You are on page 1of 32

ŞEYTANIN İSİMLERİ

Bu yazımızda ġeytana yakıĢtırılan isimleri ve onların yakıĢtıran


toplum tarafından nasıl görüldüğünü inceleyeceğiz.
Ġlk olarak kendi yaĢadığımız topraklarda önceden Ģeytanın nasıl
bilindiğini inceleyelim;
Erlik Han – Türk ve Altay mitolojisinde Kötülük Tanrısı.
Erlik Han eski Türklerin inancı Tengricilikte yeraltı âleminin
efendisidir. (Yerlik/Erlik de denir). Moğollar ise Erleg veya Yerleg
derler.

Erlik;
Günümüzde iblis olarak kullanılan bir tür cin olmasına rağmen
kötülüğü simgeleyen bir tanrı ruhudur. Altayların bir yaradılıĢ
efsanesine göre Erlik Han, dünyanın yaradılıĢında Tengri'ye karĢı
fenalık yapmıĢ ve Tengri onu ceza olarak yeraltı âleminin efendisi
yapmıĢtır. Erlik Han, yeraltı Âleminin en alt katında yeĢil demirden
bir sarayda, gümüĢten bir tahtın üzerinde oturur. Orada kendine koyu
kırmızı parlıyan ve çok az ıĢık veren bir güneĢ yaratmıĢtır. Emirinde
dokuz semerli boğası vardır.

-1-
Erlik Han lânetlenmiĢtir, Tanrı Ülgen "fenalık ettin, senin halkın da
hep hileciler, fenalık düĢünenler olsun der." ve yarattığı karada dokuz
dallı çam ağacının dokuz dalından kendi halkını türetir. Erlik bu halk
benim olsun der tanrıya. Tanrı da ona git kendi halkını kendin bul
deyip Erlik'i geri çevirir. Tanrının halkının bu ağacın yalnız doğuya
bakan5dalından istifade etmelerine izin verilmiĢtir. Kalan dört dal
yasaklamıĢtır.

Erlik gidip bu halkı baĢtan çıkarır. Erkek olan Törüngey ile diĢi olan
Eje, Erlik'in Ģu sözüne kanarlar "Bu dört dal aslında size yasak
değildir, meyveleri de pek tatlıdır. Dilediğinizce yiyin."
Erlik sonra ağaca bekçi bulunan yılan uyurken ağzına girer ve ağaca
çıkar, Ece'ye müsaade ettiğini söyler. Bunun üstüne Ece meyveden
yer, Törüngey'in de ağzına sürer. Tanrı durumu fark eder ve Erlik'i
yer altına gönderir. Eje'ye "Sen benim sözümü tutmadın bundan sonra
gebe kalasın ve doğum sancıları çekesin" der. Yılana "Sen benim
sözümü tutmadın, bundan böyle ġeytan diye bilinesin, herkes seni
ezmeye öldürmeye çalıĢsın" der. Törüngeye "Sen benim sözümü
tutmadın, 9 kızın 9 oğlun olacak ve hepsinden sen sorumlu olacaksın,
insan neslini sen çoğaltacaksın" der. "Hepinizi hanemden kovuyorum,
dünyaya gönderiyorum, burada sizi ben beslerdim, ben korurdum,
artık kendinizi besleyip koruyacaksınız, bir daha da sesimi
duymayacaksınız" diye ekler. Böylece Erlik insanoğluna ilk
kötülüğünü etmiĢ olur.
Özellikleri
Erlik; sağlam gövdeli, atletik yapılı yaĢlı bir varlık olarak düĢünülür.
Gözleri, kaĢları kara renklidir.
Çatal sakalı dizlerine değin uzanmıĢtır. Yaban domuzunun azı
diĢlerine benzeyen bıyığı kulakları üzerine yerleĢmiĢtir. Kara ve
kıvırcık saçlıdır. Çenesi tokmağa, boynuzları ağaç köklerine benzer.
Kana benzer parlak yüzlü Erlik'in, kara demirden kılıcı ve kalkanı
vardır.
-2-
Bineği kara at ya da kara boğadır (belki de öküz). Erklig Kan, Eski
Uygur sanatında boğa ya da öküze binmiĢ olarak tasvir edilmiĢtir ki
bunu, Osmanlı kozmolojisindeki dünyanın öküz
üstünde durduğunu anlatan efsane ile aynı köke bağlamak
mümkündür. Kötülüklerin kaynağıdır. Yeraltında yaĢar. Saçları,
gözleri ve kaĢları ile atı karadır. Çatal (çiftli) sakalı dizlerine kadar
uzamıĢtır. Boynuzları ağaç köklerine, bıyıkları yaban domuzunun
diĢlerine benzer. Yatağı kunduz derisindendir. Kadehi insan
kafatasındandır. Kamçısı karayılandandır. Körüğü, çekici ve örsü
vardır.

Dokuz oğlu ile dokuz kızı vardır. Çenesi tokmak gibidir. EyerlenmiĢ
dokuz boğası vardır. GümüĢ bir tahtı vardır. Yeraltında demir
sarayında yaĢar. Yassı demirden bir kalkanı bulunur. Kılıcı geniĢ
ağızlı bir paladır. Ġhtiyar ve çirkin bir görüntüye sahiptir. Kara renkle
simgelenir. Kendisine kara at kurban edilir. Kayra Han ilk önce bir
varlık yaratmıĢ onun aracılığı ile de yeryüzünü, dağları, vadileri
meydana getirmiĢtir. Bu varlığın kendisine baĢ kaldırması üzerine,
ona “Erlik” adını vererek ıĢık evreninden yeraltına atmıĢ, ayrıca
yerden dokuz dallı bir ağaç büyüterek her dalında değiĢik bir cins
insan yaratmıĢtır. Sonsuz suların içinden toprak (balçık) çıkarma
görevi ona verilmiĢ fakat Erlik yeryüzü yaratılırken ağzında kendisi
için bir parça toprak saklamıĢ fakat bu yaptığı anlaĢılınca
cezalandırılmıĢtır. Bilgisiz, yıkıcıdır.

Düzen ve barıĢ istemez. Huzura karĢıdır, yeryüzünü karıĢtırmak ister.


Sonsuz karanlıkların içinde yaĢar. Ġradesi yoktur. Ġradesizliği
simgeler. Affedilir fakat hemen ardından kötülüğe dalar. Evrenin
baĢlangıcında yalnızca Ülgen ve Erlik vardır. Kaz ve kuğu kılığına
girerek sonsuz suyun üzerinde uçarlar. Kayra Han ise evrenden önce
de mevcuttur. Ġki köpeğinin adı Kazar ve Pazar‟dır. Yeraltındaki
ırmağın kenarında, yüksek bir dağın eteğinde kırk köĢeli taĢ evinde
yaĢar. Çelik mızrak Ģeklinde bir tılsımı vardır. Bir insanın eline
geçtiğinde ölümcül bir silah olur. Tüm düĢmanları yok eder.
Gözkapakları bir karıĢ, saçları dimdik, yüzü kan gibi kırmızıdır. Bıyığı
kıvrılarak kulağına asılmıĢtır.
-3-
Vücudu yılanlarla kaplıdır. Domuz boynuzlu öküzünün sırtında
yolculuk yapar. Kızlarının hiçbirinin adı yoktur. Kötü ruhların tamamı
onun egemenliği altındadır. Pora Ninci ve Kara Ninci adlı iki
yardımcısı vardır. Gökten kovulduğunda yardımcı ve hizmetkârları da
onunla birlikte yere dökülmüĢtür. O hızla toprağın altına
saplanmıĢlardır. Erliğin geliĢiyle âleme aniden karanlık çöker, rüzgâr
eser, fırtına kopar, yer sarsılır. Yeraltını kara bir güneĢle aydınlatır.
1980 yılında Moğolistanda bulunan bir dinozora Erlik ismine
istinaden Erlikosaurus adı verilmiĢtir.

Erlik Han'ın Çocukları ;


Erlik'in dokuz oğlu ve dokuz kızı vardır. Kara Oğlanlar olarak anılan
Dokuz oğlu, adlarıyla birlikte Ģunlardır: KaraĢ Han, Matır Han,
ġıngay Han, Kömür Han, BadıĢ Han, YabaĢ Han, Temir Han, Uçar
Han, Kerey Han.

Altay Ģamanizmine göre Erlik'in oğulları yer altına inen Ģamana yol
gösterirler. Erlik ve oğulları için zayıf ve hasta hayvanlar kurban
edilir. Çünkü Altaylılar'ın inançlarına göre Erlik, kötü (zayıf ve sakat)
kurbanlardan hoĢlanır. Erlik'e asla at kurban edilmez. Ayrıca, Erlik'i
simgeleyen Ģeyler ve tasvirler yapmak yasaktır. Erlik Han'ın oğulları
her zaman babaları gibi kötü değildir. Bunlar, kötü ruhlardan
insanları korurlar.

Babaları için yapılan kurban törenlerinde hazır bulunurlar ve töreni


yöneten kamın Erlik Han'ın yanına gitmesine öncülük ederler.
Yeryüzündeki görevlerinden ayrı olarak Erlik'in oğulları yer altındaki
gölleri, ırmakları, denizleri yönetirler...

Kızları olan Kara Kızlar kuttörenleri sırasında kamları baĢtan


çıkarıp, onların baĢarısız olmalarına neden olurlar. Erlik ile iletiĢime
geçen Ģamanlara Kara Kam denir.Erlik'in kızları, kam Gök Tanrı'ya
(Ülgen'e) kurban vermek için göğe çıkarken, kamı yataklarına çağırıp
yolundan alıkoymağa çalıĢırlar.
-4-
Kam, iĢini unutup Erlik'in kızlarının cilvelerine kanarsa baĢka
ruhlarca cezalandırılır ve Tanrı'nın kurbanı kabul etmesi iĢi de
tehlikeye düĢer. Erlik'in kızlarından ikisi KiĢtey Ana ile Erke
Solton'dur.

Erlik Han'ın Mamutları;


Sibiryanın kuzeyinde yaĢayan ve doğaya bağlı bir yaĢam sürdüren
Türk halkından olan Dolganlarda anlatılan bir efsâneye göre, Erlik
han Mamutları yeryüzünden alıp yeraltı âlemine götürmüĢtür.
Mamutlar orada pis kokuların, sıcağın ve karanlığın içinde Erlik
Han'a hizmet etmek zorundadırlar. Eğer bir Mamut oradan kaçıp
tekrar yeryüzüne ulaĢmaya çalıĢırsa derhal buz kesilip ölür.

Etimoloji;
(Er/Yer) kökünden türemiĢtir. KiĢi, güç ve yer, yer altı kelimeleri ile
bağlantılıdır. Buryatçada kan içen anlamında kullanılır.

Erlik han tasvirleri;

-5-
-6-
-7-
ġimdi ise Ģu an yaĢadığımız bölgede hakim olan inançta geçen isimi
inceleyelim;

İslam
Kur'an-ı Kerim'e Göre Şeytan;
ġeytan, Kur‟an-ı Kerim‟de kötü ruhun, kötü birinin, kötülüğe teĢvik
edenin, kötülüğün temsilcisinin, karanlık ve sapkınlığın önderinin,
Allah'ın ve O'na kullukta bulunan herkesin büyük düĢmanı ve
kötülüğün sembolü olduğu söylenen varlıktır.
Açıklık getirecek olursak Ģeytan Kur‟an‟da iki anlamda kullanılır;

1. ġeytan, cinlerden ve hayvanlardan isyan eden ve zarar veren her


Ģeyin adı olmuĢtur. Bu manada bir canavar veya yılana da Ģeytan
denilir. Aynı Ģekilde haset, öfke gibi insana mahsus olan her kötü huy
ve davranıĢ da Ģeytan diye isimlendirilmiĢtir.

6:112 - Biz böylece, her peygambere insan ve cin Ģeytanlarını düĢman


yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü
sözlerle vesvese verirler.Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık
onları iftiraları ile baĢ baĢa bırak.

2. Ġblis ise: ġeytanın özel ismidir. Adem'e secde etmeyen, Adem'in


cennetten kovulmasına yol açan ve dolayısıyla Allah'a karĢı koymuĢ
olan varlıktır.

2:36 - Ve o zaman meleklere: "Âdem'e secde edin!" dedik, hemen


secde ettiler. Yalnız Ġblis dayattı, kibrine yediremedi,
inkârcılardan oldu.

7:27 - Ey Âdemoğulları. ġeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara


göstermek için elbiselerini soyarak cennetten
çıkardığı gibi, sizi de (ĢaĢırtıp) bir belaya düĢürmesin! Çünkü o ve
kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz
yerden sizi görürler. Biz, Ģeytanları, inanmayanların dostu yaptık.

-8-
Kur’an-ı Kerim’deki Şeytanın Özellikleri;
Kur‟an‟da geçen ġeytan melek değildir. Çünkü melekler nurdan,
ġeytan ise ateĢten yaratılmıĢtır. Bazı insanlar da ona tâbi olarak
ĢeytanlaĢırlar.
ġeytan, Kur‟an-ı Kerim ve hadislerde bahsedildiğince; insanların
apaçık düĢmanıdır ve onun Ģerrinden korunmanın tek yolu Allah‟ın
emir ve yasaklarına uymaktır. Ġslam inancına göre; insanlar
tarafından algınamasalar da Ģeytanlar, insanları görebilir ve
peygamberler de dahil olmak üzere herkese musallat olurlar.

Ġblis, Kur‟an-ı Kerim‟de: Tağut, Racîm ve Hannâs isimleriyle de


geçer.
Tağut:
‫طاغوت‬

 Ġnsanları Allah'a (C.C.) karĢı isyana sevkeden. Ġsyankâr.


 Her bâtıl mâbud.
 ġeytan.
 Ġslâmiyetten önce Kâbe'deki putlardan birinin ismi.

Racîm:
‫ رج يم‬. 1 "Allahü teâlânın rahmetinden kovulmuĢ uzaklaĢtırılmıĢ"
mânâsına Ģeytanın Kur'ân-ı
kerîmde bildirilen sıfatı.

2 (Arapça) TaĢlanmıĢ, recmedilmiĢ.

Hannâs:
114:1-6 - (Ey Habîbim!) De ki: Ġnsan ve cinden olan ve insanların
göğüslerine (îmân ve îtikâdına) vesvese veren hannâsın Ģerrinden
insanların mâbûduna ve insanların bütün iĢlerinin sâhibine ve
insanların Rabbine sığınırım.

‫خ ن اس‬. 1 (El-Hannâs) (Hunus. dan) Geri çekilerek veya büzülerek,


sinerek fırsat bulunca vesvese
-9-
vermek için dönüp gelen. Sinsi Ģeytan. Besmeleyi iĢitince kaçan,
gaflete dalınca musallat olan Ģeytan.

‫خ ن اس‬. 2 (Arapça) ġeytan.


İslam’a Göre Allah’a Karşı Koyması ve Lanetlenmesi;

Kur‟an‟da geçene göre Allah, Adem‟i yaratmıĢtır sonrasında da


meleklerden O‟na secde etmesini istemiĢtir fakat Ġblis dıĢında hepsi
secde etmiĢtir ve kendisinin çamurdan yaratılan Adem‟den üstün
olduğunu söyleyerek Allah‟a karĢı çıkmıĢtır.

Allah‟ın huzurundan ayrılmadan önce, insanları Allah‟ın yolundan


saptırmak için süre istemiĢtir ve kendisine kıyamet gününe kadar süre
verilmiĢtir. Kur‟an‟da olay böyle geçmektedir:

7:11 - Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere:


"Âdem'e secde edin" dedik; hepsi secde ettiler, yalnız Ġblis, secde
edenlerden olmadı.

7:12 - (Allah) buyurdu: "Sana emrettiğim zaman, seni secde etmekten


alıkoyan nedir?" (Ġblis): "Ben, dedi, ondan hayırlıyım; beni ateĢten
yarattın, onu çamurdan yarattın."

7:13 - (Allah) buyurdu: "Öyleyse oradan in, orada büyüklük taslamak


senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aĢağılıklardansın."

7:14 - (Ġblis) dedi: (Bari) bana (insanların) tekrar diriltilecekleri güne


kadar süre ver."

7:15 - (Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmiĢlerdensin."

7:16 - "Öyleyse, dedi, beni azdırmana karĢılık, and içerim ki, ben de
onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım."

-10-
7:17 - "Sonra (onların) önlerinden arkalarından, sağlarından
sollarından onlara sokulacağım ve sen, çoklarını Ģükredenlerden,
bulmayacaksın."

7:18 - (Allah) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmiĢ ve kovulmuĢ olarak


oradan

Adem ve Havva’nın Meyveyi Yemesi;

Allah Adem’i Cennet’e yerleştirdikten sonra Adem’den Havva’yı


yarattı. Artık Cennet’te iki insan vardı: Adem ve Havva. Böylece
insanın Cennet hayatı başlamıştı ve devam ediyordu. Bunun üzerine
Adem ve Havva’yı Allah şöyle uyardı:

2:35 - Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eĢin cennette oturun, ikiniz de
ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat Ģu ağaca yaklaĢmayın,
yoksa zalimlerden olursunuz."

Kur’an’da geçen Şeytan’ın Adem ve Havva’ya nasıl vesvese verdiği


ve Adem’in yasak ağaçtaki meyveyi nasıl tükettikleri konusunda
İslam alimlerinin birçok farklı görüş mevcut. Hangisinin Kur’an’a
göre doğru olduğunu bilmesekte en kuvvetli görüşler şu şekildedir:

1. İblis, Adem'e secde etmediği ve dolayısıyla Allah' ın emrine karşı


geldiği için cennetten çıkarılmıştı. Ama cennetten çıkarılması
demek onun oraya tekrar giremeyeceği anlamına gelmez. Şeytan
cennete girebiliyordu. Bizâtihi cennete girerek Adem ve Havva ile
yüz yüze konuşarak onları kandırdı.

2. Adem bilerek ve nefsine uyarak yemiştir. Allah, Kur’an’da durumu


şöyle belirtiyor:

20:115 - Andolsun, Biz önceden Adem'den ahid1 almıĢtık. O ahdimizi


unuttu. Biz onda bir azim bulmadık.

Ayette geçen ‘’unuttu’’ kelimesi ‘’saptı, bilerek günah


işledi’’anlamına gelmektedir.
-11-
ġeytan‟ın vesvese vermesi ve devamında olanlar da Kur‟an‟da Ģöyle
anlatılmaktadır:
7:20 - Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini
kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz,
baĢka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî
kalıcılardan olursunuz diye sizi Ģu ağaçtan men
etti." dedi.
7:21 -Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin
etti.
7:22 - Böylece onları aldatarak aĢağı sarkıttı (önceki mevkilerinden
indirdi). Ağacı(n meyvesini) tadınca, çirkin yerleri
kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp
üzerlerini örtmeğe baĢladılar. Rableri onlara seslendi:
"Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve Ģeytan size apaçık düĢmandır,
demedim mi?"
Allah böylece Adem‟e yasağını hatırlattı ve sonrasında da Adem ve
Havva özür diledi. Kur‟an‟da olay Ģöyle geçmektedir:
7:23 - Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi
bağıĢlamaz ve bize rahmetinle muamele
etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!"
7:24 - (Allah) buyurdu: "Birbirinize düĢman olarak inin, sizin
yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinmeniz
gerekmektedir."
7:25 - "Orada yaĢayacaksınız, orada öleceksiniz ve yine oradan
(dirilip) çıkarılacaksınız!" dedi.
İblis Kelimesinin Kökü;

Ġblis kelimesinin türediği "Eblese" kökü Ģu anlamları ifade eder:


Hayırsız oldu, hüsrana uğradı, ĢaĢkınlığa düĢtü, Allah'ın rahmetinden
ümidini kesti. Ġblis kelimesinin çoğulu "Ebalis" ve "Ebalise"
ölçüsündedir. Kelimenin türediği fiil kökünün Ģeytanın özelliklerini
nitelemesinden dolayı Ġblis Ģeytana özel isim olmuĢtur

Şeytan Kelimesinin Kökü;


ġeytan, Arapça‟daki "Ģetane" kökünden rahmetten uzaklaĢtı, Hak'dan
uzak oldu; "ġata" kökünden ise, öfkeden tutuĢtu,

-12-
helak olacak hale
geldi gibi manalara gelip insanlardan, cinlerlerden ve hayvanlardan
isyan
eden ve zarar veren her Ģeyin adı olmuĢtur. Haset, öfke gibi insana
mahsus olan her kötü huy ve davranıĢ da Ģeytan diye isimlendirilmiĢtir

-13-
-14-
ġimdi ise çok bilinen yunan mitolojisini inceleyelim;

Yunan Miti
Yunan Mitolojisi'nde net olarak bir ġeytan figürüne rastlanılmasa da,
özellikleri ġeytan'ı hatırlatan bir çok figür vardır. Bu figürler aĢağıda
ki gibidir;

Pan : Yunan tanrısı Hermes'in oğlu Pan, doğuĢtan kıllıydı, boynuzları


ve çift toynaklı ayaklarıyla yarı keçi görünümüne sahipti. Babası gibi
fallik bir tanrı olan Pan, aynı zamanda hem yapıcı hem de yıkıcı olan
erotik arzuları temsil ediyordu. ġeytan da, sık sık bedeni kıllarla kaplı,
kimi zaman boynuzlu, kimi zaman da çift toynaklı olarak
betimlenmiĢti.

-15-
Ate : Hata ve günah tanrıçasıdır. Hafif bir Tanrıçadır, ayaklarıyla
ölümlülerin baĢına bastığı halde onların bundan hiç haberi olmaz.
Zeus‟un yemin ederek hakimiyeti Perseus soyundan doğacak ilk kiĢiye
vermeyi vaat ettiği ve böylece Herakles‟i Eurystheus‟un hakimiyeti
altına soktuğu zaman onu aldatan Ate oldu. Bunun üzerine Zeus, onu
Olympos‟un tepesinden aĢağı atarak öcünü aldı. Ate, Phrygia‟da,
Hata Tepesi adını alan bir yere düĢtü. Ġlos, Ġlion Kalesini (Troya)
burada kurdu. Zeus; Ate‟yi gökyüzünden atarak, Olympus‟da
kalmasını ebediyen yasakladı. Mitolojiye göre „hata‟nın insanların
kötü bir kaderi olması bu yüzdendir.

Prometheus : Olympos Tanrıları'nın kuvvet ve kudretine karĢılık,


Prometheus'da kurnazlık ve zeka vardır. Titanların isyanları sırasında
tarafsızlığını korumuĢ ve baĢkaldırmamıĢ bir Titan oğlu olarak
Zeus'un gözüne girmeyi baĢarmıĢtı. Zeus onu Olympos'daki
ölümsüzlerin arasına aldı. Oysa o Zeus ve arkadaĢlarına karĢı kin
besliyordu.
-16-
Dedelerinin öcünü almak için, kendi gözyaĢıyla yoğurduğu balçıktan
ilk insanı yarattı. Sonra onun acizliğine acıyarak, Hephaistos (AteĢ
Tanrısı) alevler saçan ocağından bir
kıvılcım çaldı ve insanlara armağan etti. Bunun için Tanrı Zeus
tarafından Kafkas Dağında zincire vurulmuĢ ve Prometheus Desmotes
(zincire vurulmuĢ Prometheus) adıyla anılmıĢtır.

Tanrılarca görevlendirilen bir kartal(bazen akbabayla karıĢtırılır)


sürekli olarak, her gece yeniden oluĢan karaciğerini kemirmektedir.
Onu Kafkas dağının tepesindeki bu iĢkenceden Zeus'un oğlu
yarı tanrı, ölümlü Herakles kurtarır.

Prometheus; "Zeus tahtından düĢmedikçe benim iĢkencelerimin sonu


yoktur" der, böylelikle insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiĢ olur.
Zincire vurulmasındaki asıl neden Zeus'un ondan korkuyor olmasıdır.
Geleceği görme yetisi olan bir titan'dır ve bu yetisini kullanarak
Zeus'un Kronos'u tahttan indirmesine yardımcı olmuĢtur.

Gelecekte de Prometheus'un bu özelliğini kendisinin tahttan


düĢürülmesi için de kullanacağından korkan Zeus, Prometheus'un
ateĢi (bilgiyi) çalarak insanlara vermesi ile ondan kurtulmak için
gerekli fırsatı elde etmiĢtir. Bu iĢkence 30000 yıl sürmek üzere
planlanmıĢtı, fakat Herkül'ün onu serbest bırakmasıyla Prometheus
kendisinin karaciğerini her gün yiyen kartalı buldu ve öç olarak
Zeus'un Prometheus'u cezalandırmakla görevlendirdiği kartalın
karaciğerini yedi. Zeus bu Ģekilde cezasını sonlandıran Prometheus'u
affetti ve tekrar ölümsüzler arasına aldı.

-17-
Apollon : Mitolojide müziğin, sanatların, güneĢin, ateĢin ve Ģiirin
tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır. Aynı zamanda kahinlik
yeteneğini diğer insanlara da transfer edebilir. Biseksüel yönüyle ağır
basan Apollon'un mitolojideki eĢi Kassandra olup Zeus ve Leto'nun
oğlu, Artemis'in ikiz kardeĢidir. SarıĢın ve çok yakıĢıklıdır. Orijini
Yunan olan Apollon, Roma mitolojisine Apollo ismiyle geçmiĢtir.
Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan Apollon, Anadolu
kökenlidir.

Hades : Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır.


Zeus, yeryüzünün hâkimiyetini kardeĢleri arasında paylaĢırken Zeus'a
gökyüzü, Poseidon'a denizler ve Hades'e yeraltı düĢer. O artık ölüler
ülkesi tanrısıdır; ancak kötü değildir. Yer altının tüm hazineleri
Hades'in olduğu için Romalılar onun adını varlıklı yani, Plüton olarak
değiĢtirmiĢtir. EĢi, Demeter ve Zeus'un kızı Persephone'dir. Hades ve
eĢi Persephone amansız, insafsız, yürekleri hiçbir yakarıĢ, hiçbir
sunu ya da kurbanla yumuĢamayan korkunç tanrılar olarak bilinir.
-18-
-19-
Bir o kadar daha bilinen iskandinav mitlojisinde ise Ģöyle
geçmektedir;
İskandinav
Loki Laufeyjarson veya Loki Ġskandinav mitolojisinde kötülük ve
kurnazlık tanrısıdır. Kimi tasvirlerde boynuzludur.

Bir dev olan Laufey ve Farbauti‟nin oğludur. SavaĢ sonrası henüz bir
bebekken ortada kalmıĢtır. Odin onu orada bırakmaması gerektiğini
düĢünüp yanına alıp Asgard‟da Thor ile birlikte kardeĢ olarak
büyütmüĢtür.
Kendisine büyük bir sadakat ile bağlı olan Sigyn ile evliliğinden Nari
adında bir evladı varken, diĢi dev Angrboda (uğursuz bir addır ve
“Kader Habercisi” anlamına gelir) ile yaĢadığı bir kaçamağın
meyveleri olan ve kötü niyetli, uğursuz oldukları bilinen üç çocuğu
daha vardır: Kurt Fenrir, Dünya Yılan Jormungandr ve yer altı
diyarının yöneticisi olan doğaüstü yaratık Hel.

Jormungandr,Fenrir ve Hela tasviri

-20-
Loki, atılgan, hazırcevap, kurnaz ve Thor‟u bir yandan kollayan,diğer
bir yandan onunla dalga geçen bir Ģahsiyet olarak karĢımıza
çıkmaktadır.
Üvey kardeĢinin popülerliği ve üstünlüğünü düĢünürsek ikili oynaması
doğal geliyor. Verdiği kararların çoğu akıllıca olmayan, hilebaz birisi
olarak betimlenir. Loki, aynı zamanda kehanette de belirtilen
,dünyanın sonunu getirecek savaĢ olan Ragnarok da, tanrılara karĢı
çarpıĢacak ordunun komutanlarından birisi olacaktır.

Ragnarok da rolü oldukça büyüktür. Ayrıca Heimdall‟ın da baĢ


düĢmanıdır. Loki‟nin diğer tanrılara kıyasla belirli bir tanrısal
özellliği yoktur. ġekil değiĢtirebilir veya bir Ģeyin Ģeklini değiĢtirebilir
ama Ġskandinav mitlerine baktığımızda bunu insanların da yaptığını
görebilmek mümkündür.

Loki tasviri

-21-
Loki karmaĢık bir karaktere sahiptir. Diğer Æsir Tanrıları'na oyunlar
oynayarak eğlenir. En önemli tuzaklarından biri kör Tanrı Hodr'ı
kandırarak, Odin'in oğlu Balder'in öldürülmesini sağlamak olmuĢtur.

Balder’in Öldürülmesi;

Balder, kabuslarında yakında öleceğini görmeye baĢlamıĢtı ve bu


yüzden Odin ölülerin krallığı Hel'e gidip Ģüphelenecek bir Ģey olup
olmadığına bakmaya gitti. Orada bir kadınla konuĢtu ve kadın ona
Balder'in geliĢine hazırlık yaptıklarını söyledi. Bu durumu duyan
annesi Frigg herkesi Balder'e karĢı zarar vermemeleri konusunda
baskı yaptı ve yemin ettirdi. Artık hiçbir Ģekilde yara almayan Balder
diğer tanrıların hedef tahtası olmuĢtu. Hepsi atıcılık becerilerini
Balder üzerinde deniyorlardı. Ama Frigg ökse otunu unutmuĢtu ve
Loki bu durumu fark etti ve Balder'in kör kardeĢi Hod'a ökse otundan
yapılmıĢ bir ok vererek Balder'a niĢan almasını sağladı. Ok Balder'in
tam kalbine geldi ve hemen öldü.

Büyük bir keder etrafı sardı. Çünkü Balder sadece Aesir tarafından
değil tüm yaĢayan canlılar tarafından seviliyordu.
-22-
Odin cesur Hermod'u atı Sleipnir'i ile birlikte Hel'e yolladı ve ondan
Balder'ı oradan geri getirmesini istedi.

Hel tüm yaĢayan canlıların Balder için gözyaĢı dökmesi durumunda


onu geri gönderebileceğini söyledi. Ve tüm canlılar ağlamaya baĢladı.
Ama sadece diĢi dev Thokk ağlamadı. Thokk, aslında Loki'nin Ģekil
değiĢtirmiĢ haliydi.

Balder gömülürken karısı Nanna da kederinden öldü ve ikisini yanan


bir gemiye koyup denize gönderdiler. Odin oğlunun üzerine eğildi ve
kulağına bir Ģeyler söyledi. Sonra sihirli yüzük Draupnir'i Balder'ın
göğsüne koydu. Tanrılar gemiyi denize bırakmak için güçlü diĢi dev
Hyrrokkin'den yardım istedi.

Dev dizgin olarak dört tane yılanı kullanığı bir kurdun üzerinde oraya
geldi. Ġçindekilerin ne olduğunu önemsemeksizin gemiyi denize fırlattı
ve Thor'u sinirlendirdi. Thor, devi öldürmek istedi ama tanrılar onu
yatıĢtırdılar.

Thor sinirini küçük bir cüce olan Lit'den çıkardı. Lit tüm gece
tanrıların arasında koĢuĢturup, onların canlarını sıkmaktaydı. Thor
bir tekmeyle Lit'i ateĢe fırlattı. Tanrıların öc almalarından Ģüphelenen
Loki kendisini bir Ģahine dönüĢtürdü.

Ama tanrılar kuĢkulanmaya baĢlayınca Mimir'in kuyusuna uçtu ve


ondan Odin'in gözünü baĢka yere döndürmesini istedi. Böyle onu
göremeyecekti. Mimir bunu yapmak istemediğini söyledi. Sonra Loki
kendini bir somon balığına dönüĢtürdü ve Frananger'a daldı. Ama
kaçamadı.

Tanrılar Loki'yi kendi oğlu Narfi'nin bağırsaklarıyla bağladılar ve


Skadi üzerine zehirli bir yılandan eter damlattı. Loki'nin aĢkı Sigyn bir
kalkanla onu zehirli eterden korumaya çalıĢtı.

-23-
Kalkanın içi eter dolunca kalkanı boĢaltması gerekti ve Loki o kadar
güçlü bir çığlık attı ki yeryüzü sallandı. Depremlerin sebeblerinden
birinin de Loki‟nin bu çığlıkları olduğu inanılırdı.

Artık Loki Ragnarok'a kadar serbest kalamayacaktı. Ragnarok 'un


ardından, yeni dünya küllerden yeniden kurulduğunda, Balder
yeniden doğacağına inanılır.
Loki’nin Ölümü;
Ragnarok da Loki‟ baĢ düĢmanı Heimdall ile savaĢır ve bu savaĢın
kazananı yoktur. Bu çarpıĢma sırasında ikisi de birbirini öldürür.

-24-
Ve çok bilinenlerden biri olarak ise mısır;
Mısır
SET/Seth/Suetekh/Sutekh
Semboller: Domuz, eĢek, balık
Tapınma Merkezi: Tanis, ombos

Mısır mitolojisinde Ġsis, Osiris ve Nephthys'in kardeĢi olan kaos, çöl,


savaĢ, fırtına ve yabancı topraklar tanrısı olarak geçen bir tanrıdır.
Gökyüzü tanrıçası olan *Nut'un -Büyük gök tanrıçası Nut, Heliopolis
Enneadının (ilk dokuz tanrı) parçasıydı.

Nut; hava tanrısı, Shu‟nun kızı ve yer tanrısı Geb‟in kız kardeĢi ve
karısıydı. Büyük gök tanrıçası olarak, Nut, bedeni, dünyanın
üzerinden karĢı tarafına geçerek, doğu ve batı ufuklarına, elleriyle ve
ayaklarıyla dokunan, bir kadın olarak temsil ediliyordu.

Çocukları olan Ġsis, Osiris, Nefitis ve Set, enneadın parçası olmuĢtur.


( Çeviren, Yalçın Ceylanoğlu)- oğlu olduğu bilinmektedir.

-25-
En eski yazıtlarda ise iyilik ile özdeĢleĢtirilen Ģahin
baĢlı Horus ile düĢman kardeĢi olarak bahsedilmektedir. Bazı
yazıtlarda ise su aygırı tanrıça Nephthys ile hamilelik ve doğum
tanrıçası Theouris'in eĢi olduğu geçmektedir.

Set‟in doğumu ile ilgili bir parantez açacak olursak, efsaneye göre
Ra‟nın karısı Nut, Geb‟i kendisine aĢık eder. Bunun üzerine Ra Nut‟a
bir ceza verir ve ona yılın hiç bir ayında ya da gününde çocuk sahibi
olamayacağını söyler. Ra‟nın emirleri hiç bir zaman
reddedilemeyeceği için Nu çareyi Thot‟tan yardım istemekte bulur.
Thot uzun uzun düĢündükten sonra aklına iyi bir fikir gelir. Ay
tanrıçası Selene‟ye gider ve onu tavla oynamaya davet eder.

Tanrıça bu oyunu kaybederse aydınlık bölümlerinden yedide birini


Thot‟a verecektir. Oyunu Thoth kazanır. Selene aynen söz verdiği gibi
ıĢığının yedide birini Thot‟a verir. Thoth tanrıçadan aldığı ıĢıktan beĢ
gün yaratır ve bu günleri yıla ekler. Böylece Nut,hiç bir yıla ve aya ait
olmayan bu beĢ günde doğum yapabilecektir.

Nut‟un Osiris, Horus, Set, Ġsis ve Nephtys adlarında beĢ çocuğu olur.
Osiris birinci günde, Horus ikinci günde, Set üçüncü günde, Ġsis
dördüncü günde ve Nephtys beĢinci günde doğarlar.

Set'in Mısır'a sahip olmak için kardeĢi osiris'i öldürdüğüne inanılır.


Olay ise Ģu Ģekilde anlatılır;

Seth büyük bir yemek verir ve Osiris‟i de çağırır. Osiris hiç bir Ģeyden
Ģüphelenmeyerek yemeğe gider. Yemek sonunda Seth, sandık kimin
ölçülerine uyarsa,sandığın sahibinin o olduğunu söyler. Denemek için
herkes sırayla sandığın içine yatar.

Sıra Osiris‟e gelmiĢtir. Osiris yatar yatmaz Seth sandığı çiviler,


eritilmiĢ kurĢunla lehimler ve Nil nehrine atar. Böylece Seth planını
uygulamıĢtır. Bu olay “ Osiris‟in krallığının yirmi sekizinci yılında,
Athyr ayının on yedisinde olmuĢtur. Ġsis bunu duyunca, üzüntüsünden
saçlarını keser,

-26-
elbiselerini parçalar ve Osiris‟in kapatıldığı sandığı aramaya çıkar.

Osiris‟in kapatıldığı sandık, Fenike‟ye, Byblos kentine kadar


sürüklenmiĢ ve burada karaya vurmuĢtur. Karaya çıktığı yerde ise
süratle büyüyen bir ağaç sandığı gövdesinin içine almıĢtır.

Byblos Kralı Malkandros bu ağacı gördüğünde hayran kalır ve ağacı


kestirerek sarayına sütun olarak diktirmeye karar verir. Ağaç
kesildiğinde çok güzel bir koku çıkarmıĢtır.

Bu olay Ġsis‟in kulağına kadar gelmiĢtir. Ġsis durumu anlar ve


Malkandros‟un sarayına gider. Burada önce Astarte‟nin çocuğunun
dadısı olur. Ġsis bir gün çocuğu ölümsüz yapmak ister ve bu amaçla
çocuğu ölümsüzlük ateĢine batırır.

Bunu gören kraliçe çığlıklar atarak Ġsis‟i engeller. Ġsis artık kendini
tanıtmak zorunda kalır. Daha sonra Kral Malkandros‟dan izin alarak
ağacın gövdesini açar ve içinden sandığı alır. Ġsis sandığı vatanına
geri getirdikten sonra , Buto Ģehrine, oğlu Horus‟un ziyaretine
giderken sandığı, güvenli zannettiği bir yere saklayarak bırakır.

Gece dolunayda avlanan Seth sandığı bulur ve Osiris‟in bedenini


tanır. Bunun üzerine, Set Osiris‟in bedenini 14 parçaya ayırır ve
bu parçaları Mısır toprakları üzerine dağıtır. Bunu duyan Ġsis papirüs
ağacından yapılma bir tekneye biner ve bütün Mısır‟ı dolaĢarak
Osiris‟in bedeninin parçalarını toplar ve parçaları her bulduğu yere
bir tapınak diker.

Buyüzden Mısır‟ın bir çok yerinde, içinde Osiris‟in cesedinin


bulunduğu söylenen bir çok tapınak vardır.

-27-
Efsanenin sonunda ise Osiris‟in oğlu Horus Seth‟i yener. Yeniden
doğan Osiris'in ise gökyüzündeki mekanına, orionyıldızına geri
döndüğüne inanılır.

Osiris yeĢil tenli tasvir edilmiĢtir bunun sebebi, yeniden doğuĢu temsil
etmesidir.

Ra gökyüzündeki yolcuğu sırasında Set'in saldırgan karakterinden


faydalanıp, ona yıldırım gücünü de vererek Apep/Apophis(Nil'de
yaĢadığına inanılan çok büyük bir yaratık) ile kavga
etmesini böylece güneĢi korumasını sağlamıĢtır. Az sayıda olsa da
Horus ile Set'in uzlaĢtığı düĢüncesi ile oluĢturulan birleĢik bir Horus-
Set tanrısı hatta tapınakları da bulunmaktadır.
-28-
-29-
Apep
19. hanedanda ve sonrasında fırtına tanrısına olan saygı yeniden
dirilmeye baĢlamıĢtır ve bir zamanların büyük tanrısı olarak
görülmüĢtür. "Çölün öfkesinden koruyan" olarak anılmıĢtır.

Bu dönemde birçok firavun seth'in adını isimlerine eklemiĢtir. Mısır'ı


yabancılardan koruyan ve çöldeki kuvvetleri yardım severce zapt
eden, durduran tanrı olmuĢtur.

Bununla birlikte MÖ 6. yüzyılda Mısır'ın Asurlular tarafından iĢgali


sonrasında Seth bir tanrıdan çok "iblis" olarak görülmeye
baĢlanmıĢtır. Sutekh ve Set olarak da bilinen kimi zaman boynuzlu
olarak da tasvir edilen Set aynı zamanda Ortadoğu düĢüncesindeki
ġeytan düĢüncesinin ilk örneklerinden birisidir.

Son olarak ise Hıristiyan inanıĢında geçen tasvir;

Hıristiyanlık
ġEYTAN (ĠBLĠS)
(satan, it. satana, ing. satan, alm. Teufel/Satan)
Ya da aynı sıklıkta kullanılan, ġeytan (satan, hasım) ya da iblis
(diabolos, iftiracı) isimleri altında Kutsal Kitap, kendisi gözle
görünmeyen, fakat eylemi ya da etkisi gerek baĢka varlıkların (cinler
ya da murdar ruhlar) faaliyetinde, gerek inzivada tezahür eden, kiĢisel
bir varlığı ifade eder.

Öte yandan bu noktada, sonralardaki jüdaizm'den ve eski Doğunun


edebiyatlarının çoğundan farklı olarak, Kutsal Kitap azami bir
kanaatkarlık göstermekte olup,

-30-
bize bu Ģahsın ve hilelerinin mevcudiyetiyle ve de bunlardan
korunmamızı sağlayacak yollarla ilgili bilgiler vermekle yetinmektedir

günah iĢlemeye teĢvik eden boynuzlu küçük kırmızı adamdan


kötülüğün kiĢilikleĢtirilmesini tanımlamak için kullanılan bir deyim
arasında değiĢir. Ancak Kutsal Kitap bize Ġblis‟in kim olduğu ve
yaĢamlarımızı nasıl etkilediği hakkında açık bir portre çizer. Basitçe
söylemek gerekirse, Kutsal Kitap Ġblis‟i, günahtan ötürü gökteki
konumundan düĢen ve Ģimdi Tanrı‟nın tamamen aleyhinde olan ve
Tanrı‟nın amaçlarını engellemek için gücünün yettiği her Ģeyi yapan
bir melek olarak tanımlar.

Ġblis, kutsal bir melek olarak yaratılmıĢtı.

YeĢaya Ġblis‟e büyük bir olasılıkla düĢüĢünden önceki ismi olan


Lusifer ismini verir.

Hezekiel Ġblis‟i bir Keruv; belli ki yaratılmıĢ en yüksek melek olarak


yaratıldığını tanımlar. Güzelliği ve konumundan ötürü kibirlenip
Tanrı‟nınkinin üstünde olan bir tahta oturmayı istediğine karar
vermiĢti.

Ġblis‟in kibri düĢüĢüne neden olmuĢtu. YeĢaya 14:12-15‟de birçok


“yapacağım, edeceğim” türünden birçok söz söylemesine dikkat edin.
Tanrı, günahından ötürü Ġblis‟i cennetten atmıĢtı.

Ġblis bu dünyanın yöneticisi ve havadaki hükümranlığın yöneticisi


oldu. Ġblis suçlayıcı ayartıcı ve kandırıcıdır. Ġsmi bile “düĢman” ya da
“karĢı çıkan” anlamına gelir. Unvanlarından baĢka bir tanesi olan
Ģeytan da, “iftiracı” anlamına gelir.

Ġblis cennetten atıldığı halde hâlâ tahtını Tanrı‟nınkinin üzerine


yükseltmeye çalıĢmaktadır. Dünyanın tapınmasını kazanmayı ümit
ederek Tanrı‟nın yaptığı her Ģeyin sahtesini yapmakta ve Tanrı‟nın
egemenliğine muhalefeti teĢvik etmektedir.

-31-
Her sahte tarikat ve dünya dininin ardındaki nihai kaynak Ġblis‟tir.
Ġblis, Tanrı‟ya ve O‟nu izleyenlere karĢı çıkmak için elinden gelen her
Ģeyi yapacaktır. Ancak Ġblis‟in geleceği mühürlenmiĢtir: onu
sonsuzluk boyunca ateĢ gölü beklemektedir.

BU YAZI PATH OF LUCIFER TOPLULUĞU YAZMA EKĠBĠNE AĠTTĠR.

YAZARLAR

BĠRĠSĠ (TÜRK MĠTĠ) RAKUN(HIRĠSTĠYANLIK)

DRACFRUMOS (YUNAN MĠTĠ) ODĠN(ĠSKANDĠNAV MĠTĠ)

CAPTAN (ĠSLAM)

MEDUSA(MISIR

DÜZENLEME */*BĠRĠSĠ*/* -32-

You might also like