You are on page 1of 72

90

AKP yetkililerinin bu desteği karĢısında Cüneyt Zapsu’nun


Amerikalılara “ Bu adamı kullanın, delikten süpürmeyin”
sözleri, çok anlam ifade etmektedir.

Bu arada Amerikalı Musevilerin, Ġsrailli ve AB’li yetkililerin


AKP’liler hakkındaki övgüleri oldukça düĢündürücüdür.
91
92
93
94
95
96
97

08 Mart 2007
PerĢembe
07:42

Ġstanbul 13ºC

Gündem
Önceki Haber Sonraki Haber

Ehud Olmert: Erdoğan takdir ettiğim bir lider 13 ġubat 2007

Ġsrail BaĢbakanı Ehud Olmert, BaĢbakan Tayyip Erdoğan’ın resmi


konuğu olarak yarın Ankara’ya geliyor.

Olmert, ziyareti öncesinde, Erdoğan‟ın, "görüĢlerine saygı duyduğu ve çok


takdir ettiği bir lider" olduğunu söyledi. Türkiye‟nin Tel Aviv Büyükelçisi
Namık Tan, göreve baĢlaması nedeniyle Olmert‟e dün bir nezaket
ziyaretinde bulundu. Olmert, verdiği mesajda, bu ziyarete çok önem
verdiğini, ikili iliĢkileri siyasi ve ekonomik alanda da daha ileri taĢımak istediğini bildirdi.
Olmert, "Türkiye ziyaretine çok önem veriyorum. Erdoğan, görüĢlerine saygı duyduğum, çok
takdir ettiğim bir lider" dedi.
98
99

Sık Kullanılanlara AçılıĢ Sayfası


25 Eylül 2004 / Cumartesi
Ekle Yap ĠletiĢim

Bugünkü Milliyet Gazetesi Business Otomobil Cumartesi Pazar Ege Vitrin

Haber Ġndeksi ArĢiv Haberci Üyelik


ArĢiv Arama

» Detaylı Arama

Verheugen'e BaĢbakan sitemi


SON DAKĠKA
ANA SAYFA ABDULLAH KARAKUŞ
YAZARLAR
SĠYASET BaĢbakan Erdoğan ile AB Komiseri Verheugen arasında Brüksel'deki
EKONOMĠ görüĢmede 'zina diyalogları' yaĢandı. BaĢbakan, Verheugen'e zinaya iliĢkin
Ģunları söyledi: "Bana, Ankara'da zina düzenlemesiyle ilgili bir Ģey
FĠNANS
söylemediniz. O düzenlemeyle kadınların haklarını korumayı amaçladık.
DÜNYA BaĢka nedeni yoktu. Meclis'ten geçen tasarıda öyle bir madde yok." Verheugen de Erdoğan'ın
SPOR "Bana Ankara'da söylemediniz" sitemine karĢılık, "Bu benim için sorun değil. Düzenlemeyi
GÜNCEL
Avrupa kamuoyu ismiyor" ifadesini kullandı. Erdoğan, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Tasarıyı,
bağlantılı diğer yasalarla çıksın diye çektik. Eğer baĢka Ģart yoksa zinasız TCK'yı hemen
YAġAM
Meclis'ten geçiririz." Verheugen de "Tarihe geçecek bir lider olarak yerinizi
MAGAZĠN garantilediniz. Liderliğiniz beni etkiledi. Türkiye, müzakere tarihi almayı
ASTROLOJĠ hak etti" dedi.
TEKNOLOJĠ
HAVA DURUMU
OMBUDSMAN
ÇĠZERLER
100
101

BaĢbakan Tayyip Erdoğan’ın Siirt Tanıtma Vakfı gecesinde


(5 Haziran 2005 , Milliyet) “Kıbrıs ile ilgili mevcut politikaları
sürdürmüĢ olsaydık, durumumuz aynen Lübnan ile Suriye
arasındaki duruma benzerdi, ve birileri gelir dayatır,
Kıbrıs’tan çıkın derdi. Bir yere kadar dayanır, ondan sonra
kuzu kuzu çıkardık.Peki Türkiye ne yaptı? Masada durdu.”
gafının aynısını belli bir süre önce aynısını dıĢiĢleri bakanı
Abdullah Gül de yapmıĢtı.Bu durum: Türkiye’nin orada
bulunmasının 1960 sözleĢmelerinden ortaya çıkan hukuki
bir hakkın kullanılması gerçeğini hiçe sayarak kendi
ülkesinin tezlerine bu kadar zarar veren cehaletinin
tezahürünü açıkça ortaya koymaktadır.
102
103
104
105
106
107
108

Yazarlar

4 ġubat 2007
Yalçın BAYER ybayer@hurriyet.com.tr

DenktaĢ: Gül uyarınca sustum


NECMETTĠN Erbakan, Ġstanbul'daki bir programından Ankara'ya dönüyor. Atatürk Havalimanı
VIP'inde, o sırada Ġngiltere'den gelecek oğlunu karĢılamak üzere Ġstanbul'a gelen Serdar DenktaĢ
ile karĢılaĢıyor.

Erbakan'ın yanında Ġl BaĢkanı Osman Yumakoğulları ile bazı partililer, DenktaĢ'ın yanında da KKTC'nin Ġstanbul
BaĢkonsolosu bulunuyor.

DenktaĢ henüz, Ģimdiki BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer hükümetinde DıĢiĢleri Bakanı... Yani Serdar DenktaĢ, daha
hükümetten 'düĢürülmemiĢ'. Zaman itibarıyla geçen yılın ilk çeyreği sayılabilir.

Erbakan, hoĢ sohbetten sonra "Babanıza selam söyleyin" diyor Serdar DenktaĢ'a... Bu arada, uğurlamada
bulunan SP'ye yakın bir isim, "DenktaĢ'ın o zaman bu petrol iĢini bildiği halde neden açıklamadığı"
tartıĢmalarının bugün ortaya çıkması üzerine, Serdar DenktaĢ'ın, Erbakan'a Ģöyle dediğini aktarıyor:

"Efendim Kıbrıs açıklarında müthiĢ Ģekilde petrol rezervleri var, ben bir gün konuĢmamda bunu açıkladım.
Açıklar açıklamaz DıĢiĢleri Bakanı Abdullah Gül aradı. 'Bu açıklamanız bizim stratejik plan ve projelerimize ters
düĢünüyor' diye ikaz edildim. Biz de bir daha böyle bir Ģey konuĢmadık, bu uyarı üzerine..."

Erbakan'dan Ģöyle bir yanıt geliyor:

"Hııımm... ĠĢbirlikçiler."

2003'TEN BERĠ BĠLĠNĠYOR

Serdar DenktaĢ, 30 Ocak'ta LefkoĢa'da yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin geçtiğimiz günlerde
Lübnan'la imzaladığı denizde petrol ve doğalgaz arama anlaĢmasının bir benzerini 2003'te Mısır'la yaptığını
anımsatmıĢ, o zaman konuyu gündeme getirdiğinde M. Ali Talat tarafından 'gülümsenerek' bakıldığını ve
ciddiye alınmadığını ileri sürmüĢ, Annan Planı tartıĢmalarının yaĢandığı 2003 yılında denizde petrol ve doğalgaz
arayan yabancı bir araĢtırma gemisinin Türk savaĢ gemilerince Kıbrıs açıklarından kovulduğunu söylemiĢti.

TÜRKĠYE HAKLARINI KULLANMALI

SP'ye yakın olan 'Milli Gazete', son çıkan Petrol Kanunu'nun neredeyse tartıĢılmadan TBMM'den 'kabul edenler-
etmeyenler, kabul edilmiĢtir' yöntemiyle hızlı bir Ģekilde geçirildiğini belirtirken, uluslararası hukuk ve deniz
hukuku uzmanı Doç. Yücel Acer'in Ģu sözlerine de yer veriyor:
109

Teslimiyet ve iĢbirliği ile yola çıkan AKP iktidarı maneviyatı


tahrip edecek birçok kanun ve uygulamaya imza atarken,
maalesef misyonerlerin ve eĢcinsellerin önünü açtı.

Suç oranları patladı.


110
111
112
113

8965

TÜRK CEZA KANUNU (1)

Kanun Numarası : 5237

Kabul Tarihi : 26/9/2004

Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 12/10/2004 Sayı :25611

Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 43 Sayfa:




Kanuna aykırı eğitim kurumu


Madde 263 – (DeğiĢik: 29/6/2005 – 5377/29 md.)
(1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya iĢleten kiĢi, üç
aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
114
115

| Nursel Dilek - Sayı: 561 - 05.09.2005 yorum ekle

Mektepten meyhane 100 metre

Ağustos ayında çıkarılan bir yönetmelik, okul ve eğitim kurumları ile içkili yerler
arasındaki mesafeyi 100 metreye indiriyor. Daha da kötüsü, yönetmelikten devletin
diğer kurumlarının bile haberi yok.

8 Mayıs 2004 gecesi Ankara‟nın göbeğindeki Sakarya Caddesi kana bulandı. Bar
iĢletmecisi Murat Yiğit iki arkadaĢı ile yürürken, iki tinerci ve bir sarhoĢla karĢılaĢtı.
Yiğit kendine omuz attıkları gerekçesiyle yanındaki komando bıçağına davrandı. AĢırı
alkollü olan Yiğit, aralarında arkadaĢlarının da olduğu 4 kiĢiyi öldürürken, 2 kiĢiyi
yaraladı. Sokak kan gölüne döndü. Polislerin olağanüstü önlemler aldığı olay
Ankara‟nın merkezindeki Mimar Kemal Ġlköğretim Okulu‟na sadece 300 metre
uzaklıkta meydana geldi. Cinayet sahneleri sabah saatlerinde okula gelen binlerce
öğrencinin gözlerine takılmadı. Ancak,Kızılay‟ın göbeğinde meydana gelen olay
hafızalarda hâlâ tazeliğini koruyor. Okulun yanı baĢındaki barlar ile 30-40 metre
mesafedeki içki satan büfeler hâlâ faaliyetlerini sürdürüyor. Olay, kiĢilerin hatası
üzerine bina edilse de, kanunlar eğitim kurumlarının yanındaki içki satıĢ yerlerine
kesinlikle izin vermiyordu.

Geçen sene Ankara‟nın göbeğinde meydana gelen bu üzücü hadise, yeni öğretim yılı
için hem öğrencileri hem de ebeveynleri endiĢelendiriyor. Veliler için önceden okulun
yakınlığı, eğitim kalitesi gibi nitelikler ön sırada yer alıyordu. ġimdilerde birçok veli,
eğitim kalitesi bir yana çocukların geleceklerini yakından ilgilendiren fizikî ve sosyal
çevre faktörleriyle ilgileniyor. Ġçki satıĢı yapılan yerlerin okullara olan uzaklığı ise bu
konuların en baĢında geliyor.

ĠçiĢleri Bakanlığı‟nca hazırlanan ve 10 Ağustos 2005‟te Resmî Gazete‟de yayımlanarak


yürürlüğe giren Yeni ĠĢyeri Açma ve ÇalıĢma Ruhsatları Yönetmeliği, okul ile içkili yer
arasındaki mesafeyi 200 metreden 100 metreye indirdi. Ayrıca yönetmelik spor
tesislerinde içki satıĢına da yeĢil ıĢık yaktı.

Mesafe en az 500 metre olmalı

Yürürlükten kaldırılan 30 Aralık 1999 tarihli eski yönetmeliğe göre spor tesislerinin
yakınında içki satan yerler açılması mümkün değildi. Ayrıca içkili yer ile okul
arasındaki uzaklığın 200 metre olması gerekiyordu. Yeni yönetmelikle içkili yer ile
okul arasındaki mesafe biraz daha yakınlaĢıyor ve 100 metreye iniyor. Mesafenin
neden kısaltıldığına kimse bir anlam veremiyor. Kimileri durumun ekonomik ve siyasî
baskılardan kaynaklandığını, kimisi de Avrupa Birliği ile alakalı olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar aradaki mesafenin en az 500 metre olması gerektiğini vurguluyor. 100
metre gibi bir mesafe genç nesillerin yozlaĢmasını hızlandırır, deniyor. Çünkü 100
metre çocukların ders aralarında bile gidip gelebileceği kadar yakın bir mesafe.

Uzmanlar yönetmeliğin Anayasa‟ya aykırı olduğunu ve hatanın telafi edilmesi


gerektiğini vurguluyor. Zira Anayasa‟nın 58 ve 59. maddeleri gençleri alkol,
uyuĢturucu, kumar gibi alıĢkanlıklardan korumak ve sporun kitlelere yayılması için
116

baĢarılı sporcuları teĢvik etmek gerektiğini belirtiyor. Oysa alınan kararla sporcu ve
gençlerin alkolden korunması bir yana aksine alkol kullanımına yönlendirilmesi, bu tip
tesislerle iç içe yaĢamak zorunda bırakılması söz konusu.

YEġĠLAY DERNEĞĠ‟NĠN ALKOL, SĠGARA VE UYUġTURUCU ALIġKANLIKLARI RAPORU

46 lisede yapılan araştırmaya göre*:

Alkol kullanan öğrenci sayısı : % 23,6


Sigara kullanan öğrenci sayısı : % 15,7
UyuĢturucu kullanan öğrenci sayısı : % 2,56
*Millî Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre 2004 yılı liseli öğrenci sayısı 3,5 milyonun
üstünde.

Sigara, alkol ve uyuşturucuya başlama ve bunlarla tanışma yaşı


Sigara : 10
Alkol : 11
UyuĢturucu : 12

Alkolün suçtaki yeri:


Cinayetlerin % 85‟i
Irza tecavüzlerin % 50‟si
ġiddet olaylarının % 50‟si
Trafik kazalarının % 65‟i
Aile içi Ģiddetin % 70‟i
Akıl hastalıklarının % 60‟ı alkolden kaynaklanıyor.

Madde bağımlılığının sebepleri

Bilgisizlik
Hafife almak
Özenti
Diskotek ve diğer eğlence yerleri
Merak ya da denerim bırakırım düĢüncesi
KiĢileri taklit
Bozuk aile
Hasta toplum
Gelecek endiĢesi
Kendini ispatlama düĢüncesi
117
118
119

T.C.
BAġBAKANLIK
DĠYANET ĠġLERĠ BAġKANLIĞI
Din Hizmetleri Dairesi BaĢkanlığı

SAYI : B.02.1.DĠB.0. 12.00.02.015-1035 28.02.2004


KONU : Sala. Minare Hoparlörleri
ve Camideki Ses Cihazları

................. VALĠLĠĞĠNE
(Müftülük)

ĠLGĠ : a) 31/05/2001 tarih ve B.02.1.DĠB.0.12.00.02/015-649 sayılı BaĢkanlık Talimatı.


b) 24/10/2002 tarih ve B.02.DĠB.065.00.01/062-357 sayılı BaĢkanlık 2002
Genelgesi

BaĢkanlığımız mevzuatına göre minarelerde bulunan hoparlörlerden yalnızca ezan ve sala


okunması gerekmektedir. Bu hoparlörlerden cami içerisinde icra edilen vaaz, mevlit ve benzeri diğer
dini programların minarede bulunan hoparlörlerden yayınlandığı, bu durumun da hoĢnutsuzluğa ve
Ģikayetlere sebep olduğu baĢkanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaĢılmaktadır.

Bu sebeple;
1. Cami içinde yapılan vaaz, mevlit ve benzeri programların, ezan ve sala okunmaya mahsus
minare hoparlörlerinden yayınlanmaması.
2. Ölüm nedeniyle verilecek salaların yalnızca ilgili mahalle camisinden verilmesi, ayrıca
yaĢlılar, hastalar ve çocukların rahatsız olabilecekleri dikkate alınarak sala verme için her Ġl
Müftülüğünce mahalli Ģartlar dikkate alınarak sabahları erken vakte rastlamayacak makul bir saatin
belirlenmesi.
3. Cenaze için sala verildikten sonra ölen kiĢinin kimliğinin duyurulmasının adet olduğu yerlerde,
vefat edenin adı soyadı ve memleketinin söylenmesiyle yetinilmesi, övgü amacıyla da olsa vatandaĢlar
arasında ekonomik ve sosyal yönden bir ayırım yapıldığını çağrıĢtıracak sözlerin kullanılmaması.
4. Ġbadet esnasında cami içerisindeki ses cihazlarının sabah, akĢam ve yatsı gibi cemaatin az
olduğu vakitlerde kullanılmaması, ayrıca diğer vakitlerde kulağı rahatsız etmeyecek, okunan Kur’an’ın
fesahatını bozmayacak ve huĢu içerisinde dinlenmesine imkan verecek Ģekilde ses ayarının yapılması.
5. Hoparlörlerin ses düzeninin, ezanın çevrede duyulmasını sağlayacak fakat yakın
komĢuları da rahatsız etmeyecek Ģekilde ayarlanması,
Hususlarının bütün görevlilerimize imza karĢılığında tebliğ edilmesi ve müftülerimiz tarafından
uygulamanın titizlikle izlenmesi konusunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

Prof.Dr. Ali BARDAKOĞLU


Diyanet ĠĢleri BaĢkanı

DAĞITIM :
Gereği : Bilgi :
Valiliklere (Müftülük) BaĢkan Yardımcılarına
Valiliklere (Eğitim Merkezi Müdürlüğü) Merkez Birimlerine

NOT: Bu talimat il müftülükleri tarafından ilçe müftülüklerine ulaĢtırılacaktır.


120

ÇEġĠTLĠ KANUNLARDA DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA


ĠLĠġKĠN KANUN

Kanun No. 4928 Kabul Tarihi : 15.7.2003

MADDE 9. - 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı Ġmar Kanununda yer alan “cami” ibareleri “ibadet yeri”
olarak ve ek 2 nci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
Ek Madde 2. - Ġmar planlarının tanziminde, planlanan beldenin ve bölgenin Ģartları ile müstakbel
ihtiyaçları göz önünde tutularak lüzumlu ibadet yerleri ayrılır.
Ġl, ilçe ve kasabalarda mülkî idare amirinin izni alınmak ve imar mevzuatına uygun olmak Ģartıyla
ibadethane yapılabilir.
Ġbadet yeri, imar mevzuatına aykırı olarak baĢka maksatlara tahsis edilemez.
121

http://www.lifeinbursa.com/haberx/3610/9/kimliklerde_din_hanesi_degisti.htm

:: Güncel Haberler..

Kimliklerde din hanesi değiĢti


23.11.2006 16:46 - Bu haber 75 kiĢi tarafından okundu..

Yeni nüfus cüzdanlarındaki en köklü değiĢiklik din hanesinde oldu.

Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik, Resmî Gazete´nin bugünkü sayısında


yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre, evlilik içinde doğan veya herhangi bir Ģekilde evliliğin
sona ermesinden baĢlayarak 300 gün içinde Türk babadan olan veya Türk anadan doğan çocuklar
doğumlarından baĢlayarak Türk vatandaĢlığını kazanacak. Bu çocuklar babanın soyadını alacak ve aile
kütüklerinde babalarının hanesine yazılacak.

Sağ olarak dünyaya gelen çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye´de 30 gün içinde olayın olduğu yer veya
herhangi bir nüfus müdürlüğüne, yurt dıĢında ise 60 gün içinde dıĢ temsilciliğe bildirilmesi zorunlu
olacak.

Evlenen kadın, kocasının soyadını alacak. Kadın kocasının soyadı ile birlikte önceki soyadını da
taĢımak istediğini evlenme sırasında yazılı olarak evlendirme memurluğuna, evlenme sırasında
müracaat etmemiĢ ise daha sonra nüfus müdürlüğüne baĢvurarak yazılı olarak talep edebilecek. Bu tür
müracaatlarda idarece kayıt düzeltme ve tamamlamaya iliĢkin form düzenlenerek kadının önceki soyadı
koca soyadından önce gelecek Ģekilde tamamlama iĢlemi yapılacak.

DĠN BĠLGĠLERĠ

Aile kütüklerindeki din bilgisine iliĢkin talepler, kiĢinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilecek,
değiĢtirilecek, boĢ bırakılacak veya silinecek. Din değiĢikliği veya silinmesi talepleri herhangi bir sayısal
sınırlamaya tabi olmayacak.
122

Sayı :
23 Kasım 2006 PERġEMBE Resmî Gazete
26355
YÖNETMELĠK
Karar Sayısı : 2006/11081
Ekli “Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik”in yürürlüğe konulması; ĠçiĢleri
Bakanlığı’nın 28/8/2006 tarihli ve 2227 sayılı yazısı üzerine, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ile 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanununa göre, Bakanlar Kurulu’nca 29/9/2006 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan

K.UNAKITAN A. ġENER M. A. ġAHĠN B. ATALAY


DıĢiĢleri Bak. ve BaĢb. Yrd. V.Devlet Bak. ve BaĢb. Yrd.Devlet Bak. ve BaĢb. Yrd. Devlet Bakanı

A. BABACAN M.AYDIN N. ÇUBUKÇU K. TÜZMEN


Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı

C. ÇĠÇEK A. AKSU A.AKSU K. UNAKITAN


Adalet Bakanı Milli Savunma Bakanı V. ĠçiĢleri Bakanı Maliye Bakanı

H. ÇELĠK F. N. ÖZAK R.AKDAĞ B. YILDIRIM


Milli Eğitim BakanıBayındırlık ve Ġskan Bakanı Sağlık Bakanı UlaĢtırma Bakanı

M. M. EKER M. BAġESGĠOĞLU A. COġKUN


Tarım ve KöyiĢleri Bakanı ÇalıĢma ve Sos. Güv. Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı

M.H.GÜLER A. KOÇ O. PEPE


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Çevre ve Orman Bakanı

Din bilgisine iliĢkin talepler


MADDE 82 – (1) Aile kütüklerindeki din bilgisine iliĢkin talepler, kiĢinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir,
değiĢtirilir, boĢ bırakılır veya silinir. Din değiĢikliği veya silinmesi talepleri herhangi bir sayısal sınırlamaya tâbi değildir.
(2) Bu iĢlemlerde, idarece kayıt düzeltme ve tamamlamaya iliĢkin form kullanılır ve bu forma diğer kiĢisel durum
değiĢiklikleri özel kütüğünden numara verilir.
123
124
125
126
127
128

ANASAYFATüm HaberlerKünyeAnasayfam yapHaber Bandı Ekle


26 Aralık 2006

YENİ KILIK KIYAFET YÖNETMELİĞİ


TARTIŞILIYOR

Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Ödül ve


Disiplin Yönetmeliği’ni 10 yıl sonra değiĢtirirken; yeni
düzenleme, tartıĢmaları da beraberinde getirdi. Çok
sayıda baĢörtülü öğrencinin okuldan atılmasına dayanak
olarak gösterilen Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin bazı
maddeleri, Ortaöğretim Disiplin Yönetmeliği’ne de giriyor.
26.12.2006 10:22

<HR
129
130
131
132
133
134

Sansür rezaleti...

Sansür edilen ayetler insanlar arasındaki düĢmanlığı körüklüyormuĢ...

24/02/2007

ĠLKÖĞRETĠM BEġĠNCĠ SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK


BĠLGĠSĠ KĠTABINDA YER ALAN BAKARA VE FATĠHA
SURELERĠNE YÖNELĠK SANSÜR SKANDALINDA AKIL
ALMAZ GELĠġMELER YAġANIYOR. TALĠM TERBĠYE
KURULU BAġKANI ĠRFAN ERDOĞAN’DAN SKANDALLA
ĠLGĠLĠ ĠNANILMAYACAK BĠR SAVUNMA GELDĠ. ERDOĞAN,
SANSÜR EDĠLEN AYETLERĠN “ĠNSANLAR ARASINDA
DÜġMANLIĞI KÖRÜKLEYECEK" KAVRAMLAR ĠÇERDĠĞĠ
ĠÇĠN KĠTAPTAN ÇIKARTILDIĞINI SÖYLEDĠ.

KONUYLA ĠLGĠLĠ TV5 HABERĠN SORULARINI


CEVAPLANDIRAN AKP KAHRAMANMARAġ MĠLLETVEKĠLĠ MEHMET ALĠ BULUT ĠLE ANKARA
MĠLLETVEKĠLĠ ERSÖNMEZ YARBAY DA UYGULAMAYI ELEġTĠRDĠ.
135
136
137
138
139

Ġmam Hatipli BaĢbakan döneminde, Ġmam Hatip Lisesi


„hapishane‟ oluyor

Bu rezillik yeter!
Karabük‟e bağlı Eskipazar ilçesinde, 5-6 yıl öncesine kadar
Ġmam-Hatip Lisesi öğrencilerinin eğitim gördüğü bina, AKP
iktidarında “Yarı Kapalı Cezaevi” haline getiriliyor.

Adım adım kapatılıyorlar


1999 yılına kadar 250 öğrencisi bulunan Eskipazar Ġmam Hatip Lisesi, Ġmam Hatipli
Erdoğan‟ın BaĢbakanlığı döneminde cezaevi olacak. Çıkarılan yasalarla orta kısımları
kapatılan Ġmam Hatip Liseleri‟ne bir de katsayı engeli gelince öğrenci sayısı azaldı. Binanın
mülkiyeti Ġlim Yayma Cemiyeti‟ne ait. Ancak, bugün çok programlı lise bünyesinde 5
öğrencisi kalan bina bir süre yurt olarak kullanıldı. ġimdi ise, AKP‟li milletvekilleri ve ilçe
yönetiminin giriĢimleriyle “ekonomiye kazandırılacak” denilerek cezaevine dönüĢtürülüyor.

ĠĢte AKP Gerçeği


Ġktidarda 4‟üncü yıla yaklaĢan AKP‟nin bu okulların önündeki engelleri kaldıracak çabayı
göstermesi beklenirken, binanın cezaevi olarak kullanılması yönündeki giriĢimlerde
bulunması tepki ile karĢılandı. Saadet Partisi Karabük Ġl BaĢkanı Fatih Karahasan, “Bu
hükümet döneminde en geçerli sektör kapkaç oldu. Bu yüzden en çok lazım olan Ģey
cezaevi. O halde okulları kapatıp cezaevleri açalım! ĠĢte AKP gerçeği bu” dedi.
140
141

13.12.2005
AB Kültür BaĢkenti Projesi ile

Bizansı ihya ediyorlar


Ġstanbul‟un Avrupa Kültür BaĢkenti seçilmesi için yurtdıĢında çabalar
sürerken, Ġstanbul‟da Bizans eserlerinin onarımı için büyük paralar
ayrılması dikkat çekiyor. Doğu Roma ve Bizans‟tan kalma eserlerin
hızla restore edilmesi istenirken bu döneme ait saray, kilise, anıt,
heykel ve alanların onarımına hız verildi. AB fonlarından
yararlanılarak ayağa kaldırılacak Bizans eserleri için Ġstanbul
BüyükĢehir Belediyesi bütçesinden de trilyonlar çıkacak.

ġABAN KALAFAT / ĠSTANBUL


Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi, 2010 yılında “Avrupa Kültür BaĢkenti” olmak için hazırlık yapıyor
ama otoriteler tarafından baĢkent seçilebilmesi için Ġstanbul‟a Ģans tanınmıyor. Otoriteler Ģans
tanınmamalarının sebebi olarak da Türkiye‟nin AB üyesi olmamasını gösterirken Ģanslı il olarak da
AB üyesi olan Macaristan‟ın BudapeĢte ve Almanya‟nın Essen Ģehirlerini Ģanslı gördüklerini
belirtiyorlar. 2010 Avrupa ülkeleri kültür baĢkenti yarıĢmasına Türkiye‟den Ġstanbul aday olduğu
için bu yarıĢma öncesi kulis çalıĢmalarında bulunmak bu yarıĢma ile alakalı Ġstanbul‟la ilgili
yaptıkları çalıĢmaları tanıtmak ve adaylık baĢvurusunu yapmak üzere Ġstanbul BüyükĢehir Belediye
BaĢkanı Kadir TopbaĢ beraberinde BaĢbakanlık DıĢ ĠliĢkiler DanıĢmanı DanıĢma Kurulu BaĢkanı
AKP Ġstanbul Milletvekili Egemen BağıĢ, Ġstanbul Valisi Muammer Güler, Kültür BaĢkenti Yürütme
Kurulu BaĢkanı Nuri Çolakoğlu, Prof. Dr. Erman Tuncer ve DanıĢmanı Kortan Çelikbilek 13 Aralıkta
Brüksel‟de gerçekleĢtirilecek olan Avrupa Kültür BaĢkenti YarıĢmasına Ġstanbul adına Kültür ve
Turizm Bakanı Atilla Koç‟un yazısıyla baĢvurmak üzere dün Belçika‟ya gitti.
BaĢkent olmanın olmazsa olmaz Ģartı ise Ģehrin Avrupa‟nın kültür zenginliğini ve çeĢitliliğini
barındırması. Bu çerçevede, BüyükĢehir belediyesince Ġstanbul‟da 2005 yılında baĢlayan eserlerin
restorayonu iĢine 2006 yılından itibaren hız verilmesi bekleniyor. Ancak, ihya edilen eserlerin
tamamına yakını Doğu Roma ve Bizans‟tan kalma yapılar. BüyükĢehir Belediyesi kadroları
geçtiğimiz aylarda konuyla alakalı BaĢkan Kadir TopbaĢ‟a brifing verdiler. Ġstanbul‟un 2010 yılında
“Avrupa Kültür BaĢkenti” olabilmesi için nelere öncelik verilmesi gerektiği konusundaki teklifler ve
öneriler, BaĢkan‟a iletildi. Ġstanbul‟un tarihi, kültürel yüzünü canlandırmaya matuf teklifler
restorasyon projelerini öne çıkarıyor. Restore edilmesi öngörülen eserler ise ezici bir çoğunlukla
Doğu Roma ve Bizans‟tan kalan saray, kilise, anıt, heykel ve alanlar. Avrupa Birliği fonlarından da
yararlanılması öngörülen restorasyon projelerinin Belediye bütçesinden gidecek kaynak da hiç az
değil. Proje çerçevesinde ihyası öngörülen baĢlıca 10 eser var Bunların ilk 8 tanesi 1985 yılında
UNESCO Dünya Mirası Listesi‟ne de alındı. Dünya miras listesine alınan bu eserleri bundan kısa bir
süre önce BaĢkan TopbaĢ beraberinde Nuri Çolakoğlu olduğu halde restorasyonları esnasında
yerinden inceleyerek restorasyonun gidiĢatı hakkında yetkililerden bilgi almıĢtı.

ĠĢte rakamı rakamına Bizans ihyası


Restorasyonu gerçekleĢtirilen ve tamamına yakını Doğu Roma ve Bizans‟a ait eserlerden oluĢan
yapılar Ģunlar:
1- Tekfur Sarayı (Belediye 2 milyon YTL ayırıyor)
2- Anemas zindanları (Belediye 2 milyon YTL ayırıyor)
3- Bizans‟tan kalan surların onarımı (Hazırlık aĢamasında)
4- BaĢta Ayasofya olmak üzere, Bizans‟tan kalan kiliselerin onarımı (Hazırlık aĢamasında)
5- Sultanahmet‟teki arkeolojik parkın bakım ve onarımı
6- Süleymaniye ve çevresini koruma alanının “kentsel dönüĢümü”
7- Zeyrek‟teki kilisenin (Pantokrator) ve çevresini bakım-onarımı (AB7 milyon Avro veriyor)
8- Saraçhane Parkı‟nda bulunan, 524-527 tarihinde inĢa edilmiĢ Aziz Polieuktos kilisesinin yeniden
inĢası. (Bu, Ayasofya‟dan önceki en büyük kilise)
9- Yerebatan Sarnıcı‟nın yanındaki Million TaĢı (ki Doğu Roma Ġmparatorluğu‟nun baĢkenti olarak
Ġstanbul‟un dünyanın baĢladığı yer olduğunu ilan için dikilmiĢtir)
10- 390 yılında Büyük Theodostus tarafından Mısır‟dan Ġstanbul‟a getirilen DikilitaĢ.
142

13 Mart 2007
143

Son Dakika
ANA SAYFA
AK Partili üyelerden kiliseye destek
GÜNCEL
SĠYASET
önergesi
EKONOMĠ Isparta'da Ġl Genel Meclisi'nin AK Partili 10 üyesi önceki yıl Süleyman Demirel
YAġAM Üniversitesi (SDÜ)'ye devredilen kiliselerin üniversiteden geri alınması için önerge
verdi.
DÜNYA
08 Eylül 2006 21:04
SPOR
EĞĠTĠM
SAĞLIK
MEDYA Ġl Genel Meclisi'nin AK Partili 10
üyesi önceki yıl Süleyman Demirel
BilimNET Üniversitesi (SDÜ)'ye devredilen
KÜLTÜR kiliselerin bakımsızlıktan tinerci
SANAT yuvasına döndüğünü belirterek,
kiliselerin üniversiteden geri alınması
KADIN-AĠLE
için önerge verdi.
OTOMOBĠL
Son Dakika Ġl Genel Meclisinin Eylül ayı son
oturumda gündem maddelerinin
görüĢülmesinden sonra söz alan AK
Parti Ġl Genel Meclisi Üyesi Fevzi
Özdemir, Isparta'da turizm
konusunda ciddi yatırımların
yapılmadığını belirtti.
Turizm için altyapı olmasına karĢın bunların yeterince değerlendirilemediğine dikkati çeken
Özdemir, Ģunları söyledi:

''Ġlimizde iki kilise var. Ancak, bazı arkadaĢlarımızın onarım iĢini yanlıĢ değerlendirmeleri
nedeniyle bunların onarımını yapamadık. Oysa, bu kiliselerin onarımını yaptırmak bizi ne
incitir, ne de bozar. Biz istiyoruz ki Antalya'ya gelen turistlerin bir kısmı da ilimize gelsin.
ArĢiv / Zaten, denizi ve güneĢi seven turist Isparta'ya gelmiyor. Bizim ilimize inanç turizmi
Arama çerçevesinde turist geliyor. Üniversitemiz önceki yıl 'bu iki kiliseyi biz onaralım ve buraları
Puan sergi salonu, sinema salonu, halı koleksiyonculuğu gibi değerlendirelim' diye bizden istedi
Tablosu ve meclisimiz de kiliseleri kendilerine verdi.
Linkler
Önemli Ancak, aradan iki yıl geçmesine rağmen kiliselere bir çivi dahi çakılmadığı gibi bu konuda
Telefonlar bize bir cevap da vermediler.'' Özdemir, Isparta Belediyesinin kent içindeki virane evleri
Istanbul Trafigi yıkmasıyla, tinerci ve sarhoĢların kilitleri olmayan bu kiliseleri mesken tuttuğunu iddia etti.
Bu durumdan mahalle muhtarlarının da Ģikayetçi olduğunu dile getiren Özdemir,
Harita Servisi ''Üniversitenin bu konuda ne gibi bir çalıĢma yaptığını öğrenmek istiyoruz. Eğer
Anketler bakmayacaklarsa tahsisin kaldırılması konusunun gündeme getirilmesini istiyoruz'' dedi.
Zeitgeist Önergenin detaylı bir Ģekilde araĢtırılması ve üniversitenin görüĢünün alınması için Turizm
Komisyonuna havale edilmesine karar verildi. Komisyonun hazırladığı raporu, Kasım
ayındaki toplantılarda meclise sunacağı bildirildi.
Cevap Hakkı
Ajanda

Bu haber 715 defa okundu.


144
145
146
147
148
149

9 Ağustos 2006 ÇARġAMBA Resmî Gazete Sayı : 26254

YÖNETMELĠK
Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığından:
HAYVANCILIK ĠġLETMELERĠNĠN KURULUġ, ÇALIġMA, DENETLEME
USUL VE ESASLARINA DAĠR YÖNETMELĠK

BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; hayvancılık iĢletmelerinin asgari teknik, sağlık ve hijyenik Ģartlara uygun
olarak kurulmasını, orta ve büyük ölçekli ekonomik hayvancılık iĢletmelerinin yaygınlaĢtırılmasını ve bu iĢletmelerin verimli
çalıĢmasını, hayvan sağlığı, hayvan refahı ve halk sağlığının korunarak hayvansal gıda güvenliğini sağlamaktır.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, gerçek ve tüzel kiĢilere ait ticari ve zatî ihtiyaç amaçlı hayvancılık iĢletmelerinin
kuruluĢ, çalıĢma ve denetleme esaslarını kapsar.
(2) Bu Yönetmelik, özel mevzuatla düzenleme getirilen gerçek ve tüzel kiĢilere ait kuluçkahane ve damızlık kanatlı
hayvan iĢletmeleri ile deney hayvanları ve balık iĢletmelerini kapsamaz.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 8/5/1986 tarihli ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 32/A
maddesi, 28/2/2001 tarihli ve 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu ve 24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma
Kanununa dayanılarak hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığını,
b) ÇalıĢma izni: Bu Yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeler ile asgari teknik ve hijyenik Ģartları uygun iĢletmelere
faaliyet yapabilmeleri için Mülki Ġdare Amirliğince verilen izni,
c) Genel müdürlük: Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünü,
ç) Hayvancılık iĢletmesi: Aynı adreste bir tür veya değiĢik türlerdeki hayvanların barındırıldığı, yetiĢtirildiği, bakım
ve beslemesinin yapıldığı gerçek ve tüzel kiĢilere ait ticari ve/veya zatî ihtiyaç amaçlı hayvancılık iĢletmelerini,
d) Ġl müdürlüğü: Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığına bağlı il müdürlüklerini,
e) Ġlçe müdürlüğü: Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığına bağlı ilçe müdürlüklerini,
f) Ġl/ilçe tespit komisyonu: Kadastro geçmemiĢ yerler için il ve ilçelerde; il/ilçe müdürlüğü teknik elemanının
baĢkanlığında, tapu ve kadastro teĢkilatının teknik elemanı, ziraat odasının olduğu yerlerde ziraat odasının yetkili temsilcisi,
ormanlık veya ormanla iliĢkili alanlarda çevre ve orman ile orman genel müdürlüğü mahalli teĢkilatlarının teknik
elemanından ve köy/mahalle muhtarından oluĢan komisyonu,
g) Komisyon: Mülki idare amirince il/ilçe müdürlükleri bazında bir hükümet veteriner hekimi baĢkanlığında;
zootekni, tarımsal yapılar veya kültür teknik bölümü mezunu bir ziraat mühendisi ve bir veteriner hekim veya bir veteriner
sağlık teknikeri/inĢaat teknikeri veya veteriner sağlık teknisyeni/inĢaat teknisyeni ile kurulacak iĢletmenin yeri, özelliği ve
kapasitesi dikkate alınarak ve gerektiğinde ilgili belediye veya il özel idare müdürlüğü gibi yerel mahalli idareler, Sağlık
Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünün mahalli teĢkilat
yetkilileri ile gerektiğinde diğer ilgili kurum ve kuruluĢları oluĢturulan en az 3 kiĢilik heyeti,
ğ) KuruluĢ izni: Yer seçim raporu ile hayvancılık iĢletmesine ait bilgi ve belgelerin komisyonca uygun bulunması
durumunda hayvancılık iĢletmesinin kurulması için Mülki Ġdare Amirliğince verilen izin yazısını,
h) Muvafakat belgesi: Birden fazla kiĢiye ait arazide kurulu veya kurulacak olan hayvancılık iĢletmelerinde diğer
hissedarlarla yapılmıĢ muhtar onaylı olan ve bu Yönetmeliğin Ek-1’inde yer alan belgeyi, eğer arazinin mülkiyeti eĢ ve/veya
anne, baba ve çocuklara ait hayvancılık iĢletmelerinde ise maliklerin onaylarının bulunduğu bu Yönetmeliğin Ek-2’sinde yer
alan belgeyi,
ı) Sağlık koruma bandı: Hayvancılık iĢletmesinin çevreye olan zararlı etkisini önlemek, iĢletmede yetiĢtirilen
hayvanları dıĢarıdan gelecek hastalık ve zararlılar ile diğer tehlikelere karĢı korumak ve hayvanların sağlıklı yetiĢtirilmesini
sağlamak amacıyla, iĢletmenin özelliğine ve kapasitesine göre iĢletme arazisi içinde veya dıĢında bırakılması gereken asgari
uygun koruma mesafesini,
i) Taahhütname: Kurulu veya kurulacak hayvancılık iĢletmesini kullanan veya kullanacak olan hissedarların söz
konusu muvafakatnameye sahip olmaması durumunda vereceği noter onaylı tek taraflı bu Yönetmeliğin Ek-3’ünde yer alan
belgeyi,
j) Ticari amaçlı hayvancılık iĢletmesi: Zatî ihtiyaç amaçlı hayvancılık iĢletmesi tanımı dıĢında kalan ve ticari amaç
için faaliyet gösteren hayvancılık iĢletmelerini,
k) Yer seçim raporu: Kurulacak olan hayvancılık iĢletmesi yerinin komisyonca inceleme ve değerlendirilmesi
sonucunda düzenlenen raporu,
l) Zatî ihtiyaç amaçlı hayvancılık iĢletmesi: Ticari amaç dıĢında ailenin zatî ihtiyaçları veya hobi için beslenen en
fazla 4 baĢ sığır ve/veya tek tırnaklı gibi büyükbaĢ, ve/veya 10 baĢ koyun-keçi ve/veya 2 baĢ domuz ve/veya 350 adet tavuk,
horoz, ördek, kaz, bıldırcın, keklik, sülün ve benzeri kanatlı hayvan ve/veya 4 adet devekuĢu ve/veya 50 adet tavĢan
kapasitesi bulunduran hayvancılık iĢletmelerini,
ifade eder.
150

26.12.2006

AB yolunda değerlerimizi bir bir ayaklar altına alan iktidar


ĢaĢkınlık içinde

Domuz kredisi
AB‟nin isteği üzerine Türk Gıda Kodeksi Tebliği‟ni değiĢtirerek
domuzu kasaplık et kapsamına alan hükümet Ģimdi de,
Cumhuriyet tarihinde ilk kez üretimini teĢvik etmek için domuz
yetiĢtirecek olanlara kredi verecek.

2 baĢ domuzu olanlar...


AKP, sonunda bir ilke daha imza attı. Hükümet, domuz üretimini
cazip hale getirmek için Cumhuriyet tarihinde ilk kez domuzu kredi kapsamına aldı. Tarım
Bakanlığı‟nın yayımladığı bir genelgeye göre kredilendirilecek hayvan kriterlerini değiĢtiren Ziraat
Bankası, bundan böyle domuz üreticilerine de kredi verecek. Bankadan, 2 baĢ domuzu olanlar
ihtiyaç amaçlı hayvancılık kredisi, bunun üzerindeki domuz üreticileri ise ticari amaçlı hayvancılık
kredisi alabilecek.

Adım adım domuz skandalı…


Tarım Bakanlığı‟nın 9 Ağustos‟ta Resmi Gazete‟de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni
yönetmeliğini dikkate alan Ziraat Bankası, 12 Ekim‟de yayımladığı bir genelge ile kullandıracağı
hayvancılık kredilerini yeniden belirledi ve domuzu da kredi kapsamına aldı. Ziraat Bankası‟ndan,
en az 2 baĢ domuzu olan hayvancılık iĢletmeleri zati ihtiyaç kredisi, bunun üzerinde domuz
yetiĢtirenler ise ticari kredi alacak.

SADETTĠN ĠNAN / ANKARA


AKP, sonunda bir ilke daha imza attı. Hükümet, domuz üretimini cazip hale getirmek için
Cumhuriyet tarihinde ilk kez domuzu kredi kapsamına aldı. Tarım Bakanlığı‟nın yayımladığı bir
genelgeye göre kredilendirilecek hayvan kriterlerini değiĢtiren Ziraat Bankası, bundan böyle
domuz üreticilerine de kredi verecek. Bankadan, 2 baĢ domuzu olanlar ihtiyaç amaçlı hayvancılık
kredisi, bunun üzerindeki domuz üreticileri ise ticari amaçlı hayvancılık kredisi alabilecek.
Hükümet, AB‟nin isteği üzerine kısa bir süre önce domuz hayvanını kasaplık et kapsamına
almıĢtı. Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde Türk Gıda Kodeksi tebliği değiĢtirilerek
domuz, kasaplık küçükbaĢ hayvanlar listesine girmiĢti. Uzman domuz üreticilerinin yetiĢmesi için
de Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi‟nde okutulmak üzere „domuz dersi‟ konmuĢtu.
ġimdi domuza kredi skandalı patlak verdi. Tarım Bakanlığı tarafından yayımlanan yönetmelik
çerçevesinde, Ziraat Bankası, domuz yetiĢtiricilerine kredi verecek. Tarım Bakanlığı‟nın 9
Ağustos‟ta Resmi Gazete‟de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmeliğine göre hayvancılık
iĢletmeleri, ticari ve zati ihtiyaç amaçlı iĢletmeler olarak ikiye ayrılıyor. Buna göre; en fazla 4 baĢ
sığır ve /veya tek tırnaklı gibi büyükbaĢ, 10 baĢ koyun-keçi, 2 baĢ domuz, 350 adet tavuk,
horoz, ördek, kaz, bıldırcın, keklik, sülün ve benzeri kanatlı hayvan, 4 adet devekuĢu, 50 adet
tavĢan kapasitesi bulunduran hayvancılık iĢletmeleri zati ihtiyaç amaçlı hayvancılık iĢletmesi, bu
kapasitelerin üzerindeki iĢletmeler ise ticari amaçlı hayvancılık iĢletmesi olarak nitelendiriliyor.
Ziraat Bankası da bu yönetmeliği dikkate alarak, 12 Ekimde yayımladığı bir genelge ile
kullandıracağı hayvancılık kredilerini yeniden belirledi ve domuzu da kredi kapsamına aldı.
Bugüne kadar domuz üreticilerine hiçbir Ģekilde kredi vermeyen Ziraat Bankası, domuzun
yönetmelikte kredilendirilecek hayvanlar arasına girmesiyle birlikte bu üreticilere de artık kredi
vermeye baĢladı. Ziraat Bankası‟ndan, en az 2 baĢ domuzu olan hayvancılık iĢletmeleri zati
ihtiyaç kredisi, bunun üzerinde domuz yetiĢtirenler ise ticari kredi alacak.

24.11.2003 tarihli Resmi Gazete


Yönetmelik
151
152

23 Aralık 2003
SALI

Yönetmelikler
Devlet Bakanlığından:
Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Kur’an Kursları ile Öğrenci Yurt ve
Pansiyonları Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik
MADDE 1 — 3/3/2000 tarihli ve 23982 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet
ĠĢleri BaĢkanlığı Kur’an Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliğinin değiĢik 4 üncü maddesinin
(m) bendi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE2 — Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin değiĢik (d) bendindeki 10 ibaresi “15” olarak
değiĢtirilmiĢtir.
MADDE3 — Aynı Yönetmeliğin değiĢik 21 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“Madde 21 — Kurslarda öğretici ihtiyacının kadrolu öğreticilerle karĢılanması esastır. Ancak bu ihtiyaç
kadrolu öğreticilerle karĢılanamadığı takdirde, Devlet memuru, memur emeklisi veya sigortalı olup Kur’an kursu
öğreticiliği yapabilecek niteliğe sahip olanlar, ilgili müftünün teklifi ve mülki amirin onayı ile geçici olarak
Kur’an kursu öğreticiliğinde görevlendirilebilir.
Kur’an kursu öğreticilerinde 23/11/1999 tarihli ve 23885 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Diyanet ĠĢleri
BaĢkanlığı Sınav, Atama, Nakil ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinde belirtilen nitelikler aranır.”
MADDE4 — Aynı Yönetmeliğin Altıncı Bölümünün değiĢik bölüm baĢlığı “Yaz Kursları” Ģeklinde,
değiĢik 32 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı maddenin
altıncı fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır.
“Okulların tatil olduğu zamanlarda, ilköğretimin 5 inci sınıfını tamamlayan öğrenciler için kanuni
temsilcilerinin talebine bağlı olarak Kur’an-ı Kerim’i ve mealini öğrenebilmeleri ve dini bilgilerini
geliĢtirebilmeleri amacıyla Milli Eğitim Bakanlığının denetim ve gözetiminde yaz Kur’an kursları açılır. Ancak,
bu kursların süresi iki ayı ve haftada beĢ günü aĢamaz.
Bu kurslarda günde üç saat eğitim-öğretim yapılır. Bu sürenin iki saati Kur’an-ı Kerim ve meali, bir saati de
itikat, ibadet, siyer ve ahlak dersi için ayrılır.
Yaz Kur’an kurslarının açılıĢı, kayıt tarihleri, yer ve sayıları milli eğitim müdürlüklerinin görüĢü alınarak
müftülüklerce tespit edilir.”
MADDE5 — Aynı Yönetmeliğin 32/A maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE6 — Aynı Yönetmeliğin değiĢik 37 nci maddesinin 1 inci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“Yurt veya pansiyonlar eğitim-öğretim yılı devamınca hizmete açık bulundurulur. Yurt veya pansiyonların
kapanıĢ saatleri, bulundukları Ģehirlerin özellikleri ile ulaĢım durumu dikkate alınarak yurt veya pansiyon
yöneticisi tarafından tespit edilir, müftünün onayı ile uygulanır.”
Yürürlük
MADDE7 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE8 — Bu Yönetmelik hükümlerini Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.
153
154
155
156

AB yasaları misyonerleri azdırdı


24 Aralık 2004 Cuma
Misyonerler değiĢen koĢullara uyum sağlayacak biçimde stratejilerini yeniliyor, hatta yenilerini üretiyor.
Buna karĢılık Türkiye'nin geliĢtirdiği bir strateji yok, takip ve mücadele misyonerlik kavramı etrafında
değil, tek tek olaylar çerçevesinde yürütülüyor

Misyonerler, değiĢen dünya koĢullarında stratejilerini de değiĢtiriyor, mevcutların yanına yenilerini


etkiliyor. Sözgelimi artık öncelikli hedeflerin arasında bireylerin HıristiyanlaĢtırılmasının yanısıra,
zihniyeti ve düĢünce tarzlarını etkileyip değiĢtirme yoluyla kiĢilerin Hıristiyan kavramlarıyla uyumlu
biçimde düĢünmesinin sağlanması yer alıyor. Bu kültürel misyonerlik, misyonerlerin klasik din yayma
taktiklerini engelleyen yasalara veya teamüllere takılma tehlikesi de taĢımıyor.

Öte yandan, Türkiye'de AB'ye uyum sürecinde inanç özgürlüğünü koruyan ve bu alandaki kısıtlamaları
kaldıran yasalar çıkarılması, bireylerin din değiĢtirmesi için eski yöntemlerle çalıĢan misyonerlerin
çalıĢmalarını kayda değer derecede kolaylaĢtırdı. Misyonerlerin dinamik stratejilerine karĢılık Türkiye'de
geliĢtirilmiĢ herhangi bir strateji yok.

Yeni amaç BOP'a hizmet


AraĢtırmacı-yazar Aytunç Altındal, son yıllarda Türkiye'de yoğunlaĢan misyoner faaliyetlerini BOP'un bir
parçası olarak değerlendirdi. Altındal 'Ortadoğu'da yeni Ģekillenmeler için misyonerlik adımları atılıyor.
Misyonerler tamamen ajan olarak yetiĢtiriliyorlar. Misyonerlerin on yılda bir düzenledikleri ve önemli
kararlar aldıkları Lambeth toplantısının 14'üncüsü dört yıl önce yapıldı. Bu toplantıda Türkiye'nin
misyonerlerin üssü olmasına karar verildi. Bu üsten Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri'ne, Ortadoğu'ya
geçilmesi planlandı.

Amerika Irak'ı iĢgal etti. Ardından Kuzey Irak'ta Ġsrail'in misyoner faaliyetleri baĢladı. Türkiye'nin
Güneydoğusu'nda ise Kürt vatandaĢlara yönelik

Kilise evler açıldı


Son iki yılda 2 binden fazla kilise ev açıldığını hatırlatan Aytunç Altındal, daha çok ABD'den gelen
Protestan ve Katolik kiliselerin misyonerlik faaliyetler içinde olduklarını belirtti. Altındal misyonerlerin
hedefinin Hristiyanlığı yaymak olmadığını belirterek 'Esas amaç din değiĢtirmeye davetten çok siyasi ve
bölücü faaliyet. Çünkü onlar diyor ki 'Hristiyanlık Anadolu'da doğdu. Dolayısıyla bu topraklar bizim, geri
alacağız.' Hükümet de bunda bir sakınca görmüyor ve diyor ki: 'Ne var yani biz de Almanya'da cami
açıyoruz insanlar Müslüman oluyor'. Ancak biz orada kalkıp da Berlin bizimdir, Müslüman olacak, geri
almaya geldik, demiyoruz' dedi.

AB yasaları misyonerleri azdırdı


Aytunç Altındal, Türkiye'nin AB'ye girmek için çıkardığı Uyum Yasaları'nın misyoner
faaliyetlerini arttırdığını söyledi. Altındal, 'Uyum yasalarıyla ülkemizde yaĢayanlara din
ve vicdan özgürlüğü tanındı. Yani misyonerler istedikleri gibi dinlerini yayabilecekler,
ibadethaneler açabilecekler. Misyoner sayısı giderek daha da artacak ve Türkiye'de belki
de yüzlerce kilise açılacak. Bu, AB stratejisinin kaçınılmaz sonucudur. Devlet,
misyonerlik faaliyetlerini önlemeye yönelik hiçbir ciddi giriĢimde bulunamıyor.
Türkiye'de iki sene önce 238 kiĢi hakkında misyonerlik faaliyeti nedeniyle adli tahkikat
yapıldı. Bu kiĢilerin 100'den fazlası sonradan Hristiyan olan Türk, diğerleri ise 14 ayrı
ülkeden gelen misyonerlerdi. Avustralya'dan, Filipinler'den, Kore'den gelerek
misyonerlik yapanlar var. Ancak son iki senedir AB uyum yasaları nedeniyle hiç kimse
hakkında misyonerlik suçlamasında bulunulamadı. Türkiye Ģimdi misyonerlikle
mücadele bakımından tıpkı Osmanlıların iyice zayıfladığı 1910-14 yıllarındaki görüntüyü
sergiliyor' diye konuĢtu
157

13.10.2005
HABER

Homo ve lezbiyenlere serbestlik AKP’ye


nasip oldu!
AB‟a uyum hızlı baĢladı... Ankara Cumhuriyet BaĢsavcılığı Gay ve
Lezbiyen derneği tüzüğünü ahlaka aykırı bulmadı(!)

PeĢinen kanunlara konmuĢ


BaĢsavcı kararında, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu‟nun, AB Siyasi
Kriterleri, Katılım Ortaklığı Belgesi, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi
ve taraf olunan uluslararası insan hakları sözleĢmeleri dikkate
alınarak hazırlandığı belirtildi.

BaĢörtüsü’ne getirilemeyen özgürlük


Kararda AKP‟nin AB‟ye uyum çerçevesinde hazırladığı son Türk Ceza Kanunu‟na atıfta
bulunularak “Yeni TCK‟nın yapılandırılmasında „cinsel yönelim ayrımcılığının‟ tartıĢıldığı bir
dönemde, eĢcinsel olmak ahlâksız olmak anlamına gelmez. Aslolan tüm ahlâk bilimleriyle
uğraĢanların ortak birleĢtikleri nokta olan insan iradesinin hür olması gerektiğidir” denildi.

ANKARA
Ankara Cumhuriyet BaĢsavcılığı, KAOS Gay ve Lezbiyen Kültürel AraĢtırma ve DayanıĢma
Derneği'nin adında ve tüzüğünde ahlaka aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, derneğe
kapatma davası açılmasına yer olmadığına karar verdi. Basın Savcısı KürĢat Kayral, Ankara
Valiliği'nin derneğin adında ve tüzüğünde ahlaka aykırılık bulunduğu iddiasıyla derneğe
kapatma davası açılması istemiyle yaptığı baĢvuruyu karara bağladı.
Kararda, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu'nun, AB siyasi kriterleri, Katılım Ortaklığı Belgesi,
Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve taraf olunan uluslararası insan hakları sözleĢmeleri dikkate
alınarak hazırlandığı belirtildi.
Yasanın temel felsefesinin derneğin özeline girmemek, resmi makamların veya kamuoyunun
gözetiminden uzak serbestçe etkinlikte bulunmasını sağlamak olduğu anlatılan kararda, ''Yasa,
devletin derneklere karĢı baskıcı değil, kollayıcı tavrını göstermesi usulüne göre yapılandırıldı''
denildi.

“Toplumlara göre değiĢir”


Uluslararası sözleĢmelere ve BirleĢmiĢ Milletler Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne atıf
yapılan kararda, eĢcinsellik de irdelendi. Cinsel iĢlev bozukluklarının genel olarak ahlaki
bozulmanınbir sonucu olarak düĢünüldüğü, ancak Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından ''baĢlı
baĢına bir bozukluk'' olarak ele alınmadığı ve eĢcinselliğin spesifik olarak tanımlanmadığı
kaydedildi.
''Lezbiyen'' ve ''gay'' kelimelerinin günlük hayatta ve bilimsel araĢtırmalarda rahatlıkla
kullanıldığına iĢaret edilen kararda, ''Bu kavramlar, toplumlara göre değiĢir. Yeni TCK'nın
yapılandırılmasında 'cinsel yönelim ayrımcılığının' tartıĢıldığı bir dönemde, eĢcinsel olmak
ahlaksız olmak anlamına gelmez. Aslolan tüm ahlak bilimleriyle uğraĢanların ortak birleĢtikleri
nokta olan insan iradesinin hür olması gerektiğidir'' denildi. Kararda, derneğin adında ve 23
maddeden oluĢan amaç bölümünde ahlak dıĢı olarak tanımlanabilecek bir husus bulunmadığı
ifade edilerek, uluslararası sözleĢmeler de dikkate alınarak derneğin kapatılması talebiyle
kamusal dava açılmasına gerek olmadığı kaydedildi.(aa)

Düzenlemeler peĢinen kanunlara konmuĢ


BaĢsavcı kararında, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu'nun, AB siyasi kriterleri, Katılım Ortaklığı
Belgesi, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve taraf olunan uluslararası insan hakları
sözleĢmeleri dikkate alınarak hazırlandığı belirtildi.
158
159

23.02.2007

2006 suç yılı


AKP hükümeti döneminde patlama yapan suç
oranlarındaki artıĢ, baĢta büyükĢehirler olmak üzere
Türkiye genelinde sokakların artık güvenli olmaktan
çıktığını gösteriyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü‟nün verilerine göre, geçen yıl
Ģahsa karĢı suçlarda yüzde 62, mala karĢı suçlarda ise
yüzde 60 oranında artıĢ olurken, 2 bin 66 kasten adam
öldürme, bin 300 ırza geçme, 12 bin 154 kapkaç olayı gerçekleĢti.
160

2006'DA SUÇ ORANLARI ARTTI

Emniyet Genel Müdürlüğü verileri, Türkiye’de son


1 yıl içinde Ģahsa ve mala karĢı suçlarda yüzde
60’ın üzerinde artıĢ yaĢandığını gösteriyor...

Geçen yıl, sadece polis sorumluluk bölgesinde, 2 bin 66 kez kasten cinayet, 40 bin kez de
kasten yaralama suçu iĢlendi. Tecavüz sayısı bin 300‟e ulaĢtı. 2006‟da 142 bine yakın ev
ve iĢyerine hırsız girdi. Bu rakamlar, bir önceki yıla göre yüzde 60‟lık bir artıĢ anlamına
geliyor.

2006‟da Türkiye genelinde sadece polis sorumluluk bölgesinde, öldürme, yaralama ve


darp gibi yaklaĢık 322 bin Ģahsa karĢı suç iĢlendi. Bu rakam 2005‟e göre yüzde 62‟lik bir
artıĢı ortaya koyuyor.

Geçen yıl, 2 bin 66 kez kasten cinayet, 40 bin kez de kasten yaralama suçu iĢlendi.
Tecavüz sayısı ise bin 300‟e ulaĢtı.

Hırsızlık, dolandırıcılık, gasp ve kapkaç gibi mala karĢı suçlarda da yüzde 60‟lık bir artıĢ
var. Özellikle evlerden ve iĢyerlerinden hırsızlık olaylarında büyük bir artıĢ görülüyor.
2006‟da 142 bine yakın ev ve iĢyerine hırsız girdi.

Kapkaç ve yankesicilik olaylarındaki yükseliĢ de dikkat çekici. 2005‟te 7168 kapkaç olayı
yaĢanırken, bu rakam 2006‟da 12154‟e çıktı.

2006‟da 27612 kez yankecilik suçu da iĢlendi.

NTV

22 ġubat 2007 PerĢembe, 17:42:25


161

ANASAYFATüm HaberlerKünyeAnasayfam yapHaber Bandi Ekle 22 Mart 2007

CAN GÜVENLİĞİ BİR NUMARALI SORUN OLDU


Büyük kentlerde, özellikle Ġstanbul sokaklarında can güvenliği
toplumun bir numaralı sorunu oldu. Sarıyer’de dövülüp denize atılan
iki kardeĢin feci ölümü insanların gözünü iyice korkuttu...
13.03.2007 08:14

Ġstanbul korku kentine döndü. Her gün yenisini duyduğumuz kapkaç, gasp ve cinayet haberlerinin ardından önceki
gün Sarıyer’de iki kardeĢin güpegündüz dövülerek Boğaz’ın soğuk sularında ölüme terkedilmesi, Ġstanbullular’ı
korkuttu. VatandaĢ, suç kentinde hayatta kalabilmek için aldığı tedbirleri VATAN’a anlattı

Çocuklarımın dıĢarıda oynamasına izin vermiyorum

Birten Turan (35), Ev kadını: Hiçbir yer güvenli değil, eviniz bile. Çocuklarımın dıĢarda oynamalarına kesinlikle izin
vermiyorum. Çanta taĢımıyorum. Yanıma çok az para alıyorum. Bu parayı da cebimde taĢıyorum. 15 milyon için insan
öldürülen bir Ģehirde yaĢıyoruz. Paranoyak olmamak için kendimizi kontrol etmek zorunda kalıyoruz.

Meditasyon yapmadan trafiğe çıkmıyorum

Kemal Aykut (25), Kuaför: Bu devirde bu Ģehirde kimseye bulaĢmamanın en doğrusu olduğunu öğrendik. Çünkü söz
dalaĢının sonunu bile hayatınızla ödeyebiliyorsunuz. Herkes birbirinden korkuyor, çekiniyor. Trafikteyken kimseyle
takıĢmamaya özen gösteriyorum. Sakin olmaya çalıĢıyorum. Meditasyon yaparak bunu baĢarıyorum.

Yolda omuz bile atsalar önüme dönüp yürüyorum

Mehmet Kocaman (46), Apartman Görevlisi: Bu Ģehir gitgide daha da ürkütücü oluyor. Yollar güvenli değil, evinizin
önü bile güvenli değil. Artık gece karanlığını bile beklemiyorlar. Tedbirli olmak da bir yere kadar iĢe yarıyor. Yolda
yürürken omuz vuran insanlara tepki göstermiyorum. Hiçbir Ģey olmamıĢ gibi yürüyüp gidiyorum.

Çantama az para koyup kartlarımı cebimde taĢıyorum

Yasemin ġanlıoğlu (42), Ev Kadını: Askılı çanta taĢıyorum. Çantamda da az para bulunduruyorum. Cepli kıyafet
giymeye özen gösteriyorum. Kredi kartı ya da değerli eĢyamı cebimde taĢıyorum. Çocuğumu hava kararmasa da
okuldan kendim alıyorum, geç saatte dıĢarda olmasına izin vermiyorum.

Güvenlik güçlerimizin daha aktif olmasını istiyorum

Arzu KardeĢ (37), Memur: Ġstanbul’da yaĢamak zordu, artık imkânsız hale geldi. Güvenlik güçlerinin daha aktif
olmasını istiyoruz. Ġstanbul maalesef suçluya teslim olmuĢ durumda. Avrupa Birliği Türkiye’de insan haklarının
geliĢmesini istedi ama bizi yönetenler maalesef suçluların hakkını geliĢtirdi. Mağdur vatandaĢı koruyan yok.

Bilmediğimiz yere gitmiyoruz

You might also like