Professional Documents
Culture Documents
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EDEBİYAT FAKÜLTESİ
BİLDİRİLER
23-24 Kasım 2015
NOT: BİLDİRİLER KİTABINDA YER ALAN BİLDİRİLERİN
İÇERİĞİNDEN TAMAMEN YAZARLARI SORUMLUDUR
BASKI:
EPAMAT Basım Yayın Ltd.Şti.
İvedik O.S.B. Ağaç İşleri Sanayi Sitesi
1357 Sokak No:41 Tel: 0312 394 48 63
İvedik-Yenimahalle-ANKARA
III. Genç Akademisyenler Sempozyumu (23-24 Kasım 2016)
DÜZENLEME KURULU
Prof. Dr. Altan ÇETİN
Yrd. Doç. Dr. Galip ÇAĞ
Yrd. Doç. Dr. Dilek TÜRKYILMAZ
Yrd. Doç. Dr. Nasrullah UZMAN
Öğr. Gör. Dr. Recep Batu GÜNÖR
Arş. Gör. Dr. Reyhan Gökben SALUK
Arş. Gör. Dr. Cemile KINACI
Arş. Gör. Dinçer APAYDIN
Arş. Gör. Emine ÇAKIR
Arş. Gör. Gözde TEKİN
Arş. Gör. Hüseyin YILDIZ
BİLİM KURULU
Prof.Dr. Altan ÇETİN
Prof.Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN
Prof.Dr. Öcal OĞUZ
Prof.Dr. Halit ÇAL
Prof.Dr. Zeynep Bağlan ÖZER
Doç. Dr. Nihat YAZILITAŞ
Doç Dr. Hatice DEMİRBAŞ
Doç.Dr. Ahsen TURAN
Doç.Dr. Ayşe Fatma EROL
Doç.Dr. Erdal AKSOY
Doç.Dr. Güljanat KURMANGALİYEVA
Yrd. Doç. Dr. Dilek TÜRKYILMAZ
Yrd. Doç. Dr. Galip ÇAĞ
Yrd. Doç. Dr. Nasrullah UZMAN
SEKİZİNCİ OTURUM
Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. İbrahim ATABEY
Rabiye ÖZBERK, Yazılı Rus Edebiyatında Ninni Türü
Petek ERSOY İNCİ, Boston Destanı ’nda Çocuk ve Oyuncak Kavramı
Tuğba BAYRAKDARLAR, Boston Destanına Yansıyan Kırgız
“Doğum ” Gelenekleri
Seçkin SARPKAYA, Türk Kültüründe Vampir: Türk Dünyası
Anlatıları ve İnançlarından Hareketle Türk Kültüründe Kan İçen
Olağanüstü Varlıklar
DOKUZUNCU OTURUM
Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Çevriye DEMİR GÜNEŞ
Sevgi ILICA, Sergey Yesenin ’in Şiirlerinde Doğa Sevgisi
Burak SAYIN, Franz Kafka ’da Otorite-Birey Karşıtlığı
Fikret YILMAZ, Heidegger'de Özgürlük Sorunu
Umut AYHAN, Görünüş Gerçeklik Probleminin İki Yönü
Sevgi ILICA
SERGEY YESENİN’ÎN ŞİİRLERİNDE DOĞA SEVGİSİ...................... 615
Burak SAYIN
FRANZ KAFKA’DA OTORİTE-BİREY KARŞITLIĞI.......................... 627
Fikret YILMAZ
HEİDEGGER'DE ÖZGÜRLÜK SORUNU.............................................. 643
Umut AYHAN
GÖRÜNÜŞ GERÇEKLİK PROBLEMİNİN İKİ YÖNÜ......................... 663
HEİDEGGER’DE ÖZGÜRLÜK SORUNU
Fikret YILMAZ*
Özet
İnsanın eylemlerinde özgür olup olmadığı sorunu varlık felsefesinden
öte ahlak felsefesinin ilgi alanına girmektedir. Heidegger'in varlığı
öncelemesi ve Dasein'dan hareketle zaman içerisinde onu anlama ya da
açıklama çabası, özgürlük konusunu aynı zamanda ontolojik bir sorun
haline dönüştürmektedir. Dasein'ın özgürlüğünü varoluşu bağlamında ele
alan Heidegger, insanın dünyaya fırlatılmışlığından hareketle onun varlığını
irdelemeye başlar. Varlığı zamansallığı bağlamında ele alan Heidegger için
Dasein'ın özgürlüğüne kavuşması ancak onun herkes alanında kendi
varlığına dönüşüne bağlıdır. Kaygısal bir varlık olan Dasein vicdanın
çağrısına kulak vererek bunu gerçekleştirme çabasındadır. Bu çalışmanın
temel amacı, Heidegger'in Dasein'ının özgür olup olmadığını onun "Varlık
ve Zaman" kitabından hareketle anlamaya çalışmaktır.
Anahtar Kelimeler: Heidegger, Varlık ve Zaman, Zamansallık,
Dasein, Özgürlük.
Giriş
İnsani bir sorun olan özgürlük sorununu Heidegger'in felsefesinde
tartışabilmemiz için her şeyden önce onun felsefesini anlamlandırmamız ve
bazı temel kavramları açıklamamız gerekmektedir. Bundan ötürü, bu
çalışmada öncelikli olarak Heidegger'in başyapıtı olan Varlık ve Zaman'dan
1 Ayrıntılı bilgi için Bkz. (Heidegger, 2008: 7). Dasein kendini kendi varlığı içinde
anlamak suretiyle bu varlığa rabıtalanan bir varolandır. Böylece formel varoluş kavramını
ifade etmiş oluruz. Dasein varolmaktadır. Öte yandan Dasein, hep ben kendim olan bir
varolandır (Heidegger, 2008: 35).
644
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
2 “Varlık unutulmuşluğu kendini dolaylı olarak insanın hep sadece varolana bakmasıyla ve
onu işlemesiyle belli eder. İnsan, Varlığa dair bir kanaate sahip olmaktan kendini alamadığı
için, Varlık da sadece “en genel olan” ve bu nedenle de Varolanı kaplayan olarak veya
645
Fikret Yılmaz
anlamını daha da daraltarak, sadece 'varlığı anlama yetisine sahip' özel bir
varlığa gönderme yapmak için kullanır.
Dasein, 'insan' gibi antropolojik ya da biyolojik bir kavram değildir ve
zorunlu olarak belli bir canlı türünü ya da sosyal varlığı ifade etmez. İnsan,
elbette gelişmiş bir canlı türü olarak bu tür bir varlığı- anlama yetisine sahip
olduğu için, Dasein’dır, ama evrende varlığı-anlama yetisine sahip olan
başka türler varsa, bunlar da Heidegger felsefesi açısından Dasein olarak
nitelenecektir (Aktok, 2010: 31). Dolayısıyla, onun felsefesinde Dasein'ı
sadece insan olarak düşünmek bizleri yanıltacaktır. Dasein, varlığı anlama
yetisine sahip bir varlıktır. Ancak bu sadece insana atfedilecek bir nitelik
değildir. İnsanın dışında bu özelliğe sahip varlıklar var ise o takdirde onlara
da Dasein demek gerekecektir. Yine de Dasein'da örtük olan onun bir varlık
olmasından öte 'Da' (orada bir varlık) oluşudur. 'Da'nın içinde Dasein'ın
kendisi bulunmaktadır. Çünkü örtünün kaldırılmasıyla birlikte Dasein'ın
dünyadanlığı devreye girecektir. Örtük olanın keşfedilmesi ya Dasein'ın
ortaya çıkarılmak istenmesi onun fenomenolojiyi kullanmasının nedeni
olmaktadır. Ona göre, Dasein daima benim kendime ait bir şeydir. “Dasein
kendini kendi varlığı içinde anlamak suretiyle bu varlığa rabıtalanan bir var
olandır. Böylece formel varoluş kavramını ifade etmiş oluruz. Dasein var
olmaktadır. Öte yandan Dasein, hep ben kendim olan bir Varolandır”
(Heidegger, 2008: 35).
Dasein'ın Da'sı olmadan onun ne olduğu tam olarak belirlenemez.
Dasein'ın otantikliğini bilmemiz için etrafında olan şeyleri ya da onun
dünyasallığını bilmemiz gerekmektedir.
Dasein'ın herkes alanında sıyrılabilmesi kendine dönebilmesi ya da
otantikliği hissetmesine neden olan şey onun her şeyden kaygı duyan
ölümlü bir varlık olmasıdır. Onun kaygısı ölümlü oluşu ile bağlantılıdır.
Dasein ölümlü bir varlıktır. Ancak Dasein’ın ölümü sadece kendisine aittir.
Yani bir Dasein başkasının yerine ölemez. Ölüm başkalarının ölümü ile
sonsuz Varolanın bir yaratığı olarak veya sonlu bir öznenin ürünü olarak açıklanır”
(Heidegger, Hümanizm Üzerine, 2013: 31)
646
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
647
Fikret Yılmaz
648
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
649
Fikret Yılmaz
görmemiştir. Çünkü "varoluş özden önce gelir" türünden Sarte'a3 ait olan
ifadenin de varoluşu a priori bir hale dönüştürdüğü düşüncesindedir, insanı
bir bütün olarak gören Heidegger, bu türden öncelik sonralığın yaratacağı
metafiziksel oluşuma girmeden Dasein'ın özünün bizzat varoluşunda
yattığını görmektedir (Heidegger, 2008: 42)
Varlık, Öz Sorunu
Heidegger'e göre, "varoluş özden önce" gelir türünden önsel bir varoluş
bulunmamaktadır. Onun felsefesinde insanın kendini dünyada bulmasıyla
başlayan bir şey söz konusudur. Heidegger, varlık ve öz'ün birbirinden
ayrılamayacağına inanmaktadır. Ona göre, önceden bir varoluş söz konusu
değildir. Onun düşüncesinde, Dasein'ın bir sorgulama yapabilmesi onun
dünyaya gelmiş olması ya da fırlatılmışlığına dayanır (Heidegger, 2008:
156). Aslında bu, onun kendini dünyada bulmasıyla başlayan bir süreçtir.
Heidegger'in Dasein'ı bu anlamda dünyadan kopuk bir yaratık ya da canlı
değildir. Onun dünyadanlığı onun varoluşuna ait bir özellik olmaktadır.
Başka bir deyişle, özü aynı zamanda varoluşu da olan Dasein'ın yaşamının
meydana gelişi onun varlığa gelmesidir. Ancak Dasein'ın meydana gelişi
önceden verili bir amaca doğru gelişen, bu amacı gerçekleştirmeye yönelmiş
bir etkinlik veya hareket değildir. Heidegger Dasein'ı yaşamsal bağlamda
doğum-ölüm arasında bir hareket ya da etkinlik olarak tanımlamaktadır
(Heidegger, 2008: 374).
3 Sartre’a göre insan kendi özünü varlığının bilincinden sonra kendi seçimlerinin
sorumluluğuyla oluşturabilecektir. Onun anlayışında insan bu dünyaya fırlatılmıştır,
bırakılmıştır. Bu bırakılmıştık duygusunun altında ezilen insan var olduğu andan itibaren
bulantı dünyasıyla karşılaşmaktadır. Burada, “ne olursa olsun, insanın yapacağı bir gelecek
vardır, el değmemiş bir yarın onu bekler” (SARTRE, 1997: 72). Kendi özünü oluşturmada
özgür olan birey bunu Tann’nın yokluğuna dayandırmaktadır. Tanrı yokluğunda mutlak bir
özgürlüğe sahip olan birey bu nedensiz dünyaya atılmış olduğunun farkına vardığı anda,
bunun getirdiği sorumluluklar altında ezilerek bulantı ve hiçlikle karşı karşıya gelmektedir
(SARTRE, 1997: 69). Ona göre insan, insanlığın tüm değerlerini kendisi yaratır ve bunu
yaparken de tek başına yapmaktadır.
650
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
651
Fikret Yılmaz
652
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
653
Fikret Yılmaz
(Heidegger, 2008: 123). Çünkü ona göre Dasein, olağan yaşam akışı
sırasında kendi varoluşunun anlamına ilişkin sorunun henüz farkında
değildir. O hergünkülükte herkes gibi yaşayarak, eylemekte ve
düşünmektedir. Dolayısıyla burada Dasein varoluşuna yönelik 'otantik'
kavrayıştan uzaktır. Bu durumu düşkünlük olarak ifade eden Heidegger,
düşkünlüğün lakırtı, merak ve müphemiyet fenomenleriyle kendisini belli
ettiğini belirlemektedir (Heidegger, 2008: 185). Bu anlamda olağan yaşam
akışı içinde olan ve herkes gibi yaşayan Dasein, bütünüyle otantik olmayan
bir varoluş sergilemektedir. Bunların anlamını yitirmesiyle ancak varlığın
anlamı kazanılacaktır. Bundan dolayı Heidegger, hergünkülüğün
düşmüşlüğü içinde Dasein'ın kendi varoluşuna ve dolayısıyla da varlığa
ilişkin otantik bir yorumunu aramaktadır.
Dasein'ın dünya içerisinde varlığı onun kaygılı olmasını ve buna bağlı
olarak kendini bilmesini ya da içinde yaşadığı çağın olanaklarını kullanarak
kendini fark etmesini de sağlar. Kaygı ve korku ile Dasein kendi
olanaklarının da farkına vararak kendini keşfetmeye devam eder.
Korku ve Kaygı
Heidegger'e göre, Dasein korkudan çok kaygıda açığa çıkmaktadır.4
Korkunun bir kişiyi korkutan belirli bir nesnesi varken söz gelimi tehdit
edici bir yangın ya da sel baskını gibi kaygının ise hiçbir yerde olmayan
belirsiz bir hiçliği bulunmaktadır. Kaygı, tikelleştirilemez ya da
nesnelleştirilemez; o bir yokluktur ve birey onda askıya alınmıştır
(Sahakian, 1990: 349).
Kaygı durumunda “Dasein ta en baştaki çıplak tekinsizliğine geri
götürülür ve bu tekinsizlik onu büyüler”. Daha genel bir düzlemde,
4Kaygımn nedeni dünya içinde var olmaktır. Kaygının nedeni tümüyle belirsizdir. Dünya
içindeki hiçbir şey kaygının nedeni olamaz. Kaygı içimizi sıkar... Neden kaygı içinde
olduğumuzu bilmeyiz, bu nedenle kaygı hiçbir yerdedir ama her yerdedir de. Kaygı ile
Dasein yeniden ontolojik güvensizliği içine döner. Kaygının nedeni, bizatihi dünya-içinde-
varolmanın kendisidir... Kaygı ile kendimizi artık dünyadan hareketle anlayamayız
(Heidegger, 2008: 197)
654
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
655
Fikret Yılmaz
Heidegger, kaygıyı, bir psişik süreç olmaktan öte bir varlık (Ekzistens)
olma hali olarak görmektedir (Hühnerfeld, 1994: 72). O, Dasein'ın yüzünün,
sahip olduğu olanaklardan ötürü geleceğe dönük olduğunu belirtir ve
Dasein'ın yüzünün geleceğe dönük olmasını, yapıp etmelerine değil sahip
olduğu olanaklara bağlamaktadır. Onun açığa çıkışı ise sahip olduğu
olanakların açığa çıkması anlamına gelmektedir. Varoluşsal yapısının
öncelikli temeli zamansallık olan Dasein, aslında olanaklı hale gelerek
otantik oluşunu sağlamaya çalışır. Bir bakıma o kendi varlığında varlığını
konu edinmektedir. Nihayetinde, kaygı ile birlikte kendi varlık olanaklannı
anlayan Dasein varlığa geri dönmeyi zamansal bir varlık olarak zaman
içerisinde kendini gerçekleştirmektedir (Çüçen, 2012: 40)
Zamansallık
Zaman, Heidegger'in felsefesinin temelini oluşturmaktadır. Dasein,
doğumundan ölümüne kadar ki süreçte zaman içerisinde kendi faktisitesini
yaşamaktadır. Aslında zaman Heidegger için bir yaşam deneyimidir. Bir
başka deyişle, onun için varlığın anlamı zamandır. Varlıktan kastettiği soyut
bir zihinsel varlık değildir. Varolan, Dasein ile birlikte açığa çıkacak olan
bir varlıktır (Heidegger, 2008: 20).
Varlığın kendi başına ontolojik bir sorun olduğuna inanan Heidegger
için aslolan, ontik ontolojik bir varlık olan Dasein'dan hareket etmedir. O,
bütün kararlığı ile ölümü öndelemektedir. Öndeleme, kendi ölümümün
önünde olmak, ölüme doğru olmakla ilgilidir. Kendi ölümümün kendi
önümde olması ile ilgilidir. Çünkü ölüm gelecekte başımıza gelecek olan
şeydir. Bu durum Dasein'ın zamansallığı ile ilgilidir.
Heidegger'in zamandan anladığı temel zaman olan zamansallıktır. Yani
temporalité dediği şeydir. Ona göre, zaman, zamansallıktır. Heidegger'in
zamansallığı tümüyle benim dışında olan değildir. O zamansallıktan
fenomenolojik zaman anlayışını kastetmektedir (Heidegger, 2008: 32-39).
Heidegger, zamanı iki kısma ayırmaktadır: Otantik olan ve olmayan. O,
otantik olmayan zamanı gündelik hayatta içinde bulunduğumuz zaman
656
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
olarak düşünür. Onun için zamansal olmak zamanın içinde olmak anlamına
gelmemektedir. Esas itibariyle, bizim zamansal oluşumuz zamanın
içerisinde olmamız ile ilgili değil dünyasallığımız ile ilgili bir şeydir. Bir
bakıma, ölümlü oluşumuz ile birlikte var olan bir zaman anlayışıdır bu.
Heidegger'e göre, zamanın kökeninde zamansallık bulunmaktadır.
Zamansallık varlığın anlamını ortaya çıkaran şeydir. Bunun temel nedeni
Dasein'ın kendisinin zamansal bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır.
Dasein'ın eylem alanını 'zamansallık' olarak ifade eden Heidegger, zamanı,
Dasein’ın varlık anlayışının ufku olarak görmektedir. Kısaca, varlığın
anlamı Heidegger için Dasein'dır (Heidegger, 2008: 40). Ancak ona göre,
zamanın anlamı ise onun zamansallığında yatmaktadır. (Heidegger, 2008:
40)
Heidegger’in ölümle ilgili çözümlemeleri de aynı kapsam içinde
görülmelidir. Heidegger, Dasein'ın zamanlılığını, bir başka deyişle
faniliğini, ‘ölüme doğru gidiş’ diye ifade etmektedir. Zamansal olan Dasein
için ölüm her daim mümkün olandır (Ökten, 2012: 97-98). Dolayısıyla,
zamansallık Heidegger'e göre, doğum ile başlayan ve ölüme doğru gidişteki
bütün eylemlerimizin sürecini ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile bütün
deneyimlerimizin var olduğu durumdur. O, deneyimlediğimiz şeyin bilince
ait olmayıp dünyasallığımız ile ilgili bir deneyim olduğuna inanmaktadır.
Özgürlük Sorunu
Zamansallığı tarafından koruma altına alman Dasein'ın özgürlüğü onun
dünya içinde olma zorunluluğuna bağlıdır. Bir başka deyişle, Dasein'ın
özgürlüğü, zamansallığı tarafından koruma altına alınmaktadır. Çünkü o bir
dünya içinde olma zorunluluğuna sahiptir. Dasein aynı zamanda herkes
olmaklığını aşmak zorunda ve bu dünya içerisinde belirli bir mesafeyi
aşmak zorundadır. Bu bağlamda, Dasein'ın eylemlerinde ya da edimlerinde
özgür olup olmadığı bir tartışma konusudur. Onun seçme özgürlüğünü
kendisi dışında bulunan nesneler ya da olayların neden olup olmadığı bir
sorundur (Heidegger, 1997: 77- 87).
657
Fikret Yılmaz
658
Heidegger'de Özgürlük Sorunu
olarak, onun felsefesinde zaman büyük bir öneme sahiptir (Sahakian, 1990:
345-346). Sonuç olarak, zamana bağlı olan yani zamansal olan Dasein,
kendi ölümüne, özgür kalmak suretiyle ve kendinin farkına vararak
gitmektedir. Özgürlük Dasein'ın ölümlü olduğunu bilmesi ve ona göre
zamanını değerlendirmesidir.
Sonuç
Heidegger, insanın bu dünyaya fırlatılmış olduğunu ifade eder. Ancak
bu fırlatılmışlık ona göre insanın özgür olmadığı anlamına gelmemektedir.
Fırlatılmışlık bir tercih neticesinde olmasa bile sonrasında insan kendi
iradesiyle tercihler yapmakta ve yaşamını idame etmektedir. Heidegger,
Dasein'ın eylemi üzerinden özgürlüğü anlamlandırma çabasındadır. Ona
göre, Dasein, belirlenmemiş, hiçlikten gelen ve özünü varoluşuyla beraber
dünyaya getiren özgür bir varlıktır. O, Dasein'ın zaman içerisindeki
yönelimselliğinden hareketle onun olabilirlikten varoluşa geçerek
özgürlüğünü kazandığını imler.
O halde burada şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır. İnsanın özgürlüğü
aslında kendi varlığını kavramasıyla mümkün olan bir durumdur. Bu
kavrayış onun sonlu yani ölüme mahkum olduğu gerçeğini barındırmasıdır.
Yani insanın ilk etapta var olması ve bu var olmayı kavrayarak kendisiyle
beraber doğan sonunu bilmesi neticesinde harekete geçmesi ya da eylemde
bulunması özgürlüktür. Özgür olmak bir bakıma ölümlü olduğunu bilerek
eylemde bulunmaktır.
Kısaca, Heidegger'e göre, fırlatılmışlık başlangıçta bir belirlenim gibi
duruyor olsa bile deterministik bir duruma işaret etmemektedir. Sadece işin
bir başlangıcı olarak bir belirlenime sahip olmaktadır. Dasein başlangıçtan
itibaren her şeyi kendisi belirlemektedir. Bu bağlamda düşünüldüğünde
Dasein özgür bir varlıktır. Ancak özgürlük Dasein'ın inotantikliğini aşarak
otantik olmayı başardığı bir durumda gerçekleşmektedir. Bir başka deyişle,
Dasein potansiyel olarak özgür olabilen bir varlık olsa da gündelik hayatta o
659
Fikret Yılmaz
Kaynakça
AKTOK, Özgür; "Sunuş", Heidegger, Ed. Öğür Aktok& Metin Bal,
Doğu Batı, Ankara, 2010.
ÇÜÇEN, A. Kadir; Martin Heidegger: Varlık ve Zaman, Sentez
Yayıncılık, İstanbul, 2012.
GADAMER, Hans Georg; " Sanat Yapıtının Doğruluğu", Heidegger,
Ed. Öğür Aktok& Metin Bal, Doğu Batı, Ankara, 2010.
HEIDEGGER, Martin, Hümanizm Üzerine, Çev: Yusuf Örnek, Ankara:
TFK, 2013
.......................Tekniğe İlişkin Soruşturma, Çev. Doğan Özlem,
Paradigma Yayıncılık, İstanbul, 1998
...........................Varlık ve Zaman, Çev. Kaan H. Ökten, Agora
Kitaplığı, İstanbul, 2008
HUHNERFELD, Paul; Bir Alman Bir Filozof, Çev. Doğan Özlem,
Gündoğan Yayınları, Ankara, 1994
JOHNSON, Patricia Altenbemd; Heidegger Üzerine, Çev. Adnan
Esenyel, Sentez Yayıncılık, Ankara, 2013
MEGILL, Allan; Aşırılığın Peygamberleri, Çev. Tuncay Birkan, Bilim
ve Sanat Yayınlan, Ankara, 1998
ÖKTEN, Kaan H.;Heidegger'e Giriş, Agora Kitaplığı, İstanbul, 2012
S. SAHAKLAN, William; Felsefe Tarihi, Çev. Aziz Yardımlı, İdea
Yayınevi, İstanbul, 1990
SARTRE, J. Paul, Varoluşçuluk, Çev: Asım Bezirci, İstanbul: Say
Yayınlan, İstanbul 1997.
660
Heidegger'de Özgürlük Sorunu