Professional Documents
Culture Documents
1. ETİK KAVRAMI
Etiğin tanımında ortak bir tanım geliştirmek birçok bilim insanı için zor olmuştur.
Bugün literatürde etiğe ilişkin çeşitli tanımların yapıldığı görülmektedir. Bir grup görüş “bir
bireyin izlemesi gereken ahlaki standartlar ve kurallar şeklinde ele alırken , daha sonra etik
“bireylerin doğru olarak nasıl davranacağını açıklayan ve tanımlayan ilkeler , değerler ve
standartlar sistemi “ olarak ifade edilmiştir.
Bir tanıma göre etik ; iyi ve kötünün , doğru ve yanlışlın ne olduğunu araştırmaktır.
Benzer bir şekilde etik iki taraf arasındaki davranışların haklar ve haklılık ilkeleri ile ifade
edilmesi olarak tanımlanmaktadır. De George ‘ye göre etik ,ahlaka uygunluğu sağlama
çabalarıdır. Ahlaklılık , kişilerin eylemlerini yöneten kurallar ve bu eylemlerde izlenen
değerlerdir.(URAL , 2003 )
Etik ahlaki davranış eylem ve yargıları ilgilendiren bir konu olarak felsefe ve
bilimin önemli bir parçası ve sistematik bir çalışma alanı olmuştur. Ahlak yanlış-doğru, iyi-
kötü, erdem ve kusur ile davranışları ve davranışların sonuçlarını değerlendirme ile ilgilidir.
Etik , her şeyden önce istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Daha
geniş bir bakış açısı ile , bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konması ; neyin yapılacağı
ya da nasıl yapılamayacağının ; neyin isteneceği ya da istenemeyeceğinin ; neye sahip
olunacağının ya da olunamayacağının bilinmesidir.(AYDIN, 2002 )
Felsefenin bir alt disiplini olan etik kendini ahlaki eylemlerin bilimi olarak
tanımlar. Ahlakilik kavramını tem ellendirmek üzere insan pratiğini , mevcut ahlakilik
konuları açısından araştırır. Burada ahlakilik ,bir eylemi ahlaki açıdan iyi bir eylem olarak
tanımlamayı mümkün kılan niteliği ifade eder.
Etik insan eylemlerini temel alır. Buna rağmen karakteristik bir eylem kuramı
sayılmaz, zira etiğin konusunu her türlü insan faaliyeti ve eylemi değil de öncelikle
ahlakiliği vurgulayan , yani ahlaki eylemler oluşturur. Etik , bir eylemi ahlaki açıdan iyi bir
elem yapan niteliksel durumu sormaktadır ve bu bağlamda : ahlak ,iyi ödev , gereklilik,
müsaade gibi kavramları ele almaktadır. .( PİEPER , 1999 )
Etik ; birey , toplum ve kurumlar açısından neyin iyi , neyin kötü olduğu konusunda
moral görev ve zorunluluk belirleyen bir disiplindir. Başka bir anlatımla ; bir bireyin , diğer
bireylerden beklediği moral değerleri içeren toplumsal davranış biçimidir. Daft etik
kavramını “ bir kişinin ya da grubun davranışlarında neyin doğru neyin yanlış olduğuyla
ilgili moral ilke ve değerler bütünü” olarak tanımlar. (YURTSEVEN, 2000)
Ahlak bilgisi , ahlak felsefesi ya da Batı dillerinde kullanılan şekliyle etik , insanın
yapıp etmelerini özel bir problem alanı olarak araştırarak bu alanın varlık-niteliklerini,
insanın yapıp etmelerinin bağımlı ya da bağımsız olduklarını inceleyen disipline denir.
Başka bir deyimle ahlak felsefesi , insana ilişkin ahlaki sorunlarda doğrulanabilir
yanlışlanabilir bilgiler ortaya koyan en azından koyması gereken bir disiplindir.
(ARSLAN,2001)
Ahlak terimi dilimizde iki anlama sahiptir. Birincisi insanların toplum içinde uyması
gereken kural ve ilkeleri belirtirken ikincisi ahlak felsefesini belirtmektedir.(ARSLAN,2001)
Ahlak en basit haliyle , neyin iyi , neyin kötü, neyin doğru , neyin yanlış olduğuyla
ilişkili olarak ulaşılması gereken değerler bütünüdür.(BAYRAK ,2001) Ahlak en basit
haliyle toplumlar ve insanlar için “doğru nedir?”e yanıt arar(BERKMAN ,2000)
Bir bireyin , bir halkın , bir toplumsal sınıfın , bir çağın bilinçli yaşamına egemen
olan inanç ve tasarımlar topluluğuna ahlak ( moral ) , bunların bir toplumsal olgu halinde
yaşanmasına ahlaklılık (moralite, morality ) , bu inanç ve tasarımlara göre yönlenen insani
tutumlara ve bu tutumlara göre yönlendirilen eylemler hakkında verilen ( doğru veya yanlış ,
iyi veya kötü ) yargılara , ahlaksal yargı ( moralisch ) denmektedir.( URAL , 2003 )
Etik ile ahlakın özdeş olmamasının nedeni ,etiğin ahlak felsefesi olması , ahlakın ise
etiğin araştırma konusu olmasındandır.(AYDIN,2002)
Ahlak kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğru ve yanlışları ve bunlara uygun olarak
nasıl davranılması gerektiğini belirler(AYDIN,2002) ise kültürden kültüre farklılık
gösterebilir. Aynı ülkede bile – örneğin ülkemizde – bölgeler şehirler ve hatta mahalleler
arasında ahlaki davranışlar farklı olabilir. Sonuçta ortak öğe insan davranışları ve bunları
standartlara göre değerlendirme olduğuna göre mahalleler arasında bile iyi,kötü olarak
değerlendirilen davranışlar aynı değilken işletmeler arasında da aynı olmama ihtimali
yüksektir. Bir işletmede normal sayılan davranışlar başka bir işletmede kınanabilir. Örneğin
bir işletmede yüksek sesle konuşmak çalışanlarca normal sayılabilirken aynı sektördeki bir
3
İnsan pratiğinin ampirik , tarihsel bir olay olarak , ahlaki olanın anlamının eylem
bağlamından hareketle aydınlanacak şekilde nasıl betimlenebileceği , çözümlenebileceği ve
yorumlanabileceği sorusunu ele alan kuramsal yaklaşımlar , betimleyici çalışmalardır.
Betimleyici etikten farklı bir işlev taşıyan normatif etikte , ahlaki talep ve normların
betimlenmesinden çok gerekçelendirilip temellendirilmesi hedeflenmiştir. Normatif etik bu
işlevi yerine getirirken ya kayıtsız şartsız kendine uyulması istenen en üst düzeydeki ahlak
ilkesine dayanır ya da gerçekleştirilmesi herkesi bağlayan “en üst iyi “ ye gönderme yapar.
.(PİEPER , 1999 syf 209-245)
Biz normatif etik kuramları ile ilgileneceğiz , genelde normatif etik kuramları 3 gruba
ayrılır.
Bir çok teorisyene göre ; bir eylemin ahlaki haklılığı eylemin sonuçlarına bakılarak
belirlenebilir. Eylemin sonuçları iyi ise eylem ahlaka uygun , “kötü “ ise eylem ahlaka
uygun değildir diyebiliriz. Diğer bir deyimle etiksel eylem , iyi yönleri alternatiflerinden
daha fazla olan eylemdir. “iyi “ ve “ kötü “ kavramı sonuçlarla ilgilidir. Sonuçların , kişinin
kendisi veya eylemin etkilediği herkes için mi dikkate alınacağı kararı , dört temel sonuçsal
kuramı ortaya çıkarmaktadır.
1 – Hazcılık : hedonizm yani hazcılık , ir eylemin değerinin insan sağladığı haz ile doğru
orantılı olduğunu iddia eder.
3 – Egoizm : egoizm günlük kullanımdan farklı olarak etikte insanın tüm eylemlerini ben
sevgisinin belirlediğini , ahlaklılığın ise insanın kendini koruma içgüdüsünün dışa vurması
olduğunu savunur. Egoizm , bireylerin uzun dönem çıkarlarını en iyi sağlamaya yönelik
olduğunda etikseldir. İşletme etiği açısından etiksel egoizmin bazı zayıflıkları şunlardır :
çevre kirliliğine sebep olma , bireyler arasındaki egoist çıkar çatışmalarını
önleyememe.(URAL , 2003 )
Faydacı kuramlar , bir eylemin ahlaksal değerini , o eylemin faydası ile ölçme
konusunda bir görüş birliği içindedirler ( URAL,2003 ) . Faydacılık teorik olarak diğer
sonuçsal yaklaşımlardan daha ileride olmasına karşın bize fayda sağlayacak eylemlerin
iyiliği ya da kötülüğü ile ilgilenmemiştir. Sadece eylemden elde edilen sonuçsal fayda ile
ilgilenmiştir. Bize fayda getirecek eylemin ahlakiliği göz önüne alınmadan sonuç üzerine
odaklanılmıştır.
5
- Eylemler insanları farklı düzeylerde etkiler, fakat önemli olan algılanan toplam
mutluluk düzeyidir.
- Elemler sonuçları açısından değerlendirildiği için eylemlerin kendileri ahlaki açıdan iyi
ya da kötü değillerdir. İyi ya da kötü olan eylemlerin sonuçlarıdır ( ARSLAN , 2001 ) .
Ahlaki karar oluşturmada sonuçların baz alındığını çoğu işletmede görebiliriz. Fakat
işletmeler açısından faydacılık yaklaşımının kullanımı , “yapılan eylemden daha çok kişinin
daha çok fayda sağlaması mı yoksa işletmenin daha çok fayda sağlaması mı önemlidir?”
sorusunu aklımıza getirebilir.
Özellikle işletme bilimi açısından ahlaki kararlar vermede birçok nedenden dolayı
faydacılık teorisinin önemli bir yeri bulunmaktadır . çekiciliğine rağmen ahlaki sonuçlar
verse de ahlaki olmayan eylemlere göz yummak anlamına gelmesi , ve sonuçların her zaman
doğru tahmin edilmesinin güç olması ile ilgilidir.
1.4.2. Eylemlerin sonuçları ile ilgilenmeyen , tek kural kuramları ( deontolojik kuramlar )
Sonuçsal olmayan kuramlardır. Yani yapılan eylemin ahlakilik kriteri sadece sonuçları
olamaz . Bu kuramlarda kararlar dürüstlük , adalet, kişilere ve mülkiyete saygı gibi evrensel
ilkelere dayandırırlar .
Kant ahlakilik olayına koşulsuz buyruk anlamına gelen “katogerif imperatif” tir .
Kant bir eylemin sonucunu baz alarak koşullu davranışları ahlaki olarak tanımlamaz .
Bir eylemin ahlakiliği o eylemin içeriğine değil salt iyiyi istemeye bağlıdır. Örneğin ,
birisi gösteriş yapmak için yoksula yardımda bulunmuşsa , bu kişinin eylemi ahlaksal
niteliğini yitirir. Çünkü Kanta göre ahlaklı insan , koşulsuz yoksula yardım eden insandır. O
halde bir koşula bağlanan buyruk ahlaksal sayılmaz. ( URAL , 2003 )
1.4.3. Bir eylemin sonuçlarıyla ilgilenmeyen birçok kuralı içeren kuramlar ( deeontolojik ve
teleolojik kuramların karması )
Sonuçsal olmayan tek kural kuramlarının aksine , bazı çok kurallı sonuçsal olmayan
kuramlar , bir eylemin ahlak yasalarını belirlemede eylemin sonuçlarından hareket etmek
yerine farklı ahlak kuramlarından destek alır. (URAL , 2003 )
bu kuramlardan en önemlileri :
2 . İŞ AHLAKI ( İŞ ETİĞİ )
Ahlak en genelde toplumlar ve insanlar için “ Doğru Nedir ”e yanıt arar . “İş ahlakı ”
da , ahlak norm ve kurallarının iş hayatında işletmelerde , şirketlerde , kuruluşlarda ,
uygulanması ile ilgilidir. İngilizce kullanımda “ Ethics in the Work Place “ ( İş Yerinde
Ahlak “ ya da “ Business Ethics “ (İş Ahlakı ) olarak bilinen bu konu önceleri “şirketlerin
sosyal sorumluluğu “ başlığı altında özellikle ABD 1960 ‘lar ve 1970’lerde gündeme gelmiş
, 1980 ‘lerde gerek ABD gerekse de diğer pek çok ülkede “iş ahlakı-işetiği” olarak
yoğunluk kazanmıştır.(BERKMAN,....)
Bir bütün olarak iş ahlakı , belirli bir mal ve hizmet üretiminde başvurulan bütün
süreçlerde yapılan işlemlerde , kullanılan maddi ve beşeri kaynaklarda hiçbir israf ve değer
kaybı yaratmadan işleri gerçekleştirmektir .(BAYRAK, 2001)
7
İş hayatı ile ahlakın nasıl bir ilişki içinde olabileceğini Türkiye 1980 li yıllarda
yaşamıştır. Dönemin başbakanı Turgut Özal , Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu 20 milyar doları
, bir ülkeden yardım olarak alamayacağını biliyordu . bu miktarı finans kuruluşlarından
yüksek faizle almak yerine , son derece bilinçli olarak ihracata verdiği “vergi iadesi “
desteğiyle , hayali ihracat yolunu sağladı. Bunun sonucunda Türk,ye belirli bir gelir sağladı
fakat son derece kısa bir sürede , akıl almaz servet sahibi olanların , diğer insanların
yüreklerinde açtığı yara hiçbir zaman kapanmadı. Toplumun kabul görmediği bir yolla
toplum için kısmen de olsa yararlı bir iş yapılmış oldu.
Ya da başarı için her yol mubahtır diyerek rakip firmanın önemli bilgilerini bilen bir
çalışanını yüksek ücretle şirketinize katarak o bilgileri ondan sağlamak ne denli ahlakidir ya
da iş dünyasının etiği sadece iş midir sorusu aklımıza geliyor .
İş etiği bu tür sorunlar ortaya çıkmadan önlemek amacında olan bir yaklaşımdır da
diyebiliriz .
Aslında etik sorumluluğu bu kadar dar kapsamda görmek yanlış olabilir zira iş etiği
işletmenin hem çevresine hem de kendi çalışanlarına ve kendine olan sorumluluğudur. Etik
hem yönetimde , örgütte , müşterilerle ve toplumla olan ilişkilerde ancak toplam olarak
kurumsallaştırılabildiğinde gerçekten anlam taşır. Örneğin burslar veren , toplumsal
olaylarda ilk yardım eden , çevreyi kirletmemeye son derece duyarlı bir işletme , eğer kendi
çalışanlarına karşı adil davranmıyor ve bazı çalışanları kayırıyorsa , etik sorumluluğunu tam
anlamıyla yerine getirmiş sayılır mı?
İş etiği incelenirken toplam bir bakış açısıyla bakılmalı ,işletme çevresi , işletme
çalışanları ve iş dünyasının kabul ettiği normlar kapsam dışı bırakılmamalıdır.
Etik sözcüğü genel olarak ahlak bilimi ya da insan davranışlarının toplumsal yargılara
göre incelenmesi olarak tanımlanmıştır. İş etiğiyle ilgili kavramlara bakacak olursak ;
Etik ilkeleri : bir örgüt içinde etiğin kurumsallaşması için , örgütün genel değerler
sistemi ve amaçlarını tanımlayan , verilen kararların bu ilkelere uygunluğu için rehberlik
eden mekanizmadır.
Mesleki etik : Belirli bir meslek grubunun , mesleğe ilişkin olarak oluşturulup ,
koruduğu ; meslek üyelerine emreden , onları belli bir şekilde davranmaya zorlayan ; kişisel
eğilimlerini sınırlayan ; yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan ; meslek içi rekabeti
düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkeler bütünüdür.
Örgütsel etik : yasal bir çerçevede iş görenlerde aynı aynı tür davranışların
yerleştirilmesini sağlayan , örgütün topluma karşı yerine getirmeyi üstlendiği hizmetleri
sağlarken bazı toplumsal sorumluluklarını da üstlendiğini gösteren ilkeler dizisidir.
İşletmelerin tarihsel gelişimine bakarsak işletmeler daha fazla kar edebilmek için
tarihsel süreç içinde sanayi devriminden günümüze kadar üretim üstünlüğü , çeşit üstünlüğü
, fiyat üstünlüğü ,kalite üstünlüğü ve hız üstünlüğü ile rekabet etmeye çalışmışlardır. bu
üstünlüklerdeki her değişim tüketici talepleri ve gelişen teknoloji bünyesinde oluşur. Bu
değişimlerde dikkat edilmesi gereken nokta sosyal ilişkiler ve ahlaki normların pek önemli
olmamasıdır. Fakat bugünkü dünyada artık müşteriler sosyal sorumluluklar ve işletmenin
ahlaki tavırları konusunda da bazı şeyler talep etmektedirler. Çünkü güveni yaratan unsurlar
arasında işletmenin genel geçer toplum kurallarına tepkisi de önemli yer tutmaktadır.
1920 – 1950 yılları arasında profesyonel meslek sayısının artmasıyla meslek ahlakı
şekillenmeye başlamıştır. Çalışmalar Britanya’da genelde felsefe ağırlıklı iken iş ahlakının
gelişmesi ABD ‘ de görülmüştür. İş ahlakının kişisel yönünden çok işletme ahlakı ve meslek
ahlakı tartışılmaya başlanmıştır.
1950-1970 yıllarında ekonomi hem Avrupa’da hem de ABD ‘ de çok iyiye gitmiş ,
patlama yapmıştır. Bu ekonomik patlama ile büyüyen işletmelerde örgüt teorisinin bulguları
kullanılmaya başlanmış ve işletmeler iş ahlakına bir bütün olarak yaklaşmaya başlamışlardır
9
.1953 ‘ de ABD ‘deki fakülte ve yüksek okulların % 5,6 sı iş ahlakı programlarına yer
verirken 1967 ‘de bu oran % 17 ‘ye çıkmıştır. ( ARSLAN , 2001 )
İş ahlakını asıl önem kazanmaya başladığı yıllar ise 1993 ‘ de Sovyetler Birliğinin
çöküşü ile dünyanın küresel bir pazar olmaya doğru gitmesi böylece küreselleşen dünyada
çeşitli ülkelerde yapılan uluslararası yatırımlar ve işletmeler ile ciddi boyutlarda artan
çevresel problemlerinin oluştuğu 1990-2000 yılları arasıdır.
İşletmeler uzun yıllar boyu kar maksimizasyonuna odaklanmış , tek amacı daha
fazla kar etmek olarak görmüştür. Ahlak kavramını işletmelerin amacına hizmet etmeyen ,
hatta bu amaca ulaşmada uygulanan faaliyetleri zorlaştırdığını savunmuşlardır. Bu
faaliyetleri yaparken ahlak kavramını işlerine geldiği gibi sadece yasalara uyarak
kullanmaya başlamışlar ya da görmezden gelmişler ve böylece bir ahlak kargaşası ortaya
çıkmıştır. Örneğin ülkemizde kısa yoldan köşe dönme , tüm ahlaki normların üstünde bir düş
haline gelmiştir. Bu ahlaki yozlaşma , ürünlerin çok çeşitli , pazarların kısıtlı , işlemelerin
fazla olması nedeniyle nazlı hale gelen müşterilerin işletmelerde sosyal sorumluluklar ve
ahlak kavramı üzerinde durmalarına sebep olmuştur.
Gelişmekte olan ülkeler yolsuzlukla mücadele ederek temiz bir ekonomik hayat
için uğraş vermektedirler . ( ARSLAN ,2001 )
İşte bunlar gibi pek çok sebepten dolayı iş ahlakı işletmeler için kaçınılmaz bir konu
haline gelmiştir .
2. 5 İşletme ve İş ahlakı
İş ahlakını işletmeye taşıyan husus , işin yönetsel boyutunda insanın varlığıdır. Yani
işletmelerde yöneten ve yönetilenlerin insan olması nedeniyle , insani yön , ahlaki boyutu da
beraberinde getirmektedir.( BAYRAK , 2001 )
Genel olarak ahlak teorilerini inceledikten sonra , iş ahlakında bunların ortak bir
temeli bulunması gerektiği sonucuna varmış oluyoruz . Ahlaki sorunun ortaya çıkış
durumuna göre mevcut ahlak teorilerinden biri ya da ötekine ağırlık verilebilir. Bu noktadan
sonra karşımıza çıkan soru , iş ahlakını ilgilendiren alanların neler olduğudur . Bu konuda iş
ahlakını oluşturan üç temel alanın varlığından söz edilebilir . bunlar çalışma ahlakı , meslek
ahlakı ve işletmecilik ahlakıdır .
Çalışma ahlakı dendiğinde ilk aklımıza gelen çalışmaya ve işe karşı geliştirilen tutum
ve davranışlardır. Ancak bu tutum ve davranışlar elbette içinde yaşanılan toplumun kültür
değerlerinde etkilenecektir . kişilerin çalışma ahlakı söz konusu olabildiği gibi grup ve
toplumların da kendilerine özgü çalışma ahlakları olabilmektedir.
İşletmecilik ahlakı ise bir işletme örgütünün kurumsal ya da örgütsel ahlakını temsil
etmektedir. Örgüt kültürü işletme örgütünü kültürel bir birim haline getirdiği için aynı
zamanda işletme örgütü ahlaki bir bütün haline gelmektedir. Yani işletme içinde çalışanlar
11
bireylerin teke tek kişisel ahlaki eğilim ve felsefeleri , çalışma ahlakları , meslek ahlakları
olduğu gibi onlardan ayrı olarak işletmenin de kendine özgü bir ahlaki eğilim felsefesi vardır
.
Aşağıdaki şekilden de anlaşılabileceği gibi çalışma , meslek ve işletmecilik ahlakları
birbirinden tamamen bağımsız değillerdir .
İşletme ahlakı
İş ahlakı
İşletme etiği dinamik ve statik olarak tanımlanır. Statik tanım etik davranışın iyi ya
da kötü , doğru veya yanlış olarak tanımlayan ilkeler sistemidir . diğer bir deyimle , ahlaki
görev ve zorunluluklardır. Ancak bu tanım günümüzde işletmelerin faaliyet göstermek
zorunda oldukları dinamik çevre göz önüne alındığında yetersiz kalmaktadır. Dinamik
tanıma göre etik , ; insan refahını neyin oluşturacağını ve bu refahın sağlanması için nasıl bir
davranış biçiminin gerekli olduğunu saptamaktır .
Zira büyük önder Atatürk de çalışmanın ne kadar yüce bir davranış olduğunu her
konuşmasında dile getirmiş , ve ‘Türk , öğün , çalış , güven . ‘ sözüyle çalışmanın önemini
anlatmaya çalışmıştır. Atatürk yine başka bir söyleminde ‘Türk milleti zekidir , çalışkandır ‘
diyerek Türk milletinin çalışkanlık gibi üstün bir özelliği olduğunu ya da olması gerektiğini
anlatmıştır.
Meslek ahlakı genelde meslek grupları arasında farklılık gösteren mesleki etiktir. Bir doktorun
hipokrat yemini etmesi ya da bir avukatın müvekkilinin suçlu olduğunu bildiği halde
mahkemeyi yanıltmaya çalışmasının meslek çalışanlarınca ne tür tepkilerle değerlendirildiği
gibi konularla ilgilidir.
Genelde meslek ahlakı genelde mesleki etik diye adlandırılır derken aslında meslek
kavramının ortaya konulması gerekmektedir . herhangi vir işin meslek sayılabilmesi için ,
uğraş alanının etik değer ve ilkelere de içinde yer vermesi gerekmektedir . Yani “ yeterlik “
adı verilen bir meslek elemanının sahip olması beklenen üç temel öğe bilgi , beceri , doğru iş
alışkanlıkları ve tutumlarından oluşur . (AYDIN, 2001 )
Gerçekten de sahip oldukları mesleğin ahlaki kurallarına uymayan kimi insanlar meslek
odaları ya da kamu otoritesi tarafından meslekten men edilme durumuyla karşı karşıya
kalmaktadırlar .
ARI grubunun “ Ahlaki Yeniden Yapılanma ve Toplam Ahlaka Doğru 3 –Siyasi Ahlak “
dizisinde siyaset ahlakı ile ilgili bakın neler söyleniyor :
‘Diğer çağdaş demokrasilerde olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda son yıllarda
siyasi yaşam , siyasal kültür ve siyasi yapı ve kurumlarda bir ahlak çöküntüsünün
varlığından sıkça söz edilmektedir . siyasette yaşanan kirliliklerin ve yozlaşmaların bir
sonucu olarak ekonomide medyada , bilim dünyasında , aile kurumlarında ahlaki değer
yargılarının giderek bozulduğu görülmektedir. Siyasal iktidarların seçmen dışında özellikle
iş dünyası , medya ve bilim dünyasına çıkarlar vaat ederek destek elde etmeye çalışmaları
yeni tür yozlaşmaları gündeme getirmektedir . Ancak bilgi toplumunu ve medya
demokrasisini yaşayan günümüz toplumlarında kendi çıkarları peşinde koşmadıklarını
inandırmaya olanak kalmamıştır .”
2 . 5 . 3 . Örgütsel Etik
İş yaşamında neyim iyi neyin kötü ,neyin doğru ,neyin yanlış olduğuna ilişkin
inançlar bazı örgütlerde ciddi bir sorun haline gelmiştir . Mesleki etik ilkeleri ahlaki bir
boyut içeren ve örgütün içinden ve dışından kaynaklanan sorunların çözümünde , örgüt ve
işgörenlerin gereksinim duydukları bir çerçeve çizer . Bu çerçeve , iş görenleri etik ilkelere
uygun davranmaya güdüleyici bir etkiye sahiptir ve aynı zamanda örgüt kültürünü de
önemli ölçüde etkileyerek , örgüt içinde bireylerin gerçekleştirmesi istenen davranışları
tanımlar . Avrupa ‘ da büyük skandallar ve çevre felaketlerinden sonra mesleki etik
konusunda giderek büyüyen ve gelişen bir ilgi ortaya çıkmıştır . Yakın zamanlarda bazı
örgütler etik ilkeleri geliştirip temel atmışlardır .
Günümüz işletmeleri , yönetsel kararlarını yasal çevre , uluslar arası çevre , ekonomik
çevre v.b. çok geniş ve karmaşık bir alan içerisinde almaktadırlar . bu karmaşık alan içinde ,
işletmeleri içinde bulundurdukları toplumdan bağımsız olarak düşünemeyiz. İşletmeler
kendi beklentilerinin , yasal ekonomik , teknolojik v.b. çevresel etmenleri dikkate alarak
gerçekleştirmeye çalışırken , toplumsal beklentileri de göz önüne almak zorunda
olduklarının farkındadırlar .
Etiksel sorumluluk , yasal zorunluluk olmamakla birlikte , moral zorunluluk gereği
kendilerini uymak sorumluluğunda hissettikleri alanlardır.
İş etiği , toplumca doğru kabul edilmiş olan ilkelerle ilgilidir . toplumsal beklentiler ,
haklı rekabet ve reklam ,halkla ilişkiler , müşteri ilişkileri , personel ilişkileri , uluslar arası
ilişkiler , v.b. içsel ve dışsal boyutları vardır . Bu boyutlar , ; yönetim ve karar verme
sürecinde neyin iyi ya da kötü olduğunu gösteren standartlar topluluğudur . işletmenin bir
parçası olarak iş değerlerden ve toplumsal sorumlulukla ilgili olarak paylaşılan kararları
içeren dış değerlerden oluşan bütündür . ( YUTSEVEN , 2001 )
2- İşletme çalışanları ile ilişkisinde etiğin önemi : bir organizasyon kendi çalışanlarını
düşünüp koruyorsa , çalışanlar da bu organizasyon için daha etkin çalışacaklardır.
15
3- İşletmeler arası ilişkilerde etiğin önemi : İşletmeler çoğu zaman aralarında makul ,
güvenilir , dürüst bir ilişki ister .Hile aldatma ve hırsızlık normları baskın ise bu ilişkiyi
sürdürmek imkansızlaşmaktadır. ( URAL , 2003 )
İş etiği yazınında , bu konudaki tartışmalar için ortak bir kavramsal çerçeve ve dil
oluşturmak amacıyla çalışanların ahlaki ya da ahlaki olmayan karar ve eylemlerini etkileyen
faktörlerin neler olduğunu genel olarak açıklayan birçok model geliştirilmiştir .
Kontrol alanı
Örgütsel çevrenin etkisi çalışanların örgütsel çevre ile ilgili algıları , onların tutum ve
davranışlarını etkilemesidir . Örgüt kültürünün ahlaki davranışları teşvik etmesi ya da
olumsuz tutum ve davranışlara kayıtsız kalması , çalışanları olumlu ya da olumsuz tutum ve
davranışlara yöneltebilmektedir .
Kontrol alanı , bireyin yaşamı ile ilgili sonuçları kendisinin (içsel güdülerin)
belirlediğine , ya da kaderin , şansın , diğer güçlerin ve kurumların (dışsal güçlerin )
belirlediğine ne ölçüde inanıp , inanmadığını gösterir . Bir birey olarak sonuçları kendi içsel
güçlerinin belirlediğine inanan bireylere proaktif bireyler , yaşamı ile ilgili sonuçların
kendisinin dışında tamamen dışsal güçlerin belirlediğine inanan bireyler ise reaktif
bireylerdir. Yapılan araştırmalarda proaktif bireylerin reaktif bireylere göre davranışlarından
16
dolayı daha fazla sorumluluk duydukları , etik değerler daha fazla bağlı kaldıkları
saptanmıştır .
Kurumsallaşmış etik işletme etiğinin biçimsel olarak kesin ve açık bir şekilde günlük
iş hayatının içinde , işletmelerin normal bir parçası ve düzeni olmasıdır . İşletmelerin dış
politikalarında , üst düzey yönetiminde ve çalışanların tüm iş faaliyetlerinde , günlük karar
almalarında etiği içermesidir. (URAL , 2003 )
1- Etik ilkeleri belirlemek : İşletmenin , işgörenlerden istediği etik ilke ve değerler sistemini
açıklamasıdır. Etik ilkeler işletme amaçlarını kapsayarak , açıklamalı , işletmede etiksel
bir iklim yaratmalı , karar verme sürecinde etiksel bir rehber oluşturmalıdır.
2- Etik kurulu : İşletme faaliyetlerinde etik ilkelerin uygulanmasını sağlayan ve bu ilkeleri
koruyan etik kurulların oluşturulmasıdır . İşletmede davranışlara temel olmak üzere etik
politikalar , ilkeler ve kurallar bu kurulca belirlenmelidir .
3- Toplumsal kontrol : İşletme faaliyet ve programlarında , toplumsal faydayı geliştiren ve
toplumsal tepkiyi göz önünde bulunduran ilkelere uymaktır.
4- İşletmedeki yöneticilere ve iş görenlere etiksel yönlerini geliştiren etik eğitimi vermektir.
1 - İş gören seçme sürecinde ahlaki gelişim düzeyleri daha yüksek olan adayları
saptamaya çalışmak .
2 - Şirketin yazılı iş etiği kurallarını hazırlamak ve uygulamaya çalışmak
3 - İş etiği komitesi kurmak
4 - Etik ile ilgili sürekli eğitim programları düzenlemek
5 - Örgüt içi ihbarcılık sistemini kurmak
6 - Üst düzey yönetimin yukarıda belirtilen etik politikaya bağlı kalması ve sürekli bir
şekilde desteklenmesi
Her örgüt zamanla hızla değişen içşel ve dışsal koşulların etkisiyle değişime uğrar .
Örgütün liderleri bu yeni beklentileri karşılamak üzere örgütün kültürünü değiştirme yoluna
başvurabilir . Yapılan araştırmalar iki tür kültürel değişim modelinin mevcut olduğunu
göstermektedir . Birinci modelde , örgüt ideal bir şirketi kendine örnek almakta ve o örneği
izleyerek değişime uğramaktadır . İkinci modelde ise örgüt kendi kültürünü dışarıda
bırakmadan bir takım stratejiler geliştirerek uyumu tercih etmektedir .
İkinci modelde , örgüt kültüründe etik değerler süreklilik kazandırmak , ahlaki tutum
ve davranışları teşvik etmek amacıyla bilimciler tarafından ileri sürülen çeşitli stratejiler
dikkate alınabilir . Yöneticiler bu stratejileri , kendi örgüt yapılarına adapte edebilirler .
İş etiğini kurumsallaştırma sürecinde dikkate alınması gereken etik liderlik tarzı , etik
bir karar verme stratejisi oluşturma , bu stratejiye uygun bir etik programın hazırlanması ve
uygulanması değişimi gerçekleştirme ve yön verme çabalarında etkili olabilecek temel
mekanizmalar olarak kabul edilmektedir .
İş etiği alanında çalışmalar yapan bilimciler , örgüt kültürünün etik niteliğinin öncelikle
liderler , özellikle de üst düzey yönetim tarafından belirlendiği görüşünü yaygın bir şekilde
paylaşmaktadır .
Türkiye Etik Merkezi ( TED –MER ) , Türk işgücünün iş etiğine yaklaşımı ve genelde
etik değerlerde ve iş ahlakında yaşanan yozlaşmaları tesbit etmek amacıyla 1-14 Haziran
2002 tarihlerinde 12 ilde 1033 çalışanı sorguladı .
Sorgulanan 1033 çalışanın % 64 ‘ ü ‘iş etiği / iş ahlakı’ nın ne olduğunu ve bu
kavramların neyi ifade ettiklerini bildiklerini söyledi .
Bu araştırmaların ilginç sonuçlarını özetlemek istiyorum . Çalışanların önemli
buldukları ve işverenlerin yeterince uyguladıklarına inandıkları ‘ iş etiği ‘ ile ilgili değerler
şunlardır .
• Çalma , hırsızlık , sahtekarlık , dolandırıcılık konularına uzak durmak
• Ödeme yükümlülüklerini zamanında yapmak
• Müşterilerine değer vermek
• Vergisini düzenli olarak ödemek
• Rüşvet , gayrı resmi komisyon , uygunsuz hediye vermekten kaçınmak
• Irk , renk , cinsiyet , yaş ve benzer konularda ayrımcılık yapmamak
Bunlara karşı çalışanların işverenden dikkat etmesini , özen göstermesini bekledikleri etik
değerler ise şunlar .
• Çalışanlarına değer vermesi
• Çalışanlara müşterilere , tedarikçilere verilen sözleri ve taahütleri tutması
• Çalışanlara müşterilere , tedarikçilere veya halka doğruyu söylemesi
• Çevre ve güvenlik kurallarına / yasalarına uyması
• Kayıtların ve raporların doğruyu söylemesi , yasalara uygun olması
• Değişik fikirlere değer vermesi ve desteklemesi
• Gerekli bilgileri çalışanlardan , müşterilerden , tedarikçilerden veya halktan saklamaması
• Ürünleri aynı fiyatta olursa iş etiği olan firmanın ürünlerini satın almayı tercih ederim
• İş etiği olan kurumların ürünleri daha kalitelidir
• Maaşı aynı olursa iş etiği olan bir firmada çalışmayı tercih ederim
• Devletle ilişki içinde olan bir kuruluşun kendi koyduğu iş ahlakı değerlerine uyması
zordur
• İş etiği olan firmalar haksız rekabete uğrar
• Ürünleri % 25 daha pahalı olsa bile iş etiği olan bir firmanın ürünlerini almayı tercih
ederim
• Maaşı % 25 az olsa bile iş etiği olan bir firmada çalışmayı tercih ederim
• Küçük ve orta ölçekli şirketler iş etiği standartlarına büyük ölçekli şirketlere göre daha
çok uyar
• Uluslar arası şirketler iş etiği standartlarına ulusal şirketlere göre daha çok uyar
SONUÇ
20
Zira işletmeler bazında önemli olan iş etiğini kurumsallaştırmak , yani işletme için
belirli etik davranış biçimleri ortaya koymaktır. Teşvikli ücret sistemleri nasıl çalışanla
çalışmayanı ayırma işlevini gerçekleştirerek adil bir ücret dağılımı sağlayarak işletme
verimliliği üzerinde pozitif etki ediyorsa , kurumsallaştırılmış etik kurallarının da işletmede
etiksel davranan ile davranmayanı ayırma etik normlarına uygun davranışları teşvik ederek
işletme verimliliğine pozitif etki etmesi beklenir.
21
Kaynakça
1. ARSLAN ,Mahmut , İş ve Meslek Ahlakı , Nobel Yayın Dağıtım, Ankara , Ekim ,2001
2. BAYRAKTAR , Sebahat , İş Ahlakı ve Sosyal Sorunluluk ,Beta ,Kırklareli , Haziran,2001
3. YURTSEVEN ,Rıdvan , İşletme Yönetiminde Etik , (. Yönetim Organizasyon Kongresi
,Nevşehir , 25-27 Mayıs,2001
4. AYDIN ,İnayet Pehlivan ,Yönetsel ,Mesliki ve Örgütsel Etik , Pegem A Yayıncılık ,
ANKARA,2002
5. BERKMAN,Ümit, Yönetim Organizasyon, Nobel Yayınları,Ankara ,2001
6. BOZKURT ,Veysel , Yeni Çalışma Etiği , Alesta Yayınları, Bursa , 2000
7. URAS,Güngör , İş Etiği , Milliyet Gazetesi , 9 Kasım ,2003
8. URAL , Tülin , İşletme ve Pazarlama Etiği,Detay Yayınları , Ankara,2003
9. TERNEY . P. Elizabeth , Rota Yayınları , Ankara , 1999
10. PIEPER , Annemarie , Etiğe Giriş , Ayrıntı Yayınları , Ankara ,1999
11. BÖLÜKTEPE EREN, Filiz , İşletmelerde İş Etiğinin Verimlilik Üzerindeki Etkileri ve Bir
Uygulama , Yayımlanmamış Doktora Tezi , 2001,Bursa
12. UZKESİCİ , Nuray , Kalder Forum Dergisi , Ocak Şubat Mart 2002 sayısı