You are on page 1of 124

kapakOcak08 1/30/08 11:11 AM Page 1

TÜB‹TAK
B‹L‹M ve TEKN‹K
483 fiUBAT 2008

S A Y I 4 8 3
fiUBAT 2008 3,5 YTL

Dosya:
Gündemdeki
Toryum

GELECE⁄‹M‹Z‹ B‹LMEK


e
212110 2008/02
¤retim Yabanc›lar Aram›zda m›?..Çoklu Dünyalar...Vücudunuzdaki Ekosistem...Formula G Kurallar›...
‹lkö › l d › z
Y ›m›
Tak Mutasyonlar... Gülmek... Kukla... Barometre Yapal›m... Gelece¤in Araçlar›...
webilantek 1/30/08 10:47 AM Page 1

Türkiye’nin Bilim Çeflmesi:


www.biltek.tubitak.gov.tr

Yenilendi!
kunyeSubat 1/30/08 11:42 PM Page 1

A Y L I K P O P Ü L E R B ‹ L ‹ M D E R G ‹ S ‹

B‹L‹M veTEKN‹K C ‹ L T 4 1 S A Y I 4 8 3

“Benim mânevi miras›m ilim ve ak›ld›r"


Mustafa Kemal Atatürk
Ben kimim? Daha do¤rusu, neyim? Tamam, ö¤rendik; milyonlarca y›l önce ortak bir atadan
Sahibi yollar›m›z›n ayr›ld›¤› flempanzelerden fark›m›z, yaln›zca genlerimiz aras›ndaki yüzde bir
TÜB‹TAK Ad›na Baflkan V. buçuk oran›ndaki farkl›l›ktan daha fazla de¤iflkenle belirleniyor. Bizim ne oldu¤umuzuysa
Prof. Dr. Nüket Yetifl çok eski atalar›m›zdan ve analar›m›zdan ald›¤›m›z miras büyük ölçüde belirliyor; ama ben
niye kardeflimden ya da babamdan farkl›y›m? Daha da önemlisi, çocuklar›m›z› ne bekliyor.
Genel Yay›n Yönetmeni Hani olur ya, bana ra¤men birer Einstein - pardon abartt›k - ya da Bilim ve Teknik
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
ailesinin üyelerinden olabilecekler mi? -Ya da annemin ya da babam›n hastal›klar› bende de
Raflit Gürdilek (rasit.gurdilek@tubitak.gov.tr)
tekrarlayacak m›? Art›k bu sorular›n yan›tlar›n›n hepsini bilemesek de, ço¤ununki art›k
eriflimimiz içinde. Bunu, kal›t›m flifremizin çözülmesi yolunda yürütülen çal›flmalar›n
Yay›n Kurulu
Güldal Büyükdamgac› Alogan ola¤anüstü h›z›na ve baflar›s›na borçluyuz. Türümüzün her bireyinin her hücresinde
Çi¤dem Atakuman bulunan, analar›m›z ve babalar›m›zdan ald›¤›m›z eflit say›da toplam 46 kromozom üzerine
Ekmel Özbay sar›l› toplam 3 milyar baz (bir tür fleker molekülü) çiftinin üzerinde, yaflamsal ifllevlerimizin
Ahmet Onat yerine getirilmesini sa¤layan yaklafl›k 80.000 proteini kodlayan yaklafl›k 25.000 gen
Mehmet Mahir Özmen oldu¤unu da ö¤rendik. Peki ama, türden bireye kadar indi¤imizde benim matematik
dersinde baflar›l› olmam› ya da olmamam› (do¤ru cevap) ya da diyabet (fleker) ya da kalp
hastal›¤›na yakalanma e¤ilimimin ne oldu¤unu ne belirliyor. Genetik alan›nda ilk
Teknik Koordinatör paradigmay› yaratan gen haritas›n›n aç›klanmas›ndan yaln›zca yedi y›l geçmifl olmas›na
Duran Akca (duran.akca@tubitak.gov.tr) karfl›n art›k bu sorunun yan›t›n› da biliyoruz: Bireylere ve onlar›n oluflturdu¤u toplumlara
özgü genetik baz dizilimlerinde çok küçük de¤ifliklikler. Benzetecek olursak, karakterimizi,
Redaksiyon e¤ilimlerimizi koskoca bir romandaki bir ya da birkaç harf de¤iflikli¤ine borçluyuz.
Zeynep Tozar (zeynep.tozar@tubitak.gov.tr)
‹flte, dergimizin t›p yazarlar›ndan Ferda fienel, bu say›m›zda bu borcumuzu, bafll› bafl›na
bir baflvuru kayna¤› olabilecek bir dosya halinde, tarihiyle, mekanizmalar›yla, günümüzde
Araflt›rma ve Yaz› Grubu var›lan noktay› kapsayan genifl bir çal›flmayla detayland›r›yor. Konu öylesine ilgi çekici ki,
Gülgûn Akbaba (gulgun.akbaba@tubitak.gov.tr)
kapakta gördü¤ünüz gibi arkadafl›m›z Elif Y›lmaz hücrelerimizin verebilece¤i mesaj›
Alp Ako¤lu (alp.akoglu@tubitak.gov.tr)
heyecan ve flaflk›nl›kla okudu. Haberlerin iyi oldu¤u da (zaten kuflkumuz yoktu),
Bülent Gözcelio¤lu (bulent.gozcelioglu@tubitak.gov.tr)
Serpil Y›ld›z (serpil.yildiz@tubitak.gov.tr)
32. sayfadaki resimden belli.
Dünyan›n gündeminden, ülkemizin gündemine geliyoruz: Nükleer Enerji... Olsun mu,
olmas›n m›, ya da nas›l olsun tart›flmalar›n›n yan›s›ra ulusal gündemimize oturan bir konu
Y›ld›z Tak›m› Editörleri da ülkemize önemli bir avantaj sa¤layaca¤› medyada s›k s›k dile getirilen, sihirli bir
Gökhan Tok (gokhan.tok@tubitak.gov.tr) pelerine büründürülen bir elemente, toryuma odakl›. Biz de, her zaman oldu¤u gibi bir
Elif Y›lmaz (elif.yilmaz@tubitak.gov.tr) nükleer mühendis olan yazar›m›z Prof. Dr. Vural Alt›n’›n bu konulardaki engin bilgisine
baflvurduk ve nükleer enerjiyi, tan›d›¤›m›z potansiyelinin yan›s›ra abart›l› ve serinkanl›
Bilim ve Teknik Sanat Yönetmeni
Ayflegül D. Bircan (aysegul.bircan@tubitak.gov.tr)
beklentilerle birlikte yine kapsaml› bir baflvuru dosyas› halinde okurlar›m›za sunuyoruz.
Gelelim son üç y›ld›r, yaln›zca TÜB‹TAK olarak de¤il, ulusça gö¤sümüzü kabartan
Y›ld›z Tak›m› Sanat Yönetmeni etkinli¤imize... Bizim gençlerimizin çal›flkanl›¤›na, yarat›c›l›k ve sorumluluk duygular›na
Aytaç Kaya (aytac.kaya@tubitak.gov.tr)
olan güvenimizin s›n›r› yok. Onlar›n son üç y›lda gösterdikleri performanstan ald›¤›m›z
Web Uygulama cesaretle biz de s›n›rlar› yerle bir ederek bu y›lki TÜB‹TAK- Formula G Günefl Arabalar›
Sadi At›lgan (sadi.atilgan@tubitak.gov.tr) Yar›fl›’n›, hem kamuoyunda alternatif enerji kaynaklar›n› n yayg›n kullan›m› aç›s›ndan
daha inand›r›c› yapaca¤›na, hem de ulusumuza heyecen ve gurur dolu bir hafta
Okur ‹liflkileri
yaflataca¤›na inand›¤›m›z bir maraton yar›fl› haline getirmeyi kararlaflt›rd›k. 1000 kilometre
Zehra fien (zehra.sen@tubitak.gov.tr)
Vedat Demir (vedat.demir@tubitak.gov.tr)
yol yar›fl› ve bir pist finali planlad›k. Bizden sab›rs›zl›kla yeni program›m›z› isteyen
‹brahim Aygün (ibrahim.aygun@tubitak.gov.tr)
gençlermize ça¤r›m›z: Hodri meydan!.. Yaln›zca bize de¤il, tüm dünyaya gösterin
yarat›c›l›k, mühendislik, organizasyon potansiyelinizi ki, hemen ard›ndan daha büyük
‹dari Hizmetler s›navlara yaln›z sizleri de¤il dünyada kim boy ölçüflmek istiyorsa onlar› da ça¤›ral›m ve
Kemal Çetinkaya (kemal.cetinkaya@tubitak.gov.tr)
TÜB‹TAK’› temiz enerjiler alan›nda da uluslararas› bir marka haline getirelim.
Sayg›lar›mla
Raflit Gürdilek

Yaz›flma Adresi : Bilim ve Teknik Dergisi Atatürk Bulvar› No: 221 Internet : www.biltek.tubitak.gov.tr
Kavakl›dere 06100 Çankaya - Ankara e-posta : bteknik@tubitak.gov.tr
Yaz› ‹flleri : Tel: (312) 427 06 25 (312) 427 23 92 Faks: (312) 427 66 77 ISSN 977-1300-3380
Sat›fl-Abone-Da¤›t›m : Tel: (312) 467 32 46 (312) 468 53 00/1061 ve 3438 Fiyat› 3,50 YTL (KDV dahil)
Faks: (312) 427 13 36 Yurtd›fl› Fiyat› 5 EURO.
TÜB‹TAK Santral : Tel: (312) 468 53 00 Da¤›t›m : Merkez Da¤›t›m A.fi.
Adres : Atatürk Bulvar›, 221 Kavakl›dere 06100 Ankara Bask› : Promat Bas›m Yay›n A.fi. www.promat.com.tr
Reklam : Tel: (312) 427 06 25 (312) 427 23 92 Faks: (312) 427 66 77 Tel: (0212) 456 63 63

Bilim ve Teknik Dergisi, Milli E¤itim Bakanl›¤› [Tebli¤ler Dergisi, 30.11.1970, sayfa 407B, karar no: 10247] taraf›ndan lise ve dengi okullara; Genel Kurmay Baflkanl›¤› [7 fiubat 1979, HRK: 4013-22-79 E¤t. Krs. fi. say› Nflr.83] taraf›ndan Silahl› Kuvvetler personeline tavsiye edilmifltir.
icindekilersubat 1/30/08 10:36 PM Page 1

Bilim ve Teknoloji Haberleri/Alp Ako¤lu ..................................................................................4


Nerede Ne Var?/Gülgûn Akbaba ................................................................................................12
Olympia S›n›f› Günefl Arabalar› ‹çin Teknik Kurallar .....................................................14
Yabanc›lar Aram›zda m›?/‹. Asutay Özmen - M. Mahir Özmen ..............................................20
Vücudunuz Bir Ekosistem/Elif Y›lmaz ...................................................................................26
Bilim ve Teknik Kulübü/Gülgûn Akbaba ............................................................................28
Gelece¤imizi Bilmek/Ferda fienel ..............................................................................................32
Everett’in Çoklu Dünyalar›/Vural Alt›n .................................................................................40
Sergimize Bekliyoruz ..........................................................................................................46
Parma¤›n›z› Bile Kald›rmadan Dünyay› Yerinden Oynat›n /Levent Daflk›ran .............52
Toryum Dosyas›/Vural Alt›n .......................................................................................................56
Bulmaca/Gökhan Tok .............................................................................................................65
Yafll› ve Ölü A¤açlar/Hazin Cemal Gültekin ..........................................................................66
Yaflam/Sargun Tont .................................................................................................................70
Forum/Gülgûn Akbaba ..............................................................................................................72
‹lettikleriniz .............................................................................................................................73
Zeka Oyunlar› /Emrehan Hal›c› ..............................................................................................74
Matematik Kulesi/Engin Toktafl ...........................................................................................75
Merak Ettikleriniz/Sadi Turgut .............................................................................................76
Satranç/Aybar Karaçay..............................................................................................................77
‹nsan ve Sa¤l›k/Doç. Dr. Ferda fienel ....................................................................................78
‹çindekiler ‹çbükey Yans›malar/‹nci Ayhan ............................................................................................79
Popüler Bilim Tarihimizden/Canan Öktemgil Turgut .........................................................80
Yay›n Dünyas›/Gökhan Tok ....................................................................................................81
Türkiye Do¤as›/Bülent Gözcelio¤lu ........................................................................................82
Yeflil Teknik/Cenk Durmuflkahya .............................................................................................83
Kendimiz Yapal›m/Yavuz Erol ................................................................................................84
Bilim Sa¤l›k/M. Mahir Özmen ................................................................................................86
Gökyüzü/Alp Ako¤lu................................................................................................................88
Y›ld›z Tak›m›/Elif Y›lmaz - Gökhan Tok ..................................................................................89
Mutasyonlar/Bülent Gözcelio¤lu ..............................................................................................90
Gülmek Sana Yak›fl›yor/Gökhan Tok .....................................................................................94
Canlanan Bir Oyuncak: Kukla/Serpil Y›ld›z .......................................................................96
Matemanya/Muammer Abal› ..................................................................................................100
Böyle Çal›fl›r/Korkut Demirbafl ............................................................................................102
Birlikte Deneyelim/Elif Y›lmaz ..........................................................................................103
Gelece¤in Kavramsal Ulafl›m Araçlar›/Hakan Gürsu ......................................................104
Bilim ve Teknik Atölyesi/Hacer Erar ................................................................................106
Gökyüzü Haritalar› ve Tak›my›ld›zlar/Alp Ako¤lu .........................................................108
Kendinizi Deneyin/Gökhan Tok .........................................................................................110
Sözcük Da¤arc›¤›/Gökhan Tok .............................................................................................111
Bize Gönderdikleriniz.........................................................................................................112
ctrl+alt+del/Levent Daflk›ran ................................................................................................116
Porof. Zihni Sinir/‹rfan Sayar .............................................................................................121
icindekilersubat 1/30/08 10:36 PM Page 2

20
Yaflam›n dünyada bir kereden daha fazla say›da olufltu¤u yolundaki kan›tlar nedeniyle, bilim adamlar› bilinen di¤er tüm
organizmalardan radikal anlamda farkl›l›klar içeren mikroorganizmalar› araflt›r›yor… Bu yabanc› mikroorganizmalar s›radan
bakterilere benziyor olmalar›na karfl›n, biyokimyalar›nda de¤iflik aminoasitler veya farkl› yap›sal elementler bulunuyor olabilir.

32
‹nsano¤lu sa¤l›¤›yla ilgili konularda, bir gün, birkaç ay veya birkaç y›l sonras›ndan öteyi, k›saca bir ömür boyu bafl›na ne gelece¤ini
bilmek istiyor. Nelerle karfl›laflaca¤›n›, hangi hastal›klar› geçirece¤ini, hatta mümkünse ne zaman ölece¤ini!

56
Toryum bazen, çok de¤erli bir kaynakm›fl gibi tart›fl›l›yor. Halen öyle de¤il. Kullan›m› s›n›rl›. Yan ürün olarak ele geçen üretiminin
fazlas›, düflük düzeyli at›k olarak gömülüyor. ‹lerde öyle olabilir.

66
Ormanlarda yaflayan canl›lar›n üçte birine yak›n›, yaflamlar›n› sürdürebilmek için ölü ve yafll› a¤açlara ba¤›ml›d›r. Ölü ve yafll› a¤açlar,
orman› dengede tutup, verimlili¤in devam›n› sa¤lad›¤› gibi, özel istekleri olan binlerce tür için bar›nma ve beslenme ortam› sa¤larlar.
haberler1 1/30/08 11:39 PM Page 4

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

Alp Ako¤lu

Kendi sistemimize bak›nca, Ay’›n


Gökbilim oluflumunu aç›klayan en iyi varsay›m,
Dünya’ya Mars büyüklü¤ünde bir
gezegenimsinin çarpm›fl olmas›.
Venüs’ün dönme yönünü tersine
çeviren de bir çarp›flma olmal›. Yine,
benzeri bir çarp›flma Uranüs’ün dönme
ekseni düzlemini de¤ifltirmifl. Nitekim
çarp›flmalar›n, ilkel sistemlerde son
derece yayg›n oldu¤u düflünülüyor.
Mamajek’e göre, bu sistem de çok genç
oldu¤u için öne sürülen varsay›m
gerçekçi. E¤er ayn› olay birkaç milyar
y›l yafl›ndaki bir sistemde gözlenmifl
olsayd›, bu varsay›m bu kadar geçerli
olmayabilirdi.
2M1207B’nin s›cakl›¤› temel al›narak
parlakl›¤› hesapland›¤›nda,
beklenenden 10 kez sönük oldu¤u
gözlendi. 2006’da gökbilimciler cismin
›fl›¤›n›n sistemin toz diski taraf›ndan
so¤uruldu¤unu öne sürerek bunu
aç›klamaya çal›flm›flt›. Mamajek’in
Arizona Üniversitesi’nden çal›flma
arkadafl› Michael Meyer, alternatif bir
aç›klama getirdi: 2M1207B san›landan
daha küçük, Satürn’den biraz daha
küçük olmal›yd›. Çünkü ›fl›ma fliddeti,
s›cakl›k yan›nda yüzey alan›yla da
do¤rudan ilgili.
Çap› yaklafl›k 50.000 km olarak
hesaplanan cismin bizim gaz devlerinin
yap›s›nda oldu¤u varsay›ld›¤›nda, bu
kadar s›cak kalabilmesinin tek yolu,
devasa bir çarp›flma geçirmifl olmas›
Gezegenimsiler Çarp›flt› m›? gibi görünüyor. E¤er durum gerçekten
böyleyse, gezegenimsi yaklafl›k üç
Bizden yaklafl›k 170 ›fl›k y›l› uzaktaki Söz konusu cisim, 25 Jüpiter kütlesine
dünya büyüklü¤ünde bir baflka
bir y›ld›z›n çevresindeki gizemli cismin, sahip bir kahverengi cücenin
gezegenimsiyle çarp›flm›fl olmal›.
iki gezegenimsinin (henüz oluflumunu çevresinde dolan›yor. Bilgisayarla
fiimdi gökbilimciler, çarp›flma ve “tozlu
tamamlamam›fl gezegen) çarp›flmas›yla yap›lan modellemeler ›fl›¤›nda,
disk” varsay›mlar›n› s›namak üzere
olufltu¤u düflünülüyor. 2M1207B olarak 2M1207A ad› verilen bu y›ld›z›n çok
çal›fl›yorlar. Bu ba¤lamda, önümüzdeki
bilinen cisim, asl›nda keflfedildi¤inden genç, sadece 8 milyon yafl›nda olmas›
bir-iki y›l içinde yap›lacak araflt›rmalar,
bu yana gökbilimcileri flafl›rt›yor. Çünkü gerekti¤i ortaya ç›km›fl. Bu da eflinin
bize daha net bir yan›t verecek.
tayf›na bakt›klar›nda, olas› fiziksel yani 2M1207B’nin de ayn› yaflta
Mamajek yak›n gelecekte, Günefl
s›n›rlar›n d›fl›nda kald›¤›n› görüyorlar. oldu¤u anlam›na geliyor. Bu yafltaki ve
Sistemi d›fl› gezegenleri araflt›rmak
Cismin s›cakl›k, parlakl›k, yafl ve konum bu kütledeki bir gezegenimsinin
üzere gelifltirilen Dev Magellan
özellikleri hiçbir kurama uymuyor. yaklafl›k 700ºC s›cakl›kta olmas›
Teleskopu gibi teleskoplarda yap›lacak
Harvard-Smithsonian Astrofizik beklenir. Oysa, ölçülen s›cakl›¤› 1400
araflt›rmalarda “gezegenimsi
Merkezi’nden Eric Mamajek durumu derece civar›nda. S›cakl›¤›n olmas›
çarp›flmalar›”n›n önemli bir yer
flöyle aç›kl›yor: “Bu cisim o kadar ilginç gerekti¤inden fazla oluflunu aç›klayan
tutaca¤›n› düflünüyor.
ki, mutlaka ilginç bir aç›klamas› en iyi varsay›m, bir baflka
olmal›.” gezegenimsiyle çarp›flm›fl olmas›. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi Bas›n Bülteni, 9 Ocak 2008

B‹L‹M ve TEKN‹K 4 fiubat 2008


haberler1 1/30/08 11:39 PM Page 5

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

PATLAMA
MERKEZ‹

KOZM‹K TOP
MERM‹S‹

1999
2005

X-IfiINI (CHANDRA)
X-IfiINI (ROSAT VE OPT‹K)

üzerindeki yaz›y› bir futbol sahas› mükemmel olmasa da genellikle küresel


Kozmik Top Mermisi uzunlu¤undaki bir mesafeden görmeye biçimdedir, yani enkaz her yöne da¤›l›r.
Gökbilimciler, RX J0822-4300 ad›n› benzetiyor. Daha büyük kütleli y›ld›zlar›n eseri
verdikleri bir nötron y›ld›z›n› yaklafl›k 5 NASA’n›n Goddard Uzay Uçufl olan süpernova patlamalar›nda durum
y›ld›r gözlemliyorlar. Bu dönem içinde Merkezi’nden Robert Petre’yse, bu biraz daha karmafl›k. Olay› bilgisayarda
NASA’n›n Chandra X-›fl›n› Uzay nötron y›ld›z›n›n do¤du¤u andan canland›ran araflt›rmac›lar, yak›t›
Teleskopu’yla yap›lan gözlemler, itibaren dönüflü olmayan bir yolculu¤a tükenen ve çekirde¤indeki ›fl›n›m
y›ld›z›n Puppis (Pupa) A süpernova ç›kt›¤›n› söylüyor. Asl›nda, gökadan›n bas›nc› aniden düflen y›ld›z çekirde¤inin
kal›nt›s›n›n merkezinden inan›lmas› güç d›fl›na f›rlat›lan bir y›ld›z bulmak üstüne düflen maddenin çok yüksek
bir h›zla uzaklaflt›¤›n› gösteriyor. Bu gökbilimciler için o kadar da flafl›rt›c› enerji ortaya ç›kartt›¤›n› ve çökmenin
süpernova kal›nt›s› ve nötron y›ld›z› bir de¤il. Çünkü daha önce de benzer karmafl›kl›¤› nedeniyle maddenin tam
y›ld›z›n patlamas›yla, yaklafl›k 3700 y›l gözlemler yap›lm›flt›. Bu nötron olarak simetrik saç›lmad›¤›n› keflfettiler.
önce oluflmufllar. y›ld›z›n› ayr›cal›kl› yapan, onun flafl›rt›c› ‹flte bu nötron y›ld›z›n›n bafl›na gelen
Bu 5 y›ll›k gözlemler sonucu, nötron h›z›. Daha önce keflfedilenlere göre en de bu gibi görünüyor. Gözlemler de
y›ld›z›n›n gökyüzünde ne kadar yer az›ndan befl kat daha h›zl› hareket kuram› destekliyor ve patlaman›n bir
de¤ifltirdi¤ini ölçen gökbilimciler, onun ediyor. yöne do¤ru gerçekleflti¤ini, bunun da
saatte yaklafl›k 5 milyon km h›zla Araflt›rmac›lara göre, daha önce y›ld›z çekirde¤ini öteki tarafa do¤ru
hareket etti¤ini hesaplad›lar. Nötron gözlenen “hiper-h›zl›” y›ld›zlar›n bu f›rlatt›¤›n› gösteriyor. T›pk› bir topun
y›ld›z› bu h›zla giderse, birkaç milyon kadar h›zl› hareket etmelerinin mermiyi f›rlat›rken geri tepmesi gibi...
y›l içinse Samanyolu’nun d›fl›na ç›km›fl sorumlusunun, gökadan›n (Top bir yöne giderken, ondan çok
olacak. merkezindeki karadelik. Oysa, söz daha hafif olan mermi öteki yöne çok
Her ne kadar saatte 5 milyon km çok konusu RX J0822-4300 nötron daha h›zl› gider.)
yüksek bir h›z olsa da, bu kadar y›ld›z›n›n tamamen farkl› bir Do¤an›n nas›l kozmik toplar
uzaktaki bir gökcisminin hareketini mekanizmayla f›rlat›lm›fl oldu¤u yapabilece¤i anlafl›lm›fl olsa da, RX
alg›layabilmek için, çok duyarl› düflünülüyor. Günefl gibi küçük kütleli J0822-4300 nötron y›ld›z›n› saate 5
gözlemler gerekiyor. Y›ld›z›n 5 y›l bir y›ld›z ömrünü tamamlad›ktan sonra milyon km’lik h›za ulaflt›rabilecek
içindeki görünür hareketi o kadar çöktü¤ünde, y›ld›z›n d›fl katmanlar›n› patlaman›n hayal edilenden daha büyük
küçük ki, gözlemi yapan oluflturan madde çekirde¤in çevresinde olmas›, gökbilimcileri hala
araflt›rmac›lardan biri olan Frank meydana gelen bir parlamayla d›fla düflündürüyor.
Winkler, bunu bir bozuk paran›n do¤ru püskürtülür. Bu patlamalar Chandra X-›fl›n› Merkezi Haber Bülteni, 28 Kas›m 2007

fiubat 2008 5 B‹L‹M ve TEKN‹K


haberler1 1/30/08 11:39 PM Page 6

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

biliniyor. Titan atmosferine k›rm›z›ms›


rengini veren de bu moleküller.
Bizden yaklafl›k 220 ›fl›k y›l› uzakta bu-
lunan HR 4796A’y› çevreleyen toz diski,
1992 y›l›nda keflfedildi¤inde, gökbilimci-
leri epeyce heyecanland›rm›flt›. Çünkü
oluflum aflamas›nda keflfedilen ilk y›ld›z
Yaflam›n sistemiydi. Diskin içerdi¤i tozsa büyük
olas›l›kla bizim sisteminizdeki asteroit-
Rengi: ler ve kuyrukluy›ld›zlar gibi küçük ci-
K›rm›z› simlerin çarp›flmas›yla olufluyor. Siste-
min ileri oluflum aflamas›nda bu tozlar
ABD Washington’daki Carnegie Enstitü- bilir. Elde edilen tayf, demir oksit gibi gezegenlerin üzerinde ya¤acak, onlar›
sü’ndeki gökbilimciler, HR 4796A adl› baflka moleküllerin neden oldu¤u k›rm›- kaplayacak ve belki de oluflacak yafla-
y›ld›z› çevreleyen diskte karmafl›k orga- z› saç›lmayla kar›flmayacak kadar tan›m- m›n kayna¤› olacaklar.
nik moleküllere rastlad›lar. Sadece 8 lay›c›. HR 4796A, Günefl’ten biraz daha farkl›
milyon yafl›nda olan bu “bebek” y›ld›z›n Tolinler, günümüzde gezegenimizin at- bir y›ld›z. Kütlesi, onunkinin iki kat› ka-
çevresindeki toz bulutunun gezegen mosferinde do¤al olarak bulunmuyor. dar ve ondan bir o kadar daha s›cak.
oluflumunun ileri aflamalar›nda oldu¤u Çünkü atmosferdeki oksijenle aralar› Yayd›¤› ›fl›n›msa Günefl’inkinin yaklafl›k
düflünülüyor. pek iyi de¤il. Ancak, bu moleküllerin 20 kat› kadar. Araflt›rma ekibinden
Hubble Uzay Teleskopu’yla yap›lan göz- milyarlarca y›l önce, ilkel Dünya’da bu- John Debes, bu sistemin incelenmesiyle,
lemlerde, araflt›rmac›lar y›ld›z›n ›fl›¤›n›n lundu¤u ve canl›lar›n ortaya ç›kmas›nda gezegenlerin farkl› koflullarda nas›l
toz diski taraf›ndan saç›larak k›rm›z› bir rol sahibi olduklar› düflünülüyor. Tolin- olufltu¤unun ve hatta belki de yaflam›n
görünüm ald›¤›n› saptad›lar. Bu renk- lere Günefl Sistemi’nde de rastlan›yor. temellerinin nas›l at›laca¤›n›n anlafl›labi-
ten ancak “tolin” olarak adland›r›lan Kuyrukluy›ld›zlarda ve Satürn’ün uydu- lece¤ini söylüyor.
büyük karbon molekülleri sorumlu ola- su Titan’da bu moleküllerin bulundu¤u Eurekalert, 3 Ocak 2008

“Sadece Su Ekleyin!”
Arecibo Gözlemevi’ndeki dev radyote-
leskopla gözlem yapan bir grup gökbi-
limci, 250 milyon ›fl›k y›l› uzakl›ktaki
Arp 220 adl› bir gökadada yaflam için
çok önemli iki moleküle rastlad›lar.
Metanamin ve hidrojen siyanid, amino
asitlerin en önemli yap›tafllar› olan iki
molekül.
Projede çal›flan gökbilimci Robert
Minchin, “Sadece su ekleyin!” diyor ve
aç›kl›yor: Metanamin ve hidrojen siya-
nid, yaflam›n en temel bilefliklerinden
ikisi. Çünkü suyla bileflik oluflturarak,
en basit aminoasit olan glisini yani
Arp 220
Dünya’da yaflam için çok gerekli olan
bir bilefleni oluflturuyorlar. l›fl›yorlard›. Arecibo’da çal›flan gökbilim- mak için, laboratuarda elde edilmifl ve-
Arp 220, y›ld›z oluflumunun fliddetle ci Tapasi Gosh, tam olarak belli mole- rilerle karfl›laflt›rmak yeterli.
gerçekleflti¤i bir yer. Bunun nedeniyse, külleri aramad›klar›n›, o nedenle ne bu- Eski Arecibo gökbilimcisi olan Emma-
asl›nda çarp›flmakta olan iki sarmal gö- lacaklar›n› pek de bilmediklerini belirti- nual Momjian’sa, bu molekülleri göre-
kadadan oluflmas›. Gökadalar çarp›fl›r- yor. bilmemiz için Arp 220’de bunlardan
ken, içerdikleri gazlar s›k›fl›yor ve böy- Her molekül farkl› bir dalgaboyunda çok miktarda olmas› gerekti¤ini öne
lece y›ld›z oluflumu tetikleniyor. ›fl›ma yap›yor. T›pk› iki insan›n parmak sürüyor ve flöyle devam ediyor: “Yeni
Arecibo Gözlemevi’nin 305 metrelik ça- izinin ayn› olmay›fl› gibi, her molekül y›ld›zlar›n ve gezegenlerin oldu¤u bir
na¤›yla gökaday› çeflitli radyo dalgaboy- de farkl› dalgaboylar›nda ›fl›ma ya da yerde yaflam›n bileflenlerinin bu kadar
lar›nda inceleyen ekip, burada bulunma- so¤urma yap›yor. Bu nedenle, gözle- bol miktarlarda bulunmas› ilgi çekici.”
s› olas› çeflitli molekülleri saptamaya ça- nen moleküllerin ne olduklar›n› bul- Cornell Üniversitesi Bas›n Bülteni, 11 Ocak 2008

B‹L‹M ve TEKN‹K 6 fiubat 2008


haberler1 1/30/08 11:39 PM Page 7

gencinden bile çok daha genç. Makale-


nin baflyazar› Johny Setiawan, bu arafl-
t›rmadan önce gezegen oluflumunun za-
manlamas›n›n pek iyi bilinmedi¤ini, söy-
lüyor. TW Hydrae bunun san›landan
çok daha h›zl› gerçekleflti¤ini gösterdi.
Ayr›ca, “gezegen oluflturan disk” olarak
adland›r›lan y›ld›zlar›n çevresinde gözle-
Bebek Gezegenin ‹lk Ad›mlar› nen disklerin gerçekten “gezegen olufl-
turdu¤u” kan›tlanm›fl oldu.
Gökbilimciler, ilk “bebek” Günefl Siste- sü’ndeki bir grup araflt›rmac› kan›t›n NASA’n›n Ames Araflt›rma Merke-
mi d›fl› gezegeni keflfettiklerini düflü- nihayet bulundu¤unu düflünüyor. 200 zi’nden Moffett Field’e göre, e¤er bu
nüyorlar. Bu gezegen o kadar genç ki, y›ld›z›n çevresindeki diski inceleyen gezegenin kütlesi 10 yerine 13 Jüpiter
oluflumunu daha tamamlamam›fl. araflt›rmac›lar, 180 ›fl›k y›l› uzaktaki kütlesi olsayd›, merkezindeki bas›nç ve
Günefl Sistemi d›fl› gezegenlerin ilk TW Hydrae (Sucanavar›) adl› y›ld›z›n s›cakl›k onun bir y›ld›za dönüflmesi
keflfi sadece 15 y›l öncesine gidiyor. O periyodik olarak sal›nd›¤›n› keflfetti. Sa- için yeterli olurdu. Yani, cismin kütlesi
zamandan bu yana, baflka y›ld›zlar›n l›n›m, y›ld›z›n çevresinde dolanan bü- Alman ekibin hesaplamalar›ndan biraz
çevresinde dolanan 271 gezegen yük kütleli bir baflka cismin varl›¤›n› daha fazlaysa, bu bir gezegen de¤il,
keflfedildi. Araflt›rmalarda kullan›lan iflaret ediyor. Bu ilgi çekici keflfin üze- “kahverengi cüce” olarak adland›r›lan
teleskoplar giderek gelifltirildi¤i için, rine y›ld›z› daha da detayl› inceleyen y›ld›z›ms› bir cisim olabilir. Moffett, bu
sürekli de yeni keflifler geliyor. Bilim ekip, gezegenin yaklafl›k 10 Jüpiter nedenle bu cisme “gezegen” demek
adamlar›, gezegenler yan›nda, yüzlerce kütlesinde oldu¤unu ve yaklafl›k 4 gün- için erken oldu¤unu öne sürüyor.
y›ld›z›n çevresinde gezegen oluflturan de bir y›ld›z›n çevresinde doland›¤›n› TW Hydrae’nin bilefleni ister bir geze-
disk keflfettiler. Bu diskleri oluflturan hesaplad›. gen, isterse bir kahverengi cüce olsun
gaz ve tozun zamanla kümeleflerek Y›ld›zdan elde edilen bilgiler de ilgi çe- bu keflif, bebek yafltaki y›ld›zlar›n çev-
önce gezegencikleri, sonra da kici. Ekip, gözlemlerden elde edilen ve- resinde de gezegen bulunabilece¤ini
gezegenleri oluflturdu¤u uzun zaman- rilerinin sonuçlar›n› Nature dergisinin 3 gösterdi. Bu nedenle, gezegen oluflu-
d›r kabul etmifl bir “gezegen oluflum Ocak 2008 tarihli say›s›nda yay›mlad›. muyla ilgili hali haz›rdaki varsay›mlar›n
sistemi”. Ne var ki, flimdiye kadar bu- Buna göre, gezegenin yafl› sadece 10 gözden geçirilmesi gerekecek.
nun do¤rudan kan›t›na rastlanmam›flt›. milyon y›l; yani bu güne kadar keflfedi-
Almanya’n›n Max Planck Enstitü- len Günefl Sistemi d›fl› gezegenlerin en ScienceNow, 2 Ocak 2008

Günefl Yeni miz birkaç ayd›r da neredeyse s›f›ra in-


miflti. NASA/ESA Günefl ve Güneflküre
alan›n kutuplar›n›n, bir önceki döneme
göre ters olmas› anlam›na geliyor. Bu
Döneme Girdi Gözlemevi (SOHO) taraf›ndan 4 Ocak ilk ters kutuplu lekeler, ekvatordan
2008’de çekilen foto¤raflar, Günefl’in uzak yerlerde olufluyor. Oysa, ola¤an
Günefl, görece kararl› bir y›ld›z olmas›- yeni döneme girdi¤ini gösteriyor. Günefl lekeleri genelde Günefl ekvatoru-
na karfl›n asl›nda de¤iflken bir yap›ya Marshall Uzay Uçufl Merkezi’nden Da- na yak›n yerlerde oluflur. 4 Ocak’ta
sahip. Y›ld›z›m›z›n etkinli¤i, 11 y›ll›k vid Hathaway, yeni Günefl döngülerinin gözlenen leke her iki koflulu da yerine
dönemlerle de¤iflim gösteriyor. her zaman “ters kutuplu” Günefl lekele- getiriyor. Yani hem ters kutuplu, hem
Günefl’in etkinli¤i 2000 ile 2002 y›llar› rinin belirmesiyle bafllad›¤›n› söylüyor. de ekvatordan uzakta.
aras›nda en üst düzeye ç›km›fl; geçti¤i- “Ters kutuplu”, lekelerdeki manyetik Araflt›rmac›lar, Günefl etkinli¤ini yak›n-
dan izliyorlar; çünkü bu dolayl› olarak
bizi de etkiliyor. Günefl etkinli¤inin art-
t›¤› dönemlerde, ki bu döngünün orta-
lar›nda gerçeklefliyor, Günefl patlamala-
r›yla çok miktarda yüklü parçac›k Gü-
nefl’ten saç›l›yor. Bu, yeryüzündeki güç
hatlar›n›, iletiflimi ve özellikle uzay
araçlar›n› önemli ölçüde etkiliyor.
Günefl etkinli¤inin önümüzdeki dönem-
de yavafl yavafl artarak 2011 ila 2012
y›llar›nda en üst düzeye ç›kaca¤› tah-
min ediliyor.

NASA Haber Bülteni, 10 Ocak 2008

fiubat 2008 7 B‹L‹M ve TEKN‹K


haberler1 1/30/08 11:39 PM Page 8

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

MESSENGER, gezegenin yak›n›ndan alg›lad›¤› renklerde göstermiyor.


geçerken elde etti¤i ilk görüntüleri Merkür, görece yak›n olmas›na karfl›n,
yeryüzüne göndermeye bafllad›. hakk›nda pek fazla bilgiye sahip
Araçtaki genifl aç›l› kamera’yla çekilen olmad›¤›m›z bir gezegen. Öyle ki,
ilk foto¤rafta gezegen hilal biçimde gezegen yüzeyinin bir bölümü ilk kez
görünüyor. 11 farkl› filtreyle de¤iflik MESSENGER sayesinde
dalgaboylar›nda görüntü alabilen bu görüntülenecek. Bilim adamlar›n›n,
kameradan elde edilen görüntüler, bir Merkür’le ilgili yan›tlanmas›n›
araya getirilerek gezegenin renkli bir bekledikleri birtak›m sorular var.
görüntüsü oluflturuldu. Kamera, insan Gezegenin neden bu kadar yo¤un
gözünün göremedi¤i dalgaboylar›na da oldu¤u, jeolojik geçmifli, manyetik
duyarl› oldu¤undan, bu görüntü alan›n›n özellikleri, çekirde¤inin yap›s›,
Merkür’den Merkür’ü tam olarak gözümüzün kutuplarda gözlenen maddeler bunlar
aras›nda.
Haber Var! Gezegenin kutuplar›nda gözlenen buzul
benzeri birikintilerin, su içerip
33 y›l aradan sonra gezegene giden ilk
içermedi¤i, gezegenle ilgili en çok
uzay arac› olan MESSENGER
merak edilen konulardan biri.
(Haberci), 14 Ocak’ta Merkür’e ilk
MESSENGER, kutuplarda bulunan
yak›n geçiflini yapt›. Araç, bunun gibi
molekülerin ve elementleri inceleyecek
iki yak›n geçifl daha yapt›ktan sonra,
donan›ma sahip.
2011 y›l›nda Merkür’ün yörüngesine
Gezegenin Günefl’e dönük olan ayd›nl›k
girecek ve incelemelerine buradan
yüzünden geçen MESSENGER’in elde
devam edecek.
etti¤i veriler, önümüzdeki günlerde
Uzay arac›, gezegen yüzeyine 200 km
Dünya’ya indirilecek.
kadar yaklaflarak çeflitli foto¤raflar
çekti ve çeflitli ölçümler yapt›. NASA Haber Bülteni, 22 Ocak 2008

Wild 2 Kuyrukluy›ld›z› katmanlar›ndan toplanan ve kuyruklu-


y›ld›z kaynakl› oldu¤u düflünülen mad-
le kuyrukluy›ld›zlar›n bu ilkel maddeyi
bozulmadan saklam›fl oldu¤u düflünü-
fiafl›rtt› deyle k›yaslad›klar›nda, çok farkl› yap›- lüyor. Ancak, Stardust’un elde etti¤i
da olduklar›n› gördüler. Atmosferden örnekler, en az›ndan Wild 2’nin buna
NASA’n›n Stardust (Y›ld›ztozu) adl› toplanan parçalar, silikonla kar›fl›k me- iyi bir örnek olmad›¤›n› gösteriyor.
arac›, 2004’te Wild 2 Kuyrukluy›ld›- tal ve kükürt içeren, gevflek yap›da par- Stardust Projesi’nin flefi Don Browlee,
z›’na gönderilerek, gökcisminin saçt›¤› çac›klar. “Muhtemelen kuyrukluy›ld›z›n ço¤u,
parçac›klar› toplam›fl ve 2006’da yeryü- Kuyrukluy›ld›zdan al›nan örneklerin, sistemin içlerinden d›fllar›na tafl›nm›fl ‹ç
züne getirmiflti. O zamandan bu yana, Günefl Sistemi’nin ilk zamanlar›ndan, Günefl Sistemi kaynakl› maddeden olu-
bilim adamlar› getirilen toz parçac›kla- 4,5 milyar y›l öncesinden, sistemi olufl- fluyor” diyor. Ancak, bundan kuyruklu-
r›n› mikroskop alt›nda dikkatlice inceli- turan gaz ve tozdan kalan, bozulmam›fl y›ld›zlar›n yap›s›yla ilgili kesin sonuçlar
yorlar. madde içerece¤i düflünülüyordu. Çün- ç›karmak için erken oldu¤unu, kuyruk-
Örneklerden elde edilen ilk bulgular, kü Günefl’e çok uzak olmalar› nedeniy- luy›ld›z›n madde yap›s›n›n çarp›flmalar
bilim adamlar›n› flafl›rtt›. ‹lk inceleme- ya da benzer etkilerle bozulmufl olabi-
ler, 5 km çapl› Wild 2’nin Günefl Siste- lece¤ini de vurguluyor.
mi’nin içlerinden gelen ve bir zamanlar Yine projede çal›flan bilim adamlar›n-
Günefl’in etkisiyle yaklafl›k 1000 dere- dan biri olan Hope Ishii, Wild 2’nin bu
ceye kadar ›s›nm›fl madde içerdi¤ini özellikleri nedeniyle “asteroit benzeri
göstermiflti. Science dergisinin 25 Ocak kuyrukluy›ld›z” olarak tan›mlanabilece-
2008 tarihli say›s›nda yay›mlanan ma- ¤ini belirtiyor. Çünkü Günefl’e yaklaflt›-
kalede aç›klanan yeni bulgularsa, Wild ¤›nda içerdi¤i gaz buharlafl›yor; gaz ve
2’nin ço¤unlukla ‹ç Günefl Sistemi kay- tozdan oluflan bir kuyruk oluflturuyor.
nakl› maddeden olufltu¤unu gösteriyor. Ancak Ishii’ye göre, yeni bulgular aste-
Yani, bileflimine bak›l›rsa bu göktafl›, roitlerle kuyrukluy›ld›zlar›n aras›nda
bir kuyrukluy›ld›zdan çok bir asteroite önceden düflünüldü¤ü gibi büyük yap›-
benziyor. sal farklar olmad›¤›n› gösteriyor.
Araflt›rmac›lar, bu kuyrukluy›ld›zdan el-
Newscientist.com, 24 Ocak 2008
de ettikleri maddeyi, atmosferin üst

B‹L‹M ve TEKN‹K 8 fiubat 2008


haberler1 1/30/08 11:39 PM Page 9

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

Gökten Uydu Düflecek, SETI


“Endifleye Gerek Yok” Yard›m›n›z› Bekliyor
Güç kayna¤› ar›zalanan bir Amerikan Dünya-d›fl› uygarl›klar› “evden” arama pro-
uydusunun flubat sonu ya da Mart jesi SET‹@home, daha fazla gönüllüye ih-
bafl›nda Dünya’ya düflece¤i bildirildi. tiyaç duydu¤unu aç›klad›. Yaklafl›k 8 y›ld›r
Uzmanlar, bunun için endifle etmeye süren proje, elde edilen yüklü miktarda
gerek olmad›¤›n›; uydunun büyük verinin, gönüllülerin bilgisayarlar›na kur-
oranda atmosferde yanarak duklar› küçük bir programla ifllenmesine
parçalanaca¤›n› ve yere ulaflacak dayan›yor. Günümüze kadar, 5 milyondan
2006’de Brezilya’ya düflen Telstar 402 uydusunun yak›t tank›
parçalar›n bir “çay tepsisinden” büyük fazla gönüllü projeye kat›ld›. Henüz sonuç
olmayaca¤›n› düflünüyorlar. her birkaç haftada bir kontrolsüz bir vermese de California Üniversitesi’ndeki
Uydunun parçalar›n›n nereye düflece¤i flekilde yere düfltü¤ünü belirtiyor. Berkeley Uzay Araflt›rmalar› Laboratuva-
tam olarak bilinmiyor, ama yeryüzünün Amerikan Ulusal Güvenlik Arflivi’nden r›’nda çal›flan araflt›rmac›lar vazgeçmeye
büyük bölümünün okyanuslarla ve Jefferey Richelson’sa “fiimdiye kadar niyetli de¤il.
insanlar›n yaflamad›¤› karasal alanlarla yüzlerce casus uydu hiçbir kazaya yol
kapl› oldu¤u düflünülürse, çok büyük açmadan atmosfere girdi” diyor ve flöyle
olas›l›kla kimse zarar görmeyecek. devam ediyor: “Bu da ötekiler gibi
‹lerleyen günlerde çarp›flma yerinin yanacakt›r, endifle etmeye gerek yok.”
tahmin edilebilece¤i düflünülüyor. Uydunun atmosfere nereden
E¤er düflece¤i aç›klanan uydu USA- girece¤inin, olaydan yaklafl›k bir gün
193’se (Uydu bir casus uydu oldu¤u önce belirlenebilece¤i tahmin ediliyor.
için ne oldu¤u resmi olarak Uydunun büyüklü¤ü konusunda da
aç›klanmad›) yeryüzü üzerinde, -60 ile çeflitli varsay›mlar var. USA-193’ü
+60 enlemler aras›nda hareket ediyor. SET‹@home projesinde kat›l›mc›lara gön-
tafl›yan Delta II roketinin en fazla 4500
Bu nedenle, bu aral›kta herhangi bir derilen veriler, Dünya’n›n en büyük radyo
kg yük tafl›yabilece¤i biliniyor.
yere düflebilir. Uzmanlar, uydunun teleskopu olan Puerto Rico’daki 305 metre
Geçti¤imiz y›l, John Locker adl› ‹ngiliz
askeri amaçl› bir görüntüleme uydusu çapl› Arecibo Teleskopu’ndan geliyor. Te-
uydu dan›flman›, uydunun foto¤raf›n›
oldu¤unu düflünüyorlar. Aral›k 2006’da leskop, çeflitli bilimsel araflt›rmalarda kulla-
yerden çekmifl ve uzunlu¤unu 5 metre
f›rlat›lan uydunun iletiflim ve itki n›l›rken, eflzamanl› olarak da ak›ll› canl›lar
olarak ölçmüfltü. Yani, uydu yaklafl›k
sistemleri, yörüngeye yerlefltirildikten taraf›ndan gönderilebilecek olas› sinyalleri
bir minibüs büyüklü¤ünde.
k›sa bir süre bozulmufltu. saptamak için sürekli veri topluyor.
Uydunun yükü de tart›flmal›. Uydudaki
USA-193 f›rlat›ld›ktan bir süre sonra, Proje yürütücüleri, yak›n zamana kadar,
en tehlikeli yükün, f›rlat›ld›ktan sonra
uyduyu izleyen amatör uydu gönüllülerin kat›l›m›yla eldeki verileri ince-
hemen hiç kullan›lmam›fl olan roket
gözlemcileri, uydunun yörüngede leyebiliyorlard›. Ancak, daha geliflmifl al›c›-
yak›t› oldu¤u san›l›yor. Bu yak›t,
girerek alçald›¤›n› ve herhangi bir larla donat›lan teleskop, art›k eskisine gö-
uydular›n yörüngelerinde küçük
düzeltme yap›lmad›¤›n› fark etmifllerdi. re çok daha duyarl›. Üstelik, 7 farkl› al›c›
ayarlamalar yapmak için kullan›l›yor.
Normalde, ömrünü tamamlayan uydular sayesinde, gökyüzünün 7 farkl› noktas›n›
Roket yak›t› bilefleni kullan›lan
kontrollü bir flekilde düflürülürler. ayn› anda tarayabiliyor. Üstelik, bu al›c›la-
“hidrazin” (N2H4) adl› maddenin
Ancak bu durumda, uyduyla iletiflim r›n her biri, gökyüzünü eskisine göre 40
yüksek derecede zehirli oldu¤u
kurulamad›¤› için uydu kaderine teslim kez daha genifl bir frekans aral›¤›nda tar›-
biliniyor. Atmosfere girifllerde, yak›t
edilmifl durumda. ABD, yor. Öyle ki, art›k eskisine göre 500 kat
tanklar›n›n tek parça halinde yere
Massachusetts’te bulunan Harvard- fazla veri toplanabiliyor. Elbette, bu “uzay-
ulaflabildi¤i biliniyor. Ancak, bu
Smithsonian Astrofizik Merkezi l›lar›” bulabilmek için flans›m›z›n da bir o
uydunun tank›n›n dolu oldu¤u
araflt›rmac›lar›ndan Jonathan kadar artt›¤› anlam›na geliyor. Tabii, bu
düflünüldü¤ünde, ›s›nd›¤›nda patlama
McDowell’in de aralar›nda bulundu¤u kadar çok veriyi indirgeyecek bilgiifllem
olas›l›¤› yüksek olarak görülüyor.
birçok uzman, bu tür uzay çöplerinin gücü bulunabilirse.
Uzmanlar, tank patlad›¤›nda yak›t›n
yaklafl›k 40 y›ld›r gökten ya¤d›¤›n› ve ‹flte bu nedenle, SET‹@home projesi yürü-
yanaca¤›n› ve bunun zararl› bir
bilindi¤i kadar›yla flimdiye kadar tücüleri, geçti¤imiz ay yay›mlad›klar› bir
etkisinin olmayaca¤›n› söylüyorlar.
kimsenin bundan bir zarar görmedi¤ini bas›n bülteniyle daha fazla say›da gönüllü-
E¤er yaklafl›k bir ton yak›t içerdi¤i
belirtiyorlar. ye ihtiyaçlar› oldu¤unu aç›klad›lar. Proje
düflünülen yak›t tank› atmosfere
McDowell, yere düflebilecek parçalar›n, flefi Dan Werthimer, bu geliflmelerden son-
girdikten sonra patlara, bu düflüfl
roketlerin f›rlat›ld›ktan sonra b›rak›lan ra, olas› sinyallerin gözden kaçmayaca¤›n›
amatör uydu gözlemcileri için güzel bir
kademelerinden çok daha küçük düflünüyor.
gösteriye de dönüflebilir.
olaca¤›n› ve bu boyutta bir parçan›n California Üniversitesi Haber Bülteni, 3 Ocak 2008
NatureNews, 29 Ocak 2008

fiubat 2008 9 B‹L‹M ve TEKN‹K


haberler1 1/30/08 11:40 PM Page 10

Bu Y›ld›z
Bizden De¤il
Samanyolu’ndan büyük bir h›zla
uzaklaflan genç bir y›ld›z
gökbilimcilerin kafas›n› kar›flt›rd›.
Çünkü, genç yafl›na karfl›n gökadadan
bu kadar uzaklaflm›fl olmas› pek olas›
görünmüyordu. Washington’daki
Carnegie Enstitüsü ve Belfast’taki
Queen’s Üniversitesi’nden bir grup
araflt›rmac›, bu y›ld›z›n komflu gökada,
Büyük Magellan Bulutu’na ait
oldu¤unu keflfettiler.
HE 0437-5439 olarak adland›r›lan
y›ld›z, Samanyolu’ndan büyük h›zlarla
uzaklaflmakta oldu¤u keflfedilen 10
y›ld›zdan biri. Ancak, bu y›ld›z öteki
9’dan fakl›. Di¤er y›ld›zlar›n tipleri,
h›zlar› ve yafllar›, Samanyolu’nun
HE 0437-5439’nin Büyük Magellan Bulutu’ndan uzaklaflmas›n›n canland›rmas›
merkezinden f›rlat›ld›klar› düflüncesini
destekliyor. Burada bulunan dev harekete geçen araflt›rmac›lar, y›ld›z›n bir y›ld›z sisteminin bilefleni oldu¤u,
karadeli¤in bu tip “yaramazl›klar” kütlesi, yafl› ve h›z›n› detayl› olarak bir bileflenin yaklafl›k 1000 günefl
yapabilece¤i zaten düflünülüyordu. incelediklerinde, önceki gözlemlerle kütlesinde dev bir karadelik taraf›ndan
2005 y›l›nda keflfedildi¤inde, HE 0437- uyumlu oldu¤unu fark ettiler. Ancak yutuldu¤u, bu y›ld›z›n da karadeli¤in
5439 de gökadan›n merkezinden y›ld›z›n bileflimi, Samanyolu’ndaki güçlü kütleçekimi yüzünden gökadan›n
f›rlam›fl gibi görünüyordu. Ancak y›ld›zlar›n bileflimiyle farkl›l›k d›fl›na f›rlad›¤› tahmin ediliyor.
hesaplamalar, y›ld›z›n flimdiki gösteriyordu. Y›ld›zdaki çeflitli Araflt›rmada yer alan gökbilimcilerden
konumuna ulaflabilmesi için 100 elementlerin bollu¤unu ölçen araflt›r- biri olan Alceste Bonanos’a göre, bu
milyon y›l geçmesi gerekti¤ini gösterdi. mac›lar, y›ld›z›n bilefliminin Büyük Ma- araflt›rman›n en önemli sonuçlar›ndan
Sadece 35 milyon yafl›nda olan bu gellan Bulutu’ndaki y›ld›zlar›nkiyle biri, Büyük Magellan Bulutu’nda dev
y›ld›z için, bu mümkün de¤ildi. benzer oldu¤unu fark ettiler. kütleli bir karadelik bulunabilece¤inin
Gökbilimcilerin “gençlik paradoksu” fiimdi, saatte 1,6 milyon km h›zla ipuçlar›n› vermesi.
dedikleri bu olay› çözmek üzere uzaklaflan bu y›ld›z›n bir zamanlar ikili Carnegie Enstitüsü Haber Bülteni, 28 Ocak 2008

Asteroit ya’ya Yaklaflan Cisimler program›n›n


baflkan› Don Yeomans, bu boyutta yak-
Yak›n›m›zdan Geçti lafl›k 10.000 kadar asteroitin
yörüngelerinin Dünya’n›n yak›n›ndan
11 Ekim 2007’de keflfedilen 2007 geçti¤ini ve bunlar›n henüz sadece
TU24 adl› bir asteroit, öngörüldü¤ü gi- %15’inin keflfedildi¤ini söylüyor.
bi 29 Ocak’ta gezegenimizin 554.209 Yeomans, bu boyutta bir asteroit yeryü-
km yak›n›ndan, bir baflka deyiflse 1,4 züne düfler ve karaya isabet ederse, bu-
Ay uzakl›¤› mesafeden geçti. 250 metre nun yaklafl›k 5 km çap›nda bir
çap›ndaki bu göktafl›n›n yeryüzüne krater oluflturabilece¤ini, okyanusa
çarpma olas›l›¤›n›n bulunmad›¤›, keflfe- düflerse bir tsunamiye yol açabilece¤ini
dildikten bir süre sonra aç›klanm›fl olsa 2007 TU24’ün Arecibo’dan çekilen radyo görüntüsü söylüyor.
da bu yönde çok say›da spekülasyon
yap›da olmad›¤›n› gösterdi. NASA, Dünya’ya Yaklaflan Cisimler
yap›lm›flt›.
Her ne kadar bizim için bir tehdit olufl- program› kapsam›nda, çap› 1 km ve
Gökbilimciler, Arecibo Gözlemevi’ndeki
turmad›ysa da, göktafl›n›n geçti¤i mesa- üzerinde olan ve tehlike oluflturabile-
305 metrelik çana¤› kullanarak gökta-
fe astronomik ölçekte pek de fazla de- cek asteroitleri saptamaya çal›fl›yor.
fl›n› olabildi¤ince ayr›nt›l› bir flekilde
¤il. Öyle ki bilinen asteroitler aras›nda, 2008 sonuna kadar hedef, bunlar›n en
görüntülemeye çal›flt›lar. Görüntü pek
2017’ye kadar bundan daha fazla yak- az›ndan %90’›n›n saptanm›fl olmas›.
net olmasa da, göktafl›n›n simetrik bir
laflacak biri daha yok. NASA’n›n Dün- NASA Haber Bülteni, 29 Ocak 2008

B‹L‹M ve TEKN‹K 10 fiubat 2008


haberler1 1/30/08 11:40 PM Page 11

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

bir araflt›rmada, deneklerin telomer


Biyoloji uzunluklar› ölçüldü. Telomerler, Deri Hücresinden
kromozomlar›n uçlar›n› kapatarak ‹nsan Embriyosu
DNA’n›n kendini kopyalamas› s›ras›nda
y›pranmas›n› önleyen parçalar.
Telomerler, insan›n yaflam süresi
boyunca k›sald›klar› için, biyolojik
yaflam süresinin saptanmas›nda
kullan›labiliyorlar. Sigara tiryakilerinin
ve afl›r› fliflman insanlar›n, di¤er
insanlara göre biyolojik olarak daha
h›zl› yaflland›klar› önceli çal›flmalardan
biliniyordu.
Bu araflt›rmada, haftada 3 saat 20
Yavafl Yafla Genç Öl dakikadan fazla egzersiz yapan en aktif
ABD’de California’l› bir flirket, insan
grubun telomerlerinin, en az aktif
(haftada 16 dakikadan az egzersiz deri hücrelerinden elde edilen DNA’y›
Yap›lan bir araflt›rmada, düzenli
yapan) grubunkine göre 200 nükleotid kullanarak insan embriyosu kopyala-
egzersiz yapan kiflilerin biyolojik
daha k›sa oldu¤u görüldü. Bu da d›¤›n› aç›klad›. Boston’daki Harvard
yafllar›n›n “koltuk tembellerine” göre
egzersiz yapanlar›n, yapmayanlara göre T›p Fakiltesi’nden George Daley, bu-
10 y›la kadar daha düflük olabildi¤i
biyolojik olarak 10 y›la kadar daha nun embriyo kaynakl› kök hücrelerin
ortaya ç›kt›. Londra’daki St. Thomas
genç olabilece¤i anlam›na geliyor. üretilmesinde ilk ve en önemli ad›m-
Hastanesi’ndeki ‹kizler Araflt›rma
lardan biri oldu¤unu, diyabet ve Par-
Ünitesi’nde 2401 ikiz üzerinde yap›lan NatureNews 28 Ocak 2008 kinson hastal›¤› gibi hastal›klar›n te-
davi edilmesinde kullan›labilece¤ini
Gelece¤in Enerji belirtiyor.
Bilim adamlar›, baz› hastal›kl› insan
Kayna¤›: E.coli hücrelerinden embriyo kopyalamay›
ö¤renmeyi, çeflitli hastal›klara çare
E.coli deyince, ço¤umuzun akl›na g›da bulabilmek için bu erken dönemdeki
zehirlenmesi gelir. Ancak, Texas A&M embriyolar›n istiyorlar. Çünkü bu in-
Üniversitesi’nin Kimya Bölümü’nde celenmesinin gerekli oldu¤u düflünce-
yap›lan bir araflt›rma, bu bakterinin sindeler.
gelece¤in enerji kayna¤› olabilece¤ini Çal›flmada, iki erkekten al›nan deri
gösteriyor. hücrelerinin içerdi¤i DNA’lar, 25 ka-
Araflt›rmac›lar, bakteriyi genetik olarak d›ndan al›nan yumurtalar›n DNA’lar›-
de¤ifltirerek onun hidrojen n›n yerine yerlefltirildi. Yumurtalar-
üretebilece¤ini keflfettiler. Öyle ki, yöntemlerle üretilebiliyor. Woods, bu dan ikisi, 5 günlük embriyo olana ka-
bakteriler kullan›larak üretilen hidrojen nedenle bu flekilde elde edilecek dar geliflebildi. Araflt›rmac›lar, bunun
miktar›, do¤al süreçlerde üretilenden hidrojenin ucuz bir enerji kayna¤› beklenenin üzerinde bir baflar› oldu-
140 kez fazla olabiliyor. olaca¤›n› düflünüyor. Hidrojenin di¤er ¤unu söylüyorlar.
Araflt›rmay› yürüten Thomas Wood’a yöntemlerle elde edilmesi oldukça Araflt›rman›n lideri Andrew French,
göre, henüz ticari kullan›m için erken pahal›ya mal oluyor. tak›m›n baflar›s›n› araflt›rmada “üret-
olsa da, gelece¤in enerji kayna¤› olan Woods, evlerde kurulacak bir tonluk kenli¤i kan›tlanm›fl” kad›nlar›n yu-
hidrojen bu yolla çok daha verimli bir tanklarda, bu yöntemle hidrojenin elde murtalar›n›n seçilmesine ba¤l›yor ve
flekilde üretilebilecek. Wood, E.coli’nin edilebilece¤ini ve bunun evin tüm enerji üreme klinikleri taraf›ndan kalitesiz
DNA’s›ndaki alt› özel geni silerek, ihtiyac›n› karfl›layabilece¤ini öne bulunan yumurtalarla yap›lan daha
bakteriyi hidrojen üreten küçük sürüyor. Tank›n içinden hidrojeni önceki denemelerin baflar›s›z oldu¤u-
fabrikalara çevirebildi¤ini, bakterininse çekmek kolay, ancak tank›n içine her nu vurguluyor.
flekerle beslenmesinin yeterli oldu¤unu gün bol miktarda E.coli koymak Bilim adamlar›, bu geliflmeden etki-
söylüyor. Asl›nda yapt›¤›, bakterinin gerekecek. Çünkü flu anki durumda, bir lenmifl olsalar da, as›l büyük geliflme-
do¤al olarak zaten yapt›¤› glikoz evin 24 saatlik enerji ihtiyac›n› nin bir gün birilerinin kopyalanm›fl
dönüfltürme ifllemini, afl›r› derecede karfl›layabilmesi için, 80 kg bakteri embriyolardan kök hücreleri ay›rarak,
art›rmak. gerekiyor. Woods, amac›n›n bunu 8 bunlar› ço¤altmay› baflarmas›yla ola-
Bakteriden hidrojen elde edilebilmesi kg’a düflürmek oldu¤unu söylüyor. ca¤›n› düflünüyorlar.
için gereken flekeri bulmak kolay.
Science NOW, 17 Ocak 2008
fieker, görece ucuz bir madde ve do¤al Eurekalert, 29 Ocak 2008

fiubat 2008 11 B‹L‹M ve TEKN‹K


neredeNeva 1/30/08 10:30 PM Page 19

N E R E D E N E V A R
G ü l g û n A k b a b a

T›bbi Jeoloji Sempozyumu Çocuk ve Adli T›p lara veriliyor. Bu y›l on birincisi gerçeklefltirile-
cek olan “Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet
6-10 fiubat tarihlerinde Ankara’da Maden 8. Adli Bilimler Kongresi, 15-18 May›s ta-
Ödülleri-2007” için baflvuru süresi 4 Nisan
Tetkik ve Arama Genel Müdürlü¤ü Kültür Site- rihlerinde, Kocaeli'nde, Adli T›p Uzmanlar› Der-
2008 Cuma günü saat 17:00’ de sona erecek.
sinde yap›lacak olan Uluslararas› Kat›l›ml› II. ne¤i ve Adli T›p Anabilim Dallar› taraf›ndan
Geçen y›la kadar yaln›zca Akdeniz Üniversitesi
T›bbi Jeoloji Sempozyumu, TMMOB Jeoloji Mü- Edinburg Üniversitesi’nin katk›lar›yla düzenle-
ö¤retim elemanlar›na aç›k olan “Çevre Bilim
hendisleri Odas›, Maden Tetkik ve Arama Genel necek. Kongre’nin ana temas› “Çocuk ve Adli
Hizmet Ödülü” bu y›l tüm üniversiteler ö¤retim
Müdürlü¤ü ile Afet ‹flleri Genel Müdürlü¤ü tara- T›p” olarak belirlenmifl.
‹lgilenenler için: Doç. Dr. Baflar Çolak Kocaeli Üniversitesi T›p Fakül-
elemanlar›n› kapsayacak biçimde geniflletilmifl.
f›ndan ortaklafla düzenleniyor. Sempozyumda
tesi Adli T›p Anabilim Dal› Umuttepe Yerleflkesi / Eski ‹stanbul Bu ba¤lamda çevre ve ekoloji de¤erleri konu-
insan sa¤l›¤› için gerekli ana ve iz elementleri Yolu 10. km. ‹zmit – Kocaeli
Tel: (262) 303-7455 / 303-7353
sunda çal›flmalar yapm›fl bilim insanlar›, haz›rla-
içeren çevresel konular iyot, selenyum, çinko,
E-posta: adlibilimler2008@kou.edu.tr yacaklar› dosyalar›yla, “Çevre Bilim Hizmet
bak›r, molibden, kadmiyum, civa, demirin çok-
Ödülü” ne de bafl vurabilecekler. Sunulan dos-
lu¤u yada azl›¤›; bunlar›n bitkilerle hayvanlar
üzerindeki etkileri, içme ve kaynak Radyasyon Onkolojisi yalar Çevre Hizmet Ödülleri Yönergesi kurallar›-
na uygun olarak, AÜ. Mühendislik Fakültesi ve
sular›nda flor, arsenik, radon sorunu, Türk Radyasyon Onkolojisi
Çevre Sorunlar› Araflt›rma ve Uygulama Merke-
a¤›r metal kirlili¤i, çinko ve demir ek- Derne¤i’nin düzenledi¤i 8.Ulusal
zi’nin geniflletilmifl Yönetim Kurulu taraf›ndan
sikli¤ine ba¤l› kil ve toprak yenmesi Radyasyon Onkolojisi Kongresi,
7-11 Nisan tarihleri aras›nda de¤erlendirilecek
ve sa¤l›k sorunlar›, do¤al radyoaktif 19 -23 Nisan tarihinde, Antal-
ve sonuçlar 14 Nisan’da aç›klanacak. Ödül tö-
kaynaklar› ve etkileri, asbest, eriyo- ya’da gerçeklefltirilecek.
‹lgilenenler için: Doç. Dr. Fadime Akman reni de, 22 Nisan’da Akdeniz Üniversitesi’nde
nit, silis, talk, demir gibi mineral toz- DEÜTF Radyasyon Onkolojisi AD gerçeklefltirilecek.
lar›n›n yol aflt›¤› sa¤l›k sorunlar›, je- 35340 ‹nciralt› / ‹zmir Tel : (232) 412 42 05 ‹lgilenenler için: -Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kampus
E - posta : fadime.akman@deu.edu.tr
olojinin fiziksel t›p ile adli t›p yönü ve 07058 Antalya Tel: (242) 310 63 27 Faks: (312) 310 63 06
www.akdeniz.edu.tr/muhfak/index.html - muhammetoglu@usa.net
t›bbi jeolojinin yasa ve yönetmelikler- Akdeniz Üniv. Çevre Sorun. Arafl. ve Uyg. Merkezi / Antalya
deki konumu ve önemi ortaya konulacak. Tel: (242) 310 20 91-90 Faks: (312) 227 53 60
‹lgilenenler için: Adem Uluflahin, Uluslararas› Kat›l›ml› II. T›bbi Jeoloji
Mühendislik ve Teknoloji Web: www.akdeniz.edu.tr e-posta: tneyisci@akdeniz.edu.tr
Sempozyum Sekreterli¤i, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odas›, Ba- Çankaya Üniversitesi’nce düzenlenen ve bil-
y›nd›r Sokak, 7/7 06444 Yeniflehir-Ankara
Tel: (312) 287 34 30 /1246 GSM: 532 221 96 09
e-posta: tibbijeoloji@jmo.org.tr web: www.jmo.org.tr
gisayar, elektronik ve haberleflme ve endüstri Eczac›l›k Tarihi Konferans›
mühendisli¤iyle ilgili mühendislik ve teknoloji 8. Türk Eczac›l›k Tarihi Toplant›s›, Marmara
konular›n›n tart›fl›laca¤› 1. Mühendislik ve Tek- Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi'nde , 29 - 30
‹TÜ Vakf› 2007 Bilim Ödülü noloji Sempozyumu, 24-25 Nisan tarihleri ara- May›s tarihlerinde yap›lacak.
Temel bilimler ve mühendislik bilimleri ala- s›nda Ankara’da gerçeklefltirilecek. ‹lgilenenler için: Prof. Dr. Emre Dölen, Marmara Üniversitesi Eczac›l›k
‹lgilenenler için: Ümit Yüceer Fakültesi Haydarpafla/‹stanbul
n›nda kuramsal ya da uygulamal› araflt›rmalar e-posta:mts1@cankaya.edu.tr web: www.mts1.cankaya.edu.tr Tel : (216) 414 44 63 GSM : (542) 597 51 04
aras›ndan seçilecek yap›ta verilecek olan ‹TÜ Tel: (312)284 4500 x300 Faks: (312) 284 8043 Fax : (216) 362 14 99 E-posta: emredolen@gmail.com
Web: http://www.bilimtarihi.org
Vakf› 2007 y›l› Bilim Ödülü için son baflvuru
tarihi 15 fiubat 2008 tarihi olarak belirlenmifl.
Ödüller için kiflisel baflvurular›n yan›nda ilgili
kurulufllar da öneride bulunabilecekler. Baflvu- K›y› ve Deniz Alanlar›
ruda bulunacak araflt›rmac›lar 15 fiubat Gazi Üniversitesi ve K›y› Alanlar› Yönetimi
2002‘den sonra yay›mlanan eserler ve yay›nlan- Türk Milli Komitesi, toplumsal bilinçlenmeyi ar-
mam›fl eserler için baflvuruda bulunabilecek. t›racak ve k›y› alanlar› yönetimiyle ilgili yap›lan
‹lgilenenler için: http://www.ituvakif.org.tr tüm çal›flmalar› ayn› çerçeve alt›nda bir araya
Tel: (212) 246 64 05 - 252 82 47
e-posta: ituvakif@ituvakif.org.tr getirip paylafl›lmas›n› sa¤layacak bir ortak plat-
form oluflturmak için Türkiye’nin K›y› ve Deniz
Çevre Sorunlar› Tart›fl›lacak Alanlar› 7. Ulusal Kongresi’ni, 27-30 May›s ta-
rihleri aras›nda gerçeklefltirecek. Kongre s›ra-
Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisli¤i Bö-
s›nda, birinci yazar›, yüksek lisans ya da dokto-
lümü, 14-17 May›s tarihleri aras›nda Çevre So-
ra programlar›nda ö¤renci olan bildiri sunucu-
runlar› Sempozyumu Kocaeli-2008’i düzenliyor.
lar› aras›nda bildiri sunufl yar›flmas› düzenlene- Ufuk Esin’i Kaybettik
Etkinlik h›zla sanayileflen ve kentleflen bölgele-
cek. En iyi sunuflu yapan ö¤renci kat›l›mc›, bir
rimizin sorunlar›n› tart›fl›p, çözüm yollar›n›n be- Türkiye'de arkeometri çal›flmalar›n›n bafl-
jüri taraf›ndan belirlenecek ve ödüllendirilecek.
lirginlefltirilmesini amaçl›yor. Kocaeli, çevre so- lamas›na öncü olan TÜBA fieref Üyesi Prof.
Ayr›ca, Türkiye K›y›lar› 08’da sunulan posterler
runlar›yla Körfez Kirlili¤i’nde tan›flm›fl, daha Dr. Ufuk Esin 19 Ocak’ta aram›zdan ayr›ld›.
aras›ndan jüri taraf›ndan seçilen üç posterin ya-
sonra hava kirlili¤iyle bu sorunu enikonu yafla- Arkeolojik kurtarma kaz›lar›n› gerçeklefltiren
zarlar›na “en iyi poster” ödülü verilecek.
maya bafllam›fl bir kentimiz. fiimdilerde toprak ‹lgilenenler için: Doç. Dr. Lale Balas, Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mi- Dr. Esin, TÜBA’nin 2001’de bafllatt›¤› Türki-
kirlili¤ini de ileri boyutlarda yaflayan Kocae- marl›k Fakültesi, ‹nflaat Mühendisli¤i Bölümü, Ankara ye’nin toprak üstü ve toprak/ su alt› kültü-
Tel: +90 312 231 74 00 / 2254 Faks: +90 312 231 92 23
li’nde do¤al bitki örtüsü, verimli tar›m toprakla- E-posta: lale.balas@kaytmk.org rel miras›ndan kaynaklanan zenginli¤in arafl-
r› da h›zla yitirilmekte. Bu sempozyum, Kocae- t›r›l›p belgelenmesi amac›n› tafl›yan Türkiye
li ile birlikte h›zla sanayileflen ve kentleflen böl- Çevre Ödülleri Kültür Sektörü (TÜBA-TÜKSEK ) giriflimi
gelerimizin sorunlar›na çözüm yollar› sunacak. Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri kapsam›nda Türkiye Kültür Envanteri Proje-
‹lgilenenler için: Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi sini de yaflama geçirmiflti. Hocam›z› Bilim ve
Çevre Mühendisli¤i Bölümü Umuttepe Yerleflkesi ‹zmit/Kocaeli her y›l 22 Nisan “Dünya Günü”’nde, bir önceki
GSM: (506) 601 45 55 - (0532) 413 54 47 y›l içinde çevre de¤erlerinin korunmas› ve gelifl- Teknik dergisi ekibi olarak hep sevgi ve say-
E-posta: kcss08@kou.edu.tr g›yla an›msayaca¤›z.
tirilmesine hizmet etmifl kifli, kurum ve kurulufl-

B‹L‹M ve TEKN‹K 12 fiubat 2008


ilanCDler 1/30/08 11:51 PM Page 1

Bilime En Büyük At›l›m›


Sa¤layan Kuram

- ‹kizinizden Daha Geç Yafllanman›n Yolu...


- Uzay Yolculu¤unda Ne Kadar K›salaca¤›z?
- Uçak Yolculu¤u Ömrümüze Ne Ekliyor?
Einstein’in Uzay ve Zaman Kuram›
Özel Görelilik
Bilim CD’leri Serisi - 6

Mart 2008 say›s›nda


Derginizi flimdiden bayinize ay›rt›n!
fiaKurallar 1/30/08 5:54 PM Page 14

OLYMPIA SINIFI GÜNEfi ARABALARI ‹Ç‹N


TEKN‹K KURALLAR
Bu y›l TÜB‹TAK Formula G Günefl Arabalar› Yar›fl›’nda, ç›tay› (bir hayli!) yükseltiyoruz. Kat›lacak tak›mlar FIA’n›n yeni belirledi¤i bir
klasman ve ona özgü kurallara göre üretecekleri araçlar›yla çok etapl› 1000 km’lik bir yol yar›fl› ve pist finali koflacaklar.
‹stanbul - Tekirda¤ - Edirne - Tekirda¤ - ‹stanbul - Kocaeli - Bolu - Ankara olarak tasarlanan güzergah, yol keflif çal›flmalar›n›n ard›ndan
Mart ay› içinde kesinleflecek. Etaplar›n yerleri ve uzunluklar›yla, yar›flma kurallar› daha sonra Bilim ve Teknik Dergisiyle, web
sayfam›zdan sizlere duyurulacak. Baflvuru tarihi de 20 Mart 2008 tarihine kadar uzat›ld›.
MADDE 1- ÖNSÖZ potansiyeli
Olympia S›n›f› teknik kurallar›, sürdürülebilir Araç (flasi) topraklamas›, flasi ve güvenlik yap›-
ulafl›ma yönelik araflt›rmalar›n özendirilmesi için bir s› da dahil olmak üzere kaportan›n tüm geçirgen bö-
çerçeve oluflturmaktad›r. Olympia S›n›f› için konulan lümleri için elektri k referans potansiyelidir (yer po-
yeni teknik kurallar, 01. 01. 2008 tarihinden baflla- tansiyeli).
yarak gelecekteki tüm günefl arabas› tipleri için ge- 2.22. Sistem topraklama ve elektronik düzenek
çerli olacakt›r. topraklamas›
Yeni teknolojilerin sa¤lad›¤› olanaklar sayesin- Sistem (elektronik düzenekler) topraklamas›,
de tak›mlar›n büyük ço¤unlu¤unun mevcut günefl elektrik ekipman›n›n, yani güç devresinin toprak po-
arabalar›n›n h›zlar›n› önemli ölçüde art›rmalar›na tansiyelidir.
karfl›l›k araçlar›n güvenliklerinde kayda de¤er bir iyi-
leflmenin olmamas›, günefl arabalar› için yeni kural- GENEL HÜKÜMLER
lar› acil bir gereksinim haline getirmifl bulunuyor. Ye- MADDE 3
ni günefl arabalar› kurallar›n› gerekli k›lan bir baflka 3.1. Kurallara uyum
neden de, belli bafll› günefl araba yar›fllar›nda uygu- Her kat›l›mc›, arac›n›n yar›fl›n tümü süresince
lanan teknik kurallar aras›ndaki büyük farkl›l›klar. bu kurallarla tam olarak uyum içinde oldu¤unu de-
“A yar›fl›” için konan teknik kurallara göre imal edi- netmen ve gözetmenlere göstermekle yükümlüdür.
len bir araba, üzerinde radikal de¤ifliklikler yap›lma- 3.2. Asgari A¤›rl›k
d›kça “B yar›fl›”na kat›lam›yor. Ancak pek az tak›m Tüm s›v› tanklar› (motor ya¤›, so¤utma, fren,
günefl arabalar›n› bir sonraki yar›fla kat›labilecek de- uygulan›yorsa ›s›tma) üretici taraf›ndan tan›mlanan
¤iflimleri yapabilecek zaman ve paraya sahip olabili- normal düzeylerinde olmal›d›r. ‹stisnalar, bofl olmas›
yor. Bu durumun sonucu olarak da organizasyonlar- gereken Ön cam ya da far y›kama su tanklar›, fren
da yeterli kat›l›m sa¤lanam›yor. Olympia S›n›f› günefl so¤utma sistemi, kullan›ld›¤› durumlarda su enjeksi-
arabalar›n›n temel teknik özellikleri, önde gelen gü- yon tanklar›d›r. Arac›n teknik pasaportunda (tan›t›m
nefl araba yar›fl organizatörleri ve organizasyonlar› belgesi) yer almayan ilave farlar, tart› öncesinde sö-
(World Solar Challenge, Suzuka Solar Car Race, külmelidir. Araçlar›n a¤›rl›¤› en az araç teknik pasa-
Phaeton Event, FIA ve ISF) taraf›nda kabul edildi¤in- portunda yaz›l› a¤›rl›k (net a¤›rl›k) kadar olmal›d›r.
den, gelecekte yar›flç›lar kendi günefl arabalar›nda Araçlar›n asgari a¤›rl›¤› 100 kg’d›r.
önemli de¤ifliklikler yapmadan bu yar›fllara kat›labil- 3.3. Maksimum Brüt Araç A¤›rl›¤›
me olana¤›na kavuflacaklar. Ortaya ç›kmaya bafllayan Maksimum Brüt Araç A¤›rl›¤›’nda s›n›rlama
bir baflka sorun da mevcut günefl arabalar›n›n biçim- yoktur.
leri. Bu biçim halk taraf›ndan pratik olarak kullan›- 3.4. Araç Boyutlar›
ma uygun de¤il. Böyle olunca da sonuç, halk›n, spon- Araçlar›n boyutlar›, afla¤›daki de¤erleri aflamaz:
sorlar›n ve medyan›n günefl arabalar› yar›fllar›na ilgi- Uzunluk: 4m
sizli¤i biçiminde kendini gösteriyor. Bu nedenle Oly- Genifllik: 1.8m
mpia S›n›f› kurallar›, s›radan otomobillerin biçim, ta- Yükseklik: 1.6m
sar›m ve görünümleriyle daha çok örtüflen güvenli 3.5. Günefl Panelinin Büyüklü¤ü
günefl arabalar›n›n gelifltirilmesini hedefliyor. Günefl hücrelerinin toplam yüzey alan› (hücre-
nin d›fl s›n›r›n›n alan›, aktif bölge alan› de¤il) için üst
MADDE 2- TANIMLAR s›n›r 6 metrekaredir.
2.1. Günefl enerjili araç Bir günefl panelinde en fazla üç farkl› boyutta
Bir günefl arabas›, bir suspapansiyon sistemine, (günefl hücrelerinin d›fl kenar boyutlar›) hücre kulla-
bir güvenlik yap›s›na, bir pilot kabinine (kokpit), ka- n›labilir. E¤er günefl panelinin oluflturulabilmesi için
porta elemanlar›na sahip, tavanl› ya da tavans›z, yer- Sürücüyü ve yar›fl yönetmeliklerinin izin verdi¤i için kullan›lan elektrik ekipman›na enerji sa¤lamak üçten daha fazla farkl› boyutta hücre gerekiyorsa,
le temas halinde olan ve öndeki ikisi arac› yönlendi- durumlarda yolcular› içine alan yap›sal iç hacim. için kullan›lan bir aküdür. kat›l›mc› yar›fltan en geç bir ay önce (kaza durumu
ren dört tekerle¤i olan bir kara tafl›t›d›r. Günefl ara- 2.9. Tekerlek ve lastikler 2.13. Yard›mc› Devre hariç) yar›fl› düzenleyen kuruma bir dilekçe ile bafl-
bas› hareket gücünü, bir tahrik bataryas› arac›l›¤›yla Tekerlek, arac›n hareketi ve/veya itkisi için kul- Yard›mc› devre (network), elektrik ekipman›n›n vurmak zorundad›r. Dilekçede günefl paneli için üç-
do¤rudan araç üzerindeki günefl üretecinden (jenera- lan›lan ve göbek, jant ve haval› lastikten oluflan par- sinyal, ayd›nlatma ya da iletiflim için kullan›lan tüm ten daha fazla farkl› boyutta hücre kullan›lmas›n› ge-
tör) al›r. ça olarak tan›mlanmaktad›r. parçalar›ndan oluflur (Bkz: Ek 4). rektiren nedenler (kolay bulunabilirlik, hücre kusur-
2.2. fiasi 2.10. Tahrik Bataryas› (Depolama Aküsü): 2.14. Güç Devresi lar›, kaza, bozulma vb.) belirtilmelidir.
fiasi, kendi yap›sal parçalar› da dahil olmak Tahrik bataryas›, güç döngüsüne enerji sa¤la- Güç devresi (güç elektroni¤i) elektrik ekipman›- Günefl panelinin alan›, tek bir günefl hücresinin
üzere, üzerine mekanik birimler ve kaportan›n mon- mak üzere elektriksel olarak birbirine ba¤l› tüm güç n›n arac› hareket ettirmek için kullan›lan tüm parça- düz yüzey alan› (aktif alan› de¤il) ölçülerek, ayn› tip-
te edilece¤i arac›n genel iskeletidir. fiasi, arac›n tam kaynaklar›ndan oluflur. lar›n› kapsar. teki hücrelerin say›s›yla çarp›larak bulunacakt›r. Pa-
olarak ask›lanm›fl tüm parçalar›n› içerir. Güç kayna¤›, Kapal› bir bölmede de tutulabile- 2.15. Güç da¤›t›c› nelde birden fazla tipte günefl hücresinin bulunmas›
2.3. Kaporta cek, akü modülleri ve bunlar› tutan çerçeve ya da Güç da¤›t›c›s›, günefl jeneratörü, tahrik batarya- durumunda, bu ifllem her tip hücre için ayr› ayr› uy-
D›fl kaporta: Hava ak›m›n›n yalad›¤›, arac›n as- tabladan oluflacak biçimde bir araya getirilmifl meka- s› ve güç elektroni¤i ekipman›yla sürüfl motorundan gulanacakt›r. Hesaplanan toplam hücre yüzey alan›,
k›daki tüm parçalar›. nik bir birimdir. (ya da motorlar›ndan) oluflan itki sistemi aras›nda günefl panelinin toplam alan›n› verir.
‹ç kaporta: Kokpit ve bagaj. Akü modülü, Tek bir hücre ya da elektriksel enerji da¤›t›m›nda kullan›lan devredir. Paneli oluflturmak için kullan›lan farkl› hücrele-
Kaporta, tümüyle kapal›, tümüyle aç›k, ya da olarak ba¤lanm›fl ve mekanik olarak bir araya getiril- 2.16. Günefl Hücresi rin herbirinin boyutlar›n›n (aktif alan de¤il, d›fl bo-
aç›l›p kapanabilir (convertible) türlerde olabilir. mifl bir dizi hücreden oluflan bir birimdir. Bir günefl hücresi, Günefl’ten gelen ›fl›n›m› elek- yutlar) do¤rulu¤unu, imalatç› firma ya da uygulayan
2.4. Asgari A¤›rl›k Hücre, pozitif ve negatif elektrodlardan ve elek- trik enerjisine dönüfltürmekte kullan›lan bir fotovol- firman›n sa¤layaca¤› belgelerle kan›tlamak, kat›l›m-
Arac›n asgari (minimum) a¤›rl›¤› (net a¤›rl›k) , trolitten oluflan, elektrokimyasal enerji depolama dü- taik elemand›r. c›n›n yükümlülü¤ündedir.
içinde tahrik bataryalar›, sürücü ve yük olmadan, yal- zene¤i. Bu düzene¤in nominal voltaj›, elektrokimya- 2.17. Günefl Modülü 3.6. Kap›lar
n›zca tüm zorunlu güvenlik araçlar› ve ayg›tlar›yla sal ba¤lanma için gerekli nominal voltajd›r. Bir modül, bir mekanik birim meydana getir- • Kapal› Arabalar: Araçta, sürücünün yard›m
birlikte bofl a¤›rl›¤›d›r. Tahrik bataryas› tan›m›, günefl jeneratörü ya da mek üzere bir araya getirilen günefl hücrelerinden almadan girip ç›kabilece¤i bir ya da daha fazla kap›
2.5. Maksimum Brüt Araç A¤›rl›¤› (Maximum flarj ünitesince sa¤lanan elektrik enerjisini geçici ola- oluflur. bulunmal›d›r. Kap›lar›n her birinde d›flar›dan aç›l›p
Gross Vehicle Weight – GVW) rak depolayan herhangi bir ekipman için kullan›l›r. 2.18. Günefl Jeneratörü kapanabilmesini sa¤layan bir mandal olmas› zorunlu-
“GVW”, üretici taraf›ndan verilen Maksimum 2.11. Tahrik bataryas›n›n enerji kapasitesi Bir günefl jeneratörü, herhangi bir say›da günefl dur.
Tasar›m Toplam Kütledir (MTM) (ISO 1176’ya göre C1 kapasitesi - 25 derece batarya s›cakl›¤›nda hücresinden oluflan modüllerin birbirleriyle ba¤lan- • Aç›k arabalar: Kap› bulunmas› iste¤e ba¤l›-
M07); yani arac›n üreticisi taraf›ndan belirtilmifl, sü- ve bataryan›n en çok 1 saatte tümüyle boflalmas› ko- m›fl halidir. d›r.
rücü, yolcu ve yük dahil) toplam a¤›rl›kt›r. flulunda Ah cinsinden batarya kapasitesidir. 2.19. Kondansatörler (Kapasitör) 3.7. Yerden Yükseklik
2.6. Harekete Haz›r A¤›rl›k C5 kapasitesi – 25 derece batarya s›cakl›¤›nda Bir kondansatör (elektrolitik kapasitör, “süper Start a¤›rl›¤›nda (tan›m için bkz: Madde 2.6)
Start noktas›ndaki arac›n, bataryalar ve güven- ve bataryan›n en çok 5 saatte tümüyle boflalmas› ko- kapasitör”, “ultra kapasitör”), elektrik enerjisini araban›n taban› yerden en az 90 mm yüksekte olma-
lik ekipman› dahil a¤›rl›¤›d›r. bafllamas› için gerekli flulunda Ah cinsinden batarya kapasitesidir. elektrik alan›nda depolayan bir ayg›tt›r. l›d›r. Arac›n bir taraf›ndaki lastiklerin tümünün hava-
tüm ekipman dahil, sürücüsüz a¤›rl›¤›d›r. Enerji, volt cinsinden arac›n tahrik bataryas›n›n 2.20. Afl›r›ak›m kesiciler (sigortalar) s› boflalt›ld›¤›nda bile arac›n hiç bir parças› yere de¤-
2.7. Boyutlar nominal voltaj› ile Ah cinsinden C1 kapasitesinin çar- Afl›r›ak›m kesicisi, üzerinde bulundu¤u devrede- memelidir. Bu test, düz bir yüzey üzerinde ve yar›fl
Arac›n üstten göründü¤ü biçimde çevresi. Bu p›m›yla hesaplan›r. Enerji kapasitesi kWh cinsinden ki elektrik ak›m›n›, bu ak›m›n belli bir süre için ta- koflullar›nda (sürücü arac›n içindeyken) yap›lacakt›r.
tan›m, arac›n kat›ld›¤› yar›fl bafl›nda start gridinde aç›klanmal›d›r. n›mlanm›fl bir s›n›r de¤eri aflmas› halinde otomatik 3.8. Geri Gidifl
sahip oldu¤u çevre boyutlar›n› betimlemektedir. 2.12. Yard›mc› Akü olarak kesen bir düzenektir. Tüm araçlar, ya›fla bafllad›klar›nda ifller durum-
2.8. Kokpit Yard›mc› akü, sinyal, ayd›nlatma ya da iletiflim 2.21. Araç topraklama, flasi topraklama ve yer da bulunan ve sürücünün oturdu¤u yerden kullanabi-

B‹L‹M ve TEKN‹K 14 fiubat 2008


fiaKurallar 1/30/08 5:54 PM Page 15

göre araçlar› gruplama veya birkaç türden pil çeflidi-


ni kabul etme serbestli¤ine sahiptir.
TABLO 1: Tahrik Bataryas› Azami A¤›rl›¤›

Bu listeye yap›lacak eklentiler, yar›fltan 3 ay ön-


ce, pilin kimyasal yap›s›n›n tüm detaylar› verilerek
FIA’ya bildirilmelidir.

4.2. Yard›mc› Batarya


Yar›fl boyunca yard›mc› devreyi besleyecek olan
yard›mc› batarya, ayd›nlatma ekipman› için 48
Volt’un alt›nda olmal›d›r. Yard›mc› batarya araca
ba¤land›ktan sonra yaln›zca Tahrik Bataryas› veya
günefl panelleri taraf›ndan flarj edilebilir. Yard›mc›
batarya, Tahrik Bataryas›n› flarj etmek için hiçbir za-
man kullan›lamaz. Di¤er bütün donan›m için, voltaj,
›fl›kland›rma ekipman›na uygun olmal›d›r. Arac›n
Tahrik Bataryas›n›n flarj› yar›m ya da tam olarak bit-
miflse dahi, bu kurala uygun olmal›d›r.
Radyo, telsiz, saat, hesap makinesi ve bunun gi-
bi kendi piline sahip cihazlar yukar›daki tan›ma dahil
de¤ildir.
4.3. Günefl Gözesi
Her türlü günefl gözesi kullan›labilir.
4.4. Günefl jeneratörü
Yar›fl s›ras›nda, günefl jeneratörünün boyutlar›
de¤ifltirilemez. Ar›za an›nda, jeneratörün her bir par-
ças› inceleme görevlisi gözetiminde de¤ifltirilebilir.
Günefl jeneratörü, araca sa¤lam bir flekilde ve
yar›fl s›ras›nda konumu, araca göre de¤iflmeyecek bi-
çimde monte edilmelidir.
Araç dururken, bataryalar› flarj etmek amac›yla,
günefl jeneratörünün pozisyonu de¤ifltirilebilir ya da
araç krikoyla kald›r›labilir. Bu durumda k›s›m 3.4.de
sözü edilen azami boyutlara uyulmas› zorunlu de¤il-
dir.
4.5. Güç Yolu (Power Bus)
Güç yoluna ba¤l› kondansatörlerin voltaj›, güç
lece¤i bir geri gidifl düzene¤ine sahip olmak zorun- dönük olmal› ve baflka araçlar› ve trafi¤i rahats›z et- gili olaylarda (ör: afl›r› ›s›nma, yang›n) uygulanacak kaynaklar› (Tahrik Bataryas›, günefl jeneratörü ve
dad›rlar. memelidir. bir plan (ör: kurtarma plan›, afet plan›) bulunacakt›r. flarj ünitesi) devreden herhangi bir flekilde ayr›ld›k-
3.9. fiasi 5) Far yuva ve ba¤lant›lar›, ›fl›k demetinin titre- Plan, tahrik batarya kimyas›na özel olacakt›r. tan sonra 5 saniye içinde 65 Volt’un alt›na düflmeli-
fiasi çerçevesi herfleyden önce arac› ayakta tu- flim, çarpma ya da baflka d›fl kuvvetlerin etkisiyle Araç teknik pasaportu, yar›fl öncesi inceleme s›- dir.
tan eleman ve ayn› zamanda teknik pasaportta yaz›- do¤ru yönden kolayca sapmas›n› önleyecek yap›da ras›nda yetkililere verilecektir. Arac›n teknik pasa- 4.6. Tahrik Bataryas›n›n fiarj Edilmesi
l› parçalar›n ba¤land›¤› bir iskele. Dolay›s›yla flasi, olmal›d›r. portunun ibraz edilmemesi halinde yar›fl yöneticisi- Arac›n Tahrik Bataryas›, yaln›zca organizasyon
günefl arabas› hareket halindeyken oluflacak yükleri 6) Far, d›fl kenar›yla d›fl kenar›yla, arac›n en d›fl nin arac› yar›fltan men etme yetkisi vard›r. Bu teknik sorumlular›n›n belirledi¤i yer ve zamanlarda flarj edi-
kald›rabilecek dayan›kl›kta olmal›d›r. fiasi, günefl noktas› aras›ndaki mesafenin 400 mm’yi aflmayacak pasaport için gereken form ve varsa eklerini, ulusal lebilir.
arabas›na hareket halindeyken olu›flabilecek kuvvet- biçimde yerlefltirilmelidir. federasyon yetkilisinden temin etmek, yar›flmac›n›n 4.7. Enerjinin Geri Kazan›m›
ler için gerekli sa¤laml›¤› verir. Yolda oluflan kuvvet- 3.13.2. Dönüfl Sinyal Lambalar› sorumlulu¤undad›r. Yar›flmac› ayr›ca, araç teknik pa- Arac›n kinetik enerjisinin bir k›sm›n›n geri ka-
lerin flasi iskeletine aktar›lmas› yaln›zca tekerlekler Her araçta, ikisi önde ve ikisi arkada olmak saportunda ve yukar›da sözü edilen çizimlerdeki ve- zan›m›na izin verilir. Fakat yar›fltan önce kinetik
arac›l›¤›yla olur. üzere, gündüz vakti önden ve arkadan 30 metre rilerin do¤rulu¤undan da sorumludur. enerji depolanmas› ve yar›fl s›ras›nda bunun geri ka-
fiasi çerçevesi, üretici taraf›ndan üzerine tuttu- uzakta görülebilecek dört dönüfl sinyal lambas› bulu- 4.1. Bataryalar zan›lmas›na izin verilmez.
rulacak bir kimlik plakas›yla tan›mlanmal›d›r. Kimlik nacakt›r. 4.1.1. Tahrik Bataryas› 4.8. D›fl Enerji Kaynaklar›n›n Kullan›m›
plakas›nda üreticinin ad›, seri numaras› ve üretim ta- Hem önde ve hem arkada sinyal lambalar› ara- Tahrik Bataryas› inceleme s›ras›nda kontrol Arac›n performans›n› artt›rmaya yönelik olarak,
rihi bulunmal›d›r. Plaka üzerindeki veriler, arac›n s›ndaki mesafe, arac›n toplam geniflli¤inin en az edilmeli ve mühürlenmelidir. Bataryan›n tamam› ya araca monte olmayan bir güç kayna¤› herhangi bir
teknik pasaportuna kaydedilmelidir. %50’si kadar olacakt›r. da herhangi bir parças›n›n yar›fl s›ras›nda de¤ifltiril- yolla kullan›lamaz. So¤utma sistemleri, sadece ara-
3.10. Kaporta Sinyal lambalar›n›n yan›p sönme frekans›, daki- mesi, yar›fl›n ‹lave Yönetmeli¤i taraf›ndan izin verildi- c›n Tahrik Bataryas›yla çal›flt›r›labilir.
Kaporta tüm mekanik parçalar› örtmelidir. Ka- kada 60-120 aras›nda olacakt›r. ¤i takdirde, yar›fl resmi sorumlusu ve görevlilerin ka-
portan›n tüm parçalar› eksiksiz biçimde ve gerekli ti- Sinyal lambalar›n›n kontrolleri, kokpitte normal rar› ve gözetimi alt›nda yap›labilir. MADDE 5 GÜVENL‹K DONANIMI
tizlikle yap›lm›fl olmal›d›r. Derme çatma parçalar ve pozisyonda oturan pilotun kolayca eriflebilece¤i yer- Araç üzerindeki bütün ekipmanlar, özgün ola- 5.1. Genel Güvenlik
geçici çözümlere izin verilmeyecektir. Aç›l›r kapan›r lerde olacakt›r. rak kendi kuru pili, flarj edilebilir pili ya da kendi gü- 5.1.1. Tehlikeli ‹malat
kanopili araçlar da, aç›k olmayan kaportal› araçlar 3.13.3. K›rm›z› ‹kaz Lambas› ve Fren Lambala - nefl panelleri bulunacak flekilde üretilmemifllerse, gü- Günefl arabalar›n›n yar›flla kat›lmalar›na, ancak
için geçerli hükümlere aynen uyacaklard›r. r› cünü arac›n Tahrik Bataryas›ndan almal›d›r (iletiflim güvenlik standartlar›n› karfl›lad›klar› ve bu teknik ku-
3.11. Kokpit 3.13.3.1. K›rm›z› ‹kaz Lambalar› (Kuyruk Lam - ekipmanlar› dahil). rallara uyduklar› taktirde izin verilebilir. Araçlar›n ta-
Kokpit, uzunyol sürüfllerinde bile sürücüyü yor- balar›) Tahrik Bataryas›n›n azami a¤›rl›¤› TABLO 1’de, sar›m ve bak›mlar›, kurallara uyacak ve sürücüsü ile
mayacak biçimde tasarlanmal›d›r. Arac› sürmek için Her araçta, gün ›fl›¤›nda arkadan 15 metreden izin verilen pillerin kimyasal yap›s›na göre a¤›rl›k- öteki kat›l›mc›lara tehlike oluflturmayacak biçimde
gereken ana ekipman, büyük vücut hareketlerini ya rahatl›kla görülebilecek iki k›rm›z› ikaz lambas› (kuy- performans listesi fleklinde verilmifltir. Bu a¤›rl›k, yap›lmal›d›r. Yar›fl yöneticileri taraf›ndan tehlikeli bu-
da emniyet kemerlerinin çözülmesini gerektirmeden ruk lambas›) bulunacakt›r. ‹ki lamba aras›ndaki me- tek bir batarya hücresi veya modülünün (üreticiden lunan her araç, yar›flma d›fl› b›rak›labilir.
kullan›labilecek biçimde tasarlanmal›d›r. safe, arac›n toplam geniflli¤inin en az %50’si kadar bu flekilde sat›n al›nm›flsa) a¤›rl›¤›n›n pil ya da mo- 5.1.2. Kimyasal Acil Durum Plan›
Kokpit, yeterli miktarda temiz hava giriflini sa¤- olacakt›r. dül say›s›yla çarp›lmas› sonucu elde edilir ve pilleri T ak›mlar, kullan›lan batarya kimyas›yla uyum-
lamal›d›r. Baflkas›ndan yard›m al›nmadan en çok 9 3.13.3.2. Fren Lambalar› birlefltirmek için kullan›lan tel, kablo, sigorta ve kon- lu ve hücrelerin, bataryalar›n ve parçalar›n›n kullan›l-
saniye içinde kokpite girmek ve kokpiti terk edebil- Her arac›n arkas›nda, gün ›fl›¤›nda 30 metre trol üniteleri gibi parçalar›n a¤›rl›¤› dahil de¤ildir. mas› ve kullan›m d›fl› b›rak›lmas›yla ilgili niyet beyan-
mek mümkün olabilmelidir. uzakl›ktan rahatl›kla görülebilecek iki fren lambas› Pilin ya da modülün kendisinde yap›lacak de¤i- lar›n› da içeren bir kimyasal acil durum plan› sunmak
3.12. Tekerlek ve Lastikler bulunacakt›r. ‹ki lamba aras›ndaki mesafe, arac›n flikliklere izin verilmez. zorundad›rlar. Bu plan, tak›mca kullan›lan tüm yar-
Tekerleklerin tümü ayn› boyutta olmal›d›r. Las- toplam geniflli¤inin en az %50’si kadar olacakt›r. Kurflun asit piller için sadece sübapla düzenlen- d›mc› ekipmanda ve yar›flacak araçtaki hücreleri de
tik geniflli¤i en az 2,25 inç (5,715 cm) olmal›d›r. Pi- Ayr›ca, kamusal yollarda yap›lan bir yar›flta tüm mifl (valve-regulated) (jel tipi) pillere izin verilir. kapsamal›d›r.
yasada güçlendirilmifl günefl arabas› lastikleri bulu- ›fl›k donan›m› ve farlar, yar›fl›n yap›ld›¤› ülkenin ya- Lityum iyon (lityum polimer) piller için, üretici 5.1.3. Yang›n Söndürücü, Yang›n Söndür-
namad›¤› sürece scooter motosiklet lastikleri kulla- sal düzenlemelerine ya da Uluslararas› Yol Trafi¤i taraf›ndan modüle veya pile eklenmifl emniyet ve iz- me Sistemi
n›lmas› kuvvetle önerilir. Sözleflmesi hükümlerine uygun olmal›d›r. plan çizimi leme ekipman›n›n de¤ifltirilmesi ya da ç›kar›lmas› ke- Tüm günefl arabalar›, ABC yang›n› söndürmek
E¤er merkez kilidi sistemi kullan›l›yorsa, teker- 3.14. Araç TeknikPasaportu sinlikle yasakt›r. için en az 1kg a¤›rl›¤›nda, elle kullan›lan, toz püskü-
leklerin akslara tak›lmas›nda ters yönlere bükülebi- Yar›fllara kat›lan tüm araçlar bir FIA araç teknik Lityum iyon (lityum polimer) piller için, her pil ren yang›n söndürücüyle donat›lmal›d›r. Söndürücü,
len ikili pin, sustal› somun ya da daire klipler gibi gü- pasaportu bulundurmak zorundad›r. Teknik pasa- için özel olarak eklenmifl voltaj izleme ve afl›r› yükle- en az 8 bar, en çok 13.5 bar bas›nca sahip olmal›-
venli bir kilit sistemi kullan›lmal›d›r. portta arac›n ayr›nt›l› tarifinin yan›s›ra tan›mlanabil- me - düflük voltaj koruyucu sistemlere sahip piller ka- d›r.
3.13. Lamba ve Sinyaller mesi için gereken tüm veriler yer alacakt›r. Teknik bul edilir. Her yang›n tüpümde afla¤›daki bilgiler aç›kça
3.13.1. Farlar pasaportta arac›n elektrik ekipman›ndaki tüm güç Pillerin batarya paketine eklenmesi, gerekli tek- okunabilmelidir:
Araç, afla¤›daki koflullar› karfl›layan 2 ya da 4 devrelerini gösteren (A4, 21 X 29.7cm) bir elektrik nolojiye sahip bir üretici taraf›ndan yap›lmal›d›r. Pa- Kapasite, söndürücü malzemeninin tipi, söndü-
farla donat›lmal›d›r: donan›m flemas› bulunacakt›r. Bu devre flemas› gü- ketlenmifl setin özelliklerini gösteren ve paketin gü- rücünün a¤›rl›¤› ya da hacmi, söndürücünün kontrol
1) Far lambas› en az 25W tungsten lamba par- nefl jeneratörünü, bataryalar›, sigortalar›, devre kesi- venli¤ini garanti eden belgeler, ASN taraf›ndan önce- zaman›. Tüp içindeki söndürücü malzemenin kontro-
lakl›¤›nda olmal›d›r. cileri, güç anahtarlar›n›, kondansatörleri, motor sü- den kontrol edilmifl ve onaylanm›fl olmal›d›r. lü, tüpün doldurulmas›ndan, ya da son kontrolden
2) Ifl›¤›n rengi beyaz ve her far için ayn› olma- rücüsünü ve da¤›t›m kablolar›n› kapsamal›d›r. Devre FIA, periyodik olarak çeflitli kimyasal yap›daki, sonra iki y›l geçmeden yap›lm›fl olmal›d›r.
l›d›r. flemas›ndaki tüm parçalar ayr›nt›l› elektriksel özellik- yaklafl›k 2,5 kWh (sprint yar›fllar için) ve iki kere 2,5 Tüm söndürücüler yeterli bir biçimde korunma-
3) Arac›n her iki yan›nda da ayn› say›da far ol- leriyle tan›mlanmal›d›r. Arac› üstten gösteren plan kWh (dayan›kl›l›k yar›fllar› için) güçteki piller için l›d›r. Kelepçeleri, 25 g ölçe¤inde bir h›z kayb›na da-
mal›d›r. Simetrik biçimli ön k›sma sahip araçlarda formunda ikinci bir çizimle de bu parçalar›n araç a¤›rl›k listesi yay›nlar. Yar›fl›n ‹lave Yönetmeli¤i, yanabilmelidir. Tüpü h›zla b›rakan, metal kelepçeli
farlar da arac›n ortas düzlemine göre simetrik pozis- içindeki konumlar› gösterilecektir. Her iki çizim de araçlar›n kulland›¤› pil a¤›rl›¤›n›n sprint ya da daya- en az iki metal sabitleme pabucu kabul edilecektir.
yonlarda yerlefltirilmelidir. araç teknik pasaportunun temel parçalar›ndand›r. n›kl›l›k yar›fllar›ndan hangisine göre ayarlanaca¤›n› Söndürücüler, sürücü ve yolcunun kolayca eri-
4) Far›n ›fl›k demeti arac›n gidifl istikametine Araç teknik pasaportunda tahrik bataryas›yla il- belirtmelidir. Organizasyon sorumlular›, pil türlerine flebilece¤i bir yerde bulundurulmal›d›r.

fiubat 2008 15 B‹L‹M ve TEKN‹K


fiaKurallar 1/30/08 5:54 PM Page 16

5.1.4. Emniyet Kemerleri


5.1.4.1. Kemerler
En az dört sabitleme noktal› emniyet kemerleri
zorunludur. ‹ki kemer omuzlara, bir kemer de dizüs-
tüne tak›lacakt›r. Araç kabu¤u üzerindeki sabiteleme
noktas› say›s›, dizüstü kemer için iki adet, omuz ke-
merleri için de iki ya da koltu¤a göre simetrik olmak
üzere bir adet olacakt›r.
Bu kemerler FIA taraf›ndan tan›mlanacak ve
8853/98 ya da 8854/98 No.lu FIA standartlar›na
uygun olacakt›r.
5.1.4.2 Kemerlerin Montaj›
Kemerlerin koltu¤a ya da koltuk desteklerine
sabitlenmesi yasakt›r. Sabitleme noktalar› için öneri-
len yer geometrisi, afla¤›daki, FIA Ek J belgesinden
al›nm›fl 253-61 No.lu çizimde gösterilmifltir.
Düfley do¤rultuda omuz kemerleri geriye sabit-
lenmeli ve koltuk arkal›¤›n›n üst kenar›ndan 45 de-
receden daha fazla bir yatay aç› yapmamal›d›r. Asl›n-
da bu aç›n›n 10 dereceyi aflmamas› önerilir.
Sabitleme noktalar›n›n, koltu¤un dikey ekseni-
ne göre aç›lar› en fazla 20 derece d›fla ya da içe dö-
nük olabilir.
Koltu¤un FIA standartlar›na tam olarak uyma-
mas› durumunda, yatay düzlemle daha yüksek bir aç›
yapan sabitleme noktalar› kullan›lmamal›d›r.
Dört noktal› bir sabitleme düzene¤inde, omuz
kemerleri koltu¤un ortay eksenine simetrik olarak
çapraz biçimde yap›lmal›d›r.
Bir kafal›k bulunmayan ya da kolltu¤un uzant›-
s› olan bir kafal›k bulunan (koltu¤un arkas›yla kafa-
l›k aras›nda bir aç›kl›k olmayan) bir güvenlik kasna-
¤› düzene¤i kurulmamal›d›r. Dizüstü ve kas›k kemer-
leri, koltuk taban›n›n yanlar›ndan de¤il, içinden geç-
meli, dolay›s›yla basen bölgesini mümkün olan en
genifl alanda sararak koltu¤a sabitleyebilmelidir.
Dizüstü kemerleri, le¤en kemi¤inin üst noktala-
r›yla, üst bacak aras›n› s›k› biçimde sarmal›d›r. Bu
kemerler hiçbir surette kar›n bölgesine ba¤lanmama-
l›d›r. Kemerlerin, sivri noktalara sürünüp zedelenme-
mesine özen gösterilmelidir.
Omuz kemerleri için sabitleme noktalar› kabuk Üstteki iki flekil: No 253-61 Sabitleme noktalar›n›n yerleri.
ya da flasi üzerine, arka tekerleklerin ortay hatt›na Alttaki iki flekil: No 253-62 Genel sabitleme sistemi.
olabildi¤ince yak›n yerlere yerlefltirilmelidir.
Omuz kemerleri bir halka ile güvenlik kafesine
ya da bir takviye çubu¤una tutturulabilir ; ya da roll-
bar›n arka desteklerine kaymnat›lm›fl bir takviyeye
sabitlenebilir ya da yaslanabilir. Bu durumda, çapraz
bir takviyenin kullan›lmas›, afla¤›daki koflullara ba¤-
l›d›r:
- Çapraz takviye, rollbar için zorunlu tutulan ay-
n› çelik tüpten yap›lm›fl olacakt›r. (Bkz: Madde
5.1.8.2).Bu takviyenin yüksekli¤i öyle ayarlanacakt›r
ki, omuz kemerleri arkadan koltuk s›rt›n›n tepesin-
den geçen bir do¤ruya afla¤›ya do¤ru 10 ila 45 de-
rece aç› yapacakt›r. 10 derecelik bir aç› önerilir.
- Kemerler, halka ya da vidalarla tutturulur.
E¤er vida kullan›lacaksa, her tutturma noktas› için
bir destek (insert) kaynat›l›r (bkz: FIA Ek J’den al›n-
m›fl çizim 253-66 ve 253-67). Bu destekler takviye
borusunun içine yerlefltirilecek ve kemerler bunlara
M12 8.8 ya da 7/16UNF tan›ml› c›vatalarla tutturu-
lacakt›r.
- Her tutturma noktas›, 1470 daN, ya da kas›k
kemerleri için 720 daN yüke dayanacak güçte olma-
l›d›r. ‹ki kemer için bir tutturma noktas› kullan›lma-
s› durumunda dayan›lacack yük, her iki kemer için
sözkonusu yüklerin toplam› olacakt›r.
- Oluflturulan her yeni tutturma noktas› için, en
az 40 santimetrekare yüzey alan›na sahip ve en az
3mm kal›nl›¤›nda bir çelik takviye levhas› kullan›la-
cakt›r.
fiasi ya da tek gövdeye (monocoque) sabitleme-
de izlenecek yollar:
1) Genel sabitleme sistemi. Bkz. Ek J’den al›n-
m›fl 253-62 No.lu çizim.
2) Omuz kay›fllar› sabitlenmesi. Bkz: Ek J’den
al›nm›fl 253-63 No.lu çizim.
3) Kas›k kemeri sabitlenmesi. Bkz: Ek J2den
al›nm›fl 253-64 No.lu çizim.
5.1.4.3 Kullan›m
Bir emniyet kemeri tak›m›, tan›mland›¤› konfi-
gürasyonda kullan›lacakt›r. Üzerinde de¤ifliklik yap›-
lamayacak, herhangi bir parças› ç›kar›lmayacak ve
yap›mc›s›n›n talimat› do¤rultusunda kullan›lacakt›r.
Emniyet kemerlerinin etkinlik ve ömürleri do¤-
rudan montaj, kullan›l›fl ve bak›m biçimlerine ba¤l›-
d›r.
Her ciddi çarp›flmadan sonra ve örgüleri kimya-
sallar›n ya da günefl ›fl›¤›n›n etkisiyle kesilkdi¤inde,
örselendi¤inde ya da zay›flad›¤›nda emniyet kemerle-
ri de¤ifltirilmelidir.
Metal parçalar› ve tokalar› e¤ildi¤inde, deforme
oldu¤unda ya da pasland›¤›nda da kemer tak›m›n›
de¤ifltirmek gerekir.
Aranan mükemmellikte çal›flmayan emniyet ke- Sol üstteki flekil: No 253-63 Omuz kay›fl› sabitlenmesi.
mer tak›m› da de¤ifltirilmelidir. Sa¤ üstteki flekil: No 253-64 Kas›k kemerinin sabitlenmesi.
Sol alttaki flekil: No 253-66 Emniyet kemer tak›m› için sabitleme delikleri.
Sa¤ alttakiki flekil: No 253-67 Kemerin vidayla sabitlenmesi için kaynaklanan ek (insert).

B‹L‹M ve TEKN‹K 16 fiubat 2008


fiaKurallar 1/30/08 5:54 PM Page 17

5.1.5. Dikiz Aynalar› bir belge ya da formu sunmal›d›r. Formun yan› s›ra 5.1.12. Ön Cam ve Di¤er Camlar topraklama noktas› aras›na 1 MOhm’luk bir direnç
Günefl arabas›nda etkili bir geri görüfl olana¤› sözkonusu rollbar›n bir foto¤raf› ya da çizimi ile, bu Tüm camlar, k›r›ld›¤›nda ciddi yaralanmalara (1000 V, 1 W tipi) ba¤lan›r
sa¤lamak üzere, herbiri arac›n bir taraf›nda olmak rollbar›n yukar›daki kuvvetlere dayanabilece¤i beya- yol açamayacak bir malzemeden yap›lmal›d›r. Sürücü Yüksek frekansl› sinyalleri k›sa devre yapmak
üzere iki dikiz aynas› bulunmal›d›r. Her ayna en az n› da sunulmal›d›r. Rollbarlar üzerinde de¤ifliklik ya- görüflü için gerekli tüm camlar, aç›k, distorsiyonsuz için, kaportayla sistem topraklama noktas› aras›na
100 santimetrekare alana sahip olmal›d›r. p›lmamal›d›r. bir görüfl sa¤lamal› ve uzun süre kullan›mdan sonra 100 nF’l›k bir kondansatör ba¤lan›r. Bu önlem elek-
5.1.6. Koltuklar 5.1.8.3 Güvenlik Yap›s›n›n Yükle Denenmesi bile ›fl›¤›n %70’ini geçirebilmelidir. tromanyetik kar›fl›kl›¤› da önler, çünkü iletken ka-
Araçlarda, FIA’n›n onaylad›¤› koltuklar›n bulun- Arac›n temel güvenlik yap›s› statik bir yük tes- 5.1.13. Kablolar, Borular ve Elektrik Ekip - porta yüksek frekanslar için kalkan görevi görür. Fa-
mas› zorunludur. Ayr›ca, koltuk öyle yerlefltirilmeli- tine tabi tutulabilir. Yanal, düz ve dikey yönler için man› kat, 100 nF’lik tek bir kondansatör yerine, 10 nF’l›k
dir ki, Ek 1’de tan›mlanan koltuk s›rt›n›n aç›s›, Ek Madde 5.1.8.2.’de verilen de¤erlere eflit bir yük, F ren borular›, elektrik kablolar› ve elektrik 10 adet kondansatör, arac›n yüzeyine da¤›t›lacak fle-
1’e göre ölçüldü¤ünde 27 dereceden az olmal›d›r. 200 mm çapl› ve yüklenme eksenine dik konumlu ekipman›, araç d›fl›na monte edilmeleri durumunda, kilde kullan›lmal›d›r. Bu flekilde kondansatörleri ba¤-
5.1.7. Çekme Halkalar› sert ve düz bir levha arac›l›¤›yla güvenlik yap›s›n›n tafllar, paslanma mekanik ar›za gibi nedenlerle olu- lan tellerdeki indüktans azalt›l›r.
Tüm araçlar, gerek önden, gerekse arkadan çe- üzerine uygulanmal›d›r. flacak hasar riskine, gövdenin içine monte edilmele- 5.2.2. Bataryalar›n tutturulmas›
kilebilmelerine olanak sa¤layacak düzeneklerle do- Test s›ras›nda güvenlik yap›s› , alt›ndan yass› ri durumunda da yang›n riskine karfl› korunmal›d›r. Tahrik Bataryas› kokpite yerlefltirilmemelidir.
nat›lmal›d›r. Rollbardan kald›r›labilen ya da çekilebi- bir plaka ile desteklenen kurtulma hücresine (survi- 5.1.14. Yaralanma Riskini Azaltmak K›sa devre ve s›z›nt›ya karfl› koruyucu bir bölmeyle
len araçlarda rollbar, çekme halkalar› yerine kullan›- val cell) s›k›ca tutturulmal› ve yanlardan da destek- Parçalar›n araç içinde ç›k›nt› yapmas›ndan kaç›- tamamen çevrelenmifl olarak güvenli bir flekilde araç
labilir. Sabitleme taban› ile birlikte çekme halkalar›, lerle sabitlenmelidir. Ancak bu yan destekler, test n›lmal›d›r. Sivri uçlar ve keskin kenarlara izin veril- içine yerlefltirilmelidir. Bu bölme ak›nt›ya ve darbele-
arac›n hareket etmesine ve çekilmesine izin verecek edilen yap›n›n direncini art›racak biçimde konmama- meyece¤inden bunlar yeterli biçimde örtülmeli ya da re dayan›kl›, yal›tkan bir maddeden yap›lm›fl olmal›-
güçte olmal›d›r. Çekme halkalar›, afla¤›daki koflullar› l›d›r. yast›klanmal›d›r. Gü¤nefl panelini çevreleyen kapor- d›r. Bataryalar ise gövdeye metal k›skaçlarla ve yere
yerine getirmelidir: Yük alt›nda deformasyon, yükleme ekseni üze- tada 30 mm’den daha küçük yar›çapl› keskin kenar- de yeterli güçteki somun ve c›vatalarla tutturulmal›-
1) Atefle dayan›kl› olmal›d›r. rinde ölçüldü¤ünde 50 mm’de az olmal›d›r; Yap›sal lar bulunmamal›d›r. d›r.
2) Asgari iç çap: 50 mm. herhangi bir çöküfl de, dikey do¤rultuda rollbar›n te- Günefl arabas› kullan›m halindeyken zincirler ve Ba¤lant›lar, çarp›flma an›nda bile gevflemeye-
3) ‹ç çap›n kenarlar› yuvarlat›lm›fl olmal›d›r. pesinden 100 mm afla¤›s›na kadar s›n›rl› kalmal›d›r. diflliler kapal› olmal› ve arac›n iç parçalar›yla tafl›n›r cek biçimde yap›lmal›d›r. Arac›n üreticisi ba¤lant›-
4) Levha tipi için sabitleme taban› dahil asgari Ayr›ca, her araç imalatç›s›, do¤rusal bileflen ge- yükü hareket etmeyecek biçimde sabitlenmeli ya da n›n, k›s›m 5.1.8.de sözü edilen de¤erlere dayanabi-
kesit alan›: 100 mm2 riye do¤ru tatbik edildi¤inde, yanal bileflen de çapraz ba¤lanmal›d›r. lece¤ini ispat etmelidir.
5) Yuvarlak çelik tipi için asgari çap: 10mm. yönde tatbik edildi¤inde güvenlik yap›s›n›n sözkonu- Arac içindeki herkese yeterli hava ak›m› sa¤lan- Bataryalar› çevreleyen koruyucu bölmenin tasa-
6) Çekme halkalar›, sar›, turuncu ya da k›rm›z›- su yüklere dayand›¤›n› aç›kça gösteren detayl› hesap- mal›d›r. r›m› iletken parçalarla bataryalar›n kutuplar›n›n te-
ya boyanmal›d›r. lar› sunmal›d›r. 5.1.15. Korna mas etmesini ve herhangi bir s›v›n›n kokpite akmas›-
5.1.8. Güvenlik Yap›s› 5.1.8.4. Rollbarlar›n Montaj› Tüm araçlara, 90dB(A) fliddetinde kesintisiz bir n› engelleyecek flekilde olmal›d›r. Sa¤lam bir ay›r›c›,
Güvenlik yap›s›, bir ana rollbar, bir ön rollbar, Rollbarlar›n araca yerlefltirilmesi konusunda yol ses üretecek bir akustik korna tak›lmal›d›r (Otomobil bataryalarla kokpiti birbirinden ay›rmal›d›r. Arac›n
ba¤lay›c› elemanlar›, ön destekler, arka destekler ve gösterici aç›klamalar için Bkz: EK 3: Rollbarlar›n Ta- kornas›). içinde yer alan her bir batarya yuvas›n›n d›flar›dan
sabitleme noktalar›ndan oluflur (Örnekler için Ek k›l›fl› 5.2. Elektrik Güvenli¤i hava alabilece¤i bir hava girifli olmal›d›r.
2’deki çizimlere bak›n›z). 5.1.9. Direksiyon 5.2.1 Genel Elektrik Güvenli¤i 5.2.3. Genel Devre Kesici, “Acil Durdurma”
5.1.8.1 Genel Özellikler Bir çarp›flma halinde sürücülerin yaralanma ola- Normal çal›flma ya da önceden tahmin edilebilir Araçta, sürücünün veya araç d›fl›ndan herhangi
Güvenlik yap›s›, do¤ru yerlefltirildi¤inde gövde- s›l›klar›n› azaltmak ve sürücünün kaç›fl›n›n engellen- bir ar›za durumunda, kullan›lan hiçbir ekipman›n birinin kolayca kullanabilece¤i, ba¤›ms›z bir devre
kabuk deformasyonunu büyük ölçüde azaltarak araç memesi için sürüfl sistemi daire biçimli bir direksi- herhangi bir koflul alt›nda (ya¤mur gibi) sakatl›k ve- kesici eleman› olmal›d›r ve bu eleman, gerekti¤inde
içindekilerin yaralanma riskini azaltacak biçimde ta- yonla kontrol edilmelidir. (Direksiyonun üst taraf›- ya yaralamaya sebep olmayaca¤›ndan emin olunmas› araçtaki bütün elektrik ak›m›n› durdurabilmelidir.
sarlanmal› ve yap›lmal›d›r. Güvenlik kafesi için ge- n›n2/3’ü ve/veya alt taraf›n›n 2/3’ü düz olabilir. gerekir. Fakat, bu devre kesici eleman araca monte edilirken,
rekli özellikler, araca uyacak biçimde tasarlanm›fl Bkz: Afla¤›daki çizim. Kifli ve objeleri korumak için kullan›lan parçala- merkezi elektrik devresinin sürücüye yak›n konum-
sa¤lam bir yap›m, yeterli say›da sabitleme ve kapor- r›n, koruma görevini yeterli bir süre boyunca yapa- land›r›lmamas›na özen gösterilmelidir. Devre kesiciyi
tayla s›k› bir ba¤lant›d›r. bilmesi gerekir. harekete geçiren anahtar, en az 8 cm çap›ndaki sar›
Rollbarlar çelikten ya da kompozit malzemeden Günefl arabalar›n›n bütün parçalar›, ulusal dü- renkli bir daireyle belirtilmelidir. Kenarlar› en az 12
yap›l› olmal›d›r. (Aluminyum ve titanyum kullan›la- flük voltaj standartlar›na ve kontrol düzenlemelerine cm uzunlu¤undaki mavi üçgen içinde bulunan k›rm›-
maz). Kompozit malzemeye, ancak rollbar araç göv- uygun olmak zorundad›r. Ayr›ca, IEC’nin (Internatio- z› bir y›ld›r›m iflareti, anahtar›n yerini belirtmelidir.
desiyle birlikte yap›ld›¤›nda ve gövdenin bir bölümü- nal Electrotechnical Commision – Uluslararas› Elek- Kapal› araçlar için, d›flar›dan eriflilebilecek olan
nün ön ve ana rollbar görevi görmesi halinde izin ve- troteknik Komisyonu), IEC görevlisi veya ulusal gö- anahtar, sürücünün sa¤ taraf›ndaki kokpit cam›n›n
rilebilir. Gerekli direnci sa¤lamak, yar›flmac›n›n so- revlinin belirtti¤i kurallara uyulmal›d›r. hemen alt›nda bulunmal›d›r. Aç›k araçlar için, d›fl
rumlulu¤undad›r. Arac›n hiçbir parças›nda, toprak ve sistem top- anahtar “rollbar”›n alt k›sm›nda, sürücüye göre sol
Güvenlik yap›s›n›n hiçbir parças›, sürücünün gi- raklama de¤eri aras›nda 500 Volt’dan fazla bir vol- tarafta yer almal›d›r.
rifl ç›k›fl›n› engellememeli ve sürücü için ayr›lan me- taj olamaz. Araçta iki nokta aras›ndaki en yüksek 5.2.4. Yüksek Ak›m Sigortas›
kan› iflgal etmemelidir. Borularda s›v› bulundurulma- voltaj de¤eri 1000 Volt’la s›n›rl›d›r. Sigortalar ve devre kesiciler (motor devre kesi-
mal›d›r. Gövdenin bütün iletken k›s›mlar›, efl-potansiyel cisi hariç), yüksek ak›m sigortalar›d›r. Ekstra h›zl› ya
5.1.8.2. Teknik Özellikler ba¤lamay› sa¤lamak için uygun kal›nl›ktaki tellerle da h›zl› sigortalar›n kullan›m› uygundur.
Tüm araçlar›n güvenlik yap›lar›, bir çarp›flma ya birbirine ba¤lanmal›d›r (bkz. APPEND‹X 4 B ve AP- ‹ki kutup için de, yüksek ak›m sigortalar›, Tah-
da takla halinde sürücülerin yaralanmas›n› ve kokpi- PEND‹X 4 C). rik Bataryas›na yak›n yerlefltirilmelidir.
tin ciddi biçimde deforme olmas›n› önlemek üzere, En sa¤daki (üst ve alt) direksiyonlara ‹zin veril- Sistem topraklama de¤eri ile flasenin herhangi Yüksek ak›m sigortalar›, genel devre kesicinin
özellikleri afla¤›da s›ralanan bir ön ve bir de ana roll- mez. bir yeri aras›ndaki voltaj de¤eri 50 Volt’u geçemez. (Acil durdurma anahtar›) yerini tutmaz.
bar ile donat›lmal›d›r. 5.1.10. ‹vmelendirme Pedal› Herhangi bir devrede 50 Volt’dan fazla voltaj›n 5.2.5. Elektrik Kablolar›
Çelik bir rollbar için istenen özellikler, afla¤›da- ‹tki motorunun sürüfl gücü, bir kol ile de¤il, bir oldu¤u durumlarda; devre, uygun yal›tkan yard›m›y- Kablolar, üzerlerinden geçecek ak›ma uygun e
ki (1)-(3) maddelerde s›ralanm›flt›r (Örnek çizimler pedal (ivmelendirici) arac›l›¤›yla kontrol edilmnelidir. la yard›mc› devreden ayr›l›r. “Yüksek Voltaj” uyar› gerekli yal›t›ma sahip olmal›d›r.
için EK 2’ye bak›n›z). Ancak, kompozit malzemeden Pedal›n yüzeyi, sürücünün aya¤›n›n pedal üzerinden levhas›, devrenin koruyucu kapa¤›n›n üzerinde veya Araç içindeki bütün kablolar, çaplar›na uygun
yap›l› rollbarlar (Ör: Reçine ile ba¤lanm›fl karbon fi- kaymas›n› önleyecek biçimde tasarlanmal›d›r (kay- yan›nda bulundurulur. Bu levha kenarlar› siyah çizgi- olacak flekilde yüksek ak›m sigortalar›yla korunmal›-
ber) en az çelik rollbarlar kadar yüke dayanmal›d›r. may› önleyen kaplama). li, sar› bir üçgenin içinde yer alan siyah renkli bir y›l- d›r.
(1) Ön ve ana rollbarlar taklaya karfl› dirençli 5.1.11. Frenler d›r›m iflaretinden oluflur ve üçgenin kenarlar› 12 5.2.6. Yal›t›m Direnci
yap›n›n temel bileflenlerini olufltururlar. Bunlar çelik Ana fren, bir fren pedal› ile iflletilen bir hidro- cm’den k›sa olamaz. Araç içinde bulunan bütün elektrikli ekipman-
borulardan yap›lmal› ve arac›n ana yap›s›na c›vata- lik frenleme sistemidir. Pedal, her dört tekerdeki Kiflileri elektrik floklar›ndan koruyan basit bir larla, di¤er parçalar ve gövde aras›nda belli büyüklü-
lanmal› ya da kaynaklanmal›d›r. Kaportan›n ön ve ar- frenleri harekete geçirmelidir. Fren s›v›s›n›n akmas› cihaz APPEND‹X 4 B’de sunulmufltur. ¤ün alt›nda olmayacak flekilde bir yal›t›m direnci ol-
ka rollbar ifllevini gördü¤ü araçlarda, ek rollbarlar ya da fren sisteminin herhangi baflka bir ar›zas› ha- Alt sat›rlarda anlat›lacak olan cihaz›n (devre mal›d›r.
zorunlu de¤ildir. linde pedal›n en az›ndan iki tekerle¤e komuta edebil- için bkz. APPEND‹X 4 C) kullan›lmas› zorunlu de¤il- • 300 Volt’a kadar olan ekipmanla gövde ara-
(2) Rollbarlar afla¤›daki boyutsal k›staslara uy- mesi için çift devreli bir frenleme sistemi zorunludur. dir ama önerilir. 5 mA’lik ar›za ak›m de¤eri hala tar- s›nda en az 250 KOhm,
mak zorundad›r: Karbon fren disklerinin kullan›m› yasakt›r. t›fl›lmaktad›r. Testlerden sonra kesinli¤e kavuflturula- • 300 Volt’tan yüksek olan ekipmanla gövde
. Ön rollbar›n tepesinden ana rollbar›n tepesine Fren pedal›n›n yüzeyi, sürücünün aya¤›n›n kay- cakt›r. aras›nda en az 500 KOhm olmal›d›r.
uzat›lan çizgi, araçta normal pozisyonda oturan sürü- mas›n› önleyecek biçimde tasarlanmal›d›r (kaymay› Kiflileri elektrik flokundan korumak için, toprak Direnç ölçümü en az 100 Volt’luk do¤ru ak›m
cünün kask›n›n üzerinde olmal›d›r. önleyen kaplama). ve sistem topraklama noktas› aras›ndaki direnci sü- kullan›larak yap›lmal›d›r.
. Ön rollbar›n tepesi, direksiyonun tepe nokta- Negatif ivme (decelaration) de¤eri “d”, klasik rekli ölçen ve bu noktalar aras›nda 100 kOhm’luk di- 5.2.7. Dieleketrik Kuvveti
s›n›n üzerinde olmal›d›r. otomobillerdeki de¤ere (kuru yol yüzeyinde 9,81 m/ rençte 5 mA’dan fazla ak›m ( 500V / 0.005 = 100 Bütün elektrikli parçalar, yanl›fll›kla olabilecek
. Araca önden bak›ld›¤›nda, tekerlekler düz ve s2 = 1g) yaklaflmal›d›r. 31 Aral›k 2008 tarihine ka- kOhm) olmas› durumunda sisteme güden bütün elek- temaslara karfl› korunmal›d›r. Yeterli mekanik kuvve-
ileriyi gösteriyorken ön rollbar direksiyonu içine al- dar asgari negatif ivme de¤eri 3,3776 m/s2 olarak tri¤i kesen (önce sistem devre kesicisi ve ard›ndan te dayanamayacak yal›t›m malzemeleri (boya kat›,
mal›d›r. belirlenmifltir. Ancak, güvenlik nedeniyle neghatif iv- günefl panelleri devre kesicisi yoluyla) bir cihaz kul- emaye, elyaf ya da yal›t›m band› gibi) geçerli de¤il-
. Araca önden bak›ld›¤›nda, ana rollbar sürücü- me de¤eri asgari 5.8 m/s2 olan daha geliflkin fren- lan›lmas› tavsiye edilir. dir.
nün omuzlar›n› içeriye almal›d›r. E¤er sürücünün lerin kullan›lmas› kuvvetle önerilir. Günefl arabas›n›n kaportas›nda oluflabilecek ‹letken flase ve kaporta, araç topraklama nokta-
omuzlar› kaporta içindeyse , ana rollbar›n sürücünün Sabit oranda negatif ivmelenme “d” de¤erinde elektrostatik yükleri önlemek için, kaportayla sistem s›na ba¤l› olmal› ve sistem topraklama noktas›ndan
kafas›n› içine almas› yeterlidir. durma mesafesi “s”, s=v2/(2*d) olarak hesaplan›r. yal›t›lm›fl olmal›d›r.
(3) Gerek ön, gerekse ana rollbar tek bir parça EK 1
halinde, eklemsiz olarak çelik borulardan yap›lmal›- Koltuk Montaj› Standartlar› Ölçü Metodlar›
d›r. Yap›mlar› düzgün, dalgas›z ve çatlaks›z olmal›- Afla¤›da, Madde 5.1.6’da verilen koltuk monta-
d›r. Çeli¤in kalitesine karar verirken, uzayabilme j› standartlar›na göre monte edilen koltu¤un ölçül-
özelli¤ine ve kaynak tutufluna dikkat edilmelidir. mesi ve arkal›¤›n›n aç›s›n›n do¤rulu¤unun kontrol
Güvenlik yap›s› imalatç›lar›, asgari de¤erleri edilmesi için kolay bir metod verilmifltir.
afla¤›da verilen yüklere dayanabilirli¤ini belgelemek 1. Buradaki ölçüm metodu kavrmam›, JIS stan-
kofluluyla, borular›n boyutlar›, sabitleme düzenekle- dartlar›ndan JIS D4607 ve JIS D0024’e göre gövde
ri, kompozit malzemenin tasar›m› ve boyutlar› bak›- aç›s› ölçümüne dayan›r.
m›ndan de¤iflik bir rollbar›, Ulusal Yar›fl Yetkilisinin a. JIS D4607 standard›, iç mekan boyutlar›n›n
(ASN) onay›na sunabilir. ölçümünde, üç boyutlu oturmufl insan modelini gös-
3.3kN yanal terir.
12.3kN ön ve arka b. JIS D0024 standard›, H noktalar›n› (Kalça
16.3kN dikey noktas›: üç boyutlu insan modelinde vücudun dönme
Yar›flç›, yar›fl denetmenlerine, yetkili bir profes- noktas› ve uyluk) belirler ve D4607’deki gövde aç›-
yonel mühendis taraf›ndan imzalanm›fl ASN onayl› s›n› da kapsayarak ölçüm metodlar›n› verir.

fiubat 2008 17 B‹L‹M ve TEKN‹K


fiaKurallar 1/30/08 5:54 PM Page 18

Montaj Örne¤i

2. Yukar›da bahsedilen üç boyutlu insan modelinden elde edilmifl


iki boyutlu flekile temelli, basitlefltirilmifl gövde flekline sahip ölçme
arac› kullan›larak ölçüm yap›lm›flt›r (bu yaln›zca basitlefltirilmifl bir öl-
çümdür).
3. JIS taraf›ndan yay›mlanan JM50 (fizik fleklini tan›mlar (Japon
erkeklerin yar›dan fazlas›n›n fizi¤ini içerir)) standat ölçüm flekli olarak
adapte edilmifltir.
4. Ölçüm aletinin flekli afla¤›da gösterilmifltir.

Çizgi Çizme
1. 120 yar›çap›nda bir daire çizin.
2. ‹lk dairenin 330 mm uza¤›na 100 mm yar›çap›nda baflka bir
daire çizin.
3. ‹ki daireyi birlefltirecek bir tanjant çizgisi çizin (Çizgi A).
4. Her iki dairenin merkezini birlefltiren Çizgi B’yi çizin.
5. Metal, tahta, suntalam, mukavva vb bir levhan›n üzerine fleki-
li kopyalay›p kesin ve bunu ölçüm aleti olarak kullan›n.

6. Ölçüm yap›lacak söz konusu araç düz bir zemine park edilme-
lidir. Afla¤›daki flekilde gösterildi¤i gibi ölçüm aletinin alt k›s›m›ndaki
büyük daireyi koltu¤un köflesine yerlefltirin ve küçük daireyi koltu¤un
arkas›na do¤ru bast›r›n. Dik olan aç› ile Çizgi B aras›ndaki aç›y› ölçün
(e¤im ölçümünü çekül benzeri bir alet ile kontrol edin) (Yat›r›labilen
koltuklarda ölçüm yaparken, koltuk en dik konuma getirilip öyle öl-
çüm yap›lmal›d›r.
7. 27°’yi geçmeyen tüm aç›lar için onay verin.

EK 2
Basit Güvenlik Yap›s› Örne¤i
fiaKurallar 1/30/08 5:54 PM Page 19

EK 3
Rollbarlar›n Oturtulmas›
Teknik özellikler Madde 5.1.8.4’le iliflkilidir.
Oturtma metodu* yaln›zca,
• Seri üretim çelik flaselere veya
• Özel yap›m iskelet flaselere
uygulanabilir.
Özel yap›m iskelet flase (bkz. Madde 2.2 ve Madde 3.9) için ya-
r›flmac›, yetkin ve profesyonel bir mühendisin imzalad›¤› bir sertifika
sa¤lamal›d›r. Bu sertifikayla beraber söz konusu yap›n›n boyutland›r›l-
m›fl çizimleri ve mekanik yap›n›n tamam›n›n foto¤raflar› sa¤lanmal› ve
mekanik yap›n›n yar›flma için gerekli dayan›kl›l›¤a sahip oldu¤u belir-
tilmelidir.
1. Rollbarlar› karosere ba¤layan montaj aya¤› en az 3,0 mm ka-
l›nl›¤›nda ve fiekil 4-31, fiekil 4-33- fiekil 4-48’de gösterildi¤i gibi sa-
bitlenmelidir. Montaj aya¤› devrilme çubu¤una kaynaklanm›fl olmal›-
d›r.
2. Karosere ba¤lanm›fl en az 120 cmÇ ve 3,0 mm kal›nl›¤›nda bir
destekleme plakas› fiekil 4-48 ve fiekil4-33’de gösterildi¤i gibi sabit-
lenmelidir. Destekleme levhas›n›n çevresi karoser2 fiekil 4-31 ve fiekil
4-33’de gösterilen yerlerin d›fl›nda lehimlenmifl olmal›d›r.
3. Rollbar borusunu karosere sabitlemek için afla¤›daki metodlar-
dan birisi uygulanmal›d›r.
• 8 mm çap›nda (en az 8.8 ISO kaliteinde) üç tane civatayla
borular› sabitleyin, civatalar› montaj aya¤›n›n etraf›na eflit aral›klarla
da¤›t›n, somun kullan›n, kendinden kilitlenebilir ve pullu tipte kilitle-
me mekanizmalar› kullan›n. (bkz. fiekil 4-31 - fiekil 4-43
• ‹skelete veya karosere boruyu kaynaklay›n. Montaj aya¤› ara-
da destek plakas› olmadan karosere kaynaklanmamal›d›r.
Yukar›da verilen iki metod asgari gereksinimleri vermektedir. Ci-
vata ve montaj aya¤› say›lar› artt›r›labilir.
*Bu metod JAF Ulusal Teknik Düzenlemeleri Bölüm 4, K›s›m
1’den seçilmifltir.

fiubat 2008 19 B‹L‹M ve TEKN‹K


yabancilarAramizda 1/30/08 5:38 PM Page 20

Yabanc›lar
Aram›zda m›?

Yaflam›n dünyada bir kereden daha fazla say›da olufltu¤u yolundaki kan›tlar nedeniyle, bilim
adamlar› bilinen di¤er tüm organizmalardan radikal anlamda farkl›l›klar içeren
mikroorganizmalar› araflt›r›yor… Bu yabanc› mikroorganizmalar k›rsalda saklan›yor olabilir.
S›radan bakterilere benziyor olmalar›na karfl›n, biyokimyalar›nda de¤iflik aminoasitler veya
farkl› yap›sal elementler bulunuyor olabilir.

B
‹L‹M‹N yan›tlanamam›fl en Otuz y›l öncesinde biyologlar ara- çimde de¤iflti. 1995’de tan›nm›fl Belçi-
önemli sorular›ndan biri s›nda yayg›n kabul gören anlay›fl, yafla- kal› biyokimyac› Christian de Duve ya-
flüphesiz ki yaflam›n kayna- m›n olanaks›z bir kimyasal rastlant› so- flam› ‘kozmik zorunluluk’ olarak tan›m-
¤›yla ilgili olan›. Hiç kimse nucu olufltu¤u ve gözlenebilir evrende lad› ve ‘dünyaya benzer herhangi bir
yaflam›n nas›l, nerede ve ne ikinci bir kez daha oluflmas›n›n çok zor gezegende daha oluflmaya haz›r’ oldu-
zaman bafllad›¤›n› bilmez. Bilinen bü- oldu¤u fleklindeydi. Bu tutucu yakla- ¤unu belirtti. De Duve nin bu yaklafl›m›
tün gerçek, dünyadaki mikrobiyal ya- fl›m, Nobel ödüllü Frans›z biyolog Jac- astrobiyologlar›n evrenin yaflam konu-
flam›n yaklafl›k üç buçuk milyar y›l ön- ques Monod’un 1970 teki ‘insan sonun- sundaki bereketine olan inanc›n› pekifl-
ce bafllam›fl oldu¤u. Neyin daha önce da içinde tesadüfen olufltu¤u uçsuz bu- tirdi. Bu teori bazen New York Üniver-
geldi¤i veya oldu¤u ile ilgili güvenilir caks›z evrenin ac›mas›zl›¤›nda yaln›z ol- sitesinden Robert Shapiro’nun söyledi-
kan›tlar›n olmamas› nedeniyle, bu ko- du¤unu biliyor’ sözleriyle yans›d›. Son ¤i ‘yaflam do¤an›n kanunlar› içinde ya-
nuda çok çeflitli görüfl mevcut. y›llardaysa, bu yaklafl›m dramatik bir bi- z›l›d›r’ ifadesiyle de kendini bulur.

B‹L‹M ve TEKN‹K 20 fiubat 2008


yabancilarAramizda 1/30/08 5:38 PM Page 21

Hayvanlar

Archaelar

Mantarlar

Bakteriler Bitkiler

Ayna Görüntüsü Yaflamlar Egzotik Amino Asitler Arsenikli Yaflam Silikonlu Yaflam
Büyük biyolojik moleküller iki fakl› Baz› istisnalar d›fl›nda bilinen bütün Araflt›rmac›lar bilinen yaflam form- Radikal bir biçimde en farkl› yabanc›
ayna görüntüsü formuna getirilebi- organizmalar, proteinleri sentezle- lar›nda fosforun oynad›¤› rolü ya- karbon yerine silikon kullana olacak-
lir: solak ve sa¤lak. Bilinen tüm ya- mek için ayn› 20 aminoasiti kulla- banc› yaflam formlar›nda arseni¤in t›r. Silikonun da t›pk› karbon gibi
flam formlar›nde aminoasitler solak, n›r, ancak kimyac›lar çok daha fazla- baflar›yla üstlenebilece¤i teorisini birleflme katsay›s› 4 tür - yani, en
DNA ise sa¤lak bir çift sarmald›r. s›n› sentezleyebilir. Yabavc› mikrom- ileri sürdüler. Arsenik fosforu çok d›fl yörüngesinde dört elektron bulu-
E¤er bir kez daha olufltu ise amino- lar meteoritlerde bulunan izovalin ve iyi taklit etti¤inden bizim için ze- nur- , silikon atomlar› biyolojik mo-
asitler sa¤lak, DNA solak olabilir. psödolözin gibi ender görülen ami- hirdir, ayn› flekilde fosfor da arse- leküllerin iskeletini oluflturmak üze-
noasitlleri kullanabilir. ni¤i kullanan organizmalar için ze- re halkalar ve uzun zincirler fleklin-
hir olabilir. de düzenlenebilir.

Yaflam A¤ac›m›z
Bilinen tüm organizmalar benzer
biyokimyasal yap›ya sahiptir ve genetik
bilgiyi DNA molekülleri içinde kodlar.
Bizim yaflam a¤ac›m›zdaki üç ana dal,
bakteriler, archaelar (bakteriye benzeyen
ancak çekirde¤i olmayan tek hücreli
organizmalar) ve çok daha karmafl›k
hücrelerden oluflan ökaryot organizmalar
d›r. Üçüncü dal tüm mantar, bitki ve
hayvanlar› içerir.

YAfiAM ORMANI: Bilim adamlar› yaflayan tüm canl›lar› ortak kökenlerini ve onlar› izleyen türleri gösteren bir a¤ac›n üzerinde s›n›fland›rm›flt›r. E¤er yaflam birden
çok kez olufltuysa, araflt›rmac›lar bu canl›lar için de alternatif yaflam a¤açlar› oluflturmak üzere s›n›flamalar› gözden geçirmek zorunda kalacakt›r.

Bilimadamlar› hangi bak›fl aç›s›n›n Bilimadamlar› yaflam›n kesin bir ta- olabilir. Bu durumda bilimadamlar› je-
do¤ru oldu¤una nas›l karar verecek? n›m› konusunda henüz görüfl birli¤ine oloji kay›tlar›nda onlara ait izler bula-
Bunu anlaman›n en kestirme yolu, di- ulaflm›fl olmasalar da, büyük ço¤unlu- bilmeli. E¤er alternatif yaflam›n kesin
¤er bir gezegende, örne¤in Mars’ta ya- ¤u en önemli iki göstergenin metaboli- olarak farkl› bir metabolizmaya sahip
flam olup olmad›¤›n› araflt›rmakt›r. ze edebilme -yani d›flardan besin ögele- oldu¤unu varsayarsak, at›klar›yla ka-
E¤er yaflam ayn› günefl sisteminde iki rini al›p onlar› enerjiye çevirerek at›k yalar› de¤ifltirmifl veya bilinen organiz-
farkl› gezegende olufltuysa, bu durum ürünleri d›flar› verme- ve ço¤alma(üre- malar›n ifllevleriyle aç›klanamayan mi-
biyolojik determinizm hipotezini do¤- me) yetene¤i oldu¤u konusunda anla- neral depozitlerine yol açm›fl olabilir.
rular. Ne yaz›k ki, k›z›l gezegende ya- fl›yorlar. Biyogenezin yayg›n kabul Bilinen yaflam formlar› taraf›ndan olufl-
flam formlar› araflt›rmaya yönelik kap- görmüfl bak›fl aç›s›na göre, dünyada turulamayacak ve onlardan kesin ola-
saml› yolculuklar yapmak ve e¤er ger- yaflam e¤er bir kezden daha fazla olufl- rak farkl› organik molekül format›nda-
çekten varsa da bu uzayl› varl›klar› de- tuysa, bir form daha bask›n olarak di- ki biyolojik iflaretler, kayalar üzerinde
tayl› olarak araflt›rmak çok uzun za- ¤erlerinin tümünü ortadan kald›r- bulunmufl ve buzul ça¤›na (yaklafl›k
man alabilir. m›fl olacakt›r. Bu bak›fl aç›s›n›n 2,5milyar y›l öncesine) ait mikrofosil-
Biyolojik teoriyi s›naman›n daha gerçek olmas›ysa çok zay›f bir ler üzerinde sakl› olabilir.
kolay bir yolu olabilir. Hiçbir gezegen olas›l›k. Bakteriler ve arkeler (arc- Daha heyecan verici, ancak da-
dünyaya kendisinden daha çok benze- haea) ortak bir atadan üç milyar y›l ha spekülatif bir olas›l›k alternatif
yemez. Bu durumda e¤er yaflam bu ge- önce türemifl çok farkl› iki organiz- yaflam biçimlerinin eskiden beri
zegenin kendi koflullar› alt›nda bir kez ma ve bir birlerini yok etmeksizin ve hatta halen var oldu¤u ve Co-
olufltuysa, belki de bu gezegende bir bunca zamand›r var olmufllar. Dahas›,
çok kez daha oluflmufl olabilir. Bu alternatif yaflam formlar› bilinen orga-
umut verici olas›l›¤›n peflinden giden nizmalarla yar›fla girmemifl ve onlar›n
bilimadamlar›, çöller, göller ve ma¤ara- var olmas›n› engellememifl.
larda ‘yabanc›’ -ba¤›ms›z olarak olufl-
mufl olmalar› nedeniyle bilinen bütün
yaflayan canl›lardan farkl›- yaflam form- Yabanc› Varl›k
lar› araflt›rmaya bafllad›. Bu organiz-
malar büyük olas›l›kla mikroskopik Tart›flmas›
boyutta olaca¤›ndan, araflt›rmac›lar Alternatif bir yaflam flu anda var ol-
aram›zda yaflayan bu egzotik mikrop- masa bile, belli bir nedenle yok olma-
lar› saptamak için testler tasarl›yorlar. dan önce uzak bir geçmiflte varolmufl
yabancilarAramizda 1/30/08 5:39 PM Page 22

lorado Üniversitesi’nden Shelley Cop-


ley ve Carol Cleland’›n ortaya att›¤› gi-
bi bir ‘gölge biyosfer’ oluflturduklar›.
Bafllang›çta, bu fikir çok saçma gibi
görünebilir; e¤er yabanc› organizmalar
burnumuzun dibinde -hatta içinde- dal-
lan›p budaklan›p yaflad›ysa, bilim
adamlar› onlar› flimdiye kadar bulama-
d› m›? Yan›t hay›r gibi görünüyor. Oy-
sa, organizmalar›n büyük ço¤unlu¤u
mikroplar ve yaln›zcak bakarak mik-
roskopla dahi onlar›n ne oldu¤unu
söylemek zor. Mikrobiyologlar, bir or-
ganizman›n yaflam a¤ac›ndaki -bilinen
bütün canl›lar›n filogenetik s›n›flama-
s›- yerini bulabilmek için gen dizilimini
analiz etmek zorundalar. Oysa, araflt›r-
mac›lar flu ana dek gözlenen bütün
mikroorganizmalar›n ancak çok küçük
bir bölümünü s›n›fland›rabilmifl du- Yabanc› varl›klar› nerede aramal›y›z
Alternatif mikroplar› araflt›r›rken baz› araflt›r›c›lar, ola¤anüstü zor koflullarda yaflayabilen, ekolojik olarak izo-
rumdalar. le edilmifl hücrelere odakland›lar. Bu hücreler, ileri derecede alkalen ve tuzlu sularda örne¤in Kaliforniyadaki
Kesin olan, bu güne ka- Mono Gölü(solda), Antarktika’n›n kuru vadileri(üst sa¤) veya ‹spanyadaki a¤›r metallerle kirlenmifl Rio Tinto
dar detayl› bir flekilde nehrinden(sa¤ alt) izole edilmifllerdir.
üzerinde çal›fl›lm›fl
bütün organizmala- tremophile” (afl›r› koflullar› seven) ad› Bilimadamlar›, ekolojik olarak yal›-
r›n ortak bir köken- verilen di¤er bir türse tuz göllerinde, t›lm›fl bölgelerde karbonun yer ve at-
den geldi¤i. Bilinen tüm organizmalar metallerle kirlenmifl maden tortular›n- mosfer aras›ndaki dönüflümü gibi biyo-
benzer bir biyokimyay› paylafl›r ve ne- da ve hatta nükleer reaktörlerin at›k lojik etkinlikleri araflt›rarak alternatif
redeyse ayn› genetik kodu kullan›rlar. havuzlar›nda hayatta kalabilmekte. yaflamlar için kan›t bulabilirler. Yer ka-
Bu nedenle biyologlar, onlar›n genleri- Bununla birlikte, en çetin mikro bu¤unun derinlikleri, atmosferin üst
ni ve pozisyonlar›n› tek bir a¤açta s›ra- organizman›n bile kendi s›n›rlar› bulu- tabakalar›, Antarktika, tuz madenleri,
layabilirler. Ancak, araflt›rmac›lar›n ye- nur. Bizim bildi¤imiz yaflam, suyun metaller ya da di¤er at›k maddelerle
ni keflfedilmifl canl›lar› analiz etmek varl›¤›na ba¤l›d›r. Kuzey fiili’nin Ataca- kirlenmifl bölgeler, bu ba¤›ms›z ekosis-
için kulland›¤› ifllemler, tan›d›¤›m›z ya- ma çölü ad› verilen bölgesi öylesine temlerin araflt›r›laca¤› bölgeler olarak
flam› alg›layabilmemiz için önceden kuru ve s›cakt›r ki burada bilinen ya- s›ralanabilir. Alternatif olarak, bilim
düflünülüp, uyarlanm›fl bulunuyor. Bu flam formlar›n›n hiçbirine rastlan›lmaz. adamlar› laboratuvarda gölge yaflam
teknikler baflka bir biyokimyay› do¤ru Dahas›, baz› mikroplar suyun kaynama iflareti olarak, bilinen yaflam formlar›-
bir flekilde yans›tmakta baflar›s›z kala- noktas›n›n üzerinde yaflayabilirse de n›n yok oldu¤u s›cakl›k ve nemde var
bilirler. E¤er gölge yaflamlar mikrobi- bilim adamlar› 130 °C’nin üzerinde olabilen biyolojik aktiviteleri de
yal alemle s›n›rland›r›ld›ysa, bilim yaflayan hiç bir canl› bulabilmifl de- araflt›rabilir. Bilimadamlar› bu
adamlar›n›n bu yaflamlar› gözden ka- ¤iller. Ancak, alternatif yaflam bi- yöntemi kullanarak insanlar için
ç›rm›fl olmas› mümkün. çimleri afl›r› kuruluk ve s›cakl›k- öldürücü olan dozdan 1000 kat
larda var olabilir. daha yüksek dozda gama ›fl›n›na
maruz kalmas›na ra¤men yok ol-
Ekolojik Olarak ‹zole mayan, radyasyona dirençli bir bakteri
Hayat Nedir? olan Deinococcus radiodurans’› bu fle-
Edilmifl Yabanc›lar Ço¤u bilim adam› hayat›n kilde buldular. Bilim adamlar› D. radi-
Günümüzde bilim adamlar› yaban- birincil niteliklerinin afla¤›daki odurans ve radiyofil (›fl›n›m sever) ola-
c› canl›lar için nereye bakabilirler? Ba- rak adland›r›lan di¤erlerinin de yaban-
özelliklerden ibaret oldu¤unu
z› bilim adamlar›, ekolojik olarak yal›- c› yaflam formlar› olmay›p bilinen yafla-
t›lm›fl yerlere yerleflen ve s›radan yafla- kabul eder: ma genetik olarak ba¤l› olduklar›n› an-
m›n ötesinde keflfedilmeyi bekleyen •Çevreden besin elde edebilme, cak bu bulgunun bu yolla alternatif ya-
canl›lar üzerine odakland›. Son y›llar- •Bu besinleri enerjiye flam formlar›n›n bulunma olas›l›¤›n›
daki flafl›rt›c› kefliflerden biri de, bu çevirebilme, ortadan kald›rmad›¤›n› ileri sürdüler.
canl›lar›n çok sert koflullarda hayatta Araflt›rmac›lar flu ana kadar nere-
•Bedeni at›k ürünlerden
kalabilme özelli¤i. Mikroplar›n volka- deyse tamam› biyosferin geri kalan k›s-
nik lavlar› ve Antarktika’n›n donduru- ar›nd›rma (d›fll›lama), m›ndan yal›t›lm›fl bir avuç dolusu eko-
cu vadilerini bile kapsayan s›ra d›fl› ko- •Üreme sistem tan›mlad›lar. Yeralt›n›n derinlik-
flullarda yaflayabilece¤i keflfedildi. “Ex- lerinde bu mikrobiyal topluluklar, ›fl›k-

B‹L‹M ve TEKN‹K 22 fiubat 2008


yabancilarAramizda 1/30/08 5:39 PM Page 23

tan, oksijenden ve di¤er orga- l›nda bunun için de var olabile-


nizmalar›n organik ürünlerin- cek alternatif kimyasal özellikle-
den yoksunlar. Bu yeralt› toplu- ri tahmin etmek ve ay›r›c› bir ifla-
luklar› baz› mikroplar›n metaboliz- ret aramak gerekir.
ma, büyüme ve üremek için kimyasal Basitçe, aynadaki ters görüntü bu-
reaksiyonlar ya da radyoaktivite sonu- na örnek olarak verilebilir. Büyük bi-
cu ortaya ç›kan karbondioksit ve hid- yolojik moleküller kesin bir uzaysal
rojeni kullanabilme becerileri sayesin- yönelime sahip olurlar. Ancak bir mo-
de ayakta kalabiliyorlar. Günümüze leküldeki atomlar biribirlerinin ayna
kadar bu ekosistemlerde bulunan or- hayali olarak oryantasyon gösterirler
ganizmalar yüzeyde yerleflen mikrop- –solak veya sa¤lak- ve moleküller daha
larla yak›n iliflkili. Bununla birlikte kompleks yap›larda bir araya gelmek
dünyan›n derinliklerinde halen bafllan- için uyumlu ayna görüntüsüne sahip
g›ç aflamas›ndaki biyolojik araflt›rma- olmal›d›rlar. Aday Yabanc› ?
lar sürpriz geliflmelere aç›k. Okyanus Bilinen yaflam formlar›nda, amino- Queensland Üniversitesinden Philippa Uwins, Bat›
sondajlama program›, mikrobiyal içe- asitler -protein yap› tafllar›- solakt›r; bu- Avustralya k›y›lar›nda okyanusun derinliklerinden el-
de edilen 200 milyon y›l yafl›ndaki tafllar› inceledi-
riklerini araflt›rmak amac›yla deniz di- na karfl›n flekerler sa¤lakt›r ve DNA ¤inde 20-150 nanometre(metrenin milyarda biri)
bindeki kayalar› örneklemekte ve yak- molekülü sa¤lak bir çift sarmald›r. Öte boyutlar›nda küçük yap›lar buldu ve bunlar›n labora-
lafl›k bir kilometre derinlikte yap›lmak- yandan, kimya yasalar› sola sa¤a kör- tuvar ortam›nda ço¤ald›¤›n› saptad›. Yap›lan testler
ta. Yeryüzünden yap›lan sondaj arafl- dür; yani e¤er yaflam kimyasal bir olay- bu yap›lar›n (elektron mikroskopunda kahverengi
damla ve çubuk fleklinde) DNA içerdi¤ini gösterdi
t›rmalar›nda daha derinlerde bile biyo- la bafllad›ysa, yap›tafllar› farkl› durufl- ancak di¤er araflt›rmac›lar bu yap›lar›n canl› oldu¤u
lojik etkinlik belirtileri izleniyor. An- larda moleküllerden oluflacakt›r. ‘Göl- fikrine karfl› ç›kt›lar.
cak flu ana kadar, yer kabu¤unun de- ge yaflam’ prensip olarak, biyokimya-
rinliklerini araflt›rmak için sistematik sal anlamda bilinen yaflamlara eflde¤er Di¤er bir olas›l›k, gölge yaflamlar›n
ve genifl çapta bir araflt›rma planlan- ancak, onun ayna görüntüsü molekül- bilinen yaflamla ayn› genel biyokimya-
m›fl de¤il. lerden oluflmufltur. Bu ayna imaj› ya- sal yap›ya ancak farkl› yap›da aminoa-
flam direk olarak bilinen yaflamla karfl›- sit veya nükleotid dizilimine sahip ol-
laflt›r›lamaz, iki form gen al›flveriflinde mas› durumu. Bilinen tüm organizma-
de bulunamaz çünkü ilgili moleküller lar bilgiyi depolamak için ayn› nükleo-
Ekolojik olarak entegre de¤ifltirilemez. tid setini - A,C,G ve T; adenin, guanin,
olmufl Yabanc›lar Neyse ki, gölge yaflamlar çok basit sitozin ve timin- ve baz› istisnalar d›-
bir teknik kullanarak analiz edilebilir. fl›nda proteinleri oluflturmak üzere ay-
Yal›t›lmam›fl ve çevremizdeki bili- Araflt›r›c›lar, standart kültür ortamla- n› 20 amino asiti kullan›r. Genetik kod
nen biyosfere entegre olmufl alternatif r›nda bulunan moleküllerin ayna imaj- üçlü nükleotid gruplar›ndan oluflur ve
yaflam biçimleri bulmak daha kolay. lar›n› içeren moleküllerden oluflan ye- farkl› nükleotid üçlemeleri fakl› ami-
Ancak, gölge yaflamlar bilinen türlerle ni bir kültür ortam› haz›rlayabilirler. noasit isimleriyle an›l›rlar. Bir gendeki
kar›flm›fl yabanc› mikroplarla s›n›rlan- Ayna imaj› mikroorganizma da, bilinen bu üçleme dizileri özel bir proteini
d›r›l›rsa, s›radan gözlemle egzotik can- yaflam formlar›n›n tats›z bulaca¤› bu oluflturmak için bir araya gelmesi ge-
l›lar› saptamak çok zorlafl›r. uydurma kar›fl›m› zevkle tüketebilir. rekli aminoasit dizilimlerine iflaret
Mikrobiyal morfoloji s›n›rl›- NASA Marshall Uzay Uçufl Merke- eder. Fakat kimyac›lar bilinen organiz-
oldu¤undan –ço¤u mikrop zi’nden Richard Hoover ve Elena Pi- malarda var olmayan çok say›da ami-
küre veya çubuk fleklindedir- yaban- kuta, yeni bulunmufl çok çeflitli tek noasiti daha sentez edebilirler. 1969
c› organizmalar biyokimyasal özel- hücreli mikroorganizmalar› (extre- da Avustralya’ya düflen Murchison me-
likleri ile kolayca ayr›msanabilir. As- mophiles) ayna imaj› besi yeri- teoritinin pek çok bilinen aminoasit ya-
ne koyup biyolojik aktiviteleri- n›nda izovalin ve psödolözin gibi nadir
ni araflt›rd›klar› bir ön çal›flma yapt›lar. görülen baz› aminoasitleri de içerdi¤i
Sonuçta bu besiyerinde California’n›n saptand›. (Bilimadamlar› meteoritte bu
alkali göllerinin dibindeki çökeltiden aminoasitlerin nas›l olufltu¤undan
elde ettikleri Anaerovirgula multivo- emin de¤ilken, bir ço¤u bu kimyasalla-
rans isimli tek bir mikrobun ço¤ald›¤›- r›n biyolojik aktivitenin ürünü olmad›-
n› gördüler. Ancak hayal k›r›c› bir fle- ¤›na inan›yorlar.) Bu pek bilinmeyen
kilde bu organizma ayna imaj› yaflam›n aminoasitlerden baz›lar›, alternatif ya-
bir örne¤i olmaktan ziyade, flafl›rt›c› flam formlar› için yap›tafllar› olufltura-
bir biçimde ters dizilimli aminoasit ve bilir. Böyle yabanc› yaflam formlar›n›
flekerleri kimyasal olarak de¤ifltirerek yakalayabilmek için, bilimadamlar› ya-
sindirebilme yetene¤ine sahipti. Bu ça- flayan mikroorganizmalar veya gölge
l›flman›n mikroplar ülkesinden sadece biyosferde oluflabilecek organik kal›n-
çok küçük bir örne¤i araflt›rd›¤›n› söy- t›lar aras›nda, bilinen organizmalar ta-
leyebiliriz. raf›ndan kullan›lmayan veya onlar›n

fiubat 2008 23 B‹L‹M ve TEKN‹K


yabancilarAramizda 1/30/08 5:39 PM Page 24

Ribozom Virüs
metabolizmalar›n›n ya da yok olmalar›- forca fakir ve arsenikca zengin ortam-
n›n sonucu olarak oluflmayan amino- larda gelifliyor olabilir mi?
asitleri aramak zorundalar. Di¤er önemli bir de¤iflkense bü-
Araflt›rmay› odaklamaya yard›mc› yüklük. Bütün bilinen organizmalar,
olmak üzere araflt›r›c›lar sentetik, ya- ribozom ad› verilen makinelerde ami-
pay yaflam alanlar›ndaki ipuçlar›n› da noasitlerden proteinleri sentezler. Ya-
kullanabilirler. Biyokimyac›lar flu anda p›s›nda ribozom bulundurabilmek için
proteinlerin yap›s›na ilave amino asit- bizim yaflam a¤ac›m›zdaki bir canl›n›n
ler ekleyerek tamamen yeni organiz- en az birkaç yüz nanometre -metrenin
malar elde etmeye çal›fl›yorlar. Bu Bakteri milyarda biri- büyüklü¤ünde olmas› ge-
araflt›rmalar›n öncüsü Gainesville’den rekir. Virüsler çok daha küçüktür -20
Steve Benner, alfa-metil amino asitler nanometre kadar- ancak bu canl›lar
olarak bilinen bir molekül grubunun Minik Yabanc›lar bulaflt›klar› hücrenin yard›m› olmadan
yapay yaflam için umut verici oldu¤u- En küçük bakterinin çap› yaklafl›k 200 nanometre- ço¤alamazlar. Bu nedenle virüsler al-
dir. Bizim yaflam a¤ac›m›zdaki otonom bir organiz-
nu ortaya koymufl bulunuyor. Ancak, ma bu kadar küçük olamaz çünkü, her biri yaklafl›k
ternatif bir yaflam biçimi olarak adlan-
bu molekül bugüne kadar çal›fl›lan hiç- 20-30 nanometre çap›nda olan ve protein sentezle- d›r›lamaz, ya da ayr› bir bafllang›çtan
bir do¤al organizmada bulunabilmifl yen ribozom ad› verilen yap›lar içerir. E¤er yabanc› türediklerine dair kan›tlar yoktur. Y›l-
de¤il. Araflt›rmac›lar yeni bir mikroor- mikroorganizmalar ribozomlar olmaks›z›n fonksiyon lar içinde bir çok bilimadam› biyosfer-
görebilirse, yaklafl›k 20 nanometre büyüklü¤ündeki
ganizma bulduklar›nda, protein yap›s›- virüsler kadar küçük boyutta olabilirler. (Virüslerin
de ribozomlar› içermeyecek kadar kü-
n› ve hangi aminoasitlerden olufltu¤u- ribozoma gereksinimi yoktur çünkü enfekte etti¤i çük hücreler oldu¤unu iddia ettiler.
nu bulmak kütle spektrometresi gibi hücrenin makinalar›n› kullan›r) 1990’da Texsas Üniversitesi’nden Ro-
ayg›tlar sayesinde son derece kolay bert Folk, Viberto’daki (‹talya) s›cak su
olacak. Araflt›rmada ortaya ç›kacak Ayr› bir yaflam a¤ac›yla, bizim bili- kaynaklar›ndaki kayal›klarda bulunan
ola¤anüstü bir gariplik bulunan orga- nen yaflam a¤ac›m›z›n henüz keflfedil- kürecik biçimli cisimlere dikkat çekti.
nizman›n gölge yaflam için uygun aday memifl dallar›n›n kar›flma flans›, bilinen Folk, 30 nanometre büyüklü¤ündeki
oldu¤una iflaret edecektir. biyokimyaya daha karmafl›k alter- bu cisimleri fosilleflmifl ‘nanobak-
E¤er bu strateji baflar›l› olursa, natifler arayarak giderilebilir. As- teriler’ olarak adland›rmay› ter-
araflt›rmac›lar gerçekten farkl› bir bafl- trobiyologlar suyun yerini etan cih etti. Daha yak›n zamanda
lang›çtan gelen yeni bir alternatif ya- veya metan gibi di¤er çözücüle- Queensland Üniversitesi’nden
flam formuyla m›, yoksa 1970’lerin rin oldu¤u yaflam biçimleri hak- Philippa Uwins, Bat› Avustral-
sonlar›na kadar bilinmeyen arkeler gi- k›nda spekülasyonlarda bulunsa- ya’da okyanusun derinliklerin-
bi bilinen yaflam›n farkl› bir türüyle mi lar da, dünyada bu maddelerin oldu- deki tafllar› inceledi¤inde benzer
karfl› karfl›ya olduklar›na karar verme ¤u yaflam ortamlar› bulmak çok zor. organizmalar buldu. E¤er bu yap›lar
zorlu¤u ile yüzleflecekler. Baflka bir (Etan ve Metan sadece Satürn’ün en biyolojik olaylar sonucu olufltuysa, ri-
ifadeyle, bilim adamlar› bulunan yeni büyük uydusu Titan’›nki gibi çok so- bozomlar› kullanmadan kendi protein-
yaflam a¤ac›n›n, asl›nda bilinen yaflam ¤uk yüzeylerde s›v› halde bulunur.) Di- lerini sentezleyen ve bilinen yaflamdan
a¤ac›ndan uzun zaman önce ayr›lm›fl, ¤er bir popüler yaklafl›m, bilinen orga- daha küçük boyutlardaki alternatif ya-
bu nedenle de onun dikkatlerden kaç- nizmalar›n yap› tafl› olan kimyasal ele- flam biçimlerinin önemli bir kan›t› ola-
m›fl bir parças› olmad›¤›ndan nas›l mentleri - karbon, hidrojen, oksijen, bilir.
emin olacaklar? Bütün olas›l›klar dik- azot ve fosfor- araflt›rmak. Bu befl ele- Belki de en flafl›rt›c› olan, uzayl›la-
kate al›nd›¤›nda, erken yaflam formlar› ment yerine baflka bir element yerleflti- r›n bizim kendi vücutlar›m›zda yafl›yor
kendilerini izleyenlerin tümünden ra- rildi¤inde yaflam mümkün olabilir mi? olabilekleri. 1988’de Olavi Kajender ve
dikal olarak farkl› olmal›. Örne¤in, Fosfor yaflam için baz› aç›lardan meslektafllar›, Finlandiya’da Kuopio
özel amino asitlerin karmafl›k üçlü problemlidir. Görece nadir bulunur, Üniversitesi’nde elektron mikrosko-
DNA kodlar›ndan oluflan geliflmifl yap›- dünyadaki yaflam›n erken dönemlerin- puyla memeli hücreleri incelerken, bir
lar, 20 yerine 10 amino asitten oluflan de de çok fazla miktarda ve kolay ula- ço¤unun içinde ultra küçük partikül-
veya üçlü yerine ikili kodlar› olan daha fl›labilir formlarda bulunmam›fl olabilir. ler gözlemlediler. 50 nanometre gibi
ilkel öncü moleküllerden geliflmifl ola- Harvard Üniversitesi’nden Felisa Wol- küçük boyutlar›yla bu parçac›klar kü-
bilir. Bu durum bugün hala eski kodla- fe-Simon, yaflayan organizmalar için ar- çük bakterilerin 1/10’u kadard›. 10 y›l
r› kullanan ilkel organizmalar›n da var seni¤in rahatl›kla fosforun yerini alabi- sonra Kajender ve arkadafllar› bu par-
olabilece¤inin iflareti kabul edilebilir. lece¤ini ileri sürdü. Bu element, fosfo- çac›klar›n üre içinde iyi büyüyen ve et-
Bu mikroplar gerçek anlamda yabanc›- run yapt›¤› her fleyi yapabilmek yan›n- raflar›nda kalsiyum ve di¤er mineralle-
lar olmasa da, yaflayan fosiller olarak da, metabolizma için gerekli enerjiyi de ri toplayarak böbrek tafllar› oluflumu-
kabul edilecektir. Her ne olursa olsun sa¤layabilir (Arsenik fosforu çok iyi nu tetikleyen canl› organizmalar oldu-
bu organizmalar›n keflfi bilimin yo¤un taklit etti¤inden bilinen yaflam formlar› ¤unu öne sürdüler. Bu tür iddialar tar-
ilgisini çekmekte. Erken biyolojik ya- için zehirdir, ayn› flekilde fosfor da ar- t›flmal› olarak kalsa da, en az›ndan bu
flamla ilgili di¤er bir kan›t, DNA yerine seni¤e dayal› organizmalar için zehir Liliputian (cücelerin) baz›lar›n›n alter-
RNA’y› kullanan mikroorganizmalar olabilir). Arsenikli yaflam okyanuslar›n natif biyokimya kullanan dünya d›fl› or-
olacakt›r. derinlikleri veya s›cak ak›nt›lar gibi fos- ganizmalar olduklar› düflünülebilir.

B‹L‹M ve TEKN‹K 24 fiubat 2008


yabancilarAramizda 1/30/08 5:39 PM Page 25

Yine de Yaflam Nedir? lanan benzer yaflam formlar›na


adapte olmak için evrimlefle-
Biyokimyasal olarak yabanc› bir cektir.
mikroorganizma keflfedildi¤inde, onun Bir yarat›¤›n uzayl›
bizim kendi yaflam a¤ac›m›z d›fl›nda olup olmad›¤›na karar
bir yaflama ait oldu¤unun kan›t›, yeni vermenin zorlu¤u, iki
bir dal yerine bilinen hayattan ne ka- karfl›t biyogenez kuram›n›n
dar farkl› oldu¤una ba¤l› olacakt›r. Ya- varl›¤›yla daha da artar. ‹lki,
flam›n nas›l bafllad›¤›n› anlayamad›¤›- yaflam›n sistem kompleks kimya-
m›zdan yine de bu ayr›m için kesin ve sal bir efli¤e ulaflt›¤›nda, fizikteki faz
sa¤lam kriterler yok. Örne¤in, baz› as- geçifline benzer flekilde tetiklenen ani
trobiyologlar karbon bileflikleri yerine ve fliddetli bir dönüflüm ile bafllad›¤›-
silikon bilefliklerinden geliflen yaflam d›r. Bu sistemin tek bir hücre olmas›
olas›l›¤› üzerinde duruyorlar. Çünkü gerekmez. Biyologlar ilkel yaflamlar›n
karbon, bizim biyokimyam›zda olduk- Ayr›ca, karfl›t bir problem daha var: hücre gruplar›ndan geliflti¤ini ileri
ça merkezi bir konuma sahip. Silikon Benzer çevresel flartlara maruz b›rak›l- sürler. Alternatif görüflse, kimyadan
ve karbon temelli organizmalar›n or- m›fl farkl› organizmalar s›kl›kla varo- biyolojiye hayat›n bafllang›c› olarak
tak bir kaynaktan geldiklerini hayal et- lan flartlar alt›nda hayatta kalmak için tan›mlanabilecek kesin bir ayr›m hat-
mek güç. Di¤er taraftan bilinen yaflam ortak özellikler gelifltirirler. E¤er bu t› olmadan genifl ve düz bir devaml›l›k
formlar› gibi ayn› nükleotid ve aminoa- evrimsel yak›nlaflma yeterince güçlüy- oldu¤udur.
sit tak›m›n›, ama yaln›zca aminoasitle- se, ba¤›ms›z biyogenez olaylar› için ge- Tan›mlanmas›ndaki bilinen güç-
ri özgürlefltirmek için farkl› bir genetik rekli kan›t› maskeleyecektir. Örne¤in, lükleriyle yaflam, baz› bilgileri depola-
kodu kullanan bir organizma, ba¤›m- aminoasit seçimi evrim taraf›ndan opti- y›p iflleyebilme gibisinden, cans›zl›k-
s›z bir orijin için güçlü bir kan›t sa¤la- mize edilebilir. Farkl› bir aminoasit tan canl›l›¤a gçiflin tan›m› olabilecek
mayacakt›r. Çünkü bu farklar muhte- grubunu kullanarak bafllayan bir ya- bir özelli¤e sahipse, yaflam› bafllatan
melen evrimsel sapma ile aç›klanabilir. banc› yaflam, zamanla ayn› grubu kul- bir ya da daha fazla olaydan söz edi-
lebilir. Ancak, yaflama “örgütlü kar-
mafl›kl›k” gibi daha zay›f bir tan›m ve-
rilirse, yaflam›n kökleri de tart›flmas›z
bir biçimde genel kompleks kimya
alan›na kar›flabilir. ‹ki tip organizma
iliflkiye geçemeyecek kadar uzak bir
flekilde ayr›lmad›kça, farkl› yaflam
formlar› için ba¤›ms›z kökenler
göstermek güç bir ifl olacakt›r
(Örne¤in farkl› y›ld›z sistemle-
rindeki gezegenlerde olma-
lar› gibi).
fiu aç›k ki bugüne kadar
dünya üzerindeki mikrobiyal toplu-
luktan sadece küçük bir kesiti örnek-
leyebildik. Her yeni bulufl, bereberin-
de yeni sürprizler getiriyor ve bizi bi-
yolojik olas›l›klarla ilgili anlay›fl›m›z›
geniflletmeye zorluyor. Daha fazla ka-
rasal çevre keflfedildi¤inde yeni ve da-
ha fazla egzotik yaflam formlar› da
keflfedilecekmifl gibi görünüyor. E¤er
bu araflt›rmalar ikinci bir yaflam için
ve Dünya’dan kaz›nmalardan kaynaklan›rsa
Marstan Hayat ortaya ç›kan organizma zamanla karmafl›k ha-
kan›t bulmaya yönelikse, bu durum
E¤er biyolojik determinizm–yaflam›n mev- yaflam›n kozmik bir olgu oldu¤unu
le gelecektir. Bu gözlem bizimle birlikte varo-
cut flartlardan do¤du¤u fikri- do¤ru ise yafla- lan uzayl› yaflam›n›n gölge biyosfer hipotezine güçlü bir flekilde destekleyecek ve ev-
m›n solar sistemde bir yerde k›smen Mars’tan ilginç bir karfl›t görüfl getirecektir: Dünya üze- rende yaln›z olmad›¤›m›z görüflünü
ortaya ç›kt›¤›n› bekleyebiliriz. Çünkü Dünya rinde bulunan herhangi bir yabanc› mikrop as- de güçlendirecektir.
ve Mars uzaya saç›lm›fl astreoid ve kuyruklu l›nda dünya d›fl› kaynakl› olabilir. Bu Mars’a Paul Davies
y›ld›z parçalar› ile materyal al›flveriflinde bulu- benzeyen da¤ zirveleri ve di¤er so¤uk kuru Scientific American, Aral›k 2007
nur, kayalar›n içine kozalanm›fl mevcut mik- yüksek radyasyonlu çevreler gibi karasal yer- Çevirenler: ‹. ASUTAY ÖZMEN,
TED Ankara Koleji, 10-A s›n›f› Ö¤rencisi
roplar›n bu gezegenler aras›nda takas edildi¤i leflimlerde mikrobiyal göçler için araflt›rmay› Doç. Dr. M Mahir ÖZMEN,
olas›l›¤› yüksektir. Böylece e¤er yaflam Mars mant›kl› k›lacakt›r. TÜB‹TAK Yay›n Kurulu Üyesi,
info@mahirozmen.com

fiubat 2008 25 B‹L‹M ve TEKN‹K


vucudumuzG 1/30/08 5:30 PM Page 1

Vücudunuz
bir ekosistem
Sahip oldu¤umuz 100 trilyon hücrenin yaln›zca % 10’u gerçekten insana ait. Geri kalanlar›n
sahipleriyse bakteri, mantar ve di¤er mikroplar.

Pek fark›nda olmasak da, her birimiz san papilloma virüsü d›fl deride si¤il ya roskobik yaflamdan habersiz mutlu bir
yürüyen ekosistemleriz. Kirpik diplerini- da sivilcelere yol açt›¤›nda, bu ahenk flekilde yafl›yoruz. Yine de, bu organiz-
ze yerleflen sekiz bacakl›, minicik Demo- karmaflaya dönüflür. Böyle durumlarda malar›n neye benzedi¤ini bilmek yararl›
dex akarlar› çakt›rmadan deri hücreleri- antibiyotik kullanmaksa, hastal›k yapan olabilir.
nizin tad›n› ç›kar›yor. Mikroskobik bo- organizmalarla birlikte Lactobacillus aci- Glausiusz J., “Your Body is a Planet”,
yutta mayalar dilinizde, difllerinizde, de- dophilus gibi yararl› bakterileri de öldür- Discover, Haziran 2007
rinizde ve ba¤›rsa¤›n›zda yafl›yor. Her- dü¤ü için ekosisteme de zarar verir. Çeviri: Elif Y›lmaz
pes simplex gibi etkin olmayan virüsler Mikroplarla yaflamak biyolojik bir
sinir sisteminizin içinde y›llarca aylakl›k denge yasas› gerekti-
edebiliyor. Belki de bunlar›n en yabanc› riyor. Bununla bir-
olan›, atalar›m›za bulaflan ve genomun % likte, ço¤u zaman
8’ini oluflturan ve kendini kopyalayabi- üzerimizde ta-
len, virüs benzeri DNA parçac›klar›. fl›d›¤›m›z
Ço¤u zaman vücudumuzu 90 trilyon- mik-
dan fazla mikropla, kavgas›z gürültüsüz
paylafl›yoruz. Ama bazen kan
emen tahtakurusu, bit, pire
gibi hayvanlar vücudu-
muza girdi¤inde,
Herpes simp-
lex ya da in-

3. Firmicutes ve Bakteroitler
Yaklafl›k 1500 g a¤›rl›¤›nda, en az 500 tür bakteri
1. Atlet Aya¤› Mantar›
insan ba¤›rsa¤› içinde yafl›yor. Bunlar›n büyük
Tricophyton ve Epidermophyton,
k›sm› Firmicutes ve Bakteroit dallar›ndan (fi-
ortak kullan›lan dufllardan ç›plak
lum) birinden geliyor ve karbonhidratlar›, K
ayaklara tutunan ipliksi
ve B12 vitaminleri gibi yararl› besinlere par-
parazitler. Bu türler ve
çal›yorlar. Ayr›ca zararl› bakterileri de uzak
akrabalar›, ayak t›rnaklar›n›n
tutuyorlar. Johns Hopkins Küresel Sa¤l›k Mer-
içine girer ve buradan da,
kezi’nden Cynthia Sears’a göre, kötü mikro-
mantar gibi hastal›klara yol
organizmalar›n iyilerce haklanmas›n›n tek
açabildikleri kafa derisi ve
nedeni say›ca di¤erlerinden az olmalar›.
üreme organlar› da dahil
derinin di¤er bölgelerine
yay›l›rlar. 4. ‹nsan Papilloma Virüsü
Yüzden fazla türde insan papilloma virüsü (HPV),
yayg›n olarak bilinen si¤illerden tutun da, ayak
2. Vajina Floras›
taban› si¤iline, hatta düz si¤illere kadar birçok si-
Vajinaya yerleflmifl
¤il türüne yol açabilir. HPV’nin en az otuz türü cin-
olan Lactobacillus ailesi
sel yollardan bulaflabiliyor ve ABD’de bulunan Hasta-
üyeleri gibi yararl›
l›k Denetim ve Korunma Merkezi’nin öngörülerine göre,
bakteriler, hastal›¤a yol
cinsel olarak etkin erkek ve kad›nlar›n en az % 50’sine yaflam-
açan Candida albicans
lar›n›n bir döneminde genital (üremeyle ilgili) HPV bulaflm›flt›r.
gibi mantarlar› laktik
As›l kayg› verici olansa, HPV 16 ve 18 türlerinin serviks (ute-
asit salg›layarak
rusun vajina üzerindeki boynu), penis, vajina, anüs, rektum
ortamdan uzak tutar.
(sindirim kanal›n›n anüse aç›lan son bölgesi) kanserine yol aça-
biliyor olmas›. Neyse ki, Gardasil adl› yeni bir afl› her iki türün
de yol açt›¤› kanserden koruyucu etkiye sahip.

B‹L‹M ve TEKN‹K 26 fiubat 2008


vucudumuzG 1/30/08 5:30 PM Page 2

6. Difl Streptokoku
5. Kafa Bitleri E¤er difllerinizi düzenli olarak f›rçalam›yorsa-
Pediculus humanis capitis (kafada n›z, difllerinizin yüzeyi muhtemelen bir bak-
yaflayan parazit) çok uzun zamand›r teri biyofilmiyle kapl›d›r. Difl pla¤›nda
ortal›kta dolafl›yor. Bilinen en eski bit bask›n olan bu türler, Streptokok sangu-
yumurtas› 10.000 y›ll›k bir saç is ve Streptokok mutants. Difllerinizi dü-
telinde bulundu. Bu yass›, kanats›z zenli olarak f›rçalasan›z bile, bu bakteri-
böcekler yaln›zca birkaç ler k›sa bir süre sonra yeniden yerlerini
milimetrelik boylar›yla insan kan› al›r ve güçten düflene kadar orada yafla-
emerler ve sirke ya da yumurtalar›n› may› sürdürürler. Bu bakteri, fleker maya-
saçlar›m›za yap›flt›r›rlar. lar ve pla¤›n temelini oluflturan yap›flkan poli-
merleri salg›lar.

9. Fosil Virüsler
Genomumuzun 1/12’sini milyonlarca y›l
önce atalar›m›za bulaflm›fl olan virüslerden
7. Demodex Uyuz Böce¤i oluflan DNA parçalar› oluflturuyor. Tulane
Demodex uyuz böce¤i kirpik diplerinize yerleflir Üniversitesi’nden epidemiyoloji uzman› (salg›n
ve orada yer, çiftleflir, ürer, hastal›klarla ilgilenen bilim dal›) Prescott Deininger’a
geceleri kalk›p yüzünüzde göre, bu ve kendini kopyalayabilen di¤er parazit
dolaflt›¤› zamanlar› say- DNA parçalar›, bizimle birlikte yavafl yavafl gelifltiler
mazsak nadiren de si- ve mutasyonlar›, yeni kal›tsal hastal›klara yol
zi terk eder. ‹¤ bi- açabilecek kopyalar›n› genomumuza yerlefltirdiler.
çimli ve 0,3 mm bo-
yundaki bu k›sa ba-
cakl› parazit, 20 ya-
fl›n alt›ndaki insanla-
r›n % 20’sinde görü- 10. Stafilokok
lür. Ancak as›l yafll› in- Derimiz ortalama olarak 1 trilyon bakteri bar›nd›r›-
sanlar› ele geçirme baflar›s› yor. Bunlar›n en bilinenleri stafilokok, strep-
daha büyük; yafll›larda çok daha fazla görülüyor. tokok ve terden vücut kokusu üretimi-
ni sa¤layan corynebacterium. New
York Üniversitesi T›p Fakülte-
8. Zona si’nden mikrobiyolog Martin
E¤er suçiçe¤i hastal›¤› geçirmiflseniz, varicella – zoster adl› virüs Blaser, alt› kiflinin kollar›n›n
omurili¤inize yak›n sinirlere yerleflir ve uykuda bekler. Stres, yafll›l›k dirsekle bilek aras›nda ka-
ya da ba¤›fl›kl›k sisteminde zay›fl›k gibi durumlar, virüsü lan k›sm›ndan ald›¤› bakte-
yeniden etkin hale getirir. Uyanan virüs, sinsi sinsi ri DNA’lar›n› dizmifl ve 182
sinir sistemi boyunca ilerler ve deride k›zar›kl›kla farkl› tür bakteriye rastla-
birlikte sürekli bir a¤r›n›n görüldü¤ü zona m›fl. Bunlar›n büyük k›sm›
hastal›¤›na yol açar. Araflt›rmac›lar, suçiçe¤ine asl›nda, hastal›k yapabilen
karfl› flu s›ralar ABD’de yap›lan yayg›n afl›lamayla mikroorganizmalara karfl› be-
özellikle yafll›larda zona hastal›¤›n›n görülme sin için savaflarak deriyi sa¤l›kl›
olas›l›¤›nda art›fl olabilece¤i görüflündeler. tutan bakteriler.

fiubat 2008 27 B‹L‹M ve TEKN‹K


kulup 1/30/08 5:07 PM Page 22

Bilim ve Teknik Kulübü


G ü l g û n A k b a b a

Bilim Teknik Kulübü Çanakkale Muhabirimiz Arif Solmaz, birkaç ay önce


çal›flmalar›na bafllayan ve kendisinin de içerisinde görevli oldu¤u Çanakkale
Astrobiyoloji Çal›flma Grubu’nun düzenledi¤i seminer serilerinin özeti olarak Prof. Dr.
Mehmet Emin Özel ile bir söylefli yapt›. Arif’in, okuyucular›m›z›n oldukça önemseyece¤i
bir haberi de var. NASA bilim haberleri resmi sitesinin (http://science.nasa.gov ) Türkiye
sayfas›, Türkçe bilim haberleri bafll›¤› alt›nda web’de yay›mlanmaya baflland›. Yaz›lar›n bir
k›sm›n›n çevirisi yap›lm›fl ve bir k›sm› da çevriliyor. Özellikle güncel haberleri yabanc› dil
bilmedikleri için izleyemediklerini söyleyen okuyucular›m›z için önemli bir çal›flma gerçeklefltirilmifl. ‹lgilenenler,
konuyla ilgili, ÇOMÜ Astrobiyoloji Grubu’ndan (arif.solmaz@gmail.com) ayr›nt›l› bilgi alabilirsiniz.

Türkiye’de Astrobiyoloji
Çal›flmalar›
Dünyada hayat›n nas›l bafllay›p geliflti¤ini, ev- parças› olarak görebilme arzusunun bir gösterge-
renin baflka yerlerindeki olas› yaflam türlerini ve si olarak al›nabilir. Son befl yüz y›lda bat› dünya-
hayat›n gelece¤ini araflt›ran astrobiyoloji, temel s›nda oluflan yerötesi yaflamla ilgili görüfller Dün-
olarak “yaflam” sözcü¤ünü konu edinen multi-di- ya’n›n Evren’deki tek yaflam adas› ve bütün var-
sipliner yaklafl›m›yla geliflmekte olan yeni bir bi- l›¤›n ve Evren’in merkezi oluflundan, Dünya ben-
lim dal›. Astrobiyoloji tablosundaki “yaflam res- zeri çok say›da gezegen oldu¤una kadar de¤iflen
mi”ni görebilmek için tüm bilim dallar›ndan uz- bir spektrumda yer al›r. Örne¤in, 17. yüzy›lda,
manlar›n f›rça darbeleri gerekiyor. Zira önlerinde bilim yard›m›yla do¤an›n anlafl›lmas›n›n zevkine
kuantum mekani¤i dinamiklerinden, diferansiyel en çok var›ld›¤› bir dönemde, Günefl Sistemi ge-
denklemlere, hücrenin derinliklerinden, y›ld›zla- zegenlerinin kendi sakinleri oldu¤u görüflü genifl
raras› ortama, atmosfer koflullar›ndan, kimyasal kabul görüyordu. Hollandal› tan›nm›fl fizikçi Huy-
denklemlere kadar birçok dalda disiplinler aras› gens, di¤er dünyalardaki hayat üzerine bir kitap
çal›flma gerektiren bir durum söz konusu. Hal yazm›flt›. Bu kitab›nda, o gezegenlerin öngörüle-
böyle olunca astrobiyoloji bilim dal›nda fizikçiler, bilen koflullar›nda yaflamlar›n› sürdürebilecek
kimyac›lar, biyologlar, gökbilimciler, jeologlar ve canl›lar› tahmin etmeye çal›fl›yordu. 18. yüzy›lda
hatta psikologlar ve toplum bilimciler de u¤rafl Frans›z hiciv yazar› Voltaire, kahvalt›s›nda koca
vermekte. da¤lar› midesine indiren dev bir Satürnlü’yü ha-
Amaçlar›, yaflam konusundaki temel sorular yal ediyordu!
ya da sorunlar olan “Hayat nedir, nas›l bafllad› ve BTK: Bilimsel yönden geliflmeleri nas›l de¤er-
geliflti?, Dünya d›fl›nda, Evren’in herhangi bir ye- lendiriyorsunuz?
rinde yaflam var m›?, Gezegenimizde hayat›n ge- M Özel: Ele ald›¤›m›z ‘yer-ötesi hayat’ konu-
lece¤i nas›l olacak?” konular›na yan›tlar aramak. su çok-yönlü bir bilmece durumunda. Bir yandan
1920 ve 1930’lu y›llarda, Rusya’da Oparin sürecin tek örne¤i olarak bildi¤imiz flekliyle ha-
ve ‹ngiltere’de Haldane birbirlerinden ba¤›ms›z yat ve onun yeryüzündeki serüveni (ortaya ç›k›fl›
olarak Dünya’n›n ilk zamanlar›ndaki koflullar›n ve geliflimi) üzerine elimizde sa¤lam ipuçlar› var.
yaflam›n kimyasal geliflimine nas›l olanak sa¤la- Di¤er yandan da ayn› sürecin yer-ötesinde olas›
yabileceklerini öneren benzer teoriler öne sürdü- di¤er ortaya ç›k›fllar›na da¤›l›m›na göz atmak,
ler. Her ikisi de basit organik kimyasallar›n sen- onlar hakk›nda daha fazla bilgiler edinmek istiyo-
tezlendi¤i ilkel indirgenmifl atmosferi temel ald›. ruz. O zaman hayat›n yeryüzündeki fosil kay›tla-
Kan›tlamaya çal›flt›klar›, kimyasallar zamanla ok- lan ad›mlarla astrobiyoloji alan›na girdiler. Çekir- r›ndan ve halen ulaflt›¤› evrelerden yararlanmak
yanus yüzey sular›nda biriken yaflam›n en temel dek grubu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve di¤er öngörülerde bulunmak olas›. Bu tahmin
biçiminin ortaya ç›kt›¤› bileflenlerdi. 1950’lerde (ÇOMÜ) Fizik ve Biyoloji Bölümleri ö¤retim üye- ve spekülasyonlar bilimsel verilere dayanmak zo-
Amerika’dan Horowitz, ‹ngiltere’den Bernal ve lerinden Osman Demircan, Mehmet E. Özel, Ed- runda. S›n›rs›z spekülasyonla bilimsel veri ve bul-
di¤er bilim insanlar›n›n da onay›yla, Miller-Urey win Budding (Carter Gözlemevi, Avustralya), Hi- gulara dayanan spekülasyon aras›nda önemli
Deneyi’nin pozitif sonuçlar›n› da destekleyecek lal Göktafl ve Cüneyt Ak› ve yüksek lisans ö¤ren- farklar oldu¤u hemen görülür. Bilgiyle yönlendi-
Oparin-Haldane teorisi genifl kabul görmeyi ba- cilerinden oluflan ÇOMÜ Astrobiyoloji Grubu, ay- rilen ve hayal gücünden çok fizik yasalar›yla s›-
flard›. Ayn› tarihlerde Watson ve Crick DNA’n›n n› zamanda Erciyes ve Ege Üniversitesi’yle de ile- n›rlanan bilimsel tahminler süreci bazen s›k›c› bi-
yap›s›n› ortaya ç›karan genetik kodu çözdü ve tiflim halinde. “Yaflam›n Kökeni” bafll›¤›yla semi- le bulunabilir. Ancak geçmifl baflar›lar›ndan da
böylece yersel yaflam›n temel kimyasal yap›taflla- nerler düzenliyorlar. Bilim ve Teknik Kulübü ola- h›z alan bilim, anlayabildiklerimizden ve eldeki
r›n›n bilgisi tamamlanm›flt›. rak biz de bu toplant›larda ele al›nan konular›n verilerden yola ç›karak, anlayamad›klar›m›z ve
1950’lerin ortas›nda hayat›n kökeniyle ilgili bir özeti fleklindeki düflüncelerini Mehmet E. fakat bilmek istediklerimiz hakk›nda bize tek yol
ilk çal›flmalar›n di¤er dünyalardaki yaflama iliflkin Özel’den al›yoruz. gösterici olarak görevini sürdürmekte.
ba¤lant›s› da görülmeye baflland›. Böylece astro- BTK: Tarihi perspektiften astrobiyolojiyi de- Son birkaç yüzy›ld›r bilimsel birikime paralel
biyolojinin de temelleri at›lm›fl oluyordu. Hâliha- ¤erlendirirsek neler söyleyebiliriz? olarak oluflan yeni cesur anlay›fl ve bilimsel bak›fl
z›rda Avrupa ve Amerikan Uzay Ajanslar›na ba¤- M. Özel: Tarih boyunca farkl› kültürler, gök- aç›s›n›n bizi, yeryüzündeki olaylar› yönlendiren
l› alt birimlerce astobiyoloji çal›flmalar› yürütül- lerde var olabilecek ak›ll› ve güçlü varl›klar dü- ve her an bizi gözetleyen (göz-kulak olan) bir
mekte. Bu konuda bizim de söyleyece¤imiz söz- flünmüfller. Birçok efsane ve hikâyede göklerden ‘kozmik güç’e s›¤›nabilme olana¤›ndan mahrum
ler var diyen Türk bilim insanlar› da yeni yeni at›- gelen ziyaretçiler, insanl›¤›n kendini Evren’in bir b›rakt›¤› söylenebilir. Evren‘e bu yeni bak›fl pers-

Bilim ve Teknik Kulübü hakk›nda ter türlü bilgiyi, mektup, telefon, faks ya da e-posta arac›l›¤›yla edinebilirsiniz. ‹letiflim kurabilece¤iniz adreslerse flöyle: Bilim ve Teknik Kulübü, Atatürk Bulvar› No:221 Kavakl›dere- Ankara,

B‹L‹M ve TEKN‹K 28 fiubat 2008


kulup 1/30/08 5:07 PM Page 23

Bilim ve Teknik Kulübü


tü seçici davranmakta. Bu, bildi¤imiz flekliyle ha-
yat›n çok önemli bir özelli¤i.
Bütün bu karmafl›k moleküllerde, karbon ato-
mu yaflam›n temelini oluflturur. Karbonsuz, bildi-
¤imiz flekliyle hayat›n varolmas› mümkün görül-
müyor. Bunun temelinde de, karbon elementinin,
bir dizi de¤iflik elementle büyük ve karmafl›k ya-
p›l› moleküller oluflturabilme kabiliyeti yatmakta.
Molekül yap›s›ndaki bu de¤iflik flekilleflebilme ve
karmafl›kl›k özellikleri, bir yandan, maddenin bu
konumunun (konfigürasyon’unun) kendi benzeri
ya da t›pk›s›n› (kopyas›n›) üretebilmesini sa¤lar-
ken, organizman›n canl› kalabilmek için, olufltur-
mak ya da ortamda mevcutlardan seçmek zorun-
da oldu¤u (kendisi için gerekli kimyasal enerjiyi
de sa¤layacak olan) bileflikleri yaratabilmek ve
‘al›koyabilmek’ becerilerine temel oluflturmakta.
BTK: Astrobiyolojide son dönemde yaflanan
geliflmeler hakk›nda sonuç olarak neler söylene-
bilir?
M Özel: Evren’de hayat› ve kökenini arama-
n›n profesyonel bilimciler kadar s›radan bütün
her yafltan insan için de en merakl› ve çekici ko-
nulardan biri oldu¤unda san›r›m ço¤u kimse
hemfikir. Biraz bilgi sahibi herhangi bir kifli, ye-
rötesi canl›lar ve özellikle de ak›ll› canl›larla te-
mas haberiyle heyecanlan›r. Birçoklar› için, yer-
ötelilerle temas ve haberleflme, insanl›¤›n gelece-
Astrobiyoloji kavram haritas› (Arif Solmaz taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.) ¤ine b›rak›lm›fl en önemli serüven. Bu kategori-
de bir olay, bilimde, teknolojide ve büyük bir ola-
pektifinin oluflmas›nda bilim ve bilimciler genelde ‘solak’, yani sol-elli cinstendir. s›l›kla, sosyal konularda yeni ufuklar›n, bilgi ve
yönlendirici roller üslendiler. Bilim, insanl›¤a, do- Biyolojik kökenli bütün monomerler sol-elli olanaklar›n da bafllang›c› olabilecek. Fakat SETI
¤aya hakim olabilme, çevresini de¤ifltirebilme gü- olduklar› halde, biyolojik olmayan flekilde oluflan çal›flmalar›nda çok sab›rl› olmak gerekiyor ve bu-
cü verdi ve daha iyi yaflam olanaklar›yla donatt›. ya da laboratuvarlarda oluflturulan monomerlerde nun nedeni de, program›n onlarca, hatta yüzler-
‹nsanl›k olarak, artan bu gücümüzle birlikte yeni eflit oranlarda sa¤ ve sol-elli türler bulunur. Haya- ce y›l sürebilecek olmas›. Öte yandan, konunun
sorumluluklar da duyma¤a bafllad›k. Örne¤in, in- t›n bafllang›c›nda, olas›l›kla flans eseri oluflan bu özündeki büyüleyici çekicilik, her yafltaki ve her
sanl›k olarak, içinde yaflad›¤›m›z çevreyi ve Dün- ilk seçimin, yeryüzü kökenli bütün biyolojik ve or- konudaki ö¤rencileri bilimi ö¤renmeye ve anla-
ya’y› kendimize karfl› koruma gere¤inin fark›na ganik kökenli moleküller için geçerli oldu¤u bili- maya teflvik eden bir m›knat›s görevi de üstlen-
varma¤a bafllad›k! niyor. Uzaydan gelen baz› karbonlu meteoritlerde mifl. Dünya ve d›fl›ndaki yaflam› araflt›rma çok
BTK: Üzerinde yo¤unlaflt›¤›n›z konular neler? baz› amino asitlere rastlanm›fl; örne¤in, 1972’de farkl› bilimsel ve teknolojik disiplinleri birlikte
M Özel: Bütün Evren’de yaln›z bir tek hayat Avustralya’ya düflen ‘Murchison’ meteoritinde bu ele almay› ve bunlar›n sentezini gerektiriyor. Bu
flekli biliyoruz: Dünya üzerindeki hayat. Kökü ve görülmüfl. Bu meteordaki amino asitlerin eflit alanlar, temel fizik, kimya, biyoloji ve astronomi
genetik organizasyonlar› aç›lar›ndan bir birlik miktarlarda sa¤ ve sol-elli olduklar› görülmüfl. yan›nda, iklim ve atmosfer bilimleri, ekoloji, ev-
oluflturan dünya canl›lar›, etkileyici bir basitlikte- Monomerlerin daha büyük moleküller oluflturma rim, uzay yolculu¤u teknolojileri, radyo teleskop-
ki temel yap›lar üzerinde yükselen ola¤and›fl› bir flekilleri, sonuçta canl› ve cans›z madde aras›nda- lar›n iflleyifl ilkeleri, bilgisayar teknolojileri, sin-
karmafl›kl›k gösterirler. Karmafl›kl›¤›n kökeninde, ki fark› yaratan yolda önemli bir ad›m olarak ka- yal analizi, kriptoloji, hatta dil ve dilin do¤a-
milyarlarca y›ll›k evrimin birikimi, basitli¤in köke- bul edilmekte. Bu fark›n canl› moleküllerin gerek- s›…gibi, hemen genifl bir listeye ulaflmakta. Bu
nindeyse hayat›n yap›s›na giren farkl› atom ve sinimi olan yüksek miktarlarda bilgi depolama ve nedenle, dünya d›fl› yaflam›n kökeni konusu, dün-
moleküllerin oldukça s›n›rl› say›s› bulunur. Haya- aktarma (transfer) için bir temel oluflturdu¤u gö- yada çeflitli düzeylerdeki e¤itim kurumlar›nda
t›n baflka y›ld›z sistemleri ve gezegenlerdeki orta- rülmekte. Depolama ve aktarmada atom tipleri- (baflta orta ö¤retim ve üniversitelerde olmak üze-
ya ç›k›fl› ve geliflimi üzerinde yap›lan tahminler ve nin yaratt›¤› ‘kompozisyon’ kadar, moleküllerin re) yayg›n olarak okutulan bir konu haline gel-
öngörüler basitlik ve karmafl›kl›k aç›s›ndan daha oluflturdu¤u yap›lar›n da etkin oldu¤u düflünül- mifl durumda. Bu derslere kay›tlardan, konunun
yak›ndan incelenmek durumundad›r. Bu çabada, mekte. gençleri özellikle çekti¤ini ve onlar› bilim ö¤ren-
önce evrimin gezegenimizdeki geçmiflini belirle- Burada yine, yeryüzündeki hayata ait di¤er meye özendirdi¤ini anl›yoruz. Bu ba¤lamda ba-
mek, daha sonra bu bilgiyi Evren’de mümkün ola- bir ay›rtedici ‘basitlik’ gündeme gelmekte: Müm- har döneminde ÇOMÜ Terzio¤lu Yerleflkesi’nde
bilecek ve yeterince bilgi sahibi olamad›¤›m›z ya- kün olan çok yüksek (milyonlarca ...) say›daki Bilgi Merkezi bünyesindeki “Ak›ll› S›n›flar”da
flamla ilgili durumlara uygulamak durumunday›z. farkl› amino asitlerden yaln›z 20 tanesi hayat› gerçeklefltirilecek lisans ve lisansüstü dersleriyle
Hayat›n kökenini araflt›rmada en önemli ipucu flu: oluflturan temel yap›lanmada görev almakta. Di- bu tür konularda gerek ulusal, gerekse uluslara-
Basit monomerlerin (yap›tafllar›n›n) bir bölümü ¤er taraftan, ortalama bir protein molekülü, yak- ras› düzeyde bilgi paylafl›m›n› gerçeklefltirmeyi
‘sa¤lak’ (sa¤-el simetrisinde), bir k›sm› da ‘solak’ lafl›k 100 kadar amino asitten oluflmakta. Yani, düflündü¤ümüzün müjdesini verebilirim. Bilindi¤i
(sol-elli) olabilir. Bu iki farkl› konumlu moleküller amino asitler 20100 farkl› flekilde yarat›labilirler. gibi bu tür teknoloji donan›ml› s›n›flarda ifllenen
aras›nda tafl›d›klar› atom say›lar› ve dizilimleri Bütün Samanyolu içindeki atomlar› say›s›ndan dersler an›nda ‹nternet arac›l›¤›yla temas halin-
aç›s›ndan bir fark bulunmaz. Fakat, molekül için- çok büyük olan bu süper-astronomik say›ya karfl›- deki di¤er kurum ve kurulufllara iletilebilmekte.
de baz› atomlar›n konumlar›, sa¤ ve sol eldiven l›k, yaflayan organizmalar›n 204 (~ 100.000)’den Yeni e¤itim ve ö¤retim döneminde “Ça¤dafl As-
çiftleri gibi birbirlerinin aynadaki yans›mas›na daha az say›daki farkl› protein molekülüyle yetin- tronomi, Evrende Yaflam ve Astrobiyoloji” lisans
benzer flekilde ‘nüans’ gösterirler. ‹lginç olan, dikleri görülmekte! Özetle söylemek gerekirse, ve lisansüstü derslerinin ak›ll› s›nflarda ifllenme-
yeryüzündeki hayat›n monomerleri her zaman kulland›¤› moleküller aç›s›ndan, hayat, ola¤anüs- sine iliflkin çal›flmalar›m›z da sürüyor.
Tel: (312) 467 32 46- 468 53 00/1067, Faks: (312) 427 66 77 e-posta: gulgun.akbaba@tubitak.gov.tr

fiubat 2008 29 B‹L‹M ve TEKN‹K


kulup 1/30/08 5:07 PM Page 24

‹TÜ Moleküler Biyoloji ve


Genetik Kongresi
‹TÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Kulübü, bu
y›l ikincisini düzenleyece¤i Moleküler Biyoloji ve
Genetik Kongresi’nin haz›rl›klar›na ilk kongrenin
baflar›s› ve sorumlulu¤uyla devam ediyor. Kökle-
flerek ve güçlenerek daha büyük ifllere imza at-
maya aday ‹TÜ-MBG Kulübü, 28-31 A¤ustos ta-
rihleri aras›nda, ‹TÜ Ayaza¤a Yerleflkesi’nde siz-
leri bekliyor.
Kongrede moleküler biyoloji, biyoteknoloji,
nanobiyoteknoloji, biyobenzetim(biyometics), bi-
yoinformatik, biyomedikal, kök hücre, bilim eti-
¤i, biyoremediasyon, t›bbi genetik, ekoloji ve ev-
rimsel konularla ilgili sunumlar, çal›fltaylar, semi-
ner programlar› ve konferanslar yap›lacak.
‹lgilenenler için: Fatma Özgün - fatoshh_90@yahoo.com
web: http://www.mbgkongre.itu.edu.tr/

Malzeme Günleri 2’nin kapan›fl› ard›ndan topluluk üyesi gençler birarada... RLC Seminer Günleri’08
“Teknolojinin geliflimine ivme kazand›rmak
Baflar›l› Bir Topluluk…. isteyen herkes bir form doldurmak durumunda. için!”, Y›ld›z Teknik Üniversitesi (YTÜ) IEEE Ö¤-
Etkinlik, ve toplulukla ilgili bilgi almak isteyenler renci Kolu, 4. RLC Seminer Günleri organizasyo-
ODTÜ Malzeme http://www.odtumbt.com/malzemegunleri/ nu, 18-19 fiubat tarihlerinde Koç Üniversite-
Bilimleri Toplulu¤u adresinden ayr›nt›l› bilgiye ulaflabilirler. Ayr›- si’nde, 20-22 fiubat tarihlerinde ise Y›ld›z Teknik
Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Malzeme Bi- ca iletisim@odtumbt.com e-posta adresinden ve Üniversitesi’nde gerçeklefltirecek.
limleri Toplulu¤u, metalurji ve malzeme mühen- (312) 210 60 13/6013 telefon numaras›ndan 2005 y›l›nda “Elektronik Günleri” olarak bafl-
disli¤i ve ilgili alanlar hakk›nda bilimsel araflt›r- da bilgi almak olas›. layan RLC Seminer Günleri, zamanla elektrik,
malar yapmak, metalurji ve malzeme bilimlerini ODTÜ Malzeme Bilimleri Toplulu¤u’nun, Hy- elektronik, otomasyon sistemleri ve biliflim alan-
tan›tmak, günlük hayatta kulland›¤›m›z malzeme- tech Racing Tak›m› da var. Bu tak›m, 2006 y›l›- lar›nda genifl bir kitleye yay›ld›.. Her geçen y›l ka-
lerin temel bileflenleriyle ilgili bilgi vermek için n›n Eylül ay›nda de¤iflik disiplilerden gelen mü- t›l›mc› kitlesiyle profesyonelleflen bir yap›ya sa-
kurulmufl. Topluluk üyesi gençlerin hedefiyse, in- hendislik ö¤rencilerinin kat›l›mlar›yla çal›flmalar›- hip olan bu organizasyon, Türkiye’de ö¤renci-fir-
sanlar aras› etkileflimi kolaylaflt›rmak ve her an- na bafllad›. TÜB‹TAK'›n ilkini düzenledi¤i Hidro- ma, sanayi-üniversite iflbirli¤ini gerçeklefltirmesi
lamda sosyo-kültürel birikimlerini gelifltirmek. mobil07 yar›fl›nda yar› finalde 3.lü¤ü ve finalde aç›s›ndan oldukça önemli bir yere sahip.
Bu temel amaç ve hedefleri do¤rultusunda, ku- 4.lü¤ü kazand›lar. Tak›m, ilk y›l›nda farkl› disip-
rulduklar› günden beri birçok önemli etkinli¤e de linlerde çal›flmalar›n› sürdüren ö¤renci, akade-
gerçeklefltirdiler. Örne¤in, “Malzeme Günleri Ö¤- misyen ve mühendislere tak›m çal›flmas›n› ö¤re-
renci Kongreleri” düzenliyorlar. Onlar, gerek terek, nas›l verimli sonuç al›naca¤›n› gösterdi.
akademik yönden gerekse sosyal bak›mdan ken- Bunun için, üretim süreçleri planland›, yap›lacak ‹lgilenenler için: Nazmiye Kopacak
YTÜ IEEE Ö¤renci Kolu Elektrik Mühendisli¤i Bölümü
dilerini bu kongreler sayesinde oldukça gelifltir- çal›flmalar bir proje takvimine dönüfltürüldü, http://ieee.yildiz.edu.tr
diklerini düflünüyorlar. Malzeme Günleri Ö¤ren- üretimde kullan›lacak mühendislik malzemeleri
ci Kongreleri’nin ilki 8-9 Haziran 2006’da, ikin- ve bunlara ait süreçler belirlendi, test edildi.
cisi 21-22 Haziran 2007’de düzenlenmiflti.
ILTEK Günleri’08
Elektronik sistemlere, yak›t hücresine ve hidro-
Y›ld›z Teknik Üniversitesi IEEE Ö¤renci Kolu,
2008’de de, 19-20 Haziran tarihleri aras›nda, jen depolamaya ait gerekli ekipmanlar sa¤land›.
3. ILTEK (‹letiflim Teknolojileri) Seminer Günleri
ODTÜ Kampusu’nda bir araya gelecekler. Tüm bu süreç içerisinde üretim ve tasar›m çal›fl-
organizasyonu, 3-6 Mart tarihlerinde Y›ld›z Tek-
Bu etkinlik Türkiye'deki metalurji ve malze- malar›nda pek çok teknik personel ve kuruluflun
nik Üniversitesi Oditoryum ve Sergi Salonu’nda
me mühendisli¤iyle ilgili alanlarda okuyan ve bu maddi ve teknik deste¤ini ald›lar ve sonuçta da
üniversite ö¤rencilerinin kat›l›m›yla gerçeklefle-
konularla ilgili araflt›rmalarda çal›flan ö¤rencileri önemli bir baflar› elde ettiler. fiimdi de TÜB‹-
cek. Günümüz telekomünikasyon ve biliflim tek-
de bir araya getirecek. Bu sayede, bilgilerini ve TAK’›n 2008 y›l›nda düzenleyece¤i yar›fla haz›r-
nolojilerinde uzman firmalar›n gerçeklefltirece¤i
tecrübelerini paylaflacaklar. Etkinlik, ODTÜ Meta- lan›yorlar ve konuyla ilgili firmalardan maddi ve
teknik seminerlerle üniversite-sanayi ortakl›¤›n›
lurji ve Malzeme Mühendisli¤i C Anfisi ve girifl teknik destek beklediklerini söylüyorlar.
devam ettiren YTU-IEEE Ö¤renci Kolu, 7-9 Mart
salonunda gerçekleflecek. Bu kongrede sunum Onlarla ilgili olarak, http://www.od-
tarihlerinde de ILTEK’08 kapsam›nda kariyer gü-
yapmak ya da kat›l›mc› olarak kongreye kat›lmak tumbt.com/ adresinden bilgi alabilirsiniz.
nü, paintball turnuvas› ve ‹stanbul gezisi düzen-
leyecek.
Sektörün sayg›n firmalar›n›n yer alaca¤› bu
organizasyona kat›lmak isteyenler, YTÜ IEEE Ö¤-
renci Kolu’yla ba¤lant› kurabilirler.
‹lgilenenler için: Nazmiye Kopacak
YTÜ IEEE Ö¤renci Kolu Elektrik Mühendisli¤i Bölümü
http://ieee.yildiz.edu.tr

Düzeltme: Yeni Ufuklar Ocak 2008 say›s›nda


"Bitkilere Gen Aktar›m›" bafll›kl› yaz›da verilen
referanslarda, Köseo¤lu "Kösesakal"; Unlu "Ün-
lü"; Altu¤u "Altu¤" ve sayfa 8’de, üst sa¤da yer
alan resimlerin alt›ndaki histogramlarda y ekse-
Hidromobil 07’de,
ninde konsantrasyon birimi olarak verilen (g/ml)
Malzeme Günleri 2 s›ras›nda ODTÜ Eymir Gölü Te- finalde
4. oldular. (μg/ml) olarak düzeltilecektir.
sisleri’nde Akflam Yeme¤i

B‹L‹M ve TEKN‹K 30 fiubat 2008


ulusalIlkogretimOlimp 1/30/08 5:12 PM Page 1

16. ULUSAL 13. ULUSAL ‹LKÖ⁄RET‹M


B‹L‹M OL‹MP‹YATLARI MATEMAT‹K OL‹MP‹YATI
2008 2008
K‹MLER BAfiVURAB‹L‹R? K‹MLER BAfiVURAB‹L‹R?
BAfiVURU KOfiULLARI NED‹R? BAfiVURU KOfiULLARI NED‹R?
MATEMAT‹K, F‹Z‹K, K‹MYA, B‹YOLOJ‹ ve B‹LG‹SAYAR MATEMAT‹K dal›nda yap›lacak s›nava, ülkemizdeki ve
dallar›nda yap›lacak s›navlara, ülkemizdeki ve konuk konuk statüsünde K.K.T.C.’deki ilkö¤retim okullar›n›n
statüsünde olmak üzere K.K.T.C.’deki her ortaö¤retim 6, 7, 8. s›n›flar›nda okuyan baflar›l› ö¤renciler aras›ndan
kurumu, baflar›l› ö¤rencileri aras›ndan okul yönetimince okul yönetimlerince seçilecek en çok 7 ö¤renci
seçilecek her dalda en çok 8’er ö¤renci ile kat›labilir. kat›labilecektir.
‹lkö¤retim Kurumlar› da bu s›navlara, MATEMAT‹K
Ulusal ‹lkö¤retim Matematik Olimpiyat›nda, bilgi içeri¤i
d›fl›nda kalan dallarda (F‹Z‹K, K‹MYA, B‹YOLOJ‹ VE aç›s›ndan ilkö¤retim 8. s›n›flar› esas al›nmakta olup,
B‹LG‹SAYAR) 8. s›n›fa devam etmekte olan baflar›l› zorluk düzeyi, matematikte özel yetenekleri keflfetme
ö¤rencileri aras›ndan okul yönetimince seçilecek en çok 2 amac› do¤rultusunda belirlenmektedir. Bu nedenle,
ö¤renci ile kat›labilirler. Ancak s›navlar›n esas olarak olimpiyat s›navlar›n›n, gerek içerik, gerekse düzey
ortaö¤retim ö¤rencilerine yönelik ve s›nav›n bak›m›ndan, ilkö¤retim ö¤rencilerinin girdi¤i di¤er
ortaö¤retim müfredat düzeyinin üstünde oldu¤u göz seçme ve girifl s›navlar›ndan farkl› oldu¤u bilinmelidir.
önünde bulundurulmal›d›r. Matematik dal›nda s›nava Ulusal ‹lkö¤retim Matematik Olimpiyat›, ilkö¤retim
kat›lmak isteyen ilkö¤retim ö¤rencileri için ayr›ca 13. okullar›n›n 6., 7. ve 8. s›n›flar›na devam etmekte olan
Ulusal ‹lkö¤retim Matematik Olimpiyat› düzenlenmifltir. tüm ö¤rencilere aç›k olmakla birlikte, ö¤rencilerimizi
Olimpiyatlara baflvurular okul müdürlüklerince “online” istenmeyen türden bir basarisizlik duygusuyla kars›
yap›lmaktad›r. Bireysel baflvuru kabul edilmeyecektir. kars›ya b›rakmamak için, baflvurularda bu içerik ve
Bu s›navlara kat›lmak üzere MATEMAT‹K, F‹Z‹K, K‹MYA, düzey farkl›l›¤›n›n göz önünde bulundurulmas›nda yarar
B‹YOLOJ‹ ve B‹LG‹SAYAR dallar›ndan önerilecek görülmektedir. TÜB‹TAK – Bilim ‹nsan› Destekleme Daire
ortaö¤retim ö¤rencilerinin, 2007 – 2008 ö¤retim y›l›nda Baflkanl›¤›’n›n sitesinde bulunan geçmifl s›nav
(2008’de) ortaö¤retiminin son y›l›nda olmamalar› örneklerinin ö¤renciler taraf›ndan incelenmesinin
gerekmektedir. Okullar›n MATEMAT‹K dal›nda önerece¤i sa¤lanmas›, bu aç›dan yol gösterici olacakt›r.
ö¤rencilerin en az 3’ü ortaö¤retimin 1. veya 2. y›l›nda BAfiVURULAR, http://www.meb.gov.tr adresine
olmal›d›r. 28 Ocak – 17 Mart 2008 tarihleri aras›nda ö¤rencinin
BAfiVURULAR http://www.meb.gov.tr adresine halen ö¤renim gördü¤ü kurum müdürlü¤ünce “online”
28 Ocak – 17 Mart 2008 tarihleri aras›nda yap›lacakt›r. yap›lacakt›r. Bireysel baflvurular kabul edilmeyecektir.
S›navla ilgili ayr›nt›l› bilgiye S›navla ilgili ayr›nt›l› bilgiye
http://www.tubitak.gov.tr/bideb adresinden http://www.tubitak.gov.tr/bideb adresinden
ulaflabilirsiniz. ulaflabilirsiniz.

‹LET‹fi‹M: 0 312 468 53 00 / 3800 ‹LET‹fi‹M: 0 312 468 53 00 / 3800


pinar.sanalan@tubitak.gov.tr pinar.sanalan@tubitak.gov.tr
gelcegiBil 1/30/08 8:46 PM Page 32

Gelece¤imizi
Bilmek!..
Gelece¤i ö¤renmek, olacaklar› önce- lunun ne kadar yaflayaca¤›n› bilmesi belki yap›sal özelli¤ini belirleyen unsurlar›n
den görebilmek, insano¤lunun en önemli de hiçbir zaman mümkün olmayacak, an- (alel gen) bulundu¤unu ve bunun bir son-
tutkular›ndan biri oldu. Hele kendi sa¤l›¤›- cak sa¤l›¤›yla ilgili bir çok sorunun cevab› raki nesle aktar›ld›¤›n› gözlemledi. Erkek
n› ilgilendiren olaylar› önceden bilme dü- yak›n bir gelecekte al›nacak gibi görünü- ve difli bezelyeler çiftleflti¤inde, her biri
flüncesi insanlara her zaman heyecan ver- yor. Hastal›klar›n genetik flifreyle ba¤lant›- bu unsurlardan sadece birini veriyor. Böy-
di. ‹nsanlar, bu amaca ulaflmak için tüm lar› anlafl›ld›kça, genetik flifreyi bilmenin lece bir sonraki nesil bezelyelerde oluflan
yollar› denediler ve hala bu çaba olanca önemi de ayn› oranda art›yor. Polidaktili özelli¤i, anne ve babadan ald›¤› birer un-
h›z›yla sürüyor. Eski zamanlarda, havan›n denilen fazla parmakla do¤ma gibi en ba- sur belirliyor. Mendel daha da ötesine gi-
yar›n nas›l olaca¤›, do¤acak çocu¤un sa¤- sit bir durumdan, kanser veya koroner da- derek, alel gen denilen bu iki unsurdan
l›kl› olup olmayaca¤›, ya¤murun ne zaman marlar›n t›kanmas›na kadar bir çok önem- sadece bask›n olan bir tanesinin yap›sal
ya¤aca¤› gibi sorular›n cevab› kahinlerde li hastal›k genetik yap›m›zla ba¤lant›l›. Ay- özelli¤i, yani fenotipi belirledi¤ini ortaya
aran›rm›fl. Kahinler veya falc›lar›n, gele- n› yaflam tarz›na sahip kiflilerden baz›lar› koydu. Yani bezelyenin burufluk veya
cekte olacak olaylar› gördüklerine inan›l›r- erken yaflta kalp krizi geçirirken di¤erleri düzgün olmas›na bu alel genlerlerden sa-
m›fl. Günümüzde havan›n yar›n nas›l ola- hayat› boyunca bu hastal›¤a yakalanmaya- dece birisi, bask›n olan› karar veriyor.
ca¤› sorusunun cevab›n› yüksek oranda biliyor. Baz› ailelerde ise ölümlerin tümü Mendel kanunlar› denilen bu kurallar,
do¤ruluk derecesiyle meteoroloji uzman- kansere ba¤l› oluyor. Genetik flifreyle has- tüm yap›sal özelliklerin bir sonraki nesle
lar› verebiliyor. Hamile bir kad›n›n sa¤l›k- tal›klar aras›ndaki ba¤lant› her geçen gün aktar›lmas›n› aç›klamasa da, halen bir çok
l› bir do¤um yap›p yapamayaca¤› ise, yap›- daha da anlafl›l›yor. özelli¤in geçiflinde uygulanabiliyor. Örne-
lan ultrasonografi ve kan tetkikleri saye- ‹nsan geneti¤inin önemi ilk olarak ¤in, kan grubu bu kurala göre geçifl ya-
sinde, neredeyse %99 oran›nda söylenebi- 1866 y›l›nda, keflifl olan Gregor Mendel ta- pan bir özellik. Toplam 3 tür ana kan gru-
liyor. Ancak insano¤lu bununla da yetin- raf›ndan ortaya konuldu. Bahçesinde ye- bu geni bulunuyor: “A”, “B” ve “O”. Bu
miyor. Sa¤l›¤›yla ilgili konularda, bir gün, tifltirdi¤i bezelyeleri inceleyen Mendel, ya- genleri en fazla 6 türlü kombinasyonu
birkaç ay veya birkaç y›l sonras›ndan öte- p›sal özelliklerin tesadüfi olarak de¤il, be- olabiliyor: OO, AO, BO, AB, AA, ve BB. A
yi, k›saca bir ömür boyu bafl›na ne gelece- lirli kurallara göre di¤er nesillere aktar›l- ve B kan grubu genleri bask›n oldu¤u
¤ini bilmek istiyor. Nelerle karfl›laflaca¤›n›, d›¤›n› gördü. Henüz o zamanlar gen tan›- için AO ve BO genlerini tafl›yan kiflinin
hangi hastal›klar› geçirece¤ini, hatta m› yap›lmam›flt›, ancak Mende bir bezel- kan grubu s›ras›yla A ve B oluyor. AA, BB
mümkünse ne zaman ölece¤ini! ‹nsano¤- yenin burufluk veya düzgün olmas› gibi ve AB genlerini tafl›yanlar›n kan grubu

B‹L‹M ve TEKN‹K 32 fiubat 2008


gelcegiBil 1/30/08 8:46 PM Page 33

DNA’dan ‹nsanlara
DNA, trilyonlarca hücre
içinde ~80.000 protein
kodluyor

ise s›ras›yla A, B, ve AB oluyor.


Modern geneti¤in temel tafllar›ndan
birisi olan Danimarkal› botanikçi Wilhelm
Johanssen ilk olarak 1906 y›l›nda gen ta-
n›m›n› yapt› ve bunlar›n, hücre çekirde- Hücre çekirde¤inde
¤inde kromozom denilen yap›lar içerisin- 3 milyar DNA altbirimi

r
iyo
de oldu¤unu ortaya koydu. ‹lerleyen y›l- re v

er
larda yap›lan çal›flmalar, insanlar›n tüm er çev n›t
rel ya
özelliklerinin genetik flifre taraf›ndan na- Hüc ar›na
l l
s›l belirlendi¤ini ayr›nt›lar›yla ortay koy- koflu
du. ‹ki bilim insan›, Watson ve Crick,
DNA’n›n moleküler yap›s›n› büyük ölçüde
ayd›nlatt›. ‹kili sarmal fleklindeki
DNA’n›n, nukleotid denilen 4 adet mole- zanarak devam ediyor. Genetik flifrenin hücre içerisindeki bir flifrede sakl› oldu¤u
külden olufltu¤unu ve genleri kodlayan ana hatlar›yla ortaya konulmas›n›n ötesin- y›llard›r biliniyor. Bu flifreyi ayd›nlatmak
yap›lar›n bunlar oldu¤unu gösterdiler. de, art›k kifliye özel genetik flifre belirle- için 150 y›ldan fazla süredir hummal› bir
‹lerleyen y›llarda genetik yap›n›n ayd›nla- nebiliyor. Binlerce gendeki milyonlarca u¤rafl verildi. Mendel’in 1866’da kal›t›mla
t›lmas›nda oldukça önemli geliflmeler kay- kiflisel farkl›l›klar tespit edilebiliyor ve ilgili teoremlerini yay›nlamas›yla bafllay›p,
dedildi. ‹nsan genom projesinin tamamla- bunlar›n hastal›klarla ba¤lant›lar› araflt›r›- 1896’da Wilson’un kromozom teorisini
narak genetik flifrenin ayd›nlat›lmas›, l›yor. Sa¤l›kl›, di¤er bir deyiflle ideal gen kurmas›, 1906’da Johanssen’in gen tan›-
DNA yap›s›n›n en ince ayr›nt›lar›na kadar haritas› belirleniyor. Bu haritadan sapan m›n› yapmas› ve 1953’de Watson ve
deflifre edilmesi, insan›n gelece¤i hakk›n- genlerin yol açabilece¤i hastal›klar›n risk Crick’in DNA’n›n çift sarmal yap›s›n› ay-
da bilgi sahibi olmas›n›n yolunu açt›. ‹n- oranlar› hesap ediliyor. Yani, yeni do¤an, d›nlatmas›yla devam eden genetik yolcu-
san genom projesi (Human Genome Pro- hatta anne karn›ndaki bir çocu¤un ileride lu¤u, 2003 y›l›nda insan gen haritas›n›n
ject-HGP), ABD’de 1990 y›l›nda bafllat›l›p ne gibi hastal›klara yakalanma ihtimali ol- yay›nlanmas›yla önemli bir noktaya ulaflt›.
2003 y›l›nda tamamlanan çok genifl kap- du¤u söylenebilecek. Art›k insanlar, ya- ‹nsan›n genetik yap›s›n›n detaylar›n›n
saml› bir proje. Toplam 13 y›l süren ve flant›s› boyunca karfl›laflabilece¤i kanser, ayd›nlat›lmas› 7 y›l öncesine dayan›yor.
birçok ülkenin kat›ld›¤› bu araflt›rma, esas Alzheimer, kalp damar hastal›¤› ve hatta Sonuçlar› 2003 y›l›nda yay›nlanan insan
olarak insanlarda bulunun 20-25 bin geni allerjik hastal›klar› önceden, ö¤renebile- genom projesi sayesinde kromozomlarda-
tan›mlamay› ve DNA zincirinde bulunan 3 cek. Hastal›kl› genlerin ve hastal›k riskle- ki DNA’y› oluflturan bazlar›n hangi flekil-
milyon baz çiftinin s›ralamas›n› yapmay› rinin tespit edilmesinden sonraki aflamay- de s›raland›¤›, yani dizilimi belirlendi.
hedefledi. Çal›flman›n sonuçlar›, oldukça sa, bu genlerin sa¤l›kl› genlerle de¤ifltiril- Proteinleri kodlayan genlerimizi olufltu-
prestijli iki bilimsel dergide, Nature ve mesi, k›saca tedavi edilmesi olacak. ran DNA’n›n yap›s› tüm insanlarda büyük
Science’da 2001 ve 2003 y›llar›nda yay›n- ölçüde benzerlik gösteriyor. DNA zinciri-
land›. Bu çal›flmadan ç›kan sonuçlar bilgi ni oluflturan 6 milyardan fazla yap› tafl›,
bankalar›nda sakland›, ve bu bilgiler has- Kifliye Özel Gen yani baz çifti bulunuyor. Nükleotid deni-
tal›klar›n tedavisinde fayda sa¤lamas› len bu yap› tafllar›n›n dizilifl farkl›l›klar›na
amac›yla t›bbi araflt›rma yapan kurulufl- Haritas› – “HapMap” göre kodlanan proteinler de¤ifliyor ve bu
larla ve ilaç endüstrisiyle paylafl›ld›. Bu Kiflileri farkl› k›lan yap›sal özelliklerin da insanlar aras›ndaki farklar› yarat›yor.
araflt›rmalar son y›llarda daha da ivme ka- kuflaktan kufla¤a aktard›¤› ve bu geçiflin Tenimizin rengi, ses tonumuz, boyumuz
gibi özellikler nükleotid dizilifllerindeki
kayboluyor (base deletion). Bunun tam tersine, DNA
zincirine yeni bir baz dizimi eklenebiliyor (baseinserti- tek bir molekül de¤iflikli¤ine ba¤l› oluyor.
Mutasyonlar ons). Meydana gelen mutasyonlar›n sonucunda, o böl- K›saca, bizi biz yapan temel unsur, nük-
gedeki flifre de¤ifliyor ve kodlanan aminoasit de¤ifliyor. leotid s›ralamam›zdaki küçük de¤ifliklik-
Mutasyonlar›n di¤er sebepleri ise kimyasal maddeler ler. DNA’y› oluflturan bazlardan , (adenin-
ve radyasyon. Kad›n veya erke¤in üreme hücreleri d›-
fl›ndaki hücrelerde olan mutasyonlar di¤er kuflaklara A, guanin-G, timidin-T, sitozin-S) sadece
aktar›lm›yor. Ancak sperm veya yumurtada oluflan mu- birisinin de¤iflmesiyle veya eksilmesiyle,
tasyonlar çocuklara geçiyor. Di¤er hücrelerdeki mutas-
yonlar ise o bölgede farkl› hücre türlerinin oluflumuna
yol açabiliyor. Örne¤in deri hücresinde oluflan bir mu-
tasyon baz› hücrelerin melanin üretimini artt›r›yor ve
DNA’daki flifrenin, normal koflullarda hiçbir de¤i- daha fazla büyümelerine yol aç›yor. Ciltte, ben fleklin-
flikli¤e u¤ramadan öteki kuflaklara aktar›lmas› gereki- de gözleyebilece¤imiz bu de¤ifliklikler cilt kanserine
yor. Ancak bu her zaman mümkün olmuyor. DNA za- dahi yol açabiliyor. Ancak her mutasyon da kötü sonuç
manla, küçük veya büyük de¤iflikliklere u¤rayabiliyor. do¤urmuyor. Baz› mutasyonlar canl›n›n ortama daha
DNA yap›s›nda meydana gelen her türlü de¤iflikli¤e iyi uyum sa¤lamas›na yol açarak hayatta kalma flans›n›
“mutasyon” deniliyor. Mutasyonlar, genellikle hücre artt›rabiliyor. Mutasyonlar sadece insanlarda veya hay-
bölünmesi s›ras›nda, yani DNA kendi kopyas›n› yapar- vanlarda olmuyor. Virüslerde de oldukça s›k mutasyon ‹ki farkl› kiflinin 7 numaral› kromozomlar›n›n belirli
ken olufluyor. DNA üzerindeki tek bir baz de¤iflikli¤e olabiliyor. Grip virüsünün u¤rad›¤› mutasyon sonucun- bir bölümündeki nükleotid s›ralamas›
u¤ray›p yerine baflka bir baz geçebiliyor (base substi- da kapsül yap›s›n› de¤ifltirmesi ve yeni hastal›klara yol incelendi¤inde, yaklafl›k 2200’de bir tane nükleotid
tution). Bazen, tek bir baz veya baz dizisi oldu¤u gibi açmas›, virüslerdeki mutasyona en iyi örnek. de¤iflikli¤i (SNP) oldu¤u görülüyor.

fiubat 2008 33 B‹L‹M ve TEKN‹K


gelcegiBil 1/30/08 8:46 PM Page 34

kodlanan protein de¤ifliyor ve bu da yap›- 15 milyon noktada farkl›l›k, yani SNP ol- ASAGGTSAGT fleklindeki nükleotid dizi-
sal farkl›l›¤a yol aç›yor. Örne¤in, bir gen- du¤u tahmin ediliyor. Bugüne kadar in- sinde ilk s›radaki A de¤iflkenlik gösterebi-
deki ATGGSTAS fleklindeki olan bir dizi- san genlerindeki 3 milyon SNP belirlendi. liyor (SNP). A yerine, baz› insanda burada
lim di¤er bir insanda ATAGSTAS fleklinde ‹nsan DNA’s›ndaki noktasal farkl›l›k- S, di¤erlerinde G veya T olabiliyor. Proje
farkl›l›k gösterebiliyor. Nükleotid dizili- lar› tespit eden bu projeye “Hap-Map” de- kapsam›nda, bu bölgedeki SNP’nin da¤›-
mindeki tek bir de¤iflikli¤e “tek nükleotid niliyor. Projede, sadece gönüllü olan yüz- l›m oranlar› tespit ediliyor. Bu tür bir he-
farkl›l›¤›” (single nucleotide polymorphi- lerce kifliden al›nan kan örnekleri kullan›- saplamayla, toplumun %80’inde A,
sim), k›saca SNP deniliyor. Günümüzde, l›yor ve kiflilerin ismi veya genetik harita- %10’unda S, %7’sinde G ve %3’ünde T var
genetik yap›y› çözmeye çal›flan bilim in- lar› onaylar› olmadan aç›klanm›yor. Proje- gibi sonuçlar elde edilebiliyor. Bu hesap-
sanlar›n›n en önemli hedefi, kifliler aras›n- nin hedefi, sadece farkl›l›k gösteren nok- lamalar, sadece bir bölgedeki tek bir SNP
daki bu tür farkl›l›klar›, SNP’leri ortaya ç›- talar›, yani SNP’leri belirlemek de¤il, ayn› için de¤il, milyonlarca SNP için yap›labili-
kartmak. Bir gendeki tek nükleotid farkl›- zamanda bu farkl›l›klar›n toplumdaki da- yor. Böylece, genlerdeki noktasal de¤iflik-
l›¤›, yaklafl›k her 1200 nükleotidde bir gö- ¤›l›m›n› bulmak. Örne¤in belirli bir kro- liklerin ortalamas› ve sapmalar hesaplana-
rülüyor. ‹nsan DNA’s›nda yaklafl›k olarak mozomun küçük bir bölgesinden al›nan biliyor. Bu tür hesaplamalar›n sonucunda

Kromozom
DNA’n›n histon proteinleri etraf›na sar›lmas›yla yo-
¤unlaflarak oluflturdu¤u büyük yap›ya kromozom denili-
yor. Kromozom, hücre bölünmesi d›fl›ndaki zamanlarda
çekirde¤inde içerisinde “kromatin a¤›” denilen ipliksi
parçalar fleklinde görünüyor. Bölünmeye yak›n, ipliksi
yap›lar k›sal›p kal›nlafl›yor. ‹flte bu evrede 100 büyütme-
lik bir mikroskopta kolayl›kla incelenebiliyorlar. Bölün-
me evresinde kromozomlar, “karyotip” denilen, özdefl
çift kromozomlar halinde efllendikten sonra belli bir dü-
zene göre s›ralan›yor. Kromozom flekli ve say›s›ndaki
anormalliklerine ba¤l› oluflan hastal›klar›n teflhisi, bu ev-
redeki hücreleri inceleyerek konuluyor. Karyotip, deri 1. Kromatid (kromozonun bezer parçalar›ndan her sarmal adeta dönen merdivene benzetilecek olursa, baz
ve kan hücrelerinden, gebelik s›ras›nda (prenatal tan›) biri – bölünme evresinde kromatinler birlefliyor) çiftleri basamaklar›, fleker ve fosfat molekülleriyse tutu-
bebe¤e ait hücrelerden, tümör ve kemik ili¤i hücrelerin- 2. Sentromer (kromatidlerin birbirine de¤di¤i yer) nacak kenarlar›, yani korkuluklar› oluflturuyor. DNA’n›n
den özel metodlarla elde edilip özel boyalarla boyanarak 3. K›sa kol (p) 4. Uzun kol (q) en önemli özelliklerinden biri de kendini kopyalayabil-
inceleniyor. mesi. Hücre bölünmesi s›ras›nda DNA’n›n ikili sarmali
zom say›s›ndaki de¤iflikliklerin yol açt›¤› en s›k hastal›k-
Kromozomlar, ‹, V, J, X harfleri gibi biçimlerde gö- ortadan ayr›larak her zincir kendi kopyas›n› yap›yor.
lar.
rünüyor ve boyutlar› mikronla ölçülüyor. Kromozomlar- Böylece bir DNA sarmali bölünerek iki DNA sarmali
da k›sa kol p, uzun kol q ad›n› al›yor. Kromozomun or- oluflturuyor. Bu sayede genetik bilgi di¤er hücrelere de-
tas›nda yer alan ve “sentromer” denilen bölge, kromo- DNA ¤iflmeden tafl›nabiliyor.
zomun bölünmesinde oldukça önemli rol oynuyor. Uçlar- DNA denilen deoksiribonükleik asit, genetik bilgiyi DNA’daki baz çiftleri, alfabedeki harflerin de¤iflik
da ise “telomer” denilen ve her bölünmede k›salan kro- bir nesilden di¤erine aktaran bir yap›tafl›. DNA’n›n nere- kombinasyonlarda s›ralanarak de¤iflik kelimeler olufltur-
mozom parçalar› bulunuyor. Kromozomlar bölündükçe deyse tamam› hücre çekirde¤inde, kromozom denilen mas› gibi, belirli s›ralarda diziliyor. Her diziliflin ayr› bir
k›sal›yor, k›sald›kça hücreler yafllan›yor. Bir süre sonra yap›lar içerisinde bulunuyor. DNA’n›n bir k›sm› da mito- anlam› oluyor, yani her farkl› dizilifl ayr› bir protein kod-
da bölünme yeteneklerini tamamen kaybediyorlar. Kro- kondri denilen ve hücrenin enerji üretim merkezi olan luyor. Bazlar›n dizilifl s›ras›, hücrelerin yap› tafl› olan ve
mozom say›s› her canl›da de¤ifliyor. Örne¤in sirke sine- yap›lar›n içerisinde bulunuyor. DNA’daki bilgi, dört adet çeflitli kimyasal reaksiyonlarda rol alan proteinlerin kod-
¤inde 8, kurba¤ada 26, farede 42, köpekte 78 ve insan- baz yap›s›ndaki molekül taraf›ndan oluflturulan kodlarda lanmas› için gereken bilgiyi tafl›yor. Her üç baz, protein-
larda 46 kromozom var. X ve Y, seks kromozomudur ve bulunuyor. DNA’da, Adenin (A), guanin (G), sitosin (S), deki bir aminoasit’i kodluyor. Aminoasitleri kodlayan bu
erkekte XY, kad›nda ise XX fleklinde bulunuyor. Kromo- ve timin (T) olarak adland›r›lan bu bazlardan 3 milyar baz üçlülerine “kodon” deniliyor. Genler, esas olarak bu
zomlar›m›z›n yar›s› annemizden yar›s› da babam›zdan bulunuyor. A, T, S ve G bazlar› karfl›s›ndaki farkl› bir ba- kodonlardan olufluyor. Baz çiftlerinin, baflka bir deyiflle
geliyor. Kromozomlar›n üzerinde bulunan genler prote- za ba¤lanarak çiftler halinde bulunuyor. Adenin timine, kodonlar›n dizilimi her insanda %99’un üzerinde ben-
in yap›m› için gerekli genetik bilgiyi sa¤l›yor. Kromozom guanine de sitosine ba¤lan›yor. Bazlar, fleker ve fosfat zerlik gösteriyor. Aradaki %1’den küçük olan fark da in-
say› ve fleklindeki bozukluklar birçok hastal›¤a yol aç›- moleküllerinden oluflan bir iskelete tutunuyorlar. Baz, sanlar aras›ndaki farkl›l›klar› oluflturuyor.
yor. Down, Turner ve Klinefelter sendromlar›, kromo- fleker ve fosfat moleküllerinden oluflan yap›ya “nükleo-
tid” deniliyor. Nükleotidler, birbirine ba¤l› iki uzun zin- ‹lginç DNA’lar
Telomerler cir fleklinde bulunuyor. Birbirine ba¤l› bu iki zincir, bir
DNA parçalar› aras›ndaki baz› baz dizilimlerinin ifl-
eksen etraf›nda dönerek, ikili bir sarmal oluflturuyor. Bu
levi genleri kontrol etmek. “Kontrolör dizilimler” (regu-
latory sequences) denilen bu DNA k›s›mlar›, tüm DNA
DNA primaz
DNA ligaz RNA primeri zincirinin çok küçük bir k›sm›n› olufltursa da hayati öne-
DNA polimeraz
me sahip. Bu dizilimler, ifllevsel genlerin bafllangݍ veya
Sentromer Gerideki bitimini belirliyor. Ek olarak, genleri aktif veya pasif ha-
iplik
le getiren proteinlerin yap›flmas›na olanak tan›yor. Pro-
Kromozom, çok uzun DNA molekülünden Okazaki parças›
Öndeki tein kodlayan ifllevsel genler gibi bu DNA dizilimleri de
olufluyor. Sentromer denilen orta k›s›m, sadece iplik
DNA polimeraz
Topozomeraz kal›t›mla di¤er kuflaklara aktar›l›yor. DNA’n›n %40-45
hücre bölünmesi s›ras›nda olufluyor ve bölünen Helikaz kadar bir k›sm›n›, yüzlerce kez tekrar eden k›sa baz di-
kromozonun yavru hücrelere uygun da¤›l›m›n› Tek zincirli ba¤lay›c› proteinler
zilimleri oluflturuyor. “Tekrarc› DNA” (repetitive DNA)
sa¤l›yor. Telomerler kromozomun uçlar›nda DNA, her hücre bölünmesinde kendisini denilen bu dizilimlerin ifllevleri hakk›nda elimizde fazla
bulunuyor. Kromozom ço¤almas›nda önemli rolü kopyalayarak benzer bir DNA daha oluflturuyor. Bu bir bilgi yok. Bunlar›n, kromozom yap›s›n› sa¤lamlaflt›r-
olan telomerler her hücre bölünmesinde k›sal›yor. DNA’lardan her biri farkl› bir yavru hücreye d›¤› düflünülüyor. Di¤er bir iflleviyse, kad›nlarda iki tane
Bu k›salman›n, hücre yafllanmas›na yol açt›¤› gidiyor. Bu sayede bir hücredeki genetik bilgi hiç olan X kromozomunun birini devre d›fl› b›rakmak, yani
düflünülüyor. de¤iflmeden di¤er nesillere aktar›l›yor. inaktif hale getirmek. “Uydu DNA” (satellite DNA) deni-

B‹L‹M ve TEKN‹K 34 fiubat 2008


gelcegiBil 1/30/08 8:47 PM Page 35

hangi hastal›¤› tafl›mayan insanlar›n SNP’leriyle bir genetik de¤iflikli¤e sahip olan bir kifli
gruplarda karfl›laflt›r›l›yor. Bu sayede, hastal›kla mutlaka yüksek tansiyon hastas› olacak
ne tür ortak SNP aras›nda ba¤lant› oluflturulmaya ça- anlam›na da gelmiyor. HapMap projesi
de¤iflkenlik- l›fl›l›yor. Yine bir örnekle anlatmak gere- kapsam›nda belirlenen SNP’lerle hastal›k-
lerin oldu¤u kirse, ASAGGTSAGT fleklindeki nükleotid lar aras›nda kurulan ba¤lant›lar›n ço¤u
da anlafl›labili- dizisinde ilk s›rada A yerine G ihtimallere dayan›yor. Kistik fibrozis, aile-
yor. Bir ülkede olan kiflilerde, diyelim ki vi akdeniz atefli (FMF), hemofili gibi baz›
veya belirli bir bölge- yüksek tansiyon hastal›- hastal›klarda, belirli bir gendeki de¤iflik-
de yaflayan insanlar›n ¤› anlaml› oranda da- lik daima ayn› hastal›¤a yol açsa da, Hap-
paylaflt›klar› ortak ha fazla görülüyorsa, Map ile tespit edilen tüm genetik farkl›l›k-
farkl›l›klar di¤erleriyle buradaki SNP ile has- lar için ayn› fleyi söylemek mümkün de¤il.
karfl›laflt›r›labiliyor. Daha tal›k aras›nda bir ba¤ Yine de, HapMap sayesinde, birçok hasta-
da ileri gidilerek, belirli hasta- var anlam›na geliyor. l›¤a yakalanma olas›l›¤›m›z› y›llar öncesin-
l›k gruplar›ndaki insanlar›n SNP’leri, bu Di¤er yandan, bu tür den ö¤renebiliyoruz. Kalp damar hastal›-

se de mtDNA’daki mutasyonlar
onar›lam›yor ve sürekli birikiyor.
Kromozom Mitokondrilerdeki bu mutasyon biri-
kimleri hücre yafllanmas›na yol aç›-
yor. Ek olarak Parkinson ve Alzheimer
hastal›¤›n›n oluflumunda veya ilerlemesinde de rol oynu-
Gen yor.
len ve en s›k tekrar eden DNA parçac›klar› herhangi bir Gen
proteini kodlam›yor. Bu DNA’lar, de¤iflik görünümlerin- Kal›t›m›n ifllevsel yap› tafllar›na gen deniliyor. Gen-
de dolay›, protein kodlayan di¤er DNA’lardan kolayl›kla leri DNA zincirleri oluflturuyor. Genlerimiz, DNA’n›n sa-
ay›rt edilebiliyor. Uydu DNA’lar kromozomlar›n ortas›n- dece %1’lik k›sm›n› oluflturuyor. K›saca, DNA’da bulu-
da (sentromer) veya uçlar›nda (telomer) yer al›yor. Pro- nan 3 milyar baz›n sadece çok küçük bir k›sm› protein
tein kodlamas›nda yer almayan bu DNA’lar kromozom kodlanmas›nda kullan›l›yor. Genler aras›nda bulunan
yap›s›n› destekliyor, DNA bölünmesi ve hücre ço¤alma- yaklafl›k %99’luk DNA parçalar›na at›k DNA (junk DNA) Çekirdekteki DNA molekülü kromozom adl› özel
s›nda önemli rol oynuyor. ‹nsanlar›n kendine özgü ve deniliyor. Bu DNA parçalar› protein sentezinde görev al- k›l›flarda paketleniyor. Tek hücrede bulunan
belirgin uydu DNA dizilimleri oldu¤u için, kiflisel DNA’y› m›yor, ancak ne ifle yarad›klar› da bilinmiyor. DNA’n›n kromozomlarda paketlenen DNA molekülünün
belirlemekte oldukça fayda sa¤l›yor. Protein kodlama- protein sentezinde kullan›lan k›s›mlar›na “ifllevsel gen- toplam uzunlu¤u 1 metreyi buluyor. Kromozomun
yan bir di¤er grup DNA da “psödogen” (yalanc› gen) ler” deniliyor. ‹fllevsel genin tümü protein kodlam›yor. toplam kal›nl›¤› ise 1 nanometre yani milimetrenin
olarak adland›r›l›yor. Bunlara psödogen denilmesinin se- Genlerin protein kodlayan k›sm›na “ekson” deniliyor. milyarda biri kadar. Yaklafl›k 1 metre
bebi, protein kodlayan DNA segmentlerine benzemesi Eksonlar aras›nda, “intron” denilen DNA parçalar› bulu- uzunlu¤undaki DNA molekülü çok özel bir sistemle
ancak bu ifllevi yapam›yor olmalar›. Psödogen’lerin, mu- nuyor. Gendeki bilgi mRNA’ya aktar›l›rken hem ekson bu küçücük bölgeye paketleniyor. DNA molekülü
tasyona u¤ram›fl ve ifllevini kaybetmifl genler oldu¤u dü- hem de intron’lardaki bilgi kodlan›yor. Daha sonra, in- önce adeta bir ipin makaraya sar›lmas› gibi s›k›
flünülüyor. Büyük olas›l›kla, sa¤l›kl› bir genin bölünme- tronlar aradan ç›kart›l›p eksonlar birlefltiriliyor. Genler s›k›ya histon adl› özel proteinlere sar›l›yor. Bu
si s›ras›nda oluflan kopyalardan birinin devre d›fl› kalma- proteinlerin sentezini sa¤layan bilgiyi tafl›yorlar. Genle- histon makaralara sar›lm›fl DNA bölümleri
s› sonucunda psödogen meydana geliyor. Psödogenler rin uzunlu¤u, birkaç yüz bazdan 2 milyon baza kadar de- nükleozom olarak adland›r›l›yor. Bu nükleozom
evrim genetikçileri için oldukça önemli. Geçmiflin kayd› ¤ifliyor. ‹nsan genom projesinin sonuçlar›na göre, insan- bölümleri içerisinde DNA korunuyor ve zarar
olarak kabul edilen bu genlerin izini sürerek insanlar ve larda 20-25 bin gen bulunuyor. Her insanda ayn› gen- görmüyor. Nükleozomlar ucuca eklendi¤inde,
›rklar aras›ndaki ba¤lant›lar geçmifle do¤ru takip edile- den iki tane bulunuyor. Biri anneden di¤eriyse babadan ipliksi görünümde olan kromatinleri oluflturuyorlar.
biliyor. geliyor. Bu genlerden biri bask›n gen oluyor ve protein Kromatinler de birbirine s›k›ca sar›l›p k›vr›l›yor ve
sentezi için gereken bilgiyi sa¤l›yor. ‹nsanlar aras›nda kromozom denilen yo¤un yumaklar meydana
Mitokondrial DNA genler %99 oran›nda benzerlik gösteriyor. Ayn› geninin getiriyor. Böylece DNA molekülü kendi
uzunlu¤unun milyarda biri kadar küçük olan bir
benzerlerine “alel” deniliyor. Alel genler aras›nda sade-
Hücre çekirde¤indeki DNA d›fl›nda mitokondride de
ce çok küçük nükleotid de¤ifliklikleri bulunuyor. ‹flte bu yere s›¤m›fl oluyor.
DNA bulunuyor. Çok enerji ihtiyac› olan hücrelerde
küçük de¤ifliklikler insanlar›n birbirinden farkl› olmala-
(örn:kas hücreleri) çok say›da mitokondri bulunuyor. Mi- ¤ünde de bir genle karfl›laflt›¤›m›z› anl›yoruz.
r›n› sa¤l›yor. Boylar›m›z, cilt renklerimiz, kan gruplar›-
tokondriler, tüm hücresel ifllevler için gerekli olan ener- DNA’n›n çok küçük bir k›sm› gen olarak bulunsa da,
m›z aras›ndaki farkl›l›klara yol açan unsurlar bu alel
jiyi, adenozin trifosfat›-ATP’yi üretiyor. Çekirdekteki genlerin neredeyse %40’› birden fazla protein sentezlen-
genler.
DNA’dan farkl› olarak mitokondrial DNA (mtDNA) sade- mesine yol aç›yor. Eskiden beri bildi¤imiz bir “gen-bir
fiubat 2001’de tamamlanan iki büyük çal›flma, in-
ce anneden geliyor. Bunun sebebi, mitokondrial protein” teorisi son y›llarda yap›lan çal›flmalarla art›k ra-
san genomunda 30-40 bin gen bulundu¤unu belirtti. Bu
DNA’n›n kad›n yumurtas›n›n içerisinde, yani sitoplazma- fa kald›r›ld›. DNA’daki flifreyi protein sentezlemek üzere
rakam, tahmin edilenin neredeyse üçte biri kadar küçük-
s›nda olmas›. Erkekten gelen spermlerdeki mitokondri- tafl›yan tafl›y›c› RNA’lar (mRNA) parçalanarak de¤iflik
tü. Son y›llarda yap›lan çal›flmalar, gen say›s›n›n daha da
ler, en çok enerjiye ihtiyaç duyulan kuyruk k›sm›nda bu- kombinasyonlar oluflturuyor. Böylece bir genin flifresini
az, 30 binin alt›nda oldu¤unu gösteriyor. Kromozomlar-
lunuyor. Yumurtay› döllerken kuyruk k›sm› d›flar›da kal- tafl›yan mRNA’lardan birden fazla olgun mRNA meyda-
daki gen say›s› henüz tam olarak bilinmiyor. DNA dizili-
d›¤› için erkekten gelen mitokondrial DNA hücre içerisi- na geliyor. Bu da, bir genin birden çok proteini kodla-
mi tam olarak bilinse de, bir çok DNA diziliminin ne ifl-
ne giremiyor. Mitokondrial DNA’n›n kayna¤›n›n, ilkel yabildi¤i anlam›na geliyor. Protein sentezi için DNA’n›n
levi oldu¤u, gen olup olmad›¤› net olarak anlafl›labilmifl
tek hücreli yaflam biçimleri içerisinde yer alan bakteri neden çok küçük bir k›sm›n›n kullan›ld›¤› ve o kadar faz-
de¤il. Araflt›rmac›lar, uzun bir DNA diziliminin gen olup
benzeri hücreler oldu¤u san›l›yor. ‹lk önceleri iç içe ya- la DNA parças› varken neden bir genin birden fala pro-
olmad›¤›na baz› iflaretlere bakarak karar veriyorlar. Yüz
flayan bu iki ilkel hücrelerin zamanla birbirine kaynaflt›- teini kodlamak zorunda oldu¤u sorusu henüz tam ola-
bazdan daha fazla uzunlukta olan ve durdurma kodonla-
¤› ve tek hücre haline geldi¤i düflünülüyor. Mitokondri- rak cevapland›r›labilmifl de¤il. Bilim insanlar, bunun,
r› (TAA, TAG veya TGA) taraf›ndan kesintiye u¤rat›lma-
al DNA’daki mutasyonlar da birçok hastal›¤a yol aç›yor. DNA’da meydana gelen mutasyonlardan mümkün oldu-
yan “aç›k uç” (open reading frames) DNA dizilimleri tes-
fieker hastal›¤›, sa¤›rl›k, ve baz› kalp hastal›klar›yla ¤unca kaçmak, veya oluflan mutasyonun etkisini en aza
pit edildi¤inde, bu DNA parças›n›n bir gen oldu¤u düflü-
mtDNA mutasyonlar› aras›nda ba¤lant› bulunuyor. Çe- indirmek için gelifltirilmifl bir mekanizma olabilece¤ini
nülüyor. Bafllama kodonu olan ATG, veya kontrolör di-
kirdekte oluflan mutasyonlar›n ço¤u zamanla onar›labil- belirtiyor.
zilimler denilen kendine özgü DNA parçalar› görüldü-

fiubat 2008 35 B‹L‹M ve TEKN‹K


gelcegiBil 1/30/08 8:47 PM Page 36

biliyor. Böylece, çocuk daha anne karn›ndayken hasta-


‹nsan Genomu ve l›¤›n teflhisi yap›labiliyor. Toplumda oldukça s›k görülen
ve genellikle yafla ba¤l› oluflan tip 2 fleker hastal›¤›n›n
Hastal›klar da temelinde genetik bozukluk yat›yor. On binin üzerin-
de insan üzerinde yap›lan ve Nisan 2007’de yay›nlanan
Bir kromozomda veya tek bir gende mutasyon de- bir çal›flmada, 10 numaral› kromozomda bulunan
nilen DNA bozukluklar›n sonucunda ortaya ç›kan hasta- TCF7L2 genindeki tek bir nükleotidin farkl›l›¤›n›n
l›klar grubuna, “genetik” veya “kal›t›msal” hastal›klar (SNP), tip 2 fleker hastal›¤›na yol açt›¤› gösterildi. Bu-
deniliyor. Günümüzde toplumda s›k görülen Akdeniz lunan bu SNP, deCODE T2 olarak adland›r›ld›. Genetik
anemisi, hemofili, kistik fibrozis, fenilketonüri, Duchen- flifresinde deCODE T2 farkl›l›¤›n› tafl›yan kiflilerin di¤er-
ne Müsküler Distrofi (kas hastal›¤›), ailevi akdeniz ate- lerine göre iki kat daha fazla tip 2 fleker hastal›¤›na ya-
fli (FMF), gibi hastal›klar tek bir gende meydana gelen kalanma riski bulunuyor. Kendini unutkanl›k, zihinsel
bir bozukluk sonucu olufluyor ve di¤er kuflaklara akta- becerilerin azalmas› fleklinde gösteren Alzheimer hasta-
r›l›yor. Down Sendromu veya Klinefelter Sendromu ise l›¤› beyin ifllevlerinin yavafl yavafl kaybolmas›na yol
kromozom say›lar›n›n farkl›l›¤›ndan kaynaklan›yor. Ör- açan, önlenmesi veya tedavi edilmesi henüz mümkün
ne¤in 21 numaral› kromozomdan bir tane daha olursa, olmayan bir hastal›k. ApoE olarak adland›r›lan bir ge-
yani hücrelerde toplam 3 adet 21. kromozom olursa o nin insanlarda üç farkl› türü bulunuyor. Genetik yap›-
kiflide Down Sendromu oluyor. Normal bir erkekte bu- s›nda ApoE4 tafl›yan kiflilerin ileri yafllarda Alzheimer
lunan 46XY dizilimine ek olarak kiflide bir fazla X kro- hastal›¤› olma olas›l›¤› %30 civar›nda. Di¤er ApoE tafl›-
mozom bulunursa Klinefelter Sendromu (47XXY) olu- y›c›lar›n›n da erken yaflta Alzheimer’a yakalanma riski
yor. Kromozom say›s›ndaki de¤ifliklikler ba¤l› oluflan var. Yap›lan bir di¤er araflt›rmaysa, sa¤l›kl› çal›flan bir
hastal›klar›n tan›s› uzun y›llard›r konulabiliyor. Hatta ki- GAB2 geninin, ApoE4’ü bask›layarak Alzheimer’› en-
fli do¤madan, anne karn›ndayken bile bu tür hastal›kla- da bulunan bu gendeki CAG fleklindeki nükleotid dizili- gelledi¤i gösterildi. Alzheimer hastal›¤›yla iliflkisi göste-
r›n teflhisi yap›labiliyor. Bebek anne karn›ndayken, ra- mi, Huntington hastalar›nda en az 42 kez tekrarl›yor. rilen en yeni gen, bir numaral› kromozomun üzerinde
him içerisinden al›nan s›v› (amnion s›v›s›) incelenip kro- Bu hastal›¤› tafl›mayanlarda ise ayn› gendeki CAG üçlü- bulunan STM-2. STM-2 geninde meydana gelen mutas-
mozom anormallikleri tespit ediliyor. sü 11-34 kez tekrarl›yor. Bu bulufltan sonra hastal›kla- yonlar oldukça nadir, ancak kifli bu mutasyonu tafl›yor-
Kromozom say› ve fleklindeki bozukluklar›n ötesin- ra sebep olan genetik bozukluklar›n, yani hastal›kl› ge- sa mutlaka Alzheimer hastal›¤›na yakalan›yor. Bunlara
de, gen düzeydeki de¤ifliklikler bile tespit edilebiliyor. nin bulunmas› yolundaki çal›flmalar ivme kazand›. Bir ek olarak son y›llarda, 14 ve 21 numaral› kromozom-
Kromozomlar› oluflturan genlerdeki moleküler bozuk- di¤er genetik kökenli hastal›k da ailevi Akdeniz atefli lar üzerinde bulunan baz› genlerinde Alzheimer hastal›-
luklar 1960’l› y›llar›n bafl›ndan beri biliniyor. Fenilala- (FMF). FMF geni ( MEFV ) 16 numaral› kromozomun k›- ¤›yla ba¤lant›lar› gösterildi. APP (amyloid precursor
nin hidroksilaz enziminin eksikli¤ine ba¤l› oluflan fenil- sa kolunda yer al›yor ve 781 aminoasitli bir protein protein) olarak adland›r›lan bir proteinin hatal› yap›m›
ketanüri hastal›¤›, gen mutasyonu ile ba¤lant›s› göste- sentezliyor. Bu gendeki mutasyonlar, yani bozulmalar Alzheimer hastal›¤›na yol aç›yor. Bu proteinle ba¤lant›-
rilen ilk hastal›k. Bu hastal›k erken teflhis ve tedavi edil- FMF hastal›¤›na yol aç›yor. En s›k görülen mutasyonlar l› gen ise SORL1. SORL1 geninin kodlad›¤› SORL1 pro-
mezse zihinsel ve nörolojik hasarlar b›rak›yor. Massac- E148Q, M680I, M694V, M694I, K695R, V726A, teini, APP’nin beyindeki sinir hücreleri içerisindeki da-
husetts General Hospital’da bir doktora ö¤rencisi olan A744S ve R761H . Behçet Hastal›¤›nda da MEFV geni- ¤›l›m›n› düzenliyor. Düzenli çal›flt›¤›nda, SORL1 protei-
James Gusella’n›n 1983 y›l›nda, Huntington hastal›¤›- ne ait M694V ve V726A mutasyonlar› sa¤l›kl› kiflilere ni, APP’nin hücrelerde belirli bölgelere yerleflmesini
n›n genini tan›mlamas› önemli bir 盤›r açt›. Gusella bu göre daha s›k bulunuyor. Çocukluk yafllar›nda ortaya ç›- sa¤l›yor. Ancak bu genin iflleyifli bozuldu¤unda, APP
hastal›¤›n 4 numaral› kromozom üzerindeki, Hunting- kan ve kans›zl›¤a yol açan “Akdeniz anemisi” hastal›¤›- hücrelerin de¤iflik yerlerinde fazla miktarda birikerek
ton proteinini kodlayan gendeki bir bozukluktan mey- n›n geni 11 numaral› kromozom üzerinde yer al›yor. amiloid beta parçac›klar›na dönüflüyor. Amiloid beta
dana geldi¤ini gösterdi. Bu kromozomun k›sa baca¤›n- Gen üzerinde yer alan mutasyonlar “beta globin” deni- parçac›klar› da Alzheimer hastal›¤›na yol aç›yor. SORL1
len bir protein zincirinin yap›lmas›n› engelliyerek, kan- genindeki kiflisel farkl›l›klar›, yani SNP’leri araflt›ran bi-
da oksijen tafl›yan hemoglobin yap›m›n› azalt›yor. Gü- lim insanlar› bu gendeki iki farkl›l›¤› tespit edilmifl du-
nümüze kadar bu gende 170 civar›nda mutasyon belir- rumda.
lendi. Ülkemizde bunlar›n en s›k görülenleri, IVSI-
110(G>A) (%38.7), IVSI-6(T>A) (%18.5), IVSII-1(G>A)
(%12), FCS8 (%6.5), IVSI-1(G>A) (%2.4) ve IVSII-745
Obezite Geni
(%2), FCS8/9 (%0.9). Oluflan mutasyonlarla hastal›¤›n Afl›r› kilo al›m›na yol açan ve erken ölüme sebep
klinik seyri aras›nda da iliflki bulunuyor. IVSI-110 ciddi olan “obezite” hastal›¤›, özellikle ilerlemifl ülkelerde gi-
hastal›k tablosuna yol açarken, IVSI-6 hafif seyrediyor. derek yayg›nlafl›yor. Çocukluk y›llar›nda bafllayan fazla
Safra kanallar›n›n t›kanmas›na ve ölüme yol açan “kis- kilo alma e¤ilimi giderek art›yor ve kifliler üç rakaml›
tik fibrozis” adl› hastal›¤›n geni 7 numaral› kromozo- kilolara ç›k›yor. Halen Amerika’da en yayg›n toplum so-
mun uzun kolu üzerindeki q31.2 bölgesinde bulunuyor. rununun obezite oldu¤u düflünülüyor. Son y›llarda yap›-
CTFR denilen bu gen 250 bin baz çiftinden olufluyor. lan çal›flmalar sonucunda obezitenin genetik altyap›s›
Kistik fibrozis vakalar›nda, CTFR genindeki 3 adet baz da bulundu. ‹ngiltere'nin Cambridge Üniversitesi ö¤re-
çiftinde kopma görülüyor. Üç nükleotidin kopmas›, bu tim görevlisi Dr. Sadaf Farooqi, 16 yafl›ndaki afl›r› flifl-
genin kodlad›¤› proteinde 508. s›rada yer alan fenilala- man bir çocukta POMC geninde obeziteye yol açan ye-
nin adl› aminoasitin kaybolmas›na yol aç›yor. Bu neden- ni bir mutasyon saptad›. Bu mutasyon, beyindeki doy-
le, kistik fibrozis hastal›¤›nda oluflan mutasyona “Del- ma merkezini uyaran alfa-MSH'n›n (melanin stimülan
ta-F508” olarak adland›r›l›yor. Günümüzde, henüz do¤- hormon) yeteri kadar oluflmamas›na yol açt›yor ve bu-
mam›fl bir bebe¤in içerisinde bulundu¤u keseden al›nan na ba¤l› olarak doyma duygusu tam olarak gerçeklefl-
s›v›nda (amnion s›v›) bu genetik mutasyon tespit edile- miyor. Bunun sonucu çok afl›r› bir kilo al›m› ortaya ç›-

¤›na yakalanma olas›l›¤› yüksek olan bir onun ileride akci¤er kanseri olma olas›l›- Geçti¤imiz y›l içerisinde, 70 milyon dolar-
kifli, bunu çok önceden ö¤renerek yaflam ¤›n›n %80, e¤er bundan kurtulursa Alz- l›k teknoloji kullanarak tüm DNA dizilimi-
tarz›n› ve diyetini de¤ifltirebilir ve bu sa- heimer olma olas›l›¤›n›n %90 oldu¤unu ni belirleyip yay›nlad›¤› makalesinde aç›k-
yede kalp krizinden büyük ölçüde koru- ö¤renirseniz ne yapars›n›z? Halen kesin layan Venter, kiflisel gen haritalar›nda ye-
nabilir. Tabi madalyonun di¤er taraf›ysa, çözümü bulunmayan bu hastal›klar› dü- ni bir ufuk açt›. Genetik tarihinde ilk kez
önlenmesi ve tedavisi mümkün olmayan flündükçe belki de hayat adeta bir ›zd›rap bir insan›n nükleotid diziliminin ortaya
Alzheimer gibi hastal›klara yakalanma ris- haline gelecek. konulmas›, ve ek olarak bu kiflinin hangi
kimizi ö¤renmek. Düflünün ki, çocu¤unu- Kiflisel gen haritas› ç›kart›lan ilk insan hastal›klara yakalanma olas›l›¤›n›n belir-
za yapt›rd›¤›n›z bir HapMap testinde Craig Venter isimli bir genetik uzman›. lenmesi, özel sektörü de harekete geçirdi.

B‹L‹M ve TEKN‹K 36 fiubat 2008


gelcegiBil 1/30/08 8:47 PM Page 37

kanserleflmesini engelliyor. Tümör bask›lay›c› gen (tu- hücrede 2 kopya halinde bulunan gen, ço¤alarak 4-30
mor suppressor gene) olarak bilinen bu genlerde mey- kopya say›s›na ulaflabiliyor. Geçti¤imiz sene fiubat ay›n-
dana gelen mutasyonlar kansere yol aç›yor. 17 numa- da Amerikan’da FDA taraf›ndan onaylanan “MammaP-
k›yor. Aflt›rmac›lar, bu tür bilgiler sayesinde obezitenin ral› kromozomun üzerinde bulunan “p53”, tümör bas- rint” testi, meme kanserinde rol oynayan 70 civar›nda-
sebebinin anlafl›l›p tedavisinin daha etkili bir flekilde ya- k›lay›c› genlerin belki de en ünlü olan›. Bu genin kod- ki geni tar›yor. Taranan genlerin durumuna göre seyri-
p›laca¤›n› belirtiyorlar. Obezite araflt›rmalar›nda at›lan lad›¤› p53 proteini, DNA’ya ba¤lanarak p21 genini ha- ni belirleyebiliyor. MammaPrint testi sayesinde h›zl›
bir di¤er olumlu ad›m da vücut hücrelerinin ya¤› nas›l rekete geçiriyor. Oluflan p21 proteiniyse hücre bölün- ilerleme ve yay›l›m riski olan hastalar belirleniyor.
depolad›¤›n›n ortaya ç›kar›lmas› oldu. Bu yeni bulufl, mesini tetikleyen cdk2 proteinine ba¤lan›yor. ‹ki prote- MammaPrint testinin, sadece Amerika’da senede 60
tüm dünyada en büyük sa¤l›k sorunlar›ndan biri haline in ba¤land›¤›nda, hücreler bölünmenin bir sonraki afla- bin kad›n›n gereksiz yere kemoterapi almas›n› engelle-
gelen obezite için daha baflar›l› tedavi yöntemleri bulun- mas›na geçemiyor. K›saca, hücrelerin gere¤inden fazla yece¤i düflünülüyor. En s›k görülen kanser türlerinden
mas›n› sa¤layabilecek. ABD’deki Yeshiva Üniversitesi ço¤almas›n› engelleyen en önemli genlerden birisi p53. biri olan kal›n ba¤›rsak, yani kolon kanserinin iliflkili ol-
Albert Einstein T›p Fakültesi'nden araflt›rmac›lar, ya¤›n Bu gende meydana gelen mutasyonlar, p53 proteini- du¤u genler de art›k biliniyor. Tümör bask›lay›c› bir
ince bir fosfolipit ve protein tabakas› içinde depolan›p nin, dolay›s›yla p21 proteininin kodlanmas›n› engelli- gen olan SLC5A8 normal koflullarda klon kanseri olu-
s›v› damlalar halinde geliflini 'FIT1' ve 'FIT2' adl› iki ge- yor. Sonuç olarak hücreler s›n›rs›zca bölünebiliyor, ya- flumunu engelliyor. Ancak bu gen devre d›fl› kald›¤›nda
nin kontrol etti¤ini gözlemledi. Bu süreç, hücrelerin ya- ni kanserlefliyor. Toplumda s›kl›kla görülen ve “melano- kolon kanseri olufluyor. ACP genindeki bir mutasyon
¤› enerji kayna¤› olarak kullanabilmesini sa¤lad›¤› için ma” olarak adland›r›lan deri kanseri baz› ailelerde ve- ise kal›n ba¤›rsakta çok say›da polip oluflmas›na yol
çok önemli, ancak fazla ya¤ depolanmas› durumunda ya toplumlarda daha s›k görülüyor. Bu kifliler üzerinde açarak kanser ihtimalini önemli ölçüde artt›r›yor. Bu
obezite ortaya ç›k›yor. yap›lan çal›flmalar, 9 numaral› kromozom üzerinde bu- gende mutasyonu olan kiflilerin 80 yafl›na kadar kolon
lunan CDKN2 geninin deri kanserine karfl› yatk›nl›¤a kanserine yakalanma ihtimali %70 civar›nda. Ba¤›rsak-
yol açt›¤›n› gösterdi. CDKN2 geni, p16 denilen bir pro- lar›nda çok say›da polipleri olan kiflilerde ACP geninde-
Kalp Krizi Geni teini kodluyor. Bu protein hücre döngüsünü kontrol ki mutasyonun saptanmas›yla kolon kanserlerinin bü-
Kalp damar hastal›klar›, birçok ülkede en s›k ölüm eden önemli unsurlardan biri. Hücre bölünmeden önce- yük ölçüde engellenebilec¤i düflünülüyor. Halen ACP
sebebi olarak gösteriliyor. Kalbi besleyen koroner da- ki DNA sentez aflamas›n› durduruyor. E¤er p16 uygun gen mutasyonu rutin taramalarda kullan›lm›yor. De la
marlar›n içlerinin kolesterol plaklar›yla kaplanarak da- flekilde çal›flmazsa, hücreler s›n›rs›z olarak ço¤al›yor. Chapelle taraf›ndan 2004 y›l›nda bulunan MSH2 genin-
mar›n t›kanmas› “koroner damar hastal›¤›” olarak bili- Sonuç olarak, cildimizin çeflitli yerlerinde küçük benler deki mutasyon da kolon kanseri riskini artt›r›yor. Ek
niyor. Koroner damarlar›n tu›kanmas›, o damar›n bes- oluflmaya bafll›yor. Tümör bask›lay›c› genlere bir di¤er olarak, MLH1, MSH6 ve PMS2 gen mutasyonlar› da bu
ledi¤i kalp kaslar›n›n ölümüne yol aç›yor. Ölen kalp örnek de RB1 geni. Son y›llarda birçok tümör bask›la- hastal›¤a yakalanma riskini önemli ölçüde artt›ran de¤i-
hücrelerinin say›s› ve yerine ba¤l› olarak kalp krizi ris- y›c› gen ve ba¤lant›l› oldu¤u kanser türü gösterildi. Ço- fliklikler aras›nda. Erkeklerde ne s›k görülen kanserler-
ki bulunuyor. Kalp krizine ba¤l› ölümler ABD’de ilk s›- cukluk ça¤›nda görülen göz tümörü olan retinoblasto- den biri, belki de ilk s›rada olan prostat kanserinin ilifl-
rada yer al›yor. Bu hastal›k, yafl cinsiyet ve yaflam tar- ma, 13 numaral› kromozom üzerinde yer alan ve kili oldu¤u gen de gösterildi. Bir numaral› kromozom
z›yla yak›ndan ba¤lant›l›. Yüksek tansiyon ve kanda “RB1” olarak adland›r›lan tümör bask›lay›c› genin yok- üzerinde bulunan HPC1 geni prostat kanserine yol aç›-
yüksek oranda ya¤ seviyesi, koroner damar hastal›¤›na lu¤u nedeniyle ortaya ç›k›yor. yor. Her 500 prostat kanseri vakas›n›n biri bu gene
yakalanma riskini artt›r›yor. Baz› ailelerin fertleri ara- Tümör bask›lay›c› genlerin yan› s›ra, tümör tetikle- ba¤l› olufluyor. Ancak, ailesinin di¤er fertlerinde pros-
s›nda çok s›kl›kla bu hastal›k görülürken, baz› ailelerde yici genler de bulunuyor. Onkogen ad› verilen bu gen- tat kanseri görülen kiflilerin, yani aile öyküsü olanlar›n
ve toplumlarda neredeyse hiç görülmüyor. Hastal›¤›n ler çeflitli kanserlere yol açabiliyor. Onkogenler normal %34’ünde HPC1 mutasyonu görülüyor. Kanserlere ba¤-
genetik temeli üzerinde araflt›rma yapan bilim insanla- hücre büyümesi ve geliflmesinde görev al›yor. Kromo- l› ölümlerde ilk s›ray› alan akci¤er kanserlerine yol
r›, koroner damar hastal›¤› yapan 250’den fazla gen ol- zomlar aras›ndaki anormal etkileflimler veya noktasal açan genetik de¤iflikliklerle ilgili çal›flmalara yo¤un bir
du¤unu düflünüyor. Kan kolesterol düzeyini artt›ran mutasyonlar sonucunda onkogenler harekete geçiyor flekilde devam ediliyor. Halen akci¤er kanserine yol
apolipoprotein C-III (apoC-III) geninin de koroner da- ve kontrolsüz hücre bölünmesini artt›r›yor. ‹nsan tü- açan gen tespit edilebilmifl de¤il.
mar hastal›¤› oluflumunu artt›rd›¤› düflünülüyor. Allele mörlerinin %15-20' sinde “ras ailesi” ad› verilen onko- Hastal›klar›n bir k›sm›nda genetik köken net olarak
frequencies of ‹nterlökin (IL)-1 genleri ve TNF-· genin- genler mutasyona u¤ram›fl durumda. Meme ve yumur- ortaya konulmufl olsa da birçok hastal›kla genler ara-
deki mutasyonlar›n›n da kalp damarlar›n›n t›kanmas›y- tal›k kanserlerinde “erb B-2” onkogeni mutasyona u¤- s›ndaki ba¤lant› henüz belirlenebilmifl de¤il. Böbrek
la ba¤lant›l› oldu¤u gösterildi. Ancak, koroner damar ruyor ve bu da hastal›¤›n oldukça kötü seyretmesiyle yetmezli¤i, akci¤er kanseri, karaci¤er hastal›klar›, da-
hastal›¤›na yol açt›¤› kesin olan genin ilk olarak bulun- ba¤lant›l› olarak kabul ediliyor. Kan kanserlerinde de mar hastal›klar› ve birçok sinirsel hastal›¤›n genetik kö-
mas› 2003 y›l›nda oldu. Science dergisinde yay›nlanan onkogenlerin etkisi oldukça fazla. Kronik Miyeloid Lö- keni bulunabilmifl de¤il. Genetik bozulmalara ba¤l› ge-
bir makalede, Topol ve Wang, MEF2A genindeki 21 semide 9 ve 22 numaral› kromozomlar aras›nda mey- liflen hastal›klar›n ço¤u da oldukça karmafl›k mekaniz-
baz çiftinde meydana gelen mutasyonun koroner damar dana gelen parça de¤iflimi bcr-abl onkogenlerinin akti- malarla olufluyor. Birçok hastal›¤a, çok say›daki gende
hastal›¤›na yol açt›¤›n› gösterdi. Onbefl numaral› genin ve olmas›na yol aç›yor. meydana gelen ve yüzlerce nükleotidi kapsayan bozuk-
q26 bölgesinde bulunan bu gen, koroner damar hasta- Ailesinde birçok kifli meme kanserlerine yakalanan luklar yol aç›yor. Hastal›klar›n oluflumuna yol açan yüz-
l›¤›na yol açt›¤› kesinleflen ilk gen oldu. Son y›llarda, kad›nlar›n %40-60' ›nda 17 numaral› kromozomda yer lerce gen oldu¤u gibi bunlar› bask›layan veya kontrol
koroner damar hastal›¤›na yol açan di¤er genler de yo- alan BRCA1 geninde mutasyon saptan›yor. BRCA1 ge- eden bir dizi gen bulunuyor. De¤iflik grup genler ara-
¤un bir flekilde araflt›r›l›yor. ninde mutasyon tespit edilen kad›nlar›n 70 yafl›ndan s›ndaki karmafl›k etkileflim sayesinde hücreler hassas
önce meme kanserine yakalanma oranlar› %85 ve bun- bir dengede duruyorlar. Bu dengelerin bozulmas› has-
Genler ve Kanser lar›n yar›s›ndan ço¤unda kanser 50 yafl›ndan önce bafl-
l›yor. ‹kinci kal›tsal meme kanseri geni BRCA2, 13 nu-
tal›klara yol aç›yor. Hücre döngüsündeki bu dengelerin
s›rr› ve dengeleri bozan sebepler tam olarak bilinmiyor.
Genlerle kanser hastal›klar› aras›ndaki ba¤lant› da maral› kromozomun uzun kolunda yer al›yor. Bu gen K›saca, tek bir gendeki tek bir de¤iflikli¤i, yani SNP’le-
her geçen gün daha iyi anlafl›l›yor. Genetik yap›m›zda- kal›tsal meme kanserlerinin %30-40' ›ndan sorumlu tu- ri tespit ederek hastal›klar›n tamam›n› teflhis etmek
ki çeflitli de¤ifliklikler kansere yakalanma riskimizi art- tuluyor. Erkek meme kanserlerinde de BRCA2 geninin mümkün de¤il. Henüz hastal›klar› oluflturan mekaniz-
t›r›yor. Bir gende meydana gelen noktasal bir de¤iflik- kal›tsal mutasyonlar› rol oynuyor. Meme kanserlerinin malar› tam olarak anlayabilmek için çok daha fazla bil-
lik (SNP) kansere yol açabiliyor. Baz› genler di¤er gen- %30-35' inde saptanan di¤er bir bulgu ise Her2/Neu giye ihtiyac›m›z var.
leri bask›layarak hücrenin kontrolsüz ço¤almas›n› yani (cerb-B2) ad› verilen bir gendeki art›fl. Normalde her

Halen birkaç firma, ‹nsanlar›n gen harita- biliyor. Baz› firmalar 1000 dolar civar›nda baz› genetik hastal›klar› tespit etmede ye-
s›n› tespit ederek ileride ne gibi hastal›k- bir ücret karfl›l›¤›nda milyonlarca SNP’ni- tersiz kal›yor. Örne¤in, meme kanserinde-
lara yakalanma riski oldu¤unu söylüyor. zi tespit etti¤ini ve hastal›k risklerinizi ki BRCA1 ve BRCA2 mutasyonlar› basit
Az miktardaki tükürük örne¤i veya ölü söyleyebilece¤ini belirtiyor. Ancak burada bir nükleotid farkl›l›¤› olmay›p, genin dizi-
deri parçac›klar› genetik haritan›n ç›kar- bilinmesi gereken önemli bir nokta, gene- limindeki daha büyük çaptaki bir bozuk-
t›lmas› için yeterli oluyor. Venter’in 70 tik kökenli hastal›klar›n tamam›n›n tek luktan kaynaklan›yor. Bu nedenle tüm
milyon dolar harcayarak ortaya ç›kartt›¤› bir nükleotid de¤ifliminden de¤il, genin hastal›k risklerini ortaya ç›kartman›n ma-
kiflisel gen haritas› ve belirledi¤i SNP’ler büyük bir k›sm›ndaki bozukluktan mey- liyetinin daha yüksek olaca¤› düflünülü-
art›k çok daha düflük maliyetlerde çal›fl›la- dana geldi¤i. Yani SNP’lerin belirlenmesi, yor.

fiubat 2008 37 B‹L‹M ve TEKN‹K


gelcegiBil 1/30/08 8:47 PM Page 38

‹yi DNA- Kötü DNA


Genetik biliminin ilerlemesiyle
DNA’n›n, yani genetik flifrenin s›rlar› gi-
derek çözülüyor. Belki de art›k genetik
flifre de¤il, genetik harita demek daha
doru olacak. ‹nsan genom projesi, DNA
dizilimini genel hatlar›yla ortaya koydu.
HapMap projesi sayesinde kifliye özel
DNA dizilimleri ve insanlar aras›ndaki
nükleotid farkl›l›klar› en ince ayr›nt›lar›-
na kadar belirleniyor. Hastal›kl› olma-
yan, sa¤l›kl› DNA’lar ve hastal›kl› Amerikal› genetikçi Craig Venter, insan genom haritas›n›n aç›klanmas› için yapt›¤› öncü çal›flmalardan sonra
DNA’lar tespit ediliyor. K›saca iyi DNA- insanlar›n bireysel farkl›l›klar›n›n nedenlerini ortaya koymak için 70 milyon dolar harcamayla
kendi “tek baz polimorfizm” haritas›n› ç›kard›. fiimdiyse daha “düflük çözünürlüklü” olmak üzere kiflilerin
kötü DNA ayr›m› art›k yap›labiliyor. ‹n- kal›t›msal e¤ilimlerini ortaya ç›karan veriler 1000, hatta 500 dolara kadar ö¤renilebiliyor.
sanlar aras›ndaki sa¤l›ks›z DNA farkl›-
l›klar› belirlendikten sonra kiflinin has- nemizin karn›ndayken, obezite geni ta- tat kanseri geni tafl›d›¤›n› bilen bir er-
tal›klara yakalanma riskleri ortaya ç›- fl›d›¤›m›z ö¤renilirse annemiz bizi uy- kek30-40’l› yafllardan itibaren çok yak›n
kart›labiliyor. Kifliye özel gen haritas› gun bir diyetle ve ölçülü bir flekilde bes- bir ürolojik takibe girebilir. E¤er bu
(HapMap) sayesinde ileride yakalanaca- leyecek, böylece ileride afl›r› kilolu ol- hastal›klar kiflide oluflursa çok erken
¤›m›z hastal›klar çok önceden teflhis mayaca¤›z. Meme kanseri, prostat kan- dönemde tan›s› konulup tam tedavisi
edilerek korunma yollar› planlanabile- seri gibi erken teflhisle tamamen tedavi yap›labilir.
cek. Daha küçük bir çocukken, ileride edilebilen kanserlere yakalanma riskini Tabi bütün bunlar kiflisel gen harita-
kalp krizi geçirme riskimizi ö¤rendi¤i- çok önceden bilmek, hastal›¤›n erken m›z›n hep olumlu yönleri. Peki Hap-
mizde, yaflam tarz›m›z› buna göre belir- teflhisi ve tedavisi için oldukça önemli. Map’in olumsuz taraf› yokmu? Kiflisel
leyebilece¤iz. Di¤er insanlara göre daha Meme kanseri olabilece¤ini ö¤renen bir gen haritam›z her derdin çözümü oldu-
fazla spor yap›p hamburger ve patates kad›n çok daha s›k arakl›klarla muaye- mu? Asl›nda tabiki hay›r. Kiflisel gen ha-
k›zartmas›n› a¤z›m›za almayaca¤›z. An- ne yapt›r›p mamografi çektirebilir. Pros- ritas›yla, kiflisel farkl›l›klar ortaya ç›kar-

ri aç›l›yor ve her baz›n karfl›l›¤› olan bir mRNA baz m›yor. Böylece, protein yap›m› daha ilk ad›m olan
RNA ve Protein dizilimi oluflturuluyor. Bu aflaman›n bafllat›lmas› için
genler üzerindeki, “bafllat›c›” denilen bölgelere
transkripsiyon aflamas›nda durdurulmufl oluyor. Bu-
na, genin kapat›lmas› deniliyor.
Yap›m› “RNA polimeraz” denilen bir proteinin ba¤lanmas›
gerekiyor. Bu protein ba¤land›ktan sonra RNA yap›-
Ribozomlarda, mRNA’n›n tafl›d›¤› flifre, “tercü-
me” (translation) denilen bir süreçle çözülerek pro-
m› bafll›yor. DNA’daki adeninin karfl›s›na urasil, gu- tein yap›m› bafll›yor. mRNA’daki her üç baz, bir ta-
“DNA RNA’y›, RNA protein’i ve aninin karfl›s›na ise sitosin baz› gelecek flekilde ne amino asiti kodluyor. Örne¤in, mRNA’da USG
protein de bizi oluflturur.” mRNA zinciri meydana geliyor. Örne¤in, DNA’da, baz üçlüsü “serin”, “UUU” baz üçlüsüyse “fenilala-
tek bir aminoasit flifresi olan “AGS” fleklindeki baz nin” adl› amino asiti belirliyor. Kodu ilk bulunan
Francis Crick üçlüsü (kodon), “USG” fleklinde bir mRNA dizilimi aminoasit fenilalanin. Bir kodon sadece bir amino-
(anti-kodon) oluflturuyor. K›saca, mRNA’daki bilgi, asiti belirliyor, ancak bir aminoasiti kodlayan birden
DNA ve genlerin esas amac› proteinleri olufltur- bir bak›ma DNA’daki bilginin ayna imaj› olarak dü- fazla kod bulunuyor. Serin aminoasitidi kodlayan 6
mak. DNA, protein oluflturmak için gerekli bilgiyi flünülebilir. Genetik flifrenin DNA’dan mRNA’ya ak- tane baz üçlüsü bulunuyor: USU, USS, USA, USG,
tafl›sa da, vücutta as›l ifli proteinler yap›yor. Prote- tar›lmas› “transkripsiyon” olarak adland›r›l›yor. AGU, ve AGC. Arjinin’i ise sadece 2 kodon kodlu-
inler, 20 farkl› amino asitten oluflan uzun zincirler. DNA’daki bilgiyi tafl›yan ve milyonlarca baz dizilimi yor: SUG ve SGC. Bir aminoasiti kodlamak için bir-
Her hücre binlerce farkl› proteine sahip. Enzimler içeren mRNA kodlar›, tercüme edilmek üzere derhal den fazla kod bulunmas›n›n sebebinin, mutasyon et-
kimyasal reaksiyonlar› kontrol ediyor, hormonlar ribozom denilen hücre içi yap›lara gidiyor. “Bask›la- kilerini en aza indirerek, protein yap›m›n› en do¤ru
sinyalleri tafl›yor, antikorlar mikroplarla savafl›yor, y›c› proteinler” olarak adland›r›lan bir grup protein, flekilde tamamlamak oldu¤u düflünülüyor. Bu saye-
hemoglobin oksijen tafl›yor. K›saca vücuttaki prote- protein yap›m›n›, daha ilk aflamada, yani transkrip- de, bir baz üçlüsünde mutasyon oldu¤unda, di¤er
inler vücudun iflçileri. Gen içindeki DNA, proteinleri siyon aflamas›nda durdurabiliyor. Bu proteinler bir üçlü ayn› aminoasiti kodlayabiliyor.
oluflturan aminoasitlerin ne flekilde s›ralanaca¤›n› DNA üzerindeki özel bölgelere yap›flarak, RNA poli- Ribozomlara aminoasitleri tafl›yan RNA’lara ta-
belirliyor. Her farkl› DNA parças› farkl› bir aminoa- meraz’›n gene tutunmas›n› engelliyor. RNA polime- fl›y›c› RNA (tRNA) deniliyor. mRNA’daki baz dizilim-
sit dizilimine yol aç›yor. Bu da çok say›da, farkl› fle- raz, gene ba¤lanamay›nca mRNA yap›m› da bafllaya- leri (antikodonlar›n) karfl›l›¤› olan bazlar tRNA’da
killerde ve de¤iflik ifllevlere sahip proteinlerin mey- bulunuyor. Yani mRNA’daki bilgi, tRNA taraf›ndan
dana gelmesini sa¤l›yor. Çekirdek okunabiliyor. Böylece, mRNA’daki dizilim s›ras›na
Protein yap›m›ndaki ilk aflama, gerekli bilginin DNA göre tRNA’lar mRNA’ya ba¤lan›yor. Sonuç olarak,
DNA’dan al›nmas›. Protein dizilimindeki aminoasit- Sitoplazma
tRNA’lar›n tafl›d›klar› amino aistler de bu s›raya gö-
lerin ne olaca¤› ve hangi s›rada dizilece¤i bilgisi ilk Kodlama
re dizilerek proteini oluflturuyor. Bu iflleme, yani
olarak ribonükleik asit (RNA) denilen moleküllere RNA’daki flifrenin ribozomlarda tercüme edilerek
aktar›l›yor. RNA, DNA gibi 4 bazdan olufluyor. Ade- amino asit s›ralar› haline getirilmesine “translation”
nin (A), guanin (G) ve sitosin (S) bazlar› RNA’da da mRNA deniliyor. RNA’daki her baz üçlüsü bir aminoasiti
bulunuyor. DNA’dan farkl› olarak, RNA’da timin ye- kodlam›yor. Baz› üçlüler, proteinlerin bitifl yerlerini
rine urasil (U) bulunuyor. DNA’dan di¤er bir fark› Sitoplazmaya gönderim
gösteriyor. mRNA’daki UAA, UAG ve UGA baz üçlü-
da ikili sarmal fleklinde olmuyorlar. RNA’lar›n da leri protein yap›m›n› durduran kodonlar. Bu kodon-
kendi içinde farkl› türleri bulunuyor. DNA’dan bilgi- Protein tRNA lar sayesinde ribozomlar, aminoasit zincirinin ta-
yi alan RNA’ya “mesajc› RNA” (mRNA) deniliyor. Ribozom
Kod çözümü (Translation) mamland›¤›n› anl›yor.
DNA’daki bilgiler mRNA’ya aktar›l›rken, DNA zinci-

B‹L‹M ve TEKN‹K 38 fiubat 2008


gelcegiBil 1/30/08 8:47 PM Page 39

t›l›p hastal›k riskleri, yani kötü DNA be- Genetik nin kullan›lmas› (Johannsen) kodunun bulunmas› (Nirenberg,
lirlenebiliyor, ama kötü DNA tafl›man›z • 1910 Drosophila da (meyve si- Matthaei)
mutlaka o hastal›¤a yol açacakm›? Arafl- Tarihindeki ne¤i) genetik çal›flmalar›n›n baflla- • 1979 Genin tam olarak sentez-
mas› lenmesi (Khorana)
t›rmac›lar henüz kötü DNA ile tüm has- Dönüm Noktalar› • 1915 Gen kromozom teorisi • 1982 Tümör supressor genleri-
tal›klar aras›nda kesin bir ba¤lant› kura- • 1839 Hücre teorisi (Schwann, (Morgan, Suturtavent, Müler, Brid- nin keflfi (Klinger)
bilmifl de¤il. Örne¤in, ApoE4 geni tafl›- Schleiden) ges) (1937 Nobel ödülü) • 1983 Onkogen’lerin (kanser ya-
• 1866 Mendel kanunlar›n›n kefl- • 1941 Bir gen bir enzim kavra- p›c›) bulunmas› (Varmus, Brishop)
yor olman›z, bir ölçüde Alzheimer hasta- fedilmesi (Mendel) m›n›n ortaya ç›kmas› (Beadle, Ta- (1989 Nobel ödülü)
s› olaca¤›n›z› gösterse de, bu ihtimal sa- • 1889 Nükleik Asit’in tan›mlan- tum) • 1985 Polimeraz Zincir Reaksi-
dece 29% civar›nda. Genç, dinamik ve mas› (Altmann) • 1944 Genetik bilgi tafl›y›c›s›n›n yonu’nun (PCR) keflfi (Saiki, Mul-
baflar›l› 30-40 yafl civar›ndaki bir insan›n • 1882 Mitoz bölünme s›ras›nda DNA oldu¤unun keflfi (Avery) lis)
kromozomlar›n görülmesi (Flem- • 1952 Genlerin DNA molekülü- • 1986 ‹nsan genlerinin klonlan-
ileride, belki de 15 sene içerisinde Alz- ming) nün üzerinde oldu¤unun belirlen- mas›
heimer hastas› olabilece¤ini ö¤rendi¤ini • 1896 Kromozom Teorisinin Ku- mesi (Hershey, Chase) • 1988 ‹nsan genom projesinin
düflünün. Halen tedavisi olmayan bu rulmas› (Wilson) • 1953 DNA çifte sarmal yap›s›- bafllamas›
hastal›¤a yak›n bir gelecekte yakalanabi- • 1897 Enzimlerin keflfedilmesi n›n keflfi (Watson ve Crick) (1962 • 1994 Gö¤üs kanserine neden
(Büchner) nobel ödülü) olan genin (BRCA-1) belirlenmesi
lece¤ini ö¤renen bir kiflinin neler hisse- • 1901 Mutasyonlar›n ilk defa • 1956 ‹nsanda kromozom say›s›- • 1996 Hayvan (Dolly) klonlama
dece¤i ve yaflam enerjisinin ne flekilde keflfi (de Vries) n›n 46 oldu¤unun bulunmas›.(Tjio, (Wilmut, Campbell)
etkilenebilece¤ini bir düflünün. Herhal- • 1902 Kal›tsal hastal›klar›n biyo- Levan, Fod, Hemarton) • 2003 ‹nsan Genom Projesi’nin
de ço¤umuz ne Alzheimer hastas› olma- kimyasal temelinin aç›klanmas› • 1959 ‹nsanda kromozom anor- yay›nlanmas›- insan gen haritas›-
(Garrod) malliklerinin bulunmas› (Lejeure, n›n ç›kart›lmas›
y›, ne de bunu ö¤renmeyi isteriz. Kald› • 1905 Gen (eski yunancada Turpinn, Jacobs) • 2007 Bir insan›n kiflisel gen ha-
ki, ApoE4 geni tafl›yor olmam›z sadece kök),genotip ve fenotip terimleri- • 1961 ‹lk aminoasit (fenilalanin) ritas›n›n ç›kart›lmas› (Venter)
%29 oran›nda Alzheimer hastas› olaca¤›-
m›z› gösteriyor, yani %71 oran›nda bu bir özel sigorta firmas› taraf›ndan karfl›- geçmifline ataçlanm›fl flekilde sonuçlar›
hastal›¤a yakalanmayaca¤›z. Bu durum- lanm›yor. Örne¤in, do¤ufltan testisleri göndermeyenleri ifl görüflmesine dahi
da ApoE4 geni tafl›yan ve bunu bilen bir yukar›da olan bir bebe¤in testislerini in- ça¤›rmayabilir. Daha da ötesi, gen hari-
insan›n tüm yaflant›s› sadece %29’luk bir dirmek için yap›lacak olan “orfliopeksi” tam›z› bizden habersiz olarak ö¤renmek
ihtimal nedeniyle adeta bir kabusa dö- ameliyat masraflar›n›n tamam› ailesi ta- isteyen bir kifli için, küçük bir tükürük
nüflebilir. Ayn› durum baz› kanser hasta- raf›ndan karfl›lan›yor. Sigorta masrafla- parças› veya ölü deri yeterli olacakt›r.
l›klar›nda da geçerli. Meme, prostat veya r›n› en azda tutabilmek için bu kadar in- Su içti¤imiz barda¤a yap›flan bir ölü mu-
testis kanserleri erken dönemde teflhis ce eleyip s›k dokuyan firmalar, hele kifli- koza hücremizden dahi gen haritam›z›n
edildi¤inde tam tedavi edilebilse de, pan- lerin genetik haritas›n› ö¤renirse ne ola- tespit edilebilece¤i düflünülürse, ileride-
kres ve akci¤er kanserlerinin erken tefl- cak. HapMap sonuçlar› son derece gizli ki sa¤l›¤›m›zla ilgili bilgilerin bir ömür
hisi veya tedavisi oldukça güç. Bu tür tutuluyor. Halen, kiflinin kendi iste¤i ol- gizli tutulabilme ihtimali, her türlü yasal
kanserlere yakalanma riskimizin oldu- maks›z›n hiçbir kifli veya kurulufla so- önleme ra¤men oldukça zay›f görünü-
¤unu bugün ö¤renmek, t›p biliminin nuçlar aç›klanm›yor. Ancak, sigorta fir- yor.
mevcut seviyesi düflünüldü¤ünde bize malar›, sigorta yapaca¤› kifliler kiflisel ‹nsano¤lu y›llar boyunca gelece¤ini
ne kazand›r›r henüz büyük bir soru ifla- gen haritas›n› gösterme koflulu getirip, ö¤renmek için birçok yola baflvurdu. Ka-
reti. göstermeyenleri sigorta kapsam›na al- hinler dan›flmak, fal açmak gibi yollar
Kiflisel gen haritas›n›n gelifltirilme- mayaca¤›n› aç›klarsa ne yapmam›z gere- pek sonuç vermedi. ‹nsanlar gelece¤i bi-
siyle önemli bir kavram da t›p eti¤inde kecek. Bu durumda kendi iste¤imizle limsel anlamda ö¤renebilmek için hum-
tart›flmaya aç›ld›: “genetik ayr›mc›l›k”. gen haritam›z› beyan edece¤iz ve sigor- mal› bir çal›flmaya girdi. Günümüzde bu
‹deal sa¤l›kl› DNA’lar belirlendikten ta flirketi haritam›z› be¤enirse, yani kötü konuda oldukça olumlu ad›mlar at›lm›fl
sonra kötü DNA’lar›m›z d›fllanabilirmi? genimiz yoksa bizi sigorta kapsam›n ala- olsa, gelecek günlerimizdeki sa¤l›¤›m›z-
Kötü DNA’lar›m›za karfl› ayr›mc›l›k yap›- cak. Bu tür senaryolara karfl›n Ameri- la ilgili kesin ifadeler için henüz yeterli
labilirmi? Görünüfle göre evet. Kiflilerin kan hükümeti oldukça kesin önlemler bilgilere sahip de¤iliz. Tüm hastal›klar›n
genetik haritas›n› ç›kartmas›yla birlikte, almaya bafllad›. Sigorta firmalar›n›n genetik temeli ortaya konulabilmifl de-
adeta sab›ka kayd›n›n geçmiflteki kötü HapMap sonuçlar›n› istemesini yasakla- ¤il. de¤il. Genetik temeli olan birçok
yönlerini gösterdi¤i gibi, flimdi de tüm yan kanunlar ç›kart›l›yor. hastal›¤›n da mekanizmas›, ve genler
hastal›kl› genleri, yani gelecekteki kötü Tabi, gen haritam›z› ö¤renmek iste- aras›ndaki karmafl›k etkileflim ayd›nlat›-
yönleri ortaya döküldü. ‹nsanlar›n, gele- yecek olan kurulufl sadece sigorta flirke- labilmifl de¤il. Hücre ve genleri anlama-
cekteki sa¤l›¤›yla ilgili bilgiler ilk bak›fl- timiz olmayabilir. ‹fl için müracaat etti¤i- da henüz ilk aflamalarday›z. Elde edilen
ta sadece kendini ilgilendiriyormufl gibi miz bir firma da bizi ileride ne gibi has- bilgiler ve ulafl›lan nokta oldukça umut
düflünülse de, özellikle sigorta firmalar›- tal›klar›n bekledi¤ini, yani gelece¤imiz verici. Kiflisel gen haritas›n›n henüz ek-
n› da yak›ndan ilgilendiriyor. Günümüz- bilmek isteyebilir. Her ne kadar ifle gi- sik parçalar› olsa da, ihtiyaçlara tam ola-
de sigorta flirketleri do¤ufltan ciddi has- rerken gen haritas›n›n istenmesini ya- rak cevap veremese de, gelece¤imizi ö¤-
tal›¤› bulunan veya bilinen bir kanser saklayan kanunlar ç›kart›lm›fl olsa da, renmemiz yolunda çok iyi bir bafllang›ç
hastal›¤› olan kiflileri sigortalam›yor. Ge- firmalar bunu kendi arzumuzla yapma- oldu¤unu düflünüyorum.
nel sa¤l›k durumu iyi olan ama do¤uflsal ya teflvik edebilirler. Firmalar, bir yan-
(konjenital) yap›sal anormallikleri olan dan “HapMap sonuçlar›n›z sizden isten- Doç. Dr. Ferda fienel
çocuklar›n da o konudaki tedavileri hiç- meyecektir” derken di¤er yandan, öz- Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi

fiubat 2008 39 B‹L‹M ve TEKN‹K


cokluEvrenler6 1/30/08 8:04 PM Page 40

KUANTUM ÖLÇÜMÜ SORUNU VE

EVERETT’‹N ÇOKLU
DÜNYALARI
çimde farkl› iki yan›t veriyor. Gerçi
baflka yorumlar da var. Ama Eve-
rett’in 50’li y›llarda yapt›¤› çal›flmaya
ilgi giderek art›yor...
Önümüzde bir parçac›k, örne¤in
bir elektron oldu¤unu varsayal›m. A
ve B noktalar›nda, bu elektronu yaka-
layabilecek; örne¤in art› yüklü iki iyo-
nun oluflturdu¤u; nano ölçekte iki po-
tansiyel çukurundan oluflan, iki tuzak
bulunsun. O halde elektron, A veya
B’de olabilir. E¤er A’da yakalanm›fl-
sa, dalga fonksiyonu ve dolay›s›yla,
konumuyla ilgili olas›l›k da¤›l›m›;
A’da bir zirveye ve tüm di¤er nokta-
larda s›f›r de¤erine sahip olan bir ‘del-
ta fonksiyonu’ fleklindedir (ϕA). fiekil
1’dekine benzeyen... B noktas›nda
yakalanm›fl ise; bu noktada zirveye,
di¤er noktalarda s›f›r de¤erine sahip
olan, baflka bir ‘delta fonksiyonu’ flek-
linde (ϕB)... Bunlar sistemin, yani
elektronun bulunabilece¤i ‘özgün du-
rum dalga fonksiyonlar›’n› olufltur-
maktad›r.
Bafllang›çta elektronun A tuza¤›na
yakalanm›fl, yani dalga fonksiyonunun
ϕA oldu¤unu varsayal›m. Sonra sol ta-
raftan, yönü sola do¤ru olan bir elek-
trik alan› uygulayarak, elektronu ha-
rekete zorlayal›m. Eksi yükler üzerin-
deki elektrik kuvveti alana ters yönde
oldu¤undan, elektron B tuza¤›na do¤-
ru harekete geçer. Yani, ϕA dalga
fonksiyonundan s›yr›l›p, ϕB dalga
fonksiyonuna bürünme sürecine girer.
Fakat, yeterince k›sa bir süre sonra,
bu geçifl tamamlanamadan, elektrik
alan›n› ortadan kald›ral›m. Elektron
‘iki arada bir derede’ yakalan›r. Diye-
lim B’ye geçifli %36 oran›nda tamamla-
m›fl, %64 oran›nda da A’da kalm›fl ol-
sun. Bu ‘bileflik durum’daki dalga
Kuantum mekani¤i: Kuantum me- dünya verileri aras›ndaki iliflkinin ne fonksiyonu, fiekil 2’de görüldü¤ü gibi-
kani¤inde henüz yan›tlanmam›fl olan oldu¤udur. Kopenhag yorumu ve dir (ϕ=0,8ϕA+0,6ϕB). Dikkat edilecek
bir soru, parçac›klar›n bileflik kuantum Hugh Everett’in çoklu evrenler tezi, olursa, iki özgün durum fonksiyonu-
durumlar› ile, gözlemledi¤imiz klasik kuantum ölçümü sorusuna, çarp›c› bi- nu çarpan katsay›lar›n, yani genlikle-

B‹L‹M ve TEKN‹K 40 fiubat 2008


cokluEvrenler6 1/30/08 8:04 PM Page 41

bir ‘a¤›rl›kl› ortalama de¤er’ bulmak


mümkün de¤ildir...
Ölçüm sonuçlar›n›n A ve B’nin
a¤›rl›kl› ortalamas›n› de¤il de, A ve-
ya B’yi veriyor olmas›, hemen akla
flu sorular› getiriyor: “Peki, bir dizi
ölçüm sonucunun sergiledi¤i olas›l›k
da¤›l›m› tamam; bu klasik olas›l›klar
kuram›nda da var. Ama herhangi bir
ölçüm sonucunda A ya da B de¤eri-
nin karfl›m›za ç›km›fl olmas›, elektro-
nun ölçümden hemen önce A ya da
B noktas›nda oldu¤u anlam›na gel-
fiekil 1: Elektronun A tuza¤›nda ikenki ‘özgün durum dalga fonksiyonu’ ϕA.
mez mi? Hal böyle olunca, elektro-
nun ölçüm öncesinde bulundu¤u ko-
numun kuantum mekani¤iyle kesin
olarak saptanamay›fl›; kuram›n eksik
ve baz› ‘gizli de¤iflkenler’i gözden
kaç›r›yor olmas›ndan kaynaklan›yor
olamaz m›? Bu gizli de¤iflkenleri de
hesaba katan daha ‘tamam’ bir bafl-
ka kuram, konumu kesin olarak sap-
tayamaz m›?...” Gerçi daha sonra ya-
p›lan ‘Bell deneyleri’, geçerli bir ‘giz-
li de¤iflkenler kuram›’n›n var olmas›
olas›l›¤›n›, hemen tümüyle ortadan
fiekil 2: Bileflik durum dalga fonksiyonu: ϕ=0,8ϕA+0,6ϕB.
kald›rd›. Fakat o zamanlar, Albert
Einstein’in kuantum mekani¤ine ilk
Konum Genlik Olas›l›k itirazlar› bu do¤rultudayd›. Kura-
A 0,8 %64
B 0,6 %36 m›n kurucular› olan Niels Bohr ve
Bileflik dalga fonksiyonuna eflde¤er tablo. Werner Heisenberg’in bafl›n› çekti¤i
‘Kopenhag okulu’nun verdi¤i yan›t,
flu anlamdayd›: “Hay›r. Elektron, ay-
rin kareleri, elektronun bu özgün du- gün durum fonksiyonunun genli¤inin n› deneyin tekrar›yla yap›lan ölçümle-
rumlarda bulunma olas›l›klar›n› ver- mutlak de¤erinin karesiyle orant›l› rin %64’ünün hemen öncesinde A
mektedir. Öte yandan, bileflik dalga bir olas›l›kla ç›kar. Tek bir ölçümle noktas›nda ve %36’s›n›n da hemen
fonksiyonunu, olas› özgün durumlarla
genliklerinin bir listesi olarak düflün- fiekil 3: Konum ölçümü, %36 olas›l›kla B ç›kar.
mek de mümkün.
Kuantum mekani¤inin bir garipli¤i
flu: Sistem, yani örne¤imizdeki elek-
tron, bileflik kuantum durumunda
iken konumu ölçüldü¤ünde, ilk elde
ölçümün bize, A ve B’nin, %64 ve %36
olas›l›klar›yla tart›lm›fl ortalamas›n›
vermesi beklenebilir (0,64A+0,36B).
Halbuki öyle de¤il; iki de¤erden birini
rastgele olarak verir. “Peki o zaman;
%64 ve %36 olas›l›klar›n anlam› ne-
dir?...” fiu: Ayn› deney yeterince fazla
say›da kez tekrarland›¤›nda, ölçümle-
rin %64’ü A, %36’s› da B de¤eriyle so-
nuçlan›r. Daha genel olarak; bileflik
durumda olan bir sisteme ait fiziksel
de¤iflkenlerden birisi ölçüldü¤ünde,
karfl›m›za; bu fiziksel de¤iflkenin, bile-
flik dalga fonksiyonunu oluflturan öz-
gün durum dalga fonksiyonlar›ndan
rastgele birine ait olan özde¤eri, o öz-

fiubat 2008 41 B‹L‹M ve TEKN‹K


cokluEvrenler6 1/30/08 8:04 PM Page 42

göçer ve ayg›t ölçüm sonucu olarak,


KUANTUM EVREN‹ örne¤in ibresiyle, o özgün durum
fonksiyonuna ait özde¤eri gösterir.
Gözlemci de bu sonucu haf›zas›na kay-
deder. Örne¤in biz, kaba konum tes-
bitlerinde gözümüzü kullan›r›z ve bu
makroskopik ayg›t, her nesne için tek
bir konum ölçer. Hal böyle oldu¤un-
dan, biz asla, örne¤in bir bilardo topu
gibi makroskopik bir nesneyi ayn› an-
da iki yerde birden görmeyiz. (Öyle mi
acaba?)...
Elektronun parçac›k davran›fl›yla
ilgili sorular da vard› tabii: ‘Bileflik ku-
KLAS‹K EVREN
antum durumunda ikenki ölçüm sonu-
cu tamam; A ya da B olacak; ama öl-
çüm öncesinde bileflik kuantum duru-
mundaki elektronun konumu ‘asl›nda’
nedir? Acaba A ile B aras›nda bir yer-
de midir?” Heisenberg’in yan›t› ‘ha-
y›r’d›. Nedeni flu: Bir sistemi, fiziksel
de¤iflkenleri betimler ve de¤iflkenleri-
nin hepsi belirlenmiflse, sistem tam ola-
rak, yani ’iyi tan›mlanm›fl’ olur. Fizik-
sel de¤iflken nedir? Sistemin ölçülebi-
fiekil 4. Kopenhag yorumu: Niels Bohr’un bafl›n› çekti¤i gruba göre, ölçüm yapan ayg›tlar (ve insan),
lir bir özelli¤i. O halde, bir ’fiziksel de-
kuantum dünyas›ndan farkl›, klasik bir dünyada bulunmaktad›r. Böyle klasik bir ayg›t, bileflik durum ¤iflken’in ölçülebilir olmas› flart: Ölçü-
üzerinde bir ölçüm yapt›¤›nda, kuantum dalga fonsiyonunu, seçeneklerden rastgele birinin üzerine lebilirse anlaml›, aksi halde anlams›z.
göçertirken, tüm di¤er seçeneklerin yok olmas›na yol açar. Kuantum mekani¤i denklemleri, böyle bir Demek ki, fiziksel de¤iflkenin anlam›,
çöküflün neden yer almas› gerekti¤ini aç›klam›yordu; bu, ayr› bir varsay›m, denklemleri ihlal eden ek bir
süreç olarak ilave edildi.
ölçülebilir olmas›nda yat›yor. Örne¤in
bir “parçac›¤›n konumu” ifadesi, “par-
çac›¤›n konumu”nun ölçülebilece¤i
öncesinde B noktas›nda de¤il; tümü- hem dalga, hem de parçac›k gibi dav- uygun bir deney tan›mlanabiliyorsa an-
nün hemen öncesinde, %64 olas›l›kla ran›yor. lam tafl›r, aksi halde tafl›maz. O halde
A noktas›nda ve %34 olas›l›kla da B Dalga davran›fl›nda dahi; elektro- ölçme, anlam kazand›ran bir eylem:
noktas›nda olmak üzere, ayn› anda nun iki noktada birden ayn› anda bulu- “ölçme eflittir anlam.“ Öte yandan, fi-
her iki noktada birden bulunmakta- nabilmesi, bu sefer de bir baflka soru- ziksel de¤iflken ne zaman var?... Fizik-
d›r.” Bu yan›t›n geçerlili¤i, daha son- ya yol aç›yor: A ve B noktalar›n›n iki- sel de¤iflkenin anlam› ölçülebilir olma-
ra yap›lan ‘giriflim deneyleri’yle kan›t- sinde birden bulunan bu elektron, öl- s›nda yatt›¤›na göre; ölçüldü¤ünde
land›. Klasik alg›lar›m›za ters düflse çüm yap›ld›¤›nda ans›z›n bunlardan bi- var, aksi halde yok. O halde ölçme, ay-
de, elektronun ayn› anda iki yerde bir- risinde, örne¤in B konumunda, neden n› zamanda yarat›c› bir eylem: “ölçme
den bulunabildi¤i durumlar var. Çün- ve nas›l belirmekte? Elektronu temsil eflittir yaratmak”. Ölçüm, fiziksel de-
kü, bir elektron tabancas›yla, üzerin- eden bileflik dalga fonksiyonu neden ¤iflken olmaya aday bir niteli¤e sadece
de yan yana iki yar›k bulunan bir pla- ve nas›l, A’daki ete¤ini apar topar top- anlam kazand›rmakla kalm›yor; ona
kaya do¤ru, birbirleriyle etkileflmele- lay›p B’ye kaç›yor?... Bohr’un, soru- ait özgün bir ‘özde¤er’i ç›kar›p ortaya
rine f›rsat vermeyecek kadar uzun za- nun ‘neden’ k›sm›na verdi¤i yan›t; öl- koyuyor, adeta yarat›yor. Sonuç?... Fi-
man aral›klar›yla, teker teker gönderi- çüm sürecinin pasif bir süreç olmay›p, ziksel de¤iflkenler ölçüm an›nda var ve
len elektronlar; plakan›n arkas›ndaki aktif oldu¤u fleklindeydi: Ölçüm ayg›t› anlaml›, aksi halde yok ve anlams›z.
bir filmin üzerine düfltüklerinde, giri- ve gözlemci, üzerinde ölçüm yap›lan Ama biz klasik dünyadaki yaflam›m›z-
flim saçaklar› oluflturuyor. Yani, t›pk› kuantum sisteminin d›fl›nda, makros- da, parçac›k üzerinde yapt›¤›m›z bir di-
bir dalga gibi, yar›klar›n ikisinden bir- kopik ölçekte klasik birer sistem. Bu zi gözlemden hareketle, parçac›¤›n
den ayn› anda geçiyorlar. Öyle olma- klasik sistem, bileflik durumdaki bir geçmifline ait anl›k foto¤raflar olufltu-
sayd›, elektronlar›n her biri yar›klar›n kuantum sistemi üzerinde ölçüm ya- rup, bunlar› birlefltirerek ve hatta, üze-
yaln›zca biri ya da di¤erinden geçiyor parken, onu etkiler. ‘Nas›l’› da flu: Bi- rinde gözlem yapmad›¤›m›z zaman
olsayd›; filmin üzerinde, elektron ta- leflik fonksiyonu, özgün durum fonksi- aral›klar›ndaki boflluklar› da doldura-
bancas›n›n ucundan bafllat›l›p yar›k- yonlar›ndan rastgele birine göçerte- rak; “parçac›k önce fluradayd›, sonra
lardan geçirilen do¤rular›n filmi kesti- rek... Örne¤imizdeki ϕ=0,8ϕA+0,6ϕB flu momentumla buraya geldi, arada flu
¤i iki noktada dikey birer çizgi olu- bileflik dalga fonksiyonunu, %64 olas›- patikay› izlemifl olmal›” gibi tasar›mlar
flurdu, o kadar... Dolay›s›yla, elektron l›kla ϕA’ya ve %36 olas›l›kla da ϕB’ye infla edebiliriz. Büyük ölçekli dünya-

B‹L‹M ve TEKN‹K 42 fiubat 2008


cokluEvrenler6 1/30/08 8:04 PM Page 43

olarak s›nanabilen fiziksel nicelikleri


hesaplayabilmemiz aç›s›ndan kullan›fl-
l›l›¤›, bu yöndeki becerilerimize katk›s›
idi. Kuantum mekani¤inin matemati¤i
a) Parçac›k A’da iken, her üç sistem de birer özgün durumdad›r ve toplam dalga fonksiyonu, üçünün dalga
fonksiyonlar›n›n çarp›m›ndan oluflur: ϕT=ϕA.ϕÖ.ϕG.
ise, o zamana kadar çözülememifl olan
bir sürü problemi çözmüfltü. Hala da
çözüyor. Model baflar›l› oldu¤u süre-
ce, ‘asgari’ (‘minimalist’) yorumla yeti-
nip, çal›flmaya devam etmek laz›md›.
Bu yüzden, kuantum kavramlar› hak-
b) Ölçüm ayg›t› sadece A de¤erini ölçebilir, k›nda somut canland›rmalar talep
A dü¤mesi yanar ve gözlemci, fotonlar kendisine ulaflt›¤›nda, haf›zas›nda A sütununu iflaretler. edenlere, “kapa çeneni ve hesapla” di-
fiekil 6: Elektron özgün durumlardan birinde, örne¤in A konumunda iken, tek bir ölçüm var; ölçüm ayg›t› ve yordu. Kendi öyle yapt› ve 1933 y›l›
gözlemci ayr›flmaz. Fizik Nobel Ödülü’nü ald›.
Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kuantum
m›zdaki, örne¤in çak›l tafllar›n› suda tan öte, alg›lad›¤›m›z klasik evrenin ya- mekani¤i kuram›n›n matemati¤i sade-
sektirme deneyimlerimizin kazand›rd›- rat›c›s›, adeta Tanr› konumuna yüksel- ce, deney ve gözlemlerin, kuantum
¤› al›flkanl›klardan hareketle… Böyle tiyordu. Öte yandan, yorum evreni iki- dünyas›n›n bar›nd›rd›¤› olas›l›klardan
bir tasar›m› gerçek saymak, ona ger- ye ay›rm›flt›. Birincisi; her bir farkl› hangilerini çekip ç›kartaca¤›n› öngör-
çeklik atfetmek; bu iste¤e ba¤l›, kiflisel gerçekleflme olas›l›klar›na sahip bile- meye yarayan bir araçt›r. Kuram› kul-
bir tercih. Heisenberg’in tercihi, bun- flenlerden oluflan bileflik kuantum du- lanarak, klasik dünyay› oluflturan veri-
lar›n gerçek olmad›¤› yönündeydi. rumundaki bir sürü alt sistem içerme- lere anlam verilebilir. Ancak bunun
Ona göre durum; üzerinde ölçüm ya- si nedeniyle, adeta bir seçenekler okya- tersi; yani klasik dünya gözlemlerin-
p›lmad›¤› s›rada, elektronun belli bir nusu bar›nd›ran ‘kuantum dünyas›’. den hareketle, bir bak›ma geriye ba-
konumda de¤il, dalga fonksiyonunun ‹kincisi; bizim gibi iri k›y›m sistemler- k›p, kuantum dünyas›na anlam vermek
belirledi¤i olas›l›k da¤›l›m›na karfl›l›k den oluflan ve içinde yap›lan gözlemle- mümkün de¤ildir. Klasik dünya ‘ger-
gelen ‘elektron bulutu’ndaki her yerde rin, kuantum dünyas›n›n bar›nd›rd›¤› çeklik’tir. Kuantum dünyas› ise, isim
oldu¤u fleklindeydi. Yani, kuantum olas›l›k kümelerinden baz›lar›n›, üyele- verilmesi gerekirse; ‘potansiyel gerçek-
mekani¤i kesin sonuçlar de¤il, yaln›z- rinden rastgele birerinin üzerine gö- lik’... Ancak Kopenhag yorumu, bu iki
ca, bir dizi olas› sonucun gerçekleflme çerttikten sonra çekip ç›kartarak sun- dünya aras›na bir s›n›r koyam›yor ve
olas›l›klar›n› verir. “Parçac›¤›n klasik du¤u verilerin resmetti¤i ‘klasik dün- kuantum dünyas›n›n nerede bitip, kla-
‘patika’s› sadece, biz o gözlem dizisini ya’. Baz› kuramc›lar ise, kuantum me- sik dünyan›n nerede bafllad›¤› sorusu-
yapm›fl oldu¤umuz için ortaya ç›k›- kani¤inin yorumuna yönelik tart›flma- na yan›t veremiyordu. Kald› ki; tan›m-
yor”; beliriyor, varl›k kazan›yor: Aksi lar› yersiz buluyordu. Örne¤in Paul lanabilse dahi, bu s›n›r yapay görünü-
halde yok, gözlem yapmasayd›k olufl- Dirac fizik modellerinin, küçük ölçek- yordu. Çünkü, her biri birer kuantum
mazd›. Einstein’›n buna yan›t›, “Ay teki fizi¤i bizim için, günlük yaflamda sistemi oluflturan parçac›klardan olu-
kimse bakmazken de orada” oldu, karfl›laflt›¤›m›z nesnelerle iliflkilerimiz flan makroskopik nesneler de birer ku-
Dünya’n›n etraf›nda dolan›yor... çerçevesinde gelifltirmifl oldu¤umuz antum sistemi oluflturmas› mümkün-
Kopenhag okulunun bu yorumu, ‘günlük dil’de anlayabilece¤imiz hale dü; “neden olmas›n?...” ‹tirazlar ço¤al-
ölçmeye ve gözlemciye, çok özel bir koymak zorunda olmad›¤› kanaatin- d›: “E¤er herhangi bir fizik kuram›n›n
statü tan›yor; onu aktif bir öge olmak- deydi. ‹yi bir modelin yarg›c›, deneysel deneyimler dünyam›z için sadece bir
model oldu¤unu kabullenirsek, ‘do¤ru
kuram’› bulabilmek ümidini tümüyle
terketmemiz gerekir; çünkü deneyim-
lerin tümüne eriflmemiz imkan›
yok”...2
a) Parçac›k bileflik durumda iken, dalga fonksiyonu ϕ=0,8ϕA+0,6ϕB fleklinde.
Öte yandan, bileflik dalga fonksiyo-
nunun, ölçme s›ras›nda (ne zaman?)
özgün durumlardan birine göçtü¤ü te-
zi, elefltirilerin bir di¤er odak noktas›-
n› oluflturmaktayd›. Gerçi, olas›l›k da-
¤›l›mlar›n›n gözlem sonucunda olas›
de¤erlerden birine çökmesi, tan›fl›k ol-
mad›¤›m›z bir kavram de¤ildir. Örne-
¤in, madeni bir paray› yaz›-tura atmak
b) Üçlü sistemin toplam dalga fonksiyonu, ϕT=(0,8ϕA+0,6ϕB).ϕÖ.ϕG ikiye ayr›fl›r: için f›rlat›p tuttu¤umuzda, elimizi aça-
0,8ϕA.ϕÖ.ϕG + 0,6ϕB.ϕÖ.ϕG. na kadar paran›n yaz› veya tura gelme-
fiekil 7. Elektron bileflik durumda iken, %64 olas›l›kla A, %34 olas›l›kla B de¤eri ölçülmüfltür; ölçüm ayg›t› si olas›l›klar› %50-50 iken, elimizi açt›-
ve gözlemci ikiye ayr›fl›r. ¤›m›zda, yani paray› gözledi¤imizde,

fiubat 2008 43 B‹L‹M ve TEKN‹K


cokluEvrenler6 1/30/08 8:04 PM Page 44

bu olas›l›k da¤›l›m›, para yaz› ç›km›flsa l› bir araç’ haline gelmiflti. Halbuki, il- Halbuki sonlu bir evrende bu mümkün
e¤er, %100 yaz› ve %0 turaya göçer. ke olarak, kuram›n önden gitmesi ge- olmad›¤›ndan; evren hakk›nda yap›la-
Klasik mekani¤e göre, paran›n f›rlat›l- rekirdi. Hugh Everett bu düflünceler- bilecek herhangi bir gözlemin, d›flar›-
ma biçimi ve havan›n sürtünmesi vb den hareketle, 50’li y›llar›n bafllar›nda, dan de¤il, içeriden yap›labilmesi gere-
do¤ru olarak göz önünde bulunduru- bu hipoteze gereksinimi ortadan kald›- kiyordu. O halde, gözlemci ile ayg›t›;
lursa, sonucun yaz› m› tura m› olaca¤›- ran bir yorum gelifltirdi. bu kuantum mekaniksel sistemin birer
n› önceden hesaplayabilmek mümkün- Everett 1930 y›l›nda do¤mufl, 1943 alt parças› olmal›yd›lar. Üç y›l sonra
dür. Ama para e¤er ‘kusursuzca rast- y›l›nda, henüz ortaokulda iken Einste- tezini tamamlad›¤›nda, kuantum meka-
gele’ f›rlat›l›rsa, varsa bunun yöntemi; in’a bir mektup yazm›flt›. “Karfl› konu- ni¤inin çok farkl› bir yorumunu sun-
o zaman söylenecek bir fley kalmaz. lamaz bir kuvvetin, hareket ettirilemez du. Kabaca flöyle...
Fakat, ‘göçme tezi’ kuantum mekani¤i- bir kütleyle buluflmas›” halinde ne ola- Gözlemci ve ayg›t›, elektronun
nin matemati¤i aç›s›ndan da sorunluy- ca¤›n› sorup, yan›t›n› alm›flt›. 1953 y›- oluflturdu¤u kuantum sistemi üzerin-
du. Çünkü, Schrödinger denklemine l›nda Princeton Üniversitesi’nde dok- de d›flar›dan gözlem yapan ve gözlem
göre, dalga fonksiyonu zamanla ‘deter- tora çal›flmalar›na bafllad›. Eugene sonucunda onu etkilemifl olacak olan
ministik’ ve ‘yumuflak’ bir flekilde, sü- Wigner ve John Archibald Whee- klasik bir sistem de¤il; onunla karfl›l›k-
reklili¤ini koruyarak de¤iflmek, ‘evril- ler’dan kuantum mekani¤i dersleri al- l› etkileflim halinde olan, kuantum me-
mek’ zorundayd›. Ne de olsa diferansi- d›ktan sonra, Wheeler’›n dan›flmanl›- kaniksel iki baflka sistemdir. Böyle
yel bir denklem oldu¤undan; devrim ¤›nda tez çal›flmas›na bafllad›. Kuan- üçlü bir kuantum sisteminin toplam
ya da deprem niteli¤indeki de¤iflimleri tum mekani¤inin garip görünen imala- dalga fonksiyonu, alt sistemlerin dalga
bu matematikten türetmek mümkün r› dikkatini çekmiflti. Öte yandan, ev- fonksiyonlar›n›n (vektör) çarp›m› flek-
de¤ildi. O yüzden, Bohr’un ‘göçme te- ren asl›nda karfl›l›kl› etkileflim halinde- linde yaz›labilir. Gözlemci ile ayg›t,
zi’ kuantum mekani¤ine, matemati¤in- ki pek çok kuantum mekaniksel sis- kendilerine ait özgün durumlardan bi-
den ba¤›ms›z ve hatta bu matemati¤i temden olufluyor, yani kendisi de ku- rerinde bulunsunlar. Bu özgün du-
ihlal eden, ayr› bir hipotez olarak ilave antum mekaniksel bir sistem oluflturu- rum dalga fonksiyonlar›n›, ölçüm ayg›-
edilmiflti. John von Neumann taraf›n- yordu. Hal böyle ise e¤er, onun da ‘ev- t› için ϕÖ, gözlemci için de ϕG ile gös-
dan daha sonra, kuram›n cebirsel be- rensel bir dalga fonksiyonu’nun olma- terelim. Deneyimizdeki elektronun da
timlemesinde, göçme ifllemine karfl›l›k s› gerekirdi. Bu durumda, evrenin dal- özgün durumlardan birinde, örne¤in
gelen bir ‘operatör yöntemi’ gelifltiril- ga fonksiyonu üzerinde bir gözlem A konumunda bulundu¤unu, yani dal-
di. Ama kuram baz›lar›na göre ‘yama- yapmak için, d›fl›na ç›kmak laz›md›. ga fonksiyonunun ϕA oldu¤unu varsa-
Kuantum mekani¤i: Kuantum mekani- ¤er’e sahip. Özgün durum zamanla de¤ifli-
Parçac›¤› Bulun ¤inin matemati¤i ise ilginç. Parçac›¤›n yor olsa dahi, sahip oldu¤u özde¤er de¤ifl-
davran›fl› yine bir denklem, Schrödinger miyor. Öyle ki, örne¤in elektronun manye-
Klasik mekanik: Klasik mekani¤in ma- denklemi taraf›ndan belirleniyor. Denk- tik alan yönündeki spin bileflenini bir kez
temati¤i oldukça basit: Newton’un ikinci lemde, parçac›¤›n kütle gibi özelliklerinin ölçüp de ‘yukar›’ yönde bulmuflsak e¤er,
yasas›. Üzerinde F kuvveti bulunan m yan›nda, kuvvet yerine potansiyel var. Ör- bundan sonra; elektron d›fl dünya ile etki-
kütleli bir parçac›¤›n ivmesi, kuvvetin küt- ne¤in bir elektromanyetik alandaki elek- leflmedi¤i sürece; tekrar tekrar ölçtü¤ü-
leye oran›na eflittir (aa=F
F/m). ‹vme h›z›n, tron için; elektrik alan›n skaler, manyetik müzde, spini hep ‘yukar›’ buluyoruz. Bu-
h›z da konumun zamana göre, ‘türevi’ de alan›n vektör potansiyeli. Denklemin za- raya kadar sorun yok...
denilen de¤iflme h›z› oldu¤una göre; par- mandan ba¤›ms›z çözümleri, sözkonusu Fakat parçac›k bazen, özgün durum-
çac›¤›n ivmesinden hareketle h›z›, h›z›n- potansiyelin, parçac›¤›n bulunmas›na izin lardan birinde veya di¤erinde de¤il de,
dan hareketle de konumu hesaplanabilir. verdi¤i ‘özgün durum’lar› veriyor. Özgün bunlar›n bir kar›fl›m›ndan oluflan bir du-
Yeter ki, bafllang›ç konumu ve h›z› bilini- durumlardan her biri, asl›nda birer olas›l›k rumda bulunabiliyor. Bu durumda, parça-
yor olsun. Bu flu anlama geliyor: Diyelim da¤›l›m›. Bu da¤›l›mlardan herhangi biri- c›¤›n davran›fl›n› betimleyen dalga fonksi-
t=0 an›nda parçac›¤›n konumunu belirle- nin zamanla nas›l de¤iflti¤ini ise, Schrödin- yonu; özgün durum fonksiyonlar›n›n, kat-
yip h›z›n› ölçtük: Bundan sonras› için, her ger denkleminin zamana ba¤l› flekli yöneti- k› paylar›n› temsil eden katsay›larla (‘gen-
an üzerine etkiyen kuvvetlerin, ‘bileflkesi’ yor. Parçac›k bu özgün durumlardan bi- lik’) çarp›l›p toplanmas›yla elde edilen bir
de denilen vektör toplam›ndan hareketle, rinde oldu¤unda, fiziksel de¤iflkenlerinin ‘bileflimi’ fleklinde. Bu ‘bileflik durum’un
parçac›¤›n izleyece¤i patika kesinlikle he- de¤erleri, o özgün duruma ait olas›l›k da- zamanla de¤iflimi, yine Schrödinger denk-
saplanabilir. Sonra h›zdan hareketle, do¤- ¤›l›m› taraf›ndan belirlenmekte. De¤iflken- lemi taraf›ndan belirlenmekte. Denklem
rusal momentumu vb. Aç›sal konum, h›z lerden, örne¤in konum gibi baz›lar›, sürek- do¤rusal oldu¤undan, de¤iflimin kural› ol-
ve ivme de keza, benzeri flekilde. Klasik li de¤erler alabiliyor. Ki bu durumda, bel- dukça basit. fiöyle ki; toplam dalga fonk-
mekanikte herfley belirlenebilir. O kadar li bir özgün durumun olas›l›k da¤›l›m›, par- siyonuna katk›da bulunan özgün durum
ki, Frans›z matematikçi Pierre-Simon Lap- çac›¤›n çeflitli konumlarda bulunmas› olas›- fonksiyonlar›, tek bafllar›na olsalard› za-
lace’a göre; evreni oluflturan tüm parça- l›¤›n› vermekte. Spin, enerji ve momen- manla nas›l de¤iflecek idiyseler, birleflimin
c›klar›n flu anki konumlar›yla h›zlar› belir- tum gibi fiziksel de¤iflkenler ise, bazen ke- içinde de öyle de¤ifliyorlar; yani aralar›nda
lenebilse ve evrendeki tüm kuvvetler bilin- sintili de¤erler almak zorunda. Örne¤in etkileflmiyorlar ve her an için, genlikleriy-
se, evrenin geçmifl ve gelece¤i hesaplan›p bir manyetik alan içerisindeki elektronun le çarp›mlar›n›n toplam›, o anki toplam
gözler önüne serilebilir. Bu, klasik meka- spininin, alan yönündeki bilefleninin, sade- dalga fonksiyonunu veriyor. K›sacas›; ku-
ni¤in içerdi¤i determinizmin afl›lad›¤› afl›r› ce alana paralel ya da z›t yönde olabilme- antum mekani¤i parçac›klar›n durumlar›-
özgüvenli ve rahat zamanlard›. Me¤er öy- sinde oldu¤u gibi. Bu tür de¤iflkenler için, n›, dalga fonksiyonu denilen matematiksel
le de¤ilmifl... özgün durumlar›n her biri, kesin bir ‘özde- niceliklerle betimler.

B‹L‹M ve TEKN‹K 44 fiubat 2008


cokluEvrenler6 1/30/08 8:04 PM Page 45

yal›m. Üçlü sistemin toplam dalga


fonksiyonu ϕT= ϕA.ϕÖ.ϕG olur. Bu du-
rumda, fiekil 6’da görüldü¤ü gibi; ay-
g›t yaln›zca A de¤erini gösterebilir, ay-
g›t›n A dü¤mesi yanar ve gözlemci, fo-
tonlar kendisine ulaflt›¤›nda, haf›zas›-
na A verisini kaydeder. Bundan böyle
A verisini hat›rlayacak ve gerekti¤inde
davran›fllar›n› bu veriye göre düzenle-
yecektir. Burada bir ikilem yok. Ya-
d›rgamad›¤›m›z bu kuantum durumu-
na, ‘klasik durum’ da deniyor.
fiimdi de, ölçüm ayg›t› ile gözlem-
cinin yine özgün durumlar›ndan bire-
rinde, fakat elektronun bileflik kuan-
tum durumunda oldu¤unu varsaya-
l›m. Bu durumda, üçlü sistemin top-
lam dalga fonksiyonu ikiye ayr›fl›r.
Dalga fonksiyonuyla birlikte, ölçme
ayg›t› ve gözlemci de ikiye ayr›flm›flt›r.
Birinci k›s›mda, ölçülme olas›l›¤› %64
olan A de¤eri ölçülmüfl ve gözlemci ta-
raf›ndan haf›zaya kaydedilmifltir. ‹kin-
ci k›s›mda ise, ölçülme olas›l›¤› %36
olan B de¤eri ölçülmüfl ve gözlemci
haf›zas›na bu de¤eri kaydetmifltir. ‹ki fiekil 8. Ayr›flan iki kuantum durumu, zaman yolculuklar›na ayr› ayr› devam ederler. Ancak, Schrödinger
kuantum durumu, zamandaki yolcu- denkleminin özgün durum çözümleri birbirine dik (ortogonal) oldu¤undan, gözlemcinin A de¤erini gözlemle-
luklar›na ayr› ayr› devam ederler. An- mifl olan kopyas›, B de¤erini gözlemlemifl olan kopyas›yla etkileflemez. Birbirlerinin bilincinde olmalar› müm-
cak, Schrödinger denkleminin özgün kün de¤ildir, ayr›flm›fl olan evrenin birbiriyle iletiflimsiz iki dal›ndad›rlar.
durum çözümleri birbirine dik (orto-
gonal) oldu¤undan, gözlemcinin A de- giriflimlerinde bulundu. 1982 y›l›nda- Zaman›ndan önce do¤mufl dahi bir
¤erini gözlemlemifl olan kopyas›, B de- ki ilkinde, a¤abeyi taraf›ndan banyo- baban›n dram›n›...
¤erini gözlemlemifl olan kopyas›yla et- da y›¤›lm›fl halde bulunmufl ve hasta- 2007’nin Temmuz ay›nda Oxford
kileflemez. Birbirlerinin bilincinde ol- haneye götürülüp midesi y›kanm›flt›. Üniversitesi’nde, Everett’in makalesi-
malar› mümkün de¤ildir. Everett’in Kurtuldu. Eve geldiklerinde, babalar› nin 50. y›l konferans› yap›ld›. Yorumu
‘çoklu evrenler yorumu’ böyle. fiimdi- salonda oturmufl gazete okuyordu. ‘do¤ru’ ise, içinde seyahat etmekte ol-
ye kadar yap›lm›fl olan kuantum de- Bafl›n› kald›r›p o¤luna bakt›. “Onun du¤umuz trende yaz› tura at›p da kay-
neyleri aksine bir kan›t vermedi. o kadar mutsuz oldu¤unu bilmiyor- betti¤imiz takdirde üzülmemize gerek
Tez bitti¤inde, Wheeler ö¤rencisi- dum” dedi. Sonra dönüp, gazetesini yok. Çünkü, tren makasa gelip ikiye
nin çal›flmas›n› Bohr’a götürdü. Fa- okumaya devam etti. Bir ay sonra, 51 ayr›flm›flt›r ve yandaki hatta bizden gi-
kat Bohr sunulan görüfllere itibar et- yafl›nda iken, gece uykusunda kalp derek uzaklaflan ikincisindeki bilinç
medi. Tezi Princeton’daki jüriye, bü- krizinden öldü. Durumu sabah ilk kopyam›z, elindeki paraya bak›p gü-
yük oranda k›salt›p, savlar›n› yumufla- farkeden o¤lu olmufl ve hat›rlad›¤› ka- lümsüyordur. Henüz yan›tlanamam›fl
tarak sunmak zorunda kald›lar. Eve- dar›yla, babas›na ilk kez o zaman do- olan ve s›cak bir flekilde tart›fl›lan soru
rett hayal k›r›kl›¤›na u¤ram›flt›, aka- kunmufltu. ‘Kuantum ölümsüzlü- flu: Gözlemci bileflik kuantum duru-
demik yaflamdan uzaklaflt›. Savunma ¤ü’ne inan›yordu. Cesedinin çöpe mundaki bir sistemle etkileflti¤inde, et-
bakanl›¤›nda araflt›rmac› olarak ifle gi- at›lmas›n› vasiyet etmiflti. Ama nafl› kileflmeye kadar tek olan evren bileflik
rip, ‘Silah Sistemlerini De¤erlendirme yak›ld›. Efli vasiyetini daha sonra, durumun bar›nd›rd›¤› seçeneklerin
Grubu’na kat›ld›. So¤uk Savafl s›ra- külleriyle yerine getirdi. K›z› 1996 y›- her birine do¤ru dallan›rken, gözlemci
s›nda uygulanan nükleer savunma l›nda uyku haplar›yla bir intihar giri- hangi anlamda ayr›fl›yor; sözkonusu
doktrinleri, önemli oranda onun gelifl- fliminde daha bulundu. Bu sefer kur- olas›l›klara uygun flekilde kopyalanma-
tirdi¤i algoritmalara dayanan strateji- tar›lamad›. B›rakt›¤› notta, babas›yla s›n›n fiziksel anlam› nedir?
lerle gelifltirildi. Daha sonra özel da- bir baflka evrende buluflmak üzere ay- Sahi: Fiziksel anlam neydi?...
n›flmanl›k flirketleri kurup, milyoner r›ld›¤›n› yaz›yordu. A¤abeyi Los An-
oldu. Bu arada evlenmifl, bir o¤luyla geles’a göç etti. Halen, Eels adl› Prof. Dr. Vural Alt›n
bir k›z› do¤mufltu. Pek mutlu oldu¤u ‘rock’ müzi¤i grubunun flark› yazar› Kaynaklar:
söylenemezdi ama. Zincirleme sigara ve solisti. 2005 y›l›nda bestelenen 1. The Many Worlds of Hugh Everett, Peter Byrne, Scientific Ameri-
can, Aral›k 2007, s.98-106.
içen bir alkolikti. ‹nsanlara uzak, ai- ‘Torunlar›n Bilmesi Gerekenler’ bafl- 2. The Theory of the Universal Wavefunction, Hugh Everett III, Ma-
nuscript (1955).
lesiyle iliflkileri kopuktu. K›z› intihar l›kl› flark›s›n›n sözleri, aileyi anlat›yor.

fiubat 2008 45 B‹L‹M ve TEKN‹K


sanalsergiSubat 1/26/08 10:57 AM Page 1

sergimize bekliyoruz
Ocak ay›n›n baflar›l› çal›flmalar›ndan baz›lar›.
Sergilenmeye hak kazanan öteki foto¤raflar› web sayfam›zda izleyebilirsiniz.

Eray Utku Özek


Canon powershot A700
Merve Sar›
Minibüste uyku
Samsun

Volkan Kaval
Ac›payam, 2006
Canon eos 350d

Emre Demirhan
‹stanbul 2007
Nikon Coolpix L3 Umut Acar
Ni¤de yetifltirme
yurdu 2007
Canon

Özgül Çeçener
Mardin, 2007
Canon EOS350 DIGITAL
Ekmek yiyen çocuk
sanalsergiSubat 1/26/08 10:57 AM Page 2

Baran Salman
Safranbolu, 2007
Nikon D40
Yi¤it Altay
Ankara, 2007
Nikon D70s
Saklanmayan Sobe

Ufuk Tamer
Ayd›n, 2007
Samsung s630 Fetos Türkay
Sony
Çok hofluma gitti fark ederseniz arkas›ndaki adam büyük ve bu çocuk…

Tuncay Çetin
Antalya, 2006
Çayan Demirk›r
Canon EOS300
Almanya-Frankfurt
sanalsergiSubat 1/26/08 10:57 AM Page 3

Ali Emir Körpeo¤lu


‹zmir, Konak, 2008
Canon EOS400D Hüseyin Pehlivan
K›z›l Orman, 2007
Kodak

Sera S›ga
‹zmir - Karfl›yaka
Nikon Coolpix L3
Erkan Oymac›
Gökova-Mu¤la, 2007
FujiFinePix 6500 FD
Dilek Atmaca
Ayd›n Çine Mutaflar Köyü civar›
Canon PowerShot A640
sanalsergiSubat 1/26/08 10:57 AM Page 4

‹rfan Kurt
Atakent/Samsun, 2007
F828 Sony Makro

Erçin Semerci
‹zmir, 2007
Fujifilm s5600 Ashhan Aslan
Bursa 2007
600 yafl›nda 35 m boyunda
3 m çap›nda tarihi ç›nar

Köflemizde yeni bir sisteme geçtik.


Kendinize bir kullan›c› ad› ve flifresi
oluflturuyor ve foto¤raflar›n›z› sitemize
kendiniz yüklüyorsunuz.

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/
sanalsergi/ adresinden, “Kay›t olmak
Uygar T›ravo¤lu istiyorum” seçene¤ine t›klayarak, sizden
Afyon TEGV Yan› istenen bilgileri girmeniz yeterli. Kullan›c›
HP Photosmart M
hesab›n›z otomatik olarak aç›l›yor. Art›k
sisteme girifl yaparak, foto¤raflar›n›z›
yüklemeye bafllayabilirsiniz.
Hüseyin Pehlivan
Canon X500 Adnan Aksu
Emekli Resim Ö¤retmeni
Gümüflhane
TOMA_850.s-38 mm F4
Gezdi¤im da¤lar
sanalsergiSubat 1/26/08 10:57 AM Page 5

Bar›fl Gürkafl
Newyork, 2007
Nikon Ramazan Gündo¤du Mustafa Keklikçi
San Francisco-USA, 2007 Samsun, Çiftlik
SONY Kodak v705

Özgül Çeçener
Istanbul, 2007
Canon EOS350 DIGITAL
Volkan Kocaman ‹stanbul ‹stinye park› al›flverifl merkezi
Ankara Hurdac›lar Sitesi, 2007
Canon EOS 30D
En Genç Yafll›

Volkan Kocaman
Ankara Hurdac›lar Sitesi, 2007
Canon EOS 30D
Hurdac›lar›n Köpeci¤i

Volkan Kocaman
Ankara Hurdac›lar Sitesi, 2007
Canon EOS 30D
Çarklar
sanalsergiSubat 1/26/08 10:57 AM Page 6

Ezgi Varol
Bergama

Elif Betül fien


Samsun

Abdullah Onur Demir


Bodrum
Samsung digimax s800
Gösteri amaçl› büyük su f›skiyeleri
Ekin Bulut
Istanbul, 2007
Canon Eos 400 D

Hüseyin Pehlivan
Yalova, 2007
Canon
Ali Emir Körpeo¤lu
‹zmir, Kemeralt›, 2008
Canon EOS400D
dusunceK 1/26/08 10:17 AM Page 52

Parma¤›n›z› bile
kald›rmadan
dünyay› yerinden
oynat›n
Bir fleyleri sadece düflünerek kontrol edebilme fikri, uzun zamand›r bilim dünyas›n›n gündemini meflgul
eden bir konuydu. Fiziksel engellilerin mekanik protezleri vücutlar›n›n bir parças›ym›fl gibi
kullanabilmesinden pilotlar›n süpersonik jetleri refleks h›z›yla yönlendirebilmesine kadar, düflünceyle
kontrol sistemlerinin kullan›m potansiyeli hayal gücümüzü zorlay›p duruyor. Peki bunlar› araflt›rma
laboratuvarlarda görmeye bile yeni yeni al›fl›rken, çok yak›nda oyun oynamak için düflüncelerinizi
okuyan bir cihaz› dükkanlardan para verip sat›n alabilece¤iniz akl›n›za gelir miydi?

S
ADECE düflünce yard›m›yla gerçek birer uzuv gibi kullanmaktan yard›m›yla hayvan›n sadece düflüncele-
bir fleyleri kontrol edebilme düflüncelerinizi an›nda yaz›ya aktar- rini kullanarak bir robot kolu kendi
fikri, baflta bilim kurgu ede- maya kadar bu iflin gidebilece¤i yerle- koluymufl gibi hareket ettirebildi¤ini
biyat› olmak üzere uzun za- rin ucu buca¤› yok. göstererek büyük bir heyecan dalgas›
mand›r insanlar›n akl›nda Bu alandaki araflt›rmalar›n geçmifli oluflturdular. Ayn› araflt›rmac›lar 2005
yer eden bir konuydu. Böyle bir fikrin 70’lerin ortas›na kadar uzansa da, ça- y›l›nda ifli bir ad›m daha ileri götürüp,
gerçe¤e dönüflmesiyle yap›labilecek l›flmalar özellikle 90’lar›n ikinci yar›- bu kez maymunun beyin dalgalar›n-
fleyler de neredeyse hayal gücüyle s›- s›ndan itibaren iyice h›z kazanmaya dan ç›kan sonuçlar› internet üzerinden
n›rl›. Bir göz k›rp›fl›yla televizyon ka- bafllad›. Nihayet 2003 y›l›nda Duke binlerce kilometre öteye tafl›yarak
nallar›n› de¤ifltirmekten yatt›¤›n›z yer- Üniversitesi araflt›rmac›lar› bir maymu- uzaktaki bir robot kolu hareket ettir-
den araç kullanmaya, robot protezleri nun beynine yerlefltirdikleri elektrotlar meyi de baflard›lar.

B‹L‹M ve TEKN‹K 52 fiubat 2008


dusunceK 1/26/08 10:17 AM Page 53

iliflkilendirilebilmesi için karmafl›k al-


goritmalara ihtiyaç var. Bu da sürekli
geliflime aç›k bir konu. ‹kinci problem-
se bu ifl için kullan›lan bafll›klar›n na-
s›l daha pratik hale getirilece¤iyle ilgi-
li. Zira sistem temelde beyindeki elek-
triksel aktivitelerin EEG (elektroense-
falografi) yöntemiyle ölçülmesi ve de¤i-
flimlerin önceden tan›mlanm›fl hareket-
lerle veya duygusal hallerle iliflkilendi-
rilmesi prensibine dayan›yor. Bu da
sistemi kullanacak kiflinin genellikle
gündelik kullan›m için kabul edileme-
OCZ’nin Neural Impulse Actuator ad›n› verdi¤i
yecek boyut ve flekillerde, üzerinden cihaza ait kontrol paneli. Buradaki parametreler,
kablolar f›flk›ran bafll›klarla dolaflmas› cihaz› kafas›na takan kiflinin hareketlerine ve
gerekti¤i anlam›na geliyor. duygusal tepkilerine ba¤l› olarak sürekli de¤ifliyor.

Tabii böyle bir teknolojiyi tabana


Evlere do¤ru ad›m yaymay› düflünüyorsan›z, maliyetleri
düflük ve kullan›m› kolay tutmak zo-
Duke Üniversitesi araflt›rmac›lar›n›n bir maymunun ad›m rundas›n›z. Hele bafl›n›za giyece¤iniz
beynine yerlefltirdikleri implantlar yard›m›yla
binlerce kilometre uzaktaki robot kolu hareket Tüm bunlara uzaktan bak›ld›¤›nda, cihaz›n elektrotlar›na v›c›k v›c›k ilet-
ettirebilmeleri 2005’te büyük yank› uyand›rm›flt›. bu tarz bir teknolojinin daha uzunca ken jeller sürme zorunlulu¤unu akl›-
bir süre laboratuvarlardan ç›kamaya- n›zdan bile geçirmeyin. ‹flte bu üç fir-
Bu deneylerin sonras›nda da konu- ca¤› yönünde fikre kap›lmak çok ko- ma, yani NeuroSky, Emotiv ve OCZ,
ya yönelik yap›lan çal›flmalar›n haber- lay. Fakat bunun böyle olmad›¤›n› dü- ortaya koyduklar› çözümlerle bu tarz
leri ard› ard›na gelmeye bafllad›. Was- flünenler var. NeuroSky, Emotiv ve bir teknolojinin son kullan›c›ya inmesi
hington Üniversitesi düflünceyle yön- OCZ gibi firmalar, son dönemde bu fik- için laz›m olan tüm gereksinimleri sa¤-
lendirilebilen, hatta bu yolla objeleri rin gündelik yaflama o kadar da uzak lad›klar› iddias›ndalar ve ürünlerinin
bile yerden toplayabilen bir robot ge- olmad›¤›n› kan›tlamaya çal›fl›yorlar. çal›flan örneklerini fuar fuar gezdiri-
lifltirdi. Kyoto’daki ATR Laboratuvarla- Hatta bu konuda sonuç almaya o ka- yorlar. Görünüm olarak üçü de birbi-
r› ve Saitama’daki Honda Araflt›rma dar yaklaflt›lar ki, Amerika’da yay›nla- rinden farkl› olsa da, çal›flma prensip-
Enstitüsü mühendisleri, ka¤›t tafl ve nan ünlü Popular Mechanics dergisi leri ayn›: Kafaya giyilen bir bant veya
makas oyununu temel alan ve o anki EEG ölçümü prensibiyle çal›flan oyun özel kask yard›m›yla sinirsel hareketli-
düflünceye ba¤l› olarak parmaklara uy- kontrol sistemlerini 2008’de yak›ndan lik analiz ederek, bunu bir flekilde kon-
gun pozisyonu verebilen bir robot el takip edilmesi gereken teknolojiler lis- trol sistemlerine uyarlamak. Yani diye-
yapt›klar›n› duyurdular. Keio Üniversi- tesinde ilk s›radan verdi. lim ki akl›n›zdan kolunuzu kald›rmay›
tesi Biyomedikal Mühendislik Labora- geçiriyorsunuz. Bunun sonucunda
tuvar› araflt›rmac›lar›, sanal dünyada beynin belli bölgelerinde aktivite art›-
size yeni bir hayat sunan ünlü Second yor ve kafadaki cihaz bu de¤iflimi alg›-
Life oyunundaki karakterinizi sadece layarak önceden belirlenmifl iliflkilen-
düflüncelerinizle hareket ettirebilece¤i- dirmeler sayesinde sizin kolunuzu kal-
niz sisteme imza att›lar. Berlin’deki d›rmay› düflündü¤ünüz sonucuna var›-
Fraunhofer First Enstitüsü araflt›rma yor. Gerisini bilgisayardaki yaz›l›m hal-
gruplar› taraf›ndan ortaya koyulan lediyor.
BBCI (Berlin Brain Control Interface) Görünüm olarak farkl› olmalar›n›n
adl› projedeyse, sadece düflünce yoluy- yan›nda, her üç firman›n sundu¤u çö-
la bilgisayarda nas›l yaz› yaz›labilece¤i- züm gelifltirme faz›n›n farkl› evrelerin-
ne dair fikirler ortaya koyuldu. de yer al›yorlar. Örne¤in NeuroSky,
Gel gelelim, bu ifl ne kadar alm›fl geçti¤imiz kas›m ay›nda internet site-
yürümüfl gibi görünse de tüm projeler- sinde Japonya’daki Sega Toys ile yap›-
de ortak bir söylev dikkat çekiyor: lan anlaflma çerçevesinde düflünceyle
“Sistemler halen emekleme aflamas›n- kontrolü temel alan oyunlar gelifltire-
da ve geliflim sürecinde çözülmesi ge- ceklerini aç›klad›. Bisikletçi kask›na
reken çok say›da problem var”. Peki benzeyen bir tasar›ma sahip olan Emo-
nedir problem? Öncelikle farkl› zihin- tiv, hem donan›m hem yaz›l›m deste¤i
ATR Laboratuvarlar› ve Honda taraf›ndan
sel durumlara ve hareketlere ba¤l› ola- aç›s›ndan bu üçü aras›nda en sofistike
gelifltirilen bu robot el, düflüncelerden parmaklar›n
rak beyinde gözlenen elektriksel hare- duruflunu bile okuyabilecek kadar geliflmifl bir çözümü simgeleyecekmifl gibi duruyor.
ketlili¤in yorumlanarak kontrollerle örnek olma yolunda ilerliyor. Bunlar›n tan›t›m videolar›nda ve çeflitli

fiubat 2008 53 B‹L‹M ve TEKN‹K


dusunceK 1/26/08 10:17 AM Page 54

Düflünceyle Kontrol
Nas›l Çal›fl›yor
Düflünceyle kontrol, temel olarak fizyolojik
aktivitelerin ve belli duygusal tepkilerin bey-
nin belli bölgelerindeki elektriksel aktiviteler-
de ölçülebilir farkl›l›klar ortaya ç›karmas›
prensibine dayan›yor. Bunu de¤erlendirmek
için iki fleye ihtyiac›n›z var: Birincisi beyindeki
elektriksel aktiviteyi sürekli denetleyebilecek
bir elektroensefalografi (EEG) cihaz›, ikincisi
de EEG cihaz›ndan gelen bilgileri yorumlayabi-
lecek bir hesap algoritmas›.

Mind Balance oyununda ip üzerinde yürüyen yarat›¤›n dengesini sa¤layabilmek için, dikkatinizi sa¤a ve so-
la yerlefltirilmifl damal› bayrak fleklindeki simgelere odaklaman›z gerekiyor.

Buradaki özel tasar›ml› bafll›k, özellikle beynin


görme merkezi üzerindeki sinirsel aktiviteyi alg›la-
mak üzere tasarlanm›fl.

Bu iflin nas›l oldu¤una dair en güzel ve


aç›klay›c› örneklerden biri, MediaLab Europe
araflt›rmac›lar›ndan Robert Burke’a ait
http://www.robburke.net/mle/mindbalance/
adresinde yer alan Mind Balance adl› oyun
projesi. Bu oyunda, sadece düflünceleriniz yar-
d›m›yla ip üzerinde yürüyerek karfl›ya geçmek
isteyen bir yarat›¤›n dengesini sa¤laman›z ge-
rekiyor. Ekrandaki yarat›¤›n her iki taraf›nda
damal› bayrak benzeri birer grafik simge var.
Yarat›k bir tarafa do¤ru dengesini kaybetme-
Sistemin genel iflleyifli flöyle: Kullan›c›, ekrandaki yarat›¤›n dengesini sa¤lamak için sa¤ ve sola yerlefltiril-
ye bafllad›¤›nda, dikkatinizi hemen di¤er taraf-
mifl farkl› frekanslarda titreflen görüntülere odaklan›yor. Cerebus adl› kafa ünitesi, beynin görme merkezi
taki simgeye vererek dengeyi sa¤layabiliyorsu- üzerindeki aktiviteleri denetleyerek de¤iflimleri analiz program›na aktar›yor. Program, bu aktivite de¤i-
nuz. flimlerinin hangi frekansta gerçekleflti¤ine bakarak kullan›c›n›n dikkatini ne tarafa verdi¤ini anlamaya ça-
Peki bu nas›l oluyor? Sistem bunun için ka- l›fl›yor. Sonucu oyuna iletiyor, oyun da bunu sanal karakterin hareketlerine yans›t›yor. Böylece denge ye-
faya tak›lan bir bafll›k yard›m›yla, ensenin bi- niden sa¤lan›yor.
raz üzerinde yer alan ve beynin görme merke-
zine ev sahipli¤i yapan oksipital lob üzerinde- refltiriliyorlar. Oyuncu dikkatini bir tarafa ver- algoritma, bu hareketlili¤in frekans›na baka-
ki yüzeysel ölçümlerden faydalan›yor. Yarat›- di¤inde, görme merkezi üzerinde görüntüdeki rak dikkatin ne tarafta yo¤unlaflt›¤›n› de¤er-
¤›n iki yan›nda yer alan grafik objeler yaz›l›m titreflimin frekans›yla efl bir elektriksel hare- lendiriyor ve yaz›l›mda buna uygun cevab› fle-
taraf›ndan birbirinden farkl› frekanslarda tit- ketlilik gözleniyor. Bilgisayar üzerinde çal›flan killendiriyor. Böylece denge sa¤lanm›fl oluyor.

bas›n kurulufllar› taraf›ndan yap›lan ba- Veya kendinizi rahat b›rakt›kça ekran- Impulse Actuator ad›n› verdi¤i al›n
¤›ms›z haberlerde sergiledikleri yete- daki herfleyin hareket etti¤ine, dikkati- band›ndan oluflan çözüm. Bunun se-
nekler de gerçekten çok enteresan. Ör- niz da¤›ld›¤› anda hepsinin birden pal- bebi sadece kolay uygulanabilirli¤i de-
ne¤in Emotiv’i bafl›n›za tak›p ellerinizi d›r küldür yere yuvarland›klar›na flahit ¤il, bu tarz bir ürünün dükkanlarda
havada yukar› do¤ru kald›r›yorsunuz, oluyorsunuz. Sihir gibi... sat›lacak ilk örne¤i olma yolunda
ekrandaki kuma saplanm›fl kaya parça- Bunlar aras›nda gündelik kullan›- gümbür gümbür ilerliyor oluflu. Hatta
s› yavaflça yükselip zemine oturuyor. ma en yak›n olan›ysa OCZ’nin Neural firma ufak tefek olarak nitelendirdi¤i

B‹L‹M ve TEKN‹K 54 fiubat 2008


dusunceK 1/26/08 10:17 AM Page 55

Özetle:
- Sadece düflünce yoluyla cihazlar› kon-
trol edebilme fikri, özellikle son y›llarda ya-
p›lan çal›flmalarla büyük bir ilerleme kay-
detti.
- Bu sistemler, beyindeki motor fonksi-
yonlara ait tepkileri alg›layabilmenin yan›n-
da baz› duygusal de¤ifliklikleri de ay›rt ede-
rek kontrol komutlar›na çevirebiliyorlar.
- Baz› firmalar, düflünce yoluyla bilgisa-
yar oyunlar›n› kontrol etmek için uyarlanm›fl
cihazlar› bu y›l içinde sat›fla sunmay› planla-
yacak kadar ifli ilerletmifl durumda.

sorunlar›n üstesinden gelmeyi becerir-


se, ürünü bu y›l içinde 300-400 dolar
aras› bir fiyat etiketiyle raflara koyma-
y› düflünüyor.
fians›m›za, geçti¤imiz y›l Alman-
ya’n›n Hannover flehrinde düzenlenen
CeBIT Fuar›’nda darkhardware.com
sitesi editörü Levent Pekcan’la birlik- da heyecan verici k›sm›, sizin sisteme gündelik hayata bu kadar çabuk uyar-
te OCZ stand›nda bu deneyimi bizzat uyum sa¤lama sürecinizle birlikte sis- lanabilece¤ini pek ummuyorduk. Oy-
yaflama f›rsat› da bulduk. Üzerinde üç temin de size uyum sa¤lama sürecine sa son birkaç y›ldaki geliflimler ›fl›¤›n-
adet elektrot bulunan cihaz› aln›n›za girebilme potansiyeli. Örne¤in bir bil- da sistemler çoktan iyi kötü çal›fl›r du-
takt›¤›n›zda, cihaz yüz ve göz hareket- meceyle u¤rafl›rken stres belirtilerinin ruma geldiler bile, hatta laboratuvar-
leriyle tetiklenen farkl› frekanslardaki artt›¤›n› farkeden yaz›l›m, iflinizi ko- lardan kaç›p kiflisel e¤lence sektörü-
sinir at›mlar›n› ve beynin alfa ve beta laylaflt›racak birkaç ipucu verme yolu- ne girmek için gün sayar oldular. Ta-
dalgalar›ndaki de¤iflimleri analiz ede- na gidebiliyor. Veya tam tersi, iyice ra- bii yine de henüz herfley mükemmel
rek komut olarak bilgisayara aktarabi- hatlad›¤›n›z› hissetti¤i anlarda oyu- de¤il, oyun üreticileriyle birliktelik
liyor. Örne¤in oyunda atefl etmek için nun kolay geldi¤ini düflünüp zorluk anlaflmas› yapm›fl firmalar bile “hele
çenenizi hafifçe s›kman›z gerekti¤i seviyesini art›rabiliyor. üzerinde biraz daha çal›flal›m” diye-
söyleniyor. Ancak bir süre sonra anl›- rek olay› flimdilik çok fazla üstelemi-
yorsunuz ki asl›nda çenenizi s›kman›- yorlar.
za gerek yok, sadece s›kt›¤›n›z› düflün- Düflüncesi bile güzel Peki hayallerimizin geri kalan› ne
meniz de yeterli. olacak? Yani ne zaman yatt›¤›m›z yer-
Bu tarz sistemlerin kalibrasyon ve Bundan birkaç y›l evveline kadar, den araba sürecek, elektronik cihazla-
al›flma süreci de birkaç dakikayla ya- öncelikle engellilerin hayat›n› kolay- r› düflüncelerimizle yönlendirecek, ta-
r›m saat aras›nda de¤ifliyor. ‹flin daha laflt›rmas› düflünülen bu teknolojinin bir yerindeyse Star Wars filmindeki
Jedi fiövalyeleri gibi dolaflmaya baflla-
yaca¤›z? Bunun cevab› hala belli de-
¤il. Ama 10 y›l önce bunun için daha
50 y›l var diyor olsayd›n›z, bugünkü
perspektifle bu ifl herhalde 20 y›la ka-
dar olur derdiniz. Zira bilim insanlar›
art›k bu ifli nas›l yapacaklar›n› gayet
iyi biliyorlar, her geçen gün de iyi ha-
berler gelmeye devam ediyor.

Levent Daflk›ran

Kaynaklar:
New Scientist, 27 Kas›m 2007, Say› 2631
http://ocztechnology.com/
http://emotiv.com/
http://neurosky.com/
http://bme.bio.keio.ac.jp/01news/
http://www.honda.co.jp
http://www.robburke.net/mle/mindbalance/
http://www.wired.com/techbiz/startups/news/2007/12/mind_ga-
mes
http://www.popularmechanics.com/technology/in-
Geçti¤imiz y›l Hannover’deki CeBIT Fuar›’nda OCZ’nin cihaz›n› bizzat deneyen Pekcan, birkaç dakika içinde dustry/4236607.html
di¤er oyuncular› avlayacak kadar sisteme al›flt›¤›n› görünce bir hayli flafl›rd›¤›n› söylüyor.

fiubat 2008 55 B‹L‹M ve TEKN‹K


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 56

TORYUM
DOSYASI
Toryum bazen, çok de¤erli bir kaynakm›fl gibi tart›fl›l›yor. Halen öyle de¤il. Kullan›m› s›n›rl›.
Yan ürün olarak ele geçen üretiminin fazlas›, düflük düzeyli at›k olarak gömülüyor. ‹lerde öyle
olabilir. Nükleer enerji kayna¤› olarak uranyumun yerini alabilir. Ne de olsa metal üreticileri
bir zamanlar uranyumu da, Manhattan Projesi öncesinde, karfl›laflt›klar›nda at›yorlard›.
Gerçekçi bir de¤erlendirme için, henüz emeklemeye çal›flan toryumun yak›t döngüsünün, halen
kral olan uranyumun döngüsüyle, k›smi de olsa bir k›yaslamas›n› yapmakta yarar var.
Toryum elementi: Toryum do¤ada- kabu¤undaki bolluk oran›n›n uranyu- 229’un 7.340, Th-228’in 1,92 y›l yar›-
ki, uranyumdan sonra ‘atom numaras›’, mun üç misli, kurflun veya molibden lanma ömrü var. Di¤er izotoplar›n yar›-
yani proton say›s› en yüksek ikinci (90) kadar oldu¤u san›lmakta. lanma ömrü 30 günden az ve ço¤unun-
element. Aktinit serisinin ikinci elema- Belirlenmifl, kütle numaras› 210 ile ki 10 dakikadan k›sa.
n›. Kütle yo¤unlu¤u oda s›cakl›¤›nda 236 aras›nda de¤iflen 27 izotopu var. Do¤adaki toryumun hemen tamam›
11,7 g/cm3. Bundan 6,6 milyar y›l ka- Hepsi de karars›z. En yavafl bozunan›, Th-232’den olufluyor. ‹çeri¤inde Th-
dar önce, daha sonra Günefl sisteminin alfa ›fl›yan Th-232. Neredeyse kararl› 231 ve Th-234 de eser miktarlarda, bafl-
oluflmas›na vücut vermifl olan birden olan bu izotopun yar›lanma ömrü, dün- ka çekirdeklerin bozunma ürünü ola-
fazla süpernova patlamas›nda oluflmufl. yan›n yafl›n›n üç misline yak›n; 14,05 rak var. Elementin di¤er izotoplar› ya-
Çekirde¤i, o güçlü patlamalar›n zerket- milyar y›l. Toryum-230’un 75.380, Th- pay. Bunlardan Th-229 ilginç bir flekil-
ti¤i potansiyel enerjiyle dolu. Yerkabu- de, temel enerji durumunun sadece 3,6
¤unda yayg›n flekilde, genel olarak eV üzerinde ‘orta kararl›’ (‘metastable’)
uranyum ve di¤er ‘nadir toprak metal- bir izomere sahip. Th-232’nin bozunma
leri’yle birlikte; fosfatlar, silikatlar, kar- zinciri, do¤adaki üç ana radyoaktivite
bonatlar ve oksitler halinde, kütlece or- zincirinden birini oluflturuyor ve 6 alfa,
talama milyonda 10 oran›nda var. Daha 4 beta bozunmas›ndan geçtikten sonra
çok monazit ve torit minerallerinde bu- kurflunun kararl› izotopu olan 82Pb208
lunuyor. Bilefliminde ‘toryum fosfat di- ile son buluyor. Arada oluflan 86Rn220,
fosfat’ (Th4(PO4)4P2O7) olarak yer ald›- bir alfa ›fl›y›c›s› olup, radyasyon riski
¤› monazit mineralinde bolluk oran› oluflturmakta. Bu yüzden toryumun de-
%12’ye kadar ulafl›yor; ortalama %6-7. poland›¤› veya ifllendi¤i yerlerin iyi ha-
Uranyumdan farkl› olarak, yeryüzü ko- valand›r›lmas› gerekiyor. Büyük bir k›s-
flullar›nda suda çözünmedi¤inden, do- m› uranyumla birlikte Dünya’n›n çekir-
¤al sularda çok az. Buna ra¤men, yar- de¤ine çökmüfl durumda ve bu iki ele-

B‹L‹M ve TEKN‹K 56 fiubat 2008


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 57

mentin bozunma ›s›s›, çekirde¤in d›fl nik donan›mda kullan›lan tungsten tel-
k›sm›ndaki konveksiyon ak›mlar›n› lerin kaplanmas›nda kullan›l›yor. Uçak
ayakta tutarak, yerkabu¤unu oluflturan motorlar›n›n yap›m›nda kullan›lan
plakalar›n tektonik hareketlili¤inin de- magnezyum alafl›mlar›na, yüksek s›cak-
vam›n› sa¤l›yor. Uranyumun suda bir l›klarda sertlik ve sünmeye karfl› daya-
miktar çözünmesi, canl› organizmalar n›kl›l›¤› sa¤lamak amac›yla kat›l›yor.
taraf›ndan al›nmas›na, toryumun çö- Toryum genellikle monazit minera-
zünmemesi ise al›namamas›na yol aç›- linden elde edilmekte. Monazit ise, esas
yor. Dolay›s›yla, canl› organizmalar›n olarak, a¤›r elementler içeren kumla-
bünyesindeki toryum sadece, do¤al r›n; titanyum, zirkonyum ve kalay gibi
uranyumun say›ca %0,0054 kadar›n› elementlerin üretimi amac›yla ifllenme-
oluflturan U-234 izotoplar›n›n 245.000 si s›ras›nda yan ürün olarak ortaya ç›-
y›l yar›lanma ömrüyle Th-230’a bozun- kan bir mineral. En büyük üreticileri;
mas›ndan kaynaklanmakta. Bu durum, Brezilya, Hindistan ve Malaysiya. Mo-
‘uranyum-toryum yafl tayini’ yöntemiy- nazit ayn› zamanda, seryum ve lantan
le canl› organizma kal›nt›lar›n›n, örne- gibi ‘nadir toprak metalleri’ için önem-
¤in hominid fosillerinin yafl tayinini li bir cevher. Zaten esas olarak, bu ele-
mümkün k›l›yor. mentlerin eldesi için iflleniyor ve sonuç-
Element olarak ilk kez 1828 y›l›n- ta, toryum bir yan ürün olarak ele geçi-
da, ‹sveçli kimyac› Jon Jakobs Berzeli- yor. K›sacas› toryum, bir yan ürünün
us taraf›ndan ayr›flt›r›ld› ve Kuzey’in yan ürünü konumunda. Katalizör ola-
Gökgürültüsü Tanr›s› ‘Thor’a atfen ad- öteye geçemiyor. Fakat, gömlekten ko- rak kullan›m› tekrarl›, di¤er alanlarda-
land›r›ld›. 1842 °C’de eriyip, 4788 pan parçalar›n solunum veya sindirim ki tüketiminin ise hacmi s›n›rl›. Öte
°C’de kayn›yor ve elementler aras›nda, yoluyla al›nmas› halinde, alfa ›fl›n›m› yandan, do¤al aktivitesi nedeniyle,
2946 K ile en genifl s›v› s›cakl›k aral›¤›- akci¤erlere ve iç organlara nüfuz ede- özellikle seramik yap›m›nda ve lüks
na sahip. Saf halde iken, gümüfl parla- rek; akci¤er, pankreas ve kan kanseri, gömle¤i imalat›nda alternatiflerine do¤-
¤› beyaz bir metal. Parlakl›¤›n› birkaç karaci¤er hastal›¤› risklerinin artmas›- ru bir yönelifl var. Dolay›s›yla, yan ürün
ay koruyabiliyor ve oksitleyici ortamda na yol açabiliyor. Öte yandan, elemen- olarak elde edildi¤i h›zda tüketilemi-
grileflip, sonunda siyahlafl›yor. Talafl› tin bilindi¤i kadar›yla herhangi bir bi- yor. Biriken miktar›n›n düflük düzeyli
veya tozu, havada kendili¤inden tutu- yolojik ifllevi yok. Dolay›s›yla, özellikle at›k olarak saklanmas› laz›m. Bunun
flabilmekte (‘pyrophoric’). Di¤er metal- imalat›nda çal›flanlar›n sa¤l›k güvenli- çevresel gereklerini yerine getirmek pa-
lerin ço¤unda oldu¤u gibi; ›s›t›ld›¤›nda ¤ine yönelik radyoaktivite riski nede- hal› oldu¤undan, üreticiler için bir s›-
alev al›p, parlak beyaz bir ›fl›k yayarak niyle, ayd›nlatma alan›nda art›k, daha k›nt› kayna¤›. Dünyada halen y›lda
yan›yor. Oksiti (ThO2) ise 3300 °C ile, az verimli veya daha pahal› olmalar›na 6000 ton kadar monazit cevheri ifllene-
oksitlerin aras›ndaki en yüksek ergime ra¤men, itrium veya bazen zirkonyum rek, 300 ton kadar toryum üretiliyor.
s›cakl›¤›na sahip. Yaln›zca tungsten gi- gibi alternatifleri kullan›l›yor. ABD’deki y›ll›k tüketimi 10 tondan az.
bi birkaç elementin ve tantalkarbid gibi Toryum oksitin di¤er kullan›m Oksidinin fiyat› safl›k derecesine ba¤l›
az say›da bileflenin ergime s›cakl›¤› da- alanlar› da var. Tungsten gaz kayna¤› ve 2006 sonu itibariyle; %99,9 için 80,
ha yüksek. Kimyasal aç›dna da çok ka- elektrotlar›n›n bilefliminde, elektrik am- %99,99 için 100 $/kg düzeyinde. Lüks
rarl› bir bileflik olan toryum oksitin bir pullerinde kullan›lan tungstenin dane gömle¤i kalitesindeki nitrat› ise, 27
di¤er önemli özelli¤i, ›s›t›l›p akkor hali- irili¤inin kontrolünde ve yüksek ergi- $/kg. Fazla kullan›lan bir metal olma-
ne getirildi¤inde, siyah cisim ›fl›ma me s›cakl›¤› nedeniyle de, ›s›ya daya- d›¤›ndan, dünyadaki rezervlerinin be-
spektrumundan beklenene oranla; k›r- n›kl› seramiklerin yap›m›nda kullan›l›- lirlemesine yönelik kapsaml› aramalar
m›z›alt› bölgede daha az, görünür ›fl›k yor. Cama kat›ld›¤›nda yüksek k›r›lma yap›lm›fl de¤il. Bu yüzden, de¤iflik kay-
aral›¤›nda ise daha yo¤un bir ›fl›ma ser- indisine ve düflük ayr›flmaya yol açt›- naklar›n belirtti¤i ülke rezervleri ara-
gilemesi. Dolay›s›yla, ayd›nlatmada kul- ¤›ndan, kameralar ve bilimsel ayg›tlar s›nda ciddi fark›l›klar var.
lan›lan di¤er akkor malzemelere göre, için yüksek kaliteli mercek yap›m›nda; Halbuki toryumun nükleer enerji
enerji aç›s›ndan daha verimli. Bu özel- sülfürik asit üretimi, amonya¤›n nitrik üretiminde kullan›lmas› mümkün...
li¤i nedeniyle, 1885 y›l›nda gazl› fener- asite dönüfltürülmesi ve petrolün ayr›fl- Toryum reaktörü: Genelde aktinit-
lerin keflfinden sonra, nitrat hali, lüks t›r›lmas› ifllemlerinde katalizör olarak ler serisinin tüm di¤er üyeleri gibi tor-
lambalar› için gömlek yap›m›nda kulla- kullan›lmakta. yum da, yüksek enerjili nötronlar›n
n›lmaya baflland›. 1900’lü y›llar›n baflla- Öte yandan, toryumun metal hali, isabetiyle parçalabilir. Fakat, yavafl
r›nda elektrikle ayd›nlatma yayg›nlafla- yüzeyinden bir elektronun sal›nmas›n› nötronlarla parçalanamad›¤›ndan, fisil
na kadar da sokak ayd›nlatmas›nda sa¤lamak için harcanmas› gereken de¤ildir. Yavafl bir nötron yuttu¤unda,
önemini korudu. Ancak, ikincil bozun- enerji (‘ifl fonksiyonu’) düflük oldu¤un- Th-233 oluflturur. Bu çekirdek, nötron
ma ürünleri aras›nda aktinyum ve ra- dan, yüksek elektron ›fl›ma gücüne sa- say›s› fazla geldi¤inden, karars›zd›r.
don gaz› bulundu¤undan, toryum göm- hip. Bu özelli¤i nedeniyle, ark ›fl›n› lam- Nötronlar›ndan biri elektron (β-) ›fl›ya-
lekler sa¤l›k güvenli¤i aç›s›ndan riskli. balar›nda, ›s›t›ld›¤›nda elektron (‘termi- rak protona, dolay›s›yla çekirde¤in
Gerçi ›fl›d›¤› alfa parçac›klar› deriden yonik’) yayan katot uçlar›n ve elektro- kendisi, 23 dakikal›k yar›lanma ömrüy-

fiubat 2008 57 B‹L‹M ve TEKN‹K


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 58

le protaktinyum-233’e (Pa-233) dönü-


flür. Bu da keza, nötronca fazla zengin
olan karars›z bir çekirdektir ve 27
günlük bir yar›ömürle, bir elektron da-
ha ›fl›yarak uranyum-233’e dönüflür. U-
233 ise, fisil bir çekirdektir. Dolay›s›y-
la Th-232, kendisi fisil olmamakla bir-
likte, yavafl bir nötron yutup iki beta
bozunmas›ndan geçtikten sonra, fisil
bir çekirdek haline gelebilir. Yani ‘do-
¤urgan’d›r. T›pk›, nötron yutan bir
uranyum-238 izotopunun, iki beta bo-
zunmas›ndan geçtikten sonra fisil plu-
tonyum-239’a dönüflmesinde oldu¤u
gibi. Bu iki izotop, Th-232 ve U-238, lir. T›pk›, yak›t olarak sadece uranyum du¤u gibi. Hem de U-233, termal ve
do¤adaki yegane do¤urgan çekirdek- kullanan bir termal reaktördeki; fisil U- hatta orta enerjili nötronlarla çal›fl›ld›-
lerdir. K›sacas›, toryum do¤rudan nük- 235 çekirdekleri yak›l›rken, do¤urgan ¤› takdirde, U-235 ve Pu-239’dan daha
leer yak›t olarak kullan›lamaz. Fakat, olan U-238’lerin fisil Pu-239’lara dö- bile iyi bir fisil çekirdektir. Çünkü yut-
nötronlar›n dolaflt›¤› bir ortama, örne- nüfltürüldü¤ü; U-235(U-238)Pu-239 tu¤u her nötron bafl›na, di¤erlerinden
¤in uranyuma dayal› olarak çal›flan bir döngüsüne benzer flekilde... daha fazla nötron a盤a ç›kar›r. 3 civa-
termal reaktöre yerlefltirilerek, yak›ta Termal üretken: Biriken U-233, tor- r›nda olan bu say›n›n, örne¤in 3 olma-
dönüfltürülebilir. Böyle bir ortamda, yumla kar›flt›r›l›p, yeni bir termal reak- s› flu anlama gelir: Bir nötron yutuldu-
fisyona u¤ramakta olan U-235 çekir- törde yak›t olarak kullan›labilir. Böyle ¤unda do¤an 3 nötrondan; birisi, kaç›-
dekleri parçalanarak, enerjinin yan›n- bir reaktörde, U-233; bir yandan enerji n›lmaz olan sistem d›fl›na s›zma veya
da yeni ve h›zl› nötronlar üretirken, bu eldesi için tüketilirken, di¤er yandan, ifle yaramayan ‘parazit’ çekirdeklerin
nötronlar›n yavafllamas›ndan sonra bi- Th-232’nin dönüfltürülmesiyle üretili- birisi taraf›ndan yutulma sonucunda
rerini yutan Th-232 çekirdekleri U- yor olur. T›pk›, U-Pu yak›t kullanan ziyan olsa dahi, geride kalan iki nöt-
233’e dönüflüyor olur. Bir yandan U- h›zl› bir reaktörde; Pu-239’un bir yan- rondan; birisi bir baflka U-233 çekirde-
235 yakarken, di¤er yandan Th-232’yi dan tüketilirken, di¤er yandan U- ¤inin fisyonuna yol açarken, ikincisi
U-233’e dönüfltüren bu döngü; U- 238’in dönüfltürülmesiyle üretildi¤i bir Th-232 çekirde¤i taraf›ndan yakala-
235(Th-232)U-233 fleklinde gösterilebi- Pu-230(U-238)Pu-239 döngüsünde ol- n›p U-233 oluflmas›n› sa¤layabilir. Bu

Uranyum Döngüsünü Hat›rlayal›m...


.

Hafif su reaktörü (PWR): Bilindi¤i üzere, nötron ç›kar. Bu nötronlar›n %99’dan fazlas›, tik’ veya ‘alt kritik’ oldu¤u söylenir. Yeni do-
kütle numaras› yüksek olan elementler, yete- fisyonla birlikte ‘ani’, kalan küçük k›sm› da, ¤an nötronlar, yüksek enerjilidir. Gerçi, U-235
rince yüksek enerjili bir nötronun isabetiyle, karars›z fisyon ürünlerinin bozunmas›yla ‘ge- ve U-238’lerini ‘h›zl› fisyon’a u¤ratabilirler.
küçük bir olas›l›kla da olsa parçalanabilir. An- cikmifl’ olarak do¤ar. Fisyondan a盤a ç›kan Fakat bunun olas›l›¤› çok düflüktür. Halbuki,
cak, ‘fisil’ çekirdek diye, ‘termal’ olarak nite- nötronlardan; birinin, birden fazlas›n›n veya yavafllat›lmalar› halinde, U-235 çekirdeklerini
lendirilen düflük enerjili veya yavafl nötronlar az›n›n, sonuçta bir baflka fisyona yol açabilme- fisyona u¤ratmalar› olas›l›¤› büyük oranda ar-
taraf›ndan da parçalanabilen çekirdeklere de- si halinde, sistemin s›ras›yla; ‘kritik’, ‘üst kri- tar. Bu ifllevi en iyi, h›zl› nötronlar›n; t›pk› eflit
nir. ‹lk elde garip görünebilecek bir flekilde, fi-
sil çekirdekler yavafl nötronlarla çok daha ko-
lay parçalanabilirler. Uranyum-235 do¤ada an-
laml› miktarlarda bulunan yegane fisil çekir-
bas›nç kayna¤› buhar
dektir ve do¤al uranyumun sadece %0,7’sini jeneratörü
oluflturur. %99,3 oran›yla çok daha bol olan
U-238 ise, fisil de¤ildir. Fakat, orta enerjili bir
türbin
nötron yuttuktan sonra iki beta bozunmas›n-
dan geçerek, fisil Pu-239 izotopuna dönüflebi-
lir. Böyle çekirdeklerin ‘do¤urgan’ oldu¤u so¤utma
söylenir. Fisyonlar›n› a¤›rl›kl› olarak termal yak›t jeneratör kulesi
nötronlarla gerçeklefltiren, dolay›s›yla da, her
an için bar›nd›rd›¤› nötron nüfusu büyük kontrol
oranda yavafl nötronlardan oluflan reaktörlere çubuklar›

‘termal reaktör’ denir. Dünyada halen çal›flan


435 nükleer santral ünitesinin, biri hariç tü- reaktör
kab› yo¤uflturucu
mü ‘termal reaktör’dür. Yak›t olarak temelde
uranyuma dayal›d›rlar. Böyle bir reaktörde, U- beton güvenlik k›l›f›

235 çekirdekleri birer yavafl nötron yutup, or- Toryum tabanl› yak›tlar, suyun hem kalpten ›s› transferi için ve parçalanma tepkimesinde ortaya ç›kan nötronlar›
ta a¤›rl›kta iki ‘fisyon ürünü’ne parçalan›rken, yavafllatmak için kullan›ld›¤› bas›nçl› su reaktörleri (üstte), hem de ›s› transferi için helyum gibi gazlar ve nötronlar›
a盤a enerjiyle birlikte, iki veya üç tane h›zl› yavafllatmak için de grafit kullan›lan yüksek s›cakl›k gaz reaktörleri (sa¤da) için uygun.

B‹L‹M ve TEKN‹K 58 fiubat 2008


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 59

durumda, kaybedilen her U-233 çekir- Toryum Yak›t Döngüsü


de¤inin yerine bir yenisi üretilmekte-
dir. Sistemdeki fisil çekirdek say›s› za-
manla azalmaz. Hatta, e¤er sistem, do-
¤an 3 nötronun birinden az›n›n ziyan›-
na yol açacak flekilde tasar›mlanm›fl
ise, tüketilen fisil çekirdek say›s›ndan
fazlas› bile üretilebilir. U-233(Th-
232)U-233 döngüsüne dayal› böyle bir
reaktör, ‘termal üretken’dir. Termal re-
aktör teknolojisi oturmufl bir teknoloji
oldu¤undan, nükleer yak›t üretmek
için, Pu-239(U-238)Pu-239 döngüsü-
nün gerektirdi¤i ve gelifltirilmesinde
sorunlarla karfl›lafl›lm›fl olan ‘h›zl›
üretken’ reaktörlerin gelifltirilmesine
gerek kalmaz. Bilindi¤i üzere, halen
çal›flan termal reaktörler sadece, do¤al
uranyumun say›ca %0,71 gibi düflük
bir oran›n› oluflturan U-235’i yakmaya
yönelik ‘tek geçiflli yak›t döngüsü’yle
çal›flmaktad›r. Halbuki termal üretken
toryum reaktörleri, do¤al toryumun
%100’ü Th-232’den olufltu¤undan, tor-
yum rezervlerinin tümünü yak›t olarak
kullanabilir. Hem de toryum do¤ada
uranyumun 3 misline yak›n miktarda
bulundu¤una göre, bu; nükleer yak›t
rezervlerinin, yaklafl›k 200 misli artt›-
r›lmas› anlam›na gelir. Mevcut uran-
yum rezervlerinin, halen çal›flmakta
kütleli bilardo toplar›n›n çarp›flmalar›nda ol- yük bir k›sm› fisyona yol açar. Bu sayede, do- vini de görür. Suyun kaynamas› istenmiyorsa,
du¤u gibi; hidrojen, döteryum veya karbon gi- ¤al uranyumlu bir sistemi kritik hale getirmek yüksek bas›nç alt›nda tutulmas› laz›md›r. Bu
bi hafif çekirdeklerle çarp›flmas›yla gerçekle- mümkündür. Ancak, döteryumun yavafllat›c› yüzden, ‘yavafllat›c›-so¤utucu’ olarak hafif su
flir. Bu ifllevi gören çekirdeklere ‘yavafllat›c›’ etkisi daha düflük oldu¤undan, birim yak›t kullanan termal reaktörlere ‘bas›nçl› hafif su
denir. En etkin yavafllat›c›, kütlesi nötronun- kütlesi bafl›na, hidrojene oranla daha fazlas›- reaktörü’ (PWR), a¤›r su kullananlara da ‘ba-
kine en yak›n olan hidrojendir. Fakat hidro- n›n kullan›lmas› gerekir. Buna karfl›l›k, yavafl- s›nçl› a¤›r su reaktörü’ (PHWR) denir. Suyun
jen bazen, çarp›flma s›ras›nda nötronu yutup lat›c› olarak hidrojenin tercih edilmesi halin- kaynamas›na izin verilen termal reaktörler
döteryum oluflturarak, nötronun ziyan›na yol de, kritikli¤i baflarmak için, uranyumun U-235 ise, ‘kaynar su reaktörü’ (BWR) olarak isim-
açar. Döteryum ise hidrojenin, kabaca yar›s› içeri¤inin %1-5 civar›nda zenginlefltirilmesi la- lendirilir. Dünyadaki 435 reaktörün; biri ha-
kadar yavafllatma etkinli¤e sahiptir. Ancak, z›md›r. Hidrojen, hafif, döteryum ise a¤›r suda riç, hepsi termal ve 268’i PWR tipinden. En az
nötron yutmaya çok daha az e¤ilimlidir. Dola- boldur. Dolay›s›yla, ço¤u termal reaktör tasa- yayg›n olan termal tip ise, so¤utucu-yavafllat›-
y›s›yla, yavafllat›c› olarak döteryum kullan›l›r- r›m›nda yavafllat›c› olarak, hafif ya da a¤›r su c› olarak karbondioksit veya helyum kulla-
sa, nötronlar›n daha az› ziyan olur, daha bü- kullan›l›r. Bu su ayn› zamanda so¤utucu iflle- nan, ‹ngiliz tasar›m› ‘gaz so¤utmal› reak-
tör’ler (GCR)...
So¤utmay› etkin bir flekilde baflarmak için,
helyum kontrol çubuklar› yak›t ince çubuklar halinde imal edilerek, et-
buhar raf›ndan su geçirilir. Çubuklardan birinde yer
jeneratörü
alan bir fisyondan a盤a ç›kan h›zl› nötronla-
r›n büyük bir k›sm›, yutulmadan d›flar› ç›k›p,
suda dolafl›rken yavafllar. Sonra, baflka bir ya-
türbin k›t çubu¤una girip yeni fisyonlara yol açar ve-
ya yolda, sistemin d›fl›na s›zarak ya da nötron
yutmalar›na ra¤men fisyona u¤ramad›klar›n-
dan ‘parazit’ olarak nitelendirilen çekirdekler
so¤utma taraf›ndan yutularak ziyan olurlar. Orta ener-
jeneratörü kulesi
ji düzeylerine kadar yavafllam›fl olan nötronla-
r›n, ortamda bol miktarda bulunan U-238 izo-
toplar› taraf›ndan yutulmalar› olas›l›¤›, bu çe-
grafit yak›t toplar›
kirde¤in ‘so¤urma rezonanslar›’ nedeniyle
yüksektir. Nötron yutan U-238, iki beta bo-
beton güvenlik k›l›f› yo¤uflturucu zunmas›ndan geçip, fisil Pu-239’a dönüflür.

fiubat 2008 59 B‹L‹M ve TEKN‹K


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 60

Geleneksel yak›t
olan reaktörler için, yaklafl›k 60 y›l sü-
reyle yeterli oldu¤u göz önünde bulun-
durulursa; toryuma dayal› termal reak-
tör üretken reaktörler, bu süreyi 10
bin y›l›n üzerine ç›kartarak, nükleer
235u 235u güç üretiminin sürdürülebilirli¤ini art-
t›rabilir. Dahas› var...
nötron parçalanma
ürünü
U-233(Th-232)U-233 yak›t döngüsü
fazla plutonyum üretmedi¤inden, nük-
239pu
238u leer silahlar›n yay›lmas›na karfl› direnç-
lidir. Gerçi U-233’ün, namlu tipi basit
bir bomban›n yap›m›nda kullan›lmas›
ve bu amaçla toryumdan kimyasal yön-
Toryum tabanl› yak›t temlerle görece kolay ayr›flt›r›lmas›
mümkündür. Fakat, U-233’le birlikte
oluflan U-232, 73,6 y›l yar›lanma öm-
rüyle radyoaktif oldu¤u gibi; bozunma
ürünleri çok daha k›sa yar›lanma öm-
rüyle yüksek ›fl›ma gücüne sahiptir ve
235u 235u ayr›ca, ürünlerinden Bi-212 ve Tl-208
gibi baz›lar›, güçlü gama ›fl›y›c›s›d›rlar.
nötron parçalanma Dolay›s›yla, U-233’ün kullan›lm›fl yak›t-
ürünü
tan ayr›flt›r›lmas›, kimyasal yöntemlerle
232Th 233u de olsa zordur. Kald› ki; döngüye bafl-
tan bir miktar fakir uranyum katmak
suretiyle, içeri¤indeki U-233; çok daha
Geleneksel nükleer yak›t hem parçalanabilir (235u) ve hem de parçalanamaz (238u) izotoplar› içerir. zor olan zenginlefltirme ifllemine tabi
235u çekirde¤inin bir nötron çarpmas› sonunda parçalanmas› 2 ya da 3 nötronun serbest kalmas›na yol açar. tutularak U-238’den ay›r›flt›r›lmad›¤›
Bunlar da bir baflka 235u çekirde¤ini parçalar ya da 238u atomlar›n›n plütonyum-239’a dönüflmesine yol açarlar.
Bu element de parçalanabilir oldu¤undan reaktörün güç üretme sürecine katk›da bulunur. Toryum tabanl› sürece bomba yap›m›nda kullan›lama-
nükleer yak›tlarsa (altta) büyük ölçüde ayn› biçimde ifllev yapar. Aradaki fark, 238u’dan plütonyum üretilmesi yaca¤› flekilde ‘kirletilebilir’. Dahas› da
yerine bir baflka parçalanabilir uranyum izotopu (233u) üretimi. var...

Pu239 iyi bir fisil çekirdek oldu¤undan, flan Pu239’un yar›s› fisyona u¤ray›p, üretilen
fisyona u¤ray›p enerji üretebilir. Baz›lar› nöt- enerjinin 1/3 kadar›n› sa¤lar ve yaklafl›k 1/6
ron yutmaya devam ederek, plutonyum-240, kadar›, nötron yutmaya devam ederek, daha
241, 242 izotoplar›na dönüflür. Pu241 beta bo- yüksek kütle say›l› izotoplara dönüflürken; ka-
zunmas›na u¤rayarak Am241, alfa yutarak da lan 1/3’ü birikir. Öte yandan, nötron yutan
kürium-245 üretir. Amerisyum, kürium ve U235 çekirdeklerinden baz›lar›, henüz fisyona
neptünyum da plutonyum gibi, periyodik tab- u¤rayamadan bir nötron daha yuttuktan son-
lodaki ‘aktinitler’ serisinin, ‘uranyum ötesi’ ra beta bozunmas›na u¤rayarak, neptünyum-
elementlerindendir. Reaktörde plutonyum ve 237 izotopuna dönüflür. Np237 izotopu, U238
uranyuma oranla çok daha az miktarlarda çekirde¤inin bir nötron yutup iki nötron sal-
olufltuklar›ndan, ‘ikincil aktinitler’ olarak nite- d›ktan (n,2n) sonra beta bozunmas› u¤rama-
lendirilirler. Aktinitler serisinin ortak özelli¤i, s›yla da oluflur. Fisyona u¤rayan çekirdekler
baz› radyoaktif izotoplar›n›n çok uzun yar› ise; stronsiyum (Sr), sezyum (Cs), kripton
ömürlü olmas›d›r. Pu239’un yar› ömrünün (Kr), baryum (Ba), iyot (I) gibi fisyon ürünleri-
k›t demetleri kalbin çeperine yerlefltirilir. Ya-
24.000 y›l olmas›nda oldu¤u gibi. Aktinitlerin ne parçalanmaktad›r. Kalpte en fazla biriken
ni, yak›t yenileme ifllemi; ‘merkezden d›flar›,
uzun süreyle radyoaktif kalmas›, radyoaktif çekirdekler, parazit ifllevi gören bu fisyon
çeperden içeri’ ilkesine göre yap›l›r. Amaç, gü-
ak›t yönetimini zorlaflt›ran en önemli unsur- ürünleridir. Zamanla reaktörün kritikli¤inin
cün yar›çap do¤rultusunda homojen da¤›lma-
dur. Genel kural olarak, uranyumda oldu¤u devam›n› güçlefltirir ve yak›t›n, k›smen de ol-
s›n› sa¤lamakt›r.
gibi; plutonyumun da tek kütle say›l› izotopla- sa yenilenmesini zorunlu k›larlar.
Kullan›lm›fl PWR yak›t›: 1000 MWe gü- Reaktörden ç›kan yak›ta, ‘kullan›lm›fl ya-
r› fisil iken, çift kütle say›l› izotoplar›, ancak
k›t’ denir. Yak›t›n ç›kart›lma nedeni, enerji
h›zl› nötronlar taraf›ndan parçalanabilir. Dola- cündeki PWR tipi bir reaktörde kullan›lan,
içeri¤inin tükenmifl veya hatta fisil çekirdek
y›s›yla, reaktör kalbinde bir yandan fisil U-235 100 ton civar›ndaki ve %4 oran›ndaki düflük
oran›n›n azalm›fl olmas› de¤il, nötron yutan
çekirdeklerinin parçalanmas›yla enerji üreti- zenginlikli yak›t sto¤unun, yaklafl›k üçte biri,
ve fakat fisyona u¤ramayan çekirdeklerin bi-
lirken, di¤er yandan, baz›lar› fisil olan pluton- 18-24 ayda bir yenilenir ve bu ifllem en az iki
rikmifl olmas› nedeniyle, reaktörün kritikli¤ini
yum izotoplar› oluflmaktad›r. Oluflan pluton- hafta al›r. Yani ortalama olarak, reaktör y›lda
sürdürmenin güçleflmifl olmas›d›r. ‹çeri¤inde
yumun tek kütle say›l› izotoplar›n›n bir k›sm› en az 11 gün servis d›fl› kal›r ve yak›t›n›n 20
hala, kütlece %1 kadar, fisyona u¤ramam›fl
fisyona u¤rayarak enerji üretimine katk›da ton kadar› de¤ifltirilir. Ç›kart›lan k›s›m, en
U235 bulunur. Bunun d›fl›nda; %95’i U238, %1
bulunur. Yeterince uzun bir iflletme süresin- yüksek nötron nüfusunu görmüfl olan ve do-
kadar› plutonyum, %3’ü de fisyon ürünleri ve
den sonra, plutonyum izotoplar›n›n oluflma ve lay›s›yla en fazla fisyona u¤ram›fl bulunan
ikincil aktinitlerden oluflmaktad›r. Kullan›lm›fl
nötron yutarak yok olma süreçleri dengeye merkez civar›ndaki demetlerdir. Geride kalan
yak›t, bir nükleer reaktörde oluflan radyoakti-
ulafl›r. Sonuç olarak; termal bir reaktörde olu- demetler merkeze do¤ru kayd›r›l›r ve yeni ya-

B‹L‹M ve TEKN‹K 60 fiubat 2008


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 61

U-233(Th-232)U-233 yak›t döngüsü Yaln›z, bir sorun var... fiimdi bu bilgilerin ›fl›¤›nda, Th-
Pu-239(U-238)Pu-239 döngüsüne oran- 232’nin U-233’e dönüflme sürecine bi-
la; Np, Am, Cm gibi ikincil aktinitleri ve Bir reaktrörün çal›flmas› s›ras›nda raz yak›ndan bakal›m. Th-232 asl›nda,
plutonyumu çok daha az miktarlarda kalbinde, gerek nötron yutmalar›, ge- nötron yakalamaya pek de e¤ilimli say›l-
üretir. Her ne kadar, döngünün arka rekse fisyonlar sonucunda, yak›t›n bafl- maz; termal nötronlar için oldukça kü-
cephesinde Pa-231, Th-229 ve U-230 gi- lang›çta içerdi¤inden farkl› çekirdekler çük bir ‘yakalama tesir kesiti’ne sahip-
bi baflka ‘radyotoksik’ çekirdekler var- oluflmakta ve bir yandan da bunlar›n tir (σC = 7,4 barn) (Interpreted ENDF fi-
sa da, miktarlar› görece az oldu¤un- pek ço¤u, keza nötron yutarak veya ka- le. (1 barn = 10-24 cm2). Yakalama olas›-
dan, at›klar›n›n uzun vadeli radyolojik rars›z oldu¤undan bozunarak baflka l›¤› gerçekleflti¤inde oluflan Th-233 ise;
etkisi çok daha azd›r. Kald› ki; toryum çekirdeklere dönüflmektedir. Genel ola- çok daha büyük (σC = 643 barn) bir ya-
döngüsüyle çal›flan reaktörler nötron rak, yar›lanma ömrü saniye veya daki- kalama kesitine sahip olmakla beraber;
zengini oldu¤undan, bu nötronlar›n bir ka düzeyinde k›sa olan radyoaktif çe- hayli karars›z oldu¤undan, ço¤unlukla
k›sm›, enerji ve fisil çekirdek üretimi- kirdekler, pek sorun yaratmazlar. Çün- nötron yakalamaya f›rsat bulamadan,
nin d›fl›nda, örne¤in aktinitlerin kü, h›zla bozunup yok olurlar ve bu 22 dakika yar›lanma ömrüyle beta bo-
fisyona u¤rat›larak ‘yak›lmas›’nda kul- arada ›fl›d›klar› parçac›klar, reaktörün zunmas›na u¤rayarak, protaktinyum-
lan›labilir. Böylelikle, uranyuma dayal› korumal› hacmi içerisinde durdurulur. 233’e dönüfltür (Pa-233). Buraya kadar
termal reaktörlerde oluflan at›klar›n en Yar›lanma ömrü onlarca y›l düzeyinde sorun yok. Fakat Pa-233’ün yar›lanma
önemli bilefleni ortadan kald›r›lm›fl olan radyoaktif çekirdekler ise, bu ara- ömrü, görece uzun olup, 27,1 gündür.
olur. Ayr›ca, toryum döngüsünde yak›- da nötron yutup baflka çekirdeklere dö- Dolay›s›yla, beta bozunarak U-233’e dö-
lacak çekirdekler aras›na plutonyum nüflmedikleri takdirde, varl›klar›n› nüflene kadar, aylarca beklemesi gere-
da kat›labilir. Böylelikle, uranyuma da- uzun süre devam ettirirler ve iflletme s›- kebilir. Halbuki bu izotop ayn› zaman-
yal› termal reaktörlerin üretti¤i ‘sivil’ ras›nda baz› olumsuzluklara yol aç›yor- da, nötron yakalamaya oldukça e¤ilimli-
ve nükleer silahlar›n azalt›lmas› anlafl- larsa e¤er, reaktör buna tahammül ede- dir (σC=22 barn). Reaktörde b›rak›ld›¤›
mas› kapsam›na yokedilmesine karar cek flekilde tasar›mlanm›flt›r ve taham- takdirde, bir nötron yutarak Pa-234’e
verilen bafll›klar›n içeri¤indeki ‘askeri’ mül edilerek iflletilir. Ancak bu, ‘yak›t dönüflebilir. Pa-234 ise nötronlara karfl›
plutonyum, enerji üretiminde kullan›la- döngüsü’nün, iflletme sonras›yla ilgili ilgisiz olup, 1,2 dakika yar›lanma öm-
rak, çok daha h›zl› bir flekilde ortadan bir ‘arka cephe’ sorunudur. ‹flletme aç›- rüyle, keza beta bozunarak U-234’e dö-
kald›r›labilir mümkün hale gelir. Yani s›ndan as›l dikkate al›nmas› gereken nüflür. Halbuki uranyumun bu izotopu,
toryum döngüsü yay›lmaya karfl› dir- çekirdekler, yar›lanma ömrü aylar dü- genelde aktinitlerin tek kütle say›l› izo-
neçli oldu¤u gibi, uranyum döngüsüne zeyinde olan ‘orta vadeli’ radyoaktif toplar› fisil iken çift say›l›lar› böyle ol-
de dirençli hale getirebilir. izotoplard›r. mad›¤›ndan, fisil de¤ildir. Ya nötron yu-

vitenin %99’unu bünyesinde bar›nd›r›r. Kalan U238’den çok daha h›zl› bozunurlar ve ba yap›m›na uygun de¤ildir. Çünkü, bu ama-
%1, reaktörün bas›nç kab› gibi yap› elemanla- U232’nin ürünlerinden, talyum-208 gibi baz›la- c›n gerektirdi¤i süperkritik düzeyini baflara-
r›nda oluflur. Yak›t bu haliyle, radyoaktivitesi r› güçlü gama ›fl›y›c›s›d›r. Dolay›s›yla, yeniden bilmek için, plutonyumun %90’dan fazlas›n›n
nedeniyle ›s› üretmektedir. Dolay›s›yla, z›rhla- ifllemenin, bu bozunma ürünlerinin fazlaca bi- fisil izotoplardan oluflmas› gerekir. Halbuki,
n›p so¤utulmas› laz›md›r. Reaktör koruma bi- rikmesine f›rsat vermeden önce yap›lmas› la- U238’in nötron yutmas› sonucunda oluflan
nas›n›n içindeki bekletme havuzlar›na konur. z›md›r. Aksi halde, imal edilecek olan yeniden Pu239, reaktörde kald›¤› sürede art arda nöt-
Havuzdaki su iyi bir z›rh malzemesi oluflturur ifllenmifl yak›t, do¤al uranyumdan imal edilen ronlar yutarak, daha yüksek kütle numaral›
ve ayr›ca, zorlamal› tafl›n›mla yak›t› so¤utur. taze yak›ta oranla çok daha fazla radyoaktif izotoplar oluflturmufltur. Sonuç olarak; kulla-
Yak›t bu flekilde, bir y›l kadar bekletilir. Amaç, olur. Bu durum, sözkonusu yak›t›n özel ön- n›lm›fl yak›ttan elde edilen plutonyumun an-
daha sonraki ifllemlere görece daha kolay ta- lemlerle iflleme tabi tutulmas› ve ayr›ca, kulla- cak 2/3 kadar› fisildir (%50 Pu239, %15 Pu241).
bi tutulabilmesi için, radyoaktivitesinin azal- n›laca¤› reaktörün daha etkin bir flekilde z›rh- Kalan 1/3’ü ise, fisil olmayan izotoplardan
mas›d›r. lanmas› gereksinimlerini do¤urur. Öte yan- (Pu240, Pu242) oluflur. Fakat, bu malzeme yine
Bundan sonras› için iki seçenek vard›r: Ya dan, U236 fisil olmad›¤› gibi, güçlü bir nötron de, çok yüksek bir enerji içeri¤ine sahiptir.
yak›t› gözden ç›kar›p ‘at›k’ saymak, ya da ye- so¤urucusudur da. Bunun telafisi için, yeni- Çünkü, plutonyumun tek veya çift izotoplar›,
niden ifllemek. Yeniden ifllemenin amac›, kul- den ifllenmifl yak›ttaki U235 zenginli¤inin, ta- yüksek enerjili nötronlarla fisyona u¤rat›labi-
lan›lm›fl yak›t›n içeri¤indeki, baflta uranyum ze yak›ttakine oranla daha yüksek olmas› ge- lir. Dolay›s›yla, %65 düzeyindeki fisil çekirdek
ve plutonyum olmak üzere, ifle yarar izotopla- rekir. Oysa ki, kullan›lm›fl yak›ttan elde edilen oran›yla etkin bir yak›t malzemesi oluflturan
r› ayr›flt›r›p, yeni yak›t üretiminde kullanmak- uranyumun zenginlefltirme ifllemi, radyoakti- bu plutonyumu, asl›nda %3-5 civar›nda ‘dü-
t›r. ‹fllem ayn› zamanda at›klar›n hacmini azal- vitesinin yüksekli¤i nedeniyle, do¤al uranyu- flük zenginlikli uranyum’ (LEU) için tasar›m-
tarak, yönetimini kolaylaflt›r›r. munkinden ayr› yap›lmak zorundad›r. Bütün lanm›fl olan hafif su reaktörlerinde (LWR) de
Yeniden iflleme: Yeniden iflleme sürecinde, bunlar, süreçlerinin çok say›dal›¤› ve karma- yakmak mümkündür. Bunun için PuO2’nin,
yak›t çubuklar› mekanik olarak kesilip parça- fl›kl›¤› nedeniyle taze uranyum kullanmaya UO2 ile kar›flt›r›lma oran›n›n daha düflük, %5
land›ktan sonra, deriflik nitrit asit çözeltisinde oranla zaten pahal› olan ‘yeniden iflleme’ sü- civar›nda tutulmas› gerekir. Çünkü, %5’lik bir
çözülür. ‹çindeki uranyum ve plutonyum ay- reciyle elde edilen yak›t›n maliyetinde ek art›fl- kar›fl›m; uranyum bilefleninin %1 zengin oldu-
r›flt›r›ld›ktan sonra, toz halinde UO2 ve PuO2 lara yol açar. Bu ise, zaman›nda ifllenmeyen ¤u varsay›l›rsa; %4,2 oran›nda zengin yak›ta
elde edilir. Geri kazan›lan uranyum bilefleni, kullan›lm›fl yak›t›n, yeniden ifllenmesinin gide- eflde¤erdir. Kullan›lm›fl yak›t›n yeniden ifllen-
U235 aç›s›ndan %0,8-1 oran›nda zengindir. Fa- rek zorlaflmas› anlam›na gelir. Plutonyuma mesinden elde edilen plutonyumun hafif sulu
kat içinde ayr›ca; do¤al uranyumda bulunma- gelince... termal reaktörlerde kullan›lmas›na; ‘pluton-
yan, yak›t›n reaktörde kullan›m› s›rada olufl- 20 ton kullan›lm›fl yak›t›n yeniden ifllen- yum döngülü kar›fl›k oksit’ (PUREX) veya
mufl olan ve fisil olmayan U232, U236 (%0,4) mesinden elde edilen plutonyum 230 kg ka- ‘metal oksitli yak›t’ (MOX) anlam›nda ‘PU-
izotoplar› da vard›r. Bu çekirdekler, U235 ve dard›r. Bu plutonyumun izotop bileflimi, bom-

fiubat 2008 61 B‹L‹M ve TEKN‹K


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 62

tarak (σa=95 b) U-235’e, ya da yaklafl›k sar›m da, gelifltirilmesine çal›fl›lan IV. henüz ayr›nt›l› bir flekilde incelenip be-
250.000 y›l yar›lanma ömrüyle alfa ›fl›- Nesil tasar›mlar› aras›nda. Toryum lirlenmifl de¤il.
yarak, Th-230’a dönüflür. döngüsünün ön ve arka cephe aflama- Sonuç olarak, toryum döngüsünün
K›sacas›, Pa-233’ün bozunmadan lar›nda afl›lmas› gereken baflka engel- hayata geçirilebilmesi için, tamamlan-
önce nötron yutmas›, hem bir nötro- ler de var... maya muhtaç pek çok araflt›rma-gelifl-
nun ziyan›, hem de fisil bir çekirdek ThO2’nin yüksek ergime s›cakl›¤›na tirme kalemi var. Buna karfl›l›k, uran-
oluflumundan mahrum kal›nmas› de- ve kimyasal kararl›l›¤a sahip bir bileflik yum döngüsünün teknolojisi oturmufl
mektir. Dolay›s›yla, bu çekirdeklerin olmas›, yak›t›n reaktörde kullan›m› aç›- ve nükleer enerji alan›ndaki kullan›m›
olufltuktan sonra tümüyle bozunana s›ndan üstün bir özellik olmakla birlik- yayg›nlaflm›fl halde. Uranyum teminin-
kadar; yaklafl›k 10 yar›lanma ömrü, te, imalat› ve ifllenmesi s›ras›nda güç- de flimdiye kadar herhangi bir darbo¤a-
yani 1 y›l kadar süreyle, nötron orta- lüklere yol aç›yor. Örne¤in, yak›t toz z›n yaflanmam›fl olmas›, toryum çal›fl-
m›ndan uzaklaflt›r›lmas› gerekir. Bu halinde dioksitin f›r›nlanmas› için 2000 malar›n›n geri planda kalmas›na yol aç-
ise, mevcut reaktör tasar›mlar›nda, ifl- °C’nin üzerinde s›cakl›klara ç›k›lmas› t›. Giderek yayg›nlaflan enerji yetmezli-
letmenin s›k s›k durdurulmas› ve eko- gerekmekte. Öte yandan, kullan›lm›fl ¤i alg›s›, bu çal›flmalara h›z kazand›rd›.
nomik olmaktan uzaklaflmas› anlam›- yak›t›n ifllenmesine yönelik THOREX Tasar›mlar aras›nda, esas olarak ‘h›z-
na geliyor. Öte yandan, yak›tta oluflan sürecinde, ThO2 kimyasal kararl›l›¤› ne- land›r›c›yla at›k dönüfltürme’ye (ATW)
U-232 ile bozunma ürünlerinin yük- deniyle, deriflik nitrik asitle pek çözün- yönelik olarak gelifltirilmesine çal›fl›lan,
sek radyoaktivitesi nedeniyle, yak›t ifl- müyor. Çözünmesini artt›rmak için çö- ‘enerji yükseltici’ de var...
leme sürecinin uzaktan kumandal› ay- zeltiye hidrojen florid (HF) kat›lmas› Toryum esasl› enerji yükseltici: U-
g›tlarla yap›lmas› gerekmekte. Bu da gerekmekte. Bu ise, paslanmaz çelik ve 233’ün çekicili¤i karfl›s›nda, Nobel
keza, döngü maliyetini yükselten bir borular›n paslanmas›na yol aç›yor. Bu- ödüllü fizikçi Carlo Rubbia, toryum
unsur. Toryum kullan›m› esas olarak na ra¤men, çözünme uzun zaman ald›- esasl› ve kendi ad›yla an›lan bir enerji
bu yüzden yayg›nlaflamad›. Bu engel- ¤›ndan, süreç hala ekonomik de¤il. Ay- santral› tasar›m› gelifltirdi. Bu tasar›m-
leri aflmak için, Güney Afrika’n›n ulus- r›ca, toryumu uranyum ve plutonyum- da Th-232, nötron yerine yüksek ener-
lararas› bir ortakl›kla gelifltirmeye ça- dan ayr›flt›rman›n ‘üç ak›fll›’ tatminkar jili proton bombard›man›yla U-233’e
l›flt›¤› ‘çak›l yatakl›’ reaktör tasar›m› bir kimyasal yöntemi, kuramsal olarak dönüfltürülüyor. (Th-232 + p → Pa-233
üzerinde çal›fl›l›yor. Bir di¤er seçenek, mümkün görünmekle beraber, geliflti- → U-233 + e-).
1970’li y›llarda gelifltirildikten sonra rilmeye muhtaç. Son olarak, toryum Tabii bir de nötron üretilerek, olu-
terkedilmifl bulunan, s›v› yak›tl› ‘ergi- döngüsünde ortaya ç›kan izotoplar›n flan U-233 çekirdeklerinin fisyona u¤ra-
mifl tuz reaktörü’. Yak›t›n reaktöre sü- nükleer tepkimeler aç›s›ndan davran›fl- t›lmas› laz›m. Rubbia’n›n tasar›m› bunu,
rekli bir flekilde girip ç›kt›¤› her iki ta- lar›n› belirleyen ‘tesir kesiti’ özellikleri, yine protonlar›n bombard›man› s›ras›n-

REX/MOX yak›t döngüsü’ deniyor. MOX yak›- lerine yol açar. Dolay›s›yla, kullan›lm›fl yak›t- gerekir. Ki, U-238’lerde yutulma olas›l›¤› yak-
t›n› bu reaktörlerde, %30’a varan oranlarda tan ayr›flt›r›lan plutonyum, her ne kadar çift lafl›k ayn› kal›rken, U-235’lerin fisyon olas›l›¤›
yak›t olarak kullanmak mümkündür. Fakat say›l› izotoplar›n›n çoklu¤u nedeniyle enerji azals›n. Bu; hem so¤utucu hem de yavafllat›c›
bu kullan›m s›ras›nda, plutonyumun içeri¤in- verimi yüksek bir nükleer bomba yapmaya uy- ifllevi gören suyun yerine, nötronlar› pek de
deki fisil olmayan çift say›l› izotoplar›n oran› gun de¤ilse de; terör amac›yla yak›t iflleme te- yavafllatmayan, örne¤in s›v› sodyum veya biz-
artar. Dolay›s›yla, kullan›lm›fl olan MOX yak›t, sislerinden çal›n›p, al›fl›ld›k patlay›c›larla ka- mut-kurflun kar›fl›m› gibi, orta a¤›rl›kta çekir-
yeniden ifllenip, yine termal reaktörlerde ikin- r›flt›r›larak, ‘kirli bomba’ yap›m›nda kullan›la- deklerden oluflan bir so¤utucu kullanmakla
ci kez yak›t olarak kullan›lmaya uygun de¤il- bilir. ‹ç veya d›fl güvenlik aç›s›ndan tehdit gerçeklefltirilebilir. Tabii, U-235’in fisyon olas›-
dir. Halbuki, kullan›lm›fl MOX yak›t›n içeri¤i oluflturan bu olas›l›k, tesislerin ço¤almas› ve l›¤› azald›¤›na göre, ayn› güç düzeyini tuttura-
hala, ciddi bir enerji potansiyeli bar›nd›rmak- ortal›kta dolaflan plutonyum miktar›n›n art- bilmek için; nötron nüfusunun veya yak›t›n
tad›r. Örne¤in, plutonyumun tek say›l› izotop- mas›yla birlikte artar. Öte yandan, yak›t iflle- zenginlik oran› anlam›na gelen birim hacmin-
lar› fisil oldu¤u gibi, çift say›l› izotoplar›, tüm me teknolojisini edinen ülkeler için; yak›t› re- deki U-235 say›s›n›n artt›r›lmas› gerekmekte-
aktinitler de dahil olmak üzere, görece yük- aktörden s›k s›k ç›kart›p iflleyerek içinde olu- dir. Bu; fisil U-235 çekirdeklerini tüketirken,
sek enerjili nötronlarla fisyona u¤rat›labilir. flan plutonyumu, çift say›l› izotoplar›n›n ço¤al- do¤urgan U-238 çekirdeklerini fisil Pu-239 çe-
Dolay›s›yla, kullan›lm›fl MOX yak›ttan elde mas›na imkan vermeksizin ayr›flt›r›p biriktir- kirdeklerine dönüfltüren döngü; U-235(U-
edilen plutonyumu, ‘h›zl›’ reaktörlerde ‘yak- mek imkan› do¤ar. Birkaç kilograml›k pluton- 238)Pu-239 fleklinde gösterilebilir. Yak›t; %20
mak’ mümkündür. ‹leride bu flekilde kullan›l- yum, kaba da olsa bir bomban›n yap›m› için oran›nda, ‘yüksek düzeyde zenginlefltirilmifl
malar› olas›l›¤› nedeniyle saklan›yorlar. Süreç; yeterlidir. Bu durum, nükleer silahlar›n yay›l- uranyum’un (HEU) oksiti olabilece¤i gibi,
Fransa, Almanya, ‹ngiltere, Belçika gibi Avru- mas›n›n kolaylaflmas› ve uluslararas› güvenlik %20-%80 oran›nda PuO2-UO2 kar›fl›m› da ola-
pa ülkeleri ve Japonya taraf›ndan uygulan›- risklerinin artmas› anlam›na gelir. bilir. Reaktör bu ikinci durumda; bir yandan
yor. Nedeni, nükleer yak›t döngüsünden kay- Halbuki bu plutonyumu oksite çevirip, Pu-239 tüketirken, di¤er yandan U-238 çekir-
naklanan at›klar›n hacmini azaltmas›. ABD ise nötron enerji spektrumu görece yüksek ola- deklerinden, keza Pu-239 üretir. Yani, döngü
1977 y›l›nda, Carter yönetimi tarar›ndan ya- cak flekilde tasar›mlanm›fl olan ‘h›zl›’ reaktör- Pu-239(U-238)Pu-239 fleklini al›r. Bu döngü-
sakland›. Nedeni, özellikle plutonyumdan kay- lerde ‘yakmak’ mümkündür. de kullan›lan plutonyumun daha önceden,
naklanan güvenlik endifleleriydi... H›zl› üretken reaktör (FBR): U-235’in dü- baflka bir termal veya h›zl› üretken reaktörde
Çünkü plutonyum, kimyasal aç›dan güçlü flük enerjili nötronlara karfl› fisyon kesiti bü- üretilmifl olmas› gerekir. Uygun bir tasar›mla
bir zehir. Hem de a¤›r oldu¤u için, vücuda gir- yük oldu¤undan, termal nötronlar›n büyük reaktör, birim zamanda tüketti¤inden daha
di¤i takdirde, at›lmas› zor bir element. Ayr›ca, ço¤unlu¤u bu çekirdekler taraf›ndan so¤uru- fazla fisil çekirdek dahi üretebilir. Bu durum-
izotoplar›n›n alfa ve beta aktivitesi nedeniyle, lur. Plutonyumun daha h›zl› üretilmesi isteni- da reaktörün, net yak›t üreticisi oldu¤u söyle-
özellikle solunum yoluyla al›nd›¤›nda, akci- yorsa, nötron nüfusunu düflük enerjilerden nir. Yani bu ‘h›zl› reaktör’, ‘h›zl› üretken’dir.
¤erlere yerleflerek ölümcüle varan sa¤l›k risk- orta yükseklikte enerjilere do¤ru kayd›rmak Ç›kart›lan yak›t, daha sonra kimyasal ifllemle-

B‹L‹M ve TEKN‹K 62 fiubat 2008


toryumDosyasi 1/26/08 11:17 AM Page 63

da kurflun gibi a¤›r çekirdeklerden ‘par- Carlo Rubbia diricisi uzan›yor. Protonlar ‘parçalanma
ça kopmas›’ (‘spallation’) sonucunda or- bölgesi’ne vard›klar›nda, bir yandan Th-
taya ortaya ç›kan nötronlarla baflarmay› 232’yi U-233’e çeviriyor, bir yandan da
hedefliyor. Nötronlardan baz›lar› Th- kurflun çekirdeklerini parçalayarak, U-
232 çekirdekleri taraf›ndan yutularak 233’ün fisyonu için gerekli nötronlar›
bunlar› U-233’e dönüfltürürken, di¤er üretiyor. Ço¤unlukla fisyon ürünlerinin
baz›lar› mevcut U-233’lere çarparak kinetik enerjisi olarak a盤a ç›kan ener-
bunlar›n fisyonuna yol açmakta. Proton ji kurflunu ›s›t›p eritiyor. Is›nan kurflun,
›fl›n› kesildi¤inde, fisyonlar duruyor. An- çelik kap içerisinde, do¤al konveksiyon-
cak, öngörülere göre; bu arada yer al- la yükseliyor. Dolay›s›yla bir yandan da,
m›fl olan çekirdek parçalanmalar› sonu- so¤utucu görevi görüyor. Kab›n kendi-
cunda, protonlar›n ivmelendirilmesi si ise d›fl›ndan, havan›n zorlamal› kon-
için harcanan enerjinin 60 misli kadar veksiyonuyla so¤utulmakta.
enerji elde edilmifl olacak. Bu yüzden Tasar›m çekici görünmekle birlikte;
de Rubbia’n›n tasar›m›na ‘enerji yüksel- tepkime dizisinin enerji aç›s›ndan karl›
teci’ deniyor. Hem de, tasar›mda yak›t bir flekilde sürdürülebilmesi, 14 MW güç
hammaddesi olarak sadece toryum kul- düzeyinde bir h›zland›r›c› gerektiriyor.
lan›ld›¤›ndan ve do¤al toryum %100 Th- Halbuki flimdiye kadar yap›lm›fl olan en
232 izotopundan olufltu¤undan, uran- güçlü h›zland›r›c› 1,2 MW güce sahip.
yumda oldu¤u gibi bir zenginlefltirme Öte yandan çelik kab›n, 1200 °C’ye ka-
ifllemine gerek kalm›yor. dar ›s›nan kurflunun içinde erimesi gibi,
‘Toryum Esasl› Enerji Yükselte- ciddi baz› mühendislik problemlerinin
ci’nin kalbi, flekilde görüldü¤ü gibi; top- afl›lmas› laz›m. fiimdilik, bilgisayar ben-
rak düzeyinin alt›na yerlefltirilmifl, 30m zetiflimleri ve küçük ölçekli baz› testleri
yüksekli¤inde ve 6m yar›çap›nda, çelik yap›lm›fl. CERN’den baflka, ABD, Japon-
bir silindir kap biçiminde tasar›mlan- ya ve Rusya’da da laboratuar ölçe¤inde
makta. ‹çi yaklafl›k 10,000 ton kurflunla çal›flmalar planlan›yor. Ama sistem, çal›-
dolu olan kab›n alt k›sm›nda, yak›t flan bir prototip olarak henüz ortada
hammaddesini oluflturan toryum bulu- yok. Ekonomikli¤i de meçhul...
nuyor. Yukar›dan afla¤›ya, bu toryum
malzemesine do¤ru, bir proton ivmelen- Prof. Dr. Vural Alt›n

re tabi tutulup, içindeki plutonyum ayr›flt›r›la- 223 MWe gücündeki prototip Phénix h›zl› re- tulduklar›nda, baz›lar› fisyona u¤rarken, baz›-
rak, tekrar yak›t üretiminde kullan›labilir. Bu aktörü 1973 y›l›ndan bu yana kesintili olarak lar› nötron yutup güçlü radyoaktif çekirdekle-
sürecin art arda birkaç kez tekrarland›¤› dön- çal›flt›r›lmakta. 1200 MWe gücündeki halefi re; bunlardan örne¤in küriyum (Ci), güçlü bir
güye, ‘kapal› yak›t çevrimi’ denir. Hatta, do¤al Superphénix, sodyum so¤utucusundan kay- nötron ›fl›y›c›s› olan kaliforniyuma (Cf) dönü-
uranyumun zenginlefltirilmesi iflleminden ge- naklanan sorunlar nedeniyle kapat›ld›. Rus- flür ve yak›t döngüsünün arka cephe ifllemle-
riye kalan ‘fakirleflmifl uranyum’ da döngüye ya’da ise, 600 MWe gücündeki BN-600 h›zl› rini zorlaflt›r›r. ‹kincil aktinitler termal reak-
sokulup, içeri¤indeki U238 çekirdekleri, örne- üretken reaktörü 1980 y›l›ndan beri sürekli törlerde yak›lacaksa e¤er, element olarak bir-
¤in kalbin etraf›na ‘battaniye’ olarak yerleflti- devrede. Dolay›s›yla, yeniden iflleme sürecin- birlerinden %99’un üzerinde safl›kla ayr›flt›r›-
rilerek, kalpten s›zan nötronlar›n bombard›- den elde edilen plutonyumun h›zl› reaktörler- l›p, reaktörün her biri için uygun farkl› yerle-
man›yla Pu239’a dönüfltürülebilir. Böylelikle de kullan›m› hayli s›n›rl›. Fazlas› biriktirili- rine konmalar› gerekir. Ki bu düzeyde ayr›fl-
do¤al uranyumun tümünü yak›t olarak kul- yor... t›rma, pahal› bir ifllemdir. Dolay›s›yla, ikincil
lanmak mümkündür. At›klar: Kullan›lm›fl yak›t›n yeniden ifllene- aktinitleri içeren yak›t›n h›zl› reaktörlerde
Termal reaktörler ise ço¤unlukla, ‘tek ge- rek, içeri¤indeki uranyum ve plutonyumun kullan›lmas› gerekir. Buna ‘tüm aktinitlerin
çiflli yak›t çevrimi’ne dayal› olarak çal›flmak ayr›flt›r›lmas›ndan sonra geride, kullan›lm›fl yak›lma döngüsü’ deniyor. Döngünün as›l ya-
üzere tasar›mlanm›fllard›r. Yani kalbe konan yak›t›n tonu bafl›na 5 m3 kadar asit çözeltisi rar›, at›¤›n miktar›n› azaltmaktan çok, göze-
yak›t›n, içerdi¤i U235 oran› belli bir düzeyin kal›r. Çözeltide; k›l›f› oluflturan zirkonyum tim alt›nda tutulmas› gereken süreyi k›salt-
alt›na inene kadar kullan›ld›ktan sonra ç›kar- alafl›m›ndaki metaller ile, baflta Sr90, Cs137 ol- makt›r. Çünkü bu süre, e¤er ikincil aktinitler
t›l›p beklemeye al›nmas› ve yerine yenisinin mak üzere fisyon ürünleri, plutonyum ve çözeltiden al›nm›flsa, geride kalan Sr90 ve
konmas› hedeflenir. Dolay›s›yla, termal reak- uranyumun haricindeki ‘ikincil aktinitler’ bu- Cs137 çekirdeklerinin yar›lanma ömrü 30 y›l
törler esas olarak, do¤al uranyumdaki çekir- lunmaktad›r. Üst düzeyde radyoaktif at›k civar›nda oldu¤undan, kabaca bu sürenin 10
deklerin yaln›zca %0,7 kadar›n› oluflturan oluflturan bu malzeme, kullan›lm›fl yak›t›n misli, yani 300 y›l kadard›r. Aksi halde saklan-
U235 izotoplar›n›n parçalanmas›yla enerji üre- kütlesinin %3’üne karfl›l›k geldi¤inden, 30 kg ma süresi, aktinitlerin yar›lanma ömrü çok da-
timine yöneliktirler. Halbuki, h›zl› üretken re- civar›ndad›r. Hatta bu miktar, ikincil aktinitle- ha uzun oldu¤undan, 3000 y›l› aflar. Bunca
aktörlerin deste¤ine dayal› bir ‘kapal› yak›t rin de plutonyumla birlikte ayr›flt›r›l›p yak›l- uzun süreler söz konusu olunca, depolama-
çevrimi’ sayesinde, do¤al uranyumun birim mas›yla, biraz daha azalt›labilir. Bu amaçla, dan önce; at›¤›n hacminin olabildi¤ince azal-
a¤›rl›¤›ndan, ‘tek geçiflli yak›t çevrimi’ne gö- ‘h›zland›r›c› güdümlü sistem’ler (ADS) üzerin- t›lmas›, fiziksel hareket ve kimyasal tepkime
re, kuramsal olarak 60 misli daha fazla ener- de çal›fl›l›yor. ‹kincil aktinitler, CANDU tipi yetene¤inin ortadan kald›r›lmas› gerekmekte-
ji elde etmek mümkündür. Ancak, h›zl› reak- a¤›r sulu reaktörlerde de, bir dereceye kadar dir. Bu amaçla cam tozuyla kar›flt›r›l›p eritilir
tör teknolojisi, do¤al uranyum fiyatlar›n›n yak›labilir. Ancak, hafif sulu termal reaktörle- ve paslanmaz çelikten varillere aktar›larak
bafllang›çta tahmin edilen h›zla artmamas› rin yak›t›nda kullan›lmalar› sak›ncal›d›r. Çün- saklan›rlar. Bat›’da kullan›lan cam tipi, borosi-
nedeniyle, geliflip yayg›nlaflamad›. Fransa’da kü düflük enerjili nötron spektrumuna tabi tu- likat. Rusya’da ise fosfat cam›...

fiubat 2008 63 B‹L‹M ve TEKN‹K


bulmacasubat08 1/22/08 5:21 PM Page 108

Bulmaca
G o k h a n T o k
Soldan Sa¤a:       
         
     

1) DNA’n›n keflfine önayak olan ‹ngiliz kad›n

biliminsan› / simgesel anlat›m biçimi. 2) Rö-
nesans döneminde yaflam›fl Hollandal› hüma- 
nist / Jüpiter’in bir uydusu / gece açan hofl 
kokulu bir çiçek. 3) Bir kemirgen / be¤enip

de¤er verme / nitrik asit tuzu / yak›c› atefl.
4) Ödeme / ‹sviçre’de bir nehir / k›saca fo- 
to¤raf / … Descartes, “düflünüyorum öyleyse 
var›m” diyen filozof / futbolda orta yuvarlak.

5) Adana’n›n bir ilçesi / böcek bilimci / …
Haçaturyan, ünlü besteci / öç alma duygusu

içeren öfke. 6) Kaktüsgillerden bir bitki / Na- 


polyon’un sürüldü¤ü ada / bay›nd›rl›k / soyu

tükenmifl bir Yeni Zelanda kuflu. 7) Türki-
ye’nin en s›cak kapl›cas› / canl›lar›n 
özelliklerini belirleyen kal›t›msal ö¤e / keskin 
kokulu, baharat olarak kullan›lan yeflil bitki /
(tersi) Gary …, bir zamanlar›n çok ünlü ‹ngiliz 
futbolcusu / ö¤leden sonraki saatler için kul- 
lan›lan k›saltma. 8) Nobelyum / kan yolu / 
bir nota / Erkilet Havalan›’n›n iata kodu /
at›n ensesindeki uzun tüyler. 9) Türk Onko- 
loji Vakf› / han›m, efl, kar› / resmi törenlerde 
giyilen erkek elbisesi / Japon çiçek düzenle- 

me sanat›. 10) Özel bir ak›m, okul / bir nota


/ en k›sa zaman / Fransa’n›n eski para birimi 
/ kareli desenler içeren kumafl / zirkonyum. 
11) Ahlak kurallar›na beslenen ba¤l›l›k / Af- 
rika’da bir ülke / at›lgan / saf, deneyimsiz.
12) Radyum / Orta Amerika’da bir ülke / di- 
kili tafllardan oluflan tafl devri mezar› / tan›- 
d›k, bildik. 13) Elde yün e¤irmeye yarayan 
araç / k›rm›z› / Kanada’da bir kent / ruten-
yum / isyankar. 14) Bir sayma say›s› / insan davran›fl› / sade / say›n / (tersi) si- türü / küçük, sevimli / Nevflehir’in bir ilçesi / Frans›zca bir ön ek / k›saltma. 11)
lahla yarat›lan kargafla. 15) Aktar›larak / bir a¤aç türü /h›zl›, çevik/ Eski Mezopo- Karayiplerde bir ülke / ünlü bir Türk tatl›s› / karakter / zaviye. 12) ‹stanbul Tica-
tamya’da bir kent. 16) Havayla ilgili anlam›nda ön ek / polonyum / afla¤› halk ta- ret Odas› / Afyon havaalan›n iata kodu / (tersi) us / Bram Stoker’in vampiri. 13)
bakas› / Güney Amerika’da yap›lan And müzi¤i / Orta Asya’da bir göl. 17) Kireç Ortaça¤ bafllar›nda Bat› Avrupa’y› yöneten hanedan / atom numaras› 86 olan ele-
tafl› / Avrupa’da bir nehir / piyangoda en küçük ikramiye / Karl… , otomobil üze- ment / … West, paraflütçülerin boyunlar›na ast›klar› suda kendili¤inden aç›lan can
rine ilk çal›flmalar› yapan buluflçu. 18) Alüminyum / Caetano … Brezilyal› müzis- yele¤i / kayg›, endifle. 14) (tersi) Kilo litre / ‹spanyolca sevinç nidas› / bir nota /
yen, yazar, aktivist / kat›l›mc›lar, temsilciler / sürekli, sonsuz. 19) Christopher Pa- dokuzdan sonra gelen / bir yaz› yazma format› / zenginli¤iyle bilinen tarihi kiflilik.
olini’nin sinemaya da aktar›lan ünlü roman› / el ya da ayaktaki deri sertleflmesi / 15) Bir de¤er yaratan emek / bilgisayarda kullan›lan bir renk kodlamas› / modern
anne / Hun hükümdar› Attila’n›n kardefli / kuzu sesi. 20) Zodyak müzi¤in kurucusu Alman as›ll› besteci. 16) Keskin kokulu bir bitki / rütbesiz asker
tak›my›ld›zlar›ndan biri / bir kütle birimi / üstüne öteberi koymak için duvara ya / beyaz / ünlü bir Türk çevirmen kad›n / Uluslararas› Hava Tafl›mac›l›¤› Birli¤i. 17)
da bir dolab›n içine birbirine paralel olarak tutturulmufl, uzun tahta veya metal lev- Eski bir a¤›rl›k ölçüsü birimi / Kenya’n›n uluslararas› plaka kodu / Yunanistan’da
ha / Bonn’un plaka kodu / kal›n olmayan / (tersi) alt›n. 21) ‹nleme sesi / bir or- bir spor klübü / baflar›s›z olmufl kimse / dünya d›fl›, extra terrestrial / gümüfl. 18)
gan›m›z / (tersi) ilave /(tersi) eski dilde komedi. 22) Bir s›v›n›n asitlik bazl›k dere- Gosciny ve Uderzo’nun ünlü çizgi roman› / (tersi) Günefl’ten korunmak için bir ye-
cesi / sivilce / renyum / Merkür / nadir toprak elementleri / naz, iflve. 23) Nane rin üzerine gerilen örtü / sara / telefonda hitap sözü. 19) Bir ço¤ul tak›s› / Yeni
ferahl›¤› veren / mikroskop cam› / aç›k deniz / anonim ortakl›k / Do¤u Anadolu’da Dünya / (tersi) Almanca yeni anlam›ndaki söz / Güney Yar›mkürede büyük çapl›
bir nehir. 24) Bir Türk farmakolog / bir bitkinin yaflama ve büyüme organ› / Gü- etkilere yol açan iklim olgusu. 20) Do¤um öncesi rahim boynunun incelmesi / bel-
ney Amerika’da bir ülke. 25) Nörolinguistik programlama / bir fleyin bafl›yla sonu li bir toplulu¤a özgü iflaret / Jacob …, Hollandal› Rönesans bestecisi / matematik-
aras› / (tersi) sahip / bir fleyin karfl›t› olan / beyaz. te bir say›. 21) Gülhane Askeri T›p Akademisi / (tersi) izlence / bir alanda olufltu-
rulan dan›flma kurulu / büyük baba / arsenik. 22) Osmiyum / (tersi) Honduras’›n
Yukar›dan Afla¤›ya: ülke alan k›saltmas› / bir Urfa yeme¤i / Afrika’da bir ülke / yemin. 23) Gemilerin
1) Ünlü bir Türk mühendis / koni biçimli / alet-edevat. 2) Koro için yaz›lm›fl orkes- yanafl›p yükleme boflaltma yapt›¤› yer / bir nota / Kilikya bölgesinde bulunan antik
tra eseri / gemi omurgas› / 1685-1750 y›llar› aras›nda yaflam›fl ünlü ‹ngiliz yazar. kent / amirler. 24) Nobel ödüllü ABD’li fizikçi, mikroalga ard alan ›fl›n›m›n› bulmufl-
3) Do¤ulu Müslüman / dürülerek boru biçimi verilmifl deri, k⤛t / çok iri, koca- tur / Rusça evet / üstü kapal› anlatma / on alt› taflla iki kiflinin oynad›¤› bir oyun.
man / (tersi) birlik anlam›na gelen ön ek / 4) (tersi) Avrupa Uzay Ajans› / Küçük 25) Bir çam türü / Cahit …, ünlü Türk matematikçi / itip kakma ifli / yap›lmama-
Asya / feriflte / ‹stanbul’da bir semt. 5) (tersi) mililitre / granitlerde s›cakl›k etki- s› gereken, memnu.
siyle yan kayac›n oluflturdu¤u leke / S›rbistan’da bir kent / Türk Hava Yollar›’n›n
uçufl kodu / bir nota. 6) Uluslar aras› Yerel Yönetimler Birli¤i / (tersi) büyükanne
/ renkli, süslü / doktor. 7) Nanosaniye / çok renkli / seçkin. 8) Yemek piflirilen
Sizlerden gelen yo¤un istek üzerine, bu say›dan
kap / krallar›n elinde tafl›d›¤› de¤nek / pamuklu bir kumafl türü / bafl, temel. 9) itibaren bilimsel kare bulmacaya yeniden bafll›yoruz.
Uluslaras› Otomobil Sporlar› Federasyonu / ruh / aile / muhakeme. 10) Bir peynir Bulmacaseverler kalem bafl›na...

fiubat 2008 65 B‹L‹M ve TEKN‹K


yasliAgac 1/22/08 5:51 PM Page 66

YAfiLI VE ÖLÜ
A⁄AÇLAR

A¤açlar, baltaya yenik düflmez ise nün süksesyonu, ölmüfl a¤açlar üzerin- lar, ekonomik kayg›lar›n ön planda tu-
çok yüksek boylara ulaflabildi¤i gibi, de gerçekleflir. tuldu¤u “temiz iflletmecilik’’ anlay›fl›
baz› türler 2000 y›l›n üzerinde yaflaya- Son birkaç y›la kadar ölü, ölmekte ile iflletilmekteydi.
bilirler. Ülkemizin do¤al a¤aç türlerin- olan ve yafll› a¤açlar, ormanc›lar›n yan- Modern yada temiz orman iflletme-
den olan kay›n (Fagus) 40 metreden, l›fl bir inanc› olarak hastal›k kayna¤› cili¤inde her a¤aç türü için ekonomik
göknar (Abies) ve ladin (Picea) 60 met- olarak alg›lanmakta, ormanlarda onla- olarak art›m›n (hacim art›m›) azald›¤›
reden fazla boya, 1.5 metrenin üzerin- r›n bulunmas› orman idaresinin bir ye- bir yafl s›n›r› (idare süresi) belirlenir ve
de çapa ulaflabilirler. Dolay›s›yla böyle teneksizli¤i olarak görülmekte, orman- a¤açlar bu yafla ulaflt›klar›nda ço¤un-
görkemli ve yafll› a¤açlar›n ölümü ile lukla topluca kesilir. Örne¤in, ülkemi-
orman içerisinde yüksek miktarda ölü zin kozalakl› a¤açlar› içerisinde en
a¤aç oluflur. Ormanlarda yaflayan çan- fazla orman› bulunan a¤aç türü k›z›l-
l›lar›n üçte birine yak›n›, yaflamlar›n› çamd›r (Pinus brutia). Saf k›z›lçam bü-
Ölmüfl bir
sürdürebilmek için ölü ve yafll› a¤açla- Toros künün idare süresi yetiflti¤i ekolojik
ra ba¤›ml›d›r. Ölü ve yafll› a¤açlar, or- göknar› ortama göre 40 ile 80 y›l aras›ndad›r.
man› dengede tutup, verimlili¤in deva- üzerinde Ülkemizdeki k›z›lçam ormanlar› ame-
katran
m›n› sa¤lad›¤› gibi, özel istekleri olan najman (Orman iflletme planlar›) plan-
fideci¤i
binlerce tür için bar›nma ve beslenme lar›nda idare süresi kadar eflit parçaya
ortam› sa¤larlar. Örne¤in, bir mefle (has›lalar› eflit) bölünür. Bu eflit parça-
a¤ac›, d›fl müdahale olmad›¤› takdirde, lardan her biri bir y›l içerisinde t›raflla-
900 farkl› çanl›ya ev sahipli¤i yapar. ma kesilir. Olay› daha basit anlatabil-
Ölmüfl a¤açlar üzerinde küçük ve özel mek için ortalama bir de¤er olan 60
yaflam alan› oluflur. Bir çok canl› türü- yafl› tek bir idare süresi olarak kabul

B‹L‹M ve TEKN‹K 66 fiubat 2008


yasliAgac 1/22/08 5:52 PM Page 67

Yafll› a¤açlar
bir çok hayvan›n
bar›nma ortam›d›r.

Yafll› bir ya¤ ard›c›

edelim. Bu durumda, ülkemizde ifllet- si ayn› boyda, ayn› yaflta, benzer geli- Ülkemizde bu süreç son 40-50 y›l-
mecili¤e uygun k›z›lçam ormanlar›n›n flim özelliklerinde, alt› ter temiz, odun d›r devam ederken, bat› ülkelerinde
60 yafl›ndakilerin tamam› kesilir ve ye- tarlas›n› and›ran bir orman görürsü- 300-400 y›ld›r uygulanmaktad›r. Bat›
rine do¤al yada yapay yolla yeni orman nüz. Karfl›dan bak›ld›¤›nda baz› insan- ülkeleri, buda yetmezmifl gibi, do¤al
kurulur. Bu uygulamaya silvikültür larca çok hofl karfl›lanan, alt›nda kolay- ormanlar›n› bir çok alanda köklemifl,
tekni¤inde “gençlefltirme’’ denir. Yani ca gezilmesi mümkün olan bu manza- k›sa ömürlü fakat daha h›zl› geliflen,
k›z›lçam ormanlar›, 1 ile 60 yafl aras›n- ra, bir orman için biyolojik çeflitlili¤in genelde yabanc› kökenli türleri kulla-
da olmak zorundad›r. Ayr›ca 1-60 yafl en alt düzeyde seyretti¤i, kufllar›n yu- narak a¤açland›rm›flt›r. Yanl›fl oldu¤u
aral›¤›ndaki iflletme ormanlar›na genç- va yapacak tek delik dahi bulamad›¤›, bilimsel olarak anlafl›lan bu mant›k sü-
lik bak›m›, s›kl›k bak›m› ve aralama ke- çölü and›ran alanlard›r. Unutmayal›m reci, tüm dünyada ve ülkemizde halen
simleri ad› alt›nda, 5-10 y›lda bir girile- ki, “biyolojik ortam›n geriledi¤i’’ alan- devam etmektedir. Örne¤in, hiçbir do-
rek zay›f a¤açlar, e¤ri a¤açlar, ölmekte lar çöl olarak tan›mlanabilir. Asl›nda ¤al a¤aç türümüz için özel bir araflt›r-
olan a¤açlar, dikili kurular, rekabette buralar orman tan›m›na dahi girmez, ma enstitüsü kurulmazken, yabanc›
geri kalanlar ve devrikler ormandan ç›- dense dense kereste tarlas› denebilir. kökenli h›zl› geliflen türleri ülkemizde
kar›l›r. Buda yetmezmifl gibi, arazi e¤i- Genelde, orman iflletmecili¤i uygula- yayg›nlaflt›rmak için birisi ‹zmit’te, bu-
mi nedeniyle gençlefltirilmesi mümkün malar›nda “süreklilik prensibi’’ do¤al gün ismi de¤ifltirilmifl olsa da di¤eri
olmayan koruma karakterli ormanlara dengenin süreklili¤inden daha çok Tarsus’ta orman bakanl›¤›na ba¤l› iki
da bak›m kesimleri uygulan›r. Bir çam odun hammaddesinin sürekli üretimi adet özel amaçl› araflt›rma müdürlü¤ü
bükünü gezerseniz hemen hemen hep- olarak alg›lan›r. kurulmufltur. Bu çal›flmalar›n sonun-
Korunan alanlarda
do¤al ormanlar
yasliAgac 1/22/08 5:52 PM Page 68

c›lar› helikopterler kullanarak yafll›


a¤açlar› ormanlardan tek tek ay›klay›p
yüksek ederlere sat›yor. Ormanlar›n
vahflice iflletilmesi yetmezmifl gibi, bin-
lerce y›ldan bu yana birikmifl organik
maddeler torf ad› alt›nda bulunduklar›
yerden ç›kart›l›p ayn› ülkelerce dünya-
ya pazarlan›yor. Geliflmifl ülkelerin bu-
lundu¤u serin ve so¤uk iklime sahip
bölgelerdeki ekosistemlerde, mikrobi-
devrik bir yal etkinlik s›n›rl› ve ayr›flma çok ya-
kasnak meflesi
vaflt›r. Bu nedenle bu bölgelerdeki ölü
da, yabanc› bir tür olan radiata (Pinus önemli ölçüde net karbon sal›nmas›na a¤açlar ve ayr›flmadan biriken ölü örtü
radiata) çam› a¤açland›rmas› h›zla bafl- neden oldu¤unu gösterir. uzun ömürlü bir depo ifllevi görür.
lam›fl ancak günümüze pek ço¤u ula- Havadaki karbonun tutulup ba¤- Uzun ömürlü ve yavafl çürüyen a¤aç-
flamam›fl, kendili¤inden yok olup git- lanmas› yoluyla ekosistemde karbon lardaki karbonun ço¤u yüzlerce y›l tu-
mifltir. Buna Mu¤la yöresinde gerçek- depolanmas›, karbondioksit gibi sera tulmufl olarak kalabilir. Örne¤in, sar›-
lefltirilen okaliptüs a¤açland›rmalar›n› gazlar›n›n azalmas›n›n bir yolu olarak çamda (Pinus sylvestris) bu süre 1000
da ilave etmek gerekir. Asl›nda bu gözükmektedir. Ormanda karbon biri- y›ldan fazla iken ya¤ ard›çta 2 bin y›l›
a¤açland›rmalar bofl alanlarda yap›lsa kimini sa¤layan unsurlar; a¤açlar, diri aflabilir. Ülkemizin do¤al bir a¤aç türü
beklide hofl görülebilir. Unutmayal›m örtü, ölü örtü, toprak ve ölü a¤açlar- olan ya¤ ard›çlar (Juniperus foetidissi-
ki ço¤u uygulama do¤al ormanlar›m›z d›r. Ölü a¤açlar hem karbon a盤a ç›- ma) öldükten sonrada dikili kuru ola-
köklenerek yap›lmaktayd›. karma, hem de karbon depolama aç›- rak 300 y›ldan daha fazla y›k›lmadan
Son y›llarda h›zl› geliflen türlerle s›ndan önemlidir. Geliflmifl bat›l› ülke- ayakta kalabildi¤i gibi, devrildikten
gerçeklefltirilen a¤açland›rma çal›flmala- ler, daha az geliflmifl ülkelerdeki tro- sonrada 100 y›ldan daha uzun bir süre
r›na küresel ›s›nmaya karfl› karbon de- pik ormanlar›n karbon depolamas›nda çürümeden kalabilir. Bu özelli¤i ile
polama k›l›f› uydurulup, toplumun kafa- kritik rol oynad›¤› inanc›n› tüm dünya- ya¤ ard›ç, bulundu¤u ekolojik bölge-
s› kar›flt›r›l›yor. Oysa bu tür plantasyon- ya bilinçli olarak yaymaktad›rlar. Bura- nin en uzun yaflayan, öldükten sonra-
lar karbonu h›zl› bir flekilde depolarken da amaç, küresel ›s›nman›n önüne ge- da varl›¤›n› en uzun süre devam etti-
k›sa ömürleri sonucu, karbonu bünyele- çilmesinden daha çok, kendi hoyratça ren, dolay›s›yla da en uzun süre kar-
rinde tutma süreleri de k›sad›r. Yani uygulamalar›n› gizlemektir. Oysa tro- bon depolayabilen a¤aç türüdür.
karbon depolamada önemli bir unsurda pik ormanlarda ayr›flma o kadar h›zl›- Son birkaç y›lda, bir miktar yafll› ve
a¤açlar›n uzun ömürlü olmas›d›r. Kana- d›r ki, net karbon depolamas›ndan söz ölü a¤açlar›n ormanlarda b›rak›lmas›-
da’n›n Biritifl Colombia eyaletinde yap›- edilemez. As›l karbonu depolayan or- na dair yasal düzenlemeler yap›lm›flsa
lan bir araflt›rma, idare süresi (son ke- manlar geliflmifl ülkelerin bulundu¤u da, ormanc›larda geçmiflten gelen “te-
sim yafl›) 80 y›l olan iflletme ormanlar›n- serin ve so¤uk bölge ormanlar›d›r. Her miz iflletmecilik tak›nt›s›’’ devam et-
da tutulan karbon miktar›n›n, komflu fleyin ekonomik getirisi ile ölçüldü¤ü mektedir. Geçmiflte ve günümüzde bir
alandaki yafll› do¤al orman›n yar›s› ka- geliflmifl ülkelerde ormanlar›n ço¤un- çok ormanc›, asl› görevinin bozulan
dar oldu¤unu ortaya koymufltur. Bu du- lu¤u özel sektör elinde, yüzlerce y›l- ekolojik dengenin yeniden tesisi oldu-
rum yafll› do¤al ormanlar›n h›zla genç- dan bu yana ac›mas›zca kesilmeye de- ¤unu unutmufl gözüküyor. Ölü ve yafl-
lefltirilmesi uygulamalar›n›n, havaya vam ediliyor. Örne¤in, Kanada orman- l› a¤açlar, en çok tehdit alt›nda bulu-
yafll› bir mefle a¤ac›nda yafll› bir göknarda yenilebilen
kav mantar› dalak mantar›
yasliAgac 1/22/08 5:52 PM Page 69

Akçam iflletme
orman›nda gençlefltirme
(tür de¤iflikli¤i yöntemiyle)
Kavramlar ve Anlamlar› Silvikültür: Ekolojik, biyolojik ve sosyal te-
Bük (meflcere): Yafl, a¤aç türü, a¤aç türü meller üzerinde var olan ormanlar›n planl›
bileflimi, büyüme yada kurulufl biçimi gibi olarak iflletilmesi, bak›m›, gençlefltirilmesi, ve
özelliklerin hepsi yada bir k›sm› ile çevresin- varl›klar›n›n yetiflme ortam›na uygun bir bi-
den belirgin olarak ayr›lan, en az 1 hektar bü- çimde süreklilik prensibine uygun olarak sür-
yüklü¤ündeki orman parças›. Saf bük: Bir tek dürülmesi ile ekim ve dikim yoluyla yeni or-
a¤aç türünden oluflan bük. Kar›fl›k bük: ‹ki manlar›n kurulmas› ile u¤raflan bilim dal›d›r.
yada daha fazla a¤aç türünden oluflan bük T›rafllama: Bir orman›n tek bir seferde ta-
Süksesyon: Bir organizma toplumunun ik- mamen kesilmesi Yafll› a¤açlar bir çok türün yaflam alan›d›r. (çuha çi-
lim, toprak ve organizman›n yaflama yetene¤i- Rekabet: Yaflam için gerekli ancak s›n›rl› çe¤i, orman sarmafl›¤›, s›lcan (similax), ve yosunlar
ne ba¤l› olarak ayn› yetiflme ortam› üzerinde olan çevre etmenleri (›fl›k, besin, su) için sa-
ola¤an zamansal s›ralan›fl› vafl›
insanla süren yaflam mücadelesi onlar›
masumlaflt›rm›flt›r. Bu güzelli¤i gör-
nan yaflam alanlar›ndan biridir. Bu du- ve tabakal›¤› önemlidir. Bütün bu mek insana doyumsuz bir haz verir, in-
rum bir çok türün k›rm›z› listeye gir- olumsuzluklara ra¤men ülkemiz; do- san› yüzlerce y›l hatta binlerce y›l ön-
mesine neden olmufl bulunuyor. ¤as›n›n engebeli oluflu, kapitalizmle cesini düflünmeye iter. ‹nsanda onlar-
Tür çeflitlili¤inin korunmas› do¤al geç tan›flmas› nedeniyle; do¤al orman ca, yüzlerce foto¤raf çekme, o an› bel-
süksesyon seyrinin korunmas›n› ge- varl›¤›, yafll› ve ölü a¤aç miktar› itibar› geleme zorunlulu¤u hissettirir. Bu his,
rektirir. Bunun içinde do¤aya yak›n or- ile Avrupa ülkelerinin tamam›na yak›- tekrar ayn› yere gelindi¤inde, o a¤ac›
man iflletmecili¤i etkin bir yoldur. Bu n›yla boy ölçüflebilecek flekilde niteli¤i- bulamama korkusundan kaynaklan›r.
nedenle, ormanda do¤a koruma her- ni korumufltur. Önceleri dezavantaj gi- Ancak, onlara ulaflmakta kolay bir ifl
hangi bir zamanda orman›n do¤all›¤› bi gözüken bu durum, fark›nda olabi- de¤ildir. Yolun gitti¤i, kat›r›n ulaflabil-
ile ölçülebilir. Bu konuda yüksek a¤aç lirsek bizim için bir flanst›r. di¤i tüm alanlar silinip süpürülmüfltür.
yafl›, ölü a¤aç zenginli¤i, yetiflme orta- Her fleyin genç olan›n›n tercih edil- Bu nedenle oldukça uzun ve zahmetli
m›n›n do¤al türlerinin varl›¤›, kar›fl›m› di¤i bir kültürel yap›, a¤açlar için ge- bir yol kat etmek zorunda oldu¤unuzu
çerli de¤ildir. Çünkü yafll› a¤açlar, yüz- bilmeniz gerekir. ‹nan›n sonuç görme-
Yafll› ceviz a¤ac› lerce y›l›n izlerini üzerinde tafl›yan ye de¤er.
an›tsal görünümleri ile daha çok çeki- Hazin Cemal Gültekin
cidirler. Günümüzde biyolojik turizm Orman Yüksek Mühendisi
hareketleri do¤al, yafll› ve an›tsal nite- Kaynakça
likli ormanlar arar. Her canl›n›n yavru- Çolak, H, A, 2001, Ormanda Do¤a Koruma, Orman Bakanl›¤› MPGM
Yay›n›, 354 s, Ankara.
su masum oldu¤u için sevimli iken, Gültekin, H, C., 2007: Türkiye Ard›ç (Juniperus L.) Türlerinin Ekolo-
jisi ve Silvikültür Teknikleri, Orman Mühendisleri Odas› Yay›n
a¤açlar›n ise en yafll›s› sevimlidir. Yüz- No: 27 (Bas›mda) 170 s, Ankara.
lerce y›ldan bu yana do¤ayla hele de http:/www.panda.org/europa/forest
yasamSubat08 1/22/08 5:45 PM Page 78

Yaflam S a r g u n A . T o n t

Birincilere Mektuplar...
Berfin Serin Sana önerim, ileride üniversiteye girifl
4. S›n›f Ö¤rencisi s›navlar›na haz›rlan›rken “K›z›m, sanat
Özel Baflkent okursan aç kal›rs›n, ya t›p ya elektrik mü-
Okulu hendisli¤i oku” diyenler olursa, bu laflar
Adana bir kula¤›ndan girsin öbür kula¤›ndan ç›k-
s›n. Sen hofluna ne gidiyorsa onu oku.
Kendi o¤luma söyledi¤imi sana da söyle-
Sevgili Berfin, yeyim: Sevmedi¤in bir meslekte çal›flmak,
48 ülkeden 11 bin 322 kiflinin kat›ld›- sevmedi¤in bir insanla evlenmek gibidir.
¤› Uluslararas› Çevre ve Çocuk Çizimi Ya- Bu arada sak›n ö¤retmenin Hafize Er-
r›flmas›'nda birinci oldu¤unu duyunca ne soy’a tebrik ve sayg›lar›m› iletmeyi unut- ¤unu sanm›yorum. Umar›m ligin ikinci ya-
kadar mutlu oldu¤umu anlatamam. Bu ma. Gazetede okudu¤uma göre Hafize ha- r›s›nda da ayn› baflar›y› gösterir ve flampi-
sütunlar› okuyan a¤abeylerinin ve ablala- n›m›n senden baflka dünya birincili¤i ka- yon olursunuz. Ümidimiz bir gün Milli Ta-
r›n›n da sana söyleyebilece¤i gibi ben eli- zanan 8 ö¤rencisi daha olmufl. Bir de k›m›n bafl›na geçmeniz ve ülkemize bir
me geçen her f›rsatta çevre sorunlar›yla ufak bir ricam olacak. Maalesef son resim Dünya fiampiyonlu¤u getirmeniz.
bafl ederken esteti¤in ne kadar önemli ol- hocam da t›pk› di¤erleri gibi beni terk et- Geçenlerde K›z›lay’da kendime bir Si-
du¤unu s›k s›k vurgular›m. ti. Acaba Haf›ze han›m yafl›n› bafl›n› alm›fl vasspor formas› ararken (maalesef bula-
Louvre Müzesi’nin gravür bölümünde akademisyenlere özel ders veriyor mu? O mad›m) akl›ma ilginç bir soru geldi: Aca-
atalar›m›z›n eserlerinin olup olmad›¤›n› vermezse, sen verebilir misin? Acele yan›t ba Bülent Bey futbol yerine akademisyen
bilmiyorum; ama di¤er salonlar›nda tek bekliyorum. olmay› tercih etseydi ayn› baflar›y› orada
bir Türk ressam›n›n tablosu yokmufl. Seni ve Hafize Han›m› tekrar tebrik da gösterebilir miydi? Bence evet. Bu ko-
Umar›n sen bir gün bu eksikli¤i dolduran eder, gözlerinden öperim. nuda hiç bir flüphem yok. Diyelim yeni
ilk Türk ressam› olursun. Sargun Ali Tont aç›lan bir üniversitemizde bölüm baflkan›
Amatör ressam oldunuz; sizin ilk antrenmanda -pardon,
toplant›da, verece¤iniz konuflmay› duyar
Bülent Uygun gibi oluyorum: “Bak›n çocuklar, kendini-
Antrenör, ze güvenin, el ele verirsek bu y›l ODTÜ,
Sivasspor Bilkent ve Bo¤aziçi’nden daha fazla ve
Sivas daha kaliteli dergilerde yay›nlar yapabili-
riz.” (Tabii bu konuflmalar› yapmadan ön-
ce ellerinde mendil “bizde de imkan ol-
sayd›, biz de yapard›k” diye a¤layan oyun-
cular› -pardon doçentleri, flu astronomik
maafl veren özel üniversitelere sepetlemifl
olurdunuz) E¤er “Peki hocam, tafl›ma
Merhaba Bülent Bey. suyla de¤irmen dönmez, araflt›rma para
Antrenörü oldu¤unuz Sivasspor tak›m› ister, onu nereden bulaca¤›z” dersen, hiç
ligin ilk yar›s›n› birinci olarak bitirdi¤i için merak etme derim; çünkü bir çok konuda
sizi ne kadar tebrik etsek azd›r. Oyuncu- araflt›rma yapabilmek için eskisi gibi faz-
lar›na sizden belki de 10 kat daha fazla la paraya gerek yok.
para ödeyen tak›mlara karfl› elde etti¤iniz Diyelim yeni aç›lan bir devlet üniversi-
bu zaferin futbol tarihimizde bir efli oldu- tesinde tarih bölümünün baflkan› oldu-

B‹L‹M ve TEKN‹K 70 fiubat 2008


yasamSubat08 1/22/08 5:45 PM Page 79

Son bakt›¤›mda uçurumun daha da


çok aç›ld›¤›n› görünce ümitsizli¤e kap›l-
d›m; ta ki bir cumartesi sabah› TV’de
sörf yaparken sizin Kanal B’de yay›mla-
nan Çocuk Kufla¤› program›n›za rastlaya-
nuz. E¤er isterseniz en iyi üniversitelere 1959 y›l›nda bir süre fizik konusunda na kadar. Gözlerime inanamad›m. Sah-
tafl ç›kartabilecek bir tarih tak›m›n› k›sa araflt›rma yapt›ktan sonra roman yazmaya nenin bir köflesinde Burcu hoca (beni
zamanda kurabilirsiniz. Devletin arflivle- bafllayan C. P. Snow ad›nda bir ‹ngiliz, son terk eden resim hocama ne kadar
rinde, Milli Kütüphane’de, Fatih Külliyesi Cambridge Üniversitesi’nde “‹ki Kültür ve benziyor!) çocuklara resim yapt›r›yor
ve benzeri kurulufllarda “gel beni araflt›r” Bilim Devrimi” bafll›kl› bir konferans ver- öbür köflede ‹lker Bey birbirinden ilginç
diye 盤l›k atan o kadar çok belge var ki, di. Snow’un tan›mlamas›na göre bilim in- bilimsel deneylerin evinizde bile nas›l ya-
kuraca¤›n›z akademik tak›m›n her y›l bir sanlar› bir kültürü, edebiyatç› ve sanatkâr- pabilece¤inizi ö¤retiyor. Hele o birbirin-
kaç düzine makale yay›mlamas› iflten bile larsa di¤er kültürü oluflturuyordu. Bu za- den güzel danslar ve mini konserler! Ta-
de¤il. Masraf›n›z da fotokopi için ödeye- ten bilinen bir fleydi; fakat sonradan k›ya- bii program›n as›l y›ld›z› sizsiniz. Ben di-
ce¤iniz bir kaç TL’yi geçmez. metin kopmas›na neden olan, Snow’un bi- limizi bu kadar güzel konuflan bir sunu-
fiimdiye kadar bir kaç yerli istisnan›n lim adamlar›n› sanki Sivasspor kulübünün cuya daha rastlamam›flt›m. Bu “tak›m›”
d›fl›nda tarih parsas›n› toplayanlar, ço¤un- oyuncular› gibi överken sanatç›lar› birinci o kadar güzel idare ediyorsunuz ki sizi
lukla yabanc› oyuncular oldu: Andrew ligden düflen bir tak›m›n oyuncular›na seyrederken sanki ünlü bir orkestra flefi-
Mango, Bernard Lewis, Lord Kinross, benzetmesiydi. Snow’a göre bu iki kültü- ni seyreder gibi oluyorum. Sanatla bilim
Stanford Shaw, Barbara Walker gibi. Olur rün aras›nda kapanmas› gereken bir “an- bundan daha güzel harmanlanamaz. Yer-
ya, baz› oyuncular›n Osmanl› Tarihi ilgile- laflmazl›k” uçurumu aç›lm›flt›. Akademik li yabanc› bir çok üniversitenin yapama-
rini çekmeyebilir. ‹nternet’te o kadar çok kavgalarda sar› veya k›rm›z› kart gösteril- d›¤›n› siz baflard›n›z. Bu arada sizin
malzeme var ki, II.Mahmut’un biyografisi- mez; ama tart›flmalar öyle haflin geçebilir program›n›z yüzünden Cumartesi bisiklet
ni yazmak istemeyen bir tarihçi bilgisaya- ki, durum futbolcular›n yüzde 90’›n›n has- gezilerimi ertelemeye mecbur kald›m,
r›n› hiç terk etmeden ‹ngiliz kral› II. taneye kald›r›ld›¤› bir maça benzer. Bu ko- ama helal olsun. Çocuklu¤umda böyle
Henry’ininkini yazmakta hiç zorluk çek- nuda da böyle oldu. Ak›t›lan bilimsel ve bir program olsayd› belki ben de, rah-
mez. edebi kan›n haddi hesab› yoktu. metli validenin dedi¤i gibi, bir baltaya
Temel bilimciler için de çok cazip seçe- C.P. Snow bu savafl› bafllatt›¤› zaman sap olabilirdim.
nekler var. Örne¤in, Amerika’n›n uzay lise ö¤rencisi oldu¤um için olan bitenden Kazand›¤›n›z ödüle gelince: Tören be-
merkezi NASA’n›n web sayfas›nda bitki- haberim olmad›. Cepheye ça¤r›lmam 20 nim ODTÜ lojman›mda yap›lacak ve ma-
lerdeki klorofil miktar›ndan tutun deniz y›l sonra oldu. Savafl bölgem disiplin- dalya yerine size tek piflirebildi¤im Çin
suyu s›cakl›¤›na kadar, bizim yurdumuz leraras› derslerdi. O zamanki komutanla- yeme¤i olan Ananasl› Tavuk’u ö¤rencile-
dahil, bütün dünyay› kapsayan ölçümleri ra göre yar› sanat yar› bilim içeren ders- rimle birlikte sunaca¤›z. ‹sterse flansl›
bedavadan indirmek mümkün. Ayn› f›rsat- ler bu uçurumu biraz olsun daraltacak ve enifltemiz de ödül törenine kat›labilir.
lar astronomi ve astrofizikçiler için de ge- özellikle edebiyat ordusunda bafl göste- Ödülünüze ne zaman kavuflmak iste-
çerli. Bu veriler üzerine yaz›lacak makale ren bozgunlu¤u biraz olsun önleyecekti. di¤inizi en k›sa zamanda bize bildirmeni-
say›s›n› bir düflünün! Her neyse, burada Ben bu derslerden iki tane açt›m. Dersler zi ivedilikle rica ediyorum.
keseyim; kafan›z› daha fazla a¤r›tmak is- ö¤rencilerin hofluna gitti ama duydu¤uma Sayg›lar›mla,
temem. göre ben ayr›ld›ktan sonra o dersleri
Sivasspor Ankara deplasman›nda gel- okutmak isteyen ç›kmad›¤› veya cesaret Sargun Ali Tont
di¤inde kale arkas›nda sizi avaz› ç›kt›¤› edemedi¤i için ikisi de kapanm›fl. ‹ki-Kültür Gazisi
kadar destekleyen, beyaz saçl› bir bey
dikkatinizi çekerse büyük bir olas›l›kla “O
Yi¤ido” benimdir.
Sizi tekrar, tekrar tebrik eder, aln›n›z-
dan öperim.
Sargun “Yi¤ido” Ali Tont

Banu Cinel Gündüz


Kanal B Televizyonu
Ankara

Merhaba Banu Han›m,


Sizi ilk C. P. Snow ödülünü kazand›¤›-
n›z için tebrik ederim. “Bu ödül de ney-
mifl?” kabilinden bir soru akl›n›za gelirse
hakl›s›n›z; çünkü bundan sonra her y›l ta-
raf›mdan verilecek bu ödülü ilk kazanan
sizsiniz. ‹zninizle aç›klayay›m.

fiubat 2008 71 B‹L‹M ve TEKN‹K


forumSubat08 1/22/08 5:30 PM Page 1

G ü l
Forum
g û n A k b a b a

Pendik Veteriner Kontrol ve WHO-MZCC gibi kurulufllarla organik ba¤lar mizin imalat sanayine ve hizmet sektörüne de
kurmufl ortak proje ve stratejiler gelifltirmifl, yans›yacak.
Araflt›rma Enstitüsü (1901) MZCC'nin referans laboratuvar› olmufl. Yap›- Bilim insanlar›m›z eminim bu sorunlar›n
Bir as›r geçmifli bulunan Pendik Veteriner lan araflt›rmalarla 30 afl› ve biyolojik madde- çözümü konusuna da veri sunacaklar. Y›llar-
Kontrol ve Araflt›rma Enstitüsü’nü sizlere tan›t- lerin üretimi gerçekleflmifl. dan beri baz› bilim insanlar›m›z nükleer ener-
mak istiyorum. Ben Haydarpafla Anadolu Lise- 100 y›ll›k geçmiflinde Pendik Veteriner jiye geçmemiz gerekti¤ini, geç kalmakta oldu-
si 10.s›n›f ö¤rencisiyim. Geçti¤imiz Kas›m ay›n- Kontrol Araflt›rma Enstitüsü, kendine sa¤la- ¤umuzu söylediler. Bu insanlar›n bilgi birikim-
da Haydarpafla Lisesi Bilim ve Teknoloji Kulü- nan olanaklar› en iyi biçimde de¤erlendirerek leriyle söyledikleri ne denli ciddiye al›nd›?
bü olarak PENVET(Pendik Veteriner Kontrol ve ülkemizde var olan bulafl›c› ve salg›n hastal›k- Ama flunu rahatl›kla ben söyleyebiliyorum,
Araflt›rma Enstitüsü)'e bir gezi düzenlemifltik. lar üzerinde bilimsel araflt›rmalar› yo¤unlaflt›r- “sonuç ortada”. D›fl borcumuzun % 80’ini
Bu bilimsel etkinlik s›ras›nda elde etti¤im bilgi- m›fl ve hepsinden daha önemlisi bu hastal›kla- enerji girdisi oluflturmakta. Umut ediyorum ki
leri Bilim ve Teknik Kulüp’ünde sizlere aktara- ra karfl› afl›, serum ve biyolojik maddeleri üre- daha fazla geç kalmayal›m.
ca¤›m. Ama önce Forum’da bu geziden elde et- terek ülke hayvanc›l›¤›na ve ulusal ekonomi- Hepimizin bildi¤i feci kazada flehit olan de-
ti¤im birikimleri sizlerle paylaflmak istedim. mize de¤erli hizmetler yapm›fl. Kuruluflunun ¤erli hocalar›m›z› bu yaz›mda sayg› ve rahmet-
Enstitü, kuruldu¤undan beri Türk hayvanc›- 100. y›l›nda belirlenen hedefler, öncelikler ve le anmak istiyorum. Ben izlerinden gidiyorum
l›¤›na, ülke ve dünya bilimine önemli katk›lar- ilkeler do¤rultusunda ve giden pek çok insan›m›z oldu¤unu ummu-
da bulunmufl. Kurtulufl Savafl› zaman›nda zor Türk hayvanc›l›¤›na, yorum. Ülkemiz 2023 y›l›nda onlar›n ›fl›¤›yla
flartlar alt›nda çal›flmalar›na devam etmifller, ülke ve dünya bilimi- ayd›nlanacak.
hatta Anadolu’ya cephane tafl›nmas›nda önem- ne önemli hizmetler Bilime, dolay›s›yla insanl›¤a eme¤i geçen-
li görevler üstlenmifller. Zaferle sa¤lanan öz- vermeye devam ede- lere sonsuz teflekkür-
gürlük ortam›, Cumhuriyetin getirdi¤i yeni ya- ceklerini de ben bu ler. Sayg›lar›mla…
flam tarz› herkeste bir flevk ve hevesle çal›flma geziden elde etti¤im
azmi yaratm›fl. Enstitüde bugün hala kullan›lan bilgilerle inand›m. ‹smail Arabac›
birçok afl›n›n ilk çal›flmalar› o zaman yap›lm›fl Eren Duyar/‹stanbul Bal›kesir
ve üretimleri o dönemde gerçekleflmifl. Üniversitesi
Bafllang›çta bünyesinde yaln›z S›¤›r Vebas› Makine
ve Pasteurella Laboratuarlar› bulunurken za- Selam Bilim ‹nsanlar› Mühendisli¤i Böl.
manla “Anaerob ve Teflhis, Keçici¤er A¤r›s›, Yaflama hizmet etmeye ant içmifl, insanl›-
Yan›kara ile müstakil bir teflhis, patoloji, pa- ¤›n konforunu artt›rmaya çal›flan tüm arka-
razitoloji, Enterotoksemi, Brucellosis, Tavuk dafllar› selaml›yorum…Dünya nüfusu artt›kça Küresel Is›nmay›
Hastal›klar› Laboratuarlar› eklenmifl. 1965 y›- kaynaklar› daha etkili ve verimli kullanma zo- Önleyebilme Ad›na
l›nda Birleflmifl Milletler G›da ve Tar›m Teflki- runlulu¤u do¤uyor. Son y›llarda yaflanan su ve
lat› (FAO) ile yap›lan anlaflma gere¤ince müfl- enerji k›tl›¤› bunun göstergesidir de. Temel Ormanlar› Kurtaral›m
tereken Koyun Hastal›klar› Araflt›rma Labora- g›dalarda dünya genelinde fiyat art›fl› söz ko-
tuvarlar› kurulmufl. Bu dönemde koyun hasta- nusu. Bu da besin k›tl›¤›n›n habercisidir.
l›klar›yla ilgili projeler yap›lm›fl ve bu projeler- Bilime gönül veren insanlar olarak temel
le gelen yabanc› uzmanlar›n Türk veterinerle- görevimiz bu tür büyük sorunlara çareler bu-
riyle birlikte çal›flt›klar› bir ortam yarat›lm›fl. labilmek. Henüz dünyam›z insanl›¤› konforlu
Bu suretle bat›daki ileri teknikler ülkemizde yaflatabilecek potansiyele sahip. Ancak kay-
de uygulanm›fl. FAO projesinde yer alan ka- naklar›m›z› verimsiz ve bilinçsiz kullanmay›
rarlarla ilgili olarak Anaerob, Mikoplazma, sürdürürsek bu gücü de k›sa zaman içerisinde
Melitensis, Viroloji, Doku Kültürü, Parazitolo- yitirece¤iz.
ji, Biyokimya Laboratuvarlar›yla birlikte bir Elbette ülkemiz de dünyadaki di¤er ülke-
besiyeri haz›rlama ve sterilizasyon servisi fa- ler gibi bu durumdan etkilenmekte. Ancak ge-
aliyete geçirilmifl. 1976 y›l›ndan itibaren Dün- lecek nesillere zengin ve güçlü bir ülke dev- Benim Önerimse…
ya Bankas›, FAO ve Türkiye Kalk›nma Vakf› retmek zorunday›z. Tersi bir durumu düflün- Devlet dairelerindeki resmi yaz›flmalar›n
deste¤i ile Tropikal theileriosis'e karfl› canl› mek istemiyorum; neslimin gelece¤inin olma- tümü (polis, asker, M‹T gibi gizlilik gerekti-
afl› gelifltirilmifl, 1981 y›l›nda uygulamaya ko- yaca¤›n› düflünmek bile kötü geliyor. renler d›fl›nda) ‹nternet üzerinden yapmal› ve
nulmufl. Bugün Enstitü, 6 bölüm ve bölümle- Ülkemizde yaflanan su sorununa biraz da gerekli olan yazd›r›lmal› gereksiz olanlar
re ba¤l› 40 laboratuvar olarak çal›flmalar›n› olsa çare bulundu. Su kaynaklar›m›z ülkemize CD'lerde saklanmal›. Bu sayede y›lda birkaç
sürdürmekte. yetecek potansiyelde, ama dengeli bir da¤›l›m orman yok olmaktan kurtar›r ve küresel ›s›n-
Günümüzde Enstitü, araflt›rma, teflhis hiz- söz konusu mu? man›n önlenmesi yolunda oldukça önemli bir
metleri, üretim, e¤itim, yay›n ve strateji ve Enerji sorunuysa hala korkutuyor. Yeni y›l- ad›m atm›fl oluruz.
proje gelifltirme alanlar›nda önemli hizmetler la birlikte elektriri¤i sat›n alma gücümüz %20 (Sizler de bu konuda önerilerinizi Bilim ve
vermeye devam etmekte. Bu çal›flmalar›yla azald›. Gücümüzdeki bu azalma ya da di¤er Teknik Forum köflesine gönderin.)
uluslararas› alanda FAO, OIE, AB, CNEVA, söylemle elektri¤e yap›lan bu %20 zam ülke- fiazi Bafltemur

De¤erli Okurlar, görüfllerinizi


400 kelimeyi geçmeyecek biçimde ve foto¤raf›n›zla birlikte "TÜB‹TAK Bilim ve Teknik Dergisi, Forum Köflesi, Atatürk Bul. No:221 Kavakl›dere- Ankara" adresine gönderebilirsiniz. Görüfller aktar›l›rken 3. flah›slar› suçlay›c›
ifadelerden kaç›n›lmas›n› rica ederiz. Forum’da ve Serbest Kürsü’de yay›mlanan okuyucu görüflleri Bilim ve Teknik dergisini ba¤lamaz. Forum köflesine afla¤›daki telefon ve faks numaralar›yla da eriflebilirsiniz:
Tel: (312) 468 53 00 / 1067 (Gülgûn Akbaba) Faks: (312) 427 66 77

B‹L‹M ve TEKN‹K 72 fiubat 2008


ilettik 1/22/08 5:34 PM Page 1

‹lettikleriniz
Konu Önerilerim Var frekans› görüyor. Almanya’dan yay›n yapan n› ümit ediyorum. Bilim ve Teknik dergisi ve si-
17 yafl›nda ÖSS'ye haz›rlanan, bilim ve tek- DCF-77 radyo dalgalar›ndan çekilen standart tesi için çal›flan herkese sonsuz teflekkürler.
nik hayran› bir gencim.. Derginizi de hayranl›k zaman o kadar dakik ki evdeki bütün saatleri- Nimetullah Do¤an
ve merakla okuyorum. Bilim ve Teknik dergi- mizi buna göre ayarl›yorum. Siz bu konuyu
sinde Mimar Sinan'›n eserleri, Ayasofya ve derginizde yay›nlayabilir misiniz? Atomik saat- En ‹yi Al›flkanl›klar›mdan Biri
Topkap› Saray› mimarisinin yay›nlanmas›n› ri- ler nas›l çal›fl›yor? Çal›flma prensipleri nedir? Her ay alabilece¤im bir bilim dergisinin ol-
ca ediyorum. Ayr›ca Farabi, ‹bn-i Sina, Descar- Dünyan›n belli bafll› yerlerinden yay›nlanan za- du¤unu bilmek sevindirici. Bilim CD'leri seri-
tes gibi felsefecilerin görüfllerinin yer ald›¤› man sinyallerini kulland›¤›m›z ürünler otoma- niz arflivimin önemli bir bölümünü olufltura-
bir bölümün aç›lmas›, derginin güzelli¤ini ve tik olarak nas›l alg›l›yor? Araflt›rma yaparsan›z cak. Devaml›l›¤›n›n olmas›n› ümit ediyorum.
içeri¤ini art›racakt›r. çok sevinirim. Sayg›lar›mla. Bilim ve Teknik dergisi ve sitesi için çal›flan
Recep Muhammet Yetiflkin Vacit Ali Elmasc› herkese teflekkürler.
Derya Mengi
Eski Say›lara Ulafl›m TÜB‹TAK’ta Staj Yapabilmek
Bilim ve Teknik Kulübü muhabirlerinde- Ege Üniversitesi G›da Mühendisli¤i Bölümü Teknoloji ve Tasar›m’a Destek
nim. Lise 3. s›n›fta okuyan bilim merakl›s› bir ö¤rencisiyim. Bu y›l gönüllü staj yapmak isti- Ünye Cumhuriyet ilkö¤retim Okulunda
arkadafl›m okulunun kütüphanesi için “Bilim yorum.TÜB‹TAK gönüllü stajyer al›yor mu? Bu Teknoloji ve Tasar›m ö¤retmeniyim. Derginizi
ve Teknik dergilerinin eski say›lar›n›, özellikle konuda bilgilendirir misiniz? fiimdiden teflek- takip ediyorum ve ö¤rencilerime de tavsiye
de 2006 ve 2007 say›lar›n› nas›l temin edebi- kür ederim. ediyorum. Bizim dersimize de derginizde yer
lece¤ini sordu?” Ben de bu konuda en do¤ru Merve Eser açman›za çok sevindim. H›zla geliflen ve de¤i-
yan›t› alabilece¤im ‹lettikleriniz bölümüne bu flen ça¤a ayak uydurmak ve katk›da bulunmak
iletiyi gönderiyorum. “TÜB‹TAK’›n geçmifl sa- www.biltek.tubitak.gov.tr için teknoloji ve tasar›m dersini ve bizi destek-
y›lar› okullar›m›za ücretsiz gönderme yönünde Bilim ve Teknik dergisinin web sitesi saye- leyen sizlere ihtiyac›m›z var.
bir uygulamas› var m›?” ya da bu konuda di- sinde bilime olan ilgim artt›. Çok sa¤ olun ve Suna Beyaz›t Gürlek
¤er alternatifler ne? Ne yapmalar› gerekiyor? daha nice bilimsel haberleri bizlere ulaflt›r›n.
Arif Solmaz / Çanakkale Üniversitesi Ceren Okyay Dergimizi, Tüm Gençler Okumal›
Sevgili Bilim ve Teknik ekibi, dergiyi her fle-
Atomik Saatler Hakk›nda Bugün, Yar›n ve Daima “Bilim” ye ra¤men bu kadar kaliteli ç›kar›p da bu kadar
‹yi günler. Benim masaüstünde kullan›lan Her y›l yap›lan Bilim Teknik flenlikleri ve et- ucuza satabilmeniz bir mucize. Sizi kutluyorum.
bir atomik saatim var. Gerçekten inan›lmaz bir kinliklerini bilmek sevindirici. Bilim bugün, ya- Umar›m en ücra köflelere kadar ulafl›yordur der-
fley. Saat ayarlamas› Avrupa için DCF-77 fre- r›n, ve daima hayat›m›n önemli bir bölümünü gimiz. Çünkü bilime ihtiyac›m›z var. Arfliv Cd’le-
kans›ndan ürün taraf›ndan otomatik olarak ya- oluflturacak; ama yap›lan etkinliklere daha faz- rinin her y›l›n sonunda ç›kar›lmas›n› öneriyorum.
p›lmakta. Özellikle geceleri çok net bir flekilde la kontenjan verilmesini, devaml›l›¤›n›n olmas›- Filiz Froohari

Recep Muhammet kardeflimize öncelikle dergimi- zaevlerimizin kütüphanelerine gönderiyoruz. Tabii yük mutluluk. Ve sizlerin istekleri, yönlendirmeleri
ze gösterdi¤i ba¤l›l›k için teflekkür ediyor ve üniver- biz tüm okullar›m›za bu dergilerimizi ulaflt›rabilmeyi do¤rultusunda dergilerimiz olsun, Web sitelerimiz
site s›nav›nda baflar› diliyoruz. Baflar›l› olaca¤›ndan arzuluyoruz; ama burada karfl›m›za ç›kan sorun, bu- ve köflelerimiz olsun, bilim CD’lerimiz olsun sürekli
da kuflku duymuyoruz. Ne yapal›m, o bize gaz ver- nun için gerekli ulaflt›rma altyap›s›na sahip olmama- yenilemek, gelifltirmek de hiçbir zaman ihmal etme-
di; bizde ona verece¤iz tabii ki? Belli ki seçilecek m›z. Bunun için de, devreye valiliklerimiz, belediye- yece¤imiz görevimiz, sorumlulu¤umuz.
alan sosyal bilimler, felsefe ve mimari. Özellikle fel- lerimiz giriyor. Bizden talepte bulunup, kamyon Suna Beyaz›t ö¤retmenimize de dergimiz arac›l›-
sefe konusundaki benzer istekleri de¤erlendirmeye gönderip, illerindeki tüm okullara da¤›t›lmak üzere ¤›yla yard›m edebiliyorsak ne mutlu bize. Çünkü Tek-
ald›k. Dergimizde ve Web sitemizde köfleler düflünü- eski say›lar›m›z› alabiliyorlar. noloji ve Tasar›m Dersi, Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n ve
yoruz. Mimariye gelince, genç arkadafl›m›z hat›rla- Vacit Ali Esmac›’n›n iste¤ini geçmifl y›llardaki sa- Talim Terbiye Kurulu’nun çok olumlu buldu¤umuz ve
mayabilir; ama birkaç y›l önce mimari konusunda y›lar›m›zda yeralan makale ve haberlerde yerine ge- bafltan beri destek verdi¤imiz bir giriflimi. Biz de, bu
bir Yeni Ufuklara eki vermifltik. Arkadafl›m›z Web tirmifltik; ama yine de ele alman›n zaman› geldi sa- dersi bafltaki tüm yad›rgan›fl›na karfl›n ortaya koyan,
sayfam›z üzerindeki linke t›klayarak eriflebilir. De- y›l›r. Kardeflimizin iste¤ini not ediyoruz. Bu arada gelifltiren ve savunan çok de¤erli e¤itimcilerimiz gibi
¤erli bir hocam›z›n emek ürünü olan ekte gerçi sa- TÜB‹TAK Marmara Araflt›rma Merkezi Metroloji Ens- teknoloji üretme ve yenileme becerisinin, bu beceri-
raylar›m›z konusunda özel bir bölüm bulunmasa da, titüsü’ndeki araflt›rmac›larca gelifltirilen bir atom sa- nin üzerine oturdu¤u yarat›c›l›¤›n gelifltirilmesinin ne
alana damgas›n› vurmufl ak›mlar, ak›ll› binalar, yeflil atinin ayn› “dakiklikle”, daha do¤rusu dakikan›n kadar önemli oldu¤unun bilincindeyiz. Ve görüyoruz
mimari, ve gelece¤e bak›fl gibi ilginç bölümler vard›. milyonlarca biri mertebesindeki bir duyarl›l›kla bizle- ki bu ders çocuklar›m›zda, gençlerimizde varoldu¤un-
Bu arada Topkap› Müzesi hakk›nda, yöneticisi Pro- re zaman›m›z› bildirdi¤ini de hat›rlat›yoruz. dan hiçbir zaman kuflku duymad›¤›m›z yarat›c›l›¤›n
fesör ‹lber Ortayl› ile bir söylefliyi de içeren genifl bir Merve kardeflimizin iste¤i de s›k s›k duydu¤umuz bahar çiçekleri gibi f›flk›rmas›n› sa¤l›yor. Dergimize,
çal›flmay› da iki y›l önce yay›mlam›fl oldu¤umuzu ha- bir istek. Elbette biz de tüm okurlar›m›za kap›lar›m›- Web sayfam›za çocuklar›m›z›n eserlerinin önce bir
t›rlatal›m. z› ard›na kadar açmak, böylece ülkemizde bilim kül- iki, derken bir 盤 gibi akmaya bafllamas›n› görerek
Arif Solmaz kardeflimizin sorusuna gelince, dergi- türünün yayg›nlaflmas›nda çok büyük sorumluluk ta- bu dersin amac›na beklendi¤inden çok daha önce ula-
mize sizler gibi biz de çok de¤er verdi¤imiz için ia- fl›yacak bilim yazarlar›n›n, bilim muhabirlerinin yetifl- flaca¤›n› anl›yoruz. Çal›flmalar› biz de zevkle, heye-
de say›lar›m›zdan mümkün olan en büyük yarar› sa¤- mesine katk›da bulunmak istiyoruz. Ama TÜB‹TAK canla izliyoruz. Ayn› zamanda bu ders sayesinde aile-
lamaya çal›fl›yoruz. Bir kere bunlar›n bir bölümü hassas bir kamu kuruluflu oldu¤u için her türlü etkin- mizin h›zla geniflledi¤ini görerek de mutlu oluyoruz.
içinden baflvuru malzemesi de¤eri tafl›yan Yeni Ufuk- li¤inde oldu¤u gibi, bu konuda da baz› esaslar›n, yö- Teknoloji ve Tasar›m sayesinde binlerce ö¤rencimiz
lara ve CD gibi ekleri ç›kararak bunlar› ciltletip/ku- nergelerin belirlenmesi gerekiyor. Bu çal›flmalar so- dergimizle, Web sitemizle tan›flt›, aram›za kat›ld›. Bu
tulat›p yeniden kullan›labilir hale getiriyor, ve bunla- nuçland›¤›nda baflvurulara olumlu yan›t verebilece¤iz. dersi tasarlayan, ortaya koyan, y›lmadan savunan ve
r› dergiyle verdi¤imiz zaman edinememifl bilim me- Ceren, Nimetullah, Derya ve Filiz kardefllerimize uygulayan her e¤itimcimize ve ö¤retmenimize biz de
rakl›lar›na kitabevlerinde bir kez daha sunuyoruz. de dergimiz ve Web sitemiz konusundaki övücü söz- teflekkür borçluyuz.
Dergilerimizin kalan say›lar›n› da baflta talep eden leri için teflekkürler. Sizleri ve her gün yeni yeni ay- Sayg›lar›mla
okullar›m›z›n ve Adalet Bakanl›¤› arac›l›¤›yla da ce- d›n kafalar› ailemize kazanabilmek bizim için en bü- Raflit Gürdilek

fiubat 2008 73 B‹L‹M ve TEKN‹K


zekaSubat08 1/22/08 6:00 PM Page 107

Z E K A O Y U N L A R I
E m r e h a n H a l › c ›
e-posta: emrehan@halici.com.tr

Sudoku • Herhangi bir küpten bafllayabilirsi- Dokuz Nokta


niz.
• Her ad›mda bulundu¤unuz küpten Sar› renkle gösterilen kare biçiminde
ona komflu (yüzeyleri çak›fl›k) olan bir kü- bir alana dokuz nokta yerlefltirerek düz
be hareket edebilirsiniz. çizgilerle birbirlerine ba¤layacaks›n›z.
• Kulland›¤›n›z bir kübü bir daha kul-
lanamazs›n›z. •Her nokta di¤er dört noktaya ba¤lan-
• Sözcük yal›n halde ve herhangi bir m›fl olacak.
ek almam›fl olacak. •Ba¤lant› çizgilerinin tümü ayn› uzun-
Bu koflullara uyan en uzun sözcü¤ü lukta olacak.
bulunuz. •Noktalar çak›fl›k olmayacak.
•Çizgiler karenin d›fl›na ç›kmayacak.
Dart
Yar›flmac›lar›n
‹ki adet 4x4’lük kare blo¤unun yerleri- alt›flar adet ok ata-
ni öyle de¤ifltirin ki; standart bir SUDOKU ca¤› bir dart turnu-
tablosu elde edilsin. vas› düzenleniyor.
Not: Standart bir SUDOKU tablosunda; D›fl halka 1 puan, orta-
her s›rada, her kolonda ve her blokta (s›- daki halka 6 puand›r. 1'den Üç noktan›n yeri önceden verilmifltir.
n›rlar› gösterilen 3x3’lük kareler) 1’den 50'ye kadar tüm skorlar›n (hedefe isabet Kalan alt› noktay› yerlefltirin ve ba¤lant›
9’a kadar olan say›lar tam olarak bir kez eden oklar›n puan toplamlar›) elde edile- çizgilerini gösterin.
bulunur. bilmesi için merkez dairenin kaç puan ol-
mas› gerekir? Göz Aldanmas›
Alt› Rakaml› Say› fieklin de¤iflik yerlerine bakt›kça mavi
Alt› rakaml› bir say›dan tersini ç›kar›n- ‹kibinyedi elipsleri hareket ediyormufl gibi görecek-
ca elde edilen say›, ilk iki rakam›n›n olufl- Say›lar›n ve iflaretlerin bulundu¤u yedi siniz.
turdu¤u say› ile son iki rakam›n›n olufltur- markay› uygun biçimde yerlefltirerek
du¤u say›lar›n çarp›m›na eflittir. 2007 eflitli¤ini sa¤lay›n›z.
Bu say›y› bulunuz.
Rakamlar›n say› oluflturmalar› ile ilgili
örnek: Say› 987654 ise; tersi 456789,
ilk iki rakam›n oluflturdu¤u say› 98, son Not: ‹fllemler soldan sa¤a do¤ru ger-
iki rakam›n oluflturdu¤u say› ise 54’tür. çeklefltirilecek, herhangi bir ifllem önceli-
¤i yap›lmayacakt›r. Örne¤in yukar›daki ifl-
Sakl› Sözcük lemlerin sonucu 521’dir.

Alfabemizin 29 harfinin bulundu¤u Kare Karala


küpler bir araya getirilerek afla¤›daki blok
Geçen Ay›n Çözümleri fiekilleri 1’den 8’e
kadar numaralan-
oluflturulmufltur. Küpler üzerinde hareket Harf De¤eri d›r›rsak, 1+2,
ederek sakl› olan sözcü¤ü bulunuz. 259 (Harf De¤eri=260, Fark=1). 3+4, 5+6, 7+8
sa¤daki ayn› flekli oluflturuyorlar:
Dokuz Rakam
42 X 138 = 5796 Parça Birlefltir

‹ki Parça

Dört ‹fllem
21 + 31 / (2 – 17/9) = 300

B‹L‹M ve TEKN‹K 74 fiubat 2008


MatKulesi 1/23/08 10:27 AM Page 110

M A T E M A T ‹ K K U L E S ‹
E n g i n T o k t a fl
matematik_kulesi@yahoo.com

Saradunya Kral› patabilece¤ini söyler ve kendisinden 75


Merhameti ve ma-
YTL ister. Bu kifliye ayn› kuyumcuda zinci- Matemati¤in fiafl›rtan Yüzü
rini nas›l daha ucuza yapt›rabilece¤ini söy-
temati¤e olan sevgisi
ile ünlü Saradunya leyebilir misiniz? Bunlar› Biliyor Muydunuz?
Kral›, kendisinden af Bu ayki yaz›m›z tam da bu bölümün
dileyen hükümlüye ismine yak›fl›r flekilde flafl›rt›c›, ilginç
son bir flans vermeye
Hangisi Büyük? matematiksel gerçekleri içeriyor. Baka-
‹flte size küçük bir matematik al›flt›rma- l›m afla¤›da anla-
karar verir. Kral :
“fiu masan›n üzerin- s›: ise acaba t›lan matematik
de 10 adet kutu ve A/99 say›s› m› daha büyüktür yoksa dünyas›n›n ilginç
her kutunun içerisin- B/100 say›s› m›? kurallar›n› ve olay-
de 10’ar adet alt›ndan top bulunuyor. Top- lar›n› önceden bili-
lar›n her biri normalde 100 gr ancak kutu- yor muydunuz.
Olas›l›k 23 kiflilik bir
lardan sadece birinin içerisindeki her bir
top 101 gr. Bu kutuyu tek kefeli bir tart›- grubun içerisinde ayn› gün do¤um günü-
da tek tart›flta bulabilir misin? E¤er bula- nü kutlayan iki kifli bulma olas›l›¤›n›z
bilirsen o kutudaki toplar› da al›p buradan %50’den fazlad›r.
gitmene izin verece¤im” der. Sizce hü- ‹stanbul’da ayn› say›da saç teline sa-
kümlüyü zengin ve özgür yapacak bir çö- hip iki kiflinin yaflamas› olas›l›¤› 1’e çok
züm yolu var m›d›r? (Soru için Sn. Muhar- yak›nd›r. (“pigeonhole” prensibi)
rem Kara’ya teflekkürler...) Ayn› çevre uzunlu¤una sahip tüm fle-
killer aras›nda en büyük alan daireye ait-
tir. Benzer flekilde ayn› alana sahip tüm
Zincir Kolye flekiller aras›nda en k›sa çevre uzunlu¤u
fiekildeki 6 dairenindir.
parça ve 29 hal- Elimizdeki 3 adet torbadan birinin için- Sonsuz çevre uzunlu¤una sahip bir
kadan oluflan al- de 5 beyaz 1 siyah, birinde 4 beyaz 2 siyah fleklin sonlu bir alan›n›n olmas› müm-
t›nlar›n› birleflti- ve di¤erinde 3 beyaz 3 siyah tafl bulunu- kündür. (Ör: kartanesi olarak adland›r›-
rip tek parça zin- yor. Hangi torbada hangi renkte tafllar ol- lan fraktal)
cir kolye yapma- du¤unu bilmeden rasgele seçilen torbalar-
ya karar veren bir dan birincisinden beyaz, ikincisinden siyah
kifli, kuyumcuya gider. Kuyumcu bir halka- tafl çekti¤imize göre üçüncü torbadan be-
y› 5 YTL’ye açabilece¤ini, 10 YTL’ye de ka- yaz tafl çekme olas›l›¤›m›z acaba nedir?

Geçen Ay›n Çözümleri


1995 y›l›nda Japon Hiroyuki Goto, pi
Noel Baba ve Geyikleri say›s›n› 42195. basama¤›na kadar eksik-
Bilinmeyenler h›z (5 geyikle 5v) ve top- siz ezberden söyleyerek Guiness Rekor-
lam mesafe (d) oldu¤una göre çözüm için lar Kitab›’nda da yer alan en uzun pi sa-
2 adet eflitli¤e ihtiyac›m›z var. ‹lk bilgiden y›s›n› hat›rlama rekorunun sahibi olmufl-
48 + d/5v = 24 + (d-120v)/3v eflitli¤i, ikin- tur. (π = 3.14159 26535 89793 23846
ci bilgiden de 24 + d/5v = (120v+50)/5v + 26433 83279 50288 41971 69399
(d-120v-50)/3v eflitlikleri yaz›labilir. Her iki 37510 58209 74944 59230 78164
eflitli¤i de birlikte çözdü¤ümüzde v=10/36 06286 20899 86280 34825 34211
km/s ve d=400/3 km olarak bulunur. flöyle bir ba¤›nt› oluflacakt›r: A = 0.9A + 70679 82148 08651 32823 ... )
0.15B + 0.1C, B = 0.75B + 0.05A + 0.05C, M.S. 825 y›llar›nda Ba¤dat’ta yaflayan
Tek De¤er C = 0.85C + 0.05A + 0.1B. Her üç eflitli¤i Mohammed ibn-Musa al-Khwarizimi adl›
x ve y birbirlerine göre asal olduklar› birlikte çözdü¤ümüzde A/B = 13/4, B/C matematikçi “Kitab al-jabr wa al-muqaba-
için x3 ve y2 terimlerinin 1’den farkl› or- = 4/7 ve A/C = 13/7 oranlar› elde edilir. lah” (“Yenileme ve Sadelefltirme Bilimi”)
tak böleni bulunamaz. O halde x3 | (y+1)3 adl› cebir konular›n›n ifllendi¤i bir kitap
ve x | (y+1)’dir. Eflitsizlik olarak ifade ede- Ortak Özellik yazm›flt›r. Bugün ‹ngilizce’de kullan›lan
cek olursak x ≤ y+1 elde edilir. Benzer fle- Soruda verilen bilgiler ›fl›¤›nda flu eflit- “algebra” kelimesi kitab›n bafll›¤›ndaki
kilde y2 | (3x+1) yani y2 ≤ (3x+1) bulu- likleri yazabiliriz: 480608 = aX + k , “al-jabr” kelimesinden, “algorithm” keli-
nur. Her iki eifltsizlik birlefltirildi¤inde x-1 508811 = bX + k , 723217 = cX + k. Ka- mesi ise yazar›n ad›ndaki “al-Khwariz-
≤ y ≤ √(3x+1) eflitsizli¤i elde edilir. Bu lan bilgisini temsil eden k’y› ortadan kal- mi”den gelmektedir.
eflitsizli¤in çözümünden x=5, y=4 ve d›rmak için say›lar› birbirlerinden ç›kara- Günümüzün en popüler arama moto-
N=2000 olan tek bir çözüm elde edilir. l›m. 214406 = (c-b)X , 28203 = (b-a)X. Sa- ru olan “Google” kelimesi asl›nda mate-
y›lar›n bölenleri incelenerek bölenlerin- matiksel bir terim olan “Googol” kelime-
Y›llar Sonra den birine eflit olan X bulunabilir. Yap›la- sinden gelmektedir. 1 rakam›n› takip
Oranlar dengeye ulaflt›¤›nda adada ka- cak deneme yan›lmalar ile X=79 olarak eden 100 adet s›f›r›n oluflturdu¤u say›ya
lan ve göçmen olarak gelenler aras›nda bulunur ve k da 51’e eflit olur. (yani 10100) 1 Googol denilmektedir.

fiubat 2008 75 B‹L‹M ve TEKN‹K


merak 1/23/08 9:26 AM Page 1

M E R A K
???
E T T ‹ K L E R ‹ N ‹ Z

?
S a d i T u r g u t

Küresel m›knat›s yap›labilir mi, bu olan minik birer m›knat›s gibi düflünebili- rak bütün atomlar, ifllem süresince üzerleri-
yap›l›rsa kutuplaflmas› nas›l olur? riz. Do¤rultu ifadesinden kast›m›z da ato- ne uygulanan d›fl manyetik alan boyunca yö-
Normal bildi¤imiz çubuk m›knat›slarda mun manyetik güney kutbundan kuzeye çiz- nelmifl olacak ve bu do¤rultular›n› uzun süre
köflelerden dolay› yük toplan›r diye di¤imiz hayali bir çizgi. E¤er m›knat›s›n bir koruyacakt›r. Yani kal›c› bir m›knat›s elde et-
biliyoruz. Bu m›knat›sta köfle yüzeyi üzerindeki atomlar›n hepsinin do¤rul- mifl oluruz. Madenlerden toplanan do¤al
olmayaca¤›ndan nas›l bir manyetik tular› yüzeye dikse, m›knat›s›n o yüzeyi bir m›knat›slar da asl›nda böyle bir süreç sonu-
alan oluflabilir? Acaba monopol bir kutup gibi davran›r. Örne¤in bu atomlar›n cunda m›knat›slanm›fllard›r .Örne¤in, yerden
m›knat›s elde edebilir miyiz? kuzeyi d›flar›y› gösteriyorsa, m›knat›s›n o yü- ç›kan magman›n içindeki demirin Dünya’n›n
Ve birbirine karfl› nas›l bir etki gösterir? zeyi kuzey kutbudur. manyetik alan› alt›nda so¤umas› sonucu olu-
Mesela de¤iflken kutuplu mu olur? Üzerinde durmam›z gereken bir di¤er flan m›knat›sl›k gibi.
Tu¤rul Kar nokta da m›knat›slar› yapmakta kulland›¤›- Bu yöntemde cismin fleklinin önemi yok.
m›z malzemenin niteli¤iyle ilgili. Kal›c› m›k- D›flar›dan uygulad›¤›m›z manyetik alan› ayar-
Küre fleklinde bir m›knat›s yap›labilir mi nat›slar, yap›s›nda çok büyük oranda kusur- layarak, cismin istedi¤imiz bölgesindeki
lar (yabanc› atomlar ya da kristal yap›s›nda atomlar› istedi¤imiz do¤rultu boyunca yönel-
ve yap›labilirse kutuplar›
düzensizlikler) bulunun ve “sert” olarak ad- tebiliriz. E¤er bütün do¤rultular›n paralel ol-
nas›l tayin edilir?
land›r›lan malzemelerden yap›l›r. Bu tip ku- mas›n› istiyorsak, d›fl manyetik alan da düz-
Hakan Ayd›n
surlar, malzemenin atomlar›n›n sahip oldu¤u gün, yani her noktada ayn› do¤rultuda olma-
m›knat›slanma do¤rultular›n›n de¤iflmesine l›. E¤er cisim küre fleklindeyse ve böyle düz-
‹stedi¤iniz herhangi bir flekilde m›knat›s
büyük ölçüde engel olur. Bu nedenle, böyle gün bir alan içine konmuflsa, o zaman yuka-
yapabilirsiniz. Küre, çubuk, üçgen, halka ya
bir malzemeden yap›lm›fl cismi bir kere m›k- r›daki ifllem sonucunda elde edece¤imiz m›k-
da hayal edebildi¤iniz herhangi bir flekil
nat›sland›rmay› baflar›rsan›z, bu özelli¤ini nat›s›n bir yar›küresi kuzey, di¤er yar›küresi
mümkün. K›sacas›, m›knat›slanabilen her-
uzun süre korur; yani, kal›c› bir m›knat›s el- de güney kutbu olacakt›r.
hangi bir maddeyi, örne¤in demiri al›p ona
de edersiniz. Bütün kal›c› m›knat›slar “sert” M›knat›sland›rma için uygulanan di¤er
istedi¤iniz herhangi bir flekli verebilirsiniz.
malzemeden üretilir. bir yöntem de, cismi bir d›fl manyetik alan
Daha sonra bu demir parças›n› nas›l m›kna-
içine soktuktan sonra üzerine vurmak. Bu
t›sland›raca¤›n›zsa büyük ölçüde size kalm›fl
yöntem de yukar›dakine büyük ölçüde ben-
bir fley. Kutuplar›n nerelerde belirece¤i gibi
zer. Öncelikle, cismin atomlar›n›n de¤iflmeye
sorular›n cevab›, sizin bu demir parças›n›
direnen do¤rultular›n› de¤ifltirebilmek gere-
m›knat›sland›rmak için kulland›¤›n›z yönte-
kiyor. Yöntemlerin birinde bu s›cakl›¤› art›-
me ba¤l›, onun flekline de¤il.
rarak sa¤lan›yor, di¤erinde de ani darbeler-
Bir çubuk m›knat›s›n kutuplar›n›n uçlar-
le. ‹kinci olarak da, cismin atomlar›n›n sizin
da olmas›n› gerektiren bir kural yok. ‹sterse-
istedi¤iniz do¤rultuda yönelmesini sa¤lamak
niz kutuplar› çubu¤un yan yüzeylerine yer-
gerekiyor. Bunun için de d›flar›dan bir man-
lefltirebilir ya da isterseniz yüzey üzerinde
yetik alan uygulaman›z flart. E¤er d›flar›dan
seçti¤iniz herhangi dört noktan›n ikisini ku-
manyetik alan uygulayam›yorsan›z, o zaman
zey, ikisini de güney kutbu olacak flekilde
bir m›knat›s elde edebilmeniz ya da bir cis-
ayarlayabilirsiniz. Tabii, kutuplar› böyle kar›-
min kendili¤inden m›knat›slanmas› mümkün
fl›k flekilde yerlefltirebilmek için m›knat›slan-
Sert malzemeden yap›lm›fl bir cismi m›k- de¤il (çok küçük boyutlu manyetik topaklar
d›rma iflleminiz de biraz kar›fl›k olmak zo-
nat›sland›rmak için kullanabilece¤imiz bir hariç).
runda. Ama, önemli olan nokta, bu ifllemi
yöntem flu: Önce cismin s›cakl›¤›n› Curie Daha önce bu köflede aç›klamaya çal›flt›-
yaparken, cismin fleklinden dolay› bir k›s›tla-
noktas› denen de¤erin üzerine ç›kar›r›z (de- ¤›m›z manyetik tek kutup (monopol) konu-
man›n olmamas›. Bu anlamda, küresel bir
mir için bu s›cakl›k 770 °C). Bildindi¤i gibi suna da sadece k›saca de¤inelim. Tek kutup,
m›knat›sla, bir çubuk ya da at nal› m›knat›s›
bu s›cakl›¤›n üzerinde malzemeler m›knat›s- sadece kuzey (veya sadece güney) kutbuna
aras›nda hiçbir fark yok.
l›klar›n› kaybederler. Bunun as›l nedeni, sahip bir m›knat›s demek. Elektron, proton
K›sacas›, bir m›knat›s›n kutuplar›n›n ne-
komflu atomlar›n m›knat›sl›k do¤rultular›n›n ve nötronlardan oluflan atomlardan bu özel-
rede oldu¤unu, sadece flekline bakarak tah-
birbirlerine paralel olmas›n› sa¤layan bir li¤e sahip bir malzeme üretmek mümkün de-
min etmek mümkün de¤il. “Köflelerde yük
kuvvetin, artan s›cakl›k ve dolay›s›yla atom- ¤il. Yani, flu anda elimizde bulunan olanak-
toplanmas›” ile ne kastetti¤iniz pek anlafl›l-
lar›n artan enerjisi karfl›s›nda etkisini yitir- larla üretebildi¤imiz her m›knat›s›n hem ku-
m›yor. Sorular›n›zdan anlad›¤›m kadar›yla,
mesi. Sonuç olarak, Curie s›cakl›¤›n›n üze- zey, hem de güney kutbu olmal›. Buna kar-
as›l sorun böyle bir aç›klaman›n kafan›z› ka-
rinde, atomlar›n m›knat›sl›k do¤rultular› ras- fl›n, flu anda bilinmeyen baz› parçac›klar›n
r›flt›rm›fl olmas›. E¤er bundan kast›n›z statik
gele yönlerdedir. böyle tek kutuplu bir “manyetik yüke” sahip
elektrik yüklerinin bir cismin sivri uçlar›nda
S›cakl›¤› Curie noktas›n›n üzerine ç›kar- olmas› mümkün. Fakat, gerçekten böyle bir
toplanmas›ysa, elektrik yüklerine özgü bu
d›ktan sonra, cisme d›flar›dan bir manyetik parçac›k var m› yoksa yok mu, bilemiyoruz.
durumla manyetizma aras›nda hiç bir iliflki
alan uygular›z. D›fl manyetik alan, bütün Bugün bu konuda bir
olmad›¤›n› belirtelim.
atomlar›n m›knat›sl›k do¤rultular›n› alana çok kuramsal çal›flma
Bir m›knat›s›n kutuplar› tamamen atom-
paralel olacak flekilde yönlendirir. Sonra cis- yap›l›yor. Ama henüz
lar›n›n m›knat›sl›k do¤rultular› taraf›ndan
mi bu flekilde yavafl yavafl Curie noktas›n›n deneysel olarak s›na-
belirlenir. Böyle bir cismin her bir atomunu,
alt›na kadar so¤uturuz. So¤utmadan sonra nabilecek düzeyde bir
biri kuzey biri de güney olmak üzere iki kut-
d›fl manyetik alan› kald›rabiliriz. Sonuç ola- sonuç yok.

B‹L‹M ve TEKN‹K 76 fiubat 2008


sartrancc 1/23/08 10:05 AM Page 1

A y
Satranç
b a r K a r a ç a y

Satranç ve Siyaset - 1
Timur fiampiyonu Devirdi: Genç Azeri 15 g4 32.f4 gf3 33.gf3 Fa4 34.f4 Ad7 35.e5 Ab6
yafl›ndayken Kasparov’u yenmiflti. Y›l›n ilk 36.Vb6 fif8 37.Fh5 c3 38.f5 cb2 39.Vd6 fig8
süper turnuvas›nda da dünya flampiyonunu 40.Ff7 fih8 41.f6 Kc1 42.fg7 fig7 43.Ve7 Ke1
yendi. 44.fih2 Kh1 45.fig3 Kg1 46.fih2 b1V 47.Fe8
Recebov-Anand [D43] Corus 2008 Wijk fih8 48.Vf6 Kg7 0–1 Inarkiev-Aronian, Dün-
aan Zee 1.d4 d5 2.c4 c6 3.Ac3 Af6 4.Af3 e6 ya Kupas› 2007 Rusya] 15.Fg3 Fg7 16.Fd6
5.Fg5 h6 6.Fh4 dc4 7.e4 g5 8.Fg3 b5 9.Fe2 Ff8 17.Ff8 Kf8 18.b3 b4 19.Aa4 c3 20.a3 a5
[9.Ae5 Aronian-Anand, Dünya fiampiyonas› 21.d5 Ve7 22.d6 Vf6 23.e5 Vf4 [23...Ae5
2007 Meksika, B‹L‹M ve TEKN‹K Aral›k 24.Ac5; 23...Ve5 24.Fa6] 24.Fd3 ba3
Yukar›da: Atatürk’ün manevi k›z› Ül-
2007, s.88] 9...Fb7 10.00 [10.h4 g4 11.Ae5 [24...Ae5 25.Ke4 Vf6 (25...Vf5 26.Fc2) 26.ab4
kü’nün babas›n›n Atatürk için yapt›¤› sat-
Kg8 12.Ag4 Ag4 13.Fg4 b4 14.Aa4 c5 15.d5 Kd8 27.Fe2 (27.Fc2 c5 28.Ac5 Fe4 29.Ae4
ranç tak›m›, Gazi’nin yurt gezilerinde kullan-
ed5 16.ed5 Vd5 17.Vd5 Fd5 18.000 Kg4 Vg7 30.ba5) 27...c2 28.Vd4 Kd6 29.Ve5 Ve5
d›¤› vagonda http://e40003.me.metu.edu.tr
19.Kd5 Ad7 20.Ke1 fid8 21.Ked1 Kd4 30.Ke5 ab4 31.Ac5 Fc8 32.Ad3] 25.Ve2! Vd2
Afla¤›da Atatürk’ün bir baflka satranç tak›m›
22.K1d4 cd4 23.Kd4 Kc8 24.Fd6 fie8 25.Ke4 26.Ka3 Ve2 27.Ke2 g4 28.Ac3 Kg8 29.Ae4
fid8 26.Ff8 Af8 27.a3 ba3 28.ba3 Kc6 fid8 30.Ad2 c5 31.Fb5 Fd5 32.Ac4 Kg5
29.Ab2 Kf6 30.Ke2 c3 31.Ad1 Ka6 32.Ka2 33.Kea2 Ae5 3 4.Ab6 Kb8 35.Ka5! Fe4
Ag6 33.g3 Kc6 34.fic2 Ae7 35.Ac3 Ad5 [35...Kb6 36.Ka8 Fa8 37.Ka8] 36.Ka7! f6
36.fid3 Kc3 37.fid4 a5 38.fid5 a4 39.fid4 37.K2a6!? [37.K2a4!; 37.Ad7! Kb5 38.Af6
Kb3 40.fic4 fic8 41.Kc2 fid7 42.Kc3 Kb2 Ac6 39.Kf7 fic8 40.Ae4] 37...Kg8 38.Kc7
43.Kf3 fie6 44.g4 fie7 45.fid5 Kb3 46.fie4 [38.Fa4] 38...Kf8 39.Kc5 [39.Ke7] 39...Kf7!
Kb2 47.fif5 Kb5 48.fif4 fif6 49.Kd3 Kb2 40.d7! Ad7 41.Ad7 Kd7 42.Fd7 fid7 43.Kc3
50.f3 Ka2 51.fie4 Kh2 52.Kd4 Kh4 53.Ka4 f5 44.Ka7 fid6 45.Kh7 Fd5 46.Kh6 Fb3
Kh1 54.Kb4 Ka1 55.a4 fig6 56.fid5 Ka3 47.h3! [47.h4!] 47...gh3 48.Khh3 Fd5 49.Kc2
57.fic6 Kf3 58.a5 f5 59.a6 Ka3 60.gf5 fif5 fie5 50.f3 fif6 51.fif2 Kb4 52.Ke2 fig6
Satrançta da hayatta oldu¤u gibi –en
61.fib6 h5 62.Kb5 fig4 63.Ka5 Kf3 64.a7 Kf8 53.fig3 Ka4 54.Kh4 Ka7 55.Kb2 fif6
az›ndan pratikte- üç temel ö¤e var: Materyal
65.a8V Ka8 66.Ka8 h4 67.fic5 h3 68.fid4 h2 56.Khb4 fie5 57.Ke2 fif6 58.Kd2 fie5 59.Ke2
(Madde), Alan (Mekan) ve Tempo (Zaman).
69.Kh8 fig3 70.fie3 fig2 71.Kg8 fif1 72.Kh8 fif6 60.fif4 Ka3 61.Kd2 Ka5 62.Ke2 Ka3
Masabafl› satranç mücadelesi de, hayat müca-
fig1 73.Kh2 fih2 74.fie4 1/2 Grischuk- 63.fig3 Ka8 64.Kc2 fie5 65.Kh4 Kg8 66.fih2
delesi de bu üçünün de¤ifl tokufluna dayan›r.
Anand, Dünya fiampiyonas› 2007 Meksika] Ka8 67.Ke2 fif6 68.f4 fie7 69.Kh7 fid6
Birini kazanmak için di¤erini riske eder hat-
10...Abd7 11.Ae5 Fg7 12.Ad7 Ad7 13.Fd6 a6 70.fig3 Kg8 71.fih3 Kg4 72.g3 Kg8 73.Kd2
ta tamamen gözden ç›kar›rs›n›z. Tahtada ve-
14.Ke1 [14.Fh5 Ff8 15.Ff8 Kf8 16.d5 cd5 Kc8 74.fih4 Kc3 75.Kg7 Ka3 76.Kc2 Fc6
ya tahta d›fl›nda cesaret ve fedakarl›k... Ba-
17.ed5 Af6 18.de6 Vd1 19.Ff7 fie7 20.Kad1 77.Kc1 Kb3 78.Kg1 Fd5 79.fig5 fic5 80.fif6
zen ak›lla birlikte, bazen akla karfl› bazen
Kfd8 21.Ae2 Fe4 22.f4 b4 23.fg5 hg5 24.Ag3 fid4 81.Ke1 Kb6 82.Kd7 Kc6 83.fie7 Ka6
ak›llara durgunluk veren... Ne yaz›k ki Ata-
Kd1 25.Kd1 Fh7 26.Ah5 c3 27.Af6 fif6 84.Kd6 Ka7 85.fif6 1–0
türk’ün satranç partilerinin hiçbirinin notas-
28.bc3 bc3 29.Kc1 c2 30.fif2 Kd8 31.fie2
yonu elimizde yok. Gerekti¤inde askerlerine
Kd4 32.h3 Fe4 33.Fh5 fie6 34.g3 fie5 35.h4
ölmeyi emreden, bir çocu¤un gülmesi için
gh4 36.gh4 Kd5 37.Ff3 Kd1 38.Fe4 Kc1
gerekti¤inde onunla çocuklaflan, çöken bir
39.fid2 Kg1 40.Fc2 fid4 41.Fd3 a5 42.a4
imparatorlu¤un tüm cephelerinde savaflm›fl
Kh1 43.Fb5 Kh2 44.fid1 fie3 45.fic1 Kh4
ama hiç muharebe kaybetmemifl, siyaset ha-
46.fic2 Kh7 47.Fa6 Kc7 48.fid1 Kc6 49.Fb5
yat›nda devrimci, tüm dünyay› etkileyen bir
Kc3 50.Fa6 Ka3 51.Fb5 Ka2 52.fic1 fid4
karakter. Satrançta oyununda yapt›¤›n›z ka-
53.fid1 fic3 54.fie1 Kd2 55.Fa6 Kd4 56.Fb5
ba bir hatan›n telafisi hemen hemen imkan-
fic2 57.fie2 Ke4 58.fif3 Ke7 59.fif2 fic3
s›zd›r, ama hatalar›n›zdan ders al›rsan›z son-
60.fif3 fid4 61.Fa6 Ke3 62.fif2 fie4 63.Fb5
raki partilerinizde daha baflar›l› olursunuz.
fif4 64.Fa6 Ke4 65.Fb5 Ke6 66.Fc4 Ke4
Hem komutan hem de devlet adam› olarak
67.Fb5 Kd4 68.fie2 Kd6 69.Fd3 Kh6 70.Fb5 Karanl›¤›n Rengi Beyaz
çok ve büyük ifller baflarm›fl olmas›na ra¤-
fie4 71.Fd3 fid4 72.Fb5 Kh2 73.fif3 Ka2 Kendi s›ralamamla müzisyen, satrançç›,
men Atatürk daima kendi kendinin elefltir-
74.Fd7 Ka3 75.fif2 fid3 76.fif3 fid2 77.fif4 e¤itimci, hukukçu, gezgin... Görme engelliler
meniydi. Kendi yaz›lar›nda da çevresindekile-
Ke3 78.Fb5 Ke7 79.fif3 fic3 80.Fa6 fid4 milli tak›m oyuncular›m›z Kerim ve Selim Al-
rin an›lar›nda da rastlanan belirgin bir özel-
81.Fb5 Ke6 82.fif2 Ke5 83.fif3 fic5 84.fif2 t›nok kardefllerin saymakla bitmeyecek serü-
lik. (sürecek)
fib6 85.Fd3 fic5 86.Fb5 fib4 87.fif3 fib3 venlerine flimdi de yazarl›k eklendi. El att›k-
88.fif4 Ke1 89.fif3 Ka1 90.fie2 Ka4 91.Fa4 lar› her iflin alt›ndan kalkt›klar› gibi yaz› se-
fia4 92.fid2 fib3 93.fic1 1/2 Recebov-Van rüvenlerinde de çok baflar›l›lar. Keflke bir
Wely, Corus 2008 Wijk aan Zee] 14...Ff8 gazete ve/veya dergide sürekli yazsalar. Gös-
[14…c5 15.dc5 Kc8 16.a4 b4 17.c6 Fc6 teriflten uzak sade bir anlat›m ama flafl›rt›c›
18.Ad5 Ae5 19.Fe7 Vd7 20.Af6 fie7 21.Ad7 sürprizlerle dolu ve bir solukta okunacak bir
Fd7 22.Vd2 a5 23.Kad1 Khd8 24.Vd6 fie8 kitap. Sabah’tan Özgür Akman’›n görüflleri
25.Vb6 Ka8 26.Kd6 Kdb8 27.Vc5 Kc8 için:
28.Vb6 Kcb8 29.Ve3 Kc8 30.h4 fie7 31.Kb6 http://arsiv.sabah.com.tr/2006/11/21/cp/hob109-20061112-
102.html

fiubat 2008 77 B‹L‹M ve TEKN‹K


saglikOcak08 1/23/08 9:40 AM Page 1

‹nsan ve Sa¤l›k
D o ç . D r . F e r d a fi e n e l
f s e n e l @ e x c i t e . c o m

lek gibi k›rm›z› ve benekli bir görünüm olu-


Beta Enfeksiyonlar› fluyor. K›z›l hastal›¤›n›n tedavisinde, bo¤az
K›fl aylar›n›n gelmesiyle birlikte solunum enfeksiyonunun tedavisinde oldu¤u gibi pe-
yolu enfeksiyonlar›nda art›fl görülüyor. Üst nisilin grubu bir antibiyotik kullan›l›yor. Ate-
solunum yolu enfeksiyonlar›na ço¤unlukla flin düflmesiyle birlikte el ve parmak derile-
virüsle yol açsa da, baz› bakteriler bo¤azda rinde soyulmalar bafllar. K›z›l genellikle her-
iltihaba sebep olabiliyor. Genel olarak “be- hangi bir hasar b›rakmadan tedaviyle iyilefli-
ta” ad›yla bilinen A gurubu Beta Hemolitik yor.
Streptokok mikrobu, bo¤az enfeksiyonlar›na Beta mikroplar›n›n küçük parçac›klar› ve
yol açan bakterilerin bafl›nda geliyor. Bu bunlara karfl› vücutta oluflan antikorlar baz›
mikrop, toplumun yaklafl›k % 20 sinin bo¤a- organlara zarar verebiliyor. Uygun tedavisi
z›nda herhangi bir flikayete sebep olmadan yap›lmayan beta farenjitinden 3-4 hafta son-
bulunuyor ve bu kiflilere tafl›y›c› deniliyor. cikler flifliyor, üzerlerinde beyaz-sar› iltihap ra ortaya ç›kan romatizmal atefl, beta mikro-
Beta mikrobu kifliden kifliye, temas, öpüflme odaklar› olufluyor ve lenf bezleri büyüyor. bunun yol açt›¤› en ciddi sorunlardan birisi.
Bu durum, yutkunma güçlü¤üne ve ifltahs›z- romatizmal atefl, beta farenjiti geçirenlerin
Streptokok bakterisi l›¤a yol aç›yor. Teflhis, muayene ve bo¤az %3’ünde görülüyor. Hastal›k, eklemlerde a¤-
kültürü sayesinde konuluyor. Baz› kan tet- r› ve fliflmelere, ciltte k›zar›kl›klara, istem d›-
kikleri de beta enfeksiyonlar›nda olukça ya- fl› hareketlere, ve kalp kapaklar›nda hasarla-
rarl›. ASO (Anti-Streptolizin O antikoru) ve ra neden oluyor. Ço¤unlukla tedavisiz kay-
CRP (C-Reaktif Protein) denilen tetkikler bolsa da kalp hasar› kal›c› olabiliyor. Kalp
Streptokoksik enfeksiyonlar›n›n belirlenme- romatizmas› da denilen romatizmal atefl,
sinde kullan›l›yor. Beta bo¤az enfeksiyonu- a¤›r kalp kapa¤› hasarlar› ve kalp yetmezli-
nun tedavisinde, 10 gün süreyle penisilin ¤ine yol açabiliyor.
grubu bir antibiyotik veriliyor. Beta farenjiti, Beta’ya karfl› oluflan antikorlar böbrekle-
uygun flekilde tedavi edilmedi¤inde, sinüzit, re de zarar verebiliyor. Antikorlar, böbrek
orta kulak iltihab›, bo¤az apsesi, menenjit, hücrelerine gidip hasara yol aç›yor ve böbre-
veya g›dalar arac›l›¤›yla bulafl›yor. Krefl, yu- kalp zar› iltihab›, zatüre gibi tehlikeli hasta- ¤in süzme ifllevini bozuyor. Glomrulonefrit
va, okul gibi kalabal›k ortamlar bulaflmay› l›klara sebep olabiliyor. Ek olarak, beta mik- denilen bu hastal›k, beta farenjiti veya cilt il-
kolaylaflt›r›yor. Beta farenjit’i denilen bo¤az robu, k›z›l, cilt iltihab› ve flok tablosuna ka- tihaplar›ndan yaklafl›k 1 ay sonra bafll›yor.
enfeksiyonu genellikle 3-15 yafl aras› çocuk- dar de¤iflen birçok hastal›¤a yol açabiliyor. Gözlerin etraf›nda ve vücutta fliflme, kanl› id-
larda görülüyor. Çocuklardaki farenjitlerin % K›z›l hastal›¤›, A gurubu Beta Hemolitik rar, yüksek tansiyon, nefritin ilk belirtileri
40’› ve eriflkinlerdeki farenjitlerin % 10’u Streptokok’lar›n baz› alt gruplar›n›n salg›la- aras›nda say›l›yor. Tedavide yatak istirahati
beta mikrobuna ba¤l› olufluyor. Hastal›¤›n d›¤› maddelere karfl› vücutta oluflan hassasi- ve gerekirse diyaliz uygulan›yor. Hastal›k %
kuluçka süresi, yani mikrobun vücuda girme- yet sonucu ortaya ç›k›yor. K›z›l, farenjit ile 95 oran›nda hiç bir iz b›rakmadan kaybolu-
siyle hastal›k oluflma aras›nda geçen süre 7- beraber bafll›yor. ‹lk olarak gö¤üs bölgesin- yor fakat % 5 hastada hastal›k kal›c› böbrek
10 gün aras›nda. Hastal›k, ani bafllayan bo- de bafllay›p daha sonra tüm vücuda yay›lan hasar›na ve böbrek yetmezli¤ine neden olu-
¤az a¤r›s›, yüksek atefl, bafl a¤r›s›, bulant› ve döküntüler görülüyor. Döküntüler, basmakla yor. Bu nedenle beta enfeksiyonlar›n›n er-
kar›n a¤r›s› ile seyrediyor. Muayenede bo- solan k›rm›z› kabar›kl›klar fleklinde oluyor ken teflhisi ve uygun tedavisi hayati önem ta-
¤azda k›zar›kl›k ve ak›nt› görünüyor. Badem- ve deri z›mpara ka¤›d›na benziyor. Dilde çi- fl›yor.

lerin d›fla f›rlamas› ve gözkapaklar›n›n ka- rak ele geliyor. Kanda yüksek T3 ve T4 dü-
Graves Hastal›¤› panamamas›) Graves hastal›¤›n›n belirtileri zeyleri Graves hastal›¤›n›n önemli bulgular›
(Zehirli Guatr) aras›nda. Muayenede tiroid bezi simetrik olarak kabul ediliyor. Teflhiste di¤er yar-
olarak, hafif yada orta derecede büyük ola- d›mc› tetkikler ise tiroid sintigrafisi ve ultra-
Boynun ön taraf›nda, g›rtl¤›n (larinks)
sonografisi. Graves hastal›¤›n›n tedavisinde,
hemen önünde bulunan tiroid, yaklafl›k 15-
tiroid hormonlar›n›n seviyesini düflüren an-
25 gram a¤›rl›¤›nda olan bir iç salg› bezi.
titiroid ilaçlar, radyoaktif iyot tedavisi veya
Guatr hastal›klar›, tiroid bezinin çal›flmas›n-
cerrahi yöntem uygulan›yor. Radyoaktif iyot
daki bozulma sonucu ortaya ç›k›yor. Bu
a¤›z yoluyla al›nd›ktan sonra mide ve ba¤›r-
hastal›klar aras›nda en tehlikeli olanlardan
sak sisteminden emilerek, tiroid hücreleri
birisi de, halk aras›nda zehirli guatr olarak Gözlerin d›fla f›rlamas› ve
gözkapaklar›n›n kapanamamas› taraf›ndan tutuluyor. Tiroid bezinde tutulan
bilinen Graves hastal›¤›. Bu hastal›kta, tiro-
radyoaktivite, hücrelerin ifllevini engelleye-
id bezi afl›r› miktarda tiroid hormonu salg›-
rek büyüme yeteneklerini köreltiyor. Vücut-
l›yor. Kandaki yüksek tiroid seviyesi çeflitli
taki di¤er organlar›n iyotu yakalama yete-
flikayetlere yol aç›yor. Afl›r› sinirlilik, fazla
ne¤i olmad›¤› için, bunlar radyoaktiviteden
ifltaha ra¤men kilo kayb›, afl›r› terleme. el-
Normal etkilenip zarar görmüyor. ‹laç veya radyo-
lerde titreme, kaslarda güçsüzlük. s›k d›flk›- tiroid bezi
aktif iyot tedavisine cevap vermeyen hasta-
lama. s›k idrara ç›kma, adet düzensizli¤i, k›- Büyümüfl larda cerrahi yöntem uygulan›yor.
s›rl›k, çarp›nt› ve gözIerde eksoftalmi (göz- tiroid bezi

B‹L‹M ve TEKN‹K 78 fiubat 2008


psikolojiSubat 1/23/08 9:42 AM Page 1

‹nci Ayhan
inciayhan@yahoo.fr

yal psikologlar da tüketici davran›fllar›n› birey ba- ya koyuyor: Mant›ksal ya da duygusal ikna. Mant›k-
z›nda inceleyerek reklamc›l›k ve pazarlama sektör- sal pazarlamada, ürünün özellikleri ve ifle yararl›¤›
lerine önemli bilgiler sunuyor. Reklamc›l›¤›n tarihi- akla yatk›n nedenlerle aç›klan›yor. Örne¤in, bir bil-
ne bakt›¤›m›zda, Endüstri Devrimi’nden günümüze gisayar al›c›s› için bilgisayar›n teknik özellikleri ön
uzanan süreçte farkl› formlara büründü¤ünü görü- planda oldu¤undan ekran›n›n çözünürlük derecesi-
yoruz. Bu de¤iflim flüphesiz kültürel de¤erlerin za- ne, ifllem h›z›na, disk kapasitesine vurgu yap›l›yor.
man içerisindeki dinamikleriyle de yak›n iliflkili. Sizler de fark etmiflsinizdir ki bu tip pazarlamalar
Çünkü kültür, tüketici davran›fllar›n› etkileyen en daha çok dikkat ve düflünme gerektirdi¤inden ge-
önemli ögelerden biri. Bu nedenle de, dünyan›n çe- nellikle televizyon yerine gazete ya da di¤er bas›l›
flitli ülkelerinde sat›fl yapan büyük firmalar yerel yay›nlarla yap›l›yor. Oysa duygusal pazarlamalar te-
REKLAMCILIK, pazarlama stratejileri izliyorlar. Örne¤in, bir içecek levizyonda gerek görsel gerekse iflitsel ö¤elerle da-
müslüman bir ülkede ramazan sofralar›n› süsleyen ha etkili gerçeklefltirilebiliyor. Anne ve bebe¤inin
PAZARLAMA VE TÜKET‹M lezzet olarak tan›t›l›rken, hristiyan bir ülkede bam- birbirine sar›ld›klar› reklamlar gibi.
baflka bir senaryoyla pazarlanabiliyor. Öyle ya da böyle, markalar ürünlerini pazarlar-
“Tüketim toplumu”. Bu kavram öyle s›k çal1nd› ‹nsanlar›n para harcayacaklar› ürünleri seçerken ken insan do¤as› ve özellikle de psikolojisini göz
ki kulaklar›m›za, al›flageldi¤imiz bir kelime öbe¤i etkisinde kald›klar› tek etmen kültür de¤il elbette. önünde bulundurarak pazarlama startejilerini gelifl-
olarak çoktan etkisini yitirip s›radanlaflt› bile. Hatta Hepimizde ortak iflleyifl gösteren biyolojik ve psiko- tirmeye devam ediyor. Yaln›zca markalar m› peki›
öylesine s›radanlaflt› ki, sevdiklerimizle geçirece¤i- lojik mekanizmalar da tüketim al›flkanl›klar›m›zda Gelecek sefer süt, et ya da ekmek gibi temel ihtiyaç-
miz en de¤erli zamanlar için büyük al›flverifl merkez- belirleyici oluyor. Örne¤in, özellikle de çocuklara hi- lar›n›z› almak amac›yla al›flverifle ç›kt›¤›n›zda, bu
lerini seçmek yaflam tarz›m›z oldu. Bu süreç içeri- tap eden ambalajlar dikkat çekici, parlak renklerle ürünlere ulaflabilmek için niçin marketin en uzak
sinde bize mutluluk veren de¤erler de de¤iflmifl ola- süslenip kimi zaman güzel kokularla sunuluyor. Ha- köflesine kadar yürümek zorunda oldu¤unuzu düflü-
cak, çocuklu¤umuzda kumbaram›z›n kilidini açar- reket eden, ses ç›karan nesneler de yine benzer fle- nebilirsiniz. Temel ihtiyaçlar›n bulundu¤u bölüme
ken duydu¤umuz heyecan›, al›flverifl paketlerini kilde insan›n do¤as› gere¤i bakt›¤› ilk uyaranlar› giden uzun yolda sepetinize att›¤›n›z onca yan ürü-
açarken hissediyoruz art›k. Biriktirmek de¤il ama oluflturuyor. nü fark edince, yan›t çok da uzak kalmayacak. Ze-
harcamakla fazlaca meflguluz. Tüketici davran›fllar› üzerine yap›lan araflt›rma- kice, ne dersiniz›
Bizleri böyle ç›lg›ncas›na para harcamaya iten lar, müflteriyi ikna etmenin iki yolu oldu¤unu orta-
nedenlerin sosyolojik boyutlar› bir yana, kimi sos- Kaynak: www.wsu.edu:8080/~taflinge/advant.html#intro

GÖRSEL S‹STEM VE H‹PNOZ


ADAPTASYON 19. yüzy›lda, Sigmund Freud’un yo-
¤un korku ve kayg› duygular›yla duygu-
Hepimiz s›kça deneyimliyoruz; ayd›nl›k bir oda- sal tepkilerinde taflk›nl›k ve psikosoma-
da oturuyorken biri aniden ›fl›klar› söndürecek tik (psikolojik sorunlar›n bedensel bir fli-
olursa odadaki eflyalar› tekrar duyumsay›p alg›la- kayetle d›fla vurumu) bozukluklar göste-
mam›z için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Bu ren histeri hastalar›n› hipnoz yoluyla te-
süre, gözümüzün retina tabakas›nda bulunan ve davi etti¤ini, ancak daha sonra bu teda-
farkl› ›fl›k miktarlar›na duyarl› hücrelerin uyar›lm›fl- vi yöntemini terk etti¤ini biliyoruz. Her
l›k seviyelerindeki de¤iflim için gereken zaman di- ne kadar hipnoz halen Freud’la s›kça
limini kaps›yor. Ancak gözümüzün adapte oldu¤u Gün bat›m›nda böyle bir manzaraya bakarken gözleri- an›lsa da, günümüzde de çeflitli rahats›z-
tek fley ›fl›k de¤il elbette. Farkl› h›zlara, dokulara, miz lofl ›fl›¤a adapte oldu¤undan karanl›kta kalan iki l›klar›n tedavisinde kullan›lmaya devam
hatta yüzlere bile adapte oluyoruz. Örne¤in, bilgi- farkl› nokta aras›ndaki fark› daha kolay ay›rt ederiz.
ediliyor. Ancak hastan›n baflka bir bilinç
sayarda uzun süre bir h›z arabas› yar›flç›s› olarak Ifl›k kaynaklar›ysa farkl› parlakl›kta bile olsalar bize
düzeyine geçti¤i hipnoz, yetkin kiflilerce yap›lmad›-
oyun oynad›¤›m›z› düflünelim. D›flar›ya ç›kt›¤›m›z- ayn› fliddetteymifl gibi görünür.
¤›nda büyük tehlikelere yol açabiliyor.
da, arabalar› olduklar›ndan çok daha yavafl hareket tama hakim olan ortalama uyaran fliddeti ve civa- Bundan yaklafl›k 4 y›l kadar önce Ankara’da,
ediyor gibi alg›lar›z. Ya da karmafl›k bir dokuya r›ndaki derecelerde iki farkl› uyaran aras›nda ay- psikolojik dan›flmanl›k hizmeti verdi¤ini söyleyen
uzun süre maruz kald›ktan sonra bakt›¤›m›z baflka r›m yapmay› kolaylaflt›r›yor. Örne¤in, karanl›k bir bir beyle tan›flm›fl oldu¤umu hat›rl›yorum. Kendisi-
bir doku bize oldukça basit gelebilir. Normal flart- odada iki lofl nokta aras›ndaki fark› ay›rt etmemiz ne müflteri profilini ve ne gibi teknikler kulland›¤›-
lar alt›nda, o dokuyu bu flekilde yorumlamayaca¤›- daha önemli oldu¤undan, sistemimiz kendisini n› sordu¤umda, psikolojik tedavi gerektiren hasta-
m›z halde. Her ne kadar farkl› adaptasyonlar›n al- ona göre ayarl›yor. Bu durumda, iki parlak nokta lara da bakt›¤›n› ve hipnoz tekni¤ini kulland›¤›n›
t›nda farkl› fizyolojik mekanizmalar yatsa da, ortak aras›ndaki fark› anlayabilmemizse, ayd›nl›k bir or- söylemiflti. E¤itimini sordu¤umdaysa, büyük bir
olan en önemli nokta enerji ve sinir sistemimizin tama göre zorlafl›yor. Peki, bu iflleyiflin bize en bü- gururla bir sene boyunca belli bir saat kadar hip-
k›s›tl› oluflu. Bu nedenle de uzun süre ayn› uyara- yük yarar› ne olabilir› Elbette ki her çeflit ortamda noz kursuna kat›ld›¤›n› ifade etmiflti. Korku dolu
na maruz kalan hücreler, bir süre sonra yorularak z›tl›klar› çabucak belirleyebilmemiz. Çünkü yaflam- gözlerle bakakald›¤›m› hat›rl›yorum.
bu uyarana karfl› daha az yan›t vermeye bafll›yor. da kalabilmek ad›na bizim için önemli olan gerçek Ne yaz›k ki denetimler ülkemizde yeterli dere-
Hücrelerin yoruldu¤una iliflkin bu varsay›mlar dünyay› oldu¤u gibi alg›lamaktan çok, de¤iflimleri celerde yürütülemeyebiliyor. Bize düflense, çevre-
adaptasyon literatüründe büyük yer kaplasa da, olabildi¤ince çabuk fark etmek. Adaptasyonsa, ge- mizi bilinçlendirerek herhangi bir servis ya da te-
yap›lan son araflt›rmalar adaptasyonun fizyolojik nifl ölçeklerde bu de¤iflimleri fark etmemizi kolay- davi almadan önce“otorite” olarak gördü¤ümüz
bir k›s›tl›l›k olmaktan çok oldukça yararl› bir ama- laflt›r›yor. Di¤er bir deyiflle, evrimin en önemli ba- kiflilerin yetkinli¤ini sormak. Olas› bir tehlikeyi ba-
ca hizmet etti¤ini ortaya koyuyor. Adaptasyon, or- samaklar›ndan birini oluflturuyor. fl›ndan engelleyebilmek ad›na...

“Einstein’›n beyni flu anda nerede?” ve çok daha fazlas›… Her hafta güncellenen psikoloji köflemizle internette bulufluyoruz:
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/index.htm Psikolojiye dair yazm›fl oldu¤unuz popüler bilim yaz›lar›n›z› i n c i a y h a n @ y a h o o . f r e-posta adresine
gönderebilir, fikirlerinizi ve ilgi çeken haberleri sitemizde bizlerle paylaflabilirsiniz.
fiubat 2008 79 B‹L‹M ve TEKN‹K
bilimTarih 1/23/08 9:44 AM Page 1

Popüler-Bilim
Tarihimizden
C a n a n Ö k t e m g i l T u r g u t
oktemgil@hacettepe.edu.tr

Ya¤mur Tanelerinin Düflmesiyle Havada Elektrik Meydana Gelmesi-Dalgalar›n


Çarp›flmas›ndan, Sahile Çarpmas›ndan Havan›n Elektriklenmesi-Elektrikli Kar
Fenlerin bugünkü terakkisini kaydetmek sebep oldu¤unu ve bu suretle ya¤mur damla- elektriklenmifl nevidir. Baz› ya¤murlu havalar-
isteyen ister istemez ara s›ra elektrik flubesine lar›n›n havan›n hafif surette elektriklenmesi- da, kurak hava elektri¤i nakletmeyip rutubet-
bakmak mecburiyetindedir. Çünkü ilim ve ma- ne sebebiyet verdi¤ini aç›klam›flt›r. Aç›klama- li hava nakletti¤i için, havada ozon meydana
rifet, insan›n son medeni as›r içinde meydana lar›n› ve ifadelerini ispat için icat etti¤i bir ci- gelir. Ozonun baz› hastal›klara karfl› deva ol-
koydu¤u telgraflar, telefonlar, fonograflar ve haz› da, yukar›da ad› geçen cemiyete takdim du¤u birtak›m tabipler taraf›ndan tasdik edil-
bunun gibi garip fleyler hep o nazenin saye- edip nazariyesini tecrübe ile de ispat etmifltir. mifl olup hatta hastalara, veremlilere ozon te-
sinde ortaya ç›km›flt›r. Elektrik kuvvetinin me- Bu nazariye ve tecrübe umumilefltirilerek, neffüs ettirilerek bunlar› tedavi için ozon has-
deni hayatta gittikçe ehemmiyetinin artt›¤›n› “Su damlalar›n›n bir yere düflmesi elektrik taneleri de yap›lm›flt›r.
gerek bu sütunlarda ve gerek Servet-i Fü- meydana gelmesine sebep olur” diye bir fizik Baz› tetkik erbab›, ozonun mikroplara te-
nûn’un di¤er sahifelerinde lüzumundan fazla kaidesi ç›karmak mümkündür. Bu tecrübenin sir ederek bunlar›n mahv›na ve helakine se-
söylenen sözlerle ve yaz›lan makalelerle aç›k- geniflletilmesiyle de anlafl›lm›fl ki, düflen su bep olduklar›n› inkar etsinler, yine ozonlu ha-
lamak gayretini elden b›rakmad›k. Çünkü fen- damlalar› kat› bir cisme tesadüf ederse yahut van›n vücuda tesirini inkar olunamayacak de-
ni terakkiyata, pek uzaktan ve pek sathi ola- bir s›v› satha düflerse elektrik daha ziyade recede aflikar görenler vard›r.
rak dikkat edilse bile makineler çeviren, çark- meydana ç›k›yor. Acaba deniz havas› dalgalar›n çarp›flmas›
lar döndüren, insan sesini uzak yerlere ulaflt›- Lord Kelvin sebebiyle elektrikleniyor ve bundan ozon
ran, nadirden zenite haber ulaflt›ran, parlakl›- meydana geliyor da, deniz havas›n›n flifa ver-
¤›yla güneflin ziyas›na rakip olan elektrik kuv- me ve rahatlatma özelli¤ine bu mu sebep olu-
vetinin ve meydana getirdi¤i terakkiyat›n gö- yor?
ze çarpmamas› mümkün de¤ildir. Bu halde tebdilihava için rutubetten sak›n-
Frans›zlar bin dokuz yüzde Paris’te aça- may› düflünsek de denizden pek uza¤a kaçma-
caklar› serginin bütün fenni terakkiyat› ve as- mal›y›z.
ri medeniyeti ihtiva etmesi için olanca gayre- Havan›n elektriklenmesinden bahis aç›lm›fl
ti sarfta çekinmiyorlar. fiimdiden bize teminat iken, bu haftaki Avrupa gazetelerinin kaydet-
veriyorlar. Bu meflhur as›rda gariplikler ve tikleri garip bir fenni hadiseyi de flu sütuna
acayiplikler aramak ve hangi marifet flubesin- geçirelim:
de daha ziyade terakkiyat görüldü¤ünü takdir Meteoroloji erbab›ndan Fenili isminde bir
etmek için u¤rafl›lmas›n diyorlar. Amerikal›, New York civar›nda yüksek bir da-
Bu terakki elektrikte de görülecek imifl. ¤a ç›kt›¤› s›rada kar f›rt›nas›na tutulmufl. Bu
Bu umumi sergi, elektri¤e ait bir sergi olacak zat bir kat›r üzerinde imifl. Kar kuflbafl› olarak
imifl. Sergi makinelerini elektrik çevirecek, ya¤maya bafllay›p taneler kat›r›n üzerine düfl-
ufak ve büyük hizmetleri elektrik görecek E¤er düflen damlalar tatl› su damlalar› tükçe kat›r›n tüylerinden k›sa elektrik k›v›l-
imifl... Elektri¤in hareket ettirici bir kuvvet olup bunlar bir tuzlu su sath›na dökülürse ha- c›mlar› ç›kt›¤› görülmeye bafllam›fl. Bu müfla-
olarak kullan›lmas›n›n ne kadar fayda ve ko- va negatif elektrikle elektriklenmektedir. Dö- hede göstermifl ki, ya¤an kar taneleri elek-
layl›k sa¤layaca¤› hakk›nda Avrupa fenni ya- külen damlalar tuzlu su damlalar› olursa bu triklenmifl olarak düflmektedir.
y›nlar› aç›klamalar ile doludur. halde hava pozitif elektrikle elektriklenmekte- Biraz sonra kar daha s›klafl›nca hayvan›n
[....] dir. Bu halde ya¤mur tanelerinin deniz sat›h- tüyleri k›v›lc›m saçmakla kalmay›p süvarisinin
Elektri¤in dünya yüzüne yay›lm›fl bir kuv- lar›na düflmesinden hava haylice elektriklene- parmaklar› ucuna, burnuna, kulaklar›na tesa-
vet olup insan hayat›yla da kesinlikle irtibat›- cektir ve elektrik de negatiftir. düf eden kar taneleri de buralardan bir ç›t›rt›
n›n bulundu¤u bugün muhakkakt›r. Bu sebep- Bu yolda tecrübelerin devam› da göster- ile oldukça uzun k›v›lc›mlar ç›kartmaya baflla-
le fen ve tetkik erbab› Dünya üzerinde y›ld›- mifl ki, yaln›z su damlalar›n›n düflmesi de¤il, m›fl. Adeta bu kar taneleri hayvanla süvarisi-
r›m ve flimflek gibi elektri¤in bilinen eserlerin- deniz dalgalar›n›n birbirine ve sahile çarpma- ni üflütüp donduracak yerde, bunlar›n üzerine
den baflka, elektrik kuvvetinin meydana ç›k- s› ve köpüklenmesi de havay› elektriklemekte- bir fiflek gibi k›v›lc›mlar üflüfltürmüfltür.
mas›n›n muhtelif sebeplerini ve havadaki dir. Halbuki böyle dalgalar›n çarp›flmas›yla Kar ile atefl ya¤d›rmak yarat›c›n›n kuvveti-
elektri¤in ne gibi flartlarla ziyadeleflip insan husule gelen elektrik pozitiftir. nin bir kudreti olup fakat bu kuvvet her vakit
vücuduna ve bütün canl›lara tesir etti¤ini an- Deniz kenarlar›nda havan›n safl›¤›, vücuda tecelli etmez. Tabiat tarihinde emsali kayde-
lamaya çal›fl›yorlar. faydal› olan “ozon” adl› gaz›n meydana ç›k- dilmifl ise de pek nadirdir. Nadir hadiseler ise
Tetkik erbab›ndan Lord Kelvin isminde bi- mas›, acaba bu havan›n elektriklenmesi ile tuhaf bir fley olarak görülüp bahse ve zikre
ri, Glasgow Fizik Cemiyeti’ne bir fenni muht›- münasebette midir, diye düflünebiliriz. de¤erli addedilir. Biz de böyle addettik.
ra takdim ederek bir ya¤mur tanesinin yük- [....]
sek tabakadan yere düflünceye kadar havada Ozon, havay› teflkil eden ve bizim hayat›- Kaynak: Mahmud Sad›k. “Elektrik Terakkiyat›: Gelecek Paris Sergi-
si’nde Elektrik Teflhirat› ve Hizmeti-...”. Servet-i Fünûn 228 (13
yol ald›¤› s›rada, havan›n hafifçe titreflimine m›z›n sebebi olan oksijenin yo¤unlaflm›fl ve Temmuz 1311) [25 Temmuz 1893]: 306-309.

B‹L‹M ve TEKN‹K 80 fiubat 2008


yayinSubat 1/25/08 3:42 PM Page 1

Y A Y I N D Ü N Y A S I
G ö k h a n T o k

Vida ile Tornavida Thomas alva Gene Adair, kaleme ald›¤› Edi-
Witold Rybczynski son kitab›nda, buluflçunun yafla-
Çeviri: Hüseyin Edison möyküsünü ve çal›flmalar›n›
Özel Gene Adair okurlar›yla paylafl›yor: “Edison,
TÜB‹TAK Popüler Çeviren: Sinem Ça¤layan Tokur dünyay› konuflan makine olan fo-
Bilim Kitaplar› TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplar› nografla, hayretler içinde b›rak-
m›flt›. O akflam Menlo Park’a
Sizce bugüne Elektrik ampulünü ilk kim akan kalabal›¤a, daha flafl›rt›c›
dek icat edilmifl fley- yapt› diye kime sorarsak soral›m bir fleyin sözünü vermiflti. Bu,
ler aras›nda en kul- Thomas Edison yan›t›n› an›nda evlerde, ifl yerlerinde ve okullar-
lan›fll› olan hangisi? al›r›z. Dünyan›n her yerinde tan›nan ad› bi- da kullan›labilecek bir elektrik ampulüydü;
Bu soru soruldu- linen bir biliminsan› olmas›n› Edison belki gazla ayd›nlatman›n ve ya¤ lambalar›n›n
¤unda önce bir flafl›r›yor insan, sonra dü- de elektrik ampulüne borçlu. Ne var ki as- pabucunu dama att›raca¤a benzeyen, dik-
flünmeye bafll›yor. Rybczynski de, kendisine l›nda kendisi küçük-büyük yüzlerce buluflun kate de¤er bir teknik bulufl. Aylarca süren
sorulan bu soru üzerine yazmaya bafllam›fl: sahibi. Edison’un deney yapma tutkusu bü- yo¤un çal›flman›n ürünü olan bu bulufl, ar-
“Her fley New York Times gazetesinin tün yaflam›n› flekillendirmiflti. Bazen gün- t›k halka gösterilmeye haz›rd›.”
editörlerinden David Shipley’den gelen bir lerce laboratuar›ndan ç›kmadan çal›flarak Edison’un yaflam›n› ve çal›flmalar›n›n
telefonla bafllad›. Pazar dergisinin özel telgraf, fonograf ve sinema filmi gibi pek öyküsünü bu kitapta bulacaks›n›z. Her yafl-
biny›l say›s› için bir makale yazabilir miy- çok fleyin gelifltirilmesinde rol oynam›flt›. tan okurun keyifle okuyaca¤› bir kitap.
dim? Biny›l›n sonu pek çok dergi editörü- icad› olan tornavida, Çinlilerin bulmad›¤› bulunmufl bir vaha olacak gibi görünüyor.
nün akl›ndayd›; ben de bu türden birkaç tek önemli aletti. Bu icad›n sahibi Leonar- Her say›da bir dosya ele almay› düflünen
istekle karfl›laflm›flt›m. Shipley derginin te- do da Vinci’ydi. Ama yayg›n olarak kulla- Baykufl ekibinin haz›rlad›¤› ilk say› “Gele-
mas›n›n ‘Biny›l›n En ‹yileri’ oldu¤unu söy- n›lmas› uzun zaman alm›flt›. nek ve Kopufl” izle¤ini ele al›yor: “‹lk sa-
ledi. Kula¤a ilginç geliyordu. ‘Ne hakk›n- y›daki dosya bafll›¤›n› ‘Gelenek ve Kopufl’
da yazmam› istiyorsun?’ diye sordum. ‘En olarak belirledik. Felsefe aç›s›ndan gele-
iyi alet hakk›nda k›sa bir yaz› yazabilece¤i- Baykufl nek bir ayakba¤› m›d›r, yoksa dayanak
ni düflünüyoruz.’ diye yan›tlad›…” Felsefe Yaz›lar› m›? Mutlak bir kopufltan söz etmek müm-
Rybczynski bu teklifi kabul etti ama Dergisi kün mü? E¤er mümkünse, bu kopufl Tür-
aletlerin tarihi üzerinde çal›flmaya baflla- Alef Yay›nevi kiye’de gerçekleflti mi? De¤ilse, geçmifle
d›¤›nda neredeyse tüm aletlerin kökeni- olan uzant›lar nas›l bir yaklafl›mla ele al›-
nin eskiça¤a kadar gitti¤ini buldu. Oysa Baykufl yay›n ya- nabilir? Bütün bu ve benzeri sorular, hiç
geçti¤imiz biny›l›n en yararl› ve vazgeçil- flam›na yeni baflla- kuflku yok ki gelene¤in bizzat kendisini
mez aletini ar›yordu. Tam yazmaktan vaz- yan bir dergi. Ocak de sorgulamay› gerektirmektedir…”
geçecekken akl›na eflinin fikrini almak ay›nda ilk say›s› ç›- Baykufl hakemli bir dergi. ‹kinci say›s›-
geldi. Onun verdi¤i yan›tsa ilham vericiy- kan bu dergi, dört n› Hegel’e ay›ran derginin, üçüncü say›s›-
di: “Her zaman bir fleyler için tornavida ayda bir yay›mlanmas› planlanan bir felse- n›n bafll›¤›ysa “Muamma nesne: Özne” ola-
gerekir.” Tornavidan›n ve hemen ard›n- fe dergisi. Felsefe ad›na ülkemizde yap›- rak belirlenmifl. Bu konularda yazmak is-
dan vidan›n aletler sahnesine ç›k›fl› göre- lan yay›nlar›n ne kadar az oldu¤u düflünü- teyenlerin çal›flmalar›n› baykus@alefyayi-
ce yeniydi. Genç Ortaça¤ Avrupa’s›n›n bir lürse, Baykufl dergisi merakl›lar için çölde nevi.com adresine ulaflt›rmalar› gerekiyor.

Hizmet Yönetimi
Süreç Haritalar› Ifl›¤›n Öyküsü Tarih Bir fiey
Brian Johnson
Çeviren: Banu Erol
Ö¤retmez Bize
Hüseyin Gazi Topdemir
Paloma Yay›nevi
TÜB‹TAK Popüler Bilim Gökhan Tok
Ço¤u BT organizasyonun
Kitaplar› Tudem Yay›nlar›
bugün karfl›laflt›¤› en büyük
zorluk, BT’yi çal›flmaya
Ifl›k, insanl›¤›n ilk
devam eder halde tutarken ayn› zamanda
dönemlerinden beri ilgi oda¤› olmay› E¤er tarih tekerrürden ibaret diye düflünüyorsan›z
hizmetlerinin kalitesini iyilefltirmek ve sürekli
sürdürüyor. Kuflkusuz ›fl›k yaflam›m›zda önemli tarih bize bir fley ö¤retmiyor demektir. Bu
de¤iflen ifl ihtiyaçlar›na daha büyük çeviklikle
bir yere sahip. Bu kitap, ›fl›¤›n do¤as›n›, hem kurgusal kitap, insanl›k tarihine farkl› bir aç›dan
karfl›l›k vermek aras›nda bir denge tutturmak.
bilimsel bilginin geliflim sürecinde hem de bak›yor. ‹lkgençlik ça¤›na yönelik bu roman›
Bu kitapta hizmet yönetimi süreçlerine ait
geçmiflten günümüze bilim üretmifl bilime sahip keyifle okuyacaks›n›z.
kavramlar›, sürekli iyilefltirme yap›s›nda içinde
ç›km›fl uygarl›klar aç›s›ndan anlat›yor.
görüyoruz. BT organizasyonlar›n› daha ileriye
Kütüphaneniz için hofl bir baflvuru kayna¤›.
tafl›mak için okunmas› gereken bir kitap.

fiubat 2008 81 B‹L‹M ve TEKN‹K


TurkiyeDoga 1/25/08 3:40 PM Page 1

Türkiye Do¤as› Bülent Gözcelio¤lu

Hesperus gozukarai

Üç Yeni Böcek Türü


“turcicus, auricomus, gozukarai”

tak›m›n›n üyeleridir. Daha çok nemli yerler-


de yaflarlar. Kar›nlar› kalk›k halde olur ve
kolayl›kla uçabilirler. Boylar› 3 cm kadar
olabilir (bu araflt›rmada bulunanlar 0,8-1,5
cm kadar). K›nkanatlar› genellikle k›rm›z›
olup bazen soluk sar› ya da kahverengi ola-
bilir. Antenleriyse siyah renkli olur. Tüm ya-
flamlar› boyunca avc› olarak beslenirler. Da-
Hesperus turcicus ha çok küçük zararl› böcekleri avlarlar.
Coflkun ve arkadafllar› belirledikleri yeni
Ülkemizin en zengin hayvan grubunu bö- Araflt›rmac›lar, böcekleri araflt›rmaya türlere de Hesperus turcicus, Hesperus auri-
cekler oluflturuyor. Böcek faunam›zla ilgili 2005’te Erdemli’de (Mersin), 2006’daysa comus ve Hesperus gozukarai adlar›n› ver-
kesin tür say›s› belirli olmamakla birlikte, Gülnar’da (Mersin) bafllam›fllar. Bu ilçelere mifller. “turcicus” ad›n› Türkiye’de buldukla-
80.000 civar›nda tür oldu¤u tahmin edili- ba¤l› ba¤l› köylerde yap›lan araflt›rmalar, r›ndan, “auricomus” ad›n› s›rt k›s›mlar›n›n
yor. Ancak, böcekbilimciler gerçek say›n›n yafll› mefle a¤açlar› üzerinde böcek toplaya- alt›n renginde olmas›ndan, “gozukarai” ad›-
bunun çok üzerinde oldu¤unu, böcek arafl- rak bafllam›fl. Yafll› mefle a¤açlar› böceklerin n› da Orman ‹flletme Müdürü’nün, tüm pro-
t›rmalar›n›n artmas›yla birlikte say›n›n da ar- yaflamas› için çok uygun koflullar sa¤lar. Bö- jeye çok katk› sa¤lamas›ndan dolay›, onun
taca¤›n› tahmin ediyorlar. Bu ba¤lamda son ceklerin do¤al populasyonlar› ve türlerinin soyad›n› referans alarak vermifller.
yap›lan araflt›rmalar›n birinde üç yeni böcek belirlenmesi araflt›rmalar›, böcekleri yakala- Yafll› mefle ormanlar›, bu yeni türlerle
türü daha tan›mland›. Araflt›rma, Çukurova yarak yap›l›r. Bunun için de atrap (büyükçe birlikte birçok böce¤e ve küçük canl›lara ev
Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Mustafa bir çubuk- 1 metre kadar- ve bunun ucuna sahipli¤i yap›yor. Ancak orman› gençlefltir-
Coflkun, Linköping Üniversitesi’nden (‹sveç) ba¤lanm›fl bir a¤) ve çeflitli böcek tuzaklar› me politikalar› nedeniyle bu a¤açlar kesile-
Nicklas Jansson ve arkadafllar› taraf›ndan kullan›l›r. Bu araflt›rmada böcekler tuzaklar- rek yerine yenileri ekilecek. Bu arada yaln›z-
yap›ld›. la yakalanm›fl. A¤açlara yerlefltirilen kapan- ca yafll› ve ölü a¤açlarda yaflayan türler de
lardaki böcekler Nisan’dan yeni yaflam alan› bulamayacaklar›ndan bü-
A¤ustos ay›na kadar 20 yük olas›l›kla yok olacaklar. Araflt›rmac›lar,
günde bir toplanm›fl. Yaka- a¤açlar›n çok uzun y›llarda yetiflti¤i ülkemiz-
lanan böceklerin türlerinin de, bu tür bölgelerin koruma alt›na al›nma-
belirlenmesi Çukurova Üni- s› ve yetkililerin kesim planlar›n› yaparken,
versitesi’nde yap›lm›fl. Be- a¤açlar›n yaln›zca ekonomik de¤erler de¤il,
lirlenemeyenlerse Linkö- ekosisteme faydal› canl›lar oldu¤unu düflün-
ping Üniversitesi’ne ve bu meleri gerekti¤ini belirtiyorlar. Ayr›ca, genç-
konuda uzman dünyadaki, lefltirme yap›l›rken, belirli bir oranda daha
di¤er biliminsanlar›na gön- önce orada bulunan a¤açlar› kesmeyerek
derilmifl. Böceklerin türleri canl›lara küçük de olsa yaflama flans› verme-
belirlenmeye bafllay›nca üç leri gerekir. Araflt›rmac›lar, Gülnar bölgesin-
tanesinin (flimdilik) yeni tür de bulunan yafll› mefle a¤açlar›n›n bulundu-
oldu¤u ortaya ç›km›fl... ¤u bölgenin korunma alt›na al›nmas› gerek-
Ortaya ç›kan yeni türlerin ti¤ini de söylüyorlar.
tümü Hesperus cinsine ait.
Hesperus turcicus: Hesperus auricomus:
Bu cinse ait türler, böcek- Kaynak: Sch›llhammer H., Snäll S., Coskun M., Jansson N., The
Hesperus gozukarai: West Palearctic species of Hesperus FAUVEL, 1874, with des-
8.5–11.0 mm 8.6–12.3 mm 9.0–13.0 mm ler s›n›f›n›n k›nkanatl›lar criptions of three new species from Turkey

B‹L‹M ve TEKN‹K 82 fiubat 2008


yesil teknik 1/25/08 3:45 PM Page 1

Yeflil Teknik Cenk Durmuflkahya


cdkahya@hotmail.com

Yedi bin y›ll›k teknoloji, Toprak Kaplar


Çömlek yapmak için en elveriflli topraklar, ayr›lan deniz kabuklar› ekleniyor.
killi topraklar. Çünkü topra¤›n içerisinde bulu- Elektrik motoruyla ya da ayakla döndürülen
nan killer suyla kar›flt›r›ld›klar›nda kolayca bi- çark›n üzerine koyulan top halindeki çamur, ›s-
çimlendirilebiliyor. Bu, kilin sahip oldu¤u plasti- lat›l›yor ve el ile yap›lan müdahale sonucunda is-
site (biçimlendirilebilme) özelli¤inden kaynakla- tenilen flekle getiriliyor. Bu flekilde haz›rlanan
n›yor. Ayr›ca, killer piflirildikten sonra sert bir çömlekler, bir hafta ile üç hafta aras›nda dinlen-
yap› kazan›yorlar ve böylece ortaya dayan›kl› dirilerek iyice kurumalar› sa¤lan›yor. Bu bekle-
çömlekler ortaya ç›k›yor. Di¤er topraklarsa suy- me döneminden sonra çömlekler büyük f›r›nlara
Yeryüzünde bulunan tüm canl› ve cans›z var- la kar›flt›r›ld›¤›nda ayn› özelli¤i göstermiyor. yan yana dizilerek önce düflük ateflte tütsülenir
l›klar do¤an›n bir parças›d›r. Bu parçalar›n en Çömlek yap›m›nda kullan›lan topraklar da yap›- daha sonra yüksek ateflte piflirilir. Bu piflirme ifl-
büyüklerinden biri de toprakt›r. E¤er yaflad›¤›- lar›na göre ikiye ayr›l›yor. Bunlar›n birincisi, do- lemi yaklafl›k bir hafta sürer. Bu ifllemden sonra
m›z verimli topraklar olmasayd› bugün çevremiz- ¤ada saf ve kuru olarak bulunan killi topraklar. çömlekler f›r›ndan ç›kar›lmadan 2 gün dinlendi-
de gördü¤ümüz canl› türleri de olmazd›. Bu ne- Bu topraklar ana kaya çevresinde y›¤›l›rlar bu riliyor. Böylece çömlekler iyice sertlefliyor ve
denle insano¤lu var oldu¤u günden beri topra¤› nedenle de di¤er toprak türüne göre oldukça kullan›ma haz›r hale getiriliyor. Baz› çömlekler
çeflitli yollarla kullanmay› ö¤rendi. saft›rlar. Yap›s› homojen olan, bu nedenle beyaz s›rlanarak özellikle s›v›lara karfl› daha dayan›kl›
Bilimsel olarak topraklar yeryüzünde bulu- renkli olan killi topraklar çok plastik de¤ildir. Ül- hale getiriliyor. S›rlama ifllemindeyse genellikle
nan farkl› özellikteki ana kayalar›n çeflitli d›fl et- kemizde bu tip topraklar›n ço¤unlu¤u Kütahya feldispat, boraks ya da dolomit ad› verilen mine-
menlerle parçalanmas› sonucu ortaya ç›kar ve ve Bilecik’te bulunuyor. Bu topraklar çömlek, raller kullan›l›yor. Bu maddeler suyla kar›flt›r›la-
kayalar›n üzerini örterler ve sahip oldu¤u eflsiz seramik ve çini yap›m› için çok de¤erlidir. Bu ne- rak bulamaç haline getiriliyor. Çömlekler ya bu
yap›s›yla hem içerisinde hem de üstünde birçok denle bu bölgelerin çini ve seramiklerinin ünlü bulamac›n içerisine dald›r›l›yor ya da iç k›sm›na
canl› türüne ev sahipli¤i yaparlar. ‹nsano¤lu or- olmas› rastlant› de¤il. Çömlek yap›m›nda kullan›- sürülüyor. Daha sonra s›r›n çömlekle birleflmesi
taya ç›kt›¤› günden beri toprakla iç içedir. Atala- lan ikinci toprak tipiyse, tafl›narak toplanan killi için çömlekler tekrar pifliriliyor. Böylece çömlek-
r›m›z onu ilk ça¤larda bazen üzerine yatmak için topraklard›r. Bu topraklar da çeflitli bölgelerde ler kullan›lmaya haz›r hale geliyor.
bir yatak olarak, bazen de alt›na girerek bar›nak bulunan kil bak›m›ndan zengin topraklar›n rüz- Tencere, testi, saks›, kiremit ya da boru ola-
olarak kulland›lar. Daha sonra onun üzerinde ye- gâr ve sularla tafl›narak vadilerde, dere kenarla- rak kullan›lan toprak kaplar binlerce y›ldan beri
tiflen canl›lardan besin olarak yararland›lar. An- r›nda birikmesiyle olufluyor. Bu tafl›nm›fl toprak- kullan›l›yorlar ve kullan›lmaya devam edecekler.
cak, topra¤›n di¤er özelliklerinin keflfedilmesi lar›n rengi de geldi¤i yere ve içinde bulunan mi- Birçok sentetik madde günümüzde toprak kapla-
ateflin bulunuflundan sonra gerçekleflti. Ateflle nerallere göre sar›, k›rm›z›, kahverengi ve siyah r›n yerini alsa da, teknoloji sayesinde üretilen
birlikte atalar›m›z topra¤› piflirerek onu endüs- gibi renklerde olabiliyor. Bu topraklar›n yap›s›, çelik ya da plastik kaplar, baflta sa¤l›k olmak
triyel bir ürün haline getirdiler. Günümüzden di¤erlerine göre daha plastik. Bu nedenle de ko- üzere birçok nedenden dolay› topraktan yap›lan
yaklafl›k 20-25 bin y›l önce toprak piflirilerek ön- layca flekillendirilirler. Örne¤in çömlekleri çok kaplar›n yerinin tamamen alam›yorlar. Örne¤in,
ce küçük heykeller yap›lmaya bafllan›yor daha ünlü olan Avanos’ta bu tip topraklar kullan›l›yor. topraktan yap›lm›fl güveçler içinde piflirilen yiye-
sonra toprak piflirme teknikleri gelifltiriliyor. Çömlek yap›m›na gelince, uygun killi toprak- cekler, besleyici özelliklerini ve özsular›n› kay-
MÖ. 10 binli y›llardaysa topraktan kaplar yani lar temin edildikten sonra, önce çamur yatakla- betmiyorlar. Ya da topraktan yap›lan kiremitler
çanaklar, çömlekler ve testiler yap›lmaya baflla- r›nda depolan›r ve sulanarak yumuflamas› sa¤la- ve borular k›r›lmad›ktan sonra onlarca y›l pas-
n›yor. E¤er atalar›m›z çömlek yapmas›n› keflfe- n›r. Yumuflayan topraklar silindirden geçirilerek lanmadan, çürümeden ve çevre flartlar› nedeniy-
demeseydi acaba bugün yemeklerimizi nas›l pifli- çamurun içerisinde bulunan sert ve yabanc› ci- le bozulmadan ayn› flekilde kalabiliyorlar. Bunun
riyor olurduk. Örne¤in günümüzde zevkle yapt›- simler ç›kar›l›r. Ayn› zamanda çamurun içerisin- d›fl›nda, saklama ve depolama amaçl› kullan›lan
¤›m›z mangal partileri, çömlekçili¤in keflfinden de kalan hava kabarc›klar› da azalt›lm›fl olur. Da- dev toprak kaplar içerisine koyulan flarap, zey-
çok daha eski y›llara dayan›yor. Bu nedenle çöm- tinya¤› gibi asidik ya da bazik bilefliklerin yap›s›
ha sonra çamur kumlu ve düz bir zemine serile-
lekçilik geliflmemifl olsayd› yemeklerimizi hâlâ ›z- uzun y›llar bozulmadan kalabiliyor ve sahip ol-
rek ayaklarla çi¤nenir. Böylece çamur homojen
gara fleklinde ateflte pifliriyor olabilirdik. duklar› do¤al yap› nedeniyle bu kaplar, onlar›n
bir tabaka haline getirilerek çömlek hammadde-
Topraktan çömlek yap›m› insano¤lunun kul- lezzetlerini de olumlu yönde de¤ifltiriyorlar. Top-
si elde edilmifl olur. Bu çömlek topra¤›ndan iste-
land›¤› en eski yeflil tekniklerden birisi. Günü- rak kaplar›n en önemli özelli¤i de porlu yap›la-
nilen ölçülerde kesilerek top haline getirilerek
müzde de çömlekler yaklafl›k 7000 y›l önce ya- r›ndan dolay› nefes al›p verebilmeleri. Gözenek-
çömlekçi çark›n›n üzerine koyulur. Art›k çamur,
p›ld›¤› gibi yap›l›yor. Basitçe topraktan yap›lm›fl ler sayesinde bu tür kaplar suyun geçmesine en-
çömlek haline getirilmek için haz›rd›r. Ancak,
ve piflirilmifl kaplara çömlek ad› veriliyor. E¤er gel olurken, havan›n geçmesine izin veriyorlar.
baz› bölgelerde çömleklerin daha sa¤lam olmas›
bu çömlekler s›rlan›rsa seramik oluyorlar. E¤er Örne¤in testilere koyulan suyun havadar bir ye-
için çamur içerisine ö¤ütülerek küçük parçalara
kaplar ergime derecesine kadar ›s›t›l›p, cams› re b›rak›lmas› haline suyu so¤utmas›n›n nedeni
bir yap› haline dönüfltürülüyorsa da porselen bu yap›. Bu nedenle bu tür kaplarda saklanan
ad›n› al›yor. besinler uzun süreler bozulmadan saklanabili-
Anadolu çömlek yap›lan en eski co¤rafyalardan yor.
birisi. Arkeolojik çal›flmalara göre Anadolu’da Günümüzde toprak kaplar örnek al›narak na-
çömlekçilik, 7000 y›l önce Çatalhöyük’te bafll›yor. no teknolojiyle nefes al›p verebilen kumafllar ve
MÖ. 2000’lerdeyse Mezopotamya’dan gelen Asur- malzemeler üretiliyor. Ancak bu son teknoloji
lular Hititlere çömlek yap›m›n› ö¤retmifllerdir ve o ürünleri size pahal› geliyorsa, evinizde de bir kö-
günden beri ülkemizde çömlek yap›m› geleneksel mür sobas› varsa, çevrenizden toplad›¤›n›z killi
olarak Avanos, Karacasu, Salihli, Ünye baflta ol- topraklarla amatörce de olsa çeflitli çömlekler
mak üzere birçok yerde devam ediyor. yapabilir onlar› soban›zda piflirebilir ve günlük
hayat›n›zda kullanabilirsiniz.

fiubat 2008 83 B‹L‹M ve TEKN‹K


kedimiz 1/25/08 3:36 PM Page 72

Kendimiz Yapal›m
Yavuz Erol*

Elektronik Mesaj Panosu


ortak anot baca¤› +5V’a ba¤l› ise sadece o disp-
lay’de görüntü oluflmakta. Display’in iç yap›s›ndaki
LED’lerin ileri yön gerilimi 20mA’lik ak›m için 2V
civar›nda. Devrede ak›m s›n›rlay›c› olarak 100
fiekil 3: Bacak numaralar› ve isimleri ohm’luk dirençler kullan›ld›¤› için her bir seg-
ment’den yaklafl›k 25mA ak›m geçiyor. Display’le-
Projenin yap›m› için gereken malzemeler flekil rin bütün segmenleri ›fl›k yayarken toplam ak›m
Bu ayki yaz›da alfanümerik display kullanarak 4’de görülüyor. Malzemeler direnç, kondansatör, 0.45A seviyelerine ulafl›yor. Bu nedenle 7805 en-
elektronik mesaj panosu yap›m›ndan bahsediliyor. transistör, gerilim regülatörü, PCB klemensi, PIC tegresi için uygun bir so¤utucu kullanmak gereki-
Bu proje sayesinde 8 karakterden oluflan bir metni mikro denetleyici gibi her elektronikçide bulunabi- yor. Titreflimsiz bir görüntü için display’lerin tara-
göstergeye yazd›rmak mümkün. Kullan›lan özel len elemanlardan olufluyor. ma h›z› yüksek seçilmeli. Bu projede her bir disp-
display sayesinde alfabedeki harfler ve 0-9 aras›n- lay’e 1ms aral›klarla veri gönderildi. Böylece 8 adet
daki rakamlar kolayca yazd›r›labiliyor. Hem harf display’i tarama süresi 8ms olmakta. Bu da 1 sani-
hem de rakam gösterme özelli¤i oldu¤undan bu yede 125 tekrar demek. Tarama frekans›n›n 125
display alfanümerik olarak adland›r›l›yor. fiekil Hz gibi yüksek bir de¤er oluflu sayesinde k›rp›flma
1’den görüldü¤ü gibi alfanümerik display, 7 seg- veya titreflim gibi etkiler ortaya ç›km›yor.
ment display’den farkl› bir görünüme sahip. Stan- Elektronik devrenin delikli pertinaks üzerine ku-
dart display’de 7 segment (parça) bulundu¤u halde, rulmas› ve ba¤lant›lar›n kablolarla yap›lmas› olduk-
alfanümerik display’de 14 veya 16 segment bulunu- ça zahmetli olaca¤›ndan bu yöntem tercih edilmedi.
yor. Böylece 7 segment display’de yaz›lamayan K, Bunun yerine bir bask› devre çizim program› kulla-
M, N, R, V, Z gibi harfler bu display’de düzgün fle- n›larak gerekli çizimler bilgisayar ortam›nda yap›l-
kilde görüntülenebiliyor. Alfanümerik display’de Ç, d›. fiekil 6 ve 7’de PCB çizimleri görülüyor. ‹lk fle-
⁄, ‹, Ö, fi, Ü gibi birkaç Türkçe harfi yazd›rmak kilde eleman yerleflim plan› ve üstten atlama yap›-
mümkün olmad›¤› halde ço¤u uygulama için ihtiya- fiekil 4: Proje malzemeleri
lan yerler görülmekte. ‹kinci çizimde ise kart›n le-
c› fazlas›yla karfl›l›yor. Bu display çeflidi ‹stanbul, him yüzeyi görülüyor. Bu çizimleri kendimiz yapa-
Ankara gibi büyük flehirlerdeki elektronikçilerden Elektronik devre flemas› flekil 5’de görülüyor. l›m köflesine ait internet sayfas›ndan indirebilir ve
kolayca temin edilebilir. Devrede display sürücü olarak PIC16F877 mikro kendi kart›n›z› yapabilirsiniz.
denetleyicisi kullan›ld›. Besleme için 9V’luk alkalin
pille çal›flan 5V’luk gerilim regülatörü bulunuyor.
Tarama yöntemi ile sürülen 8 adet alfanümerik
display’in ortak anot bacaklar›na birer PNP transis-
tör ba¤l›. Böylece, transistör iletimde iken, ona
ba¤l› olan display’in ortak anot baca¤› +5V’a ba¤-
fiekil 1: Display görünümleri lanm›fl olmakta. Display’lerin ayn› isimli segmentle-
ri birbirine ba¤l› durumda. Yani display’ler 16 bit-
Display’in 18 baca¤› bulunuyor. Segment isim- lik ortak veri yoluna sahip. Bütün display’lere veri-
leri flekil 2’den görüldü¤ü gibi a, b, c, d, e, f, g, h, ler eflzamanl› olarak ulaflt›¤› halde, hangi display’in fiekil 6: Eleman yerleflim plan›
k, m, n, p, r, s, t, u harfleri ile gösteriliyor. Onda-
fiekil 5:
l›k nokta ise DP olarak adland›r›l›yor.
Devre flemas›

fiekil 2: D›fl görünüm

LED’lerden oluflan her bir segmentin hangi ba-


ca¤a ba¤l› oldu¤u ise flekil 3’de görülüyor. Verilen
çizim ortak anotlu bir display için geçerli. 11 nolu
bacak ortak anot ucunu gösteriyor. Display’deki
LED’lerin ›fl›k yayabilmesi için 11 nolu baca¤›n güç
kayna¤›n›n pozitif ucuna; di¤er bacaklar›n ise ak›m
s›n›rlay›c› birer direnç üzerinden kayna¤›n negatif
ucuna yani toprak potansiyeline ba¤lanmas› gereki-
yor.

B‹L‹M ve TEKN‹K 84 fiubat 2008


kedimiz 1/25/08 3:36 PM Page 73

Kendimiz Yapal›m
8 adet display’i karta do¤rudan lehimlemek yeri- display seçme uçlar›ndan herhangi biri 0V’a ba¤la-
ne soket kullanmak daha uygun olur. Soket olarak n›rsa flekil 17’deki gibi bütün segmentler ›fl›k yayar.
birkaç seçenek bulunuyor. Tek s›ra pini dizisi veya Bu ifllemi her bir display için ayr› ayr› yapmak ve
precision entegre soketi kullan›labilir. Bu projede devrenin sorunsuz çal›flt›¤›n› görmek gerekir.
24’lü entegre soketi uygun flekilde kesilerek 18 ba- fiekil 17:
cakl› hale getirildi. fiekil 12’de bu soketler görülüyor. Test aflamas›

fiekil 7: Lehim yüzeyi fiekil 12:


Display’ler için
Bask› devre kart› yap›m› için ütüleme yöntemi soket
tercih edildi. Bu yöntemde lehim yüzeyine ait çizimi
lazer yaz›c› arac›l›¤›yla kufle ka¤›da ç›kt› almak ge- Devre art›k haz›r halde. fiekil 18’de kart›n ta-
rekiyor. Ard›ndan kufle ka¤›d› bak›r plaketin üzeri- mamlanm›fl hali görülüyor.
ne yap›flt›r›p, uygun s›cakl›ktaki bir ütüyle belirli bir
süre ka¤›d›n üzerinden ütülemek gerekiyor. fiekil Harf boyu 20mm olan alfanümerik display, en-
8’de ütüleme iflleminin ard›ndan kufle ka¤›ttan ba- tegre soketine tak›ld›¤›nda flekil 13’deki görüntü
k›r plakete aktar›lan desen görülüyor. Hatlarda ko- ortaya ç›k›yor. Soket kullanmak, devrede bir ar›za
pukluk olan yerler varsa, bask› devre çizim kalemi olmas› durumunda display’i yerinden kolayca söküp
ile gerekli düzeltmeler yap›labilir. yenisiyle de¤ifltirme imkan› veriyor.
fiekil 13:
Soket ba¤lant›s› fiekil 18: Devrenin son hali

PIC mikro denetleyiciye yüklenen örnek C prog-


ram› afla¤›daki gibi.

fiekil 8: Bak›r plakete aktar›lan çizim

Plaket üzerindeki siyah tonerli yollar›n d›fl›nda fiekil 14’de soketlerin karta monte edilmifl hali
kalan bölgelerin afl›nd›r›lmas› için plaketi tuz ruhu- görülüyor.
perhidrol çözeltisine atmak gerekiyor. Bu ifllemin fiekil 14:
ayr›nt›lar›, derginin A¤ustos-2005 say›s›nda buluna- Soket montaj›
bilir. fiekil 9’da afl›nd›rma iflleminden sonra temiz-
lenmifl haldeki kart görülüyor.

Kart›n alt yüzü flekil 15’deki gibi. Display soket-


lerini lehimlerken lehimin çevredeki hatlara bulafl-
mamas› için ince uçlu bir kalem havya kullanmak
fiekil 9: Kart üzerindeki iletken yollar gerekiyor.
Kart üzerinde 330 adet delik bulunuyor. fiekil 15:
0.8mm veya 1mm uçlu matkap ile bu delikleri çok Lehim yüzeyi
dikkatli flekilde delmek gerekiyor (flekil 10). Delme
ifllemi düzgün flekilde yap›lmazsa display’lerin yan
yana montaj›nda sorun ç›kabilir.

Bu program dikkate al›narak mesaj panosuna


Display’lerin sokete yerlefltirilmifl hali flekil istenen metin yazd›r›labilir. Gerekirse belirli zaman
16’daki gibi. aral›klar›yla farkl› yaz›lar›n görüntülenmesi sa¤lana-
fiekil 16: bilir ya da yan›p sönme efekti veya kayan yaz› özel-
Display montaj› li¤i eklenebilir.
Göstergeye yazd›r›lan çeflitli yaz›lar altta.
fiekil 10: Delme aflamas›

Lehimleme ifllemine yüksekli¤i az olan eleman-


lardan bafllamak iyi bir tercih olur. Öncelikle 30
adet civar›ndaki üstten atlama iletkeni karta lehim- Bu aflamada display’lerin sorunsuz çal›flt›¤›n›
lenerek ifle bafllan›r. Ard›ndan direnç, transistör, re- anlamak için birkaç test yapmak gerekiyor. Devre-
zonatör gibi elemanlarla flekil 11’deki gibi montaja nin besleme uçlar›n› 9V’luk bir DC güç kayna¤›na
devam edilir. ba¤lad›ktan sonra bir voltmetre yard›m›yla PIC bes-
fiekil 11: leme uçlar›ndaki gerilim ölçülmeli. Gerilimin 5V ol-
Montaj Projenin di¤er ayr›nt›lar›n› kendimiz yapal›m
mas› gerekiyor. Ard›ndan 40 bacakl› soket üzerin- köflesine ait internet sayfas›nda bulabilirsiniz.
aflamas›
deki PORTB ve PORTC’ye denk gelen 16 adet veri
ucu iletken tellerle 0V’a ba¤lanmal›. Bu esnada hiç- F›rat Üniv. Elek-Elektronik Müh. Bölümü
bir display’de görüntü oluflmaz. PORTD’ye ba¤l› yerol@firat.edu.tr

fiubat 2008 85 B‹L‹M ve TEKN‹K


bilimsagliksubat 1/25/08 3:13 PM Page 44

Bilim - Sa¤l›k.... Bilim - Sa¤l›k... Bilim -


Doç. Dr. M. Mahir Özmen info@mahirozmen.com
fl›n alt›nda iseler önem kazanmaktad›r. Sigaran›n et- Bel f›t›¤› nas›l oluflur?
Bel A¤r›s› ve kileri s›k öksürme, omurlar aras›ndaki disklerde ba- A¤›r bir yükü kald›rmak veya ters bir hareket yap-
s›nç art›fl›, sa¤l›ks›z yaflam tarz› ve osteoporoza ba¤- mak gibi pek çok d›fl faktörün yan›nda kifliye ait fak-
Bel F›t›¤› lan›yor. Sigara diskteki beslenmeyi bozarak onu d›fl
etkenlere karfl› daha duyarl› hale getirmekte.
törler de bel f›t›¤›n›n oluflmas›nda önemli rol oynar-
lar. Kifliye ait faktörlerin bafl›ndaysa omur kemikleri
aras›nda bulunan ve disk ad› verilen k›k›rdaklardaki
Bel A¤r›s› Nedir? Psikolojik Faktörler dejenerasyon (bozulma) gelir. Bu disklerin içerdi¤i su
Bel a¤r›s› neredeyse tüm insanlar›n hayatlar›nda ‹flini sevmeyenlerin bel a¤r›s› nedeniyle hekime oran›, çocukluk yafllar›ndan itibaren yavafl yavafl azal-
en az bir defa geçirdikleri ve t›pta çok s›k rastlad›¤›- bafl vurma oran›, sevenlere göre 2,5 kat fazla. ‹flinden maya bafllar. Buna disklerdeki beslenme bozuklu¤u
m›z bir sendromdur. Özellikle sanayileflmifl ileri bat› memnun olmama, takdir edilmeme bel a¤r›s›nda risk ve mikro seviyedeki de¤iflikliklerle, kimyasal de¤iflik-
ülkelerinde bel a¤r›s› çok yayg›n olarak görülür. Akut faktörü. Stres nedeniyle dikkati toplayamama, özellik- likler de efllik eder. Disk zamanla elastikiyetini yitirir,
( ani ortaya ç›kan ) bel a¤r›s› olgular›n›n % 80' e ya- le sanayide ifl kazalar›ndan oluflan bel a¤r›lar›na yol art›k kuvvet aktarma ve kuvveti çevre dokularda den-
k›n bir oran›nda 6 - 8 hafta içinde tedaviye ba¤l› ol- aç›yor ve stres risk faktörü olarak kabul ediliyor. geli bir flekilde yayma görevini yapamaz olur. Mikro
maks›z›n iyileflme olmakta. Ancak, bunlar›n yaklafl›k düzey de bulunan çatlaklar üzerine afl›r› yük binince
% 40'›nda bir y›l içinde ikinci atak geliflir. Kronik bel Bel f›t›¤› nedir? veya kifli yanl›fl bir hareket yapt›¤›nda diskin içindeki
a¤r›l› olanlar›n ise % 80' inde bir y›l içinde yeni atak Belimizde 5 adet omur kemi¤i vard›r. Bu kemik- yumuflak k›s›m, etraf›ndaki kapsülü kolayca y›rtarak
gelifliyor. Burada önemli olan, ilk akut ata¤› önleye- ler aras›nda da disk ad› verilen k›k›rdaklar bulunur. d›flar›ya do¤ru ç›kar ve bel f›t›¤› oluflur. Yani zemin
rek bel a¤r›s›nda kronikleflmeye ve bunu izleyen sa- Bel f›t›¤›, beldeki omur kemikleri aras›nda bulunan haz›r olduktan sonra hafif bir cismi kald›rmak veya sa-
katl›¤a engel olmak için a¤r›y› bafllatan ve kroniklefl- bu disklerin f›t›klaflmas› sonucu ortaya ç›kar. F›t›kla- dece öksürmek de bu oluflumu tetikleyebilir.
tiren faktorleri tan›mak ve önlem almak. Bu nedenle flan yani içerden d›flar›ya do¤ru taflan disk, omurilik Baz› ailelerin tüm fertlerinde k›k›rdak yap›daki
bel a¤r›s›nda risk faktörlerini bilmek önemli. kanal› içinden geçen sinirleri veya kendisinin arka-yan bozulma nisbeten daha erken yafllarda olmakta, dola-
taraf›ndan geçmekte olan sinirleri s›k›flt›r›r. Hastal›k y›s›yla daha s›k ve kolay bel f›t›¤›na yakalanmaktad›r-
Meslekle ‹lgili Risk Faktörleri böylelikle kendisini belli eder. lar. Yani k›k›rdak yap›daki bozulman›n genetik bir yö-
nünün oldu¤u da söylenebilir.
A¤›r kald›rma: Dizleri bükmeden kald›rma, kald›r-
ma s›ras›nda e¤ilme ile beraber dönme, asimetrik kal- Diskin Yap›s› Nas›ld›r?
d›rma, hareketin devaml› tekrar›, bel a¤r›s›nda risk ‹ki omur aras›nda yer alan diskler 4 - 6 mm ka-
Protrüzyon - Perfore Disk -
faktörleri. Dizleri bükmeden a¤›r cisimleri kald›rma- l›nl›¤›nda, form de¤ifltirebilen elastik yap›lard›r. Mer- Serbest Fragman - Bulging Nedir?
n›n, bel f›t›¤› riskini art›rd›¤› gösterilmifl bulunuyor. kezi k›sm›nda nucleus pulposus etraf›nda da halkava- Bozucu de¤iflimler sonucu suyunu ve elastikiyeti-
A¤›r kald›rmada cismin a¤›rl›¤› d›fl›nda kald›rman›n ri anulus fibrosus ad› verilen iki farkl› yap›dan oluflan ni kaybeden disk, etraf›n› çevreleyen fibroz tabakan›n
tekrar› da önemli. Bel a¤r›s›n›n en s›k görüldü¤ü grup diskler bu özellikleriyle omurlar aras›nda yast›k-amor- da sa¤laml›¤›n› kaybetmesi ile birlikte, bir zorlanma
aras›nda a¤›r bedensel faaliyet ve uzun süreli ayakta tisör görevi yaparlar. Diskler bütün omurga boyunca ya da yanl›fl bir hareket sonucu resimde görüldü¤ü gi-
durmay› gerektiren meslekler baflta gelir. ‹fl yerinin omurlar aras›nda yer al›rlar ve böylece omurlar›n bir- bi omurilik kanal› içerisine do¤ru bir kabar›kl›k olufl-
uygun olmayan fiziksel koflullar› da bir risk faktörü. biri üzerinde daha kolay hareket ederek ölçülü de ol- turur (flekil 2). Bu durum protrüzyon (ç›k›nt›) olarak
Titreflim: Araba, kamyon ve benzeri araç kulla- sa omurgan›n hareketlili¤ini sa¤lam›fl olurlar (flekil adland›r›l›r. Bazan bu dejenere disk, daha ileri safha-
nanlarda yüksek vibrasyona maruz kalman›n kas akti- 1). Ayr›ca omurgaya binen a¤›rl›¤›n daha genifl yüze- da posterior longitidunal ligaman› (arka dikey ba¤ do-
vitelerini art›rarak kas yorgunlu¤una yol açt›¤›, disk ye yay›lmas› da sa¤lanm›fl olur. kuyu) delerek kanal içerisine do¤ru uzan›r buna da
beslenmesini olumsuz etkileyerek disk bozulmas›na Do¤al olarak, bel bölgesinde bulunan diskler, da- Perfore Disk (delici disk) ad› verilir. Perfore disk par-
ve bel f›t›¤› görülme oran›n›n artmas›na yol açt›¤› çe- ha üst seviyelerdeki, örne¤in boyun bölgesindeki disk- ças› omurilik kanal› içerine düflerse buna da serbest
flitli araflt›rmalarda ispatlanm›fl bulunuyor. Bel a¤r›s› lere oranla daha fazla a¤›rl›¤a maruz kal›rlar. Bu da fragman (parça) denir. Ayr›ca bilgisayarl› tomografi
ve bel f›t›¤›nda en yüksek görülme oran›n›n en fazla f›t›¤›n neden bel bölgesinde daha fazla olufltu¤unun (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) rapor-
titreflime maruz kalan kamyon ve otobüs flöförlerinde nedenlerinden biridir. lar›nda çok s›k rastlanan bir terim olan bulging (flifl-
oldu¤u belirlendi. Kamyon flöförlerinde flöför olma- Damarsal yap›lar› olmayan diskler beslenmeleri me) ise protrüzyonun daha hafif flekli olup diskin yay-
yanlara göre bel f›t›¤› görülme oran› 5 kat fazla. için gerekli olan oksijen, glikoz gibi maddeleri kom- g›n bir flekilde omur kenarlar›ndan taflmas›d›r.
Meslekle ilgili di¤er faktörler: Yabanc› bir ülkede fluluk yapt›klar› omurlar›n süngerimsi kemik yap›lar›n- Hangi flekli olursa olsun diskin bu flekilde omuri-
çal›flan iflçilerde bel a¤r›s› oran› daha fazla. Burada ifl- dan diffüzyon yoluyla al›rlar. Bu nedenle do¤rudan lik kanal›na do¤ru uzanmas›, zaten normalde dar olan
çilerin vas›fs›z olmalar›, daha a¤›r fiziksel koflullarda kan ak›m›yla beslenemeyen disklerde doku yafllanma- omurilik kanal› içerisinde, sinir kökleri ve di¤er yap›-
çal›flt›r›lmalar›, lisan bilmemelerinin yaratt›¤› psikolo- s›, di¤er dokulara göre daha erken bafllar. Disklerde- lar›n s›k›flmas›na yol açar. Sinir köklerinden birinin s›-
jik stres söz konusu. ki bu dejeneratif de¤iflimler otuzlu yafllardan itibaren k›flarak bas› alt›nda kalmas› sonucu sinirin yay›ld›¤› il-
mikroskop alt›nda görünür hale gelir. ‹lerleyen y›llar- gili alanda (bacakta/ayakta) uyuflma, kar›ncalanma,
Sportif Aktivitelerle ‹lgili da disklerdeki bozulmalara paralel olarak, omurlar›n a¤r›, ve kuvvetsizlik gibi flikayetler ortaya ç›kar.
Risk Faktörleri kenarlar›nda bozukluklar oluflur. Bir çok hasta, a¤r›n›n baca¤›nda olmas›na ra¤-
men neden belinden ameliyat oldu¤u konusunda te-
Bel a¤r›s› rastlanma oran›n›n en yüksek oldu¤u
reddüt duymaktad›r. Siyatik sinir, insan›n en kal›n si-
spor dallar› jimnastik, futbol, halter, gürefl ve kürek.
niridir. Ayn› zamanda en sa¤lam siniri olup 90 kg
Futbol oynayan lise ögrencilerinin % 6's›nda, üniver-
a¤›rl›¤› kald›rabilir. Bu sinirin yap›s›na L4, L5 ve S1,
site ö¤rencilerinin % 30'unda bel a¤r›s› görülüyor.
S2 köklerinden gelen lifler kat›l›rlar. Siyatik sinir; ba-
ca¤›n hareketini, kuvvetini sa¤layan motor lifler ve
Kiflisel Risk Faktörleri duyusunu sa¤layan sensitif liflere sahiptir. Köklerden
En önde gelenler, sigara içme, fiziksel uyum bo- herhangi birisinde olan s›k›flma sonucu a¤r› ve uyufl-
zuklu¤u ve önceden bel a¤r›s› geçirmifl olmakt›r. Si- ma gibi duyular sensitif liflerle ilgili alana kadar tafl›-
gara içme, risk faktörü olarak y›lda 50 paketten faz- n›r; dolay›s›yla hasta a¤r›y› sinirin yay›ld›¤› ilgili alan-
la sigara içme öyküsü olanlarda ve bu kifliler 45 ya- da duyar. Bel f›t›klar›nda a¤r›n›n siyatik sinir boyunca

B‹L‹M ve TEKN‹K 86 fiubat 2008


bilimsagliksubat 1/25/08 3:13 PM Page 45

Tedavide ne yap›l›r? ya ç›kar. Cauda sendromunda hastan›n daha önce bel


Bel f›t›¤› gelifliminin erken dönemlerinde konser- a¤r›s› ve siyatik tarz›nda flikayetleri olabilir ancak ol-
vatif tedavi ad› verilen cerrahi-d›fl› tedavi metodlar› uy- madan da bu tablo meydana gelebilir. Özetle Cauda
gulan›r. Bu safhada, hastaya bütün dünyada a¤r› ke- sendromunda, ani geliflen a¤›r nörolojik belirtiler söz
sici, adale gevfletici ve antiinflamatuvar ilaçlar verilir. konusudur ve acilen müdahale edilmezse hastan›n pa-
Sert yatak istirahati tavsiye edilir. Fizik tedavi yap›la- raplejik olma ihtimali yüksektir. Gecikmifl müdahale
bilir. Lazer ile tedavi yoluna gidilebilir. Yine ciltten de geliflmifl olan bulgular›n (bacaklardaki felç ve idrar
birtak›m giriflimlerde bulunulabilir. - d›flk› kontrulünün) geri dönme flans› azd›r.
Ameliyat gerekmeyen hastalara sert yatak istira- Düflük ayak oluflan hastalarda, hasta aya¤›n› ayak
hati uygun görülmüflse bunun ortalama süresi üç haf- bile¤inden yukar›ya kald›ramaz ve aya¤›n› sürükliye-
tad›r. Hastan›n tedaviye verece¤i yan›ta göre bu süre rek yürür. Bu durumda tespit edilen f›t›¤›n acil ope-
art›r›labilir veya azalt›labilir. Yat›lan yer, alt›nda sunta rasyonu, hastan›n seçebilece¤i tek alternatiftir. Amel-
veya tahta bulunan 3-4 kat battaniye veya ince bir ya- yat karar› verilen hastalara, flu yöntemler uygulan›r:
tak olmal›d›r. Bu yatak yaylanmamal› ve deforme ol- 1. Bilinen ve en çok uygulanan klasik ameliyat yönte-
mamal›d›r. mi. 2. Mikrocerrahi teknikle yap›lan klasik yönteme
olmas›ndan dolay› halk aras›nda kullan›lan siyatik de- benzeyen müdahale. 3. Perkütan endoskopik disk
Hasta daha çok s›rt üstü yatmal›, ayaklar›n› topla-
yimi, bel f›t›¤› ile ayn› anlam› tafl›maktad›r. operasyonu. 4. Laser disk dekompresyonu. 5. RF-
mal› ve s›rt üstü pozisyonda yorulunca da yan tarafa
dönerek istirahat etmelidir. Hiçbir zaman yüzüstü yat- Nükleoplasti
Belirtileri nelerdir? mamal›d›r. ‹stirahat süresince mümkünse yataktan
Disklerdeki bozucu de¤iflimlerin derecesine göre ç›kmamal›, yemek dahi yatakta yenmelidir. Sert yatak Bel f›t›¤› tekrarlar m›?
hastalar bafllang›çta zaman zaman tekrarlayan bel a¤- istirahati süresince doktorun verdi¤i ilaçlar da kulla- Bel f›t›¤› hastalar›nda nüks (tekrarlama) olay›na
r›s›ndan (lumbago) flikayet edebilirler bu safhada a¤›r- n›lmal›d›r. zaman zaman rastlan›r. Fakat nüks oran›, ameliyat
l›k kald›rmak, yanl›fl bel hareketlerinden kaç›nmak, Bel f›t›¤›n›n tedavisini bir ekip ifli olarak görmek- olan ve olmayan hastalarda oldukça farkl›d›r. Ameli-
jimnastik, ortopedik yatak gibi tedbirlerle kiflinin ken- te yarar var. Nöroflirürji (Beyin-Sinir Cerrahisi), Nöro- yat gerekmeyen ve konservatif tedavi ile iyileflen has-
disini kollamas› gerekir hatta bazen bir a¤r› kesici ve loji, Anestezi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman› talarda bel f›t›¤› kolayca nüksedebilir. Mutlaka a¤›r
adele gevfleticiye de ihtiyaç duyulabilir. Doktorlar ile Diyetisyen, Psikolog ve Fizyoterapistler bir yük kald›rmak da gerekmez. Bazen öksürmekle bi-
A¤r›yla birlikte bacaklarda uyuflma ve hastal›k bu ekibin içinde düflünülmeli. Gerekti¤inde di¤er baz› le hastal›k nüksedebilir.
ilerledikçe kuvvet kayb› da görülebilir. Bazen orta hat- branfllardaki uzman doktorlar›n görüfllerine de baflvu- Ameliyat olan hastalardaysa bel f›t›¤›n›n ayn› yer-
tan omurilik kanal›na do¤ru uzanarak sinirleri s›k›flt›- rulabilir. Bu ekibin elinde bir Fizik Tedavi Unitesi ve den nüksetmesi çeflitli cerrahi merkezler aras›nda
ran büyük bel f›t›klar›nda idrar ve büyük abdestini tu- bu ünitede Lazer, ‹nfraruj, Ultrason, K›sa dalga diater- farkl› oranda olsa da genelde çok nadirdir. Fakat bel-
tamama veya yapamama görülebilece¤i gibi bacaklar- mi, TENS, NMES, Diadinamik ak›m, Mikrodalga, Va- deki di¤er bir mesafede bulunan ve dejenere olan dis-
da felce do¤ru gidifl de ortaya ç›kabilir. Hastal›¤›n bu kum interferans, Traksiyon (Programlanabilir haf›zal› kin nüksetmesi her zaman söz konusu olabilir. Çünkü
derecede ilerlemesine izin verilmemeli, zaman›nda otomatik cihaz ile bel çekme) ve rehabilitasyon araç- belde bulunan f›t›klaflm›fl bir disk boflalt›ld›¤›nda geri-
müdahale ile uygun bir tedavi gerçeklefltirilmelidir. gereçleri de haz›r bulunmal›d›r. de dört adet sa¤lam disk daha kalmakta ve görevleri-
Bel f›t›¤›nda, bel ve bacak a¤r›s› öksürmekle, yürü- Bütün bu prensipler ›fl›¤›nda modern yöntemler ni sürdürmektedirler. Bunlar›n da zamanla dejenere
mekle, ifl yapmakla ve ayakta kalmakla artarken sert kullan›larak hastalar›n büyük bir k›sm› ameliyats›z te- olmas› ve bir bel f›t›¤›n›n ortaya ç›kmas› klinikte rast-
yatakta yatmakla azalabilir. davi edilebilir. Prensip olarak cerrahi giriflim son ça- lanabilecek s›radan olaylardand›r.
re olarak düflünülmeli. Ancak hastal›k ilerlemifl ve ya-
Hangi seviyede Hangi p›lan muayenede baz› koflullar oluflmuflsa o zaman Bel f›t›¤›ndan nas›l korunulabilir?
ameliyat karar› verilir. Bu karar› verirken cerraha bil- Di¤er hastal›klarda oldu¤u gibi bel f›t›¤›na da ya-
Bulgu oluflur? gisayarl› tomografi veya manyetik rezonans görüntü-
L3 / L4 Disklerinde : Bask›da kalan kök L4 kökü kalanmamak en iyisidir. Yani tedbirler hastal›¤a yaka-
leme metodu büyük oranda yard›mc› olur. lanmadan önce al›nmal›d›r. Hiç bir zaman çok a¤›r bir
olup, uyluk ön yüzü ve baca¤›n iç yüzünde a¤r› veya
duyu kusuru hissedilir. Etkilenen refleks patella (diz) yük kald›rmamal›, bir yük kald›r›lacaksa birey mutla-
refleksidir.
Cerrahi tedavi ka dizlerini k›rarak o cismi yerden almal› ve o flekilde
L4 / L5 Disklerinde : Bask›da kalan kök L5 kö- Bel f›t›klar›nda, tart›flmas›z acil ameliyat› gerekti- kald›rmal›d›r. Yani belden e¤ilerek kald›rmamal›d›r.
küdür. Kalça ve baca¤›n d›fl yan yüzü, ayak s›rt› ve ren durumlardan bir tanesi Cauda sendromu, di¤eri Hiçbir cismi uzanarak almamal›d›r. Örne¤in, raftan ki-
bafl parmak ta a¤r›, baca¤›n d›fl yüzünde, bafl parmak- de hastada düflük ayak geliflmesidir. tap al›rken uzanmamal›d›r. Telefon bile çalsa, uzana-
ta uyuflukluk hissedilir. Ayak bafl parma¤› ve aya¤›n Cauda sendromunda, bozulmufl massiv disk ma- rak almamal›d›r. Daima cisimlere yaklaflarak, arada
yukar›ya kald›r›lmas›nda kuvvet azalmas› geliflebilir. teryali (nucleus pulposus) posterior ligaman› y›rtarak mesafe b›rakmaks›z›n almal›d›r. Sa¤l›kl› iken bel ve
Bu seviyede refleks kayb› olmaz. omurilik kanal› içerisine girer ve omurilikten ç›kan si- kar›n adalelerini güçlendirici egzersizler yapmak ya-
L5 / S1 Disklerinde : Kalça, uyluk ve baca¤›n ar- nir lifleri üzerine bas› yapar. Sinir lifleri üzerinde olu- rarl›d›r.
ka yüzlerinde, topuk ve ayak d›fl alt k›sm›nda a¤r›, ba- flan bu bas› sonucu hastada süvari yamas› tarz›nda du-
ca¤›n arka yan yüzünde ve ayak d›fl k›sm›nda duyu ku- yu kusuru (uyuflukluk), bacaklarda paraplejiye (her iki Hastal›¤a yanl›fl yaklafl›mlar nelerdir?
suru. Aya¤›n tabana do¤ru olan kuvvetinde azalma ve- baca¤›n felci) kadar gidebilen kuvvetsizlik, idrar ve Ulkemiz geneli düflünüldü¤ünde maalesef insanla-
ya kay›p geliflebilir. Bu seviyede Aflil Refleksi etkilenir büyük aptestini kaç›rma, seksüel yetersizlik (geç saf- r›m›z›n büyük bir k›sm› hastal›klar› konusunda çok bi-
(fiekil 3). hada belli olur) ile karekterize çok a¤›r bir tablo orta- linçsiz. A¤r› içinde k›vran›rken doktora gitmeyi tercih
etmiyor da hiçbir bilimsel temele dayanmayan birta-
Tan› nas›l konur? k›m yöntemlere baflvuruyorlar. Beline bal, incir, bal›k
Bel ve bacak a¤r›s› ile seyreden hastal›klar çok çe- ba¤latan hastalardan tutun da, cildini ciddi flekilde
flitlidir. Bel f›t›¤›n› taklit eden daha pekçok hastal›k kestiren, yakt›ran, sülük koyan veya bilinçsizce çekti-
vard›r. Basit bir spor yaralanmas›ndan romatizmaya, ren hastalara kadar yüzlerce bilim d›fl› uygulamaya fla-
enfeksiyon hastal›klar›ndan kansere kadar birçok has- hit olmaktay›z. Halbuki bel f›t›¤› bir çeflit de¤ildir ve
tal›k bel ve/veya bacak a¤r›s›yla seyredebilir. Tedavi- hastal›¤›n de¤iflik safhalar›nda farkl› tedavi metodlar›-
de baflar›ya giden yol do¤ru tan›ya ba¤l›d›r. Bunun n› uygulamak gerekmektedir. Neticede basit bir teda-
için de ilgili bir uzman hekime baflvurmak gerekir. vi ile iyileflmesi mümkün iken, bilinçsizce yap›lan uy-
Düz röntgen filmleri bugün de de¤erini korumak- gulamalar sonucu ameliyatl›k hale gelmifl hastalarla
ta olup, ihmal edilmemelidir. Bel ve/veya bacak a¤r›- s›k s›k karfl›laflmaktay›z.
s› bulunan bir hastada genellikle bilgisayarl› tomogra- Kaynaklar
fi(BT) ve manyetik rezonans görüntüleme(MR) gibi 1. www.tip2000.com/belagrilari.html. Eriflim tarihi 20.01.2008
2. www.hastarehberi.com/fiziktedavi/Doç Dr Ahmet Y›ld›zhan/ Eriflim
ileri tetkik yöntemlerine baflvurulur. tarihi: 20.01.2008

fiubat 2008 87 B‹L‹M ve TEKN‹K


gok 1/25/08 3:17 PM Page 106

Gökyüzü Alp Ako¤lu

Ay, Dünya’n›n Gölgesinde

21/22 fiubat’ta Ay Dünya’n›n gölgesinden büyüklü¤ü azal›yor. Buna karfl›n gezegen hava onunla benzer renkte parlayan Bo¤a’n›n en par-
geçecek. Ay’›n tüm yüzeyi gölgenin içinden geçe- karard›¤›nda baflucumuza yak›n konumda bulun- lak y›ld›z› Aldebaran’a göre belirgin biçimde par-
ce¤inden, bu bir tam tutulma olacak. Tutulma, du¤undan, hala iyi bir hedef oluflturuyor. Mars, lak. ‹lerleyen günlerde, Mars ve Aldebaran ara-
20/21 fiubat geceyar›s›ndan sonra saat 02:35’te s›ndaki görünür uzakl›k artarken, aralar›ndaki
Ay Yer’in yar›gölge konisi içine girmeye bafllaya- parlakl›k fark› azalacak.
cak. Bu s›rada parlakl›kta belirgin bir fark göz- Satürn, ay›n bafllar›nda hava karard›ktan k›sa
lenmeyecek. Ancak dikkatli gözlemciler bu bir süre sonra do¤uyor. Gezegen, 24 fiubat’ta
de¤iflimi fark edebilir. Ay, 03:43’te tam karfl› konuma geliyor ve art›k Günefl’in bat-
gölge konisine girmeye bafllad›¤›nda mas›yla birlikte do¤uyor ve tüm geceyi
do¤udaki kenar›ndaki kararma çok gökyüzünde geçiriyor. Satürn, gökyü-
belirgin olacak. Ay, bu andan iti- zündeki konumunu fazla de¤ifltir-
baren giderek kararacak ve miyor, ancak yavafl yavafl As-
05:00’da tam tutulmufl olacak. lan’›n parlak y›ld›z› Regulus’a
Bu andan itibaren, Ay, bak›r do¤ru yaklafl›yor.
rengi bir görünüm alacak. Ay›n ilk sabah›, Venüs ve Jü-
Tam tutulma yaklafl›k piter gökyüzünde birbirleri-
50 dakika sürecek ve Ay, ne çok yak›n görünür ko-
05:52’de tam gölgeden numdalar ve Günefl’ten yak-
ç›kmaya bafllayacak. Ay’›n lafl›k 2 saat önce do¤uyor-
üzerindeki gölge yavafl ya- lar. Jüpiter sabah gökyü-
vafl çekilecek ve 07:09’de zünde yükselirken Venüs al-
tutulma tümüyle sona ere- çald›¤› için ikili ilerleyen
cek. Ancak Ay, ülkemizin günlerde birbirlerinden h›zla
bat›s› hariç bu saatte bat- uzaklaflacaklar. fiubat ortala-
m›fl, hava da çoktan ayd›n- r›ndan bafllayarak, Venüs ala-
lanm›fl olacak. cakaranl›kta do¤acak ve fluba-
7 fiubat’ta bir Parçal› Günefl t›n son günleri Günefl do¤madan
tutulmas› meydana gelecek. An- önce do¤u-güneydo¤u ufku üzerin-
cak, bu tutulma ülkemizden görül- de Merkür’le buluflacaklar.
meyecek. Tutulma, Güney Kutup Böl- Merkür, ay›n bafl›nda sabah gökyüzüne
gesi ve Avustralya'da parçal› tutulma flek- geçiyor ve ay boyunda yükseliyor. Ay›n or-
linde gözlenebilecek. talar›ndan itibaren, sabah alacakaranl›¤›nda
do¤u-güneydo¤u ufku üzerinde yer al›yor.
fiubat’ta Gezegenler Ay, 7 fiubat’ta yeniay, 14 fiubat’ta ilkdördün,
Mars, art›k bizden uzaklaflmay› sürdürüyor ve 21 fiubat’ta dolunay 29 fiubat’ta sondördün hal-
buna ba¤l› olarak hem parlakl›¤› hem de görünür 1 fiubat saat 22:00, 15 fiubat saat 21:00, 29 fiubat lerinde olacak.
saat 20:00’de gökyüzünün genel görünümü.

B‹L‹M ve TEKN‹K 88 fiubat 2008


girissss 1/25/08 3:24 PM Page 1

Merhaba
Y›ld›z
Tak›m›!..
Yar›y›l tatilini yaflad›¤›n›z flu günlerde biz de si-
zin için e¤lenceli bir say› haz›rlamaya çal›flt›k. Bir
insan›n e¤lendi¤inin en belirgin göstergesi gülü-
flüdür. Peki, neden güleriz, güldü¤ümüz zaman ne-
ler olur? Bütün bunlar› merak edenler için gülmek üze-

 Mutasyon
rine bir yaz› haz›rlad›k. Tatilde keyifle okuyaca¤›n›z› dü-
flündü¤ümüz bir di¤er yaz›ysa, kuklalarla ilgili. Bu yaz›da
kuklalara iliflkin merak edilen sorular›n yan›tlar›n› bulabilece-
 Gülmek Sana Yak›fl›yor ¤iniz gibi, kukla yapman›n kolay yollar›n› da ö¤reneceksiniz.
Belki tatilde kukla yap›p arkadafllar›n›zla paylaflmak istersiniz. Si-
zin için haz›rlad›¤›m›z e¤lenceli yaz›lar bunlarla s›n›rl› de¤il. Gece-
 Canlanan Bir Oyuncak Kukla leri bafl›m›z› kald›r›p gökyüzüne bakt›¤›m›zda y›ld›zlar› kolayca ta-
n›yabilece¤imiz, yerlerini bulabilece¤imiz bir düzlemküre bu say›-
da sizin için haz›rlad›¤›m›z arma¤an. Kendi düzlemkürenizi yap›p,
 Matemanya nas›l kullan›laca¤›n› ö¤renmek için yapman›z gerekense dergimiz-
deki bu konuyla ilgili yaz›lar› okumak. Bunlar›n d›fl›nda canl›larda

 Böyle Çal›fl›r mutasyonu anlatan yaz›m›z› da be¤enerek okuyaca¤›n›z› düflünü-


yoruz. Her ay oldu¤u gibi, sizin için ilgi çekici konulara yer verdi-
¤imiz köflelerimiz de Y›ld›z Tak›m›’nda sizi bekliyor. Bu köflelerde
 Gelece¤in Kavramsal Ulafl›m Araçlar› de hibrid otomobillerden, gelece¤in tafl›ma araçlar›na, Günefl
saatinden basit barometre yap›m›na kadar birçok yaz› yer al›yor.

 Bilim ve Teknik Atölyesi Y›ld›z Tak›m› ile ilgili tüm istek ve önerilerinizi
yildiztakimi@tubitak.gov.tr
adresinden bizimle paylaflabilirsiniz.
 Kendinizi Deneyin

 Sözcük Da¤arc›¤›
Elif Y›lmaz - Gökhan Tok
Web sitemizin adresi:
 Sizden Gelenler... www.biltek.tubitak.gov.tr

 ctrl+alt+del
mut 1/25/08 5:18 PM Page 1

                   


Hücredeki
metabolik
etkinlikler


Morötesi
›fl›n›mlar

Radyasyon


Kimyasal
maddeler

 
 
Hücre
ölümü
Ço¤alma
s›ras›ndaki
hatalar

DNA’n›n
kendini
Onarmas›

Mutasyonlar Mutasyonlar
Genlerin tüm özelliklerini koruyarak bir sonraki kufla¤a aktar›ld›¤›n› biliy-
oruz. DNA’n›n yap›s›n› ve dizilimi bozmadan kendini kopyalayarak
ço¤ald›¤›n› geçti¤imiz say›da ö¤rendik. Peki, bu her zaman düzenli ve
kural›na uygun olarak m› gerçekleflir? Tabii ki hay›r! Bazen do¤al ya da
yapay yollarla DNA dizilimi de¤iflebilir ya da kromozomlarda bozukluklar
oluflabilir. Mutasyon olarak bilinen bu durumda ne olur? Asl›nda çok da
yabanc› olmad›¤›m›z durumlar ortaya ç›kar. Yap›fl›k ikizler, 8 bacakl› kuzu, 4
bacakl› ördek gibi normal olmayan çok say›da canl›ya zaman zaman yaz›l›
ve görsel bas›nda rastlam›fls›n›zd›r. Tüm bunlar›n nedeni mutasyonlard›r.
Bunlar, genel olarak genlerdeki de¤ifliklikler, kromozom yap›s›n›n ve
say›s›n›n de¤iflmesi gibi nedenlerle ortaya ç›karlar.

B‹L‹M ve TEKN‹K 90 fiubat 2008


mut 1/25/08 5:18 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Mutasyonun Nedenleri
Yüksek enerjili ›fl›n›mlar (UV, gamma, X) mutasyonla-
r›n en büyük nedeni. Bunlar›n yan›nda hardal gaz›,
nitrik asit, bromüraçil gibi çeflitli kimyasal maddelerin
de mutasyona yol açt›¤› söylenebilir. Ayr›ca keyif veri-
ci ve uyuflturucu madde ve ilaçlar da mutasyona ne-
den olabilir. Yap›lan bir araflt›rmada, LSD (liserjik asit
dietilamid) olarak bilinen uyuflturucunun sirke sinekle-
rinin besin ortam›na eklendi¤inde, hem mutasyona
hem de kromozom de¤iflikliklerine neden oldu¤u be-
lirlenmifl. ‹nsanlarda da kromozom de¤iflikliklerine ne-
den olabilece¤i belirtiliyor.

Mutasyon Çeflitleri
Baz› mutasyonlar d›flar›dan da kolayl›kla görülebilir.
Baz›lar›n› belirlemek için moleküler teknikler uygula-
mak gerekir. Genlerdeki de¤ifliklerle ortaya ç›kan mu-
tasyonlar, gen mutasyonu ya da nokta mutasyon ola-
rak da bilinir. Bu en çok görülen mutasyon tipidir. Mu-
tasyona u¤ramak, genel olarak bask›n durumda olan
bir genin çekinik duruma geçmesidir. Do¤al ya da ya-
pay yollarla oluflabilir. Mutasyon, DNA dizisinde s›rala-
man›n ya da bazlar›n yerinin de¤iflmesiyle gerçekleflir.
Çok basit gibi görünen bu de¤iflim, canl›n›n tüm yafla- ‹nsanda görülen Down sendromunda, 21. Kromozom iki tane
m›n› etkileyebilir. Tüm hücrelerde oluflabilen mutas- olmas› gerekirken üç tane oldu¤undan genetik bozukluklar or-
taya ç›kar.
yonlar›n gen dizilimini de¤ifltirdi¤ini söyledik. Bu de¤i-
flim hücrenin tipine ve görevine göre farkl› etkiler olufl- ¤› zamanlarda meydana gelir. Kromozomlar ayr›lma-
turabilir. Bazen o kadar azd›r ki, yaln›zca o hücreyle s›- d›¤›nda, kromozom say›lar› farkl› hücreler oluflur. Bu
n›rl› kal›r. Bazen de, örne¤in üreme hücrelerinde orta- durum kal›c› kal›tsal sorunlar› meydana getirir. Örne-
ya ç›karsa, etkisi çok fazla olup d›fl görünüfle yans›yabi- ¤in insanlarda Down sendromu, Edward sendromu,
lir ya da hücrenin ölmesine neden olabilir. Patau sendromu gibi genetik hastal›klar kromozom
say›lar›n›n farkl› olmas›ndan kaynaklan›r. Down sen-
Bir baflka mutasyon tipi de DNA’ya baz eklenmesi ya dromunda 46 yerine 47 kromozom bulunur. Buna
da DNA’dan baz ç›kmas› gibi durumlarda meydana neden olansa 21. çift kromozomun üçlü bir yap›da ol-
gelebilir. Bu durum, genellikle DNA’n›n kendisini kop- mas›. Edward sendromunda 18. kromozom, Patau
yalamas› s›ras›nda gerçekleflir. Kopyalama s›ras›nda sendromundaysa, 13. kromozom üçlemesi olur. Tüm
bir hata sonucu DNA’n›n bir bölümü eksilebilir ya da bu sendroma yakalanm›fl bireylerde anormal fiziksel
yeni bir bölüm eklenebilir. Bu, kromozom kopmas› ya görünüm, zekâ bozukluklar› gibi hastal›klar görülebi-
da yeniden dizilme s›ras›nda gerçekleflir. lir. Buraya kadar anlatt›klar›m›z en çok görülen mutas-
yon tipleri. Bunlar›n yan›nda, kromozomlar›n kopma-
Bir mutasyon tipi de kromozom say›lar›n›n de¤iflme- s› ya da yeniden s›ralanmas› s›ras›nda mutasyon ola-
siyle meydana gelir. Bu durum kromozomlar›n mitoz bilece¤i gibi, baz› bakteriler ve virüsler de mutasyona
ve mayoz bölünme s›ras›nda düzenli olarak ayr›lmad›- neden olabilir.

fiubat 2008 91 B‹L‹M ve TEKN‹K


mut 1/25/08 5:18 PM Page 3

                   

Do¤ada kal›tsal de¤ifliklikler oldukça yavafl meydana gelir. Ancak


baz› yapay yöntemlerle (istenmeden de olabilir) kal›tsal de¤iflik-
likler daha h›zl› gerçekleflebilir. Albinizm, 4 bacakl› ördek 6 ba-
cakl› kuzu, yap›fl›k ikizlilik h›zl› gerçekleflen kal›tsal hastal›klard›r.

Mutasyonlar öldürücü olabilece¤i gibi, baz›lar› daha


az zararl›, baz›lar› etkisiz (nötral) baz›lar› da yararl› ola-
bilir. Zararl› olanlar canl›n›n bir döneme kadar yafla-
mas›na izin verir. Etkisiz mutasyonlarsa, hücrenin ya-
p›s›n› ve ifllevini de¤ifltirmedi¤inden d›fl görünümde
ortaya ç›kmazlar. Bunlar›n varl›¤› yaln›zca DNA dizili-
mine bak›larak ortaya ç›kar›labilir.

DNA Onar›m Mekanizmalar›


DNA molekülü, hücredeki metabolik etkinlikler ya da
çevresel etkenler (UV gibi) sonucu devaml› y›prat›c› et-
ki alt›ndad›r. Bu etkiler, DNA’n›n yap›s›n›n de¤iflmesi-
ne neden olabilir. De¤iflim bazen kendili¤inden de
gerçekleflebilir. Kendili¤inden de gerçekleflebilen de-

B‹L‹M ve TEKN‹K 92 fiubat 2008


mut 1/25/08 5:18 PM Page 4

                 

 Y›ld›z Tak›m›

baz› kimyasallar DNA zincirinde basit k›r›lmalara ne-


den olabilir. Bu k›r›lmalar DNA ligaz enzimiyle kolay-
l›kla onar›labilir. Bu enzim, k›r›lan ya da kopan böl-
geyi fosfodiester denen kimyasal bir ba¤la ba¤lar.
Bir baflka onar›m biçimi de kesip ç›karma yöntemi.
Tüm canl› hücrelerde olabilen bu yöntem temelde
üç basamakta gerçekleflir. ‹lk olarak hasar gören böl-
ge belirlenir. Sonra DNA nükleaz denen enzimler
devreye girerek hasarl› bölgeyi DNA üzerinden ko-
part›r. Kopan bölgede bir boflluk oluflur. Bu boflluk
bir baflka enzim olan DNA polimeraz taraf›ndan dol-
durulur. Son olarak da DNA ligaz enzimi, parçal› yer-
leri birlefltirerek onar›m›n tamamlanmas›n› sa¤lar.

Rekombinasyonal onar›m, DNA di¤er yöntemlerle


Bir insan hücresi, 6.6 milyar
onar›lmad›¤› zamanlarda gerçekleflir. Hücre bölün-
baz çiftine sahiptir. DNA ken-
dini ço¤alt›rken bu say›da iki meye bafllamadan önce DNA iki kat›na ç›kar. Bu ona-
kat›na ç›kar. Böyle bir durum- r›m da DNA iki kat›na ç›kt›ktan sonra gerçekleflir. DNA
da da hata olmas› olas›l›¤› var. kendini kopyalamas› s›ras›nda hasarl› bölgeye gelin-
Bu ve di¤er etkenlerin etkisi
ce, DNA polimeraz enzimi devreye girerek bu bölge-
çok yüksek de¤ilse (morötesi
›fl›n›m, metabolik etkenler)
yi de içine alan k›sm› atlayarak kopyalama ifllemine
DNA onar›m sistemleri taraf›n- devam eder. Hasarl› bölgede oluflan boflluk, DNA po-
dan onar›labilirler. limeraz – DNA ligaz enzimleriyle doldurularak onar›m
ifllemi tamamlan›r.
¤iflim, kimi zaman zararl› olsa da bazen yararl› da ola-
bilir. DNA molekülü, kendini y›prat›c› etkilerden koru- SOS onar›m yöntemiyse acil durumlarda devreye gi-
mak için de¤iflik sistemleri kullan›r. Küçük y›prat›c› et- rer. Bu durum daha çok hasar›n fazla oldu¤u durum-
kiler kolayca onar›labilir. Orta dereceli etkilerse mutas- larda devreye girer. DNA’n›n kendini kopyalamas› s›-
yonlara neden olur. Etki onar›lamayacak kadar bü- ras›nda hasar›n üzerinden atlamak yerine hasara kar-
yükse, hücre kendini öldürerek (apoptozis) organiz- fl›n kopyalama devam eder. Ancak, okuma hatas›n›n
may› korumufl olur. Hücre, DNA’da meydana gelen devam etme olas›l›¤› vard›r. Çift zincir k›r›klar›n›n ona-
hasarlar›n baz›lar›n› çeflitli yollarla onar›labilir. r›m›ndaysa, DNA protein kinaz enzimi etkinleflerek di-
¤er proteinlerin hasarl› bölgeye gelmesini sa¤lar. Son-
Do¤rudan onar›m mekanizmas›, kesip ç›karma ona- ra DNA ligaz devreye girerek k›r›k bölgeyi birbirine
r›mlar›, rekombinasyonal onar›m, SOS onar›m›, çift ba¤lar. Bu h›zl› ve hata olas›l›¤›n›n fazla oldu¤u bir
zincir k›r›klar›n›n onar›m› bu yöntemlerden baz›lar›. onar›m biçimidir.
UV’den (morötesi ›fl›n›m) kaynakl› mutasyona u¤ra-
m›fl hücreler, mavi spektrum (300–500 nm) içeren Bülent Gözcelio¤lu
görünür ›fl›¤›n etkisine girince do¤rudan onar›m Kaynaklar
mekanizmas› geri dönüflüm yap›p DNA’daki bozul- http://www.gate.net/~rwms/EvoMutations.html
http://en.wikipedia.org/wiki/DNA_repair
may› düzeltir. Bu olay “fotoreaktivasyon” olarak da http://www-personal.k-state.edu/~bethmont/mutdes.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/DNA_tamiri
bilinir. Burada, mavi ›fl›k onar›m› sa¤layan DNA foto- Demirsoy A., Kal›t›m ve Evrim,. Meteksan Ankara 1997
liaz enzimini etkinlefltirir. Bu onar›m daha çok bakte-
ri gibi canl›larda görülür. X ›fl›n› ya da peroksit gibi

fiubat 2008 93 B‹L‹M ve TEKN‹K


gul 1/25/08 3:28 PM Page 1

                   

Gülmek Sana
Yak›fl›y☺r!

Gülmeyi seviyoruz. Gülümsüyoruz, k›k›rd›yoruz, s›r›t›- nuflmay› ö¤renmeden çok önce gülmeye bafll›yorlar. Ne
yoruz, yeri gelince kahkahalar at›yoruz. Espriler, f›kra- var ki, kimsenin gülüflü birbirine benzemiyor. Hem bu
lar, mizah yaz›lar› yaflant›m›zda önemli bir yer tutuyor. kadar ortak hem bu kadar benzersiz bir eylem gülmek.
Birbirinden farkl› da olsa herkesin güldü¤ü, gülmek- Gülüfllerin melodisi ve ritmi var, üstelik bunlar neredeyse
ten hoflland›¤› bir fleyler var. Gülmek bizi insan yapan bir parmak izi gibi herkesin kendine özgü bir nitelikte.
temel özelliklerden biri. Peki, gülme nedir? ‹nsanlar
neden ve ne zaman gülerler? Neden kimi insanlar bir Erkek ve kad›nlarda gülme olay› s›ras›nda diyafram
olay ya da duruma çok güler de, kimileri küçük bir te- farkl› h›zlarda titrefliyor. Erkeklerin diyafram› saniyede
bessümle yetinir? Hiç düflündünüz mi, güldü¤ümüz 280, kad›nlar›nkiyse yaklafl›k 500 kere titrefliyor. Bize
zaman vücudumuzda neler olur? çok komik gelen bir olayda solu¤umuz a¤z›m›zdan öy-
lesine h›zl› ç›k›yor ki bu konuda e¤itimli opera sanatç›-
Gülmek her insan›n yapt›¤› bir eylem. Bebekli¤in erken lar› bile ç›kard›¤›m›z sesleri ç›karmakta zorluk çekiyor-
safhalar›ndan itibaren gülüyoruz. Bebekler henüz ko- lar. Kahkahalarla gülme s›ras›nda insanda görülen en

B‹L‹M ve TEKN‹K 94 fiubat 2008


gul 1/25/08 3:28 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

belirgin fley diyafram›n tit- Gülmenin özelliklerinden bi-


reflmesi. Bunun yan›nda ri de bir toplulukla beraber
kalp at›fllar›m›z h›zlan›yor, gerçeklefltirildi¤inde daha
göz bebeklerimiz büyüyor güçlü olmas›. Gülmeyi bafl-
ve parmak uçlar›m›z nemle- kalar›yla paylaflmak dostça
niyor. Bedenimizin kahkaha ve toplumsal bir davran›fl.
s›ras›ndaki davran›fllar› bun- Gülmenin bir topluluk için-
larla da s›n›rl› de¤il. Güler- de kimi zaman bulafl›c› ola-
ken bacak kaslar›, bazen bilece¤i biliniyor. ‹nsanlar
de idrar kesesi kaslar› gevfli- genelde arkadafllar›yla birlik-
yor, solu¤umuz kesilinceye teyken, tek bafllar›na gül-
kadar gülüyoruz. Bir sonra- düklerinden daha çok gülü-
ki “ha ha ha” için derin bir yorlar. Bazen neden güldü-
nefes almam›z gerekiyor. ¤ümüzü bilmeden, çevre-
mizdekilerin gülüfllerine kat›-
Her insan›n kiflili¤i birbirin- l›r k›k›rdamaya bafllar›z. Bu,
den farkl›. Bu nedenle de komik olana gülmekten öte,
çeflitli durumlarda çeflitli fley- kendimizi iyi ve güvende
lere gülüyoruz. Güldü¤ü- hissetmemizin getirdi¤i bir
müz fleylerin bafl›nda elbet- rahatlamadan kaynaklanan
te komik fleyler geliyor. Ko- gülme olarak görülebilir.
mik fleyler sözle ifade edilen
ya da davran›fllara dökülen Gülmenin insan sa¤l›¤›na
fleyler olabilir. Sözgelimi f›k- yararl› oldu¤u da biliniyor.
ralar ya da palyaçolar gibi Morali düzgün, neflesi ye-
komik davran›fll› kifliler bizi rinde, gülen hastalar, di¤er
güldürebilir. Kimi zaman da hastalara oranla daha h›zl›
bize tuhaf gelen fleylere gü- iyilefliyorlar. Bu anlamda
leriz. Bunun nedeni al›fl›k ol- gülmek büyük bir sa¤alt›c›
mad›¤›m›z fleylere flafl›rma- güce sahip diyebiliriz. Eski-
m›zd›r. Bizi flafl›rtan fleylerin den gülmenin yaln›zca in-
baz›lar› hoflumuza gider ve sanlara özgü bir davran›fl
gülmemize sebep olur. oldu¤u düflünülürdü. Hay-
vanlar üzerinde yap›lan araflt›rmalar gösteriyor ki, me-
Gülmenin nedenleri kimi zaman da fizikseldir. Sözge- meliler aras›nda gülme olarak niteleyebilece¤imiz
limi, g›d›kland›¤›m›zda güleriz. Baflka biri bizi g›d›kla- davran›fllara s›kl›kla rastlan›yor. Bu da bize gülmenin
d›¤›nda gülmemize karfl›n, kendi kendimizi g›d›kla- asl›nda do¤ada var olan bir davran›fl oldu¤unu bir
mak sonucunda gülmek pek de mümkün de¤il. Bili- kez daha gösteriyor. Gülmek belki de dünyayla pay-
minsanlar› bunun, baflkalar› bizi g›d›klarken oluflan laflt›¤›m›z ortak bir dil.
tepkileri bilemedi¤imiz için flafl›rma unsurunun da
devrede oldu¤unu söylüyorlar. Kendimizi g›d›klarken Ünlü bir söz, “e¤er gülersen dünya da seninle birlikte
peflinden ne gelece¤ini bildi¤imiz için bu hareketler güler” diyor. Arkadafllar›m›zla birlikte hoflça vakit geçi-
bizi pek de güldürmüyor. Bebekler onlara “cee” yap›l- riyorken gülmemiz kadar do¤al bir fley yok. Siz de kü-
d›¤›nda gülerler. Bir tehlikeyle karfl›laflmam›z›n ard›n- çük bir gözlem yap›n ve çevrenizdeki insanlar›n ne za-
dan, kendimizi yeniden güvende hissedersek rahatlar man, nelere güldü¤ünü izleyin. ‹nsanlarla bir gülüm-
ve güleriz. Gülme bizdeki olumlu duygular›n artmas›- semeyi paylaflmak, o an kendinizi çiçekler açan bir
na, olumsuz duygular›n azalmas›na neden oluyor. bahçede gibi hissetmenizi sa¤layacak.
Zevk ald›¤›m›z bir oyuna kat›ld›¤›m›zda ya da sevdi¤i-
miz biriyle karfl›laflt›¤›m›zda gülüyoruz. Gökhan Tok
fiubat 2008 95 B‹L‹M ve TEKN‹K
kukla 1/23/08 7:28 PM Page 1

                   

Canlanan Bir Oyuncak

Kukla
Kukla deyince akl›n›za ne geliyor? Ustas›na yalan söyledikçe burnu uzayan Pi-
nokyo mu, Susam Soka¤›'n›n muzip ikilisi Edi ve Büdü mü, yoksa Muppet
Show’un ünlü kurba¤as› Kermit mi? Belki de hiçbiri! Çünkü kuklalar eski çekici-
liklerini kaybetmifl gibi görünüyor. Öte yandan yafl›m›z ne olursa olsun, bir kuk-
la tiyatrosu gördü¤ümüzde, durup, ustas›n›n ellerinde canlanarak yaflam bulan
kuklalar› izlemekten de vazgeçemiyoruz. Kuklalar›n sundu¤u farkl› dünyalara
yap›lan yolculuklar, ço¤umuz için hâlâ çok ilgi çekici. Ustaya duydu¤umuz hay-
ranl›¤a ne demeli?! Bir kukla yapmak, ona bir ruh vermek, hareket ettirip, ko-
nuflturmak, özetle canland›rmak size de ilginç gelmiyor mu? Belki siz de bir kuk-
la yap›p, ona bir yaflam vermek istersiniz.

B‹L‹M ve TEKN‹K 96 fiubat 2008


kukla 1/23/08 7:29 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Pinokyo
‹talyan yazar Carlo Collodi'nin 1883'te yay›mlanan kitab›n›n
kahraman›, ad› Pinokyo olan bir kuklad›r. Pinokyo, önce kuk-
lac› Kiraz usta taraf›ndan s›radan bir odun olarak bulunur.
Ama odunun konuflabildi¤ini ö¤renen Kiraz usta, önce çok
flafl›r›r, sonra da ondan kurtulmak ister. Arkadafl› Gepetto usta
ondan kütük isteyince, konuflan odundan kolayca kurtulur.
Böylece öykü bafllar. Tahtadan bir kukla olarak yarat›lan Pinok-
yonun en önemli özelli¤i, ustas›n›n, ona yalan söyledi¤inde
uzayan bir burun yapm›fl olmas›d›r.
‹pler, çubuklar ya da el hareketleriyle biri taraf›n-
dan denetlenerek hareket ettirilen, konuflturulan Pinokyo'nun tek iste¤i Gepetto babas›n›n dile¤i gibi, gerçek bir
nesne ya da biçimlere kukla deniyor. Kuklac›l›¤›n ilk çocuk olmakt›r. Ancak Pinokyo bencil, fl›mar›k ve yalanc› biridir.
nerede ve nas›l bafllad›¤› bilinmiyor. Ama neden Bu özelliklerinden kurtulmak için Gepetto ustan›n sevgi dolu
bafllad›¤›na iliflkin görüfller ayn›: “‹nsan, özellikle de yuvas›ndan ayr›l›p dünyay› keflfetmek üzere e¤itici bir yolculu-
kendini tan›mlamaya u¤rafl›rken, baflka dünyalar› ¤a ç›kar. Bu yolculuk s›ras›nda yaflad›klar›ndan etkilenerek, iyi
yaratmaya ve denetlemeye her zaman ilgi duydu. huylu, sevecen ve yard›msever bir karaktere dönüflen Pinok-
Kuklac›l›k bu iste¤in bir uzant›s›. Belki de kuklalar, yo, mavi peri taraf›ndan gerçek bir çocu¤a dönüfltürülür.
insanl›k hallerinin keflfedilmesine, benimsenmesine
ya da elefltirilmesine duyulan gereksinimle ortaya
ç›km›fl olabilirler.” Bafllang›ç nedeni ne olursa ol-
sun, kukla sanat›, d›flavurumun, yaramazl›k ya da
göflterifl yapman›n, dert paylaflman›n, sesli düflün-
menin, elefltiri yapman›n, bireyin kendini rahatlat-
mas›n›n ya da duygular› ortaya koyman›n en gü-
venli yollar›ndan biri.

Birçok halk›n geleneksel gösteri sanatlar› aras›nda


yer alan kuklac›l›k ve kuklalar, yüzy›llard›r var. Özel-
likle televizyon yokken, seyirlik oyunlar›n bir k›sm›
kuklalarla yap›l›yordu. Uzmanlara göre, kuklac›l›¤›n
sanatsal bir biçimi olan gölge kuklac›l›¤› ilk Çinde
bafllam›fl. Bu kuklalar›n yaln›zca boyun ve bacaklar›
hareket edebiliyormufl. Daha sonra, Türk kuklac›lar
gölge kuklalar›n›n bel bölgesine hareket eklemifller.

fiubat 2008 97 B‹L‹M ve TEKN‹K


kukla 1/23/08 7:29 PM Page 3

                   

Genellikle, baz› hayvanlar›n kurutulmufl derilerinden linmifl çoraplar, kalemler, ya da annenizin izin vermesi
yap›lm›fl, üzerlerinde çubuklar bulunan gölge kuklalar halinde tahta kafl›klar, art›k kumafl parçalar›, karton ya
boyanarak renklendirilmifl biçimlerden olufluyor. Bu bi- da k⤛tlar, eskimeye yüz tutmufl pelufl oyuncaklar›n›z,
çimler, içinden ›fl›k geçiren bir perdenin önüne konu- eski tiflörtleriniz, art›k yünler, sicimler, ipler, ahflap malze-
yor, renkli görüntüleri de perdenin öte yan›nda oturan meler, hatta mutfaktaki sebzeler ve meyveler kukla yap-
izleyicilerce net olarak görülebiliyor. Kuklac› bir eliyle mak için birer malzeme olabilirler. Örne¤in, kukla usta-
kuklan›n boynuna ba¤lanm›fl çubu¤u, öteki eliyle de m›z›n foto¤raf›nda görünen iki kukla da “papier mâché
bileklerine ya de beline ba¤lanm›fl çubuklar› kullan›yor.
“Gölge Oyunu” olarak bilinen Karagöz ve Hacivat, ül-
kemizde süregiden gölge kuklac›l›¤›n›n en iyi örne¤i.

“Gölge Oyunu” kukla sanat›n›n yaln›zca bir türü. Elbet-


te baflka kukla ve kuklac›l›k türleri de var. Genellikle tah-
ta, bez, son y›llarda da plastik gibi malzemelerden ya-
p›lan kuklalar› birkaç s›n›fta toplamak olas›. ‹ple oynat›-
lan, içine girilen, ele geçirilen, parma¤a tak›lan kukla
çeflitleri var. Bunlar aras›nda ipli kuklan›n köklü bir geç-
1 2
mifli var. Bu tür kuklalar›n genellikle dirsek ve dizleri, ek-
lemlenmifl kollar› ve bacaklar›, tahta gövdeye mentefle-
lerle tutturulur. Tahta, piflmifl toprak ya da karton gibi
malzemelerden yap›lan bafl k›sm›, rahatça dönebilece-
¤i bir bofllu¤a sokulur. Bacaklar iplerle as›l›r, ayak ta-
banlar›na, hareketlerin daha do¤al görünmesi için,
a¤›rl›k yapan kurflun parçalar konulur. Kuklalar›n elleri-
ne ve ayaklar›na ba¤l› ipler, oynat›lmalar›n› kolaylaflt›-
3 4 5
ran “hamut” ya da “istavroz” denen bir tahta parças›na
ba¤lan›r. El kuklalar›n› oynatmaksa daha basittir. Kukla- 1 K⤛t kukla 2 K⤛t kukla 3 Kafl›k kukla 4 Çorap kukla 5 Parmak kukla
c› el kuklas›n› t›pk› bir eldiven gibi eline geçirerek oyna-
t›r. ‹flaret parma¤› bafl›n içine, baflparmak kuklan›n bir (okunuflu: papiye mafle)” tekni¤iyle üretilmifl. Çin'de or-
koluna, orta parmak da öteki koluna girer. taya ç›k›p, daha sonra Fransa'da da yayg›nlaflm›fl bu tek-
nik, k⤛t ya da k⤛t hamurundan, hayal edilen her tür-
Ülkemizdeki kukla tiyatrosunun en ünlü kukla karakte- lü nesnenin yap›lmas›na olanak veriyor. En önemli özel-
ri “‹bifl” de bir el kuklas›. Ortaoyununda oldu¤u gibi, li¤i, kolayca yap›labilmesi ve çok dayan›kl› olmas›.
kona¤›n kahyas› olan ‹bifl, e¤lenceli, utangaç, komik
bir karakterdir. El kuklas›n›n yan› s›ra kukla tiyatrosu- Siz de hayal etti¤iniz bir nesnenin modelini haz›rlay›n.
nun, ip kuklas›, bez kuklas›, parmak kuklas› gibi çeflit- Sonra onun alç› kal›b›n› al›n. (Foto¤raftaki bafl görü-
leri vard›r. Halk oyunlar›nda kullan›lan "çatal adam nümlü kukla’n›n yap›m›nda kal›p olarak fliflirilmifl bir ba-
kuklas›" da çok ilginçtir. Oyuncunun arkas›na kendi- lon kullan›ld›.) Kal›b›n, üzerini kaplayaca¤›n›z k⤛ttan
siyle yak›n ya da ayn› boyutlarda bir manken kukla kolayca ayr›lmas›n› sa¤lamak için, d›fl yüzeyini, ince bir
yerlefltirilir. Oyuncu ve mankenin elleri ve ayaklar› bir- tabaka arap sabunuyla kaplay›n. Küçük dikdörtgen
birine ba¤lan›r. Oyuncu hangi hareketi yaparsa, kuk- parçalar halinde kesilmifl gazete k⤛tlar› ya da bu ifl için
la da iplerin yard›m›yla ayn› hareketi yapar. Böylece özel yap›lm›fl kartonlar›, toz halindeki duvar k⤛d›
sahnede ayn› dans› oynayan iki halk oyuncusu gö- tutkal›n› ›l›k suda eriterek elde etti¤iniz s›v›ya bulay›p,
rüntüsü yarat›l›r. Anadolu’daki kukla çeflitlerine son kal›b›n her taraf›n› kaplayacak flekilde üzerine birkaç kat
olarak da kafl›k kuklas› eklenebilir. Büyük tahta kafl›kla- uygulay›n. Tutkal›n ve k⤛tlar›n iyice kurudu¤undan
ra çizilen insan yüzü boyan›r ve süslenir. emin olunca, sertleflmifl k⤛t k›sm› uygun bir yerinden
keserek kal›ptan ay›r›n. Kesilmifl k›sm› yine k⤛t ve tut-
Siz de Yapabilirsiniz! kal kullanarak birlefltirin. Sonra da, boyalarla, hayaliniz-
Kukla yapmak zor de¤il. fiimdi elinizin alt›ndaki malze- deki gibi süsleyin ya da giydirin. Art›k sizin de bir kukla-
meleri gözden geçirin. Kullanmad›¤›n›z eldivenler, de- n›z var. Bakal›m bu kukla bize neler anlatacak?

B‹L‹M ve TEKN‹K 98 fiubat 2008


kukla 1/23/08 7:30 PM Page 4

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Yak›n zamana kadar çeflitli çal›flmalar yapt›m. Arkadafllar›m›zla bir-


Bir Kukla Ustas›
likte deneysel gölge oyunu yapt›k. Çocuklu¤umuzdan beri, kukla
Funda fierifo¤lu Günem Mimar Sinan Üniversitesi, Sahne Dekor- denince akl›m›za gelen ilk fley ipli kuklalar oldu. ‹pli kukla pek yap-
lar› ve Kostümü Bölümünden mezun olmufl. fiimdi onun kuklalar- mad›m, içine girilip hareket ettilebilen, yani giyilebilir kuklalar yap-
la ilgili söylediklerine kulak verelim. may› çok seviyorum. Farkl› malzemelerle neler yap›labilece¤ini
anlamaya çal›flt›m. Örne¤in, bir patatesle bile bir kukla yapabilir-
“Bir kuklac›n›n ifli, t›pk› Gepetto Usta’n›n Pinokyo’ya yapt›¤› gibi siniz. Ö¤renciyken, yafllan›nca neye benzeyece¤imizi anlamak
elindeki biçime ya da nesneye bir ruh vermektir. Siz de, elinizde- için kendi yüzümüzü yapmaya çal›fl›yorduk. Patates kurumaya
ki herhangi bir nesneye ya da biçime bir ruh verdi¤inize inan›yor- bafllad›¤›nda, sizin kuklan›z da yafllanan bir nesneye dönüflüyor.
san›z, onun size bir fleyler anlatt›¤›na inan›yor ve onunla birlikte Böyle bir çal›flma bile çok e¤lenceli.
bir fleyler paylaflt›¤›n›z› düflünüyorsan›z, kuklac›l›k yap›yorsunuz
demektir. Nesne kaleme sar›lm›fl, üzerine iki gözü, saçlar›, a¤z› Ülkemizde kuklayla ilgili çal›flmalar s›n›rl›. ‹stanbul’da kukla ad›na
olan basit bir bez olsa bile. Günümüzde, her türlü malzemeden, güzel fleyler yap›l›yor. Bunlar›n bafl›nda da Kukla Festivali geliyor.
gölge ya da parmak kuklalardan tutun da içine dört befl kiflinin Ancak yap›lan bu tür etkinlikler yeterli de¤il.
girip hareket ettirebilece¤i devasa boyutlu kuklalar yap›l›yor.
Kukla yapmak içten gelen bir fley. Kukla yapmak isteyenler, önce
Küçükken kardeflimle birlikte Karagöz-Hacivat yap›p camda oyna- yap›lm›fl olanlar›n kopyas›n› yaparak bafllayabilirler. Bir fleyi ö¤ren-
t›rd›k, arkadafllar›m›za da bilet kesip izletirdik. Kuklayla gerçek an- menin en güzel yolu bu. Kuklalarla ilgili kitaplar› okuyabilirler ya
lamdaki tan›fl›kl›¤›m üniversite y›llar›nda oldu. Çok hofluma gitti. da ‹nternet’ten araflt›rabilirler.”

Serpil Y›ld›z

Kaynaklar
http://puppetworks.org/Paper%20Puppet.htm ■ http://www.enchantedlearning.com/crafts/puppets ■
http://www.makingfriends.com/puppet_making.htm ■ http://sunniebunniezz.com/puppetry/puphisto.htm ■
http://www.bergetti.com/marionettes ■ http://www.tiyatronline.com/ykukds1-5.htm ■ http://www.puppet.org/

fiubat 2008 99 B‹L‹M ve TEKN‹K


mat 1/23/08 7:18 PM Page 1

                   

π M
>>>>>>>>>


<
><<<<<<<<
>>>
<<<<<<<<>
>>>>

<
atemanya


%
x 3+ y 2= z 2
Y
X


Oyna Oyna, Yak›fl›r Sana
Matematikçiler aras›nda bir inan›fl vard›r. Görünüflte Örne¤in, say›lar›n kareleri var. Yak›n akrabalar› say›l›r-
en kolay, en aç›k seçik iliflkiler, kan›tlanmas› en zor lar. Hepimiz flunlar› biliriz:
olanlard›r. Her gün hiç fark›na varmadan kulland›¤›-
m›z, yaflam›n do¤al bir gerçe¤i sayd›¤›m›z fleylerin, 02=0 42=16
üzerinde düflünülmeye bafllay›nca ne zorluklar ç›kara- 12=1 52=25
ca¤›n› önceden kestiremiyoruz. Örne¤in 1+1 neden 22=4 62=36
2 eder ya da 1/0 neden sonsuzdur? Ayn› do¤ruyla 32=9 72=49
dik aç›yla kesiflen iki do¤ru neden birbirine paraleldir? ...
Daha niceleri var!
Böyle devam edip gider. fiimdi ard›fl›klar›n (Bu da bir
Biz de, bu tür çok basit sorular› bir kenara b›rak›r da- akrabal›k iliflkisi de¤il mi yani? Hadi peki komflu diye-
ha zorca olanlar›yla u¤rafl›r›z. lim buna da!) kareleri aras›ndaki farklara bak›n:

Sayma say›lar›n› bilirsiniz: S›f›r dahil pozitif tam say›- 12-02=1 42-32=7
lar. Bunlar ilginç bir flekilde birer birer büyüyerek 22-12=3 52-42=9
sonsuza gidiyorlar. Sab›rl›, ciddi ve disiplinliler. Bir 32-22=5 62-52=11
yerde aceleye kap›l›p “yahu ben s›k›ld›m, 50'den ...
sonra 93 gelsin bu sefer de” demiyorlar örne¤in.
Hay›r, mutlaka 51 geliyor ve de her seferinde 51 ge- Bu farklar sadece 2'fler 2'fler artmakla kalm›yor, ayn›
liyor. Daha ilginci, örne¤in bu say›lar›n kendi içle- zamanda bunlar›n tek say›lar kümesini oluflturdu¤u-
rinde akrabal›k iliflkileri oluflturduklar›n› görüyorsu- nu görebiliyoruz. Demek ki, burada bir tür “afliret”
nuz. Yok kâh çiftler tekler diye ikiye ayr›l›yorlar, kâh olufluyor.
biri di¤erinin 2 kat›, yok bilemedin 3 kat› filan oluyor-
lar. Bu say›lar›n akrabal›k flekillerinin, insanlar›nkine Say›larla oynamaya bafllad›k m›, akla hayret verici ç›k-
k›yasla, haddi hesab› yok. ‹stedi¤iniz kurala göre ak- maya bafllar: Ard›fl›k say›lar›n küpünü al›p evir çevir
rabalar› ay›rabiliyorsunuz. yapsan›z, bu say›lar›n tuhaf aile içi iliflkiler oluflturduk-

B‹L‹M ve TEKN‹K 100 fiubat 2008


mat 1/23/08 7:18 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

karesi, 4'ün karesi, 16'n›n karesi, 25'in



karesi, 36'n›n karesi, 49'un karesi.

“Eee, bunda bir tuhafl›k ya da özel


bir durum yok ki, sonuçta bir say›n›n
4'ncü kuvveti zaten o say›n›n karesi-
nin karesidir” diyenleri hemen görü-
yorum. Do¤ru. fiimdi bu say›lar ara-
s›ndaki farklara bakal›m: 1, 15, 65,
175, 369, 671, 1105. Peki bu sa-
y›larda bir ilginçlik var m› sizce? Bir
kere hepsi tek. Bir ad›m daha gi-
dip bu sonuncular›n farklar›na ba-
kal›m: 14, 50, 110, 194, 302,
434, sonra bir ad›m daha; 36,
60, 84, 108, 132 sonra bir ad›m
daha 24, 24, 24, 24, 24. Yine
geldik 4! ya da 6x4 say›s›na. 6
burada da nöbette.

Sevdanur Çetin arkadafl›m›z, be-


nim gibi tak›nt›l› bu say›lara.


lar›n› görüp flafl›rabilirsiniz: 0, 1, 8, 27, 64, 125, 216,
Günlerini verip bir çal›flma yap-
m›fl ve flunu bulmufl: “Say›lar›n n kuvvetlerini alal›m ve
bunlar›n farklar›n› üst üste bulal›m. Sonuçta daima n! sa-
y›s›na ulafl›r›z.” Yani ard›fl›k say›lar›n 5'nci kuvvetlerini al-
343 ilk 7 say›n›n küpleri. Küpler aras›ndaki farklar 1, 7,
sak ve farklar› hesaplasak sonunda 120 (5!) say›s›na ge-
19, 37, 61, 91, 127 . Bu farklar aras›ndaki farklara da
lip dayan›r›z. 6'c› kuvvetler ise 720(6!) say›s›nda son bu-
bir bakal›m: 6, 12, 18, 24, 30, 36. Bunu da 6'ya bölün:
lacaklard›r.
1, 2, 3, 4, 5, 6 ‹lginç de¤il mi? Farklar› alsan›z hepsi 6.
Peki acaba bu 6 ve katlar›ndan oluflan farklar nereden Bu noktaya kadar ilerledi¤imizde birden 6 say›s› gözü-
geliyor? 3! ile ilgisi olabilir mi? müzden düflüverir. Kendi bafl›na bir özelli¤i olmad›¤›n›,
sadece 3!'e eflit olmas› dolay›s›yla orada oldu¤unu ve
Vaktiniz varsa biraz daha oynay›n isterseniz. Örne¤in bi- bu nedenle de daima bütün farklar›n içinde bulunaca-
rincil farklar› 1x6+1, 3x6+1, 6x6+1, ... olarak yazabile- ¤›n› keflfediveririz. Malum, n!=n(n-1)! ba¤›nt›s› bunu ge-
ce¤imizi de görebilirsiniz. Bu 6 say›s›n›n öyküsü oldukça rektiriyor.
ilginç olmal›. Merakl›s›na, örne¤in 360 derece'nin, 24
saatin, bir düzinenin 6 ile yak›n akraba oldu¤unu hayal Biraz bafl›n›z döndüyse ald›rmay›n. Bunlar› s›navda filan
meyal hissetti¤imi de söyleyebilirim. sormam size. Hani can›n›z s›k›ld›kça say›larla oynay›n ba-
k›n ne ilginçlikler var diye anlatt›m ben.
Ben bu 6'n›n burnunu birkaç yerde daha görüyorum,
onlar› k›saca size söyleyeyim. Ard›fl›k say›lar›n dördüncü Say›lar› severseniz, onlarla oynarsan›z, matematik der-
üslerini al›n; buldu¤unuz say›lara bakal›m: sinin ne kadar kolay, ne kadar e¤lenceli oldu¤unu da
keflfedersiniz. Baflka derslere benzemez. Ezber s›f›r! Sa-
0, 1, 16, 81, 256, 625, 1296, 2401,.. Bu say›larda bir dece oyun oynad›¤›n›z› varsay›n!
ilginçlik var m› sizce?... Ben görüyorum: 0'›n karesi, 1'in
Muammer Abal›

fiubat 2008 101 B‹L‹M ve TEKN‹K


boyle 1/23/08 6:43 PM Page 1

      
 Y›ld›z Tak›m›

Böyle Çal›fl›r...
Petrol fiyatlar›ndaki art›fl ve çevresel kayg›lar, otomobil kullan›c›lar›n› gün
geçtikçe daha fazla rahats›z etmeye bafllad›. Buna paralel olarak, otomotiv
endüstirisi petrol rezervlerinin azalmas›n›n etkisiyle alternatif enerji kaynak-
lar›n›n ve bu kaynaklar› kullanan yeni teknolojilerin pefline düfltü. Bu tek-
nolojilerden biri, ülkemizde henüz yeterince tan›nmam›fl olan, ama geliflmifl
ülkelerde h›zla yayg›nlaflan melez (hibrid) araç teknolojisi.

Melez (Hibrid) Araçlar


Melez araç teknolojisi, elektrikli ve benzinli araçlar›n
üstün yanlar›n› al›p tek bir araçta birlefltiriyor. Benzin-
li araçlarda oldu¤u gibi, motorun bafllang›ç hareke-
ti, elektrikle veriliyor. ‹lk h›zlanma süresince ve normal
seyirde arac›n motoru, fosil yak›t kullan›yor. Böylece,
araç tek dolumda daha uzun mesafe gidebiliyor. Sol-
lama ya da rampa ç›kma gibi ek güce gereksinim du-
yulan durumlarda, elektrik enerjisi (bataryalar) devre-
ye giriyor. Böylece, tek bafl›na elektrik motoruyla elde
edilemiyen güç düzeylerine ulafl›l›rken, yak›ttan da
tasarruf sa¤lan›yor.

Çevrilebilir Enerji Bu arada, elektrikli araçlar cephesi de bofl durmuyor.


Melez araçlar, frenleme s›ras›nda ›s›yla a盤a ç›kan Yak›n zamanda gelifltirilen ve 4 saatten az sürede ta-
enerjinin bir k›sm›n› ve normal seyir s›ras›nda yak›tla mamen flarj edilerek, hiç durmadan 350 km yol giden
sa¤lanan enerjinin bir bölümünü, bataryalar› doldur- yeni bir tasar›m, alternatif enerji kullanan araçlar için
mak üzere yeniden kullan›yor. Böylece, elektrikli ara- önemli bir baflar› elde etmifl oldu. 0’dan 100 km/saat
balarda oldu¤u gibi, arac› belli aral›klarla fifle takmak h›za 6 saniyede ç›kabilen bu arac›n fiyat›, her ne kadar
gerekmiyor. küçük bir servet de¤erinde olsa da, ileride yollarda da-
ha fazla elektrikli araç görece¤imizin habercisi.
fiimdilik, melez araçlar›n ilk maliyeti benzinli araçlar›n- Korkut Demirbafl
kine göre daha fazla. Ama, çevre dostu olmalar› ve
daha düflük yak›t tüketimiyle d›fl pazarda gün geçtik- Referanslar:
http://www.fueleconomy.gov/feg/hybridtech.shtml
çe daha fazla tercih ediliyorlar. http://auto.howstuffworks.com/hybrid-car.htm
http://www.teslamotors.com/

B‹L‹M ve TEKN‹K 102 fiubat 2008


deney 1/23/08 6:50 PM Page 1

               

 Y›ld›z Tak›m›

Birlikte Deneyelim...
Barometre Yapal›m!
Atmosfer bas›nc›, Dünya atmosferinde herhangi bir noktadaki bas›nca verilen
ad. Ancak bas›nç, yüksekli¤e ve s›cakl›¤a göre de¤ifliklik gösterebiliyor. Gaz-
lar›n s›cakl›¤› de¤ifltikçe, gaz taneciklerinin h›z› ve dolay›s›yla bas›nc› da fark-
l›lafl›r. E¤er gaz kapal› bir kapta de¤ilse, tanecikler aras›ndaki boflluk da de¤i-
flir. Bu nedenle atmosferin s›cakl›¤›ndaki de¤iflim, çeflitli hava ak›mlar›n›n olu-
flumuna ve yaflad›¤›m›z yerdeki aç›k hava bas›nc›n›n sürekli olarak de¤iflimine
yol açar. Aç›k hava bas›nc›n› ölçmek için kullan›lan aletlere barometre denir.
Biz de bu say›m›zda basit bir barometre yapaca¤›z.

Malzemeler Barometremizi 3-4 gün boyunca belirli aral›klarla


gözleyelim. Pipetin konumu de¤ifliyor mu? Pipetin
konumu için yapt›¤›m›z her gözlemde pipetin
yerini karton üzerine iflaretleyelim.

Ölçekli
karton

Orta k›s›ma
sabitlenmifl pipet

Lastik
/Balon/Makas/Kavanoz ya da bardak/Lastik/Pipet/Karton/
Balon
Cetvel/Kalem/Yap›flt›r›c› ya da yap›flkan bant

■ Balonun a¤›z k›sm›n› keselim. Daha sonra balonu


gerdirerek kavanozun (barda¤›n) a¤z›n› bir kapak Kavanoz

gibi hava s›zd›rmayacak flekilde balonla kapatal›m.


Balonun üstünden lastik geçirip kenarlar›ndan
kavanoza s›k› bir flekilde sabitleyelim.
■ Pipetin bir ucunu kavanozun a¤z›ndaki balonun
ortas›na gelecek biçimde bantla yap›flt›ral›m.
Kavanozun içine hapsetti¤imiz havan›n bir bas›nc› var.
■ Kartondan minik bir ok kesip pipetin boflta kalan
Deneyi yapt›¤›m›z ortamdaki atmosfer bas›nc› düflerse,
ucuna bantlayal›m.
kavanozdaki hava bas›nc› daha yüksek oldu¤u için ka-
■ Cetvel yard›m›yla kartonun bir kenar›na eflit aral›kl›
vanozun a¤z›ndaki balon flifler ve balona ba¤l› pipetin
çizgiler çizelim ve bu ölçekli kartonu pipetin
ucu afla¤›ya do¤ru hareket eder. O halde, pipetin afla-
ucundaki okun hemen arkas›na yerlefltirelim. Art›k
¤› do¤ru hareket etmesi atmosfer bas›nc›n›n düfltü¤ü-
barometremiz haz›r.
nü gösterir. Atmosfer bas›nc› yükseldi¤indeyse, tam
■ Pipetin ilk konumunu gözleyelim; pipetin
tersi olur ve pipetin ucu yukar› do¤ru hareket eder.
ucundaki ok karton üzerinde hangi çizgiye denk
geldi? Bu noktay› kalemle iflaretleyelim. Elif Y›lmaz
fiubat 2008 103 B‹L‹M ve TEKN‹K
tekno 1/23/08 7:51 PM Page 1

                   

Gelece¤in Kavramsal
Ulafl›m Araçlar›
Bu say›m›zda yenilenebilir enerji kaynaklar›yla çal›flan, di¤er bir deyiflle
“temiz” enerjiyle, çevreye zarar vermeden günlük yaflant›m›zda yer ala-
cak “gelece¤in” araçlar›na göz atmak istiyoruz. Öncelikle temiz enerji
kavram›na de¤inmekte yarar var. Nedir temiz enerji ve yenilenebilir
enerji kaynaklar›m›z? Bunlardan ilki, hidrojen. S›v› hidrojenin dönüfltü-
rülmesiyle elde edilen enerjinin art›¤› yaln›zca su. Di¤er örne¤imiz olan
Günefl, sürekli enerji yayan ›fl›k kayna¤›m›z. Günefl enerjisinden elektrik
elde edilebiliyor, istendi¤inde enerjiyi depolayabiliyoruz ve hiçbir art›¤›
bulunmuyor. Bir baflka temiz enerji kayna¤›m›zsa, daha çok elektrik
enerjisi elde etti¤imiz ve deniz araçlar›m›zda kulland›¤›m›z eski dostu-
muz rüzgâr; onun da at›¤› ve art›¤› bulunmuyor. Yaflamak için insanl›¤a
gereken elektrik enerjisi, ›s› enerjisi gibi yaflamsal destekler bu alterna-
tif enerji çeflitleriyle fazlas›yla karfl›lanabiliyor. Gelecekte sizler için daha
temiz bir dünya, belki de bu kaynaklar›n günlük yaflamdaki kullan›m›-
n›n giderek yayg›nlaflmas›yla olas› görünüyor. Ayr›ca akarsular da bir
baflka temiz enerji kayna¤›m›z.
Ülkemiz, co¤rafi konumu itibariyle rüzgâr, akar-
su ve günefl enerjisinden fazlas›yla yararlanabile-
cek flansl› bir bölgede yer al›yor. Peki, biz temiz
enerjiyi yeteri kadar kullan›yor muyuz? Gelecek
için çevreci ulafl›m araçlar› konusunda gerekli
araflt›rmalar› ve daha temiz ve yaflanabilir bir
dünya için üzerimize düfleni yap›yor muyuz? Ev-
sel at›klar›m›z›, örne¤in yaln›zca çöpümüzü ayr›fl-
t›rarak geri dönüflümü, dolay›s›yla daha az ener-
ji tüketimi için bireysel çabam›z› yeteri kadar gös-
teriyor muyuz?

Gelece¤in kentleri için ilk örne¤imiz “istiflenme”


becerisiyle park sorununa çözüm üreten bir kav-
ramsal araç. Elektrik enerjisi kullanan düflük sürat-
li bu araç, kentsel alanlarda yaflam› kolaylaflt›r-
mak için GM ve MIT taraf›ndan tasarlanm›fl. Bu,
mülkiyet sorununu ortadan kald›ran ve bir kredi
kart›yla kiralanarak kullan›lan kitlesel bir ulafl›m
arac›. Belki de park sorunlar›m›z bu ve benzeri
araçlarla çözülecek. Kentler için sizler ne düflünü-
yorsunuz? Kentlerde neler görmek istiyorsunuz?

B‹L‹M ve TEKN‹K 104 fiubat 2008


tekno 1/23/08 7:51 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Kent içi ulafl›m araçlar›n› gelifltirmek için baflka çal›flma- Ya denizlerde gelecekte neler olacak dersiniz? Bu ör-
lar da h›zla devam ediyor. Bunlardan biri olan AutoT- nekte ödüllü bir Türk tasar›m›n› görüyoruz: 2007 IDA
ram, gelece¤in kentlerinde s›kça görebilece¤imiz 36 ödülünü 2 dalda kazanan ve yak›nda teknik detaylar›
metre boyunda ve temiz enerji kullanan h›zl› bir kent içi ile sizlere sunaca¤›m kendi tasar›m›m “Volitan”. Ad›n›
toplu tafl›m, arac› örne¤i. Bedensel engellilerin de kul- Akdeniz’de yaflayan bir uçan bal›ktan alan Volitan, ye-
lanmas›na uygun olarak tasarlanan ön ve arka bölüm- nilenebilir enerji kaynaklar›n› yani günefl ve rüzgâr
lerinde sürücü bölgeleri bulunmas› sayesinde çizgisel enerjisini kullanarak dünyay› dolaflabilecek 32 m bo-
hareket ederek, dönüfl gerektirmeyen bu ve benzeri yundaki 12 kiflilik bir baflka kavramsal ulafl›m arac›. Oto-
araçlar yak›n gelecekte kentlerimizde yer alacak. ritelerce, 2040 y›l›n›n deniz arac› olarak de¤erlendirili-
yor. Karbon dioksit at›k üretmeyen, tuzlu sudan tatl› su
üreten ve 80 y›l kullan›mda kalacak flekilde tasarlanan
bir baflka simge daha.

Peki, gökyüzünde neler görece¤iz acaba? Bu bölümde


size heyecan verici ve çarp›c› bir örnekle ›fl›k tutmak isti-
yoruz. Bu, Frans›z Tasar›mc› Jean-Marie Massaud tara-
f›ndan tasarlanan “manned cloud” (insanl› bulut) adl›
yeni toplu tafl›ma hava arac›. Beyaz bir balina görüntü-
sü ve 60 odas›yla güven veren, 230 km süratiyle flafl›r-
t›c›; gelece¤in bir düfl arac› daha! Dünyan›n çevresini 3
günde dolaflabilecek kadar donan›ml› bu tip araçlar,
yak›n gelecekte gökyüzünde yer alacak gibi.

Ak›flkan bir gövdenin, sakin ve güven veren bir gö-


rüntünün ve kayda de¤er bir süratin sahibi “manned
cloud” gelece¤in hava arac›.

Gelece¤in kavramsal ulafl›m araçlar›na kald›¤›m›z yer-


den devam edece¤iz. Ödüllü Volitan’› önümüzdeki
say›larda sizlere ayr›nt›lar›yla anlataca¤›m.

Hakan Gürsu
Dr., ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasar›m› Bölümü

fiubat 2008 105 B‹L‹M ve TEKN‹K


tektas 1/24/08 2:53 PM Page 1

                   

Bilim ve Teknik

Co¤rafyayla aran›z nas›l? Bu say›-


da önerdiklerimizi yapt›ktan son-
Atölyesi
ra co¤rafyaya merak salman›z› ve
merak etti¤iniz için de çok iyi ö¤-
renmenizi bekliyoruz. Geçen sa-
y›m›zda “Ben olsayd›m nas›l ya-
pard›m?”, “Kendimden ne ekle-
yebilirim?” diye düflünmenizi
önermifltik. Baz› fleyleri tek bafl›- Günefl Saatinin Tarihçesi
n›za yapman›z mümkün de¤ildir. Tarih boyunca birçok toplum taraf›ndan yayg›n olarak kullan›lan gü-
nefl saatleri, insano¤lunun zaman› ölçme gereksiniminden do¤an
Böyle durumlarda en iyisi, yap-
basit ama mant›¤›n ve matemati¤in kullan›ld›¤› önemli araçlard›r. Za-
mak istediklerinizi baflkalar›n›n man ölçümüne temel oluflturan Günefl’in görünen hareketi yeryü-
deste¤ini alacak flekilde projelen- zünde gölgelerin konum ve boylar›n› de¤ifltirir. Bu nedenle bir çubuk
dirmektir. Proje, bir sorunun çö- gölgesinin de¤ifliminden Günefl’in konumu ve zaman bulunabilir.
zümüne olanak sa¤layacak flekil- günefl saatleri bu mant›kla yap›l›yor. Günefl saati, Günefl’in oluflturdu-
de, bir amac› gerçeklefltirmek ¤u bir gölge yard›m›yla gün içerisindeki saati gösteren astronomik bir
için süresi ve yap›lacak etkinlikle- düzenek. Bilinen en eski günefl saatleri M.Ö.1500 y›l›nda M›s›rl›lar ta-
ri tan›ml› bir süreçtir. raf›ndan kullan›lm›fl. Ayr›ca eski Çinliler, eski Yunanl›lar ve Romal›lar’›n
da geliflmifl tekniklerle günefl Saati yapt›klar› bilinmekte. ‹slamiyetteki
Okul Bahçesine Günefl ibadetlerin vakitle s›k› s›k›ya ba¤l› olmas›ndan ötürü günefl saatleri ‹s-
Saati Yapmak lâm ülkelerinde daha ayr›nt›l› ve hassas olarak üretilmifltir. Günefl saa-
ti, Yerin dönme h›z›ndaki de¤iflimini do¤ru olarak verdi¤i için, hala
mükemmel zaman sayaçlar›d›r ve yaln›zca mikro saniyeleri do¤ru ola-
rak hesaplayamazlar. Yer üzerinde Hindistan Jaipur’daki büyük gü-
nefl saati en mükemmele yak›n olan günefl saatidir ve yaln›zca 3 sa-
niye hata ile çal›flmaktad›r.

Proje Ekibini Oluflturmak


Konuya ilgi duyan arkadafllar›n›zla bir ekip oluflturun (ekibin do¤al
üyeleri ö¤retmenleriniz olacak).

Hasan R›za Pafla Koleji fizik ö¤ret-


Projenin Ön Çal›flmalar›
meni Nuri Korganc› ve ö¤rencileri
Günefl saati yap›m›nda en çok ön çal›flmalara ay›rman›z gerekiyor.
okullar›n›n bahçesine “Günefl Saa-
ti” yapm›fllar. Siz de okul idarecile-
rinin, fen ve teknoloji, sosyal bil- Mevcut Bilgilere Ulafl›n
giler, teknoloji tasar›m ve mate- Proje ekibiyle toplant› yap›n, neleri ö¤renmeniz gerekti¤ini belirleyin,
matik ö¤retmenlerinin deste¤ini iflbölümü yap›n, herkes bir konuyu als›n, kitaplardan, ‹nternetten ya-
alarak bu projeyi yapabilirsiniz. rarlanarak bilgi toplay›n. Sonraki birkaç toplant›da bu bilgileri paylafl›n.

B‹L‹M ve TEKN‹K 106 fiubat 2008


tektas 1/24/08 2:53 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Projenin Destekçisi Kim Olacak? Elipsin Çizilmesi ve Saat Aç›lar›n›n Hesab›


Proje için gerekli maddi deste¤i bulmak da önemli afla-
malardan birisi. Bir sponsorluk dosyas› haz›rlay›n, ne
yapmak istedi¤inizi neden bu projenin yap›lmas› gerek-
ti¤ini, projeden kimlerin yararlanaca¤›n› yaz›n. Günefl
saati yap›m› için gerekli malzemeleri belirleyin, nereler-
de sat›ld›¤›n› ve fiyatlar›n› ö¤renin. Önce okul idaresiyle Günefl saati için kuzey-güney yönünde 4 metre, do¤u-
bu bilgileri paylafl›n. Baz› malzemeler okulda olabilir, sa- bat› yönünde 6 metre çap›nda bir elips çizilmeli (elipsin
t›n al›nacak olanlar için destek olacaklar m›? Sonra Okul odak noktalar› hesaplanacak). Günefl saati simetriktir,
Aile Birli¤i’ne projenizi anlat›n ve destek isteyin. yani koordinatlar› bulunan bir saat noktas›ndan elipsin
merkezinden geçecek flekilde bir çizgi çizilirse, di¤er bir
Pilot Çal›flmalar saatin koordinatlar› ve aç›s› bulunur. Saatlerin yaz saat
uygulamas›na göre yaz›lmas› daha uygun olur, çünkü
yaz›n güneflli geçen günlerin say›s› daha fazlad›r. K›fl›n
günefl saati kullan›ld›¤›ndaysa günefl saatinden bir saat
ç›kar›larak standart zaman bulunur.

Günefl Saatinin Kullan›l›fl›


Gölge

Gerekli Malzemeler
Pusula/ip/a¤›rl›k (tafl olabilir)/su dolu kova/tebeflir/tafl›- Günefl saatinde gölgenin elipsle bulufltu¤u nokta zama-
nabilir ters L direk (boyu 1,5-2 metre, flekile bak›n›z)/ n› gösterir. Dikey cisim ( çubuk ya da insan ) kuzey – gü-
proje gözlem defteri/dijital saat ney do¤rultusunda bulunan zaman çizgisi üzerindeki o
günkü tarih üzerinde durmal›d›r.
Kuzey-Güney Do¤rultusunun Belirlenmesi
?
Okul bahçesinde günefl saati yap›lacak alan› belirleyin
?
? ?
(zemin beton olsun, eni 5 ve boyu 7 metrelik aç›k ve gü-
neflli bir alan gerekecek). Güneflin tam tepede oldu¤u
zamana ö¤le vakti denir. Ö¤le vakti gün ortas›d›r ve sa-
at 12:00 olarak kabul edilir (yerel saat). Güneflli bir gün-
?Neleri Ö¤renmeniz Gerekecek?..
de ö¤le vakti (standart saat karfl›l›¤›n› gazetelerden ya Co¤rafi konum ne demektir? Ülkemiz hangi enlem (paralel) ve
da ‹nternet’ten bulabilirsiniz) pusula kullanarak Kuzey- boylamlar (meridyen) aras›ndad›r? Bafllang›ç meridyeni nerede-
dir? Ulusal saat (ortak saat) ve yerel saat ne demektir? Mevsimler
güney yönlerini belirleyin. ‹pin ucuna a¤›rl›¤› ba¤lay›n
nas›l oluflur? Her y›l, 21 Haziran, 23 Eylül, 21 Aral›k, 21 Mart ta-
ve dire¤e as›n. A¤›rl›¤›, su dolu kovan›n içine koyun
rihlerinde ne olur? Analemma ne demektir?
(rüzgârda sallanarak yön de¤ifltirmesin). ‹pin gölgesini
tebeflir ile çizin. Bu hat kuzey-güney yönünü gösterir.
Bu ifllemi en az 3 kere tekrarlay›n. Proje gözlem defteri- Bu Köfle Sizin
ne yapt›klar›n›z› yaz›n, gün, ay ve dijital saatte okudu¤u- Bu say›daki ve geçmifl say›lardaki projeleri (pdf formunu
www.biltek.tubitak.gov.tr/tekno_tezgah adresinden edi-
nuz saati kaydetin. Bundan sonraki aflamalar› ö¤ret- nebilirsiniz) siz de yapabilirsiniz. Yapt›¤›n›z projeleri bizimle
menleriniz eflli¤inde yapman›z gerekiyor. Nuri Korganc› paylaflman›z› bekliyoruz.
hacererar@yahoo.com
ve ö¤rencileri, günefl saati çizimi ve verilerini hesaplar-
ken 2 bilgisayar program› kullanm›fllar ( Shadows 2.2.5
Hacer Erar
ve Software SONNE.EXE, vers. 2.20 Helmut Sondereg-
Kaynaklar
ger). Ö¤retmenleriniz yaz›n›n sonunda Kaynaklar’da ve- Proje Yapabilsem (Gençler ‹çin Proje Yönetimi), Müjgan Çetin, Optimist Yay›n Da¤›t›m, 2007.
http://www.jgiesen.de/hsd/hsd300.html
rilen web sayfalar›ndan da yararlanabilirler. http://www.illustratingshadows.com/
http://www.mysundial.ca/tsp/tsp_index.html
http://plus.maths.org/issue11/features/sundials/
Ocak 2008 107http://sundial.5u.com/
B‹L‹M ve TEKN‹K
takimYildiz 1/23/08 7:57 PM Page 1

                   

Gökyüzü Haritalar›
ve Tak›my›ld›zlar
Bir amatör gökbilimcinin gereksinim duydu¤u en önemli gereç bir y›ld›z
haritas›d›r. Bu biraz, bilmedi¤imiz bir yere giderken karayollar› harita-
s›ndan yararlanmaya benzer. Gökyüzünde bir gökcismini bulmak için
de bir y›ld›z haritas›na gereksinim duyar›z.
Derginizin içinden ç›kan “Gök Atlas›”yla gökyüzünde
kaybolmayaca¤›n›z, güvenli bir yolculu¤a ç›kabilirsi-
niz. “Düzlemküre” (planisfer) de denen bu tip harita-
lar, basit olmakla birlikte çok kullan›fll›d›r. Çünkü y›l›n
yaln›zca bir an›ndaki de¤il, küçük bir ayarlamayla iste-
di¤iniz andaki görüntüsünü verir. (Bunu nas›l yapaca-
¤›n›z atlas›n arka yüzünde anlat›l›yor.) Bu özelliklerin-
den dolay›, gökyüzü gözlemcili¤ine yeni bafllayanla-
r›n yan› s›ra, deneyimli gözlemciler de gözlem yapma-
ya giderken yanlar›na bu tip haritalar al›rlar.

Böyle bir haritay› kullanabilmek için, gözlem zaman›n›


seçtikten sonra yönleri saptamak gerekir. Bunun için,
genellikle Kutupy›ld›z›’ndan yararlan›l›r. Ancak pek be-
lirgin bir y›ld›z olmad›¤› için, onu bulabilmek için de
bazen yard›m gerekir. Büyük Ay› burada yard›ma ye-
tiflir. Kepçenin kenar›ndaki iki y›ld›zdan kepçenin içi-
nin gösterdi¤i yöne bir do¤ru çizerseniz, bu sizi Ku-
tupy›ld›z›’na götürür. Kuzeyi bulmak için baflka yön- Baz› k›fl tak›my›ld›zlar›
temlerden de yararlanabilirsiniz. Örne¤in, bir pusula
size yönleri gerçe¤ine çok yak›n flekilde gösterir. onlar› birlefltiren çizgiler görürüz. Noktalar y›ld›zlar›,
çizgilerle birlefltirilmifl flekillerse, tak›my›ld›zlar› gösterir.
Kuzeyi bulduktan sonra, haritada iflaretli yönleri, ger- Asl›nda tak›my›ld›zlar› oluflturan flekiller gerçek birer
çek yönlerle çak›flt›rmak gerekir. Bunu yapabilmenin gökcismi de¤il, tamamen hayal ürünüdür. Eskiden
tek yolunun, haritay› bafl›n›z›n üzerinde ters çevirmek yaflam›fl insanlar, gökyüzündeki y›ld›zlardan oluflan
oldu¤unu göreceksiniz. Haritadaki yönlerle, gerçek desenleri çeflitli varl›klara benzettiklerinde, daha sonra
yönler, ancak bu flekilde birbiriyle çak›fl›r. Çünkü bu bunlar› hat›rlaman›n ve gökyüzünde bulman›n daha
harita yer haritas› de¤il, gökyüzü haritas›d›r! Haritan›n kolay oldu¤unu keflfetmifller. Günümüzde de tak›m-
kenarlar› ufku, tam ortas›ysa baflucu noktas›n› göste- y›ld›z flekillerinden bu amaçla yararlan›yoruz.
rir. Baflucu, bafl›m›z› kald›rd›¤›n›zda tam tepede gör-
dü¤ünüz yerdir. Zamanla, haritay› ters çevirmeden Elbette, iflin e¤lenceli yönünü de unutmamak gerek.
de kullanabilece¤inizi göreceksiniz. Birçok tak›my›ld›z›n mitolojiden gelen ilginç öyküsü
var. Üstelik bu öyküler kültürlere göre de¤ifliklik gös-
Bir gökyüzü haritas›na bakt›¤›m›zda, çeflitli büyüklük- teriyor. Günümüzde kullan›lan tak›my›ld›z adlar› ço-
lerde noktalar (küçük daireler demek daha do¤ru) ve ¤unlukla Yunan Mitolojisi’nden geliyor. Bugünkü

B‹L‹M ve TEKN‹K 108 fiubat 2008


takimYildiz 1/23/08 7:57 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

gökyüzü atlaslar› çeflitli biçimlerde ve büyüklükte 88 d›z, gerçek bir y›ld›z kümesi de¤ildir. Tak›my›ld›zlar,
tak›my›ld›z içeriyor. Her tak›my›ld›z›n çevresindeki gerçekte birbiriyle iliflkisi olmayan, birbirine çok uzak
belli bir alanda bulunan gökcisimleri, o tak›my›ld›z›n y›ld›zlardan oluflur. E¤er, gökyüzüne Dünya’dan de-
içinde kabul ediliyor. Yani, gökyüzü 88 bölgeye ay- ¤il de Samanyolu’nun içinde herhangi bir baflka yer-
r›lm›fl durumda. den baksayd›k, gördü¤ümüz manzara çok farkl› olur-
du. Tak›my›ld›zlar, görünür parlakl›klar› birbirine yak›n
Tak›my›ld›zlar›n hepsini ayn› anda gökyüzünde göre- olan y›ld›zlardan oluflur. Bu y›ld›zlar yaln›zca bizim ba-
meyiz. Çünkü gökyüzünün ancak yar›s› ufkun üzerin- k›fl do¤rultumuza göre birbirlerine yak›n görünürler.
dedir. Gökyüzünün hangi bölümünü gördü¤ümüz,
zamana ba¤l›d›r. Gece saat ilerledikçe bat›daki tak›my›l- Bir tak›my›ld›z›n ötekilere göre konumunu bilirseniz,
d›zlar batar, do¤udan baflkalar› do¤ar. Yine mevsime onu gökyüzünde bulman›z çok daha kolay olur. Gök-
ba¤l› olarak baz› tak›my›ld›zlar ufkun alt›nda kal›rlar. yüzünü tan›maya, öncelikle en kolay bulunabilecek ta-
Gök Atlas›’n› kullanarak bunu canland›rabilirsiniz. Hari- k›my›ld›zlardan bafllay›n. Büyük Ay›, bafllang›ç için iyi bir

Baz› yaz ve sonbahar tak›my›ld›zlar›

tay› çevirdi¤inizde, ço¤u tak›my›ld›z›n günün sadece hedef; çünkü bir kepçeye benzeyen biçimiyle ve ben-
belli bölümünde gökyüzünde oldu¤unu görebilirsiniz. zer parlakl›ktaki y›ld›zlar›yla dikkat çeker. Y›l boyunca
Ancak, baz› tak›my›ld›zlar var ki, onlar› her zaman göre- gökyüzünde yer alan Büyük Ay›’y› gökyüzünde bulmak
biliriz. Bunlar da Kutupy›ld›z›’n›n yak›ndaki tak›my›ld›z- için kuzeye do¤ru bakman›z yeterli. Büyük Ay›’y› bul-
lard›r. Bunlar hiçbir zaman ufkun alt›nda kalmaz. Yine, duktan sonra, ilk ifliniz Kutupy›ld›z›’n› bulmak olabilir.
Gök Atlas›’ndan yararlanarak bunu canland›rabilirsiniz.
Konumlar› de¤iflken oldu¤undan, Günefl Sistemi'nin
Gökyüzünü dev bir küre varsayabiliriz. E¤er Dünya’n›n üyeleri (Günefl, gezegenler ve uydular›, Ay, kuyruklu-
ekvatorunu geniflletirsek, gök ekvatoruyla çak›flt›¤›n› gö- y›ld›zlar ve asteroitler) bu tip gök atlaslar›nda iflaretle-
rürüz. Yine, Dünya’n›n dönme eksenini kuzeye do¤ru nemez. Bu gökcisimleri, ancak belirli bir tarihte ve sa-
uzat›rsak, bu bizi Kutupy›ld›z›’na götürür. Kutupy›ld›z›, atteki gökyüzünü gösteren haritalarda yer alabilir. Bu-
gezegenimizin dönme ekseni do¤rultusunda oldu¤un- nun için derginizin “Gökyüzü” köflesindeki haritalar-
dan, her fley onun çevresinde dönüyor gibi görünür. dan ve bilgilerden yararlanabilirsiniz.
Pek ço¤umuzun düflündü¤ünün tersine, bir tak›my›l-
Alp Ako¤lu

fiubat 2008 109 B‹L‹M ve TEKN‹K


testt 1/23/08 8:00 PM Page 1

?                

 Y›ld›z Tak›m›

? ?
? ?
?

?
? ? ?
? ? ? ? ?
? ? ?
1) Afla¤›dakilerden hangisi Anadolu'da yaflam›fl bir 9) Afla¤›da ad› geçen çöllerden en büyük olan›
uygarl›kt›r? hangisidir?
a) Fenikeliler b) Asurlular c) Frigler d) Babilliler a) Sahra b) Taklamakan
c) Gobi d) Kalahari
2) Ay’›n Günefl’le Dünya aras›na girmesiyle oluflan
gök olay›na ne ad verilir? 10) DNA’n›n ikili sarmal yap›s›n› bulan bilim
a) Ay tutulmas› b) Günefl tutulmas›
adamlar› kimlerdir?
c) Y›ld›z ya¤muru d) Ekinoks
a) Pierre Curie- Marie Curie
b) Albert Einstein – Kurt Gödel
3) Afla¤›dakilerden hangisi Thomas Edison’un
c) Richard Feyman – Niels Bohr
bulufllar›ndan biri de¤ildir?
d) James Watson – Francis Crick
a) Elektrik ampulü b) Fonograf
c) Diktafon d) Radyo
11) Hangisi bir renk de¤ildir?
4) Afla¤›dakilerden hangisi tarih öncesi dönemde a) Haki b) Apron c) Turkuaz d) Taba
Anadolu’da yaflamam›flt›r?
a) Gergedan b) Dinozor c) Kaplan d) Mastadon 12) Kurba¤a yavrular›na ne ad verilir?
a) ‹ribafl b) Kocabafl
5) Saatin üzerinde dakikalar› gösteren kola ne ad c) Bafl›bofl d) Kurba¤ac›k
verilir?
a) Akrep b) Kurma kolu 13) Müzikte notalar›n yaz›ld›¤› birbirine paralel befl
c) Yelkovan d) Saatbafl› çizgiye ne ad verilir?
a) Portre b) Forte c) Porte d) Porto
6) Afla¤›daki göllerden hangisi Göller Bölgesi’nde
yer almaz?
14) Afla¤›dakilerden hangisi iletken de¤ildir?
a) Eymir Gölü b) E¤ridir Gölü
a) Cam b) Bak›r c) Alt›n d) Gümüfl
c) Eber Gölü d) Beyflehir Gölü

15) At yar›fllar›n›n yap›ld›¤› yere ne ad verilir?


7) Afla¤›daki biliminsanlar›ndan hangisi kaz›bilimci
a) Ah›r b) Velodrom
(arkeolog) de¤ildir?
a) Ekrem Akurgal b) Nimet Özgüç c) Stadyum d) Hipodrom
c) Muhibbe Darga d) Sait Akp›nar
16) Ressamlar›n çal›fl›rken tuvali üzerine
8) Ünlü “Düflünen Adam” heykelini kim yapm›flt›r? yerlefltirdikleri sehpaya ne ad verilir?
a) Leonardo da Vinci b) Rafaello Santi a) fiövalye b) fiövale
c) Auguste Rodin d) Rene Descartes c) Kavalye d) Sandalye
Yan›tlar: 1) c, 2) b, 3) d, 4) b, 5) c, 6) a, 7) d, 8) c, 9) a, 10) d, 11) b, 12) a, 13) c, 14) a, 15) d, 16) b.

Gökhan Tok

B‹L‹M ve TEKN‹K 110 fiubat 2008


sozcuk 1/24/08 2:55 PM Page 1

               

 Y›ld›z Tak›m›

Sözcük
Da¤arc›¤› fiarj sözcü¤ü dilimize Frans›zca’dan geçmifl. Yaln›z-
ca bizim dilimizde de¤il ‹ngilizce gibi baflka bat› dil-
lerinde de ayn› süreçten geçmifl sözcükler var. Söz-
cü¤ün kökeni yük anlam›na “charge”. ‹ngilizce ko-
nuflan ülkeler bu sözcü¤ü “çarc” diye telaffuz eder-
ken biz Frans›zca orijinaline sad›k kal›p flarj diye al-
m›fl›z. Bir fleye yükleme yapmaya yarayan aletlere
de flarjör ad›n›n verilmesi de benzer nedenlerden.
Sözcü¤ün yük anlam›na gelen ilk biçimi zamanla
elektrik yükü için de kullan›l›r olmufl. Elektrikli aletle-
rimize yükleme yapmam›z› sa¤layan aletlere flarj
aleti dememizin nedeni de bu. Ne var ki son y›llar-
da, belki cep telefonu, müzik çalar gibi elektrikle ça-
l›flan aletlerin yayg›nlaflmas›yla dilimizde bu sözcü-
¤ün belirgin bir biçimde farkl› söylenifli görülür ol-
du. Birçok kifli sözcü¤ü flarj yerine flarz olarak söylü-
yor. Bunun en önemli nedeni Türkçede sonu “rj” ile
biten sözcüklerin olmay›fl› diyebiliriz. Dil yaflayan bir
olgu. Zamanla bu yanl›fl kullan›m›n yayg›nlaflarak
asl›n›n yerini ald›¤›n› görürsek flafl›rmayal›m! ■

Burgaz
Türkiye’de ad›n›n içinde “Burgaz” sözcü- K›sa k›sa...
¤ü geçen pek çok yer var. Lüleburgaz, Kemer-
burgaz, Karaburgaz ya da Burgaz Adas› bunlardan bir- Karanfil: Sözcü¤ün kökeni Sanskritçe kern-
kaç›. Bütün bu Burgazlar›n kökeninde yer alan sözcük pehûl. Anlam›ysa kula¤a tak›lan çiçek. Bura-
dan Farçaya kernful, karanfül olarak geçmifl.
Rumca Pyrgos sözcü¤ü. Burç, hisar, kale gibi anlamlara gelen
Biz de karanfil olarak kullanm›fl›z.
bu sözcük zamanla Türk a¤z›na uydurulmufl ve Burgaz’a dönüfl-
müfl. Eski ça¤larda kentler, kalelerin güvenli duvarlar› aras›na ku-
rulur, bir düflman sald›r›s› olas›l›¤›nda hemen savunma durumu-
Rand›man: Frans›zca verim anlam›na ge-
na geçilirdi. Bu nedenle kentlerin kökeninde Burgazlar›n ol-
len rendement sözcü¤ünün dilimize geçmifl
mas› do¤al. Ayn› sözcük Almancada da var. Kale anlam›na hali.
gelen “Burg” sözcü¤üyle biten birçok kent ad›n› kolay-
l›kla hat›rlayabiliriz. Hamburg, Augsburg, Salz- fiirket: Sözcü¤ün kökeninde Arapça “flirk”
burg, Brandenburg bunlardan baz›lar›. sözü var, anlam›ysa ortak, ortakl›k. ‹flte kuru-
lan ortakl›k anlam›yla bugünkü Türkçemizde
kullan›yoruz.

Gökhan Tok
fiubat 2008 111 B‹L‹M ve TEKN‹K
siz 1/23/08 8:21 PM Page 1

                   

Bize
Gönderdikleriniz...
Teknoloji ve Tasar›m dersinde haz›rlan›p bize gönderilen çal›flmalar› dergi-
mizde ve web sitemizde yay›mlamay› sürdürüyoruz. E¤er sizler de çal›flmala-
r›n›z› bizlerle ve okurlar›m›zla paylaflmak isterseniz yildiztakimi@tubitak.gov.tr
adresinden bizlere ulafl›n.

‹flte, Bize Gelen Çal›flmalardan Seçtiklerimiz:

Hakkari Merkez
Cumhuriyet ‹.Ö.O.
6E s›n›f›ndan
Azad Yi¤it

Yozgat/Sorgun Osman Çavufl


‹.Ö.O 7B s›n›f›ndan
Leyla Hatipo¤lu

B‹L‹M ve TEKN‹K 112 fiubat 2008


siz 1/23/08 8:21 PM Page 2

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Kahramanmarafl
Mehmet Akif Ersoy ‹.Ö.O
7C s›n›f›ndan
M.Ali ÇINAR

Adana Seyhan Özel Akhisar ‹.Ö.O.


Recep Birsin Özen ‹.Ö.O 6A s›n›f›ndan
fieyma Avc›o¤lu Halil Can SIRMAY

Sinop Merkez
Cumhuriyet ‹.Ö.O
7D s›n›f›ndan
Murat Aksoy

fiubat 2008 113 B‹L‹M ve TEKN‹K


siz 1/23/08 8:22 PM Page 3

                   

Antalya Serik
Tekeli ‹.Ö.O.
7B s›n›f›ndan
Necmiye BA⁄IfiLAYAN

Trabzon
Cudibey ‹.Ö.O.
Kerem Kongur

Kastamonu
Candaro¤ullar› ‹.Ö.O.
Hayallerim çizgide sakl›
6B grup çal›flmas›
grup ad›: Dakikler

Mardin Ac›rl›
Fatih ‹.Ö.O.
8A s›n›f›ndan
fiükran Da¤

B‹L‹M ve TEKN‹K 114 fiubat 2008


siz 1/23/08 8:22 PM Page 4

                 

 Y›ld›z Tak›m›

Bolu
Koç ‹.Ö.O.
6C s›n›f›ndan
Hafize Özer

Çanakkale
Merkez ‹.Ö.O.
6A s›n›f›ndan
Büflra Özkan

Fethiye Merkez
Atatürk ‹.Ö.O
7C s›n›f›ndan
Elif Hilal Çopur

Düzelti:
Geçen say›m›zda çal›flmas›n› yay›mlad›¤›m›z Ceren Gazio¤lu’nun okul ad› yaln›fl yaz›lm›flt›r.
Do¤rusu, Ceren Gazio¤lu 7A s›n›f› Edirne fiehit Üste¤men Efkan Y›ld›r›m ‹.Ö.O. olacakt›r. Düzeltir, özür dileriz.

fiubat 2008 115 B‹L‹M ve TEKN‹K


ctr 1/23/08 7:04 PM Page 1

             

 Y›ld›z Tak›m›

+alt+
ctrl+ +del
Oyuna Gücünüz
Yetiyor mu Bakal›m?
PC’lerde oyun oynamak oldukça keyifli.
Buglabs’›n bu yeni ayg›t›-
n›n hangi özelliklere sahip
Ancak oyunlardaki gerçeklik hissi o kadar
olaca¤›n›, t›pk› Lego gibi h›zl› gelifliyor ki, bilgisayar›n›z ne kadar
söküp takarak kendiniz be- güçlü olursa olsun k›sa bir süre sonra yeni
lirleyebiliyorsunuz.
ç›kan oyunlar›n donan›m isteklerini karfl›la-
yamaz duruma geliyor. Peki ald›¤›n›z bir
oyunu, bilgisayar›n›zda keyifle oynay›p oy-
nayamayaca¤›n›zdan nas›l emin olacaks›-
Bugün Tafl›nabilir Ayg›t›mla n›z? Çözüm http://www.systemrequire-
mentslab.com/referrer/srtest ‹nternet site-
Ne Yapsam?
sinde. Bu site bilgisayar›n›zdaki donan›mla-
Son zamanlarda ister cep telefonu ister kiflisel medya oynat›c› ol-
r› terfi ettiremiyor, ama seçti¤iniz oyunu bil-
sun, firmalar ürettikleri tafl›nabilir ayg›tlara ne bulurlarsa t›k›flt›r-
gisayar›n›zda keyifle oynay›p oynayamaya-
maktan geri durmuyorlar. Bu ayg›tlar›n bir ço¤u hem müzik çal›-
yor, hem video oynat›yor, hem resim çekiyor, hem ‹nternet’e ca¤›n› söyleyebiliyor. Bunun için listeden
ba¤lan›yor. Peki diyelim ki, bunlardan baz›lar›na ihtiyac›n›z olma- oynamak istedi¤iniz oyunu seçip, “Can yo-
d›¤›n› düflünüyorsunuz, ya da ayg›t›n›zda olmayan bir özelli¤i u run it?” (çal›flt›rabilir misin?) etiketli dü¤-
sonradan eklemek istiyorsunuz. Bu durumda ne yapacaks›n›z? meye basman›z yeterli. Bu ifllemin sonras›n-
Ya kulland›¤›n›z özelliklerin hat›r›na kullanmad›¤›n›z özelliklere de da ‹nternet taray›c›n›z üzerinden küçük bir
para vereceksiniz ya da ayg›t›n›z› elden ç›kar›p yenisini alacaks›n›z. Java yaz›l›m›n› çal›flt›ran site, bilgisayar›n›z›n
donan›m profilini analiz ederek seçti¤iniz
‹flte Buglabs firmas›, ortaya koydu¤u yeni nesil tafl›nabilir ayg›tla
oyunu oynay›p oynayamayaca¤›n›z› size
bu soruna gayet mant›kl› bir çözüm getirmifl. Buglabs’›n çözümü
söylüyor. Üstelik bununla da kalmay›p,
flu: Önce ayg›t›n temel ünitesinden bir tane sat›n alarak ifle bafll›-
oyunu ne kadar ak›c› oynayabilece¤inizi de
yorsunuz. Bu temel ünite, üzerinde Linux ile çal›flan bir bilgisayar
ve ba¤lant› yollar› içeriyor. Daha sonra kullan›m amac›n›za uy- grafiklerle gösteriyor.
gun ek üniteler sat›n alarak taban ünitesine ba¤l›yorsunuz. Bu ek Sat›n alaca¤›n›z oyunu bilgisayar›n›zda
üniteler aras›nda dokunmatik ekran, GPS (küresel konumland›r- oynay›p oynayamayaca¤›n›z› görmek için bu
ma) al›c›s›, hareket alg›lay›c›s› ve foto¤raf makinesi gibi fifllevler siteyi ziyaret edebilirsiniz.

bulunuyor. Böylece ayg›t, ba¤lad›¤›n›z ek ünitenin özelliklerine


kavufluyor. T›pk› Lego ile oynar gibi. Örne¤in, size o gün foto¤-
raf makinesi mi gerekli? Foto¤raf aparat›n› ba¤l›yorsunuz ayg›ta,
hop ayg›t foto¤raf makinesine dönüflüyor. GPS al›c›s›n› ba¤l›yor-
sunuz, ayg›t size yolunuzu tarif ediyor. ‹kisini birden ba¤l›yorsu-
nuz, çekti¤iniz foto¤raflara konum etiketi de ekleyebilen bir ayg›t›-
n›z oluyor. Üstelik sistemin tüm yaz›l›m sistemi ve ek ünite altyap›-
s› da aç›k kaynak lisans›na sahip. Yani ilgilenen herkesin, bu ayg›t
üzerinde amac›na uygun ek ünite ya da yaz›l›m gelifltirme flans›
var. Önümüzdeki aylarda sat›fl›na bafllanacak bu ilginç ürün hak-
k›nda daha fazla bilgi için http://www.buglabs.net adresini ziya-
ret edebilirsiniz ■ Levent Daflk›ran
leventdaskiran@yahoo.com

B‹L‹M ve TEKN‹K 116 fiubat 2008


BTDabone 1/24/08 3:10 PM Page 1

A B O N E F O R M U
ONLINE ABONEL‹K ADI : ................................

SOYADI : ................................
WEB SAYFAMIZI TIKLAYINIZ...
www.biltek.tubitak.gov.tr ADRES‹ : ................................

Atatürk Bulvar› No: 221 ................................

alo abone Kavakl›dere 06100 Ankara


Tel : (312) 467 32 46
Faks : (312) 427 13 36
12 SAYI
‹LÇE / ‹L : ................................

POSTA KODU : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

0 (312) 467 32 46 35 YTL


YURTDIfiINDAN ABONE
OLMAK ‹Ç‹N 50 $*
Ziraat Bankas› Tunal›hilmi fiubesi
TELEFON

FAKS
: ................................

: ................................
6360428-5002 no'lu USD hesab›
telefonla kredi kart› numaran›z› (ve son kullan›m Ziraat Bankas› Tunal›hilmi fiubesi
6360428-5003 no'lu EURO hesab› E-POSTA : ................................
tarihini) bildirerek de abone olabilirsiniz ABONEL‹⁄‹M‹ B‹TT‹⁄‹ AYDAN ‹T‹BAREN YEN‹LEMEK ‹ST‹YORUM. ABONE NO:............................

09:00 - 12:00 ve 13:30 - 18:00 ....................AYINDAN ‹T‹BAREN YEN‹ ABONE OLMAK ‹ST‹YORUM. TAR‹H :.... / ...../ ....... ‹MZA:................

mesai saatleri aras›nda arayabilirsiniz POSTA ÇEK‹ ‹LE :Bilim ve Teknik Dergisi 101621 No’lu hesab›n›za yat›rd›m.
Z‹RAAT BANKASI :Güvenevler fiubesi 8786897-5001 No’lu hesab›n›za yat›rd›m.

1. say›dan 483. say›ya kadar ......................................


VISA-MASTERCARD
Tutar›, Kredi Kart› Hesab›mdan Al›n›z.

Bilim ve Teknik dergilerini EUROCARD : KART NO

arama kolayl›¤›yla SON KUL. TAR‹H‹ ......... / ........


*1. Grup (Türk Cumhuriyetleri, Avrupa, Ortado¤u, Yak›n Asya): 50 USD.
‹nternet ortam›nda abonelerimize ✃
2. Grup (Uzak Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika) 60 USD.
3. Grup (Avustralya ve Okyanusya): 80 USD.

sunuyoruz
A B O N E F O R M U

Elektronik ADI : ................................

SOYADI : ................................
dergi ADRES‹ : ................................
Atatürk Bulvar› No: 221
Kavakl›dere
................................
bir t›k 06100 Ankara
Tel : (312) 467 32 46 ‹LÇE / ‹L : ................................

yak›n›n›zda Faks : (312) 427 13 36


12 SAYI
POSTA KODU : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
30 YTL
YURTDIfiINDAN ABONE TELEFON : ................................
OLMAK ‹Ç‹N 50 $*
Ziraat Bankas› Tunal›hilmi fiubesi
FAKS : ................................
okul ve kurum 6360428-5002 no'lu USD hesab›
Ziraat Bankas› Tunal›hilmi fiubesi
6360428-5003 no'lu EURO hesab› E-POSTA : ................................

aboneliklerinde ABONEL‹⁄‹M‹ B‹TT‹⁄‹ AYDAN ‹T‹BAREN YEN‹LEMEK ‹ST‹YORUM. ABONE NO:............................


....................AYINDAN ‹T‹BAREN YEN‹ ABONE OLMAK ‹ST‹YORUM. TAR‹H :.... / ...../ ....... ‹MZA:................

POSTA ÇEK‹ ‹LE :Bilim ve Teknik Dergisi 101621 No’lu hesab›n›za yat›rd›m.

kapak fiyat› üzerinden Z‹RAAT BANKASI


......................................
:Güvenevler fiubesi
Tutar›, Kredi Kart› Hesab›mdan Al›n›z.
8786897-5001 No’lu hesab›n›za yat›rd›m.

10 adet abonelik ve üzeri için %25 VISA-MASTERCARD


EUROCARD : KART NO

25 adet abonelik ve üzeri için %30 SON KUL. TAR‹H‹ ......... / ........
*1. Grup (Türk Cumhuriyetleri, Avrupa, Ortado¤u, Yak›n Asya): 40 USD.

2. Grup (Uzak Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika) 50 USD.

indirim!
3. Grup (Avustralya ve Okyanusya): 70 USD.

A B O N E F O R M U
ADI : ................................
TOPLU ABONEL‹KLERDE
SOYADI : ................................
TEK ADRES
Atatürk Bulvar› No: 221 ADRES‹ : ................................
KULLANILACAKTIR DERG‹LER‹N TAMAMI
Kavakl›dere
................................
HER AY BEL‹RT‹LEN ADRESE GÖNDER‹LECEKT‹R 06100 Ankara
Tel : (312) 467 32 46 ‹LÇE / ‹L : ................................
Faks : (312) 427 13 36
B ‹ L ‹ M v e T E K N ‹ K D E R G ‹ S ‹ E S K ‹ S A Y I L A R
POSTA KODU : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
12 SAYI
2005 y›l› tek kutu 2 YTL ❏ 2006 y›l› tek kutu 2 YTL ❏ 2007 y›l› tek kutu 2 YTL ❏ 30 YTL
YURTDIfiINDAN ABONE TELEFON : ................................
‹ndeksler: 2003, 2004, 2005, 2006 2007 (tanesi) 1,5 YTL ❏ OLMAK ‹Ç‹N 50 $*
Ziraat Bankas› Tunal›hilmi fiubesi
6360428-5002 no'lu USD hesab›
FAKS : ................................
2007 bir say› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .3,5 YTL
Ziraat Bankas› Tunal›hilmi fiubesi
6360428-5003 no'lu EURO hesab› E-POSTA : ................................
❏470 ❏471 ❏472 ❏473 ❏474 ❏475 ❏476 ❏477 ❏478 ❏479 ❏480 ❏481
....................AYINDAN ‹T‹BAREN YEN‹ ABONE OLMAK ‹ST‹YORUM. TAR‹H :.... / ...../ ....... ‹MZA:................
2008 bir say› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .3,5 YTL
POSTA ÇEK‹ ‹LE :Bilim ve Teknik Dergisi 101621 No’lu hesab›n›za yat›rd›m.
❏482 Z‹RAAT BANKASI :Güvenevler fiubesi 8786897-5001 No’lu hesab›n›za yat›rd›m.
...................................... Tutar›, Kredi Kart› Hesab›mdan Al›n›z.
Posta ücreti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 YTL ......................................................................❏
Ödemelerinizi abone formundaki hesap numaralar›ndan birine VISA-MASTERCARD
ödeyip dekontun bir suretini 0 (312) 427 13 36 nolu faksa ulaflt›r›n›z. EUROCARD : KART NO

ÜCRET‹ YATIRDIKTAN SONRA, SON KUL. TAR‹H‹ ......... / ........


*1. Grup (Türk Cumhuriyetleri, Avrupa, Ortado¤u, Yak›n Asya): 40 USD.
FORMU ÖDEME DEKONTUYLA B‹RL‹KTE MUTLAKA 2. Grup (Uzak Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika) 50 USD.
3. Grup (Avustralya ve Okyanusya): 70 USD.

POSTA, FAKS YA DA E-POSTA ‹LE ADRES‹M‹ZE


Abone formu ve ödeme dekontu faksland›ktan hemen sonra teyit için
ULAfiTIRINIZ. lütfen (312) 467 32 46 nolu telefonu aray›n›z.
POPÜLER B‹L‹M K‹TAPLARI ‹STEK FORMU

096 Bir Say› Tut Malcolm E. Lines .............................. 11. Bas›m 4 YTL J
YET‹fiK‹N K‹TAPLI⁄I
099 K›r›lgan Nesneler P. G. de Gennes - J. Badoz .................. 6. Bas›m 5 YTL J
100 Hayvanlar›n Sessiz Dünyas› M. S. Dawkins ................... 13. Bas›m 5 YTL J
001 Hayat›n Kökleri Mahlon B. Hoagland ........................ Bask›da
100 Hayvanlar›n Sessiz Dünyas› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
125 Hayat›n Kökleri (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
112 Anadolu Manzaralar› Hikmet Birand ....................... Bask›da
002 ‹kili Sarmal James D. Watson .............................. Tükendi
113 Anadolu Manzaralar› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
003 Bir Matematikçinin Savunmas› G. H. Hardy ................. 22. Bas›m 3,5 YTL J
113 Bilim ‹fl Bafl›nda John Lenihan ............................. Bask›da
004 Modern Bilimin Oluflumu Richard S. Westfall ................. Bask›da
113 Bilim ‹fl Bafl›nda (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
005 Genç Bilimadam›na Ö¤ütler P. B. Medawar ................ 24. Bas›m 3,5 YTL J
115 Us Nerede? (Kral›n Yeni Usu III) Roger Penrose ............... Tükendi
006 Üniversite (Bir Dekan Anlat›yor) Henry Rosovsky .............. Bask›da
123 Hesab›n Destan› (R. E. T. VIII) Georges Ifrah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 7 YTL J
007 Rastlant› ve Kaos David Ruelle ........................... 20. Bas›m 5 YTL J
125 Darwin ve Sonras› Stephen Jay Gould ...................... 7. Bas›m 6 YTL J
008 Büyük Bilimsel Deneyler Rom Harré ....................... 16. Bas›m 5 YTL J
125 Darwin ve Sonras› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
009 Bilimin Öncüleri Cemal Y›ld›r›m ............................ Tükendi
126 Bilim Tarihi Yaz›lar› Alexandre Koyré ........................ Bask›da
011 ‹lk Üç Dakika Steven Weinberg ........................... 15. Bas›m 5 YTL J
126 Bilim Tarihi Yaz›lar› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
012 Fizik Yasalar› Üzerine Richard Feynman ..................... 19. Bas›m 4,5 YTL J
128 Maddenin Son Yap›tafllar› Gerard ’t Hooft .................. Tükendi
013 Bir Mühendisin Dünyas› James L. Adams .................... 15. Bas›m 7,5 YTL J
128 Maddenin Son Yap›tafllar› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8. Bas›m 5,5 YTL J
014 Modern Ça¤ Öncesi Fizik J. D. Bernal ..................... Tükendi
137 Galileo’nun Buyru¤u E. B. Bolles .......................... Bask›da
015 Kaos James Gleick ..................................... 13. Bas›m 6,5 YTL J
137 Galileo’nun Buyru¤u (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
017 Sorgulayan Denemeler Bertrand Russell .................... 19. Bas›m 5,5 YTL J
138 Evrenin fiiiri Robert Osserman .............................. 5. Bas›m 6 YTL J
018 Bir Gölgenin Peflinde (Rakamlar›n Evrensel Tarihi I) Georges Ifrah .... Tükendi
138 Evrenin fiiiri (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6. Bas›m 7,5 YTL J
019 Gen Bencildir Richard Dawkins ............................ 9. Bas›m 6 YTL J
139 Do¤an›n Gizli Bahçesi E. O. Wilson ........................ Tükendi
021 Y›ld›zlar›n Zaman› Alan Lightman .......................... 14. Bas›m 3 YTL J
139 Do¤an›n Gizli Bahçesi (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6. Bas›m 6,5 YTL J
022 Gezegenler K›lavuzu Patrick Moore ....................... Bask›da
140 Hitit Ça¤›nda Anadolu Sedat Alp ........................ 5. Bas›m 11 YTL J
023 Çak›l Tafllar›ndan Babil Kulesine (R. E. T. II) Georges Ifrah . . . . . . . 12. Bas›m 4 YTL J
141 Dünyay› De¤ifltiren Befl Denklem M. Guillen ................ 10. Bas›m 7 YTL J
024 Dr. Ecco’nun fiafl›rt›c› Serüvenleri Dennis Shasha ............ 16. Bas›m 4 YTL J
141 Dünyay› De¤ifltiren Befl Denklem (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11. Bas›m 8,5 YTL J
025 Gündelik Bilmeceler P. Ghose - D. Home ................... Bask›da
142 Hayvan Zihni James L. Gould - Carol Grant Gould ............... 3. Bas›m 12 YTL J
026 107 Kimya Öyküsü L. Vlasov - D. Trifonov ..................... 20. Bas›m 4,75 YTL J
142 Hayvan Zihni (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 15 YTL J
028 Akdeniz K›y›lar›nda Hesap (R. E. T. III) Georges Ifrah . . . . . . . . . . . . Tükendi
144 Büyük Çekiflmeler Hal Hellman ........................... 5. Bas›m 5 YTL J
029 Teknolojinin Evrimi George Basalla ......................... Bask›da
144 Büyük Çekiflmeler (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
032 Uzak Do¤u’dan Maya Ülkesine (R. E. T. IV) Georges Ifrah . . . . . . . 10. Bas›m 4,5 YTL J
148 Yirminci Yüzy›lda Paris Jules Verne ........................ Tükendi
033 Modern Araflt›rmac› J. Barzun - H. F. Graff ................... Bask›da
148 Yirminci Yüzy›lda Paris (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 6,5 YTL J
034 Eski Yunan ve Roma’da Mühendislik J. G. Landels ........... 12. Bas›m 4 YTL J
150 Boflluk Bak›fl›m›n Biçimini Al›yor Hubert Reeves ............... Tükendi
035 Al›ç A¤ac› ile Sohbetler Hikmet Birand ..................... Bask›da
157 ‹ki Kültür C. P. Snow .................................... 3. Bas›m 5,5 YTL J
036 Matemati¤in Ayd›nl›k Dünyas› Sinan Sertöz ................. Bask›da
157 ‹ki Kültür (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 7 YTL J
046 Matemati¤in Ayd›nl›k Dünyas› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
158 Sonsuzlu¤un K›y›lar› Adrian Berry .......................... Tükendi
037 Bilimin Arka Yüzü Adrian Berry ............................ 15. Bas›m 5 YTL J
158 Sonsuzlu¤un K›y›lar› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10. Bas›m 7 YTL J
038 Ortaça¤da Endüstri Devrimi Jean Gimpel .................. 6. Bas›m 4 YTL J
160 Porof. Zihni Sinir - Proceler ‹rfan Sayar ..................... Bask›da
039 Ola¤and›fl› Yaflamlar James L. Gould - Carol Grant Gould ........ 11. Bas›m 6 YTL J
161 Atomalt› Parçac›klar Steven Weinberg . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
040 Darwin ve Beagle Serüveni Alan Moorehead ............... 4. Bas›m 12 YTL J
161 Atomalt› Parçac›klar (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6. Bas›m 8,5 YTL J
041 Bulufl Nas›l Yap›l›r? B. E. Shlesinger, Jr. ....................... 15. Bas›m 4,5 YTL J
166 Kör Saatçi Richard Dawkins . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
042 S›f›r›n Gücü (R. E. T. V) Georges Ifrah ........................ Tükendi
166 Kör Saatçi (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
043 fiafl›rtan Varsay›m Francis Crick ........................... 11. Bas›m 6 YTL J
167 Y›ld›zlar›n Alt›nda Michael Rowan-Robinson ................... 3. Bas›m 15 YTL J
044 Sulak Bir Gezegenden Öyküler Sargun A. Tont .............. Tükendi
173 Macellanya Jules Verne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 5,5 YTL J
045 An›lar›m Ernst E. Hirsch .................................. 10. Bas›m 6 YTL J
173 Macellanya (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6. Bas›m 7 YTL J
046 Evrenin K›sa Tarihi Joseph Silk ............................ Tükendi
174 Tüfek, Mikrop ve Çelik Jared Diamond . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
046 Evrenin K›sa Tarihi (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13. Bas›m 18 YTL J
177 Tüfek, Mikrop ve Çelik (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
047 Gökyüzünü Tan›yal›m (2 Kaset+Atlas) M. E. Özel - A. T. Saygaç ..... 15. Bas›m 14 YTL J
175 Bilgisayar Ne Sayar (R. E. T. IX) Georges Ifrah . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
048 Bilim ve ‹ktidar F. Mayor - A. Forti .......................... Bask›da
177 Feynman’›n Kay›p Dersi D. L. Goodstein - J. R. Goodstein . . . . . . . . . Bask›da
049 Matematik Sanat› Jerry P. King ........................... 17. Bas›m 7 YTL J
177 Feynman’›n Kay›p Dersi (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
049 Matematik Sanat› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
179 Hitit Günefli (Ciltli) Sedat Alp . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 10 YTL J
050 Türkiye’nin Tarihi (Ciltli) Seton Lloyd ....................... 21. Bas›m 11 YTL J
180 Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri Necmettin Çepel . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
051 Galileo ve Newton’un Evreni (Ciltli) William Bixby ............ 4. Bas›m 13 YTL J
182 Pi Coflkusu David Blatner . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
052 Bilgisayar ve Zekâ (Kral›n Yeni Usu I) Roger Penrose .......... Tükendi
183 Beynine Bir Kez Hava De¤meye Görsün Dr. F. Vertosick Jr. . . . . . . . Bask›da
053 Göl ‹nsanlar› R. Leakey - R. Lewin ........................... Tükendi
183 Beynine Bir Kez Hava De¤meye Görsün (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
054 Katla ve Uçur Richard Kline .............................. Bask›da
186 ‹nsan Düflüncesinde Yerküre David Oldroyd . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 9 YTL J
056 Bunu Ancak Dr. Ecco Çözer Dennis Shasha ................. 11. Bas›m 7 YTL J
186 ‹nsan Düflüncesinde Yerküre (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 11 YTL J
062 Modern ‹nsan›n Kökeni Roger Lewin ...................... Bask›da
187 Boylam Dava Sobel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 10 YTL J
062 Modern ‹nsan›n Kökeni (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
187 Boylam (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 12,5 YTL J
067 Anadolu Kültür Tarihi (Ciltli) Ekrem Akurgal .................. Bask›da
188 Ekvator Hikâyeleri G. Guadalupi - A. Shugaar . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 7 YTL J
068 Bir Yeflilin Peflinde As›m Zihnio¤lu .......................... Bask›da
188 Ekvator Hikâyeleri (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
072 Hint Uygarl›¤›n›n Say›sal Simgeler Sözlü¤ü (R. E. T. VI) G. Ifrah .... 6. Bas›m 6 YTL J
193 Zekâ Oyunlar› Emrehan Hal›c› ............................. Bask›da
085 Karanl›k Bir Dünyada Bilimin Mum Ifl›¤› Carl Sagan ........... 18. Bas›m 8,5 YTL J
196 Her Yere Uzak Topraklar Ömer Bozkurt . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 11 YTL J
090 ‹slâm Dünyas›nda Hint Rakamlar› (R. E. T. VII) Georges Ifrah . . . . . 6. Bas›m 5 YTL J
201 Meteor Av› Jules Verne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
095 Fizi¤in Gizemi (Kral›n Yeni Usu II) Roger Penrose .............. 11. Bas›m 4,5 YTL J
201 Meteor Av› (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 6 YTL J
202 Yanl›fl Yönde Kuantum S›çramalar C. M. Wynn - A. W. Wiggins . . . Bask›da 194 Isaac Newton Gale E. Christianson . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 4 YTL J
202 Yanl›fl Yönde Kuantum S›çramalar (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 199 Charles Darwin Rebecca Stefoff . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
204 Güzel Sar› Tuna Jules Verne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 5,5 YTL J 226 Albert Einstein Jeremy Bernstein . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 6 YTL J
204 Güzel Sar› Tuna (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 7 YTL J 244 James Watson & Francis Crick Edward Edelson . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 5 YTL J
206 Çevremizdeki Fizik Naci Balkan - Ayfle Erol . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 9 YTL J 260 Thomas Alva Edison Gene Adair ......................... 1. Bas›m 5,5 YTL J
208 Ola¤anüstü Bulufllar Frank Ashall . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
204 Ola¤anüstü Bulufllar (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 8,5 YTL J SORU K‹TAPLI⁄I
216 Bitkisel Hayat Cenk Durmuflkâhya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 8 YTL J
217 Milyarlarca ve Milyarlarca Carl Sagan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 247 Say›lar Teorisinde ‹lginç Olimpiyat Problemleri ve Çözümleri . Tükendi
204 Milyarlarca ve Milyarlarca (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 8,5 YTL J 248 Analiz ve Cebirde ‹lginç Olimpiyat Problemleri ve Çözümleri Tükendi
219 Zekâ Oyunlar› 2 Emrehan Hal›c› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 249 Fizik Olimpiyatlar› Sorular› ve Çözümleri (2 Cilt) . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 13 YTL J
235 Ma¤arabilimi ve Ma¤arac›l›k Caner Ozansoy - Hamdi Mengi . . . . . 1. Bas›m 20 YTL J 250 Sonlu Matematik Olimpiyatlar› Sorular› ve Çözümleri . . . . . . . Tükendi
204 Ma¤arabilimi ve Ma¤arac›l›k (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 25 YTL J 251 Ulusal Antalya Matematik Olimpiyatlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 7 YTL J
237 Atatürk, Bilim ve Üniversite Metin Özata . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 7 YTL J
204 Atatürk, Bilim ve Üniversite (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 9 YTL J ÇOCUK VE GENÇL‹K K‹TAPLI⁄I
238 Bilim Tarihi (Ciltli) Colin A. Ronan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4. Bas›m 18 YTL J 8 YAfi +
239 Yenilik ‹ktisad› (Ciltli) C. Freeman - L. Soete . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 18 YTL J
240 Türkiye’de Botanik Tarihi Araflt›rmalar› (Ciltli) Asuman Baytop . . . 2. Bas›m 20 YTL J 030 Vücudunuz Nas›l Çal›fl›r? J. Hindley - C. King . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
241 Türkiye’de ve Komflu Bölgelerde 031 Dünya ve Uzay S. Mayes - S. Tahta ........................ Bask›da
204 Sismik Etkinlikler (Ciltli) N. N. Ambraseys - C. F. Finkel . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 10 YTL J 055 Bilimsel Deneyler Jane Bingham .......................... Bask›da
242 Bilimsel Makale Nas›l Yaz›l›r, Nas›l Yay›mlan›r? Robert A. Day . . . Tükendi 066 Bir Zamanlar... M. J. McNeil - C. King ........................ 18. Bas›m 5,5 YTL J
243 Merakl› Zihinler John Brockman . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 6 YTL J 073 ‹nternet Philippa Wingate ................................ Tükendi
204 Merakl› Zihinler (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 8 YTL J 075 Ak›l Kutusu S. Rose - A. Lichtenfels .......................... 19. Bas›m 4,5 YTL J
245 Hasan-Âli Yücel ve Türk Ayd›nlanmas› A. M. C. fiengör . . . . . . . . 3. Bas›m 4,5 YTL J 076 Uzay Denen O Yer Helen Sharman ........................ Bask›da
246 Bilim Konuflmalar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 4,5 YTL J 077 Mavi Gezegen Brian Bett ............................... 19. Bas›m 4,5 YTL J
252 Üçlü Sarmal Richard Lewontin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 3,5 YTL J 080 Havada Karada Suda K. Little - A. Thomas .................. Tükendi
204 Üçlü Sarmal (Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2. Bas›m 5 YTL J 081 Çarp›m Tablosu Rebecca Treays .......................... 27. Bas›m 4,5 YTL J
254 Pentapleks Kaplamalar M. Ar›k - M. Sancak . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 13 YTL J 088 Kesirler ve Ondal›k Say›lar Karen Bryant-Mole ................ Tükendi
263 Ifl›¤›n Öyküsü (Ciltli) Hüseyin Gazi Topdemir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 16 YTL J 091 Çarpma ve Bölme Karen Bryant-Mole ...................... 27. Bas›m 4 YTL J
264 Vida ile Tornavida Witold Rybczynski . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 4 YTL J 092 Tablolar ve Grafikler Karen Bryant-Mole .................... 15. Bas›m 4,5 YTL J
104 Vücudunuz ve Siz S. Meredith - K. Needham - M. Unwin .......... 28. Bas›m 7 YTL J
BAfiVURU K‹TAPLI⁄I 106 Dünyay› Saran A¤: WWW Asha Kalbag .................... Tükendi
108 Toplama ve Ç›karma Karen Bryant-Mole .................... Tükendi
109 ‹nsan Vücudu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24. Bas›m 10 YTL J 111 Bilgisayardaki Adresiniz Web Sitesi Asha Kalbag ............. Tükendi
114 Arkeoloji Jane McIntosh ................................. 12. Bas›m 9,5 YTL J 119 Kaslar ve Kemikler Rebecca Treays ........................ Tükendi
116 Evrim Linda Gamlin ..................................... 11. Bas›m 9,5 YTL J 146 E-posta M. Wallace - P. Wingate ............................ Tükendi
118 Fizik Jack Challoner ..................................... Bask›da 147 Bilgisayarda 101 Proje Gillian Doherty . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
122 Kimyan›n Öyküsü Ann Newmark .......................... Bask›da 222 Önce Dene Sonra Ye Tina L. Seelig ....................... 1. Bas›m 7 YTL J
127 Kimya Jack Challoner ................................... 8. Bas›m 11 YTL J
10 YAfi +
129 Evren . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8. Bas›m 10 YTL J
131 21. Yüzy›l Michael Tambini ............................... Bask›da 016 Bilimsel Gaflar Billy Aronson .............................. 20. Bas›m 4 YTL J
136 Tafllar›n Dünyas› R. F. Symes .............................. 8. Bas›m 9,5 YTL J 027 Ayak ‹zlerinin Esrar› B. B. Calhoun ......................... 16. Bas›m 5 YTL J
143 Keflifler Rupert Matthews ................................. 6. Bas›m 12 YTL J 059 Biz Hücreyiz F. Balkwill - M. Rolph ........................... 23. Bas›m 4 YTL J
145 Hayvanlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 060 Hücre Savafllar› F. Balkwill - M. Rolph ....................... 23. Bas›m 4 YTL J
149 Otomobil Ça¤› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 063 Bilim Adamlar› S. Reid - P. Fara ........................... Tükendi
156 Derin Mavi Atlas B. Gözcelio¤lu - Ö. F. Ayd›nc›lar . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 064 Ekoloji Richard Spurgeon ................................. 24. Bas›m 4,5 YTL J
176 Ay’a ‹nifl Carole Stott . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 069 Beyin Rebecca Treays . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
190 Fosiller Paul D. Taylor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 078 Uydular Mike Painter .................................... 17. Bas›m 4,5 YTL J
191 Böcekler Laurence Mound . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 9,5 YTL J 084 Kutuplarda Yaflam Kamini Khanduri ....................... 19. Bas›m 4,5 YTL J
192 Bitkiler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 11 YTL J 086 Mucitler S. Reid - P. Fara ................................. Bask›da
195 Volkanlar Susanna Van Rose . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 094 Bilgisayarlar M. Stephens - R. Treays ......................... Bask›da
203 Robotlar Clive Gifford . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 7 YTL J 097 Kâflifler F. Everett - S. Reid ................................. Bask›da
205 Zaman ve Uzay M. Gribbin - J. Gribbin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 101 Kaybolan ‹pucu B. B. Calhoun ........................... 9. Bas›m 5 YTL J
207 Türkiye Amfibi ve Sürüngenleri ‹brahim Baran . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 7 YTL J 117 Küllerin Alt›ndaki S›r B. B. Calhoun ......................... Bask›da
120 Befl Duyu Rebecca Treays ................................ 20. Bas›m 4,5 YTL J
YAfiAMÖYKÜSÜ K‹TAPLI⁄I 121 Kufllar F. Brooks - B. Gibbs ................................. Bask›da
130 ‹flte Dünya Billy Aronson ................................. 7. Bas›m 4,5 YTL J
162 Marie Curie Naomi Pasachoff . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 4 YTL J 155 Geçmiflin Anahtarlar› B. B. Calhoun ....................... Bask›da
163 Sigmund Freud Margaret Muckenhoupt . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 159 Mucizeler Adas›na Yolculuk Klaus Kordon .................. Bask›da
164 Johannes Kepler James R. Voelkel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 184 Keflifler ve ‹catlar Jean-Louis Besson ........................ Bask›da
165 Gregor Mendel Edward Edelson . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 4 YTL J 197 Piramitleri Kim Yapt›? J. Chisholm - S. Reid ................... Tükendi
178 Alexander Graham Bell Naomi Pasachoff . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3. Bas›m 4,5 YTL J 218 K›r›k Yumurtalar B. B. Calhoun ............................ 1. Bas›m 4,5 YTL J
181 ‹van Pavlov Daniel Todes . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
12 YAfi +
211 Nokta Birlefltirmece - Do¤a Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
057 Ona K›saca DNA Denir F. Balkwill - M. Rolph . . . . . . . . . . . . . . . . . 21. Bas›m 4 YTL J 212 Nokta Birlefltirmece - Makineler Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . Bask›da
058 Sen Ben Gen F. Balkwill - M. Rolph . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21. Bas›m 4 YTL J 213 Nokta Birlefltirmece - Uzay Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
071 Depremler ve Yanarda¤lar Fiona Watt . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 214 1001 Hayvan› Bulun Ruth Brocklehurst . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
074 Ifl›k Evreni David Phillips . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18. Bas›m 4,5 YTL J 215 Nokta Birlefltirmece - Hayvanlar Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . Bask›da
079 Yaflad›¤›m›z Gezegen Fiona Watt . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23. Bas›m 5 YTL J 220 Ya¤murlu Bir Gün (Sünger Ciltli) Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 10 YTL J
082 Denizler ve Okyanuslar Felicity Brooks . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 221 Kelebek (Sünger Ciltli) Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 10 YTL J
083 Hava ve ‹klim F. Watt - F. Wilson . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20. Bas›m 5 YTL J 224 Ay’da (Sünger Ciltli) Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 10 YTL J
107 F›rt›nalar ve Kas›rgalar Kathy Gemmel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 225 Yuvada (Sünger Ciltli) Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 10 YTL J
185 Da¤lar L. Ottenheimer - P. M. Valat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 3 YTL J 253 At›k m›? Hiç Dert De¤il! David Morichon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 3,5 YTL J
200 Tarihten Bir Yaprak David Walker . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 4,5 YTL J 255 Kültürlü Kurt Becky Bloom . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 3,5 YTL J
256 Çiftlikte Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 4 YTL J
14 YAfi +
204 Çiftlikte (Sünger Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
020 Tuhaf Bu DNA’l›lar Billy Aronson ........................... 19. Bas›m 7,5 YTL J 257 Dinozor Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 4 YTL J
061 Astronomi Stuart Atkinson . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 204 Dinozor (Sünger Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
065 Atom ve Molekül P. R. Cox - M. Parsonage . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21. Bas›m 5 YTL J 261 Deniz K›y›s›nda Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 4 YTL J
070 Makineler Clive Gifford . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19. Bas›m 4,5 YTL J 204 Deniz K›y›s›nda (Sünger Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
087 Her Yönüyle Otomobiller Clive Gifford . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi 262 Karl› Bir Gün Anna Milbourne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 4 YTL J
089 Her Yönüyle Uçaklar Clive Gifford . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20. Bas›m 4,5 YTL J 204 Karl› Bir Gün (Sünger Ciltli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
093 Her Yönüyle Tekneler Christopher Maynard . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tükendi
098 Enerji ve Güç R. Spurgeon - M. Flood . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 6 YAfi +
102 Mikroskop C. Oxlade - C. Stockley . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16. Bas›m 5 YTL J
103 Elektronik Pam Beasant . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 105 Deneylerle Bilim R. Heddle - M. Unwin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27. Bas›m 6,5 YTL J
124 Elektrik ve Manyetizma Adamczyk - Law . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11. Bas›m 4,5 YTL J 110 Yeryüzünde Yaflam Mike Unwin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
168 Yunan ve Roma Mitolojisi C. Estin - H. Laporte . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da 198 Deneyler Anas›n›f›, 1, 2, 3 Kaz›m Üçok . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 7,5 YTL J
189 Resim ve Ressamlar A. Sington - T. Ross . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5. Bas›m 4 YTL J 223 Deneylerle Bilim 2 H. Edom - K. Woodward . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
236 Çevremiz ve Biz - Evren Núria Roca . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 5 YTL J
ERKEN ÇOCUKLUK K‹TAPLI⁄I (0-8 YAfi)
3-6 YAfi 7-8 YAfi

132 Büyüklükler Jenny Tyler - Robyn Gee . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da


227 ‹lk Okuma - Çöp ve Geri Dönüflüm Stephanie Turnbull . . . . . . . . Bask›da
133 fiekiller Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
228 ‹lk Okuma - Günefl, Ay ve Y›ld›zlar Stephanie Turnbull . . . . . . . . . Bask›da
134 Ölçmeye Bafllamak Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
229 ‹lk Okuma - Yanarda¤lar Stephanie Turnbull . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
135 Zaman Jenny Tyler - Robyn Gee . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
230 ‹lk Okuma - Vücudunuz Stephanie Turnbull . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
151 Renkler Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
231 ‹lk Okuma - Uzayda Yaflamak Katie Daynes . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
152 Karfl›tl›klar Jenny Tyler - Robyn Gee . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
232 ‹lk Okuma - T›rt›llar ve Kelebekler Stephanie Turnbull .......... Bask›da
153 Farkl› Olan› Bul Jenny Tyler - Robyn Gee . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
233 ‹lk Okuma - Uçaklar Fiona Patchett ....................... Bask›da
154 Rakamlar Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
234 ‹lk Okuma - Denizin Alt›nda Fiona Patchett ................. Bask›da
169 Saymaya Bafllamak Jenny Tyler - Robyn Gee . . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
258 ‹lk Okuma - Atlar ve Midilliler Anna Milbourne ............... 1. Bas›m 3 YTL J
170 10’a Kadar Saymak Jenny Tyler - Robyn Gee . . . . . . . . . . . . . . . . Bask›da
259 ‹lk Okuma - Kediler Anna Milbourne ....................... 1. Bas›m 3 YTL J
171 Toplamay› Ö¤renmek Karen Bryant-Mole - Jenny Tyler . . . . . . . . . . Bask›da
172 Ç›karmay› Ö¤renmek Karen Bryant-Mole - Jenny Tyler . . . . . . . . . . Bask›da 265 ‹lk Okuma - Yumurtalar ve Civcivler Fiona Patchett .......... 1. Bas›m 3 YTL J
209 Nokta Birlefltirmece - Deniz K›y›s› Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . Bask›da 266 ‹lk Okuma - Ay›lar Emma Helbrough . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1. Bas›m 3 YTL J
210 Nokta Birlefltirmece - Dinozorlar Karen Bryant-Mole . . . . . . . . . . . Bask›da 267 ‹lk Okuma - Kurba¤alar Anna Milbourne .................... 1. Bas›m 3 YTL J

“Haberdar olmak isterim” konulu bir mesaj› kitap@tubitak.gov.tr adresine gönderin, yeni ç›kan kitaplar›m›zdan ilk siz haberdar olun.

Bu fiyatlar 1 Mart 2008 tarihine kadar geçerlidir. Bir adetten fazla istek için kutular›n kenar›na adet belirtiniz. Siparifller stoklar›m›zla s›n›rl›d›r.

J Y u k a r › d a i fl a r e t l e m i fl o l d u ¤ u m y a y › n l a r › n t u t a r › n › y a t › r d › m . M a k b u z u n k o p y a s › i l i fl i k t e d i r .

AD : .........................................
P O P Ü L E R B ‹ L ‹ M K ‹ T A P L A R I ‹ S T E K F O R M U
SOYAD : .........................................
TELEFON : .........................................
30 YTL’YE KADAR OLAN S‹PAR‹fiLER‹N‹ZDE K‹TAPLARIN TOPLAM BEDEL‹NE
5 YTL POSTA ÜCRET‹ EKLEYEREK ÖDEME YAPINIZ.
FAKS : .........................................
30 YTL ve ÜSTÜ S‹PAR‹fiLERDE POSTA ÜCRET‹ TÜB‹TAK’A A‹TT‹R. E-POSTA : .........................................
BU FORMU ÖDEME DEKONTUYLA B‹RL‹KTE AfiA⁄IDAK‹ ADRES‹M‹ZE YA DA ADRES : .........................................
(312) 427 09 84 NO’LU FAKSA ULAfiTIRINIZ.
.........................................
.........................................
POSTA ÇEK‹ ‹LE : Bilim ve Teknik Dergisi 101621 no’lu hesab›n›za yat›rd›m.
Z‹RAAT BANKASI : Güvenevler fiubesi / Ankara 8786897-5001 no’lu hesab›n›za yat›rd›m.
SEMT / ‹LÇE : .........................................
...................................... tutar›, kredi kart› hesab›mdan al›n›z. ‹L : .........................................
POSTA KODU : .........................................
YAfi : .........................................
KRED‹ KARTI NO
Ö⁄REN‹M DURUMU : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
C‹NS‹YET : .........................................
SON KULLANMA TAR‹H‹ ....... / .............
TAR‹H :........ / .................... / ............ ‹MZA :...........................................

TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplar› Atatürk Bulvar› No: 221 Kavakl›dere 06100 ANKARA Tel: (312) 427 33 21 - 468 53 00 / 3636 Faks: (312) 427 09 84
e-posta: kitap@tubitak.gov.tr ‹nternet: www.kitap.tubitak.gov.tr
YAYINLARIMIZI TÜB‹TAK K‹TAP SATIfi BÜROSU ‹LE K‹TABEVLER‹NDEN ED‹NEB‹L‹RS‹N‹Z
POPÜLER B‹L‹M K‹TAPLARINI ARKA KAPAKLARINDA BASILI F‹YATINDAN SATIN ALINIZ
zihnisinir 1/30/08 10:52 AM Page 1
049 ilanCDler 1/30/08 10:42 AM Page 1

Bilim CD’lerini Kaç›ranlar

F›rsat!

Bilim ve Teknik Dergisi’nin


okuyucular›na yeni hizmeti
“Bilim CD’leri” serisi
büyük ilgi görüyor.
Serinin ilk 3 CD’si, f›rsat›
kaç›ranlar için, koruyucu
ambalaj›yla sat›flta.
Bilim CD’leri arfliviniz için
s›n›rl› say›da haz›rlanan fl›k
ambalaj›ndaki Günefl Sistemi,
Yerküre ve Jeolojik Zamanlar
CD’lerini TÜB‹TAK Kitap Sat›fl
Bürosu ve kitapç›lardan
edinebilirsiniz.

TÜB‹TAK Kitap Sat›fl Bürosu: Atatürk Bulvar› No: 221 06100 Kavakl›dere Ankara
Tel: (0312) 467 32 46 Faks: (0312) 427 13 36

You might also like