You are on page 1of 29

YEREL TARİH ÇALIŞMALARININ

SERGİLENMESİ İÇİN KILAVUZ

Burçak Madran
Şubat 2007

1
İÇİNDEKİLER
I. ÖNSÖZ
II. SERGİLERİN İŞLEVLERİ
II.1. Ticari sergilemeler
II.2. Sosyo-kültürel sergilemeler
II.3. Siyasal sergilemeler
III. KISA TARİHÇE
IV. SERGİLERİN TÜRLERİ
IV.1. Yapılarına göre sergiler
IV.2. İçerikleri ve kavramlarına göre sergiler
IV.3. Tasarımına göre sergiler
V. SERGİ HAZIRLIK VE GELİŞİM SÜREÇLERİ
V.1. Kavramsal aşama
V.2. Gelişim aşaması
V.3. İşlevsel aşama
V.4. Değerlendirme aşaması
VI. SERGİNİN KAVRAMSAL HAZIRLIĞI
VI.1. Sergi konusuna nasıl karar verilir?
VI.2. Sergi malzemesi nasıl toplanır?
VI.3. Sergi malzemesi nasıl derlenir?
VII. SERGİ EKİBİ
VIII. HEDEF KİTLE
VII.1. Sergiye gelme nedenleri
VII.2. Sergiyi anlama
IX. METİN YAZIMI
IX.1. Okunabilirlik
X. BİR SERGİNİN FİZİKSEL TASARIMI
XI. ÇAĞDAŞ ve KLASİK SERGİLEME TEKNİKLERİ
XII. KORUMA ve GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
XIII. SERGİLERİN İDARESİ
XIV. SONSÖZ
XV. KAYNAKÇA

2
I. ÖNSÖZ
Sergilemenin toplumsal bir iletişim yöntemi olduğunun kavranmasıyla yepyeni bir ilgi alanı ve
buna paralel olarak bir uzmanlık dalı doğmuş oldu. Batı ülkelerinde uzun zamandır
gündemde olan ve kültürel hareketliliğin temel taşları sayılan geçici sergiler sanattan bilime,
eğitimden ticari tanıtıma kadar birçok alanda işlevini sürdürüyor. Ülkemizde ise son on yıldır
Tarih Vakfı başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların büyük prodüksiyonlarla
hazırladıkları gösterimlerle gündemimize girdi geçici sergiler. Gerek müzeler kapsamında,
gerekse kültür merkezleri ve kurum inisiyatifleriyle alışılagelmiş sanat sergilerinden farklı
içeriklerde sunumlar İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerin kültür hayatının vazgeçilmez
parçaları oldu. Oysa kültürel paylaşım büyük yerleşimlere endeksli bir olgu değildir,
olmamalıdır. Türkiye’nin çeşitli yörelerinde, kentsel bilinç, tarih bilinci gibi son yıllarda sıkça
duymaya başladığımız kavramların yaygınlaştırılması, kabul görmesi, çok paylaşımlı
ortamlara taşınması ve toplumsal iletişimin, eğitim seviyesinin artması için sergiler, özellikle
de yerel inisiyatiflerin çabalarıyla gerçekleştirilen sergiler en yaratıcı etkinliklerdir. Kültürün
düşünsel seviyesi tartışmalı medya ve televizyonlara bağlı kaldığı günümüz koşullarında,
“yozlaşmaya” kitlesel karşı çıkışın sembolü kapsamlı, araştırılmış, öğretici ve mesaj verici
sergiler olacaktır.

Eylül 2000 yılında Tarih Vakfı Yerel Tarih Projesi, Yerel Tarih Grupları için hazırlanan bu
kitapçık, 7 yıl sonra bazı eklemeler ve düzeltilerle yeniden düzenlenmiştir.

Burçak Madran
Ocak 2007

3
II. SERGİLERİN İŞLEVLERİ
Sergileme nesnel bir iletişim yoludur. Sözlüklerde yer alan tanımlamalar da sergilerin değişik
işlevleri hakkında ön bir fikir oluşturur.
Sergi = 1. Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer.
2. Halkın gezip görmesi, tanıması için yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü. 3. Bir
yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü, tarım sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için
bunların uygun biçimde gösterildiği yer, meşher.i

Geniş anlamıyla düşünüldüğünde sergiler; belirli bir ürünün, üretimin, düşüncenin, kavramın
çok paylaşımlı ortamlara uyarlanarak gösterimi olarak da tanımlanabilirler. Çok paylaşımlı
ortam terimiyle kast edilen birden çok kişiyi bir araya toplayan kamusal alanlardır. Bunlar
sosyal yaşam çerçevesinde yer alan kültür merkezi, spor tesisleri, gösteri sanatları salonları,
sergileme alanları, meydanlar, kamu idari birimleri gibi çekim odaklarıdır.

Yine aynı bağlamda değerlendirildiğinde sergilerin birincil olarak iletişim aracı olması
işlevselleştiği alanları da arttırır. Kavramsal olarak üç farklı yönelimde sergilemeden söz
edilebilir : Ticari, sosyo-kültürel, siyasal.

II.1. Ticari sergilemeler : Sergiler, kuşkusuz, yalnızca sanatsal ve estetik içerikli değillerdir.
Bir metanın, ürünün satış ya da arz niyetiyle sunumu da bir sergilemedir. Tarih içinde
kamusal yerleşim alanlarının ilk oluşumundan itibaren sergiler, gerek kentsel gerekse kırsal
yörelerin belirli mekanlarında sabit ya da geçici alanlar işgal ederek var olurlar.
Mezopotamya ve Anadolu’nun karumları, Grek uygarlığının agoraları ve sonrasında
gelenekselleşerek günümüze kadar uzanan pazar yerleri, ticari mahalleler, alışveriş
merkezleri, fuarlar hep benzer ticari sergileme zincirinin parçalarıdır.

II.2. Sosyo-kültürel sergilemeler : Çok boyutlu bir yaklaşımın daha soyut gösterimleri
olarak sosyal ve kültürel eğilimli sergilemeler de tarih süreçleri içinde farklı araçlar olarak yer
almıştır. Dini, kültürel, estetik, sanatsal ve düşünsel boyutların gösterimi, felsefe okullarından,
kütüphanelere, manastırlardan, külliyelere, saraylardan, idari yapılara, sonunda da gerçek
işlevlerini yerine getiren sergi salonları ve müzelere kadar değişik mekanlarda kendilerine yer
bulmuşlardır. Sosyal ve kültürel yapıdan bahsederken unutulmaması gereken ve yukarıda
“düşünsel boyut” olarak ifade edilen, bilimsel olguları da içine alır. Meta olarak ticari anlamda
değerlendirilen ve/veya değerlendirilme imkanı olmayacak soyutluktaki bilimsel gösterimler
4
de sergilemenin bir konusudur. Kültürel anlamda çok paylaşımlı iletişim aracı olarak
sergilerin en belirleyici ve tanımlı mekanları kuşkusuz müzeler ve galeriler olarak da
adlandırabileceğimiz sergi salonlarıdır.

II.3. Siyasal sergilemeler : Sergilemenin siyasal boyutu da yadsınmaması gereken bir


olgudur. Farklı politik düzen ve ideolojilerin yaygınlaştırılmasının medyalarından biri de görsel
sunumlar, yani sergilerdir. Örneğin törenler, gösteriler, protestolar, şenlikler de çok paylaşımlı
iletişim ve gösterim yolları olmaları dolayısıyla geçici sergiler olarak nitelendirilebilir.
19.yüzyıldan bu yana dünya gündeminde yer alan Evrensel Sergiler (expolar) ülkelerin ticari,
kültürel olduğu kadar siyasal güçlerini de sergiledikleri mekanlardır. Yine sergilemenin ana
odağı olan müzeler; ulusal müzeler, siyasi tarih müzeleri, askeri müzeler, anma müzeleri
(memorial) gibi türleriyle siyasal ideolojilerin yaygınlaştırılmasına hizmet ederler.

Bu örneklemeler doğrultusunda sergileme konusunun içinde çok boyutlu algılar olduğundan


bahsedilebilir. Unutulmaması gereken en önemli olguysa sergilerin iletişim ve aktarım
özellikleridir. Teknolojik medyaların gelişiminden önce sergiler tam anlamıyla kitlesel iletişim
işlevini gerçekleştiren araçlar konumundaydı.

Toplumsal iletişim yöntemi olarak sergiler ve sergileme teknikleri bu kitapçığın ana konusu olduğundan
bundan sonraki söylemler daha çok tarih, kültür, sosyoloji ağırlıklı sergiler göz önünde bulundurularak
derlenecektir.

III. KISA TARİHÇEii


Sergilemenin temel karakterini oluşturan toplama, değerlendirme ve sunma etkinliklerini antik
çağlardan bu yana değişik formlarda izlemek mümkündür. Soyut anlamda bilgi biriktirme ile
paylaşımının antik dönemlerin felsefe ve edebiyat okulları aracılığıyla yapılmakta olduğu
bilinmektedir ki; bunların en ünlüleri Aristoteles ve Platon’un okullarıdır. Buradaki paylaşım
felsefe yoluyla, bilmeyenleri aydınlatmak ve bunu gelecek nesillere bırakmak çabasıdır.
Dönemin en ünlü paylaşım odağı bilgilerin toplandığı, kaydedildiği ve saklandığı bir merkez
olarak İskenderiye kütüphanesidir. Kütüphane aracılığıyla görece bir sergileme ve paylaşım
olayından, el yazmalarının kullanıma açılmasıyla ilişkili olarak bahsedebiliriz.

Yine ortaçağ dönemlerinde Ortadoğu’da özellikle ilmi ve edebi eserlerin koleksiyonlar halinde
bir araya toplandığı bilinmektedir. Bu eserlerin korunması ve faydalanılması için meydana
getirilen kütüphaneler ilk olarak medrese ve camiler bünyesinde kurulmuştur. Bir yöntem
olarak, bilgin veyazarlar, eserlerinin birer nüshasını, isteyenlerin okuması için bulundukları
şehrin veya mahallenin cami veya medresesine bırakırlar, vakıf edilen bu eserler hiçbir

5
şekilde verildiği yerden başka yere aktarılamazdı.iii Halka açık kütüphanelerin en eskisinin
Emeviler devrinde Halid bin Yezid bin Muaviye tarafından kurulan olduğu söylenmektedir ki
bu da dönemin kültürel-bilimsel bir sergileme yöntemidir.

Bu arada Batıda eski tapınakların “hazineleri” ortaçağ prenslerinin kalelerinde ve kapalı bir
komün halinde yaşayan dini grupların manastır ve kiliselerinde yeniden keşfedilecekleri güne
kadar, prestij unsurları olarak saklanmışlardır. Rönesans döneminden sonra ortaya çıkan bu
“hazineler” kültürel, tarihi, sanatsal konularda kamusallaşan bir sergileme anlayışına da
öncülük ederler. Rönesans döneminin düşünürleri ve bilgeleri hümanizm akımını dönemin
felsefesiyle eşdeş kılarken, geçmişin sırlarına da yönelmişlerdir. Ortaya çıkarılan antik
malzemeler üst sınıfta, bilginler ve zenginler arasında bir “toplama” yani koleksiyonculuk
merakına yol açmıştır. Koleksiyonların çeşitlenmesi ve zenginleşmesi bu değerlerin kişisel
zevk objeleri ya da bilimsel malzeme olmaktan koparak toplumsal paylaşıma ve bilgi
aktarımına yönelik değerlendirilmesinin yollarını açmıştır.

17.yüzyıl koleksiyonculuğu kurumsal müzeciliğe ve sergilemeye geçiş açısından önemli bir


dönemdir. 1682’de Elias Ashmole nümizmatik, az bulunur objelerden oluşan egzotik
koleksiyonunu Oxford Üniversitesi’ne bağışlamıştır.iv Bağışın önemi yeni bir anlayışa yol
açmasıdır. Bu bağlamda, toplumsal bir mekan olarak üniversite kapsamına giren özel bir
koleksiyon halkın görüşüne ve kullanımına açılmıştır.

1789 Fransız devrimi ve getirdiği toplumsal yenilikler ve sosyal yaşam işleyişinin


farklılaşmasıyla ortaya çıkan “Ulusal değerler” kavramı da bu dönemde terminolojideki yerini
alarak bunların sergilenme aşamasında kavramsal düzenlemelere yol açar : Sanat, tarih,
doğa bilimleri ve teknik bilimler uzun dönemler boyunca kültürel-bilimsel sergilemenin
yegane alt başlıkları olarak kalır.

Kitlesel iletişim amaçlı geçici sergiler, 19.yüzyıl Avrupa’sında, sanatsal ve estetik ürünlerin
sunumunda olduğu kadar endüstri devriminin getirisiyle de hızla artan, çeşitlenen, değişen
üretim temalarının tanıtılması ve kabul görmesi yönünde gelişim göstermiştir. Özellikle
1851’de Londra’da düzenlenen Evrensel Sergilerin ilki, o döneme kadar müzelerde ve
“salon”larda sunumu alışılagelmiş olan sanat eserleri ya da ilginç nesneler sergilerine
alternatif yaratarak, “tematik sergileme”nin yollarını açar. Sergi kapsamının son derece
güncel, somut, üretime, teknolojiye dayalı çizgisi, gerçekte bugünün fuarlarına daha yakındır.
Hazırlanışı ve sunuşundaki estetik kaygılarla görsel iletişim öncelikli gösterimler içeren
19.yüzyılın evrensel sergilerinin analizi, geçici sergi kavramının gelişmesinde önemli bir
yaklaşımdır.
6
19.yüzyıldan itibaren kavramsal olarak kabul gören yaklaşım sergilerin misyonları, konuları,
içerikleri ve niteliklerinden bağımsız olarak iletişim misyonu taşımalarıdır. Sonsuz konu ve
tarz çeşitliliği içinde ele alınabilecek olan sergilerin temelinde hitap edilen kitleye görsel
anlamda bir mesaj ulaştırmak yatar. Sergi hazırlığının ve uygulamasının temeli de bu
mesajın doğru tanımındadır. Sergiden hedeflenen misyona ulaşmak için verilerin
değerlendirilmesi ve kurgunun bu veriler doğrultusunda hazırlanması gerekir.

IV. SERGİLERİN TÜRLERİ


Sergilemede istenen hedeflere ulaşmak için tanımlanması gereken öncelikli konulardan biri
serginin türüdür. Sergileri çok farklı türlerde gruplamak mümkündür. Yapısal olarak ve
kavramsal olarak değerlendirme yapılmak istendiğinde iki ana bölümden bahsedilebilir.

IV.1. Yapılarına göre sergiler : Süreleri, mekansal konumları açısından sergiler sürekli,
geçici ve gezici olarak nitelendirilir.
• Sürekli sergiler, belirli bir konu bağlamında bir kereye mahsus olmak üzere süresiz
sergileme amacıyla hazırlanırlar. Sabit sergilerdir. Genelde müzeler gibi sürekliliği olan
kurumlarda hazırlanan sergiler bu kalıcılıkta tasarlanır.
• Geçici sergiler, tanımlı bir süre içinde varolan ve sürekli sergilerden farklı olarak daha
noktasal bir mesaj vermek hedefinde olan sergilerdir. Geçici sergi oluşumlarının birçok
çıkış noktası olabilir; sürekli sergisi olan kurumun sergisinde kalıcı olarak yer alamayan
malzemenin (ki bunlar malzemenin çokluğu, koruma koşullarının elverişsizliği gibi
nedenlere bağlı durumlardır) kısa bir dönem için gösterime sunulması, dönemsel önemi
vurgulayacak (ünlü bir kişinin doğum-ölüm yıldönümü, tarihi bir olay gibi) sosyal, kültürel,
tarihi veya toplumsal olaylar çerçevesinde referans vermesi, toplumsal gündemdeki
başka gösterimlerle ilişkilendirilmesi, sosyal, kültürel ya da bilimsel ilişkiler kurulması,
araştırmaların kitlesel sunumuna yardımcı olması gibi...
• Gezici sergiler ise, yine belirli bir tema çevresinde mekandan bağımsız olarak kurgulanan
ve farklı coğrafyalara taşınabilir özellik gösteren tasarımlardır. Bu sergiler tanımları
itibarıyla hareketli, kolay taşınan, kolay kurulan nitelikler göstermelidir.

IV.2. İçerikleri ve kavramlarına göre sergiler : Bu gruplama çok daha kapsamlı tanımlara
uzanabilir: Eğitsel amaçlı sergiler, tanıtım amaçlı sergiler, sanatsal sergiler, bilimsel sergiler,
ticari amaçlı sergiler gibi...
• Eğitsel amaçlı sergiler, belirli bir tema çerçevesinde ele alınan konuların bilimsel (tarihi,
teknolojik vb.) yönlerinin görsel destekli anlatımıdır. Öğretmeye yönelik öğeler içerirler.

7
• Tanıtım amaçlı sergilerde, saptanan temanın özgün bir anlatımla sunumu söz konusudur.
Hedef kitlesi geniş olan bu tür sergiler estetik kaygıları da göz önüne alırlar. Bir ürün,
düşünce, olayı anlatmaya kitlesel paylaşıma açmaya yöneliktirler.
• Sanatsal sergiler, estetik kaygıların ön plana çıktığı, sanatçıların şahsi eserleri ya da bir
tema çerçevesinde karma olarak düzenlenirler.
• Bilimsel sergiler, teknik, teknoloji, bilim konularının çoğunluğun anlayabileceği deneysel,
interaktif yöntemlerle tanıtmak ve bilgilendirmek misyonuna yönelik oluşumlardır.
• Ticari amaçlı ya da bir başka deyişle promosyonel olarak tanımlayabileceğimiz sergiler
genellikle belirli ürünlerin satışına yönelik olup eğitim amacından bağımsız bir “arz”
aracıdırlar.

IV.3. Tasarımına göre sergiler : Klasik sergiler, kurgusal sergiler, nesne sergileri, iki boyutlu
sergiler, doğal sergiler, hands-on sergiler gibi...
• Klasik sergiler ya da koleksiyon sergileri denildiğinde akla ilk olarak geleneksel
müzelerde yer alan sergilemeler gelir. Burada vitrin bazlı sergilemede nesnelerin
yerleştirilmesi, etiketlenmesi ve genel açıklama metinleri yer alır.
• Kurgusal sergiler, bir ortam yaratmak üzerine tasarlanır. Orijinal koleksiyon değeri olan
malzeme kullanılabileceği gibi tamamen tiyatro dekorunu anımsatan yeniden üretimlerle
belirlenen konunun algılanması amaçlanır.
• Nesne sergileri, yazı, metin, açıklama gibi destekleyici elemanlar kullanılmadan yalnızca
üç boyutlu algıya yönelik sergilerdir. Genel anlamda sanat sergilerinin bu kapsama girdiği
söylenebilir.
• İki boyutlu sergiler ise nesne sergilerinin tam tersi olarak bilgilendirme metinleri,
açıklamalar, iki boyutlu görsel malzeme kolajları ve sözel aktarım üzerine kurulurlar.
• Doğal sergiler isminden de anlaşılacağı gibi organik malzemenin var olduğu ortamların
sergi mekanına dönüştürülmesidir. Akvaryum, vivaryum gibi kurgulanmış örnekleri olduğu
gibi, doğal parklar, doğal sit alanları ve bunların gezmek, öğrenmek, görmek amaçlı
düzenlenmesi bu tür sergilemeler kapsamına girer.
• Etkileşimsel sergiler, deneysellik, etkileşimsellik, teknoloji ağırlıklı ve özellikle gençlerin
öğrenmesine yönelik sergilerdir. Serginin kendisi tanımayı ve öğrenmeyi amaçlayan bir
kurguda hazırlanır. Sergilenen nesneler hareketli, ziyaretçi tarafından kullanılabilecek
niteliktedir. Dokunma, hissetme, duyma gibi duyulara hitap eden bu tür sergiler aynı
zamanda dijital teknolojinin olanaklarının da azami yararlanılan kurgulardır.

8
V. SERGİ HAZIRLIK VE GELİŞİM SÜREÇLERİ
Mekandan, içerikten, yapıdan bağımsız olarak bir serginin hazırlanması süreçlerinde bazı
başlıklardan yola çıkılır. Bir model olarak alabileceğimiz bu sistem kavramsal oluşumdan
ürün haline dönüşene kadar sergi hazırlığının aşamalarını verir.
Bir sergi hazırlığı sırasında göz önüne alınacak olan etkinlikleri üç bölümde toplamak
mümkündür :
1. Üretime yönelik etkinlikler: sergilenecek malzemenin hazırlığıyla ilgilidir.
2. İdari etkinlikler: kaynakların idaresi, personel, iş gücü temini ve işletilmesi
organizasyonlarıyla ilgilidir.
3. Koordinasyon etkinlikleri: üretim ve idari konuların eş zamanlı yürümesi ve serginin yan
etkinlikleriyle ilgilidir.

Serginin oluşum aşamalarında yer alan temel noktalar ise şöyledir.


V.1. Kavramsal aşama
Fikir geliştirme
Ürün yönelimli etkinlikler;
• Fikir toplama,
• Fikirlerin hedef kitle tanımı ve amaç doğrultusunda değerlendirilmesi,
• Üzerinde çalışılacak fikirlerin tespiti.
İdari etkinlikler:
• Projenin gerçekleştirilmesi kaynak arayışları,
• Bütçe teklifi,
• Projeye ekibinin toplanması.
Sonuçlar :
• Sergi takvimi,
• Mevcut kavramsal ve finansal kaynakların tanımı.
V.2 Gelişim aşaması
Planlama
Ürüne yönelik etkinlikler
• Sinopsis (serginin kısa hikayesi, kurgusu) yazımı,
• Serginin fiziksel tasarımı,
• Sergileme malzemesi toplanması,
• Basılı malzeme için metin toplanması.
İdari etkinlikler :
• Serginin üretimi için fiyatlandırma,
• İş kalemlerinin tanımlanması,

9
• Sözleşmeler.
Sonuçlar:
• Sergi planı, iletişim planı, promosyon planı.
Üretim
Ürüne yönelik etkinlikler
• Serginin bileşenlerinin hazırlığı,
• Sergilenecek malzemenin tasarlanması ve üretilmesi,
• Paketleme
İdari etkinlikler
• Bütçe denetlemeleri,
• Gelişimin ve koordinasyonun izlenmesi
• Sergi alanındaki organizasyon detayları
Sonuçlar:
• Serginin taşınması ve yerine yerleştirilmesine hazır duruma gelmek.
V.3. İşlevsel aşama
Ürüne yönelik etkinlikler
• Sergileme malzemesinin taşınması ve açılması
• Malzemenin yerleştirilmesi
• Serginin açılışı
• Serginin düzenli olarak halka açık tutulması
• Eğitici ve sosyal yan etkinlikler,
• Serginin güvenliğinin sağlanması.
İdari etkinlikler
• Harcama raporu,
• Sergi personelinin ve sergi sırasındaki hizmetlerin idaresi
Sonuçlar
• Serginin hedeflerinin gerçekleşmesi,
• Serginin yıpranması konusunda önlem alınması.
Bitiş
Ürüne yönelik etkinlikler
• Serginin sökülmesi
• Serginin geri döndürülmesi ya da depolanması
İdari etkinlikler
• Hesapların kapatılması
Sonuçlar
• Serginin bitişi.
10
V.4. Değerlendirme Aşaması
Ürüne yönelik etkinlikler
• Serginin değerlendirilmesi,
• Hazırlık aşamalarının değerlendirilmesi.
İdari etkinlikler
• Bir değerlendirme raporu hazırlanması
Sonuçlar
• Bitirme raporu,
• Serginin geliştirilmesine ve yeniden açılabilmesine yönelik öneriler.

VI. SERGİNİN KAVRAMSAL HAZIRLIĞI


En klasik anlamda sergileme eyleminin gerçekleşmesi için birden fazla nesne ve bu
nesnelerin yer aldığı bir mekan tanımlanmalıdır. Nesneler konusunda iki, üç boyutlu, soyut,
somut, dijital ya da mekanik gibi kısıtlamalar olmadığı gibi, mekan konusunda da kısıtlama
yoktur. Bu noktada mekan dört yanı kapalı, çatısı olan bir alan olarak da kavranmamalıdır.
Yine sözlük tanımıyla; Mekân = 1.Yer, bulunulan yer. 2. Ev yurt. 3. Uzay, fezav... anlamları
taşıyıp, açık ya da kapalı olmak ön koşulundan bağımsız ihtiyaca göre tanımı yapılan yer
soyutluğunda alınmalıdır.

Eylemin ilk adımı bir konu ve kurgu oluşturulmasıdır. Bu kapsamda toplanan nesnelerin belirli
mantıklar içinde (tür, tarz, boyut, tarih vb) bir araya getirilmesi ikinci etaptır. Sergilemenin
bileşenlerinden en önemlisi kurgu ve bu kurguya uygun toplama yaklaşımıdır. Dolayısıyla bir
sergi hazırlığı sırasında öncelikli olarak karar verilmesi gereken konu serginin mesajı ve
niteliğidir. Mekan uyumu ve seçimi konusu ise sonrasında gelir. Mesajın ve konunun tespit
edilmesi aşamasında ise serginin hazırlanmasını gerektiren nedenler, serginin hedef kitlesi
(Bkz. Hedef Kitle), sergide kullanılacak malzeme gibi soruların cevaplarının bulunması
gerekir. Bu serginin kavramsal planını oluşturacaktır.

VI.1. Sergi konusuna nasıl karar verilir?


Sergi hazırlamak bir ekip çalışmasıdır. Özellikle tematik sergiler söz konusu olduğunda
çok yönlü hazırlık süreçleri gerekmektedir. Karar verme, tasarlama, üretim, yönetim hep
farklı uzmanlık alanları gerektirir. Sergi konuya karar verilmesiyle başlar. Sanatsal
sergilerde ya da koleksiyona dayalı müze sergilerinde küratörlük kavramı devreye girer.
Küratör = lat. Curate, toplamak anlamından gelir. İngilizce’de müze ya da kütüphane
sorumlularına verilen unvandır. Saptırılarak günümüzde ve dilimizde kullanılan anlamıyla
özellikle sanatın bir ya da birçok dalında uzmanlaşarak eserleri bir araya getiren, sergiler
hazırlayan kişilere denir. Küratörün sergi kapsamındaki iş tanımları; serginin kavramsal
11
kurgusunu oluşturmak, mekansal yerleşimini yönlendirmek, sergi malzemesinin
toplanması ve değerlendirilmesini sağlamak, serginin bütünsel yaklaşımının tüm
bileşenlerini kurgulamak ve denetlemek şeklinde verilebilir. Sergiye bir küratör atandığı
takdirde serginin konusuna ve içeriğine bir elden karar vermek kolaylaşacaktır.
Küratörlük profesyonel bir meslektir. Serginin daha amatör şartlarda ve ortamlarda
gerçekleştiği durumlarda sergiyi koordine eden bir kişi ya da kurul yönetiminde karar
verme mekanizmaları oluşturulmalıdır. Konuya karar vermek gündeme geldiğinde, görsel
anlamda mesaj verebilecek, bilgi ve imaj malzemesine kolayca ulaşılabilecek bir temaya
yönelmek doğrudur. Aynı zamanda düşünülen konular arasında en çarpıcı sergileme
malzemesi sunabilecek potansiyeldeki konunun seçilmesi uygun olacaktır. Çarpıcı
sergileme malzemesinden kast edilen, konuyla ilgili bol imaj yani fotoğraf, resim,
kartpostal, gravür, çizim, harita gibi cazip görüntü verebilecek iki boyutlu malzemeler,
doğru bilgilendirmeyi sağlayabilecek araştırma sonuçları, raporlar, kayıtlar, yazılı
metinler, serginin üç boyutlu etkileşimselliğini sağlayabilecek ve sergi mekanını
hareketlendirecek nesnel malzemeler yani objelerdir.

Konu seçiminde, işlenmesi düşünülen temanın daha önceden sergi kapsamında


kullanılmamış olması, konunun bir mesajı olması ve güncelliğe bir katkıda bulunması,
diğer bir deyişle bir “vesilesi” olması kriterleri de göz önüne alınmalıdır.

İlk planın ardından sergiye bir hikaye yazılması söz konusudur. Bu kısa bir senaryo
niteliğindeki sinopsis ve onu izleyen daha uzunca bir metin gerektirir. Sergide panolar
üzerinde grafik anlatım kullanılması düşünüldüğünde, panoların üzerine gelecek metinlerin
yazımı işi ortaya çıkar. Bu metinlerin kısa, anlaşılır ve kolay okunur olmasında yarar vardır.
(Bkz. Metin Yazımı Bölümü) Yine panoların üzerine gelecek görseller metinlerle
ilişkilendirilerek seçilir. Görsel toplama aşamasında konunun niteliğine göre, fotoğraflar,
çizimler, illüstrasyonların hazırlanması, çoğaltılması, yaratılması gerekir.

VI.2. Sergi malzemesi nasıl toplanır?


Sergiler siyasi, sanatsal, ticari, koleksiyon sergileri gibi kendinden tanımlı malzemeler
içermediği takdirde, saptanan bir konunun sunumu için farklı malzeme seçimleri
mevcuttur. Unutulmaması gereken her şeyin sergisi olabileceğidir. Soyut düşünsel
kavramlardan, matematikten, anılardan, duygulardan, sözcüklerden, somut herhangi bir
ürüne; kibrit kutusuna, uçaklara, kaldırım taşlarına, hayvanlara, çiçeklere, kalemlere
kadar her şeyin sergisi yapılabilir. Varolan her düşünce ve ürün gerekli formatlara
uydurulduğu takdirde sergileme malzemesi olarak kullanılabilir. Kuşkusuz sergi için
toplanan bilgi, belge, nesne ve görsellerin sunuma elverişli bir konuma getirilmesi
12
yaratıcılık olduğu kadar uzmanlık işidir de. Buna rağmen sergi malzemesinin toplanma
aşamasında nasıl sergileneceğinin göz önüne alınmaması, bunların daha sonraki
aşamalarda uzman desteğinde değerlendirilmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir.

Seçilen konu hakkında öncelikle bir “hikaye” yani tanımlayıcı ve izlenme kurgusunu
kolaylaştırıcı bir metin yazılmalıdır konusu daha önce gündeme gelmişti. Bu “hikaye”
çerçevesinde yazılı metni canlandırmaya yönelik malzeme arayışları doğru ve eksiksiz
bilgi derlemesinden geçer. Bilgi kaynakları kitaplar (dolayısıyla kütüphaneler), kayıtlar,
mektuplar ve raporlar (resmi, yarı resmi, özel kurum ve kuruluşlardan temin edilebilir, kişi
ve/veya aile arşivleri olabilir), birinci elden ya da yazılı kaynaklardan yorumlanabilecek
fotoğraf, illüstrasyon, çizim vb. (aile arşivleri, albümleri, koleksiyonlar), sözlü tarih
çalışmaları (bkz. Tarih Vakfı, Sözlü Tarih Kılavuzu) olarak özetlenebilir. Kuşkusuz
seçilen konunun niteliğine göre yerinde yapılacak gözlemler, deneyler, yüzey
araştırmaları, hatta arkeolojik sondajlar gibi daha uygulamaya yönelik ve bilimsel
yöntemlerden de bahsedilebilir.

Bilgi birikimi ve bilgi toplama süreçleri sonsuz olabilir. Dolayısıyla serginin hazırlanması
için belirli çerçevelerin başlangıçtan itibaren çizilmesinde yarar vardır. Nerede
durulacağının bilinmesi bu süreçleri kolaylaştıracaktır. Araştırmalar esnasında çıkan çok
çarpıcı bilgiler ve malzemelerin küçük eklentilerle dahil edilmesi kaydıyla, sergilenecek
konunun dolayısıyla da bilgi/malzeme derlemelerinin sınırları belli olmalıdır. Süreleri
kesin tutularak, bu kısıtlamalara uyulmalıdır.

Malzeme toplama etabında ise, serginin yapısal durumu ve kurulumu


değerlendirilmelidir. Serginin geçici mi, gezici mi, sürekli mi olacağı önemlidir. Bu
yıpranma riski olan orijinal malzemenin kullanılıp kullanılamayacağına karar verme
aşamasıdır. Gezici bir sergi birden fazla kez açılacağından ve hareket halinde
olacağından orijinal, yıpranabilecek ve kırılabilecek nesnelerin kullanılması profesyonel
bir koruma ister. Yine aynı şekilde sürekli sergilerde bu tür malzemenin uzun dönemli
korunması sorunu baş gösterir. Kısa dönemli geçici sergilerdeyse orijinal nesne
sergilemesi daha kolaydır. Bu noktada da daha ileride bahsedilecek sergileme mekanı
içindeki koruma şartlarının sağlanması gerekir.

Tüm bu profesyonellik gerektiren şartlar göz önüne alındığında yerel ve bir anlamda
amatör bir girişimle hazırlanacak serginin malzemesi toplanırken risk faktörünü asgariye
indirmek doğru olacaktır. İki ya da üç boyutlu orijinal malzeme toplanırken dikkat
edilmesi gereken noktalar şöyle özetlenebilir :
13
• Malzeme için bilgi fişleri hazırlanması : Kimden, hangi tarihte, nasıl bir fiziksel koşulda
alındığı, malzemenin adı ve tanımı, boyutları, varsa hasarının belirtilmesi.
• Teslim fişi : Yukarıdaki tanımların da yer aldığı, kim tarafından kimden teslim
alındığını ve ne zaman iade edileceğini bildirir belge.
• Depolama : Toplanan malzemenin bir arada ve uygun atmosfer koşullarında
biriktirilmesini sağlayacak bir yer tespiti. Bu yerin sorumluluğunun ve güvenliğinin
sağlanması.
• Belgeleme : Malzemelerin fotoğraflanarak arşiv belgesi oluşturulması. Gerekli
durumlarda çizimlerinin de yapılaması.
• Arşivleme : Yukarıda belirtilen maddelerden sağlanan kayıtların ve fotoğrafların
ilerideki çalışmalarda kullanılabilmesi ve yapılan çalışmadan iz bırakabilmesi için
sistematik bir biçimde düzenlenmesi.

Toplanan bilgilerin (metinlerin) ve görsellerin bir araya getirilmesi işi üretime yönelik tasarım
süreçlerinin başlangıcıdır. Bunların bilgi panoları üzerine dağılımı serginin iki boyutlu
malzemesini oluşturacaktır. Sergide yer alan nesnelerin düzenlenmesi, gerekiyorsa vitrinlere
konulması ya da kaidelere oturtulması, etiketlenmesi, güvenlik önlemlerinin alınması gerekir.
Mekan içinde fiziksel düzenlemeler, bölümlemeler, taşıyıcı birimler, oturma birimleri,
ışıklandırma için sistemler, teknolojik medyalar kullanılıyorsa, bunların bağlantıları ve estetik
düzenlemeleri sergi hazırlık aşamalarında yer alır ve ileride detaylandırılacaktır.

VI.3. Sergi malzemesi nasıl derlenir?


Bir araya getirilecek olan malzemenin değerlendirilmesi ve sergide kullanıma uygun hale
getirilmesi bir başka süreçtir. Toplanan her malzemenin sergilenmesi gerekli değildir.
Sergi, sunulması istenen olgunun, verilmesi hedeflenen mesajın en sade ve anlaşılır bir
biçimde gösterimi için fazlalıklardan arındırılmalı, izleyenleri konu ve nesnelere
konsantre etmek yolunu seçmelidir. Bu nokta malzeme toplarken görsel çekicilik ve
estetik içeren nesnelere yönelinmesi açısından önemlidir. Tasarım aşamasında
hedeflenen sonuç ile sunulan görselliğin kopukluk yaratmaması için metinlerle görseller
bu aşamada ilişkilendirilmelidir. Derlemede birkaç yol kurgusal bütünlüğü
kolaylaştıracaktır.
Kronolojik derleme : Sergide kullanılacak malzemenin tarih sırasına sokulmasıdır.
Birbirini izleyen tarihlerin bir düzende gösterilmesi zaman içinde gelişmeyi, değişimi
göstermeyi hedefleyen sergiler için ideal bir düzendir. Kronoloji günümüzden geçmişe,
(ya da geleceğe) veya geçmişten günümüze (ya da geleceğe) doğru akabilir. Bu serginin
gezilme yönüyle ilgili olduğu kadar, verilmek istenen mesajın vurgusuyla da orantılı
olarak tespit edilebilir.
14
Tematik derleme : Benzer konulardaki ve kapsamdaki malzemenin bir araya
getirilmesidir. Derleme yapılmadan önce tüm malzemenin gözden geçirilip konu
başlıkları ve alt başlıkları belirlenmesinde yarar vardır. Olayların, kişilerin ya da olguların
vurgulanmak istendiği sergiler için uygun bir düzenlemedir. Tematik derlemelerde
hikayenin akışını ve konular arasındaki bağlantıyı sağlamak için ara elemanlara ve/veya
bilgilere ihtiyaç duyulabilir.
Estetik derleme : Kronolojik veya tematik bir derlemeye imkan vermeyen daha sanatsal
ağırlıklı malzeme söz konusu olduğunda tercih edilen bir yöntemdir. Burada renk, boyut,
hacim, malzeme uyumları dikkate alınmalıdır. Müzecilik dilinde bu türde düzenlemelere
estetik derlemeden çok malzemesine göre derleme adı verilmektedir. Müzelerde
koleksiyon sergilemeleri söz konusu olduğundan tarih, konu kadar nesnenin üretim
malzemesi de önem kazanmaktadır (Taş eserler, seramikler, yağlıboyalar gibi...).

VII. SERGİ EKİBİ


Bir önceki maddede de ifade edildiği gibi sergi hazırlığı başından sonuna kadar bir ekip
çalışması gerektirir. Sergi aşamaları da dikkate alındığında temel olarak bazı gruplardan
bahsedilebilir.
• Sergi koordinasyon ekibi : Serginin tüm birimlerinin birbirleriyle ilişkilendirilmesinden,
ekipler arası iletişimden, araştırma, toplama, üretme, bütçelendirme, grup dışı ilişkilerden
sorumlu bir gruptur. Serginin bütünün başından sonuna kadar takip eder. Her türlü
organizasyonla ilgilenir, anlaşmaları hazırlar, denetleme mekanizmasını ve çalışmadaki
düzeni sağlar.
• Araştırma ekibi : Serginin oluşumuna ilişkin her türlü bilgi, belge, görsel malzemenin
toplanması, derlemesi, düzenlenmesi, kullanım hakları ve kullanım biçimlerinin
denetlenmesinden sorumludurlar. Bilgi kaynaklarının bulunması, bunların incelenerek
sergiye yararlı kesimlerinin çıkarılması, konuya uygun akışın ve malzemenin sağlanması
görevlerini üstlenirler.
• Belgeleme ekibi : Sergi esnasında ve sonrasında araştırmalar sonucu biriktirilen
malzemenin arşivlenmesi, kaydedilmesi, fotoğraflanması, çizimlerinin yapılmasından
sorumludurlar. Yalnızca sergileme malzemesinin belgelenmesi değil, aynı zamanda da
sergi çalışma ve kurulum süreçlerinin de raporlanması ve fotoğraflanması görevlerini
gerçekleştirdikleri takdirde “belgeleme” tam anlamıyla amacına hizmet etmiş olacaktır.
• Basın - halkla ilişkiler ve yan etkinlik ekibi : Sergi oluşum ve hazırlık süreçlerinden
medyayı ve halkı bilgilendirecek, serginin oluşumuna ve toplumsal ilgiye hizmet
edebilecek seminer, konser, konferans, gösteri gibi etkinliklerin düzenlenmesini
sağlayacak gruptur. Aynı zamanda serginin gerçekleşmesi için ilişki kurulan kurumları,
kuruluşları, sponsorları ve üçüncü şahısları bilgilendirme, konuya dahil etme işlevini
15
yürütürler. Medyaya düzenli olarak serginin gelişmeleri hakkında bilgi vermek, serginin
açılış ve kapanış günlerinde davet etmek, sergiye olan ilgi konusunda detaylar geçmek
emek harcanmış bir işin çok paylaşımlı ortamlarda daha geniş kitlelerce
değerlendirilmesinin en geçerli yoludur. Uzun soluklu tasarlanan çalışmalarda da bu tür
“promosyonel” ilişkilerin yararları bilinmektedir.
• Sergi üretim, tasarım ekibi : Yöntem olarak tasarım konusunda profesyonelleşmiş
kişilerden oluşmalıdır. Serginin mekan düzenlemesi için mimar ya da tasarımcı, bilgi ve
kopyalanmış görsel malzemelerin düzenlemesi için grafiker, muhtelif yerleştirme ve
enstalasyonlar için sanatçı niteliği olan profesyonellerden danışmanlık ve/veya yardım
alınmalıdır. Sergi malzemesinin sunum tasarımına göre ekip dışında (marangoz, demirci,
baskıcı, ışıkçı gibi) uzman kadrolardan yararlanmakta sayısız fayda vardır.
• Bütçe ve sponsorluk ekibi : Yerel düzeyde ve kar amacı gütmeyen yaklaşımlarla
hazırlanan sergilerde de diğer büyük prodüksiyonlar gibi özellikle üretime ve dışarıdan
temin edilen iş gücüne harcanan masraf kalemleri mevcuttur. Bunların bir çoğu gönüllülük
prensibiyle yapılabilmekle birlikte, ürün bazındaki taleplerin karşılanması için doğru
tanımlanmış bütçelerle kişi, kurum ve kuruluşlardan sponsorluk yani karşılıksız maddi
destek arayışına gidilmelidir. Buradaki karşılıksız maddi anlamda alınıp, sergi esnasında
sponsorluk yapmış olan birimlere teşekkür etmek, onları tanıtmak ve bir anlamda
onurlandırmak ilişkileri ihmal edilmemelidir.
• Sergi kurulum, denetleme ve işletme ekibi : Serginin hazırlık süreçleri tamamlandıktan
sonra normlara ve tasarımlara uygun bir biçimde kurulması, serginin açık bulunduğu
süreler içinde yıpranma, bozulma, çalınma gibi durumlarla karşı karşıya kalınmaması için
günlük kontrollerinin yapılması, sergiyi gezmek isteyen gruplara, kişi ve kuruluşlara
rehberlik hizmeti verilmesi, sergi esnasındaki yan etkinliklerin yürütülmesi gibi görev
tanımları olan gruptur. Serginin afişlerinin ve davetiyelerinin dağıtılması, serginin broşür,
katalog gibi malzemelerinin bulunabilir olması gibi günlük süreçlerde takip edilmesi
gereken bir dizi işten sorumludurlar.
• Basılı malzeme ekibi : Gelişmiş sergilerde sergilemenin yanı sıra afiş, broşür, föy, kitap,
katalog gibi yazılı ve görsel malzemenin derlenmesiyle oluşan, kalıcılık sağlayan
malzeme üretimine gidilir. Buralarda yer alacak metinlerin yazılması, derlenmesi,
fotoğrafların, resimlerin, gravür, illüstrasyon, çizim gibi görsellerin seçilmesi, baskıya ve
yayına hazır hale getirilmesi gibi profesyonellik gerektiren işleri uzmanlar desteğiyle (ya
da kendi uzmanlık alanları içindeyse bizzat) gerçekleştirmekten sorumludurlar. Burada
baskıya hazırlık, düzeltme ve editörlük, gereken durumlarda farklı dillerden ya da farklı
dillere çeviri işleri tam anlamıyla profesyonel işlerdir.

16
Kuşkusuz küçük çaplı sergilerde yukarıda ideal işleyiş şekliyle verilen ekipler daha organik
bir yapı gösterebilirler. Serginin çalışma ekibi, birden fazla işlev üstlenebilir. Yine de ekipte
yer alan kişilerin belirli sorumluluklar taşıması, iş hacmini genişleteceği gibi zamandan da
tasarruf sağlayacaktır.

VII. HEDEF KİTLE


Bir serginin kurgulanması aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri
hitap etmesi amaçlanan kitlenin belirlenmesidir. Serginin tüm kavramsal ve görsel
tasarımının bu doğrultuda yapılması gösterimin başarısı açısından gereklidir. Hedef kitle
analizi yapılırken, bilimsel anlamda grupların sosyolojik ve psikolojik tanımlamalarından
yararlanılabilir. Kişiler, tanımlı gruplar ve grup lideri konumundakilerle anketler yapılabilir. Bu
araştırmalarda serginin ulaşması istenen kişi ve/veya grupların ihtiyaçları ve dilekleri göz
önüne alınmalıdır.

Özellikle kültürel, tematik sergiler temelinde düşünüldüğünde ziyaretçileri 3 grupta


değerlendirmek mümkündür.
1.Grup : Sergiye tesadüfen gelmiş, çok ilgili olmayan izleyici grubu. Sergide mümkün
olduğunca kısa süre geçirirler, detaylarla ilgilenmezler, genel algılamayla yetinirler.
2.Grup : İlgili, özenli, sergiyi dikkatli gezen gruptur. Özellikle nesnelerle ilgilenirler. Genel
anlamıyla bilgi edinmeye çalışırlar.
3.Grup : Uzman ziyaretçilerdir. Sergiyi yakından inceler ve izlerler, detaylarla, bilgi ve
nesnelerle doğrudan ilgilenirler. Sergide uzun zaman harcarlar.

VIII.1. Sergiye gelme nedenleri


Kişilerin sergileri gezme nedenleri, serginin konusu ve konumuna göre farklılık gösterebilir.
Yine ziyaretçilerin sergileri gezme nedenlerini en genelinde şöyle sıralamak mümkündür :
• İnsanlarla birlikte sosyal bir paylaşım alanında bulunmak,
• Zaman harcamaya değer bir etkinlik yapmak,
• Yeni deneyimler kazanmak,
• Yeni bir şeyler öğrenmek,
• Etkileşimsel katılım içinde olmak.
Kar amacı gütmeyen sergilerde kuşkusuz en önemli ziyaret nedeni sosyalleşme ve hoşça
vakit geçirmedir.

VIII.2. Sergiyi anlama


Özellikle tanıtım ve bilgilendirme yönelimli sergilerde, mesaj aktarımının 3 temel yolu vardır :

17
• Kelimeler : İşitsel ya da görsel olarak sözcüklerin anlamlı bir bütün oluşturması,
algılanması en zor kurgulanan ve en zor kavranan aktarım bölümüdür.
• Duyular : Tat, dokunma, koklama, işitme gibi duyuların harekete geçirmesiyle doğrudan
ve tamamlayıcı bir anlatım sağlar.
• Görüntüler : En geçerli ve direkt anlatım yoludur. Hatırlanması en kolay ve akılda tutması
en uzun süren, mesajın yorumuna, anlamlandırılmasına izin veren bir gösterimdir.

Sergileri anlama ve algılamanın bağlı olduğu bazı etkenler mevcuttur. Bunlar hedef kitlenin
belirlenmesinde de rol oynayan ayırımlardır.
• Kültür-eğitim
• Din
• Fiziksel özellikler
• Psikolojik özellikler
• Sosyo-ekonomik konum
• Yaş

Değişik ziyaretçi tiplerinin algılamalarına göre, bir serginin tasarımında göz önüne alınması
gereken bazı noktalar:
• Sergi mekanının hava, güvenlik, dolaşım açısından uygun olması,
• Sergilemelerde orijinal malzeme “gerçek nesneler” kullanımının ön plana çıkması,
• Sergilemelerin sosyo-kültürel açıdan hitap edilen kitleye uygunluğu,
• Canlı renkler, geniş grafik yüzeyler, farklı şekiller ve bir süreç izleyen görsel malzemelerin
izleyicinin dikkatini çekmek için kullanılması,
• Hikayesel kurgusu olan grafik anlatımların kullanılarak, izleyicinin entelektüel etkinliğe
yöneltilmesi,
• Nesnelerin belirli bir hikaye ve kurgu çerçevesinde sergilenmesi,
• Görsel malzemenin, ses, koku, doku ve tatla zenginleştirilmesi,
• Metinler, etiketler yazarken ya da sözlü anlatım medyaları kullanırken, didaktik
yöntemlerden kaçınılarak, izlenmesi kolay anlatımlara yönelinmesi
olarak sıralanabilir.

IX. METİN YAZIMI


Çağdaş anlamda bir sergi hazırlığı söz konusu olduğunda tema ne olursa olsun, iletişim
öğesinin yani basit anlamıyla mesaj verme ve bilgilendirmenin asgaride gerçekleştirilmesi
uygun olur. Bunun için grafik ve görsel anlatımlar kadar yazılı anlatımlar da önemli bir yer
tutar. Genel anlamda sergi anlatım gelişimi için izlenmesi önerilen aşamalar şöyledir :

18
• Serginin konseptinin belirlenmesi,
• Fikir geliştirme toplantıları,
• Sergi ekibinin amaç ve mesajları belirlemesi,
• Yazılı belgelerin toplanması, bibliyografya araştırması,
• Sergileme malzemelerinin derlenmesi,
• Sergileme malzemeleri listesi,
• Görsel malzeme listesi,
• Sergileme malzemesi ve anlatım metinleri ilişkisinin kurulması,
• Başlıklar, alt başlıklar, etiketler ve bölümlerin düzenlenmesi,
• Metin yazımları,
• Görsel ve yazılı malzemenin grafik anlatıma uyarlanması.

IX.1. Okunabilirlik
Serginin metin uygulaması aşamasında kullanılan yazı karakterlerinin, boyutlarının özenle
seçilmesi gerekmektedir. Bilgilendirme metinlerindeki cümlelerde 25 kelimeden fazla
olmaması genel bir okunabilirlik kuralıdır.

Yine teknik okunabilirlik ölçütlerinde standart bir metne sergi esnasında 60 ila 90 cm’den
bakılacağı göze alınarak 24-36 punto karakter, etiketlere ise 14-24 punto karakter düşünmek
gerekir. Bir yetişkinin dakikada ortalama olarak 250-300 kelime okuyabildiği bilinmektedir.
Bir başka istatistik de ziyaretçilerin sergi nesneleri ve panoları önünde ortalama 20 saniye
geçirdiklerini gösterir. Buna göre bir bilgi metninin 75-150 kelime arasında yazılması
uygundur.

Görsel anlamda açık renk zemin üzerine koyu renk yazıların daha kolay okunabildiği, başlık,
alt başlık, metin türlerinde farklı karakterler kullanmanın yazının okunabilmesinde hareketlilik
yaratarak, ilgi çektiği bilinmektedir.

X. BİR SERGİNİN FİZİKSEL TASARIMI


Sergilerin tasarımında göz önüne alınması gereken noktalar vardır. Tasarımın her
aşamasında, obje seçimi ve sunumundan, grafik tasarım ve mekan yerleştirmesine kadar bir
dizi kriter serginin konusundan ve tarzından bağımsız olmak üzere ele alınmalıdır.

Serginin görsel algısına ilişkin noktalar : Görsel algının ön plana çıktığı sergilerde sunumun
tasarlanması için tonlama, renk, doku, denge, çizgi ve form öğelerinin uyumu sağlanmalıdır.

19
Tonlama : Açıklık ve koyuluk niteliğidir. Koyu renkler ağır görsel değerler, açıklar hafif
değerler yansıtır. Bu tonlamalar yönlendirme, ilgi çekme ve geri planda kullanım açısından
önemlidir.
Renk : Algı ve tanım anlamlarını vurgulamak amacıyla renklerden yararlanılır. Renk
seçiminde fiziksel karakteristikler göz önüne alınmalıdır. Işıkla rengin bileşimi hareket
yaratacağı gibi üç boyutlu algılama illüzyonu da verir. Konu seçimimin ve serginin iletişim
ilkelerinin yaratmak istediği efektler renklerle elde edilebilir.
Doku : Yüzeyin algısı ile ilişkilidir. Obje bazlı düzenlemelerde dikkate alınması gereken bir
konudur.
Denge : Görsel eşitlik, simetri, asimetri seçeneklerini ifade eder. Yerleştirmenin algısal
yükünün dağılımındaki çeşitlenmedir. Serginin nesnel kütlesinin odaklanması ve
vurgulanmasında önem kazanır.
Çizgi : Düzlem kalitesidir. İki ve üç boyutlu anlatım öğelerinin birbirini izler konumuna denk
gelir. Grafik anlamda gerçek tanımıyla kullanılan çizgi nosyonu da serginin algılanması ve
okunmasındaki önemli noktalardandır.
Şekil : Mekansal ya da fiziksel elemanların içerdiği bütünlüktür. Tek tek anlam ifade eden
parçaların sentezinden ulaşılan serginin genel algısında önem kazanır.
Sergi tasarımında insan faktörü : Gerek grafik düzenleme, gerekse mekan düzenlemesi
konularında birincil olarak göz önüne alınması gereken nokta, ergonomi uyumudur.
Okunacak malzememin ortalama göz seviyesinde olması, üç boyutlu nesnelerin çok açılı
seyre uygun yerleştirilmesi, renk, ışık, şekil kontrastlarının algılanması, sergi düzeninde
fiziksel hareketlilik serbestisinin sağlanması gibi konuları kapsar. Sergi elemanları arasında
görsel algıya ve fiziksel etkileşime olanak tanıyacak boş alanlar, yazı renkleri ve karakterleri
gibi konular tasarım sırasında detaylarıyla değerlendirilmelidir.
Sergileme kriterlerinde kullanılan standart insan ölçüleri şöyledirvi:
Pozisyon Kadın Erkek 8 yaşında çocuk
Boy 162,5 cm 177,8 cm 129,5 cm
Omuz genişliği 50,8 cm 50,8 cm 30,4 cm
Kolların öne uzandığı konum 83,8 cm 91,4 cm 64,7 cm
Kolların yana uzandığı konum 204,4 cm 227,3 cm 160 cm
Kolların yukarıya kalktığı konum 167,6 cm 182,8 cm 152.4 cm
Dönme çapı 121,9 cm 121,9 cm 91,4 cm
Göz seviyesi 160 cm 170,1 cm 121,9 cm
Oturma yüksekliği 38,1 cm 45,7 cm 33 cm
Tekerlekli sandalye genişliği 63,5 cm 63,5 cm 63,5 cm
Tekerlekli sandalye uzunluğu 107,9 cm 107,9 cm 107,9 cm
Tekerli sandalyede göz seviyesi 111,7 cm 124,4 cm 91,4 cm

İnsan ölçeğinin sergiyle oranındaki önem özellikle dar mekanlarda yapılacak sergilemelerde
ortaya çıkar. Geçici ve gezici sergilerin çoğunlukla sabit olmayan mekanlara uyarlanması
gerekebileceğinden sergi tasarımı sırasında standart ölçülerin dikkate alınması gerekir.

20
Geçici sergilerin kullanımı üzerine yapılan araştırma sonuçları sergilerin içeriklerden
tasarımlarına, kurulumlarından algılarına kadar değişik açılardan dikkat edilmesi gereken
öngörüler ortaya atmıştır. Çeşitli konumlardaki sergilerde yapılan uzun inceleme
sonuçlarından bazıları şöyledir.
• Sağ tarafa yönelmek : Ziyaretçilerin sergileri sağdan gezmeye başlamaları,
• Sağ duvarı izlemek : Karşılıklı duvar sergilemelerinde sağdan başlamak,
• Çıkışa doğru daha az izleme : İlgi ve algı azalmasının sergi sonuna doğru artması,
• Çıkışı görebilme : Serginin sonunu ve çıkılabilecek yeri sergi sırasında görebilmek,
labirent tarzından kaçınmak,
• Kısa yol tercihi : Dolambaçlı sergi güzergahlarının kullanılmaması,
• Dinlenme birimleri : Geniş kapsamlı sergilerde oturulabilecek sabit mobilyalar,
• Açılı köşe tercihi : Eğimli ve yuvarlak yüzeyler yerine klasik mimari tanımı içindeki açılı
dönüşlere yatkınlık,
• 90 ve 45 derece tercihi : gerek mekan düzeni, gerekse sergi mobilyalarında söz konusu
temel açıların kullanımı,
• Sağdan sola, yukarıdan aşağıya okuma : Alfabe kullanımıyla ilişkili olmakla birlikte, batı
dillerinde rastlanan tartışmasız yönelim,
• Karanlık çekincesi : Gün ışığı bağımlısı insan doğasının fazla karanlık ortamlarda uzun
süre geçirememesi,
• Renge tepki : Canlı renklerin bir çok kişiyi çekmesi ve parlak renkli alanlara yönelme,
• Yüzeye tepki : Genişlik ve büyüklüğün görsel olarak insanları çekmesi,
• Işığa tepki : Renkte olduğu gibi kişilerin aydınlık noktalara ya da alanlara yönelimi,
• Sergi yorgunluğu : Fiziksel ve düşünsel olarak görsellik yoğunluğu ve alan büyüklüğünün
sergi yorgunluğu olarak adlandırılan fenomeni yaratması,
• 30 dakikalık limit : Yetişkin insan algısının dikkatini toplama süresinin 30 dakikayla kısıtlı
olması,
• Harf karakterleri : Kalın ve büyük harf karakterlerinin daha fazla ilgi çekip, daha çok
okunması.

Bu bağlamda, tasarımda dikkat edilmesi gereken önemli konular olarak aşağıdakiler


sayılabilir :
• Girişten hemen sonra sola yönelmek . Sol yönde daha ışıklı, geniş ve çekici bir açıklık
yaratmak ya da doğrudan yönlendirme (ok yönü, bariyer gibi) seçmek,
• Pano, vitrin, pencere yerleşimleri : Sergide bölümler yaratmak, bir sonraki sergi alanına
gizem katacak oda benzeri geçişler şekillendirmek,

21
• Işık ve renk huzmeleri kullanımı : İzleyicinin dikkatini çekmek üzere kontrastlar yaratmak,
• Başlık ve büyük yazı kullanımı : Verilmek istenen bilginin hızlı aktarımını, temaları alt
bölümleri, başlıkları algılamada kolaylık sağlamak,
• Çapraz ve eğimli çizgi hatları kullanımı : İnsan gözü çizgileri izlediğinden, çapraz ve
eğimlerin aktif görselliğinden yararlanarak ziyaretçiye izleme güdüsü katmak.

Sergi tasarımındaki diğer önemli konuda yönlendirmedir. Burada üç türden bahsetmek


mümkündür.
Zorunlu yön : Tasarlanan serginin tanımlı bir mekan içine yerleştirilmesi söz konusu olduğu
durumdur. Sergi bu mekana göre tasarlandığında hareketlilik olanakları kısıtlanmış olacaktır.
Sergi mekan bağımlısı duruma gelecektir. Öte yandan serginin mekanla bütünleşmesindeki
avantajlar estetik ve teknik açılardan fazladır.
Serbest yön : Tematik ve kronolojik izleme çizgisinin önemli olmadığı (bazı sanat sergileri
gibi) durumlarda uygulanabilir. Pratik anlamda geniş mekanların kullanılması söz konusu
olduğunda olumlu sonuçlar alınır.
Tanımlı yön : Serginin tematik ve kronolojik bütünlüğünün sağlanabilmesi için yaratılan
güzergahtır. Bu tür tanımlı bir yönün de değişik mekanlara uydurulabilmesi zorluğu olmakla
beraber serginin gezilmesi ve mesajının anlaşılması yönünde kolaylık sağlar.

XI. ÇAĞDAŞ VE KLASİK SERGİLEME TEKNİKLERİ


1. Modeller : Bir konunun, nesnelerin ve ortamların görsel bilgilendirme aracı olarak gerçek
boyutunda ya da algıyı yükseltmek için farklı boyutlarda canlandırılmasıdır.

2. Maketler : Daha çok yapısal ya da coğrafi konularda, ölçekli olarak üretilen kopyalardır.

3. Canlandırma maketleri : Genel olarak savaş ortamlarının anlatımı için kullanılırlar.


Hareketli ve sabit olanları mevcuttur. Diğer bir kullanım alanı da kentsel bilgi aktarımıdır.

4. Diorama : Ortamı anlatan arka plan 1/1 ölçekli fotoğraf önüne, fotoğrafın devamıymış gibi
uygulanan nesnel tasarım. Üç boyutlu bir tiyatro dekoru şeklinde de algılanır. Durağan bir
kurgudur. Gerçek ortamı anımsatması, anlık olarak yaşatması için uygulanır.

5. Simülasyon : Hareketli ve çoğu zaman uygulanabilir canlandırmadır. Ulaşım araçlarının


kullanılması, savaş taktiklerinin uygulanması konularında örneklere rastlanır.

6. Hologram : Hologram görüntünün üç boyutlu olarak yansıtılması anlamına gelir. İki tür
hologram vardır. Video hologram denen teknik üç boyutluymuş algısı yaratılarak
22
gerçekleştirilen sistemdir. Yaygın olmamakla birlikte sergilerde kullanılır. Gerçek hologram
ise, tamamen üç boyut görüntüsü oluşturup, son derece zor ve pahalı bir teknik olduğu için
nadiren üretilebilmektedir.

7. Sorgulama sistemleri : Bilgi aktarımı esaslı olarak, kiosklar ve bilgisayarlarla “web sayfası”
mantığında yazı ve görüntü araştırmasına olanak verir. Bireysel kullanım modülleridir.

8. Bilgi kutuları : Çoğunlukla hareketli ya da sürekli görüntü oynatan, dışarıdan müdahalesiz,


işitsel efekti de olan dijital sistemler. Temanın bir yandan izlenmesi bir yandan da konu ile
ilgili bir anlatımın dinlenebilmesine dayanır.

9. Hareketli görüntü tablaları : Video-wall, LCD ekran, projeksiyon gibi teknolojilerle “klip”
gösterimleri yardımıyla görsel ortam oluşturmadır.

10. Mekanik bilgi sistemleri : Belirli bir konuyla ilgili “çalıştırma düğmeleriyle” harekete
geçirilen sistemler, fiilen işletmenin mümkün olduğu nesnelerdir.

11. Grafik panolar : Müzelerde en yaygın kullanılan bilgilerin, çizim ve fotoğrafla


desteklenerek anlatılmasıdır. Nesne üzerine bilgi veren etiket sistemlerinden farklı olarak
konunun bütününe yönelik bilgi verirler.

12. Vitrinler : Sergilenecek malzemenin yapısına, fiziksel ihtiyaçlarına, algısına göre özel
olarak tasarlanması gereken vitrinler genel olarak şöyle gruplanır;
• Orta vitrinler (bağımsız vitrinler) : Herhangi bir düşey yapısal zeminden bağımsız,
kendi kendilerine ayakta duran vitrinlerdir. Düşey ve yatay olarak ikiye ayrılırlar. Yatay
vitrinler üstünden bakılan, 1000mm’yi geçmeyen yüksekliktedirler. Düşey vitrinler ise
göz hizası sınırları içinde sergilenebilecek malzemelerin gerektiğinde katlı olarak
konulduğu yapılardır.
• Duvar vitrinleri : Bir yönden duvara dayanan yatay ya da düşey vitrinlerdir.
• Askı vitrinler : Duvara ya da tavana asılan, zeminden bağımsız monte edilebilen
vitrinlerdir.
• Modüler vitrinler : Birbirine eklemlenebilen ve farklı bütünler oluşturan, aynı
elemanların tekrarı ile elde edilen vitrinlerdir.

23
XII. KORUMA VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Sergilerde koruma ve güvenlikten bahsedildiğinde iki ana akstan yola çıkılarak


değerlendirmeler yapılır. Birincisi kuşkusuz sergi mekanında çalışan ve sergiyi gezen kişilerin
güvenliğidir. Diğeri ise sergilenen nesnelerin, sergi malzemelerinin, eserlerin korunması ve
güvenliğidir.

XII. 1. Sergilenen malzemelerin korunması


Sergilerde kullanılan orijinal malzemelerin bulundukları ortamda korunması tasarım
sorumluluklarının başında gelir. Sergilenen nesnelerin fiziki koşullarının uygunluğu
dolayısıyla zarar görmemeleri için bazı önlemler alınması gerekmektedir. Malzemenin fiziğini
etkileyen unsurlar :
• Isı
• Bağıl nem
• Kirlilik
• Yaşayan organizmalar
• Malzeme reaksiyonları
• Işık
şeklinde özetlenebilir.

Bunlardan ısı ve bağıl nemin ortam şartlarına göre ölçülmesi ve yapay olarak oranlanması
nesnelerin korunması için gereklidir. Bağıl nem oranı ortamın sıcaklığıyla oranlı olduğundan
ısı değişimleriyle birlikte düşünülmelidir.

Sergilemelerde tarihi ya da eşsizlik değeri olan orijinal nesneler varsa, mekanın sıcaklığı hem
nesneler hem de ziyaretçiler için 18-20 C arası ideal sıcaklıktadır. Sergileme mekanlarında
bağıl nemin genelde %50-55 oranlarında yine artı-eksi %5’lik bir dalgalanmaya sahip olması
gerektiği kabul edilmelidir. Yine genel olarak organik malzemelervii için üst sınır küflenme
tehlikesi nedeniyle %65, alt sınırsa kurumaya karşı %45 olarak tanımlanır. İnorganik
malzemelerinviii bulunduğu ortamın “kuru” olması gerektiğinden önerilen üst sınır %40-45’tir.ix

Yaşayan organizmalar (mantarlar, bakteriler, küfler, böcekler vb.) uzmanlık gerektiren


konular olduğundan, hassas malzeme sergilemeleri yapılırken konuyla ilgili danışmanlık
hizmetine başvurulmalıdır.

Işık konusuna gelindiğinde sergilenen orijinal malzemenin zarar görmemesi için önlemler
almak mümkündür. Bilimsel tanımlarıyla ışık hakkında verilecek basit önermeler çözümlerde
24
de yardımcı olacaktır. “Güneş ışınımının ışık olarak nitelendirdiğimiz bölümü, 400-700
nanometre arasındaki mordan kızıla doğru değişen renklerin toplandığı görünür kısım ile,
300-400 nanometre arasında morüstü (UV) ve 760 nanometre üstündeki kızılaltı (IR)
dalgaları kapsar... UV ışınlar, organik malzemelerin kimyasal yapılarını şiddetle bozarlar,
organik ve inorganik malzemelerde başka etkenlerle başlamış tepkimeleri hızlandırarak zarar
verirler. IR ışınlar ise ısı enerjisi kaynağı olma özelliğiyle nem dalgalanmasına yol açarlar.
Organik malzemelerin nem içeriğini ve havanın nem oranını düşürerek kimyasal tepkimeyi
hızlandırırlar...”x

Işık etkilerini asgariye indirecek ışık kaynakları mevcuttur. Aydınlatma elemanları satan
kapsamlı mağazalarda UV ve IR filtreli ampuller bulunmaktadır. Işık ayarlarınnda genel
olarak geçerli seviyeler vardır :
• Yağlı boya, fresk, doğal deri, boynuz, fildişi, lak gibi malzemeler için 150 lux,
• Tekstil ürünleri, halı, kilim, karakalem, füzen, suluboya, gravür, el yazması, kitap, pul,
guaj, işlenmiş deri, bitkisel malzemeler, kürk, zoolojik koleksiyonlar gibi organik bazlı
malzemeler için 50 lux,
• Metal, taş, seramik, değerli taş gibi dayanıklı malzemeler için 400 lux’e çıkan ışıma
miktarları önerilmektedir.

İşlenmiş ve/veya doğal ahşap malzeme kızılaltı radyasyondan doğrudan etkilenmediğinden


belirli bir ışık yoğunluğu sınırlaması yoktur. Buna karşılık bağıl nem oranının sergileme
mekanı içinde dikkate alınması gerekmektedir.

Koruma önlemleri alınması, malzemenin niteliğiyle doğrudan ilgili olduğundan uzmanlık


gerektirir. Kısa süreli sergilemelerde (3 haftayı aşmayan) önceden bozulma tepkimesine
girmemiş ya da risk taşımayan bir malzemenin hasar görme oranı çok düşüktür. Ne var ki
malzemenin olağan durumunu da değerlendirmek yine bir uzmanlık işidir. Küçük çaplı
sergiler hazırlarken (yani koruma, restorasyon, güvenlik gibi konularda yeterli finansal
desteği sağlayamayacak prodüksiyonlar) eşsizlik ve tarihi değeri yüksek olup, risk taşıyan
nesnelerin sergilenmesinden kaçınmakta yarar vardır.

XII. 2. Sergilerde güvenlik


Güvenlikten bahsedildiğinde de yine sergileme malzemeleri ile sergiyi gezenlerin-çalışanların
güvenliği olarak farklı önlemler düşünülmesi gerekir.

25
a) Nesnelerin güvenliği
Sergilerde nesnelerin güvenliğini tehdit eden nedenler ikiye ayrılır. Kazaren ve kasti olarak
oluşabilecek tehlikeler şöyledir:
• Kasti
Çalma : Sanılanın aksine sergilerden nesne ya da eser çalma oranı gündüz daha
fazladır.
Vandalizm : Nedensiz yere bilinçli olarak sergilenen nesnelere zarar vermektir.
Hilecilik : Sergilenen orijinal nesnelerin yerine kopyalarının konmasıdır.
Terörizm : Genellikle tüm kamusal alanları kapsayan, günümüz koşullarında göz
önüne alınması gereken bir tehdittir.
Şiddet : Sergilerde oluşabilecek arbedeler, sergi konusuyla ilişkili ya da ilişkisiz
tartışmaların şiddetlenmesidir.

• Kazaren
Su baskını : Tesisatla ilişkili sorunlardır. Rutin kontroller gerektirir.
Yangın : Elektrik kontağı, sönmemiş sigaralar gibi diğer tüm yaşam mekanlarını ve
kamusal alanları da kapsayan bir kazadır.
Kırma çarpma gibi kazalar : Tasarımda yerleşim ve konum önlemlerinin yeteri kadar
alınmamasından kaynaklanır.
Dokunma : Ziyaretçilerin nesnelere merak ivmesiyle dokunması, yapılarını
zedeleyebilir.
Kimyasallar : Özellikle temizlik, dezenfeksiyon çalışmalarında kullanılan kimyasal
içerikli malzemeler, nesneler üzerine bilinçli bir şekilde uygulanmazsa zarar verebilir.

Yukarıda sayılan kasti ve kazaren gelebilecek tehditlere karşı iki tür güvenlik sistemi
önerilebilir :
1. Fiziksel koruma önlemleri :
• Bekçi sistemi, kamera ile izleme sistemi
• Vitrinler kilitli, kırılmaz camlı
• Tablolar, özel asma sistem, duvara montajlı, gerektiğinde camlı
• Açıkta sergilemeler için bariyer sistemleri fiziksel, farklı renk, dokularla önlemler
psikolojik

2. Elektronik koruma önlemleri :


• Magnetik bağlantı : Bir aletle cam, kapı zorlandığında ya da bir vitrin camı kırıldığında
sesli uyarı. Alete duyarlı

26
• Kablolu sistem : Kapı ve pencere açıklıklarına kablo üzerinden alarm sistemi
• Titreşim dedektörleri : Normalin üzerinde bir titreşimle harekete geçiyor (alan)
• Cam kırılma dedektörleri
• Pasif kızılötesi duyargalar : Vücud ısısına duyarlı, ısı değişikliğini algılama (alan)
• Hareket algılayıcılar : micro dalga ya da ses ötesi sensörlerle hareket tespiti (alan)
• Duman dedektörleri

b) Kişilerin güvenliği
Sergi alanlarında gezenlerin ve çalışanların güvenliği için de iki çeşit önlem düşünülmelidir.
Bunlardan birincisi tüm mekan yapısı ile ilişkili, diğeri ise daha sergi alanına özeldir.

1. Mekansal güvenlik önlemleri


• Etkin ve tatbikatla pekiştirilen bina boşaltım programı
• Sergi boyunca ve tüm serbest mekanlarda görülebilir şekilde acil çıkış kapıları, çıkış
noktaları
• Yangın dedektörleri ve püskürtücüleri (su püskürten sistemlerin sergi mekanlarında
kullanılması nesnelere zarar verebileceği için kuru sistemler önerilmektedir)
• Yoğun duman halinde yerde yanar söner ışık bantları
• Elektrikle çalışan taşıyıcıların alternatifleri (asansör, yürüyen merdiven yanında
alternatif merdiven ve rampalar)

2. Sergileme alanlarındaki güvenlik önlemleri


• Sivri köşeli sergileme elemanları kullanılmaması
• Ortada çivi, vida gibi kişilerin takılarak yaralanabileceği çıkıntıların bırakılmaması
• Sergiyi gezenlerin konsantrasyonu nedeniyle sergi salonu içinde basamak, kademe
bulunmaması
• Elektrikli – elektronik aksamın açıkta tutulmaması
• Mekan algısını vurgulamak amacıyla zeminle duvarlar arasında ton farkı yaratılması
• Kolay görünebilir bariyerler tercih edilmesi
• Tüm vitrin düzenlemelerinde yansımasız cam kullanılmaması.

XIII. SERGİLERİN İDARESİ


En az bir serginin hazırlanması ve tasarlanması kadar önem taşıyan bu başlık altında geçici
ve gezici sergilerin “kullanımında” dikkate alınması gereken noktalar verilecektir.

27
Sergilerin sunulması aşamasında doğru zamanlamanın tespiti, toplumsal ilgiyi arttırır ve geri
dönüşü de bir o kadar başarılı olur. Sergini açılması düşünülen dönemdeki diğer benzer
etkinlikler, resmi ve dini bayram ve tatil günleri, festivaller, spor etkinlikleri, fuarlar gibi
güncelliklerin takip edilmesi gerekmektedir. Gezici sergilerin güzergahlarının ve sergi
mekanlarının serginin başından itibaren planlanması, oluşturulan takvim doğrultusunda
serginin taşınma hazırlıkları için de zaman ayrılması doğrudur.

Gezici ve geçici sergilerin işletilmesi yani sunumu aşamalarında dışa yönelik olarak iş
planına alınması gereken bazı noktalar şöyledir.

• Serginin tanıtılması : Serginin açıldığı ve kapanacağı tarihlerin, serginin açık olduğu


saatlerin, sergi mekanının ve sergi içeriğinin basın ve medya aracılığıyla duyurulması.
Destek malzeme olarak afişlerini, broşürlerinin ve davetiyelerinin dağıtılması, dış mekan
afişleri, panoları,
• Serginin güvenliği : Sergi de orijinal malzeme olsun olmasın, gerek serginin gerekse
sergiyi gezenlerin güvenliğinin sağlanması, bunun için sigorta bazında önlem alınması,
• Mekana ilişkin teknik detaylar : Serginin kurulacağı mekan ya da mekanlara ilişkin teknik
bilgilerin bulundurulması, elektrik, kanalizasyon sistemleri, yangın vb. durumlar için
önlemler gibi,
• Taşıma : Özellikle gezecek olan sergilerin taşıma detayları; taşınacak araç,
paketlenmesi, sigortası, yeni mekana giriş çıkış tarihleri, koşulları, depolanması gibi,
• Yan etkinlikler : Sergi sırasında, konu ile ilişkili olarak gerçekleştirilecek kültürel, sanatsal,
eğitsel etkinlikler planlanabilir. Film gösterileri, paneller, konserler, atölye çalışmaları
bunlardan bazılarıdır. Bu etkinlikler için de katılım oranlarının önceden düşünülmesi,
gerektiğinde davet yapılması, güncel tanıtım esaslarının ve teknik detaylarıyla personel
ihtiyacının da düşünülmesi gerekir,
• Promosyon malzemesi : Serginin satışa ya da dağıtıma yönelik malzemesidir. Sergilenen
konu kapsamında nesneler, hediyelik eşya, kitap, katalog, afiş, giysi ve aksesuar gibi
ürün yelpazeleri bulundurulmalıdır.

XIV. SONSÖZ
Araştırmaların, gönüllü emeklerin, düşüncelerin, duyguların ideolojilerin toplumsal görüşe
sunulması, etkin paylaşımının sağlanmasının geleneksel yolu basılı malzemelerdir. Kitaplar,
broşürler, kataloglar kalıcı ve geniş etkili olmakla birlikte dolaylı iletişim yöntemleridir.
Sergilerse birebir etkileşimin temel yöntemidir. Görerek, dokunarak, dinleyerek, hissederek,
belki de en önemlisi istendiği kadar vakit harcayarak, istendiği gibi algılanarak paylaşılan
ortamları sergiler yaratır. Küçük sergiler, sınırları belirlenmiş girişimler devam ettiği takdirde
28
toplanan bilgiler, belgeler, malzemeler, eserler ileride müzelere dönüşecek, korunacak,
saklanacak ve sonraki nesillere bugünü aktarmanın bir yolu olacaktır. Yerel Tarih Grupları
Projesi kapsamında yapılan ve yapılacak her çalışma, kültür, eğitim, tarih bilinci, toplum
bilinci konularında atılmış özgün bir adımdır.

Bu çalışmalarda yer alan, katkıda bulunan, destekleyen herkese başarılar...

XV. KAYNAKÇA
L’invention des musées, Roland Schaer, 187/Découvertes Gallimard, 1993.
Museum Basics, Timothy Ambrose-Crispin Paine, ICOM-Routledge, 1993.
Eskiçağ kütüphaneleri, Dr. Nuray Yıldız, Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları, no.3, 1985.
Museum No:174, Des musées qui établissent leurs propres règles, Kenneth Hudson, 1992.
Museum Exhibition, Theory and Practice, David Dean, Routledge, 1994.
Müzeciliği Yeniden Düşünmek, ed.Tomur Atagök, Yıldız Teknik Üniversitesi Yayınları, 1999.
Evaluer l’exposition, Hana Gottesdiener, La documentation française, Paris, 1987.
The best in exhibition design, Edward K. Carpenter, RC Publication, Inc., Rockville, 1994.
Museums and communities, Ed.Ivan Karp, Christine Mullen Kreamer, Steven D. Lavine,
Smithsonian Institution Press, 1992.

i
TDK, Türkçe Sözlük
ii
Makaleden derlemedir (Müze Türleri, Burçak Madran / Müzeciliği Yeniden Düşünmek, ed.Tomur
Atagök, Yıldız Teknik Üniversitesi Yayınları, 1999)
iii
Meydan Larousse Ansiklopedisi, sy 743
iv
Museum Basics, Timothy Ambrose-Crispin Paine, ICOM-Routledge, 1993
v
TD
K, Türkçe Sözlük
vi
Bu ölçüler İngiliz sistemi ve araştırmaları baz alınarak saptanmış olup, uyarlanmaları mümkündür.
vii
Organik malzeme, baz olarak canlı hücrelerden oluşmuş, işlenmiş ya da işlenmemiş ürünler, ör:
dokumalar, deri, yün vb...
viii
İnorganik malzeme, cansız oluşumlar ör : seramik, cam vb...
ix
Bozulma Nedenleri ve Önlemler, Feza Can / Müzeciliği Yeniden Düşünmek, ed.Tomur Atagök, Yıldız
Teknik Üniversitesi Yayınları, 1999
x
age.

29

You might also like