You are on page 1of 346

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Prodktr AH KUMRUO!LU Editr zlem ZDEM#R - Gonca AYDEM#R Yay n Sorumlusu Haluk EKREN Yazar Emile ZOLA eviren Hamdi VARO!LU Bas m Y l A%ustos 1997 Dizgi (ER#DA - 418 19 01 - Ankara Kapak Tasar m zlem ZDEM#R Kapak Resmi zlem ZDEM#R Bask Y ld zlar Matbaas Ali Suavi Sok. 60/A Tel: 230 06 45 Yay nevi Adresi Byk Sanayi 1. Cad. 7/11 #skitler Tel.-Fax: (0312) 341 16 36 ISBN 975-583-001-4 1860 y l ndaki )iddetli k )ta. Oise nehri dondu, a)a% Picardie ovalar n karlar kaplad ; hele kuzey do%udan yle bir sa%anak geldi ki, Noel gn; Beaumont'u adeta gmd. Kar, sabahtan ya%maya ba)lam ), ak)ama do%ru artm ), btn gece y % lm )t . Yukar )ehirde te ba) nda katedralin yan kolunun kuzey cephesi bir ucuna gemi) gibi olan Orfevres soka% na, kar, rzgarla itilerek gmlyor, k)eli at tepesinin plakl % alt nda, oymalarla ok ssl, adeta gotik, roman mimari slubunda antika bir kap olan Saint-Agnes kap s n dvyordu. Ertesi gn, )afak skerken, orada yar m metreye yak n kar birikmi)ti. Sokak, bir gn nceki )enli%in uyu)uklu%u iinde, hala uyuyordu. Saat alt y ald . Kar tanelerinin usul usul ve inat dkl) ile mavile)en karanl klar iinde, canl olarak, yaln z, belli belirsiz bir )ekil, dokuz ya) nda bir k z ocu%u vard . Kap n n kemeri alt nda s % nm ), elinden geldi%i kadar bar narak geceyi orada titremekle geirmi)ti. Paavralar giymi)ti, ba) na bir atk paras sarm )t , plak ayaklar nda iri erkek kunduralar vard . Herhalde, )ehirde uzun zaman dola)t ktan sonra oraya d)m) olacakt ; nk yorgunluktan y % l p kalm )t . Onun iin, oras , dnyan n teki ucu idi. Ne bir insan vard , ne hi bir )ey; son yaln zl k iinde, kemiren al k, ldren so%uk vard ; halsizli%inin ortas nda, kalbinin a% r yk nefesini t k yarak, direnmekten vazgeiyor, vcudundaki gerileme

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ihtiyac ndan, yer de%i)tirme igdsnden, bir sa%anak karlar f r l f r l dndrdke, bu khne ta)lara gmlme igdsnden ba)ka bir )ey duymuyordu. Saatler, saatler geiyordu, uzun sre ifte kap yuvalar n n iki kanad aras ndaki aynaya s rt n vermi)ti. Bu aynan n dire%i stnde, 5kendisi gibi kk bir k z olan on ya) ndaki din )ehidi Sainde -Agnes'in ayaklar dibinde bir defne dal ile bir kuzu bulunan heykeli vard r. Al nda, direk ba)l % n n stnde #sa'ya ni)anl bakirenin btn efsanesi, kabartma olarak, safdil bir inanla cereyan eder: O%luna varmay reddetti%i vali, onu kt yerlere gnderdi%i zaman, uzayan ve vcudunu rten salar cellatlar odunu tutu)turur tutu)turmaz, vcudundan uzakla) p o cellatlar yakan ate)in alevleri kemiklerini, imparatorunun k z Constance' n czam illetini iyi ederek gsterdi%i mucizeler; sonra bir resminin gsterdi%i mucizeler; bir kad n almak ihtiyac yla k vranan rahip Paulin'in papan n tavsiyesi zerine, zm-rtl bir yz% resme gstermesi,resmin, parma% n uzat p tekrar ekmesi, hala resmin zerinde grlen yz% al koymas , bylece, Paulin'i kurtarmas . Aln n ta tepesinde, bir bulut iinde, Agnes, nihayet semaya kabul edilir; ni)anl s #sa, onunla, ufac k ve ok gen oldu%u halde evlenir, onu mutluluklar n mjdeleyen buseyle per. Fakat, rzgar, soka% ba)tan ba)a doldurdu%u zaman, kar cepheden kam l yor, beyaz y % nlar, e)i%i t kamak tehlikesi gsteriyordu; o zaman, ocuk yan taraflara, pervaz aral % n n direk taban stne yerle)tirilmi) bakirelere yaslan p s % n yordu. Bunlar, Agnes'in arkada)lar , onun egemenli%inde bulunan ermi) k zlard r. sa% taraf ndad r. Hapishanede mucizeli ekmekle beslenen Do-rothee, bir kule iinde ya)am ) olan Barbe, bakireli%e Paris'i kurtaran Genevieve. de solundad r: Memeleri bklp kopar lan Agat-he,babas taraf ndan i)kence edilen ve kendi vcudundan kopan eti onun surat na f rlatan Christine, bir melek taraf ndan sevilen Cecile. Bunlar n stnde yine melekler vard r; k)e talar n n kemeriyle beraber yukar do%ru kan, kemer tavan n , sevinli ve iffetli vcutlar n n a l ) yla ssleyen s k, s ra bakire ki, a)a% da i)kenceye konulmu)lard r,azaplar iinde ezilmi)lerdir, yukar da da, cennetlikler ortas nda, sevinler iinde, uu)an melekler taraf ndan kar) lanm )lard r. ocu%u, oktan beri, koruyan hibir )ey kalmad % s rada saat sekizi ald , gn a%armaya ba)lad . E%er, aya% yla itip sprmese, kar, omuzlar na kadar

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gelecekti. Arkas ndaki antika kap , krk kaplanm ) gibi karla rtlm), bir d)ek gibi bembeyazd ; onun stnde klrengi cephe, o kadar dz ve o kadar kaygand ki, zerinde bir tek kar tanesi tutunam yordu. Hele kap n n, d )ar dan ieriye do%ru geni)leyen k sm ndaki byk ermi) kad nlar, beyaz ayaklar ndan beyaz salar na kadar karla rtnm)ler, safl k iinde p r l p r ld lar. Daha yksekte al ndaki sahneler, kemer kovanlar ndaki kk ermi) k z-lar,koyu renkli zemin zerine parlak bir izgi ile izilmi) keskin k)eler halinde kabar kla) yorlard . Bu, al n ) sahnesine, Agnes'in evlenmesine kadar byle devam ediyor, sanki melekler, bu evlenmeyi, bir beyaz gl ya%muru alt nda kutluyorlard . Bakire ocu%un heykeli, stunun stnde, ayakta, beyaz defne dal ile, beyaz koyunu ile, etraf nda, sten gelen bakireli%in mistik hamlesini donduran so%u%un bu hareketsiz kat l % iinde, beyaz bir safl k, lekesiz kar beyazl % iinde idi. Ayaklar dibinde de, teki, o sefil ocuk, onun gibi kardan bem-beyaz,ta) kesilmi) san lacak kadar kat lm ) ve beyaz, din u%runda can vermi) byk bakirelerden ay rdedilemiyordu. Bu s rada, evlerin uyuyan cepheleri boyunca, tak rd ile a lan bir pancurun grltsn i)itince, ocuk, gzlerini kald rd . Bu pan-cur, sa% nda, katedrale biti)ik evin birinci kat nda a lm )t . Oradan, bir kad n, gzel, esmer ve grbz, yakla) k k rk ya)lar nda bir kad n e%ilmi)ti; ocu%un k m ldad % n grnce ola%anst so%u%a kar) n, plak kolunu bir dakika d )ar da b rakt . Ac ma ile kar ) k bir hayret, sakin yzn kederlendiriyordu.Sonra, titreyerek pencereyi rtt. K sac k bir zaman iinde grd%, bir atk paras na brnm), menek)e gzl, sar ) n bir minimininin hayali, gzlermin nnde kalm )t ; ocu%un ekme biryz, zellikle, d)k omuzlar n stnde, bir boynu vard ; fakat, yar yar ya lm) ufac k elleriyle ufac k ayaklar so%uktan morarm ), ocu%un biricik canl taraf , nefesinden kan hafif bu%udan olu)uyordu. ocuk, dalg n gzleri havada kalm ), eve bak yordu. Tek katl , pek eski, on be)inci as r sonuna do%ru yap lm ) bir evdi, bu. Bir dev aya% n n iki parma% aras na s k )m ) bir si%il gibi, katedralin ta b%rne, iki payanda aras na gmlm)t. Bylece yaslanm ) olarak, ta)tan kaide ete%iyle; tu%lalar meydanda tahta kiri)li kat ile; at s , kulenin stnden bir metre ileriye kan tavan aras ile; sol k)edeki k nt l merdiven yuvas ile; o tarafta, in)a edildi%i devreye mahsus kur)un kaplamas n hala koruyan ensiz

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

penceresiyle, ok sa%lam kalm )t . Bununla beraber, eskili%i tamirleri gerektirmi)ti. Kiremitli dam XIV. Louis zaman ndan kalma olsa gerekti. Merdiven yuvas n n cephesinde a lm ) bir tepe cam , her tarafta eski zaman biimli ssl camlar n ereveleri yerine konulmu) adi tahta ereveler, birinci katta, ortadaki tu%lalarla t kan p ikiye indirilmi), biti)ik pencere yeri,bylece, cepheye, o sokaktaki daha yeni binalara gre bir tenazur vermi) olan ortadaki pencere yeri, o devre mahsus yap )eklini kolayca gsteriyordu. Zemin Kat ndaki de%i)iklikler ayn derecede belli idi. Merdivenin alt nda, demir ku)akl eski kap n n yerine oymal me)eden bir kap yap lm ), a)a% s yanlar ve tepesi ta)la rlm) olan ortadaki byk s ra kemerler, zamanla kald r ma do%ru kan kavisli pencere yerine bir e)it geni) pencere yap lacak )ekilde, drtgen bir bo)luk )ekline konulmu)tur. ocuk, zihni bo), bu tertemiz tutulmu) sanatkar evine bak yor, kap n n sol taraf na m hlanm ) sar bir tabela zerinde.eski, siyah harflerle yaz l stlk Hubert ibaresni okuyordu, o s rada, tekrar ard na kadar a lan bir pencere kanad n n grlts dikkatimi ekti. Bu kez zemin kat ndaki drt k)e pencerenin kanad a lm )t . (imdi, yz tasal , kartal gagas biimi burunlu, aln tmsekli, ancak k rk be) ya) nda olmas na kar) n gr salar )imdiden a%arm ) bir erkek, pencereden sark yordu. O da, merhametli iri a%z n n kenar nda ac kl bir k r ) kla, bir dakika orada kald , ocu%u seyret. Sonra, ocuk bu adam n, ye)ilimtrak kk camlar n arkas nda, ayakta durdu%unu grd. Adam dnd, bir i)aret yapt , kar s , ok gzel yz ile tekrar gzkt. #kisi yanyana,art k k m ldam yorlar, hallerinde derin bir kederle, gzlerini ondan ay rm yorlard . Babadan o%ula i)lemeci olan Hubert'ler slalesi drt yz y ldan beri bu evde oturuyordu. Bir stlk ustas , evi, XI. Louis devrinde yapt rm ), ba)ka bir tanesi de XIV. Louis zaman nda tamir ettirmi)ti. (imdiki Hubert'de, kendi slalesinden olanlar n hepsi gibi, orda, stlkler i)liyordu. Yirmi ya) nda iken Hubertine isimli, on alt ya) nda bir k z yle bir tutkunlukla sevmi)ti ki, bir yarg c n dul kar s olan k z n annesi, k z n vermeyince onu ka rm ), nikahlam )t . Gen k z grlmedik derecede gzeldi, bu evlenme btn maceralar n , mutluluklar ve felaketleri olu)turdu. Hubertine, sekiz ay sonra, gebeli%inde, annesini lm d)e%inde grme%e geldi%i zaman, kad n, onu, miras ndan yoksun b rakt ve lanet okudu; yle ki, ayn gnn ak)am do%an ocuk, ld. O zamandan beri, inat kad n, mezar nda, tabutunun

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

iinde, hala onlar affetmiyordu; nitekim, kar kocan n ok )iddetli isteklerine kar) n, ba)ka ocuklar olmam )t . Aradan yirmi drt y l geti%i halde, hala, kaybetikleri ocu%a a%l yorlar, art k, lm) anneyi raz edebileceklerinden midi kesiyorlard . Kk k z, onlar n bak ) ndan s k lm ), Sainte-Agnes stununun gerisine tekrar gmlm)t. Soka% n canlanmaya ba)lamas ndan da endi)eleniyordu. Dkkanlar a l yor, d )ar kanlar oluyordu. Dar bir dehliz halinde olan Soleil soka% , eski yan cephenin boyunca, Clo-itre meydan ndaki byk cepheye kadar a k olmasa, ucu kilisenin yan cephesine gelip dayanan bu Orfevres soka% , mihrap k sm Hu-bert'lerin eviyle t kal kk bir kmaz sokak olurdu. #ki sofu kad n geti, Beaumont'da hi grmedikleri bu kk dilenci k za )a)k n )a)k n bakt lar. A% r a% r, inatla ya%an kar devam ediyor, solgun gn ) % ile birlikte so%uk da artar gibi oluyor, )ehri rten byk, beyaz kefenin sa% r beyazl % alt nda, uzaktan gelen bir tak m seslerin grk)nden ba)ka bir )ey i)itilmiyordu. ocuk, terkedilmi) olmas ndan dolay , bir su i)lemi) gibi utan iinde,, yabani yabani tekrar geriledi%i s rada, birdenbire, kar) s nda Hubertine'i grd. Kad n, hizmetisi olmad % iin, ekme%ini almaya kendisi, km )t . Kk, orada ne yap yorsun? Kimsin sen? ocuk yan t vermedi; yzn sakl yordu, vcudunda art k his kalmam )t , kendinden geiyordu. Kalbi, sanki buz tutmu), durmu)tu. Kad nca% z, ekingen bir ac ma jesti yaparak arkas n dnnce art k gc tkenip dizst, d)t, bir paavra gibi, karlar n iine kayd , kartaneleri, sessizce, vcudunu rtme%e ba)lad . Kad n, s cac k ekme%ini alm ), dnd% s rada onu byle yerde grnce, tekrar yakla)t . #yi ama, yavrum bu kap n n nnde byle kalamazs n ki! Hubert'de d )ar km ), kap n n e)i%inde, ayakta duruyordu. Kar s n n elinden ekme%i ald . Kald r )unu, buraya getir, dedi. Hubertine ba)ka sz eklemeden ocu%u, gl kollar aras na ald . ocuk, art k gerilemiyor, di)len k s k, gzleri kapal , vcudu buz gibi, yuvas ndan d)m) bir yavru ku) gibi hafif, bir boha gibi kucakta gidiyordu. #eri girdiler, Hubert kap y rtt. Hubertine'de, salon olarak kullan lan ve byk penceresi nnde birka para i)lemenin rnek diye serili durdu%u sokak stndeki odad n, kuca% ndaki yk ile geti, mutfa%a girdi. Buras ,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

meydanda duran kiri)leriyle, yirmi yerinden tamir grm) ta) d)emesiyle, ta) ya)makl geni) oca% ile, hemen oldu%u gibi korunmu) eski oturma odas idi. Raflarda duran mutfak tak mlar 'kavanozlar, ibrikler, taslar, eski iniler, toprak anak, mlek, eski kalay kaplar iki yzy ll kt . Fakat, oca% n ortas nda, bak r ssleri par ldayan, dkmeden, geni) bir mutfak sobas duruyordu, Soba k zm )t , ibri%in iinde suyun kaynad % i)itiliyordu. Stl kahve dolu bir tencere, soban n bir kenar nda s cak duruyordu. Hubert, ekme%i mutfa% n ortas nda duran XIII. Louis slubu a% r bir masan n stne koydu; Vay can na! dedi, buras d )ar dan daha iyi. (u yavruca% sobaya yak n oturt, buzlar zlsn. Hubertine, ocu%u oturtmu)tu; birlikte, kendine geli)ini seyrettiler, giysilerinin stndeki karlar eriyor, iri damlalar halinde dklyordu. Aya% n n iri erkek kunduralar n n deliklerinden, morarm ) ufac k ayaklan gzkyor, ince entarisi, kollar n n bacaklar n n, bu zavall sefil ve can denli vcudun kat l % n belli ediyordu. ocuk, kapana yakalanm ) bir hayvan n s r yarak uyan ) gibi, uzun bir rperti geirdi, )a)k n gzlerini at , yz boynunda ba%l duran paavran n iine tekrar gmlr gibi oldu. Sa% kolunu, ka-m ldatmadan, g%sne yle bast r yordu ki, sakat sand lar. Korkma, sana ktlk edecek de%iliz... Nereden geliyorsun? Kimsin? Onlar konu)tuka, ocuk daha fazla rkyor, sanki, arkas nda duran biri varm ) da onu dvecekmi) gibi, ba) n eviriyordu. Kaamakl bir bak )la, mutfa% , d)eme ta)lar n , kiri)leri, parlak tak mlar muayene etti; sonra, bak ) eski geni) pencerenin bulundu%u yerde b rak lm ), biimsiz iki pencereden d )ar ya gitti, beyaz )ekilleri dipteki duvar zerinde daha keskin gzken piskoposluk binas n n a%alar na kadar baheyi ara)t rd ; orada, sol tarafta, bir bahe yolunun boyunca katedrali ve katedralin mihrap dairelerindeki Roman biimi pencereleri tekrar grnce )a)ar gibi oldu. Vcudunu kaplamaya ba)layan soban n s cakl % alt nda, yeniden, uzun bir rperti geirdi; sonra gzlerini yere indirdi, art k k m ldamad . Sen Beaumont'dan m s n?.. Baban kim? 11Onun sustu%unu grnce, Hubert, belki de bo%az ok k s k oldu%u iin yan t veremedi%ini d)nd.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sorguya ekece%imiz yerde, s cac k bir fincan stl kahve versek daha iyi olur, dedi. Bu, o kadar ak ll ca bir szd ki, Hubertine, hemen kendi fincan n uzatt . #ki iri dilim ekmek kesip stne tereya% srerken, ocuk hala sak n yor, geri geri ekiliyordu; fakat, al k stn geldi, t ka basa yedi, iti. Kar koca, ocu%un ufac k eli, a%z n bulam yacak kadar titredi%ini grnce, etkilenmi) onu s kmamak iin susuyorlard . O da, yaln z sol elini kullan yor, sa% eli vcuduna s ms k yap ) k duruyordu. Stn iip bitirince, az daha fincan k r yordu, olak gibi, beceriksiz bir hareket yaparak, dirse%i ile yakalad . Hubertine: Kolunda yara m var senin? diye sordu. Korkma, gster bakay m, cicim. Fakat, elini srnce, ocuk, )iddetle yerinden kalkt , rp nd ; didi)irken kolunu vcudundan ay rd . Ta tenine yap )t r p gizledi%i mukavva kapl bir czdan, korsaj n n bir y rt % ndan kay p yere d)t. Czdan almak istedi, bu yabanc lar n onu a p okuduklar n grnce, yumruklan fkeyle s k lm ), ylece durdu. Bu, Seine belediye dairesinin ocuk esirgeme )ubesi taraf ndan verilmi) bir %renci kimli%i idi. #lk sayfas nda, bir Saint Vincent de Paul madalyonu alt nda, matbaa yaz s ile, %rencinin ad vard r. Kar) s ndaki bo) haneyi, mrekkeple izilmi) bir izgi dolduruyordu; sonra, gbek ad hanesinde, Angelique ve Marie isimleri yaz ld idi; tarih hanesinde, 22 ocak 1851 tarihi okunuyor, ayn ay n 23 nde, 2634 numara ile kabul edildi%i yaz l bulunuyordu. Yani, ana baba belli de%ildi. Soluk pembe kapl , resmili%in kay ts zl % n ta) yan bu czdandan ba)ka hibir ka% t, bir do%um belgesi bile yoktu. ocuk kimsesizdi, her )eyi, bir kimlikten olu)uyordu. Terk edilmi), numaralanm ), s raya konmu) bir yarat kt . Hubertine: Ha! bulunmu) bir ocuk! diye hayk rd . O zaman, Angelique, lg nca bir fke iinde konu)tu: tekilerin hepsinden daha iyiyim, ben! Evet, daha iyiyim, daha iyiyim, daha iyiyim... Ben hi kimseden bir )ey almad m, benim her)eyimi al yorlar... ald % n z )eyi geri verin bana. Ufac k kad n vcudu, zay fl % n n verdi%i yle bir gururla, en gl kendisi olmak iin duydu%u yle bir at l yordu ki, Hubert'ler )a) r p kald lar. Menek)e rengi gzl zambak kadar zarif uzun boyunlu, sar ) n miniminiyi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

tan yam yorlard . Ha)in yznde, gzleri siyahlanm ), )ehvetli boynu, bir kan dalgas yla kabarm )t . (imdi, vcudu s n nca, kar stnde bulunmu) bir y lan gibi dikiliyor, sl k al yordu. #)lemeci, yumu)ak bir sesle: yleyse sen kt bir k zs n ha? dedi. Kim oldu%unu %renmek istememiz, senin iyili%in iin. Ayn zamanda kar s n n omuzundan uzan p bak yor, onun yapraklar n evirmekte oldu%u kimli%e gz gezdiriyordu. #kinci sayfada, stninenin ad yaz l idi. "Angelique, Marie ocuk, 25 ocak 1851 de, Nevers belediyesine ba%l Soulanges buca% nda oturan, iftilikle u%ra)an Hamelin'in kar s stnine Franoise'a emanet edilmi)tir, bu stnine ocu%u al p gtrece%i s rada, kendisine, beslenme cretinin ilk ayl % ile, bir tak m ama) r verilmi)tir" deniliyordu, Bu kay ttan sonra, ocuk esirgeme evinin papaz taraf ndan imzalanm ) bir vaftiz belgesi geliyordu, sonra, ocu%un gitti%i ve geldi%i tarihlerde, doktor raporlar vard . Ondan sonraki drt sayfan n stunlar n , her ayda bir verilen ayl klar dolduruyor, her deni)te, tahsildar n okunmaz imzas grlyordu. Hubertine: 13 Nas l, Nevers mi? diye sordu sen Nevers yak n nda m b-y-dn? Angelique, onlar n, kimli%ini okumalar na engel olmad % iin k pk rm z kesilmi), ayn vah)i sessizli%e yine gmlm)t. Fakat, fke, onu konu)turdu; stninesinden szetti. Ah! Nini anne burada olsa, mutlaka sizi dverdi. O bana )amar atard ama, korurdu da.. Yoo! Orada davarlar n aras nda, o kadar zavall de%ildim... Sesi k s l yor, kesik kesik, ba%lant s z cmlelerle devam ediyor, ay rlarla Rausse'u nas l gtt%n, byk yolda nas l oyunlar oynad klar n , galetalar pi)irdiklerini, byk bir kpe%in onu nas l s rd % n anlat yordu. Hubert, ocu%un szn yar da keserek, yksek sesle okudu: "ocuk a% r hasta olur veya h rpalan rsa, mfetti) yard mc s , stnine de%i)tirme%e yetkilidir. Bu belirtinin alt nda, Angelique, Marie ocu%un 20 haziran 1860 da Paris'te oturan, kar koca ieki Lois Franchomme'la Therese'e emanet edildi%i yaz l bulunuyordu. Hubertine:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ha! anlad m, dedi, hastalanm )s n, seni tekrar Paris'e alm )lar. Ama, i) byle de%ildi; Hubert'ler btn hikyeyi, ancak, Ange-lique'in a%z ndan, para para zorla ald ktan sonra %renebildiler. Nini annesinin kuzeni olan Louis Franchomme, bir hummadan sonra, kendini toplamak zere Nevers kasabas na gelmi), bir ay kalm )t ; o zaman, kar s Therese, ocu%u ok sevmi), al p Paris'e gtrmek iin izin alm ), orada, ocu%a iekilik %retmeye sz vermi)ti. ay sonra, kocas lm), kendisi de ok hasta oldu%u iin, Beaumont'da yerle)mi) olan erkek karde)i derici Rabier'nin yan na s % nmak zorunda kalm )t . Kad n, aral k ay n n ba)lar nda, orada lm), k zca% z gelinine emanet etmi)ti; ocuk o tarihten beri hakaret gryor, dayak yiyor, eziyet ekiyordu. Hubert: Rabier'ler, Rabier'ler diye m r ldand , evet, evet! A)a% )ehirde, Ligneul k y s nda, tabakl k ederler... Kocas ier, kar s ktdr. Angelique, isyan iinde, yaralanan gururunun verdi%i fkeyle devam etti: Bana pi gibi davran yorlard . irkef bir piin nesine yetmez, diyorlard . Kad n, dve dve can m kard ktan sonra, kedisine mama verir gibi, bana yerde yemek yediriyordu; o%u zaman da a yat yordum... Yoo! Sonunda kendimi ldrecektim! fke ve zntyle bir hareket yapt : Dn, Noel sabah itiler, stme ulland lar, alay olsun diye, parmaklar yla gzlerimi oyacaklar n syleyip beni korkuttular. Sonra, bu i) skmedi, dv)meye ba)lad lar; birbirlerine yle h zl yumruk indiriyorlard ki, ikisi de odan n ortas na yuvarlan nca ldler sand m... oktan beri, kamay akl ma koymu)tum. Ama, kimli%imi istiyordum. Nini anne, bu kimli%imi baz baz bana gsterir: "Bak derdi, var n yo%un bu, bilmi) ol, e%er bu da olmazsa, hi bir )eyin yok demektir." Therese annenin lmnden beri, kimli%i saklad klar yeri biliyordum. Konsolun st ekmecesinde duruyordu. stlerinden a)t m, kimli%i ald m, koynuma soktum, kolumun alt na s k )t r p ko)maya ba)lad m. ok bykt, herkes onu gryor san yordum alacaklar san yordum. Ama ne ko)tum, ne ko)tum! Gece karanl % bas nca, o kap n n alt nda )dm. Ama ne kadar )dm, art k ya)am yorum sanacak kadar. Ama olsun, onu elimden d)rmedim, i)te burada!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubert'ler kimli%i kendisine geri vermek zere kapat rlarken, ani bir hamle ile at ld , onu ellerinden kapt . Sonra oturdu, masaya kapand , kimli%i kollar n n aras nda, yana% pembe kaba dayal , h k r15maya ba)lad . Korkun bir g gururunu k r yor, btn varl % , kenarlar a) nm ) bu birka sayfan n, btn hazinesi olan, dnya hayat na ba%land % biricik ba% olan bu sefil )eyin ac l % iinde erir gibi oluyordu. Kalbindeki bu ok byk yeisi bo)altam yordu; gz ya)lan ak yor, sonu gelmeden ak yordu; bu hznn alt nda, uzunca oval, gayet przsz, o gzel, sar ) n yavru yz, grn)yle solukla)an menek)e gzleri, onu, kilise camlar ndaki kk bakirelere benzeten boyunun zarif grn)yle tekrar yerine gelmi)ti. Birdenbire, Hubertine'in elini yakalad , ok)amaya susam ) dudaklar n yap )t rd , hareketle pt. Hubert'lerin ruhuna bir ezginlik geldi, kendileri de a%layacak halde, kekelediler: Sevgili, sevgili ocuk! yle bsbtn de kt ocuk de%il miydi, acaba? Belki de, onlar n korkutan bu ha)inli%ini gidermek mmkn olurdu. Ooh! Rica ederim, beni tekilerin yan na yollamay n, diye s zland , beni tekilerin yanma yollamay n! Kar koca bak )m )lard . zaten k s r kar koca olmaktan duyduklar znt ile ok s k nt l hale gelen evi )enlendirsin diye, son-bahardanberi, bir kk k z bulmay , bo%az toklu%una, evde nak ) rakl % ettirmeyi tasarl yorlard . Hemen karar verdiler. Hubert: #ster misin? diye sordu. Hubertine, sakin sesiyle, yan t verdi: Hay hay, isterim. Hemen, resmi i)lemlere ba)lad lar. #)lemeci, beaumont'un kuzey Kanton'u sulh yarg c na gitti, maceray anlatt , Ad , msy Grandsire olan bu zat, kar s n n, darg nl ktan sonra yzn grd% biricik akrabas , kuzeni idi; btn i)i zerine ald . Sosyal yard m idaresine mektup yazd , ktk numaras sayesinde Angelique'in kayd orada kolayca bulundu. Namuslu olu)lar ile byk bir n kazanm ) olan Hubert'lerin yan nda ocu%un kar olarak kalmas na izin ald . Belediye dairesi mfetti) yard mc s n kimli%e kay t d)mek iin geldi%i zaman, ocu%un yeni patronu ile szle)me yapt ; bu szle)mede, Hu-bert'in, ocu%a yumu)ak davranaca% , onu temiz giydirece%i,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kasaba okuluna yollayaca% , ayr yatakta yat raca% yaz l idi. #dare de, ayr ca yntem gere%ince Hubert'e tazminat demeyi, ocu%un giyeceklerini vermeyi kabul ediyordu. #) on gnde halledildi. Angelique, yukar da, tavan aras na yak n, baheye bakan at odas nda yat yordu; ilk i)leme derslerini de alm )t . Pazar sabah , Hubertine, onu ayine gtrmeden nce, halis alt n k laptanlar iinde saklad % atlyedeki eski dolab gz nnde at . Czdan elinde tutuyordu, onu bir ekmecenin iine koydu: Nereye koydu%umu gr, akl nda tut da istedi%in zaman ala-bilesin, dedi: O sabah, -kiliseye girerken Anglique, tekrar Sainte - Anges kap s ndan geti. Hafta iinde, karlar erir gibi olmu), sonra so%uk, yeniden o kadar )iddetle ba)lam )t ki, heykellerin stndeki yar yar ya eriyen karlar, salk m salk m, diken diken, kaskat kesilmi)ti, )imdi, bakireler, tepeden t rna%a buzlara gmlm), camdan dan-tellarla ssl, saydam fistanlar giymi)lerdi. Dorothee bir me)ale tutuyordu ki, duru s z nt lar ellerinden ak yordu; Cecile'in ba) ndaki gm) tatan, parlak ince damlalar dklyordu; Agathe' n, kerpetenlerle k st r lm ) g%s, bir z rhla kapanm )t . Al ndaki sahneler, kemer kovanlar ndaki kk bakireler, as rlardan beri, bir dev mahfazan n camlan ve billurlar iinde, bylece duruyormu) gibi idiler. Agnes, ) kla dokunmu), y ld zlarla i)lenmi) bir saray kaftan n n ete%ini sryordu. Kuzusunun tyleri elmastand . Defnesi gk rengini alm )t . Btn kap , )iddetli so%u%un durulu%u ortas nda par lt lar sa yordu. Angelique, orada, bakirelerin korumas alt nda geirdi%i geceyi hat rlad . Ba) n kald rd , onlara glmsedi. Beunmont, birbirinden bsbtn ayr ve ba)ka, iki )ehirden meydana gelmi)tir. Biri, on ikinci yzy ldan kalma katedrali, henz on yedinci yzy lda yap lm ) piskoposluk binas ile, dar sokaklar n n iine s k )m ), t kl m t kl m, birden olu)an nfusu ile, tepedeki Beaumont -1 'Eglise;- teki de, yamac n alt nda, Ligneult'nn k y s nda, dantela ve batis fabrikalar n n geli)mesiyle zenginle)en, geni)liyen, nfusu on bine yakla)acak dereceye gelen, geni) meydanlar, modern yap da gzel bir kaymakaml k binas kazanm ) eski d ) mahalle olan Beaumont - la - Ville'dir. Biri kuzey kantonu, teki gney kantonu olan bu iki kantonun, bylece aralar nda sadece idari bak mdan ili)kiler vard r. #ki saatte var lan Paris'e otuz fersah kadar mesafede olmakla beraber, Beaumont - l'Eglise, hala eski surlar n n iine rlm) gibidir; geri,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bu surlar n kap lar ndan da ancak tanesi kalm )t r. Orada yerinden k m ldamayan apayr bir halk, atalar n n be) yz y ldan beri babadan o%ula sregeldikleri hayat ya)ar. Orada, her )eyi anlatan, her )eye vcut vermi) olan ve her )eyi koruyan, katedraldir. O, arada, ta)tan kanatlar n n alt na, )yerek s % nm ) yavrulara benzeyen bodur evlerin kk y % n ortas nda, heybetli vcudu ile anad r, k raliedir. Beaumont'da, yaln z onun iin oturulur, onun sayesinde oturulur, sanat lar n al )mas , dkkanlar n sat ) , yaln z onu ve papazlar n beslemek, giydirmek, onlara bakmak iindir; orada rastlanan, orta tabaka birka ki)i ise, kaybolup gitmi) sofu kalabal klar n son ki)ileridir. O, bir kalp gibi merkezde arpar, her sokak onun bir damar d r, )ehirde onun solu%undan ba)ka soluk yoktur. O gemi) bir a% ruhu, o gemi)e gml dindar uyu)ukluk, etraf n ku)atan eski bir huzur ve inan rayihasiyle kokulu, rtl )ehir, hep ondan trdr. Btn o sofu )ehir evleri aras nda, Angelique'in, art k iinde ya-) yaca% Hubert'lerin evi, katedrale en yak n, onun ta gvdesine yap ) k olan idi. Oraya, iki payanda aras na bina yapmak izni, bu i)lemeciler slalesinin dedesini camegah n mtaahhidi stlk ustas olarak kendisine ba%lamak istiyen bir eski rahip taraf ndan verilmi) olsa gerekti. Kuzey taraf ndan, kilisenin heybetli y % n , ince uzun baheyi biiyordu; nce, pencereleri tarhlara bakan yan mihrap dairelerinin evresi vard ; sonra, istinat kemerlerinin ta) d % , yksek kubbealt bedeni; sonra, kur)un levhalarla kapl at k sm vard . Gne) bu bahenin iine hi girmezdi, orada yaln z sarma) klar ve )im)irler, gr yeti)irdi; halbuki, mihrab n dev gibi bedeninden d)en glge, glge, gzel kokan, din, saf bir lahid glgesi vard ki ok ho)tu. Asude bir serinlikte olan ye)ilimtrak alaca ayd nl kta, iki ku-leden, yaln z anlar n n sesi dklrd. Fakat, o khne ta)lara yap ) k, onlarla kayna)m ), onlar n kaniyle ya) yan ev, ba)tanba)a o sesle rperirdi. En ufak trenlerde titrerdi; byk odalar nda u%uldar, ona, grnmez bir alemden gelen kutsal bir solukla ninni sylerdi. Il nan duvardan, bazan, gnlk ttsleri bile tter gibi olurdu. Angelique, be) sene, orada, bir manast rda ya)ar gibi dnyadan uzak, byd. Hubertine, kt arkada)larla d)p kalkmas ndan kor-karak onun okula gitmemesine izin alabildi%i iin, k z yaln z pazar gnleri, kilisede saat yedi ayinini dinlemek zere evden k yordu. Bahesi l bir sessizli%e

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gml bu darac k, antika ev, onun btn dnyas oldu. at alt nda, beyaz badanal bir odada yat p kalk yordu; sabahleyin kahvalt etmek iin mutfa%a iniyordu; al )mak zere, tekrar birinci kattaki atelyeye k yordu; bu yerler, yuvas n n iinde dnen ta) merdivenle beraber, onun, iinde ya)ad % biricik k)elerdi; bunlar da, evin, a%dan a%a geerek muhafaza edilmi), sayg gren k)eleri idi. Angelique, Hutbert'lerin odas na hi girmez, a)a% daki salondan, o devrin zevkine gre onar l p ekidzen verilmi) iki odadan gemekle kal rd . Salondaki tavan kiri)leri al ile s vanm )t ; ortas gl biimi ssl, zerinde hurma dal )ekilleri bulunan bir korni), tavan sslyordu; iri, sar iekli duvar ka% d , beyaz mermerli ocak,tek ayakl bir masadan, Utrecht kadifesi kapl bir kanapeden, drt kolluktan olu)an akaju e)ya, birinci imparatorluk zaman ndan kalma idi. Angelique, pencere nne as l birka i)lemeden olu)an sergilenmi) e)yay de%i)tirmek zere buraya girdi%i zamanlar, d )ar ya bir gz atacak olursa, hep o de%i)mez k)eyi, SainteAgnes kap s na gelip dayanan soka% gryordu. Bir sofu kad n n itti%i kap kanad , sessizce kapan rd ; kuddas kafalar n ve iri kilise mumlar m s ralam ) kar) ki kuyumcu ile mumcunun dkkanlar , her zaman bo) grnrd; btn Beaumont - l'Eglise'in, piskoposluk binas arkas ndaki Magloire soka% n n, Orfevres soka% n n ula)t % Grande Rue'nn, her iki kulenin ykseldi%i Cloitre meydan n n manast r sessizli%i, uyu)uk hava ortas nda hissedilir, solan gn ) % ile beraber usul usul kald r ma dklr d. Hubertine, Angelique'in tahsilini tamamlamas n stne alm )t . Zaten, o, eski kafadayd ; bir kad n, yaz yazmas n %renmeli, bir de drt hesap ameliyesini bilmelidir, fazlas na gerek yoktur, diye d)nyordu. Fakat, ocu%un isteksizli%i ile u%ra)mak zorunda kald ; pencereler baheye a ld % iin, orada pek e%lenceli bir manzara bulunmamakla beraber, ocuk, pencereden d )ar bakmakla vakit geiriyordu. Angelique, okuma dersinden ba)ka )eye kar) heves gstermedi; basma kal p seilmi) dil derslerine kar) n, bir sayfa yaz y , do%ru drst yazmay ba)aramad ; halbuki, gzel bir el yaz s da vard , eski zaman kibar kad nlar n n yaz lar na benziyen uzun ve kal n harflerle yaz yordu. st taraf na gelince, co%rafyadan, tarihten, hesaptan yana, karacahil kald . #lim neye yarard ? Pek gereksizdi. Sonradan, ilk yapt % s rada, din derslerini, yle bir iman ate)iyle ezberine ald ki, belle%ine herkesi hayran b rakt .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ilk y l, Hubert'ler, yumu)akl klar na kar) n, o%u zaman midi kesmi)lerdi. ok hnerli bir i)lemeci olaca% umudunu veren Ange-lique, gnlerce, rnek olmaya de%er bir dikkatle al )t ktan sonra, ani de%i)ikliklerle, ak l ermez tembelliklerle, onlar hayal k r kl % na u%rat yordu. Birdenbire gev)iyor, sinsile)iyor, )eker a) r yor, k zaran yznde gzleri yorgun grnyordu; azarlarlarsa kpryor, kt kt yan tlar veriyordu. Baz gnler, onu usland rmak istedikleri zaman, tepinerek, ellerini vurarak, y rtmaya ve s rmaya haz r, kas l yor, delice gurur buhranlar geiriyordu. O zaman, bu kk canavar kar) s nda, korkudan geriliyorlar, onun iinde k vranan iblisten, deh)ete kap l yorlard . Kimdi bu k z, acaba? Nereden geliyordu? Sokakta bulunan bu ocuklar, hemen daima, ahlaks zl % n ve cinayetin eseridirler. Onu sokaktan ekip ald klar na iki defa pi)man olmu)lar, sinirlenmi)ler, hkmete geri vererek ba)lar ndan savmaya karar vermi)lerdi. Fakat, her defas nda, btn evi sarsan bu mthi) sahneler, ayn gz ya) tufan ile, ayn pi)manl k ta)k nl % ile sona eriyor, ocuk, yle bir cezalanma iste%iyle kendini yerlere at yordu ki, aresiz affetmek gerekiyordu. Hubertine, yava) yava), onun zerinde etkinlik kazand . Safl % , kuvvetli ve yumu)ak hali, dengesi kusursuz drst akl ile, bu )ekilde e%itim vermeye elveri)li yarat lm )t . Ona, feragati ve itaati %retiyor, ihtiras ve gururu bunlarla kar) la)t r p ona gsteriyordu. Sz dinlemek, ya)amak demekti. Allaha, anaya babaya, kendinden byklere itaat etmek gerekti. Btn bir szdinleme silsilesi vard ki, bunun d ) nda, ayar bozulan hayat, dzenini kaybederdi. Onun iin, Hubertine, her isyanda, alak gnlll% %retmek zere, ceza olarak ona, bula) % kurulamak, mutfa% y kamak gibi i)ler ykledi; sonuna kadar da kendisi ba) nda durur, onu, nce fkeden kuduran, sonra boyun e%en haliyle, iki kat, d)eme ta)lan stnde al )t r rd . Bu ocu%un, onu en fazla endi)elendiren taraf , ihtiras , sevgilerinin hamlesi ve )iddeti idi. Onu, birok defa, kendi kendisinin ellerini perken grm)t. Resimlerin kar) s nda, ermi)lere ait ufak resimlerin, biriktirdi%i #sa betimlemelerinin kar) s nda ate)lendi%ini grd; sonra, bir ak)am, onu, gz ya)lan iinde, bayg n, ba) masaya dayal , dudaklar resimlere yap ) k bir halde bulmu)tu. Resimleri elinden ekip ald % zaman k yametler koptu; Angelique, derisini yzyorlarm )

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gibi yaygaralar kopard , a%lad . Hubertine, o gnden sonra, onu s k ya koydu, gev)eme hallerine gz yummad , i)e bo%du, gzleri yuvalar ndan f rlay p yanaklar ate) kesilerek sinirlenmeye ba)lad % n anlar anlamaz etraf nda bir sessizlik ve so%ukluk yaratma%a ba)lad . Zaten, Hubertine, sosyal yard m kimli%ini kendisine yard mc edinmi)ti. Her ayda bir, tahsildar onu imzalad % zaman, Angelique ak)ama kadar kederli olurdu. Dolaptan, tesadf, bir makara alt n k laptan al rken, kimli%i gz ili)ecek olsa, yre%i s zlard . fkesi ve aksili%i tuttu%u, hibir )eyle yola getirilemedi%i bir gn, ekmenin ta iini kar )t rd % s rada, kk czdan n kar) s nda kendinden ge-ivermi)ti. H k r klarla bo%uluyordu; Hubert'lerin aya% na kapanm ) yalvar yor, kekeliyor, kendisini sokaktan evlerine almakla hata i)lediklerini, onlar n ekme%ini yemeye lay k bir insan olmad % n sylyordu. O gnden sonra, czdan akl na geldike, o%u zaman fkesini nlyordu. Angelique, byle, ilk komnyon ya) olan 12 sine bast . Bu ok sakin evre, katedralin glgesinde uyuklayan, gnlk kokular yla, ilahi rpertileriyle dolu bu kk ev, nereden kopar ld % belli olmayan, darac k bahenin mistik topra% na dald r lan bu vah)i dln yava) yava) dzelmesine yard m ediyordu; orada, gndelik al )ma ile, uyukl yan mahalleden bir ses bile yans madan dnyadan habersizlikle geen dzenli hayat n da etkisi vard . Fakat, as l huzuru yaratan )ey, Hubert'lerin )ifas z bir vicdan azab yla artm ) gibi grnen byk a)k idi. Hubert, kar s n , anas n n iste%ine kar) n almakla ona kar) yapt % hakareti, onu al )makla gnlerini geiriyordu. ocuklar ld% zaman, kar s n n, bu cezadan dolay kendisini sulu buldu%unu iyiden iyiye hissetmi), kendisini affettirmeye u%ra) yordu. Bu i), oktan beri olmu)tu zaten, kar s ona tap yordu. Bununla beraber, Hubert bazan )phe ediyor, bu )phe hayat n zehirliyordu. lnn, o inat anan n, toprak alt nda, art k inattan vazgeti%ine emin olmak iin, bir ocu%u daha olmas n istiyordu. #kisinin de tek iste%i, af eseri olacak bu ocuktu; Hubert, bir ibadet halinde, bitmez tkenmezlin ni)anl l %a benziyen, ate)li ve iffetli bir evlilik ihtiras iinde, kar s n n ayaklar dibinde ya) yordu. rak k z n yan nda, kar s n salar ndan bile pmedi%i halde, yirmi y l evlilik hayat ndan sonra, yatak odas na girerken zifaf gecesi, gen bir kocan n duydu%u heyecan hissediyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu oda, beyazl grili ya%l boyas yla, mavi iek demetleriyle ssl ka% d yla, kreton k l fl , ceviz a%ac ndan mobilyas yla, orta halli bir yerdi. Ortadan, hibir grlt i)itilmezdi, fakat bir )efkat kokusu yay l r, btn evi l k bir hava ile sarard . Angelique, bu sevgi havas iinde, ok heyecanl , ok saf byyordu. Bir kitap, eseri tamamlad . Bir gn, atlyenin tozlu bir raf n kar )t r p bir )eyler arad % s rada, art k kullan lm yan i)lemeci avadanl klar aras nda, Jacques de Voragine'in La Le%ende Doree'sinin ok eski bir nshas n ele geirdi. 1549 tarihinden kalma bu Frans zca tercme, ermi)lere dair faydal bilgilerle dolu resimlerinden dolay , vaktiyle, bir stlk ustas taraf ndan sat n al nm ) olsa gerekti. Angelique de, uzun zaman, yaln z bu resimlere, kar) s nda hayran kald % , safdil bir imanla yap lm ), tahta stne kaz l p bas lm ) bu eski resimlere ilgi duydu. Oyun oynamas na izin verilir verilmez, sar buza% derisi kapl o koca cildi al yor, sayfalar n a% r a% r eviriyordu. En ba)ta, k rm z l siyahl harflerle, kitap n n adresi yaz l yd . "Paris'te Neufve Ntre - Dame soka% nda kain, Sain - Jehan Baptiste ktphanesi". Sonra, drt incil yazaran n, a)a% k sm hakimin Mesihe tapmas sahnesiyle; yukar k sm , Hazreti #sa'n n, kemiklere basarak ykselmesi sahnesiyle erevelenmi), madalyon biimi betimlemesiyle evrili ba)l k geliyordu. Sonra resimler, ssl harfler, sayfalar n ba) nda, metnin iinde, iri ve orta boy gravrler biribirini izliyor. ok naif bir Meryem'i nurlara bo%an bir melek betimlemesiyle sahnesi; ufac k cesetler y % n ortas nda zalim Herode'u gsteren, masumlar n bo%azlanmas sahnesi; Betul ile, elinde bir mum tutan Sait - Joseph ars nda #sa'y gsteren be)ik sahnesi; fakirlere sadaka veren Saint Jean l'Aumonier; bir putu k ran Saint Mathias; sa% nda bir tekne iinde ocuklar bulunan, piskopos k yafetli Saint Ni-colas; sonra, btn ermi) kad nlar, boynu bir k l la delinmi) Agnes, memeleri k skalarla kopar lm ) Christine, pe)inden kuzular gelen Genevieve, kam lanan Julienne, yak lan Anastasie, lde ile eken M s rl Marie, koku kab n ta) yan Madeleine. Ba)kalar , daha ba)kalar , kafile kafile geiyorlard , her biri, gitgide artan bir ac , bir deh)et uyand r yordu; yre%i s kan ve gzleri ya)larla slatan, deh)et ve ac veren hikayelere benziyorlard . Fakat, Angelique, yava) yava), resimlerin as l anlam n %renmek merak na d)t. Sararm ) ka% d n stnde, simsiyah rengini muhafaza etmi) olan s k ) k iki stun metin, yass , gotikharflerin ilkel grn) ile onu rktyordu. Ama, al )t , o harfleri

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

skt; k saltmalar , idgamlar anlad ; eski ifadeleri ve kelimeleri kavramay %rendi; bir s r ke)fediyormu) gibi haz iinde, ba)ard % her yeni glkten son derece memnun yanl )s z okumaya ba)lad . Btn bu kayna)an karanl klar alt nda, p r l p r l bir alem ortaya k yordu. Angelique, gksel bir mamur iine giriyordu. ok kuru ve ok so%uk o birka klasik kitab art k gznde yoktu. Onu, yaln z, Efsane heyecanland r yordu; ba) elleri aras nda, art k gnlk hayat n ya)ayamayacak kadar kendini vermi), kitab n stne e%iliyor, zaman kavram n unutuyor, mehuln derinli%inden, ryan n byk bir geli)me ile ykseli)ine bak yordu. Tanr rahimde; nce, ermi) erkeklerle ermi) kad nlar geliyordu. Bunlar, ermi) olarak do%uyorlard , dnyaya geleceklerini haber veren bir tak m sesler i)itiliyordu, anneleri parlak ryalar gryorlard . Hepsi gzel, gl stn ki)ilerdi. Byk ayd nl klarla ku)at lm )lard , yzleri par ld yordu. Dominique'in aln nda bir y ld z vard . #nsanlar n fikirlerini okuyorlar, ne d)ndklerini ysek sesle sylyorlard . Gelece%i grme hassalar vard , haber verdikleri )eyler srekli gerekle)iyordu. Say s z derecede oklular, piskoposlar ve ke)i)ler vard , bakireler ve fahi)eler vard , dilenciler ve hkmdar slalesinden gelen senyrler vard , kk yiyen plak tariki dnyalar, ma%aralar iinde, di)i geyiklerle ya) yan ihtiyarlar vard . Hepsinin hikayesi birdi, #sa u%runda byyorlard , ona inan yorlar, sahte tanr lara inanmak istemiyorlar, i)kenceye konuluyorlar, )erefler dolu olarak lyorlard . #)kenceler, #mparatorlar b kt r yordu. arm ha gerilen Andre, tam iki gn, yirmi bin ki)iye va'zediyordu. Toplu bir halde #sa dinini kabul edenler oluyor, k rk bin ki)i birden vaftiz ediliyordu. Hal'k, mucizeler kar) s nda, H ristiyanl % kabul etmedi%i zamanlar, deh)ete kap l p ka yordu. Ermi)ler, sihirbazl kla sulan yordu; bilmeceler soruluyordu, zyorlard ; hekimlerin kar) s na kar l yorlard , hekimlerin dili tutuluyordu. Onlar , kurban etmek iin tap na%a sokar sokmaz, putlar bir solukta devriliyor, paralan yordu. Bir bakire kemerini Vens'n boynuna tak yor, Vens devriliyor, tuzla buz oluyordu. Yer sars l yor, Diana tap na% y ld r mla vurulup y k l yordu; halk isyan ediyor, i sava)lar ba)l yordu. O zaman, cellatlar, okluk, vaftiz edilmek istiyorlar; krallar, fakirli%e and imi), y rt k p rt k ermi)lerin ayaklar na kapan yorlard . Sabine, babas n n evinden ka yordu. Paule, be) ocu%unu b rak yor, nefsini, y kanmadan yoksun ediyordu. Riyazetler, orular, onu saf hale getiriyordu. Ne un yiyordu, ne

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

zeytinya% . Germain, yiyeceklerine kl dkyordu. Beraard, yemekleri ay rdetmez oluyor, art k, baya% sudan ba)ka hibir )eyin tad n alm yordu. Agathon, bir ta) paas n a%z nda, y l tutuyordu. Augustun bir kpe%in ko)mas n seyrederek oyalan rken, gnah i)ledi%i iin pi)manl k duyuyordu. Bolluk, sa%l k hor grlyordu. Zevk, vcudu ldren yokluklarda ba)l yordu. Bylece bu ermi)ler, memnun, ieklerin y ld z oldu%u, a%a yapraklar n n )ark syledi%i bahelerde ya) yorlard . Ejderleri ldryorlar, f rt nalar estirip dindiriyorlar, kendisinden gemi) bir halde, zeminden iki kula ykseliyorlard . Hayattalarken, dul kad nlar, onlar n ihtiyalar n sa%l yorlard . lleri, gidip gmsnler diye, ayn kad nlara ryada grnyorlard . Ba)lar ndan, olmad k olaylar, roman kadar gzel, maceralar geiyordu. Yzlerce y l sonra da, mezarlar a ld % zaman, iinden gzel kokular k yordu. Sonra, ermi)lerin kar) s nda, )eytanlar, say s z )eytanlar vard . "Ekser zaman, etarf- eknafim zda, sinekler mi-sillu tayaran ederler ve lyuat, havay doldururlar. H zme-i )ems, nas l zerrat ile mli ise, hava da, iblislerle ve ervah habise ile yle malmald r. Keene toz gibidirler." Art k, sonu gelmez bir sava) ba)l yordu. Hep ermi)ler stn geliyorlard ve srekli stn olmak zorundayd lar. (eytanlar, ne kadar ok kovulursa, o kadar kalabal k, dnp geliyorlard . Bir tek kad n n vcudunda alt bin alt yz altm ) alt tane )eytan say yorlard . Bu kad n Fortunat kurtar yordu. Bu )eytanlar, k vran p duruyorlar, cin arpm ) insanlar n sesiyle konu)uyorlar, hayk r ) yorlar, o insanlar n b%rlerini, f rt naya yakalanm ) gibi sars yorlard . Onalar n vcutlar na burunlar ndan, kulaklar ndan,' a% zlar nda giriyorlar, gnlerce sren korkun mcadelelerden sonra, u%ultalarla d )ar ya k yorlard . Yollar n her dnemecinde, cin arpm ) bir insan yerde k vran yor, oradan geen bir ermi), )eytanla sava) yordu. Basile, bir delikanl y kurtarmak iin, g%s g%se arp ) yordu. Macaire mezarlar aras nda yat yor, btn bir gece, hcuma u%ruyor, kendini savunuyordu. Melekler bile, llerin yataklar n n ba) ucunda, ruhlar kabzedebilmek iin, iblisleri sopadan geirmek zorunda kal yorlard . Bazan da, s rf zeka ve )eytanl k mcadeleleri oluyordu. Latifeler ediliyor, kim kimi aldatacak diye desise yar ) na giriyor, havari Pierre'le, sihibaz Siman, mucize yar )mas na giri)iyorlard . Sinsi sinsi dola)an )eytan, trl biimlere giriyor, kad n k l % na brnyor, ermi)lere berzeyecek kadar ileri gidiyordu. Fakat, yenilir yenilmez kendi irkin k l % ile grnyordu. Zihinleri tek me)gul eden, en

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

fazla kin uyand ran o idi. Ondan hem korkuluyor, hem onunla alay ediliyordu. Hatta, ona kar) , drst bile davran l yordu. Asl nda, kazanlar n n korkun tertibat na kar) n, ezeli safdildi. Yapt % btn anla)malarla, elinde, zorla veya hile ile al n yordu. Kad nlar onu yere seriyor, Marguerite aya% yla ba) n eziyor, Julienne zincirle vura vura, b%rlerini deliyordu. Ondan, bir sessizlik olu)uyor aciz oldu%u iin ktl%e kar) bir hor gr) hakim oldu%u iin hayra kar) bir inan ykseliyordu. Istevroz karmak yetiyordu, )eytan bir )ey yapam yor, hayk rarak ka yordu. Bir bakire, istavroz kar nca, btn cehennem yak l yordu. O zaman, ermi) erkeklerle ermi) kad nlar n )eytanla yapt klar bu sava) esnas nda, korkun zulmler ve i)kenceler oluyordu. Cellatlar, mazlumlar bala bulay p ortaya sryorlar, sinekleri ))tryorlard ; onlar , yal nayak, cam k r klar ve k zg n kmrler zerinde yrtyorlard ; y lanlarla beraber ukurlara at yorlard ; ular kur)un yuvarlakl k rbalarla dvyorlard ; diri diri tabuta koyuyorlar, tabutun kapa% n m hlay p denize at yorlard ; salar ndan as yorlar, sonra tutu)turuyorlard ; yaralarar na snmemi) kire, k zg n katran, erimi) kur)un ak t yorlard ; k zd r l p korater haline getirilmi) tun iskemleler zerine oturtuyorlard ; kafalar na, k zg n mi%ferler geiliyorlard ; b%rlerini me)alelerle yak yorlar, bacaklar n rseler zerinde k r yorlar, gzlerini oyuyorlar, dillerini kesiyorlar, parmaklar n birer birer k r yorlard . Yine de, ermi)ler, can ac s n hie say yorlar kmsyorlar, daha fazla zt rap ekmek iin ileri at l yorlar, bundan ho)nut oluyorlard . Ho), devaml bir mucize onlar koruyordu; cellatlar usand r yorlard . Jean zehir iti%i halde bir rahats zl k duymuyordu. Sebastien, vcudu batan oklarla diken diken, glmsyordu. Baz defa, oklar mazlumun sa% nda solunda, havada tak l kal yor; yahut, at ld ktan sonra, tersine dnp, okunun gzlerini oyuyordu. Ermi)ler, erimi) kur)unu, buzlu su ier gibi iiyorlard . Aslanlar, kuzu gibi secdeye kapan p ellerini yal yorlard . Saint Laurent, ate)te k zart l rken, ho) bir serinlik duyuyor: "A zavall , bir taraf m k zartt n, te taraf m evir, sonra, ye, yetim kalan k zarm )t r" diye hayk r yordu. Kaynar suya dald r lan Cecile, "orada so%uk bir yerde imi) gibi oturuyor, bir para ter bile dkmyordu." Chritine, i)kenceleri bo)a kart yordu. Babas , onu, on iki ki)iye dvdryor, hepsi yorgunluktan lyordu; onlar n yerini bir ba)ka cellat al yor, Christine'i bir i)kence tekerle%ine ba%l yor, bin be) yz. ki)iyi kavuruyordu; cellat onu, boynuna bir

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ta) ba%lay p denize at yordu; fakat melekler onu koruyorlard , #sa kendisi gelip onu vaftiz ediyor, sonra, tekrar yer yzne gtrsn diye Saint Michel'e emanet ediyordu; nihayet, ba)ka bir cellat, onu, y lanlarla bir araya katap yor, y lanlar, ok)arcas na boynuna dolan yordu; cellat, Christine'i be) gn, bir f r na kapat yordu; orada, hibir yerine bir )ey olmadan )ark sylyordu. Vincent, ondan daha fazla i)kence ekti%i halde, zt rap duyam yordu. Kollar n , bacaklar n k r yorlard ; b%rlerini, ba% rsaklar d )ar dklnceye kadar, demir taraklarla t rmal yorlard ; vcudunu i%nelerle delik de)ik ediyorlard ; alev alev yanan bir ate)e at yorlard . Yaralar ndan akan kan, ate)i kapl yordu; tekrar hapse at yorlar, ayaklar n bir dire%e m hl yorlard ; o, vcudu yaralanm ), ate)te k zarm ), karn de)ilmi) hala ya) yordu; ekti%i i)kenceler, bir iek gzelli%ine brnyor, zindan byk bir ) kla doluyor; melekler, gllerden bir d)ek zerinde onunla beraber )ark sylyorlard . "(ark n n tatl ahengi ve ieklerin kokusu d )ardan i)itildi, muhaf zlar bunu i)itince imana geldiler ve Dacien bu hali duyunca fkesinden kudurdu; ona, daha ba)ka ne yapal m, yenildik, dedi". #)kenceciler byle hayk r yorlard . #)in sonunda, ya dini kabul ediyorlar, ya da lyorlard . Elleri ktrm oluyordu. Zor lmlerle lyorlard , bo%azlar na bal k k l % ka p bo%uluyorlard ; tepelerinden y ld r mlar iniyordu; bindikleri sava) arabalar paralan yordu. Ermi)lerin zindanlar da nur iinde par ld yordu, Meryemle havariler, duvarlardan geerek oralara rahata giriyorlad . Genellikle yard mlar geliyordu, gkyz a l yor, ruhlar iniyor, Allah, elinde mcevherlerden bir tala orada gzkyordu. lm de, ondan dolay , zevkli oluyordu. Ermi)ler, lme meydan okuyorlard , yak nlar ndan biri len akrabalar seviniyorlard . Arafat da% nda, on bin ki)i arm ha gerilip can veriyordu. Cologne evresinde, Hunlar, on bin bakireyi k l tan geiriyordu. Sirklerde, hayvanlar n di)leri aras nda kemikler at rd yordu. Daha ya) ndayken, ruh-l-kuds'n byk adam gibi konu)turdu%u Quirique, i)kenceye konuluyordu. Memedeki ocuklar, cellatlara hakaref ediyorlard . Tene kar) , insan paavras na kar) bir hor gr), bir tiksinti, can ac s na gkse bir haz. kat yordu. Teni paralas nlar, ezsinler, yaks nlar, ne iyi idi; ne kadar fazla i)kence etseler, ekti%i azap yetmezdi; hepsi keskin silah istiyor, bo%azlar na k l bat r lmas n istiyor, yaln z onunla lyorlard . Eulalie, odun y % n zerinde, kendisine hakaretler savuran gafil bir kalabal k

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ortas nda, daha abuk lmek iin alevi yutuyordu. Allah, onun murad n veriyor, a%z ndan, beyaz bir gvercin k yor, g%e ykseliyordu. Angelique, bunlar okuduka hayran kal yordu. Bunca facia ve zafer dolu bu sevin hali, onu, gere%in stnde hazdan mest bir hale getiriyordu. Fakat, efsanenin daha latif ba)ka taraflar , rne%in hayvanlar, orada kayna)an btn Nuh gemisi kalabal % da onu e%lendiriyordu. Tarik-i dnyalar beslemeye memur kargalarla kartallar onu ilgilendiriyordu. Sonra, aslanlara zg ne gzel hikayeler vard ! M s rl Marie'nin mezar n kazan hat r sayar aslan; M s rl Marie'nin mezar n kazan hat r sayar aslan; Prokonsl'ler, bakireleri kt evlere yollad klar zaman, o evlerin kap s nda bekleyen, ate) saan aslan; sonra, kendisine bir e)ek emanet edilen, e)ek ald ran, tekrar al p getiren Jerome'un aslan . Bir de, ald % domuz yavrusunu geri getiren, pi)man olmu) kurt vard . Bernard, sinekleri aforoz ediyor, sinekler d)p lyordu. Remi ile Blaise, ku)lar sofralar nda besliyorlar, takdis ediyorlar, onlara )ifa veriyorlard . "ok sade ve safdil" Franois, onlar vaaz veriyor, Allah sevmeye zendiriyordu. "A%ustosbce%i denilen bir ku), bir incir a%ac na konmu)tu, ve Franois elini uzatt ve bu ku)u a% rd , ku) hemen sz dinledi vegelip onun eline kondu. Ve Franois ona dedi ki: t, karde)im, Tanr ya )kret. Ve ku), hemen tt ve ondan izin almad ka gitmedi". Bu, Angelique iin, bir e%lence konusu idi; ona, bakal m gelecekler mi diye merak ederek, g29vercinleri a% rmak fikrini veriyordu. Sonra, bir tak m hikayeler vard ki, ne zaman okusa, glmekten hasta oluyordu. #sa'y ta) yan iyi yrekli dev Christophe, onu, gzlerini ya)artacak kadar gldryordu, Anastasie'nin oda hizmeisini kucaklamak iin mutfa%a girip de, onlar n yerine sobalar ve tencereleri pen valinin bu kt maceras , onu kat la kat la gldryordu. "Simsiyah, pek irkin giysileri peri)an bir halde d )ar kt . D )ar da bekleyen hizmetkarlar onu bu k l kta grnce, cin arpm ) sand lar, bunun zerine, onu sopalarla dvdler, tek ba) na b rak p savu)tular". Ama, as l, )eytan n dayak yedi%ini okurken kahkahadan k nl yordu; hele, zindanda yatarken, )eytan n ba)tan karmaya al )t % Julienne, ona buka% s ile yle mkemmel bir ktek at yordu ki, "#mdi hakim, Julienne'in getirilmesini emretti ve Julienne, d )ar kt % zaman, )eytan pe)inden srklyordu ve )eytan )yle ba% rd : Madam Julienne, art k bana eziyet etmeyin. Julienne, onu ar) n n bir ba) ndan te ba) na kadar bylece srkledi ve sonra, gayet

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

murdar bir ukura att ". Angelique, bazan da, bir yan-. dan i) i)lerken, bir yandan da Hubert'lere, peri masallar ndan daha merakl efsaneler anlat yordu. Bu efsaneleri o kadar ok okumu)tu ki, ezbere biliyordu: Zulmden ka p, bir ma%arada etraflar rlen, orada yz yetmi) yedi sene uyuyan, uyand klar zaman, imparator Theodor'u pek hayrette b rakan "yedi uyular" n efsanesi; byk felaketlerle birbirinden ayr lan, nihayet, ok gzel mucizelerde tekrar birle)en baba, ana ve o%uldan olu)an btn bir ailenin, son-suz,beklenmedik, rikkat verici maceralarla dolu Saint Clemet'ih efsanesi. Angelique'in gzya)lar ak yor, gece ryada bunlar gryor, art k, yaln zca facia ve zafer dolu bu mucize dnyas nda, her trl zevklerle dllendirilirken her trl mutluluklar n do%ast diyar nda ya) yordu. Angelique, ilk komnyon'unu yapt ktan sonra, ermi) kad lar gibi, yerden iki kula yukar da yrd%n sand . Hristiyanl % n ilk devirlerindeki gen H ristiyan k zlar ndan biri idi, gufrans z iman selametine eremiyece%ini kitapta okuyup %rendi%i iin, kendisini, Al-lah n eline b rak yordu. Hubert'ler, yaln zca alelade tap naklar yap yorlar, pazar gnleri sabah ayinine gidiyorlar, byk yortularda ko-mnyon'a kat l yorlard ; bunu da naiz insanlara ait o sakin imanla, biraz da, gelenek yznden ve m)terileri iin yap yorlard , nk, stlkler, babadan o%ula, komnyon'lar n vaktinde yapa gelmi)lerdi. Hubert, bazan, bir tezgah kurarken i)ini yar da b rak p, ocu%un okudu%u efsaneleri dinliyor, salar , grnmez alemin hafif solu%u ile uyu)arak, onunla beraber rpertiler geiriyordu. ocuktaki ihtiras onda da vard , Angelique'i beyaz fistan yla grnce a%lad . O gn, bir ryaya benzedi, kiliseden, ikisi de )a)k n ve yorgun dndler. Hubertine, gece onlar azarlamak zorunda kald ; kendisi mutedildi, iyi )eylerde bile ifrat ay plard . O gnden sonra, Angelique'in gayretke)li%ini, hele, k z n yakaland % merhamet ta)k nl % n yenmek zorunda kald . Franois'n n sevgilisi yoksuldu. Julien I'Aumonier, yoksullara, efendilerim diyordu; Gervais ile Protais, yoksulluktu ayaklar n y k yorlard ; Martin, kaftan n onlarla payla) yordu. ocuk da, Luce gibi, nesi varsa sat p yosullara vermek istiyordu. nce, ufak tefet e)yas n elden karm ), sonra, evi soymaya ba)lam )t . Fakat, as l kts, iyiyi kty ay rdetmeden, eli gayet a k, lay k olmayanlara vermesi idi. #lk komnyon'un daha ertesi gnnn ak)am , bir ayya) kad na percereden ama) r att % iin azarlan nca, tekrar eski acarl klar na

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dnd,mthi) bir buhran geirdi. Sonra, utanc ndan bitkin bir halde, hastaland , gn yataktan kamad . Bylece, haftalar, aylar geiyordu. #ki y l gemi)ti. Angelique, on drt ya) ndayd , art k kad n oluyordu. Efsaneyi okudu%u zaman, kulaklar u%ulduyor, kan , )akaklar n n ince mavi damarlar nda at yordu; )imdi, bakirelere kar) , karde)e bir sevgi duymaya ba)l yordu. Bakirelik, meleklerin karde)iydi, her trl nimete ermi) olmakt , )eytan n yenilgisi stn iman sahipli%i idi. Gufrana yenilgi aciz ediniyordu, yenilmez mkemmellikti. Ruhlkuds, Luce' yle a% r hale getiriyordu ki, bin ki)i ile be) yz ift kz, prokonsl'n emriyle onu srklemeye al )t klar halde, kt bir yere gtremiyorlard . Anas-tasie'yi pmek istiyen bir valinin gzleri kr oluyordu. #)kenceler esnas nda, bakirelerin safl % nur sa yor, demir taraklarla t rmalanan bembeyaz tenlerinden, kan yerine, oluk gibi st ak yordu. Ailesinden ka p bir ke)i)in cppesi alt na saklanan, H ristiyan gen k z n hikayesi, on defa tazeleniyordu; ke)i) civardaki bir k z berbadetmek thmeti alt nda kal yor, kendini temize karmaya al )madan iftiraya g%s geriyor sonra, k z n masumlu%u birden bire anla) larak hakl k yordu. Eugenie bylece bir yarg kar) s na getiriliyor, babas n tan yor, fistan n y rt yor, kendini gsteriyordu. Namus mcadelesi, ncesi ve sonras hep yeniden ba)l yor, srekli te)vikiler k yordu. Onun iin, ermi)lerin hikmeti kad n korkusu idi. Bu dnya, tuzaklarla dolu idi, tariki dnyalar, iinde kad n bulunmayan le gidiyorlard . Korkun bir sava) yap yorlad , vcutlar n k rbal yorlar, al l klara ve kar n stne kendilerini r l plak at yorlard . Bir mnzevi ke)i), annesine yard m edip onu s kl k bir yerden geirirken, cppesini parmaklar na sar yordu. #plerle ba%l bir din kurban , kendisini bir fahi)enin ba)tan karmaya u%ra)mas zerine, dilini di)leriyle kopar p onun surat na tkryordu. Franois, kendi vcudundan daha byk d)man olmad % n sylyordu. Bernard, evinde konuk kald % bir kad ndan kendisini korumak iin, h rs z var! h rs z var! diye hayk r yordu. Papa Leon, hamursuz ekmek verdi%i bir kad n, elini pnce, elini bile%inden kesiyor; bakire Meryem, eli tekrar yerine koyuyordu. Hepsi kar kocalar n ayr l % n vyordu. ok zengin ve evli olan Alexis, kar s na namuz derisi veriyor, sonra ekilip gidiyordu. Ancak beraber lmek iin evleniliyordu. Cyprien'i grp rahats z olmaya ba)layan Justine ayak diriyor, ona dini kabul ettiriyor, beraber lme

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gidiyordu. Bir melek taraf ndan sevilen Cecile, d%n gecesi, kocas Valerien'e bu s rr a yor, o da, kendisine el srmyor, mele%i 32 grebilmek iin vaftiz olmak istiyordu. "Odas nda, Cecile'in melekle konu)tu%unu grd ve mele%in elinde, iki gl elengi vard ve onlar n birini Cecile'in eline, tekini Valerien'in eline verip dedi ki: Bu kalp ve vcut elenklerini, lekesiz koruyunuz". lm a)ktan daha glyd, varl %a bir meydan okuyu)tu; Hilaire, k z Apia asla evlenmesin diye onu cennete a% rmas iin Allaha yalvar yordu, k z lyordu. Annesi, kendisini de cennete a% rtamas iin babaya rica ediyordu; bu da oluyordu. Hazreti Meryem, kad nlar n ni)anl lar n ellerinden al yordu. Macar kral n n akrabas olan bir asilzade, Meryem mcadeleye ba)lar ba)lamaz, do%ast gzel olan bir gen k zdan vazgeiyordu. "Meryem anam z, birdenbire ona gzkt ve dedi ki: e%er, ben, dedi%in gibi gzelsem, beni niin b rak p ba)kas n al yorsun" ve asilzade, onunla ni)anland . . Btn bu ermi) bakireler aras nda, Angelique'in setikleri vard ; onlar n verdikleri ders, kalbine kadar giriyor, onu dzeltecek kadar etki yap yordu. Saltanat iinde do%mu) olan ak ll Catherine'in kar) s na imparator Maxime'in, kard % elli beyan hocas ve gramerci ile eki)mesi, geni) bilgisi ile Angelique'i krklyordu. Catherine onlar utand r yor, susturuyordu: "(a) p kald lar ve ne diyeceklerini bilemediler, fakat hepsi sustular. Ve imparator, bir gen k za bu kadar irkin )ekilde yenildikleri iin, hepsini ay plad ." O zaman, ellisi birden, Catherine'e gidip h ristiyan dinini kabul ettiklerini sylediler. "#mdi, mstebit bunu haber ald kta, azim bir tehevvre giriftar oldu ve cmlesinin belde ortas nda yak lmas n emretti.." Angelique'in gznde, Catherine, yenilmez bilgili k zd , gzellikte oldu%u kadar ak lca da gururlu ve parlakt , Angelique, insanlar hak yoluna getirmek ve kellesi kesilmeden nce, hapishanede, bir gvercin taraf ndan beslenmek iin, onun yerinde olmak isityordu. Fakat, as l, Macar kral n n k z Elisabeth, onun iin srekli bir ders oluyordu. Gururu her isyan ettike, )iddete kap ld % zamanlar, daha be) ya) nda iken sofu olan, oyun oynamak istemeyen, Allaha hamdetmek iin yerde yatan; sonradan, Thuringe hakiminin yumu)ak ba)l ve mazlum kar s olan, her gece gz ya)lar ile s r ls klam olan yzn kocas na ne)eli gsteren; sonunda, bir dul olarak kendi memleketi s n rlar ndan d )ar kovulan, yoksul bir kad n hayat

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ya)a-maktan mutluluk duyan o halavet ve sadelik rne%ini d)nyordu. "Giysileri o kadar kt idi ki, s rt ndaki kl rengi manto, ba)ka renkten bir kuma) eklenip uzat lm )t . Etekli%inin kenarlar kopmu)tu ve ba)ka renkten yama vurulmu)tu". Babas kral, bir kontu gnderip onu a% rt yordu. "Kont, onu, bu k yafette ve yn e%irirken grnce, kederinden ve hayretinden hayk rd ve dedi ki: hi bir kral k z ne byle bir k yafette, ne de yn e%irirken grlm)tr." Elisabeth, tam bir H ristiyan alak gnlll% gsteriyor, dilencilerle beraber kara ekmekle geiniyor, tiksinmeden onlar n yaralar n sar yor, kaba giysiler giyiyor, kat toprakta yat yor, dini alaylar n pe)inden yal nayak yryordu. "ok kez, mutfaktaki anak mlekleri y k yor, hizmeti kad nlar engel olmas nlar diye saklan p gizleniyor; bundan daha kt bir ba)ka hayat bulsam yle ya)ard m, diyordu". yle ki, Angelique, kendisine mutfa% y katt klar zaman fkeden direndi%i halde, )imdi ezilmek ihtiyac ile k vrand % n hissettike, a)a% l k i)ler grme%e u%ra) yordu. Nihayet, Catherine'den de fazla, Elisabeth'den de fazla, hepsinden de fazla, bir ermi) k z , din )ehidi, ocuk Agnes'i seviyordu. Kendisini katedralin kap s alt nda kurumu) olan, vcudu salar ile rtl o bakireyi, efsanede bulduka, yre%i titriyordu. Ne kadar ate)li bir saf a)kt o! Okuldan karken, yan na yakla)an valinin o%lunu nas l da uzak-la)t r yordu: "Haydi! ekil yan mdan, lm oban , gnah ba)lang c , hainlik." A)k n nas l da vyordu: "Ben, annesi Hazreti Meryem olan , babas kad n yz grmemi) olan , gzelli%ine gne)le ay n hayran b rakan , kokusu lleri dirilteni seviyorum". Aspasien "bo%az na bir k l sokulmas n " emredince, Ag-nes, cennete ykseliyor, "Ak ve ate) al " ile birle)iyordu. Angelique, hele birka aydan beri, heyecanl zamanlar nda, k z )an kan )akaklar n dverken, Agnes'i an yor, ona yalvar yor; hemen serinler gibi oluyordu. Onu hep etraf nda gryor, yapt % i)lerle onu gcendirdi%ini hissettike can s k l yordu. Bir ak)am, bazan hala zevk ald % iin, yine kendi kendisinin ellerini pt% s rada, yaln z oldu%u halde, ermi) k z n kendisini grd%n anl yarak, birdenbire utand , k pk rm z kesildi. Arkas na dnp bakt . Agnes oradayd , onun vcuduna bekilik ediyordu. Ang61ique, on be) ya) na bast % zaman, bylece, ok sevimli bir k z oldu. Geri ne o kapal ve al )makla geen hayat, ne katedralin latif glgesi, ne, gzel ermi) kad nlarla dolu efsane, onu bir melek, mutlak mkemmellikte bir yarat k yapm ) de%ildi. Hep, ta)k nl klara kap l yor, t kanmas ihmal

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

edilmi) ruh k)elerinde, akla gelmedik bo)luklardan, kusurlar patlak veriyordu. Fakat, o zaman, ne kadar utan yordu, kusursuz olmay ne kadar istiyordu! Asl nda ne kadar insani ne dara canl , ne kadar cahil ve saft ! Hubert'lerin, y lda iki defa, Hamsin yortusu'nun ilk pazartesi gn ile Uruc Meryem yortusu gn, gitmeyi adet edindikleri byk yar )lar n birinden dnerken, bir yabani gl fidan skm), sanra onu darac k baheye dald rm )t . Fidan buduyor, buduyordu; fidan, orada, daha dz sryor, daha iri, daha kibar kokulu yaban glleri veriyordu; Angelique, her zamanki intiras yla, bunu kolluyor, fakat a) lamak istemiyor, bir mucize olup da, fidan, a) gl verecek mi diye anlamak istiyordu. Fidan n etraf nda dne dne z pl yor, hayran bir tav rla: "Ben diktim! Ben diktim!" deyip duruyordu. Allan n bay r nda buldu%u yaban glnden dolay onunla alay edecek olsalar, buna kendi de glyor, yz bir para soluyor, kirpiklerinin ucunda ya)lar birikiyordu. Menek)e rengi gzlerinin bak ) daha tatl la)t , ) k )effafl % ndaki kumral salar n n, alt n bir hale ile ku)att % hzn yznde, aral k dudaklar , ufak, beyaz di)lerini meydana kar yordu. Narinle)meden bym)t; boynu ve omuzlar , hep, gururlu bir zariflikte idi, g%s yuvarlak, endam k vrakt ; ayn zamanda da ne)eli, sa%l kl idi; masum bir tenin, iffetli bir ruhun geli)ti%i, sonsuz bir )irinli%e sahip, az grlen bir gzeldi. Hubert'ler, onu, her gn biraz ha fazla seviyorlard . #kisi de, onu evlat edinme%i d)nm)lerdi. .Yaln z eski ac lar n tazelemek korkusuyla bundan hi szetmiyorlard . Nitekim yatak odalar nda, Hubert, her )eyi gze al p bunun szn etti%i sabah, kad n bir iskemleye y % ld , h k rarak a%lamaya ba)lad . Bu ocu%u evlat edinmek, bir evlat sahibi olmaktan sonsuza dek mit kesmek de%il iniydi? Geri, o ya)ta, art k bunu ummamak gerekiyordu; sonra, Hubertine, ocu%un kendi k z evlad olaca% gibi gzel bir d)nceyle, bu i)e raz . Bunu kendisine syledikleri zaman, hngr hngr a%lad . Art k karar verilmi)ti; Angelique, )imdi kendisiyle dopdolu, kendisinin genli%iyle genle)en, gl)yle gle hale gelen bu evde, onlarla beraber ya) yacakt . Fakat, daha ilk ad mda, bir engelle kar) la) p )a) rd lar. Dan )t klar sulh yarg c M. Grandsire, ocu%u evlat edinmelerinin kesin olanaks zl % n onlara anlatt ; kanun, manevi evlad n re)it olmas n emrediyordu. Sonra, zgn olduklar n grnce, onlara, manevi vasilik )eklini nerdi. Elli ya) n gemi) herkes, on be) ya) ndan kk bir ki)iyi, manevi vasisi olmak suretiyle, kanuni bir s fatla korumas alt na alabilirdi. nn ya) da buna uygundu,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubert'ler, son derece ho)nut, bu )ekli kabul ettiler; hatta, medeni kanun uygun oldu%u iin,, ileride, vasiyetname ile, ocu%u yine evlatl %a almalar da kararla)t . M. Grandsire, Huberti'in yaz s n ve kar s n n iznini ald , sonra btn kimsesiz ocuklann vasisi olan sosyal yard m direktryle ili)kiye geti; oran n da r zas n almak gerekiyordu. Soru)turma yap ld . Sonuta evrak, Paris'te, bu i)e memur edilen sulh yarg c na verildi. Manevi vasilik beyannamesi olan zab t evraklar ndan ba)ka bir eksik kalmam ) ki, Hubert'ler neden sonra ak llar na gelen bir kuruntuya yakaland lar. Angelique'i bu )ekilde evlat edinmeden nce ailesini bulmak iin aba haracamal de%il miydiler? E%er, annesi varsa, ocu%unu terk etti%ine kesin emin olmad ka, k z bildikleri gibi kullanmak hakk n kimden al yorlard ? Sonra, as l, vaktiyle endi)e ettikleri, )imdi yeni den kayg s n duyduklar , o bilinmeyen nokta vard , ocuk, belki de bozuk bir kkten geliyordu. Bu, onlar o kadar rahats z ediyordu ki, uykular ka yordu. Hubert, birdenbire, Paris'e gitti. Bu, onun sakin hayat nda tepeden inme bir olayd . Angelique'e yalan syledi, vasilik i)i iin, kendisinin orda bulunmas gerekli oldu%unu syledi. Yirmi drt saat iinde, her )eyi %renece%ini umuyordu. Fakat, Paris'te, gnler geti, her ad mda kar) s na engeller dikiliyordu; ondan ona ko)arak, kald r mlar a)and rarak, )a)k n, adeta a%lamakl bir halde, orada bir hafta vakit geirdi. nce, sosyal yard m dairesinde, onu ok so%uk kar) lad lar. ocuklar re)it oluncaya kadar, aileleri hakk nda bilgi vermemek, dairenin usul idi. Arka arkaya sabah, onu bo) evirdiler. Israr etmek, drt kalem odas nda a klama yapmak zorunda kald , manevi vasi s fat yla mracaat etti%ini anlata anlata sesi k s ld ; o an, uzun boylu, s ska bir )ef ieri girdi. Hi bir kesin vesika bulunmad % n ona haber verdi. Daire, ocuk hakk nda hibir )ey bilmiyordu; Angelique - Marie ocu%u, bir ebe kad n getirip b rakm ), annesinin ad n sylememi)ti. Hubert, midini kesip, Beaumon'un yolunu tutaca% s rada, akl na bir )ey geldi, daireye drdnc kez ba)vurdu, do%um ka% d n grmek isdedi; orda ebenin ad herhalde yaz l olacakt . Bu da bir sorun oldu. Nihayet, ebenin ad n %rendi, Madam Foucart'd , hatta, bu kad n n, 1850 senesinde, Deux - Ecus soka% nda oturdu%unu da %rendi. Bunun zerine, yine ordan oraya dola)ma%a ba)lad . Deux -Ecus soka% n n bir ucundaki binalar y km )lard evre sokaklar daki dkkanc lardan hiibirisi, madam Foucartl an msayam yordu. Bir salnameyi kar )t rd . Ebenin

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ad orada da yoktu. Gzleri havada, tabelalar ara)t rarak, btn ebe kad nlar n kap lar n almay gze ald ; sonuta, bu are, zaman kazand rd . Hubert, )ans eseri olarak, ihtiyar bir kad n ele geirdi. Kad n bir %l k kopard . Nas l? Madam Fo-ucart' nas l tan mazd ? O ne de%erli kad nd , ba) na ne felaketler gelmi)ti! Paris'in br ucunda Censier soka% nda oturuyordu. Hubert, oraya se%irtti. Deneyimden ak llanm ), diplomata davranmay kararla)t rm )t . Fakat, k sac k bacakl , bodur, koskoca bir kad n olan madan Foucart, nceden haz rlad % sorular s ras yla sormas na meydan b rakmad . Hubert, ocu%un adlar n ve hkmete teslim edildi%i tarihi syler sylemez, kad n n, enesi kendili%inden a ld , bir sr kindar szlerle, btn olay anlatt . Ya! ocuk ya) yordu, ha! Eh, ana diye, yaman bir kalta%a sahip oldu%u iin vnebilirdi! Evet, dul kald % ndan beri madan Sidonie diye a%r lan bu kad n ok iyi bir ailedendi, bir erkek karde)inin bakan oldu%u syleniyordu, ama, yine de en mundar i)leri yapmaktan geri kalm yordu! Sonra, madam Foucart, kad n ne )ekilde tan d % n anlatt ; o tarihte, bu kaltak, talihini denemek iin, kocas yla beraber Plassans'dan henz gelmi), Saint -Honore soka% nda bir dkkan am ), yemi) ve Provence zeytin ya% sat yordu. Kocas lp gmldkten on be) ay sonra, bir k z olmu)tu; nereden peydahlad % n bilmiyordu; nk, fatura kadar kuru, protesto ka% da kadar so%uk, mba)ir yama% kadar kay ts z ve kaba bir kad nd . Bir su affedilirdi, ama, nankrlk! Ma%azan n sermayesi yenip bittikten sonra, lohusal % nda onu besleyen, ocu%u beri tarafa gtrp teslim ederek onu kurtaracak kadar fedakarl k gsteren, madam Foucart de%il miydi? Halbuki, bu fedakarl % na dl olarak grd% kar) l k, kendisi de s k nt ya d)t% zaman, ondan ayl % koparma%a, hatta, elden, dn verdi%i on be) frang geri almaya ba)ar l olamamaktan ibaret kalm )t . (imdi, madam Sidonie, Faubaurg - Poissonniere'de, bir binan n asma kat nda, kk bir dk-kanla odada oturuyor, orada, dantela satmak bahanesiyle, her )ey sat yordu. Ya! kuzum, ya kuzum! Bu e)it bir anay tan mamak daha iyi idi! Bir saat sonra, Hubert, madam Sidonie'nin dkkan n n etraf nda dola) p duruyordu. Orada, zay f, solgun, ya) ve cinsiyeti belli olmayan, her trl )pheli i)lerle lekeli, tirelmi), siyah elbiseli bir kad n, gzne ili)ti. Bir rastlant dnyaya gelen k z n n anas , bu me-yanc kar yre%ini asla s tm ) olmasa gerekti. Hubert, titizlikle soru)turma yapt , hi kimseye, hatta

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kar s na bile sylemedi%i bir sr )eyler %rendi. Bununla beraber, esrarl kk ma%azan n nnden, son bir defa daha geti. Acaba, kendini tan tmas , kad n raz etmesi gerekmez miydi? Ana ile k z aras ndaki ba% , byle, sonsuza dek kesmeye hakk olup olmad % na karar vermek bir namuslu insan n kendisine d)en bir i)ti. Birdenbire yzgeri etti. O ak)am Beumont'a dnd. Hebertine de, manevi vasilik zab t varakas n n imzaland % n , tam o gn, msy Grandsire'den haber alm )t . Ange-lique, kollar aras na at ld % zaman, Hubert, ocu%un gzlerindeki sanc dolu yalvarmadan, yolculu%un as l nedinini anlam ) oldu%unu iyice grm)t. O zaman, yaln zca )u szleri syledi. Evlad m, annen lm). Angelique, a%l yarak onlar kucaklad . Ondan sonra, bu sorundan asla szedilmedi. Angelique, k zlar yd . O y l, Hamsin yortusunun ilk pazartesi gn, Hubert'ler, Angelique'i Beamont'un iki fersah a)a% s ndaki Ligneul'e tepeden bakan Hautecour )atosu harabelerinde %le yeme%i yemeye gtrm)lerdi; gzel havada ko)malar ve glmelerle geen o gnden sonra, ertesi gn, atlyenin eski saati yediyi ald % zaman, gen k z hala uyuyordu. Hubertine, yukar k p kay y vurmak zorunda kald . 39 Hu! Tembel k z!.. Biz kahvalt ettik bile. Angelique acele giyindi, a)a% ya indi, yaln z ba) na kahvalt etti. Sonra, Hubert'le kar s n n i)e ba)lam ) bulunduklar atelyeye girince: Aman! Ne uyumu)um! dedi. Pazar gn iin sz verdi%imiz stlk ne olacak? Pencereleri baheye bakan atelye, ilk haliyle, hemen oldu%u gibi korunmu), geni) bir yerdi. Tavandaki plak, isle kapkara olmu), kurt yenikleriyle dolu iki kal n kiri)in oral % , badana bile edilmemi)ti; s va atlaklar ndan, ba%dadinin latalar gzkyordu. Kiri)leri tutan ta) saak oymalar ndan birinde, herhalde binan n yap m tarihi olan, 1463 rakam yaz l yd . Yine ta)tan olan, ufalanm ) ve biti)ik yerleri ayr lm ) )mine, yksek payandalar yla dirsekleriyle, bir tepelikle biten ba)l % yla, zarifli%ini koruyordu; hatta, ba)l k ss zerinde hala, zamanla erimi) gibi duran ilkel bir oymada i)lemecilerin piri, Saint Clair grlyordu. Fakat, )mine art k kullan lmaz olmu)tu; iini, kapaks z bir dolap yapm )lar, raflar koymu)lard , raflarda resimler y % l duruyordu; )imdi, oday an biimi kocaman bir

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dkme soba s t yor, soban n borusu, tavan hizas nda uzand ktan sonra, )minenin ba)l % n n delip d )ar k yordu. Sarsak hale gelmi) olan kap lar XIV. Louis devrinden kalma idi. Eski d)eme tahtalar ryor, aralar nda, her delik a ld ka birer birer yerle)tirilmi) daha yeni tahtalar grlyordu. Duvarlar n sar boyas , yz y la yak n bir zamand r dayan yordu, yukar k s mlar solmu), a)a% k s mlar izik izik olmu), kherile lekeleriyle dolu idi. Her sene, duvar yeniden boyatmaktan sz ediyorlard , fakat, de%i)iklikten ho)lanmad klar iin bir trl karar veremiyorlard . stnl%n gerili oldu%u tezgah n ba) nda oturan Hubertine, ba) n kald rd : Biliyorsun ya, dedi, stl% pazar gn teslim edersek, sana bahe iin bir sepet hercai menek)esi szverdim. Angelique, ne)eyle hayk rd : Sahi... Hemen ba)l yay m!.. Ama yks%m nerede? al )mad n m yd , avadanl klar uuyor. Eski fildi)i yz% sere parma% n n ortas na geirdi, tezgah n te taraf na, pencerenin kar) s na oturdu. Son asr n ortas ndan beri, atelyenin tertibat nda hibir de%i)iklik olmam )t . Usuller de%i)iyor, i)lemecilik sanat ba)kala) yordu, fakat, orada, odan n te ba) nda, mteharrik bir sehpa zerinde duvara ak l duruyordu. K)elerde antika aletler pinekliyordu; makaralara sar l alt n k laptanlar , el srmeden )i)e geirmeye yarayan ark ve kk )i)leriyle, bir reke: iplikleri bkmeye yarayan makaraya benzer, duvara m hlanarak kullan lan bir el kr % ; t % i%nesiyle i)leme yapmak iin, atlaslar ve emberleri zerlerinde duran, boy boy kasnaklar vard . Bir rafta, pul kesmeye yarayan bir sr khne z mba aleti duruyordu. Atelyede, bir de enkaz halinde bir )ey, eski i)lemecilerin kulland klar trden byk bir )amdan vard . Duvara ak l , kay )tan bir avadanl % n gzlerinde z mbalar, tokmaklar, eki)ler, tir)e oymaya yarayan demirler, ipliklere, kullan ld ka )ekil vermeye yarayan )im)ir kalemler tak l idi. Oyma yap lan lhamur a%ac ndan masan n alt nda byk bir kr k grlyor, kam )tan, hareketli iki makaras na bir ile k rm z yn gerilmi) duruyordu. Dolab n yan nda, bir ipe geirilmi), i% renkli ipek makaras dizileri sallan yordu. Bir de, bir sepet dolusu bo) makara vard . Bir iskemlenin stnden bir sicim yuma% yere d)m), zlm)t. Angelique: Oh! ne gzel hava, ne gzel hava, dedi. Ya)amak insan n ho)una gidiyor.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sonra, i)inin stne e%ilmeden nce, parlak may s sabah n n ieri girdi%i a k pencerenin nnde, bir an kald . Katedralin at s ndan, bir gne) huzmesi szlyor; piskoposluk bahesinden, taze bir leylak kokusu ykseliyordu. Angelique, hayran, ilkbahara gml glmsyordu. Sonra, yeniden uykuya dalm ) gibi, irkilerek: Baba, i%neme takacak k laptan m kalmad , dedi. karmakta oldu%u bir kaftan nak s n n kal b n bitirmekle u%ra)an Hubert, dolaptan bir yumak ald , kesti, ipe%i kapl yan k laptan kaz yarak iki ucunun inceltti; bir par)mene sar l bu yuma% ona getirdi. #ste%in bu kadar m ? Evet, evet. Angelique, bir bak )la, ba)ka. hibir eksi%i olmad % n grm)t. K rm z , ye)il, mavi, renk renk s rmalar geirilmi) )i)ler; her renkten ipekleri sar l makaralar; kutu diye kullan lan bir )ap-kadibinde karmakar ) k, bkme veya k v rc k t rt llar, ince uzun i%neler, elik k skalar, yksekler, makaslar, balmumu yuma% , hepsi tamamd . Btn bunlar, do%ruya tezgah n kal n, klrengi bir ka% tla rtl, gerilmi) kuma) stnde duruyordu. Angelique, i%neye bir sap s rma takm )t . Fakat, i%neyi kuma)a ilk bat r ) nda, s rma koptu, gen k z, s rmay bir para kaz y p, ipe%in ucunu inceltmek zorunda kald , kaz d % s rmay , yine tezgah n stnde duran k r nt kutusuna att . #%nesini bat r nca: Eh! Hele )kr, dedi. Byk bir sessizlik oldu. Hubert, bir tezgah germe%e koyulmu)tu, Hubertine'in kenar bezlerine dikti%i kaftan n k rm z ipe%ini yolu yoluna getirecek )ekilde, kprlerin ikisini de, tam ka-r ) l kl , kalasla sehpan n stne koymu)tu. Sonra, padavralar , kprlerin yuvalar na yerle)tirdi, drt ivi ile tutturdu. Sa%a sola oynatt ktan sonra, ivileri geriye alarak, tezgah iyice gerdi. Parmaklar n n ucuyla kuma)a vurdu, kuma), davul gibi tyordu. 42 Angelique, e)i az bulunur bir i)lemeci olmu)tu, ustal % ve temiz zevki ile, Hubert'leri hayran b rak yordu. Ona %rettikleri )eylerden ba)ka, i)ledi%i i)e kendisi de ihtiras n kat yor, ieklere hayat, sembollere iman veriyordu. Ellerinin alt nda, ipek ve s rma canlan yor, en kk ssler, mistik bir hamle ile ykseliyor; Angelique, hep uyan k muhayyilesi, grnmez aleme inanc ile, kendisi i)e tamamiyle veriyordu. #)lemelirin baz lar , Beaumont ruhani

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dairesini yle heyecana vermi)ti ki, arkeolog bir papazla, tablo heveslisi bir ba)ka papaz onu grme%e gelmi)ler, yapt % Meryem tasvirleri kar) s nda kendilerinden gemi)ler bunlar , ilkel sanatlar n n yapt klar safdil betimlemelerle k yas etmi)lerdi. Bunlarda da ayn samimiyet, ayr nt lar n inceden inceye mkemmelli%i ile ku)at lm ) ayn ahret duygusu grlyordu. Angelique'de resme kar) ilgi vard ; bu, gerekten bir mucize idi: Kimseden ders almadan s rf, geceleri lamba ) % ndaki al )malar yla, o%u zaman, modellerini tashih ediyor, onlardan ayr l p, i%nesinin ucuyla kendi keyfine gre )ekiller yarat yordu. Onun iin, Hubert'ler, iyi bir i)lemeciye resim bilgisinin ok gerekli oldu%unu sylyorlar, bu i)te eski olmalar na kar) n onun kar) s nda geriliyorlard . Yava) yava), kendileri onun alakgnll yard mc lar ndan ibaret kal yorlar, fazla ssl btn i)leri ona veriyorlar, kendileri bu i)lerin sadece zeminini haz rl yorlard . Y l n bir ba) ndan te ba) na kadar, Angelique'in ellerinden, ne parlak ve kutsal harikalar geiyordu! Gen k z, hep ipeklerin, atlaslar n, kadifelerin, alt n ve gm) k laptanl kuma)lar n iinde ya) yordu. stlkler, omuzluklar, kolaklar, kaftanlar, diyakos har-maniyeleri, talar, bayraklar, kupalarla kuddas kaplar iin rtler i)liyordu. Fakat, as l, be) renk zerine boyuna i)ledi%i stlklerdi. Gnah kartan papazlarla bakireler iin beyaz, havariler ve din )ehitleri iin k rm z , llerle g%e ekilme gnleri iin siyah, masumlar gn iin mor, btn yortu gnleri iin ye)il stlkler i)liyordu. Bir de, beyaz n, k r m z n n ve ye)ilin yerini tutabilen, s k s k kullan lan 43s rmal stlkler vard . Salibin ortas na, hep ayn alametler, #sa ile Meryem'in markalar , ) klarla ku)at lm ) gen, kuzu, sakaku)u, gvercin, bir kupa, bir gevrek kab , dikenlerle delinmi), kanayan bir yrek betimi i)leniyordu; yakada ve kollarda, )ekiller ve iekler, eski biim btn ssler, btn iri iekler, Girit laleleri, baya% laleler, )akay klar, nar iekleri, ortancalar vard . Mevsim gemiyordu ki, Angelique, siyah zerine gm) s rma ile, yahut k rm z zerine alt n s rma ile, simgesel ba)aklar ya da zmler i)lemesin. ok ssl stlkler iin, tablolar olu)turuyor, ortaya bir teb)ir, be)ik, ile sahnesi yap yor, etraf na ermi) ba)lan diziyordu. Bazen, s rma i)lemeler, do%rudan do%ruya zemin zerinde oluyor, bazen, ipek veya atlas )eritleri, s rmal diba, ya da kadife zerine i)liyordu. Kutsal bir ihti)amla dolu bu iekler, birer birer, onun ince parmaklar ndan do%uyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique'in o s rada i)ledi%i stlk, beyaz atlastan bir stlkt; salip, e)itli i% renk ipekle i)lenmi) gllerin aras nda, s rmadan bir zambak demetiyle yap lm )t . Ortada, donuk s rma ile i)lenmi) kk gllerden bir ilingir iinde, k rm z ve ye)il s rmadan yap lm ), gayet ssl bir Meryem markas p r lt lar sa yordu. Angelique, bir saatten beri, s rmadan kk gllerin yapraklar n , sarma i)iyle i)liyordu; sessizli%i, tek kelime bozmam )t . Fakat, i%-nesindeki s rma tekrar koptu, gen k z, becerikli i)i sanat yla, te-gah n alt nda onu tekrar i%neye geirdi. Sonra, ba) n kald rd , per-cereden giren btn o ilk bahar , uzun bir nefesle, adeta iti. Ooh! diye m r ldand , dn hava ne kadar gzeldi!.. Gne), ne iyi )ey! #pli%ini balmumulamakla me)gul Hubertine, ba) n sallad . Ben ok yorgunum, dedi, kollar m bende de%il. Senin gibi on alt ya) nda de%ilim, soka%a da bu kadar az k nca! Yine de, hemen i)e koyuldu. Kabartma yapmak iin, yerleri i)aretli tir)e paralar keserek zambaklar haz rl yordu. Hem, bu ilkbahar gne)lerinde insan n ba) atl yor, dedi. Angelique, kilisenin bir payandas ndan szlen ) %a dal p gitmi)ti. Yok, yok, ben serinledim, dedi; btn gn gzel havada kendimi dinlendirdim. Kk s rma yapraklar bitirmi)ti, iri gllerden birine ba)lad ; ka trl, renk ipek gerekli ise o kadar say da ipek geirilmi) i%neyi haz r tutuyor, iek yapraklar n n a l ) ynnde girintili k nt l diki)lerle i)liyordu. Bunun nazik bir i) olmas na kar) n biraz nce sessizlik iinde, tekrar ya)ad % bir gn nceki an lar )imdi dudaklar ndan ta) yor, yle bol say da f rl yordu ki, arkas kesilmiyordu. Giri)i anlat yor, geni) k rlar , orada, Hauterceur harabelerinde, y k k duvarlar , altta, elli metre a)a% da, s%tler aras nda akan Ligneul deresine hakim bir salonun ta) d)emeleri stnde yedikleri %le yeme%ini anlat yordu. Zihni, bu harabelerle, al l klar alt nda darmada% n duran ve o dev binan n, ayakta, her iki vadiye tepeden bakt % devirdeki heybetine tan k olan o enkazla dolu idi. Kule, tepesi d)m), yar lm ) olmakla beraber, her )eye kar) n on be) ayak kal nl % ndaki temelleri zerinde yine sapasa%lam, altm ) metre yksekli%indeki boyu ile, ylece duruyordu. #ki kule, Clarlemagr e kulesiyle David kulesi de adeta sa%lam kalm ) bir cephe du-var yla biribirine ba%l olarak dayanm )t . #eride, kilise, mahkeme salonu,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

odalardan bir tak m gibi, binan n baz k s mlar hala bulunuyordu; merdiven basamaklar , pencerelerin istinat duvarlar , set-lerdeki s ralar, bugnk ku)aklar iin lden a) r , adeta, devler taraf nda yap lm )a benziyordu. Buras koskoca bir hisar )ehriydi. Be) yz sava) asker, orada, ne cephane, ne yiyecek s k nt s ekmeden, otuz ay srecek bir korumalar g%s gerebilirdi. Yabani gl a%alar , iki as rdan beri alt odalar n tu%lalar n biribirinden ay -r yor, leylaklarla s ra salk mlar, y k k tavanlar n enkaz n ieklendiriyordu; korumalar odas n n oca% nda bir nar srm)t. Fakat, gn batarken, kulenin iskeleti, glgesini, fersahl k ekilmi) topraklara uzatt % ve btn )ato, ak)am n karalt lar ortas nda, dev gibi cssesiyle, onar lm ) gibi grnd% zaman, eski hakimiyeti, onu, Fransa krallar n n bile tir tir titredi%i, ku)at lmaz bir kale haline koyan etin gc hala hissediliyordu. Angelique, devam etti: Hem, eminim, iinde ruhlar oturuyor, geceleri geliyorlar. Trl trl sesler i)itiliyor, her tarafta hayvanlar var, adama bak yorlar; ayr l rken arkama dnp bakt % m zaman, duvarlar n tepesinde yzen kocaman beyaz yzler grdm... yle de%il mi anne? Siz )atonun tarihini biliyorsunuz. Hubertine sakin sakin glmsedi. Yok can m! Ben mrmde hortlak grmedim. Ama, gerek, )atonun tarihini biliyordu, bir kitapta okumu)tu; gen k z n srarl sorulan zerine, onu yeniden anlatmak zoruda kald . Arazi, Clovis'den Saint Remi'ye gemi)ti, ondan beri de, Reims Ba)piskoposlu%una ba%l idi. Severin isimli bir ba)piskopos, onuncu yzy l n amac iine Ligneul deresinin dkld% Oise nehri boyunca yukar kan Normand'lara kar) memleketi savunmakt r. Bir y l sonra, Severin'in bir d)man , kaleyi, senede altm ) metelik vergi ko)ulunda ve Beaumont )ehriyle kilisesinin serbest kalmas )art yla Normandie hanedan n n kk o%lu Norbert'e vermi)ti. Bylece, birinci Norbert, Hautecoeur markilerinin reisi oldu ve bunlar n nl slalesi, o tarihten itibaren, tarihi doldurdu. Kilise mallar n ald % iin iki kez aforoz edilen, bir kez de otuz burjuvay kendi eliyle bo%azlayan yol kesici haydut IV. Herve, Louis le Gros'ya kar) sava) ilan na kalk )t % iin, kalesi yerle bir edilmi)ti. Philippe Auguste'le beraber Hal seferine kat lan Birinci Raoul, kalbine bir m zrak yiyerek Akka nnde telef oldu. Fakat, en nlleri Byk V. Jean'd ;

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

1225 de kaleyi yeniden yapt rd , be) y ldan az bir zaman iinde bu korkun Hautecoeur )atosunu yapt rd , onun korumas na s % n p, bir sre, Fransa taht na konmay kurdu; yirmi meydan sava) ndan kurtulduktan sonra, #sko kral n n kayn oldu, rahat d)e%inde ld. Sonra, Kuds'e yal nayak giden III. Felicien; #sko taht zerinde hak iddia eden VII. Herve, y l boyunca, kudretli ve asil, daha ba)kalar geldiler, ta IX- Jean'a kadar; o da, Mazarin devrinde, )atonun y k l ) n grmek ac s na u%rad . Son bir ku)atmadan sonra, kulelerle burcun kubbeleri, la% m konularak uuruldu; delili%ini avutmak iin VI. Charles' n gelip iinde oturdu%u, ondan yakla) k iki yz y l sonra, IV. Henri'nin Gabrielle d'Estrees ile birlikte bir hafta kald % binalar y k ld . Btn bu gzel an lar )imdi otlar alt nda uyukluyordu. Angelique, tezgah ndaki gl do%duka, renklerin latif canl l % ndan sanki bu lm), heybetli )eylerin hayali ykseliyormu) gibi, i%nesini durdurmadan, merakla dinliyordu. Tarihteki bilgisizli%i, olaylar bytyor, harikal bir efsanenin derinli%ine itiyordu. K z, hayran, bir inanla rperiyor, )ato diriliyor, g%n kap lar na kadar ykseliyor, Hautecreur'ler, hazreti Meryem'in amca o%ullar oluyorlard . yleyse, dedi, bizim yeni piskopos monseryr d'Hautecoeur, o aileden mi? Hubertine, Monsenyrn kk bir koldan olmas gerekti%ini, byk bir kolun oktan beri nesli tkendi%ini syledi. Hatta, bu acaip bir de%i)me idi; nk, y llarca Muatcceur markileriyle Beaumont ruhani heyeti, sava) halinde ya)am )lard . 1150 y l civar nda, bir ba)papaz, sadece kendi tarikat n n kaynaklar yla kilisenin yap m na kalk )m )t ; onun iin, ok gemeden para tkendi; bina, ancak yan mihraplar n hizas na kadar ykselebilmi)ki, kubbeyi, tahtadan bir damla rtmek zorunda kald lar. Aradan seksen y l geti, V. Jean )atoyu yeniden yapt rm )t ; yz Frank verdi, bu para daha ba)ka paralara eklenerek kilisenin yap m n srdrld. Kubbe yap l p tamamland . #ki kule ile byk cephe, ok Ldaha sonra, ancak, 1430 y l dolaylar nda on be)inci yzy l ortas nda tamamlanabildi... V. Jean' , cmertli%inden dolay dllendirmek iin, ruhani heyet ona ve adamlar na kilisenin, Saint Georges'a tahsis edilmi) mihrap dairelerinden birine gmlmek hakk n vermi), o tarihten beri de, o daire, Hautecoeur mihrab ad n alm )t . Fakat, iyi ili)kiler devam edemezdi; )ato Beumont'un imtiyazlar n srekli tehlikeye koyuyor, hara ve k dem hakk

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

meseleleri yznden boyuna at )malar patlak veriyordu. zellikle bu sorunlardan biri, senyrlerin Ligneul r-ma% ndaki seferlerden almak istedikleri geit hakk , kavgalar uzatt ka uzatt . Tam o s rada, a)a% )ehir, ince bez fabrikalar a lmas zerine, byk bir geli)meye erdi. O tarihten ba)layarak Beaumont'un serveti gnden gne artt ; Hautecoeur'nki ise azal yordu; bu, )ato y -k l ncaya kadar devam etti, o zaman kilise stn geldi. XIV. Louis, kiliseyi bir katedral haline getirdi, eski ke)i)ler dairesinin birinde bir piskoposlar binas yap ld ; bugn de tesadfen, Hautecceur ailesi taraf ndan biri, drt yz y l sava)t ktan sonra atalar n yenen ve hala dipdiri duran bu ruhani heyete, piskopos s fat yla hkmediyordu, Angelique: Ama, Monsenyn evli imi), dedi. Yirmi ya) nda, koca bir o%lu var de%il mi? Hubertine, tir)e paralar ndan birinin przlerini dzeltmek iin makas alm )t . Evet, bunu bana rakip Cornille anlatt , diye yan t verdi. Aman, ok hazin bir hikaye!.. Monsenyr, X. Charles zaman nda, yirmi bir ya) ndayken yzba) imi); 1830 da, yirmi drt ya) nda istifa etmi); iddia ettiklerine gre, k rk na kadar yolcu iinde ya)am ), yolculuklar yapm ), maceralar geirmi), dellolar etmi), sonra, bir ak)am, yazl kta tan d klar evinde, kont de Valencay'nin Paule isimli k z n grm); ok zengin, grlmemi) derecede gzel, henz on dokuz ya) nda, yani kendisinden yirmi iki ya) kk bir k zm ). K z n a)k ndan deli olacak hale gelmi), o da onu taparcas na sevmi), hemen evlendirmek zorunda kalm )lar. Hautecoeur harabelerini o zaman sat n alm ), yok pahas na, galiba on bin franga; maksad )atoyu onarmak ve orada kar s yla yerle)mekmi), Anjou'daki eski bir malikaneye kapan p ya)am )lar, insan yz grmek istememi)ler; saatler, ikisine de, ok k sa grnyormu)... Paule, bir o%lan do%urmu), lm). Tebe)ir dolu bir kesecikle nak ) rne%i karmakta olan Hubert, benzi sapsar , ba) n kald rm )t . Ah! Zavall ! diye s zland . Hubertine devam etti: Monsenyn, az daha lecekmi), diyorlar. Bir hafta sonra papazl %a girmi); bu dedi%im, yirmi y l nce bugn de, piskopos... Ama, bir )ey daha sylyorlar, anas n n ba) n yiyen o ocu%u, o%lunu, yirmi y l grmek istememi). Onu, kar s n n amcas olan ihtiyar bir papaz n yan na verip ba) ndan atm ), ondan haber bile almak istememi), varl % n unutmaya

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

al )m ). Bir gn, ocu%un resmini yollam )lar, len sevgili kar s n grr gibi olmu); onu, sanki kafas na bir balyoz vurulmu) gibi, yerde, kaskat bir halde bulmu)lar... Sonra, ya)lanm ), hep dua ile zaman geirmi), o byk ac s san r m dinmi); nk rabip Cornille bana dn syledi, Monsenyr, nihayet, o%lunu yan na a% rm ). Angelique, kokusu atlastan ykseliyormu) san lacak kadar taze grn)l gl i)leyip bitirmi), gzleri hlya dolu, gne)li pencereden tekrar d )ar bak yordu. Yava) sesle tekrarlad : Monsenyrn o%lu... Hubertine, hikayesini tamaml yordu. Arslan gibi bir delikanl ym ), diyorlar. Babas onu papaz yapmak istiyormu) ama, ihtiyar rakip istememi), nk bu i)e ocu%un hi iste%i yokmu)... stelik de milyonlar var! Sylentilere ba-k l sa, elli milyon! yle ya, annesi ona be) milyon b rakm ), bu para 49ile, Paris'te arsa sat n alm )lar, )imdi de%eri elli milyondan fazla imi). Bir kral kadar zengin! Angelique, say klar gibi fark na varmadan tekrarlad : Kral kadar zengin, arslan gibi bir delikanl . Sonra, elini, iten gelen bir hareketle uzatt , tezgah n stnden, bir ile s rma sar lm ) bir )i)ald , byk bir zamba% n oymal nak s na ba)lad . S rmay )i)in gznden geirdikten sonra, bir ucunu, kal nl k yapan tir)enin ta kenar na bir d%mle tutuldu. Sonra al )maya ba)lad , iste%inin zlemine dalm ): Ooh! Ben, benim iste%im, benim istedi%im... Dedi, fikrini tamamlamad . Tekrar, derin bir sessizli%ie ba)lad ; bu sessizli%i yaln z, kiliseden gelen hafif bir ilahi sesi bozuyordu. Hubert, tebe)ir tozunun b rakt % btn noktlama izgilerin stnden bir f rayla geerek resmi dzeltiyor; bylece, kaftan n ssleri, k rm z ipekli zerinde beyaz olarak meydana k yordu. Bu sefer, yine o konu)tu: O eski devirler ne mkemmelmi)! Senyrler, nak )larla kaskat duran giysiler giyerlermi). Lyon'd, bu giysilerin kuma) n , kulac alt yz Frank'a kadar satarlarm ). #)lemeci ustalar n n tzklerini emirnamelerini okumal ; kral i)lemecilerinin, teki ustalar n i)ilerini ordu kuvvetiyle msadere etme%e haklar oldu%u, anlarda yaz l d r... Hem, bizim armalar m z da varm ): Mavi zemin zerine, orta )eridi alaca alt n s rma, ikisi ba) tarafta, biri uta, yine sarmadan tane zambak.. Hey! ne mkemmelmi), o eski zamanlar!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sustu, tozlar n silkmek iin, parma% yla tezgaha vurdu. Sonra ekledi: Ben kkken, annemin bana s k s k anlatt % , Hautcceur'lere dair bir hikaye vard r ki, Beaumont'da hala sylerler... Mthi) bir veba, )ehri mahvediyormu), halk n yar s lm); o s rada, V. Jean, )u kaleyi yeniden yapt ran, bir de bakm ) ki Tanr kendisine, bu afeti yenecek g vermi). Bunun zerine yal nayak, hastalar n evine gitmi), diz km), dudaklar ndan pm); "Tanr istese, ben de istiyorum" diye, onlar dudaklar ndan per pmez, hastalar iyi oluyorlarm ). Onun iin, bu szle, Hautcoeur'lerin istedi%i olup kalm ); o tarihten beri, hepsi vebay iyi ederler... Yoo! Yaman adamlar! Hanedan adamlar! Monsenyr, papal %a girmeden evvel, XII. Jean ad n ta) yordu, o%lunun ismine de, prens gibi, bir rakam eklenecek. Bu szlerin her biri, Angelique'in hlyas n avutuyor, uzat yordu. Ayn ahenkli sesle, tekrar: Ooh! Benim istedi%im, benim istedi%im., dedi. #pli%e dokunmadan )i)i elinde tutuyor, s rmay , tir)e zerinde, bir sa% bir sola gtrerek i)liyor, her geri dn)nde, ipekle bir d%m yap p t %l yordu. Byk, s rma zambak, yava) yava) i-ekleniyordu. Ooh! Benin istedi%im, benim istedi%im, bir prensle evlenmek... Hi grmedi%im bir prens olacak, bir ak)am, gn kavu)urken gelecek, beni elinden tutup bir saraya grrecek... Bir de, ok yak ) kl ok zengin olmas n isterim. Dnyaya, hi onun kadar yak ) kl , onun kadar zengin prens gelmemi) olmas n isterim! Pencerelerimin alt nda atlar ki)nesin, dizlerimin stnde sel gibi mcevherler dklsn, avular m aar amaz alt nlar aks n, ya%mur gibi, tufan gibi, alt n aks n... Bir de, prensim beni ld ras ya sevsin ki, ben de onu deli gibi seveyim isterim. #kimiz de ok gen, ok saf, ok asil olaca% z, srekli, srekli! Hubert, tezgah n b rakm ), glmseyerek yakla)m )t ; Hubertine de, gen k z , parma% yla dosta, tehdid ediyordu. Ah!, ma%rur k z, ah! A gzl k z, sen yola gelmiyecek misin? (imdi de kralie olmak istiyorsun ha! Bu hlya, )eker almak, pay vermek kadar irkin de%il ama, asl na bakarsan, alt taraf yine )eytan i)i; iptila eseri, gurur eseri. Angeque ne)eli bir yzle ona bak yordu. Anne, anne, dedi, ne sylyorsunuz?.. Gzelli%i, zenginli%i seviyorsam kabahat bende mi? Gzel oldu%u iin, zengin oldu%u iin seviyorum, bana

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yle geliyor ki, )uram , kalbimi s t yor... Pekala bilirsiniz ki, enkar ma d)kn de%ilim. Para, adam sende, ok param olsayd , onu nas l kullan rd m, grrdnz. Ya%mur gibi )ehre ya%ard , yoksullar n evine akard . Gkten nimet inmi) gibi olurdu, yoksulluktan eser kalmazd ! Bir kere, sizi de babam da zengin ederdim. Sizleri, birer eski zaman senyriyle, eski zaman madam gibi gzel giysiler iinde grmek isterdim. Hubertine omuz silkti. Deli k z!.. #yi ama, ocu%um, sen yoksulsun, evlendi%in zaman bir paran olmayacak. Nas l olur da prens say klars n? Kendinden daha zenginiyle mi evleneceksin? Ne demek; niin evlenmiyecek misim? Halinde derin bir hayret ifadesi vard . Elbette evlenirim, ya!.. Mademki onun paras olacak, benim param olmas na ne gerek var? Her )eyi ona borlu olurum, onu daha ok severim. Bu asil k yaslama, Hubert'in ok ho)una gitti. ocukla beraber o da hayal alemine dalmaktan ho)lan rd . K z n hakk var, diye hayk rd . Fakat kar s , ona, memnun kalmad % n gsteren bir bak ) f rlatt . Ciddile)iyordu. K z m, dedi, sonra grrsn, hayat %renirsin. Hayat ben biliyorum. Nerede %rendin ki?.. ok gensin, ktl% bilmezsin. Sen beni dinle. Ktlk vard r1, hem de ok gldr. Ktlk... Ktlk... Angelique, anlam n kavramak iin, bu kelimeyi a% r a% r sylyordu. Saf bak )l gzlerinde ayn masum hayret vard . Ktl% iyi biliyordu, efsane, bunu kendisine yeteri kadar gstermi)ti. Ktlk denilen )ey, )eytan de%il miydi? (eytan n hep yeniden dirildi%ini, fakat her zaman yenildi%ini grmemi) miydi? (eytan, her sava)ta dayaktan can km ) ac nacak bir halde, yerde serili kal yordu, Ktlk m? Aman, anne, bilseniz kt%e ben hi nem vermem! Yeter ki insan, nefsini yensin; mutlu ya)ar. Hubertine, zntl, endi)eli bir hareket yap t:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Seni bu evde, bizimle yapayaln z, herkesten uzak, hayat n bu derece cahili bytt%me beni pi)man edeceksin... Sen nas l bir cennet say kl yorsun kuzum? Dnyay nas l tan ml yorsun. Gen k z, e%ilmi), ayn hareketle )i)i yrtrken, yz, geni) bir mitle ayd nlan yordu. Siz beni budala m san yorsunuz, anne?.. Dnya iyi adamlarla doludur. #nsan namuslu olup da al )t m yd , her zaman dln al r,.. Yoo! biliyorum, ktleri de var, birka tane, ama onlar hesaba kat l r m ? Kimse yzlerine bakmaz, abucak cezalar n bulurlar... Sonra da, size bir )ey syliyeyim mi, dnya, bana uzaktan, byk bir bahe gibi grnyor; bahe. Ya)amak yle iyi, hayat o kadar tatl ki, kt olamaz.#peklerin ve s rman n par lt s yla mest olmu) gibi co)uyordu. Mutluluk ok kolay )ey. Bizler mutluyuz. Niin? nk birbirimizi seviyoruz. Bu o kadar zor bir )ey mi?.. O bekledi%im gelince de, greceksiniz, bak. Biribirimizi hemen tan yaca% z. Onu hi grmedim, ama, ne biim olaca% n biliyorum. #eri girecek: Seni bekliyordum, albeni, diyece%im. Beni alacak, art k, sonsuza dek tamam. Bir saraya gidip, elmas i)lemeli, s rmal bir yatakta yat p uyuyaca% z. Yok can m! ok kolay! Hubertine: Delisin sen; sus! Diye onun szn kesti. Sonra, k z n a)ka geldi%ini, tekrar hlyaya kap lmaya haz rland % n grnce: Sus! dedi. Beni korkutuyorsun... A zavall , seni yoksulum, biriyle evlendirdi%imiz zaman, tekrar yeryzne d)eceksin, kemiklerin k r lacak. Bizim gibi yoksullar iin, mutluluk, alak gnlllklerdir. Angelique, sakin bir #srarla, hala glmsyordu. Onu bekliyorum, gelecek dedi. Hubert de co)mu), onun hararetine o da kap lm )t . K z n hakk var, a can m! dedi. Niin payl yorsun?.. Gzelli%ine pekala gzel, bir kral gelip onu bizden istiyebilir. Dnyada neler olmaz. Hubertine, mant kl bak )l gzel gzlerini mahzun mahzun ona evirdi. ocu%u ktl%e te)vik etme. Sen herkesten daha iyi bilirsin ki, duygulara kap lma, insana palal ya mal olur.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubert sapsar kesildi, gzkapaklar n n kenar nda iri ya)lar birikti. Hubertine, verdi%i bu derse hemen pi)man olmu), onun ellerini tutmak iin aya%a kalkm )t . Fakat o, ellerini ekti, titrek bir sesle: Hay r, hay r, hata ettim... dedi. #)itiyormusun, Angelique annenin szn dinle. Biz ikimiz de deliyiz, yaln z o akl ba) nda insand r.. Hata ettim, hata ettim... ok heyecanl oldu%u iin yerine oturmad , gerdi%i kaftan b rakt , tamamlan p tezgah stnde b rak lm ) bir bayra% zamklama%a koyuldu. Dolaptan Flandre zamk ana% n ald , kuma) n ters taraf na f ra ile zamk srd; bu zamk, i)lemeyi sa%lamla)tard . Dudaklar , hala, hafif hafif rperiyordu; art k konu)mad . Angelique, sz dinlemi), o da susmu)tu; ama, iin iin devam ediyor, daha ykse%e k yor, arzunun da tesine ykseliyordu; vecd iinde aralanan dudaklar , hlyas n n sonsuz mavili%ini yans tan gzleri, her hali bunu gsteriyordu. (imdi, o yoksul k z hlyas n , s rma ipli%iyle i)liyordu; beyaz atlas zerine, iri .zambaklar da, gller de, meryem markas da, hep ondan do%uyordu. Kat kat s rma i)lemeli zamba% n sap , bir ) k huzmesi gibi f )k r yor, herbiri bir kk s r-mak t rt lla dikilmi) pullardan yap lma ince uzun yapraklar, bir y ld z ya%muru gibi dklyordu. Ortada, Meryem markas par lt sa yor, girinti ve k nt larla, son s rma kabartma i)lenmi) ) klar n mistik yang m ortas nda, bir mihrap ba)l % gibi yan yordu. Tatl renkli ipekten gller canlan yor, btn stlk, harikal , s rma iekleriyle, bembeyaz par lt sa yordu. Uzun bir susmadan sonra, Angelique ba) n kal rd . Kurnaz bir eda ile Hubertine'e bakt , ba) m sallad : Gelecek, onu bekeliyorum, dedi. Bu hlya, delice bir )eydi. Fakat, o, bunda srar ediyordu. Dedi%i gibi olacakt , emindi. Glmseyerek syledi%i inanc n hi bir )ey sarsm yordu. Anne, sylyorum sana, bu dediklerim olacak. Hubertine, i)i alaya dkme%i daha uygun grd, K za tak ld : Ama ben senin evlenmek istemedi%ini san yordum. Akl n elen o senin ermi) k zlar evlenmiyorlard . Evlenecekleri yerde, ni)anl lar n dine davet ediyorlard , analar n n babalar n n yan ndan ka p boyunlar n vurduruyorlard .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Gen k z hayret iinde dinliyordu. Sonra bir kahkaha att . Btn sa%l % btn ya)ama a)k bu grltl ne)e iinde tyordu. Ermi) k zlar n hikayeleri, ok eski tarihlerde geen )eylerdi! Zamanlar de%i)mi)ti, zafere ula)an Tanr art k kimseden kendi u%runda lmesini istemiyordu. Efsanenin, dnyay kmseme ba)ka ynleri onu ekmi)ti. Yook! Elbette evlenmek istiyordu. Sevmek istiyordu, sevilmek, mutlu olmak istiyordu! Hubertine: Sak n ha! dedi. Koruyucun Anges'i a%lat rs n. Valinin o%lunu istemedi de, #sa'ya varmak iin lm ona de%i)ti, bilmiyor musun? Katedralin kulesindeki byk an, alma%a ba)lad ; mihrap dairesini pencerelerinden birinin etraf n ku)atan koca bir sarma) ktan, bir sere srs havaland . Atelyede, hala susan Hubert, zamk n nemini henz zerinden almas geregefe gerili bayra% , kurusun diye, duvara m hl iri demir ivilerden birine asm )t . Gne) alal yor, yer de%i)tiriyor, rekeyi, kam ) kr klar , bak r )amdan , btn eski aletleri ) ldat yordu; iki i)i kad na kadar gelince, zerinde al )t klar tezgah., kullan la kullan la cilalanm ) s r klar ve la-talariyle, kuma) n stnde srnp duran t rt llarla, k r nt se-petindeki pullarla, ipek makamlar yla, halis s rma tak l )i)lerle, par lt da. O zaman, ilk bahar n bu l k ayd nl % ortas nda, Angelique, tamamlad % sembolik, byk zamba%a bakt . Sonra, inan dolu, ne)eli haliyle yan t verdi. #yi ya, ben de zaten #sa'y istiyorum!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

IV Angelique canl ne)esine ra%men, yaln zl % seviyor; sabah ak)am, odas nda yaln z kald % zaman, gerekten bir dinlenme ne)esi duyuyordu. Kendini bu ne)eye b rak yor, hayale dal p gitmenin tad n al yordu. Hatta bazan, gn ortas , ko)up bir on oraya ka-bildi%i zaman, kam ), tam bir zgrl%e kavu)mu) gibi mutlu oluyordu. Olduka geni) olan oda, tavan aras n n yar s n ba)tan ba)a kapl yor, teki yar s n at aras i)gal ediyordu. Duvarlar, hat llar, e%ik at alt n tutan k s mlar n meydanda duran kiri)lerine kadar her taraf, ba)tan ba)a kirele s vanm )t ; bu beyaz plakl k ortas nda, me)eden, eski e)ya siyah grnyordu. A)a% kattaki salonla yatak odas d)endi%i s rada, her devirden kalma eski mobilyay oraya karm )lard . Bir rnesans sand k, on nc Louis koca bir karyola, on be)inci Louis ok gzel bir elbise dolab vard . Yaln z beyaz ini soba ile mu)amba kapl , kk bir tuvalet masas , bu sayg telkin eden eski e)yan n ortas nda, ayk r duruyordu. Hele o koca karyola, ihtiyar ya) n n ihti)aman koruyordu eski #ran kuma) ndan funda demetli pembe perdeler yle snm)t ki, belli belirsiz, snk pembe bir renk alm )t . Fakat, Angelique'in as l ho)land % yer, balkondu. #ki tane eski caml kap dan biri, salondaki kap , sadece ivilerle tuturularak battal edilmi)ti; evvelce o kat n btn enlili%ini kapl yan balkon, )imdi yaln z sa%daki pencerenin nndeydi. Alt ndaki kiri)ler henz sa%lam oldu%u iin, yeniden tahta d)emi)ler, stne, rm) eski parmakl k yerine, demir bir tarabzan vidalam )lard . Buras , bu y l ba) nda yenile)tirilen padavralar n rtt%, at tepesinin alt nda latif bir k)e, bir e)it hcre idi. Oradan e%ilip bak nca, yontma kk ta)lardan zemin duvar yla, tu%lalar gzken tahta kaplamalar yla )imdi ufalt lm ), geni) pencere yuvalar yla, binan n baheye bakan btn cephesinin khne biimi grlyordu. A)a% da, mutfak kap s stnde, inko rtl bir kepenk vard . Tepede de, bir mete k nt yapan son inko direkleri ve at kat n n dam rts, kaidesi zemin kat pervaz na dayanan iri dirseklerle sa%lamla)t r lm )t . Bylece, balkon, )ebboylarla yosunlar n ye)illendirdi%i, khne tahtalardan bir ormana gml, bir kereste y % n iinde kal yordu. Angelique, odada yat p kalkma%a ba)l yal , orada, trabzana dayan p etrafa bakarak nice saatler geirmi)ti. nce ayaklar n n dibinde, iri )im)irlerin hi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

solmayan ye)illikleriyle kararl klar derin bahe vard , bir k)ede, kilisenin duvar dibinde, s ska leylaklardan bir y % n, eski bir granit peykenin etraf m ku)at yordu; br k)ede, dipteki duvar ba)tan ba)a kapl yan bir sarma) k, i)lememi) geni) bir arsaya, Clos - Marie'ye a lan kk bir kap y , yar yar ya rtyordu. Bu Clos - Marie, ke)i)lerin eski yemi) bahesiydi. #inden Chevrotte deresi geiyor, yre evlerde oturan kad nlara, bu derede ama) r y kamalar iin izin verilmi) bulunuyordu; y k k, eski bir de%irmenin enkaz iinde, yoksul aileler bar n yorlard ; piskoposluk binas yla Vo-incourt kona% n n yksek duvarlar aras ndaki Ma%loire soka% na, yaln z dar Guerdaches soka% yla ba%l bulunan k rda, ba)ka hi kimse oturmuyordu. Gney taraf ndan, kilisenin dev cssesiyle t kal dar ufku, yaz n her iki bahenin as rl k kara a%alan, yaprakl tepeleriyle rtyordu. Clos - Marie, her taraftan bylece ku)at lm ) bir halde, ars z otlar n istilas alt nda, rzgar n e%di%i kavaklar ve s%tler dikili, bak ms zl % n suskunlu%u iinde uyukluyordu. Chevrotte bir )ark gibi ak llar n stnden seke seke, srekli bir billur mzik sesiyle, ) r l ) r l ak yordu. Angelique, bu kuytu k)enin kar) s nda, hi usanm yordu. Halbuki, yedi y ld r orada, her sabah, ancak, bir gn evvel izledi%i manzaray grebilmi)ti. Cephesi Grand Rue'ye bakan Voincourt kona% n n a%alar yle s k yaprakl idi ki, Angelique, kendi ya) nda bir ocuk olan kontesin k z Claire'i, ancak k ) n seebiliyordu. Piskoposluk binas n n bahesindeki dallar daha da s kt , Angelique, Monsenyrn cppesini grebilmek iin, bo)ubo)una u%ra)m )t ; Clos - Marie'ye a lan, tahta kanatlarla rtl parmakl kl kap , oktan beri battal edilmi) olsa gerekti; nk Angelique, o kap n n bir tek kez aral k edilerek bir bah van n olsun ieri girdi%ini grmemi)ti, an nsam yordu. Orada, ama) rlar n tokmakl yan kad nlardan ba)ka, hep otlar n stnde yatan, paavralar giymi) ayn yoksul ocuklar gryordu. O y l ilkbahar ok ho)tu. Angelique on alt ya) ndayd , o zamana kadar, yaln z bak )lar , nisan gne)leri alt nda, Clos -Marie'nin ye)erdi%ini grmekten zevk alm )t . Krpe yapraklar n srmesi, s cak ak)amlar n saydaml % topra% n, btn o kokulu turfandal % , onu, yaln zca e%lendiriyordu. Fakat, bu y l ilk tomurcuk srerken, onun kalbi de arpm )t . Otlar bymeye ve rzgar, ona, ye)illiklerin keskinle)en kokusunu getirmeye ba)l yordu. Bir ak)am, Hubertine'in kollar na at ld , kederlenmesine hi bir neden yokken, tersine, gayet mutlu oldu%u halde, a%lad . Hele geceleri gzel ryalar gryor,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gzne bir tak m glgeler gzkyor, uyand % zaman hat rlamaya cesaret edemedi%i kendinden geme halleri yap yor meleklerin kensine verdi%i bu mululuktan utan yordu. Bazen, byk karyolan n iinde, elleri biti)ik, g%sne bast r lm ) bir halde, s rayarak uyan yordu; yle nefesi t kan yordu ki, d)eme tahtas na yal nayak atlamak zorunda kal yordu; sonra ko)up pencereyi a yor, orada, heyecan n dindiren o serin hava bonyosu iinde rpererek, )a)k n bir halde kal yordu. Srekli bir hayranl k, kendini tan yamamaktan, biledi%i zevklerle ve ac larla bym) gibi hissetmeden, btn bu sihirli kad n geli)mesinden duydu%u bir )a)k nl kt , bu. Piskoposluk bahesindeki, gzkmeyen leylaklarla sar salk mlar, gerekten bu kadar gzel mi kokuyordu ki, ne zaman koklasa, yanaklar na mutlaka dalga dalga pembelik yay l yordu? (imdi, onu canl bir solukla ok)ayan bu l k kokular n, o zamana kadar hi fark na varmam )t . Hem, Voincourt'lar n bahesindeki iki kara-a%ac n aras ndan, morumsu, koskoca y % n gzken, iek am ) bir Japon ayva a%ac n , geen y llarda nas l olmu) da grmemi)ti? Bu y l bu soluk mor renk. yre%ine yle dokunuyordu ki, a%aca bakar bakmaz gzlerini bir heyecan buland r yordu. Chevrotte deresinin de, k y lar ndaki sallar aras ndan, ak llar zerinde sekerek, bu kadar yksek sesle ) r ldad % n i)itmemi)ti, hat rlam yordu. Dere mutlaka konu)uyor; hep ayn belli belirsiz kelimeleri tekrarlay ) n dinliyordu. Bu k rl k, eski k rl k de%il miydi ki. orada her )ey onu hayrete d)ryor, bylece, yeni anlamlar ykleniyordu. Yoksa, as l de%i)en kendisi mi idi de, orada, hayat n filizlendi%ini hissediyor, gryor, i)itiyordu? Fakat, sa% taraftaki katedral, gkyzn t kayan ola%anst y % n onu dahada )a) rt yordu. Her sabah, onu ilk kez grd%n san yor, bu bulu)tan haz duyuyor, o khne ta)lar n da, kendisi gibi sevdiklerini ve d)ndklerini anl yordu. Bu bir k yaslama de%ildi, Angelique"in bildi%i bir )ey yoktu, do%urmas yy. sren, nesillerin inanlar , kat kat stne biriken dev binan n mistik havas na kendini b rak yordu. Pencereleri oyma z rhlar alt nda, yaln zca ince s-tuncuklarla ssl, plak, dolu kemerli evredeki roman mihraplarla, alt k s m, diz km), halinde y % lm )t . Arkadan, kubbe alt n n, seksen y l sonra yap lm ), yksek ve zarif, yar m kavisler ve gllerle ssl blmelerle blnm) pencereleriyle, yz ve elleri do%ru kalk k, ykseldi%ini duyuyordu. Nihayet, iki yy. sonra gotik imar n n en parlak

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

devrinde eklenmi) ve sslenmi) olan kk kuleleriyle, kule tepeleriyle, alemler dolu yerinin payandalar ve duvarlar yla, iinde, dimdik, yerden kalk yordu. Oluk a% zlan, damda biriken sular duvarlar n n dibinden yere bo)alt yordu. Mihrap dairelerinin stne, ta-raan n epeevre etraf na, yonca yapra% biiminde sslerle, bir korkuluk eklenmi)ti. at da, kk iekler )eklinde bir ba)l kla sslenmi)ti. Btn bina, khne ruhani kurtularak, srekli bir hamle ile, g%e yakla)t ka iekleniyor, bir yetenek ve a)k tanr s n n kuca% nda kayboluyordu. Angelique, bunu maddi bir duygu ile hissediyordu, sanki kendi okudu%u ok saf, ok ince, ok ykseklere dal p kaybolan bir ilhinin etkisinde kalm ) gibi, bu manzarayla rahatl yor, mutlu oluyordu. Zaten, katedral canl idi. Yzlerce k rlang , yonca yapra% biimi evre kemerlerine, kk anlar n, alemlerin kovuklar na var ncaya kadar yuva yapm )t ; ortas nda ya)ad klar istinat duvarlar yla payandalara durmadan srtnerek uu)uyorlard . Piskoposluk binas n n karaa%alar ndaki yabani gvercinler de, ta-raalar n kenar nda gezintiye km ) gibi a% r a% r yryerek dem ekiyorlard . Bazan, gkyznn mavili%i iinde kaybolmu), pek pek sinek irili%inde bir karga, bir alemin tepesinde tylerini temizliyordu. Bitkiler, btn bir iek y % n , duvarlar n tepelerinde sren yosunlar, samanlar, khne ta)lan, kklerinin sisni faaliyetiyle canland r yordu. Ya%mur ya%d % gnler, btn mihrap dairesi, at kur)unlar n ven, galerilerin su yollar ndan akan, ta)m ) bir sel h ) rt s yla kattan kata yuvarlanan sa%na% n u%ultusuyla uyan yordu. Hatta, ekimin ve mart n mthi) rzgrlar , at tepelerinin ve s ra kemerlerin stuncuklar n ve gl biimi sslerin olu)turdu%u y % n n iinde estike ona bir ruh, fkeli ve iniltili bir ses veriyordu. Gne) de, onu, kumral bir ayd nl kla genle)tiren sabahtan, a% ra% r uzayan karalt lar alt nda bilinmeze gmen ak)ama kadar, ) % n hareketli oyunuyla canland r yordu ka-baat n, damarlar at yormu) gibi, bir de i hayat vard ; yinleri, anlar n grltsyle, erganunlar n mzi%i ile, rahiplerin ilhi sesleriyle, onu ba)tan ba)a sars yordu. Onda, hayat, uzak grltler, bir yin m r lt s , bir kad n n hafif diz k), belli belirsiz bir perti, kelimelerle anlat lmadan, kapal a% zla okunan bir duan n sofuca yan kl % ile, hep rpermekteydi. Gnler uzamaya ba)lad % iin, Angelique, sabah ak)am, byk dostu katedralle yan yana, balkona uzan p, uzun uzun kal yordu. Ak)amlan, yaln z

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

y ld zl glge bir y % n halinde yans yan bedenini grd% zaman, onu daha ok seviyordu. Plnlar kayboluyordu, Angelique, bo)lu%a kprlergibi at lm ) duvarlar n belli belirsiz seiyordu. Onu, yedi yy.l k bir hlya ile dolu, mihraplar n n nnde mide ve mitsizli%e d)en kalabal klarla bym), karanl klar alt nda uyanm ) hissediyordu. Bu, gemi)in sonsuzlu%undan gelip gelece%in sonsuzlu%una srekli bir uyan kl k iinde Allan n uyu-yamad % bir evin gizemli ve korkun uyan kl % idi. Hareketsiz ve canl kara y % n n iinde, Angelique'in gzleri hep, Clos - Marie fidanlar n n hizas ndaki, zkirler yeri mihrab n n penceresine, gece karanl % na a lm ) bir gz gibi yanan biricik pencereye k)esinde, bir trbe kandili yan yordu. Bu mihrap, eski zaman papazlar n n V. Jean d'Hautecoeur'e ve taraflar na, cmertliklerinin dl olarak, oraya gmlmek hakk n verdikleri mihrapt . Saint Georges'a ay lm ) olan bu mihrab n, on ikinci yy.da kalma bir renkli camdan penceresi vard ki, zerinde, o ermi)lerle a klama yaz l yd . Alaca karanl k olur olmaz, bu a klama, karalt lar iinde, bir hayal gibi, ayd nl k meydana k yordu. Angelique de, gzleri hlyal , pencereyi bunun iin seviyordu. Renkli cam n zemini mavi, kenarlar k rm z yd . Lo) bir gzellik ta) yan bu zemin zerinde, uu)an elbiselerinden plak tenleri gzken )ah slar, her paras renkli camlarla yap lm ) bir siyahla glgeli, kur)unlararas na s k ) k, keskin renklerle gzkyordu. Ermi)le ilgili a klamaya ait sahne, kemere kadar, st ste, pencereyi kapl yordu. En alt sahnede, ejderha taraf ndan yenilmek zere, )ahane giysilerle )ehirden kan, Kral n k z , batakl % n yan nda, Saint Georges'a rasgeliyordu; canavar n kafas batakl ktan d )ar k yor, bir bandrol zerinde de )u szler okuyunyordu: "#yi )valye, benim iin kendini ldrme, nk, kurtulmama yard m edemezsin. Benimle beraber sen de lrsn". Sonra, orta yerde, sava) sahnesi vard ; ata binmi) olan ermi), canavar n vcudunu ba)tan ba)a deliyor, sahneyi, )u cmle anlat yordu: "Georges, m zra% m yle bir kald rd ki, canavar deldi ve yere serdi". En sonunda, st k s mda kral n k z , yenilen canavar )ehre getiriyordu. "Georges, dedi: Kemerini onun boynuna at ve hibir ku)ku besleme, gzel k z. Kral n k z byle yap nca, ejder olduka uslu bir kpek gibi onun pe)inden geldi." Pencere cam , yap ld % s rada, kemer k sm nda bir ssleme motifi bulunsa gerekti. Fakat, sonradan, mihrap dairesi Hautecoeur'lere mal edilince, bu motifin yerine

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kendi armalar n koymu)lard . Onun iin, karanl k gecelerde, ermi)le ilgili a klama zerinde, daha yeni bir tarihte yap lm ) olan armalar, par l par l yan yordu. Bu arma, paral e)ittendi, birinci ve drdnc paralar Jerusalem hanelerinde gm) zemin zerine, alt n yald zl bir salip bunun etraf nda da serpi)tirilmi) drt kk ha vard ; Hautecoeur hanelerinde de, mavi zemin zerine alt n bir kale, ortada gm)i zemin zerine gm) gbekli siyah bir tura, ikisi stt biri altta tane zambak vard . Arma levhas n , sa%dan ve soldan, iki alt n ejder tutuyordu; mavi bir sorgu ortas nda, dklerin, Fransa mare)allar n n, unvan sahibi senyrlerin ve kral blkleri kumandanlar n n mi%feri olan, alt n takmal , on bir skaral gm) mi%fer vard . Olarak da; "Tanr isterse, ben de isterim" yaz l yd . Angelique, kral n k z n , ellerini biti)tirip yukar kald rm ), Saint Georges'u da, m zra% yla canavar n vcudunu delmi) durumda gre gre, bu ermi)e gnl vermi)ti. Uzaktan, yzleri pek iyi seemiyor, ryada gibi bym) gryordu; k z ince, sar ) n, temiz yzl; ermi), masum ve melek kadar gzeldi. Kendisini kurtarmaya geliyordu. Angelique, olsa, onun ellerini minnetle pecekti. Bulan k bir hayal halinde gz nne yetindi%i bu maceraya, bir gl kenar ndaki rastlant ya, gne)ten daha gzel bir delikanl n n eliyle kurtuldu%u byk bir tehlike maceras na Hauteoeur )atosunda yapt % gezintinin an s kar ) yor, g%e do%ru ykselen, eski zaman senyrleriyle dolu derebeylik kale burcu, dimdik duru)uyla hayalinde canlan yordu. Armalar, bir yaz gecesi y ld z gibi par ld yordu. Angelique, s k s k arma i)ledi%i iin bunlar iyi tan yor, ahenkli kelimeleriyle, onlar , kolayca okuyordu. V. Jean, veban n bitirdi%i )ehirde, kap kap dola) yor, lm halindeki hastalan dudaklar ndan pyor, "Tanr isterse, ben de isterim" diye onlar iyi ediyordu. III. Felicien, Philippe le Bel'in Filistin'e gitmesine bir hastal % n engel oldu%unu haber al nca, onun yerine kendisi, yal nayak, elinde bir mumla oraya gidiyor, armas na, Jerusalem hanesi eklemek imtiyaz n al yordu. Daha ba)ka hikayeler, zellikle efsanenin verdi%i ller ad yla Hautecoeur ailesi kad nlar n n hikayeleri akl na geliyordu. Ailede kad nlar, tam" mutluluk ortas nda, gen ya)ta lyorlard . Bazen iki nesil esirgeniyordu; sonra, lm, glmseyerek, yumu)ak ellerle, yeniden ortaya k yor, Hautecosur'lerden birinin k z n yada kar s n , byk bir a)k mutlulu%u ortas nda, en ya)l s yirmi ya) nda olmak zere, al p gtryordu, l. Raoul'n k z Laurette, )atoda oturan amcas o%lu Richard'la ni)anland %

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gnn ak)am , David kulesindeki penceresinin nnde dururken, onu da, Charlemangne kulasenideki kendi penceresinde grm); kendisini a% r yor sanm ), bir ay) % , o s rada, aralar na ayd nl k bir kpr att % iin, k z ona do%ru yrm)t; fakat yolun ortas nda, tela) ndan, yanl ) bir ad m at p ay ayd nl % ndan d )ar kt % iin d)m), kulelerin dibinde para para olmu)tu; nitekim, o tarihten beri, ay ) % parlak oldu%u zamanlar, her gece )atonun etraf nda, havada yryor, koskoca fistan n n sessizce srtn) oray beyazl %a gmyordu. VII. Herve'nin kar s Balbine, alt ay, kocas n n harpte ld%n sanm )t ; sonra bir sabah, burcun tepesinde hala beklerken, yoldan do%ru onun geldi%ini grm), ko)a ko)a, o kadar sevinle inmi)ti ki, merdivenin son basama% nda, lm)t; bugn bile, ak)am st ortal k karar rkararmaz, y k nt lar aras ndan yine iniyor, kattan kata ko)tu%u dehlizlerden ve odalardan szld%, bo)lu%a alabildi%ine a lan pencerelerin arkas ndan, bir glge gibi geti%i grlyordu. Austreberthe, Yvonne, Gudule, Ysabeau, hepsi, ilk mutlluklar n n hayranl % iinde, ok gen ya)ta, bir kanat vurarak al p gtrmek suretiyle hayattan kurtaran lmn sevdi%i btn mutlu ller, hortluyorlard . Baz geceler, beyazl uu)lar , )atoyu bir uu)uyla dolduruyordu. Bunlar n en sonuncusunu, Monsenyrn o%lunun annesi bile, ocu%unun be)i%i nnde, cans z uzanm ) bir halde bulunmu)tu; hasta hasta oraya kadar srklenerek gelmi), ocu%unu pmek sevinci iinde y ld r mla vurulurcas na lm)t. Bu hikayler, Angelique'in hayalini dolduruyordu; gen k z bunlardan, daha dn olmu), kesin olaylar gibi s-zediyordu; Laurette'le Balbine'in maceralar n , mihrab n duvarlar -na gml eski mezar ta)lar stnde okumu)tu. Niin kendisi de, henz genken, mutlu lmesindi? Armalar par ld yor, ermi), penceresinden iniyor, Angelique, bir pc% hafif solu%u iinde, g%e ekiyordu. Efsane, ona bunu gstermi)ti. Mucize, genel kural, e)yan n do%al gidi)i de%il miydi? Mucize, devaml olarak do%al bulunuyordu. Her ili)kide hatta bo) yere, do%a kanunlar n inkar etmek zevki iin son derece kolayl kla oluyordu, o%al yor, yay l yor, ta) yordu. Tanr yla bir izada ya)an yordu. Edesse hkmdar Abagar, #sa'ya mektup yaz yor, yan t al yordu. #gnace'a Meryem'den mektuplar geliyordu, Ana O%ul, hertarafta gzkyorlar, de%i)ik k yafetlere brnyorlar, glmser bir babacanl kla konu)uyorlard . Etienne, onlarla bulu)tu%u zaman, olduka keyifsiz davran yordu. Btn

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bakireler #sa ile evleniyorlar, din )ehitleri semaya ykselip Meryem'le birle)iyorlard . meleklerle ermi)ler, insanlar n her zamanki arkada)lar idiler, duvarlardan geiyorlar, gidip geliyorlar, ryalara giriyorlar, bulutlar n stnden a)a% ya sesleniyorlar, do%umda, lmde haz r bulunuyorlar, i)kence esnas nda cesaret veriyorlar, zindanlardan kurtar yorlar, yan tlar getiriyorlar, sipari)ler yap yorlard . Getikleri yerlerde tkenmez mucizeler beliriyordu. Silvestre, bir ejderin a%z n iplikle ba%l yordu. Arkada)lar ndan hakaret gren Hilair'e, oturacak yer haz rlamak iin toprak ykseliyordu. Saint Loup'nun kupas na, pahada a% r bir mcevher d)yordu. Bir a%a, SaintMartin'in d)manlar n eziyordu; o emredince, bir kpekle bir-tav)an eziyordu; o emredince, bir kpek bir tav)an b rak yordu, bir yang n snyordu. M s rl Marie denizin zerinde yryordu; Ambroise do%du%u zaman, a%z ndan bal ar lar k yordu. Ermi)ler, boyuna, hasta gzleri, ktrm ya da kurumu) el ve ayaklar czzam , zellikle vebay iyi ediyorlard , hibir hastal k istavroz i)aretine dayanam yordu. Bir kalabal k iindeki hastalarla, zay flar 65bir tarafa ayr l yor, bir y ld r mla iyi ediliyordu. lm yeniliyordu. ldkten sonra dirilmeler o kadar s k s k oluyordu ki, her gnk ufak tefek olaylardan say l yordu. Ermi)erin kendileri de son nefeslerini verdikten sonra mucizeler yine durmuyor, art yor, mezarlar n n canl iekleri gibi oluyordu. Nicolas'n n ayaklar ndan ve ba) ndan, her derde deva, iki e)me halinde zeytin ya% ak yordu. Cecile'in tabutu a l nca, bir gl kokusu k yordu. Dorothe'nin tabutu kudret hel-vas yla dolu idi. Bakirelerin ve din )ehitlerinin btn kemikleri, yalanc lar utand r yor, h rs zlar , ald klar mallar , geri vermek zorunda b rak yor, k s r kad nlar n murad n veriyor, lm halindeki hastalara sa%l klar n geri veriyordu. Olanaks z bir )ey kalm yordu. Gzle grnmez g hkm sryordu, biricik kanun, do%astnn cilveleriydi. Tap naklarda sihirbazlar i)e kar ) yordu; oraklar n kendi kendine ot bitikleri, tuntan y lanlar n k m ldad klar grlyor, tun heykellerin gld%, kurtlar n )ark syledi%i i)itiliyordu. Ermi)ler, hemen kar) l k veriyor, onlar saf d ) ediyordu. Mukaddes ekmekler canl et haline geliyor, betimlemelerinden kan ak yor, topra%a bat r lan de%nekler iek a yor, p narlar f )k yor, yoksullar n ayaklan dibinde y % nlarla ekmek birikiyor, bir a%a e%iliyor, #sa'ya tap yordu. Daha daha, kesik ba)lar konu)uyor, k r k kupalar kendi kendine onar l yor, ya%mur bir kilisenin stnden uzakla) p civardaki saraylar suya

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bo%uyor, ke)iflerin giysileri eskimiyor, her mevsim, hayvan derisi gibi yenileniyordu. Ermenisan'da, zalimler, be) din )ehidinin kur)un tabutlar n denize at yorlard ; iinde havari Barthelemy'nin cesedi bulunan tabut ba)a geiyor, br drd sayg olsun diye, ona e)lik ediyorlar, hepsi, bir gibi dzen iinde, meltemde, a% r a% r yzerek, engin denizlerden, Sicilya k y lar na kadar geliyorlard . Angelique, mucizeye gle inan yordu. Bilgisizli%i ortas nda, y ld zlar n do%mas , menek)elerin amas gibi harikalarla ku)at lm ) ' bir halde ya) yordu. Dnyay , bir makine gibi de%i)mez kanunlarla ynetmek d)ncesi, ona divanelik grnyordu. Kavrayamad % neler vard ; kudretini lmesine olanak olmayan, bazen yznde dola)an engin soluklar olmasa varl klar n tahmin bile edemeyece%i glerin ortas nda, kendisini ne kadar kaybolmu), ne kadar zay f hissediyordu. Nitekim, ilk devir h ristiyanlar gibi, okudu%u efsanelerle beslenerek, ilk gnah silmek deviyle kendini cans z bir halde Al-lah n ellerine b rak yordu; hi hr de%ildi, ona gndererek, iman yolunu Tanr sa%layabilirdi; bu yzden Hubert'lerin dam alt na, katedralin glgesine getirip, orada, itaatten, safl ktan ve inantan ibaret bir hayat ya)atmas yd . Angelique, irsi illet ifritinin, canevinde homurdand % n i)itiyordu. Do%du%u memlekette kalsayd , kim bilir ne olacakt . Ku)kusuz kt bir k z olacakt ; oysa, )imdi, bu mbarek k)ede, her mevsimde yeni bir sa%l kla byyordu. Ezbere bildi%i masallardan, orada iti%i imandan, iinde y kand % mistik maveradan yap lma bu evre; mucizeyi, ona, gnlk hayat yla bir seviyede, do%al gsteren bu grnmez alem evresi, gufran de%il miydi? Gufran, din )ehitlerini nas l silahland r yorsa, bu evre de, hayat sava) iin onu silahland r yordu. Angelique de, bilmeden, onu kendisi yarat yordu; evre onun efsanelerle k z )an hayallerinden do%uyordu; onun bilmedi%i neler varsa onlarla dolup geni)liyor, varl % ndaki ve e)yadaki bilinmezle cisimleniyordu. Her )ey onun kendisinden gelip yine kendisine dnyor, insan insan kurtarmak iin Tanr y yarat yordu, hlyadan ba)ka bir )ey yoktu. Bazen )a) r yor, kendi varl % ndan )phe ederek, )a)k nl k iinde, elini yznde gezdiriyordu. Varl % , bir hayal yaratt ktan sonra ortadan kaybolacak bir gr)ten olu)-muyor muydu? Bir may s gecesi, zerinde ok uzun saatler geirdi%i o balkonda, hngr hngr a%lad . Kederi yoktu, gelecek hi kimse olmad % halde, bir

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

beklemenin heyecan iindeydi. Gece ok karanl kt , Clos Marie, y ld zla dolu gkyznn alt nda, karalt l bir kovuk gibi ukur grnyor, Angelique yaln z piskoposluk bahesinin ihtiyar kara a%alar yla, Voincourt kona% n n kara y % nlar n seebiliyordu. Yaln z, mihrab n renkli camdan penceresi p r ld yordu. Mademki gelecek kimse yoktu, kalbi niin byle h zl h zl arp yordu? Bu, uzak tarihe, ta ocuklu%una ait bir bekleyi)ti; bir bekleyi) ki. ya) ilerledike bym) ergenli%in bu heyecanl hummas na gelip dayanm )t . Hibir )ey ona garip grnmeyecekti. haftalard r hayalinde canland rd % bu esrarl k)eden sesler duyuyordu. Efsane, oraya, ermi) erkek ve kad nlardan, do%a st alemini sal vermi)ti, mucize, orada geli)meye haz rd . Angelique. her )eyin canlanmakta oldu%unu, i)itti%i seslerin, vaktiyle sessiz olan )eylerden geldi%ini, a%a yapraklar n n, Chevrotte'un sular n n, katedralin ta)lar n n kendisiyle konu)tuklar n iyice anl yordu. Fakat, grnmez alemin f s lt lar ona byle kimi haber veriyordu, maveradan esen ve havada dalgalanan, bi-. linmedik gler, ona ne yapmak istiyorlard ? Angelique, hi kimsenin vermedi%i bir randevuda imi) gibi, gzleri karanl klarda, orada du-. ruyor, uykusuzluktan bitik hale gelinceye kadar srekli bekliyor; bir yandan da, bilmedi%i alemin,kendi iste%i d ) nda, hayat hakk nda karar verdi%ini hissediyordu. Angelique, bir hafta, bylece, gecenin karanl % nda a%lad . Hep oraya geliyor, sab rla bekliyordu. Etraf n n ku)at lmas , sanki ufuk daralm ) da onu s k yormu) gibi, devam ediyor, her ak)am art yordu. E)ya, yre%ine a% r bas yor, sesler, )imdi, kafatas n n ta iinde u%ul-dad % halde, Angelique, onlar daha net i)itemiyordu. Bu, yava)a bir kavray )t , btn do%a yer ve geni) gkyz onun varl % na giriyordu. En hafif bir grlt olsa, elleri ate) gibi yan yor, gzleri karanl klar delmeye u%ra) yordu. Sonunu, bekledi%i mucize miydi bu? Hay r, yine bir )ey yoktu, her halde, bir gece ku)unun kanat rpmas ndan ba)ka bir )ey de%ildi. Tekrar kulak veriyor, kara a%alar n ve s%tlerin yapraklar ndan kan ba)ka ba)ka h ) rt lara var ncaya kadar seziyordu. Derede bir ta) tekerlendike, yada etraf ara)t ran bir hayvan, bir duvardan szldke, belki yirmi kez, bylece, bir rperti ile tepeden t rna%a titredi. Bayg nl klar geirerek e%iliyordu. Hi, yine hibir )ey yoktu. Sonunda, ays z gkyznden, daha s cak bir karanl k dkld% bir ak)am, bir )ey ba)lad . Angelique, aldand % n sanarak korktu; bu ok hafif, adeta belli belirsiz bir )ey, tan d % grltler aras nda yeni. ufak bir grlt idi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Tekrar duyulmas gecikiyor, Angelique nefesini tutuyordu. Sonra, yine belli belirsiz daha gle i)itildi. Gzn ve kulaklar n d ) nda, bir )eyin yakla)t % n haber veren havadaki bu titremeye, adeta, uzaktan i)itilen, glkle sezilen bir ayak sesi geliyordu. Angelique'in bekledi%i )ey, grnmez alemden geliyor, etraf nda rperen )eylerden a% r a% r k yordu. Genlik isteklerinin gerekleni)i gibi, hlyas ndan, para para ortaya kan bir )eydi bu. Boyal resimden sessiz ayaklar yla, ona do%ru ykselmek iin, otlara basarak yryen renkli camdaki Saint Georges'mi idi acaba? Pencere de, .rastlant solukla) yordu, Angelique, bulan k, dumanl , k z l bir kk buluta benzeyen ermi)i, art k iyiden iyiye gremiyordu. O gece daha fazla bir )ey %renemedi. Fakat ertesi gn, ayn saatte, ayn karanl kta, grlt artt , bir para yakla)t . Kesinlikle bir ayak sesiydi, yere srtnerek geen, hayal gibi ayak sesleriydi. Duruyor, )urada, burada tekrar ba)l yor, yerini kesin olarak anl yam yordu. Belki de Voincourt'lar n bahesinden geliyordu, kara a%alar n alt nda, gece ge vakit dola)an birisiydi. Belki de, oradan de%il de, piskoposluk bahesindeki s k a%al klardan, keskin kokusu yre%ini bay ltan iri leylaklardan geliyodu. Angelique, karanl klar ne kadar ara)t rsa. bekledi%i mucizeyi ona, yaln z kulaklar , bir de burnu, sanki iine bir nefes kar )m ) gibi artan o ieklerin kokusu haber veriyordu Birok geceler, ayak seslerinin izdi%i daire, balkonun alt nda, gitgide darald ; Angelique, seslerin duvara, ayaklar n n dibine kadar geldi%ini i)itti. Ayak sesleri orada duruyor, o zaman, uzun bir sessizlik oluyor, ku)at lma, iinde bayg nl k geirdi%ini duydu%u, bilmedi%i alemin yava)a ve gitgide byyen kucaklay ) tamamlan yordu. Ertesi geceler, Angelique, y ld zlar n aras nda, yeni ay n ince bir hilal )eklinde belirdi%ini grd. Fakat ay. gn kavu)urken uzakla) yor, gz kapa% n n rtt% keskin ) kl bir gz gibi. Katedralin at s n n arkas na ekiliyordu. Angelique, ay izliyor, her gn, ak)am n karanl % kerken onun byd%n gryor, sonunda, grnmeyen alemi ayd nlatacak olan bu me)aleyi bekliyordu. Gerek, Clos Marie, khne de%irmeninin y k nt lar yla, a%alar yla h zl akan deresiyle, karanl klardan s yr l yordu. O zaman, ) k ortas nda, yarat l ) devam etti. Hlya aleminden gelen )ey, sonunda bir vcut glgesi oldu. nk, Angelique, ay n alt nda k m ldayan, silik bir glgeden ba)ka bir )ey grmemi)ti. Neydi bu, acaba? Rzgarla sallanan bir dal glgesi mi? Bazen, her )ey silinip kayboluyor, meydan bir lm hareketsizli%i iinde uyuyor, Angelique, gzne hayal gzkt%n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

san yordu. Sonra, ku)ku duymak olana% kalmad , koyu renkli bir glge ayd nl k bir alan a)m ), bir s%tten tekine szlm)t. Angelique onu gzden kaybediyor, tekrar buluyor, ne oldu%unu bir trl an-l yam yordu. Bir ak)am, evik bir hareketle kaan iki omuz grr gibi oldu, gzleri hemen kilisenin penceresine itti; pencere, tam kar) dan vuran ay ) % yla snm), bo)alm ) gibi, kl rengi idi. O andan ba)layarak, Angelique, canl glgenin uzad % n , penceresine yakla)t % m, kilise boyunca, otlar n aras nda, )u karakovuklardan o kara kovuklara geerek hep mesafe kazand % n farketti. Onu daha yak nda hissettike, gitgide artan bir heyecana, grlmeyen gizemli gzlerin bakmas yla duyulan o sinirli duyguya kap l yordu. Kesinlikle orada, yapraklar n alt nda biri vard , gzlerini kald r p, zerinden ay rmadan, hep kendisine bak yordu. Ellerinde, yznde bu bak )la-r n uzun, ok tatl , ekingen dokunu)unu duyuyor, efsanenin sihirli aleminden geldikleri iin onlar saf san yor, sak nm yordu; ilk duy-du%u endi)e, mutlulu%a kar) duydu%u inanla ok latif bir heyecan haline geliyordu. Bir gece, ay ) % yla a%aran topra% n zerinde, glge, a k ve belli bir izgi halinde gzkt; bu, s%tlerin arkas nda zili oldu%u iin gremedi%i bir adam n glgesiydi. Adam k m lda-m yordu, Angelique, hareketsiz glgeye uzun uzun bakt . O gnden sonra, Angelique birgize sahip oldu. Kirele badana edilmi), bembeyaz, plak odas bu gizle dolmu)tu. Saatlerce,byk karyolas nda, incecik vcuduyla kaybolmu), yat p kal yor, gzleri kapal oldu%u halde uyuyam yor, p r l p r l topra% n zerindeki hareketsiz glge, gzlerinin nnden hi gitmiyordu. (afak skerken gzlerini at % zaman, bak )lar , koca elbise dolab ndan khne sand %a, ini sobadan tuvalet masas na gidiyor, ezbere, yan lmadan izebilece%i o gizemli glgeyi orada gremedi%ine )a) yordu. Uykuya yatarken, onun perdelerinin soluk renkli fundalar aras ndan s-zld%n grm)t. Uyan kken oldu%u gibi, ryalar nda da hep onunla u%ra) yordu. Bu, kendi glgesinin arkada) bir glgeydi, yaln z oldu%u halde, ryas yla beraber, iki glgesi vard . Bu gizi, hi kimseye sylemedi, hatta, o zamana kadar, her)eyi syledi%i Hu-bertin'e bile anlatmad . Hubertine, onun ne)eli haline )a)arak sordu%u zaman, Angelique, k pk rm z kesiliyor, erken gelen ilkbahar n kendisini ne)elendirdi%ini sylyordu. #lk gne)li havalarda mest olmu) bir ar gibi, sabahtan ak)ama kadar v z ld yordu. #)ledi%i stlkler, ipekler ve s rmalar iinde, hi bu kadar parlakl k sama-m )t . Hubertl'ler, glmsyorlar, onu,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yaln zca sa%l kl san yorlard . Ak)am yakla)t ka ne)esi art yor, ay do%arken )ark sylyor, vakit gelince, balkona aban yor, glgeyi gryordu. Mehtap devam etti%i kadar, onu, dimdik ve sessiz, dakikas dakikas na, randevuda haz r buldu, fakat, daha fazla bir )ey anl yamad , glgeyi yapan yarat % n kim oldu%unu %renemedi; yaln zca bir glge mi, bir hayal miydi, yoksa kilise cam ndan kaybolan ermi) miydi; yada, vakiyel Cecile'i sevmi) olan melekti de, )imdi de kendisini sevmek iin'gkten yere mi iniyordu? Bu d)nce ona gurur verdi, grnmez alemden gelmi) bir ok)ama gibi, ok zevkli bir )ey oldu. Sonra, bunun ne oldu%unu anlamak iin bir sab rs zl k duydu, tekrar beklemeye ba)lad . Tam yuvarlak halindeki ay, Clos - Marie'yi ayd nlat yordu. Gkyznn ortas nda bulundu%u zaman, tepeden inen beyaz ) % n alt nda, a%alar n, sessiz ) klar ak tan p narlar gibi, hi glgesi kalm yor- du. Btn saha, bu ) %a gmlyor, bir bir ayd nl k dalgas oray , bir billur durulu%u ile dolduruyordu; ) % n parlakl % yle delici idi ki, s%t yapraklar n n zarif oyalar na var ncaya kadar seiliyordu. Havadaki en hafif rperti, biti)ik bahelerin iri karaa%alar yla katedralin dev cssesi aras nda do%anst bir huzur iinde uyuklayan bu ) k gln kar )t r r gibi oluyordu. #ki gece daha gemi)ti, nc gece, Angelique, gelip balkona aband % zaman yre%i )iddetle hoplad . Orada, parlak ) % n r--tas nda, onun, ayakta, yz kendisine dnk durdu%unu grm)t. Glgesi de, a%alar n glgeleri gibi, ayaklar dibinde toplanm ), kaybolmu)tu. Belli, yaln z o vard . Angelique, onu bulundu%u uzak yerden, gpegndz gibi, yirmi ya) nda, sar ) n, uzun boylu, narin gryordu. K v rc k salar yla, seyrek sakal yla, irice, dz burnu, ma%rur ve tatl bak )l kara gzleriyle, bir Saint Georges'a, bir #sa'ya benziyordu. Hem, onu tan yordu; onu hibir zaman ba)ka trl grmemi)ti, ta kendisiydi. Angelique, onu bu )ekilde bekliyordu. Mucize, sonunda gerekle)iyordu, grnmez alemin yava)a yarat ) , bu canl hayale gelip dayan yordu. Hayal, bilinmeyen alemden, e)yan n rpertisinden, m r ldanan seslerden, gecenin hareketli cilvelerinden, Angelique'i, iine bayg nl klar verecek kadar ku)atm ) olan )eylerin hepsinden k yordu. Nitekim, onu do%ast geli)iyle, yerden iki ad m yukar da gryor, mucize onu drt taraftan ku)at yor, ay n gi-. zemli gl zerinde dalgalan yordu. #eri%inde, efsanenin btn kalabal % , de%nekleri iek aan ermi) erkekler,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yaralar ndan ya%mur gibi st akan ermi) kad nlar vard . Beyazl bakirelerin uu)u da y ld zlar solduruyordu. Angelique, hl ona bak yordu. Hayal, kollar n kald rd , apa k, uzatt . Angelique korkmuyor, ona glmsyordu. Her ayda bir, Hubertine'in, kll suya ama) r bast rmas bir mesele oluyordu. Gabet ana isimli bir kad n gndelikle tutuluyor; i)lemeler drt gn unutuluyordu; bu i)e, Angelique de kar ) yor, sonra, Chevrotte'un duru sular nda ama) r sabunlamay ve alka-lamay , e%lence ediniyordu. ama) r, kll sudan k nca, el arabas yla kk ara kap dan d )ar kar l yor; Clos - Marie'de gzel havada ve bol gne)te, gnler geiriliyordu. Anne, bu sefer, ben de y k yaca% m, ok ho)uma gidiyor! Sonra, sars la sars la glerek, kollar dirseklerine kadar s val , ama) r tokma% elinde, Angelique, vcudunu kpk iinde b rakan bu etin i)in verdi%i ne)e ve sa%l kla, ama) r can ve gnlden tokmakl yordu. Kolan n sertle)jt riyor, bana iyi geliyor, anne. Chevrotte deresi, k r yandan biiyor, nce durgun akarken, sonra ok h zlan yor, ak ll bir yoku) zerinde, iri kayna)malarla ko)uyordu. Piskoposluk bahesinin duvar dibinde b rak lm ), bir e)it bent kapa% ndan k yordu; te ba)ta, Voincurt kona% n n k)esine, yuvarlak bir kemerin alt nda kayboluyor, topra%a dal yor, iki yz metre tede, Basse soka% n n btn boyunca tekrar meydana k yor, Ligneul'e kadar gidiyor, oraya dklyordu. yle ki, ama-) ra gzkulak olmak lz md , nk, sonra pe)inden ko)mak gerekliydi. Elden ka r lan her para, kaybolmu) demekti. Anne! durun, durun!.. (u kocaman ta) pe)kirlerin stne koyay m. Gc varsa al p gtrsz, h rs z kafir! Ta) oturttu, u%ra)maktan, yorulmaktan ho)nut, dnp gitti, de%irmen aras ndan ba)ka bir ta) daha ekti, getirdi; bir parma% n ze-deliyecek olsa, sall yor, bir )ey de%il, diyordu. Bu y k nt lar n alt nda bar nan yoksullar ailesi, gndzleri yollara da% l r, sadaka toplamaya kard . Arsa, soluk renkli top s%tleriyle, yksek kavakla-r yla, hele otlar yla omuzlara kadar gelen, ok canl , ta)k n ve s rna) k otlar yla,latif ve serin bir ss zl k iinde kal yordu. Byk a%alan ufku kapl yor biti)ik iki baheden, rpertili bir sessizlik geliyordu. Saat ten sonra katedralin glgesi, bir sakinlikle, uu)an bir gnlk kokusuyla kar ) k, uzan yordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, krpe, beyaz kolunun var gcyle, ama) r daha h zl tokmakl yordu Anne, anne! Bu ak)am, yle yemek yiyece%im ki!.. Haa! Biliyorsunuz ya. Bana ilekli pasta yapaca% n za sz vermi)tiniz. Fakat o seferki ama) rda, alkalama gn, Angelique yaln z kald . Gabet anan n birdenbire siyati%i tuttu%u iin gelmemi)ti; Hubertine de ba)ka i)lerle u%ra)mak iin, evde kalm )t . Gen k z, saman dolu kutusunun iine diz km),ama) rlar birer birer al yor, su, bulan kl % geip de billur gibi duru hale gelinceye kadar uzun uzun alkal yordu. Orada, Hautecceur mihrab n n penceresi nnde, hafif bir iskele kurmakla, u%ra)an ya)l bir i)i grerek hayret etti%i iin, sabahtan beri, endi)eli bir merak duyuyor, hi tela) etmiyordu. Acaba, kilise penceresini mi onaracaklard ? Tamire de adam ak ll muhtat . Saint Georges betimlemesinin camlar eksikti; yzy llar boyunca k r m ) daha ba)ka camlar n yerine, basbaya% camlar konulmu)tu. Bununla beraber, bu onar m i)i, gen k z fkelendiriyordu. Ederin vcudunu delen ermi)in ve ejderi,kemeriyle ba%lay p gtren kral k z n n noksan yerlerine yle al )m )t ki, sanki sakat edilmeleri isteniliyormu) gibi, onlara )imdiden a%l yordu. Bu kadar eski )eyleri de%i)tirmek, kutsall %a sald r demekti. Sonra %le yeme%inden dnp gelince, fkesi geti. #skelede ba)ka bir i)i vard ; bu i)i genti, teki gibi klrengi gmlek giymi)ti. Angelique, bu i)iyi tan m )t , o idi. Angelique, ok ne)eli, s k lganl k duymadan, kutusunun iindeki saman n zerine diz kerek eski yerini ald . Sonra, plak bilekleriyle duru suyun iinde ama) r , yine alkalamaya koyuldu. Gen bir tanr gibi ince sakal ve dalgal salar yla, ay ) % n n beyazl % alt nda grd% kadar beyaz cildiyle, bu uzun boyu, ince, sar ) n adam o idi. Mademki o idi, kilise, cam na bir zarar gelmezdi: Elini srse onu gzel le)tirirdi. Angelique, onu da kendisi gibi bir i)i, herhalde bir cam ressam olarak s rt nda o gmlekle grnce, hibir hayal k r kl % duymam )t . Tersine, kurdu%u ola%anst servet hlyas na kar) kesin inanc ile, glmsyordu. Grn)ten olu)an bir )eydi, bu. Bilmek neye yarard ? Bir sabah, kim olmas gerekiyordu, o oluverecekti. Ketadralin at s ndan bir alt n ya%muru dklyordu; erguanlar n uzaktan gelen u%ultular aras nda bir zafer mar) ykseliyordu. Hatta, onun gece gndz orada bulunmak iin hangi yoldangeldi%ini bile d)nyordu. evredeki

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

evlerin birinde oturmuyorsa, ancak, Magloire soka% na kadar piskoposluk duvar boyunca giden Guerdaches soka% ndan geebilirdi. O zaman, bir saat vakit geti, Angelique yz neredeyse serin suya de%ecek kadar e%iliyor, ama) r n rp yordu; fakat eline yeni bir para ald ka, ba) n kald r yor, bir gz at yor, kalbini dolduran heyecan ortas nda, bu bak )ta, kurnaz bir eda seziliyordu. Beriki iskelenin zerinde, cam n durumunu anlamak iin pek me)gul bir tav r alm ), ona yangzle bak yor, Angelique, onu kendisine do%ru bu )ekilde dnm) grr grmez, s k l yordu. fke olsun, sevgi olsun, en kk bir heyecan duyar duymaz, damarlar ndaki btn kan yzne yneliyordu. Gzleri ate) sa yordu, halbuki, Angelique'in, kendisine dikkatle bakt % n sezince yle utan yordu ki, kk bir ocuk oluveriyor, ellerini nereye koyaca% n bilemiyor, arakada) olan ya)l adama, kekeliyerek emirler veriyordu. Angelique'i, kollar n serinleten bu co)kun suyun iinde, ne)elendiren )ey, onun da, kendisi "gibi masum, her )eyin cahili, hayat tatmak iin oburca bir ihtirasa sahip oldu%unu sezmesi idi. Olan biteni yksek sesle syleme-ye ihtiyac yoktu, grnmez kulaklar haber getirir, konu)mayan % z-lar onu sylerdi. Angelique ba) n kald r yor, onun da, kendi ba) n evirdi%ini grveriyor, saatler geiyordu; ok zevkli bir )eydi, bu. Angelique, birdenbire, i)inin, iskeleden atlad % n , sonra daha iyi grmek iin geriler gibi, otlara basarak arka arka yrd%n, iskeleden uzakla)t % n grd. Fakat, s rf, kendisine yakla)mak istedi%i o kadar a ka belliydi ki. az daha kahkahay basacakt . Her )eyi gze alan bir kimse gibi, ans z n karar verip atlam )t ; i)in gln ve dokunakl taraf , bir ka ad m tede, arkas ona dnk, kak l p kalmas haddinden fazla )iddetli davran ) verdi%i feci s k lganl k iinde, arkas na dnmeye cesaret edememesiydi. Angelique. bir an, onun, geldi%i gibi, arkas na bile dnp bakmadan, tekrar pencereye do%ru gidece%ini sand . Ama, beriki, mitsizce bir karar verdi, arkas na dnd; Angelique de, tam o s rada ba) n kald r p o kurnaz bak ) yla bakt % iin, gz gze geldiler, bak )lar birbirine tak l p kald . Bu, ikisini de cokutand rd : ne yapacaklar n )a) r yorlard , o s rada, heyecanl bir olay olmasayd , i)in iinden bir trl kamayacaklard . Angelique, znt ile; Aman! Eyvanlar olsun! diye hayk rd .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Dalg n dalg n sudan karmakta oldu%u bir pazen entari, he-yecan aras nda, elinden kurtulmu)tu; h zla akan dere, entariyi alm ), gtryordu; bir dakika daha geerse, Voincourt'lar n duvar n n k)esinde, Chevrotte'un dal p gitti%i kubbeli kemerin alt nda gzden kaybolacakt . Endi)e dolu birka saniye geti, Gen adam, i)i anlam ), at l-m )t . Fakat, akan su, ak llar n stnde z pl yor.kafir entari, ondan ha h zl ko)uyordu. Gen, e%iliyor, entariyi yakalad % n san yor. sadece kp% avuluyordu. #ki defa. yakalamak zereyken ka rd , Sonunda, co)tu, hayat n tehlikeye koyan bir kimsenin cesaretli eda-vla suya girdi, entariyi. tam toprak alt na dalaca% anda, kurtard . O zamana kadar, kurtarma isini, yrek arp nt lar yla seyreden Angelique. iinden do%ru .bir gl)n, candan bir gl)n ykseldi%ini hissetti, #)te o kadar hayalini kurdu%u o macera, bir gl kenar ndaki o rastlant , gne)ten daha gzel bir gencin, kendisini kurtard % o mthi) tehlike, i)te bu idi. Hatip, muharip Saint Georges, i)te bu cam ressam , kl rengi gmlekli bu gen i)i idi. Onun, bacaklar slak, s r ls klam entariyi elinde beceriksizce tutarak, "sudan ekip karmak iin yapt % srarl hareketin glnl%n anlam ) bir halde geri dnp geldi%ini grnce, bo%az m g c kl yor ne)e ta)k nl % n durdurmak iin, dudaklar n s rmak zorunda kald . Gen adam, dalm ),onu izliyordu. Glmemek iin kendini tutan Angelique, gen vcudunu ba)tan ba)a rperten bu haliyle, son derece )irin bir ocukluk edas ta) yordu. Su serpintileriyle slanm ), kollar ak nt ile buz kesilmi), ormanlar n yosunlar aras ndan f )k ran, duru p narlar gibi, temizlik kokuyordu. Bol gne) ortas nda sa%l k ve ne)e rne%i idi. Arkas ndaki i) giysisiyle efsanelerde grlen kral k zlar gibi fidan boyu, uzun yzyle, hem kad n kad nc k, hem de kralie idi. Gen adam n, onu sevdi%i sanat gzelli%i iinde o kadar gzel buluyordu ki entariyi ona nas l uzataca% n bilemiyordu. Safdil gzkmek onu bsbtn kudurtuyordu, nk, gen k z n glmemek iin harcad % abay iyice gryordu. Karar vermek zorunda kald , entariyi ona uzatt . O zaman Angelique, dudaklar n aarsa kahkahay f rlataca% n anlad . Zavall ocuk! Hali ona ne kadar dokunuyordu; fakat, dayan l r gibi de%ildi, Angelique ok mutluydu, glmek gereksinimi duyuyordu. #inden nefesini t kay ncaya kadar glmek geliyordu. Sonunda konu)abilece%ini sand , yaln zca: Te)ekkr ederim, efendim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Demek istedi. Fakat yine glece%i tutmu)tu, gld% iin kekeledi, sz yar m kald ; ok yksek perdeden glyor, Chevrotte deresini billur ) r lt s na kar )arak ten bir tannan perdeler )ellesi halinde glyordu. Gen adam )a) rd , syleyecek bir sz, bir kelime bile bulamad . O ok beyaz yz, birdenbire k zarm )t ; utanga ocuk gzleri, kartal gz gibi ate) sam )t . ekildi, ya)l i)i ile birlikte gzden kaybolmu)tu ki, Angelique, duru suya e%ilmi), o gnn parlak, )en ayd nl % alt nda, yine, stne sular s ratarak ama) r n alkamaya koyulmu), hala glyordu. Ertesi gn, bir gn ncesinden beri y % n halinde durup szlen ama) r , daha saat alt da serdiler. Rastlant , gl bir de rzgar km ), ama) r n kurumas na yard m ediyordu. Hatta, paralar umas n diye, drt k)elerinden, ta)larla tutturmak gerekti. Y kanan ama) rlar n hepsi, ye)il otlar n stne bembeyaz, orada serili duruyor, mis gibi bitki kokuyordu; sanki ay rda, birdenbire, kar gibi beyaz papatyalar am )t , Angelique, kahvalt dan sonra, gelip bir gz at nca, ok can s --k ld . Engin soluklarla temizlenmi) gibi grnen, ok .duru, mavi gkte, rzgar o kadar )iddetleniyordu ki, btn ama) rlar uacak hale geliyordu; bir ar)af kam ), pe)kirler gidip, bir s%dn dallar ndan, mendiller havalan yordu. Orada da kimsecikler yoktu! Angelique'in akl ba) ndan gidiyordu. ar)af yaymak isteyince, bo%u)mak zorunda kald . ar)af, onu sersemletiyor, bayrak gibi )ak-l yarak vcuduna sar l yordu. O zaman, rzgar ortas nda, bir ses i)itti. Matmazel, size yard m edeyim, ister misiniz? diyordu. O idi; Angelique, ev kad nl % kayg s ndan ba)ka bir )ey d)nmeden, derhal hayk rd : A, elbette, yard m etsenize!.. Ucundan yakalay n, )uras ndan! S k tutun! Sa%lam kollar yla eki)tirdikleri ar)af, yelken gibi rp n yordu. Sonra, onu otlar n stne koydular, drt ucuna daha iri ta)lar yerle)tirdiler. (imdi, s ms k tutulan ar)af yere serilmi)ti. Ama aralar nda bu gz kama)t r c beyazl ktaki bez oldu%u halde iki ba) na diz km)ler, yerlerinden kalkm yorlard . Sonunda, Angelique glmsedi; fakat, bu glmseme kurnazca de%ildi, bir te)ekkr glmsemesiydi. Gen, cesaretlendi. Benim ad m Felicie, dedi. Benimki de Angelique.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ben cam ressam y m; )u percereyi onarma i)ini bana verdiler. Ben de, annem ve babamla )urada oturuyorum; i)lemeciyim. Sert rzgar, szlerini al p gtryor, iine gmldkleri s cak gne)in ortas nda, onlar , diri, saf esintileriyle kam l yordu. Bildikleri )eyleri, biribirlerine sylemek zevki iin biribirlerine anlat yorlard . Cam de%i)tirmiyeceksiniz ya? Hay r, hay r. Onar lan yer grlmeyecek bile... Onu, sizin kadar ben de seviyorum. Gerekten, severim onu. Renkleri ne kadar tatl !.. Ben bir tane Saint Georges i)ledim, ama, o bunun kadar gzel de%ildi. . Oo! Nas l gzel de%il... E%er, rahip Cornille'in pazar gn giydi%i k rm z kadife stkteki Saint Georges'sa, ben onu grdm. Bir harika! Angelique, sevincinden k zard , birdenbire ona hayk rd : ar)af n, sol yan ndaki kenar na bir ta) koyun, rzgar bir daha uuracak. Gen adam at ld , yeniden uma%a u%ra)an mahpus bir ku)un kanat rpmas gibi geni) geni) rp nan ar)af ta)la bast rd . ar)af, art k k m ldamay nca, bu sefer, ikisi de kalkt lar. Angelique, )imdi, ot brm) dar patikalardan, ama) rlar n aras ndan yryor, her birine bir gz at yordu; gen adam da olduka tela)l , bir nlk veya bir mutfak paavras zihniyle olduka me)gul, onun pe)inden geliyordu. Bu, ok do%al gibi grnyordu. Nitekim, gen k z konu)maya devam etti, gnlerini nas l geirdi%ini, nelerden ho)land % n anlatt . Ben, her )eyin yerli yerinde bulunmas n isterim... Sabahleyin, atelyedeki guguklu saat beni hep alt da uyand r r; ortal k ayd nl k olmasa bile giyinirim, oraplar m )urada durur, sabun beridedir, merak i)te. Yoo! Do%u)tan byle de%ilim, yle da% n k bir k zd m ki, annem az k )mad bana!.. Sonra, atelyede de iskemlem hep ayn yerde, ) %a kar) olmazsa, yapaca% m i)ten hay r gelmez. Bereket versin, solak da de%ilim, yaln z sa% elimle al )mak illetim de yoktu, iki elimle de i)lerim, Tanr vergisi iste, herkes yapamaz... ieklere de bay l r n , ama yan mda bir demet iek dursa, mthi) ba) a%r lar na yakalan r m. Yaln z menek)e dokunmuyor, hem de )a) lacak )ey, menek)enin kokusu rahats z etmiyor da, ferahl k veriyor. Bir para rahats zl k duysam, menek)e koklad m m , hemen iyi gelir. Gen adam, hayran hayran, onu dinliyordu, Onun, son derece f-sunlu, dokunakl ve srekli sesinin tatl l % yla mest oluyordu; bu insan sesinden

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

duygulansa gerekti, nk, baz hecelerin yumu)ak perdeleri, gzlerini ya)art yordu. Angelique, szn keserek: Hah! dedi, gmlekler kuruyor, i)te. Sonra, kendisini tan tmak iin safdil ve bilinsiz bir gereksinme ile gizli ynlerini anlatmaya devam etti. Beyaz, her zaman gzeldir, de%il mi? Gn oluyor, maviden, k rm z dan, btn renklerden b k yorum, halbuki beyazda, eksiksiz zevk veren bir )ey var, beni hi b kt rm yor. Beyaz n gz inciten hibir yan yok, insan, iinde kaybolmak istiyor... Bizim, sar benekli, beyaz bir kedimiz vard , beneklerini boyam )t m. ok gzel olduydu ama, boya tutmad ... Bak n, size bir )ey syleyim! Annem bilmez, beyaz ipek k rp nt lar n hep biriktiriyorum, bir ekmece dolusu var, bir )ey iin de%il, biriktirmek, arada s rada elimi srmek iin... Bir s rr m daha var, oo! byk bir s r, bu! Her sabah, uyand % m zaman, karyolam n yan nda birisi vard r, evet, kanatlanan bir beyazl k. Gen, hi ku)ku duymad ona inanm ) grnd. Bu yal n ve ola%an bir )ey de%il miydi? Gen bir prenses olsa, saray n n karga)a-s iinde, onun kalbini bu kadar abuk kazanamazd . Angelique'in, bu ye)il otlar zerindeki beyaz ama) rlar aras nda, ne)eli ve yle )irin bir hali vard ki, gitgide artan bir kucaklama ile, onun kalbine sokuloyurdu. Art k olan olmu)tu. Gznde yaln z Angelique vard , hayat n n sonuna kadar onun pe)inden gidecekti. Gen k z, hala k sa ad mlarla h zl h zl yryor, ara s ra ba) n evirip glmsyordu; Felicien de, yre%i bu mutlulukla dolup ta)arak, ona eri)meye asla ummaks z n, hep Angelique'in pe)inden gidiyordu. Fakat bir bora koptu, ince pamuklu bezden yakal klar ve kolluklar, batist boyun atk lar ve hotozlar gibi kk paralar f rt naya yakalan p sreklenen bir beyaz ku) srs gibi havaland , uza%a d)t. Angelique ko)maya ba)lad . Eyvahlr olsun! Gelsenize! Bana yard m etseniz! #kisi de se%irtmi)lerdi. Angelique, Chevrotte deresinin kenar nda, bir yakal % ele geirdi. Felicien de, yksek s rganlar n aras nda buldu%u iki hotozu elinde tutuyordu. Kolluklar, birer birer bulundu. Fakat, h zla ko)arlarken Angelique'in uu)an etekleri ona kez sr-tnm)t; her stnmede Felicien'in yre%i hopluyor, yz birdenbire k pk rm z kesiliyordu. n s ra kaan son bir boyun atk s n yakalamak iin at ld % s rada, Felicien de ona

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

srtnd. Angelique nefes nefese, hareketsiz, ayakta kalm )t . Bu heyecan, gl)n buland r yor, art k )aka etmiyor, bu masum ve beceriksiz koca ocukla alay etmiyordu. Nesi vard da, byle ne)esizle)mi)ti, bu tatl heyecan n iinde, byle ezginlik duyuyordu? Felicien, ona boyun atk s n uzatt % zaman, elleri biribirine dokundu. rperdiler, )a)alad lar, bak )t lar. Angelique h zla geri ekilmi)ti. Ba) na gelen bu grlmedik bu durum kar) s nda ne yapaca% n bilemeden birka saniye durdu. Sonra, birdenbire tela)la ko)maya ba)lad , kollan kk para ama) rlarla dolu, geri kalanlar da orada b rakarak kat . O zaman, Felicien konu)mak istedi. Ooh! Ltfen... Rica ederim... Rzgar art yor, nefesini kesiyordu. Sanki bu )iddetli rzgar onu al p gtryormu) gibi, yeis iinde, ko)usunu izliyordu. Angelique, ar)aflarla rtlerin beyazl % , yandan vuran gne)in solgun sar ) % ortas nda ko)uyor, ko)uyordu. Katedralin glgesi onu kavr yor gibiydi, gen k z, arkas na bile bakmadan, kk bahe kap s ndan evine girmek zere idi. Fakat, kap n n e)i%inde, ani bir iyilik duyarak, Felicien, kendisini fazla darg n sanmas n diye, h zla dnd. Mahcup, glmsiyerek, hayk rd : Te)ekkr ederim! Te)ekkr ederim! Uu)an ama) rlar n toplamas na yard m etti%i iin mi te)ekkr ediyordu? Ba)ka bir )ey iin mi te)ekkr ediyordu? Angelique gzden kaybolmu), kap kapanm )t . Felicien, k r n ortas nda, przsz gkte yrek ferahlat c dzenli soluklarla esen rzgar n alt nda, yaln z kald . Piskokoplu%un kara a%alan, kabaran bir deniz gibi, uzun h ) rt larla k m ldan yor, katedralin setleri ve istinat duvarlar aras nda yksek bir ses u%ulduyordu. Fakat, Felicien, yaln z, bir leykak dal na bir demet iek gibi tak l , Angelique'e ait kk bir hotozun hafif hafif )aklamas n i)itiyordu. O gnden sonra, Angelique ne zaman penceresini asa, a)a% da, Clos Mari'de, Felicien'i grd. Kilise cam n bahane ediyor, hep orada vakit geiriyor, fakat i), zerre kadar ilerlemiyordu. Bir fundan n arkas na, otlar n stne uzan p saatlerce kal yor, yapraklar n aras ndan, pencereyi gzetliyordu. Sabah ak)am, kar) l kl glmsemek ok

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

zevkli bir )eydi. Angelique mutlu bundan daha fazla bir )ey istemiyordu. ama) r ta ay sonra bir kere daha y kanacakt . Bahe kap s o zamana kadar kapal duracakt . Fakat, biribirlerini her gn gre gre, ay ok abuk geerdi! Sonra, gndzleri, b ak)am bak )mak iin, geceleri, ertesi sabah bak )mak iin ya)amaktan daha byk mutluluk olur muydu? Angelique daha ilk rastla)t klar nda adetlerini, zevklerini, kalbinin ufak s rlar m, her )eyi sylemi)ti. teki susmu), ad n n Felicien oldu%unu sylemi)ti. Angelique, ba)ka bir )ey bilmiyordu. Belki de, bunun byle olmas , kad n n, kendini tamamen vermesi, erke%in, bilinmeyen iine ekilmesi gerekiyordu. Angelique acele etmiyor, hi bir panik duymuyor, kesin gerekle)ecek olan )eyleri d)nerek glmsyordu. Sonra da, onun bilmedi%i )eyin de%eri yoktu, as l sorun birbirlerini grmeleriydi. Angelique, onun hakk nda hi bir )ey bilmiyor, yle ki fikirlerini bak ) ndan anl yacak kadar onu tan yordu. Gelmi)ti, Angelique onu tan m )t ve sevi)iyorlard . O zaman, biribirlerine bu uzaktan sahip olu)un tad n zevkle duydular. Ke)fettikleri )eylerle, hep, yeni yeni hayranl klar duyuyorlard . Angelique'in, i%neden zedelenmi) uzun elleri vard , Felicien, bu elleri taparcas na sevdi. Angelique, onun ince ayaklar n grd, kklklerinden gurur duydu. Onun her )eyi gururunu ok)uyordu, gzel oldu%u iin ona minnettard , Felicien'in sakal n n salar ndan daha a k kumral oldu%unun fark na vard % ak)am, )iddetli bir sevin duydu; bu sakal, Felicien'in gl)ne son derece mutluluk veriyordu. Angelique, bir sabah e%ildi%i zaman, Felicien, onun narin boynunda esmer bir leke grm), heyecan, iinde, kendinden gemi), oradan ayr lm )t . Kalpleri de biribirlerine a l yordu, orada da birok )eyler buldular. Angelique'in penceresini aarken yapt % safdil ve duyarl hareket, onun, kk i)lemeci k z durumu iinde, bir kralie ruhu ta) d % n gsteriyordu. Angelique de, Feli-cien'in, otlara ne 83kadar hafif basarak yrd%n grnce, onun iyi yreklili%ini anl yordu. Birbirlerini. grdkleri bu ilk s ralarda evrele-rinde yeteneklerden ve cazibelerden bir par lt vard . Her gr)me-lerinin, kendine zg byleyicili%i vard . Onlara, bu birbirlerini grme bahtiyarl % n asla tketmiyeceklermi) gibi geliyordu. Fakat, Felicien, ok gemeden, bir para sab rs zl k gstermeye ba)lad . Art k, bir fundan n dibine uzan p, saatlerce, mutlak bir mut-lu%un verdi%i hareketsizlik iinde kalm yordu. Angelique gzkp balkon parmakl % na

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

al ) yordu. Angelique, buna bir para fkeleniyordu, nk, fark na var rlar diye korkuyordu. Hatta, bir gn gerekten bozu)tular. Felicien )a) rd kald , yznde yle bir rica ifadesi vard ki, Angelique, her zamarki gibi ayn saatte bakona gelip parmakl %a dayanarak onu affetti. Fakat, beklemek Felicien'e yetmiyordu, tekrar yakla)maya ba)lad . (imdi, art k Clos - Marie'yi heyecan yla dolduruyor, ayn zamanda, her tarafta birden gzkyordu. Her a%a gvdesinin arkas ndan k yor, her b%rtlen kmesinin tepesinde gzkyordu. Karaa%alar n tepesindeki yabani gvercinler gibi, meskeni civarda, iki dal aras nda olsa gerekti, Chevrotte deresi, btn zaman n orada geirmesi iin bir bahaneydi, akar suyun stne e%iliyor, orada, uu)an bulutlar izlemeye dalm ) gibi gzkydordu. Angelique, bir gn onu, de%irmen y k nt s nda y k k bir sundurman n at s stnde, ayakta grd; uup gen k z n omuzuna konamad % na esefli, byle birpara ykseldi%i iin mutluydu. Bir gn, onu, kendinden daha yksekte, katedralin iki penceresi aras nda, zakirler dairesinin taraas nda grnce, hafif bir %l % tuttu. Anahtar zangota duran bir kap ile kapal bu galeriye nas l ula)abilmi)ti? Ba)ka seferler, nas l oluyordu da onu, kubbe alt n n istinat duvarlar nda ve payandalar n tepelerinde, ta gkyznde gryordu? Felicien, o yksek yerden, kk an kulelerini tepesinde uu)an k rlang lar gibi, ta onun odas n n iini gryordu. Angelique, gizlenmeyi hi akl na getirmemi)ti. O gnden sonra s ms k kapand ; kendisini, ku)at lm ), hep iki ki)i halinde ya)ar hissettike, gitgide artan bir endi)eye kap l yordu. Acelesi yoksa, kalbi, byk yortu gnlerinde kilisenin gmbr gmbr alan byk an gibi, niin bu kadar h zl at yordu? Arada gn geti%i halde, Angelique, Felicien'in gittike artan cretinden korktu%u iin meydana kmam )t . Onu bir daha gremeyece%ine, kendi kendine yemin ediyor, ondan nefret etmeye kendini al )t r yordu. Fakat, Felicien, kendi ate)inden ona da vermi)ti, yerinde duram yordu, i)ledi%i stl% elinden b rakmak iin trl bahaneler buluyordu. Nitekim, Gabet anan n yataktan kamad % n , derin bir yoksulluk iinde bulundu%unu haber al nca, onu her sabah yoklamaya gitti. Kad nca% z, hemen orac kta, Orfevres soka% nda, kap ileride oturuyordu. Angelique, ona, et suyu, )eker getiriyor, tekrar gidiyor, Grand Rue'deki eczaneden ilalar n al yordu. Bir gn, elinde paketlerle, ila )i)eleriyle eczaneden gelirken, Felicien'i, hasta ya)l kad n ba) ucunda grnce )a)alad . Felicien k pk rm z kesildi,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

beceriksizce s v )t . Ertesi gn, Angelique, hastan n yan ndan ayr laca% s rada, Felicien yine geldi; gen k z, ho)nutsuzlukla, yerini ona b rakt . Yoksullar n grmesine engel olmak m istiyordu, kuzum? Angelique, tam da, hi bir )eyi olmayanlar ltfa bo%mak iin her )eyini verdirten o merhamet nbetlerinden birine yakalanm )t . Ac ekenler akl na geldike, varl % , karde)e bir ac ma iinde eriyordu. Basse soka% nda oturan kr ve ktrm Mascart baban n evine ko)uyor, gtrd% bir tabak orbay ona eliyle iiriyordu. Kar koca ikisi de doksanl k birer ya)l olan Chouteau'lar n Magloire soka% nda oturduklar mahzene, Hubert'lerin tavan aras ndan, eski e)ya al p gtrm), oray dzeltmi)ti; daha ba)kalar na, daha daha ba)kalar -na, mahalledeki btn aresizlere etraf nda srnp duran )eylerden al p al p ta) yor, onlara gizlice bak yor, bir gn nceden kalm ) yemek art % kar) s nda )a) r p yzlerinin gld%n grnce, seviniyordu. Halbuki, bunlar n hangisine gitse, art k, Felicien'i tekrar grmek korkusuyla pencere nnde durmaktan sak nan Angelique, onu hi bu kadar fazla grmemi)ti. (a)k nl % art yor, kendisini ok fkeli san yordu. Bu maceran n en kt taraf )u oldu ki, Angelique, biraz sonra, merhametinden bezdi. Bu ocuk, iyilik etmekten duydu%u zevki bozuyordu. Evvelce, onun yoksullar belki ba)kalar yd , ama bunlar de%ildi, nk o yoksullar hi yoklam yordu; mutlaka kendisini gzetlemi), o yoksullar n kimler olduklar n anlamak, onlar , birer birer byle elinden almak iin, pe)inden km ) olacakt . Art k, elinde kk bir yiyecek sepetiyle Chourteau'lar n evine ne zaman gelse, masan n stnde il paralar vard . Bir gn btn hafta biriktirdi%i para olan on meteli%i, ko)a ko)a, srekli ttnszlkten dert yanan Mas-cart babaya gtrd% zaman, onu, gne) gibi p r l p r l yirmi frankl k bir sikkeye konmu) grd. Gaber anay yoklamaya gitti%i bir ak)am da, kad n, kasabaya inip bir bank not bozdurmas n ondan rica etti. Angelique, kendisinde para yokken Felicien'in rahata kesesini bo)altt % n grp zay fl % n anlad ka, yre%i ne kadar s zl yordu! Geri yoksullar n kondu%u bu nimete memnundu; fakat, ba)ka birisi bu kadar fazla verirken, kendisi bu kadar az verdi%i iin zlyor, verecek mutluluk bulam yordu. Beceriksiz ocuk, anl yam yor, onu elde etti%ini sanarak bir cmertlik gereksinimine kap l yor, onun sadakalar n mahvediyordu. stelik de Angelique, btn yoksullar n evinde, onun methini dinlemek zorunda kal yordu. Ne iyi, ne ak ll , uslu ne terbiyeli

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

delikanl idi! Hepsi, varsa yoksa onu anlat yorlard , Angelique'in sadakalar n sanki kmser gibi, onun sadakalar n gzleri nne seriyorlard . Angelique, Felicien'i unutaca% na yemin etti%i halde, yoksullara, ona ili)kin sorular soruyordu: Ne b rakm )t ? Ne demi)ti? Gzeldi de, )efkatliydi, utangat da, de%il mi? Acaba kendisinden sze kalk ) yor muydu? A! Elbette, her zaman sz ediyordu! O zaman, Angelique, ondan bsbtn nefret ediyordu. nk yre%i fazla s k lmaya ba)l yordu. Ama, i) byle srp gidemezdi; bir may s ak)am , )irin bir ala86 cakaranl kta, felaket patlak verdi. Angeliqe Labballeuse'e, eski de%irmenin y k nt lar nda bar nan o ok ocuklu yoksul kad na gitmi)ti. Orada yaln z kad nlar vard , yz k r ) k r ) bir ya)l kad n olan Lamblleuse ana ile, yirmi ya) nda bir yabani olan byk k z Ti-ennete, k z l salar alt nda, gzleri )imdiden )eytanl k dolu iki kk k zkarde)i Rose'la Jeanne vard . Drd de, kasaban n d ) ndaki yollarda, hendekler boyunca dileniyorlar, sicimle tutturulmu) ) -p t klarm n iinde ayaklan yorgunluktan bitkin bir halde, geceleyin dnyorlard . O ak)am da, Tiennette, kendi papular n , sonunda ak l ta)lar aras nda b rakm ), topuklar kan iinde, yaral gelmi)ti. Kap lar n n nne, Clos Marie'nin yksek otlar aras na oturmu), etlerine batan dikenleri ay kl yordu; annesiyle iki kk karde)i de evresini sarm )lar s zlan p duruyorlard . O s rda, Angelique, onlara her hafta verdi%i, ekme%i, nl%nn alt na saklam ), geldi. Kk bahe kap s ndan s v )mak, ko)a ko)a eve dnmek niyetinde oldu%u iin, kap y a k b rakm )t . Fakat, btn aileyi gz ya)lar iinde grnce durdu. Ne var kuzum? Ne oldunuz? Lamballeuse ana: Ah, matmazelci%im! diye inledi, bak n )u sersem koca k z, kendini ne hale koymu)! Yar n yol yryemeyecek, koca gn grltye gitti... Ayakkab gerekli. Rose'le Jeanne, da% n k salar n n alt nda gzleri ) l ) l c rtlak seslerle ba% rarak daha fazla h k rma%a ba)lad lar. Ayakkab gerekli, Ayakkab gerekli. Tiennete,s ska kara yzn yar kald rm )t , sonra, hibir )ey sylemeden, uzun bir dikeni, bir i%ne ile kurcalad , aya% n tekrar kanatt . Angelique, etkilenmi)ti, sadakas n verdi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hele )u ekme%i al n, bakal m, dedi. 87 locuklar n anas : Eh! Ekmek, gerekli dedi. Ama, ekmekle yryecek de%ildi elbette. Hem de Bligny panay r na gidecekti, her y l, k rk metelikten fazla para yapt % bir panay r... Hey Tanr m, sen bilirsin, durumumuz ne olacak? Angelique'in, merhametten ne yapaca% n bilemedi%inden, dili tutuldu. Cebinde yakla) k be) metelik vard . Be) metelikle, elden d)me bile kundura al namazd . Her seferinde, paras zl % onun elini aya% n ba%l yordu. O dakikada, onu bsbtn ileden karan )ey, gzlerini te tarafa evirdi%i s rada, birka ad m tede, gitgide bast ran ak)am karanl % iinde, Felicien'in ayakta durdu%unu grmesi oldu. Konu)ulan )eyleri i)itmi) olsa gerkti, belki de oktan beri oradayd . Her zaman, Angelique'in kar) s na byle k yor, gen. k z onun, nereden, nas l geldi%ini asla anl yam yordu. Kunduralar verecek, diye d)nd. Gerekten, Felioien ilerliyordu bile. Morumsu gkte, ilk y ld zlar do%uyordu. Yukar dan, l k, engin bir huzur dklyor, s%tleri karalt ya gmlen Clos Marie'ye bir durgunluk kyordu. Katedral, bat da, ancak siyah bir izgiden olu)uyordu. Kesinlike kunduralar verecek. Angelique, bu d)nceyle, gerek bir yeis duyuyordu. Demek ki her )eyi o verecekti, kendisi bir kez bile onu alt edemiyecekti! Yre%i atl yacak gibi at yordu, kendisi de zavall lar ho)nut edebildi%ini gstermek iin, ok zengin olmak istiyordu. Fakat Lamballeuse'ler, iyi yrekli msyy grm)lerdi, analar se%irtmi)ti; iki kk k z karde), ellerini uzatm )lar, s zlan yorlard . Ablalar , kanl topuklar ndan ellerini ekmi), yan gzle bak yordu. Felicien: Beni dinleyin, kad n m, dedi. Grand Rue'ye gidersiniz, Basse soka% n n k)esinde... Angelique anlam )t , orada bir kundurac vard . (iddetle, Felicien'in szn kesti, yle heyecanl idi ki, rastgele szler kekeliyordu. O kadar yola, bo)una eziyet... ne gerek var?.. Daha kolay du-ruken... Daha kolay dedi%i )eyi bulam yordu. Felicien'den nce sadaka vermek iin ne yapsayd , ne yaratsayd acaba- Ondan bu derece nefret duydu%unu asla tahmin edemezdi. Felicien devam etti:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Benim taraf mdan gitti%inizi sylersiniz. Dersiniz ki... Angelique bir kere daha onun szn kesti, heyecanl bir davran )la, tekrar: Daha kolay var... Daha kolay var... Dedi. Birdenbire Sakinle)ti, bir ta)a oturdu, kunduralar n ba% n zd, tela)l elleriyle onlar kard , oraplar m da kard . #)te! Bak n ne kadar kolay! Zahmet etmeye ne gerek var? dedi. . Lamballeuse ana, adeta yepyeni olan kunduralar kontrol ederek: Ah! #yi yrekli matmazelci%im, Tanr sizden raz olsun! dedi. Aya% na uysun diye yzlerini keserim... Tiennette, te)ekkr etsene, koca sersem! Tiennette, Rose'la Jeanne' n gz koyduklar oraplar , onlar ellerinden ekip alm )t . A%z n bile amad . Fakat, o s rada Angelique, ayaklar n plak oldu%unu ve Felicien'in, onlar grd%n fark etti. Pek utand ." Kalkarsa, ayaklar n daha iyi grece%ine emin oldu%u iin, k m ldamaya cesaret edemiyordu. Sonra, tela)land , akl ba) ndan gitti, kamaya ba)lad . Ufac k ayaklar , otlar n stnde, bembeyaz ko)uyordu. Gece karanl % daha koyula)t , Clos - Marie, evresindeki ulu a%alarla katedralin kara y % n ortas nda, bir karalt lar 89denizi haline geliyordu. Zemini rten karanl klarla bir hizada, yaln z, ufac k beyaz ayaklar n, gvercinler gibi parlak beyaz ayaklar n ka ) ndan ba)ka bir )ey grnmyordu. Angelique. sudan korktu%u iin, rkm), kpr olarak kullan lan kalastan gemek zere, Chevrotte deresi boyunca ilerliyordu. Fakat, Felicien, al l klardan a) p kestirmeden yrm)t. O zamana kadar ok ekingen oldu%u halde, Angelique'in beyaz ayaklar n grnce, ondan daha fazla k zarm )t bir ate) onu itiyor, daha ilk gnden, genli%inin ta)k nl % iinde, btn benli%ini kavrayan a)k hayk rmak istiyordu. Sonra, Angelique, kendisine srtnerek geince, Felicien, dudaklar n yakan itiraf , ancak kekeliyerek syleyebildi. Angelique, heyecan iinde, durmu)tu. Bir an dimdik, ona bakt . fkesi, besledi%ini sand % kin, siliniyor, tatl bir heyecan duygusu iinde eriyordu. Felicien ne sylemi)ti ki, bu kadar heyecana kap l yordu? Kendisini seviyordu, Angelique bunu biliyordu, halbuki, kula% na m r ldan lan o sz, onu )a)k nl k ve korku iinde b rak yordu. Felicien cesaretlenmi), yre%i a k, ortakla)a merhametle onun yre%ine yakla)m )t ; tekrar:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Seni seviyorum, dedi. Angelique, a)ktan korktu, tekrar kamaya ba)lad . Bu sefer, Chevrotte deresi onu durdurmad ; Angelique, kovalanan di)i geyikler gibi, suya girdi, ufac k ayaklar , orada, ak llar n aras nda, buz gibi suyun rpertisi alt nda, ko)u)tu. Bahe kap s kapand , ufac k ayaklar gzden kayboldu. 90 VI Angelique, iki gn, vicdan azab yla k vrand . Yaln z kal r kalmaz, sanki bir su i)lemi) gibi, a%l yordu. Ayn soru, tel) verici bir )peyle, hep akl na .geliyordu. O delikanl ile gnah m i)lemi)ti, acaba? Efsanedeki, )eytana uyan kt kad nlar gibi cehennemlik mi olmu)tu? ok hafif sesle m r ldan lan o "sizi seviyorum" szleri, kulaklar nda yle bir nl yordu ki, kesinlikle, grnmez lemin derinli%inde sakl , herhangi bir ola%anst gten geliyordu. Fakat, cehalet ve yaln zl k ortas nda byd% iin, bilmiyordu, bilmezdi. O delikanl ile gnah m i)lemi)ti? Olaylar iyice hat rlamaya al ) yor, masumlu%unun kuruntular n -tart ) yordu. Gnah neydi? Birbirini grmek, konu)mak, sonra, anaya babaya yalan sylemek, gnaha girmek iin yeter miydi? Btn ktlk bundan olu)masa gerekti. yleyse, niin byle yre%i s k l yordu? E%er sulu de%ilse, niin, yeni bir ruhla rp n yor, kendisini ba)ka bir insan hissediyordu? Gnah, belki de, yre%ine ezginlik veren o gizli huzursuzlukta byyordu. Kalbi, belirtilmemi) )eylerle, daha anlamadan tel)land % , gelecekteki szleri ve hareketlerin karma-kar ) kl % ile dolu idi. Yanaklar na bir kan dalgas yay l yor, o korkun "sizi seviyorum" szlerinin nlad % n i)itiyor; art k, kar) la)t rma yapm yor olaylardan ku)ku duyarak, suun, maverada, ad olmayan, )ekli olmayan )eyde bulunmadan korkarak h k rmaya ba)l yordu. Ona en fazla s k nt veren, Hurbertin'e a lmam ) olmas yd . Angelique sorabilse, Hubertine, herhalde ona yle geliyordu ki, derdini bir kimseye sylese iyile)ecekti. Fakat, giz, haddinden fazla bym)t. Angelique utanc ndan lecekti. Hileci oluyor, varl % n n derinli%inde f rt nalar esti%i halde, o, ii rahatm ) gibi haller al yordu. Dalg n zamanlar nda bunun nedenini soracak olsalar, gzlerini hayretle a yor, hibir )ey d)nmedi%i yan t n veriyordu. Tezgh n n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

91nne oturmu), elleri kendili%inden i%neyi bat r p kar yor, uslu uslu oturdu%u halde sabahtan ak)ama kadar, bir tek d)nceyle tkeniyordu. Seviliyordu, seviliyordu! Ya kendisi, o da seviyor muydu? Cahilli%inin yan ts z b rakt % bu soru, henz karanl kt . Bunu, ser-sergileninceye kadar, kendi kendine tekrar tekrar soruyordu; kelimeler her zamanki anlamlar n yitiriyordu; her )ey, onu al p srkleyen bir e)it ba) dnmesi iine kar ) p gidiyordu. Sonra bir abayla kendini topluyor, akl tekrar ba) na geliyordu. #%ne elinde, her zamanki dik-Jcatiyle, bir hlya iinde, yine de nak s n i)liyordu. Belki de byk bir hastal k, iin iin haz rlan yordu. Bir ak)am, yata% na yataca% s rada, vcuduna bir rperti yap )t ; bir daha kalkm yaca% n sand . Kalbi atlayacak gibi at yor, kulaklar na an u%ultular doluyordu. Seviyor muydu, yoksa lecek miydi? Hem byle d)nyor, hem ipli%ine bal mumu srerken bir yandan da kendisine endi)eyle bakan Hubetine'e glmsyordu. Ho), Angelique, Felicien'i bir daha grmemeye and imi)ti. Clos-Marie'nin ars z otlar na art k ayak basm yor, yoksullar yoklamaya bile gitmiyordu. Kar) kar) ya tekrar bulu)tuklar gn mthi) bir )ey olmas ndan korkuyordu. Verdi%i kararda, belki de i)lemi) oldu%u gnahtan dolay kendini cezaland rmak iin, bir tvbe d)ncesi de vard . Onun iin, sabahlar korktu%u adam Chevrotte deresi kenar nda grmek endi)esiyle, pencereden gz atmamaya kendini mahkm ediyordu. Ama )eytana uyup da bakacak ve onu orada gremeyecek olursa, ertesi gne kadar hzne gmlp kal yordu. Bir sabah, Hubert, tezgha bir yin gmle%i germekle u%ra) rken, bir ng rak sesi i)itip a)a% ya indi. Bir m)teri gelmi) olacakt , herhalde bir sipari) veriyorlard , nk, Hubertine'le Angelique, a k kalan merdiven kap s ndan, seslerin u%ultusunu i)itiyorlard . Sonra, ok )a)k nl k iinde, ba)lar n kald rd lar. Ayak sesleri yukar k yordu, i)lemeci, m)teriyi getiriyordu. Bu, hi det olmayan bir )eydi. Gen k z, gelenin Felicien oldu%unu grnce donakald . Beyaz 92 elli bir gzel sanatlar i)isi gibi, sade giyinmi)ti. Madem, Angelique ona gitmiyordu, kendisini sevmedi%ini d)nerek, bo)u bo)una beklemeyle ve endi)eli bir karars zl kla dolu gnlerden sonra, kendisi ona geliyordu. Hubert, sorunu anlatt .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bak yavrum, bu i), sana gre i). Bu msy bize, yap lmad k bir i) sipari) etmeye gelmi). Do%rusu bu ya, rahat rahat konu)al m diye, buraya kabul etmeyi daha uygun grdm... Resminizi k z ma gstermeniz gerek, msy. Ne o, ne de Hubertine, zerre kadar ku)kuya kap lm yorlard . Yaln z, resmi grmek iin, merakla yakla)t lar. Fakat, Felicien'in de, Angelique gibi, heyecandan nefesi kesiliyordu. Resmi aarken elleri titriyordu; sesinin titrekli%ini belli etmemek iin, a% r a% r konu)mak zorunda kald Monsenyr iin bir piskopos serpu)u, dedi... Kendisine, bu serpu)u hediye etmek isteyen, kasabadaki baz han mlar, paralar n resmini yapmay , nak ) i)ine de yard m etmeyi bana b rakt lar. Ben, cam zerine resim yapan bir i)iyim, ama, eski sanatla da ok u%ra) r m... Gryorsunuz ya, gotik bir piskopos serpu)undan desen kard m, o kadar... Angelique, onun, nne koydu%u byk k% t yapra% na do%ru e%ilmi), hafif bir sesle hayk rm )t : Aa! Sainte-Agnes! Gerek, bu, on ya) ndaki din )ehidi k zd , vcudu yaln z salar yla rtl, plak bakireydi; o salar n d ) nda, yaln z ufac k ayaklar yla ufac k elleri gzkyordu, katedralin kap lar ndan birinde grnd% durumdayd , hele, ieride, vaktiyle boyal iken, )imdi k z l sar bir renge brnen, seneler getike alt n sar s bir renk alan, eski tahta heykele benziyordu. Serpu)un btn n taraf n kapl yordu, ayakta, iki melek taraf ndan tutulup g%e ekilir durumdayd ; Ayaklar n n alt nda, gayet 'uzak, gayet zarif bir manzara uzan yordu. Ser93pusun k vr nt lar nda ve kenarlar nda, gzel stilli, m zrak biimi ssler vard . Felicien devam etti: Sipari) sahibi han mlar, bu hediyeyi, Miracle yini iin veriyorlar, ben de tabii, Sainte Anges'i semeyi uygun buldum. Hubert: ok gzel d)nm)snz, diye onun szn kesti. Hubertine de: Monsenyrn pek ho)una gidecek, dedi. Her y l, 28 temmuzda yap lan Miracle yini, Beaumont'u vebadan kurtarmas iin Tanr n n kendisine ve nesline verdi%i mucizeli )ifa gcne )kran borcu olmak zere V. Jean d'Hautecoeur'den kalma idi. Efsane, Hautecoeur'lerin, bu kudreti ok sayg gsterdikleri Saint Agnes'e borlu olduklar n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

anlat yordu; her y l, ayn tarihte, ermi) k z n eski heykelini kiliseden kar p, hl, btn hastal klar )ehirden uzakla)t rd % inanc yla )ehrin sokaklar nda trenle dola)t rmak, ok eski bir gelenek olarak, ondan ileri geliyordu. Gzleri resme tak l p kalan Angeligue, sonunda Miracle yini iin diye m nldand ,ama, yine yirmi gnkald .kesinlikle yeti)tiremeyiz. Hubert'ler, ba)lar n sallad lar. Gerek, byle bir i) sonsuz zen isterdi. Bununla beraber,Hubertine gen k za dnd. Ben sana yard m edebilirim, dedi. Sslerini ben yapar m, sen, yaln z yz i)lersin. Angelique, heyacan iinde,hl ermi) k z resmine bak yordu. Hay r, hay r! Reddediyordu, yumu)ak davran p kabul etmek istemiyordu. Su ortakl % etmek ok kt bir )ey olacakt ; yle ya, Felicien kesinlikle yalan sylyordu, Angelique, onun yoksul olmad % n , bu i) giysisi alt nda gizlendi%ini seziyordu; bu yapmac k sadelik, kendisine kadar ula)mak iin uydurulan btn bu masal, onu ku)kulan94 diriyor, fakat, k z, hlyas n n ba)tan ba)a gerekle)ti%ine mutlak bir inanla, onun kralzade bir prens olmas gerekti%ini anl yor, ona ba)ka bir yz veriyor, iin iin seviniyor, mutlu oluyordu. Hafif sesle, yine: Hay r, dedi, yeti)tiremeyiz. Sonra, gzlerini kald rmadan kendi kendine konu)ur gibi ekledi; Ermi) k z iin, ne pase kullanabiliriz, ne de gipr ( ) yak ) k al r... Elvan s rma i)leme gerekir. Felicien: Zaten, dedi, ben de byle bir i)leme d)nyorum, matmazelin, bir i)lemenin yitik gizini buldu%unu biliyorum... Camegahta, byle bir i)lemeden, gzel bir para hl duruyor. Hubert co)tu: Evet, evet, on be)inci as rdan kalmad r, byk ninelerimden biri i)lemi), dedi.... Elvan s rma, hey gidi hey, ondan daha gzel nak ) bulunamazd , msy. Ama, ok dikkat istiyordu, ok zaman al yordu, sonra da, gerekten sanat i)iler gerekliydi. #ki yz y l var ki, bu i) art k yap lmaz olmu)tur... K z m yapamam deyince, vazgemelisiniz; nk, bugn bu i) yaln z onun

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

elinden gelir, bu nak sa yetecek gz ve el ustal % olan ba)ka kimse tan m yorum. Elvan s rma sz edilmeye ba)l yal beri, Hubertine, sayg l bir tav r alm )t . #nanla ekledi: Yirmi gnde, gerekten olanaks z... Bu i) iin, bir peri k z kadar sab rl olmak gerek. Fakat, Angelique, ermi) k z resmine dikkatle baka baka bir )ey ke)fetmi), yre%i sevinle dolmu)tu. Agnes, kendisine benziyordu, antika heykelin resmini yaparken, Felicien, herhalde onu d)nm)t; Angelique, Felicien'in, byle her zaman akl nda oldu%unu, onun, her tarafta kendisini grd%n d)ndke, onu uzakla)t rmak iste%i gev)iyordu. Sonunda, ba) n kald rd , Felicien'in, gzleri ok ate)li 95bir yalvarma ifadesiyle dolu, kar) s nda titredi%ini grnce, dayanamad . Yaln z, her )eyin cahili olduklar halde bile, k zlara has olan o bilgi ile, o kurnazl kla davrand , raz olmu) grnmek istemedi. Resmi geri vererek tekrar: Olanaks z, dedi. Hi kimse iin yapamam. Felicien, kayg lan r gibi oldu. Reddedilen kendisiydi, bunu anlar gibi oluyordu. ekilip gidece%i s rada, tekrar Hubertine'e dnd. Para, istedi%iniz kadar verirdim... dedi. Sipari)i veren han mlar, iki bin franga kadar verecekler... Kar koca, geri paraya d)kn insanlar de%illerdi, fakat genede bu byk rakam, onlar heyecanland rd . Hubert, kar s n n yzne bakm )t . Bu kadar bir sipari)i elden ka rmak, ne can s k c bir )eydi! Angelique, tatl sesiyle: #ki bin frank, diye tekrarlad , ikibin franksa, msy... Paraya hi de%er vermedi%i halde, bir tebessm, dudaklar n n kenar n belli belirsiz k r )t ran, muzip bir tebessm g tutuyor, Felicien'i grmek zevkine yenilmi) grnmemekle, kendisi hakk nda ona yanl ) bir fikir vermekle ne)eleniyordu. Ooo! iki bin franksa, msy, kabul ediyorum... Hi kimse iin yapamam, ama mademki fazla para vermeye raz oluyorlar...Gerekirse gecelen de al ) r m. Bunun zerine, Hubert'le Hubertine, k z n ok fazla yorulmas ndan korkarak, bu kezde kendileri reddetmek istediler.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hay r, hay r, insan n aya% na kadar gelen para tepilmez... Bana gvenebilirsiniz. Serpu), ayinden bir gn nce haz r olacak. Felicien, yre%i znt iinde, orada daha fazla kalmak iin, yeni a klama yapmak cesaretini bulamadan, resmi b rakt , ekildi. Ange-lique, kendisini kesinlikle sevmiyordu; onu tan m yor gibi yapm ), 96 yaln z paras i)e yarayan, s radan m)teri gibi davranm )t . nce fkelendi, onu baya% ruhlukla sulad . Daha iyi ya! Art k bitmi)ti, onu hi d)nmeyecekti. Sonra, hl d)nd% iin, sonunda uygun grd; al )arak ya)am yor muydu, ekme%ini kazanmas n m yd ? iki gn sonra, ok zlmeye, Angelique'i gremedi%i iin rahats z olmaya, yine etraf nda dola)maya ba)lad . Angelique onu sevmiyorsa bile, yaln z paray seviyorsa bile, kendisi, onu, her gn biraz daha sevdi%ini d)nmeye ba)lam )t ; yirmi ya) ndayken, gnln rasgele gzel buldu%u kimse, yaln z sevmek iin, nedensiz nas l sevilirse, yle seviyordu. Bir ak)am onu grm)t, art k olan olmu)tu; art k, varsa yoksa Angelique'ti, ba)kas de%ildi; ylece, oldu%u gibi, kt olsun iyi olsun, irkin olsun gzel olsun, yoksul olsun, zengin olsun, e%er o k za sahip olmazsa lecekti. nc gn, o dereceyi buldu ki, unutmaya and imi) olmas na kar) n, yine Hubert'lerin evine u%rad . A)a% da, kap y al nca, onu yine Hubert kar) lad , verdi%i a klaman n kar) s nda, onu tekrar yukar almak zorunda kald . K z m, dedi, msy sana, benim anlayamad % m baz )eyler a klamak istiyor. O zaman, Felicien, bir )eyler geveledi. E%er matmazel rahats z olmazsa, i)i grmek istiyorum... O dedi%im han mlar, nak ) i)ini benim izlememi sylediler...-Ama, e%er rahats zl k veriyorsam... Angelique, onun geldi%ini grnce, kalbinin, ta bo%az na kadar nefesini t k yacak derecede )iddetle arpt % n hissetmi)ti. Fakat, gayret etti, arp nt s n durdurdu; hatta, yanaklar k zarmad bile; ok sakin, kay ts z bir edayla yan t verdi: Yoo! Hi rahats z olmam msy. Ba)kalar varken de al ) r m... Resim sizin, nas l i)lendi%ini grmeniz do%ald r.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Felicien )a)alam )t , e%er bu m)teriye, glmseyen Huberti-ne'in daveti olmasa, oturmaya cesaret edemeyecekti. Angelique, tezgah n n stne e%ilmi), hemen i)e koyulmu)tu; serpu)un k vr k k 97s mlar na dantela )eklinde gotik ssler i)liyordu. Hubert de, iki gnden beri kurumakta olan, i)lemesi tamam, tutkall bir bayra% , zmek iin duvardan indirmi)ti. Sonra, hepsi sustular; iki i)lemeci kad nla i)lemeci erkek sanki yanlar nda kimse yokmu) gibi, al ) yorlard . Delikanl , bu derin sessizli%in ortas nda, bir para Sakinle)ti Saat al yordu, katedralin glgesi uzamaya ba)lad , ard na kadar a k duran pencereden, hafif bir gn ) % giriyordu. Dev binan n duvar dibindeki, ye)illiklere gml serin evde, %le vakti olur olmaz ba)layan ak)am alacakaranl % idi bu. Ta) d)emeler zerinde hafif bir ayakkab grlts i)itiliyordu; bu, gnah kartmaya gtrlen, mektepli kk k zlar n ayak sesleriydi. Atlyede, eski aletler, eski duvarlar, orada, hi de%i)meden duran ne varsa, yzy llar n uykusuna yatm ) gibiydi; bunlardan byk bir serinlik ve sessizlik de duyuluyordu. #)lemeci kad nlar n, narin profilleriyle, s rman n k z l yn iine gmlerek zerine e%ildikleri tezgaha, yn ve saf, drt k)e, byk bir beyaz ) k vuruyordu. Felicien, oraya geli)inin nedenini sylemek gere%ini duyarak, s k lganl kla, sze ba)lad : Matmazel, size )unu sylemek istiyorum... demek istiyorum ki, salar iin, s rma, ipekten daha iyi gider san r m Angelique, ba) n kald rm )t . #i glen gzleri, Felicien'in, e%er verecek ba)ka %d yoksa, rahats z olmas na gerek olmad % n a ka anlat yordu. Tekrar tezgaha e%ildi, hafife alayl bir sesle yan t verdi. Elbette, efendim. Felicien pek aptalla)t , Angelique'in tam da salar i)lemekle u%ra)t % n , ancak o zaman fark etti. Kendi yap t% resim, gen k z n nnde duruyordu, fakat, sulu boya renkler srlm), yald zla belirtilmi), bir dua kitab iinde solan eski bir minyatr gibi )irinle) -misti. Angelique, pertavs zla resim boyayan bir sanatkar sab r ve hr98 riyetle, bu resim kopye ediyordu. Kenar na sa%lam bir bez dikili, iyice gerilmi) beyaz atlas zerine, kabaca izgilerle resmi izdikten sonra, atlas , soldan sa%a at lan, iki ba)ta durdurulmu) hepsi birbirine ula)an, ular

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

a kta, s rmalarla rtm)t. Sonra, bu s rma telleri, mekik ipli%i gibi kullan yor, i%nesinin ucuyla iterek alt ndaki resmi buluyor, bu resmin zerinde yryor, s rmalar ipekle tutturuyor, rnekteki renklere uyduruyordu. Glgeli k s mlarda, ipek, s rmay rtyordu; yar renklerde,ipek gitgide seyreliyordu; ) klar, a kta b rak lan, yaln z s rmadan yap lm )t . Bu, elvan s rma i)i idi, i%ne, s rma zemini ipekle renklendiriyor, alttan, bir nurla, mistik bir ayd nl kla s t lm ) gibi erimi) renklerden bir tablo yarat yordu. Kasnak ipini, parmaklar zerinde zerek bayra% skmeye ba)-l yan Hubert, birdenbire: Ey, kuzum! dedi, eskiden i)lemeci kad n n eseri, elvan s rma i)i imi)... Ynetmelikte de yaz l oldu%u gibi "te yar m yksekli%inde, elvan s rma ile, bir tek resim" yapmas gerekmi)... Sen olsan s nav kazan rd n, Angelique. Sessizlik tekrar ba)lad . Angelique, salar iin, kaideye ayk r daran p t pk Felicien gibi d)nm)t. Hi ipek kullanmayacak, s rman n stne s rma i)liyecekti; snkle)en korun koyu k rm z renginden, sonbaharda ormanlar n brnd% soluk alt n sar s na kadar ba)ka ba)ka renklerde, on sap s rmay birden kullan yordu. Agnes bylece, tepeden t rna%a, s rma salarla rtnyordu. S rma sa y % n , enseden ba)lay p; belini, kal n bir rt ile kapl yor, omuzlardan a)arak, nden, iki dalga halinde ta) yor, enenin alt nda bir-le)ip ayaklara kadar dklyordu. Olduka iri bkml, saf bir plakl % n sinmi), l k canl bir kaftan, mucizeli bir sa y % n , efsanevi bir yele idi. O gn Felicien, yaln z, Angelique'in bklmleri k vr ld klar ynde i)leyi)ini izleyebildi; onun i%nesi alt nda, salar n o%al ) n ve par lday ) n izlemekle doyam yordu. Salar n grl%, hep bir99den, byk bir rperti ile dklp ak )lar , onu heyecanland r yordu. Pul dikmekle u%ra)an Hubertine, pullardan herbirinin ipli%ini, k v rc k bir d%mle gizliyor, arada iyi dikilmeyen bir pulu k r nt sepetine ataca% zaman, dnyor, onu, sakin bak ) yla kucakl yordu. Hubert, padavralar ekmi), bayra% tezgah tahtalar ndan karm ), zenle kat l yordu. Sessizlik yznden s k nt s artan Felicien, sylemeye niyetlendi%i fikirlerden hibirini hat rl yamad % na gre-, ekilip gitmesinin olaca% n d)nd. Aya%a kalkt : Tekrar gelirim, dedi.. Ba) n ok gzel )eklini o kadar kt kopye ettim ki, belki de a klama yapmama gereksinim duyacaks n z.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, iri, kara gzlerini, sakin sakin, onun gzlerine dikti. Hay r, hay r... Ama, yine gelin, e%er, resmin i)lemesini merak ediyorsan z, yine gelin, efendim. Felicien, u%ramas na izin verildi%i iin mutlu grd% so%uk davran )tan zgn ekip gitti. Angelique, kendisini sevmiyordu, asla sevmeyecekti, belli idi. yleyse, neye yarard ? Bununla beraber, ertesi gn, daha ertesi gnler, Orfevres soka% ndaki serin eve yine geldi. Orada geirmedi%i saatler s k c yd yapt % gnl sava) yla y k l yordu, karars zl klarla azap iindeydi. Felicien, ancak, i)lemeci k z n yan nda bulundu%u zaman sakinle)iyor, hatta onun ho)una gitmemeye raz oluyor, yeter ki Angelique orada bulunsun, her )eyin tesellisini buluyordu. Her sabah geliyor, i)e ili)kin konu)uyor, varl % sanki elzemmi) gibi, tezgah n ba) nda oturuyordu; Angelique'in, salar n kumral ) % na gml, hareketsiz, narin profiline tekrar kavu)mak, i%nelere tak l , uzun s rmalar aras nda k m ldayan k vrak ufak ellerinin evik hareketlerini izlemek, onu bylyordu. Ange-lique ok sade bir k zd , )imdi ona arkada) muamelesi ediyordu. Bununla beraber, Felicien, aralar nda hep onun sylemedi%i, kendi kalbini de heyecanla dolduran bir )eyler bulundu%unu hissediyordu. . 100 Angelique, bazen, o alayl edas yla ba) n kald r yor, sab rs z, sorgu dolu gzlerle bak yordu. Sonra, Felicien'in )a)alad % n grnce, tekrar, ok so%uk bir tav r tak n yordu. Fakat, Felicien, k z heyecanland racak bir yntem bulmu), a) r derecede kullan yordu. Bu yntem ona, sanat ndan, katedrallerin hazineleri aras nda da korunan da kitaplarda resimleri bulunan, kendi gzleriyle grd% eski i)leme eserlerinden szetmesiydi. Muhte)em kaftanlar vard , kanatlar a k iri kartallarla ssl, k rm z ipekten Charlemagne kaftan , zerinde, btn bir ermi)ler kalabal % bulunan Sion kaftan vard ; bilinen en gzel para diye tan nm ) bir diyakos harmaniyesi vard ki; )ahane harmaniye deniliyordu, zerinde, hazreti #san n yerde ve gkteki )an ve )erefi, #sa tecellisi, mah)er gn betimlemelerde vard ; bu ta betimlemelerde gsterilen kalabal k ki)iler, rengarenk ipeklere, alt n ve gm) k laptanlara i)lenmi)ti; bir de Yesa a%ac vard ki, on besici yzy la ait renkli bir kilise cam ndan kart lm ) san lan, atlas zerine ipek ve s rma i)lemeydi; altta hazreti #brahim, Davut, Sleyman, hazreti Meryem, sonra en tepede #sa grlyordu; enfes

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

stlkler vard , bir tanesi, s rma zemin zerine k rm z ipek pskrmelerle, kanlar iindeki #sa'y arm hta gsteriyordu, ayaklar n n dibinde Saint Jean, Meryeme destek olmu)tu; sonra, Na-intre stl% vard , Meryem heybetle oturmu), ayakkab lar aya% nda, ocuk #sa'y dizleri stnde tutuyordu. ok eskilikleriyle sayg uyand ran zenginliklerine kar) n iman ve sadelik dolu, bugn art k kaybolmu), kutsal sand klar n gnlk kokusu sinmi), solan s rmalar n n mistik ) % n konmu) daha ba)ka gzellikleri birer birer say yordu. Angelique, iini ekiyor: Ah! diyordu, bitti art k, bu gzel )eyler )imdi yok. Tonlar bile bulmak olanaks z. Felicien, ona, eski zaman n kad n erkek byk i)lemecilerini, isimleri devirlerden beri i)itilegelen Simonne de Gaules'n, Colin 101Jolye'nin hikayelerini anlatt ka, gzleri p r ld yor, elindeki i)i b rak yordu. Sonra, tekrar i%nesini sokup kar yor, dinledi%i )eylere yz de%i)iyor, yznde sanat ihtiras n n ate)ini koruyordu. Angelique, bu ok heyecanl , ok saf haliyle, s rmalar n ve ipeklerin p r lt s iinde saf bir ate)le yand ka, btn ruhunu verdi%i ufac k benekler zerinde, derin bir dikkatle, inceden inceye al )t ka, ona, asla grmedi%i kadar gzel grnyordu. Susuyordu, ta ki, An-gelique, sessizlikten uyan p, onu iine f rlatt % yang n n fark na var ncaya kadar gen k z izliyordu. Angelique, bozguna u%ram ) gibi utan yor, sesinde bir fke ifadesiyle, eski kay ts z sessizli%ini srdryordu. Buyrun bakal m! #peklerim yine kar )t , i)te!.. Anne, k m l-damasamza! Hi de k m ldamam ) olan Hubertine, sakin sakin glmsyordu. nce, delikanl n n s k s k gelip gitmesinden endi)elenmi), bir ak)am, yatarken, Hubert'e bundan szetmi)ti. Fakat, bu ocu%u be%enmiyor de%illerdi, ok drst davran yordu; Angelique'e mutluluk getirmesi olas olan gr)melere niin engel olsunlard ? Ondan dolay , Hubertine, i)i oluruna b rak yor, o ak ll uslu haliyle, gz-kulak oluyordu. Zaten, kendisine de birka haftadan beri, kocas n n bo)una sevgileriyle, yre%i kabarm ) haldeydi. ocuklar n kaybettikleri ayda idiler; her y l, bu tarihte, onlar ayn kayg lar , ayn istekleri duyarlard r; Hubert, onun ayaklan dibinde, titriyerek, sonunda affedildi%ini grmek ate)iyle yanarken, Hubertine, sevgi ve kayg dolu, btn kalbini verir, kaderi yenmekten midini keserdi. Bundan hi s-zetmezler,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

herkesin yan nda, sevgilerini belli etmezler; fakat bu artan sevgileri,yatak odalar n n sessizli%inden anla) l r, en kk hareketleriyle, gz gze geldikleri zaman bak )lar n n bir saniye birbirine tak l p kal s yla kendini belli ederdi. Bir hafta geti, serpu)un nak ) i)i ilerliyordu. Her gnk gr)meler, byk ve zevkli bir hal alm )t . 102 Al n ok a k olacak, de%il mi? Kirpikten hi eser g-rnmeyecek. Evet, ok a k, o devirden kalma minyatrdeki gibi, hi glge bulunmayacak. Bana beyaz ipe%i verin. Durun, incelteyim. Felicien ona yard m ediyordu, ortakla)a yap lan bu i), ikisine de sessizlik veriyor, onlar her gnk gere%e eri)tiriyordu. Bir tek a)k sz konu)ulmadan, hatta, parmaklar , istekli bir srtn)le birbirine yakla)madan aralar ndaki ba% her an daha fazla s k la) yordu. Baba, ne yap yorsun kuzum? Hi sesin km yor. Angelique, arkas na dnyor, i)lemeciyi, ellerine bir )i)e.s rma geirmekle u%ra) rken, gzleri, muhabbetle, kar s na tak l p kalm ) gryordu. Annene s rma veriyorum. Getirdi%i )i)ten, Hubertine'in sessiz te)ekkrnden, Hubert'in onun evresindeki srekli rp n ) ndan, l k ve ok)ay c bir soluk ykseliyor, tekrar tezgaha do%ru e%ilen Angelique'le Felicien'i ku)at yordu. Atelye bile, o eski zaman odas bile, khne aletleriyle, gemi) devirlerden kalma sessizli%iyle, onlara ortak oluyordu. Bu yer soka%a ne kadar uzak grnyordu; ryan n ta derinliklerine, iinde hkm srd% btn zevklerin kolayca gerekle)ti%i iyi ruhlar diyar na gerilemi) gibi idi. Serpu), be) gn sonra teslim edilecekti; Angelique, i)i bitirdi%ine, hatta yirmi drt saat vakit kazand % na emin, rahat bir nefes ald , Felicien'i dirsekleri sehpaya dayal , kendisine bu kadar yak n grerek )a)t . Demek, arkada) olmu)lard , yle mi? Art k, Felicien'-de hisseti%i yenilgiye kar) sak nm yor, onun gizli tuttu%u, kendinin sezdi%i btn )eyleri, kurnazca bir gl)le kar) lam yordu. Endi)eli bekleyi)i ortas nda, onu uyu)turmu) olan neydi, acaba? Sonra, o soru

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

103her ak)am, yata% na girerken kendi kendine sordu%u o soru, yine akl na geldi: Felicien'i seviyor muydu? Byk karyolas n n iinde, saatlerce, kelimeleri zihninde evirip evirmi), kavrayamad % anlamlar aram )t . O ak)am, birdenbire kalbiden bir ezginlik duydu, sesini kimse i)itmesin diye ba) yast %a gml, hngr hngr a%lad . Seviyordu, seviyordu, lesiye seviyordu. Niin? Nas l? Hi bilmiyordu, asla hi bilmiyecekti fakat onu seviyordu, btn varl % bunu hayk r yordu. Gerek ayd nlanm )t , a)k, gne) ) % gibi par l-d yordu. Olana% olmayan bir )a)k nl k ve bir mutluluk dolu, Hubertine'e a lmad % na tekrar esef ederek, uzun uzun a%lad . S rr onu bo%acakt , byk bir yemin etti, Felicien'in kar) s nda, tekrar buz gibi donuk duracak, sevgisini ona gstermektense her ac ya katlanacakt . Onu sevmek, sevdi%ini sylemeden sevmek: cezas bu olacakt , suun kefaretini bu s navla deyecekti. Bundan, zevkli bir ac duyuyordu, efsanedeki din )ehitlerini akl na getiriyordu, byle ile ekmekle, onlar k zkarde)i oluyormu), koruyucusu Agnes, kendisine, masum ve tatl bak )larla bak yormu), gibi geliyordu. Angeligue, ertesi gn, serpu)u bitirdi. Ufac k ellerle ufac k ayaklan, ola%anst s rma salardan d )ar da kalan bu biricik plak k s mlar , bakire iin kulland % salardan daha ince, kat a lm ) ipeklerle i)lemi)ti. #peklerden cildin alt nda, s rman n, damarlardaki kan gibi gzkt%, zambak yz tamamlamakla u%ra) yordu, bu gne) yz mavi ovan n ufkunda, iki mele%in kanatlar yla ykse-liyordu. Felicien, ieri girince, hayran bir nida kopard : Oo! Size benziyor! Bu, elinde olmayan bir itiraft , resme koydu%u o benzerli%in itiraf yd . Bunu kendisi de anlad , k pk rm z kesildi. Hubert, yakla)m )t . Gerekten, k z, dedi senin gzel gzlerinin t pk s . Huberttine, bunun oktan beri fark na vard % iin, glmsemekle yetiniyordu; Angeliquen'in eski huysuzluk gnlerindeki sesiyle ver104 di%i yan t i)itince zld. Gzel gzlerimmi), benimle alay edin bakal m!... Ben irkinim, kendimi bilirim ben. Sonra kalkt , silkindi, para gzl ve so%uk k z yapmac % n ok ileri gtrerek: Eey! Bitti ha!., dedik, art k b kt md , omuzlar mdan yaman bir yk eksildi!... Bilmi) olun, ayn paraya, bir daha byle i)e giri)mem.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Felicien, )a)akalm ), onu dinliyordu. Buyurun bakal m! Yine para sz ediyordu! Bir aral k onu ne kadar ak ll uslu, sanat na ne kadar d)kn grm)t! Onu yaln z, kazan d)nr, i)i bitirdi%ine ve kendisini bir daha grmeyece%ine memun olacak derecede kay ts z bir k z halinde grd%ne gre, acaba aldanm ) m yd ? birka gndr umutsuzlu%a d)yor, oraya gelebilmek iin nas l bir bahane bulaca% n bo)u bo)una ara)t r yordu. Halbuki, Angelique kendisini sevmiyordu, asla sevmiyecekti! Kalbi yle bir ac ile burkuldu ki, gzleri buland . Matmazel, serpu)u siz dikmiyecek misiniz? Hay r, annem o i)i daha iyi yapar... Bu i)e bir daha elimi srmeyece%ime ok seviniyorum. Yapt % n z i)i sevmiyor musunuz, yoksa? Ben!.. Ben, hibir )eyi sevmem. Hubertine, sertlenerek onu susturmak zorunda kald . Feliciens'e, bu sinirli ocu%un kusuruna bakmamas n , ertesi gn, serpu)un kedisine verilece%ini syledi. Bu, kalk git demekti. Fakat o gitmiyor, sanki cennetten kovulmu) gibi, glgelerle ve huzurla dolu bir khne atelyeye bak yordu. Orada, ne kadar tatl saatler hayal etmi)ti. Kalbinin kopar ld % n , ne kadar ac ile hissediyordu! As l azap duydu%u )ey, derdini dkememesiydi o korkun karars zl ktan kurtulamamas idi. Sonunda ekilip gitmek zorunda kald . 105Kap rtlr rtlmez, Hubert sordu: Nen var yavrum? Hasta m s n? Hay r, can m; bu ocuk can m s k yordu. Onu bir daha grmek istemiyorum. O zaman, Hubertine kestirip att : Tamam bir daha grecek de%ilsin Yaln z, terbiyeli davranmamak iin bu bir neden de%ildir. Angelique, bir bahane bulup, kendisini yukar ya, odas na att . .Orada hngr hngr a%lamaya ba)lad . Ah! Ne kadar mutluydu, hem de ne kadar s k nt ekiyordu! Zavall sevgili ocuk, kim bilir ne kadar zgn gitmi)ti! Ama, Angelique, ermi) kad nlara kar) yemin etmi)ti, onu lesiye sevecekti, fakat, Felicien, sevdi%ini asla bilmeyecekti. Ayn gnn ak)am , sofradan kalkar kalkmaz, Angelique, fazla keyifsizlik duydu%undan )ikayet ederek odas na kt . %leden nce bitmi)ti ekti%i

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

heyecenlar, nefsiyle yapt % sava)lar onu bitirmi)ti. Hemen yatt , yok olmak, kaybolmak ihtiyac yla, s k nt iinde, ba) n yorgan n alt na soktu, yine hngr hngr a%lamaya ba)lad . Saatler geti, gece olmu)tu; ard na kadar a k b rak lm ) pencereden ieri giren k zg n bir temmuz gecesiydi. Karanl k gkyznde bir y ld z kayna)mas p r ld yordu. Saat on bir dolay olsa gerekti, son halinde bulunan, art k incelmi) ay, ancak gece yar s na do%ru do%acakt . Karanl k odada,, Angelique, tkenmez bir sel gibi gz ya)lar dkerek hl a%l yordu; o s rada, odas n n kap s nnde bir t k rd duyup ba) n kald rd . 106 Bir sessizlik oldu,sonra, bir ses, )efkatli bir uyumla seslendi. Angelique... Angelique... Cicim... Hubertine'in sesini tan m )t . Hubertine, kocas yla beraber yataca% zaman, herhalde h k r klar n uzaktan gelen sesini i)itmi) olacakt ; sonra, merak etmi), yar soyunuk, ne oluyor diye grmek iin yukar gelmi)ti.. Angelique, hasta m s n? Gen k z, nefesini tuttu, yan t vermedi. Sonsuz bir yaln zl ktan ba)ka istek duymuyordu, derdine yaln z o yard mc uyumla olabilirdi. Bir teselli, bir ok)ama, annesinden gelse, onu incitecekti. Angelique, Hubertine'i kap n n arkas nda san yor, d)eme tahtas zerindeki srtn)n yumu)akl % ndan, onun yal nayak oldu%un seziyordu. Aradan iki dakika geti, Hubertine'in hl orada, da% n k giysisini gzel kokular yla g%s zerine kavu)turarak e%ildi%ini, kula% n kap ya yap )t rd % n hissediyordu. Hubertine, hi bir )ey, bir nefes bile i)itemeyince, yeniden seslemeye cesaret edemedi. #niltiler i)itti%ine iyice emindi ama, ocuk nihayet uyumu)sa, uyand rmak neye yarard ? K z n n, kendisinde gizledi%i bu kederden zgn, i)in asl n belli belirsiz sezerek, kendisi de, )efkatli byk bir zntyle bir dakika bekledi. Sonra en kk dnemelere eli al ) k, karanl k evin iinde, geti%i yerlerde plak ayaklar n n yumu)ak srtn)nden ba)ka hi bir grlt b rakmadan, geldi%i gibi a)a% indi. Bu sefer, Angelique, yata% nda oturdu, dinledi. Sessizlik yle derindi ki, her basama% n kenar na tabanlar n hafife bas ) n bile i)itiyordu. A)a% da, yatak odas n n kap s a ld , kapand , sonra, Angeli-que, belli belirsiz bir m r lt , )efkatli ve zgn bir f s lt duydu; anas babas , herhalde, onunla ilgili konu)uyorlard , korkular n , dileklerini anlat yorlard ; ) % sndrdkten

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sonra yatm ) olmalar gerekti%i halde, m r lt dinmiyordu. Khne evin gece grltleri, hibir zaman, kendisine kadar bu )ekilde ykselip gelmi) de%ildi. Her zaman, o 107derin genlik uykusuyla uyur, e)yan n t rd s n bile duymazd ; halbuki a)k yla sava)man n verdi%i uykusuzlukla ona, btn ev seviyor ve s zlan yormu) gibi geliyordu. Acaba, Hubert'ler de mi, gzya)lar n ilerine ak t yorlar, heyecan dolu koca bir sevginin k s r kalman n ezikli%iyle a%l yorlard ? Hibir )ey bilmiyordu, yaln z, s cak gecenin iinde biricik duydu%u )ey, alt ndaki odada, yatan kar kocan n byk a)k , byk kederi, her zaman gen kalm ) zifaf n srekli ve saf kucakla)mas idi. Angelique, oturdu%u yerde, rperen ve g%s geiren evi dinlerken, hl kendini tutam yor, gz ya)lar hl ak yordu; fakat, )imdi, damarlar ndaki kan gibi,- sessiz, l k ve canl dklyordu. Sabahtan beri, bir tek soru, hep zihninde dola) yor, btn varl % n yaral yordu; Felicien'i mitsizli%e d)rmekte, onu, sevmedi%i kan s n bir b ak gibi ta kalbine sapl yarak gndermekte hakl m idi? Felicien'i seviyordu. Bir de ona bu s k nt y vermi)ti, kendisi de kesinlikle s k nt ekiyordu. Bu kadar ac ya ne gerek vard ? Ermi) kad nlar gz ya) istiyorlar m yd ? Onu mutlu grmek Agnes'i fkelendirir miydi? )imdi, bir ku)ku iini kemiriyordu. Vaktiyle, gelecek olan kimseyi beklerken, o geli)i, zihninde daha iyi tasarl yordu; ieri girecekti, Aneque onu tan yacakt , birlikte sonsuza dek, ok uzaklara gideceklerdi, i)te gelmi)ti, halbuki, ikisi de sonsuza dek birbirlerinden ayr , h k r yorlard . Neye yarard ? Ne olmu)tu? Sevdi-%ini sylemeden sevmek gibi byk bir yemin etmeye onu kim zorlam )t ? Fakat, Angelique'i, as l s k nt ya d)ren )ey, suun kendisinde olmas , huysuzluk etmi) olmas korkusu idi. Huysuz k z, belki de onu bezdirmi)ti. Kay ts z davran )lar n , Felicien'i nas l alayc )ekilde kar) lad % n , kendi hakk nda ona yanl ) fikir vermekten duydu%u sinsi zevki, hayretle hat rl yordu. #stemeden, bylece verdi%i s k nt dan dolay , gz ya)lan art yor, kalbi s k nt dan sonsuz bir ac ya gmlyordu. Onun ekilip gidi)i hep gznn nne geliyordu, yzndeki burukluk bulan k gzleri, titreyen dudaklar hep hayalindeydi; 108 onu, sokaklarda izliyor, evinde, solgun, kendi eliyle lm halinde yaral , kan n damla damla yitirir halde gryordu. (u anda neredeydi? Nbetler

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

iinde tir tir titriyor muydu? Yapt % ktl% nas l onaraca% n bilemiyor s k nt yla ellerini ovu)turuyordu. Ah! s k nt vermi)ti, bunu d)ndke isyan ediyordu! Hemen iyi hareket yapabilse evresinde mutluluk yaratabilseydi! Neredeyse gece yar s olacakt , piskoposluk bahesindeki byk karaa%alar, ufuktaki ay rtyor, odada karanl k devam ediyordu, o zaman, Angelique, ba) tekrar yast %a d)erek, art k d)nmekten vazgeti, uyumak istedi; fakat, yapam yordu, gz ya)lan kapal gzlerinden hala dklyordu, ayn fikir, dnp dola) p yine zihnine giriyor, Angelique, on be) gnden beri, yatmak iin odas na kt % zaman, balkonda, penceresinin nnde buldu%u menek)e demetlerini d)nyordu. Her ak)am, bir demet menek)e buluyordu. Felicien, onu, herhalde, Clos - Marie'den f rlat yordu, nk yaln z menek)enin, garip bir etkisi iinde rahatl k verdi%ini, halbuki, teki ieklerin kokusu, tersine mthi) ba) a%r lar yapt % n ona anlatm )t , hat rl yordu; Felicien de ona, bylece, rahat geceler, gzel ryalarla serinlenen gzel kokulu, derin uykular gnderiyordu. O gece, menek)e demetini ba) ucuna koydu%u iin, onu yan na almay d)nd, yana% na dayay p yast %a onunla beraber uzand , onu koklayarak Sakinle)ti. Menek)eler, sonunda gz ya)lar n kuruttular. Ama hl uyumuyordu. Menek)e demetinden ykselen kokuya gmlm), btn varl % n inanl bir teslimiyete b rakarak dinlenmekten ve beklemekten ho)nut gzleri kapal , yat yordu. Fakat zerinden byk bir rperti geti. Saat gece yar s n al yordu, gzlerini at , odas n keskin bir ) kla dolu grp hayret etti. Karaa%alar n tepesinde, ay, a% r a% r ykseliyor, solgunla)an gkte y ld zlar sndryordu. Angelique, pencereden katedralin mihrap k sm n bembeyaz gryordu. Adeta, oday ayd nlatan o beyazl % n yank s bulan k ve serin bir )afak ayd nl % idi. Beyaz duvarlar, beyaz kiri)ler, btn bu beyaz plakl k, o ) kla bym), bir ryada gibi 109geni)lemi), gerilemi)ti. Bununla beraber, gen k z, kara renkli me)eden eski e)yay , elbise dolab n , sand % .sandalyeleri, oymalar n n p r lt l k)eleriyle tan yordu. Yaln z kendi karyolas , )ahane geni)likteki o drt k)e karyolas , yksek direkleriyle, pembe renkli eski #ran kuma) sayvaniyle, yle bol ve derin bir ay ) % iine gmlm)t ki, Angelique, sanki karyolay o zamana kadar hi grmemi) gibi hayret ediyor, kendisini bir bulut zerinde, gk yznn ta ortas nda, sessiz ve grnmez kanatlarla havalanm ) san -

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yordu. Bir an bu havalan ) n geni) sallant s n duyar gibi oldu; sonra gzleri al )t , karyolas , her zamanki k)ede idi. Ba) hareketsiz, gzleri evrede bu ) k denizi ortas nda, menek)e demeti dudaklar nda, ylece bak p kald . Ne bekliyordu? Niin Uyuyam yordu? (imdi art k emindi, birini bekliyordu. A%lamas durmu)tu, o gelecekti de ondan. Korkulu ryalar n karanl % n rktp ka rtan bu teselli verici ayd nl k, onu mjdeliyordu. Gelecekti, mjdeci ay n ieriye ondan nce girmesi yaln z onlar bu )afak ) % ile ayd nlatmak iindi. Oda bu beyaz kadifelerle d)enmi)ti, birbirlerini grebileceklerdi. O zaman Angelique kalkt , giyindi, yaln zca beyaz bir fistan giydi, Hautecoeur y k nt lar m gezmeye gittikleri gn giydi%i muslin fistand bu Salar n bile toplamad , omuzlar na dkt. Ayaklar , terlikleri iinde plak kald . Sonra, bekledi. (imdi, Angelique, onun nereden gelece%ini bilmiyordu. Herhalde yukar kamayacakt ; kendisi balkona abanm ), o, a)a% da, Clos-Marie'de, birbirlerini herhalde bu )ekilde greceklerdi. Ama, Angelu-que, yine de, sanki pencere nne gitmenin gerekzili%ini anlam ), oturmu)tu. Felicien, efsanedeki ermi)ler, gibi niin, duvarlardan geip gelmesindi? Angelique bekliyordu. Fakat, yaln z ba) na beklemiyordu. Beyaz uu)lar yla, ocuklu%undan beri onu ku)atan bakirelerin hepsini evresinde hissediyordu. Ay ) % yla beraber giriyorlar, piskoposlu%un bahesindeki, tepeleri mavi, gizemli, ulu a%alardan, katedralin ta)tan ss y % nlar n girinti ve k nt lar ile 110 doldurulan gizli k)elerinden geliyorlard . Gen k z, tan d % ve sevdi%i btn ufuktan, Chevrotte deresinden, s%tlerden, otlardan, kendisine dnp gelen hlyalar n dinliyor; mitlerini, isteklerini cans z e)yaya, her gn onlar gre gre emanet etti%i kendi varl -% ndan paralan o e)ya )imdi kendisine geri veriliyordu. Grnmez alemin sesleri, asla bu kadar yksek perdeden konu)mam )t . Angelique maveray dinliyor, soluksuz, k zg n gecenin derinli%inde, hafif bir rperti i)itiyordu, bu rperti, onun iin, vcudunun koruyucusu Agnes'in, yan ba) nda bulundu%u zamanki fistan n n srtnmesi idi. Agnes'in, tekilerle beraber orada bulundu%unu bilmek onu sevindiriyordu. Ayn zamanda bekliyordu. Bir sre daha geti, Angelique bunun fark nda de%ildi, Felicien balkonun parmakl % ndan a) p da geldi%i zaman, bu ona do%al grnd. Delikanl n n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

uzun boyu beyaz gkyzne yans yordu. #eri girmedi, pencerenin ayd nl k erevesi ortas nda duruyordu. Korkmay n... Benim, ben geldim. Angelique korkmuyordu, yaln zca, Felicien'i, tam vaktinde gelmi) buluyordu. at dan kt n z de%il mi? Evet, at dan. Bu ok kolay ara, Angelique'i gldrd. Felicien, nce, kap n n kepengine t rmanm )t ; sonra, aya% zemin kat pervaz na dayanan k nt boyunca ykselerek, zorlanmadan balkona km )t . Sizi bekliyordum, yan ma gelin. Felicien, gelirken, ha)in delice kararlar vermi) oldu%u halde, bu ani mutlulukla sersemledi, k m ldamad , Angelique de, art k ermi) k zlar n kendisine sevmeyi yasak etmediklerine emindi; nk, Felicien'i kendisiyle birlikte onlar n da, gecenin solu%u gibi hafif, )efkatli bir gl)le kar) lad klar n i)itiyordu. Agnes'in fkelenece-%ini, budala gibi, nereden d)nm)t? Yan ba) nda, Agnes, ne)e iinde 111 idi, Angelique, bu ne)enin, ok)ayan iki byk kanat gibi, omuzlar na indi%i ve vcudunu ku)att % n hissediyordu. Hepsi a)ktan len ermi) k zlar, bakirelerin kederlerine kar) ac ma duyuyorlar, s cak gecelerde, yaln z, onlar n, gz ya)lar yla slanan sevgilerini korumak iin, yeryzne dola)maya geliyorlard . Yan ma gelin, sizi bekliyordum. O zaman, Felicien, sendeliyerek ieri girdi. Onu zlemi), kollan aras na almay , hayk r p ba% rsa da, bo%arcas na s kmay akl na koymu)tu. Halbuki, gen k z , bu kadar yumu)ak ba)l grnce, bu bembeyaz, olduka temiz odaya girince, bir ocuktan daha masum, daha yorgun hale gelmi)ti. ad m atm )t . Fakat rperiyordu, Angelique'ten uzakta, iki diz st d)t. Bilseniz, ne kt s k nt ! Hi bu kadar s k nt ekmemi)tim, dnyada biricik ac , sevildi%ini sanmamak!... her )eyi kaybetmeyi, al ktan len, hastal ktan k vranan bir sefil olmaya raz y m. Fakat, art k kalbimde bu kemirici illetle bir tek gn daha ya)amak, beni sevmedi%inizi d)nmek istemiyorum... Ac y n bana, beni esirgeyin... Angelique, dili tutulmu), merhametten bitkin bir halde, ama yine pek mutlu, onu dinliyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu sabah, beni nas l da uzakla)t rd n z! Daha iyi yrekli hale geldi%inizi, a)k m anlad % n z hayal ediyordum. Halbuki sizi, ilk gn nas l idiyseniz yine yle buldum, kay ts zd n z, bana geici, rasgele m)teri gibi davrand n z, bana, sert bir tav rla, hayat n a)a% l k i)lerini hat rlatt n z... Merdivende sendeledim... Soka%a k nca ko)tum, hngr hngr a%lamaktan korkuyordum. Sonra, evime geldim, yukar kaca% m zaman, e%er odaya kapan rsam bo%ulaca% m gibi geldi... Bunun zerine k rlara kat m, rastgele yrdm, bir yol tuttum, sonra ba)ka bir yol tuttum, gece oldu%u halde hl yryordum. Fakat s k nt lar mda benim kadar h zl ko)uyor, beni kemiriyordu. insan, sevince, a)k ndan kurtulamaz... Bak n! B a% )urama sap112 lam )t n z, ucu, hep daha derine gmlyordu. Felicien, ekti%i i)kenceyi hat rlay nca, uzun uzun g%s geirdi. Sklm) bir a%a gibi, derdimle yere serilip, saatlerce otlar n stnde kald m. Art k, dnyada hibir )ey kalmam )t , yaln z siz vard n z. Size sahip olamayaca% m d)ncesi, beni ldryordu. Vcudum uyu)maya ba)lam )t , bir lg nl k, akl m ba) mdan al yordu... Onun iin dnp geldim. Nerden geti%imi, bu odaya kadar nas l geldi%imi bilmiyorum. Beni affedin, bir ara yumruklar mla kap lar yaracak, gpe gndz pencerenize t rmanacakt m... Anelique glgeliydi. Felicien, ay ) % alt nda, diz km) onu grmyordu; gen k z, sevgiden ve pi)manl ktan sapsar kesilmi), o kadar etkilenmi)ti ki, sz syleyemiyordu. Felicien, onun duygusuz kald % n sand , ellerini biti)tirdi. ok zaman oluyor... Sizi, bir ak)am, burada, bu pencerede grdm. Belli belirsiz bir beyazl ktan olu)uyordum, yznz )yle byle seiyordum, halbuki sizi gryordum, oldu%unuz gibi tahmin ediyorum. Fakat ok korkuyordum. Geceleri evinizin etraf nda dola)t m, gpe gndz kar) n za kmaya cesaret edemedim... Sonra da, bu gizemin iinde olu)unuz ho)uma gidiyordu, mutlulu%um asla tan mayaca% m mehul bir k z gibi, sizi hayalimde canland rmaktayd . Sonradan kim oldu%unuzu %rendim; o bilmek hayal etti%i kimseyi elde etmek gereksinimine dayan lm yor. Co)kunlu%um o zaman ba)lad . Her rastlant da artt . (u k rda, kilise cam n kontrol etti%im sabah ki ilk. kar) la)mam z hat rlars n z. Kendimi hibir zaman bu kadar beceriksiz hissetmedim. Benimle alay etmekte ok

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

hakl yd n z.. Sonrada sizi rkttm, yoksullar m z n evine var ncaya kadar pe)inizden gelerek beceriksizlikte devam ettim. Art k, irademe sahip olamamaya ba)l yordum, yapt % m i)leri, heyratle,korku ile yap yordum... O serpi) sipari)i iin size geldi%im zaman, beni iten bir g vard , nk cesaretim yoktu, beni be%enmeyece%inize emindim... Ne kadar zavall oldu%umu anlayabilseniz! Beni sevmeyin, ama b rak n 113sizi seveyim. So%uk davran n, insafs z davran n, sizi o hallerinizle sevece%im. Hibir umut beslemeden, yaln z dizlerinize bylece kapanmak mutlulu%u u%runda sizi grmekten ba)ka bir )ey istemiyorum. Kendinden geerek sustu; gen k z duyguland rmak iin hibir sz bulamad % n sanarak cesaretini yitiriyordu. Onun, nne geilemeyen, dudaklar zerinde gitgide yay lan bir tebessmle g-lmsedi%ini anl yam yordu. Ah! Sevgili ocuk, ne kadar safdil, ne kadar inanl idi, genli%inin btn emeli kar) s ndaym ) gibi onun kar) s nda secdeye varm ), kalbinden kopan taptaze, ihtiras dolu duas n okuyordu! Birde, Angelique nce, onu grmemek iin nefsiyle sava)m )t , onu, kendisi asla bilmeden sevece%ine yemin etmi)ti. Byk bir sessizlik olmu)tu, ermi) k zlar, byle sevince, sevmeyi yasak etmiyorlard . Arkas nda, ne)eli bir soluk, belli belirsiz bir rperti dola)m ), ay n yryen dalgas odan n d)eme tahtas zerinde gezinmi)ti. Grnmez bir parmak, herhalde koruyucusu ermi) k z n parma% , yemini bozmak iin, onun duda% na kondu. Art k konu)abilirdi, etraf nda dalgalanan kudretli ve )efkatli ne varsa, hepsi, ona birtak m szler f sl yorlard . Ya! Evet, hat rl yorum, hat rl yorum. Felicien, derhal, bu sesin ahengine kap ld ; bu sesin, zerindeki fsun yle gl idi ki, yaln zca onu i)itmekle a)k art yordu. Evet, geceleyin geldi%iniz zaman hat rl yorum,, ilk ak)amlan o kadar uzaktayd n z ki, ayaklar n z n hafif sesi, beni karars z b rak yordu. Sonra sizi tan d m, daha sonra da, glge-nizi grdm, sonunda, bir ak)am, bu geceki gibi gzel bir gece, beyaz ) % n .tam ortas nda gzktnz. Sizi, y llardan beri bekledi%im )ekilde, do%an n ortas ndan yava) yava) k yordunuz... Chevrote'un kap p gtrd% o ama) r kurtard % n z zamanelimde olmadan koyverdi%im o bol kahkahay hat rl yorum. Yoksullar ma beni kk d)recek kadar ok para verip onlar benim elimden ald % n z zamanki fkemi ha-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

114 t rl yorum. Beni otlar n zerinde yal nayak ko)maya zorlad n z ak)amki korkumu hat rl yorum... Evet, hat rl yorum, hat rl yorum... Sanki o sizi seviyorum sz yzne kar) tekrar sylenmi) gibi and % bu son hat ran n rpertisi iinde billur sesi bir para p-rzlenmi)ti. FelicLen, hayran, onu dinliyordu. Huysuzluk etti%im do%ru. #nsan, bilmeyince, ok budala oluyor! Gerekli oldu%unu sand % )eyleri yap yor, kalbine uyar uymaz su i)lemi) olmaktan korkuyor. Fakat, sonradan, ne kadar vicdan azab ektim, size s k nt ektirdi%im iin, kendim de s k nt ektim!.. Bunu anlatmaya kalksam, kesinlikle beceremeyece%im. Saint Agnes resmini al p getirdi%iniz zaman, sizin iin al )aca% mdan dolay pek seviniyordum, her gn gelece%inizi biliyordum. Gelgelelim, sanki sizi evden kovmak istiyormu)um gibi, kay ts zl k gsteri) yap yordum. Acaba, insan, kendini tatmin etmek ihtiyac nda m ? Halbuki, sizi, kollar m a p kar) lamak istiyorum, varl % m n derinli%inde, isyan eden, sizden korkan ve ka nan, ok eski olan nedenini unuttu%u bir kavgan n hesab n grmek istiyormu) gibi, size, karars zl klar iinde azap ektirmekten zevk alan bir ba)ka kad n vard . Ben, her zaman iyi bir k z de%ilimdir, iimden bilemedi%im bir tak m )eyler belirir... En kts de kesinlikle ki, size paradan szetmem oldu. Ah! para; ben ki, paray asla akl ma getirmemi)imdir, olsa olsa, can m n istedi%i yere ya%mur gibi ya%d r p zevk almak iin, arabalar dolusu para olursa kabul ederim! Kendime byle iftira etmekten ne haz duydum sanki? Beni affedecek misiniz? Felicien, ayaklar n n dibindeydi, dizleri zerinde yryerek, ona kadar gelmi)ti. Ummad % , s n rs z bir )eydi bu. Ah! Paha biilmez, gzel, iyi sevgili ruh, bana bir solukta )ifa veren ola%anst bir iyili%e sahipsin! Ist rap ekip ekmedi%imi bile bilmiyorum art k... As l, beni affetmek size d)er, nk size bir )ey 115itraf edece%im, kim oldu%umu size sylemem gerek. Angelique, yre%ini bu kadar samimiyetle at ktan sonra, kendisinin daha fazla gizlenmiyece%ini d)nerek, Felicien byk bir heyecana kap l yordu. Gizlenmek drst bir hareket olmuyordu. Sonunda kim oldu%unu tan y nca, Angelique gelecekten endi)eye d)erse, onu yitirmek korkusuyla yine de teredddediyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique de, elinden olmadan tekrar kurnazla)m ), onun konu)mas n bekliyordu. Felicien, ok yava) sesle devam etti: Anan za baban za yalan syledim. Angelique, glmseyerek: Evet, biliyorum, dedi. Hay r, bilmiyorsunuz, bilemezsiniz, ok uza%a ait bir .)ey... Ben yaln z kendi zevkim iin cam zerine resim yapar m... Bilmi) \ olun ki... O zaman, Angelique, eliyle onun a%z n kapat verdi, s rr n sylemesine meydan vermedi, Bilmek istemiyorum... Sizi bekliyordum, geldiniz. Bu yeter. Felicien art k konu)muyordu,dudaklar zerinde duran bu ufac k el, sevinten solu%unu kesiyordu. Sonra %renirim, zaman gelince... Hem, emin olun ki biliyorum. Siz, ancak, en gzel, en zengin, en asil insan olabirsiniz, nk, bu benim hlyam. Rahat bekliyorum. Bu hlyan n gerekle)ece%ine eminim... Siz, benim umdu%um insans n z, ben de sizinim... Angelique, syledi%i szlerin rpertisi iinde bir kere daha sustu. Bu szleri, o tek ba) na bulmuyordu, bunlar, ona gzel geceden; ulu, beyaz gkten; d )arda uyukluyan, onun hlyalar n saklayan y llanm ) a%alardan, y llanm ) ta)lardan geliyordu; arkas ndan i)itti%i birtak m sesler, havay dolduran, "Efsane" deki dostlar n n sesleri de, bu 116 szleri m r ldan yorlard . Fakat, sylenecek bir tek kelime kal yordu, iinde her )eyin sevgiliyi uzun zamandan beri bekleyi)in, onu uzun uzun yarat ) n, ilk kar) la)madaki artan hararetin, her )eyin eriyece%i kelime kal yordu. Odan n saf beyazl % ortas nda, gn ) % na do%ru ykselen sabah bir ku)un beyaz uu)u gibi, dudaklar ndan f rlad : Sizi seviyorum. Angelique, elleri a k, dizleri stnde d)m), kendini b rak yordu. Felicien de, onun, otlar zerinde yal nayak ko)tu%u ak)am hat rl yordu; o ak)am, gen k z, o kadar gzeldi ki pe)i s ra ko)mu), kula% na: "Sizi seviyorum" diye m r ldanm )t , Angeli-que'in de, ancak )imdi, ayn sylemiyle kendisine: "Sizi seviyorum" yan t n verdi%ini, alabildi%ine a lan yre%inden, sonunda nceki feryad n ykseldi%ini, iyice i)itiyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sizi seviyorum, beni al n, beni gtrn, sizinim... Btn varl % yla kendini veriyordu. Bu, onda, tutu)an bir irsiyet ate)iydi. Ara)t ran elleri bo)lu%u kavr yor, ok a% r gelen ba) , narin boynu zerinde bklyordu. Felicien kollar m boynu zerinde bklyordu. Felicien kollar n uzatsa, her )eyin cahili oldu%u iin iin, damarlar n n emrine gereksinim duymadan, o kollar n aras na d)ecekti. Ona sahip olmak niyetiyle gelen Felicien bu ok ihtirasl masumlu%un kar) s nda titredi. Bileklerinden hafife tuttu, saf ellerini g%s zerinde kavu)turdu. Bir an salar ndan pmek hevesine bile kendini kapt rmadan ona bakt . Siz beni seviyorsunuz, ben de sizi seviyorum... Ah! Sevildi%ine emin olmak! Fakat, bu hayranl ktan, ikisi de, bir heyecanla uyand lar. Ne vard ? Kendilerin,, byk, beyaz bir ayd nl % n iinde gryorlard ; sanki ay ) % geni)liyor, bir gne) ) % gibi parl yordu. (afak skyordu, piskoposluk bahesindeki karaa%alar n tepesinde, bir bulut pembele)iyordu. O ne? Sabah bu kadar abuk mu olmu)tu? (a117) rm )lard , saatlerden beri, orada konu)makta olduklar na inanam yorlard . Angelique ona daha bir )ey sylememi)ti, Felicien'in de syleyece%i daha neler vard ! Bir ka dakika, bir ka dakikac k! (afak, )irin )afak, s cak bir yaz gnnn daha )imdiden l k )afa% , byyordu. Y ld zlar birer birer snm)t, dola)an hayaller, gze grnmeyen dost k zlar, bir ay ) % iinde tekrar gklere ykselmi), y ld zlarla beraber gitmi)lerdi. (imdi, gndz ) % nda oda, duvarlar yla kiri)lerinin beyazl % ndan olu)an bir beyazl ktayd , kara renkli me)eden antika e)yas yla bombo)tu. rtlen #ran kuma) perdelerden birinin yar yar ya gizledi%i, bozulmu) yatak grnyordu. Bir dakika, bir dakika daha! Arigelique aya%a kalkm ) reddediyor, Felicien'i, gitsin diye zorluyordu. Gn ) % art ka utan duyma%a ba)lam )t , yata% grnce, bsbtn utand . Sa% nda bir grlt duyar gibi olmu)tu, ieriye hi bir rzgar solu%u girmedi%i hlde, salar da" uu)uyordu. Acaba, gne)ten rkp, en son ekilip giden Agnes miydi bu? Hay r, b rak n beni, rica ederim... Art k, ok ayd nl k oldu, korkuyorum:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

O zaman, Felicien, sz dinledi, ekildi. Seviliyordu, bu isteklerinden de fazla bir )eydi. Ama, pencerenin nne var nca, dnd, gen k za bir kere daha uzun uzun bakt ; sanki, ondan, beraberinde bir )ey gtrmek istiyordu. (afak ayd nl % na gml, bak )lar n n bu srekli ok)ay ) iinde birbirlerine glmsyorlard , Felicien, son bir defa daha: Sizi seviyorum, dedi. Angelique, ayn szle kar) l k verdi. Sizi seviyorum. Hepsi bu kadard Felicien, evik ve k vrak bir hareketle, kalaslara tutunarak inmi)ti; Angelique de, balkonda kalm ), parmakl %a 1-18 abanm ), onun arkas ndan bak yordu. Menek)e demetini alm ), heyecan n da% tmak iin, kokluyordu. Felicien, Clos- Marie'den geip de ba) n yukar kald rd % zaman, onun iekleri pt%n grd. Felicien s%tlerin gerisinde henz gzden kaybolmu)tu ki, Angelique, alt katta sokak kap s n n a ld % n i)itip tela)land . Saat drd vuruyordu, her zaman, ev halk ancak bundan iki saat sonra uyan rd . Hubertine'i grnce, daha fazla )a)t ; nk, her zaman, nce, Hubert a)a% inerdi. Hubertine'in sanki uykusuzlukla bitkin bir geceden sonra, s k nt dan bo%ularak bu kadar erken yata% ndan f rlam ) gibi, sabah havas iinde, yz solgun, kollar iki yan na sark k, darac k bahenin yollar nda, a% r a% r gezindi%ini grd. Hubrtine, s rt nda yaln zca sabahl k, alelacele toplad % salar yla, yine de ok gzeldi; hem, pek yorgun, mutlu grnyordu. VIII Ertesi sabah, sekiz saat sren bir uykudan, byk sevinlerin yorgunlu%unu dinlendiren tatl ve derin bir uykudan uyan nca, Angelique penceresine ko)tu. Gk olduka duruydu; bir gn nce onu endi)elendiren )iddetli bir f rt nadan sonra, havan n s cakl % devam ediyordu, gen k z, alt ndaki katta pencere kepenklerini amakla u%ra)an Hubert'e ne)eyle seslendi: Baba baba! Gne) var!... Ah! Ne kadar seviniyorum, alay gzel olacak. abucak giyindi, a)a% indi. Miracle alay , Beaumont sokaklar nda, temmuzun 28'inci gn olan o gn dola)acakt . Her y l, o tarihte, i)lemecilerin evinde bayram olurdu; i%neye el srmezler, o gn, dr yz y ldan beri, analardan k zlara miras kalan gelenekli, et-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

119 lrafl bir dzene evi sslemekle geirirlerdi. Angelique, stl kahvesini tela)la ierken, bir yandan da rtlerle u%ra)maya ba)lam )t . Anne bir kez kontrol edip, sa%lam m baksayd k! Hubertine, sakin sesiyle: Daha vaktimiz var, diye yan t verdi. %leden nce asacak de%iliz. Bu rtler, Hubert'lerin bir aile yadigar gibi, dindar bir sayg ile saklad klar eski zaman i)lemesi, olduka gzel pano idi ki, y lda bir kez alay geti%i gn meydana kar rlard . Yntem gere%ince, t-renci rahip Cornille, kap kap dola) p kutsal )arapl ekme%i ta) yan Mnsenyrn e)lik edece%i SaintAgnes heykelinin hangi yollardan geece%ini halka haber vermi)ti. Drt yzy ldan fazla bir zamandan beri, bu yol ayn idi. Alay, Saint- Agnes kap s ndan hareket ederek Orfevres Soka% ndan, Grand Rue'den Basese Soka% ndan geiyor; sonra yeni )ehirden dola) p Magloire Soka% na, Cloitre Meydan na geliyor, Katedralin byk cephesinden ieri giriyordu. Halk, alay n geti%i yerlerde, biribiriyle yar ) edercesine pencerelerini donat yor, duvarlara en ssl rtlerini seriyor, ak ll , darac k kald r ma, gl yapraklar serpiyordu. Angelique'in, i)lemeli paray , btn y l iinde uyuklad klar ekmeden karmas na izin verilmedike, ii rahat etmedi. Son derece ho)nut: Hibir )eyleri yok, bir )eycikleri yok, diye m r ldan yordu. rtleri ince ka% tlar zenle kald rd ktan sonra, de, mer-yem'e ait betimlemeleriyle ortaya kt : Mele%in ziyaretini kabul eden Meryem, arm h n dibinde a%layan Meryem, g%e ykselen Meryem, . s rma zemin zerine elvan ipekle i)lenmi), o be)inci yzy ldan kalma, )a) lacak derecede iyi korunmu) )eylerdi; satmalar iin byk paralar teklif edildi%i halde geri eviren i)lemeciler, bu r120 tlerle pek vnyorlard . Anne, ben asaca% m! Bu, bir sorundu. Hubert, %leden nceki btn zaman n, evin khne cephesini temizlemekle geirdi. Bir sopan n ucuna sprge takm ), tu%lal tahta k s mlar , at n n direklerine kadar sprm)t; sonra temel kat n n ta) k s mlar m ve merdiven yuvas n n,, eri)ebildi%i her taraf n sngerle y kam )t . O zaman, i)lemeli para, yerlerini ald . Angelique onlar halkalar ndan, yzy ll k ivilere takt ; "Te)bir"i sol pencerenin alt na,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

"Uruc"u, sa% pencerenin alt na ast ; "ile" ye gelince, ona zg iviler, zemin kat nda ki byk pencerenin stndeydi; Angelique onu yerine asmak iin, bir merdiven getirmek zorunda kald . Pencereleri ieklerle sslemi)ti. Khne ev, bayram gnnn parlak gne)i alt nda par ld yan bu s rmal , ipekli i)lemelerle, genli%inin uzak devirlerine dnm) gibi idi. %le yeme%inden beri btn Orfevres Soka% faaliyet iindeydi (iddetli s cakta sokaklarda dola)mak iin, alay, ancak be)te kacakt ; fakat, )ehir %leden ba)l yarak sslenme%e koyulmu)tu. Hubert'lerin kar) s ndaki kuyumcu dkkan gm) k laptan pskll gk mavisi rtlerle ssleniyodu; biti)i%indeki mumcu, yatakl % n n perdelerini kullan yor, k rm z pamukludan olan bu perdeler, gne)in ortas nda kan k rm z grnyordu. Her evde, daha ba)ka renklerde bir kuma) bollu%u vard , herkes, karyola n seccadelerine var ncaya kadar nesi varsa kar p as yor, bunlar, s cak havan n bezgin so-luklar yla sallan yordu. Sokak, gz al c ve rpertili bir )irinlik iin de, rtlerle giyinmi), gk kubbe alt nda a lan bir galeri halinde gel-misti. Btn halk sokakta kayna) yor, kendi evlerindeymi) gibi yksek sesle konu)uyor, kimisi teberi kucaklam ) oradan oraya do-la) yor, kimisi, t rman yor ivi ak yor, hayk r yordu. Grand Rue'nun k)esinde bir mola yeri haz rlan yordu; evredeki kad nlar n hepsi ayaklanm )lar, oraya konulmak zere vazolar, kollu )amdanlar a) yorlard . 1,21Anelique, ko)lu, salondaki )minenin stn ssleyen, ampir biimi iki lambay gtrp verdi. Sabahtan beri dinlenmemi)ti, iinden gelen byk sevinle co)mu), yorulmuyordu bile. Bir sepetin iine, gl yapraklan yolup doldurmak iin salar rzgarla uu)arak dnp geldi%i s rada Hubert ona tak ld . Evlendi%in gn daha az didineceksin... Evlenen sen misin kuzum? Gen k z ne)eyle yan t verdi: - Elbette, benim ya! Hubertine de glmsedi. Ev art k sslendi, k p giyinsek iyi olur. (imdi geliyorum, anne,.. #)te sepetim doldu. Monsenyrn nne serpmek niyetinde oldu%u gllerin son yapraklar n didiklemekle u%ra) yordu. Yapraklar, ince parmaklar ndan birer birer dklyor, sepet, hafif, kokulu ieklere dolup ta) yordu. Angelique bir kahkaha att :

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

abuk! sslenip, y ld z gibi gzel olaca% m! Diyerek, merdivene dald , gzden kayboldu. %leden sonrayd saatler ilerliyordu. (imdi, Beaumont -l'Eg-lise' n ate)li faaliyeti dinmi)ti; sonuta haz rlanan sokaklarda, ekingen f s lt larla dolu, rpertili bir bekleyi) vard . (iddetli s cak devinimini tamamlay p yandan vuran gne)le birlikte azalm ), solan gk kubbeden, s k ) k evlerin aras na, yaln zca sessiz ve ince l k bir . glge iniyordu. Btn bu eski belde katedralin bir devam haline gelmi) gibiydi. Yaln z, bu eski dini treni kutlama% benimsemeyen bir ok fabrikan n i)i tatil bile etmedikleri Ligneul k y s ndaki yeni )ehirden, Beaumont- la - Ville'den araba grltleri geliyordu. Saat drt olur olmaz, u%ultusu Hubert'lerin evini sarsan. Kuzey kulesindeki byk an alma%a ba)lad ; tam o s rada da Angelique'le . 122 Hubertine, giyinmi) olarak grndler. Hubertine, sade bir iplik dan-tela ile ssl, dokuma bezden bir fistan giymi)ti; fakat, grbz ve yuvarlak vcudu, onu yle gen gsteriyordu ki evlatl l % n n ablas gibi duruyordu. Angelique, beyaz ipekli fistan n giymi)ti; zerinde ba)ka bir )ey yoktu, ne kulaklar na, ne bileklerine bir )ey takm )t , plak elleriyle plak boynundan, a lm ) bir iek gibi, ince kuma)tan d )ar kan ipek cildinden ba)ka ss yoktu. Aceleyle tak lm ), meydanda gzkmeyen bir tarak, gne) rengi h r n salar n n bklmlerini zaptedemiyordu. Yal n ve al n safdil ve ma%rur, bir y ld z kadar gzeldi. Hah! an al n yor, dedi. Monsenyr, piskopos kona% ndan kt . an, gk yznn engin durulu%u iinde, yksek ve vakur sesiyle hl al yordu, Hubert'ler, ard na kadar a lan zemin kat penceresinin nne yerle)tiler, iki kad n, pencerein demir ubu%una yasland lar, erkek, arkalar nda ayakta durdu. Buras her zamanki yerleri idi, iyice grebilmek iin en iyi yer oras idi, alay n ta kilisenin iinden geli)ini bir tek mumu gzden ka rmadan, ilk gren onlar oluyordu. Angelique: Sepetim nerede? diye sordu. , Hubert, gl yapraklar dolu sepeti uzatt , gen k z, onu g%sne bast rd , kuca% nda tuttu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ooh! bu an, diye m r ldand , adeta bize ninni sylyor.' an n sesi, btn evi inletiyor, sars yor; btn sokak, btn mahalle, bu rpertinin yay l ) iinde bekliyor, rtler, ak)am havas nda, daha gev)ek rp n yordu. Yar m saat geti. Sonra, Sainte - Agnes kap s n n iki kanad birden a ld . Mumlar n, yer yer, ufak par lt larla benekledi%i kilisenin lo) derinlikleri gzkt. nce, istavrozu ta) yan, gmlekli bir di-yakos yard mc s kt , yan nda iki rahip yama% vard , ellerinde, 123birer tane yak lm ) me)ale tutuyorlard . Arkalar ndan trenci rahip Cornille tela)la geliyordu; soka% n dzenini grp emin olduktan sonra, kilise kap s n n kemeri alt nda durdu; s rada, herkesin, kendi yerini al p almad % n grmek iin, bir an geide e)lik etti. Laik hay r cemiyetleri en nden yryor, dini cemiyetler, okullar, k dem s ras yla arkadan geliyordu. Minimini ocuklar vard , k zlar gelin gibi beyazlar giymi)lerdi; o%lanlar, salar k v rc k, ba) a k, yabanl k giysileriyle prensler gibi ssl, ho)nut hepsi daha )imdiden, gzleriyle annelerini ar yorlard . Zay f plak omuzlar nda bir koyun postu ile Jean - Baptiste k yafetinde, dokuz ya) nda bir koca o%lan, ortada, tek ba) na yryrdu. Pembe kurdelalar ssl drt minimini k z ocu%u zerinden olgun bir ba)ak resmi bulunan muslinden bir bayrak ta) yorlard . Sonra, bir Meryem bayra% etraf na toplanm ) byk k zlar zerine bir Saint Joseph resmi i)lenmi) k rm z ipekliden bayraklar yla siyahl kad nlar. Yald zl sopalar n ucunda sallanan kadife ve saten bayraklar geliyordu. Tarikat yesi erkekler de az kalabal k de%ildi, renk renk k yafetli ke)i)ler vard ; hele dimiler giymi), kukuletal , kl rengi ke)i)lerin, zerinde #sa ilesi aletleri as l duran tekerlekli, ola%anst bir arm h betimlemesi ta) yan alameti, dikkati ekiyordu. ocuklar gzkr gzkmez, Angelique, sevgi ile Aman! ne cici )eyler! )unlara bak n! dedi. Ancak bir izme boyunda, pek pek ya) nda bir minimini, ufac k ayaklar zerinde sendeliyerek ma%rur bir eda ile o kadar ilgin yryordu ki, Angelique, elini sepete dald rd , ona bir avu gl f rlatt . ocuk, gzden kayboluyordu, omuzlar nda, salar n n aras n-da gller kalm )t . Neden oldu%u sevgi gl)leri, abucak evreye yay ld , her pencereden iek ya%ma%a ba)lad . Soka% n u%ultulu sessizli%i ortas nda, alay n bo%uk ayak seslerinden ba)ka bir )ey i)itilmiyor, avu avu iekler, sessiz bir uu)la, kald rma dklyordu. ok gemeden, yerleri iek kaplad . Fakat, laiklerin

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dzenli yry)n grp ii rahat eden rahip Cornille, kafilenin iki dakikadan 124 beri duraklamas ndan endi)elenerek sab rs zlanm )t , ba) tarafa do%ru yneldi, geerken, Hubert'ler! glmseyerek selamlad . Sanki kafilenin te ba) nda mutlulu%u bekliyormu) gibi hararetlenme%e ba)layan Angelique: Niin yrmyorlar, kuzum? dedi? Hubertine, sakin edas yla yan t verdi. Ko)up da ne yapacaklar. Hubert: Yol t kanm )t r, belki de durak yerlerinden biri daha bitmemi)tir, diye a klad . Meryem k zlar , ilahi okumaya ba)lam )lard , ince sesleri, havada billur durulu%uyla ykseliyordu. Kafile, yer yer, tekrar k m ldad . Hareket edildi. (imdi laiklerin arkas s ra, kiliseden, en kk dereceliler en ba)ta, rahipler k yordu. Hepsi, arkalar nda beyaz harmaniye, kap alt na gelince, ba)lar na serpu) giyiyorlard hepsinin elinde yanar bir mum vard , sa%dakiler, mumlar sa% ellerinde, soldakiler sol ellerinde, s radan d )ar karak tutuyorlar, k rn ld yan bu iki dizi ufac k alev, bol gn ) % ortas nda, adeta snyordu. nce byk manast r papazlar, ruhani daireler papazlar , ba% ms z kilise papazlar kt lar; sonra papaz raklar yla katedralin rahipleri, onlar n pe)i s ra, beyaz kaftanlar giymi) m)avir rahipler geliyordu. Onlar n ortas nda, k rm z ipekliden kaftanlar yla zakirler vard ; yksek sesle ilahi okuma%a ba)lam )lard , btn rahipler heyeti, bu ilahiye daha hafif bir sesle e)lik ediyordu. Pange Linguma ilahisi olduka przsz ykseldi; ufac k mum alevlerinin soluk alt n yald zlarla yer yer benekledi%i harmaniyelerin uu)an kanatlan, soka% byk bir muslin f s lt yla dolduruyordu. Angelique: Oo! Saint Agnes! dedi. 125Drt rahip yama% n n, dantelal , mavi kadifeden bir sedye zerinde ta) d % ermi) k za glmsyordu. Her y l, onun, yzy -l ndan beri iinde uyan k durdu%u karanl ktan byle d )ar k p, vcudunu rten alt n sar s uzun salar n n iinde, bol gn ) % nda ba)-kala)t % n grdke hayret ediyordu. Ufak elleri, ufak, ince ayaklar , zamanla kararm ), ince, kk k z yzyle, ok ya)l oldu%u halde, yine de ne kadar genti.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Onun pe)inden Monsenyrn gelmesi gerekiyordu. Kilisenin iinden, sallanan buhurdanlar n )ang rt s geliyordu. F s lda)malar oldu; Angelique: .Monsenyr geliyor... Monsenyr geliyor, dedi. O dakikada, Angelique, gzleri geip giden ermi) k zda eski hikayeleri hat rl yor, Agnes'in mbadelesi sayesinde Beaumont'u vebadan kurtaran Hautecoeur slalesinden, yksek markileri, onun resmine tapan, gelip onun nnde diz ken V. Jean' ve btn onun slalesinden olanlar hat rl yordu; mucizeyi ba)aran btn senyrleri, bir prensler slalesi gibi, birer birer geit yapt klar n gryordu. Geni) bir alan bo) kalm )t . Sonra, asay koruyan grevli papaz, onu. k vr k taraf kendine dnk, dmdz tutarak ilerledi. Arkadan, her birinin yan nda kay k biimi bir buhurdan ta) yan yamak oldu%u halde, geri geri giden ve ellerindeki buhurdanlar hafif hafif sallayan iki buhurdan mezi gzkt. Erguvan rengi kadifeden, s rma saakl byk sayvan, kap n n bir kanad ndan glkle kt . Fakat, dzen abucac k kuruldu, grevliler sayvan n kollar na yap )t lar. Alt nda, Monsenyr, diyakoslar aras nda, s rt nda beyaz omuzluk, kutsal ekme%i, dokunmadan, ok yksekte tutan ellerine omuzlu%un iki ucu sanl , a k ba), ilerliyordu. Buhurdan mezleri hemen a lm )lard , buhurdanlar h zla savrularak, ince zincirlerinin hafif ) ng rt s aras nda, ll bir hareketle salland . Angelique. Monsenyre benzeyen birini nerede grm)t. 126 acaba? Btn al nlar imrenerek e%iliyordu. Fakat, Angelique, ka) n hafife e%mi), ona bak yordu. Monsenyrn boyu uzun, ince ve asildi, altm ) ya) nda olmas na ra%men grkemli bir genli%i vard . Kartal bak )l gzleri par ld yor, irice burnu, gr bklmler halindeki beyaz salar n n yumu)att % yzndeki yksek egemen ifadesini art-t r yordu. Angelique, onun yzndeki solgunlu%u farketti, yanaklar na bir kan dalgas hcum etti%ini sand . Belki de, bu sadece, rtl ellerinde ta) d % , onu mistik bir par lt ya gmen, alt ndan, byk gne)in yans mas idi. Bu yze benzer bir yzn hat ras , kesinlikle, iinde uyan yordu. Monsenyr, daha ilk ad mlarda, mezmurun ayetlerini okuma%a ba)lam ), diyakoslar yla birlikte, nbetle)e, yava) sesle okuyordu. Gzlerini, kendi bulundu%u

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

pencereye do%ru evirince, Angelique titredi; Monsenyr,' ona, her trl ihtiras n bo)lu%unu syleyen, ma%rur bir so%uklukta, olduka ciddi gzkm)t. Bak )lar , mele%in ziyaret etti%i meryem, arm h n dibinde oturan Meryem, g%e ekilen Meryem betimli eski zaman i)lemesine gitmi)ti. Bu gzler ho)nutluk alameti gsterdiler, sonra, a)a% ya bakarak Angeluque'in zerinde durdular; gen k z, heyecan ortas nda, onlar n, sertlikten mi. yoksa yumu)akl ktan m solgunla)t klar n anlayamad . Gzler tekrar kutsal ekme%e dnm), hareketsizle)mi), byk alt n gne)in yans mas ile par ld yorlard . Buhurdanlar gle savruluyor, ince zincirlerin hafif ) ng rt s yla savruluyor, ince zincirlerin hafif ) n-g rt s yla iniyor, bir kk bulut, bir gnlk duman havada ykseliyordu. Fakat, Angelique'in kalbi atl yacak gibi at yordu. Sayvan n arkas nda, serpu)u, iki mele%in g%e ekti%i Sainte A%nes'i, her telini a)k yla i)ledi%i eseri grm)t bir rahip parmaklan bir tlle sar l , onu, mbarek bir )ey gibi, sofuca ta) yordu. Angelipue. oradan, sayvan izleyen laiklerin, devlet memurlar , subaylar, yksek memurlar kalabal % n n iinde, n safta, ince ve kumral, siyah elbeseli Felicien'i grp tan m )t ; K v rc k salar , irice, dz burnu, kara gzleriyle, 127ma%rur bir gzelli%i vard . Angelique onu bekliyordu, onun sonunda prens k yafetine girmi) olmas na )a)mam )t . Yalan n n aff iin yalvaran, endi)eli bak ) na gen k z, parlak bir glmseme ile kar) l k verdi. Hubertine, hayret iinde: A! diye m r ldand , o delikanl de%il mi, bu? Felincien'i o da tan m )t , arkas na dnpte k z n de%i)ik bir yzle grnce endi)elendi. Bize yalan m syledi, yleyse?... Niin syledi, sen kavrayabiliyor musun?.. Bu delikanl n n kim oldu%unu biliyor musun? Evet, belki de biliyordu. Yeni yeni sorulara iinden bir ses yan t veriyordu. Fakat, kendine soru sorma%a cesaret edemiyor, sormak istemiyordu. Vakti gelince, i), kesin olarak anla) lacakt . O zaman n yakla)t % n ta)k n bir gurur ve bir ihtirasla duyuyordu. Hubert, kar s n n arkas ndan e%ildi. Ne var kuzum? dedi. O, hi bir zaman, olup biten i)lere dikkat etmezdi. Hubertine, delikanl y kendisine gsterince olas l k vermedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Yok can m! o de%il, dedi. Bunun zerine, Hubertine, aldanm ) gibi gzkt. En ak ll ca hareket bu idi, soru)turup %renecekti. Fakat, Monsenyr, soka% n k)esinde dura% n ye)illikleri aras nda, kutsal ekme%i gnlkle ttsledi%i s rada duran alay, tekrar hareket etmek zereydi; sepete dald rd % elini karmay unutan Angelique kavrad % son bir avu gl yapra% n sevin iinde evik bir hareketle f rlatt . O s rada, Felicien de yrme%e ba)lam )t . iekler yukardan dklyordu. #ki yaprak yava) yava) sal narak salar na kondu. Art k alay n sonu gelmi)ti. Sayvan, Grand Rue'nn k)esinde 128 gzden kaybolmu)tu, kafilenin ucu uzakla) yor, soka% , stne bas lan gllerin ykseltti%i kekremsi koku iinde ss z, inanl bir mu-rakkabe ile kendinden gemi) gibi b rak yordu. Hala, uzaktan, buhurdanlar n her savrulu)unda inen ince zincirlerin ) ng rt s , gitgide daha hafif i)itiliyordu. Angelique: Oh, anne, ne olursun? dedi. Kiliseye gidelim de, dn)lerini grelim. Hubertine, nce, olmaz dedi. Fakat kendisi de, ku)kusunu gidermek iin yle bir istek duyuyordu ki, raz oldu. Peki, madem ki ho)una gidiyor birazdan gideriz. Fakat sabretmek gerekliydi. Angelique; yukar k p bir )apka giymi), yerinde duram yordu. #kide bir pencerenin nne geliyor, soka% n ba) na bak yor, gkyzn bile ara)t r r gibi, gzlerini yukar kald r yordu; bir yandan da yksek sesle konu)uyor, alay ad m ad m izliyordu. Basse soka% n alt ba) na iniyorlar... Hah! #)te, )imdi, meydanl %a, kaymakaml k binas n n' nne kacaklar... Beaumont-la Ville'in uzun yollar da bitmek bilmez ki, hem o bezirganlar, Sainte Agnes'i grmekten ne zevk al rlar? Gkte, s rmal bir kuma)tan zenle ile kesilip kar lm ) gibi, ince bir pembe bulut yzyordu. Btn )ehir hayat n n tatil edildi%i, Tanr n n evinden d )ar kt % , herkesin, gnlk al )malar na tekrar ba)lamak iin, onun, evine gtrlmesini bekledi%i, havan n durgunlu%undan seziliyordu. Kar) da, kuyumcunun mavi rtleri, mumcunun k rm z rtleri hl dkkanlar n n nnde as l duruyordu. Sokaklar uyuyor gibiydi, art k, bir sokaktan tekine,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yava) ad mlarla geen papazlar n yry)nden ba)ka bir )ey kalmam )t , kafilenin gidi)i, )ehrin her noktas ndan seziliyordu. Anne, anne, inan olsun ki, Magloire soka% n n ba) ndalar. 129Yoku)u kacaklar. Yalan sylyordu, saat daha alt buuktu, alay, asla yediyi eyrek geceden nce kiliseye dnmeyecekti. Angelique, sayvan n, o anda, Ligneul'n a)a% liman k y s ndan gemesi gerekti%ini iyi biliyordu. Fakat yle acelesi vard ki: Anne, abuk olal m, yer bulamayaca% z. Hubertine sonunda glmsemekten kendini alamad : Haydi, gel, dedi. Hubert: Ben kal yorum, dedi. Nak )lar ividen indirece%im, sofray kuraca% m. Kilise onlara bo) gzkt, nk, Tanr orada de%ildi. Sahibinin dnmesi beklenilen alt st bir ev gibi, btn kap lar a k kalm )t . #eriye az giren vard ; yaln z roman biiminde ciddi bir lahid olan byk mihrap, kubbe alt n n dip taraf nda, iri mumlar n ) % yla y ld z gibi par ld yor; geni) tap na% n,.geri kalan k s mlar , yan taraflar , mihraplar, ken ak)am karanl % nda lo)lu%a brnyordu. Angelique'le Hubertine, a% r a% r, kilisenin iinde dola)t lar.. Bi-na'n n alt k sm bas kt , yanlardaki tam kemerler, bodur stunlara dayan yordu. Ana k z, lahitler gibi gml kara renkli mihraplar boyunca ilerliyorlard . Sonra, cmle kap s n n nnden erganunlar n tahta bo)u alt ndan getikleri s rada, hantal, roman biimi temelin yukar s na do%ru at lan, kubbe alt n n yksek, gotik pencerelerine do%ru gzlerini kald r nca, bir kurtulu) d)ncesi duydular. Fakat, gney taraftaki yan k s mdan geerek yolar na devam edince bo%ulma tekrar ba)lad . #ki yan cephenin ortas nda havari noktada, drt k)ede drt grkemli stun ykseliyor, kubbeyi tutuyordu; orada da, mor bir ayd nl k vard , gn ) % , yan cephelerin ssleri zerinde veda ediyordu. Zakirler yerine, kan basama% km )lard , en eski tarihte yap lm ) k s m olan, mezar kadar gmk mihrap k sm n n parmakl % 130 etraf nda dndler. Zakirler yerini drt taraftan kapatan, ok i)lenmi) eski parmakl %a dayan p bir an durdular, ufac k alevleri kabartma ieklerle ssl ,ok nefis s ralar n eski me)eleri zerine yans yan byk mihraba bakt lar. Bylece, ba)lar n n tekrar kald r p, yksek kubbe alt n n solu%unu duyduklar n sanarak, hareket ettikleri noktaya dndler; gitgide artan

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

karanl klar geriliyor, zerinde yald z ve boya kal nt lar silikle)en eski duvarlar geni)letiyordu. Hubertine: ok erken oldu%unu ben biliyordum, dedi. Angelique, yan t vermeden, m r ldand . Ne kadar byk! Kiliseyi tan m yormu), ilk defa gryormu) gibi geliyordu. Gzleri, kaskat duran iskemle dizileri zerinde dola) yor, mihraplar n derinli%ine sokuluyordu; orada, karalt lar n artmas ndan yaln z mezar ta)lar n n varl % seziliyordu. Fakat, Hauteccer mihrab gznde arpt , sonunda onar lm ) olan renkli cam , snen gn - ) % nda, bir hayale benzeyen Saint - Georges betimlemesiyle, grp tan d . Bu onu ok sevindirdi. O s rada bir u%ultu, katedrali canland rd , byk an tekrar alma%a ba)lam )t . Hah! dedi, i)te geliyorlar, Magloire soka% ndan yryorlar. Bu sefer do%ruydu. Bir insan dalgas , yan cepheleri doldurdu, alay n dakikadan dakikaya yakla)t % hissedildi. an n havalanma-lar yla, d )ardan gelip, ard na kadar a k cmle kap s ndan giren engin bir solukla, bu duygu byyordu. Tanr , evine dnyordu. Angelique, Hubertine'in omzuna yaslanm ), ayaklar n n ucuna basarak ykselmi) tekerlek biimi, Cloitre meydan n n alaca karanl % ndan belli olan o a k byk kap ya bak yordu. nce, diyakos yard mc s elinde ha, yan nda )amdanlar ta) yan iki yama% yla gzkt; onlar n arkas s ra trenci rahip Cornille, soluk solu%a, yor131gunluktan harap bir halde, tela) bitkin geliyordu. Kilisenin kap s nda her yeni gelen bir saniye keskin ve gl bir glge halinde belli oluyor, sonra, ierinin karalt lar na gmlp siliniyordu. Laikler, okullar, birlikler, cemiyetler, hep geliyorlard , bayraklar , birer yelken gibi sallan yor, birdenbire, karanl %a bo%uluyordu. #nce, melek sesleriyle ilahi okuyarak giren Meryem k zlar n n solgun kafilesi yine gzkt. Katedral boyuna insan yutuyor, kubbe alt yava) yava) doluyor, erkekler sa%a, kad nlar sola birikiyordu. Gece karanl % km)t, uzakta meydanl k, k p rdayan yzlerce kk ayd nl kla, benek benek k v -Ic mland , ieri girme s ras rahiplere gelmi)ti, saflar n d ) nda yanan mumlarla, sar ) kl ifte saf kap dan geti. Mumlar biribirini izliyor, o%al yor, byk manast r papazlar n n; evre kilise papazlar n n, katedral rahiplerinin mezmur okuma%a ba)layan zakirlerin,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

beyaz har-maniyeli m)avir papazlar n sorur gelmiyordu. O zaman kilise azar azar ayd nland , bu alevlerle doldu, par l par l yand , bir yaz gkyz gibi yzlerce y ld zla doldu. #ki bo) iskemle vard , Angelique bir tanesinin stne kt . Hubertine: #n, yasakt r, diyordu. Fakat, o inat ediyor vurdumduymaz; Niin yasak olsun? diyordu. Grmek istiyorum... Ooh! ne gzel! Sonunda annesini de kand rd , teki iskemlenin stne kard . (imdi, btn katedral, par l par l yan yordu. #inde dola)an bu mum sal nt s , yan k s mlar n bas k kubbeleri alt nda yank lar tutu)turuyor, mihraplar n derinli%inde, bir sand % n cam , bir sand k krssnn yald z par ld yordu. Hatta, mihrab n parmakl % iinde, yeralt mezarlar na var ncaya kadar her tarafta, ) klar uyan yordu. Zakirler yeri, tutu)an mihrab yla, par ld yan s ralar yla, gl biimi ssleri simsiyah belli olan eski parmakl % yla, ayd nl k sa yordu. Kubbe alt n n 132 yksekli%i daha belli oluyor, a)a% da, tam kemerlerin dayand % bodur, a% r stunlar yla, yukar da, gittike incelen dizi dizi direkleriyle, kemerlerin k r k kavisleri aras nda, bir iman ve a)k hamlesiyle, ) % n nurlan ) gibi, geli)iyordu. Ayak sesleri ve k m ldat lan iskemlelerin tak rt lar aras nda buhurdan zincirlerinin ) ng rt s yeniden i)iltildi. Erganunlar, hemen, gzel bir m sra ald lar; bu m sra ta)t , kemerleri bir y ld r m gm-brtsyle doldurdu. Monsenyr geliyordu, henz meydan-l ktayd . O s rada, Saint Agnes hep rahip yamaklar n n elleri stnde, yz, mumlar n ) % nda sakinle)mi) gibi, drt yzy ll k d)n-celerine dnmekten ho)nut kilise mihrap k sm na ula)m )t . Sonunda, nde asa, arkada serpu), kutsal ekme%i, omuzlu%a sar l iki eliyle ayn )ekilde tutarak, monsenyr girdi. Kubbe alt n n ortas nda ilerleyen sayvan, zakirler yerinin parmakl % nnde durdu. Orada bir para karga)al k oldu, emrindeki adamlar, piskoposa bir para yakla)t lar. Felicien, serpu)un arkas ndan gzkeliberi, Angelique gzlerini ondan ay rm yordu. Rastlant sonucu delikanl , sayvan n sa% taraf na gemi) bulundu; tam o s rada Angelique, Monsenyrn aksal ba) yla Felicien'in kumral ba) m, ayn zamanda grd. Gz kapaklar n n zerinde bir alev dola)m )t , ellerini biti)tirdi, yksek sesle:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Oo! Monsenyr. Monsenyrn o%lu! dedi. S rr n a%z ndan ka r yordu. Bu, elinde olmadan ykseltti%i bir ba% r )t , benzerliklerinin ani ) % ortas nda sonunda, meydana kan gerekti. Belki, Angelique iin, bunu zaten biliyordu, fakat, kendi kendine sylemeye cesaret edemeyecekti; halbuki, )imdi, gerek besbelli grnyor, gzlerini kama)t r yordu. Kendisinden ve e)yadan, her taraftan an lar ykseliyor, onun ba% rmas n yineliyordu. Hubertine, hayret iinde: Bu ocuk mu, Monsenyrn o%lu? diye m r ldand . ' 133Etraflar na bir tak m insanlar toplanm )t . Onlar tan yorlar, basbaya% bezden tuvaleti iinde hl pek gzel olan anneyi, beyaz ipekli f stan yla bir melek kadar zarif k z be%eniyorlard . O kadar gzeldiler ve kt klar iskemlelerin stnde o kadar gz nndeydiler ki, gzler yukar kalk yor, onlara dal p kal yordu. Kalabal k aras nda bulunan Lemballeuse ana: Elbette, madamc % m, dedi, elbette, Monsenyrn o%lu ya! Nas l, bilmiyor muydunuz?.. Hem de yak ) kl delikanl d r, zengindir, yle zengindir ki, istese )ehri sat n al r. Milyonlar var, milyonlar ! Hubertine sapsar kesilmi) dinliyordu. Ya)l dilenci kad n devam etti: Hikayesini dinlemi)sindir de%il mi? Annesi onu dnyaya getirirken ld, Monsenyr, i)te o zaman papaz oldu. (imdi, onu yan na a% rma%a raz olmu)... VII Felicien d'Hautecceur, adeta bir prens! O zaman Hubertine, zntl bir hareket yapt . Angelique de, gerekle)en hlyas n n kar) s nda, sevince gmld. Hl )a)m yordu, onun, en zengin, en gzel, en asil insan olmas gerekti%ini biliyordu; fakat, sevinci s n rs z eksiksiz, tahmin etmedi%i engeller kar) s ndan tasas zd . Sonunda, Felicien kendini tan t yordu. (imdi s ra ona gelmi)ti, o da kendini veriyordu. Mumlar n ufac k alevlerin-de, alt n, sel gibi ak yor, erganunlar al n yor, onlar n ni)an trenini kutluyor, Hautecceur'ler slalesi, efsanenin ba%r nda ola%anst bir geit yap yordu: I. Norbert, V. Jean, II. Felicien, XII. Jean, sonra, en sonuncusu, kumral ba) n ona do%ru eviren VII. Felicien. Felicien mer-yem kuzenlerinin akrabalar ndand , efendi idi, babas n n yan nda, karga)as iinde kendisini gsteren, grkemli #sa idi. Felicien de, tam o s rada ona glmsyordu: Angelique, kendisini iskemlenin stnde ayakta, kalabal % n tepesinde, yanaklar al al, ma%rur ve sevdal haliyle gren Monsenyrn fkeli bak ) n far-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

134 l kedemedi. Hubertine, iini ekti. Ah zavall ocu%um! dedi. Koruma papazlarla, rahip yamaklar , sa%l sollu s ralanm )lard , ba) diyakos, kutsal ekme%i Monsenyrn elinden ald , mihrab n stne koydu. Zakirler, son dua olan Tantum ergo'yu grl grl okuyorlard , kay k biimi buhurdanlardan gnlk dumanlar ttyordu, ilahi sesi birdenbire susmu)tu. Alev alev yanan, rahiplerle halk n doldurup ta) rd % kilisenin ortas nda, yksek kubbelerin alt nda, Monsenyr, tekrar mihraba kt , byk alt n gne)i iki eliyle tuttu, havada defa dola) rd , a% r a% r bir istavroz kard . IX Ayn ak)am, Angel que, kiliseden dndkten sonra, "onu birazdan tekrar grece%im, diye d)nyordu; Clos - Marie'ye gelecek, ben de inip onunla bulu)aca% m'.'. Gzleri, biribirlerine bu randevuyu vermi)ti. Yeme%i her zamanki gibi mutfakta, ancak sekizde yediler. Hubert, bu yortu gnnden heyecanlanm ), yaln z kendisi konu)uyordu. Hubertine, ciddi duruyor, tek tk yan t veriyor; byk bir i)tahla yemek yedi%i halde, kendini tamamen hlyas na veren, atal a%z na gtrd%nn fark na bile varmadan bilinsiz bir )ekilde yiyen gen k zdan, gzn ay rm yordu. Hubertine, onun iini a ka okuyor, bu masum aln iinde, d)ncelerin olu)tu%una ve birbirini izleyen duru bir suyun billur saydaml % alt nda gibi, teker teker gryordu. Saat dokuzda, bir ng rak sesi i)itip hayret etti. Gelen, rahip Cornille'di. Yorgunlu%una kar) n Monsenyrn, o eski i)leme 135pano'yu pek be%endi%ini sylemeye gelmi)ti. Evet, benim yan mda dedi. Haber al rsan z ho)nut olaca% n z biliyordum. Monsenyrn sz olunca kulak kabartan Angelique, alaydan s-zedilmeye ba)lan r ba)lanmaz, tekrar d)ncelerine dald . Birka dakika sonra, aya%a kalkt . Hubertine: Nereye gidiyorsun? diye sordu. Sanki, aya%a niin kalkt % n kendisi de d)nmemi) gibi, bu onu )a) rtt . Odama k yorum, anne, ok yorgunum, dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu son mazeretin as l nedeni mutlulu%uyla yaln z kalmak oldu%unu Hubertine seziyordu. Gel, beni p. Gen k z , g%sne bast rd % zaman, onun, kollar aras nda rperdi%ini duydu. Her ak)amki pc% adeta ba)tan savma oldu. O zaman olduka ciddi k z n yzne dikkatle bakt , kabul edilen ran- devuyu, o randevuya gitmek iste%ini, gzlerinde okudu. Akl n ba) na al, iyi uyu, dedi. Angelique, Hubert'le rahip Cornille'e, k saca, Tanr rahatl k versin dedikten sonra odas na km )t ; s rr n n, dudaklar n n ucuna kadar geldi%ini yle duymu)tu ki, tela) iindeydi. Annesi onu biraz daha kalbine bast r p tutsayd , gere%i syleyecekti. Anahtar iki kez evirip odas na kapand ktan sonra, ) k gzlerini kama)t rd , mumu fledi. Ay, gittike daha ge kmaya ba)l yordu. Gece, ok karanl kt . Soyunmadan, karanl klara a lan pencerenin nne oturdu, saatlerce bekledi. Dakikalar dopdolu geiyor, ayn d)nce onu me)gul etmeye yetiyordu; gece yar s olunca, a)a% inip onunla bulu)acakt . Bu, do%al )ekilde olacakt ; Angelique, nas l davrand % n , 136 ad m ad m, teker teker her hareketiyle ryalardaki kolayl kla gryordu. Kendisi yukar kt ndan hemen sonra, rahip Cornille'in gitti%ini i)itmi)ti. Arkas ndan, Hubert'ler de odalar na km )lard . Oda kap lar n n, iki kez a ld % m, kaamakl ad mlar n merdivene kadar ilerledi%ini i)itir gibi olmu)tu; sanki, birisi, oraya gelmi), bir an kulak verip dinlemi)ti. Sonra ev, derin bir uykuya gmlr gibi oldu. Saat on ikiyi al nca, Angelique kalkt . Haydi bakal m, beni bekliyor, dedi. Kap s n at , arkas ndan kapamad bile. Hubert'lerin odas n n nnden geerken, merdivende durdu, kulak kabartt ; fakat hibir )ey, sessizli%in rpertisinden ba)ka hibir )ey yoktu. Ho), olduka sakindi, ne rkyordu, ne tela) ediyordu, su i)ledi%ini alg layam -yordu. Onu yrten bir g vard , bu i) ona o kadar sade grnyordu ki, bir tehlike olabilece%i akl na gelse, glp geecekti. A)a% ya inince, mutfaktan geerek baheye kt , kap y rtmeyi yine unuttu. Sonra, h zl ad mlarla, Clos- Marie'ye a lan kk kap ya ula)t , onu da, ard na kadar a k b rakt , Clos- Marie'ye girince, koyu karanl %a kar) n, hi duraksamad , do%ruca kalas kprye yrd. Chevrotte deresini a)t , her a%ac n tan d % , al ) k bir yerdeymi) gibi, el yordam yla ilerledi. Sa%a

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dnd, bir so%utun alt nda ellerini ileri uzatmas , orada kendisini bekledi%ini bildi%i kimsenin ellerine dokunmas yeterli oldu. Angelique, bir an sessiz durdu, Felicien'in ellerini avular nda s tk : Biribirlerini gremiyorlard , gk, bir s cak bu%usuyla kaplanm )t , yeni do%maya ba)layan incelmi) ay, bu bu%uyu henz ayd nlatm yordu. Gen k z, karanl klar iinde konu)tu, btn kalbi, duydu%u byk sevinle rahatlad . Ah! benim aziz senyrm, sizi ne kadar seviyorum, size ok te)ekkr ederim! Sonunda, onun kim oldu%unu %rendi%i iin glyor, umul137 du%undan da gen, gzel, zengin oldu%u iin ona te)ekkr ediyordu. Bu, hlyas n n ona verdi%i a)k hediyesi kar) s nda, )akrak bir ne)e, hayranl k ve minnettarl k %l % idi. Siz Krals n z, efendimizsiniz, i)te sizinim, yaln z bir )eye kayg lan yorum, bu kadar az sizin oldu%uma... Ama, sizin olmakla gurur duyuyorum, benim de kralie olmam iin, sizin beni sevmeniz yeter... Biliyordum, sizi bekliyordum, ama siz kalbimde bu kadar byd%nzden beri kalbim geni)ledi... Ah! benim aziz senyrm, size ne kadar te)ekkr borluyum sizi ne kadar seviyorumm! O zaman, Felicien, yava)a, kolunu onun beline dolad ; Evime gelin. Diyerek onu yrtt. Ars z otlar aras ndan geirerek, onu, Clos - Marie'nin dip taraf na kadar gtrd; Angelique, vaktiyle t kal olan, piskoposluk kona% n n eski parmakl % ndan, onun her ak)am nas l geti%ini anlad . Felicien, bu parmakl kap y a k b rakm )t , Angelique'i kolunda Mon-senyrn byk bahesine soktu. Gkte yava) yava) ykselen ay, s cak bu%ulardan bir rtnn arkas nda gizlenmi), onlar , bulan k bir saydaml kla a%art yordu. zerinde tek y ld z gzkmeyen gk kubbe, gecenin sessizli%i iindeydi. Baheden geen Chevrotte deresinin st ba) na do%ru a% r a% r ilerlediler; fakat, Chevrotte, burada, ak ll bir yoku) zerinde h zla akan dere de%ildi; top a%alar aras nda gezinen sakin bir su, ufac k bir su idi. Ayd nl k pus'un alt nda, ) %a gml yzen bu a%alar n aras nda, bu cennet rma% bir ryada akar gibi grnyordu. Angelique, ne)e ile devam ediyordu. Byle kolunuzda oldu%um iin yle onur duyuyorum, yle mutluyum ki!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu kadar sadeli%in ve cazibenin byledi%i Felicien, gen k z n, s k lganl k duymadan, hi bir )ey saklamadan konu)mas n , kalbinin 138 safl % iinde, d)nd%n a ka sylemesini dinliyordu. Ah! sevgilim dedi, beni bu kadar cana yak n, bir para sevmek inceli%inde bulundu%unuz iin, as l ben size minnettar olmal y m... Tekrar syleyin, beni nas l seviyorsunuz, kim oldu%umu %renince ne duydu%unuzu bana syleyin. Fakat, Angelique, )irin bir sab rs zl k jesti ile onu susturdu. Hay r, hay r, sizden szedelim, yaln z sizden. Benim ne de%erim var? Benim kim oldu%umun, ne d)nd%mn nemi var m ?... (imdi, yaln z siz vars n z, art k. Ona sokuluyor, sihirli derenin boyunca ad mlar m a% rla)t r yor, sonu gelmez sorular soruyor, Feclicien'in ocuklu%unu, genli%ini, babas ndan uzakta geirdi%i yirmi y l, her )eyi %renmek istiyordu. Anneniz sizi do%urduktan sonra lm), biliyorum, siz de ya)l bir papaz olan amcan z n yan nda bym)snz... Monsenyr sizi grmek istiyormu), onu da biliyorum... Felicien, yava), gemi)ten ykselir gibi uzak bir sesle konu)tu. Evet, babam, annemi deli gibi sevmi)ti, ben dnyaya gelip onu ldrd%m iin sulu idim... Amcam, bana ailem hakk nda hibir )ey %retmiyordu, sanki kendisine emanet bir yoksul ocu-%uymu)um gibi, beni sert bir davran ) iinde bytyordu. Gere%i ok ge ancak iki y l nce %rendim... Ama )a)mad m arkamda, bu byk serveti duyumsuyordum. Her trl dzenli al )ma can m s k yordu, k rda bay rda ko)maktan ba)ka, elimden i) gelmiyordu. Sonra, kk kilisemizin renkli camlar na ilgi duymaya ba)lad m... Angelique glyor, Felicien de onunla beraber ne)eleniyordu. Ben de sizin gibi bir i)iyim, camlan boyayarak hayat m kazanmaya karar vermi)tim ki, btn bu para, zerime y k ld ... Amcam benim bir iblis oldu%umu, papazl %a asla girmeyece%imi kendisine yazd ka, babam ok kederleniyormu)! Benim.papaz oldu%umu gr-mek, onun kesin iste%i idi, belki de, papaz olursam, annemi ldrerek 139girdi%im gnah n, bedelini deyece%imi d)nyordu. Sonunda yumu)ad , beni yan na a% rd ... Ah! ya)amak! ya)amak ne gzel )ey! Sevmek ve sevilmek iin ya)amak!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sakin geceyi rperten bu %l kta, sa%l kl ve bakir genli%inin gc vard . Bu %l k ihtirast , annesini ldren ihtirast , onu giz iinde a lm ) bu ilk a)ka f rlatan ihtirast . Btn co)kunlu%unu, gzelli%ini, drstl%n, cehaletini ve hayata kar) duydu%u do-yumsuzlu%u bu %l k anlat yordu. Ben de sizin gibi idim, bekliyordum, pencerenizde grnd%nz gece, ben de sizi tan d m... Ne hayal ediyorsunuz, syleyin bana, bundan nceki gnlerinizi nas l geiriyordunuz, anlat n... Fakat, Angelique, onun a%z n yine kapatt . Hay r, sizden szedelim, yaln z sizden! #stiyorum ki hibir )eyiniz bana gizli kalmas n... Sizi, tamamiyle elimde tutay m, tamamiyle seveyim! Felicien'i tan maktan duydu%u zevk iinde, #sa'n n ayaklan dibinde bir mbarek k z gibi tap n rcas na, onun kendinden szetmesini dinlemekten usanm yordu. #kisi de, ayn )eyleri, biribirlerini nas lj sevmi) olduklar n , )imdi nas l sevi)tiklerini, hep ayn )eyleri, sonu gelmeden tekrarlamaktan b km yorlard . Hep biribirine benzeyen kelimeler dillerinin ucuna geliyor, hep yeni, akla gelmedik, derinli%in llemez anlamlar kar yorlard . O derinli%e indike, o szlerin musikisini dudaklar nda tatt ka, mutluluklar art yordu. Felicien, Ange-lique'in sadece sesiyle kendisini nas l byledi%ini, sadece onu i)itmekle klesi olacak derecede nas l duyguland % n ona itiraf ediyordu. Angelique, Felicien'in bembeyaz cildi, en kk fkede, bir kan dalgas ak m yla k zard % zaman, nas l zevkli bir korkuya kap ld % n ona itiraf etti. (imdi, Chevrotte deresinin sisli k y lar n-dan ayr lm )lar, biribirlerinin bellerine sar lm )lar, byk kara a%alar n y -% n alt na dal yorlard . 140 Angelique, yaprakl dallardan dklen serinli%in hazz iinde: Ooh! Bu bahe, diye m r ldand . Y llar var ki, buraya girmek isterdim... #)te girdim... Sizinle beraber girdim! Felicien'e kendisini nereye gtrd%n sormuyor, as rl k a%a gvdelerinin karalt lar aras nda, vcudunu onun koluna b rak yordu. Ayaklar alt nda, toprak yumu)akt . Yapraklar n olu)turdu%u kubbeler, kilise kubbeleri gibi, ok yksekti. Ne bir grlt vard , ne bir soluk, kalplerin at ) ndan ba)ka bir)ey yoktu. Felicien, bir kap y itti. Girin, dedi, benim evimdesiniz. Babas , onu, bahenin kuytu k)esinde, ayr yerde oturtmay uygun gryordu.. Alt katta byk bir salon, yukar da, tam bir daire vard . Zemin

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kat ndaki byk salon bir lamba ile ayd nlan yordu. Felicien, glmseyerek: Gryorsunuz ya bir sanat n n evindesiniz, dedi. Buras benim atelyemdir. Gerekten atelyeydi, cam zerine resim yaparak, sanata heveslenen bir zengin ocu%unun kaprisi idi. Felicien, onnc yzy l n eski biimlerini bulmu) kendisini, o devrin ara-geresiz eserler yaratan eski zaman camc lar ndan biri san yordu. zerine erimi) tebe)ir dkl eski masa ona yetiyordu, orada, k rm z boya ile resim iziyor, elmasa gerek duymad % iin, camlar k zg n demirle kesiyordu. Bir resme gre yapt rd % , palanga diye bilinen kk ocak, dolu idi; orada bir)eyi kaynat yor, katedralin ba)ka bir cam n da haz rl yordu; atelyede, sand klar iinde, soluk, akik, dumanl , koyu, sedefi, kesif, mavi, sar , ye)il, k rm z kendi iin yapt raca% her renkten camlar vard . Fakat, oda enfes kuma)larla d)enmi)ti, atelye, ola%anst bird)eme lks alt nda kayboluyordu. Dip tarafta, sehpa olarak kullan lan antika bir krs zerinde, yald zl , byk bir Meryem heykeli, k rm z dudaklar yla glmsyordu. 141Angelique, bir ocuk gibi sevinerek: Hem de al ) yorsunuz, al ) yorsunuz! diyordu. Ocak pek ho)una gitti, btn i)ini kendisine anlatmas n istedi. Nas l oluyor da, eski zaman ustalar gibi, yaln zca kara ile glgelendirdi%i, hamuruna renk kar )t r lm ) camlar kullanmakla yetinmiyordu. Niin ayr ayr , ufak insan betimleriyle kal p, jestleri ve rtleri keskinle)tiriyordu; cam zerine resim boyamaya, mine ya-p lmaya, daha iyi resim izilmeye ba)lan r ba)lanmaz d)meye ba)-l yan camc l k sanat hakk nda d)nceleri neydi; bir camekan n, yaln z, saydam bir mozayik olmas , en keskin renklerin en uyumlu bir s ra ile dizilmesi, parlak ve zarif renklerle dolu btn bir demet olu)turmas gerekti%i hakk nda d)ncesi neydi? Fakat, o s rada, iin iin, camc l k sanat na ald rd % bile yoktu. Bu )eylerin, ilgili de%er bir tek noktas vard ki, o da, Felicien'e ait olmas , kendisini Felicien'le me)gul etmesi, adeta onun ki)ili%inin bir paras gibi olmas idi. Ah! dedi, ne mutlu olaca% z. Siz resim yapars n z, ben nak ) i)lerim. Felicien, Angelique'in, lks iinde rahat etti%i, gzelli%inin i-eklenece%i do%al bir evre gibi grnen bu geni) salonun ortas nda onun ellerini tutmutu. #kisi de, bir an, sustular. Sonra, yine Angelique konu)tu. Ee, oldu bitti mi? Felicien, glmseyerek sordu;

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ne Evlenmemiz. Felicien, bir an duraksad . ok beyaz yz, birdenbire k zarm )t . Gen k z, endi)elendi. Sizi fkelendiriyor muyum? Fakat, Felicien, onun btn vcudunu ku)atan bir kucaklay )la, 142 ellerini s k yordu. Oldu, dedi. Sizin bir )eyi istemeniz yeter, engellere kar) n o )ey yap l r. Benim varl % m n tek nedeni size itaat etmektir? O zaman, Angelique sevindi. Evlenece%iz, srekli sevi)ece%iz, bir daha, birbirimizden hi ayr lm yaca% z, dedi. Buna ku)kusu yoktu, bu i), hemen ertesi gn, efsanedeki mucizeler kadar kolayl kla oluverecekti, en kk bir engel, en ufak bir gecikme, akl na bile gelmiyordu. Madem ki sevi)iyorlard , onlar , birbirinden niin daha fazla ay racaklard ? #nsan, biribirini sever, evlenirdi, bu do%al bir )eydi. Yre%inde, byk, bir sevin vard . (aka yollu: Karar, karar, dedi, verin elinizi. Felicien, o ufac k eli dudaklar na gtrd. Karar, karar, diye yan t verdi. Angelique, )afak sker de orada kal r m korkusuyla, ayn zamanda art k s rr n a %a vurmak acelesiyle, ekilip gidece%i zaman, Felicien onu gtrmek istedi. Hay r, hay r, gn do%madan eve varamay z sonra. Bu yolu kendi kendime bulurum... Yar n gr)rz. Felicien sz dinledi. Angelique'in arkas ndan bakmakla yetindi. Gen k z, kara%alar n lo)lu%u alt nda ) k iinde yzen Chevrotte deresi boyunca ko)uyordu. Bahenin demir parmakl % ndan a)m ), Clos- Marie'nin yksek otlar Daras na dalm )t . Hem ko)uyor, hem, gne) k nc ya kadar bekliyemiyece%ini, en iyisi, Hubert'lerin kap s n vurup onlar uyand rmak ve her )eyi sylemek olaca% m d)nyordu. Bu, mutluluk ta)k nl % , a k bir isyan idi. Angelique, bunca uzun zamandan beri gizledi%i bu s rr , be) dakika daha saklamaktan kendini zavall buluyordu. Baheye girdi, kap y rtt. 143Angelique, orada, katedralin dibinde Hubertine'i grd; karanl kta, s ska bir leylak y % n n ku)att % ta) peykeye oturmu) onu bekliyordu. Uyanm ),

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

endi)e ile durumu sezinlemi), yukar km ), kap lar a k bulunca i)i anlam )t . Sonra, heyecan iinde, nereye gidece%ini bilemeden, i)leri bsbtn kar )t rmaktan korkarak, bekliyordu. Angelique, hi utan duymadan, yre%i sevinten hoplayarak art k sakl yacak bir )eyi olmad % iin ne)e ile glerek, hemen onun boynuna sar ld . Ah! Anne, oldu bitti! Evlenece%iz, yle mutluyum ki! dedi. Hubertine, yan t vermeden nce, onu dikkatle szd. Fakat, bu gonca halindeki gzellik kar) s nda, bu duru gzler, bu saf dudaklar kar) s nda korkusu geti. Yaln z, byk bir kederden ba)ka bir)eyi kalmad . Yanaklar ndan ya)lar yuvarland . ' Bir gn nce, kilisede oldu%u gibi: Zavall ocu%um! diye s zland . Angelique, hi a%lamayan kad n bu halde grnce )a) rd . Ne oluyor? dedi. Anne, kendinizi zyorsunuz... Hakl s n z yanl ) yapt m sizden bir )ey saklad m. Ama, bilseniz, bu bana ne kadar a% r geldi! #nsan s rr n nce sylemiyor, sonra da cesaret edemiyor... Beni affedin. Hubertine'in yan na oturmu) ok)ayan bir hareketle, beline sar lm )t . Khne peyke, katedralin bu ye)illik dolu k)esine gmlyor gibiydi. Leylaklar, ba)lar n n zerinde, glge yap yorlard ; gen k z n, a) gl verecek mi diye zenle bakt % yabani gl a%ac da vard ; fakat, bir sredir bak ms z bir halde kendi kendine byyor, tekrar yabanili%e dnyordu. Anne, size hepsini syleyece%im, gelin kula% n za syleyeyim. 144 Sonra, yava) sesle, sonu gelmez bir sz tufan iinde, en kk olaylar bir kez daha ya)ayarak, ya)ad ka ate)lenerek, a)klar n ona anlatt . Hibir )eyi unutmuyor, gnah kart r gibi, belle%ini, kurcal yordu. Hibir s k lganl k da duydu%u yoktu, a)k n n tutu)turdu%u kan yanaklar n s t yor, gzleri bir gurur alevi'ile yan yor, yine de sesini ykseltmeden f s lt halinde hararetle konu)uyordu. Sonunda Hubertine, onun szn kesti, kendisi de yava) sesle konu)tu. Haydi, haydi, yine ald n yrdn! Ne kadar dzelmeye al )san, her seferinde, f rt naya yakalanm ) gibi havalan yorsun... Ah! kibirli k z, ah! ate)li k z, hl mutfa% y kamak istemeyen, kendi ellerini pen o kk k zs n! Angelique, glmekten kendini alamad .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Yok, glme, neredeyse a%lamak iin gzya)lar n yeti)meyecek... Sen onunla asla evlenemezsin, zavall yavrum. Angelique'in ne)esi birdenbire srekli, n n ten bir kahkaha halinde ykseldi. Anne, anne, ne sylyorsunuz? Bana tak lmak, beni cezaland rmak iin mi bu?.. O kadar yak n bir )ey ki! Bu ak)am babas ile konu)acak. Yar n, gelip sizinle sorunu halledecek. Angelique, buna gerekten inan yor muydu? Hubertine insafs z davranmak zorunda kald . Paras z, isimsiz bir nak ) k z, Felicien d'Hautecoeur'le evlenecek ha! Elli milyonluk zengin bir delikanl ! Fransan n en eski ailelerinden birinin son ocu%u! Fakat her yeni engel kar) s nda, Angelique, sakin sakin )u yan t veriyordu. Neden olmas n? Bu gerekten bir rezalet mutlulu%u sa%layan s radan )artlar n d ) nda bir evlenme olacakt . Bu evlenmeye engel olmak iin her )ey 145ayaklanacakt . Her )eyle sava)may m tasarl yordu? ' Neden olmas n? Sonra, sar lmaz bir inanla devam ediyordu. Ne ilgin, anne, elalemi ne kadar kt san yorsunuz! #)ler iyi gidiyor, diyorum, size!., bunda iki ay nce beni payl yordunuz, benimle e%leniyordunuz, hat r n zdad r, halbuki hakl imi)im, ne haber verdimse hepsi oldu. #yi ama, a zavall ocuk, sonunu bekle. Hubertine, Angelique'i bu derece cahil b rakman n verdi%i vicdan azab yla k vranarak ileniyordu. Ona, gere%in ac derslerini anlatmak, zalimlikler hakk nda, toplumun olaylar hakk nda onu ayd nlatmak istiyor, )a)al yor, gereken szleri bulam yordu. Gnn birinde, hlyan n srekli yalan iinde,byle mahpus gibi ya)att % bu ocu%un felaketine sebep olursa, bu ne ac olacakt ! Aman k z m, bu ocukla, hepimize inat, babas na inat ev-lenmezsin ya! Angelique, ciddile)ti, Hubertin'e dikkatle bakt , sonra ciddi bir sesle: Neden olmas n? Ben onu seviyorum, o da beni seviyor, dedi. Annesi, iki kolu ile onu tekrar kavrad , g%sne bast rd ; Angelique de, bir )ey sylemeden rpererek ona bak yordu. Bulutlarla rtl ay, katedralin arkas na inmi)ti, uan sisler, seher vakti yakla)t ka

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gkte, hafif pembe bir renge boyan yorlard . #kisi de, yaln z uykudan uyanan ku)lar n hafif c v lt larla buland rd % sessizli%in ortas nda, sabah n bu temiz havas iinde yzyorlard . Ah! Evlad m, mutlulu%u yaln z grev ve itaat sa%lar. #nsan bir saatlik duygunun ve gururun ac s n btn mrnce eker. E%er mutlu olmak istiyorsan, boyun e%, vazge, ortadan kaybol. Fakat, kollar aras nda gen k z n, isyan etti%ini duyuyordu; ona 146 hi bir zaman sylemedi%i, hl sylemekte tereddt etti%i%i sz a%z ndan kat . Dinle, sen bizi, babanla beni mutlu san yorsun, e%er hayat m z karartan bir azap olmasayd mutlu olacakt k. Sesini daha alalt yordu; ba)lar ndan geeni, anas na inat evleni)lerini, ocu%un lmn, i)ledikleri hatan n cezas olarak, bo)u bo)una ba)ka bir ocuk sahibi olmak istediklerini, nefes kadar hafif, titrek bir sesle ona anlatt . Halbuki kar koca, birbirlerini delice seviyorlard , kimseye muhta olmadan, al nlar n n teriyle gecinmi)-lerdi; ama, yine de mutsuzdular, ikisi de aba gstermeseler, kocas iyi adam olmasa, kendisi ak ll uslu davranmasa, kesinlikle aralar nda kavgalar ba)l yacakt , bir cehennnem hayat ya) yacaklard , belki de ayr lacaklard . D)n ocu%um hayat na, ileride sana ac ektirebilecek hibir )ey katma... Haddini bil, kalbini sustur. Angelique, yenilmi), benzi sapsar ; gzya)lar n tutarak onu dinliyordu. Anne, beni zyorsunuz.... Onu seviyorum, oda beni seviyor. Gz ya)lar dklme%e ba)lad . #tiraf onu altst etmi)ti, zgnd. Grverdi%i bu gerek k)esinden incinmi) gibi, gzlerinde bir rkeklik vard . Fakat, boyun e%miyordu. A)k onu ldrse istekle lecekti! O zaman, Hubertine, her )eyi gze ald . Sana, bir defada bu kadar a k vermek istemezdim. Ama, bilmen gerek... Dn ak)am, sen yukar kt ktan sonra, rahip Cornille'i sorguya ektim, bunca zamandan beri, ayak direyen Monsenyrn, o%lunu niin Beaumont'a a% rd % n %rendim... Onun en fazla kederlendi%i .)eylerden biri, delikanl n n ta)k nl % , her trl kayd n d -(ina karak co)kun bir hayat ya)ama iste%i imi). O%lunu rahip yapmaktan vazgemek zorunda kal p dertlendikten sonra, onun

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

147bulundu%u s n fa ve sahip oldu%u servete yak )acak bir i)e koymak midinde bile de%ilmi). Delikanl , bir serseriden bir artistten ba)ka bir )ey olamazm )... Bunun zerine Monsenyr, ocu%un duygular na kap l p, serserilikler yapmas ndan korktu%u iin onu buraya getirtmi), hemen evlendirecekmi). Angcque. sorunu hala anlayamam ); E Pekala, sonra? diye sordu. Daha o biraya gelmeden nce evlenmesi kararla)m ), )imdi de her )ey yoluna konmu), rahip Cornille. sonbaharda, onun matmazel Claire de Voincourt'la evlenece%ini, bana kesin diye anlatt ... Voincourt'lar n kona% n biliyorsun, )urada, piskopos kona% n n yan ba) nda Monsenyrle ok s k f k dost insanlar. Her iki taraf da, ne isim bak m ndan, ne para bak m ndan, biribirlerinden daha iyisini bulamazlard . Rahip, bu evlenmeyi ok uygun gryor. Gen k z, bu sosyal nedenleri art k dinlemiyordu. Gzlerinin nne, birdenbire bir yz, Claire'in hayali gelmi)ti. Onu, bazan bahesindeki a%alar n alt nda, k ) n gzne ili)ti%i )ekilde, yortularla, katedralde rastlad % biimde tekrar gznn nne getiriyordu. Kendi ya) nda, esmer, ok gzel, kendisinden daha gzel, )ahane yry)l bir k zd . So%uk grn)ne kar) n, ok iyi yrekli oldu%u syleniyordu. O uzun boylu k z, ok gzel, ok zengin k z... Onunla evleniyor demek... Angelique, bu szleri ryada say klar gibi m r ldan yordu. Sonra yre%inde bir s z duydu. yleyse yalan sylyor, diye hayk rd ! Bunu bana sylemedi. Felicien'in geirdi%i bir an duraksaman n, ona evlenmelerinden szetti%i zaman yanaklar na ynelen kan dalgas n .hat rlam )t . Bu sars nt o kadar )iddetli oldu ki, beniz soldu, ba) annesinin omuzuna d)t. 148 Yavrum, sevgili yavrum... ok ac )eydir, bilirim. Ama, beklersen daha ac olacak. Onun iin, b a% derhal yaradan kar.. Derdin her uyand ka, kendi kendine de ki, herkesin, sylentilerine gre, sars lmaz gururunu hala hat rlad % Monsenyr, mthi) XII. Jean, o%lunu neslinin bu son ocu%unu bir kap nnde bulunmu), bizim gibi yoksul insanlar taraf ndan evlatl k al nm ) bir i)lemeci k zla asla evlendirmez.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, sars nt larla geirdi%i halde bu szleri dinliyor, isyan etmiyordu. Yznden geti%ini duydu%u soluk ne idi? Damlar n stnden geerek, uzaktan gelen bir so%uk nefes, kan n donduruyordu. Acaba, bu yaramaz ocuklara kurt masal anlat l r gibi, kendisine anlat lan o dnya yoksullu%u, o ac gerek mi idi? Bu so%uk nefes yaln zca, ona dokunup geti%i halde, iinde s z s n duyuyordu. Yine de, Felicien'i sulam yordu; yalan sylememi)ti, yaln zca susmu)tu. E%er babas onu bu gen k zla evlendirmek istiyorsa bile, o kesinlikle red-diyordu. Fakat, mcadeleye girme%e cesaret edemiyordu; madem ki hibir )ey sylememi)ti, belki de, belki de evlenme karar n vermi) bulunuyordu. Angelique, hayalinin bu ilk y k l ) kar) s nda yz soluk, hayat n sert parma% n n dokunu)unu duymu), yine inanc m koruyor, hlyas na inan yordu. #)ler gerek-le)ecekti, yaln z, gururu i%nenmi)ti. Anne, do%ru, gnah i)ledim, bir daha i)lemiyece%im... Sz veriyorum, isyan etmiyece%im, Tanr nas l emrediyorsa yle olaca% m. Bu konu)an gufrand , zafer, Angelique'in, iinde byd% evrede, orada ald % terbiyede kal yordu. Madem ki, o zaman kadar evresini ku)atan her )ey, ona kar) o kadar cmert ve )efkatli davranm )t , yar ndan niin )phe edecekti? Catherine gibi uslu, Elisabeth kadar mtevaz , Anges kadar afif kalmak, ermi) k zlar n yard m yla yre%ine g vermek istiyor, stn gelmesi iin yaln z onlar n yard m edeceklerinden emindi. Eski dostu katedral, ColsMarie, 149Chevrotte deresi. Hubert'lerin serin kk evi, Hubert'lerin kendileri, onu seven ne varsa, kendisi hibir )ey yapmadan, yaln zca saf ve sz dinlemekle kald % halde, onu korumayacak m yd ? Peki, bizim iste%imize kar) , hele Monsenyrn iste%ine kar) hibir )ey yapm yaca% na sz veriyor musun? Evet, anne, sz veriyorum. O delikanl y bir daha grmiyece%ine, onunla evlenmek lg nl % n bir daha akl na getirmiyece%ine sz veriyor musun? Bu sz zerine, Angelique'in yre%ine bir ezginlik geldi. A)k n hayk rarak, az kald son bir isyanla kprecekti. Sonra, bsbtn yenik, ba) ne e%ildi. - Onu tekrar grmek iin, benimle evlenmesi iin hibir )ey yapmayaca% ma sz veriyorum, dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubertine, olduka duygusal itaatine dl olarak, onu, kollar aras na ald . Ah! iyilik isteyip de; sevdiklerine st rap vermek ne zavall l kt ! Bitkin bir haldeydi; ykselen gn ) % n grp )a)alad , aya%a kalkt . Ku)lar n hafif c v lt lar , daha bir tek ku)un utu%u grlmeden, o%alm )t . Gkte, bulutlar, mavimt rak bir renk alan havan n durulu%u iinde paralan yordu. O zaman, gzleri, kendili%inden yaban glne giden Angelique, onu c l z iekleriyle grd. Hazin bir gl)le: Hakk n z varm ) anne, dedi, gl vermesi daha yak n de%il. 150 Angelique, sabahleyin, saat yedide, her zamanki gibi, i) ba) ndayd ; sonra, gnler birbirini izledi, gen k z, her sabah, olduka sakin, bir gn nce b rakt % stl% i)lemeye koydu. Hibir de%i)iklik olmam ) gibi grnyordu; Angelique, sznde s k s k duruyor, kapan yor, Felicien'i tekrar grmeye al )m yordu. Bu bile onu kederlendirir gibi grnmyor, Angelique, gen yznn ne)esini kaybetmiyor, gzleri Hubertine'e tak l p kald % zamanlar, o, kendisini bu halde grverirse, glmsyordu. Bununla beraber, bu susma inanc iinde, btn gn, yaln z Felicien'i d)nyordu. midi, yenilmezli%ini koruyordu, i)ilerin, her )eye kar) n gerekle)ece%ine emindi. Ona, bu ok drst ve ok ma%rur, cesaretli davran ) veren )ey, bu gvendi. Hubert, bazan onu azarl yordu. ok al ) yorsun, seni bir para solgun gryorum... Bari iyi uyuyor musun? Oo! baba, deliksiz uyuyorum! Sa%l % m ok yerinde. Fakat Hubertine de endi)eleniyor, bir e%lence aray p bulmak gere%inden bahsediyordu. #stersen kap lar kapar, mz beraber bir Paris yolculu%u yapar z. A! Nas l olur! sipari)leri ne yapar z, anne?... ok al )mak sa%l %a iyi gelir, diyorum size! Asl aran rsa, Angelique, yaln zca bir mucize bekliyor, grnmez alemin onu Felicien'e verecek belirtisini umuyordu. Hibir giri)imde bulunmamak zere sz vermi)ti, hem madem ki mavera, hep onun iin al ) yordu, harekete gemeye ne gerek vard ? Onun iin, bu istekli durgunlu%u iinde ky ts zl k taklidi yapmakla beraber, hep kulaklar kiri)te, sesleri dinliyor, kendisine yard m edecek olan,'iin-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

151de ya)ad % bu evrenin al ) k oldu%u hafif grltlerini, etraf nda dola)an rpertileri dinliyordu, bir olacak )ey vard , mutlaka olacakt . A k pencerenin nnde, tezgan n n stne e%ilmi) a%alar n bir tek rpertisini, Chevrotte deresinin bir tek m r lt s n kaybetmiyordu. Katedralin en kk soluklan, dikkat etti%i iin on misli artm ) bir halde kulaklar na ula) yordu; mumlar sndren kilise hizmetisinin terlik seslerine var ncaya kadar i)itiyordu. Yan ba) nda, esrarl kanatlar n srn)n tekrar hissediyor, bilinmeyen alemin kendisine yard m etti%ini biliyordu; bir glgenin, kula% na bir zafer aresi f s ldad % n sanarak, birdenbire arkas na dnd% oluyordu. Fakat gnler geiyor, hala bir gelen giden olmuyordu. Angelique, yeminini bozmamak iin, nce, geceleri balkona kmaktan ekindi; Felicien'i a)a% da grecek olursa, yan na gitmekten korkuyordu. Odas nda bekliyordu. Sonra, yapraklar bile uykuya dalm ), k m ld yamad klar iin, cesaretlendi, tekrar karanl klar ara)t rmaya koyuldu. Mucize ne taraftan kendini gsterecekti? Her halde, piskoposluk kona% n n bahesinden par l par l yanan bir el, bir i)aretle kendisini a% racakt . Belki de katedralden, erganunlar, u%ul-duyacaklar, onu mihraba a% racaklard . Ne, efsanedeki takdis szleri ta) yan gvercinlere, ne, duvarlardan geip gelerek kendisini Mon-senyrn tan mak istedi%ini haber veren ermi) k zlar n araya girmesine, hibir )eye )a)mayacakt . Yaln z bir )eye hayret ediyor, bu hayreti her ak)am art yordu: Mucizenin vcuda gelmekteki yava)l % , Gnler gibi, geceler de biribirini izliyor, hala hi, hibir )ey olmuyordu. #kinci haftadan sonra, Angelique'i daha fazla )a) rtan, Felicien'i bir daha grmemi) olmas yd . Ona yakla)mak iin hibir giri)imde bulunmamay sz vermi)ti. Fakat, bir )ey sylememekle beraber Felicien'i kendisine yakla)mak iin her areye ba) vuraca% na gveniyor; halbuki, Clos - Marie bo) duruyor, Felicien, oran n ars z otlar zerinde yrmyordu bile. On be) gn iinde gece saatlerinde, onun glgesini bir kez bile, grmemi)ti. Bu, inanc n sarsm yordu: 152 Gelmedi%ine gre, demek ki, mutluluklar n sa%lamakla u%ra) yordu. Ama, hayreti art yor, bir endi)e ba)lang c ile kar ) yordu. Sonunda, bir ak)am, i)lemecilerin evinde, ak)am yeme%ine geti; sonra, Hubert, acele bir i) bahanesiyle soka%a k nca, Hubertine, mutfakta,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique'le yaln z kald . Gzleri nemli, gen k z n gururlu metinli%inden duygular m z uzun uzun ona bak yordu. Kalplerinden ta)an )eylere kar) n on be) gndr tek kelime konu)muyorlard ; Hubertine, yemininde durmak iin, k z n gsterdi%i bu dayan kl l kta ve bu drstlkten duygulan yordu. Ani bir )efkatle kollar n at , gen k z, onun kuca% na at ld , sessizce kucakla)t lar. Sonra Hubertine, konu)mak olana% n bulunca. Ah! Zavall yavrum dedi, seninle yaln z kalmak iin bekledim, bilmem gerek... Her )ey bitti, bsbtn bitti. Angelique, tela)la aya%a kalkm ): Felicien ld! diye hayk rm )t . Hay r, hay r. Madem gelmiyor, demek ld! Bunun zerine, Hubertine,alay n ertesi gn onu grd%n, Monsenyrn izni olmad ka bir daha ortada gzkmemesini ondan da istedi%ini anlatt , bu, kesin bir uzakla)t rma idi, nk Hubertine onlar n evlenmelerinin olanaks zl % n biliyordu. Gnn birinde kendisiyle evlenemeyece%ini; bu zavall saf, cahil k z ba)tan karmakla kt bir harekette bulundu%unun Felicien'e kan tlam ) onu altst etmi)ti; Felicien de, namussuzca davranmaktansa, Angelique'i bir daha grmemeyi, kederinden lmeyi tercih edece%ini sylemi)ti. Ayn gnn ak)am , her )eyi babas na itiraf etmi)ti. Hubetine, devam etti: O kadar metinsin ki, seninle a k a k konu)uyorum... Ah! bilsen, cicim, yre%in yanarken bu kadar gururlu, bu kadar gayretli davrand % n , sustu%unu, ne)elendi%ini grdke sana ne kadar ac 153yorum, seni ne kadar takdir ediyorum... ama daha cesaretli olman gerek ok, ok cesaretli... Bugn %leden sonra, rahip Cornille'e ras-geldim. Her )ey bitti. Her )ey bitti. Monsenyr istemiyor. Bir gzya) buhran bekliyordu, halbuki, Angelique'in sapsar kesilip, gayet sakin, tekrar yerine oturdu%unu grnce hayret etti. Me)e a%ac ndan eski yemek masas n n st toplanm )t , bir lamba, antika oturma odas n ayd nlat yor, ierinin sessizli%ini ibri%in hafif f k rt s ndan ba)ka hibir )ey bozmuyordu. Anne, biten hibir )ey yok... Anlat n bana, bu i) madem ki benim i)im, %renmeye hakk m var, de%il mi ya?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubertine, baz ayr nt lar bu cahil k zdan gizlemeye devam ederek, rahipten i)itti%i )eylerin uygun grdklerini anlat rken, Angelique, onu dikkatle dinledi. Monsenyr, o%lunu yan na a% rd % ndan beri, heyecan iinde ya) yordu. Kar s n n lmnn ertesi gn onu uzakla)t rd ktan yirmi y l, yzn grmemeye katland ktan sonra, )imdi, genli%inin en gl ve parlak devrinde,' lmne a%lad % kar s n n canl rne%i halinde, ayn ya)ta onun sar ) n ve zarif gzelli%ine sahip, kar) s nda buluyordu. O uzun srgn, anas n n hayat na mal olan ocu%a kar) besledi%i bu h n, ayn zamanda, bir ihtiyat tedbiri idi de. Bunu duymuyor, azminden dnd%ne hay flan yordu. Ya)l l k, yirmi y l sren dualar, Tanr ya s % n ) , hibir)ey, onun varl % ndaki eski insan ldrmemi)ti. Kendi teninden olu)an bu ocu%un, lganca sevdi%i kar s n n teninden bu paran n, glmseyen mavi gzleriyle kar) s na dikilmesi lmn dirildi%i varsay m yla, kalbinin atlayacak derecede arpmas na yeterli gelmi)ti. G%sn yumruklar yla dvyor, etkisiz kalan ile ortas nda h k r klarla a%l yor, kad n tad n alanlara, kad nla aralar nda kan ba%lar n koruyanlara rahipli%in yasak edimesini hayk ryordu. Rahip Cornille. bunlar , Hubertine'e elleri titriyerek, yava) sesle anlatm )t . Esrarl sylentiler dola) yordu, Monseyrn, ak)am ka154 ranl % ker kmez odas na kapand % , a% zdan kula%a f s ldan yordu; mcadeleyle, gz ya)lar yla incemelerle dolu geceler geiriyor, bunlar n pedelerden bo%ukla)an )iddeti, btn piskoposluk kona% n korkutuyordu. Monsenyr, unuttu%unu, a)k n yendi%ini sanm )t ; fakat bu a)k, vaktiyle mthi) olan bu adamda, efsanevi serdarlar n neslinden gelen bu macera adam nda, bir f rt na )iddetiyle tekrar dinliyordu. Her ak)am, diz kyor, ciddi bir gururla zlerek, lmne a%lad % kar s n n hayalini uzakla)t rmaya u%ra) yor, onun )imdi, tabutunun iinde toz haline gelmi) olaca% n d)nyordu. Halbuki, o, olgun erkeklere zg delice bir a)kla sevdi%i ok gen ya) ndaki iek kadar latif ve gsteri)li haliyle, dipdiri aya%a kalk yordu. lmnden ertesi gnndeki gibi, i)kence, btn )iddetiyle tekrar ba)l yordu; onu elinden alan Tanr ya kar) ayn isyanla ona a%l yor, onu zlyordu; ancak, )afak skerken sakinle)iyor, kendi nefsine kar) kmseme dnyaya kar) tiksinti dolu, bitkin halde kal yordu. Ah! bu

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ihtiras, bu ifrit! #lahi a)k n n derin huzuruna gmlmek iin, o ifritti, elinden gelse ezecekti! Monsenyr, odas ndan k nca, eski ciddi tavr n , hafif bir solgunlukla koruyan sakin ve gururlu yzn tekrar tak n yordu. Felicien a)k n itiraf etti%i sabah, hibir sz sylemeden onu dinlemi)ti, o kadar kendine hakim olmu)tu ki, k l bile k p rdamam )t . O%luna bak yor, onu bu kadar gen, bu kadar gzel, bu kadar ate)li grdke, bu a)k divaneli%ini iinde kendinin de o kadar st rap duydu%u dertten onu kurtarmak iin, mutlak bir kararl l k ha)in bir his duyuyordu. #htiras , kendi nefsinde ldrmek istedi%i gibi o%lunda da ldrecekti. Bu )airane macera, onu bsbtn zyordu. Ne demek! Yoksul bir k z, isimsiz bir k z, bir ay ) % alt nda gze arpan, efsanedeki narin bakire )ekline sokulan ryada tap n lan bir i)lemeci k z! Nihayet, bir kelimeyle yan t vermi)ti: Asla! Felicien onun dizlerine kapanm ) yalvarm ), kendi davas n , Angelique'in davas n savunmu)tu. O zamana kadar, babas n n yan na hep titiriyerek yakla)m )t , gzlerini kald r p onun mbarek yzne bakmaya hala cesaret edemeden, mut155lulu%una engel olmamas iin yalvar yordu. nemsiz nemsiz konu)uyor, ortadan kaybolaca% n , kar s n al p kimsenin bir daha yzlerini grmeyecekleri kadar uza%a gtrece%ini byk servetini kiliseye b rakaca% n sylyordu. Kimse taraf ndan bilinmeyen bir insan olarak kalmak, yaln z sevilmek ve sevmek istiyordu. O zaman, Mon-senyr'n vcudu bir rperti ile sars lm )t . Voincourt'larla sz kesmi)ti, asla bu szn geri almayacakt . Felicien, o zaman, kendinden gemi), mthi) bir fkeye kap ld % n hissetmi) yanaklar n k zartan kan dalgas ndan a ktan a %a isyan ederek gnaha girmekten korkmu) ekilip gitmi)ti. Hubertine szn )yle bitirdi. Yavrum, gryorsun ya, art k o delikanl y d)nmemek gerek, yle ya, herhalde, Monsenyr'n iradesine kar) gelmek istemezsin... Ben, btn bunlar tahmin ediyordum. Ama, olaylar n konu)ulmas n , engelin, benim taraf mdan gelmemesini tercih ederim. Angelique, ellerini dizleri zerinde birle)tirmi), o sakin edas yla dinlemi)ti. Pek pek, gzlerini uzun aral klarla karp )t r yor, sabit bak )lar yla o sahneyi, Felicien'in, Monsenyr'n dizlerine kapa-n ) n , bir sevgi ta)k nl % ile, kendisinden szedi)ini, gryordu. Hemen yan t vermedi, ibri%in hafif f k rt s n n sustu%u mutfaktaki l yan t ortas nda, d)nmeye devam

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ediyordu. Gzlerini indirdi, lmban n ) % nda nefis bir fildi)i rengi alan ellerine bakt ; sonra, dudaklar nda, o yenilmez inanc n glmsemesi ile, yaln zca )u szleri syledi: Mademki Monsenyr olmaz demi), o halde beni tan mak istiyor. Angelique, o gece hi uyumad . Piskoposun, kendisini grnce raz olaca% d)ncesi, zihnini dolduruyordu. Bu d)ncede ki)isel kad n gururu yoktu, a)k n mutlak kudretini duyuyordu, Felicien'i o kadar fazla seviyordu ki. bu sevgisi herhalde yznde gzkecekti; babas , onlar mutsuz etmekte srar edemeyecekti. Geni) yata% n n iinde belki yirmi kez dnd, bu )eyleri kendi kendine tekrarlad , durdu. 156 Kapal gzlerinin nnden, Monsenyr'n hayali geiyordu. Belki de, bekledi%i mucize ondan ve onun taraf ndan gelecekti. D )ar da, s cak gece uyukluyordu, Angelique, sesleri i)itmek, a%a-lar n, Chevrotte deresinin, katedralin, hatt, dost glgelerle dolu kendi odas n n ne nerdi%ini duymak iin, kulak kabart yordu. Fakat, her taraf u%ul-duyor, kulaklar na belirli bir )ey eri)miyordu. Bir trl gelemeyen kesin hkmden sab rs zl k duymaya ba)l yordu. Uykuya dalarken, adeta bilinsizce: Yar n, Monsenyrlerle konu)aca% m, dedi. Uyand % zaman, yapaca% giri)im, kendisine olduka sadece ve ok gerekli grnd. Bu, saf ve cesur bir ihtiras, kahramanl k, byk ve ma%rur bir olayd . Angelique, her cumartesi gn, ak)am be) sular nda, piskoposu, Hautecoeur mihrab nnde diz kt%n, orada neslinin ve kendi gemi)ine gmlerek, yan ndaki btn papazlar n sayg gsterdikleri bir yaln zl k iinde, tek ba) na dua etmekten ho)land % n biliyordu; tesadf, gnlerden de cumartesi idi. Angelique, abucak karar n verdi. Piskoposluk kona% na giderse, belki onu kabul etmezlerdi; stelik, oras her zaman kalabal kt ; belki de ne syleyece%ini )a) rd ; halbuki, kilisede beklemek ve Monsenyr gzkr gzkmez, kendini ona tan tmak ok kolayd . O gn, her zamanki dikkati ve sakinli%i ile nak ) i)ledi; iste%ine kararl l kla sar lm ), yapaca% hareketin iyili%inden emin, hi heyecanlan-m yordu. Saat drde gelince, Gabet anay yoklamaya gidece%ini syledi, mahallede dola)maya kt % zamanlardaki giysisiyle, ba) n-da, )eridini geli)i gzel ba%lay verdi%i bir bahe )apkas yla, evden kt . Sola dnm)t, Saint-Agnes kap s n n pamuklu perdesini itti, perde, arkas ndan, bo%uk bir sesle kapand .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Kilisede kimse yoktu, yaln z, Saint-Joseph mihrab n n bir gnah kartma yerinde gnah kartmaya gelmi) bir kad n oturuyor, ancak, siyah ete%inin ucu, d )ar ya sark yordu; o ana kadar gayet sakin olan Angelique, ad mlar n n hafif grltsnn yank land % n duydu%u bu kutsal, so%uk ss zl % n iine girince, titremeye ba)lad . Yre%i 157niin byle s k l yordu? Kendisini ne kadar metin sanm )t , mutlu olmay istemekte yerden g%e kadar hakl oldu%unu d)nerek, ne kadar rahat bir gn geirmi)ti! (imdi, ne yapaca% n bilemiyor, bir sulu gibi yz sarar yordu! Hautecoeur mihrab na sokuldu, orada, parmakl %a dayan p durmak zorunda kald . Bu mihrap, roman biimi antika mihrap k sm n n en gmk, en lo) mihraplar ndan biriydi. Kaya iine oyulmu) bir lahit gibi, dar ve plak, bas k kubbesinin kabartmalar ndan olu)an ssleriyle, yaln z renkli camdan pencerenin, ) % yla ayd nlan yor, penceredeki Saint-Georges efsanesinin say s fazla olan k rm z camlar yla mavi camlar , leylak rengi bir alacakaranl k dkyordu. zerinde hibir ss bulunmayan, beyazl -.siyahl mermerden mihrap, #sa betimlemesiyle ve iki ift )amdan yla bir lhdi and r yordu. Duvarlar n teki k s mlar mezar ta)lar yla kapl idi; yukar dan a)a% gml ta)lan zamanla kemirilmi)ti, derin kaz l harflerle yaz lm ) kitabeleri, hl okunuyordu. Angelique, nefesi kesilerek, hl bekliyordu. Bir kilise hizmetkr geti, onu, bu parmakl % n iine yap )m ) durumda, grmedi bile. Gen k z, gnah kartma yerinde oturan kad n n d )ar sarkan ete%ini hl gryordu. Gzleri alacakaranl %a al ) yor, kendili%inden kitabelere gidiyordu, sonunda harfleri, seti. V. Jean la Grand, III. Raul, VIII. Herve gibi birtak m isimler, dikkatine arp yor, zihninde, Hautecoeur )atosunun efsanelerini canland r yordu. #ki isme daha, La-urette'le Balbine'in isimlerine rasgeldi, heyecan iinde, gzleri ya-)aracak kadar etkilendi. Bunlar, mutlu len kad nlar n isimleriydi, ni)anl s yla bulu)maya giderken bir ay ) % ndan yere d)en Laurette'le, sava)ta ld%n sand % kocas n n dnp gelmesi zerine, sevincinden lg na dnen Balbine'di, ikisi de, geceleri geliyorlar, )atoyu gzel fistanlar n n beyaz kanad yla ku)at yorlard . Angelique, harabeleri gezmeye gitti%i gn, ak)am n, soluk klrengi alacakaranl % nda, onlar n, kulelerin tepesinde sal nd klar n grm) de%il miydi? Ah! kendisi de, onlar gibi, on alt ya) nda, gerekle)en hl-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

158 yas n n verdi%i mutluluk iinde lebilse, ne kadar ho)nut olacakt ! Kubbeler alt nda yank uyand ran byk bir grlt onu rpertti. Bu, SaintJoseph mihrab n n gnah kartma yerinden d )ar k p kap y rten papaz n yapt % grlt idi. Angelique, gnah kartan kad n gremeyince )a) rd , kad n gitmi)ti bile. Sonra, papaz da, camegh taraf ndan ekilip gidince, gen k z, kilisenin engin ss zl % iinde, kendini yapayaln z buldu. Pasl mente)elerinin zerinde a-t rd yan khne, gnah kartma yerinin gk grltsn and ran bu gmbrtsn duyunca, Monsenyrn yakla)makta oldu%unu sanm )t . Beklemeye ba)layal , neredeyse yar m saat olacakt , halbuki Angelique, bu yar m saatin nas l geti%ini duymam )t bile, heyecan , dakikalar al p gtryordu. Gzleri, yeni bir isme tak lm )t , Philippe le Bel'in bir nezrini yerine getirmek iin, elinde bir mumla, Filistin'e giden III. Felicien'in ad idi bu. Angelique'in yre%i arpt , bunlar n hepsinin neslinden olan VII. Feficien'in, delice sevdi%i, delice sevildi%i sar ) n senyrn gen ba) gznn nne geliyordu. O zaman, gururdan ve korkudan )a)k na dnyordu. Mucizenin gerekle)mesi iin, kendisinin oraya gelmi) bulunmas mmkn myd? Kar) s nda, daha yeni bir tarihten, geen yzy ldan kalma bir mermer levha vard , zerinde, siyah . harflerle, )unlar okuyordu: "Miranda ve Rouvres prensi, Ferrieres, Montegu, Saint Marc ayn zamanda Villemareuil kontu, Combeville baronu, Morainvilliers senyr, kral n drt rtbeli )valyesi, kral ordular naibi, Normandie valisi, avc ba) ve yaban domuzu avc tak m genel komutan unvan na haiz, Hautecoeur Markisi Ogier, Louis, Nor-bert." Bunlar, Felicien'in byk babas n n unvanlar yd ; Angelique, o ok sade i)i giysileriyle, parmaklar i%ne yaralar yla delik de)ik, bu lnn torunlar yla evlenmeye gelmi)ti. Hafif bir grlt, d)eme ta)lan stnde, ancak sessizlikten olu-(an, bir grlt oldu. Angelique dnd, bekledi%i y ld r m gmbrts i)itilmeden bu sessiz yakla)ma onu )a)k nl k iinde b rakt . 159 Monsenyr, irice burnuyla, hl genli%ini koruyan )ahane gzleriyle, solgun benziyle, olduka uzun boylu, ok asl, mihraba girmi)ti. Siyah parmakl %a dayanm ) duran gen k z , nce grmedi. Sonra, mihraba do%ru e%ildi%i s rada, onu, nnde, ayaklar n n dibinde buldu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, dizleri bklerek, hrmetten ve korkudan bitkin bir halde,-iki dizi stne d)m)t. Monsenyr ona Tanr gibi, mukadderat n n mutlak hakimi gibi mthi) grnyordu. Fakat, yre%i metindi hemen konu)tu. Ah, monsenyr, geldim ki... Monsenyr, do%rulmu)tu. Onu hat rl yordu. Alay gn, pencerenin nnde oturdu%unu grd%, sonra, kilisede, bir iskemle zerine k p ayakta duran gen k zd bu, o%lunun deli gibi sevdi%i kk i)lemeci k zd . Tek kelime sylemedi, tek hareket yapmad . Dimdik, kaskat , bekliyordu. "Ah, Monsenyr, geldim ki, beni grebilesiniz... Beni istemediniz, ama, tan m yordunuz. #)te buraday m, beni yine uzakla)t rmadan nce, bak n... Ben, seven ve sevilen bir k z m, ba)ka hibir )ey de%ilim, bu a)k n d ) nda hibir )ey de%ilim, bu kilisenin kap s nda bulunmu) yoksul bir k zca% zdan ba)ka hibir )ey de%ilim... Ayaklar n z n dibinde ne kadar kk, zay f, ne gereksiz gryorsunuz. E%er sizi rahats z ediyorsam, beni uzakla)t rman z kolayd r. Bir parma% n z oynatsan z beni mahvetmenize yeter... Ama, ne kadar gz ya) dkerim! Ist rab n ne oldu%unu bilmek gerek. O zaman insan merhametli olur... Dvam ben kendim istedim, Monsenyr. Cahil bir k z m, yaln zca, sevdi%imi ve sevildi%imi biliyorum... Bu kadar yetmez mi? Sevmek, sevmek ve sevdi%ini sylemek, yetmez mi? Kesik kesik, g%s geirerek devam ediyor, bir sadelik, gitgide artan bir ihtiras ata% iinde, derdini, oldu%u gibi anlat yordu. A)k n itiraf yd bu. Bu cesaret gsteriyordu, nk iffetliydi. Yava) yava), 160 ba) n kald rm )t . Sevi)iyoruz, Monsenyr. Kendisi, bu i)in nas l olabildi%ini size elbette anlatm )t . Ben, ok kez bu soruyu kendi kendime sordum da, yan t n bulamad m. Sevi)iyoruz, e%er bu bir susa, affedin, nk, uzaktan geldi, etraf m z ku)atan a%alardan, ta)lardan geldi. Onu sevdi%imi anlad % m zaman, art k sevmemezlik edemezdim, i) i)ten gemi)ti... (imdi, bunu istemek mmkn mdr? Onu evinizde tutabilirsiniz, ba)kas yla evlendirebilirsiniz, ama, beni sevmesine engel olamazs n z. Bensiz kal rsa lr, ben de onsuz lrm. Yan mda de%ilken bile hl yan mda oldu%unu, hi ayr lmad % m z , birbirimizin kalbini beraber gtrd%mz hissediyorum. Gzlerimi ka-pasam onu gryorum, o benim iimde... Siz,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bizi, byle birle)mi)ken mi zorlayacaks n z? Monsenyr, Tanr sal bir )ey bu, bizi sevi)mekten al koymay n. Monsenyr, sade i)i, bu ok krpe, ok basit, demet kadar kokulu k za bak yordu. Gitgide glenen, cazibeli ve etkili bir sesle, a)k n anlat ) n dinliyordu. Fakat, Angelique'in ba) ndaki bahe )apkas omuzlar na kayd , ayd nl k salar , yzn, has alt ndan bir hle ile ku)att ; gen k z, ona, ihtiras iinde, narin, ilkel, mevzun edas yla, co)kun bir safl kla, eski dua kitaplar ndaki efsanevi bakirelerden biri gibi grnd. Ac y n, Monsenyr... Her )ey sizin elinizde, izin verin, mutlu olal m. Yalvar yor, onun, hl tek kelime sylemeden, tek hareket yapmadan, bu kadar so%uk durdu%unu grerek, ba) n tekrar e%iyordu. Ah! ayaklar n n dibinde duran bu heyecanl ocuk, nnde e%ilmi) ensesinden ykselen bu genlik kokusu! Orada, vaktiyle delice pt%, ufac k sar ) n peremleri tekrar gryordu. Yirmi y l ileden sonra, hl ona azap veren kad n da da bu mis kokulu genlik, bir zambak gururu ve zarifli%i ta) yan bu boyun vard . Yeniden do-. 161 .%uyordu, h k ran, sevdaya kar) merhametli olmas n yalvaran o idi. Angelique, a%lamaya ba)lam )t , fakat, yine devam ediyor, her )eyi anlatmak istiyordu. Hem, Monsenyr, yaln z onu sevmiyorum, isminin asaletini de, )ahane servetinin grkemini de seviyorum... Evet, biliyorum, bir hi oldu%um iin, onu, paras ndan dolay istiyormu) gibi grnyorum; do%rudur, onu, paras iin de istiyorum... Bunu size sylyorum, nk beni tan man z gerek... Ah! onun sayesinde zengin olsam, onunla beraber zengin olsam, lksn rahatl % ve grkemi iinde ya)asam, btn zevkleri ona borlu olsam, a)k m zda serbest olsak, etraf m zda hi gz ya) , hi sefalet b rakmasak!... O beni sevdi%i andan beri, kendimi, eski zamandaki gibi, dibalar giymi) gryorum; boynumda, bileklerimde, dizi dizi mcevherler, inciler var; atlar m, arabalar m var, pe)im s ra nedimlerle yaya gezindi%im byk korkular m var... Onu ne zaman d)nsem, mutlaka bu hlyaya dal yorum; kendi kendime, bunlar n byle olmas gerekir, diyorum. O benim, kralie olmak iste%imi yerine getirdi. Monsenyr, o, benim btn ocukluk isteklerimi, peri masallar ndaki mucizeli alt n ya%murlar n gerekle)tirecek diye onu daha fazla sevmek irkin bir )ey mi?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Monsenyr, onu, sadeli%i iinde, bir prenses kadar gzel ve grkemli edas yla do%rulmu), ma%rur bulunuyordu. Bu halinde de, tekine benziyordu, ayn iek inceli%i, glmsemeler kadar parlak ayn gz ya)lan bunda da vard . Gen k zdan, sarho)luk veren bir etki ykseliyor, Monsenyr, bunun l k rpertisinin yzne do%ru ykseldi%ini duyuyordu; bu, geceleri, kendisini, h k ra h k ra dua krssne f rlatan iniltileriyle, piskoposluk kona% n n dindar sessizli%ini bozdurtan, ayn an rpertisi idi. Bir gece nce, sabah n ne kadar, yine mcadele etmi)ti; )imdi bu a)k maceras , bylece kurcalanan bu ihtiras, )ifas z yaras n derinle)tiriyordu. Fakat, duygusuzlu%un gerisinde, hibir )ey gzkmyor, kalbin at )lar n yenmek iin yapt % 162 mcadele abas n , hibir )ey belli etmiyordu. Kan n damla damla ak t yordu, ama, onun akt % n kimse grmyordu; yaln z, daha soluyor, daha susuyordu. O zaman, bu inat sessizlik, Angelique'i s k nt ya d)rd, k z, daha fazla yalvarmaya ba)lad . Kendimi sizin ellerinize b rak yorum, Monsenyr. Merhamet edin, hayat m hakk nda karar n z verin. Monsenyr hl konu)muyor, sanki kar) s nda, korkun bir grkemle daha bym) gibi, ona deh)et veriyordu. Iss z katedral, art k kararan yan cepheleriyle, iinde gn ) % n n snmekte oldu%u yksek kubbeleriyle, beklemenin st rab n daha o%alt yordu. Mihrapta, mezar ta)lar bile seilemiyordu, yaln z, siyah cbbesiyle, ) % yaln z o korumu) etmi) gibi beyaz, uzun yzyle, Monsenyr'den ba)ka bir )ey yoktu. Angelique, onun gzlerinin par ldad % n , gitgide artan bir parlakl kla kendi zerinde tak l p kald % n gryordu. O gzleri byle ) ldatan fke miydi? - Monsenyr, e%er gelmemi) olsayd m, cesaretsizli%im yznden, ikimizi de, mutsuz etti%im iin, sonsuza dek mutsuz olacakt m... Syleyin, yalvar r m size, syleyin, geli)imle iyi etti%imi, raz oldu%unuzu syleyin. Bu ocukla tart )mak neye yarard ? Red yan t n z o%luna sylemi)ti, yeterdi. Bir )ey sylememesi, syleyecek bir )eyi olmad % n sanmas ndand . Angelique, bunu herhalde anlad , ayaklar n n ucuna basarak ykselmek, Monsenyrn ellerini pmek istedi. Fakat o, ellerini )iddetle geri ekti; Angelique, onun solgun yznn, birdenbire, kan dalgas hcumuyla

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

k zard % m grnce, korktu. Monsenyr... Monsenyr... Sonunda, Monsenyr, dudaklar n aralad , ona, bir tek kelime syledi. 163 Asla! O gn, duas n bile etmeden, ekildi, gitti. Vakur ad mlar , mihrap dairesinin stunlar arkas nda kayboldu. Angelique, d)eme ta)lan zerine d)t, kilisenin bo), ulu ses- J sizli%i ortas nda, derin h k r klarla uzun uzun a%lad . XI Hemen o ak)am, mutfakta, sofradan kalkt ktan sonra, Angelique, Hubert'lere itirafta bulundu, piskoposa yapt % ba)vuruyu, ondan ald % olumsuz yan t , anlatt . Yz sapsar , fakat kendisi olduka sakindi. Hubert ok etkilendi. Nas l! Sevgili yavrusu, st rap ekmeye mi ba)lam )t ? O da m kalbinden vurulmu)tu? Hubert'in, onunla ayn ihtiras ortakl % iinde, en kk solukta, ikisini de, kolayca heyecanland ran o mavera hummas iinde, gzleri dolu dolu oluyordu. Ah! Zavall yavrucu%um, bana niin dan )mad n? Seninle beraber giderdim, belki de Monsenyr yumu)at rd m. Hubertine, bir bak )la onu susturdu. Sahiden samal yordu. Bu olanaks z evlenmeyi unutmak iin, bu f rsattan yararlanmak daha iyi de%il miydi? Gen k z kollar aras na ald , )efkatle aln ndan pt. Eh, art k bitti mi cicim, gerekten bitti mi? Angelique, nce anlamam ) gibi grnd. Sonra, kelimeler uzaktan akl na geldi. Bo)lu%u ara)t r r gibi, nne bakt , yan t verdi. Elbette, anne. Gerekten, ertesi gn, tezgh n n ba) na oturdu, do%al haliyle, nak s n i)ledi. #lk zamanlardaki hayat tekrar ba)l yordu, gen k z, 164 st rap ekmiyor gibi grnyordu. Zaten, hibir imal sz sylemiyor, pencereye bir gz bile atm yordu, renginin solgunlu%undan belli belirsiz bir iz kalm )t . Fedakrl % yapm ), tamamlam ) grnyordu. Hubert bile buna inand , Hubertine'in ak ll hareketine hak verdi; Felicien'i uzakla)t rmaya al )t ; delikanl , babas na isyana henz cesaret edemiyor, Angelique'i grmeye u%ra)mamakla beraber, bek-liyece%ine ili)kin verdi%i sz tutmayacak derece ate)leniyordu. Gen k za mektup yazd ,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

mektuplar al p saklad lar. Bir sabah eve geldi, kar) l yan Hubert oldu. #)lemeci, k z n n, derdini avutucu bir sessizlikle iinde bulundu%unu syleyerek, drst davranmas n , onu, geen ayki korkun heyecana srklememek zere ortadan kaybolmas n rica etti%i zaman, delikanl , s k nt s n o kadar belli etti ki, konu)malar ikisini de ayn derecede etkiledi. Felicien, tekrar sabretmeye karar verdi; fakat, gen k za verdi%i sz geri almaktan )iddetle ka nd , yaln z a ktan a %a bir isyan nlemek amac yla haftada iki kez evlerine ak)am yeme%ine gitti%i Voincout'larla olan i)i, kendi haline b rakacakt . Giderken, kendisini grmemek azab na niin katland % n Angelique'e anlatmas n Hubert'den rica etti. Yaln z onu d)nyordu, btn yapt % hareketlerin onu kazanmaktan ba)ka hedefi yoktu. Kocas bu konu)may kendisine aktard % vakit, Hubertine cidd bir tav r tak nd . Bir an sustuktan sonra: Onun syledi%i )eyi ocu%a syleyecek misin? Sylemem gerekir. Hubertine, dikkatle onun yzne bakt , sonra: Vicdan n nas l emrediyorsa yle yap... Dedi. Yaln z, Felicien, kendini aldat yor, sonunda, babas n n iradesine boyun e%ecek, ne olursa bizim sevgili k z m za olacak, o lecek. Bunun zerine, Hubert, ok endi)elenerek, hibir )ey sylememeye raz oldu. Zaten, kar s , Angeli'que'in sakin hali onun dikkatini 165ektike, her gn, bir para daha ii rahat ediyordu. Gryorsun ya, yara kapan yor... K z unutuyor. Unutmuyordu; o da, yaln zca bekliyordu. Her trl insanca midi lm)t, yine mucize d)nmeye ba)lam )t . E%er Tanr , onun mutlu olmas n istiyorsa, kesinlikle bir mucize olacakt . Kendini Tanr n n ellerine s ralamas yeterdi; Monsenyr taciz etmek suretiyle Allah' n iradesini zorlamaya yeltendi%i iin, bu yeni s navla cezaland % n san yordu. Gufran olmazsa, yarat k, zay f, zaferden ciz kal rd . Angelique'in gufran gereksinimi, onu tekrar alak gnll, yaln z grnmez lemden yrd m ummaya sevkediyor, gen k z, art k bir hareket yapm yor, etraf na yay lan esrarl gzleri hareketlerinde serbest b rak yordu. Her ak)am, lmban n ) % nda La Le%ende Doree'nin o antika nshas n tekrar okumaya ba)lad ; safdil ocukluk a% ndaki gibi, bundan hayranl k duyuyor; bilinmez lemin, saf

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ruhlar n zaferinde s n rs z bir kudrete sahip, oldu%una emin bulundu%u iin, hibir mucizeden )phe etmiyordu. Tesadf, katedralin yorganc s , Monsenyrn piskoposluk taht iin, Hubert'lere ok ssl dokuma bir pano smarlamaya gelmi)ti. Bir buuk metre eninde, metre boyunda olan bu pano, dipteki kaplamaya gmlecekti, bir elenk tutan, iki mele%i betimliyordu, e-lengin alt na da, Hautecoeur'lerin armas vard . ok hnere ve byk bir beden glne ihtiya gsteren, hafif kabartma bir nak )la i)lenmesi gerekiyordu. Hubrt'ler, Angelique'i yormak korkusuyla hele, haftalarca, iplik iplik, bu armalar i)ledi%i kadar, an lar n ya) yarak kederlenmesi korkusuyla, nce, geri evirmi)lerdi. Fakat; o fkelenmi), sipari)i kabul etmi)ti, her sabah, ola%anst bir enerji ile i)e koyuluyordu. Sanki, kendini yormakla mutlu oluyor, sakin olmak istedi%i iin, vcudunu y pratmak gereksinimi duyuyordu. Bu eski zaman atelyesinde, hayat, hep ayn )ekilde ve dzenli devam ediyordu; sanki, orada yrekler bir aral k daha h zl atmam )t . 166 Hubert tezghlarla u%ra) rken, resim izer, nak )lar gerer ve -zerken, Hubertine, Angelique'e yard m ediyordu, ak)am olunca, ikisinin de parmaklan bitkin bir halde kal yordu. Melek betimlemeleri ssleri iin, her rne%i birok paralara ay rmak gerekmi)ti, her paray ayr ayr i)liyorlard . Angelique, byk k nt lar belli etmek iin, bir )i)le, kal n iplik sal yor, sonra, ters ynde, Britanya ipli%i ile kapl yordu; sonra, nevrekn oyma makas gibi kullanarak, bu iplikleri dzeltiyor, meleklerin kaftanlar n indiriyor, sslerin ayr nt lar n belli ediyordu. Bu, tam anlam yla bir heykeltra) i)i idi. Sonra, )ekil ortaya k nca, Hubertine'le ikisi, s rma telleri at yorlar, sprge p ile dikiyorlard . E)siz bir gzellik ve parlakl k ta) yan, is karal atelyenin ortas nda gne) gibi p r ldayan, ba)tanba)a s rma, bir hafif kabartma idi, bu; z mbalar, keskiler, tokmaklar, ekiler, btn eski aletler, yzy ll k dzenleriyle s ralan yorlard ; tezghlar n stnde, kr kla k r nt sepeti, yksklerle i%neler dola) yorlard ; reke, el kr % , gz kasna% , paslan p durduklar k)ede, a k pencerelerden giren engin sessizli%in ortas nda uyukluyor gibi idiler. Gnler geti; balmumla)m ) kal n iplikler aras ndan s rma geirme o kadar zordu ki, Angelique, sabahtan ak)ama kadar i%ne k r yordu. Bedeni ve akl ,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

art k d)nemeyecek derecede ba)tan ba)a bu etin i)e gmlm) gibi idi. Saat dokuz olur olmaz yorgunluktan y k l yor, yat yor, kur)un gibi a% r bir uykuya dal yordu. #)ten, bir dakika bo) kal r kalmaz, Felicien'i gremedi%ine )a) yordu. Onunla bulu)mak iin bir giri)imde bulunmamakla beraber, kendi yan nda bulunmas iin onun her )eyi i%neyip gemesi gerekti%ini d)nyordu. Fakat, onun bu kadar uslu davranmas n do%ru buluyordu; e%er i)leri aceleye getirmek isterse, onu payl yacakt . Herhalde o da mucizeyi bekliyordu. (imdi, Angelique, bu biricik )eyi bekleyerek ya) yor, her ak)am, ertesi gn mucizenin olaca% n umuyordu. O ana kadar, isyan etmemi)ti. Ama bazan ba) n kald r p bak yordu; ne o, hl bir )ey yokmuydu? Sonra, i%nesini gle bat r yor, ufac k elleri 167kan yordu. #%ne, atlay p bir cam gibi, sert bir sesle k r ld % zaman, Angelique, bir sab rs zl k hareketi bile yapm yordu. Hubertine, onun bu kadar srarla al )t % n grnce endi)elendi, ama) r zaman da geldi%i iin, panonun nak s n b rak p, bol gne) alt nda, bol faaliyet iinde, drt gn vakit geirmeye onu zorlad . S z lar ndan bir para nefes alan Gabet ana, sabunlama ve alkalama i)ine yard m edebilirdi. Clos-Marie'de deta bayram vard ; o y l, -a%ustos sonu, parlak gkyzyle, koyu glgelerle, grkemliydi; s%tlerin glgesiyle akar suyu buz kesilen Chevrotte deresinden, ho) bir serinlik ykseliyordu. Angelique ilk gn, ama) rlar tokmaklay p suya bast rarak, rma% n, karaa%alar n, y k nt halindeki de%irmenin, otlar n, an larla dolu btn o dost )eylerin zevkini kararak, ok ne)eli geirdi. Felicien'i nce, ay ) % nda gizemli, sonra suyun al p gtrd% entariyi kurtard % sabah ok cana yak n bir acemilikle, orada tan m ) de%il miydi? Her ama) r suda rpt ktan sonra, piskoposluk kona% n n vaktiyle kapal duran demir parmakl % na bir gz atmaktan kendimi alam yordu. Bir ak)am, Felicien'in kolunda, o parmakl % a)m )lard , belki de, gelip onu almak ve babas n n dizlerine kapanmaya gtrmek iin, oray birdenbire aacakt . Bu mit, etrafa sa lan kpkler ortas nda, yapt % byk i)e ne)e kat yordu. Fakat, ertesi sabah, Gabet ana, bir el arabas dolusu son ama) r da getirip Angelique'le beraber serdi%i s rada, bitmez tkenmez gevezeli%ine son verip, cidd bir eda ile: Haberiniz var m ? Monsenyr o%lunu evlendiriyor, dedi. Bir ar)af sermekle u%ra)an gen k z, sars nt n n etkisi alt nda yre%i burkularak, otlar n zerine diz kt.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ya, evrenin a%z nda... Monseriyrn o%lu, son baharda matmazel de Voincourt'la evlenecek... nceki gn, her i) yoluna ko-nulmu)mu). Angelique, dizst oturmu), kalm ) kafas n n iinde, )pheli bir 168 sr fikir u%ulduyordu. Habere )a)m yordu, onun do%ru oldu%unu seziyordu. Annesi onu uyarm )t , bunu beklemesi gerekti. Fakat, o ilk anda, byle dizlerinin ba% n zen )ey, Felicien'in, babas n n kar) s nda titriyerek, gnn birinde, bezip, tekiyle evlenebilece%i olas l % idi. O zaman, tapt % Angelique iin, kaybolmu) olacakt . Angelique, bu olas gere%i hi akl na getirmemi)ti. Felicien'i, grev alt nda boyun e%mi), baba sz. dinleme u%runda, ikisinin de felketine neden olmu) gryordu. Hl yerinden k m ldamadan, gzleri demir parmakl %a gitmi)ti, sonunda, iinden bir isyan ykseliyordu. Gidip parmakl klar sarsmak, oray t rnaklar yla amak, Felicien'in yan na ko)mak, boyun e%memesi iin, kendi cesaretiyle ona gayret vermek gereksinimi duyuyordu. (a)k nl % n gizlemek iin, yaln zca igd, Gabet anaya )u yan t veri)ine kendi de )a)t . Ya! Matmazel Claire'le evleniyor, demek... ok gzel, ok iyi bir k z oldu%unu sylyorlar... Ya)l kad n gider gitmez, Angelique, kesinlikle Felicien'i bulacakt . Bekledi%i yeterdi, onu grmemek iin etti%i yemini, ili)kisiz bir engeli k rarcas na, bozacakt . Onlar , ne hakla byle ay r yorlard ? Aralar nda sevi)tikleri katedral, serin sular, ya)l karaa%alar, her )ey ona a)klar n hayk r yordu. Madem ki, sevgileri orada bym)t, Angelique, boynuna sar l p ok uzaklara, art k bir daha kimsenin onlar asla bulamayaca% kadar uzaklara kamak iin, Felicien'i orada geri almak istiyordu. Son pe)kirleri bir al ya asm ) olan Gabet ana, sonunda: Tamam dedi. #ki saate kadar kurur... Ho)akal n, matmazel, art k bana gerek kalmad . (imdi, Angelique, ye)il otlar zerinde serili bu kar gibi beyaz ama) rlar aras nda, ayakta duruyor, bol rzgrda, ar)aflarla rtlerin rp nt s ortas nda, kalplerini derin bir safl kla birbirlerine verdikleri 169o gemi) gn d)nyordu. Felicien, niin onu grmeye gelmez olmu)tu? Bu randevuda, ama) r n bu ne)esi aras nda niin yoktu? Ama, birazdan, Angelique, onu kollan aras nda tutarken, yaln z kendisinin olaca% n iyi biliyordu. Felicien, gsterdi%i zaaftan dolay ona sitem etmesine

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bile gerek kalmayaca% n , mutluluklar n istemesi iin gzkmesi yetece%ini biliyordu. Felicien her )eyi gze alacakt , yeter ki, kendisi bir an sonra onunla bulu)sun. Bir saat geti, Angelique, hl, ama) rlar n aras nda, kendisi de gne)in gz kama)t r c yans mas yla bembeyaz, dola) yor, varl % nda belirsiz bir ses ykseliyor, byyor, onu oraya, parmakl %a gitmekten al koyuyordu. Angelique, bu ba)layan sava) kar) s nda r-kyordu. Ne idi bu? #inde, kendi iste%inden ba)ka bir )ey mi vard ? Oraya hi )phesiz d )ar dan eklenmi) olan ba)ka bir )ey, kendisine engel oluyor; ihtiras n gzel duruklu%unu altst ediyordu. #nsan n, sevdi%ine ko)mas ne kadar ho) bir )eydi; halbuki Angelique, bunu yapam yordu bile, )phenin azab , elini aya% n ba%l yordu; yemin etmi)ti, hem, sonra belki de kt bir )ey yapm ) olacakt . Ak)am st, ama) r kuruyup da Hubertine, toplamak iin yard ma geldi%i zaman, Angelique hl karar n verememi)ti, d)nmeyi geceye b rakt . Kollar ndan ta)an kar gibi beyaz mis kokulu ama) rlar gtrrken, art k ak)am karanl % na gmlmeye ba)l yan Clos-Marie'ye ortak olmak istemeyen dost bir do%a k)esine bakar gibi, endi)eli bir gz att . Angelique, ertesi gn, heyecan iinde uyand . Daha ba)ka geceler, onu hibir karara gtrmedi, geip gitti. Gen k z, ancak, sevildi%ine emin olduka sessizlik buluyordu. Bu d)nce sars lmam )t , Angelique o d)ncenin iinde, Tanr sal her )eye tahamml ederdi. Yeniden, merhamet nbetleri geiriyordu. En kk st rap kar) s nda ac ekiyor, gzleri, hep ta)maya haz r gzya)lar yla doluyordu. Mascart baba, ttn isteyip al yor, Chouteau'lar, ondan, reyok olmu)tu, bir ocuk mitsizli%ine d)yordu. Sonra, st rapl rp nma ba)lad . Angelique, nce, gururuna ba)vurdu: Felicien, art k kendisini sevmiyorsa, daha iyi idi! nk, Angelique, onu hl sevmeyecek kadar gururluydu. Kendi kendine yalan sylyor, kurtulmu) gibi yap yor, zerinde al )maya koyuldu%u Hautecoeur'ler armas n i)lerken, szde tasas zl ktan )ark lar m r ldan yordu. Fakat, kalbi, at-l yacak gibi )i)iyordu, Felicien'i hl sevecek kadar, daha, daha fazla sevecek kadar d)k oldu%unu kendi kendine itiraf etmek utanc n duyuyordu. Bir hafta sreyle, arma, parmaklar n n alt nda, birer birer do%duka, onu mthi) bir kedere gmd. Arma, paral e)ittendi, birinci ve drdnd paralar Jerusalem, ikinci ve nc

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

paralan Ha-utecceur haneleriydi, Jerusalem hanelerinde gm) zemin zerine kollan alt n bir salip, serpi)tirilmi) yine alt n drt kk ha vard ; Hautecoeur hanelerinde de, mavi zemin zerine alt n bir kale, ortada gm) zemin zerine kumlu bir levha armas , ikisi stte biri altta tane zambak vard . Mineler, kaytandan; madenler, alt n ve gm) s rmadan yap lm )t . Elinin titredi%ini hissetmek, bu armalar n par lt s ndan ya)larla bulanan gzlerini saklamak iin ba) n e%mek, ne ac kl haldi. Angelique, yaln z Felicien'i d)nyordu, ona, efsanevi asaletinin parlakl % iinde tap yordu. "Tanr isterse, ben de isterim", remzini, gm) s rmadan bir bandrol zerine siyah iplikle i)lerken, Felicien'in cariyesi oldu%unu, bir daha asla kendine sahip olamayaca% n anlad . Gzya)lar , grmesine engel oluyor, bir yandan da, bilinsizce, i%nesini kakma%a devam ediyordu. Ondan sonra, durum ac kl oldu, Angelique, yeis iinde sevdi, l-dremedi%i bu mitsiz a)k iinde rp nd , durdu. Hep, Felicien'e ko)mak, boynuna sar larak onu tekrar elde etmek istiyordu; her defas nda da mcadele yeniden ba)l yordu. Bazen, stn geldi%ini san yor, iinde byk bir sessizlik oluyor, kendisini, iste%inden vazgeen alak gnlll% ile, itaatli bir k z gibi diz km), ufac k, olduka sakin, bir yabanc y grr gibi grd%n san yordu. Bu, kendisi de%ildi, ol172 maya ba)lad , evrenin ve terbiyenin yeti)tirdi%i uslu k zd . Sonra, bir kan dalgas ykseliyor, onu sersemletiyordu; sa%l % , ate)li genli%i, gemi az ya alm ) kheylanlar gibi drt nala gidiyor; Angelique, gururu ve ihtiras yla, asl n n o ha)in bilinmezine tekrar gmlyordu. Niin itaat edecekti? Grev diye bir )ey yoktu, serbest istekten ba)ka bir. yoktu. Kama haz rl % na ba)l yor. Piskopos kona% bahesinin demir parmakl % n zorlamak iin uygun saati hesapl yordu. Fakat, pe)i s ra da, endi)e, sinsi bir huzursuluk )phenin azab , yine geliyordu. E%er kendini ktl%e kapt rsa, sonsuza dek vicdan azab duyacakt . Bu hangi yolu tutaca% n bilememek karars zl % imek onu, boyuna, a)k n n isyan ndan suun deh)etine f rlatan bu f rt na alt nda, saatler, gnler geiyor; Angelique, kalbini her yendike, biraz daha gszle)iyordu. Bir ak)am, Felicien'i bulmak iin evden ayr laca% s rada ihtiras na dayanma kudretini bulamamak tasas yla, birdenbire, o yard m gren kimsesiz ocuk kimli%i akl na geldi. Kimli%i dolaptan ald , yapraklar n evirdi, ate)li, susam )

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

halde, her yaprakta a)a% land % ndan dolay , kendini tokatlad . Ana baba belli de%ildi. Ad yoktu, yaln z bir tarih, bir de numara vard , yol kenar nda sren yabani ot kadar terk edilmi)ti! Sonra, an lar, y % n y % n ykseliyor, Nievre'in bereketli ay rlar , orada obanl k etti%i hayvanlar, yal nayak zerinde yrd%, dmdz Soulanges yolu, elma ald % zaman kendisini tokatlayan Nini anne, hep, gznn nne geliyordu. Hele baz yapraklar her ayda bir, mfetti)le doktorun ziyaretlerini gsteren imzalarla dolu, bazen evraklarla yaz l olanlar, onda bir tak m an lar uyand r yordu. Bir hastal k geirmi), lmesine ramak kalm )t , st ninesi, ate)e d)p yanan ayakkab lar n n yerine ayakkab istemi)ti. Ba)a kmak olana% olmayan huysuzlu%undan dolay kt notlar verilmi)ti. Zavall l % n n an defteriydi, bu. Fakat, bir yaprak, alt ya) na kadar boynunda ta) d % kolyenin koptu%una ili)kin olan zab t tutana% , onu hngr hngr a%latm )t . Angelique, bir ipek kaytana dizili kemik tanelerden yap lm ), iinde, giri) tarihiyle numaras bu173lunan gm) bir madalyonla tutturulmu) bu kolyeye kar) igdsel bir nefret duydu%unu an ms yordu. Onun bir cariye tasmas oldu%unu seziyordu, sonunda kacak )eylerden deh)et duymasa, onu, ufac k elleriyle koparacakt . Sonra, ya) ilerledike, kolyenin, bo%az n s kt % ndan )ikyet etmi)ti. Onu, bir y l daha boynunda b rak-m )lard . Onun iin, mfetti) yard mc s , bucak belediye ba)kan n huzurunda kaytan kesip de bu kimlik yerine, menek)e rengi gzle-rinin, alt n sar s ince salar n n yaz l bulundu%u, yere usul dairesinde e)klini koydu%u zaman ne kadar sevinmi)ti! Buna kar) n, belli olsun diye zerine marka vurulan bu evcil hayvan tasmas n , hl boynunda hissediyordu. O kolye, tenine gmlm)t, onu bo%uyordu. O gn, o yapra% okurken, nemsiz oldu%unu tekrar duydu, odas na dnd, h k ra h k ra a%lad , sevilme%e ly k de%ildi. Ondan sonra da iki kez daha, o kimli%i onu kurtard . nce, o da, Angelique'in isyanlar kar) s nda etkisiz kald . (imdi ayart c nbetlerin azab n geceleri ekiyordu. Yata%a yatmadan nce, uykusunda saf kalmak zere, Efsaneyi okumak iin nefsine emrediyordu. Fakat, ba) ellerinin aras nda, harcad % abaya kar) n okudu%unu anlam yordu. Mucizeler onu hayrette b rak yordu, rengi solmu) kabuslar n ka ) ndan ba)ka bir )ey seemiyordu. Geni) yata% na giriyor, kur)un gibi a% r bir uyu)ukluktan sonra, ani bir heyecanla karanl klar ortas nda s r yarak uyan yordu. Tel)la do%ruluyor, )akaklar terli, vcudu bir rperti ile

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sars larak, f rlatt % ar)aflar n ortas nda diz kyordu; ellerini biti)tiriyor, "aman Tanr m, benden niin getin?" diye kekeliyordu. nk, as l s k nt duydu%u )ey, byle zamanlarda, karanl kta, kendisini yaln z his-setmesiydi. Ryada Felicien'i grm)t, orada kendisini durduracak, kimse yokken giyinip onunla bulu)maya gitmekten korkuyordu. Gufran, kendisinden uzakla) yordu. Tanr onun" etraf nda dola)m yor, evre onu terkediyordu. mitsizce, evre a% r yor, grnmez leme kulak kabart yordu. Ama, hava bombo)tu, f s lda)an sesler kal174 mam )t , esrarl srtn)ler kalmam )t . Her )ey Clos-Marie, Chev-rotte deresi, s%tler, otlar, Piskopos kona% n n karaa%alar , katralin kendisi her )ey lm) gibiydi. Angelique'in orada kurdu%u hlyalardan hi eser kalmam )t , bakirelerin beyaz kanatlan silinip kayboluyor, orada, e)yan n yaln z mezar n b rak yordu. Angelique, do%ast gcn yard m kesilir kesilmez rs gnah n yere vurdu%u ilk devir H ristiyan gibi, yenik bitkin oluyordu. Bu koruyucu k)enin gaml sesi iinde, o ktlk rsiyetinin, al nan terbiyeyi yenerek, do%u)unu ve uluyu)unu dinliyordu. E%er, bilinmez glerden iki dakika daha hibir yard m gelmeyecek olursa, e%er gizli )eyler uyanmaz ve ona yard m etmezse, kesinlikle yenilecek, kendi mahv na yryecekti. "Tanr m, benden niin getin?" Gitmi), yata% n n ortas nda diz km), ufac k, narin vcuduyla, lm halleri geiriyordu. Sonra da, )imdiye kadar, s k nt s n n o son derecesine vard % anlar, her defas nda, bir serinlik duyup ferahl yordu. Bu, merhamete gelen, varl % na girip ona hlyas n geri veren bir olayd . Angelique, yal n ayak, d)eme tahtas stne z pl yor, byk bir hamleyle pencereye ko)uyordu; orada, sesleri tekrar i)itiyor, gzle grnmez kanatlar salar na srtnyor, efsanedeki kalabal k, a%alardan ve ta)lardan f rl yor, onun etraf n al yordu. Safl % , iyili%i, e)yada kendisinden ne varsa hepsi ona geri geliyor, onu kurtar yordu. Sonra, art k korkmuyor, koruma alt nda bulundu%unu biliyordu. Agnes, bakirelerle birlikte dnp gelmi)ti; hep beraber rperen hava iinde, )efkatle, dola) yorlard . Bu, uzaktan gelen, aba verici bir )eydi, gece rzgr na kar ) p, ona kadar ula)an, uzun bir zafer ezgisiydi. Son derece kederli, yeminini bozmaktansa bu yzden lmek direncinde bir saat bu dinlendirici havay kokluyordu. Sonunda, bitkin, tekrar yat yor, her seferinde

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

byle bitkin d)erse, sonunda yenilece%i d)ncesiyle, hep azap iinde, ertesi gn gelecek nbetin korkusuyla, yeniden uykuya dal yordu. Gerek, Felicien'in, kendisini art k sevmedi%ini sanmaya ba)layal , Angelique, bir halsizlikle bitkin oluyordu. Ba%r yaral yd , ses 175 karamadan, hi )ikyet etmeden, her an bir para lyordu. nce, bu hal, yorgunluklarla kendini gstermi)ti. Nefes nefese kal yor, s rmay elinden b rakmak zorunda kal yor, gzleri bulan yor, bo)lu%a dal yor, birka dakika yle duruyordu. Sonra, yemek yememeye ba)lam )t , birka yudum st ancak iiyordu. Anas ve babas n meraka d)rmemek iin, ekme%ini sakl yor, kom)ular n tavuklar na veriyordu. a%r lan bir doktor, hibir hastal k grememi), suu fazla kapal ya)amas nda buluyor, vcut hareketleri neriyordu. Ange-lique'in btn varl % kendinden geiyor, yava) yava) yok oluyordu. Vcudu, iki byk kanad n sallan ) yla yzer gibi oluyor, ruhunun tutu)up yand % sarar p solan yznden, sanki bir ayd nl k f )kr yordu. Angelique, odas ndan a)a% ya, ancak, iki eliyle merdivenin duvarlar na tutunarak, sendeliye sendeliye inebiliyordu. Fakat ina-dediyor, kendisine bakt klar n hisseder hissetmez metin davran yor, Monsenyrn psikoposluk taht iin o etin i)lemeli panoyu ne olursa olsun, bitirmek istiyordu. Ufak, uzun ellerinde art k g kalmam )t . Bir i%ne k rd % zaman, onu, c mb zla ekip karam yordu. Hubert'le Hubertine, soka%a kmak zorunda kald klar iin, onu, i)inin ba) nda yaln z b rakt klar bir sabah, eve kar s ndan nce dnen i)lemeci, k z iskemlesinden kaym ), bayg n, tezgh n nnde yere serilmi) bir halde buldu. #) ba) nda kendinden gemi)ti. S rma i)lemeli melekelerden biri yar kalm )t . Hubert )a)alad , onu kollar aras na ald , yata%a kald rma%a u%ra)t . Fakat, Angelique tekrar d)yor uyanm yordu. Cicim, cicim... Yan t ver bana, rica ederim.... Angelique, sonunda gzlerini at , yeisle, ona bakt . Kendisini niin diri grmek istiyordu? l iken ne kadar mutluydu! Nen var cicim? yoksa bizi aldatt n m , onu hl m seviyorsun? Angelique yan t vermiyor, lsz kederli haliyle ona bak yordu. O zaman, mitsiz bir kucaklay )la, Hubert, onu kald rd , odas na 176 kard : bembeyaz yz ile, ok zay f vcuduyla yata%a uzan nca, sevdi%ini ondan uzakla)t rmak suretiyle, istemeden yapt % zalimce i)e

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

a%lad . Onu ben sana verirdim! Niin bana bir )ey sylemedin? Fakat Angelique konu)mad , gz kapaklar kapand , tekrar uyur gibi oldu. Hubert, gzleri onun narin zambak yznde, yre%i merhametle kanayarak, ayakta kalm )t . Sonra, k z hafif hafif nefes almaya ba)lay nca, o s rada kar s n n geldi%ini duyarak a)a% indi. A)a% da, atelyede konu)uldu. Hubertine, )apkas n henz karm )t , Hubert, onu grr grmez, ocu%u orada buldu%unu, )imdi yata% nda, lm halinde uyudu%unu anlatt . Aldanm ) z, dedi. Hl o ocu%u d)nyor, onun yznden lyor... Ah, bilsen bunun bana ne kadar dokundu%unu, i)i anlad % mdan beri, onu, o ok ac kl halinde yukar kard % mdan beri vicdan m s zlatan azab bir bilsen! Su bizde, yalan syleyerek onlar birbirinden ay rd k... Ne? Onu byle st rap iinde mi b rakacaks n, kurtarmak iin bir )ey sylemeyecek misin? Hubertine de Angelique gibi susuyor, ac maktan sapsar , ak ll uslu edas yla, Hbert'e bak yordu. Hubert'de, bu st rapl sevda kar) s nda her zamanki uysall % ndan ayr lan sevdal adam, sa-kinle)miyor, titreyen ellerini sall yordu. Ya! ben syleyeyim yleyse, Felicien'in, kendisini sevdi%ini, onu da aldatarak buraya gelmesine engel olmak insafs zl % n bizim gsterdi%imizi syleyece%im... Art k, onun gzya) n n her damlas benim kalbimi yakar. Bu cinayette kendimi ortak san r m... Onun mutlu olmas n istiyorum, evet, ne olursa olsun, btn arelere ba) vurup onun mutlu olmas n istiyorum. Kar s na yakla)m )t , isyan eden )efkatini hayk rmak cesaretim buluyor, Hubertine, kader iinde sustuka, o daha fazla fkeleniyordu. Madem ki sevi)iyorlar, onlar n bilecekleri i)tir bu. #nsan, se177 .verse ve sevilirse, art k tesi yoktur bunun... Evet! her areye ba)vurarak mutlu olsunlar, mutluluk do%ald r. Hubertine, sonunda, ayakta, k m ldamadan, a% r a% r konu)tu. Onu bizim elimizden als n, bize inat, babas na inat, onunla evlensin, de%il mi?.. Onlara bunu neriyorsun. Sonra mutlu olacaklar m, a)k n mutlu olmaya yetece%ini san yorsun... Sonra hi ilgisi yokken, szden sze geerek, ayn ac kl sesle devam etti. . Dn)te, mezarl ktan getim, bir mitle yine ieri girdim... Dizlerimizle a) nan ayn yere bir kez daha diz ktm, uzun uzun dua ettim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubert sararm )t , byk bir )me, hararetini al p gtryordu. O inat anan n mezar n elbette tan yordu, l kad n , yerin dibinde kendilerini affetsin diye, itaatsizliklerinden dolay kendilerine su ykleyerek ka kez orada dua etmi)ler, boyun e%mi)lerdi. E%er af kendilerine ba% )lan rsa, eserini kendilerinde hissedeceklerine emin, orada saatlerce kal yorlard . #stedikleri, bekledikleri, yine bir ocuktu, aff n ocu%u idi, sonuta af edildiklerini ancak o biricik i)aretten anlayacaklard . Fakat hibir )ey olmam )t , ana, so%uk ve.sa% r, onlar o amans z cezaya, al p gtrd%, geri vermek istemedi%i ilk ocuklar n n lm cezas na arp lm ) b rak yordu. Hubertine, tekrar: Uzun uzun dua ettim, dedi, hibir rperti var m diye dinliyordum... Hubert, heyecan iinde, bak )lar yla ona soru soruyordu. Hibir )ey olmad , hay r! topraktan hibir )ey ykselmedi. #imde hibir )ey rpermedi. Ah! bitti art k. #) i)ten geti, kendi felketimizi kendimiz istedik. O zaman Hubert titredi, sordu. 178 Suu bana m yklyorsun? Evet, sulu sensin, sana uyup ben de su i)ledim... #taatsizlik ettik, btn hayat m z, bu yzden berbat oldu. Mutlu de%il misin? Hay r mutlu de%ilim... ocu%u olmayan kad n mutlu de%ildir... Sevmek hitir, a)k n takdis edilmesi gereklidir. Hubert, bitkin, gzleri ya)la dolu, bir iskemleye y % lm )t . Kar s , hayatlar n n c lk yaras n , asla onun yzne vurmam )t ; istemeyerek, bu ima ile onu gcendirecek olsa, abucak pi)man olan ve onu teselli eden bu kad n bu sefer hep yle ayakta, hibir hareket yapmadan, ona do%ru bir ad m bile atmadan, onun st rap ekmesini istiyordu. Hubert, a%lad , gz ya)lan aras nda hayk rd : Ah! yukar da yatan sevgili ocu%u mahkm ediyorsun... Ben-seni ald % m gibi, Felicien'in de onu almas n , senin ekti%in st rab , onun da ekmesini istemiyorsun. Hubertine, kalbinin btn gcyle yaln z, bir ba) i)areti yaparak yan t verdi. Evet ama, sen kendin sylyordun, yavrucak bu yzden lecek... Onun lmn m istiyorsun?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Evet, kt bir hayat ya)ayaca% na, lsn. Hubert, rpererek do%rulmu)tu, kar s n n kollar aras na s % nd , ikisi birlikte, h k rarak a%lad lar. Uzun sre, sarma) dola) kald lar. Hubert, boyun e%iyordu; )imdi, kar s , gerekti%i kadar direnci bulabilmek iin, onun omuzuna dayanmak zorunda kaliyordu. Sonra, ac kl ve istekli, uzun ve ac kl bir sessizli%e gmldler, bu susman n sonunda, e%er Tanr isterse, ocu%un lmne raz olmu) bulunuyorlard . O gnden sonra, Angelique, odas nda kapanmak zorunda kald . 179Halsizli%i o dereceyi buluyordu ki atelyeye inemiyordu. Hemen ba) dnyor, ayaklan dola) yordu. nce e)yalara tutuna tutuna dola)t , balkona kadar gitti. Sonra yata% ndan koltu%a kadar gitmekle yetinmemekte kald . Yol uzundu, ancak bitik bir halde, bu i)i bir sabah, hl al ) yor, fazla etin olan hafif kabar k i)lemeyi b rak yor, elvanla iek i)liyordu; bunlar kokusuz bir demet ie%e baka baka i)liyor, bu ortancalar n ve hatmi gllerinin kokusunun duymad % iin sakin kal yordu. Demet bir vazoda duruyordu. Angelique, bazen, onu izleyerek uzun uzun dinleniyordu; nk, ipek, ne kadar hafif olursa olsun, parmaklar na a% r geliyordu. #ki gnde, ancak bir atlas n zerinde p r l p r l, taptaze, bir tane gl yapabilmi)ti; fakat bu onun hayat idi, son nefesini verinceye kadar i%neyi elden b rakm yacakt . Ist raptan erimi), daha incelmi), saf ve ok gzel bir alevden olu)uyordu. Felicien, madem ki onu sevmiyordu, daha fazla didi)meye ne gerek vard . Art k, bu inanla lyordu: Felicien onu sevmiyordu, belki de asla sevmemi)ti. Direnci olduka kendisini, gidip onu bulmaya zorlayan kalbiyle, genli%iyle arp )m )t . Oraya m hlan p kalal , her)eyi kadereb rakm )t . Art k her)ey bitmi)ti. Bir sabah, Hubert, onu koltu%a yerle)tirip, ufac k, cans z ayaklar n bir yast %a koydu%u s rada, Angelique, glmseyerek: Eh! dedi, art k uslu uslu. oturaca% ma, kamayaca% ma, iyiden iyiye eminim. Hubert, t kan r gibi oldu, hngr hngr a%l yaca% ndan kor-karak, abucak a)a% indi. 180 XII Angelique o gece uyuyamad . #inde bulundu%u halsizlik ortas nda, uykusuzluktan, gzkapaklar yan yordu. Hubert'ler yatt % iin, vakit de,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

neredeyse gece yar s na yakla)t % iin, yatakta daha fazla kal rsa lece%inden korkarak, harcamak zorunda kald % ok byk abaya kar) n yataktan kalkmay tercih etti. Bo%uluyordu, s rt na bir sabahl k geirdi, pencereye kadar srnerek gitti, onu ard na kadar at . Ya%murlu, rutubetli ve yumu)ak bir k ) gecesi idi. Btn gece yan k b rak lan, nndeki kk masan n stne konulmu) lmban n fitilini a ktan 'sonra, kendini koltu%una b rakt . Orada, "Le%ende doree" cildinin yan nda, kopye etmekte oldu%u gl hatmi ye ortanca demeti duruyordu. Hayata yeniden koyulmak iin, bir al )ma hevesine kap ld , tezgh n yan na ekti, titrek elleriyle bir iki i%ne kakt . Bir gln k rm z ipe%i, beyaz parmaklan aras nda kan yor, deta, son kalan kan , damla damla ak yordu. Fakat, iki saatten beri, k zg n ar)aflar n n aras nda bo)u bo)una dnp duran Angelique'i, deta oturur oturmaz, uyku bast rd . Ba) geriye devrilip koltu%un arkal % na yasland , bir para sa% omuzuna yatt ; ipek, hareketsiz ellerinin aras nda kald % iin, hl al ) yor san l rd . Bembeyaz, olduka sakin, bir mezar kadar e)itli ve beyazl k dolu odada uyuyordu. I) k, rengi atm ) pembe #ran kuma) rtl, )ahane karyolay solduruyordu. Yaln z eski me)e a%ac ndan sand k, elbise dolab , sandalyeler, keskin izgilerle gzkyorlar, duvarlara yas rengiyle yans yordu. Dakikalar geti, Ange-lique, bembeyaz, olduka sakin, uyuyordu. Bir grlt oldu. Felicien, titriyerek, onun gibi zay flam ), balkonda gzkt. Yz karmakar ) kt , odaya at laca% s rada, Angeli-que'i, byle ac nacak bir halde ve ok gzel, koltu%a y % lm ) grd. 181Kalbi sonsuz bir ac ile burkuldu, diz kt, elemli bir tela)a dald . Angelique art k yok mu olmu)tu, hastal k onu bitirmi)miydi ki, hi a% rl % kalmam ), rzgar n al p gtrece%i bir ty gibi oraya uzanm ) grnyordu? Hafif uykusunda, st rab da, tevekkl de belli oluyordu. Felicien, onu, ancak o zambak zarifli%inden, d)k omuzlan zerindeki narin boynunun tenasbnden, g%e ekilen bir bakire yz ifadesi alm ) uzun yznden tan yabiliyordu. Salar, bir ayd nl ktan ibaret kalm )t , lekesiz ruhu, )effaf ipek cildinin alt ndan f )k -r yordu. Tenlerinden kurtulmu) ermi) k zlar gibi gzeldi. Felicien, ellerini biti)tirmi), bir hayret iinde, hareketsiz kalm ), bu gzelli%in kar) s nda gzleri kama) yor ve yeise d)nyordu. K z uyanm yor, Felicien, hl ona bak yordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Felicien'in dudaklar ndan kan hafif bir soluk, Angelique'in yznde dola)m ) olacak ki, k z, birdenbire gzlerini alabildi%ine at . K m ldam yor, ryada gibi, glmseyerek, o da ona bak yordu. Bu Felicien'di, de%i)mi) olmas na kar) n, onu tan yordu. Fakat hl kendisini uykuda san yordu, nk, uyurken, onu byle grd% olurdu, uyan nca da, bu yzden, kederi artard . Felicien, ellerini uzatm )t , konu)tu. Sevgili can, sizi-seviyorum... ok hasta oldu%unuzu bana sylediler, ko)up geldim... #)te yan n zday m, sizi seviyorum. Angelique rperiyor, bilinsiz bir hareketle, ellerini gzkapak-lar nda gezdiriyordu. Art k )phe etmeyin... Ayaklar n z n dibindeyim ve sizi seviyorum. Sizi hl seviyorum. O zaman, gen k z hayk rd : A! Siz misiniz?.. Sizi art k beklemiyordum, halbuki geldiniz. Ara)t ran elleriyle, onun ellerini tutmu)tu, Felicien'in, ryas nda dola)an bir hayal olup olmad % n anlamak istiyordu. 182 Beni hl seviyorsunuz, ben de sizi seviyorum, ah! sevebilece%imi tahmin etti%imden de fazla seviyorum! Bu, mutlulu%un verdi%i bir ba) dnmesi, mutlak sevinle dolu bir ilk dakika idi; her )eyi unutuyorlar, hl sevi)tiklerine ve bunu birbirlerine sylediklerine emin olman n hazz na, kendilerini tamamiyle veriyorlard . Dnn st raplar , yar n n engelleri ortadan kalkm )t ; nas l olup da orada bulunduklar n bilmiyorlard ; ama, orada idiler. Tatl gz ya)lar n biribirilerine kar )t r yorlar, Felicien, merhametten )a)k n, Angelique, onun kollar aras nda bir soluktan olu)acak kadar, kederden erimi), saf bir kucakla)ma ile sar l yorlard . Angelique, hayretinin .fsunu iinde, ktrmle)mi) gibi duruyor, oturdu%u koltukta, sendeliyor, vcudu kendinde de%ilmi) gibi, sevin sarho)lu%unun etkisi alt nda, yar do%rulup tekrar d)yordu. Ah! Aziz senyrm, biricik emelim yerine geldi: lmeden nce sizi grmek varm ). Felicien, ba) n kald rd , st rapl bir hareket yapt . lmek mi!... Ama, ben bunu istemem! Buraday m, sizi seviyorum.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, glmsedi. Oo! Mademki beni seviyorsunuz, lebilirim. Art k, lmden korkmuyorum, omuzunuzda byle uyuyaca% m... Beni sevdi%inizi bir daha syleyin. Sizi seviyorum, dn nas l seviyordumsa, yar n nas l se-veceksem... Bundan hi )phe etmeyin, sonsuzdur, bu. Evet, sonsuzdur, sevi)iyoruz. Angelique, vecd iinde, odan n beyazl % ortas nda, nne bak yordu. Fakat yava) yava) uyand , ciddile)ti. Sersemledi%i bu byk mutluluk i)inde d)nyordu; olan biten i)lere )a) yordu. Beni seviyorsan z, niin gelmediniz? 183 Anan z baban z, bana kar) a)k n z kalmad % n sylediler. Bu yzden, ben de az kald lyordum, )te o zaman hastal % n z %rendim, bana kap s n kapad klar bu evden kovulmay gze alarak karar m verdim, geldim. Annem, sizin de beni sevmedi%inizi bana sylyordu, ben de anneme inand m... Size o matmazelle birlikte rasgelmi)tim, Mon-senyrn szn dinlediniz san yordum. Hay r, bekliyordum. Fakat, korkakl k ettim, onun kar) s nda titredim. Bir suskunluk oldu. Angelique do%rulmu)tu. Yz sertle)iyordu, aln nda bir fke kar ) % vard . Demek ki, ikimizi de aldatt lar, birbirimizden ay rmak iin bize yalan sylediler... Sevi)iyorduk, bizi s k nt ya soktular, az daha ikimizi de ldryorlard ... Ama, bu kt bir )ey, bizi yeminlerimizden kurtar yor, serbestiz. fkeli bir ho) gryle aya%a kalkm )t . Art k, hastal % n duymuyor, a)k n n ve gururunun bu uyan ) kar) s nda., gcn yeniden buluyordu. Hlyas n n ld%n sanm )t , halbuki, onu, birdenbire, canl ve parlak buluyordu! A)klar na ly k olmaktan kalmad klar n , as l tekiler oldu%unu birbirlerine syleyebiliyorlard ! Kendisini byle bym) grmek, sonucunda gerekle)en bu stnlk, onu co)turuyor, son derece byk bir isyana srklyordu. Yaln zca; Haydi, gidelim, dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Btn direnci ve iradesiyle, dipdiri, odada dola) yordu. S rt na giymek iin bir manto seip alm )t bile. Ba) na bir dantela ba) rts rtse, yeterdi. Felicien, sevinle hayk rm )t , nk, arzusunu, gen k z, kendisinden nce sylemi)ti. O, yaln z bu kamay d)nyor, fakat Angelique'e teklif cesaretini bulam yordu. Ooh! Birlikte gitseler, gz184 den kaybolsalar, btn zntlere, btn engellere son verseler! Hem bunu, d)nmek zahmetine bile katlanmadan yapsalar! Evet, hemen gidelim, sevgili can. Sizi almaya gelmi)tim, nereden araba bakaca% m z biliyorum. Gn do%madan biz uzaklara gitmi) oluruz, yle uzaklara ki, hi kimse, asla bize kadar ula)amaz. Angelique, gitgide artan bir co)kunluk iinde, ekmeceleri ekiyor, hibir )ey almadan, tekrar, )iddetle kapat yordu. Nas l! Haftalardan beri azap ekiyordu, onu akl ndan karmaya u%ra)m )t , hatt bunu ba)arabildi%ini san yordu da, yine hibir )ey olamam )t , stelik, bu korkun i)i, yeni ba)tan yapmak gerekliydi, yle mi? Yok! Bu gc asla bulamayacakt . Mademki sevi)iyorlard , olduka net idi: evlenirlerdi, hibir g onlar birbirinden ay ramazd . Durun bakal m, yan ma ne almak gerek?.. Ah! ocuka kuruntular m ne .budalaca )eylermi). Yalan syleyecek kadar a)a% -la)t klar m d)nyorum da! Evet, ben lsem de sizi a% rmazlard ... ama) r, elbise almak gerekir mi syleyin? #)te, bir sr d)nce, bir sr korku soktulard . #yilik varm ), ktlk varm ), ne yapmal imi), ne yapmamal imi)? #nsan aptal edecek kadar kar ) k )eyler. Hep yalan sylyorlar, syledikleri do%ru de%il: dnyada, ya)amak mutlulu%undan, sizi seveni sevmek mutlulu%undan ba)ka bir )ey yok... Siz, servetiniz, gzelliksiniz, genliksiniz, aziz senyrm, ben de kendimi size veriyorum, sonsuza kadar, biricik zevkim sizsiniz, ne isterseniz yapar m. lm) san lan, btn Irs ate)lerininin bir tutu)mas iinde, se-vinten co)uyordu; )ahane gidi)lerini, bu prens o%lunun kendisini ka r ) n , uzak bir lkenin kraliesi yap ) n gznn nne getiriyordu; mzik sesleri duyuyor, mest oluyordu; Felicien'in boynuna sar l yor, g%s zerine yat yor, onu izliyor, yle gafil bir ihtiras rpertisi iinde kal yordu ki, btn vcudu, sevinten, kendinden geiyordu. #kisi yapayaln z kalsalar, atlar n drt nala gidi)ine ken-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

185dilerini b raksalar, bir kucakla)ma iinde kalsalar, ortadan kaybolsalar! Yan ma bir )ey almayaca% m, de%il mi?.. Neye yarayacak? Felicien de, onun tutu)tu%u ate)le yan yordu; kap n n nne varm )t bile. Hay r, hibir )ey... abuk gidelim. Evet, gidelim, do%ru. Felicien'in yan na gitmi)ti. Fakat, geri dnp, odaya son bir gz atmak istedi. Lmba, ayn donuk, tatl ) kla yan yordu, ortanca ve gl hatmi demeti hep orada duruyordu, yar kalm ), fakat canl bir gl, tezgh n ortas nda, onu bekliyor gibiydi. Hele, oda ona hi bu kadar beyaz grnmemi)ti, duvarlar beyaz, yatak beyaz, hava beyazd , beyaz bir nefesle dolu gibi idi. #inde bir )ey sendelenir gibi oldu-, Angelique, bir sandalyenin arkal % na dayanmak zorunda kald . Felicien, endi)eyle sordu: Neyiniz var? Yan t vermedi, glkle nefes al yordu. Tekrar bir rpertiye yakalanm ), bacaklar na bir kesiklik gelmi)ti, oturmak zorunda kald . Merak etmeyin, bir )ey de%il... Bir dakikac k dinleneyim, gidece%iz. Sustular. Angelique, odan n iine bak yordu, orada sanki, sorsalar syleyemeyece%i de%erli bir )ey unutmu)tu. nce hafifken, sonra, gitgide byyen, azar azar g%sn t kayan bir d)manl k duyuyordu. Art k hibir )ey hat rlam yordu. Onu, orada, ylece tutan, acaba btn bu beyazl k m idi? Beyaz , teden beri severdi, gizlice, izleyip zevk almak iin, beyaz ipek k r nt lar n alacak derecede severdi. Bir dakika, bir dakika daha, sonra gidece%iz, aziz senyrm. 186 Fakat, aya%a kalkmak iin bir aba bile harcam yordu. Felicien, endi)e ile, onun nnde tekrar diz km)t. Rahats z m s n z, rahats zl % n z gidermek iin bir )ey yapamaz m y m? )yorsan z, ufac k ayaklar n z ellerimin aras na al r m, ko)mak iin canlanacaklar zamana kadar, onlar s t r m. Angelique, ba) n sallad . Hay r, hay r, )myorum, yryebilirim... Bir dakika bekleyin, bir dakikac k.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Gzle grlmez ba%lar n, onun elini aya% n sard % n , oraya ba%lad % n gryordu, o kadar s k ba%lan yordu ki, belki bir saniye sonra, Angelique'i o ba%lardan kurtarmak olanaks zd . Onu hemen al p gtrmemesi, ertesi gn babas yla yapaca% o mcadeleyi, haftalardan beri ka nd % o ac )eyi d)nmesindendi. O zaman, ate)li bir yalvar )la srara ba)lad . Gelin, bu saatte yollar, karanl kt r, araba bizi karanl klar ortas nda al p gtrecek; hep, biribirimizin kollar nda uyuyarak gecenin serinli%inden korkmadan, ku) tyne gmlm) gibi, boyuna, sallana sallana gidece%iz; gn a%ar nca, gne) ortas nda yolumuza devam edece%iz, hep uza%a, daha uza%a gidece%iz ta, insanlar n mutlu olduklar yere ula) ncaya kadar... Bizi hi kimse tan mayacak, byk bir bahenin bir k)esinde herkesten uzak ya)ayaca% z, her yeni gn, daha fazla sevi)mekten ba)ka i)imiz olmayacak. Orada, a%a kadar byk iekler, baldan daha tatl yemi)ler bulunacak. Biz, bu sonsuz bahar n ortas nda, hibir )ey yemeden ya)ayaca% z, pcklerle ya)ayaca% z, sevgili can. Angelique, Felicien'in, yzn s tan bu yak c a)k szleri kar) s nda rperdi. Mjdelenen zevklerin bu srtnp gei)i ile, btn varl % eriyordu. Ooh! Bir saniye, birazdan! -- Sonra, yolculuklar bizi yorarsa, buraya dneriz, Hautecceur, 187)atosunun duvarlar n yapt r r z, mrmzn sonuna kadar orada otururuz. Benim hlyam, bu... Gerekirse, btn servetimizi, avu avu, oraya dkeriz. Kalenin burcu, yeniden, iki vadiye hkim olur. Biz David, kulesiyle Cherlemagne kulesi aras ndaki saltanat dairesinde otururuz. Koca bina, perde hatlar yla, binalar yla, kk kilisesiyle, eski zaman n barbar lks iinde, kudretli devirlerindeki gibi, ba)tan ba)a, onard r. Orada, eski zamanlardaki gibi hayat geirmemizi istiyorum, siz prenses, ben prens olarak, silah)rlerden ve nedimlerden bir maiyet ortas nda. On be) ayak kal nl % ndaki duvarlar m z bizi d )ardan ay rs n, efsane iinde ya) yal m... Gne), yamalar n tesinde batarken, biz, beyaz, koca beygirlerin s rt nda, diz km) kyllerin sayg s aras ndan geerek, avdan dnelim. Boru al ns n, a l r kapan r kpr insin. Ak)am yeme%inde, sofram zda krallar bulunsun. Geceleri, yata% m z, bir taht gibi, sed stnde, tepesi sayvanl bir yatak olsun. Biz, erguvan ve sarmalar iinde, birbirimizin kollar aras nda uyurken, uzaktan, olduka tatl mzik sesleri gelsin.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, )imdi, rpererek, gururlu bir zevkle glmsyor, yeniden ba)tayan bir st rapla yenilerek, gaml dudaklar ndaki glmsemesi siliniyordu. Bilinsiz bir el hareketiyle, bu ba)tan kar c hayalleri uzakla)t r nda, Felicien, daha ate)lendi, onu yakalamak, tela)l kollar aras na al p, ona sahip olmak istedi. Ooh! Gelin, benim olun... Kaal m, mutlulu%umuzun iinde her )eyi unutal m. Angelique, insiyakl ve isyanl , birdenbire s yr ld ; sonra, ayakta, a%z ndan )u kelimeler f rlad : Hay r, hay r, yapamam, yapamayaca% m! Bununla beraber, hala mcadele ile bitkin ku)kulu kekeleyerek, s zlan yordu: Rica ederim, ac y n beni zorlamay n, bekleyin.... Sizi sevdi%imi kan tlamak iin sznz dinlemeyi, kolunuzda, uza%a, gzel memleketlere gitmeyi, hayalinizdeki )atoda, sizinle beraber, krallar 188 gibi ya)amay ne kadar isterdim. Bu bana ne kadar kolay geliyordu, ka ) m z n plan n n birok kez grnyor; Sanki, birdenbire, kap rtlm) de d )ar kam yormu)um gibi. Felicien, onu, yeniden sersemletmek istedi, Angelique, bir el hareketiyle, susturdu. Hay r, hana bir )ey sylemeyin art k... Ne ilgin )ey! Bana, bu ok gzel )eyleri, bu ak tatl )eyleri syledike korkuya kap l yorum, bir so%uk vcudumuz buz gibi donduruyor... Aman Tanr m! Neyim var acaba? Szleriniz beni sizden ay r yor. E%er de-vam edecek olursan z, art k szlerinizi dinleyemez olaca% m, k p gitmeniz gerekecek... Durun, biraz durun. Odan n iinde, a% r a% r dola) yor, kendini toplamaya al ) yor, Felicien de, k m ldamadan duruyor, kt hislere kap l yordu. Art k sizi sevmedi%imi sanm )t m, ama kesin hayal idi bu, nk, demin, )urada sizi ayaklar m n dibinde grnce, yre%im hoplad , ilk yapt % m hamle, cariye gibi pe)inizden gelmek oldu... Peki, sizi seviyorsam; beni niin korkutuyorsunuz? Sanki, gzle grlemez eller vcudumu kavr yormu), sa m n her telinden yakal yormu) o gibi, bu odadan ayr lmama kim engel oluyor?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Yata% n yan nda durmu)tu, elbise dolab na do%ru geldi, bylece, teki e)yan n yanlar na da gitti Kesinlikle gizli ba%lar, onlar kendisine ba%l yordu. Hele, beyaz duvarlar, be)ik rts tavan n engin beyazl % , onu, ancak gz ya)lar ak tarak s rt ndan karabilece%i, bir safl k libas ile ku)at yordu. Art k, btn bunlar, onun varl % ndan bir para idi, evre benli%ine girmi)ti. Masan n yan nda, lamban n ) % alt nda kalm ) olan tezgah n kar) s na gelince, bunu daha iyi anlad . Byle sulu gibi gidecek olursa, asla bitiremeyece%i, ba)lanm ) gl grnce, kalbine bir ezginlik doldu. al )ma y llan, o ok uslu, ok mutlu geen y llar, bir su i)lemek d)ncesinin isyana sevk etti%i o ok uzun huzur ve namusluluk al )kanl % , haf zas nda 189uyan yordu. #lemecilerin serin kk evi, orada geirdi%i hamaratl ve temiz, dnyadan ayr hayat her gn, damarlar ndaki kana bir )eyler katm )t . Fakat, Felicien, -e)yan n, onu tekrar byle avucu iine ald % n grnce, hareketi aceleye getirmek gere%indeydi. Gelin, vakit geiyor, biraz sonra, art k i) i)ten gemi) olacak. O zaman, Angelique'nin zihninde, daha parlak bir ) k akt . Zaten i) i)ten geti, diye hayk rd ... Gryorsunuz ki, sizin pe)inizden gelmiyorum. Eskiden, bende, sevdal , ma%rur bir k z vard ki, kendisini al p gtresiniz diye, kollar n boyunnuza dolard . Ama, beni de%i)tirdiler, kendi kendimi tan m yorum... #)itmiyor musunuz, bu odada her )ey bana, kal, diye ba% r yor? bende boyun e%mekten zevk duyar oldum. Felicien, hibir )ey sylemeden tart )madan serrke) bir ocuk gtrr gibi, onu gtrmeye u%ra) yordu. Angelique, s yr ld , pencereye do%ru kat . Olmaz, yalvar r m size! Biraz nce olsayd , arkan zdan gelecektim. Ama, o, son isyand . Azar azar, ben fark na varmadan, iimde biriktirilen isteksizli%i orada bitirmek gerekmi). Onun iin, as-hmdaki gnah n her )ahlan ) nda sava) daha az etin oluyordu, kendi kendimi daha kolayl kla yeniyorum. Art k bitti nefsimi yendim... Ah! Senyrm, sizi ne kadar seviyorum! Mutlulu%umuza ayk r hibir )ey yapmayal m. Mutlu olmak iin boyun e%mek gerekir. Felicien, bir ad m daha ilerleyince, Angelique, bakona do%ru, ard na kadar a k duran pencere nne gelmi) bulundu. Beni, )uradan a)a% at lmaya zorlamay n... Dinleyin, anlay n, etraf mda ne varsa benimle beraberdir. E)ya, benimle oktan beri konu)uyor, sesler i)itiyorum, hem, hibir zaman onlar n bana bu kadar yksek seslendiklerini

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

i)itmemi)tim... Bak n! Baban z n iste-%ine ayk r olarak kendimi size vermekle, kendi hayat m da sizin hayat n z 190 da harcamamaya beni btn Clos- Marie te)vik ediyor. (u i)itti%iniz latif ses, Chevrotte'un sesidir, o kadar olgun, o kadar taze ki, kendi billur safl % nda adeta bana da vermi) gibi. (u yumu)ak ve derin, kalabal klar sesi, btn k rlard r, a%alar, otlard r, benim kendi hayat m n huzurunu sa%lamaya al )an, bu kutsal k)enin btn sakin hayat d r. Daha uzaklardan, piskoposluk kona% n n karaa%alar ndan, en k% bile benim zaferimle ilgili )u dallarla rl ufuktan da sesler geliyor... Sonra, bak n! (u engin, )ahane ses, geceleri ezelli uyan kl k iinde, bana ders veren eski dostum katedral'in sesi. Onun her ta) , pencerelerinin stuncuklar , payandalar n n kk anlar , mihrap dairesinin istinat duvarlar , benim seebildi%im bir sesle m r ldan yorlar, benim anlad % m bir dille konu)uyorlar. Bak n ne diyorlar, lmde bile mit sonsuz kal r diyorlar. #nsan, alakgnlllk gsterirse, a)k sonsuz kal r ve zafere ula) r.. Bak n! hava bile, ruhlar n f s lt s ile dolu, i)te, arkada)lar m olan ermi) k zlar, gzle grlmeden geliyorlar. Dinleyin, dinleyin! Glmseyerek, derin bir dikkat hareketiyle, elini kald rm )t . Btn varl % etrafta da% n k soluklara kap l p gitmi)ti. Bunlar, Legende'daki bakirelerdi, hayali, ocuklu%unda oldu%u gibi, )imdi onlar yine an yor, bu bakirelerin mistik uu)lar , masan n stnde duran, safdil resimlerle ssl eki kitaptan ykseliyordu. nce Agnes, salar yla rtl, parma% nda, rahip Poul'n ni)an yz% ile gzkyordu. Sonra, btn tekiler, Barbe ve kulesi, Genevieve ve kuzular , Cecile ve viyolas , Agathe ve kopar lan memeleri da% yollar nda dilenen Elisabeth, alimleri yenin Catheririe, grnyorlard . Bir mucize, Luce' o kadar a% rla)t r yordu ki, bin ki)i ile be) ift kz, onu ekip kt bir yere gtremiyorlard . Anastasie'yi pmek isteyen vali kr oluyordu. Hepsi parlak gecenin ortas nda bembeyaz, bo%azlar hala demir i)kence aletlerinin yaralar yla apa k, kan yerine dereler gibi st ak tarak, uuyorlard , hava, onlar n safl % ile saft , karanl klar, bir y ld z ya%muru dklr gibi ayd nlan yordu. Ah! 191onlar gibi, a)ktan lse, kocan n ilk pc%yle gz kama)t racak kadar beyaz, bakire olarak lse! Felicien yakla)m )t .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ben var olan vcudum, Angelique; halbuki, beni hayaller u%runda reddediyorsunuz... Angelique: Hayaller- diye m r ldand . yle ya, sizin etraf n z bu hayallerin ku)atmas , onlar kendinizi yaratman zdan.. Gelin, e)yaya kendinizden hibir )ey katmay n, susacaklard r. Angelique, bir co)kunluk hareketi yapt . Yoo! Hay r, konu)sunlar, daha yksek sesle konu)sunlar! Onlar benim gcm size kar) koymak gayretini onlar bana veriyorlar... Gufrand r bu, hem beni, asla bu kadar gl kaplamam )t . E%er hlya ise etraf m kendim ku)at % m, bana geri gelen hlya ise, olsun, ne kar! Beni kurtar yor, grn)ler ortas nda, beni, lekesiz al p gtryor... Ooh! Vazgein, benim gibi, siz de itaat edin. Arkan zdan gelmek istemiyorum. Zaaf na, ra%men kararl yenilmez, bir halde do%rulmu)tu. Felicien, devam etti: Ama, sizi aldatm )lar. Bizi birbirimizden ay rmak iin, yalana kadar ba)vurmu)lar! Ba)kalar n n suu, bizim suumuzu rtmez ki! Ya! Kalbiniz benden uzakla)t , beni sevmiyorsunuz, art k. Sizi seviyorum, sizinle mcadele edi)im, yanl z a)k m z ve mutlulu%umuz iin. Baban z raz edin, arkan zdan gelirim. Babam siz tan mazs n z. Onu yaln z Tanr kand rabilir... O halde syleyin, her )ey bitti mi? Babam, bana, Claire de Voincourt'la evlenmemi emrederse, ona itaat etmem mi gerek? 192 Angelique, bu son darbe zerine sars ld . (u iniltiyi durduramad . Bu kadar fazla... Yalvar r m size, k n gidin, zalim olmay n... Niin geldiniz? Boyun e%mi)tim sizin beni sevmemeniz felaketine al ) yordum. Halbuki i)te beni seviyorsunuz, btn i)kence tekrar ba)l yor!.. Art k, bundan sonra ben nas l ya)ar m? Felicien, bunu bir zay fl k sand , tekrar: Babam, Claire de Voincurt'la evlenmemi isterse... dedi. Angelique, st rab na kar) ayak diriyordu; yre%i paralan rken,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yine de ayakta duruyordu; sonra, ona yol amak ister gibi, masaya do%ru, srne srne gitti: Onunla evlenin, itaat etmek gerek, dedi. Felicien de, Angelique kendisini kovdu%u iin, gitmeye haz r, pencerenin yan nda duruyordu. Ama, bu sizi ldrr, diye hayk rd ! Angelique sakinle)mi)ti, glmseyerek, m r ldand : Ooh! Yar lym, zten. Felicien, ona bir daha bakt , bembeyaz, ok ufalm ), bir solukla uan bir ty kadar hafiflemi)ti; sonra, fkeli ve kararl bir hareket yapt , gecenin karanl % nda gzden kayboldu. O gidince, Angelique, koltu%un arkal % na dayand , ellerini ye-. isle, karanl klara do%ru uzatt . Derin h k r klar vcudunu sars yor, yzn bir can eki)me teri kapl yordu. Eyvah! art k bitmi)ti, onu bir daha gremeyecekti. Btn derdi de)ilmi)ti, derman kesilen bacaklar bklyordu. Yata% na bin glkle gidebildi, solu%u kesilmi), nefsini yenmi) bir halde oraya serildi. Ertesi gn, onu, odada, can eki)ir bir halde buldular. Lamba, )afak skerken odan n parlak beyazl % ortas nda, kendili%inden snm)t. 193XIII Angelique lecekti, Saat ondu, parlak bir k ) sonu sabah idi, hava ok so%uktu, gk bembeyaz, gne)le p r l p r ld . Pembe bir eski #ran kuma) yla rtl )ahane byk karyolada, gen k z bir gn nceden beri kendini bilmeden, hi k m ldamadan yat yordu, s rt st uzanm ) fildi)i rengindeki ellerini yorgan n n stne b rakm ), gzlerini hi amam )t ; ince profili, salar n n alt n halesi ortas nda daha incelmi)ti; dudaklar ndan pek hafif bir soluk kmasa, lm) san l rd . Bir gn nce, Angelique, kendisini ok kt hissetti%i iin gnah kartm ) ve komnyonuna yapm )t . Rahip Cornille, saat e do%ru, kendisine kutsal )arapl ekme%i getirmi)ti. Sonra gece, lm, vcudunu yava) yava) dondurmaya ba)lad % iin, Angelique kutsal ya%la takdis edilmek iste%i gsterilmi)ti; bu, ruhun ve vcudun tedavisi iin konulmu) tanr sal ilat . Kendini kaybetmeden evvel, Hu-bertine'in dinledi%i, ancak bir m r lt halindeki son sz bu kutsal ya% iste%ini kekelemesi olmu)tu. Vakit gemeden bunu istiyordu. Fakat gece ilerliyordu, sabah olmas n beklemi)lerdi, kendisine haber gnderilen rahip sonunda gelecekti.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Her )ey haz rd , Hubert'ler, odaya eki dzen veriyorlard . Sabah n bu saatinde camlara vuran parlak gne)in alt nda, onda, geni), beyaz duvarlar n n plakl % yla bir )afak kadar ak'd . Hubert'ler masan n stne beyaz bir rt rtm)lerdi. Bir salebin sa% nda ve solunda, salondan yukar kard klar gm) )amdanlarda, okunmu) su ile bir glabdan bir le%en ibrikle bir pe)kir, bir tanesi ilal pamuk dolu beyaz porselenden iki de tabak vard . A)a% )ehrin btn limonluklar n dola)m )lar, glden ba)ka iek bulamam )lard , koca demet'er halindeki bu iri beyaz gller, masan n stnde, titre)en beyaz dantelalar gibi duruyordu. ,Bu artan beyazl k ortas nda, can eki)en 194 Angelique, ezkapaklar rtl, hala o hafif solu%uyla nefes al yordu. Doktor, sabah vizitesinde, k z n o gn geiremeyece%ini sylemi)ti. Belki de, kendine bile gelmeden her an lebilirdi. Hubert'ler bekliyorlard . Gz ya)lar na kar) n bu i)in byle olmas gerekliydi. lm) ocu%u asi ocu%a tercih ederek bu lm istemeleri, onu kendileriyle beraber Tanr n n da istemesinden ileri geliyordu. (imdi, art k bu onlar n elinde de%ildi, ancak boyun e%ebilirdi. Hibir )eye hay flanm yorlard , fakat varl klar st raptan eritiyordu. Angelique, orada can eki)erek yatal beri, her trl yabanc yard m reddetmi)ler, ona kendileri bakm )lard . Bu son demde, yine orada yaln zd lar, bekliyorlard . Hubert, bilinsizce bir inilti gibi grldeyen ini soban n kapa% m at . sessizlik ba)lad , tatl bir s cakl k glleri solduruyordu. Bir sreden beri, Hubertine, duvar n arkas ndan gelen, katedralin grltlerini dinliyordu. Biran u%ultusu, eski ta)lara bir rperti vermekteydi; herhalde rahip Cornille, kutsal ya%lar alm ), kiliseden k yordu; Hubertine, onu evin kap s nnde kar) lamak iin a)a% ya indi. Aradan iki dakika geti, dar merdiveni byk bir u%ultu doldurdu. Sonra, l k odada, Hubert, hayretler iinde, titremeye ba)lad ; bir yandan da, dini bir korku, ayn zamanda bir mit, onu diz st kertmi)ti. Beklenen ya)l rahibin yerine, ieri Monsenyr girmi)ti; Mon-senyr, arkas nda dantela cbbesi, boynunda mor omuzluk, elinde gm) kap ta) yordu, kab n iinde, mbarek per)emde gn bizzat takdis etti%i, hastalar zg ya% vard . Kartal bak )l gzleri sabitti, beyaz salar n n gr bklmleri alt nda, solgun gzel yz, grkemliydi. Pe)inden de, baya% bir

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

mez gibi, rahip Cornille geliyor, elinde bir kavanoz teki kolunun alt nda dua kitab ta) yordu. Piskopos, kap n n nnde bir an ayakta durdu, kal n bir sesle: Pax l uic domni, dedi. Rahip daha pes kar) l k verdi: 195 Et omnibus habitantibus in ea. Onlar ieri girince, hayretten kendiside tir tir titreyerek arkalar ndan gelen Hubertine, kocas n n yanma diz kt. #kisi de, rkua varm )lar, elleri biti)ik, btn ruhlar yla dua ettiler. Felicien'in Angelique'i ziyaret etti%inin ertesi gn, onunla babas aras nda mthi) bir tart )ma olmu)tu. O gn, Felicien, ta sabahtan, kap lan zorlam ), piskoposun, dirilen gemi)le korkun mcadeleler geirdi%i gecelerin birinden sonra, hala dua ile me)gul bulundu%u yerde kendisini kabul ettirmi)ti. O zamana kadar korkudan iki bklm duran bu sayg l gente oktan beri susturdu%u isyan, ta) yordu; abuk fkeye kap lan, ayn kandan bu iki erkek etin bir )ekilde at )t lar. Ya)l adam, dua rahlesinden kalkm ), yanaklar hemen k pk rm z kesilmi), ma%rur bir inat iinde, sessiz, dinliyordu. Delikanl , yz onun gibi k pk rm z yre%ini bo)alt yor, gitgite ykselen, g-rldeyen bir sesle konu)uyordu. Angelique'in hasta oldu%unu, can eki)ti%ini sylyor, kendisinin onunla birlikte nas l deh)et dolu bir sevgi nbeti iinde kamay tasarlad % n , gen k z n bir ermi) feragati ve iffeti gstererek, onu izlemek istemedi%ini anlat yordu. Kendisine ancak babas n n r zas yla varmak isteyen bu itaatli ocu%un lmne gz yummak bir cinayet olamayacak m yd ? Kendisine, unvan na, servetine, sonuta sahip olabilecek duruma geldi%i halde, Angelique, hay r diye ba% rm ), rp nm ) kendi nefsini yenmi)ti; Felicien de onu lesiye seviyor, onunla birlikte, ayn son nefesi vererek - snp gitmek iin yan nda bulunamad % ndan dolay kendini ezik gryordu! #kisinin de inatla srara, btn bunlar, yaln zca iki insan mutlu etmek gibi bir i) iin hesaba kat l r )eyler miydi? Felicien, kendinden gemi) bir halde titrek ellerinin biti)tiriyor, ovu)turuyor, hala yalvararak, fakat tehdide ba)layarak, babas n n raz olmas n is-tiyordu. Fakat piskopos, dudaklar n , ancak mutlak kudretini gsteren )u kelime ile kar) l k vermek iin aralad : Asla! 196

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

O zaman Felicien, isyan amac nda her trl ihtiyat unutmu) hezeyan etmi)ti. Annesinden szetti. A)k n haklar n istemek iin kendi varl % nda dirilen oydu. Babas onu sevmemi), lmne memnun mu olmu)tu da sevi)enlere ve ya)amak isteyenlere kar) bu kadar sert davran yordu? Fakat ibadetin feragatleri iinde ne kadar donukla)m ) olursa olsun, annesi gelip onu musallat olacak azap verecekti, nk evliliklerinden olan ocu%una i)kence ediyordu. Annesi hala vard , kendi ocu%unun ocuklar nda da ebediyen var olmak istiyordu babas , o%luna, seti%i ni)anl y , soyunu devam ettirecek olan kad n vermek istemedi%i iin, annesini bir kez daha ldryordu. #nsan kad nla evlendikten sonra, kilise ile evlenmezdi. Felicien korkun bir sessizlik iinde daha byyen, k m ldamadan duran babas n n kar) s nda, yeminini bozan adam, katil szlerini f rlatt . Sonra deh)et iinde, sendeleyerek kat . Monsenyr, yaln z kal nca, ta g%snden b ak yemi) gibi, oldu%u yerde dnd, ve iki dizi stne dua rahlesine y % ld . Bo%az ndan korkun bir h r lt k yordu. Ah! kalbin zavall l klar tenin yenilmez zay fl klar ! o kad na, hep dirilen o l kad na, onun beyaz ayaklar n pt% ilk ak)amki gibi tap yordu; o%luna da, ondan bir para gibi tap yordu; o%luna da, ondan bir para gibi, onun, kendisine b rakt % hayat ndan bir nebze gibi tap yordu; o gen k za, uzakla)t rd % o kk i)i k za da, o%lunun tap ) gibi tap yordu. (imdi, her de gecelerini yasa gmyorlard . Kk i)lemeci k z, alt n sar s salar yla, krpe boynu ile, mis gibi genlik kokusu iinde, olduka sade, onun rikkatine dokunmu)tu, fakat bunu kendi kendine bile itiraf etmiyordu. Angelique gznn nne geliyor, narin, saf dayan lmaz alakgnll bir )ekilde geip gidiyordu. Bir vicdan azab bile, yre%ine, bundan daha emin bir yry)le, daha kavray c bir )ekilde sokulamazd . K z , yzne kar) , reddedebilirdi, ama, art k i%neden delik de)ik, naiz elleriyle kalbini kavram ) oldu%unu biliyordu, Felicien ona )iddetle yalvar rken Monsenyr, ocu%un sar ) n ba) n n gerisinde delice sevilen o iki kad n , kendinin a%lad % 197kad nla, ocu%unun u%runda len kad n grm)t. Harap, h k rarak, arad % n nerede bulaca% n bilemeyerek, kalbi art k Tanr ya ba% )lanm ) bulundu%una gre, o kalbi skp atmak abas n vermesini Tanr dan diliyordu. Monsenyr ak)ama kadar dua etti. Tekrar ortaya kt % zaman balmumu sanl % nda, yre%i yaral , fakat kararl idi. kendi elinden hibir )ey gelmezdi,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ayn mthi) kelimeyi tekrar etti: Asla! Onu sznden dndrmek hakk ancak Tanr ya zeldi; habuki, yalvard % Tanr susuyordu, st rap ekmek gerekti. Aradan iki gn geti, Felicien, kederden lg na dnm) bir halde, kk evin etraf nda f r l f r l dola) yor, haberler kolluyordu. Evden bir kimse kt ka korkudan bayg nl klar geiriyordu. Hu-bertine'in kutsal ya%lar istemek iin kiliseye ko)tu%u sabah, Angelique'in o gn geiremeyece%ini bylece %rendi. Rahip Cor-nille orada de%ildi, onu bulmak iin Felicien btn )ehri dola)t , ilahi bir yard m iin son mdini ona. ba%lad . Sonra, rahibi bulup getirirken, midi kayboldu, bir )phe ve fke nbetine yakaland . Ne yapsayd ? Tanr y mdahaleye nas l zorunlu k lsayd ? F rlad , piskoposluk kona% n n kap lar n tekrar zorlad ; piskopos, onun birbirini tutamayan szleri kar) s nda bir an korktu Sonra, anlad : Angelique can eki)iyordu, son takdisi bekliyordu, onun yaln z Tanr kurtarabilirdi. Delikanl , sadece, st rab n hayk rmak bu kt baba ile ili)kisini kesmek, cinayetini yzne kar) sylemek iin gelmi)ti. Fakat, Monsenyr, sanki bir ses ona bir )ey sylemi) gibi, gzleri birdenbire bir ) kla ayd nlanarak, fkelenmeden onu dinliyordu. O%luna nden yrmesini i)aret etti: Tanr isterse, ben de isterim, diyerek pe)inden yrd. Felicien byk bir rperti geirdi. Babas , iste%ini atm ), mucizenin iste%ine boyun e%mi), raz oluyordu. Art k kendileri yoktu, ne yaparsa Tanr yapacakt . Monsenyr camegahta, rahip Cornille'in elinden kutsal ya%lan al rken Felicien'in gzleri ya)lara buland . (a)k n 198 bir halde, onlarla beraber gitti, odaya girmeye cesaret edemedi, ard na kadar a k kap n n nne, sahanl %a diz st d)t. Monsenyr, beyaz masan n stne, iki iri mumun aras na, kutsal ya%lar koymu), gm) kapla, havada bir istavroz karm )t . Sonra, rahibin elinden ha ald , onu ptrmek iin hasta k za yakla)t . Fakat Angelique hala kendinde de%ildi; gzkapaklar rtl, elleri kat lm ) mezarlar n stne uzat lan ta)tan, ince ve kat imgelere benziyordu. Monsenyr, bir ara ona bakt , hafif nefesini duyunca henz lmedi%ini anlad , salebi dudaklar na dokundurdu. Bekliyordu, yz din reisinin ihti)am n koruyordu, ne k z n zarif yznde, ne ayd nl k salar nda hibir rperti dola)mad % n grnce,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bu yzle tek insansal heyecan belirmedi. Ama, Angelique ya) yordu, sular n denmesine bu kadar yeterdi. O zaman Monsenyr, rahibin elinden okunmu) su kab yla glabdan ald , rahip kendisine, a k tutu%u dua kitab n uzat rken, o da, can eki)en k z n zerine okunmu) su serperek latince szler syledi. Su damlalar f )k r yor, byk yatak, bir )ebnem ya%ar gibi bu sularla ba)tan ba)a serinliyordu. Angelique'in parmaklar na, yanaklar na sular damlad ; fakat, bu damlalar, birer birer, bir mermer zerinden tekerlenir gibi yuvarlan yordu. Piskopos sonra, haz r bulunanlara dnd, onlara da okunmu) su serpti. Hubert'le Hubertine, ate)li iman ihtiyalar n ortas nda yan yana diz km)ler, bu takdis ya%muru alt nda ba)lar n n e%mi)lerdi. Piskopos, oday e)yay , beyaz duvarlar , btn bu plak beyazl % takdis ediyordu, o s rada, kap n n nnden geerken, e)i%e y % lm ), ate) gibi yanan ellerini yzne rtp h k ra h k ra a%layan o%lu ile kar) la)t . A% r bir el hareketiyle glabdan kez yukar kald rd , Felicien'i hafif bir serpinti ile takdis etti. Bylece etrafa serpilen bu okunmu) su, nce, milyarlarca uu)an, gzle grlmez habis ruhlar da% tmak iindi. O s rada, soluk bir k ) gne)i huzmesi, karyolaya kadar szlm)t; y % n y % n atomlar, evik toz zerreleri uu)uyor, sanki l k ka-labal klar yla, can eki)en k z n so%uk ellerini s tmak ister gibi, pen199cerenin bir ucundan inmi), orada say s z, ya) yorlard . Monsenyr,, tekrar masan n ba) na geldi: Exaudu nos... duas n okudu. Hi acele etmiyordu. lm, orada, eski #ran kuma) perdelerin aras nda idi; fakat, onun aceleci olmad % n hissediyordu, sabrede-cekti. Hasta ocuk btn varl % n n bu eriyi)i iinde, onun sesini i)i-tememekle beraber, piskopos, yine ona ynelerek sordu. Vicdan n zda, sizi rahats z eden hibir )ey yok mu? zntlerinizi itiraf edin, ferahlay n, k z m. Angelique uzanm ) yat yor, susuyordu. Piskopus, yan t verecek kadar ona bo)u bo)una bir zaman b rakt ktan sonra, szlerinden hi birinin, k z n kula% na ula)mad % n bilir gibi grnmeden, ayn tok ses yineledi. Kendinizi dinleyin, kalbinizden, Tanr ya yalvar n, af isteyin. Takdis sizi saf k lacak ve size yeni yeni gler verecektir. Gzleriniz parlayacak, kulaklar n z

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

hafif olacak, burun delikleriniz krpele)ecek, a%z n z mbarek, elleriniz masum olacak... Gzlerini ona dikilmi), sylenmesi gereken ne varsa hepsini, sonuna kadar sylemi)ti; Angelique, belli belirsiz nefes al yor, rtl gz kapaklar n n tek kirpi%i bile k m ldam yordu: Piskopos: Gredo'yu okuyun, emrini verdi. Bekledi, sonra, kendisi okudu: Gredo in unum deum... Rahip Cornille kar) l k verdi. Amen. Felicien'in, sahanl kta, midin uyand rd % sinirlilik iinde, derin h k r klarla hala a%lad % i)itiliyordu. Huber'le Hubertine, bilinmez byk kudretlerin ini)ini hissetmi)ler gibi, geni) ve ekingen ayn jestle dua ediyorlad . Bir durma olmu), bir dua kekelenmi)ti. (imdi, 200 dua kitab ndan okunan ilahiler syleniyor, ermi) kad nlar ve erkekler anl yor, btn ahiret aresiz insanl % n yard m na, Kyrie eleison nidalar yla a% r l yordu. Sonra, birdenbire, sesler yava)lad , derin bir susma oldu. Monsenyr, rahibin ibrikten dkt% birka damla su ile parmaklar n y k yordu. Sonunda kutsal ya% kab n ald , kapa% n at , geldi, yata% n nnde durdu. Bu, takdis'in trenle yakla)mas idi, bu son takdisin etkisi affedilmeyen, teki takdislerden sonra ruhta kalan, btn byk gnahlarla kk gnahlar siliyordu. Unutulmu) gnahlardan artakalanlar bilmeden i)lenen gnahlar, Tanr m gufran na sa%lam )ekilde erilmesine olanak b rakmayan, ihmal yznden gnahlar, hep si-liniyordu. Fakat, bu gnahlar neredeydi? Bir bakirenin lm ile bembeyaz ve so%uk duran bu )ahane yata%a var ncaya kadar hayat tohumlan getirir gibi grnen, uu)un toz zerreleriyle dolu )u gne) ) % ile beraber, d )ar dan m geliyordu? Monsenyr, gzleri Angelique'de, hafif solu%un hala kesilmedi%ine gven getirerek, murakabeye vermi)ti. Onu, melek kadar gzel, ok incelmi), )imdiden maddili%i kalmam ) grdke, her trl insanca teessrden kendini sak n yordu. Ba) parma% n , yava)a kutsal ya%lara dald r p da, hislerin bulundu%u, vcudun be) noktas n ktl%n ruha girdi%i be) a k pencereyi ovmaya ba)lad % zaman, titremedi. nce, gzleri sa% gz ve sol gz, kapal gz kapaklan zerinden ovdu; ba) parmak, hafife, istavroz kar yordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Gzle i)lenen gnahlar, )ehvetli bak )lar namusa ayk r tecesssler, tema)alardan duyulan bo) zevkler, kt yaz lar, gnahkar kederler iin dklen ya)lar, giderilmi) oluyordu. Halbuki, Angeli-que, Legende'dan ba)ka bir )ey okumam )t , dnyan n btn teki taraflar n rtp ona gstermeyen katedralin mihrap k sm ndan ba)ka ufuk tan m yordu, ancak, itaatiyle ihtiras aras ndaki mcadelesi s ras nda a%lam )t . . .201Rahip Cornille, pamuk yumaklar ndan birini ald , k z n gz kapaklar n n ikisini de kurulad , sonra, pamu%u, beyaz ka% ttan klahlar n birine koydu. Sonra, Monsenyr, sedef parlakl % ndaki kulaklar ovdu, sa% kula% da sol kula% da, istavroz i)aretiyle, belli belirsiz slatt . Kulaklardan giren btn mzikler iftiralar, kfrler, istekle dinlenen a k sa k szler, grevin unutulmas na yard m eden a)k yalanlan, teni co)turan gnahkar )ark lar, avizeler alt nda )ehvetle a%layan orkestra kemanlar , affedilmi) bulunuyordu. Halbuki, drt duvar aras nda kapal oturan bu k z, yaln zl % iinde kom)ular n, bildikleri gibi yapt klar gevezelikleri bile, atlar n kam layan bir yk arabac s n n kfrlerini bile asla i)itmemi)ti. Kulaklar nda ilahilerden erganunlar n u%ultular ndan dua m r lt lar ndan eski kilisenin duvar na biti)ik kk serin evi tepeden t rna%a sarsan bu seslerden ba)ka mzik yoktu. Rahip, kulaklar bir pamuk paras yla sildikten sonra, pamu%u beyaz ka% t klahlardan birine koydu. Sonra, Monsenyr, beyaz birer gl yapra% na benzeyen burun deliklerine geti, sa% n solunu, ba) parma% yla, istavroz kararak saf-la)t rd . Koku alma duyusu, her trl kirden yaln z gzel kokular n )ehevi hicab ndan, kokusu fazla ho) ieklerin ba)tan karma-s ndan, havan n, ruhu uyutan da% n k kokular ndan de%il, ba)kas na gsterilen kt rnekler, rezaletin sar vebas gibi, i koku alma sular ndan da y kanarak, ilk masumluk haline dnyordu. Angelique, drst, saf, zambaklar aras nda bir zambak, kokusu zay flara g, gllere ne)e veren bir byk zambak olmu)tu. Halbuki, o, o kadar saf ve nazikti ki, keskin kokulu hercai menek)elere, mis kokulu leylaklara, hummal smbllere hibir zaman tahamml edememi), yaln z hafif kokulu iekler aras nda, korulardaki menek)elerle uha iekleri aras nda rahat edebilmi)ti. 202

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Rahip, burun deliklerini sildi, pamu%u, beyaz ka% t klahlar n ba)ka bir tanesine yerle)tirdi. Sonra, Monsenyr, hafif solukla belli belirsiz aralanan, kapal a% za indi, alt duda% n zerinde bir istavroz kard . Angelique'in a%z , ba)tan ba)a bir masumluktan nk, bu sefer, zevklerin baya% ca tatmini, oburluk, )arap ve bal tad ndan zevk al ) affedilmi)ti, hele, her gnah n faili olan tahriki, zehirleyici dille, kavgalar , sava)lar karan, hatalar yapan, gkyznn bile kararmas na sebep yanl ) szleri syleyen dilin i)ledi%i crmler affedilmi)ti. Halbuki, oburluk, hibir zaman, Angelique'in bir ay b olmam )t , gen k z, sonunda Elisabeth gibi, yiyecek ay rdetmeden kar n doyurur olmu)tu. Hata iinde ya)amas da, hlyas n n, onu bu hataya srklemesinden, mavera midinden, grnmez alemin tesellisini beklemesinden cahilli%in yaratt % , ve onu bir ermi) k z haline getiren btn o fsunlu alemden ileri geliyordu. Rahip a%z sildikten sonra, pamu%u beyaz ka% ttan drdnc klaha yerle)tirdi. Nihayet, Monsenyr, ar)af n zerinde, avular d )ar da, serili duran, fildi)i rengi elleri ovdu sa% eldeki sol eldeki gnahlar da, istavroz i)aretiyle sildi. Btn vcut aklanm ), son lekelerinden, en kirletici olan elle dokunman n lekelerinden, h rs zl klardan dayak atmalardan, adam ldrmelerden, yar ca unutulan teki k s mlar n, g%sn, b%rlerin ve ayaklar n gnahlar ndan y kanm )t ; bu ovma, o gnahlar da, tende tutu)an ve uluyan ne varsa, fkelerimizi, isteklerimizi, dzensiz ihtiraslar m z , an att % m z bu gayyalar , bu zevkleri de dyordu. Halbuki, Angelique, galebesi yznden orada can eki)eli beri isteklerini, gururunu ve ihtiras m yenmi)ti, sanki, nefsaniyet )errini, yaln zca yenmek iin beraberinde getirmi)ti. Hatta, istekler duyup duymad % n , tenini a)kla inledi%ini, geceleri geirdi%i byk rpertinin gnahkar bir rperti olabilece%ini dahi bilmiyordu, cahillik bir 203z rh gibi, onu o kadar kaplam )t , ruhu beyaz, bembeyazd . Rahip elleri sildi, pamu%u, beyaz ka% ttan klahlar n sonuncusu iinde gzden kaybetti, klahlar n be)ini de sobada yakt . Tren sona ermi)ti, Monsenyr, son duay okumadan nce parmaklar n y k yordu. #blisleri kovmak ve hastan n vaftiz masumlu%unu kazand % n gstermek zere, elini sembolik mumu vererek, onu bir kere daha gayrete getirmesi kalm )t . Fakat, Angelique, gzleri kapal , kaskat , l gibi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

duruyordu. Kutsal ya%lar, vcudunu safla)t rm )t , istavroz i)aretleri, ruhun be) penceresinde izlerini b rakm )lard , halbuki k z n yanaklar na bir hayat dalgas ykseltmemi)ti. Yalvarmalara, umutlara kar) n mucize kendini gstermi)ti. Hubert'le Hubertine, hep yanyana diz km) olarak duruyorlar, art k dua etmiyorlar, sabit gzleriyle yle ate)li bak yorlard ki, ikisi de, bir eski renkli kilise cam ndan, ldkten sonraki dirilme%i bekleyen resimler gibi, sonsuza dek ta) kesilmi)e benziyordu. Felicien, dizlerinin stnde srne srne gelmi), )imdi, ta kap n n nnde duruyor, art k h k rm yor, Tanr n n sa% rl % kar) s nda fke ne olaca% n grmek iin, o da ba) dimdik, bekliyordu. Monsenyr, son bir kere daha yata%a yakla)t , hastan n eline verilecek olan mumu yan k olarak tutan rahip Cornille de onun arkas ndan geliyordu. Piskopos, treni sonuna kadar gtrmek inadiyle, Tanr ya kudretini gsterecek zaman, b rakmak iin, dua etti: Rahip, kar) l k verdi: Amen. Fakat, Angelique'in elini amaya ve mumu kavratmaya u%ra)t klar zaman el, cans z olarak g%sn zerine d)t. O zaman, Monsenyr byk bir titreme ald . Uzun zaman tutmaya al )t % heyecan ta) yor, rahipli%in son ha)inli%ini al p gtryordu. Bu ocu%u dizlerine kapan p h k rd % gnden beri seviyordu. O anda, mezar solgunlu%u ile, o "kadar ac kl halde, yle 204 st rapl bir gzellikte idi ki, Monsenyr, gzlerini yata%a evirdike, kalbi, gizli gizli kederle dolmaktan kendini alam yordu. Kendini tutamaz oldu, iki iri damla, gzkapaklar n )i)irdi, yanaklar ndan a)a% yuvarland . ocuk bu )ekilde lemezdi, Monsenyr, onun, lm halindeki cazibesiyle yenilmi)ti. O zaman, Monsenyr, slalesinin mucizelerini, Allah n, hastalar iyi etmek zere onlara verdi%i kuvveti hat rlad . Tanr m herhalde kendi baba muaafakatini bekledi%ini d)nd. Tanr kat ndan olanlar n hepsinin kar) s nda ibadetleriniyapt klar Sainte- Agnes'i and , ve vebal lar n ba) ucunda dua edip onlar pen V. Jean d'Hautecoeur gibi, o da dua etti, Angelique'i a%z ndan pt. Tanr isterse, ben de isterim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, gzlerini at . Uzun bayg nl % ndan uyanm ), ona hayret etmeden bak yordu; pc%n l kl % n koruyan dudaklar , glmsyordu. Bunlar gerekle)mesi gereken )eylerdi, belki de onlar bir kez daha ryas nda grm)t, Monsenyrn, orada o%lu ile kendisini ni)anlamak iin bulunmas n gayet sade buluyordu, nk art k zaman gelmi)ti. Byk yata% n ortas nda, kendili%inden do%rularak oturdu. Piskopos, gzlerinde mucizenin nuru, ayn duay tekrarlad : Rarip kar) l k verdi: Amen. Angelique, yan k mumu alm )t , metin bir elle, dmdz tutuyordu. Hayat geri gelmi)ti, alev ok parlak yan yordu, gecenin hapis ruhlar n kovuyordu. Odan n iinde parlak byk bir %l k dola)t . Felicien, mucizenin rzgarlar yla do%rulmu) gibi, ayaktayd ; Hubert'ler, ayn solukla sars lm )lar, grdkleri manzara kar) s nda, gzleri apa k, yzleri hayran, dizst oturup kalm )lard . Yatak, onlara, parlak bir ) kla ku)at lm ) gibi grnyordu, gne) huzmesi iinde, beyaz 205tyler gibi. beyazl klar ykseliyordu: beyaz duvarlar, btn beyaz oda, bir kar parlakl % iinde idi Ortada, tekrar dirilen ve sap zerinde do%rulan bir zambak gibi, Angelique, bu ayd nl % yans t yordu. Has alt n rengi salar , yzn bir hale ile ku)at yor, menek)e rengi gzleri bir nurla par ld yor, saf yznden, btn bir hayat nuru f )k r yordu. Felicien, onun )ifa buldu%unu grnce, Tanr n n kendilerine bu ihsan kar) s nda )a)alam )t . yakla)t , yata% n yan nda diz kt. Ah! Sevgilim, bizi tan yorsunuz, ya) yorsunuz.... Ben sizinim, babam raz oldu, nk Tanr byle istedi. Angelique ba) n e%di ne)eyle gld. Oo! biliyordum, bekliyordum... Ne grdmse hepsi olacak. Monsenyr, sakin halini tekrar ele alm )t , istavrozu, yine onun dudaklar na de%dirdi. Bu sefer, Angelique, itaatli bir cariye gibi, onu pt. Sonra, Monsenyr, geni) bir el hareketiyle, istavrozu, btn odada, btn ba)lar n zerinde gezdirdi, son takdisi yapt ; Hubert'lerle rahip Cornille'e a%l yorlard . Felicien, Angelique'in elini tutuyordu. K z n teki elinde, masumluk mumu, yksek bir alevle yan yordu. XIV

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Nikah iin mart ay n n ilk gnleri kararla)t r lm )t . Fakat, Angelique btn varl % ndan ykselen sevince kar) n hala ok halsizdi'. nce bitkinli%inin hemen ilk haftas nda ba)layarak tekrar atel-yeye inmek istemi) Monsenyrn taht iin yapt % hafif kabartma i)lemeli panoyu bitirmekte srar etmi)ti. Ne)eyle, bu i)in, i)i hayat n n son eseri oldu%unu sylyordu, sipari), byle yar yolda b rak lamazd . Sonra, bu harcad % abayla gc tkenmi) yine odas na kapanmak zorunda kalm )t . Eski tam sa%l % n bulamadan, kutsal 206 ya%lar n alt nda hala bembeyaz ve maddili%inden ayr lm ) gibi, glmseyerek orada vakit geiriyor, hayal gibi k sa ad mlarla a)a% yukar dola) yor, masas ndan penceresine kadar uzun bir yol yrd% iin saatlerce d)nceye dal yor, dinleniyordu. Nikah geciktirdiler, k z n iyi bak larak yak nda tamamiyle )ifa bulmas n beklemeye karar verdiler. Felicien her gn %leden sonra onu grmeye geliyordu. Hubert'le Hubertine yanlar nda bulunuyorlard . Birlikte gzel saatler geiriyorlar, boyuna ayn projeleri kuruyorlard Angelique, oturdu%u yerde ok canl ve ne)eli gzkyor, gelecekti hayatlar n ok dolu gnlerinden nce o sz a yor, seyahatleri, Hautecoeur )atosunun onar m n grp tan yacaklar btn mutluluklar anlat yordu. O zaman, a k pencereden, her gn biraz daha l k, ieri giren mevsimsiz il-kabahar n ortas nda onu grenler, vcuta topland % n , kefeni y rt % n san rlard . Angelique, ancak yaln z oldu%u zamanlar, grlmek korkusu olmad ka ciddi d)ncelerine dal yordu. Geceleyin ku-. la% n n n dibinden sesler gemi)ti; sonra, etraf nda, topra% n bir daveti dola)m )t ; iinde, bir ayd nl k a l yordu, mucizenin yaln z hlyas n n gerekle)tirmek iin devam etti%ini anl yordu. oktan lm) de%il mi idi, grn)ler ortas nda, olaylar n verdi%i bir ara sayesinde bulunmuyor muydu? Bu, yaln zl k saatlerinde, onu sonsuz heyecan n avutuyor, bu ne)eli deminde hayattan ekilip gitmekte oldu%una zlmyor hala sonuna kadar erece%ine emin bulunuyordu. Hastal k, beklerdi. Byk sevinci, bu d)nceyle yaln zca ciddi bir ifade al yor Angelique, cans z bir halde kendini b rak yor, vcudunu yok gibi hissediyor, saf bazlara do%ru kanat a yordu; ancak, Hubert'lerin kap y amalar , yahut Felicien'in kendisini grmek iin ieri girmesi zerine do%ruluyor sa%l % yerine gelmi) gibi yap yor, gelecekten ok uzaktaki evlilik y llar ndan glerek sz ediyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Mart n sonuna do%ru, Angelique daha ne)elenir gibi oldu. Yapayaln zken iki defa bayg nl klar geirmi)ti. Bir sabah, Hubert, ona 207bir fincan stl kahve getirdi%i s rada yata% n ayak ucuna yere d)m)t; onu aldatmak iin, yerde i)i )akaya bozdu, kaybetti%i bir i%neyi arad % n syledi. Sonra ertesi gn ok )en gzkt, nikah abuk yapmak Nisan n ortas nda nikahlanmak sz etti. Hepsi itiraz ettiler: Daha ok zay ft , niin beklemiyeceklerdi? Hibir aceleleri yoktu. Fakat heyecanland , nikah n hemen yap lmas n istiyordu. Hubertine, hayret etti, bu acele kar) s nda )pheye d)t onu vcuduna dokunan en hafif so%uk rzgarla solar halinde bir an izledi. Sevgili hasta, kendisini lme mahkum bildi%i halde, ba)kalar n aldatmak iin duydu%u )efkatli ihtiya iinde, sakinle)meye ba)lam )t bile. Hubert'le Felicien, srekli bir tap n ) ortas nda hibir )ey grmemi)ler, hibir )ey sezmemi)lerdi. Angelique, bir irade gayretiyle - aya%a kalkarak, eskisi gibi evik ad mlarla a)a% yukar dola) yordu, ok gzeldi, mutlu olaca% iin nikah treninin kendisini bsbtn iyi edece%ini sylyordu. Ho), karar verecek olan Monsenyr'd. O gnn ak)am , Piskopos oraya geldi%i zaman Angelique gzlerini onun gzleri iinde, bak )lar n ondan ay rmadan iste%ini anlatt ; sesi o kadar heyecanl yd ki, syledi%i kelimelerin alt nda, sylemedi%i )eylerin ate)li yalvar )lar vard . Monsenyr biliyordu, bildi%i iin anlad , nikah Nisan ortas na denk geldi. Bunun zerine, bir hayhuy iinde ya)ad lar, byk haz rl klar yap ld . Hubert, yar resmi vasili%ine kar) n Angelique r)tn ispat etmemi) oldu%u iin hala aile meclisini temsil eden sosyal yard m direktrnn iznini almak zorunda kald ; i)in zahmetli taraf ndan Felicien'i de gen k z da kurtarmak iin, bu ayr nt y sulh hakimi msy Grandsire zerine alm )t . Fakat Angelique, etraf ndakilerin gizli davrand klar n grnce, bir gn hrriyet czdan n yukar ya getirtti, onu kendi eliyle ni)anl s na vermek istedi. Art k tam bir tevazu hali iindeydi, Felicien'in kendisini, kendi efsanevi ad n n )erefine ve byk servetine ykseltmek iin nas l a)a% bir durumdan ekip ald % m bilmesini istiyodu. Bu resmi ka% t, zerinde bir tarihle bir numaradan ba)ka bir )ey bulunmayan bu kimlik onun evrak yd , kim208 Hain sayfalar n bir kere daha kar )t rd , sonra, bir hi olmaktan ve Felicien'in kendisini her)ey haline getirmesinden sevin duyarak, czdan utans z, ona verdi. Felicien, bu hareketten son derece duyguland , diz kt, gzya)lar

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

iinde onun ellerini pt, sanki biricik hediyeyi kalbinin )ahane hediyesini kendisine veren Angelique'di. Haz rl klar iki hafta, Beaumont'u oyalad yukar )ehirle a)a% )ehrin alt n stne getirdi. Yirmi i)inin, gece gndz eyiz haz rlamak iin al )t klar syleniyordu. Sadece gelin elbisesine i)i u%ra) yordu; bir milyonluk bir sepet, y % n .y % n dantelalar, kadifeler, atlas ve ipek, mcevherler, kralielere yara) r elmaslar ya%mur gibi dklecekti. Fakat as l herkesi heyecana srkleyen )ey son derece byk tutar olan sadakalard ; gelin, kendisine ne kadar ve-riliyorsu fakirlere de bir o kadar verilmesini istemi)ti; evreye bir milyon daha, bir alt n ya%muru halinde serpilecekti. Angelique sonunda hlyas nda cmertliklerinde duydu%u o eski ac ma ihtiyac n tatmin ediyor, avular apa k, yoksullar n zerine, sel gibi servet, ta)k n bir refah ak t yordu. Beyaz ve plak kk odada, iine m hlan p kald % khne koltukta oturuyor, rahip Cornille da% t lan paralar n listesini kendisine getirdi%i zaman hazz ndan glyordu. Daha versinlerdi, daha versinlerdi! Da% t lanlar hi de yeterli de%ildi. Mas-cart baban n prenslere lay k ziyafet sofralar nda yemek yemesini, Chouteau'lar n bir saray muhte)emi iinde ya)amalar n , Gabet anan n, para gcyle iyile)ti%ini, yeniden genle)ti%ini grmek istiyordu; Lemballeuse'leri, ana ile k z m tuvaletlere ve mcevherlere gmmek istiyordu. Alt n ya%muru, peri masallar nda oldu%u gibi, hatta gnlk ihtiyalar da a)arak, gzellik ve ne)e yaratmak iin, )ehrin zerine gitgide artarak dklyor, alt n n grkemi soka%a d)yor, merhametin bol gne)i alt nda par ld yordu. Sonunda o gzel gnden bir gn nce, her )ey haz r oldu. Felicien, piskoposluk kona% n n arkas nda, Magloire soka% nda eski bir konak sat n alm )t , oray muhte)em bir )ekilde d)emekle u%ra) yorlard . Koca odalar, nefis perdelerle ssleniyor, en de%erli mo209bilya ile dolduruluyordu; antika hal larla ssl bir salon, fecir semas kadar latif bir mavi buduar, hele bir yatak odas vard ki, beyaz ipekle ve beyaz dantelle yap lm ) bir yuvaya benziyordu, iinde beyazdan, hafif, uarcas na hafif beyazdan ) % n ta kendi rpertisinden ba)ka bir )ey yoktu. Fakat Angelique, bir araba ile gtrmek istedikleri halde, bu harika )eyleri gidip grmeyi hi istememi)ti. Anlat rlarken masum bir glmsemeyle dinliyor, hibir emir vermiyor, eki dzen i)iyle hi u%ra)mak istemiyordu. Hay r hay r, bu i)ler ok uzakta, hala bilmedi%i, dnyan n o bilinmez

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

taraflar nda olup bitiyordu. Mademki kendisini sevenler bu mutlulu%u byk bir sevgiyle onun iin haz rl yorlad , hayal diyarlar ndan gelip iinde saltanat srece%i gereklik lkesine ayak basan bir prenses gibi oraya girmek istiyordu sepeti grmek de istemiyordu; sepet, i)lemelerle ssl gala tuvaletlerinin, zarif kuyumculuk harikalar ndan y % n y % n p rlantalardan modern mcevherlerin olu)tu%u hepsi kendi markas yla i)lenmi) eyizle dolu o sepet de oradayd . Bu servetin, hayat n yak n gerekli%i iinde par lt lar saarak, kendi evinde onu beklemesi, hlyas n n zaferine yetiyordu. D%n sabah , yaln z gelinli%ini getirdiler. O sabah, byk karyolas n n iinde, herkesten nce uyuyan Angelique, ayakta duramayaca% iin korkup pani%e kap larak bir halsizlik geirdi. Yataktan kalkmaya sava) yor, bacaklar n n bkld%n hissediyordu; haftalardan beri gsterdi%i abay ve sakinli%i yalan karan korkun bir st rap, son bir st rap, btn varl % nda feryat etti. Sonra, Hubertine'in ne)eyle ieri girdi%ini grr grmez, kendisi de yrd, buna )a)t ; nk, art k onu yrten )ey, kendi gc de%ildi, herhalde, grnmez alemden ona bir yard m geliyor, dost eller onu ta) yordu. Angelique'i giydirdiler, art k vcudunda hi a% rl k kalmam )t , o kadar hafifti ki Annesi, tak larak, hayret ediyor, daha fazla k m ldamamas n , yoksa havaya uaca% n sylyordu, Tuvalet devam etti%i kadar katedralin b%rnde ya)ayan Hubert'lerin kk serin evi, devbinan n muazzam solu%uyla rperdi; orada tren haz rl % n n u%ultsu, rahipler heyetinin hummal faaliyeti, hele anlar n 210 sesi, bir ne)e )amatas , khne ta)lar rperiyord: Yukar da )ehirde, bir saatten beri, anlar, byk )enlik gnlerinde oldu%u gibi al yordu. Gne) p r l p r l ykselmi) duru bir Nisan sabah , bir ilkbahar ) klar ya%muru, u%ultulu ba% )larla canlanarak halk aya%a kald rm )t . Btn yreklerin kendisine kar) sevgi duydu%u kk i)lemeci k z n nikah iin, Beaumont, ba)tan ba)a bayram ediyordu. Sokaklar dolduran bu gzel gne), onun narin ellerinden dklen, peri masallar ndaki sadakalar e)idinden alt n ya%muru gibiydi. Bu ) k cmb) alt nda, halk y % n y % n ka-detrale ta) n yor, yan cepheleri dolduruyor, Coitre meydan na ta) yordu. Orada ta)tan bir iek demeti gibi olduka ssl, roman biimli ciddi temelin stnde en ssl gotik biimiyle ykselen byk cephe grnyordu. Kulelerde, anlar hala al yor, cephe, stun-cuklar n, parmakl klar n,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

direklerin st sayvanl ermi) hcrelerinin, ieklerle ssl oyma at k nt lar n n mistik kokular yla a lan gzel gllerin ajurlu oymalariyla, bu d%nn rahatl % n fakir k z n mucize ortas nda ykseli)ini temel ediyordu. Saat onda erganunlar u%uldad . Angelique'le Felicien ieri giriyorlar, halk n s k ) k saflar aras ndan geerek, k sa ad mlarla byk mihraba do%ru yryorlard . Ba)lar hayran ve rikkatli bir_ f s lt iinde dalgaland . Felicien, siyah damatl % n n ciddi grn) alt ndan daha incelmi), gen ve sar ) n bir tanr gibi gzel, gururlu ve vekarl , olduka heyecanl , geiyordu. Fakat Angelique, bir hayal gibi esrarl bir fsun iinde ok latif, ok ilahi, yrekleri heyecana veriyordu. Gelinli%i beyaz gezidendi, eski zaman dantelalar yla sade bir )ekilde sslenmi)ti, bu dantelalar incilerle tutturulmu)tu, korsaj n garnitrleriyle etekli%in volanlar na halis inciden kordonlar evrilmi)ti. Angelique'in ba) na, dizi inciden bir tala tutturulan antika bir ingiliz i)i duvak onu ku)at yor, topuklar na kadar iniyordu, ba)ka hibir ss yoktu, ne bir iek, ne bir mcevher vard , yaln z bu hafif duvak, bu rpertili bulut, Angelique'in menek)e gzl, alt n sal bir 211kilise cam bakiresi kadar ufac k yznde kanatlar gibi rp n yordu. Mihrab n nnde, Felicien'le Angelique'i, iki k rm z kadife koltuk bekliyordu. Arkalar nda erganunlar onlar kar) lamak iin ald klar havay etrafa yayarken, Hubert'le Hubertine, aile fertlerine ayr lan dua raleleri zerine diz ktler. Bir gn nce s n rs z bir sevin duymu)lard , hala onun )a)k nl % iindeydiler, k zlar n n mutlulu%una eklenen kendi mutluluklar iin Tanr ya nas l ham-dedeceklerini bilemiyorlard . Hubertine, bir kere daha mezarl %a gitmi), sevdikleri bu k z ekilip gidince, yaln z kalacaklar n , kk evin bo) kalaca% n d)nerek hzn iinde, uzun uzun, annesine yalvarm )t ; birden bire vcudunda duydu%u bir dokunu) onu; murad na ermi) bir halde rpererek aya%a kald rm )t . Otuz y l sonra, inat l kad n, topra% n dibinden, onlar affediyor, ok hararetle zledikleri ve bekledikleri aff n ocu%unu gnderiyordu. Bu, acaba, merhametlerinin dl; karl bir gn, katedralin kap s nda bulup yanlar na ald klar , bugn byk trenlere zg btn debdebe ile bir prense varan o zavall sefil mahlukun dlmyd? Duas z, dudaklar ndan hibir sz dklmeden, minnettarl k iinde hayran, iki diz zerine oturup kalm )lar, btn varl klar ndan sonsuz bir te)ekkr ykseliyordu. Kubbe alt n n te taraf nda, piskoposluk taht nda, Monsenyr de, aile fertlerinden olarak yerini alm ), temsil etti%i Tanr n n btn

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

grkemiyle oturuyordu. Yz, bu dnya ihtiraslar ndan uzak, sakin bir eda ta) yor, kutsal giysilerinin gsteri)i iinde par ld yordu; ba) n n zerinde, i)lemeli panodaki iki melek, Hautecoeur'lerin parlak armalar n tutuyordu. Tren ba)lad . Btn ruhban heyeti orada haz rd , evre kiliselerden, psikoposlar na onur vermek iin rahipler gelmi)ti. Parmakl klar doldurup ta) ran bu beyaz harmaniyeler y % n ortas nda zakirlerin s rmal kaftanlar yla zakir ocuklar n k rm z giysileri par lt lar sa yordu. Roman biimi mihraplar n bas kl % alt nda, yan cephelerin hi ayd nlanmayan karalt s , o sabah, mcevher gibi k r212 m z bir renkle tutu)an camlardaki duru nisan gne)iyle ayd nlan yordu. Fakat zellikle kubbe alt n n lo)lu%u, bir yaz gecesi y ld zlar kadar ok say da mumlarla alev alevdi. Ortada byk mihrap ruhlar n ate)iyle yanan bu alevli sembolik al l k, o mumlar n ) % yla bir yang na benzemi)ti; me)alelerde, iri )amdanlarda, avizelerde mumlar vard ; evlilerin nnde, yuvarlak kollu, iki byk )amdan iki gne) gibi duruyordu. Ye)il dal y % nlar , zakirler yerini taravetli bir bahe haline getiriyor, iri beyaz aelya demetleri, beyaz kamelyalar ve beyaz leylaklar oray ieklendiriyordu. Mihrap dairesinin dip taraf na var ncaya kadar ye)illikler aras ndan, alt n ve gm) p r lt lar , kenar k)esi gzken kadife ve ipek rtler, uzaklardan gze arpan bir mihrap gsteri)i vard . Bu ) k aleminden, stnde kubbe ykseliyor, yksek gtik pencerelerin bol ayd nl % na bir rperti veren o binlerce kk alevin titrek solu%u iinde, drt stun yukar ya do%ru dikiliyor, kubbeyi tutuyordu. Angelique, kendisini, rahip Cornille'in evlendirmesini istemi)ti; onun pe)i s ra iki mez oldu%u halde, arkas nda beyaz kaftan, boynunda beyaz omuzlukla ilerledi%ini grnce glmsedi. Sonunda hlyas gerekle)iyordu, her trl midin stnde, servetle, gzel-likle, kudretle evleniyordu. Kilise, erganunlar yla dans ediyor, mumlar yla nur sa yor, #sa kullar ndan ve papazlardan mrekkep cemaatiyle ya) yordu. Antika bina, hibir zaman mukaddes lks iinde, bir saadet ta)k nl % yla geni)lemi) gibi bundan daha )ahane bir debdebe ile Angelique, kendi zaferini kutlayan bu ne)e ortas nda, lm vcuduna ta) d % n bilerek glmsyordu. #eri girerken Hauteoeur, mihrab na bir gz atm )t ; orada, tam a)k n mutlulu%u ortas nda iken, gayet gen ya)ta l6n Laurette'le Balbine, o mutlu l kad nlar uyuyordu. Angelique, bu son demde, kusursuzdu, ihtiras n yenmi)ti, hatalar n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dzeltmi)ti, yenilenmi)ti, zaferin gururunu bile ta) m yordu, byk dostu katedralin )kran nidalar ortas nda varl %in n bu ykseli)ine isteksiz haldeydi. Diz kt% zaman olduka mtevaz , ol213duka itaatli, nefsani gnahtan tamamen y kan-m ) bir cariye halindeydi; feragatinden dolay da ok ne)eli idi. Rahip Cornille, mihraptan indikten sonra, dosta bir sesle, onlara nasihat verdi. rnek olarak, #sa'n n, Kilise ile yapt % evlili%i syledi, gelecekten iman iinde ya)ayacaklar gnlerden, ocuklar n h ris-tiyanl k inanc iinde bytmek gerekti%inden, szetti; Angelique, o zaman, bu mit kar) s nda, yeniden glmsedi; Felicien de, onun yan nda, art k kesin hale geldi%ini anlad % btn bu mutlulu%u d)nerek rperiyordu. Sonra, gereke olan sorular, kad nla erke%i, btn mr devam nca ba%layan yan tlar s ras geldi; Angelique, o kesin "evet" szn kalbinin ta derininden, heyecanla syledi, Felicien ayn sz, m)fik bir ciddiyetle, daha yksek sesle syledi. Art k geri dnlmeyecek hareket yap lm )t . Rahip, onlar n sa% ellerini, birbirine vermi) son szlerini m r ldanm )t : Fakat, bozulmaz sadakatin, sonsuz ba% n sembol olan yz% takdis etmek kal yordu; bu da uzun srd. Rahip gmle%inin iinde, alt n halkan n zerinde, glabdan , istavroz )eklinde k m ldat yor, dualar ediyordu. Sonra kilisenin, onun kalbini kapatt % n , mhrledi%ini oraya, art k hibir kad n n girmemesi gerekti%ini anlatmak iin, halkay damat uzatt ; damata bundan sonra, btn erkekler aras nda, onun iin yaln z kendisinin mevcut bulundu%unu anlatmak zere halkay gelinin parma% na takt . Bu sonsuz s k birlikte, kad n n ta) yaca% , erke%in emrinde olmak alameti idi, etti%i yemini hep kendisine hat rlatacakt ; ayn zamanda sanki bu kk alt n halka onlar mezara kadar birbirine ba%l yormu) gibi birlikte uzun y llar srece%inin vaadi idi. Sonra, rahip son dualar okuyup da, onlara bir kez daha nasihat verirken, gere%i bilen Angelique, fergatli parlak tebessmyle glyordu. Bundan sonra, mezlerle beraber ekilip gitmekte olans rahip 'Cornille'in arkas ndan erganunlar )evkle alma%a ba)lad rlar. Mon-senyr, grmekli, k m ldamadan duruyor, ok tatl bak )l kartal gzlerini ifte do%ru indiriyordu. Hubert'ler hala diz km) durumda mutluluk ya)lar yla gzleri bulanm ), ba)lar n kald r yorlard . Er214

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sanunlar engin terennm kilisenin iinde u%uldad , tarla ku)lar n n sabah c v lt lar na benzeyen, tiz perdeden kesik kesik bir na%meler ya%muru halinde kubbelerin alt na dkld. Kubbe alt na ve yan ceplere y % l kalabal k halk uzun bir rperti ile, heyecanl bir biimde grltyle ile k m ldam )t . ieklerle ssl, mumlarla p r l p r l kilise takdisin ne)esiyle nurlan yordu. Arkas ndan yine iki saat sren grkemli bir tren oldu, gnlkler yak larak, kurban ilahileri okundu. Ayini yapan papaz beyaz stllk giymi)ti, arkas ndan trenci rahip, ellerinde gnlk kab yla kay k biimi buhurdan oldu%u halde buhurdanc iki papaz, iki byk alt n )amdan yak lm ) olarak ta) yan iki yamak geliyordu. Monsenyrn orada bulunu)u treni, selamlarla, pcklerle daha kar ) k hale getiriyordu. #kide bir diz kmeler, beyaz harmaniyelerin eteklerini uuruyordu. Oymalarla ssl eski s ralarda oturan btn ruhaniler encmeni aya%a kalk yordu; baz anlarda gkten inen bir soluk, sanki, mihrap dairesini byk bir kalabal kla dolduran papazlar heyetini secdeye vard r yodu. Treni idare edep papaz, mihrapta ilahi okuyordu. Susuyor, gidip oturuyor, o zaman zakir ocuklar, uzun uzun devam ediyorlar, ba) zakirin kal n sesiyle syledi%i cmleler zakir ocuklar n melekler taraf ndan ttrlen fltler gibi hafif, ince seslerine kar ) yordu ok gzel, ok przsz bir ses, dinlemesi zevk veren bir gen ki sesi ykseldi; bunun bu mucize d%nnde )ark sylemek isteyen matmazel Claire de Voincourt'un sesi oldu%u sylendi. Bu sese e)lik eden erganunlar, yre%e e)siz gzellik, engin bir inilti, iyi ve mutlu bir ruh gibi sakin bir ses kar yorlad . Ani susmalar oluyor, sonra erganunlar, u%ultularla yeniden tmeye ba)l yor, trenci papaz, ellerinde )amdanlar yla papaz yamaklar n getiriyor, buhurdanc papazlar treni idare eden rahibe gtryor, o da kay k biimi bu buhurdanlardaki gnl% takdis ediyordu. Her an buhurdanlardaki havalara savruluyor, ince zincirlerinin keskin ) % grlyor ve billur ) ng rt lar i)itiliyordu. Havada, kokulu mavi bir bulut do215la) yor, piskopos, rahipler, mihrap, incil, herkes ve her )ey, dip taraflar dolduran halk n kalabal % na var ncaya kadar, sa%a, sola kar) ya do%ru uzat lan hareketle gnlk ttssnden geiriliyordu. Bu arada Angelique'le Felicien diz km)ler. #sa ile kilisenin esrarl evlili%inin tamamlan ) demek olan kurban ayinini sofuca dinliyorlard . #kisinin elin de vaftizden beri korunan bekaret sembol olmak zere yanar

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bir mum verilmi)ti. Tanr r zas iin okunan duadan sonra, ikisi de itaat, iffet, ve tevazu alameti olan duvak alt nda kalm )lard . Bu s rada da havari mektuplar cildinin yan nda ayakta duran rahip, uslden olan dualar okuyordu. Ayn zamanda, yasal evleni)in zevki iinde bile lm d)nmeyi ihtar alameti olan yanar mumlar hala ellerinde tutuyorlard . Art k bitmi)ti, kurban takdimi treni yap lm )t , treni idare eden papaz, kar kocan n nc ve drdnc gbe%e kadar, ocuklar n n artt % n ve o%ald % n grme-leri iin, Tanr dan onlara takdis etmesini yalvard ktan sonra trenci papazla, buhurdanc papazlarla ve yamaklarla beraber ekilip gitmi)ti. O s rada btn katedral co)tu. Erganunlar zafer mar) n , yle bir gk grlts iinde almaya ba)lad lar ki, btn bina titredi. Btn halk rpererek manzaray grmek iin ayaklar n n ucunda ykseliyordu; iskemlelerin zerine kan kad nlar vard , yan cephelerin karanl k mihraplar n n dibine var ncaya kadar, ba)lar n olu)turdu%u s k saflar grlyordu; btn bu halk, yre%i arparak glmsyordu. Bu son ayr l k s ras nda, yanan, binlerce mumu, daha yksek bir ) kla yanar gibi oluyor, kubbeleri titreten ate)ten diller gibi alevlerini uzat yorlard . Rahipler heyetinin son bir yk nidas sslerin ve mukaddes kablar n grkemi ortas nda, ieklerin ve ye)illiklerin iinden ykseldi. Fakat birdenbire, erganunlar n alt nda, cmle kap s n n iki kanad birden a larak bol gn ) % , lo) duvar , ondan bir tabaka halinde deldi. Parlak nisan sabah , canl ilkbahar gne)i, )irin beyaz evleriyle Cloitre meydan gzkt; orada, yeni evlileri daha kalabal k, sevgisi daha sab rs z, el hareketleriyle ve alk )lar yla )imdiden co)216 kun bir kalabal k bekliyordu. Mumlar n ) % solmu)tu, erganunlar soka% n grltlerini, gk grltsn and ran sesleriyle susturuyorlard . Angelique'le Felicien, usulca bir yry)le, halk n olu)turdu%u iki s ra aras ndan geerek kap ya do%ru ilerlediler. Angelique, zaferden sonra, ryadan s yr l yor, gere%e girmek iin oraya do%ru yryordu. Bu i% ayd nl kt kap , onun bilmedi%i aleme a l yordu; gen k z ad mlar n yava)lat yor, hareket dolu evlere, kayna)an halka, onu isteyen ve selamlayan btn )eylere bak yordu. O kadar halsizdi ki, kocas adeta onu ta) mak zorunda kal yordu. Bununla beraber hala glmsyor, kendisini beyaz ipekle ba)tan a)a% ya kapl zifaf odas n n bekledi%i, mcevherlerle ve

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kralie tuvaletleriyle dolu, o prens kona% n d)nyordu. Nefesine bir t kan kl k geldi, durdu, sonra birka ad m daha atacak kadar g buldu. Gzleri parma% na geirilen halkaya ili)mi)ti, bu sonsuz ba%a glmsyordu. O zaman cmle kap s n n e)i%inde, meydana do%ru inen basamaklar n st ba) nda sendeledi. Mutlulu%un sonuna kadar gitmi) de%il miydi? Var olmak zevki orada bitmiyor muydu? Son bir gayretle ykseldi, dudaklar n Felicien'in dudaklar na de%dirdi. Bu pc%n iinde ld. Fakat, lm kedersiz bir lmd. Monsenyr, al ) k oldu%u, din ba)kan na has takdis i)aretiyle, bu ruhun kurtulu)una yard m ediyordu, kendisi de sessizlik bulmu), ilahi yolculu%a dnm)t. Hubert'ler affedilmi)ler, hayata tekrar giriyorlard . Btn katedral btn )ehir )enlik iindeydi. Erganunlar daha yksek sesle u%ulduyor, anlar var gcyle al yor, kalabal k, sevdal ifti, mistik kilisenin e)i%inde, ilkbahar gne)inin ) % alt nda alk )l yordu. Bu zaferli bir ykseli)ti, Ange1ique mutlu saf, gerekle)en hlyas n n kanatlar nda havalanm ), yald z ve boya kal nt lar aras nda, par lt l gotik kubbeli siyah roman biimli mihraplardan efsanelerdeki cennetin ta ortas na ekilip al nm )t . Felicien'in elinde ok yumu)ak k vrak, hiten olu)an bir)ey 217ba)tan ba)a dantelalardan ve incilerden olu)an o gelinlik hala l k, hafif, bir avu ku) ty kalm )t . Sahip oldu%u )eyin bir glgeden olu)tu%unu oktan beri hissediyordu. Grnmez alemden gelen hayal, grnmez aleme dnyordu. Bu bir hayal yaratt ktan sonra silinen grn)ten ba)ka bir )ey de%ildi. Her )ey hlyayd . Angelique, mutlulu%un )ahikas nda, bir pc%n hafif solu%u iinde, yok olmu)tu,Prodktr AH KUMRUO!LU Editr zlem ZDEM#R - Gonca AYDEM#R Yay n Sorumlusu Haluk EKREN Yazar Emile ZOLA eviren Hamdi VARO!LU Bas m Y l A%ustos 1997 Dizgi (ER#DA - 418 19 01 - Ankara Kapak! asar m zlem ZDEM#R Kapak Resmi zlem ZDEM#R Bask Y ld zlar Matbaas Ali Suavi Sok. 60/A Tel: 230 06 45 Yay nevi Adresi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Byk Sanayi 1. Cad. 7/11 #skitler Tel.-Fax: (0312) 341 16 36 ISBN 975-583-001-4 .1860 y l ndaki )iddetli k )ta. Oise nehri dondu, a)a% Picardie ovalar n karlar kaplad ; hele kuzey do%udan yle bir sa%anak geldi ki, Noel gn; Beaumont'u adeta gmd. Kar, sabahtan ya%maya ba)lam ), ak)ama do%ru artm ), btn gece y % lm )t . Yukar )ehirde te ba) nda katedralin yan kolunun kuzey cephesi bir ucuna gemi) gibi olan Orfevres soka% na, kar, rzgarla itilerek gmlyor, k)eli at tepesinin plakl % alt nda, oymalarla ok ssl, adeta gotik, roman mimari slubunda antika bir kap olan Saint-Agnes kap s n dvyordu. Ertesi gn, )afak skerken, orada yar m metreye yak n kar birikmi)ti. Sokak, bir gn nceki )enli%in uyu)uklu%u iinde, hala uyuyordu. Saat alt y ald . Kar tanelerinin usul usul ve inat dkl) ile mavile)en karanl klar iinde, canl olarak, yaln z, belli belirsiz bir )ekil, dokuz ya) nda bir k z ocu%u vard . Kap n n kemeri alt nda s % nm ), elinden geldi%i kadar bar narak geceyi orada titremekle geirmi)ti. Paavralar giymi)ti, ba) na bir atk paras sarm )t , plak ayaklar nda iri erkek kunduralar vard . Herhalde, )ehirde uzun zaman dola)t ktan sonra oraya d)m) olacakt ; nk yorgunluktan y % l p kalm )t . Onun iin, oras , dnyan n teki ucu idi. Ne bir insan vard , ne hi bir )ey; son yaln zl k iinde, kemiren al k, ldren so%uk vard ; halsizli%inin ortas nda, kalbinin a% r yk nefesini t k yarak, direnmekten vazgeiyor, vcudundaki gerileme ihtiyac ndan, yer de%i)tirme igdsnden, bir sa%anak karlar f r l f r l dndrdke, bu khne ta)lara gmlme igdsnden ba)ka bir )ey duymuyordu. Saatler, saatler geiyordu, uzun sre ifte kap yuvalar n n iki kanad aras ndaki aynaya s rt n vermi)ti. Bu aynan n dire%i stnde, 5kendisi gibi kk bir k z olan on ya) ndaki din )ehidi Sainde -Agnes'in ayaklar dibinde bir defne dal ile bir kuzu bulunan heykeli vard r. Al nda, direk ba)l % n n stnde #sa'ya ni)anl bakirenin btn efsanesi, kabartma olarak, safdil bir inanla cereyan eder: O%luna varmay reddetti%i vali, onu kt yerlere gnderdi%i zaman, uzayan ve vcudunu rten salar cellatlar odunu tutu)turur tutu)turmaz, vcudundan uzakla) p o cellatlar yakan ate)in alevleri kemiklerini, imparatorunun k z Constance' n czam illetini iyi ederek gsterdi%i mucizeler; sonra bir resminin gsterdi%i mucizeler; bir

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kad n almak ihtiyac yla k vranan rahip Paulin'in papan n tavsiyesi zerine, zm-rtl bir yz% resme gstermesi,resmin, parma% n uzat p tekrar ekmesi, hala resmin zerinde grlen yz% al koymas , bylece, Paulin'i kurtarmas . Aln n ta tepesinde, bir bulut iinde, Agnes, nihayet semaya kabul edilir; ni)anl s #sa, onunla, ufac k ve ok gen oldu%u halde evlenir, onu mutluluklar n mjdeleyen buseyle per. Fakat, rzgar, soka% ba)tan ba)a doldurdu%u zaman, kar cepheden kam l yor, beyaz y % nlar, e)i%i t kamak tehlikesi gsteriyordu; o zaman, ocuk yan taraflara, pervaz aral % n n direk taban stne yerle)tirilmi) bakirelere yaslan p s % n yordu. Bunlar, Agnes'in arkada)lar , onun egemenli%inde bulunan ermi) k zlard r. sa% taraf ndad r. Hapishanede mucizeli ekmekle beslenen Do-rothee, bir kule iinde ya)am ) olan Barbe, bakireli%e Paris'i kurtaran Genevieve. de solundad r: Memeleri bklp kopar lan Agat-he,babas taraf ndan i)kence edilen ve kendi vcudundan kopan eti onun surat na f rlatan Christine, bir melek taraf ndan sevilen Cecile. Bunlar n stnde yine melekler vard r; k)e talar n n kemeriyle beraber yukar do%ru kan, kemer tavan n , sevinli ve iffetli vcutlar n n a l ) yla ssleyen s k, s ra bakire ki, a)a% da i)kenceye konulmu)lard r,azaplar iinde ezilmi)lerdir, yukar da da, cennetlikler ortas nda, sevinler iinde, uu)an melekler taraf ndan kar) lanm )lard r. ocu%u, oktan beri, koruyan hibir )ey kalmad % s rada saat sekizi ald , gn a%armaya ba)lad . E%er, aya% yla itip sprmese, kar, omuzlar na kadar gelecekti. Arkas ndaki antika kap , krk kaplanm ) gibi karla rtlm), bir d)ek gibi bembeyazd ; onun stnde klrengi cephe, o kadar dz ve o kadar kaygand ki, zerinde bir tek kar tanesi tutunam yordu. Hele kap n n, d )ar dan ieriye do%ru geni)leyen k sm ndaki byk ermi) kad nlar, beyaz ayaklar ndan beyaz salar na kadar karla rtnm)ler, safl k iinde p r l p r ld lar. Daha yksekte al ndaki sahneler, kemer kovanlar ndaki kk ermi) k z-lar,koyu renkli zemin zerine parlak bir izgi ile izilmi) keskin k)eler halinde kabar kla) yorlard . Bu, al n ) sahnesine, Agnes'in evlenmesine kadar byle devam ediyor, sanki melekler, bu evlenmeyi, bir beyaz gl ya%muru alt nda kutluyorlard . Bakire ocu%un heykeli, stunun stnde, ayakta, beyaz defne dal ile, beyaz koyunu ile, etraf nda, sten gelen bakireli%in mistik hamlesini donduran so%u%un bu hareketsiz kat l % iinde, beyaz bir safl k, lekesiz kar beyazl % iinde idi. Ayaklar dibinde de,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

teki, o sefil ocuk, onun gibi kardan bem-beyaz,ta) kesilmi) san lacak kadar kat lm ) ve beyaz, din u%runda can vermi) byk bakirelerden ay rdedilemiyordu. Bu s rada, evlerin uyuyan cepheleri boyunca, tak rd ile a lan bir pancurun grltsn i)itince, ocuk, gzlerini kald rd . Bu pan-cur, sa% nda, katedrale biti)ik evin birinci kat nda a lm )t . Oradan, bir kad n, gzel, esmer ve grbz, yakla) k k rk ya)lar nda bir kad n e%ilmi)ti; ocu%un k m ldad % n grnce ola%anst so%u%a kar) n, plak kolunu bir dakika d )ar da b rakt . Ac ma ile kar ) k bir hayret, sakin yzn kederlendiriyordu.Sonra, titreyerek pencereyi rtt. K sac k bir zaman iinde grd%, bir atk paras na brnm), menek)e gzl, sar ) n bir minimininin hayali, gzlermin nnde kalm )t ; ocu%un ekme biryz, zellikle, d)k omuzlar n stnde, bir boynu vard ; fakat, yar yar ya lm) ufac k elleriyle ufac k ayaklar so%uktan morarm ), ocu%un biricik canl taraf , nefesinden kan 7hafif bu%udan olu)uyordu. ocuk, dalg n gzleri havada kalm ), eve bak yordu. Tek katl , pek eski, on be)inci as r sonuna do%ru yap lm ) bir evdi, bu. Bir dev aya% n n iki parma% aras na s k )m ) bir si%il gibi, katedralin ta b%rne, iki payanda aras na gmlm)t. Bylece yaslanm ) olarak, ta)tan kaide ete%iyle; tu%lalar meydanda tahta kiri)li kat ile; at s , kulenin stnden bir metre ileriye kan tavan aras ile; sol k)edeki k nt l merdiven yuvas ile; o tarafta, in)a edildi%i devreye mahsus kur)un kaplamas n hala koruyan ensiz penceresiyle, ok sa%lam kalm )t . Bununla beraber, eskili%i tamirleri gerektirmi)ti. Kiremitli dam XIV. Louis zaman ndan kalma olsa gerekti. Merdiven yuvas n n cephesinde a lm ) bir tepe cam , her tarafta eski zaman biimli ssl camlar n ereveleri yerine konulmu) adi tahta ereveler, birinci katta, ortadaki tu%lalarla t kan p ikiye indirilmi), biti)ik pencere yeri,bylece, cepheye, o sokaktaki daha yeni binalara gre bir tenazur vermi) olan ortadaki pencere yeri, o devre mahsus yap )eklini kolayca gsteriyordu. Zemin Kat ndaki de%i)iklikler ayn derecede belli idi. Merdivenin alt nda, demir ku)akl eski kap n n yerine oymal me)eden bir kap yap lm ), a)a% s yanlar ve tepesi ta)la rlm) olan ortadaki byk s ra kemerler, zamanla kald r ma do%ru kan kavisli pencere yerine bir e)it geni) pencere yap lacak )ekilde, drtgen bir bo)luk )ekline konulmu)tur.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ocuk, zihni bo), bu tertemiz tutulmu) sanatkar evine bak yor, kap n n sol taraf na m hlanm ) sar bir tabela zerinde.eski, siyah harflerle yaz l stlk Hubert ibaresni okuyordu, o s rada, tekrar ard na kadar a lan bir pencere kanad n n grlts dikkatimi ekti. Bu kez zemin kat ndaki drt k)e pencerenin kanad a lm )t . (imdi, yz tasal , kartal gagas biimi burunlu, aln tmsekli, ancak k rk be) ya) nda olmas na kar) n gr salar )imdiden a%arm ) bir erkek, pencereden sark yordu. O da, merhametli iri a%z n n kenar nda ac kl bir k r ) kla, bir dakika orada kald , ocu%u seyret. Sonra, ocuk bu adam n, ye)ilimtrak kk camlar n arkas nda, ayakta durdu%unu grd. Adam dnd, bir i)aret yapt , kar s , ok gzel yz ile tekrar gzkt. #kisi yanyana,art k k m ldam yorlar, hallerinde derin bir kederle, gzlerini ondan ay rm yorlard . Babadan o%ula i)lemeci olan Hubert'ler slalesi drt yz y ldan beri bu evde oturuyordu. Bir stlk ustas , evi, XI. Louis devrinde yapt rm ), ba)ka bir tanesi de XIV. Louis zaman nda tamir ettirmi)ti. (imdiki Hubert'de, kendi slalesinden olanlar n hepsi gibi, orda, stlkler i)liyordu. Yirmi ya) nda iken Hubertine isimli, on alt ya) nda bir k z yle bir tutkunlukla sevmi)ti ki, bir yarg c n dul kar s olan k z n annesi, k z n vermeyince onu ka rm ), nikahlam )t . Gen k z grlmedik derecede gzeldi, bu evlenme btn maceralar n , mutluluklar ve felaketleri olu)turdu. Hubertine, sekiz ay sonra, gebeli%inde, annesini lm d)e%inde grme%e geldi%i zaman, kad n, onu, miras ndan yoksun b rakt ve lanet okudu; yle ki, ayn gnn ak)am do%an ocuk, ld. O zamandan beri, inat kad n, mezar nda, tabutunun iinde, hala onlar affetmiyordu; nitekim, kar kocan n ok )iddetli isteklerine kar) n, ba)ka ocuklar olmam )t . Aradan yirmi drt y l geti%i halde, hala, kaybetikleri ocu%a a%l yorlar, art k, lm) anneyi raz edebileceklerinden midi kesiyorlard . Kk k z, onlar n bak ) ndan s k lm ), Sainte-Agnes stununun gerisine tekrar gmlm)t. Soka% n canlanmaya ba)lamas ndan da endi)eleniyordu. Dkkanlar a l yor, d )ar kanlar oluyordu. Dar bir dehliz halinde olan Soleil soka% , eski yan cephenin boyunca, Clo-itre meydan ndaki byk cepheye kadar a k olmasa, ucu kilisenin yan cephesine gelip dayanan bu Orfevres soka% , mihrap k sm Hu-bert'lerin eviyle t kal kk bir kmaz sokak olurdu. #ki sofu kad n geti, Beaumont'da hi grmedikleri bu kk

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dilenci k za )a)k n )a)k n bakt lar. A% r a% r, inatla ya%an kar devam ediyor, solgun gn ) % ile birlikte so%uk da artar gibi oluyor, )ehri rten byk, beyaz kefenin sa% r beyazl % alt nda, uzaktan gelen bir tak m seslerin grk)nden ba)ka bir )ey i)itilmiyordu. ocuk, terkedilmi) olmas ndan dolay , bir su i)lemi) gibi utan iinde,, yabani yabani tekrar geriledi%i s rada, birdenbire, kar) s nda Hubertine'i grd. Kad n, hizmetisi olmad % iin, ekme%ini almaya kendisi, km )t . Kk, orada ne yap yorsun? Kimsin sen? ocuk yan t vermedi; yzn sakl yordu, vcudunda art k his kalmam )t , kendinden geiyordu. Kalbi, sanki buz tutmu), durmu)tu. Kad nca% z, ekingen bir ac ma jesti yaparak arkas n dnnce art k gc tkenip dizst, d)t, bir paavra gibi, karlar n iine kayd , kartaneleri, sessizce, vcudunu rtme%e ba)lad . Kad n, s cac k ekme%ini alm ), dnd% s rada onu byle yerde grnce, tekrar yakla)t . #yi ama, yavrum bu kap n n nnde byle kalamazs n ki! Hubert'de d )ar km ), kap n n e)i%inde, ayakta duruyordu. Kar s n n elinden ekme%i ald . Kald r )unu, buraya getir, dedi. Hubertine ba)ka sz eklemeden ocu%u, gl kollar aras na ald . ocuk, art k gerilemiyor, di)len k s k, gzleri kapal , vcudu buz gibi, yuvas ndan d)m) bir yavru ku) gibi hafif, bir boha gibi kucakta gidiyordu. #eri girdiler, Hubert kap y rtt. Hubertine'de, salon olarak kullan lan ve byk penceresi nnde birka para i)lemenin rnek diye serili durdu%u sokak stndeki odad n, kuca% ndaki yk ile geti, mutfa%a girdi. Buras , meydanda duran kiri)leriyle, yirmi yerinden tamir grm) ta) d)emesiyle, ta) ya)makl geni) oca% ile, hemen oldu%u gibi korunmu) eski oturma odas idi. Raflarda duran mutfak tak mlar 'kavanozlar, ibrikler, taslar, eski iniler, toprak anak, mlek, eski kalay kaplar iki yzy ll kt . Fakat, oca% n ortas nda, bak r ssleri par ldayan, dkmeden, geni) bir mutfak sobas duruyordu, 10 Soba k zm )t , ibri%in iinde suyun kaynad % i)itiliyordu. Stl kahve dolu bir tencere, soban n bir kenar nda s cak duruyordu. Hubert, ekme%i mutfa% n ortas nda duran XIII. Louis slubu a% r bir masan n stne koydu;

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Vay can na! dedi, buras d )ar dan daha iyi. (u yavruca% sobaya yak n oturt, buzlar zlsn. Hubertine, ocu%u oturtmu)tu; birlikte, kendine geli)ini seyrettiler, giysilerinin stndeki karlar eriyor, iri damlalar halinde dklyordu. Aya% n n iri erkek kunduralar n n deliklerinden, morarm ) ufac k ayaklan gzkyor, ince entarisi, kollar n n bacaklar n n, bu zavall sefil ve can denli vcudun kat l % n belli ediyordu. ocuk, kapana yakalanm ) bir hayvan n s r yarak uyan ) gibi, uzun bir rperti geirdi, )a)k n gzlerini at , yz boynunda ba%l duran paavran n iine tekrar gmlr gibi oldu. Sa% kolunu, ka-m ldatmadan, g%sne yle bast r yordu ki, sakat sand lar. Korkma, sana ktlk edecek de%iliz... Nereden geliyorsun? Kimsin? Onlar konu)tuka, ocuk daha fazla rkyor, sanki, arkas nda duran biri varm ) da onu dvecekmi) gibi, ba) n eviriyordu. Kaamakl bir bak )la, mutfa% , d)eme ta)lar n , kiri)leri, parlak tak mlar muayene etti; sonra, bak ) eski geni) pencerenin bulundu%u yerde b rak lm ), biimsiz iki pencereden d )ar ya gitti, beyaz )ekilleri dipteki duvar zerinde daha keskin gzken piskoposluk binas n n a%alar na kadar baheyi ara)t rd ; orada, sol tarafta, bir bahe yolunun boyunca katedrali ve katedralin mihrap dairelerindeki Roman biimi pencereleri tekrar grnce )a)ar gibi oldu. Vcudunu kaplamaya ba)layan soban n s cakl % alt nda, yeniden, uzun bir rperti geirdi; sonra gzlerini yere indirdi, art k k m ldamad . Sen Beaumont'dan m s n?.. Baban kim? 11Onun sustu%unu grnce, Hubert, belki de bo%az ok k s k oldu%u iin yan t veremedi%ini d)nd. Sorguya ekece%imiz yerde, s cac k bir fincan stl kahve versek daha iyi olur, dedi. Bu, o kadar ak ll ca bir szd ki, Hubertine, hemen kendi fincan n uzatt . #ki iri dilim ekmek kesip stne tereya% srerken, ocuk hala sak n yor, geri geri ekiliyordu; fakat, al k stn geldi, t ka basa yedi, iti. Kar koca, ocu%un ufac k eli, a%z n bulam yacak kadar titredi%ini grnce, etkilenmi) onu s kmamak iin susuyorlard . O da, yaln z sol elini kullan yor, sa% eli vcuduna s ms k yap ) k duruyordu. Stn iip bitirince, az daha fincan k r yordu, olak gibi, beceriksiz bir hareket yaparak, dirse%i ile yakalad . Hubertine:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Kolunda yara m var senin? diye sordu. Korkma, gster bakay m, cicim. Fakat, elini srnce, ocuk, )iddetle yerinden kalkt , rp nd ; didi)irken kolunu vcudundan ay rd . Ta tenine yap )t r p gizledi%i mukavva kapl bir czdan, korsaj n n bir y rt % ndan kay p yere d)t. Czdan almak istedi, bu yabanc lar n onu a p okuduklar n grnce, yumruklan fkeyle s k lm ), ylece durdu. Bu, Seine belediye dairesinin ocuk esirgeme )ubesi taraf ndan verilmi) bir %renci kimli%i idi. #lk sayfas nda, bir Saint Vincent de Paul madalyonu alt nda, matbaa yaz s ile, %rencinin ad vard r. Kar) s ndaki bo) haneyi, mrekkeple izilmi) bir izgi dolduruyordu; sonra, gbek ad hanesinde, Angelique ve Marie isimleri yaz ld idi; tarih hanesinde, 22 ocak 1851 tarihi okunuyor, ayn ay n 23 nde, 2634 numara ile kabul edildi%i yaz l bulunuyordu. Yani, ana baba belli de%ildi. Soluk pembe kapl , resmili%in kay ts zl % n ta) yan bu czdandan ba)ka hibir ka% t, bir do%um belgesi bile yoktu. ocuk kimsesizdi, her )eyi, bir kimlikten olu)uyordu. Terk edilmi), numaralanm ), s raya konmu) bir yarat kt . 12 Hubertine: Ha! bulunmu) bir ocuk! diye hayk rd . O zaman, Angelique, lg nca bir fke iinde konu)tu: tekilerin hepsinden daha iyiyim, ben! Evet, daha iyiyim, daha iyiyim, daha iyiyim... Ben hi kimseden bir )ey almad m, benim her)eyimi al yorlar... ald % n z )eyi geri verin bana. Ufac k kad n vcudu, zay fl % n n verdi%i yle bir gururla, en gl kendisi olmak iin duydu%u yle bir at l yordu ki, Hubert'ler )a) r p kald lar. Menek)e rengi gzl zambak kadar zarif uzun boyunlu, sar ) n miniminiyi tan yam yorlard . Ha)in yznde, gzleri siyahlanm ), )ehvetli boynu, bir kan dalgas yla kabarm )t . (imdi, vcudu s n nca, kar stnde bulunmu) bir y lan gibi dikiliyor, sl k al yordu. #)lemeci, yumu)ak bir sesle: yleyse sen kt bir k zs n ha? dedi. Kim oldu%unu %renmek istememiz, senin iyili%in iin. Ayn zamanda kar s n n omuzundan uzan p bak yor, onun yapraklar n evirmekte oldu%u kimli%e gz gezdiriyordu. #kinci sayfada, stninenin ad yaz l idi. "Angelique, Marie ocuk, 25 ocak 1851 de, Nevers belediyesine

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ba%l Soulanges buca% nda oturan, iftilikle u%ra)an Hamelin'in kar s stnine Franoise'a emanet edilmi)tir, bu stnine ocu%u al p gtrece%i s rada, kendisine, beslenme cretinin ilk ayl % ile, bir tak m ama) r verilmi)tir" deniliyordu, Bu kay ttan sonra, ocuk esirgeme evinin papaz taraf ndan imzalanm ) bir vaftiz belgesi geliyordu, sonra, ocu%un gitti%i ve geldi%i tarihlerde, doktor raporlar vard . Ondan sonraki drt sayfan n stunlar n , her ayda bir verilen ayl klar dolduruyor, her deni)te, tahsildar n okunmaz imzas grlyordu. Hubertine: 13 Nas l, Nevers mi? diye sordu sen Nevers yak n nda m b-y-dn? Angelique, onlar n, kimli%ini okumalar na engel olmad % iin k pk rm z kesilmi), ayn vah)i sessizli%e yine gmlm)t. Fakat, fke, onu konu)turdu; stninesinden szetti. Ah! Nini anne burada olsa, mutlaka sizi dverdi. O bana )amar atard ama, korurdu da.. Yoo! Orada davarlar n aras nda, o kadar zavall de%ildim... Sesi k s l yor, kesik kesik, ba%lant s z cmlelerle devam ediyor, ay rlarla Rausse'u nas l gtt%n, byk yolda nas l oyunlar oynad klar n , galetalar pi)irdiklerini, byk bir kpe%in onu nas l s rd % n anlat yordu. Hubert, ocu%un szn yar da keserek, yksek sesle okudu: "ocuk a% r hasta olur veya h rpalan rsa, mfetti) yard mc s , stnine de%i)tirme%e yetkilidir. Bu belirtinin alt nda, Angelique, Marie ocu%un 20 haziran 1860 da Paris'te oturan, kar koca ieki Lois Franchomme'la Therese'e emanet edildi%i yaz l bulunuyordu. Hubertine: Ha! anlad m, dedi, hastalanm )s n, seni tekrar Paris'e alm )lar. Ama, i) byle de%ildi; Hubert'ler btn hikyeyi, ancak, Ange-lique'in a%z ndan, para para zorla ald ktan sonra %renebildiler. Nini annesinin kuzeni olan Louis Franchomme, bir hummadan sonra, kendini toplamak zere Nevers kasabas na gelmi), bir ay kalm )t ; o zaman, kar s Therese, ocu%u ok sevmi), al p Paris'e gtrmek iin izin alm ), orada, ocu%a iekilik %retmeye sz vermi)ti. ay sonra, kocas lm), kendisi de ok hasta oldu%u iin, Beaumont'da yerle)mi) olan erkek karde)i derici

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Rabier'nin yan na s % nmak zorunda kalm )t . Kad n, aral k ay n n ba)lar nda, orada lm), k zca14 % z gelinine emanet etmi)ti; ocuk o tarihten beri hakaret gryor, dayak yiyor, eziyet ekiyordu. Hubert: Rabier'ler, Rabier'ler diye m r ldand , evet, evet! A)a% )ehirde, Ligneul k y s nda, tabakl k ederler... Kocas ier, kar s ktdr. Angelique, isyan iinde, yaralanan gururunun verdi%i fkeyle devam etti: Bana pi gibi davran yorlard . irkef bir piin nesine yetmez, diyorlard . Kad n, dve dve can m kard ktan sonra, kedisine mama verir gibi, bana yerde yemek yediriyordu; o%u zaman da a yat yordum... Yoo! Sonunda kendimi ldrecektim! fke ve zntyle bir hareket yapt : Dn, Noel sabah itiler, stme ulland lar, alay olsun diye, parmaklar yla gzlerimi oyacaklar n syleyip beni korkuttular. Sonra, bu i) skmedi, dv)meye ba)lad lar; birbirlerine yle h zl yumruk indiriyorlard ki, ikisi de odan n ortas na yuvarlan nca ldler sand m... oktan beri, kamay akl ma koymu)tum. Ama, kimli%imi istiyordum. Nini anne, bu kimli%imi baz baz bana gsterir: "Bak derdi, var n yo%un bu, bilmi) ol, e%er bu da olmazsa, hi bir )eyin yok demektir." Therese annenin lmnden beri, kimli%i saklad klar yeri biliyordum. Konsolun st ekmecesinde duruyordu. stlerinden a)t m, kimli%i ald m, koynuma soktum, kolumun alt na s k )t r p ko)maya ba)lad m. ok bykt, herkes onu gryor san yordum alacaklar san yordum. Ama ne ko)tum, ne ko)tum! Gece karanl % bas nca, o kap n n alt nda )dm. Ama ne kadar )dm, art k ya)am yorum sanacak kadar. Ama olsun, onu elimden d)rmedim, i)te burada! Hubert'ler kimli%i kendisine geri vermek zere kapat rlarken, ani bir hamle ile at ld , onu ellerinden kapt . Sonra oturdu, masaya kapand , kimli%i kollar n n aras nda, yana% pembe kaba dayal , h k r15maya ba)lad . Korkun bir g gururunu k r yor, btn varl % , kenarlar a) nm ) bu birka sayfan n, btn hazinesi olan, dnya hayat na ba%land % biricik ba% olan bu sefil )eyin ac l % iinde erir gibi oluyordu. Kalbindeki bu ok byk yeisi bo)altam yordu; gz ya)lan ak yor, sonu gelmeden ak yordu; bu hznn alt nda, uzunca oval, gayet przsz, o gzel, sar ) n yavru yz,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

grn)yle solukla)an menek)e gzleri, onu, kilise camlar ndaki kk bakirelere benzeten boyunun zarif grn)yle tekrar yerine gelmi)ti. Birdenbire, Hubertine'in elini yakalad , ok)amaya susam ) dudaklar n yap )t rd , hareketle pt. Hubert'lerin ruhuna bir ezginlik geldi, kendileri de a%layacak halde, kekelediler: Sevgili, sevgili ocuk! yle bsbtn de kt ocuk de%il miydi, acaba? Belki de, onlar n korkutan bu ha)inli%ini gidermek mmkn olurdu. Ooh! Rica ederim, beni tekilerin yan na yollamay n, diye s zland , beni tekilerin yanma yollamay n! Kar koca bak )m )lard . zaten k s r kar koca olmaktan duyduklar znt ile ok s k nt l hale gelen evi )enlendirsin diye, son-bahardanberi, bir kk k z bulmay , bo%az toklu%una, evde nak ) rakl % ettirmeyi tasarl yorlard . Hemen karar verdiler. Hubert: #ster misin? diye sordu. Hubertine, sakin sesiyle, yan t verdi: Hay hay, isterim. Hemen, resmi i)lemlere ba)lad lar. #)lemeci, beaumont'un kuzey Kanton'u sulh yarg c na gitti, maceray anlatt , Ad , msy Grandsire olan bu zat, kar s n n, darg nl ktan sonra yzn grd% biricik akrabas , kuzeni idi; btn i)i zerine ald . Sosyal yard m idaresine mektup yazd , ktk numaras sayesinde Angelique'in kayd orada ko16 r layca bulundu. Namuslu olu)lar ile byk bir n kazanm ) olan Hubert'lerin yan nda ocu%un kar olarak kalmas na izin ald . Belediye dairesi mfetti) yard mc s n kimli%e kay t d)mek iin geldi%i zaman, ocu%un yeni patronu ile szle)me yapt ; bu szle)mede, Hu-bert'in, ocu%a yumu)ak davranaca% , onu temiz giydirece%i, kasaba okuluna yollayaca% , ayr yatakta yat raca% yaz l idi. #dare de, ayr ca yntem gere%ince Hubert'e tazminat demeyi, ocu%un giyeceklerini vermeyi kabul ediyordu. #) on gnde halledildi. Angelique, yukar da, tavan aras na yak n, baheye bakan at odas nda yat yordu; ilk i)leme derslerini de alm )t . Pazar sabah , Hubertine, onu ayine gtrmeden nce, halis alt n k laptanlar iinde

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

saklad % atlyedeki eski dolab gz nnde at . Czdan elinde tutuyordu, onu bir ekmecenin iine koydu: Nereye koydu%umu gr, akl nda tut da istedi%in zaman ala-bilesin, dedi: O sabah, -kiliseye girerken Anglique, tekrar Sainte - Anges kap s ndan geti. Hafta iinde, karlar erir gibi olmu), sonra so%uk, yeniden o kadar )iddetle ba)lam )t ki, heykellerin stndeki yar yar ya eriyen karlar, salk m salk m, diken diken, kaskat kesilmi)ti, )imdi, bakireler, tepeden t rna%a buzlara gmlm), camdan dan-tellarla ssl, saydam fistanlar giymi)lerdi. Dorothee bir me)ale tutuyordu ki, duru s z nt lar ellerinden ak yordu; Cecile'in ba) ndaki gm) tatan, parlak ince damlalar dklyordu; Agathe' n, kerpetenlerle k st r lm ) g%s, bir z rhla kapanm )t . Al ndaki sahneler, kemer kovanlar ndaki kk bakireler, as rlardan beri, bir dev mahfazan n camlan ve billurlar iinde, bylece duruyormu) gibi idiler. Agnes, ) kla dokunmu), y ld zlarla i)lenmi) bir saray kaftan n n ete%ini sryordu. Kuzusunun tyleri elmastand . Defnesi gk rengini alm )t . Btn kap , )iddetli so%u%un durulu%u ortas nda par lt lar sa yordu. Angelique, orada, bakirelerin korumas alt nda geirdi%i geceyi hat rlad . Ba) n kald rd , onlara glmsedi. 17II Beunmont, birbirinden bsbtn ayr ve ba)ka, iki )ehirden meydana gelmi)tir. Biri, on ikinci yzy ldan kalma katedrali, henz on yedinci yzy lda yap lm ) piskoposluk binas ile, dar sokaklar n n iine s k )m ), t kl m t kl m, birden olu)an nfusu ile, tepedeki Beaumont -1 'Eglise;- teki de, yamac n alt nda, Ligneult'nn k y s nda, dantela ve batis fabrikalar n n geli)mesiyle zenginle)en, geni)liyen, nfusu on bine yakla)acak dereceye gelen, geni) meydanlar, modern yap da gzel bir kaymakaml k binas kazanm ) eski d ) mahalle olan Beaumont - la - Ville'dir. Biri kuzey kantonu, teki gney kantonu olan bu iki kantonun, bylece aralar nda sadece idari bak mdan ili)kiler vard r. #ki saatte var lan Paris'e otuz fersah kadar mesafede olmakla beraber, Beaumont - l'Eglise, hala eski surlar n n iine rlm) gibidir; geri, bu surlar n kap lar ndan da ancak tanesi kalm )t r. Orada yerinden k m ldamayan apayr bir halk, atalar n n be) yz y ldan beri babadan o%ula sregeldikleri hayat ya)ar. Orada, her )eyi anlatan, her )eye vcut vermi) olan ve her )eyi koruyan, katedraldir. O, arada, ta)tan kanatlar n n alt na, )yerek s % nm ) yavrulara

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

benzeyen bodur evlerin kk y % n ortas nda, heybetli vcudu ile anad r, k raliedir. Beaumont'da, yaln z onun iin oturulur, onun sayesinde oturulur, sanat lar n al )mas , dkkanlar n sat ) , yaln z onu ve papazlar n beslemek, giydirmek, onlara bakmak iindir; orada rastlanan, orta tabaka birka ki)i ise, kaybolup gitmi) sofu kalabal klar n son ki)ileridir. O, bir kalp gibi merkezde arpar, her sokak onun bir damar d r, )ehirde onun solu%undan ba)ka soluk yoktur. O gemi) bir a% ruhu, o gemi)e gml dindar uyu)ukluk, etraf n ku)atan eski bir huzur ve inan rayihasiyle kokulu, rtl )ehir, hep ondan trdr. Btn o sofu )ehir evleri aras nda, Angelique'in, art k iinde ya-) yaca% Hubert'lerin evi, katedrale en yak n, onun ta gvdesine ya18 r pi)ik olan idi. Oraya, iki payanda aras na bina yapmak izni, bu i)lemeciler slalesinin dedesini camegah n mtaahhidi stlk ustas olarak kendisine ba%lamak istiyen bir eski rahip taraf ndan verilmi) olsa gerekti. Kuzey taraf ndan, kilisenin heybetli y % n , ince uzun baheyi biiyordu; nce, pencereleri tarhlara bakan yan mihrap dairelerinin evresi vard ; sonra, istinat kemerlerinin ta) d % , yksek kubbealt bedeni; sonra, kur)un levhalarla kapl at k sm vard . Gne) bu bahenin iine hi girmezdi, orada yaln z sarma) klar ve )im)irler, gr yeti)irdi; halbuki, mihrab n dev gibi bedeninden d)en glge, glge, gzel kokan, din, saf bir lahid glgesi vard ki ok ho)tu. Asude bir serinlikte olan ye)ilimtrak alaca ayd nl kta, iki kuleden, yaln z anlar n n sesi dklrd. Fakat, o khne ta)lara yap ) k, onlarla kayna)m ), onlar n kaniyle ya) yan ev, ba)tanba)a o sesle rperirdi. En ufak trenlerde titrerdi; byk odalar nda u%uldar, ona, grnmez bir alemden gelen kutsal bir solukla ninni sylerdi. Il nan duvardan, bazan, gnlk ttsleri bile tter gibi olurdu. Angelique, be) sene, orada, bir manast rda ya)ar gibi dnyadan uzak, byd. Hubertine, kt arkada)larla d)p kalkmas ndan kor-karak onun okula gitmemesine izin alabildi%i iin, k z yaln z pazar gnleri, kilisede saat yedi ayinini dinlemek zere evden k yordu. Bahesi l bir sessizli%e gml bu darac k, antika ev, onun btn dnyas oldu. at alt nda, beyaz badanal bir odada yat p kalk yordu; sabahleyin kahvalt etmek iin mutfa%a iniyordu; al )mak zere, tekrar birinci kattaki atelyeye k yordu; bu yerler,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yuvas n n iinde dnen ta) merdivenle beraber, onun, iinde ya)ad % biricik k)elerdi; bunlar da, evin, a%dan a%a geerek muhafaza edilmi), sayg gren k)eleri idi. Angelique, Hutbert'lerin odas na hi girmez, a)a% daki salondan, o devrin zevkine gre onar l p ekidzen verilmi) iki odadan gemekle kal rd . Salondaki tavan kiri)leri al ile s vanm )t ; ortas gl biimi ssl, zerinde hurma dal )ekilleri bulunan bir korni), tavan sslyordu; iri, sar iekli duvar ka% d , beyaz mermerli ocak,tek ayakl bir masadan, Utrecht kadifesi kapl bir 19kanapeden, drt kolluktan olu)an akaju e)ya, birinci imparatorluk zaman ndan kalma idi. Angelique, pencere nne as l birka i)lemeden olu)an sergilenmi) e)yay de%i)tirmek zere buraya girdi%i zamanlar, d )ar ya bir gz atacak olursa, hep o de%i)mez k)eyi, Sainte-Agnes kap s na gelip dayanan soka% gryordu. Bir sofu kad n n itti%i kap kanad , sessizce kapan rd ; kuddas kafalar n ve iri kilise mumlar m s ralam ) kar) ki kuyumcu ile mumcunun dkkanlar , her zaman bo) grnrd; btn Beaumont l'Eglise'in, piskoposluk binas arkas ndaki Magloire soka% n n, Orfevres soka% n n ula)t % Grande Rue'nn, her iki kulenin ykseldi%i Cloitre meydan n n manast r sessizli%i, uyu)uk hava ortas nda hissedilir, solan gn ) % ile beraber usul usul kald r ma dklr d. Hubertine, Angelique'in tahsilini tamamlamas n stne alm )t . Zaten, o, eski kafadayd ; bir kad n, yaz yazmas n %renmeli, bir de drt hesap ameliyesini bilmelidir, fazlas na gerek yoktur, diye d)nyordu. Fakat, ocu%un isteksizli%i ile u%ra)mak zorunda kald ; pencereler baheye a ld % iin, orada pek e%lenceli bir manzara bulunmamakla beraber, ocuk, pencereden d )ar bakmakla vakit geiriyordu. Angelique, okuma dersinden ba)ka )eye kar) heves gstermedi; basma kal p seilmi) dil derslerine kar) n, bir sayfa yaz y , do%ru drst yazmay ba)aramad ; halbuki, gzel bir el yaz s da vard , eski zaman kibar kad nlar n n yaz lar na benziyen uzun ve kal n harflerle yaz yordu. st taraf na gelince, co%rafyadan, tarihten, hesaptan yana, karacahil kald . #lim neye yarard ? Pek gereksizdi. Sonradan, ilk yapt % s rada, din derslerini, yle bir iman ate)iyle ezberine ald ki, belle%ine herkesi hayran b rakt . ilk y l, Hubert'ler, yumu)akl klar na kar) n, o%u zaman midi kesmi)lerdi. ok hnerli bir i)lemeci olaca% umudunu veren Ange-lique, gnlerce, rnek olmaya de%er bir dikkatle al )t ktan sonra, ani de%i)ikliklerle, ak l ermez

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

tembelliklerle, onlar hayal k r kl % na u%rat yordu. Birdenbire gev)iyor, sinsile)iyor, )eker a) r yor, k za-ran 20 yznde gzleri yorgun grnyordu; azarlarlarsa kpryor, kt kt yan tlar veriyordu. Baz gnler, onu usland rmak istedikleri zaman, tepinerek, ellerini vurarak, y rtmaya ve s rmaya haz r, kas l yor, delice gurur buhranlar geiriyordu. O zaman, bu kk canavar kar) s nda, korkudan geriliyorlar, onun iinde k vranan iblisten, deh)ete kap l yorlard . Kimdi bu k z, acaba? Nereden geliyordu? Sokakta bulunan bu ocuklar, hemen daima, ahlaks zl % n ve cinayetin eseridirler. Onu sokaktan ekip ald klar na iki defa pi)man olmu)lar, sinirlenmi)ler, hkmete geri vererek ba)lar ndan savmaya karar vermi)lerdi. Fakat, her defas nda, btn evi sarsan bu mthi) sahneler, ayn gz ya) tufan ile, ayn pi)manl k ta)k nl % ile sona eriyor, ocuk, yle bir cezalanma iste%iyle kendini yerlere at yordu ki, aresiz affetmek gerekiyordu. Hubertine, yava) yava), onun zerinde etkinlik kazand . Safl % , kuvvetli ve yumu)ak hali, dengesi kusursuz drst akl ile, bu )ekilde e%itim vermeye elveri)li yarat lm )t . Ona, feragati ve itaati %retiyor, ihtiras ve gururu bunlarla kar) la)t r p ona gsteriyordu. Sz dinlemek, ya)amak demekti. Allaha, anaya babaya, kendinden byklere itaat etmek gerekti. Btn bir szdinleme silsilesi vard ki, bunun d ) nda, ayar bozulan hayat, dzenini kaybederdi. Onun iin, Hubertine, her isyanda, alak gnlll% %retmek zere, ceza olarak ona, bula) % kurulamak, mutfa% y kamak gibi i)ler ykledi; sonuna kadar da kendisi ba) nda durur, onu, nce fkeden kuduran, sonra boyun e%en haliyle, iki kat, d)eme ta)lan stnde al )t r rd . Bu ocu%un, onu en fazla endi)elendiren taraf , ihtiras , sevgilerinin hamlesi ve )iddeti idi. Onu, birok defa, kendi kendisinin ellerini perken grm)t. Resimlerin kar) s nda, ermi)lere ait ufak resimlerin, biriktirdi%i #sa betimlemelerinin kar) s nda ate)lendi%ini grd; sonra, bir ak)am, onu, gz ya)lan iinde, bayg n, ba) masaya dayal , dudaklar resimlere yap ) k bir halde bulmu)tu. Resimleri elinden ekip ald % zaman k yametler koptu; Angelique, derisini yzyorlarm ) 21gibi yaygaralar kopard , a%lad . Hubertine, o gnden sonra, onu s k ya koydu, gev)eme hallerine gz yummad , i)e bo%du, gzleri yuvalar ndan

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

f rlay p yanaklar ate) kesilerek sinirlenmeye ba)lad % n anlar anlamaz etraf nda bir sessizlik ve so%ukluk yaratma%a ba)lad . Zaten, Hubertine, sosyal yard m kimli%ini kendisine yard mc edinmi)ti. Her ayda bir, tahsildar onu imzalad % zaman, Angelique ak)ama kadar kederli olurdu. Dolaptan, tesadf, bir makara alt n k laptan al rken, kimli%i gz ili)ecek olsa, yre%i s zlard . fkesi ve aksili%i tuttu%u, hibir )eyle yola getirilemedi%i bir gn, ekmenin ta iini kar )t rd % s rada, kk czdan n kar) s nda kendinden ge-ivermi)ti. H k r klarla bo%uluyordu; Hubert'lerin aya% na kapanm ) yalvar yor, kekeliyor, kendisini sokaktan evlerine almakla hata i)lediklerini, onlar n ekme%ini yemeye lay k bir insan olmad % n sylyordu. O gnden sonra, czdan akl na geldike, o%u zaman fkesini nlyordu. Angelique, byle, ilk komnyon ya) olan 12 sine bast . Bu ok sakin evre, katedralin glgesinde uyuklayan, gnlk kokular yla, ilahi rpertileriyle dolu bu kk ev, nereden kopar ld % belli olmayan, darac k bahenin mistik topra% na dald r lan bu vah)i dln yava) yava) dzelmesine yard m ediyordu; orada, gndelik al )ma ile, uyukl yan mahalleden bir ses bile yans madan dnyadan habersizlikle geen dzenli hayat n da etkisi vard . Fakat, as l huzuru yaratan )ey, Hubert'lerin )ifas z bir vicdan azab yla artm ) gibi grnen byk a)k idi. Hubert, kar s n , anas n n iste%ine kar) n almakla ona kar) yapt % hakareti, onu al )makla gnlerini geiriyordu. ocuklar ld% zaman, kar s n n, bu cezadan dolay kendisini sulu buldu%unu iyiden iyiye hissetmi), kendisini affettirmeye u%ra) yordu. Bu i), oktan beri olmu)tu zaten, kar s ona tap yordu. Bununla beraber, Hubert bazan )phe ediyor, bu )phe hayat n zehirliyordu. lnn, o inat anan n, toprak alt nda, art k inattan vazgeti%ine emin olmak iin, bir ocu%u daha olmas n istiyordu. #kisinin de tek 22 r iste%i, af eseri olacak bu ocuktu; Hubert, bir ibadet halinde, bitmez tkenmezlin ni)anl l %a benziyen, ate)li ve iffetli bir evlilik ihtiras iinde, kar s n n ayaklar dibinde ya) yordu. rak k z n yan nda, ka-r s n salar ndan bile pmedi%i halde, yirmi y l evlilik hayat ndan sonra, yatak odas na girerken zifaf gecesi, gen bir kocan n duydu%u heyecan hissediyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu oda, beyazl grili ya%l boyas yla, mavi iek demetleriyle ssl ka% d yla, kreton k l fl , ceviz a%ac ndan mobilyas yla, orta halli bir yerdi. Ortadan, hibir grlt i)itilmezdi, fakat bir )efkat kokusu yay l r, btn evi l k bir hava ile sarard . Angelique, bu sevgi havas iinde, ok heyecanl , ok saf byyordu. Bir kitap, eseri tamamlad . Bir gn, atlyenin tozlu bir raf n kar )t r p bir )eyler arad % s rada, art k kullan lm yan i)lemeci avadanl klar aras nda, Jacques de Voragine'in La Le%ende Doree'sinin ok eski bir nshas n ele geirdi. 1549 tarihinden kalma bu Frans zca tercme, ermi)lere dair faydal bilgilerle dolu resimlerinden dolay , vaktiyle, bir stlk ustas taraf ndan sat n al nm ) olsa gerekti. Angelique de, uzun zaman, yaln z bu resimlere, kar) s nda hayran kald % , safdil bir imanla yap lm ), tahta stne kaz l p bas lm ) bu eski resimlere ilgi duydu. Oyun oynamas na izin verilir verilmez, sar buza% derisi kapl o koca cildi al yor, sayfalar n a% r a% r eviriyordu. En ba)ta, k rm z l siyahl harflerle, kitap n n adresi yaz l yd . "Paris'te Neufve Ntre - Dame soka% nda kain, Sain - Jehan Baptiste ktphanesi". Sonra, drt incil yazaran n, a)a% k sm hakimin Mesihe tapmas sahnesiyle; yukar k sm , Hazreti #sa'n n, kemiklere basarak ykselmesi sahnesiyle erevelenmi), madalyon biimi betimlemesiyle evrili ba)l k geliyordu. Sonra resimler, ssl harfler, sayfalar n ba) nda, metnin iinde, iri ve orta boy gravrler biribirini izliyor. ok naif bir Meryem'i nurlara bo%an bir melek betimlemesiyle sahnesi; ufac k cesetler y % n ortas nda zalim Herode'u gsteren, masumlar n bo%azlanmas sahnesi; Betul ile, elinde bir mum tutan Sait - Joseph ars nda #sa'y gsteren be)ik sahnesi; fakirlere sa23daka veren Saint Jean l'Aumonier; bir putu k ran Saint Mathias; sa% nda bir tekne iinde ocuklar bulunan, piskopos k yafetli Saint Ni-colas; sonra, btn ermi) kad nlar, boynu bir k l la delinmi) Agnes, memeleri k skalarla kopar lm ) Christine, pe)inden kuzular gelen Genevieve, kam lanan Julienne, yak lan Anastasie, lde ile eken M s rl Marie, koku kab n ta) yan Madeleine. Ba)kalar , daha ba)kalar , kafile kafile geiyorlard , her biri, gitgide artan bir ac , bir deh)et uyand r yordu; yre%i s kan ve gzleri ya)larla slatan, deh)et ve ac veren hikayelere benziyorlard . Fakat, Angelique, yava) yava), resimlerin as l anlam n %renmek merak na d)t. Sararm ) ka% d n stnde, simsiyah rengini muhafaza etmi) olan s k ) k iki stun metin, yass , gotikharflerin ilkel grn) ile onu rktyordu. Ama,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

al )t , o harfleri skt; k saltmalar , idgamlar anlad ; eski ifadeleri ve kelimeleri kavramay %rendi; bir s r ke)fediyormu) gibi haz iinde, ba)ard % her yeni glkten son derece memnun yanl )s z okumaya ba)lad . Btn bu kayna)an karanl klar alt nda, p r l p r l bir alem ortaya k yordu. Angelique, gksel bir mamur iine giriyordu. ok kuru ve ok so%uk o birka klasik kitab art k gznde yoktu. Onu, yaln z, Efsane heyecanland r yordu; ba) elleri aras nda, art k gnlk hayat n ya)ayamayacak kadar kendini vermi), kitab n stne e%iliyor, zaman kavram n unutuyor, mehuln derinli%inden, ryan n byk bir geli)me ile ykseli)ine bak yordu. Tanr rahimde; nce, ermi) erkeklerle ermi) kad nlar geliyordu. Bunlar, ermi) olarak do%uyorlard , dnyaya geleceklerini haber veren bir tak m sesler i)itiliyordu, anneleri parlak ryalar gryorlard . Hepsi gzel, gl stn ki)ilerdi. Byk ayd nl klarla ku)at lm )lard , yzleri par ld yordu. Dominique'in aln nda bir y ld z vard . #nsanlar n fikirlerini okuyorlar, ne d)ndklerini ysek sesle sylyorlard . Gelece%i grme hassalar vard , haber verdikleri )eyler srekli gerekle)iyordu. Say s z derecede oklular, piskoposlar ve ke)i)ler vard , bakireler ve fahi)eler vard , dilenciler ve hkmdar s24 lalesinden gelen senyrler vard , kk yiyen plak tariki dnyalar, ma%aralar iinde, di)i geyiklerle ya) yan ihtiyarlar vard . Hepsinin hikayesi birdi, #sa u%runda byyorlard , ona inan yorlar, sahte tanr lara inanmak istemiyorlar, i)kenceye konuluyorlar, )erefler dolu olarak lyorlard . #)kenceler, #mparatorlar b kt r yordu. arm ha gerilen Andre, tam iki gn, yirmi bin ki)iye va'zediyordu. Toplu bir halde #sa dinini kabul edenler oluyor, k rk bin ki)i birden vaftiz ediliyordu. Hal'k, mucizeler kar) s nda, H ristiyanl % kabul etmedi%i zamanlar, deh)ete kap l p ka yordu. Ermi)ler, sihirbazl kla sulan yordu; bilmeceler soruluyordu, zyorlard ; hekimlerin kar) s na kar l yorlard , hekimlerin dili tutuluyordu. Onlar , kurban etmek iin tap na%a sokar sokmaz, putlar bir solukta devriliyor, paralan yordu. Bir bakire kemerini Vens'n boynuna tak yor, Vens devriliyor, tuzla buz oluyordu. Yer sars l yor, Diana tap na% y ld r mla vurulup y k l yordu; halk isyan ediyor, i sava)lar ba)l yordu. O zaman, cellatlar, okluk, vaftiz edilmek istiyorlar; krallar, fakirli%e and imi), y rt k p rt k ermi)lerin ayaklar na kapan yorlard . Sabine, babas n n evinden ka yordu. Paule, be) ocu%unu

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

b rak yor, nefsini, y kanmadan yoksun ediyordu. Riyazetler, orular, onu saf hale getiriyordu. Ne un yiyordu, ne zeytinya% . Germain, yiyeceklerine kl dkyordu. Beraard, yemekleri ay rdetmez oluyor, art k, baya% sudan ba)ka hibir )eyin tad n alm yordu. Agathon, bir ta) paas n a%z nda, y l tutuyordu. Augustun bir kpe%in ko)mas n seyrederek oyalan rken, gnah i)ledi%i iin pi)manl k duyuyordu. Bolluk, sa%l k hor grlyordu. Zevk, vcudu ldren yokluklarda ba)l yordu. Bylece bu ermi)ler, memnun, ieklerin y ld z oldu%u, a%a yapraklar n n )ark syledi%i bahelerde ya) yorlard . Ejderleri ldryorlar, f rt nalar estirip dindiriyorlar, kendisinden gemi) bir halde, zeminden iki kula ykse-liyorlard . Hayattalarken, dul kad nlar, onlar n ihtiyalar n sa%l yorlard . lleri, gidip gmsnler diye, ayn kad nlara ryada grnyorlard . Ba)lar ndan, olmad k olaylar, roman kadar gzel, maceralar ge25iyordu. Yzlerce y l sonra da, mezarlar a ld % zaman, iinden gzel kokular k yordu. Sonra, ermi)lerin kar) s nda, )eytanlar, say s z )eytanlar vard . "Ekser zaman, etarf- eknafim zda, sinekler mi-sillu tayaran ederler ve lyuat, havay doldururlar. H zme-i )ems, nas l zerrat ile mli ise, hava da, iblislerle ve ervah habise ile yle malmald r. Keene toz gibidirler." Art k, sonu gelmez bir sava) ba)l yordu. Hep ermi)ler stn geliyorlard ve srekli stn olmak zorundayd lar. (eytanlar, ne kadar ok kovulursa, o kadar kalabal k, dnp geliyorlard . Bir tek kad n n vcudunda alt bin alt yz altm ) alt tane )eytan say yorlard . Bu kad n Fortunat kurtar yordu. Bu )eytanlar, k vran p duruyorlar, cin arpm ) insanlar n sesiyle konu)uyorlar, hayk r ) yorlar, o insanlar n b%rlerini, f rt naya yakalanm ) gibi sars yorlard . Onalar n vcutlar na burunlar ndan, kulaklar ndan,' a% zlar nda giriyorlar, gnlerce sren korkun mcadelelerden sonra, u%ultalarla d )ar ya k yorlard . Yollar n her dnemecinde, cin arpm ) bir insan yerde k vran yor, oradan geen bir ermi), )eytanla sava) yordu. Basile, bir delikanl y kurtarmak iin, g%s g%se arp ) yordu. Macaire mezarlar aras nda yat yor, btn bir gece, hcuma u%ruyor, kendini savunuyordu. Melekler bile, llerin yataklar n n ba) ucunda, ruhlar kabzedebilmek iin, iblisleri sopadan geirmek zorunda kal yorlard . Bazan da, s rf zeka ve )eytanl k mcadeleleri oluyordu. Latifeler ediliyor, kim kimi aldatacak diye desise yar ) na giriyor, havari Pierre'le, sihibaz Siman, mucize yar )mas na giri)iyorlard . Sinsi sinsi dola)an )eytan, trl biimlere giriyor, kad n k l % na

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

brnyor, ermi)lere berzeyecek kadar ileri gidiyordu. Fakat, yenilir yenilmez kendi irkin k l % ile grnyordu. Zihinleri tek me)gul eden, en fazla kin uyand ran o idi. Ondan hem korkuluyor, hem onunla alay ediliyordu. Hatta, ona kar) , drst bile davran l yordu. Asl nda, kazanlar n n korkun tertibat na kar) n, ezeli safdildi. Yapt % btn anla)malarla, elinde, zorla veya hile ile al n yordu. Kad nlar onu yere seriyor, Marguerite aya% yla ba) n ezi26 yor, Julienne zincirle vura vura, b%rlerini deliyordu. Ondan, bir sessizlik olu)uyor aciz oldu%u iin ktl%e kar) bir hor gr) hakim oldu%u iin hayra kar) bir inan ykseliyordu. Istevroz karmak yetiyordu, )eytan bir )ey yapam yor, hayk rarak ka yordu. Bir bakire, istavroz kar nca, btn cehennem yak l yordu. O zaman, ermi) erkeklerle ermi) kad nlar n )eytanla yapt klar bu sava) esnas nda, korkun zulmler ve i)kenceler oluyordu. Cellatlar, mazlumlar bala bulay p ortaya sryorlar, sinekleri ))tryorlard ; onlar , yal nayak, cam k r klar ve k zg n kmrler zerinde yrtyorlard ; y lanlarla beraber ukurlara at yorlard ; ular kur)un yuvarlakl k rbalarla dvyorlard ; diri diri tabuta koyuyorlar, tabutun kapa% n m hlay p denize at yorlard ; salar ndan as yorlar, sonra tutu)turuyorlard ; yaralarar na snmemi) kire, k zg n katran, erimi) kur)un ak t yorlard ; k zd r l p korater haline getirilmi) tun iskemleler zerine oturtuyorlard ; kafalar na, k zg n mi%ferler geiliyorlard ; b%rlerini me)alelerle yak yorlar, bacaklar n rseler zerinde k r yorlar, gzlerini oyuyorlar, dillerini kesiyorlar, parmaklar n birer birer k r yorlard . Yine de, ermi)ler, can ac s n hie say yorlar kmsyorlar, daha fazla zt rap ekmek iin ileri at l yorlar, bundan ho)nut oluyorlard . Ho), devaml bir mucize onlar koruyordu; cellatlar usand r yorlard . Jean zehir iti%i halde bir rahats zl k duymuyordu. Sebastien, vcudu batan oklarla diken diken, glmsyordu. Baz defa, oklar mazlumun sa% nda solunda, havada tak l kal yor; yahut, at ld ktan sonra, tersine dnp, okunun gzlerini oyuyordu. Ermi)ler, erimi) kur)unu, buzlu su ier gibi iiyorlard . Aslanlar, kuzu gibi secdeye kapan p ellerini yal yorlard . Saint Laurent, ate)te k zart l rken, ho) bir serinlik duyuyor: "A zavall , bir taraf m k zartt n, te taraf m evir, sonra, ye, yetim kalan k zarm )t r" diye hayk r yordu. Kaynar suya dald r lan Cecile, "orada so%uk bir yerde imi) gibi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

oturuyor, bir para ter bile dkmyordu." Chritine, i)kenceleri bo)a kart yordu. Babas , onu, on iki ki)iye 27dvdryor, hepsi yorgunluktan lyordu; onlar n yerini bir ba)ka cellat al yor, Christine'i bir i)kence tekerle%ine ba%l yor, bin be) yz. ki)iyi kavuruyordu; cellat onu, boynuna bir ta) ba%lay p denize at yordu; fakat melekler onu koruyorlard , #sa kendisi gelip onu vaftiz ediyor, sonra, tekrar yer yzne gtrsn diye Saint Michel'e emanet ediyordu; nihayet, ba)ka bir cellat, onu, y lanlarla bir araya katap yor, y lanlar, ok)arcas na boynuna dolan yordu; cellat, Christine'i be) gn, bir f r na kapat yordu; orada, hibir yerine bir )ey olmadan )ark sylyordu. Vincent, ondan daha fazla i)kence ekti%i halde, zt rap du-yam yordu. Kollar n , bacaklar n k r yorlard ; b%rlerini, ba% rsaklar d )ar dklnceye kadar, demir taraklarla t rmal yorlard ; vcudunu i%nelerle delik de)ik ediyorlard ; alev alev yanan bir ate)e at yorlard . Yaralar ndan akan kan, ate)i kapl yordu; tekrar hapse at yorlar, ayaklar n bir dire%e m hl yorlard ; o, vcudu yaralanm ), ate)te k zarm ), karn de)ilmi) hala ya) yordu; ekti%i i)kenceler, bir iek gzelli%ine brnyor, zindan byk bir ) kla doluyor; melekler, gllerden bir d)ek zerinde onunla beraber )ark sylyorlard . "(ark n n tatl ahengi ve ieklerin kokusu d )ardan i)itildi, muhaf zlar bunu i)itince imana geldiler ve Dacien bu hali duyunca fkesinden kudurdu; ona, daha ba)ka ne yapal m, yenildik, dedi". #)kenceciler byle hayk r yorlard . #)in sonunda, ya dini kabul ediyorlar, ya da lyorlard . Elleri ktrm oluyordu. Zor lmlerle lyorlard , bo%azlar na bal k k l % ka p bo%uluyorlard ; tepelerinden y ld r mlar iniyordu; bindikleri sava) arabalar paralan yordu. Ermi)lerin zindanlar da nur iinde par ld yordu, Meryemle havariler, duvarlardan geerek oralara rahata giriyorlad . Genellikle yard mlar geliyordu, gkyz a l yor, ruhlar iniyor, Allah, elinde mcevherlerden bir tala orada gzkyordu. lm de, ondan dolay , zevkli oluyordu. Ermi)ler, lme meydan okuyorlard , yak nlar ndan biri len akrabalar seviniyorlard . Arafat da% nda, on bin ki)i arm ha gerilip can veriyordu. Cologne evresinde, Hunlar, on bin bakireyi k 28 l tan geiriyordu. Sirklerde, hayvanlar n di)leri aras nda kemikler at rd yordu. Daha ya) ndayken, ruh-l-kuds'n byk adam gibi konu)turdu%u Quirique, i)kenceye konuluyordu. Memedeki ocuklar,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

cellatlara hakaref ediyorlard . Tene kar) , insan paavras na kar) bir hor gr), bir tiksinti, can ac s na gkse bir haz. kat yordu. Teni pao ralas nlar, ezsinler, yaks nlar, ne iyi idi; ne kadar fazla i)kence etseler, ekti%i azap yetmezdi; hepsi keskin silah istiyor, bo%azlar na k l bat r lmas n istiyor, yaln z onunla lyorlard . Eulalie, odun y % n zerinde, kendisine hakaretler savuran gafil bir kalabal k ortas nda, daha abuk lmek iin alevi yutuyordu. Allah, onun murad n veriyor, a%z ndan, beyaz bir gvercin k yor, g%e ykseliyordu. Angelique, bunlar okuduka hayran kal yordu. Bunca facia ve zafer dolu bu sevin hali, onu, gere%in stnde hazdan mest bir hale getiriyordu. Fakat, efsanenin daha latif ba)ka taraflar , rne%in hayvanlar, orada kayna)an btn Nuh gemisi kalabal % da onu e%lendiriyordu. Tarik-i dnyalar beslemeye memur kargalarla kartallar onu ilgilendiriyordu. Sonra, aslanlara zg ne gzel hikayeler vard ! M s rl Marie'nin mezar n kazan hat r sayar aslan; M s rl Marie'nin mezar n kazan hat r sayar aslan; Prokonsl'ler, bakireleri kt evlere yollad klar zaman, o evlerin kap s nda bekleyen, ate) saan aslan; sonra, kendisine bir e)ek emanet edilen, e)ek ald ran, tekrar al p getiren Jerome'un aslan . Bir de, ald % domuz yavrusunu geri getiren, pi)man olmu) kurt vard . Bernard, sinekleri aforoz ediyor, sinekler d)p lyordu. Remi ile Blaise, ku)lar sofralar nda besliyorlar, takdis ediyorlar, onlara )ifa veriyorlard . "ok sade ve safdil" Franois, onlar vaaz veriyor, Allah sevmeye zendiriyordu. "A%ustosbce%i denilen bir ku), bir incir a%ac na konmu)tu, ve Franois elini uzatt ve bu ku)u a% rd , ku) hemen sz dinledi vegelip onun eline kondu. Ve Franois ona dedi ki: t, karde)im, Tanr ya )kret. Ve ku), hemen tt ve ondan izin almad ka gitmedi". Bu, Angelique iin, bir e%lence konusu idi; ona, bakal m gelecekler mi diye merak ederek, g29vercinleri a% rmak fikrini veriyordu. Sonra, bir tak m hikayeler vard ki, ne zaman okusa, glmekten hasta oluyordu. #sa'y ta) yan iyi yrekli dev Christophe, onu, gzlerini ya)artacak kadar gldryordu, Anastasie'nin oda hizmeisini kucaklamak iin mutfa%a girip de, onlar n yerine sobalar ve tencereleri pen valinin bu kt maceras , onu kat la kat la gldryordu. "Simsiyah, pek irkin giysileri peri)an bir halde d )ar kt . D )ar da bekleyen hizmetkarlar onu bu k l kta grnce, cin arpm ) sand lar, bunun zerine,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

onu sopalarla dvdler, tek ba) na b rak p savu)tular". Ama, as l, )eytan n dayak yedi%ini okurken kahkahadan k nl yordu; hele, zindanda yatarken, )eytan n ba)tan karmaya al )t % Julienne, ona buka% s ile yle mkemmel bir ktek at yordu ki, "#mdi hakim, Julienne'in getirilmesini emretti ve Julienne, d )ar kt % zaman, )eytan pe)inden srklyordu ve )eytan )yle ba% rd : Madam Julienne, art k bana eziyet etmeyin. Julienne, onu ar) n n bir ba) ndan te ba) na kadar bylece srkledi ve sonra, gayet murdar bir ukura att ". Angelique, bazan da, bir yan-. dan i) i)lerken, bir yandan da Hubert'lere, peri masallar ndan daha merakl efsaneler anlat yordu. Bu efsaneleri o kadar ok okumu)tu ki, ezbere biliyordu: Zulmden ka p, bir ma%arada etraflar rlen, orada yz yetmi) yedi sene uyuyan, uyand klar zaman, imparator Theodor'u pek hayrette b rakan "yedi uyular" n efsanesi; byk felaketlerle birbirinden ayr lan, nihayet, ok gzel mucizelerde tekrar birle)en baba, ana ve o%uldan olu)an btn bir ailenin, son-suz,beklenmedik, rikkat verici maceralarla dolu Saint Clemet'ih efsanesi. Angelique'in gzya)lar ak yor, gece ryada bunlar gryor, art k, yaln zca facia ve zafer dolu bu mucize dnyas nda, her trl zevklerle dllendirilirken her trl mutluluklar n do%ast diyar nda ya) yordu. Angelique, ilk komnyon'unu yapt ktan sonra, ermi) kad lar gibi, yerden iki kula yukar da yrd%n sand . Hristiyanl % n ilk de-virlerindeki gen H ristiyan k zlar ndan biri idi, gufrans z iman se30 lameline eremiyece%ini kitapta okuyup %rendi%i iin, kendisini, Al-lah n eline b rak yordu. Hubert'ler, yaln zca alelade tap naklar yap yorlar, pazar gnleri sabah ayinine gidiyorlar, byk yortularda ko-mnyon'a kat l yorlard ; bunu da naiz insanlara ait o sakin imanla, biraz da, gelenek yznden ve m)terileri iin yap yorlard , nk, stlkler, babadan o%ula, komnyon'lar n vaktinde yapa gelmi)lerdi. Hubert, bazan, bir tezgah kurarken i)ini yar da b rak p, ocu%un okudu%u efsaneleri dinliyor, salar , grnmez alemin hafif solu%u ile uyu)arak, onunla beraber rpertiler geiriyordu. ocuktaki ihtiras onda da vard , Angelique'i beyaz fistan yla grnce a%lad . O gn, bir ryaya benzedi, kiliseden, ikisi de )a)k n ve yorgun dndler. Hubertine, gece onlar azarlamak zorunda kald ; kendisi mutedildi, iyi )eylerde bile ifrat ay plard . O gnden sonra, Angelique'in gayretke)li%ini, hele, k z n yakaland % merhamet ta)k nl % n yenmek

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

zorunda kald . Franois'n n sevgilisi yoksuldu. Julien I'Aumonier, yoksullara, efendilerim diyordu; Gervais ile Protais, yoksulluktu ayaklar n y k yorlard ; Martin, kaftan n onlarla payla) yordu. ocuk da, Luce gibi, nesi varsa sat p yosullara vermek istiyordu. nce, ufak tefet e)yas n elden karm ), sonra, evi soymaya ba)lam )t . Fakat, as l kts, iyiyi kty ay rdetmeden, eli gayet a k, lay k olmayanlara vermesi idi. #lk komnyon'un daha ertesi gnnn ak)am , bir ayya) kad na percereden ama) r att % iin azarlan nca, tekrar eski acarl klar na dnd,mthi) bir buhran geirdi. Sonra, utanc ndan bitkin bir halde, hastaland , gn yataktan kamad . Bylece, haftalar, aylar geiyordu. #ki y l gemi)ti. Angelique, on drt ya) ndayd , art k kad n oluyordu. Efsaneyi okudu%u zaman, kulaklar u%ulduyor, kan , )akaklar n n ince mavi damarlar nda at yordu; )imdi, bakirelere kar) , karde)e bir sevgi duymaya ba)l yordu. Bakirelik, meleklerin karde)iydi, her trl nimete ermi) olmakt , )eytan n yenilgisi stn iman sahipli%i idi. Gufrana yenilgi aciz edi31niyordu, yenilmez mkemmellikti. Ruhlkuds, Luce' yle a% r hale getiriyordu ki, bin ki)i ile be) yz ift kz, prokonsl'n emriyle onu srklemeye al )t klar halde, kt bir yere gtremiyorlard . Anas-tasie'yi pmek istiyen bir valinin gzleri kr oluyordu. #)kenceler esnas nda, bakirelerin safl % nur sa yor, demir taraklarla t rmalanan bembeyaz tenlerinden, kan yerine, oluk gibi st ak yordu. Ailesinden ka p bir ke)i)in cppesi alt na saklanan, H ristiyan gen k z n hikayesi, on defa tazeleniyordu; ke)i) civardaki bir k z berbadetmek thmeti alt nda kal yor, kendini temize karmaya al )madan iftiraya g%s geriyor sonra, k z n masumlu%u birden bire anla) larak hakl k yordu. Eugenie bylece bir yarg kar) s na getiriliyor, babas n tan yor, fistan n y rt yor, kendini gsteriyordu. Namus mcadelesi, ncesi ve sonras hep yeniden ba)l yor, srekli te)vikiler k yordu. Onun iin, ermi)lerin hikmeti kad n korkusu idi. Bu dnya, tuzaklarla dolu idi, tariki dnyalar, iinde kad n bulunmayan le gidiyorlard . Korkun bir sava) yap yorlad , vcutlar n k rbal yorlar, al l klara ve kar n stne kendilerini r l plak at yorlard . Bir mnzevi ke)i), annesine yard m edip onu s kl k bir yerden geirirken, cppesini parmaklar na sar yordu. #plerle ba%l bir din kurban , kendisini bir fahi)enin ba)tan karmaya u%ra)mas zerine, dilini di)leriyle kopar p onun surat na tkryordu. Franois, kendi vcudundan daha byk d)man olmad % n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sylyordu. Bernard, evinde konuk kald % bir kad ndan kendisini korumak iin, h rs z var! h rs z var! diye hayk r yordu. Papa Leon, hamursuz ekmek verdi%i bir kad n, elini pnce, elini bile%inden kesiyor; bakire Meryem, eli tekrar yerine koyuyordu. Hepsi kar kocalar n ayr l % n vyordu. ok zengin ve evli olan Alexis, kar s na namuz derisi veriyor, sonra ekilip gidiyordu. Ancak beraber lmek iin evleniliyordu. Cyprien'i grp rahats z olmaya ba)layan Justine ayak diriyor, ona dini kabul ettiriyor, beraber lme gidiyordu. Bir melek taraf ndan sevilen Cecile, d%n gecesi, kocas Valerien'e bu s rr a yor, o da, kendisine el srmyor, mele%i 32 grebilmek iin vaftiz olmak istiyordu. "Odas nda, Cecile'in melekle konu)tu%unu grd ve mele%in elinde, iki gl elengi vard ve onlar n birini Cecile'in eline, tekini Valerien'in eline verip dedi ki: Bu kalp ve vcut elenklerini, lekesiz koruyunuz". lm a)ktan daha glyd, varl %a bir meydan okuyu)tu; Hilaire, k z Apia asla evlenmesin diye onu cennete a% rmas iin Allaha yalvar yordu, k z lyordu. Annesi, kendisini de cennete a% rtamas iin babaya rica ediyordu; bu da oluyordu. Hazreti Meryem, kad nlar n ni)anl lar n ellerinden al yordu. Macar kral n n akrabas olan bir asilzade, Meryem mcadeleye ba)lar ba)lamaz, do%ast gzel olan bir gen k zdan vazgeiyordu. "Meryem anam z, birdenbire ona gzkt ve dedi ki: e%er, ben, dedi%in gibi gzelsem, beni niin b rak p ba)kas n al yorsun" ve asilzade, onunla ni)anland . . Btn bu ermi) bakireler aras nda, Angelique'in setikleri vard ; onlar n verdikleri ders, kalbine kadar giriyor, onu dzeltecek kadar etki yap yordu. Saltanat iinde do%mu) olan ak ll Catherine'in kar) s na imparator Maxime'in, kard % elli beyan hocas ve gramerci ile eki)mesi, geni) bilgisi ile Angelique'i krklyordu. Catherine onlar utand r yor, susturuyordu: "(a) p kald lar ve ne diyeceklerini bilemediler, fakat hepsi sustular. Ve imparator, bir gen k za bu kadar irkin )ekilde yenildikleri iin, hepsini ay plad ." O zaman, ellisi birden, Catherine'e gidip h ristiyan dinini kabul ettiklerini sylediler. "#mdi, mstebit bunu haber ald kta, azim bir tehevvre giriftar oldu ve cmlesinin belde ortas nda yak lmas n emretti.." Angelique'in gznde, Catherine, yenilmez bilgili k zd , gzellikte oldu%u kadar ak lca da gururlu ve parlakt , Angelique, insanlar hak yoluna getirmek ve kellesi kesilmeden nce, hapishanede, bir gvercin taraf ndan beslenmek

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

iin, onun yerinde olmak isityordu. Fakat, as l, Macar kral n n k z Elisabeth, onun iin srekli bir ders oluyordu. Gururu her isyan ettike, )iddete kap ld % zamanlar, daha be) ya) nda iken sofu olan, 33oyun oynamak istemeyen, Allaha hamdetmek iin yerde yatan; sonradan, Thuringe hakiminin yumu)ak ba)l ve mazlum kar s olan, her gece gz ya)lar ile s r ls klam olan yzn kocas na ne)eli gsteren; sonunda, bir dul olarak kendi memleketi s n rlar ndan d )ar kovulan, yoksul bir kad n hayat ya)a-maktan mutluluk duyan o halavet ve sadelik rne%ini d)nyordu. "Giysileri o kadar kt idi ki, s rt ndaki kl rengi manto, ba)ka renkten bir kuma) eklenip uzat lm )t . Etekli%inin kenarlar kopmu)tu ve ba)ka renkten yama vurulmu)tu". Babas kral, bir kontu gnderip onu a% rt yordu. "Kont, onu, bu k yafette ve yn e%irirken grnce, kederinden ve hayretinden hayk rd ve dedi ki: hi bir kral k z ne byle bir k yafette, ne de yn e%irirken grlm)tr." Elisabeth, tam bir H ristiyan alak gnlll% gsteriyor, dilencilerle beraber kara ekmekle geiniyor, tiksinmeden onlar n yaralar n sar yor, kaba giysiler giyiyor, kat toprakta yat yor, dini alaylar n pe)inden yal nayak yryordu. "ok kez, mutfaktaki anak mlekleri y k yor, hizmeti kad nlar engel olmas nlar diye saklan p gizleniyor; bundan daha kt bir ba)ka hayat bulsam yle ya)ard m, diyordu". yle ki, Angelique, kendisine mutfa% y katt klar zaman fkeden direndi%i halde, )imdi ezilmek ihtiyac ile k vrand % n hissettike, a)a% l k i)ler grme%e u%ra) yordu. Nihayet, Catherine'den de fazla, Elisabeth'den de fazla, hepsinden de fazla, bir ermi) k z , din )ehidi, ocuk Agnes'i seviyordu. Kendisini katedralin kap s alt nda kurumu) olan, vcudu salar ile rtl o bakireyi, efsanede bulduka, yre%i titriyordu. Ne kadar ate)li bir saf a)kt o! Okuldan karken, yan na yakla)an valinin o%lunu nas l da uzak-la)t r yordu: "Haydi! ekil yan mdan, lm oban , gnah ba)lang c , hainlik." A)k n nas l da vyordu: "Ben, annesi Hazreti Meryem olan , babas kad n yz grmemi) olan , gzelli%ine gne)le ay n hayran b rakan , kokusu lleri dirilteni seviyorum". Aspasien "bo%az na bir k l sokulmas n " emredince, Ag-nes, cennete ykseliyor, "Ak ve ate) al " ile birle)iyordu. 34 Angelique, hele birka aydan beri, heyecanl zamanlar nda, k z )an kan )akaklar n dverken, Agnes'i an yor, ona yalvar yor; hemen serinler gibi oluyordu. Onu hep etraf nda gryor, yapt % i)lerle onu gcendirdi%ini

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

hissettike can s k l yordu. Bir ak)am, bazan hala zevk ald % iin, yine kendi kendisinin ellerini pt% s rada, yaln z oldu%u halde, ermi) k z n kendisini grd%n anl yarak, birdenbire utand , k pk rm z kesildi. Arkas na dnp bakt . Agnes oradayd , onun vcuduna bekilik ediyordu. Ang61ique, on be) ya) na bast % zaman, bylece, ok sevimli bir k z oldu. Geri ne o kapal ve al )makla geen hayat, ne katedralin latif glgesi, ne, gzel ermi) kad nlarla dolu efsane, onu bir melek, mutlak mkemmellikte bir yarat k yapm ) de%ildi. Hep, ta)k nl klara kap l yor, t kanmas ihmal edilmi) ruh k)elerinde, akla gelmedik bo)luklardan, kusurlar patlak veriyordu. Fakat, o zaman, ne kadar utan yordu, kusursuz olmay ne kadar istiyordu! Asl nda ne kadar insani ne dara canl , ne kadar cahil ve saft ! Hubert'lerin, y lda iki defa, Hamsin yortusu'nun ilk pazartesi gn ile Uruc Meryem yortusu gn, gitmeyi adet edindikleri byk yar )lar n birinden dnerken, bir yabani gl fidan skm), sanra onu darac k baheye dald rm )t . Fidan buduyor, buduyordu; fidan, orada, daha dz sryor, daha iri, daha kibar kokulu yaban glleri veriyordu; Angelique, her zamanki intiras yla, bunu kolluyor, fakat a) lamak istemiyor, bir mucize olup da, fidan, a) gl verecek mi diye anlamak istiyordu. Fidan n etraf nda dne dne z pl yor, hayran bir tav rla: "Ben diktim! Ben diktim!" deyip duruyordu. Allan n bay r nda buldu%u yaban glnden dolay onunla alay edecek olsalar, buna kendi de glyor, yz bir para soluyor, kirpiklerinin ucunda ya)lar birikiyordu. Menek)e rengi gzlerinin bak ) daha tatl la)t , ) k )effafl % ndaki kumral salar n n, alt n bir hale ile ku)att % hzn yznde, aral k dudaklar , ufak, beyaz di)lerini meydana kar yordu. Narinle)meden bym)t; boynu ve 35omuzlar , hep, gururlu bir zariflikte idi, g%s yuvarlak, endam k vrakt ; ayn zamanda da ne)eli, sa%l kl idi; masum bir tenin, iffetli bir ruhun geli)ti%i, sonsuz bir )irinli%e sahip, az grlen bir gzeldi. Hubert'ler, onu, her gn biraz ha fazla seviyorlard . #kisi de, onu evlat edinme%i d)nm)lerdi. .Yaln z eski ac lar n tazelemek korkusuyla bundan hi szetmiyorlard . Nitekim yatak odalar nda, Hubert, her )eyi gze al p bunun szn etti%i sabah, kad n bir iskemleye y % ld , h k rarak a%lamaya ba)lad . Bu ocu%u evlat edinmek, bir evlat sahibi olmaktan sonsuza dek mit kesmek de%il iniydi? Geri, o ya)ta, art k bunu ummamak gerekiyordu; sonra, Hubertine, ocu%un kendi k z evlad olaca% gibi gzel bir d)nceyle,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bu i)e raz . Bunu kendisine syledikleri zaman, hngr hngr a%lad . Art k karar verilmi)ti; Angelique, )imdi kendisiyle dopdolu, kendisinin genli%iyle genle)en, gl)yle gle hale gelen bu evde, onlarla beraber ya) yacakt . Fakat, daha ilk ad mda, bir engelle kar) la) p )a) rd lar. Dan )t klar sulh yarg c M. Grandsire, ocu%u evlat edinmelerinin kesin olanaks zl % n onlara anlatt ; kanun, manevi evlad n re)it olmas n emrediyordu. Sonra, zgn olduklar n grnce, onlara, manevi vasilik )eklini nerdi. Elli ya) n gemi) herkes, on be) ya) ndan kk bir ki)iyi, manevi vasisi olmak suretiyle, kanuni bir s fatla korumas alt na alabilirdi. nn ya) da buna uygundu, Hubert'ler, son derece ho)nut, bu )ekli kabul ettiler; hatta, medeni kanun uygun oldu%u iin,, ileride, vasiyetname ile, ocu%u yine evlatl %a almalar da kararla)t . M. Grandsire, Huberti'in yaz s n ve kar s n n iznini ald , sonra btn kimsesiz ocuklann vasisi olan sosyal yard m direktryle ili)kiye geti; oran n da r zas n almak gerekiyordu. Soru)turma yap ld . Sonuta evrak, Paris'te, bu i)e memur edilen sulh yarg c na verildi. Manevi vasilik beyannamesi olan zab t evraklar ndan ba)ka bir eksik kalmam ) ki, Hubert'ler neden sonra ak llar na gelen bir kuruntuya yakaland lar. Angelique'i bu )ekilde evlat edinmeden nce ailesini bulmak iin 36 aba haracamal de%il miydiler? E%er, annesi varsa, ocu%unu terk etti%ine kesin emin olmad ka, k z bildikleri gibi kullanmak hakk n kimden al yorlard ? Sonra, as l, vaktiyle endi)e ettikleri, )imdi yeni den kayg s n duyduklar , o bilinmeyen nokta vard , ocuk, belki de bozuk bir kkten geliyordu. Bu, onlar o kadar rahats z ediyordu ki, uykular ka yordu. Hubert, birdenbire, Paris'e gitti. Bu, onun sakin hayat nda tepeden inme bir olayd . Angelique'e yalan syledi, vasilik i)i iin, kendisinin orda bulunmas gerekli oldu%unu syledi. Yirmi drt saat iinde, her )eyi %renece%ini umuyordu. Fakat, Paris'te, gnler geti, her ad mda kar) s na engeller dikiliyordu; ondan ona ko)arak, kald r mlar a)and rarak, )a)k n, adeta a%lamakl bir halde, orada bir hafta vakit geirdi. nce, sosyal yard m dairesinde, onu ok so%uk kar) lad lar. ocuklar re)it oluncaya kadar, aileleri hakk nda bilgi vermemek, dairenin usul idi. Arka arkaya sabah, onu bo) evirdiler. Israr etmek, drt kalem odas nda a klama yapmak zorunda kald , manevi vasi s fat yla mracaat etti%ini anlata anlata sesi k s ld ; o an, uzun boylu, s ska bir )ef ieri girdi. Hi bir kesin vesika bulunmad % n ona haber

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

verdi. Daire, ocuk hakk nda hibir )ey bilmiyordu; Angelique - Marie ocu%u, bir ebe kad n getirip b rakm ), annesinin ad n sylememi)ti. Hubert, midini kesip, Beaumon'un yolunu tutaca% s rada, akl na bir )ey geldi, daireye drdnc kez ba)vurdu, do%um ka% d n grmek isdedi; orda ebenin ad herhalde yaz l olacakt . Bu da bir sorun oldu. Nihayet, ebenin ad n %rendi, Madam Foucart'd , hatta, bu kad n n, 1850 senesinde, Deux - Ecus soka% nda oturdu%unu da %rendi. Bunun zerine, yine ordan oraya dola)ma%a ba)lad . Deux -Ecus soka% n n bir ucundaki binalar y km )lard evre sokaklar daki dkkanc lardan hiibirisi, madam Foucartl an msayam yordu. Bir salnameyi kar )t rd . Ebenin ad orada da yoktu. Gzleri havada, tabelalar ara)t rarak, btn ebe kad nlar n kap lar n almay gze ald ; 37sonuta, bu are, zaman kazand rd . Hubert, )ans eseri olarak, ihtiyar bir kad n ele geirdi. Kad n bir %l k kopard . Nas l? Madam Fo-ucart' nas l tan mazd ? O ne de%erli kad nd , ba) na ne felaketler gelmi)ti! Paris'in br ucunda Censier soka% nda oturuyordu. Hubert, oraya se%irtti. Deneyimden ak llanm ), diplomata davranmay kararla)t rm )t . Fakat, k sac k bacakl , bodur, koskoca bir kad n olan madan Foucart, nceden haz rlad % sorular s ras yla sormas na meydan b rakmad . Hubert, ocu%un adlar n ve hkmete teslim edildi%i tarihi syler sylemez, kad n n, enesi kendili%inden a ld , bir sr kindar szlerle, btn olay anlatt . Ya! ocuk ya) yordu, ha! Eh, ana diye, yaman bir kalta%a sahip oldu%u iin vnebilirdi! Evet, dul kald % ndan beri madan Sidonie diye a%r lan bu kad n ok iyi bir ailedendi, bir erkek karde)inin bakan oldu%u syleniyordu, ama, yine de en mundar i)leri yapmaktan geri kalm yordu! Sonra, madam Foucart, kad n ne )ekilde tan d % n anlatt ; o tarihte, bu kaltak, talihini denemek iin, kocas yla beraber Plassans'dan henz gelmi), Saint -Honore soka% nda bir dkkan am ), yemi) ve Provence zeytin ya% sat yordu. Kocas lp gmldkten on be) ay sonra, bir k z olmu)tu; nereden peydahlad % n bilmiyordu; nk, fatura kadar kuru, protesto ka% da kadar so%uk, mba)ir yama% kadar kay ts z ve kaba bir kad nd . Bir su affedilirdi, ama, nankrlk! Ma%azan n sermayesi yenip bittikten sonra, lohusal % nda onu besleyen, ocu%u beri tarafa gtrp teslim ederek onu kurtaracak kadar fedakarl k gsteren, madam Foucart de%il miydi? Halbuki, bu fedakarl % na dl olarak grd% kar) l k, kendisi de s k nt ya d)t% zaman, ondan ayl % koparma%a, hatta,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

elden, dn verdi%i on be) frang geri almaya ba)ar l olamamaktan ibaret kalm )t . (imdi, madam Sidonie, Faubaurg - Poissonniere'de, bir binan n asma kat nda, kk bir dk-kanla odada oturuyor, orada, dantela satmak bahanesiyle, her )ey sat yordu. Ya! kuzum, ya kuzum! Bu e)it bir anay tan mamak daha iyi idi! 38 " Bir saat sonra, Hubert, madam Sidonie'nin dkkan n n etraf nda dola) p duruyordu. Orada, zay f, solgun, ya) ve cinsiyeti belli olmayan, her trl )pheli i)lerle lekeli, tirelmi), siyah elbiseli bir kad n, gzne ili)ti. Bir rastlant dnyaya gelen k z n n anas , bu me-yanc kar yre%ini asla s tm ) olmasa gerekti. Hubert, titizlikle soru)turma yapt , hi kimseye, hatta kar s na bile sylemedi%i bir sr )eyler %rendi. Bununla beraber, esrarl kk ma%azan n nnden, son bir defa daha geti. Acaba, kendini tan tmas , kad n raz etmesi gerekmez miydi? Ana ile k z aras ndaki ba% , byle, sonsuza dek kesmeye hakk olup olmad % na karar vermek bir namuslu insan n kendisine d)en bir i)ti. Birdenbire yzgeri etti. O ak)am Beumont'a dnd. Hebertine de, manevi vasilik zab t varakas n n imzaland % n , tam o gn, msy Grandsire'den haber alm )t . Ange-lique, kollar aras na at ld % zaman, Hubert, ocu%un gzlerindeki sanc dolu yalvarmadan, yolculu%un as l nedinini anlam ) oldu%unu iyice grm)t. O zaman, yaln zca )u szleri syledi. Evlad m, annen lm). Angelique, a%l yarak onlar kucaklad . Ondan sonra, bu sorundan asla szedilmedi. Angelique, k zlar yd . m O y l, Hamsin yortusunun ilk pazartesi gn, Hubert'ler, Angelique'i Beamont'un iki fersah a)a% s ndaki Ligneul'e tepeden bakan Hautecour )atosu harabelerinde %le yeme%i yemeye gtrm)lerdi; gzel havada ko)malar ve glmelerle geen o gnden sonra, ertesi gn, atlyenin eski saati yediyi ald % zaman, gen k z hala uyuyordu. Hubertine, yukar k p kay y vurmak zorunda kald . 39 Hu! Tembel k z!.. Biz kahvalt ettik bile. Angelique acele giyindi, a)a% ya indi, yaln z ba) na kahvalt etti. Sonra, Hubert'le kar s n n i)e ba)lam ) bulunduklar atelyeye girince:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Aman! Ne uyumu)um! dedi. Pazar gn iin sz verdi%imiz stlk ne olacak? Pencereleri baheye bakan atelye, ilk haliyle, hemen oldu%u gibi korunmu), geni) bir yerdi. Tavandaki plak, isle kapkara olmu), kurt yenikleriyle dolu iki kal n kiri)in oral % , badana bile edilmemi)ti; s va atlaklar ndan, ba%dadinin latalar gzkyordu. Kiri)leri tutan ta) saak oymalar ndan birinde, herhalde binan n yap m tarihi olan, 1463 rakam yaz l yd . Yine ta)tan olan, ufalanm ) ve biti)ik yerleri ayr lm ) )mine, yksek payandalar yla dirsekleriyle, bir tepelikle biten ba)l % yla, zarifli%ini koruyordu; hatta, ba)l k ss zerinde hala, zamanla erimi) gibi duran ilkel bir oymada i)lemecilerin piri, Saint Clair grlyordu. Fakat, )mine art k kullan lmaz olmu)tu; iini, kapaks z bir dolap yapm )lar, raflar koymu)lard , raflarda resimler y % l duruyordu; )imdi, oday an biimi kocaman bir dkme soba s t yor, soban n borusu, tavan hizas nda uzand ktan sonra, )minenin ba)l % n n delip d )ar k yordu. Sarsak hale gelmi) olan kap lar XIV. Louis devrinden kalma idi. Eski d)eme tahtalar ryor, aralar nda, her delik a ld ka birer birer yerle)tirilmi) daha yeni tahtalar grlyordu. Duvarlar n sar boyas , yz y la yak n bir zamand r dayan yordu, yukar k s mlar solmu), a)a% k s mlar izik izik olmu), kherile lekeleriyle dolu idi. Her sene, duvar yeniden boyatmaktan sz ediyorlard , fakat, de%i)iklikten ho)lanmad klar iin bir trl karar veremiyorlard . stnl%n gerili oldu%u tezgah n ba) nda oturan Hubertine, ba) n kald rd : Biliyorsun ya, dedi, stl% pazar gn teslim edersek, sana 40 bahe iin bir sepet hercai menek)esi szverdim. Angelique, ne)eyle hayk rd : Sahi... Hemen ba)l yay m!.. Ama yks%m nerede? al )mad n m yd , avadanl klar uuyor. Eski fildi)i yz% sere parma% n n ortas na geirdi, tezgah n te taraf na, pencerenin kar) s na oturdu. Son asr n ortas ndan beri, atelyenin tertibat nda hibir de%i)iklik olmam )t . Usuller de%i)iyor, i)lemecilik sanat ba)kala) yordu, fakat, orada, odan n te ba) nda, mteharrik bir sehpa zerinde duvara ak l duruyordu. K)elerde antika aletler pinekliyordu; makaralara sar l alt n k laptanlar , el srmeden )i)e geirmeye yarayan ark ve kk )i)leriyle, bir reke: iplikleri bkmeye

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yarayan makaraya benzer, duvara m hlanarak kullan lan bir el kr % ; t % i%nesiyle i)leme yapmak iin, atlaslar ve emberleri zerlerinde duran, boy boy kasnaklar vard . Bir rafta, pul kesmeye yarayan bir sr khne z mba aleti duruyordu. Atelyede, bir de enkaz halinde bir )ey, eski i)lemecilerin kulland klar trden byk bir )amdan vard . Duvara ak l , kay )tan bir avadanl % n gzlerinde z mbalar, tokmaklar, eki)ler, tir)e oymaya yarayan demirler, ipliklere, kullan ld ka )ekil vermeye yarayan )im)ir kalemler tak l idi. Oyma yap lan lhamur a%ac ndan masan n alt nda byk bir kr k grlyor, kam )tan, hareketli iki makaras na bir ile k rm z yn gerilmi) duruyordu. Dolab n yan nda, bir ipe geirilmi), i% renkli ipek makaras dizileri sallan yordu. Bir de, bir sepet dolusu bo) makara vard . Bir iskemlenin stnden bir sicim yuma% yere d)m), zlm)t. Angelique: Oh! ne gzel hava, ne gzel hava, dedi. Ya)amak insan n ho)una gidiyor. Sonra, i)inin stne e%ilmeden nce, parlak may s sabah n n 41ieri girdi%i a k pencerenin nnde, bir an kald . Katedralin at s ndan, bir gne) huzmesi szlyor; piskoposluk bahesinden, taze bir leylak kokusu ykseliyordu. Angelique, hayran, ilkbahara gml glmsyordu. Sonra, yeniden uykuya dalm ) gibi, irkilerek: Baba, i%neme takacak k laptan m kalmad , dedi. karmakta oldu%u bir kaftan nak s n n kal b n bitirmekle u%ra)an Hubert, dolaptan bir yumak ald , kesti, ipe%i kapl yan k laptan kaz yarak iki ucunun inceltti; bir par)mene sar l bu yuma% ona getirdi. #ste%in bu kadar m ? Evet, evet. Angelique, bir bak )la, ba)ka. hibir eksi%i olmad % n grm)t. K rm z , ye)il, mavi, renk renk s rmalar geirilmi) )i)ler; her renkten ipekleri sar l makaralar; kutu diye kullan lan bir )ap-kadibinde karmakar ) k, bkme veya k v rc k t rt llar, ince uzun i%neler, elik k skalar, yksekler, makaslar, balmumu yuma% , hepsi tamamd . Btn bunlar, do%ruya tezgah n kal n, klrengi bir ka% tla rtl, gerilmi) kuma) stnde duruyordu. Angelique, i%neye bir sap s rma takm )t . Fakat, i%neyi kuma)a ilk bat r ) nda, s rma koptu, gen k z, s rmay bir para kaz y p, ipe%in ucunu inceltmek zorunda kald , kaz d % s rmay , yine tezgah n stnde duran k r nt kutusuna att . #%nesini bat r nca:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Eh! Hele )kr, dedi. Byk bir sessizlik oldu. Hubert, bir tezgah germe%e koyulmu)tu, Hubertine'in kenar bezlerine dikti%i kaftan n k rm z ipe%ini yolu yoluna getirecek )ekilde, kprlerin ikisini de, tam ka-r ) l kl , kalasla sehpan n stne koymu)tu. Sonra, padavralar , kprlerin yuvalar na yerle)tirdi, drt ivi ile tutturdu. Sa%a sola oynatt ktan sonra, ivileri geriye alarak, tezgah iyice gerdi. Parmaklar n n ucuyla kuma)a vurdu, kuma), davul gibi tyordu. 42 Angelique, e)i az bulunur bir i)lemeci olmu)tu, ustal % ve temiz zevki ile, Hubert'leri hayran b rak yordu. Ona %rettikleri )eylerden ba)ka, i)ledi%i i)e kendisi de ihtiras n kat yor, ieklere hayat, sembollere iman veriyordu. Ellerinin alt nda, ipek ve s rma canlan yor, en kk ssler, mistik bir hamle ile ykseliyor; Angelique, hep uyan k muhayyilesi, grnmez aleme inanc ile, kendisi i)e tamamiyle veriyordu. #)lemelirin baz lar , Beaumont ruhani dairesini yle heyecana vermi)ti ki, arkeolog bir papazla, tablo heveslisi bir ba)ka papaz onu grme%e gelmi)ler, yapt % Meryem tasvirleri kar) s nda kendilerinden gemi)ler bunlar , ilkel sanatlar n n yapt klar safdil betimlemelerle k yas etmi)lerdi. Bunlarda da ayn samimiyet, ayr nt lar n inceden inceye mkemmelli%i ile ku)at lm ) ayn ahret duygusu grlyordu. Angelique'de resme kar) ilgi vard ; bu, gerekten bir mucize idi: Kimseden ders almadan s rf, geceleri lamba ) % ndaki al )malar yla, o%u zaman, modellerini tashih ediyor, onlardan ayr l p, i%nesinin ucuyla kendi keyfine gre )ekiller yarat yordu. Onun iin, Hubert'ler, iyi bir i)lemeciye resim bilgisinin ok gerekli oldu%unu sylyorlar, bu i)te eski olmalar na kar) n onun kar) s nda geriliyorlard . Yava) yava), kendileri onun alakgnll yard mc lar ndan ibaret kal yorlar, fazla ssl btn i)leri ona veriyorlar, kendileri bu i)lerin sadece zeminini haz rl yorlard . Y l n bir ba) ndan te ba) na kadar, Angelique'in ellerinden, ne parlak ve kutsal harikalar geiyordu! Gen k z, hep ipeklerin, atlaslar n, kadifelerin, alt n ve gm) k laptanl kuma)lar n iinde ya) yordu. stlkler, omuzluklar, kolaklar, kaftanlar, diyakos har-maniyeleri, talar, bayraklar, kupalarla kuddas kaplar iin rtler i)liyordu. Fakat, as l, be) renk zerine boyuna i)ledi%i stlklerdi. Gnah kartan papazlarla bakireler iin beyaz, havariler ve din )ehitleri iin k rm z , llerle g%e ekilme gnleri iin siyah,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

masumlar gn iin mor, btn yortu gnleri iin ye)il stlkler i)liyordu. Bir de, beyaz n, k r m z n n ve ye)ilin yerini tutabilen, s k s k kullan lan 43s rmal stlkler vard . Salibin ortas na, hep ayn alametler, #sa ile Meryem'in markalar , ) klarla ku)at lm ) gen, kuzu, sakaku)u, gvercin, bir kupa, bir gevrek kab , dikenlerle delinmi), kanayan bir yrek betimi i)leniyordu; yakada ve kollarda, )ekiller ve iekler, eski biim btn ssler, btn iri iekler, Girit laleleri, baya% laleler, )akay klar, nar iekleri, ortancalar vard . Mevsim gemiyordu ki, Angelique, siyah zerine gm) s rma ile, yahut k rm z zerine alt n s rma ile, simgesel ba)aklar ya da zmler i)lemesin. ok ssl stlkler iin, tablolar olu)turuyor, ortaya bir teb)ir, be)ik, ile sahnesi yap yor, etraf na ermi) ba)lan diziyordu. Bazen, s rma i)lemeler, do%rudan do%ruya zemin zerinde oluyor, bazen, ipek veya atlas )eritleri, s rmal diba, ya da kadife zerine i)liyordu. Kutsal bir ihti)amla dolu bu iekler, birer birer, onun ince parmaklar ndan do%uyordu. Angelique'in o s rada i)ledi%i stlk, beyaz atlastan bir stlkt; salip, e)itli i% renk ipekle i)lenmi) gllerin aras nda, s rmadan bir zambak demetiyle yap lm )t . Ortada, donuk s rma ile i)lenmi) kk gllerden bir ilingir iinde, k rm z ve ye)il s rmadan yap lm ), gayet ssl bir Meryem markas p r lt lar sa yordu. Angelique, bir saatten beri, s rmadan kk gllerin yapraklar n , sarma i)iyle i)liyordu; sessizli%i, tek kelime bozmam )t . Fakat, i%-nesindeki s rma tekrar koptu, gen k z, becerikli i)i sanat yla, te-gah n alt nda onu tekrar i%neye geirdi. Sonra, ba) n kald rd , per-cereden giren btn o ilk bahar , uzun bir nefesle, adeta iti. Ooh! diye m r ldand , dn hava ne kadar gzeldi!.. Gne), ne iyi )ey! #pli%ini balmumulamakla me)gul Hubertine, ba) n sallad . Ben ok yorgunum, dedi, kollar m bende de%il. Senin gibi on alt ya) nda de%ilim, soka%a da bu kadar az k nca! Yine de, hemen i)e koyuldu. Kabartma yapmak iin, yerleri i)a44 retli tir)e paralar keserek zambaklar haz rl yordu. Hem, bu ilkbahar gne)lerinde insan n ba) atl yor, dedi. Angelique, kilisenin bir payandas ndan szlen ) %a dal p gitmi)ti. Yok, yok, ben serinledim, dedi; btn gn gzel havada kendimi dinlendirdim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Kk s rma yapraklar bitirmi)ti, iri gllerden birine ba)lad ; ka trl, renk ipek gerekli ise o kadar say da ipek geirilmi) i%neyi haz r tutuyor, iek yapraklar n n a l ) ynnde girintili k nt l diki)lerle i)liyordu. Bunun nazik bir i) olmas na kar) n biraz nce sessizlik iinde, tekrar ya)ad % bir gn nceki an lar )imdi dudaklar ndan ta) yor, yle bol say da f rl yordu ki, arkas kesilmiyordu. Giri)i anlat yor, geni) k rlar , orada, Hauterceur harabelerinde, y k k duvarlar , altta, elli metre a)a% da, s%tler aras nda akan Ligneul deresine hakim bir salonun ta) d)emeleri stnde yedikleri %le yeme%ini anlat yordu. Zihni, bu harabelerle, al l klar alt nda darmada% n duran ve o dev binan n, ayakta, her iki vadiye tepeden bakt % devirdeki heybetine tan k olan o enkazla dolu idi. Kule, tepesi d)m), yar lm ) olmakla beraber, her )eye kar) n on be) ayak kal nl % ndaki temelleri zerinde yine sapasa%lam, altm ) metre yksekli%indeki boyu ile, ylece duruyordu. #ki kule, Clarlemagr e kulesiyle David kulesi de adeta sa%lam kalm ) bir cephe du-var yla biribirine ba%l olarak dayanm )t . #eride, kilise, mahkeme salonu, odalardan bir tak m gibi, binan n baz k s mlar hala bulunuyordu; merdiven basamaklar , pencerelerin istinat duvarlar , set-lerdeki s ralar, bugnk ku)aklar iin lden a) r , adeta, devler taraf nda yap lm )a benziyordu. Buras koskoca bir hisar )ehriydi. Be) yz sava) asker, orada, ne cephane, ne yiyecek s k nt s ekmeden, otuz ay srecek bir korumalar g%s gerebilirdi. Yabani gl a%alar , iki as rdan beri alt odalar n tu%lalar n biribirinden ay -r yor, leylaklarla s ra salk mlar, y k k tavanlar n enkaz n ieklen-diriyordu; 45korumalar odas n n oca% nda bir nar srm)t. Fakat, gn batarken, kulenin iskeleti, glgesini, fersahl k ekilmi) topraklara uzatt % ve btn )ato, ak)am n karalt lar ortas nda, dev gibi cssesiyle, onar lm ) gibi grnd% zaman, eski hakimiyeti, onu, Fransa krallar n n bile tir tir titredi%i, ku)at lmaz bir kale haline koyan etin gc hala hissediliyordu. Angelique, devam etti: Hem, eminim, iinde ruhlar oturuyor, geceleri geliyorlar. Trl trl sesler i)itiliyor, her tarafta hayvanlar var, adama bak yorlar; ayr l rken arkama dnp bakt % m zaman, duvarlar n tepesinde yzen kocaman beyaz yzler grdm... yle de%il mi anne? Siz )atonun tarihini biliyorsunuz. Hubertine sakin sakin glmsedi. Yok can m! Ben mrmde hortlak grmedim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ama, gerek, )atonun tarihini biliyordu, bir kitapta okumu)tu; gen k z n srarl sorulan zerine, onu yeniden anlatmak zoruda kald . Arazi, Clovis'den Saint Remi'ye gemi)ti, ondan beri de, Reims Ba)piskoposlu%una ba%l idi. Severin isimli bir ba)piskopos, onuncu yzy l n amac iine Ligneul deresinin dkld% Oise nehri boyunca yukar kan Normand'lara kar) memleketi savunmakt r. Bir y l sonra, Severin'in bir d)man , kaleyi, senede altm ) metelik vergi ko)ulunda ve Beaumont )ehriyle kilisesinin serbest kalmas )art yla Normandie hanedan n n kk o%lu Norbert'e vermi)ti. Bylece, birinci Norbert, Hautecoeur markilerinin reisi oldu ve bunlar n nl slalesi, o tarihten itibaren, tarihi doldurdu. Kilise mallar n ald % iin iki kez aforoz edilen, bir kez de otuz burjuvay kendi eliyle bo%azlayan yol kesici haydut IV. Herve, Louis le Gros'ya kar) sava) ilan na kalk )t % iin, kalesi yerle bir edilmi)ti. Philippe Auguste'le beraber Hal seferine kat lan Birinci Raoul, kalbine bir m zrak yiyerek Akka nnde telef oldu. Fakat, en nlleri Byk V. Jean'd ; 46 1225 de kaleyi yeniden yapt rd , be) y ldan az bir zaman iinde bu korkun Hautecoeur )atosunu yapt rd , onun korumas na s % n p, bir sre, Fransa taht na konmay kurdu; yirmi meydan sava) ndan kurtulduktan sonra, #sko kral n n kayn oldu, rahat d)e%inde ld. Sonra, Kuds'e yal nayak giden III. Felicien; #sko taht zerinde hak iddia eden VII. Herve, y l boyunca, kudretli ve asil, daha ba)kalar geldiler, ta IX- Jean'a kadar; o da, Mazarin devrinde, )atonun y k l ) n grmek ac s na u%rad . Son bir ku)atmadan sonra, kulelerle burcun kubbeleri, la% m konularak uuruldu; delili%ini avutmak iin VI. Charles' n gelip iinde oturdu%u, ondan yakla) k iki yz y l sonra, IV. Henri'nin Gabrielle d'Estrees ile birlikte bir hafta kald % binalar y k ld . Btn bu gzel an lar )imdi otlar alt nda uyukluyordu. Angelique, tezgah ndaki gl do%duka, renklerin latif canl l % ndan sanki bu lm), heybetli )eylerin hayali ykseliyormu) gibi, i%nesini durdurmadan, merakla dinliyordu. Tarihteki bilgisizli%i, olaylar bytyor, harikal bir efsanenin derinli%ine itiyordu. K z, hayran, bir inanla rperiyor, )ato diriliyor, g%n kap lar na kadar ykseliyor, Hautecreur'ler, hazreti Meryem'in amca o%ullar oluyorlard . yleyse, dedi, bizim yeni piskopos monseryr d'Hautecoeur, o aileden mi?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubertine, Monsenyrn kk bir koldan olmas gerekti%ini, byk bir kolun oktan beri nesli tkendi%ini syledi. Hatta, bu acaip bir de%i)me idi; nk, y llarca Muatcceur markileriyle Beaumont ruhani heyeti, sava) halinde ya)am )lard . 1150 y l civar nda, bir ba)papaz, sadece kendi tarikat n n kaynaklar yla kilisenin yap m na kalk )m )t ; onun iin, ok gemeden para tkendi; bina, ancak yan mihraplar n hizas na kadar ykselebilmi)ki, kubbeyi, tahtadan bir damla rtmek zorunda kald lar. Aradan seksen y l geti, V. Jean )atoyu yeniden yapt rm )t ; yz Frank verdi, bu para daha ba)ka paralara eklenerek kilisenin yap m n srdrld. Kubbe yap l p tamamland . #ki kule ile byk cephe, ok 47 Ldaha sonra, ancak, 1430 y l dolaylar nda on be)inci yzy l ortas nda tamamlanabildi... V. Jean' , cmertli%inden dolay dllendirmek iin, ruhani heyet ona ve adamlar na kilisenin, Saint Georges'a tahsis edilmi) mihrap dairelerinden birine gmlmek hakk n vermi), o tarihten beri de, o daire, Hautecoeur mihrab ad n alm )t . Fakat, iyi ili)kiler devam edemezdi; )ato Beumont'un imtiyazlar n srekli tehlikeye koyuyor, hara ve k dem hakk meseleleri yznden boyuna at )malar patlak veriyordu. zellikle bu sorunlardan biri, senyrlerin Ligneul r-ma% ndaki seferlerden almak istedikleri geit hakk , kavgalar uzatt ka uzatt . Tam o s rada, a)a% )ehir, ince bez fabrikalar a lmas zerine, byk bir geli)meye erdi. O tarihten ba)layarak Beaumont'un serveti gnden gne artt ; Hautecoeur'nki ise azal yordu; bu, )ato y -k l ncaya kadar devam etti, o zaman kilise stn geldi. XIV. Louis, kiliseyi bir katedral haline getirdi, eski ke)i)ler dairesinin birinde bir piskoposlar binas yap ld ; bugn de tesadfen, Hautecceur ailesi taraf ndan biri, drt yz y l sava)t ktan sonra atalar n yenen ve hala dipdiri duran bu ruhani heyete, piskopos s fat yla hkmediyordu, Angelique: Ama, Monsenyn evli imi), dedi. Yirmi ya) nda, koca bir o%lu var de%il mi? Hubertine, tir)e paralar ndan birinin przlerini dzeltmek iin makas alm )t . Evet, bunu bana rakip Cornille anlatt , diye yan t verdi. Aman, ok hazin bir hikaye!.. Monsenyr, X. Charles zaman nda, yirmi bir ya) ndayken yzba) imi); 1830 da, yirmi drt ya) nda istifa etmi); iddia ettiklerine gre, k rk na kadar yolcu iinde ya)am ), yolculuklar yapm ), maceralar geirmi),

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dellolar etmi), sonra, bir ak)am, yazl kta tan d klar evinde, kont de Valencay'nin Paule isimli k z n grm); ok zengin, grlmemi) derecede gzel, henz on dokuz ya) nda, yani kendisinden yirmi iki ya) kk bir k zm ). K z n a)k ndan deli olacak hale gelmi), o da onu taparcas na sevmi), 48 hemen evlendirmek zorunda kalm )lar. Hautecoeur harabelerini o zaman sat n alm ), yok pahas na, galiba on bin franga; maksad )atoyu onarmak ve orada kar s yla yerle)mekmi), Anjou'daki eski bir malikaneye kapan p ya)am )lar, insan yz grmek istememi)ler; saatler, ikisine de, ok k sa grnyormu)... Paule, bir o%lan do%urmu), lm). Tebe)ir dolu bir kesecikle nak ) rne%i karmakta olan Hubert, benzi sapsar , ba) n kald rm )t . Ah! Zavall ! diye s zland . Hubertine devam etti: Monsenyn, az daha lecekmi), diyorlar. Bir hafta sonra papazl %a girmi); bu dedi%im, yirmi y l nce bugn de, piskopos... Ama, bir )ey daha sylyorlar, anas n n ba) n yiyen o ocu%u, o%lunu, yirmi y l grmek istememi). Onu, kar s n n amcas olan ihtiyar bir papaz n yan na verip ba) ndan atm ), ondan haber bile almak istememi), varl % n unutmaya al )m ). Bir gn, ocu%un resmini yollam )lar, len sevgili kar s n grr gibi olmu); onu, sanki kafas na bir balyoz vurulmu) gibi, yerde, kaskat bir halde bulmu)lar... Sonra, ya)lanm ), hep dua ile zaman geirmi), o byk ac s san r m dinmi); nk rabip Cornille bana dn syledi, Monsenyr, nihayet, o%lunu yan na a% rm ). Angelique, kokusu atlastan ykseliyormu) san lacak kadar taze grn)l gl i)leyip bitirmi), gzleri hlya dolu, gne)li pencereden tekrar d )ar bak yordu. Yava) sesle tekrarlad : Monsenyrn o%lu... Hubertine, hikayesini tamaml yordu. Arslan gibi bir delikanl ym ), diyorlar. Babas onu papaz yapmak istiyormu) ama, ihtiyar rakip istememi), nk bu i)e ocu%un hi iste%i yokmu)... stelik de milyonlar var! Sylentilere ba-k l sa, elli milyon! yle ya, annesi ona be) milyon b rakm ), bu para 49ile, Paris'te arsa sat n alm )lar, )imdi de%eri elli milyondan fazla imi). Bir kral kadar zengin! Angelique, say klar gibi fark na varmadan tekrarlad :

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Kral kadar zengin, arslan gibi bir delikanl . Sonra, elini, iten gelen bir hareketle uzatt , tezgah n stnden, bir ile s rma sar lm ) bir )i)ald , byk bir zamba% n oymal nak s na ba)lad . S rmay )i)in gznden geirdikten sonra, bir ucunu, kal nl k yapan tir)enin ta kenar na bir d%mle tutuldu. Sonra al )maya ba)lad , iste%inin zlemine dalm ): Ooh! Ben, benim iste%im, benim istedi%im... Dedi, fikrini tamamlamad . Tekrar, derin bir sessizli%ie ba)lad ; bu sessizli%i yaln z, kiliseden gelen hafif bir ilahi sesi bozuyordu. Hubert, tebe)ir tozunun b rakt % btn noktlama izgilerin stnden bir f rayla geerek resmi dzeltiyor; bylece, kaftan n ssleri, k rm z ipekli zerinde beyaz olarak meydana k yordu. Bu sefer, yine o konu)tu: O eski devirler ne mkemmelmi)! Senyrler, nak )larla kaskat duran giysiler giyerlermi). Lyon'd, bu giysilerin kuma) n , kulac alt yz Frank'a kadar satarlarm ). #)lemeci ustalar n n tzklerini emirnamelerini okumal ; kral i)lemecilerinin, teki ustalar n i)ilerini ordu kuvvetiyle msadere etme%e haklar oldu%u, anlarda yaz l d r... Hem, bizim armalar m z da varm ): Mavi zemin zerine, orta )eridi alaca alt n s rma, ikisi ba) tarafta, biri uta, yine sarmadan tane zambak.. Hey! ne mkemmelmi), o eski zamanlar! Sustu, tozlar n silkmek iin, parma% yla tezgaha vurdu. Sonra ekledi: Ben kkken, annemin bana s k s k anlatt % , Hautcceur'lere dair bir hikaye vard r ki, Beaumont'da hala sylerler... Mthi) bir veba, )ehri mahvediyormu), halk n yar s lm); o s rada, V. Jean, 50 )u kaleyi yeniden yapt ran, bir de bakm ) ki Tanr kendisine, bu afeti yenecek g vermi). Bunun zerine yal nayak, hastalar n evine gitmi), diz km), dudaklar ndan pm); "Tanr istese, ben de istiyorum" diye, onlar dudaklar ndan per pmez, hastalar iyi oluyorlarm ). Onun iin, bu szle, Hautcoeur'lerin istedi%i olup kalm ); o tarihten beri, hepsi vebay iyi ederler... Yoo! Yaman adamlar! Hanedan adamlar! Monsenyr, papal %a girmeden evvel, XII. Jean ad n ta) yordu, o%lunun ismine de, prens gibi, bir rakam eklenecek. Bu szlerin her biri, Angelique'in hlyas n avutuyor, uzat yordu. Ayn ahenkli sesle, tekrar: Ooh! Benim istedi%im, benim istedi%im., dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

#pli%e dokunmadan )i)i elinde tutuyor, s rmay , tir)e zerinde, bir sa% bir sola gtrerek i)liyor, her geri dn)nde, ipekle bir d%m yap p t %l yordu. Byk, s rma zambak, yava) yava) i-ekleniyordu. Ooh! Benin istedi%im, benim istedi%im, bir prensle evlenmek... Hi grmedi%im bir prens olacak, bir ak)am, gn kavu)urken gelecek, beni elinden tutup bir saraya grrecek... Bir de, ok yak ) kl ok zengin olmas n isterim. Dnyaya, hi onun kadar yak ) kl , onun kadar zengin prens gelmemi) olmas n isterim! Pencerelerimin alt nda atlar ki)nesin, dizlerimin stnde sel gibi mcevherler dklsn, avular m aar amaz alt nlar aks n, ya%mur gibi, tufan gibi, alt n aks n... Bir de, prensim beni ld ras ya sevsin ki, ben de onu deli gibi seveyim isterim. #kimiz de ok gen, ok saf, ok asil olaca% z, srekli, srekli! Hubert, tezgah n b rakm ), glmseyerek yakla)m )t ; Hubertine de, gen k z , parma% yla dosta, tehdid ediyordu. Ah!, ma%rur k z, ah! A gzl k z, sen yola gelmiyecek misin? (imdi de kralie olmak istiyorsun ha! Bu hlya, )eker almak, pay vermek kadar irkin de%il ama, asl na bakarsan, alt taraf yine )eytan 51i)i; iptila eseri, gurur eseri. Angeque ne)eli bir yzle ona bak yordu. Anne, anne, dedi, ne sylyorsunuz?.. Gzelli%i, zenginli%i seviyorsam kabahat bende mi? Gzel oldu%u iin, zengin oldu%u iin seviyorum, bana yle geliyor ki, )uram , kalbimi s t yor... Pekala bilirsiniz ki, enkar ma d)kn de%ilim. Para, adam sende, ok param olsayd , onu nas l kullan rd m, grrdnz. Ya%mur gibi )ehre ya%ard , yoksullar n evine akard . Gkten nimet inmi) gibi olurdu, yoksulluktan eser kalmazd ! Bir kere, sizi de babam da zengin ederdim. Sizleri, birer eski zaman senyriyle, eski zaman madam gibi gzel giysiler iinde grmek isterdim. Hubertine omuz silkti. Deli k z!.. #yi ama, ocu%um, sen yoksulsun, evlendi%in zaman bir paran olmayacak. Nas l olur da prens say klars n? Kendinden daha zenginiyle mi evleneceksin? Ne demek; niin evlenmiyecek misim? Halinde derin bir hayret ifadesi vard . Elbette evlenirim, ya!.. Mademki onun paras olacak, benim param olmas na ne gerek var? Her )eyi ona borlu olurum, onu daha ok severim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu asil k yaslama, Hubert'in ok ho)una gitti. ocukla beraber o da hayal alemine dalmaktan ho)lan rd . K z n hakk var, diye hayk rd . Fakat kar s , ona, memnun kalmad % n gsteren bir bak ) f rlatt . Ciddile)iyordu. K z m, dedi, sonra grrsn, hayat %renirsin. Hayat ben biliyorum. Nerede %rendin ki?.. ok gensin, ktl% bilmezsin. Sen beni dinle. Ktlk vard r1, hem de ok gldr. 52 Ktlk... Ktlk... Angelique, anlam n kavramak iin, bu kelimeyi a% r a% r sylyordu. Saf bak )l gzlerinde ayn masum hayret vard . Ktl% iyi biliyordu, efsane, bunu kendisine yeteri kadar gstermi)ti. Ktlk denilen )ey, )eytan de%il miydi? (eytan n hep yeniden dirildi%ini, fakat her zaman yenildi%ini grmemi) miydi? (eytan, her sava)ta dayaktan can km ) ac nacak bir halde, yerde serili kal yordu, Ktlk m? Aman, anne, bilseniz kt%e ben hi nem vermem! Yeter ki insan, nefsini yensin; mutlu ya)ar. Hubertine, zntl, endi)eli bir hareket yap t: Seni bu evde, bizimle yapayaln z, herkesten uzak, hayat n bu derece cahili bytt%me beni pi)man edeceksin... Sen nas l bir cennet say kl yorsun kuzum? Dnyay nas l tan ml yorsun. Gen k z, e%ilmi), ayn hareketle )i)i yrtrken, yz, geni) bir mitle ayd nlan yordu. Siz beni budala m san yorsunuz, anne?.. Dnya iyi adamlarla doludur. #nsan namuslu olup da al )t m yd , her zaman dln al r,.. Yoo! biliyorum, ktleri de var, birka tane, ama onlar hesaba kat l r m ? Kimse yzlerine bakmaz, abucak cezalar n bulurlar... Sonra da, size bir )ey syliyeyim mi, dnya, bana uzaktan, byk bir bahe gibi grnyor; bahe. Ya)amak yle iyi, hayat o kadar tatl ki, kt olamaz.#peklerin ve s rman n par lt s yla mest olmu) gibi co)uyordu. Mutluluk ok kolay )ey. Bizler mutluyuz. Niin? nk birbirimizi seviyoruz. Bu o kadar zor bir )ey mi?.. O bekledi%im gelince de, greceksiniz, bak. Biribirimizi hemen tan yaca% z. Onu hi grmedim, ama, ne biim

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

olaca% n biliyorum. #eri girecek: Seni bekliyordum, albeni, diyece%im. Beni alacak, art k, sonsuza dek tamam. Bir saraya gidip, elmas i)lemeli, s rmal bir yatakta yat p uyuyaca% z. Yok can m! ok kolay! 53Hubertine: Delisin sen; sus! Diye onun szn kesti. Sonra, k z n a)ka geldi%ini, tekrar hlyaya kap lmaya haz rland % n grnce: Sus! dedi. Beni korkutuyorsun... A zavall , seni yoksulum, biriyle evlendirdi%imiz zaman, tekrar yeryzne d)eceksin, kemiklerin k r lacak. Bizim gibi yoksullar iin, mutluluk, alak gnlllklerdir. Angelique, sakin bir #srarla, hala glmsyordu. Onu bekliyorum, gelecek dedi. Hubert de co)mu), onun hararetine o da kap lm )t . K z n hakk var, a can m! dedi. Niin payl yorsun?.. Gzelli%ine pekala gzel, bir kral gelip onu bizden istiyebilir. Dnyada neler olmaz. Hubertine, mant kl bak )l gzel gzlerini mahzun mahzun ona evirdi. ocu%u ktl%e te)vik etme. Sen herkesten daha iyi bilirsin ki, duygulara kap lma, insana palal ya mal olur. Hubert sapsar kesildi, gzkapaklar n n kenar nda iri ya)lar birikti. Hubertine, verdi%i bu derse hemen pi)man olmu), onun ellerini tutmak iin aya%a kalkm )t . Fakat o, ellerini ekti, titrek bir sesle: Hay r, hay r, hata ettim... dedi. #)itiyormusun, Angelique annenin szn dinle. Biz ikimiz de deliyiz, yaln z o akl ba) nda insand r.. Hata ettim, hata ettim... ok heyecanl oldu%u iin yerine oturmad , gerdi%i kaftan b rakt , tamamlan p tezgah stnde b rak lm ) bir bayra% zamklama%a koyuldu. Dolaptan Flandre zamk ana% n ald , kuma) n ters taraf na f ra ile zamk srd; bu zamk, i)lemeyi sa%lamla)tard . Dudaklar , hala, hafif hafif rperiyordu; art k konu)mad . Angelique, sz dinlemi), o da susmu)tu; ama, iin iin devam 54 ediyor, daha ykse%e k yor, arzunun da tesine ykseliyordu; vecd iinde aralanan dudaklar , hlyas n n sonsuz mavili%ini yans tan gzleri, her hali bunu gsteriyordu. (imdi, o yoksul k z hlyas n , s rma ipli%iyle i)liyordu; beyaz atlas zerine, iri .zambaklar da, gller de, meryem markas da, hep

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ondan do%uyordu. Kat kat s rma i)lemeli zamba% n sap , bir ) k huzmesi gibi f )k r yor, herbiri bir kk s r-mak t rt lla dikilmi) pullardan yap lma ince uzun yapraklar, bir y ld z ya%muru gibi dklyordu. Ortada, Meryem markas par lt sa yor, girinti ve k nt larla, son s rma kabartma i)lenmi) ) klar n mistik yang m ortas nda, bir mihrap ba)l % gibi yan yordu. Tatl renkli ipekten gller canlan yor, btn stlk, harikal , s rma iekleriyle, bembeyaz par lt sa yordu. Uzun bir susmadan sonra, Angelique ba) n kal rd . Kurnaz bir eda ile Hubertine'e bakt , ba) m sallad : Gelecek, onu bekeliyorum, dedi. Bu hlya, delice bir )eydi. Fakat, o, bunda srar ediyordu. Dedi%i gibi olacakt , emindi. Glmseyerek syledi%i inanc n hi bir )ey sarsm yordu. Anne, sylyorum sana, bu dediklerim olacak. Hubertine, i)i alaya dkme%i daha uygun grd, K za tak ld : Ama ben senin evlenmek istemedi%ini san yordum. Akl n elen o senin ermi) k zlar evlenmiyorlard . Evlenecekleri yerde, ni)anl lar n dine davet ediyorlard , analar n n babalar n n yan ndan ka p boyunlar n vurduruyorlard . Gen k z hayret iinde dinliyordu. Sonra bir kahkaha att . Btn sa%l % btn ya)ama a)k bu grltl ne)e iinde tyordu. Ermi) k zlar n hikayeleri, ok eski tarihlerde geen )eylerdi! Zamanlar de%i)mi)ti, zafere ula)an Tanr art k kimseden kendi u%runda lmesini istemiyordu. Efsanenin, dnyay kmseme ba)ka ynleri onu ekmi)ti. Yook! Elbette evlenmek istiyordu. Sevmek istiyordu, sevilmek, mutlu olmak istiyordu! 55Hubertine: Sak n ha! dedi. Koruyucun Anges'i a%lat rs n. Valinin o%lunu istemedi de, #sa'ya varmak iin lm ona de%i)ti, bilmiyor musun? Katedralin kulesindeki byk an, alma%a ba)lad ; mihrap dairesini pencerelerinden birinin etraf n ku)atan koca bir sarma) ktan, bir sere srs havaland . Atelyede, hala susan Hubert, zamk n nemini henz zerinden almas geregefe gerili bayra% , kurusun diye, duvara m hl iri demir ivilerden birine asm )t . Gne) alal yor, yer de%i)tiriyor, rekeyi, kam ) kr klar , bak r )amdan , btn eski aletleri ) ldat yordu; iki i)i kad na kadar gelince, zerinde al )t klar tezgah., kullan la kullan la cilalanm ) s r klar ve

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

la-talariyle, kuma) n stnde srnp duran t rt llarla, k r nt se-petindeki pullarla, ipek makamlar yla, halis s rma tak l )i)lerle, par lt da. O zaman, ilk bahar n bu l k ayd nl % ortas nda, Angelique, tamamlad % sembolik, byk zamba%a bakt . Sonra, inan dolu, ne)eli haliyle yan t verdi. #yi ya, ben de zaten #sa'y istiyorum! 56 IV Angelique canl ne)esine ra%men, yaln zl % seviyor; sabah ak)am, odas nda yaln z kald % zaman, gerekten bir dinlenme ne)esi duyuyordu. Kendini bu ne)eye b rak yor, hayale dal p gitmenin tad n al yordu. Hatta bazan, gn ortas , ko)up bir on oraya ka-bildi%i zaman, kam ), tam bir zgrl%e kavu)mu) gibi mutlu oluyordu. Olduka geni) olan oda, tavan aras n n yar s n ba)tan ba)a \ kapl yor, teki yar s n at aras i)gal ediyordu. Duvarlar, hat llar, e%ik at alt n tutan k s mlar n meydanda duran kiri)lerine kadar her taraf, ba)tan ba)a kirele s vanm )t ; bu beyaz plakl k ortas nda, me)eden, eski e)ya siyah grnyordu. A)a% kattaki salonla yatak odas d)endi%i s rada, her devirden kalma eski mobilyay oraya karm )lard . Bir rnesans sand k, on nc Louis koca bir karyola, on be)inci Louis ok gzel bir elbise dolab vard . Yaln z beyaz ini soba ile mu)amba kapl , kk bir tuvalet masas , bu sayg telkin eden eski e)yan n ortas nda, ayk r duruyordu. Hele o koca karyola, ihtiyar ya) n n ihti)aman koruyordu eski #ran kuma) ndan funda demetli pembe perdeler yle snm)t ki, belli belirsiz, snk pembe bir renk alm )t . Fakat, Angelique'in as l ho)land % yer, balkondu. #ki tane eski caml kap dan biri, salondaki kap , sadece ivilerle tuturularak battal edilmi)ti; evvelce o kat n btn enlili%ini kapl yan balkon, )imdi yaln z sa%daki pencerenin nndeydi. Alt ndaki kiri)ler henz sa%lam oldu%u iin, yeniden tahta d)emi)ler, stne, rm) eski parmakl k yerine, demir bir tarabzan vidalam )lard . Buras , bu y l ba) nda yenile)tirilen padavralar n rtt%, at tepesinin alt nda latif bir k)e, bir e)it hcre idi. Oradan e%ilip bak nca, yontma kk ta)lardan zemin duvar yla, tu%lalar gzken tahta kaplamalar yla )imdi ufalt lm ), geni) pencere yuvalar yla, binan n baheye bakan btn cephesinin khne biimi grlyordu. A)a% da, mutfak kap s

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

57stnde, inko rtl bir kepenk vard . Tepede de, bir mete k nt yapan son inko direkleri ve at kat n n dam rts, kaidesi zemin kat pervaz na dayanan iri dirseklerle sa%lamla)t r lm )t . Bylece, balkon, )ebboylarla yosunlar n ye)illendirdi%i, khne tahtalardan bir ormana gml, bir kereste y % n iinde kal yordu. Angelique, odada yat p kalkma%a ba)l yal , orada, trabzana dayan p etrafa bakarak nice saatler geirmi)ti. nce ayaklar n n dibinde, iri )im)irlerin hi solmayan ye)illikleriyle kararl klar derin bahe vard , bir k)ede, kilisenin duvar dibinde, s ska leylaklardan bir y % n, eski bir granit peykenin etraf m ku)at yordu; br k)ede, dipteki duvar ba)tan ba)a kapl yan bir sarma) k, i)lememi) geni) bir arsaya, Clos - Marie'ye a lan kk bir kap y , yar yar ya rtyordu. Bu Clos - Marie, ke)i)lerin eski yemi) bahesiydi. #inden Chevrotte deresi geiyor, yre evlerde oturan kad nlara, bu derede ama) r y kamalar iin izin verilmi) bulunuyordu; y k k, eski bir de%irmenin enkaz iinde, yoksul aileler bar n yorlard ; piskoposluk binas yla Vo-incourt kona% n n yksek duvarlar aras ndaki Ma%loire soka% na, yaln z dar Guerdaches soka% yla ba%l bulunan k rda, ba)ka hi kimse oturmuyordu. Gney taraf ndan, kilisenin dev cssesiyle t kal dar ufku, yaz n her iki bahenin as rl k kara a%alan, yaprakl tepeleriyle rtyordu. Clos - Marie, her taraftan bylece ku)at lm ) bir halde, ars z otlar n istilas alt nda, rzgar n e%di%i kavaklar ve s%tler dikili, bak ms zl % n suskunlu%u iinde uyukluyordu. Chevrotte bir )ark gibi ak llar n stnden seke seke, srekli bir billur mzik sesiyle, ) r l ) r l ak yordu. Angelique, bu kuytu k)enin kar) s nda, hi usanm yordu. Halbuki, yedi y ld r orada, her sabah, ancak, bir gn evvel izledi%i manzaray grebilmi)ti. Cephesi Grand Rue'ye bakan Voincourt kona% n n a%alar yle s k yaprakl idi ki, Angelique, kendi ya) nda bir ocuk olan kontesin k z Claire'i, ancak k ) n seebiliyordu. Piskoposluk binas n n bahesindeki dallar daha da s kt , Angelique, Monsenyrn cppesini grebilmek iin, bo)ubo)una u%ra)m )t ; 58 Clos - Marie'ye a lan, tahta kanatlarla rtl parmakl kl kap , oktan beri battal edilmi) olsa gerekti; nk Angelique, o kap n n bir tek kez aral k edilerek bir bah van n olsun ieri girdi%ini grmemi)ti, an nsam yordu. Orada, ama) rlar n tokmakl yan kad nlardan ba)ka, hep otlar n stnde yatan, paavralar giymi) ayn yoksul ocuklar gryordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

O y l ilkbahar ok ho)tu. Angelique on alt ya) ndayd , o zamana kadar, yaln z bak )lar , nisan gne)leri alt nda, Clos -Marie'nin ye)erdi%ini grmekten zevk alm )t . Krpe yapraklar n srmesi, s cak ak)amlar n saydaml % topra% n, btn o kokulu turfandal % , onu, yaln zca e%lendiriyordu. Fakat, bu y l ilk tomurcuk srerken, onun kalbi de arpm )t . Otlar bymeye ve rzgar, ona, ye)illiklerin keskinle)en kokusunu getirmeye ba)l yordu. Bir ak)am, Hubertine'in kollar na at ld , kederlenmesine hi bir neden yokken, tersine, gayet mutlu oldu%u halde, a%lad . Hele geceleri gzel ryalar gryor, gzne bir tak m glgeler gzkyor, uyand % zaman hat rlamaya cesaret edemedi%i kendinden geme halleri yap yor meleklerin kensine verdi%i bu mululuktan utan yordu. Bazen, byk karyolan n iinde, elleri biti)ik, g%sne bast r lm ) bir halde, s rayarak uyan yordu; yle nefesi t kan yordu ki, d)eme tahtas na yal nayak atlamak zorunda kal yordu; sonra ko)up pencereyi a yor, orada, heyecan n dindiren o serin hava bonyosu iinde rpererek, )a)k n bir halde kal yordu. Srekli bir hayranl k, kendini tan yamamaktan, biledi%i zevklerle ve ac larla bym) gibi hissetmeden, btn bu sihirli kad n geli)mesinden duydu%u bir )a)k nl kt , bu. Piskoposluk bahesindeki, gzkmeyen leylaklarla sar salk mlar, gerekten bu kadar gzel mi kokuyordu ki, ne zaman koklasa, yanaklar na mutlaka dalga dalga pembelik yay l yordu? (imdi, onu canl bir solukla ok)ayan bu l k kokular n, o zamana kadar hi fark na varmam )t . Hem, Voincourt'lar n bahesindeki iki kara-a%ac n aras ndan, morumsu, koskoca y % n gzken, iek am ) bir Japon ayva a%ac n , geen y llarda nas l olmu) da grmemi)ti? Bu y l bu 59soluk mor renk. yre%ine yle dokunuyordu ki, a%aca bakar bakmaz gzlerini bir heyecan buland r yordu. Chevrotte deresinin de, k y lar ndaki sallar aras ndan, ak llar zerinde sekerek, bu kadar yksek sesle ) r ldad % n i)itmemi)ti, hat rlam yordu. Dere mutlaka konu)uyor; hep ayn belli belirsiz kelimeleri tekrarlay ) n dinliyordu. Bu k rl k, eski k rl k de%il miydi ki. orada her )ey onu hayrete d)ryor, bylece, yeni anlamlar ykleniyordu. Yoksa, as l de%i)en kendisi mi idi de, orada, hayat n filizlendi%ini hissediyor, gryor, i)itiyordu? Fakat, sa% taraftaki katedral, gkyzn t kayan ola%anst y % n onu dahada )a) rt yordu. Her sabah, onu ilk kez grd%n san yor, bu bulu)tan haz duyuyor, o khne ta)lar n da, kendisi gibi sevdiklerini ve d)ndklerini

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

anl yordu. Bu bir k yaslama de%ildi, Angelique"in bildi%i bir )ey yoktu, do%urmas yy. sren, nesillerin inanlar , kat kat stne biriken dev binan n mistik havas na kendini b rak yordu. Pencereleri oyma z rhlar alt nda, yaln zca ince s-tuncuklarla ssl, plak, dolu kemerli evredeki roman mihraplarla, alt k s m, diz km), halinde y % lm )t . Arkadan, kubbe alt n n, seksen y l sonra yap lm ), yksek ve zarif, yar m kavisler ve gllerle ssl blmelerle blnm) pencereleriyle, yz ve elleri do%ru kalk k, ykseldi%ini duyuyordu. Nihayet, iki yy. sonra gotik imar n n en parlak devrinde eklenmi) ve sslenmi) olan kk kuleleriyle, kule tepeleriyle, alemler dolu yerinin payandalar ve duvarlar yla, iinde, dimdik, yerden kalk yordu. Oluk a% zlan, damda biriken sular duvarlar n n dibinden yere bo)alt yordu. Mihrap dairelerinin stne, ta-raan n epeevre etraf na, yonca yapra% biiminde sslerle, bir korkuluk eklenmi)ti. at da, kk iekler )eklinde bir ba)l kla sslenmi)ti. Btn bina, khne ruhani kurtularak, srekli bir hamle ile, g%e yakla)t ka iekleniyor, bir yetenek ve a)k tanr s n n kuca% nda kayboluyordu. Angelique, bunu maddi bir duygu ile hissediyordu, sanki kendi okudu%u ok saf, ok ince, ok ykseklere dal p kaybolan bir ilhinin etkisinde kalm ) gibi, bu manzarayla ra60 hatl yor, mutlu oluyordu. Zaten, katedral canl idi. Yzlerce k rlang , yonca yapra% biimi evre kemerlerine, kk anlar n, alemlerin kovuklar na var ncaya kadar yuva yapm )t ; ortas nda ya)ad klar istinat duvarlar yla payandalara durmadan srtnerek uu)uyorlard . Piskoposluk binas n n karaa%alar ndaki yabani gvercinler de, ta-raalar n kenar nda gezintiye km ) gibi a% r a% r yryerek dem ekiyorlard . Bazan, gkyznn mavili%i iinde kaybolmu), pek pek sinek irili%inde bir karga, bir alemin tepesinde tylerini temizliyordu. Bitkiler, btn bir iek y % n , duvarlar n tepelerinde sren yosunlar, samanlar, khne ta)lan, kklerinin sisni faaliyetiyle canland r yordu. Ya%mur ya%d % gnler, btn mihrap dairesi, at kur)unlar n ven, galerilerin su yollar ndan akan, ta)m ) bir sel h ) rt s yla kattan kata yuvarlanan sa%na% n u%ultusuyla uyan yordu. Hatta, ekimin ve mart n mthi) rzgrlar , at tepelerinin ve s ra kemerlerin stuncuklar n ve gl biimi sslerin olu)turdu%u y % n n iinde estike ona bir ruh, fkeli ve iniltili bir ses veriyordu. Gne) de, onu, kumral bir ayd nl kla genle)tiren

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sabahtan, a% ra% r uzayan karalt lar alt nda bilinmeze gmen ak)ama kadar, ) % n hareketli oyunuyla canland r yordu ka-baat n, damarlar at yormu) gibi, bir de i hayat vard ; yinleri, anlar n grltsyle, erganunlar n mzi%i ile, rahiplerin ilhi sesleriyle, onu ba)tan ba)a sars yordu. Onda, hayat, uzak grltler, bir yin m r lt s , bir kad n n hafif diz k), belli belirsiz bir perti, kelimelerle anlat lmadan, kapal a% zla okunan bir duan n sofuca yan kl % ile, hep rpermekteydi. Gnler uzamaya ba)lad % iin, Angelique, sabah ak)am, byk dostu katedralle yan yana, balkona uzan p, uzun uzun kal yordu. Ak)amlan, yaln z y ld zl glge bir y % n halinde yans yan bedenini grd% zaman, onu daha ok seviyordu. Plnlar kayboluyordu, Angelique, bo)lu%a kprlergibi at lm ) duvarlar n belli belirsiz seiyordu. Onu, yedi yy.l k bir hlya ile dolu, mihraplar n n nnde 61mide ve mitsizli%e d)en kalabal klarla bym), karanl klar alt nda uyanm ) hissediyordu. Bu, gemi)in sonsuzlu%undan gelip gelece%in sonsuzlu%una srekli bir uyan kl k iinde Allan n uyu-yamad % bir evin gizemli ve korkun uyan kl % idi. Hareketsiz ve canl kara y % n n iinde, Angelique'in gzleri hep, Clos - Marie fidanlar n n hizas ndaki, zkirler yeri mihrab n n penceresine, gece karanl % na a lm ) bir gz gibi yanan biricik pencereye k)esinde, bir trbe kandili yan yordu. Bu mihrap, eski zaman papazlar n n V. Jean d'Hautecoeur'e ve taraflar na, cmertliklerinin dl olarak, oraya gmlmek hakk n verdikleri mihrapt . Saint Georges'a ay lm ) olan bu mihrab n, on ikinci yy.da kalma bir renkli camdan penceresi vard ki, zerinde, o ermi)lerle a klama yaz l yd . Alaca karanl k olur olmaz, bu a klama, karalt lar iinde, bir hayal gibi, ayd nl k meydana k yordu. Angelique de, gzleri hlyal , pencereyi bunun iin seviyordu. Renkli cam n zemini mavi, kenarlar k rm z yd . Lo) bir gzellik ta) yan bu zemin zerinde, uu)an elbiselerinden plak tenleri gzken )ah slar, her paras renkli camlarla yap lm ) bir siyahla glgeli, kur)unlararas na s k ) k, keskin renklerle gzkyordu. Ermi)le ilgili a klamaya ait sahne, kemere kadar, st ste, pencereyi kapl yordu. En alt sahnede, ejderha taraf ndan yenilmek zere, )ahane giysilerle )ehirden kan, Kral n k z , batakl % n yan nda, Saint Georges'a rasgeliyordu; canavar n kafas batakl ktan d )ar k yor, bir bandrol zerinde de )u szler okuyunyordu: "#yi )valye, benim iin kendini ldrme, nk, kurtulmama yard m edemezsin. Benimle

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

beraber sen de lrsn". Sonra, orta yerde, sava) sahnesi vard ; ata binmi) olan ermi), canavar n vcudunu ba)tan ba)a deliyor, sahneyi, )u cmle anlat yordu: "Georges, m zra% m yle bir kald rd ki, canavar deldi ve yere serdi". En sonunda, st k s mda kral n k z , yenilen canavar )ehre getiriyordu. "Georges, dedi: Kemerini onun boynuna at ve hibir ku)ku besleme, gzel k z. Kral n k z byle yap nca, ejder olduka uslu bir kpek gibi onun pe)inden geldi." Pencere cam , ya62 p ld % s rada, kemer k sm nda bir ssleme motifi bulunsa gerekti. Fakat, sonradan, mihrap dairesi Hautecoeur'lere mal edilince, bu motifin yerine kendi armalar n koymu)lard . Onun iin, karanl k gecelerde, ermi)le ilgili a klama zerinde, daha yeni bir tarihte yap lm ) olan armalar, par l par l yan yordu. Bu arma, paral e)ittendi, birinci ve drdnc paralar Jerusalem hanelerinde gm) zemin zerine, alt n yald zl bir salip bunun etraf nda da serpi)tirilmi) drt kk ha vard ; Hautecoeur hanelerinde de, mavi zemin zerine alt n bir kale, ortada gm)i zemin zerine gm) gbekli siyah bir tura, ikisi stt biri altta tane zambak vard . Arma levhas n , sa%dan ve soldan, iki alt n ejder tutuyordu; mavi bir sorgu ortas nda, dklerin, Fransa mare)allar n n, unvan sahibi senyrlerin ve kral blkleri kumandanlar n n mi%feri olan, alt n takmal , on bir skaral gm) mi%fer vard . Olarak da; "Tanr isterse, ben de isterim" yaz l yd . Angelique, kral n k z n , ellerini biti)tirip yukar kald rm ), Saint Georges'u da, m zra% yla canavar n vcudunu delmi) durumda gre gre, bu ermi)e gnl vermi)ti. Uzaktan, yzleri pek iyi seemiyor, ryada gibi bym) gryordu; k z ince, sar ) n, temiz yzl; ermi), masum ve melek kadar gzeldi. Kendisini kurtarmaya geliyordu. Angelique, olsa, onun ellerini minnetle pecekti. Bulan k bir hayal halinde gz nne yetindi%i bu maceraya, bir gl kenar ndaki rastlant ya, gne)ten daha gzel bir delikanl n n eliyle kurtuldu%u byk bir tehlike maceras na Hauteoeur )atosunda yapt % gezintinin an s kar ) yor, g%e do%ru ykselen, eski zaman senyrleriyle dolu derebeylik kale burcu, dimdik duru)uyla hayalinde canlan yordu. Armalar, bir yaz gecesi y ld z gibi par ld yordu. Angelique, s k s k arma i)ledi%i iin bunlar iyi tan yor, ahenkli kelimeleriyle, onlar , kolayca okuyordu. V. Jean, veban n bitirdi%i )ehirde, kap kap dola) yor, lm halindeki hastalan dudaklar ndan pyor, "Tanr isterse, ben de isterim"

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

diye onlar iyi ediyordu. III. Felicien, Philippe le Bel'in Filistin'e gitmesine bir hastal % n engel ol63d%n haber al nca, onun yerine kendisi, yal nayak, elinde bir mumla oraya gidiyor, armas na, Jerusalem hanesi eklemek imtiyaz n al yordu. Daha ba)ka hikayeler, zellikle efsanenin verdi%i ller ad yla Hautecoeur ailesi kad nlar n n hikayeleri akl na geliyordu. Ailede kad nlar, tam" mutluluk ortas nda, gen ya)ta lyorlard . Bazen iki nesil esirgeniyordu; sonra, lm, glmseyerek, yumu)ak ellerle, yeniden ortaya k yor, Hautecosur'lerden birinin k z n yada kar s n , byk bir a)k mutlulu%u ortas nda, en ya)l s yirmi ya) nda olmak zere, al p gtryordu, l. Raoul'n k z Laurette, )atoda oturan amcas o%lu Richard'la ni)anland % gnn ak)am , David kulesindeki penceresinin nnde dururken, onu da, Charlemangne kulasenideki kendi penceresinde grm); kendisini a% r yor sanm ), bir ay) % , o s rada, aralar na ayd nl k bir kpr att % iin, k z ona do%ru yrm)t; fakat yolun ortas nda, tela) ndan, yanl ) bir ad m at p ay ayd nl % ndan d )ar kt % iin d)m), kulelerin dibinde para para olmu)tu; nitekim, o tarihten beri, ay ) % parlak oldu%u zamanlar, her gece )atonun etraf nda, havada yryor, koskoca fistan n n sessizce srtn) oray beyazl %a gmyordu. VII. Herve'nin kar s Balbine, alt ay, kocas n n harpte ld%n sanm )t ; sonra bir sabah, burcun tepesinde hala beklerken, yoldan do%ru onun geldi%ini grm), ko)a ko)a, o kadar sevinle inmi)ti ki, merdivenin son basama% nda, lm)t; bugn bile, ak)am st ortal k karar rkararmaz, y k nt lar aras ndan yine iniyor, kattan kata ko)tu%u dehlizlerden ve odalardan szld%, bo)lu%a alabildi%ine a lan pencerelerin arkas ndan, bir glge gibi geti%i grlyordu. Austreberthe, Yvonne, Gudule, Ysabeau, hepsi, ilk mutlluklar n n hayranl % iinde, ok gen ya)ta, bir kanat vurarak al p gtrmek suretiyle hayattan kurtaran lmn sevdi%i btn mutlu ller, hortluyorlard . Baz geceler, beyazl uu)lar , )atoyu bir uu)uyla dolduruyordu. Bunlar n en sonuncusunu, Monsenyrn o%lunun annesi bile, ocu%unun be)i%i nnde, cans z uzanm ) bir halde bulunmu)tu; hasta hasta oraya kadar srklenerek gelmi), ocu%unu pmek sevinci iinde y ld r mla 64 vurulurcas na lm)t. Bu hikayler, Angelique'in hayalini dolduruyordu; gen k z bunlardan, daha dn olmu), kesin olaylar gibi s-zediyordu;

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Laurette'le Balbine'in maceralar n , mihrab n duvarlar -na gml eski mezar ta)lar stnde okumu)tu. Niin kendisi de, henz genken, mutlu lmesindi? Armalar par ld yor, ermi), penceresinden iniyor, Angelique, bir pc% hafif solu%u iinde, g%e ekiyordu. Efsane, ona bunu gstermi)ti. Mucize, genel kural, e)yan n do%al gidi)i de%il miydi? Mucize, devaml olarak do%al bulunuyordu. Her ili)kide hatta bo) yere, do%a kanunlar n inkar etmek zevki iin son derece kolayl kla oluyordu, o%al yor, yay l yor, ta) yordu. Tanr yla bir izada ya)an yordu. Edesse hkmdar Abagar, #sa'ya mektup yaz yor, yan t al yordu. #gnace'a Meryem'den mektuplar geliyordu, Ana O%ul, hertarafta gzkyorlar, de%i)ik k yafetlere brnyorlar, glmser bir babacanl kla konu)uyorlard . Etienne, onlarla bulu)tu%u zaman, olduka keyifsiz davran yordu. Btn bakireler #sa ile evleniyorlar, din )ehitleri semaya ykselip Meryem'le birle)iyorlard . meleklerle ermi)ler, insanlar n her zamanki arkada)lar idiler, duvarlardan geiyorlar, gidip geliyorlar, ryalara giriyorlar, bulutlar n stnden a)a% ya sesleniyorlar, do%umda, lmde haz r bulunuyorlar, i)kence esnas nda cesaret veriyorlar, zindanlardan kurtar yorlar, yan tlar getiriyorlar, sipari)ler yap yorlard . Getikleri yerlerde tkenmez mucizeler beliriyordu. Silvestre, bir ejderin a%z n iplikle ba%l yordu. Arkada)lar ndan hakaret gren Hilair'e, oturacak yer haz rlamak iin toprak ykseliyordu. Saint Loup'nun kupas na, pahada a% r bir mcevher d)yordu. Bir a%a, SaintMartin'in d)manlar n eziyordu; o emredince, bir kpekle bir-tav)an eziyordu; o emredince, bir kpek bir tav)an b rak yordu, bir yang n snyordu. M s rl Marie denizin zerinde yryordu; Ambroise do%du%u zaman, a%z ndan bal ar lar k yordu. Ermi)ler, boyuna, hasta gzleri, ktrm ya da kurumu) el ve ayaklar czzam , zellikle vebay iyi ediyorlard , hibir hastal k istavroz i)aretine dayanam yordu. Bir kalabal k iindeki hastalarla, zay flar 65bir tarafa ayr l yor, bir y ld r mla iyi ediliyordu. lm yeniliyordu. ldkten sonra dirilmeler o kadar s k s k oluyordu ki, her gnk ufak tefek olaylardan say l yordu. Ermi)erin kendileri de son nefeslerini verdikten sonra mucizeler yine durmuyor, art yor, mezarlar n n canl iekleri gibi oluyordu. Nicolas'n n ayaklar ndan ve ba) ndan, her derde deva, iki e)me halinde zeytin ya% ak yordu. Cecile'in tabutu a l nca, bir gl kokusu k yordu. Dorothe'nin tabutu kudret hel-vas yla dolu idi. Bakirelerin ve din )ehitlerinin btn

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kemikleri, yalanc lar utand r yor, h rs zlar , ald klar mallar , geri vermek zorunda b rak yor, k s r kad nlar n murad n veriyor, lm halindeki hastalara sa%l klar n geri veriyordu. Olanaks z bir )ey kalm yordu. Gzle grnmez g hkm sryordu, biricik kanun, do%astnn cilveleriydi. Tap naklarda sihirbazlar i)e kar ) yordu; oraklar n kendi kendine ot bitikleri, tuntan y lanlar n k m ldad klar grlyor, tun heykellerin gld%, kurtlar n )ark syledi%i i)itiliyordu. Ermi)ler, hemen kar) l k veriyor, onlar saf d ) ediyordu. Mukaddes ekmekler canl et haline geliyor, betimlemelerinden kan ak yor, topra%a bat r lan de%nekler iek a yor, p narlar f )k yor, yoksullar n ayaklan dibinde y % nlarla ekmek birikiyor, bir a%a e%iliyor, #sa'ya tap yordu. Daha daha, kesik ba)lar konu)uyor, k r k kupalar kendi kendine onar l yor, ya%mur bir kilisenin stnden uzakla) p civardaki saraylar suya bo%uyor, ke)iflerin giysileri eskimiyor, her mevsim, hayvan derisi gibi yenileniyordu. Ermenisan'da, zalimler, be) din )ehidinin kur)un tabutlar n denize at yorlard ; iinde havari Barthelemy'nin cesedi bulunan tabut ba)a geiyor, br drd sayg olsun diye, ona e)lik ediyorlar, hepsi, bir gibi dzen iinde, meltemde, a% r a% r yzerek, engin denizlerden, Sicilya k y lar na kadar geliyorlard . Angelique, mucizeye gle inan yordu. Bilgisizli%i ortas nda, y ld zlar n do%mas , menek)elerin amas gibi harikalarla ku)at lm ) ' bir halde ya) yordu. Dnyay , bir makine gibi de%i)mez kanunlarla ynetmek d)ncesi, ona divanelik grnyordu. Kavrayamad % neler vard ; kudretini lmesine olanak olmayan, bazen yznde do66 la)an engin soluklar olmasa varl klar n tahmin bile edemeyece%i glerin ortas nda, kendisini ne kadar kaybolmu), ne kadar zay f hissediyordu. Nitekim, ilk devir h ristiyanlar gibi, okudu%u efsanelerle beslenerek, ilk gnah silmek deviyle kendini cans z bir halde Al-lah n ellerine b rak yordu; hi hr de%ildi, ona gndererek, iman yolunu Tanr sa%layabilirdi; bu yzden Hubert'lerin dam alt na, katedralin glgesine getirip, orada, itaatten, safl ktan ve inantan ibaret bir hayat ya)atmas yd . Angelique, irsi illet ifritinin, canevinde homurdand % n i)itiyordu. Do%du%u memlekette kalsayd , kim bilir ne olacakt . Ku)kusuz kt bir k z olacakt ; oysa, )imdi, bu mbarek k)ede, her mevsimde yeni bir sa%l kla byyordu. Ezbere bildi%i masallardan, orada iti%i imandan, iinde y kand % mistik

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

maveradan yap lma bu evre; mucizeyi, ona, gnlk hayat yla bir seviyede, do%al gsteren bu grnmez alem evresi, gufran de%il miydi? Gufran, din )ehitlerini nas l silahland r yorsa, bu evre de, hayat sava) iin onu silahland r yordu. Angelique de, bilmeden, onu kendisi yarat yordu; evre onun efsanelerle k z )an hayallerinden do%uyordu; onun bilmedi%i neler varsa onlarla dolup geni)liyor, varl % ndaki ve e)yadaki bilinmezle cisimleniyordu. Her )ey onun kendisinden gelip yine kendisine dnyor, insan insan kurtarmak iin Tanr y yarat yordu, hlyadan ba)ka bir )ey yoktu. Bazen )a) r yor, kendi varl % ndan )phe ederek, )a)k nl k iinde, elini yznde gezdiriyordu. Varl % , bir hayal yaratt ktan sonra ortadan kaybolacak bir gr)ten olu)-muyor muydu? Bir may s gecesi, zerinde ok uzun saatler geirdi%i o balkonda, hngr hngr a%lad . Kederi yoktu, gelecek hi kimse olmad % halde, bir beklemenin heyecan iindeydi. Gece ok karanl kt , Clos Marie, y ld zla dolu gkyznn alt nda, karalt l bir kovuk gibi ukur grnyor, Angelique yaln z piskoposluk bahesinin ihtiyar kara a%alar yla, Voincourt kona% n n kara y % nlar n seebiliyordu. Yaln z, mihrab n renkli camdan penceresi p r ld yordu. Mademki ge67lecek kimse yoktu, kalbi niin byle h zl h zl arp yordu? Bu, uzak tarihe, ta ocuklu%una ait bir bekleyi)ti; bir bekleyi) ki. ya) ilerledike bym) ergenli%in bu heyecanl hummas na gelip dayanm )t . Hibir )ey ona garip grnmeyecekti. haftalard r hayalinde canland rd % bu esrarl k)eden sesler duyuyordu. Efsane, oraya, ermi) erkek ve kad nlardan, do%a st alemini sal vermi)ti, mucize, orada geli)meye haz rd . Angelique. her )eyin canlanmakta oldu%unu, i)itti%i seslerin, vaktiyle sessiz olan )eylerden geldi%ini, a%a yapraklar n n, Chevrotte'un sular n n, katedralin ta)lar n n kendisiyle konu)tuklar n iyice anl yordu. Fakat, grnmez alemin f s lt lar ona byle kimi haber veriyordu, maveradan esen ve havada dalgalanan, bi-. linmedik gler, ona ne yapmak istiyorlard ? Angelique, hi kimsenin vermedi%i bir randevuda imi) gibi, gzleri karanl klarda, orada du-. ruyor, uykusuzluktan bitik hale gelinceye kadar srekli bekliyor; bir yandan da, bilmedi%i alemin,kendi iste%i d ) nda, hayat hakk nda karar verdi%ini hissediyordu. Angelique, bir hafta, bylece, gecenin karanl % nda a%lad . Hep oraya geliyor, sab rla bekliyordu. Etraf n n ku)at lmas , sanki ufuk daralm ) da onu

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

s k yormu) gibi, devam ediyor, her ak)am art yordu. E)ya, yre%ine a% r bas yor, sesler, )imdi, kafatas n n ta iinde u%ul-dad % halde, Angelique, onlar daha net i)itemiyordu. Bu, yava)a bir kavray )t , btn do%a yer ve geni) gkyz onun varl % na giriyordu. En hafif bir grlt olsa, elleri ate) gibi yan yor, gzleri karanl klar delmeye u%ra) yordu. Sonunu, bekledi%i mucize miydi bu? Hay r, yine bir )ey yoktu, her halde, bir gece ku)unun kanat rpmas ndan ba)ka bir )ey de%ildi. Tekrar kulak veriyor, kara a%alar n ve s%tlerin yapraklar ndan kan ba)ka ba)ka h ) rt lara var ncaya kadar seziyordu. Derede bir ta) tekerlendike, yada etraf ara)t ran bir hayvan, bir duvardan szldke, belki yirmi kez, bylece, bir rperti ile tepeden t rna%a titredi. Bayg nl klar geirerek e%iliyordu. Hi, yine hibir )ey yoktu. 68 Sonunda, ays z gkyznden, daha s cak bir karanl k dkld% bir ak)am, bir )ey ba)lad . Angelique, aldand % n sanarak korktu; bu ok hafif, adeta belli belirsiz bir )ey, tan d % grltler aras nda yeni. ufak bir grlt idi. Tekrar duyulmas gecikiyor, Angelique nefesini tutuyordu. Sonra, yine belli belirsiz daha gle i)itildi. Gzn ve kulaklar n d ) nda, bir )eyin yakla)t % n haber veren havadaki bu titremeye, adeta, uzaktan i)itilen, glkle sezilen bir ayak sesi geliyordu. Angelique'in bekledi%i )ey, grnmez alemden geliyor, etraf nda rperen )eylerden a% r a% r k yordu. Genlik isteklerinin gerekleni)i gibi, hlyas ndan, para para ortaya kan bir )eydi bu. Boyal resimden sessiz ayaklar yla, ona do%ru ykselmek iin, otlara basarak yryen renkli camdaki Saint Georges'mi idi acaba? Pencere de, .rastlant solukla) yordu, Angelique, bulan k, dumanl , k z l bir kk buluta benzeyen ermi)i, art k iyiden iyiye gremiyordu. O gece daha fazla bir )ey %renemedi. Fakat ertesi gn, ayn saatte, ayn karanl kta, grlt artt , bir para yakla)t . Kesinlikle bir ayak sesiydi, yere srtnerek geen, hayal gibi ayak sesleriydi. Duruyor, )urada, burada tekrar ba)l yor, yerini kesin olarak anl yam yordu. Belki de Voincourt'lar n bahesinden geliyordu, kara a%alar n alt nda, gece ge vakit dola)an birisiydi. Belki de, oradan de%il de, piskoposluk bahesindeki s k a%al klardan, keskin kokusu yre%ini bay ltan iri leylaklardan geliyodu. Angelique, karanl klar ne kadar ara)t rsa. bekledi%i mucizeyi ona, yaln z kulaklar , bir de burnu, sanki iine bir nefes kar )m ) gibi artan o ieklerin kokusu haber veriyordu Birok geceler, ayak seslerinin izdi%i daire, balkonun alt nda, gitgide darald ; Angelique, seslerin duvara,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ayaklar n n dibine kadar geldi%ini i)itti. Ayak sesleri orada duruyor, o zaman, uzun bir sessizlik oluyor, ku)at lma, iinde bayg nl k geirdi%ini duydu%u, bilmedi%i alemin yava)a ve gitgide byyen kucaklay ) tamamlan yordu. Ertesi geceler, Angelique, y ld zlar n aras nda, yeni ay n ince bir hilal )eklinde belirdi%ini grd. Fakat ay. gn kavu)urken uzakla) yor, gz kapa% n n rtt% keskin ) kl bir gz gibi. katedralin 69at s n n arkas na ekiliyordu. Angelique, ay izliyor, her gn, ak)am n karanl % kerken onun byd%n gryor, sonunda, grnmeyen alemi ayd nlatacak olan bu me)aleyi bekliyordu. Gerek, Clos Marie, khne de%irmeninin y k nt lar yla, a%alar yla h zl akan deresiyle, karanl klardan s yr l yordu. O zaman, ) k ortas nda, yarat l ) devam etti. Hlya aleminden gelen )ey, sonunda bir vcut glgesi oldu. nk, Angelique, ay n alt nda k m ldayan, silik bir glgeden ba)ka bir )ey grmemi)ti. Neydi bu, acaba? Rzgarla sallanan bir dal glgesi mi? Bazen, her )ey silinip kayboluyor, meydan bir lm hareketsizli%i iinde uyuyor, Angelique, gzne hayal gzkt%n san yordu. Sonra, ku)ku duymak olana% kalmad , koyu renkli bir glge ayd nl k bir alan a)m ), bir s%tten tekine szlm)t. Angelique onu gzden kaybediyor, tekrar buluyor, ne oldu%unu bir trl anl yam yordu. Bir ak)am, evik bir hareketle kaan iki omuz grr gibi oldu, gzleri hemen kilisenin penceresine itti; pencere, tam kar) dan vuran ay ) % yla snm), bo)alm ) gibi, kl rengi idi. O andan ba)layarak, Angelique, canl glgenin uzad % n , penceresine yakla)t % m, kilise boyunca, otlar n aras nda, )u karakovuklardan o kara kovuklara geerek hep mesafe kazand % n farketti. Onu daha yak nda hissettike, gitgide artan bir heyecana, grlmeyen gizemli gzlerin bakmas yla duyulan o sinirli duyguya kap l yordu. Kesinlikle orada, yapraklar n alt nda biri vard , gzlerini kald r p, zerinden ay rmadan, hep kendisine bak yordu. Ellerinde, yznde bu bak )la-r n uzun, ok tatl , ekingen dokunu)unu duyuyor, efsanenin sihirli aleminden geldikleri iin onlar saf san yor, sak nm yordu; ilk duy-du%u endi)e, mutlulu%a kar) duydu%u inanla ok latif bir heyecan haline geliyordu. Bir gece, ay ) % yla a%aran topra% n zerinde, glge, a k ve belli bir izgi halinde gzkt; bu, s%tlerin arkas nda zili oldu%u iin gremedi%i bir adam n glgesiydi. Adam k m lda-m yordu, Angelique, hareketsiz glgeye uzun uzun bakt .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

O gnden sonra, Angelique birgize sahip oldu. Kirele badana edilmi), bembeyaz, plak odas bu gizle dolmu)tu. Saatlerce,byk 70 karyolas nda, incecik vcuduyla kaybolmu), yat p kal yor, gzleri kapal oldu%u halde uyuyam yor, p r l p r l topra% n zerindeki hareketsiz glge, gzlerinin nnden hi gitmiyordu. (afak skerken gzlerini at % zaman, bak )lar , koca elbise dolab ndan khne sand %a, ini sobadan tuvalet masas na gidiyor, ezbere, yan lmadan izebilece%i o gizemli glgeyi orada gremedi%ine )a) yordu. Uykuya yatarken, onun perdelerinin soluk renkli fundalar aras ndan s-zld%n grm)t. Uyan kken oldu%u gibi, ryalar nda da hep onunla u%ra) yordu. Bu, kendi glgesinin arkada) bir glgeydi, yaln z oldu%u halde, ryas yla beraber, iki glgesi vard . Bu gizi, hi kimseye sylemedi, hatta, o zamana kadar, her)eyi syledi%i Hu-bertin'e bile anlatmad . Hubertine, onun ne)eli haline )a)arak sordu%u zaman, Angelique, k pk rm z kesiliyor, erken gelen ilkbahar n kendisini ne)elendirdi%ini sylyordu. #lk gne)li havalarda mest olmu) bir ar gibi, sabahtan ak)ama kadar v z ld yordu. #)ledi%i stlkler, ipekler ve s rmalar iinde, hi bu kadar parlakl k sama-m )t . Hubertl'ler, glmsyorlar, onu, yaln zca sa%l kl san yorlard . Ak)am yakla)t ka ne)esi art yor, ay do%arken )ark sylyor, vakit gelince, balkona aban yor, glgeyi gryordu. Mehtap devam etti%i kadar, onu, dimdik ve sessiz, dakikas dakikas na, randevuda haz r buldu, fakat, daha fazla bir )ey anl yamad , glgeyi yapan yarat % n kim oldu%unu %renemedi; yaln zca bir glge mi, bir hayal miydi, yoksa kilise cam ndan kaybolan ermi) miydi; yada, vakiyel Cecile'i sevmi) olan melekti de, )imdi de kendisini sevmek iin'gkten yere mi iniyordu? Bu d)nce ona gurur verdi, grnmez alemden gelmi) bir ok)ama gibi, ok zevkli bir )ey oldu. Sonra, bunun ne oldu%unu anlamak iin bir sab rs zl k duydu, tekrar beklemeye ba)lad . Tam yuvarlak halindeki ay, Clos - Marie'yi ayd nlat yordu. Gkyznn ortas nda bulundu%u zaman, tepeden inen beyaz ) % n alt nda, a%alar n, sessiz ) klar ak tan p narlar gibi, hi glgesi kalm yor- du. Btn saha, bu ) %a gmlyor, bir bir ayd nl k dalgas oray , bir 71billur durulu%u ile dolduruyordu; ) % n parlakl % yle delici idi ki, s%t yapraklar n n zarif oyalar na var ncaya kadar seiliyordu. Havadaki en hafif

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

rperti, biti)ik bahelerin iri karaa%alar yla katedralin dev cssesi aras nda do%anst bir huzur iinde uyuklayan bu ) k gln kar )t r r gibi oluyordu. #ki gece daha gemi)ti, nc gece, Angelique, gelip balkona aband % zaman yre%i )iddetle hoplad . Orada, parlak ) % n r--tas nda, onun, ayakta, yz kendisine dnk durdu%unu grm)t. Glgesi de, a%alar n glgeleri gibi, ayaklar dibinde toplanm ), kaybolmu)tu. Belli, yaln z o vard . Angelique, onu bulundu%u uzak yerden, gpegndz gibi, yirmi ya) nda, sar ) n, uzun boylu, narin gryordu. K v rc k salar yla, seyrek sakal yla, irice, dz burnu, ma%rur ve tatl bak )l kara gzleriyle, bir Saint Georges'a, bir #sa'ya benziyordu. Hem, onu tan yordu; onu hibir zaman ba)ka trl grmemi)ti, ta kendisiydi. Angelique, onu bu )ekilde bekliyordu. Mucize, sonunda gerekle)iyordu, grnmez alemin yava)a yarat ) , bu canl hayale gelip dayan yordu. Hayal, bilinmeyen alemden, e)yan n rpertisinden, m r ldanan seslerden, gecenin hareketli cilvelerinden, Angelique'i, iine bayg nl klar verecek kadar ku)atm ) olan )eylerin hepsinden k yordu. Nitekim, onu do%ast geli)iyle, yerden iki ad m yukar da gryor, mucize onu drt taraftan ku)at yor, ay n gi-. zemli gl zerinde dalgalan yordu. #eri%inde, efsanenin btn kalabal % , de%nekleri iek aan ermi) erkekler, yaralar ndan ya%mur gibi st akan ermi) kad nlar vard . Beyazl bakirelerin uu)u da y ld zlar solduruyordu. Angelique, hl ona bak yordu. Hayal, kollar n kald rd , apa k, uzatt . Angelique korkmuyor, ona glmsyordu. 72 Her ayda bir, Hubertine'in, kll suya ama) r bast rmas bir mesele oluyordu. Gabet ana isimli bir kad n gndelikle tutuluyor; i)lemeler drt gn unutuluyordu; bu i)e, Angelique de kar ) yor, sonra, Chevrotte'un duru sular nda ama) r sabunlamay ve alka-lamay , e%lence ediniyordu. ama) r, kll sudan k nca, el arabas yla kk ara kap dan d )ar kar l yor; Clos - Marie'de gzel havada ve bol gne)te, gnler geiriliyordu. Anne, bu sefer, ben de y k yaca% m, ok ho)uma gidiyor! Sonra, sars la sars la glerek, kollar dirseklerine kadar s val , ama) r tokma% elinde, Angelique, vcudunu kpk iinde b rakan bu etin i)in verdi%i ne)e ve sa%l kla, ama) r can ve gnlden tokmakl yordu. Kolan n sertle)jt riyor, bana iyi geliyor, anne.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Chevrotte deresi, k r yandan biiyor, nce durgun akarken, sonra ok h zlan yor, ak ll bir yoku) zerinde, iri kayna)malarla ko)uyordu. Piskoposluk bahesinin duvar dibinde b rak lm ), bir e)it bent kapa% ndan k yordu; te ba)ta, Voincurt kona% n n k)esine, yuvarlak bir kemerin alt nda kayboluyor, topra%a dal yor, iki yz metre tede, Basse soka% n n btn boyunca tekrar meydana k yor, Ligneul'e kadar gidiyor, oraya dklyordu. yle ki, ama-) ra gzkulak olmak lz md , nk, sonra pe)inden ko)mak gerekliydi. Elden ka r lan her para, kaybolmu) demekti. Anne! durun, durun!.. (u kocaman ta) pe)kirlerin stne koyay m. Gc varsa al p gtrsz, h rs z kafir! Ta) oturttu, u%ra)maktan, yorulmaktan ho)nut, dnp gitti, de%irmen aras ndan ba)ka bir ta) daha ekti, getirdi; bir parma% n ze-deliyecek olsa, sall yor, bir )ey de%il, diyordu. Bu y k nt lar n alt nda bar nan yoksullar ailesi, gndzleri yollara da% l r, sadaka toplamaya kard . Arsa, soluk renkli top s%tleriyle, yksek kavakla-r yla, hele otlar yla omuzlara kadar gelen, ok canl , ta)k n ve s rna) k otlar yla, 73latif ve serin bir ss zl k iinde kal yordu. Byk a%alan ufku kapl yor biti)ik iki baheden, rpertili bir sessizlik geliyordu. Saat ten sonra katedralin glgesi, bir sakinlikle, uu)an bir gnlk kokusuyla kar ) k, uzan yordu. Angelique, krpe, beyaz kolunun var gcyle, ama) r daha h zl tokmakl yordu Anne, anne! Bu ak)am, yle yemek yiyece%im ki!.. Haa! Biliyorsunuz ya. Bana ilekli pasta yapaca% n za sz vermi)tiniz. Fakat o seferki ama) rda, alkalama gn, Angelique yaln z kald . Gabet anan n birdenbire siyati%i tuttu%u iin gelmemi)ti; Hubertine de ba)ka i)lerle u%ra)mak iin, evde kalm )t . Gen k z, saman dolu kutusunun iine diz km),ama) rlar birer birer al yor, su, bulan kl % geip de billur gibi duru hale gelinceye kadar uzun uzun alkal yordu. Orada, Hautecceur mihrab n n penceresi nnde, hafif bir iskele kurmakla, u%ra)an ya)l bir i)i grerek hayret etti%i iin, sabahtan beri, endi)eli bir merak duyuyor, hi tela) etmiyordu. Acaba, kilise penceresini mi onaracaklard ? Tamire de adam ak ll muhtat . Saint Georges betimlemesinin camlar eksikti; yzy llar boyunca k r m ) daha ba)ka camlar n yerine, basbaya% camlar konulmu)tu. Bununla beraber, bu onar m i)i, gen k z fkelendiriyordu. Ederin vcudunu delen

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ermi)in ve ejderi,kemeriyle ba%lay p gtren kral k z n n noksan yerlerine yle al )m )t ki, sanki sakat edilmeleri isteniliyormu) gibi, onlara )imdiden a%l yordu. Bu kadar eski )eyleri de%i)tirmek, kutsall %a sald r demekti. Sonra %le yeme%inden dnp gelince, fkesi geti. #skelede ba)ka bir i)i vard ; bu i)i genti, teki gibi klrengi gmlek giymi)ti. Angelique, bu i)iyi tan m )t , o idi. Angelique, ok ne)eli, s k lganl k duymadan, kutusunun iindeki saman n zerine diz kerek eski yerini ald . Sonra, plak bilekleriyle duru suyun iinde ama) r , yine alkalamaya koyuldu. Gen bir tanr gibi ince sakal ve dalgal salar yla, ay ) % n n beyazl % alt nda 74 grd% kadar beyaz cildiyle, bu uzun boyu, ince, sar ) n adam o idi. Mademki o idi, kilise, cam na bir zarar gelmezdi: Elini srse onu gzel le)tirirdi. Angelique, onu da kendisi gibi bir i)i, herhalde bir cam ressam olarak s rt nda o gmlekle grnce, hibir hayal k r kl % duymam )t . Tersine, kurdu%u ola%anst servet hlyas na kar) kesin inanc ile, glmsyordu. Grn)ten olu)an bir )eydi, bu. Bilmek neye yarard ? Bir sabah, kim olmas gerekiyordu, o oluverecekti. Ketadralin at s ndan bir alt n ya%muru dklyordu; erguanlar n uzaktan gelen u%ultular aras nda bir zafer mar) ykseliyordu. Hatta, onun gece gndz orada bulunmak iin hangi yoldangeldi%ini bile d)nyordu. evredeki evlerin birinde oturmuyorsa, ancak, Magloire soka% na kadar piskoposluk duvar boyunca giden Guerdaches soka% ndan geebilirdi. O zaman, bir saat vakit geti, Angelique yz neredeyse serin suya de%ecek kadar e%iliyor, ama) r n rp yordu; fakat eline yeni bir para ald ka, ba) n kald r yor, bir gz at yor, kalbini dolduran heyecan ortas nda, bu bak )ta, kurnaz bir eda seziliyordu. Beriki iskelenin zerinde, cam n durumunu anlamak iin pek me)gul bir tav r alm ), ona yangzle bak yor, Angelique, onu kendisine do%ru bu )ekilde dnm) grr grmez, s k l yordu. fke olsun, sevgi olsun, en kk bir heyecan duyar duymaz, damarlar ndaki btn kan yzne yneliyordu. Gzleri ate) sa yordu, halbuki, Angelique'in, kendisine dikkatle bakt % n sezince yle utan yordu ki, kk bir ocuk oluveriyor, ellerini nereye koyaca% n bilemiyor, arakada) olan ya)l adama, kekeliyerek emirler veriyordu. Angelique'i, kollar n serinleten bu co)kun suyun iinde, ne)elendiren )ey, onun da, kendisi "gibi masum, her

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

)eyin cahili, hayat tatmak iin oburca bir ihtirasa sahip oldu%unu sezmesi idi. Olan biteni yksek sesle syleme-ye ihtiyac yoktu, grnmez kulaklar haber getirir, konu)mayan % z-lar onu sylerdi. Angelique ba) n kald r yor, onun da, kendi ba) n evirdi%ini grveriyor, saatler geiyordu; ok zevkli bir )eydi, bu. 75Angelique, birdenbire, i)inin, iskeleden atlad % n , sonra daha iyi grmek iin geriler gibi, otlara basarak arka arka yrd%n, iskeleden uzakla)t % n grd. Fakat, s rf, kendisine yakla)mak istedi%i o kadar a ka belliydi ki. az daha kahkahay basacakt . Her )eyi gze alan bir kimse gibi, ans z n karar verip atlam )t ; i)in gln ve dokunakl taraf , bir ka ad m tede, arkas ona dnk, kak l p kalmas haddinden fazla )iddetli davran ) verdi%i feci s k lganl k iinde, arkas na dnmeye cesaret edememesiydi. Angelique. bir an, onun, geldi%i gibi, arkas na bile dnp bakmadan, tekrar pencereye do%ru gidece%ini sand . Ama, beriki, mitsizce bir karar verdi, arkas na dnd; Angelique de, tam o s rada ba) n kald r p o kurnaz bak ) yla bakt % iin, gz gze geldiler, bak )lar birbirine tak l p kald . Bu, ikisini de cokutand rd : ne yapacaklar n )a) r yorlard , o s rada, heyecanl bir olay olmasayd , i)in iinden bir trl kamayacaklard . Angelique, znt ile; Aman! Eyvanlar olsun! diye hayk rd . Dalg n dalg n sudan karmakta oldu%u bir pazen entari, he-yecan aras nda, elinden kurtulmu)tu; h zla akan dere, entariyi alm ), gtryordu; bir dakika daha geerse, Voincourt'lar n duvar n n k)esinde, Chevrotte'un dal p gitti%i kubbeli kemerin alt nda gzden kaybolacakt . Endi)e dolu birka saniye geti, Gen adam, i)i anlam ), at l-m )t . Fakat, akan su, ak llar n stnde z pl yor.kafir entari, ondan ha h zl ko)uyordu. Gen, e%iliyor, entariyi yakalad % n san yor. sadece kp% avuluyordu. #ki defa. yakalamak zereyken ka rd , Sonunda, co)tu, hayat n tehlikeye koyan bir kimsenin cesaretli eda-vla suya girdi, entariyi. tam toprak alt na dalaca% anda, kurtard . O zamana kadar, kurtarma isini, yrek arp nt lar yla seyreden Angelique. iinden do%ru .bir gl)n, candan bir gl)n ykseldi%ini hissetti, #)te o kadar hayalini kurdu%u o macera, bir gl ke76 nar ndaki o rastlant , gne)ten daha gzel bir gencin, kendisini kurtard % o mthi) tehlike, i)te bu idi. Hatip, muharip Saint Georges, i)te bu cam

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ressam , kl rengi gmlekli bu gen i)i idi. Onun, bacaklar slak, s r ls klam entariyi elinde beceriksizce tutarak, "sudan ekip karmak iin yapt % srarl hareketin glnl%n anlam ) bir halde geri dnp geldi%ini grnce, bo%az m g c kl yor ne)e ta)k nl % n durdurmak iin, dudaklar n s rmak zorunda kald . Gen adam, dalm ),onu izliyordu. Glmemek iin kendini tutan Angelique, gen vcudunu ba)tan ba)a rperten bu haliyle, son derece )irin bir ocukluk edas ta) yordu. Su serpintileriyle slanm ), kollar ak nt ile buz kesilmi), ormanlar n yosunlar aras ndan f )k ran, duru p narlar gibi, temizlik kokuyordu. Bol gne) ortas nda sa%l k ve ne)e rne%i idi. Arkas ndaki i) giysisiyle efsanelerde grlen kral k zlar gibi fidan boyu, uzun yzyle, hem kad n kad nc k, hem de kralie idi. Gen adam n, onu sevdi%i sanat gzelli%i iinde o kadar gzel buluyordu ki entariyi ona nas l uzataca% n bilemiyordu. Safdil gzkmek onu bsbtn kudurtuyordu, nk, gen k z n glmemek iin harcad % abay iyice gryordu. Karar vermek zorunda kald , entariyi ona uzatt . O zaman Angelique, dudaklar n aarsa kahkahay f rlataca% n anlad . Zavall ocuk! Hali ona ne kadar dokunuyordu; fakat, dayan l r gibi de%ildi, Angelique ok mutluydu, glmek gereksinimi duyuyordu. #inden nefesini t kay ncaya kadar glmek geliyordu. Sonunda konu)abilece%ini sand , yaln zca: Te)ekkr ederim, efendim. Demek istedi. Fakat yine glece%i tutmu)tu, gld% iin kekeledi, sz yar m kald ; ok yksek perdeden glyor, Chevrotte deresini billur ) r lt s na kar )arak ten bir tannan perdeler )ellesi halinde glyordu. Gen adam )a) rd , syleyecek bir sz, bir kelime bile bulamad . O ok beyaz yz, birdenbire k zarm )t ; utanga 77ocuk gzleri, kartal gz gibi ate) sam )t . ekildi, ya)l i)i ile birlikte gzden kaybolmu)tu ki, Angelique, duru suya e%ilmi), o gnn parlak, )en ayd nl % alt nda, yine, stne sular s ratarak ama) r n alkamaya koyulmu), hala glyordu. Ertesi gn, bir gn ncesinden beri y % n halinde durup szlen ama) r , daha saat alt da serdiler. Rastlant , gl bir de rzgar km ), ama) r n kurumas na yard m ediyordu. Hatta, paralar umas n diye, drt k)elerinden, ta)larla tutturmak gerekti. Y kanan ama) rlar n hepsi, ye)il

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

otlar n stne bembeyaz, orada serili duruyor, mis gibi bitki kokuyordu; sanki ay rda, birdenbire, kar gibi beyaz papatyalar am )t , Angelique, kahvalt dan sonra, gelip bir gz at nca, ok can s --k ld . Engin soluklarla temizlenmi) gibi grnen, ok .duru, mavi gkte, rzgar o kadar )iddetleniyordu ki, btn ama) rlar uacak hale geliyordu; bir ar)af kam ), pe)kirler gidip, bir s%dn dallar ndan, mendiller havalan yordu. Orada da kimsecikler yoktu! Angelique'in akl ba) ndan gidiyordu. ar)af yaymak isteyince, bo%u)mak zorunda kald . ar)af, onu sersemletiyor, bayrak gibi )ak-l yarak vcuduna sar l yordu. O zaman, rzgar ortas nda, bir ses i)itti. Matmazel, size yard m edeyim, ister misiniz? diyordu. O idi; Angelique, ev kad nl % kayg s ndan ba)ka bir )ey d)nmeden, derhal hayk rd : A, elbette, yard m etsenize!.. Ucundan yakalay n, )uras ndan! S k tutun! Sa%lam kollar yla eki)tirdikleri ar)af, yelken gibi rp n yordu. Sonra, onu otlar n stne koydular, drt ucuna daha iri ta)lar yerle)tirdiler. (imdi, s ms k tutulan ar)af yere serilmi)ti. Ama aralar nda bu gz kama)t r c beyazl ktaki bez oldu%u halde iki ba) na diz km)ler, yerlerinden kalkm yorlard . 78 Sonunda, Angelique glmsedi; fakat, bu glmseme kurnazca de%ildi, bir te)ekkr glmsemesiydi. Gen, cesaretlendi. Benim ad m Felicie, dedi. Benimki de Angelique. Ben cam ressam y m; )u percereyi onarma i)ini bana verdiler. Ben de, annem ve babamla )urada oturuyorum; i)lemeciyim. Sert rzgar, szlerini al p gtryor, iine gmldkleri s cak gne)in ortas nda, onlar , diri, saf esintileriyle kam l yordu. Bildikleri )eyleri, biribirlerine sylemek zevki iin biribirlerine anlat yorlard . Cam de%i)tirmiyeceksiniz ya? Hay r, hay r. Onar lan yer grlmeyecek bile... Onu, sizin kadar ben de seviyorum. Gerekten, severim onu. Renkleri ne kadar tatl !.. Ben bir tane Saint Georges i)ledim, ama, o bunun kadar gzel de%ildi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

. Oo! Nas l gzel de%il... E%er, rahip Cornille'in pazar gn giydi%i k rm z kadife stkteki Saint Georges'sa, ben onu grdm. Bir harika! Angelique, sevincinden k zard , birdenbire ona hayk rd : ar)af n, sol yan ndaki kenar na bir ta) koyun, rzgar bir daha uuracak. Gen adam at ld , yeniden uma%a u%ra)an mahpus bir ku)un kanat rpmas gibi geni) geni) rp nan ar)af ta)la bast rd . ar)af, art k k m ldamay nca, bu sefer, ikisi de kalkt lar. Angelique, )imdi, ot brm) dar patikalardan, ama) rlar n aras ndan yryor, her birine bir gz at yordu; gen adam da olduka tela)l , bir nlk veya bir mutfak paavras zihniyle olduka me)gul, onun pe)inden geliyordu. Bu, ok do%al gibi grnyordu. Nitekim, 79gen k z konu)maya devam etti, gnlerini nas l geirdi%ini, nelerden ho)land % n anlatt . Ben, her )eyin yerli yerinde bulunmas n isterim... Sabahleyin, atelyedeki guguklu saat beni hep alt da uyand r r; ortal k ayd nl k olmasa bile giyinirim, oraplar m )urada durur, sabun beridedir, merak i)te. Yoo! Do%u)tan byle de%ilim, yle da% n k bir k zd m ki, annem az k )mad bana!.. Sonra, atelyede de iskemlem hep ayn yerde, ) %a kar) olmazsa, yapaca% m i)ten hay r gelmez. Bereket versin, solak da de%ilim, yaln z sa% elimle al )mak illetim de yoktu, iki elimle de i)lerim, Tanr vergisi iste, herkes yapamaz... ieklere de bay l r n , ama yan mda bir demet iek dursa, mthi) ba) a%r lar na yakalan r m. Yaln z menek)e dokunmuyor, hem de )a) lacak )ey, menek)enin kokusu rahats z etmiyor da, ferahl k veriyor. Bir para rahats zl k duysam, menek)e koklad m m , hemen iyi gelir. Gen adam, hayran hayran, onu dinliyordu, Onun, son derece f-sunlu, dokunakl ve srekli sesinin tatl l % yla mest oluyordu; bu insan sesinden duygulansa gerekti, nk, baz hecelerin yumu)ak perdeleri, gzlerini ya)art yordu. Angelique, szn keserek: Hah! dedi, gmlekler kuruyor, i)te. Sonra, kendisini tan tmak iin safdil ve bilinsiz bir gereksinme ile gizli ynlerini anlatmaya devam etti. Beyaz, her zaman gzeldir, de%il mi? Gn oluyor, maviden, k rm z dan, btn renklerden b k yorum, halbuki beyazda, eksiksiz zevk veren bir )ey var, beni hi b kt rm yor. Beyaz n gz inciten hibir yan yok, insan, iinde

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kaybolmak istiyor... Bizim, sar benekli, beyaz bir kedimiz vard , beneklerini boyam )t m. ok gzel olduydu ama, boya tutmad ... Bak n, size bir )ey syleyim! Annem bilmez, beyaz ipek k rp nt lar n hep biriktiriyorum, bir ekmece dolusu var, bir )ey iin de%il, biriktirmek, arada s rada elimi srmek iin... Bir s r80 r m daha var, oo! byk bir s r, bu! Her sabah, uyand % m zaman, karyolam n yan nda birisi vard r, evet, kanatlanan bir beyazl k. Gen, hi ku)ku duymad ona inanm ) grnd. Bu yal n ve ola%an bir )ey de%il miydi? Gen bir prenses olsa, saray n n karga)a-s iinde, onun kalbini bu kadar abuk kazanamazd . Angelique'in, bu ye)il otlar zerindeki beyaz ama) rlar aras nda, ne)eli ve yle )irin bir hali vard ki, gitgide artan bir kucaklama ile, onun kalbine so-kuloyurdu. Art k olan olmu)tu. Gznde yaln z Angelique vard , hayat n n sonuna kadar onun pe)inden gidecekti. Gen k z, hala k sa ad mlarla h zl h zl yryor, ara s ra ba) n evirip glmsyordu; Felicien de, yre%i bu mutlulukla dolup ta)arak, ona eri)meye asla ummaks z n, hep Angelique'in pe)inden gidiyordu. Fakat bir bora koptu, ince pamuklu bezden yakal klar ve kolluklar, batist boyun atk lar ve hotozlar gibi kk paralar f rt naya yakalan p sreklenen bir beyaz ku) srs gibi havaland , uza%a d)t. Angelique ko)maya ba)lad . Eyvahlr olsun! Celsenize! Bana yard m etseniz! #kisi de se%irtmi)lerdi. Angelique, Chevrotte deresinin kenar nda, bir yakal % ele geirdi. Felicien de, yksek s rganlar n aras nda buldu%u iki hotozu elinde tutuyordu. Kolluklar, birer birer bulundu. Fakat, h zla ko)arlarken Angelique'in uu)an etekleri ona kez sr-tnm)t; her stnmede Felicien'in yre%i hopluyor, yz birdenbire k pk rm z kesiliyordu. n s ra kaan son bir boyun atk s n yakalamak iin at ld % s rada, Felicien de ona srtnd. Angelique nefes nefese, hareketsiz, ayakta kalm )t . Bu heyecan, gl)n buland r yor, art k )aka etmiyor, bu masum ve beceriksiz koca ocukla alay etmiyordu. Nesi vard da, byle ne)esizle)mi)ti, bu tatl heyecan n iinde, byle ezginlik duyuyordu? Felicien, ona boyun atk s n uzatt % zaman, elleri biribirine dokundu. rperdiler, )a)alad lar, 81bak )t lar. Angelique h zla geri ekilmi)ti. Ba) na gelen bu grlmedik bu durum kar) s nda ne yapaca% n bilemeden birka saniye durdu. Sonra,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

birdenbire tela)la ko)maya ba)lad , kollan kk para ama) rlarla dolu, geri kalanlar da orada b rakarak kat . O zaman, Felicien konu)mak istedi. Ooh! Ltfen... Rica ederim... Rzgar art yor, nefesini kesiyordu. Sanki bu )iddetli rzgar onu al p gtryormu) gibi, yeis iinde, ko)usunu izliyordu. Angelique, ar)aflarla rtlerin beyazl % , yandan vuran gne)in solgun sar ) % ortas nda ko)uyor, ko)uyordu. Katedralin glgesi onu kavr yor gibiydi, gen k z, arkas na bile bakmadan, kk bahe kap s ndan evine girmek zere idi. Fakat, kap n n e)i%inde, ani bir iyilik duyarak, Felicien, kendisini fazla darg n sanmas n diye, h zla dnd. Mahcup, glmsiyerek, hayk rd : Te)ekkr ederim! Te)ekkr ederim! Uu)an ama) rlar n toplamas na yard m etti%i iin mi te)ekkr ediyordu? Ba)ka bir )ey iin mi te)ekkr ediyordu? Angelique gzden kaybolmu), kap kapanm )t . Felicien, k r n ortas nda, przsz gkte yrek ferahlat c dzenli soluklarla esen rzgar n alt nda, yaln z kald . Piskokoplu%un kara a%alan, kabaran bir deniz gibi, uzun h ) rt larla k m ldan yor, katedralin setleri ve istinat duvarlar aras nda yksek bir ses u%ulduyordu. Fakat, Felicien, yaln z, bir leykak dal na bir demet iek gibi tak l , Angelique'e ait kk bir hotozun hafif hafif )aklamas n i)itiyordu. O gnden sonra, Angelique ne zaman penceresini asa, a)a% da, Clos Mari'de, Felicien'i grd. Kilise cam n bahane ediyor, hep orada vakit geiriyor, fakat i), zerre kadar ilerlemiyordu. Bir fundan n arkas na, otlar n stne uzan p saatlerce kal yor, yapraklar n aras ndan, pencereyi gzetliyordu. Sabah ak)am, kar) l kl glmsemek ok 82 zevkli bir )eydi. Angelique mutlu bundan daha fazla bir )ey istemiyordu. ama) r ta ay sonra bir kere daha y kanacakt . Bahe kap s o zamana kadar kapal duracakt . Fakat, biribirlerini her gn gre gre, ay ok abuk geerdi! Sonra, gndzleri, b ak)am bak )mak iin, geceleri, ertesi sabah bak )mak iin ya)amaktan daha byk mutluluk olur muydu? Angelique daha ilk rastla)t klar nda adetlerini, zevklerini, kalbinin ufak s rlar m, her )eyi sylemi)ti. teki susmu), ad n n Felicien oldu%unu sylemi)ti. Angelique, ba)ka bir )ey bilmiyordu. Belki de, bunun byle

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

olmas , kad n n, kendini tamamen vermesi, erke%in, bilinmeyen iine ekilmesi gerekiyordu. Angelique acele etmiyor, hi bir panik duymuyor, kesin gerekle)ecek olan )eyleri d)nerek glmsyordu. Sonra da, onun bilmedi%i )eyin de%eri yoktu, as l sorun birbirlerini grmeleriydi. Angelique, onun hakk nda hi bir )ey bilmiyor, yle ki fikirlerini bak ) ndan anl yacak kadar onu tan yordu. Gelmi)ti, Angelique onu tan m )t ve sevi)iyorlard . O zaman, biribirlerine bu uzaktan sahip olu)un tad n zevkle duydular. Ke)fettikleri )eylerle, hep, yeni yeni hayranl klar duyuyorlard . Angelique'in, i%neden zedelenmi) uzun elleri vard , Felicien, bu elleri taparcas na sevdi. Angelique, onun ince ayaklar n grd, kklklerinden gurur duydu. Onun her )eyi gururunu ok)uyordu, gzel oldu%u iin ona minnettard , Felicien'in sakal n n salar ndan daha a k kumral oldu%unun fark na vard % ak)am, )iddetli bir sevin duydu; bu sakal, Felicien'in gl)ne son derece mutluluk veriyordu. Angelique, bir sabah e%ildi%i zaman, Felicien, onun narin boynunda esmer bir leke grm), heyecan, iinde, kendinden gemi), oradan ayr lm )t . Kalpleri de biribirlerine a l yordu, orada da birok )eyler buldular. Angelique'in penceresini aarken yapt % safdil ve duyarl hareket, onun, kk i)lemeci k z durumu iinde, bir kralie ruhu ta) d % n gsteriyordu. Angelique de, Feli-cien'in, otlara ne 83kadar hafif basarak yrd%n grnce, onun iyi yreklili%ini anl yordu. Birbirlerini. grdkleri bu ilk s ralarda evrele-rinde yeteneklerden ve cazibelerden bir par lt vard . Her gr)me-lerinin, kendine zg byleyicili%i vard . Onlara, bu birbirlerini grme bahtiyarl % n asla tketmiyeceklermi) gibi geliyordu. Fakat, Felicien, ok gemeden, bir para sab rs zl k gstermeye ba)lad . Art k, bir fundan n dibine uzan p, saatlerce, mutlak bir mut-lu%un verdi%i hareketsizlik iinde kalm yordu. Angelique gzkp balkon parmakl % na al ) yordu. Angelique, buna bir para fkeleniyordu, nk, fark na var rlar diye korkuyordu. Hatta, bir gn gerekten bozu)tular. Felicien )a) rd kald , yznde yle bir rica ifadesi vard ki, Angelique, her zamarki gibi ayn saatte bakona gelip parmakl %a dayanarak onu affetti. Fakat, beklemek Felicien'e yetmiyordu, tekrar yakla)maya ba)lad . (imdi, art k Clos - Marie'yi heyecan yla dolduruyor, ayn zamanda, her tarafta birden gzkyordu. Her a%a gvdesinin arkas ndan k yor, her b%rtlen kmesinin tepesinde gzkyordu. Karaa%alar n tepesindeki yabani gvercinler gibi, meskeni

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

civarda, iki dal aras nda olsa gerekti, Chevrotte deresi, btn zaman n orada geirmesi iin bir bahaneydi, akar suyun stne e%iliyor, orada, uu)an bulutlar izlemeye dalm ) gibi gzkydordu. Angelique, bir gn onu, de%irmen y k nt s nda y k k bir sundurman n at s stnde, ayakta grd; uup gen k z n omuzuna konamad % na esefli, byle birpara ykseldi%i iin mutluydu. Bir gn, onu, kendinden daha yksekte, katedralin iki penceresi aras nda, zakirler dairesinin taraas nda grnce, hafif bir %l % tuttu. Anahtar zangota duran bir kap ile kapal bu galeriye nas l ula)abilmi)ti? Ba)ka seferler, nas l oluyordu da onu, kubbe alt n n istinat duvarlar nda ve payandalar n tepelerinde, ta gkyznde gryordu? Felicien, o yksek yerden, kk an kulelerini tepesinde uu)an k rlang lar gibi, ta onun odas n n iini gryordu. Angelique, gizlenmeyi hi akl na getirmemi)ti. O gnden sonra s ms k kapand ; kendisini, ku)at lm ), 84 hep iki ki)i halinde ya)ar hissettike, gitgide artan bir endi)eye kap l yordu. Acelesi yoksa, kalbi, byk yortu gnlerinde kilisenin gmbr gmbr alan byk an gibi, niin bu kadar h zl at yordu? Arada gn geti%i halde, Angelique, Felicien'in gittike artan cretinden korktu%u iin meydana kmam )t . Onu bir daha gremeyece%ine, kendi kendine yemin ediyor, ondan nefret etmeye kendini al )t r yordu. Fakat, Felicien, kendi ate)inden ona da vermi)ti, yerinde duram yordu, i)ledi%i stl% elinden b rakmak iin trl bahaneler buluyordu. Nitekim, Gabet anan n yataktan kamad % n , derin bir yoksulluk iinde bulundu%unu haber al nca, onu her sabah yoklamaya gitti. Kad nca% z, hemen orac kta, Orfevres soka% nda, kap ileride oturuyordu. Angelique, ona, et suyu, )eker getiriyor, tekrar gidiyor, Grand Rue'deki eczaneden ilalar n al yordu. Bir gn, elinde paketlerle, ila )i)eleriyle eczaneden gelirken, Felicien'i, hasta ya)l kad n ba) ucunda grnce )a)alad . Felicien k pk rm z kesildi, beceriksizce s v )t . Ertesi gn, Angelique, hastan n yan ndan ayr laca% s rada, Felicien yine geldi; gen k z, ho)nutsuzlukla, yerini ona b rakt . Yoksullar n grmesine engel olmak m istiyordu, kuzum? Angelique, tam da, hi bir )eyi olmayanlar ltfa bo%mak iin her )eyini verdirten o merhamet nbetlerinden birine yakalanm )t . Ac ekenler akl na geldike, varl % , karde)e bir ac ma iinde eriyordu. Basse soka% nda oturan kr ve ktrm Mascart baban n evine ko)uyor, gtrd% bir tabak orbay ona eliyle

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

iiriyordu. Kar koca ikisi de doksanl k birer ya)l olan Chouteau'lar n Magloire soka% nda oturduklar mahzene, Hubert'lerin tavan aras ndan, eski e)ya al p gtrm), oray dzeltmi)ti; daha ba)kalar na, daha daha ba)kalar -na, mahalledeki btn aresizlere etraf nda srnp duran )eylerden al p al p ta) yor, onlara gizlice bak yor, bir gn nceden kalm ) yemek art % kar) s nda )a) r p yzlerinin gld%n grnce, seviniyordu. Halbuki, bunlar n hangisine gitse, art k, Felicien'i tekrar grmek korkusuyla pencere nnde durmaktan sak nan Angelique, onu hi bu 85 kadar fazla grmemi)ti. (a)k nl % art yor, kendisini ok fkeli san yordu. Bu maceran n en kt taraf )u oldu ki, Angelique, biraz sonra, merhametinden bezdi. Bu ocuk, iyilik etmekten duydu%u zevki bozuyordu. Evvelce, onun yoksullar belki ba)kalar yd , ama bunlar de%ildi, nk o yoksullar hi yoklam yordu; mutlaka kendisini gzetlemi), o yoksullar n kimler olduklar n anlamak, onlar , birer birer byle elinden almak iin, pe)inden km ) olacakt . Art k, elinde kk bir yiyecek sepetiyle Chourteau'lar n evine ne zaman gelse, masan n stnde il paralar vard . Bir gn btn hafta biriktirdi%i para olan on meteli%i, ko)a ko)a, srekli ttnszlkten dert yanan Mas-cart babaya gtrd% zaman, onu, gne) gibi p r l p r l yirmi frankl k bir sikkeye konmu) grd. Gaber anay yoklamaya gitti%i bir ak)am da, kad n, kasabaya inip bir bank not bozdurmas n ondan rica etti. Angelique, kendisinde para yokken Felicien'in rahata kesesini bo)altt % n grp zay fl % n anlad ka, yre%i ne kadar s zl yordu! Geri yoksullar n kondu%u bu nimete memnundu; fakat, ba)ka birisi bu kadar fazla verirken, kendisi bu kadar az verdi%i iin zlyor, verecek mutluluk bulam yordu. Beceriksiz ocuk, anl yam yor, onu elde etti%ini sanarak bir cmertlik gereksinimine kap l yor, onun sadakalar n mahvediyordu. stelik de Angelique, btn yoksullar n evinde, onun methini dinlemek zorunda kal yordu. Ne iyi, ne ak ll , uslu ne terbiyeli delikanl idi! Hepsi, varsa yoksa onu anlat yorlard , Angelique'in sadakalar n sanki kmser gibi, onun sadakalar n gzleri nne seriyorlard . Angelique, Felicien'i unutaca% na yemin etti%i halde, yoksullara, ona ili)kin sorular soruyordu: Ne b rakm )t ? Ne demi)ti? Gzeldi de, )efkatliydi, utangat da, de%il mi? Acaba kendisinden sze kalk ) yor muydu? A! Elbette, her zaman

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sz ediyordu! O zaman, Angelique, ondan bsbtn nefret ediyordu. nk yre%i fazla s k lmaya ba)l yordu. Ama, i) byle srp gidemezdi; bir may s ak)am , )irin bir ala86 cakaranl kta, felaket patlak verdi. Angeliqe Labballeuse'e, eski de%irmenin y k nt lar nda bar nan o ok ocuklu yoksul kad na gitmi)ti. Orada yaln z kad nlar vard , yz k r ) k r ) bir ya)l kad n olan Lamblleuse ana ile, yirmi ya) nda bir yabani olan byk k z Ti-ennete, k z l salar alt nda, gzleri )imdiden )eytanl k dolu iki kk k zkarde)i Rose'la Jeanne vard . Drd de, kasaban n d ) ndaki yollarda, hendekler boyunca dileniyorlar, sicimle tutturulmu) ) -p t klarm n iinde ayaklan yorgunluktan bitkin bir halde, geceleyin dnyorlard . O ak)am da, Tiennette, kendi papular n , sonunda ak l ta)lar aras nda b rakm ), topuklar kan iinde, yaral gelmi)ti. Kap lar n n nne, Clos Marie'nin yksek otlar aras na oturmu), etlerine batan dikenleri ay kl yordu; annesiyle iki kk karde)i de evresini sarm )lar s zlan p duruyorlard . O s rda, Angelique, onlara her hafta verdi%i, ekme%i, nl%nn alt na saklam ), geldi. Kk bahe kap s ndan s v )mak, ko)a ko)a eve dnmek niyetinde oldu%u iin, kap y a k b rakm )t . Fakat, btn aileyi gz ya)lar iinde grnce durdu. Ne var kuzum? Ne oldunuz? Lamballeuse ana: Ah, matmazelci%im! diye inledi, bak n )u sersem koca k z, kendini ne hale koymu)! Yar n yol yryemeyecek, koca gn grltye gitti... Ayakkab gerekli. Rose'le Jeanne, da% n k salar n n alt nda gzleri ) l ) l c rtlak seslerle ba% rarak daha fazla h k rma%a ba)lad lar. Ayakkab gerekli, Ayakkab gerekli. Tiennete,s ska kara yzn yar kald rm )t , sonra, hibir )ey sylemeden, uzun bir dikeni, bir i%ne ile kurcalad , aya% n tekrar kanatt . Angelique, etkilenmi)ti, sadakas n verdi. Hele )u ekme%i al n, bakal m, dedi. 87 locuklar n anas :

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Eh! Ekmek, gerekli dedi. Ama, ekmekle yryecek de%ildi elbette. Hem de Bligny panay r na gidecekti, her y l, k rk metelikten fazla para yapt % bir panay r... Hey Tanr m, sen bilirsin, durumumuz ne olacak? Angelique'in, merhametten ne yapaca% n bilemedi%inden, dili tutuldu. Cebinde yakla) k be) metelik vard . Be) metelikle, elden d)me bile kundura al namazd . Her seferinde, paras zl % onun elini aya% n ba%l yordu. O dakikada, onu bsbtn ileden karan )ey, gzlerini te tarafa evirdi%i s rada, birka ad m tede, gitgide bast ran ak)am karanl % iinde, Felicien'in ayakta durdu%unu grmesi oldu. Konu)ulan )eyleri i)itmi) olsa gerkti, belki de oktan beri oradayd . Her zaman, Angelique'in kar) s na byle k yor, gen. k z onun, nereden, nas l geldi%ini asla anl yam yordu. Kunduralar verecek, diye d)nd. Gerekten, Felioien ilerliyordu bile. Morumsu gkte, ilk y ld zlar do%uyordu. Yukar dan, l k, engin bir huzur dklyor, s%tleri karalt ya gmlen Clos Marie'ye bir durgunluk kyordu. Katedral, bat da, ancak siyah bir izgiden olu)uyordu. Kesinlike kunduralar verecek. Angelique, bu d)nceyle, gerek bir yeis duyuyordu. Demek ki her )eyi o verecekti, kendisi bir kez bile onu alt edemiyecekti! Yre%i atl yacak gibi at yordu, kendisi de zavall lar ho)nut edebildi%ini gstermek iin, ok zengin olmak istiyordu. Fakat Lamballeuse'ler, iyi yrekli msyy grm)lerdi, analar se%irtmi)ti; iki kk k z karde), ellerini uzatm )lar, s zlan yorlard . Ablalar , kanl topuklar ndan ellerini ekmi), yan gzle bak yordu. Felicien: Beni dinleyin, kad n m, dedi. Grand Rue'ye gidersiniz, Basse soka% n n k)esinde... Angelique anlam )t , orada bir kundurac vard . (iddetle, Felicien'in szn kesti, yle heyecanl idi ki, rastgele szler kekeliyordu. O kadar yola, bo)una eziyet... ne gerek var?.. Daha kolay du-ruken... Daha kolay dedi%i )eyi bulam yordu. Felicien'den nce sadaka vermek iin ne yapsayd , ne yaratsayd acaba- Ondan bu derece nefret duydu%unu asla tahmin edemezdi. Felicien devam etti: Benim taraf mdan gitti%inizi sylersiniz. Dersiniz ki... Angelique bir kere daha onun szn kesti, heyecanl bir davran )la, tekrar: Daha kolay var... Daha kolay var...

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Dedi. Birdenbire Sakinle)ti, bir ta)a oturdu, kunduralar n ba% n zd, tela)l elleriyle onlar kard , oraplar m da kard . #)te! Bak n ne kadar kolay! Zahmet etmeye ne gerek var? dedi. . Lamballeuse ana, adeta yepyeni olan kunduralar kontrol ederek: Ah! #yi yrekli matmazelci%im, Tanr sizden raz olsun! dedi. Aya% na uysun diye yzlerini keserim... Tiennette, te)ekkr etsene, koca sersem! Tiennette, Rose'la Jeanne' n gz koyduklar oraplar , onlar ellerinden ekip alm )t . A%z n bile amad . Fakat, o s rada Angelique, ayaklar n plak oldu%unu ve Felicien'in, onlar grd%n fark etti. Pek utand ." Kalkarsa, ayaklar n daha iyi grece%ine emin oldu%u iin, k m ldamaya cesaret edemiyordu. Sonra, tela)land , akl ba) ndan gitti, kamaya ba)lad . Ufac k ayaklar , otlar n stnde, bembeyaz ko)uyordu. Gece karanl % daha koyula)t , Clos - Marie, evresindeki ulu a%alarla katedralin kara y % n ortas nda, bir karalt lar 89denizi haline geliyordu. Zemini rten karanl klarla bir hizada, yaln z, ufac k beyaz ayaklar n, gvercinler gibi parlak beyaz ayaklar n ka ) ndan ba)ka bir )ey grnmyordu. Angelique. sudan korktu%u iin, rkm), kpr olarak kullan lan kalastan gemek zere, Chevrotte deresi boyunca ilerliyordu. Fakat, Felicien, al l klardan a) p kestirmeden yrm)t. O zamana kadar ok ekingen oldu%u halde, Angelique'in beyaz ayaklar n grnce, ondan daha fazla k zarm )t bir ate) onu itiyor, daha ilk gnden, genli%inin ta)k nl % iinde, btn benli%ini kavrayan a)k hayk rmak istiyordu. Sonra, Angelique, kendisine srtnerek geince, Felicien, dudaklar n yakan itiraf , ancak kekeliyerek syleyebildi. Angelique, heyecan iinde, durmu)tu. Bir an dimdik, ona bakt . fkesi, besledi%ini sand % kin, siliniyor, tatl bir heyecan duygusu iinde eriyordu. Felicien ne sylemi)ti ki, bu kadar heyecana kap l yordu? Kendisini seviyordu, Angelique bunu biliyordu, halbuki, kula% na m r ldan lan o sz, onu )a)k nl k ve korku iinde b rak yordu. Felicien cesaretlenmi), yre%i a k, ortakla)a merhametle onun yre%ine yakla)m )t ; tekrar: Seni seviyorum, dedi. Angelique, a)ktan korktu, tekrar kamaya ba)lad . Bu sefer, Chevrotte deresi onu durdurmad ; Angelique, kovalanan di)i geyikler gibi, suya girdi, ufac k

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ayaklar , orada, ak llar n aras nda, buz gibi suyun rpertisi alt nda, ko)u)tu. Bahe kap s kapand , ufac k ayaklar gzden kayboldu. 90 VI Angelique, iki gn, vicdan azab yla k vrand . Yaln z kal r kalmaz, sanki bir su i)lemi) gibi, a%l yordu. Ayn soru, tel) verici bir )peyle, hep akl na .geliyordu. O delikanl ile gnah m i)lemi)ti, acaba? Efsanedeki, )eytana uyan kt kad nlar gibi cehennemlik mi olmu)tu? ok hafif sesle m r ldan lan o "sizi seviyorum" szleri, kulaklar nda yle bir nl yordu ki, kesinlikle, grnmez lemin derinli%inde sakl , herhangi bir ola%anst gten geliyordu. Fakat, cehalet ve yaln zl k ortas nda byd% iin, bilmiyordu, bilmezdi. O delikanl ile gnah m i)lemi)ti? Olaylar iyice hat rlamaya al ) yor, masumlu%unun kuruntular n -tart ) yordu. Gnah neydi? Birbirini grmek, konu)mak, sonra, anaya babaya yalan sylemek, gnaha girmek iin yeter miydi? Btn ktlk bundan olu)masa gerekti. yleyse, niin byle yre%i s k l yordu? E%er sulu de%ilse, niin, yeni bir ruhla rp n yor, kendisini ba)ka bir insan hissediyordu? Gnah, belki de, yre%ine ezginlik veren o gizli huzursuzlukta byyordu. Kalbi, belirtilmemi) )eylerle, daha anlamadan tel)land % , gelecekteki szleri ve hareketlerin karma-kar ) kl % ile dolu idi. Yanaklar na bir kan dalgas yay l yor, o korkun "sizi seviyorum" szlerinin nlad % n i)itiyor; art k, kar) la)t rma yapm yor olaylardan ku)ku duyarak, suun, maverada, ad olmayan, )ekli olmayan )eyde bulunmadan korkarak h k rmaya ba)l yordu. Ona en fazla s k nt veren, Hurbertin'e a lmam ) olmas yd . Angelique sorabilse, Hubertine, herhalde ona yle geliyordu ki, derdini bir kimseye sylese iyile)ecekti. Fakat, giz, haddinden fazla bym)t. Angelique utanc ndan lecekti. Hileci oluyor, varl % n n derinli%inde f rt nalar esti%i halde, o, ii rahatm ) gibi haller al yordu. Dalg n zamanlar nda bunun nedenini soracak olsalar, gzlerini hayretle a yor, hibir )ey d)nmedi%i yan t n veriyordu. Tezgh n n 91nne oturmu), elleri kendili%inden i%neyi bat r p kar yor, uslu uslu oturdu%u halde sabahtan ak)ama kadar, bir tek d)nceyle tkeniyordu. Seviliyordu, seviliyordu! Ya kendisi, o da seviyor muydu? Cahilli%inin yan ts z b rakt % bu soru, henz karanl kt . Bunu, ser-sergileninceye kadar, kendi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kendine tekrar tekrar soruyordu; kelimeler her zamanki anlamlar n yitiriyordu; her )ey, onu al p srkleyen bir e)it ba) dnmesi iine kar ) p gidiyordu. Sonra bir abayla kendini topluyor, akl tekrar ba) na geliyordu. #%ne elinde, her zamanki dik-Jcatiyle, bir hlya iinde, yine de nak s n i)liyordu. Belki de byk bir hastal k, iin iin haz rlan yordu. Bir ak)am, yata% na yataca% s rada, vcuduna bir rperti yap )t ; bir daha kalkm yaca% n sand . Kalbi atlayacak gibi at yor, kulaklar na an u%ultular doluyordu. Seviyor muydu, yoksa lecek miydi? Hem byle d)nyor, hem ipli%ine bal mumu srerken bir yandan da kendisine endi)eyle bakan Hubetine'e glmsyordu. Ho), Angelique, Felicien'i bir daha grmemeye and imi)ti. Clos-Marie'nin ars z otlar na art k ayak basm yor, yoksullar yoklamaya bile gitmiyordu. Kar) kar) ya tekrar bulu)tuklar gn mthi) bir )ey olmas ndan korkuyordu. Verdi%i kararda, belki de i)lemi) oldu%u gnahtan dolay kendini cezaland rmak iin, bir tvbe d)ncesi de vard . Onun iin, sabahlar korktu%u adam Chevrotte deresi kenar nda grmek endi)esiyle, pencereden gz atmamaya kendini mahkm ediyordu. Ama )eytana uyup da bakacak ve onu orada gremeyecek olursa, ertesi gne kadar hzne gmlp kal yordu. Bir sabah, Hubert, tezgha bir yin gmle%i germekle u%ra) rken, bir ng rak sesi i)itip a)a% ya indi. Bir m)teri gelmi) olacakt , herhalde bir sipari) veriyorlard , nk, Hubertine'le Angelique, a k kalan merdiven kap s ndan, seslerin u%ultusunu i)itiyorlard . Sonra, ok )a)k nl k iinde, ba)lar n kald rd lar. Ayak sesleri yukar k yordu, i)lemeci, m)teriyi getiriyordu. Bu, hi det olmayan bir )eydi. Gen k z, gelenin Felicien oldu%unu grnce donakald . Beyaz 92 elli bir gzel sanatlar i)isi gibi, sade giyinmi)ti. Madem, Angelique ona gitmiyordu, kendisini sevmedi%ini d)nerek, bo)u bo)una beklemeyle ve endi)eli bir karars zl kla dolu gnlerden sonra, kendisi ona geliyordu. Hubert, sorunu anlatt . Bak yavrum, bu i), sana gre i). Bu msy bize, yap lmad k bir i) sipari) etmeye gelmi). Do%rusu bu ya, rahat rahat konu)al m diye, buraya kabul etmeyi daha uygun grdm... Resminizi k z ma gstermeniz gerek, msy.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ne o, ne de Hubertine, zerre kadar ku)kuya kap lm yorlard . Yaln z, resmi grmek iin, merakla yakla)t lar. Fakat, Felicien'in de, Angelique gibi, heyecandan nefesi kesiliyordu. Resmi aarken elleri titriyordu; sesinin titrekli%ini belli etmemek iin, a% r a% r konu)mak zorunda kald Monsenyr iin bir piskopos serpu)u, dedi... Kendisine, bu serpu)u hediye etmek isteyen, kasabadaki baz han mlar, paralar n resmini yapmay , nak ) i)ine de yard m etmeyi bana b rakt lar. Ben, cam zerine resim yapan bir i)iyim, ama, eski sanatla da ok u%ra) r m... Gryorsunuz ya, gotik bir piskopos serpu)undan desen kard m, o kadar... Angelique, onun, nne koydu%u byk k% t yapra% na do%ru e%ilmi), hafif bir sesle hayk rm )t : Aa! Sainte-Agnes! Gerek, bu, on ya) ndaki din )ehidi k zd , vcudu yaln z salar yla rtl, plak bakireydi; o salar n d ) nda, yaln z ufac k ayaklar yla ufac k elleri gzkyordu, katedralin kap lar ndan birinde grnd% durumdayd , hele, ieride, vaktiyle boyal iken, )imdi k z l sar bir renge brnen, seneler getike alt n sar s bir renk alan, eski tahta heykele benziyordu. Serpu)un btn n taraf n kapl yordu, ayakta, iki melek taraf ndan tutulup g%e ekilir durumdayd ; Ayaklar n n alt nda, gayet 'uzak, gayet zarif bir manzara uzan yordu. Ser93pusun k vr nt lar nda ve kenarlar nda, gzel stilli, m zrak biimi ssler vard . Felicien devam etti: Sipari) sahibi han mlar, bu hediyeyi, Miracle yini iin veriyorlar, ben de tabii, Sainte Anges'i semeyi uygun buldum. Hubert: ok gzel d)nm)snz, diye onun szn kesti. Hubertine de: Monsenyrn pek ho)una gidecek, dedi. Her y l, 28 temmuzda yap lan Miracle yini, Beaumont'u vebadan kurtarmas iin Tanr n n kendisine ve nesline verdi%i mucizeli )ifa gcne )kran borcu olmak zere V. Jean d'Hautecoeur'den kalma idi. Efsane, Hautecoeur'lerin, bu kudreti ok sayg gsterdikleri Saint Agnes'e borlu olduklar n anlat yordu; her y l, ayn tarihte, ermi) k z n eski heykelini kiliseden kar p, hl, btn hastal klar )ehirden uzakla)t rd % inanc yla )ehrin sokaklar nda trenle dola)t rmak, ok eski bir gelenek olarak, ondan ileri geliyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Gzleri resme tak l p kalan Angeligue, sonunda Miracle yini iin diye m nldand ,ama, yine yirmi gnkald .kesinlikle yeti)tiremeyiz. Hubert'ler, ba)lar n sallad lar. Gerek, byle bir i) sonsuz zen isterdi. Bununla beraber,Hubertine gen k za dnd. Ben sana yard m edebilirim, dedi. Sslerini ben yapar m, sen, yaln z yz i)lersin. Angelique, heyacan iinde,hl ermi) k z resmine bak yordu. Hay r, hay r! Reddediyordu, yumu)ak davran p kabul etmek istemiyordu. Su ortakl % etmek ok kt bir )ey olacakt ; yle ya, Felicien kesinlikle yalan sylyordu, Angelique, onun yoksul olmad % n , bu i) giysisi alt nda gizlendi%ini seziyordu; bu yapmac k sadelik, kendisine kadar ula)mak iin uydurulan btn bu masal, onu ku)kulan94 diriyor, fakat, k z, hlyas n n ba)tan ba)a gerekle)ti%ine mutlak bir inanla, onun kralzade bir prens olmas gerekti%ini anl yor, ona ba)ka bir yz veriyor, iin iin seviniyor, mutlu oluyordu. Hafif sesle, yine: Hay r, dedi, yeti)tiremeyiz. Sonra, gzlerini kald rmadan kendi kendine konu)ur gibi ekledi; Ermi) k z iin, ne pase kullanabiliriz, ne de gipr ( ) yak ) k al r... Elvan s rma i)leme gerekir. Felicien: Zaten, dedi, ben de byle bir i)leme d)nyorum, matmazelin, bir i)lemenin yitik gizini buldu%unu biliyorum... Camegahta, byle bir i)lemeden, gzel bir para hl duruyor. Hubert co)tu: Evet, evet, on be)inci as rdan kalmad r, byk ninelerimden biri i)lemi), dedi.... Elvan s rma, hey gidi hey, ondan daha gzel nak ) bulunamazd , msy. Ama, ok dikkat istiyordu, ok zaman al yordu, sonra da, gerekten sanat i)iler gerekliydi. #ki yz y l var ki, bu i) art k yap lmaz olmu)tur... K z m yapamam deyince, vazgemelisiniz; nk, bugn bu i) yaln z onun elinden gelir, bu nak sa yetecek gz ve el ustal % olan ba)ka kimse tan m yorum.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Elvan s rma sz edilmeye ba)l yal beri, Hubertine, sayg l bir tav r alm )t . #nanla ekledi: Yirmi gnde, gerekten olanaks z... Bu i) iin, bir peri k z kadar sab rl olmak gerek. Fakat, Angelique, ermi) k z resmine dikkatle baka baka bir )ey ke)fetmi), yre%i sevinle dolmu)tu. Agnes, kendisine benziyordu, antika heykelin resmini yaparken, Felicien, herhalde onu d)nm)t; Angelique, Felicien'in, byle her zaman akl nda oldu%unu, onun, her tarafta kendisini grd%n d)ndke, onu uzakla)t rmak iste%i gev)iyordu. Sonunda, ba) n kald rd , Felicien'in, gzleri ok ate)li 95bir yalvarma ifadesiyle dolu, kar) s nda titredi%ini grnce, dayanamad . Yaln z, her )eyin cahili olduklar halde bile, k zlara has olan o bilgi ile, o kurnazl kla davrand , raz olmu) grnmek istemedi. Resmi geri vererek tekrar: Olanaks z, dedi. Hi kimse iin yapamam. Felicien, kayg lan r gibi oldu. Reddedilen kendisiydi, bunu anlar gibi oluyordu. ekilip gidece%i s rada, tekrar Hubertine'e dnd. Para, istedi%iniz kadar verirdim... dedi. Sipari)i veren han mlar, iki bin franga kadar verecekler... Kar koca, geri paraya d)kn insanlar de%illerdi, fakat genede bu byk rakam, onlar heyecanland rd . Hubert, kar s n n yzne bakm )t . Bu kadar bir sipari)i elden ka rmak, ne can s k c bir )eydi! Angelique, tatl sesiyle: #ki bin frank, diye tekrarlad , ikibin franksa, msy... Paraya hi de%er vermedi%i halde, bir tebessm, dudaklar n n kenar n belli belirsiz k r )t ran, muzip bir tebessm g tutuyor, Felicien'i grmek zevkine yenilmi) grnmemekle, kendisi hakk nda ona yanl ) bir fikir vermekle ne)eleniyordu. Ooo! iki bin franksa, msy, kabul ediyorum... Hi kimse iin yapamam, ama mademki fazla para vermeye raz oluyorlar...Gerekirse gecelen de al ) r m. Bunun zerine, Hubert'le Hubertine, k z n ok fazla yorulmas ndan korkarak, bu kezde kendileri reddetmek istediler. Hay r, hay r, insan n aya% na kadar gelen para tepilmez... Bana gvenebilirsiniz. Serpu), ayinden bir gn nce haz r olacak.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Felicien, yre%i znt iinde, orada daha fazla kalmak iin, yeni a klama yapmak cesaretini bulamadan, resmi b rakt , ekildi. Ange-lique, kendisini kesinlikle sevmiyordu; onu tan m yor gibi yapm ), 96 yaln z paras i)e yarayan, s radan m)teri gibi davranm )t . nce fkelendi, onu baya% ruhlukla sulad . Daha iyi ya! Art k bitmi)ti, onu hi d)nmeyecekti. Sonra, hl d)nd% iin, sonunda uygun grd; al )arak ya)am yor muydu, ekme%ini kazanmas n m yd ? iki gn sonra, ok zlmeye, Angelique'i gremedi%i iin rahats z olmaya, yine etraf nda dola)maya ba)lad . Angelique onu sevmiyorsa bile, yaln z paray seviyorsa bile, kendisi, onu, her gn biraz daha sevdi%ini d)nmeye ba)lam )t ; yirmi ya) ndayken, gnln rasgele gzel buldu%u kimse, yaln z sevmek iin, nedensiz nas l sevilirse, yle seviyordu. Bir ak)am onu grm)t, art k olan olmu)tu; art k, varsa yoksa Angelique'ti, ba)kas de%ildi; ylece, oldu%u gibi, kt olsun iyi olsun, irkin olsun gzel olsun, yoksul olsun, zengin olsun, e%er o k za sahip olmazsa lecekti. nc gn, o dereceyi buldu ki, unutmaya and imi) olmas na kar) n, yine Hubert'lerin evine u%rad . A)a% da, kap y al nca, onu yine Hubert kar) lad , verdi%i a klaman n kar) s nda, onu tekrar yukar almak zorunda kald . K z m, dedi, msy sana, benim anlayamad % m baz )eyler a klamak istiyor. O zaman, Felicien, bir )eyler geveledi. E%er matmazel rahats z olmazsa, i)i grmek istiyorum... O dedi%im han mlar, nak ) i)ini benim izlememi sylediler...-Ama, e%er rahats zl k veriyorsam... Angelique, onun geldi%ini grnce, kalbinin, ta bo%az na kadar nefesini t k yacak derecede )iddetle arpt % n hissetmi)ti. Fakat, gayret etti, arp nt s n durdurdu; hatta, yanaklar k zarmad bile; ok sakin, kay ts z bir edayla yan t verdi: Yoo! Hi rahats z olmam msy. Ba)kalar varken de al ) r m... Resim sizin, nas l i)lendi%ini grmeniz do%ald r. Felicien )a)alam )t , e%er bu m)teriye, glmseyen Huberti-ne'in daveti olmasa, oturmaya cesaret edemeyecekti. Angelique, tezgah n n stne e%ilmi), hemen i)e koyulmu)tu; serpu)un k vr k k -

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

97s mlar na dantela )eklinde gotik ssler i)liyordu. Hubert de, iki gnden beri kurumakta olan, i)lemesi tamam, tutkall bir bayra% , zmek iin duvardan indirmi)ti. Sonra, hepsi sustular; iki i)lemeci kad nla i)lemeci erkek sanki yanlar nda kimse yokmu) gibi, al ) yorlard . Delikanl , bu derin sessizli%in ortas nda, bir para Sakinle)ti Saat al yordu, katedralin glgesi uzamaya ba)lad , ard na kadar a k duran pencereden, hafif bir gn ) % giriyordu. Dev binan n duvar dibindeki, ye)illiklere gml serin evde, %le vakti olur olmaz ba)layan ak)am alacakaranl % idi bu. Ta) d)emeler zerinde hafif bir ayakkab grlts i)itiliyordu; bu, gnah kartmaya gtrlen, mektepli kk k zlar n ayak sesleriydi. Atlyede, eski aletler, eski duvarlar, orada, hi de%i)meden duran ne varsa, yzy llar n uykusuna yatm ) gibiydi; bunlardan byk bir serinlik ve sessizlik de duyuluyordu. #)lemeci kad nlar n, narin profilleriyle, s rman n k z l yn iine gmlerek zerine e%ildikleri tezgaha, yn ve saf, drt k)e, byk bir beyaz ) k vuruyordu. Felicien, oraya geli)inin nedenini sylemek gere%ini duyarak, s k lganl kla, sze ba)lad : Matmazel, size )unu sylemek istiyorum... demek istiyorum ki, salar iin, s rma, ipekten daha iyi gider san r m Angelique, ba) n kald rm )t . #i glen gzleri, Felicien'in, e%er verecek ba)ka %d yoksa, rahats z olmas na gerek olmad % n a ka anlat yordu. Tekrar tezgaha e%ildi, hafife alayl bir sesle yan t verdi. Elbette, efendim. Felicien pek aptalla)t , Angelique'in tam da salar i)lemekle u%ra)t % n , ancak o zaman fark etti. Kendi yap t% resim, gen k z n nnde duruyordu, fakat, sulu boya renkler srlm), yald zla belirtilmi), bir dua kitab iinde solan eski bir minyatr gibi )irinle) -misti. Angelique, pertavs zla resim boyayan bir sanatkar sab r ve hr98 riyetle, bu resim kopye ediyordu. Kenar na sa%lam bir bez dikili, iyice gerilmi) beyaz atlas zerine, kabaca izgilerle resmi izdikten sonra, atlas , soldan sa%a at lan, iki ba)ta durdurulmu) hepsi birbirine ula)an, ular a kta, s rmalarla rtm)t. Sonra, bu s rma telleri, mekik ipli%i gibi kullan yor, i%nesinin ucuyla iterek alt ndaki resmi buluyor, bu resmin zerinde yryor, s rmalar ipekle tutturuyor, rnekteki renklere

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

uyduruyordu. Glgeli k s mlarda, ipek, s rmay rtyordu; yar renklerde,ipek gitgide seyreliyordu; ) klar, a kta b rak lan, yaln z s rmadan yap lm )t . Bu, elvan s rma i)i idi, i%ne, s rma zemini ipekle renklendiriyor, alttan, bir nurla, mistik bir ayd nl kla s t lm ) gibi erimi) renklerden bir tablo yarat yordu. Kasnak ipini, parmaklar zerinde zerek bayra% skmeye ba)-l yan Hubert, birdenbire: Ey, kuzum! dedi, eskiden i)lemeci kad n n eseri, elvan s rma i)i imi)... Ynetmelikte de yaz l oldu%u gibi "te yar m yksekli%inde, elvan s rma ile, bir tek resim" yapmas gerekmi)... Sen olsan s nav kazan rd n, Angelique. Sessizlik tekrar ba)lad . Angelique, salar iin, kaideye ayk r daran p t pk Felicien gibi d)nm)t. Hi ipek kullanmayacak, s rman n stne s rma i)liyecekti; snkle)en korun koyu k rm z renginden, sonbaharda ormanlar n brnd% soluk alt n sar s na kadar ba)ka ba)ka renklerde, on sap s rmay birden kullan yordu. Agnes bylece, tepeden t rna%a, s rma salarla rtnyordu. S rma sa y % n , enseden ba)lay p; belini, kal n bir rt ile kapl yor, omuzlardan a)arak, nden, iki dalga halinde ta) yor, enenin alt nda bir-le)ip ayaklara kadar dklyordu. Olduka iri bkml, saf bir plakl % n sinmi), l k canl bir kaftan, mucizeli bir sa y % n , efsanevi bir yele idi. O gn Felicien, yaln z, Angelique'in bklmleri k vr ld klar ynde i)leyi)ini izleyebildi; onun i%nesi alt nda, salar n o%al ) n ve par lday ) n izlemekle doyam yordu. Salar n grl%, hep bir99den, byk bir rperti ile dklp ak )lar , onu heyecanland r yordu. Pul dikmekle u%ra)an Hubertine, pullardan herbirinin ipli%ini, k v rc k bir d%mle gizliyor, arada iyi dikilmeyen bir pulu k r nt sepetine ataca% zaman, dnyor, onu, sakin bak ) yla kucakl yordu. Hubert, padavralar ekmi), bayra% tezgah tahtalar ndan karm ), zenle kat l yordu. Sessizlik yznden s k nt s artan Felicien, sylemeye niyetlendi%i fikirlerden hibirini hat rl yamad % na gre-, ekilip gitmesinin olaca% n d)nd. Aya%a kalkt : Tekrar gelirim, dedi.. Ba) n ok gzel )eklini o kadar kt kopye ettim ki, belki de a klama yapmama gereksinim duyacaks n z. Angelique, iri, kara gzlerini, sakin sakin, onun gzlerine dikti. Hay r, hay r... Ama, yine gelin, e%er, resmin i)lemesini merak ediyorsan z, yine gelin, efendim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Felicien, u%ramas na izin verildi%i iin mutlu grd% so%uk davran )tan zgn ekip gitti. Angelique, kendisini sevmiyordu, asla sevmeyecekti, belli idi. yleyse, neye yarard ? Bununla beraber, ertesi gn, daha ertesi gnler, Orfevres soka% ndaki serin eve yine geldi. Orada geirmedi%i saatler s k c yd yapt % gnl sava) yla y k l yordu, karars zl klarla azap iindeydi. Felicien, ancak, i)lemeci k z n yan nda bulundu%u zaman sakinle)iyor, hatta onun ho)una gitmemeye raz oluyor, yeter ki Angelique orada bulunsun, her )eyin tesellisini buluyordu. Her sabah geliyor, i)e ili)kin konu)uyor, varl % sanki elzemmi) gibi, tezgah n ba) nda oturuyordu; Angelique'in, salar n kumral ) % na gml, hareketsiz, narin profiline tekrar kavu)mak, i%nelere tak l , uzun s rmalar aras nda k m ldayan k vrak ufak ellerinin evik hareketlerini izlemek, onu bylyordu. Ange-lique ok sade bir k zd , )imdi ona arkada) muamelesi ediyordu. Bununla beraber, Felicien, aralar nda hep onun sylemedi%i, kendi kalbini de heyecanla dolduran bir )eyler bulundu%unu hissediyordu. . 100 Angelique, bazen, o alayl edas yla ba) n kald r yor, sab rs z, sorgu dolu gzlerle bak yordu. Sonra, Felicien'in )a)alad % n grnce, tekrar, ok so%uk bir tav r tak n yordu. Fakat, Felicien, k z heyecanland racak bir yntem bulmu), a) r derecede kullan yordu. Bu yntem ona, sanat ndan, katedrallerin hazineleri aras nda da korunan da kitaplarda resimleri bulunan, kendi gzleriyle grd% eski i)leme eserlerinden szetmesiydi. Muhte)em kaftanlar vard , kanatlar a k iri kartallarla ssl, k rm z ipekten Charlemagne kaftan , zerinde, btn bir ermi)ler kalabal % bulunan Sion kaftan vard ; bilinen en gzel para diye tan nm ) bir diyakos harmaniyesi vard ki; )ahane harmaniye deniliyordu, zerinde, hazreti #san n yerde ve gkteki )an ve )erefi, #sa tecellisi, mah)er gn betimlemelerde vard ; bu ta betimlemelerde gsterilen kalabal k ki)iler, rengarenk ipeklere, alt n ve gm) k laptanlara i)lenmi)ti; bir de Yesa a%ac vard ki, on besici yzy la ait renkli bir kilise cam ndan kart lm ) san lan, atlas zerine ipek ve s rma i)lemeydi; altta hazreti #brahim, Davut, Sleyman, hazreti Meryem, sonra en tepede #sa grlyordu; enfes stlkler vard , bir tanesi, s rma zemin zerine k rm z ipek pskrmelerle, kanlar iindeki #sa'y arm hta gsteriyordu, ayaklar n n dibinde Saint Jean, Meryeme destek olmu)tu; sonra, Na-intre stl% vard , Meryem heybetle

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

oturmu), ayakkab lar aya% nda, ocuk #sa'y dizleri stnde tutuyordu. ok eskilikleriyle sayg uyand ran zenginliklerine kar) n iman ve sadelik dolu, bugn art k kaybolmu), kutsal sand klar n gnlk kokusu sinmi), solan s rmalar n n mistik ) % n konmu) daha ba)ka gzellikleri birer birer say yordu. Angelique, iini ekiyor: Ah! diyordu, bitti art k, bu gzel )eyler )imdi yok. Tonlar bile bulmak olanaks z. Felicien, ona, eski zaman n kad n erkek byk i)lemecilerini, isimleri devirlerden beri i)itilegelen Simonne de Gaules'n, Colin 101Jolye'nin hikayelerini anlatt ka, gzleri p r ld yor, elindeki i)i b rak yordu. Sonra, tekrar i%nesini sokup kar yor, dinledi%i )eylere yz de%i)iyor, yznde sanat ihtiras n n ate)ini koruyordu. Angelique, bu ok heyecanl , ok saf haliyle, s rmalar n ve ipeklerin p r lt s iinde saf bir ate)le yand ka, btn ruhunu verdi%i ufac k benekler zerinde, derin bir dikkatle, inceden inceye al )t ka, ona, asla grmedi%i kadar gzel grnyordu. Susuyordu, ta ki, An-gelique, sessizlikten uyan p, onu iine f rlatt % yang n n fark na var ncaya kadar gen k z izliyordu. Angelique, bozguna u%ram ) gibi utan yor, sesinde bir fke ifadesiyle, eski kay ts z sessizli%ini srdryordu. Buyrun bakal m! #peklerim yine kar )t , i)te!.. Anne, k m l-damasamza! Hi de k m ldamam ) olan Hubertine, sakin sakin glmsyordu. nce, delikanl n n s k s k gelip gitmesinden endi)elenmi), bir ak)am, yatarken, Hubert'e bundan szetmi)ti. Fakat, bu ocu%u be%enmiyor de%illerdi, ok drst davran yordu; Angelique'e mutluluk getirmesi olas olan gr)melere niin engel olsunlard ? Ondan dolay , Hubertine, i)i oluruna b rak yor, o ak ll uslu haliyle, gz-kulak oluyordu. Zaten, kendisine de birka haftadan beri, kocas n n bo)una sevgileriyle, yre%i kabarm ) haldeydi. ocuklar n kaybettikleri ayda idiler; her y l, bu tarihte, onlar ayn kayg lar , ayn istekleri duyarlard r; Hubert, onun ayaklan dibinde, titriyerek, sonunda affedildi%ini grmek ate)iyle yanarken, Hubertine, sevgi ve kayg dolu, btn kalbini verir, kaderi yenmekten midini keserdi. Bundan hi s-zetmezler, herkesin yan nda, sevgilerini belli etmezler; fakat bu artan sevgileri,yatak odalar n n sessizli%inden anla) l r, en kk hareketleriyle, gz gze

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

geldikleri zaman bak )lar n n bir saniye birbirine tak l p kal s yla kendini belli ederdi. Bir hafta geti, serpu)un nak ) i)i ilerliyordu. Her gnk gr)meler, byk ve zevkli bir hal alm )t . 102 Al n ok a k olacak, de%il mi? Kirpikten hi eser g-rnmeyecek. Evet, ok a k, o devirden kalma minyatrdeki gibi, hi glge bulunmayacak. Bana beyaz ipe%i verin. Durun, incelteyim. Felicien ona yard m ediyordu, ortakla)a yap lan bu i), ikisine de sessizlik veriyor, onlar her gnk gere%e eri)tiriyordu. Bir tek a)k sz konu)ulmadan, hatta, parmaklar , istekli bir srtn)le birbirine yakla)madan aralar ndaki ba% her an daha fazla s k la) yordu. Baba, ne yap yorsun kuzum? Hi sesin km yor. Angelique, arkas na dnyor, i)lemeciyi, ellerine bir )i)e.s rma geirmekle u%ra) rken, gzleri, muhabbetle, kar s na tak l p kalm ) gryordu. Annene s rma veriyorum. Getirdi%i )i)ten, Hubertine'in sessiz te)ekkrnden, Hubert'in onun evresindeki srekli rp n ) ndan, l k ve ok)ay c bir soluk ykseliyor, tekrar tezgaha do%ru e%ilen Angelique'le Felicien'i ku)at yordu. Atelye bile, o eski zaman odas bile, khne aletleriyle, gemi) devirlerden kalma sessizli%iyle, onlara ortak oluyordu. Bu yer soka%a ne kadar uzak grnyordu; ryan n ta derinliklerine, iinde hkm srd% btn zevklerin kolayca gerekle)ti%i iyi ruhlar diyar na gerilemi) gibi idi. Serpu), be) gn sonra teslim edilecekti; Angelique, i)i bitirdi%ine, hatta yirmi drt saat vakit kazand % na emin, rahat bir nefes ald , Felicien'i dirsekleri sehpaya dayal , kendisine bu kadar yak n grerek )a)t . Demek, arkada) olmu)lard , yle mi? Art k, Felicien'-de hisseti%i yenilgiye kar) sak nm yor, onun gizli tuttu%u, kendinin sezdi%i btn )eyleri, kurnazca bir gl)le kar) lam yordu. Endi)eli bekleyi)i ortas nda, onu uyu)turmu) olan neydi, acaba? Sonra, o soru 103her ak)am, yata% na girerken kendi kendine sordu%u o soru, yine akl na geldi: Felicien'i seviyor muydu? Byk karyolas n n iinde, saatlerce,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kelimeleri zihninde evirip evirmi), kavrayamad % anlamlar aram )t . O ak)am, birdenbire kalbiden bir ezginlik duydu, sesini kimse i)itmesin diye ba) yast %a gml, hngr hngr a%lad . Seviyordu, seviyordu, lesiye seviyordu. Niin? Nas l? Hi bilmiyordu, asla hi bilmiyecekti fakat onu seviyordu, btn varl % bunu hayk r yordu. Gerek ayd nlanm )t , a)k, gne) ) % gibi par l-d yordu. Olana% olmayan bir )a)k nl k ve bir mutluluk dolu, Hubertine'e a lmad % na tekrar esef ederek, uzun uzun a%lad . S rr onu bo%acakt , byk bir yemin etti, Felicien'in kar) s nda, tekrar buz gibi donuk duracak, sevgisini ona gstermektense her ac ya katlanacakt . Onu sevmek, sevdi%ini sylemeden sevmek: cezas bu olacakt , suun kefaretini bu s navla deyecekti. Bundan, zevkli bir ac duyuyordu, efsanedeki din )ehitlerini akl na getiriyordu, byle ile ekmekle, onlar k zkarde)i oluyormu), koruyucusu Agnes, kendisine, masum ve tatl bak )larla bak yormu), gibi geliyordu. Angeligue, ertesi gn, serpu)u bitirdi. Ufac k ellerle ufac k ayaklan, ola%anst s rma salardan d )ar da kalan bu biricik plak k s mlar , bakire iin kulland % salardan daha ince, kat a lm ) ipeklerle i)lemi)ti. #peklerden cildin alt nda, s rman n, damarlardaki kan gibi gzkt%, zambak yz tamamlamakla u%ra) yordu, bu gne) yz mavi ovan n ufkunda, iki mele%in kanatlar yla ykse-liyordu. Felicien, ieri girince, hayran bir nida kopard : Oo! Size benziyor! Bu, elinde olmayan bir itiraft , resme koydu%u o benzerli%in itiraf yd . Bunu kendisi de anlad , k pk rm z kesildi. Hubert, yakla)m )t . Gerekten, k z, dedi senin gzel gzlerinin t pk s . Huberttine, bunun oktan beri fark na vard % iin, glmsemekle yetiniyordu; Angeliquen'in eski huysuzluk gnlerindeki sesiyle ver104 di%i yan t i)itince zld. Gzel gzlerimmi), benimle alay edin bakal m!... Ben irkinim, kendimi bilirim ben. Sonra kalkt , silkindi, para gzl ve so%uk k z yapmac % n ok ileri gtrerek: Eey! Bitti ha!., dedik, art k b kt md , omuzlar mdan yaman bir yk eksildi!... Bilmi) olun, ayn paraya, bir daha byle i)e giri)mem. Felicien, )a)akalm ), onu dinliyordu. Buyurun bakal m! Yine para sz ediyordu! Bir aral k onu ne kadar ak ll uslu, sanat na ne kadar d)kn

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

grm)t! Onu yaln z, kazan d)nr, i)i bitirdi%ine ve kendisini bir daha grmeyece%ine memun olacak derecede kay ts z bir k z halinde grd%ne gre, acaba aldanm ) m yd ? birka gndr umutsuzlu%a d)yor, oraya gelebilmek iin nas l bir bahane bulaca% n bo)u bo)una ara)t r yordu. Halbuki, Angelique kendisini sevmiyordu, asla sevmiyecekti! Kalbi yle bir ac ile burkuldu ki, gzleri buland . Matmazel, serpu)u siz dikmiyecek misiniz? Hay r, annem o i)i daha iyi yapar... Bu i)e bir daha elimi srmeyece%ime ok seviniyorum. Yapt % n z i)i sevmiyor musunuz, yoksa? Ben!.. Ben, hibir )eyi sevmem. Hubertine, sertlenerek onu susturmak zorunda kald . Feliciens'e, bu sinirli ocu%un kusuruna bakmamas n , ertesi gn, serpu)un kedisine verilece%ini syledi. Bu, kalk git demekti. Fakat o gitmiyor, sanki cennetten kovulmu) gibi, glgelerle ve huzurla dolu bir khne atelyeye bak yordu. Orada, ne kadar tatl saatler hayal etmi)ti. Kalbinin kopar ld % n , ne kadar ac ile hissediyordu! As l azap duydu%u )ey, derdini dkememesiydi o korkun karars zl ktan kurtulamamas idi. Sonunda ekilip gitmek zorunda kald . 105Kap rtlr rtlmez, Hubert sordu: Nen var yavrum? Hasta m s n? Hay r, can m; bu ocuk can m s k yordu. Onu bir daha grmek istemiyorum. O zaman, Hubertine kestirip att : Tamam bir daha grecek de%ilsin Yaln z, terbiyeli davranmamak iin bu bir neden de%ildir. Angelique, bir bahane bulup, kendisini yukar ya, odas na att . .Orada hngr hngr a%lamaya ba)lad . Ah! Ne kadar mutluydu, hem de ne kadar s k nt ekiyordu! Zavall sevgili ocuk, kim bilir ne kadar zgn gitmi)ti! Ama, Angelique, ermi) kad nlara kar) yemin etmi)ti, onu lesiye sevecekti, fakat, Felicien, sevdi%ini asla bilmeyecekti. Ayn gnn ak)am , sofradan kalkar kalkmaz, Angelique, fazla keyifsizlik duydu%undan )ikayet ederek odas na kt . %leden nce bitmi)ti ekti%i heyecenlar, nefsiyle yapt % sava)lar onu bitirmi)ti. Hemen yatt , yok olmak,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kaybolmak ihtiyac yla, s k nt iinde, ba) n yorgan n alt na soktu, yine hngr hngr a%lamaya ba)lad . Saatler geti, gece olmu)tu; ard na kadar a k b rak lm ) pencereden ieri giren k zg n bir temmuz gecesiydi. Karanl k gkyznde bir y ld z kayna)mas p r ld yordu. Saat on bir dolay olsa gerekti, son halinde bulunan, art k incelmi) ay, ancak gece yar s na do%ru do%acakt . Karanl k odada,, Angelique, tkenmez bir sel gibi gz ya)lar dkerek hl a%l yordu; o s rada, odas n n kap s nnde bir t k rd duyup ba) n kald rd . 106 Bir sessizlik oldu,sonra, bir ses, )efkatli bir uyumla seslendi. Angelique... Angelique... Cicim... Hubertine'in sesini tan m )t . Hubertine, kocas yla beraber yataca% zaman, herhalde h k r klar n uzaktan gelen sesini i)itmi) olacakt ; sonra, merak etmi), yar soyunuk, ne oluyor diye grmek iin yukar gelmi)ti.. Angelique, hasta m s n? Gen k z, nefesini tuttu, yan t vermedi. Sonsuz bir yaln zl ktan ba)ka istek duymuyordu, derdine yaln z o yard mc uyumla olabilirdi. Bir teselli, bir ok)ama, annesinden gelse, onu incitecekti. Angelique, Hubertine'i kap n n arkas nda san yor, d)eme tahtas zerindeki srtn)n yumu)akl % ndan, onun yal nayak oldu%un seziyordu. Aradan iki dakika geti, Hubertine'in hl orada, da% n k giysisini gzel kokular yla g%s zerine kavu)turarak e%ildi%ini, kula% n kap ya yap )t rd % n hissediyordu. Hubertine, hi bir )ey, bir nefes bile i)itemeyince, yeniden seslemeye cesaret edemedi. #niltiler i)itti%ine iyice emindi ama, ocuk nihayet uyumu)sa, uyand rmak neye yarard ? K z n n, kendisinde gizledi%i bu kederden zgn, i)in asl n belli belirsiz sezerek, kendisi de, )efkatli byk bir zntyle bir dakika bekledi. Sonra en kk dnemelere eli al ) k, karanl k evin iinde, geti%i yerlerde plak ayaklar n n yumu)ak srtn)nden ba)ka hi bir grlt b rakmadan, geldi%i gibi a)a% indi. Bu sefer, Angelique, yata% nda oturdu, dinledi. Sessizlik yle derindi ki, her basama% n kenar na tabanlar n hafife bas ) n bile i)itiyordu. A)a% da, yatak odas n n kap s a ld , kapand , sonra, Angeli-que, belli belirsiz bir m r lt , )efkatli ve zgn bir f s lt duydu; anas babas , herhalde, onunla ilgili konu)uyorlard , korkular n , dileklerini anlat yorlard ; ) % sndrdkten sonra yatm ) olmalar gerekti%i halde, m r lt dinmiyordu. Khne evin gece

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

grltleri, hibir zaman, kendisine kadar bu )ekilde ykselip gelmi) de%ildi. Her zaman, o 107derin genlik uykusuyla uyur, e)yan n t rd s n bile duymazd ; halbuki a)k yla sava)man n verdi%i uykusuzlukla ona, btn ev seviyor ve s zlan yormu) gibi geliyordu. Acaba, Hubert'ler de mi, gzya)lar n ilerine ak t yorlar, heyecan dolu koca bir sevginin k s r kalman n ezikli%iyle a%l yorlard ? Hibir )ey bilmiyordu, yaln z, s cak gecenin iinde biricik duydu%u )ey, alt ndaki odada, yatan kar kocan n byk a)k , byk kederi, her zaman gen kalm ) zifaf n srekli ve saf kucakla)mas idi. Angelique, oturdu%u yerde, rperen ve g%s geiren evi dinlerken, hl kendini tutam yor, gz ya)lar hl ak yordu; fakat, )imdi, damarlar ndaki kan gibi,- sessiz, l k ve canl dklyordu. Sabahtan beri, bir tek soru, hep zihninde dola) yor, btn varl % n yaral yordu; Felicien'i mitsizli%e d)rmekte, onu, sevmedi%i kan s n bir b ak gibi ta kalbine sapl yarak gndermekte hakl m idi? Felicien'i seviyordu. Bir de ona bu s k nt y vermi)ti, kendisi de kesinlikle s k nt ekiyordu. Bu kadar ac ya ne gerek vard ? Ermi) kad nlar gz ya) istiyorlar m yd ? Onu mutlu grmek Agnes'i fkelendirir miydi? )imdi, bir ku)ku iini kemiriyordu. Vaktiyle, gelecek olan kimseyi beklerken, o geli)i, zihninde daha iyi tasarl yordu; ieri girecekti, Aneque onu tan yacakt , birlikte sonsuza dek, ok uzaklara gideceklerdi, i)te gelmi)ti, halbuki, ikisi de sonsuza dek birbirlerinden ayr , h k r yorlard . Neye yarard ? Ne olmu)tu? Sevdi-%ini sylemeden sevmek gibi byk bir yemin etmeye onu kim zorlam )t ? Fakat, Angelique'i, as l s k nt ya d)ren )ey, suun kendisinde olmas , huysuzluk etmi) olmas korkusu idi. Huysuz k z, belki de onu bezdirmi)ti. Kay ts z davran )lar n , Felicien'i nas l alayc )ekilde kar) lad % n , kendi hakk nda ona yanl ) fikir vermekten duydu%u sinsi zevki, hayretle hat rl yordu. #stemeden, bylece verdi%i s k nt dan dolay , gz ya)lan art yor, kalbi s k nt dan sonsuz bir ac ya gmlyordu. Onun ekilip gidi)i hep gznn nne geliyordu, yzndeki burukluk bulan k gzleri, titreyen dudaklar hep hayalindeydi; 108 onu, sokaklarda izliyor, evinde, solgun, kendi eliyle lm halinde yaral , kan n damla damla yitirir halde gryordu. (u anda neredeydi? Nbetler iinde tir tir titriyor muydu? Yapt % ktl% nas l onaraca% n bilemiyor

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

s k nt yla ellerini ovu)turuyordu. Ah! s k nt vermi)ti, bunu d)ndke isyan ediyordu! Hemen iyi hareket yapabilse evresinde mutluluk yaratabilseydi! Neredeyse gece yar s olacakt , piskoposluk bahesindeki byk karaa%alar, ufuktaki ay rtyor, odada karanl k devam ediyordu, o zaman, Angelique, ba) tekrar yast %a d)erek, art k d)nmekten vazgeti, uyumak istedi; fakat, yapam yordu, gz ya)lan kapal gzlerinden hala dklyordu, ayn fikir, dnp dola) p yine zihnine giriyor, Angelique, on be) gnden beri, yatmak iin odas na kt % zaman, balkonda, penceresinin nnde buldu%u menek)e demetlerini d)nyordu. Her ak)am, bir demet menek)e buluyordu. Felicien, onu, herhalde, Clos - Marie'den f rlat yordu, nk yaln z menek)enin, garip bir etkisi iinde rahatl k verdi%ini, halbuki, teki ieklerin kokusu, tersine mthi) ba) a%r lar yapt % n ona anlatm )t , hat rl yordu; Felicien de ona, bylece, rahat geceler, gzel ryalarla serinlenen gzel kokulu, derin uykular gnderiyordu. O gece, menek)e demetini ba) ucuna koydu%u iin, onu yan na almay d)nd, yana% na dayay p yast %a onunla beraber uzand , onu koklayarak Sakinle)ti. Menek)eler, sonunda gz ya)lar n kuruttular. Ama hl uyumuyordu. Menek)e demetinden ykselen kokuya gmlm), btn varl % n inanl bir teslimiyete b rakarak dinlenmekten ve beklemekten ho)nut gzleri kapal , yat yordu. Fakat zerinden byk bir rperti geti. Saat gece yar s n al yordu, gzlerini at , odas n keskin bir ) kla dolu grp hayret etti. Karaa%alar n tepesinde, ay, a% r a% r ykseliyor, solgunla)an gkte y ld zlar sndryordu. Angelique, pencereden katedralin mihrap k sm n bembeyaz gryordu. Adeta, oday ayd nlatan o beyazl % n yank s bulan k ve serin bir )afak ayd nl % idi. Beyaz duvarlar, beyaz kiri)ler, btn bu beyaz plakl k, o ) kla bym), bir ryada gibi 109geni)lemi), gerilemi)ti. Bununla beraber, gen k z, kara renkli me)eden eski e)yay , elbise dolab n , sand % .sandalyeleri, oymalar n n p r lt l k)eleriyle tan yordu. Yaln z kendi karyolas , )ahane geni)likteki o drt k)e karyolas , yksek direkleriyle, pembe renkli eski #ran kuma) sayvaniyle, yle bol ve derin bir ay ) % iine gmlm)t ki, Angelique, sanki karyolay o zamana kadar hi grmemi) gibi hayret ediyor, kendisini bir bulut zerinde, gk yznn ta ortas nda, sessiz ve grnmez kanatlarla havalanm ) san yordu. Bir an bu havalan ) n geni) sallant s n duyar gibi oldu; sonra gzleri

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

al )t , karyolas , her zamanki k)ede idi. Ba) hareketsiz, gzleri evrede bu ) k denizi ortas nda, menek)e demeti dudaklar nda, ylece bak p kald . Ne bekliyordu? Niin Uyuyam yordu? (imdi art k emindi, birini bekliyordu. A%lamas durmu)tu, o gelecekti de ondan. Korkulu ryalar n karanl % n rktp ka rtan bu teselli verici ayd nl k, onu mjdeliyordu. Gelecekti, mjdeci ay n ieriye ondan nce girmesi yaln z onlar bu )afak ) % ile ayd nlatmak iindi. Oda bu beyaz kadifelerle d)enmi)ti, birbirlerini grebileceklerdi. O zaman Angelique kalkt , giyindi, yaln zca beyaz bir fistan giydi, Hautecoeur y k nt lar m gezmeye gittikleri gn giydi%i muslin fistand bu Salar n bile toplamad , omuzlar na dkt. Ayaklar , terlikleri iinde plak kald . Sonra, bekledi. (imdi, Angelique, onun nereden gelece%ini bilmiyordu. Herhalde yukar kamayacakt ; kendisi balkona abanm ), o, a)a% da, Clos-Marie'de, birbirlerini herhalde bu )ekilde greceklerdi. Ama, Angelu-que, yine de, sanki pencere nne gitmenin gerekzili%ini anlam ), oturmu)tu. Felicien, efsanedeki ermi)ler, gibi niin, duvarlardan geip gelmesindi? Angelique bekliyordu. Fakat, yaln z ba) na beklemiyordu. Beyaz uu)lar yla, ocuklu%undan beri onu ku)atan bakirelerin hepsini evresinde hissediyordu. Ay ) % yla beraber giriyorlar, piskoposlu%un bahesindeki, tepeleri mavi, gizemli, ulu a%alardan, katedralin ta)tan ss y % nlar n girinti ve k nt lar ile 110 doldurulan gizli k)elerinden geliyorlard . Gen k z, tan d % ve sevdi%i btn ufuktan, Chevrotte deresinden, s%tlerden, otlardan, kendisine dnp gelen hlyalar n dinliyor; mitlerini, isteklerini cans z e)yaya, her gn onlar gre gre emanet etti%i kendi varl -% ndan paralan o e)ya )imdi kendisine geri veriliyordu. Grnmez alemin sesleri, asla bu kadar yksek perdeden konu)mam )t . Angelique maveray dinliyor, soluksuz, k zg n gecenin derinli%inde, hafif bir rperti i)itiyordu, bu rperti, onun iin, vcudunun koruyucusu Agnes'in, yan ba) nda bulundu%u zamanki fistan n n srtnmesi idi. Agnes'in, tekilerle beraber orada bulundu%unu bilmek onu sevindiriyordu. Ayn zamanda bekliyordu. Bir sre daha geti, Angelique bunun fark nda de%ildi, Felicien balkonun parmakl % ndan a) p da geldi%i zaman, bu ona do%al grnd. Delikanl n n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

uzun boyu beyaz gkyzne yans yordu. #eri girmedi, pencerenin ayd nl k erevesi ortas nda duruyordu. Korkmay n... Benim, ben geldim. Angelique korkmuyordu, yaln zca, Felicien'i, tam vaktinde gelmi) buluyordu. at dan kt n z de%il mi? Evet, at dan. Bu ok kolay ara, Angelique'i gldrd. Felicien, nce, kap n n kepengine t rmanm )t ; sonra, aya% zemin kat pervaz na dayanan k nt boyunca ykselerek, zorlanmadan balkona km )t . Sizi bekliyordum, yan ma gelin. Felicien, gelirken, ha)in delice kararlar vermi) oldu%u halde, bu ani mutlulukla sersemledi, k m ldamad , Angelique de, art k ermi) k zlar n kendisine sevmeyi yasak etmediklerine emindi; nk, Felicien'i kendisiyle birlikte onlar n da, gecenin solu%u gibi hafif, )efkatli bir gl)le kar) lad klar n i)itiyordu. Agnes'in fkelenece-%ini, budala gibi, nereden d)nm)t? Yan ba) nda, Agnes, ne)e iinde 111 idi, Angelique, bu ne)enin, ok)ayan iki byk kanat gibi, omuzlar na indi%i ve vcudunu ku)att % n hissediyordu. Hepsi a)ktan len ermi) k zlar, bakirelerin kederlerine kar) ac ma duyuyorlar, s cak gecelerde, yaln z, onlar n, gz ya)lar yla slanan sevgilerini korumak iin, yeryzne dola)maya geliyorlard . Yan ma gelin, sizi bekliyordum. O zaman, Felicien, sendeliyerek ieri girdi. Onu zlemi), kollan aras na almay , hayk r p ba% rsa da, bo%arcas na s kmay akl na koymu)tu. Halbuki, gen k z , bu kadar yumu)ak ba)l grnce, bu bembeyaz, olduka temiz odaya girince, bir ocuktan daha masum, daha yorgun hale gelmi)ti. ad m atm )t . Fakat rperiyordu, Angelique'ten uzakta, iki diz st d)t. Bilseniz, ne kt s k nt ! Hi bu kadar s k nt ekmemi)tim, dnyada biricik ac , sevildi%ini sanmamak!... her )eyi kaybetmeyi, al ktan len, hastal ktan k vranan bir sefil olmaya raz y m. Fakat, art k kalbimde bu kemirici illetle bir tek gn daha ya)amak, beni sevmedi%inizi d)nmek istemiyorum... Ac y n bana, beni esirgeyin... Angelique, dili tutulmu), merhametten bitkin bir halde, ama yine pek mutlu, onu dinliyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu sabah, beni nas l da uzakla)t rd n z! Daha iyi yrekli hale geldi%inizi, a)k m anlad % n z hayal ediyordum. Halbuki sizi, ilk gn nas l idiyseniz yine yle buldum, kay ts zd n z, bana geici, rasgele m)teri gibi davrand n z, bana, sert bir tav rla, hayat n a)a% l k i)lerini hat rlatt n z... Merdivende sendeledim... Soka%a k nca ko)tum, hngr hngr a%lamaktan korkuyordum. Sonra, evime geldim, yukar kaca% m zaman, e%er odaya kapan rsam bo%ulaca% m gibi geldi... Bunun zerine k rlara kat m, rastgele yrdm, bir yol tuttum, sonra ba)ka bir yol tuttum, gece oldu%u halde hl yryordum. Fakat s k nt lar mda benim kadar h zl ko)uyor, beni kemiriyordu. insan, sevince, a)k ndan kurtulamaz... Bak n! B a% )urama sap112 lam )t n z, ucu, hep daha derine gmlyordu. Felicien, ekti%i i)kenceyi hat rlay nca, uzun uzun g%s geirdi. Sklm) bir a%a gibi, derdimle yere serilip, saatlerce otlar n stnde kald m. Art k, dnyada hibir )ey kalmam )t , yaln z siz vard n z. Size sahip olamayaca% m d)ncesi, beni ldryordu. Vcudum uyu)maya ba)lam )t , bir lg nl k, akl m ba) mdan al yordu... Onun iin dnp geldim. Nerden geti%imi, bu odaya kadar nas l geldi%imi bilmiyorum. Beni affedin, bir ara yumruklar mla kap lar yaracak, gpe gndz pencerenize t rmanacakt m... Anelique glgeliydi. Felicien, ay ) % alt nda, diz km) onu grmyordu; gen k z, sevgiden ve pi)manl ktan sapsar kesilmi), o kadar etkilenmi)ti ki, sz syleyemiyordu. Felicien, onun duygusuz kald % n sand , ellerini biti)tirdi. ok zaman oluyor... Sizi, bir ak)am, burada, bu pencerede grdm. Belli belirsiz bir beyazl ktan olu)uyordum, yznz )yle byle seiyordum, halbuki sizi gryordum, oldu%unuz gibi tahmin ediyorum. Fakat ok korkuyordum. Geceleri evinizin etraf nda dola)t m, gpe gndz kar) n za kmaya cesaret edemedim... Sonra da, bu gizemin iinde olu)unuz ho)uma gidiyordu, mutlulu%um asla tan mayaca% m mehul bir k z gibi, sizi hayalimde canland rmaktayd . Sonradan kim oldu%unuzu %rendim; o bilmek hayal etti%i kimseyi elde etmek gereksinimine dayan lm yor. Co)kunlu%um o zaman ba)lad . Her rastlant da artt . (u k rda, kilise cam n kontrol etti%im sabah ki ilk. kar) la)mam z hat rlars n z. Kendimi hibir zaman bu kadar beceriksiz hissetmedim. Benimle alay etmekte ok

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

hakl yd n z.. Sonrada sizi rkttm, yoksullar m z n evine var ncaya kadar pe)inizden gelerek beceriksizlikte devam ettim. Art k, irademe sahip olamamaya ba)l yordum, yapt % m i)leri, heyratle,korku ile yap yordum... O serpi) sipari)i iin size geldi%im zaman, beni iten bir g vard , nk cesaretim yoktu, beni be%enmeyece%inize emindim... Ne kadar zavall oldu%umu anlayabilseniz! Beni sevmeyin, ama b rak n 113sizi seveyim. So%uk davran n, insafs z davran n, sizi o hallerinizle sevece%im. Hibir umut beslemeden, yaln z dizlerinize bylece kapanmak mutlulu%u u%runda sizi grmekten ba)ka bir )ey istemiyorum. Kendinden geerek sustu; gen k z duyguland rmak iin hibir sz bulamad % n sanarak cesaretini yitiriyordu. Onun, nne geilemeyen, dudaklar zerinde gitgide yay lan bir tebessmle g-lmsedi%ini anl yam yordu. Ah! Sevgili ocuk, ne kadar safdil, ne kadar inanl idi, genli%inin btn emeli kar) s ndaym ) gibi onun kar) s nda secdeye varm ), kalbinden kopan taptaze, ihtiras dolu duas n okuyordu! Birde, Angelique nce, onu grmemek iin nefsiyle sava)m )t , onu, kendisi asla bilmeden sevece%ine yemin etmi)ti. Byk bir sessizlik olmu)tu, ermi) k zlar, byle sevince, sevmeyi yasak etmiyorlard . Arkas nda, ne)eli bir soluk, belli belirsiz bir rperti dola)m ), ay n yryen dalgas odan n d)eme tahtas zerinde gezinmi)ti. Grnmez bir parmak, herhalde koruyucusu ermi) k z n parma% , yemini bozmak iin, onun duda% na kondu. Art k konu)abilirdi, etraf nda dalgalanan kudretli ve )efkatli ne varsa, hepsi, ona birtak m szler f sl yorlard . Ya! Evet, hat rl yorum, hat rl yorum. Felicien, derhal, bu sesin ahengine kap ld ; bu sesin, zerindeki fsun yle gl idi ki, yaln zca onu i)itmekle a)k art yordu. Evet, geceleyin geldi%iniz zaman hat rl yorum,, ilk ak)amlan o kadar uzaktayd n z ki, ayaklar n z n hafif sesi, beni karars z b rak yordu. Sonra sizi tan d m, daha sonra da, glge-nizi grdm, sonunda, bir ak)am, bu geceki gibi gzel bir gece, beyaz ) % n .tam ortas nda gzktnz. Sizi, y llardan beri bekledi%im )ekilde, do%an n ortas ndan yava) yava) k yordunuz... Chevrote'un kap p gtrd% o ama) r kurtard % n z zamanelimde olmadan koyverdi%im o bol kahkahay hat rl yorum. Yoksullar ma beni kk d)recek kadar ok para verip onlar benim elimden ald % n z zamanki fkemi ha-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

114 t rl yorum. Beni otlar n zerinde yal nayak ko)maya zorlad n z ak)amki korkumu hat rl yorum... Evet, hat rl yorum, hat rl yorum... Sanki o sizi seviyorum sz yzne kar) tekrar sylenmi) gibi and % bu son hat ran n rpertisi iinde billur sesi bir para p-rzlenmi)ti. FelicLen, hayran, onu dinliyordu. Huysuzluk etti%im do%ru. #nsan, bilmeyince, ok budala oluyor! Gerekli oldu%unu sand % )eyleri yap yor, kalbine uyar uymaz su i)lemi) olmaktan korkuyor. Fakat, sonradan, ne kadar vicdan azab ektim, size s k nt ektirdi%im iin, kendim de s k nt ektim!.. Bunu anlatmaya kalksam, kesinlikle beceremeyece%im. Saint Agnes resmini al p getirdi%iniz zaman, sizin iin al )aca% mdan dolay pek seviniyordum, her gn gelece%inizi biliyordum. Gelgelelim, sanki sizi evden kovmak istiyormu)um gibi, kay ts zl k gsteri) yap yordum. Acaba, insan, kendini tatmin etmek ihtiyac nda m ? Halbuki, sizi, kollar m a p kar) lamak istiyorum, varl % m n derinli%inde, isyan eden, sizden korkan ve ka nan, ok eski olan nedenini unuttu%u bir kavgan n hesab n grmek istiyormu) gibi, size, karars zl klar iinde azap ektirmekten zevk alan bir ba)ka kad n vard . Ben, her zaman iyi bir k z de%ilimdir, iimden bilemedi%im bir tak m )eyler belirir... En kts de kesinlikle ki, size paradan szetmem oldu. Ah! para; ben ki, paray asla akl ma getirmemi)imdir, olsa olsa, can m n istedi%i yere ya%mur gibi ya%d r p zevk almak iin, arabalar dolusu para olursa kabul ederim! Kendime byle iftira etmekten ne haz duydum sanki? Beni affedecek misiniz? Felicien, ayaklar n n dibindeydi, dizleri zerinde yryerek, ona kadar gelmi)ti. Ummad % , s n rs z bir )eydi bu. Ah! Paha biilmez, gzel, iyi sevgili ruh, bana bir solukta )ifa veren ola%anst bir iyili%e sahipsin! Ist rap ekip ekmedi%imi bile bilmiyorum art k... As l, beni affetmek size d)er, nk size bir )ey 115itraf edece%im, kim oldu%umu size sylemem gerek. Angelique, yre%ini bu kadar samimiyetle at ktan sonra, kendisinin daha fazla gizlenmiyece%ini d)nerek, Felicien byk bir heyecana kap l yordu. Gizlenmek drst bir hareket olmuyordu. Sonunda kim oldu%unu tan y nca, Angelique gelecekten endi)eye d)erse, onu yitirmek korkusuyla yine de teredddediyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique de, elinden olmadan tekrar kurnazla)m ), onun konu)mas n bekliyordu. Felicien, ok yava) sesle devam etti: Anan za baban za yalan syledim. Angelique, glmseyerek: Evet, biliyorum, dedi. Hay r, bilmiyorsunuz, bilemezsiniz, ok uza%a ait bir .)ey... Ben yaln z kendi zevkim iin cam zerine resim yapar m... Bilmi) \ olun ki... O zaman, Angelique, eliyle onun a%z n kapat verdi, s rr n sylemesine meydan vermedi, Bilmek istemiyorum... Sizi bekliyordum, geldiniz. Bu yeter. Felicien art k konu)muyordu,dudaklar zerinde duran bu ufac k el, sevinten solu%unu kesiyordu. Sonra %renirim, zaman gelince... Hem, emin olun ki biliyorum. Siz, ancak, en gzel, en zengin, en asil insan olabirsiniz, nk, bu benim hlyam. Rahat bekliyorum. Bu hlyan n gerekle)ece%ine eminim... Siz, benim umdu%um insans n z, ben de sizinim... Angelique, syledi%i szlerin rpertisi iinde bir kere daha sustu. Bu szleri, o tek ba) na bulmuyordu, bunlar, ona gzel geceden; ulu, beyaz gkten; d )arda uyukluyan, onun hlyalar n saklayan y llanm ) a%alardan, y llanm ) ta)lardan geliyordu; arkas ndan i)itti%i birtak m sesler, havay dolduran, "Efsane" deki dostlar n n sesleri de, bu 116 szleri m r ldan yorlard . Fakat, sylenecek bir tek kelime kal yordu, iinde her )eyin sevgiliyi uzun zamandan beri bekleyi)in, onu uzun uzun yarat ) n, ilk kar) la)madaki artan hararetin, her )eyin eriyece%i kelime kal yordu. Odan n saf beyazl % ortas nda, gn ) % na do%ru ykselen sabah bir ku)un beyaz uu)u gibi, dudaklar ndan f rlad : Sizi seviyorum. Angelique, elleri a k, dizleri stnde d)m), kendini b rak yordu. Felicien de, onun, otlar zerinde yal nayak ko)tu%u ak)am hat rl yordu; o ak)am, gen k z, o kadar gzeldi ki pe)i s ra ko)mu), kula% na: "Sizi seviyorum" diye m r ldanm )t , Angeli-que'in de, ancak )imdi, ayn sylemiyle kendisine: "Sizi seviyorum" yan t n verdi%ini, alabildi%ine a lan yre%inden, sonunda nceki feryad n ykseldi%ini, iyice i)itiyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sizi seviyorum, beni al n, beni gtrn, sizinim... Btn varl % yla kendini veriyordu. Bu, onda, tutu)an bir irsiyet ate)iydi. Ara)t ran elleri bo)lu%u kavr yor, ok a% r gelen ba) , narin boynu zerinde bklyordu. Felicien kollar m boynu zerinde bklyordu. Felicien kollar n uzatsa, her )eyin cahili oldu%u iin iin, damarlar n n emrine gereksinim duymadan, o kollar n aras na d)ecekti. Ona sahip olmak niyetiyle gelen Felicien bu ok ihtirasl masumlu%un kar) s nda titredi. Bileklerinden hafife tuttu, saf ellerini g%s zerinde kavu)turdu. Bir an salar ndan pmek hevesine bile kendini kapt rmadan ona bakt . Siz beni seviyorsunuz, ben de sizi seviyorum... Ah! Sevildi%ine emin olmak! Fakat, bu hayranl ktan, ikisi de, bir heyecanla uyand lar. Ne vard ? Kendilerin,, byk, beyaz bir ayd nl % n iinde gryorlard ; sanki ay ) % geni)liyor, bir gne) ) % gibi parl yordu. (afak skyordu, piskoposluk bahesindeki karaa%alar n tepesinde, bir bulut pembele)iyordu. O ne? Sabah bu kadar abuk mu olmu)tu? (a117) rm )lard , saatlerden beri, orada konu)makta olduklar na inanam yorlard . Angelique ona daha bir )ey sylememi)ti, Felicien'in de syleyece%i daha neler vard ! Bir ka dakika, bir ka dakikac k! (afak, )irin )afak, s cak bir yaz gnnn daha )imdiden l k )afa% , byyordu. Y ld zlar birer birer snm)t, dola)an hayaller, gze grnmeyen dost k zlar, bir ay ) % iinde tekrar gklere ykselmi), y ld zlarla beraber gitmi)lerdi. (imdi, gndz ) % nda oda, duvarlar yla kiri)lerinin beyazl % ndan olu)an bir beyazl ktayd , kara renkli me)eden antika e)yas yla bombo)tu. rtlen #ran kuma) perdelerden birinin yar yar ya gizledi%i, bozulmu) yatak grnyordu. Bir dakika, bir dakika daha! Arigelique aya%a kalkm ) reddediyor, Felicien'i, gitsin diye zorluyordu. Gn ) % art ka utan duyma%a ba)lam )t , yata% grnce, bsbtn utand . Sa% nda bir grlt duyar gibi olmu)tu, ieriye hi bir rzgar solu%u girmedi%i hlde, salar da" uu)uyordu. Acaba, gne)ten rkp, en son ekilip giden Agnes miydi bu? Hay r, b rak n beni, rica ederim... Art k, ok ayd nl k oldu, korkuyorum:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

O zaman, Felicien, sz dinledi, ekildi. Seviliyordu, bu isteklerinden de fazla bir )eydi. Ama, pencerenin nne var nca, dnd, gen k za bir kere daha uzun uzun bakt ; sanki, ondan, beraberinde bir )ey gtrmek istiyordu. (afak ayd nl % na gml, bak )lar n n bu srekli ok)ay ) iinde birbirlerine glmsyorlard , Felicien, son bir defa daha: Sizi seviyorum, dedi. Angelique, ayn szle kar) l k verdi. Sizi seviyorum. Hepsi bu kadard Felicien, evik ve k vrak bir hareketle, kalaslara tutunarak inmi)ti; Angelique de, balkonda kalm ), parmakl %a 1-18 abanm ), onun arkas ndan bak yordu. Menek)e demetini alm ), heyecan n da% tmak iin, kokluyordu. Felicien, Clos- Marie'den geip de ba) n yukar kald rd % zaman, onun iekleri pt%n grd. Felicien s%tlerin gerisinde henz gzden kaybolmu)tu ki, Angelique, alt katta sokak kap s n n a ld % n i)itip tela)land . Saat drd vuruyordu, her zaman, ev halk ancak bundan iki saat sonra uyan rd . Hubertine'i grnce, daha fazla )a)t ; nk, her zaman, nce, Hubert a)a% inerdi. Hubertine'in sanki uykusuzlukla bitkin bir geceden sonra, s k nt dan bo%ularak bu kadar erken yata% ndan f rlam ) gibi, sabah havas iinde, yz solgun, kollar iki yan na sark k, darac k bahenin yollar nda, a% r a% r gezindi%ini grd. Hubrtine, s rt nda yaln zca sabahl k, alelacele toplad % salar yla, yine de ok gzeldi; hem, pek yorgun, mutlu grnyordu. VIII Ertesi sabah, sekiz saat sren bir uykudan, byk sevinlerin yorgunlu%unu dinlendiren tatl ve derin bir uykudan uyan nca, Angelique penceresine ko)tu. Gk olduka duruydu; bir gn nce onu endi)elendiren )iddetli bir f rt nadan sonra, havan n s cakl % devam ediyordu, gen k z, alt ndaki katta pencere kepenklerini amakla u%ra)an Hubert'e ne)eyle seslendi: Baba baba! Gne) var!... Ah! Ne kadar seviniyorum, alay gzel olacak. abucak giyindi, a)a% indi. Miracle alay , Beaumont sokaklar nda, temmuzun 28'inci gn olan o gn dola)acakt . Her y l, o tarihte, i)lemecilerin evinde bayram olurdu; i%neye el srmezler, o gn, dr yz y ldan beri, analardan k zlara miras kalan gelenekli, et-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

119 lrafl bir dzene evi sslemekle geirirlerdi. Angelique, stl kahvesini tela)la ierken, bir yandan da rtlerle u%ra)maya ba)lam )t . Anne bir kez kontrol edip, sa%lam m baksayd k! Hubertine, sakin sesiyle: Daha vaktimiz var, diye yan t verdi. %leden nce asacak de%iliz. Bu rtler, Hubert'lerin bir aile yadigar gibi, dindar bir sayg ile saklad klar eski zaman i)lemesi, olduka gzel pano idi ki, y lda bir kez alay geti%i gn meydana kar rlard . Yntem gere%ince, t-renci rahip Cornille, kap kap dola) p kutsal )arapl ekme%i ta) yan Mnsenyrn e)lik edece%i SaintAgnes heykelinin hangi yollardan geece%ini halka haber vermi)ti. Drt yzy ldan fazla bir zamandan beri, bu yol ayn idi. Alay, Saint- Agnes kap s ndan hareket ederek Orfevres Soka% ndan, Grand Rue'den Basese Soka% ndan geiyor; sonra yeni )ehirden dola) p Magloire Soka% na, Cloitre Meydan na geliyor, Katedralin byk cephesinden ieri giriyordu. Halk, alay n geti%i yerlerde, biribiriyle yar ) edercesine pencerelerini donat yor, duvarlara en ssl rtlerini seriyor, ak ll , darac k kald r ma, gl yapraklar serpiyordu. Angelique'in, i)lemeli paray , btn y l iinde uyuklad klar ekmeden karmas na izin verilmedike, ii rahat etmedi. Son derece ho)nut: Hibir )eyleri yok, bir )eycikleri yok, diye m r ldan yordu. rtleri ince ka% tlar zenle kald rd ktan sonra, de, mer-yem'e ait betimlemeleriyle ortaya kt : Mele%in ziyaretini kabul eden Meryem, arm h n dibinde a%layan Meryem, g%e ykselen Meryem, . s rma zemin zerine elvan ipekle i)lenmi), o be)inci yzy ldan kalma, )a) lacak derecede iyi korunmu) )eylerdi; satmalar iin byk paralar teklif edildi%i halde geri eviren i)lemeciler, bu r120 tlerle pek vnyorlard . Anne, ben asaca% m! Bu, bir sorundu. Hubert, %leden nceki btn zaman n, evin khne cephesini temizlemekle geirdi. Bir sopan n ucuna sprge takm ), tu%lal tahta k s mlar , at n n direklerine kadar sprm)t; sonra temel kat n n ta) k s mlar m ve merdiven yuvas n n,, eri)ebildi%i her taraf n sngerle y kam )t . O zaman, i)lemeli para, yerlerini ald . Angelique onlar halkalar ndan, yzy ll k ivilere takt ; "Te)bir"i sol pencerenin alt na,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

"Uruc"u, sa% pencerenin alt na ast ; "ile" ye gelince, ona zg iviler, zemin kat nda ki byk pencerenin stndeydi; Angelique onu yerine asmak iin, bir merdiven getirmek zorunda kald . Pencereleri ieklerle sslemi)ti. Khne ev, bayram gnnn parlak gne)i alt nda par ld yan bu s rmal , ipekli i)lemelerle, genli%inin uzak devirlerine dnm) gibi idi. %le yeme%inden beri btn Orfevres Soka% faaliyet iindeydi (iddetli s cakta sokaklarda dola)mak iin, alay, ancak be)te kacakt ; fakat, )ehir %leden ba)l yarak sslenme%e koyulmu)tu. Hubert'lerin kar) s ndaki kuyumcu dkkan gm) k laptan pskll gk mavisi rtlerle ssleniyodu; biti)i%indeki mumcu, yatakl % n n perdelerini kullan yor, k rm z pamukludan olan bu perdeler, gne)in ortas nda kan k rm z grnyordu. Her evde, daha ba)ka renklerde bir kuma) bollu%u vard , herkes, karyola n seccadelerine var ncaya kadar nesi varsa kar p as yor, bunlar, s cak havan n bezgin so-luklar yla sallan yordu. Sokak, gz al c ve rpertili bir )irinlik iin de, rtlerle giyinmi), gk kubbe alt nda a lan bir galeri halinde gel-misti. Btn halk sokakta kayna) yor, kendi evlerindeymi) gibi yksek sesle konu)uyor, kimisi teberi kucaklam ) oradan oraya do-la) yor, kimisi, t rman yor ivi ak yor, hayk r yordu. Grand Rue'nun k)esinde bir mola yeri haz rlan yordu; evredeki kad nlar n hepsi ayaklanm )lar, oraya konulmak zere vazolar, kollu )amdanlar a) yorlard . 1,21Anelique, ko)lu, salondaki )minenin stn ssleyen, ampir biimi iki lambay gtrp verdi. Sabahtan beri dinlenmemi)ti, iinden gelen byk sevinle co)mu), yorulmuyordu bile. Bir sepetin iine, gl yapraklan yolup doldurmak iin salar rzgarla uu)arak dnp geldi%i s rada Hubert ona tak ld . Evlendi%in gn daha az didineceksin... Evlenen sen misin kuzum? Gen k z ne)eyle yan t verdi: - Elbette, benim ya! Hubertine de glmsedi. Ev art k sslendi, k p giyinsek iyi olur. (imdi geliyorum, anne,.. #)te sepetim doldu. Monsenyrn nne serpmek niyetinde oldu%u gllerin son yapraklar n didiklemekle u%ra) yordu. Yapraklar, ince parmaklar ndan birer birer dklyor, sepet, hafif, kokulu ieklere dolup ta) yordu. Angelique bir kahkaha att :

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

abuk! sslenip, y ld z gibi gzel olaca% m! Diyerek, merdivene dald , gzden kayboldu. %leden sonrayd saatler ilerliyordu. (imdi, Beaumont -l'Eg-lise' n ate)li faaliyeti dinmi)ti; sonuta haz rlanan sokaklarda, ekingen f s lt larla dolu, rpertili bir bekleyi) vard . (iddetli s cak devinimini tamamlay p yandan vuran gne)le birlikte azalm ), solan gk kubbeden, s k ) k evlerin aras na, yaln zca sessiz ve ince l k bir . glge iniyordu. Btn bu eski belde katedralin bir devam haline gelmi) gibiydi. Yaln z, bu eski dini treni kutlama% benimsemeyen bir ok fabrikan n i)i tatil bile etmedikleri Ligneul k y s ndaki yeni )ehirden, Beaumont- la - Ville'den araba grltleri geliyordu. Saat drt olur olmaz, u%ultusu Hubert'lerin evini sarsan. Kuzey kulesindeki byk an alma%a ba)lad ; tam o s rada da Angelique'le . 122 Hubertine, giyinmi) olarak grndler. Hubertine, sade bir iplik dan-tela ile ssl, dokuma bezden bir fistan giymi)ti; fakat, grbz ve yuvarlak vcudu, onu yle gen gsteriyordu ki evlatl l % n n ablas gibi duruyordu. Angelique, beyaz ipekli fistan n giymi)ti; zerinde ba)ka bir )ey yoktu, ne kulaklar na, ne bileklerine bir )ey takm )t , plak elleriyle plak boynundan, a lm ) bir iek gibi, ince kuma)tan d )ar kan ipek cildinden ba)ka ss yoktu. Aceleyle tak lm ), meydanda gzkmeyen bir tarak, gne) rengi h r n salar n n bklmlerini zaptedemiyordu. Yal n ve al n safdil ve ma%rur, bir y ld z kadar gzeldi. Hah! an al n yor, dedi. Monsenyr, piskopos kona% ndan kt . an, gk yznn engin durulu%u iinde, yksek ve vakur sesiyle hl al yordu, Hubert'ler, ard na kadar a lan zemin kat penceresinin nne yerle)tiler, iki kad n, pencerein demir ubu%una yasland lar, erkek, arkalar nda ayakta durdu. Buras her zamanki yerleri idi, iyice grebilmek iin en iyi yer oras idi, alay n ta kilisenin iinden geli)ini bir tek mumu gzden ka rmadan, ilk gren onlar oluyordu. Angelique: Sepetim nerede? diye sordu. , Hubert, gl yapraklar dolu sepeti uzatt , gen k z, onu g%sne bast rd , kuca% nda tuttu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ooh! bu an, diye m r ldand , adeta bize ninni sylyor.' an n sesi, btn evi inletiyor, sars yor; btn sokak, btn mahalle, bu rpertinin yay l ) iinde bekliyor, rtler, ak)am havas nda, daha gev)ek rp n yordu. Yar m saat geti. Sonra, Sainte - Agnes kap s n n iki kanad birden a ld . Mumlar n, yer yer, ufak par lt larla benekledi%i kilisenin lo) derinlikleri gzkt. nce, istavrozu ta) yan, gmlekli bir di-yakos yard mc s kt , yan nda iki rahip yama% vard , ellerinde, 123birer tane yak lm ) me)ale tutuyorlard . Arkalar ndan trenci rahip Cornille tela)la geliyordu; soka% n dzenini grp emin olduktan sonra, kilise kap s n n kemeri alt nda durdu; s rada, herkesin, kendi yerini al p almad % n grmek iin, bir an geide e)lik etti. Laik hay r cemiyetleri en nden yryor, dini cemiyetler, okullar, k dem s ras yla arkadan geliyordu. Minimini ocuklar vard , k zlar gelin gibi beyazlar giymi)lerdi; o%lanlar, salar k v rc k, ba) a k, yabanl k giysileriyle prensler gibi ssl, ho)nut hepsi daha )imdiden, gzleriyle annelerini ar yorlard . Zay f plak omuzlar nda bir koyun postu ile Jean - Baptiste k yafetinde, dokuz ya) nda bir koca o%lan, ortada, tek ba) na yryrdu. Pembe kurdelalar ssl drt minimini k z ocu%u zerinden olgun bir ba)ak resmi bulunan muslinden bir bayrak ta) yorlard . Sonra, bir Meryem bayra% etraf na toplanm ) byk k zlar zerine bir Saint Joseph resmi i)lenmi) k rm z ipekliden bayraklar yla siyahl kad nlar. Yald zl sopalar n ucunda sallanan kadife ve saten bayraklar geliyordu. Tarikat yesi erkekler de az kalabal k de%ildi, renk renk k yafetli ke)i)ler vard ; hele dimiler giymi), kukuletal , kl rengi ke)i)lerin, zerinde #sa ilesi aletleri as l duran tekerlekli, ola%anst bir arm h betimlemesi ta) yan alameti, dikkati ekiyordu. ocuklar gzkr gzkmez, Angelique, sevgi ile Aman! ne cici )eyler! )unlara bak n! dedi. Ancak bir izme boyunda, pek pek ya) nda bir minimini, ufac k ayaklar zerinde sendeliyerek ma%rur bir eda ile o kadar ilgin yryordu ki, Angelique, elini sepete dald rd , ona bir avu gl f rlatt . ocuk, gzden kayboluyordu, omuzlar nda, salar n n aras n-da gller kalm )t . Neden oldu%u sevgi gl)leri, abucak evreye yay ld , her pencereden iek ya%ma%a ba)lad . Soka% n u%ultulu sessizli%i ortas nda, alay n bo%uk ayak seslerinden ba)ka bir )ey i)itilmiyor, avu avu iekler, sessiz bir uu)la, kald rma dklyordu. ok gemeden, yerleri iek kaplad . Fakat, laiklerin

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dzenli yry)n grp ii rahat eden rahip Cornille, kafilenin iki dakikadan 124 beri duraklamas ndan endi)elenerek sab rs zlanm )t , ba) tarafa do%ru yneldi, geerken, Hubert'ler! glmseyerek selamlad . Sanki kafilenin te ba) nda mutlulu%u bekliyormu) gibi hararetlenme%e ba)layan Angelique: Niin yrmyorlar, kuzum? dedi? Hubertine, sakin edas yla yan t verdi. Ko)up da ne yapacaklar. Hubert: Yol t kanm )t r, belki de durak yerlerinden biri daha bitmemi)tir, diye a klad . Meryem k zlar , ilahi okumaya ba)lam )lard , ince sesleri, havada billur durulu%uyla ykseliyordu. Kafile, yer yer, tekrar k m ldad . Hareket edildi. (imdi laiklerin arkas s ra, kiliseden, en kk dereceliler en ba)ta, rahipler k yordu. Hepsi, arkalar nda beyaz harmaniye, kap alt na gelince, ba)lar na serpu) giyiyorlard hepsinin elinde yanar bir mum vard , sa%dakiler, mumlar sa% ellerinde, soldakiler sol ellerinde, s radan d )ar karak tutuyorlar, k rn ld yan bu iki dizi ufac k alev, bol gn ) % ortas nda, adeta snyordu. nce byk manast r papazlar, ruhani daireler papazlar , ba% ms z kilise papazlar kt lar; sonra papaz raklar yla katedralin rahipleri, onlar n pe)i s ra, beyaz kaftanlar giymi) m)avir rahipler geliyordu. Onlar n ortas nda, k rm z ipekliden kaftanlar yla zakirler vard ; yksek sesle ilahi okuma%a ba)lam )lard , btn rahipler heyeti, bu ilahiye daha hafif bir sesle e)lik ediyordu. Pange Linguma ilahisi olduka przsz ykseldi; ufac k mum alevlerinin soluk alt n yald zlarla yer yer benekledi%i harmaniyelerin uu)an kanatlan, soka% byk bir muslin f s lt yla dolduruyordu. Angelique: Oo! Saint Agnes! dedi. 125Drt rahip yama% n n, dantelal , mavi kadifeden bir sedye zerinde ta) d % ermi) k za glmsyordu. Her y l, onun, yzy -l ndan beri iinde uyan k durdu%u karanl ktan byle d )ar k p, vcudunu rten alt n sar s uzun salar n n iinde, bol gn ) % nda ba)-kala)t % n grdke hayret ediyordu. Ufak elleri, ufak, ince ayaklar , zamanla kararm ), ince, kk k z yzyle, ok ya)l oldu%u halde, yine de ne kadar genti.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Onun pe)inden Monsenyrn gelmesi gerekiyordu. Kilisenin iinden, sallanan buhurdanlar n )ang rt s geliyordu. F s lda)malar oldu; Angelique: .Monsenyr geliyor... Monsenyr geliyor, dedi. O dakikada, Angelique, gzleri geip giden ermi) k zda eski hikayeleri hat rl yor, Agnes'in mbadelesi sayesinde Beaumont'u vebadan kurtaran Hautecoeur slalesinden, yksek markileri, onun resmine tapan, gelip onun nnde diz ken V. Jean' ve btn onun slalesinden olanlar hat rl yordu; mucizeyi ba)aran btn senyrleri, bir prensler slalesi gibi, birer birer geit yapt klar n gryordu. Geni) bir alan bo) kalm )t . Sonra, asay koruyan grevli papaz, onu. k vr k taraf kendine dnk, dmdz tutarak ilerledi. Arkadan, her birinin yan nda kay k biimi bir buhurdan ta) yan yamak oldu%u halde, geri geri giden ve ellerindeki buhurdanlar hafif hafif sallayan iki buhurdan mezi gzkt. Erguvan rengi kadifeden, s rma saakl byk sayvan, kap n n bir kanad ndan glkle kt . Fakat, dzen abucac k kuruldu, grevliler sayvan n kollar na yap )t lar. Alt nda, Monsenyr, diyakoslar aras nda, s rt nda beyaz omuzluk, kutsal ekme%i, dokunmadan, ok yksekte tutan ellerine omuzlu%un iki ucu sanl , a k ba), ilerliyordu. Buhurdan mezleri hemen a lm )lard , buhurdanlar h zla savrularak, ince zincirlerinin hafif ) ng rt s aras nda, ll bir hareketle salland . Angelique. Monsenyre benzeyen birini nerede grm)t. 126 acaba? Btn al nlar imrenerek e%iliyordu. Fakat, Angelique, ka) n hafife e%mi), ona bak yordu. Monsenyrn boyu uzun, ince ve asildi, altm ) ya) nda olmas na ra%men grkemli bir genli%i vard . Kartal bak )l gzleri par ld yor, irice burnu, gr bklmler halindeki beyaz salar n n yumu)att % yzndeki yksek egemen ifadesini art-t r yordu. Angelique, onun yzndeki solgunlu%u farketti, yanaklar na bir kan dalgas hcum etti%ini sand . Belki de, bu sadece, rtl ellerinde ta) d % , onu mistik bir par lt ya gmen, alt ndan, byk gne)in yans mas idi. Bu yze benzer bir yzn hat ras , kesinlikle, iinde uyan yordu. Monsenyr, daha ilk ad mlarda, mezmurun ayetlerini okuma%a ba)lam ), diyakoslar yla birlikte, nbetle)e, yava) sesle okuyordu. Gzlerini, kendi bulundu%u

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

pencereye do%ru evirince, Angelique titredi; Monsenyr,' ona, her trl ihtiras n bo)lu%unu syleyen, ma%rur bir so%uklukta, olduka ciddi gzkm)t. Bak )lar , mele%in ziyaret etti%i meryem, arm h n dibinde oturan Meryem, g%e ekilen Meryem betimli eski zaman i)lemesine gitmi)ti. Bu gzler ho)nutluk alameti gsterdiler, sonra, a)a% ya bakarak Angeluque'in zerinde durdular; gen k z, heyecan ortas nda, onlar n, sertlikten mi. yoksa yumu)akl ktan m solgunla)t klar n anlayamad . Gzler tekrar kutsal ekme%e dnm), hareketsizle)mi), byk alt n gne)in yans mas ile par ld yorlard . Buhurdanlar gle savruluyor, ince zincirlerin hafif ) ng rt s yla savruluyor, ince zincirlerin hafif ) n-g rt s yla iniyor, bir kk bulut, bir gnlk duman havada ykseliyordu. Fakat, Angelique'in kalbi atl yacak gibi at yordu. Sayvan n arkas nda, serpu)u, iki mele%in g%e ekti%i Sainte A%nes'i, her telini a)k yla i)ledi%i eseri grm)t bir rahip parmaklan bir tlle sar l , onu, mbarek bir )ey gibi, sofuca ta) yordu. Angelipue. oradan, sayvan izleyen laiklerin, devlet memurlar , subaylar, yksek memurlar kalabal % n n iinde, n safta, ince ve kumral, siyah elbeseli Felicien'i grp tan m )t ; K v rc k salar , irice, dz burnu, kara gzleriyle, 127ma%rur bir gzelli%i vard . Angelique onu bekliyordu, onun sonunda prens k yafetine girmi) olmas na )a)mam )t . Yalan n n aff iin yalvaran, endi)eli bak ) na gen k z, parlak bir glmseme ile kar) l k verdi. Hubertine, hayret iinde: A! diye m r ldand , o delikanl de%il mi, bu? Felincien'i o da tan m )t , arkas na dnpte k z n de%i)ik bir yzle grnce endi)elendi. Bize yalan m syledi, yleyse?... Niin syledi, sen kavrayabiliyor musun?.. Bu delikanl n n kim oldu%unu biliyor musun? Evet, belki de biliyordu. Yeni yeni sorulara iinden bir ses yan t veriyordu. Fakat, kendine soru sorma%a cesaret edemiyor, sormak istemiyordu. Vakti gelince, i), kesin olarak anla) lacakt . O zaman n yakla)t % n ta)k n bir gurur ve bir ihtirasla duyuyordu. Hubert, kar s n n arkas ndan e%ildi. Ne var kuzum? dedi. O, hi bir zaman, olup biten i)lere dikkat etmezdi. Hubertine, delikanl y kendisine gsterince olas l k vermedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Yok can m! o de%il, dedi. Bunun zerine, Hubertine, aldanm ) gibi gzkt. En ak ll ca hareket bu idi, soru)turup %renecekti. Fakat, Monsenyr, soka% n k)esinde dura% n ye)illikleri aras nda, kutsal ekme%i gnlkle ttsledi%i s rada duran alay, tekrar hareket etmek zereydi; sepete dald rd % elini karmay unutan Angelique kavrad % son bir avu gl yapra% n sevin iinde evik bir hareketle f rlatt . O s rada, Felicien de yrme%e ba)lam )t . iekler yukardan dklyordu. #ki yaprak yava) yava) sal narak salar na kondu. Art k alay n sonu gelmi)ti. Sayvan, Grand Rue'nn k)esinde 128 gzden kaybolmu)tu, kafilenin ucu uzakla) yor, soka% , stne bas lan gllerin ykseltti%i kekremsi koku iinde ss z, inanl bir mu-rakkabe ile kendinden gemi) gibi b rak yordu. Hala, uzaktan, buhurdanlar n her savrulu)unda inen ince zincirlerin ) ng rt s , gitgide daha hafif i)itiliyordu. Angelique: Oh, anne, ne olursun? dedi. Kiliseye gidelim de, dn)lerini grelim. Hubertine, nce, olmaz dedi. Fakat kendisi de, ku)kusunu gidermek iin yle bir istek duyuyordu ki, raz oldu. Peki, madem ki ho)una gidiyor birazdan gideriz. Fakat sabretmek gerekliydi. Angelique; yukar k p bir )apka giymi), yerinde duram yordu. #kide bir pencerenin nne geliyor, soka% n ba) na bak yor, gkyzn bile ara)t r r gibi, gzlerini yukar kald r yordu; bir yandan da yksek sesle konu)uyor, alay ad m ad m izliyordu. Basse soka% n alt ba) na iniyorlar... Hah! #)te, )imdi, meydanl %a, kaymakaml k binas n n' nne kacaklar... Beaumont-la Ville'in uzun yollar da bitmek bilmez ki, hem o bezirganlar, Sainte Agnes'i grmekten ne zevk al rlar? Gkte, s rmal bir kuma)tan zenle ile kesilip kar lm ) gibi, ince bir pembe bulut yzyordu. Btn )ehir hayat n n tatil edildi%i, Tanr n n evinden d )ar kt % , herkesin, gnlk al )malar na tekrar ba)lamak iin, onun, evine gtrlmesini bekledi%i, havan n durgunlu%undan seziliyordu. Kar) da, kuyumcunun mavi rtleri, mumcunun k rm z rtleri hl dkkanlar n n nnde as l duruyordu. Sokaklar uyuyor gibiydi, art k, bir sokaktan tekine,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yava) ad mlarla geen papazlar n yry)nden ba)ka bir )ey kalmam )t , kafilenin gidi)i, )ehrin her noktas ndan seziliyordu. Anne, anne, inan olsun ki, Magloire soka% n n ba) ndalar. 129Yoku)u kacaklar. Yalan sylyordu, saat daha alt buuktu, alay, asla yediyi eyrek geceden nce kiliseye dnmeyecekti. Angelique, sayvan n, o anda, Ligneul'n a)a% liman k y s ndan gemesi gerekti%ini iyi biliyordu. Fakat yle acelesi vard ki: Anne, abuk olal m, yer bulamayaca% z. Hubertine sonunda glmsemekten kendini alamad : Haydi, gel, dedi. Hubert: Ben kal yorum, dedi. Nak )lar ividen indirece%im, sofray kuraca% m. Kilise onlara bo) gzkt, nk, Tanr orada de%ildi. Sahibinin dnmesi beklenilen alt st bir ev gibi, btn kap lar a k kalm )t . #eriye az giren vard ; yaln z roman biiminde ciddi bir lahid olan byk mihrap, kubbe alt n n dip taraf nda, iri mumlar n ) % yla y ld z gibi par ld yor; geni) tap na% n,.geri kalan k s mlar , yan taraflar , mihraplar, ken ak)am karanl % nda lo)lu%a brnyordu. Angelique'le Hubertine, a% r a% r, kilisenin iinde dola)t lar.. Bi-na'n n alt k sm bas kt , yanlardaki tam kemerler, bodur stunlara dayan yordu. Ana k z, lahitler gibi gml kara renkli mihraplar boyunca ilerliyorlard . Sonra, cmle kap s n n nnden erganunlar n tahta bo)u alt ndan getikleri s rada, hantal, roman biimi temelin yukar s na do%ru at lan, kubbe alt n n yksek, gotik pencerelerine do%ru gzlerini kald r nca, bir kurtulu) d)ncesi duydular. Fakat, gney taraftaki yan k s mdan geerek yolar na devam edince bo%ulma tekrar ba)lad . #ki yan cephenin ortas nda havari noktada, drt k)ede drt grkemli stun ykseliyor, kubbeyi tutuyordu; orada da, mor bir ayd nl k vard , gn ) % , yan cephelerin ssleri zerinde veda ediyordu. Zakirler yerine, kan basama% km )lard , en eski tarihte yap lm ) k s m olan, mezar kadar gmk mihrap k sm n n parmakl % 130 etraf nda dndler. Zakirler yerini drt taraftan kapatan, ok i)lenmi) eski parmakl %a dayan p bir an durdular, ufac k alevleri kabartma ieklerle ssl ,ok nefis s ralar n eski me)eleri zerine yans yan byk mihraba bakt lar. Bylece, ba)lar n n tekrar kald r p, yksek kubbe alt n n solu%unu duyduklar n sanarak, hareket ettikleri noktaya dndler; gitgide artan

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

karanl klar geriliyor, zerinde yald z ve boya kal nt lar silikle)en eski duvarlar geni)letiyordu. Hubertine: ok erken oldu%unu ben biliyordum, dedi. Angelique, yan t vermeden, m r ldand . Ne kadar byk! Kiliseyi tan m yormu), ilk defa gryormu) gibi geliyordu. Gzleri, kaskat duran iskemle dizileri zerinde dola) yor, mihraplar n derinli%ine sokuluyordu; orada, karalt lar n artmas ndan yaln z mezar ta)lar n n varl % seziliyordu. Fakat, Hauteccer mihrab gznde arpt , sonunda onar lm ) olan renkli cam , snen gn - ) % nda, bir hayale benzeyen Saint - Georges betimlemesiyle, grp tan d . Bu onu ok sevindirdi. O s rada bir u%ultu, katedrali canland rd , byk an tekrar alma%a ba)lam )t . Hah! dedi, i)te geliyorlar, Magloire soka% ndan yryorlar. Bu sefer do%ruydu. Bir insan dalgas , yan cepheleri doldurdu, alay n dakikadan dakikaya yakla)t % hissedildi. an n havalanma-lar yla, d )ardan gelip, ard na kadar a k cmle kap s ndan giren engin bir solukla, bu duygu byyordu. Tanr , evine dnyordu. Angelique, Hubertine'in omzuna yaslanm ), ayaklar n n ucuna basarak ykselmi) tekerlek biimi, Cloitre meydan n n alaca karanl % ndan belli olan o a k byk kap ya bak yordu. nce, diyakos yard mc s elinde ha, yan nda )amdanlar ta) yan iki yama% yla gzkt; onlar n arkas s ra trenci rahip Cornille, soluk solu%a, yor131gunluktan harap bir halde, tela) bitkin geliyordu. Kilisenin kap s nda her yeni gelen bir saniye keskin ve gl bir glge halinde belli oluyor, sonra, ierinin karalt lar na gmlp siliniyordu. Laikler, okullar, birlikler, cemiyetler, hep geliyorlard , bayraklar , birer yelken gibi sallan yor, birdenbire, karanl %a bo%uluyordu. #nce, melek sesleriyle ilahi okuyarak giren Meryem k zlar n n solgun kafilesi yine gzkt. Katedral boyuna insan yutuyor, kubbe alt yava) yava) doluyor, erkekler sa%a, kad nlar sola birikiyordu. Gece karanl % km)t, uzakta meydanl k, k p rdayan yzlerce kk ayd nl kla, benek benek k v -Ic mland , ieri girme s ras rahiplere gelmi)ti, saflar n d ) nda yanan mumlarla, sar ) kl ifte saf kap dan geti. Mumlar biribirini izliyor, o%al yor, byk manast r papazlar n n; evre kilise papazlar n n, katedral rahiplerinin mezmur okuma%a ba)layan zakirlerin,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

beyaz har-maniyeli m)avir papazlar n sorur gelmiyordu. O zaman kilise azar azar ayd nland , bu alevlerle doldu, par l par l yand , bir yaz gkyz gibi yzlerce y ld zla doldu. #ki bo) iskemle vard , Angelique bir tanesinin stne kt . Hubertine: #n, yasakt r, diyordu. Fakat, o inat ediyor vurdumduymaz; Niin yasak olsun? diyordu. Grmek istiyorum... Ooh! ne gzel! Sonunda annesini de kand rd , teki iskemlenin stne kard . (imdi, btn katedral, par l par l yan yordu. #inde dola)an bu mum sal nt s , yan k s mlar n bas k kubbeleri alt nda yank lar tutu)turuyor, mihraplar n derinli%inde, bir sand % n cam , bir sand k krssnn yald z par ld yordu. Hatta, mihrab n parmakl % iinde, yeralt mezarlar na var ncaya kadar her tarafta, ) klar uyan yordu. Zakirler yeri, tutu)an mihrab yla, par ld yan s ralar yla, gl biimi ssleri simsiyah belli olan eski parmakl % yla, ayd nl k sa yordu. Kubbe alt n n 132 yksekli%i daha belli oluyor, a)a% da, tam kemerlerin dayand % bodur, a% r stunlar yla, yukar da, gittike incelen dizi dizi direkleriyle, kemerlerin k r k kavisleri aras nda, bir iman ve a)k hamlesiyle, ) % n nurlan ) gibi, geli)iyordu. Ayak sesleri ve k m ldat lan iskemlelerin tak rt lar aras nda buhurdan zincirlerinin ) ng rt s yeniden i)iltildi. Erganunlar, hemen, gzel bir m sra ald lar; bu m sra ta)t , kemerleri bir y ld r m gm-brtsyle doldurdu. Monsenyr geliyordu, henz meydan-l ktayd . O s rada, Saint Agnes hep rahip yamaklar n n elleri stnde, yz, mumlar n ) % nda sakinle)mi) gibi, drt yzy ll k d)n-celerine dnmekten ho)nut kilise mihrap k sm na ula)m )t . Sonunda, nde asa, arkada serpu), kutsal ekme%i, omuzlu%a sar l iki eliyle ayn )ekilde tutarak, monsenyr girdi. Kubbe alt n n ortas nda ilerleyen sayvan, zakirler yerinin parmakl % nnde durdu. Orada bir para karga)al k oldu, emrindeki adamlar, piskoposa bir para yakla)t lar. Felicien, serpu)un arkas ndan gzkeliberi, Angelique gzlerini ondan ay rm yordu. Rastlant sonucu delikanl , sayvan n sa% taraf na gemi) bulundu; tam o s rada Angelique, Monsenyrn aksal ba) yla Felicien'in kumral ba) m, ayn zamanda grd. Gz kapaklar n n zerinde bir alev dola)m )t , ellerini biti)tirdi, yksek sesle:

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Oo! Monsenyr. Monsenyrn o%lu! dedi. S rr n a%z ndan ka r yordu. Bu, elinde olmadan ykseltti%i bir ba% r )t , benzerliklerinin ani ) % ortas nda sonunda, meydana kan gerekti. Belki, Angelique iin, bunu zaten biliyordu, fakat, kendi kendine sylemeye cesaret edemeyecekti; halbuki, )imdi, gerek besbelli grnyor, gzlerini kama)t r yordu. Kendisinden ve e)yadan, her taraftan an lar ykseliyor, onun ba% rmas n yineliyordu. Hubertine, hayret iinde: Bu ocuk mu, Monsenyrn o%lu? diye m r ldand . ' 133Etraflar na bir tak m insanlar toplanm )t . Onlar tan yorlar, basbaya% bezden tuvaleti iinde hl pek gzel olan anneyi, beyaz ipekli f stan yla bir melek kadar zarif k z be%eniyorlard . O kadar gzeldiler ve kt klar iskemlelerin stnde o kadar gz nndeydiler ki, gzler yukar kalk yor, onlara dal p kal yordu. Kalabal k aras nda bulunan Lemballeuse ana: Elbette, madamc % m, dedi, elbette, Monsenyrn o%lu ya! Nas l, bilmiyor muydunuz?.. Hem de yak ) kl delikanl d r, zengindir, yle zengindir ki, istese )ehri sat n al r. Milyonlar var, milyonlar ! Hubertine sapsar kesilmi) dinliyordu. Ya)l dilenci kad n devam etti: Hikayesini dinlemi)sindir de%il mi? Annesi onu dnyaya getirirken ld, Monsenyr, i)te o zaman papaz oldu. (imdi, onu yan na a% rma%a raz olmu)... VII Felicien d'Hautecceur, adeta bir prens! O zaman Hubertine, zntl bir hareket yapt . Angelique de, gerekle)en hlyas n n kar) s nda, sevince gmld. Hl )a)m yordu, onun, en zengin, en gzel, en asil insan olmas gerekti%ini biliyordu; fakat, sevinci s n rs z eksiksiz, tahmin etmedi%i engeller kar) s ndan tasas zd . Sonunda, Felicien kendini tan t yordu. (imdi s ra ona gelmi)ti, o da kendini veriyordu. Mumlar n ufac k alevlerin-de, alt n, sel gibi ak yor, erganunlar al n yor, onlar n ni)an trenini kutluyor, Hautecceur'ler slalesi, efsanenin ba%r nda ola%anst bir geit yap yordu: I. Norbert, V. Jean, II. Felicien, XII. Jean, sonra, en sonuncusu, kumral ba) n ona do%ru eviren VII. Felicien. Felicien mer-yem kuzenlerinin akrabalar ndand , efendi idi, babas n n yan nda, karga)as iinde kendisini gsteren, grkemli #sa idi. Felicien de, tam o s rada ona glmsyordu: Angelique, kendisini iskemlenin stnde ayakta, kalabal % n tepesinde, yanaklar al al, ma%rur ve sevdal haliyle gren Monsenyrn fkeli bak ) n far-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

134 l kedemedi. Hubertine, iini ekti. Ah zavall ocu%um! dedi. Koruma papazlarla, rahip yamaklar , sa%l sollu s ralanm )lard , ba) diyakos, kutsal ekme%i Monsenyrn elinden ald , mihrab n stne koydu. Zakirler, son dua olan Tantum ergo'yu grl grl okuyorlard , kay k biimi buhurdanlardan gnlk dumanlar ttyordu, ilahi sesi birdenbire susmu)tu. Alev alev yanan, rahiplerle halk n doldurup ta) rd % kilisenin ortas nda, yksek kubbelerin alt nda, Monsenyr, tekrar mihraba kt , byk alt n gne)i iki eliyle tuttu, havada defa dola) rd , a% r a% r bir istavroz kard . IX Ayn ak)am, Angel que, kiliseden dndkten sonra, "onu birazdan tekrar grece%im, diye d)nyordu; Clos - Marie'ye gelecek, ben de inip onunla bulu)aca% m'.'. Gzleri, biribirlerine bu randevuyu vermi)ti. Yeme%i her zamanki gibi mutfakta, ancak sekizde yediler. Hubert, bu yortu gnnden heyecanlanm ), yaln z kendisi konu)uyordu. Hubertine, ciddi duruyor, tek tk yan t veriyor; byk bir i)tahla yemek yedi%i halde, kendini tamamen hlyas na veren, atal a%z na gtrd%nn fark na bile varmadan bilinsiz bir )ekilde yiyen gen k zdan, gzn ay rm yordu. Hubertine, onun iini a ka okuyor, bu masum aln iinde, d)ncelerin olu)tu%una ve birbirini izleyen duru bir suyun billur saydaml % alt nda gibi, teker teker gryordu. Saat dokuzda, bir ng rak sesi i)itip hayret etti. Gelen, rahip Cornille'di. Yorgunlu%una kar) n Monsenyrn, o eski i)leme 135pano'yu pek be%endi%ini sylemeye gelmi)ti. Evet, benim yan mda dedi. Haber al rsan z ho)nut olaca% n z biliyordum. Monsenyrn sz olunca kulak kabartan Angelique, alaydan s-zedilmeye ba)lan r ba)lanmaz, tekrar d)ncelerine dald . Birka dakika sonra, aya%a kalkt . Hubertine: Nereye gidiyorsun? diye sordu. Sanki, aya%a niin kalkt % n kendisi de d)nmemi) gibi, bu onu )a) rtt . Odama k yorum, anne, ok yorgunum, dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu son mazeretin as l nedeni mutlulu%uyla yaln z kalmak oldu%unu Hubertine seziyordu. Gel, beni p. Gen k z , g%sne bast rd % zaman, onun, kollar aras nda rperdi%ini duydu. Her ak)amki pc% adeta ba)tan savma oldu. O zaman olduka ciddi k z n yzne dikkatle bakt , kabul edilen ran- devuyu, o randevuya gitmek iste%ini, gzlerinde okudu. Akl n ba) na al, iyi uyu, dedi. Angelique, Hubert'le rahip Cornille'e, k saca, Tanr rahatl k versin dedikten sonra odas na km )t ; s rr n n, dudaklar n n ucuna kadar geldi%ini yle duymu)tu ki, tela) iindeydi. Annesi onu biraz daha kalbine bast r p tutsayd , gere%i syleyecekti. Anahtar iki kez evirip odas na kapand ktan sonra, ) k gzlerini kama)t rd , mumu fledi. Ay, gittike daha ge kmaya ba)l yordu. Gece, ok karanl kt . Soyunmadan, karanl klara a lan pencerenin nne oturdu, saatlerce bekledi. Dakikalar dopdolu geiyor, ayn d)nce onu me)gul etmeye yetiyordu; gece yar s olunca, a)a% inip onunla bulu)acakt . Bu, do%al )ekilde olacakt ; Angelique, nas l davrand % n , 136 ad m ad m, teker teker her hareketiyle ryalardaki kolayl kla gryordu. Kendisi yukar kt ndan hemen sonra, rahip Cornille'in gitti%ini i)itmi)ti. Arkas ndan, Hubert'ler de odalar na km )lard . Oda kap lar n n, iki kez a ld % m, kaamakl ad mlar n merdivene kadar ilerledi%ini i)itir gibi olmu)tu; sanki, birisi, oraya gelmi), bir an kulak verip dinlemi)ti. Sonra ev, derin bir uykuya gmlr gibi oldu. Saat on ikiyi al nca, Angelique kalkt . Haydi bakal m, beni bekliyor, dedi. Kap s n at , arkas ndan kapamad bile. Hubert'lerin odas n n nnden geerken, merdivende durdu, kulak kabartt ; fakat hibir )ey, sessizli%in rpertisinden ba)ka hibir )ey yoktu. Ho), olduka sakindi, ne rkyordu, ne tela) ediyordu, su i)ledi%ini alg layam -yordu. Onu yrten bir g vard , bu i) ona o kadar sade grnyordu ki, bir tehlike olabilece%i akl na gelse, glp geecekti. A)a% ya inince, mutfaktan geerek baheye kt , kap y rtmeyi yine unuttu. Sonra, h zl ad mlarla, Clos- Marie'ye a lan kk kap ya ula)t , onu da, ard na kadar a k b rakt , Clos- Marie'ye girince, koyu karanl %a kar) n, hi duraksamad , do%ruca kalas kprye yrd. Chevrotte deresini a)t , her a%ac n tan d % , al ) k bir yerdeymi) gibi, el yordam yla ilerledi. Sa%a

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dnd, bir so%utun alt nda ellerini ileri uzatmas , orada kendisini bekledi%ini bildi%i kimsenin ellerine dokunmas yeterli oldu. Angelique, bir an sessiz durdu, Felicien'in ellerini avular nda s tk : Biribirlerini gremiyorlard , gk, bir s cak bu%usuyla kaplanm )t , yeni do%maya ba)layan incelmi) ay, bu bu%uyu henz ayd nlatm yordu. Gen k z, karanl klar iinde konu)tu, btn kalbi, duydu%u byk sevinle rahatlad . Ah! benim aziz senyrm, sizi ne kadar seviyorum, size ok te)ekkr ederim! Sonunda, onun kim oldu%unu %rendi%i iin glyor, umul137 du%undan da gen, gzel, zengin oldu%u iin ona te)ekkr ediyordu. Bu, hlyas n n ona verdi%i a)k hediyesi kar) s nda, )akrak bir ne)e, hayranl k ve minnettarl k %l % idi. Siz Krals n z, efendimizsiniz, i)te sizinim, yaln z bir )eye kayg lan yorum, bu kadar az sizin oldu%uma... Ama, sizin olmakla gurur duyuyorum, benim de kralie olmam iin, sizin beni sevmeniz yeter... Biliyordum, sizi bekliyordum, ama siz kalbimde bu kadar byd%nzden beri kalbim geni)ledi... Ah! benim aziz senyrm, size ne kadar te)ekkr borluyum sizi ne kadar seviyorumm! O zaman, Felicien, yava)a, kolunu onun beline dolad ; Evime gelin. Diyerek onu yrtt. Ars z otlar aras ndan geirerek, onu, Clos - Marie'nin dip taraf na kadar gtrd; Angelique, vaktiyle t kal olan, piskoposluk kona% n n eski parmakl % ndan, onun her ak)am nas l geti%ini anlad . Felicien, bu parmakl kap y a k b rakm )t , Angelique'i kolunda Mon-senyrn byk bahesine soktu. Gkte yava) yava) ykselen ay, s cak bu%ulardan bir rtnn arkas nda gizlenmi), onlar , bulan k bir saydaml kla a%art yordu. zerinde tek y ld z gzkmeyen gk kubbe, gecenin sessizli%i iindeydi. Baheden geen Chevrotte deresinin st ba) na do%ru a% r a% r ilerlediler; fakat, Chevrotte, burada, ak ll bir yoku) zerinde h zla akan dere de%ildi; top a%alar aras nda gezinen sakin bir su, ufac k bir su idi. Ayd nl k pus'un alt nda, ) %a gml yzen bu a%alar n aras nda, bu cennet rma% bir ryada akar gibi grnyordu. Angelique, ne)e ile devam ediyordu. Byle kolunuzda oldu%um iin yle onur duyuyorum, yle mutluyum ki!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Bu kadar sadeli%in ve cazibenin byledi%i Felicien, gen k z n, s k lganl k duymadan, hi bir )ey saklamadan konu)mas n , kalbinin 138 safl % iinde, d)nd%n a ka sylemesini dinliyordu. Ah! sevgilim dedi, beni bu kadar cana yak n, bir para sevmek inceli%inde bulundu%unuz iin, as l ben size minnettar olmal y m... Tekrar syleyin, beni nas l seviyorsunuz, kim oldu%umu %renince ne duydu%unuzu bana syleyin. Fakat, Angelique, )irin bir sab rs zl k jesti ile onu susturdu. Hay r, hay r, sizden szedelim, yaln z sizden. Benim ne de%erim var? Benim kim oldu%umun, ne d)nd%mn nemi var m ?... (imdi, yaln z siz vars n z, art k. Ona sokuluyor, sihirli derenin boyunca ad mlar m a% rla)t r yor, sonu gelmez sorular soruyor, Feclicien'in ocuklu%unu, genli%ini, babas ndan uzakta geirdi%i yirmi y l, her )eyi %renmek istiyordu. Anneniz sizi do%urduktan sonra lm), biliyorum, siz de ya)l bir papaz olan amcan z n yan nda bym)snz... Monsenyr sizi grmek istiyormu), onu da biliyorum... Felicien, yava), gemi)ten ykselir gibi uzak bir sesle konu)tu. Evet, babam, annemi deli gibi sevmi)ti, ben dnyaya gelip onu ldrd%m iin sulu idim... Amcam, bana ailem hakk nda hibir )ey %retmiyordu, sanki kendisine emanet bir yoksul ocu-%uymu)um gibi, beni sert bir davran ) iinde bytyordu. Gere%i ok ge ancak iki y l nce %rendim... Ama )a)mad m arkamda, bu byk serveti duyumsuyordum. Her trl dzenli al )ma can m s k yordu, k rda bay rda ko)maktan ba)ka, elimden i) gelmiyordu. Sonra, kk kilisemizin renkli camlar na ilgi duymaya ba)lad m... Angelique glyor, Felicien de onunla beraber ne)eleniyordu. Ben de sizin gibi bir i)iyim, camlan boyayarak hayat m kazanmaya karar vermi)tim ki, btn bu para, zerime y k ld ... Amcam benim bir iblis oldu%umu, papazl %a asla girmeyece%imi kendisine yazd ka, babam ok kederleniyormu)! Benim.papaz oldu%umu gr-mek, onun kesin iste%i idi, belki de, papaz olursam, annemi ldrerek 139girdi%im gnah n, bedelini deyece%imi d)nyordu. Sonunda yumu)ad , beni yan na a% rd ... Ah! ya)amak! ya)amak ne gzel )ey! Sevmek ve sevilmek iin ya)amak!

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Sakin geceyi rperten bu %l kta, sa%l kl ve bakir genli%inin gc vard . Bu %l k ihtirast , annesini ldren ihtirast , onu giz iinde a lm ) bu ilk a)ka f rlatan ihtirast . Btn co)kunlu%unu, gzelli%ini, drstl%n, cehaletini ve hayata kar) duydu%u do-yumsuzlu%u bu %l k anlat yordu. Ben de sizin gibi idim, bekliyordum, pencerenizde grnd%nz gece, ben de sizi tan d m... Ne hayal ediyorsunuz, syleyin bana, bundan nceki gnlerinizi nas l geiriyordunuz, anlat n... Fakat, Angelique, onun a%z n yine kapatt . Hay r, sizden szedelim, yaln z sizden! #stiyorum ki hibir )eyiniz bana gizli kalmas n... Sizi, tamamiyle elimde tutay m, tamamiyle seveyim! Felicien'i tan maktan duydu%u zevk iinde, #sa'n n ayaklan dibinde bir mbarek k z gibi tap n rcas na, onun kendinden szetmesini dinlemekten usanm yordu. #kisi de, ayn )eyleri, biribirlerini nas lj sevmi) olduklar n , )imdi nas l sevi)tiklerini, hep ayn )eyleri, sonu gelmeden tekrarlamaktan b km yorlard . Hep biribirine benzeyen kelimeler dillerinin ucuna geliyor, hep yeni, akla gelmedik, derinli%in llemez anlamlar kar yorlard . O derinli%e indike, o szlerin musikisini dudaklar nda tatt ka, mutluluklar art yordu. Felicien, Ange-lique'in sadece sesiyle kendisini nas l byledi%ini, sadece onu i)itmekle klesi olacak derecede nas l duyguland % n ona itiraf ediyordu. Angelique, Felicien'in bembeyaz cildi, en kk fkede, bir kan dalgas ak m yla k zard % zaman, nas l zevkli bir korkuya kap ld % n ona itiraf etti. (imdi, Chevrotte deresinin sisli k y lar n-dan ayr lm )lar, biribirlerinin bellerine sar lm )lar, byk kara a%alar n y -% n alt na dal yorlard . 140 Angelique, yaprakl dallardan dklen serinli%in hazz iinde: Ooh! Bu bahe, diye m r ldand . Y llar var ki, buraya girmek isterdim... #)te girdim... Sizinle beraber girdim! Felicien'e kendisini nereye gtrd%n sormuyor, as rl k a%a gvdelerinin karalt lar aras nda, vcudunu onun koluna b rak yordu. Ayaklar alt nda, toprak yumu)akt . Yapraklar n olu)turdu%u kubbeler, kilise kubbeleri gibi, ok yksekti. Ne bir grlt vard , ne bir soluk, kalplerin at ) ndan ba)ka bir)ey yoktu. Felicien, bir kap y itti. Girin, dedi, benim evimdesiniz. Babas , onu, bahenin kuytu k)esinde, ayr yerde oturtmay uygun gryordu.. Alt katta byk bir salon, yukar da, tam bir daire vard . Zemin

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kat ndaki byk salon bir lamba ile ayd nlan yordu. Felicien, glmseyerek: Gryorsunuz ya bir sanat n n evindesiniz, dedi. Buras benim atelyemdir. Gerekten atelyeydi, cam zerine resim yaparak, sanata heveslenen bir zengin ocu%unun kaprisi idi. Felicien, onnc yzy l n eski biimlerini bulmu) kendisini, o devrin ara-geresiz eserler yaratan eski zaman camc lar ndan biri san yordu. zerine erimi) tebe)ir dkl eski masa ona yetiyordu, orada, k rm z boya ile resim iziyor, elmasa gerek duymad % iin, camlar k zg n demirle kesiyordu. Bir resme gre yapt rd % , palanga diye bilinen kk ocak, dolu idi; orada bir)eyi kaynat yor, katedralin ba)ka bir cam n da haz rl yordu; atelyede, sand klar iinde, soluk, akik, dumanl , koyu, sedefi, kesif, mavi, sar , ye)il, k rm z kendi iin yapt raca% her renkten camlar vard . Fakat, oda enfes kuma)larla d)enmi)ti, atelye, ola%anst bird)eme lks alt nda kayboluyordu. Dip tarafta, sehpa olarak kullan lan antika bir krs zerinde, yald zl , byk bir Meryem heykeli, k rm z dudaklar yla glmsyordu. 141Angelique, bir ocuk gibi sevinerek: Hem de al ) yorsunuz, al ) yorsunuz! diyordu. Ocak pek ho)una gitti, btn i)ini kendisine anlatmas n istedi. Nas l oluyor da, eski zaman ustalar gibi, yaln zca kara ile glgelendirdi%i, hamuruna renk kar )t r lm ) camlar kullanmakla yetinmiyordu. Niin ayr ayr , ufak insan betimleriyle kal p, jestleri ve rtleri keskinle)tiriyordu; cam zerine resim boyamaya, mine ya-p lmaya, daha iyi resim izilmeye ba)lan r ba)lanmaz d)meye ba)-l yan camc l k sanat hakk nda d)nceleri neydi; bir camekan n, yaln z, saydam bir mozayik olmas , en keskin renklerin en uyumlu bir s ra ile dizilmesi, parlak ve zarif renklerle dolu btn bir demet olu)turmas gerekti%i hakk nda d)ncesi neydi? Fakat, o s rada, iin iin, camc l k sanat na ald rd % bile yoktu. Bu )eylerin, ilgili de%er bir tek noktas vard ki, o da, Felicien'e ait olmas , kendisini Felicien'le me)gul etmesi, adeta onun ki)ili%inin bir paras gibi olmas idi. Ah! dedi, ne mutlu olaca% z. Siz resim yapars n z, ben nak ) i)lerim. Felicien, Angelique'in, lks iinde rahat etti%i, gzelli%inin i-eklenece%i do%al bir evre gibi grnen bu geni) salonun ortas nda onun ellerini tutmutu. #kisi de, bir an, sustular. Sonra, yine Angelique konu)tu. Ee, oldu bitti mi? Felicien, glmseyerek sordu;

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ne Evlenmemiz. Felicien, bir an duraksad . ok beyaz yz, birdenbire k zarm )t . Gen k z, endi)elendi. Sizi fkelendiriyor muyum? Fakat, Felicien, onun btn vcudunu ku)atan bir kucaklay )la, 142 ellerini s k yordu. Oldu, dedi. Sizin bir )eyi istemeniz yeter, engellere kar) n o )ey yap l r. Benim varl % m n tek nedeni size itaat etmektir? O zaman, Angelique sevindi. Evlenece%iz, srekli sevi)ece%iz, bir daha, birbirimizden hi ayr lm yaca% z, dedi. Buna ku)kusu yoktu, bu i), hemen ertesi gn, efsanedeki mucizeler kadar kolayl kla oluverecekti, en kk bir engel, en ufak bir gecikme, akl na bile gelmiyordu. Madem ki sevi)iyorlard , onlar , birbirinden niin daha fazla ay racaklard ? #nsan, biribirini sever, evlenirdi, bu do%al bir )eydi. Yre%inde, byk, bir sevin vard . (aka yollu: Karar, karar, dedi, verin elinizi. Felicien, o ufac k eli dudaklar na gtrd. Karar, karar, diye yan t verdi. Angelique, )afak sker de orada kal r m korkusuyla, ayn zamanda art k s rr n a %a vurmak acelesiyle, ekilip gidece%i zaman, Felicien onu gtrmek istedi. Hay r, hay r, gn do%madan eve varamay z sonra. Bu yolu kendi kendime bulurum... Yar n gr)rz. Felicien sz dinledi. Angelique'in arkas ndan bakmakla yetindi. Gen k z, kara%alar n lo)lu%u alt nda ) k iinde yzen Chevrotte deresi boyunca ko)uyordu. Bahenin demir parmakl % ndan a)m ), Clos- Marie'nin yksek otlar Daras na dalm )t . Hem ko)uyor, hem, gne) k nc ya kadar bekliyemiyece%ini, en iyisi, Hubert'lerin kap s n vurup onlar uyand rmak ve her )eyi sylemek olaca% m d)nyordu. Bu, mutluluk ta)k nl % , a k bir isyan idi. Angelique, bunca uzun zamandan beri gizledi%i bu s rr , be) dakika daha saklamaktan kendini zavall buluyordu. Baheye girdi, kap y rtt. 143Angelique, orada, katedralin dibinde Hubertine'i grd; karanl kta, s ska bir leylak y % n n ku)att % ta) peykeye oturmu) onu bekliyordu. Uyanm ),

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

endi)e ile durumu sezinlemi), yukar km ), kap lar a k bulunca i)i anlam )t . Sonra, heyecan iinde, nereye gidece%ini bilemeden, i)leri bsbtn kar )t rmaktan korkarak, bekliyordu. Angelique, hi utan duymadan, yre%i sevinten hoplayarak art k sakl yacak bir )eyi olmad % iin ne)e ile glerek, hemen onun boynuna sar ld . Ah! Anne, oldu bitti! Evlenece%iz, yle mutluyum ki! dedi. Hubertine, yan t vermeden nce, onu dikkatle szd. Fakat, bu gonca halindeki gzellik kar) s nda, bu duru gzler, bu saf dudaklar kar) s nda korkusu geti. Yaln z, byk bir kederden ba)ka bir)eyi kalmad . Yanaklar ndan ya)lar yuvarland . ' Bir gn nce, kilisede oldu%u gibi: Zavall ocu%um! diye s zland . Angelique, hi a%lamayan kad n bu halde grnce )a) rd . Ne oluyor? dedi. Anne, kendinizi zyorsunuz... Hakl s n z yanl ) yapt m sizden bir )ey saklad m. Ama, bilseniz, bu bana ne kadar a% r geldi! #nsan s rr n nce sylemiyor, sonra da cesaret edemiyor... Beni affedin. Hubertine'in yan na oturmu) ok)ayan bir hareketle, beline sar lm )t . Khne peyke, katedralin bu ye)illik dolu k)esine gmlyor gibiydi. Leylaklar, ba)lar n n zerinde, glge yap yorlard ; gen k z n, a) gl verecek mi diye zenle bakt % yabani gl a%ac da vard ; fakat, bir sredir bak ms z bir halde kendi kendine byyor, tekrar yabanili%e dnyordu. Anne, size hepsini syleyece%im, gelin kula% n za syleyeyim. 144 Sonra, yava) sesle, sonu gelmez bir sz tufan iinde, en kk olaylar bir kez daha ya)ayarak, ya)ad ka ate)lenerek, a)klar n ona anlatt . Hibir )eyi unutmuyor, gnah kart r gibi, belle%ini, kurcal yordu. Hibir s k lganl k da duydu%u yoktu, a)k n n tutu)turdu%u kan yanaklar n s t yor, gzleri bir gurur alevi'ile yan yor, yine de sesini ykseltmeden f s lt halinde hararetle konu)uyordu. Sonunda Hubertine, onun szn kesti, kendisi de yava) sesle konu)tu. Haydi, haydi, yine ald n yrdn! Ne kadar dzelmeye al )san, her seferinde, f rt naya yakalanm ) gibi havalan yorsun... Ah! kibirli k z, ah! ate)li k z, hl mutfa% y kamak istemeyen, kendi ellerini pen o kk k zs n! Angelique, glmekten kendini alamad .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Yok, glme, neredeyse a%lamak iin gzya)lar n yeti)meyecek... Sen onunla asla evlenemezsin, zavall yavrum. Angelique'in ne)esi birdenbire srekli, n n ten bir kahkaha halinde ykseldi. Anne, anne, ne sylyorsunuz? Bana tak lmak, beni cezaland rmak iin mi bu?.. O kadar yak n bir )ey ki! Bu ak)am babas ile konu)acak. Yar n, gelip sizinle sorunu halledecek. Angelique, buna gerekten inan yor muydu? Hubertine insafs z davranmak zorunda kald . Paras z, isimsiz bir nak ) k z, Felicien d'Hautecoeur'le evlenecek ha! Elli milyonluk zengin bir delikanl ! Fransan n en eski ailelerinden birinin son ocu%u! Fakat her yeni engel kar) s nda, Angelique, sakin sakin )u yan t veriyordu. Neden olmas n? Bu gerekten bir rezalet mutlulu%u sa%layan s radan )artlar n d ) nda bir evlenme olacakt . Bu evlenmeye engel olmak iin her )ey 145ayaklanacakt . Her )eyle sava)may m tasarl yordu? ' Neden olmas n? Sonra, sar lmaz bir inanla devam ediyordu. Ne ilgin, anne, elalemi ne kadar kt san yorsunuz! #)ler iyi gidiyor, diyorum, size!., bunda iki ay nce beni payl yordunuz, benimle e%leniyordunuz, hat r n zdad r, halbuki hakl imi)im, ne haber verdimse hepsi oldu. #yi ama, a zavall ocuk, sonunu bekle. Hubertine, Angelique'i bu derece cahil b rakman n verdi%i vicdan azab yla k vranarak ileniyordu. Ona, gere%in ac derslerini anlatmak, zalimlikler hakk nda, toplumun olaylar hakk nda onu ayd nlatmak istiyor, )a)al yor, gereken szleri bulam yordu. Gnn birinde, hlyan n srekli yalan iinde,byle mahpus gibi ya)att % bu ocu%un felaketine sebep olursa, bu ne ac olacakt ! Aman k z m, bu ocukla, hepimize inat, babas na inat ev-lenmezsin ya! Angelique, ciddile)ti, Hubertin'e dikkatle bakt , sonra ciddi bir sesle: Neden olmas n? Ben onu seviyorum, o da beni seviyor, dedi. Annesi, iki kolu ile onu tekrar kavrad , g%sne bast rd ; Angelique de, bir )ey sylemeden rpererek ona bak yordu. Bulutlarla rtl ay, katedralin arkas na inmi)ti, uan sisler, seher vakti yakla)t ka

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

gkte, hafif pembe bir renge boyan yorlard . #kisi de, yaln z uykudan uyanan ku)lar n hafif c v lt larla buland rd % sessizli%in ortas nda, sabah n bu temiz havas iinde yzyorlard . Ah! Evlad m, mutlulu%u yaln z grev ve itaat sa%lar. #nsan bir saatlik duygunun ve gururun ac s n btn mrnce eker. E%er mutlu olmak istiyorsan, boyun e%, vazge, ortadan kaybol. Fakat, kollar aras nda gen k z n, isyan etti%ini duyuyordu; ona 146 hi bir zaman sylemedi%i, hl sylemekte tereddt etti%i%i sz a%z ndan kat . Dinle, sen bizi, babanla beni mutlu san yorsun, e%er hayat m z karartan bir azap olmasayd mutlu olacakt k. Sesini daha alalt yordu; ba)lar ndan geeni, anas na inat evleni)lerini, ocu%un lmn, i)ledikleri hatan n cezas olarak, bo)u bo)una ba)ka bir ocuk sahibi olmak istediklerini, nefes kadar hafif, titrek bir sesle ona anlatt . Halbuki kar koca, birbirlerini delice seviyorlard , kimseye muhta olmadan, al nlar n n teriyle gecinmi)-lerdi; ama, yine de mutsuzdular, ikisi de aba gstermeseler, kocas iyi adam olmasa, kendisi ak ll uslu davranmasa, kesinlikle aralar nda kavgalar ba)l yacakt , bir cehennnem hayat ya) yacaklard , belki de ayr lacaklard . D)n ocu%um hayat na, ileride sana ac ektirebilecek hibir )ey katma... Haddini bil, kalbini sustur. Angelique, yenilmi), benzi sapsar ; gzya)lar n tutarak onu dinliyordu. Anne, beni zyorsunuz.... Onu seviyorum, oda beni seviyor. Gz ya)lar dklme%e ba)lad . #tiraf onu altst etmi)ti, zgnd. Grverdi%i bu gerek k)esinden incinmi) gibi, gzlerinde bir rkeklik vard . Fakat, boyun e%miyordu. A)k onu ldrse istekle lecekti! O zaman, Hubertine, her )eyi gze ald . Sana, bir defada bu kadar a k vermek istemezdim. Ama, bilmen gerek... Dn ak)am, sen yukar kt ktan sonra, rahip Cornille'i sorguya ektim, bunca zamandan beri, ayak direyen Monsenyrn, o%lunu niin Beaumont'a a% rd % n %rendim... Onun en fazla kederlendi%i .)eylerden biri, delikanl n n ta)k nl % , her trl kayd n d -(ina karak co)kun bir hayat ya)ama iste%i imi). O%lunu rahip yapmaktan vazgemek zorunda kal p dertlendikten sonra, onun

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

147bulundu%u s n fa ve sahip oldu%u servete yak )acak bir i)e koymak midinde bile de%ilmi). Delikanl , bir serseriden bir artistten ba)ka bir )ey olamazm )... Bunun zerine Monsenyr, ocu%un duygular na kap l p, serserilikler yapmas ndan korktu%u iin onu buraya getirtmi), hemen evlendirecekmi). Angcque. sorunu hala anlayamam ); E Pekala, sonra? diye sordu. Daha o biraya gelmeden nce evlenmesi kararla)m ), )imdi de her )ey yoluna konmu), rahip Cornille. sonbaharda, onun matmazel Claire de Voincourt'la evlenece%ini, bana kesin diye anlatt ... Voincourt'lar n kona% n biliyorsun, )urada, piskopos kona% n n yan ba) nda Monsenyrle ok s k f k dost insanlar. Her iki taraf da, ne isim bak m ndan, ne para bak m ndan, biribirlerinden daha iyisini bulamazlard . Rahip, bu evlenmeyi ok uygun gryor. Gen k z, bu sosyal nedenleri art k dinlemiyordu. Gzlerinin nne, birdenbire bir yz, Claire'in hayali gelmi)ti. Onu, bazan bahesindeki a%alar n alt nda, k ) n gzne ili)ti%i )ekilde, yortularla, katedralde rastlad % biimde tekrar gznn nne getiriyordu. Kendi ya) nda, esmer, ok gzel, kendisinden daha gzel, )ahane yry)l bir k zd . So%uk grn)ne kar) n, ok iyi yrekli oldu%u syleniyordu. O uzun boylu k z, ok gzel, ok zengin k z... Onunla evleniyor demek... Angelique, bu szleri ryada say klar gibi m r ldan yordu. Sonra yre%inde bir s z duydu. yleyse yalan sylyor, diye hayk rd ! Bunu bana sylemedi. Felicien'in geirdi%i bir an duraksaman n, ona evlenmelerinden szetti%i zaman yanaklar na ynelen kan dalgas n .hat rlam )t . Bu sars nt o kadar )iddetli oldu ki, beniz soldu, ba) annesinin omuzuna d)t. 148 Yavrum, sevgili yavrum... ok ac )eydir, bilirim. Ama, beklersen daha ac olacak. Onun iin, b a% derhal yaradan kar.. Derdin her uyand ka, kendi kendine de ki, herkesin, sylentilerine gre, sars lmaz gururunu hala hat rlad % Monsenyr, mthi) XII. Jean, o%lunu neslinin bu son ocu%unu bir kap nnde bulunmu), bizim gibi yoksul insanlar taraf ndan evlatl k al nm ) bir i)lemeci k zla asla evlendirmez.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, sars nt larla geirdi%i halde bu szleri dinliyor, isyan etmiyordu. Yznden geti%ini duydu%u soluk ne idi? Damlar n stnden geerek, uzaktan gelen bir so%uk nefes, kan n donduruyordu. Acaba, bu yaramaz ocuklara kurt masal anlat l r gibi, kendisine anlat lan o dnya yoksullu%u, o ac gerek mi idi? Bu so%uk nefes yaln zca, ona dokunup geti%i halde, iinde s z s n duyuyordu. Yine de, Felicien'i sulam yordu; yalan sylememi)ti, yaln zca susmu)tu. E%er babas onu bu gen k zla evlendirmek istiyorsa bile, o kesinlikle red-diyordu. Fakat, mcadeleye girme%e cesaret edemiyordu; madem ki hibir )ey sylememi)ti, belki de, belki de evlenme karar n vermi) bulunuyordu. Angelique, hayalinin bu ilk y k l ) kar) s nda yz soluk, hayat n sert parma% n n dokunu)unu duymu), yine inanc m koruyor, hlyas na inan yordu. #)ler gerek-le)ecekti, yaln z, gururu i%nenmi)ti. Anne, do%ru, gnah i)ledim, bir daha i)lemiyece%im... Sz veriyorum, isyan etmiyece%im, Tanr nas l emrediyorsa yle olaca% m. Bu konu)an gufrand , zafer, Angelique'in, iinde byd% evrede, orada ald % terbiyede kal yordu. Madem ki, o zaman kadar evresini ku)atan her )ey, ona kar) o kadar cmert ve )efkatli davranm )t , yar ndan niin )phe edecekti? Catherine gibi uslu, Elisabeth kadar mtevaz , Anges kadar afif kalmak, ermi) k zlar n yard m yla yre%ine g vermek istiyor, stn gelmesi iin yaln z onlar n yard m edeceklerinden emindi. Eski dostu katedral, ColsMarie, 149Chevrotte deresi. Hubert'lerin serin kk evi, Hubert'lerin kendileri, onu seven ne varsa, kendisi hibir )ey yapmadan, yaln zca saf ve sz dinlemekle kald % halde, onu korumayacak m yd ? Peki, bizim iste%imize kar) , hele Monsenyrn iste%ine kar) hibir )ey yapm yaca% na sz veriyor musun? Evet, anne, sz veriyorum. O delikanl y bir daha grmiyece%ine, onunla evlenmek lg nl % n bir daha akl na getirmiyece%ine sz veriyor musun? Bu sz zerine, Angelique'in yre%ine bir ezginlik geldi. A)k n hayk rarak, az kald son bir isyanla kprecekti. Sonra, bsbtn yenik, ba) ne e%ildi. - Onu tekrar grmek iin, benimle evlenmesi iin hibir )ey yapmayaca% ma sz veriyorum, dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubertine, olduka duygusal itaatine dl olarak, onu, kollar aras na ald . Ah! iyilik isteyip de; sevdiklerine st rap vermek ne zavall l kt ! Bitkin bir haldeydi; ykselen gn ) % n grp )a)alad , aya%a kalkt . Ku)lar n hafif c v lt lar , daha bir tek ku)un utu%u grlmeden, o%alm )t . Gkte, bulutlar, mavimt rak bir renk alan havan n durulu%u iinde paralan yordu. O zaman, gzleri, kendili%inden yaban glne giden Angelique, onu c l z iekleriyle grd. Hazin bir gl)le: Hakk n z varm ) anne, dedi, gl vermesi daha yak n de%il. 150 Angelique, sabahleyin, saat yedide, her zamanki gibi, i) ba) ndayd ; sonra, gnler birbirini izledi, gen k z, her sabah, olduka sakin, bir gn nce b rakt % stl% i)lemeye koydu. Hibir de%i)iklik olmam ) gibi grnyordu; Angelique, sznde s k s k duruyor, kapan yor, Felicien'i tekrar grmeye al )m yordu. Bu bile onu kederlendirir gibi grnmyor, Angelique, gen yznn ne)esini kaybetmiyor, gzleri Hubertine'e tak l p kald % zamanlar, o, kendisini bu halde grverirse, glmsyordu. Bununla beraber, bu susma inanc iinde, btn gn, yaln z Felicien'i d)nyordu. midi, yenilmezli%ini koruyordu, i)ilerin, her )eye kar) n gerekle)ece%ine emindi. Ona, bu ok drst ve ok ma%rur, cesaretli davran ) veren )ey, bu gvendi. Hubert, bazan onu azarl yordu. ok al ) yorsun, seni bir para solgun gryorum... Bari iyi uyuyor musun? Oo! baba, deliksiz uyuyorum! Sa%l % m ok yerinde. Fakat Hubertine de endi)eleniyor, bir e%lence aray p bulmak gere%inden bahsediyordu. #stersen kap lar kapar, mz beraber bir Paris yolculu%u yapar z. A! Nas l olur! sipari)leri ne yapar z, anne?... ok al )mak sa%l %a iyi gelir, diyorum size! Asl aran rsa, Angelique, yaln zca bir mucize bekliyor, grnmez alemin onu Felicien'e verecek belirtisini umuyordu. Hibir giri)imde bulunmamak zere sz vermi)ti, hem madem ki mavera, hep onun iin al ) yordu, harekete gemeye ne gerek vard ? Onun iin, bu istekli durgunlu%u iinde ky ts zl k taklidi yapmakla beraber, hep kulaklar kiri)te, sesleri dinliyor, kendisine yard m edecek olan,'iin-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

151de ya)ad % bu evrenin al ) k oldu%u hafif grltlerini, etraf nda dola)an rpertileri dinliyordu, bir olacak )ey vard , mutlaka olacakt . A k pencerenin nnde, tezgan n n stne e%ilmi) a%alar n bir tek rpertisini, Chevrotte deresinin bir tek m r lt s n kaybetmiyordu. Katedralin en kk soluklan, dikkat etti%i iin on misli artm ) bir halde kulaklar na ula) yordu; mumlar sndren kilise hizmetisinin terlik seslerine var ncaya kadar i)itiyordu. Yan ba) nda, esrarl kanatlar n srn)n tekrar hissediyor, bilinmeyen alemin kendisine yard m etti%ini biliyordu; bir glgenin, kula% na bir zafer aresi f s ldad % n sanarak, birdenbire arkas na dnd% oluyordu. Fakat gnler geiyor, hala bir gelen giden olmuyordu. Angelique, yeminini bozmamak iin, nce, geceleri balkona kmaktan ekindi; Felicien'i a)a% da grecek olursa, yan na gitmekten korkuyordu. Odas nda bekliyordu. Sonra, yapraklar bile uykuya dalm ), k m ld yamad klar iin, cesaretlendi, tekrar karanl klar ara)t rmaya koyuldu. Mucize ne taraftan kendini gsterecekti? Her halde, piskoposluk kona% n n bahesinden par l par l yanan bir el, bir i)aretle kendisini a% racakt . Belki de katedralden, erganunlar, u%ul-duyacaklar, onu mihraba a% racaklard . Ne, efsanedeki takdis szleri ta) yan gvercinlere, ne, duvarlardan geip gelerek kendisini Mon-senyrn tan mak istedi%ini haber veren ermi) k zlar n araya girmesine, hibir )eye )a)mayacakt . Yaln z bir )eye hayret ediyor, bu hayreti her ak)am art yordu: Mucizenin vcuda gelmekteki yava)l % , Gnler gibi, geceler de biribirini izliyor, hala hi, hibir )ey olmuyordu. #kinci haftadan sonra, Angelique'i daha fazla )a) rtan, Felicien'i bir daha grmemi) olmas yd . Ona yakla)mak iin hibir giri)imde bulunmamay sz vermi)ti. Fakat, bir )ey sylememekle beraber Felicien'i kendisine yakla)mak iin her areye ba) vuraca% na gveniyor; halbuki, Clos - Marie bo) duruyor, Felicien, oran n ars z otlar zerinde yrmyordu bile. On be) gn iinde gece saatlerinde, onun glgesini bir kez bile, grmemi)ti. Bu, inanc n sarsm yordu: 152 Gelmedi%ine gre, demek ki, mutluluklar n sa%lamakla u%ra) yordu. Ama, hayreti art yor, bir endi)e ba)lang c ile kar ) yordu. Sonunda, bir ak)am, i)lemecilerin evinde, ak)am yeme%ine geti; sonra, Hubert, acele bir i) bahanesiyle soka%a k nca, Hubertine, mutfakta,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique'le yaln z kald . Gzleri nemli, gen k z n gururlu metinli%inden duygular m z uzun uzun ona bak yordu. Kalplerinden ta)an )eylere kar) n on be) gndr tek kelime konu)muyorlard ; Hubertine, yemininde durmak iin, k z n gsterdi%i bu dayan kl l kta ve bu drstlkten duygulan yordu. Ani bir )efkatle kollar n at , gen k z, onun kuca% na at ld , sessizce kucakla)t lar. Sonra Hubertine, konu)mak olana% n bulunca. Ah! Zavall yavrum dedi, seninle yaln z kalmak iin bekledim, bilmem gerek... Her )ey bitti, bsbtn bitti. Angelique, tela)la aya%a kalkm ): Felicien ld! diye hayk rm )t . Hay r, hay r. Madem gelmiyor, demek ld! Bunun zerine, Hubertine,alay n ertesi gn onu grd%n, Monsenyrn izni olmad ka bir daha ortada gzkmemesini ondan da istedi%ini anlatt , bu, kesin bir uzakla)t rma idi, nk Hubertine onlar n evlenmelerinin olanaks zl % n biliyordu. Gnn birinde kendisiyle evlenemeyece%ini; bu zavall saf, cahil k z ba)tan karmakla kt bir harekette bulundu%unun Felicien'e kan tlam ) onu altst etmi)ti; Felicien de, namussuzca davranmaktansa, Angelique'i bir daha grmemeyi, kederinden lmeyi tercih edece%ini sylemi)ti. Ayn gnn ak)am , her )eyi babas na itiraf etmi)ti. Hubetine, devam etti: O kadar metinsin ki, seninle a k a k konu)uyorum... Ah! bilsen, cicim, yre%in yanarken bu kadar gururlu, bu kadar gayretli davrand % n , sustu%unu, ne)elendi%ini grdke sana ne kadar ac 153yorum, seni ne kadar takdir ediyorum... ama daha cesaretli olman gerek ok, ok cesaretli... Bugn %leden sonra, rahip Cornille'e ras-geldim. Her )ey bitti. Her )ey bitti. Monsenyr istemiyor. Bir gzya) buhran bekliyordu, halbuki, Angelique'in sapsar kesilip, gayet sakin, tekrar yerine oturdu%unu grnce hayret etti. Me)e a%ac ndan eski yemek masas n n st toplanm )t , bir lamba, antika oturma odas n ayd nlat yor, ierinin sessizli%ini ibri%in hafif f k rt s ndan ba)ka hibir )ey bozmuyordu. Anne, biten hibir )ey yok... Anlat n bana, bu i) madem ki benim i)im, %renmeye hakk m var, de%il mi ya?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubertine, baz ayr nt lar bu cahil k zdan gizlemeye devam ederek, rahipten i)itti%i )eylerin uygun grdklerini anlat rken, Angelique, onu dikkatle dinledi. Monsenyr, o%lunu yan na a% rd % ndan beri, heyecan iinde ya) yordu. Kar s n n lmnn ertesi gn onu uzakla)t rd ktan yirmi y l, yzn grmemeye katland ktan sonra, )imdi, genli%inin en gl ve parlak devrinde,' lmne a%lad % kar s n n canl rne%i halinde, ayn ya)ta onun sar ) n ve zarif gzelli%ine sahip, kar) s nda buluyordu. O uzun srgn, anas n n hayat na mal olan ocu%a kar) besledi%i bu h n, ayn zamanda, bir ihtiyat tedbiri idi de. Bunu duymuyor, azminden dnd%ne hay flan yordu. Ya)l l k, yirmi y l sren dualar, Tanr ya s % n ) , hibir)ey, onun varl % ndaki eski insan ldrmemi)ti. Kendi teninden olu)an bu ocu%un, lganca sevdi%i kar s n n teninden bu paran n, glmseyen mavi gzleriyle kar) s na dikilmesi lmn dirildi%i varsay m yla, kalbinin atlayacak derecede arpmas na yeterli gelmi)ti. G%sn yumruklar yla dvyor, etkisiz kalan ile ortas nda h k r klarla a%l yor, kad n tad n alanlara, kad nla aralar nda kan ba%lar n koruyanlara rahipli%in yasak edimesini hayk ryordu. Rahip Cornille. bunlar , Hubertine'e elleri titriyerek, yava) sesle anlatm )t . Esrarl sylentiler dola) yordu, Monseyrn, ak)am ka154 ranl % ker kmez odas na kapand % , a% zdan kula%a f s ldan yordu; mcadeleyle, gz ya)lar yla incemelerle dolu geceler geiriyor, bunlar n pedelerden bo%ukla)an )iddeti, btn piskoposluk kona% n korkutuyordu. Monsenyr, unuttu%unu, a)k n yendi%ini sanm )t ; fakat bu a)k, vaktiyle mthi) olan bu adamda, efsanevi serdarlar n neslinden gelen bu macera adam nda, bir f rt na )iddetiyle tekrar dinliyordu. Her ak)am, diz kyor, ciddi bir gururla zlerek, lmne a%lad % kar s n n hayalini uzakla)t rmaya u%ra) yor, onun )imdi, tabutunun iinde toz haline gelmi) olaca% n d)nyordu. Halbuki, o, olgun erkeklere zg delice bir a)kla sevdi%i ok gen ya) ndaki iek kadar latif ve gsteri)li haliyle, dipdiri aya%a kalk yordu. lmnden ertesi gnndeki gibi, i)kence, btn )iddetiyle tekrar ba)l yordu; onu elinden alan Tanr ya kar) ayn isyanla ona a%l yor, onu zlyordu; ancak, )afak skerken sakinle)iyor, kendi nefsine kar) kmseme dnyaya kar) tiksinti dolu, bitkin halde kal yordu. Ah! bu

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ihtiras, bu ifrit! #lahi a)k n n derin huzuruna gmlmek iin, o ifritti, elinden gelse ezecekti! Monsenyr, odas ndan k nca, eski ciddi tavr n , hafif bir solgunlukla koruyan sakin ve gururlu yzn tekrar tak n yordu. Felicien a)k n itiraf etti%i sabah, hibir sz sylemeden onu dinlemi)ti, o kadar kendine hakim olmu)tu ki, k l bile k p rdamam )t . O%luna bak yor, onu bu kadar gen, bu kadar gzel, bu kadar ate)li grdke, bu a)k divaneli%ini iinde kendinin de o kadar st rap duydu%u dertten onu kurtarmak iin, mutlak bir kararl l k ha)in bir his duyuyordu. #htiras , kendi nefsinde ldrmek istedi%i gibi o%lunda da ldrecekti. Bu )airane macera, onu bsbtn zyordu. Ne demek! Yoksul bir k z, isimsiz bir k z, bir ay ) % alt nda gze arpan, efsanedeki narin bakire )ekline sokulan ryada tap n lan bir i)lemeci k z! Nihayet, bir kelimeyle yan t vermi)ti: Asla! Felicien onun dizlerine kapanm ) yalvarm ), kendi davas n , Angelique'in davas n savunmu)tu. O zamana kadar, babas n n yan na hep titiriyerek yakla)m )t , gzlerini kald r p onun mbarek yzne bakmaya hala cesaret edemeden, mut155lulu%una engel olmamas iin yalvar yordu. nemsiz nemsiz konu)uyor, ortadan kaybolaca% n , kar s n al p kimsenin bir daha yzlerini grmeyecekleri kadar uza%a gtrece%ini byk servetini kiliseye b rakaca% n sylyordu. Kimse taraf ndan bilinmeyen bir insan olarak kalmak, yaln z sevilmek ve sevmek istiyordu. O zaman, Mon-senyr'n vcudu bir rperti ile sars lm )t . Voincourt'larla sz kesmi)ti, asla bu szn geri almayacakt . Felicien, o zaman, kendinden gemi), mthi) bir fkeye kap ld % n hissetmi) yanaklar n k zartan kan dalgas ndan a ktan a %a isyan ederek gnaha girmekten korkmu) ekilip gitmi)ti. Hubertine szn )yle bitirdi. Yavrum, gryorsun ya, art k o delikanl y d)nmemek gerek, yle ya, herhalde, Monsenyr'n iradesine kar) gelmek istemezsin... Ben, btn bunlar tahmin ediyordum. Ama, olaylar n konu)ulmas n , engelin, benim taraf mdan gelmemesini tercih ederim. Angelique, ellerini dizleri zerinde birle)tirmi), o sakin edas yla dinlemi)ti. Pek pek, gzlerini uzun aral klarla karp )t r yor, sabit bak )lar yla o sahneyi, Felicien'in, Monsenyr'n dizlerine kapa-n ) n , bir sevgi ta)k nl % ile, kendisinden szedi)ini, gryordu. Hemen yan t vermedi, ibri%in hafif f k rt s n n sustu%u mutfaktaki l yan t ortas nda, d)nmeye devam

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ediyordu. Gzlerini indirdi, lmban n ) % nda nefis bir fildi)i rengi alan ellerine bakt ; sonra, dudaklar nda, o yenilmez inanc n glmsemesi ile, yaln zca )u szleri syledi: Mademki Monsenyr olmaz demi), o halde beni tan mak istiyor. Angelique, o gece hi uyumad . Piskoposun, kendisini grnce raz olaca% d)ncesi, zihnini dolduruyordu. Bu d)ncede ki)isel kad n gururu yoktu, a)k n mutlak kudretini duyuyordu, Felicien'i o kadar fazla seviyordu ki. bu sevgisi herhalde yznde gzkecekti; babas , onlar mutsuz etmekte srar edemeyecekti. Geni) yata% n n iinde belki yirmi kez dnd, bu )eyleri kendi kendine tekrarlad , durdu. 156 Kapal gzlerinin nnden, Monsenyr'n hayali geiyordu. Belki de, bekledi%i mucize ondan ve onun taraf ndan gelecekti. D )ar da, s cak gece uyukluyordu, Angelique, sesleri i)itmek, a%a-lar n, Chevrotte deresinin, katedralin, hatt, dost glgelerle dolu kendi odas n n ne nerdi%ini duymak iin, kulak kabart yordu. Fakat, her taraf u%ul-duyor, kulaklar na belirli bir )ey eri)miyordu. Bir trl gelemeyen kesin hkmden sab rs zl k duymaya ba)l yordu. Uykuya dalarken, adeta bilinsizce: Yar n, Monsenyrlerle konu)aca% m, dedi. Uyand % zaman, yapaca% giri)im, kendisine olduka sadece ve ok gerekli grnd. Bu, saf ve cesur bir ihtiras, kahramanl k, byk ve ma%rur bir olayd . Angelique, her cumartesi gn, ak)am be) sular nda, piskoposu, Hautecoeur mihrab nnde diz kt%n, orada neslinin ve kendi gemi)ine gmlerek, yan ndaki btn papazlar n sayg gsterdikleri bir yaln zl k iinde, tek ba) na dua etmekten ho)land % n biliyordu; tesadf, gnlerden de cumartesi idi. Angelique, abucak karar n verdi. Piskoposluk kona% na giderse, belki onu kabul etmezlerdi; stelik, oras her zaman kalabal kt ; belki de ne syleyece%ini )a) rd ; halbuki, kilisede beklemek ve Monsenyr gzkr gzkmez, kendini ona tan tmak ok kolayd . O gn, her zamanki dikkati ve sakinli%i ile nak ) i)ledi; iste%ine kararl l kla sar lm ), yapaca% hareketin iyili%inden emin, hi heyecanlan-m yordu. Saat drde gelince, Gabet anay yoklamaya gidece%ini syledi, mahallede dola)maya kt % zamanlardaki giysisiyle, ba) n-da, )eridini geli)i gzel ba%lay verdi%i bir bahe )apkas yla, evden kt . Sola dnm)t, Saint-Agnes kap s n n pamuklu perdesini itti, perde, arkas ndan, bo%uk bir sesle kapand .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Kilisede kimse yoktu, yaln z, Saint-Joseph mihrab n n bir gnah kartma yerinde gnah kartmaya gelmi) bir kad n oturuyor, ancak, siyah ete%inin ucu, d )ar ya sark yordu; o ana kadar gayet sakin olan Angelique, ad mlar n n hafif grltsnn yank land % n duydu%u bu kutsal, so%uk ss zl % n iine girince, titremeye ba)lad . Yre%i 157niin byle s k l yordu? Kendisini ne kadar metin sanm )t , mutlu olmay istemekte yerden g%e kadar hakl oldu%unu d)nerek, ne kadar rahat bir gn geirmi)ti! (imdi, ne yapaca% n bilemiyor, bir sulu gibi yz sarar yordu! Hautecoeur mihrab na sokuldu, orada, parmakl %a dayan p durmak zorunda kald . Bu mihrap, roman biimi antika mihrap k sm n n en gmk, en lo) mihraplar ndan biriydi. Kaya iine oyulmu) bir lahit gibi, dar ve plak, bas k kubbesinin kabartmalar ndan olu)an ssleriyle, yaln z renkli camdan pencerenin, ) % yla ayd nlan yor, penceredeki Saint-Georges efsanesinin say s fazla olan k rm z camlar yla mavi camlar , leylak rengi bir alacakaranl k dkyordu. zerinde hibir ss bulunmayan, beyazl -.siyahl mermerden mihrap, #sa betimlemesiyle ve iki ift )amdan yla bir lhdi and r yordu. Duvarlar n teki k s mlar mezar ta)lar yla kapl idi; yukar dan a)a% gml ta)lan zamanla kemirilmi)ti, derin kaz l harflerle yaz lm ) kitabeleri, hl okunuyordu. Angelique, nefesi kesilerek, hl bekliyordu. Bir kilise hizmetkr geti, onu, bu parmakl % n iine yap )m ) durumda, grmedi bile. Gen k z, gnah kartma yerinde oturan kad n n d )ar sarkan ete%ini hl gryordu. Gzleri alacakaranl %a al ) yor, kendili%inden kitabelere gidiyordu, sonunda harfleri, seti. V. Jean la Grand, III. Raul, VIII. Herve gibi birtak m isimler, dikkatine arp yor, zihninde, Hautecoeur )atosunun efsanelerini canland r yordu. #ki isme daha, La-urette'le Balbine'in isimlerine rasgeldi, heyecan iinde, gzleri ya-)aracak kadar etkilendi. Bunlar, mutlu len kad nlar n isimleriydi, ni)anl s yla bulu)maya giderken bir ay ) % ndan yere d)en Laurette'le, sava)ta ld%n sand % kocas n n dnp gelmesi zerine, sevincinden lg na dnen Balbine'di, ikisi de, geceleri geliyorlar, )atoyu gzel fistanlar n n beyaz kanad yla ku)at yorlard . Angelique, harabeleri gezmeye gitti%i gn, ak)am n, soluk klrengi alacakaranl % nda, onlar n, kulelerin tepesinde sal nd klar n grm) de%il miydi? Ah! kendisi de, onlar gibi, on alt ya) nda, gerekle)en hl-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

158 yas n n verdi%i mutluluk iinde lebilse, ne kadar ho)nut olacakt ! Kubbeler alt nda yank uyand ran byk bir grlt onu rpertti. Bu, SaintJoseph mihrab n n gnah kartma yerinden d )ar k p kap y rten papaz n yapt % grlt idi. Angelique, gnah kartan kad n gremeyince )a) rd , kad n gitmi)ti bile. Sonra, papaz da, camegh taraf ndan ekilip gidince, gen k z, kilisenin engin ss zl % iinde, kendini yapayaln z buldu. Pasl mente)elerinin zerinde a-t rd yan khne, gnah kartma yerinin gk grltsn and ran bu gmbrtsn duyunca, Monsenyrn yakla)makta oldu%unu sanm )t . Beklemeye ba)layal , neredeyse yar m saat olacakt , halbuki Angelique, bu yar m saatin nas l geti%ini duymam )t bile, heyecan , dakikalar al p gtryordu. Gzleri, yeni bir isme tak lm )t , Philippe le Bel'in bir nezrini yerine getirmek iin, elinde bir mumla, Filistin'e giden III. Felicien'in ad idi bu. Angelique'in yre%i arpt , bunlar n hepsinin neslinden olan VII. Feficien'in, delice sevdi%i, delice sevildi%i sar ) n senyrn gen ba) gznn nne geliyordu. O zaman, gururdan ve korkudan )a)k na dnyordu. Mucizenin gerekle)mesi iin, kendisinin oraya gelmi) bulunmas mmkn myd? Kar) s nda, daha yeni bir tarihten, geen yzy ldan kalma bir mermer levha vard , zerinde, siyah . harflerle, )unlar okuyordu: "Miranda ve Rouvres prensi, Ferrieres, Montegu, Saint Marc ayn zamanda Villemareuil kontu, Combeville baronu, Morainvilliers senyr, kral n drt rtbeli )valyesi, kral ordular naibi, Normandie valisi, avc ba) ve yaban domuzu avc tak m genel komutan unvan na haiz, Hautecoeur Markisi Ogier, Louis, Nor-bert." Bunlar, Felicien'in byk babas n n unvanlar yd ; Angelique, o ok sade i)i giysileriyle, parmaklar i%ne yaralar yla delik de)ik, bu lnn torunlar yla evlenmeye gelmi)ti. Hafif bir grlt, d)eme ta)lan stnde, ancak sessizlikten olu-(an, bir grlt oldu. Angelique dnd, bekledi%i y ld r m gmbrts i)itilmeden bu sessiz yakla)ma onu )a)k nl k iinde b rakt . 159 Monsenyr, irice burnuyla, hl genli%ini koruyan )ahane gzleriyle, solgun benziyle, olduka uzun boylu, ok asl, mihraba girmi)ti. Siyah parmakl %a dayanm ) duran gen k z , nce grmedi. Sonra, mihraba do%ru e%ildi%i s rada, onu, nnde, ayaklar n n dibinde buldu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, dizleri bklerek, hrmetten ve korkudan bitkin bir halde,-iki dizi stne d)m)t. Monsenyr ona Tanr gibi, mukadderat n n mutlak hakimi gibi mthi) grnyordu. Fakat, yre%i metindi hemen konu)tu. Ah, monsenyr, geldim ki... Monsenyr, do%rulmu)tu. Onu hat rl yordu. Alay gn, pencerenin nnde oturdu%unu grd%, sonra, kilisede, bir iskemle zerine k p ayakta duran gen k zd bu, o%lunun deli gibi sevdi%i kk i)lemeci k zd . Tek kelime sylemedi, tek hareket yapmad . Dimdik, kaskat , bekliyordu. "Ah, Monsenyr, geldim ki, beni grebilesiniz... Beni istemediniz, ama, tan m yordunuz. #)te buraday m, beni yine uzakla)t rmadan nce, bak n... Ben, seven ve sevilen bir k z m, ba)ka hibir )ey de%ilim, bu a)k n d ) nda hibir )ey de%ilim, bu kilisenin kap s nda bulunmu) yoksul bir k zca% zdan ba)ka hibir )ey de%ilim... Ayaklar n z n dibinde ne kadar kk, zay f, ne gereksiz gryorsunuz. E%er sizi rahats z ediyorsam, beni uzakla)t rman z kolayd r. Bir parma% n z oynatsan z beni mahvetmenize yeter... Ama, ne kadar gz ya) dkerim! Ist rab n ne oldu%unu bilmek gerek. O zaman insan merhametli olur... Dvam ben kendim istedim, Monsenyr. Cahil bir k z m, yaln zca, sevdi%imi ve sevildi%imi biliyorum... Bu kadar yetmez mi? Sevmek, sevmek ve sevdi%ini sylemek, yetmez mi? Kesik kesik, g%s geirerek devam ediyor, bir sadelik, gitgide artan bir ihtiras ata% iinde, derdini, oldu%u gibi anlat yordu. A)k n itiraf yd bu. Bu cesaret gsteriyordu, nk iffetliydi. Yava) yava), 160 ba) n kald rm )t . Sevi)iyoruz, Monsenyr. Kendisi, bu i)in nas l olabildi%ini size elbette anlatm )t . Ben, ok kez bu soruyu kendi kendime sordum da, yan t n bulamad m. Sevi)iyoruz, e%er bu bir susa, affedin, nk, uzaktan geldi, etraf m z ku)atan a%alardan, ta)lardan geldi. Onu sevdi%imi anlad % m zaman, art k sevmemezlik edemezdim, i) i)ten gemi)ti... (imdi, bunu istemek mmkn mdr? Onu evinizde tutabilirsiniz, ba)kas yla evlendirebilirsiniz, ama, beni sevmesine engel olamazs n z. Bensiz kal rsa lr, ben de onsuz lrm. Yan mda de%ilken bile hl yan mda oldu%unu, hi ayr lmad % m z , birbirimizin kalbini beraber gtrd%mz hissediyorum. Gzlerimi ka-pasam onu gryorum, o benim iimde... Siz,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bizi, byle birle)mi)ken mi zorlayacaks n z? Monsenyr, Tanr sal bir )ey bu, bizi sevi)mekten al koymay n. Monsenyr, sade i)i, bu ok krpe, ok basit, demet kadar kokulu k za bak yordu. Gitgide glenen, cazibeli ve etkili bir sesle, a)k n anlat ) n dinliyordu. Fakat, Angelique'in ba) ndaki bahe )apkas omuzlar na kayd , ayd nl k salar , yzn, has alt ndan bir hle ile ku)att ; gen k z, ona, ihtiras iinde, narin, ilkel, mevzun edas yla, co)kun bir safl kla, eski dua kitaplar ndaki efsanevi bakirelerden biri gibi grnd. Ac y n, Monsenyr... Her )ey sizin elinizde, izin verin, mutlu olal m. Yalvar yor, onun, hl tek kelime sylemeden, tek hareket yapmadan, bu kadar so%uk durdu%unu grerek, ba) n tekrar e%iyordu. Ah! ayaklar n n dibinde duran bu heyecanl ocuk, nnde e%ilmi) ensesinden ykselen bu genlik kokusu! Orada, vaktiyle delice pt%, ufac k sar ) n peremleri tekrar gryordu. Yirmi y l ileden sonra, hl ona azap veren kad n da da bu mis kokulu genlik, bir zambak gururu ve zarifli%i ta) yan bu boyun vard . Yeniden do-. 161 .%uyordu, h k ran, sevdaya kar) merhametli olmas n yalvaran o idi. Angelique, a%lamaya ba)lam )t , fakat, yine devam ediyor, her )eyi anlatmak istiyordu. Hem, Monsenyr, yaln z onu sevmiyorum, isminin asaletini de, )ahane servetinin grkemini de seviyorum... Evet, biliyorum, bir hi oldu%um iin, onu, paras ndan dolay istiyormu) gibi grnyorum; do%rudur, onu, paras iin de istiyorum... Bunu size sylyorum, nk beni tan man z gerek... Ah! onun sayesinde zengin olsam, onunla beraber zengin olsam, lksn rahatl % ve grkemi iinde ya)asam, btn zevkleri ona borlu olsam, a)k m zda serbest olsak, etraf m zda hi gz ya) , hi sefalet b rakmasak!... O beni sevdi%i andan beri, kendimi, eski zamandaki gibi, dibalar giymi) gryorum; boynumda, bileklerimde, dizi dizi mcevherler, inciler var; atlar m, arabalar m var, pe)im s ra nedimlerle yaya gezindi%im byk korkular m var... Onu ne zaman d)nsem, mutlaka bu hlyaya dal yorum; kendi kendime, bunlar n byle olmas gerekir, diyorum. O benim, kralie olmak iste%imi yerine getirdi. Monsenyr, o, benim btn ocukluk isteklerimi, peri masallar ndaki mucizeli alt n ya%murlar n gerekle)tirecek diye onu daha fazla sevmek irkin bir )ey mi?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Monsenyr, onu, sadeli%i iinde, bir prenses kadar gzel ve grkemli edas yla do%rulmu), ma%rur bulunuyordu. Bu halinde de, tekine benziyordu, ayn iek inceli%i, glmsemeler kadar parlak ayn gz ya)lan bunda da vard . Gen k zdan, sarho)luk veren bir etki ykseliyor, Monsenyr, bunun l k rpertisinin yzne do%ru ykseldi%ini duyuyordu; bu, geceleri, kendisini, h k ra h k ra dua krssne f rlatan iniltileriyle, piskoposluk kona% n n dindar sessizli%ini bozdurtan, ayn an rpertisi idi. Bir gece nce, sabah n ne kadar, yine mcadele etmi)ti; )imdi bu a)k maceras , bylece kurcalanan bu ihtiras, )ifas z yaras n derinle)tiriyordu. Fakat, duygusuzlu%un gerisinde, hibir )ey gzkmyor, kalbin at )lar n yenmek iin yapt % 162 mcadele abas n , hibir )ey belli etmiyordu. Kan n damla damla ak t yordu, ama, onun akt % n kimse grmyordu; yaln z, daha soluyor, daha susuyordu. O zaman, bu inat sessizlik, Angelique'i s k nt ya d)rd, k z, daha fazla yalvarmaya ba)lad . Kendimi sizin ellerinize b rak yorum, Monsenyr. Merhamet edin, hayat m hakk nda karar n z verin. Monsenyr hl konu)muyor, sanki kar) s nda, korkun bir grkemle daha bym) gibi, ona deh)et veriyordu. Iss z katedral, art k kararan yan cepheleriyle, iinde gn ) % n n snmekte oldu%u yksek kubbeleriyle, beklemenin st rab n daha o%alt yordu. Mihrapta, mezar ta)lar bile seilemiyordu, yaln z, siyah cbbesiyle, ) % yaln z o korumu) etmi) gibi beyaz, uzun yzyle, Monsenyr'den ba)ka bir )ey yoktu. Angelique, onun gzlerinin par ldad % n , gitgide artan bir parlakl kla kendi zerinde tak l p kald % n gryordu. O gzleri byle ) ldatan fke miydi? - Monsenyr, e%er gelmemi) olsayd m, cesaretsizli%im yznden, ikimizi de, mutsuz etti%im iin, sonsuza dek mutsuz olacakt m... Syleyin, yalvar r m size, syleyin, geli)imle iyi etti%imi, raz oldu%unuzu syleyin. Bu ocukla tart )mak neye yarard ? Red yan t n z o%luna sylemi)ti, yeterdi. Bir )ey sylememesi, syleyecek bir )eyi olmad % n sanmas ndand . Angelique, bunu herhalde anlad , ayaklar n n ucuna basarak ykselmek, Monsenyrn ellerini pmek istedi. Fakat o, ellerini )iddetle geri ekti; Angelique, onun solgun yznn, birdenbire, kan dalgas hcumuyla

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

k zard % m grnce, korktu. Monsenyr... Monsenyr... Sonunda, Monsenyr, dudaklar n aralad , ona, bir tek kelime syledi. 163 Asla! O gn, duas n bile etmeden, ekildi, gitti. Vakur ad mlar , mihrap dairesinin stunlar arkas nda kayboldu. Angelique, d)eme ta)lan zerine d)t, kilisenin bo), ulu ses- J sizli%i ortas nda, derin h k r klarla uzun uzun a%lad . XI Hemen o ak)am, mutfakta, sofradan kalkt ktan sonra, Angelique, Hubert'lere itirafta bulundu, piskoposa yapt % ba)vuruyu, ondan ald % olumsuz yan t , anlatt . Yz sapsar , fakat kendisi olduka sakindi. Hubert ok etkilendi. Nas l! Sevgili yavrusu, st rap ekmeye mi ba)lam )t ? O da m kalbinden vurulmu)tu? Hubert'in, onunla ayn ihtiras ortakl % iinde, en kk solukta, ikisini de, kolayca heyecanland ran o mavera hummas iinde, gzleri dolu dolu oluyordu. Ah! Zavall yavrucu%um, bana niin dan )mad n? Seninle beraber giderdim, belki de Monsenyr yumu)at rd m. Hubertine, bir bak )la onu susturdu. Sahiden samal yordu. Bu olanaks z evlenmeyi unutmak iin, bu f rsattan yararlanmak daha iyi de%il miydi? Gen k z kollar aras na ald , )efkatle aln ndan pt. Eh, art k bitti mi cicim, gerekten bitti mi? Angelique, nce anlamam ) gibi grnd. Sonra, kelimeler uzaktan akl na geldi. Bo)lu%u ara)t r r gibi, nne bakt , yan t verdi. Elbette, anne. Gerekten, ertesi gn, tezgh n n ba) na oturdu, do%al haliyle, nak s n i)ledi. #lk zamanlardaki hayat tekrar ba)l yordu, gen k z, 164 st rap ekmiyor gibi grnyordu. Zaten, hibir imal sz sylemiyor, pencereye bir gz bile atm yordu, renginin solgunlu%undan belli belirsiz bir iz kalm )t . Fedakrl % yapm ), tamamlam ) grnyordu. Hubert bile buna inand , Hubertine'in ak ll hareketine hak verdi; Felicien'i uzakla)t rmaya al )t ; delikanl , babas na isyana henz cesaret edemiyor, Angelique'i grmeye u%ra)mamakla beraber, bek-liyece%ine ili)kin verdi%i sz tutmayacak derece ate)leniyordu. Gen k za mektup yazd ,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

mektuplar al p saklad lar. Bir sabah eve geldi, kar) l yan Hubert oldu. #)lemeci, k z n n, derdini avutucu bir sessizlikle iinde bulundu%unu syleyerek, drst davranmas n , onu, geen ayki korkun heyecana srklememek zere ortadan kaybolmas n rica etti%i zaman, delikanl , s k nt s n o kadar belli etti ki, konu)malar ikisini de ayn derecede etkiledi. Felicien, tekrar sabretmeye karar verdi; fakat, gen k za verdi%i sz geri almaktan )iddetle ka nd , yaln z a ktan a %a bir isyan nlemek amac yla haftada iki kez evlerine ak)am yeme%ine gitti%i Voincout'larla olan i)i, kendi haline b rakacakt . Giderken, kendisini grmemek azab na niin katland % n Angelique'e anlatmas n Hubert'den rica etti. Yaln z onu d)nyordu, btn yapt % hareketlerin onu kazanmaktan ba)ka hedefi yoktu. Kocas bu konu)may kendisine aktard % vakit, Hubertine cidd bir tav r tak nd . Bir an sustuktan sonra: Onun syledi%i )eyi ocu%a syleyecek misin? Sylemem gerekir. Hubertine, dikkatle onun yzne bakt , sonra: Vicdan n nas l emrediyorsa yle yap... Dedi. Yaln z, Felicien, kendini aldat yor, sonunda, babas n n iradesine boyun e%ecek, ne olursa bizim sevgili k z m za olacak, o lecek. Bunun zerine, Hubert, ok endi)elenerek, hibir )ey sylememeye raz oldu. Zaten, kar s , Angeli'que'in sakin hali onun dikkatini 165ektike, her gn, bir para daha ii rahat ediyordu. Gryorsun ya, yara kapan yor... K z unutuyor. Unutmuyordu; o da, yaln zca bekliyordu. Her trl insanca midi lm)t, yine mucize d)nmeye ba)lam )t . E%er Tanr , onun mutlu olmas n istiyorsa, kesinlikle bir mucize olacakt . Kendini Tanr n n ellerine s ralamas yeterdi; Monsenyr taciz etmek suretiyle Allah' n iradesini zorlamaya yeltendi%i iin, bu yeni s navla cezaland % n san yordu. Gufran olmazsa, yarat k, zay f, zaferden ciz kal rd . Angelique'in gufran gereksinimi, onu tekrar alak gnll, yaln z grnmez lemden yrd m ummaya sevkediyor, gen k z, art k bir hareket yapm yor, etraf na yay lan esrarl gzleri hareketlerinde serbest b rak yordu. Her ak)am, lmban n ) % nda La Le%ende Doree'nin o antika nshas n tekrar okumaya ba)lad ; safdil ocukluk a% ndaki gibi, bundan hayranl k duyuyor; bilinmez lemin, saf

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ruhlar n zaferinde s n rs z bir kudrete sahip, oldu%una emin bulundu%u iin, hibir mucizeden )phe etmiyordu. Tesadf, katedralin yorganc s , Monsenyrn piskoposluk taht iin, Hubert'lere ok ssl dokuma bir pano smarlamaya gelmi)ti. Bir buuk metre eninde, metre boyunda olan bu pano, dipteki kaplamaya gmlecekti, bir elenk tutan, iki mele%i betimliyordu, e-lengin alt na da, Hautecoeur'lerin armas vard . ok hnere ve byk bir beden glne ihtiya gsteren, hafif kabartma bir nak )la i)lenmesi gerekiyordu. Hubrt'ler, Angelique'i yormak korkusuyla hele, haftalarca, iplik iplik, bu armalar i)ledi%i kadar, an lar n ya) yarak kederlenmesi korkusuyla, nce, geri evirmi)lerdi. Fakat; o fkelenmi), sipari)i kabul etmi)ti, her sabah, ola%anst bir enerji ile i)e koyuluyordu. Sanki, kendini yormakla mutlu oluyor, sakin olmak istedi%i iin, vcudunu y pratmak gereksinimi duyuyordu. Bu eski zaman atelyesinde, hayat, hep ayn )ekilde ve dzenli devam ediyordu; sanki, orada yrekler bir aral k daha h zl atmam )t . 166 Hubert tezghlarla u%ra) rken, resim izer, nak )lar gerer ve -zerken, Hubertine, Angelique'e yard m ediyordu, ak)am olunca, ikisinin de parmaklan bitkin bir halde kal yordu. Melek betimlemeleri ssleri iin, her rne%i birok paralara ay rmak gerekmi)ti, her paray ayr ayr i)liyorlard . Angelique, byk k nt lar belli etmek iin, bir )i)le, kal n iplik sal yor, sonra, ters ynde, Britanya ipli%i ile kapl yordu; sonra, nevrekn oyma makas gibi kullanarak, bu iplikleri dzeltiyor, meleklerin kaftanlar n indiriyor, sslerin ayr nt lar n belli ediyordu. Bu, tam anlam yla bir heykeltra) i)i idi. Sonra, )ekil ortaya k nca, Hubertine'le ikisi, s rma telleri at yorlar, sprge p ile dikiyorlard . E)siz bir gzellik ve parlakl k ta) yan, is karal atelyenin ortas nda gne) gibi p r ldayan, ba)tanba)a s rma, bir hafif kabartma idi, bu; z mbalar, keskiler, tokmaklar, ekiler, btn eski aletler, yzy ll k dzenleriyle s ralan yorlard ; tezghlar n stnde, kr kla k r nt sepeti, yksklerle i%neler dola) yorlard ; reke, el kr % , gz kasna% , paslan p durduklar k)ede, a k pencerelerden giren engin sessizli%in ortas nda uyukluyor gibi idiler. Gnler geti; balmumla)m ) kal n iplikler aras ndan s rma geirme o kadar zordu ki, Angelique, sabahtan ak)ama kadar i%ne k r yordu. Bedeni ve akl ,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

art k d)nemeyecek derecede ba)tan ba)a bu etin i)e gmlm) gibi idi. Saat dokuz olur olmaz yorgunluktan y k l yor, yat yor, kur)un gibi a% r bir uykuya dal yordu. #)ten, bir dakika bo) kal r kalmaz, Felicien'i gremedi%ine )a) yordu. Onunla bulu)mak iin bir giri)imde bulunmamakla beraber, kendi yan nda bulunmas iin onun her )eyi i%neyip gemesi gerekti%ini d)nyordu. Fakat, onun bu kadar uslu davranmas n do%ru buluyordu; e%er i)leri aceleye getirmek isterse, onu payl yacakt . Herhalde o da mucizeyi bekliyordu. (imdi, Angelique, bu biricik )eyi bekleyerek ya) yor, her ak)am, ertesi gn mucizenin olaca% n umuyordu. O ana kadar, isyan etmemi)ti. Ama bazan ba) n kald r p bak yordu; ne o, hl bir )ey yokmuydu? Sonra, i%nesini gle bat r yor, ufac k elleri 167kan yordu. #%ne, atlay p bir cam gibi, sert bir sesle k r ld % zaman, Angelique, bir sab rs zl k hareketi bile yapm yordu. Hubertine, onun bu kadar srarla al )t % n grnce endi)elendi, ama) r zaman da geldi%i iin, panonun nak s n b rak p, bol gne) alt nda, bol faaliyet iinde, drt gn vakit geirmeye onu zorlad . S z lar ndan bir para nefes alan Gabet ana, sabunlama ve alkalama i)ine yard m edebilirdi. Clos-Marie'de deta bayram vard ; o y l, -a%ustos sonu, parlak gkyzyle, koyu glgelerle, grkemliydi; s%tlerin glgesiyle akar suyu buz kesilen Chevrotte deresinden, ho) bir serinlik ykseliyordu. Angelique ilk gn, ama) rlar tokmaklay p suya bast rarak, rma% n, karaa%alar n, y k nt halindeki de%irmenin, otlar n, an larla dolu btn o dost )eylerin zevkini kararak, ok ne)eli geirdi. Felicien'i nce, ay ) % nda gizemli, sonra suyun al p gtrd% entariyi kurtard % sabah ok cana yak n bir acemilikle, orada tan m ) de%il miydi? Her ama) r suda rpt ktan sonra, piskoposluk kona% n n vaktiyle kapal duran demir parmakl % na bir gz atmaktan kendimi alam yordu. Bir ak)am, Felicien'in kolunda, o parmakl % a)m )lard , belki de, gelip onu almak ve babas n n dizlerine kapanmaya gtrmek iin, oray birdenbire aacakt . Bu mit, etrafa sa lan kpkler ortas nda, yapt % byk i)e ne)e kat yordu. Fakat, ertesi sabah, Gabet ana, bir el arabas dolusu son ama) r da getirip Angelique'le beraber serdi%i s rada, bitmez tkenmez gevezeli%ine son verip, cidd bir eda ile: Haberiniz var m ? Monsenyr o%lunu evlendiriyor, dedi. Bir ar)af sermekle u%ra)an gen k z, sars nt n n etkisi alt nda yre%i burkularak, otlar n zerine diz kt.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ya, evrenin a%z nda... Monseriyrn o%lu, son baharda matmazel de Voincourt'la evlenecek... nceki gn, her i) yoluna ko-nulmu)mu). Angelique, dizst oturmu), kalm ) kafas n n iinde, )pheli bir 168 sr fikir u%ulduyordu. Habere )a)m yordu, onun do%ru oldu%unu seziyordu. Annesi onu uyarm )t , bunu beklemesi gerekti. Fakat, o ilk anda, byle dizlerinin ba% n zen )ey, Felicien'in, babas n n kar) s nda titriyerek, gnn birinde, bezip, tekiyle evlenebilece%i olas l % idi. O zaman, tapt % Angelique iin, kaybolmu) olacakt . Angelique, bu olas gere%i hi akl na getirmemi)ti. Felicien'i, grev alt nda boyun e%mi), baba sz. dinleme u%runda, ikisinin de felketine neden olmu) gryordu. Hl yerinden k m ldamadan, gzleri demir parmakl %a gitmi)ti, sonunda, iinden bir isyan ykseliyordu. Gidip parmakl klar sarsmak, oray t rnaklar yla amak, Felicien'in yan na ko)mak, boyun e%memesi iin, kendi cesaretiyle ona gayret vermek gereksinimi duyuyordu. (a)k nl % n gizlemek iin, yaln zca igd, Gabet anaya )u yan t veri)ine kendi de )a)t . Ya! Matmazel Claire'le evleniyor, demek... ok gzel, ok iyi bir k z oldu%unu sylyorlar... Ya)l kad n gider gitmez, Angelique, kesinlikle Felicien'i bulacakt . Bekledi%i yeterdi, onu grmemek iin etti%i yemini, ili)kisiz bir engeli k rarcas na, bozacakt . Onlar , ne hakla byle ay r yorlard ? Aralar nda sevi)tikleri katedral, serin sular, ya)l karaa%alar, her )ey ona a)klar n hayk r yordu. Madem ki, sevgileri orada bym)t, Angelique, boynuna sar l p ok uzaklara, art k bir daha kimsenin onlar asla bulamayaca% kadar uzaklara kamak iin, Felicien'i orada geri almak istiyordu. Son pe)kirleri bir al ya asm ) olan Gabet ana, sonunda: Tamam dedi. #ki saate kadar kurur... Ho)akal n, matmazel, art k bana gerek kalmad . (imdi, Angelique, ye)il otlar zerinde serili bu kar gibi beyaz ama) rlar aras nda, ayakta duruyor, bol rzgrda, ar)aflarla rtlerin rp nt s ortas nda, kalplerini derin bir safl kla birbirlerine verdikleri 169o gemi) gn d)nyordu. Felicien, niin onu grmeye gelmez olmu)tu? Bu randevuda, ama) r n bu ne)esi aras nda niin yoktu? Ama, birazdan, Angelique, onu kollan aras nda tutarken, yaln z kendisinin olaca% n iyi biliyordu. Felicien, gsterdi%i zaaftan dolay ona sitem etmesine

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bile gerek kalmayaca% n , mutluluklar n istemesi iin gzkmesi yetece%ini biliyordu. Felicien her )eyi gze alacakt , yeter ki, kendisi bir an sonra onunla bulu)sun. Bir saat geti, Angelique, hl, ama) rlar n aras nda, kendisi de gne)in gz kama)t r c yans mas yla bembeyaz, dola) yor, varl % nda belirsiz bir ses ykseliyor, byyor, onu oraya, parmakl %a gitmekten al koyuyordu. Angelique, bu ba)layan sava) kar) s nda r-kyordu. Ne idi bu? #inde, kendi iste%inden ba)ka bir )ey mi vard ? Oraya hi )phesiz d )ar dan eklenmi) olan ba)ka bir )ey, kendisine engel oluyor; ihtiras n gzel duruklu%unu altst ediyordu. #nsan n, sevdi%ine ko)mas ne kadar ho) bir )eydi; halbuki Angelique, bunu yapam yordu bile, )phenin azab , elini aya% n ba%l yordu; yemin etmi)ti, hem, sonra belki de kt bir )ey yapm ) olacakt . Ak)am st, ama) r kuruyup da Hubertine, toplamak iin yard ma geldi%i zaman, Angelique hl karar n verememi)ti, d)nmeyi geceye b rakt . Kollar ndan ta)an kar gibi beyaz mis kokulu ama) rlar gtrrken, art k ak)am karanl % na gmlmeye ba)l yan Clos-Marie'ye ortak olmak istemeyen dost bir do%a k)esine bakar gibi, endi)eli bir gz att . Angelique, ertesi gn, heyecan iinde uyand . Daha ba)ka geceler, onu hibir karara gtrmedi, geip gitti. Gen k z, ancak, sevildi%ine emin olduka sessizlik buluyordu. Bu d)nce sars lmam )t , Angelique o d)ncenin iinde, Tanr sal her )eye tahamml ederdi. Yeniden, merhamet nbetleri geiriyordu. En kk st rap kar) s nda ac ekiyor, gzleri, hep ta)maya haz r gzya)lar yla doluyordu. Mascart baba, ttn isteyip al yor, Chouteau'lar, ondan, reyok olmu)tu, bir ocuk mitsizli%ine d)yordu. Sonra, st rapl rp nma ba)lad . Angelique, nce, gururuna ba)vurdu: Felicien, art k kendisini sevmiyorsa, daha iyi idi! nk, Angelique, onu hl sevmeyecek kadar gururluydu. Kendi kendine yalan sylyor, kurtulmu) gibi yap yor, zerinde al )maya koyuldu%u Hautecoeur'ler armas n i)lerken, szde tasas zl ktan )ark lar m r ldan yordu. Fakat, kalbi, at-l yacak gibi )i)iyordu, Felicien'i hl sevecek kadar, daha, daha fazla sevecek kadar d)k oldu%unu kendi kendine itiraf etmek utanc n duyuyordu. Bir hafta sreyle, arma, parmaklar n n alt nda, birer birer do%duka, onu mthi) bir kedere gmd. Arma, paral e)ittendi, birinci ve drdnd paralar Jerusalem, ikinci ve nc

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

paralan Ha-utecceur haneleriydi, Jerusalem hanelerinde gm) zemin zerine kollan alt n bir salip, serpi)tirilmi) yine alt n drt kk ha vard ; Hautecoeur hanelerinde de, mavi zemin zerine alt n bir kale, ortada gm) zemin zerine kumlu bir levha armas , ikisi stte biri altta tane zambak vard . Mineler, kaytandan; madenler, alt n ve gm) s rmadan yap lm )t . Elinin titredi%ini hissetmek, bu armalar n par lt s ndan ya)larla bulanan gzlerini saklamak iin ba) n e%mek, ne ac kl haldi. Angelique, yaln z Felicien'i d)nyordu, ona, efsanevi asaletinin parlakl % iinde tap yordu. "Tanr isterse, ben de isterim", remzini, gm) s rmadan bir bandrol zerine siyah iplikle i)lerken, Felicien'in cariyesi oldu%unu, bir daha asla kendine sahip olamayaca% n anlad . Gzya)lar , grmesine engel oluyor, bir yandan da, bilinsizce, i%nesini kakma%a devam ediyordu. Ondan sonra, durum ac kl oldu, Angelique, yeis iinde sevdi, l-dremedi%i bu mitsiz a)k iinde rp nd , durdu. Hep, Felicien'e ko)mak, boynuna sar larak onu tekrar elde etmek istiyordu; her defas nda da mcadele yeniden ba)l yordu. Bazen, stn geldi%ini san yor, iinde byk bir sessizlik oluyor, kendisini, iste%inden vazgeen alak gnlll% ile, itaatli bir k z gibi diz km), ufac k, olduka sakin, bir yabanc y grr gibi grd%n san yordu. Bu, kendisi de%ildi, ol172 maya ba)lad , evrenin ve terbiyenin yeti)tirdi%i uslu k zd . Sonra, bir kan dalgas ykseliyor, onu sersemletiyordu; sa%l % , ate)li genli%i, gemi az ya alm ) kheylanlar gibi drt nala gidiyor; Angelique, gururu ve ihtiras yla, asl n n o ha)in bilinmezine tekrar gmlyordu. Niin itaat edecekti? Grev diye bir )ey yoktu, serbest istekten ba)ka bir. yoktu. Kama haz rl % na ba)l yor. Piskopos kona% bahesinin demir parmakl % n zorlamak iin uygun saati hesapl yordu. Fakat, pe)i s ra da, endi)e, sinsi bir huzursuluk )phenin azab , yine geliyordu. E%er kendini ktl%e kapt rsa, sonsuza dek vicdan azab duyacakt . Bu hangi yolu tutaca% n bilememek karars zl % imek onu, boyuna, a)k n n isyan ndan suun deh)etine f rlatan bu f rt na alt nda, saatler, gnler geiyor; Angelique, kalbini her yendike, biraz daha gszle)iyordu. Bir ak)am, Felicien'i bulmak iin evden ayr laca% s rada ihtiras na dayanma kudretini bulamamak tasas yla, birdenbire, o yard m gren kimsesiz ocuk kimli%i akl na geldi. Kimli%i dolaptan ald , yapraklar n evirdi, ate)li, susam )

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

halde, her yaprakta a)a% land % ndan dolay , kendini tokatlad . Ana baba belli de%ildi. Ad yoktu, yaln z bir tarih, bir de numara vard , yol kenar nda sren yabani ot kadar terk edilmi)ti! Sonra, an lar, y % n y % n ykseliyor, Nievre'in bereketli ay rlar , orada obanl k etti%i hayvanlar, yal nayak zerinde yrd%, dmdz Soulanges yolu, elma ald % zaman kendisini tokatlayan Nini anne, hep, gznn nne geliyordu. Hele baz yapraklar her ayda bir, mfetti)le doktorun ziyaretlerini gsteren imzalarla dolu, bazen evraklarla yaz l olanlar, onda bir tak m an lar uyand r yordu. Bir hastal k geirmi), lmesine ramak kalm )t , st ninesi, ate)e d)p yanan ayakkab lar n n yerine ayakkab istemi)ti. Ba)a kmak olana% olmayan huysuzlu%undan dolay kt notlar verilmi)ti. Zavall l % n n an defteriydi, bu. Fakat, bir yaprak, alt ya) na kadar boynunda ta) d % kolyenin koptu%una ili)kin olan zab t tutana% , onu hngr hngr a%latm )t . Angelique, bir ipek kaytana dizili kemik tanelerden yap lm ), iinde, giri) tarihiyle numaras bu173lunan gm) bir madalyonla tutturulmu) bu kolyeye kar) igdsel bir nefret duydu%unu an ms yordu. Onun bir cariye tasmas oldu%unu seziyordu, sonunda kacak )eylerden deh)et duymasa, onu, ufac k elleriyle koparacakt . Sonra, ya) ilerledike, kolyenin, bo%az n s kt % ndan )ikyet etmi)ti. Onu, bir y l daha boynunda b rak-m )lard . Onun iin, mfetti) yard mc s , bucak belediye ba)kan n huzurunda kaytan kesip de bu kimlik yerine, menek)e rengi gzle-rinin, alt n sar s ince salar n n yaz l bulundu%u, yere usul dairesinde e)klini koydu%u zaman ne kadar sevinmi)ti! Buna kar) n, belli olsun diye zerine marka vurulan bu evcil hayvan tasmas n , hl boynunda hissediyordu. O kolye, tenine gmlm)t, onu bo%uyordu. O gn, o yapra% okurken, nemsiz oldu%unu tekrar duydu, odas na dnd, h k ra h k ra a%lad , sevilme%e ly k de%ildi. Ondan sonra da iki kez daha, o kimli%i onu kurtard . nce, o da, Angelique'in isyanlar kar) s nda etkisiz kald . (imdi ayart c nbetlerin azab n geceleri ekiyordu. Yata%a yatmadan nce, uykusunda saf kalmak zere, Efsaneyi okumak iin nefsine emrediyordu. Fakat, ba) ellerinin aras nda, harcad % abaya kar) n okudu%unu anlam yordu. Mucizeler onu hayrette b rak yordu, rengi solmu) kabuslar n ka ) ndan ba)ka bir )ey seemiyordu. Geni) yata% na giriyor, kur)un gibi a% r bir uyu)ukluktan sonra, ani bir heyecanla karanl klar ortas nda s r yarak uyan yordu. Tel)la do%ruluyor, )akaklar terli, vcudu bir rperti ile

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sars larak, f rlatt % ar)aflar n ortas nda diz kyordu; ellerini biti)tiriyor, "aman Tanr m, benden niin getin?" diye kekeliyordu. nk, as l s k nt duydu%u )ey, byle zamanlarda, karanl kta, kendisini yaln z his-setmesiydi. Ryada Felicien'i grm)t, orada kendisini durduracak, kimse yokken giyinip onunla bulu)maya gitmekten korkuyordu. Gufran, kendisinden uzakla) yordu. Tanr onun" etraf nda dola)m yor, evre onu terkediyordu. mitsizce, evre a% r yor, grnmez leme kulak kabart yordu. Ama, hava bombo)tu, f s lda)an sesler kal174 mam )t , esrarl srtn)ler kalmam )t . Her )ey Clos-Marie, Chev-rotte deresi, s%tler, otlar, Piskopos kona% n n karaa%alar , katralin kendisi her )ey lm) gibiydi. Angelique'in orada kurdu%u hlyalardan hi eser kalmam )t , bakirelerin beyaz kanatlan silinip kayboluyor, orada, e)yan n yaln z mezar n b rak yordu. Angelique, do%ast gcn yard m kesilir kesilmez rs gnah n yere vurdu%u ilk devir H ristiyan gibi, yenik bitkin oluyordu. Bu koruyucu k)enin gaml sesi iinde, o ktlk rsiyetinin, al nan terbiyeyi yenerek, do%u)unu ve uluyu)unu dinliyordu. E%er, bilinmez glerden iki dakika daha hibir yard m gelmeyecek olursa, e%er gizli )eyler uyanmaz ve ona yard m etmezse, kesinlikle yenilecek, kendi mahv na yryecekti. "Tanr m, benden niin getin?" Gitmi), yata% n n ortas nda diz km), ufac k, narin vcuduyla, lm halleri geiriyordu. Sonra da, )imdiye kadar, s k nt s n n o son derecesine vard % anlar, her defas nda, bir serinlik duyup ferahl yordu. Bu, merhamete gelen, varl % na girip ona hlyas n geri veren bir olayd . Angelique, yal n ayak, d)eme tahtas stne z pl yor, byk bir hamleyle pencereye ko)uyordu; orada, sesleri tekrar i)itiyor, gzle grnmez kanatlar salar na srtnyor, efsanedeki kalabal k, a%alardan ve ta)lardan f rl yor, onun etraf n al yordu. Safl % , iyili%i, e)yada kendisinden ne varsa hepsi ona geri geliyor, onu kurtar yordu. Sonra, art k korkmuyor, koruma alt nda bulundu%unu biliyordu. Agnes, bakirelerle birlikte dnp gelmi)ti; hep beraber rperen hava iinde, )efkatle, dola) yorlard . Bu, uzaktan gelen, aba verici bir )eydi, gece rzgr na kar ) p, ona kadar ula)an, uzun bir zafer ezgisiydi. Son derece kederli, yeminini bozmaktansa bu yzden lmek direncinde bir saat bu dinlendirici havay kokluyordu. Sonunda, bitkin, tekrar yat yor, her seferinde

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

byle bitkin d)erse, sonunda yenilece%i d)ncesiyle, hep azap iinde, ertesi gn gelecek nbetin korkusuyla, yeniden uykuya dal yordu. Gerek, Felicien'in, kendisini art k sevmedi%ini sanmaya ba)layal , Angelique, bir halsizlikle bitkin oluyordu. Ba%r yaral yd , ses 175 karamadan, hi )ikyet etmeden, her an bir para lyordu. nce, bu hal, yorgunluklarla kendini gstermi)ti. Nefes nefese kal yor, s rmay elinden b rakmak zorunda kal yor, gzleri bulan yor, bo)lu%a dal yor, birka dakika yle duruyordu. Sonra, yemek yememeye ba)lam )t , birka yudum st ancak iiyordu. Anas ve babas n meraka d)rmemek iin, ekme%ini sakl yor, kom)ular n tavuklar na veriyordu. a%r lan bir doktor, hibir hastal k grememi), suu fazla kapal ya)amas nda buluyor, vcut hareketleri neriyordu. Ange-lique'in btn varl % kendinden geiyor, yava) yava) yok oluyordu. Vcudu, iki byk kanad n sallan ) yla yzer gibi oluyor, ruhunun tutu)up yand % sarar p solan yznden, sanki bir ayd nl k f )kr yordu. Angelique, odas ndan a)a% ya, ancak, iki eliyle merdivenin duvarlar na tutunarak, sendeliye sendeliye inebiliyordu. Fakat ina-dediyor, kendisine bakt klar n hisseder hissetmez metin davran yor, Monsenyrn psikoposluk taht iin o etin i)lemeli panoyu ne olursa olsun, bitirmek istiyordu. Ufak, uzun ellerinde art k g kalmam )t . Bir i%ne k rd % zaman, onu, c mb zla ekip karam yordu. Hubert'le Hubertine, soka%a kmak zorunda kald klar iin, onu, i)inin ba) nda yaln z b rakt klar bir sabah, eve kar s ndan nce dnen i)lemeci, k z iskemlesinden kaym ), bayg n, tezgh n nnde yere serilmi) bir halde buldu. #) ba) nda kendinden gemi)ti. S rma i)lemeli melekelerden biri yar kalm )t . Hubert )a)alad , onu kollar aras na ald , yata%a kald rma%a u%ra)t . Fakat, Angelique tekrar d)yor uyanm yordu. Cicim, cicim... Yan t ver bana, rica ederim.... Angelique, sonunda gzlerini at , yeisle, ona bakt . Kendisini niin diri grmek istiyordu? l iken ne kadar mutluydu! Nen var cicim? yoksa bizi aldatt n m , onu hl m seviyorsun? Angelique yan t vermiyor, lsz kederli haliyle ona bak yordu. O zaman, mitsiz bir kucaklay )la, Hubert, onu kald rd , odas na 176 kard : bembeyaz yz ile, ok zay f vcuduyla yata%a uzan nca, sevdi%ini ondan uzakla)t rmak suretiyle, istemeden yapt % zalimce i)e

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

a%lad . Onu ben sana verirdim! Niin bana bir )ey sylemedin? Fakat Angelique konu)mad , gz kapaklar kapand , tekrar uyur gibi oldu. Hubert, gzleri onun narin zambak yznde, yre%i merhametle kanayarak, ayakta kalm )t . Sonra, k z hafif hafif nefes almaya ba)lay nca, o s rada kar s n n geldi%ini duyarak a)a% indi. A)a% da, atelyede konu)uldu. Hubertine, )apkas n henz karm )t , Hubert, onu grr grmez, ocu%u orada buldu%unu, )imdi yata% nda, lm halinde uyudu%unu anlatt . Aldanm ) z, dedi. Hl o ocu%u d)nyor, onun yznden lyor... Ah, bilsen bunun bana ne kadar dokundu%unu, i)i anlad % mdan beri, onu, o ok ac kl halinde yukar kard % mdan beri vicdan m s zlatan azab bir bilsen! Su bizde, yalan syleyerek onlar birbirinden ay rd k... Ne? Onu byle st rap iinde mi b rakacaks n, kurtarmak iin bir )ey sylemeyecek misin? Hubertine de Angelique gibi susuyor, ac maktan sapsar , ak ll uslu edas yla, Hbert'e bak yordu. Hubert'de, bu st rapl sevda kar) s nda her zamanki uysall % ndan ayr lan sevdal adam, sa-kinle)miyor, titreyen ellerini sall yordu. Ya! ben syleyeyim yleyse, Felicien'in, kendisini sevdi%ini, onu da aldatarak buraya gelmesine engel olmak insafs zl % n bizim gsterdi%imizi syleyece%im... Art k, onun gzya) n n her damlas benim kalbimi yakar. Bu cinayette kendimi ortak san r m... Onun mutlu olmas n istiyorum, evet, ne olursa olsun, btn arelere ba) vurup onun mutlu olmas n istiyorum. Kar s na yakla)m )t , isyan eden )efkatini hayk rmak cesaretim buluyor, Hubertine, kader iinde sustuka, o daha fazla fkeleniyordu. Madem ki sevi)iyorlar, onlar n bilecekleri i)tir bu. #nsan, se177 .verse ve sevilirse, art k tesi yoktur bunun... Evet! her areye ba)vurarak mutlu olsunlar, mutluluk do%ald r. Hubertine, sonunda, ayakta, k m ldamadan, a% r a% r konu)tu. Onu bizim elimizden als n, bize inat, babas na inat, onunla evlensin, de%il mi?.. Onlara bunu neriyorsun. Sonra mutlu olacaklar m, a)k n mutlu olmaya yetece%ini san yorsun... Sonra hi ilgisi yokken, szden sze geerek, ayn ac kl sesle devam etti. . Dn)te, mezarl ktan getim, bir mitle yine ieri girdim... Dizlerimizle a) nan ayn yere bir kez daha diz ktm, uzun uzun dua ettim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Hubert sararm )t , byk bir )me, hararetini al p gtryordu. O inat anan n mezar n elbette tan yordu, l kad n , yerin dibinde kendilerini affetsin diye, itaatsizliklerinden dolay kendilerine su ykleyerek ka kez orada dua etmi)ler, boyun e%mi)lerdi. E%er af kendilerine ba% )lan rsa, eserini kendilerinde hissedeceklerine emin, orada saatlerce kal yorlard . #stedikleri, bekledikleri, yine bir ocuktu, aff n ocu%u idi, sonuta af edildiklerini ancak o biricik i)aretten anlayacaklard . Fakat hibir )ey olmam )t , ana, so%uk ve.sa% r, onlar o amans z cezaya, al p gtrd%, geri vermek istemedi%i ilk ocuklar n n lm cezas na arp lm ) b rak yordu. Hubertine, tekrar: Uzun uzun dua ettim, dedi, hibir rperti var m diye dinliyordum... Hubert, heyecan iinde, bak )lar yla ona soru soruyordu. Hibir )ey olmad , hay r! topraktan hibir )ey ykselmedi. #imde hibir )ey rpermedi. Ah! bitti art k. #) i)ten geti, kendi felketimizi kendimiz istedik. O zaman Hubert titredi, sordu. 178 Suu bana m yklyorsun? Evet, sulu sensin, sana uyup ben de su i)ledim... #taatsizlik ettik, btn hayat m z, bu yzden berbat oldu. Mutlu de%il misin? Hay r mutlu de%ilim... ocu%u olmayan kad n mutlu de%ildir... Sevmek hitir, a)k n takdis edilmesi gereklidir. Hubert, bitkin, gzleri ya)la dolu, bir iskemleye y % lm )t . Kar s , hayatlar n n c lk yaras n , asla onun yzne vurmam )t ; istemeyerek, bu ima ile onu gcendirecek olsa, abucak pi)man olan ve onu teselli eden bu kad n bu sefer hep yle ayakta, hibir hareket yapmadan, ona do%ru bir ad m bile atmadan, onun st rap ekmesini istiyordu. Hubert, a%lad , gz ya)lan aras nda hayk rd : Ah! yukar da yatan sevgili ocu%u mahkm ediyorsun... Ben-seni ald % m gibi, Felicien'in de onu almas n , senin ekti%in st rab , onun da ekmesini istemiyorsun. Hubertine, kalbinin btn gcyle yaln z, bir ba) i)areti yaparak yan t verdi. Evet ama, sen kendin sylyordun, yavrucak bu yzden lecek... Onun lmn m istiyorsun?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Evet, kt bir hayat ya)ayaca% na, lsn. Hubert, rpererek do%rulmu)tu, kar s n n kollar aras na s % nd , ikisi birlikte, h k rarak a%lad lar. Uzun sre, sarma) dola) kald lar. Hubert, boyun e%iyordu; )imdi, kar s , gerekti%i kadar direnci bulabilmek iin, onun omuzuna dayanmak zorunda kaliyordu. Sonra, ac kl ve istekli, uzun ve ac kl bir sessizli%e gmldler, bu susman n sonunda, e%er Tanr isterse, ocu%un lmne raz olmu) bulunuyorlard . O gnden sonra, Angelique, odas nda kapanmak zorunda kald . 179Halsizli%i o dereceyi buluyordu ki atelyeye inemiyordu. Hemen ba) dnyor, ayaklan dola) yordu. nce e)yalara tutuna tutuna dola)t , balkona kadar gitti. Sonra yata% ndan koltu%a kadar gitmekle yetinmemekte kald . Yol uzundu, ancak bitik bir halde, bu i)i bir sabah, hl al ) yor, fazla etin olan hafif kabar k i)lemeyi b rak yor, elvanla iek i)liyordu; bunlar kokusuz bir demet ie%e baka baka i)liyor, bu ortancalar n ve hatmi gllerinin kokusunun duymad % iin sakin kal yordu. Demet bir vazoda duruyordu. Angelique, bazen, onu izleyerek uzun uzun dinleniyordu; nk, ipek, ne kadar hafif olursa olsun, parmaklar na a% r geliyordu. #ki gnde, ancak bir atlas n zerinde p r l p r l, taptaze, bir tane gl yapabilmi)ti; fakat bu onun hayat idi, son nefesini verinceye kadar i%neyi elden b rakm yacakt . Ist raptan erimi), daha incelmi), saf ve ok gzel bir alevden olu)uyordu. Felicien, madem ki onu sevmiyordu, daha fazla didi)meye ne gerek vard . Art k, bu inanla lyordu: Felicien onu sevmiyordu, belki de asla sevmemi)ti. Direnci olduka kendisini, gidip onu bulmaya zorlayan kalbiyle, genli%iyle arp )m )t . Oraya m hlan p kalal , her)eyi kadereb rakm )t . Art k her)ey bitmi)ti. Bir sabah, Hubert, onu koltu%a yerle)tirip, ufac k, cans z ayaklar n bir yast %a koydu%u s rada, Angelique, glmseyerek: Eh! dedi, art k uslu uslu. oturaca% ma, kamayaca% ma, iyiden iyiye eminim. Hubert, t kan r gibi oldu, hngr hngr a%l yaca% ndan kor-karak, abucak a)a% indi. 180 XII Angelique o gece uyuyamad . #inde bulundu%u halsizlik ortas nda, uykusuzluktan, gzkapaklar yan yordu. Hubert'ler yatt % iin, vakit de,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

neredeyse gece yar s na yakla)t % iin, yatakta daha fazla kal rsa lece%inden korkarak, harcamak zorunda kald % ok byk abaya kar) n yataktan kalkmay tercih etti. Bo%uluyordu, s rt na bir sabahl k geirdi, pencereye kadar srnerek gitti, onu ard na kadar at . Ya%murlu, rutubetli ve yumu)ak bir k ) gecesi idi. Btn gece yan k b rak lan, nndeki kk masan n stne konulmu) lmban n fitilini a ktan 'sonra, kendini koltu%una b rakt . Orada, "Le%ende doree" cildinin yan nda, kopye etmekte oldu%u gl hatmi ye ortanca demeti duruyordu. Hayata yeniden koyulmak iin, bir al )ma hevesine kap ld , tezgh n yan na ekti, titrek elleriyle bir iki i%ne kakt . Bir gln k rm z ipe%i, beyaz parmaklan aras nda kan yor, deta, son kalan kan , damla damla ak yordu. Fakat, iki saatten beri, k zg n ar)aflar n n aras nda bo)u bo)una dnp duran Angelique'i, deta oturur oturmaz, uyku bast rd . Ba) geriye devrilip koltu%un arkal % na yasland , bir para sa% omuzuna yatt ; ipek, hareketsiz ellerinin aras nda kald % iin, hl al ) yor san l rd . Bembeyaz, olduka sakin, bir mezar kadar e)itli ve beyazl k dolu odada uyuyordu. I) k, rengi atm ) pembe #ran kuma) rtl, )ahane karyolay solduruyordu. Yaln z eski me)e a%ac ndan sand k, elbise dolab , sandalyeler, keskin izgilerle gzkyorlar, duvarlara yas rengiyle yans yordu. Dakikalar geti, Ange-lique, bembeyaz, olduka sakin, uyuyordu. Bir grlt oldu. Felicien, titriyerek, onun gibi zay flam ), balkonda gzkt. Yz karmakar ) kt , odaya at laca% s rada, Angeli-que'i, byle ac nacak bir halde ve ok gzel, koltu%a y % lm ) grd. 181Kalbi sonsuz bir ac ile burkuldu, diz kt, elemli bir tela)a dald . Angelique art k yok mu olmu)tu, hastal k onu bitirmi)miydi ki, hi a% rl % kalmam ), rzgar n al p gtrece%i bir ty gibi oraya uzanm ) grnyordu? Hafif uykusunda, st rab da, tevekkl de belli oluyordu. Felicien, onu, ancak o zambak zarifli%inden, d)k omuzlan zerindeki narin boynunun tenasbnden, g%e ekilen bir bakire yz ifadesi alm ) uzun yznden tan yabiliyordu. Salar, bir ayd nl ktan ibaret kalm )t , lekesiz ruhu, )effaf ipek cildinin alt ndan f )k -r yordu. Tenlerinden kurtulmu) ermi) k zlar gibi gzeldi. Felicien, ellerini biti)tirmi), bir hayret iinde, hareketsiz kalm ), bu gzelli%in kar) s nda gzleri kama) yor ve yeise d)nyordu. K z uyanm yor, Felicien, hl ona bak yordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Felicien'in dudaklar ndan kan hafif bir soluk, Angelique'in yznde dola)m ) olacak ki, k z, birdenbire gzlerini alabildi%ine at . K m ldam yor, ryada gibi, glmseyerek, o da ona bak yordu. Bu Felicien'di, de%i)mi) olmas na kar) n, onu tan yordu. Fakat hl kendisini uykuda san yordu, nk, uyurken, onu byle grd% olurdu, uyan nca da, bu yzden, kederi artard . Felicien, ellerini uzatm )t , konu)tu. Sevgili can, sizi-seviyorum... ok hasta oldu%unuzu bana sylediler, ko)up geldim... #)te yan n zday m, sizi seviyorum. Angelique rperiyor, bilinsiz bir hareketle, ellerini gzkapak-lar nda gezdiriyordu. Art k )phe etmeyin... Ayaklar n z n dibindeyim ve sizi seviyorum. Sizi hl seviyorum. O zaman, gen k z hayk rd : A! Siz misiniz?.. Sizi art k beklemiyordum, halbuki geldiniz. Ara)t ran elleriyle, onun ellerini tutmu)tu, Felicien'in, ryas nda dola)an bir hayal olup olmad % n anlamak istiyordu. 182 Beni hl seviyorsunuz, ben de sizi seviyorum, ah! sevebilece%imi tahmin etti%imden de fazla seviyorum! Bu, mutlulu%un verdi%i bir ba) dnmesi, mutlak sevinle dolu bir ilk dakika idi; her )eyi unutuyorlar, hl sevi)tiklerine ve bunu birbirlerine sylediklerine emin olman n hazz na, kendilerini tamamiyle veriyorlard . Dnn st raplar , yar n n engelleri ortadan kalkm )t ; nas l olup da orada bulunduklar n bilmiyorlard ; ama, orada idiler. Tatl gz ya)lar n biribirilerine kar )t r yorlar, Felicien, merhametten )a)k n, Angelique, onun kollar aras nda bir soluktan olu)acak kadar, kederden erimi), saf bir kucakla)ma ile sar l yorlard . Angelique, hayretinin .fsunu iinde, ktrmle)mi) gibi duruyor, oturdu%u koltukta, sendeliyor, vcudu kendinde de%ilmi) gibi, sevin sarho)lu%unun etkisi alt nda, yar do%rulup tekrar d)yordu. Ah! Aziz senyrm, biricik emelim yerine geldi: lmeden nce sizi grmek varm ). Felicien, ba) n kald rd , st rapl bir hareket yapt . lmek mi!... Ama, ben bunu istemem! Buraday m, sizi seviyorum.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, glmsedi. Oo! Mademki beni seviyorsunuz, lebilirim. Art k, lmden korkmuyorum, omuzunuzda byle uyuyaca% m... Beni sevdi%inizi bir daha syleyin. Sizi seviyorum, dn nas l seviyordumsa, yar n nas l se-veceksem... Bundan hi )phe etmeyin, sonsuzdur, bu. Evet, sonsuzdur, sevi)iyoruz. Angelique, vecd iinde, odan n beyazl % ortas nda, nne bak yordu. Fakat yava) yava) uyand , ciddile)ti. Sersemledi%i bu byk mutluluk i)inde d)nyordu; olan biten i)lere )a) yordu. Beni seviyorsan z, niin gelmediniz? 183 Anan z baban z, bana kar) a)k n z kalmad % n sylediler. Bu yzden, ben de az kald lyordum, )te o zaman hastal % n z %rendim, bana kap s n kapad klar bu evden kovulmay gze alarak karar m verdim, geldim. Annem, sizin de beni sevmedi%inizi bana sylyordu, ben de anneme inand m... Size o matmazelle birlikte rasgelmi)tim, Mon-senyrn szn dinlediniz san yordum. Hay r, bekliyordum. Fakat, korkakl k ettim, onun kar) s nda titredim. Bir suskunluk oldu. Angelique do%rulmu)tu. Yz sertle)iyordu, aln nda bir fke kar ) % vard . Demek ki, ikimizi de aldatt lar, birbirimizden ay rmak iin bize yalan sylediler... Sevi)iyorduk, bizi s k nt ya soktular, az daha ikimizi de ldryorlard ... Ama, bu kt bir )ey, bizi yeminlerimizden kurtar yor, serbestiz. fkeli bir ho) gryle aya%a kalkm )t . Art k, hastal % n duymuyor, a)k n n ve gururunun bu uyan ) kar) s nda., gcn yeniden buluyordu. Hlyas n n ld%n sanm )t , halbuki, onu, birdenbire, canl ve parlak buluyordu! A)klar na ly k olmaktan kalmad klar n , as l tekiler oldu%unu birbirlerine syleyebiliyorlard ! Kendisini byle bym) grmek, sonucunda gerekle)en bu stnlk, onu co)turuyor, son derece byk bir isyana srklyordu. Yaln zca; Haydi, gidelim, dedi.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Btn direnci ve iradesiyle, dipdiri, odada dola) yordu. S rt na giymek iin bir manto seip alm )t bile. Ba) na bir dantela ba) rts rtse, yeterdi. Felicien, sevinle hayk rm )t , nk, arzusunu, gen k z, kendisinden nce sylemi)ti. O, yaln z bu kamay d)nyor, fakat Angelique'e teklif cesaretini bulam yordu. Ooh! Birlikte gitseler, gz184 den kaybolsalar, btn zntlere, btn engellere son verseler! Hem bunu, d)nmek zahmetine bile katlanmadan yapsalar! Evet, hemen gidelim, sevgili can. Sizi almaya gelmi)tim, nereden araba bakaca% m z biliyorum. Gn do%madan biz uzaklara gitmi) oluruz, yle uzaklara ki, hi kimse, asla bize kadar ula)amaz. Angelique, gitgide artan bir co)kunluk iinde, ekmeceleri ekiyor, hibir )ey almadan, tekrar, )iddetle kapat yordu. Nas l! Haftalardan beri azap ekiyordu, onu akl ndan karmaya u%ra)m )t , hatt bunu ba)arabildi%ini san yordu da, yine hibir )ey olamam )t , stelik, bu korkun i)i, yeni ba)tan yapmak gerekliydi, yle mi? Yok! Bu gc asla bulamayacakt . Mademki sevi)iyorlard , olduka net idi: evlenirlerdi, hibir g onlar birbirinden ay ramazd . Durun bakal m, yan ma ne almak gerek?.. Ah! ocuka kuruntular m ne .budalaca )eylermi). Yalan syleyecek kadar a)a% -la)t klar m d)nyorum da! Evet, ben lsem de sizi a% rmazlard ... ama) r, elbise almak gerekir mi syleyin? #)te, bir sr d)nce, bir sr korku soktulard . #yilik varm ), ktlk varm ), ne yapmal imi), ne yapmamal imi)? #nsan aptal edecek kadar kar ) k )eyler. Hep yalan sylyorlar, syledikleri do%ru de%il: dnyada, ya)amak mutlulu%undan, sizi seveni sevmek mutlulu%undan ba)ka bir )ey yok... Siz, servetiniz, gzelliksiniz, genliksiniz, aziz senyrm, ben de kendimi size veriyorum, sonsuza kadar, biricik zevkim sizsiniz, ne isterseniz yapar m. lm) san lan, btn Irs ate)lerininin bir tutu)mas iinde, se-vinten co)uyordu; )ahane gidi)lerini, bu prens o%lunun kendisini ka r ) n , uzak bir lkenin kraliesi yap ) n gznn nne getiriyordu; mzik sesleri duyuyor, mest oluyordu; Felicien'in boynuna sar l yor, g%s zerine yat yor, onu izliyor, yle gafil bir ihtiras rpertisi iinde kal yordu ki, btn vcudu, sevinten, kendinden geiyordu. #kisi yapayaln z kalsalar, atlar n drt nala gidi)ine ken-

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

185dilerini b raksalar, bir kucakla)ma iinde kalsalar, ortadan kaybolsalar! Yan ma bir )ey almayaca% m, de%il mi?.. Neye yarayacak? Felicien de, onun tutu)tu%u ate)le yan yordu; kap n n nne varm )t bile. Hay r, hibir )ey... abuk gidelim. Evet, gidelim, do%ru. Felicien'in yan na gitmi)ti. Fakat, geri dnp, odaya son bir gz atmak istedi. Lmba, ayn donuk, tatl ) kla yan yordu, ortanca ve gl hatmi demeti hep orada duruyordu, yar kalm ), fakat canl bir gl, tezgh n ortas nda, onu bekliyor gibiydi. Hele, oda ona hi bu kadar beyaz grnmemi)ti, duvarlar beyaz, yatak beyaz, hava beyazd , beyaz bir nefesle dolu gibi idi. #inde bir )ey sendelenir gibi oldu-, Angelique, bir sandalyenin arkal % na dayanmak zorunda kald . Felicien, endi)eyle sordu: Neyiniz var? Yan t vermedi, glkle nefes al yordu. Tekrar bir rpertiye yakalanm ), bacaklar na bir kesiklik gelmi)ti, oturmak zorunda kald . Merak etmeyin, bir )ey de%il... Bir dakikac k dinleneyim, gidece%iz. Sustular. Angelique, odan n iine bak yordu, orada sanki, sorsalar syleyemeyece%i de%erli bir )ey unutmu)tu. nce hafifken, sonra, gitgide byyen, azar azar g%sn t kayan bir d)manl k duyuyordu. Art k hibir )ey hat rlam yordu. Onu, orada, ylece tutan, acaba btn bu beyazl k m idi? Beyaz , teden beri severdi, gizlice, izleyip zevk almak iin, beyaz ipek k r nt lar n alacak derecede severdi. Bir dakika, bir dakika daha, sonra gidece%iz, aziz senyrm. 186 Fakat, aya%a kalkmak iin bir aba bile harcam yordu. Felicien, endi)e ile, onun nnde tekrar diz km)t. Rahats z m s n z, rahats zl % n z gidermek iin bir )ey yapamaz m y m? )yorsan z, ufac k ayaklar n z ellerimin aras na al r m, ko)mak iin canlanacaklar zamana kadar, onlar s t r m. Angelique, ba) n sallad . Hay r, hay r, )myorum, yryebilirim... Bir dakika bekleyin, bir dakikac k.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Gzle grlmez ba%lar n, onun elini aya% n sard % n , oraya ba%lad % n gryordu, o kadar s k ba%lan yordu ki, belki bir saniye sonra, Angelique'i o ba%lardan kurtarmak olanaks zd . Onu hemen al p gtrmemesi, ertesi gn babas yla yapaca% o mcadeleyi, haftalardan beri ka nd % o ac )eyi d)nmesindendi. O zaman, ate)li bir yalvar )la srara ba)lad . Gelin, bu saatte yollar, karanl kt r, araba bizi karanl klar ortas nda al p gtrecek; hep, biribirimizin kollar nda uyuyarak gecenin serinli%inden korkmadan, ku) tyne gmlm) gibi, boyuna, sallana sallana gidece%iz; gn a%ar nca, gne) ortas nda yolumuza devam edece%iz, hep uza%a, daha uza%a gidece%iz ta, insanlar n mutlu olduklar yere ula) ncaya kadar... Bizi hi kimse tan mayacak, byk bir bahenin bir k)esinde herkesten uzak ya)ayaca% z, her yeni gn, daha fazla sevi)mekten ba)ka i)imiz olmayacak. Orada, a%a kadar byk iekler, baldan daha tatl yemi)ler bulunacak. Biz, bu sonsuz bahar n ortas nda, hibir )ey yemeden ya)ayaca% z, pcklerle ya)ayaca% z, sevgili can. Angelique, Felicien'in, yzn s tan bu yak c a)k szleri kar) s nda rperdi. Mjdelenen zevklerin bu srtnp gei)i ile, btn varl % eriyordu. Ooh! Bir saniye, birazdan! -- Sonra, yolculuklar bizi yorarsa, buraya dneriz, Hautecceur, 187)atosunun duvarlar n yapt r r z, mrmzn sonuna kadar orada otururuz. Benim hlyam, bu... Gerekirse, btn servetimizi, avu avu, oraya dkeriz. Kalenin burcu, yeniden, iki vadiye hkim olur. Biz David, kulesiyle Cherlemagne kulesi aras ndaki saltanat dairesinde otururuz. Koca bina, perde hatlar yla, binalar yla, kk kilisesiyle, eski zaman n barbar lks iinde, kudretli devirlerindeki gibi, ba)tan ba)a, onard r. Orada, eski zamanlardaki gibi hayat geirmemizi istiyorum, siz prenses, ben prens olarak, silah)rlerden ve nedimlerden bir maiyet ortas nda. On be) ayak kal nl % ndaki duvarlar m z bizi d )ardan ay rs n, efsane iinde ya) yal m... Gne), yamalar n tesinde batarken, biz, beyaz, koca beygirlerin s rt nda, diz km) kyllerin sayg s aras ndan geerek, avdan dnelim. Boru al ns n, a l r kapan r kpr insin. Ak)am yeme%inde, sofram zda krallar bulunsun. Geceleri, yata% m z, bir taht gibi, sed stnde, tepesi sayvanl bir yatak olsun. Biz, erguvan ve sarmalar iinde, birbirimizin kollar aras nda uyurken, uzaktan, olduka tatl mzik sesleri gelsin.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, )imdi, rpererek, gururlu bir zevkle glmsyor, yeniden ba)tayan bir st rapla yenilerek, gaml dudaklar ndaki glmsemesi siliniyordu. Bilinsiz bir el hareketiyle, bu ba)tan kar c hayalleri uzakla)t r nda, Felicien, daha ate)lendi, onu yakalamak, tela)l kollar aras na al p, ona sahip olmak istedi. Ooh! Gelin, benim olun... Kaal m, mutlulu%umuzun iinde her )eyi unutal m. Angelique, insiyakl ve isyanl , birdenbire s yr ld ; sonra, ayakta, a%z ndan )u kelimeler f rlad : Hay r, hay r, yapamam, yapamayaca% m! Bununla beraber, hala mcadele ile bitkin ku)kulu kekeleyerek, s zlan yordu: Rica ederim, ac y n beni zorlamay n, bekleyin.... Sizi sevdi%imi kan tlamak iin sznz dinlemeyi, kolunuzda, uza%a, gzel memleketlere gitmeyi, hayalinizdeki )atoda, sizinle beraber, krallar 188 gibi ya)amay ne kadar isterdim. Bu bana ne kadar kolay geliyordu, ka ) m z n plan n n birok kez grnyor; Sanki, birdenbire, kap rtlm) de d )ar kam yormu)um gibi. Felicien, onu, yeniden sersemletmek istedi, Angelique, bir el hareketiyle, susturdu. Hay r, hana bir )ey sylemeyin art k... Ne ilgin )ey! Bana, bu ok gzel )eyleri, bu ak tatl )eyleri syledike korkuya kap l yorum, bir so%uk vcudumuz buz gibi donduruyor... Aman Tanr m! Neyim var acaba? Szleriniz beni sizden ay r yor. E%er de-vam edecek olursan z, art k szlerinizi dinleyemez olaca% m, k p gitmeniz gerekecek... Durun, biraz durun. Odan n iinde, a% r a% r dola) yor, kendini toplamaya al ) yor, Felicien de, k m ldamadan duruyor, kt hislere kap l yordu. Art k sizi sevmedi%imi sanm )t m, ama kesin hayal idi bu, nk, demin, )urada sizi ayaklar m n dibinde grnce, yre%im hoplad , ilk yapt % m hamle, cariye gibi pe)inizden gelmek oldu... Peki, sizi seviyorsam; beni niin korkutuyorsunuz? Sanki, gzle grlemez eller vcudumu kavr yormu), sa m n her telinden yakal yormu) o gibi, bu odadan ayr lmama kim engel oluyor?

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Yata% n yan nda durmu)tu, elbise dolab na do%ru geldi, bylece, teki e)yan n yanlar na da gitti Kesinlikle gizli ba%lar, onlar kendisine ba%l yordu. Hele, beyaz duvarlar, be)ik rts tavan n engin beyazl % , onu, ancak gz ya)lar ak tarak s rt ndan karabilece%i, bir safl k libas ile ku)at yordu. Art k, btn bunlar, onun varl % ndan bir para idi, evre benli%ine girmi)ti. Masan n yan nda, lamban n ) % alt nda kalm ) olan tezgah n kar) s na gelince, bunu daha iyi anlad . Byle sulu gibi gidecek olursa, asla bitiremeyece%i, ba)lanm ) gl grnce, kalbine bir ezginlik doldu. al )ma y llan, o ok uslu, ok mutlu geen y llar, bir su i)lemek d)ncesinin isyana sevk etti%i o ok uzun huzur ve namusluluk al )kanl % , haf zas nda 189uyan yordu. #lemecilerin serin kk evi, orada geirdi%i hamaratl ve temiz, dnyadan ayr hayat her gn, damarlar ndaki kana bir )eyler katm )t . Fakat, Felicien, -e)yan n, onu tekrar byle avucu iine ald % n grnce, hareketi aceleye getirmek gere%indeydi. Gelin, vakit geiyor, biraz sonra, art k i) i)ten gemi) olacak. O zaman, Angelique'nin zihninde, daha parlak bir ) k akt . Zaten i) i)ten geti, diye hayk rd ... Gryorsunuz ki, sizin pe)inizden gelmiyorum. Eskiden, bende, sevdal , ma%rur bir k z vard ki, kendisini al p gtresiniz diye, kollar n boyunnuza dolard . Ama, beni de%i)tirdiler, kendi kendimi tan m yorum... #)itmiyor musunuz, bu odada her )ey bana, kal, diye ba% r yor? bende boyun e%mekten zevk duyar oldum. Felicien, hibir )ey sylemeden tart )madan serrke) bir ocuk gtrr gibi, onu gtrmeye u%ra) yordu. Angelique, s yr ld , pencereye do%ru kat . Olmaz, yalvar r m size! Biraz nce olsayd , arkan zdan gelecektim. Ama, o, son isyand . Azar azar, ben fark na varmadan, iimde biriktirilen isteksizli%i orada bitirmek gerekmi). Onun iin, as-hmdaki gnah n her )ahlan ) nda sava) daha az etin oluyordu, kendi kendimi daha kolayl kla yeniyorum. Art k bitti nefsimi yendim... Ah! Senyrm, sizi ne kadar seviyorum! Mutlulu%umuza ayk r hibir )ey yapmayal m. Mutlu olmak iin boyun e%mek gerekir. Felicien, bir ad m daha ilerleyince, Angelique, bakona do%ru, ard na kadar a k duran pencere nne gelmi) bulundu. Beni, )uradan a)a% at lmaya zorlamay n... Dinleyin, anlay n, etraf mda ne varsa benimle beraberdir. E)ya, benimle oktan beri konu)uyor, sesler i)itiyorum, hem, hibir zaman onlar n bana bu kadar yksek seslendiklerini

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

i)itmemi)tim... Bak n! Baban z n iste-%ine ayk r olarak kendimi size vermekle, kendi hayat m da sizin hayat n z 190 da harcamamaya beni btn Clos- Marie te)vik ediyor. (u i)itti%iniz latif ses, Chevrotte'un sesidir, o kadar olgun, o kadar taze ki, kendi billur safl % nda adeta bana da vermi) gibi. (u yumu)ak ve derin, kalabal klar sesi, btn k rlard r, a%alar, otlard r, benim kendi hayat m n huzurunu sa%lamaya al )an, bu kutsal k)enin btn sakin hayat d r. Daha uzaklardan, piskoposluk kona% n n karaa%alar ndan, en k% bile benim zaferimle ilgili )u dallarla rl ufuktan da sesler geliyor... Sonra, bak n! (u engin, )ahane ses, geceleri ezelli uyan kl k iinde, bana ders veren eski dostum katedral'in sesi. Onun her ta) , pencerelerinin stuncuklar , payandalar n n kk anlar , mihrap dairesinin istinat duvarlar , benim seebildi%im bir sesle m r ldan yorlar, benim anlad % m bir dille konu)uyorlar. Bak n ne diyorlar, lmde bile mit sonsuz kal r diyorlar. #nsan, alakgnlllk gsterirse, a)k sonsuz kal r ve zafere ula) r.. Bak n! hava bile, ruhlar n f s lt s ile dolu, i)te, arkada)lar m olan ermi) k zlar, gzle grlmeden geliyorlar. Dinleyin, dinleyin! Glmseyerek, derin bir dikkat hareketiyle, elini kald rm )t . Btn varl % etrafta da% n k soluklara kap l p gitmi)ti. Bunlar, Legende'daki bakirelerdi, hayali, ocuklu%unda oldu%u gibi, )imdi onlar yine an yor, bu bakirelerin mistik uu)lar , masan n stnde duran, safdil resimlerle ssl eki kitaptan ykseliyordu. nce Agnes, salar yla rtl, parma% nda, rahip Poul'n ni)an yz% ile gzkyordu. Sonra, btn tekiler, Barbe ve kulesi, Genevieve ve kuzular , Cecile ve viyolas , Agathe ve kopar lan memeleri da% yollar nda dilenen Elisabeth, alimleri yenin Catheririe, grnyorlard . Bir mucize, Luce' o kadar a% rla)t r yordu ki, bin ki)i ile be) ift kz, onu ekip kt bir yere gtremiyorlard . Anastasie'yi pmek isteyen vali kr oluyordu. Hepsi parlak gecenin ortas nda bembeyaz, bo%azlar hala demir i)kence aletlerinin yaralar yla apa k, kan yerine dereler gibi st ak tarak, uuyorlard , hava, onlar n safl % ile saft , karanl klar, bir y ld z ya%muru dklr gibi ayd nlan yordu. Ah! 191onlar gibi, a)ktan lse, kocan n ilk pc%yle gz kama)t racak kadar beyaz, bakire olarak lse! Felicien yakla)m )t .

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Ben var olan vcudum, Angelique; halbuki, beni hayaller u%runda reddediyorsunuz... Angelique: Hayaller- diye m r ldand . yle ya, sizin etraf n z bu hayallerin ku)atmas , onlar kendinizi yaratman zdan.. Gelin, e)yaya kendinizden hibir )ey katmay n, susacaklard r. Angelique, bir co)kunluk hareketi yapt . Yoo! Hay r, konu)sunlar, daha yksek sesle konu)sunlar! Onlar benim gcm size kar) koymak gayretini onlar bana veriyorlar... Gufrand r bu, hem beni, asla bu kadar gl kaplamam )t . E%er hlya ise etraf m kendim ku)at % m, bana geri gelen hlya ise, olsun, ne kar! Beni kurtar yor, grn)ler ortas nda, beni, lekesiz al p gtryor... Ooh! Vazgein, benim gibi, siz de itaat edin. Arkan zdan gelmek istemiyorum. Zaaf na, ra%men kararl yenilmez, bir halde do%rulmu)tu. Felicien, devam etti: Ama, sizi aldatm )lar. Bizi birbirimizden ay rmak iin, yalana kadar ba)vurmu)lar! Ba)kalar n n suu, bizim suumuzu rtmez ki! Ya! Kalbiniz benden uzakla)t , beni sevmiyorsunuz, art k. Sizi seviyorum, sizinle mcadele edi)im, yanl z a)k m z ve mutlulu%umuz iin. Baban z raz edin, arkan zdan gelirim. Babam siz tan mazs n z. Onu yaln z Tanr kand rabilir... O halde syleyin, her )ey bitti mi? Babam, bana, Claire de Voincourt'la evlenmemi emrederse, ona itaat etmem mi gerek? 192 Angelique, bu son darbe zerine sars ld . (u iniltiyi durduramad . Bu kadar fazla... Yalvar r m size, k n gidin, zalim olmay n... Niin geldiniz? Boyun e%mi)tim sizin beni sevmemeniz felaketine al ) yordum. Halbuki i)te beni seviyorsunuz, btn i)kence tekrar ba)l yor!.. Art k, bundan sonra ben nas l ya)ar m? Felicien, bunu bir zay fl k sand , tekrar: Babam, Claire de Voincurt'la evlenmemi isterse... dedi. Angelique, st rab na kar) ayak diriyordu; yre%i paralan rken,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

yine de ayakta duruyordu; sonra, ona yol amak ister gibi, masaya do%ru, srne srne gitti: Onunla evlenin, itaat etmek gerek, dedi. Felicien de, Angelique kendisini kovdu%u iin, gitmeye haz r, pencerenin yan nda duruyordu. Ama, bu sizi ldrr, diye hayk rd ! Angelique sakinle)mi)ti, glmseyerek, m r ldand : Ooh! Yar lym, zten. Felicien, ona bir daha bakt , bembeyaz, ok ufalm ), bir solukla uan bir ty kadar hafiflemi)ti; sonra, fkeli ve kararl bir hareket yapt , gecenin karanl % nda gzden kayboldu. O gidince, Angelique, koltu%un arkal % na dayand , ellerini ye-. isle, karanl klara do%ru uzatt . Derin h k r klar vcudunu sars yor, yzn bir can eki)me teri kapl yordu. Eyvah! art k bitmi)ti, onu bir daha gremeyecekti. Btn derdi de)ilmi)ti, derman kesilen bacaklar bklyordu. Yata% na bin glkle gidebildi, solu%u kesilmi), nefsini yenmi) bir halde oraya serildi. Ertesi gn, onu, odada, can eki)ir bir halde buldular. Lamba, )afak skerken odan n parlak beyazl % ortas nda, kendili%inden snm)t. 193XIII Angelique lecekti, Saat ondu, parlak bir k ) sonu sabah idi, hava ok so%uktu, gk bembeyaz, gne)le p r l p r ld . Pembe bir eski #ran kuma) yla rtl )ahane byk karyolada, gen k z bir gn nceden beri kendini bilmeden, hi k m ldamadan yat yordu, s rt st uzanm ) fildi)i rengindeki ellerini yorgan n n stne b rakm ), gzlerini hi amam )t ; ince profili, salar n n alt n halesi ortas nda daha incelmi)ti; dudaklar ndan pek hafif bir soluk kmasa, lm) san l rd . Bir gn nce, Angelique, kendisini ok kt hissetti%i iin gnah kartm ) ve komnyonuna yapm )t . Rahip Cornille, saat e do%ru, kendisine kutsal )arapl ekme%i getirmi)ti. Sonra gece, lm, vcudunu yava) yava) dondurmaya ba)lad % iin, Angelique kutsal ya%la takdis edilmek iste%i gsterilmi)ti; bu, ruhun ve vcudun tedavisi iin konulmu) tanr sal ilat . Kendini kaybetmeden evvel, Hu-bertine'in dinledi%i, ancak bir m r lt halindeki son sz bu kutsal ya% iste%ini kekelemesi olmu)tu. Vakit gemeden bunu istiyordu. Fakat gece ilerliyordu, sabah olmas n beklemi)lerdi, kendisine haber gnderilen rahip sonunda gelecekti.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Her )ey haz rd , Hubert'ler, odaya eki dzen veriyorlard . Sabah n bu saatinde camlara vuran parlak gne)in alt nda, onda, geni), beyaz duvarlar n n plakl % yla bir )afak kadar ak'd . Hubert'ler masan n stne beyaz bir rt rtm)lerdi. Bir salebin sa% nda ve solunda, salondan yukar kard klar gm) )amdanlarda, okunmu) su ile bir glabdan bir le%en ibrikle bir pe)kir, bir tanesi ilal pamuk dolu beyaz porselenden iki de tabak vard . A)a% )ehrin btn limonluklar n dola)m )lar, glden ba)ka iek bulamam )lard , koca demet'er halindeki bu iri beyaz gller, masan n stnde, titre)en beyaz dantelalar gibi duruyordu. ,Bu artan beyazl k ortas nda, can eki)en 194 Angelique, ezkapaklar rtl, hala o hafif solu%uyla nefes al yordu. Doktor, sabah vizitesinde, k z n o gn geiremeyece%ini sylemi)ti. Belki de, kendine bile gelmeden her an lebilirdi. Hubert'ler bekliyorlard . Gz ya)lar na kar) n bu i)in byle olmas gerekliydi. lm) ocu%u asi ocu%a tercih ederek bu lm istemeleri, onu kendileriyle beraber Tanr n n da istemesinden ileri geliyordu. (imdi, art k bu onlar n elinde de%ildi, ancak boyun e%ebilirdi. Hibir )eye hay flanm yorlard , fakat varl klar st raptan eritiyordu. Angelique, orada can eki)erek yatal beri, her trl yabanc yard m reddetmi)ler, ona kendileri bakm )lard . Bu son demde, yine orada yaln zd lar, bekliyorlard . Hubert, bilinsizce bir inilti gibi grldeyen ini soban n kapa% m at . sessizlik ba)lad , tatl bir s cakl k glleri solduruyordu. Bir sreden beri, Hubertine, duvar n arkas ndan gelen, katedralin grltlerini dinliyordu. Biran u%ultusu, eski ta)lara bir rperti vermekteydi; herhalde rahip Cornille, kutsal ya%lar alm ), kiliseden k yordu; Hubertine, onu evin kap s nnde kar) lamak iin a)a% ya indi. Aradan iki dakika geti, dar merdiveni byk bir u%ultu doldurdu. Sonra, l k odada, Hubert, hayretler iinde, titremeye ba)lad ; bir yandan da, dini bir korku, ayn zamanda bir mit, onu diz st kertmi)ti. Beklenen ya)l rahibin yerine, ieri Monsenyr girmi)ti; Mon-senyr, arkas nda dantela cbbesi, boynunda mor omuzluk, elinde gm) kap ta) yordu, kab n iinde, mbarek per)emde gn bizzat takdis etti%i, hastalar zg ya% vard . Kartal bak )l gzleri sabitti, beyaz salar n n gr bklmleri alt nda, solgun gzel yz, grkemliydi. Pe)inden de, baya% bir

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

mez gibi, rahip Cornille geliyor, elinde bir kavanoz teki kolunun alt nda dua kitab ta) yordu. Piskopos, kap n n nnde bir an ayakta durdu, kal n bir sesle: Pax l uic domni, dedi. Rahip daha pes kar) l k verdi: 195 Et omnibus habitantibus in ea. Onlar ieri girince, hayretten kendiside tir tir titreyerek arkalar ndan gelen Hubertine, kocas n n yanma diz kt. #kisi de, rkua varm )lar, elleri biti)ik, btn ruhlar yla dua ettiler. Felicien'in Angelique'i ziyaret etti%inin ertesi gn, onunla babas aras nda mthi) bir tart )ma olmu)tu. O gn, Felicien, ta sabahtan, kap lan zorlam ), piskoposun, dirilen gemi)le korkun mcadeleler geirdi%i gecelerin birinden sonra, hala dua ile me)gul bulundu%u yerde kendisini kabul ettirmi)ti. O zamana kadar korkudan iki bklm duran bu sayg l gente oktan beri susturdu%u isyan, ta) yordu; abuk fkeye kap lan, ayn kandan bu iki erkek etin bir )ekilde at )t lar. Ya)l adam, dua rahlesinden kalkm ), yanaklar hemen k pk rm z kesilmi), ma%rur bir inat iinde, sessiz, dinliyordu. Delikanl , yz onun gibi k pk rm z yre%ini bo)alt yor, gitgite ykselen, g-rldeyen bir sesle konu)uyordu. Angelique'in hasta oldu%unu, can eki)ti%ini sylyor, kendisinin onunla birlikte nas l deh)et dolu bir sevgi nbeti iinde kamay tasarlad % n , gen k z n bir ermi) feragati ve iffeti gstererek, onu izlemek istemedi%ini anlat yordu. Kendisine ancak babas n n r zas yla varmak isteyen bu itaatli ocu%un lmne gz yummak bir cinayet olamayacak m yd ? Kendisine, unvan na, servetine, sonuta sahip olabilecek duruma geldi%i halde, Angelique, hay r diye ba% rm ), rp nm ) kendi nefsini yenmi)ti; Felicien de onu lesiye seviyor, onunla birlikte, ayn son nefesi vererek - snp gitmek iin yan nda bulunamad % ndan dolay kendini ezik gryordu! #kisinin de inatla srara, btn bunlar, yaln zca iki insan mutlu etmek gibi bir i) iin hesaba kat l r )eyler miydi? Felicien, kendinden gemi) bir halde titrek ellerinin biti)tiriyor, ovu)turuyor, hala yalvararak, fakat tehdide ba)layarak, babas n n raz olmas n is-tiyordu. Fakat piskopos, dudaklar n , ancak mutlak kudretini gsteren )u kelime ile kar) l k vermek iin aralad : Asla! 196

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

O zaman Felicien, isyan amac nda her trl ihtiyat unutmu) hezeyan etmi)ti. Annesinden szetti. A)k n haklar n istemek iin kendi varl % nda dirilen oydu. Babas onu sevmemi), lmne memnun mu olmu)tu da sevi)enlere ve ya)amak isteyenlere kar) bu kadar sert davran yordu? Fakat ibadetin feragatleri iinde ne kadar donukla)m ) olursa olsun, annesi gelip onu musallat olacak azap verecekti, nk evliliklerinden olan ocu%una i)kence ediyordu. Annesi hala vard , kendi ocu%unun ocuklar nda da ebediyen var olmak istiyordu babas , o%luna, seti%i ni)anl y , soyunu devam ettirecek olan kad n vermek istemedi%i iin, annesini bir kez daha ldryordu. #nsan kad nla evlendikten sonra, kilise ile evlenmezdi. Felicien korkun bir sessizlik iinde daha byyen, k m ldamadan duran babas n n kar) s nda, yeminini bozan adam, katil szlerini f rlatt . Sonra deh)et iinde, sendeleyerek kat . Monsenyr, yaln z kal nca, ta g%snden b ak yemi) gibi, oldu%u yerde dnd, ve iki dizi stne dua rahlesine y % ld . Bo%az ndan korkun bir h r lt k yordu. Ah! kalbin zavall l klar tenin yenilmez zay fl klar ! o kad na, hep dirilen o l kad na, onun beyaz ayaklar n pt% ilk ak)amki gibi tap yordu; o%luna da, ondan bir para gibi tap yordu; o%luna da, ondan bir para gibi, onun, kendisine b rakt % hayat ndan bir nebze gibi tap yordu; o gen k za, uzakla)t rd % o kk i)i k za da, o%lunun tap ) gibi tap yordu. (imdi, her de gecelerini yasa gmyorlard . Kk i)lemeci k z, alt n sar s salar yla, krpe boynu ile, mis gibi genlik kokusu iinde, olduka sade, onun rikkatine dokunmu)tu, fakat bunu kendi kendine bile itiraf etmiyordu. Angelique gznn nne geliyor, narin, saf dayan lmaz alakgnll bir )ekilde geip gidiyordu. Bir vicdan azab bile, yre%ine, bundan daha emin bir yry)le, daha kavray c bir )ekilde sokulamazd . K z , yzne kar) , reddedebilirdi, ama, art k i%neden delik de)ik, naiz elleriyle kalbini kavram ) oldu%unu biliyordu, Felicien ona )iddetle yalvar rken Monsenyr, ocu%un sar ) n ba) n n gerisinde delice sevilen o iki kad n , kendinin a%lad % 197kad nla, ocu%unun u%runda len kad n grm)t. Harap, h k rarak, arad % n nerede bulaca% n bilemeyerek, kalbi art k Tanr ya ba% )lanm ) bulundu%una gre, o kalbi skp atmak abas n vermesini Tanr dan diliyordu. Monsenyr ak)ama kadar dua etti. Tekrar ortaya kt % zaman balmumu sanl % nda, yre%i yaral , fakat kararl idi. kendi elinden hibir )ey gelmezdi,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

ayn mthi) kelimeyi tekrar etti: Asla! Onu sznden dndrmek hakk ancak Tanr ya zeldi; habuki, yalvard % Tanr susuyordu, st rap ekmek gerekti. Aradan iki gn geti, Felicien, kederden lg na dnm) bir halde, kk evin etraf nda f r l f r l dola) yor, haberler kolluyordu. Evden bir kimse kt ka korkudan bayg nl klar geiriyordu. Hu-bertine'in kutsal ya%lar istemek iin kiliseye ko)tu%u sabah, Angelique'in o gn geiremeyece%ini bylece %rendi. Rahip Cor-nille orada de%ildi, onu bulmak iin Felicien btn )ehri dola)t , ilahi bir yard m iin son mdini ona. ba%lad . Sonra, rahibi bulup getirirken, midi kayboldu, bir )phe ve fke nbetine yakaland . Ne yapsayd ? Tanr y mdahaleye nas l zorunlu k lsayd ? F rlad , piskoposluk kona% n n kap lar n tekrar zorlad ; piskopos, onun birbirini tutamayan szleri kar) s nda bir an korktu Sonra, anlad : Angelique can eki)iyordu, son takdisi bekliyordu, onun yaln z Tanr kurtarabilirdi. Delikanl , sadece, st rab n hayk rmak bu kt baba ile ili)kisini kesmek, cinayetini yzne kar) sylemek iin gelmi)ti. Fakat, Monsenyr, sanki bir ses ona bir )ey sylemi) gibi, gzleri birdenbire bir ) kla ayd nlanarak, fkelenmeden onu dinliyordu. O%luna nden yrmesini i)aret etti: Tanr isterse, ben de isterim, diyerek pe)inden yrd. Felicien byk bir rperti geirdi. Babas , iste%ini atm ), mucizenin iste%ine boyun e%mi), raz oluyordu. Art k kendileri yoktu, ne yaparsa Tanr yapacakt . Monsenyr camegahta, rahip Cornille'in elinden kutsal ya%lan al rken Felicien'in gzleri ya)lara buland . (a)k n 198 bir halde, onlarla beraber gitti, odaya girmeye cesaret edemedi, ard na kadar a k kap n n nne, sahanl %a diz st d)t. Monsenyr, beyaz masan n stne, iki iri mumun aras na, kutsal ya%lar koymu), gm) kapla, havada bir istavroz karm )t . Sonra, rahibin elinden ha ald , onu ptrmek iin hasta k za yakla)t . Fakat Angelique hala kendinde de%ildi; gzkapaklar rtl, elleri kat lm ) mezarlar n stne uzat lan ta)tan, ince ve kat imgelere benziyordu. Monsenyr, bir ara ona bakt , hafif nefesini duyunca henz lmedi%ini anlad , salebi dudaklar na dokundurdu. Bekliyordu, yz din reisinin ihti)am n koruyordu, ne k z n zarif yznde, ne ayd nl k salar nda hibir rperti dola)mad % n grnce,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bu yzle tek insansal heyecan belirmedi. Ama, Angelique ya) yordu, sular n denmesine bu kadar yeterdi. O zaman Monsenyr, rahibin elinden okunmu) su kab yla glabdan ald , rahip kendisine, a k tutu%u dua kitab n uzat rken, o da, can eki)en k z n zerine okunmu) su serperek latince szler syledi. Su damlalar f )k r yor, byk yatak, bir )ebnem ya%ar gibi bu sularla ba)tan ba)a serinliyordu. Angelique'in parmaklar na, yanaklar na sular damlad ; fakat, bu damlalar, birer birer, bir mermer zerinden tekerlenir gibi yuvarlan yordu. Piskopos sonra, haz r bulunanlara dnd, onlara da okunmu) su serpti. Hubert'le Hubertine, ate)li iman ihtiyalar n ortas nda yan yana diz km)ler, bu takdis ya%muru alt nda ba)lar n n e%mi)lerdi. Piskopos, oday e)yay , beyaz duvarlar , btn bu plak beyazl % takdis ediyordu, o s rada, kap n n nnden geerken, e)i%e y % lm ), ate) gibi yanan ellerini yzne rtp h k ra h k ra a%layan o%lu ile kar) la)t . A% r bir el hareketiyle glabdan kez yukar kald rd , Felicien'i hafif bir serpinti ile takdis etti. Bylece etrafa serpilen bu okunmu) su, nce, milyarlarca uu)an, gzle grlmez habis ruhlar da% tmak iindi. O s rada, soluk bir k ) gne)i huzmesi, karyolaya kadar szlm)t; y % n y % n atomlar, evik toz zerreleri uu)uyor, sanki l k ka-labal klar yla, can eki)en k z n so%uk ellerini s tmak ister gibi, pen199cerenin bir ucundan inmi), orada say s z, ya) yorlard . Monsenyr,, tekrar masan n ba) na geldi: Exaudu nos... duas n okudu. Hi acele etmiyordu. lm, orada, eski #ran kuma) perdelerin aras nda idi; fakat, onun aceleci olmad % n hissediyordu, sabrede-cekti. Hasta ocuk btn varl % n n bu eriyi)i iinde, onun sesini i)i-tememekle beraber, piskopos, yine ona ynelerek sordu. Vicdan n zda, sizi rahats z eden hibir )ey yok mu? zntlerinizi itiraf edin, ferahlay n, k z m. Angelique uzanm ) yat yor, susuyordu. Piskopus, yan t verecek kadar ona bo)u bo)una bir zaman b rakt ktan sonra, szlerinden hi birinin, k z n kula% na ula)mad % n bilir gibi grnmeden, ayn tok ses yineledi. Kendinizi dinleyin, kalbinizden, Tanr ya yalvar n, af isteyin. Takdis sizi saf k lacak ve size yeni yeni gler verecektir. Gzleriniz parlayacak, kulaklar n z

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

hafif olacak, burun delikleriniz krpele)ecek, a%z n z mbarek, elleriniz masum olacak... Gzlerini ona dikilmi), sylenmesi gereken ne varsa hepsini, sonuna kadar sylemi)ti; Angelique, belli belirsiz nefes al yor, rtl gz kapaklar n n tek kirpi%i bile k m ldam yordu: Piskopos: Gredo'yu okuyun, emrini verdi. Bekledi, sonra, kendisi okudu: Gredo in unum deum... Rahip Cornille kar) l k verdi. Amen. Felicien'in, sahanl kta, midin uyand rd % sinirlilik iinde, derin h k r klarla hala a%lad % i)itiliyordu. Huber'le Hubertine, bilinmez byk kudretlerin ini)ini hissetmi)ler gibi, geni) ve ekingen ayn jestle dua ediyorlad . Bir durma olmu), bir dua kekelenmi)ti. (imdi, 200 dua kitab ndan okunan ilahiler syleniyor, ermi) kad nlar ve erkekler anl yor, btn ahiret aresiz insanl % n yard m na, Kyrie eleison nidalar yla a% r l yordu. Sonra, birdenbire, sesler yava)lad , derin bir susma oldu. Monsenyr, rahibin ibrikten dkt% birka damla su ile parmaklar n y k yordu. Sonunda kutsal ya% kab n ald , kapa% n at , geldi, yata% n nnde durdu. Bu, takdis'in trenle yakla)mas idi, bu son takdisin etkisi affedilmeyen, teki takdislerden sonra ruhta kalan, btn byk gnahlarla kk gnahlar siliyordu. Unutulmu) gnahlardan artakalanlar bilmeden i)lenen gnahlar, Tanr m gufran na sa%lam )ekilde erilmesine olanak b rakmayan, ihmal yznden gnahlar, hep si-liniyordu. Fakat, bu gnahlar neredeydi? Bir bakirenin lm ile bembeyaz ve so%uk duran bu )ahane yata%a var ncaya kadar hayat tohumlan getirir gibi grnen, uu)un toz zerreleriyle dolu )u gne) ) % ile beraber, d )ar dan m geliyordu? Monsenyr, gzleri Angelique'de, hafif solu%un hala kesilmedi%ine gven getirerek, murakabeye vermi)ti. Onu, melek kadar gzel, ok incelmi), )imdiden maddili%i kalmam ) grdke, her trl insanca teessrden kendini sak n yordu. Ba) parma% n , yava)a kutsal ya%lara dald r p da, hislerin bulundu%u, vcudun be) noktas n ktl%n ruha girdi%i be) a k pencereyi ovmaya ba)lad % zaman, titremedi. nce, gzleri sa% gz ve sol gz, kapal gz kapaklan zerinden ovdu; ba) parmak, hafife, istavroz kar yordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Gzle i)lenen gnahlar, )ehvetli bak )lar namusa ayk r tecesssler, tema)alardan duyulan bo) zevkler, kt yaz lar, gnahkar kederler iin dklen ya)lar, giderilmi) oluyordu. Halbuki, Angeli-que, Legende'dan ba)ka bir )ey okumam )t , dnyan n btn teki taraflar n rtp ona gstermeyen katedralin mihrap k sm ndan ba)ka ufuk tan m yordu, ancak, itaatiyle ihtiras aras ndaki mcadelesi s ras nda a%lam )t . . .201Rahip Cornille, pamuk yumaklar ndan birini ald , k z n gz kapaklar n n ikisini de kurulad , sonra, pamu%u, beyaz ka% ttan klahlar n birine koydu. Sonra, Monsenyr, sedef parlakl % ndaki kulaklar ovdu, sa% kula% da sol kula% da, istavroz i)aretiyle, belli belirsiz slatt . Kulaklardan giren btn mzikler iftiralar, kfrler, istekle dinlenen a k sa k szler, grevin unutulmas na yard m eden a)k yalanlan, teni co)turan gnahkar )ark lar, avizeler alt nda )ehvetle a%layan orkestra kemanlar , affedilmi) bulunuyordu. Halbuki, drt duvar aras nda kapal oturan bu k z, yaln zl % iinde kom)ular n, bildikleri gibi yapt klar gevezelikleri bile, atlar n kam layan bir yk arabac s n n kfrlerini bile asla i)itmemi)ti. Kulaklar nda ilahilerden erganunlar n u%ultular ndan dua m r lt lar ndan eski kilisenin duvar na biti)ik kk serin evi tepeden t rna%a sarsan bu seslerden ba)ka mzik yoktu. Rahip, kulaklar bir pamuk paras yla sildikten sonra, pamu%u beyaz ka% t klahlardan birine koydu. Sonra, Monsenyr, beyaz birer gl yapra% na benzeyen burun deliklerine geti, sa% n solunu, ba) parma% yla, istavroz kararak saf-la)t rd . Koku alma duyusu, her trl kirden yaln z gzel kokular n )ehevi hicab ndan, kokusu fazla ho) ieklerin ba)tan karma-s ndan, havan n, ruhu uyutan da% n k kokular ndan de%il, ba)kas na gsterilen kt rnekler, rezaletin sar vebas gibi, i koku alma sular ndan da y kanarak, ilk masumluk haline dnyordu. Angelique, drst, saf, zambaklar aras nda bir zambak, kokusu zay flara g, gllere ne)e veren bir byk zambak olmu)tu. Halbuki, o, o kadar saf ve nazikti ki, keskin kokulu hercai menek)elere, mis kokulu leylaklara, hummal smbllere hibir zaman tahamml edememi), yaln z hafif kokulu iekler aras nda, korulardaki menek)elerle uha iekleri aras nda rahat edebilmi)ti. 202

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Rahip, burun deliklerini sildi, pamu%u, beyaz ka% t klahlar n ba)ka bir tanesine yerle)tirdi. Sonra, Monsenyr, hafif solukla belli belirsiz aralanan, kapal a% za indi, alt duda% n zerinde bir istavroz kard . Angelique'in a%z , ba)tan ba)a bir masumluktan nk, bu sefer, zevklerin baya% ca tatmini, oburluk, )arap ve bal tad ndan zevk al ) affedilmi)ti, hele, her gnah n faili olan tahriki, zehirleyici dille, kavgalar , sava)lar karan, hatalar yapan, gkyznn bile kararmas na sebep yanl ) szleri syleyen dilin i)ledi%i crmler affedilmi)ti. Halbuki, oburluk, hibir zaman, Angelique'in bir ay b olmam )t , gen k z, sonunda Elisabeth gibi, yiyecek ay rdetmeden kar n doyurur olmu)tu. Hata iinde ya)amas da, hlyas n n, onu bu hataya srklemesinden, mavera midinden, grnmez alemin tesellisini beklemesinden cahilli%in yaratt % , ve onu bir ermi) k z haline getiren btn o fsunlu alemden ileri geliyordu. Rahip a%z sildikten sonra, pamu%u beyaz ka% ttan drdnc klaha yerle)tirdi. Nihayet, Monsenyr, ar)af n zerinde, avular d )ar da, serili duran, fildi)i rengi elleri ovdu sa% eldeki sol eldeki gnahlar da, istavroz i)aretiyle sildi. Btn vcut aklanm ), son lekelerinden, en kirletici olan elle dokunman n lekelerinden, h rs zl klardan dayak atmalardan, adam ldrmelerden, yar ca unutulan teki k s mlar n, g%sn, b%rlerin ve ayaklar n gnahlar ndan y kanm )t ; bu ovma, o gnahlar da, tende tutu)an ve uluyan ne varsa, fkelerimizi, isteklerimizi, dzensiz ihtiraslar m z , an att % m z bu gayyalar , bu zevkleri de dyordu. Halbuki, Angelique, galebesi yznden orada can eki)eli beri isteklerini, gururunu ve ihtiras m yenmi)ti, sanki, nefsaniyet )errini, yaln zca yenmek iin beraberinde getirmi)ti. Hatta, istekler duyup duymad % n , tenini a)kla inledi%ini, geceleri geirdi%i byk rpertinin gnahkar bir rperti olabilece%ini dahi bilmiyordu, cahillik bir 203z rh gibi, onu o kadar kaplam )t , ruhu beyaz, bembeyazd . Rahip elleri sildi, pamu%u, beyaz ka% ttan klahlar n sonuncusu iinde gzden kaybetti, klahlar n be)ini de sobada yakt . Tren sona ermi)ti, Monsenyr, son duay okumadan nce parmaklar n y k yordu. #blisleri kovmak ve hastan n vaftiz masumlu%unu kazand % n gstermek zere, elini sembolik mumu vererek, onu bir kere daha gayrete getirmesi kalm )t . Fakat, Angelique, gzleri kapal , kaskat , l gibi

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

duruyordu. Kutsal ya%lar, vcudunu safla)t rm )t , istavroz i)aretleri, ruhun be) penceresinde izlerini b rakm )lard , halbuki k z n yanaklar na bir hayat dalgas ykseltmemi)ti. Yalvarmalara, umutlara kar) n mucize kendini gstermi)ti. Hubert'le Hubertine, hep yanyana diz km) olarak duruyorlar, art k dua etmiyorlar, sabit gzleriyle yle ate)li bak yorlard ki, ikisi de, bir eski renkli kilise cam ndan, ldkten sonraki dirilme%i bekleyen resimler gibi, sonsuza dek ta) kesilmi)e benziyordu. Felicien, dizlerinin stnde srne srne gelmi), )imdi, ta kap n n nnde duruyor, art k h k rm yor, Tanr n n sa% rl % kar) s nda fke ne olaca% n grmek iin, o da ba) dimdik, bekliyordu. Monsenyr, son bir kere daha yata%a yakla)t , hastan n eline verilecek olan mumu yan k olarak tutan rahip Cornille de onun arkas ndan geliyordu. Piskopos, treni sonuna kadar gtrmek inadiyle, Tanr ya kudretini gsterecek zaman, b rakmak iin, dua etti: Rahip, kar) l k verdi: Amen. Fakat, Angelique'in elini amaya ve mumu kavratmaya u%ra)t klar zaman el, cans z olarak g%sn zerine d)t. O zaman, Monsenyr byk bir titreme ald . Uzun zaman tutmaya al )t % heyecan ta) yor, rahipli%in son ha)inli%ini al p gtryordu. Bu ocu%u dizlerine kapan p h k rd % gnden beri seviyordu. O anda, mezar solgunlu%u ile, o "kadar ac kl halde, yle 204 st rapl bir gzellikte idi ki, Monsenyr, gzlerini yata%a evirdike, kalbi, gizli gizli kederle dolmaktan kendini alam yordu. Kendini tutamaz oldu, iki iri damla, gzkapaklar n )i)irdi, yanaklar ndan a)a% yuvarland . ocuk bu )ekilde lemezdi, Monsenyr, onun, lm halindeki cazibesiyle yenilmi)ti. O zaman, Monsenyr, slalesinin mucizelerini, Allah n, hastalar iyi etmek zere onlara verdi%i kuvveti hat rlad . Tanr m herhalde kendi baba muaafakatini bekledi%ini d)nd. Tanr kat ndan olanlar n hepsinin kar) s nda ibadetleriniyapt klar Sainte- Agnes'i and , ve vebal lar n ba) ucunda dua edip onlar pen V. Jean d'Hautecoeur gibi, o da dua etti, Angelique'i a%z ndan pt. Tanr isterse, ben de isterim.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Angelique, gzlerini at . Uzun bayg nl % ndan uyanm ), ona hayret etmeden bak yordu; pc%n l kl % n koruyan dudaklar , glmsyordu. Bunlar gerekle)mesi gereken )eylerdi, belki de onlar bir kez daha ryas nda grm)t, Monsenyrn, orada o%lu ile kendisini ni)anlamak iin bulunmas n gayet sade buluyordu, nk art k zaman gelmi)ti. Byk yata% n ortas nda, kendili%inden do%rularak oturdu. Piskopos, gzlerinde mucizenin nuru, ayn duay tekrarlad : Rarip kar) l k verdi: Amen. Angelique, yan k mumu alm )t , metin bir elle, dmdz tutuyordu. Hayat geri gelmi)ti, alev ok parlak yan yordu, gecenin hapis ruhlar n kovuyordu. Odan n iinde parlak byk bir %l k dola)t . Felicien, mucizenin rzgarlar yla do%rulmu) gibi, ayaktayd ; Hubert'ler, ayn solukla sars lm )lar, grdkleri manzara kar) s nda, gzleri apa k, yzleri hayran, dizst oturup kalm )lard . Yatak, onlara, parlak bir ) kla ku)at lm ) gibi grnyordu, gne) huzmesi iinde, beyaz 205tyler gibi. beyazl klar ykseliyordu: beyaz duvarlar, btn beyaz oda, bir kar parlakl % iinde idi Ortada, tekrar dirilen ve sap zerinde do%rulan bir zambak gibi, Angelique, bu ayd nl % yans t yordu. Has alt n rengi salar , yzn bir hale ile ku)at yor, menek)e rengi gzleri bir nurla par ld yor, saf yznden, btn bir hayat nuru f )k r yordu. Felicien, onun )ifa buldu%unu grnce, Tanr n n kendilerine bu ihsan kar) s nda )a)alam )t . yakla)t , yata% n yan nda diz kt. Ah! Sevgilim, bizi tan yorsunuz, ya) yorsunuz.... Ben sizinim, babam raz oldu, nk Tanr byle istedi. Angelique ba) n e%di ne)eyle gld. Oo! biliyordum, bekliyordum... Ne grdmse hepsi olacak. Monsenyr, sakin halini tekrar ele alm )t , istavrozu, yine onun dudaklar na de%dirdi. Bu sefer, Angelique, itaatli bir cariye gibi, onu pt. Sonra, Monsenyr, geni) bir el hareketiyle, istavrozu, btn odada, btn ba)lar n zerinde gezdirdi, son takdisi yapt ; Hubert'lerle rahip Cornille'e a%l yorlard . Felicien, Angelique'in elini tutuyordu. K z n teki elinde, masumluk mumu, yksek bir alevle yan yordu. XIV

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Nikah iin mart ay n n ilk gnleri kararla)t r lm )t . Fakat, Angelique btn varl % ndan ykselen sevince kar) n hala ok halsizdi'. nce bitkinli%inin hemen ilk haftas nda ba)layarak tekrar atel-yeye inmek istemi) Monsenyrn taht iin yapt % hafif kabartma i)lemeli panoyu bitirmekte srar etmi)ti. Ne)eyle, bu i)in, i)i hayat n n son eseri oldu%unu sylyordu, sipari), byle yar yolda b rak lamazd . Sonra, bu harcad % abayla gc tkenmi) yine odas na kapanmak zorunda kalm )t . Eski tam sa%l % n bulamadan, kutsal 206 ya%lar n alt nda hala bembeyaz ve maddili%inden ayr lm ) gibi, glmseyerek orada vakit geiriyor, hayal gibi k sa ad mlarla a)a% yukar dola) yor, masas ndan penceresine kadar uzun bir yol yrd% iin saatlerce d)nceye dal yor, dinleniyordu. Nikah geciktirdiler, k z n iyi bak larak yak nda tamamiyle )ifa bulmas n beklemeye karar verdiler. Felicien her gn %leden sonra onu grmeye geliyordu. Hubert'le Hubertine yanlar nda bulunuyorlard . Birlikte gzel saatler geiriyorlar, boyuna ayn projeleri kuruyorlard Angelique, oturdu%u yerde ok canl ve ne)eli gzkyor, gelecekti hayatlar n ok dolu gnlerinden nce o sz a yor, seyahatleri, Hautecoeur )atosunun onar m n grp tan yacaklar btn mutluluklar anlat yordu. O zaman, a k pencereden, her gn biraz daha l k, ieri giren mevsimsiz il-kabahar n ortas nda onu grenler, vcuta topland % n , kefeni y rt % n san rlard . Angelique, ancak yaln z oldu%u zamanlar, grlmek korkusu olmad ka ciddi d)ncelerine dal yordu. Geceleyin ku-. la% n n n dibinden sesler gemi)ti; sonra, etraf nda, topra% n bir daveti dola)m )t ; iinde, bir ayd nl k a l yordu, mucizenin yaln z hlyas n n gerekle)tirmek iin devam etti%ini anl yordu. oktan lm) de%il mi idi, grn)ler ortas nda, olaylar n verdi%i bir ara sayesinde bulunmuyor muydu? Bu, yaln zl k saatlerinde, onu sonsuz heyecan n avutuyor, bu ne)eli deminde hayattan ekilip gitmekte oldu%una zlmyor hala sonuna kadar erece%ine emin bulunuyordu. Hastal k, beklerdi. Byk sevinci, bu d)nceyle yaln zca ciddi bir ifade al yor Angelique, cans z bir halde kendini b rak yor, vcudunu yok gibi hissediyor, saf bazlara do%ru kanat a yordu; ancak, Hubert'lerin kap y amalar , yahut Felicien'in kendisini grmek iin ieri girmesi zerine do%ruluyor sa%l % yerine gelmi) gibi yap yor, gelecekten ok uzaktaki evlilik y llar ndan glerek sz ediyordu.

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

Mart n sonuna do%ru, Angelique daha ne)elenir gibi oldu. Yapayaln zken iki defa bayg nl klar geirmi)ti. Bir sabah, Hubert, ona 207bir fincan stl kahve getirdi%i s rada yata% n ayak ucuna yere d)m)t; onu aldatmak iin, yerde i)i )akaya bozdu, kaybetti%i bir i%neyi arad % n syledi. Sonra ertesi gn ok )en gzkt, nikah abuk yapmak Nisan n ortas nda nikahlanmak sz etti. Hepsi itiraz ettiler: Daha ok zay ft , niin beklemiyeceklerdi? Hibir aceleleri yoktu. Fakat heyecanland , nikah n hemen yap lmas n istiyordu. Hubertine, hayret etti, bu acele kar) s nda )pheye d)t onu vcuduna dokunan en hafif so%uk rzgarla solar halinde bir an izledi. Sevgili hasta, kendisini lme mahkum bildi%i halde, ba)kalar n aldatmak iin duydu%u )efkatli ihtiya iinde, sakinle)meye ba)lam )t bile. Hubert'le Felicien, srekli bir tap n ) ortas nda hibir )ey grmemi)ler, hibir )ey sezmemi)lerdi. Angelique, bir irade gayretiyle - aya%a kalkarak, eskisi gibi evik ad mlarla a)a% yukar dola) yordu, ok gzeldi, mutlu olaca% iin nikah treninin kendisini bsbtn iyi edece%ini sylyordu. Ho), karar verecek olan Monsenyr'd. O gnn ak)am , Piskopos oraya geldi%i zaman Angelique gzlerini onun gzleri iinde, bak )lar n ondan ay rmadan iste%ini anlatt ; sesi o kadar heyecanl yd ki, syledi%i kelimelerin alt nda, sylemedi%i )eylerin ate)li yalvar )lar vard . Monsenyr biliyordu, bildi%i iin anlad , nikah Nisan ortas na denk geldi. Bunun zerine, bir hayhuy iinde ya)ad lar, byk haz rl klar yap ld . Hubert, yar resmi vasili%ine kar) n Angelique r)tn ispat etmemi) oldu%u iin hala aile meclisini temsil eden sosyal yard m direktrnn iznini almak zorunda kald ; i)in zahmetli taraf ndan Felicien'i de gen k z da kurtarmak iin, bu ayr nt y sulh hakimi msy Grandsire zerine alm )t . Fakat Angelique, etraf ndakilerin gizli davrand klar n grnce, bir gn hrriyet czdan n yukar ya getirtti, onu kendi eliyle ni)anl s na vermek istedi. Art k tam bir tevazu hali iindeydi, Felicien'in kendisini, kendi efsanevi ad n n )erefine ve byk servetine ykseltmek iin nas l a)a% bir durumdan ekip ald % m bilmesini istiyodu. Bu resmi ka% t, zerinde bir tarihle bir numaradan ba)ka bir )ey bulunmayan bu kimlik onun evrak yd , kim208 Hain sayfalar n bir kere daha kar )t rd , sonra, bir hi olmaktan ve Felicien'in kendisini her)ey haline getirmesinden sevin duyarak, czdan utans z, ona verdi. Felicien, bu hareketten son derece duyguland , diz kt, gzya)lar

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

iinde onun ellerini pt, sanki biricik hediyeyi kalbinin )ahane hediyesini kendisine veren Angelique'di. Haz rl klar iki hafta, Beaumont'u oyalad yukar )ehirle a)a% )ehrin alt n stne getirdi. Yirmi i)inin, gece gndz eyiz haz rlamak iin al )t klar syleniyordu. Sadece gelin elbisesine i)i u%ra) yordu; bir milyonluk bir sepet, y % n .y % n dantelalar, kadifeler, atlas ve ipek, mcevherler, kralielere yara) r elmaslar ya%mur gibi dklecekti. Fakat as l herkesi heyecana srkleyen )ey son derece byk tutar olan sadakalard ; gelin, kendisine ne kadar ve-riliyorsu fakirlere de bir o kadar verilmesini istemi)ti; evreye bir milyon daha, bir alt n ya%muru halinde serpilecekti. Angelique sonunda hlyas nda cmertliklerinde duydu%u o eski ac ma ihtiyac n tatmin ediyor, avular apa k, yoksullar n zerine, sel gibi servet, ta)k n bir refah ak t yordu. Beyaz ve plak kk odada, iine m hlan p kald % khne koltukta oturuyor, rahip Cornille da% t lan paralar n listesini kendisine getirdi%i zaman hazz ndan glyordu. Daha versinlerdi, daha versinlerdi! Da% t lanlar hi de yeterli de%ildi. Mas-cart baban n prenslere lay k ziyafet sofralar nda yemek yemesini, Chouteau'lar n bir saray muhte)emi iinde ya)amalar n , Gabet anan n, para gcyle iyile)ti%ini, yeniden genle)ti%ini grmek istiyordu; Lemballeuse'leri, ana ile k z m tuvaletlere ve mcevherlere gmmek istiyordu. Alt n ya%muru, peri masallar nda oldu%u gibi, hatta gnlk ihtiyalar da a)arak, gzellik ve ne)e yaratmak iin, )ehrin zerine gitgide artarak dklyor, alt n n grkemi soka%a d)yor, merhametin bol gne)i alt nda par ld yordu. Sonunda o gzel gnden bir gn nce, her )ey haz r oldu. Felicien, piskoposluk kona% n n arkas nda, Magloire soka% nda eski bir konak sat n alm )t , oray muhte)em bir )ekilde d)emekle u%ra) yorlard . Koca odalar, nefis perdelerle ssleniyor, en de%erli mo209bilya ile dolduruluyordu; antika hal larla ssl bir salon, fecir semas kadar latif bir mavi buduar, hele bir yatak odas vard ki, beyaz ipekle ve beyaz dantelle yap lm ) bir yuvaya benziyordu, iinde beyazdan, hafif, uarcas na hafif beyazdan ) % n ta kendi rpertisinden ba)ka bir )ey yoktu. Fakat Angelique, bir araba ile gtrmek istedikleri halde, bu harika )eyleri gidip grmeyi hi istememi)ti. Anlat rlarken masum bir glmsemeyle dinliyor, hibir emir vermiyor, eki dzen i)iyle hi u%ra)mak istemiyordu. Hay r hay r, bu i)ler ok uzakta, hala bilmedi%i, dnyan n o bilinmez

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

taraflar nda olup bitiyordu. Mademki kendisini sevenler bu mutlulu%u byk bir sevgiyle onun iin haz rl yorlad , hayal diyarlar ndan gelip iinde saltanat srece%i gereklik lkesine ayak basan bir prenses gibi oraya girmek istiyordu sepeti grmek de istemiyordu; sepet, i)lemelerle ssl gala tuvaletlerinin, zarif kuyumculuk harikalar ndan y % n y % n p rlantalardan modern mcevherlerin olu)tu%u hepsi kendi markas yla i)lenmi) eyizle dolu o sepet de oradayd . Bu servetin, hayat n yak n gerekli%i iinde par lt lar saarak, kendi evinde onu beklemesi, hlyas n n zaferine yetiyordu. D%n sabah , yaln z gelinli%ini getirdiler. O sabah, byk karyolas n n iinde, herkesten nce uyuyan Angelique, ayakta duramayaca% iin korkup pani%e kap larak bir halsizlik geirdi. Yataktan kalkmaya sava) yor, bacaklar n n bkld%n hissediyordu; haftalardan beri gsterdi%i abay ve sakinli%i yalan karan korkun bir st rap, son bir st rap, btn varl % nda feryat etti. Sonra, Hubertine'in ne)eyle ieri girdi%ini grr grmez, kendisi de yrd, buna )a)t ; nk, art k onu yrten )ey, kendi gc de%ildi, herhalde, grnmez alemden ona bir yard m geliyor, dost eller onu ta) yordu. Angelique'i giydirdiler, art k vcudunda hi a% rl k kalmam )t , o kadar hafifti ki Annesi, tak larak, hayret ediyor, daha fazla k m ldamamas n , yoksa havaya uaca% n sylyordu, Tuvalet devam etti%i kadar katedralin b%rnde ya)ayan Hubert'lerin kk serin evi, devbinan n muazzam solu%uyla rperdi; orada tren haz rl % n n u%ultsu, rahipler heyetinin hummal faaliyeti, hele anlar n 210 sesi, bir ne)e )amatas , khne ta)lar rperiyord: Yukar da )ehirde, bir saatten beri, anlar, byk )enlik gnlerinde oldu%u gibi al yordu. Gne) p r l p r l ykselmi) duru bir Nisan sabah , bir ilkbahar ) klar ya%muru, u%ultulu ba% )larla canlanarak halk aya%a kald rm )t . Btn yreklerin kendisine kar) sevgi duydu%u kk i)lemeci k z n nikah iin, Beaumont, ba)tan ba)a bayram ediyordu. Sokaklar dolduran bu gzel gne), onun narin ellerinden dklen, peri masallar ndaki sadakalar e)idinden alt n ya%muru gibiydi. Bu ) k cmb) alt nda, halk y % n y % n ka-detrale ta) n yor, yan cepheleri dolduruyor, Coitre meydan na ta) yordu. Orada ta)tan bir iek demeti gibi olduka ssl, roman biimli ciddi temelin stnde en ssl gotik biimiyle ykselen byk cephe grnyordu. Kulelerde, anlar hala al yor, cephe, stun-cuklar n, parmakl klar n,

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

direklerin st sayvanl ermi) hcrelerinin, ieklerle ssl oyma at k nt lar n n mistik kokular yla a lan gzel gllerin ajurlu oymalariyla, bu d%nn rahatl % n fakir k z n mucize ortas nda ykseli)ini temel ediyordu. Saat onda erganunlar u%uldad . Angelique'le Felicien ieri giriyorlar, halk n s k ) k saflar aras ndan geerek, k sa ad mlarla byk mihraba do%ru yryorlard . Ba)lar hayran ve rikkatli bir_ f s lt iinde dalgaland . Felicien, siyah damatl % n n ciddi grn) alt ndan daha incelmi), gen ve sar ) n bir tanr gibi gzel, gururlu ve vekarl , olduka heyecanl , geiyordu. Fakat Angelique, bir hayal gibi esrarl bir fsun iinde ok latif, ok ilahi, yrekleri heyecana veriyordu. Gelinli%i beyaz gezidendi, eski zaman dantelalar yla sade bir )ekilde sslenmi)ti, bu dantelalar incilerle tutturulmu)tu, korsaj n garnitrleriyle etekli%in volanlar na halis inciden kordonlar evrilmi)ti. Angelique'in ba) na, dizi inciden bir tala tutturulan antika bir ingiliz i)i duvak onu ku)at yor, topuklar na kadar iniyordu, ba)ka hibir ss yoktu, ne bir iek, ne bir mcevher vard , yaln z bu hafif duvak, bu rpertili bulut, Angelique'in menek)e gzl, alt n sal bir 211kilise cam bakiresi kadar ufac k yznde kanatlar gibi rp n yordu. Mihrab n nnde, Felicien'le Angelique'i, iki k rm z kadife koltuk bekliyordu. Arkalar nda erganunlar onlar kar) lamak iin ald klar havay etrafa yayarken, Hubert'le Hubertine, aile fertlerine ayr lan dua raleleri zerine diz ktler. Bir gn nce s n rs z bir sevin duymu)lard , hala onun )a)k nl % iindeydiler, k zlar n n mutlulu%una eklenen kendi mutluluklar iin Tanr ya nas l ham-dedeceklerini bilemiyorlard . Hubertine, bir kere daha mezarl %a gitmi), sevdikleri bu k z ekilip gidince, yaln z kalacaklar n , kk evin bo) kalaca% n d)nerek hzn iinde, uzun uzun, annesine yalvarm )t ; birden bire vcudunda duydu%u bir dokunu) onu; murad na ermi) bir halde rpererek aya%a kald rm )t . Otuz y l sonra, inat l kad n, topra% n dibinden, onlar affediyor, ok hararetle zledikleri ve bekledikleri aff n ocu%unu gnderiyordu. Bu, acaba, merhametlerinin dl; karl bir gn, katedralin kap s nda bulup yanlar na ald klar , bugn byk trenlere zg btn debdebe ile bir prense varan o zavall sefil mahlukun dlmyd? Duas z, dudaklar ndan hibir sz dklmeden, minnettarl k iinde hayran, iki diz zerine oturup kalm )lar, btn varl klar ndan sonsuz bir te)ekkr ykseliyordu. Kubbe alt n n te taraf nda, piskoposluk taht nda, Monsenyr de, aile fertlerinden olarak yerini alm ), temsil etti%i Tanr n n btn

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

grkemiyle oturuyordu. Yz, bu dnya ihtiraslar ndan uzak, sakin bir eda ta) yor, kutsal giysilerinin gsteri)i iinde par ld yordu; ba) n n zerinde, i)lemeli panodaki iki melek, Hautecoeur'lerin parlak armalar n tutuyordu. Tren ba)lad . Btn ruhban heyeti orada haz rd , evre kiliselerden, psikoposlar na onur vermek iin rahipler gelmi)ti. Parmakl klar doldurup ta) ran bu beyaz harmaniyeler y % n ortas nda zakirlerin s rmal kaftanlar yla zakir ocuklar n k rm z giysileri par lt lar sa yordu. Roman biimi mihraplar n bas kl % alt nda, yan cephelerin hi ayd nlanmayan karalt s , o sabah, mcevher gibi k r212 m z bir renkle tutu)an camlardaki duru nisan gne)iyle ayd nlan yordu. Fakat zellikle kubbe alt n n lo)lu%u, bir yaz gecesi y ld zlar kadar ok say da mumlarla alev alevdi. Ortada byk mihrap ruhlar n ate)iyle yanan bu alevli sembolik al l k, o mumlar n ) % yla bir yang na benzemi)ti; me)alelerde, iri )amdanlarda, avizelerde mumlar vard ; evlilerin nnde, yuvarlak kollu, iki byk )amdan iki gne) gibi duruyordu. Ye)il dal y % nlar , zakirler yerini taravetli bir bahe haline getiriyor, iri beyaz aelya demetleri, beyaz kamelyalar ve beyaz leylaklar oray ieklendiriyordu. Mihrap dairesinin dip taraf na var ncaya kadar ye)illikler aras ndan, alt n ve gm) p r lt lar , kenar k)esi gzken kadife ve ipek rtler, uzaklardan gze arpan bir mihrap gsteri)i vard . Bu ) k aleminden, stnde kubbe ykseliyor, yksek gtik pencerelerin bol ayd nl % na bir rperti veren o binlerce kk alevin titrek solu%u iinde, drt stun yukar ya do%ru dikiliyor, kubbeyi tutuyordu. Angelique, kendisini, rahip Cornille'in evlendirmesini istemi)ti; onun pe)i s ra iki mez oldu%u halde, arkas nda beyaz kaftan, boynunda beyaz omuzlukla ilerledi%ini grnce glmsedi. Sonunda hlyas gerekle)iyordu, her trl midin stnde, servetle, gzel-likle, kudretle evleniyordu. Kilise, erganunlar yla dans ediyor, mumlar yla nur sa yor, #sa kullar ndan ve papazlardan mrekkep cemaatiyle ya) yordu. Antika bina, hibir zaman mukaddes lks iinde, bir saadet ta)k nl % yla geni)lemi) gibi bundan daha )ahane bir debdebe ile Angelique, kendi zaferini kutlayan bu ne)e ortas nda, lm vcuduna ta) d % n bilerek glmsyordu. #eri girerken Hauteoeur, mihrab na bir gz atm )t ; orada, tam a)k n mutlulu%u ortas nda iken, gayet gen ya)ta l6n Laurette'le Balbine, o mutlu l kad nlar uyuyordu. Angelique, bu son demde, kusursuzdu, ihtiras n yenmi)ti, hatalar n

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

dzeltmi)ti, yenilenmi)ti, zaferin gururunu bile ta) m yordu, byk dostu katedralin )kran nidalar ortas nda varl %in n bu ykseli)ine isteksiz haldeydi. Diz kt% zaman olduka mtevaz , ol213duka itaatli, nefsani gnahtan tamamen y kan-m ) bir cariye halindeydi; feragatinden dolay da ok ne)eli idi. Rahip Cornille, mihraptan indikten sonra, dosta bir sesle, onlara nasihat verdi. rnek olarak, #sa'n n, Kilise ile yapt % evlili%i syledi, gelecekten iman iinde ya)ayacaklar gnlerden, ocuklar n h ris-tiyanl k inanc iinde bytmek gerekti%inden, szetti; Angelique, o zaman, bu mit kar) s nda, yeniden glmsedi; Felicien de, onun yan nda, art k kesin hale geldi%ini anlad % btn bu mutlulu%u d)nerek rperiyordu. Sonra, gereke olan sorular, kad nla erke%i, btn mr devam nca ba%layan yan tlar s ras geldi; Angelique, o kesin "evet" szn kalbinin ta derininden, heyecanla syledi, Felicien ayn sz, m)fik bir ciddiyetle, daha yksek sesle syledi. Art k geri dnlmeyecek hareket yap lm )t . Rahip, onlar n sa% ellerini, birbirine vermi) son szlerini m r ldanm )t : Fakat, bozulmaz sadakatin, sonsuz ba% n sembol olan yz% takdis etmek kal yordu; bu da uzun srd. Rahip gmle%inin iinde, alt n halkan n zerinde, glabdan , istavroz )eklinde k m ldat yor, dualar ediyordu. Sonra kilisenin, onun kalbini kapatt % n , mhrledi%ini oraya, art k hibir kad n n girmemesi gerekti%ini anlatmak iin, halkay damat uzatt ; damata bundan sonra, btn erkekler aras nda, onun iin yaln z kendisinin mevcut bulundu%unu anlatmak zere halkay gelinin parma% na takt . Bu sonsuz s k birlikte, kad n n ta) yaca% , erke%in emrinde olmak alameti idi, etti%i yemini hep kendisine hat rlatacakt ; ayn zamanda sanki bu kk alt n halka onlar mezara kadar birbirine ba%l yormu) gibi birlikte uzun y llar srece%inin vaadi idi. Sonra, rahip son dualar okuyup da, onlara bir kez daha nasihat verirken, gere%i bilen Angelique, fergatli parlak tebessmyle glyordu. Bundan sonra, mezlerle beraber ekilip gitmekte olans rahip 'Cornille'in arkas ndan erganunlar )evkle alma%a ba)lad rlar. Mon-senyr, grmekli, k m ldamadan duruyor, ok tatl bak )l kartal gzlerini ifte do%ru indiriyordu. Hubert'ler hala diz km) durumda mutluluk ya)lar yla gzleri bulanm ), ba)lar n kald r yorlard . Er214

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

sanunlar engin terennm kilisenin iinde u%uldad , tarla ku)lar n n sabah c v lt lar na benzeyen, tiz perdeden kesik kesik bir na%meler ya%muru halinde kubbelerin alt na dkld. Kubbe alt na ve yan ceplere y % l kalabal k halk uzun bir rperti ile, heyecanl bir biimde grltyle ile k m ldam )t . ieklerle ssl, mumlarla p r l p r l kilise takdisin ne)esiyle nurlan yordu. Arkas ndan yine iki saat sren grkemli bir tren oldu, gnlkler yak larak, kurban ilahileri okundu. Ayini yapan papaz beyaz stllk giymi)ti, arkas ndan trenci rahip, ellerinde gnlk kab yla kay k biimi buhurdan oldu%u halde buhurdanc iki papaz, iki byk alt n )amdan yak lm ) olarak ta) yan iki yamak geliyordu. Monsenyrn orada bulunu)u treni, selamlarla, pcklerle daha kar ) k hale getiriyordu. #kide bir diz kmeler, beyaz harmaniyelerin eteklerini uuruyordu. Oymalarla ssl eski s ralarda oturan btn ruhaniler encmeni aya%a kalk yordu; baz anlarda gkten inen bir soluk, sanki, mihrap dairesini byk bir kalabal kla dolduran papazlar heyetini secdeye vard r yodu. Treni idare edep papaz, mihrapta ilahi okuyordu. Susuyor, gidip oturuyor, o zaman zakir ocuklar, uzun uzun devam ediyorlar, ba) zakirin kal n sesiyle syledi%i cmleler zakir ocuklar n melekler taraf ndan ttrlen fltler gibi hafif, ince seslerine kar ) yordu ok gzel, ok przsz bir ses, dinlemesi zevk veren bir gen ki sesi ykseldi; bunun bu mucize d%nnde )ark sylemek isteyen matmazel Claire de Voincourt'un sesi oldu%u sylendi. Bu sese e)lik eden erganunlar, yre%e e)siz gzellik, engin bir inilti, iyi ve mutlu bir ruh gibi sakin bir ses kar yorlad . Ani susmalar oluyor, sonra erganunlar, u%ultularla yeniden tmeye ba)l yor, trenci papaz, ellerinde )amdanlar yla papaz yamaklar n getiriyor, buhurdanc papazlar treni idare eden rahibe gtryor, o da kay k biimi bu buhurdanlardaki gnl% takdis ediyordu. Her an buhurdanlardaki havalara savruluyor, ince zincirlerinin keskin ) % grlyor ve billur ) ng rt lar i)itiliyordu. Havada, kokulu mavi bir bulut do215la) yor, piskopos, rahipler, mihrap, incil, herkes ve her )ey, dip taraflar dolduran halk n kalabal % na var ncaya kadar, sa%a, sola kar) ya do%ru uzat lan hareketle gnlk ttssnden geiriliyordu. Bu arada Angelique'le Felicien diz km)ler. #sa ile kilisenin esrarl evlili%inin tamamlan ) demek olan kurban ayinini sofuca dinliyorlard . #kisinin elin de vaftizden beri korunan bekaret sembol olmak zere yanar

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

bir mum verilmi)ti. Tanr r zas iin okunan duadan sonra, ikisi de itaat, iffet, ve tevazu alameti olan duvak alt nda kalm )lard . Bu s rada da havari mektuplar cildinin yan nda ayakta duran rahip, uslden olan dualar okuyordu. Ayn zamanda, yasal evleni)in zevki iinde bile lm d)nmeyi ihtar alameti olan yanar mumlar hala ellerinde tutuyorlard . Art k bitmi)ti, kurban takdimi treni yap lm )t , treni idare eden papaz, kar kocan n nc ve drdnc gbe%e kadar, ocuklar n n artt % n ve o%ald % n grme-leri iin, Tanr dan onlara takdis etmesini yalvard ktan sonra trenci papazla, buhurdanc papazlarla ve yamaklarla beraber ekilip gitmi)ti. O s rada btn katedral co)tu. Erganunlar zafer mar) n , yle bir gk grlts iinde almaya ba)lad lar ki, btn bina titredi. Btn halk rpererek manzaray grmek iin ayaklar n n ucunda ykseliyordu; iskemlelerin zerine kan kad nlar vard , yan cephelerin karanl k mihraplar n n dibine var ncaya kadar, ba)lar n olu)turdu%u s k saflar grlyordu; btn bu halk, yre%i arparak glmsyordu. Bu son ayr l k s ras nda, yanan, binlerce mumu, daha yksek bir ) kla yanar gibi oluyor, kubbeleri titreten ate)ten diller gibi alevlerini uzat yorlard . Rahipler heyetinin son bir yk nidas sslerin ve mukaddes kablar n grkemi ortas nda, ieklerin ve ye)illiklerin iinden ykseldi. Fakat birdenbire, erganunlar n alt nda, cmle kap s n n iki kanad birden a larak bol gn ) % , lo) duvar , ondan bir tabaka halinde deldi. Parlak nisan sabah , canl ilkbahar gne)i, )irin beyaz evleriyle Cloitre meydan gzkt; orada, yeni evlileri daha kalabal k, sevgisi daha sab rs z, el hareketleriyle ve alk )lar yla )imdiden co)216 kun bir kalabal k bekliyordu. Mumlar n ) % solmu)tu, erganunlar soka% n grltlerini, gk grltsn and ran sesleriyle susturuyorlard . Angelique'le Felicien, usulca bir yry)le, halk n olu)turdu%u iki s ra aras ndan geerek kap ya do%ru ilerlediler. Angelique, zaferden sonra, ryadan s yr l yor, gere%e girmek iin oraya do%ru yryordu. Bu i% ayd nl kt kap , onun bilmedi%i aleme a l yordu; gen k z ad mlar n yava)lat yor, hareket dolu evlere, kayna)an halka, onu isteyen ve selamlayan btn )eylere bak yordu. O kadar halsizdi ki, kocas adeta onu ta) mak zorunda kal yordu. Bununla beraber hala glmsyor, kendisini beyaz ipekle ba)tan a)a% ya kapl zifaf odas n n bekledi%i, mcevherlerle ve

Emile Zola

Angeliquein Hlyas

kralie tuvaletleriyle dolu, o prens kona% n d)nyordu. Nefesine bir t kan kl k geldi, durdu, sonra birka ad m daha atacak kadar g buldu. Gzleri parma% na geirilen halkaya ili)mi)ti, bu sonsuz ba%a glmsyordu. O zaman cmle kap s n n e)i%inde, meydana do%ru inen basamaklar n st ba) nda sendeledi. Mutlulu%un sonuna kadar gitmi) de%il miydi? Var olmak zevki orada bitmiyor muydu? Son bir gayretle ykseldi, dudaklar n Felicien'in dudaklar na de%dirdi. Bu pc%n iinde ld. Fakat, lm kedersiz bir lmd. Monsenyr, al ) k oldu%u, din ba)kan na has takdis i)aretiyle, bu ruhun kurtulu)una yard m ediyordu, kendisi de sessizlik bulmu), ilahi yolculu%a dnm)t. Hubert'ler affedilmi)ler, hayata tekrar giriyorlard . Btn katedral btn )ehir )enlik iindeydi. Erganunlar daha yksek sesle u%ulduyor, anlar var gcyle al yor, kalabal k, sevdal ifti, mistik kilisenin e)i%inde, ilkbahar gne)inin ) % alt nda alk )l yordu. Bu zaferli bir ykseli)ti, Ange1ique mutlu saf, gerekle)en hlyas n n kanatlar nda havalanm ), yald z ve boya kal nt lar aras nda, par lt l gotik kubbeli siyah roman biimli mihraplardan efsanelerdeki cennetin ta ortas na ekilip al nm )t . Felicien'in elinde ok yumu)ak k vrak, hiten olu)an bir)ey 217ba)tan ba)a dantelalardan ve incilerden olu)an o gelinlik hala l k, hafif, bir avu ku) ty kalm )t . Sahip oldu%u )eyin bir glgeden olu)tu%unu oktan beri hissediyordu. Grnmez alemden gelen hayal, grnmez aleme dnyordu. Bu bir hayal yaratt ktan sonra silinen grn)ten ba)ka bir )ey de%ildi. Her )ey hlyayd . Angelique, mutlulu%un )ahikas nda, bir pc%n hafif solu%u iinde, yok olmu)tu,Prodktr AH KUMRUO!LU Editr zlem ZDEM#R - Gonca AYDEM#R Yay n Sorumlusu Haluk EKREN Yazar Emile ZOLA eviren Hamdi VARO!LU Bas m Y l A%ustos 1997 Dizgi (ER#DA - 418 19 01 - Ankara Kapak! asar m zlem ZDEM#R Kapak Resmi zlem ZDEM#R Bask Y ld zlar Matbaas Ali Suavi Sok. 60/A Tel: 230 06 45 Yay nevi Adresi

Emile Zola
Byk Sanayi 1. Cad. 7/11 #skitl

Angeliquein Hlyas

You might also like