You are on page 1of 149

Tez zeti: Molla Fenarinin Aynu'l-Ayan Adl Tefsirinin Mukaddimesi (Tahlil ve Deerlendirme) Molla Fenarinin Aynu'l-Ayan isimli Fatiha

Tefsiri Mukaddimesinin tahlil edildii bu tezin ilk blmnde, Fenarinin hayat, eserleri, islam dnce geleneindeki yeri ele alnm ve daha sonra Fenari ncesi tefsir literatrne ksaca yer verilerek, Aynu'l-Ayan Mukaddimesinin bu tefsir almalar ierisinde nerede durduu sorusuna cevap aranmtr. Tezin asln oluturan ikinci blmn ilk ksmnda ise, Aynu'l-Ayan tefsiri ve Mukaddimesi ana hatlar ile tantlm ve Mukaddimenin sistematii ve teorik arka plan ortaya konulmutur. Bu blmn son ksmnda, Aynu'l-Ayan Mukaddimesi merkeze alnarak, Fenarinin tefsir ilminin mahiyetine ynelik grleri tahlil edilmitir. Burada Fenarinin tefsir ilmine ilikin grleri tartlrken, Fenarinin dier eserleri ve beslendii dnce gelenekleri ierisinde verilen eserlere bavurmak suretiyle farkl konulara temas edilmi ve bylelikle onun yorum anlay aa kartlmaya allmtr. Sonu itibariyle bu tezde, Fenarinin varlk, dnce ve dil anlay erevesinde ekillenen yorum anlay soruturulmu ve onun tefsir ilminin mahiyeti nedir sorusuna verdii cevap bir kompozisyon ierisinde ifade edilmeye allmtr.

Abstract: Preface for Molla Fanaris Commentary Aynul-Ayan (Analyze and Review)

This first section of the thesis in which Molla Fanaris Preface for Fatiha Commentary, named as Aynul-Ayan, is analyzed focuses on the life of Fanari, his works and books, his place and importance for the tradition of Islamic thought. Additionally, commentary literature before Fanari is reviwed and the question of where the place of Preface for Aynul-Ayan is in this commentary works is to be answered. The beginning part of the second section of the thesis, which is the most important one, manifests Molla Fanaris Commentary Aynul-Ayan and its Preface, and also its systematic and theoretical background. The ending part of this section analyzes Fanaris thoughts for the character/nature of the commentary science (ilm at-tafsr) on the ground of Preface for Aynul-Ayan. At this point, having included other works of Fanari, his understanding of interpretation is exsposed by referring his other books and pointing at the works which belong to the thought traditions that Fanari is nourished. As a conclusion, this thesis simulatenously aims to convey what Fanaris understanding of interpratation is on the base of his being, thought and language approach, and what Fanaris answer is for the question on the character/nature of the ilm at-tafsr.

T.C. MARMARA N VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TS LAH YAT ANAB L M DALI TEFS R B L M DALI

MOLLA FENAR N N AYNU'L-YN ADLI TEFS R N N MUKADD MES (Tahlil Ve Deerlendirme)


Yksek Lisans Tezi

M. TAHA BOYALIK

stanbul, 2007

T.C. MARMARA N VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TS LAH YAT ANAB L M DALI TEFS R B L M DALI

MOLLA FENAR N N AYNU'L-YN ADLI TEFS R N N MUKADD MES (Tahlil Ve Deerlendirme)

Yksek Lisans Tezi


M. TAHA BOYALIK

Danman: PROF. DR. MUHS N DEM RC

stanbul, 2007

NDEK LER
NDEK LER ............................................................................................................. I KISALTMALAR ........................................................................................................III G R ............................................................................................................................1 I. ARATIRMANIN AMACI VE NEM ....................................................................2 II. ARATIRMANIN MUHTEVASI ............................................................................4 III. KAYNAK DEERLEND RMES ..........................................................................5

B R NC BLM MOLLA FENR VE TEFS R LM NDEK YER


I. FENRN N HAYATI, ESERLER VE SLAM DNCE GELENE NDEK YER .....................................................................................................................12 A. Fenrnin Hayat ve Eserleri ..............................................................................12 B. Fenrnin slam Dnce Geleneindeki Yeri ....................................................19 II. FENRN N TEFS R LM NDEK YER ............................................................26 III. FENR NCES TEFS R TAR H NE KISA B R BAKI: Aynul-yn Mukaddimesini Hazrlayan Tefsir Birikimi............................................................28 A. Tefsir lminin Tedvininde Aama ve Molla Fenr.........................................31 B. Fenr ncesi Tefsir Yazm Gelenei..................................................................36 C. Fenr ncesi Kapsaml Ulmul-Kuran almalar .........................................41 D. Aynu-l-yn Mukaddimesinin Tefsir Usl almalar erisindeki Yeri ........46

K NC BLM FENRN N AYNUL-YN S ML FT HA TEFS R MUKADD MES N N TAHL L


I. AYNUL-YN TEFS R VE MUKADD MES ...................................................50 A. Ana Hatlaryla Aynul-yn Tefsiri ve Mukaddimesi .........................................51 B. Mukaddimenin Sistematii ................................................................................57 C. Mukaddimedeki Sistematiin Teorik Zemini ve Mdevven lim Anlay ..........59 1. limlerin Konusu ve Meseleleri ................................................................64 2. limlerin lkeleri .......................................................................................68 a. Tasdik lkeler ......................................................................................69 b. Tasavvur lkeler ..................................................................................70 II. AYNUL-YN MUKADD MES N N TAHL L ...............................................73 A. Tefsir lminin Tanm ve Mahiyeti ......................................................................73 B. Tefsir-Tevil Ayrm ve Yorumda Kesinlik.........................................................102 C. Zanni Bilgi: Tevil ve tihad .............................................................................105 D. Metafizik Bilgi mkan ve Kurann Anlalmas..............................................112

Deerlendirme.......................................................................................................127 SONU.....................................................................................................................132 B BL YOGRAFYA ..................................................................................................137

II

KISALTMALAR

b. bkz. D. .A. G.A.L Hz. h. kr. m. nr. . s. sa. trc. ts. vb. vr.

: : : : : : : : : : : : : : : :

bn, Bin Baknz Diyanet slam Ansiklopedisi Geschchte Der Arabschen Litteratur Hazreti Hicr Karlatrnz Milad Nereden lm Tarihi Sayfa Say Tercme Tarihsiz Ve benzeri Varak

III

GR ARATIRMANIN AMACI, MUHTEVASI VE KAYNAK DEERLEND RMES

I. ARATIRMANIN AMACI VE NEM Molla Fenrnin Aynul-yn isimli Ftiha Tefsirine yazd Mukaddimenin bir tez konusu olarak seilmesindeki nemli etkenlerden biri, bu eserde tefsir ilmi ile alakal olarak gndeme getirilen ve zmlenmeye allan bir ok meselenin, gnmz tefsir aratrmaclar iin de birer soru/n tekil etmesi olmutur. Aynu-l-yn Mukaddimesinde bir dnce gelenei ve klsik bilim felsefesinin verileri gz nne alnarak sorulan en temel sorular unlardr: a- Tefsir mstakil bir ilim midir? b- Tefsir bal bana bir ilim olarak deerlendirildii takdirde bu ilim iin sz konusu olan itibar mahiyet nedir? c- Klsik bilim felsefesinin kriterlerinden hareketle tefsirin bildik anlamda bir ilim olmad sylenecekse eer, tefsir ismi altna dercedilen malumat, bilgi ve yorum birikimini bir vahdet noktasna balamamza imkan veren ey ne olacaktr? d- Btn bir yorum faaliyeti gz nne alndnda, tefsir ad altnda yrtlen yorum faaliyetlerini, bu yorum faaliyetlerine esas tekil eden dier ilimlerdeki abalardan farkl klan ey nedir? Bu sorularla irtibatl olarak beliren dier nemli meseleler ise unlardr: a- Mfessirden beklenen vazife olarak karmza kan Kurann anlalmas eklindeki ok genel ve bir o kadar da belirsiz ifadenin ii nasl doldurulacaktr? bLafzlarn ilk delaletlerinin dil ve nzl vasat erevesinde belirlenmesinden Kurann anlalmasna kadar uzanan geni aralkta dil ilimleri,

Kuran ilimleri ve dier ilimlerden edinilen veri, kide ve teorilerin etkinlii ne olacaktr? te yandan anlamn aa kartlmasnda sz sahibi olan bu unsurlar anlam soruturmasna farkl seviye ve aamalarda m, e zamanl olarak m, yoksa birbirlerinden ayr olarak m elik etmektedirler? c- kinci olarak, yorum dzlemi sz konusu olduunda, sz veya yaz eklinde karmza kan lafzlarn srekli genileyerek kendini tarih ierisinde zhr eden anlamlarna metni feda etmeden nasl ulalacaktr? d- Bu sorulara verilen cevaplardan sonra anlaml hale gelecek olan dier bir soru ise, mfessir ismiyle hangi sorumluluk alanlarna atf yapld, veya bir mfessirden beklenen eyin ne olduudur? Aynu-l-yn Mukaddimesinin bizi bu meselelerle kar karya getirmesi bu eserin niin kaleme alnd sorusuna da aklk getirmektedir; yukardaki sorulardan anlalaca zere Mukaddime, tefsir ilminin mahiyetine belirginlik kazandrmak suretiyle bu ilme ve bu ilim ierisinde yrtlen yorum faaliyetine ilikin zihin bulankln gidermeyi hedeflemektir. Bu mahiyet soruturmas srasnda Fenr, bir dnce gelenei ierisinde ekillenen ilimleri ve daha zel olarak ikinci analitiklerin (el-Burhn) verilerini gz nnde bulundurmutur. Fenr tahsil edilmek istenen ilme ynelik n-bilgi ve farkndalk salayan bir takm mukaddimelerin (mukaddimt-ur) bu ilim ierisinde elde edilecek her trl bilgiyi ncelemesi gerektiini dndnden,1 kaleme alm olduu Fusll- Beda Misbhul-ns ve Aynul-yn isimli temel eserlerinin balanglarnda bu eserlerin ilikin olduu ilimlerin mahiyetlerini, faydalarn, konularn ve dier ilimler ierisindeki yerlerini mstakil balklar altnda ele almtr. Bu meselelerin Aynu-l-yn Mukaddimesinde Kuran konu alan tefsir ilmi iin sz konusu edilmesi ise, bu ilmin mahiyetini tespit etmenin zorluklarndan tr ayr bir nem ifade etmektedir. Tefsir ilminin mahiyeti hususunda bir belirsizlik vardr; nk tefsir ilminin konusu olan Kuran, dorudan veya dolayl bir ekilde btn dini ilimlere kaynaklk etmekte, bu ilimlerden her biri Kurandan elde edilen anlamlarla beslenmekte ve te yandan kendilerini Kuran ve Snnet ile temellendirerek btn bir dnce tarihi boyunca meruiyetlerini bu kaynaklardan elde etmektedirler.

Fenr, Fusll-Bed, stanbul 1289, I, 4.

Biz bu tezde, Aynu-l-yn Mukaddimesi erevesinde Fenrnin tefsir ilmi ve bu ilim ierisinde srdrlen yorum faaliyeti ile ilgili dncelerinin izini srerek, onun yukarda iaret edilen meselelere getirdii zmleri bir kompozisyon eklinde ifade etmeyi deneyeceiz; bu yaplrken yeri geldike onun dier eserlerine ve istifade ettii kaynak ve dnce geleneklerine de ba vurulacak ve baz almlar salanacaktr. II. ARATIRMANIN MUHTEVASI Hz. Peygamberin irtihalinden hemen sonra younlaan tefsir faaliyetleri, daha sonra ulmul-Kuran ismi altnda anlacak olan, nsih mensh, sebeb-i nzl, garbul-Kuran, czl-Kuran gibi konularda bir bilgi birikimine yol am ve te yandan tefsir yazm geleneinin ilk eserleri henz tabiin dneminde verilmeye balamtr. Sonraki sre ierisinde ise tefsir ismi altnda tedvine konu olan malzeme ve verilen pek ok eser, dier ilimlerden ayr olarak sadece tefsir ilmine atfedilebilecek bir bilgi alan tekil etmitir. Tefsir ilminin mstakil bir ilim olarak deerlendirilmesine imkn veren bu literatrn bir dnce gelenei ierisinde nerede durduu ve tefsir ilminin dier ilimler ierisindeki yerinin ne olduu meselesinin bilinli bir ekilde tartlmas ise tabi olarak, bu ilmin geliimini kendi i btnln salayacak ekilde tamamlad ve te yandan dier dini ilimlere ilikin kanaatlerin aklk kazand ge bir evreye tekbl edecektir. Bu tezin ilk blmnde ncelikle beslendii dnce izgileri, hocalar ve eserleri gz nne alnarak Fenrnin slam dnce geleneinde durduu noktaya iaret edilecek, ikinci olarak ise Aynu-l-yn Mukaddimesini hazrlayan tarihsel sre tefsir alannda verilen eserler zerinden takip edilecektir; bylelikle tefsir ilminin tarihsel geliimi Fenrnin tefsir anlay nokta-i nazarndan ksaca gzden geirilmi olacaktr. Burada tefsir ilminin tedvini iin sz konusu edilen anlam erevesinde bu ilmin Fenrye kadarki geliimi ksaca tasvir edilecek ve Molla Fenrnin bu tarihsel sre ierisinde nerede durduu sorusuna cevap aranacaktr. Tefsir ilminin Fenr ncesi geliimine ilikin olarak ele alnacak bu konular, Fenryi bir mahiyet tespitine iten eyin ne olduunu aa karmas asndan nem arz etmektedir. kinci blmde ise Aynu'l-yn ve Mukaddimesi ana hatlar ile tantldktan sonra Mukaddimenin muhtevasna ekil veren teorik arka plan tespit edilip bu teorik zeminin Mukaddime ile ilikisi kurulacak ve daha sonra bu eserde sz konusu edilen

meselelerin tahliline geilecektir. Burada tartlacak olan meselelerin ve yaplacak tahlillerin hareket noktas Aynul-yn Mukaddimesi olmakla birlikte yeri geldike farkl uzantlara dikkat ekilecektir; nk Aynul-yn Mukaddimesi Rz-Konev dnce gelenei ierisinde verilmi bir eser olup eserin muhtevasna fkh, usl, kelm gibi dini ilimler ile zellikle mantk ve bn Arab sonrasnda bir metafizik olarak teekkl eden tasavvuf dncesi younlukla siryet etmitir; dolaysyla bu eserin tahlili bizi tefsir ilminin dnda bir ok ilmin verileri ile kar karya brakmaktadr. Aynu-l-yn Mukaddimesini tahlil ederken 85 sayfa tutarndaki bu metinde deinilen her mesele ve alt balk hakknda bir yorum ileri srme yoluna gidilmeyecek, aksine bu eserde soruturulan bir takm temel meseleler esas alnarak, Mukaddimeden bu sorularn cevaplar talep edilecektir; bylece problematik bir ekilde srdrlecek olan bu tahlil denemesinin iddias da, Molla Fenrnin tefsir ilmi ve bu ilim ierisinde yrtlen yorum faaliyeti hakkndaki grlerini doru anlamak olacaktr. III. KAYNAK DEERLEND RMES slam dncesinin hicri 4. asrn altn a olarak deerlendirerek bu dncenin zellikle Gazl sonrasn bir inhitat devri olarak nitelendiren sylem, bir tahkik tavr gelitiren bu olgunluk evresinin gz ard edilmesine sebebiyet vermitir. Bu yaygn kanaatin etkisi ile Batda ve Douda yaplan iyimser almalar byk oranda, bu dncenin hz kesmesinden sorumlu tutulan Gazlye kadarki srele snrl kalmtr. ran ilim geleneinin tasavvuf konusundaki ilgisi dnda elimizde Molla Fenrnin eserleri ve dncesi zerine yaplan ciddi almalarn bulunmamas, bu duruma iaret eden bir rnektir. Bununla birlikte Molla Fenrnin aratrma konusu seilerek balang seviyesinde de olsa alld yer lkemiz olmu ve Fenr ve eserleri zerine on kadar akademik tez hazrlanmtr. Ancak farkl zaman aralklarnda yaplan bu az saydaki alma, birbirini tamamlayc bir ilev grerek Molla Fenr dncesini aa karmaya ynelik dikey bir izgi oluturamamtr. te yandan tespit ettiimiz bu on kadar almann beinin lisans dzeyinde oluu ve doktora dzeyinde sadece iki almann bulunmas, bu konudaki yetersizliin niceliksel bir ifadesidir. Yine bu almalardan alts mstakil olarak Molla Fenrnin hayat ve eserlerini ele aldndan, bu husustaki ciddi bir boluu doldurmakla birlikte, onun dnce ve fikirlerine yer

vermemitir. u durumda Fenrnin eserleri, dncesi ve her hangi bir konudaki fikirleri zerinde duran almalarn says bei gememektedir. Ancak bu almalardan da her birinin muhtevasnn en az yarsn yine Fenrnin hayat ve eserleri tekil etmi ve bu eserlerde Fenrnin dncesi ve eitli meseleler hakkndaki fikirleri, kuatc bir bakla deerlendirmeye tabi tutulamamtr. te yandan Fenrnin Tahranda tahkik edilerek baslan Misbhul-ns2 ile tahkiksiz olarak stanbulda baslan FusllBed,3 Aynul-yn4 ve erh-i sagoci5 dndaki btn eserleri yazma halindedir. imdi yukarda sz konusu edilen almalar hakknda bilgi vererek bunlar ksaca deerlendireceiz. Molla Fenrnin hayat ve eserleri zerine kaleme alnan mstakil almalar tarih srasna gre unlardr: 1. Glen, Nuran, Molla Fenr ve Ailesi ( stanbul niv. Edebiyat Fak. Tarih Blm, Lisans Tezi, stanbul 1959) 2. Ylmaz, Edip, Molla Fenr Hayat, ahsiyeti, Eserleri ve Filolojisi Blm, Lisans Tezi, stanbul 1975) 3. Sancakl, Saffet, Molla Fenrnin Hayat (Uluda niv. lahiyat Fak., Lisans Tezi, Bursa 1986) 4. Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza Fenrnin Hayat ve Eserleri, stanbul niv. lahiyat Fak., Yksek Lisans Tezi, stanbul 1990). 5. Cokun, Hidyet, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri (Dokuz Eyll niv. lahiyat Fak., Lisans Tezi, zmir 1996) Grld zere bu almalardan drt tanesi lisans ve biri ise yksek lisans dzeyindedir. Buradaki lisans tezleri arasnda Ylmaz Edibin 1975 ylnda hazrlad alma Molla Fenrnin tespit edebildii eserlerinin yazmalarna ulam ve bu yazmalar tavsif ederek her bir yazmann ktphane kaytlarn vermitir. Bu adan nemli olan almann eksiklii ise baz eserleri tespit edememesi ve tespit edilen baz stanbul Ktphanesindeki Yazma Nshalarn Tavsifi ( stanbul niv. Edebiyat Fak. Arap Fars

2 3

4 5

Fenr, Misbhul-ns, nr. Muhammad Hacev, Tahran ts. Fenr, Fusll-Bed f Usl-er, stanbul 1289. Fusll-Bednin 2006 ylnda Suudta basld haberini almakla birlikte, bu basknn Osmanl basksnn yeniden dzenlenerek tab edilmi hali mi, yoksa ilm tahkikli bir neir mi olduu konusunda bir bilgiye ulaamadk. Fenr, Aynul-yn-Tefsru Sratil-Ftiha, stanbul 1326 Fenr, erh-i sagoci, stanbul ts.

eserlerin Fenrye aidiyetlerini tahkik etme yoluna gitmemesi olmutur. Lisans dzeyindeki dier tezler ise Fenr ile ilgili olarak kaynaklarda yer alan bir takm malumat gndeme getirmi ve mmkn olduunca onun eserlerini tespit etmeye almtr. Stk Gllenin hazrlad yksek lisans tezi Fenrnin eserleri zerine gerekletirilen en ciddi mstakil alma grnmndedir. Bu almada sz konusu edilen eserler Fenrye ait olanlar, Fenrye isnad edilenler, Fenrye isnad edildii halde ona ait olmad tespit edilenler ve Fenrye aidiyetleri alma srasnda tespit edilenler olarak tasnif edilmitir. Fenrnin eserlerini ele alrken faydalanacamz bu almada, deerlendirmeye tabi tutulan eserlerin farkl yazma nshalarna bavurularak mukayeseler yaplm, eserlerin muhtevalar ve yazmalar ksaca tantlmtr. Burada iaret edilen ou lisans seviyesindeki bu almalar, Fenrnin eserlerine ve dncesine ynelik bir soruturmaya girme iddiasnda bulunmamtr. Btn bu almalar Fenrnin yaam olduu dnemin tarihi artlarna aklk kazandrm, Fenrnin hayat ve ahsiyeti ile ilgili malumatn yer ald kaynaklar tespit ederek bu kaynaklardaki bilgileri derli toplu bir ekilde ifade etmi ve son olarak Fenrnin eserlerinin tespiti, bu eserlerin tantlmas, bulunduklar ktphanelerin belirlenmesi ve eserlerin yazma nolarnn tespiti noktasnda nemli bir boluu doldurmulardr. imdi Molla Fenrnin eserleri ve dncesi zerine yaplan almalar, yine tarih srasna gre, yle sralayabiliriz: 1. Urtekin, Kerim, Molla Fenr ve Aynu-l-yn Mukaddimesinin Tercmesi (Ankara niv. lahiyat Fak., Lisans Tezi, Ankara 1978) 2. Aydn, Hakk, Molla Fenr ve Fusll-Bed f Usl-eryindeki Metodu, (Atatrk niv. lahiyat Fak., Doktora Tezi, 1989) 3. Tuncer, Mustafa, Molla Fenr ve Ftiha Sresi Tefsiri, (Ondokuzmays niv. lahiyat Fak. Yksek Lisans Tezi, Samsun 1991) 4. Durmu, Zlfikar, emeddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Aynul-yn Adl Eserinin Tahlili ( Erciyes niv. lahiyat Fak. Yksek Lisans Tezi, Kayseri 1992) 5. Akar, Mustafa, Molla Fenr ve Vahdet-i Vcd Felsefesi (Ankara niv. lahiyat Fak., Yksek Lisans Tezi, Ankara 1992)

6. ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu (Ankara niv. lahiyat Fak., Doktora Tezi, Ankara 1992) Bu almalardan biri lisans, yksek lisans ve ikisi doktora seviyesinde yaplmtr. 1978 ylnda Ankara lahiyatta lisans dzeyinde hazrlanan Molla Fenr ve Aynu-l-yn Mukaddimesinin Tercmesi isimli alma metne tam olarak nfuz salanamadndan tr bir tercme teebbs olarak kalmtr. Hakk Aydn tarafndan Molla Fenr ve Fusll-Bed f Usl-erindeki Metodu ismiyle hazrlanan ve daha sonra slam Hukuku ve Molla Fenr adyla baslan doktora tezi ise, Fenrnin usl anlayna ynelik genel bir kanaat salayan yegane giri metni olarak nem arz eder. Ancak eserin 3/2lik bir ksmnn Fenrnin hayat, eserleri ve kaynaklarna ayrlmas Fusll Bed erevesinde Fenrnin usl anlaynn deerlendirildii asl ksmn zayf kalmasna sebep olmutur; yle ki 135 sayfalk eserde Fusll-Bednin muhtevasnn sz konusu edildii ksm otuz sayfay gememektedir. te yandan ifade etmemiz gerekir ki Fenrnin usl anlay zerine yaplan bu ilk almann muhtevasndaki orantszln sorumlusu btnyle eserin yazar deildir; nk eserin muhtevasn zorunlu olarak ekillendiren daha ok bu alandaki ok ynl derin boluk olmutur.6 Mustafa Akarn Molla Fenr ve Vahdet-i Vcd Felsefesi isimli yksek lisans almas, Fenryi bir dnce izgisine yerletirmeyi denemediinden ve Fenrnin eserleriyle ciddi anlamda irtibat kuramadndan tr, onun snrl kalmtr. Fenrnin tefsir anlay zerine yaplan dier alma ise Fenrnin tefsir anlayna ynelik olduundan bizi zellikle ilgilendirmektedir. Mustafa Tuncerin Molla Fenr ve Ftiha Suresi Tefsiri isimli almas Fenrnin Aynul-yn isimli eserini genel hatlaryla tantmay hedeflemitir. Bu almann ilk blmnde Fenrnin hayat ile ilgili bilgilere geni bir ekilde yer verilmi,7 ikinci blmde ise Fenrnin Aynul-ynda atf yapt eser ve mellifler imkan nispetinde tespit edilmitir.8 Daha
6

bn Arab-Konev

izgisinde ekillenen tasavvuf dncesine ynelik genel bir tasvir ortaya koymakla

7 8

Bu eserde 80 sayfa tutarndaki Fenrnin hayat ve eserleri ksmndan sonra Fenrnin FusllBeddeki metodu isimli asl ksmda, Fenrnin bu eserdeki kaynaklarnn tespitine geni yer ayrlm ve dier konular da eseri tantc mahiyette bir takm rnekler zerinden ele alnmtr. Tuncer, Mustafa, Molla Fenr ve Ftiha Suresi Tefsiri, s. 14-60 Tuncer, Mustafa, Molla Fenr ve Ftiha Suresi Tefsiri, s. 61-71

sonra Fenrnin tefsir ilmine bak bal altnda Mukaddimede ele alnan meselelerden bir ka seilerek Fenrnin grleri herhangi bir aklama getirilmeden nakledilmitir. Bu blmn Fenrnin tefsirdeki metodu isimli son bal altnda ise alt balklarla yaplan vurgularn dnda her hangi bir tahlile yer verilmeksizin Fenrden bir takm tefsir rnekleri aktarlmtr. Fenrnin tefsir metodu zerine gerekletirilen en geni alma, Recep ehidolu tarafndan Molla Fenr ve Tefsir Metodu ismiyle hazrlanan doktora tezidir. Eserin giri blmnde Fenrnin yaad yzyla siyas, sosyal, iktisad ve ilm adan gz atlm, birinci blmde ise Fenrnin hayat, ahsiyeti, ilm ve tasavvuf yn, talebeleri ve eserleri incelenmitir. Eserin ikinci blmnde ncelikle tefsir tarihine genel bir bak, Osmanllarda tefsir hareketi ve Aynul-ynn kaynaklar balklar ele alnm, daha sonra kalan 50 sayfalk ksm ierisinde Fenrnin yetleri ve sureleri tefsir metodu iki balk altnda incelenmitir. kinci blmn banda tefsir ilmine ilikin verilen ksa malumat ve literatrden sonra Aynul-ynn kaynaklar bal altnda Fenrnin bu eserdeki atflar tespit edilmi ve Aynul-ynda atf yaplan bu eserler hakknda ksa bilgiler verilmitir. Bu ksm, Fenrnin beslendii eserlerin ve dnce izgilerinin aa karlmas asndan nem arz eder. Biz de almamz srasnda Aynul-yn ve Mukaddimesini tantrken Fenrnin faydaland kaynaklar noktasnda bu ksmdan istifade edeceiz. kinci blmn Aynul-ynn metodu isimli asl ksm sreleri inceleme metodu ve yetleri inceleme metodu eklinde iki balk altnda ele alnm ve Fenrnin yetleri hangi vecihlerden tefsir ettii tespit edilerek bu konularda bir takm rnekler getirilmitir. Burada gze arpan bir eksiklik, mellif ve eser zerine gerekletirilen tefsir almalarnn ounda olduu zere, ulalan bilgilerin aktarlmas veya zetlenmesiyle iktifa edilerek her hangi bir tahlil yoluna gidilmemesidir. Bu almada da Fenrnin yet ve sreleri tefsir ederken dikkate ald hususlar Aynul-yn tefsiri erevesinde tespit edilmi, ancak her bir konu hakknda rnekler getirmekle iktifa edilerek, bu tikel rnekleri bir vahdet noktasna balamak sretiyle Fenrnin yorum anlayna ilikin sonular karma yoluna gidilmemitir. Aratrmann bu asl ksmnda tefsir rneklerine younlaldndan, Aynul-yn ve Mukaddimesindeki Fenrnin tefsir anlayn yanstan nemli bilgiler gzden karlmtr. Sonu itibaryla bu almann derinlemesine deil yzeysel bir seyir takip

ettiini syleyebiliriz te yandan bu almann Fenr ve Aynul-yn Tefsirini inceleme hususundaki nc konumu dikkate alndnda, eserde bir takm eksikliklerin bulunmas tab karlanmaldr; nk yukarda da iaret ettiimiz zere Fenrnin eserleri zerine gerekletirilen bu ilk almalar, bu alandaki boluktan dolay, aratrmaclar bir takm malumat ele almaya ve genel bir fikir vermeye sevk etmi ve bu da almalardaki tahlil gcn azaltmtr. Fenr zerine yaplan almalara iaret ettikten sonra bu almalar dnda tezde istifade ettiimiz birincil ve ikincil kaynaklar yle ifade edebiliriz. Birinci blmde Fenrnin hocalar, eserleri, slam dncesindeki ve tefsir tarihindeki yeri ele alnrken akik ve Kefz-Znn gibi temel kaynaklardan ve erken dnem Osmanl dncesine ynelik bilgiler ihtiva eden baz eser ve makalelerden istifade edilecektir. Tefsir tarihi ile ilgili malumat ve literatrn verildii ksmda ise ulmul-Kuran almalar ve tefsir yazm gelenei ierisinde verilen eserlerin yan sra Trkiyede tefsir tarihi ve usl zerine yaplan aratrmalara bavurulacaktr. Tezin ikinci blmnde ikincil olarak istifade edilen eserlerden Mukaddimenin arka plann aa karmaya ynelik olarak faydalandmz bn Snnn el-Burhn bata olmak zere, Kefz-Znn Mukaddimesi, Kefu Istlhtil-Fnn ve Cihet-i Vahde Risleleri gibi klsik bilim felsefesine ilikin bilgiler veren eserleri zikredebiliriz. almann tahlil ksmnda ise en ok bavurulan eserler Fenrnin Aynul-yn dnda FusllBed, Misbhul-ns, el-Fevidl-Fenryye gibi eserleri ile Kfiyecinin (. 879/1474) et-Teysri, Konevnin (. 673/1274) tasavvuf alanndaki eserleri ve Aynulyn tefsirinde atf yaplan dier baz tefsirler olacaktr.

10

B R NC BLM MOLLA FENR VE TEFS R LM NDEK YER

I.

FENRN N

HAYATI,

ESERLER

VE

SLAM

DNCE

GELENE NDEK YER A. Fenrnin Hayat9 ve Eserleri emsddin Muhammed b. Hamza el-Fenr10 hicri 751/834 miladi 1350/1431 yllar arasnda yaam11 bir osmanl alimidir. Yldrm Bayezit, (1389-1402) elebi Mehmet (1413-1421) ve II. Murat (1421-1451) gibi padiahlarn devirleri idrak eden Fenr, ilk tahsilini babasnn yannda yaptktan sonra znik mderrisi Alddin Esvedin (. 800/1397-8) derslerine devam etmi ve bir mddet sonra hocasyla arasnda kan bir tartmadan dolay12 bu halkay terk ederek Cemlddin Aksarynin (. 791/1389) ders halkasna katlmtr. Aksaryden czetini alan13 Fenr, bu alimin lmnn ardndan, onun derslerine katlmak iin gelip cenazesi ile karlaan Crcn (. 816/1413) ile birlikte Msra giderek, burada Bbert (. 786/1384) ve bn Mbrekah (. 726/1326) gibi alimlerden ders almtr.14 Msrdan dndnde
9

10

11

12

13 14

Fenrnin hayat zerine yaplan mstakil tez almalar ve Fenr zerine yaplan dier tezler bu konuda yeterli bir zemin oluturduundan, bu balk altnda Fenrnin hayatnda n plana kan noktalara iaret etmekle yetinilecektir. Fenrnin doum yeri, doum tarihi, lakap ve nispesi hakknda bilgi iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, stanbul 1990, (Baslmam Yksek Lisans Tezi), s. 1, 2; ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, Ankara 1992, (Baslmam Doktora Tezi), s. 8-10 Fenrnin yaad dnemin siyasi, sosyal, iktisadi ve ilmi durumu hakknda bilgi iin bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 1-7 Takpri-zde, samddin Ahmed b. Mustafa, e-akikun-Numniyye f Ulemid-DevletilUsmniyye, nr. Ahmed Suphi Furat, stanbul 1405, s. 9 smail Beli Efendi, Tarh-i Bursa: Gldeste-i Riyz- rfn, Bursa 1302, s. 240 Suyt, Cellddin, Kitbu Buyetil-Vut fi Tabaktil-Lgaviyyn ven-Nuht, Msr 1326, s. 39; Leknev, Muhammed Abdulhayy, el-Fevidl-Behiyye f Tercimil-Hanefiyye, Beyrut 1418/1998, s. 274; Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, stanbul 1333, I, 390; Karla, Bekir, Osmanl Dncesinin Oluumu, Yeni Trkiye 2000/33, s. 33

12

Yldrm Bayezit tarafndan manastr medresesi mderrisliine ve ardndan 795/1393 tarihinde Bursa kadlna getirilen15 Fenr, Yldrm Beyazttan sonraki skntl fetret devrinde bu grevini brakarak Karamana gemi,16 fetret devrinin ardndan ise tekrar Bursaya dnerek kadlk grevini srdrmtr.17 822/1419 tarihinde ilk kez hacca giden18 Fenr, hac dn Msra urayarak orada bir mddet ikamet etmi ve bu arada bn Hacer ve Kfiyeci gibi alimlere czet vermitir.19 kinci olarak lmnden bir yl nce 833/1430 tarihinde Antakya zerinden hacca giden20 Fenr, dnte yine Msra uram ve burada bir takm ilmi grmeler yaptktan sonra Bursaya dnerek, II Murat devrinde getirildii mftlik grevini vefatna kadar srdrmtr.21 Fenrnin hayatnda n plana kan noktalara ksaca iaret ettikten sonra imdi, hocalar ve etkilendii dnce geleneklerini ele almay bir sonraki bala brakarak, onun dil ilimleri, mantk, fkh, fkh usl, tasavvuf, tefsir, kelm gibi farkl alanlarda vermi olduu eserleri ksaca tantacaz. Bu eserler, eserlerin bulunduklar ktphaneler ve yazma nolar hakknda ayrntl bilgi iin ikincil kaynaklara atf yapmakla yetineceiz.22 Molla Fenrnin yzden fazla eser ve rislesinin bulunduu sylenmektedir.23 Ancak farkl isimlerle zikredilen eserlerinin de bu sayya dahil edildii ve pek ok

15

16

17 18 19 20 21 22

23

bn Hacer el-Askln, nbul-Gumr bi-Ebnil-Umr, nr., Abdulvehhb el-Buhr, Beyrut 1406/1986, VIII, 244; Suyt, Kitbul-Buye, s. 39; Aydn, brahim Hakk, Molla Fenr Maddesi, D. .A., stanbul 2005, XXX, 245 Fenrnin Karaman seyahati iin farkl nedenler ileri srlmtr. Bunu Yldrm Beyazt ile aralarnda kan bir anlamazla balayanlar olduu gibi, elebi Mehmede gcenerek gittii de sylenmektedir. Fenrnin fetret devrinde Bursaya hakim olan boucu havadan uzaklamak iin bu seyahat seyahati gerekletirmesi de ihtimaller arasndadr. Fenr Karamanda on ksr yl kalarak ders okutmutur. Bu konudaki aklamalar iin bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 16, 17 (49. Dipnot); Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, stanbul 1975, (Baslmam Lisans Tezi), s. 4-5; Aydn, brahim Hakk, Molla Fenr Maddesi, D. .A., XXX, 245 bn Hacer, nbul-Gumr, VIII, 244 bn Hacer, nbul-Gumr, VIII, 244 bn Hacer, nbul-Gumr, VIII, 244-45; Suyt, Kitbul-Buye, s. 39; Takpri-zde, akik, s. 23 bn Hacer, nbul-Gumr, VIII, 244 Uzunarl, smail Hakk, Byk Osmanl Tarihi, ts. yy., II, 649 Burada verdiimiz eserlerin tantlmas, Fenrye aidiyetlerine ve ieriklerine dair bilgiler, yazma nshalarnn bulunduklar ktphaneler ve eserlerin yazma numaralar ile bu yazmalarn zellikleri hakknda ayrntl bilgi iin bkz., Glle, Stk, Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 15-84; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 14-64; Aydn, Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, s. 6882 Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, I, 390-91

13

tamamlanmam risle ve eserinin bulunduu gz nne alndnda, bu saynn otuz be civarnda olduu grlmektedir.24 Fenrnin tefsir ilminde vermi olduu eserler unlardr: 1. Aynul-yn: Tefsru Sretil-Ftiha25 2. Tlika al Evili Kef: Eser Zemahernin (. 538/1144) el-Keftaki Bakara suresi tefsirinin balarna yazlm bir tlikadr. Burada lgat, nahiv, belagat, tasavvuf ve fkh ilmi asndan yetler aklamtr.26 3. Hiye-i Hrzl-Emn f Kratis-Sebil-Mesn: Ktip elebinin Fenrye atfettii bu eser onun verdii bilgilere gre eyh Eb Muhammed Kasm etbnin (. 590/1193) tbiyye diye bilinen kasidesine Burhnuddin el-Cabernin (. 732/1331) kaleme ald erh zerine yazlm bir hiyedir.27 Ancak Fenrnin eserleri zerine yaplan almalarda byle bir esere ulalamamtr.28 Fenrnin fkh usl alanndaki eserleri: 4. Hiye-i Dbce-i Usl-i Pezdev: Ktip elebinin verdii bilgiye gre eser, Pezdevnin Uslnn dbcesine yazlm bir erhtir.29 Fenrye isnad edilen bu eser tespit edilememitir. 5. Fusll-Bed f Usli-er: Memzuc metodla kaleme alnm olan30 fkh uslne dair bu eser 1289/1872 tarihinde stanbulda baslmtr. Fenrnin otuz yllk bir sre ierisinde kaleme ald nakledilen31 bu eser, sk yazl ve paragrafsz bir baskda 750 sayfa tutarndadr. Adal ve veciz bir dille kaleme alnan eser, Fkh Usl alannda yazlm en geni ve kapsaml almadr. zellikle giri blmnde mantk ilminin arl kendini hissettirmektedir.32 Fenrnin fkh alanndaki eserleri:
24

25 26

27 28

29 30 31 32

Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 9. Bu eserin dip notunda yukarda verdiimiz tespit yer almaktadr. Bizi asl olarak ilgilendiren bu eser ileride ayrntl bir ekilde tantlacaktr. Sleymaniye ktp., ehid Ali Paa, no: 183; Eser ve yazma nshalar hakknda bilgi iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 60, 61; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 61 Ktip elebi, Kefz-Znn, nr., erafettin Yaltkaya-Kilisli Rfat Bilge, stanbul 1971, I, 646, 647 Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 82. Bu konuda Fenrnin eserleri zerine yaplan dier almalarda da Kefz-Znndaki bilgiler aktarlmaktadr. Ktip elebi, Kefz-Znn, I, 113 Fenr, Fusll-Bed f Usl-er, stanbul 1289, I, 2 Suyt, Kitbul-Buye, s. 29; Mstakimzade, Sleyman Sadeddin, Devhatl-Meyh, yy. ts., s. 4 Hakk Aydn eser zerine bir doktora tezi hazrlam ve bu alma slam Hukuku ve Molla Fenr bal altnda 1991de stanbulda baslmtr.

14

6. erhul Ferizis-Sirciyye: Eser Ferizus-Secvend adl Feriz eserinin erhidir. Fenrnin erhi eserin erhleri arasnda n plana kmtr.33 Pek ok yazma nshas vardr.34 7. erhu Telhs-i Cmiil-Kebr fil-Fur: Kemleddin el-Hallt elHanefnin (. 652/1254) et-Telhsine erh olarak kaleme alnan bu eser tamamlanamamtr.35 8. Mukaddimets-Salh: Mellifi hakknda ihtilaf olan bu eser, Ktip elebinin bu eserin arihi Molla Ahmet Takpri-zdenin (. 968/1561) beyanna dayal ifadesine gre, Molla Fenrye aittir.36 Namazla ilgili temel bilgileri ihtiva eden bu kk risle el-Keydn (. 750/1349), bn Kemal Paa (. 940/1541) ve elBirgivye de isnad edilmitir.37 9. Rislets-Saltiyye: Yarm kalm bu rislede namaz bahsi ele alnm ve oruca giri yaplmtr. Eser Sleymeniye ktphanesi kaytldr.
38

zmir blm 832/2de

10. Mridl-Musall: Molla Fenr bu eserinde bir grubun muhalefetine ramen Regib namazn tecviz ederek bu namazn klnmasn tevik etmitir.39 Yaplan aratrmalarda eser tespit edilememitir. 11. urts-Salh: Namazn artlarnn ele alnd yarm kalm bu rislenin Trke bir erhi Hakk Aydn tarafndan tespit edilmitir.40 Fenrnin Kelm alanndaki eserleri: 12 Talikt al erhil-Mevkf: Takpri-zde, Fenrnin Crcnnin erhulMevkfna bir tlika yazdn kaydetmitir.41

33 34

35

36 37 38 39 40

41

Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1247 Bu eserin on yazma nshasnn tavsifi iin bkz., Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 50-52 Eser, muhtevas ve yazma nshalar hakknda bilgi iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 55-57; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 54, 55 Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1806 Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 79 Aydn, Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, s. 71 Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1655 Aydn, Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, s. 71, 72; Rislenin yazma nshalar ve bunlarn tavsifi iin bkz., Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 56-55 Takprizde, akik, s. 24

15

13. erhu Muhtasarul-Mevkf: el-Mevkf yazar c bu eserini ihtisar ederek bu muhtasara Cevhirul-Kelm adn vermi ve Fenrnin torunu Hasan Fenrnin erhul-Mevkf isimli eserinde verdii bilgiye gre, Molla Fenr bu muhtasara faydal bir erh yazmtr.42 Fenrnin tasavvuf alanndaki eserleri: 14. Tahkk-u Hakikil-Ey ve Dekikl-Ulmi vel-r: Risle fit-Tasavvuf, Mukaddimt- Aere ve Risle der Tasavvuf isimleriyle de anlan bu rislede, tevhidin hakikatini ieren iki beyitlik bir iir aklanm ve bu beyitlerin anlalmas iin bilinmesi gerekli olan on maddelik bir mukaddime kaleme alnmtr.43 15. erhu Dbacetil-Mesnev: Mevlana Celleddin Ruminin Mesnevsine yazlm bir erhtir. Hz usl usl uslud-dn f esrril-vusl vel-yakn eklindeki ifadelerle balayan rislede nemli aklamalarda bulunulur.44 Eser hicri 1288de Matbaa-i mirede baslmtr. 16. Sfiyyenin Libs Etvr ve Mesleine Dair yneltilen bir takm eletirilere cevaplar verilmitir. 17. Misbhul-ns Beynel-Mkul vel-Mehd f erhi Mifthil-Gayb: Konevnin Mifthul-Gayb isimli eserine yazlm olan kapsaml bir erhtir. Tasavvuf ilmi asndan son derece nemli bu eserin erhinde Fenr, Konevnin eserlerine ve dier tasavvuf klsiklerine bavurarak meseleleri tartmtr. Pek ok yazma nshas olan bu eser45 tahkik edilerek ve notlandrlarak Tahranda baslmtr.46 18. Risle f Riclil-Gayb: Fenrnin eserleri zerine yaplan almalarda nshasna ulalamayan bu eseri Ktip elebi Fenrye isnad etmitir.47 19. erh al Nuss li-eyh Sadruddn Konev: Kefz-Znnun tebyiz edilmemi Veliyyddin nshasnda Fenrye atfedilen bu eser, Kefz-Znnun
42 43

tirazlara Reddiye:

Sleymaniye ktphanesi yazma balar blm 2/72de bulunan rislede, sufilere

44

45

46 47

Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1894 Farkl isimlerle kayda geen yazmalar iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza elFenrnin Hayat ve Eserleri, s. 58, 59; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 59, 60 Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 47, 48; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 53 Yazmalarn ktphane numaralar ve tavsifi iin bkz., Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 43-46 Fenr, Misbhul-ns beynel Makl vel-Mehd, nr. Muhammad Hacevi, Tahran ts. Ktip elebi, Kefz-Znn, I, 867

16

tahkike esas olan nshasnda yer almamaktadr.48 Biz de ktphane taramalarmzda byle bir esere rastlamadk. 20. Risle f Beyni Vahdetil-Vcd: Bursal Mehmet Tahir bu rislenin ismini zikretse de49 Fenr zerine yaplan almalar ve ktphane taramalarndan eser hakknda herhangi bir bilgiye ulaamadk. 21. Risle f Menkb- Baheddin en-Nakibend: Hediyytl-rifnde Fenrye atfedilen50 bu eser hakknda da, bu isnat dnda bir bilgi tespit edilememitir. Fenrnin mantk alanndaki eserleri: 22. erh-i sagoci:51 Fevid-i Fenryye diye bilinen bu eser, Esrddin Ebhernin (. 700/1300) sgoci isimli mantk rislesine yazlan erhtir. zerine bir ok hiye kaleme alnan bu eser,52 son dneme kadar medreselerde manta giri kitab olarak okutulmutur. 23. Hiyet-emsiyye: Ktip elebi, Fenrnin Kutbuddin et-Tahtnnin (. 766/1364) emsiyye erhine bir hiye kaleme aldn nakleder.53 Ancak Stk Glle, ktphane kaytlarnda Hiyet-emsiyye olarak atf yaplan btn nshalarn Fenrnin sagoci erhi olduunu tespit etmi ve bahsi geen eserin kendisine ulaamamtr.54 24. Havil-Metl: Fenr tespit edilemeyen bu eserine Fusll-Bedde bizzat kendisi atf yapmtr.55 Arap dili ve belgatna dair eserleri:56

48 49 50

51

52 53 54

55 56

Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1957 (Sz konusu bilgi dip not ksmnda verilmitir.) Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, I, 391 Badatl smail Paa, Hediyyetl-rifn, nr. bnl-Emin Mahmud Kemal-Avni Aktu, stanbul 1955, II, 188 Eser, Tam Kaytl Fenr ve Kavl-i Ahmed: erh-i sgc ismiyle, baz hiyeleriyle birlikte stanbulda baslmtr. Ktphanelerde yzden fazla yazmas olan bu eserin 80 tane yazmasnn tavsifi iin bkz., Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 21-30 Ktip elebi, Kefz-Znn, I, 207 Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1063 Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 82 (metin ve 4. dip not) Fenr, Fusll-Bed, I, 28 Kaynaklarda Hiye al erhil-Mifth lis-Seyyid ismiyle Fenrye isnat edilen bu eserin Fenrye ait olmad tespit edilmitir. Bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza elFenrnin Hayat ve Eserleri, s. 75, 76

17

25. Esss-Sarf f lmit-Tasrf: Mellif nshas Sleymaniye Ktphanesi Fatih Blm 4770 noda erhi ile birlikte kaytl olan bu eser, bir mukaddime, alt bab ve bir hatimeden ibrettir. Eserde sarf ilmi ile ilgili bir takm meseleler tartlmtr.57 26. Hiye aled-Dav: Bu eser Nasr b. Abdus-Seyyid el-Mutarrznin (. 610/1213) nahiv ilmine ait el-Misbh isimli eserine el- sferyninin (. 684/1285) kaleme ald erhin yine ayn arih tarafndan ihtisar edilmi haline yazlm olan bir hiyedir.58 28. erhul-Fevidil-Gysiyye fil-Men vel-Beyn: Fevidl-Gysiyye Abdurrahman el-cnin (. 756/1355) Sekkknin Mifthl-Ulmuna yazd erhtir. Ktip elebi Fenrnin bu eseri erh ettiini nakleder.59 Fenr zerine yaplan almalarda eserin nshas tespit edilememitir.60 29. Risle fl-Galat: Fenr bu rislesine Fusll-Bedde atf yapmtr.61 Ancak ktphane kaytlarnda eserin ismi yer almamaktadr. Fenrnin dier eserleri: 30. Avsatul-Efkr fi htiyr-i Ulul-Ebsr: Kelm, feriz, fkh ve dab ile ilgili bir takm meselelerin tartld nemli bir eserdir.62 31. el-Irn Kta fil- rne lmen: Fenrnin Karamanda bulunduu srada oradaki alimleri snamak zere manzum olarak kaleme ald ve bir takm ilimlerin rtk olarak ifade edildii 20 ktalk bir eserdir. Fenrnin olu Muhammed ah tarafndan erh edilmitir.63 32. Risle f dbil-Bahs: Bu isim altnda rastlamadmz bu risleyi Brockelmann zikretmitir.64

57

58

59 60

61 62

63

64

Eser ve muhtevasnn tantlmas iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza elFenrnin Hayat ve Eserleri, s. 63-66 Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1708; Stk Glle eserin Fenrye aidiyetini ihtiyatla karlamaktadr. Bkz., emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 77, 78 Ktip elebi, Kefz-Znn, II, 1299 Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 82; Aydn Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, s. 77 Fenr, Fusll-Bed, I, 68 Eserin muhtevas ve yazmalar hakknda bilgi iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 15-17 Takprizde, akik, s. 24; Ktip elebi, Kefz-Znn, I, 75, 184 Eserin muhtevas ve yazmalar hakknda bilgi iin bkz., Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 67-71 Brockelmann, Carl, Geschchte Der Arabschen Litteratur, Leiden 1949, II, 304

18

33. Risle f Mhiyyeti-eytn vel-Cinn: Ktphane kaytlarnda ve Fenr zerine yaplan almalarda rastlamadmz bu eseri Brockelmann Molla Fenrye isnat etmitir.65 Fenr bu meseleyi Aynul-ynda geni bir ekilde ele almtr;66 muhtemelen sz konusu risle buradaki bilgilerin mstakil olarak istinsah edilmesinden ibrettir. 35. Mhimmt- Fenr: Ktphane kaytlarnda rastlamadmz bu eseri Bursal Mehmet Tahir Molla Fenrye isnat etmitir.67 B. Fenrnin slam Dnce Geleneindeki Yeri Mslmanlarn tefsir faaliyetleri iin bir balang noktas belirlenecek olursa, bu noktay onlarn vahye muhatap olduklar ve bu vahyi hsn-i kabul ile karladklar tarihe kadar geri gtrmek gerekecektir. Naslar erevesinde teekkl eden bu anlam aray, vahyin alcs ve ilk aklaycs olan Hz. Peygamberin irtihalinden sonra varolusal bir kaygyla srdrlm ve bireysel ve toplumsal yaant ierisinde zuhur eden yeni problemler zmlenmeye allmtr. Bu abalar ncelikle bir malumat birikimine, sonra tedvine ve son olarak da ilimlerin teekklne yol amtr.68 tikadi mezheplerin zuhuruna yol aan bir i hesaplama srecinden sonra, slam toplumunun ikinci hesaplamas da ynelik olmu, henz ikinci asrda balayan tercme faaliyetleri ile birlikte karlalan kkl bir felsefi birikimin naslar temelinde teekkl eden bir dnceyle nasl yzleecei, dncenin seyrini belirleyen ve farkl ynelilerin esasn tekil eden nemli bir sorun olarak belirmitir.69 Bu durumun bir yansmas olarak nahivciler, hadisiler ve fakihlerin karsnda felsefeciler, mantklar ve te yandan sufilerin bulunduu bir dnce vasat ba gstermitir.
65 66 67 68 69

Brockelmann, GAL., II, 304 Fenr, Aynul-yn, s. 117-121 Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, I, 391 Ktip elebi, Kefz-Znn, I, 33, 34 Dimitri Gutas ilk tercme faaliyetlerinin yapld dnemde slam toplumunda Ortodoks bir oluumun bulunmadn ileri srerek bir mtearefe olarak bahsedilen akl-nakil atmas ve felsefe kartln tikel rnekler zerinden temellendirmenin doru olmadna dikkat ekmitir. Ancak kendisi de bu dnemde bir ortodoksinin bulunmayn ve felsefe kartlnn bir efsaneden ibret oluunu tikel rneklerle temellendirmeye almakta ve tahlilleri srasnda zellikle siyaseti ncelemek suretiyle byk genellemelere gitmektedir. (Bkz., Dimitri Gutas, Yunanca Dnce Arapa Kltr, trc. Ltf imek, stanbul 2003, s. 147-169) Tercme faaliyetleri ncesinde temel naslara dayal olarak farkl ilimler ierisinde ortaya konulan devasa literatr, ilmi birikim ve oluan kabuller dikkate alndnda, mevzbahis karlamann bir gerilim dourmas tabi bir durum olarak anlalr olmaktadr.

19

slam dncesinin fikr alkantlara sahne olan erken dnemleri, bu dnce geleneinin sonraki geliimi bir btn olarak gz nne alndnda birer aama olarak deerlendirilmek durumundadr. Bu noktada gelitirdii syleme baklarak mteahhir dnem slam dncesinin balangcna yerletirilen Gazl, (. 505/1111) bu dnce krizinin almasnda nemli bir rol oynam ve kendinden sonraki srete muhakkikler dnemi diye anlan yeni evrenin ilk klarn vermitir. Bir tr sentez anlayn ifade eden Gazl sonrasndaki bu yeni dnce, mam Rz (. 606/1206) sonrasnda Molla Fenrnin de ierisinde bulunduu bir mektep tekil ederek daha sistematik bir hal almtr.70 Fenrnin de dahil olduu bu yeni dnemde, mam Eariden (. 324/936) beri srp gelen Eari/Kelm dnce, bn Snnn (. 429/1037) merkezinde bulunduu felsef gelenek, Shreverdnin (. 587/1191) ban ektii irak dnce ve bn Arabnin (. 638/1240) ekil verdii tasavvuf dncesi, slam dncesini tekil eden ana damarlar oluturmutur. Eskiden beri srp gelen dil merkezli fkh/beyan dnce ve usl anlay ise, bu yeni dnemde de dnceye elik ederek aklama getirmeyi hedefledii varlk alanlarnda belirleyici olmutur. Bu ksa tasvirden sonra Fenrye dnecek olursak, Gazl ve Rz sonrasndaki muhakkik ulema arasnda yer alan Fenr, bir yandan bir fakih ve usl alimi, te yandan bir sufi; bir yandan mantk alannda eser veren bir mantk alimi, te yandan akl eletirileri erevesinde felsefe ve mantk ilmini tenkit eden bir sufi; bir yandan kelm ilminden vgyle bahseden ve zellikle metafizik alana ilikin varlk bilgisi ve avamn iman noktasnda bu ilmi nemseyerek onu mfessirin bilmesi gereken ilimlerin en banda zikreden Rz geleneine mensup bir alim, te yandan kelmclar hakikatleri elde etme hususunda en uzak dnr grubu olarak
70

Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Devletinin lmiye Tekilat, Ankara 1984, s. 75-77. Uzunarl Osmanl Tarihinde buna konuya ilikin u aklamalar yapar: Bir ok slam memleketindeki ilim messeseleri eyhul-Ulem mam Fahreddin Rzye (. 606/1209) mensuptur. Osmanllarn medrese tekilatnda da bu mektep esas olmu ve bunu ibtida Molla Fenr diye mehur olan emseddin Mehmed kurmutur. Bunun talebelerinden Molla Yeen diye hret bulan Mehmet b. Armaan, Trkiyede asrlarca devam eden Fahr-i Rz mektebinin banda gelmektedir; bunun talebesi olan mehur Hzr Bey XV. yzyln ikinci yars ile XVI. yzyla ziynet veren talebeleri ile bu mektebi en yksek derecesine karmtr ki Bursal Hoca-zde, Hayl, emsddin Kastaln, Sinan Paa, Muarrifzde, Hatipzde bunlardandr. Sinan Paa talebesinden Tokatl Molla Ltf onun talebesinden bn Kemal ve onun da talebesi Ebussud Efendi de ayn mektebin en yksek ahsiyetlerindendir. Bkz., Uzunarl, Byk Osmanl Tarihi, II, 591

20

deerlendiren ve onlar eletiren bir sufi; bir yandan ibre feleinin darln ve dilin acziyetini vurgulayan bir sufi, te yandan klsik dil ilimlerinin hepsinde sz sahibi olmu bir dil alimi olarak karmza kmaktadr. yle ki onun dnce sisteminde din ilimlerden fkh, usl ve kelm, felsef analiz ve teorik kantlama yntemi olarak mantk, vahdet-i vcd metafizii olarak tasavvuf veya hakikat ilmi, din ve akl meruiyet sorunu yaamadan bir arada bulunmaktadr.71 Fenrnin temsil kabiliyeti yksek bir ahsiyet olarak slam dnce gelenei ierisinde ou zaman zt kutuplarda yer alm olan farkl ilimlere ve dnce alanlarna ynelik bu ilgisinin nasl deerlendirilmesi gerektii, mteahhir dnem slam dncesinin anlalmas noktasnda nem arz eden bir meseledir. ncelikle ifade etmek gerekir ki slam dnce geleneinin bu ge dneminde artk sz konusu olan, farkl alanlar soruturma konusu seen ilimlerin kesin snrlarla ayrtrlp kendi iine kapanmas ve eitli ynelilerce paylalmas deildir; yle ki mantk ilmi bu dnemde fkh usl gibi dini ilimlerde bir mukaddime olarak yer bulabilmi ve bir takm mdahalelere konu olan klsik felsefe kelm tavr korunmakla birlikte- kelm ilminin ierik ve muhtevasnda belirleyici olmutur; dier yandan dncenin gndemi artk nahivcilerle mantklarn, hadisilerle aklclarn veya fakihlerle sufilerin kamplamalar tarafndan belirlenmemektedir. limlerdeki bilinli ayrma sonrasnda bu ilimler, en kll dzlemden czye doru giden bir ilkeler silsilesi ierisinde kendini gstermi ve varlk bulduklar dnceyi tafsil ederek ayrntlandrmtr. aret edildii zere Fenr, bir takm lisan, fkh, kelm, felsef ve tasavvuf dnce geleneklerinden beslenmektedir. Bir tefsir tezinde bu dnce geleneklerini ksaca bile olsa ele almak mmkn olamayacandan, burada bir takm isimler ve hocatalebe ilikileri zerinden bu dnce ierisinde Fenrnin durduu yeri tespit etmek bir fikir vermeye ynelik en kestirme yol olacaktr. imdi daha ak bir ifade salamak iin bunu ncelikle aadaki tablo zerinden gerekletirmeyi,72 sonra da bu tabloyu erh etmeyi deneyeceiz.

71 72

Grgn, Tahsin, Molla Fenrnin Dncesi, D. .A., XXX, 248 Bu tablo oluturulurken, tablonun erhinde kullanlacak klsik kaynaklarla birlikte, hsan Fazlolunun Trk Felsefe Bilim Tarihinin Seyir Defteri makalesi (Divan 2005/1, sa:18) ile Bekir Karlann Osmanl Dncesinin Oluumu (Yeni Trkiye 2000/33) makalesinden istifade edilmitir.

21

slam Dnce Geleneinde Molla Fenrnin Dncesine ekil Veren Ana izgiler Mea izgi bn Sn (. 428/1037) bn Arab (. 638/1240) Sadruddin Konev (. 672/1273) Afidddin Tilimsan (. 690/1291) Saduddin Fergn (. 699/1301) Fahreddin Irak (. 688/1289) Abdrrezzak Kn (. 730/1330) Davud Kayser (. 751/1350) Sleyman Konev (. 829/1425-26) (Molla Fenr) (. 834/1431) *Mevlana Hamza Fenr (Babas) Meyyedddin Cend (. 690/1291) Ebu Ubeyd Czcn (. XI. yy) Behmenyar (. 458/1066) Ebul-Abbas Levker (. 503/1109) Afdaluddin Geyln (. 12. asrn ilk yars) Sadruddin Serahs (. 545/1150) Feridddin Damat (. ?) Abdullatif Badd (. 629/1231) Nasruddin Ts (. 672/1274) rfan izgi

Lgav/Fkh/Kelm izgi

Ear (. 324/955)

Gazl (. 505/1111)

Ebu Muin Nesef (. 508/1114)

mer Nesef (. 537/1142)

Siracuddin (. 575/1179)

Fahruddin Rz (. 606/1206)

Esirddin Ebher (. 663/1265)

Kad Beyzv (. 692/1292)

Sircddin Urmev (. 682/1283)

emsddin Semerkand (. 683/1284)

emsddin Isfahn (. 746/1345)

Ebul-Berakt en-Nesef (. 710/1310)

Sadreria es-Sn (. 747/1346)

Addiddin c (. 756/1355 )

*Cemlddin Aksary (. 775/1373) Ktip el- Kazvn (. 675/1277)

*Ekmelddin Bbert (. 786/1384)

*Alddin Esved (. 800/1397-8)

Saduddin Taftazn (. 792/1390)

Seyid erif Crcn (. 816/1413 ) Kutbuddin rz (. 710/1311) Kutbuddin Rz (. 766/1365) emsddin Isfehani (. 746/1345)

Hac Paa (. 816/1413)

(Molla Fenr) (. 834/1431)

* bn Mbrekah (. 726/1326) MOLLA FENR (. 834/1431)

Not: Tablodaki vurgulu isimler Fenr dncesine kaynaklk eden temel ahsiyetlere iaret ederken bu isimlerden bazlarnn banda bulunan yldz iaretiyle Fenrnin hocalarna atf yaplmaktadr

22

Yukardaki tabloyu ksaca erh edecek olursak unlar syleyebiliriz: emada ban Farab ve asl olarak bn Snnn ektii felsefi gelenein Tsye uzanan izgi ierisinde sisteme sadk bir ekilde srdrld grlyor. kinci olarak Ear Kelm mektebine mensup Gazlnin bn Snya uzanan dncesiyle birlikte, bn Sn felsefesi Beyann mdahalerine konu olmu ve Gazlnin nclnde daha sonra Rz tarafndan temsil edilecek olan, irfanla da bark yeni bir dnce teekkl etmitir. Yukardaki emada Ktip el-Kazvin, hem bu yeni dncenin takipisi olan Esruddin el-Ebher ve hem de sisteme sadk silsilenin nde geleni Tsnin rencisi olarak, iki dncenin birletii noktada durmaktadr.73 Bu birleme noktasnn Molla Fenr ile balants ise, Kazvnnin talebesi Kutbuddin Rz ve onun da talebesi olan bn Mbrekah tarafndan kurulmaktadr; zira bn Mbrekah Molla Fenrnin Msrda bulunduu srada akli ilimleri okuduu hocasdr.74 Kelm/Fkh izgi altnda bulunan Alddin Esved, Cemlddin Aksary, ve Bbert ise, Fenryi Fahruddin Rz mesleine balayan ana silsileyi ifade etmektedir.75 te yandan Fenrnin usl ve fkhtaki hoca silsilesi Msrda hizmetine girerek fkh okuduu mehur hanefi fakih

73 74 75

Karla, Bekir, Osmanl Dncesinin Oluumu, s. 33 Karla, Bekir, Osmanl Dncesinin Oluumu, s. 40 . Hakk Uzunarl XIII. asrdan itibren Anadoludaki Osmanl topraklarnda ve hatta ran ve Azerbeycanda verilen czet silsilelerinin ekseriyetle Fahruddin Rzye dayandn belirtmektedir. Onun verdii bilgilere gre Rznin czet silsilesi de birka vasta ile mam Gazlye gitmektedir. Uzunarl daha sonra Fahruddin Rz merkezli ilim geleneini yle tasvir eder: Fahruddin Rz kolundan gelmi olan alimler, yani Fahr-i Rz mektebi mensuplar ve bu arada Efdalddin Hunc, Sadruddin Ahlt, emsddin Hsrev h, Rznin dorudan talebeleri olup, ilk ikisi Anadoluda ve ncs Suriyede bulunmulardr. Bunlardan sonra ayn mektebe mensup olarak Kad Sircddin Urmev, zzddin Rz, Hsmeddin Rz, Nasruddin Ts, Sadruddin Konev ve XIV. asr balarnda allame Mahmud irz ve daha sonra Aluddin Esved ve Fahruddin Rz ahfdndan Cemlddin Aksary,, Abdulmuhsin Kayser, Davud- Kayser ve Sivas hkmdar Kad Burhnuddin Ahmedi grmekteyiz ki, bu asrlarda mderrislerin vermi olduklar czetnameler muhtelif alimler vastas ile Anadoluda Fahruddin Rz kolunun messisi Kad Sircddin-i Urmevye kadar giderdi. XIV. asr sonuyla XV. Asrn ilk yarsnda yetimi olan Osmanl alimlerinden emseddin Molla Fenr ile Samavra kads olu eyh Bedreddin ve air Ahmed de Fahruddin Rz mektebine mensuplard. Osmanl memleketindeki alimlerin bir ou Molla Fenr vastas ile Fahruddin Rzye kadar bir ulema kolu tekil ederdi ki, Fenr talebesi Molla Yeen denilen Mehmed b. Armaan ile onun talebesi ilk stanbul kads Hzr Bey bu kolu tekil edenlerin banda gelmektedir. XV. asrda eserleri Anadoluya girerek medreselerimizde okutulan Taftazn ile Crcn, eserleriyle Osmanl medreselerinde messir olmular, ve Sircddin Urmev kolunu terk edip yine Fahrur-Rzye balanan kendi mekteplerini tesis etmilerdir ki, bundan sonra gelen alimlerin czetnameleri bunlar vastasyla Fahruddin Rzye kadar gitmitir. Bkz., Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Devletinin lmiye Tekilat, s. 75-77

23

Bbert kanal ile Eb Hanfeye dayanmaktadr.76 Babas Mevlna Hamza tariki ile ise Fenr, Konevye ve oradan da bn Arabye balanmaktadr.77 imdi Molla Fenrnin klsik dil ilimleri ve fkh merkezli beyan dncesini ksa sreli ders ald pek ok alimin yan sra el-Mun ve el-Vikaye arihi Alddin Esvedden,78 (. 800/1397-8) Msr seferi ncesi czetini alm olduu79 Cemlddin Aksaryden (. 775/1373) ve Msrda Fkh tahsil ederek czet ald mehur Hanefi fakih Ekmelddin Bbertden (. 786/1384) aldn80 ve eserlerini yazarken bu dnce ierisinde verilmi olan pek ok eserden beslendiini syleyebiliriz.81 Fenrnin hoca silsilesi Bbert zerinden Ebu Hanfeye kadar uzanrken, Alddin Esved ve Rznin drdnc kuaktan torunu olan82 Cemlddin Aksary zerinden de Fahruddin Rzye dayanmaktadr. Onun Rz gelenei ierisindeki felsef/kelm dnce ile daha yakndan temas Kutbuddin Rznin (. 766/1365) talebesi olan ve Msrda derslerine devam ettii bn Mbrekah (.

76

77

78

79 80

81

82

smail Beli Efendi, Tarh-i Bursa: Gldeste-i Riyz- rfn, s. 240. Bu sayfann hmiinde Fenrden Ebu Hanifeye giden hoca talebe silsilesi verilmektedir. Takpri-zde, akik s. 24; Leknev, Muhammed Abdulhayy, el-Fevidl-Behiyye, s. 274; Aydn, Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, s. 54; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 12 Takpri-zde Fenrnin genlik yllarnda bir mddet ders ald Aluddin el-Esvedin halkasn bir anlamazlktan dolay terk ederek Aksarynin ders halkasna katldn aktarmaktadr. Bkz., Takpri-zde, akik, s. 9 smail Beli Efendi, Tarh-i Bursa: Gldeste-i Riyz- rfn, s. 240 Suyt, Cellddin, Kitbu Buyetil-Vut, s. 29; Takpri-zde, e-akik, s. 22; Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, I, 390; Mstakimzade, Devhatl-Meyh, s. 3-4; Hseyin Hsameddin, Molla Fenr, Trk Tarih Encmeni Mecmuas, Eyll/1962 no:18, s. 370; Leknev, Muhammed Abdulhayy, el-Fevidl-Behiyye, s. 274 Fenrnin otuz senelik bir sre ierisinde kaleme alm olduu (Suyt, Kitbul-Buye, s. 29; Mstakimzade, Devhatl-Meayih, s. 4) Fusll Bed isimli fkh usl eserini besleyen usl kaynaklarn bir usl geleneine iaret etmek amac ile Hanefi usl eserlerinden balayarak yle sralayabiliriz: Casssn (. 370/980) Usll-Fkh, Debsnin (. 432/140) Takvmul-Edillesi, Pezdevnin Usl, Serahsnin (. 483/1090) Usl, Alddin Semerkandnin (. 539/1144) Mznul-Usl, Ebul-Berakt Nesefnin (. 710/1310) Menrul-Envr, Sadru-erann (. 747/1346) Tenkhi ve Taftaznnin (. 792/1300) buna yazlan bir erh olan Tavzh zerine kaleme ald et-Telvh alet-Tavdh isimli erhi, bnus-Stnin (. 694/1294) el-Camsi, Habbznin (. 691/1291) el-Munsi, Abdlaziz Buharnin Pezdevnin Usln erhettii Keful-Esrr gibi eserlerdir. Fenrye kaynaklk eden f usl eserlerinden ise bata Gazlnin (. 505/1111) elMustasfs ve Rznin (606/1209) el-Mahsl olmak zere, Cveynnin (. 478/1085) elBurhn Nasiruddin Beyzvnin (. 686/1286) Minhcl-Vusl gibi eserlerdir. Bunun yannda dier mezheplere ait pek ok usl eseri de Fusll-Bedye kaynaklk etmitir. Burada zikredilen eserler ve bu eserler ile melliflerinin Fusll-Bedde zikredildii yerler iin bkz., Aydn, Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, stanbul 1991, s. 88-95 Takpri-zde bu bilgiyi aktararak Cemleddin Aksarynin knyesini syle verir: Cemlddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed bnl- mam Fahrddin Muhammed er-Rz. Bkz., Takprizde, akik, s. 18

24

726/1326) aracl ile olmutur. Fenrnin bn Arabnin merkezinde durduu sufi dnceyle tanmas ilk olarak bn Arabnin talebesi ve dncesinin takipisi olan Sadruddin Konevye bil-vasta mridlik yapm olan babas Mevlana Hamza vastasyla olmu ve ondan Konevnin Mifthul-Gaybn okumutur.83 Daha sonra ise Hac Bayram Veli diye de bilinen eyh Hamid el-Kayser, (. 815/1412) eyh Abdurrahman b. Ali el-Bistm ve Abdullatif el-Makds (. 856/1452) gibi sufilerle tanarak onlardan istifade etmitir.84 Bursal Mehmet Tahirin aktard bilgilere gre Fenr, Sadruddin Konev halifesinden olan babas Mevlana Hamzadan Ekberiyye, Abdullatif Makdsden Zeyniyye, Hmid Kayserden Erdebliyye tarikatlarna isnad edilmitir; ancak mezar tandaki alamet Zeyniyye tarikatna iaret etmektedir.85 Grld gibi Molla Fenr hocalar86 vastasyla tasavvuf, felsef, fkh ve kelm dnce geleneklerine balanmaktadr; yukarda tanttmz otuz ksr eser de bu gelenek ierisinde verilmitir. Mteahhir dnemde teekkl eden Rz sistemine mensup bir dnr olan Fenr, bu dnce geleneinin osmanl topraklarna yerlemesini salam ve osmanl ulemasndan ounun Fahrettin Rzye baland halka olmutur. Uzunarl Fenrnin bu roln yle ifade etmektedir:
XIV. asr sonuyla XV. Asrn ilk yarsnda yetimi olan Osmanl alimlerinden emseddin Molla Fenr ile Samavra kads olu eyh Bedreddin ve air Ahmed de Fahruddin Rz mektebine mensuplard. Osmanl memleketindeki alimlerin bir ou Molla Fenr vastas ile Fahruddin Rzye kadar bir ulema kolu tekil ederdi ki, Fenr talebesi Molla Yeen denilen Mehmed b. Armaan ile onun talebesi ilk stanbul kads Hzr Bey bu kolu tekil edenlerin banda gelmektedir.
87

Baka bir pasajda ise u bilgileri verir:


Bir ok slam memleketlerideki ilim messeseleri eyhul-Ulem mam Fahruddin Rzye mensuptur. Osmanllarn medrese tekilatnda da bu mektep esas olmu ve bunu ibtida Molla Fenr diye mehur olan emseddin Mehmed kurmutur. Bunun talebelerinden Molla Yeen diye hret bulan Mehmed b. Armaan, Trkiyede asrlarca devam eden Fahr- Rz mektebinin banda gelmektedir; bunun talebesi olan mehur Hzr Bey XV. yzyln ikinci yars ile XVI. Yzyla ziynet veren talebeleri
83

84

85 86 87

Takprizde, akik, s. 24; Leknev, Fevid, s. 274 Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, stanbul 1975 (Baslmam Lisans Tezi), s. 12; Aydn, Hakk, slam Hukuku ve Molla Fenr, s. 54 Takprizde, akik, s. 26; Uzunarl, . Hakk, Byk Osmanl Tarihi, I, 533; Ylmaz, Edip, Molla Fenrnin Hayat ve Eserleri, s. 12; Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza elFenrnin Hayat ve Eserleri, s. 3, 4 Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, I, 390 Fenrnin hocalar hakknda bilgi iin bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 1014 Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Devletinin lmiye Tekilat, s. 75-77

25

ile bu mektebi en yksek derecesine karmlardr ki, Bursal Hoca-zde, Hayl emseddin, Kastln, Sinan Paa, Muarrif-zde, Hatip-zde bunlardandr. Sinan Paa talebesinden Tokatl Molla Ltf, onun talebesinden bn Kemal, ve onun da talebesinden Ebus-Sud Efendi de ayn mektebin en yksek ahsiyetlerindendir.88

Burada iaret edildii zere Fenr, kendinden sonraki ilim ve medrese geleneinin seyrini belirleyen ahsiyet olmutur. Uzunarlnn ifadelerine gre Fenrden sonra yetimi olan alimlerin hepsi Molla Fenr mektebine mensuptur ve medrese geleneinde ona gsterilen byk hrmet icab, oul ve torunlar mderrislikte ilk defa krk ake yevmiyeli mderris olmak imtiyazna nail olmulardr.89 Mteahhir dnemde teekkl eden ve akl, nakil ve kefe ilikin bir st bak dahilinde beyan, burhn ve irfn bilginin i ie bulunduu sentez anlayn Anadoluda temsil eden Fenr,90 ilgi ve ynelileriyle Osmanl topraklarnda son dneme kadar kadar sre gelen sufi-fakih-mantk, baka bir ifadeyle, mutasavvf-lim tipolojisinin olumasnda ve fkh, akaid ve tasavvuf gelerle rl geleneksel slm anlaynn yerlemesinde byk pay sahibi olmutur. Bu geni apl etkisinin yan sra Fenr pek ok talebe yetitirmitir. Emir Sultan ismiyle mehur emsddin Muhammed el-Buhri, (. 833/1439) olu Muhammed ah Fenr, (. 839/1435) Molla Yeen diye bilinen Muhammed b. Armaan, (. 857/1453) Msrda czet verdii Muhyiddin elKfiyeci, (. 879/1474) ve bn Hacer el-Askln, (. 852/1449) Karamanda bulunduu srada rahle-i tedrisinden geen Yakup el-Esved (. 833/1430) ve Yakup el-Asfar nde gelen talebelerindendir.91 II. FENRN N TEFS R LM NDEK YER Dikkat edilirse bir nceki balkta Fenrnin Tefsir ilmindeki yerine ve onun bu ilme olan ilgisine deinilmedi. Halbuki o, el-Kefn bir ksm zerine hiye yazan, tefsir yazm geleneinde Ftiha tefsirinin en geni rneklerinden birini ortaya koyan ve bu eserine yazd mukaddime ile tefsir ilminin mahiyetini genie soruturma nceliine sahip olan bir mfessirdir. u halde imdi, Fenryi bir dnce gelenei

88 89 90 91

Uzunarl, Osmanl Tarihi, II, s. 591 Uzunarl, Osmanl Tarihi, II, s. 650 Grgn, Tahsin, Molla Fenrnin Dncesi, D. .A., XXX, 247 Fenrnin talebeleri hakknda bilgi iin bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 23-28

26

ierisine yerletirirken bizi asl olarak ilgilendiren bu noktann kendiliinden gndeme gelmemesinin sebebi nedir diye sormalyz. Modern dnem darda tutulursa slam dnce geleneinde tefsir ilmi ierisinde baka bir ilim veya dnceye kar reaksiyoner bir tutum gelimemi, te yandan bu ilim ierisinde faaliyet gsteren mfessirden tecrit edilen tipoloji her hangi bir entellektel saldrya da hedef olmamtr; yle ki bir takm yet yorumlarna getirilen eletiriler bile, dier ilimler ierisinde yanksn bulacak ve yantlarn bu ilimlerden talep edecektir. Bu hususiyetin ne dil ilimleri iin, ne de fkh, usl, hadis, kelm, tasavvuf, felsefe ve mantk ilimleri ve bu ilimlerdeki alim tipolojileri iin geerli olduunu syleyebiliriz. te dikkatimizi tikelletirerek Molla Fenr dncesinden onun tefsir ilmiyle ilgili grlerine ve Aynul-yn isimli Ftiha Tefsirinin Mukaddimesine evirmemizi gerektiren nokta burasdr. nk Mukaddimede tefsir ilminin mahiyeti nedir? sorusuna cevap verilmekte ve bu ilmin bir dnce gelenei ierisindeki yeri soruturulmaktadr. Tezimizin ilerleyen sayfalarnda ele alnaca zere tefsir ilminin tedvininden ey anlalmaktadr: Bunlardan ilki bu ilme ilikin malzemenin yazya geirilmesi, ikincisi bu ilim dahilinde eserler vermek suretiyle bu ilme has olan bilgi birikiminin btnlk ierisinde ifade edilmesi, ncs ise bu ilim ad altnda ortaya kan bilgi alannn mahiyetini belirleyerek bylelikle ilmin snrlarnn tespit edilmesidir. Tefsir ilmi asndan bakldnda bu ilmi ilgilendiren bir takm rivyetlerin kayda geirilmesi ilk anlamyla tedvine, Kuran ilimleri ve tefsir yazm gelenei ierisinde ortaya konulan eserler ikinci anlamyla tedvine, bu ikinci tedvin ile teekkl eden birikimin mahiyet tespiti ve bylelikle bu ilmin snrlarnn belirlenmesi ise nc anlam ile tedvine iaret etmektedir. lk anlam ile Tefsir ilminin mdevvininin Mlik b. Enes olduu ileri srlmtr.92 kinci olarak, Zerkenin el-Burhn gibi kendinden nce verilen ulmul-Kuran eserlerini grmezden nce Suyt, tefsir ilmini ilk kez tedvin etme nceliinin -Bulkun istisna tutulursa- kendine ait olduunu ileri srmtr;93 Suyutnin Kuran ilimlerini toplu olarak ele ald et-Tahbir isimli eserinde byle bir iddiada
92

93

el-Hl, Emin, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metot, trc. Mevlt Gngr, stanbul 1995, s. 27; el-Hl, Emin, Tefsir ve Tefsirde Edebi Tefsir Metodu, trc. Mevlt Gngr, slami Aratrmalar, Ankara 1988, VI, 33,34; Sabba, Abdullah Tevfik, Rivyett-Tefsir fil-Karnil-Evvel ve Tedvinuhu, Msr 1405/1985, s. 11, 12 Celleddin Suyt, et-Tahbr f lmit-Tefsir, nr., Fethi Abdulkadir Ferid, Riyad 1402/1982, s. 28, 29

27

bulunmas, tedvinin ikinci anlamna mstenittir. Bizim grebildiimiz kadaryla tefsir ilminin son anlamyla tedvini ise emsddin Molla Fenr eliyle gereklemitir; nk Fenr, tefsir ilminin mahiyetini ciddi anlamda soruturarak dier ilimlerden ayr olarak bu ilmin aklama getirmeyi hedefledii alan tespite girien ve bu konuda belirgin neticelere ulaan ilk dnrdr. Ne var ki bu mahiyet soruturmasnn ardndan Fenr, klsik kriterler cihetinden bakldnda tefsir ilminin mstakil bir ilim olmad kanaatine varmaktadr; ona gre bu ilim klsik anlamda ilim olma vasfn bir dnce gelenei ierisinde teekkl eden ilimlerden istifade ve istimdatla kazanmaktadr. Daha sonra talebesi Kfiyeci ise tefsir ilmini klsik anlamda bir ilim olarak deerlendirerek, et-Teysr f Kavidi lmit-Tefsr isimli eserinde tefsir ilmindeki kll kidelere iaret edecek ve bir tedvin iddiasn dile getirmeyen Fenrnin ardndan bu ilmi tedvin etme iddiasnda bulunacaktr.94 Biz aadaki balk altnda tefsir ilminin tarihi geliimindeki aamay ksaca ele alarak, Molla Fenrnin gerekletirdii mahiyet soruturmasn anlaml klan sreci inceleyeceiz. III. FENR NCES TEFS R TAR H NE KISA B R BAKI: Aynulyn Mukaddimesini Hazrlayan Tefsir Birikimi Tefsir ilmi denildiinde ilk olarak karmza tefsir yazmlar ve dil almalarnn mahsl olarak ortaya kan Kuran ilimlerinin toplu bir ekilde incelendii kapsaml ulmul-Kurn almalar kmaktadr. Mslmanlarn Kuran bilgi ve anlam kayna olarak grmelerinin bir sonucu olarak tefsir faaliyetleri balam ve hayatn ak ierisinde ortaya kan bireysel ve toplumsal bir ok meseleye paralel olarak bu anlam aray da hz kazanarak derinlikli bir hal almtr. Kuran anlama ve karlalan soru/nlar Kurandan hareketle zmleme dncesi bu konuda aba gsterenleri ncelikle Kuran lafzlar ile kar karya getirmi ve bu da ilk anlam soruturmalarnn lafzlar eksenli srdrlmesine sebebiyet vermitir. Dil seviyesindeki bu soruturmalar, vaza konu olan lafzlarn mutlak delaletlerini tespit etmenin tesinde, murad- ilahiyi aa karmay hedeflediinden, lafzlarn delaletlerini belirlemede etkin olan nzl vasatna ynelik aratrmalara da kapsamaktadr. u halde bu ilk bilgi
94

Kfiyeci, Muhyiddin Eb Abdillah, Kitbut-Teysr fi Kavidi lmit-Tefsr, nr. smail Cerraholu, Ankara 1989, s. 2

28

ve anlam aray, kelime ve terkiplerin lgat seviyesinde anlalmas, Kurandaki garip, mphem, mterek bir takm kelimelerin anlamlarnn tespit edilmesi, cmle diziliinin ve Arap dilindeki harekelerin anlama olan etkisinin belirlenmesi, Kurann anlatlmak isteneni en iyi ekilde ifade etme iddiasn gz nne alarak bu mkemmel anlatmn nasl salandnn tespiti ve nzl zaman ve mekan ile nzl srasnda yetlerin iniine elik eden bir takm olaylarn anlamn aa kmasndaki etkisinin belirlenmesi gibi hedeflere ynelecektir. Grlecei zere buradaki abalar sonradan mstakil ilimler eklinde ortaya kacak olan sarf, nahiv, belagat gibi dil ilimlerinin ve Kuran ilimlerinin temellerini tekil etmektedir. Kuran belagatn st dzeyde olduu bir toplulua kendi dilleri ierisinde inzal olduundan,95 haliyle lafzlarn ilk delaletlerinin anlalmas onlar iin byk bir problem tekil etmemitir. Ancak Kuran lafzlarnn ihtiva ettii anlamlar sadece gndelik dilin delaletleriyle snrl deildir; nk bir dil ierisinde ifade edilerek muhafaza edilen farkl anlam katmanlar eitli seviyelerde ve artlar ierisinde muhataplarn anlaylar ile de irtibatl olarak kendilerini zhar etmektedirler.96 bn Abbas anlama noktasnda beliren bu mertebeleri en basit haliyle tasvir ederek, Kuran lafzlarnn Arabn dil bilgisiyle bildii, bilmemenin mazur grlemeyecei, sadece ulemann bildii ve ilmi Allaha mahsus olanlar eklinde mertebeli bir anlama faaliyetine konu olduunu ifade etmitir.97 Araplarn kendi dilleri ierisinde nazil olan Kuran dil bilgisi sayesinde anlamalar anlamann ilk seviyesini ifade ettiinden, soruturma ncesi bu seviye bir dil ierisinde ifade edilmi olan anlamlarn idrak edilmesindeki tabii vasat olmutur; bu noktadaki farkllama ise Kurann nazil olduu dilin tahrif edilmemi saf haliyle bilinmesinde ortaya kacaktr. Dilin gndelik kullanmnn tesinde lafzlardaki bir takm inceliklerin ve farkl nispetlerdeki gizli anlamlarn tespit edilmesi, bn Abbasn tasnifinde iaret ettii, alimler iin sz konusu olan seviyede gereklemi ve tabiatyla bu seviye de, bilmeyi ve anlamay meselesi haline getirmi olan kimselerin bilgi, anlay ve kabiliyetlerindeki derin farklla paralel olarak, geni bir aralk ierisinde kendini gstermitir. u halde lafzlarn anlalmasndaki farkllama, bu lafzlardan gndelik dil ierisindeki ve ilk
95 96 97

Fussilet, 41/44; Yusuf, 12/2; Rad, 13/37; Taha, 20/113; Zmer, 39/28; Sr, 42/8; Zuhruf, 43/3 Fenr, Aynul-yn, 5, 8-10, 89; Kfiyeci, et-Teysr, s. 32, 34 Taber, Cmiul-Beyn, nr. Mahmut akir-Ahmet akir, Kahire ts., I, 74, 75; Fenr, Aynul-yn, s. 8

29

delaletler seviyesindeki anlamlarn tesinde bir anlam talebi ile birlikte gndeme gelmektedir; te yandan bu anlam talebini de mmkn klan husus, bu lafzlarn cevap aranan bir takm meselelere zm getirdii ve srelerin dnda kalan sabit bir anlam ihtiva ettii dncesi olmutur. Hz. Peygamberin irtihalinden sonra ona yakn olan ve onun talim ve uygulamalaryla yetlerin tefsirini renerek Kuran anlamay meselesi haline getiren kimseler, tabi olarak yetlerin tefsiri hususunda n plana karak mracaat mercii olmutur. Bu konuda onlara ncelik salayan ey ise her eyden nce nzul vasatna ahitlik etmeleri ve Arap dilinin inceliklerini bilmeleridir. Zira bu ilk dnemde ilimler birbirinden ayrmam ve mdevven anlamyla her hangi bir ilim teekkl etmemitir. bn Haldun ashabn hayatta olduu bu erken dnemde mdevven anlamda ilme ihtiya duyulmadn ve naslar anlamann tabii olarak gerekletiini ifade ederek98 bu duruma aklama getirmitir. Dini ilimlerin henz teekkl etmedii bu erken dnemde Kuran lafzlarn anlama noktasnda ilk olarak gndeme gelen ilim tefsir olmu,99 bu ilmin alet olarak kulland dil ilimleri ise bir yandan tefsir ilmi ierisindeki faaliyetlerin bir neticesi olarak varlk sahnesine karken, daha sonra bu ilimler, mutlak dil incelemesinin murad- ilahiyi ieren Kuran lafzlar zeline ekilmesiyle birlikte tefsir ilmi iin birer alet olarak ilev grmtr. Dolaysyla dil aratrmasnn Kuran aratrmasna dnt nokta, murad ve kast unsuru ile birlikte kendini gstermektedir. Fenrnin iaret ettii zere dil ilimlerini tefsir ilminden ayran husus, bu ilimde mutlak olarak

98

99

bn Haldunun bu yaklam Ahmet Emin tarafndan farkl yorumlanmtr. Ahmet Emin tefsir ilminden bahsederken bn Haldunun Kuran onlarn dili ve belagat uslublaryla indi. Onlarn her biri Kurann mfret ve terkip olarak manalarn anlyordu ifadesinin (Mukaddime, s. 477) gerei yanstmadn, nk Sahabenin Kuran anlamada farkllatn syler. Halbuki bu aksi iddiay bn Haldunda farkl vesilelerle dile getirerek sahabe arasndaki farklln zorunlu olduunu sylemitir. (ve- lbdde min vukihi zarreten. Bkz. Mukaddime, s. 483) bn Haldun bunu ak bir ekilde yle ifade eder. innes-sahbe lem yekn kllhm ehle futy ve l knet ed-din yuhazu min cemihim. Ve innem kne zlike muhtassan bil-hmilne lil-Kuran el-rifne bi-nsihih ve menshih ve mtebihih ve muhkemih ve siri delltih bim telakkavhu minen-nebiyy (Bkz. Mukaddime, 484) bn Haldunun burada kastettii fesada uramam ve acemlerle karma sonucu ihtilaflara konu olmam bir dilin varlnn o dnemde dil dzeyinde bir anlama zemini tekil ettiidir. Yoksa Hz Peygambere yaknlk, istinbat gc ve bu ie ynelmeden kaynaklanan farkllamalar haliyle vakidir. Ahmet Eminin tenkitleri Trkiyedeki tefsir aratrmaclar tarafndan da kabul grmtr. Bkz. Emin, Ahmet, Fecrul- slam, Beyrut 1969, I, 195; Yldrm, Suat, Hz. Peygamberin Kuran Tefsiri, s. 18; Cerraholu, smail, Tefsir Tarihi, Ankara 1996, I, 67, 68 bn Haldun, Mukaddime, s. 474

30

lafzlarn delaletinin deil, Cenab- Hakkn murad olan lafzlarn delaletinin sz konusu edilmesidir.100 Tefsir ilmi dahilinde gerekletirilen bu ilk anlam soruturmalarndan sonra ilahi kelmn karmak bir ilikiler btnn ifade eden beeri yaantya m/dahil olmasyla birlikte anlamn amlanmas ve farkl alanlara uzanmas dier dini ilimler eliyle gerekletirildiinden, tefsir ilminin zuhurundaki bu ncelik daha anlalr olmaktadr. Bu noktada tefsir ilmi dier ilimler ierisinde dille en yakndan ve dorudan irtibatl li ilim olarak gze arpmaktadr.101 Dier ilimler tarafndan lafzlarla bu lafzlarn bireysel ve toplumsal yaant ierisinde kendini gsteren medllleri arasndaki ilikinin kurulmas bir anlama faaliyeti olarak deerlendirilebilse de, bu faaliyetleri tefsir faaliyetinden ayr klan ey, onun lafzlarn medlullerini tarih ierisinde zorunlu olarak zuhur eden bir ok dolaymn ardndan ifade etmesi olmutur. Tefsir faaliyeti ise lafz merkeze alarak salanan btn almlarn lafzlarla irtibatn dorudan kurma endiesi tamtr; bundan dolay muradn aa kartld ilk seviyede olduu gibi anlamn dier ilimler tarafndan amland btn bir sre sonrasnda da tefsir etkinlii, Kuran lafzlar ile irtibatl olarak dil eksenli srdrlmektedir. Tabiatyla bu yorum dzleminde dier ilimlerde sz konusu edilen meseleler sorun haline getirilip tartlmamakta, ancak Kuranla ilikilendirilen bir takm sonularn lafzlarla irtibat kurularak bu karmlarn meruiyeti soruturulmaktadr. Tefsir ilmine ynelik bu ksa tasvirden sonra imdi Fenr ve Aynu-l-yn Mukaddimesini tefsir tarihinde bir noktaya yerletirmek iin ilk olarak tefsir ilmi iin ileri srlen tedvin iddialarna ve Fenr ncesi tefsir literatrne ksaca yer verilecek, sonra da bu literatr ierisinde Aynu-l-yn Mukaddimesinin nerede durduu sorusuna cevap aranacaktr. A. Tefsir lminin Tedvininde Aama ve Molla Fenr Bir ilmin douu ve geliimi sz konusu edildiinde karmza kan en nemli kavramlardan birisi tedvindir. imdi aratrmamz shhatli bir ekilde yrtebilmek iin, lafzen toplamak, bir araya getirmek, kaydetmek gibi anlamlara gelen tedvin kavramnn tefsir ilmi iin sz konusu edilen farkl kullanmlarn tespit ederek
100 101

Fenr, Aynul-yn, s. 5; Kfiyeci, et-Teysr, s. 31, 32 bn Haldun, Mukaddime, s. 474

31

tefsir ilminin tedviniyle ne kastedildiini netletirmeye alacaz. Ancak bir ilmin tedvininden nce mutlak olarak tedvinin anlamna ksaca iaret edeceiz. Genel anlamyla tedvin, bir toplumun kendi hafzasn ortaya koyarak sonraki srete belirleyici olacak temel referanslarn yazya geirmesini ifade etmektedir. Tedvin, sradan bir yazya dkme ve derlemenin tesinde bir bilin durumuna iaret etmekte102 ve tedvin faaliyetleri de birbirinden kopuk biriktirme ve yazya geirme abalarndan ayr olarak tmle ynelik bir harekete karlk gelmektedir. Bu anlamyla tedvin, bir akln temel referanslarn doruca kavrayarak kendini inas ve teekkl edecek ilim geleneinin yol haritalarnn kartlmasn ifade eder. Btn bir tarihi saracak olan balangla ilk yzlemeyi ifade eden ve bu balangcn hassas dengeli bir yorumu olan ilk tedvin faaliyetleri, nemli amlamalar barndrarak sonras iin yn tayin etmektedir. Bir yazya geirme faaliyeti olarak tedvin, ilimlerdeki birikimsel geliime imkan salamaktadr. Bu anlamda bn Snnn yaznn icad edilmesini anlatan pasaj, tedvinin anlalmas noktasnda nem arz eder; O, insanlarn bir arada yaamak iin dile gereksinim duyduklarn ifade ettikten sonra, yazya duyulan ihtiyac zetle yle sz konusu etmitir:
Sonra konuma ortamnda bulunmayan dier insanlar ve gelecek nesillere bilgileri aktarmak iin bilinenlerin tedvinine ihtiya duyuldu. Bylece gelecekte bilinen bilgilerin bu bilgilere katlmas yoluyla beeri maslahat ve hikmetlerin ortak abalarla kemale doru yol almas mmkn oldu; yle ki, ilimlerin ou biriken fikirlerle ve tmel kidelerden tikellerin istinbat edilmesiyle ilerleme kaydetmi ve sonrakiler ncekilerin aktardklar bilgileri benimseyerek bunlar gelitirmilerdir. Tm bunlarn gereklemesi iin konumann dnda iletiim iin baka bir vastaya ihtiya duyulmu ve ilahi yardm ile birlikte yaz icat edilmitir.103

Ktip elebi ise teknik anlamyla tedvinin slam topluluundaki tezahrlerini yle tasvir etmitir:
102

103

Beyan, burhn, irfan lemesiyle Fransz Yapsalcln esas alarak slam dncesinin yapsal analizine girien ve Trkiyede eserlerinin tercmesiyle gndeme gelen Muhammed Abid Cabiri, tedvin dnemini Arap aklnn oluumunda kilit dnem olarak grerek slam medenyetini beyann dar kalplarna sktran akln bu dnemde teekkl ettiini ileri srmtr. Ona gre tedvin bir takm takdim, tehir ve tercihlerle kuvvetli bir ideolojiyi barndrmaktadr ve tabiatyla tedvin faaliyetlerinde siyasi ve akidevi tavr at ba giderek belirleyici olmutur. Bu deerlendirmeler, tedvin balangcndaki ontolojik gerilimi gz ard edii ve insan salt siyasi bir edimci olarak tasarlamasyla malul olmakla birlikte, tedvinin nemine iaret etmesi asndan dikkate deerdir. Bkz. el-Cabiri, Muhammed Abid, Arap- slam Aklnn Oluumu, trc. brahim Akbaba, stanbul 2001, s. 63-81 bn Sina, e-if, bre, s. 2, 3

32

slam (fetihler yoluyla) yaylnca Mslmanlarn ellerinde tuttuklar blgeler geniledi ve sahabiler eitli blgelere daldlar. Ayrca fitne (Ali Muaviye ayrmas) ba gsterince grler farkllamaya, fetvalar oalmaya ve (ulemann) byklerine bavuru artmaya balad. Bylece hadis, fkh ve ulmul-Kurann tedvinine baland. Ulema nazar, istidlal, itihat, istinbat, temhid-i kavaid vel-usl, bab ve fasllar tertib ve mesil-i ulmu delilleriyle birlikte oaltmakla megul oldu. Ayrca pheleri, cevaplaryla birlikte gidermek, vaz ve stlahlar tayin etmek, mezhep ve ihtilaflar aklamak o dnemin alimlerinin urat eyler arasndayd. Bu gerekten de olduka nemli bir faide ve dosdoru bir fikir idi. (Bu mesil ve tedvin ile itigal) Ulemann olduka ilgisini ekiyor, onlara sevimli geliyor hatta Hz. Peygamberin (s.a.v): El- lmu saydun vel-Kitabetu kaydun. Kayyid rahimekumul-lahu tel- ulmekum bil-kitabeti hadisinde zikredilen zorunluluk sebebiyle onlar bu ii kendileri iin bir zorunluluk addediyorlard.104

Ktip elebinin ifade ettii zere tedvin faaliyetleri belli tarihsel artlar ierisinde tarihi bir vazife olarak telakki edilmi ve tedvin ncesinde hafzalarda ve tertip edilmemi bir takm sahifelerde bulunan ilim, yazya geirilmeye balanmtr.105 ok ynden biriken bilgiler yumann bir akl etrafnda yazya geirilmesini ifade eden kapsayc ve mull bir kavram olan tedvinin yannda, aratrmamz asndan bizi asl ilgilendiren, daha dar anlamyla, tefsir ilminin tedvini iin sz konusu edilen (a) bu ilme ilikin bir takm rivyetlerin yazya geirilmesi, (b) erevesi belirginleen bu ilim dahilinde eserlerin verilmesi ve (c) ortaya konulan birikim zerine yrtlen dnsel bir faaliyet sonucu bu ilmin mahiyetinin aa kartlmas eklindeki farkl anlamlardr. Bunlardan ilki tefsir ilmi iin tedvinin balangcna, ikincisi geliimine, ncs ise ilmin snrlarnn belirginleerek kendi ierisinde bir btnlk salam olduuna iaret eder. Buna gre tefsir ilmi iin sz konusu edilen tedvin, bu ilmin dou ve geliimini kapsayan bir srecin farkl duraklarna atf yapmak zere kullanlmaktadr. Tedvinin birikmi olan malumatn yazya aktarlmas eklindeki anlam esas alndnda, Kuran sureleri ve tek tek yetlerle ilgili olarak biriken rivyetlerin yazya geirilmesi tefsir ilminin ilk tedvini olarak deerlendirilmi ve tefsir ilminin tedvini hadis ilminin tedvini ierisinde bir ksm olarak anlalarak, bu itibarla tefsir ilmini ilk

104 105

Ktip elebi, Kefz-Znn, I, 33, 34 lk tedvin faaliyetleri ve farkl ilim merkezlerinde tedvin faaliyetlerini yrten nemli ahsiyetler hakknda bilgi iin bkz., Suyt, Celleddin, Tarihul-Hulefa, nr. Abdullah Mesud, Halep 2003, s. 250

33

tedvin edenin Mlik b. Enes olduu ileri srlmtr.106 Tefsir ilminin hadis ilmiyle i ie olduu ilk dneme iaret eden bu aratrmaclar aslnda tefsir ilmi iin tedvinin balangcna iaret etmektedir.107 Tefsir ilmi dahilinde eserlerin verilmesi eklinde ifade ettiimiz ikinci anlamyla tedvin, bu ilmin yalnzca kendine ait konularnn mstakil olarak ele alnp derlenmesi veya dorudan bu ilimle alakal eserlerin kaleme alnmasyla gereklemitir. Tefsir ilmi iin kapsaml ulmul-Kuran almalaryla mstakil tefsir eserlerine tekabl eden tedvinin bu ksmnda, belli bir vahdet noktas esas alnarak derlenmi olan malumat ve bunlara dayal olarak yrtlen dnsel faaliyetlerin yazya geirilmesi sz konusudur. Ulmul-Kuran almalarnn balangta bir btn olarak deil de garbul-Kuran, meczl-Kuran, nsih-mensh gibi mstakil balklar altnda yrtld ve bu ilimlerin bazlarnn erken bazlarnn ise ge dnemde ortaya kt dikkate alndnda, burada tefsir ilminin tedvini ile bu ilim ierisindeki tedvin faaliyetleri arasndaki farklla iaret etmemiz gerekecektir. Tedvin bir sre deil de olup bitmi bir ey olarak deerlendirildiinde, tefsir ilminin bir paras olan bu mstakil almalar birer tedvin faaliyeti olarak anlalacaktr. Bu bak asyla esas manasyla tedvinin gerekleebilmesi farkl alanlarda yaplan bu almalarn btn temsil edecek bir birikim oluturmalarna ve kuatc bir balk altnda ifade edilmelerine bal olduundan, Tefsir tarihinde Kuran ilimlerinin toplu olarak ilendii ulmul-Kuran almalar bu anlamyla tefsir ilminin ilk tedvini olarak anlalmtr. Suytnin, Zerkeinin el-Burhn gibi, kendinden nce yazlan baz eserlerden haberdar olmazdan nce, tefsir ilminin tedvin edilmeyen bir ilim olarak kaldna ynelik ifadeleri bu yorum erevesinde anlalr olmaktadr; Suytye gre tefsir ilminin tedvini makul bir takm gerekelerden tr ihmal edilmitir ve kendini nceleyen Bulkunden sonra, bu ilmi ikinci olarak tedvin etme erefi kendisine aittir.108
106

107

108

el-Hl, Emin, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metot, trc. Mevlt Gngr, stanbul 1995, s. 27; el-Hl, Emin, Tefsir ve Tefsirde Edebi Tefsir Metodu, trc. Mevlt Gngr, slami Aratrmalar, Ankara 1988, VI, 33,34; Sabba, Abdullah Tevfik, Rivyett-Tefsir fil-Karnil-Evvel ve Tedvinuhu, Msr 1405/1985, s. 11, 12 Abdullah Tevfik Sabba Tefsir ilminin tedviniyle ilgili ele ald kk rislesinde tefsir ilminin tedvinini aamada inceler. lk aama rivyet ve nakil dnemi, ikinci aama hadisle birlikte tedvin, nc aama ise mstakil olarak tedvindir. Bkz. Sabba, Abdullah Tevfik, Rivyett-Tefsr ve Tedvnuh, s. 5 vd. Celleddin Suyt, et-Tahbr f lmit-Tefsir, nr. Fethi Abdulkadir Ferid, Riyad 1402/1982, s. 28, 29 Suyt et-Tahbr isimli ulmul-Kurana ilikin bu eserini Zerkeinin el-Burhnn grmezden

34

Bir ilmin tedvininden anlalan ve ilim zerine yrtlen dnsel bir faaliyet olarak ilk ikisinden farkllaan dier anlam ise, kendi i btnln salayarak teekkln tamamlam olan bir ilmin snrlarn tespit etmek suretiyle, ilmi o ilim yapan unsurlarn belirlenerek bu ilmin dier ilimlerden ayrlk noktalarnn aa kartlmasdr. Bylece dier ilimlerden ayran ve ismi tlak edildiinde snrlar belli bir btne delalet eden mstakil bir alan tespit edilmi olmaktadr. Konevnin tasavvuf ilmine, Fenr ile Kfiyecinin tefsir ilmine teorik yaklam byle bir bak asyla gereklemitir. Ge dnemde Kfiyecinin (. 879/1474) Kitbut-teysr fi kavidi ilmit-tefsir isimli eseriyle tefsir ilmini tedvin etmeyi amaladn sylemesi,109 tedvinin bu anlamna mstenittir. Ancak bu anlam ile tefsir ilminin ilk olarak Fenr tarafndan tedvin edildii syleyebiliriz. imdi ilimlerin teekklne kadarki dnem ierisinde tefsir ilmi iin ilk iki anlamyla sz konusu olan tedvin faaliyetlerine gz atacak olursak, dil, zaman ve mekan faktrlerinin buradaki almalarn erevesini izdiini syleyebiliriz. Yukarda ifade ettiimiz zere en basit anlamyla dil faktr, anlalmasnda glk ekilen kelime veya terkiplerin kast- mtekellime uygun olarak nasl anlalaca veya anlatmdaki hususiyetlerin nasl aa karlaca noktasnda, zaman ve mekan faktr ise yet ve surelerin nazil olduklar 23 senelik araln hangi aamasnda ve hangi mekanlarda muhataplaryla bulutuu hususunda kendini gstererek, anlam araynda merkezi bir yer tekil etmitir. Bu unsur, Kuran ilimlerinin teekklne de aklk getirmektedir; yle ki garbul-Kuran, meczl-Kuran, menil-Kuran, mkill-Kuran, czlKuran, mcmel ve mbeyyen, vch ve nezir gibi bir takm konular dil vasatnda ele alnrken, sebeb-i nzl, nsih mensh, yet ve sureler arasndaki mnasebet, siyak sibak gibi konular da yet ve surelerin nazil olduu yer ve zaman ile irtibatl olarak sz konusu edilmitir; mekk-meden, leyl-nehar, hazar-sefer, nsih-mensh gibi kavramlar hep yet ve surelerin nazil olduu zaman veya mekana dayal olarak gelitirilmitir. te yandan erken dnem tefsir yazm geleneine ait eserlerin ieriine hakim olan unsurlar da dil aklamalar ile birlikte ounlukla yetlerin ini sebepleri hakknda bilgiler veren rivyetler olmutur. Bu noktada hadis ilmi ierisinde derlenen
nce kaleme alm ve Zerkeinin eserine mlaki olduktan sonra ise el- tkn isimli ok daha kapsaml eserini yazmtr. Kfiyeci, Kitabut-Teysr, s. 2 (eradt tedvnehu bi-kadril-vusi vel-imkan)

109

35

tefsir ilmine ilikin rivyetlerin110 esbb- nzl gibi Kuran ilimleri ierisinde ilenmek suretiyle tefsir ilminin malzemesi haline getirildii ve bu rivyetlerin tefsir zeline ekilmesiyle birlikte hadis ilmi ierisinde gerekleen ilk anlamyla tedvinden ikinci anlam ile tedvine geildii grlmektedir; bu ikinci anlamyla tedvin faaliyetleri tefsir yazmlarnn yan sra Kuran ilimlerinin bir btn olarak teekklyle birlikte kemale erecektir. lk tefsir faaliyetlerine ksaca iaret ettikten sonra imdi, tefsir tarihini bu ilmin tedvininin nc anlamyla irtibatl olarak Fenrnin Aynu-l-yn Mukaddimesine balamay deneyeceiz. Burada ncelikle tefsir yazm gelenei ierisinde verilen klsiklemi eserlere temas edilecek, bu yazm geleneinin deerlendirilmesi ise Fenrnin tefsir ilminin mahiyetine ilikin soruturmas ile irtibatl olarak ikinci blme ertelenecektir. Tefsir literatr ierisinde Aynu-l-yn Mukaddimesi ile mukayese edilebilecek almalar farkl ilimlerin n plana kt tefsir yazmlarndan ziyade kapsaml ulmul-Kuran almalar olduundan, daha sonra bu alandaki literatre yer verilecek ve Aynu-l-yn Mukaddimesinin bu almalar ierisindeki zgnlne iaret edilecektir. B. Fenr ncesi Tefsir Yazm Gelenei slam toplumunda dil almalar, Kuran ilimlerinin teekkl ve bunlar temelinde gerekletirilen tefsir yazmlarnn sahabe devrine kadar geri gittiini syleyebiliriz. Fuat Sezginin tespitine gre tedvin anlayndan zannedildii kadar uzak olmayan Arap kltrnde tefsir yazm gelenei ve Kuran ilimleri almalarnn henz bn Abbas ile birlikte balad sylenebilir.111 Talebelerinin ondan yazd tefsirlerin yan sra bn Abbas, Ali b. Eb Talhann kendisinden rivyet ettii ve Tabernin tefsirinde kamilen112 bize gelerek bn Ebi Hatim ve (. 327/933) bn Mnzir (. 318/930) gibi mfessirlerin eserlerinde pek ok nakilde bulunduu113 mehur sahifeyi114

110

111 112

113

Muteber Baz Hadis Kitaplarnda Kuran ve Tefsir ile ilgili blmler unlardr: Buhri, Sahh, Kitbut-Tefsr (65. Kitap) ve Fezilul-Kuran (66.Kitap), Mslim, Sahh, Kitbut-Tefsr (54. Kitap), Tirmiz, Snen, Kitbut-Tefsr (44. Kitap), bn Mce, Snen, Fezilul-Kuran (23. Kitap), mam Mlik, Muvatta, Kuran (15.blm). Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 39, 40 Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 45; smail Cerraholu bu sahifenin tam olarak nakledilmediini syler. Bkz. Cerraholu, smail, Tefsir Tarihi, I, 174 Cerraholu, smail, Tefsir Tarihi, I, 175-76

36

bizzat kaleme alm olmaldr.115 bn Abbasn bunun dnda harici mezhebinden Nf b. Ezrakn (. 65/685) iki yz Kuran kelimesi hakkndaki sorularna Arap iirinden istidlallerle cevap verdii Garbul-Kuran tefsiri, Mesilu Nfi b. Ezrak ismiyle yazma halinde mevcuttur.116 Frzbdnin (. 817/1415) derledii Tenvrul-Mikbas isimli eserde bn Abbastan aktarlan tefsir rnekleri117 ve bn Abbasa atfedilen baka bir ok kitap,118 onun tefsir ilmindeki zel yerini gstermenin yan sra tefsir ilmini dorudan ilgilendiren yazm faaliyetlerinin olduka erken bir dnemde balad eklindeki kanaati desteklemektedir. Fuat Sezgin bu erken tefsir faaliyetlerinden bildiklerimize ek olarak, Taber tefsiri gibi temel tefsirlerde yaplan nakillerin isnatlarndaki ravi zincirlerini takip ederek, ilk dnemde kaleme alnm baka pek ok eserin gn yzne karlabileceini de kaydeder.119 Tefsir ilmindeki geliim bn Abbas, bn Mesud, Ubey b. Kab gibi sahabeye120 talebe olan tabiiler eliyle srdrlmtr. Said b. Cbeyrin tefsiri mstakil olarak elimize ulamasa da, bata Taber tefsiri olmak zere tefsirlerde aktarlan rivyetler, onun lgavi ve tarihi aklamalar yapan bir tefsiri olduunu gstermektedir.121 Rey tefsiriyle n plana kan Mchidin (. 104/722) ilmi neri de yaplan122 ve Abdullah b. Ncih (. 131/747) kanalyla bize ulaan tefsiri de, rivyet tefsirinin en nemli kaynaklarndan olmu, sadece Taber yedi yz ksr yerde ondan nakilde bulunmutur.123 Dahhak b. Mzhimin (. 105/723) tefsiri ise Tabernin gerek

114

115 116 117

118 119 120

121 122 123

Bu sahife hakknda sylenenler, sahifenin shhat derecesi ve ravilerinin deerlendirilmesi iin bkz. Cerraholu, smail, Tefsir Tarihi, I, 164-77 Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 45 Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 46 Eserin pek ok basks yaplmtr. (Bulak, 1863, 1866, 1873, 1885; Kahire, 1302, 1316, 1332, 1937, 1960) Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 46, 47 Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I,114-18 Bu sahabilerin her birine birer tefsir ekol nisbet edilir. bn Abbasn ban ektii Mekke ekolnde Said b. Cbeyr (. 95/714), Mcahid b. Cebr (. 103/721), krime (. 104/722), Tavus b. Keysn (. 106/724), Ata b. Ebi Rabah (. 114/732) gibi mfessir tabiler yetimitir. Ubey b. Kabn (. 30/650) banda olduu Medine ekolnde Ebul-liye (. 90/709), Muhammed b. Kab el-KuRz (. 118/736), Zeyd b. Eslem (. 136/753) gibi tbler n plandadr. Kfede ise Abdullah b. Mesudun (. 32/652) reticiliinde Alkame (. 61/681), Mesruk (. 63/682), Esved b. Yezid (. 74/693), Mrretl-Hemedan (. 76/695), Amir e-b (. 109/727), Hasan el-Basr (. 110/728) ve Katade b. Diame (. 117/735) gibi tabiler yetimitir. Geni bilgi ve biyografiler iin bkz., Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, Beyrut ts. I, 69-86 Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 47, 48 Tefsiru Mchid, nr. Tahir b.Muhammed es-Suret, slamabad, ts. Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 49

37

aslndan gerekse baka kaynaklardan yapt nakillerle bize ulamtr. Yine Tabernin tefsiri kanalyla bize ulaan rivyetlerden Hasan- Basri (. 110/728) ve At b. Eb Rabahn (. 114/732) birer tefsiri olduu anlalmaktadr. Atnn bn Abbastan yazd Garbul-Kuran isimli eser ise yazma halinde mevcuttur.124 Emeviler dneminde yaayarak tefsir eseri veren dier mfessirlerden bazlar; Katde (. 118/736), Muhammed b. Kab el-Kuraz (. 118/736), At b. Dinar (. 126/744), Sdd (. 128/745), At b. Eb Mslim el-Horasn (. 135/757), Reb b. Enes (. 139/756), Muhammed b. Sib el-Kelb (. II. asrn ilk yars) ve ibl b. bd (. II. asrn ortalar) gibi isimlerdir.125 Daha sonra kaleme alnan eserlerden Kuran batan sona tefsir eden ilk mfessir olarak grlen126 mutezili kelmc ve mfessir Mukatil b. Sleymann (. 150/767) Tefsru Hamse Mie yetin Minel-Kuran, Tefsrul-Kuran, Vchu HarfilKuran gibi tefsirleri yazma olarak elimize ulamtr.127 Taber ve Salebiye kaynaklk etmi olan Eb Bir el-Kfi, (. 160/776) mam afiye hocalk yapan Eb Hamid ezZenc (. 179/795), dil arlkl bir tefsir yazan ve Tabernin bin sekiz yz ksr yerde nakilde bulunduu Zeyd b. Eslem (. 182/898) gibi isimlerin kaleme ald eserler erken dnemde oluan bu zengin literatre iaret etmektedir. Bunlardan baka erken dnemde tefsir yazd bilinen pek ok isim vardr.128 Sonu itibariyle elimize ulaan ve ulamayan yzlerce eserin varl ilk asrdan itibren kuvvetli bir tefsir yazm geleneinin olutuunu ve tefsirin zel bir faaliyet alan olarak dier ilimlerden ayrtn gstermektedir.
124 125 126 127

128

Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 52 Ksa biyografi ve eserler iin bkz., Sezgin, Fuat, Trhut-Tursil-Arabyye, I, 52-58 Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 159 Eserler ve yazma nolar iin bkz. Sezgin, Fuat, Trhut-Tursil-Arabyye, I, 61; Mfessirin dier eserleri iin bkz. bn Nedim, el-Fihrist, s. 222 lk drt asrda yazlan ve pek ou yazma olarak elimize ulam olan tefsir eserlerinin melliflerinden bazlar unlardr: Yahya b. El-Yemn (. 188/804), Eb Cafer el-Mukri (II. asrn II. yars), Abdurrahman es-Sekaf (. 229/843), Ebu Salebe et-Teym (. 200/815), Ravh b. Ubde (. 205/820), Yezid b. Harun (. 260/821), Yusuf b. Vkd el-Firyb (. 212/827), Eb mir b. Ukbe (. 215/830), Muhammed el-Asker, (. 260/874), Hd b. Muhkim (. 3. Asrn 2. yars), bn Durays er-Rz (. 294/902), Muhammed b. Vehb ed-Dinever (. 308/920), Shib ez-Zarefan (.?), elAyi es-Slem (. 320/923), Muhammed b. Azz es-Sicistn (. 330/942), bnl-Mnd (. 336/947), en-Nakka (. 351/962), bn Sheyl el-Basr (. 368/978), bn Habib ed-Dmek (. 383/993), bn Hasnn es-Samir (. 386/996), brahim b. Him el-Kumm (4. asrn ortalar), Ahmed b. Muhammed el-Edfev (. 388/998), bn Ebi Zemnn (. 399/1008), Abdul-Aziz es-Saydaln (4.asr), bn Habb en-Neysabur (. 406/1015), Selme el-Badd (. 410/1019), Ali b. Muzaffer el-Vezzan (5. asrn balar). Bunlar ve dier baz mfessirlerin ksa biyografileri, tefsirle alakal btn eserleri ve elimize ulaan eserlerinin yazma numaralar iin bkz. Sezgin, Fuat, TrhutTursil-Arabyye, I, 60-83

38

II. asrn ilk yarsnda, yukarda iaret ettiimiz erken tefsir almalarndan tarihi, fkh ve lgav bilgiler toplanarak tefsirler kaleme alnmaya balanm, asrn ikinci yarsnda ise bu gelimeler hz kazanarak devam etmitir.129 Muktil b. Sleyman (. 150/767), Sfyan es-Sevr (. 161/777), Yahya b. Selam (. 200/815), Abdrrezzak b. Hemmm (. 211/827) gibi mfessirlerin tefsirleri ile kendinden nceki tefsir almalarn byk oranda temsil eden Tabernin Cmiul-Beyn ilk asrda yazlan pek ok tefsirden elimize ulaan bazlardr. Bundan sonra Begavnin (. 510/1116) Melimut-Tenzli, bn Atiyyenin (. 546/1151) el-Muharrarul-Veczi, bnul-Cevznin (. 597/1201) Zdl-Mesri ve bn Kesirin (. 774/1372) TefsrulKuranil-Azmi rivyet arlkl tefsir geleneinin nde gelen eserleri olmu, ilk dnemden beri devam eden dil arlkl dirayet tefsiri gelenei ise Trk mfessir Zemahernin (. 538/1143) el-Kefyla mkemmel bir temsile kavumutur. Zemaher dil, belagat ve uslp ynnden Kurann inceliklerini byk bir kudretle ortaya koyarak kendinden sonraki tefsir geleneinin ynn belirleyen ahsiyet olmutur. Kendisi bir mutezili olan Zemahernin tefsiri daha sonra ehl-i snnet alimlerinin ittifakla teslim ettii otoritesiyle, itizal fikirleri bir yana konularak, en nemli tefsir klsiklerinden biri haline getirilmitir. zellikle ilimlerin ayrarak belirginlik kazand bir evreyi temsil eden Osmanl tefsir geleneinde tefsir almalar dil merkezinde yrtlrken, bu almalara temel tekil eden en nemli iki eser Zemahernin el-Kef ile onun Rz sistemi ierisinde kelm bir szgeten geirilmi takdimi olan Beyzvnin (. 685/1286) Envrut-Tenzl ve Esrrut-Tevili olacaktr. Hatta Rz sonras tefsir geleneinin en nemli damarnn el-Kef ve Beyzv Tefsiri merkezinde erh, hiye ve taliklerce tekil edildiini sylersek mbalaa etmi saylmayz. Sadruddin Konev (. 673/1274), Molla Sadra (. 710/1311), Kutbuddin Rz (. 766/1365), Ekmelddin Bbert (. 768/1384), Cemleddin Aksary (. 791/1388-89), Taftazn (. 792/1390), Crcn (. 816/1413), Molla Fenr (. 834/1431), Ali Kuu (. 879/1474), Muhammet Herev (Hafd), Celleddin Devvn (. 908/1502), bn Kemal (. 940/1534), Abdulgni Nabls (. 1143/1731), Ebussuud Efendi (.982/1574), Molla Hsrev (. 885/1480), skdr (. 1151/1738), Darendeli Mehmed Efendi (. 1154/1739) gibi slam dncesinin nde

129

Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 59

39

gelen isimlerinin bu iki eser zerine erh ve hiyeler yazmas bu sylediimizi desteklemektedir. el-Kef sonrasnda ve Beyzv Tefsiri ncesinde verilen dier bir diryet tefsiri klasii Fahrur-Rznin (. 606/1209) Mefthul-Gayb olmutur. Dil, rivyet ve fkh yn de olan Mefthul-Gayb, bata kelm olmak zere farkl ilimlerin tefsir zerinden ifade edildii ve Kurandan hareketle ilmi birikimin iletildii hacimli bir eserdir. Bu ynyle bu tefsir, ierisinde tefsirden baka her ey olduu eklinde arpc tenkitlere maruz kalmtr.130 Fenrde dahil olmak zere kendinden sonraki mfessirlerin tefsir anlayna byk lde etki ederek her zaman temel bir kaynak olarak grlen Rz tefsiri, bununla birlikte dilin daha n planda olduu el-Kef ve Beyzv tefsirlerinde olduu kadar tefsir abalarnn hareket zemini olmam, daha ok bir st bavuru kayna olarak alglanmtr. Fenr ncesinde Kuran fkhi adan ele alan pek ok eser de verilmi, mam f (. 204/819), Tahav (. 321/933), Cesss (. 370/980), Kurtub (. 671/1273), ve Ebbekir bnul-Arab (. 543/1148) gibi fakihlerin Ahkmul-Kuran ismi altnda yazdklar eserler131 Kuran ahkma taalluk eden ynyle incelemilerdir. Kurtubnin eserinde olduu gibi rivyet ve dil aklamalarna girilerek sklkla dorudan tefsir ilmini ilgilendiren konular ele alnsa da bu eserler, birer tefsir eseri olmaktan ziyade fkh ilminin en temel kaynayla ilikisinin dorudan kurulduu almalardr. Bu sebeple bunlara tefsirden ziyade Ahkmul-Kuran ismi verilmitir. Bu noktada son olarak Fenrye kadarki dnem ierisinde Osmanllarda verilen tefsir eserlerine gz atacaz. Fetih ncesi Osmanl mfessirlerine ynelik sunulan bir tabloya gre 13001350 arasnda verilen nemli baz tefsir eserleri Davud el-Kaysernin (. 751/1350) thfus-Sleyman f Ahdi Orhan ve erhu Besmele minet-Teviltil-Kniyye isimli eserleri, Mustafa b. Muhammedin (. 731/1331 sonras) Sre-i Mlk Tefsiri, Amme Cz Meal Tefsiri, hlas Suresi Tefsiri, Ftiha Suresi Tefsiri ve Yasin Suresi Tefsiri olmutur. 1350-1400 arasnda ise Cemleddin Aksarynin (. 791/1388-89) Hiye alal-Kef ile Farsa kaleme alnan Esile ve Ecvibe adl tefsir eserleri grlmektedir. Bundan sonra Fenrye kadar ki dnemde kaleme alnan tefsirler arasnda ihbddin
130 131

Ebu Hayyn el-Endels, el-Bahrul-Muht, I, 341 Dier literatr iin bkz. bn Nedim, el-Fihrist, s. 58; Suyt, el- tkan, I, 22

40

es-Sivasnin (. 803/1400) Uynut-Tefsr li-Fudalis-Semsri

Kutbuddin

znikinin (. 824/1418) Tefsrul-Kuran, Bedreddin Simavnin Tefsru yetil-Krsi adl eseri, Haydar el-Herevnin Hiye ala Hiyetil-Kef, Ahmet Danin Terceme-i Tefsr-i Ebil-Leysi, Aydnl Hac Paann (. 820/1417) Mecmul- Envr f Cemil Esrr ve Molla Kara Yakupun Mmin Sresi Tefsiri (40-50 yetleri aras) gibi eserler grnmektedir.132 Ortak bir ilim gelenei ierisinde kaleme alndklarndan her biri klsik anlamda birer tefsir olan bu almalarn en nemli zellii dilin yannda irfan/kelm dncenin de arln hissettirmesi olmutur. C. Fenr ncesi Kapsaml Ulmul-Kuran almalar Tabiinden sonraki nesil tarih, hadis, fkh gibi ilgilerinin yannda tefsir ilmi iin asl nemli olan dil aratrmalarna arlk vererek daha sonra ulmul-Kuran diye anlacak olan garbu-l-Kuran, mkill-Kuran, menil-Kuran ve meczulKuran gibi eserlerin ilk rneklerini vermilerdir.133 Ne var ki, bu kitaplarn pek az mstakil olarak elimize ulamtr. Eb Ubeydenin (. 215/825) Meczul-Kuran ile Ferrnn (. 207/822) Menil-Kuran elimize ulaan ve kendinden sonraki almalara temel tekil eden iki nemli eserdir.134 Hicri ikinci asr itibariyle verilmeye balayan ve sonradan ulmul-Kuran st bal altnda incelenecek olan czul-Kuran,135 garbul-Kuran,136 mbhemtl-

132

133 134 135

136

Gney, Ahmet Faruk, Gaza Devrinde Kuran Yorumlamak, Divan 2005, 1, s. 204-205 Ayn makalenin ilerleyen sayfalarnda zikredilen bu eserler hakknda ayr ayr bilgi verilerek yazmalarn yerleri belirtilmitir. Makalenin sonunda ise Davud el-Kayser ve Bedreddin Simavye ait yukarda da ismi zikredilen temsil kabiliyeti yksek iki tefsir metni neredilmitir. bn Nedim, el-Fihrist, s. 53, 54; Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 59 Sezgin, Fuat, Tarihut-Tursil-Arabyye, I, 59 Erken dnemde yaplan tm dil almalar Kurann czyla irtibatl olsa da bizzat bu isimle anlan almalar daha sonra yaplmtr. Eb Ubeyde (207/822)nin czul-Kuran, Chz (255/896)n Nazmul-Kuran, Vst (. 306/918)nin czul-Kuran, Abdullah b. Eb Davut (. 316/928)un Nazmul-Kuran, Er-Rummnnin (. 384/994) en-Nket f czil-Kuran, Hattbnin (. 388/988) Beynu czil-Kuran, Bkllannin (. 403/1012) czul-Kuran ve Crcn (. 471/1078)nin Delill-cz erken dnem rneklerindendir. Geni literatr iin bkz., bn Nedim, el-Fihrist, s. 53, 54; Suyt, el- tkan, I, 22; smail Cerraholu, Tefsir Usl, Ankara 2003, s.168; Muhsin Demirci, Tefsir Usl, stanbul 2003, s. 215 bn Abbasn Nfi b. el-Ezrakn 200 sorusuna verdii cevaplardan oluan Garbul- Kuran eseri Mesilu Nfi b. Erzak ismiyle yazma olarak gnmze gelen en erken almadr. Daha sonra bu alanda geni bir literatr ortaya kmtr. Ebn b. Taleb (. 141/758), Merric es-Seds (. 174/790), Mersed b. Alkme (. 195/811), , Kasm b. Sellam (. 200/815), Nadr b. meyl el-Basr (. 203/818), Ferr (. 207/822), Ahve b. Evsat (. 221/835), Eb Ubeyd b. Selam (. 223/837), Zeccc (. 311/923), Mamer b. el-Msenna (. 210/825), bn Kuteybe (. 276/889) gibi alimlerin Garbul Kuran eserleri dier erken dnem almalardr. Daha geni literatr iin bkz., bn Nedim,

41

Kuran,137 mkill-Kuran,138 vch ve nezir,139 meczl-Kuran,140 mtebiht,141 yeminler (aksmul-Kuran),142 emsll-Kuran,143 mcmel ve mbeyyen gibi konular dil eksenli yrtlen tefsir faaliyetleri olmutur. Nzul sebepleri ve nzulle alakal olarak nzl keyfiyeti, mekk, meden, hazar, sefer, leyl, nehr gibi dier konular ile144 Kuran kssalar, nsih-mensh,145 ve mnsebt146 almalar ise nzl tarihi ve yerlerine ilikin bilgiler etrafnda rlen ilimleri oluturmutur. te yandan cemulKuran, tertbul-Kuran, resmul-Mushaf gibi konular da tefsir alimlerince kayda geen tarih malumat tekil etmitir. Tm bu almalarn belli bir birikim arz etmesinden sonra tefsir ilminin bal bana bir disiplin olarak grlmesinde etkili olan kapsaml ulmul-Kuran almalar kendini gstermeye balamtr. Mstakil olarak ele alnan dil/tarih eksenli bu almalarn ulmul-Kuran st bal altnda ele alnmalar V. Asrn ilk yarsndan
el-Fihrist, s. 54; Suyt, el- tkn, I, 21; Cerraholu, Tefsir Usl, s. 157, 158; Demirci, Tefsir Usl, s. 217-218 Mstakil mbhemtl-Kuran eserlerinden Sheyli (. 581/1185)nin et-Tarif vel- lam, bn Cema (. 733/1333)nn Gurretl-Beyan li-Mbhemtil-Kuran rnek verilebilir. Cerraholu, Tefsir Usl, s. 189 bn Kuteybe (. 276/889)nin Tevilu mkilil-Kuran ve Mekk b. Ebi Talib (. 437/1045)in Mkilatul-Kuran mstakil olarak bu konuyu ele alr. Dier eserler iin bkz., bn Nedim, elFihrist, s. 54 Muktil b. Sleyman (. 150/767) ve Ali b. Vafd (. 193/808)in el Vch ven-Nezir isimli kitaplar, Yahya b. Selllam (. 200/815)n et-Tasrifi bu alanla ilgili eserlerdir. Geni literatr iin bkz. Cerraholu, Tefsir Usl, s. 186; Demirci, Tefsir Usl, s. 239 Ebu Ubeyde Mamer b. el-Msenn (. 210/825)nn Meczul-Kuran, e-erif er-Rz (. 406/1015)nin Telhsul-Beyn f Beynil-Kuran ve zz b. Abdisselam (. 660/1262)n el- re ilel-caz bu konudaki mstakil eserlerdir. Bkz. Demirci, Tefsir Usl, s. 259 Bu konuda geni bir literatr olumutur. Kad Abdulcebbar (. 415/1024)n Mtebihil-Kuran, Ragb el-Isfahnnin Drert-Tevil fi Mtebihut-Tenzli, Burhneddin e-f (. 500/1106)nin el-Burhn fi Terchi Mtebihil-Kuran gibi pek ok eser verilmitir. Literatr iin bkz., bn Nedim, el-Fihrist, s. 56; Cerraholu, Tefsir Usl, s. 133,134; Demirci, Tefsir Usl, s. 195 bn Kayyim el-Cevzyye (. 751/1350)nin et-Tbyn fi Aksmil-Kuran bu konuyu mstakil olarak ele alr. Cerraholu, Tefsir Usl, s. 171 Bu konuda Ebu Abdurrahman es-Slem (. 412/1021), Ebul-Hasen el-Mverd (. 450/1058) ve bn Kayym el-Cevzyye (. 751/1350) birer eser yazmtr. Bkz. Cerraholu, Tefsir Usl, s. 177 bn ihb ez-Zhrnin (. 123/740) Tenzltl-Kuran, Vhidnin (. 468/1075) EsbbunNzl bu alandaki erken almalardr. Dier literatr iin bkz. Cerraholu, Tefsir Usl, s. 121; Demirci, Tefsir Usl, s. 159 lk dnemden itibren nesh meselesi ile ilgili olduka zengin bir literatr ortaya kmtr. Katde (. 118/726)nin Kitbun-Nsih vel-Menshu, Ebu Ubeyd b. Selam (. 224/838)n en-Nsih velMenshu, Nahhs (. 338/949)n en-Nsih vel-Menshu, Mekk b. Eb Tlib (. 437/1045)in elcz f Nsihil-Kuran ve Menshihi adl eserleri erken almalardr. Literatr iin bkz. bn Nedim, el-Fihrist, s. 57, Cerraholu, Tefsir Usl, s. 127-8; Demirci, Tefsir Usl, s. 177 Bu konuda ilk mstakil eser ge bir dnemde yazlan Ebu Cafer el-Grnat (. 708/1308)nin elBurhn f Tertbi Suveril-Kurandr. Bkz. Demirci, Tefsir Usl, s. 262

137

138

139

140

141

142

143

144

145

146

42

itibren gereklemitir. Zerknnin tesbitine gre mdevven manada ilk ulmulKuran eseri Ali b. brahim el-Hfnin (. 430/1038) el-Burhn f Ulmil-Kuran adl eseridir ve ulmul-Kuran kavram ilk defa bu eserde kullanmtr.147 Ancak Zerknnin tespiti isabetli deildir; nk bu eserin ne isim olarak ne de ulmulKurann tedvini bakmndan bir ncelii yoktur. Drul-Ktbil-Msriyye tefsir blm 59 noda yars mahtut olan bu eserin tamam 30 cilt kadardr ve eser bir ulmul-Kuran eseri olmaktan ziyade bir tefsir eseridir.148 bn Nedimin el-Fihristinde zikrettii ve Subhi Salihin en erken ulmul-Kuran eseri olarak itibar ettii149 Muhammed b. Halef el-Merzebnn (. 309/921) el-Hvi f Ulmil-Kuran ise, Zerknnin isim ncelii iddiasn boa karmakla birlikte, bu eser de bildik manada bir ulmul- Kuran eseri olmayp hacimli bir tefsirdir.150 te yandan Kurann faziletleri, yedi harf zere inii, mushafn yazm, yet, sure ve kelime saylar gibi konularn ele alnd Eb Bekr Muhammed b. Kasm el-Enbrnin (. 328/940) Acibu Ulmil-Kuran, klsik Kuran ilimleri almalarna yaknlk arz ederek ulmulKuran isminin kullanld en erken eser olarak grnmektedir.151 Bununla birlikte ulmul-Kuran almalarn takip ederken bu kavram ismen n plana karmak doru deildir; nk daha henz III. Asrn ilk yarsnda Muhsibnin el-Akl ve FehmulKuran,152 daha sonra Taber Tefsiri Mukaddimesi, Arthur Jefferynin Mukaddimetn fi Ulmil-Kuran ismiyle nerettii mellifi belli olmayan Kitbul-Mebni f NazmilMeni isimli eser153 ulmul-Kuran ismi kullanlmadan Kuran ilimlerinin tartld deerli erken dnem eserleridir. Ragp el-Isfahnnin (. 502/1108) MukaddimettTefsrine yazd giri ile bn Atiyyenin tefsir Mukaddimesi de sonradan ele alnan pek
147 148

149 150 151

152

153

Zerkni, Menhilul- rfn f Ulmil-Kuran, nr. Ahmet b.Ali, Kahire 1422/2001, I, 32 Salih, Subhi, Mebhis f Ulmil-Kuran, stanbul ts., s. 124; bnul-Cevz, Ebul-Ferec, FnnulEfnn, nr. Hasan Ziyauddin Itr, Beyrut 1408/1987, I, 72, 73. (Muhakkikin girii) Subhi Salih, Mebhis fi Ulmil-Kuran, s. 124 bnul-Cevz, Fnnul-Efnn, I, 73 (giri) Bu eserin skenderiyede Mektebetl-Belediyyede bir yazma nshas bulunmaktadr. Bkz. bnulCevz, Fnnul-Efnn (muhakkikin mukaddimesi), I, 73,74 Hris el-Muhsib, el-Akl ve Fehml-Kuran, nr. Hseyin Kuvvetli yy. 1982; Eser Trkeye tercme edilmitir. (Hris el-Muhsib, Akl ve Kurann Anlalmas, trc. Veysel Akdoan, stanbul 2003) Yazlmaya hicri 475 ylnda balanan bu eser olduka erken bir dnemde yazlmasna ramen pek ok Ulmul-Kuran konusunu ihtiva etmektedir. Kurann tertibi, nzul, cemi, Kuranda ziyade ve noksan iddias, surelerin adedi, tefsir, tevil, muhkem, mtebih gibi kavramlar, tefsirin cevaz, yedi harf meselesi, Kurann czleri, yet sure ve harf saylar gibi konularn erken bir tarihte derli toplu ilenmesi dikkate deerdir. Bkz. Mukaddimetn fi Ulmil-Kuran, nr. A.Jeffery, Msr 1954

43

ok klsik konunun V. Asrn sonuyla VI. Asrn ilk yarsnda ele alndn gstermektedir. Erken ulmul-Kuran almalarndan bnl-Cevznin (. 597/1201) Fnnl-Efnn fi Uyni Ulmul-Kuran ile Sehavnin (. 643/1245) CemllKurr ve Kemll- kra eserleri ise kendilerinden nceki birikimi toplu olarak yanstmay hedefleyen iki nemli eser grnmndedir. lmi neirleri de yaplm olan bu iki eser, Zerkeinin el-Burhnn nceleyen en nemli kapsaml ulmul-Kuran eserleridir. Ulmul-Kuran almalarnn olgunlama ncesi son rnlerinden olan bu iki eserin muhtevasn ksaca tantarak genel bir kanaat ortaya koymak faydal olacaktr. bnul-Cevz, Kurann faziletlerini ele alarak balad kitabna Kurann gayr- mahluk oluunu ileyerek devam etmitir. Kurann mahluk olmadna dair nastan, icma ve ulemann ittifakndan deliller getirerek mahlukiyeti olduka kesin bir ekilde reddeden bnl-Cevz, bu konuyu mstakil olarak ilemekle el-Burhn ve eltkan gibi sonraki klsiklerden ayrlr. Eserine yedi harf meselesiyle devam eden bnlCevz bu konuda on drt gr serdederek kendi grn de belirtir.154 Daha sonra mushafn yazm ve imam mushaf hakknda bilgiler vererek Kurann sure, yet, kelime ve harf saylarn mstakil balklar altnda iler. Ksaca mekk-meden konusunu ve Kurann inmi olduu farkl lgatleri ele alarak vakf ve ibtida konusunda uzun aklamalarda bulunan bnl-Cevz, bundan sonra tefsir tevil arasndaki fark, nsihmensh, muhkem-mtebih gibi Kuran ilimlerinin nemli konularn bata tefsiri olmak zere (Zdl-Mesr) dier eserlerinde ilediini syleyerek burada tekrar etmez. bnl-Cevz son olarak, mtebih ve mkil baz ifadeleri ele alarak lafzlardaki mtebihleri kendine has bir tasnife tabi tutmutur.155 bnl-Cevznin bu eseri kendinden nce Kuran ilimlerini inceleyen kitaplarda genie ilenen baz konular tefsirine havale ederek ksaca gese de,156 kendinden sonra bu alanda yaplan almalara esas tekil etmitir. Eser, Suytnin el- tkn Mukaddimesinde ulmulKuran almalarndan kk bir nebze ve kendi eserine nispetle okyanusta bir katre olarak zikrettii drt kitaptan biridir.157 Olgunlama ncesi ikinci nemli eser olan Cemll-Kurra ve Kemllkray Sehav mstakil kitaplar eklinde ele almtr. lk kitapta mekk-meden, ilk
154 155 156 157

bnul-Cevz, Fnnl-Efnn, I, 216-18 bnul-Cevz, Fnnl-Efnn, I, 96 bnul-Cevz, Fnnl-Efnn, I, 97 Suyt, el- tkan, I, 20

44

inen yetler, Kurann inzali ve isimleri, surelerin isimlerini ele alan Sehav, ikinci kitapta Kurann zellikle nazm olarak czn ele alarak blmn sonunda halkulKuran meselesini inceler. nc kitapta Kurann fazileti altnda bu konudaki rivyetleri zikrederek Kurann telif ve cemi, Kuran renmenin fazileti, Kuran hatmetme, Kurann czleri, Kurandaki harf ve yetlerin says gibi konular ele alr. Bu blmn sonunda Kuran bir senede hfzetmek iin programlanm zel bir blmleme yapar. Drdnc kitapta, yaplan farkl ayrmlara gre (mekk-meden vs.) Kuran yetlerinin adetlerini vererek az kraatlerden bahseder. Nsih-mensh konusunu iledii beinci kitapta kendinden nceki melleftn aksine sorgulayc bir tutumla nesh iddias olan yetleri ele alarak ok aznda neshi ikrar eder.158 Altnc kitapta Hz. Peygamberden itibren kurrnn tabakatn vererek baz byk kraat imamlar hakknda bilgiler verir ve daha sonra istize ve besmele konusunu tartarak tecvit konularn ele alr. Yedi, sekiz ve dokuzuncu kitaplar da tecvit konularna ayrlmtr. Tecvitle ilgili bu blmler daha sonra bnul-Cezerinin et-Temhd f ilmitTecvd isimli mehur eserinin esasn tekil edecektir.159 Hicri yedinci asrda ele alnan Sehavnin bu eseri kendinden sonraki btn ulmul-Kuran almalarnn temel kaynadr.160 Eseri nereden Abdulkerim Zbeydye gre Zerkenin pek ok konuyu dorudan aktarm olduu CemlulKurray atlayarak Kuran ilimleri zerine ilk derli toplu eser olarak Zerkeinin elBurhnn gstermek gerei yanstmamaktadr.161 Bu temel eser, Suytnin de balca kaynaklarndan olmu162 ve el- tknn gerek fasl balklar ve gerekse muhtevas Sehavinin bu eserinin izlerini tamtr.163

158

159 160

161

162 163

Bu konuda rnek olarak bkz., Sehav, Ebul-Hasan Ali b. Muhammed, Cemlul-Kurr ve Kemll- kra, nr. Abdl-Kerim ez-Zbeyd, Beyrut 1413/1993, I, 505, 507, 510, 512, 513, 515 vd. Sehav, Cemll-Kurra, I, 91-97 (giri) Eser Eb me, Suyt ve Zerkenin nemli kaynaklarndandr. Bkz. Sehav, Cemlul-Kurra, I, 80 (giri) Muhakkik Cemll-Kurra ile el-Burhnn mterek olduu yerleri tespit etmitir. Bkz. CemlulKurra, I, 86-88 Sehavi, Cemlul-Kurra, I, 98. rnekler iin bkz. Sehav, Cemll-Kurra, I, 98-107, Bu eseri ibtida ulmul-Kuran almalar ierisinde zikreden Suyt, esere daha sonra Kraat eserleri literatr arasnda da yer verir. Bkz. Suyt, el- tkan, I, 20, 21

45

Bu iki nemli eserden sonra Eb menin (. 665/1267) el-Mridl-Vecz il Ulmin Teteallaku bil-Kitbil-Azzi164 Kuran ilimlerinin tek tek incelendii bir eser olmaktan ziyade Kurann inzli, cemi ve mellifin de zikrettii gibi165 zellikle kraat ve yedi harf konularnn ele alnmasndan ibrettir. Eserin son ksmn tekil eden 6. babta ise Kuran tilaveti ve Kuranla amel etmeye dair meseleler ksaca zikredilmitir. Tefsir ilmi zerine kaleme alnan bir dier eser olan Tfnin (. 716/1316) elksr fi Kavidi lmit-Tefsri166 ise Tefsir ilmine ve bu ilim ierisindeki yorum faaliyetlerine ilikin nemli tespitler bulunan ve belagat ilminin tefsir ilmine temel tekil etmesi ynnden dikkatle okunmas gereken bir eser olmakla birlikte, klsik anlamda bir ulmul-Kuran almas olmaktan ok belagat konularnn Kuran tefsiriyle irtibatl olarak ilendii bir eser grnmndedir. Bundan sonra bn Teymiyyenin (. 728/1327) Kuran ilimlerinden ziyade Kuran anlamada yntem aray olarak grnen Mukaddime fi Uslit-Tefsri gelmi ve nihyet Zerkenin elBurhn fi Ulmil-Kuran ile ulmul-Kuran almalar kemale ulaarak neredeyse son eklini almtr. Tm bu gelimeler Fenr ncesine tekabl etmektedir. D. Aynu-l-yn Mukaddimesinin Tefsir Usl almalar erisindeki Yeri ncelikle iaret etmeliyiz ki Aynu-l-yn Mukaddimesi bir tefsir eseri veya klsik anlamda kapsaml bir ulmul-Kuran almas deildir; eserde her ne kadar Kuran ilimlerine dair bir takm konulara yer verilse de,167 bu konular tefsir ilmine ynelik soruturmann belli bir aamas olarak ele alnmtr. Mukaddimeyi kendinden nce tefsir dalnda verilmi olan btn eserlerden farkl klan husus, belli bir ilim anlay erevesinde tefsir ilmine ilikin literatr gz nne almak suretiyle bir mahiyet tespitine girimi olmas ve bylelikle tefsir ilmini dier ilimler ierisinde bir
164

165 166 167

Ebu me, el-Mridl-Veciz ila Ulmin Teteallaku bil-Kitabil-Aziz, nr.Velid Tabataba, Kuveyt 1414/1993 Ebu me, el-Mridul-Veciz, s. 98 Ts, Sleyman b. Abdul-Kerim, el- ksr f lmit-Tefsir, nr. Abdulkadir Hseyn, Kahire 1977 Fenr Aynul-ynda tefsir ilminin ahkm- kllyesi bal altnda vahy, inzl, ilk ve son inen yetler, ahruf-u seba, tevtr, mehur kratlar, yedi kraat, kavid-i vakf, kavid-i lafz- kell, caz, mcize, keramet ve sihir gibi konular ele alm, Kurann czleri ve ksmlar bal altnda ise mekk-meden, nsih-mensh, sre, yet, kelime, harf, tertb-i nzl ve yetlerin ini yerleri gibi konular incelemitir.

46

yere oturtarak bu ilimdeki yorum faaliyetinin ne anlam ifade ettiini belirgin bir ekilde soruturmas olmutur. Fenrnin bu eserdeki en temel meselesinin Tefsir ilminin mahiyetini belirlemek olduu dnldnde, eserin anlalmas noktasnda ilk olarak Fenryi bir mahiyet tespitine iten dnce vasatyla felsefi birikimin ve ikinci olarak da mahiyet tespitine konu olan bilgi birikiminin dikkate alnmas gerekecektir. Bu iki nokta Fenrnin eserinin tefsir tarihinin ge bir evresinde ortaya kmasna ve tefsir tarihi ierisindeki zgnlne de aklk getirmektedir. Aynu-l-yn Mukaddimesi Kuran ilimleri almalarnn kemale erdii ve Zemahernin el-Kef ile Rz ve Beyzv tefsirleri gibi en nemli tefsir klsiklerinin verildii bir zaman diliminin ardndan kaleme alnm bir eser olduu iin, tefsir ilmine ynelik bir st bak salayabilmitir. Bu almada Kuran ilimleri ve tefsir eserleri gz nne alnmak suretiyle tefsir ismi altnda ortaya kan bilgi alannn mahiyeti mantk ilmi ve zellikle ikinci analitiklerin verileri kullanlmak suretiyle tespit edilmi ve bylelikle tefsir ilminin mahiyeti konusundaki zihin bulankl almaya allmtr. Bu zihin bulankl Rznin tefsirinde tefsirden baka her ey var diyerek Rzyi dil vasatna davet eden168 Eb Hayyann tutumunda kendini gstermektedir. Yukarda tefsir ilmine ilikin olarak verilen eserler arasnda bir tefsir veya klsik anlamda bir kapsaml ulmul-Kuran almas olmayan eser gze arpmaktadr; dolaysyla Aynu-l-yn Mukaddimesinden nce kaleme alnarak bu eser ile ortak bir paydaya sahip olan bu eser, tefsir literatrnde farkl bir balamda deerlendirilmelidir. Bunlardan ilki Muhsibnin el-Akl ve Fehmul-Kuran, ikincisi Tfnin el- ksr f lmit-Tefsri, sonuncusu ise bn Teymiyyenin Mukaddimesidir. Muhasibnin eseri Kuran gerek anlamda nasl anlalabilir? temel sorusundan hareketle anlama kaygs ve metne younlaarak hsn-i niyetle ynelmeyi n plana karan bir anlam teorisi gelitirmi ve kelm bir takm meselelerin Kurann anlalmasndaki etkisini tartarak, tefsir ilminin kelm ilminden ald baz ilkeleri tahkik etmek suretiyle bu ilkelerin anlamaya olan etkisini aa karmtr. Tufnin elksri ise Kurann anlalmas ve yorum faaliyeti hakknda aklamalarda bulunarak Kurann ihtiva ettii ilimlere yer vermi ve asl olarak belagat ilimlerinin tefsir ilmi ile

168

Eb Hayyn el-Endels el-Bahrul-Muht, Kahire 1403/1983, I, 341

47

irtibatn kurarak eser boyunca bu ilimlerin anlamn aa kartlmasndaki rol zerinde durmutur. bn Teymiyyenin selefi akmlar iin ilham kayna olan Mukaddimesi ise anlam arayn yorum tarihinden ziyade asr- saadete ynlendirerek daha sonra en gzel tefsir etme yollar eklinde yerleecek olan otorite sralamasn ortaya koymutur. Gerek muhteva gerek sistematik adan ulmul-Kuran eserlerinden farkllaan Fenrnin Aynu-l-yn Mukaddimesi bu eserde olduu gibi yorum faaliyetinin ne ifade ettii zerinde durmu ve metni doru anlamann nasl gerekleecei sorusuna cevap aramtr. Ayn sorularn farkl ynlerden cevapland bu eserler ierisinde Aynu-l-yn Mukaddimesinin zgnl ise, anlam ve yorum zerine getirilen aklamalarn yannda yorum faaliyetinin yrtld bir disiplin olarak tefsirin mahiyetini soruturmas olmutur. te yandan Fenrnin Mukaddimede ortaya koyduu yorum anlay bu konudaki gncel tartmalara ve yntem araylarna da bir esas tekil edecek mahiyettedir. imdi biz ikinci blmde nce Mukaddimenin arka planna ksaca gz atarak daha sonra bu eserin tahliline geeceiz. Umarz ki burada ele alnacak konularla birlikte tefsir usl ve tarihi yazmnda ihmal edilen169 Mukaddimenin tefsir tarihindeki merkezi nemine dikkat ekilmi olacaktr.

169

Bu ihmalin bir nedeni, tefsir ilmi konusunda ilk akla gelen literatrn tefsir yazmlar ve kapsaml ulmul-Kuran almalar olmasdr. Sadece bu almalara hasredilen tefsir tarihleri, Fenr ve Kfiyecinin yaklamlarn tarihsel sre ierisinde bir noktaya yerletirmeyi denememilerdir. Belki de bu konudaki ciddi bir deneme, bu eserlerden yola karak tefsir ilminin mahiyeti nedir sorusuna verilecek cevabn da ynlendirmesiyle, tefsir tarihi iin mevcd olandan farkl bir okumaya imkn verebilirdi.

48

K NC BLM FENRN N AYNUL-YN S ML FT HA TEFS R MUKADD MES N N TAHL L

I. AYNUL-YN TEFS R VE MUKADD MES

slam dncesinde, kapsaml ulmul-Kuran almalarn farkl bir yneli olarak bir yana koyarsak, tefsir ilmininin mahiyetini ilimlere ilikin bir st bak erevesinde soruturmaya tabi tutma nceliinin Fenrye ait olduunu belirtmitik. Tefsir ilminin soruturulduu en sk rl metin olarak niteleyebileceimiz Mukaddimede Tefsir ilmi, klsik bilim felsefesinin verileri erevesinde mevcut tefsir literatr de gz nne alnmak suretiyle incelenmi ve bir tr mahiyet soruturmasyla bir bilim dal olarak tefsire dair temyiz edici bir anlay ortaya konulmutur. Daha nce de belirttiimiz gibi Fenrnin dncesinde btn grerek bu dnceyle kavray dzeyinde irtibat kurabilmenin n-art, Onun varlk, bilgi ve dil anlaynn izlerini srmekle mmkn olabilecektir. Bata fkh usl ve tasavvuf olmak zere klsik dil ilimleri, mantk, fkh, tefsir, hadis ve kelm gibi ilimlerin verilerinin farknda olarak konuan bir alimin belli bir konuda bile olsa dncesini ele almann zorluklar vardr. phesiz bu zorluklar tefsir ilmiyle ilgili grlerini serdettii Aynu-l-yn Mukaddimesi iin de geerli olacaktr. Fenrnin Mukaddimesi ve tefsir ilmiyle ilgili grleri eyhur-Reis bn Sn ve daha sonra mam Rz ve ardllaryla gelen felsef-kelm birikim ile Konevden devralnarak srdrlen varlk anlaynn izlerini tar. Biz tezimizin asln oluturan bu blmde Fenrnin bir ilim olarak tefsir zerine syledikleriyle snrl kalarak yeri geldike onun yorum anlay ile irtibatl olarak farkl konulara uzanacaz.

50

A. Ana Hatlaryla Aynul-yn Tefsiri ve Mukaddimesi Drt blmden oluan Aynu-l-yn Mukaddimesinde ele alnan ana ve alt balklar unlardr:170 Mukaddime ve thaf: (s. 2-3) Tefsir ilminin hakkatlerine keml-i vukf kesbetmek iin ncelikle bilinmesi gerekenler: 1.BAB: Tefsir ilminin tanm ve buna taalluk eden konular. (s. 4-16) 1.Fasl: Tefsir ilminin tanm (s. 4-5) 2.Fasl: Tefsir ilminin tefsir ve tevil olarak ikiye ayrl (s. 5-8) 3.Fasl: Tefsir ve tevilin cevaz (s. 8-9) 4.Fasl: Tefsir ve tevilin eitli ynlerini bilme (s. 9-12) 5.Fasl: Tefsir ilmini tahsilin farz- kifaye olmas (s. 12) 6. Fasl: Sahabe ve tabiinden tefsir alnanlar (s. 12) Htime-i bb: drkin hakikatleri, ksmlar ve yollar (s. 13-16) 2.BAB: Tefsir ilmine duyulan ihtiya ve buna taalluk edilen konular (s. 17-41) 1.Fasl: Tefsir ilmine duyulan ihtiya (s. 17) 2.Fasl: lmin fazleti (s. 17-24) Htime-i Fasl: Ulm-u nfia ve eriyytn tayini (s. 24-28) 3.Fasl: Kuran sreleri, tilveti, ve ehl-i Kurann fazileti (s. 28-41) 3.BAB: Tefsir ilminin konusu: Kuran- Mecd (s. 41-85) 1.Fasl: Kuran- Kermin Tarifi (s. 41-43) 2.Fasl: Kuran- Kermin ahkm- kllyesi (vahy, inzl, ilk ve son inen yetler, ahruf-u seba, tevtr, mehur kratlar, yedi kraat, kavid-i vakf, kavid-i lafz- kell, caz, mcize, kermet, sihir, caz- Kuran) (s. 43-67) 3.Fasl: Cem-i Kuran (s. 67-70) 4.Fasl: Kurann isimlerinin zikri (s. 70-73) 5.Fasl: Kurann czleri ve ksmlar (mekk-meden, nsih-mensh, sre, yet, kelime, harf, tertb-i nzl, ini yerleri) (s. 73-85)
170

Burada verilen sayfa saylar tahkiksiz 1326 stanbul basks esas alnarak verilmitir.

51

4.BAB: Tefsr ilmi iin gerekli olan ilimler. (s. 85-88) limler iin sz konusu edilen tanmlarla bu ilimlerin snrlarna iaret eden itibari mahiyetlere ulalmaya allmtr. Grld gibi Mukaddimenin birinci bab da, tefsir ilminin tanm ve buna taalluk eden konulara ayrlm ve bylelikle tefsir ilminin tanm, bu ilimde tefsir-tevil eklindeki ikili ayrm ve bunlar etrafnda ekillenen konular erevesinde tefsir ilminin mahiyeti ve bununla irtibatl olarak yorum nedir sorusuna cevap aranmtr. kinci blmde ise birinci blmde verilen bilgilere dayal olarak tefsir ilminin faydas nedir sorusu sorulmu ve dier ilimler gz nne alnmak suretiyle tefsir ilminde yrtlen ilm faaliyetin ne anlam ifade ettii soruturulmutur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bu blmn muhtevasnn da tefsir ilminin mahiyeti hususunda varlan sonular erevesinde ekillenmi olduudur. Mukaddimenin nc blmnde tefsir ilminin konusu olan Kurann mahiyeti tespit edilmi ve bu konuya ilierek tefsir ilminde soruturma konusu edilen zt arazlar tanmlanarak ksaca ele alnmtr; bylelikle tefsir ilmine ilikin bir takm malumat aktarlarak Kuran ilimleri diye bilinen konulara temas edilmitir. Tefsir ilminin dier ilimlerle ilikisinin incelendii drdnc blmde ise, tefsir ilmi ve bu ilim ierisinde yrtlen yorum faaliyeti bir dnce birikiminin haslas olarak deerlendirilmi ve burada tefsir ilminin mahiyetine aklk kazandran bir takm hususlara yer verilmitir. Bu anlamyla drdnc blm, tefsir ilminin klsik anlamda bir ilim olarak deerlendirilmesine imkan salayan bir takm hususlar sz konusu etmekte ve tefsir ilmi ierisinde yrtlen yorum faaliyeti, lafzlarn deil Kurann anlalmas dzleminde deerlendirilmektedir. Bu mukaddimeden sonra Fenr, eserinin kitabn maksudu olarak atf yapt asl ksmn Mukaddimede ulalan sonularn bir uygulama alan olarak ortaya koyarak Ftiha suresini dil ilimleri ve dier ali ilimlerin verileri zerinden tefsir etmitir. Eserin bu asl ksmnda yetler krat, lgat, rab, beyan, tefsir, hadis, kelm, ahkm, hakik, marif, tezkir, tergib ve terhib balklar altnda incelenerek yetlerin ihtiva ettii farkl

52

seviye ve dzlemlerdeki anlamlar aa kartlmtr.171 Fenr yetleri tefsir ederken kraat farkllklarna iaret ettikten sonra172 ncelikle lgat, sarf, nahiv ve belagat ilmi asndan yetlerin manalarn incelemitir.173 Mukaddimede ve tefsir ksmnda girdii kelm tartmalarnda ise ia ve mutezileye kar ehl-i snneti savunmu ve ou zaman kelm tartmalar erevesinde yrtt soruturmalardan tasavvufa geiler yaparak tahkik edilmesi gereken bir sufi-eari portresi izmitir.174 Fkh konularda ise bir tahkik tavr ierisinde bata afler olmak zere dier mezheplerin grlerine yer verdikten sonra hanef mezhebinin grlerini benimsemitir.175 Hakik bal altnda yetleri tasavvuf ilminin verilerine dayal olarak yorumlayan Fenr, burada tasavvuf ilmine ilikin meseleleri tartmam,176 hakikat dzleminde farkllama olmayaca bn Arab ve dncesiyle her hangi bir tartmaya girimeksizin177 ekseriyetle

Konevnin eserlerinden bir takm nakil ve zetlerle178 iktifa etmitir. Marif, tergb, terhb gibi balklar altnda ise kulluk vazifelerine179 ve yetlerden karlmas gereken bir takm ahlki hkmlere dikkat ekilmitir. Bu balklar ele alnrken bn Arab, Kn ve Konevnin eserleri ile Gazlnin Minhcl-bidn ve el-Erbaninden,

171

172 173 174 175 176

177

178

179

Yukarda verilen balklarn bulunduu sayfalar iin bkz., Fenr, Aynul-yn, 90, 91, 109, 111, 121, 123, 146, 150, 154, 160, 167, 189, 191, 192, 193, 197, 200, 204, 205, 207, 212, 213, 214, 217, 249, 252, 258, 276, 277, 278, 280, 281, 282, 285, 286, 287, 289, 296, 300, 302, 307, 312, 313, 318, 320, 323, 352 Fenr, Aynul-yn, s. 205-207, 302 Fenr, Aynul-yn, s. 90-108, 176-193, 207-214, 280-285, 302-315 Fenr, Aynul-yn, s. 42, 43, 47, 58, 111-121, 146, 150, 213, 250, 280, 281, 289, 318-320 Fenr, Aynul-yn, 42, 126-131, 150-154, 194-197, 289 Fenr Misbhul-ns isimli eserinde olduunun aksine burada tasavvuf ilmi ile ilgili meselelerde tahkik tavr sergilememitir. Eseri bir tasavvuf deil tefsir eseri klan da bu olmutur; nk yorum faaliyeti srasnda meselelerin tahkiki deil, tahkik edilmi bir takm meselelerin lafzlarla irtibatnn kurulmas sz konusudur. te yandan Fenr baz meselelerde tasavvuf eserlerine atf yapmakla yetinmi, bir yerde de kendi eseri Misbhul-nse atf yapmtr. Bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 118 Recep ehidolu Fenrnin farkl konularda tenkiti bir tavr takndn ifade ettikten sonra onun iari tefsirlerdeki grleri aynen benimseyerek bunlar tenkit etmekten kandn belirtmitir. (Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 155.) Bizce Fenrnin bu konuda tenkiti bir tavr taknmas dnlemezdi. Fenrnin hakikat bal altnda ekseriyetle Konevden yapt nakil ve zetleri Konevnin eserleri ile mukayeseli olarak okuyarak tespit ettik. Yaplan bu nakiller Konevnin Ftiha Suresi Tefsirinden bazen dorudan nakiller, bazen ayn kavramlarla meselenin yeniden ifade edilmesi, bazense bu eserdeki farkl pasajlarn ekleme ve karmalarla birletirilerek meselenin zetlenmesi eklindedir. Fenrnin nakil ve zetleri iin bkz., 62-64 (Konevnin Fukkundan) 197-200, 104,105, 215, 216 (Konevnin Ftiha Tefsirinden) 222-249, ( bn Arabnin el-FutuhtlMekkyyesinden) 258-276, 289-296, 323-357 (Konevnin Ftiha Tefsirinden) Fenr, Aynul-yn, s. 89

53

tezkir bal altnda ise zellikle Fahreddin Rznin Tefsr-i Kebrinden sklkla istifade edilmitir.180 Fenr Aynul-ynda farkl ilimlere ynelik pek ok eserden istifade etmi ve faydaland btn kaynaklara mellif veya eser ismi vermek suretiyle atf yapmtr. imdi Fenrnin istifade ettii eserlere ksaca deinerek Aynul-yndaki atflarna iaret edeceiz. Fenrnin istifade ettii tefsir eserleri ve mellifleri unlardr:181 1. Ebu Hafs Necmddin mer b. Muhammed b. Ahmed en-Nesefinin (. 461/1068) et-Teysr fit-Tefsri: Fenrnin altm ksr yerde nakilde bulunduu bu eser en sk mracaat ettii eserlerden biridir.182 2. Muhammed b. mer ez-Zemahernin (. 538/1143) el-Kef an Hakikit-Tenzli: Fenr bu nemli tefsir klasiine sklkla bavurmu ve itizali grleri noktasnda Zemaherye tenkitler yneltmitir.183 3. Fahreddin er-Rznin (. 606/1209) Mefthul-Gayb: Rz geleneine mensup bir alim olan Fenrnin tefsir anlayna etki eden bu eser Fenrnin sklkla bavurduu bir eserdir.184 4. Nasiruddin Kad el-Beyzvnin (. 685/1286) Envrut-Tenzl ve EsrrutTevili: Fenr el-Kad nisbesiyle atf yapt bu eserden pek ok meselede istifade etmitir.185 5. Sadruddin el-Konevnin (. 672/1274) czl-Beyn f Kefi Baz Esrr mmil-Kuran: Eser Fenrnin Hakik bal altnda ileri srd tasavvufi yorumlara kaynaklk etmitir. Fenr bu eserden pek ok nakil yaparak baz konular bu eserden zetlemitir.186

180 181

182 183 184

185

186

ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 136-140 Bu eserler ve mellifleri hakknda bilgi iin bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 56-70 Fenr, Aynul-yn, s. 90, 92, 94, 109, 132, 134, 137, 139, 141, 170-172, 312-314 Fenr, Aynul-yn, s. 28, 29, 38, 43, 91-93, 96, 99, 101, 132, 136, 150, 181, 183, 212, 304 Fenr, Aynul-yn, s. 91, 96, 98-100, 109, 113, 123, 125, 175, 190-197, 204, 287, 305, 316, 317, 356 Fenr, Aynul-yn, s. 24, 34, 39, 40, 45, 125-127, 131,132, 136, 142, 146, 150, 190, 205, 208, 212, 279, 281, 282, 307, 308, 314, 316 Fenr, Aynul-yn, s. 197-200, 104,105, 215, 216, 258-276, 289-296, 323-357

54

6. Muhyiddin

bnl-Arabnin (. 638/1240) el-Futhtl-Mekkyyesi:

Fenrnin tasavvufi yorumlar noktasnda bavurduu bir eserdir. Ahiret ahvalinin ele alnd ksmda bu eserden 27 sayfalk blm nakletmitir.187 7. Rgb el-Isfahnnin (. 502/1108) Tefsrul-Kuran: Fenr deerli bir Mukaddimesi bulunan ancak Bakara suresinde yarm kalan bu eseri yirmi kadar yerde zikretmitir.188 8. Sadruddin et-Taftaznnin (. 792/1391) Hiyetl-Kef: Fenr Taftaznnin ismini zikrederek bu esere bavurmutur.189 9. Muhammed b. Tayfur es-Secvendnin (. H. VI. Asr) Aynu'l-Men f Tefsri Sebil-Mesnsi.190 10. Eb Bekir el-Cesssn (. 370/981) Ahkmul-Kuran.191 11. Kutbuddin er-Rznin (. 766/1365) Hiyetl-Kef.192 12. Necmuddin Dye er-Rznin (. 654/1256) et-Teviltn-Necmiyyesi193 13. Necmuddin el-Frzbdnin (. 729/816) el-Basiri194 14. Abdlkerim el-Kueyrnin (. 465/1073) et-Teysr f lmit-Tefsiri195 15. Ebul-Leys es-Semerkandnin (. 373-75) Bahrul Ulm.196 16. Eb Mansur el-Mtridnin (. 333/944) et-Tevilt197 17. Eb Muhammed el-Begavnin (. 516/1122) Melimut-Tenzli198 18. Ebu Abdurrahman es-Slemnin (. 412/1021)Hakikut-Tefsri.199 19. Ebul-Abbas el-Bnnin (. 622/1225) Letiful- rt200 20. Abdurrezzak el-Knnin (. 730/1130) Teviltl-Knsi201

187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201

Fenr, Aynul-yn, s. 18, 37, 108, 133, 141, 144, 164, 217, 222-249 Fenr, Aynul-yn, s. 6, 7, 43, 50, 53, 61, 92, 96, 125, 126, 135-137, 179, 180, 182, 183, 209, 213 Fenr, Aynul-yn, s. 47, 137, 181, 212, 213, 215, 304, 306, 313, 315 Fenr, Aynul-yn, s. 6, 53, 54, 57, 76, 83, 94, 170, 213 Fenr, Aynul-yn, s. 122, 125, 128, 129, 130, 137, 142, 152, 153, 321 Fenr, Aynul-yn, s. 4, 92, 94, 140, 209, 212 Fenr, Aynul-yn, s. 161, 163, 166, 172, 200, 204 Fenr, Aynul-yn, s. 41, 75, 58, 62, 64, 79, 83, 84, 86, 99 Fenr, Aynul-yn, s. 139, 217, 316, 317 Fenr, Aynul-yn, s. 171 Fenr, Aynul-yn, s. 208, 213, 281, 285 Fenr, Aynul-yn, s. 5, 9, 32-34, 52, 286 Fenr, Aynul-yn, s. 280 Fenr, Aynul-yn, s. 39, 145 Fenr, Aynul-yn, s. 200

55

Fenr Aynul-ynda pek ok hadis nakletmitir. Kaynak gsterdii hadisleri Buhr,202 Mslim,203 Tirmiz,204 Eb Davud,205 Muvatta206 ve Bagavnin MasbhusSnnesinden207 aktarrken, pek ok hadisi de kaynak gstermeden aktarmtr.208 Fkh ilminde istifade ettii eserler Eb Bekr el-Merginnnin (. 593/1197) el-Hidyesi,209 Hsamddin es-Sanknin (. 710/1310) en-Nihyesi,210 Cemlddin el-Konevnin (. 770/1368) Hlsatun-Nihye f Fevidil-Hidyesi,211 Necmddin ez-Zhidnin (. 658/1260) Kunyetl-Meniyyesi,212 Fahruddin el-Fergnnin (. 592/1196) Fetv Kdhndr.213 Fkh usl konularnda atf yapt eserler ise Necmddin ezZahidnin (. 658/1260) el-Mctebs,214 mml-Harameyn el-Cveynnin (. 478/1085) el-Burhn f Uslil-Fkh,215 Sadru-era el-Mahbbnin (. 750/1349) erhul-Vikyesi,216 Seyfddin el-Ebhernin (. h. VII. yy) Hiye al erhi Muhtasar bn Hcibi217 ve kendi eseri Fusll-Beddir.218 Fenr eserinde Kelm tartmalarn ise ekseriyetle yukarda zikrettiimiz tefsir eserleri zerinden yrtmtr. Fenrnin tasavvuf noktasnda atf yapt eserlerde yukardaki tasavvufi tefsirler ile Konevnin el-Fukk ve erhu Hadis-i Erban gibi dier eserleri olmutur.219 Lgat ve nahiv konusunda Fenr, bn Hiamn Munil-Lebbi220 bata olmak zere Eb Abdillah bn. Mlikin (. 672/1273) el-Kfiyet-fiyesi ile Teshll Fevidi,221 Eb shak

202 203 204 205 206 207 208

209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221

Fenr, Aynul-yn, s. 48, 67 Fenr, Aynul-yn, s. 48, 49 Fenr, Aynul-yn, s. 32, 172 Fenr, Aynul-yn, s. 142 Fenr, Aynul-yn, s. 36, 130, 142 Fenr, Aynul-yn, s. 18, 20, 35-40, 153, 286, 288 Fenrnin hadis kaynaklar hususunda bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 71-74 Fenr, Aynul-yn, s. 281 Fenr, Aynul-yn, s. 196, 197 Fenr, Aynul-yn, s. 252-256 Fenr, Aynul-yn, s. 252-255 Eserler hakknda ksa bilgi iin bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 71-74 Fenr, Aynul-yn, s. 122 Fenr, Aynul-yn, s. 311 Fenr, Aynul-yn, s. 253 Fenr, Aynul-yn, s. 42 ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 71-74 Bkz., ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 78-80 Fenr, Aynul-yn, s. 56, 98, 101, 105, 178, 184, 186, 187, 255, 256, 309 Fenr, Aynul-yn, s. 105, 130, 179, 186, 188, 189, 309

56

ez-Zecccn (. 311/923) Menil-Kuran,222 Sibeveyhin (. 180/769) el-Kitb,223 Eb Ali el-Frisnin (. 377/987) el-zh fin-Nahvi,224 Halil b. Ahmedin (. 175/791) Kitbul-Ayn,225 Eb Said Muhammed en-Nisbrnin (. 548/1153) el- ntisf f Mesilil-Hilf,226 Ebul-Berakt el-Enbrnin (. 577/1181) el- nsf f MesililHilf,227 el-Mberredin (. 285/898) el-Kmil fil-Lgati vel-dbi ven-Nahvi vetTasrfine228 atflarda bulunmutur. Fenr Men ve Beyn ilimleri noktasnda ise esSekkkinin (. 626/1229) Mifthul-Ulmu229 ile Misbh
230

bnun-Nahviyenin Davul-

isimli eserinden istifade etmitir. Bunun yannda Aynul-ynda Sirfi (.

368/979), bn Cinn (. 393/1002) ve Eb Ali el-Kutrb (. 206/821) gibi dilcilere atf yaplmaktadr.231 B. Mukaddimenin Sistematii
Yakn talipleri bilmelidir ki tahkik peinde olan talebe her eyden nce renmek istedii ilme kar tam bir basirete sahip olup salam bir bak as yakalamaldr. Bu btn frkalarn kabul ettii bir esastr. Bundan dolay tefsirin hakikatlerini derin bir vukufla kavramak isteyen kii ncelikle tefsir ilminin efradn cami ayarn mani tanmn, sonra bu ilmin yce mertebesiyle ona duyulan ihtiyacn vecihlerini, sonra kendisiyle umull ve kapsayc bir ekilde tefsir ilmine has hallerin aratrld konusunu ve son olarak da bu ilmin hangi faydal ilimlerden/ilm-i nf yararlandn bilmelidir. Bundan dolay abd-i fakir, kitabn aslna/maksud gemeden nce, bu drt bab eitli fasllaryla birlikte ortaya koymay uygun grd.232

Bir ilmi ilim yapan ey, o ilimde tartlan meselelerdir. limlerin hakikati meselelerdir deyii233 bunu ifade etmektedir. Ancak soruturulan meselelerin yannda, Fenrnin anlatmyla, ilmin konusu ve ilkeleri de ikinci bir vaz yoluyla ilmin czlerinden saylmtr; konunun ilmin cz saylmas ilimde soruturulan btn
222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233

Fenr, Aynul-yn, s. 55, 101, 132, 135, 308, 381 Fenr, Aynul-yn, s. 55, 74, 103, 104, 187 Fenr, Aynul-yn, s. 96, 104, 105, 187, 189 Fenr, Aynul-yn, s. 55, 187, 381 Fenr, Aynul-yn, s. 137, 138, 313 Fenr, Aynul-yn, s. 55, 103 Fenr, Aynul-yn, s. 55, 103 Fenr, Aynul-yn, s. 61, 179, 182, 187, 279, 283 Fenr, Aynul-yn, s. 306 ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, s. 80-84 Fenr, Aynul-yn, s. 3, 4 Tehanevi, Kef, I, 7

57

meselelerin nihai kertede ona raci olmasndan ve bu meseleler zerine getirilen btn zmlemelerin konuya da aklk getirmesinden ileri gelmektedir. lkelerin ilmin bir cz olarak grlmesi ise, bu ilkelerin ilimde ncelenerek ilimdeki abalara anlam veren esaslar tekil etmesi ve ilimdeki soruturmalar mmkn klmalarndandr.234 Fenr ikinci olarak, dorudan ilimle deil de ilme ynelen kiiyle irtibatl olduundan dolay, ilkeler ve konu gibi ilmin czlerinden saylmasa da, ilmi renmeye balamadan nce elde edilmesi zorunlu olan balang mukaddimelerinden (mukaddimt-uru) sz eder. Bu bilgilerin ilmi tahsil etmeye balamadan nce elde edilmesi sonraki btn bir bilgilenme srecinde belirleyici olacaktr. Bunlardan ilki, tahsil edilmek istenen ilmin snrlar hakknda bilgi sahibi olmak zere ilmin neleri iermekte ve neleri darda brakmakta olduunu verecek olan tanma ulamaktr. Nasl ki insann farkl organlarna iaret eden lafzlar onun bir insan olduuna ynelik kesin bir bilgi vermiyorsa, meseleler de bir ilmin arazlar cmlesinden olduundan ilme ynelik kesin bir snrlama ifade etmezler. u halde bir ilmin snrlarn tespit edebilmek iin yaplmas gereken ilk i, meseleler hakknda icmali bir bilgi salamakla birlikte o ilmin ztlerini (cins ve fasl) tespit etmektir. Bu da haysiyet kaydyla birlikte bir ilmin konusunu belirlemektir ki, bu tespitle birlikte renmeye konu olan ilmin mahiyeti de aa km olacaktr. lmi tahsil etmeyi nceleyen ikinci husus, ilmin faidesi hakknda bilgi sahibi olmaktr. Bu ncelik, ilmi renmek isteyenin sonuta ne kazanm olacan n grmek suretiyle gdlenme salayabilmesi ve bo yere vakit kaybna yol amamas iin zorunludur. Burada bir ilimde mesafe kat etmek isteyen kiinin u soruya cevap vermesi beklenmektedir: Ben bu ilmi elde ettiimde kendi dnceme veya insanlarn faydasna ynelik ne tr bir kazanm elde edilmi olacaktr? nc olarak, birinci ncelik gerei elde edilen ilmin konusunun, ne bakmdan konu olduuna ynelik bir aklk salanmaldr. Burada konunun mahiyeti ve konuya ilien zt arazlar sz konusu edilerek bylelikle ilmin ncelikleri ve bizzat ve bil-araz hedefleri belirlenecektir. Son olarak ise bir ilmin hangi ilimlerden faydaland icmali olarak bilinmelidir. Bylece ilim iersinde baz meselelerin tahkiki sz konusu olduunda meselelerin k

234

Fenr, Fusll-Bed, I, 4

58

noktalarn tespit ederek geriye ynelik iz-srm mmkn olacaktr. Tahkik srasnda artk meselelerin zm bir takm ilkelere dayal olarak deil bu ilkelerin tafsili olarak bilinmesiyle gerekleir.235 Bu giri bilgilerini verdikten sonra Aynu-l-yn Mukaddimesine dnecek olursak, Mukaddimenin yukarda sralanan drt maddenin drt balk altnda tefsir ilmi iin sz konusu edilmesinden ibret olduunu syleyebiliriz. Bu blmn banda tercmesini verdiimiz kesitte de grlecei zere Mukaddime, tefsir ilminin tanmlanmas yoluyla bu ilmin mahiyetinin tespiti, bu ilimle salanan faydalarn aa kartlmas, konunun tanmlanarak tafsilatl bir ekilde incelenmesi ve son olarak da tefsir ilminin irtibatl olduu ve yardm ald ilimlerin ele alnmasndan ibrettir. Mukaddimede bu drt balk altnda tefsir ilmini renmeyi ncelemesi gereken hususlar incelenmekle birlikte, ayn zamanda dier btn nakli ilimler gz nne alnmak suretiyle tefsir ilmi zerine kuatc bir st bak ortaya konulmutur. C. Mukaddimedeki Sistematiin Teorik Zemini ve Mdevven lim Anlay Mukaddimenin ilk blmnde tefsir ilminin tanm ve mahiyetinin tespiti ve nc blmde ise konunun tanm ve tafsilat sz konusu edildiinden, bu iki blmdeki bilgilerin anlalabilmesi ilmin mahiyetini ifade eden kaytlanm konu hakkndaki teorik bilgileri elde etmemizi gerektirecektir. limde btn meseleler ilmin konusuna raci olduundan, konu hakkndaki bilgilerimiz bizi ayn zamanda meseleler hakknda da bilgilendirecektir. Mukaddimenin drdnc blmnde ele alnan tefsirin dier ilimlerle ilikisi ve onlardan istifadesi ise ilimler aras ilikilerin aa kartld ilkelere ynelik mlahazalar sz konusu etmemizi gerektirecektir. Bylece tefsir ilminin tanm, bu ilmin konusunun tanm, tafsili ve konuya raci olan meseleler ile tefsirin dier ilimlerle ilikini ieren blmn teorik arka plan konu, meseleler ve ilkeler zerine vereceimiz bilgilerle aklk kazanacaktr; tefsirin bize ne kazandrdn sorgulayan Mukaddimenin dier blm de bu teorik arka plan iersinde belirginlik kazanm olacaktr. imdi her eyden nce Mukaddimede bir ilim soruturulduuna gre ksaca ilim kavram zerinde duracaz.

235

Fenr, Fusll-Bed, I, 4-5

59

Bilindii zere ilim kelimesi bilgi ve mdevven ilim (bilim) anlamnda mterek olarak kullanlmaktadr. Aratrmamzn konusu bir bilim dal olduuna gre, buradaki ilgimiz de, bilgi felsefesini ilgilendiren bilgi deil, bilim felsefesinin konusu olan mdevven ilim olacaktr. En genel anlamyla yazya dklen derli toplu bilgileri ifade eden mdevven ilim, esas itibariyle mesil,236 tasdik-i mesil ve bunlardan hasl olan melekeyi karlamak iin kullanlmaktadr. Meleke, bilen zne ile ilikili bir isimlendirme olduundan tedvine konu olan bunlardan yalnzca ilk ikisi olacaktr. limlerdeki tikel meselelerin tmel kidelerin altna dizilmesiyle birlikte kavaid ve usl olumaktadr. Meselelerin delilleriyle birlikte ve kidelerle irtibatnn kurularak bilinmesi tasdik-i mesil, meselelerin delilleriyle birlikte bilinmesine ynelik devaml aba ve ilmin problemlerini zme srecindeki tekrarlar sonras hasl olan yeti ise meleke diye adlandrlmtr.237 Sekkaknin men ilmi tanm, ilim kavramnn tahlili iin bir k noktas olmutur. Mifthul-Ulmda ilmun yurafu bihi formunda getii ekliyle ilm-i mdevveni ifade eden ilim lafz, zne cihetinden baklnca meselelerin idraki ve bu idrakin melekesine, idrakin taalluk ettii ey cihetinden baklnca ise meselelere iaret etmektedir. Crcn men ilmi iin kullanlan ilim lafznn ilmin muhtemel manasndan hangisine delalet ettii konusunda gr belirterek tercihini, dierlerinin aksine ilme hakikat olarak tlak edildiini belirttii idrak238 ve bu idrakin taalluk ettii meselelerden deil, melekeden yana koymu, ancak dier ikisinin de kastedilmi olabileceini kaydetmitir.239 Tariflerde kullanlan ilim kelimesinin tmellik, marifet kelimesinin ise tikellik ifade ettii bilinmektedir.240 Crcnnin meleke anlamna hamlettii ilim kelimesi de
236

237 238

239 240

Nefs-i mesile ilim denmesi tartma konusu olmutur. Bir kimsenin alimlikle nitelenebilmesi iin mesili bilmesini yeterli grenler mesil bilgisine ilim ismini tlak etmi, mesili delilleriyle bilmeyi art koanlar ise nefs-i mesile ilim demeyi uygun bulmamlardr. Bunlar meseleleri delilsiz olarak bilmeyi ilim deil nakil/aktarma olarak deerlendirerek ilim iin meselelerin delilleriyle bilinmesini art komutur. Bkz. Tehanevi, Kef, I, 3, 4 Ktip elebi, Kefuz-Znn, I, 6 Crcnnin aklamalarna gre ilim, idrak manasnda hakikat olarak, idrakn taalluk ettii meselelerde ve idrake tbi olarak ortaya kan ve hasl olduktan sonra idrak iin bir vesile olan melekede hakikat manasnda deil, hakikat-i rfiye, stlahiye veya mecaz- mehur olarak kullanlr. sferyin ise ilimlerde sz konusu olan idrakin mutlak olarak deil delillerle birlikte idrak olduundan hareketle idrakin hakikat manasna alnmasnn tartmal olduunu syler. smuddin sferyin, erhut-Telhis: el-Etval, stanbul 1284, s. 39 sferyin, el-Etval, s. 39 Fenr, Aynul-yn, s. 5, 15

60

kll bir bilie iaret ederken, tanmda ikinci olarak kullanlan marifet fiili, (yurafu) bu ilimde tmel olarak bilinmeye konu olann tikeller (arapa lafzlarn halleri) olduuna iaret etmektedir. Daha sonra greceimiz zere Fenr, bu noktalar gz nne alarak tefsir ilminin tanmna, kendi tefsir anlayn ele veren bir yenilik getirecektir. lme verilen bu anlamdan meseleye ilmin czlerini ele alrken yer vereceimizden burada ilmin ikinci manas olan meselelerin delilleriyle idrakini de kapsayan nc anlama; melekeye daha yakndan bakacaz. Meleke, delilleriyle idrak edilen mesil ve kll kideler zerinde yaplan temrinler sonucu bir noktadan sonra hsl olan yeti olup bilen zneye (mdrik) ynelik bir isimlendirmedir. Delillerle idrakin bir st aamas olarak gzken ve ilim kelimesi tlak edilebilen meleke, ayn zamanda kiiyi o ilmin limi yapan etken olarak fakih, nahivci gibi isimlendirmelerin dayanak noktasdr. lmin meleke iin kullanlmasnn mecaz oluu, bilen znenin bu melekeyle bilme konusu olan mesilin tamamn deil, sadece meleke isimlendirmesinin snrlarn izdii kadaryla bilmesinden kaynaklanr. Bu noktada melekenin mutlak olarak m yoksa belli bir manasyla m kullanld gndeme gelmitir. Bil kuvve olarak bulunmakla birlikte hsl olmayan bir eye -istihsal manasnda- meleke denebilmesine ramen ilim denemeyecei gerei ve bir takm kimselere lim denmesinin var olan malumat zerine temellenen melekeye, yani istihdar melekesine tekabl etmesi, istihsal manasndaki melekenin ilme tlak edilemeyeceine dair mlahazalara yol amtr. yle ki birok malumat zerinde temrin ile meleke kesbeden kii gn getike ilme dhil olan meseleleri ve hepsinin bilinmesi mteazzir olan czyat bilmemesine ramen, bu bilgisizlii onun lim olmasna engel tekil etmemitir.241 te bu noktada alimlik ve dolaysyla melekeye ilim tesmiyesi, alimin ilimdeki yksek mertebesine baklarak verilmi mecazi bir isim olmakta ve sferaynin belirttii zere ilim isminin tlak edildii meleke istihsal melekesi deil sadece istihdar melekesi olmaktadr.242

241 242

Fenr, Fusll-Bed, I, 8 sferyin, el-Etval, s. 40. Molla Fenr ise bu konuyu fkh ilminin tanmnda geen ahkm bilmek ifadesiyle bilmeden kasdn ne olduunu sorarak tartr. Burada bilmeye konu olan ahkm ile btn ahkm kastedildi ise ahkm lafzna ilien harf-i tarif istirak ifade edecektir. stirak ise hakikat manasyla bir topluluun btn fertlerini iine alrken mecazi olarak baz fertlere iaret edebilir. Bilmeye konu olan ahkm yet baz ahkm ise harf-i tarif ahd-i harici olarak anlalacak ve bilinecek ahkm konusunda nass ve icma ile sabit olan ahkm gibi tahsisler sz konusu olabilecektir. Harf-i tarif ahd-i zihni olarak alnrsa ahkmn yars, yardan ou, byk ounluu

61

sferayini fakh, dil-bilimci gibi isimlerin bu kimselerin bilip edindiklerine baklarak verildiini ve bilinmeyenlerin de bilinmi varsayldn gz nne alarak, burada mecazi bir kullanm sz konusu olduunu sylemi ve melekenin istihsal ksmn ilmin dnda brakan bu grn ileri srmtr. te yandan Tehnev burada sz konusu olan melekenin nefsin ilmin btn mesilini bilmeye imkn tanyan bir keyfiyeti olduunu ve bu melekeyle bir yandan malum olan ve zihinde depolanm olarak bulunan bilgilerin tartmaya tanmas salanrken, mehul olan bilgilerin elde edilmesinin de gerekletiini savunan gr nakleder.243 Buna gre ilimlerdeki meleke sadece bil-fiil akl diye isimlendirilen istihdar melekesi deildir; nk aktr ki kendisinde ilmin btn meselelerini elde edebilecek bir yeti hsl olan kimseler, bilgilerin zihinde depolanm hale dnmesi bir yana onlarn tamamnn elde edilme art bile aranmadan lim addedilmektedir. te yandan sadece bil-meleke akl diye isimlendirilen istihsal melekesi de kendi bana melekeyi ifade etmez; nk bu taktirde hibir meselenin bilgisine sahip olmayarak bu melekeye (bil-kuvve) sahip olan kimsenin de lim saylmas gerekecekti. u halde sz konusu meleke tek tek istihsal ve istihdar melekesinden daha kapsaml olmaldr.244 Bu noktada melekenin sz konusu olduu kll kidelere sahip ilimlere baklrsa, buradaki melekenin istihdar ve istihsali de kapsadn sylemeliyiz; ilimlerin birikimsel yaps ve konulara ilien zt arazlara ilikin kavrayn bilim-ii ve bilimler-aras ilikiler sonucunda srekli deiebilmesi onlar iin nihai bir nokta tayin etmeyi imkansz klmakla birlikte, ilme dahil olan yeni zt arazlarn konumlarnn tespiti ve ilmi dinamik bir hale getiren yeni zt arazlarn kefedilmesi alimler eliyle olacandan, istihdar melekesinin yannda istihsal melekesinin de ilim lafzn ifade iin kullanlmas gerektii gr daha isabetli grnmektedir. stihdar melekesine sahip olan kimse

243 244

veya mutlak olarak bazs bilinmelidir eklinde manalar karlabilir. Fenr bu konuyu eitli itirazlar deerlendirerek uzunca tartr. Bkz. Fenr, Fusll-Bed, I, 7,8 Tehnev, Kef, I, 4-5 Bu iki gre bakldnda ilkinin ilm kelimesine meleke manasnn tlak edilmesinden yola karak dierinin ise fakih, nahivci gibi isimlendirmelerin muktezasna baklarak ileri srld grlmektedir. lk gr dillendiren sferyin ilmin melekeye mecazen tlak edildiini syleyerek ikinci grn btn meseleleri bilmeyen de lim saylabilir grn bir yandan paylam, te yandan bunu istihsal melekesinin ilim saylmamas iin bir gereke olarak ileri srerek istihsali ilim sayanlarn melekeyi hakikat manasnda anladklarn sylemitir. Melekeyi mutlak olarak ilme tlak eden ikinci grtekiler ise istihdar melekesinin zaten istihsali ilzam ettiini belirterek her iki melekeyi de alimlik vasfn tamamlayan vecihler olarak grmtr.

62

bundan dolay alim olarak anlsa da, ilmin yeni meselelere bakn belirleyecek olan da yine ayn kii ve onun sahip olduu istihsal melekesidir. Ne var ki ileride deineceimiz zere Molla Fenr tefsir ilminin kll kidelere sahip olmadn belirterek tek bana bu ilim ierisinde ne istihdar ne de istihsal manasyla bir meleke kespinin sz konusu olmadn ileri srmtr.245 Buna gre mfessir ismi, dier dini ilimlerdeki kazanmlar gz nne alnarak verilmi bir isim olduundan, yalnzca tefsir ilmi ierisinde kazanlm kll bir bilme durumuna atf yapmamaktadr. lmi mdevvenin idrak, mesele ve meleke iin kullanln ksaca ele aldktan sonra imdi bir ilmi kendi btnl ierisinde bal bana ilim yapan unsurlar inceleyerek bu konularn Mukaddime ile irtibatn kurmaya geebiliriz. Meseleler, ilkeler ve konunun toplam mdevven ilmi aklamak iin ileri srlen dier bir aklama eklidir. Klsik literatrde ilimlerin czleri (eczul-ulum) olarak bilinen bu balk, mdevven ilim iin sz konusu edilerek ilimlerin mahiyetleri ve hususiyetlerinin belirlenmesinde kstas alnmtr. Burhn bahislerinde zellikle akl ilimler gz nne alnarak-246 genie ilenen bu konu, daha sonra slam ulemasnca dini ilimler iin de sz konusu edilmitir. Sadruerann et-Tavzhi, Taftaznnin et-Telvhi ve Molla Fenrnin Fusll-Bedsinde fkh ilmi iin, Konevnin Mifthul-Gayb ve Fenrnin Misbhul-nsnde tasavvuf ilmi iin yrtlen bu mlahazalar, yine Fenr tarafndan Aynu-l-yn Mukaddimesinde tefsir ilmi iin sz konusu edilmitir.247 Her bir ilim kendini dier ilimlerden ayrtran konu (mevz), ilkeler (mebdi) ve meselelere sahiptir. te yandan gerekte ilim, ilim olma vasfn belli bir takm meseleleri kendine problem edinmesi ve belli sorunlar tartmasyla kazandndan, her bir ilmin hakikatini o ilimde ele alnan meseleler tekil etmektedir denilmitir.248 lim lafz ncelikle meselelere ilikin olarak vaz edilmi, daha sonra ilke ve konunun ilmin czleri saylmas ise ikinci bir vaz yoluyla, yani mecazen gereklemitir.249 Bir kimseyi alim yapann mevz ve mebdi bilgisi deil de meseleleri bilerek bunlar
245 246 247 248 249

Fenr, Aynul-yn, s. 5 bn Sn, e-if, Burhn, s. 155 Fenr, Aynul-yn, s. 3, 4 Tehnev, Kef, I, 7 Fenr, Fusll-Bed, I, 4

63

olduka basit halde kavramak olduuna gre, mevz ve mebdi bilgisinin ilimde ancak bir st bak ve farkndalk salama ilevi grdn syleyebiliriz. Bununla birlikte mebdi bir ilmi nceleyen ilkeler olmas hasebiyle ilmin renimine takaddm etmekte ve mevz da ilimde btn meselelerin nihai olarak kendisine raci olduu ve baland nokta durumundadr.250 Btn meseleleri ortak bir noktada birletiren bu konumundan tr mevz klsik dilde cihet-i vahde-i ztye, yani, zt birlii salayan yn olarak ifade edilmitir.251 Bu blmn banda iaret ettiimiz zere Fenr, drt bap eklinde ele ald Mukaddimesinin ilk blmnde tefsir ilminin tanm ve bununla irtibatl konular ele alrken ve nc blmde tefsir ilminin konusunu tafsilatl bir ekilde incelerken, mevz ve mesil bal altnda inceleyeceimiz teorik bahislerin tefsir ilmindeki izlerini srm, drdnc blmde ise tefsir ilminin dier ilimlerle ilikisini ele alarak mebdi ismi altnda inceleyeceimiz teorik meseleleri tefsir ilmine uygulamtr.252 u halde Fenrnin metninin teorik dzeyde aa kmas iin ilimlerin konusu ve meseleleri ile bir ilmi nceleyerek onu anlaml klan ilkeler hakknda gerekli bilgileri ksaca vermeliyiz.
1. limlerin Konusu ve Meseleleri

Fenr isagoci erhi giriinde belli bir vahdet noktasnda birleen kesreti renmek isteyen kimsenin ncelikle bu vahdet noktasn kavramas gerektiine dikkat eker.253 limler sz konusu olduunda burada bahsedilen okluk ilmin meseleleri ve bu okluun birletii vahdet noktas da ilmin konusu olmaktadr. Asl itibariyle her bir mesele mstakil olarak ele alnarak retime konu olabilse de,254 bu mteferrik bilgilere mdevven anlamda ilim ismini verebilmek iin bunlarn bir st balk altnda dnlmesi gerekmektedir. Varlk ve bilgide sz konusu olan kesretin birliini salayarak ilimleri ayrtran bu st balk, ilmin konusu (mevz) olmaktadr.

250 251 252

253 254

Fenr, Fusll-Bed, I, 4 Fenr, erh-i sagoci, s. 3, 4 Drdnc blmde incelenen tefsir ilminin irtibatl olduu ve yardm ald ilimler bahsi dorudan mebdi ile irtibatl olmaktan ziyade ilimler aras ilikileri konu alsa da, ilkelerle ilgili mlahazalar bu konu hakknda da bir alt yap tekil etmektedir. Fenr, erh-i sagoci, , stanbul ts., s. 3 Crcn, erhul-Mevkf, I, 45

64

Fenr bir cihet-i vahde ile birleen okluun her zaman bu birlik cihetiyle bilinmesi gerektiini kaydeder. nk bu okluk zerinden gerekleecek btn soruturmalar bataki vahdet noktasna aklk getirme amacna matuf olacaktr.255 Fenrnin cihet-i vahde zerine yapt bu vurgu dikkatimizi nemli bir noktaya ekmelidir; Taftaznnin belirttii zere bir ilimde her zaman iin konuya eklenen yeni zt arazlarn ortaya kmas veya kefedilmesi mmkn olduundan, aratrma konusu yaplan meseleler duraan deildir.256 Bir vahdet noktas altna dizilmeyen okluk, ilimler aras yardmlama ve ilke naklini gz ard etmeye ve vahdet noktasndan uzaklaarak soruturmann slamasna neden olacandan, ilimlerin mtezayit yaps gz nne alndnda, gn getike artan okluun hangi soruturmalarn uzants olarak gndeme geldii ve soru/mesele haline getirilerek tartld ancak cihet-i vahdeye ynelik uur ile bilinebilecektir. Aktr ki bir ilmin vahdet noktasndan farknda olmayarak uzaklamak derinlie kavumu bir soruturmann uzantlarn takip etmek yerine, baka bir vahdet noktasnn uzants olan belki de son derece derin bir soruturmaya ibtida dzeyde katlmak anlamna gelecektir. Baka bir ifadeyle, takip edilen bir cihet-i vahdenin ileri bir aamasndan baka bir ciheti vahdenin ileri aamasna dorudan/uursuzca intikal etmek, intikal edilen bu yeni soruturma alannn arkasndaki derin uzantlar bir bolua tahvil etmek veya ortaya kan bu boluu ahsi tercihlerden oluan kabullerle doldurmak anlamna gelecektir. Bu adan baklnca modern dnem tefsir algs byk lde, ilimlerin vahdet noktalarnn kaybedilmesini takiben bir vahdet noktasna indirgenemeyecek olan kesreti dorudan Kuran metninden yola karak aklama ve kuatma iddiasn temsil etmektedir. Burada kesretten kastmz, gemite dini ilimler ve bunlarla alakal ilimlerin (usl, fkh, akaid, kelm, tasavvuf, tefsir, hadis, ilm-i ahlk, ilm-i dap, ilm-i kasas vs.) kendi vahdet cihetleri asndan aklama getirdii toplumsal okluktur. Bu noktada ilimlerdeki vahdet cihetinin son derece nemli olduu grlmektedir. nk zellikle tabii ilimler dndaki ilimlerin snrlar belli, mstakil ilimler olarak varln srdrmesi ve bu ilimlerdeki tm yerinde almlar cihet-i vahdeye ynelik uur ile salanabilecektir. u halde Fenrnin ifadelerini ilimlerde
255 256

ve bireysel dzlemlerde kendini gsteren

Crcn, erhul-Mevkf, I, 45 Taftazn, Saduddin, erhut-Telvih alet-Tavzih, Beyrut, ts., I, 44

65

nemli olann soru sormak deil, doru sorular, doru yerde ve yeri geldiinde sormak olduu eklinde anlamalyz. Mteahhir dnem klsik kaynaklarnda ilimlerin konusu zerine yaplan tartmalar Sadruerann bn Sn geleneindeki yerleik baz kanaatlere itirazlar balamnda srdrlmtr.257 Biz bu tartmalar gz nne alarak Fenrnin de iinde
257

Sadruera konumuzla ilgili olarak meselede yerleik kanaate muhalif, Taftaznnin ifadesiyle, insan artan grler serdeder. Bunlarn ilki bir ilmin iki konusunun olamayacadr. Bunun gerekesi ise ilimlerin birleip ayrmasnn malumat ve mesil ile oluu ve konunun farkllamasyla birlikte mesilin, dolaysyla ilimlerin de farkllaacak olmasdr. Bu adan baklnca tp ilminin insan bedeni ve ilalar olmak zere iki konusu olduu iddias doru deildir. Burada konu insan bedenidir; ilalar ise insan bedeninin hastalk ve shhatine sebep olmas ile konuya dahil olduundan, ilimde aratrlan bir mesele olarak dnlmelidir. Taftazn meseleyi cumhur nazaryla tartarak bu iddialar reddeder. Ona gre Sadruerann mesilin ihtilaf ilimde farkllk getirir iddias doru deildir; nk bir konunun altnda pek ok meselenin yer almas tabi bir durumdur. Sadrueray yanlgya sevkeden, konu farkllamasnn birbiriyle irtibatsz meselelerin ayn ilim altnda toplanmasna sebep olaca zanndr. Halbuki farkl mevzlarn altna giren meseleleri bir st balkta birletiren zt veya araz baka bir vahdet noktas olabileceinden, konu okluu her zaman meselelerin ayr bir ilim tekil edecek ekilde farkllamas anlamna gelmemektedir. Baka bir ifadeyle nasl ki konu meselelerin birliini salyorsa birden fazla konunun birliini salayan bir baka st unsur da bulunabilir. Bu st vahdet noktas geometrinin konular olan hat, sath ve cismin miktar cinsinde birlemesi gibi zt, veya tp ilminin konular olan insan bedeni, gdalar, ilalar vsnin shhat gayesinde birlemesi gibi araz olabilir. Taftazn bu aklamalar yaparak bir ilmin farkl konulara sahip olmasnn meseleler aras tenasbn gzetilmemesi anlamna gelmediini ve kimsenin bu tenasb gzetmeden fkh ve geometrinin meselelerini ayn at altnda deerlendirmek gibi bir iddiada bulunmayacan belirtir. Bu manada Sadruerann verdii fkh usl rnei bile kendisini desteklememektedir; nk bu ilmin konusundaki kesret sadece izafetten kaynaklanmamakta, aksine izafetin ilk ksm da (edille) birden fazla konuya iaret etmektedir. Bu ilimde mesilin mahmullerinin delil mefhumuna deil de kitap snnet icma kyas gibi konulara yklenmesi konudaki okluu gstermektedir. Fenr bu durumlardaki konu birliinin itibar olduunu kaydetmitir. Buradaki itibar birliin anlam cumhurun grnde olduu gibi bir irtibat noktas gzetilerek salanan birlemedir. Meseleye byle baklrsa fkh uslnde kitap, snnet, icma ve kyas cinsleri olan delil mefhumunda birlemekte ve konu itibar olarak bir birlik kazanmaktadr. Buradan hareketle Fenr ilimlerde konunun tek olmasnn bir ilmin kavranmas ve meselelerin konu altna derli toplu sralanmas iin tercihe ayan olduunu kaydeder. Fenrye gre konu tek saylmal ve fkh uslnde konu olarak alnacak olan delilin altnda sralanan Kuran, Snnet, cma ve Kyas konunun trleri olarak dnlmelidir. u durumda geometrinin konusu mikdar ve tbbn konusu insan bedeni olacak ve ikinci konu olarak iaret edilen durumlar da bu konunun trleri olarak dnlecektir. Ancak Sadruera iddialarn bu ekilde temellendirmediinden onun: bir ilmin birden fazla konusu olamaz; nk konu farkll mesele farklln, bu da ilimlerde farkll getirir iddias cumhurun itibara ald baz durumlar gzard etmesinden tr reddedilmitir. nc olarak Sadruera bir ksm haysiyetleri zt arazlar olarak deerlendirerek aratrmann dorudan bunlar zerinde gerekletiini sylemi, ilimlerdeki farkllamay sadece mevzlarla deil, ayn zamanda zt arazlarla aklamtr; Ona gre bir ilmin konusu haysiyet kaydndan bamsz olmaldr. Byle dnlnce cumhurun dilinde haysiyet kaydyla farkllaan ilimler ayn konuyu paylaan ve mahmullerle, yani zt arazlarla ayrm olmaktadr. Cumhur ise bir ilmin konusunun haysiyet kaydyla birlikte konu olduu anlayna dayal olarak farkllamann mahmullerle deil sadece mevz ile olduunu sylemitir. u halde Sadruerann iddialarnn aksine bir ilmin iki konusu olabilmesine ramen, tek bir konu iin iki ilim sz konusu edilemez. (Burada zetle sz konusu ettiimiz tartmalar iin bkz., Taftazn, erhut-Telvh alet-Tavzh, I, 15-45; Fenr, Fusll-Bed, I, 11, 12; bn Sn, e-if, Burhn, s. 155-61)

66

bulunduu cumhurun grn yanstan u sonu cmlelerini kurabiliriz: Tek bir konu birden fazla ilim iin konu olamaz. Ancak baz artlar ierisinde bir ilim birden fazla konuya sahip olabilir; nk konu bazen tek olabilecei gibi, zt (cins vs.) veya araz (gaye, nispet) bir st balkta birleme artyla birden ok olabilmektedir. limlerin konular ihtiraz kaydyla birlikte konu olduundan ilimlerdeki fakllama zt arazlarn deil, sadece mevzlarnn farkllamasyladr. limde aratrlan zt arazlar ise mevz ile irtibatl olarak her biri ya bizzat veya bil-itibar (haysiyet kaydyla) konunun zt arazlar olmaktadr. imdi meseleye baka bir adan bakarak bir ilmin konusu ile mesil arasndaki irtibat kurmalyz;258 nk ilimlerde konunun tikel meseleleri birletirici bir st balk olmas, meselelerde aratrlan btn durumlarn konu hakknda dorudan veya dolayl olarak bilgi vermesi anlamna gelmektedir. Bir ilmin konusu ilimde zme kavuturulmaya allan meselenin, (a) bizzat konusu olursa soruturma ilmin konusu ile dorudan balantldr.259 Ancak meselenin konusu dorudan ilmin konusu olmayp (b) ilmin konusunun bir tr/nev de olabilir.260 Bu durumda ilmin konusu ile balant tr/nev zerinden kurulmaktadr. Bazen ise meselenin konusu ilmin konusu veya konunun nevi olmayp, ilmin konusu cmlesinden deil, zt arazlarn cmlesinden olur. Bu durumlarda meselenin konusu; a- lmin konusunun -baka bir durumda yklem olabilen- zt araz261 b- lmin konusunun nevinin zt araz262 c- lmin konusunun zt araznn zt araz263 d- lmin konusunun zt araznn nevinin bir zt araz264 olabilir.265

258 259

260

261

262

263

264

Bu mesele iin bkz., Molla Kara Halil, Hiye al Risleti Muhammed Emin f Cihetil-Vahde, stanbul ts., s. 73 vd. Fizikte cisim sonsuza dek blnr m? meselesinde fizii konusu olan cism meselenin de konusudur. Su iindeki hava tab olarak m yoksa zorlayan bir basn sebebiyle mi yukar kar? meselesinin konusu fizik ilminin konusunun nevi olan su iine skm havadr. fkenin kayna kalp midir beyin midir? meselesinin konusu olan fke de hayvan kuvvelerin bir nevidir. u hareket falan harekete zt mdr? meselesinin konusu, cismi konu alan fizik ilminin bu konusuna ait bir zt araz olan harekettir. Gne stc mdr? meselesinde meselenin konusu olan gne , kre-i mteharrikenin nevi olan gnein zt arazdr. Zaman skndan sonra mdr? meselesinin konusu olan zaman, cismi konu alan fizik ilminin bu konusunun zt araz olan hareketin zt arazdr. Hareketin yavalamas araya sknun girmesinden mi kaynaklanr? meselesinin konusu -bunun varlk deil bir illet sorusu olduunu unutmadan sylersek- hareketin yavalamasyla araya skn

67

Bu silsile iersinde bir ilimde meselelerin cihet-i vahdeyle irtibat kurularak karmza kmas muhtemel dolaymlar sralanmtr. Burada dikkat edilmesi gereken husus, tartlan meselelerin konularnn ya dorudan ya da dolayl olarak ilmin konusuyla irtibatl olmas ve nihyetinde bu vahdet noktasna raci olmasdr. Mesilin konuyla irtibatnn kurulduu bu silsilede ilmin konusunun meselenin de konusu olduu durumlarda ulalan sonularn veya ispat edilen hkmlerin ilmin konusunu dorudan ve btnyle ilgilendirdii grlr. leride bu ksmlar Fenr ile irtibatl olarak tefsir ilmine uygulanacaktr. limlerin konusu ve meseleleriyle ilgili konular ele aldktan sonra imdi, ilimlerin ilkelerine ilikin bilgileri vereceiz. 2. limlerin lkeleri limlerin ilkeleri (mebd) en genel anlamda bir ilimde temellenmeyip ilmin ona dayanarak temellendii ve ilmin meseleleri iin dayanak noktas tekil eden ncllerdir.266 lkeler tasavvur veya tasdik ifade edebilir; tasavvur ifade eden ilkeler sz konusu ilim iersinde veya mutlak olarak varl bilinmedii halde ilimde varsaym olarak alnan tasavvurlar olarak, ya da varlk ispat yaplm eylerin tasavvurlar olarak bir ilimde ncelenirler.267 Tasdik ifade eden ilkeler ise ya ak olarak bilinen nermelerden ya da st ilimden alnarak bir ilimde soruturulmadan kabul edilen nermelerden oluur. limlerin ilkeleri retime temel tekil etmesi ve ilimlerde ncelenmesi bakmndan farkllar. lke bazen tasdik ifade ederek bir eyin geerlilik ve varlna dair hkm bildiren nermeler/kaziyye eklinde, bazen varolup olmadklar ilim iersindeki soruturmada netleecek olan tasavvurlar bildiren ism tanmlar eklinde, bazen ise hem tasavvur ve hem tasdik ieren tanmlar eklinde gelir. Bunlardan birincisi varlk bilgisi, ikincisi varlk bilgisi ncesindeki tasavvurlar ve sonuncusu ise

265 266

267

girmesidir. Cismi konu alan fizik ilminin bu konusunun zt araz harekettir. Yukardaki meselenin konusu da hareketin nevi olan yava hareketin zt arazdr. nk srekli ayn hzdaki bir harekette yavalk olmayaca iin skn da sz konusu deildir. bn Sn, e-if, Burhn, s. 157-58 bn Sina, e-if, Burhn, s. 155, Crcn, et-Tarifat, nr: Muhammed Basil, Beyrut 2003, s. 197, Fenr, Fusll-Bed, I, 4 Nasiruddin et-Ts, erhul- arat, nr. Sleyman Dnya, Kahire ts. I, 476

68

varlk bilgisi sonrasndaki varlk bilgisi ierimli tasavvurlardr.268 imdi ncelikle varlk bilgisini ifade eden tasdik ilkeleri ele alarak bunlar Mukaddime ile ilikilendireceiz. a. Tasdik lkeler Tasdik ilkeler tasdik ve hkm ifade eden nermeleri ifade ettiinden bunlarn ispatlar ilke olarak benimsendikleri ilimlerin iersinde yaplamaz. u halde bunlara ilimlerde soruturulmadan benimsenen n kabuller diyebiliriz. Bunlarn tanm ve mahiyet vermesi sz konusu olmayp alt ilimlerin bunlar zerinde geliebilmesi iin varlklarnn/doruluklarnn teslim edilmesi gerekir. Bu n kabuller st bir ilimden alndysa usl-i mevza, kendinden bildik nermeler ise mterefe diye isimlendirilmitir.269 ki ksm olan bu tasdiklerin ilk ksm, kendinde ak/beyyin dieri ise mktesep nermelerdir. Tasdik ilkelerin mktesep olan ikincisi (usl-i mevza) st ilimlerden alnan doruluu kabul edilmi nermelerdir.270 Bu verili tasdikleri kullanan alt ilmin ortaya koyduu her yeni veri, ancak st ilmin verileri doru kabul edildii takdirde anlaml olacaktr. Tefsir ilminde ispat- vacibin, fkh ilminde Kuran, Snnet, cm ve Kyasn delilliinin tartlmamas bu konularn kelm ve fkh usl ilimlerinden tasdik veriler

268

269 270

Bir ilimdeki ilkeler bir takm tasdik ve tasavvurlardan ibret olduuna gre bu konularn anlalabilmesi iin tasdik ve tasavvur bilgisine ulamak iin sorulan felsefi sorularn gz nnde bulundurulmas gerekmektedir. Felsefi sorularn kll ve asl olanlar ncelikle mahiyet/tasavvur talep eden (ma/ne), varlk/tastik talep eden (hel/m-mi) ve illet talep eden (lime/niin) olmak zere e ayrlr. Bu nden her biri de iki ksmdr: Mahiyet sorusu ilk olarak (a) iitilen bir lafzn hangi kavrama karlk olarak vazedildiini, yani lafzi anlamn, ikinci ve asl olarak ise (b) mahiyetini talep etmek iin sorulur. Varlk sorusu ise ncelikle (a) bir eyin yaln olarak varln ve ikinci olarak (b) o eyin varlna arz olan bir takm hallerle birlikte varln (mrekkep varlk) renmek iin sorulur. Birinci varlk sorusunda varlk dorudan yklem olurken ikinci durumda rabtada ierilmek suretiyle bilgi talep edilen husus varla arz olan durumlar olmaktadr. Mesela Ali var mdr? dediimizde burada sadece Alinin varl soruturma konusu yaplrken Ali ayakta mdr? dediimizde aslnda Ali ayakta dururken var mdr? sorusunu sormu oluruz ve ilk ifadede Alinin varlna tekabl eden ksm dr rabtasnn iinde gizlenir. Bunu, birinci varlk sorusunda zatn kendisi, ikinci varlk sorusunda ise zatn dnda olup ona ilien eitli arazlarla birlikte varl talep edilir diyerek ifade edebiliriz. Eyyu (hangi), keyfe (nasl), kem (ka), eyne (mekan) ve meta (zaman) gibi fer sorular hep bu mrekkep varlk sorusuna raci olur; nk bunlar varln hallerini talep iindir. Bu sorulardan eyyu/hangi, dierlerinden daha mull olup bu sorunun bir vecihle keyf, kem ve eyneye amil olduu sylenebilir- fasl talep ederek temyizi salayan soru olduuna baklarak bata zikrettiimiz asli ksma dahil olduu da sylenmitir. Bylece saylar drde kan bu asl sorulardan ne ve hangi sorusu tasavvur, varlk (m) ve illet (niin) sorusu ise tasdike ulamak iin getirilen sorular olmaktadr. Bkz., bn Sn, e-if, Burhn, s. 68 bn Sn, e-if Burhn, s. 69, 70; Ts, erhul- rt, I, 476 Ts, erhul- rt, I, 476-77

69

olarak alnmasndan kaynaklanmtr. Bu mktesep tasdikler yet hocaya beslenen hsn-i zan ile olursa bu ilkelere msdert denilir.271 Tasdik ilkeler bir ilmin kabulleridir ve bu kabuller sayesinde bir ilim teden beri srp gelen bir dncenin belli bir noktasnda konulanarak dahil olduu dnce gelenei ierisinde alm ve ayrnt salar, bu dnceyi detaylandrr. Burada dikkat eken husus, ilmin ortaya koyduu btn veri ve bulgularn bu kabullerin (tasdik ilkelerin) doruluuna dayal olarak hakikat ifade edeceidir; yle ki, ilkeler silsilesi nihai kertede btn bir bilgiler ve malumatlar yuman bir vahdet noktasna balamakta ve ilkelerin varlk bulduu dnce, kabule dayal olarak yrtlen btn abalar anlaml klmaktadr. limlerdeki btn bilgiler aka bilinen veya st ilimden alnan bu ilkeler/veriler zerine bina edildiinden, bu verilerin birinin doru olmamas durumunda bu veriler zerine kurulan ilim de tartmal hale gelecektir. Btn bu ilkeler disiplinler-aras geililii ve ayn zamanda ayrmay salayarak bir dncenin farkl boyutlarn bir hiyerari iersinde grmemize imkan vermektedir. Bu ilkeler zerinden bir dnce ierisindeki dereceli yaplanma ve bir vahdet noktasndan szlerek gelen dncenin zelleerek meruluk kazanm zeminler zerinde en ince ayrntlarna kadar ilenmesi takip edilebilir. Fenr Mukaddimenin drdnc blmn tefsir ilminin dier ilimlerle ilikisine ve onlardan istifadesine ayrmtr. Ona gre tefsir ilminin hangi ilimlerden istifade ederek tasdik ifade eden ilkeleri aldn bilmeden bu ilim dahilinde ilerleme kaydetmek veya yorum faaliyetini srdrmek mmkn olmayacaktr. yle ki yorum faaliyeti zorunlu olarak bir takm tasdikler zerine temellenmekte ve bylelikle bu faaliyete bir yn tayin edilmektedir. Fenr tefsir ilminin dier ilimlerden istimdat ve istifade etmek suretiyle kll bir takm kideleri yorum faaliyetine dahil ettiini dnmektedir. b. Tasavvur lkeler bn Snnn manas mfret olan ilkeler dedii ikinci ksm ilkeler daha sonraki isimlendirmeyle tasavvur olanlardr. Sadece tasavvur verenler ve tasavvurla birlikte varlk verenler olarak ikiye ayrlan bu ilkeleri tasdik ifade edenlerden ayrt eden nemli
271

Ts, erhul- rt, I, 476-77

70

bir nokta, bu ilkelerin bunlar ilke edinen ilimler iersinde ortaya konulmalar veya benimsenmeleridir.272 Tasavvur ilkelerin sadece tasavvur vereni ilmin konusuna ilien zt arazlarn varlk ncesi tanmlardr. Tasdik ifade eden ilkeler st ilimlerden edinilmi msellem bilgilere atf yaparak ilmi bir dncenin belli bir mevkiine yerletirirken, tasavvur veren ilkelerin sadece tasavvur vereni, bir ilim ierisinde ve bazen de mutlak olarak varlklar/doruluklar/geerlilikleri kesin olmayan ve ilim ierisinde ispatlanacak olan tasavvurlara tekabl eder. lim iersinde konuyla ilgili gndeme gelen bu arazlar konu iin olumlanr veya olumsuzlanrlar. Bunlarn ilke olarak bir ilimde ncelenmesi her tasdikn bir tasavvurla ncelenmesi gereiyle irtibatl olarak dnlmelidir. bn Snnn iaret ettii zere her zihn bilgi bir baka bilgiyle ncelenir;273 ilimlerde ilke olarak sz konusu edilen ism tanm veren tasavvurlar da, bir ilim iin varlk bilgisinden nceki mahiyet bilgisine tekabl etmektedir. Varlklar ilim iersinde ispat veya nefyedilecek olan zt arazlarn ispat veya nefy ncesi tasavvurlarnn, yani ism tanmlarnn, ilim iersinde konumaya balamadan nce elde edilmi olmas, ilimlerdeki soruturmalarn hareket zeminini tekil ederek farkl meselelerin ve dolaysyla elde edilecek yeni bilgilerin k noktas olacaktr; dolaysyla yeni ve yerinde meseleler vazedebilmek de ancak bu tasavvurlarn elde edilmesiyle mmkn olmaktadr. Tasavvur ilkelerin bu ksmnda en nemli husus bu ilkelerin bir ilim iin kesinlikle varlk ifade etmemeleridir. limlerde meselelerin k noktalar olan tasavvurlara, varsaym ve hipotezlere tekabl eden bu ilkeler iin iki ihtimal sz konusudur: lk olarak bunlar, farkl dzlemler ve ilimler iin varsaym veya ihtimal olmayp varlk ifade etse bile, bunlar ilke olarak sz konusu eden ilim iin varl teslim edilmemi varsaymlar ve soruturma konular olarak grlebilir. kinci ihtimal ise bu ilkelerin hibir ilimde varsaym olarak alnmamas ve bir ilmin ilk defa bunlar hareket noktas tekil eden ilkeler olarak benimseyerek varsaym haline getirmesi ve varlklarn soruturmas durumudur. Bu tasavvurlarn varlk kazanarak zat ieren bir mahiyete kavuup kavumayaca ise ilim iersindeki soruturmayla aa kacaktr. bn Sina sadece tasavvur veren ilkelerin ifade ettii tasavvurlarn ncelikle baka
272 273

bn Sn, e-if, Burhn, s. 70 bn Sn, e-if, Burhn, s. 59

71

ilimlerde sz konusu edilip sonra bir ilim iin gndeme gelmesi durumunda bu tasavvurlarn varlk ispatnn (varlk olumsuzlanabilir de) bu ilmin konusuyla irtibat halinde zel olarak soruturulacan, bu tasavvurlarn varl baka bir ilimde soruturulmad takdirde ise bunlarn varlnn mutlak olarak ilim iersinde soruturulacan ifade etmitir.274 Burada zerinde durulmas gereken nemli bir husus, baka balam ve ilimlerde tasavvur veya varsaym olarak sz konusu edilip de varlklar olumlanan veya olumsuzlanan ilkelerin, belli bir ilmin gndemine gelmesi ve bu ilimde hareket noktas olan tasavvur ilkeler olarak kabul edilmesiyle ortaya kmaktadr. Bu durumda ilim iersinde yaplacak olan soruturmayla farkl bir ilme, ynelie, dnya grne veya paradigmaya dayal kavram ve soruturma konularnn bir ilimde yukarda ele aldmz tasdik ifade eden ilkelerin szgecinden geerek ve ilmin kendi hususiyetleriyle de yzletirilerek o ilimde geerlilii veya geersizlii ortaya konulacaktr. Mesela baka bir dnce geleneinden tefsir ilmine aktarlan tarihsellik tartmalarnda tarihselliin belli siyasi artlara ve zel bir teolojiye dayal tasavvuru Kuran iin olumlanmadan nce, tefsir ilminin kendi tasdik ilkeleri ve i btnl asndan deerlendirilmeli ve sonra bir tasavvur olarak tarihselliin tefsir ilminin konusu olan Kuran iin tasdik edilmesinin mmkn olup olmadna ilikin bir kanaate varlmaldr. yle ki bir ilim tasdik ilkeleri benimseyerek ve kendi i imkanlarn kullanarak kar karya kald mahiyeti/tasavvuru ya kabul edilmez bularak mukavemet unsurlarn seferber eder, ya da bunlar kabule ayan bulup ilme dahil ederek varlklarn olumlar. Bu husus, bir ilmin mahiyetinden sapmayarak varln srdrmesi ve tarih iersinde ba gsteren sorunlarla yzleerek gelimesi hususunda nem arz eder. Tasavvur (mfret manal) ilkelerin ikincisi hem varlk hem de tasavvur/tanm verenlerdir. Bu ilkeler, ilkinde olduu gibi konuya ilien ve ilim ierisinde olumlanan zt arazlarn varlk ncesi tasavvurlarna deil, konu ve konunun trleri gibi konunun zat ile irtibatl tasavvurlara tekabl eder. Kendisine iliecek bir takm arazlara konu olan eyin ncelikle kendisinin varolmas gerekeceinden, bir ilmin konusu o ilim iersinde ispatlanmayacaktr.275 Bundan dolay bu ksm tasavvur ilkelerde konunun
274 275

bn Sn, e-if, Burhn, s. 70 bn Sn, e-if, lhiyt, s. 5, 6; Kr., bn Sn, Metafizik, trc. Ekrem Demirli-mer Trker, stanbul 2004, I, 3, 4

72

hem varl ve hem de varlktan sonra sz konusu olan mahiyeti ilke olarak kabul edilmektedir. Daha doru bir ifade ile konunun mahiyeti ilke olarak alndnda bu mahiyet konunun varln da iermektedir. imdiye kadar ilimlerin ilkelerine dair teorik bilgiler verdik. Daha nce belirtildii zere Fenr, Mukaddimeyi tekil eden drt baptan tefsir ilminin konusu ve konusuna dahil olan unsurlar inceledii nc blm ve dini ilimler ve tefsir ilminin dini ilimler iindeki yerine dair mlahazalarn yrtt drdnc blm tefsir ilminin ilkeleriyle irtibatl olarak ele almtr. Fenrnin bu iki blmde yapt, yukarda teorik dzeyde ilediimiz tasavvur ve tasdik ilkelerin tefsir ilmindeki izlerini srmekten ibrettir. Dolaysyla yukardaki teorik bilgilerin verilmesi, ileride akla kavuaca zere, Fenrnin Mukaddimesinin form ve muhteva olarak anlalmas iin kanlmazlk arz eder. Klsik tavrda mstakil bir ilim olma iddiasndaki her ilmin yukar verilen teorik kriterlere gre hesap vermesi, bu kriterlere uymad takdirde ilim olma iddiasn srdryorsa, bu vasf nasl kazandn ortaya koymas beklenecektir. Fenr Mukaddimede imdiye kadar anlattmz klsik bilim felsefesiyle irtibatl konular gz nne alarak tefsir ilminin ve bu ilim ierisinde srdrlen yorum faaliyetinin mahiyetini soruturmutur. imdi dorudan bu eseri inceleyeceiz. II. AYNUL-YN MUKADD MES N N TAHL L A. Tefsir lminin Tanm ve Mahiyeti Tezimizin ilk blmnde Fenrnin tefsir ilminin mahiyetine ynelik bir soruturmaya giritiini belirterek bu giriimin slam dncesindeki nceliinden sz ettik. Ancak bir eyin ve zel olarak tefsir ilminin mahiyetini bilmek bize ne kazandrr sorusunu sormadk? Her an pek ok haline ahit olduumuz insann hayvan- natk olduuna ilikin bilgimiz bizim insana dair bilgimize yeni bir ey ilave etmi midir? sorusu, mantklara yneltilen en temel sorulardan biridir. Biz imdi bu soruyu konumuzla ilikilendirerek yle ifade edebiliriz: Daha ilk asrdan itibren tefsir faaliyetleri srm ve tefsir bir ilim olarak teekkl etmitir. Mslmanlar varolusal bir abayla hibir zaman tefsir faaliyetinden ayr kalmam ve tefsir ad altnda saysz almalar yaplmtr. imdi slam dnce geleneinin 9. asrna tekabl eden ge bir

73

evrede, tefsir ilmiyle ilgili ortaya kan bilgi alanna ynelik mantk hassasiyetiyle yaplm bir mahiyet soruturmas bize ne kazandracaktr? Tefsire ilikin herhangi yeni bir bilgi verecek midir?276 Bu sorudaki rtk itirazlara hak verenler bir ilmi tanmaya ynelik bilgimizin tasvirle snrl kalmasn yeterli bularak, tpk bir insan tanmak iin onun eitli uzuvlara ve kendine zg yapp etmelere sahip olduunu bildiimizi ve karmzda duran insan duyu ve tecrbelerimizle yeterince kavradmz ileri srerek, karmak bir yap arz eden bu varl bir takm zihni durumlarla kuatmaya abalamann hi bir fayda salamayacann ileri srlmesine benzer bir anlayla, tefsir ilminin byle zihni soyutlamalara konu edilmesinin bize hi bir ey kazandrmayacan ileri sreceklerdir. Ancak bu noktada tam bir tanma ulamaya abalamak yerine bir resm getirme yoluna gidilmesi, farkl ilimlerin zm rettii alanlara ynelik belirsizlii giderme hususunda yeterli olmamaktadr. Mesela modern dnemde zuhur eden yeniliki ve selefi tefsir akmlar tpk ayak, gz ve trnak sahibi olup yryen ve nefes alan her eyi insan saymaya benzer bir yanla derek, tanm yaplmam bir alan iersinde Kurandan hareketle ortaya konulan her bilgiyi tefsir ilminin hanesine kaydetmilerdir; buna gre Tefsir gibi ulv bir ilim hibir faydas olmayan dil aklamalaryla vakit kaybetmemeli277 ve ulv ve maslahatlara uygun grlen her ey yetlerden hareket etmek kouluyla bu ilim iersinde yer bulabilmelidir. Bu yaklamla birlikte, aklama getirmeyi hedefledii alan ulv ve mslmanlarn maslahatlarna uygun olmak kouluyla Kurandan hareketle ele alnan meseleler eklinde tespit edilmi bulunan tefsir ilminin nne ictima, ilm, edeb gibi isimler altnda pek ok alan veya Kuran sosyolojisi, psikolojisi veya Kuranda u veya bu gibi Kurana izafe edilebilen pek ok alma sahas kmaktadr. Byle bir yaklamla birlikte, pek ok ilmin cihet-i vahdesiyle irtibatl olarak yrtlen derinlemi ilm soruturmalara soruturma dndan ve cihet-i vahde ba gzetilmeksizin dahil olunduundan, sz konusu derin soruturma
276

konularnn

tefsir

ad

altnda

yorumcunun

ilgi

ve

tercihleriyle

277

Tefsir ilmi iin bu soru Emin el-Huli tarafndan sorulmu ve olumsuz bir ekilde cevaplanmtr. Bkz. el-Hl, Emin, Tefsir ve Tefsirde Edebi Tefsir Metodu, s. 32 Fazlur Rahmann nsan sarsan ve inklap bir zellii olan Kuran gibi dini bir kitap, gramer ve hitabet sprntleri altnda gml kalmaya mahkum edilmitir eklindeki yaklam iin bkz. Fazlur Rahman, slam ve adalk, trc. Akgen, Alparslan, Krbaolu, Hayri, Ankara 1950, s. 117 Bu yaklamn eletirisi iin bkz. Cndiolu, Dcane, ada Tefsir Tarihi Tasavvurunun Kayp Halkas Osmanl Tefsir Miras, slmiyt, Ankara 1999, II, 4, s. 55

74

zmlenmeye allmas veya edebiyat ykl aklamalara indirgenmesi kanlmaz olmaktadr. Dolaysyla mahiyet tespiti konusundaki belirsizlik ilimde tasdik ve tasavvur ilkeler konusunda da bir belirsizlie yol aarak ilmin kendine zg varln tehdid etmektedir. imdi bir ilmin tanmyla ilgili bilgileri hatrlayacak olursak ksaca unlar syleyebiliriz: Fenr Fusll-Bedde, mahiyetleri tekil eden ztleri tespit etmenin glne dikkat ekmitir. Hakiki mahiyetlerin ztlerini tespit etmek mutlak anlamda g iken,278 itibari mahiyetlerin ztlerini tespit etmenin gl, itibari olmayan hakiki mahiyetlere nispetledir. Ztleri tespit ederken zata ilikin eitli yollarla elde ettiimiz bilgilerden hareketle zatn mahiyetine dahil olduuna kanaat getirdiimiz baka trlerle ortak zellikleri ifade etmek iin cins, ve sadece tre has olanlar ifade etmek iin ise fasl kavramna ulayoruz. Daha sonra cins ve fasldan oluan mahiyete ilien arazlardan dier trlerle ortak olanlar tespit ederek araz- mm ve tre has olanlar tespit ederek hssa kavramlarn elde ediyoruz.279 limlerin mahiyetlerini tespit sz konusu olduunda ise bu mahiyetler -hakiki deil itibari olduklarndan- ilimleri vaz edenlerin o ilim iin koymu olduu snrlarn, yani tanmlarn ierisinde aranmaktadr. Hakiki bir mahiyete sahip olan insan trnde canllk bu trn cinsi ve konuma kabiliyeti ise fasl olarak dnlmtr. limlerde ise bir ilmi vaz eden kimse ilmin konusunu o ilmin mahiyetinin cinsi/maddesi olarak dnmekte ve -konuya getirilen haysiyet kayd ilmi dier ilimlerden ayrtrarak ilme hususilik kazandrdndan- haysiyetle getirilen kayt da ilmin fasl olarak dnlmektedir.280 limlerin mahiyetleri itibari olduundan bir ilme ynelenin ilme getirdii tanm o ilim adna yaplacak btn aratrmalarn erevesini izmektedir. Fenr bir ilmin cinsinin o ilmin konusu olduunu ve getirilen haysiyet kaydyla konu iin sz konusu edilen tahsisin ise ilmin faslna tekabl ettiini kaydederek meseleye bir mantk hassasiyetiyle yaklamt.281 Bu tavr, pek ok noktada birbiriyle i ie girme noktasna
278

279 280 281

Fenr Misbhul-ns adl eserinde mantklarn mahiyet tespiti ile elde ettikleri ztlerle eyann hakikatine ulaamayacaklarn ileri srerek mantklar tenkit eder. Burada mantklarn en mehur tanm olan insan trnn hayvn- ntk eklindeki tanmn esas alarak mantklarn sorunlu olduu noktalara iaret etmitir. bkz. Fenr, Misbhul-ns, s. 35, 36 Fenr, Fusll-Bed, I, 4 Fenr, Fusll-Bed, I, 4 Fenr, Fusll-Bed, I, 4

75

gelen ve akp giden dnce ierisinde belli noktalarda akan ilimlerdeki bu tabi iliki halinin benimsenmesini ifade ederken, -cinsteki mareket buna iaret eder- te yandan belli vahdet noktalarnn her zaman gz nnde tutulmas yoluyla, bir ilmin baka bir ilim ierisinde atl hale gelmesini nleme amacna matuf olarak fasl bunu salamaktadr- ilimler arasndaki mahiyet farkn vurgulamaya zen gstermitir. Bir ilmin mahiyetini hassasiyetle belirlemek bu mahiyetin dnda kalan her tr bilgiyi keskin bir tavrla ilmin dna itme anlamna gelmemektedir; bilakis bu, ilme konu olan alanlarn aa kartlmas yoluyla bu alanlardaki meselelerin farkl ynlerine uzanabilme imkan salamaktadr. kinci olarak bu mahiyet tespiti, farkl alanlar ele alan ilimlerce ortaya konulan derin bir bilgi birikimiyle kendi alanmzla ilgili soruturma sonucu yz yze gelmenin bizi dorudan bu alanlara dahil etmeyeceine, aksine bu buluma noktasnda derinlemi bir soruturmann neticeleri ile kar karya olduumuzun bilincinde olmamz gerektiine dikkat eker. limlerdeki tanmlarn itibarilii her bir kimsenin belli bir ilimle farkl alanlara ynelmeyi dnebileceinden ileri gelmektedir. Ancak klsik dnemde nans farkllklar eklinde tezahr eden bu itibarlar belli bir ilim tasnifi ve anlay gzetilmedii taktirde indlie yol amaktadr. Mesela Tefsirden slam toplumunun toplumsal ve bireysel meselelerini zmeyi veya slamn ada dnyaya kar tavrn belirlemeyi veya slam toplumunu geriye iten uyku halini amak iin bir arda bulunmay anlayan farkl yneliler,282 tefsir ilmini eitli itibarlarla tanmlamlardr. Ancak ada dnemde bu tr alan belirlemeler Fenrde grld ekliyle bir mahiyet tespitinden ziyade bir alan kurgulamas grnmndedir. nk bu ynelilerin her birinde, tefsir ilminin konusu olan Kurann ilme zel klnd nokta olan haysiyet kaytlar, Kuran belli ynlerden tahdit etmekten ziyade, kurgulanan itima, bilimsel, psikolojik, eitim vs. gibi farkl hedefleri birbirinden ayrmaktadr. Bu yaklamlarda yerleik bir ilim anlay ierisinde paylalm eitli alanlara ynelen ilimlere ve bu ilimlerin mahiyetlerine ilikin bir gr bulunmadndan, soruturulacak bilgi alann ilme zel klacak fasln tespiti de dier ilimlere gre deil, tefsire ynelen ahsn tercihlerine gre yaplmaktadr; halbuki gerek bir mahiyet tespitinde fasl bir

282

Bu modern sylemin ksa bir savunusu ve zeti iin bkz. Abduh, Muhammed, Tefsrul-Ftiha (mukaddime ksm), Mektebetl-Adab, yy., ts.

76

zatn trdeki mariklerinden ayrlk ynn ifade etmelidir. imdi Fenrnin tefsir ilminin mahiyeti ile ilgili grlerine geebiliriz. Tefsir ilminin mahiyeti nedir? sorusuna Fenr ve talebesi Kfiyecinin cevaplar farkl olmutur. Fenr klsik dncenin bir ilimde arad kriterlerin tefsir ilminde tam anlamyla bulunmadn ileri srerek, tefsirin bildik anlamda bir ilim olmadn iddia ederken Kfiyeci, tefsir ilminin dier ilimlerden farksz mstakil bir ilim olduunu savunmutur. Fenr tefsir ilminin altnda mesilin sraland yeterli sayda kll kideye sahip olmad ve buna ilikin olarak bu ilimde bir usl ve melekenin sz konusu olmadna iaret ederek kendi grn temellendirmeye almtr. u durumda tefsir ilmi kidesizlikten doan boluu kll kidelere ve kuatc teorilere sahip dier ilimlerden destek alarak gidermektedir. Kfiyeci ise belki de hocas Fenrnin bu yaklamna kar bir gr ileri srme gayesi ile et-Teysrini kaleme alm ve bu eserinde Tefsir ilminin kll kidelere sahip mstakil bir ilim olduunu savunmutur. Bu yaklam daha eserinin et-Teysr fi Kavidi lmit-Tefsir eklindeki balnda vurgulanmaktadr. imdi Fenrnin bu konudaki grlerine gemeden nce Kfiyecinin yaklamn zetlemek uygun olacaktr. Kfiyeci tefsir ilmi iin temel olarak iki kideden sz eder ve bu ilimdeki yorum faaliyetinin bu iki kide altnda deerlendirilmesi gerektiini kaydeder. Buna gre filan kii tefsir ilmini biliyor (ilm) denildiinde, o kimsenin bu ilmin kidelerini ve bu kidelerin tasdikni bildii ifade edilmektedir.283 Kfiyecinin anlayna gre Kurandaki yetler ya muhkem ya da mtebih ksmna dahildir.284 O fkh uslnde manann aklk-kapall ynnden yaplan lafz taksimini tefsir ilmi iin de sz konusu ederek285 manaya aklk ynnden delaleti gsteren zahir, nas, mfesser ve muhkem eklindeki taksimin muhkem yetler iin, ve manaya kapallk ynnden delaleti gsteren hafi, mcmel, mkil ve mtevatir eklindeki taksimin ise mtebih yetler iin bir derecelendirme/tekik olduunu ileri srmtr.286 Hanefilerin bu taksiminde yer alan muhkem ve mtebih ksmlar Kfiyecinin tefsirdeki taksiminde aynen aktarlmakla birlikte, bu ikisi ayn zamanda
283 284

285 286

Kfiyeci, et-Teysr, s. 13 Kfiyeci, et-Teysr, s.19 (el-muhkemu vel-mtebihu mtekbilni mtenvilni cema aksminnazm) Kfiyeci, et-Teysr, s. 18, 19 Kfiyeci, et-Teysr, s. 23

77

cins

eklinde

dnlerek,

btn

yetleri

kapsayan

st

kavramlar

olarak

deerlendirilmitir. Buna gre muhkem yetlerin anlalmas aklktan kapalla doru muhkem, mfesser, nas ve zahir, mtebihlerin anlalmas ise yine aklktan kapalla doru hafi, mkil, mcmel ve mtebih seviyelerinde gereklemektedir. Muhkem-mtebih ayrm erevesinde tefsir ilmi iin sz konusu edilen iki kll kideden ilki udur: Kurandaki her muhkem, mtebihlerden stn olup kitabn asl/mm olmas, bu yetlerin mcebi ile amelin katiyet ifade etmesi ve katilie bir engel olmayp aksine bu icm ile desteklendiinden tr, kendisiyle irade edilene/murad kati olarak delalet eder. kinci kide ise u ekildedir: Kurandaki her mtebih, akl ve hakkndaki icma muhkem derecesinde olmamakla ve muhataplarn anlay gcndeki farkllamalarla birlikte, kendileri ile kastedilen muradn hakkiyetine iman zorunlu olduu iin, irade olunduu manaya kati olarak delalet eder.287 Kfiyeciye gre tefsir ilmindeki btn czyat bu iki kidenin altnda sralanmaktadr: Birinci kide ile ilgili yle sylenebilir:288 Kurandaki her muhkem irade olunduu manaya kati olarak delalet eder. Allah her eye kadirdir. yeti Kurandaki muhkem bir yettir. Bu yet irade olunduu manaya kati olarak delalet eder. Bu istidlalde byk nerme/kbra olan birinci yarg cmlesi kll bir kideyi, kk nerme/sura olan ikinci yarg cmlesi ise bu kll kideye muhkem orta terimiyle balanan cz bir durumu ifade etmektedir. Netice olarak ise kll kidede bulunan hkm cz nerme iin de geerli klnmtr. Yine ayn ekilde yer, gk gibi sarih mfretler muhkemdir ve her muhkem manaya kati olarak delalet ettiinden bunlar da kastedildikleri manaya kati olarak delalet ederler.289 te yandan Kurandaki umumi ve mutlak kullanmlarn da kll ierimleri bulunduundan, bunlarn her biri altnda sralanabilecek tikeller iin hkm ifade etmektedir.290 Kfiyeci ikinci kide iin de u rnei verir:
287 288 289

290

Kfiyeci, et-Teysr, s. 34 Kfiyeci, et-Teysr, s. 27 Kfiyecinin aklamalarna gre bu mfretler her ne kadar tasavvur ifade edip tasdik bildirmeseler de bunlarda zmn bir haber bulunmaktadr. Bkz., Kfiyeci, et-Teysr, s. 33 Kfiyeci, et-Teysr, s. 27, 28

78

Her mtebih irade olunduu manaya muhkemden daha kapal olarak ve anlay gcne gre farkllaacak ekilde- kat olarak delalet eder. Elif-lam-mim gibi huruf- mukattaa mtebihtir. Elif-lam-mim gibi huruf- mukattaa irade olunduu manaya -anlalabildii kadaryla- kat olarak delalet eder.291 Kfiyeci buna dier czleri kyasla diyerek bu konudaki aklamalarna son verir. Yukardaki aklamalardan anlalmaktadr ki Kfiyeci, muhataptan bamsz olarak dnldnde muhkem olsun mtebih olsun btn yetlerin murada kat surette delalet ettiini dnmektedir.292 Bu adan baklnca sbutu kat delaleti zann eklinde muhatabn anlayna atf yaplarak zanniliine iaret edilen ifadeler, kendinde naslar dnlerek gzard edilmitir. Lafzn ilevi irade edilen eyin, yani medlln muhatabn zihninde husln salamaktr. Kuran sz konusu olduunda anlaml olabilmek iin bir medlle sahip olmas gereken lafzlarn bir takm mefhumlar muhatabn zihninde hsule getirmemesi ise lafzdaki bir eksiklikten deil, muhataptaki bir eksiklikten ya da bir harici engelden kaynaklanmaktadr.293 Muhkem naslarda anlam yzn parma takip ettii gibi lafzlar takip etmekte, mtebihlerde ve zellikle mutlak mtebih olmayan naslarda ise, muhataplarn anlaylarna gre farkllamaktadr. Kapallkta son haddine varmayan mtebihlerin tevil edilmesi ve anlalabilmesi mmkn iken, mutlak mtebihler konusunda mteahhir ulemann kanaati, bunlarn da tevil edilebilecei ynndedir.294 te yandan zellikle ibrenin delaleti dnda
295

iaretle,

nassn

delaletiyle

ve

iktiza

ile

olan

delaletlerin
296

kavranmasnda

da farkllamalar belirerek anlam katmanlar olumaktadr.

Kfiyeci muhkem ile ilgili konular tartrken bu konularn tefsir ilmi iin sz konusu edilmesinin fkh usl ile karmaya yol aacana ynelik itiraza, konular iin konulan haysiyet kaytlarnn gerekli ayrm salayacan belirterek cevap verir.297 Mesela fkh usl ve fkh ilmi Allah her eye kdirdir yetini kendi istidlal
291 292 293 294 295

296 297

Kfiyeci, et-Teysr, s. 35 Kfiyeci, et-Teysr, s. 35 Kfiyeci, et-Teysr, s. 33 Kfiyeci, et-Teysr, s. 21 Bu terimler de lafzn manaya delaleti ile ilgili, usl-i fkhtaki ikinci bir taksimden tefsir ilmine aktarlmtr. Kfiyeci, et-Teysr, s. 32, 34 Kfiyeci, et-Teysr, s. 30

79

yntemleri ile aklamaz; nk bu yetin dorudan amele taalluk eden bir yan yoktur. Tefsir ilminde ise bu muhkem yetin anlam, ilk anlalan mana sonrasnda bata ifade edilen kll kideye dayal olarak ve bu yette bulunan iaretlerden yola karak yaplan yorumlarla amlanacaktr.298 in aslna baklrsa Kfiyecinin et-Teysrdeki bu aklamalar tefsir ilminin kll kidelere sahip mstakil bir ilim olduunu tam anlamyla temellendirmi deildir; nk burada iaret edilen iki kll kide btn bir yorum srecinde meselelerin tartlmas iin yeterli bir zemin tekil etmemekte, bilakis yorum sreci ierisinde yetlerin anlalmasnda gz nnde bulundurulmas gereken bir takm noktalar vurgulamaktadr. te yandan muhkem ve mtebih meselesi mutlak olarak gerek anlamda fkh uslnde tartlmaktadr. aret ettiimiz zere Molla Fenr, Kfiyecinin fkh uslnden alarak tefsire uygulad taksim ve kideleri tefsir ilmi ierisinde dnmemektedir. Ona gre tefsir faaliyeti ancak fkh usl gibi kll kidelere sahip dier ilimlerden ve bu ilimlerdeki kuatc teorilerden yardm alarak kll kidelerin kullanld bir ilim olma vasfn kazanabilmektedir. Fenr burada tefsir ilmini btn bir yorum faaliyetinin srdrld faaliyet alan olarak dnm ve bu yorum faaliyetinin ilkelerini tespit etmeyi amalamtr. imdi Fenrnin bu yaklamn onun tefsir ilminin tanmna ilikin mlahazalar zerinden takip edeceiz. Fenr tefsir bir ilim midir? veya ortaya kan bilgi birikimini dnerek sorumuzu baka bir ekilde ifade edersek, tefsir ismi altnda ortaya kan birikimi bir vahdet noktasnda balamamza imkan veren ey nedir? sorusuna cevap ararken, dier ilimlerden ayr mstakil bir bilgi alan olarak tefsirin mahiyetini soruturma yolunu semitir. Tefsir ilminin tanm zerine yrtt mlahazalarnda Fenr, tefsir ilmine dahil olmayan hibir unsuru kartrmadan ve tefsir ilmi ierisinde dnlmesi gereken hibir unsuru eksik brakmadan bir tanma ulama abasndadr.299 Tartmasn Kutbeddin Rz ve -Crcn ile ayn tanm paylaan- Taftaznnin tefsir tanmlarn eletirerek srdren Fenr, Rznin tanmn bir yandan eksik dier yandan fazla, Taftaznnin tanmn ise eksik ve baz noktalara deinilmi olmasna ramen, pek ok noktada erhe muhta grr. Yeri gelmiken iaret etmeliyiz ki burada bir rnei grlen klsik anlaytaki tanm eletirileri, tanmlarn itibari olduuna baklarak
298 299

Kfiyeci, et-Teysr, s. 27-29, 32 Bu konudaki tartmalar Aynu-l-yn Mukaddimesinin 4 ve 5. sayfalarnda yaplmtr.

80

yadsnamaz; nk bu tanm eletirileriyle belli bir ilim anlaynn tenkidi deil, ortak bir ilim anlay iersinde kemale en yakn tanm bulmak hedeflenmektedir. Kutbeddin Rz tefsir ilmini Allah Tealann yce Kurandaki muradnn aratrld eydir eklinde tanmlamtr. Fenrye gre bu tanm tefsir aratrmasna dahil olan kraat aratrmalarn ve bu ilimde incelenen nsih-mensh, mekk-meden, nzul tertibi gibi lafzlara arz olan halleri ierisine almad iin efradn cami deildir. te yandan tefsir ilmi iin yaplan bu tanm bir mantk hassasiyeti gremeyeceimiz kadar geneldir; malumdur ki Allah Tealann Kurandaki muradn aratrma dini ilimlerin ou iin geerlidir ve Fkh, Kelm gibi ilimlerin her biri Kitap ile sabit olan konularda murad- ilahiyi aratrmaktadr. u halde tanm bir ilim olarak tefsirin dier ilimlerden temyizini de salamamtr: ayarn mani deildir. Taftazn buradaki mkillerden kanarak tanmn u ekilde yapmtr: Tefsir, murada delalet cihetinden Allah Kelmnn lafzlarnn hallerini aratran ilimdir. Burada lafzlarn halleri ibresi tanma eklenerek Kutbettin Rznin tanmndaki eksiklik giderilmi ve getirilen ihtiraz kaydyla (min hays) Tefsir ilmi Kelm, Fkh ve Belagat gibi ilimlerden temyiz edilmitir. Ancak Fenr bu tanm da pek ok ynden sorunlu bulur; yle ki bu tanm tefsir ilminin lafzlar sadece murada delaletleri asndan incelediini ifade etmitir; halbuki tefsir ilmi pek ok kraat bahsinde bir anlama delalet etmeyen ve manaya dahli bulunmayan konular da ele almaktadr.300 Bu durumlarda lafzlar sadece mana iin ara olmalar itibaryla deil zat itibariyle de deerlendirilmektedir. kinci olarak Taftaznnin tanmnda geen murad lafzn ele alan Fenr, bu noktada kelmdan mutlak olarak anlalan murad ve mtekellimin murad ayrmn yaparak bu ayrm ilahi kelm iin de sz konusu eder; buna gre vaz rn olan lafzlar, konuan znelerden ayr olarak delalet etmektedir. te yandan metnin veya szn herhangi bir metin/sz deil de bu metin/sz olarak bize ne syledii konuan

300

Kraat ilminin konular baz durumlarda mana ile irtibatl olabilirken bazen manaya tesir etmezler. Meliki ve mliki okunular kraat ilminin bir konusudur ve buradaki farkllama manaya tesir eder. te yandan tefhm, med, kasr, imle, itle, tahff gibi pek ok kraat konusunun manaya tesiri yoktur. Fenr daha sonra Kraat ilminin gz tabipliinin tptan ayrld gibi Tefsirden ayr mstakil bir ilim olarak deerlendirilmesine ramen Taftaznnin tefsir tanmnda bu ayrm gzetmediini syler. Ona gre Taftaznnin kraat ayr bir ilim olarak dnerek tefsiri tanmlad itiraz doru olmayacaktr. nk Taftazan manaya tesiri olmayan pek ok kraat bahsine Kef erhinde yer verir. Bkz, Fenr, Aynul-yn, s. 4

81

zneden yani szn/metnin syleyeninden/yazarndan bamsz olarak dnlemez. Bu balamda ilahi kelmn lafzlarnn iki trl abaya mevz olabileceini belirten Fenr, ncelikle mutlak olarak, ikinci olarak ise mtekellim olan Cenb- hakkn muradna delalet ynnden lafzlarn anlamlarnn soruturulabileceini kaydeder.301 lki mstakil dil alan erevesinde bir soruturma olduundan tabi olarak dilbilimsel bir abaya konu olabilir; ancak ikincisinde murad yine bir dil ierisinde kendini gsterse de, artk belli bir dile getirenin murad olarak karmzda bulunduundan, muradn dile geldii formun yannda bir mtekellime ait olmas da anlam araynda gz nne alnmaldr. Yani Kuran lafzlar sz konusu olduunda dilbilim dilin kendinde imkanlarna younlarken tefsir ilmi, bunun tesine srayarak lafzlarn iyzne ynelir ve mtekellim, kast, nzul vasat gibi anlama etki eden lafzlar dndaki unsurlar da gz nne alr.302 Kfiyecide bu konuyu u soru zerinden tartmtr: Mtekellimin murad olsun veya olmasn bir mana iin vaz edilmi lafz, kullanm srasnda vaz edildii manaya delalet eder; nk dil bilimciler ve vaz alimlerince bilinmektedir ki, delalet konuann iradesine deil vaza ynelik bilgiye tabidir. u halde lafzlarn murada deil de sadece vaz olunduklar manalara delalet ettiini kabul etmeli deil miyiz? Kfiyeci buna, delaletin mutlak olarak dnldnde iradeye bal olmadn ancak Kuran sz konusu olduunda anlamn, bu anlam bir dil iersinde ifade edilse de konuann kimlii tarafndan belirlendiinden, vazdan ziyade mtekellime ve iradeye tabi olduunu belirterek cevap verir.303 Muhtemelen Fenrden hareketle yapt bu aklamalarnda Kfiyeci, Kuran Kerimin yorumunda anlamn mutlak olarak lafzlarda deil, bir mtekellime ait olan lafzlarda aranmas gerektiini vurgulamtr. Bu tartma erevesinde Fenr Taftaznye u soruyu yneltir: Taftaznnin tanmnda murad lafz her hangi bir kaytla tahdit edilmemitir; lafzlar mtekellimden bamsz olarak da belli anlamlar yklendiine ve konuandan bamsz bulunuuyla da bir anlam ifade ettiine gre, buradaki murattan kast bir varlk mertebesi olan dil

301 302

303

Fenr, Aynul-yn, s. 4, 5 Burada dil bilimsel abalarn da mtekellim muhatap ve konuma vasatn dikkate ald gz nne alnrsa, Fenrnin meseleyi Kuran zelinde tartt ve asl maksadnn tefsir ile dilbilim arasnda bir ayrma gitmek olduu anlalmaktadr. Kfiyeci, et-Teysr, s. 31, 32

82

iersindeki lafzlarn mutlak bir ekilde delaleti mi, yoksa Cenb- hakkn muradna delaleti midir? Fenr Taftazn tarafna geerek sorusuna yant arar; ancak ona gre verilecek hi bir cevap Taftaznnin tanmndaki ifadeyi dze karmayacaktr. yet onun kast mutlak anlamda murat ise, bu, tefsir ilmiyle hedeflenen bir ey deildir; nk dili sadece vaz erevesinde bir anlam izhar etmesi cihetinden incelemek dil ilimlerinin ilgi alanna girmektedir. Kuran ibreleri de byle bir incelemeye konu olabilse de bu inceleme, tefsir ismi altnda deil, dil ilimleri ats altnda gerekletirilmelidir. u halde tanmda mutlak murat kastedildi ise, bu ibrenin tefsir ilminin mahiyetini amalayan bir tanmda bulunmas doru olmayacaktr. kinci olarak tanmda murad lafzyla kastedilenin Cenb- hakkn murad olduu ileri srlse de yine tanm d bir aklamaya ihtiya vardr; nk murad lafzyla kastedilen murad- ilahi, Cenb- hakkn nefsl-emirdeki murad ise eer, tefsir aratrmasnn bu ykn altna girme salahiyeti yoktur; bilindii zere tefsir faaliyetinde birincisi ekseriyeti haber-i vahit olan rivyetler, ikincisi ise dil olmak zere iki dayanak bulunmaktadr; bunlardan birincisi kat surette,304 ikincisi ise yorum/tevil dzleminde zan ifade etmektedir. u halde zanni temellere dayal olarak nefsl-emrin bilgisine ulamak imkansz olduundan, bu ilim dahilindeki pek ok meselede murad- ilahinin kendinde bilgisini elde etmemiz mmkn olmayacaktr. Gelinen noktada murad- ilahi balamnda anlam soruturmasnn tek seenei kalmaktadr; o da pek ok yetin tefsirinde mfessirin Kuran ancak zann galibine dayal olarak anladdr. Taftaznnin tanm ise, bu tanmda murad lafz ilahi sfatyla kaytlanmad gibi zanniyete iaret eden ilave bir kayt da getirilmediinden, yetersizdir. Fenrnin buradaki grleri onun tefsir ilmine bakn ve yorum anlayn zl bir ekilde ifade etmektedir. imdi bu grlerin daha detayl bir tahliline gemeden nce, Fenrnin Taftaznye ynelttii nc itiraz sz konusu ederek onun tefsir ilmi iin getirmi olduu tanma yer vereceiz. Taftazn yukarda verilen tanmn el-ilmul-bahis ibresiyle balatarak ilim tanmlarnn klsik kurgusuna uymutur. Ancak Fenr, Kfiyecinin aksine, tefsir ilminin bildik anlamda bir ilim olmad kanaatinde olduundan, tefsir ilmi iin
304

Haber-i vahidin zan ifade edip etmedii konusundaki tartmalar iin bkz., Fenr, Fusll-Bed, II, 217, 218 vd.

83

yaplacak bir tanmn bu ekilde ifade edilmesine kar kar; nk ilim kelimesi daha nce dikkat ektiimiz zere, tmel bir anlam ifade eden usl, kavaid ve meleke iin kullanlmaktadr; kendi bana tefsir ilmi iin ise bunlarn hi biri gerek anlamda sz konusu deildir.305 Tm bu mlahazalardan sonra Fenr tefsir ilmini yle tanmlar: Tefsir ilmi; Kuran olmas ve Yce Allahn murad olduu bilinen veya zannedilene delaleti bakmndan, Allah kelmnn hallerini insan gc nispetinde bilmektir/marifet.306 Peki Fenrnin yapm olduu bu tanm nasl bir tefsir anlay ortaya koymaktadr? Bunu ortaya karmak iin tabiatyla, tanmda zikredilen unsurlara daha yakndan gz atmamz gerekecektir. nceden haysiyet kaytlaryla ilgili yaptmz mlahazalar, aksi halde birden fazla ilim iin tek konu olabilecei iddiasna kap alm olacandan, bir ilmin konusunun, getirilen haysiyet kaytlaryla birlikte konu olma vasf kazandn ortaya koymutu. Tefsir ilmi de getirilen ihtiraz kaydyla fkh, kelm gibi ilimlerden ayrlmaktadr. Bu ilim ilk olarak Kuran olmas bakmndan -ki bu kraat bahislerini bu ilme dahil edecektir- ikinci olarak ise lafzlarn murada delaleti bakmndan Allah kelmnn hallerini incelemektedir. Asl itibariyle dier dini ilimler de murad aa karmay hedefleseler de onlar bunu farkl dolaymlar zerinden gerekletirmektedir. Tefsir ilminde ise lafzlar merkeze alnarak irade olunan mana ile lafzlarn irtibat dorudan kurulmaktadr. Deindiimiz gibi Fenr buradaki murad bilme ifadesine de Taftaznye ynelttii eletiriler erevesinde snrlama getirmiti: Murad ile alakal olan tahdidin birincisi, muradn mutlak murad deil de murad- ilahi olduu, ikincisi nefslemirde murad- ilahi deil nefslemirde yle olduu bilinen veya zannedilen murad- ilahi olmasdr. Bilme ile alakal sonuncu tahdit ise bilmenin beer gc erevesinde sz konusu olduudur. Daha nce bahis konusu ettiimiz Men ilmi, ilmun yurafu eklinde tanmlanarak bylece bu ilimdeki tikellerin bir takm tmel kideler altnda incelendii gsterilmiti. Tefsir ilmi sz konusu olduunda ise Fenr, bu ilmin yeterli sayda kll kideye sahip olmadn kaydederek tanmnda ilim kelimesini zikretmemi, te yandan marifet kelimesini isim olarak getirerek bu ilim altnda ele alnan czyatn bu
305 306

Fenr, Aynul-yn, s. 5 Bu hususlarla ilgili teorik bilgiler bu blmn banda verilmiti. Fenr, Aynul-yn, s. 5

84

ilimde vaz edilen kll kideler tarafndan kuatlmadna iaret etmiti.307 Zira tefsir ilmi iin sz konusu edilebilecek az saydaki kll kide yorum faaliyetine temel tekil edecek bir yekn tutmamaktadr. Mesela Aynu-l-yn Mukaddimesinde tefsir ilmi iin sz konusu edilen baz kll kideler unlardr: Kurandaki btn ey insanlar eklindeki hitaplar Mekke ehline yneliktir. Ey iman edenler eklindeki btn hitaplar Medine ehline yneliktir. Ey ehl-i kitap eklindeki btn hitaplar Yahudi ve Hristiyanlara yneliktir. Btn de ki ifadeleri Hz. Peygambere hitabendir. erisinde darb- mesel olan ve gemi kavimlerden bahsedilen her sre medendir. Fenr bu kidelerin her birinin istisnasnn olabileceini de eklemitir.308 Mukaddimede sz konusu edilen dier kll kideler ise vakf iin sz konusu kll kideler309 ile Kella lafz iin sz konusu olan kll kidelerdir.310 Ne var ki verilen bu az saylda kll kide btn bir yorum sreci iin esas tekil edemeyecektir. Tikel ve anlk deil kll bir bili hali olan melekede esas olan, tikelin tmelle irtibatn hzlca grerek tikeli tmelin altna yerletirebilmek ve onun kesret tekil eden dier tikellere gre konumunu netletirmektir. Dnsel melekenin sz konusu olabilmesi iin tikeller st bir noktann kavranmas gerektiinden meleke, sadece bir takm kll kidelere sahip olan ilimler iin geerli olacaktr. Fenryi tefsir ilmi iin kll kidelerden sz edilemeyecei ve bundan dolay da bu ilim iin istihdar veya istihsal manasnda311 bir melekenin sz konusu olmayaca eklindeki kanaate bu mlahazalar312 gtrmtr. te yandan Kfiyeci tefsir ilminde alim olmaktan bu ilimdeki kll kideleri bilmeyi ve bunlarn tikel meselelerle irtibatn kurmay anladndan,313 bu ilim ierisinde meleke kesbinin mmkn olduunu savunacaktr. Grld zere tefsirin klsik anlamda bir ilim olup olmad tartmas bu noktada dmlenmektedir. Fenr tefsirin bildik anlamda bir ilim olmadn ileri srerken bu ilim ierisinde bir kimseyi alim saymamz gerektirecek kll kidelere dayal bir bilme durumunun sz konusu olmadn gz nne almaktadr. Buna gre
307 308 309 310 311

312 313

Fenr, Aynul-yn, s. 5 Fenr, Aynul-yn, s. 79 Fenr, Aynul-yn, s. 54 Fenr, Aynul-yn, s. 55 Melekenin istihsal manasna m, istihdar manasna m yoksa her iki manaya birden mi alnaca konusundaki tartma ve farkl grler iin bkz., Fenr, Fusll-Bed, I, 7,8; sferyin, el-Etval, s. 40; Tehnev, Kefu Istlhtil-Fnn, I, 4-5 Fenr, Aynul-yn, s. 5 Kfiyeci, et-Teysr, s. 13

85

mfessir isminin dier ilimlere ve bu ilimlerde vazedilen kll kidelere ilikin bilgiye atfen kullanld dikkate alndnda,314 tek bana tefsir ilmine hasredeceimiz alan ierisinde kll bilgilerle tikel meselelere zm reten bir alim tipolojisi bulunduunu temellendirmek mmkn grnmemektedir. Grlecei zere burada alimlik ile baz konularda bilgi sahibi olma arasnda bir ayrm yaplmaktadr. Sonu itibaryla Kfiyeci falan kimse tefsir ilmini biliyor/alim ifadesini doru bir kullanm olarak grrken315 Fenr, falan kimse tefsir ilmi dahilinde ele alnan tikel bilgilere sahip ifadesini daha doru grmektedir. nk bu ilimde kll kideler ve buna dayal olarak meleke kespedilmesi sz konusu deildir ve mfessir ismi dier dini ilimlere ynelik bilgileri de kapsayan bir kullanmdr. Fenr tefsir ilmi ierisinde bilgimize/marifet316 konu olan czyttan Allah kelmnn halleri olarak bahsetmektedir. Kuran lafzlarnn aratrmaya konu olan hallerini mana ile ilikili olanlar ve byle olmayanlar olarak ikiye ayran Fenr, bu ayrm tanmna da yanstmtr. Anlama tesiri olmayan haller kraat aratrmalarnn med, kasr, imle, itle, tahff gibi konularna tekabl ederken, anlama tesir eden haller ise ulmul-Kuran bal altnda incelenen esbb- nzl, nsih-mensh, mekkmeden, tertb-i nzl gibi konular ile kraat aratrmalarnn meliki ve mliki lafzlar gibi, anlama etki eden durumlardr. Bu haller Kuran lafzlarnn delalet ettii anlamlarn belirlenmesinde nemli rol oynarlar.317 te yandan murad- ilahiye delalet etmeleri cihetinden yaplan dilsel aklamalar da, lafzlarn halleri zerine yaplan aratrmalar olacaktr. imdi daha nce verdiimiz bilgiler erevesinde unlar syleyebiliriz: Bildiimiz gibi bir ilimde ispat veya nefyi sz konusu olan eyler, dorudan veya dolayl olarak konuya hamledilmeleri cihetinden zt arazlardr.318 Tefsir ilminin konusu olan Kuran, bu ilimdeki vahdet noktas olarak nihai kertede her trl tartmann kendisine ilikin bir aklama getirdii odak noktasdr. u halde Kuran ile alakal bu tartma konularn aa karmak iin sormamz gereken soru, tefsir ilmindeki
314

315 316 317 318

Klsik kaynaklarda mfessirin bilmesi gereken ilimler bal altnda bu hususa dikkat ekilmektedir. Kfiyeci, et-Teysr, s. 13 Fenr, Aynul-yn, s. 15 Fenr, Aynul-yn, s. 4 Zt araz hususunda bkz., Kutbuddin Rz, Levmiul-Esrr, stanbul 1303, I, 19, 20; Fenr, Fusll-Bed, I, 13-14

86

soruturmalarda hangi zt arazlarn hangi konulara hamledildii veya hangilerinden nefy-edildiidir. Bilindii zere319 bir ilimde meselelerin konusu ilmin konusunun kendisi olabilmektedir. Tefsir ilminde soruturulan bir mesele Kurann btn etrafnda tartlyorsa, baka bir ifade ile, Kurann btne hamledilebiliyorsa, mesele ilmin konusuyla dorudan ilikili olacaktr; bu durumda meselenin konusu da dorudan Kuran olur. Fenr Mukaddimede bu noktay Kurann ahkm- kllyesi bal altnda yirmi drt sayfa boyunca ileyerek,320 Kurann vahiy mahsul olmas, inzali, yedi harf ve yedi kraat zere inii, mtevatir olmas, cz gibi konular bu erevede ele almtr. kinci olarak ilimdeki meselelerin konusunun ilmin konusunun tr/nev olabileceini belirtmitik. Tefsir aratrmasnda tek tek her bir yet veya yet topluluu bunlar Kuran yklemine konu olabildiinden veya baka bir ifadeyle Kuran bunlara tevatu yoluyla hamledilebildiinden- Kurann tr olarak deerlendirilmitir. Her insan canl olduu gibi belli bir balk altnda toplanan yet topluluklar da Kurann zt zelliklerini tamas hasebiyle Kurandr.321 u halde mfessirlerin ulmulKuran bahislerinde ele alm olduu bir takm meseleler tr vastasyla vahdet noktasna balanmaktadr. Konuyla bu seviyedeki irtibat da grld zere zt bir irtibat olmaktadr. Baz yetlerin nsih-menshluu, mekk-meden, hazari-seferi, leylinehari vs. oluu, belli bir ini sebebine sahip olmas, nzuldeki tertip, siyak ve sibak gibi meseleler byledir. Fenr bu konular da iaret ettiimiz ereve dahilinde incelemitir.322 Zt arazlarn mesile dorudan konu tekil etmesi ise soruturmalarn derinlik kazanmasnn tabi bir neticesi olarak sz konusu olmakta idi. Bu anlamda tefsir ilminin konusunun zt arazlar da soruturulan meselelere konu olabilmektedir; mesela Tefsir ilmi ierisinde gerekletirilen, Kurana ilien bir zt araz olarak, nzul ortamna ynelik aratrmalar, ilmin konusunun zt araznn bir mesele haline getirilerek

319 320 321

322

Bu konuda daha nce verilen bilgilerin kayna iin bkz., bn Sina, e-if Burhn, s. 157-58 Fenr, Aynul-yn, s. 43-67 Tr, cinsin kendi mahiyetinde bulunan cins ve fasla delalet ettii gibi, kendini bu cinsten ayrt ederek ona trde varln veren bir fasla sahiptir. Kuran sz konusu olduunda buradaki farkl itibarlar Kuran tanmlarndaki farkllamalara neden olmutur. Fenr, Aynul-yn, 73-85

87

tartlmas anlamna gelir. Burada, ilimdeki vahdet noktas olan konunun snrlar iersinde soruturmann farkl sahalara uzand grlmektedir. Tefsir ilminde Kurann trleri olarak dnlen yetler iin sz konusu olan nzul sebeplerinin ele alnmas, trn meseleler iin konu olmasnn bir rneiydi; bir sonraki aamada ise mekk yetler ile meden yetlerdeki uslp farkllklarnn incelenmesi, trlerin zt arazlar olan nzul yerleri ve zamanlarnn meseleye konu tekil etmesi anlamna gelecektir. Burada, bir ilmin konusunun trnn zt araznn ilimde soruturma konusu yaplarak incelendii grlmektedir. Bu konudaki dier maddeleri de tefsir ilmine uygulayacak olursak, mesela nzul ncesinde ve esnasnda yaam sren hakim medenyetlerin dini, ictima ve siyasi durumlarnn incelenmesi ve Kurann nzl ile gerekleen sratli ve devasa sramann arka planna inilmesi, konunun zt araznn zt arazn meseleye konu edinmek anlamna gelecektir. Fenrye gre tefsirin konusu olan Kurana dorudan bir zt araz olarak ilien323 mcizlii ve caz meselesini tefsir ilminin bir ilgisi olarak dier ilahi kitaplar iin sz konusu ederek mukayese yoluna gitmek,324 caz zellii bir cins eklinde dnlrse, konunun zt araznn trnn zt arazn meselenin konusu haline getirmek anlamna gelecektir.325 Klsik bilim felsefesinin verileri erevesinde sz konusu ettiimiz bu rnekleri artrarak tefsir ilminin mmkn ilgi alanlarn ortaya koyarak kaba bir ereve izmek de mmkndr. Burada bizi asl olarak ilgilendiren ise, klsik anlayta teorik olarak ifade edildii zere, bir ilimdeki btn meselelerin cihet-i vahde erevesinde teekkl ettii ve bu birlik yn gzetildii takdirde her trl almn ilmin snrlar iersinde deerlendirilebileceidir. Ancak te yandan bu ba gzetilmeyerek baka ilimlerin birlik ynlerinin uzantlarnn dorudan bir ilme aktarlarak tartlmas, ilimde bir slamaya ve otantiklik kaybna neden olacaktr.
323 324

325

Kuran mcizdir. nermesinde yklem (mahmul) olan mucizlik Kuran iin bir zt arazdr. Kuran ve tahrif edilmemi haliyle dier ilahi kitaplar gayptan haber verme, sonsuz hikmetleri ifade etme gibi muciz zelliklerde buluurlar. Kurann cznn dier ilahi kitaplardan ayrld nokta ise lafzlarn da Cenb- hak tarafndan vahyedilmi olmasnn bir neticesi olarak nazmdr. Fenr Kurann farkllat bu noktaya iaret ederken, rencisi Kfiyecide bunu vurgulamtr. Bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 61-67; Kfiyeci, et-Teysr, s. 15, 16 Bu ifadelerin aklamas udur: caz btn ilahi kitaplar iin sz konusu edilmitir. Burada btn ilahi kitaplar iin geerli olan bu ortak yn cins olarak alnrsa, ilahi kitaplarn birbirlerinden ve dier mariklerinden ayrlk ynleri de fasl olarak dnlecektir. Mucizlik Kurann hem cinsi hem de zt arazdr; bu dier ilahi kitaplar iin de geerlidir. u halde Kurann zt araz olan mucizliin, yine mucizliin birer tr olan dier ilahi kitaplara arz olmasn tefsir ilminde mesele haline getirmek, konunun zt araznn trnn zt arazn soruturmak anlamna gelecektir. Tevrat muciz midir? gibi.

88

Tefsirin meselelerine ilikin bu aklamalardan sonra imdi sormamz gereken sorular unlardr: Fenrnin tefsir ilmi iin getirmi olduu tanm, bu ilim iin snrlar belli bir alan tespit edebilmi midir? Bu tanm Kuran hakknda edineceimiz hangi bilgilerin elde edilmesini tefsir ilminin sorumluluuna vermektedir? Bu tanm erevesinde bir mfessirden beklenen ne olacaktr? Tm bu sorularmz u genel soruya da indirgenebilir: Bu tanmla yaplan mahiyet tespitinin bu tespit ncesinde sorulan tefsir nedir? sorusuna verdii cevabn mahiyeti, i yz nedir? Btn dini ilimler dorudan veya dolayl olarak Cenb- Hakkn farkl dzlemlerde makes bulan muradn bilmeyi hedeflemitir. Fenr bunu gz nne alarak tefsir ismi altnda deerlendirilebilecek soruturma alan ierisinde aa karlan murad- ilahinin, Allah kelmnn hallerinden hareketle belirlendiine iaret etmi ve bylece, lafzlardan hareket ederek veya etmeyerek, varlkla lafzlarn tanmlamas olmakszn ilikiye girme imkanna sahip olan ve bu ilikiden salanan edinimlerle lafzlara dnebildiinden dolay, bir dil iersinde ifade edilmi olan murad aa karmada etkin olan akl ve tecrbe gibi harici unsurlar darda tutulmak kouluyla, anlam aray Kuran lafzlarna ve bu lafzlarn hallerine tahsis edilmitir. u halde dier ilimlerden ayr olarak dnldnde tefsir faaliyeti, syleyeni Allah Teala olan lafzlarn Allah kelm ifadesi bunu vurgular- delaletlerini, bu delaletlerin belirlenmesinde etkin olan zaman (nzul sebepleri, mekk-meden vs.) ve mekan unsurlarn, (nzul yeri, tertibi, siyak-sibak ve mnasebet konular) rivyetleri ve dilbilimsel verileri gz nne almak suretiyle aa karma abasndan ibret olacaktr. Bu yorum erevesinde tefsir ilmi, bir takm dilsel aklamalarla birlikte, lafzlarn ilk delaletlerini aa karmada etkin olan unsurlar incelemektedir. Esbab- nzul, siyaksibak, mnasebat, nsih-mensh ve nzul zaman, mekan ve artlar gibi konularn ele alnd ulmul-Kuran zerine yaplan incelemeler, Allah kelmnn lafzlarnn halleri diye atf yaplan, anlam aa karmada etkin olan bu konulara tekabl etmektedir. Bylece tanmda varlan sonu, kendi ierisinde tefsir ilminin kraat bahisleriyle birlikte Kuran ilimleri ve dile dayal aklamalarla, lafzlarn ilk delaletleri dzeyinde murad- ilahinin aa kartlmasndan ibret olduu ynndedir. Ancak Fenrnin asl n plana kt nokta tam da burasdr; nk o, bu ekliyle giriilen tefsir faaliyeti sonucunda ortaya konulan verilerin, klsik kriterler dikkate alndnda, bir ilim olarak nitelendirilmekten uzak olduu ve sadece tikel

89

verilerden hareketle bir takm tikel bilgiler salad kanaatindedir. Burada balam ve bir takm rivyetler temelinde lafzlarn szlk anlamlar aa kartlmaktadr; ancak anlam aa karmaya abalayan yorum faaliyetinin ucu ak bir sre ierisinde tahakkuk etmesi, anlam arayna giren mfessiri sonraki aamalarda zorunlu olarak dier ilimlerin verileri ile kar karya brakacak ve lafzlar da buna imkan salayacaktr. Fenr bu noktada tefsirin, lafzlarn balamla irtibatl ilk anlamlarnn belirlenmesiyle balayan btn bir yorum srecinde, kll kideleri ve dier ilimlerde Kuran ile irtibatl olarak gelitirilen teorileri kullanarak dier ilimlerden istimdatla gerek anlamda bir ilim olma hviyeti kazandn belirtmektedir. Bu ikinci seviyede mfessirden beklenen ey lafzlarn anlalmas deil, Kurann anlalmas olacaktr. u durumda yorum faaliyetinin kll bir takm kideler altnda ve bir usl erevesinde yrtlmesi veya belli teorilerce ekillendirilmesi, farkl ilimlerin verilerini kullanan tefsir ilmi iersinde gerekleecektir. Burada tefsir ilminin ikili tabiat kendini gstermektedir. lk blmde deinildii zere, lafzlarn delaletine etki eden hallerle birlikte dil vasat, tefsir ilminin dier dini ilimler iin bir alet olarak ilev grd vasattr. Bu vasat, yorum iin ibtida bir aamay temsil eder.326 te yandan yorum faaliyetinin farkl alanlara uzand dnce faaliyeti iersinde tefsir ilmi, dier dini ilimlerin veri ve kazanmlarnn murad- ilahiyi aa karma amacna matuf olarak kullanlmasn ifade etmektedir; ancak burada da n planda olan lafzlar ve asl maksat onlarn anlalmasdr. Burada Fenrnin cevaplad nemli bir mesele, tefsir soruturmasnda gndeme gelen farkl anlam katmanlarnn aa kartlmasnda hangi yol haritalarna bavurulaca meselesidir. Yorum srecinde slam cemiyetinin varolu artlar ve Mslmanlarn tarihi ile irtibatl olarak ortaya kan yerleik bir ilim ve dnce geleneine ynelik farkndalk durumu, yorum ve anlama faaliyetini bu dnce vasatnda teekkl etmi farkl ilimlere ynlendirmektedir. Yerleik bir ilim ve dnce geleneinden ayr olarak dnldnde ise anlam aray, yaant ve tarihten koparlarak dil vasatna indirgenerek, burada bir dnce geleneinin yokluundan doan boluun yeri, tarihsel ve bireysel artlar tarafndan tanmlanan yorumcunun
326

Fenrnin bu yaklam esas alndnda gnmzde tefsir usl olarak n plana karlan ulmulKuran ve zellikle sebeb-i nzle ynelik yaklamlar, esasnda Kurann anlalmas noktasnda yerleik ilimlerden kopuk yntem araylarn ifade etmektedir. Klsik anlayta bu konulardan yorumda bir seviye olarak istifade edilmekteydi.

90

tercihleri ve tecrbeleri tarafndan doldurulacaktr. Modern dnemde tefsir ilminin dini ilimler ierisinde en parlak ilim olarak n plana kmas ve dnemsel tefsir akmlarnn zuhru bu hususla ilikilidir. Bu anlamda modern tefsir yaklamlarnda nzul vasatna ve sebeb-i nzul, mnasebt gibi Kuran ilimlerine yaplan vurgular ile selefi akmlarca asr- saadete yaplan vurgular, tefsir ilmini ve bu ilim ierisinde srdrlen yorum faaliyetini dier dini ilimlerden koparma ilevi grmekte ve anlamn Mslmanlarn yaantsndan ve tarihten kopuk bir vasatta arann temsil etmektedir. Bylece ou zaman dile sadk kalma adna dil ve bu dil iersindeki kullanmlar bir takm delaletlere indirgenmektedir. Bu indirgeme asl itibariyle anlamn ortadan kalkma srecinin de balatcs olacaktr. Peki bir dnce gelenei iersinde srdrlen anlam aray sz konusu edildiinde, yorum faaliyetinin farkl ilimlere gre durumu nedir? rnek olarak Allah alemi yaratt. nermesini ele alacak olursak, tabiatyla bu ifade karsndaki anlam araynda bir dilcinin, fakihin, hadisinin, kelmcnn, sufinin ve mfessirin tavrlar farkllk arz edecektir. Dilci ve dil seviyesindeki anlam ona havale ederek bununla yetinen fakih ve hadisi327 iin ifade manas ak, muhkem bir ifadedir. Ancak kelmc ve sufi iin asl anlam aray lafz anlamn tayininden sonra balamaktadr; yle ki onlar Allah, lem ve yaratma eklinde, analiz edilerek aralarndaki nispetlerin aa karlmas gereken kavram ile kar karyadr. te yandan bir mfessir iin ise burada iki durum sz konusudur; o ilk olarak lgat ve rivyetler yardmyla lafzi anlam zerine bir takm amlamalar getirecek ve ikinci olarak ise, nerme lafzi bir aklamaya gerek duyulmayacak kadar ak olup her hangi bir balama gereksinim duyulmakszn lafz dzeyinde anlald iin,328 bu ifadenin i yzn anlamada bir selef alimi, kelmc veya sufi olarak tavr taknarak yorumlarn bu anlaylar zerinden yrtecektir. Bu yorum srecinde mfessirin fkh usl, kelm, tasavvuf gibi kll kidelere sahip ilimlerin verilerini kullanmas, bu ilimlerde soruturulan meselelerin tefsir ilminde vaz edilerek tartlmas deil, bu meselelerin Kuran Kerim ile ilikisinin kurulmas anlamna gelmektedir. Osmanl medrese geleneinde Beyzav okumalarnn dier ilimler tahsil edildikten sonra gereklemesi ve Beyzav Tefsirinin
327

328

Muhaddis bu nermeyi bir takm rivyetlerle destekleyecek ve bu lafzlar zerinden bir mahiyet soruturmasna deil, naslara dayal olarak varlk ispatna giriecektir. Bu ifadenin verdii ortak bilgi mahiyet bilgisi deil varlk bilgisidir.

91

talim programlarnda en son metin olarak yer almas, bu aklamalar destekler mahiyettedir. te yandan fkh, iar, kelm tefsir gibi isimlendirmelerin k noktas da burasdr. Molla Fenr Mukaddimede burada sz konusu ettiimiz iki yaklamdan ilkini benimsememi, aksine tefsir ilminin kendine has alan ierisinde gerekletirilen lafzi anlam soruturmasndan sonra bu ilim dahilinde yrtlen yorum faaliyetini anlamn tarihine ynlendirmitir. imdi Fenrnin ifadelerini ne kararak onun tefsir ilminin mahiyeti nedir sorusuna verdii cevabn sonularn ve bu ilmin ikili tabiatn da yanstan yaklamna daha yakndan bakacaz. Aada alntladmz pasajnda Fenr, tefsir ilminin faidesi konusundaki kanaatlerini aktarmaktadr.
Bir ilme ihtiya duyulmas, bu ilmin aranr ve talep edilir bir ilim olmas cihetiyledir. Bu ihtiya, alet ilimlerinden olmayan nazari ilimlerde bu ilimlerin zat itibariyle talep edilmesi, alet ilimlerinde ise zatndan dolay talep edilen ilimlerin elde edilmesine vesile olmalaryla kendini gsterir. Bir ilmin zatndan dolay talep edilmesi onda bulunan bir stnlkten kaynaklanr. Bir ilim ve sanatn stnl ise ilk olarak konusunun ycelii iledir; mesela konusu deerli talar olan kuyumculuk sanat, konusu deri olan dericilik mesleinden daha stndr/eref. kinci olarak ilim ve sanatn stnl maksudunun stnl iledir; maksudu insan bedenine shhat vermek olan tp ilmi, evreyi temizlemeyi hedefleyen temizlik mesleinden daha stndr. nc olarak bir ilmin stnl kendisine duyulan iddetli ihtiyatan kaynaklanr. Gndelik hayatn dzenlenmesi ve uhrevi kurtuluun salanmas noktasnda btn kullarn muhta olduu fkh ilminin, sadece hasta olan baz insanlarn baz vakitler ihtiya duyduu tp ilminden daha stn olmasnn sebebi budur. Burada sz konusu edilen drt stnlk sebebinin her biri tefsir ilminde bulunmaktadr. Bir ynyle alet olmas cihetinden bakldnda tefsir ilmi, eri ilimlerin istinbatlar iin bir k noktas tekil etmekte, sonradan ise bizzat talep edilir hale gelmektedir. Nazari olmas cihetinden bakldnda ise tefsir ilminin stnl ncelikle konusunun stnlnden kaynaklanr; onun konusu Kurandr ve ileride tafsil edilecei zere Kuran her hikmetin kayna ve her faziletin esasdr. kinci olarak tefsir ilminin stnl maksadnn stnlnden kaynaklanr; onun maksad ilm ve amel hikmetlerin elde edilmesi ve ebedi uhrevi saadetin kazanlmasdr. Fusld-Dekikta zikredildii zere bu ebed uhrev saadet, gamsz nee, hastalksz shhat, fakirlik olmayan zenginlik, ve lmsz bir hayat ile elde edilmektedir. nc olarak tefsir ilminin stnl kendisine duyulan iddetli ihtiyatan kaynaklanr; nk dini veya dnyevi her trl kemal ulm- eriyye ve merif-i diniyyeye muhtatr. Bu ikisinin medr ise btnyle, kendisine nnden ve ardndan batln sokulamayaca329 Allahn Kitabn bilmektir. yle ki kime hikmet verildi ise ona oka hayr verilmitir330 yetindeki hikmet lafz Kuran tefsiri olarak yorumlanmtr. () Durum byle olunca bu fasln ardndan nce her birinin esasn tefsir
329 330

Fussilet, 41/42 Bakara 2/269

92

ilminin tekil ettii dini ilimlerin faziletini mutlak olarak ele almal, sonra ise Kurann fazileti ile ilgili konulara gemeliyiz.331

Mukaddimenin aktardmz bu pasajnda, tefsir ilmine duyulan ihtiya ve bununla ilgili konular ele alnrken, ilimlerin deerini belirleyen drt bak asna iaret edilmitir; buna gre bir ilim ya zatndan dolay talep edilmesi, ya da zatndan dolay talep edilene vesile olmas itibariyle deerlidir. Ztndan dolay talep edilen ilimler konu ve amalarnn deeri ve onlara duyulan ihtiyacn boyutlaryla birbirlerine stnlk salarken, alet ilimleri bizzat talep edilen farkl ilimlere vesile olmalaryla deer kazanrlar. Fenr tefsir ilmine duyulan ihtiyac tartrken bu drt vecihten her birinin itibara alnmas gerektiini belirterek bunun nedenlerini sralamtr: lk olarak alet ilimlerinin haiz olduu ehemmiyeti tefsir ilmi de haizdir; nk tefsir ilmi asl itibaryla bizzat talep edilse de, btn eri ilimlere hazr veriler sunmas ve onlarn istinbatlar iin bir hareket noktas tekil etmesiyle alet ilimleri gibi ilev grmektedir. Dille olan yakn ilikisinden dolay kazand bu ilevsel karakteriyle tefsir ilmi, kendisi dndaki btn li ilimler (alet olmayan) iin kanlmazlk vasfna brnerek ilimler ierisinde temel bir yere oturmaktadr. Tefsir ilminin alet ilmi olarak dnld bu dil seviyesinde anlamn, alet olmayan dier dini ilimler tarafndan amlanaca dnlmektedir. Tefsir ilmine nazari olmas (alet olmamas) cihetinden bakldnda ise zatndan dolay talep edilen bu ilimleri deerli klan vecihten332 her birinin tefsir ilmi iin geerli olduu ve bu durumun onu dier ilimler arasnda zel bir yere yerletirdii grlmektedir: lk olarak Tefsir ilminin konusu her hikmet ve faziletin kayna olan Kurandr. Fenr tarafndan konunun bu ekilde tasvir edilerek her hangi bir snrlayc kaydn getirilmedii gz nne alndnda, Tefsir ilminin bir alet olarak dnld ilk bakn aksine burada, slam vahyinin tarihsel ve ontolojik anlamda nceledii btn dini ilimlerin vahyin anlamnn tahakkuk vasatlar olarak Kurann aklamalar eklinde dnld ve bu ilimlerin Kuran dorudan konu alan tefsir ilmine malzeme salayan ilimler olarak tasvir edildii sylenebilir. Burada tefsir faaliyetinin, anlamn kendini gsterdii yorum ncesi ilk dzey anlamndaki dil aklamalar seviyesinde

331 332

Fenr, Aynul-yn, s. 18 Bu vecih unlardr: lmin konusunun nemi, maksadnn nemi ve ilme duyulan ihtiyacn boyutlar.

93

deil, Kurann anlalmas dzleminde deerlendirildii

grlmektedir. Bir btn

olarak Kurann anlalmas ise tabiatyla mmkn en st bak gerektirecektir. kinci olarak bu ilmin maksad, ilm ve amel hikmetlerin husl ve gamsz nee, hastalksz shhat, fakrsz zenginlik ve lmsz hayat ile tavsif edilen ebedi ve uhrevi saadete ulatracak bilgileri elde etmektir. Bu aklamalara gre de tefsir ilmi bir st ilim olarak anlalmakta ve buna gre tefsir faaliyeti, dier ilimlerin kazanmlarn mndemi bir bilgi alan oluturmay amalamaktadr. Fenr, l bir ilmin deerini belirleyen son kstas olan ilme duyulan ihtiyacn boyutlarn tefsir ilmi iin sz konusu ederken de bu ilmin stnlk noktasn yle ifade etmitir: Dini ve dnyevi her trl keml ulum- eriyye (ilim) ve mearif-i diniye (irfan) iledir. Bu iki ksmn her birinin medr da kendisine batln hibir ynden sokulamayaca Allahn kitabn ve onun tefsirini bilmektir.333 Fenr burada kullanlan medr kelimesiyle, tefsir ilmi iin sz konusu ettii ikili durumu (alet ve li olma durumu) daha belirginlik bir ekilde ifade etmitir. yle ki; yrnge, eksen, merkez, kaynak gibi anlamlara gelen medr kelimesi burada, bir balangca sahip olan ve dayal olduu metni amlayan dnsel abann, anlamszla tahvil olmamak veya varlkla irtibatn srdrebilmek iin sahip olmas gereken dngsel tabiata iaret etmektedir. Tefsir ilminin mahiyetine ynelik bir soruturmann zorluklarn ihsas eden bu noktalarn tespitinden sonra Fenr, dini ilimlerin dayana (medr/menat) olan tefsir ilminin konusunu tekil eden Kurann fazileti ve bununla irtibatl konulara gemeden nce, bir mukaddime eklinde, mutlak olarak ilim ve dini ilimlerin faziletini incelemek gerektiini syleyerek bu konular incelemitir. Fenr ncelikle Kuran ve tefsirinden yola karak ilimleri temellendirmi ve sonra, ilimleri bir mukaddime yaparak tekrar Kuran ve tefsirine dnmtr. eyhlislam tarafndan konunun bu erevede ele aln tefsir ilminin mahiyeti, ilimlerle irtibat ve bir ilim olarak tefsirin tarihi geliimine de aklk getirmektedir. Grlyor ki Fenr, mstakil olarak tefsir ilmine hasrederek tanmn yapt alan dahilinde tefsir ilminin dier dini ilimlere alet olarak ilev grdn dnmektedir. te yandan bu ilim ierisinde ikinci bir seviyede yrtlen yorum

333

Fenr, Aynul-yn, s. 17

94

faaliyetinin, lafzlarn ilk anlamlarndan veya nzul vasatndan edinilen bilgilerden hareketle yorumcunun imdisine yaplacak sramalarla srdrlmesi taraftar deildir. O, anlamay mesele edinen mslmanlarn tarihi ile irtibatl olarak varlk sahnesine kan dini ilimlerin Kuran ile irtibatn kurmakta ve tefsir ilmini de bu ilimler iin bir medr olarak dnmektedir. Yani dini ilimler tefsir ilmine has olan bir faaliyet ierisinde lgat, dil ilimleri ve nzul vasat erevesinde belirlenen anlamlardan hareket ederek bu ilk anlam farkl alanlara tamak sureti ile geniletmekte, ancak ilk olarak tefsir ilminden balayan bu anlam aray sonu itibaryla yine tefsir ilmine raci olmaktadr. Bu ikinci aamada lafzlardan elde edilen uzak anlamlarn lafzlarla ve mslmanlarn imdisi ile irtibat kurulmaktadr; ancak bu yaplrken hibir zaman dil vurgusu karlmamakta ve dier ilimlerdeki soruturmalar bamsz tartmalar eklinde tekrar edilmemektedir. imdi Fenrnin, tefsir ilminin dini ilimlerin medr olduu eklindeki dncesini yanstan ve tefsir ilmi iin sz konusu olan ikili durumu (l ve let olma) ortaya koyan iki pasaja yer vereceiz. Bu iki pasajn ilkinde dini ilimler Kuran ile temellendirilmekte ve ikincisinde Kurann anlalmas iin bir esas olarak dnlmektedir.
mam Beyzv yle demitir: yet ve hadislerden (snen) akide ve marife ynelik olanlar ve insanlarn fiil ve hallerine ynelik olanlar vardr. Bu ikinciler de bir takm er hkmler veya kssa ve haberler eklinde ifade edilmitir. yet ve hadislerde birinci konularda verilen bilgiler zerinde tafsilatl bir ekilde dnerek bilgilerini ikmal eden kimse, bu hususta son olarak ilm-i ilahi, usl-i din ve kelm ilmine ular. Ahkma taalluk eden bilgiler de tahyr ve iktiz yoluyla fiillere taalluk eder. Bu hkmler zhir amellere ve btn ahvle aklk getirir. Mtehid eri ahkma ulamak iin birinci ksmdaki zhir ahkma ynelik naslar ele alr ve tikel hkmlere ulamaya imkan veren tmel kideleri ieren lafzlar tespit ederek buradaki bilgileri bir takm yorumlarla gelitirmek suretiyle usl-i fkh ilmini ortaya koyar. Sonra zhir fiillere ynelik naslardan bir takm meselelerin zmlenmesi iin delil tekil eden ksmlar ele alarak bunlar tetkik eder ve sonunda bu naslarn mantkunun mefhmundan, mefhmunun medllnden ve maklnn iktizsndan yola karak saylamayacak kadar hkm istinbat eder. Bylece fkh, eriat veya mezhep ilmi denilen ilim ortaya konulmu olur. Mele-i lda yolculuk eden seyr-i sluk ashab btn ahkma ynelik hkmleri alarak bunlar zerinde derin dncelere dalmak suretiyle bunlardaki btn hkmleri zahir hale getirirler ve sonra bu zahir hkmleri anlayarak bunlar zerinde amel ile bunlarn ihtiva ettii hakikatlere ve btn bilgilere ularlar. Daha sonra bu iki aamal btn bilgileri mridler ve seyr-i sluk ashabndan olmayanlara

95

nsihat olmas iin dile getirirler. Bu iki aamadan ilki tasavvuf, gzel ahlk, riyazet, tezkiye ve tahliye ilmi diye, ikincisi ise hakikat, mahede ve mkaefe ilmi diye isimlendirilir. Kassaslar ise en bata ifade edilen ksmdan sonuncusunu ele alarak burada hikaye edilen hakikatleri para para ve btn olarak ilemek suretiyle kasas ve tarih ilmini ortaya koyarlar. Yine bu ksmdaki naslar vaizler (mzekkir) ele alarak uyarma ve mjdeleme ieren bu naslardan yola karak tezkir ilmini ortaya koyarlar. Bu yedi din ilim Kuran ve hadislerden istinbat edilen ilimlerdir.334

Fenr ikinci olarak Kurandan istinbat edilen bu ilimlerin Kurann anlalmasnda birer esas olduunu aadaki ifadeleri ile dile getirir.
Kurann hakknda bir ey sylemedii bir hkm, mesele, aklama, akl veya sem hibir burhn yoktur. Ancak bu, ibreyle, iretle, sarahatle, kina olarak, hakkat ve istire yoluyla olabilir. Yine Kurandaki btn bu hakikatler mteellih filozoflarn metotlar ile deil, dilde derinlik sahibi olan saf Araplarn sanatlar gz nne alnarak ifade edilmitir. Bu, iki byk hikmet gereidir: Birincisine Onlara iyice aklasn diye her peygamberi ancak kendi kavminin diliyle gnderdik335 yetinde iaret edilmitir. kinci hikmet ise udur: Hakikatlere bir takm ince delilerle ulamaya almak maksadn ak bir dille ifade edemeyen acizlerin iidir. Kuran ak bir dille inmitir ve avam onu anlayarak ittiba eder; havas ise ondaki gizli anlamlara ynelir. Bu hususta Hz. Peygamber, (s.a) her bir yetin bir zahir bir batn vardr, her harfin bir haddi ve her haddin de bir matla vardr buyurmutur. Tm bunlardan dolay kimin ilimlerden nasibi ok olursa o kimsenin Kurana ynelik ilmi de o nispette ok olacaktr. Zira Kuranda basiret ve akl sahipleri tedebbr ve tefekkre davet edilmilerdir. Tm bunlar bilindikten sonra imdi yle deriz: Kurann maksatlar ya iman ilimler ya da islam amellerdir. Birincisi hakk bilerek ona iman etmeyi, ikincisi ise ondan gelen haberle amel etmeyi ifade eder. Birincisi Allaha, meleklerine, kitaplarna, elilerine, ahiret gnne iman ierir ve bu konuda ortaya kan ilim tevhid, sfat ve fiiller ilmi diye isimlendirilir. kincisi eriat ve ahkma yneliktir. nk ilmin maksad amel ve amelin mukaddimesi ilimdir. man edip salih amel ileyenlere ne mutlu336 yetinde grld gibi, btn Kuran boyunca bu ikisi birbirinden ayr/mstani kalmamtr. Yukarda saydmz iki asl maksadn Kurandan hasl olmas lafzlarn delaletlerini bilmeye imkan verecek olan lafz ilimler ve lafzlarn mefhumlar arasndaki irtibatn bilinecei akl ilimlerle mmkndr. Bundan sonra nc olarak ilmiyle amel edene verilen mevhibe ilmi gelir ki, Hz. Peygamber kim ilmi ile amel ederse Allah ona bilmediklerini retir. buyurmutur. Bu doru yolu bulanlara gelince, Allah onlarn hidyetini artrr ve onlara takva verir.337 yetinde iaret edilen kamil hidyettir. Hidyet iin sz konusu olan mertebeler nasipse ilgili yetin tefsirinde verilecektir. Kurann anlalmas iin gerekli olan lafzi ilimler kelimelerin cevher itibariyle delaletlerine ynelik ise lgat ilmi, bu delaletler arasndaki mnasebetlere ilikin ise itikak ilmi, yet lafzlar, aslul mana denilen, vaz olunduklar manaya delalet cihetinden inceleniyorsa ve bu inceleme irab ve bina
334 335 336 337

Fenr, Aynul-yn, s. 24, 25 brahim, 14/4 Rad, 13/29 Muhammed, 47/17

96

dnda kalrsa sarf ilmi, irab ve binaya ynelik ise nahiv ilmi, lafzlar onlarn hallerinin ifade edilmesi ynnden incelenirse, bizzat ifadeyi inceleyen ilim men ilmi, bu inceleme onlarn aklk kapallk ynnden sz ifade etme yollarna taalluk ederse beyan ilmi, lafzlarn delalet ve ifade edilmelerine zait olarak onlar lafzi ve manevi bakmdan gzelletiren hallere taalluk ederse bed ilmidir. Kuran lafzlarnn her hangi bir delaletine taalluk etmeyerek telaffuz keyfiyetlerine taalluk eden ilim ise kraat ilmidir. Bu sekiz ilim Kurann anlalmas iin gerekli olan lafzi ilimlerdir ve bir mfessirin bunlar bilmesi gerekir. Mfessirin bilmesi gereken manaya ynelik ilimlere gelince bunlarn diryete deil de rivyete ynelik olanlar esbb- nzl, Kurann gemi milletlere dair anlatt kssalarn erhleriyle oluan kasas ve sr ilmi, insanlara aklayasn diye338 yetinde ilkesine atf yapld zere, Kurann mcmelini aklayp tavzih eden snnete ilikin olan hadis ilmidir. Diryete ynelik ilimlerse ya asl olan akide ya da fer olan er hkmler hakkndadr. Akide ynelik olan ilimler nazari gayretle ve akln snrlar ierisinde burhnlar aratrma erevesinde gerekleirse kelm ilmi, feyz-i ilahye mazhar olanlar iin sz konusu olarak ilhm- ilahi ve vehb-i rahmaniye dayanrsa vehb ilim de denilen hakikat ilmi olur. Bu ilim akide deil de fer olan erate ynelikse, bu da ksmlara ayrlr. yet bu ilim nsihin mensha, mmn hssa, mutlakn mukayyede, mcmelin mbeyyene, ibrenin irete, delletin iktizya nisbetlerini ve kyas cari olan meselelerle cari olmayan meseleleri ele almak iin lafz delaletlerinden fer ahkm istinbata imkan veren kavid ve usle ynelikse fkh usl ilmi olur. yet ilim fkh usl ierisinde ortaya konulmu bulunan istinbat yollarndan hareketle insanlar aras ilikilere (halk ve akrabalarn idaresi) aklama getirmeye yneliyorsa mmelat ve ukbat ilmi, nefsin idaresini amalyorsa ibdt ve ahlk ilmi, bu ilimlerle sakndrma ve tevik yoluyla bakalarn irad etmeyi amalyorsa tezkir ilmi olur. Bunlar mfessirin bilmesi gereken sekiz manevi ilimdir. Kim bu on alt ilmi tamamlarsa tefsir ilmi ierisinde dier ilimlerden istifadesini tamamlam olur ve rey ile Kuran tefsirini yasaklayan hadisin kapsam iine girmez. Ancak kim bu ilimlerden tefsir noktasnda vacip olmayan baz ilimlerde eksik kalr ve eksik kald bu hususlarda ilim ehlinden yardm alarak iktibaslarda bulunursa, umulur ki rey ile tefsir yapm saylmaz. aret edildii zere rey ile tefsir, tefsir iin gerekli olan ilimleri bilmeksizin tahmin ve zanna dayal olarak ve lafzlarn delaletine dayal olmakszn tefsire kalkanlar iindir. Bunu yapan kimse, ilim sahibi olmakszn Allah sylediine ahit tutmu ve isabet etse dahi bu konudaki vadi hak etmitir. Zira rey ile tefsir etmekten murad bir kimsenin ifade ettii grte kesinlik iddiasnda bulunmasdr. Fahrul- slamn tefsir manay pheye mahal kalmayacak ekilde aa karmaktr ifadesi gz nne alnrsa, bu kimse kendini vahiy sahibi yerine koymu gibidir. Halbuki ilim olmakszn deil Allah ahit tutmak, manay anlamak bile mmkn olmaz. Bundan dolay Kuran tefsirine girien kimsenin nefsinin errinden, bildiklerini bytmekten Allaha snp takval olmas gerekir. Yine anlama konusunda eksiklii nzul ve vahye ahitlik eden sahabe gibi selef-i salihinde deil, kendisinde bulmaldr.339

338 339

Nahl, 16/44 Fenr, Aynul-yn, s. 85-88

97

Buraya kadar Fenr, Kuran ile dini ilimlerin irtibatna iaret ederek tefsir ilmi ierisinde srdrlen yorum faaliyetindeki doruluk kriterlerine ilikin aklamalarda bulundu. Fenr aktardmz ksmn banda Kuran tefsirinin caiz olmadn belirterek anlam sadece lgat ve rivyetlerden elde edilen aklamalarla snrlayan anlayn doru olmadn ifade ettikten sonra,340 Kuran Kerimin anlalmas noktasnda anlam farkllklarnn grld iki nokta olan lafz ve mana cihetlerine iaret etmitir. Lafz ynnden baklacak olursa Kuran lafzlar hazf, kasr, tahsis, takdim, tehir, mecz, istire ve kinye gibi belagat ilimlerinde ortaya konulan, szn zhirnden anlalmayan pek ok incelii barndrmaktadr. Kuran cevmiul-kelim zelliine sahip olduundan, ifade edilen bu anlamlarn aa karlmas, lafz dzeyindeki anlam seviyelerini ortaya koymaktadr.341 Mana cihetinden bakldnda ise Kuran, alt dallarna ve ferlerine yaylan er, din ve yakin pek ok asl ile bireysel ve toplumsal konularda zmlemeleri ve hakikatleri ihtiva etmektedir.342 Kuran, akl ve sem alanlarda aklama getirilebilecek her konuda, ibreyle, iretle, sarh, kinye, hakkat veya istire yoluyla hkmler ihtiva etmektedir; ancak bu hakikatler ve hkmler filozoflarn metot ve uslplar ile deil, saf Araplarn dnce ve sanatlar gz nne alnarak serdedilmitir. Kuran Kerimin en nemli zellii avamn anlayarak ittiba edecei kadar ak olmas ve bununla birlikte havassn en derin manalar istinbat edebilei anlam katmanlarn ihtiva etmesi olduundan, gndelik dilin delaletleriyle yetinerek yaam srenlerden en karmak anlam ve bilgileri elde etme yetisine sahip olanlara kadar oluan geni aralkta kendini zhar ederek farkl varlk alanlarna uzanan namtenahi bir anlam silsilesi olumaktadr. Molla Fenr bu noktay yle ifade etmitir: Bir kimsenin ilimlere ynelik bilgisi ne kadar ok olursa, onun Kurana ynelik bilgisi de o nispette ok olacaktr.343 Kuran-Kerimdeki akid ve gayb konulara ilikin yetlerin anlalma abas ilm-i ilahi, usli dn veya Kelm ilmine yol amtr. nsanlarn fiillerine ynelik yetler ise ya zhir ya da btn fiillere ynelik olup bunlardan zhir fiillere ilikin
340 341

342 343

Fenr, Aynul-yn, s. 85 Fenr ksas yetinin cann korunmas ile ilgili saylamayacak kadar ok maslahat ihtiva ettiini rnek getirerek, bu ifadelerden onalt bin meselenin istinbat edildiini aktarmtr. Bkz., Fenr, Aynu'l-Ayan, s. 65 Fenr, Aynul-yn, s. 85, 86 Fenr, Aynul-yn, s. 86 fadenin Arapas u ekilde: Men kne hazzuh fil-ulmi evfer, kne nasbuh min ilmil-Kurani ekser.

98

yetlerin anlalma abalar fkh usl ve fkh ilmine, batn fiillerin anlalma abalar ise ahlk, riyazet, tezkiye gibi isimlerle de anlan tasavvuf ilmi ile mkaefe ve mahede ilmi diye anlan hakikat ilmine varlk vermitir.344 u halde Kuran- Kerimde bulunan iman ve amele ynelik yetlerin hakkyla anlalmas bir takm lafz ve manev ilimlerin elde edilmesine dayal olacaktr. Kuran alimce anlamaya alan bir mfessirin bilmesi gereken ilimlerden lafzi olanlar; lafzlar cevherleri itibaryla inceleyen lgat ilmi, cevherleri itibaryla lafzlar arasndaki ilikileri inceleyen itikak ilmi, lafzlarn vazedildii asl manalara delaletleri bakmndan hallerini irap ve binadan ayr olarak inceleyen sarf ilmi ve lafzlarn hallerini irap ve bina cihetinden inceleyen nahiv ilmi, lafzlarn mukteza-y hale uygun ifade edilme keyfiyetini inceleyen men ilmi, lafzlarn kapallk ve aklk ynnden ifade yollarn inceleyen beyan ilmi ve ifadenin gzelletirilmesine ynelik sanatlar inceleyen bedi ilmidir. Kuran lafzlar delalet ynnden deil de telaffuz keyfiyetleri cihetinden inceleyen lafz ilim ise kraat ilmidir. Mfessirin bilmesi gereken manevi ilimlere gelince, bunlardan rivyete dayal olanlar nzul sebepleri, kasas ilmi ve hadis ilmidir. Diryete dayal olanlar ise itikad veya amele ynelik olabilir; itikad konulardaki bilgiler akln kanunlar erevesinde nazar bir aba ile elde ediliyor ise Kelm ilminin, ilahi ilhama dayal olarak elde ediliyorsa hakikat veya mevhibe ilminin konusudur. Fer olan er ilimler ise lafz delaletlerinden fer ahkmn istinbat edilmesinde gerekli olan usl ve kidelerin ortaya konulduu fkh usl ilmi ve bu ilim iersinde ortaya konulan kidelerden hasl olan ortaya karan ve bu kll kideleri tikellere uygulayan mumelt, ukbt, ibdt, ahlk ve tezkir ilmidir.345 Fenr, hadislerde nehyedilen rey ile tefsirden uzak olmann, saylan bu ilimlerin taallum edilmesine veya bu ilimleri bilenlerden yardm alnmas veya onlarn bilgilerinin iktibas edilmesine bal olduunu belirttikten sonra, konumuz asndan nemli bir soruyu gndeme getirir. Soru u ekildedir:

344 345

Fenr, Aynul-yn, s. 21, 22. Ayrca bkz., s. 40 Fenr, Aynul-yn, s. 86, 87. Burada ahlk ilminin de fkh usl dolaymnda Kurana balanmas, Molla Fenryi bu ilmi hikemi ilimlerin ameli olanna dahil eden klsik yaklamdan ayrmaktadr. Ancak bn Snda ameli olan hikmet ilimlerinde eriatn belirleyici olduunu ifade etmitir. bn Sn, e-if (Medhal), I, 14; Kr. Manta Giri, s. 7 Benzer bir aklama iin bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 166

99

Tefsir ilminin bir takm rivyetlerden, dil ilimlerinden ve lafzlardan manann istinbatna ynelik kidelerin ortaya konulduu fkh uslnden yardm almas anlalr bir ey iken, 346 mfessirin bilmesi gereken ilimler altnda saylan on alt ilmin geri kalan sekizi ierisinde (kelm, hadis, kasas, tasavvuf, hakikat, ahlk, tezkir, mevhibe gibi ilimler) elde edilen bilgilerin, tefsir ilmindeki yorum faaliyeti sonucu elde edilmesi amalanan bilgilerle aynilik arz ettii gz nne alnrsa, tefsir ilmi iersindeki yorum faaliyetinin hem bu ilimlere dayal olarak srdrlmesi ve hem de bu ilimlerle ulalan sonular amalamas bir fasit daireye yol amaz m?347

Grld zere bu soruyla tefsir ilminin dier ilimlerin verilerini kullanmasna ramen kendine zgln nasl koruduuna cevap aranmaktadr. Fenr bu soruyu aadaki ekilde cevaplamtr.
Kuran, yorumcunun nne sunduu ncekilerden farkllaan yeni anlam alanlaryla sonsuz bir okyanus gibi olduundan, ne ondan salanlan faydalarn, ne de yaplan istinbatlarn bir son noktas olacaktr; bundan dolay Kuran anlamaya ynelik hibir aba ve yorum faaliyeti, kendisinden sonraki anlam araylarn gereksiz klmayacak ve yorum imkanlarn tketemeyecektir. Yorumcu, kendisinden nceki yorumcularn yapm olduu istinbatlar, bu istinbatlardaki hareket noktalarn ve anlamn aa karlmas iin ortaya konulan yntemleri bildii takdirde, bu bilgiler onun iin, kendinden nceki bu yorumcularn ulaamad yorum ve bilgilere alan kaplar iin gvenli bir anahtar ve Kurann iermi olduu sonsuz bilgilerden, nceki yorumcularn aa karamad incelikleri aa karmak iin ak bir yntem (minhac) olacaktr. lahi feyz ve rahmani ltuf snrszdr, nne geilemez. Bu feyz-i ilahi ve lutf-i rahmani syle ifade edilmitir: Melekt kaplar kapanmaz ve her hakikat talibi iin lahut srlardan bir nasip vardr. u halde Kurandan yeni bir bilgi talep eden kimsenin elde edecei bilgi veya anlam, kendisinden ncekilerin elde etmi olduklarndan farkllk arz edeceinden, tefsir ilminin yukarda dil ile irtibatl olarak saylan ilimler dndaki ilimlerden yardm almas bir ksr dng deil, yorum faaliyeti iersinde anlamn amlanmas anlamna gelecektir.348

Fenrnin bu soruya verdii cevap onun tefsir ilminin mahiyetine ynelik aklamalarn da anlalr klmaktadr. O, ncelikle Kurandaki anlamlarn tketilemeyeceine iaret ederek yorum faaliyetinin mslmanlarn yaants ve tarihi ile birlikte sreklilik arz ettiini ifade etmitir.349 Kuran- Kerimin manalarn aa karmaya ynelik hibir gayret ve zihni aba, metnin (sz-yaz) yorumu iin nihai bir noktaya ulaamayacak ve selefin yapt her bir yorum ve bu yorumlarla ulalan anlam

346 347 348 349

Buraya kadar saylan ilimlerin tefsir ile olan ilikisi hakknda iin bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 73 Fenr, Aynul-yn, s. 88 Fenr, Aynul-yn, s. 88 Fenr Aynul-ynn pek ok yerinde ulemann ilminin Kurandaki anlamlar tketemeyeceine iaret eder. Bu konuda bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 31

100

alanlar, sonraki yorumcu ve mfessirler iin bir esas tekil edecektir. Fenrnin ifadesi ile selefin bu yorumlar, farkl anlamlara alan kaplar iin gvenli bir anahtar (miftah- sahih) ve gizli kalm inceliklerin aa kartlmas iin ak bir yntem (minhac- sarih) vazifesi grecektir. Bylece pek ok anlam ykl olan metin, bir soru sorarak ve cevap talep ederek Kurana yaklaan yorumcunun nnde alacak ve adeta cevap vermek iin onunla konuacaktr; ancak her eyden nce yorumcu daha nce aa km olan anlamlardan haberdar olmaldr. Fenrnin aktardmz bu ifadeleri tefsir ilminin mahiyeti ile ilgili soruturmamzn zn ifade etmektedir. Buna gre Tefsir faaliyeti ierisinde iki aama sz konusudur; bu aamalardan ilki dil, nzul vasat ve rivyete dayal olarak anlamn belirlenmesi, ikincisi ise Mslmanlarn varolu artlar ile irtibatl olarak gn yzne kmak suretiyle onlarn varlkla irtibatn salayan ilimlerin verilerini gz nne almak suretiyle yorum faaliyetini srdrmektir. Bylelikle Kuran ile Mslmanlarn yaants arasndaki iliki dinamik bir iliki haline dnecektir. Bu yorum srecinde Fenrnin zellikle vurgulad husus, yorumun tarihten kopuk bir vasatta srdrlemeyecei ve ortaya konulan yorumlarn halef selef ilikisi iersinde birikimsel olarak srdrlmesi gerektiidir. Buna gre bir dnce gelenei iersinde lafz seviyesinden balayarak sregelen btn bir yorum tarihi anlamn tezahr ettii vasat olacaktr; anlamn bu ykselii varlkla irtibat korunduu mddete devam edecektir. Fenrnin tefsir ilmine bakn genel hatlaryla ortaya koyduktan sonra, imdi onun yorum anlayna daha yakndan gz atacaz. phesiz ki Kuran- Kerimin anlalmas sz konusu olduunda itikat alanna ilikin yetlerin yorumu ile ameli alana ilikin yetlerin yorumu veya ahlk gibi dier alanlara ilikin yetlerin yorumunda zannlik ve katlik hususunda farkl yaklamlar gerekmektedir. Buradaki en genel soru ise yine Cenb- hakkn yetlerle dile getirdii murad nasl ve ne kadaryla bilinebilir? eklindedir. Fenrnin yaklam bu sorunun cevabnn farkl dzlemlerde aranmas gerektiini gstermektedir.350 En genel hatlar ile bu dzlemler kef ve akln etkin olduu metafizik dzlem, fkh usl, fkh, siyaset ve ahlk ilmini dorudan ilgilendiren amel dzlem ve tefsir ilmi ile ilikili olarak tefsir/tevil dzlemleridir. Bu dzlemlerin ilki ilm-i ilahi/tasavvuf ve kelm, ikincisi fkh usl, fkh ve ahlk,

350

Fenr, Aynul-yn, s. 5

101

ncs ise tefsir ilmini dorudan ilgilendirmektedir. Fenr,

slam dnce

geleneinde yorum anlayn bu dzlemlere en belirgin ekilde yayan alimlerin banda gelmektedir. imdi Mukaddime erevesinde Fenrnin yorum anlayn ortaya koyarken nce tefsir tevil ayrm, sonra ameli alana ynelik yetlerin anlalmas ve sonra da metafizik dzlemdeki anlam aray sz anlalr klacaktr. B. Tefsir-Tevil Ayrm ve Yorumda Kesinlik Tefsir-tevil ayrm tefsir ilmi351 ierisinde gerekletirilen anlam soruturmasnn kesin sonular verip vermediine baklarak yaplan nemli bir ayrmdr. Bu konu bizi yukarda tarttmz bir takm meselelerin baka bir boyutunu ele almaya sevkedecektir. Bu ayrmdaki tefsir ksm, kesin bir anlama ulalarak murad- ilahinin doru olarak belirlenmesini ifade etmektedir. Ne var ki vakaya bakldnda bu anlamyla tefsir faaliyetinin ok snrl bir alanda ve belli bir anlam seviyesinde geerli olduu grlmektedir. Zira Fenr, tefsir ilminde yrtlen soruturmalarn ou zaman zanni sonular verdiini ifade ederek bunu tefsir ilminin tanmna da yanstm idi. Tefsir-tevil ayrmnda tefsir ksmna dair sylenenler, tefsirin lafzlarn szlk anlamlarna dayal lafzi aklamalara veya rivyete dayal olduunu ifade etmektedir. Ancak Fenrnin iaret ettii zere tefsir ilminde kullanlan sebeb-i nzul gibi rivyetlerin ekseriyeti haber-i vahittir ve bu zanni rivyetlerden yola karak kesin bir anlama ulamak mmkn deildir.352 Ayn ekilde dile dayal olarak yaplan soruturmalar da aklamay yapanlar tarafndan ynlendirildiinden ve bir ok lafzn ve ifadenin delaleti kat olmadndan dolay, burada da mutlak bir kesinlikten sz edilemez.353 Fenr, Aynu-l-yn Mukaddimesinde, tefsir ilmiyle ile irtibatl olarak dile dayal aklamalarn zan ifade ettiini sylerken, yoruma ak dilsel ifadeleri dikkate almaktadr; yle ki sbtunda phe olmayan bir dilsel ifadenin kat surette anlamna delalet etmesi ancak baz artlarla mmkn olabilmektedir. Fahreddin Rz bu artlar yle sralamtr: Tek tek lafzlarn manalarnn bilinmesi, bu lafzlarn cmle
351

konusu edilecektir. Burada

vereceimiz bilgiler tefsir ilminin mahiyetine ynelik yukardaki aklamalar da

352 353

Fenr sz konusu ayrma tabi tutulan tefsir ilmini btn bir yorum srecini kapsayan faaliyet alan olarak deerlendirmektedir. Fenr, Aynul-yn, s. 5 Fenr, Aynul-yn, s. 5

102

iersindeki bulunularnn bilinmesi, ekimleri rivyet edenin yanl yapmam olmas, kullanmn mecz olmamas, ifadenin zaman ve ahslara tahsis edilmemesi, takdim ve tehirin olmamas, nesh olmamas, ve son olarak da akl bir itirazn bulunmamas.354 te yandan Fenrde sem delillerin yakn ifade etmesinin akl karineler ile olduunu ifade etmitir.355 imdi bu aklamalardan sonra tefsir ilminin, anlamn kesin tespiti manasyla tefsirden ziyade ekseriyetle tevil etrafnda dnerek zanni veriler salayan bir ilim olduunu syleyebilir miyiz? Bu soruya cevap vermeden nce Fenrnin tefsir-tevil ayrm ile ilgili aklamalarna daha yakndan gz atmamz yerinde olacaktr. Fenr tefsir ve tevil konusunu bu konudaki temsil kabiliyeti yksek gr deerlendirerek ele almtr. Bu grler ve Fenrnin deerlendirmeleri u ekildedir:356 1. Kutbettin Rzye gre Kurann manalarn beyan, ya Hz. Peygamber (s.a) ve sahabeden (r.a) nakil yoluyla, ya da Arap dilinin kidelerine dayal olarak gerekleir. Bunlardan ilki tefsir, ikincisi ise tevildir. Bu aklamalara, muhtemel manalardan birinin akli delillerle tayin edilmesini iermediinden dolay itiraz getirilmitir. Fenr bu itiraza kar Kutbettin Rznin tarafna geerek mutlan takyidi, mmn tahsisi, meczn ve mterek lafzlarn tayininin akli karinelerle olduunu belirterek, tm bu akl yrtme faaliyetinin dil kideleri iersinde gerekletiini ileri srmtr. Bylece getirilen itiraz hkmsz kalmaktadr. 2. mam Begav ve dier baz tefsircilere gre ise tefsir; yetlerin sebeb-i nzul, eitli hususiyetleri/en, arka plan ve yetlerde kastedilen kii veya topluluklarn belirlenmesidir ki, ancak iitme, yani rivyet ile caiz olur. Tevil ise yetleri ncesi ve sonrasna bakarak ve kitap ve snnete uygunluu gzeterek muhtemel anlamlardan birine hamletmektir. Bu aklamaya getirilen itiraz ise udur: Vaz edildii ilk manada kullanlp anlam ak olan ve hakknda her hangi bir rivyet bulunmayan lafzlarn aklanmas, yukardaki belirlemenin dnda kalmtr. Fenr bu itiraza, tefsir tevil eklindeki ayrmn aklamaya muhta olan kelma ilikin olduunu ve anlam ak olann bir daha
354 355 356

Rz, Fahreddin, el-Muhassal, trc. Hseyin Atay, Ankara 2002, s. 38 Fenr, Fusll-Bed, I, 9 Fenr, Aynul-yn, s. 5, 6

103

aklanmasnn tahsil-i hasl olacan syleyerek cevap verir; buna gre tefsir, zaten bilinen anlamlarn mteradif kelimelerle bir daha ifade edilmesini deil, bahra sibe vasle357 gibi garip kelimelerde, namaz kln ve zekat verin358 gibi erhe muhta veciz kullanmlarda ve evlere arkalarndan girmenizde bir iyilik yoktur359 gibi arka plan olan yetlerin aklanmasnda sz konusu olacaktr. 3. Tefsir ve tevile ilikin Kev ve erhlerindeki dier mehur aklama tefsirin rivyete, tevilin ise diryete dayal olduu eklindedir. Buna getirilen ve tefsir ve tevile ilikin dier iki aklamay da kapsayan itiraz ise, tefsire kaynaklk eden rivyetlerin haber-i vahid olmasnn bir sonucu olarak, tevilin sz konusu ayeti muhkem yetlere ve mtevatir hadise irca ederek veya akli delillerle gereklemesi durumunda, tefsirin tevilden daha dk bir konumda kalaca ve bunun da icmaya aykr olaca eklindedir. Fenr buna cevap verirken tefsirde sz konusu olan rivyetlerin neredeyse btnnn haber-i vahid olduunu kabul etmekle birlikte, Pezdevinin tefsir, pheye yer brakmayacak kesinliktedir deyiini Maturidinin yaklamyla anlamamz gerektiini eklemitir.360 Maturidiye gre tefsir yetlerin iniine ahitlik edenin aklamasdr. Fenrde buradan hareketle rivyetin ilme ulatran bir yol olduunu ve burada kesinliinden sz edilenin ise ilmin kendisi olduunu belirtiyor; buna gre kesinlik rivyetlerin kendisinde ve bu rivyetlere dayanan yorumlarda deil, rivyetlerin taalluk ettii bilgiler iin geerlidir. Tevil srecinde ise mevcut bir bilgi sz konusu olmayp bilgiye ulama abas vardr.361 Sonu olarak Fenr, tefsirdeki kesinlii Kuran yetlerinin delaleti kat muhkem yetlerle tefsirine, nzule ahit olan sahabenin bilgisine ve mtevatir rivyetlere tahsis etmitir. Nzle ahitlik eden sahabenin aklamalar kendinde bir kesinlik arz etse de, bunlar aktaran pek ok rivyet zanni olup kesinlik ifade etmediinden, mutlak olarak, rivyete dayal olarak yaplan aklamalar da kesinlik arz eder denemez; nk vakada bunlar zan ifade etmektedir. u halde Fenrye gre tefsirin delaleti kat muhkem yetler, mtevatir rivyetler, icma ve aklamaya ihtiya duyulan bir takm kelime ve ifadelerin anlamn
357 358 359 360 361

Maide, 5/103 Bakara, 2/43 Bakara, 2/189 Fenr, Aynul-yn, s. 7 Fenr, Aynul-yn, s. 6

104

belirlemek iin lgat olmak zere drt kayna bulunmaktadr. Bu kaynaklara dayal olanlar dndaki btn kesinlik iddialar Kuran rey ile tefsir anlamna gelecektir.362 Fenr ve Kfiyecinin bu yaklamnn temelinde yoruma ak alanlarda dorunun tek olduu kabul bulunmaktadr. Bu anlam ile onlar, dorunun okluunu savunan mutezilenin tevil anlayndan ayrlmaktadr. Tevilin sz konusu olduu alanda doru tek olduundan ve bu doruya iaret eden kesin bir delil bulunmadndan, gerekli n artlar yerine getirmi bulunan yorumcular tarafndan srdrlen btn yorum faaliyetleri, doruya eit uzaklkta olacaktr. Fenr bununla irtibatl olarak bn Abbasn tefsire ilikin bir tasnifini nakleder. Buna gre Kuran lafzlarn anlamada drt seviye vardr: lki Araplarn doal olarak sahip olduklar dil bilgisiyle bildikleri ksm, ikincisi kimsenin bilmeme ile mazur saylamayaca ksm, ncs alimlerin bildii ksm ve sonuncusu ise sadece Allahn bildii ksmdr. Fenrnin iaret ettii zere,363 burada bilinmesi ulemeya hasredilen ksm, dier konulardaki tafsil yannda, asl olarak feri ahkm ve muhtemel tevillerdir. nk birincisi dil seviyesinde bilinmekte ve ikincisi ise akide taalluk eden konular olup varlk bilgisi seviyesinde yine dorudan lafzlarn delaletiyle bilinmektedir. Gaybi konular ieren sonuncusunun bilgisi ise, Allah Tealaya hastr. imdi Fenrnin tevil ve hakikatin teklii konusundaki bu yaklamn, onun hakknda kesin bir hkm bulunmayan ameli konulardaki tavr ile mukayeseli olarak ele alacaz. C. Zanni Bilgi: Tevil ve tihad Fenr tefsir ilminde murad bilmekteki zannilikten bahsederken, fkh ilminin tanmndaki ahkm bilmek ibresinde sz konusu edilen tartmaya atf yaparak, tefsirde muradn bilinmesinden kastedilen ile fkh ilminde ahkmn bilinmesinden kastedilen arasndaki benzerlie dikkat ekmitir.364 Ona gre tefsir ilmi iersinde yaplan ayrmda tefsir ksmna tekabl eden snrl anlam soruturmalar dndaki btn anlam araylar zanni sonular verir ve bu yorumlarla varlan sonularda mutlak doruluk iddias gdlemez.365 Burada hemen tamam haber-i vahid olan tefsire ilikin
362 363 364 365

Kfiyeci, et-Teysr, s. 5-7 Fenr, Aynul-yn, s. 8 Fenr, Aynul-yn, s. 5 Fenr, Aynul-yn, s. 5

105

rivyetler ve delaleti kati olmayan dilsel ifadelerden hareketle yaplan yorumlar zanni olarak deerlendirilmektedir.366 Ancak bu tutumuyla Fenr, sz konusu alanlarda btnyle bir kritersizliin bulunduu da ileri srmemektedir. Fenr kesin bir bilginin art olduu itikad konulardaki bilgi ve delaleti kat olan sarih naslardan karlan fkh hkmler dndaki btn ameli hkmleri de zann olarak deerlendirmektedir. Dikkat edilirse burada, fkh ilmi dahilinde itihad yoluyla ulalan hkmlerle tefsir ilmi iersindeki teviller, zanni olma ortak paydasnda bulumaktadr. Ancak bu konularda varlan zannlik hkm ne ifade etmektedir? Bu zann hkm ve yorumlarn deeri nedir? Bu soruya cevap bulmak iin ncelikle Fenrnin itihada ilikin yaklamn aa karmamz gerekecektir. Fenr bu konuyu Fusll-Bedde tartmtr. Buna gre hakknda kesin nass olmayan itihd konularda bilgiye ynelik muhtemel grler unlardr: tihat ya asli (itikad) bir konu iin, ya da fer (fkh) bir konu iin sz konusu edilebilir. Hakknda nas olmayan fer bir konu dnldnde bu konuda Allah Tealann ya bir hkm vardr, ya da bir hkm sz konusu deildir. Allah Tealann belirli bir hkm yoksa, doru hkm belirleyecek olan yaplan itihadlar olacaktr. Bu durumda ya varlan btn hkmler eit derecede dorudur, ya da btn hkmler doru olmakla birlikte bu hkmlerden bazlar daha doru ve Allahn hkmne daha yakn (ebeh) olabilir. kinci olarak yet Allah Tealann hakknda nass olmayan konularda sabit bir hkm varsa, bu durumda itihad edilen konuda ya herhangi bir delil bulunmaz, ya da delil bulunur. Bu delil de ya kat367 ya da zanndir. Delilin kati olmas durumunda mtehid hata ettiinde cezaya mstehak olur ve hkm nakzedilir. Delilin zanni olma durumunda ise ister sadece sonuta isterse hem balang ve hem sonuta hata vaki olsun mtehit cezaya mstehak olmaz.368 Bu muhtemel grleri veren Fenr, itihadn hkmnn ne olduu konusunda kendi ifadesiyle ehl-i snnetten olan cumhur- mtekellimin ve mutezilenin grnden ayrlmaktadr. Ear (. 324/963), Bkllan (. 403/1013), Gazl (. 505/1111) gibi pek ok ehli snnet kelmcs ve Ebul-Hzeyl el-Allf (. 235/850), Ebu Ali el-Cbb(. 303/915) ve Ebu Him el-Cbb (. 321/933) gibi mutezi
366 367 368

Haber-i vahidin zan ifade ettii konusuyla ilgili tartma iin bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 217, 218 Buradaki kat delil, akl bir takm deliller gibi, naslardan ayr olarak dnlmektedir. Fenr, Fusll-Bed, II, 416

106

kelmclarn Fenrnin kar kt grleri udur: Hakknda kesinlik bulunmayan meselelerde yaplan itihadlar, mtehid ve onu taklit edenler iin Allah Tealann hkmdr ve bu konularda itihad ncesinde Allah Tealann muayyen bir hkm yoktur. Fenrye gre ise btn itihd meselelerde itihad ncesinde Allah Tealann bir hkm bulunmaktadr ve mtehidlerin her biri deil sadece bir tanesi isabet etmitir.369 Buna gre Fenr, cumhur- mtekellimin ve mutezilenin savunduu grn aksine, kesin hkme balanm meseleler dnda kalan btn konularda Allah Tealann sabit bir hkm bulunduunu ileri srmekte, (f klln minel-havadisi hkmen muayyenen lillahi teala)370 bylece dorunun tek ve deimez olduuna dayal olarak, farkl itihatlardan sadece birisinin doru olduunu belirterek farkl kanaatlere varan mtehitlerin de sadece bir tanesinin isabet etmi olabileceini ifade etmektedir.371 te yandan Fenr, itihad zanni delillerle gerekletirildiinden, bu itihadlarla varlan hkmlerin de zanni olduunu, ancak mtehid ve mukallidin ameli sz konusu olduunda bu hkmle amelin vcub ifade edeceini belirtmi, te yandan bu vcubun, hkmn nefslemre mutabk olduu anlamna gelmediini de ilave etmitir. Bundan dolay hkm nefslemirde deil, mtehid ve mukallid iin amel noktasnda bir doruluk ifade etmi olmaktadr.372 Fenrnin tavrn bir rnekle yle aklayabiliriz: Hanefilerde mmn delaleti katidir ve byle ifadelerin tahsisi nesh konumundadr. Dier uslclerin ouna gre ise mmn fertlerine delaleti zannidir ve tahsis nesih deil beyan ifade eder. u durumda Hanefilerde Kurandan kolaynza geleni okuyun eklinde umum ifade eden yetin Ftihasz namaz olmaz haber-i vahidiyle snrlandrlmas nesih ifade edeceinden bu, hanefilerin kati bir nassn zanni bir haberle neshedilemeyecei ilkesine ters decektir. Baka uslcler ise umumun katiyet ifade etmediini ve haber-i vahidin bu yetteki umumun beyan edilmesi olarak tahsis ifade ettiini ileri srerek, bu haber-i vahidle amel etmilerdir. kinci olarak yetteki okuyun emri has bir lafz olup katiyet ifade ettiinden Hanefilere gre bu hkme haber-i vahid ile ziyade mmkn olmayacaktr.373 imdi Fenrye gre Ftihasz namaz ya olur, ya
369 370 371 372 373

Fenr, Fusll-Bed, II, 417 Fenr, Fusll-Bed, II, 416 Fenr, Fusll-Bed, II, 417 Fenr, Fusll-Bed, I, 8 Fenr, Aynul-yn, s. 194

107

da olmaz; ancak bu konudaki deliller zanni olup kesinlik ifade eden bir delil bulunmadndan ve teklif-i ma-la yutak caiz olmadndan, her iki tarafa meyleden mtehid de amel noktasnda isabet etmitir. Ancak nefslemirde doruya ancak biri isabet etmi olmaktadr. imdi Fenrnin doru ve itihad hakkndaki grlerini yle zetleyebiliriz: Hakikat kesreti kabul etmediinden doru da kanlmaz olarak tektir; ancak dorunun bilinmesi sz konusu olduunda kesin delillere sahip olunmad takdirde, bir meselenin etrafnda doru hkme varmaya ynelik pek ok aba sarf edilecektir. Bu abalarn her birinin soruturulan mesele konusunda hkme varmak iin tikelliklerinin, znel tecrbelerinin, durularnn ve hareket noktalarnn yol at farkl ynelileri olmas doaldr; ancak dorunun teklii ve Cenb- Hakkn her konuda bir hkmnn bulunuu doru bir hkmn ilk defa beer eliyle varlk sahnesine kmasnn imkansz olduu anlamna gelir. Dolaysyla kesin bir delil (sarih nass) olmayan konularda varlacak hkmlerin her biri zan ifade etmekte, ancak bununla birlikte zan ifade eden bu grlerden sadece biri nefslemre mutabk olarak isabetli olmaktadr. Mesele hakknda nefslemirde doru bilinmediinden tr hangi grn nefslemre tekabl ettii de bilinmeyecek374 ve dolaysyla ehliyet sahibi olup yeterli gayreti gsteren kimselerin375 varm olduu farkl kanaatler arasnda dierlerini iptal ve nakzedecek bir tercih sz konusu olmayacaktr. Dorunun bu itibari okluu hakikatin ve asl dorunun gereklik dzlemiyle buluarak bu dzlemde sz sahibi olmasnn insandan talep edilen bir gereklilik olmasndan kaynaklanmaktadr. Beer doru fiili yapmakla mkellef tutulduundan, doru konusunda kesinliin sz konusu olmad meselelerde onun bu teklife icabeti, beeri imkanlarla varlan zanni hkmlere mstenit olacaktr; aksi takdirde bir yandan bir takm meselelerde kendinde doruyu bilme imkanna sahip olmamasna ramen doruyu yapmas talep edilen insann, teklifle vaka arasnda skp kalmas sz konusu olacakt. u durumda zanni delillerden yola karak varlan hkmler, bir hakikat aratrmasyla mesele hakknda zorunlu bir sonuca varma abalarnn deil, doruyu yapmakla mkellef olan insann mkellefiyete mspet cevap
374

375

Sufilerin nefslemirde bilgiye ulama imkanlarndan bahsedilirken elde edilen bilginin tikel bilgi deil kll bir kavray olduuna bir sonraki balkta iaret edilecektir. Dolaysyla sufinin de mahede ile buradaki cz bilgilerin hakikatine ulamas sz konusu deildir. Fenr yeterli gayreti bir kimsenin elinden baka bir ey gelmediine kanaat getirene kadar btn gcn sarf etmesi olarak belirlemitir. Bkz., Fenr, Fusll-Bed, II, 415

108

vermesini salayacak amel bilgilere ulama abalarnn sonucudur.376 Teklif sonucu hkm bir gereklilik halini alm ve zanni delillerle ulalan hkmlerin her biri de gr sahibi otorite ve onun grlerini benimseyenler iin kesinlik arz etmitir. Fenrnin ifadeleriyle musavvibeye gre teklif dorunun okluuna mstenit iken, muhatteye gre ise zannn mucebidir.377 yet her gr bal bana felsefi bir hakikati ifade etseydi bu ayn konuda iki zt hkm kabul etme anlamna gelecektir ki, felsefi olarak bu bir eliki ifade eder. Nasl ki a, adr nermesi a, bdir nermesini geersiz klyor ise, nefslemir cihetinden vacip hkm de ayn anda snnet veya haram olamaz. imdi tekrar tevil meselesine dnerek tevilin zann bir delile dayanarak lafz muhtemel manalarndan birine hamletmek eklindeki tanmn378 dikkate alrsak, itihat konusundaki yaklamlarn zan ifade eden tevil konusunda da bir fikir verdiini syleyebiliriz. tihat ve doru konusunda yukarda verilen farkl grler, tevilin kesinlik ifade edip etmeyecei konusunda da farkl kanaatler douracaktr. Fenr, itihat konusunda her mtehidin isabet ettiini ve gerekli gayreti gsteren her mtehidin vard kanaatlerin Allahn muradn temsil ettiini savunan grn, tevil konusunda da katlik iddiasna srkleneceine ve rey ile tefsirden men eden hadisin hkm ierisine gireceine iaret eder. Reyle tefsirden men eden bir hadisin deerlendirmesinde Fenr yle demektedir:
Hadisteki sakndrma kendi itihadyla vard kanaatin kati olduunu iddia edenler iindir. nk byle yapan kendini vahiy sahibinin yerine koymu ve yet isabet ettiysem Allahtan, hata ettiysem benden ve eytandandr dememitir. Halbuki -itihadnn veya itihadndaki gayretinin ecri ve kendi veya tabilerinin itihatla ameli bir yana- doru olan gr her mtehidin isabet etmediidir.379

Kfiyecide makbul olmayan tevilin aklamasnda Fenryi takiben bu konuya dikkat eker:
Mutezileden bazs her mtehit isabet etmitir grn savunmu ve asllara bavurarak yaplan tevillerin de kesin olduunu ve Allahn muradna kesin olarak ehadet ettiini ileri srerek doruyu bulduklarn sylemilerdir. Bu gayb talamak mesabesinde olup makbul olmayan reye rnektir. Dier baz alimler ise mtehit hatal veya isabet etmi olabilir derken, asllara bavurularak yaplan tevillerin hata ihtimali iermekle birlikte galip zan ifade ettiini savunmaktadrlar. Nitekim baz sahabiler

376 377 378 379

Fenr, Fusll-Bed, I, 8 Fenr, Fusll-Bed, II, 218 Fenr, Aynul-yn, s. 7 Fenr, Aynul-yn, s. 9

109

hata ettiysem benden doru ise Allah Tealadandr demiler ve murad- ilahi konusunda kesin hakikat iddiasnda bulunmamlardr. te bu, makbul olan reydir.380

Bu noktada murad kesin olarak aa karma anlamndaki tefsirin mukabili olarak, zan- galibe dayal olarak murad akla kavuturma abasnn belli kriterlerle snrlandn gryoruz. ncelikle hem ameli bir konudaki itihatta ve hem de tefsir ilmindeki tevil faaliyetinde belli bilgileri elde etmi olmak ve gerekli olan btn gayreti sarf etmek bir hkme varmann n artdr. Tevilin makbul ve mezmum eklinde ikiye ayrlmas, nihyetinde zanni olan bu yorum abalarnn kabul edilebilir olmas iin gerekli olan kriterleri ortaya koyma amacna matuftur. Fenr kesinlik arz etmeyerek ehl-i ilim arasnda ihtilaf kabilecek konular aktarrken, makbul ve makbul olmayan tevil konusundaki grlerine de vermitir.381 Buna gre makbul tevilin sz konusu olabilecei baz alanlar unlardr: a- Mterek lafzlarn bulunduu yetler. Mesela Gzler Onu idrak edemez382 ifadesinde gz (ayn) ile kastedilen bildiimiz gz m, yoksa kalp gz mdr? b- Nazmn iktizas. Mesela Namuslu kadnlar zina ile sulayp da drt ahit getirmeyenlere seksen denek vurun ve onlarn ahitliini asla kabul etmeyin. Onlar yoldan km kimselerdir. Ancak bundan sonra tevbe edip uslananlar hari.383 yetindeki istisna, matuf ile snrl mdr (maksur) yoksa herkesi iine alr m? c- yetin manasnn kapall olmas ve lafzn vecizlii. Eer boanmaya kesin karar verirlerse, phesiz Allah iitendir, bilendir.384 yeti byledir. Makbul tevile konu olan yette sz konusu edilen durum akli bir durum ise anlamn aa kartlmas iin Sana bu mbrek Kitab indirdik ki yetlerini dnsnler ve saduyu sahipleri ibret alsnlar385 yetinde iaret edildii zere akli delillere, er bir durum ise muhkem yet veya mbeyyin snnete, itikadi habere dair bir durum ise akli hccetlere, itibari haberlerden ise kssalarda erhedilen doru haberlere bavurulur. Ho karlanmayan tevil ise (tevil-i mstekreh) sslenmi sahteliklere dayandndan irkin saylr. Bu da drt vecihledir:
380 381 382 383 384 385

Kfiyeci, et-Teysr, s. 7 Fenr, Aynul-yn, s. 7 Enam, 6/103 Nr, 24/4, 5 Bakara, 2/227 Sd, 38/29

110

a- Mutlan delilsiz olarak takyidiyle olur ki, bilin ki onun koruyucusu ve yardmcs Allah, Cibril ve mmilerin Salih olanlardr.386 yetindeki salih mminden kastn Ali (r.a) olduunu sylemek byledir. b- ki yeti telfik etmek suretiyle olur. Her millet iinde mutlaka bir uyarc peygamber gelip gemitir387 yeti ve yeryznde yryen hibir hayvan ve iki kanadyla uan hibir ku yoktur ki, onlar da sizin gibi bir mmet olmasn388 yetlerini telfik ile btn hayvanlarn mkellef olduunu sylemek byledir. c- Yalan haber ile olur. Bacaktan alaca (ilerin gleecei) ve secdeye davet edilecekleri gn secde edemezler389 yetindeki sk ifadesinin mevz hadise dayanarak zel bir organ olduunu iddia etmek byledir. d- Bed bir istiare veya itikakla olur. Srdan (bakar) murad eitli ilimlerde mesafe kat eden insandr demek, Hdhdten murad iyi aratrmac mdekkik kiidir demek byledir. Fenrnin vermi olduu makbul ve makbul olmayan tevil rnekleri zan ifade eden bu yorum abalarnn meru olabilmesi iin gerekli bir takm artlar vermektedir. Hatrlanacak olursa Fenr, tefsir ilminin tanm ile ilgili mlahazalarn srdrrken bu ilimdeki anlam arayn mtekellim ve kast unsuruna balamt. Yukarda makbul olmayan tevil ksmndaki yanllarn her biri, ya yetlerde kast unsurunu gz ard etmekten, ya kritersizlikten, ya da zayf rivyetlere dayanmaktan kaynaklanmtr. imdi bu bilgileri verdikten sonra unlar syleyebiliriz: Tefsir-tevil ayrmndaki tefsir ksm murad- ilahinin kesin olarak belirlenmesini ifade etmekte ve tefsir ilminde snrl bir yer tutmaktadr. Tevil ise anlamn belirlenmesi bir zorunluluk arz ettii iin kanlmaz olmakta, ancak anlam nefslemre mutabk olarak belirlemeye imkan salayan veriler bulunmadndan tr de zanni sonular vermektedir. Tefsir-tevil ayrm tefsir ilminin ierisinde yaplan bir ayrm olduundan, tefsir ifadesi her iki ksm da ifade etmek iin kullanlmaktadr.390 te yandan tevil, anlam aa karmaya ynelik btn bir dnsel faaliyet srecini ifade eden yorum anlamyla alndnda, tefsir ksmn da iine alacaktr. Buna gre tefsir, yorum
386 387 388 389 390

Tahrim, 66/4 Ftr, 35/24 Enam, 6/38 Kalem, 68/42 Falan yetin tefsiri eklindeki ifadelerle bu yetinin tevili de kastedilmektedir.

111

faaliyetinin esasn ve ilk dzeyini tekil etmektedir. aret edildii zere Molla Fenr, bu anlamyla yorum faaliyetinin dil ve rivyetler seviyesinden baladn belirtmiti. Dil seviyesindeki anlam aray lgate dayal olarak ve siyak-sibak, yet ve sureler aras mnasebet, sebeb-i nzl gibi konular erevesinde gereklemektedir. Burada ortaya konan verilerden sonraki btn almlar ise, bir yorum faaliyetini makbul klacak bilgilerin/ilimlerin elde edilmi olmasna balanmtr. Aslna baklrsa burada ilimlere yaplan vurgu ile yorum faaliyeti iin bir ereve izilmi olmaktadr. Bunun anlam, dini ilimlerin Mslmanlar iin bilisel ve entelektel bir deer ifade etmesinin tesinde varolusal bir neme sahip olmas ve varlkla irtibatn bu ilimler zerinden salanmasdr. yle ki yorum faaliyeti tarih boyu kendini zhar eden anlam katmanlarndan ayr dnldnde bu, bir metin temelinde bile olsa, varln srelere feda edilmesi sonucunu douracak, ileriki aamalarda ise bu tavr, dil ile kurulan szde bir ilikiye ve kritersizlie yol aacaktr. Bu noktada sormamz gereken bir soru, tefsir ilmi ierisindeki yorum faaliyetinde nefslemre mutabk bir yorum imkan olup olmaddr. Fenr ameli konular dnda nefslemirde bilgi imkann tasavvuf ilminin verileri erevesinde sz konusu etmitir. imdi Fenrnin yorum anlayna etki eden bir takm meseleleri ele alarak kllden cz dzleme inen bir seyir iersinde, onun yorum anlayna daha geni bir perspektiften bakacaz. Bunun iin de onun metefizik bilgi imkanna ilikin grlerine gz atmamz gerekecektir. Bu grler Aynul yn Mukaddimesindeki tasavvuf aklama ve grlere de aklk kazandracaktr. D. Metafizik Bilgi mkan ve Kurann Anlalmas Molla Fenr, Konev ile srdrlerek sistematik hale getirilen bn Arab izgisindeki tasavvuf dncesini benimseyerek metafizik alana ilikin yaklamn bu dnce ierisinde ifade etmitir. Dolaysyla bu balk altnda ele alnan meselelerde tab olarak mteahhir dnem tasavvuf ilminin verileri n plana kacaktr. bn Arabnin merkezinde bulunduu mteahhir dnem tasavvuf dncesi, Fenrnin yorum anlayn ekillendirerek zellikle murad- ilahinin nefslemirde bilinmesi noktasnda onun dncesine etki etmitir. Ona gre konusu en genel ilim olan ilm-i ilahi, (hakikat ilmi) kevn ve ilah hakikatlerin bilgisine dayal olduudan, bu ilim ierisinde Cenab- Hak, lem ve bu ikisi arasndaki irtibata ilikin elde edilecek

112

gerek bilgi, bir dil ierisinde gayb varlk alanna iaret eden Kurann anlalmas noktasnda da en st seviyeyi ifade etmektedir; nk btn ilimlerde aratrlan meseleler vcd zerine olan bilginin umumu altnda gereklemektedir391 ve Kuran, Fenrnin ifadeleriyle, kitab- kebr olan vcdun ahvalini beyan etmektedir.392 Fenrnin de dahil olduu tasavvuf dncesi sadk haber dnda metafizik bilgi imkann iki seviyede dnmtr: Bunlardan ilki akl ve nazar gc erevesinde hakkn varlnn ve basit manalarn bilinmesi, ikincisi ise hakkn zat, isimlerin, sfatlarn ve izafi varlklarn hakikatinin bilinmesidir; bu ksmn akl ve beden kuvvelerle bilinmesi muhaldir.393 Matematik bilimlerdeki kesinlik dnda hibir kesinlie ulaamayan nazar ehlinin aksine hakikat ehli, kendilerinde bil-kuvve bulunan insani kemali nefis tezkiyesi ve ilahi yardm ile tahakkuk ettirerek eyann hakikatine ilikin marifet elde etme imkan elde etmektedirler.394 Fenrnin aklamalarna gre Hz. Peygamberin getirmi olduu vahiy ve hakikatleri telakki etme konusunda muhataplarn istidatlar farkllam ve bu konuda drt ayr tavr ortaya kmtr: Mslmanlarn ekseriyeti bu hakikatleri mutlak olarak kabul etmi, ehl-i kfr ve bir alt derecede isyankarlar mutlak olarak reddetmi, dier bir grup bu hakikatlerin bir ksmna iman etmi bir ksmn reddetmi ve sonuncu ksm ise snrl akl ile bu hakikatleri kabul edip etmeme noktasnda tavrn netletirememitir. Sonra en bata zikredilmi olan, vahyi ve hakikatleri mutlak olarak kabul eden ehl-i slam ierisinde de drt ayr tavr gelimitir: Bunlardan ilki Kuran ve snneti zhir zere anlayp her trl tevilden kanan zhiryye, ikincisi naslara Cenb Hakkn murad zere iman eden ve akllaryla idrak edemedikleri zat ve sfatlar gibi meseleleri tevilden kanarak, Cenb- Hakk noksanlklardan tenzih eden selef-i salihin, ncs zhirlerden ve selef ulemasndan ayrlarak akllar ile metafizik hakikatlere ulama iddias gden, ancak gerek imann gerektirdii eye vakf olmadklarndan dolay, hatalarnn zarar isabet ettikleri grlerin faydasndan daha fazla olan kelmclardr; bu sonuncular metafizik konularda gerek bir bilgiye ulaamamlar ve aklc metotlarn filozoflarda olduu gibi son raddesine kadar kullanamadklarndan, ne eriat ve ne de akl konusunda bir baar elde edememilerdir.
391 392 393 394

Fenr, Misbhul-ns, s. 28 Fenr, Aynul-yn, s. 70 Fenr, Misbhul-ns, s. 28-30 Fenr, Misbhul-ns, s. 30

113

Sonuncu ve en stn yaklam ise, Allah Tealann ilminde taayyn ettii ekliyle eyann hakikatini bilmeyi amalayan hakikat taliplerinin yaklamdr; bunlar balangta iman konusunda selef-i salihinin tavrn esas alarak naslara Allah ve Rasulnn murad zere iman etmiler, sonra tevekkl, yksek aba ve Allah Tealann yardmyla, dier frkalardaki zaaflar idrak ederek gerek bilgiyi elde etme imkan bulmulardr.395 Fenrnin bu aklamalar onun Kurann gerek anlamda anlalmasn metafizik bilginin imkan ile irtibatl olarak dndn gstermektedir. Bu hususta Aynul-yn Mukaddimesinde ele alnan konular, ounlukla sonu cmleleri eklinde veciz bir anlatmla ifade edilmitir. Mesela Fenr, tefsir ilmi ierisinde murad- ilahinin nefslemirde bilgisine ulama imkann tartrken, birka cmleyle ve baz kavramlar kullanarak tasavvuf ilmindeki bilgi teorisine atf yapmaktadr.396 Yine Aynul-yn Mukaddimesi ve tefsir boyunca yorum katmanlar ve yorum farkllklar ile ilgili olarak ileri srlen grler ve yaplan tefsirler, sufilerin varlk anlay erevesinde ifade edilmitir.397 imdi ncelikle Fenrnin tasavvuf dncesi ierisinde ekillenen varlk ve bilgi grne ksaca yer verilecek ve sonra, Aynu-l-yn Mukaddimesi esas alnarak bu konularn Kurann anlalmas ile irtibat kurulacaktr. Fenrnin de ierisinde bulunduu tasavvuf dncesi vcd kavram zerine younlam ve onun birlik, mcerretlik ve basitliini gz nne alarak ilk ayrmay ve dolaysyla kesreti tekil eden farkl mahiyetlerin (ayn- sbite) nasl ayn ortak vcttan feyiz alarak varlk sahnesine ktklarn bireysel tecrbeye dayal olarak idrak ederek, bu kavraya bir dilin snrlar iersinde aklama getirmeye almtr.398 Sufilerin tecrbelerinden sonra bu tecrbeyi bir dil iersinde ifade etme abalar, onlar felsefenin diline ve kavramlarna yaklatrmtr. Bir varlk dzlemi olarak dil, dier mevcutlar gibi bir taayyn ve Varlkn snrlanmasn ifade ettiinden, sufilerin

395 396 397

398

Fenr, Misbhul-ns, s. 31, 32 Fenr, Aynul-yn, s. 5. Ayrca bkz., s. 266 Fenrnin Aynul-ynda tasavvuf ilmiyle irtibatl aklamalar iin bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 5, 9-12, 20, 21, 38, 62-64, 116, 147, 158, 165, 197-200, 207, 213 , 215, 216, 222-249, 258-276, 289296, 323-357 Fenr, Misbhul-ns, s. 31

114

tecrbelerini ifade etmeleri noktasnda da her zaman bir snrlama olagelmitir; sufilerin ifadesiyle ibre felei sufi tecrbe karsnda aresizdir.399 Vcd- mutlak haktr. nermesi vahdet-i vcd dncesini meai gelenekten ve kelmclardan ayran en temel nerme olmutur. bn Sn Metafizik kitabnn ilk blmnde bu ilmin konusunu belirlerken, Tanrnn varlnn bu ilmin meselesi olduunu ileri srerek mevcut olmak bakmndan mevcud ile Zat- Barinin farkllna iaret etmiti. te yandan kelmclar da mutlak varlk ile hakkn ayniletirilmesine mutlak surette kar kmtr.400 Kelmclarn filozoflardan ayrld ve filozoflar sufilere yaklatran nokta ise, filozoflarn Vacip Teala iin vcd-mahiyet ayrmna gitmeyerek, onun vcd- hssndan ayr olarak bir mahiyetinin olmadn dnmeleri olmutur. Kelmclarn ouna gre401 vacibin vcdu mahiyetine zaittir; ancak onun zat varln iktiza ettiinden, vcdu da mmknlerin vcdundan farkllk arz eder. Vcd akli bir kavram olup harite tahakkuk etmedii iin biz harite vcda deil, ancak mevcuda ahitlik edebiliriz. Bu gr sufilerin itiraz ettii zere Vacip Tealann vcda muhta olduu anlamna gelmemektedir; nk vcd- hs vcd- mma deil, ikincisi birincisine muhtatr.402 Bu grlere pek ok delille birlikte geni ver veren Taftazn, daha sonra vcd- mutlakn Vacib Teala olduunu sylemenin, onun mevcut olmadn sylemek veya en deersizine kadar btn mevcutlarn vacib olduunu iddia etmek anlamna geleceini ileri srmtr. Ona gre ise vcd, mevcutlara tekik ile yklenen ve harite karl olmayan, kll-i mekkek bir kavramdr.403 Vacip Teala vcd- mutlak deil, dier mevcutlardan farkl mahiyete sahip olan bir mevcuttur. Sufiler ise vcdun vacib varln mahiyetine zait olmadn ve onda vcdmahiyet ayrmnn sz konusu olmadn iddia ederek kelmclardan, bu vcdun vcd- has deil de vcd- mutlak olduunu ileri srerek de filozoflardan
399

400 401 402

403

Bu konu hakknda bkz., Konev, Miftahul-Gayb: Tasavvuf Metafizii, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2004, s. 11, 12, 21, 25; Konev, Ftiha Tefsiri, s. 106, 107, 161, 162, 175, 221, 228; Konev, Yazmalar, s. 22, 161, 162; Fenr, Aynul-yn, s. 165; Fenr, Misbhul-ns, s. 31 Taftazn, erhul-Maksd, nr. brahim emsddin, Beyrut, 2001/1422, I, 176-179 Taftazn, erhul-Maksd, I, 159 vd. Taftazn bu meseleyi sufi ve filozoflara bir takm ithamlarda bulunarak tartr. Bkz., erhulMaksd, I, 176-179 Taftazn, erhul-Maksd, I, 176, 177

115

ayrlmlardr. Molla Fenr Misbhul-nste, Vacib Tealann vcd- mutlak olduuna dair pek ok delil ileri srm ve Taftaznnin erhul-Makasdta sufilerin Vacib Tealann vcd- mutlak olduuna ilikin grlerine kar ileri srd itirazlar deerlendirerek, kelmclarn en temel on phesine sufiler cihetinden cevap vermitir.404

404

Ksaca ifade etmek gerekirse Fenrnin aklamalar u minvaldedir: (Fenr, Misbhul-ns, s. 150-186) Vacip varlk haknda gr sz konusudur. Muhakkiklerin gr vcdun, kendisi ile ayn olan bir vctla mevcd olduu ynndedir. Ehl-i nazardan olan filozoflara gre ise hakkn hakikati onun zel vcdudur; bunlar mutlak varln makulat- saniyeden olduunu dnerek byk bir hataya dmlerdir. Kelmclar arasnda ise iki gr vardr. Ear ve Ebul-Hseyn elBasrinin gr, btn varlklarda vcdun mevcdun ayn olduu ynndedir. Dier kelmclar ise vcdun mevcdlara zait olduunu dnmektedir; ancak bu vcd sfat mevsufunun varln ncelediinden, dier sfatlardan fakllk arz etmektedir. (Misbh, s. 150-51) Bu grlerle irtibatl olarak bakldnda, Vacip Tealann vcd- mutlak olmad dnldnde karmza drt ihtimal kmaktadr. Bunlardan ilk ikisi onun adem veya madum olduu, ncs mevcd olduu, drdncs ise vcd- mukayyet olduudur. Adem veya madumun varla bir nispeti olmadndan bu tartma konusu deildir. nc ihtimalde ise vcd mevcdtan ayr olarak dnldnde, ya mevcd vcdun sfat olacak, ya da vcd mevcdun sfat olacaktr. Mmknler asndan dnldnde vcdun sfat oluu zahir ehlinin geersiz gr, mevcdun sfat oluu ise tahkik ehlinin grdr. Fenr vcd mevcdun ayndr nermesi ile vcd mevcdtur nermeleri arasndaki farkll vurgulayarak birinci nermenin hakikati ifade etmediini belirtmi ve ikincisini tasdik etmitir. Eari ve Ebul Hseyn el-Basrinin iddia ettii gibi btn varlklarn mevcdiyetinden baka bir ey yoktur ve sadece mevcd vardr veya filozoflarn (Ts) ileri srd gibi dier varlklarda vcd ve mahiyet ayr olsa da, sadece vacip varlkta vcd mevcdun ayndr denemez. nk kelmclar ve filozoflar bu iddialarn vacibin vcda muhta olduunu iktiza edecei itirazna geerli bir cevap veremeyecekler, vacip varlktaki tahsisi ona nakisa getirmeden aklayamayacaklar ve vcd- mutlakn harici bir varla sahip olmad eklindeki grlerini temellendiremeyeceklerdir. in aslna baklrsa vcdun iki anlam vardr. sim manasyla vcd yokluun nakizi olan varlk anlamna, v-c-d fiilinden masdar olan vcd ise, mevcdiyet, yani, varla sahip olma anlamna gelir; birincisi hakiki ikincisi ise izafi olan bu anlamlardan ilki Varlka ikincisi ise varolua iaret eder. Madrubiyet (vurmaya konu olmak) nasl ki darbn ayns olmayp darbn aksine dribe (vuran) isnad edilemezse, varolu, yani mevcdiyet de vcdun, yani Varlkn ayn deildir. Bu konunun tahkiki udur: Darb, drib ile madrub arasnda bir nispettir. Darbn dribe nispeti dribiyyet, madruba nispeti ise madrubiyyet diye isimlendirilir. Bu madrubiyet ve dribiyet masdar deil, darb masdarndan hasl olan eylerdir (hasl- masdar). Mevcdiyet de ayn ekilde ilk anlamndaki (vcd- hakiki) vcda mntesiptir ve ondan hasl olmutur. Vcdun vcdu ise kendi zatndan olup onun ayndr. Fenr mtefelsiflerin hatalarnn buradaki nkteyi kavrayamamaktan kaynaklandn kaydeder.(Misbh, s. 152, 153) imdi vcd mevcdtur ile vcd mevcdun ayndr nermelerine dnecek olursak bunlar farkllk arz etmektedir. Birinci nerme iin baklacak olursa, ncelikle vcdun dier znelerden ve mevcdun da dier yklemlerden farkllk arz ettii tespit edilmelidir. Mevcdiyetin sebebi olan ey (vcd) mevcdtur ancak madrubiyetin sebebi olan ey (darb) madrub deildir. (Misbh, s. 155) Yine vcd mevcdtur ancak darb madrub deildir. (Misbh, s. 156) nk mevcdun manas vcdu olan iken madrubun manas darb olan deil, kendisinde darb vaki olandr. Molla Fenr burada vcd mevcdtur derken, bir eyin mevcdiyetinin (hasl- masdar) illeti olan vcdun kendisinin mevcd olmamasnn dnlemeyeceini ileri srmektedir. Bylece o, mevcd ykleminin vacip ve mmkne ayn ekilde hamledilebileceini dnr. nk mevcd ne ktipte olduu gibi kendisinden vcd kan aksi takdirde mmknlere hamledilmezdi- ne de madrubda

116

Tasavvuf dncesinde masivaya iaret eden aleme gelince bu, vacip deil mmkn olduundan, yokluktan varla kmak iin varln kendisi dnda bir eye borludur. Bundan dolay mmkn mevcutlarn varlklar kendilerinden deil hakikatleri zerine zaittir.405 Bu mahiyet veya hakikatlerin varlk ncesi durumlar ise sabit olmalardr. eyiyyets-sbut ve eyiyyetl-vcut eklinde ifade edilen ayrmda bunlardan ilki gayr- mecl olan mahiyetlere, ikincisi ise bu mahiyetlerin varlk kazanarak tahakkuk etmi hallerine atfta bulunmaktadr.406 Eyaya veya tahakkuk etmi mahiyetlere hamledilebilen mevcut yklemi, mantk olarak zneye nispet edilse de, bu yklem, zne hakknda hibir yeni bilgi vermemekte, bir tek btn mevzlara (zne) ortak olarak iliip, hamledildii znenin harite tahakkukunu bildirmektedir. Bu anlamda mevcutlar vcuttan farkl olarak onun kaytlanmasn ifade etmektedirler.407 Sufi teorinin Fenrnin yorum anlayna etki ettii asl nokta, bu teorinin bilgiye ilikin yn olmutur. Fenrnin, tefsir ilminin tanm bahsinde, murad- ilahiyi

405 406 407

olduu gibi kendisinde fiil vaki olan anlamna gelir -aksi halde vacibe hamledilmezdi-. Onun manas vcda sahip olandr. (Misbh, s. 156) te yandan mevcd ykleminin vacib varla hamledilmesi bir eyin kendisine hamledilmesi kabilindendir. ncelikle mevcd yklemi, gayr- mecul mahiyetlerdeki vcda iaret etmektedir. Mesela masa mevcdtur denildiinde, masalk mahiyetinin vcda sahip olduu kastedilmekte, dolays ile masa mevcdtur denilerek vcdun masa olduu sylenmektedir (vcd masadr). Vcd- mutlak olan vacip varlk zne yaplarak Tanr mevcdtur denildiinde ise ayn mantn burada yrtlmesi vcd Tanrdr ekline dnecektir ki bu da, vcd vcuttur demekle ayn anlama gelecektir. u halde mevcd yklemini Tanr veya vcd- mutlaka hamletmek yeni bir bilgi vermemekle birlikte, bir eyi kendine hamletmek anlamna gelmektedir. Var, var deildir eklinde bir eyin kendisinden selbi mmkn olmadndan vcd- mutlak mevcd deildir denilemez. kinci olarak mahiyetlerin gayr- mecul olduu dnldnde, mahiyeti vcdunun ayn olann vcuttan ayr olmasn veya mevcd olmamasn tasavvur etmek imkanszdr. u halde vcdun vcdu onun iin ztdir ve zorunludur; bunun iin illet aranmaz ve her hangi bir ispat sz konusu edilemez. (Misbh, s. 155, 56) kinci olarak vcdunun ortadan kalmas mmteni olan her ey vaciptir. yet vcd- mutlak vacipten ayr olarak dnlrse, onun vcdu ortadan kalktndan btn varlklar gibi vacibin de vcdunun ortadan kalkmas gerekirdi. yet vacip varlk ile vcd- mutlakn da ortadan kalkmas imkansz ise, bu durumda iki tane vacip dnlm olacaktr. u halde ortadan kalkmas mmteni olan vacibin bizzat vcd- mutlak olduu kabul edilmelidir. (Misbh, s. 186, 87) Davud el-Kayseri de kelmclara nispet ettii, vacibin varln ilitii bir hakikat olduu ve filozoflara nispet ettii, vacibin baka mevcdlara varlk feyzeden bir hakikat olduu grn, birincinin muhtalk ve terkibe yol aaca ve ikincisinin ise var olmayann varlk feyz etmesi anlamna geleceini ileri srerek reddetmitir. (Demirli, Ekrem, Sadrettin Konevde Bilgi ve Varlk, s. 208,209) Fenr bu meseleyi olduka geni bir ekilde ele alm ve sonra da Taftaznnin erhul-Maksdta ileri srd iddialar tek tek tartarak onlar reddetmitir. Konev, Tasavvuf Metafizii, s. 23 Fenr, Misbhul-ns, s. 173, 186 Bu konuda bkz., Nablusi, Gerek Varlk, s. 20-31

117

bilme konusunu tartrken kulland408 nefslemir istidat kabiliyet gibi kavramlar, sufilerin yukarda zetlediimiz varlk grne dayal olarak teekkl eden bilgi grn yanstan en temel kavramlardr. Sufiler hakikati ve gerek bilgiyi vcd- mutlak dncesi erevesinde sz konusu ederek, bu dnceyi Kurann anlalmasna da yanstmlardr. Konev bunu yle ifade eder: Bize gre, Hakk bilmedii srece herhangi bir kimsenin bir eyin hakikatini bilmesi imkanszdr.409 Bu noktada sufilerin ve zel olarak Fenrnin akl eletirisi, vahyin anlalmas ve metafizik bilgi konusundaki soruturmamz asndan nem arz edecektir; nk buradaki sonular nefslemirde murad- ilahinin bilinebilme imkan var mdr? ve bu mmkn ise bu konudaki bilgimiz nasl gerekleecektir? sorusuna da cevap tekil etmektedir. Konevyi takiben Fenr, akl ile Allah Tealann ilminde olduu ekliyle eyann hakikatini bilmenin mteazzir olduunu ifade etmitir.410 Nazari hkmlerimiz idrak aralarna, onlar idrak edene, idrak eden maksatlara, maksatlar inanlara (itikad), inanlar ise, kendini kabul eden istidatlara gre taayyn eden tecelilere tabidir. Tecellinin heyulani vasftaki kaynanda farkllk ve okluk yoktur; farkllama, okluk ve fikir ayrlklarnn kayna, tecellinin hakikat dzleminden gereklik dzlemine ininceye kadar, tecelliyi kabul edenlerdeki farkllklara ve okluk hkmlerine konu olmasdr. Fenr bu durumu bir meselle izah eder; buna gre on farkl nesneye yneltilen tek bir bak bu nesnelerin yaknlk, uzaklk, seyreklik, younluk, renklilik ve effaflna gre farkllamaktadr. Grntye yol aan bak ise, nesnelerin ve grntlerin okluuna ramen tektir. Fenr ayn ekilde akl ile varlan hkmlerin akleden znenin istidadna gre farkllatn kaydetmitir.411 Bir nesneyi bilen veya dilsel bir ifadeyi anlayan pek ok kimsenin bilgi ve anlaylarndaki farkllama, bilgi ve anlama konusu olan eyin ayn olduu dnldnde, bu eylerden deil, bilen ve anlayanlardaki farkllamadan kaynaklanmaktadr. Bu noktada yorum ve fikir ayrlklar ile irtibatl olarak Fenrnin akl eletirisi devreye girmektedir.

408 409 410

411

Fenr, Aynul-yn, s. 5 Konev, Yazmalar, s. 58 Fenr, Misbhul-ns, s. 32; Bu konuda Konevnin aklamalar iin bkz., Konev, Yazmalar, s. 16, 41, 44; Konev, Ftiha Tefsiri, 40, 64; Konev, Vahdet-i Vcdun Esaslar (en-Nuss), trc. Ekrem Demirli, stanbul 2004, s. 100, 101 Fenr, Misbhul-ns, s. 33

118

Fenrnin akl eletirisi erevesinde sralad baz nemli noktalar unlardr:412 ncelikle akl konularda doru tek olmakla birlikte413 akl ile vardmz hibir sonu akl ile varlm dier bir sonutan stn olduunu temellendiremeyecek ve her bir gr kendi tutarlln kendince salayabilecektir. Benzer ekilde, nce bir hkmn doruluuna inanan ancak bunu akli olarak temellendiremeyen bir kimseyi, ikinci olarak ise ayn hkmn doruluundan phe eden ancak bu phesinin hakl olduunu akli olarak temellendiremeyen dier bir kimseyi ele alacak olursak, burada temellendirilemeyen itikad ile pheden hi birinin dierine stnlk salayamad grlecektir. Yine bir grn doruluuna kesin olarak inanm bulunan ve bu grn doruluuna ilikin kendince kesin burhnlar ileri sren pek ok kimsenin bu grnn, zamanla bizzat kendisi veya kendinden sonra gelenler tarafndan yanllanm ve terkedilmi olduu grlmektedir.414 Bu noktalara iaret ettikten sonra Fenr, akl ile eyann hakikatinin bilinemeyeceini bn Snnn da itiraf ettiine iaret ederek,415 btn mantklarn (ehl-i mizan) basitlerin had ve resimlerinin yaplamayaca konusunda gr birlii iersinde olduuna dikkat eker.416 nsann kendisine en yakn hakikat olan nefsini bile idrak etmekten uzak olduunu kaydeden Fenr, aklclarn hakikat bilgisi adna ulam olduu en ak bilgi olan insann hayvn- ntk eklindeki mahiyet tespitinin bile pek ok ynden sorunlu olduunu ifade ederek, mantklarn mahiyet tespiti ad altnda yapm olduklar tanmlar tenkit eder.417
412 413 414 415 416

417

Konevnin aklamalar iin bkz., Konev, Ftiha Tefsiri, s. 40-64; Yazmalar, s. 16, 41, 44 Fenr, Fusll-Bed, II, 416 Fenr, Misbhul-ns, s. 33, 34 Konevde eserlerinde bunu sklkla vurgular. Bkz., Yazmalar, s. 38; Ftiha Tefsiri, s. 35 Sufilere sert eletiriler ynelten Taftazn bu noktada filozoflara kar irfan dnce iersinde nem arz eden ilham ne karmtr. Bkz., Taftazn, erhul-Maksd, III, 160 Kendisi de bir mantk alimi olan ve isagoci erhi bulunan Fenr, burada, mantklarn sorunlarna iaret ederek onlarn mahiyet veya hakikat bilgisi diye atf yaptklar bilgilerin hakikatin ifadesi olmadna iaret eder. Mantklara onlarn insan tr iin getirdikleri hayvan- natk eklindeki hadd-i tam zerinden eletirilerini ynelten Fenrye gre bu konudaki pheler unlardr: Mantklar insan hayvan- natk, hayvan cism-i nami, hassas, irade ile hareket eden ve cismi ise boyutu kabil olan bir cevher olarak tanmlarlar. ncelikle cevherin cismin cinsi olmas pheye aktr. kinci olarak, boyutu kabil olmak kre iin sz konusu olmamakta ve bil-kuvve olarak da bu sadece heyula iin geerli olmaktadr. nc olarak, nmv/bymenin insann mahiyetine dolayl olarak dahil edilmesi sorunludur; nk insan belli bir yatan sonra geliimini tamamlamaktadr. Drdnc olarak, hassas olmak ve irade ile hareket etmek hayvann fasllar olamaz; mantklarn da kabul ettii zere fasl- karibin birden fazla olmas sz konusu olmadna gre hayvan cinsteki mariklerinden ayran gerek bir fasl tespit edilememitir. Beinci olarak, kllleri idrak eden manas ile natk, hayevana mbayin olan ruhun bir sfat olduu halde hayevana

119

Grld zere Konev ve onu takiben Fenr, nazari dzlemde pheci bir tavr sergilemitir; ancak bu nazari phecilik Deskartesta olduu gibi matematiksel kesinlie sramak iin gelitirilmi deildir. Onlara gre akli dzlemde bir matematik ve geometrik kesinlik sz konusu olsa da bu, insanlarn bilgi konular iersinde son derece snrl bir varlk alanna tekabl ettiinden, buradaki kesinliin nazari bilginin dier alanlarna temil edilmesi sz konusu deildir. te yandan nazari gcn snrll ve ksr dngs insanlarn kesret aleminde yaam srerken onu devre d brakmalarn gerektirmemi, bilakis nazar ilevsel olarak kullanlarak yanllanmaya ak pek ok fikir ileri srlmtr.418 Hibir akli burhn dierine kar doruluk garantisine sahip olmadndan, aksini iddia etseler de, esasnda nazarclar kuku duymaktansa mutmain olmay tercih etmilerdir.419 Bu genel akl eletirisinden sonra, Fenrnin akln metafizik alana ilikin bilgi imkan hususundaki tavr, Kurann anlalmas ile de irtibatl olarak, bizi yakndan ilgilendirmektedir. nsann idrak ve bilgisine konu olan eyler, ncelikle duyular seviyesinde alglananlar ve ikinci olarak ise sadece dnce ve fikir yoluyla elde edilebilecek varlk alanlar olarak dnlrse, bunlarn ilkinde insanlar arasnda bir msavat bulunurken, farkllamalar ilk elden akl alannda kendisini gstermektedir. Akl seviyesi nihai kertede, hakkn ve sfatlarnn varln bilmek gibi, d dnyadan alglanmas mmkn olmayan bir takm mcerret varlklara ilikin varlk bilgisi elde etme ilevi grebilmektedir.420 Ancak bundan sonraki seviyede varlk bilgisinin tesinde onun hakikatini bilmek sz konusu olacaktr; zat ve sfatlarn varln deil, zat ve sfatlarn hakikatini, eyay deil, eyann hakikatini bilmek. Bu seviye duyularn ve akln imkanlarn tkettii noktada kendini gstermektedir.421 u halde zetleyecek olursak, sufi anlaya gre akl soruturmas ile varlacak niha nokta, gayba dair bir mahiyet veya hakikat bilgisi veya zata ynelik bir
nasl hamledilebilir? Altnc olarak, bir mahiyet mcerred ruh ve cisim olan iki mbayinden nasl terekkp edebilir? Yedinci olarak, cins olan hayvan ve fasl olan natk d dnyada tahakkuk ediyorlarsa bunlarn harite birbirine hamledilmeleri mmkn deildir; yok her ikisi de harite tahakkuk etmiyorlarsa tr olan insan nasl tahakkuk edecektir? Son olarak mantklarn hakikat ile kastettiklerinin bizim tasavvurumuz mu, tasdikmiz mi, yoksa tahkikimiz mi olduu belirsizdir ve her biri farkl itirazlar dourur. Bu aklamalar iin bkz., Fenr, Misbhul-ns, s. 35, 36 Konev, Yazmalar, s. 31, 32 Konev, Yazmalar, s. 29-32 Fenr, Misbhul-ns, s. 28; Fenr, Aynul-yn, s. 223, Konev, Yazmalar, s. 56 Konev, Yazmalar, s. 14-16

418 419 420 421

120

yaknlama salama imkanndan yoksundur. nk akl ile elde edilebilecek olan ey, sadece fizik-tesine ilikin varlk bilgisidir. Kelm ve felsefenin belirdii bu noktada Fenr, metafizik varlk alanna gnderme yapan dilsel ifadelerin anlalabilmesinde akl atl olarak deil, bir seviye olarak dnmektedir.422 Buna gre akl ile yrtlen varlk soruturmas bilisel bir seviyedir ve bu seviye, iman konusu edilen hakikatlerin doruluunun akli ispata ak olduunu gsterir. Ancak kelmc ve filozoflarda gzlenen bu aklc aba, varlk bilgisini aarak varl soruturulana ve belki de ispatlanmaya gayret edilen zata ynelik bir yaknlk ve irtibat salamaktan uzak olduundan, her ne kadar nazar ehli buna kalksa da, zata ve onun esma ve sfatlarna ilikin ve sonra da kendinde eya ile ilgili gerek bilgiyi salamaktan uzak olacaktr. Sufi tecrbe bireysel bir tecrbe olduundan kelmclar tarafndan salanan ve avamn itikadna temel tekil eden bilgiler her bir kimse tarafndan icmlen de olsa bilinmelidir.423 Fenr amel konularn aksine temel itikad konularda nefslemirde sabit bilgiye tasdik seviyesinde ulalmas gerektiini ileri srerek, bu konuda her bir ferdin sadece gerekli abay gstererek bir kanaate varmasn deil, ayn zamanda doruyu bulmasn zorunlu grmektedir.424 Kelm ilminde itikad konularda ileri srlen akl deliller veya naklin aklla desteklenmesi ile ortaya konulan en temel veri ve nermeler, nefslemre tekabl etme iddiasndadr. Amel bir konuda byle bir mutlaklk iddias mmkn olmasa da425 itikad alann tabiat bu mutlaklk iddiasn da getirmektedir. u halde mesela bir kimsenin ard niyet gzetmeksizin ve btn gayretiyle yapt aratrmalar sonucu Hz. Muhammedin nbvvetinin hak olmad kanaatine varmas mazur grlemez. Fenr Fusll-Bedde bu konuyu tartarak, Cahz ve Anbernin aksi kanaatte olduunu nakleder. Cahz ve Anbernin bu konudaki grlerini aktaran Fenr zetle u aklamalar yapmaktadr: slam dncesinde akl konularda dorunun tek olduu konusunda ve slamn bir ksmn veya tamamn inkar edenin kafir olaca konusunda
422

423 424

425

Fenr nakli delillerin akli vukuflarla delil olabildiini kaydetmitir. Bkz., Fenr, Fusll-Bed, I, 9 Fenr bn Abbasn bir tasnifinin yorumunda bunu ifade etmitir. Bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 8 Fenr Kelm ilmini slam dncesinde akln metafizik imkanlarnn kullanld bir ilim olarak deerlendirmekte ve onu ilm-i ilahi ve usl-i din diye anarak dini ilimler iersinde temel bir noktaya yerletirmektedir. te yandan Fenr tasavvuf ve hakikat ilminden amele dayal ilimler olarak sz etmektedir. Fenr, Aynul-yn, s. 24, 25 Bu konu itihad ile irtibatl olarak yukarda ele alnmt.

121

sz birlii vardr. Ancak Cahz inat ederek deil de gerekten itihadyla kfr gerektiren eyler iddia edenin gnahkar olmadn ileri srmtr; itihadyla da olsa kfre dene dnyada kafir muamelesi yaplaca konusunda ise gr ayrl yoktur. Anberde Cahza benzer ekilde itihatlaryla hkme varanlarn hibir ekilde hatal olmayacaklarn ileri srm ve hatta akliyat bahislerinde de her mtehidin isabet ettiini savunarak, hem alemin kdemi hem de hudsunu tasvip etmeyi gerektiren bu gryle farknda olmadan iki mtenakz birden olumlama gibi garip bir gre srklenmitir. te yandan bu gryle mtehidin gnaha girmemi olacan kastetmi ise bu muhtemel bir yorumdur. bn Saat (. 694/1294) Bedun-Nizamda itihat konusunda gnah nefyeden ilk grlerin kfr gerektiren itihatlar iin deil, ruyetullahn reddi gibi kelm meselelerde sz konusu edildiini ileri srse de Fenr, Cahz ve Anbernin mutlak olarak kfre denleri kastettiini ileri srer; zaten ona gre bir Yahudinin itihadyla Peygamber Efendimizin nbvvetini inkar etmesi, ehl-i kbleden birinin Allah Teala iin cisim ve yn iddiasnda bulunmasndan daha uzak bir durum deildir. Fenr inat olsun mtehid olsun kafirlerle savamak hususundaki icmay da hatrlatarak, Cahz ve Anbernin iddialarn kesin bir dille reddetmitir.426 Onlarn getirdikleri teklif-i ma-la yutak caiz deildir eklindeki savunuya ise, itikadi konulardaki teklifin g yetirilemeyen bir mkellefiyet olmadn belirterek kar kmtr.427 Fenrnin gayb alana dair iman ifade eden itikad konularndaki yaklam, bir eyin varlk bilgisi ile mahiyet bilgisinin birbirinden ayr eyler olduu hatrlanarak anlalabilmektedir. Klsik felsefenin verilerine gre mahiyet bilgisinin olduu yerde varlk bilgisi zorunlu olarak bulunurken bunun aksi geerli deildir.428 u halde kelm ilminin bireysel tecrbeden ayr olarak ortak akl iin temellendirmeye giritii imanmz, ilk elden ve insanlar arasnda mterek bir varlk bilgisini hedeflemelidir. Kelm ilmindeki ispat- vacip ve sfatlar bahisleri, dil seviyesinde bilinen hakikatin amlanmas amacna matuf olarak yorumda akl seviyesini ifade etmektedir. Ne var ki daha nce de vurguladmz zere Allah Tealann zat ve sfatlarnn varln bilmek

426 427 428

Fenr, Fusll-Bed, II, 416, 417 Fenr, Fusll-Bed, II, 416, 417 bn Sn, e-if, Burhn, s. 69

122

veya olumlamak ile onun zat ve sfatlarnn knhne vakf olmak farkl eylerdir.429 Ne zaman ki filozoflar ve kelmclar bu ikincisine girimiler, sufilerin itirazlar ile karlamlardr. Konev ve Fenr gibi sufilere gre kelmclar, dile olan ballklarndan dolay bir yandan kstlanrken, dier yandan bir dil iersinde dilin snrlar amaya abalamaktadrlar. Onlarn bu skmlk hali, hakikat konusunda Konevnin varlktan dile inen filozoflar kelmclara tercih etmesine yol amtr.430 O, dil konusunda yle demektedir: Maksat bilindikten sonra, lafzlarn bir nemi yoktur. zellikle basiret ehli, hakikatler ve manalar aleminin geniliine nispetle ibre aleminin darln ve ibrelerin dernda bulunan eyi olduu gibi yanstmada yetersiz kaldn bilirler.431 Gazlnin bu konudaki aklamalar da, kelmclara kar filozoflarn tutumunu tervic etme gibi bir kast sz konusu olmasa da, irfani dnce asndan nemlidir. O yle der: Lafzlardan hakikatlere giden onun kesretinden aknla der ve manalarn okluunu tahayyl eder. Ancak hakikatin kendisinde inkiaf ettii kimse manalar asl ve lafzlar bu manalara tabi klar. Zayf olan kimse hakikatleri lafzlardan talep eder.432 Bu noktada beerin metafizik alana, daha zel olarak ifade edersek, Cenb- hakkn zat, sfat ve isimlerine ynelik varlk bilgisinin tesinde bir hakikat bilgisi elde etmesi nasl mmkn olacaktr? sorusunu Fenrye yneltebiliriz. Ona gre bu hakikatlerin bilinmesi vahyin bir dil iersinde ifade ettii hakikatlerin de bilinmesi anlamna geleceinden, dilin ilahi kullanma konu olmasyla birlikte metafizik bir varlk alanna gnderme yapan lafzlarn, bir anlam silsilesi iersinde aa kan gerek delaletlerinin bilinmesi, beerin metafizik bilgi imkanlarna bal olarak gerekleecektir. Tabiatyla Kurann anlalmasndaki en kll ve st seviye de bu olacaktr. imdi metafizik bilgi konusunda Fenrnin grlerini ksaca aktararak bu grlerin Kurann anlalmas ile ilikisini kuracaz. draki hibir ekilde mmkn olmayan la-taayyn (belirlenimsizlik) mertebesinden sonra ehadet alemine kadarki btn taayynler, bir yandan la-

429 430

431 432

Konev, Ftiha Tefsiri, s. 222; Yazmalar, s. 56 Konev, Yazmalar/Risle-i Hdie, s. 189; Fenr ve Nablside ayn tavr gstermitir. (Fenr, Misbhul-ns, s. 31, 32) Nablusi filozoflarn eriat esas almasalar da ona kelmclardan daha yakn olduklarn ileri srer. Nablusi, Gerek Varlk, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2003, s. 142, 143. Konev, Ftiha Tefsiri, s. 101 Gazl, Miktul-Envar, s. 27

123

taayynden

uzaklamay

ifade

ederken,

dier

yandan

onun

farkl

taayyn

mertebelerince snrlanmasn ve kaytlanmasn ifade etmektedir. Nefslemirde gerek bilgiye ulamak ise taayyn mertebelerinde teekkl eden bu snr ve kaytlamalar dolaymnda mmkn deildir. Taayyn ile birlikte vcd- mutlak, sabit olan hakikatlere varlk vermi ve bylece gerek bilgiye ulamamz da engelleyecek bir tarzda kaytlanmtr. Feyz-i akdes ile gerekleen ilk taayynden sonra feyz-i mukaddes ile eyann hakikati varlkla bulumutur.433 Nefslemirde bilgi, gayr- mecl olan ve varlk kokusunu duymam olan sabit aynlar eklinde atf yaplan ezeli ilme tekabl eden bilgilerdir. Bizim duyu verileri ve akl ile elde ettiimiz bilgiler ise daha nce de ifade ettiimiz gibi Varlka deil, mevcuda yneliktir; nk kendini bize gsteren vcud deil, kesretin her trl halinden izler tayan mevcuttur. Mevcut ise yukarda iaret edildii zere, ilk olarak vcdun mahiyetlerle kaytlanmasn ifade etmektedir; varla gelen mahiyetler de daha sonra pek ok araza konu olacak ve kesretin hkmn ve kaytlanml daha yakndan gsterecektir. lahi isimler ve sfatlarla irtibatl olarak her bir sabit aynn veya mahiyetin vcdu kabul etmede farkl istidat ve kabiliyeti vardr. Ayan- sabitenin hariteki tikellerin klllerine deil de bizzat tikellere karlk gelmesi,434 onlarn daha vcdu kabul etmezden nce farkllk arz ettiini gstermektedir. Bundan dolay varlk sahnesine ktklarnda gzlenen farkllamalar vcuttan deil, bunlarn vcdu kabul etmedeki (kabil) kabiliyet ve istidatlarndaki farkllktan ileri gelir. Ayan- sabitenin bir taayn/belirlenim mertebesini ifade edii ve her bir sabit aynn farkl ilahi isimlerle irtibatl oluu, en st dzlemdeki ayrmay aklamaktadr. Bu ayrma ve farkllama ehadet alemine gelinceye dek sfat, araz ve kaytlanmalarla birlikte devam etmektedir. Beer ile nefslemir bilgisi arasna giren engeller grld zere sfat, hassa, levazm

433 434

Fenr, Aynul-yn, s. 159; Fenr, Misbhul-ns, s. 109 Fenr bu konuyla irtibatl olarak u aklamalar yapar: Tertip silsilesi gzetilmeksizin bakldnda, filozoflarn zannettiklerinin aksine, Cenb- hakkn ilm-i ezelisi ile czleri kll olarak deil cz olarak bildii grlecektir; nk ilim, akllar vastas olmakszn her bir czye taalluk eder. Fenr muhakkik filozof Tsnin de muhakkik filozoflarn kendileri (sufiler) ile ayn grte olduunu ve btn mevcdlarn vastalara deil de sufilerin vucud- mm olarak alglad- ilk akla istinad ettiini sylediini kaydeder. Bkz., Fenr, Misbhul-ns, s. 97. Sufilerde filozoflardaki akl- evvelin yerini alarak mevcdlarn Cenb- Hakk ile irtibatn akllar silsilesi olmakszn kuran vcd- mm hakknda aklama iin bkz., Fenr, Misbhu-ns, s. 92

124

gibi ifadelerle atf yaplan, vcdu kabil hakikatlere ilien btn unsurlar ifade etmektedir. ok ksaca ifade ettiimiz bu teori, Fenr tarafndan murad- ilahi balamnda tefsir ilmine tanmtr.435 Bu teori erevesinde Fenrnin yorum anlaynda bilmeye veya anlamaya konu olan bir ey iin iki durumun sz konusu olduunu syleyebiliriz: Birincisi, bu eyin tahakkuk ederek arazlara konu olmu bir mahiyete sahip olarak bulunuu, ikinci olarak ise, varla gelmeden ve eitli arazlara konu olmazdan nce, ilm-i ezeliye tekabl ettii haliyle kendinde bulunuu; baka bir ifadeyle o eyin hakikati.436 te yandan ayn ekilde bilmeye veya anlamaya konu olan bilen ve anlayan iin de iki durum sz konusudur: Birincisi idrak edenin/mdrik mahiyetinin tahakkuk ederek ehadet aleminde varlk bulmasyla birlikte mnfail olarak pek ok araza ve etkiye konu olma durumu, ikincisi ise kendisine ilien kesret hkmlerine ve arazlara konu olmazdan nceki hali; baka bir ifadeyle o mdrikin d dnyada tahakkuk ncesi hakikati. Bu aklamalardan anlalaca zere, bir bilenin bilineni doru ve nefslemre mutabk olarak bilmesini engelleyen, biri bilenden, dieri bilinenden kaynaklanan iki engel vardr; o da bilgi sz konusu olduunda bilginin belirmesinde etkin olan iki taraftan (bilinen ve bilen) her birinin bilme srecine kendi hakikatleri asndan dahil olamamalardr. Ne eya kendini kendinde olduu ekliyle zhar etmekte ve ne de bilen, bu eyaya kendi (bilen) hakikati asndan yaklaabilmektedir. Fenr bu ikili sreci Kuran metninin anlalmasna da tamtr. lahi kullanma konu olan bir dil iersinde iaret edilen farkl seviyelerdeki anlam alanlar, dilin/lafzlarn kendisinden kaynaklanan ve hitaba muhatap olanlar evreleyen engellerden tr kendinde kavranamamaktadr. lahi kullanma konu olan dil, varln kendisi deil bir dolaymdr. O da tahakkuk eden dier hakikatler gibi vcuttan feyz alarak tahakkuk etmitir ve btn dier eya gibi sabit bir takm hakikatleri ehadet aleminde temsil etmektedir.437 Bu durum, varlk ncesindeki sabit hakikatin dil tarafndan snrlandn gstermektedir.438 kinci olarak kendini dilde izhar eden
435 436

437 438

Fenr, Aynul-yn, s. 5 Fenr bu konuda yle der: Btn eylerin mahiyeti onlarn Cenb- Hakkn ilminde ezeli olarak sabit olma keyfiyetidir. Fenr, Misbhul-ns, s. 109 Konev, Ftiha Tefsiri, s. 112 Konev, Ftiha Tefsiri, s. 225

125

hakikati anlamaya ynelen muhatap da, dilde ifade edilen anlamlar ile kendinde bulunan doru anlamaya engel pek ok unsurun ardndan yz yze gelmektedir. Yorumcunun dilden yapaca sramalarla hakikatle yz yze gelmesi, kendinde bulunan hakikati kabul imkan ve istidatlarn tahakkuk ettirerek bu istidadn kendini dilde gsteren ve te yandan onunla perdelenen hakikat ile buluturmasna baldr. Lafzlarn delalet ettii hakikatleri ve eyann hakikatini kendinde bilmemiz ancak zel bir vecih ile mmkn olabilmektedir.439 Bu zel vecih, insan kesret karanlnda brakan etkenlerin vahdetin idrakine engel olmaktan karlmasyla kendini gsterir ve bunun sayesinde insan, kevn snrlama ve engellerden kurtularak mcerret hakikatlerle yz yze gelme imkan elde eder. Bu, bilginin kaynandan alnmas anlamna gelmektedir. Bu zel vecih ile btn bilgilerimizin kayna olan Cenb- hakk bilmemiz ise, onu talep etmemizi mmkn klan farkllk ve yine onun talebimize konu olmas iin bir zorunluluk arz eden mnasebet ve irtibat ile mmkn olmaktadr; tam mbayenette bizden farkl olan hibir ynyle bilinemeyeceinden ve tam mnasebette ise bizden farkl olann ayrdna varlamayacandan dolay, bilgi imkansz olmaktadr. u halde bir ynden mnasebet ve bir ynden mbayenet, Cenb- hakka ilikin bilgimizi mmkn klmaktadr.440 Fenr felasifenin bilgi elde etmeyi salayan bu zel vechi idrak etmekten uzak olduunu ve phesiz olan bu vechi sadece muhakkiklerin anlayabileceini kaydeder.441 Konev ve Fenr eyaya ynelik idrak farkllklarn ve zellikle Kurann anlalmasndaki farkllklar, insanlar gerek varlktan uzaklatran d etkenlere balamaktadrlar. Anlay farkllklar ilk olarak metafizik dzlemdeki hakikatlerin farkll ve her bir hakikatin farkl isim ve sfatlarla irtibatl olmasyla aklanrken, asl olarak hakikatle aramza giren perde, evremizden aldmz etkiler, yaantmz ve nyarglarmz da kapsayan kesret hkmleridir. Kuran Kerimin anlalmas sz konusu olduunda dikkat edilmesi gereken bir husus, bu tartmada sadece doru veya yanl anlamann deil, ayn zamanda anlam seviyelerinin de sz konusu edilmi olmasdr. kinci olarak bu anlam seviyeleriyle

439 440

441

Fenr, Aynul-yn, s. 117, 261; Fenr, Misbhul-ns, s. 554 Bu konuda bkz., Konev, Ftiha Tefsiri, s. 55, 56, 67; Konev, Miftahul-Gayb, s. 99; Konev, Yazmalar, s. 34-35, Fenr, Misbhul-ns, s. 116 Fenr, Aynul-yn, s. 117

126

kastedilenin sadece iari yorumlarda ortaya konulan anlam katmanlar442 olduu zannedilmemelidir; buradaki tartma ayn zamanda, Kuranda Cenb- hak ve sfatlar gibi gaybi konulara yaplan gnderilerin anlalmasndaki derecelenmeyle alakaldr. Pek ok yetin yorumunda ilk olarak anlalan er manadan sonra yetteki iaretlerden karsanan iar yorumlarn yannda, islam vahyinin gayb alana ynelik iaretlerinin nasl anlalaca da bu noktayla ilikilidir. Deerlendirme imdiye kadar sufi teori erevesinde teknik terimlerden mmkn olduunca kanmak suretiyle ele aldmz meseleleri, nceden verdiimiz bilgileri de gz nne alarak ve Aynu-l-yn Mukaddimesi ile irtibatl olarak bir deerlendirmeye tabi tutacak olursak unlar syleyebiliriz: Cenb- hakkn bir dil iersinde iaret ettii gayb alana ynelik hakikat bilgisi, ancak her bir kimsenin kendi istidat ve kabiliyeti dorultusunda, hakikat bilgisine ulamay engelleyen kesret hkmlerinden kurtulabilmesiyle mmkndr. Eyann hakikatinin bilgisi veya nefslemirde bilgi, ancak vech-i hs sayesinde, Cenb- Hak ile aramzda silsile olmakszn gerekleen irtibatla elde edilebilir. Eyann hakikati veya dilin gerek delaletlerinin sufi tecrbe ile bilinmesinden kast, tikel olarak eylerin hakikatlerini bilmek deil, varoluun srrn zerek alemin izafiliini kavramak ve gerek varln btn mmknlerdeki yansmasnn farkna varmaktr. Bu kavray dzeyinde her ey bu Varlka iaret eder, ona delildir ve ona izafetledir.443 Zatn kendini ve sonra alemi bilmesiyle gerekleen zt taayyn444 ile birlikte kendini gsteren ilk ayrma, eyann hakikatlerine tekabl eden ezeli ilim dzlemini tekil etmitir. Kuran Kerimin Eari kelmclarn kelm- nefsi diye atf yapt tahakkuk ncesi bulunuu da, Cenb- hakkn bu deimez ve ezeli ilmine tekabl etmektedir. u durumda Kuran, ezeli ilmin dier eyadan farkl olarak, bir dil iersinde taayyn ederek muhataplaryla bulumasn ifade eder. Bu nokta bilgi meselesinin anlam meselesine, bilgi araynn anlam soruturmasna dnt noktay temsil etmektedir.
442 443 444

Bu anlam katmanlar iin bkz., Fenr, Aynul-yn, s. 9, 10 Fenr, Aynul-yn, s. 147, 205 Fenr, Aynul-yn, s. 264

127

Hakikatlerin ve Kurann sabit olduu dzlem ilahi ilim dzlemi olduuna gre, kemal aray ierisinde gerekleen urc ile birlikte kesret hkmlerinden kurtulabilen kimseler, bu tikel hakikatlerle kll bir kavray dahilinde yz yze gelebilmektedirler.445 Tabiatyla Kurann anlalmasndaki en kll ve st seviye de bu olacaktr; bu noktada yorum farkllklar mmkn deildir.446 Vahyin anlalmas bu seviyede ilk olarak kendini temel kavramlarn ve nermelerin anlalmasnda gstermektedir. Anlam ykl bu kavram ve nermeler tasavvufi tecrbe erevesinde, varlk bilgisini elde etmenin tesinde hakikat ve knhe vakf olma seviyesinde anlalr. Bundan sonra Tanr dncesi ve Ahiret inanc etrafnda teekkl eden btn dilsel ifadeler elde edilmi hakikat cihetinden yorumlanarak bir takm inceliklerin tespit edilmesi mmkn olacaktr. Ancak vahye ynelik bu st yorumlar ve anlam aray, dier btn anlama abalarn ilke gerei ncelese de, vahyin ihbar veya ina ifadelerle iaret ettii anlam alanlarnn tmn kuatma ve anlama problemine btncl bir cevap tekil etme iddiasnda deildir; baka bir ifade ile kuatc bir anlama yntemi salamaz. Cenb- Hakkn Kuran- Kerim ile bir dil ierisinde aklama getirdii ve sabit hkmlerini aklad meseleler, en genel ayrmla ifade edecek olursak, gayb ve ehadet alemindeki btn varolu dzlem ve durumlarn kapsamaktadr; ondaki hkmler varoluun farkl ynlerine ilikindir. u halde Kurann anlalmas da farkl dzlem ve varlk alanlaryla irtibatl olarak farkl seviyelerde gerekleecektir. Bundan dolay tasavvufi yorumun alternatif bir yorum olduu hibir sufi tarafndan ileri srlmemitir. Metafizik bilgi konusunda ise, Fenrde grld zere, sufinin ileri srebilecei ey udur: lahi lafzlarn delaletleri, Cenb- hakkn nefslemirde muradna tekabl ettii ekilde bilinecekse eer, bu iki ekilde gerekleebilir: lki lafzlarn delalet ettikleri varlk alanlarnn sadece varlna delaletidir ki bu delaletler, akl seviyesi ile irtibatl olarak dnldnde kelm ilmi ierisinde anlalacaktr. kinci olarak ise lafzlar, delalet ettikleri varlklara ilikin bir mahiyet bilgisi salamak iin bir hareket noktas tekil ederler. Sufilere gre lafzlarn bu gerek delaletleri, ancak tasavvufi tecrbe ierisinde idrak edilebilmektedir. Burada sufilerin kar karya geldii hakikatin, ayan- sabite denilen ve tahakkuk etmi varlklarn mahiyetlerini tekil eden tikel hakikatler olmadn tespit
445 446

Bu kavrayn kll tabiat iin bkz., Konev, Ftiha Tefsiri, s. 80-162 Fenr, Aynul-yn, s. 71; Konev, Ftiha Tefsiri, s. 92, 144, 250

128

etmek u adan nemlidir: Fenrnin aklamalarndan anlald zere, ameli konularla ilgili delaleti kat olmayan yetlerde olduu gibi, yorum farkllklar sz konusu olan yetlerde iaret edilen cz meselelere ilikin nefslemirde bir bilgi ve sabit hkm bulunsa da, bu konularda ak bir delil bulunmadndan dolay, nefslemirde bilgi ve hkme ulamak mmkn deildir. Sufi sadece metafizik kavrayn peinde olduu ve onun tecrbesi kesret alemindeki dzenin salanmas gibi maslahatlar ieren cz bilgilere ilikin olmad iin, bu cz bilgiler sufi tecrbeden ayr olarak deerlendirilmelidir. Sufilerin gayb alana gnderme yapan ifadelerin anlalmas ve yetlerin iari yorumundaki k noktas, hakikate ilikin bireysel tecrbeleri olmutur. Bu halin lafzlarn anlalmasnda bir esas olarak dnlmesi, Gazlnin deyiiyle,447 hakikatten dile doru bir seyir takip etme tavr iersinde anlamn bulmaktadr. Fenrnin anlayna gre sufinin zel bir tecrbe ile Kuranda dorudan veya iaret lisanyla448 gayb alanna yaplan gnderileri idrak etmesinden sonra, bilme ve lafzlar anlama srecinde mertebe gzeten bir dnce ve yorum anlay ortaya kmaktadr. Kuran- Kerimin farkl varlk alanlarna ve varoluun farkl boyutlarna ilikin ihtiva ettii anlamlarn ve verdii bilgilerin elde edilmesi farkl seviye ve dzlemlerdeki bu anlam katmanlarn aa karmakla mmkn olacaktr. Tasavvufi tecrbe dahilindeki urc, ehadet aleminden balamakta olup buradaki btn bir sre yolda olmay ifade etmektedir. Ancak urc ile varlan son nokta, bir yandan yolun sonu anlamna gelirken, te yandan bu yolun dngsel tabiat gerei, yolun banda olmay ifade eder; nk daire tamamlanmaldr. te Fenr gibi sufilerin hakikat ilmi dndaki ilimlerin verilerine dayal olarak Kuran anlamaya girimek suretiyle dil ilimleri, tefsir, fkh usl ve fkh gibi ilimler dahilinde ehadet alemine ynelik yorumlarda bulunmalar, dairenin tamamlanmas amacna matuftur. Fenr daireyi tamamlamak ifadesiyle, seyr-i sluk ile beerin ulaabilecei en yce makama ulatktan sonra dngsel hareketi balangca doru devam ettirerek bu mesafeyi tersinden kat etmeyi kastetmektedir. Bylece eriat ehli halk iin naslara dayal bilgiyi, tarikat ehli havas iin ayn bilgiyi, hakikat ehli ise havasul-havas iin hakikat bilgisini kesret aleminde sz
447 448

Gazl, Miktul-Envr, s. 27 Esasnda vahye muhatap olmak bizi dorudan gayb bir varlk alan ile kar karya getirmektedir. Burada gayb alanna ynelik dorudan gnderiler ifadesiyle temel kelm nermeler bata olmak zere btn kelm kavram ve ifadeler kastedilirken, iaret lisan ifadesi ile, sufilerin er yoruma ek olarak yetlerden kardklar anlamlar kastedilmektedir.

129

konusu edecektir; daire ancak eriat, tarikat ve hakikat seviyelerinin tahakkuku ile tamama erebilir. Fenr bunu yle ifade etmitir:
sonra daireyi tamamlamak zere en nihai nokta en baa dner. (En son noktadan sonra ruc edilen bu balang noktasnda) eriat ehli yetlerin ehadet ettii eylerin ummunu halka/mme aklar; tarikat ehli havas iin hidyet kidelerini resmeder ve hakikat ehli de havssul-havas iin ilah inyetin kuatcln ortaya koyarlar. Bylece btn bir cemiyet ierisinde (dereceli olarak) ilim, ayn ve hak (ilmel-yakin, aynel-yakin, hakkal-yakin) kendini zhar eder, gsterir.
449

(Dairenin srr gerei) ise

hakikatin btn; balangc da, sonucu da Allahtandr ve her i ona dner. O evveldir, ahirdir, zahirdir ve batndr. Her eyi en iyi ekilde bilendir. (Hadid, 57/3)

Fenrye gre btn mertebelerin ve makamlarn en stnde bulunan Hz. Peygamberin btn bir hayat boyunca yapp ettikleri de, dairenin nihai noktasndan balangca inerek bu dairenin tamamlanmasndan ibrettir; nk onun seyri en nihai noktada balamtr. Hz. Peygamber eriat, tarikat ve hakikat bilgisini insanlara tebli ederek daireyi tamamlamtr.450 Bu yaklam Fenrnin sufi dnceyi ve tecrbeyi cemiyet hayatndan ve kesret aleminden kopuk bireysel bir balam ierisine yerletirmediini gstermektedir. Bu durum Fenrde Konev gibi sufilerden daha belirgindir. Onun Kelm ilmini avamn imann gz nne alarak nemsemesi, ondan burhn bir ilim olarak bahsederek451 bu ilme fkh- ekber diye atf yapmas,452 fkh usl, fkh ve klsik dil ilimlerinin onun dncesinde nemli bir yer tekil etmesi, dairenin tamamlanmas ve mslmanlar iin varlk ve bilgi kayna olan Kuran Kerimin ihtiva ettii anlamlar aa karma dncesini yanstmaktadr. imdi Fenrnin yorum anlay ile irtibatl olarak tekrar baa dnecek olursak unlar syleyebiliriz: Kurana ynelik gerek manada bir anlam soruturmas bizi, metafizik alemden fizik aleme uzanan ve beeri yaant ierisinde aa kan btn varolu durumlarna aklama getiren anlamlarla yz yze getirmektedir. Bu anlam araynda ilk seviye dildir; bu seviyede lgate, bir takm rivyetlere ve Kuran ilimlerine bavurmak sureti ile mtekellim ve kast unsuru da gzetilerek lafzlarn delaletleri aa kartlr. Bu anlam ile tefsir ilmi btn dini ilimler iin bir alet olarak dnlmektedir. Bundan sonra eitli ilimler ierisinde lafzi anlam amlanr ve bu
449 450 451 452

Fenr, Misbhul-ns, s. 74 Fenr, Misbhul-ns, s. 74 Fenr, Aynul-yn, s. 87 Fenr, Aynul-yn, s. 4

130

anlam ile mslmanlarn varoluu arasndaki irtibat salanr. Bu noktada ilk manas ile lafz seviyesinde bir anlam soruturmasn ifade eden tefsir faaliyeti ikinci olarak, bahsettiimiz bilgi/anlam birikimi zerinden yorum faaliyetini dorudan Kuran ile irtibatl olarak srdrmek suretiyle, gerek anlamda bir ilim olma vasfn elde eder. Bu anlam ile, dier ilimlerdeki kazanmlarn zerinde bir faaliyet alan olarak tefsir ilmi, slam cemiyetinin ve mslmanlarn varlkla irtibatn srdrmesini salayan dinamik bir dnsel faaliyet alanna iaret etmektedir.

131

SONU Tefsir ilminin tedvininden anlalan farkl anlam erevesinde bu ilmin tarihi geliimi iin de aama tespit etmek mmkndr. Bu aamalardan ilkini, Hz. Peygamber ve ashabn yapm olduu aklamalar ile tabiin dneminde rivyetlere ve bir takm lgavi aklamalara dayal olarak yaplan anlam soruturmalar tekil eder. Bu aamay mstakil tefsir eserleri ve kapsaml ulmul-Kuran almalarnn ortaya konulmasyla birlikte tefsir faaliyetinin dier ilmi abalardan ayrt dnem takip etmektedir. Biz bu tezde, tefsir ilminin geirdii ilk iki aamann, tedvin iin sz konusu edilerek bu ilmin douu ve geliimine atf yapan iki anlam erevesinde dnlmesi gerektiini ifade ettik. Tefsir ilminin tedvini iin sz konusu edilen bu iki anlamdan sonra nc ve bizi asl ilgilendiren mana ise, bu ilmin mahiyetini aa karmak suretiyle onu dier ilimlerden ayrtran snrlarn belirlenmesidir. Bu anlam ile tedvin, ilim iersinde bir faaliyet olmaktan ziyade ilim zerine gerekletirilen bir soruturmadr. tibari bir mahiyetin tespiti ve bu tespitin gerekelendirilmesini ifade eden tefsir ilminin bu son anlamyla tedvini, belirgin bir ekilde ilk kez Molla Fenr tarafndan gerekletirilmitir. kinci olarak Fenryi takiben talebesi Kfiyeci, et-Teysr fi

Kavidi lmit-Tefsr isimli eserini kaleme alarak, tefsir ilminin mahiyeti hususunda Fenrden farkl sonulara ulat bu eserinde, tefsir ilmini tedvin etmeyi amaladn syleyecektir. Fenrnin Mukaddimesi ve Kfiyecinin et-Teysri tefsir ilminin son anlamyla tedvin edildii iki eser olarak tefsir tarihinde nemli bir noktada durmaktadr. Molla Fenrnin yaad dnem, slam dnce geleneinin, ilimlerin tam anlamyla teekkl ederek bu ilimlerin mahiyetlerine ve aklama getirdikleri alanlara ilikin kanaatlerin belirginlik kazand ge bir evreye tekbl etmektedir. Bir ok ilimde n plana kan Fenr ncelikle bir dil alimi, fakih ve sufidir; ancak o ayn

132

zamanda Kelm ilminden vgyle bahseden ve Rz sistemi ierisinde konuan bir dnr, mantk alannda eser veren ve eserlerine bu ilmin rengini fazlasyla yanstan bir mantk, te yandan ise bu ilmi, klsik felsefeyi ve kelmclar eletiren bir mnekkittir. Ksacas onun dncesi, bir yandan Gazl ve Rz sonras ekillenen sentez anlaynn gzel bir rneini tekil ederken, te yandan bu anlayn sahip olduu st bakn getirdii etrefilli dnce yapsn da aratrmaclarn gzleri nne sermektedir. Tabi olarak Fenr dncesinin anlalmasnda karlalan zorluklar onun tefsir ilmiyle ilgili grlerini kaleme ald Mukaddime iin de geerli olmutur. Fenrnin tefsir ilmine ilikin grlerini serdettii Aynul-yn Mukaddimesine ynelik bu tahlil denemesi, Mukaddimede yer alan tefsir meselelerinin zetlenmesinden ziyade, bir yksek lisans tezinin snrlar dahilinde, Molla Fenrnin tefsir ilminin mahiyetine ilikin yaklamn ve yorum anlayn aa karmay hedeflemitir. alma boyunca Aynu-l-yn Mukaddimesi ile irtibatl olarak cevaplandrlmaya allan sorular unlar olmutur: Tefsir ilminin dier dini ilimler ierisindeki yeri nedir? Fenrnin tefsir ilminin mahiyeti nedir sorusuna verdii cevap ne olmutur? Bu cevapla birlikte bir mfessirden beklenen ne olacaktr? Kurann anlalmas gibi ok genel ve ilk bakta anlalmas g ifade ile ne kastedilmektedir? Tefsir ilmi ierisinde yrtlen yorum faaliyetinin erevesi nasl izilecektir? imdi Fenrnin bu sorulara vermi olduu cevaplar ksaca ifade ederek tezimizin sonularn da ortaya koymu olacaz. Fenr tefsir ilminin mahiyeti nedir sorusuna tefsir faaliyeti iin iki aama n grerek cevap vermitir. Bu aamalardan ilki dil dzlemini ifade etmektedir; bu dzlemde Kuran lafzlar ve ifadelerinin lgavi karlklar belirlenerek mnasebt, sebeb-i nzul, nsih-mensh, mekk-meden vs. gibi Kuran ilimlerine ve rivyetlere dayal olarak lafzlarn yorum ncesi ilk anlamlar aa kartlmaktadr. Tefsir faaliyeti dier ilimlerden ayr deerlendirilerek bu belirlediimiz esaslar ile snrl dnldnde, balang dzeyinde bir anlam soruturmasn ifade etmektedir. Fenrye gre buradaki faaliyet alann bir ilim olarak nitelendirmek mmkn deildir; nk klsik dncede ilim kavram, altnda czlerin sraland kll kidelerin ve bu kideler zerine gerekleen temrinler sonucu elde edilen melekenin sz konusu olduu bilgi alanlarn ifade etmek zere kullanlmaktadr. Halbuki tefsir faaliyeti iin ilim ismini tlak etmemizi gerektirecek yeterli sayda kll kideden sz edemeyeceimiz

133

gibi, bu ilim dahilinde bir meleke kazanlmas da sz konusu deildir. Fenr bunlar gz nne alarak kendi snrlar ierisinde tefsir faaliyetinin bir ilim olarak nitelenemeyeceini belirtmi ve tefsir ilmini tanmlarken, kendinden nce yaplan tanmlarn aksine, ilim yerine marifet kavramn kullanmak suretiyle, bu kanaatini tefsir ilminin tanmna da yanstmtr. kinci olarak Fenr, tefsir ilminin ilim olma vasfn kendine has esaslardan hareket etmek suretiyle dier ilimlerden istifade ve istimdatla kazandn ileri srmektedir. Buradaki anlamyla tefsir ilmi, kendini yorum dzleminde gstermekte ve dier ilimlerin verilerinin ve sonularnn kullanld bir st bak ifade etmektedir. Bu ilim altnda giriilecek olan yorum faaliyetinde dier ilimlerden alnan kll kideler kullanlacak, st ilimlerden ilke olarak alnm bulunan nermelerin ardalan yorum srecinde etkin bir ekilde kendini gsterecek ve dier ilimlerde ortaya konulmu olan kuatc teoriler anlamn aa kartlmasnda ve geniletilmesinde sz sahibi olacaktr. Bu nokta, lafzlarn anlalmas meselesinin yerini Kurann anlalmasna brakt noktadr. Tefsir ilmi iin sz konusu olan bu ikinci seviyede, ilk anlamyla tefsir faaliyetinin ardndan metin kendini aarak metni anlamay meselesi haline getirmi olan muhataplarn tarih ierisinde karmaklk arz eden yaants ve btn sorular iin bir anlam kayna olarak kendini gstermektedir. Ancak anlamn bu ykselii ve farkl alanlara uzannn nasl salanaca sorusu tabiatyla, anlam arayna girenlerin tercih ve kararlar neticesinde farkl ekillerde cevaplanabilecektir. Burada anlamn geniletilmesi hususunda en genel anlamda iki ayr yneliten bahsedilebilir: lkinde dil vasatnda gerekleen tefsir faaliyetinin yorum faaliyetine dnmesi tarih ve yaantdan kopuk bir ekilde yine dil seviyesinde srdrlerek anlam, lafzlar ve bu lafzlara ilien hallerden yorumcunun imdisine yaplan sramalarla amlanacaktr. Byle bir yneli yorum faaliyetini sebeb-i nzul, siyak sibak gibi Kuran ilimleri ile asr- saadetten elde edilmi veriler zerinden srdrmek suretiyle tefsir ilmini ve bu ilim ierisindeki yorum faaliyetini dier ilimlerden ve bylelikle anlamn tarihinden koparmaktadr. Molla Fenr bu yaklam benimsememi ve anlamn kendini zhar ettii ve yorum faaliyetinin srdrld vasatn tarihsel bir sre ierisinde ifadesini bulacan belirtmitir. Onun yaklam, dil ve Kuran ilimlerinden hareketle balayan

134

yorum faaliyetini bir dnce gelenei ierisinde varlk bulan ilimlere ve dnce sistemlerine ynlendirmektedir. Bu noktada Fenrnin Mukaddimede sorduu bir soruya yine kendi verdii cevap, tezde tefsir ilminin mahiyeti ile ilgili varlan sonularn da zl bir ifadesi olacaktr. Soru udur:
Tefsir ilminin bir takm rivyetlerden, dil ilimlerinden ve lafzlardan manann istinbatna ynelik kidelerin ortaya konulduu fkh uslnden yardm almas anlalr bir ey iken, mfessirin bilmesi gereken ilimler altnda saylan on alt ilmin geri kalanndan (kelm, hadis, kasas, tasavvuf, hakikat, ahlk, tezkir, mevhibe gibi ilimler) elde edilen bilgilerin, tefsir ilmindeki yorum faaliyeti sonucu elde edilmesi amalanan bilgilerle aynilik arz ettii gz nne alnrsa, tefsir ilmi iersindeki yorum faaliyetinin hem bu ilimlere dayal olarak srdrlmesi ve hem de bu ilimlerle ulalan sonular amalamas bir fasit daireye yol amaz m?453

Sorunun cevab ise udur:


Kuran, yorumcunun nne sunduu ncekilerden farkllaan yeni anlam alanlaryla sonsuz bir okyanus gibi olduundan, ne ondan salanlan faydalarn, ne de yaplan istinbatlarn bir son noktas olacaktr; bundan dolay Kuran anlamaya ynelik hibir aba ve yorum faaliyeti, kendisinden sonraki anlam araylarn gereksiz klmayacak ve yorum imkanlarn tketemeyecektir. Yorumcu, kendisinden nceki yorumcularn yapm olduu istinbatlar, bu istinbatlardaki hareket noktalarn ve anlamn aa karlmas iin ortaya konulan yntemleri bildii takdirde, bu bilgiler onun iin, kendinden nceki bu yorumcularn ulaamad yorum ve bilgilere alan kaplar iin gvenli bir anahtar (mifth- sahh) ve Kurann iermi olduu sonsuz bilgilerden, nceki yorumcularn aa karamad incelikleri aa karmak iin ak bir yntem (minhac- mbn) olacaktr. lahi feyz ve rahmani ltuf snrszdr, nne geilemez. Bu feyz-i ilahi ve lutf-i rahmani syle ifade edilmitir: Melekt kaplar kapanmaz ve her hakikat talibi iin lahut srlardan bir nasip vardr. u halde Kurandan yeni bir bilgi talep eden kimsenin elde edecei bilgi veya anlam, kendisinden ncekilerin elde etmi olduklarndan farkllk arz edeceinden, tefsir ilminin yukarda dil ile irtibatl olarak saylan ilimler dndaki ilimlerden yardm almas bir ksr dng deil, yorum faaliyeti iersinde anlamn amlanmas anlamna gelecektir.454

Sorusuna bu ekilde cevap veren Fenrnin tefsir ilmini, metinde bilkuvve bulunan anlamlarn aa kartld dinamik bir densel faaliyet alan olarak grdn syleyebiliriz. Bu dnsel faaliyet iersinde anlamn buharlamamas ve varlkla irtibatn srdrlmesi ise, yorum faaliyetinin anlamn tarihine ve dolays ile ilimlere ynelmesi ile mmkn olacaktr; nk bu yorum tarihinin dnda kalnarak
453 454

Fenr, Aynul-yn, s. 88 Fenr, Aynul-yn, s. 88

135

getirilecek yorumlar, kiisel tercihlerin tesinde, anlamn kendini gsterecei ufuklarda onun gvence altnda olacana dair hibir sahih kritere sahip deildir. Doru anlamann mmkn kriteri yorumcu iin, Fenrnin miftah- sahih ve minhac- mbin olarak tavsif ettii, anlamn tarihidir. Mfessir, bu tarih zerinden Kuran lafzlar ile yzleerek dnsel bir faaliyet sonucu metnin farkl seviye ve dzlemler ierisinde ihtiva ettii yeni anlamlar mslmanlarn imdisi ile buluturacaktr. Fenr Kurann vcdun ahvalini beyan eden ilahi bir kitap olduunu ve onun en kll dzlemden czsine kadar beerin ihtiya duyduu bilgileri ihtiva ettiini dnmektedir. Kurandaki itikad, amel ve ahlk hkmler zerine yrtlen anlam soruturmalar farkl ilimlere varlk vermi ve sonra bu ilimlerin cihet-i vahdelerine ynelik bir bilin dahilinde, anlam ile mslmanlarn yaants arasndaki irtibat korunarak srdrlmtr. Fenrye gre Kurandaki gayb alana ynelik bilgiler dil ve varlk bilgisi seviyesinde akaid ve kelm, hakikat ve mahiyet bilgisi seviyesinde ise mkaefe ve mahede ilmi diye de anlan hakikat ilmi ierisinde idrak edilebilmektedir. Ameli ve ahlki alana ynelik hkmler ise usl, fkh, ahlk, tezkir, kasas, tarih gibi ilimler ierisinde ilenerek ortaya konulurlar. Bu anlamyla o, mslmanlarn varolu zeminini Kuran ile temellendirerek ilimlerin Kuran ile irtibatn kurmu ve ikinci olarak onlar Kurann anlalmas iin bir esas eklinde dnmtr. Fenr Kurann gerek anlamda anlalmasnn bu ilahi kitabn aklama getirdii farkl seviye ve dzlemlerin e zamanl olarak gz nnde bulundurulmas ile mmkn olacan dnmektedir; onun ifadeleriyle daire tamamlanmaldr. Dairenin tamamlanmas, seyr-i slk ile katedilen mesafeyi tersinden katederek ameli ve ahlki dzleme inmek sureti ile eriat, tarikat ve hakikat bilgisini insanlara ulatrmakla mmkn olacaktr; nitekim Hz. Peygamberin btn bir hayat boyunca yapt budur. Fenrnin tasavvuf ilmi ierisinde bir tutum gelitirmek suretiyle bir metafiziki olarak kalmamas ve fkh, kelm, tefsir gibi ilimlerle ve mslmanlarn sosyal yaantsyla yakndan ilgili olmas bu kavrayn bir neticesidir. Son olarak ifade etmek gerekirse Fenr, dini ilimler iin -kendi ifadesi ile- menar ve menat olarak grd tefsir ilmini, Kurann anlalmasndaki hem ibtid ve hem de niha faaliyet alan olarak deerlendirmektedir. Bu ilim, Kuran ile mslman fert ve islam cemiyeti arasndaki varolusal ilikiyi anlamn tarihi zerinden yaanan gereklie tamaktadr.

136

B BL YOGRAFYA Abduh, Muhammed, Tefsrul-Ftiha, Mektebetl-Adab, yy., ts. Ahmed evki Efendi, evk alel-Fenr, yy., ts. 1284 Akar, Mustafa, Molla Fenr ve Vahdet-i Vcd Felsefesi, Ankara niv. lahiyat Fak., Baslmam Yksek Lisans Tezi, Ankara 1992 Aydn, Hakk, Molla Fenr ve Fusll-Bed f Usl-eryindeki Metodu, Atatrk niv. lahiyat Fak., Doktora Tezi, 1989 Aydn, brahim Hakk, Molla Fenr, D. .A., stanbul 2005 Badatl smail Paa, Hediyyetl-rifn, nr. bnl-Emin Mahmud KemalAvni Aktu, stanbul 1955 Brockelmann, Carl, Geschchte Der Arabschen Litteratur, Leiden 1949 Bursal Mehmet Tahir, Osmanl Mellifleri, stanbul 1333 Cbir, Muhammed Abid, Arap- slam Aklnn Oluumu, trc. brahim Akbaba, stanbul 2001 Cerraholu, smail, Tefsir Tarihi, Ankara 1996 Chittick, William, Varolmann Boyutlar, trc. Turan Ko, stanbul 1997 Cndiolu, Dcne, ada Tefsir Tarihi Tasavvurunun Kayp Halkas Osmanl Tefsir Miras, slmiyat, II, (1999), Say 4 Crcn, Seyyid erif, erhul-Mevkf, nr. Mahmud Dimyati, Beyrut 1419/1998 Drendeli, Mehmet Efendi, Resil, Sleymaniye Ktp. Hafd Efendi no: 449 Demirci, Muhsin, Tefsir Tarihi, stanbul 2003 ______, Tefsir Usl, stanbul 2003 Demirli, Ekrem, Sadrettin Konevde Bilgi ve Varlk, stanbul 2005

137

Durmu, Zlfikar, emeddin Muhammed b. Hamza el-Fenrnin Hayat ve Aynul-yn Adl Eserinin Tahlili, Erciyes niv. Baslmam Yksek Lisans Tezi, Kayseri 1992 Eb Hayyan el-Endels, el-Bahrul-Muht, Kahire 1403/1983 Eb me el-Makds, el-Mridl-Vecz il Ulmin Teteallaku bil-KitbilAzz, nr. Velid Tabatabai, Kuveyt 1414/1993 Emin, Ahmet, Fecrul- slm, Beyrut 1969 el-Hl, Emin, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metot, trc. Mevlt Gngr, stanbul 1995 ______, Tefsir ve Tefsirde Edebi Tefsir Metodu, trc. Mevlt Gngr, slami Aratrmalar, cilt: 2 say: 6 Ocak/1988 Fenr, emsddin Muhammed b. Hamza, Aynul-yn: Tefsru SratilFtiha, stanbul 1326 ______, Fusll-Bed f Usli-er, stanbul 1289 ______, Misbhul-ns Beynel-Makl vel-Mehd, nr. Muhammad Hacevi, Tahran ts. ______, erh-i sagoci, stanbul ts. Gazl, Eb Hamid, hyu Ulmid-Dn, nr. Ebul-Fazl Ziyaddin, Beyrut 1417/1997 ______, el-Maksadul- Esn erhu Esmaillahil-Hsn, Msr 1322 ______, Mikatl-Envr, nr. Ahmet zzet ve Zeki el-Krd, Msr 1322 ______, Mustasf min lmil-Usl, nr. Hamza b. Zheyr, Medine ts. Grgn, Tahsin, lahi Szn Gc, stanbul 2003 ______, Molla Fenrnin Dncesi, D. .A., stanbul 2005 Glle, Stk, emseddin Muhammed b. Hamza Fenrnin Hayat ve Eserleri, stanbul niv. lahiyat Fak., Baslmam Yksek Lisans Tezi, stanbul 1990 Gney, Ahmet Faruk, Gaza Devrinde Kuran Yorumlamak, Divan 2005/I Hseyin Hsameddin, Molla Fenr,( Trk Tarih Encmeni Mecmuas), Eyll/1962 no:18 bn Atiyye, Abdulhak b. Ebbekir, Mukaddimetn fi Ulmil-Kuran, nr. A.Jeffery, Msr 1954 lahiyat Fak.

138

bn Hacer el-Askln, nbul-Gumr bi-Ebnil-Umr, nr. Abdulvehhb elBuhr, Beyrut 1406/1986 bnul-Cevz, Ebul-Ferec, Fnnul-Efnn, nr. Hasan Ziyauddin Itr, Beyrut 1408/1987 bn Haldun, Abdurrahman b. Muhammed, el-Mukaddime, nr. Ahmet ezZabi, Beyrut 2001 bn Kesr, smail b. ihbuddin, Tefsrul-Kuranil-Azim, nr. Hsyn b. brahim Zehran, Beyrut 1408/1988 bn Nedim, Ebul-Ferec Muhammed b. Eb Yakub, el-Fihrist, nr. brahim Ramazan, Beyrut 1417/1997 bn Sn, Eb Ali Hseyin b. Abdullah, e-if (Medhal, lhiyt, bre, Burhn), nr. 1372/1954 bn Teymiyye, Ahmed b. Abdulhalim, Mukaddime fi Uslit-Tefsir, Beyrut 1417/1997 ______, Mearicul-Vusl il enne Usled-din ve Furahu kad Beyyeneh erResul, yy. 1318 Fazlolu, hsan, Trk Felsefe Bilim Tarihinin Seyir Defteri, Divan 2005/1, sa:18 sferyin, smddin, erhut-Telhs: el-Etval, stanbul 1284 smail Beli Efendi, Tarh-i Bursa: Gldeste-i Riyz- rfn, Bursa 1302 zutsu, Toshihiko, slamda Varlk Dncesi, trc. brahim Kaln, stanbul 2003 Kfiyeci, Muhammed b. Sleyman, Kitbut-Teysr fi Kavaidi lmit-Tefsir, nr., smail Cerraholu, Ankara 1989 Karla, Bekir, Osmanl Dncesinin Oluumu, Yeni Trkiye 2000/33 Ktip elebi, Kefuz Znn, nr. erafeddin Yaltkaya-Kilisli Rfat Bilge, Ankara 1967 Konev, Sadruddin, Ftiha Tefsiri, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2002 ______, Mifthul-Gayb: Tasavvuf Metafizii, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2004 ______, Risle-i Hdie, (Yazmalar inde) trc. Ekrem Demirli, stanbul 2002 brahim Beyym Medkr ve Ebul-Al Aff, yy.

139

______, en-Nuss: Vahdet-i Vcdun Esaslar, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2004 ______, Yazmalar: Mrselt, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2002 Kutluer, lhan, Kuran Anlama Yolunda Felsef Tecrbenin Rol ve Deeri, Kuran ve Tefsir Aratrmalar, stanbul 2000, c. II Leknev, Muhammed Abdulhayy, el-Fevidl-Behiyye f TercimilHanefiyye, Beyrut 1418/1998 Molla Kara Halil, Hiye al Risleti Muhammed Emin f Cihetil-Vahde, stanbul ts., Molla, Kemal Faruk, Mehmet ah Fenrnin Enmzecul-Ulm Adl Eserine Gre Fetih ncesi Dnemde Osmanllarda lim Anlay ve lim Tasnifi, Divan 2005/1 Mstakim-zde, Sleyman Sadettin, Devhatl-Meyh, yy. ts. Nabls, Abdulgan, Gerek Varlk, trc. Ekrem Demirli, stanbul 2003 zdemir, smail, slam Dncesinde Dil ve Varlk, stanbul 2006 Rz, Fahruddin, et- Tefsrul-Kebr lil- mam el-Fahrur-Raz (MefthulGayb), Beyrut ts. ______, el-Muhassal, trc., Hseyin Atay, Ankara 2002 ______, erhu Esmillahil-Hsn, nr. Taha Abdurrauf Sad, Beyrut 1404/1984 Rz, Kutbuddin, Levmiul-Esrr, stanbul, 1303 Sabba, Abdullah Tevfik, Rivyett-Tefsr fil-Karnil-Evvel ve Tedvnuhu, Msr 1405/1985 Sahv, Ebul-Hasan Ali b. Muhammed, Cemlul-Kurr ve Kemll- kra, nr. Abdl-Kerim ez-Zbeyd, Beyrut 1413/1993 Salih, Subhi, Mebhis fi Ulmil-Kuran, stanbul ts Sezgin, Fuat, Trhut-Tursil-Arab, Arapaya trc. Fehmi Hiczi ve Fehmi Ebul-Fazl, yy. 1977 Suyt, Cellddin, Kitbu Buyetil-Vut fi Tabaktil-Lgaviyyn venNuht, Msr 1326 ______, el- tkn f Ulmil-Kuran, nr. Mustafa Reyb el-Buga Beyrut, 2002/1422

140

______, et-Tahbr f 1402/1982

lmit-Tefsr, nr. Fethi Abdulkadir Ferid, Riyad

______, Trhul-Hulef, nr. Abdullah Mesud, Halep 2003 ehidolu, Recep, Molla Fenr ve Tefsir Metodu, Ankara niv. lahiyat Fak., Baslmam Doktora Tezi, Ankara 1992 ehristn, Muhammed b. Abdulkerim, el-Milel ven-Nihal, nr. Emir Ali-Ali Hasan, Beyrut 1421/2001 Taber, Eb Cafer Muhammed b. Cerr, Cmiul-Beyn, nr. Mahmut akirAhmet akir, Kahire ty Taftazn, Saduddin, erhut-Telvh alet-Tavzh, Beyrut, ts ______, erhul-Maksd, nr. brahim emsddin, Beyrut, 2001/1422 Takpri-zde, samddin Ahmed b. Mustafa, e-akikun-Numniyye f Ulemid-Devletil-Usmniyye, nr. Ahmed Suphi Furat, stanbul 1405 Tehnev, Muhammed Ali, Kefu Istlahtil-Fnn vel-Ulm, nr., Refik el-Acem vd., Beyrut 1996 Tuncer, Mustafa, Molla Fenr ve Ftiha Sresi Tefsiri, Ondokuzmays niv. lahiyat Fak., Baslmam Yksek Lisans Tezi, Samsun 1991 Ts, Nasruddin, erhul- rt, nr. Sleyman Dnya, Kahire ts. Ts, Sleyman b. Abdul-Kerim, el- ksr fi lmit-Tefsr, nr. Abdulkadir Hseyn, Kahire 1977 Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Devletinin lmiye Tekilt, Ankara 1984 ______, Byk Osmanl Tarihi, ts. yy. Vhid, Ebul-Hasen Ali b. Ahmet, Esbbn-Nzl, nr. sam b. Abdulmuhsin, Beyrut 1411/1991 Yldrm, Suat, Kuran limleri, stanbul 2000 ______, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, stanbul 1983 Ylmaz, Edip, Molla Fenr Hayat, ahsiyeti, Eserleri ve stanbul Ktphanesindeki Yazma Nshalarn Tavsifi, stanbul niv. Edebiyat Fak. Arap Fars Filolojisi Blm, Baslmam Lisans Tezi, stanbul 1975 Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, Beyrut ts. Zerkn, Muhammed Abdlazim, Menhilul- rfn fi Ulmil-Kuran, nr. Ahmet b. Ali, Kahire 1422/2001

141

You might also like