iki ayr cevabr var. Dnya edebiyatrnrn gelmi gemi en nemli kalemlerinden Proust'a gre fkirler iki ayr biimde mayalanrrdr: "Ac veren fikirler" ve "acsz fikirler." Acrsrz fikirler entelektel ve akademik gelnre iin nemlidir. Ama _mesele sanat ve edebiyat ise ite o zaman acl fikirlere ihtiya var. Bir yerlerde bir yaran olacak, cann yakan bir krymk, hani ilemi etine, srzlar derinde ince ince. karsan rkaramazsln, atsan atamazsn. Bir yerlerde bir yara izin olacak, ara ara nkseden eski bir sancl, kanayan bir yara. llaki bir honutspzluk, bir huzursuzluk, bir hazmedememg halin olacal[llaki bir uJ^lmsuzluk olacak seninle yaadrn dnya arasC*$utluluk beden iin iydir, salklrdrr, ama mesele ce beyni gelitirmekse eer, o zaman mutluluktan hznden hayr gelir!

,@@

ra\

'.S/.

154

Ve ite bir yorum da Susan Sontagidan. Dnyanln en nemli

ird,e Yaadr ehri Gremernek


Hrzl ve hrrn bir luturma iindeyiz ou zaman. yaprlacak iler, bitiilecek tdevler, gidilecek yerler, edini_ lecek payeler, trrmanrlacak basamaklar bir trl bitmiyor. stanbul,da zaman, su gibi, maden gibi, ekmek gibi l(rt bir kaynak olmu; bize yetmiyor, Gne ne kadar erken balarsak balayalm evden hep tela iinde rkryoruz. Ve ie kadar acele edersek edelim, azalmryor bu telarmlz. Bir i biter gibi oluyor, ardrndan hemen yeni bir i kyor. Ha bire ge kalryor[z; yetiemiyor, yetinemi_ yot|77,. Bed,enim iz Lq iinde koarken, zihnimizin kancalarr gele_ bir yerlere takrlrp kalryor. ya gemie gidiyor aklrmrzya ceekayryor.Yabalyoruz..Gemitekimbananedemiti, filanca tarihte yle mi olmutu, yoksa byle mi olmutu?" diye etele tutmaya, gereksiz hatralar arasrnda boulmaya, ya mizansenleri kafamrzda tekrar ve tekrar kurmaya." "yru hayal_ dtntyoruz gelecekle ilgili planlara, senaryolara, ahsi
lere, gayelere..-

entelektellerinden biri olarak gsterilen rahmetli Sontag bir makalesinde yaratc insanlann melankoliye olan eilimlerini demiti. stelik ak zerinden. Sadece onlann m? Herkesin. "Modern ak kiltr ite tam da bu noktada giriyor devreye. Kendimizi, duygularr yaama gcmz arsrndan srnadrmrz ve yetersiz bulduumuz balrca alandrr bu." yleyse gelin yaratrc iler yapmanrn formln Dou'dan ve Batr'dan bir sentezle yazalrm. Biraz Sadi, biraz Sontag, biraz Proust katnca beynimizdeki kazanrn iine, yle bir ey kyor ortaya: Yreimizin kt her sefere -yol ne kadar uzun ve etin olursa olsun- kitaplarla gitmek, okuyarak kendimizi gelitirmek; kimse hakknda kt laf etmemek ve mmkn mertebe kendi iimize, kendi iimize bakmak; hznden, fikirlerden ve aktan daima ilham almak; ve her ie muhakkak emek vermek. Her resme, her filme, her kitaba, rettiimiz her ie...

z|hnimizdurmadan ya gemite ya gelecekte takld iin bizler aslrnda hemen hemen hibir zaman u "an"da duramr_ bizim yorvz. Ttirked e zamar- ekleri bu kadar zengin olsa da ,zama, ebediyen eksik gibi. u andan hayatm zd,a "imdiki mahrum kalmrrz ama haberimiz yok, jim_ ve syleniyoruz bol bol. ikayet etmek, en sevdiimiz dil
nastii. yeteneimi_ Hem bireysel hem kolektif dzlemde. konuma dillen_ ya duygulanmz da zi iltifat etmek, takdir belirtmek dirmek iin deil, ayru ikayetleri yinelemek iin kullanmayl tercih ediyoruz. Ne vakit bir taksiye binsek, balyor taksi oft,_ r ik6yete. Ne valit bir fatura yatrrmaya gitsek hr rkryor, tartrma lyor kuyrukta. Birbirine atrveriyor irisanlar,

\l \'\
L

166

ti, birbirimize barrmak iin firsat kolluyorrr. ra".j ruktaki udu nmze gemeye "rJ, iutr, sollasa, k.ykalksa, bir rnn fiyatn pahali yazsa,sesimizi marketteki kasiyer ;;;;r# ir}rr. frsat geiyor elimize. Bir bardak suda nice frtrna,ar koparyoruz. sinirlerimizi tel tel ayrlp, kmen denizciler misaliia&ttu., kayklara bindirerek, o frtnalarda harap ede ede...
MevlnA u yaadrmz hayatr, bir dan eteffnde durup haykrmaya ve sonra kendi sesimizin yl..rrrrr

en ok da stanbul'dan ikAyet ediyoruz biz bu sakinleri ehrin . Bazenb"rl.yle geliyo,

k hanmlar da oluyor. Thafikten, pahalIrktan, h,krmutten, muhalefetten, birbirimizden,

Bararak r,redeniyet dersi vermeye kalkan

167

ki hayata hup komplolar, phe"", r".reseler]e bakan insanrn evhamlar dinmek bilmiyor. Bu yzdendir ki ha nr;. #rrerini tekiletiren insan iin aslnda herkes potansiyel teki oiarak kalyor. Husumet ve rekabetin diliyle konuana kendi sesinin yanks gene husumet ve rekabet olarak geri geliyor. sonra nasrl oluyorsa bunca hayhuy jlr,au bir an durup, kendimize minnack soluklanma para ntezi ap da etrafa bakabildiimizde, tm ihtiamyla gzmz alyor stanbul. ehri aniden fark ediveriyo ruz. Birdolmuun penceresinden, bir lokantann masaslndan, bir sahil kenanndan ya da evimizin Penceresinden baktm 1z vegrdmz o nadir anlarda stanbu] m|*azzambir srpriz, beklenmedik bir hediye paketi g:ibi dikiliveriyor ku.r-rru. urrryo.rr. inde yaadmrz ehr gr-"aen yaadmz anhyor,

duymaya benzetiYor, Ne sYlyorsak, azmrzdan hurg, kelirneler yorsa, da er ya da ge k_ aynen iade ediyor. NasI bir enerji veriyorsak k6inata, bize misliyle dnyo". r"" ettike telamz artryor. Ift z dka kzgrnlmz katme.l eriyo".

dalgnlmrzdan ubaryor ve adeta af dilercesine stanbul'a net}iveler dzyCIrz. "Byle gizel ehir yeryznde yok!" diyoruz. "Bunca yer dolatrm, hibir menlekette stanbul gibi bir al-eser grnredin !" stanbul dinliyor iltifatlanmrz. Biz ki ikAyette cmert, iltifatta cimri rlavrarrryoruz, stanbul duyuyor ender vglerimizi. Flibir ehir, sakinlerini bu kadar_hrpalayp, sakinleri tarafrndan bu kaclar hrrpalarrp, gene dfotlyle diri ve gaze|kalamaz kolay lrolay. starbul bir muarl-u. stanbul bal bana bir bilmece gibi duruyor hayatrnrzrn ortasnda. ekerek bakryoruz bu bilmeceye. Derinden hissediyoruz enerji dolu gizemini. Ama sonra soluklardrrnrz parantez kapanrveriyor, yapacak iler ekitiriyor koltrmuzdan. Bir yerlere ge kaldmz endiesiyle ayaklarryoruz. Ve gene balryor bitimsiz, kr bir koturmaca...

Da bizi bize yarstryo.. Bu ytzdenjir

Kz Kardelik lamhri
o.tr. uir Konya gezisinde bir salon dolusu ikadnna syledii arpc cmleler geliyor ak]rma: "Bizim
lkemizd

759

Bu aralar ne zam an "lzkardelik'' kelimesi dse dilime ya da gnlme, sevgili Leyla Alaton'u,

kadn]arn kadnlr.Iu kilerinde tuhaf bir etiki var sanki. Bir yandan bakyo",r*, geleneksel yaplarnda kadnlar aile birbirine ne ok destek oluyor. Bir kadn darda alrrken onun ya da teyzeler byttyor. n".r."rr"r;;;r.rr", babaanne sylediklerim uzaktan yaplm bir gzlemden ibaret augi de bryle bydtm, annem alrken anneannem tarafndan 'u, yetitiJabir dnem. ocukluumun Ankarasr'.rd.., kalrr rl"ra komu larrn, akraba kadnlarrr, kadn.u..i, ve derin dayanma alarr... Demek ki istediklerinde kadrna. birbirlerini pekal^ ediyorlar, birbirlerine idare kol .u*t geriyorlar. Ama ne hikmetse, geleneksel ortamlarda mevcut olan bu dayanrma modern mekAnlara girildiinde kayboiuyor. Medyada, sanatta, ede-

e kztr.a"t t ir. yeterince yeermemi, Kendimize sorma mz i"uo, kadnn baarsyla mutlu oluyor muyuz? .la-zm,-tr, Bir hemcr..lr, hayatnda daha mutiu, iinde daha baarJ: olma iin ona aktan destek veriyor muyuz? Er, ,rrndan bunu urr rri ,rr"t temennisi olarak iimizden geiriyor muyuz? Cevaplan;r;;,'hayl ise biz ku kardelik filan bilmiyoruz demektir.'' Ben buna xxediyorum: Iz lGrdelik tm ve Iftyaslama Aygt, Ne de olsa lafa gelince dayanmadan, dostluktan, delikten sz etmek karo< kolay. ur.ua, pe pee sorulmu sorular var. Somut, sarih tTa ve sabit. .ru,,yo*D H, bilhassa i yaamnda koturan biz tiim kadr]ann "or*, bir kez olsun kendimize sormamz gereken sorular bunlar. ve sorduumuz takdirde acaba krrmr, .r.rr1-iyuUe''evet'' diyebilecek bunlara? Bu memlekette

biyatta, akadenide, i dnyasrnda, brokraside, kadnlar kadnlara, brrakrn destek vermeyi, fena halde kstek oluyor. Bir kadna ynelik e hrrrn ve aclmasrz eletirileri bakryorum gene kadnlar yneltiyor. Halbuki zannedersiniz ki kadrnlarn eitim seviyesi arttrka, maddi durumlar dzeldike hemcinsle,ine karr daha duyarl olur. Ne yazk ki resim bunun tam tersini gsteriyor. Nedir acaba eitimli ve modern kadnlarn birbirleriyle al,eremedikleri?
"Hemire-i kereinkArm efendim..." Briyle balar Emine Semiye, NigAr Hanrm'a yazd nice mektubundan birine. Emine Semiye, Osmanlr kadrn hareketinin en parlak nclerindendir. Romanlar, hikAyelerin yanl lra gazetelerde ke yazarlr yapmr, barmsz duruu, bilgsi, derinlii ve duyarll ile dikkat ekmitir. Dneminin dier kadrn yazat|aryla fikir alveriinde bulunmayl sever, nemser. Ayn mektupta bir seyahatini anlatr uzun uzun. Ve yle bitirir satrrlarrnr: "Ba\i tevecch ve muhabbet-i h6her6nenizin bekasnr niyaz ederirn efendim." Bakakahyorum bu cmleye. Bugn bir kadrn yazarrn bir baka kadrn yazara, yahut herhangi bir alanda alan bir kadrnrn hemcinsi meslektarna bu minvalde szler yazabileceini tahayyl edebiliyor musunuz? kelimeleri tane tane dilimde dolatrrryorum. Tadna bakyorum. Oradaki zen, hassasiyet, edep ve sluba gpta ediyorum. Kadrnlarrn kadrnlara elme takmadrr, kstek olmadr, birbirleriyle anlamsrz rekabetlere girimedii bir ortam yaratmak bizim elimizde. lk adm olarak Iftz Kardelik ltlm ve l(yaslama Aygrtr'nr bir uygulayalrm kendimize.

'

li

ll]

ij]

ill

],]i

i||r

]ilr

ll/

i],'

il

l]

,l
],

|
.r

"B

iliy orum"

D iy eb

itmek

fl,

Geenlerde Ankara'da bir sokakta genten bir adama yakrnlardaki bir yerin adresini sordum. Dakikalarca dnd, kem km etti, bi,o tarafi gsterdi, bir bu tarafi. Sunda sorduum adresle ilgisi olmayan bir yn geliigzel'iaret ediverdi. Kafadar att o kaclar barizdi ki, dayanamadrm soruverdim. "Tarif ediyorsun, arJa aslrda sorduum yerin nerei olduunu bilmiyorsur, defll mi?" Once bo bo bakt, Stnra yarr mahcup glmsedi, ocuka bir tebessmle durumu kabul etti. "I)ofuudur abla" dedi. "Peki yleyse niye garip garip tarifler uydurmak yerine aka 'Bilmiyorum' demiyorsun?" diye sordum. Bu seenek li aklrna gelmemi gbi akn bakt yzrne. S5,Ieyecek lf kalmad. Sustuk karlkl. Salri niye hir trl "bilnriyorum" diyemiyoruz u hayatta lemerr lremen hibir konrla? trn bilmedif,miz zaman|arda bile bilirmi gibi 5zapmalarmrz neden? Basit bir adres de sorsalar,

kapsaml siyasi ya da felsefi analizler yapmamrzr da isteseler verdiSmiz tepki aynr: Bilirni gibi yapmak, Gzmz yumup balyouz konursnraya. Kelimeler keli bir uurtna gibi kyor boazrmrzdan. I(uyruu uzun mu uzun bir turtma, git git bitmiyor. Her konuda ha bire bir eyler sylyor, tanrmadr$mz ahslar hakknda gayet iyi tanrrm gibi ileri geri konuuyoruz.Bazen krnumakla kalmalp yazryoruz da. Bilmeden, ama bildiimizi zannederek. Bildigimiz izlenimini vererek. Bilg1 arnda yayoruz. Yarrrn yamalak bilgiler arnda. Kitap okunak veya derinlemesine sabrla aratrrmak yerie, internetter stnkr bir eyler reniveriyorz. Yetiyor. Televizyon kanallarrnda lrer akam ha bire tartrma stne tartrma iz|iyorz. Sanki her konuda zt fikirlerde olmak ve atr atrr tartlmak durumundayrz. Bu "mevzilenme arayr" beraberinde "dnsel sabitlenmeyi" getiriyor.'Kendimizi hep

172

173

le bala." Zihnimin tahtasrnda kargacrk burgacrk harfler, ne ok kelimeler var. AJryorum kuma silgiyi. Tahtay siliyorum boydan boya. Eir temizlik, bir hafiflik, bir ferahlk hali ki demeyin gitsin. "Zan|atnr, yarglann, nyargrlannr ve dahi tm genellemelerini koy bir uvala ve hepten terk et. Gybet etme sakrn, bil ki dedikodu denilen ey mknats gibi kt enerji eker. Kimsenin

bulunduumuz yere. te o zaman"fikir sahibi" olmaktan kp "sabit fkir sahibi" olmaya doru yol alryoruz, pupa yelken. u basit hakikati bile syleyemiyoruz kendi kendimize: "Bugn, u anda filanca konuda btlyle dnyorum. Ama yann fikirlerim degiebilir. Ben deiebilirim. Baka bir ardan bakabilirim. Bir ihtimaldir. htimal gzel eydir. Belki deiirim." Cahilin cehaleti ktdr. Hamdrr. Koftur. i botur. Ama daha da kts "bilen"in gafletidir aslnda. Bilgiyle gelen cesaret ve cehalet kanmdrr. Bazen bilg, sadece bir perdedir. rier gzimiizn stne, kapatrr gnlmz. ok bilenin ok daha iyi anladrnr sanmak hata olur. "Bildiklerini unut" diyor Dost. "Gel al eline bir silgi, u yeni balayan gne bilgilerini silmek-

bir teki zerinden tanmladmz iin adeta ivi akryoruz

Tevazudan bilemeyeceini unutma, de hibir zaman yeterince cehaletin9",","


ama. Ancak
o-

Ju*un kurtulabilirsin bilginin

BuyzdenTentziemsnambirgzelinsanntutupdaHazreti yzden telr tek suya atmasr, Bu Mevlndnrn tm kitaplannr kendinden.mm,diyebahsetmesiYunusEmre,nin.Buyz. pek ok hakikat 1}linin "Cilim' den tasawuf tarihi boyunca
bi

gisizim, bul biemem" demesio,ffiuTffi de olmadklanndan d,s,l, Diir ..enformasyonn,",u"artrkdahadazor..bilmiyoum,,kelime. bir syleyebilsek unu, hafifle_ sini telaffu, ua*ii*ek. Halbuki n"* ve yalrn, Bir kelimenin idraki yeceiz. Berrakla acaflz, Gzel ey, "Bilmiyorum, de$tirecek balamrzl, duruumuzu, bilmiyorum"," diyebilmek,
nll"mlyorom,

";.ffi;

aleyhine konuma, uzaktan atp tutma, insanlarr kem dille yarglama, bil ki yanlrsm. Birini ne kadar ok aalar yahut drlarsan, onun durumuna dme ihtimalin o kadar artar. Kdinatrn matematigidir. Bir koyar, bir alrr insan. Bilmeden kendi hesabrnr drer." Dinliyorum sessizce. "Hibir konuda yzde yz emin olma" dryo, Dost. "Kendini ayncallr saJrma. Konumuna ya da mevkine, ismine veya hretine gvenme. u hayatta tm zahiri kisveler sabun kpiinden ibarettir. Nazl nazlr ytikselir ktlpf, derken pat diye nverir. Her zaman bakalanndan renmeye ak o1. En iyi bildiin konularda bile keli dtltlnme, bytik konuma. Cmlelerinin sonuna nokta deil, iinlem deil, virgil yahut nokta koy. Ak bir kap brrak daima. Ne kadar bilsen

Ozgrlk Solaltan Gelir !


Paris'te, Seine Nehri'nin kryrsrnda sakin bir gece. Gkytiz kat kat deinleen bir lacivert derya ha]-inde. vakit ilerlemi olmasrna ramen ehir crvrl crvrl. Uyumaya niyeti yok daha. Ve Fransrz genler, ellerinde sandviler, sigaralar, ieceklerle oturmular kald rrrrl ara. Bazlarr uy.1.1urrrrEehre sarkrtm, bazrlar srtlarrrr birbirlerine yaslam. Konuuyor, akalayor, glyorlar. Ortalk turistten geilmiyor. Dnyann her kesiden yolcu kalkn gelmi buraya. Japon, Amerikalr, Arap aileler yzlerinde saklamaya gerek duymadrklar bir merakla dolayo,lar,. nsanlarda gzle grlr bir rahatlrk var; beden dillerine yanslyan bi, rahatlk. Tlrristler bile birbi,lerine selam veriyor, ayn tecrbeleri varsryor olmanrn verdii yaknlkla Lebessm ediyor. ki admda bir 6k bir ift iliiyor gznze. )Ia herkes Ak bu ehirde ya buraya sadece Arklar geliyor. Ve ben err "uykusu kam, oluunu ocuunu evde brrakmr, yalrflz ve durgun" haiimle bir kenardan usulca seyrediyorum bu manzaraw. Paris'te dolaan hemen her stanbullu kadn gibi bcnin de iimde lir damar hafiften czz ediyor. Gnlm istiyor ki canrm stanbul, gtizelim stanbul da yle sadece belli bal sentlerirde degil, her kclesirde b5,1e bir rahatla kavusun. Sokaklarnda ladnlarrr gece vakti de olsa rahat rahat yniyebildikler{, genlerin aklannr zgrce yaayabildikleri, kimsenin kimseyi Laciz etmedi$, insanlarrn gergin ya da phede olmadgr ve yabancrlann bile bi,birlerinden bir Allah selamr esirgemedii bir ehir halini alsrn. Belki diyeceksiniz ki, "yi de makyaja aldanmamak lazm. Ayrr,.Fransrzlar kendi ilerindeki yabanc gmenlere eit davranmlyor. lk bakta grnmeyen derin bir toplumsal aynmcrllrk var orada.")h da belki diyeceksiniz ki, "Paris sokakJannda hava yle eker erbet olabili ama bu arada Fransrz siyaseti-

-,(}-

S--<-,

---/

"

-{.,

I
* .
...

176

177

ler ha bire gerginlik retiyor. Trkiye yi aka tekiletiriyor..."

pencereyi atrrmrzda grdmz lrmsal dckumuzu etkiler.

t'i

Belki de hakh olarak htiraz edeceksiniz: "stanbul gibi bir ehir yok ki yeryznde. Nasl bir baka ehirle kryaslarsn? Yapay bir karlatrrma bu. Zoraki." Tm bunlara amenna. Hatta kim bilir belki kiminiz daha sert kacak, diyeceksiniz ki, "Amma da kompleksli, zenti bir tavr iindesiniz. Paris'e gdip etrafa gpta ediyorsunuz... Sonra da oradan buraya balp yazlyorsunuz. Osmanlr'dan bu yana dinmeyen tipik aydrn kompleksi..." Btn bu laflarr duyar gibiyim. Duyuyor ve anlryorum. Ama ben bu yazda yle byk makro meselelerden deil, kk, ufacrk bir zgrltlkten sz ediyorum: Sokakta yryebilme zgrlnden! ocukken balayan bir zgrlk bu. Sokakta oynayabilme imkAnyla gelen temel bir hak. Basit. ama etkileri mr boyu sren bir kentsel aynnt. Bugn orta yarnl gemi kime sorsanrz benzer bir ikAyet duyarsnz: "Bizim zamanrmzda her akam sokakta oynardk. Kaprcnrn ocuu da apartman yneticisinin ocuu da her frrsatta dar kard. Hep beraber bar an oyunlar kurardk. Mahalle diye bir ey vardr. Sokak diye bir ey vard o zamanlar. Anne baba]arrmrz merak etmezdi. Ara srra balkondan bakarlardr, o kadar. Oysa imdi byle bir ey kalmad. Artk kimse ocuunu sokaa brakamryor. Yeni kuak sokak nedir tanrmadan byyor." )Oil. yzyl barnda stanbul'da giderek daha fazla sayda ocuk daracrk bir apartman odasrnda, kendi barna, televizyon ya da bilgis ayar karsnda, yartlarrndan uzak, d dnyadan kopuk e sokaktan rkerek btlyyor. Halbuki zgrlk sokakta balar. Demokrasi zihinlere sokakta yerleir. Farklrlrklarla birlikte yaama alkanlrr, hi kimsenin diiyann merkezi olmad idraki, ortak nezaket kalplan ve birbirine saygr sokakta renilir. Bir ehrin, bir tilkenin insanlann mutlu ya da mutsuz eden a5rnntlar hep gindelik hayatn inde sakldrr. Birey olarak sokaklarla ilikimiz top-

oclaracrkyollardanyadagniindegetiimizgazergahtan trp trp atan iba.et deildir sokaklar. ktlttrn, medeniyetin barnda. tlamarlanclrr. irce ince, mavi mavi uzanrlar ehrin

Binala antlar, mzeler,

sergiler, kafeler tamam da, bir ehrin yaan kalitesinin asrl gstergesi sokaklandrr,

insan Banazlk kapal kaplar arkasrnda rlr. Banaz kendini herkesin stnde grr. kibirli, elitist insan camdan sevemez, duvarlar eker kendiyle bakalarl araslna. soka z|hin ve gnl alkl ise sokakta ve sokaklarla byr, ener_ sanat dediin sokak sevmemezlik edemez. Edebivatn jisi ve ritmi sokaktan geii,, Resimler a{lyeleraup,r, flm_ tamamla_ ier platolarda ekilir, mtzik albmleri stdyolarda her trls nlr, romarlar evlerde yazlr belki anra anatrn illamrn sokaktan alrr, Trkiye,dehepsiyasetveekonomikonumaktan,habiresrcak unsurlanna gtnden tartmaktan, gtindelik hayatmlzln temel yaknda, bakmaya bir trl firsat bulamyoruz. Bykehir altyaprsr_ telediyesi keke bir kampanya balatsa. stanbul,un na,kprlerineyaclabinalannadeil,busefersadecesokaklayryebilmeleri, nna odaklansa. kadnlarn sokakta daha rahat ortak yaam vatandalann ocuklann solrakta o5mayabilmeleri, sokaklann elim izden ktitirtint gelitirebilmeleri iin. .. velhasl Sokaklan kaykayrp gitmedigi bir gzel ehir iin kampanya",
bedersek ktiltr kaybederiz,

:4

-=_#

-'>.'

'

l_.'

: {
a

---,:

ll
llll

781

llll

Baba Ben Ecinselim...


Babalk tek bir gnde edinilen bir paye deil. nsanrn bebei olur olmazkazandr bir unvan deil. Baba olmak, fuenmesi belki de bir mtlr boyo sren bir hayat dersi ashnda; yrmekle arnmayan hem engebeli hem dall budakl bir uzun yol. Ne dnemelerden geiyor insan yol boyunca. Ne dalar tepeler alyor farknda bile olmadan. Nerelerde tkezleyip dveriyor yere, dizini incitme pahasrna, sonra kalkp ayaa, yola devam ediyor. Azimle, olgunlukla... Babalrk, arnelikten daha ge bahyor. Anne, daha henz karnndayken hissediyor bebe$, ser,rmeye balyor. Hatta daha rahme bile dmeden, bebein fikrini, idealini, soyt halini seviyor belki de. Giinbegrln byyor sevgisi. Cisimleiyor, kristalleiyor. Arnelik de bir nevi rencilik, ama maya$ ve kimyas iti bariyle babalnkinden ok fark]. Baba olmak bebek doduktan sonra balyor, nce desrl. Gz temasr lazrm muhakkak. Ama o da yeterli desrl. Ne zamanki bebek dilleniyor, ayaklaruyor, bebeklikten Jrp ocuk oluyor, baba da}ra iyi iletiim kurmaya balyor. Geiyor yllar. Bulu ar geldiinde baba ilk bytlk slnavrnr veriyor. Olan ocuunun babaya karr at ilk byk sava bu dnemde yaanryor. Daha nce su yzne kan kk klllk srtmeler ve babaya duyulan o byk hay,anlk bir kenara, imdi olan ocuu ilk defa bir varolusal kopu yayor. yle bir sallanryor babanrn kayr.Ama ardrndan yeniden dengesini buluyor. Baba olunun belli bir ekilde yetimesini istiyor. Kendi olmak isted gibi bir adam yapmaya alryor onu. Olamad adam. E[angi blmde okuyacanr, kimlerle arkadalrk etmesi gerektiini, bo zamanlarda ne yapacarn sadece bilmek deil, belirlemek de istiyor. Halbuki olan ak olmu bir delikanl. Ve bir isyan bayrar asmr gvertesine. Gidiyor pupa yelken, ark denizLete. Kendi denizine...

niversite yllarnda aralan biraz arlryor ister istemez, olan baka bir ehre gidiyor okumaya. Baba, o sene ilk defa hz|ayalanryor. Bilmezdi oluna bu kadar dkn olduunu, onu evden uurlayana kadar. Bir boluk hissiyle uyanryor bir sabahlan. Geceleri yreinde bir srkrma. Halbuki duygusal ne adam deildir. ya da yle zannederdi bunca senedir. "Hanm

lilil

llll

lii
i]]l

yapar, ne eder bu olan oralarda?" diye soruyor zaman zaman, gerek_ cevabrnr beklemedi$ bir soru bu aslrnda. cevaplanmasl meyen sorulardan, s.rf sorulmu olmasr nemli,

ni

Arada bazr derslerde yaanan birka aksama sa5nlmazsa Mezuniyet eer, o-lan iyi bir ortalamayla bitiriyor niversiteyi. resim eki_ treninde anne ve babasr gururla glmsyor. ok Anne tanrtrnyor. ailesine y<rlar o gn. olan arkadalarnl

]]i

,lt

illl

]l
llll

memnun,babamemnun.YalnrzozamanakadarPg"T:-

Otnun hr yer bir dnce balyor babann iini kemirmeye.

ill

kz arkadar yok. var da yok gibi. Halbuki bunca sene aman yanlr kzaAk olur, yold,an rkar diye endie eden kendisiydi,

yakrnlama_ olurun hemen hemen hibir zaman karr cinsle okul bitti, masuu isteyen de gene kendisiydi. Ama mademki Artk riversite geride kaldr, imdi birdenbire alglan degiti, hani olsun, istiyor ki olunun yanrnda ,y bir krz arkada

tylemazbutbirailedenmtevazrgvenilirbirkz. Zarnanhrzlageiyor.olanihayatrnaatllmr.Tambir hissettii ikolik. Deli gibi alrryor. Babanrn kendini en Aciz deil kendisine, olu ki dnem balyor. yle bir hayat kurdu kavra_ ndahale etmek, kurallarrnr anlayamlyor, kelerini lk defa kendi kendisine sormaya balryor. Nasl bir
yamlyor. zaman anlryor insan acaba olu? Nasrl biri? Ve baba, ancak o okuyor, ki, aslrrrda kendi olunu ne kadar az tayor. Neler

yazlyor." hibir neler izliyor, bilgisayar karrsnda kimlerle muamma. niversitenin ilk yrllarrn_ ey bilmiyor ki. olu bir da oturup kondurlard. okuduklar kitaplar paylarrlardr, gene de farkl farkl grlerden filozoflarr sevmekle beraber,

182

183

bir ortak zemin vardr. Ama imdi o da kalmad sanki. Baba ilk defa olunu daha yakrndan tanrma gereff duyuyor.
Daha ok telefon aryor. Sabah akam olmadk saatlerde cepten yakalyor. olan babasrun bu ani ilgisi karsrnda ewela bfuaz bocalryor. "Bugiin ne yaptn?" diye soruyor babasr. Halbuki olan gelmi artk otuz iki yama. ocuk degil ki hesap versin.

"Baba ben ecinselim..."


I3aba]k tek bir gnde edinilen bir paye desrt. grenmesi bir miir stiren bir hayat dersi aslrda. Ve bir erkein babalk sna\nnda ne not alacag, bu tr duygusal dnemelerde lyor otaya. Baba var, sadece ismi baba. Bir glgeden ibaret. Baba var,

Hem neyi ne kadar an]atabilir ki? T\.haftr, baka ailelerde anneler baskr kurar "Olum hadi evlen, torun ver bize" diye. Burada anne bu tr talepleri tekrarlyor, ama esas babaya bir haller oldu. Bilmek istiyor. olunun hayatnda olmak istiyor. Bir an ewel evlenmesi bile sanki o kadar nem]i degil. olan bunu babasuun ltim korkusuna bahyor. zaman zaman
Terapist soruyor. "Belki seni daha iyi tanmak istiyordur?" Acyla glmsyor o za,rr.'an gen adam. "Tanmak istemek demek yreini nyargstzca o insana amak demek. yoksa bunun adr grmek istediini grmektir. Babamrn beni hakikaten tanrmak istediini hi sanmarl." kapanmayan bir gedik var baba oul arasrnda. Ne zaman btyle oldu, ald bu mesafe? ve neden imdi bir kpr kuramryorlar bu boluun stne? l, otuz altr yanda gen adam. Babasnrn karrsrna kmal ya cesaret ediyor hayatnda ilk defa. ona aacak kendini. Saklamayacak. "Baba" diyor, "sana bir ey sylemem |azm. seni zmekten, verecein tepkiden ekindiim iin bunca zaman kendime sak]adrm. Ama artk byle saklanarak yaamak istemiyorum. Beni olduum gibi grmeni istiyorum. Beni bu ekilde sevebilecek misin baba, merak ediyorum. nk ben
terapistine arlatryor. "Babam ok deiti, sabah akamyokluyor beni. Aramadrrmda hep sitem eyor. ocuk gibi oldu."
g-ttg-

otoriteyi ve say$ giirmcyi her eyden fazla seviyor. Gce tapryor. Baba var, oluyla beraber yryor hayatrn patikalarrnda;

deimeyi, dnmeyi biliyo:, su grbi akrkan, yrei arz kadar geni. Raba var, olunu ecinsel olduu iin bir kalemde evlartlktan reddediyor. Ve etrafin re dediini, nasrl dedikodu yapacanr her eyden faz|a nemsiyor. Baba var, evladrnrn mutluluunu her eyden st grerek ve onu iyi bir insan o] arak yetitirmeyi emseyerek yreinin kaprlarrnr hayatrn nice rzgArrna ak tutuyor... Baba var, hi sevmemi aslnda . Foau#r, yrei usuz bucaksz bir derya.

seni olduun gibi seviyorum." yal adam bakyor oluna. yznde endieli bir bekleyi. Duymak istediinden emin degil. Arna susturmaya, durdurmaya da gc yok.

185

Edebiyat Snfta Kald,


Bundan uzun zaman ewel kendi kendime bir karar aldm. Basit ama temel bir karar. olumlu, yaprc, gzeli ve retken]ii ne rkaranyazlar kaleme alacam. vgye deer bulduum eserleri tantacak, sanatn ve hayatn her dalndan yurut., seslerin daha iyi bilinmesinde kendimce kadrimce bir katlda bulunacam. velhasrl, tek tarafl eletiriler, belden aa vurmalar, tepeden bakmalar, ithamlar, sulamalar, abz aaaanndan mmkn mertebe, yapabildiimce uzak duracam. te aldm karar byle ve aJ.nen bu dorultu d,a yazyorum. Diyelim bir hafta iinde iki filme gittim. Birini hi beenmedim, tekini sevdim. otunp beenim filmi analiz ediyor, pozitif olaru YazrYorum. Bu arada senelerdir basrnrn iinde olan eski tfek yazarlar tembihliyorlar bazen: '.Ama bu ,y, bir yntem des.I. Bu mem]ekette ok okunmak iin bol kavga armak gerekir. Baksana televizyon programlannda bi]e herkes sa saa, ba baa. kimse kimseyi beenmiyor. En azrnd,an ara srra kavga karan ya da ona buna takrlan, takar yaz}ar yazmazsanveya tartmalara bulamazsan okunma oranrn d.er.'' Dirliyorum on]an ama inarmryorum sylediklerine. ve ben sevdim konular hak]<nda yazmaya d.evam ediyorum. stiyorurn ki ka]emimin mrekkebi ak olsun, yaratclk ve i]ham olsun; husumet veya haset desl. Iftskandk]arunl deil, takdir ettiklerimi yazryorrm. Zira bYorum ki, bu mem]ekette hepimizin esas takdir elme_ ye ihtiyacm z vat. ocukluumuzdan itibaren ha bire paylarryor, eletiriliyo r, hizayagetiryor, sradan]ahnlyoruz. srradr, yaratc, rr aan ve bir ktr i]erleten iler yapmak iin tevik ve takdir grmek o kadar nem]i ki. Her ynetmen izlenmek, her yazat okunmak, her arlc d"inlenmek ister. Akini syleyenlere inanmayn. okurnu rmursamayan yazar, yazardeildir. peki br yazaren ok inciten ey ner? kaytszlk! retimde

retilmesine katkda bulunuyoruz. Yani baka yazarlann kaytsrzlklanyla bizzat karlatrmrzda sitem ve ikAyet ediyoruz, ama biz baka yazar|arr -kendimi de iin iine dahil ederek sylyorum- kitaplannr, eserlerini ne kadar okuyoruz? Okuduumvz zaman bunu ne kadar yaz|ya veya sze dkyoruz? Birbirine ruhen ve zihnen destek olmak, ilham vermek konu olunca edebiyat dnyas her sene srnrfta kalyor.

bulunar, bilhassa hayal gciir bakalanna aan insanr en ok incitecek ey emeine, zenine ve yrene karr kayrtsrz kalrnmasrdrr. Yusuf Atlgan'n 19801erde Ouz Atay'l kaybettikten soffa yazd bir yazr var, diyor ki: "Gnlerden bir gtir, bir paket geldi bana. Atm iinde bir kitap kt: Tutunamajanla.r. Kitap imzalyir ve iinde de yle bir yazr vardr:'lgileneceinizi umarak..."' Yusuf Atrlgan bu kitab okur, ok da sever. Ama bunu hibir zaman Osuz Atay'a sylemez. "Benim okuduum kitap o kadar mthi bir eserdi.ki, by|e muazzam bir kitab kaleme alan birinin daha nice eserler yazacarn dndm. Benim yorumuma, iltifatma, syleyeceim iki ift lafa ihtiyac olmadrn dndm. Dolaysyla hibir zaman takdirlerimi ona iletme gerei duymadil." Ama aradan seneler geer, ortak bir arkadalanndan yle bir ey iitir ki, bu hadiseyi yeniden hatrlamaslna sebep olur. "Ben Yusuf Atrlgan'a klbrm, gnderdim, ama kendisinden tek bir kelime dahi duymadm. Tek grdm kaytszlk oldu" demitir Atay. Bunu duyan Yusuf Atlgan ok piman olur; ancak getir artk. Ogoz Atay vefat etmitir. Ve Atlgan bu anry anlatrrken der ki: "Eer bugn hayatta olsayd, ne yapar re eder muhakkak onu bulur, karsna geer, yz yize ona kalemini ne kadar takdir ettiimi sylerdim." Bizler de bugn aynr kaytsrzlr srdtiyorz. Birbirimizin eserlerini okumuyoroz. Velev ki okuduk ve sevdik, bt sefer de }unu kendimize saklryor-uz. Kayrtsrzlrk, kkl bir alkanlk olmu edebiyat evresinde. Ve aslrnda iin ilgin ve ironik yanr, lepimiz hem bundan ikAyet ediyoruz hem de bunun yeniden

189

Yalrz Berim

iFL Yz...

Vesalondabirclalgalanmadahaoluyor.Frsltrlar,glme. de etrafrn tepkilerinden etkilense ler, yorumlar.., Gen kadn

"Ben sizi seneler ewel ilk romannlz pinhan ile tanrdrm. O gnden bugne kan her kitabnrzr okudum. Ama eskiden sadece benim yazarrmdnrz. Etrafmdakilere hep sizden bahsederdim. imdi herkesin yazan oldunuz. Etrafmdakiler bana sizden bahsediyor. Bazen dayanamayp arkadalarrmr tersliyorum: Bana niye Elif afak. anlatryorsunuz rliyorum. Yahu siz daha onun ismini bile duymamken ben onu okuyordum. Daha hibiriniz kefetmemitiniz bile... Ama anlamryorlar niye sinirlendigimi. Ve ben bu yzden sizden soudum. Gene okuyorum her kitabulLz, ama herkesle beraber okumak houma sitmi yor. Keke bu kadar mehur olmasaydnz. Srrf benim yazarlm olarak kalsayd nz." Bana bunlan syleyen kii gen bir kadm. Kalabalk bir salonun ortasrnda, son derece keyifli geen bir edebiyat sohbetinin ardrndan sz alyor. Yan sevgi, yan sitem dolu bir sesle ikAyetini dile getiriyor. Drst ve dobra. Samimi ve hakiki. Ama glmeler oluyor salonda. Dier okurlar hnzrrca satayor kadna. "Ne yani sadece senin iin baslsrn ronranlar, yle mi? Senden baka kimse okumasrn mt yani?" diyor arka srralardan biri. "Hatta kitaplarn stne zel okur baskrsr yazrlsrn..." diye taklryor bir bakas. "Her kitaptan bir adet olsun ortalrkta! Sadece sen oku." Gen kadrn aniden sinirleniyor. Bana eliyle salondakileri iaret ederek: "Bu insanlar sizi mehur olduunuz iin okuyor. Allah bilir ou yle. Halbuki ben sizi hretten ewel kefetmitim" diyor. "Ne biliyorsun ya kimin niye okuduunu?" diye kyor n srralardan bir niverite rencisi. "Sen kendini niye bakalarrndan stn zannediyorsun imdi?"

kararlrbirekildegzleriminiinebakryor.Bircevapbekli. gre on be oflJz, yz y,ze, syedi{ne a" ;;;J.., ;;;. senedirkitaplarmrokuyorvebenibuseneA/ailekefedenlerleyanyanaclurmakistemiyor.oberimeskiokurum,sadrk okurum,samimiokurum,krrgnokurum,krskanokurum.'. Nasrlanlatsamorrahassasiyetinianladrml'amaresminbir
bakayzdahaolcluunu?Nas}anlatsamaslolanrno.okur,, |'okur" ile "kitap" arasrnda kuruile "yazar" uruorrdaki deil, anlayan ve sahiplenen cleil, aslrnda onlarr seven,

lanbaolduunu?Nasrlanlatsamkitaplarrryazarlarrna okurlara
aitolrluunu?Nasrlanlatsambenimbaktmyerdentektek ve zel olduunu? her okurun ayrl, ayrrcalklr Baka hibir sanat dal bu Roman sanablann en yalruzrdrr, sreli bir yalnzl talep etmez, kadar youn, derin ve uzun
Elbetteasosyalairler,heykeltrala'r,ressamlar,karikatristler dcvardrr.Amab,onlan,,kiiliklerindenkaynaklaruilladayaptklanitendeg,l.HalbukiromancreseriniyazdruzunZamarL insan_ karakterleri hayattaki hakiki boyunca, .rrasindalri hayali

laratercihederekmarazibiryalnzlkiindeyazmakzorundadrr. Kozasrndanrkamayanipekbce$gibigecegndzidinerek.An unutur,


olduunu bile gelir kozarun dnda bir hayat yalnrzdrr Romancr, sanatrlann cn da byle baka ya nrnda alran herkes yle

H"y,*}ffi;}ll]il_

rihalindedirve..ekipalrmasl,,redemekbilir.Bakalaryla Bir ynetmen kendi egosunu oyunortak i yapmay tlgrenlr, Bir mzisyen,
durumund,adrr, cularrn egolaryla dengelemek

biraktryadasergiyehazrlananbirressam'..Birgazeteci, birakademisyerryadabirbankacr...Bakalarylao.Lkretmeyibilir.I]irtekromancrlarbarndanSonunauzuuunsreler boyunca*o*,"safyan,zlrkgerektirenbiriicraederler. Romanokurudaokurla*,,,.,yunrzrdrr.Aratrrma.inceleme,

190

iir, lsa hikAye, tiyatro eseri ya da akademik kitap okurlan ok daha farkl bir tempoyla okurlar ellerindeki kitab. Halbuki roman okuru eserini satn alrr, evinin mahremiyetine ekilir ya da gidea tenha bir ke bulur veya kendini kalabalktan soyutlar. Ve ite o halde, mutlak yaltlmlk ve yalnzlk iinde bu dnyadan koparak okur. sel bir yolculua kar. Bir baka krtaya yellen aar. Bedeni buradadr, ama zihni ve yrei ku gibi hayal Alemine kanat rpar. Yazat ile okur arasrndaki ba ite bu "saf yalnrzlrk ilkesi" zerinden kurulur. Bir srdalk halidir bu. Bir ruhdalk halidir. Yaza4 kitap ve okur arasnda yatay bir ba vardrr. Bir nevi ruh akrabalr. te yand an yazar ile yazr ayn1 deildir. Bfu yazarn kiilii berbat, ama yazrsl harika olabilir. Ya da kendisi pek hosohbettir, ama kalemi kuwetli deildir. Yazar|ar fani, aksi ve arzaI insanlardr. Huysuz, geimsiz, kaprisli... Pek ok ey olabilir. Ama onlarrn srfatlarrnn hibir nemi yoktur. Aslolan kitabn sfatlardr. Eserin nitelikleri! ki okur dnn. ki iyi arkada. Ayn kitab okurlar, ama tamamen farklr sayfalarda duraklayarak, farkl karakterlere yaknlk duyarak. Nasl ki parmak izlerimiz birbirine benzemiyorsa, hibir okurun okuma biimi bir bakasrnrnkine benzemez. Bir roman ok sayda insan okuyabilir, ama herkesin okumasr ayrr ve zeldir. Bir metni sadece onu yazan kalem deil, aynr zamanda onu okuyan gz de ina eder! Bu yzden bir roman be kii de okusa, be yz bin kii de, herkesin okumas tek ve biriciktir! Ben bunlan syledikten sonra lk bir hava esiyor salonda. Gen kadn miitebessim baluyor ve atk kimse kimseye takl[uyor. Ve o sessizlikte ben bir kez daha anlyorum ki, hepimizin yureg tp tp benzet taleplerle atryor. Her birimiz zel olmak istiyoruz. Okur yazannrn gziirde zel, y azar okurrrnun gzi.ide
zel...

rleller kadrlardan Dcha m Komil?


genellikle iftler halinde oturuyor herkes. Tamamen genler_, den oluan bir masa da olabilir bu, orta ya da ileri yalrlardan da. Hayal etrnesi size kalm. Ben sadece ipularr vereceim. Diyelim ki hafiften duman altr ortalrk, kllkler dolup boalyor. yemek masaslnda kalan mezeler, yiyecekler soumu, kahve faslrna geilmi. oktan bitmi aslrnda yemek. imdi uzayan sohbetin tad var herkesin damarnda. ekerli, bir kpkt, yo.un bir tat. Solrbete d,amgasrnl Vuran belirgin yer yer ve grltl zellik var: Mizah! Kesif, keskin, zeki,

Kaiabalk bir arkada meclisi dnn. Kadnlr erkekli,

argoyakayabilen,d.zeyikahden,kAhykselen,amahi azalmayan bir nrizah, Matrak bir arkacla meclisi dnn. yle canlr ve can_ clan bir sohbet var ki, birinir lafrnr bir bakasr tamamlyor, Dirleyenler kahkahalarla glyor. En ok koruan ve en ok gibi espri yapan birka kii, birbirlerine pa veren futbolcular sahasrnda, kelimele ri yrrvarl aya yuvarlaya dndryorlar top
[{erkes keyifle dinliyor ve izliyor,

Resmi zihninizde carlandrabildinizse kk bir soru sor_ gere_ rnak isterin, ama pat diye, dnneden yanrtlamanrz patesprileri arkaya ken: "Byle kalabalk bir ortamd,a arlra geliyor, latan insaniarr dndnzde akliniza kadnlar m
voksa erkekler nd?" Cevap mrhtemelen "erkekler," en Zihninizdeki resimde, gpup iinde en ok konuan, sesi olmalr, yapanlar erkekler ok cluyu}an ve e ok komiktik yok. Kadrnlar daha ziyade peki? Pek Aralarrda kadn val,ml srk kafa kenarcla, dinlejdciler arasrnda. Dikkat}e dinleyip sk

salllyor; mimiklerii bo] bol kullarup ara sra lafa karrryor_

193

lar. Kendi aralarrnda konuup sylenerrler hakkrnda yorum yapyorlar. Pasif deil kadnlar. Ama konumann barn ekmiyorlar.

Kalabalk bir arkada meclisinde sohbetin krvamrnr ve akrrnr kadnlarrn belirledii nadir grlr. Hele hele kadrnlarn arka arkaya espriler patlatp dinleyenleri glmekten krrrp geirmesi daha da az rastlanrr bir hadisedir. Kadn misafirlerin erkek misafirlerden daha ok konumasr ancak belli mevzulardg olur. Bir tek bu temalarda arriden arlrr masalaki kadrnlar. Daha Ju.rr, daha iddial, daha atlgan olurlar. Tttkuyla balardklar hususlarda dilleri zlverir -ak gibi, ocuk g.bi, aile ya da sadakat gibi konularda. Ama tm bunlar zaten "ciddi" mevzulardrr. Dalgas geilse bile z ciddidir. Uzun lafn krsasr, kadrnlar kalabalk ortamlarda kolay kolay "haff' konulardan konuamaz, mizah yapamazlar. "Kadrn ve komedi" hernen yan yana gelebilen bir ikili deil. Aralarnda doku uyumazl var. Diyeceksiniz ki "Tanrnmr kadn komedyenlerimiz yok mu?" Var elbette. Keza komedi dizilerinde oynayan, senelerdir tiyatro oyunlarrnda rol alan veya mizah ykl hikAyelerin kaleme alrnmasrnda en az erkekler kadar faal olan kadnlar var. Gayet de baarllar. Ama bu tr kadnlarln saylslna baktrmzda garip bir orantrsrzlrk dikkat ekiyor. Mizah byk oranda erkeklerin alanr. Espri patlatmak, fikra anlatmak, argo kullanmak, dalga gemek, tiye alnrak... erkeklerin tekelinde. Gerek kendi kiisel dnyamrzda, gerekse daha toplumsal lekte, erkek "gldren", kadn ise "glen" rolnde. Ve bu rol dalm blrv sarsrlmryor. Sadece Trkiye'de deil, tm dnyada kffnedi sz konusu olduunda erkekler hem nicelik hem nitelik bakmrndan nde.
f

---

Peki kadnlann zekd, tespit ve gzlemde erkeklerden aag kalmadrklarrnr hatrrlarsak, hatta gerek dil oyunlarrnda, kelimeleri kullanma yetisinde, gerekse soyutlama arsrndan erkek-

195

1. Kadnlar kamusal alanda mizah yapamazlar, nk kendilerine glnmesinden holanmryorlar. Hafife alrnmaktan rkyorlar. 2. Kadnlarrn, erkeklerden farkl olarak, kalabalrk ortamlarda kendilerini ispatlamaya ihtiyac yok. Komedi biraz da kendini gsterme ve rekabet ii. 3. Kadrnlar zel alanda geveze ve ak, kamusal alanda suskun ve kapallar. Bu arklamadan bana en yakn gelen ncs. Kadrnlann hayatrnda derin bir blnme var. Evimizde baka, danda bakayz. Kamusal alana rkar rkmaz savunma mekanizma|armz donanryorvz. ocukluumuzdan beri bize retilen klieler devreye griyor. "yi kadn", "namuslu kadn", "uslu-cici lz" oluveriyoruz. Bedenimizi tamyor, ha bire karryoruz. Bir yerden bir yere. Evet, erkekler kadnlardan daha "komik." nk komik olmay gze alabiliyorlar. Bakmayn btlyle "teorik" yazdma. Meselein bir ucu fena halde bana da dokunuyor. imdiye dein gerek eitli roman okurlanndan, gerek edebiyat eletirnenlerinden defalarca ayn eyi duydum: "Kitaplannrzda ne kadar gul bir mizah duygusu var!" Ama gdelik hayatta beni tanryanlar zannetmenr ki hakkmda benzer bir tespitte bulunsunlar. "Ne kadar komik yazryorsuTlJz" diyebilirler. Bu beni mutlu eder. Ama "Ne kadar komiksiniz" demelerini ister miyim acaba? te orada edebiyatn katr kurallan deweye girer. Yazarken mrekkep yerine mizah kullanabilsem de, konuurken de$iyor, "ciddi"leiyorum. Kamusal alanda deil esp{ler patlatmak, mmkn mertebe dinlemeyi tercih ediyorum. Sakin, sessiz bir gzlemci olarak kalmak istiyorum. Bir tek yaz dnyamln mahremiyetine ekildiim zaman iimde bir yerde saklr bir kap alr. Gtlndelik hayatta hi

lerden daha iyi olduklannn altnr izersek, nasrl aklayacarz bu temel farkllr?

arlmayanbirkap.Vekapnrnardrndankanenerjirlgrn, asi,tak,,,,i,o,ikve..komik"birenerjidir.Hereyiniindeki iindeki mizahr, Peki madem mizahr grr. En ok da lrznn gndelik hayatta neden kalemimde mizai bu kadar belirgin, hayatta daha "durgun" deilim? Ya da madem gndelik
yle

biriyim,yazmayabalarbalamazhissettiimbutakrnlrk, geliyor? Blnmlmn bu krvrlcrn, bu komiklik nereden evet, kadrn olmakla ilgisi var mr? Bence alana rkar rkmaz deiiyoruz, Zira bizkadrJar Jamusal mizah denizini kurutuyoDeimekle kalm,yl,, iimizdeki
ruz. Ama bilerek, ama bilmeyerek,

ok Okuy,n mL Bilir?..
"ok download eden mi bilir, Facebook'ta ok dolaan m?'' ster inanrn, ister inanmayrn, artrk genler byle konuu-

197

yorlar kendi aralarnda. ark, film, klip, kitap... Download etmek, yani internetten indirmek, sonra bunlar kendi aralarnda paylamak, bu an ruhu. Facebook'a gelince, inanrlmaz rabet gryor Trkiye'de. Dnyada nc srraya oturmu durumd.ayrz. katlanarak artan Facebook yelii, en ok dolam, srekli kendini yenileyen sana] bir mecra... yepyeni bir kuak yetiiyor Trkiye'de. ve bu yeni akrm, ok byk bir deiim ve atlm ifade ediyor nfusun bu kadar gen olduu bir lkede. Bizim kuarmz tabii bu laf daha farkl bilirdi. ocukluumuz boyunca ne ok kez duymuuzdur kim bilir: "ok okuyan m bilir, ok gezen mi?" Cevaptan ziyad,e,sorunun kendisi nemliydi sanki. ortada de.in bir ikilem varmr gibi ciddiyetle yneltilirdi soru. Her seferinde ''ok okuyan!'' dememiz istenirdi. Galiba ilk ve ortaokul hocalarrmrz, okuma sevgimizi byle artrrmaya alrd. ok okumak ile ok gezmek, asla ve zinhar yan yana gidemezmi g-ibi... Bense, okumayr da seyahat etmeyi de tutkuyla seyen biri olarak ikiye blnrdm. Hibir zaman rsrnamadm bu yapay ikileme. Belki okumanrn da iten ie bir seyahat olduuna inandrmdan... Her kitabn bizi baka bir yolculua kardn dndmden. okuyarak da gezmek mmkn, her kitab bal barna bir serven addederek. Bir bak a yizyla, bir baka mekAna, bir baka hayata uzanan bir yolculuk. Aynanrn bir de br tarafi var; nkt dnyayr da okumak mmkn; her insanr, her hayat bir kitap belleyerek. okumak ve seyahat etmek aslrnda o kadar i ie ki... zaman zaman kendimizden bahsederken ''gebe bir top-

lum" olduumuzu syleriz. Gzeldir bu laf, kulaa ho gelir, ama ne kadar doru? Baka kltrlere, ehirlere, uygarlklara gsterdiimiz ilgi aslnda ne kadar derin? Trkiye'de son yllarda edebiyat ve kitap dnyasrnda gzle grlr bir canllk ve renklilik var. Bununla beraber kitapr raflarrnda seyahat/keiflan kitaplar hala o kadar ksrtl ki. Anlarlan, ya yolculuklannr yaz|ya geirmeyi alkanlk edirrrnemi bir toplumuz ya da o kadar sevmiyoruz yolculuk etmeyi. Ahmet Midhat'rn, ismiyle okurlarda kallavi beklentiler uyandrran yaprtrnr dnyorum mesela. Sayyadane Bir Ceuelan, o byk, uzun seyahat Beykoz'dan balayp zmit Krfezi'ne kadar uzanrverir sadece, sessizce. Merak ki en basit, en insani itki. Merak ki en abuk yitirdiimiz ve yokluunu dahi hissetmedi$miz deer. Merak iinde yaadn lemi iliklerinde hissetmenin, bakalarnrn hik6yele,ini paylamann, kendini gelitirmenin, bireysel ve toplumsal olgunlamanln ilk adrm. Sadece kendi hayatrnr deil, bir bakasrnn hayatrn da, insanln gidiatn da derinden anlamak iin bir aba. Dnyanrn bir baka yerinde hi tanmadrn birinin parmar kesildiinde, yrei dalandrnda, feryadnr duymak, kaytsrz kalmamak, o yaraya neyin sebep olduunu sorgulamak... Kopmamak yerkrenin tp tp atan nabzrndan. KAinata merak]a bakmak, bakabilmek gerek. "Abd-i hakir Evliya-yi fakir" sevgili Evliya elebi, ruhu ad olsun, tm memalik-i Osmaniye'yi gezmi; yedikleri itikleri onun olsun, ama grdklerini kaleme alrp bizlere aktard. Sayresinde gemi ok daha canlr gzmzn nnde. Geri o ryasrnda Rab'dan "efaat" dileyeceine, yanllkla "seyahat" dilediini syler. Dili srmtr, yle balar seyahatlerine. Onun torunlarrnrn torunlarr olan bugnk genlerimizin de sadece internette dolamakla yetinmeyip hayat da bir kitap gibi okunalar, kitaplar da bir dnya gibi grmeleri dileiyle...

Hrs Var, Bi,r de Hrrrs Var...


I]ir krtadan bir ktaya uan yolculann el bavullanndan pek ok eyi katycr]ar artrk. Srv malzemeler, parfm ieleri, hatta sa jleleri... Malum, birer birer alrnryor antalardan.

Bence burlara ek olarak bir de Dil Muhafzlarr konulmal havaalanlarrna. yle iriyarr, zbandut gibi, gzlkl, sert ve ciddi ehreli, ente}ektel tipler... Ellerinde kelebek ag gibi icecik alar ve plastik eldiveler. Dikkatle arp bakyorlar yolcularrn bavullarrna. Nleer kelime avrna kmlar. Hangi kelimeleri ve ka,rarlarr brrakmanrz gerektigini sylyorlar. Hatta bir de keiime koklayan kurt kpekleri olmal. El antalarrmrzda tadmz kelimeler arasrnda srnrrdan gei yapamayacak trlarrlar varsa, koklayarak bulmalrlar. Seyahat etti$miz lkelerin kltrne gre hangi kelimeleri yanrmza alabilece frmiz| hangi kelimeleri tayamayacamrz nceden bizlere s_vleyen bir muhafz ya da krlavuz olmalr. nk yle kelimeler var ki, farki lkelercle bambaka anlamlar edinmekteler. te bu kelinelerden bir tanesi: Hrs! Aerilra'da biriri vnrek isterseniz'\ay be, ne hrrsl adam!" dersiniz. frkiye'de birine hakaret etmek isterseniz'\,Iay be, ne hrrslr adam!" dersiiz. Ayn cmle apayrr iki intiba brrakrr duyanlarda. Ayn kelime taban tabana zt iki anlam dourur. Gene Anrerika'da bir yazaflr. bir baka yazarrn kitabrna vg vermesi son derece olaan saylrr. Piyasaya rkan hemen her kitap arkasrnda benzer methiyeler tarr. Bu methiyelere yakndan bakarsanz, "hrs" kelimesinin ne kadar olumlu anlamda kullanldrnr hemen fark edersiniz. "Bu son derece hrsl kitabrncla yaza\ geni ve zor bir konuyu ele almr" ya da "Filanca son derece h,rrslr bir yazar; iini tutku1,Ia yapryor." imdi aynr cmlelerin bir Ttrk yazarln kitabnn arkasrna kondufunu dn. "Filanca hrrslr bfu yazat." dediiniz anda bu dpe-

2oo

201

dz eletiri sayrlr. Attrnz gl, yanllkla ta anlalr. og,, Bat toplumunda hrrsl olmak demek, "akJna koyduunu yapmak, bir hedefe odaklanmak, uramak ve azimli olmak" demek. Bizde ise kltrel kodlar tamamen farkl. Bizde hrrsrn

kadartekbarnayounretimgerektirdigindenromancrlar olarak kalrrlar' Bizler ekip alrma_ "tek


hep kardesiz, ocuk"

anlam, "tamahk6rlk, maddiyatlk, bakalannrn omuzlanna basmak ve en nemlisi, haddini bilmemek" demek. (Halbuki tarihte ve bugn kendi alarunda baanl olmu srradrr insanlara balrn. Hibiri "haddini bilmemi"tir aslrnda. Had, bu anlamda, "hudut", yani slrur demektir. Tabii ki yaratrcr insan nne ekilen maddi ve manevi hudutlan anaya gayret edecektir. Sanat olup da hrsl olmayana rastlanmamrtr.) Bizse hrrsl olduunu dndmz insanlan bir kalemde "hop" diye iziveinz. Genele ve btne uymayan renkleri yle bir kenara itmek isteriz. Yaratrcrl ve farkllr pheyle karlar, her firsatta bir burun srteriz. Eski kye yeni Adet getirenlere derhal tepki duyar, bir alanda fark]r bir ey yapmaya kalkanlan anrnda "hrsl" olmakla itham ederiz. Hele fark] bir eyler yapmak isteyenin ya gen ise, phelerimiz artar. Hele bir dursun bakalm, saysln yerinde. Hele bir yllansln ve yalansn; emekliliini alsrn, delice fikirlerini o zaman gerekletirmeye kalksn... Nfusu bu kadar gen olup da genlere ve genlie bu kadar az gvenen bir toplum oluumuz neden? Her meslek grubu kendi iinde duraan bir adadrr aslrnda. Duraan ve tutucu. Diiler birbirlerini nasrl sevmez ve birbirlerinin yapt ii asla beenmezse; her kuafr illaki szlemi gibi sanz kendisinden ewel kesen kuaftire bir araba dolusu laf etmey vazife bellemise; bankacrlar bankacrlarr, siyasetiler siyasetileri, akademisyenler akademisyenleri, gazeteciler gazetecileri ve reklamcrlar da birbirlerini katiyen beenmez}er, sevmezler. Egolarn balon gibi ikin ve yksekte olduu meslek gruplarrnda durum daha da vahim bir hal alrr. Mesela sanatlar! Mesela yazarlar|. Roman, sanatlarln en yalnrzdrr. lk sayfadan son sayfa;a

srnedirbilmeyiz.Bakalanylaortakretmeninincelik}erine v6kfdeiliz.Kendimizibirhayaldnyasrnnmerkezineyeraylar, mevsimler, baZen letirip, orad.an yazryoruz, Haftalar, senelerboyuhayaliromankarakterlerimizeannelikvebabalrk daha da
olan egolarrmrz ederek yalyoruz, Yeterince semiz

yaa geldim, bir romancrnrn bir yor roma n yazarken, Ben bu ilri ift kelime ettiine henz baka romanO haldrnda olumlu hari), Hele iki yazar pek tanrk olanradrn (krmetli istisnalar yazryorsa! Hele benzer Ya berrzer alanlarda, henzer stillerde

ii-

g.uplarrndanyadayaamtarzlarrndargeliyorlarsa,mmknyokbi'birlerinibeenmezler!oonu..hrsl',,olmaklaeletiolmakla itham eder, rir, beriki onu "daha da hrsl" Fiil" poli_
okumadrm, lgilenmiyorrrm'" tikasyla yaklarnz: "Giirmerlim, ya da mevcut bir air ya Yeni bir yazar ml ktr piyasaya
birbirimize " Sabit Biz romancrlar ve airler genelde

daromancryenibirimiyaph,cevabrmrzhemenhazrrdrr: ..Grnred*,ot,madrm,lgilenmiyorum.,,Bylecekendimizi yaar gideriz, Ara srra


Sorar:..Acabahangiyerliyazatlarbeeniyorsunuz?,,ozaman yazatkeyesrkrrr,bircevapvermesigerekirya,dikkatedin geneldebeenilenyerliyu,u,|u,oktanvefatetmiyazat|ar drr.Romancrlarveairlerbirbirle,i,.ihuyuttaykenkolaykolay beenmez,acaktarihtekalrncatakdiredebilir.Ensevdiimiz
y azar|ar l yazarlard rr,

kimseyi beenmemeye artlandrrarak gazetecimilleti muziptir, tutar keye srkrtr.nu, oirr. Mesela

gidiyor tek olmamak, biricik olmamak, kadar mr arrr ^iru bugeicihayallervehikyelersaltanatrndasultanolmamak?

Bukarlarmrartlanmrlzbirbirimizibeenmemeye?Bu

Birhakikatiatkkabuletmemizlazrm.Nekadarewelkabul ve sanat dnyasrnda monari Yok edersek o .uJu, iyi. Kltr veolmayacak.Nebiryazat,nebirarklcr,nebirair,nebir

202

karikatrist, ne bir ressam.,. Kimsenin monarisi deil kltr ve sanat. sadece siyasi yaprlara deil, edebiyat dnyasna da daha olgun, daha otrrmr bir demokrasi lazrm. Dil, sadece kelimelerden, yaplarndan, gramerden ibaret degil. Dil ayn zamanda ",r-" bir toplumun bireylerinin hayal gc haritas ve dnce sistemati demek. '.Hrs'' var, bir de "heva" Var... kt ayn, ey deil. Bakalanna ktlk etmeyen, kimseyle bir derdi ya da k"rgus, olmayan, sadece kendi alanrnda iini iyi yapmayr amalayan, bir tek kendiyle rekabet halinde kalan hir "hrrslr ve yu*tr., insan'' tn var. Her alanda. Etrafimzda. Ge]in onlarr yreklendirelim. Birini hrrsl olduu iin yermek yerine, daha da ok retmeye tevik edelim...

slup Meselesi
Gndem youn, hzlr, renkli ve lrep ama hep gergin. Daha lrerz bir haberi hazmedeneden bir yerisi dyot gazetelere. Bir atma, bir tartrmadr gidiyor internet sitelerinde. Okumasak, merak ediyoruz. Okuyunca, n)oralimiz bozuluyor, a.ma lrinseye arrlatamlyoruz. Toz duman iirde eriyrr tepkilerinriz, bunca patrt arasrnda duyulmuyor szlerimiz. San yoruz ki yaln zz. B y|e hisseden bir biz y atlz. S anryoruz ki herkes byk bir arenada, bir biz kalmrz bunun dnda. Kenardan izliyoruz; hayretle, kaygyla, bkkrnlrkla. Sanryoruz ki tek banayz ya da pek Aciziz. Yanrrnrzda e, arkada ve dostla. Oyle degil aslrnda. Biz ouz. O karlar ouz ki farknda Pile deiliz. Sokakta, iyerinde, alverite, yaam derdinde, ocuklarrnr okutmak peinde, hayatn ritmiyle koutururken bizler unu bir trl syleyemiyoruz: Medyada ve siyasette bu kadar gerilin, bu kadar hrrnlrk, bu kadar lruzursuzluk istemiyoruz. l'elevizyon haberleri "tekrar etmek" ve "telaa vermek" zerine kurulu. En srradan haber bile yle bir "eyvah paniiiiik!" duygusuyla veriliyor ki, ekran karrsrnda gerim gerim geriliyoruz. Her an bir skandal, her saniye bir "fla fla fla" bekliyoruz. Dnyaya az sonra bir meteor arpacak duygusuyla yreimiz azmzda kalaka|yoruz. Artk btlyle bir ey Trlriye'de televizyon izleyicisi olmak. Her dakika diken stnde bakryoruz ekrana. Hani bir nkleer saldrrr da olsa, bir kedi aata mahsur da kalsa, aynl "ba$ran agran" slupla sunulacak. Bunca grlt iinde yoruluyoruz. Rulumuz daralyor. Zl}:nimiz duraklyor. Hayal gcmz kuruyor. Nanslar ve incelikler hzla kayboluyor. stelik bir de aptal yerine konuluyoruz. Haberlerde aynr cmleler bozuk plak gibi dne dne yeniden vurgulanyor. lk

204

seferde idrak edemeyeceimizi dtlilnyorlar herhalde.

Bir de

Tesad,fler

li Tesrdiif Deildir,,,

a|t yazyla geiyor aynl kelimeler. Hem yksek sesle yaprlan tekrarlar, hem ekran altrndan geen krrmrzr bantlar... Ne zaman byle olduk? Niye silkinip rkmryoruz bu sarmaldan? Neden izleyicisine gvenmeyen bir habercilik anlayrmrz var? Romancln okulu yok. Ama eer olsayd daha ilk derste u kural ilemek gerekirdi: "Okurunu kendinden cahil ya da aptal veya duyarsrz sanma. Yazarken okura tepeden bakma." Romancrlk iin nemli o]an bu altn kural, televizyonculukta geersiz mi yoksa? Tartmalar, heyheylenmeler, polemikler... Her akam haberleri izleyen ortalama bir vatandarn moralinin bozulmamas mmkn degil. Fazla televizyon izleyenlerimizin konuma tarzlar da deiiyor kendiliinden. Kelime daarcrrmz daralryor. stelik balyoruzlner eyi defalarca tekrar etmeye. En basit kelimeleri bile haykrarak sylemeye. Artk ev hanrmlar sohbet ederken, esnaf dkkAnnda dertleirken, renciler yolda yrrken byle konuuyor. Konuma adabrmlz, dinlemenin erdemini ve en nemlisi tevazuyu kaybediyorz. Artk her cmlenin sonuna muhakkak yanp snen bir nlem ekliyoruz: "Fla! Fla! Fla!" Medyada ve siyasette hrrrn bir slubumuz vat. Yazarken de konuurken de. O buna krzgn, bu ona bkn. Nedense hep "farklrlrklar ve aynlklar ve olmaz|af'konuuluyor. Hi ortak noktamz yok sanki. Oyle bir dawanlyoruz ki birbirimize, ayfl gezegenlerden zembille inmiiz bi. Bu toz duman iinde glmsemek zorlaryor bazen. Yumuak bal insanlar, "zaynf' ya da "romantik" addediliyor hemen. "Ekranda kavga ne kadar byrse reyting o kadar artar" diyorlar, Bu yle bir nkabul ki sorgulamadan hap gibi yutuyoruz hemen. Evet, gndem youn, hzl ve renkli, ama onu gergin klan biziz ne yazk ki.

iinde drt mevsimden tutnuyor. Her alun kimyasr baka, Gtln

Ginlerbirbirinitutmuyor.Deglgnler,saatlerbirbirini

geiyoruzaslrnda.Mutasawrflarrnyzyllardrsyledigigibi

,,her an baka bir an stne kurulu." nsan olmanrn kuralr bu,

K6hkyoruztepelere,devasaenerjidalgalanstndeustal]lasrfyaplyoru,.t,y,au.,biziizleyenlergptaediyormahare. demeyin keyfimize, timize. v" u. hal geliyor ki stmiize, Etrafrmrzarrk,inanveiyimserlikSayoruz.Byleanlarda giriimcilikyapsak,e,,yenilikihamlelerigerekletiriyoruz. ,ouanlardakararlaralmayakalksak,encesuradmlarratrstiinde, saydn_ yotuz.Diinya bir futbol topu oluyor dizimizin yoruz.Birdelieediylebtytyoruz,drrmrzdakihereyminna. ckkalryor.Ehemmiyetsiz.Etkisiz.Engellerinstndenatlyor, yorulmak nedir bilmiyoruz, basamaklan er beer kryor, iniyoruz, Gribe Kah ukurlara yuvarlanlyor, en diplere yakalanrrgibialnganlrkhastalrnayakalanryoruz.Derimiz nmze gelene inceliyor, direncimiz aza\yot, Balryoruz ierlemeye, Boyutlar deiiyor aniden, atmaya, krzmaya, bizim drrmzdaki Biz ,,ktk,, kal ;nur, kk ve yetersiz,

hereysefaz|abtytk,faz|aarfaz|akallavi,fazlaite... Normaldecanlmlzsrkmayanayrlntrlarbytealtrnaalrnodun oluyor lazarl, m gibi irileiyorgzmzde, Ihymrk,


mrzd,a.Ty,kayaoluyoromuzlarrmrzda.Damladabouluyor, nem kapyor, akl tarna meltem esince tiiyor, buluttan

takrlrptkezliyoruz.Haniazeweldalgalarrnstndesrf

pat diye yuvarlanrverdik yapan biz degiliz sanki, Ne oldu da karamsarlrk ukuruna, bilmiyoruz, geiyoruz benzer aamalardan, Ve bir deil, iki de$l, her gn emniyet kemerimiz de Hayabmrz lun4park arabasr, stelik dnemelerde ;;, degrl. ini k, ini rkr", UmmadrSmrz

207

hzlanryor, beklemediimiz tepelerde yavalryoruz. Saatin

tik

taklan, takvim yapraklan, ini rkr, ini k... Sabah gne balarken taze bir enerji dolayor damarlanmrzda. gleden sonra i ortamrnda boplantr tatsrz geiyor, raporlar kt geliyor ya da ani bir gelime oluyor; hafife kararryor ufkumuz, bularuyor ruh halimiz. Yamur iseliyor hafften, ruhumuzda bir gk grlts. Kimse duymuyor. Ha koptt ha kopacak frrtrna. Patlayabiliriz, limse bilmiyor. Derken gzel bir haber alryor ya da bir dostumlga rastlryor, anrnda deiiyoruz. Gene bir holuk geliyor stmze, bir zatafet, bir incelik. GkkuaI ldyor yznzde. Akam eve yorgun dnyoruz, biraz da bunalmr. Bir durgunluk, bir kasvet kyor hemen. Gece eimizle beraber he;ecanlr, vurdulu krdrlr bir Amerikan filmi izliyor, kendi lrayatmrzrn drrna kayoruz. Bir rehavet, bir koyvermilik... Alkanlklara beslim oluyoruz. Bylesi daha kolay geliyor. Halbuki daha bu sabah dalgalann stiinde srf yaparken her nevi monotonluu amaya kararlydk. Sabahki "Ben" el sallyor uzaktan akamki "Ben"e. Bizimkisi oral bile
olmuyor, barnr eviriyon

Darrdan bakrnca hep ay,Iay:rz, ama iimiz renkten renge, halclen hale giriyor. Bir anrrnz bir anlmlza uymuyor ki. u antmrza ahitiik edenler ile tir sonraki anlmlza ahitlik edenlerir grdkleri de farllr olabiliyor. En yumuak ve uyumlu hlimizle bizi grenler sarrryorlar ki hep yleyiz. En hrrrn ve huysuz halimize denl gelenler de zannediyorlar ki hep btlyleyiz. Halbuki ne o, ne bu. Her an her saniye deimekteyiz. peki,,her an baka bir an stne kurulu" ise bu deiimin ne kaclarr bizim elinizde, ne kadar deil? Gelin bu yazry okuduktan sonra bir denenre yapalm. Kapat.n kitab, kapatn gzlerinizi, kapatn d sesleri. Kapatn iinizde durmaclan vrdr vdr eden ve tm dnyada nistik akrmlarrn "a bir nlaymun" a bertzettii beyninizin dmesini. Susturun zihninizi. ndirin alterleri ve durun. Beyniniz muhtemelen ho-

208

209

lanmayacaktrr bu yeni halden, isyana kalkacakhr hemen. Evhamlar, vesveseler, neriler, fikirler reterek dikkatinizi datmaya alracaktrr. Oral olma5nn. Yakalayn maymunu kuyruundan, balayn en yakrn aaca. Dursun oracrkta. Yaplacak ileri, yetiilecek yerleri, verdiiniz szleri, vazifeleri, payeleri, kariyeri, aileyi, hrrs, heves ve emelleri unutun. Sadece durun. Bir an, bir sonsuz an iin durun. Ve sonra.,. o beyazlrkta, o som mutlaklkta sevdiiniz birini dnn. Youn bir ekilde. arn onu dnyanrza. Belki be, belki on dakika. Sonra bekleyin. Maymunu aacrndan zmeyi ihmal etmeyin. Ne de olsa faz|a kalamaz o vaziyette. Derken bir telefon, bir e-mail, bir iaret, bir alamet, uzaktan bir selam... Muhakkak ki bir ey gelecektit az e.v.vel youn olarak dtltlndmz insandan. arracaz o zaman. "Ne tesadf]" diyeceiz. "Ben de imdi seni dnyordum." peki ya sahi, tesadtif dediin nedir? Bireysel hayatlarrmrzda tesadflerin rol nedir? ya insanlk tarihinde? Beklenmedik rastlantrlar "tesadf' mdr, yoksa l'tevafuk" mu? Aynntlar, btiin ne kadar etkiler? Pascal'rn bu konuda mehur bir hipotezi vardrr: "Eer kleopatra'nn burnu biraz daha krsa olsaydr, dnyada her ey farkl olurdu!" ddiaya gre kleopatra'nrn burnu ok almlym, kendisi ise erkekleri eken bir mknatrs. o burn o kadar ekici olduu iin sezay'dan Marcus Antonius'a nice kudretli erkei kendine meftun etmeyi baarm. Kleopatra'nn burnu biraz daha krsa ya da ktlt olsaydr, o dnemde ne bunca sava olurdu, ne byle kanlr iktidar ve ak
mcadeleleri. Tarihin ko,:aman arknda

lalayabilir. Bireyde. Kendisine toz kondurmayrp, hep bakalarrnr eletirrreye, hep drarryr deitirmeye kalkan her trl ideoloji, kibir ideolojisidir. Tm bunlarr okuduunuzda hak veriyor ya da sama buluyorsanlz, unutmayn ki yarrn aynl yaz:y| okuduunuzda farklr hissedebilirsiniz. nktl her an baka bir an stne kuruludur.

saklrdr. Zeruede, kdinat sakldrr. Damlada, yamur saklrdr. Ene{ilerimizdeki ini k hem bizi hem etrafimrzr yakrndan etkiler. Bu yzdendir ki deiim ancak ieriden ve Ben'den

bir bireyin burnunun rol ne olabilir demeyin. katrede, derya saklrdrr. Bireyde, bttn

Babalar, Outtar ue Torunlar


Daniel wallace tarafindan yazrlm mthi bir roman var. Big Fish (Byk Bahk). Henz Trkeye neden evrilmedi ve bizde basrlmad bilemiyorum. Genelde hzlr ve gayet atak olan edebi eviri mekanizmasr, derin rekabet halindeki yaynevlenmiz bu kitab nasrl atlad acaba? zleyenler hatrrlarlar, ayn zamanda ok da etkileyici bir film yapld bu romandan. stelik Tim Burton imzalr. Gene ayn isim altnda. sr."., *", ]; mi, alabildiine hayalperest ama bir o kadar mtevaz... Bir ol..n gznden babasrnrn hikAyesidir bu kitapta anlatrlan. Bir adam iinde son derece yksek yerlere gelmi olabilir; kendince nemli payeler edinmi, byk paralar kazanmr olabilir. ok sayda insan tarafinda, lrrrrrryor, hatta saylryor da olabilir. Ama son tahlilde onun nasrl bi. irrru, olduunu syleyecek olan son bir merci var: olu. olunun gznden baknca grnen hakikat, resmin tamamr olmasa bile, en nemli parasdr. Byk Balk romanrnda, lm deinde yatan baba ile tek olu arasrnda yle bir konuma geer. "Sizi ok yalnz brraktrm" der baba. .'Ama bil ki ne yaptysam sizin iin yaptm. sen ve nnen iin. Bytik bir glde byk bal]r olmak istedim- kf suda ktik balk olmak"yetmedi bana.'' ou sessizce din]er. "yi ama byk adarr-olmanrn ls ne? ok i yapmak m? ok para kazanmak m? ok seyahat etmek mi? Ne zaman karar verdin byk balk olduuna?'' Baba durur, dnr. "Bir baba, clu tarafindan ne kadar ok seviliyorsa, o kadar byk bir balktrr deryada.'' sryg, degil burada bahsediten. korku desl. otorite degil. Olun babaYa duyduu katksz ak Bytk Balk romanrnd,a anlatlan. Byle bir akla bakabiliyorsa-ayet oul babasrna, her eye ramen onu derinden seviyor ve biliyorsa avucunun ii gibi, o adam byk balktr ite.

211

Ne yazk ki, pek ok baba var bu toplumda, ama ok az byk balk. Ne yazk ki bizde duygulann gstermey zaaf addeden, ocuklarrnrn yanrnda onlarla beraber ocuk olmay beceremeyen, eilmez bklmez bir babalrk modeli hAkim. Bu daha kkl. Hep bir otorite peindeyiz nedense, illaki szmz dinletmek, evde kral kesilmek peinde. Kalp kazanmaln, buyurgan olmaya tercih edemiyoruz bir trl. Alamay kendilerine yasak eden babalar, oullanna da yasaklryor erken yata. Bacak kadar ocua bile, "Erkek adam a|aaz" demelerimiz bu yzden. Evladrnr uzaktan se,.mekle olmuyor babalk. Bir de sevdiini gstermek var. Kii oluna duygulann iletemiyorsa, kaskatr ahlak deerleri ya da belletilmi erkeklik kodlar adrna kendini tutuyor, ocuuna sanlamryorsa, yle sevgi, tek kanatla umaya alan ku gibi. in ilgin yail, bu tr otoriter babalann ofu, ilerleyen yalarda yumuack dedelere dnyor. Oullanna gsteremedikleri sevgiyi katbekat torrrnlarrna veriyor. Altmlannda, yetmilerinde, seksenlerinde dedeler, ufacrk torunlarrnrn yannda yeniden hayat bulmuasna alabildiine sevecen, olabildince efkatli, her trl ocuk kaprisine "bana msn" demeden, ne kadar doal, nasrl da kendiliinden... Kim inanr aynr erkeklerin gemite kendi oullarrna kar kaskatr davrandrklarrna, dairna mesafeli olduklanna? kim inanrr torunlarrnrn yanrnda bylesine sevecen ve duygusal olan dedelerin, seneler bop oullar karrsrnda duygularn bastrdklanna? Bizde babalar deil, dedeler byk balk oluyor genelde.

kdt kadn, kalem Erkek sauna Inat


imize yer etmi, ta derinlere kk salmr, oralarda kirelenip katmerlenip tozlanmr dtince kalplan var. ogu zaman farknda dahi olmadan kulland-rr, kr.rksaya kanrksaya "normal" addettimiz. Bunlar en ok cinsiyet gibi, ..toplumsal,, olanr 'tiyolojik" olanla kantrdrmrz m"rrrr..da zuhur eder. "kadrnlar bti,yle byledir, nk ioplum boyl" ekillendirir kz ocuklann" demeyiz mesela, 'kadnlar bcyle byledir, nk doalan gerei...'' deriz. Bu "doalan gerei" safsatalanndan biri uyannca, -ed.ebiyat tarihinde saJnsz erkek yazanniddia ettii gbi- ''kalem erkek, ka$t diidir." Erkek yazar, kadn ise ya yrrrrrya da yazdrnr. kalemi elinde tutan, dolaysyla hikAyeyi anlatan birinci tekil ahrs ise erkek kalr. oysa benim bildim edebiyat, tpk ak ve tasawf gbi, alnnttr arayrndan beslenir. Amak bu "ben"in hudutlannr, kalrplartn, srrurlamalannr... amak ve bir te "ben"e ulamak, teki ile aradaki mesafeyi eritmek ta ki.,o,, ve "ben" diye bir ayrnm olmadn anlay ni^r^kadar. Edebiyat ve tasawf ve ak "ben'tn drna uzanan yolculuklardrr "ben"i yceltmek iin yaprlan vurgular deI. Lakin bu yolculuun znesinin erkek, nesnesinin ise kadn olduunda hemfikirdir niceleri. Arayan-yaay a.-yazan zne heP erkek gzyle anlatlr, kurgulanr. o a, ulvi ve sema_ vi araYl, erkee has bir isel yolculuk olarak tarif edilir. Bu durumda kadnlk ise dnyevilikle zdeleir. Maddiyatrlk, tketim dknl, hedonizm vb. yoksa nereden kard "dnyaya tutkun kii kadn deilse bile kadnlarr!'' laf? Bu alanda verdii muazzam eserlerle ardrnja d.; bir iz ve hem merak hem minnet dolu okurlar brrakan Annemarie schimmel, slam-tasawf kaynaklarndaki benzer dorultuda yazlmr iirleri ve hikAyeleri uzun uzun inceler. Dnyevilik ile kadnslrn genel olarak zdeletirildii sonucunu rkar-

213

trr. Nice belgede 'bu dtinya, dileri dktilm, berbat yzn boyayarak kapatmaya alran irkin bir kocakarya benzetilir." Diinya nimetlerine aldanan kii aslrnda bu kocakarya aldanmakta, onrrn peinden gitmektedir. Yahut da gen ve ehvetli bir kadna benzeti]ir dtlrrya, bir kez daha erkek zneyi yoldan rkarmaya ahdetmi. "}Ier gn binlerce koca ldren dzenbaz bir kadn" diye geer bu tarif kaynaklarda. ranl air Senai, cinsi latifi pek sevmeini saklamaz ve ne zaman olumlu bir laf etmesi gerekse 'bir dindar kadrn bin kt erkee bedeldirP diye geitiriverir mesela. iirlerinde temel ald zne hep ya "nert" ya da "civanmert"tir. znenin erkek oldufu fikri bi]hassa Gazali tarafndan srklrkla le getirilecektir daha sonraki yllarda. Nefs kelimesinin Arapada diil olmasr, nefse dair her

olumsuzluu kadrnlara ve kadrnsla atfetmeyi kolaylatnr. Erkek daha uhrevi araylar iine girecektir, ama ite kadn dnyevi bir tuzak olarak dikilir ntine. Bu mantn izlerini edebiyatta rahatlkla takip ederiz. Peyami Safa, mer Seyfettin gibi'lradrnslktan hazzetmeyen" yazarlann hikyelerinde gen ve alafranga kadnlann hemen her zaman tfetime meyyal, hep maddiyatr, hep nefs dktin ve arn-Batrlrlam olmalan tesadiif deildir. yleyse ne kalyor geriye? Entelektel birikim ya da ruhsal olgunluk gibi "maddiyat tesi" alarr erkek zneye, o alanrn nndeki biricik engel dnyevilik de kadrn nesneye ayrrlryor. Yaayan erkek, yaanrlan kadn. Yazar erkek, yaz|an kadn. Sevgili Cemil Meri bile bunu vurguladrktan sonra... te bu yzden "kadrn yazaf'olmak, felsefede-edebiyatta ve dahi tasarrvufun bir kanadrnda mevcut ve alrrlm dengeleri bersine evirmek, "normal"in hudutlanyla oynamak demektir. "ncelenen nesne" halinden *lp, "arayan zne" olmaya cret etmek demektir. Ka$t deSl, kalem olmak... haklonda ak iirleri yazlan, ryethiyeler denilen, uruna yollara dtltilen Dulcinea deil, bizzat o iirlerin, hik6yelerin, -16*anlann, kitaplann yaratrcsr olmak, bizzat Kalem olmak...

,L
.:l

Kedi Eserini Yok Eden Adam


Bir adam dn ki bugn dnya zerinde en ok sayg duyulan isimler arasrnda yer alsrn. Dou'dan Batr'ya, nereye giderseniz gidi... Avrupa'da, Amerika'da, Japonya'da, Rusya'da binlerce hayranr olsun, her dilden, her kuaktan. yle bir a,lam ki y3761klarr satrr satrr okunsun, bilinsin, tartrlsrn, - hatta ezber]ensin. Hakkrnda kitaplar basrlsrn, konferanslar dtizerlensin, filmler ve belgeseller ekilsin, iirler yazrlsrn ve gene de kiilii hep glgeli, hep koskoca bir muamma olarak kalsrn. Etkisi m|Jazzam. mirasr tartrmalr, hayranlar bir ordu rluturacak kadar geni ve tabii karizmasr da. Hayatta olsayd ne derdi tn bunlara acaba? Ftanz Kafka yzyrlnuzn en evrensel ve lmsz isinrlerinden. Bir trl eskimiyor. Irr, hreti, "ara" tavsamryor. Bugn iiniversite ktphanelerinde kitaplar en ok itibar gren yazar odu: belki de. Mektuplarr, aklar, yalnzlr, hayat, karamsarlr... Ne kadar okursak okuyalm hakknda, gene de bir trltl zilrilerdeki kalplara srmlyor. Eletirmenler salgrn halinde bir Kafka-mania'dan sz ediyorlar. Peki "gerek" Kalka nasrl biriydi? Herkesin hemfkir olduu nokta, bllyk zorluklar iide yazd, yaadr. Bir ayaa emberin hep dndayd. Sistemle barramad bir trl, ayak uyduramad. arkiarrn ileyiini en iyi analiz eden yazatd belki de. Korkularrndan, evhanlarrndan ilham ald. Yapc olduu kadar yrkrcr bir damar da vardr ruhunda, kendisini yok etnreyi seven bir adamd. in asl Kafka, ayet Kafka'ya kalsayd i, bugn belki de hi kimsenin tanrmad, duymadr bir isimden ibaret olacaktr. Mezar tarn bile ok az insanrn bildii... Yaz yazmdy o kadar seviyordu ki, tm olumsuzluklara ramen bu tutkusundan vazgemedi. Ama bu madalyonun

:)

l /:
,u\ ;-l!
('

t^

.t.

!9

\. a

|,.

\r.",

Ia"

216

217

Yazya olan tm saygrsrna ve akrna ramen Kafka ne yazdysa yaktr, yaktr, yakt. Geride bir ey brrakmamaya yeminli gibiydi. Hayat boyunca kaleme aldrklannrn neredeyse yzde 90'rnr kendi elleriyle alevlere att tahmin ediliyor. Halbuki yazy|a uraanlar bunu gayet iyi bilir. nsan iki satr yazsa sahiplenir; sayfa bitirse, bir kenarda saklar, stne titrer. Yazmak kolay deildir ya, yazdrn yok etmek belki de en zorv. Nasl bir ruh halidir bir yazarn kaleme ald eserleri, hem de elindeki tek nshalan, aniden yok edebilmesi? Haftalarca, aylarca, senelerce ura, didin, sonra bir kibrit ak hepsinin stne. Bir kibrit alevinin sarr mavi dansrnda se;rretmek hayal gcnn intihann... Kafka vefat ettiinde henz 41 yarndayd. Artk Prag hep onunla anrlacakt. ehre ismini, hayaletini, hayranlarrnr braktr. Evinde, alma masasrnrn zerinde bir mektup buldular. Yakn dostu Max Brod'a ithafen yazrlmtr.
Sevgili Max,
senden son bir ricam var. Gnlklerim, karalamalarrm, defterlerim, taslaklanm velhas| yazya ve yaza/ra dair ne varsa benden geriye kalan, okunmadan bir an ewel yaklmasrnr arzu ediyorum.

sadece bir yz.

Bir de arkas var. Karanlkta kalan

yanr.

verdi. Hemen arclrndan dier kitaplar geldi, Kafka, I(afk'ya ramen yaayacaktr, Max in tuhaf bu garip hikiye burada da noktalanmadr, kyamad yakmaya Brod,un yalnrcrlarla paylamadr, ama

basrlmas brnrn aheserlerinden sayrlan oo,nun

iin onay

dahapekokmektupvetaslakolduubiliniyor.Elyazmala-

n... Onlar henz aa rkmr deit, aarya, Ve Kafka, certnette bir yerde oturmu, bakryor hakkrnda dinliyor yznde durgun bi tebessmle izliyor bizi, ie seziyordu iten biliyor, de sylediklerimizi. kim bilir, belli Ama tm Brorl,un bavuldaki yazlar yok edemeyeceini... umudunu dnyanrn onu byle ba tacr edeceini, oktan

kestiiinsanladirenvedirayetverecesnitahminedebilir
miydi?

Kafka'ya gre mi? Kendine gre mi? Tanr'ya gre mi? nsanla gre mi? Sonunda arkadanrn vasiyetini inemeye karar verdi. Onun yazrlarrndan hibirini yok etmedigi gibi iki ay gemeden nemli bir yayrncyla anlaarak bugn dnya edebiya-

Max Brod, arkadanrn vasiyetini defalarca okudu. Sonunda kAd katladr, cebine koydu. Uzun bir yrye kt. Doru karar vermek istiyordu. Ama kime gre doru?

Saua Gibi Yaanan Aklar


Baz iftler aklarrn tm dnyaya karr verilmi bitmez bir mcadele gibi yaar. Her gn, her an kendilerini savunmak durumunda hissederler. iftin birliktelikleri psikolojik bir savatr. Ve her savata oiduu gibi bunun da iki taraf
vardrr: "Biz" ve "onlar." "Biz" iki kiiden oluur. ki sevgili. O kadar, "Onlar" ise alabildigine geni bi? kategoridir: akrabalar, arkadalar. kedeki bakkal, tist kattaki komu, btn toplum... cmle kAinat. Az lirlii etmiesine hemer herkes onlarr aylrmaya alrr ya da onlar yle sanrr. Bu yzden daha da kenetlerir, birbirlerine yaprlar. ifti bir arada tutan teme] dinamik ieriden

jz

rI

deil, drarrda gelir. Etraftan ne kadar tepki grrlerse, o kadar sk tutunurlar birbirlerine. Bakalarrnrn kem bakrr, zehir dili, ayplama ya da krnamas doal bir zamk olur onlara. Bu sayede daha da yaklar, yakrnlarrlar. Halbuki kendi lrallerire brakrlsalar, etraftan bu kadar muhalefet grmeseler, belki de ksa bir sre beraber olup ayrrlacaklardr. Srrf bu kadar ok tepki grdkleri iin bylesine ayrrlmaz olurlar. Trn dnyaya inat kurulan evlilikler vardr. Onlarrrki yleydi... Drya tarihinin gelmi gemi en olayl, en yrpratrcr ve phesiz en ok konuulan birlikteliklerinden tiriydi onlarrnki. 'fantklarrnda adam 46, kadn 22 yandayd. Adam nl, kadin nszd. kisi de ressamd. Adam yetenekli, kadrn ondan da yetenekliydi. Adam benmerkezci, kaprisli ve taiepkAr iken kadrn kat kat zor bir kiilie sahipti. Kadn adamrn rencisiydi. Ve adam evliydi. Hem bu kadar "yanlr" duruyorlardr yan yana, yanlr ve imkAnsrz; hem de tuhaf bir ekilde birbirleri iin yaratrlm gibiydiler. Sanki doduklan andan tanrtrtlan ana kadar

221

22o geen her sene ylesine yaanmr bir zaman diliminden iba-

retti. Asl hayatlan birbirleriyle tarutrktan sonra balayan hayatlanydr. Daha nceki her ey hayaldi; bir iirin doldurma dizeleri gibi... mrlerinin esas iiri imdi baIayacaktr. Fark]lklannda, ztlrklannda garip bir manyetik ekim vardr. Ama belki de tutkulannr alevlendiren ate, etraftan grdkleri etin muhalefet oldu. Evlenmeye karar verdiklerinde en byk tepki ailelerinden geldi. Bilhassa kadrnn ailesi batan karyd bu birliktelie. I(zlanna "gvercin", adama ise "fil" adrn takmlardr. "Siz syleyin" diyordu kadnrn annesi komulanna. "Syleyin ne olur. Gvercinle fl hi yan yana gelir mi?" Adam iriyar ve irkinceydi. Gzlerinde dinmeyen delimen bir panlt vardr. Cssesi kocaman, kahkahasr grltl, yrei ise billur bir kadeh gibi knlgand. Heybetli, iddialr, sakrnmasz, karizmatik bir sanatyd. Sradryd. Varl gz dolduruyor, her yapt konuuluyordu. smi de kendisi gibi grkemliydi: Diego Marfa de la Concepcin Juan Nepomuceno Estanislao de la Rivera y Barrientos Acosta y Rodrigez. Tm dnya onu baka bir isimle tandr: Diego Rivera. Kadrn ufak tefekti. Kiiligi keli, baklarr sert, dili sivriydi. Gzel sayrlmazd, ama hemen herkesin kabul ettii garip bir efsunu vardr. Bedeni yaralyd. Zahirde ve batrnda yaral. Sa bacar sol bacandan inceydi. ocukken geirdii bir hastal$n mirasr. Yatlarrnrn yanmda kendini hep irkin ve fiziksel olarak eksik hissetmiti. Yetmezmi gibi gen yata geirdii arr bir trafk kazasr onu sakat brrakacakt. Tedavi grse de belinde, srrtrnda, boynunda kalrcr anlar olacak ve mr boyu ocuk douramayacakt. Ama ona acrmaya kalkanlara mstehzi bir tebessmle tepeden bakmay baard. Toplumun gznde "noksan" bir kadrn olmayr kesinkes reddetti. Frida Kahlo'ya acrmak kimsenin haddine degildi. Asi, dik bal, etin ceviz, deli-gzel bir enerjisi vardr. Takn nehirler gibi yerinde duramryor, kabna sramryor, kaderine

razrolarnryor,srradanlratahammledemiyordu.Bedenini Ruhundaki fr_ saklamak iin uzun, kabarrk etekler giyerdi. trna5nsaklamakiinseekingende.il,suskundeil,giriken bir karar almrtr, ve geveze olmayr iercih etti. Kendi kendine

olabilirdi, Ama Bu dnya o}u yaralamr, hrrpalam, actm Frida Kahlo ne yaparsa yapsn onu asla korkutamayacaktr, gibi yaamasr tesadoutan savayd, Akn da bir sava df olabilir mi?

Kadlrarlamlatpntrndaondanewelonunyeteneini delilii, dehay sevdi, sanatrnr r"ri, resimlerindeki derinlii, sevdi.Adamrnbuna}rmlarrnr,buhranlarlnrveensonunda kabuktan ibaretti, beclenini sevdi. Beden dediin sadece bir
zn sevdi.

ite_ kadrn adamrn zerimize yaptrrlmr boyalr bir kyafet

Bazenyazlmasamdaoturur,bakanmresimlerine.Fridave Diego.DiegoveFrida.Fotoraflanru,tablolarrn,otoportleri. daha ok hayret ni seyrederim uzun uzun. Bilmem hangisine eclerim:Yanyana,amabukadaruzakvekopukolabilmeleri.

nemi,yoksabylefarklr,hattazrtvesertolduklarhaldebu mi? ki deli, kederli, kadar tutkulu ve ak kalabilmelerine

sevien, kanayaratrc, yrkrcr enerji topu, arpran, atran, tan, yaralayan ve yaralr i ____y

Herkesinkarktgraklarvardrr.Herkeskarrrktr kim ne derse desin, iin daha aa derinluu", pekien", Ama yaparsa
dedikodusunu komular ve etraf ve dnya ne kadar
|\r...Zaten ak dediin, perdesidir, erd.iremedigi kadife bir esrar

yapsln,birfililebirgvercinpekAl6birbirlerinedkolabi- srr ardrnda ne olduuna kimsenin akrl

223

Kutuplama stemeyenlerin Trks


"Ttirban tarhmasr" iike gndeminden hi inmiyor. Bir yanyla, "arhk ilerleyelim, nmze bakalm, yryp gidelim" diyor iimden bir ses, "taklmayalrm bu kadar lhk kryafete, bilhassa biz kadnlann dr grnlerine." Bir yanyla da, her eye ra-

men salkl buluyorum yazlanlan izilenleri. konuabilmek her zaman konuamamaktan yedir, malum. Kangren olmu toplumsal meseleler ancak tartarak, farklr ynleriyle meseleye bakarak ztiebilir. Bir demokrasi kilttirnn ve etiinin geliebilmesinde tm bu aamalar nemli rol oynayabilir. Lakin... "Polemik" baka ey, "diyalo'baka. Bizde yazrl ve grsel medya diyalogdan ok polemie itibar etmeseydi keke. kar taraf hi duymadan, kulamrza balmumu dklm gibi tamamen sar bir biimde ve srf kendi sesimizin akrnr dinleyerek yaptmrz konumalardan salkl bir fikir alverii kmasr mmkn m? Dinlemeyen bir insan, anlama5n baarabilir mi? konuma ksmr tamam da, birbirimizi dinlemeye gelince r.esele, hep beraber srnrfta kalryoruz nedense. Halbuki... Bilgelik "bilgi bilmek"ten deil, "bilgiyi idrak edebilmek"ten geiyor. drak ise esneklikten, tevazud,an, anlamaya almaktan. Gzelim osmanlrca! Ne ho kelimedir "idrak", tadr taklr kalrr insanrn damarnda. Halbuki... Trkiye'de giderek artan sayrda insan kutuplamalardan srkrld artk. Lise ve niversite rencileri, i arayan genler, ev kadnlan, alran anneler, memleketin ilerlemesine kafa yoranlar, yurtdrnda yaayan, alran ya da okuyanlar... o kadar ok insanlmz u "biz" ve "onlar" ayrmlarndan bunalmr vaziyette ki. Birbirimizi damgalamaktan, yaftalamaktan, telemekten, tekiletirmekten yo-rul-duk. Eskiden, yani zel televizyon kanallarr henz yeniyken, nemli bir konunun hararetli bir ekilde ilk defa tartldn grmek byk bir "yenilik" idi. polemiin bir

cazibesi vardr. zerinden ok sular geti. imdi ise her kanalda tartrma, polemik, atrma, taraflar, karlklr sulamalar... Elimizde uzaktan kumanda aletleri, at diye kanal deitiriyoruz artrk birbirine girmi, fkeden boyun damarlar kmr insanlar grnce. Seyirci yoruldu artrk gece gndz polenik dinlemekten. zel kanallar bunu grmyor, hissetmiyor mu? stelik... l,arkrnda mlslnrz bir sarmal halinde dnyor hep
i

aynr laflar, aynr korkular, aynr nyarglar... Enerjimiz yanl rbirimi_ i le re akryor,. \'aktimi zi, gcrnz, yaratrcrlrrmrz bi demokve kolektif de, deil du-galamaya zi hrpalatnaya ,. keke! ratik bir yaam bilinci ina etmeye harcasak Ne ilgintir ki... Bu kutuplamayr amakta belki de en nemli rol oynayabilecek kadrnlar, aynl zamanda iplerin gerilmesine de sebep oluyor.,Bugn Trkiye'de ba ak kadrnlann, barnr

kapatan hemcirslerinin krgrnlrklarrnr, hsranlarrnr anlamak iin bir adrm atmalarr art. ki ytnlt bir adrm bu. Keza ba kapal kadrnlann da ba ak kadrnlann kayglarrnr, endiele_ rini anlamak iin bir adrm atmalarr gerekli, Trban polemii ylesine kaplam ki gndemimizi baka bir ardan bakamaz olctuk. Oysa bugn halA kadnlanlnrz on drton be yarnda evlendiriliyorsa, okuldan alrnyorsa, henz reit olmadan anne oluyorsa, evcilik oJrnarcasrna bebek bytmek zorunda kalryorsa, sokakta bar nnde yryorsa, tecavzc_ syle evlendiriliyorsa, namus cinayetlerine kurban gidiyorsa, kalyorsa, krsaevre ve aile baskrsryla yaamak durumunda cas bugtn hl6 cinsiyet aynmclr diye bir ey varsa trbanl ve trbansrz kadrnlann oooook ortak noktasr var demektir. Konuacak, beraberce aacak ne ok meselemiz var aslrnda, Bir trk mu"ldanyorum. Ezgisi var, szleri yok henz. Kutuplama istemeyenlerin trks. Hrrlktan, "eletir' ile "hakaref,'i birbirine kantrranlardan, negatif enerjiden, atrp tutma]ardan, komplo teorilerinden, gereksiz gerilimlerden bunalanlann ttirks... Ve biliyorum ki bir tek ben deilim mrnldanan,

sentezler Mahallesi
Avnpa'nn btlytlk ehirlerinden birinde, diyelim ki Berlin'de, Londra'da ya da Brtiksel'de yanan bir sahneyi anlatacalm sizlere. Gerek hayattan bir kare. Trklerin ounlukta olduu bir semtteyz. Her ne kadar Fasllar, Cezayirliler, T\nuslular ve Ruslar da olsa etrafta, burasr genellikle "Trk mahallesi" diye biliniyor. Tm bakkallar, berberler, lokantalar, manavlar, kasaplar... Burada herkes ve her ey tanrdk. Vitrinlerdeki yanlar Ttirke. Dnerden sumuhallebisine her ey var. Duvarlarda posterler (Ylmaz Gtiey, Deniz Gezmi ya da ay nceden kalma bir konser afii...), yaz|ar, karalamalar... Duvar yaz|arrun kimisi siyasi ierikli, kimisi gayet apolitik ("Sevda Gl Sever Gider l zcan"; byle yazlyor bir duvarda). Dnmeden edemiyorum, bir grafiti sanatrsrnrn buraya gelmesi ne gzel olurdu. Bir de kitap yapardr ardrndan. smi: "Gurbet Grafiti." Marketlerde T,k gazeteleri satrlryor. Girdiim bir bakkaln raflarnda Ah, Araf, Mahrem ve Siyah Sat gtlrtlyonm. Yalnrz A/c'rn kapa bir garip. Eflatuna almr. Pembesi kaym. Belli ki korsan. Dger kjtaplanm ibe, ne hikmettir bilmem, gerek baskr. Yasal. Yasal kitaplann nnde byklr, sule yzl, orta yal bakkal efendi ile fotoraf ektiriyo-ruz. ereveleyip duvanna asacanr sylyor. Sonra bana kahve ve Siirt bal ikram ediyor. Kahve o kadar sert ve koyu ki, bir yudum alrr almaz carLhrra halde bala yapryorum, bal o kadar tatl ki gene kahveye sarrlyorum. Demek bu iin srrn bu. Ac tath bir arada. Ve ben Ampa'nn orta yerinde bir bakkal taburesinde oturup, hikAyeler dinliyom otuz senedir burada yaayan vatandalardan. Her eyin birbirine dnt, katr olan her maddenin buharlatr bir yer burasr. Marx yaasaydr da grseydi... Bakkaldan rnca mahallede turlamaya devam ediyorum. Olan ocuklar misket oynuyor. Iftzlar ip atlyor. Beyazpey-

226

227 Gettocla yaayanlar grece daha yoksul, daha mahrum olanlar, Geri kalan Ttirkler hemen her semtteler: kimileri orta srnrf

nir, siyah zeytin, gtl lokum, hatta memleketten yeni gelmi pastrrma bile var... Bir dkkdnn vitrininde aynen yle yanyor: "Bayanlara kilo hap geldi. Be gnde zayfla!" Bu asker komutu karrsrnda bir an irkiliyorum. "Be gnde zaynfla, zayflamazsan vay haline!" emrinin hemen altrnda bir bakayazl var, keeli kalemle, btlytlk harflerle yazrlmr: "Lastik karmayan dirayetli orap. Mjde!" orabrn adr mr "mjde", yoksa varlr m bilmiyorum, ama defterimi kanp not alryorum. Bu lafi unutmamam lazrm. "Lastik karrmayan dirayetli bir orap" olmak yle kolay bir ey deil. Herkesin

harcr degil. Kendime rnek alryorum. Dayanamayrp ieri giriyorum. Kasadaki adam nce benimle ngilizce/Almanca/ Franszca konumaya balryor. Ben Trke cevap veriyorum. Glyor az dolusu. Griyor gzlerinin ii. "Aman be abla, ben de seni turist sandrm." "T\rist sandm" dedii, beni o
lkenin vatanda sandr. Avrupa'nrn orta yerinde Avrupalrlara "turist" diyoruz ya, aman Sarkozy duymasn. Dedim ya her eyn birbirine kantr, kocaman ve rengArenk bir sentezler mahallesi burasr. Sohbet ediyoruz. Buraya geleli 27 sene olmu. Pek fazla dil renmemi. "at pat meram anlatyotz ite." Bunca sene Trk mahallesinden pek kmamr. Ama ocuklan yle deil. Onlar dil konuuyorlar atrr atr, hepsi de anadilleri gibi. Krte, Ttirke ve o tilkenin dilini. "Genler baka" diyor. "imdiki nesil anslr." nsanrmrz yle yaratrcr ki... Pratik, giriken, tez canlr... Gittii her yere sevdasrn gtryor. Alkanlrklannr. Avnpa'da yaayan fiirkler hakknda daha iyi aratrrmalar yaplmasna ihtiya var. Buradaki akademisyenler ikdyet ediyor. "Ne zaman bir ngiliz aratrrmac ngiltere'deki Ttirkleri incelemek istese, atlayp Trk gettosu Haringey'e gidiyor. Ne zaman birAiman akademisyen Tiirkler hakknda rapor hazrrlasa l{reuzbere gidiyor. Oysa hem ngiltere'de hem Almanya'da Tiirkler aslrnda her yerdeler. Sadece'getto'da yaamryorlar ki.

mahallelerde, kimileri ehir drrnda, kimileri liiks semtlerde yayor. Ama aratrrmalar bu eitlilii yansrtmryor," Trk mahallesinde dolayorum. Kolumun altrnda zeytin, peynir, pastrrma. Eyp,e mesaj atryorum: "Ak dediin lastik karmayan dirayetli bir orap gibi olmalr," Bir dakika sonra cevap geliyor: "Elif, ne itir?" , "Kahve" diye cevaplyorum. "Hem de ne kahve","

)t,

Edep
en gzel kelimelerinden biridir.'edep.'' Bir baka dile nasl ev,ilebileceini sorsalar yle bir duraklarsnz.

231

Trkenin

edep.

koskoca bir mana denizi banndrr iinde. Gzlerimizi kapayp bir kez fsldamak bile yeter melodisini du;rmaya. szlkteki pek ok kelimeyi yksek sesle, hatta dpedz barrarak telaffuz edebiliriz. Ama bir deneyin bakn, '.edep'' kelimesini haykrmak ne mmkn! Harflerin dizilii sesimizi ykseltmeye mAnidir. Bu ke]imenin ses tonu adeta nceden ayarlanmtr. Ancak fsltyla kark syleyeb j|iriz. Ancak sakin bir edayla: Edep ya hu edep! peki nedir edep? Tasawufun yzyrllardr ba tac ettii bu kelime nasl oluyor da hem bu kadar gz nnde, aleni; hem de kapal bir kutu, adeta srr bize? Haddini amamak, kalp krrmamaktr edep. sadece o deil; haddini orp, kalp lqrmaktan dtinn patlamasr demektir- stisnasrz aJrnmsrz her insan, her canlr varlrk, tP tP atan herYrek, avulanmzrn arasrnda tuttuumuz billur bir ksedir. Dr nasrl olursa olsun z narin ve nazenindir. iin titrer, Drmekten, dnip de lrmaktan yle korkarsrn. Dedikodudan, hakszlktan ve ithamdan uzak durmaktrr

vermez. n sesi vermez. Baka hibir sz ya da szck yerini dolduram az- Bu drt harften ibaret ksacik kelime,

bire bir karlk bulmakta zorlanrrsrnrz. Bulduunuz hibir kelime onu tam olarak karlayamaz, kawayamaz sanki.Ayn, lezzeti

ngilizcede, spanyolcada, Fransrzcada, Almancad.a...

yormaktrr.

bakmak, "eyvallah" diyebilm"k, ;'uyrulah'' kelimesi zerine kafa

Sadece o desl. nsan-hayvan, canJr-cansrz veya nem]i-nemsiz ya da zengin-fakir aynilu yapmadan etrafina ho bir nazarla

Bilrrediin konuda susmak, bildiin konuda ahkAm kesmemektir edep. Bilgi bir perdedir. Sen ne kadar bilirsen bil, nasrl bir 6lim olursan ol, en cahil grnen insandan bile renecek bir eyin vardrr elbet. Edep bunu unutmamaktrr. nsan ayrrml yapmamaktr edep. Sokaktaki bir berduun yanrnda da, Karun kadar zensn ya da Siileyman kadar muktedir grnenin yanrnda da aynr sakin idrakle durabilmek; saydam ve efTaf olabilmek; girdiin mekAna ya da konutuun adamrn nabzrna gre laf deitirmemek, ince hesap bilmemektir edep. Arla gitnenektir edep. Hileden, desiseden, yalandan ve zorbalrktan hazzetmemek; kimseyi aptal yerine koymamak, aalamamaktr. Tbk banayken de bakalannrn yanrndayken de efkati elden brrakmamak; d grntlerden, parlak kabuklardan, urrvanlardan, payelerden ethilenmemek; her ite her adrmda yuree bakmak, yrein ibresire gre yol almak... ve ha bire "ben" demekten vazgemektir edep. Edep bir ahenk meselesidir. Akort edilmektir. Alrort edilmeni mzik aletinden kan her ses uyumsuzdur. Edep kAinatn mziini yreinde duyma ve o mzie uyma meselesidir. Edep ahenk iinde olmak demektir. Tabiat]a, kAinatla, yaradrlla, btnle ve katreyle srekli uyum... Gn iinde ha bire koturm aktayz ya, edep kelimesi aklmzn ucundan dahi gemez. Yapacak daha acil, daha mhim ilerimiz vardrr hep. Birbirimizi ite kaka, kotura kotura, hep ama hep 61e kalrz bir yerlere. Derken tm bu hengdme iinde, beklenmedik bir anda ve yerde edep sahibi biri kar karrmrza. Duraklarz. arrrrrz. Sahici olup olmadrndan heme phe bderiz. Belki de yapmacrktrr. Belki de rol yaplyordur. Kafamrzn iinde bin bir tilki dolar. nk biz hep

232

Bularcrdrr edep. Tebessmle bular. Glmseyen bir insan karrsrnda biz de elde olmadan glmseyiveririz. Giln boyo atk kala dolamaya alkrn yzmzn kaslan geve.yverir. Bakmrrz ki dudaklarlmlz bizden ewel davranm. Glmsemeye gimsemeyle karlk vermiiz de haberimiz yok. Edep insandan insana geer. Aynadan aynaya yansrr. nsanrn amaz tabiatd: Kibirlinin karrsrnda kibirli, mtevazrnn karsrnda mtevazr olasrmrz gelir. Diklenene diklenerek karl veririz. Edepliye ise eiliriz. Geenlerde bir yemek masasrnda bir arkadarm tanrdrk ve buruk bir aka yapt: 'Yahu ne zaman yurtdrndan dnsem, bana da bir nezaket geliyor. Tanrmadm insanlara kaplan amak, trafikte bakalanna yol vermek filan istiyorum. Bir incelik, bir terbiye geliyor stme. En fazla bir gn sryor ama. Sonra bakryorum herkes birbirine kaba dawanyor, bana da bir kabalI ge}iyor... Dangul dungul yola devam ediyorum." yle kelimeler var ki, harf bekleri olmaktan rktr, gndelik hayatrmrzrn alrnr ekillendirrneye balad. "Ho5rrat" bunlardan biri. Hoyratz birbirimize karr. Ve sarmz, solumuz, nmz, arkamrz... hoyrat. Yolda yrrken birbirimize bakrmrz, evlerimizin atlan altnda birbirimizden sz ediimiz; konumalanmrz, dedikodulanmz, ithamlanmrz, nyargrlanmz, zanlarrm;z, yaftalam alarmz, dlamalan mrz. .. hep ama hep hoyrat. O kadar ok hrpalryoruz ki birbirimizi, ylesine hrrrn bir iklimdeyz ki... Halbuki bu arada uzaktan bir yerden sesleniyor eski mi eski bir reti. Tembihliyor usulca. "Edep ya hu edep!"

karmrzdaki hakikaten edep sahibi, indiririz yelkenleri. Yumuar yreimiz. Tanrrz edebi aslrnda. Grr grmez tanrrrz. Edep sahibi bir insanla kar karrya gelince biz de kendimize ekidzen veririz.

phe ederiz. Gerek olup olmadnr anlamak iin etrafinda dner, gzlerimizi krsar inceleriz. Ama ne vakit ki anlarrz

You might also like