You are on page 1of 138

THALES'TEN BR T b iri Thales'e sorar: "Sana gre dnyada biricik devaml olan ey nedir?" "mit...

" diye cevap verir dnr; "zira bizi en jSpn brakan budur." "Peki, yleyse en kolay olan ey nedir?" diye soru"Bakasna nasihat vermek" diye karlk verir. - h Thales'ten bu ksa anekdot pek ok eyi anlat- lHiktadr. Bunun zerine bir eyler yazmak ne kadar olur bilemem. Biz bir babayz, bir anneyiz, bir >#Wmciyiz veya bir toplum nderiyiz; kendimiz yap- mz halde bakalarna tler veririz. Aslnda Thales'in dedii, dnyada en kolay ey deil; bu, hayatn en zor tarafdr. Onun syledikleri zerine bir ey yazmann doru olmayacana inanyordum. Ancak bir dostum bana, "En azndan bylesi bir almay yap- mandaki amacn, hedefini, hedef kitleni, neden byle bir alma yaptn ve bunun nemini ortaya koymalsn" diye bir uyarda bulundu. Ben itiraz ederek "Bu bir bilimsel alma deil, sadece bilgelik yolculuudur" desem de, sonunda dostum beni ikna etti ve kendimi bu satrlarn arasnda bulmama sebep oldu. Bu satrlar benimle kelime kelime, cmle cmle peimden izleyen bir dostum daha oldu: brahim Kan. Ona da iten bir teekkr borcum var. Efendimiz (a.s.)'in, "Hikmet, m'minin yitik maldr; onu nerede bulursa ahr" kymetli sznden hareketle, bunca yllk "felsefe yolunda olan" biri olarak hikmetin evrenselliine inanan biriyim. Kimden gelirse gelsin, eer sylenen sz veya ortaya konulan bir davrann ucu hikmete kyorsa, Gazzl'nin de belirttii gibi, o sz alnmal ve gerei yerine getirilmelidir. Her hikmetli sz ve davran, her ne kadar sahibine gre deerlendirilmesi gerekirse de, aslnda asl sahibine yani Hakk'a gre deerlendirilmelidir. Bazen bir hikmetli sz, insann hayatn, dnce ufkunu, zihniyetini ve her eyini alt st edecek gte ok tesiri yapar. yle ki insan sanki, binlerce voltluk gte elektrie arplmtr. nk her hikmetli sz ve her hikmetli i, kaynan Yce Hikmetler Sahibi'nden alr. te hikmetin evresellii de burada yatar. Bu eseri derlememdeki birinci ncelikli amacm, benim zihnimde imekler akan szleri, elektrik arpma benzeyen etkileri, olaylar, hatralar, hikyeleri veya fabl tr kurgular sizlerle paylamaktr. Siz de pek ok hikye veya bu tr anekdotlar okumu, grm veya yaamsnzdr. Gerekten gnmzde yazl veya grsel basnda bu konuda pek ok malzemeye rastlamak mmkndr. Ancak biz burada, filozoflarn hayatlarndan kesitler sunarak onlarn sz ve davranlarnda, onlar filozof yapan zelliklerini n palana karan hikmetin evrenselliini vurgulamak istedik. Bunun yan sra hayatmzn olmazsa olmazlar arasnda yer alan; ancak bir taraf trplenmi veya bir taraf unutulmaya yz tutmu, bilgeliin unsurlar da diyebileceimiz baar, mutluluk, sevgi ve pozitif bak as gibi nemli kavramlar tekrar gndeme getirmeye ve pek ok ynyle tekrar hayatmzla, onun bir kenarndan kesinden buluturmaya altk.

Bilindii gibi, Dou'nun dnce dnyasndaki anlatm tarz, sembolik ve dolayldr. Bat'da ise, bunun tersi bir durum yani dz ve dorudan anlatm tarz hkimdir. Bu nedenle biz, karmzdakine dorudan sylediimizde rencide etme ihtimalimiz olan durumlarda, sylemek istediklerimizi dolayl yoldan, ya bir darb meselle, ya bir hikye ile ya bir anekdotla anlatmaya alr, deyim yerindeyse karmzdakini incitmemeye zen gstererek laf gediine koyarz. Bu nedenle bu tr bir anlatm tarz, filozoflardan bilim adamna, din adamndan iadamna toplumun her katmalnda yaygndr. Yani "Kzm sana sylyorum, gelinim sen iit." Genel geer bir kanat olarak toplumumuzda yer etmi olan "felsefenin bir ie yaramazl" fikrini bir neb- zecik olsun ykmak, yerine felsefeyi sevdirmek ve felsefe zerinden insanlarn hayata baklarndaki kara bulutlar datp negatif sulardan pozitif limanlara tamak istedik. Kaynaklarmz, hikmet merkezli felsef dnceyi sevdirmek maksadyla dar bir alana aklp kalmadan, ilk adan gnmze, geni bir zaman, a, corafya ve kltr dilimindeki kesitlerden ksa veya fazla uzun olmayan anekdotlardan setik. Konular alt balklara ayrarak sunmu olsak da grnte bir karklk gze arpacaktr. Ancak bu karkln altnda bir i dzenin varln kendi kendinize sezeceksiniz. Bata yetime andaki genlerimiz, eitimcilerimiz ve felsefeye ilgi duyan, gen yal herkes bu almann hedef kitlesidir. zellikle ksa olmasna dikkat edip skc olmasndan zenle kandmz bu hikyelerin, unutulmaya yz tutmu deerlerimizin tekrar ye- ertilmesine katk salayacana inanmaktayz. Bu sahada kendisini sorumlu hissedenler, dnen, tahlil eden, kafa yoran, eletiren, tez ve anti tez reterek bir senteze varmaya aba harcayanlar, bu almamzda kendine ait pek ok ey bulacaktr. Belki bildiimiz eyler olacaktr iinde, belki her gn karlatnz anekdotlar bulunacaktr; ama tekrarn gzellii ve i acl zihin dnyamza tekrar tekrar yeniden yansyacaktr. Sadece filozoflar arasnda seyahat etmeyeceksiniz. Onlarn szlerinden, tlerinden veya hayatlarndan kesitler okurken, aslnda kendi duygularnzn, tecrbelerinizin ve inanlarnzn arasnda bulacaksnz kendinizi. Belki Efendimiz (a.s.) sylemiti de onlara mal etmiler bu szleri diyeceksiniz zaman zaman. Mutasavvflar sizinle beraber yolculuk edecektir bu hikmet yolunda. Bilgelii kefedeceksiniz, baarnn srlarna vakf olacaksnz. Sevginin, mutluluun nemini ve tadn kavrayacaksnz bu satrlar arasnda gezerken. Belki tabiattan deiik cansz veya canl varlklarla zde hissedeceksiniz kendinizi bir anda. Tarihte kalan, ama tekerrrne ihtiya duyduumuz birka tarihi olay da bizimle beraber bu gezintiye kacaktr. Belki (belkisi de fazla), "Ben de byle biri olabilirim, neden olmasn ki?" diyeceksiniz, zaman zaman gzya- larnz gz kapaklarnzn altnda saklayamayacak derecede duygusallaarak. Hayatnzn kodlarn bak asnn nemi zerinde tekrar kodlayacaksnz. Ama her eyden nce ve her eyden te, felsefe diyarndan hikmet yurduna bilgelik rehberliinde seyahat ederken, hayatnzda pek ok eyin bu kesitlerle beraber akp gittiini greceksiniz. Tekrar oturup dneceksiniz ve diyeceksiniz ki; Demek ki felsefe hayatmzn tam ortasndaym....

Demek ki felsefe hayatn ta kendisiymi... Cevdet KILI Elaz 2008

YED BLGE VE TLER g erek anlamda bilimin douu, Hz. sa'dan nce yedinci ve altnc yzyllara rastlar. Hatta bu iki yzyl Bilimin Altn a olarak kabul edilir. Eski insanlar, o alarn en akll yedi kiisini semi ve bunlara "Yedi Bilge" demilerdi. Ayn zamanda "Yedi JHakm" denen bu nc insanlar, yaadklar koskoca aa adlarn vermiler. Bu dnemde kutsal bir say olarak kabul edilen ve yediler eklinde anlan bilgelerin ahlk zerine syledikleri zl szlere gelmeden nce, yedi bilgenin isimlerini sralayalm. Miletli Thales, Prieneli Bias, Lesboslu Pittakos, Lindoslu Kleobulos, : ; Atinal Solon, Spartal Khilon Korintoslu Periandros. "Yedi Bilge"den hemen hibirinin hayat kesin olarak bilinmemekle beraber, tesbit edildii kadaryla "Yedi Bilge"nin hikyelerini ve dncelerini yanstmaya alalm. Gzle grlen bireysel varlklarn ve deimelerin oluturduu kaosun ve okluun gerisinde, aklla anlalabilir, kalc ve srekli bir gereklik vardr. THALES

MLETL THALES b ilimle felsefenin doduu yer, Bat Anadolu'da bir lyonya ehri olan Milet'tir. Felsefe ve bilimi MUet'te balatan da Thales'tir. Onun sayesindedir ki ilhamlar, bilginin pratik faydas iin deil, sadece gerek urunda bir yn sorularla boumulard. i,. Thales'in kafasndaki ilk soru, dnyaya dairdi. "Dnyann ana maddesi neydi; bu dzen nasl kurul- flpujjjtu; nasl korunuyordu ve dnya nereye gidiyordu?" .C*ti&u sorular, Thales'ten gnmze kadar btn filo- zihnini yormutur. phesiz bugn ilim ve fikir Thales'in teorilerinin ok stne kmtr, nclk erefine glge drmez. Thales yalnzca karanlklara gmlm, bilimsel yapan insan deildi. Gerektiinde zeksn yarar iin de kullanmasn bilmitir. Nitekim t piramitlerinin boyunu ilk kez len odur. Msr'a

gidip, piramitlerin yannda durmu. Kendi glgesi boyu kadar olunca piramitlerin glgesini ltrm ve bylece piramitlerin yzlerce yl llemeyen boylarn lmt. Yine, filozoflarn paraya pula itibar etmemelerine ramen, bir filozofun, akln para kazanmaya odakladnda kolayca zengin olabileceini gstermek iin Mi- let'in yahanelerini kiralam ve gerekten de ok para kazanmt. Sonra da hemerilerine "Srf sizin, istesem bile para kazanamayacam sylemenizden dolay bu ie giritim" diyerek, kazand paray fakir fukaraya datmt. Bu tavryla ayn zamanda, filozoflarn tutkularnn dnyalk olmadn da gstermi oluyordu. nl bilgin her eyin temel maddesi olarak suyu alyor ve onda, Tanrca yaratma gcnn, mknatstaki ekme gc gibi hayat gcnn bulunduunu dnyordu. Bata Herakleitos olmak zere, kendisinden sonra gelen feylesoflar temel madde olarak atei dnmlerdir. Thales'e gre depremler, zerinde yeryznn gemi gibi yzd suyun kmldamasyla olmaktadr. Thales, ayn zamanda bir astronomdur. Lidya Kral Alyattes ile Med hkmdar Siyaksares (Cyaxares) arasndaki savan en hareketli annda (Hz. s'dan nce 585 ylnn 28 Mays) gne tutulmu ve Herodo- tos'un deyimiyle gn geceye dnmt. ki taraf da bunu tanrlarn bir iareti sayarak sava braktlar. Oysa Miletli Thales, bunu tam bir yl nceden hesaplayarak yonyallara duyurmutu. Miletlinin gkyz bilgi' sini geni lde Msr'dan aldn syleyenler vardrAtta o, o zamana kadar Anadolu'da birikmi bilgilerle Msr'da grdklerini kafasnda yourarak, a iin inanlmas zor bulular ortaya koymutu. Thales ayn zamanda byk bir matematiki ve geometriciydi. Bir dairenin apla iki eit paraya ayrldn ilk olarak o sylemitir, ikizkenar gende taban alarnn eit olduklarn ilk olarak o gstermitir. Birbirini kesen iki doruda, ters alarn eit olduu teorisini bulan odur. Denizdeki gemiler arasndaki uzakl kydan len de yine Thales'tir. Szleri Kefeletin yolda felkettir, i*/ Kt yoldan zengin olma. ,, Babadan kt ey kapma! Ana babana ne gibi yardmlarda bulunmusan, ^ijkndnda kendin de ylelerini bekle. Ifsiz gszlk acnacak bir durumdur. ^Mll ol. li celb etmemek iin saadetini gizle, y celb etmeyecek ekilde hareket et. ^^dine hkim olamama zararl bir eydir, '?fejbk gzetmeksizin herkese gvenmekten ekin. iiyorsan kendi kendini idare et. rada olsun veya olmasnlar dostlarn hatrla. |lh gzelletirme, ne trl yayorsan onunla [elisin. Sana yeminle balanm olanlara szlerinle menfur olmaktan ekin. yilii bilmek gtr. En byk honutluk, istenileni elde etmektir. Arlk bir ktlktr.

Chillik ar bir yktr. En ok layk olan ren ve ret. Eli boluktan kan, zengin olsan bile. PRIENE'L BAS edi bilgenin ikincisi yine bir Anadolulu, Priene'li Bias'tr. Bias hakknda bildiklerimiz olduka az- Onu daha ok, kendisinden sonra yaayan Efesli litos'un szlerinden tanyoruz. Heraklitos, onun iin "logos'u (akl) tekilerden daha byktr" der. Bias, Thales'ten ksa bir sre sonra yaamtr. Bi- faaii gibi, Thales'in yaad Milet, bugnk Ske 0*aH*mn aa yukar ortasndadr. Bias ise, bu ovann 6Weyinde, Mikale (Samson) Da'nn gney etekle- Priene'de domutur. Babasnn adnn, Teuta- ^J|)olduunu biliyoruz. ' Pias. antik dnyann en bayndr ehirlerinden bi- Priene'de politika ile urayordu. adalar inden geni lde faydalanm ve ona byk gstermilerdir. s, kendisinden sonra gelen bilginleri de geni s etkilemitir. Szleri Bir aynaya bakmalsn, kendini gzel bulursan namusluca hareket et, irkin bulursan tabiatn yetkinsiz- liini hareket hattnn drstlyle dzelt. Bir ie girimek iin ardan al. Fakat o ie baladnda da sk sk sarl. Yanlmamak iin abuk konumaktan nefret et; ardndan pimanlk gelir. Acele etmekten ve gevezelikten kan. Bylece hatalar nlemi olursun. nk bu hatalara zlmekten gecikmezsin. Ne ahmak ol, ne de kt. Yaptn ey zerinde dn. ok dinle, yerinde konu. kna ederek al, zorlayarak deil. yi bir ey yapmsan Tanr'dan bil, kendinden deil. Tedbiri sev, tedbirsizlik yapma. Nazik bir dinleyici ol. Kendini genken ie, ihtiyarken hikmete ver; iinde hafza, karakterinde aslet, cehdlerinde itidal, korkularnda diynet sahibi ol; szlerinde doruluk, sktunda mueret, hkmlerinde hakkaniyet, atlganca teebbslerinde erkeke bir cesaret, fiillerinde kudret, an ve erefte otorite, tabiatnda aslet gstereceksin.

LESBOSLU PITTAKOS Ktakos, Lesbos tiran (hkmdar) idi. Kendisine Lesboslularn gdcs deniyordu. Hz. Is'dan 650-569 yllar arasnda yaad biliniyor. penellikle ahlk ve aslete nem veriyordu. iCi olmak gtr. (Asletin deerini belirtiyor.) JL. i ho grmediini kendin yapma. (Eti- lk) temeli saylmtr.) flygun zaman kolla, istediini syleme, baaramazsan glerler. tstzlar ayplama, onlar tanrlarn gazabna u- tr. t? 'a gvenilir, denize gvenilmez. Sana uyan kazan. Kazan doymak bilmez. Balamak, almaktan gldr. Bir kimseyi balayan onun stne ykselir; ondan alan, onun seviyesine iner. Bilgiyi, itidali, tedbiri, hakikati, iyi niyeti, tecrbeyi, feraseti, bakasnn arkadaln, doruluu, evin bakmnda almay, sanat ve diyneti sev. LNDOSLU KLEOBULOS edi bilgenin drdncs Kleobulos, Anadolu yaknlarndaki Rodos'un Lindos ehrinde yaamt. lu'yla yakndan ilgisi olduu dncelerinden bellidir. Onun, "Dinlemeyi sevmeli, gevezelii de- *az, kendisinden ksa bir sre nce yaam olan :'li Bias'n, "ok dinle, yerinde konu" szne ror. i en iyi ey. ana babasna sayg gstermelidir. ence ve ruha iyi olmaya zenmek gerek. szlktan irenmek faziletin zellii, ktl- ldr. ynetten ayrlma. Dilini tut. nsan bakasnn yannda ne karsyla kavga etmeli, ne de onunla oynamal. Birinci hal en ktsdr; ikincisi ise, ihtiraslar celb edebilir. Yurttalara en iyi tleri ver. Zorla hibir ey yapmamal. ocuklar eitmeli. Halka ihanet edene kar dman gzyle bakmal. Kii dengiyle evlenmeli; daha yksei efendin olur, akraban deil. Dinlemeyi sevmeli, gevezelii deil.

Hazza hkmetmeli. SPARTALI KHLON hilon, yedi bilge arasnda yer alan Yunanistanldan biridir. Onun da hayat efsnelere karm- . Is'dan nce 6. yzylda yaadn, halkn ken^tanrlatrdn biliyoruz. ekten de Khilon, adalarn geni lde Jti. Sparta'nn yaylma ve genilemesinde rol oynayarak, lkesini politik tehlikelerden U olmEis, yurttalarndan byk sayg gr- l^lamtr. ^kadar ki, onun "Kendini bil!" sz, Delfi'deki i Tapna'nn medhaline yazlmt. Platon ve sonra gelen teki dnrler, bu szden |;japta ilham almlardr. Platon, Khilon'un bil!" szn, "Sadece bir insan olduunu bil!" dindirir. itton'un, "lmleri bahtl diye v" sz de, S- Ptn savaln etkilemitir. Szleri Dostlarnn ziyafetlerine yava git, felketlerine koa koa. Dnleri sade yap. Kendinden yaly say. Bakalar hakknda kt syleme, yoksa sen de hoa gitmeyecek szler iitirsin. Byklerine sayg gster. Bakalarnn ileriyle saygszca uraanlardan iren. Bir kayp, yz kzartc kazantan daha iyidir; birinci halde bir defa zleceksin, ikincisinde her zaman. Zavalllara glme. Gl kuvvetli isen sakin ol, bakalar senden korkmaktan ok sana sayg gstereceklerdir. Dilinden nce akln kullan. Kanunlara uy, htiraslarna hkim ol. Kendi evini iyi idare et. Hakszla urarsan bar, hakarete urarsan al. ATNALI SOLON tina'mn en byk politikac ve dnr olan Solon, Hz. Is'dan nce 640-558 yllar arasnda tr. Kk yalardayken ticaret amacyla bata olmak zere eitli yon ehirlerini gezdii bilini- gezileri srasnda Anadolu'da gelien uygarlk :i grp bundan faydalanmtr. Fakir fakat aris- bir ailenin olu olan Solon, Atina'ya dnn- yurtsever ve akll insan olarak sayg grmeye . Bir yandan da kendisini yetitirdi. lk dnce- ticaret erbab ve kk arazi sahipleri tara- ok beenildi. ylnda, Atina'nn hayatn dzenleyecek ka- yapmakla grevlendirildi. Solon Kanunlar, ge- ilere yol at. Bu yasalarla, snflar arasndaki , bor yznden hapse girmeyi kaldryor, ba- n satma ve olunu ldrme gibi yetkilerini Politik ve ekonomik alanda baar iin de li kurallar koyuyordu. Ayrca, fakirlere top- m kolaylatracak tedbirleri ngryordu.

Solon, nl kanunlarn yaptktan sonra uzun bir geziye kt. Bazlar bu geziye, kanunlarnn uyandrd tepkiyi sebep olarak gsterir. Bazlar ise Solon'un (ne olursa olsun kanunlarn deitirmemek hususundaki) andndan dnmeye zorlanmamak iin yurt dna ktn sylerler. yle ya da byle, Solon 10 yl sonra Atina'ya dnd ve yurttalarn yeniden yanl yollara sapm buldu. Buna zlerek Kbrs'a gittii ve orada ld sanlr. Szleri Solon'un sz ve dncelerinde, Anadolu etkileri apak bellidir. Nitekim onun nl, "Hibir eyde ar olma!" sz ok mehurdur. Dier szlerinden bazlar unlardr: Keder douran hazdan ka. Yalan syleme doruyu syle, iyi olan eye kendini ver. Yurttalara en hoa gideni deil, en iyiyi tavsiye et. abuk dost edinme; edindiklerini de abuk gznden drme. Bakalarnn sana hesap vermesinin iyi olduunu dnyorsan, kendin de hesap vermeye raz ol. Kendini kibirli gsterme. Ktlerle dp kalkma. Dostlarna sayg gster. Anan baban say. Akl klavuz al. Bildiin ne olursa olsun susmay tercih et. Ailen iin halim ol. Hkmedilmeyi renerek hkmetmeyi bileceksin- y KORNTOSLU PERANDROS tiran (hkmdar) olan Periandros, Hz. nce 627-525 yllan arasnda yaamtr. Korent'in dilini zen adam denir. Gerek- i yapt baz ilerle Korent'in adn, zamann duyurmutur. , Korent'te Bacchiades aristokrasisini alaa- os'tur. aaros'un idaresinde Korent, en parlak an T. Ticaret ve sanat tevik eden Periandros sHjlni yasaklam; Korent'i sava, ticaret ve Sndan gelitirmitir. Lfellge arasna giren Periandros, rnek insan Shrtakla birlikte sinirli ve kavgacyd. Nite- ieformlara giriirken bir yandan da olu PVUri kin ve huysuzluklaryla savayordu. Szleri Tahsil her eyi kucaklar. Utandrc bir kazan, tabiatmz iin bir sulandrma tekil eder. Demokrasi istibdada tercih edilir. Zevkler gelip geici, faziletler ebeddir. Saadette ll ol, hasmlkta tedbirli. htiya iinde yaamaktansa, tutum iinde lmek daha iyidir. Bahtllkta ll ol, bahtszlkta dnceli. Ana babana layk olduunu gster, mrn boyunca seni vmelerine ve lmnden sonra da mesut olduunu sylemelerine al.

Dostlarna kar bahtllklarnda naslsan, bahtszlklarnda da yle kal. Kendine ramen yklendiin kt taahhtleri tutma. Gizli konumalar herkese yayma Tenkit edecein insanlar, az zaman sonra onlarla dost olabileceini dnerek tenkit et. Yasalarn eskilerini, yiyeceklerinin tazelerini kullan. Sulular sadece cezalandrma, su ilemekten de alkoy. Dmanlarn sevindirmemek iin felketlerin1 gizle.

Sorgulanmam bir hayat sren insanlarn hayat kendi ellerinde ya da kendi kontrollerinde deildir; onlarn denetimi dardan gelmektedir. Sokrates Insanm, nasl yaamas gerektii sorusu zerinde dnmemesi, onun deersiz ve dolaysyla mutsuz iw hayat srmesiyle e anlamldr. Sokrates BLEY TAI ;ve asleti bir eref alameti olarak grme- tes'e biri sorar: kese konuma sanatn retiyorsun da iyi bir hatip deilsin?" yok" der Sokrates, "bileyi talar da kendi nezler, fakat kaba demirleri keskin yaEn az eye ihtiyac olan kii, Tanr'ya en yakn olandr. BURASI BENM SYLEYECEKLERMN YER DEL Kbrs Kral Nikokreon'un sofrasnda Sokrates, hi konumadan oturur dururmu. Neden byle sessizce oturduunu soracak olmular. yle demi filozof: "Buras benim syleyeceklerimin yeri deil; burada sylenmesi gerekenleri de ben bilmiyorum; o yzden susuyorum." SOKRATES'N SUU Sokrates idama mahkm edilince kars alayarak dedi ki: - Ah Sokrates! Haksz yere ldrlyorsun. O da glerek sordu: - Ne o? dedi, yoksa sen benim hakl yere mi ld' rlmemi isterdin? Acl arkadalarna lmeden nce yle sylemi ti: "Neelenin ve yalnzca bedenimi gmdnz sy leyin." Doru dn insan doru davrana gtrr. SOKRATES'N HANIMI Sokrat, vcut yaps olarak ok irkin ve zayf bir yapya sahiptir. Kel kafal, soan burunluydu. Hanm Xanthippe ise gzel bir kadndr. Sokrat' filozof yapan e nemli sebebin, hanm olduu rivayet edilmekte- <. O dar kp rencileriyle birlikte olmasn ks- llindan, Sokrat'n evi, hanm tarafndan cehen- ne evrilmektedir.

her gn kavga vardr. Bu yzden Sokrat da evvel kendini dar atmaya almaktadr. Bir tajebeleriyle birlikte sokakta ders yaparak yrr- o esnada evlerinin nnden gemektedirler ve 'm anlatt konu da evliliin faziletleridir. Tam bu srada hanm bulak suyunu balkondan in ve dolaysyla talebelerinin bana boaltm- t ise, hi istifini bozmadan, talebelerine d- "Evlenin! Evlilik ok kutsal bir messesedir. Evle- X iyi karsa mutlu olursunuz, kt karsa uz..." demitir. I^KGRLTS VE YAMUR ates'in hanm her gn evde kavga karmak- i bahanelerle Sokrates'i aalamaktayd. Bir yine bir talebesiyle konuurken kars lafa r ve rahatsz ediyordu. Sokrates buna aldr et- numasna devam ederken, filozofun bu z haline sinirlenen kars, bir kova suyu Sok- gndan aa dker. Bunun zerine Sokrates dnerek, "Ne zaman gk grlerse sonunda mutlaka yamur yaar" demi, "hatta gkyznde bulutlar olmasa da..." MSAFR "Herkes yemek iin yaar, fakat ben, yaamak iin yerim" diyen Sokrates'in evine, bir gn ok sayda misafir gelmi. Yemee kalmalar gerekince, kars Sokra- tes'i mutfaa ararak, "Gryorsun, ok az yemeimiz var. Bunlar, konuklara yetmeyecek, acaba ne yapsak?" diye sormu. Sokrates, dnm; sonra, "Gelen misafirler tok gzl, alakgnll iseler yeter" demi; "yok, eer bunlar a gzl, kendini beenmi kimselerdense, ne yapsak yetmez" T , BLGYE HAVA KADAR HTYA DUYMAK i- 81 gn, gen bir adam, Sokrates'in yanna gelir vltM funlar syler: "Bilgelik renmek ve irfn sa- hi^pBfatak iin bir sr eziyete katlanarak kilometre- Igjgg yd yrdm, size geldim. Bana bilgelik retir gtes, gence kendisini izlemesini syler ve f hile doru yrmeye balarlar. Sokrates su- Q girer ve rencisi de onu takip eder. Sokra- durur ve aniden rencinin ban tuttuu ABI iine batrr. Gen adam urar didinir, f'yetirip de ban suyun iinden karamaz. Sflpncin direnme gc tkenince Sokrates, iinden karr ve sahile yatrarak evine

HAKLI TENKT Efltun, bir grup arkada ile birlikte oturan Sok- rat'a, "Geen gn bir arkadan herkesin arasnda azarladn" diye km. "O szleri ba baa kaldn zaman syleyemez miydin?" Sokrat, soruya soruyla karlk vermi: "Beni by azarlamak iin, ba baa kalmamz bekleyemez miydin?' I ARE

ok israf eden birisi, Sokrat'a gelip, hi paras kal madndan dert yanm ve biraz bor para vermesi^ istemi. Sokrat adama u cevab vermi: "Masraflar* ksarak, kendinizden bor aln..." am kendine gelir gelmez tekrar Sokra- S der ve onu bulur. "Sen bir bilge kii olaMttna kt davrandn?" diye sorar. gencin sorusuna soruyla karlk verir: en en ok neyi istedin?" "Tabi ki halim" der, gen adam. 'i>una karlk u cevab verir: jw bilgelii hava kadar istediin zaman, d GJJJL FLTRE DERS > tandk Sokrates'e rastlad ve dedi ki: 1 - Arkadanla ilgili ne duyduumu biliyor mu. sun? - Bir dakika bekle diye cevap verdi Sokrates. Ba. na bir ey sylemeden evvel, senin kk bir testten gemeni istiyorum. Buna l Filtre Testi deniyor. - l Filtre? - Doru diye devam etti Sokrat. Benimle arkada- n hakknda konumaya balamadan nce, bir sre du. rup ne syleyeceini filtre etmek iyi bir fikir olabilir Bu ona l filtre dememin sebebi. Birinci filtre, gerek filtresi: Bana birazdan syleyecein eyin tam olarak ger ek olduundan emin misin? - Hayr! dedi adam. Aslnda bunu sadece duydum - Tamam dedi Sokrat. yleyse, sen bunun gerek ten doru olup olmadn bilmiyorsun. imdi ikinci ft reyi deneyelim; iyilik filtresini. Arkadan hakknda ban sylemek istediin ey iyi bir ey mi? - Hayr, tam tersi. - yleyse onun hakknda bana kt bir ey syle mek istiyorsun ve bunun doru olduunda emin deil sin. Fakat yine de testi geebilirsin, nk geriye birffc re daha kald; ie yararllk filtresi. Bana arkadan hat ? knda syleyecein ey benim iime yarar m? - Hayr! Gerekten deil! - iyi, diye tamamlad Sokrat. Eer bana syleye^ in ey doru olmayp ie yarar faydal bir ey deil- bana niye syleyesin ki! Y KONUMAK Filanca kii senin aleyhine konuuyor diyenlere Sokrates u cevab vermi: "O zaten iyi konumasn hibir zaman renememijtir TRAZ Gevezenin biri, konuma sanatn renmek iin Sqfctes'in okuluna kaydolmak ister. Fakat Sokrat, di- lara gre iki kat para isteyince, adam itiraz et- lar. Sokrat

adamn szn keserek yle der: bir deil, iki ey reteceim. Birincisi koli ikincisi ise susmay!.. Bu yzden iki kat para RUHU BATIRMAMAK N at'm hayranlarndan zengin bir tccar, btn bir uval altn kendisine balamtr. p lmne kadar altnlardan hibirine dokun- iayan Sokrat, tccar ldkten sonra, bu bir Btti, bir kaya ykletip, denizin ortasna gt' : teker denize atar. Atarken de; r! te sizi denize atarak batnyorum ki be' i kirletmeyesiniz ve batrmayasnz!" der. YOLCULUK s'e bir dostu, "Dertliyim, yolculua ktm ' demi. Sokrates, "Kendini de birlikte g52 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER trmsndr de, ondan" diye cevaplam. ADALET Sokrates'e, "Bu dnyay ayakta tutan ey nedir?" diye sorarlar. Sokrates, "Bu dnya adaletle ayakta durur. Zulm geldii zaman o devletin varl dnlemez" diye cevap vermitir.

GLGE ETME, BAKA HSN STEMEM en, skender'e ayaa kalkmad. Hi istifini Stad. Binlerce insan, skender geliyor diye ki- forken o, yerinden kmldamad bile. "Sen ne n, gelenin kim olduunu bilmiyor musun?" tartakladlar. k pder: "Durun, dokunmayn!... Grmyor mu- Mer geliyor, diye insanlar yerlere yatp kalki' Itt yoksa skender'i tanmyor musun?" dedi. B "Tanyorum, iyi tanyorum ve sizi de iyi iye cevap verdi. "O halde syle! Kimim, ben?" 5 "Bendemin bendesisin (esirimin esiri' skender sarsld. Yerinde duramad ve atndan indi. "Ne demek bu?" dedi. Diyojen: "Sen, toprak iin insan ldryorsun. Dnya benim esirim, klem. Sen de benim kleme kle olmusun. Kim kime ayaa kalkacak?" dedi. iskender bunu kabullendi. Diyojen'in byk bir fi- lozof olduunu anlad ve dedi ki: "Dile benden ne dilersen!" Diyojen: "Glge etme baka ihsan istemem."1 EYALAR OLMADAN DA YAAYABLMEK Diyojen, bandan byk belalar gemi, hatta esir olarak satlm bir filozoftur. ok fakir olmasna ramen, yannda sadece bir torbas, bir ana, bir de sopasnn dndaki tm eyasn datmtr. Diyojen bir gn eli ile su ien bir ocuu grnce, bu da ge- reksizmi diyerek elindeki ana da atar. Bylece ey& olmadan da yaanabileceini gstermi olur inCDD EYLER

^^S^ojen bir gn ahali arasnda ciddi meseleler- tH^ahsetmek istedi. Fakat kimse dinlemeyince, ku balad. Bu sefer herkes pr dikkat kesilDiyojen ahaliye dnerek: "Demek siz cid- deil de, ancak byle gayri ciddi eylerden ho- der. 9IL OLSA ALT ST OLACAK ifa gre koleradan, bazlarna gre ise nefe- ^'kendi kendini boduu rivayet edilen ve I konusunda tam bir bilgiye sahip olmad- ! bir arkada sorar: zaman, seni nasl gmelim?" Dedi ki: gmn; nk yaknda nasl olsa her ey KEMK FARK kender, Diyojen'i st ste ylm insan l&hda bir ey ararken grr. "Ne aryor- t. "Babanzn kemiklerini" diye cevaplar hangisinin klelere, hangisinin babanza |jttr trl ayrt edemiyorum." BEN EKLRM Dnya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaay ve felsefesiyle nl filozof Diyojen, bir gn ok dar bit sokakta, zenginliinden baka zellii olmayan kibirli bir adamla karlar. kisinden biri kenara ekilmedike gemek mmkn deildir... Marur zengin, hor grd filozofa, "Ben bir serserinin nnden kenara ekilmem" der. Diyojen, kenara ekilerek gayet sakince u karl verir: "Ben ekilirim!!" NSANIN KIYMET Yunan-Pers savalar sonunda Pers (ran) askerleri esir edilip Atina meydannda satla karlrlar, iranl esir askerlerin zerindeki gz kamatrc elbise- . lerin bir rpda satlmasna karlk, esirlere alc k-. mamas zerine; orada bulunan Diyojen, dnceli df f nceli: "nsan ne garip mahlk! Arz meziyetler zeri sklp atlnca, kendisi be para bile etmiyor" der. DEER M? Diyojen, halkn dnya iin sabahtan akama dar uratklarn, byk binalar yaptklarn, ektik! ri zahmet ve meakkatleri grdke, "insanlar, y& sene deil, yedi yz sene yaasalard, acaba neler yap lard ki?!" dermi. YARI 'Diyojen, yaland iin kendini yormamasn 'SSNfcat etmesini isteyenlere u cevab vermi: "Eer bir yana katlm olsaydnz, hedefinize yakla- '' i yavalar mydnz?" TSUflr K KULAK BR AIZ zof Diyojen'e sormular: 'm! Niin iki kulamz, ama bir tek azmz jen; (umuahm, ama ok dinleyelim diye" demi. KALPAZANLIK isinin vaktiyle kalpazanlkla uratn have

I" : "Evet, bir zamanlar sizlere benzemem icab ' at imdi, siz benim bulunduum konuma siniz" diye cevap vermitir. KORKU ryadan rkenlere Diyojen, "Size hayret "Uyank iken adm ba grdnz dn etmediiniz halde, uykuda grd- -ylerden korkuyorsunuz." osofiyojen haksz deilmi; nk Kalisten, skender'imi tanrlk taslamasn tenkit ettii iin, idam edilDYOJEN VE MERCMEK ORBASI i, bir gn kendine orba yapmak iin e- Ijnda mercimek ayklyormu. Onu gren, avukluuyla mehur Kalisten, Diyojen'in ya- ; alayl bir tavrla ne yaptn sorar. DijTktlfini bozmadan, kendine orba yapmak iin f aykladn syler. "Sen de benim gibi krala n, mercimek ayklamak zorunda kalmazdn" Jj^Efiyojen hi lafn esirgemeden cevap verir: t byle mercimek orbasna kanaat etmesini be- hi, krala dalkavukluk etmek zorunda kalmaz^ DYOJEN'N NTKAMI lj,JWtnda tad keresteyi nl filozof Di- ta arptktan sonra "Dikkat!.", diye ba- o gn hi sesini karmadan akam et- > eline geirdii bir sopayla, sokakta rast- rv kafasna vurduktan sonra, "Dikkat!.." i yoluna devam etmi. DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SERVET YOLU Dyojen'e bir gn servet dkn biri, insan servete kavuturan yolun hangi yol olduunu sormu. 0 da yzn ekiterek yle cevap vermi: "Ayn zamanda hem sadan gidersin, hem soldan gj. dersin, hem btn yollardan birden gidersin: ite o zaman hedefine ularsn." HAYVANLARDAN EN DDETL ISIRAN Diyojen'e, "Hayvanlardan en iddetli sran han J gisidir?" diye sorarlar. "Vahi hayvanlardan, insann gyabnda konuan lar; ehli hayvanlardan ise, dalkavuklar" diye cevap verit DYOJEN VE KALSTEN Mehur Yunan filozofu Aristo'nun yeeni Kaliste de filozoftur ve Byk skender'in maiyetinde bulunj mutur. Bir gn Diyojen'e, dostlarndan biri ondan y| bahsetmi: "Ne mutlu bana, ne bahtiyar adamm Kail ten! skender'in maiyetinde bulunduu iin, kralm f yafetlerinde de nemli yeri vardr." Diyojen yzn ekitir ve "Aksine ne mu adamm demelisin; nk kendi karn ackt zarf deil, iskender'in can istedii zaman yemek yiye^ yor" der. ^ SADAKA Horarlar: DYOJEN'DEN . 63

Sfcs:62 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

"insanlar niye dilencilere sadaka verir de, filozof, lara vermez?" Diyojen, "nk bir gn topal ya da kr olabile. eklerini dnrler, ama filozof olabilecekleri aklla. rndan gemezler de, ondan" der. BO EV Yakkl ve iyi giyimli bir genle tanan Diyo jen, bu gencin son derece ahmaka szler sylediin grr. Kendisine bu gen hakkndaki fikrini soranlara 5 j cevab verir: ^ "Muhteem bir ev. Fakat iinde kimse yok, ya j bombo." DNYADA EN FENA HAL Diyojen'e, "Dnyada en fena hal nedir?" diye rarlar. "Hem ihtiyar, hem fakir olmaktr" diye cevap v NE VAKT EVLENMEL? Birisi Diyojen'e, "Adam ne vakit evlenmeli?" sorar. "Gen ise, henz evlenme zaman gelmemitir- tiyar ise, vakti gemitir" der. ACEMNN NANCILII tfSht gurup acemi gen, diktikleri hedefe doru ok ^Mftfeere talim yapmaya hazrlanrken, Diyojen ko- ve hedefin nne oturur. yapyorsun?" diye sorduklarnda, "Beni vurur- ^Ifae korktum. En gvenilir yerin buras olduunu U|g||jhl" diye cevabn verir. AKILLI ADAMLAR Ht'e, Yunanistan'n hangi tarafnda akll dn sorarlar. O da, "sparta'da pek ok im, fakat hibir yerde adam grmedim." der. }KTEN NE ZAMAN GELDN? sminden sz eden bir adama, Diyojen, t/mum geldin7" diye sorar. KANUNLARA DZEN nn uzun uzadya saza dzen vermelerin- ?nmayan Diyojen, "Bir kere akllarnn kaince ona dzen vermeye baksnlar" derdi. FAZLET YOLU evaml srette, "Birtakm ehemmiyetsiz ferin, birbirlerinin nne gemeye alan fakat fazilet yolunda ne gemeye gay- timyor." derdi. ADAMLAR!... Diyojen her zaman olduu gibi yine bir defa, sokal ortasnda, "Hey! Adamlar! Adamlar!" diye haykrma, ya balar. Bir ksm insanlar etrafna toplanr. Diyojen, "Ben namuslu adamlar aryorum!" di ye, sopas ile onlar etrafndan kovalar. TEMZLENMEK N

Diyojen bir gn hamama ykanmak iin gider. Su yun temiz olmadn grnce, "Burada ykandktat sonra, temizlenmek iin nereye gitmeli?" diye sorar. , DENGESZ ARZULAR "Bir zamanlar ben sizlere benziyordum. Ama sizle^. rin bana benzeyeceiniz bir zaman hi gelmeyecekti diyen Diyojen; "Dengesiz arzular, insanlar perian e felketlerin kaynadr. Terbiye dairesinde sylenmi sz, baldan rlm bir a gibidir." derdi. HR OLMAK "Yeryznde en iyi ey nedir?" diye sorarlar Diy jen'e. O da, "Hr olmak" diye cevap verir. TANRI'YA NANIR MISIN? Diyojen'e biri, "Tanr'ya inanr msn?" diye sorm Diyojen, "Senin gibi Tanr dman birini gr ce, inanmaz olur muyum hi?" diye cevap vermitir' FAZLETN RENG yz kzaran bir delikanlya Diyojen sti: "Aferin, ite faziletin rengi budur!" ALTININ RENG run rengi neden sardr?" diye sorduklarnda, oktur da ondan" der. FAZLETTEN DEM VURANLAR sinde Diyojen, srekli faziletten dem vurup hibirini yapmayanlar hakknda unlar "Onlar, ok gzel sesler kardklar halde, Etmeyen musik aletlerine benzerler..." - AVA IKACAK CESARET svj srd hayat pek oklarnn beendii- pek aznn kendisini taklide koyuldukii. "Pek itibarl bir kpeim ben!" diyoriti beenenlerden hibirisinde benimle ava cesaret yok." GNE IINLARI nayan yerlerde oturduu iin, kendisine enlere Diyojen u cevab verir: | nlaryla daha da izbe yerlere girer, ama kbozulmaz." FAKR OLDUU N Bir ekya, fakir olduu iin ona hakaret eder. Diyojen hi kzmaz ve sadece, "Bir adama, faki olduu iin hakaret edildiini hayatmda hi grme, dim;, ama pek ok insann hrszlklarndan tr asl. dklarn grdm." der. YEMEK YEMENN ZAMANI Adamn biri Diyojen'e "Ne zaman yemek yemeli yim?" diye sorar. Diyojen, "Zengin isen, cannn istedii zaman; fj kir isen, bulduun zaman ye!" der. BYK VE KK HIRSIZLAR Bir gn Diyojen, sokakta giderken hkimle devlet hazinesinden kk ie alm bir adama c vermek zere gtrdklerini grdnde; "te!" d "byk hrszlar bir kk hrsz yakalam gt yorlar." LKA

LOZOFLARINDAN

KONFYS DER K... larn dokuz dncesi vardr, nda berrak grmeyi dnrler. Herinde, iyi duymay dnrler. ileri bakmndan scak olmay dnrglarnda saygl olmay dnrler. larnda doru olmay dnrler, e ciddi olmay dnrler. dtklerinde sorular nasl soracakla- ttiklerinde, sorunlar dnrler, rdklerinde, adleti dnrler. LKA FLOZOFLARINDAN 71 70 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BR YUMURTA K BLG Konfys bir arkadana yle der: "Senin bir yumurtan var, benim bir yumurtam var. Sen yumurtam bana versen, ben de yumurtam sana versem, yine se. nin bir yumurtan benim de bir yumurtam olmu olut, Ama senin bir bilgin var, benim de bir bilgim var. Ser, bilgini bana versen, benim bilgimle birlikte iki bilgim- olmu olur. Ben de bilgimi sana versem senin bilginle birlikte iki tane bilgin olmu olur." YILDIZLARI GZLEMLERKEN Thales, ban gkyzne evirmi, yldzlan gzl- lemleme esnasnda nndeki kuyuya der. Bunu g ren nktedan ve zeki bir Trakyal kz onunla yle ala eder: Bj "Gkte ne olduunu anlamak istedi, ama nndB ve ayaklarnn altndaki ukuru gremedi. H (nndeki kuyuyu gremeyen adam, gkte tfl olup bittiini anlamaya alyor.)" I LM LE HAYAT ARASINDAK FARK Thales dedi ki: "Hayat ile lm arasnda hibir fark yoktur." "O halde niin lmyorsun?" dediler. Dedi ki: "Hayat ile lm arasnda bir fark olmad iin-" FALEROS'LU DEMETROS'UN GENLERE NASHAT eros'lu Demetrios, genlere u nasihatte bulu\ kimseye mutlaka saygl olunuz: 'endi evnizdeyken, ailenize; itayken, gelip geenlere; mzken, kendinize." HAYAT l yazar Kazancakis, bir ihtiyara, "Neye ba- V diye sorduunda, ihtiyar adam gzlerini ijjan ayrmadan u cevab verir: Btma evladm, akp giden hayatma..." |i: LM NEDR?

^ it'e, "Niin az konuuyorsunuz?" diye : U cevab vermi: ibol bol gevezelik edesiniz diye..." ?belerinden biri Konfys'e, "lm nedir?" Kuunda, Konfys'n cevab u olmu: Sjakkmda ne biliyorsun ki, sana lmden ita." KISA CEVAP sor72 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER Y YZME BLMEK alml bir eda ile herkesten daha iyi yzdn iddia eden birine, filozof Aristippus unlar sylemi: "En kk balklarn bile sahip olduu bir meziyet, ten dolay kendine bir pay, bir eref mi kartyorsun?" TANRI BLRSE Yedi Bilgeden biri olan Bias, baz inansz kimse. lerle deniz yolculuu yapmaktayd. Aniden iddetli bj frtna kt. nansz yolcular Tanr'ya yalvarmaa ba$ j ladlar. Bunun zerine Bias: "Susun yahu!" dedi. "Ta> ^ r sizlerin bu gemide bulunduunuzu fark ederse hali. miz ne olur?" KULAKLARI AYAKLARINDA Cyreanic okulun ba olan Aristippus, meru b iinin grlmesi iin kraln huzuruna kmt. Fak kral, Arisdppus'un iiyle ilgili hibir ey yapmak ist) meyince, Aristippus onun ayaklarna kapanr ve tekti yalvarr. Onun bu hareketini ayplayanlara kar Ari tippus yle der: "Kabahat bende deil kralda. nl onun kulaklar banda deil, ayaklarnda." FLOZOF OLMAK STEYEN Epiktetos'a sorarlar: "Filozof olmak zere al$ bir kiinin ilk ii nedir?" Epiktetos, "Kendini be^ milik ve bencillikten kurtulmak" diye cevap ve*j "nk bir ey renmeye balayan birinin, ona 0$ peyleri daha nceden bildiini iddia etmesi [ deildir" der. FLOZOFUN SNRLER etos birine, "Sana filozofun sinirlerini gste- tr der. "Hayal krklna uramam bir arzu, Jen kanm bir vicdan, her gn egzersize ttu bedensel bir kuvvet, itina ile seilmi ni- isabetli kararlar" der. UYKU VE KARDE s'm hayatnn sonlarna doru, bedeninde lk olmu ve evinde yatyormu. dan biri hal hatr sormak iin yanma olduunu sorduunda, uyku ile lmn yakn olduunu ima ederek u cevab beni uyku, kardeine (lme) teslim etmeye RKN EYLER AISINDA KORKAKLK li Lasos, Ksenophanes ile zar oyunu oy- Dnr bu oyunu oynamak istemeyince, ^"korkaklkla sulam. Bu ithama dnr ! verir:

Brkam. irkin eyler karsnda pek kor- sizim." HEKMLER VE HASTALARI Pas demiri nasl kemirirse, hrs da insan yle( kemirir diyen Kinikler okulu filozoflarndan Antistj}, nes'in, ayaktakm insanlarla dp kalkmas, dostlg tarafndan tenkit edilmi. Filozof dostlarnn bu sz[ rini dinledikten sonra u cevab vermi: "Hekimler de hastalarla dp kalkyor." ZENGNLERN SAHP OLMADIKLARI EYLER Filozof Aristippus ile Kral Denys arasnda yle konuma geer: - Niin filozoflar zenginleri ziyaret eder de zeng41 ler hi filozoflar ziyaret etmezler. - nk filozoflar neye sahip olmadklarn bili ama zenginler neye sahip olmadklarn bilmezler. FLOZOFLARIN EKS Aristippus, Kral Denys'ten para istemeye gitra' Kral: - Hani sen filozoflarn hibir eksii yok demi - Sen paray ver dedi Aristippus, sonra konu bu konuyu. Bunun zerine kral, ona istediini verdi. Af pus dedi ki: - Bak grdn m? Demek ki hibir eye ihtiy yokmu.

YTLK alarda Sparta Krall yapan Agesilaus'a sor- Jtaljg, "Doruluk mu daha byk meziyettir, yiitlik silaus cevap vermi: insanlar doru olsayd, yiitlie ne lzum BLv GZYAI N GZYAI a'nn mehur kanun koyucusu Solon, gnn I lnce, pek tabi olarak alamaya balam; t biri de kendisini teskin iin yle demi: tiiz bu gzyalarrzn hibir faydas yok' Kt da yle karlk vermi: ! ite onun iin alyorum." VCDAN s gaddar hkmdarlardan biri, bir filozofa, i derler?" diye sormu. enin bilmediin ve sana lazm olmayan 'demi. ^ZELLK LE GEREK goras'a sorar: "Gzellik ile gerek ara- prnak durumunda kalsaydn, hangisi tert etmeden gzellii" der filozof; "n- : asl gerekten daha yksek ve daha derin bir gerek bulunduuna inanrm." NYARGI Bir tand hakknda Anaksagoras'a, "O kendisi, nin hibir nyargs olmadn syleyip duruyor, siz nt dersiniz?" diye sorduklarnda, "Halbuki bu iddias bil( ok byk bir nyargdr" diye cevap verir. NAMUSLU OLMANIN YOLU Antisthenes'e, "Namuslu olmann yolu nedir?" d: ye sorduklarnda u cevab verir: "Seni yakndan tanyanlara, ne gibi hatalarn olduunu sormaktr."

GEREK STNLK Atinal Solon'a, "Senin bilginin dier insani sahip olduu bilgilere stnl nedir?" diye sorduk rnda; "Sahip olduum bilginin ok az olduunu memdir" diye cevap verir. SEYAHAT Biri Anaksagoras'a, "Seyahat etmek, bulundu nuz yerden baka bir yere gitmek midir?" diye sorar Filozof, "Seyahat etmek, dncelerinizi dei$ mek, nyarglarnzdan kurtulmaktr." der. BTN KZLER KORKUDAN TTREYECEK goras, kendi adyla n kazanm olan teoremi sonra, sevincinden yz boa kurban eder. -rilerinden biri bunun zerine; "Yeni bir bulununca, btn kzler korkudan titreyecek- ' ini eker. BARI VE DRLK NDE NASIL YAANIR? kleitos'a Efesliler, bar ve dirlik ierisinde anabilecei hakknda dncelerini sorarlar ve kp anlatmasn isterler. Dnr krsye - ;rdak su alp zerine arpa unu serer ve bir p- ! p ier. Sonra da krsden iner ve gider. vranyla Herakleitos'un, sze bavurma- clik olarak bar hakknda sylemek istedii ~':dzde bulunanla kanaat edin. steklerinizi deil, .40 n planda tutarsam?, kendinizi ve kentinizi ierisinde yaatabilirsiniz." ' ET YNETMEKTEN DAHA Y leitos, Artemis Tapna'na ekilerek etrafm ocuklarla oyun oynarken, Efeslilerin a- " a kar yle der: iiyorsunuz? Sizinle birlikte devleti ynet- .:' ocuklarla oyun oynamak daha iyi deil TEK DNYAYA GDEN YOLLARIN UZUNLUU Aslen Anadolulu olup 40 yalarnda Atina'ya ge. len ve burada felsef dnceyi harekete geiren bir fj. lozof olarak bilinen Anaksagoras, retisi nedeniyl, tanrtanmazlkla sulanp idamla yarglanr. Bu n. denle Atina'y terk eden dnr, hayatnn geri kal^ ksmn srgnde geirir. Gurbette lme dncesi' kendisine ok dokunan Anaksagoras, bir dostuna y, le der: "teki dnyaya giden yollarn uzunluu her yerde a ndr." LML BR Anaksagoras'n bir ocuu dnyaya gelir. Bir s" yaadktan sonra lr. Olunun lm haberini ken sine bildirdiklerinde dnr, "Sulbmden lml rinin dnyaya geldiini biliyordum" der. EN BYK FELKET Byk iskender'e dnyann en byk felketi ne olduu sorulmu, o da yle cevaplam: "yi adamn kt adama muhta olmasndan daha yk bir felket yoktur." ADALET M CESARET M? Byk skender, hocas Aristoteles'e sorar: "L1 iin adalet mi daha mhimdir, yoksa cesaret mi?" stoteles, "Adalet olduu zaman, cesarete gerek t" diye cevap verir.

HKMET SAHB ozof Empedokles, bir sohbet srasnda, "Hikmet fjiir insan bulmakta zorlanyorum" deyince; filo- ophanes, "Normaldir efendim" cevabn ver- k bir hikmet sahibini, ancak hikmet sahip- abilir." h NSANLIK Jlk bir adama acd iin kendisini knayan- teles, u cevab vermi: "Ona ahlksz oldu- eil, insan olduu iin acyorum." M ? EFLTUN'A K SORU Hr zaman kahkaha ile gld grlmemi, | ktlklerinden ve naho hallerinden ka- Kbne dstur edinmi olan Efltun'a iki soru cisi; "insanolunun sizi en ok artan iki dav- r?" ja tek tek sralam: kluktan sklrlar ve bymek iin acele ^ var ki sonra ocukluklarn zlerler. mak iin salklarn yitirirler. Ama Men almak iin de para derler. Yarnlarndan endie ederken bugn unuturlar. Sonuta, ne bugn, ne de yarn yaarlar. Hi lmeyecek gibi yaarlar. Ancak hi yaama, m gibi lrler..." Sra gelmi ikinci soruya; "Peki sen ne neriyor. sun?" Bilge yine sralam: "Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayn! Yapl, mas gereken tek ey, sadece kendinizi sevilmeye brak, maktr. Ve nemli olan; hayatta, en ok eye sahip o (ma) deil, en az eye ihtiya duymaktr..." KAYBETTN ZAMANA ACIYORUM Bir gn Efltun, talebelerinden birini kumar o narken yakalam ve iddetle azarlam. Talebesi: "tyi ama, ben ok az bir parasna oynuyordum" ye itiraz edecek olmu ki Efltun cevap vermi: "Ben seni kaybettiin para iin deil, kaybetti"' zaman iin azarlyorum." YA ADIN YA AHLKIN Byk skender, ahlknn ktlyle meh ancak adnn ok gzel manas olan bir adam huzu na ararak yle demi: "Ya adn deitir, ya ahlkn." jgt FLOZOF VE PARA pikler okulu filozoflarndan Crates, btn serdir tccara emanet etmi ve u vasiyette bulundan ldkten sonra, ayet ocuklarm bydk- jpp herkes gibi olurlarsa, bu paralar onlara ver. apaof olurlarsa, bunlar muhta olanlara datn, ijpcuklarmn bu paraya ihtiyac olmayacaktr." SmCLD VE GEOMETRYE GDEN K KRAL YOLU K mi, alar boyu yalnz matematik dnyasnn ?fetematikle yakndan ilgilenen hemen herke- Ime zenilen bir rnekti. klid, M.O. 300 s- Pyazd 13 ciltlik eseriyle mehurdur. Isken- pfldiyet Enstits'nde dnemin en saygn -

?min kral I. Ptolemy, okumakta glk ek- Kuler'in yazar klid'e, "Geometriyi kestirme- Mfienin yolu yok mu?" diye sorduunda, Ok- Htfa bakmayn, ama geometriye giden bir kral HPf" diye karlk verir. S GEOMETR NE E YARAR? t, bir gn dersini bitirdiinde rencilerin- dar: "Hocam, verdiiniz ispatlar ok gzel; bunlar neye yarar?" diye sorduunda, k- Hfekleyen klesini arr, "Bu delikanlya 5- vaktinin boa gitmediini grsn!" der. ? KLD VE DMANI Bir adam klid'e gelerek "Seni ldrmeden rahat edemeyeceim" der. klid de, "Ben de senin kalbinden bana kar olan kinini skp atmadan rahat etmeyeceim" der. K KLE ; Makedonya Kral Philip, bir gn olu iskender'in hocas olan Aristoteles'e kzar ve onu aalamak ii "Ne olacak sanki? Senin yerine bir kle tutar, onun lumla ilgilenmesini ve eitmesini salarm." Bu szler zerine nl dnr kendinden env bir ekilde krala, "Evet majesteleri, iyi fikir! O za ok gemeden iki kleniz olur" diye karlk verir. CEZA Byk iskender'e, "Falan kiiler sizin aleyhiniz konuuyorlar; onlara gerekli cezay verseniz de sust sanz olmaz m" dediklerde, kendisinden u cevab mlar: "O zaman onlar, syledikleri eylerde hakl ol lar." GEREK MUTLULUK M.. III. asrda yaam Yunan filozofu Me dem'e, sohbet esnasnda birisi, "insann istediini e' etmesi byk bir saadet" dedi. yto bu sze yle karlk verdi: "nsann elin- 4e yetinmesi daha byk bir saadettir." FLOZOFLARIN HKMDARLARI ZYARET ? Dionysios, Aristippos'a sorar: bedendir acaba? Her gn filozoflar hkmdarlar erler de, hibir hkmdar kalkp bir filozofu fe gitmez?" Kttippos, "Bunda aacak bir ey yok hkmda- j "Hekimler, yatandan kalkamayacak durumda- ird giderler. nk o hastalarn hekimlere gitme' deildir" YALNIZ DELM (Ezop) evinde alrken, bir asil kapy ieri girer ve kitaplarna eilmi filozofa, ayalruz nasl (Kurabiliyorsun?" der. ban kaldrr, "Ben yalnz falan deildim" i sen ieriye girdiin andan itibaren ne kadar yal- nu anladm." K K Crates (Zenon) bir rencisiyle konuuyor, o fencisi srekli onaylyormu. Filozofun sab- ! ve barm:

a?sa bir kere itiraz et, baka bir fikir syle de, umuzu anlayaym." EEN GLGES (ANLATILAN EYN KIYMET) Atina'da nemli bir tartma yaplrken krsye Demostenes kar; ancak dinleyiciler srekli kendi aralarnda konumakta, filozofu dinlememektedir. Demostenes, "Bir hikye anlatp ineceim" der ve anlatmaya balar: "Uzun zaman nceydi. Bir delikanl Atina'dan Megara'ya gitmek iin bir eek kiralamt. Eeini kiraya veren adamn da Megara~da ii vard, beraber yola dtler. Konua konua giderlerken le sca bastrd; biraz dinlenmek ve le yemei yemek iin b' subana ktler. Ama ortalkta hi glgelik yoktu v eein sahibi yemeini alp eeinin glgesine snd. Eei kiralayan gen buna ierledi; 'Sen ekil, gl gede ben oturacam' dedi. . Beriki itiraz etti; 'Ben oturacam, nk eek nim.' Delikanl, 'Ama ben eei kiraladm' deyince, e in sahibinden, 'Ben sana eei kiraladm, glgesi deil' cevabn ald ve aralarnda kavga kt." Hikyenin tam burasnda Demostenes krsd iner yrmeye balar. Dinleyiciler, "Sonunda ne oia Sonunu anlat" diye barmaya balaynca, Demos nes krsye dner: "Sizin iin ok nemli bir konuda bir eyler anla ya altm, dinlemediniz? imdi ise eein glgesini m ediyorsunuz. Ne fikrimi syleyeceim, ne de eein gl ne ne olduunu..." krsden iner ve yrr gider. ER TARAFINDAN YNETLMEK (TARTIMANIN SONUCU) halk, yneticilerinden fena halde ikyetiy- lan nasl gndereceklerini bir trl bilemiyor' malarn sonunda somut bir fikir kmyordu. Antisthenes krsye kt: hlar! Size bir teklifim var: Hemen bir ka- arp btn eeklerin at olduunu ilan edin. ra da eeklere eek demeyin, hep at deyin." rar: bunun bize ne faydas var?" Antisthenes enek ne faydas var? Yeni yneticiler konuaadnza gre, zm bulunana kadar rdan ynetilmek utancndan kurtulmu SANA KIRACAKSIN DEMEM MYDM? i, bugnk Pamukkale'de domu bir filo- 'da esir der. Efendisi olduka zalim biri. Epiktetos'un bacan bir ikence aletine rmaya ve bkmeye balar, sn!" der, Epiktetos. Kmeye ve sktrmaya devam eder. Epik- Jracaksn!" der. Adam ikencesine devam eder ve Epiktetos'un ha. ca at..! diye krlr. Hayat ve insanlarn halini ciddiye almamay, alan Epiktetos, acsna aldrmaz bir tarzda sznj syler: "Sana kracaksn dememi miydim1" GLERYZ Aristo ders esnasnda, rencilerinden birine meseleyi en ince ayrntsna kadar izah ettikten so der ki: - Anladn m?

- Evet der rencisi. Aristo: - Ama sende anladna dair bir iaret gremi" rum, der. - O iaret nedir? diye sorulduunda, - Gleryz evladm, gleryz. Anlam olsay sevinirdin, der. YALANCININ KAZANCI Aristo'ya sormular: - Yalan sylemekle ne kaybederiz? - Doruyu sylediiniz zaman bile, karnzda inandramamay. DEL LE CALNUS Bir gn doktorluk mesleinin kurucusu say talebelerine: "Bana falan ilac getirin iece- u rencileri itiraz ettiler: dim" dediler; "o ila deliler iindir. Halbuki isiniz." Calinus yle dedi: "n bir deli nce yzme bakt, sonra bana gz sonrada stm bam yrtt. O deli eer idine benzer bir yn bulmasayd, bana bunu Hi kimse kendi cinsinden olmayana musallat 'kii birbirine satat m aralarnda mutlaka bir : lazmdr." BEDEV LE FLOZOF ev, devesine budayla dolu byk iki u- , gtryordu. Kendisi de iki uvaln orta- tu. Yolda birisi onu sze tuttu. Bedevye ?l, onu konuturdu. Bu soruturma ile grledi, ho ifadelerde bulundu. Ondan snmedi ki: 'uvalda ne var, syle bakalm?" Bedev: birinde buday, brnde insann yiye- t kum var." dedi. Adam: ; kum ykledin?" deyince bedev: uval tek kalmasn, kum uval ona ye." cevabn verdi. Adam: ' etseydin de budayn yarsn bu uvala, uvala koysaydn daha iyi olmaz m 1 hafifleirdi, hem devenin yk azalrd" "Aferin ey akll ve hr fikirli filozof!" dedi. "By le ince dnce, byle gzel grn varken, sen nas^ oluyor da plak haldesin, yaya yoruluyorsun?" O iyj kalpli bedev, filozofa acd da onu devesine bindirme^ istedi. Tekrar ona dedi ki: "Ey ho szl filozof! Birazck kendi halinden bah set! Sende bu akl, bu dnce varken, sen ya vezirsi ya padiahsn. Kendini gizleme, doru syle..." Filoz "kisi de deilim" dedi. "Ben halktan biriyim; i halime ve elbiseme bak da ne olduumu anla..." Bede "Ka deven, ka kzn var?" diye sordu. Filozo "Ne bu, ne o vardr? Bizi deme, bu sorulan uzatma!.." dedi. "Br dkkanndaki eyan, varn youn nelerd: onlar syle!" dedi bedev. Filozof: "Bizde ne kan, ne de mekn var" dedi. Bedev: "yle ise paran pulunu soraym!" dedi. "Sen payalnz gidiyorsun, herkese ho nasihatlerde bulu yorsun. Herhalde dnyadaki bakrlar altn haline ge recek kimya sendedir. Akll, bilgili adamlarn incil yn yndr." Filozof: "Ey Arap kavminin efendisi! Vallahi btn va youm, bir akam yemeinin karl bile deildir, f ln ayak, ba plak koup duruyorum. Kim bir dil ekmek verirse, oraya gidiyorum. Bu fazlet, bu hik ve bu hnerden ancak hayl ve ba ars elde etti Bu szler zerine bedev, filozofa unlar syle

"ekil yanmdan, benden uzakla da senin o un, uursuzluun benim de bama yamasn, rakmasn! O uursuz hikmetini benden uzak- lin szlerin zamane halkna om gelen szlerden o tarafa git, ya ben bu tarafa gideyim. Yahut yr, ben geri kalaym. r uvalmn kum, brnn buday dolu olma- hikmetinden daha iyidir. Benim ahmaklm, bir ahmaklktr. Gnlm ilh ltuflarla, malla doludur. Canmda da Allah'tan ekinme emirlerine uyma istei var. Sendeki ekyal- lln azalmasn istiyorsan; al abala da Lmet, felsef dnceler azalsn. Tabiattan doan hikmet, felsef dnceler; cell sa- 'n nrunun feyzinden doan hikmet deil- hikmeti, felsefe; zann, pheyi artrr. Fa- neti insan gklerin stne karr, telere (Mesnev'den)

GRDN BLMEK BLDN GRMEK in nde gelen mutasavvflarndan Eb Sa- ayr ile tbn Sn, bir eve ekilerek gn il- mnkaa ve mzkere ederler. antdan kan Eb Sad'e, "bn Sn'y nasl diye sorulunca u cevab verir: m kef ve ilhamla grdm o biliyor." sonra ayn soru bn Sn'ya sorulunca: 'm bildiimi o gryor" demitir. LAH KNATIN NERESNDE? bn Sn, Eb Sad Ebu'l-Hayr'a; "Allah :resinde?" diye bir soru sorar. ! 'e eyh, "Ey bn Sn! Sen hekimsin. Cann fteresinde olduunu syle, ben de sana Al lah'n kinatn neresinde olduunu syleyeyim." diye cevap verir. HAMAMDAK VAZO VE NEFS TEMZL bn Sn ile Eb Sad Ebu'l-Hayr bir hamamda bu. luurlar. Eb Sad; ar bir cismin yerin merkezine ula iin abaladnn doru olup olmadn sorar. bn S bunun tabi ki doru olduu cevabn verir. Bunun zerine Eb Sad, metal vazoyu havaya fit latr ve vazo yere dmesi gerekirken havada kalr. Eb Sad, "Burum sebebi nedir?" diye sorar. bn Sn, tabi olann vazonun yere dmesi old unu, fakat bir d gcn bu doal hareketi nledi' syler. Eb Sad, "Bu d g nedir?" diye sorar. bn Sn, "Ona etki eden, sizin nefsiniz" diye cev verir. Eb Sad, "O halde, sen de nefsini temizle ve a\'ns yapmaya muktedir ol!" diye ekler. PEYGAMBERLK VE TAAT

bn Sn'nm, yanndan hi ayrlmayan Behm yar adnda bir rencisi vard. Hocasn ok sever, 0 byk hayranlk duyard. bn Sn, bir gn tp dersi rasnda, "Gece yars vcudun ss der, kan dola1 azalr. ayet bir kimse, gece yars uykudan uyanp i ierse, akcierlerine kan hcum eder" der. Ge- hocasyla sohbet ederken Behmenyar, "Bu ka- uzk ve faziletinizle niin peygamberliinizi ilan et- XZ7-" der. tbn Sn, bu soruya cevap vermez; gerecektir, ama yerini ve zamann kollar. istirahate ekildikten bir sre sonra bn S- enyar' uyandrr, bir bardak souk su getiriten Scak yatandan kalkmak istemeyen ayar, hocasnn derste rettii, gece kalknca sinir ve damarlara olan zararndan bahse- a kendisinin de terli olduundan dolay da- hastalanacan belirtir. zerine bn Sn; "uru bil ki Peygamber [ nce gelmi ve gemi olduu halde, onun sz ive o srede tesir etmiti ki, bugn seher vaktin- minarenin stnde O'nun medh ve sityii m durumum ise, daha senin yannda hazr szmle sen bana bir yudum su vermiyorsun. nn bu kadarak bile tesiri olmuyor. u halde ^kuvvetle peygamberlik iddiasnda bulunabilirim," encisi olduu halde kendisine itaat etme- smdan gelecek topluluun da bulunama- jjylemeye alr. BN SN VE LM AKI ft'nn ilme verdii nem o kadar byk- harcanan zamana alayacak kadar ilime bir gn rencilerine ders anlatrken, f katlmamas zerine Behmenyar'a: "Grnen odur ki, sizin dinlenme gnnz bo$3 gemi." der. O da, izin gnnde gezdiini, alamadn sy. ler. Bu szler zerine bn Sn'nn gzleri yala dolar y, "Cambaz, her gn hile ileriyle megul olduundan akll insanlar bile batan karp, hayrete drebilir. Si^ niye aranzdan gerekten bilgili biri kmad ki, okuyup jt, renmeyi gezip tozmaktan stn tutsun." diye cevap verij AARAN SALAR Mesleine vakf bir hekime tbn Sn; "Samj aarmas nedendir?" diye sorar. Hekim de 'balgam'da dr, diye cevap verir. Bunun zerine tereddt etmeden bn Sn o zt "Sznde hata ettin. Balgamdan deil, belki 'gam'da dr" der. HZ. HSEYN HAKKINDA LER GER KONUAN ADAM Hz. Hseyin bir adamn kendisi hakknda hoM madii bir eyler konutuunu renir. Bunun zeri! Hz. Hseyin ii taze hurmalarla dolu bir tepsi haztfj yp adamn evine gelip kapy alar. Kapy aan adam, Hz. Hseyin'i bir tepsi hurma ile karsnda grnce hayret eder. "Ey Peyg ber torunu! Bu nedir?" diye sorar. Hz. Hseyin de; "Bunu al, sana getirdim. Ha da kt konuarak iyiliklerini bana hediye ettiini f : yaptn iyiliin karlksz kalmasn diye sana Um" der. BN ARAB'YE . NAMAZDAN SONRA LANET 3a, bn Arab'yi sevmeyenlerden biri, her na- jira bu byk velye on defa lanet okurdu. | {bn Arab'nin de haberi olur, ancak hi bir

\ sonra bn Arab'ye lanet eden adam lr. k,foibir ey olmam gibi adamn cenazesine azenn defninden sonra bir dostunun evine fye mteveccih bir ekilde oturur. Zikir ve {ul olmaya balar. Dostu yemek zaman yeli;, ancak bn Arab yerinden kalkmaz. Sa- i in yerinden kalkmakta ve yine kbleye |jp tebih ekmeye devam etmektedir. Bir z mtebessim ve iini sevin kaplam kalkarak dostuna, "Ben acktm, bana ye- J&n" der. Dostu merakla yemek hazrlamal neden yemediini sorduunda, bn Arab IPpt: "Ben, bana lanet okuyan adamn ruhuna P- tevhd okumaya ve o affeiUnceye kadar ?^Jfi evirmeyeceime yemin etmitim." L NSAN, KULAINDAN GREN NE GMEN NSANDIR lkenin hkmdarlar birbirleriyle sa- her frsatta birbirlerini rahatsz ederlerdi. Doum gnlerinde, bayramlar da birbirlerine ilgi armaanlar gndererek hediyeleirlerdi. Bylece bjt birlerine zek stnl gsterisi yapma gayreti iejj sinde oluyorlard. Hkmdarlardan biri, gnn birinde lkesinin nemli heykeltran huzuruna ard. stedii, bir kar yksekliinde, altndan, birbirinin tpatp ayn insan heykeli yapmasyd. Aralarnda bir fark olac ama bu fark sadece ikisi bilecekti. Heykeller hazrlan ve doum gnnde komu lke hkmdarna gnderi di. Heykellerin yanna bir de mektup konmutu. yle diyordu heykelleri yaptran hkmdar: " um gnn bu altn heykelle kutluyorum. Bu heykel birbirinin tpatp ayns gibi grnebilir. A ilerinden biri dier ikisinden ok daha deerlidir farkldr. O heykeli bulunca bana haber ver." Hediyeyi alan hkmdar, nce heykelleri tart d. altn heykel gramna kadar eitti. lkesinde nattan anlayan ne kadar insan varsa artt. Hepsi heykelleri byk bir dikkatle incelediler ama arala da bir fark gremediler. Gnler geti. Btn lke hkmdarn skmts duymutu ve kimse zm bulamyordu. Sonunda, kmdarn fazla isyankr olduu iin zindana attr bir gence haber gnderdi. yi okumu, akll ve olan bu gen, hkmdarn baz isteklerine kar k iin zindana atlmt. Baka aresi olmayan hkm bu genci artt. Gen, nce heykelleri sk sky3 celedi; sonra ok ince bir tel getirilmesini istedi- birinci heykelciin kulandan soktu, tel heykelin skt. kinci heykele de ayn ilemi yapt. Tel bu r kulaktan kt. nc heykelde tel kulaktan a bir yerden dar kmad. Ancak telin sa- bir kanal kalp hizasna kadar iniyor, oradan [itmiyordu. Hkmdar heykelleri gnderen lkmdara cevab yazd: dandan gireni azndan kartan (sr saklama- jp makbul deildir. Bir kulandan giren dier ku- <kyorsa, o insan da (t dinlemeyen) makbul |jEn deerli insan, kulandan gireni yreinde k insandr (t tutan ve ketum olan makbul- fcjok deerli ve anlaml hediyen iin ok teekkr F SOBADAK HKMET t' I; ri, matematiki, kimyac, jeolog ve antropo- pjan bir heyet, bir aratrma iin arazide bu- Hr. Birden yamur bastrr. Hemen yaknda- evine snrlar. Ev sahibi bunlara bir eyler pek iin biraz ayrlr. Hepsinin dikkati soba glplanr. Soba yerden 1

m. kadar yukarda, al- mli talarn zerindedir. Sobann niin byle Pabeceine dair bir tartma balar. Pct: "Adam sobay ykselterek aktivasyon | drm, bylece daha kolay yakmay KM "Adam sobay ykselterek konveksiyon "n daha ksa srede snmasn salamak Jeolog: "Buras tektonik hareketlilik blgesi olcj undan, herhangi bir deprem annda sobann talgt, zerine yklmasn salayarak yangn olasln azaj may amalam"; Matematiki: "Sobay odann geometrik merkep ne kurmu, bylece de odann dzgn bir ekilde st masn salam"; Antropolog: "Adam ilkel topluluklarda grlg atee tapmann daha hafif biimi olan atee sayg n{ deniyle sobay yukarya kurmu." der. I Bu srada ev sahibi ieri girer ve ona sobann yi karda olmasnn nedenini sorarlar. Adam cevap veri "Boru yetmedi de efendim!" EBHER VE FELSEFE Kaf Sresi'nin 6. ayetinin tefsirini yaparken B rddn Ebher, Batlamyus'un astronomi kitabn ol turdu. Bunu okutmasn ho grmeyen biri, "Mslm ocuklarna byle ne okutuyorsun?" diye sorunca n ali; "Yerleri, gkleri, yldzlar, bitkileri ne gzel yaratt mz grmyorlar m?" olan, "Kaf Sresi'nin altnc a' tini tefsir ediyorum" diyerek cevap vermitir. YED KUTSAL GEREK (Bir bilge ile kendisine yirmi yl talebelik yaf birinin arasnda geen bir konuma): - Ka yldr benim yanmdasn? i yldr efendim, zaman sresince benden ne rendin? eyle deimeyeceim yedi gerek rendim. "m seninle getii halde topu topu yedi ger- -ndin? ! -jie bakalm yleyse, neler rendin? *:m ki herkes bir eyi dost ediniyor, ona gbalanyor. Ancak, bunlarn hemen hepsi yolda brakyor. Ben ise, beni hi brakmaden sonra bile benimle gelecek eyleri e dost olarak iyilikleri setim kendime. Ki, bir ykselme yolculuuna km insa- _i tkenmeyecek az ve en gerek dostgzel, ikincisi ne bakalm? m ki, insanlarn birou geici dnya de- lrt elle sarlm onlar koruyor, kasalarda almamas iin her areye bavuruyor. Ki- "ine, kimi gzelliine, kimi nne tutun- onlar elden karmamak iin rpnp du- ben varlm ve btn isteklerimi O'na sa- yalnz O'nun sevgisine atm, et! larn stn olmak iin birbirleriyle yar- dm. Ancak birou stnl yanl yer- ? ve birbirinin stne basarak ykselmek isim zerine stnl geici dnya deer- akl ve ahlka ykselmekte, ktlklerin her eidinden el etek ekip, iyiliklere vasta o| makta aradm. - Devam et yavrum!

- Yine baktm ki, insanlar sabahtan akama birbit. leriyle urayor, bo yere hayat zehir ediyorlar kendi, lerine. Btn bunlarn benlik, bencillik ve ekenie mezlikten ileri geldiini grdm. Ve gnlm bu kir lerden artarak, herkesle dost olup, huzur ve gve iinde yaamann yolunu buldum. - Sonra? - Nedense herkes hatasnn sebebini hep dta yor ve bakalarn sulamak yoluna sapyordu. Byl sularnn rts altna saklanyordu. Oysa insann na ne geliyorsa, kendi yznden ve kendi eliyle ge yordu. Bunu bilip yalnz kendimle cenge girerek, ne1" min iradesine uymamaya ve vesvese verenin ana d" memeye altm. -Doru!.. - Baktm ki insanlar u bir lokma ekmek ve d" ya geimi iin hell haram demeden, her trl h inemekten ekinmiyorlar. Hem bakalarnn ha n alp onlar yoksul brakmakla, hem de bu hakszl azabn ar bir yk gibi vicdanlarnda tamakla iki re ktlk etmi oluyorlar. Oysa doru yaanld ve haka blldnde, dnya nimetleri insani yeter de artar bile. - Ve yedincisi nedir evlat? - Yedinci olarak unu grdm ki, insanlar bir dayanmak ve gvenmek ihtiyacndadrlar. Kimi , kimi gzelliine... Bunlarn hepsi de bir s- yklacak ireti desteklendir. Ben ise yalnz inip yalnz O'ndan yardm diledim. Ve bunun sonsuz bir gven oldu. / "i tebrik ederim evladth. Ben de yllar yl kitaplarn inceledim. Hepsinin bu yedi ger- Lida toplandn tesbit ettim. FLOZOF VE KAPTAN ~r eyi bildiini zanneden bir filozofmu. Ay- lkenin en zeki adam olduunu da syler Ali bir gn, Sam isimli arkadann tavsiye- bir deniz yolculuuna km. Gezinin ilk filozof Ali, tayfalarla srekli felsefe konu- Daha dorusu, kendisi anlatyor tayfalar Bu dinleme biraz da skc olmuyor deilrla birlikte kaptan da bu iten ok sklm gn, filozof Ali'ye, konutuklarndan ok "i sylemi. Ali, sylenene hi aldrmadan, knda bir ey biliyor musun sen?" diye sor- . Kaptan, "zgnm, ama hayr!" deyince, Air kibirle, "Ne ac! Bunu bilmemekle gitti yars" demi. hibir ey sylemeden dmeninin bana , ce sren gemi yolculuunda, filozof Ali hi .-- ey sormadan, kimseyi dinlemeden, sadece lerini konuuyormu. Mesela kydan uzaklara almalarna ramen deniz, okyanus, yzmek, ge_ minin hz veya okyanuslarn gvenlii ile ilgili hibjj ey merak etmiyormu... Bir sre sonra bulunduklar yerde birden frtt^ kopaca iaretini almlar. Kaptan bu durumdan iyicj endie duymaya balam. Btn mrettebat telaa kg. plm, bir eyler yapmann aresine bakarken filoz Ali, kendi kabininde kafas yine kendi konulary megul, umursamaz bir ekilde oturuyormu. Rzgr iddetini artrp, gemide kaptan dahil het kes kontroln kaybedince, gemi su almaya balar v kabaran dalgalardan gz gz grmez olur. Herkes o talkta koutururken, kaptann aklna Ali gelmi. M' rettebatlarndan birine Ali'yi aratm.

Mretteb Ali'nin odasna gittiinde onu kabinin kapsna yap m, dengesini korumaya alrken bulmu. "ab acele et; gemi batyor, hemen terk etmeliyiz." Ali niklemi ne olduunu anlamaya alrken, bir an kendini gvertede bulmu. Gvertede Ali'yi gren kaptan, "Yzme bili musun?" diye sormu. Ali, panik iinde hayr deyi kaptan, "Ne ac! Bunu bilmemekle kaybettin hayatn m marnn" demi. Bunu sylemekle kaptan, Filozof Ali' hayat boyunca unutamayaca bir ders vermi olur. O gece kaptan ve mrettebat sular sakinlein baka bir gemi yardmyla kurtulmular. Tabi ki de... O gnden sonra da Ali'nin azndan o ok bil i felsefe hakknda tek kelime bile kmam. Bu olaydan birka yl sonra Ali, yakn dostu o' u kaptana bir hediye gndermi. Dalgalarla bog fes miymi bu. Fakat asl nemli olan da res- 'a yazan szlermi. e bo eyler su stnde kalr. ihtiyalardan uzak dur ki varlk okyanusunda APAIK EYLER kiiler, ilminin genilii ve derinliiyle meb bilgeye sormak zere sorular hazrlamlarn srasyla sordular ve bilge de cevaplad: akll kii kimdir r zaman bakalarndan renecek eyler bu' gl kii kimdir? "ine hakim olan kiidir. gin kii kimdir? 'eki hazinenin, yani yaad gnn ve sa- tini bilen kiidir. a kim layktr? fisine ve dostlarna sayg gsteren kii. "aplar zerine birisi dayanamayp atld: efendim, bu syledikleriniz o kadar ak ve ki! n ok ak olduklarndan, insanolu onlar buk unutabiliyor, diye cevaplad bilge. DNYADA EN OK SEVD KMSE Bir bilgeye sormular: "Dnyada en ok kimi seversiniz?" "Terzimi severim." diye cevap vermi. Soruyu soranlar armlar. "Aman stad! Dnyada sevecek o kadar ok kimse varken, teni de kim oluyor? O da nereden kt? Neden teni?" diye sormular. Bilge, bu soruya yle cevap vermi: "Evet dostlarm, ben terzimi severim. nk ona her gittiimde, benim lm yeniden alr. Ama tekiler yle deildir. Bir kez benim hakkmda karar verirler; lnceye kadar da, beni hep ayn kalpla ve ayn gzle grrler." SUAL VE BR CEVAP Mevln'ya felsefecilerden bir grup gelerek baz sorular sormak istediklerini sylediler. Mevln da onlar hocas ems-i Tebrz'ye havale eder. Bunun zeri- ne O'nun yanna giderler. ems-i Tebrz mescidde, talebelerine, bir kerpile teyemmmn nasl yaplaca' n gsteriyordu.

Gelen felsefeciler sual sormak istediklerini belirttiler. ems-i Tebrz, "Sorun" dedi. Felsefecilerden biri sormaya balad. "Allah var dersini?;; ama grnme*. Gster de inan*1' lm." ems-i Tebrz, "br sorunu da sor." der. , "eytann ateten yaratldn sylersiniz, sonra da \ ona azab edilecek dersiniz ? Hi ate atee azab eder ii. ns-i Tebrz; "Peki brn de sor." der. [Jr, "Ahiret'te herkes hakkn alacak, yaptklarnn ce- ecek diyorsunuz? Brakn insanlar, canlar ne is- ^yapsnlar, karmayn" der. tun zerine ems-i Tebrz, elindeki kuru kerim bana vurur. Soru sormaya gelen felsefe- Ighal zamann kadsna gidip, davac olur. Ve, sordum, o bama kerpi vurdu." diye iks-i Tebrz, "Ben de sadece cevap verdim" der. i bu iin aklanmasn ister. s-i Tebrz yle anlatr: "Efendim! Bana 'Al- (Tel'y gster de inanaym' dedi. imdi bu fel- na vurduum kerpicin banda ar yapt- ar, bann arsn gstersin de grelim. flie bana, eytana atele nasl azab edileceini |3pen buna toprak parasyla vurdum. Toprak gn actt. Hlbuki kendi bedeni de topraktan Toprak topraa nasl ac verir? : bana, 'Brakn herkesin can ne isterse onu pBundan dolay bir hak olmaz.' dedi. Benim ca- bama kerpici vurmak istedi ve vurdum, an aryor? Aramasa ya! Bu dnyada kk pfcle iin hak aranrsa, o sonsuz olan hiret haya- ;in hak aranmasn?" Felsefeci, bu gzel cevaplar karsnda mahcb olup, syleyecek sz bulamaz. RUM HALKI LE NLLERN RESSAMLIKTA BAHSE GRMELER Eer gizli ve ilh bir bilginin gnle nasl aksetti- ine dair bir rnek istersen, Rum lkesi halk ile in- lilerin hikyesini syle. inliler, "Biz daha mhir ressamlarz" dediler. Rum lkesi ressamlar ise, "Bizim ustalmz sizden daha stndr." davasna giritiler. Bunun zerine padiah bir gn, "Hanginiz davanzda haklsnz? Bunu anlamak iin sizi imtihan ede ceim." dedi. in ressamlar ile Rum lkesi ressamlar yarmaya giritiler. Fakat Rum lkesi ressamlar yar madan ekinir gibi oldular. inliler, "Bize zel bir od veriniz, biz o odada alalm, bir oda da sizin olsun dediler. Kaplar birbirine kar iki oda vard. Odalar birini inliler ald, dierini de Rum lkesi ressamla inliler padiahtan yzlerce eit renkte boya istedile. O yce padiah, renklerin hazine kaplarn, onlara tu Bylece, inlilere her sabah hazineden eit e renklerde boyalar balanyordu. Rum ressamlar ise, "Ne resim, ne de boya bizim1 m ize yarar. Bize paslan gidermekten baka bir ey gere mez." dediler. Kapy kapadlar, duvar cillamaya ba dlar. Odann kapya kar olan duvarn gkyz gibis temiz ve parlak bir hale getirdiler. ki yz eit renkt renksizlie ancak bir yol vardr. Renk buluta ben

; ise ay gibidir. Bulutlarda ne trl parlaklk, bir en, onu yldzlardan, aydan ve gneten bil. liler, resimlerini yapp bitirince sevin ve ne- . davullar aldlar. Padiah kapdan ieri girerin yaptklar resimleri grd. Onlarn ince- elliine ard kald, akl bandan gitti, m lkesi ressamlarnn yanna geldi. Padiah amlar iki oda arasndaki perdeyi kaldrdlar, ia inlilerin yapm olduklar resimler, na- odann cillanm duvarna vurdu. Padiah, fnda ne grmse, burada onlar daha iyi, grnd. Resimler yle canl, yle gzeldi gzn alyordu. Resimler, sanki bakanlarn , gz yuvalarndan ekip kapyordu. [ fostum! Hakk klar olan sfler Rum lke- mlarna benzerler. Onlarn kitaplar, ezberle- |eri, gsterecek hnerleri yoktur. Fakat onlar " ibadetle, iyiliklerle cillamlardr. Hrstan, cimrilikten, kinden kurtulmulardr. Onlar, bir ayna gibi saf ve tertemizdir. Oraya sz ekiller, suretler vurur. Orada grnr, pillin, hudutsuz olan, srete brnmeyen s- t'nn gnl aynasna vurmu ve Ms'nn i4P kard el de Yed-i beyz (= Beyaz el) p|&beyaz ve nur satc olarak grnmt. Eferi o manev sret, gklere, ara, fere, deflere, bala ve btn kinata smaz. k bunlarn huddu vardr. Sayya sar elerdir. Fakat gnl aynasnn haddi, hud nihayeti yoktur. Acaba, gnl onunla mdr? Yoksa gnl, Q mudur? diye burada akl ya susar, ya ldrif yahut yoldan kar. Gnl, hem sayya sar, hem sayszdr. Yaty hem kesrete dalmtr, hem de vahdeti hu[. mutur. Ona akseden naktan baka hib: nak ebed olarak kalmaz. Ezelden ebede kadar gnle yeni yeni nak lar, tecelller akseder; her nak orada perde siz olarak grnr. Gnllerini Allah' anarak, iyi iler yapa cilalam, parlatm olanlar renkten ve kok dan kurtulmulardr. Onlar, her an, ilerinde bir holuk ve gzeli hissederler. SEVGNN SADECE SZN EDENLERE (DERV KAIKLARI) Bir gn sormular ermilerden birine: "Sevginin sadece szn edenlerle, onu yaay lar arasnda ne fark vardr?" "Bakn, gstereyim" demi, ermi. nce sevgi dilden gnle indirememi olanlar ararak onl bir sofra hazrlam. Hepsi oturmular yerlerine, ken tabaklar iinde scak orbalar gelmi ve arkas dan da dervi kaklar denilen bir metre boyunda klar. Ermi, sofradakilere, "Bu kaklarn ucundan tup yle yiyeceksiniz" diye bir de art koymu. deyip imeye teebbs etmiler. t o da ne? Kaklar uzun geldiinden bir trl -madan gtremiyorlar azlarna. En sonun- lar beceremiyorlar, ylece a kalkmlar sofii..." demi ermi, "sevgiyi gerekten bilenle- im yemee." * ri aydnlk, gzleri sevgi ile glmseyen ini oturmu sofraya bu kez. "Buyurun" deni- biri uzun boylu kan orbaya daldrp, sndaki kardeine uzatarak iirmi. Bylece "ierini doyurmu ve krederek kalkmlar

1" demi ve eklemi: ki hayat sofrasnda yalnz kendini grr ve dnrse, o a kalacak ve heT kim kardeini doyurursa, o da kardei tarafndan doyuru- hesiz... Ve unu da unutmayn; hayat paza- deil, veren kazantadr daima. Dnn! 'an da doyarak m kalkardnz yoksa a m?" ZHR LMLER M JfOKSA BTIN LMLER M? m biri, kendi saltanat dneminde teden sjUimleri ile btn limleri arasnda sregelen a ve mnzaralarda hangi tarafn daha nu anlamak iin saraynda ayr ayr gn- jki taraf iin de ziyafet tertip eder. . hir limlerinden hem de btn limlerin- ilerinin en mehurlarn, tertib ettii bu ziyafete davet eder. Saraynn d kapsndan i giri kapsna kadar da saray bahesinin yoluna kl dktrr, Tertib edilen ziyafete ilk nce zhir limleri arlr Zhir limlerinin saraya gelileri hem birlikte olmaz; hem de belli bir disiplin dhilinde gereklemediin, den kllerin zerinde yrrlerken etraf toza dumana katarlar. Ziyafet odasnda sofraya karlkl yemek ye. mek iin otururlar; ancak yemek kaklarnn saplan olmas gerekenden biraz uzun olduu iin, yemekleri yerken hem sofraya, hem de stlerine dkerler. Yemek fasl bittikten sonra padiah hediye vermek iin ilerinden en lim olannn hangisi olduunu sorar. Davete arlan her zhir limi, ilerinde en lim olarak kendilerini iaret ederler. Bundan dolay da padiah hediye vermekten vazgeer. Zahir limlerinin saraydan ayrlp gittikleri gnn ertesi gn, bu kez de btn ilminin limleri saraya davet edilirler. Kl serpili saray bahesinden ieri girerlerken, nlerinde, kendi aralarnda yaa ve ilimce daha stn olduuna inandklar zat olduu halde, dierleri onun bast ayak izini takip ederek etrafa kl tozlarn yaymadan saraydaki ziyafet odasna girerler. Sofrada karlkl otururlar. Kaklarn saplarnn uzun olmas mnasebetiyle, kendi kendilerine yemek yerine' her biri karsnda oturan arkadana yedirir. Verdii ziyafetten dolay padiaha teekkr ede' rek ayrlmak isterler. Padiah onlara da, ilerinde e limlerinin hangisi olduunu sorar. Saraya en nd gelen ve saraydan en nde kmak zere olan zt af kasndakini, arkasndaki de bir arkasndakini iar 'ra en sondaki kiiye kadar gelir. En arkada ise, "En limimiz, en nde gidendi" der. Pa- J-er biriniz ayr ayr iltifta ve takdire layks- 1 ten sonra, hediyeyi ilerinden en lim olar. ilmi limlerindeki edebe, birbirlerine kar tete, tevzuya, ahs ve itima disipline, te- ,ye intizma adeta hayran kalr. Anlar ki btn in, zhir ilim erbabndan hem stn, hem de nde yer alr. onlar, kl ilmini hl ilmine dntrebilmi -MERHAMETTEN MUHABBETE N KULARA YEM VEREN MECS) lahtan Cneyd-i-Badd (k.s.) rivayet ediyor: Mecsnin, karl bir gnde kulara yem ver- Jm. Atepereste hitaben:

olmaynca ve slm'a girmeyince bu yapt- sm gremezsin. Allah, bu yaptn iyilii, ile kabul eder, dedim. Mecs de bana: ki kabul etmez ama, bu yaptm grmez, bil- di. tte grr ve bilir, cevabn verdim. le ise, bu da bana kfidir, dedi. yllar geti. Bir hac mevsiminde Beytul- ettim ve Mekke-i Mkerreme'ye gittim, uazzama'y tavaf esnasnda, bir ztn: - Ey bu kinatn shibi! Ey bu beytin Rabbi! Her eyi gren, iiten, bilen sensin, diye gzlerinden yalat dkerek Beytullah' derin bir ak ve vecd iinde tavaf ettiini fark ettim. Yznde, iman nuru panldyordu, Dikkat edince, bu nur yzl ztn, birka sene nCe karl bir gnde kulara yem veren ateperest olduunu hatrladm. Tavaftan sonra, kendisine yetitim ve usul- ca kolundan tuttum. Bana: - ite, Allah grd ve bildi, dedi. Hayretle yzme bakarak: - Allahu ehad, Raslh Ahmed, sayhasiyle ruhunu teslim eyledi. O nda bana hitb olundu ki: - Y Cneyd! Sen beytimi arzu ettin, geldin beytimi buldun. O, bana geldi, beni buldu. Grdn m? Yapt o iyilik nasl imanna sebep oldu. Mrik olduu halde, iyilii sayesinde ne li makamlara, ne yce bir devlete erdi ve ebed hayata kavutu, Cennet ve cemle ve rz-i-ilhye mazhar oldu. ALLAH'A KUL OLANA KULLAR HZMETKR OLUR Hzr Neb (a.s.) bir hamama gider, ihtiyar bir ztn, kendi bana bir kurnada ykanmakta olduunu g rp, yanna varr ve ihtiyar zta ltife olsun diye, kat? kurnada ykanan genleri gstererek: - Baba, genliinde ihtiyarlara hizmet etmemis" ki u delikanllar da sana hizmet edip seni ykanuy0' lar, dediinde, ihtiyar zt: Biz genliimizde ihtiyarlara hizmet ettik, ama delikanllar bize hizmet etmiyorlar, der. zr: 'a yle mi? diyerek, ihtiyarn arkasn keseler ve tiyar zt ona teekkrden sonra: enler bizim srtmz varsn ykamasn. Allah, byle Hzr' gnderip ykatr! deyince, Hzr alr, :nim Hzr olduumu nereden biliyorsun? delah'a kul olana byle eyleri bilmek g deil- bn alr. Hzr, Cenb- Allah'a mncaat edip: *a Rabbi! Bana bir defter verip, o defterde se- ismini bildirdin. Bu ztn ismi burada yok. "dendir? dediinde, Allah cevap verir: 8 Hzr! Sana verdiim defterde sevenlerimin Bu ise sevdiklerimdendir. Sevdiklerimin ismi- ben bilirim. SENNLE DE BERABERM ln; sohbetlerinde devaml srette; "Canm " olduka Kur'n'r bendesiyim; seilmi Mu- f yolunun topraym. Birisi, szlerimden, hunim sz naklederse, O nakledenden de uzam, de uzam. gel gibiyiz- Bir ayamz eri'at'te (ayet, hadis, et ve kys- fukaha zerine kurulmu olan din ') salamca durur, teki ayamz yetmi iki diye sylerdi.

Mevln, hasmlar tarafndan kendisine reva grlen laf atmalara ve uygunsuz szlere hi ac cevap vermez, yumuaklkla mukabelede bulunurdu. Bir keresinde Mevln'ya husmet besleyen Konyal Sirceddtn'e Mevln'nm, "Ben yetmi iki milletle beraberim" dediini sylediler. Sirceddn de husmetinden, Mevln'y huzursuz etmek ve insanlarn gznden drmek niyetiyle, yaknlarndan olan bir limi ona gnderir. O lim, Sirceddn'in talimtna gre, byk bir kabalk iinde Mevln'ya "Sen byle mi syledin?" diye soracak, ayet ikrar ederse kendini edeb d szlerle incitecek, insanlar arasnda mahcb edecekti. O lim, Mevln'nm huzuruna gelir ve sorar: "Sen yetmi iki milletle beraberim diye syledin mi?" Mevln da cevaben: "Evet, syledim" deyince, o anda Mevln'ya kar lim, azna gelen edeb d szler sarf eder ve ar derecede ileri geri konuur. Mevln tebessm ederek sznn bitip bitmediini sorar. Adam evet deyince, Mevln der ki: "Senin btn bu sylediklerine ramen, seninle de beraberim." ZM HER BR BAKA BR ADLA TANYAN DRT KNN ZM N KAVGAYA TUTUMALARI Bir adam drt kiiye bir miktar para verdi. "Bu pa' ra ile iinize yarayan aln!" dedi. Drt kiiden biri; "Bu paray engr'e verelim." dedi. I br arkada Arap idi. "Aksilik etme!" ded j "Ben engr istemem, ineb isterim." k; Onlardan birisi Trk idi. "Ben ineb istemem, ?p isterim." dedi. B: Rum olan bir bakas, "Brakn bu laflar!" dedi. Kt {jara ile istafil alalm." dedi.2 ?, Derken drt kii birbirleri ile ekimeye, dv- H'e baladlar. nk adlarn anlamndan haberleri ptu. Onlar ahmaklklarndan, birbirlerine yumruk gtlard. nk bilgisiz ve bombo idiler. ^Orada eitli dilleri bilen, sr sahibi stn biri buji:; ita idi, onlar uzlatrr, bartrrd. Onlara derdi ki: m bu para ile hepinizin istediini alrm. Hibir art Bftceye kaplmadan, hile yoluna sapmadan gnl- ft bana verirseniz, bu paranz istediiniz eylerin tini yapar. Bu paranzla drdnz de muradnza phiz. Drt dman uzlar, birleir. Sizin her birini- fet ayrlk belirtir, sava dourur; fakat benim s- frlatrr, birletirir." jfaztk ki Trk, Rum ve Arab'n kavgasndan engr ||b phesi zlemedi. HSn dillerini bilen bir Sleyman gelmedike, bu fttadan kalkmaz. IRKURT LE TLKNN, ASLANIN GJ> ITAY YETNDE AVA GTMELER jfelan, kurt, bir de tilki avlanmak iin daa, or- pa gitmilerdi. Avlanmak iin, birbirlerine yarfil" Rumca, "ineb" Arapa, "engr" Farsa zm de- ctir. dm etmeyi, yollar, belleri iyice tutmay dnyorlard. O engin ovada, beraberce, birok av tutacaklard. Erkek aslan, onlarla beraber olmaktan, onlarla beraber avlanmaktan utanyordu; ama yine de, ikram olsun diye, onlara yolda olmutu. Kurtla tilki, heybetli aslann peinde daa doru gittiler. leri yolunda gitti, bir da sr, bir kei, bir de semiz tavan yakaladlar.

Avlar, l ve yaral olarak kanlar iinde srkle - ye srkleye dadan ormana getirdiler. Kurt ile tilki, doymazlk iinde idiler. Azlarnn suyu akyordu. Padiahlar padiahnn bu avlar adaletle pay etmesini bekliyorlard. Her ikisinin de bu tamah, bu doymaz duygusu aslann iine dodu. Onlarn bu tamahnn sebebini bildi, anlad. Aslan, "Ey tecrbeli, ihtiyar kurt! Bu avlar aramzda pay et de yeni bir adalet gster." dedi. "Pay etme iinde benim vekilim ol da, senin tabiatnn nasl bir yaratlta olduu meydana ksn." Kurt dedi ki: "Padiahm! Yaban kz senin payn olsun, o da byk, sen de byksn, semizsin, eviksin. Orta boyda, orta irilikte olan kei de benim olsun; tilki, sen de, yanlmadan, hi ses karmadan tavan al, tavan tam sana gre." Aslan, "Ey kurt!" diye kkredi. "Bu sz nasl soy ledin? Bir daha syle bakaym. Ben burada iken, sen nasl olur da ben ve sen diye konuabilirsin? Kurt, ne kpek oluyor ki, benim gibi esiz, benzersiz bir aslann yannda kendini var gibi grebiliyor? Ey kendisine var- lk veren eek, beri gel!" dedi. Kurt yanma gelince, as' lan bir pene vurdu, onu paralad. Aslan, kurtta akl olmadn, doru bir karara va- dn grnce cezasn vererek onun derisini ba- an syrd. Dedi ki: "Mademki beni grmek, seni en almad. Byle bir cana inleyerek lmek gerek- Huzurumda yok olmadn iin senin boynunu vurlzm geldi." Aslan, iki ayr ba olmasn diye kur- kafasn kopard. Ondan sonra aslan, yzn tilkiye evirdi de; ydi!" dedi. "Bunlar yemek iin sen pay et." Tilki ' ki: "Ey yce padiah! u semiz kz, senin kuluk in olsun. u keiden de, aziz padiahmzn le iin bir yahni yaplr. Tavan ise, ltuf ve ke- sahibi padiaha, akamleyin bir erez olur." Aslan, "Ey tilki!" dedi. "Adalet mealesini sen ; byle haka pay edii sen kimden rendin? Ey " i, bu akllca ii nereden rendin?" Tilki dedi ki: "Ey cihan padiah! Ben bunu kur- bama gelenlerden rendim." Bunun zerine aslan, tilkiye: "Mademki kendini akmza tamamyla baladn. Avlarn de se- Isun, n de al gtr." dedi ve ilave etti: 'Ey tilki! Sen tamamyla biz oldun, bizim oldun, seni nasl incitebiliriz? Alak kurdun bana ge- ibret aldn iin, artk sen tilki deilsin, benim m." PSZ ZGRLK ir kei, bal olduu ipi koparp boynunu kurtar- k zgrm. Dilediince komu krlarda, bayrlarda dolam. stedii her yere gitmi. Yemyeil otlardan doyasya yemi. Dalardan gelen suyu afiyetle imi. Ne oban karm o gn, ne sahibi... Yannda hibir kei srs kalabalk etmemi. Kimse bir tarafa sevk edip bir yne ekmemi. Kendi Usannca arklar sylemi, trkler mrldanm. Ve nihayet en akrak geen bir gn bitmeye balam. nce ikindi glgesi dm her eyin zerine, sonra yava yava gne ufuktan kaybolmu gitmi ve zifiri karanlk sarm her yan... Kei ilk kez rpermi. Karanlkta hibir ses, hibir k krnts kalmam. ini bir dehet sarm ve birden allklarn arkasndan, karanlklarn arasndan akmak

akmak parldayan iki gz grm. Fakat her nedense bu parltya sevinememi. Ve evet, aklna gelen bana gelmi. Hayatnda en son grd o iki parldayan gz olmu. Kurt, bu zgr keiyi byk bir itahla yemi. Kei, bu ipsiz zgrln faturasn ok pahal demi. FLOZOFA KISA VE HAZIR CEVAPLAR

SZ ANLAMAK VE ANLATMAK Bir filozofa, "Dnyada en zor ey nedir?" diye so- ar. "Szdr" diye cevap verir filozof. "Neden? diye sorduklarnda; "nk anlamak da zordur, anlatmakta" der. LAF Frb'ye, "Laf uzatanlara ne yapmak lzm?" diye ular. ? yle cevap vermi: ; "U^un konuan ksa dinlemeli." HERKES YANINDAKN VERR! .kendisine hakaret edilen Hz. Is'ya (a.s.), "Niin ; vermediniz?" diye sorduklarnda: "Herkes yannda olandan verir" demi. "Onda olan, benim yanmda yoktu." KTKLER N KESKN BALTA (AIR SZLER) Szlerinin sivriliiyle tannan bir bilge kiiye, yaknlar, "ifadeleriniz ok ar geliyor, insanlar bazen kaldramyorlar efendim" dediklerinde u cevab vermi: "Ktkler iin keskin balta gerekir." H OLMAZSA SAFIM BELL OLSUN Hz. brahim'i atmak iin byk bir ate yaklmt. Bu esnada bir karnca su tayordu. Yolda giderken karlat karncalar nereye gittiini sorarlar. Karnca, "Hz. ibrahim'i atacaklar atei sndrmek iin su tayorum" diye cevap verir. Soruyu soran karncalar glerler; "Senin gtrdn su, o kocaman atei sndrmeye yetmez ki derler." "Olsun" der karnca, "ben de biliyorum yetmeyeceini; ama hi olmazsa safim belli olsun..." IKLARIN RENG Mevln'ya sormular: "Ashb- Kehf'in Ktmr'inin rengi ne idi?" "Sar olsa gerek" demi Mevln, "nk klarn (rengi) benzi sardr." ALLAH RASL LE AYNLEMEK Mevln Celleddn Rm, sabah namazn kld- eve gelmi ve hanmna, "Bugn kahvaltlk bir ey m?" diye sormu. Hanm, "Sen de biliyorsun ki evde yiyecek bir ey cevabn verir. Bunun zerine Mevln, "Allah'a hamdolsun bu- evimiz Peygamberimizin evine benziyor" der. DNYADAN KORUNMAK Bir gn Mevln'nn hanm yokluktan yaknr- Mevln, hanmna:

"Dnyay sizden esirgemiyorum, sizi dnyadan iyorum" der. KULAK Kulaklarnn bykl ile nl olan Galile'ye mlarndan biri: "stad!" demi, "Kulaklarnz bir iin biraz byk deil mi?" ,Galile, "Doru" demi, "Benim kulaklarm bir in- in biraz byk, ama seninkiler de bir eek iin kk saylmaz m?" ANSA NANMAK Bir filozofa sormular: "ansa inanr msnz?" Filozof: Evet. Yoksa sevmediim insanlarn baarsn aklardm?" R Bir emsiye tamircisi yazm olduu iirlerini incelemesi iin Shakespear'e gnderdiinde, nl yazarn cevab u olur: "Dostum! Siz emsiye yapn, hep emsiye yapn, sadece emsiye yapn..." BAKMA SANATI Picasso bir balk resmi yapar. Sanattan anlamayan birisi, beenmeyerek "Bunun neresi balk?" deyince, Picasso kzarak cevap verir: "O baltk deil, sadece resim." KULARIN SES Bir sergide Picasso'nun resimlerinden bir ey anlamadn syleyen birine Picasso, kendini tantmadan, "zlmeyin; Kularn seslerinden de bir ey anlamyoruz" demi. SONSUZ HAYAT "Yallk yllarnda iken niin kendinizi bu kadar yoruyorsunuz?" diye soran arkadalarna, Victor Hugo, u cevab vermi: "Dinlenmek iin nmde sonsuz bir hayat var." ZAMANSIZ SORU Zamann ilme adam ok megul bir bilge kiiye. "Zaman nedir?" diye sorduklarnda, ondan u cevab almlar: "u anda zaman anlatacak kadar zamanm yok." YOKSULLUK Bir bilgeye, "Yoksulluk ka gn srer?" diye sorduklarnda, "Krk gndr" diye cevap vermi. "Peki" demiler, "krk gnden sonra ne olur?" Gayet sakin cevap vermi: "Alrsnz." KENDS OLMAK Bir bilgeye sormular: "Bir insana den ilk i nedir?" Cevap gayet ak- der bilge: "nsann kendisi olmak." SOY SOP MESELES Baheddn Nakbend (k.s.)'e sorarlar: "Soyunuz nereye ulayor?" "nsan soyu ile hibir yere ulaamaz" diye cevap i ONA ULAMAK N ELMEK LAZIM

' t!bh,I blrffa> "SerVet barnzn altnda * halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye soruldu- Ona ulamak iin eilmek kam da ondan" deBK'YE GRE STKBL Byk dvn iri Bk'ye, "Gelecei renmek ister misiniz?" diye bir soru sormular. O da u cevab vermi: "Hayr istemem; nk gemiten farla yoktur." NAPOLYON Vaktiyle Fransa hkmet ricalinden biri, Napol- yon Bonapart' bir muhrebede tenkide kalkp parman harita zerinde gezdirerek, "nce urasn almalydnz; sonra buradan geerek tesini zapt etmeliydiniz" gibi fikirler yrtmeye balaynca Napolyon, "Evet!" demi, "onlar parmakla alnabilseydi, dediin gibi yapardm." MTHAN Napolyon'un kars bir gece yars kocasn telala drterek "Kalk! Kalk!" der. Napolyon uyanr ve uyku sersemliiyle, "Ne bu tela hanm, ne oldu?" diye sorar. Hanm "Kalk! Sava koptu, Fransa igal edildi" deyince, Napolyon: "Tela etme hanm, yat! Ben de sandm imtihan var; korktum..." der. MKNSIZ "Trkler yenilebilirler, ama asla esir edilemezler" sznn sahibi Napolyon, bir sava esnasnda, emrindeki subaylardan birinden bir mektup alr. Mektupta, "Emir buyurduunuz yerin alnmas imknsz" diye yazmaktadr. Napolyon'un cevab yledir: "Siz mektubunuzda bana bunun 'imknsz' olduunu yazyorsunuz. Bu szck Franszca deildir." DOSTLUKLA DMANLIK Namk Kemal'e bir arkada, "Sizin en samimi dostunuzla en iddetli dmannz kimdir?" diye sormu. Namk Kemal, "nsann en samimi dostu da, en id- gktli dman da kendisidir" diye cevap vermi. AZRAL UNUTUR MU? Son derece alkan bir insan olan ve uzun bir iir sren Sheyl nver Hoca'ya sormular: "Azrail zi unuttu mu efendim?" nver hoca u cevab vermi: "Hayr! Daha geenlerde grtk. Bana dedi ki: ; bulursam gtrrm!.." VAPUR Necip Fazl, vapurla Karaky'e geerken, yanna " yaklap, "stad", diye sormu; "Peygamberlere ne 'ye gerek duyuldu? Biz kendimiz aklmzla yolumuzu bilirdik." Necip Fazl, okuduu kitaptan ban kaldrma- \ "Ne diye vapura bindin ki, yzerek geseydin ya iya" demi. ONA EN SON BNECEZ Necip Fazl'a sormular: "stad zel arabanz yok mu?" Ustad annda m- tefekkirne bir cevap vermi: "Var. Ama ona en son bineceiz." EKSK KALAN GNLER

Aksakall bir bilge kiiye, bir dost ziyaretinde selam ve hal hatrdan sonra, "Neler yapyorsunuz?" diye sorulduunda u cevab vermi: "Eksik kalan gnlerimizi tamamlamaya alyoruz efendim." ANAKKALE NDE ngiliz garson, Trk mteriye: "anakkale'de ok askerimizi ldrdnz iin sizleri pek sevmeyiz" deyince, bizimkinden gayet soukkanl bir ekilde u cevab alm: "Orada ne iiniz vard?" SAY BLMEYEN HKM Bir mahkemede be yz denek vurulma cezasna arptrlan bir adamn glerek, "Hakim bey! Sen ya mrnde hi dayak yememisin, ya da say saymay bilmiyorsun" demi. YALNIZ DOSTLARIMI ki arkada kahvede konuuyorlar. - Sen ngilizleri sever misin? - Hayr! - Ya Almanlar? - Hayr! - Franszlar? - Hayr! - Amerikallar? - Hayr! - Be adam, sen kimleri seversin? - Yalnzca dostlarm... D ASLAN Hayvanlar bir gn, "Kim daha ok yavru dourabilir?" diye tartmaya balarlar. Hep birlikte dii aslana gidip sorarlar: "Sen ka yavru dourabiliyorsun?" "Bir" diye cevaplar dii aslan. "Fakat ben aslan doururum." YARALI ASLAN Avclarn elinden yaral olarak kaan aslan gren Ki, "Ne o, aslan karde? Bizimkiler ava kmlard, fi mi avladlar yoksa?" der. Aslan, kanlar iinde zaten yaral, halsiz ve bitkin, -iye dner ve "Ben bu yaradan lmezdim, ama senin lafn ldrd." der. DAHA NCE TATTIKLARI N Bir bilgeye sormular: "Baz ihtiyarlar, neden genlerden daha ok dnyaya hrs gstermektedirler?" Bilge kii onlara u cevab verir: "O ihtiyarlar genlerin daha henz tatmad dnya lezzetlerini tattklar iin..." YENGE LE ANNES "Neden byle yan yan yryorsun yavrum!" diye sorar anne yenge yavrusuna ve arkasndan da ekler: "Dzgn yrsene!"

"Pekl, anne!" der yavru yenge, "Sen nmden dzgn yr, ben seni takip ederim." EDEB Hz. Lokman'a: "Edebi kimden rendin?" diye sormular. u cevab vermi: "Edebsizlerden." TECRBE dam edilmek zere olan bir mahkma, "Diyecein bir ey var m?" diye sorduklarnda, "Tecrbe kazandm" cevabn vermi. "Bu bana ders oldu." ZEK Bir bilgeye sordular: - Bir insann zeki olduunu nereden anlarsnz? - Konumasndan. - Ya hi konumazsa. - O kadar akll insan yoktur ki? NC DNYA SAVAI 1955 ylnda len nl atom bilgini Albert Eins- tein'a sormular: "nc dnya sava hangi silahlarla yaplacak?", "Onu bilmem" demi Einstein, "ama drdnc dnya sava muhakkak ta, sopa ve oklarla yaplacak." HASTANIN YEME Lokman Hekim'e: "Hastamza ne yedirelim?" diye sorduklarnda, u cevab vermi: "Ac sz yedirmeyin de, ne yese olur." KPEKLERN KARDEL Mevln, talebeleriyle yrrken, yol kenarnda birka kpein sarma dola uyuduklarn grrler. Yanndaki talebelerinden birisi, "Gzel bir kardelik rnei" der. "Keke insanlar da bundan ibret alsa." Mevln, tebessm ederek karlk verir: "Aralarna bir kemik atver de, gr bakalm kardeliklerini." BLGEL KMDEN RENDN? Lokman Hekim'e, "Bilgelii kimden rendin?" diye sorduklarnda ondan u cevab almlar: "Krlerden rendim. nk onlar elindeki denekle tam aratrmadan adm atmazlar. Basacaklar yerin salam olduundan emin olduktan sonra adm atarlar... Bundan dolay ben de bir ey yapacam zaman dnr, faydal ise konuur, yararl ise yaparm... Faydasz ise brakmay ve susmay tercih ederim." YETERL OLAN Bir rencisi Konfiiys'e dedi ki: "Yaadn kentte seni herkesin sevmesi nasldr?" Yeterli deil, cevabn alan renci bir daha sordu: "Peki, kentte seni herkesin sevmemesi nasldr?" Konfys yle cevaplad:

"Yeterli deil. nsanlarn arasnda iyilerin seni sevmesi; ktlerin de sevmemesi daha iyidir." DNYANIN YZ Hastalktan tr gzleri kapanm olan bir adam, halk airi Seyrn'ye: "Bende dnyay grecek gz m kald?" diye ikyette bulununca, sz ustas Seyrn: "Hi zlme dostum!" demi. "Zaten dnyada da baklacak surat kalmad." DEVASIZ DERT bn Sn'ya, "Dnyada devas olmayan bir dert var m?" diye sorduklarnda ondan u cevab almlar: "Derdin devasz, iyinin ktye muhta olmasdr." NSAN "nsan, kinata hkim bir varlktr" diyen felsefe retmenine, rencilerden biri, u cevab vermi: "Tansiyonuna bile hkim olamayan insan, kinata nasl hkim olur?" OLMADII YER GSTERN Materyalist bir retmen, rencisine, "Syle bakalm" demi, "Allah nerede? Eer bilirsen portakal vereceim." rencinin cevab u olmu: "Si? bana O'nun olmad yeri gsterin, ben size portakal bahesini vereyim." ELMA RCA EDEYM tnkrc bir retmen, cebine eker doldurduktan sonra, kk rencilerine yle demi: "Eer Allah varsa, isteyin bakalm size eker verecek mi?" Ama ben, var olduum iin, isterseniz size eker verebilirim. Hem de derhal." Snfn en zeki ocuu, retmenin niyetini anlayp, unlar sylemi kendisine: "Bana eker dokunuyor retmenim. Onun yerine bir elma rica edeyim." NEDEN MTHAN EDYORSUNUZ? retmen, rencilerin akln kartrmak iin, "ocuklar!" demi, "Allah hepimizin cennete gitmesini istedii halde, neden bizi dnyaya gndermi?" ocuklardan biri, soruya karlk vermi: "retmenim!" demi, "phesiz ki siz bizim snf gememizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize geerli not vermeyip imtihan ediyorsunuz?.." MUTLULUK Tolstoy'a, "Nasl mutlu olursunuz?" diye sorduklarnda u cevab vermi: "Sahip olduum eylere sevinerek, sahip olamadklarma ise hi zlmeyerek." YANLILIK Eski devirlerde bir gece yars, gece bekileri bir genci elinde byk bir kama olduu halde yakalamlar. Gece bekileri, "Sen kimsin? diye sormular. Gen, "Talebeyim" diye cevap vermi. "Bu kamay niin yannda tayorsun?" diye sormular. Gen, "Kitaplardaki yanllar kazmak iin" diye cevap vermi. Bekiler, "Hi bununla yanllar kaznr m?" dediklerinde, "Bazen yle yanllar oluyor ki bu bile az geliyor" diye cevap vermi.

OTUZ BENDE LMEZSEN EER ki arkada sohbet ediyorlard. Sz dnp dolat ve hayatn ne kadar da abuk getii zerine younlat. "Hayat krkndan sonra balar" dedi ilerinden biri. teki de cevap verdi: "Otuz beinde lmezsen eer." FAKRLN SEFASI Vaktiyle bir dervi bir kervana katlm, yaya olarak gidiyormu. Bir boazda karlarna kan haydutlar, kervan durdurmu, yolcular soymaya balamlar. Sra dervie gelince, alnacak bir eyi olmadn gren haydut, "Defol!" diye onu kovmu. O da bir aa altna oturmu, ubuunu ekitirmeye balam. Soyulanlardan birisi, derviin bu haline kzm; "Sen ne duygusuz bir adammsn! Soyulan bu kadar yolcu kan alad halde, sen keyif ediyorsun." diye km. Dervi de, "Brak beni kardeim. Btn mrmce sr- dm fakirliimin birka dakika olsun zevkini karaym." KENDMZE BENZETTK Bir sohbet srasnda, Arif Nihat Asya'ya, "Eilir, klr, katlanr, istenilen ekle kolayca sokulur bir yapmlar, duydunuz mu?" diye sorarlar. Arif Nihat Asya u cevab verir: "Desenize, cam da kendimize benzettik!" KAVGAMIZ KMNLE Rahmetli Ayhan Songar Hoca, kyl bir hastasna soyadn sorar. Hasta, "Kavgal" diye cevap verir. Songar, "Kiminle kavgalsn?" diye latife yapmak isteyince, kyl iini ekip bilgece bir cevap verir: "Kiminle kavgal olacaz efendim? Nefsimizle..." SEVG, DOSTLUK VE UMUT HKYELER

BAARI, ZENGNLK VE SEVG a lverie gitmek zere evden kan bir kadn, kapsnn karsndaki kaldrmda oturan bembeyaz sakall yaly grnce nce duraksad; sonra onlar, tm itenliiyle evine davet etti: "Burada byle oturduunuza gre, nz de kesinlikle ackm olmalsnz" dedi. "Ltfen ieri gelin, size yiyecek bir eyler hazrlayaym." yaldan biri, kadna, einin evde olup olmadn sordu. Kadn, einin biraz nce ktn, u anda evde olmadn syledi. Yal adam, ban iki yana sallad: "Einiz evde deilse, biz de davetinizi kabul edemeyiz" dedi. Akam ei geldiinde, kadn kar kaldrmdaki yal adamlarla arasnda geen konumay anlatt. "Senin evde olmadn renince, ieri girmek istemediler" dedi. Yal adamlarn bu davranlarn renince, kadnn ei zld. "Bir bakversene dar" dedi. "Hl oradalarsa, imdi davet edebilirsin eve."

Kadn kapy aar amaz, kar kaldrmdaki bembeyaz sakall yalyla yeniden karlat. "Eim geldi, imdi evde" dedi ve onlara davetini yineledi; "Yemeimizi birlikte yemek iin sizi imdi davet edebilir miyim evimize?" Kadnn davetine yallardan biri cevap verdi: "Biz hibir eve mz birlikte gitmeyiz" dedi ve ksa bir duraksamadan sonra, bir aklama yapt: "Sa yanmdaki bu arkadamn ad, zenginliktir. Bu yanmda oturan arkadamn ad baar, benim adm ise sevgidir." Kendini ve arkadalarn tanttktan sonra sevgi, kadna ilgin bir neride bulundu: "imdi evinize gidin ve einizle ba baa verip, bir karara varn" dedi. "imizden sadece birimizi davet edebilirsiniz evinize. Hangimizi davet etmek istediinize karar verin; sonra gelin, kararnz bize bildirin." Kadn, sevginin nerisini eine anlattnda, adam sevinten gklere frlad. "Aman, ne gzel! Ne gzel!" dedi. "Hangisini davet edeceimizi bize braktklarna gre, biz de ilerinden zenginlii davet ederiz ve evimiz de bir anda zenginlie kavumu olur." Einin karar, kadnn hi de houna gitmedi. "Baary davet etsek, daha mantkl bir karar vermi olmaz myz, kocacm?" dedi. Kaynvalidesiyle, kaynpederinin bu konumasna, ierideki odada bulunan gelinleri de kulak misafiri olmutu. Koarak ieri girdi ve o da kendi nerisini syledi: "En doru karar, sevgiyi davet etmek deil midir?" dedi. "Dnsenize! Evimiz bir anda sevgiye kavuacak." Gelinin bu nerisi, kaynpederin de, kaynvalidenin de ok holarna gitti. "Tamam, en doru karar bu olacak" dediler. "Sevgiyi davet edelim..." Kadn kapy at ve yalya birden sordu: "inizde hanginiz sevgiydi? Onu davet etmeye karar verdik. Ltfen buyursun..." Sevgi ayaa kalkt, eve doru yrmeye balad. Arkadalar da ayaa kalktlar ve sevginin arkasndan, onlar da eve doru yrmeye baladlar. Kadn, byk bir aknlk ve heyecan iinde, zenginlikle baarya sordu: "Siz niin geliyorsunuz? Ben yalnz sevgiyi davet etmitim." Kadnn bu sorusuna, yal birlikte cevap verdiler: "Eer iimizden yalnz zenginlii ya da baary davet etmi olsaydnz, davet edilmeyen ikimiz darda bekleyecektik. Fakat siz sevgiyi davet ettiniz. Bu durumda mz birden gelmek zorundayz evinize." Ve kadnn "Niin?" diye sormasn beklemeden, zenginlik ve baar szlerini yle srdrdler: "nk sevginin olduu her yerde, biz, zenginlik ve baar da, her zaman onun yannda bulunuruz." AVUCUNUZDAK KELEBEK Zamann birinde, ok akll iki karde yaarm. Etrafndaki ve okuldaki bilgiler kendilerine yetmediinden, annesi onlar, bulunduklar beldenin bilge adamna gtrm. Kardeler, bilge adama pek ok sorular sormular ve her defasnda kendilerinin tatmin olduu cevaplar almlar. Bundan ok memnun olan kardeler, bir mddet iin

bilgenin yannda kalp daha ok eyler renmek iin annelerinden izin istemiler ve bilge adamn yannda kalmlar. Bilge adama sorduklar ve aldklar cevaplara ok sevinen ve mutlu olan ocuklar bir sre sonra bu iten sklmaya balamlar. Bilgenin bilemeyecei bir soru bulmamz lazm diye dnmler. Kardelerden biri, "Buldum" demi. "ki elimin arasna bir kelebek koyacam ve bilge adama soracam. Avucumun iinde bir kelebek var, canl m l m? l derse kelebei brakacam, canl derse avu- cumu hafife bastracam. Her ne derse, cevabn bilemeyecek!" Kelebei ellerinde tutan kardelerden biri, kapal tuttuu ellerini bilgeye doru uzatm ve sormu... "Avucumun iinde bir kelebek var canl m l m?" Bilge, uzun uzun ocuun gzlerinin iine bakm ve cevaplam: "Senin ellerinde evladm, senin ellerinde.... Aknz... Geleceiniz... Genliiniz... Hayatnz... Her eyiniz... Huzurunuz... Mutluluunuz... Sizin ellerinizde..." SYAH VE BEYAZ KPEK Yal adam kulbesinin nnde torunuyla oturmu, az tede birbiriyle bouup duran iki kpei izliyorlard. Kpeklerden biri beyaz, biri siyaht ve on iki yandaki ocuk kendini bildi bileli, o kpekler dedesinin kulbesi nnde bouup duruyorlard. Dedesinin srekli gz nnde tuttuu, yanndan ayrmad iki iri kpekti bunlar. ocuk, kulbeyi korumak iin biri yeterli gzkrken, niye tekinin de olduunu; hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduunu anlamak istiyordu artk. O merakla sordu dedesine. Yal dede, bilgece bir glmsemeyle torununun srtn svazlad. "Onlar" dedi, "benim iin iki simgedir evlat." "Neyin simgesi?" diye sordu ocuk. "yilik ile ktln simgesi. Aynen u grdn kpekler gibi, iyilik ve ktlk iimizde srekli mcadele eder durur. Onlar seyrettike ben hep bunu dnrm. Onun iin yanmda tutarm onlar." ocuk, szn burasnda, mcadele varsa, kazanan da olmal diye dnd ve her ocua has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi: "Peki, sence hangisi kazanr bu mcadeleyi?" Bil- ; ge reis, derin bir glmsemeyle bakt torununa: "Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o!" BLGE LE KPEK Bir bilge, bir gletin banda oturmaktadr. Susuzluktan krlan bir kpein devaml olarak glete kadar gelip, tam su iecekken kamas dikkatini eker. Dikkatle izler

olay. Kpek susamtr; ama glete geldiinde sudaki yansmasn grp korkmaktadr. Bu yzden de suyu imeden kamaktadr. Sonunda kpek susuzlua dayanamayp kendini glete atar ve kendi yansmasn grmedii iin suyu ier. O anda bilge dnr: "Benim bundan rendiim u oldu" der. "Bir insann istekleri ile arasndaki engel, ou zaman kendi iinde bytt korkulardr. Kendi iinde bytt engellerdir. nsan bunu aarsa, istediklerini elde edebilir." Ama biraz daha dnnce aslnda gerek rendii eyin bundan farkl olduunu grr. Asl rendii ey, insann bir bilge bile olsa, bir kpekten renebilecei bilginin var olduudur. Bu yzden, sende ne varsa bakalaryla payla. Unutma ki senden de renilecek bir eyler vardr dier insanlar iin... GEREK SEVG (KULAK) "Bebeimi grebilir miyim?" dedi yeni anne. Kucana yumuak bir boha verildi ve mutlu anne, bebeinin minik yzn grmek iin kunda at ve aknlktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeini seyreden doktor hzla arkasn dnd ve camdan bakmaya balad. Bebein kulaklar yoktu... Muayenelerde, bebein duyma yetisinin etkilenmedii, sadece grn bozan bir kulak yoksunluu olduu anlald. Aradan yllar geti, ocuk byd ve okula balad. Bir gn okul dn eve koarak geldi ve kendisini annesinin kollarna att. Hkryordu. Bu onun yaad ilk byk hayal krklyd. Alayarak "Byk bir ocuk, bana ucbe dedi." diye ikyet etti. Kk ocuk bu kulak eksikliiyle byd. Arkadalar tarafndan seviliyordu ve olduka da baarl bir renciydi. Snf bakan bile olabilirdi; eer insanlarn arasna karm olsayd. Annesi, her zaman ona, "Gen insanlarn arasna karmalsn" diyordu; ancak ayn zamanda yreinde derin bir acma ve efkat hissediyordu. Delikanlnn babas, aile doktoruyla olunun sorunu ile ilgili grt: - Hibir ey yaplamaz m? diye sordu. Doktor: - Eer bir ift kulak bulunabilirse, organ nakli yaplabilir, dedi. Bylece gen bir adam iin kulaklarn feda edecek birisi aranmaya baland. ki yl geti. Bir gn babas: - Hastaneye gidiyorsun olum. Annen ve ben, sa- ?na kulaklarn verecek birini bulduk. Ancak unutma, bu bir sr dedi. Operasyon ok baarl geti ve adeta yeni bir insan vcuda getirildi. Yeni grnmyle psikolojisi de dzelen gen, okulda ve sosyal hayatnda byk baarlar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yllar gemiti, bir gn babasna gidip sordu: "Bilmek zorundaym; bana bu kadar iyilik yapan kii kim? Ben o insan iin hibir ey yapamadm." "Bir ey yapabileceini sanmyorum" dedi babas, "fakat anlama kesin, u anda renemezsin, henz deil..." Bu derin sr yllar boyunca gizlendi. Ancak bir gn o srrn aa kma zaman geldi. Hayatnn en karanlk gnlerinden birinde, annesinin cenazesi banda babasyla birlikte bekliyordu. Babas yavaa annesinin bana elini uzatt; kzl kahverengi salarn eliyle geriye doru itti; annesinin kulaklar yoktu.

Annen hibir zaman san kestirmek zorunda kalmad iin ok mutlu oldu diye fsldad babas. Ve hi kimse, annenin daha az gzel olduunu dnmedi deil mi? Gerek gzellik fiziksel grne bal deildir, ancak kalptedir! Gerek mutluluk grdn eyde deil, asl grnmeyen yerdedir. Gerek sevgi, yapld bilinen eyde deil, yapld halde bilinmeyen eydedir! BR GLMSEME Gen kz zgn grnen yabancya glmsedi. Adam kendini daha iyi hissetti. Gemite bir arkadann yapt bir iyilii hatrlad ve ona bir teekkr mektubu yazd. Bu mektup arkadann yle houna gitti ki yemek yedii lokantada garsona iyi bir bahi verdi. Bu bahiin miktarna aran garson, parann bir ksmn yolda grd fakire verdi. Fakir adam ok sevindi; nk iki gndr azna bir lokma koymamt. Yemei bittikten sonra kald izbe odaya gitmek zere yola koyuldu. Yolda souktan titreyen bir kpek yavrusuna rastlad ve onu alp evine gtrd. Souktan kurtulup ban sokacak bir yer bulduu iin yavrucak ok mutluydu. Gece evde yangn kt. Kpek yavrusu havlamaya balad Btn ev halkn uyandrana dek havlad ve bylece btn ev halk kurtuldu. Kurtulan ocuklardan birisi byd ve cumhurbakan oldu. Bunlarn olmasn salayan ise, bir kurua bile mal olmayan masum, scak ve iten bir GLMSEME idi. KENAR MAHALLE (BEN O OCUKLARI OK SEVDM) Bir profesr sosyoloji snfndaki rencilerini Baltimore ehrinin kenar mahallelerine gndermi ve o blgede yaayan 200 erkek ocuunun durumlarn aratrmalar ve her bir ocuun gelecei hakknda bir deerlendirme yapmalarn istemiti. rencilerin hemen hepsi, bu ocuklarn gelecekte hibir anslarnn olmadn dile getirmilerdir. Bundan tam yirmi be yl sonra, bir baka sosyoloji profesr, tesadfen bu almay buldu ve rencilerden bu projeyi srdrmeleri ve ayn ocuklara ne olduunu aratrmalarn istedi. renciler o blgeden tanan ya da len 20 ocuk dndaki 180 ocuktan 176'snn olaanst bir baar gsterip avukat doktor ya da iadam olduklarn ortaya kardlar. Profesr ok etkilenmiti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetikin olan o ocuklarn hepsi, o blgede yaadklar iin her biriyle buluma ans oldu. "O artlarda nasl bu kadar baarl oldunuz?" sorusuna ald cevap hep aynyd: "Mahalle okulunda bir retmenimiz vard, onun sayesinde." Profesr bu retmeni ok merak etmiti; hl hayatta olduunu rendii yal retmenin izini bulmas zor olmad. Kendisini ziyaret etmek iin evine kadar gitti. Karsnda yllarn yzne ekledii krklara ramen, hl din duran bir yal kadn buldu. Merakla yal kadna, bu ocuklar kenar mahallelerden kurtarp baarl birer

yetikin olmalarn salamak iin kulland sihirli formln ne olduunu sordu. Yal retmenin gzleri parlad ve dudaklarnn kenarnda bir glmseme belirdi: "ok basit" dedi, "Ben o ocuklar ok sevdim." DOSTTAN GELEN HER EY TATLIDIR Mahmud Gaznev'nin nedimi olan Ayaz ile Sultan, beraber salatalk yiyorlard. Sultan, salatal soyuyor; yarsn Ayaz'a, kendi eliyle veriyor, yarsn da kendi yiyordu. Salatal yiyen Sultan, onun zehir gibi ac olduunu grd; fakat karsnda ayn salatal tatl tatl yiyen Ayaz'a hayretle sordu: "Yediin salatalk ac; neden yzn bile buruturmadan yiyorsun da, azndan atmyorsun?" Ayaz: "Aman sultanm! Sizin elinizden nice tatl nimetler yedim; o nimetlerden sonra elinizden yediim salatalk ac imi, ne kar? O el bana yzlerce tatl nimet sundu, imdi bu nimet ac diye yemeyip tkrrsem, yaptm nankrlk olmaz m? Hem o el tarafndan ikram edilen nimet, ac bile olsa bana tatl geldi" dedi. SEDEF E Mahkeme salonunda, seksen yalarndaki yal iftin durumu iler ayd. Adam inat baklarla, suskun ninenin alamaktan iyice ukurlam gzlerini ve bitkin baklarn szyordu. Hakim tok sesiyle, yal kadna: - Anlat teyze, neden boanmak istiyorsun? - Yal kadn, derin bir nefes ektikten sonra bartsyle azn aralayp, kslm sesiyle konumaya balad. - Bu herifin ettii, yetti gayri. Elli yldr bezdirdi hayattan... boanmak istiyorum... Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda... Sessizlik, bu tr haberleri her gn manet yapan gazetecilerden birinin flayla bozuldu. Kim bilir nasl bir manet atacaklard birlikte yaanm elli yln ardndan? ok sayda gazeteci izliyordu davay... Kadn neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu. Yal kadnn gzleri doldu ve devam etti: - Bizim bir sedef ieimiz vard ok sevdiim... O bilmez... Elli yl nceydi.. O iei, bana verdii iekler arasndan kopardm bir yapra tohumlamtm, yle byttm. Yavrumuz olmad, onlar yavrum bildim. Bir sre sonra iek kurumaya balad. O zaman adak adadm. Her gece gne amadan nce, bir tas suyla sulayacam onu diye... yi gelirmi, derlerdi. Elli yl oldu, bu herif bir gece kalkp bir kere de bu iei ben sulayaym demedi. Taa ki geen geceye kadar... O gece takatim kesilmi uyuyakalmm... te ben, byle bir adamla elli yl geirdim. Hayatm, umudumu her eyimi verdim. Ondan hi bir ey grmedim. Bir kere- cik olsun kalkp onun sulamasn bekledim ieimi... ama olmad. Onsuz daha iyiyim yemin ederim. Hakim yal adama dnerek: - Diyecein bir ey var m baba? dedi. Yal adam bastonla zor yrd krsye, o ana kadar sulanm olmann utangaln hissettiren yz ifadesiyle, hakime yneldi. Tane tane konutu: - Askerliimi reis-i cumhur kknde bahvan olarak yaptm. O bahenin grkemli grnmyle bymesi iin emeklerimi verdim. Fadime'mi de orada tandm.

Sedefleri de... Ona en gzel ieklerden buketler verdim. lk evlendiimiz gnlerin birinde, boyun arsndan onu hekime gtrdm. Hekim, ok uzun sre uyanmadan yatarsa; boynundaki kire sertleir, ktleir dedi. Her gece uykusunu blp uyansn, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun... Benim szm de... O gnlerde de tesadf bu iek kurumaya yz tuttu. Ben ona, "Gece iek sularsan, bu iek tekrar canlanrm" dedim. Adak dilettim... Her gece onu uyandrdm ve onu seyrettim. O sevdiim kadn yavrusu bildii iekleri sularken seyrettim. Her gece, o iek ben oldum sanki... Her gece o yattktan sonra kalktm. Saksdaki suyu boalttm. Sedef gece sulanmay sevmez, hakim bey... Geen gece de... Yallk... Ben de uyanamadm. Uyandramadm... iek susuz kalrd, ama kadnmn boyun ars yine azabilirdi. Sulandm... Sesimi kartamadm... Karar sizin hakim bey. O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes alyordu... EVLLK ve MUTLULUK Yeni evli bir ift vard. Evliliklerinin daha ilk aylarnda, bu iin hi de hayal ettikleri gibi olmadn anlayvermilerdi. Aslnda birbirlerini sevmiyor deillerdi. Son zamanlarda o kadar sk olmasa da, evlenmeden nce sk sk birbirlerini ok sevdiklerine dair ne kadar da dil dkmlerdi. Ama imdilerde, kk bir sz, ufak bir hadise aralarnda orta apl bir kavgann kmasna yetiyordu. Bir akam oturup, ilikilerini gzden geirmeye karar verdiler. Her ikisi de, boanmay istememekle beraber, ilerin byle gitmeyeceinin farkndaydlar. Erkek, "Aklma bir fikir geldi" dedi. "Baheye bir aa dikelim ve eer bu aa ay iinde kurursa bo- analm. Kurumaz da byrse, bunu bir daha aklmzdan geirmeyelim. Bu sre iinde de ayr ayr odalarda kalalm." Bu ilgin fikir hanmnn da houna gitti. Erkesi gn gidip bir meyve fidan aldlar ve birlikte baheye diktiler. Aradan bir ay geti. Bir gece bahede karlatlar. Her ikisinin de elinde ii su dolu birer bidon vard. GEREK HAZNE (YLK YAPARAK MUTLU OLMAK) Ali, uzun yllar boyunca dedesinden bir hikye dinleyerek bymt. Hikyede bir defineden bahsediliyordu. Define altnla dolu bir sandkt. Ama bu sanda ulamak yle kolay deildi. Baka define hikyelerinden farklyd bu hikye. Ktlarn stne izilmi esrarengiz haritalar yoktu ortada. Altn sandna ulamak iin ilgin bir yol izlenmeliydi. Krk iyilik yapmak gerekiyordu bunun iin. yiliklerin her birinin krkar canlya ynelik olmas gerekti. Ali, dedesinden dinledii hikyenin tesirinde yle kalmt ki, dedesinin vefatnn zerinden yllar gemi olmasna ramen, bunu unutmamt. Kararn vermiti; bu defineye ulamak zor olsa da, deneyecekti. U yl boyunca bu iyilikleri yapmak iin ok urat. Krk fidan dikti. Krk ocuu giydirdi. Krk hastaya bakt. Krk yalnn ilerine kotu. Yapt iyilikler sayesinde etrafta ok sevilen biri olmutu. O da bu durumdan memnundu. Ad yrede, Hzr Ali'ye kmt. Tam otuz dokuz kez krkar canlya iyilik etmiti. imdi krknc kez farkl bir iyilik yapmalyd. Ama bir trl aklna yaptklarnn dnda bir ey gelmiyordu. Haftalarca dnd; bulamad. Sonunda gidip bir yol kenarna oturdu. Yoldan gelip geen

insanlara soracakt. Ali, kime, yapmas gereken son iyiliin ne olabileceini sorduysa, ya onu deli sanp cevap vermediler ya da yine yapt iyiliklerden birini sylediler. Ali, aresizlik iindeydi. O gece yine skntyla yola kp bir kenara oturmutu. Yldzlarla dolu gkyz, dolunayn da tesiriyle ortal aydnlatyordu. Dncelere dalmt. Uzaktan uzaa kyn tek tek yanan klar grnyordu. Arada bir kpek havlamalar duyuluyordu. Tam o srada birisi seslendi: "Hey evlt, gel bana yardm et!" Ali, sesin geldii yne irkilerek dnd. Olduka yal, sa sakal bembeyaz ihtiyar bir adam orada duruyordu. Srtndaki uval ar ar yere brakp yorgun sesiyle tekrar seslendi: "Evldm! u uval tepedeki kulbeye karmam gerek. Ama gcm kalmad. Uzun yoldan geliyorum. Hadi bir yardm et de karalm." Ali, aylardr dnp durduu iyilik iin bir frsat olabilir mi diye bir an dnd. Ama hemen bu dncesinden vazgeti. Nihayetinde karsndaki tek bir ki- {iydi. Oysa onun iyilikleri krkar canlya olmalyd. Ali yine de, "Peki, olur" dedi yal adama. "Sana yardm edeceim." uval srtna ald. Ve tepeye kmaya baladlar. Yal adam sordu: "Orada oturmu, ylece ne dnyordun evldm?" "Ah, ah! Bir bilseniz" dedi ve hikyesini anlatt. Yal adam glmsedi: "Senin iin ok mu nemli altnlar?" "Elbette" dedi Ali. "ocukluumdan beri bu hikyedeki altnlara ulama hayaliyle bydm. Ama ite bir trl yapmam gereken krknc iyilii bulamyorum." "Biraz deiik bir hikye" dedi yal adam. "Dedenin doru sylediinden emin misin? Nihayetinde bu sadece bir hikyedir belki." Ali'nin yz ciddileti. "Dedem dediyse dorudur. O hi yalan sylemezdi. Mutlaka altn sand var. Ve ona ulamann yolu da bu." Yal adam yine glmsedi: "Peki yleyse. Yarn akama kadar benimle kalrsan, sana bu krknc iyilik iin yardm ederim." Ali, sevinle kabul etti. Ksa sren bir yolculuktan sonra tepedeki kulbeye varmlard. Ali, uval yal adama teslim etti. Adam da kapy at. Ona yatacak yer ve yetecek yiyecek verdi. "Yarn" dedi, "erken kalkacaz. Biraz uyusan iyi olur." Ali syleneni yapt. Ertesi sabah erkenden kalktlar. Yal adam uval gen Ali'nin srtna verdi, birlikte aadaki kye indiler. Ev ev dolamaya baladlar. Sabahn bu saatinde ortalkta kimse yoktu. Her evin kapsnn nne geldiklerinde yal adam uvaldan bir paket karp brakyordu. Bylece tam krk kap dolatlar. Son kapya da bir paket braknca yal adam Aliye dnerek: "te istediin oldu" dedi. Ali merakla: "O paketlerde ne vard?" diye sordu. "Her pakette kitap vard. Ama her eve orada oturan kiinin ihtiya duyduu kitaplar braktk. Mesel kalbi katlaan bir adamn evinin nne merhametle ilgili, cimri bir kadnnkine cmertlikle ilgili, sakatl yznden hayata ksen bir ocuunkine

aslnda ne ok eye sahip olduuyla ilgili kitaplar koyduk. Bylece tam krk kiiye iyilik yapm olduk. Artk altn sandna ulaabilirsin. te sana dn gece kaldmz kulbenin anahtar. O kulbede masann altn kaz. Sandk orada gml, senindir." Ali kulaklarna inanamyordu. Sevinle, "Nihayet hayalime kavuuyorum" dedi. Anahtar ald gibi kulbeye kotu. Bir kazma bulup denilen yeri kazd. Gerekten de altn dolu sandk oradayd. Sevinle sand karp altnlar bir uvala doldurdu. Altnlarla aa nince, yal adamn onu beklediini grd. "Artk altnlara kavutun" dedi yal adam. "imdi onlarla ne yapacaksn?" "Ne mi yapacam? Canm ne isterse, onu alaca- . Arabalar, evler, gzel giysiler, daha neler neler... Har gibi yaayp mutlu olacam." "Demek byle mutlu olacan dnyorsun. Pe- ' yleyse, sana yardm etmeme karlk bir isteimi ya- msn?" "Elbette" dedi Ali. "Tam bir yl sonra burada bulualm." Ali, kabul etti. Gerekten de Ali altnlarna kavuunca nce ok gzel ve byk bir ev ald, sonra arabalar. Tatillere kt, dnyay dolat. Gzel kyafetler ald. Ama tm bunlar olurken, ilk gnlerin heyecan getike, Ali bir ey fark etmeye balamt. Aklna gelen her eyi alyordu, ama mutlu olamyordu. Bir trl yz glmyor, aksine etrafndaki bu atafat onu skyordu. Bir yl bylece abucak geti. Ali, mutsuz bir ekilde, yal adamla buluaca yere geldi. Yal adam biraz daha bklm beliyle onu bekliyordu. "Ne oldu evlt, mutlu olabildin mi?" diye sordu. Ali: "Hayr!" dedi. "Canmn her istediini aldm. Byle mutlu olacam dnmtm. Ama imdi anlyorum ki yanlmm." Yal adam glmseyerek Ali'nin srtn svazlad: "Evldm!" dedi. "Geen yla kadarki hayatn hatrla, Hani hep iyilik yapyordun. Her iyilik yaptnda, her alayan yzn glmesine, her ihtiya sahibinin ihtiyacnn giderilmesine vesile olduunda kalbinde beliren duygu sence neydi?" "Evet" dedi Ali. "Hatrlyorum. Ben hazineme ulamak iin her iyilik yaptktan sonra mutlu olduumu hissederdim. Canllara yardm ettike onlarn yz- lerindeki glmseme bana da sirayet ederdi. Yzm ldard." "te" dedi yal adam, "dedenin ulaman istedii hazine bunu anlamand. Ancak iyilik yaparak mutlu olabilir, evrene faydan dokunduka yaarsn. Kulbede bulduun altnlar ise, sadece benim yerini bildiim altnlard. Dedenle bir ilgisi yoktu. Bana hikyeni anlatnca senin mutluluun srrn anlaman iin byle davrandm." Ali aknlkla dinlemiti tm bu szleri. Demek dedesi onun iin byle bir hikye anlatp durmutu. Yal adam: "imdi ne dnyorsun?" diye sordu. Ali glmseyerek cevap verdi: "Size ok teekkr ederim, dedi. Bana gerek hazinenin iyilik yaparak mutlu olmak olduunu rettiniz. Tm hayatm boyunca bunu unutmayacam. Ve artk bunun iin uraacam."

DEERNZ BLN iyi bilinen bir konumac, seminerine 50 dolarlk bir banknotu gstererek balad, iki yz kiiyi bulan nleyicilere, "Bu paray kim ister?" diye sordu ve el- : kalkmaya balad. Ve konumac, "Bu paray sizler- birine vereceim, fakat ncelikle baz eyler yapalm" dedi. Paray nce buruturdu ve dinleyicilere, l bu paray isteyen var m?" diye sordu. Eller yi- havadayd. Bu sefer, konumac, "Peki bu paraya r yaparsam?" dedi ve 50 dolar yere att; onun e bast; ezdi; kirletti ve para imdi kirli ve buru uktu. Fakat eller yine havadayd ve o paray herkes istiyordu. Konumac yle dedi: "Arkadalar! Burada ok nemli bir ey rendiniz. Grnen u ki, burada paraya ne yaptysam da hi nemsemeden onu yine istiyorsunuz; nk benim ona yaptm eyler, onun deerini drmedi. nk o hl 50 dolar. Hayatmzda ou kez verdiimiz kararlar veya hayat artlar nedeniyle hrpalanr, canmz actlr, yerden yere vuruluruz, kendimizi kt hissederiz, fakat ne olduu veya ne olaca nemli deil, hi bir zaman deerimizi kaybetmeyiz; temiz ya da kirlenmi, hrpalanm ya da krlm, bunlarn hibiri nemli deildir. nemli olan udur: Sizi sevenler, sizin ne kadar deerli olduunuzu her zaman bileceklerdir." SEVG DERS Kk ocuk annesine geldi ve ona elindeki kd uzatt. Annesi ellerini nlne silerek kuruladktan sonra kd okumaya balad:

5 dolar 1 dolar 50 sent 25 sent 1 dolar 5 dolar 2 dolar 14 dolar 75 sent imleri bitiim iin: Bu hafta odam temizlediim iin: Alverie gittiim iin: Kk kardeime baktm iin: p dktm iin: yi bir karne getirdiim iin: Baheyi temizlediim iin: Toplam bor: sevgi, dostluk ve UMUT HKYELER .161 Annesi, umutla kendisini szen oluna bakt. Eline bir kalem ald; kdn arka yzn evirdi ve unlar yazd: Seni dokuz ay kammda tadm Bedava, Hasta olduunda ban bekledim, elimden geleni yaptm: Bedava, Senin iin dua ettim: Bedava, Yllar boyu deiik nedenlerle senin iin gzya dktm: Bedava, Senin iin geceler boyu kayg duyup, uykusuz kaldm: Bedava, Oyuncaklarn topladm, yemeini hazrladm, giysilerini ykadm, tledim: Bedava. Ve olum bunlarn hepsini topladn zaman gerek sevginin bedelinin olmadn grrsn; bedavadr nk.

Olu, annesinin yazdklarn okuyunca gzleri doldu. Annesine bakt ve "Anneciim, seni seviyorum." dedi. Sonra annesinin elinden kalemi ald ve kda byk harflerle unlar yazd: HEPS DENMTR. BYDMDE BEN DE SENN GB OLMAK STYORUM BABA .. ? Bir gn, ocuum dodu. O dnyaya geldiinde, Yetimem gereken uaklar ve denmesi gereken faturamla meguldm. Ben uzaklardayken yrmeyi rendi; konumay yle. Ve biraz bydnde, "Senin gibi olmak istiyorum baba" demeye balad. "Ben de byynce senin gibi olacam." yerine telefon ap, "Baba, eve ne zaman geleceksin?" diye sorard ikide bir. "Ne zaman geleceimi bilmiyorum olum. Ama geldiimde birlikte gzel bir vakit geireceimizden emin olabilirsin." Yllar ylece geip gitti. Olum on yana geldi. Ona gzel bir top aldm. "Top iin teekkrler baba!" dedi, "Haydi oynayalm." "Bu hafta sonu, tamamlamam gereken iler var" dedim. "Bugn olmaz, haftaya, tamam m?" "Tamam" dedi, fakat yzndeki glmseme eksilmedi. "Byynce baba" dedi, "ben de senin gibi olmak istiyorum." Yllar ylece geip gitti. Olum nce ilkokuldan, sonra liseden, sonra niversiteden mezun oldu. Bu durumda, baka birok baba gibi, benim de sylemem gereken bir eyler vard. "Seninle gurur duyuyorum olum" dedim. "Gel, yle biraz oturalm; sana diyeceklerim var." Ban sallad ve glmseyerek: "Arkadalara szm var baba" dedi. "Sen arabann anahtarlarn verebilir misin bana? Sonra grrz, oldu mu?" Yllar ylece geip gitti. Emekli oldum. Artk bol bol vaktim vard. Olum ise baka bir ehirde iyi bir i bulmutu, orada yayordu. Bir gn ona telefon ettim: "Eer sence de uygunsa, hafta sonu buraya gel de hasret giderelim" dedim. "Sevinirim baba" dedi. "Bir bakaym, msait bir vakit bulabilirsem, gelirim. Ama u sralar ilerim ok youn. Fakat seninle grmeyi ben de istiyorum, baba." "Peki, ne zaman gelirsin olum?" "Ne zaman olur bilmiyorum, baba. imdi bir i g' rmem var, ona yetimem gerek. Sonra ararm seni. Geldiimde birlikte gzel vakit geireceimizden emin olabilirsin." Ve telefonu kapattmda, olumun ocukluk hayalini gerekletirdiini anladm. ocukluk hayalini gerekletirdiini... rnek ald babasna benzediini... Byynce tpk babas gibi olduunu... KK STAVRT (SON ANA KADAR UMUT) Kk istavrit, yiyecek bir ey sanp hzla atld a- pariye. nce mthi bir ac duydu dudanda, gmbr gmbr oldu yrei. Sonra hzla ekildi yukarya. Aslnda hep merak etmiti denizlerin stn, neye benzerdi acep gkyz?

Bir yanda byk bir merak, bir yanda lm korkusu. Duda yarklar denir, ansldr onlar; hani grp de gkyzn ve insan, oltadan son anda kurtulanlar. Ne are, balknn parmaklar acmaszca kavrad onu; kk istavrit anlad yolun sonu. Koca denizlere s- tnazd yrei; oysa imdi yzerken kck yeil leende, cansz uzanvermi dostlarna deiyordu minik yzgeci. nsanlar gelip getiler nnden; bir kedi yalanarak bakt gznn iine; yavaa karard dnya, ba da dnyordu. Son bir kez dnd derin maviyi, beyaz mercan bir de yeil yosunu. te tam o anda eilip aldm onu; yrdm deniz kenarna; bir pck kondurdum bana. ki damla gzyandan ibaret sade bir trenle saldm denizin sularna. Bir an ylece bakakald; sonra sevinle dibe dald gitti, tm kederimi skp atarak teekkr de ihmal etmemiti; birka deerli pulunu elime, avularma brakarak. Balk ve kedi akn baktlar yzme. Sorar gibiydiler; neden yaptn bunu, niye? "Bir gn" dedim, "Bulursam kendimi yeil leendeki kk istavrit kadar aresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye." DENZYILDIZI Yaz yazmak iin okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha kar kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini grr. Biraz yaklanca, bu kiinin sahile vuran denizyldzlarn okyanusa atan gen bir adam olduunu fark eder. Gen adama yaklar: - Neden denizyldzlarn okyanusa atyorsun? Gen adam cevap verir: - Birazdan gne ykselip, sular ekilecek. Onlar suya atmazsam lecekler. Yazar sorar: - Kilometrelerce sahil, binlerce denizyldz var. Ne fark eder ki? Gen adam eilir, yerden bir denizyldz daha alr, okyanusa frlatr. - Onun iin ok ey fark etti ama... der. ZEHR (BR GELN KAYNANA HKYES) Uzun yllar nce in'de Lili adl bir kz evlenir ve kaynvalidesi de bu yeni evli iftle beraber yaamaya balar. Lakin ksa bir sre sonra Lili, kaynvalidesi ile geinmenin ok zor olduunu anlar, ikisinin de kiilii tamamen farkldr. Bu da onlarn sk sk kavga edip tartmalarna yol aar. Bu in geleneklerine gre ho bir davran deildir ve evrenin olduka tepkisini alr. Birka ay sonra, bitmez tkenmez gelin kaynana kavgalarndan dolay ev, kocas iin ekilmez hale gelmitir. Artk bir eyler yapmak gerektiine inanan gen kadn, doru babasnn eski bir arkada olan baharatya koar ve derdini anlatr. Yal adam ona bitkilerden yapt bir z hazrlar ve bunu ay boyunca hergn azar azar kaynanas iin yapt yemeklerin iine koymasn syler. Zehir az az verilecek, bylece onu gelininin ldrd belli olma- j yacaktr. Yal adam gen kadna kimsenin ve einin ? phelenmemesi iin kaynanasna ok iyi davranmas- > ona en gzel yemekleri yapmasn syler.

v' Sevin iinde eve dnen Lili, yal adamn dedik- ferini aynen uygular. Her gn en gzel yemekler yapyor ve kaynanasnn tabana azar azar zehiri damlatyordu. Kimseler phelenmesin diye de ona ok iyi davranyordu. Bir sre sonra kaynvalidesi ok deimiti ve ona kendi kz gibi davranyordu. Evde artk bar rzgrlar esiyordu. Gen kadn kendisini ar bir yk altnda hissetti. Yaptklarndan piman bir vaziyette baharat dkknnn yolunu tuttu ve yal adama u ana kadar kaynanasna verdii zehirleri onun kanndan temizleyecek bir iksir yapmas iin yalvard; nk yal kadnn lmesini artk istemiyordu. Yal adam yal gzlerle karsnda konuup duran Lili'ye bakt ve kahkahalarla glmeye balad. "Sevgili Lili!" dedi, "Sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kaynvalideni sadece daha da glendirdin, hepsi bundan ibaret. Gerek zehir ise senin beyninde oland. Sen ona iyi davrandka, o da dald ve yerini sevgiye brakt. Bylece siz, gerek bir ana kz oldunuz" dedi. Kssadan hisse: Eski bir in atasz yle der: Gl veren elde, gl kokusu kalr. Seven insan, sevgisini insanlara veren insandr. TUZLU KAHVE Gen kza bir toplantda rastlamt. Gzellii karsnda bylenmiti. Toplantnn sonunda kz kahve imeye davet etti. Kz toplant boyu dikkatini ekmeyen delikanlnn davetine ard; ama tam bir kibarlk gsterisi yaparak kabul etti. Hemen kedeki irin bir ay bahesine oturdular. Delikanl yle heyecanlyd ki, kalbinin arpmasndan konuamyordu. Onun bu hali kzn da huzurunu kard. Ben artk gideyim demeye hazrlanrken, delikanl birden garsonu ard. "Bana biraz tuz getirir misiniz?" dedi. "Kahveme koymak iin." Yan masalardan bile akn yzler delikanlya bakt. Kahveye tuz! Delikanl kpkrmz oldu utantan, ama tuzu kahvesine dkt ve imeye balad. Kz, merakla "Garip bir damak tadnz var" dedi. Delikanl anlatt: "ocukken deniz kenarnda yaardk. Hep deniz kenarnda ve denizde oynardm. Denizin tuzlu suyunun tad azmdan hi eksilmedi. Bu tatla bydm ben. Bu tad ok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tad dilimde his- setsem, ocukluumu, deniz kenarndaki evimizi ve mutlu ailemi hatrlyorum. Annemle babam, hl o deniz kenarnda oturuyorlar. Onlar ve evimi yle zlyorum ki!" Bunlar sylerken gzleri nemlenmiti delikanlnn. Kz dinlediklerinden ok duygulanmt. ini bu kadar samimi dken, evini, ailesini bu kadar zleyen bir insan, evi, aileyi seven biri olmalyd. Evini dnen, evini arayan, evini saknan biri. Ev duyuu olan biri. Kz da konumaya balad.. Onun da evi uzaklardayd. ocukluu gibi. O da ailesini anlatt. ok irin bir sohbet olmutu. Tatl ve scak. Ve de bu sohbet ykmzn hrikulde gzel balangc olmutu tabii. Bulumaya devam ettiler ve her gzel ykde olduu gibi, prenses ve prens evlendiler. Ve de mrlerinin sonuna kadar ok mutlu yaadlar. Prenses ne zaman kahve yapsa, prensine iine bir kak da tuz koydu, hayat boyu. Onun byle sevdiini biliyordu nk. Krk yl sonra, adam

dnyaya veda etti. "lmmden sonra a" diye bir mektup brakmt, sevgili karsna. yle diyordu, satrlarnda: "Sevgilim, bir tanem. Ltfen beni affet. Btn hayatmz bir yalan zerine kurduum iin beni affet. Sana hayatmda bir tek kere yalan syledim. Tuzlu kahvede.. lk bulutuumuz gn hatrlyor musun? yle heyecanl ve gergindim ki, eker diyecekken tuz kt azmdan. Sen ve herkes bana bakarken, deitirmeye o kadar utandm ki, yalanla devam ettim. Bu yalann bizim ilikimizin temeli olaca hi aklma gelmemiti. Sana gerei anlatmay defalarca dndm. Ama her defasnda korkumdan vazgetim. imdi lyorum ve artk korkmam iin hibir sebep yok. te gerek. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat. Ama seni tandm andan itibaren bu rezil kahveyi itim. Hem de zerre pimanlk duymadan. Seninle olmak hayatmn en byk mutluluu idi ve ben bu mutluluu tuzlu kahveye borluydum. Dnyaya bir daha gelsem, her eyi yeniden yaamak, seni yeniden tanmak ve btn hayatm yeniden seninle geirmek isterim; ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve imek zorunda kalsam da." Yal kadnn gzyalar mektubu srlsklam slatt. Laf aldnda bir gn biri, kadna "Tuzlu kahve nasl bir ey?" diye soracak oldu. Gzleri nemlendi kadnn: 'ok tatl!" dedi. "ok tatl! MECNUN Mecnun, bir gn bir kpein ban okamakta, gzlerini pmekte, nnde yanp erimekteydi. Etrafnda eilip bklerek, onu ululayp, arlayarak dnp dolayor, ona saf eker erbeti veriyordu. Birisi dedi ki: "A Mecnun! Bu yapp durduun ey ne delilik, ne sersemlik. Kpek az ile daima temiz olmayan eyleri yer. Arkasn bile diliyle temizler." Kpein ayplarn bir hayli sayp dkt. Zaten ayp gren, bilinmeyen lemin kokusunu bile alamaz. Mecnun dedi ki: "Sen bu meseleye batan baa ekilci yaklayorsun. Gel bir de benim gzmle bir bak! Bu kpek bence Tanr'nn zlmez tlsmdr. Bu kpek Leyla'nn mahallesinin bekisidir. Onun gzleri, Leyla'y gren gzler, onun ayaklar, Leyla'nn bast yerlere basan ayaklar. Ben byle gzleri nasl pmem, byle ayaklara nasl yz srmem." (Mevln'dan) HEDYE (SEVG VE PCK) Adam 3 yandaki kzn, pahal bir hediyelik kaplama kdn ziyan ettii iin azarlamt. Kk kz, koskoca bir paket altn yaldzl kd ir kutuyu eri br sarmak iin kullanmt... Ylba sabah kk kz, paketi getirip "Bu senin -bacm" dediinde zld. Acaba gereinden fazla jt-1 tepki gstermiti kzna... Bir gece nce yaptndan utand... Ne var ki paketi anca yeniden fkelendi. Kutunun ii botu... Kzna gene bard: "Birisine bir hediye verdiinde, kutunun iinde bir ey olmas lazm. Bunu da m bilmiyorsun kk hanm?" Kk kz gzlerinde yalarla babasna bakt, "O kutu

bo deil ki baba" dedi... "ini pcklerimle doldurmutum!.." Adam yle fena oldu ki... Kotu... Kzna sarld... Beraberce aladlar. Adam o altn kutuyu mrnn sonuna kadar yatann baucunda saklad. Ne zaman keyfi kasa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kt hissetse, kutuya koar, iinden minik kznn sevgi ile doldurduu hayali pcklerinden birini karrd. Aslnda btn anne ve babalara byle bir altn kutuyu ocuklar hibir karlk beklemeden, sevgi ve pcklerle doldurup vermilerdir. Hi kimsenin hayatnda bundan daha deerli bir armaana sahip olmas mmkn deildir. pck deyip gemek mmkn m? yle olsayd ocuklarmzn adna Buse ismi koyar mydk? DOST Gen adamn biri, dermi ki babasna her gn: "Benim de DOSTLARIM var, sendeki DOSTLAR gibi." Baba, itiraz eder: "Olmaz yle ok DOST, hakikisi belki bir, belki iki, fazlasn bulamazsn gerek, hakiki..." Devam eder durur konuma... Aralarnda balar bir tartma. Karar verirler bir snava, DOSTun hakikisini anlamaya... Bir akam bir koyun keserler ve koyarlar uvala. Baba der ki oluna: "Hadi al bu uval, imdi gtr DOSTuna." uvaldan kanlar damlamakta, sanki ldrmler de bir adam, koymular uvala, dtan byle sanlmakta. Delikanl srtlar uval, gider en iyi bildii DOSTuna, alar kapy. O DOST, bakar ki bir uvala hem de kanl, kapar hzla kapy delikanlnn suratna, almaz ieri arkadan. Bylece tek tek dolar delikanl, kendince tand, sevdii DOSTlarn. Ne are, hepsinde de sonu ayndr evlat geriye dner. Ama iten yklr... Babasna dnerek; "Haklymsn baba!" der. "DOST yokmu bu dnyada ne sana, ne de bana." Baba, "Hayr evlat" der, "benim bir DOSTum var bildiim. Hadi, uval al da bir kere de git ona." Gen adam, uval srtlar tekrar. Alnndan ter, uvaldan kanlar damlar... Gider, baba DOSTuna. Kabul grr, sevinir. O DOST, delikanly alr hemen ieri. Geerler arka baheye. Bir ukur kazarlar birlikte, uvaldaki koyunu gmerler adam diye, zerine de serpitirirler toprak. Belli olmasn diye dikerler sarmsak... Gen adam gelir babasna: "Baba, ite DOST buymu!" diye konuunca, babas; "Daha erken, o belli olmaz daha. Sen yarn git ona, kart bir kavga. Atacaksn iki tokat, hi ekinmeden ona, ite o zaman anlalacak, DOSTun hakikisi. Sonra gel olanlar anlat bana..." Gen adam, aynen yapar babasnn dediini, maksad anlamaktr dostun

hakikisini. Babasnn DOSTuna istemeden basar iki tokat! Der ki tokad yiyen DOST; "Git de syle babana, biz satmayz sarmsak tarlasn byle iki tokada!" Sevilecek biri olmadn zamanlarda bile seni Sevmeli... Sarlacak biri olmadn zamanlarda bile sana Sarlmal... Dayanlmaz olduun zamanlarda bile sana dayanmal... DOST dediin; Btn dnya seni zdnde sana moral vermeli. Gzel haberler aldnda seninle raks etmeli, Ve aladnda, seninle alamal... Ama hepsinden daha ok; DOST matematiksel olmal; Sevinci arpmak... znty blmeli... Gemii karmak... Yarn toplamal... Kalbinin derinliklerindeki ihtiyac hesaplamal... Ve her zaman btn paralardan daha byiik olmal... i bitince seni bir tarafa atmamak... Vesselam NDRM Ayakkabc, yeni getirdii mallar vitrine yerletirirken, sokaktaki bir ocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak zere olduundan, spor ayakkablara rabet fazlayd. Geri mallar lks saylmazd, ama kk bir dkkn iin yeterliydi. Onlarn en gzelini n tarafa koyunca, ocuk vitrine doru biraz daha yaklat. Fakat bir koltuk denei kullanmaktayd. Hem de glkle. Adam ona bir kez daha gz att. stndeki pantolonun sol ksm, dizinin alt ksmndan sonra botu. Bu yzden de saa sola uuuyordu. ocuun bakt ayakkablar, sanki onu kendinden geirmiti. Bir mddet yle durdu. Dald hlyadan kp yola koyulduunda, dam dkkndan dar frlayp: - Kk!. diye seslendi. Ayakkab almay dnen m? Bu seneki modeller bir harika!. ocuk, ona dnerek: - Gerekten ok gzeller!, diye tebessm etti. Ama benim bir bacam doutan eksik. - Bence nemli deil!, diye, atld adam. Bu dnyada her eyiyle tam insan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de baca. Kiminin de akl ya da iman. Kk ocuk, bir ey sylemiyordu. Adam ise konumay srdrd: - Keke imanmz eksik olacana, ayaklarmz eksik olsa idi. ocuun kafas iyice karmt. Bu sefer adama doru yaklap: - Anlayamadm!, dedi. Neden yle olsun ki? - ok basit!, dedi, adam. Eer imanmz yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem deil. Zaten orda tm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, salamlara oranla, daha fazla mkfat grecekler... Kk ocuk, bir kez daha tebessm etti. O gne kadar ektii aclar, hafiflemi gibiydi. Adam, vitrine iaret ederek:

- Baktn ayakkab, sana yakr!, dedi. Denemek ister misin? ocuk, ban yanlara sallayp: - zerinde 30 lira yazyor, dedi. Almam mmkn deil ki!. - ndirim sezonunu, senin iin biraz ne alrm!, dedi adam. Bu durumda 20 liraya der. Zaten sen bir tekini alacaksn, o da 10 lira eder. ocuk biraz dnp: - Ayakkabnn dier teki ie yaramaz!, dedi. Onu kim alacak ki? - Amma yaptn ha!, diye gld adam. Onu da, sa aya eksik olan bir ocua satarm. Kk ocuun akl, bu szlere yatmt. Adam, devam ederek: - stelik de rencisin deil mi? diye sordu. - kiye gidiyorum!, diye atld ocuk. e getim saylr. - Tamam ite!, dedi adam. 5 lira da renci indirimi yapsak, geri kalr 5 lira. O da zaten pazarlk pay olur. Bu durumda ayakkab senindir, sattm gitti!. Ayakkabc, ocuun akn baklar arasnda dkkna girdi, ierdeki raflar, onun beendii modelin aynsyla doluydu. Ama adam, vitrinde olan kartt. Bir tabure alp dndkten sonra, ocuu oturtup yeni ayakkabsn giydirdi. Ve kartt eskiyi gstererek - Benim sat ilemim bitti!, dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum. - aka m yapyorsunuz? diye kekeledi ocuk. Onun taban delinmek zere. Eski bir ayakkab, para eder mi? - Sen ok chil kalmsn be arkada!., dedi, adam. Antika eyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yzden ayakkabn, bence en az 30-40 lira eder. Kk ocuk, art arda yaad oklar, zerinden yatabilmi deildi. Mutlaka bir ryada olmalyd. Hem de hayatndaki en gzel rya. Adamn, heyecandan terleyen avularna sktrd kt paralara gz gezdirdikten sonra, 10 liralk banknotu geri vererek: - Bana gre 20 lira yeterli., dedi. indirim mevsimini balattnz ya!.. Adam onu kramayp paray ald. Ve bu arada yanana bir pck kondurdu. Her nedense ii iine smyordu. Eer btn mallarn bir gnde satsa, byle bir mutluluu bulamazd. ocuk, yavaa yerinden doruldu. Sanki koltuk deneine ihtiya duymuyordu. Smscak bir tebessmle teekkr edip: - Babam haklym!, dedi. "Sakat olduun iin, zlmene hi gerek yok!." demiti. AFFIN ERDEM Bir gn trenle seyahat eden birisi, tesadfen son derece huzursuz olan gen bir adamn yanna oturmu. Bir sre sonra gen adam, uzak bir hapishaneden henz km bir mahkm olduunu aklam. Mahkmiyeti ailesine o kadar utan vermi ki, ne ziyaretine gelmiler, ne de bir mektup yollamlar. Ama fakir olduklar iin seyahat edemediklerini, cahil olduklar iin mektup yazamadklarn umuyor; her eye ramen kendisini affetmi olmalarn hayal ediyormu.

Ailesinin iini kolaylatrmak iin, kendilerine mektup yazp tren kasabann eteklerindeki iftliklerinden geerken bir iaret koymalarn sylemi. Ailesi kendisini affetmise, raylara yakn bir elma aacna beyaz bir kurdele balayacaklarm. Eer kendisinin geri dnmesini istemiyorlarsa, hi bir ey yapmayacaklar, o da trende kalp batya gidecek, belki de bir serseri olacakm. Tren, kasabasna yaklarken heyecan o kadar artm ki, pencereden dar bakmaya cesaret edemi- yormu. Kompartman arkada kendisiyle yer deitirip onun yerine elma aacna bakacan sylemi. Bir dakika sonra elini gen mahkmun koluna koymu, "uraya bak!" demi. Gz pnarlarnda biriken yalarla gzleri parlyormu. Her ey yolunda, btn aa bembeyaz kurdelelerle bezenmi. O anda bir mr zehirleyen btn aclar, adeta, birden dalm, kaybolmu. Affetmezseniz sevemezsiniz. Sevgisiz hayat ise anlamszdr zaten... DLENC VE TURGENYEV Byk Rus yazar Turgenyev, souk bir akams- ' tti evine doru yola km. Yolda bir dilenci kendisinden para istemi. Btn ceplerini kurcalayan Tur- genyev, ne yazk ki hi para bulamam. Bunun zerimle kendisine uzatlan souk elleri kendi elleriyle stacak, "Kusura bakma kardeim, sana verecek bir eyim demi. Dilenci, "Verdiniz ya efendim" demi, "Bana kar- deim dediniz ve ellerimi stanz." AK BTNCE Frat'n bir yakasnda yaayan bir delikanl ile br yakasnda yaayan gzel bir kz varm. Birbirlerine k olmular. Delikanl, her gece Frat'n sularnda yzerek kar yakaya geer, sevgilisine ularm. Bir sre sonra da sevgilisiyle vedalap Frat'n azgn sularna girip br yakaya geermi. Bu gnlerce byle srp gitmi. Yine bir gece delikanl Frat' geip sevgilisinin yanna gitmi. Dnnde delikanl sevgilisiyle vedalarken kza dikkatle bakarak, "Senin bir gzn kr myd!" demi. Kz o zaman delikanlya dnerek; "Sen sen ol, sakn ola bugn Frat'a girme!" diye tembihlemi. Delikanl kzdan ayrlm, Frat'a girmi ve yzme bilmediinden boularak lm. Bizim delikanl gerekte yzme bilmiyormu; kza duyduu akn gc sayesinde Frat' geermi. O ak bitince de... HALL BRAHM BEREKET Erkek kardelerin ikisi de babalarndan kalma iftlikte alrlard. Kardelerden biri evliydi ve ocuklar vard. Dieri ise bekrd. Her mahsul mevsimi sonunda iki erkek karde rnlerini ve kazanlarn eit olarak blrlerdi. Gnn birinde bekr karde kendi kendine: "rnmz ve kazancmz eit olarak blmemiz hi de haka deil. Ben yalnzm ve pek fazla ihtiyacm yok." dedi. Bylelikle, her gece evinden kp, bir uval tahl gizlice erkek kardeinin evindeki tahl deposuna gtrmeye balad. Bu arada evli olan karde, kendi kendine:

"rnmz ve kazancmz eit olarak blmemiz hi de haka deil, stelik ben evliyim, bir eim ve ocuklarm var ve yalandm zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeimin kimsesi yok" diyordu. Bylece evli olan karde her gece evinden kp, bir uval tahl gizlice erkek kardeinin tahl deposuna gtrmeye balad. ki erkek karde uzun sre ne olup bittiini bir trl anlayamadlar; nk her ikisinin de deposundaki tahln miktar deimiyordu. Sonra, bir gece iki karde gizlice birbirlerinin deposuna tahl tarken arpverdiler. O anda olan biteni anladlar. uvallarn yere brakp birbirlerini kucakladlar. te bu iyi niyetli davranlarndan dolay Allah da onlarn kazanlarna bereket ihsn etti. Halil brahim bereketi sz bu olaydan dolay sylenir oldu... Hayattaki en yce mutluluk, sevildiimize ve gvenil- diimize inanmaktr. FT VE MLEK KARDELER Bir babann biri ifti dieri de mleki iki olu varm. K bitip bahar mevsimiyle beraber gne ve yamurlu gnler kendini gsterdii bir mevsimde baba, oullarnn durumlarn yerinde grmek iin ziyaretlerine gider. Evvela byk olu mlekinin misafiri olur. O gece yemekler yenir, kahveler iilir, sohbetler edilirken; baba, sz i durumuna getirir. Olu, "Babacm" der; "ok gzel mlekler yaptm. Allah'a duam udur ki inallah havalar gneli geer, mleklerim ksa zamanda kurur ve onlar satar para kazanrm." Baba bir ey sylemeden, ertesi gn dier olunun misafiri olur. Akam yine yemek, ay derken sohbet geim durumuna sz gelir ve oul babasna, "Babacm" der; "ok gzel ekin ekmiim, inallah mevsim yamurlu geer ve budaylarm bu sene ok verir, iyi para kazanrz." Baba yine bir ey sylemeden ertesi gn evine gelir. Hanm, ocuklarnn durumunu sorduunda, "Hanm" der, "ocuklarmdan biri gne ister, dieri yamur. Bunlardan birinin bu sene ii zor olacak; ama hangisinin, onu biz bilemeyiz. Allah bilir" der. GL YAPRAI Abdulkadir Geyln Hazretleri, Badat'ta bir dergha misafir olmak ister. Ancak derghta onu misafir edecek yer kalmad iin derghn pri st dolu bir barda hem ikram olsun diye, hem de misafir edecek yerlerinin kalmadn ifade etmek iin Abdlkadir Geyln'ye gnderir. O da bunun ne anlama geldiini anlayarak st dolu bardan zerine, bahedeki gller- den bir gl yapra kopararak st dolu bardan stne kor ve st geri gnderir. Onun bu yksek fersetine hayran kalan derghn pri, Abdlkadir Geyln'yi derghnda misafir eder. St tarmayan bir gl yaprana, her zaman yer vard nk... "Gl'e damlar, Gl suyu Gl'e damlar, Kendi Gl, meclisi Gl, Oturmu Gl adamlar."

BAKIINI DETRMEK ir zamanlar, bir delikanl, bir bilgeye talebe olmak istedi. "*Bana talebe olmak zordur" dedi bilge; "korkarm sen {jbunu baaramazsn." Ama gen kararlyd. Kendisinden ne isterse yapaya hazr olduunu syledi. Bilge de ona manev yol- dak ilk vazifesini verdi: "Bir yl boyunca, kim seni kzdrmaya alrsa, ona lira vereceksin." Gen denileni yapt ve tam bir yl boyunca kendi- i fkelendirmeye alan insanlara para verdi. Bir y- Sonunda gen bilgeye geldi ve bundan sonraki vazi- fte hazr olduunu bildirdi: b "nce ehre git ve bana biraz yiyecek al!" dedi Gen yanndan ayrlr ayrlmaz, bilge, dilenci kyafetine brnp sadece kendisinin bildii ksa bir yoldan, genten nce ehre ulat. Gencin geecei yola oturdu ve onu bekledi. Tam gen yanndan geerken, dilenci grnmndeki bilge ona hakaret etmeye balad. Bakalarnn duyaca kadar yksek sesle, onun ne kadar aptal grndn syledi. Ama gente hibir fke iareti yoktu. Tam aksine: "Ne kadar harika!" diye karlk verdi; gen, sakin bir ekilde. "Tam bir yl bana hakaret eden herkese para demek zorunda kaldm; imdi tek kuru demek zorunda deilim." Bunun zerine zerindeki dilenci kyafetini karan ve yzn gence gsteren bilge gence yle dedi: "Bakalarnn ne dediine aldr etmemeyi baaran bir kii, bilgelik yolunda adm atm demektir. Eminim ki, sen bundan byle hakaretlere aldr etmeyeceksin ve doru bildiin yoldan asla amayacaksn." EN Y HABER Arjantinli nl golfc Robert de Vincenzo, yine bir turnuvay kazanm, dln alp, kameralara poz vermi ve kulp binasna gidip oradan ayrlmak zere hazrlanmt. Bir sre sonra binadan kp otoparktaki arabasna yrrken yanna bir kadn yaklat. Kadn, baarsn kutladktan sonra ona ocuunun ok hasta ve lmek zere olduunu anlatt. Zavall kadnn hastane masraflarn demesi imknszd. Kadnn anlatt yk De Vincenzo'yu ok etkilemiti; hemen cebinden bir kalem kartt ve turnuvadan kazand parann bir miktarn yazd ek defterine. eki kadnn eline sktrrken de ona; "Umarm, bebeinin iyi gnleri iin harcarsn" dedi. Ertesi hafta kulpte le yemei yerken, profesyonel golf derneinin bir grevlisi yanna gelerek, "Otoparktaki grevli ocuklar, geen hafta turnuvay kazandktan sonra yannza bir kadnn geldiini ve onunla konutuunuzu sylediler bana" dedi. De Vincenzo, "evet" anlamnda ban sallad. Grevli, "Size bir haberim var. O kadn bir sahtekrdr. stelik, hasta bir ocuu da yok. Sizi fena halde kandrm arkadam." De Vincenzo, "Yani ortada lm bekleyen bir bebek yok mu?" dedi. "Hayr, yok!" dedi grevli. "te bu, bu hafta duyduum en iyi haber" dedi, De Vincenzo.

BEDEV BAKI AISI Devesiyle birlikte lde yrmekte olan bir be- , glkle yryen, susuzluktan dudaklar kuru- i bir adama rastlam. Adam bedevyi grnce su emi. Devesinden inmi ona su vermi. Suyu ien adam birden bedeviyi iterek deveye atl gibi kamaya balam. Bedev arkasndan barm: "Tamam, deveyi al git; ama senden bir ricam var. Sakn bu olay kimseye anlatma!" Bu istei tuhaf bulan hrsz biraz duraklayp, nedenini sormu: "Eer anlatrsan", demi bedev, "bu her yere yaylr ve insanlar bir daha lde muhta birini grnce yardm etmezler..." Bedev gibi derdimiz deve deil de, ktln yaylmamas olsayd, millet olarak imdiye dek ok eyi halletmi olacaktk. Kardelenlerimiz oktan yeermi olacakt?.. Menfaatimize gre deil, vicdanmza gre yaayacamz bir hayat dileiyle, BAKI AISI (AYNI GEREE FARKLI YORUMLAR) Bir sultan rya leminde dilerinin nden arkaya doru dkldn grr. Grd ryann yorumunu yaptrmak zere rya yorumcularndan birini huzuruna arr ve ondan grd ryann tabirini ister. "Sultanm!" diye cevap verir tabirci, "O kadar uzun yaayacaksnz ki, btn oullarnzn lmlerini greceksiniz" Sultan, oullarnn lmnden bahseden tabirci- nin szlerine fkelenir, muhafzlarna adam zindana atmalarn emreder. Sonra baka bir tabirciyi arr ve ayn ryay ona da anlatr. "Sultanm!" der bu defaki tabirci, "Allah size o kadar bereketli ve uzun bir mr hediye edecek ki, evlatlar- nzn hepsinin mutluluklarn greceksiniz ve hepsinden utun yaayacaksnz " Sultan bu habere ok sevinir ve tabirciye kese kese altn ihsn eder. iki tabirci de ayn eyi sylemiti; ama ilki, syleyeceklerini incelikten uzak, yaln bir slupla dile getirmi, ikincisi ise insan duygularn gzeten ince ve ustalkl bir dil kullanmt. Sz ola kese sava/sz ola kestire ba Sz ola aulu a/bal ile ya ide bir szYnus Emre TUZ VE SU Hintli bir yal usta, rann srekli her eyden ikyet etmesinden bkmt. Bir gn ran tuz alma- ya gnderdi. Hayatndaki her eyden mutsuz olan rak . dndnde, yal usta ona, bir avu tuzu, kk bir testi suyu atp imesini syledi. rak, yal adamn ; ^Sylediini yapt ama ier imez azndakileri tkrmeyle balad. "Tad nasl?" diye soran yal adama fkeyle, "ok tuzlu" diye cevap verdi. Usta kkrdayarak ran kolundan tuttu ve da- l kard. Sessizce az ilerdeki gln kysna gtrd ve rana bu kez de bir avu tuzu gle atp, glden su imesini syledi. Syleneni yapan rak, aznn kenarlarndan akan suyu koluyla silerken ayn soruyu sordu: "Tad nasl?" "Ferahlatc" diye cevap verdi, gen rak.

"Tuzun tadn aldn m?" diye sordu yal adam; "Hayr!" diye cevaplad ra. Bunun zerine yal adam, suyun yanna diz km olan rann yanna oturdu ve yle dedi: "Hayattaki straplar tuz gibidir, ne azdr, ne de ok. Istrabn miktar hep ayndr. Ancak bu strabn acl, neyin ierisine konulduuna baldr. strabn olduunda yapman gereken tek ey, strap veren eyle ilgili hislerini geniletmektir. Onun iin sen de artk bardak olmay brak, gl olmaya hatta derya olmaya al." KAHVE TRYAKLER DER K (KARAMSAR VE YMSER BAKI AISI) Bir zamanlar, her eyden srekli ikyet eden, her gn hayatnn ne kadar berbat olduundan yaknan bir kz vard. Hayat ona gre, ok ktyd ve srekli savamaktan, mcadele etmekten yorulmutu. Bir problemi zer zmez, bir yenisi kyordu karsna. Gen kzn bu yaknmalar karsnda, meslei alk olan babas ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi. Bir gn onu mutfaa gtrd. ayr cezveyi suyla doldurdu ve atein zerine koydu. Cezvelerdeki sular kaynamaya balaynca, bir cezveye bir patates, dierine bir yumurta, sonuncusuna da kahve ekirdeklerini koydu. Daha sonra kzna tek kelime etmeden, beklemeye balad. Kz da hibir ey anlamad bu faaliyeti seyrediyor ve sonunda karlaaca eyi grmeyi bekliyordu. Ama o kadar sabrszd ki, szlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya balad. Babas onun bu srarl sorularna cevap vermedi. Yirmi dakika sonra, adam, cezvelerin altndaki atei kapatt. Birinci cezveden patatesi kard ve bir tabaa koydu. kincisinden yumurtay kard, onu da bir tabaa koydu. Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boaltt. Kzna dnerek sordu: - Ne gryorsun? - Patates, yumurta ve kahve? diye alayl bir cevap verdi kz. - Daha yakndan bak bir de! dedi baba, patatese dokun. Kz denileni yapt ve patatesin yumuam olduunu syledi. - Ayn ekilde, yumurtay da incele. Kz, kabuunu soyduu yumurtann katlatn l. En sonunda, kznn kahveden bir yudum almaJn syledi. S" 7 Sylenileni yapan kzn yzne, kahvenin nefis lyla bir glmseme yayld. Ama yine de btn bun- ."dan bir ey anlamamt: - Btn bunlar ne anlama geliyor baba ? Babas, patatesin de, yumurtann da, kahve ekirerinin de ayn sknty yaadklarn, yani kaynar un iinde kaldklarn anlatt. Ama her biri bu sknt karsnda farkl tepkiler vermilerdi. Patates daha nce sert, gl ve tavizsiz grnrken, kaynar suyun iine girince yumuam ve gten dmt. Yumurta ise ok krlgand; dndaki ince kabuun iindeki svy koruyordu. Ama kaynar suda kalnca, yumurtann ii sertlemi katlamt.

Ancak, kahve ekirdekleri bambakayd. Kaynar suyun iinde kalnca, kendileri deitii gibi suyu da deitirmilerdi ve ortaya tamamen yeni bir ey kmt. "Sen hangisisin?" diye sordu kzna. "Bir sknt kapn aldnda nasl tepki vereceksin? Patates gibi yumuayp ezilecek misin? Yumurta gibi, kalbini mi katlatracaksn? Yoksa kahve ekirdekleri gibi, bana gelen her olayn duygularn olgunlatrmasna ve hayatna ayr bir tat katmasna izin mi vereceksin?" YALANCI Kk kz, kendini bildii gnden beri annesinden byk bir efkat grm ve ondan duyduu szlerle, pamuk prensesten daha gzel olduuna inanmt. Ona gre, nur yzl ve badem gzlyd. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilkokula balaynca iler deiti. Arkadalar, onun hi de gzel olmadn, hatta irkin bile sayldn sylemekteydi. Kk kz, ilk nceleri onlara inanmad. nk herkes birbirini kskanyordu. Ama birka yl iinde gereklerle yzleti. Annesinin bir pamua benzettii yz, iek bozuu bir cilde sahipti. "Badem" dedii gzleri ise ayd. Vcudu da bir serviyi andrmyordu. Demek ki annesi onu aldatm ve yllar yl ekinmeden yalan sylemiti. Gen kzn anne sevgisi, ksa bir sre sonra nefrete dnt. Evlenme ama gelmi olmasna ramen, yzne bakan yoktu. stelik de gzleri, btn tedavilere ramen dzelmiyordu. Gen kz, doktorlarn gizlice yapt konumalardan kr olacan anladnda lgna dnd ve kendisini hl ocukluk yllarndaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarna dayanamayp evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde i bulduunu syleyerek ondan nce davrand. Ve kazand paralar bir akrabasna gnderip, kzna bakmasn rica etti. Gen kz bir sre sonra grmez oldu. Karanlk dnyasyla ba baayd. Bu arada annesini hi merak etmiyordu. nk , artk onun nezdinde annesi bir yalancyd, lse bile bir ; kayp saylmazd. Bir gn doktorlar, uygun bir ift gz ' Jbulduklarn syleyerek kz ameliyat ettiler. Ancak o, gzn atnda yine ayn yz grmek- : korkuyordu. Fakat kr olmak zordu. En azndan ?Jfjmseye yk olmazd. Gen kz, ameliyat sonunda ay- fiaya baktnda, mthi bir lk att. Karsnda bir iinya gzeli vard. Gerekten de harika bir kzd gr- . Yzndeki bozukluklar tamamen kaybolmutu. : kemerli olan burnu dzelmi, kepe kulaklar nor- ale dnm ve yaban otlarn andran salar, dalga olmutu. Gen kz, yanndaki yal doktora se- le sarlarak "Sanki yeniden dnyaya gelmi gibiyim." dedi; zmde hibir irkinlik kalmam. Estetik ameliyat mi yaptnz?" Yal doktor: "Byle bir ameliyat yapmadk kzm!" diye glmsedi. "Annenin balad gzleri taktk. Sen, O'nun gzyle grdn kendini!" PENCEREDEN GRLENLER Bir hastanede lm bekleyen hastalarn kouu, kouta bir oda, odada iki yatak, iki hasta. Birisi pencerenin nnde, teki duvar dibinde. Hayatlarnn u son dneminde pencere kenarndaki, sabahtan akama pencereden bakp, tm grdklerini duvar dibinde hibir ey grmeyen arkadana aktarr:

"Bugn deniz dnden daha durgun. Rzgr hafif olmal. Beyaz yelkenliler belli belirsiz ilerliyor.... Park m ? Park henz tenha. Salncaklarn ikisi dolu, ikisi bo. Geen haftaki sevgililer yine geldiler. Erguvanlar bugn ldrm, yle bir iek at ki; etraf mordan geilmiyor. Erikler desen gelinden farksz... Eyvah miniklerden biri dt. Annesi yetiti barna basyor ocuu. Neyse ocuk sustu. Glyor imdi... renciler mi? Onlar yine kitaplarna dalmlar... Dur bakaym, haa... Simiti geldi. ki simit alp bee paylatrp yiyorlar. imdi de ocuklara katldlar uurtma uurtmaya... Uurtma ykseliyor ykseliyor... Hayr, yelkenliler henz grnmedi, ama martlarn keyfi yerinde. Baloncu da erkenci. Mavi, mor, yeil, krmz, turuncu kocaman balonlar var..." Her gn byle srp giderken, her grdn anlatrken anszn, mthi bir kriz geirir pencere yanndaki.! Duvar dibindeki dmeye bassa, doktor arabilir. Ve belki de yanndaki arkadan kurtarabilir. Ama... Ama... Arkada lrse, pencerenin yan boalacaktr. Ve duvar dibindeki dmeye basmaz, doktor armaz. Arkada lr. Ertesi sabah duvar dibindeki- nin yatan pencerenin yanna tarlar. Bekledii an gelmitir. Yatt yerden pencereden dar bakar. Pencerenin dibinde kapkara duvardan baka hibir ey yoktur. HAYAT ONA NEREDEN BAKTIIMIZA GRE DER Meksika'nn kimi yrelerinde souk ve scak yeralt sular birbirlerine ok yakm noktalarda yer stne kmaktadr. Bir gn, bu yrelerden birinde gezmekte olan bir turiste rehber, sularn kt yerde amar ykayan turistleri gsterdi: "Burada kadnlar scak suda amarlarn ykarlar; \ sonra da souk suda durularlar" dedi. Turist bu tabiat 1 olay karsnda duyguland. "Ne kadar ansl bu yrenin kadnlar!" dedi. "Tabiat onlara amarlarn ykama konusunda bile gere- "en yardm yapm." Rehber, "Hi de yle deil!" dedi. "Bir de kadnlara sorun bakalm. Onlar her amar ykaylarnda, souk suyla scak suyu veren Allah, sanki sabunu neden vermemi ki diye sylenir dururlar. BALTA Bir marangoz ustas baltasn kaybeder. Komusunun ocuundan phelenir. Onu her grdnde tm davranlarnn baltasn aldna iaret ettiini dnr dururmu ve srekli ondan phelenirmi. Bir sre sonra baltasn bulur, ancak ayn ocuu yine grdnde, bu sefer bu ocuun hareketleri benim baltam almadna iaret ediyor diye dnmeye balam.

KAVANOZDAK TALAR

(V amann iyi ve retken kullanm konusunda za- man zaman kurslar dzenleniyor. te bu kurslardan birinde, zaman kullanma uzman retmen, ou hzl mesleklerde alan rencilerine, "Haydi, kk bir deney yapalm" demi. Masann zerine kocaman bir kavanoz koymu. Sonra bir torbadan irice kaya paralar karm ve dikkatle st ste koyarak kavanozun iine yerletirmi. Kavanozda ta paras iin yer kalmaynca sormu: "Kavanoz doldu mu?" Snftaki herkes, "Evet" doldu cevabn vermi. "Demek doldu ha!" demi hoca. Hemen eilip bir kova kk akl ta kartm, kavanozun tepesine dkm. Kavanozu eline alp sallam, kk paralar byk talarn sana soluna yerlemiler. Yeniden sormu rencilerine: "Kavanoz doldu mu?" iin sanld kadar basit olmadn sezmi olan renciler, "Hayr, tam da dolmu saylmaz demiler." "Aferin!" demi, zaman kullanm hocas. Masann altndan bu kez de bir kova dolusu kum kartm. Kumu kaya paralar ve kk talarn arasndaki blgeler tmyle doluncaya kadar dkm. Ve sormu yeniden: "Kavanoz doldu mu?" "Hayr, dolmad!" diye barm renciler. Yine, "Aferin!" demi hoca. Bir srahi su karp kavanozun iine dkmeye balam. Sormu sonra: "Bu grdklerinizden nasl bir ders kardnz?" Atlgan bir renci hemen frlam: "u dersi karttk. Gnlk i programnz ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni iler iin zaman bulabilirsiniz." "O da doru ama" demi zaman kullanma hocas; "kartlmas gereken asl ders u: Eer byk ta paralarn batan kavanoza koymazsanz daha sonra asla koyamazsnz." Ve ardndan herkesin kendi kendisine sormas gereken soruyu sormu: "Hayatnzdaki byk ta paralar hangileri? Onlar ilk i olarak kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup byk paralan darda m brakyorsunuz?" AZM (TEK KOLLU JAPON AMPYON) Japon ocuun tek hayali, ok nl bir karateci olmakt. Fakat ailesi buna izin vermedi. Bir gn talihsiz bir kaza sonucu ocuk sol kolunu kaybetti. Ailesi ocuun moralinin ok kt olduunu grnce, ona bir karate hocas tuttu. Hoca ilk dersinde ocua karsndakini sa koluyla tutup stnden savurmay gsterdi. Hatta ikinci, nc ve sonraki btn derslerde hep ayn hareketi yapyorlard. ocuk bir gn hocasna, "Hocam ben ok skldm, artk baka hareketlere gesek" dedi. Hoca ise bunu kabul etmeyerek dnyada bu ii en hzl yapan kii olmadka bitirmeyeceini syledi. ocuk o kadar hzlanmt ki, hocasn bile gz ap

kapayncaya kadar yerden yere vuruyordu. Bir gn hocas elinde bir ktla geldi. Ktta ocuun genler karate ampiyonasna katlabilecei yazyordu. ocuk ok ard. Ertesi gn salonda ilk rakibinin karsna kacakken heyecanla hocasna sordu: "Hocam bu i nasl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum, kesin kaybederim." Hocas ise, "Sen sadece hareketi yap" cevabn verdi. ocuk ringe kt ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta tek hareketle finale kadar kt. Finalde karsn- , da kendisinin iki kat birisi vard. nce ok korktu, ma gene bildii hareketi yaparak son rakibini de yendi ve ampiyon oldu. Sevinle hocasnn yanna kotu ve sordu: "Hocam, nasl olur anlamyorum. Sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve ampiyon oldum." Hocas ocua bakt ve cevap verdi: "Senin yaptn hareket, karatedeki en zor hareketlerden biridir, ve bir tek savunmas vardr: o da, rakibin sol kolunu tutmak." ASLANDAN HIZLI KOMAK Biri Amerikal, dieri Japon iki arkada, Afrika ormanlarnda bir gezintiye karlar. Birden aalarn arasndan bir aslan kverir. ki arkada korku iinde kamaya balarlar, aslan da pelerinden kovalamaya... iki arkadatan Japon olan kaarken, bir taraftan srt antasn karrken, dier taraftan soyunup, zerindeki arlklar atmaya balar. Bunun gren Amerikal, Japon arkadana barr: "Ne yapyorsun? Zaten ufak tefeksin. Onlar karnca aslandan daha m hzl koacan sanyorsun?" nde olan arkasn dnp barr: "Ben de biliyorum aslandan daha hzl koamayacam. Senden daha hzh kosam yeter!" BR KELEBEN VERD DERS (ZORLUKLARLA MCADELE) Bir gn, kozada kk bir delik belirdi; bir adam oturup kelebein saatler boyunca bedenini bu kk delikten karmak iin harcad abay izledi. Ardndan sanki ilerlemek iin aba harcamaktan vazgemi gibi geldi ona. Sanki elinden gelen her eyi yapm ve artk yapabilecei bir ey kalmam gibiydi. Bylece adam kelebee yardm etmeye karar verdi; eline kk bir makas alp kozadaki delii bytmeye balad. Bunun zerine kelebek kolayca kverdi. Fakat bedeni kuru ve kck kanatlar buru burutu. Adam izlemeye devam etti; nk her an kelebein kanatlarnn alp genileyeceini ve bedenini tayacak kadar gleneceini umuyordu. Ama bunlardan hi biri olmad! Kelebek hayatnn geri kalann kurumu bir beden ve burumu kanatlarla yerde srnerek geirdi. Ne kadar denese de asla uamad. Adamn iyi niyeti ve yardmseverlii ile anlayamad ey, kozann kstlayclnm ve buna karlk kelebein darack bir delikten kmak iin gstermesi gereken abann, Yce Yaratc'nn kelebein bedenindeki svy onun kanatlarna gndermek ve bu sayede de kozann kstlayclndan kurtulduu anda umasn salamak iin setii yol buydu.

Bazen hayatta tam olarak ihtiya duyduumuz ey abalardr. Eer Yce Yaratc, hayatta herhangi bir aba olmadan ilerlememize izin verseydi, o zaman bir anlamda sakat kalrdk. O zaman olabileceimiz kadar 'glenemezdik. Asla uamazdk. Gl olmak istedim; Yce Yaratc beni glendirmek iin zorluklar yollad. Bilgelik istedim; ve Yce Yaratc bana zmem iin sorunlar yollad. Baar istedim; ve Yce Yaratc bana almam iin zek ve kas gc verdi. Cesaret istedim; ve Yce Yaratc bana stesinden gelmem gereken sorunlar verdi. Sevgi istedim; ve Yce Yaratc bana, Yardmc olmam iin sorunlu insanlar yollad. yilik istedim; ve Yce Yaratc bana frsatlar yollad. stediim hibir eyi elde edemedim; fakat ihtiya duyduum her eyi elde ettim. HUZUR NDE YAT Ahmet Bey'in drdnc snf rencileri, gemite grdm snflardan farkl deilmi gibi grnyorlard. renciler beerli srada dizilmi alt srada oturuyorlard. retmen masas en nde rencilere bakyordu. Panoda rencilerin almalar aslyd. Birok adan geleneksel bir ilkokul havas hissediliyordu. Yine de snfa ilk girdiimde bir ey bana farkl grnmt. Belirli bir heyecan sz konusuydu. Ahmet Bey, emekliliine sadece iki yl kalm, Tirebolu'da kk bir kasaba retmeniydi. Ayrca blge apnda dzenlenmi personel gelitirme projesine gnll olarak katkda bulunuyordu. Eitim srecinde rencilerin kendilerini iyi hissetmeleri ve hayatlarnn sorumluluunu stlenmeleri temel alnyordu. Ahmet Bey'in ii, eitim srecine katlmak ve sunulan kavramlar uygulamaya koymakt. Benim iim ise, snf ziyaretleri yapp, uygulamaya hz kazandrmakt. Arka sralardan birine oturdum ve izlemeye koyuldum. Btn renciler bir eyler yazp karalyorlard. Benim yanmda oturan 10 yandaki kz renci, kdn "Ben yapamam" cmleleriyle doldurmutu. "Futbol topunu kaleye gnderemem." "l saylarla blme ilemi yapamam." "Zehra'nn beni sevmesini salayamam." Sayfann yars dolmutu ve yazmaktan bkma benzemiyordu. Kararllkla ve srarla yazmaya devam ediyordu. rencilerin defterlerine bakarak sralarn arasnda yrmeye baladm. Hepsi de cmleler yazyorlar ve yapamadklar eyleri tanmlyorlard. "On at st ste yapamam." "Sol alanda vuru yapamam." "Bir kurabiye ile yetinemem." O anda egzersiz bende merak uyandrd. retmene olup bittiini sormaya karar verdim. Yanna 'aklanca retmenin de yazmakla megul olduunu im. En iyisinin rahatsz etmemek olduuna karar erdim. "Tamer'in annesini zorla veliler gnne getire-

"Kzmdan arabaya benzin koymasn isteyemem." "Yaln'dan bileini deil, kelimeleri kullanmasn isteyemem." retmenin ve rencilerin "Yapabilirim" tr olumlu cmleler kurmak yerine, neden byle bir olumsuzlua sapland dncesine kar sava verirken, oturduum sraya geri dndm. Yeniden etrafm izlemeye koyuldum. renciler bir on dakika daha yazmaya devam ettiler. ou ktlarn doldurmu, baka kda gemiti. Ahmet Bey, "Elinizdeki kd bitirin, ama baka bir kda gemeyin." diye seslenerek egzersizin sonuna geldiklerini vurgulad. rencilere ktlarn ikiye katlamalarn ve teslim etmelerini syledi. renciler ktlarn retmen masasnn zerindeki bo ayakkab kutusunun iine koydular. Btn ktlar toplannca Ahmet Bey, kendi kdn da kutuya koydu. Kutunun kapan kapad. Kutuyu kolunun altna ald ve kapdan kp koridorda ilerledi. renciler retmenin peinden giderken, ben de rencilerin peine takldm. Koridorun ortasnda yry tamamland. Ahmet Bey, gvenlik odasna girdi ve elinde bir krekle dar kt. Bir elinde krek, bir elinde ayakkab kutusu, renciler arkasnda, bahenin en uzak kesine doru yol aldlar. Ve kazmaya baladlar. Yapamam cmleciklerini gmeceklerdi! Kazma ilemi yaklak on dakika srd; nk btn renciler srayla kazyorlard. ukur, bir-bir buuk metre olunca, kazma ilemi sona erdi. Yapamam cmlecikleri kutusu ukurun dibine kondu ve zeri toprakla rtld. Otuz bir tane on-on bir ya ocuu, yeni kazlm ukurun banda bekleiyorlard. Her birinin bir metre aadaki kutunun iinde en az bir sayfa sren yapamam cmlecikleri vard. retmenin de yle. "Arkadalar! Bugn burada 'Yapamamlar' ansna toplandk. Yeryznde bizimle birlikteyken bir ekilde hepimizin hayatna girdi: kimimizinkine az, ki- mimizinkine ok. Ad her okulda, toplant salonunda, hatta ankaya'da bile anld. 'Yapamamlar' sonsuz uykusuna gndermeye karar verdik. Erkek ve kz kardeleri 'Yapabilirim, Yapacam ve Yapyorum' hayatlarna devam ediyorlar. Onlar 'Yapamamlar' kadar nl, gl ve kuvvetli deildirler. Belki bir gn sizin de yardmnzla dnyaya ayak izlerini brakabilirler. nallah, 'Yapamamlar' huzur iinde yatarlar. nsanlar onlar olmakszn hayatlarna devam edebilirler. Amin." Bu methiyeyi dinlerken, rencilerin hibirinin bugn unutamayacaklarn dndm. Bu aktivite olduka sembolik bir anlam tayordu. Gerek bilinten, gerekse bilin dndan asla silinmeyecek bir beyin egzersizi gibiydi. Yapamam cmlecikleri yazmak, onlar gmmek ve methiye dinlemek. Bunlarn hepsi de retmenin gayretleri ile gereklemiti. Methiyenin sonunda rencilerini etrafna toplad ve onlar snfa gtrd. 'Yapamamlar'n ebediyete intikalini keklerle, pat- "fam msrlarla ve meyve sularyla kutladlar. Kutla- .faalarn bir paras olarak, Ahmet Bey, kalnca bir kttan mezar ta kesti. En ste 'Yapamam', en alta o gnn tarihini yazd. Kttan yaplm mezar ta o yln ansna Ahmet Bey'in snfna asld. Nadiren de olsa rencilerden biri unutup, 'Yapamam' dediinde Ahmet Bey, bunu gsterdi.

renciler de bylece 'Yapamamlar'n ldn hatrlayp, yeni cmle kurmak zorunda kaldlar. Ahmet Bey'in rencilerinden biri deildim. O benim rencilerimden biriydi. Yine de o gn ben ondan mr boyu unutamayacam bir ders aldm. imdi yllar gemesine ramen, ne zaman 'Yapamam' gibi bir cmle duysam, drdnc snf rencilerinin dzenledii cenaze merasimi gelir aklma. Ben de renciler gibi 'Yapamamlar'n ldn hatrlarm. HAYAT, BAZEN BZM DE ZERMZE ABANIR Gnlerden bir gn, kylerden birinde, adamn birinin eei, kuyuya der. Niye der, nasl der, sormayn. Eek bu, dm ite! Belki kr bir kuyuydu, az tahtayla kapatlmt belki, zerine de toprak dklmt. Zamanla tahta rd, zayflad, toprakta biten otlar yemek isteyen eein arln ekemedi ve gm. Hayvanck saatlerce ac iinde kvrand, bard kendi dilinde. Ayptr sylemesi, anrd yani. Sesini duyan sahibi gelip bakt ki vaziyet kt. Zavall eei kuyunun dibinde mell mahzun bakmyor. stelik yaralanm. Karlat bu durumda kendini eei kadar zavall hisseden adamcaz kylleri yardma ard. Ne yapsak, ne etsek, nasl karsak sorular havada kald. Sonunda karar verildi ki kurtarmak iin almaya demez. Tek are, kuyuyu toprakla rtmek. Ellerine aldklar kreklerle etraftan kuyunun iine toprak attlar. Zavall hayvan, zerine gelen topraklar, her seferinde silkinerek dibe dkt. Ayaklarnn altna ald toprak sayesinde her an biraz daha ykseldi. Ve sonunda yukarya kadar km oldu. Kyller az ak baka- kald. Hayat, bazen bizim de zerimize abanr. Ne baze- ni? ou zaman. Toz toprakla rtmeye alanlar ok olur. Bunlarla baa kmann tek yolu, yaknp szlanmak deil, dnp silkinmek ayaa kalkmak ve kurtulup aydnla adm atmaktr. Kr kuyuda olsak bile... N ARABADAN ABD'de isiz bir gen, nl iadam Ford'a gidip i ^temek iin brosuna varr. Sekreterden kavga dv, ay sonraya randevu alr, verilen saatte gider. Sekreter "Ford u anda dar kyor. Siz de onu takip edin tfen!" Bir arabaya biner Ford. Gen de yanndadr. Yol hi konuulmaz. Arabadan inip bir maazaya y- ler. Kapdakiler, byk bir saygyla karlarlar nl safirlerini. Birlikte gezerler sonra da, ayn ekilde 2. 4. ve 5. byk maazalar da gezildikten sonra dn iin tekrar otomobile binilir. Gen daha fazla dayanamaz ve sorar: "Sayn Ford! Benimle bir i grmesi yapmayacak msnz?" "Ya! Demek yle?.. Pekiyi o halde!" Ford arabay durdurup, kahramanmzn inmesini ister ve basar gider. ehirden uzak, tenha bir yerdir. Gencin cebindey- se hi para yoktur. Sinirlenerek yrmeye balar. Kan ter iinde evine gelir. Bir taraftan da dnr: Mutlaka bir ders vermek istedi. Ama ne? Gnlerce yorum yapp gizli mesajn ne olduunu anlamaya, bulmaya, zmeye alr. Bir sonuca ulanca da Ford'un ilk ziyaret ettii maazaya koar, ilgililer, byk bir sayg gsterirler. Her sorusuna, sanki karlarnda Ford varm gibi

nezaketle cevap verirler. Bundan sonra, 2., 3., 4- ve 5. maaza yetkililerine der ki: "rnlerinizi pazarlamak istiyorum." "Buyurun istediiniz kadar aln satn, parasn sonra deyin!" Bundan byk yardm m olur bir insan iin? Sonra, tutun tutabilirseniz. Be yl iinde, Amerika'nn en byk i adamlarndan biri olur. "Eh Ford'u bir ziyaret edeyim de kendisine teekkrlerimi sunaym artk!" diye dnr. Gidip Ford'un sekreterine syler sylemez, ald cevap enteresandr: "Buyurun efendim, Ford sizi bekliyor." Ve Ford ona unu syler: "A^n yerde arabadan indirdiim ne ilk kiisiniz, ne de son. lerinden bir tek siz anladnz ne demek istediimi. O gnden beri, hayranlkla takip ediyorum sizi!" HAYAL HIRSIZI Bu hikye, iftlikten iftlie, yartan yara koarak atlar terbiye etmeye alan gezgin bir at terbiyecisinin gen oluna kadar uzanr. Babasnn ii nedeniyle, ocuun orta retimi kesintilere uramt. Orta ikideyken, byd zaman ne olmak ve ne yapmak istedii konusunda bir kompozisyon yazmasn istedi hocas.. ocuk btn gece oturup gnn birinde at iftliine sahip olmay hedeflediini anlatan yedi sayfalk bir kompozisyon yazd. Hayalini en ince ayrntlaryla anlatt. Hatta hayalindeki 200 dnmlk iftliin krokisini de izdi. Binalarn, ahrlarn ve kou yollarnn yerlerini gsterdi. Krokiye, 200 dnmlk razinin zerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrntl plann da ekledi. Ertesi gn hocasna sunduu jyedi sayfalk dev, tam kalbinin sesiydi.. ki gn sonra devi geri ald. Kdn zerinde kr- z kalemle yazlm kocaman bir '0' ve "Dersten son- beni gr" uyars vard. "Neden '0' aldm?" diye merakla sordu hocasna, ;uk. "Bu senin yanda bir ocuk iin gereki olmayan bir i" dedi, hocas.. "Paran yok. Gezginci bir aileden 'yorsun. Kaynanz yok. At iftlii kurmak byk - gerektirir. nce araziyi satn alman lazm. Damz- hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu baarman imsiz." Ve ekledi: "Eer devini gereki hedefler belirledikten son- Yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gzden iririm." ocuk evine dnd ve uzun uzun dnd. Babasna dant. "Olum!" dedi babas, "Bu konuda kararn kendin vermelisin. Bu senin hayatn iin olduka nemli bir seim." ocuk bir hafta kadar dndkten sonra devini hibir deiiklik yapmadan geri gtrd hocasna. "Siz verdiiniz notu deitirmeyin" dedi; "ben de hayallerimi..." O, renci, bugn 200 dnmlk arazi zerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yllar nce yazd dev, minenin zerinde erevelenmi olarak asl. yknn en can alc yan u: Ayn retmen, gecen yaz 30 rencisini bu iftlie kamp kurmaya getirdi. iftlikten ayrlrken eski rencisine; "Bak!" dedi, "Sana imdi syleyebilirim. Ben senin retmeninken, hayal hrszydm. O yllarda rencilerimden pek ok hayal aldm. Allah'tan ki sen, hayalinden vazgemeyecek kadar inatydn.

ACELE KARAR VERMEYN... in dnr Lao Tzu'nun yks... Kyn birinde bir yal adam varm. ok fakirmi, ama kral bile onu kskanrm... yle dillere destan bir beyaz at varm ki, kral bu at iin ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamn teklif etmi, ama adam satmaya yanamam- "Bu at, bir at deil benim iin; bir dost. nsan dostunu satar m?" dermi hep. Bir sabah kalkmlar ki, at yok. Kyl, ihtiyarn bana toplanm: "Seni ihtiyar bunak! Bu at sana brakmayacaklar, alacaklar belliydi. Krala satsaydn, mrnn sonuna kadar beyler gibi yaardn. imdi ne paran var, ne de atn demiler..." htiyar, "Karar vermek iin acele etmeyin" demi. "Sadece at kayp" deyin; "nk gerek bu. Ondan tesi sizin yorumunuz ve kararnz. Atmn kaybolmas, bir talihsizlik mi, yoksa bir ans m? Bunu henz bilmiyoruz. nk bu olay, henz bir balang. Arkasnn nasl geleceini kimse bilemez." Kyller ihtiyar bunaa kahkahalarla glmler. Aradan on be gn bile gemeden, at bir gece anszn dnvermi. Meer alnmam, dalara gitmi kendi kendine. Dnerken de, vadideki on iki vahi at peine takp getirmi. Bunu gren kyller toplanp ihtiyardan zr dilemiler. "Babalk" demiler, "sen hakl ktn. Atnn kaybolmas bir talihsizlik deil, adeta bir ; devlet kuu oldu senin iin; imdi bir at srn var." "Karar vermek iin gene acele ediyorsunuz" demi ! htiyar. "Sadece atn geri dndn syleyin. Bilinen .gerek sadece bu. Ondan tesinin ne getireceini heSttiz bilmiyoruz. Bu daha balang." Kyller bu defa aka ihtiyarla dalga gememi- \ ama ilerinden, "Bu herif, sahiden geri zekl" diye jirmiler... Bir hafta gemeden, vahi atlar terbiye eye alan ihtiyarn tek olu attan dm ve aya- krm. Evin geimini temin eden oul, imdi uzun yatakta kalacakm. Kyller gene gelmiler ihzara. "Bir kez daha hakl ktn" demiler. "Bu atlar "inden tek olun, bacan uzun sre kullanamayacak. Oysa sara bakacak bakas da yok. imdi eskisinden daha fakir, daha zavall olacaksn" demiler. htiyar, "Siz erken karar verme hastalna tutulmusunuz" diye cevap vermi. "O kadar acele etmeyin. Olum bacan krd. Gerek bu. tesi sizin verdiiniz karar. Ama acaba ne kadar doru? Hayat byle kk paralar halinde gelir ve ondan sonra neler olaca size asla bildirilmez." Birka hafta sonra, dmanlar kat kat byk bir ordu ile saldrm. Kral son bir mitle eli silah tutan btn genleri askere arm. Kye gelen grevliler, ihtiyarn krk bacakl olu dnda btn genleri askere almlar. Ky matem sarm. nk savan kazanlmasna imkn yokmu; giden genlerin sonunda ya leceini, ya da esir deceini herkes biliyormu. Kyller, gene ihtiyara gelmiler... "Gene hakl olduun ortaya kt" demiler. "Olunun baca krk, ama hi deilse yannda. Oysa bizimkiler, belki asla kye dnemeyecekler. Olunun bacann krlmas talihsizlik deil, ansm meer..."

"Siz erken karar vermeye devam edin demi" ihtiyar. "Oysa ne olacan kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerek var. Benim olum yanmda, sizinkiler askerde... Ama bunlarn hangisinin talih, hangisinin ansszlk olduunu sadece Allah biliyor." Lao Tzu, yksn u nasihatle tamamlam: "Acele karar vermeyin. Hayatn kk bir dilimine bakp tamam hakknda karar vermekten kann. Karar; akln durmas halidir. Karar verdiniz mi, akl dnmeyi, dolays ile gelimeyi durdurur. Netice itibariyle akl, insan daima karara zorlar. nk gelime halinde olmak tehlikelidir ve insan huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi balar. Bir kap kapanrken, bakas alr. Bir hedefe ularsnz ve daha yksek bir hedefin hemen orackta olduunu grrsnz." YOLUMUZDAK ENGELLER Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun zerine kocaman bir kaya koydurmu, kendisi de pencereye oturmutu. Bakalm neler olacakt? lkenin en zengin tccarlar, en gl kervanclar, saray grevlileri birer birer geldiler; sabahtan lene kadar. Hepsi kayann etrafndan dolap saraya girdiler. Hatta pek ou kral yksek sesle eletirdi: Halkndan bu kadar vergi alyor, ama yollardaki engelleri Jaldrmyordu. Sonunda bir kyl kageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Srtndaki kfeyi yere incirdi, iki eli ile kayaya sarld ve kna skna itmeye balad. Kan ter iinde kald; ama sonunda kayay da yolun arna ekti. Tam kfesini yeniden srtna almak zereydi ki, kayann eski yerinde bir kesenin durduunu grd. At... Kese altn doluydu. Bir de kraln notu vard iinde... "Bu altnlar, kayay yoldan eken kiiye aittir" diyordu kral. Kyl, bugn dahi pek oumuzun farknda olmad bir ders almt. Her engel, hayat artlarmz daha iyiletirecek bir frsattr. .. BR KAYA PARASI VE HEYKEL Bir heykeltra ileyip heykel yapmak zere mermer satn almak iin mermerciye gider. Mermercinin bahesinde dolarken keye atlm bir kaya parasna gz iliir. "Bu mermer parasnn fiyat nedir?" diye sorar mermerciye. "Bedava" der, mermerci. "Eer iine geekten yarayacan dnyorsan, para vermeden gtrebilirsin." Heykeltra armtr. "Neden bedava veriyorsun bunu?" diye sorduunda, "ekli bozuk nk" der, mermerci. "Kimse satn almak istemiyor ve bahemi igal etmekten baka bir ie de yaramyor. Alp gtrrsen beni de mutlu edersin." Birka ay sonra heykeltra elinde bir kutuyla mermercinin dkknna gider ve kutuyu mermerciye uzatr. Mermerci kutuyu aar, iinde ok gzel bir heykel durmaktadr.

"u gzellie bakn!" der mermerci, "Eminim bu sanat eseri iin byk paralar isteyeceksin." Hayr!" heykeltra. "Peki, ama bunu neden bana getirdin? yorsun ben sadece mermer ta satarm." "Hayr, hayr!" der heykeltra. "Bunu sana hediye ak getirdim. nk bu ta senindi, hatrladn m? t ay nce gelmitim ve bana bahenin kesinde ie yaramaz bir ta paras vermitin." "Evet, o heykeltra sendin; imdi hatrladm seni" mermerci. "ite bu heykeli bana verdiin tatan yaptm." Merci alt ay nce syledii szleri hatrlayp utanr. Allah'm! Bu harika heykelin o irkin tatan kabik' kim inanabilirdi ki?

ALLAH KULLARINI BZ FARK ETMESEK DE KORUR nnn-u Msr'nin yle dedii rivayet edilmitir: "Bir gn elbiselerimi ykamak iin Nil nehrinin rna gitmitim. Nehrin kenarnda dururken, bir de m ki, grlmemi ekilde byk bir akrep bana geliyor. ok korkmutum. Beni onun errinden mas iin Cenb- Hakk'a sndm. Akrep nehre Idiinde, sudan byk bir kurbaa kp akrebe do- geldi. Akrep kurbaann srtna binip suyun zerin- yzp gittiler. Bu bana ok artc gelmiti. Ben de nehrin kenarnda takip ettim. Nehrin kar yama getiklerinde, akrep kurbaay brakp dallar 'k, glgesi ok olan bir aacn yanna gitti. * Bir de baktm ki, aacn altnda Allah'a asi bir ml ml uyuyor. Kendi kendime: La havle vela kuvvete illa billh. Bu akrep nehrin tesinden buraya kadar, bu genci sokmak iin mi geldi dedim ve iimden, akrep gence yaklat zaman hemen akrebi ldrmee karar verdim. Akrebe yakn bir yerde durdum. Bir de baktm ki kardan byk bir ylan, genci srmak iin gence doru geliyor. Bu srada akrep ylann zerine hcum etti ve ban sokmaya balad. Akrep ylann lmesine kadar ban sokmaya devam etti. Ylan ldkten sonra akrep nehre dnd. Kurbaa da onu orada bekliyordu. Akrep tekrar kurbaaya binip nehrin te yanna geti. Ben de arkalarnda bakakaldm. Sonra gencin yanna geldim, o hl uyuyordu, akabinde baucunda kendi kendime yle dedim: 'Ey uyuyan gen! Allah seni, sen fark etmesen de karanln iindeki her trl ktlkten korur. Sen uyusan bile Allah uyumaz? O kullarna ok merhametlidir.' Gen benim bu szlerim zerine uyand ve bandan geen olaylar kendisine anlattm. Gen hemen tevbe etti. Btn yapm olduu kt davranlarndan vazgeip, iyilerden oldu ve lnceye kadar hayat byle devam etti. Allah ona rahmet etsin. PF NOKTASI

Vaktiyle testi, vazo, anak mlek imal edilen kasabalarn birinde, uzun yllar bu meslekte alan bir kalfa, iinde uzmanlatna inanp, kendi bana bir dkkn amay arzu eder olmu. Ayrca kendisinin de bir testi imalathanesi aacak kadar bu hususta bilgi birikiminin olduunu ve buna da hakk bulunduunu belirtir. Usta, kalfann bu tavr karsnda nce tebessm eder, sonra kendisine, henz iin pf noktasn renmediini syler. Kalfa, ustasnn bu szlerine itiraz eder. Ustasnn bu sonu gelmez nasihatlerinden bkp hrsa kaplan kalfa, ustasndan iczet almadan bir testi imalthne- si aar; frnn kurar, testi imltna balar. Btn ilemleri ustasnn yanndaki gibi yapt, testi topranda ayn hamuru kulland halde hi salam testi retemez. Bin bir emek ile yapt testiler, kpler, vazolar, .srahiler onca titizlie ramen orasndan burasndan yarlp, atlar. Zavall kalfa bir trl bu atlamalarn . nne geemeyince, aresiz ve mahcup bir ekilde ustasna gidip durumu anlatr. inin uzman tecrbeli usta: "Sana demedim mi evldm? "Sen bu iin pfnolc- am henz renmedin. Bu sanatn uzmanlk gerekti- n bir pf noktas vardr." Eski kalfasna bu iin pf noktasn retmeye ka- jpr veren usta, tezgha bir miktar amur koymu ve asna: P "Haydi, ge bakalm tezghn bana da, bir testi r. Ben de sana bu iin pf noktasn gstereyim." Eski kalfa ayayla merdaneyi dndrp amura U vermeye baladnda usta, nnde dnen testiyi katle takip edip arada bir pf diye fleyerek, zaman- i atlatp btn emekleri zayi edecek olan baz kk hava kabarcklarn patlatp yok etmi ve bylece rak da bu sanatn pf noktasn renmi. Her sanatn incelik, uzmanlk gereken ksmna da o gnden sonra pf noktas denilmeye balanm. Ustasndan pf noktasn renen ve ustasnn duasn alan kalfa da dkknna dnerek salam testiler retmeye balam. Bu rnek olay, ustann nemini ifade etmekle kalmayp ii rendiine dair ustasndan olur almadan yaplacak almalarn da yarm kalacan belirtir. Buna benzer anlatm trlerine ftvvetname- lerde nemli bir yer verilmitir. Ftvvetnamelerde yer alan bu ve benzeri trlerin o gnk sanatkr ve ticaret adamlarnn yetimesinde nemli rolnn bulunduu bilinmektedir. ANTKA SKEMLELER Gen adam, antika merak sebebiyle Anadolu'nun en cra kelerini dolayor ve gzne kestirdii mallan yok pahasna satn alarak yolunu buluyordu. K kyamet demeden srdrd seyahatler srasnda bana gelmeyen kalmam gibiydi. Fakat bu seferki hepsinden farkl grnyordu. Yollar kapatan kar yznden arabasn terk etmi ve youn tipi altnda donmak zereyken, bir ihtiyar tarafndan bulunup onun kulbesine davet edilmiti. Yal adam, antikacnn yrmesine yardm ederken, "Gnlerdir hasta olduumdan, odun kesmek iin ilk defa darya ktm" dedi; "Meer seni bulmak iin iyilemiim."

Diz boyuna varan karla bouup kulbeye geldiklerinde, antikacnn kar beyaz gre gre donuklaan gzleri fal ta gibi ald. Odann orta yerindeki kuzinenin etrafn saran -drt iskemle, onun imdiye kadar grd en gzel antikalar olmalyd. Saatlerdir kar iinde kalan vcudu bir anda snm, buzlar bir trl zlmeyen patlcan moru suratn ateler kaplamt. Yal adam, misafirini yatrmak iin acele ediyordu. Ona birka lokma ikram edip sedirdeki yatan hazrlarken, "Bugn soba yakamadm evladm" dedi; "ama bu yorganlar seni stacaktr." Ev sahibi, yllar nce vefat eden eiyle paylatklar odaya geerken, antikac da tiftikten rlen battaniyelerin arasna gmld. Ancak btn yorgunluuna ramen bir trl uyuyamyordu. Ertesi gn git- , meden nce ne yapp yapp o iskemleleri almal, bu- toun iin de iyi bir senaryo uydurmalyd. Mesela, ha- fatn kurtarmasna karlk ihtiyara birka koltuk sa- tfn alabilir ve eskimi olduu bahanesiyle darya - tt iskemleleri, aktrmadan minibsn arkasna bilirdi. Hatta onlar kapt gibi kamak bile mm- d. Yrmeye dahi mecali olmayan ihtiyar, sanki "un peinden koacak myd? Gen adam, kafasndaki fikirleri olgunlatrmaya srken dalp dalp gidiyor ve rzgrn sesiyle uyan- zamanlar, kald, yerden devam ediyordu. Bu yal adamn sabah namazna kalktn fark et- hatta hayal meyal olsa bile odun paraladn nutu. Gzlerini atnda, onun kuzine zerinde yemek piirdiini grd ve etrafna baknrken, birden iskemleleri hatrlad. Hafife dorulup evresine bakt: Aman Allah'm! Antikalardan hibiri ortada yoktu. htiyar adam, herhalde plann hissetmi ve belki de uykudaki konumasn duyarak onlar emin bir yere kaldrmt. Sakin grnmeye alarak: "liim kemiim snm" dedi. "orbanz da gzel koktu dorusu. Ama akamki iskemleleri gremiyorum." Yal adam, odann kesine yd iskemle paralarndan birini daha sobaya atarken, "skemle dediin, dnya mal be evladm' dedi; "Biz misafirimizi hi tr myz?" HEDYE KME AT? Bir zamanlar Uzak Dou'da byk bir sava yaard. Artk yalanan bu samuray vaktini genlere manev destek vererek geiriyordu, ilerlemi yana ramen, insanlar onu kimsenin malup edemeyeceine inanyordu. Bir gn, yal samurayn kasabasna vicdanszly- la tannan bir sava geldi. Adam, rakibini kkrtma tekniiyle tannyordu. Deimez ekilde, kkrtt ve kzdrd rakibine ilk hareketi yaptrr, sonra da en kk bir hatay affetmeden rzgr hzyla kar hcuma geerek mcadeleyi kazanrd. Bu gen ve sabrsz sava hi kimseye yenilmemiti. Samurayn adn duyarak buraya gelmiti ve onu da yenerek hretini arttrmay amalyordu. Btn rencileri byle bir msabakaya kar ktysa da, yal sava onun kavga davetini kabul etti. Herkes, kasaba meydannda topland. Gen sava rakibine hakaretler yadrmaya balad. Ona doru ta att, yzne tkrd, akla gelebilecek her trl aalamada

bulundu. Yal savann atalarna bile dil uzatt. Onu kzdrp ilk hareketi yaptrmak iin saatlerce urat. Fakat yal adam hep sessiz ve serinkanl kald. Vakit ikindiye geldiinde durum deimemiti. Artk yorgun dm, kibri krlm aceleci sava, dayanamayp msabaka meydann terk etti. rencileri, hocalarnn bu kadar hakarete kar tek kelime etmemesiyle hayal krklna uramlard. Dayanamayp sordular: - Byle bir aalamaya nasl dayanabildiniz? Neden, kaybedebileceini bilseniz de klcnz kullanmaydnz? Onun yerine, hepimizi utandrarak korkakl ,;setiniz? Yal samuray sknetle yle dedi: - Birisi size bir hediye getirse ve siz de kabul etmeniz, o hediye kime ait olur? * - Hediyeyi vermeye alana, diye cevap verdi - ;Hcilerden birisi. - Ayn ey kskanlk, fke ve hakaretler iin de :rlidir; diyerek son noktay koydu bilge sava. "Eer kabul edilmezlerse, onlar tayana ait olmaya devam ederler," DNYAYI KRLERNDEN ARINDIRMAK Bir lime rencileri sordular: "Dnyay manev kirlerinden nasl temizleyebiliriz?" lim cevap verdi: "sterseniz size nce, bir zamanlar am'da yaam olan Eb Ms Hums'den bahsedeyim. Eb Ms, ilmiyle herkesin hayranln kazanmt. Ama kimse onun zel hayatnda iyi bir insan olup olmadn bilmiyordu. Bir gn, Eb Ms ve hanm da ierdeyken, meydana gelen depremle evleri ykld. Komular can havliyle ykntlar eelemeye ve onlar bulmaya alyorlard. Sonunda, Eb Ms'nn eini bulmay baardlar. Hl ykntlarn altnda bulunan kadn, "Beni merak etmeyin, ben iyiyim" diye bard. "nce kocam kurtarn. uralarda bir yerde oturuyordu" diyerek kocasnn bulunduu yeri gsterdi. Komular oray kaznca, Eb Ms'y da buldular. O da hl ykntlarn altndayd ve o da hanm gibi konutu: "Ben iyiyim, bir eyim yok. nce hanmm kurtarn. uralarda bir yerde uyuyordu." "te" dedi lim, "Kim Eb Ms ve ei gibi davranrsa, btn dnyay kirlerinden temizlemeye balam demektir." RENK USTASI (ELETRDKLERNE ALTERNATF GETRMEK) Renklerin ustas olarak anlan byk bir ressamn rencisi eitimini tamamlam. Byk usta rencisini uurlarken, yapt resmi ehrin en kalabalk meydanna koymasn ve yanna da krmz bir kalem brakmasn, halktan beenmedikleri yerlere arp koymalarn rica eden bir yaz ilitirmesini istemi. renci birka gn sonra resme bakmaya gittiinde resmin arplar iinde olduunu grm. zntyle ustasna gitmi. Usta ressam zlmemesini ve yeniden resme devam etmesini nermi. renci resmi yeniden yapm. Usta yine resmi ehrin en kalabalk meydanna brakmasn istemi; fakat bu kez yanna bir palet dolusu eitli renklerde boya ile birka fra koymasn ve ya- nna da insanlardan beenmedikleri yerleri dzeltmesini rica eden bir yaz brakmasn nermi. renci de- leni yapm. Birka gn sonra bakm ki resmine hi okunulmam. Sevinle ustasna komu. Usta res- ; yle demi:

"lkinde insanlara frsat verildiinde ne kadar acmasz ? eletiri saana ile karlalabileceini grdn. Hayatnda resim yapmam insanlar dahi gelip senin tini karalad. kincisinde onlardan yapc olmalarn is- Yapc olmak eitim gerektirir. Hi kimse bilmedii konuyu dzeltmeye cesaret edemedi. Emeinin karl- ne yaptndan haberi olmayan insanlardan alamaz- , Sakn emeini, bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle NSAN KM VE NASIL NSAN OLURUZ? Bir bilgeye, "Nasl insan oluruz?" diye sormular. "U adm atmakla" diye vermi bilge kii: "nce sana ktlk yapanlara ktlk dnmemen gelir; insanla attn ilk adm budur... Sana ktlk yapanlara iyilik yapabildiin an ise, ikinci byk adm atar ve hakik insan olmaya balarsn. Nihayet, sana iyilik yapanla ktlk yapan arasnda bir fark hissetmeyecek hale geldiin zaman insansn ve insan olursun..." ATLAK KOVA Hindistan'da bir sucu, boynuna ast uzun bir sopann ularna takt iki byk kovayla su tarm. Kovalardan biri atlakm. Salam olan kova her seferinde rmaktan patronun evine ulaan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, atlak kova iine konan suyun sadece yarsn eve ulatrabilirmi. Bu durum iki yl boyunca her gn byle devam etmi. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su gtrebilmi. Salam kova baarsndan gurur duyarken, zavall atlak kova grevinin sadece yarsn yerine getiriyor olmaktan dolay utan duyuyormu. ki yln sonunda bir gn atlak kova rman kysnda sucuya seslenmi. "Kendimden utanyorum ve senden zr dilemek istiyorum." "Neden?.." diye sormu sucu, "Niye utan duyuyor- suni.." Kova cevap vermi: "nk iki yldr atlamdan su szd iin tama grevimin sadece yarsn gerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolay sen bu kadar almana ramen, emeklerinin tam karln alamyorsun." Sucu yle demi: "Patronun evine dnerken yolun kenarndaki iekle- T fark etmeni istiyorum." Gerekten de tepeyi trmanrken, atlak kova pa- 1/ tikann bir yanndaki yaban iekleri stan gnei Vgrm. Fakat yolun sonunda yine suyunun yars- I li kaybettii iin kendini kt hissetmi ve yine suculdan zr dilemi. Sucu kovaya sormu: "Yolun sadece senin tarafnda iekler olduunu ve di- Kr kovann tarafnda hi iek olmadn fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin ksurunu bilmem ve ondan ya- ?fdanmamdr. Yolun senin tarafna iek tohumlar ek- pp ve her gn biz rmaktan dnerken sen onlar suhdn. yldr ben bu gzel iekleri toplayp onlarla patronu- sofrasn ssleyebildim. Sen byle olmasaydn, o evin- ? bu gzellikleri yaayamayacakt."

Hepimizin kendimize has kusurlar vardr. Hepi- aslnda atlak kovalarz. Allah'n byk plannda air ey ziyan edilmez. Kusurlarnzdan korkmayn. r sahiplenin. Kusurlarnzda gerek gcnz buunuzu bilirseniz eer, siz de eitli gzelliklere ve sahip olabilirsiniz. Asi olan, herkesin kendi kusurunun farknda olmas, ihtiyar olmayan kusurlarn kusur saylmayacan bitmesidir. HER TE BR HAYIR VARDR Bir zamanlar Afrika'daki bir lkede hkm sren bir kral vard. Kral, daha ocukluundan itibaren arkada olduu, birlikte byd bir dostunu hi yanndan ayrmazd. Nereye gitse onu da beraberinde gtrrd. Kraln bu arkadann ise deiik bir huyu vard. ster kendi bana gelsin, ister bakasnn, ister iyi olsun ister kt, her olay karsnda hep ayn eyi sylerdi: "Bunda da bir hayr var!" Bir gn kralla arkada birlikte ava ktlar. Kraln arkada tfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ate ediyordu. Arkada muhtemelen tfeklerden birini doldururken bir yanllk yapt ve kral ate ederken tfei geriye doru patlad ve kraln baparma koptu. Durumu gren arkada her zamanki szn syledi: "Bunda da bir hayr var!" Kral ac ve fkeyle bard: "Bunda hayr filan yok! Grmyor musun, parmam koptu?" Ve sonra da kzgnl gemedii iin arkadan zindana attrd. Bir yl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaad ve aslnda uzak durulmas gereken bir blgede birka adamyla birlikte avlanyordu. Yamyamlar onlar ele geirdiler ve kylerine gtrdler. Ellerini, ayaklarn baladlar ve kyn meydanna odun ydlar. Sonra da odunlarn ortasna diktikleri direklere baladlar. Tam odunlar tututurmaya geliyorlard ki, kraln baparmann olmadn fark ettiler. Bu kabile, batl inanlar nedeniyle uzuvlarndan biri eksik olan insanlar yemiyordu. Byle bir insan yedikleri takdirde balarna kt olaylar geleceine inanyorlard. Bu korkuyla, kral zdler ve salverdiler. Dier adamlar ise piirip yediler. Sarayna dndnde, kurtuluunun kopuk parma sayesinde gerekletiini anlayan kral, onca yllk arkadana reva grd muameleden dolay piman oldu. Hemen zindana kotu ve zindandan kard arkadana bandan geenleri bir bir anlatt. "Haklymsn!" dedi. "Parmamn kopmasnda gerekten de bir hayr varm. te bu yzden, seni bu kadar uzun sre zindanda tuttuum iin zr diliyorum. Yaptm ok haksz ve kt bir eydi." "Hayr!" diye karlk verdi arkada, "Bunda da bir hayr var." "Ne diyorsun Allah akna?" diye hayretle bard kral. "Bir arkadam bir yl boyunca zindanda tutmann, neresinde hayr olabilir?" "Dnsene! Ben zindanda olmasaydm, seninle birlikte avda olurdum, deil mi? Ve sonrasn dnsene? Bunda da bir hayr olmasayd tekrar birlikte olabilir tjliydik?" BU DA GEER...

Derviin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir kye ular. Karsna kanlara kendisine yardm edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadn sorar. Kyller kendilerinin de fakir olduklarn, evlerinin kk olduunu syler ve akir diye birinin iftliini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler. Dervi yola koyulur; birka kylye daha rastlar. Onlarn anlattklarndan, akir'in blgenin en zengin kiilerinden biri olduunu anlar. Blgedeki ikinci zengin ise, Haddad adnda baka bir iftlik sahibidir. Dervi, akir'in iftliine varr. ok iyi karlanr, iyi misafir edilir, yer ier, dinlenir. akir de, ailesi de hem misafirperver hem de gnl geni insanlardr. Yola koyulma zaman gelip dervi, akir'e teekkr ederken, "Byle zengin olduun iin hep kret." der. akir ise yle cevap verir: "Hibir ey olduu gibi kalmaz. Bazen grnen, gerein ta kendisi deildir. Bu da geer." Dervi akir'in iftliinden ayrldktan sonra bu sz zerine uzun uzun dnr. Ama bir anlam veremez. Bir ka yl sonra derviin yolu yine ayn blgeye der. akir'i hatrlar ve ziyaret etmeye karar verir. Yolda rastlad kyller ile sohbet ederken, akir'den bahseder. "Haa, o akir mi?" der kyller, "O iyice fa- kirledi; imdi Haddad'n yannda alyor." Dervi, hemen Haddad'n iftliine giderek akir'i bulur. Eski dostu yalanmtr, zerinde eski psk giysiler vardr. yl nce yaanan bir sel felketinde btr srlar telef olmu, evi yklmtr. Topraklan da ilenemez hale geldii iin tek are olarak selden hi zarar grmemi ve biraz daha zenginlemi olan Haddad'n yannda almak kalmtr. O nedenle a- kir ve ailesi yldr Haddad'n hizmetkrdr. akir bu kez dervii son derece mtevaz olan evinde misafir eder. Kt kanaat yemeini onunla paylar. Dervi ve- dalarken akir'e olup bitenlerden tr ne kadar z- gn olduunu ifade edince, akir'den u cevab alr: "zlme... Unutma, bu da geer." Dervi gezmeye devam eder ve yedi yl sonra yolu yine o blgeye der. aknlk iinde olup biteni renir. Haddad birka yl nce lm, ocuklar ve baka yaknlar olmad iin de btn varn younu en sadk hizmetkr ve eski dostu akir'e brakmtr. akir, Haddad'n konanda oturmaktadr; kocaman arazileri ve binlerce sr ile yine yrenin en zengin insandr. Dervi eski dostunu iyi grd iin ne kadar ok sevindiini syler. Ancak yine dostundan ayn cevab alr: "Bu da geer." Bir zaman sonra dervi, yine akir'i arar. Ona bir tepeyi iaret ederler. Tepede akir'in mezar vardr ve tanda u yazldr: "Bu da geer." y Dervi, "lmn nesi geecek?" diye dnr ve gider. Ertesi yl akir'in mezarn ziyaret etmek iin ge- dner; ama ortada ne tepe vardr, ne de mezar. B- fuk bir sel gelmi, tepeyi nne katm dmdz etmi, ^akir'den geriye bir iz dahi kalmamtr. O aralar lkenin sultan, kendisi iin ok deiik bir yzk yaplmasn ister. yle bir yzk ki, mutsuz olduunda umudunu tazelesin, mutlu olduunda ise kendisini

mutluluun tembelliine kaptrmamas gerektiini hatrlatsn. Hi kimse sultan tatmin edecek byle bir yzk yapamaz. Sultann adamlar da bilge dervii bulup yardm isterler. Dervi, sultann kuyumcusuna hitaben bir mektup yazp verir. Ksa bir sre sonra yzk sultana sunulur. Sultan nce bir ey anlamaz; nk son derece sade bir yzktr bu. Sonra zerindeki yazya gz taklr, biraz dnr ve yzne byk bir mutluluk yaylr: "BU DA GEER..." yazmaktadr... Gerisini de biz ekleyelim... BU DA GEER YA HUU, HU DE GEER YAA HUUU... DNYANIN EN KISA ANAYASASI Bir zamanlar birka bilge bir araya gelip dnyann en ksa anayasasn yazmaya koyulurlar. nsann hareketlerine ve davranlarna hkmeden kanunu gsterebilen kii, dnyann en bilge kiisi seilecekti. "Allah sulular cezalandrr." diye teklif etti bilgelerden birisi. Tek cmleydi; ksa ve zd. Fakat dierleri bunun bir kanun deil bir tehdit olduunu syleyerek itiraz ettiler. Birinci bilgenin bu teklifi kabul edilmedi. "Allah sevgidir." dedi ikinci bilge. Ama bu teklif de kabul grmedi; nk insann grevlerini tam anlamyla aklamyordu. Sonra bilge tane tane u teklifte bulundu: "Kendinize yaplmasn istemediiniz eyi, bakalarna yapmayn." Ve ilave etti: "Kanun budur; gerisi sadece yoruma kalmtr." Dier bilgelerde bu teklifi kabul ettiler. Ve o bilge zamann en bilge kiisi seildi. KABAK VE SARMAIK Ulu bir kavak aacnn yannda bir sarmak filizi 3y gstermi. Bahar ilerledike sarmak kavak aac- ha sarlarak ykselmeye balam. Yamurlarn ve g- jin etkisiyle mthi hzla bym ve neredeyse ka- V&k aacyla ayn boya gelmi. Bir gn dayanamayp sormu kavaa: - Sen ka ayda bu hale geldin aa? - On ylda, demi kavak. - On ylda m? diye glm ve yapraklarn salla- > sarmak. "Ben neredeyse iki ayda seninle ayn bo- geldim, bak!" - Doru, demi aa, "doru." Gnler gnleri kovalam ve sonbaharn ilk rz- ar baladnda sarmak nce meye sonra yap- -rn drmeye, souklar arttka da aaya doru eye balam. Sormu endieyle kavaa: - Neler oluyor bana aa? - lyorsun demi, kavak. - Niin? - Benim on ylda geldiim yere sen ilci ayda gelmeye altn iin. DENEYM

Altmlk nl ressam, bir lokantaya girer. Geri cebinde paras yoktur, ama aldrmaz. Lokantacya yapaca portresine karlk yemek yemek istediini syler. Gzelce karnn doyurur. Sonra bir rpda lokantacnn portresini izerek masaya brakr. Kalkarken adam gelir, resme bakar, beenir. "Gzel, ama" der lokantac, "on dakikada yaptnz bunu. Oysa bir saattir yemek yiyorsunuz." Ressam, "On dakika deil, 60 yl ve on dakika" diye karlk verir. OCUU TEHLKEL BR DURUMDA OLAN BR KADININ HZ. AL'DEN ARE ARAMASI Bir kadn, Hz. Ali'nin huzuruna geldi ve dedi ki: "Kk ocuum dama kt ve su oluunun stne kayd. arsam gelmez; oralara kadar elim de yeti- mez! Braksam, yere deceinden korkuyorum. Akl ermez ki! 'Tehlikeden ka, yanma gel!' diyeyim de, dediimi anlasn. El ile iaret etsem, anlamaz; ktlk urada ki, anlasa bile dinlemez! Ona st vereceimi hatrlattm, gsm gsterdim; fakat o benden gzn, yzn evirdi. Ey aziz varlklar! Allah rzas iin bu dnyada da, teki dnyada da elimizi tutan sizlersiniz! abucak derdime derman olun ki, gnl meyvemi kaybedeceim diye kalbim tir tir titriyor!" dedi. Hz. Ali buyurdu ki: "Dama baka bir ocuk kar da, ocuk, kendi cinslerinden bir ocuu orada grsn! O vakit ocuun, oluun stnden dam tarafna gelir; nk cins, daima kendi cinsine ktr!" Kadn, Hz. Ali'nin dediini yapt; ocuk, kendi gibi bir ocuu grnce, ona doru kotu. Oluun stnden dama geldi. Her cins, kendi cinsinden olanlar eker, ocuk, ..jbr ocuun yanna geldi ve aa dmekten kurtul- j{u. Peygamberler de, kendi cinslerinden olan insanlaoluktan, yani ktlklerden, imanszla dmekten Ltrtarmak iin insan cinsinden olarak gnderilmilerdir! Bu yzdendir ki Peygamberimiz, "Ben de sizin gibi- i; sizin eitinim!" diye buyurdu. Bylece, doru yo- : arlan insanlarn kendi cinsinden olan insanlarn afna gelmelerini ve kurtulmalarn salad. MEVLANA VE UURSUZLUK >' Halk arasnda yaygn olan btl inanlarn birisi zerinde diki dikilen kimsenin azna bir ey almamasnn uursuzluk getireceidir. Mevln'nn hanm Kerr Hatun, kocasnn feracesini zerinde olduu halde dikerken, "Acaba Mevln da mbarek azna bir ey ald m?" diye iinden geirmesi zerine, byk vel karsna dnerek ibretli bir ekilde, "Bunun ehemmiyeti yok. Sen adamakll dik. ite ben azma 'Kul hva- h ehad' aldm." demitir. S (A.S.)'IN AHMAKLARDAN KAMASI. Meryem olu Is, sanki bir aslan, kann dkmek istiyormu da ondan kayormu gibi, bir daa kayordu. Birisi de onun arkasndan koarak yetiti ve "Hayrola! Ku gibi niin kayorsun? Arkanda kimse yok." diye sordu. Hz. Is o kadar hzl kouyordu ki, acelesinden, adamn sorusuna cevap veremedi. Adam bir mddet onun arkasndan kotu, peini brakmad ve Hz. sa'ya kuvvetlice bararak dedi ki:

"Allah rzas iin birazck dur. Byle hzl kan bana dert oldu. Ey kerem sahibi! Arkanda ne aslan var, ne dman, ne de bir korku, bir rknt; bu tarafa doru kimden kayorsun?" Hz. Is, "Yr, git!" dedi. "Benim ayam balama. Ben bir ahmaktan kayorum, brak da kap kendimi kurtaraym." Soran adam dedi ki: "Nefesi ile krleri, sarlar, iyiletiren Mesih sen deil misin?" s "Evet, benim!" dedi. Adam, "Peki!" dedi, "Gizli srlara, efsunlara sahip o mana padiah, sen deil misin? O efsunu bir lye okuyunca; l, av bulmu aslan gibi dirilir srayp kalkar." Hz. s, "Evet" dedi, "O sylediin de benim." Adam, "amurdan kular yapp canlandran sen deil misin?" dedi. is, "Evet" dedi. Soran tekrar; "Ey temiz ruh!" dedi. "Mademki her ne ister isen yapyorsun? O halde kimden korkuyorsun? Bu eit mucizelerin olduktan sonra, dnyada kim senin kullarn arasna katlmaz? Kim sana kul, kle olmaz?" s (a.s.) dedi ki: "Bedeni esiz, rneksiz yaratan; ruhu daha nce lk eden Hakk'n ztna yemin ederim ki; O'nun teremiz ztnn, tertemiz sfatlarnn hrmeti iin gky- .J bile yenini, yakasn yrtm, ona kul kle olmutur. O efsunu; o en yce, en ulu ism-i a'zm sara, kre hudum; kula ald, gz grd. Kayalk bir daa okudum; da atlad, yarld, hrsn gbeine kadar yrtt. lm bir adamn cesedine okudum, frdm; ce- ! dirildi, kalkt. Hibir ey olmayana okudum; mey- a geldi, bir ey oldu. Fakat ahman gnlne okudum, hem de sevgi ile at ile yzlerce kere okudum, bir derman, bir fayda- olmad. O ahmak bir mermer kaya kesildi de, ahmaklk tabiatndan dnmedi; orak bir kum oldu da ondan bir ot bitmedi." Soruyu soran adam, "Peki" dedi, "Ism-i A'zm'n baka eylere etkisi, tesiri olduu halde, ahmaa tesir etmemesinin hikmeti nedir? Onlar da hasta, bu da hasta; onlara deva oluyor da buna neden deva olmuyor?" sa (a.s.) dedi ki: "Ahmaklk, Allah'n bir kahrdr. Hastalk, krlk kahr deildir; bir ibtil, yani bir belya uraytr. Ibti- l, belya uray bir hastalktr, belya urayan kiiye acrlar; ama ahmaklk yle bir hastalktr ki bakalarn yaralar, incitir. Ahmak adama vurulan da, Allah mhrdr. O mhr zerine hi bir el bir are bulamaz." Hz. Is'nn kat gibi, sen de ahmaktan ka; ahmakla sohbet, konuup grmek, nice kanlar dkmtr. Hava suyu nasl yava yava eker, buharlatrrsa; ahmak da onun gibi, sizden bir eyler alar, ruhen sizi yoksul brakr. Senin hararetini alar, soukluk verir; seni mermer tan stne oturmu kiiye dndrr. (Mesne- v'den) ALLAH'IN HKMET

Adamn biri, pislik bcei grr ve "Bu yaradl irkin, pis kokulu bir yaratktr. Allah bunu niin yaratm ki?" der. Daha sonraki gnlerde adamn yznde bir ban kar. ok doktorlara bavurmasna ramen, tedavisi iin bir sonu alamaz. Artk ban yara haline gelmiti. Son are olarak bitkisel tedavi ileri yapan bir adama gidilir ve durumdan haberdar edilir. Adam gelip yaraya bakar ve bir pislik bceinin getirtilmesini ister. Orada bulunanlar adamn isteine glerler. Fakat hasta olan adam, o bcek hakknda syledii szleri hatrlar ve der ki: "Adamn isteini yerine getirin, o doruyu biliyor." Daha sonra gelen bcei yakan adam, onun klnden yarann zerine serper ve yara Allah'n hikme- tiyle iyileir. Bunun zerine hasta olan adam etrafndakilere yle der: "yi biliniz ki, Allh-u Tel, mahlkatnn en adi ve yaramaz olannda bile, en iyi deva bulunduunu bana bildirmek murad buyurdu. Allah Hakm'dir, Habr'dir." ANNE DUASI Ms (a.s.) bir gn, "Ya Rabbi! Cennette benim komum kim olacak? Bana bildir de gidip onunla greyim" dedi. j Ms (a.s.)'a yle vahiy geldi: "Falan beldeye git! Orada arnn banda bir kasap dkkn var. O dk- |cmn sahibi olan kasab gr! O, vel bir kulumdur. ^.Yalnz bilesin ki, onun ok nemli bir ii vardr. a- ?an gelmez. te o senin cennetteki komundur." Ms (a.s.) hemen bildirilen yere gitti. Kasab bul- ,-J ve ona, "Ben sana misafir geldim" dedi. Kasap, Ms (a.s.)' tanmyordu. Ona "Ho geldin!" deyip bir kenara oturttu. Dkkndaki ii bitince de alp evine gtrd. Evinin ba kesine oturtup ok ikramda bulundu. Ms (a.s.), ev sahibini dikkatle takip ediyordu. Ev sahibi kasabn ocakta mlek iinde et piirdiini grd. Et piince mlekteki eti kk kk paralara ayrd. Bunlar bir tabaa koyup, bir kenara brakt. Sonra bir et paras daha kartp, onu da misafiri Ms (a.s.)'a ikram ederek dedi ki: "Benim nemli bir iim var. Sen beni bekleme yemeini ye!" Sonra da yanndan ayrld. "nemli bir iim var" deyince, Ms (a.s.), nemli ii nedir diye merak etti ve gizlice kasab takip etti. Kasap Ms (a.s.)'n yanndan ayrldktan sonra, yandaki odaya geti. Duvarda asl duran byk bir zembili indirdi. Zembilde ok ihtiyar, mecalsiz bir kadn vard. Kadna kk kk paralad etleri yedirdi. Karnn gzelce doyurduktan sonra, altndaki kirlenmi bezleri ald yerine temizlerini koydu. Sonra kirli bezleri ykayp astktan sonra ellerini ykayp Ms (a.s.)'n yanna geldi. Daha yemee balamadn gren kasap sordu: "Niin yemee balamadnz?" Ms (a.s.), "Sen bana zembildeki srr sylemedike, bir lokma bile yemem" dedi. "Mademki merak ettin anlataym: Ey misafir! Bu zembildeki, benim yal annemdir. ok yal olduu iin takatten dt. Evde bakacak baka kimsem de yok. Evleneceim; fakat hanmm annemi incitir, onu zer diye evlenemiyorum, ie gittiimde herhangi bir hayvann kendisine zarar vermemesi iin onu grdn gibi bir zembile koydum. Her gn gelip iki n

yemek yediriyorum. Dier hizmetlerini de grp gnl rahatlyla iime gidiyorum." Bunun zerine Ms (a.s.) dedi ki: "Ancak anla- madiim bir ey daha var. Sen annene yemek yedirip u iirdikten sonra, dudaklarn kprdatp bir eyler syledi, sen de amin dedin. Annen ne syledi ki amin dedin?" "Annem, her hizmet ediimde, 'Allah seni cennette Ms (a.s.)'a komu eylesin' diye dua eder. Ben, hi ihtimal vermediim halde, bu gzel duaya min derim. Ben kimim ki, O byk peygamberle komuluk edebileyim. Onunla komuluk edebilecek ne amelim var ki?" O zamana kadar kim olduunu saklayan Ms (a.s.) buyurdu ki: "Ey Allah'n sevgili kulu! Ben Ms'ym. Beni sa- , na Allh-u Tel gnderdi. Annenin rzasn kazandn iin Cennet-i 'ly ve orada bana komu olmaya W kazandn." Kasap hemen kalkp Ms (a.s.)'n elini pt ve pvin iinde yemeini yedi. Allh-u Teal sizleri anne efkatinden mahrum resin ve anne bedduasndan muhafaza eylesin! YAHYA BABA VE ARTAN PRN PLAVI A Yahya Baba, II. Byezd Hn zamannda, irne Byezd Klliyesi'nin alarndan biridir. Arkadalar hoaf, kebab, sebze, bakliyat piirir. Ama onun ihtisas pilavdr. Pilav yapmaya giritiinde, ibadet ettiini sanrsnz. Pirinleri salavt getire getire ayklar; yan tekbirlerle eritir; tuzunu Besmele ile, suyunu Ftihalarla salar. Zaman zaman gzn yumar; enbiyy, evliyy vesile klarak Allah'tan bereket ister. Onun pilav herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirin tanesine bile kyamaz; artan gtrr, Tunca Nehri'ne dker. Balklar onun gelecei saati bilir, kprbanda toplanrlar. Kilerci, bakar pilav artyor; pirinci aya az vermeye balar. Ama Yahya Baba bir kere bile "Bu pirin yeter mi?" demez. Kilerci akndr. Her gn pirin miktarn biraz daha ksar ama pilav azalmaz, yine herkes doyar; Tunca'nn balklar bile nasibini alrlar. Kilerci, bunu izah edecek tek kelime bilir: "Bu bir keramet!" ok dener ve emin olunca padiaha kar. "Bu Yahya Baba bo deil, sultanm" der; "hlbuki biz ona amele muamelesi yapyoruz." Byezd-i Vel gnl ehlidir ve a ile tanmak ister. Kilerci ile bir plan yaparlar. O gn Yahya Baba'ya ok az, hatta gln denilecek kadar az pirin verilir. O her zamanki gibi okur, lemlerin Rabbi'nden Halil brahim bereketi diler. Pilav ok lezzetli olur, stelik kazanlara smaz. Yahya Baba artanlar yine yklenir, Tunca Nehri'nin yolunu tutar. Tam kepeyi daldrp balklara atarken, padiah ortaya kar. "Ne oluyor bre!" der. "Yoksa devlet maln israf m edersin?" Yahya Baba tutulur kalr. Ancak balklar kafalarn sudan karp, "Ayp olmuyor mu sultanm?" derler. "Koca devletin artn bize ok mu gryorsun?" Yahya Baba ylesine mahcb olur ki, anlatlamaz. Utancndan secdeye kapanr, Allah'a snr. Byezd-i Vel onun kalkmasn bekler, ama nafile.... Mbarek oktan ruhunu sahibine teslim etmitir.

HEDYE Byezd-i Bestm'yi lmnden sonra bir dostu ryasnda grr ve kendisine sorar: "lh huzurda seni nasl karladlar?" Bayezd-i Bestm cevap verdi: "Bana, 'Ne getirdin?' diye sordular. Ben de dedim ki: Bir dilenci bir padiahn huzuruna knca, ona "Ne getirdin?' diye sormazlar, 'Dile bizden ne dilersen' derler." Szme Rabbimin cevab eriti: "Doru sylyor, doru sylyor." V VE SABIR HKYES Kt karakterli bir gen varm. Bir gn babas Oa ivilerle dolu bir torba vermi. Arkadalarnla tar- ip, kavga ettiin her zaman, bu tahtaya bir ivi ak emi. Gen, ilk gn tahtaya 37 ivi akm. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye alm ve geen her gn daha az ivi akm. Nihayet bir gn gelmi ki hi ivi akmam. Babasna gidip sylemi. Babas onu yeniden tahtann nne gtrm. Gence, "Bugnden balayarak tart- mayp kavga etmediin her gn iin tahtadan bir ivi kar" demi. Gnler gemi. Bir gn gelmi ki aklan her ivi karlm. Babas ona, "Aferin, iyi davrandn; ama bu tahtaya dikkatli bak. ok delik var. Artk gemiteki gibi dzgn olmayacak" demi. Arkadalarla tartlp kavga edildii zaman kt szler sylenilir. Her kt sz bir yara (delik) brakr. Arkadana bin defa kendisini affettiini syleyebilirsin; ama bu delik aynen kalacak, kapanmayacak. Bir arkada, ender bulunan bir mcevher gibidir. Seni gldrr, yreklendirir, ihtiya duyduunda sana yardmc olur, seni dinler ve sana yreini aar. ASIL FAKRLK Gnlerden bir gn, hali vakti yerinde bir aile reisi olunu kye gtrd. Bu yolculuun tek amac vard; insanlarn ne kadar fakir olabileceklerini oluna gstermek. ok fakir bir ailenin evinde bir gece ve gn geirdiler. Yolculuktan dndklerinde baba oluna sordu: "nsanlarn ne kadar fakir olabildiklerini grdn "Evet!" "Ne rendin peki?" Olu cevap verdi: "unu grdm: Bizim evde bir kpeimiz var, onla- rnsa drt. Bizim bahenin ortasna kadar uzanan bir havuzumuz var, onlarnsa sonu olmayan bir dereleri. Bizim bahemizde ithal lambalar var, onlarnsa yldzlar. Bizim gr alanmz n avluya kadar, onlarsa btn bir ufku gryorlar." Olu szn bitirdiinde, babas syleyecek bir ey bulamad. Olu ekledi: "Teekkr ederim baba, ne kadar fakir olduumuzu gsterdiin iin!" HEP KEND ELMZDEN Portekiz'de, 27 yandaki Sophie Lagoa ismindeki bir kadn src, sarho bir vaziyette araba kulland gerekesiyle trafik polisleri tarafndan yakalanarak mahkemeye sevk edilir.

Kadn, olduka ar olan bu trafik cezasndan kurtulabilmek iin sahasnda ok iyi bir avukat olan Edu- ardo Borja ile anlar. Avukat, btn meslek marifetlerini kullanarak Bayan Sophie'yi ceza almaktan kurtarr. Bana gelen musibetten ders alp uslanmayan lophie Lagoa, beraatn kutlamak iin bir bara gidip Sarho oluncaya kadar ier. Daha sonra da yine sarho Vaziyette direksiyonun bana geer. Ve o sarho kafayla yolda giderken bir vatandaa arparak onu yirmi metre kadar arabasyla srkler. Perian vaziyette hastaneye kaldrlan adam btn mdahalelere ramen kurtarlamayarak lr. Bayan Sophie Lagoa, hapishanenin yolunu tuttuktan gnler sonra, arabasyla arparak lmne sebep olduu adamn, kendisini sarho araba kulland gerekesiyle ceza almaktan kurtaran avukat Eduardo Borja olduunu renecektir. YABANCILAR KIRMIZI IIKTA NEDEN DURUYOR? Almanya'da bir dost ziyaretinden dnyorduk. Arabay ben sryordum. Yolun ilerisinde bir kaza olduunu grdm. Ne olmu diye bakarken, birden drt yol aznda olduumuzu fark ettim. Ik krmzya dnm ve ben gemitim. Yapacak bir ey yoktu, olan olmutu. Duramazdm. Yola devam ettim. Gece yarsndan sonrayd. Saat 2 gibiydi. Allah'tan evrede polis falan da yoktu. Bu olayn stnden bir hafta kadar gemiti. Bir mektup aldm; karakola aryorlard. Gittim. Beni bir odaya aldlar. "Bir konuda bilginize bavuracaz. Size bir fotoraf gstereceiz. Bu araba sizin irkete mi ait?" "Evet" dedim. "Geen hafta, u gn, saat 02.12de u kavakta krmz kta geerken kameraya yakalanm. Bakn bakalm, direksiyondaki kiiyi tanyor musunuz?" Fotorafa baktm; "Pek tanyamadm bu kiiyi" dedim. Bunun zerine bir fotoraf daha kardlar. Bu benim fotorafmd. "Bu sizin fotorafnz; bunu yabanclar ubesinden aldk. Biz, otomobildeki kii ile bu fotoraftaki kiinin ayn olduunu dnyoruz? Ne dersiniz?" dediler. "Cevap vermeden nce, isterseniz avukatnzla grnz" diye de eklediler. "sterseniz size prosedr anlatalm. Eer bu arabay sren ben deilim derseniz, sizi mahkemeye vereceiz. Mahkeme uzmanlara bavuracak. Eer resimdeki kii olduunuz ispat edilirse para cezas alacaksnz. Bu ceza, eer arabay srenin siz olduunu kabul ederseniz, vereceiniz cezann birka kat olacak. Bir de resm makamlar oyalamaktan dolay ayr bir cezaya maruz kalacaksnz." Dndm. Avukatma soracak bir ey yoktu. "Verin, bir daha bakaym fotorafa" dedim. Sonra da ilve ettim: "Evet, bu arabadaki kii benim." Memnun oldular, "Doru seim yaptnz" dediler. Ykl bir ceza dedim. Ama ehliyetime el koydular. "Ne zaman alrm ehliyetimi geri?" diye sorduumda, "Bizden haber bekleyiniz" dediler. Aradan bir haf- geti. Bir hastaneden davet aldm. Beni gz kliniine aryorlard. Gittim. Sk bir gz muayenesinden Igetim. Sonra beni bir grup doktorun karsna kardlar. Her biri benim raporu eline alp, "Renk kr deiliz. Gznzn salam olduunu biliyor musunuz? ta krmz kta gemisiniz" dediler.

^ Artk bana ehliyetimi geri verecekler diye dn- -tn. Ama vermediler. Aradan bir hafta, on gn geti, ne hastaneden bir davet aldm; bu kez psikiyatri bl- den. Verilen tarihte hastaneye gittim. Beni bir odaya aldlar. Odada drt doktor vard. lk doktor, "Raporunuza bakyorum. Gzleriniz salamm. Ama trafik klar krmzya dndkten tam 58 saniye sonra gemisiniz. Bunun yanl olduunu biliyor musunuz?" diye sordu. Ben de "Evet, yanl bir davran" dedim. Ayn eyi, dier doktorlar da aynen tekrarlad. Ben de "Evet, yanl bir davran" diye ayn cevab verdim. Artk bana ehliyetimi geri verecekler diye dndm. Ama vermediler. Aradan bir hafta, on gn gibi bir sre geti. Bir mektupla karakola davet aldm. Gittim; sanrm artk ehliyetimi geri alacaktm. Ama dndm gibi olmad. "Sizi, trafie karacaz" dediler. Bana bir program verdiler. Bu, gnde iki saatlik, drt gnlk bir programd, ilk gn gittim. "Arabaya binin; ehir iinde dolaacaz" dediler. Benimle birlikte kii daha bindi arabaya. Hareket ettim. lk trafik klarnda durdum. Yanmdaki grevli, "Buna, trafik denir. Krmzda durulur. Sar k, krmzya dn gsteren uyardr. Anladnz deil mi?" dedi. Ben de tekrarladm: "Evet, krmz da durulur. Sar k, krmzya dn gsteren uyardr." Ik yeile dndnde kalktm. Grevli, "Yeil kta da kalklr. Deil mi?" dedi. Ben de tekrar ettim: "Evet, yeil kta kalklr." Yolda bir sre sonra krmzya dnen bir a rastladk. Bu kez arkadaki grevlilerden birisi, "Buna, trafik denir. Krmzda durulur. Sar k, krmzya dn gsteren uyardr. Anladnz deil mi?" dedi. Ben de tekrarladm: "Evet, krmzda durulur. Sar k, krmzya dn gsteren uyardr." diye tekrar ettim. Bu sahneyi iki saat sresince her kta tekrarladk. O gnden sonraki gnde de, yine arabama grevli bindi. Her kta ayn sahne usanlmadan tekrarland. Ama sonunda ben de ehliyetimi geri aldm. Yukardaki yky, Almanya'da yaayan bir Trk iadamndan dinledim. "Sonu ne oldu?" diye sordum. ok ciddi biimde cevap verdi: "Ben artk krmz kta hep duruyorum." BR SAAT Adam yorgun argn eve dndnde 5 yandaki olunu kapnn nnde beklerken bulmu. ocuk babasna, "Baba bir saatte ne kadar para kazanyorsun?" diye sormu. Zaten yorgun gelen adam, "Bu seni ilgilendirmez" diye cevaplam. Bunun zerine ocuk, "Babacm, ltfen bilmek istiyorum" diye srar etmi. Adam, "lla ki bilmek istiyorsan, 20 dolar kazanyorum" diye cevap vermi. Bunun zerine ocuk, "Peki bana 10 dolar bor verir misin?" diye sormu. Adam iyice sinirlenip, "Benim, senin sama oyuncaklarna iveya benzeri eylerine ayracak param yok. Hadi derhal pdana git ve kapn kapat!" demi. ocuk sessizce odasn kp kapsn kapatm. Adam sinirli sinirli, "Bu ocuk nasl byle eylere esaret eder" diye dnm. Aradan bir saat getikten Sonra, adam biraz daha sakinlemi ve ocua paray neden istediini bile sormadn dnm. Belki de rekten lazmd. Yukar ocuun odasna km ve py am. Yatanda olan ocua, "Uyuyor musun?" iye sormu. ocuk, "Hayr" demi.

"Al bakalm istediin 10 dolar! Sana az nce sert davrandm iin zgnm; ama uzun ve yorucu bir gn geirdim" demi. ocuk sevinle haykrm: "Teekkr ederim babacm." Yastnn altndan dier buruuk paralar karp babasnn yzne bakm ve yavaa paralar saym. Bunu gren baba, iyice sinirlenerek, "Paran olduu halde, neden benden para istiyorsun?" diye barm. ocuk, paralar babasna uzatarak "Ama yeterince yoktu. te 20 dolar! Bir saatini bana ayrr msn?.." demi. CESARET (HEMEN M LECEM?) Yllar nce Stanford Hastanesi'nde gnll olarak alan bir elemann ahit olduu bir olay bu. Hastanede alrken, hastaneye, ok ciddi ve az rastlanan bir hastala yakalanm Lika adnda bir kz getirirler. yilemesi iin bir tek yol vard; be yandaki erkek kardeinden kan nakli yaplmas gerekiyordu. Erkek kardei ayn hastaln stesinden gelmiti ve vcudunda hastal yenebilecek antikorlar olumutu. Doktor bu durumu Liza'nn erkek kardeine aklad ve ona, ablasna kan vermeyi isteyip istemediini sordu. Kk ocuk bir an tereddt etti ve derin bir nefes aldktan sonra, "Evet, eer Lika kurtulacaksa veririm" dedi. Kan nakli yaplrken, kk ocuk ablasnn yanndaki yatakta yatyor ve ablasnn yanaklarna renk geldike bizimle birlikte glmsyordu. Sonra yz sarard ve yzndeki glmseme kayboldu. Ban kaldrp doktora baktktan sonra titreyen bir sesle, "Hemen mi leceim?" diye sordu. Ya ok kk olduu iin, doktorun szlerini yanl anlamt ve kannn tmn ablasna vermesi gerektiini dnmt. YARATICILIK VE HATA Bir bilim adamnn, tp konusunda yeni ve ok nemli bulular olmutu. Bir gazete muhabiri, rportaj yaparken kendisine, ortalama bir insandan nasl olup da daha farkl ve yaratc bir insan olduunu sormu. Kendisini dierlerinden ayran zellik neymi? Bilim adam bu soruyu, "iki yandayken annesinin yaad bir deneyim nedeniyle" diye cevaplam. Bilim adam, buzdolabndan st iesini kartma- ' ya alrken, ie elinden kayp yere dm ve ortalk st glne dnm. Annesi mutfaa geldiinde, ona ^barmak, sylenmek ya da cezalandrmak yerine, "Ro- ybert, ne kadar gzel bir hata yaptn! Daha nce bu kadar Efcylc bir st gl grmemitim. Evet, olan olmu. imdi t inrlikte buray temizlemeden nce biraz yerdeki stle oyna- fna/c ister misin?" demi. O da eilip, oynam yere d- jpbilen stle. Birka dakika sonra annesi, "Robert, bu tr Jrfar ey yaptnda, bunu senin temizlemen ve her eyi eski IpMtru* getirmen gerektiini biliyor musun? Bunu nasl yap' Rpik istersin? Bir snger mi kullanalm, bir havlu ya da bir p? mi? Hangisini istersin?" demi. Robert sngeri se- ?pig ve birlikte yere dklen st temizlemiler. Daha sonra annesi, "Biliyor musun1 Burada yaadmz olay, senin iki minik elinle bir st iesini tanyamadn kt bir deneyimdi. imdi arka baheye kalm ve ieyi suyla doldurup, senin dolu bir ieyi drmeden taman salayalm" demi. Kk ocuk ieyi boazndan iki eliyle tutarsa, drmeden tayabileceini renmi.

Ne gzel bir ders! Bu nl bilim adam daha sonra, o anda bir hata yapt zaman bundan korkmamas gerektiini renmi. Yaplan hatalarn yeni bir eyler renmek iin ok gzel frsatlar olduunu anlam, ite bilimsel aratrmalardaki deneyler de bu temele dayanr zaten. Bir deney baarsz olsa bile, o deneyden ok deerli bilgiler elde edilir. Btn anne babalar ocuklarna, annesinin Robert'e davrand gibi davransalar ok daha iyi olmaz m? CIRCIR BCE Gen bir ifti, hayatnda ilk defa New York'a gitmiti. Gkdelenlerin ykseklii ve insanlarn okluundan akna dnmt. Kalabalk bir bulvarda yrrken, kulana aina bir crcr bcei sesi geldiini zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi. Evet, bu bir crcr bceiydi. Ses byk bir maazann nndeki allarn arasndan geliyor gibiydi. Bunun zerine bu byk al kmesine ynelip baknmaya balad. Bir maaza grevlisi dar kp "Yardmc olabilir miyim?" diye sordu. "Hayr, teekkr ederim" dedi gen adam. "Sadece urada bir crcr bceinin sesini duyduumu sandm." "Hayr" dedi grevli, "New York'ta bulunmaz." Gen ifti crcr bceini buluncaya kadar crlak sesi takip etti, onu buldu ve eline ald. "Tamam, ite burada!" dedi. Gen adam, bu alnn nnden her saat binlerce insan gemesine karlk crcr bceini duyann bir tek kendisi olmasna ok armt. Bunun zerine kk bir deneme yapmaya karar verdi. Elini cebine atp bir eyrek kard ve havaya att. Parann kaldrma vurduu anda, den paray aramak iin yrmekte olan 24 yaya durdu! Psikologlar, gen adamn ahit olduu olay iin bir kelime kullanrlar. Buna algda seicilik denir ve belli eyleri grmek ve belli sesleri duymak iin kendimizi eitiriz anlamna gelir. Gkyzne bakp kular alglayn; krlara gidip iekleri alglayn; ocuklara bakp saflklarn, gzelliklerini alglayn; aalara bakp dallarn, yapraklarn alglayn. Hayvanlara bakp doallklarn alglayn; insanlarla bakp gzelliklerini (mutlaka gzel taraflar vardr) ' lglayn. Algladnz yalnzca para sesi olmasn. DOUTAN KR Brooklyn Kprs'nde, bir bahar gn, kr bir , am dilencilik yapyormu. Dizlerinin dibine bir tabe- koymu. zerinde, "doutan kr" yazl imi. Herkes dilencinin nnden geip gidiyormu. Bir reklmc bunu grm. Tabelay alm arkasna, bir eyler yazm; olduu yere tekrar brakm. Ne olduysa olmu... Gelip geen ve bu tabeladaki yeni yazy okuyan herkes, balam dilencinin nndeki apkaya, habire para atmaya... Bir cmle yetmi, onca kiiyi etkilemeye ve dilencinin apkasnn ksa srede azna kadar parayla dolup tamasna... "Gzel bir bahar gn... Ama ben ne yazk ki bahar gremiyorum." SENDE OCUK, BENDE KUYRUK ACISI OLDUKA BZ DOST OLAMAYIZ

Eski zamanlarda bir beldede fakir bir adam varm. O kadar fakirmi ki, kyn oban bile ondan zengin- mi. Adam bir gn dada oduna giderken scaktan bunalm. Bu vaziyette azn am, sanki "Su! Su!" diye baran bir ylan grm. Adamcaz kendi kendine, ylan sulamas lazm geldiini dnm. Araya araya bir miktar su bularak ylann zerine dkm. Ylan da hakikaten susuzluktan yanmakta olduundan, adamn dkt suyu byk bir zevkle yalamaya balam ve adamdan memnun olduunu belirten bir tavrla oradan ekip gitmi. Birka gn sonra, adam yine ormana gittiinde ylan grm; ylan da adam grnce boynunu bir tarafa kvrarak "Ne yapaym ben?" der gibi ekip gitmi... Fakat adam, dadaki iini bitirip de evine dnerken, yine ylanla karlam. Fakat bu sefer ylann aznda bir altn varm, adam grnce oraya adamn geecei yola brakp ekip gitmi. Adam da altn alarak eve gelmi, ikinci gn ylandan memnun olduu iin, sevinle bir kaba st doldurarak ylan grd yere varm ki ylan yine aznda bir altnla adam bekliyor. Adam st bir yere brakm, ylan da hemen aznda- kini brakarak ste komu. Adam altn alarak geri dnm ve arkadalk balam. Yani adamdan st, ylandan altn... Derken adam zengin olup hacca gitmeye karar vermi; oluna da meseleyi uzun uzun anlatarak her gn bir ie st gtrp altn almasn sylemi. Adam hacca gittikten sonra ocuk, bir gn st gtrp altn alm. kinci gn, "Ben" demi, "her gn st gtreceime, ylan takip eder, altnn yerini renir, onu ldrrm. Ondan sonra da altnlarn tamamn alr, ylana st getirmekten kurtulurum" demi. Hakikaten ikinci gn st getirip altn aldktan sonra, gitmeyip ylan beklemi. Ylan tam deliine ban sokmu, kuyruunu da ekecei zaman ocuk elindeki balta ile ylann kuyruunu kesmi. Fakat ylan can havliyle karak ocuu sokup ldrm ve deliine geri girmi, ama lmemi. Adam hacdan gelip durumu renmi; ama yine de ylana minnettar olduu iin st gtrmeyi ihmal etmemi. Bir gn st gtrdnde ylana, "Kabahat bizim ocukta. Ben sana st getirmeye devam edeyim, sen de bana altn getirmeye devam et!" dediinde, ylan getirilen st iip lisn- hl ile yle demi: "Arkada! Bu zamana kadar byle devam ettik. Fakat bende kuyruk, sende de evlat acs olduu mddete, biz dost olamayz. En iyisi sen rzkn, ben de rzkm baka yerlerde arayalm" deyip ekip gitmi. te mehur darb- mesel byle meydana gelmi. KERTENKELENN RIZKI Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon, bunun iin bir duvar ykar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasnda, ukur bir boluk bulunur. Duvar ykarken, orada, dardan gelen bir ivi ayana batt iin skm bir kertenkele grr. Adam bunu grdnde, kendini kt hisseder ve ayn zamanda meraklanr da, kertenkelenin ayana aklm iviyi grnce. Muhtemelen bu ivi, on yl nce, ev yaplrken aklmt. Nasl olmutu da kertenkele bu pozisyonda hi kprdamadan on yl boyunca yaamay baarmt? Karanlk bir duvar boluunda hi kprdamadan on yl boyunca yaamak ok zor olmalyd.

Sonra bu kertenkelenin on yldr hi kprdamadan nasl on yl yaadn dnd. Ayak ivilenmiti! Bylece almay brakr ve kertenkeleyi izlemeye balar, "Ne yiyor acaba?" diye. Sonra nereden ktn fark edemedii baka bir kertenkele gelir, aznda tad yiyecekle... nanlmaz!!! Adam sersemletir grd manzara. Bu nasl bir sevgi? Aya ivilenmi kertenkele, on yldr dier kertenkele tarafndan beslenmekteydi... KLK (O ve 1) Snf, rencilerin grlt patrtsyla sallanrken, sert grnml hoca kapda beliriyor. Snfa bir bak atp krsye geiyor. Tebeirle tahtaya kocaman bir (1) rakam iziyor. "Bakn!" diyor. "Bu, kiiliktir. Hayatta sahip olabileceiniz en deerli ey..." Sonra (1 )in yanna bir (0) koyuyor: "Bu, baardr. Baarl bir kiilik (l)i (10) yapar. Bir (0) daha... Bu, tecrbedir. (10) iken (100) olursunuz." Sfrlar byle uzayp gidiyor: Yetenek... disiplin... sevgi... Eklenen her yeni (0)n, kiilii 10 kat zenginletirdiini anlatyor hoca... Sonra eline silgiyi alp en bataki (l)i siliyor. Geriye bir sr sfr kalyor. Ve hoca yorumu patlatyor: "Kiiliiniz yoksa, brleri hitir." Snf, mesaj alp sessizlie gmlr... MARANGOZ VE SON YAPTII EVN L Yal bir marangozun emeklilik a gelmiti, iveren mteahhidine, alt konut yapm iinden ayrl- : Ulak ve ei, byyen ocuklar ile birlikte daha zgr bir hayat srmek tasarsndan sz etti. ekle ald creti- ; ni elbette zleyecekti. Emekli olmak durumundayd. Mteahhit iyi iisinin ayrlmasna zld. Ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasini rica etti. Marangoz kabul etti ve ie giriti. Ne var ki gnlnn yapt ite olmadn grmek pek kolayd. Batan savma bir iilik yapt ve kalitesiz malzeme kulland. Kendini adam olduu mesleine byle son vermek ne talihsizlikti!.. ini bitirdiinde, iveren, evi gzden geirmek iin geldi. D kapnn anahtarn marangoza uzatt: "Bu ev senin" dedi, "sana benden hediye." Marangoz oka girdi. Ne kadar utanmt!.. Keke yapt evin kendi evi olduunu bilseydi! O zaman onu byle yapar myd?... Bizim iin de bu byledir. Gn be gn kendi hayatmz kurarz. ou zamanda, yaptmz ie elimizden gelenden daha azn koyarz. Sonra da, oka girerek, kendi kurduumuz evde yaayacamz anlarz. Eer tekrar yapabilsek, ok daha farkl yaparz. Ne var ki, geriye dnemeyiz. Marangoz sizsiniz. Her gn bir ivi akar, bir tahta koyar ya da bir duvar ina edersiniz. "Hayat bir kendin yap tasarmdr" demitir biri. Bugn yaptnz davran ve seimler, yarn yaayacanz evi kurar. yle ise, onu akllca kurun. Unutmayn!.. Paraya ihtiyacnz yokmu gibi aln. Hi incinmemisiniz gibi sevin. Hatta incirseniz de incitmeyin.

RENLM ACZLK Bir laboratuarda deney yaplyor. Byk bir akvaryum var. ine bir byk balk ve oka kk balk atlyor. Ee, tabii haliyle byk olan acktka, kkleri yiyor... Daha sonra akvaryumun ortasna dikey bir cam yerletiriliyor ve akvaryum ikiye ayrlyor. Byk balk bir tarafa, kk balklar da dier tarafa yerletiriliyor. Byk balk cam blmeyi gemek ve kk balklar yemek iin defalarca deneme yapyor. Bu durum tam 28 saat boyunca sryor. 28. saat sonunda byk balk, artk dier tarafa gemek iin mcadele etmeyi brakyor. Ve sonunda cam blmeyi kaldryorlar. O da ne! Byk balk kkleri yemek iin hibir hamle yapmyor. Saatler getii halde onlar yemedii grlyor... Buna psikolojide renilmi acizlik deni- yormu. statistiklere gre, bir ocuk ergenlik yana gelinceye kadar ortalama 148.000 defa anne babann "yapma, elkme, dokunma..." gibi szlerini duyuyormu. Byle olunca da ocukta byynce yapamama, edememe zellikleri geliiyor ve kendine gvenini yitiriyormu. LMDEN BAKASI YALAN Kayseri-Kuadas seferinde, Konya yaknlarnda akaryakt tankeriyle arpan yolcu otobsnn, alevler iinde cayr cayr yandktan sonra geride kalan korkun grnts hafzalardan kolay kolay silinecek gibi deil. O korkun kazada, otobsteki 48 kiiyle birlikte Trk milletinin yrei alev alev yanmt; ama yanmayanlar da vard! Otobsn metal ksmlar bile yanp kavrulurken, "Dnyada lmden bakas yalan" yazl bir kt parasnn yanmamas, tam bir ibret-i lemdi. Erciyes niversitesi iktisd ve dr Bilimler Fakltesi 3. snf rencisi encan Komucu adl gen bir kz da, o alev topu otobste yanmaktan kurtulmutu. Fakat?! encan Komucu, Kayseri erafndan Faruk ar- ba adl hayrseverden burs alyordu. encan cumhuriyet bayram tatilini de frsat bilip memleketine gitmek iin otobsten yerini ayrtt. Bursunu almak iin kazann olduu gecenin akam arkadayla birlikte Faruk arba'nn kapsn ald. encan'a, baz aksaklklarn olduu ifade edilip resm daireler kapal olduu iin, "Burs iini pazartesi halledelim" denildi. encan, ailesine iki gn daha ge gidecei iin zlmesine ramen, ge olsun da g olmasn dncesiyle pazartesi grmek zere vedalap otobs rezervasyonunu da iptal ettirdi. Ve encan, kaderin garip tecellsi olarak otobse binmekten kl pay kurtuldu. Pazartesi gn Faruk Bey'e sabahn erken saatlerinde gelen encan, "Siz benim hayatm kurtardnz. Bana cuma akam bursumu verseydiniz, o alev alev yanan otobsn iinde ben de yanacaktm. O resm problem kmasayd, bursumla biletimi alarak memleketime gidecektim. Bursumu alamaynca o otobse de binemedim. Dolays ile yanmaktan ve lmekten kurtuldum." der. Daha sonra da, Faruk Bey'e teekkrlerini ifade edip memleketine gider. Alev otobse binmekten son anda vazgeip hayalci kurtulan encan, memleketinden dndkten sonra okula gitmek iin otobs durana geldiinde, otob- Ijn hareket ettiini grr. Aceleyle otobsn n kaplana yetiir, ama otobs hareket halindedir.

Otobs |na caddeye kmak iin durunca, encan da otobsn ndisi iin durduunu zannederek tekrar kapya ko- r. Kapnn alacan bekleyen encan, ayan kalaya uzatt anda, encan' fark etmeyen otobs of- hareket eder. encan, bir anda aracn tekerlekleri tnda kalarak ezilir. Feci bir ekilde yaralanan encan, alelacele Tp cltesi Hastanesi'ne kaldrlr; fakat btn mdaha- Jere ramen kurtulamaz. Evet, ecel encan' yanan otobste deil de, baka ? otobste yakalamtr... "Dnyasna dnyasna, aldanma dnyasna Dnya benim diyenin, dn gittik dn, yasna." NYARGI O gn derse ge kalmt. lk ders matematikti, ay ve arkadalarn rahatsz etmemek iin kantin- oturmu, dersin bitmesini beklemiti. Bir sonraki i iin snfa girdiinde, tahtada, sonunda soru iare- jbulunan iki ilem grd. Kalemini defterini karp nen not etti, kimsecikler tahtay silmeden. Dier dersler bitmi, eve dnmt. Defterinde ilecek iki tane soru vard. Defterini at; ama sorular baya zor grnyordu. Snfta durumu da fena saylmazd hani. Urat durdu, sorular zmek iin. Hoca bazen byle ev devi verir ve yaplp yaplmadn da kontrol etmezdi. Ancak yapanlar, mutlaka bunun karln en azndan bir iltifatla alrlard. Bazen nota da etki ederdi tabi bu durum. Ertesi gn, uzun uralardan sonra zd sorular koydu hocann masasnn zerine. Biraz da zor olmutu hani. Hocann yznde deiiklikler oluyordu ilemi kontrol ederken. "Nasl buldun bu sonucu?" dedi hoca heyecanla. "Bu soru 150 yldr zmlenemiyordu. Ben dn tahtaya, matematiin problemlerini anlatrken yazmtm bu sorular. Kendim zmeyi denemediim gibi, bizim gibi normal (!) insanlarn da denemeyeceini dnyordum. Enteresan." dedi. ararak cevap verdi hocaya: "Dn derse ge kalmtm. Tahtada soruyu grnce dier devler gibi zannettim. Ve biraz da zorlanarak akam evde yaptm." Hoca snfa dnd: "te arkadalar! 150 yllk soru dediimiz, aslnda 150 yllk nyarg imi. Ah biz de nyarglarmzdan kurtulabilsek, 2000 yllk soru ve sorunlar da gzeriz herhalde." BURNUNDAN KL ALDIRMA(MA)K Osman Efendi, bir sabah mthi bir ba arsyla uyanr. la alr, gemez. Bir-iki gn bekler, ar devam eder. Doktor arlr. Doktor muayene eder, ar kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendi'nin ba ars artarak srer. stne stlk ba ars yan sra gzleri de yaarmaya baslar. Baka doktorlar arlr... Osman Efendi, Uak'm servet sahibi ileri gelenlerindendir; ary kesene servet vaad eder. Doktorlarn hibiri, ary durduramad gibi sebebini de bulamaz. Ev halk birbirine karr; ba arsndan geceleri uyuyamayan Osman Efendi'yi, stanbul'a gtrmeye karar verirler. stanbul'da en iyi doktorlar seferber olur. Rntgenler, beyin tomografileri ekilir, tahliller yaplr... Grne baklrsa, Osman Efendi turp gibidir. Oysa dayanmas

gittike zorlaan ba ars ve gzyalar hayat ekilmez hale getirmitir. Ar kesici inelerle zor ayakta duran Osman Efendi, bu defa da apar topar yurt dna gtrlr. O devirde Amerika deil svire moda; Zrih'e gidilir. Haftalarca hastanede kalnr; onlarca profesr, konsltasyon yapar, tahliller tekrarlanr. Sonu: Osman Efendi'ye tehis konulamaz. Artk . yerinden kalkamayan Osman Efendi'ye ar kesici ineler verilir; altmlarn sren adamn lkesine dnp ? dinlenmesi, daha dorusu son gnlerini evinde geirtmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, aile perian. Kader denilir, 'aka dnlr. Osman Efendi, yayla evinde bir odaya yatrlr ve ar kesici inelerle lm beklemeye balar. f Bir gn, hastann keyfi gelsin diye, Osman Efen- 'nin eski berberi Berber Mehmed Efendi arlr, rber yataktan kalkamayan Osman Efendi'yi tra rken, adamcaz derdini anlatr ve lm beklediini syler. Berber Mehmed Efendi bir an dnr. "Beyim!" der, "Sakn sizin burnunuzda kl dnm olmasn." Bir bakar, "Hah ite!" der, "kl dnm." Osman Efendi'nin akn baklarna aldrmakszn, antasndan cmbz kapt gibi kl eker. Ev halk, Osman Efendi'nin ky ayaa kaldran lyla odaya koar. Berber Mehmed Efendi, Osman Efendi'nin elinden zor alnr ve cmbzn ucunda tuttuu yirmi santimlik klla kap dar edilir. Osman Efendi'nin kanayan burnuna pansumanlar yaplr, kolonyalar koklatlr ve yal adam tekrar yatana yatrlr. Ertesi sabah Osman Efendi, aylardr ilk defa rahat bir uykudan uyanr. Gzlerinin yaarmas gemitir. Ba arsndan ise eser kalmamtr. Dnen kln, sinire yryp gittike uzayarak dayanlmaz straplara yol atn doktorlar ancak o zaman kefeder. zmn bu kadar basit olabilecei kimsenin aklna gelmemitir. Sapasalam ayaa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmed Efendi'yi artr ve ona bir servet balar. GENLK ELDEN GTMEDEN DORU SEM YAPMAK Bir zamanlar bir kasabada yaayan dnyalar gzeli bir kz varm. Bu kz yle gzelmi ki ok uzak ehirlerden, ok zengin, ok yakkl ve asil pek ok delikanl, onu grmeye gelir ve istetirlermi. Kendisiyle evlenmek isteyen nice prensi, nice valyeyi reddeden bu gzel kz, kimseleri beenmezmi. Bu arada ayn kasabada yaayan ve bu kza k olan bir delikanl da bu kz istemi. Ama kz onu da reddetmi. Aradan uzun yllar gemi. Bizim delikanl kasabadan ayrlm. Kendine baka bir hayat kurmu ve evlenmi, oluk ocua karm. Bir gn yolu bir zamanlar yaad gzel, kk kasabaya dm. Orada tandk birine rastladnda aklna bir zamanlar orada yaayan dnyalar gzeli kz gelmi ve ona ne olduunu sormu. Yal adam, nnde gl bahesi olan bir evi gstererek kzn evlendiini sylemi. Bizimki bir zamanlar herkesi reddetmi olan kzn kocasn ok merak etmi. Bir gn gizlenip kocasn evden karken grm. Kzn kocas iman, kel ve irkin mi irkin bir adamm. Kz kapy anca kendini tantm ve neden byle bir adamla evlenmi olduunu sormu. Kz da ona, arkasndaki gl bahesinden en gzel gl koparp getirirse, cevab vereceini; bu arada tek artnn, bahede ilerlerken, geriye dnmemesi olduunu sylemi.

Adam da bunun zerine, yzlerce gln olduu bahede ilerlemeye balam. Birden ok gzel, sar bir gl grm. Tam ona doru eilirken, biraz ileride kocaman pembe bir gl gzne arpm. Tam ona uzanrken daha ileride, muhteem gzellikte krmz bir gl goncas grm. Tam onu koparrken ileride... Derken, bir de bakm ki bahenin sonuna gelmi ve mecburen oradaki sonuncu gl koparp kza gtrm. Bahenin en gzel gln beklerken, kz bir de ne grsn; yapraklar solmu clz bir gl! Glm adama. "Bak grdn m?" demi, "Her zaman daha iyisini bulmak isterken mr geer ve sen sonunda en ktsne bile raz olmak zorunda kalrsn. Bu yzden genlik elden gitmeden doru seimler yapmay renmek gerekir." KOMULUK HASSASYET mam Hasan- Basr hazretleri hasta oidu. Bir Yahudi komusu kendisini ziyarete geldi. Ziyaret esnasnda imamn yatt odadan fena bir koku geldiini hissedip, "Ya mam! Bu evde fena bir koku var" dedi. mam da cevaben, "Benim hastalmdandr" buyurdular. "Bu hastalk kokusu deil, kenef kokusu. Allah akna syle! Nedir bu?" diye srar etti. Zira kendi hanesinden, imamn hanesine lmn sularnn szdnn farkna varmt. And vererek srar edince imam: "Birka aydr sizin lamn pis sular bizim haneye szyor. Yaptrdmsa da sznt kesilmedi" deyince Yahudi: "Niin bize haber vermediniz?" dedi. Hazreti mam: "Belki sizi incitirim" diye cevap verdi. Yahudi, bu ahlk- haseneye k olup iman ile merref oldu. DNYAYI DZELTMEK N Adam, bir haftann yorgunluundan sonra, pazar sabah kalktnda keyifle eline gazetesini ald ve btn gn miskinlik yapp evde oturacan hayal etmeye balad. Tam bunlar dnrken, olu koarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oluna sz vermiti; bu hafta sonu parka gtrecekti onu; ama hi darya kmak istemediinden bir bahane uydurmas gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak datt dnya haritas gzne iliti. nce dnya haritasn kk paralara ayrd ve oluna uzatt: "Eer bu haritay dzeltebilirsen, seni parka gtreceim!" dedi. Sonra dnd: "Oh be, kurtuldum! En iyi corafya profesrn bile getirsen, bu haritay akama kadar dzeltemez!" Aradan on dakika getikten sonra olu babasnn yanna koarak geldi: "Babacm, haritay dzelttim. Artk parka gidebiliriz!" dedi. Adam nce inanamad ve grmek istedi. Grdnde de hayretler iindeydi ve oluna bunu nasl yaptn sordu. ocuk u hikmetli aklamay yapt: "Bana verdiin haritann arkasnda bir insan resmi vard. nsan dzelttiim zaman dnya kendiliinden dzel' miti!" YANKI (YAPTIKLARINIZIN AYNASI)

Kk kz, babas ile ormanda yry yapt sramda aya takld ve yere dt. Can acynca kk bir lkla "Aaaah!" diye barnca, ileriki dan tepesinden "Aaaah!" diye baka birinin sesini duyduunu sanp "Sen de kimsin?" diye seslenir. Ald cevap yine aynyd: "Sen de kimsin?" Kk kz bu cevaba ok sinirlenir ve "Sen bir korkaksn!" diye haykrr. Gelen ses, "Sen bir korkaksn" olur. Sonunda babasna sorar: "Baba, ne oluyor byle?" Baba, "Dinle ve ren o zaman kzm" der ve bu kez kendisi barr: "Sana hayranm." der, daa doru. Gelen ses de aynsn tekrarlar: "Sana hayranm." Baba, tekrar barr: "Sen muhteemsin." Cevap yine ayndr: "Sen muhteemsin." Kk kz ok arr, ama hl ne olduunu anlayamamtr. Ve adam, balar kk kzna hayatn srrn anlatmaya: "Buna yank denir" kzm. "Ama aslnda bu hayattr. Hayat sana daima senin verdiklerini geri verir. Yani hayat, yaptmz davranlarn aynasdr. Daha fazla sevgi istediin zaman, daha ok sevmelisin; daha fazla efkat istediinde daha ok efkatli olmalsn. Sayg istiyorsan, insanlara daha fazla sayg duymalsn. nsanlarn anlayl ve sabrl olmasn istiyorsan, sen daha sabrl olmay renmelisin. nk hayat bir tesadf deildir. Yaptklarmzn aynasdr, yansmasdr. Hayat sana, ancak senin ona verdiklerini geri verir. Bunu sakn unutma..." HAYAT HKYELER 273 NANIYOR MUSUN? Adamn biri, her zaman yapt gibi sa ve sakal tra olmak iin berbere gider ve kendisiyle ilgilenen berberle koyu bir sohbete balarlar. Pek ok konu zerinde konutuktan sonra, birden Allah ile ilgili bir konu alr. Berber: - Bak beyefendi! Ben senin bahsettiin Allah'n varlna inanmyorum. Adam: - Peki neden byle diyorsun? Berber: - Bunu aklamak ok kolay. Bunu grmek iin darya kmalsn. Ltfen bana syler misin? Allah var olsayd; bu kadar ok sorunlu, skntl, hasta insan olur muydu? Terk edilmi ocuklar olur muydu? Eer Allah var olsayd, kimse ac ekmez, birbirini zmezdi. Allah var olsayd, bylesi eylere frsat vermezdi. Adam bir an durdu ve dnd, ama gereksiz bir tartmaya girmek istemedii iin cevap vermedi. Berber iini bitirdikten sonra, adam cretini deyip darya kt. Tam o esnada, caddede uzun sal ve sakall bir adam grd. Adam bu kadar dank grndne gre, belli ki tra olmayal uzun sre gemiti. Adam berber dkknna geri dnd. Adam: - Biliyor musun ne var? Bence berber diye bir ey yok. Berber: - Bu nasl olabilir ki? Ben buradaym ve ben bir berberim. Adam: - Hayr, yok. nk olsayd caddede yryen Uzun sal ve sakall adamlar olmazd. Berber: - Hmmm... Berber diye bir ey var ama. nsanlar bana gelmiyorlarsa, ben ne yapabilirim ki? Adam:

- Kesinlikle doru. in pf noktas buras. Allah var ve insanlar ona ynelmiyorsa, bu ona ynelmeven- lerin tercihi. te dnyada bu kadar ok ac ve keder olmasnn sebebi. BENCL BEKR EFEND Padiah Sultan Mahmud zamannda, stanbul'da bir adam yaarm. Ama bu adam yle bencil, yle kskan, yle kendisini dnr bir kiiymi ki, bu konuda mehur olmu. Bencil Bekir Efendi deyince, tanmayan yokmu adam. Yani anlayacanz, tam mzmin bir bencillik hastas... Artk, bir bencillik rnei anlatlacaksa, Bekir Efendi hemen hatrlanr ve "Bencil Bekir Efendi gibi" denir olmu... Bencil Bekir Efendi'nin n, git gide padiaha kadar ulam. Padiah da merak etmi; ad bencile kan adam grmek istemi. Bekir Efendi'ye, padiahn gelecei haber verilmi. Sevinmi tabii ve hemen elinden geldiince hazrlklar yapm. Padiah gelmi... Hem Bekir Efendi'nin terbiyesini, hem de hazrlklarn beenmi. Gzel sohbetler olmu ve kalkp gidecei zaman yaklam. Ama hep dnyormu, "Niin bencil adn takmlar bu adama?.. Hlbuki ne kadar da iyi biri!" diye... Padiah onu denemek istemi ve det olduu zere demi ki: "Bekir Efendi! Sa olasn, seni sevdim. imdi dile benden ne dilersen... Kk m, para m, at m, araba m? Ne istersen yapacam. Lkin bir artm var. stediin eyi sana mutlaka vereceim; ancak, bu yan tarafta oturan komuna senin istediinin iki katn vereceim." Bekir Efendi, buruk bir sevin iinde dnm, tanm ve bir trl depreen bencilliinden kurtulamam. Komusunun daha byk bir zarara uramas iin kendisi bir felketi gze alarak demi ki: "Padiahm, benim bir gzm karttr!" Bylece, komusunun iki gznn kartlmas iin, tek gzn feda etmeye raz olmu. CESARETN BTT YERDE ESRET BALAR Bir Hint masalna gre, kedi korkusundan devaml endie iinde yaayan bir fare vardr. Bycnn biri fareye acr ve onu bir kediye dntrr. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olaca yerde, bu kez de kpekten korkmaya balar. Byc bu kez onu bir kaplana dntrr. Kaplan olan fare, sevinecei yerde avcdan korkmaya balar. Byc bakar ki, ne yaparsa yapsn farenin korkusunu yenmeye imkn yok. Onu eski haline dndrr. Ve der ki: "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yrei var. O yzden ben sana yardm edemem." nl yazar Shakspeare, bu konuda syle diyor: "nsanlarn ou kaybetmekten korktuu iin sevmekten korkuyor. Dnmekten korkuyor, sorumluluk getirecei iin. Konumaktan korkuyor, eletirilmekten korktuu iin. Yalanmaktan korkuyor, genliin kymetini bilmedii

iin. Unutulmaktan korkuyor, dnyada kalc bir eser brakmad iin. Ve lmekten korkuyor, lme hibir hazrl olmad iin." MI? Alamak iin gzden ya m akmak? Dudaklar glerken, insan alayamaz m? Sevmek iin gzele mi bakmal? irkin bir tende gzel bir ruh, kalbi balayamaz m? Hasret; zlenenden uzak m kalmaktr? zlenen yakndayken hicran duyulamaz m? Hrszlk; para, mal m almaktr? Saadet almak, hrszlk olamaz m? Solmas iin gl dalndan m koparmal? Pembe bir gonca iken gl dalnda solmaz m? ldrmek iin silah, haner mi olmal? Salar ba, gzler silah, gl, kurun olamaz m? Victor Hugo YLK YAP DENZE AT Bir adam, "Bu gece mutlaka bir sadaka vereceim!" deyip, sadakasyla kt. Fakat gece karanlnda farkna varmadan onu bir hrszn avucuna sktrd. Sabah olunca herkes, "Bu gece bir hrsza sadaka verilmi!" diye dedikodu yapt. Adam, "Ya Rabbi! Bir hrsza sadaka verdiim iin Sana hamd ediyorum" dedi ve ilve etti: "Ancak mutlaka bir sadaka daha vereceim!" Yine sadakasyla kt. Gece karanlnda bu sefer de paray bir fahienin avucuna sktrd. Sabahleyin herkes, "Bu gece bir fahieye sadaka verilmi!" diye dedikodu yapt. Adam, "Allah'm! Bir hrsza ve fahieye sadaka verdiim iin Sana hamdolsun! Ancak yine de bir sadakada bulunacam!" dedi. Sadakasyla birlikte sokaa kt. Karanlkta bu sefer, sadakay bir zenginin eline sktrd. Sabahleyin herkes, "Bu gece bir zengine sadaka verilmi!" diye dedikodu yapt. Adam, "Allah'm! Bir hrsza, bir fahieye ve bir zengine sadaka verdiim iin Sana hamd ediyorum!" dedi. Daha sonra ryasnda ona yle denildi: Senin sadakalarn kabul edildi. yle ki: Srf Allah rzas iin vermen sebebiyle hrszn hrszlktan vazgeip namuslu bir hayat srmesi, fahienin zinadan vazgemesi ve zenginin ibret alp Allah'n kendine verdiklerinden Allah yolunda sadaka vermesi umulur. (Buhr, Zekt: 14) BSKLET (KK KIZIN HASRET) Kk kz, annesiyle yrrken birden durdu. Yamur damlacklaryla slanan gzln kartarak bak- t ey, babasyla birlikte bisiklette giden bir baka kz ocuuydu. Bisikletteki kz, dmemek iin babasna sk sk sarlm ve souktan pembeleen yanaklarn, onun srtna dayamt. Adamn ara sra yana dnerek syledii szler, kk kz kkr kkr gldryordu.

Kaldrmdaki kz, bisikletin arkasndan bakarken; annesi durumu fark edip, "Baban, gnde on dakikasn ayrp seni okula brakyor" dedi. Hem de Mercedes'iy- le. stersen seni bisikletle gtrsn ha, ne dersin?" Kk kz, buulanan gzlerini annesinden saklarken, "ok isterdim." diye karlk verdi. "Belki de bylelikle, babama sarlrdm..." SAIRIN HASTA ZYARET yi kalpli sar adam, bir gn komusunun hasta olduunu renir. Kendi kendine, "Komum hastalanm; onu ziyaret etmem, hal ve hatrn sormam lazm. Ama ben sar bir adamm, o da hasta, sesi kmaz. Zaten hastaya malum eyler sorulur, malum cevaplar alnr. Ben 'Naslsnz?' diyeceim; o, 'yiyim, teekkr ederim' diyecek. 'Ne yiyorsun?' dersem, elbette bir yemek ismi syleyecek; beri de 'Afiyet olsun!' derim. 'Doktorlardan kim geliyor?' diye sorarsam, bir doktor ad verecek. Ben de, 'iyi doktordur' derim, olur biter" diye dnr. Hastay ziyarete gider, baucuna oturur. "Naslsnz?" diye hal hatr sorar. Hasta inleyerek, "lyorum!" diye cevap verince, sar adam, "Oh oh, ok memnun oldum!" diye karlk verir. Hasta, "Bu ne demek, adam lmne memnun olunur mu?" diye kzar. Sar tekrar sorar: "Ne yiyip ne iiyorsun?" Hasta kzgnlkla, "Zehir!" der. Sar onun bir yemek ismi sylediini sanarak, "Afiyet olsun!" diye karlk verir. Hasta bsbtn ileden kmtr. Sar adam sormaya devam eder: "Tedavi iin doktorlardan kim geliyor?" Hasta, "Hadi be defol!... Azrail geliyor..." diye cevap verir. Sar, "ok bilgin, tecrbeli bir doktordur. naallah yaknda bir aresini bulur..." deyince hasta dayanamaz, "Kahrol!" diye barr. Sar ise komuluk hakkn yerine getirdii iin ok memnun ayrlr. Sarn yapt kyas yznden, on yllk dostu ve hal hatr sormas hi olup gitti. Senin duygu kulan sarsa, gnl kulan ak olmal. nk gnl kula, her eyi duyar ve iitir. (Mesneufden) GEREK DEER Avrupa'nn nl sanat merkezi kentlerinden birinde gezen ocuun biri, bir vitrinde ok ho bir tablo grr. Tablo bedeli olduka pahaldr. ocuk bu tabloyu, bir sonraki sene abisinin doum gn iin almay dnr ve bir i bulup kt kanaat geinerek biriktirdii tm para ile maazaya gider. ansldr, tablo hl satlmamtr. eri girer ve tabloyu bir sre yakndan izledikten sonra, resmi yapan sanaty bulur ve "Aabeyimin doum gn iin bu resmi satn almak istiyorum; tm param da bu kadar" der. Ressam bir sre dndkten sonra, resmi paketler ve satar. ocuk paketini alr ve teekkr ederek kar. Maazada ressamn arkadalar da vardr ve akn akn sorarlar: "Sen ne yaptn? O resmin deeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar az bir rakama sattn?" Ressam cevap verir: "Evet, ben bu resme milyonlarn verecek pek ok insan bulabilirdim; ancak tm servetini bu resme verecek ka kii bulabilirdiml..."

DEDN YAPMANN KYMET iki niversite rencisi, memleketlerinden uzak beraber okurlarken, birinin paraya ihtiyac olur ve dier arkadandan bor para ister, iki ay sonra da iade edeceini belirtir. Arkada, parasnn yastnn altnda olduunu ve ne kadar gerekiyorsa gidip oradan almasn syler. Nasl olsa iki ay sonra iade edecek ve yastn altna, tekrar yerine koyacaktr diye dnr. Aradan iki ay geer; iki ayn stnden de birka ay daha geer; yine arkadana para lazm olur ve ayn arkadandan bir miktar daha para ister. Arkada, parasnn yastnn altnda olduunu ve gidip oradan almasn syler. Arkada gider, yastn altna bakar, fakat para yoktur. Doruca arkadann yanna gelerek yastnn altnda para olmadn sylediinde arkada, "Sen nceden aldn paray oraya koymam miydin?" der. TLER SALMILAR TALARI BALAMILAR Gen, memleket hasretiyle kyne giderken, kyn giriinde kendisini kpekler karlamtr. Souk bir k mevsimi olduu iin bir an evvel evine varmak istemektedir. Ancak kyn giriinde kendisini karlayan kpekler, zerine saldrmak zere iken, eilip yerden bir ta almak ister. Ancak talar souktan donmu ve yere yapmtr. Biraz zorlasa da, yapt yerden ta koparmaya gc yetmeyen gen, "Biz yokken bu kye neler olmu byle? Ne kadar deimi! tleri salmlar, talar balamlar." der. DER TCCARININ GELN Bir kz, dabba yani deri ticreti yapan bir eve gelin gider. Gittii evde sert bir deri kokusu vardr ve bundan ok rahatszlk duymutur. Gelin biraz da yeni gelin olmann ve kendini evde ispatlamak isteinin verdii hava ile, kaynpederine bu evdeki deri kokusunu ksa zamanda gidereceini syler. Kaynpeder ses karmaz. Gelin ilk gn etraf iyice silip sprr, akama kadar temizlik yapar. kinci gn yine iine devam eder, nc gn yine ayn ekilde. nc gnn sonunda gelin, kaynpederine, yava yava kokunun kaybolduunu syler. Kaynpeder, yle byklarnn altndan glerek gelinine, "Kmm bu evden deri kokusu gitmedi, senin burnun bu kokuya aha." der. GNE ELYLE KAPAMAK Bir zamanlar, bir limin yannda genler kitap okuyor, ilim tahsil ediyorlard. Bir gn genlerden birisi limin yanna geldi ve "Efendim, ilim tahsilime artk devam edemeyeceim" dedi. "Kck bir evde, kardelerimle ve annem babamla birlikte yayorum. lim renmek iin younlamak ve dikkatini toplamak ge- rekiyor, ama benim artlarm buna hi de uygun deil." lim, nce gence hibir ey demedi; sonra eliyle gkyzndeki gnee iaret ederek eliyle yzn kapamasn istedi. Gen talebe, denileni yapt ve elleriyle yzn rtt. Alim, daha sonra yle dedi:

"Ellerin kk; ama kocaman gnein enerjisini, n ve hametini rtmeye yetiyor da artyor. Aynen (bunun gibi, hayatnda karlatn ufak tefek sorunlar da seni manev yolculuunda ilerlemekten alkoyuyor. Nasl elin, gne nn sana ulamasn engelliyorsa, yeterli azmi gstermeyiin de iindeki n parlamasn engelliyor. O halde, kendi gayretsizliin ve aresizliin iin bakalarn sulama ve bahaneler arama." ALINTERNN DEER Bir zamanlar, bir gen, herkes gibi evlenmek istiyordu. Bu niyetini ailesine atnda, babas ona yle dedi: "Elbette olum, elbette evlenebilirsin. Bana aln- terinle kazandn bir altn getirdiinde, seni hemen evlendireceim." Delikanl, babasnn bu szne glmsedi. Ne kadar da kolay bir snavd bu byle! Ertesi gn, istenilen altn liray gtrp gururla babasnn avucuna koydu. Babas hibir ey sylemeden, altn evlerinin yanndan akan nehre frlatt. ocuk, altnn dt nehre aknlkla bir iki saniye baktktan sonra, babasna dnd ve sordu: "imdi evlenebilirim, deil mi babacm?" Babas ban iki yana sallad: "Hayr olum! Sana kendi alnterinle ve emeinle kazandn bir altn getirmeni sylemitim. Bu altn sen kazanmamsn ki. Gen delikanl, babasnn gerei nasl kefettiini anlayamamt. Sahiden de, paray bir arkadandan dn almt. Ertesi gn, bu defa annesinden bir altn bor ald ve paray babasna gtrd. Babas altn ald ve yine nehre frlatt. ocuk bir kez daha armt: "Bunu niye yapyorsun baba, anlamadm. Ama ite sana bir altn getirdim, artk evlenebilir miyim?" Babas bu defa da izin vermedi oluna: "Bu altn da sen kazanmamsn!" Delikanl, babasnn yanndan ayrldktan sonra, uzun uzun dnd. Bakasndan bor alp getirdiinde, babas paray yine nehre atacakt ve bu gidile de evlenemeyecekti. O yzden, gen adam bir i bulup almaya ve altn kendi emeiyle kazanmaya karar verdi. Gnler geti ve kazand bir altn babasna gtrd. Babas her zamanki gibi paray nehre atmaya hazrlanyordu ki, olu can havliyle babasnn kolunu tuttu ve barmaya balad: "Hayr baba! O altn nehre atamazsn! Onu kazanmak iin gnlerce altm ve srtm arlar iinde kald!" Babas, yznde ltl bir glmseme ile elini olunun omzuna koydu ve "Olum, ite imdi evlenebilirsin" dedi. "nk emeinin karl olan bu parann kymetini artk biliyorsun ve eminim ki onu akllca harcayacaksn." ARABIN ASL Nuh (a.s.), bir zm aac dikmiti. Aa yeer- medi. eytan, Hazreti Nuh'un huzuruna kp, "Ya Nuh! Bana msaade et; bu aacn dibine yedi ey kese- yim, bu aa yeersin" dedi.

Nuh (a.s.) msaade etti. eytan da o aacn dibine; bir aslan, bir maymun, bir kpek, bir horoz, bir tilki, bir ay, bir kedi kesip, o zm aacnn kkne kanlarn aktt. zm aac annda yeillenmeye balad ve yetmi renkli zm verdi. Halbu ki o zamana kadar o aacn meyvesi sadece bir renkli idi. Bundan dolaydr ki, arap ien kimse; aslan gibi cesur, tilki gibi kurnaz, kaplan gibi fkeli, maymun gibi maskara, kpek gibi yrtc, kedi gibi nankr, ay gibi intikamc, horoz gibi rc olur, derler. AALARIN KORKUSU Ormanlar arasnda bir grlt, bir barp arma balad. Byk aalar: - Ne oluyor yahu? Ne baryorsunuz? diye sorduklarnda, kkler: - Kenarlardan balamlar kesmeye... Adamn biri elinde bir demirle kesip geliyor, derler. Byk aalar: - Korkmayn ocuklar, korkmayn... yi baktnz m? Bizden bir ey var m adamn elinde? diye sorduklarnda, onlar: - Var efendim var! Adamn elindeki kesici eyin (balta) sap bizden, diye cevap verirler. O zaman byk aalar bir korku kaplar: - imdi korkun ite... Eer bizden birisi varsa arala' rmda ite o zaman korkun... derler yal aalar. PADAHIN DEVES (SYLEY TARZI) Bir padiahn, canndan ok sevdii bir devesi var- d. Padiah sadece deveye bakmalar iin birka kii grevlendirmiti. Padiahn deveye olan sevgisi o kadar fazla idi ki "Kim bana bu devenin ldn sylerse, onun kellesini keserim" diyordu. Fakat deve de nihayet bir hayvand... Bir gn, be gn, ka sene yaadysa; her hayvan gibi o da ld. imdi kim gidip de padiaha "Deveniz ld!" diyebilecekti? Bir iki gn sonra ilerinden biri, "Ben bunu gider padiaha sylerim" dedi ve padiahn huzunma kp saymaya balad: "Sultanm! Ksmetli deveniz yatt kalkmyor, yumdu gzlerini amyor, uzatt adaklarn toJ>lam^ar. stelik nallan gnee kar geldiinden ok da gzel parlyor." Adam sonuna kadar dinleyen padiah, "Desene devem ld" demi. Adam: "Padiahm, onu da siz sylediniz. Ben syleyecektim 'oma, iin iinde kelleyi vermek var" demi. SES SONRADAN IKACAK Hrszn biri, bir gece vakti duvar delmeye alrken, ev sahibi uyanr. Adam grnce, "Kimsin?" der, "Orada ne aryorsun?" "Davul alyorum." der hrsz, "ben davulcuyum."

"Madem davul alyorsun, davulun sesi nerede?" der, ev sahibi. Hrsz cevap verir: "Sen merak etme babalk. Davulun sesi sabahleyin duyulacak." BZ SENN CEMZYE'L-EVVELN DE BLRZ Osmanl devleti dneminde, sarayn arivde sakl tutulmas gereken resm evraklar, her ay bir uvala konulur ve zerine evraklarn hangi aya ait olduu belirtilen tarih yazlrd. Sarayda grevli hizmet birimlerinden birinin amiri, her zaman memurlarna doruluk ve drstlkten dem vururdu. Bir gn kendi mahiyetindeki memurlardan birinin, mirine ii der ve evine gitmesi gerekir. Memur, mirinin evine vardnda, kendini, ariv evraklarnn iine konduu uvaldan dikilmi bir pijama ile karlar. Memur, iini bitirip geri dnerken, arkasn dnen mirin srtnda "cemziye'l-evvel" yazmakta olduunu fark eder. Anlalan; her zaman doruluktan ve drstlkten dem vuran mir, ariv evraklarnn sakland uvallara el koyup kendine pijama takm diktirmi ve "cemziye'l-evvel" yazan ksm da srtna denk gelmitir. Ertesi gn yine doruluk ve drstlkten dem vurmaya balayan mirine kar, bir nceki gn evine giden memurunun syledikleri mirinin kulaklarnda yanklanr: "Biz senin cemziye'l-evvelini de biliriz mirim."

ADE- ZYARET Fransa'da bulunan bir politikacmza, "Osmanllarn Viyana nlerinde ne ii vard?" diye sorduklarnda, "Sadece ide-i ziyaret efendim" diye cevap vermi; "Hal seferlerinin ide-i ziyareti..." SARI KZ Eski zamanlarn birinde, bir otlakta kz srs yaarm. Yaarm yaamalarna ama, civardaki aslanlar bir trl rahat brakmazm onlar. Hemen her gn 8aldrrlarm bu srye. kz dediin yle yabana atlr bir hayvan deil ki! Bir araya toplandlar m kolayca defetmesini bilirlermi o koca aslanlar. Geri bir iki lyrk alrlarm ama., yine de boyun emezlermi aslanlarn zorbalna. Gn getike aslanlar alm bir kayg. Ancak tavan, fare gibi kk hayvancklarla beslenir olmular. Git gide gten dmler. Eee, aslan bu! Hi fareyle tavanla doyar m? "Her halde bize bu otla terk etmek dyor" demi aslanlardan birisi. "Evet" diye tasdik etmi dierleri. Nereye gideriz diye dnrlerken, "Bir dakika!" diye bir ses duymular gerilerden. Herkes dnp bakm sesin geldii tarafa. Srnn en elimsiz, ama kurnaz m kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'm sze atlan. "Hayr!" demi, "hibir yere gitmiyoruz. Siz bana brakn, ben hallederim bu ii." nanmam kimse ona ama, "Haydi bir ans verelim, ne kar?" diye dnmler. O da alm yanna bir-iki aslan, gitmi kzlerin yanna. Beyaz bayrak ekmeyi de unutmam.

kzlerin lideri olan Boz kz bata olmak zere, be iri kym kz yaklam onlara. Sormular ne istediklerini. Topal Aslan balam konumaya. Bir yandan da Boz kz'n sivri ve kocaman boynuzlarna bakp rperiyormu. "Saygdeer kz efendiler!" diye balam lafa. "Bugn buraya, sizden zr dilemek iin geldik. Biliyorum sizleri ok defa incittik. Kim bilir, kanzda u penemin izi vardr. Ama inannz, bunlarn hibirini isteyerek yapmadk. Biliniz ki biz aslanlar, bar bir topluluuz. Hele kzlerle hibir alp vermediimiz olamaz. Ancak, evet size defalarca saldrdk, ama niye biliyor musunuz? Hep o, sizin aranzdaki Sar kz yznden. Onun rengi yle sizinkiler gibi deil ki. Gzmz kamatryor, aklmz bamzdan alyor. Onu grdk m ne kadar barsever olduumuzu unu' tup size saldryoruz ve srnze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hibir alp veremediimiz yok. Onun y' znden hepiniz zarar gryorsunuz. Bir trl hayatnzdan emin, rahat rahat otlayamyorsunuz. Belki geceleri bile bizim kkrememiz sizin uykunuzu karyor. Bunlarn hepsi Sar kz'n suu. Verin onu bize, siz kurtulun, biz de bar iinde yaayalm" demi. Boz kz, dier nde gelenlerle grmek zere geri ekilmi. Hepsi de scak bakmlar bu teklife. Bir tek yal Benekli kz, "Olmaz" demi, ama kimseye dinletememi sesini. Zavall Sar kz kurban edilmi aslanlara. Hepsi birden saldrmlar zavall kzn zerine. Bir-ikisini frlatm stnden ama, bitkin dm az sonra. rpnm, brm, yardm istemi, yalvarm; ama yokmu onu iiten. Dierleri zlmler zlmesine, ama elden ne gelir ki? Btn srnn selmeti iin bir kz gerekliymi. Gerekten de gnlerce srye hibir saldran olmam. Huzur iinde geer olmu gnleri. Ama aslan srs bu, ne kadar sabreder ki? Hele kz etinin tadn aldktan sonra. "Acktk" demiler Topal Aslan'a, daha birka hafta bile gememiken. O da yine alm yanna birkan, bir defa daha gitmi Boz kz'n yanna. "Selam" diye girmi sze. "Grdnz ya! Biz aslanlar ne denli iysal bir sryz. Doru kararnz iin sizi bir daha kut- , lamak isterim. Siz de huzur iindesiniz, biz de. Ne mutlu! Yalnz buraya bunlar sylemek iin gelmedim. B- ; yk bir problemimiz var." "Nedir?" demi Boz kz : merakla. "u sizin Uzun Kuyruk" demi Topal Aslan. "yle uzun bir kuyruu var ki nereden baksak grnyor. O kuyruunu salladka bizim de aklmz bamzdan gidiyor, gzmz dnyor; srye saldrmamak iin kendimizi zor tutuyoruz. Hlbuki siz yle mi ya? Hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suu yznden korkarm hepiniz zarar greceksiniz. Gelin verin onu bize, bu mevzuyu burada kapatalm. Eskisi gibi bar ve sevgi iinde iki taraf da hayatn srdrsn." Boz kz yine istiare yapm srnn ulularyla. Yine sadece Benekli kz olmu kar kan. Hepsi de "Verelim gitsin" demiler. Istire daha da ksa srm bu defa. Dlamlar Uzun Kuyruk'u srden. Saatler srm zavallnn rpnlar ama, sonunda o da yenik dm aslanlara. Tekrar tekrar yinelenmi bu olanlar. Her geen gn daha da semirmi aslanlar. Alabildiince glenmiler. kzlerse her geen gn daha da zayflamlar, seyreldike seyrelmiler. Aslanlar kstahlatka

kstahlayorlarm. Artk bir sebep bile syleme gerei duymuyorlarm. Verin bize u kz, yoksa karmayz diyorlarm sadece. Zavall kzlerin hayr diyebilecek gleri kalmam. Hepsi birer birer can veriyorlarm aslanlarn penesinde. Boz kz de aralarnda olmak zere birka kalm en sona. "Ne oldu bize? Ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara kar? Oysa ne kadar da glydk?" diye sormu biri Boz kz'e. "Biz" demi Boz kz, gzleri nemli ve sesi pimanlkla titreyerek; "Sar kz' verdiimiz gn kaybettik bu harbi..." BR KERE KKRE Anne koyun, annesi avclar tarafndan avlanm bir aslan yavrusunu kendi kuzusuyla birlikte emzirmeye balar. Kuzu ile birlikte st emen aslan, bymeye balar; ancak kuzudan farkl olarak biraz daha hzl b' ymektedir. Koyun style birlikte koyunluk karakterinin kendisine gemesinden dolay m bilinmez, aslan bydke aslanlk deil de koyunluk karakterine brnmeye balar. Yalnz kendisine st emziren ana, devaml bir ekilde kendisinin kuzu deil bir aslan yavrusu olduunu; bu nedenle aslan gibi davranmas, aslanlar gibi kkremesi gerektiini ve ormanda yaayan tm hayvanlara gzda vermesi gerektiini anlatr. Her seferinde aslan, anne koyuna, "Ben aslan deil, koyunum" diyerek karlk verir. Anne koyun, "Ne olur, bir kere bari kkre! Bak, greceksin herkes senin aslan olduunu anlayacak" der. Aslan anne, koyunun hatrn krmaz ve yle bir, aslan gibi kkrer. Aslan kkrer kkremez, ormandaki btn hayvanlar hizaya geerler ve korkusundan ne yapacaklarn arrlar. Aslan ne olup bittiine bir anlam veremez ve aslan annesine dnerek, "Gerekten ben aslanmm ya!" der. PADAHIN NE? Sultan Murad Han, o gn bir hotur. Teleli g- ,'Tnr. Sanki bir eyler sylemek ister, sonra vazgeer. .Neeli deseniz deil, zntl deseniz hi deil. Vezir-i azam Siyavu Paa sorar: - Hayrola Hnkrm, cannz skan bir ey mi - Gece garip bir rya grdm. - Hayrdr inallah?.. - Hayr m er mi reneceiz? - Nasl yani? - Hazrlan, dar kyoruz. Ve iki molla klnda karlar yola. Grnen o ki, padiah hl grd ryann tesirindedir ve gidecei yeri iyi bilir. Seri, kararl admlarla Beyazt'a kar; dner Vefa'ya; Zeyrek'ten aalara sallanr. Unkapan civarnda soluklanr. Etrafna daha bir dikkatle baknr. te tam o srada yerde yatan bir ceset gzlerine batar, sorarlar: - Kimdir bu? Ahali: - Aman hocam hi bulama, derler. Ayyan biri ite!.. - Nerden biliyorsunuz? - Msaade et de bilelim yani. Krk yllk komumuz... Bir bakas tafsilta girer:

- Biliyor musunuz? der. Aslnda iyi sanatkrdr. Azaplar ars'nda alr. Nalnn hasn yapar... Ancak kazandklarn ikiye, fuha harcar. Hem ie ie arap tar evine, hem de nerede naml mimli kadn varsa takar peine... Hele yalnn biri ok fkelidir: - sterseniz komulara sorun, der. Sorun bakalm onu bir cemaatte gren olmu mu?.. Hsl, mahalleli dner ardn gider. Bizim tebdli kyafet padiah ve vezir kalrlar m ortada!.. Tam vezir de toparlanyordur ki, padiah keser yolunu: - Nereye? - Bilmem, bu adamdan uzak durmay yelersiniz sanrm. - Millet bu, eker gider. Kimseye bir ey diyemem... - Ama biz gidemeyiz, yle veya byle tebaamz- dr. Defini tamamlamak gerek. - yi ya, saraydan birka hoca yollar, kurtuluruz vebalden. - Olmaz, ryadaki hikmeti zemedik daha. - Peki ne yapmam emir buyurursunuz? - Mollala devam... Naa kaldrmalyz en azndan. - Aman efendim, nasl kaldrrz? - Basbaya kaldrrz ite. - Yapmayn, etmeyin sultanm, bunun ykanmas, paklanmas var. Tekfini, telkini... - Merak etme, ben beceririm. Ama nce bir gasil- hne bulmalyz. - urada bir mahalle mescidi var ama... - Olmaz; vefat eden sen olsaydn, nereden kalkmak isterdin? - Ne bileyim; Ayasofya'dan, Sleymaniye'den, en ndan Fatih Camii'nden... - Ayasofya ile Sleymaniye'de devlet erkn oktur. Tannmak istemem. Ama Fatih Camii'ni iyi dedin. Hadi yklenelim... Ve gelirler camiye. Vezir saa sola koturur, kefen tabut bulur. Padiah bakr kazanlar vurur ocaa... Usl erknnca bir gzel ykarlar ki naa; ayan beyan gzelleir sanki. Bir nurdur, aydnlanr alnnda. Yz s- klere benzemez. Hem manal bir tebessm okunur dudaklarnda. Padiahn kan snmtr bu adama, vezirin de keza... Mehul nalncy kefenler, tabutlar, musalla tana yatrrlar. Ama namaz vaktine bir hayli vardr daha... Bir ara vezir, skntl skntl yaklar. - Sultanm! der. Yanl yapyoruz galiba... - Nasl yani?.. - Heyecana kapldk, sorup soruturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanm vardr, belki yetimleri?.. - Doru, yle ya, neyse... Sen ban bekle, ben mahalleyi dolanp geleyim. Vezir, czne, tebihine dner; padiah garip macerann balad noktaya koar. Nitekim sorar soruturur. Nalncnn evini bulur. Kapy yal bir kadn aar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefat bekler gibidir. - Hakkn hell et evladm, der. Belli ki ok yorulmusun. Sonra eie ker, ellerini yumruk yapar, akaklarna dayar... Alar m? Hayr! Ama gzleri kslr, hatralara dalar belki. Neden sonra silkinip kar hayal dnyasndan... TARHMZ ve tarih UURUMUZUN hikyeleri 301

- Biliyor musun olum? diye dertli dertli sylenir... Bizim efendi bir lemdi, vesselam... Akamlara kadar naln yapar... Ama birinin elinde arap iesi grmesin; elindekini avucundakini verir satn alrd. Sonra getirip dkerdi helaya!.. - Niye? - Ummet-i Muhammed imesin diye... - Hayret!... - Sonra, malum kadnlarn cretlerini der, eve getirirdi. Ben sizin zamannz satm aldm m? Aldm, derdi. yleyse imdi dinlemeniz gerek... O eker gider, ben menkbeler anlatrdm onlara... Mzrakl lmihal, Huccet-i slm okurdum... - Bak sen! Millet ne sanyor hlbuki... - Milletin ne sand umrunda deildi. Ho, o hep uzak mescidlere giderdi. yle bir imamn arkasnda durmal ki, derdi; tekbir alrken Kabe'yi grmeli... - yle imam ka tane kald imdi? - te bu yzden Nianc'ya, Sofular'a uzanrd .ya... Hatta bir gn; "Bakasn efendi!" dedim. "Sen byle byle yapyorsun, ama komular kt belleyecek. nan cenazen kalacak ortada..." - Doru, yle ya?.. - Kimseye zahmetim olmasn deyip, mezarn kendi kazd baheye. Ama ben steledim. " mezarla biti)r mu?" dedim. "Seni kim ykasn, kim kaldrsn?" ^ - Peki o ne dedi? - nce uzun uzun gld; sonra, "Allah byktr tun", dedi. "Hem padiahn ii ne?" (Bu zat, Unkapan'nda medfun, Nalinc Muhammed Mimi Dede'dir.) BZM DNMZDE DOMUZ ET YEMEK HARAMDIR eyh mil, imam olduktan sonra, 1834'ten 1859'a kadar, her ynyle stn Rus ordusuna kar Kafkasya'da mcdele vermi byk bir kahramandr. Ruslarn 10 bin kiilik ordularna karlk eyh mil, 3 bin kiiyle kar koyuyor ve aylar sren kanl savalar yapyordu. Ruslar getikleri yerlerde ormanlar yakp ykyor, bir tek canl brakmyorlard. eyh mil ve askerleri, 6 Eyll 1859'da Gunip'te, Ruslarn 70 bin kiilik askerine kar birka bin askeriyle kahramanca savam ve birka yz kii kalncaya kadar direndikten sonra teslim olmulardr. mam mil, aile efrad ve 40 kadar mcdele arkada Petersburg'a ar'm sarayna gtrlr. Rus ar II. Aleksandr tarafndan, sarayn kapsnda hayrete dlecek derecede nazik karlanr. ar, babas 1. Ni- kola'ya ve ihtiaml ordularna tam yirmi be yl Kafkasya'y zindan eden, zamannn bu en byk kahramann karsnda grr grmez, yznden ve sakalndan hayranlkla pmekten kendini alkoyamaz. eyh mil'e, ar'n saraynda bir gn ziyafet verilir. Aylardr, belki de yllardr midesine doru drst yemek girmeyen eyh mil ve yanndakilerin itahla yedii yemei seyreden ar, bir ara eyh mil'e, "Bu gidile beni de yiyeceksiniz deyince"; eyh amil, "Endie etmeyin, bizim dinimizde domuz eti yemek haramdr. " der. FTHAR

eyh mil, arlk idaresi tarafndan yakalanp esir edildiinde, ar II. Aleksandr, "Sizin gibi byk bir inam misafir etmekle iftihar ederim" deyince, eyh mil'in cevab u olmu: "Siz benim misafirim olsaydnz, ben daha ok iftihar ederdim." HRMETN BYLES Muhammed isminde ok sevdii bir hizmetisi bu- lunan "putkran" lkapl Hindistan fatihi Gazneli Sultan Mahmud, bu hizmetisini devaml ismiyle hitb ederek arrd. Gazneli Mahmud, bu hizmetisini, gnn birinde kendi ismiyle deil de, babasnn ismiyle arr. Kalbi krlan hizmetinin, byle davranmasnn sebebini sormas zerine, Peygamberimizin (s.a.v) delicesine olan Gazneli Mahmud, "Evladm! Her gn sana isminle ' hitb ediyordum. Zira abdestli bulunuyordum. u anda ise Mestim yok. Bu nedenle ismini abdestsiz sylemekten ha- y ediyorum. Onun iin seni babann ismiyle ardm." diye cevap verir. MEZARDAKLER DE NFUSUMUZA DHLDR Cumhuriyet'in ilk yllarnda, Yahya Kemal'in Madrid bykelisi olduu bir dnemde, kendisine Trkiye'nin nfusu sorulduunda stat, tereddtsz "80 milyon" der. "Ne diyorsun ekselans? Biz 10-15 milyon biliyorduk" dediklerinde, air yine tereddtsz cevap verir: "Biz llerimizle birlikte yaarz, mezardakiler de nfusumuza dhildir." OCUUNU SATILIA IKARAN ANA Hint Mslmanlarnn yaptklar fedakrlklarn haddi hesab yoktur. ngiliz idaresinin kaytlarna geen bir hadiseye gre, Peaver ehrinde, hilfet merkezi Osmanl'nn bekas iin yardm toplanrken, en fakir insanlar bile bir eyler verebilmek iin rpnmaktadrlar. Fakat onlarn iinde, verebilecek hi ama hibir eyi olmayanlar da vardr. te byle durumdaki bir kadn, orada sem sakinlerini dahi gpta ettirecek bir i yapar. Bu fazilet ykl kadn, analk duygularn dahi bir tarafa atarak, bir eyler verememe aresizliinin verdii strapla, kucandaki mini mini yavrusunu meydanda toplanan halka gstererek, onu satla kardn ve karlnda alaca paray Osmanllara yardm iin vereceini ilan etmektedir. Neticede, bu ihlsl gayretler semeresini vermekte gecikmez ve Hindistan'da toplanan yardm miktar, Osmanllar iin Mays 1913'e kadar btn dnyada toplanan yardm miktarnn yarsndan fazlasn tekil eder. ANAKKALE'DE EZAN SESLER Mehmed Akif'in, "Allah'm! Bana, bu aciz kuluna, bu destan yazma imkn bahet... Bu ulv vazifeyi bana nasib et; sonra canm al" diye gzyalar iinde yakarlarla kaleme ald mehur anakkale Desta- n'nda: ehreler baka, lisanlar, deriler rengrenk; Sade bir hdise var ortada: Vahetler denk. Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela... dedii o Hindularn iinde, pek ok kandrlm din kardeimiz de vardr, ite o anakkale Harbi'nin dehetli gnlerinin birinde, Tayyar Paa, ordunun iinde sesi

gzel ne kadar asker varsa sabah namazndan nce hep birden ezan okumalar emrini verir. Emri alan yzlerce asker, afak kzll ile birlikte, dvd sadlaryla o lht nameleri anakkale'nin kanla kark souk sularna kadar dinletirler. ok gemeden dman mevzilerinden kda sarl tala bir mesaj gelir. Ap bakarlar; Farsa yazlm bir not: "Bizler Hindistanl Mslman askerleriz, ingilizler bize, Almanlara kar Osmanl'nn yannda savaacamz sylediler. Biraz nce ezan sesi duyduk, siz kimsiniz?" Mehmetiin kan donar. Tarih, kandmlmln bylesine pek az ahit olmutur. Hemen cevap verilir: "Buras Osmanl payitahtnn kaps... Bizler de skr-i Osmnyiz." I. Cihan Sava boyunca, Osmanl'ya kar savaan Hintli askerlerin zyit seksen be bin kadardr ve bu rakam, btn cephelerdeki Hintli zayiatnn % 70'ini tekil etmektedir. K HR anakkale Harbi'nde saf ve temiz bir eri, emir eri olarak ayrrlar. Fakat bu Mehmetiin gnl, emir eri olmaya raz deildir. Fakat bir ey de syleyemez. Ne yapsn? Askerlikte itaat art! Bir gn, kumandann huzuruna kar: "Kumandanm, ben kyde imamdan dinledim. Harpte ehid olanlara Allah huri kz verirmi. Msaade ediniz, dmanla gs gse arpaym. ehid olaym. Bir hr kz da ben alaym" diye rica eder. Kumandan, bu sze gler: "Haydi iine bak!" der, bandan savar. Birka gn sonra, yine ayn szleri syleyip, cephede dman ile arpmasna msaade ister. Kumandan, Mehmed'e acr. Zira giden geri gelmiyor. "Olum iin yok mu senin?" der. Mehmedcik, "Efendim, bana kyde kz vermiyorlar, fakirim diye hor gryorlar. Ne olur urada bir hr kz ile evleneyim" der ve kumandanna defalarca yalvarr. Kumandann iyice can sklmtr. "Haydi git de hr kz al bakalm" der. Neferi n safa gnderir. Bir hcum esnasnda nefer, alnna yedii bir kurunla ehid olur. ki taraf arasnda, yarallar ve lleri kaldrmak iin yaplan bir duraklamada, kumandan cesetler arasnda ehid olan neferini, yani kendi emir erini grr. zlr can da sklr. "Bu kadar srar etmesi buna m idi?" diyerek neferin cesedine kar sinirli bir halde, "imdi aldn m hryi?" diye sylendiinde; yerde yatan ehid emir eri, elini kaldrp iki parman gsterir. ki hrye sahip olduunu iaret etmek isteyen bu el, hemen yere der. Kumandan yaptna piman olup, ehidin zerine kapanp gzyalar dker. Sonradan kendisi de ehid olur. YENER KIYAFETLER 19. yzylda Almanya'nn Mlhaim ehrindeki Ren Nehri'nin bir yakasnda Almanlar, br yakasnda Franszlar oturuyordu. Franszlar, her sene nehrin Almanlar'daki ksmna geip mahsuln tmn toplayp gtryorlard. O slalar, birliini temin edemeyen gsz Almanlar ise, ;buna fazla ses karamyorlard. Bir ey olunca areyi, durumu Osmanl sultanna yazp, imdat

istemekte buhurlard. te Franszlarn bu tutumunu da Osmanllara '^bildiren bir mektup yazmaya karar vermilerdi. Mek- jtupta yle denmektedir: "Franszlar her sene bize zulmediyor, mahsulmz elimizden alyorlar. Siz ki, dnyaya adn veren imparatorluun sultan, slmiyet'in de halifesisiniz. Bizi u zulmden kurtarn. Asker gnderin. Mahsulmz bu sene olsun toplama imkn salayn." k faslna girildii bir zamana denk gelen yardm isteini inceleyen padiah, asker gndermeyi gerekli grmez; yalnzca asker elbisesi gndermeyi kfi bulur ve cevab bir mektupla ii beyaz elbise dolu uval yollanr. akna dnen Almanlar, uval alp mektubu okurlar: "Franszlar korkak demlerdir. Onlara yenieri gndermemize gerek yoktur. Yenieri elbiselerini grmeleri kfidir. uval iindeki Osmanl askeri elbiselerini adamlarnza giydirin. Mahsul zaman, nehrin yakn yerlerinde dolatrn. Kardan gren Franszlar iin bu kfidir." Ba bahe sahipleri hemen Osmanl askerinin kyafetini kaprlar. Hasat vakti Mlhaim'lilerden byk bir grup yenieri kyafetinde, nehir kysnda dolamaya balar. Ertesi gn gelen haber, Almanlarn sevin lklarna sebep olur: Osmanllardan imdat geldiini dnen Franszlar, korkudan kylerini de terk ederek i kesimlere doru kamlardr. Bu olay, Mlhaim'lilerin gnllerinde taht kurmutur. Giydikleri yenieri kyafetlerini de Mlhaim'e bal Karlsruhe Mzesi'ne koyup ziyarete aarlar. ehrin en yksek binasna da Osmanl bayra asarlar. Ayrca, halen olayn yl dnmnde karnaval dzenleyip hadiseyi karnaval olarak kutlarlar. Bu olay, Osmanl'nn sadece bir yenieri kyafe- tiyle Almanlar, Franszlarn elinden ve talandan kurtardn gsteren maziden elmas bir tablo olarak kalmtr. ABD'NN OSMANLI'YLA MZALADII KEND DLNDEN OLMAYAN LK VE TEK ANTLAMA Yl 1783. Avrupa standartlarna gre mtevaz da olsa, yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek bana bayrak dalgalandrmaya balad. Daha 25 Temmuz 1785'te Atlantik'te Cadiz aklarnda bu yeni bayra tayan ilk gemi, Osmanl gemileri tarafndan ele geirildi. Bu gemi, Boston limanna bal Kaptan Isaac Stevens'in idaresindeki "Matia" isimli bir gemi idi. Arkasndan Philadelphia limanna bal kaptan O'Bri- en'in "Dauphin" isimli gemisi de ayn akbete urad. 1793 Ekim ve Kasm aylarnda, 11 ABD gemisi daha Osmanllarn eline geti. Kongre, 27 Mart 1794 ylnda Osmanl denizcilerine kar koyacak gte sava gemilerinin ina edilmesi veya satn alnmas iin Bakan George Washing- ton'a, 700.000 altna yakn harcama yetkisi verdi. Osmanllarn oluturduu deniz tehdidi sayesinde ABD donanmasnn temelleri atlyordu. 5 Eyll 1795'te ABD, bu tehdide kar Osmanl Devleti ile bir anlama yapmay kabul etti. Bu anlamaya gre ABD, Cezayir'deki esirlerin iadesi iin 2.270.000 Meksika dolar (demitir. Ayrca Atlantik'te ve Akdeniz'de ABD sanca tayan hibir gemiye dokunulmamas karlnda 642.000 altn ve ylda 12.000 Osmanl altn deyecekti. Dili Trke

olan ve 22 maddeden oluan anlamaya G. Washington ve Cezayir Beylerbeyi Day Hasan Paa imza koydular. Bylece ABD yllk vergiye balanm oldu. Bu, ABD'nin iki asr akn tarihinde yabanc bir dille imzalanan tek anlama olduu gibi, yabanc bir devlete vergi demeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir. ite ABD tarihinde kendi dilinde olmayan tek uluslar aras anlama Trke olup yine ABD tarihinde kendisine vergi vermeyi kabul ettii tek lke Osmanl Devleti'dir. ABD Bakan G. Washington, Osmanl Devleti tarafndan muhatab alnmam ve anlama Cezayir Beylerbeyi tarafndan imzalanmtr... DN N Le M onde muhabiri, 1922'de Trkiye'ye gelir. Memleketin Kurtulu Sava yllardr. Anadolu a sefil ve periandr. Analar dul, ocuklar ksz kalmtr. Muhabir, lkeyi gezip grecek ve gazetesinde haber yapacaktr. stanbul'dan trenle Eskiehir'e gelen muhabir, istasyonda uvaln dibini delip balarn, yanlarn delip kollarn karm, ayaklar plak tane ocukla karlar. Yalar 7, 8 ve 9 olan uval iinde ocuk!.. Yanlarna yaklar ve birine sorar: - Evladm baban nerede! - Babam anakkale'de ld, der. -Niye ld? - Din iin. - Nereden biliyorsun? - Hoca efendi syledi. Muhabir bir dierine dner ve ona da ayn soruyu yneltir. "Ya senin baban" deyince, "Benim babam Ye- men'de ld. Vatan iin" der. nc ocuk da buna benzer cevaplar vermitir. - Peki size kim bakyor? - Burada bir ebe annemiz var, o bakyor derler. Derken yal bir kadn, istasyonun yaknlarndaki kulbesinden karak ocuklara doru seslenmeye balar: - Gazanfer!... Muzaffer!... Mcahidi... orba yaptm, gelin iin... be Monde muhabiri Avrupa'ya dner, gazetesine yle bir balk atar; Elde yok, avuta yok, uval iindeler, a ve sefiller, ama isimleri, Gazanfer, Muzaffer ve Mcahid... bu millet yenilmez" der.

PYTHAGORAS'IN ALTIN MISRALARI (EZ-ZEHEBYYT) O ana ilk nce tavsiye edeceim ey, Allah'a ve ken- dilerine lm siryet etmeyen vellerine sayg gsterip, kanunun gerektirdii ekilde onlara hrmet etmen ve yeminini yerine getirmendir. Sonra, yeryznde mr srenlere sayg gstermeni tavsiye ederim. Onlara kanunun gerektirdii ekilde sayg gsteresin. Ve sana, gemilerine ve akrabalarna sayg gstermeni tavsiye ederim. Sonra, Tanr'nn yollarna yardmc olan kiiler iin de bu hususa riayet etmeni tavsiye ederim.

Sonra, yce kahramanlar ve toprak altna girmi ruhlar tebcl et. Bunu, kanunlarn ngrd biimde yerine getireceksin. Ayn ekilde, anne baban ve sana kan ba ile en yakn olanlar da tebcl et. Sonra, dier insanlardan en faziletli olan, faziletinden dolay dost edinmeni ve onlara faydaya vesile olan sz ve hareketlerinde yumuak davranman tavsiye ederim. Basit bir hata iin, bir dosta kin beslemeye kalkma. Yukardaki kurallara kendini iyice altrdktan sonra, u sayacam eylere de kendini altrman gerekir. nce karnna, sonra ehvetine (cinsel arzularna), uykuna, ihtiraslarna ve fkene hkim olmaya al. Yalnz da olsan, baka birisiyle de olsan, utanlacak hibir hareket yapma. Her eyin stnde, ncelikle kendine sayg gstermeyi bil. Kendinden utanman, bakasndan utanmaktan daha fazla olsun. Sonra, kendini sz ve davranlarnda ll olmaya altrman gerekir. Asla dncesiz hareket etmeyi adet edinme. Bil ki lm, doutan bir kaderdir ve kendini buna da altrmalsn. Serveti kazanmak kadar, onu kaybetmeye de kendini altrmalsn. Deiik sebeplerden dolay, insanlarn urad eziyet verici belalardan senin bana gelenlere kzmadan katlanmaya ve sabretmeye kendini altrmalsn. yi bilmen gerekir ki, insanlardan iyilerin bana gelen bel ve musibetler pek yle ok deildir. nsanlardan iyi ve kt ynde szler iitirsen, bundan dolay onlara kzma ve onlarn bu szlerini dinlemekten kanma. ayet bir yalan sz iitirsen, ona da sabret. artlar ne olursa olsun, senin riayet etmen gereken u hususu asla gz ard etme. Hi kimse ne szleriyle ne de fiilleriyle seni tabiatna aykr (gzel olmayan) bir i veya sze sevk etmesin. d36Ve yine unu iyi bil ki. Yaptklarndan ayplanmaman ve zarar grmemen iin yapmadan nce dnceni iyi kullan. Senin iin cahillik saylacak veya sana zarar dokunacak eyi yapmaktan veya sylemekten kan. Sebebini bilmediin hibir hareketi yapma ve bilmediini de ren. Bu senin iin yaama sevincinin kurallarndan biridir. Bedeninin saln ihmal etme; yemende, imende, cins arzularnn tatmininde ll ol. ll olmak derken sana zarar vermeyecek eyleri kastediyorum. d38Tedbirinin salam olmasna dikkat et. Aleyhinde kskanl cezb edecek eyleri yapmaktan kan. Elindeki varlnn kymetini bilmeden sap savuranlar gibi olma. Cimri de olma ki sevilmezsin. Btn ilerde en iyi olan orta yoldur. Gndz yapm olduun btn i ve davranlarn gzden geirmeden sakn gzlerini uykuya daldrma.

C^ u n birletir. Nerede yanldm? Ne yaptm? Hangisinde kusurum oldu? Hatalarn kendi yzne vur ve kendini sorguya ek. Ne zaman ho karlanmayan kt bir ey yaparsan bu seni korkutsun. Ne zaman ho karlanacak iyi bir ey yaparsan bu da seni sevindirsin. nk bu seni ilh hikmetin yoluna sevk eder. Ne zaman herhangi bir ie tevessl edecek olursan onda baarl olman iin nce Rabbine yalvararak bala. Eer sen bu tavsiyelere bal kalrsan, Allah'n ve evliyasnn tedbiri ile teker teker kimisi yok olan, kimisi sabit olan biz insan topluluklar hakknda cereyan eden iin zne vkf olursun.2 DEMOKRTOS'TAN SEMELER (M.. 460-370) ekimlik bedenin ktlklerini, bilgelik ruhun ktlklerini iyiletirir. Doa ve eitim birbirine yakndr. nk eitim insan dntrr, bu dnmle insanda ikinci bir doa yaratr. Szlerime kulak verseler, szlerimi anlasalar, ok zaman erefli insanlar olarak davranacaklar ve bylece birok kt eylemden uzak durmu olacaklar. h Ruhun iyiliklerini aramak, kutsal iyilikleri ara- 1inaktr; bedenin iyilikleriyle yetinmek, insan iyiliklerde yetinmektir. 320 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER dev insan adaletsiz olmaktan engeller; en azndan, kendi adaletsizliine sahip kmaktan engeller. yi insan olmal ya da iyi insanlara benzemeye almalyz. nsan mutlu klan, ne bedensel glkler, ne zenginliklerdir; insan mutlu klan, drstlk ve saknk- lktr. Yanllardan sakn; korkuyla deil, dev duygusuyla. Utanlas eylemlerinden pimanlk duymak, yaamn kurtarmaktr. Adaletsizlik eden kii, adaletsizlie urayan kiiden daha mutsuzdur. Inceliksiz davrana dinginlikle katlanabilmek g' nl yceliidir. Yasaya, yetkeye, daha yalya ncelik vermek, grev duygusuna sahip olmaktr. Sizin iin deersiz olan birinin sizi ynetmesi skcdr. nandrma yolunda sz altndan daha ardr. Akll olduuna inanm birini, akll klmaya almak boa vakit harcamaktr. ^ Birok insan akllln ne olduunu bilmedii halde, akllca bir yaam srdrr. Konumaya deil, eylemde bulunmaya ve erdemli vranmaya harcamalyz tm abamz. Hayvann iyisi, beden yeteneiyle; insann iyisi, ilik yceliiyle kendini belli eder. 1 Doru dnenlerin umutlar, gerekleebilir tlardr; kafaszlarn umutlar, gereklemez umut-

r. nsan bilgiye ve erdeme, ancak onlar iyice inceledikten sonra ulaabilir. nsan bakasnn yanllaryla alay edeceine, kendi yanllaryla alay etmelidir. d5* ok dengeli bir kiilik yapsna sahip olmak, ayn zamanda dzgn bir yaam srdrmek demektir. Adaletsizlik etmemek iyidir, ama yetmez; adaletsizlik etmeyi istememek de gerekir. iyi eylemleri vmek gzeldir; nk kirli araflar ortaya dkmek, dolapnn ve yalancnn iidir. ok dnmek ve az bilmek, ite budur yaplmas gereken. Yapmadan nce dnmek, yaptktan sonra yanmaktan iyidir. Her kiiye gvenme, yalnz denediin kiiye gvenci Her kiiye gvenmek basitliktir, yalnz denediin kiiye gvenmek de erdem. Tutup tutmayacamz insan, yalnz eylemleriyle deil, ayn zamanda eilimleriyle kendini belli eder. yi ve doru, btn insanlar iin benzer eylerdir; ho insana gre deiir. Ar arzulamak ocuk gibi davranmaktr; byk adam gibi davranmak deildir. Vakitsiz arzular, tiksintiye yol aar. Bir eyi ok arzulamak, baka eyler karsnda ruhunu kreltmektir. Arzu, arla dmeden gzele ynelirse dorudur. Herhangi bir yararll iermeyen her zevkten kan. Akldan yoksun insanlar iin, ynetilmek ynetmekten iyidir. Ahmaklar sz deil, mutsuzluk adam eder. Zekya dayanmayan n ve zenginlikler, nlerin ve zenginliklerin en sakatdr. Dnyalk edinmek yararsz deildir; ama dnyal adaletsizce elde etmek, ktnn de ktsdr. Ktlere yknmek de, iyilere yknmemek de ktdr; iyilere yknmek istememek, en kts. Bakasnn ii iin ban derde sokmak ve kendi iini askda brakmak yanltr. Aldatclar ve ikiyzller her eyi szde yaparlar, eylemde hibir ey yapmazlar. yiyi bilmemek, bize yanllar yaptrr. d38. Utanlas bir biimde eylemde bulunan kii, nce kendinden utanmaldr. Aralksz terslemek ve gevezelik etmek, gerekeni renmeye doal olarak yeteneksiz olduunu gstermektir. Hibir ey dinlemek istemeden, boyuna konumak bir eit oburluktur. Kskan kii, dmanna hakszlk eder gibi hakszlk eder kendine. Dmanmz bizi adaletsizlik karsnda brakan deil, bile bile adaletsizlik eden kiidir. Yaknlar arasndaki dmanlk, yabanclar arasndaki dmanlktan daha korkuntur. nsanlar karsnda kukulu olma; saknk ve kesin ol. iyilik ederken, iyilik ettiin kiinin kalle olmamasna ve iyiliini nankrlkle dememesine dikkat et.

Tam srasnda yaptn kk yardmlar, yardm alan kiilerin gznde en deerli yardmlardr. lyiliki insan, iyiliinin karln bekleyen insan deil, kendiliinden iyilik yapan insandr. Bize dost grnen birok kii, gerekte dost deildir; bize dman grnen birok kii de, gerekte dman deildir. Neye yarar yaamak, bir tek dostumuz yoksa. Birok kii zenginken, yoksul olan dostundan yz evirir. Kimseyi sevmemek, bence kimsece sevilmemektir. Hem akalamay, hem ciddi konumay bilen yal kii, ne tatl kiidir. Mutluyken dost bulmak kolaydr, mutsuzken dost bulmak alabildiine zor. Deil mi ki insanz, insanln mutsuzluklarna glmememiz, zlmememiz gerekir. yiyi aryorsak, zor ularz iyiye; ktlk aramasak da kolayca gelir bulur bizi. d^ Alay etmeyi bilen kiiler, yaplar gerei dostlua pek yatkn olmayan kiilerdir. Aklsz insanlar versek, onlara ok hakszlk etmi oluruz. Biz kendimizi vmeyelim, bizi bakas vsn, daha iyid^ Aldn vglerin temelini iyi kavrayamyorsan, bu vgleri pohpohlama diye deerlendir. d38Gerekte hibir ey bilmiyoruz; nk doru uurumun dibindedir. Tek insan btn insanlar gibi, btn insanlar tek insan gibi olacak. Domuzlar plkte yatmaktan holanrlar. Kendi iine bir gz atarsan, orada her trl ykc tutkulardan meydana gelen bir hcre ve bir hazine bulursun. nsann komularna yaranmak istemesi onursuzluktur. nemli noktalarda, br canl varlklarn rencilerinden baka bir ey deiliz; rmek ve yakalamakta rmcei, ev yaparken krlangc, ark sylediimiz zaman da kular -kuuyu ve blbl- yknyoruz. d38" Eitim mutlu insanlar iin bir tak, mutsuz insanlar iin bir smaktr. Bilgili insanlarn umutlan bilgisiz insanlarn zenginliinden daha deerlidir. d3* Dncelerde uyum dostluu dourur. nsan iin ruhun dinginlii hazlar karsnda lml kalmaya, yaay biiminde ll olmaya baldr. Yetersizlik ve arlk genellikle can skc deiikliklere yol aar ve ruhta byk karklklar dourur, bu kat deiikliklerle sarslm bulunan ruhlar dengelerini ve dinginliklerini yitirirler. Zihnimizi olaana yneltmeliyiz ve imdiyle yetinmeliyiz; arzulanan ve hayran olunan eye pek yer vermemeliyiz ve dnp o eyi dnmemeliyiz. Tersine,

mutsuzlarn yaamn gz nne almalyz, onlarn acl yoksulluklarn dnmeliyiz; imdiki durumumuz ve varlkllmz gzmze nemli ve istenir grnecektir, o zaman artk daha ok arzulamay istemeyiz, artk zihnimizi bulandran durumdan uzaklam oluruz. Zenginlere, bakalarnn mutlu bildii kiilere hayran olan ve akln bir an bile onlardan ayrmayan kii, yasalarn nerilerine kar eylemde bulunma isteine kaplacak, her zaman yeni yollar dnmekten, yeni giriimlerde bulunmaktan engellenecektir. Bizim olmayan eyi arzulamaktan kanmal, sahip olduumuz eyle yetinmeli, yaammz ok yoksul kiilerin yaamyla karlatrmal, onlarn ektiklerini dnerek kendimizi mutlu saymalyz. Bylece onlardan daha mutlu olduumuzu dnecek ve gerekten onlardan daha mutlu olacaz. Bu bak biimini benimsersek, dinginlik iinde yaarz; arzu, kskanlk, kin gibi ktlklerden de uzak kalrz. Uyumlu olan ve gzellikleriyle bizi kendilerine baktran yontularn yrekleri yoktur. Yanlglarmz unuta unuta gz pek oluruz. Ahmaklar yaamdan en ufak bir sevin duymakszn yaarlar. Ahmaklar uzun yaamak ister, bu uzun yaamdan hibir tad alamadan. Ahmaklar kendilerini aan eyleri isterler; ama kendilerini aan eylerden daha yararl da olsa, ellerinin altndaki eyleri arur ederler. Ahmaklar yaamlar boyunca kimseyi sevindirmezler. d38Ahmaklar yaamak istetler; ihtiyarlktan korkacaklarna lmden korkarlar. Kendi kendinin efendisi olan baba, ocuuna en gzel rnek olur. Gndz uyuyanlarn ya bedenleri hastadr, ya ruhlar karktr; ya tembellikleri baskndr, ya eitimleri azdr. Yrekli kii yalnz dmanlarn yenen kii deildir, ayn zamanda arzularn yenen kiidir. Kimileri kentlerin efendisi ve kadnlarn klesi olurlar. Az bulunur hazlar, en gl hazlardr. insanlar birbirlerine hakszlk etmeselerdi, yasalar bireylerin diledikleri gibi yaamalarn engellemeyecekti. Demek ki uyumsuzluu yaratan arzudur. Bilge kii iin her yer birdir; onurlu bir ruhun yurdu tm evrendir. sava her iki yan da ykar, bu savata yenenler de yenilenler de ykmlarn bulurlar. Halkn yararn birinci sraya koymak gerekir, sitenin iyi ynetilebilmesi iin. Sitede kavgalar ly amamal. Tek tek insanlarn gc, kamu yararn sarsmama- ldr. yi ynetilen site, byk bir hazinedir. Adalet gerekeni yapmaya, adaletsizlik gerekeni yapmamaya ve gerekenden kanmaya dayanr. Elini ayan kullanr gibi kullan klelerini, kimini u i iin kimini bu i iin.

Sevilen kadn, akn sevimsiz yanlarn giderir. Beden hastalklar gibi aile hastalklar ve yaam hastalklar vardr. Yoksullua sabrla katlanmak kendine sz geirebilen kiinin iidir. G ve gzellik, genliin ayrcaldr. Yallk, lmlln arzulara yaylmasdr.

BLGELKTEN BEYTLER Kimsesiz kimse yok, herkesin var bir kimsesi Kimsesiz kaldm, yeti, ey kimsesizler kimsesi! Denin dostu olmaz demiler, dte grrsn, Sen o zaman dostlar, dte grrsn. Padiah- lem olmak bir kuru kavga imi Bir veliye bende3 olmak cmleden l imi. (Yavuz Sultan Selim) Yaz yazmak istersen, al eline kalemi durma yaz YazJ yazmak istemezsen, al eline kazmay durma kaz. Kelmn fizza4 ise skt eyle olsun zeheb5Keml ehli kemla byle buldu hep. Hi yetm olmaz yetim-i mm eb Bil yetm oldur ki dt b-edeb6 Tok olan cmle lemi tok sanr A olan lemde ekmek yok sanr. arldn yere erinme arlmadn yere grnme Adam, adamdr eer olmaz ise bir pulu Eek yine eektir, atlastan olsa ulu. (L edri) 3* Beklemek gzel ey, gelecekse beklenen zlemek gzel ey, zlyorsa zlenen. Cmleler dorudur, sen doru isen Doruluk bulunmaz, sen eri isen. (Ynus Emre) Gden oban sry dndrnce ters yne Gemez mi srdeki topal koyun en ne. (Ledri) Ayinesi7 itir kiinin lafa baklmaz, ahsn grnr, rtbe-i akl eserinde. (Ziya Paa) nsana sadkat yarar grse de ikrh, Yardmcsdr dorularn Hazret'i Allh!.. (Ziya Paa) Her ahs- hami Hakk'a merhem mi sanrsn Her ta iyen ulsuzu Edhem mi sanrsn? (Ziya Paa) nce almak sonra dua dinin esas Kabul olur alann duas Mehurdur ki hakk ile olmaz cihan harb, Eyler onu mdhane-i limn8 harb 8. 9. (Keecizde zzet Molla) Sz bilirsen syle senden ibret alsnlar Sz bilmezsen skt eyle seni insan sansnlar.

Mazhar feyz olamaz dmeyince hke nebt Mtevz olan rahmet'i Rahmn bytr.9 Ya Rab! Bana cism-u cn gerekmez, Cnn yok ise can gerekmez(Fuzli) Kendimi kendim yitirdim kendim ister kendimi, Kendime kendim gerekse, bula kendim kendimi. Gzlerime bak, orada grrsn hep vefy Hem yrimin bana ettii her cevr cefy (Havce) Gezdim Haleb'i am' eyledim ilmi taleb, Meer ilim gerideymi, ill edeb ill edeb. Gittin amma ki kodun hasret ile cn bile stemem sensiz olan sohbeti yrn bile. (Ne) vzeyi'2 bu lemde Dvd gibi sal Bak kalan bu kubbede ho bir sad imi. (Bk) Ne dnyadan saf bulduk, ne ehlinden recmz10 var, Ne dergh Hud'dan maada bir ilticmz var. (Neft) Hakk tecell eyleyince her ii sn eder Halk eder esbabn, bir lahzada ihsn eder. Varalm bir-iki gn zikredelim Mevl'y Bize mi smarladlar bu yalan dnyay. (II. Murad) Gzellerde olsayd biraz vef Olur muydu gzellikleri heb. (Havce) Geme nmerd kprsnden ko aparsn11 su seni, Yatma tilki glgesinde ko yesin aslan seni. Minnet ile koklama gl, al eline sseni,12Geme nmerd kprsnden ko aparsn su seni Miyn gtgud bedmeni hm eder kubbun ecat arz ederken merdi kbd sirkatin syler. (Koca Rgb Paa) lm bize ne uzak, bize ne yakn lm lmszl tattk, bize ne yapsn lm. Sakn terk-i edebden ky-i mahbbi Huddr bu Nazargh- ilhdir, makam Mustaf'dr bu. (Nb) Cihanda dem olan b gam olmaz Armn b gam olan dem olamaz. (Necti) Adem odur ki adn lemde andra Alemde ad kalr dem gelir gider. (dem Dede) Ademe dem gerektir dem etsin demi Adem dem olmaynca netsin dem demi. (Ziya Paa) Sr kar ayn13 dilden t tecell ede Hakk Padiah girmez saraya, hne mamur olmadan. Cz' akl, sz ve ilerimizde bize delil olur Ama Allah bahsinde deeri sfr olur. (Mevln)

Efendi ne isterse etmek gerek Kuluz, bize der mi sual etmek. (zzet Molla) Harbt14 ehline hor bakma zkir Defineye mUk viraneler var. 16. 17. (Erzurumlu brahim Hakk) Grl nedir bilene, gnl veresini gelir Gnlden bilmeyene sersem diyesim gelir. d38" Korkma dmandan ki ate oka yandrmaz seni! Mstakim15 ol, Hazreti Allah utandrmaz seni! Sanma ey hce ki senden zer u sim16 isterler "Yevme l yenfeu"da kalb-i selim isterler. Ekmeyen bimedi bu mezrada elhsl Kime lazm ekmek, ona lazm ekmek. (Akbyk Sultan) Asfn17 mikdarn bilmez Sleyman olmayan Bilmez insan kadrini lemde insan olmayan. (Ziya Paa) 18 19 20 21 nsanolu hlebzdr kimse bilmez fendini,18Her kime iyilik edersen sakla ondan kendini. Yz dinle, bin dn, bir tek sz syle, Sznden bilinir irfn demiler. (Mir'd) Masivdan19 el ekip mahlkttan mid kes Virdin olsun her nefes Allah bes, bid heves. (L edri) Banda akl olan crete amel etmez Hriyle aldanmaz, gz ile katan geer. (Ynus Emre) C* Gl glse daim, alasa blbl aceb deil, Zira kimine ala demiler, kimine gl. (Bk) Caru terk itmek gerek bu evde cnn isteyen, Kahr n20 itmek gerek derdine derman isteyen. (Akemseddn) lim bir hucce-i b shildir21Anda lim geinen childir. (Nb) Bizler mi vakti hoa geirmekteyiz bu gn phem budur: Vakit mi geirmektedir bizi1 (Yahya Kemal) Ey kimsesizler, el veriniz kimsesizlere Onlardr ancak el verecek kimse sizlere.

(Yahya Kemal) Ne sin iledir, ne sl iledir, ne ch iledir, Ne ml iledir beyim ululuk, keml iledir. (Namk Kemal) Urarz sadmesine her gelenin Bu da bir iftesi hergelenin 24. lmek deildir, mrmzn en feci ii Mkl budur ki lmeden evvel lr kii Bende yok sabr u skn, sende vefdan zerre, ki yoktan ne kar, fikredelim bir kerre. (N'bi) Hakk kulundan intikamn yine kul eliyle alr, Bilmeyen ilm-i lednni22 n kul yapt sanr. Kula bel gelmez Hakk yazmaynca, Allah bela vermez kul azmaynca. Bir demet reyhn verseler blble Koklamaz onu yine gider dikenli bir gle. Gln gzelliini blblden te kim bilir? Benim b-1 hayatm senin bitmez sevgindir. Girmeden tefrika bir millete dman giremez, Toplu vurduka yrekler onu top sindiremez(Mehmed kif) Pikinin halini anlayamaz ham, Ksa kesmek gerek sz vesselam. Nesm'ye sordular kim yrin ile ho musun? Ho olam ya olmayam ol yar benim kime ne? (Nesm) Eksik olamaz gamm?: bunca ki bizden ham alp Her gelen gaml gider d gelip yanmza. (Fuzl) Merhem koyup onarma sinemde kanl da Sndrme z elinle yandrdn era. (Fuzl) Ne yanar kimse bana te-i dilden zge Ne aar kimse kapm bd- sabdan23 gayr. (Fuzl) Bah eyleyip gnahm mesrr eder misin? Ya Rab, harb kalbimi ma'mr eder misin? (Enderunlu Vsf) Mcerribn24 umrun kelm gerek imi Yalan dedikleri dnyay byle bilmez idim. (Yeniehirli Avni) Bir nr iin eyleme dnna tabasbus25Bir zerresi eer midende varsa hemen kus (Ferid Kam) Leb26 zikirde amma ki gnl fikri cihanda Kald arada sbhi mercan mtereddid. (Nb) ki nesne harb etti cihn Yemen'in kahvesi Rm'un duhm27 Senden, bilirim yok banafide ey gl Gl yan eller srnsn atlasa blbl Meveretsiz28 kim ki bir i ileye ol nedamet parman ok dileye.

(Zarifi) Ne denl cehd29 edersen bir murde Nasib olmaz mukadderden ziyde. Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur Ykld gitti cihndan, dayansn ehi-i kubr.30 d31" em-i insf gibi kmile mizn olmaz Kii noksann bilmek kadar irfn olmaz(Nevdiru'l-sr) d38Er odur ki kala ondan bir eser, Eseri olmayann yerinde yeller eser. Dduya32 eyleseler talimi edy kelimt. Sz insan olur, ama z insan olamaz3* Suretin sretine33 ahittir Baka ahit aramak ziddir. (bn'l'Emin Mahmud Kemal) d38Erbb fazl ma'rifet olmazd mu'teber34Herkes cihanda oba eer sahibi hner. 33. 34. 35. 36. (Smih) Postu srtnda gezer hayvann lmi sdrnda olur insann. (Vehbi Smblzde) Derdi dili37 ama sakn herkese Derde deva derdi ekenden gelir. (Ali Fakri) Gelince vakti hcet gemedim hatrlarndan hi nn n ben de imdi hatr ahbbdan getim. (Yeniehirli Avni) Yri bil, ayn bil akln banda var iken Fevti furst38 eyleme furst yedinde var iken. (Dertli) Allah'a dayan, sa'ye sarl, hkmne rm ol, Yol varsa budur, bilmiyorum baka kar yol. (Mehmed Akif) Gitti mecnn hne-i dehri bize brakt, Bir harb evdir kalr divneden divneye. (LA edri) nsana sadkat yarar grse de ikrh, Yardmcsdr dorukmn Hazret-i Allah. (Ziya Paa) Ml' mlke olma marur. Deme var m ben gibi! Bir muhlif yel eser savurur harman gibi... Gzlerim ebny- demden o rtbe yld kim stemem ben Ftiha tek almasnlar tam. (ir Eref)

Bamla gnlm edemedim e Biri yz yanda biri yirmi be. (Cell Shir Erozan) Basma chilin izine Uyma eytann szne. (Ruhsat) Ye's (mitsizlik) yle bir bataktr ki dersen boulursun mide sarl, k bak ne olursun! (Mehmed Akif Ersoy) Baheyleyip gnahm mesrr eder misin?35Ya Rab! Harb kalbimi mamur eder misin? (Enderunlu Vsf) Dil gitti geri yerine kondu hezr36 gam Biri gider bini gelir oldu bellarn. (eyhlislam Yahya) Gelince vakt-i hcet gemedim hatrlarndan hi nm n ben de imdi hatr ahbbdan getim. (Yeniehirli Avn) Zlimlere mehl olmasa matlbi ilh Bir demde ykar lemi mazlumlarn h (Srr Paa) Ndir bulunur tyneti kmilde kusur Kem mayeden eyler ne ki eylerse zuhur 39. (Rgb Paa) Neye halk etdi deme Hazreti Mevl ny Halka bildirmek iin Hazreti Mevln'y. (L edri) Kiiye her i a'l grnr Kuzguna yavrusu ank37 grnr. (ins) Ben akldan isterim dellet, Akl bana gsterir dallet. (Fuzl) Alan kalemle yazsn bunu yazan, Kendi der eller iin kuyu kazan. 'Talihindir yer yer gezdiren seni Yere girsen yer, yine de yer seni. Onun iin yerin ad olmu yer; Yer, adam kendi besler, kendi yer!. (Anonim) Nev: yeni; Asr: ikindi vakti. Ba'de harbi'l-Basra: Basra ehri ykldktan sonra. Siryet etmek: yaylmak Eski stanbul'un hamam kitbelerinden birinde yazl bir beyit: "Kt huylu, kirli karakterli bir kimse isen, hamamdan bir ey bekleme. Temizlik istiyorsan, evvela kalbini temizle, sonra da bedenini." Ta gibiydin ok kalpler krdn artk yeter, Toprak ol da bak nasl stnde gller biter. Geti mrn nev bahn eritik vakti asra Alamak ne kr eder, ba'de harbi'lBasra.38 Yktn gnl saraym evirdin eski Msr'a Ne kabil tamiri, ba'de harbi'l-Basra.

rnek kadar siryet edici39 bir ey yoktur. Yaplan iyiliin benzerini dourur. Tynetin na pk ise, hayr umma sen germbeden nce tathiri kalb et, sonra tathiri beden.40 Men bende-i Kur'nem eger cn drem Men hk-i reh-i Muhammed muhtrem Eer nakl Kuned cz in kes ez gftrem Bzrem ez u vez n suhen bzrem (Ben yaadka Kur'n'm klesiyim Ben, Hz- Muhammed Mustafa'nn yolunun tozuyum Biri benden, bundan bakasn naklederse Ondan da ikyetiyim, o szden de ikyetiyim) (Mevln) FAYDALANILAN KAYNAKLAR Addas, Claude, bn Arab, Kibrit-i Ahmer'in Peinde, ev.: Atila Ataman, stanbul 2003. Ahmed Eflk, Ariflerin Menkbeleri, Akar, Mehmet, Mesel Ufku, stanbul 2007. Aksakal, Alev, Bilgelie Yolculuk, istanbul 2005. Atademir, H. Ragp, Filozoflara Gre Felsefe, Konya 1947. Bayat, Ali Haydar, Trk slm Toplumlarnda bn Sn Hikye ve Fkralar, Uluslararas bn Sn Sempozyumu Bildirileri (17-20 Austos 1983) iinde, Ankara 1984. Bayur, Yusuf Hikmet, Trk nklab Tarihi, cild 3, ksm 3, T.T.K. Yay., Ankara/1987. Cebeciolu, Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, istanbul 2004. Cneyt Suavi, Selim Gndzalp, Ali Suad, Hazr Cevaplar 1-11-111, stanbul 2007. iftkaya, Murat, Bilgelik ykleri, stanbul 2006. Duman, Mahir, Gldren Dnceler, stanbul 1998. Eraydn, Seluk, Tasavvuf Edebiyat Yazlar, istanbul 1997. Erhan, ar, Trk Amerikan likilerinin Tarihsel Kkenleri, mge Kitabevi, Ankara 2001. Gazzl, et-Tibru'l-Mesbk fi Nasihati'l-Mulk, ev.: Hseyin Okur, (Yneticilere Altn tler) stanbul 2006. Gndzalp, Selim, Her Gne Bir yk, istanbul 2002. mamolu, brahim Sidik, Byk Din Hikyeler, stanbul 1980. Izgren, Ahmet erif, Avucunuzdaki Kelebek, Ankara 2000. Izgren, Ahmet erif, Yaamnda 100 Kanguru, Ankara 2000. Karla, Bekir, slm Kaynaklar ve Filozoflar Inda Pythagoras ve Presokratik Filozoflar (Baslmam Doktora Tezi, IEF. stanbul 1979, (98107)) Keklik, Nihat, Felsefe, Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar, stanbul 1978. Keklik, Nihat, Filozoflarn zellikleri, Kpr yay., istanbul 2001. Ksakrek, Necip Fazl, 1001 ereve, stanbul 1968. Mevln Gldestesi, (718. Yldnm Bildirileri) Konya Belediyesi Yay., Konya 1993.

Mevln, Mesnev, ev.: efik Can, stanbul 2003. Mojdeh Bayat, Mohammed Ali Jamnia, Sft Diyarn' dan Hikyeler, ev.: Saliha Deniz, istanbul 2000. Muallimolu, Nejat, Dnen nsana Hazine, istanbul 2002. Nasr, S. Hseyin, islm Kozmobji retilerine Giri, ev.: Nazife iman, istanbul 1985. Osmay, Nvit, Dnce Atlas, Ankara 2000. zcan, Azmi, Panislamizm, T.D.V. Yay., stanbul 1992. zkan, Zlfikr, Bilgelie Yneli, stanbul 2006. Refik, ibrahim, Efsane Soluklar, T..V. Yay., zmir 1992. Selvi, Dilver, Atein Yakmad Ak, istanbul 2007. Sztutan, Cevdet, Bir Deste Nkte, istanbul 2001. Sur Dergisi, Kasm/92, Say:200 enocak, Ebru, bn Sn Hikyeleri zerine Mukayeseli Bir Aratrma, (Baslmam. Doktora Tezi), FSBE. Elaz 2005. Taneri, Aydn, Trkiye Seluklular Kltr Hayat, Bilge Yay., Konya 1977. Timuin Afar, "Demokritos'tan Semeler" Felsefe Dergisi, 1979, sa. 8, (50-54). Tuncer, Serdar, Satraras Hikyeler, istanbul 2005. nver, Sheyl, bn Sn Hayat ve Eserleri Hakknda almalar, stanbul, 1955. Wieschedel, Wilhelm, Felsefenin Arka Merdiveni, ev. Sedat mran, stanbul 1997. Yceler, F. Ylmaz, Beyaz Sabr, Ankara 2003. Zafer Dergisi, Aralk 2002. Say: 312.

felsefe diyarndan hikmet yurduna BLGELK HKYELER Birisi Thales'e sorar: Sana gre dnyada biricik devaml oian ey nedir? mit..., diye cevap verir dnr: zira bz en son brakan budur. Peki, yleyse en kolay olan ey nedir? diye sorulunca, Bakasna nasihat vermek diye karlk verir. Bazen bir hikmetli sz. hikye, hatra, fkra, fabl: insann hayatn, dnce ufkunu, zihniyetini ve her eyini alt st edecek gte ok tesiri yapar, ite hikmetin evreselli de burada yatar. Bu alma, bunu goz nnde bulundurarak yaplan bir derlemedir. Birbirinden arpc anekdotlarla, filozoflardan, din ve dnce dnyamzn byklerinden ve gnlk hayattan kesitler sunulmaktadr. Bu kitabn satrlar arasnda, sevginin, mutluluun nemini ve tadn kavrayacaksnz. Belki tabiattaki cansz veya canl varlklarla zde hissedeceksiniz kendinizi bir anda. Tarihte kalan, ama tekerrrne ihtiya duyduumuz birka tarihi olay da bizimle beraber bu gezintiye kacaktr.

Her eyden nce ve her eyden ote, felsefe diyarndan hikmet yurduna bilgelik rehberliinde seyahat ederken, hayatnzda pek ok eyin bu kesitlerle beraber akp gittiini greceksiniz. Tekrar oturup dneceksiniz ve diyeceksiniz k: Demek ki felsefe hayatmzn tam ortasdaym.... Demek ki felsefe hayatn ta kenclsiymi 9789755745145 5 TL11. Cevr- cef: sknt, eziyet. 12. vze: yksek ses. 37. Derdi dil: gnl yaras 1 Bu anekdotun bir baka ekli de yle anlatlmaktadr: Bir gn Byk iskender ehirde gezerken, f iinde, bil., ul ve bir ekmek torbasyla kpek gibi (kynik) yaayan Di'; yojen'i grr. Yanndaki adamlara, bu adamn kim oldum. nu sorar ve Diyojen'in bir filozof olduunu renir. Felse: feye kar sevgisi bulunan iskender, fya yaklar. Gn in vurduu f iinde Diyojen maym bir ekilde ya maktadr. Byk iskender Diyojen'e kendini tantr kendisinden bir ey isteyip istemediini sorar. Ald c vap tarihe geer. Diyojen, koskoca ve zengin bir devlet imparatoru Byk iskender'e sadece "Glge etme, baka- san istemem" der. 2 Pythagoras'a ait eZ'Zehebiyyt (Altn Msralar) isimli risaleyi, Bekir Karla'mn "slam Kaynaklan ve Filozoflar Inda Pythagoras ve Presokratik Filozoflar" (Baslmam Doktora Tezi, 1EF. stanbul 1979, (98107)) adl almasndan sadeletirerek ve ksaltarak buraya aldk. Klasik slm kaynaklarnda Pythagoras'a ait olduu belirtilen bu risaleden, pek ok kii sz etmektedir. Bunlardan bazlar unlardr. Huneyn b. shk/Nevdiru'l-Felsefe, tbn Nedim/el-Fih- rist, Sicistn/ Muntehb Sivn el-Hikme, tbn Miskeveyh/W- Hikmetu'l-Hlide. Bende: hizmetkr, balanm. Fizza: Gm. Zeheb: Altn. 6 "Anne-babadan mahrum kalan kimse yetm deildir. Asl yelim, edeb mahrmu olan kimsedir." yine: ayna, akis. Mdhene-i limn; alimlerin dalkavukluu. 9 Tohum topraa dmeyince filizlenip byyemez. Bu bakmdan Allah Tel'nn rahmeti, kibirlileri deil, ancak mtevz olanlar bytr ve yceltir. 10 Rec: istek, arzu. 11 Aparmak: alp gtrmek. 12 Ssen: dikenli bir iek. Ayr: bakalar, Dil: gnl. Harbt: harabeler. Zkir: Erzurumlu brahim Hakk'nn dervi olu. Mstakim: dosdoru. Zer: altn, Sim: gm. Asf: Sleyman (a.s.)'n veziri. Fend: hile.

19 Masiv: Allah'tan baka her ey, Vird: sk sk ve devaml okunan dua, Bes: yeter, yetiir. 20 N: imek Hucce-i b shil: sahilsiz bir deniz. 22 Ilm-i lednn: ilh srlar ilmi. 23 Bd- sab: Sabah rzgr 24 Mcerribn: Tecrbe edenler, deneyenler. 25 Nn: ekmek, Dnn: ekmek sahibi, Tabasbus: yalakalk 26 Leb: Dudak 27 Duhn: duman, (sigara) 28 Meveret: danma, Nedamet: pimanlk. 29 Cehd: gayret, Mukadder: takdir edilen. Ehl-i kubr: mezardakiler. 31 Fevt-i frsat: frsatn kamas, Yed: el. Dudu: Dudu kuu. Sret: grn, Sret: gidit Muteber: beenilir, inanlr. Mesrr etmek: sevindirmek, mamur etmek: yeniden ina etmek Hezr: bin (1000) 37 Ank: ismi olup cismi olmayan efsanev ku. 38 39 40 ?? ?? ?? ?? 20 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49 NSZ YERNE . 19

NSZ YERNE 21 24 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49

18 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49

YED BlLGE VE TLER 28 YED BlLGE VE TLER 29 27 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49 40 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49

30 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

46 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49 SOKRATESTEN 47 SOKRATES'TEN 52 SOKRATES'TEN 51 18 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49

58 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER DYOJEN'DEN . 59 DYOJEN'DEN . 57

56 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49

DYOJEN'DEN . 63

64 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49 65 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49 66 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49 18 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER SOKRATESTEN 49

1 1 LKA FLOZOFLARINDAN . 73 LKA FLOZOFLARINDAN . 73 76 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 77

LKA FLOZOFLARINDAN . 75 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 74 LKA FLOZOFLARINDAN . 73 LKA FLOZOFLARINDAN . 79

80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 74 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 82 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 74

80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 86 LKA FLOZOFLARINDAN . 85 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 90 LKA FLOZOFLARINDAN . 89 87 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

96 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER BLGELK HKYELER . 97 BLGELK HKYELER 97

80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 94 102 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER BLGELK HKYELER 103 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 99 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 108 BLGELK HKYELER 107 104 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELEjy BLGELK HKYELER . 105 112 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER BLGELK HKYELER 111 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 109 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 116 BLGELK HKYELER 115 86 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER I BLGELK HKYELER 118 116. FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER I BLGELK HKYELER 117 116. FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

120 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER 86 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER 118. FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER BLGELK HKYELER .119

FtLOZOFA KSA VE HAZIR CEVAPLAR 125 FtLOZOFA KSA VE HAZIR CEVAPLAR 125 124 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 130 FtLOZOFA KSA VE HAZIR CEVAPLAR 131 126 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER FLOZOFA KISA VE HAZR CEVAPLAR .127 136 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER FtLOZOFA KSA VE HAZIR CEVAPLAR 135

138 . FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER FtLOZOFA KSA VE HAZIR CEVAPLAR 139 137 FELSEFE DYARINDAN HlKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 142 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 74 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 144 SEVG, DOSTLUK VE UMUT HKYELER 145 SEVG, DOSTLUK VE UMUT HKYELER 143 158 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

SEVG, DOSTLUK VE UMUT HKYELER 159 80 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER LKA FLOZOFLARINDAN . 146

176 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

SEVG, DOSTLUK VE UMUT HKYELER 177

192 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BAKI AISI HKYELER 191 196 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BAK AS1 HKYELER 195 BAKI AISI HKYELER 193

206 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BAARI HKYELER 207 214 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BAARI HKYELER 215

266 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

HAYAT HKYELER 265 268 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

267 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

HAYAT HKYELER 271 272 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

HAYAT HKYELER 271

282 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

HAYAT HKYELER 283

300 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

TARHMZ VE TARH UURUMUZUN HKYELER . 299 308 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

TARHMZ VE TARH UURUMUZUN HKYELER . 307

TARHMZ VE TARH UURUMUZUN HKYELER . 311 272 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

314 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

PYTHAGORAS'IN ALTIN MISRALARI (EZ-ZEHEBtYYT) 315

318 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

PYTHAGORAS'IN ALTIN MISRALARI (EZ-ZEHEBtYYT) .316 326 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

DEMOKRTOS'TAN SEMELER (M.. 460-370) 325

DEMOKRTOS'TAN SEMELER (M.. 460-370) 321 272 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

272 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BLGELKTEN BEYTLER 337

272 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BLGELKTEN BEYTLER -351 40. BLGELKTEN BEYTLER 337 272 FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER

BLGELKTEN BEYTLER 337 358 . FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER 358 . FELSEFE DYARINDAN HKMET YURDUNA BLGELK HKYELER FAYDALANILAN KAYNAKLAR 357

You might also like