You are on page 1of 101

BELLA'NIN LM Georges Simenon Georges Simenon 1903 ylnda Liege'de dodu.

Gen yalarda okulu brakp gazete muhabirliine atld ve 19 yanda Paris'e yerleti, ilk polisiye romanlarn bu dnemde Sim takma adyla yaymlad. 1945'te Amerika'ya yerleti ve 20 yl bu lkede yaadktan sonra nce Fransa'ya sonra da isvire'ye geti. 1989 Eyll'nde Lozan'da ld. Polisiyeler dnda psikolojik romanlar ve denemeler de yazd. Polisiyelerindeki psikolojik derinlik, gerilimi srekli ayakta tutar ve okurun ilgisini srekli sonuca ynelik olmaktan karr. Birok roman sinema ve televizyona uyarlanmtr. Simenon'un lkemizde yaymlanan baz yaptlar unlardr: Sar Kpek 1931, Dul Kava 1931, Flamanlarn Evinde 1932, Kanaldaki Ev 1933, Eminn'nde Avrenos Meyhanesi 1935, ehvet Kasrgas 1937, Yasamak Hrs 1938, Yedi Kzlar 1941, Hkimin Evi 1942, Cardinaud' nn Bir Haftas 1943, Gerek Ak / Manhattan 'da Oda 1946, Mai-gret Arizona'da 1949, Maigret Korkuyor 1953, Maigret ve Muhbir 1971, BRNC BLM I Kiinin, evinde gidip geldii, yalnz kalmann rahatl iinde gevemi, alageldiince devindii, her gnk gibi davrand, sonra anszn, ban kaldrnca, perdelerin ak kaldnn, sokaktan gelip geenlerin kendisini seyrettiinin farkna vard zamanlar olur. Spencer Ashby de, biraz bunu yaad ite. Geri, tpk yle deil; nk, dorusu ya, o gece kimsecikler ona dikkat etmemi, ilgilenmemiti, istedii gibi bir yalnzla kavumutu; yorgan gibi kaln, dardan tek bir grlty olsun ieri szdrmayan bir yalnzla... stelik, lapa lapa yamaya balayan kar, sessizliin daha bir gzle grlr, elle tutulur hale gelmesini salyordu. O gecenin, daha sonra, bir byte tutularak inceleneceini, kendisine yeniden yaatlacan, bytecin altnda duran kendi deil de bir bcekmi gibi davranlacan, Spencer deil, kim olursa olsun, usunun kesinden geirebilir miydi? Akam yemeinde ne yemilerdi? orba yoktu o akam, yumurta yenmemiti, hamburger de yoktu; Christine'in, eitli yemek artklaryla hazrlad, arkadalarnn da kendisini sevindirmek iin nasl piirdiini sorduklar yemeklerden birini yemilerdi. Bu kez, fnhda pimi bir kat makarnann altnda eitli etlerden artm paralar, hatt birka para jambonla birka bezelye tanesi gze arpyordu. "Sahi, Mitchell'lere benimle birlikte gelmeyecek misin?" Yemek odas pek scakt. Evlerini ok strlard, scakta oturmay sevdikleri iin... Yemekte karsnn yanaklar al al olmutu. Sk sk yle olurdu. Hem bu hal ona yaramyor da deildi. Krkn yeni amt ama arkadalarndan biriyle konuurken ya dnm sz ettiini, Spencer,

iitmiti. Yemekte olup bitenlerin hepsi bulank bir k iinde boulup gidiyordu da, bu al basm yanaklar niye anmsyordu? Bella yanlarndayd elbette. Yanlarnda olduunu biliyordu. Ama srtndaki giysinin rengini, konutuysa szlerinin konusunu anmsayamyordu. Kendi sustuuna gre, iki kadn kendi aralarnda konumu olsalar gerekti. Hem sofraya elma geldiinde bir sinema sz edilmi, Bella, bunun zerine gzden yitmiti. Sinemaya yayan m gitmiti? Belki de... Evden sinemaya yle bir yarm mil ya vard ya yoktu. Spencer karda yrmei her zaman sevmiti, hele yln ilk kan yadnda... Bundan byle, uzun aylar boyunca, lastik izmelerin sokak kapsnn sanda, camln altnda, enli kar kreinin yan banda dizili duracan dnmek, iine bir ferahlk veriyordu. Christine'in tabaklan, atal, ka, bulak ykama makinesine doldurduunu iitmiti. O ara kendi, ocan nnde ayakta duruyor, piposunu dolduruyordu. Kar yad iin Christine, kalorifere bakmadan, ocaa iki ktk yerletirmi, tututurmutu. Ama oca, oturma odasnda hemen hemen hi durmayan kocas iin deil, ikindi ayna arkadalar geldii iin yakmt. "Yatacan zaman, ben daha gelmemisem kapy kilitlersin. Anahtarm yanmda." "Ya Bella?' "ilk gsteriye gittiine gre en ge dokuz buukta burada olur." Btn bunlar ylesine allm eylerdi ki, gereklikleri bile kalmyordu. Christine'in sesi yatak odasndan geliyordu; kendi de oda kapsnn nnde durunca, kansnn, yatan kysna oturup krmz yn jarse pantolonunu ayana geirmekte olduunu grmt. Ancak kn sokaa karken giydii, sandktan daha yeni karm olduu bu pantolon hafif bir naftalin kokusu salyordu. Kansnn kaldnlm eteini grmekten sklm gibi ban niye evirmiti Spencer? Niye Christine de, eteini indirmek ister gibi bir hareket yapmt? Gitmiti sonra kars... Arabann uzaklatn duymutu. Geri evleri kente iki admlk yerdeydi (kentin iinde bile denebilirdi buna), gene de, bir yerden bir yere gitmek iin arabaya binerlerdi. Spencer nce ceketini, boyunban karm, gmleinin yakasn zmt. Sonra, ayana terliini giymek zere, demin kansnn oturmu olduu, hl lk duran yere, yatan kysna ilimiti. Bu davrantan anmsamann bylesine g olmas, insann kendi kendine "Dur bakalm. Ben orada duruyordum. Ondan sonra ne yaptm? Her gn o saatte ne yaparm ben?" demek zorunda kalaca lde g olmas garip deil midir? Mutfaa gittiini, soda iesini karmak zere buzdolabn atn pekl unutabilirdi. Elinde ie, oturma odasndan geerken, nce, bir sehpann zerinde duran New York Times', sonra da askln tablasnda duran antasn almak iin eildiini de anmsamayabilirdi. alma odasna, her kezinde elinde kucanda byle bir sr ey tayarak gider,

her kezinde hibir eyi yere drmeden odann kapsn ap kapamak bir dert olurdu. Ev onarlp yeniletirilmeden nce bu odann ne olarak kullanldn Tanr bilirdi. Belki amarlk, belki sandk odas, belki de ara, avadanlk yeriydi buras bir zamanlar... Zaten Spencer'in de gzel bulduu, bu odann baka odalara benzememesiydi: Her eyden nce, tavan, merdivenin altna geldii iin, eimliydi; sonra, odaya girmek iin basamak inmek gerekirdi; odann taban iri, deiik biimli talarla deliydi. Son olarak, odann tek penceresi yle yksekteydi ki almas iin bir iple bir makara kullanlmas gerekiyordu. Bu odada her ey Spencer'in elinden kmt: Badanasyd, duvarlar boyunca uzanan raflaryd, karmak aydnlatma dzeniydi... Basamaklarn dibinde, talan rten ran kilimini de bir artrmal satta bulup almt. Christine, Mitchell'lerde bri oynuyordu. Kansn dnd zamanlar usundan ara sra "anne" diye bir ey gemesi nedendi sanki? Christine kendisinden ancak iki ya bykt. ocuk babas olan arkadalarndan birka karlarna, ocuklarn yanndayken "anne" dedikleri iin mi? Karsyla konuurken bu sz dilinin ucuna geldii zamanlar, sklyor, bir eit sululuk duygusuna kaplyordu. Christine, bri oynamad zamanlar, siyasa, yahut daha dorusu, topluluun gereksinimleri, topluluun ilerletilmesi konularnda konuur, tartrd. in gereine baklrsa kendi de topluluun yararna alrd, nk yalnz bana oturduu alma odasnda, rencilerinin tarih devlerini dzeltirdi. Geri Crestview School bir blge okulu deildi. Tersine, bu okula zellikle New York'tan, Chicago'dan, Gney'den, hatt San Francisco gibi uzak yerlerden gelen renciler alnrd. niversiteye iyi bir hazrlk okuluydu bu... Zppelerin dilinden dmeyen U drt okuldan biri deildi ama pek gvenilir bir okuldu. Christine'in topluluu bu kadar dnmesi pek mi gereksizdi? Evet, boyuna topluluun szn etmesi, kesin konumas, herkesin toplulukla urama grev bellemesini istemesi gereksizdi. Christine'in kafasnda hibir kukunun glgelemedii ak seik bir dnce vard: Kentin iki bin u kadar nfusu bir btn olutururdu; bu insanlarn arasndaki ba, belirsiz bir dayanma duygusu, bir grev duygusu deil, byk ailelerin temelinde bulunan smsk, karmak balar eidinden bir eydi. Spencer de bu btnn bir paras deil miydi sanki? Connecticut'lu deildi; daha kuzeydeki Yeni ingiltere'nin Vermont kentindendi. Bu kente ancak yirmi drt yanda, retmenlik etmek zere gelmiti O gnden sonra, kendine bir yer amt bu topluluun iinde. Bu akam karsyla birlikte arkadalarna gitmi olsayd, herkes elini skacak, "Hello Spencer!" diye seslenecekti. ok sevilirdi. Kendi de onlar ok severdi. Tarih devi-dzeltmekten holanrd; doa bilimleri devlerini dzeltmekten ok daha keyifli bir iti

bu. almaa balamadan nce dolaptan bir scotch iesiyle bir bardak, ekmeceden de ie aacan almt. Btn bu nemsiz devinimleri, farkna varmakszn, o srada ne dndn bilmeksizin yapyordu. O gece anszn bir resmi ekilseydi, neye benzerdi ki o resim? Oysa, resminin ekilmesinden be beter iler yaplacakt! Viskisini alageldii zere ierdi hep, ne daha hafif ne daha sert. Bir bardan iilmesi de aa yukar yarm saat srerdi. devlerden biri Bob Mitchell'indi; Christine'in bu akam bri oynamaa gittii evin olu... Babas Dan, mimard; devletten bir grev istemei tasarlad iin evine resm birtakm insanlar armak zorunda kalyordu. Ama imdilik Bob Mitchell'in tarih devinin hakk ancak altyd. Spencer bu sayy krmz kalemle yazd kda. Ara sra, yz metre tedeki bayrda bir kamyonun kndn duyuyordu, iittii tek grlt buydu hemen hemen... alma odasnda saat bulunmuyordu. Spencer'in, kol saatine bakmasn gerektirecek bir ey yoktu. devleri okuyup dzeltmek herhalde krk dakikadan ok srmemiti. Defterleri antasna yerletirdi, ertesi sabahki ilerini akamdan hazrlama alkanlyla antasn oturma odasna gtrd. Bu alkanl pek eskiydi; ertesi sabah ok erkenden sokaa kmas gerekiyorsa, tra bile olur, yle yatard. Pencerelerde pancur yoktu, Venedik kepenkleri vard, bunlar da indirilmemiti. Bu kepenkleri ancak yatmaa giderken indirirlerdi kimi zaman; btn gece indirmeden ylece braktklar da olurdu. Bir ara darya, yaan kara bakt, Katz'larn evinde k grd; Bayan Katz piyanonun nnde oturuyordu. Bedenini buu gibi saran bir sabahlk vard srtnda, algsn hzl hzl alyordu ama Spencer hibir ey iitmiyordu. Kepengi indirmek zere ipini ekti. Bu devinime hi alkn deildi. Bu i, Christine'in ilerindendi. zellikle, yatak odasna girdii zaman ilk ii pencereye gidip ipi eline almak olurdu; bundan sonra da kepengin inen aynalarnn sesi duyulurdu. Spencer de yatak odasna pantolonu ile gmleini deimek zere gitti. Dolabndan kard kurun rengi kae pantolonunu, ince bir tahta tala kaplamt. Mutfaa gitmi miydi bir daha? Soda almak zere gitmezdi, nk bir ie soda ona btn gece yetiyordu. Oturma odasndaki ktklere yle bir dokunduunu, ayakyoluna gittiini belli belirsiz anmsyordu. Spencer iin nemli olan, daha sonra, tornas banda geirdii saatti. Tornada, biraz kark biimli bir lamba aya zerinde alyordu. alma odas, "yaz odas" olmaktan ok, ilikti. Spencer bugne dein baka glkleri yenmi, tornasnda, lamba ayandan baka birtakm tahta ileri ekmiti: Christine, einin dostunun birouna datmt bunlardan; yardmseverlerin bir piyangosu yahut sat olduu zamanlarda bu tahta ilerinden birini muhakkak kullanrd. Spencer son zamanlarda lamba ayaklarna merak sarmt. zerinde almakta

olduu aya basan ile bitirirse, karsna Noel armaan diye vermei dnyordu. Bu tornay ona drt yl nce gene Noel armaan diye veren Christine'di zaten. Kan koca iyi anlarlard. ikinci viskisini doldurmu, hazrlamt, iine yle dalmt ki, piposunun snd sanlabilirdi hafif hafif iiine baklrsa; arada bir, sanki ateini biraz harlatmak iin, art arda birka nefes ekiyordu. Tornann toz haline getirdii tahtann kokusunu, makinenin grltsn, seviyordu. Odann kapsn rtm olmalyd. Nereye giderse ardndan kapy da rterdi. Bakalar nasl yorganlarnn altna snrsa, Spencer de odalara snr gibiydi bu haliyle... Torna ilerken, bir ara ban kaldrm, basaman tepesinde Bella'nn ayakta durduunu grmt. Bayan Katz'n piyano aldn grd halde kard sesleri iitememesi gibi, Bella'nn da dudaklarnn kprdadn gryor, ama torna grltsnn bastrd szlerini iitemiyordu. Bayla Bella'ya biraz beklemesini iaret etti. Elindeki ii brakamazd. Bella'nm kzl kahverengi salarn koyu renkli bir bere rtyordu. Mantosu srtndayd. Ayaklarndan lastik izmelerini karmamt. Spencer'e Bella'nn keyfi yokmu, yz donukmu gibi geldi. Ama btn bunlar pek ksa srd. Bella, Spencer'in hibir ey iitemediini anlayamam, dnp gidiyordu. Syledii son szleri ancak dudaklarnn deviniminden anlamt Spencer. Bella, "Allah rahatlk versin" diyordu. Kapy olduka g kapandndan nce iyi rtemedi; sonra geri dnp tokman evirdi, kapad. Spencer, az kalsn Bella'ya seslenecekti. "Allah rahatlk versin"den baka neler sylemi olduunu merak etmiti. Oturma odasndan geerken lastik izmelerini karmak, evin kurallarndan biriydi; Bella buna uymamt; yoksa yeniden sokaa m kacakt? kma dnyor olabilirdi de. On sekiz yandayd. zgrd. Akamlan ara sra, delikanllar onu Torrington yahut Hartford'a gtrrlerdi; bu akam da onu sinemadan, arabasna bindirerek eve getiren, onlardan biri olsa gerekti. O anda iinin en ince noktasna dalmam olsayd, olaylar belki de bambaka bir yol tuttururdu. Sezgiye pek bel balamazd Spencer, balamazd ama, birka dakika ya gemi ya gememiti ki tornay durdurup ban kaldrd, kulak verdi; Bella'y bir araba bekliyor muydu? Arabann kalkp uzaklatn duyacak myd? Ama aradan vakit gemiti: Araba gerekten beklediyse artk uzaklam olsa gerekti. Bella'y niye merak etsindi? alma odasnn nda, beklemedii bir anda onu merdivenin banda grmekten duyduu aknlk iinde yzn biraz solgun,belki de biraz zgn bulmutu da ondan m? Yukar kabilir, Bella'nm odasnda olup olmadn anlayabilirdi; ya da, pek merakl grnmekten ekiniyorsa, kapsnn altndan k szp szmadna bakabilirdi. Bunu yapacak yerde, tuttu, piposunu bir kl tablasna dikkatle, uzun uzun boaltt (bu tablay iki yl nce kendi yapmt), bir daha doldurdu

ttn kutusunu da kendi yapmt; bu kutu, stelik, baard ilk g torna iiydi sonra scotch'undan bir yudum daha iti, yeniden almaa balad. Telefon aldnda artk Bella'y da, bakalarn da usundan karmt. Birka ay nce, alma odasnda geirdii saatler dnlerek, oraya da bir telefon yerletirilmiti. "Spencer?" "Benim." Telefon eden Christine'di; sesinin arkasnda birok yabanc sesler duyuluyordu. O anda Spencer, saatin ka olduunu kestirecek durumda deildi. "alyor musun hl?" "Bir on dakikalk iim var daha." "Her ey yolunda m? Bella eve dnd m?" "Evet." "Bir parti bri oynamak istemiyor musun sahi? Araballardan biri gelip seni evden alabilir..." "Canm istemiyor dorusu." "O halde beni beklemeden yatarsn, e mi? Ben gecikirim, hem epey ge kalrm. Marion'la Olivia kocalaryla birlikte yeni geldiler, bir turnuva dzenlenecek imdi." Ksa bir sessizlik. Tokuan bardak ngltlar geliyordu. Evi biliyordu Spencer, oturma odasnn yarm daire biimindeki kocaman krmz kanepelerini, alr kapanr bri masalarn, herkesin srayla gidip buz ald mutfa, biliyordu... "Bize katlmamaa karar verdin demek? Gelseydin herkes yle sevinirdi ki..." Bir ses, Dan Mitchell'in sesi, telefonda tt: "Gelsene, koca tembel!" Dan bir eyler yiyordu. "Ne karlk vereyim? Dan'in sylediklerini duydun mu?" "Sa olsun. Evde kalacam." "Peki Allah rahatlk versin o halde. Geldiimde seni uyandrmamaa alrm." Tezghnn zerini toplad. Temizliini haftada bir kendi yapt alma odasnda, hi kimse, hibir eye dokunmazd. Bir kede, pek eski, alack, eine artk hibir yerde rastlanmayan bir mein koltuk dururdu; o koltua oturdu, bacaklarn uzatt, eline ald New York Times'a bir gz att. Yatmadan nce, hem soda iesiyle bo barda gtrmek, hem de sndrmek iin gittii mutfakta, elektrikli bir saat vard. Saate bakmad. Usundan gemedi bakmak. Geenee knca Bella'nn kapsna doru da gzn evirmedi. Gerekte, Bella, Spencer'in pek de umurunda deildi. Ksa bir sredir evlerinde kalyordu, stelik yaknda ayrlacakt; ev halkndan deildi ki... Odasnn Venedik kepenkleri hafif aralkt, onlar iyice rtt, kapy da kapad, soyundu, elbiselerini, amarn teker teker yerlerine yerletirdi, belirsiz bir saatte yatt, son sndrmek zere kolunu uzatt. Btn bu sre iinde, bir doa bilgininin byteci altnda kk yaayn srdren, bir iinden tekine koan bir bcei mi andrmt? Belki de, kim bilir?... Bir insan olarak Christine'in diyecei gibi,

topluluun bir yesi olarak gnlk yaayn yaam, ama bu iler dnmesine engel olmamt. Uykuya dalmadan nce bile biraz dnebildi; bulunduu yerin, evresindeki eyann, evin, oturma odasndaki ocakta snmee yz tutan atein, ertesi gn garaj yolundan sprecei karlarn bilincindeydi; baka eylerin daha bilincindeydi: rnein, Katz'larn varlnn, baka evlerde yaayan, klarn, istese, grebilecei baka insanlarn; Crestview School'un tepenin doruunda duran, tuladan yapl geni yatakhanesinde uyumakta olan yz seksen rencisinin bilincindeydi... Soyunurken karsnn ou zaman yapt gibi, radyonun dmesini evirmek zahmetine katlansayd, her ynden gelen musikileriyle, sesleriyle, felket haberleriyle, hava durumu bltenleriyle btn dnya odasna dolard. Hibir ey duymad, hibir ey grmedi. Uyudu, sabahn yedisinde, alar saat ald zaman, Christine'in, yannda kprdandn, kalktn, mutfaa girip kahve suyunu atee srdn duydu. Hizmetileri yoktu, haftada iki gn gelip ilerini gren bir kadnlar vard yalnz... Banyosunu dolduracak su musluktan akmaa balad. Darya bakmak zere perdeyi aralad; ortalk daha aydnlanmamt. Yalnz gkyz biraz daha kurunsu, karn akl biraz daha kiresiydi; btn renkler, Katz'larn yeni evinin pembe tulalar bile, daha sert, daha yavuz grnyordu. Kar yamyordu attk. Damdan, karlar eriyecekmi gibi, birka damla su dkld. Karlar gerekten eriyecek olursa, bunun anlam amurdu, pislikti; ayrca, kayaklarn, patenlerini hazrlam olan rencilerin okuldaki huysuzluklaryla da uramak gerekecekti. Mutfaa girdii zaman saat hep yedi buua gelmi olurdu. Kahvalt, yalnz kahvalt iin kullanlan kk, beyaz boyal bir masada hazr durur, Christine de san toplamaa vakit bulmu olurdu. Spencer'e mi yle geliyordu, yoksa bu salar sabahlan gerekten mi daha soluk, daha donuk saryd? Domuz pastrmasnn, kahvenin, yumurtalarn kokusunu severdi; karsnn, bu kokulara kansan sabah kokusunu da severdi gizlice... Btn bunlar, kendisi iin, gnn balang saatlerinin havasn oluturan eylerdi; bu kokuyu bin eit kokunun iinden gene de seer, bilirdi... "Kazandn m?" "Alt buuk dolar. Marion'la kocas her zamanki gibi, hep tldler, ikisinin, bir arada, otuz dolardan ok zarar var." Sofrada kiilik takm vard ama Bella'nn onlarla birlikte kahvalt ettii pek seyrek grlrd. Uyandrmazlard onu. Arkasnda sabahl, ayanda terlii, kahvaltnn sonuna doru kageldii ok olurdu ama Spencer'in onu sabahlan grmedii zamanlar daha da oktu. "Bunu olaanst bulan Marion'a dedim ki..." O sabahki konumalar, akamkilerden daha da sradan konumalard; anmsanacak tek bir sz, zerinde durulacak tek bir nokta yoktu, birka

zel adn ssledii bir eit tatl mrldanmayd bu... Adlar artk bir ey anmsatmayacak lde allm adlard. Bunun artk nemi yoktu zaten, ama Spencer bunun farknda deildi daha, kimsecikler farknda deildi. Her sabah olduu gibi, kentin yaay bu sabah da banyo odalarnda, mutfaklarda, kocalarn kunduralar zerine lastik izmelerini geirdikleri eiklerde, arabalarn iletilmee baland garajlarda uyanyordu. Spencer antasn unutmad. Hibir zaman hibir eyini unutmazd. Arabann yneltecine getiinde ilk piposunu imee balamt; pencerelerden birinde, ufak tefek Bayan Katz'n pembe sabahl gzne iliti. Evlerinin evresindeki br evler, tepenin yamacna dal duruyordu. Bu evler, imdi karlarn rtt imenliklerin ortasnda bulunurdu. Birka Katz'larnki gibi yeniydi ama ou. Yeni ngiltere'nin eski, gzel ahap evleriydi, iki tanesinin, smrge dnemi yoldamnda, di-kinli birer kaps vard. Evlerin hepsi beyaz boyalyd. Ana caddeyi oluturan postane, bakkal dkkn, birka maaza, daha aada kalyordu. Yolun iki ucunda benzinlikler vard. Kar temizleme makinesi yoldan gemi, kaldrmlar arasnda enli, kara bir yol izmiti. Ashby, gazetesini almak iin durdu, konuulanlara kulak verdi: "Birazdan gene kar yaacak, gece bastrmadan nce de herhalde frtna balar..." Postaneye girdiinde, herhalde hava durumu blteninde sylenmi olan bu szler, hibir deiiklie uratlmadan yinelendi kendisine. Irma getikten sonra, okula giden dnemeli yoldan trmanmaa balad. Yer yer aalarn kaplad tepenin btn, okulun malyd; tepenin stnde, retmen evlerinden baka on kadar yap vard. Christine'in kendi evi olmasayd, onlar da o evlerden birinde oturacaklard; zaten Ashby, Christine'le evlenmeden nce, yllarca, bu evlerin en geniinde, bekr retmenlere ayrlm olan yeil damlsnda oturmutu. Arabasn bir garaja soktu. Garajda yedi araba daha vard. Kapnn nndeki merdivenden karken kap ald; yazman Bayan Cole, yolunu kesmek istermi gibi nne doru atld. "Karnz demin telefon etti. Hemen eve dnmenizi rica ediyor." "Bana bir ey mi gelmi?" "Hayr, ona bir ey olmam. Bilmiyorum. Yalnz heyecanlanmamanz sylememi rica etti; bir dakika bile geirmeden eve dnmeniz ok nemliymi, yle syledi." Yazmanla girip telefon etmek zere ieri gemek istedi. "Kendisini arayarak vakit geirmemenizi zellikle istedi karnz..." Merakland, kalar atld, yz asld ama dorusu ya, yle ok da heyecanlanmad. Christine'in ricasna aldrmadan evinin numarasn evirmek bile geliyordu iinden. Yolunu hl kesmekte olan Bayan Cole orada durmasa, bu ii yapacakt da... "Peki! O halde baretmene sylersiniz..."

"Haber verdim bile..." "ilk ders saatinin sonundan nce dnebileceimi umarm..." Bu i, kafasn kurcalyordu... iindeki duyguyu anlatmak iin en doru deyim buydu galiba. Belki de, her eyden nce, Christine'in bu davran her zamanki davranna benzemediinden... Christine'in de herkes gibi kusurlar vard ama entipften bir ey karsnda heyecana kaplacak kadnlardan deildi; hele, onu okuldayken tedirgin etmek, yapaca ey deildi... Evirgen insand, baca tutusa kocas yerine itfaiyeyi, bir rahatszlk yahut yaralanma durumunda da hekimi arrd. Yoldan inerken, iine gitmeden nce olunu okula gtren Dan Mitchell'e rastlad. Bir an Dan'in niye arm grndn merak etti. Ancak daha sonra, o saatte tepeye kacak yerde aa inmesinin onu grenlere tuhaf geleceini dnebildi. Ana caddede dikkati ekecek bir ey yoktu, evinin yaknlarnda herhangi bir gidi geli, herhangi bir yerde allmadk bir ey yoktu. Ancak bahesine girdikten sonra kendi garajnn kaps nnde Doktor Wilburn'n arabasn grd. Karlarn iinde yryecei yol be admd zaten, piposunu cebine sokuverdi, eikte durup elini zile doru uzatt. Zili daha almamt ki kap kendiliinden ald; demin okulda olduu gibi... Kapdan girince karlat durum, nceden kestirebilecei eylerin hibirine benzemiyordu, o gne dein yaayp grdklerinin hibirine haydi haydi benzeyemezdi. Ayn zamanda okul hekimliini de yapan Wilburn, altm be yalarnda bir adamd. Kendileriyle her zaman alay eder gibi bir hali olduu iin birtakm kimseler ondan biraz ekinirlerdi. Birok kimseye gre Wilburn kt bir insand. Kesin olan bir ey varsa, hekimin beenilmek iin herhangi bir ey yapmad, kt haberleri de zel bir biimde glmseyerek verdiiydi. Kapy o amt Spencer'e; azn ap bir ey sylemeksizin nnde duruyor, gzlnn zerinden bakmak iin ban eiyordu. Christine ise, odann en karanlk kesine ekilmi, kapya dnm bakyordu. Hibir suu olmad halde Spencer neden iinde bir sululuk duydu? O anda, odadaki k, kirlenmi karn yanss, kapkara gn donuk aydnl bir araya geliyor; Ashby'yi kendi evine buyur ederken az aydnlatlm bir eit mahkemeye alr gibi davranarak, kap tokman tutan kurnaz yzl hekimi, etkileyici bir havaya buruyordu. Spencer silkindi, kendi sesini duydu: "Ne oluyor Allah akna?" "Girin ieri." Spencer bu buyrua uydu, oturma odasna girdi, paspasn zerinde, ayakta, lastik izmelerini kard. Sorusuna hl kimse karlk vermiyordu; insan deildi sanki, bir sz olsun sylemiyordu kimsecikler. "Christine, kim hastaland?" Kars, yaptnn farknda deilmiesine dnp geenee doru yrrken, Spencer sordu: "Bella m?" ikisinin durup birbirlerine baktklarn pek gzel grd. Daha sonralar bu

baklar szlere evirebilecekti. Christine'in bak hekime, "Gryorsunuz ya... Gerekten, hibir eyden haberi yokmu gibi... Siz ne dersiniz?" diyordu. Spencer'in hibir zaman tiksinmedii Wilburn ise, bakyla, "Elbette... Hakl olabilirsiniz... Her ey olabilir, deil mi? Hem, dorusunu isterseniz, bu sizin bileceiniz bir i..." diye karlk verir gibiydi. Christine, sesini kard, "Bir felkete uradk Spencer," dedi. Geenekte iki adm attktan sonra geri dnd. "Gece hi kmadn, deil mi?" "kmadm, elbette." "Bir an iin olsun evden ayrlmadn..." "Evden hi ayrlmadm." Christine bir daha hekimden yana bakt. Bir daha iki adm att. Dnd, yeniden durdu. "Gece hibir ey duymadn m?" "Hi... Tornamn banda altm. Niye soruyorsun?" Ne demekti btn bunlar? Yeterdi artk. Utan duyacakt neredeyse; zellikle, sulu biri gibi etki altnda kalp her sorulana karlk vermekten... Christine elini kapya doru uzatt. "Bella ld." Belki de daha nce olup bitenler yznden, bu haber, dorudan doruya, bir yumruk gibi geldi oturdu midesjne, gnl bulanr gibi oldu. Sanki Wilburn, tepkilerini grmek, gerekirse kan nlemek zere arkasnda duruyordu. Spencer, doal bir lmden sz edilmediini anlamt, doal bir lm zerine byle haller taknlmazd. Niye ama onlar aka sorguya ekemiyordu? Neden aknl yava yava artyormu gibi davranyordu karlarnda? Sesi bile her zamanki gibi kmyordu! "Neden lm?" Yeni farkna varmt Spencer! ikisinin de istedii, kendisinin gidip Bella'nn odasna bakmasyd. Bu, onlarca bir eit snanma saylsa gerekti; oysa Spencer, Tanr bilir neden, odaya gidip bakmaktan ekiniyor, neden korktuunu ise hi anlayamyordu. Gzn gzne dikip bakan Christine'in bir yabancnnki gibi souk, keskin bak Spencer'e kararn verdirdi; ileriye doru bir adm atmas iin onu zorlad. Spencer admn atp ban eerken Wilburn'un soluunu ensesinde duyuyordu. II O an, yllar boyu, uykuya dalaca srada Spencer'i tedirgin eden "ayp" drt andan biriydi. On yandayd galiba; karl bir cumartesi gnyd, kar yle ok yamt ki insan kendini usuz bucakszln iinde hapsedilmi gibi duyuyordu; Vermont'un ambarlarndan birinin iindeydiler; yannda, kendi yanda bir ocuk vard. nsan scak tutan samann iinde kendilerine birer oyuk amlard; susuyor, darya, aa dallarnn karmak, kara naksna bakyorlard. Sessiz, devimsiz durma yetilerini belki de sonuna dein harcam, tketmilerdi artk... Arkadann ad Bruce'tu. imdi bile Ashby, o gn anmsamama yelerdi. Bruce cebinden bir ey karm, Spencer'i daha o anda uyarmas gereken bir sesle konuarak elindekini uzatmt:

"Bilir misin bunu?" Ak sak bir resimdi Bruce'un elindeki; karn zerinde aalar nasl i i seiliyorsa, etlerin sanki hastalkl akl zerinde de ayrntlar yle belli oluyordu. Resme bakarken, bir saniye iinde, tepeden trnaa kzarm, boazna bir eyler tkanm, gzleri nemlenip yanmt. Btn gvdesi, o zamana dein bilmedii bir heyecanla sarslmt; resimdeki plak iki gvdeye de, arkadann yzne de bakamamt ama gzlerini karma da becerememiti. Bu an, hele ban glkle, neden sonra kaldrdnda, Bruce'un yzndeki irkin, alayc, yzsz gl grnce yaamnn en skntl an diye dnmt yllar boyunca. Bruce, Spencer'in nasl bir ey duyduunu biliyordu. Bu resmi ona bilerek gstermi, ondaki deiiklii gzlemiti. Bruce komular olduu, ailece grtkleri halde Ashby, o gnden sonra, onunla okul dnda herhangi bir yerde grmemee almt. te! Bunca yldan sonra, Bella'nn odasna bakarken duyduu ey, o gn duyduunun hemen hemen aynyd; etine saplanr gibi anszn basan o scaklk, gzlerinin yanmas, boazna bir eyler tkanmas, utan... Hepsi, o gnk duygular gibiydi... stelik yannda, kendisine de, Bruce'un bakna benzer bir bakla bakacak biri vard. Kendisine Bruce'un bakt gibi baktn, Doktor Wilburn'un yzne bakmadan da biliyordu Ashby. Venedik kepenkleri ekilip kaldrlm, perdeler almt; hemen hemen hibir zaman yaplmayan bir eydi bu. Bu yzden oda uzak kelerine dein, karl bir sabahn sert ile aydnlanyor, glgesiz, gi-zemsiz kalyordu. Bu oda evin br odalarnn hepsinden daha soukmu gibi geliyordu insana. Ceset odann orta yerinde, yeil kilimin zerinde yatyordu; gzleri ak, az aralkt; mavi ynl eteklii gbeine dein kaldrlmt, oraplar tutan kara balar ile korsesi akta kalyordu; soluk pembe renkli donu ise, mendil gibi buruturulmu, top edilmi halde, biraz tede duruyordu. Orackta duraklam, kprdamamt Spencer. Ksa bir sre sonra Christine'in, cesedin zerine bir araf rtermi gibi kapy rtmesi karsnda, gnl borcuna benzer bir ey duydu iinde. Buna karlk, Spencer, tedirginliinin gerek niteliini anladn glmseyiiyle belli eden Doktor Wilburn'e kar, snmeyecek bir tiksinti duydu. Earl Wilburn konutu: "Buradan coroner's telefon ettim. Gelir neredeyse." Oturma odasndaydlar gene; sabahn yetersiz olduundan lambalar yanyordu. Yalnz hekim, bir koltua kurulmutu. "Ne yapmlar kza ? " Sormak istedii bu deildi Spencer'in. "Neden lm?" demek istemiti. Daha dorusu: "Nasl ldrlm?"diye soracakt.

Ortalkta kan falan grmemiti, gzne arpan, ancak, derinin allmadk aklyd. Bir trl toparlanamyordu. Karsyla hekimin kendisinden phe etmi olduklarna, belki de hl ettiklerine inanyordu imdi. Karsnda ak yrekle davranlmad undan belliydi: Christine, Bella'nm cesedini bulunca, herkesten nce kocasna telefon etmemiti; oysa dnlrse, bir karar vermek, bu durumda ne yapacan kestirmek, Spencer'in ii olmalyd. Christine, kocasnn usundan geenleri sezmi gibi: "Doktor Wilburn burann adl hekimidir," dedi. Yardmseverler toplantlarndan birinde taknaca halle: "pheli lm durumlarnda en nce haber verilmesi gereken kimse odur," diye ekledi. Byle konulan, resm ileri, herkesin grevleriyle haklarn iyi bilirdi Christine. "Bella'y bomular... Oras muhakkak. Hekim de, Litchfeld'deki coroner's, bu yzden haber verdi." "Polise haber vermedi mi?" "Yre polisine mi, Eyalet polisine mi haber verileceini ancak coroner kararlatrr." "Bugn okula gidemeyeceimi baretmene haber versem iyi olacak sanrm," diyerek iini ekti Spencer. "Ben ona telefon ettim zaten, seni beklemiyor." "Anlattn m?" "Bella'nn bana bir felket geldiini syledim, bakaca bilgi vermedim ona." Karsnn tela kaplmamasn knamad. Christine'in bu hali kat yrekliliinden deil, zamanla kendini eitmi olmasndand; biliyordu. Kentlilerin bu olay nasl reneceklerini dnerek kayglandna, olup bitenleri lp bitiine, kendisinin de bir iki yere telefon etsem mi etmesem mi diye ikircik iinde olduuna kalbn basabilirdi Spencer. Ancak o zaman, srtndan yamurluunu, bandan apkasn kard, cebinden piposunu ald, her zamanki sesini, sonunda, bularak: "Bir sr araba geleceine gre, bizim arabay garaja sokaym da yolu aaym bari," dedi. Kendini toparlamasna yardm edecek bir yudum viskiyi usundan yle bir geirdi ama zerinde durmad. Garajdan karken, Bili Ryan'n arabasnn yoku yukar geldiini grd; Bill'in yannda, Spencer'in tanmad bir gen kadn vard. Demin coroner'in sz edilirken, bunun Ryan'dan bakas olmad usuna gelmemiti bile. Bir tuhaf oldu. Belki de Ryan' ancak birka kez, o da party'lerde grm olduu iin... Bili, bu toplantlarda en yksek sesle konuanlardan, an itenlik gsterenlerden biriydi. Evine girerken, Katz'larn penceresindeki pembe sabahla Spencer'in bir daha gz iliti. "Ne oldu Spencer? Yanl anlamadmsa birini ldrmler?" "Hekim size bilgi verir. Sizi aran o."

Spencer bilirdi ki, o sabahki haline benzer bir halde olan rencilerinden o gUn iin hibir hayr beklenemezdi. Hekimden baka kimseciklere kzgn deildi. Hatt Christine'e arada bir, kendisinden yana olduunu anlatmak ister gibi, yreklendirici bir bakla bakt iin gnl borcu bile duyuyordu. Hem bunda yalan da yoktu, tyi dosttular , Spencer'le Christine... "Yazmanm Bayan Moeller'le tantraym sizleri. Bayan Moeller, mantonuzu karp not tutmaa hazrlanabilirsiniz." Ryan, kzn dorudan doruya adn sylemee alk gibiydi, soyadn sylerken her kezinde glk ekiyordu; kendi evindeymiesine davrand iin de Christine'den zr diledi, "izin verir misiniz?" Wilburn'u bir keye ekti. Konutuktan duyulmuyordu, uzaktan Spencer'le Christine'i teker teker szyorlard; sonunda, odaya doru yrdler. nce ak braktklar kapy biraz sonra kapadlar. apkasn, mantosunu, lastiklerini karm olan Bayan Moeller'in bir el aynas karsnda san dzelttiini grmek, Spencer'in cann niye skt? Taran pek temiz olmadna bahse girebilirdi. Bu kzn yle dikkati ekecek bir yan yoktu; etleri grbz, tatsz tuzsuz olmalyd ama saldrgan eitten bir kadnd herhalde. Ryan'a gelince, krk yalarnda, kanl canl, geni omuzlu bir adamd; kars ise, sk sk rahatsz-lanrd. Christine: "Bir fincan kahve imez iniydiniz Bayan Moeller?" diye sordu. "ierim, sa olun." Spencer, ancak o zaman, karsnn, kendinin okula gidip geldii ksa sre iinde giyinip taranmaa vakit bulmu olduunu fark etti. Chris-tine'in yz her zamankinden solgun deildi; tersine... Ama bir heyecan belirtisi ancak lcivert gzlerinde grnyordu, srekli olarak hibir yerde duramayan gzlerinde... Bir oraya bir buraya bakyordu ama hibir ey grmyor gibi bir hali vard. "zin verirseniz, bir iki yere telefon edeceim." Ryan oturma odasna dnmt. Eyalet polisini aryor, senli benli arkada grnen bir yardmcyla konuuyor, sonra baka bir numara evirip patronca ynerge veriyordu. . Biraz sonra Christine'e: "Korkarm, sizi bugn ok tedirgin edeceiz efendim," dedi. "Bu oday kullanmamza izin verir misiniz? Bayan Moeller, bir sehpa ister misiniz?" "Kanepenin kolu bana yeter." Bayan Moeller bu szleri sylerken eteini indiriyordu. Koltuk alakt; minderlere gmlm otururken dizleri yksekte kalyordu kzn... Iyan dikinler gibi grnen bu bacaklar rtmek zere on kez, yirmi kez bu devimi, bou bouna yineleyecekti. yle ki Spencer, di gcrdatacak lde sinirlenmiti sonunda bu ie... "Herkese, rahat rahat yerine yerlemesini salk veririm. Bir yandan, Eyalet polisinden yardmc Averell'i, br yandan da yre polisinden eski bir i arkadam bekliyorum. Onlar geledursun, sizlere birtakm sorular sormak isterim."

Gzlerini krparak Bayan Moeller'e: "Haydi, hazr olun," der gibi bakt. Daha sonra, bir Ashby'ye, bir de karsna bakt, duraksad, kesin karlklar almak iin Christine'i sorguya ekmenin doru olacan kestirdi. "nce, bu kzn adn syler misiniz? Onu sizin yannzda grdm anmsamyorum..." "Ancak bir aydan beri yanmzdayd." Christine, yazmana dnm, kzn adn sylyor, harflerini teker teker yazdryordu: "Bella Sherman." "Boston'lu bankacnn ailesinden mi?" "Hayr. Baka Sherman'lardan, Virginia'l Sherman'lardan." "Akrabanz m olur bunlar?" "Ne benim akrabam, ne de kocamn akrabas. Bella'nn annesi, Lorraine Sherman, ocukluk arkadamdr. Daha dorusu, ayn lisede okuduk onunla." Pencerenin nnde oturan Ashby dalgn, somurtkan en azndan askbir suratla darya bakyordu. Karsnn, her zaman mektuplat birka arkada vard byle; yemekte bunlardan sz aar, sanki Spencer de onlar yllardr tanrm gibi adlarn syler dururdu. Spencer, bu arkadalar, grmeden tanmt artk. Uzun zaman, Lorraine de, br adlar arasnda bir ad olarak kalmt. Spencer, onu imgelerken, gney illerinde belirsiz bir yere yerletiriyor, biraz erkeksi, iri yar, adm banda kahkaha atan, gz alc renklere brnp dolaan bir kz olarak canlandryordu gznde. Gel zaman git zaman, bu arkadalardan birkayla tanmt. Ama ayrksz, hepsinin dndeki imgelere gre daha sradan kiiler olduunu anlamt. Lorraine'in yks ise, cilt cilt uzayan bir romana dnmt sanki. Aylarca, Christine'e st ste mektuplar gelmiti. "Sonunda boanacak m, boanmayacak m, merak ediyorum..." "Kocasyla geinemiyorlar m?" Daha sonra, boanmay kim isteyecek, Lorraine mi, kocas m? Boanmak iin kalkp Reno'ya m gidecekler yoksa Virginia'da m boanacaklar? diye konumu, tartmlard kan koca. Bir gn deer kazanabilecek topraklaryla birlikte bir evin ikisi arasnda paylalmasnn da sorunu gletirdiini, Spencer anmsyordu. Sonralar baka bir sorun kmt ortaya: Lorraine kzn yanna alabilecek miydi, alamayacak myd? Spencer, daha tesini dnmeden, on yalarnda, rgleri srtnda salnan bir kz getirmiti gznn nne. ekimeyi Lorraine kazanmt anlalan; kzn yanna alabilmiti. "Kadncaz bu kavga yznden bitti vallahi... stelik akamdan sabaha meteliksiz kald. Avrupa'ya gitmek istiyormu, orada akrabalar var, bir yardmlar dokunabilir mi diye..."

Bu sz, hemen hemen hi amadan, akam yemeinde, soukluk yenmeden nce alrd. Bu yk boydan boya bir mevsim srmt. "Kzn okutamayacak bundan sonra. Ailesinin kendisini nasl karlayacan bilmedii iin de kzn yanna alp ar masraflara katlanmak istemiyor. Birka haftalna Bella'nn bizde kalmasn nerdim." te bylece, bu ad, gnn birinde yaamna girivermi, bir kii, kzl kahverengi sal bir kz, oluvermiti. Spencer bu kz nemse-memiti. Christine'in bir arkadann, hi grmedii bir kadnn kzyd bu... ou zaman Christine'le Bella, kadn kadna gevezelik ederlerdi. stelik Bella'nn ya "kt" bir yat. "Kt" ya derken ne demek istediini Spencer'in anlatmas gt. Biraz daha kk olsayd, "kk kz" saylacakt; biraz daha byk olsayd, Spencer ona party'lerde rastlayacak, onunla bir yetikin kimseyle konuur gibi konuacakt. Gerekte Bella, erkek rencilerinin yaa en byklerinin, elentilere giderken yanlarna almaa baladklar kzlarn yandayd. Bella gelince souk davranmamt Spencer, ondan kamamt. Olsa olsa yemeklerden sonra alma odasna biraz daha erken inmee balamt. Christine sorulanlar yantlarken Spencer de, torbasndaki ttn ok kurumu olduundan ttn kutusunu almak zere alma odasna git-' mee davrand. Bill Ryan arkasndan arnca irkildi. "Nereye gidiyorsunuz dostum?" Bu yalanc neelilik niyeydi sanki? "alma odamdan ttn almaa." "Birazdan sizi gerekseyeceiz..." "Hemen gidip gelirim." Ryan'la doktor baktlar. "Beni yanl anlamanz istemem Spencer, ama yanmzda kalmanz iyi olurdu. Birazdan polisle uzmanlar gelecek. Bu iler nasl yaplr bilirsiniz. Gazetelerde okumusunuzdur tabi... Resim ekilir, parmak izleri alnr, zmlemeler yaplr, daha bir sr ey... O zamana dein hibir eye dokunulmamas gerekir." Christine'e dnerek szn srdrd: "u anda kzn annesinin Paris'te olduunu, onu nerede bulabileceinizi bildiinizi sylyorsunuz. Kendisine ekeceimiz telgrafn metnini biraz sonra hazrlarz..." Spencer'e dnd: "Karnzn sylediine gre dn gece evden hi kmadnz, yle mi?" "yle." Ryan btn alaklarn, cieri be para etmezlerin yapt gibi, diyordu iinden Ashby yalancktan art niyetsiz grnen bir glmseme ile konumak gereksinimini duyuyordu. "Niye?" "Canm kmak istemiyordu da ondan." "Ama siz, bri oynarsnz." "Oynarm ara sra." "Hem de iyi oyuncusunuz galiba." "Olduka." "Karnz, bir turnuva yaplacan bildirmek zere, size Mitchell'ler-den telefon etmi dn gece."

"imi bitirmek zere olduumu, yatmaa gideceimi syledim ben de..." "Bu odada m oturuyordunuz?" Telefona bir gz att Ryan; evde yalnz bir telefon olduunu dnyor, Ashby'nin, karlk verirken aracan umuyordu belki de. "alma odamdaydm. Oray ayn zamanda marangoz iliim olarak kullanrm." "Telefon alnca yukar m ktnz?" "Aadan atm telefonu. Orada da bir telefonum var." "Gece boyunca bir ey duymadnz m?" "Hibir ey." "Bu odalara hi kmadnz m?" "Hayr." "Bayan Sherman'n eve dndn grmediniz mi?" "Dnn grmedim ama 'Allah rahatlk versin' demee geldi odama." "Odanzda ne kadar kald?" "Girmedi odama." "Efendim?" "Kapnn eiinde duruyordu. Bam kaldrnca onu grdm, ardm; geldiini duymamtm nk." Kesin, kesici, handiyse arsz saylacak bir sesle konuuyordu; Ryan'a boyunun lsn vermek ister gibi... Konuurken de, bile isteye, ona deil, verdii karlklar nndeki kda yazan yazman kza bakyordu. "Size yatacan m syledi?" "Ne sylediini bilmiyorum. Konutu ama, tornam iledii, sesini bastrd iin hibir ey iitemedim. Ben motoru durdurmaa vakit bulamadan Bella kp gitmiti." "O saatte sinemadan m dnyordu dersiniz?" "Belki... Olabilir." "Saat kat?" "Hi bilemeyeceim." Demin aka kendisinden yana km grnen Christine'in, davrann artk beenmemee baladn sanmakla. Spencer yanlyor muydu? Christine, kocasnn davrann artk beenmiyorsa, bunun nedeni, belirli birtakm durumlara duyduu saygdan, szn ksas, o dillere destan "topluluk duygusundan" baka bir ey olmasa gerekti, tyi papazlarla kt papazlar zerine konutuktan bir gn kars papazlar konusunda epey tartmt onunla. Bu kez de, Spencer'in kuru, kaba bile denebilecek bir sesle karlk verdii adam, bu yrede adaleti salamakla grevli adamd, coroner'di. Coroner'in, efendi gibi imesini beceremeyen, ay yapl, Bill Ryan adnda bir adam olmas nemli deildi. Ashby ise bu adamn yal, parldayan yzne gitgide artan bir sabrszlkla bakyordu. "Saatiniz yannzda deil miydi?" "Hayr Bay Ryan. Pantolonumu deimee gittiim zaman saatimi de yatak odasnda brakmtm!" "Demek elbisenizi deimek iin yukar ktnz?"

"Evet." "Niye deitiniz stnz?" "devleri dzeltmei bitirmitim, tornamn bana geecektim. Torna ii, insann stn ban kirletir..." Doktor Wilburn, Spencer'in fkelenmee baladn anlamt. Koltuuna kaykldka kayklyor, yznde, birtakm kimselerin tiyatroda taknd eitten bir kendinden gemilik anlatm, tavana bakyordu. "Bu kz, yani Bella, siz yukar ktnz zaman odasnda myd?" "Hayr, Bella eve dnmeden kmtm yukan..." "Balayn ama odasnda olmadn ne biliyorsunuz? Kzmayn Ashby. Birtakm konular tartmaktayz. Doruluunuzdan, ak yrekliliinizden bir an bile ksm duymadm, ancak, dn gece bu evde olup biten her eyi renmem gerek. alma odanzdaydnz. Gzel. devleri dzeltiyordunuz. Tamam. Bu iiniz bitince, elbisenizi deimek zere yukar ktnz, ite imdi soruyorum size: O anda Bella neredeydi?" Az kalsn, duraksamadan: "Sinemada" diye karlk verecekti Spencer. Ama imdi belki de not tutan yazman kzdan tr iine bir kuku giriyor, zerine bir titizlik geliyordu. stn deimee, Bella eve dnmeden nce mi gitmiti, dndkten sonra m? Belleinde szl snavlarda birtakm rencilerin bana geldii gibi birden bir boluk olumutu sanki. En doal davranyla, Christine sze kart: "Tornas banda alyor idiyse..." Besbelli; elbet! Bella eve dndnde Spencer tornas banda alyor idiyse ki alyordu ayanda eski, kurun rengi kae pantolonu var demekti. O halde, giysisini deimek zere odasna gidii, kzn dnnden nceye rastlyordu. "Kendisine yardm edilmemesini rica ederim. Evet Spencer, Bella'nn size 'Allah rahatlk versin' demee geldiini, yannzda ancak pek ksa bir sre kaldn sylyordunuz. Aa yukar ne kadar kald yannzda?" "Bir dakikadan az." "Banda apkas, srtnda mantosu var myd?" "Banda koyu renkli bir bere vard." "Ya mantosu?" "Mantosunu anmsayamyorum." "Sinemadan dndn dnmsnz; ama sokaa kacan bildirmee gelmi de olabilirdi, deil mi?" Christine gene araya girdi. "O saatte sokaa bir daha kmazd artk." "Sinemaya kiminle gitmiti? Biliyor musunuz?" "ok gemeden reniriz." "Sevgilisi var myd?" "Kendisiyle tantrm olduumuz btn bural kzlarla delikanllar onu pek severlerdi."

Christine kzmyordu ya, konuu olmu bir kza yneltilen bu k-mler kendisini zyor olsa gerekti. "zel olarak kendisine ilgi gsteren biri var myd, biliyor musunuz?" "Byle bir ey dikkatimi ekmemiti." "Size pek almazd herhalde? Hem kz ancak bir aydan beri tanyordunuz. yle demitiniz deil mi? Bir aydan beri diye..." "Evet ama annesi eski arkadamdr." Tam Christine'e gre lflard bunlar, bunun da bir anlam yoktu. Bayan Moeller etekliini ekitiriyordu. Ashby, kzn adnn Bertha ya da Gaby olduuna, her cumartesi akam neonla aydnlatlm paral dans salonlarna gitip dans ettiine, bahse girebilirdi. Bahe yolunda, resm plakal iki araba durmutu art arda. tikinin srcs, Eyalet Polisi niformal biriydi. Arabadan, siv.il giyimli yardmc Averell indi. ikinci arabadan ise sska, orta yal, gene sivil giyimli, bana, modas gemi bir apka geirmi olan bir adam inmiti. Adam, yardmcya doru saygl bir halle yrmt. Ashby, bu adamn, yre polisi bakan olduunu bilirdi ama adm bugne dein renmemiti. Dardakiler el skt, izmelerinden karlar silkeledi, konutu, nce Spencer'lerin sonra da Katz'larn evlerini szdler. Yardmc Averell, pencerenin nnden hzla ekilen Bayan Katz'n pembe biimini grm olsa gerekti. Bill Ryan, yeni gelenleri karlamak zere yerinden kalkmt. Doktor da ayaa kalkt. Herkes bu arada Bayan Moeller tokalayordu. Crestview School'da Averell adl bir renci vard ama Ashby'nin snfna gememiti daha. Spencer onu yalnz adndan biliyordu. Baba Averell ise kr sal, pembe yzl, mavi gzl, yakkl bir adamd. Yz, ekingen ya da ili bir adam olduunu dndryordu. "yle buyurmaz msnz?..." diyordu Ryan. Hekim de arkalarndan gitti; Spencer'le kars arasnda yazman kz kalmt yalnz. Christine, Bayan Moeller'e: "Bir kahve daha ier miydiniz?" diye sordu. "Dorusu ya, zahmet olmazsa..." Christine mutfaa gitti, kocas yerinde kald. Ryan'n sylediklerinden sonra Spencer'in kalkp karsnn ardndan yrmesi, ona, kim bilir, ne gizler fsldamaa gittiini dndrrd. "Gzel grs var evinizin..." Moeller denen kadn kendini Spencer'le konumak zorunda sanyordu anlalan; stelik, bir elencedelermi gibi glmsyordu adama. "Buralara Litchfield'dekinden ok kar yam galiba. Buras daha yksek zaten..." Spencer, Katz'larn penceresinde, pembe sabahl bir daha grd; bahe yolunun alt ucunda da iki kadn, polis arabalarn uzaktan seyrediyordu. Sska adam odadan yalnz bana kt, kapy arkasndan rtt, telefona doru yrd. "izin verir misiniz?"

iyerine telefon etti, aygtlarn alp gelecek adamlarna ynerge verdi. Christine, yazman kadnla kendine kahve getirmiti. "Sen de ister miydin?" "Hayr, sa ol." "Bayan Ashby, korkarm evinizde pek rahat edemeyeceksiniz bugn..." Gizli bir toplant yapm insanlarn arbal hali, sessizliiyle, polislerin hepsi Bella'nn odasndan knca, Ashby sandalyesinden kalkt. Birden sinirlenmiti. "alma odama inemez miyim hl?" diye sordu. Baktlar. Ryan aklad: "Demin, daha iyi olur diye dnerek, birtakm eylerden kanmann..." "Bay Ashby, u alma odanz bana gstermek iyiliinde bulunur musunuz?" Averell'di bu; byk bir incelik, hatt tatllkla konuuyordu. imdi, Bella'nn bir gece nce durduu yerde, basaman tepesinde durmu, odaya bir polis hafiyesi gibi deil de gecelerini geirmek zere kendinin de byle bir odas olmasn isteyen bir adam haliyle bakyordu. "u tornay bir dakika iletir misiniz?" Soruturmann bir blmyd bu da. Torna grlderken Averell konuuyordu; dudaklarnn oynad grlyordu... Biraz sonra tornann durdurulmasn eliyle istedi. "Torna ilerken herhangi bir ey iitmek olanaksz, besbelli." Oturup gevezelik etmek, tornay uzun uzun ellemek, Spencer'in tornada yapt eyaya dokunmak, kitaplara bakmak, bu kadar rahat gzken eski mein koltuu belki de denemek... Bunu isterdi, dorusu.. "Yukar kmam gerek, iimiz var... Siz bir ey bilmiyorsunuz deil mi?" "Onu son grdm zaman, eikte, imdi sizin durduunuz yerde duruyordu; bana ne syledi, bilmiyorum, ancak son szlerini kestirebil-dim, 'Allah rahatlk versin' diyordu..." "Btn gece, dikkatinizi eken bir ey olmad m?" "Olmad." "Sokak kapsn kilitlemi olduunuzu sanrm..." Dnmek zorunda kald. "Galiba. Evet. Tamam, tamam... Karm, telefonda, anahtarn yanna alm olduunu sylemiti, anmsadm imdi..." Yardmcnn arball Spencer'i artt. Kaygyla: "Kapdan m girdiler demek istiyorsunuz?" diye sordu. Bu soruyu sormakla yanl bir i yapmt. Byle eyler, soruturma yaplrken, gizli kalmalyd herhalde. Spencer, bunu Averell'in duruundan anlad. Bununla birlikte yardmc, ban, bir dorulama imi saylabilecek biimde, belli belirsiz oynatmt. Gitti. Ashby, nedenini kesinlikle kavramakszn, alma odasnda yalnz bana kalma yelemiti; gitti, kapsn rtt, ama be dakika gemeden, yalnz kaldna piman oldu. .Oturma odasndan onu kimse uzaklatrmamt ki... Kendi isteiyle

buraya ekilmiti. Ama burada durduu zaman da, olup bitenden haberi olamazd; ancak ayak tkrtlarn, gidi gelileri iitiyordu... Bahede, evin nnde, en az iki araba durmutu; yalnz biri uzaklamt. ocuklar gibi somurtup kseye ekilmesinin nedeni neydi yle? Daha sonra emindi yalnz kaldktan zaman ama ne zaman yalnz kalacaklard ki gene? Christine, tatllkla, onu knamakszn, ok alngan olduunu, bo yere zldn, Ryan'n olsun, tekilerin olsun, ancak grevlerini yaptklarn anlatacakt kocasna. Bella'nn cesedini bulduu zaman kendinin de Spencer'den phelendiini, bu phe yznden nce Doktor Wilburn'e telefon ettiini ekinmeden szlerine ekleyebilecek miydi? Saatten haberi yoktu gene; cebinden saatini karp bakma da usuna getirmiyordu; belki de, alma odasnda otururken ayanda ou zaman kurun rengi kae pantolonu olmasna almt da ondan... Her akam iki bardak doldurup itii scotch iesi dolaptayd; iinden, biraz isem mi diye geirdi. Ama odada bardak yoktu, ayyalar gibi ieyi azna dayayp imek ise irendiriyordu onu; ayrca, saat on bire daha gelmemi olsa gerekti, on birden nceyse ta atlasa iki iilmezdi Spencer'e gre. Hem iip de ne olacakt sanki? G, kltc bir an geirmiti, bu an unutmas daha iyi olurdu; yllarca, Bruce'un glmseyiini unutmaa alm olduu gibi... Birdenbire olmutu bu i, bir makine iler gibi, kendiliinden... Suu yoktu bunda. O anda gizli bir haz da duymu deildi. Hekim bunu bilmiyor muydu sanki? Btn erkekler iin byle olmaz myd bu? Bella'y dnrken hibir zaman ktlk gelmemiti usuna. Bacaklarna bir kez olsun, demin yazman kzn bacaklarna bakt gibi bakmamt; Bella'nn bacaklar nasld diye sorsalar karlk veremezdi. Kzyordu Bayan Moeller'e; dikkati ekmek iin yapt manevralardan, utanma numaralarndan tr kzyordu ona. Byle kadnlar k-kserdi Spencer, Ryan tr adamlar kksedii gibi. Dorusu ya, bi-ribirilerine pek yakyorlard. Deme tahtalar zerinde eya srklyorlard sanki. Sankisi ne? Besbelli, bir ipucu bulmak umudu ile eyay bir yerden bir yere ekiyorlard. Bulacaklar myd bu ipularn? Ne eit ipular aryorlard? Neyi anlayabilmek iin? Demin yardmc kendisine sormu, demiti ki... Nasl da hemen farkna varmamt? Konu, sokak kapsn kilitleyip kilitlemediiydi. Oysa Christine, gece eve dnd zaman herhangi bir aykrla rastlamamt. Rastlam olsayd kendisini uyandrr, sylerdi. Demek kap kilitliydi. Kapy kilitlemi olduuna emin gibiydi imdi. Budalaca bir eydi bu, ama ancak imdi, birdenbire farkna varyordu: Bella'y kendisi ldrmediine gre eve biri girmi olmalyd. Hem farkna varmad ey yalnz bu deildi. Usu neredeydi imdiye dek? Yaln, kaba, apak bir olgu vard ortada: Bu i, evinde, as altnda,

kendinden birka metre tede olup bitmiti. Uykuda iken yapldysa, kendi ile Bella'nn odas arasnda ancak iki blme vard. En ok ap kald ey, bir yabancnn kilidi zorlamas ya da pencereden ien atlamas deildi. Evde kiiydiler. Geri Bella ancak bir aydan beri yanlarnda kalyordu ama byle olmas evde kiinin yaad olgusunu deitirmiyordu. Christine'in yzne o kadar almt ki, artk bu yze dikkat bile etmiyordu. Ne ki, Bella'nn yzne de daha ok dikkat gstermemiti. , Herkesi tanyorlard. Yalnz kendileri gibi olanlarn evresini deil, aa mahallede oturan aileleri, kire ocann iilerini, yap irketinin iilerini, ev hizmeti gren kadnlar tanyorlard. Christine'in dedii gibi, btn bu insanlar gerekten bir topluluk oluturuyorlard; bu "topluluk" szc de, olup bitenlerden tr, ancak bu sabah kafasna dank ediyordu. nk'biri, buraya, kendi evine, Bella'ya saldrma, onu belki de ldrmei nceden tasarlayarak gelmiti. Bunu dnmek bir rperti salyordu iine. Sanki bu, dorudan doruya kendisine yneltilmi bir ktlkt, sanki kendisi, ne olduunu kestiremedii bir tehlike karsnda kalyordu. Bu ii yapann bir serseri, buralara tamamyla yabanc biri, bambaka biri olduuna kendini inandrmak isterdi ama, olacak ey deildi bu. Aralk aynda, yollar karla kaplyken, yabanda yazda dolaacak serseri mi vardr? Hem bu serseri tam da o evde, o odada bir kz olduunu nereden bilebilirdi? Grlt karmadan nasl girebilirdi ieri? Korkun bir eydi bu. Yukar kattakiler, btn bunlar dnm, aralarnda tartm olsalar gerekti. Bella'nn arkasna den, sinemadan sonra ardn brakmayan biri diyelim... Ona da kapy ancak Bella am olabilirdi. Usun alaca bir ey deildi bu. Bylesi, kza sokakta saldrrd; baka insanlarn da bulunabilecei, klar yanan bir eve girmesini bekleyecek deildi ya kzn... Yabanc bir adam, Bella'nn odasnda tek bana yattn nasl bilebilirdi? Kolu kanad krlmt. Birden btn gvenini yitirmiti. Bast yer sallanyordu sanki. Bu ii yapan, Bella'y, evi, muhakkak tanyor, biliyordu. Baka trl olamazd ki... Demek Bella'y ldren, topluluun bir yesiydi; tandklar, grp konutuklar, evlerine gelip gitmi olmas gereken biri. Ayakta duramad, oturdu. Bir arkada, yakn bir dost demekti bu, yle deil mi? Peki! Evine buyur ettii insanlardan birinin byle bir i yapm olacan, glkle de olsa, kabul edebiliyorsa, bakalar neden dn-mesindi, kendinin de byle bir ey... Sabah beri budalalar gibi davranmt. Sorduu sorulardan tr Ryan'a sinirlenmiti ama coroner'in bu sorular belli bir amala, nceden kalplanm bir dnceyle sorduu gelmemiti usuna. Bu ii biri

yaptna gre... Kaamak yolu yoktu bunun: Katil neden kendisi elmasnd? Yeni gelenlerin her biri odaya gtrld zaman, konuulan buydu herhalde. Sonra da oturma odasna geliyor, kendisini gizlice szyorlard. Gerekte, Christine bile, brleri gibi dnebilirdi; niye dnme-sindi? Btn bu iler insann gnln bulandryordu biraz, tte o kadar... Hele Doktor Wilburn'un garip glmseyii... Belki de yanlyordu, belki de phe edilmiyordu kendisinden, belki de, phe edilmemesi iin salam nedenler vard ortada... Bilmiyordu ama. Kendisine kesin bir ey sylenmemiti hi. Elbette ortada birtakm ipular olmalyd... Yardmc Averell'in, aa inerlerken, kendisine biraz yaknlk duyar gibi bakm olduunu dnmekle yanlyor muydu? Averell'i daha iyi tanmadna yeriniyordu. Dost olunabilecek bir adama benziyordu. Geri, bulmu olduklar eyler zerine kendisine bilgi vermemiti; ama susmak, onun iin, bir meslek gerei deil miydi? Bir baka nokta daha vard: Katil olduundan gerekten phe edilse. Bayan Moeller Christine kahve yaparken kendisi ile ba baa oturur, kardan, ykseklikten sz aar myd? Yukarda karsnn gsterdii rahatla imreniyordu. Herkesin rahatlna, bir ey yokmu gibi davranna imreniyordu. Dipteki odadan karlarken arbal, dnceli bir halleri vard ama zellikle "sarsldklar" hi sylenemezdi. Olabilecek eylerle olmayacak eylerin tartmasn yapyorlard herhalde. Bu adamlarn, "bir yabancnn eve girdiini, kafasnda kanl bir dnceyle Bella'ya yaklatn" kendi gibi duyup tasanmlayamadklarna Ashby kalbn basard. Trnaklarn kemirdiinin farkna vard. Bir ses kendisini aryordu: "Gelebilirsin Spencer." Kendi isteiyle kalkp ekilmi deilmi de bakalar uzaklamasn istemimi gibi konumuyorlar myd? "Ne var?" Gene yanlarna geldii iin ok sevinmi grnmek istemiyordu. "Bay Ryan gidiyor. Gitmeden nce sana bir iki soru daha sormak istiyormu." nce, Doktor Wilburn'un artk odada bulunmadna dikkat etti. Cenaze hazrlklar yaplmak zere cesedi alp gtrm olduklarn ok daha sonra sylediler; kendisi oturma odasna girdii srada, hekim, cenaze levazmcsnn orada, cesedi amaktaym! Yardmc Averell'i de grmedi. Yre polisinin ufak tefek bakan ise, elinde bir fincan kahve, kenin birinde oturuyordu. Spencer'in, bacaklarn unutmasndan korkar gibi, Bayan Moeller, etekliini ekitiriyordu gene. "Oturun Bay Ashby..." Christine, kaygl gibi, mutfak kapsnn yannda ayakta duruyordu. Bill Ryan, kendisini adyla armaktan niye vazgemi, soyadyla

aryordu?. III Egzozundan ak bir buu salarak uzaklaan otomobile bakan kan koca, pencerenin nnde ayaktayd; yalnz bir koltukla bir sehpa vard aralarnda. Bu kez, Ashby'nin saatten haberi vard. Biri yirmi falan geiyordu. En sona kalan Ryan'la yazman da gidiyorlard ite; evde Spen-cer'le Christine'den baka kimse kalmamt. Gz gze geldiler; ama uzatmadan, dik dik bakmadan... Tek balarna kalnca birbirlerine daha da saygl, utlu davranyorlard. Spencer Christine'den memnundu, onunla baya vnyordu bile... te yandan, kendi davranyla karsn zmemi olduunu duyuyordu iinden. "Ne yemek istersin? Sylemek gereksiz, arya falan kamadm." Yemek szn bilerek amt Christine. Hakk da vard. Byle konumakla, havaya gndelik yaayn yaknln, scakln bir para olsun getiriyordu. Ryan'n, koca koca purolarndan birinin izmaritini brakt tablay gidip dkmesi de bouna deildi. Evlerinde duymaa alkn olmadklar bir kokuydu bu. Ryan, durmadan puro imiti; purosunu, ara sra, keyifle seyretmek zere azndan ektii zaman da, inenmi, cvk cvk olmu ucunu grmek her ikisinin gnln bulandrmt. "Bir et konservesi aaym m?" "Dorusu, canm sardalya isterdi; ya da, gene souk yenecek herhangi bir ey..." "Salata yapaym m?" "Eh, istersen..." Neden sonra iinde byk bir yorgunluk duyuyordu. Aldanyordu belki, ama lm tehlikesi atlatm gibi bir duygu vard yreinde. tler bitmemiti elbette! Bu adamlarn her birini gene greceklerdi herhalde; aydnlanmas gerekecek baka noktalar kacakt ortaya... Olsun! Ryan'n sorgusundan yznn akyla km olmak huzur verici deil miydi? Kendi de, Christine de biribirilerine bu konuda bir ey sylemedikleri halde, byle dnmyorlar myd? Demin, onu ieri ardklarnda, Christine'in mutfak kapsn rtmesi onu biraz zmt geri; oturma odasna girdii anda Christine'in kmasna akl erdirememiti; ama sonra, Bill Ryan'n yzne baknca, Christine'in Ryan'n buyruuna uyduunu anlamt. Bu ayrnt bile, Ryan'la yapt konumaya yeni bir k tutuyor, bunu bir "konuma" olmaktan karyordu. "Bay Ashby" diye onur-landrlmas da yle bir ey getiriyordu ya usuna... Ryan, sorgularda savclarn kullandktan btn numaralan bile bile yapm, kimi zaman mendilini cebinden kararak ap yaydktan sonra burnuna gtrm, kimi zaman da nemli bir ipucu yakalam, zerinde enine boyuna dnyormuasna byk bir arballkla purosunu ekitirmi durmutu. Ara sra bir gz att Bayan Moeller kendisine yetecek de artacak bir seyirciydi ama, yre polisi bakannn odada bulunmas,

yeteneklerini gsterme isteini kamlyordu herhalde. "Demin bize sylediklerinizi yazmanmn size okumasn istemeyeceim imdi. Sylediklerinizi anmsadnz, geri almayacanz sanrm. Dn akam, rencilerinizin devlerini dzeltmek zere alma odanza indiniz; srtnzda, imdi de giydiiniz u kahverengi takmnz vard." Ashby'nin yannda giysi sz edilmemiti daha. Demek bu nokta zerinde bilgiyi veren karsyd. "iniz bittikten sonra yukar ktnz, odanza girdiniz, stnz deitiniz. Ayanza giydiiniz pantolon bu muydu?" Spencer'in ba zerinden bakan Ryan, yre polisi bakanna: "Bay Holloway, ltfen..." demiti. Bay Holloway, bir mahkeme yazman haliyle, pantolonla gmlei elinde tutarak yanlarna gelmiti. "Bunlar tanyor musunuz?" "Evet." "Demek bunlar giyerek aa indiniz; Bayan Sherman eve dnd zaman srtnzda bunlar vard..." "Bayan Sherman' odann kapsnda grdm zaman ayamda bu pantolon, srtmda bu gmlek vard..." "Gidebilirsiniz Bay Holloway." Aralarnda bir eyler konumu, kararlatrm olmallard, nk polis bakan yerine dnp oturacana srtna yamurluunu geirmi, kaln, yn rg eldivenlerini giymi, demin Ashby'ye gsterdikleri giysileri koltuuna sktrp kapya doru yrmt. "Usunuza bir ey gelmesin Bay Ashby. Her zaman yaplan ilemdir bu. imdi sizden istediim, iyice dnmeniz, her eyi anmsamaa almanz, nn ardn tartmanz, sonra da elinizi kalbinize, vicdannza koyarak soracaklarma karlk vermenizdir; elbette, imdi syleyeceklerinizi, yeniden, ant ierek sylemeniz isteneceini de unutmayacaksnz..." Adam, bu tmcesini pek beenmiti besbelli; Spencer ise gzlerini yana evirmiti, yazman kzn ak bacaklarn buluvermiti karsnda. "Dn gece, herhangi bir saatte, bize demin saydnz yerlerden yani alma odanzdan, yatak odanzdan, banyodan, mutfaktan, nasl olsa buradan gemeniz gerekeceine gre de bu oturma odasndan baka bir yere girmediinizi iyi biliyor musunuz?" "Biliyorum." Ama byle sorular karsnda kalnca, bildiinden gerekten bu kadar emin olup olmadn aracak hale geliyordu. "Dnmeniz iin size vakit brakmam ister misiniz?" "Bouna zaman geirmi oluruz." "O halde, anlatr msnz bana Bay Ashby, Bayan Sherman'n odasna deilse bile banyosuna girmi olduunuzun zdeksel bir kantn biz nasl olur da buluruz? Buras eviniz olduuna gre benim anmsatmam gereksiz olacak, bu banyoya ancak Bayan Sherman'n odasndan geilerek girilir. Sizi dinliyorum."

O anda, gerekten, evresinden bir yardm gelmesini beklemi, Christine'in, alt, biraz kanlca yzn grmei dilemiti. Ryan'n Christine'i niye uzaklatrmak istediini anlamt. Bu adamlar kendisinden dndnden de ok pheleniyorlard. Alnn silerek: "Odasna girmedim," diye mrldand. "Banyosuna da m girmediniz?" "Banyosuna da, haydi haydi, giremezdim." "stelediim iin zr dilerim ama, tam tersini dnmem iin pek salam nedenler var." "Ben de zr dilerim ama o odaya girmemi olduumu yinelemek zorundaym." Sesini ykseltiyordu; daha da ykselteceini, belki de kendini artk tutamayacan duyuyordu. Christine'i bir daha usundan geirmiti sonra, kendini gene toparlayabilmiti. O aalk Ryan onu artk aalk bir herif diye gryordu koruyucu, esirgeyici bir hal taknmt. "Sizin gibi bir adamla konuurken Ashby, oturup uzun uzun aklamalara girimem gereksiz olur. Uzmanlar geldi. Banyonun bir kesinde, iki ininin arasnda genie bir aralk olan yerde, tala izleri buldular; gerek iliinizde, gerek kae pantolonunuzun zerinde grlen tala tozunun, grne gre, ayn olan bir tala tozu... Byle olup olmadn artk yaplacak zmleme dorulayacaktr..." Ryan susmu, purosunu dikkatle gzden geiriyor gibi bir hal taknmt, te o zaman Ashby, gerekten dayanlmaz bir be dakika geirmiti. Aslna baklrsa, korku falan duyduu yoktu. Susuz olduunu biliyor, bunu tantlayahileceinden ksm etmiyordu. Ama coroner's hemen karlk vermek gerekiyordu; sorunun zmn hemen bulmak nemliydi, pek nemliydi. Bir sorun vard nk ortada. Uyurgezerin biri deildi Spencer. Gerek akam, gerek gece Bella'nn odasna girmemiti, bunu pek iyi biliyordu. "Belki de, diyeceksiniz, size 'Allah rahatlk versin' demee geldii zaman, tornann savurduu tahta tozlar zerine yapmt... Yardmc Averell demin arkanzdan iliinize geldi, dn akam Bayan Sherman'n durduu yerde durdu, tornay iletmenizi istedi. Yukar kt zaman zerinde toz falan yoktu." Averell'in byle davranm olmas Spencer'i umut krklna uratmt; Ryan'n, dost olabilecei bir insandan kendisini soutmak iin bu masal isteyerek, bilerek, kendi kafasnca dzdnden phelenmiti. "Hl anmsayamadnz m?" "Hayr." "istediiniz kadar dnebilirsiniz." Ashby, pencerenin yanndaki koltukta oturuyordu; dnp dururken gzlerini kaldracak oldu bir ara. Kardaki evin penceresinde pembe sabahl bir daha grd; bu kez pembe sabahlk gze grnmekten kanmyordu. Tersine, bir yz hafife eildi, kapkara iki gz ona uzun

uzun bakt. Bu ie at Ashby. imdiye dek byle bir ey grlmemiti hi. Ashby ile kars, Katz'larla grmezlerdi. Oysa, Spencer'e sorulsa, kadn bu bakyla sanki bir eyler sylemek istemi, kendisine bir eyler anlatmak iin belli belirsiz bir devinime girimiti, buna kalbn basabilirdi. Aldanm olsa gerekti, iinde bulunduu gerginlik yznden kendisine yle gelmiti herhalde. Ryan, karsndakini sanki zmek iin, bir spor yarmasndaymasna cebinden saatini karm, avucunda tutmutu. "Sizi uyarmalydm, unuttum, Bay Ashby; tank da olsanz, sank da olsanz, yannzda bir vekil bulunmadka sorularma karlk vermek zorunda deilsiniz." "u anda neyim ben?" "Tank." irenerek glmsemi, Katz'larn penceresine bir daha bakm, sonra da, dardan yardm beklemekten utanm gibi, yerini deitirmiti. "Anmsadnz m?" "Hayr." "Gen kzn banyosuna girmi olduunuzu kabul ediyor musunuz?" "Girmedim." "Bir aklama yolu dnebiliyor musunuz?" Birden glecek gibi oldu, kt bir yengi glyle glecek gibi... nk tam aramaktan vazgeecei anda Ryan'n istedii aklamay bulmutu; yle de sama bir eydi ki bu! "Bella'nn banyosuna dn gece deil, nceki gece girdim. Ayamda da kae pantolonum vard, nk karm gelip havlu ubuunun gene dtn anmsatt srada torna banda alyordum." Neden sonra buz gibi bir ter kaplamt her yann. "imdiye dek iki kez yuvasndan kmtr o ubuk. Ben de avadanlm alp ktm, yerine yerletirdim onu." "Tantlayabilir misiniz yle olduunu?" "Kanma sorarsanz..." Ryan, tuhaf tuhaf, mutfak kapsna bir gz atmakla yetindi. Ashby bu bakn anlamn anlad, kendini gene kasmak zorunda kald. Bu bak, konutuklarn Christine'in iitmi olabilecei, kocasn yalanlamayaca anlamn tayordu. Coroner ayrca, yasa uyarnca Christine'in kocasna kar tanklk etmee hakk olmadn da syleyebilirdi. Bir sorunun zmnn dilinin ucuna geldiini duyan bir renci sabrszlyla yerinden kalkan Ashby: "Bir dakika," dedi. "Bugn gnlerden ne? aramba m?" Oday arnlyordu. "Aldanmyorsam, aramba gnleri, Bayan Sturgis, Clark'larda alr." "Efendim?" "Bizim gndeliki kadn demek istiyorum. Bize haftada iki gn, pazartesi gn, bir de cuma gn gelir. Ben nceki gece, yani pazartesi gecesi onarmtm havlu ubuunu. Bayan Sturgis, o ubuun yerinden km

olduunu gndzden fark etmi olsa gerek." Telefonu am, Clark'larn numarasn evirmiti. "Sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim Bayan Clark. Eliza sizde mi? ok zahmet olacak ama bir dakika telefona arabilir miydiniz onu?" Almac Ryan'a uzatm, o da alp konumak zorunda kalmt. Telefonu kapad zaman Ryan, Bella'nn banyosu zerine artk bir ey sylemedi. Bozguna uram grnmemek iin, det yerini bulsun diye birka soru daha sordu. rnein, Ashby, yatmadan nce kzn kaps altndan k szp szmadna nasl olmu da dikkat etmemiti? Oturma odas ile araln n sndrdnde, yatak odasnn n daha yakmam olduuna gre, en hafif n bile dikkatini ekmesi gerekmez miydi? Hem gerekten, evde hibir grlt duymam myd? Sahi, ka bardak viski imiti? "iki." Bu viski sorusunun arkasnda, gene bir eyler gizleniyor olmalyd. "Yalnz iki viski itiinizi iyi biliyor musunuz? Karnzn eve dndn, yannza yattn duymayacak lde ar bir uykuya dalmak iin iki viski imek yetiyor mu size?" "Hi imesem, karmn dnp yattn gene de duymayabilirdim." Doruydu. Bir kez uykuya dald m, ancak sabaha uyanrd. "Hangi viskiden iersiniz?" Spencer itii viskinin markasn syledi. Ryan, iesini alma odasndan gidip getirmesini rica etti. "Ya! Demek her zaman u yarm litrelik yass ielerden alrsnz..." "ou zaman bundan alrm." Eski bir alkanlkt bu; herhalde, yarm litrelik bir ieden ouna paras yetmedii zamanlardan kalma bir huy. "Bayan Sherman, scotch mu ierdi?" "Bayan Sherman" deyip durmalar Spencer'in cann skyordu; Spencer iin bu kz hep Bella'yd; her "Bayan Sherman" deyilerinde, yabanc bir ad duymu gibi irkiliyordu. "Yantldayken itiini hi grmedim." "Onunla birlikte hi iki imediniz mi?" "Elbette imedim." "Ne alma odanzda, ne kendi odasnda..." Koltuunun yanna, halnn zerine braklm deri antadan, Ryan, Ashby'nin hl elinde duran ienin markasn tayan yass bir ie kard. "Uyank bir insansnz tabi, bu ieyi dn kullanld gibi kullanm olsaydnz, parmak izlerini silmei unutmazdnz herhalde, yle deil mi?" "Anlayamadm." "Bu ieyi Bayan Sherman'n yatak odasnda, cesedin az tesinde, bir koltuun arkasnda bulduk. Grebileceiniz gibi, ie bo. iindeki viski yere dklm deil, iilmi. Odada bardak yoktu. Banyodaki di fras barda da kullanlmam..."

"Acaba o mu..." nanamyordu; kendisine "hayr" diye karlk verilmesini bekliyordu, sanki... "ieden, dorudan doruya itiini kabul etmek zorundayz. Demek su katlmam viski imi. Birka dakika sonra, midesinde ne kadar iki bulunduunu reneceiz. Zaten, azndan gelen kokudan, epey imi olduu anlalyordu. Odanza urad zaman farkna varmadnz myd?" "Hayr." "Az kokmuyor muydu?" Ryan'n, soru sorarken att her tan hesabn Spencer tutmaa kalksa bu iin sonu gelmezdi. Byle davranmas garipti Ryan'n, herkes ondan iyilikle sz ederdi, ou insan onu cana yakn bulurdu; Ashby'ye kin beslemesi iin de herhangi bir neden yoktu, nk Spencer, onun cann u ya da bu yolda skabilecek biri deildi. "Azn koklamadm." "Bakn da m garip bulmadnz?" "Hayr." En iyisi, kuru bir sesle, yoruma sapmadan karlk vermekti. "Sizinle konutuktan, sarho olduunu dndrmedi mi hi?" "Hayr." "Ne sylediini iittiniz mi?" "Hayr." "Evet, yle demitiniz galiba. Demek altnz, iinize dalm olduunuz iin, normal halinde olmasa da farkna varamayacaktnz herhalde, yle mi?" "yle olsa gerek. Ama imi olduuna gene de inanmyorum." Neden byle demiti sanki? O kadar da inanmyor deildi dorusu. Ancak, o zamana dein usuna byle bir ey gelmemiti, o kadar. imdi daha ok Christine'e Christine'den dolay da arkadalarna duyduu bir eit ballk yznden savunuyordu Bella'y... Yznn solgunluuna dikkat etmiti yoksa; kzn zgne, korkulu ya da hastaya benzediini grmt. "Size soracam baka bir ey yok imdilik dostum; hem size kar hncm olduunu sakn dnmeyin, ok zlrm. Nedir ki, yirmi yldr bu ay tam yirmi yl oluyor bu eit bir cinayetle karlamadk bu yrede. Epey sz edilecek demektir bu... Birazdan gazeteci efendiler kapnz alabilirler; beni dinlerseniz, onlar elinizden geldiince iyi karlayn. Bilirim onlar, ilerinde ktlk yoktur ama, onlara bilgi vermekte isteksiz davranlrsa..." Telefon almaa balaynca, Ashby daha yaklamaa vakit bulmadan, Ryan elini uzatmt. Aramalarn bekliyordu herhalde, nk telefonu koltuunun yanna almt. "Alo!... Evet... Benim... Evet..." Bayan Moeller eteini ekitiriyor, Ashby'ye glmsyordu; kendi hesabna, ona kar bir kt duygu beslemediini anlatmak, bu sorguyu

bu kadar kolaylkla atlatm olduu iin kendisini belki de kutlulamak istermi gibi... "Evet... Evet... Anlyorum... Size bir ipucunun doruluunu gerekleme olana kt bylece... Hayr! Durum, ilk anda dndme tpatp uymuyor dorusu... Tuhaf... Evet... Gerekledim onu... Meer ki bu i ok nceden, inceden inceye hazrlanm ola... O zaman da, daha batan..." Sylemek istediklerini, Ashby'nin anlamasna meydan vermeden sylemee alt belli oluyordu. "Birazdan konuuruz. Ben Litchfield'e dnmek zorundaym, bekliyorlar beni... Evet, sizin gelmeniz daha iyi olur sanrm... Evet... Evet... (Hafife glmsyordu.) Yapmak zorundayz... Ben anlatrm ona..." Telefonu kapaynca bir puro daha yakmt. "Bir ilem daha kalyor, birazdan o da yaplacak, sizden buna katlanmanz rica edeceim. Alnmayn. Wilburn oradaki iini bitirir bitirmez kendi gelip size bakacak; muayene iki dakika bile srmez." Ryan ayaktayd. Bayan Moeller de yle... Yerde az ak kalm antaya doru yryordu kz. "Konuyu size amakta herhangi bir saknca grmyorum. Anlald kadaryla Bayan Sherman kendini savunmu... Trnaklarnn altnda biraz kan bulmular, kendi kan olmayan bir kan... Katilin bir yahut birka yerinde hafif syrklar, bereler kalm olsa gerek..." ok iyi bildii bir evdeymi gibi, gitmi, mutfak kapsn amt. "Gelebilirsiniz Bayan Ashby. Sahi, size de bir soru soraym bari..." Sorusunu keyifli keyifli, aka eder gibi, kendini balatmak ister gibi sormutu. "Kocanz, Bayan Sherman'n odasnda en son ne zaman grdnz?" Zavall Christine! Sapsar kesilmi, soran gzlerle bir Ryan'a, bir Spencer"e bakmt. "Bilmiyorum... Bir dakika..." "Yeter! Artk dnmeyin. Ufack bir snamayd bu. Bana hemen 'pazartesi gecesi' diye karlk vermi olsaydnz, kocanzla bu konuda anlatnz ya da kap arkalarnda konutuklarmz dinlediinizi dnecektim." "Ama gerekten pazartesi gecesiydi, nk..." "Biliyorum, havlu ubuu yerinden kmt! Teekkr ederim Bayan Ashby. Grrz Spencer. Hazr msnz Bayan Moeller?" ite byle! Ilk snavdan baaryla gemiti. br snavlara girmeden nce, kan koca, bir para yorgunluk karabilirlerdi. Christine, evin, daha bir sre eski durumuna dnemeyeceini biliyormuasna, sofray yemek odasnda deil, mutfakta kurmutu. Bylece o gn, olaanstln srdryordu. "Hekim niye gelecekmi bir daha?" "Wilburn, Bella'nn trnaklan altnda kan izleri bulmu, iin dorusunu anlamak iin, beni..." Christine'in bu szler karsnda duygusuz kalmadn anlad. imdiye dek sylenenlerden daha dolambasz szlerdi bunlar, stelik ilk o-larak,

insann gznn nne birtakm eyler getirebilecek trden szlerdi... Az kalsn Spencer elini yavaa karsnn omuzuna gtrecek, hafif bir sesle soracakt: "Susuz olduuma hl inanyorsun, deil mi?" yle olduunu biliyordu. Ona teekkr etmek olanan ardndan verecek bir szd bu. Kars, Spencer'i yle sk sk heyecanlandrmazd. Biribirilerine byk sevgi gsterilerinde bulunduktan hemen hemen hi grlmezdi. ok iyi arkadatlar demek, daha doru olurdu; imdi de Spencer, bir arkadana teekkr eder gibi teekkr etmek istiyordu karsna. Christine, gerektii gibi davranmt, Spencer ondan memnundu. Sofraya otururken kansna bakp glmsedi; yle ok eyler anlatan bir glmseme deildi bu, ama Christine, kocasnn ne demek istediini anlayacakt. Belki de, arkalarndan, evdeki yaaylaryla alay eden kimseler vard... Hi deilse evlendikleri srada, bu evlenmeyi kimsecikler beklemedii iin bir sr insan epey ene yormu olsa gerekti dedikodu-larn ederek. On yl olmutu evleneli. O zaman Spencer otuz, Christine otuz iki yandayd. Christine annesiyle oturuyordu o zamanlar, evleneceinden umudu kesmiti herkes. Spencer'in, Christine'in gnln elmee altn kimse grmemiti; bir kez olsun dansa gitmemilerdi; yalnz Crestview School'da grp konumulard, o kadar. Babasnn lmnden sonra Christine, okulun ynetim kurulu yesi olmutu. Spencer'le Christine ancak ayaktopu, beyzbol alanlannda, okulca dzenlenen yemekli kr gezintilerinde grrlerdi. Kendileri de, uzun sre, evlenecek kiiler olmadklanna inanmlard. Christine'le annesinin paralan vard. Ashby, tepedeki yeil daml bungalow'da kalr, her yaz, yalnz bana Florida'ya, Meksika'ya, Kba'ya ya da baka bir yere gidip gezerdi. Bu i nasl olmusa olmutu ite. Hibiri, kendilerine kararlarn verdiren eyin ne olduunu anlatamazd. Christine'in kanserli, evde yeni bir insan grmee dayanamayacak olan annesinin lmn beklemiler de ondan sonra biribirilerine, evlenme sz etmilerdi. Ayn odada yatmaa, biribirilerinin gz nnde soyunmaa alm mydlar gerekten? Christine: "Bana yle geliyor ki, yardmc Averell yaknda, bizi gene grmee gelir," dedi. "Bana da yle geliyor." "Kzkardeiyle okul arkadaydk. Sharon'lu onlar..." Hep yle olurdu aralarnda... Herkes gibi, bir heyecan duyduklan olurdu; o zaman, aralarnda incecik, gevrek, krlgan diye nitelenebilecek bir sevecenlik akm oluur, bu duygudan utanrmasna, hemen, tandklardan, satn almalar gereken teberiden sz aarlard. Byle yaparlard ama biribirilerini iyi anlarlar, byle yaptklar iin de sevinirlerdi. Spencer, demin penceresinde duran Bayan Katz'a bakarken

duyduu eyi Christine'e anlatp anlatmayacan dnyordu. Hl ayordu bu ie; Bayan Katz'n, kendisine gerekten bir ey iletmek isteyip istemediini kestiremiyordu. Bir eyler bildirmek istemesi garip olurdu dorusu; tek bir imenliin tesinde duran br evdekilerle grp konumazlard nk. Bir kez bile konumamlard komularyla. Selmlamazlard da. Katz'la-nn bir suu yoktu ya bunda, Ashby'lerin de hi deilse dorudan doruya sulan yoktu. Ksacas, Ashby'ler orann yerlilerindendi, Katz'lar ise baka bir soydand. Buralara gelip yerlemek, ylelerinin usundan bile gemezdi yirmi yl nceleri. imdi ise bunlardan birok aile yerlemiti buralarda; ama hl pek rahat deillerdi; ou New York'luydu, ancak yazn grnrlerdi ortalkta, evlerini gllerin evresinde yaptrrlar, kocaman kocaman arabalar kullanrlard. Gencecik Bayan Katz, k evinde hemen hemen yalnz bana geiren pek az kimseden biriydi. Pek genti; dzgn yz, hafif ekik kocaman gzleriyle doulular ok andran bir hali vard; yle ki, o koca evde gidip gelileri, hizmetine bakan iki kadnla birlikte kal, insann usuna dou haremlerinin havasn getiriyordu. Karsndan otuz ya byk olan Katz, tknazd, ok imand; yle imand ki bacaklarn aa aa yrrd her zaman; kadn ayana benzeyen ayaklarna her zaman rugan ayakkab giyerdi. Belki de kskanlndand karsn yle taralarda kapal tutmas... Ucuz cevahir alm satmyla urard, firmasnn hemen her yerde ubeleri vard. niformal bir srcnn kulland kara Cadillac'nn geldii grlrd; birka gn, her akam, evine dner, sonra bir iki haftalna grnmez olurdu gene. Ashby'ler bunlarn szn hi etmezlerdi, evlerine yakn tek ev olan bu yapya bakmyormu gibi davranr, orada oturan tazecik kadn bilmemezlikten gelirlerdi. Ama eninde sonunda, ister istemez, bunlar kadnn, kadn da bunlarn en nemsiz davranlarn bile, bilir duruma geliyorlard. Bayan Katz, penceresinin ardnda, sokaktaki ocuklara katlp oyun oynamak iin can atan bir ocua benzerdi ara sra... Vakit geirmek iin gnde be alt kez stn deitii olurdu ama onu beenecek kimsecikler yoktu ki yannda... Yoksa, giysilerini, Spencer'e mi gstermek istiyordu? Kimi akamlar, konser piyanisti durularyla piyanosunun nne oturmas, onun iin deil miydi? "Ryan, gazetecilerin geleceini syledi..." "Ben de bekliyorum onlar. Yemeyecek misin daha?" evrelerinde bir boluk kalmt sanki. Ne yaparlarsa yapsnlar, evde deimi bir ey vard; gz gze gelmekten saknmalar bir rastlant deildi pek, skldklarndan tr deildi yalnz... Bu da geecekti. Geirilen sarsntnn byklnn daha kavranmad an yayorlard; dtkten hemen sonra krn, rn farkna

varlmad gibi... Kalklr, hibir ey olmam sanlr, ama ertesi gn... "Wilburn'un arabas bu!" "Ben aarm, bana geliyor." Sesinde bir aclk belli etmemesi, elinden gelecek ey miydi? Az nce Bella'nn cesedini am olan hekimin karsnda tedirginlik duymamak elden gelir miydi? Wilburn'un elleri, uzun uzun sabunlanmaktan, trnaklarnn alt fralanmaktan hl bembeyaz, hl buz gibiydi. "Ryan size haber vermi olsa gerek... Doru odanza gideyim mi?" Hastaya bakmaa gider gibi, takmn yannda tayordu. Hekimin st dudanda sar bir leke gren Ashby, onun, bir l zerinde alrken mikroplara kar cgara stne cgara itiini anlatm olduunu anmsad. Bella'y nasl dnmesindi? Onu dnnce, gznn nne kesin birtakm imgeler geliyordu; kovmak isterdi bu imgeleri, hele soyunmak, Wilburn'un alayc gzleri nnde, gn nda rlplak soyunmak gereken u anda... Hekim, topu topu on dakika nce, kzn cesedi zerinde alyordu. imdi de... "izik, bere, bir ey yok ya?" Buz gibi parmaklarn, Ashby'nin derisi zerinde gezdiriyor, dura-lyor, gene gezdiriyordu. "An aznz. Biraz daha. Tamam! Arkanz dnn..." Ashby, alayabilirdi. Demin, Ryan'n, kendisini handiyse aka sulad zaman bile, yerin dibine getiini duymamt bylesine... "Bu yara izi nedir?" "En aa on be yllk bir iz." "Hi gzme arpmam imdiye dek... Yank m?" "Kamptayken bir gaz oca patlamt da..." "Giyinebilirsiniz. Bir ey bulamadm tabi." "Peki, ya bir yerimde bir izik olsayd, hani... Bu sabah tra olurken bir yerimi kesseydim?" "Kannzn ayn gruptan olup olmadn zmleme gsterirdi." "Ya zmlemede de..." "Korkmayn, gene de amazlard sizi. Bu i, sizin dndnzden de ok daha kark; bu eit cinayetleri, yle, sradan adamlar ilemez nk..." Takmn eline ald, nemli bir gizi aa vuracakm gibi azn at, sonunda unu sylemekle yetindi: "Pek yaknda yeni haberler kar sanrm..." Duraksad. "Bu kz pek az tanyordunuz anlalan..." "yle byle bir aydan beri bizde kalyordu." "Karnz onu tanr myd?" "Daha nce hi grmemiti." Bu konuyu iinden tartr gibi ban sallyordu hekim. "Herhalde, dikkatinizi ekecek bir ey olmad hibir zaman..."

"Viskiyi mi sylemek istiyorsunuz?" "Ryan size syledi mi bunu? ienin te birinden ounu imi... Hem, ikiyi azna dktkleri yahut zorla, hileyle iirdikleri de dnlebilecek gibi deil..." "itiini hi grmemitik." Bundan sonraki sorusunu tuhaf bir davranla, stnde dura dura sorarken, ancak erkek erkee grlecek bir konuymuasna, sesini adamakll ksan hekimin gzlerinde alayc bir lt parlyordu. "zellikle sizin dikkatinizi eken bir ey oldu mu kzn davranlarnda?" Neden Ashby'nin usuna Vermont'taki o aalk fotoraf, Bruce'un glmseyii geliyordu? Yal hekim de bir itiraf Tanr bilir nasl bir itiraf bekler, bir su ortakl Tanr bilir ne eit bir su ortakl olsun ister gibiydi? "Anlamyor musunuz?" "Anladm sanmyorum." Wilburn buna inanmyor, gene de daha ileri gitmekten ekinmiyordu. Skc bir durumdu bu. "Sizin gznzde bu kz br kzlardan ayran bir ey yoktu, yle mi?" "yle diyelim isterseniz. Karmn bir arkadann kzyd, o kadar." "Size iini amaa kalkmad m hi?" "Amad elbet." "Siz ona bir eyler sormaa kalkmadnz m?" "Hayr." "Karnz evde yokken, alma odanza gelip sizi bulmaa kalkmaz myd?" Ashby'nin sesi gitgide sertleiyordu. "Hayr." "nnzde soyunduu da olmad m?" "Olmadna inanmanz rica ederim." "Kzacak bir ey yok bunda. Size teekkr ederim. Size inannm da. stelik, bunlar beni ilgilendirmez..." karken Wilburn, buzdolabnn kapsn kapamakta olan Christine'e selm vererek eildi. Christine'i "Christine" diye arrd. ocukluundan beri tanrd onu. Doumunda bile, annesinin yannda o bulunmu olsa gerekti. "Kocan sapasalam teslim ediyorum sana." Christine de bu eit akalardan holanmazd. Sonunda, kapdan karken yz glen tek kimse, Wilburn'd. Ama hekim, belki bilerek belki bilmeyerek getirmi olduu, tedirginlik tohumu gibi bir ey brakyordu sanki arkasnda. yle olduu undan belliydi: Ashby, hekimin sorduu birtakm sorularn ardnda nelerin gizlendiini merak etmee balamt bile. Anlayacak gibi oluyor, sonra da "yok canm, altlanyorum herhalde" diyordu. Christine'e alacak gibi oluyor, ama hemen susuyor, kabuuna ekiliyor, sonu olarak da, o zamana dein usuna bile gelmemi olan birtakm

sorunlara, dikkatini baka bir eye eviremeyecek lde dalyordu. IV Radyonun haber verdii tipi balamad gibi kar da dinmiti; ama sabaha dek zorlu bir yel esmiti. Yataklarna yatal bir saati geiyordu, belki de bir buuk saat olmutu; Spencer grlt karmadan kalkm, banyoya girmiti. la dolabn dikkatle at srada, odann karanl iinde karsnn yataktan gelen sesini duymutu. Christine soruyordu: "Bir eyin mi var?" "Bir uyku hap alacam da..." Christine'in sesinden, konumasndan, onun da uyuyamam olduunu anlamt. Dardan eit aralklarla iitilen bir ses geliyordu; insann kafasn bozan bir dizemle evin duvarna arpan bir ey vard. Ne olduunu kestirmee alyor, bir trl anlayamyordu. Ancak sabah olunca, amar iplerinden birinin kopmu olduunu, buz tutup katlatn, pencerelerinin yannda bir yere, camln dikmelerinden birine arpp durduunu anlad. Yel yatmt. Akam yaan kar cam gibi, trdayan bir katman kaplamt, sular her yanda donmutu; kum kamyonlar gelip kumlarn dkmemiti daha, kaygan yolun zerinde arabalarn ar ar ilerledii grlyordu yukardan. Her zamanki gibi kahvalt etmi, yamurluunu srtna geirmi, eldiyenlerini, apkasn, lastiklerini giymi, sonra da antasn almt eline. Kapnn yannda ayakta dururken, Christine yaklam, elini -biraz acemice uzatmt. "Grrsn bak, birka gne kalmaz, herkes unutur bunlar!" Karsna bir glmsemeyle teekkr etmiti; ama Christine kocasn yanl anlyordu. Sokaa kaca anda, Spencer'i skan ey, birtakm insanlarla szgelii, yokuun altnda dikilip duran u bir bek adamla karlamak dncesidir sanyordu; kendisine dikilecek gzler, sorulacak ya da sorulmayacak sorular... Akam saat dokuzda bile, Christine'e telefon eden birtakm arkadalar kmt. imdi de, sabah ayaznda, polislerin bir eve girdikleri grlyordu yeniden. Ama Spencer'i btn gece tedirgin eden ey, bakalarnn ne deyip ne dneceklerinin tasas da deildi, amar ipinin dikmeye arpmas da deildi; bir imgeydi yalnz... Christine bunu nasl bilebilirdi? Bu imge belirgin, btn izgileri belli bir imge bile deildi. Gznn nne her geliinde de ayn kalmyor, deiiyordu. Geri uyuyamamt ama kafas da bsbtn ayk, aydnlk deildi, alglan biraz karyordu... Bu imgenin temelinde Bella vard; odasnn kapsn atklarnda onu yerde yatar grd zamanki gibi gryor, tanyordu. Ama gznn nne, ara sra, o anda semee vakit bulamad birtakm ayrntlar geliyordu; demek, kendiliinden katt ayrntlard bunlar, Bruce'un gsterdii fotoraftan alnma ayrntlar... Gz ak grd bu karabasana Doktor Wilburn de katlyordu; hekimin yzne, ara sra, Vermont'lu eski arkadann, ocukluk arkadann, yzndeki anlatm geliyordu. Utanyor, bu imgeleri gznn nnden kovmaa bakyor, bu yzden de

btn dikkatini, dncelerini dardan gelen ses zerinde toplamaa alyor, grltnn nedenini kestirmee urayordu. "Pek yorgun deilsin ya?" diye sormutu kars. Yz solgundu, biliyordu. zgnd de; nk demin, gn nda, oturma odasnda bile, lastiklerini ayana geirmek iin bir sandalyeye iliirken o imge gznn nne bir daha gelmiti. Hemen sonra da, gzlerini Katz'larn penceresine doru kaldrmt; niye acaba? Bu davran, bilind bir armn varln m gsteriyordu? Dn gece Bayan Katz kendisine, gerekten, bir ey anlatmak istemi miydi? isteyip istemedii birazdan renilecekti; nk polis bakannn, karki eve gidip oradakilerle grtn gazetecilere sylememi olmas dnlemezdi. Gelip ifadesini almalar iin kadn m telefon etmiti? Yoksa Holloway kendiliinden mi karar verip kadn grmee gitmiti? Ashby bilmiyordu bunu. Ancak, bir gn nce, ortaln hl biraz aydnlk olduu saat drt sularnda, ufak tefek polisin arabasndan inip eve doru yrdn grmt. "Grdn m Spencer?" "Evet." ikisi de, aydnlk pencereleri gzetlemekten kanmt ama bu ziyaretin yarm saatten ok srdn biliyorlard, ite o anda Paris'ten bir telgraf almlard; Lorraine, lgna dnm, ilk uakla yola kacan bildiriyordu. Katz'lann perdeleri kapalyd hl. Ashby arabasn garajdan kard, kaygan yolda manevrasn ar ar yapt, anayola kmak iin biraz beklemek zorunda kald; oraya toplanm birka kiinin gzlerini kendisine dikileri onu hi tedirgin etmiyordu. Az buuk tand insanlard bunlar; her sabah yapt gibi, elini sallayarak esenledi onlar. Camlar buulanm olduu iin cam silicisini iletmesi gerekti. Gazetecinin orada, bu saatte, hemen hemen hi kimse yoktu. Her zaman ayn yerde, bir kesine, kalemle, ad yazlm olan bir New York Times bulurdu; ama bu sabah, az tedeki iki desteden, bir Hartford gazetesiyle bir Waterbury gazetesi de ald. "Vah vah Bay Ashby! Kim bilir cannz nasl sklmtr bu ie!" Karsndakinin gnln ho etmek iin "evet" diye yantlad bu szleri. Hartford gazetesindeki yazy o iman gazeteci yazm olmalyd; donuk, orta yal, kendini trenlerle bar tezghlarnda eskitmi gibi duran, Amerika'nn hemen hemen her ehrinde alm, bu yzden de nereye gitse yabanclk ekmeyen bir adamd bu. Eve daha girer girmez, Christine'i irkiltmiti: apkasn bandan karmam, onu "Hanmcm" diye armt... Yoksa "Hanfendicim" mi demiti? Her neyse... izin istemeden, evi bir batan bir baa satn alacakmasna, ban sallayp durarak, notlar alarak, Bella'nn odasnda dolaplarla ekmeceleri aarak, Christine'in dzeltmei unutmad yata ap bozarak dolamt. Neden sonra oturma odasnn koltuuna ktnde, Ashby'ye bir ey ister, bir ey sorar gibi bakm, anlamam gibi durduunu grnce de,

eliyle, susadn aka anlatmt. Bir saat iinde, bir yandan ienin te birini boaltm, bir yandan da durmadan sorular sorup bir eyler yazmt, insan, btn gazeteyi kendi yazsyla doldurmaa niyetlendiini sanabilirdi. Waterbury'li meslekta kapya dayand zaman da, koruyucu bir hal taknarak: "Bu adamcazlara u hikyeyi bir daha anlattrma artk, yorgun dmlerdir. Ben sana bir eyler veririm. Git beni polis merkezinde bekle," demiti. "Ya fotoraflar?" "Peki, hemen ekelim." Gazetenin birinci sayfasnda fotoraf vard: Evin dandan grn, Bella'nn resmi, odasnn resmi... Bunu konumulard zaten. Ama i sayfalarn birinde, Ashby'yi alma odasnda gsteren muhabirin yok etmee sz verdii bir resim vard. Spencer'in tornann nasl ilediini anlatt srada, habersizce ekilmiti bu resim... Eik zerinde, nceki gece Bella'nn ayakta durmu olduu yeri gsteren bir arp vard. Gazete satcs, Spencer'den gzn ayrmyordu; sanki bir gn iinde Spencer bambaka bir adam oluvermiti. Gazetelerini almak zere bir an girip kan iki mteri de ona merakl gzlerle bakmlard. Mektup beklemedii iin postaneye gitmedi, arabasna bindi, rma getikten sonra yolun kysnda durdu. Gerekten, okula bir kez vardktan sonra okumaya vakit bulamayacakt. Ryan' olsun, yardmc Averell ya da Holloway'i olsun, bir gn nceki grmelerinden sonra bir daha grmemiti... Geri Holloway bir ara evlerinin nnde durdurduu arabasndan inmiti ama br eve girmiti. Gerekte, kars da kendi de, sabahki kaynamadan ok, bu durgunluktan, bu dinginlikten tedirgin olmulard. Gazeteciler de gelmeseydi, akama dein yalnz kalacaklar, akamn ge saatlerinde bile pencerelerin nnden geen, ayaklar kan trdatan merakllar grp iiteceklerdi yalnz... Hibir ey bilmemek, insann elini kolunu balyordu. Christine'in arkadalar telefon edip duruyorlard ona; ama onlar da bir ey bilmiyor, ancak birtakm sorular sormak iin ayorlard telefonu. Bu sorulara karlk veremedikleri iin Christine de, Spencer de, sklyorlard. Sanki herkes, onlara "siz yle kenarda durun bakalm" demek istiyordu. Resm saylabilecek tek telefon konumasn, Virginia'daki Sherman'larn adresini sormak iin telefon aan Bayan Moeller'le yani Ryan'n yazmanyla yapmlard. "Evlerinde kimseyi bulamazsnz. Size sylemitim zaten, Lorraine Paris'te. Yarn buraya gelecek..." "Biliyorum ama adresini gene de almam gerek." Otomobilin ii souktu; cam silicisinin srekli tkrts Spencer'e, geceleyin dikmeye vuran amar ipini anmsatyordu. Yaz uzundu. Hepsini okumaa vakti yoktu. Okula tam saatinde yetimek istiyordu. Bu yzden, yaznn kendisine yeni bir eyler retecek yerlerini aryordu yalnz.

Bu eit olaylarda allm olduu zere, pheler nce sabkas olan kimseler zerinde topland. Bu nedenle le vaktinden hemen sonra, polis, son yllarda treye aykr ilere ad karm iki kiiyi sorguya ekti. Bunlar bural kimselerdir. Cinayet gecesi ne yaptklar inceden inceye aratrlp soruturuldu. Bu soruturmadan sonra ikisi de, pheleri zerlerinden atm gibidirler. Ashby armt. Yrede cinsellik yznden cinayetler ilendiini hi duymamt imdiye dek. Girip ktktan evlerin hibirinde, bir kez olsun, byle bir eyden sz almamt. Bu iki adamn kim olabileceklerini, ne yapm olduklarn merak etti. Zaten pek az konumakla yetinen, syledikleri de aka anlalamayan Doktor Wilburn'e gre, ortaya umulmadk eyler de kabilir; cinayeti, sradan bir cinsel sapn ank sz konusu olamayaca, bambaka bir biimde aydnlatabilir. Spencer kalarn atyor, gene kendisini amalyorlarm gibi tedirgin edici bir duyguya kaplyor, hekimin iren glmseyiini, yrtc bir alayla parldayan gzlerini grr gibi oluyordu. Doktor Wilburn, bu cinayet konusunda ne dndn ya da neler bulmu olduunu anlatacak yerde dikkatimizi garip birka nokta zerine ekti; szgelii, bu eit cinayetlerde, katilin, brakt izleri silmee zenmesinin pek seyrek grldn syledi; bu suu ileyen adamn hibir yan zorlamadan eve girmi olmas zerinde durdu. Daha da garip olan... Ge kalmak korkusuyla birka satr atlad. Byle, eviyle Crestview arasnda, bir eit no-man's-land'de, her iki yandakilerin baklarndan kamaa urarmasna durmaktan biraz utan duyuyordu. renmee asl can att eyleri herhalde gazete yazmayacakt. Yaznn banda, bilmece gibi iki satr vard: ldrlen kzn, boulmadan nce herhangi bir saldrya uramad kesinlikle anlalm gibidir; nk boaz zerindeki rkler dnda, gvdesinde herhangi bir iz bulunmad. Bu eyleri bu kadar kesinlikle dnmemek, gznn nne getirmemek isterdi. Christine'le bile konumamlard bunlar, ikindi boyunca da, akam saatlerinde de, konumalarna kulak verseniz, bu cinayetin herhangi bir neden olmakszn ilenmi bulunduunu sanrdnz. Oysa imdi, boulmadan nce Bella'nn saldrya uramadn ileri sryorlard. Saldn derken, gazete, cinsel bir saldry anlatmak istiyor idiyse, yaznn baka bir yerinde geen "st ste saldn" szleriyle elikiye dlmyor muydu? Bu muydu kafasn yoran ey? O stunu bitirmeden sayfay evirdi. Bayan Katz'n adnn getii bir alt bal okudu, bylece Bayan Katz'n adnn Sheila olduunu rendi. kindi zeri, gnll olarak verilen bir ifade, kovuturma alannn snrlarm izebilecek zellikler tamaktadr. Katilin, kap ya da pencerelerde herhangi bir zorlama izi brakmadan eve nasl girebildii merak ediliyordu. Oysa, Bella Sherman'n sinemadan (?) dnnde ev

sahibi Spencer Ashby'nin alma odasna indii, sa grld en son yer olan bu odada da ancak pek ksa bir sre kald bilinmekteydi. Ancak, bu nokta, ank geree tamamyla uygun deildir. Evi Ashby'lerin evinin karsnda bulunan Bayan Sheila Kat, akam saat dokuz buua doru, dinlenmek, almasna bir para ara vermek zere piyanosunun bandan kalknca, bahe yolunun yetersiz aydnlnda ancak seilebilen iki karalt grmtr. Gen kz, yabanc olmad iin tanyabilmi, onunla konumakta bulunan olduka uzun boylu bir erkee pek dikkat etmemitir. OK. gemeden Bella Sherman, antasndan kard bir anahtarla kapy ap eve girmitir. Adamsa, uzaklap gidecek yerde, yolun ortasnda dikilip kalmtr. ki dakika sonra, kap yeniden almtr. Bella Sherman dar kmamtr. Gerekten, Bayan Katz, kz bir daha grm deildir. Ancak, kapdan uzanan bir kolun delikanlya bir ey uzattn, delikanlinin da hemen oradan ayrldn grmtr. Bu uzatlan eyin, evin anahtar olduu dnlemez mi acaba? te yandan Bayan Ashby de, bir ay kadar nce evlerine geldii gn kza evin bir anahtarn verdiini sylemitir. Oysa bu anahtar Bella'nn ne odasnda, ne antasnda, ne de giysilerinde bulunabilmitir. Polis, akamn ge saatlerine dek, kimi kentli, kimi de yre kyls birtakm delikanllar sorguya ekmitir. Gazeteyi baskya verdiimiz u ana dein, kz sinemada ya da baka yerde grdn syleyen kimse kmamtr. Bir korna sesi, su stnde yakalanmasna yreini hoplatt Spencer'in. Kornay alan, Whitaker'di, rencilerinden birinin babas... Ara- . basyla okul yokuundan aa iniyor, elini sallyordu. Spencer buna sevindi; yaknlk gsteren, allagelmi bir davrant bu; hibir ey olmamt sanki. Ama imdi Whitaker, retmeni yolun kysnda, arabasnn iinde tek bana otururken grdn gidip anlatmayacak myd una buna? Yokuu kt; gene bir znt vard iinde, donuk bir znt, belli bir nedeni, bir gc olmayan bir znt, biri kendisini bile bile krm, zm gibi... Bu yolun tek bir aac bile kendisine yabanc deildi; yllarca bekrlar topluluunun bir yesi olarak kald yeil daml kk ise daha da bildik, daha da dost yzlyd. Onun zamanndaki bekrlardan ancak bir tanesi kalmt Crest-view'da; nk retmenlerin durumu da rencilerin durumuna benzer. "Kkler", birinci snftakiler, yava yava "byk" olur, son snfa gelir. O zamanki bekr arkadalar bir Latince retmeni dnda hep evlenmilerdi. ou da imdi kolejlerde ders veriyordu. Her yl, kk snflara yeni ocuklar gelmesi gibi retmenler arasnda da yeniler vard imdi. Bunlar, Spencer'i yalca bir adam olarak grdklerinden kendisini adyla armadan nce bir duraksyorlard. Arabasn garaja brakt, kapnn nndeki merdivenden kt, lastik izmeleriyle yamurluunu kard. Bayan Cole'un oda kaps her zaman

ak dururdu; Spencer'in geldiini gren yazman kz yerinden heyecanla frlad. "Ben de, gelip gelmeyeceinizi renmek iin demin evinize telefon ettim." Spencer'i gene okulda grd iin, besbelli, seviniyor, glmsyordu. Ama niye yle bakyordu ki? Hani ok ar bir hastalktan yeni kalkan birine, insann kendini alamayp bir tuhaf bak gibi... "Bay Boehme pek sevinecek, btn retmenler de yle..." Caml kapnn ardnda bir geenek uzayp gidiyordu; bu saatte renciler burada silkinip stn ban dzeltir, snfa girmee hazrlanrd. Okulun her yann kaplayan bir koku vard: Bir stl kahve ile kurutma kd kokusu. Btn yaam boyunca bu kokuyu koklamt Spencer, ocukluunun gerek kokusu buydu. "Siz ne diyorsunuz bu ie? Bural bir adam m ilemitir cinayeti?" Kadn, bir gece ncesi Spencer'in gstermi olduu tepkiyi biraz daha yaln bir biimde gsteriyordu. Bu cinayet, gazetelerde rastlayp okuduklar, hibir gereklii olmayan cinayetlerden deildi. Kentlerinde ilenmiti; bu usa smaz sapncn sulusu, kentlerinde yaayan, tandklar, yaaylarna kansan biriydi. "Bilmiyorum Bayan Cole. Adamlarn azndan sz kmyor..." "Bu sabah New York radyosu cinayeti ksaca haber verdi." antas koltuunda, caml kapdan geti, gzlerini karya dikip snfna doru yrd. Kendisini en ok korkutanlar rencileriydi gene de; belki de Bruce'un glmseyiini unutamad iin... ocuklarn kendisini aka szmekten ekindiklerini, konumalarn srdryormu gibi yaparak yanlarndan gemesini beklediklerini duyuyor, anlyordu. ocuklar heyecanlyd ama, besbelli, birounun boazn bir el skyor gibi olmalyd... Spencer'in susuz olduunu gsteren kesin bir kant yoktu nk. Katil bulunup suunu itiraf etmedike, Spencer'in susuzluu kesinlik kazanmayacakt. Katil ele gese bile kuku duyacak kimseler kacakt gene. Ama kuku duyulmasa bile, kendi, zerinden bir lekeyi silip atamam gibi olacakt, yle geliyordu ona. Dn sabah sorguya ekilirken, Ryan'a ierlemiti dorusu. Coroner baya, kaba yontulmu bir adamd, Ashby, Ryan' densiz bulmu, ondan yaamnn sonuna dek tiksineceini dnmt. Oysa imdi, onu unutmu gibiydi. Gerekte, Ryan, Spencer'i saldrganlyla artmt; daha dorusu, Spencer'in herkesten bekledii dayanmay kendisine gstermemekle onu umut krklna uratmt. Buna karlk Doktor Wilburn, onu derinden, bile bile zm, krmt. imdi bile, otuz be rencisinin karsnda otururken, Bella'nn o unutmak istedii imgesi (Bella'nn, odasndaki durumu; Spencer'in arp elinin ayann dolamasn bekler gibi bir davranla oda kapsn araladklarnda, yerde yatar grd Bella'nn durumu) gznn nnden gitmiyorsa, hekimin yzndendi... O ara, Christine de phelenmiti Spencer'den... Yzlerini kendisine

doru evirmi bakan bu ergen ocuklarn ka Bella'y onun ldrm olduuna inanyordu, kim bilir? "Adams, Fenikelilerin tecim etkinlii zerine bildiklerinizi anlatn bize..." Sralarn arasnda ar ar dolayordu, ellerini arkasnda kavuturmutu; btn yaamn okulda geirmi olduu zerinde imdiye dek, hi kimse durup dnmemi olsa gerekti. nceleri, elbette, renci o-larak girmiti okula. Sonra da, arada gerek bir gei dnemi olmadan, retmen sanyla okulda kalmt. yle ki, yeil daml kkten Chris-tine'le evlenmek zere kt zaman, yemekhanelerin, yatakhanelerin havasndan ilk kez ayrlm oluyordu. "Larson, Adams yanl bir ey syledi imdi, yanln dzeltin..." "zr dilerim efendim... Dinlemiyordum." "Jennings..." "ey... Ben de dinlemiyordum efendim." "Taylor..." le yemeine eve gitmezdi, nk her retmenin yemekhanede bakanlk ettii bir sofra vard. Derslere on buukta verilen ksa arada retmen arkadalaryla biraz konumutu ama kimse cinayetten sz amamt. Ryan'larla Wilburn'ler dnda, insanlar kendisine incelikle davranmaa alyor gibiydiler. Baretmen Bay Boehme'yi ancak uzaktan, bir odadan baka bir odaya getii srada grmt. Tam yemekhaneye gidecekken Bayan Cole yanna yaklat, besbelli, biraz sklarak: "Bay Boehme sizi odasna rica ediyor," dedi. Spencer kalarn atmad. Byle bir ey bekliyordu sanki, bundan byle her trl eyi bekleyen bir hali var gibiydi. Girdi, baretmeni esenledi, ayakta durup bekledi. "ok g bir durumdaym Ashby; iimin biraz kolaylamasna yardm etmenizi rica edeceim..." "Anlyorum efendim." "Dn bile, iki kez, kaygl seslerle telefon edildi bana... Bu sabah ise New York radyosu sizin u iten sz am..." Sizin u iten... demiti! "Sabahtan bu yana, saatten az bir sre iinde, yirmi kez telefon edildi. Hem bugnk sesler dnkne gre, epey deiik... Analarn babalarn ou, bu ite herhangi bir suunuz olmadn anlyora benziyorlar. Ancak, ocuklar bu ile kafalarn ne kadar az yorarsa, o kadar iyi o-lacak diye dnyorlar; siz de herhalde yle dnrsnz. Burada bulunuunuz, ancak..." "Evet efendim." "Birka gn sonra, soruturma bittii, heyecan da yatt zaman..." "Evet efendim." Spencer bunu kimseye amad ama o anda, tam o anda, alad. yle iri iri gzyalar dkerek, hkra hkra deil... Gzlerinde artan bir scaklk duydu yalnz; bir nemlenme, gz kapaklarnda bir batma... Ama Ashby'nin yreklendirici glmsemesi karsnda, Bay Boehme, bunun

farkna hi varmad. "Bana haber vermenizi bekleyeceim. zr dilerim efendim." "Sizin bir suunuz yok ki... Gle gle..." Bu ksack sahne, baretmenin dndnden, dnebileceinden, ok daha nemliydi; Ashby'nin nceden dndnden bile nemli... Ryan'n ettii lakrdlara dayanmt. Hekimin syledii szler bile, kiisel bir i olmaktan kmyordu, ancak kendini ilgilendiren szlerdi bunlar, handiyse aralarnda kalacak eyler... Ama imdi bu szler okul adna syleniyordu. Birine iini aabilse, dkebilse, neler neler sylemeyecekti Spencer... Hayr! Hibir ey sylemeyecekti. Byle eyler kabul edilmez. Byle eyleri usa getirmekten kanlr. Christine'le evliydi. Yaayn Christine'le birlikte kurmu olmas bekleniyordu kendisinden. Ama rnein, Bella ona "Allah rahatlk versin" demee geldii sra, tornada tahta yontuyordu, "ilii" adn verdii odada... Ya bu ilik, neye benziyordu ki? Yeil daml kkte deyip dzenledii ilie... Eski mein koltuk, o ilikte dururdu zaten. Tornada alma alkanlna gelince, bunu da rencilerin iliinde edinmiti. Bu konulan dememek, bunlarn anlamn aramaa kalkmamak daha iyi olurdu. Mutsuz bir insan deildi. Her eyden yaknan insanlarla bir araya gelmekten saknr, boy ilerini, cinsel konulardan sz aanlar kadar densiz kiilerden sayard handiyse... Bay Boehme'nin hakk vard. Baretmen olarak, imdikinden baka trl davranamazd ki! Bu kararnda herhangi bir phe, herhangi bir yergi gizlenmiyordu. Ancak, grnmemesi daha iyi olurdu bir sure-Bayan Cole'un bundan haberi vard besbelli; Spencer geenekten geerken, yapma bir nee ile seslenmiti nk: "Yaknda grrz gene! Hem pek yaknda, eminim." Nasl aklanabilirdi bu? Karsnn evinde, iyice rahat edebilmek iin, okuldaki iliine benzettii bir alma odas dzenliyordu kendine; imdi ise okul onu uzaklatryor, atyordu, hi deilse geici olarak; yle ki, avunmak zere karsnn yanna dnyor, ona snyordu... Arabay iletti. Yolun ilk dnemecinden kvrlrken, sert bir manevra yznden, cam gibi buzlarn zerinde az kalsn kayacak, yoldan kacakt. Bundan sonra daha dikkatli davrand, kpry geti, postanenin nnde durdu; kutusunda yalnz birtakm tantmalklar vard. Ama postanede grp esenledii iki kadn (iki rencisinin anneleri) ona aknlkla baktlar. Bunlar, okula telefon edenlerden deildi herhalde; Spen-cer'i ders saatlerinde kent iinde grmek artmt onlar. Evinin nnde, bahe yolunda duran arabay tand: Eyalet polisinin arabasyd bu. Oturma odasnda Christine'in yannda yardmc Averell vard. Christine, Spencer'e, ne olduunu sorar gibi bakt. "Baretmen, birka gn okulda grnmezsem daha iyi olur diye dnyor." Hafiften glmsedii bile sylenebilirdi.

"Hakl. renciler ok heyecanlanyordun.." Averell: "Grdnz gibi, arlmadan, karnzla biraz gevezelik etmee geldim efendim. Bugn leden sonra burada olmas beklenen Bayan Sherman gelmeden nce, zerinde biraz bilgi edinmek istiyordum. Bu arada kz konusunda da daha ak, daha kesin bir dnceye varmaa alyorum." Ashby: "Ben alma odama gideyim," dedi. "Rica ederim gitmeyin. Burada kalmanz beni ancak sevindirir. Dorusu ya, sizi evde bulmaynca armtm; Crestview'da yle bir ey olacan bekliyordum nk. Gazeteleri okumusunuzdur..." "yle bir gz attm." "Gazetelerin yazdnda, her zamanki gibi, doruluk pay da var, yanl olan eyler de... Ama genellikle, anlattklar eyler, gereklie hemen hemen uyuyor..." Christine kardan bir eyler anlatmaa alyordu; karsnn ne demek istediini Spencer neden sonra anlaynca, Averell'e sordu: "Bir viski iersiniz, deil mi?" Christine haklym. Averell hi duraksamadan ikiyi kabul etti. O da, bu ziyaretin resm grnmemesi iin elinden geldiince urayordu. "Biliyor musunuz? Bu ii bana telefonda ilk anlattklar zaman dikkatimi hemen eken ey, u viski konusu oldu. Hani cinayet karayolu zerinde ilense, ldrlen kz da u yol st lokantalarnda rastlanan kzlardan biri olsa durum deiirdi. Ama bu evin iinde ilenince..." Spencer'in bu szlerden anlayp rendii uydu: Bella'nn imi olduu ikiden yardmcnn daha dn sabah haberi vard... Demek Wilburn viski kokusunu hemen duymutu; cesedi Ashby'ye gsterdiklerinde, koltuun arkasndaki ieyi belki de oktan bulmutu. Bunun da bir anlam vard. Gerekte hekim, bu cinayetin bir serserinin, bir sabkalnn elinden ktn artk dnmyor demekti. Hekim, Spencer'den phelenmiti bunun zerine... Peki, kendi davranlarnda, bu pheleri destekleyebilecek, artrabilecek herhangi bir ey var myd? Bu soru, baka trl, kabaca sorulacak olursa, Spencer birtakm belirtiler mi gsteriyordu? Spencer, cinsel cinayetler zerinde hi durmam, bu konuyu hi incelememiti. Bildikleri, herkesin bildii, gazetelerden, dergilerden renilen eylerdi. tte, bu blgede cezaevinde olmadklarna gre tehlikeli saylmayan, gz hapsinde bulundurulmakla yetinilen en az iki manyak olduu ortaya kmt... Spencer, bunlar utaclardan, orasn burasn gstermekten holanan hastalardan olsa gerek diye dnyordu. Bunlarn adn renmee, onlar gzlemlemee alacakt. Ama onu asl ilgilendiren, cinayet ileyen tipti... Bu ilgisini de anlyordu. Sanki hepsi "bu cinayeti ileyen, bu ileri

yapmaa alm biri, rastgele bir adam, bir serseri, herhangi bir azl herif olsayd, i kolay saylrd," diyordu. Bu adamlarn kafasn yoran eyler, Ashby'nin ancak azar azar rendii, birkan ise daha yeni yeni sezer gibi olduu birtakm ayrntlard. nce, u biliniyordu: Bella, kendi isteiyle viski imiti. stelik, ilk iii olmadn dndrmee yetecek kadar da ok imiti. yleydi, deil mi? Sinemaya gitmemiti. Kapnn nne gelince, hanm hanmck "Allah rahatlk versin" diyecei bir delikanlyla dnmemiti eve... Ash-by'nin alma odasna indii zaman, darda kendisini bekleyen biri vard; biraz sonra, gidip anahtarn verdii biri... Bunun da bir anlam vard. Bella, onlarn bildii, dnd kz deildi; erkeklerle yatak odasnda buluan bir insand... Gazeteye gre, byle bir insan olduunun anlalmas, hekimin cesedi aarken duyduu pheleri doruluyordu. Artk kz olmadn, kadn olduunu anlatmak istiyorlard, deil mi? Ayrca, iddete bavurmak gerekmemi olduunu da, usulca belirtiyorlard. Wilburn, btn bunlar, ta bandan beri biliyordu; Spencer buna emindi. mdi Wilburn, Spencer'in katil olabilecei dncesini, gerek-lemei gereksinmeden, daha batan, bir yana brakabilirdi ama, brakmamt. Spencer'i de allak bullak eden buydu ya... Wilburn kendisini on yl akn bir sredir tanrd, ona ka kez bakm, onunla ka kez bri oynamt; Christine'le ailesini teden beri tanr, onlarla grrd. Keskin bir zeks vard; gerek urandaki grgs gerek insanlk grgs ise, herhangi bir ky ya da kent hekiminin grgsn kat kat aard. Oysa, Wilburn'e gre, gecenin birka saatini Bella'nn odasnda geirip onu boan erkein Ashby olmas, olanaksz bir ey deildi. Spencer, ban tek bana patlatp temizlemee alyordu. Geceden beri, hibir sonu elde etmeden, bunun iin urayordu. Hem, dahas vard; hekimin glmseyii... Yalnz sabahki glmseyii de deil; saat ikide, Ashby'nin, karsnda rlplak durup dolaysyla susuzluunu tantlad muayene srasndaki glmseyii... O srada bile Wilburn, anlayan bir insana glmser gibi glmsyor-du Ashby'nin karsnda; anlayabilecek birine, baka deyile sylenecek olursa bu ii yapabilecek birine glmser gibi glmsyordu... Hepsi bu kadard ite. Belki o kadarla kalmyordu ama en nemli, usunu en ok yoran eyler bu kadard. yle ki, Averell'i, elinde sodal viskisi, temiz insan yz, ak yrekli, arbal adam baklar ile, evinde, karsnda oturur grnce, onu alma odasna gtrp u soruyu aka sormak geliyordu iinden: "Yapmda ya da davranlarmda bu trl bir ey yapabilecek bir insan olduumu dndren herhangi bir ey var m?" Gerek onuru, gerek susuzluunun kantlar ortada olduu halde kendisinden yeniden phelenilmesi korkusu, onu bunu yapmaktan alako-yuyordu. Ho, bunlar gerekten kant saylr myd? Geri Bella'nn trnaklar altnda grlen kan vard, buna karlk Wilburn onu muayene

etmi, gvdesinde ufack bir izik olsun bulamamt. Ama bundan baka ne vard? Karanlkta kapnn nnde grlen, Bella'nn bir ey verdii adam? Bella'nn o adama bir ey verdii nereden belliydi? Verilen eyin anahtar olduu nereden belliydi? Bu olay Bayan Katz'dan bakas grmemiti. Sheila Katz, polisin Ashby'den phelenmemesini salamak zere, byle bir ifade vermee kalkamaz myd? Hem yle yapmas ille de Ashby'ye acdn gstermezdi ki... Spencer, evin iinde gidiini geliini, dolamalarn, penceresinin nnde duran Bayan Katz'n ilgiyle izlemekte olduunu birka kez kurmu, dnmt; Christine'le konuurken Katz'lardan hi sz amamasnn balca nedeni de buydu. Averell konuuyordu: "Virginia'daki Eyalet polisi bize herhangi bir bilgi salayamad; bu yzden biz de, Federal polisin orada bir soruturma yapmasn istedik. Elde edebildiimiz tek bilgi, Bayan Sherman'n birka ay nce gecenin ikisinde sarho halde araba srd iin tutuklanm olduu." Christine, gzlerini neredeyse gln olacak lde belerterek: "Lorraine'in arabasn m sryormu?" diye sordu. "Hayr, yannda gezdii evli bir adamn arabasn kullanmaktaym. Bu adam oralarda pek tannm bir kii olduu iin bu i mahkemeye gtrlmemi." "Lorraine'in bundan haberi var m?" "Olmaz olur mu? Hem bu kzn, annesinin cann daha baka eylerle de skm olduunu sanyorum. Bella'nn okuduu okullardan gelecek bilgileri bekliyoruz imdi." "Ben de hibir eyin farkna varmayaym ha? Haydi ben farkna varmadm; arkadalarmdan biri olsun, nasl farkna varmad? Bella'y arkadalarnm birouna, zellikle kz analarna tantmtm nk..." Zavall Christine! Bylelikle yklendii sorumdan rken, iitecei szleri dnerek tasalanan Christine'cik! "O kadar az boyanr, stne bana o kadar az zenirdi ki... Klna biraz daha dkn olmasn ben sylerdim..." Averell hafif hafif glmsyordu. "Annesi normal bir insan mdr?" "Dnyann en iyi kadndr Lorraine! Biraz grltcdr, biraz hoyratadr, biraz erkeksidir ama yle ak yrekli, yle iyi bir insandr ki!" "Bayan Ashby, Bayan Sherman' gtrdnz aileler hangileridir, zahmet olmazsa bir listesini karr mydnz bana?" "Hemen karaym. Onu olsa olsa on aileye tantmmdr... Erkeksiz aileleri de yazaym m listeye?" Christine o kadar da safyrek deildi hani! "Hayr, onlar gerekli deil..." Christine ocan yannda, kede duran yaz masasna gidip oturunca, Averell Ashby'ye doru dnd, ta atmaa kalkmakszn sordu: "Bu gece uykunuzu alamamsnz galiba?" Bu adam Spencer'e tuzak kurmaa kalkmyordu. "Doru. Hemen hemen hi uyuyamadm diyebilirim. Dalnca da

karabasanlara uradm..." "Aklanyorum belki de... Ama sizin, kzlarla pek az dm kalkm bir adam olduunuza bahse girebilirim..." "Hi dp kalkmadm. Rastlant olacak, gittiim okullarn hibiri karma okul deildi... renci sralarndan kalktm gn de retmen koltuuna oturdum." "alma odanz pek sevdim dorusu. Gidip oraya bir daha gz at-sam cannz sklmaz, deil mi?" Averell de, tekiler gibi ona dman m kesilecekti? Ashby byle bir eyi olas grmedi. Averell'i odasnda arlamak onu mutlu klyordu. Bardan elinde tutan Averell, arkasndan kapy rtt. "Bu koltuu eve getiren sizsiniz, deil mi?" "Nasl bildiniz?" Yardmcnn, "canm, bunu bilmek de i mi?" der gibi bir hali vard. Ashby, onun ne dndn anlyordu. "Babamdan kalan eya arasnda bir tek bu koltuu alakoydum." "Babanz leli ok, mu oluyor?" "Yirmi yl kadar oluyor..." "Sormama izin verin... Neden ld acaba?" Ashby, duraksad; evresini alan, alm olduu eyaya danr gibi baknd, neden sonra Averell'e doru bakarak ban kaldrd. "Bu dnyadan ayrlma daha uygun bulduydu..." Kendi azndan kan bu szleri iitmek tuhaf oluyordu. Ban sallayarak: "Hani 'ok iyi aile' derler ya," diye ekledi, "ite yle bir ailedendi babam. Daha da iyi aileden bir kz almt. Hi deilse, yle derlerdi de duyardm ben. Ne var ki babam, kendisinden umulduu, beklendii yolda davranmamt yaaynda..." Yeniden alma odasna indirdii viski iesini geliigzel gsteriyordu Spencer. "Bu, hele bu... ok alalmak tehlikesiyle kar karya kaldn duyar gibi olunca..." Sustu. br anlamt ne demek istediini. "Anneniz sa m?" "Bilmiyorum. Galiba sa..." Averell, dnmeksizin yaplveriyormu gibi grnen bir devimle, eski mein koltuun kolunu, canl bir insann kolunu svazlar gibi svazlamaa balad. Bunu bilerek yapyor idiyse, anlatlamayacak lde byk bir incelik gsteriyor demekti. V Saat buuktu; klarn daha yaklmad oturma odasnda, gn karanyordu. Aralkta olsun, evin yatak odas dnda baka bir yerinde olsun, klar yanmyordu; yatak odasndan pembe bir aydnlkla birlikte, sokaa gitmee hazrlanan Christine'in kard allm sesler, grltler geliyordu. Lorraine'i bekliyorlard, buraya drd yirmi gee varan New York treniyle

gelecekti; istasyon evlerinden iki mil kadar uzaktayd. Lorraine'i karlamaa Christine gidecekti, iinde bir odunun yanp dalmak zere olduu ocan nnde oturan Spencer, gzlerini yummutu, piposundan ara ara bir nefes ekiyordu. Darda, k gecesinin ortal ar ar kaplad grlyordu; tek tuk yanan klarn parlts geen her dakikayla artyordu. Christine herhalde yatan kysna oturmu, ayakkabsn giymek zere ayandan terliini karmt ki br klardan daha ak, daha gz kamatrc, daha oynak iki k, eve girer gibi oldu, tavann bir parasn aydnla boduktan sonra gidip iki hayvan gibi, Katz'larn evi nnde durdu. Src arabann kaplarn ap kapyordu... Bu arabay bilmiti Ashby, Bay Katz'n arabasyd... br arabalardan daha uysal, daha baka bir grlt karan, devinii bile bakaym gibi grnen bir arabayd bu. Bay Katz belki yalnz birka saat, belki de birka gn kalmak zere dnyordu evine. Hi belli olmazd... Spencer ban kaldrp pencerelerine doru bakmt; Sheila arabann geldiini duymu muydu? Duy-duysa kocasn karlamak iin yerinden kalkacak myd? Komu olduklar halde, kadnn adn Spencer'in ancak gazeteden renmesi tuhaf deil miydi? imdi artk, onu tand iin, kadna daha bir yabancllk yaktryor, onu Boaz kysnda, Beyolu'nda yerlemi u eski Yahudi ailelerinden birinin kz olarak dnmekten holanyordu. Kafasn uyank tutmak iin hi uramyor, uyukluyordu. Byk arabann klan yattrlan iki kocaman kpek gibi sndrlr sndrlmez, bayrdan daha grltl bir baka araba trmand; bir kamyonetti bu, zerinde bir New York kilit firmasnn ad ile adresi vard. Arabadan U kii inmiti; evinin eiinde duran, krk astarl paltosunun iinde yuvarlack toparlack grnen Katz, ksack kollarn sallaya sallaya bu adamlara, ne istediini anlatyordu. New York'ta, Bella'nn ldrldn iitmi olacakt... Evine, almaz kilitler, kim bilir belki de bir uyandn dzeni yerletirmek zere, yanna uzman iiler de katarak, koup gelmi olacakt. Odasnda kouup duran Christine: "Ge kalmadm ya?" diye sordu. Spencer tam karlk verecekti ki sokak kaps vuruldu, sarsld. Kotu at, karsnda tanmad bir kadn grnce aalad. Boyu, kalb, Spencer'in boyuna, kalbna eit olan bir kadnd bu. Yz bir erkek yzn andryordu. Pas rengi ynlden bir tayyr vard srtnda; tayyrn de yaban kedisi postundan yaplm bir manto rtyordu. Her ey ylesine anszn olmutu ki, btn ayrntlar Spencer ilk bakta kavrayamad, ama kadnn kabna smay, ast ast kestii kestik bir hali oluu, viski kokusu, dikkatini hemen ekti. "Christine evdedir herhalde..." Spencer, kilitinin kamyoneti arkasnda duran New York taksisinin san karoserini ancak kapy kaparken grd. Bahelerinin karl yolunda bu araba pek tuhaf duruyordu.

"Adamn parasn verir misiniz ltfen? Havaalannda, yola kmadan, crette anlamtk. Sizden daha fazlasn istemesin. Yirmi dolar vereceksiniz..." Kadnn sesini alan Christine, odasndan bard: "Lorraine!" Lorraine'in, Spencer'in srcye parasn verdikten sonra alp getirdii tek bir antas vard yannda; kk bir antayd o da... "Kzna ilikin bir eyler anlatt bana; doru mu?" diye sormutu src. "Evet. ldrld." "Bu evde mi?" Dikkatle bakabilmek iin ban eip uzatm, ileride, grdklerini anlatacan dnen kimselerin mzelerdeki yaptlara bakt gibi bakmt eve... iki kadn, bara bara konuuyor, ilerinden hkra hkra alamak gelerek bakyor, burunlarn arada bir ekmekle yetiniyorlard; hibiri alamyordu gerekte. Srcnn soruunu biraz andrarak Lorraine: "Buras m?" diye sordu. Spencer bu kadna acmak zorundayd ama d krklna da uramt. Belki Christine'den yal deildi ama yal gsteriyordu. Sa aarmt, kt taranmt; yanaklarn ak renkli birtakm tyler kaplyor bunlar enesine doru indike sertleiyordu. Bu kadnn bir zamanlar gen kz olduunu dnmek gt. Hele Bella'nn annesi olmas bsbtn inanlmaz bir eydi. "Biraz elini yzn ykamak istemez misin?" "Hayr. Her eyden nce bir eyler imem gerek." atlak bir sesi vard. Bu ses belki de her zamanki sesiydi. Spencer'e iki kez bakmt ama evin duvarlaryla Spencer arasnda herhangi bir ayrm grmyor gibi bir hali vard. Oysa Spencer'in kim olduunu pek gzel bilirdi. "Gtrdkleri yer uzak m?" "Be dakikalk yol." "Hemen gitmeliyim oraya, yapacak ilerim var." "Ne yapacaksn? Onu Virginia'ya gtrmei mi dnyorsun?" "Ya ne yapacam? Kzm buralarda gmdreyim de yapayalnz m brakaym? Sa ol. Su istemez. Sert bir ey imem gerek." kiyi susuz iiyordu; patlaka gzleri sulanmt ama zntsnden mi yoksa gelmeden nce itii ikilerden mi, belli deildi. Spencer bu kadna biraz gcenmiti sanki. Bella'nn annesinin baka trl bir kadn olmasn isterdi nk... antasn sehpann zerine brakrken, yolda ald anlalan gazeteleri de yanna koymutu. Gazetelerin arasnda bir de Danbury gazetesi vard (Danbury bir saat kadar nce iinden getii bir kentti), iri puntolu baln grnce. Spencer, gazetede Bella'nn sz edildiini anlad ama elini uzatp gazeteyi almaktan ekindi. "Bir banyo yapsan biraz dinlenirdin Lorraine... istemez misin?... Yolculuun nasl geti?"

"yi geti... Galiba... Farknda deilim..." antann zerinde havayollar irketinin yaftas hl yapk duruyordu; gmrkte tebeirle izilen imler silinmemiti daha. Christine Lorraine! odasna gtrmek iin urayordu. O ise direniyor, iitmemi gibi davranyordu; Spencer, sonunda, kadnn orada duran ieden tr gitmek istemediini anlad. Tuttu, Lorraine'in bardan yeniden doldurdu; o zaman Lorraine barda eline alarak glk karmadan Christine'le birlikte kalkt yrd; odaya kapandlar. Souk bir sesle, bir uakla konuurmuasna taksi parasn vermesini syledikten sonra Lorraine'in Spencer'e tek bir sz bile etmemesi nedendi acaba? Mahsus mu yapyordu? imdi banyodan musluk sesleri, ekilen suyun grlts, Lorraine'in erkeksi, Chnstine'inse daha duru, daha donuk sesi duyuluyordu. Karda, yukarda, ellerini arkasnda kavuturmu Bay Katz, geni pencerenin nnde gidip geliyordu; grnmeyen birine bir sylev veriyordu sanki; herhalde, iilerin yapmakta olduu i zerine konuuyordu. Bella'nn lm yznden Sheila'y, deerli bir nesneymiesine, koruyucu tellerden oluturulmu gizemli bir ala saryorlard; bu i Ashby'yi etkiliyordu gerekte. Katz'n kafas dazlakt ama dazn, lcivert prltl, kuzgun karas birka telle rterdi. stne bana pek dknd; kokular da srnrd herhalde... Odadan kan Christine, parman "sus" der gibi dudana gtrp telefona gitti, bir numara evirdi; bu srada banyodan, biri hkra hkra alyor ya da kusuyor gibi birtakm sesler geliyordu. Christine, u anda ona bir ey syleyemeyeceini, baka trl davranamayacan anlatyordu gzleriyle. Spencer ad gibi biliyordu, Christine de umut krklna uramadysa bile kendisi kadar aakalmt bu hale. "Alo! Coroner'in dairesi mi efendim? Bay Ryan'la konuabilir miyim acaba?" Sesini alaltp abuk abuk anlatt kocasna: "Telefon etmemi o istiyor," dedi. "Alo! Ben Christine Ashby, Bayan Moeller... Bay Ryan'la biraz konuabilir miyim acaba? Bekliyorum, evet..." Gene alak sesle. "Hemen gitmek istiyor," dedi. "Ne zaman?" Karlk vermee vakit bulamad. "Bay Ryan? Rahatsz ediyorum efendim, affedersiniz... Size sylemitim, arkadam Lorraine'i bugn bekliyordum; trenle geleceini sanyordum, oysa, uluslararas havaalanndan taksi tutmu, kageldi, artt beni. Evet. Burada. Hayr, urayacak vaktimiz olmad daha. Ne dediniz? Bilmiyorum. Elbette; evimiz kendi evi saylr, buraya gelip ona soracanz sorabilirsiniz, isterseniz... Nasl?... Bir dakika. Soraym. Bir saatten nce bir buuk saat diyelim buna oralara gelmeyiz nasl olsa..." Christine, yerinden kmldamam olan, piposunu hl azar azar

ekitiren kocasna bakarak zr diler gibi glmsedi. br odaya gidip Lorraine'le konutu, oturma odasna dnd. "Alo! Evet, tamam. Sizi Litchfield'e gelip grmek istiyor. Arabay ben kullanacam... Grrz efendim..." Lorraine arala kmt; stnde tayyrn yalnz eteklii vard, st yoktu; pembe igmlei bir grei gs rter gibiydi; biraz akn bir sesle sordu: , "antam ne oldu?" "El antan m?" "Tuvalet antam, canm!" Ashby Bella'y dnyordu; kendisine hem daha yakn hem daha uzak bulmaa balad Bella'y... Bella ne yapca ne de huyca benziyordu annesine. Ama imdi, Bella'nn, yannda yaam olduu bir insan tanmaa balayan Spencer'in gznde bu kz bundan tr daha bir gereklik kazanyordu. Daha da kk, haar bir kz oluveriyordu Spencer'in gznde... Belki de, Bella'y l bulduklarndan beri, Spencer'i ylesine tedirgin eden de buydu gerekte... Bella iin sylenenlerin hepsi olup bitenler, daha sonra ortaya kan eyler gz nnde tutulursa ister istemez, bir kadn zerine sylenecek szlerdi. Oysa gerekte Bella, kk, haan bir kzd ancak... Bundan trdr ki, lmnden nce, Spencer ona aldr etmemiti. Cinsel bakmdan herhangi bir zellik kazanmamt Spencer'in gznde, diilii olmamt onun iin. rnein, kzn gsleri olabilecei gelmemiti usuna. Sonra da, anszn, onu yerde yatarken grmt, odasnda, yerde... "Seni yalnz brakacaz Spencer..." "Peki canm. Gle gle..." "Uzun srmez herhalde. Lorraine yreklidir ama artk hali kalmad, biliyorum..." Lorraine iri, bulank gzlerle ieye bakyor, Christine ise neye karar vereceini bilemiyordu. Ona imdi iki vermese, Litchfield'e varmadan az nce yolun kysnda duran, prl prl aydnlatlm bar nasl olsa grecek, o barda biraz oturmalar iin Christine'! nasl olsa sktrp duracakt. Ryan'a biraz "tuhaf grnmesi pahasna da olsa, Lorraine'in isteini yerine getirmek daha usluca bir i olmaz myd? Adamlar, bu tuhafln zaten heyecanna, zntsne yorarlard. "Bir bardak ielim de yle gideriz." "Sen imez misin?" "imdi imem, sa ol." "Kocann bana bakndan holanmyorum... Erkeklerden holanmyorum zaten..." "Gel Lorraine." Krkn srtna geirmesine yardm eden Christine, onu arabaya doru srkledi. Ashby, bir an yerinden kprdamad, sonra, piposunun ttn bittii iin kalkp kln ocaa boaltt, kalkmken de gitti, Lorraine'in getirdii

gazetelerden birini ald. Biraz burumutu bu gazeteler, yer yer elde tutulmaktan mrekkepleri dalp leke yapmt. Cinayet konusunda verilen bilgilerin kayna, sabah gazetelerinde verilen haberlerin kaynann aynyd, ancak bu bilgiler, birka nokta zerinde daha tam, birka baka nokta zerinde de eksikti; aynca, bu gazetede bir iki "son dakika" haberi de vard galiba. Spencer'in dikkatini eken u oldu: Gemite su iledikleri iin kendilerinden ilk elde phelenilen, sorguya ekilen iki adamn adlan burada da tam olarak verilmiyordu, ama kim olduklarn Spencer'in biraz dnmekle bulabilecei biimde, adlan bildirilmi, soyadlarnn da ilk harfi yazlmt. Polis, Irving F... adl bir kifiyi uzun uzun sorguya ekmitir. Bu adam cinayet gecesi vaktini nasl geirdiini kesin biimde anlatabilmitir. Irving F... bundan on sekiz yl nce, bir rza tecavz suu yznden iki yl hapis yatm, o zamandan bu yana, davranlarnda en ufak bir kusur grlmemitir. Paul D... adl baka bir kimse iin de durum ayndr. Bu adam da buna benzer bir sutan tr, kendi isteiyle, bir salk yurdunda uzun sre kalm, o zamandan beri de herhangi bir ikyete... Irving F... New York'lu bir bankacnn kknde bahvanlk yapan, hl Alman ivesiyle konuan, Fincher Baba diye ardklar yal bir Alman gmeniydi. Yedi sekiz ocuu vard en az... Torunlar da vard. Hepsi bir arada yaard. Bahvann evi okul yolu zerinde, parmakln hemen dibinde olduu iin Spencer bu adam yazn sk sk grrd. Kars ksa boylu, gvdesinin alt yan kocaman bir kadnd; aarm san tepesinde toplayp sert bir topuz yapar, yle gezerdi. teki, aldanmyorsa, hemen hemen ahbap saylabilecekleri bir adamd; toplantlarda karlatklar, ara sra, karlkl bri oynadklar bir adam... Soyad Dandridge'di, emlk aracsyd, bir emlk aracsndan umulmayacak lde de kltrlyd. Ashby, bu adamn bir zamanlar gerekten, "sanatoryum" dedikleri bir yerde uzun sre kaldn anmsyordu. Bu sanatoryumun ne eit bir sanatoryum olduu anlatlmad iin adamn cierlerinden hastalanm olduunu dnmt. Bu adam da evliydi. Kars gzelce, silik, ekingen, Christine'in "ilgin yzl" diyecei bir kadncazd. Birdenbire farkna varyordu Spencer, giysisinin altnda nasl bir gvdesi olduu kestirilemeyen kadnlardand bu kadncaz. O zamana dein usuna byle bir ey gelmemiti ama, Spencer imdi dnyordu da, arkadalar, tandktan arasnda, yle kadnlarn says hi de az deildi. Christine'in biimli, hem de dolgun biimli bir gvdesi vard ama yle gl bir kadnl hi deilse, imdi Spencer'in dnd eitten bir kadnl yoktu. Hem yle olmas artk yalanm bulunmasndan deildi... Tantklan zaman da yleydi. O zaman Christine yirmi alt yanda faland. (Aralarnda evlenme lf edilmee balamadan

ok nce tanmlard; o zamanlar Bayan Vaughan'n kanseri de sz konusu deildi daha.) Aile albUmUnde Christine'in yirmi yanda, on alt yanda ekilmi resimleri vard; aralarnda mayolusu da vard bu resimlerin; Spencer bunlar grmt. Yaknaca bir ey yoktu ortada; eninde sonunda, baka bir ey de aram deildi... Ancak Christine'in gvdesi, Spencer'in gznde, her zaman bir ana, bir bac gvdesi zellii tamt. Spencer, kendini anlyordu. Bella yle deildi ama... Saken, Spencer bunlara dikkat etmemiti dorusu; ancak imdi, Bella'nn byle olmadn, onun halinin bambaka olduunu biliyordu. Sheila Kati, da yle deildi. Hele Bili Ryan'n yazman, ancak soyadn bildii Bayan Moeller, hi deildi; tersine, ylesine diiydi ki bacaklarna baknca bile insann yz kpkrmz kesilirdi. Zili aldnda, karlk vermeden, uzunca bir sre telefonu szd, neden sonra, istemeye istemeye kalk yerinden; kendi scakl, kendi yalnzlnn iinde yle rahatt ki... "Efendim?" "Spencer?" Christine'di konuan. "Litchfeld'deyiz. Coroner'in yannda. Daha dorusu Lorraine onun yannda. Onu orada braktm, km. 'Ben kaym' dediimde Ryan kalaym diye herhangi bir ey sylemedi, tersine, sevindi galiba... Sana bir drugstore'dan telefon atm. Lorraine Ryan'n yannda biraz daha kalacana gre ben de teberi alaym dedim bu arada. Kayglanmayasn diye telefon ediyorum. Naslsn?" "iyi." "Kimse gelip seni rahatsz etmedi ya?" "Hayr." "iliinde misin?" "Hayr, yerimden kprdamadm." Niye merak ediyordu onu Christine? Telefon etmesi ho bir eydi ya, ne yaptn, nerede olduunu sorarken biraz fazlaca stelemi olmuyor muydu? "Bu gece ne yapacaz diye dnyorum... Onu, Bella'nn ey olduu odada yatrmamz, doru olur mu dersin?..." "Seninle yatsn peki..." "Sen o odada rahat eder misin acaba?..." Sanki niye ediyorlard btn bu lflar? Hele btn bu hazrlklarn, her zamanki gibi, gereksiz olacan, boa gideceini bilselerdi... Ama bilmiyorlard daha. Christine Lorraine'in huylarn daha iyi renmi olmalyd artk, ona sorulmadan kendisini ilgilendirecek kararlar verilmeyeceini bilmeliydi. "Ryan nasl?" "ii bandan akn. Bir sr insan bekleme odasna dolumu. Yzlerine uzun uzun bakmadm ama hepsi, bizim bural adamlar gibi geldi bana. ou da delikanl..."

"Telefonu kapasan iyi olacak galiba. Kap alnyor." "Haydi gle gle canm. Soukkanl ol..." Kapy anca Spencer, karsnda, kendisini esenlemek iin eilen Bay Holloway'i grd. Holloway ezilip bzlyor, bir densizlik ederim korkusuyla rpnyor, elden geldiince az rahatszlk vermek iin sanki ufalmaa bakyordu. "Lorraine Sherman' m grmee geldiniz?" "Hayr. Geldiini, u anda da Litchfeld'de olduunu biliyorum." Gz hemen viski bardaklarna gitti; Ashby'ninki ak renkli bir svyla yan yarya doluydu daha, Lorraine'inkinde ise su katlmam alkoln koyu izleri vard. Anlar gibi oldu; sonra Danbury gazetesine gz iliti. "Yaz ilgin mi?" "Daha bitirmedim." "Okumanza bakn siz. Ben sizi tedirgin etmeyeyim. Yalnz, Bayan Sherman'n yatt odaya biraz girmeme izin vermenizi rica edeceim. Sizce bir saknca, yoksa, ara sra, evde dolap oraya buraya bakmak isterim. Yalnz rica edeceim, bana aldr etmeyin, ben yokmuum gibi davrann." Holloway'le kars, dirlik dzenlik iinde yaayan ihtiyarcklard herhalde; adamn yn eldivenlerini, oraplarn, atklarn kars rse gerekti. Sabahlan boyunban balayan da gene karsyd belki... "Bir ey imek istemez miydiniz?" "imdi imeyeyim, sa olun! Daha sonra canm ekerse, ekinmeden isterim, inann..." Yolu biliyordu Holloway. Ashby, onu krmamak iin, koltuundan kalkmad; gazeteyi eline ald, gene o yazy okumaa balad; ama demin yaznn neresinde kalmt, onu pek bilemiyordu. Polis bir ara, ie yarar bir ipucu bulduunu sand. Hartford yolu zerinde bulunan Little Cottage adl bir gece kulbnn barmeni gelip ifade vermi, cinayet gecesi, gece yansndan az nce, hali kendisine sonradan biraz garip grnm bir iftin, barna urayp oturduunu sylemiti. Pek gen olan kadn, Bella Sherman' andryordu. Barmene gre bu kzn heyecanl, belki de hasta ya da sarho gibi bir hali vard. Yanndaki adam, otuz yalarnda gsteriyordu. Kzla alak sesle, ama ona bir ey kabul ettirmek istermiesine, bekinerek, konumutu. Barmen, ifadesinde unlar sylemitir: "Sylenenleri kabul etmek istemiyormu gibi ban sallayp duran kzn, yle rkm, ya da yle yorgun bir hali vard ki, bir ara sze karmak istedim. nk gece yars da olsa, yolda da olunsa, bir kadnla byle konuulmas houma gitmez. Bu kadn, kafay ekmi bile olsa..." SORU: Kzn sarho olduunu mu sylemek istiyorsunuz? YANIT: Bana yle geldi ki, iki kadeh daha imesi, szmasna yeter de artard. SORU: Kz sizin barda hibir ey imedi mi? YANIT: Bara gelip oturdular. Yrrlerken, anmsyorum, adam kz omuzlarndan tutuyordu, dmemesi iin sanki... Ama belki de kzn

kap gitmesinden korkuyordu da onun iin byle tutuyordu onu. Adam bira smarlamak istedi. Kz fsl fsl bir eyler syledi ona. Tantlar. Ben byle eylere alknmdr, onlar beni arp kokteyl isteyesiye, ben de bam evirip baka yana baktm. SORU: Kz verdiiniz ikiyi iti mi? YANIT: Barda azna gtrrken eli titredi, ikiyi zerine dkt. Ama giysisini silmek iin en ufak bir ey de yapmad. Adam mendilini uzatt. Kz istemedi. Sonra kz, adamn bardan elinden ald, iti. Adam fkesinden ne yapacan bilemiyordu. Saatine bakyor sonra kzn zerine doru eiliyordu. Bana kalrsa, kz alp hemen gtrmek iin urap duruyordu yle... Ashby ban kaldrd. Ufack tefecik Bay Holloway aralkta ayakta duruyor, insann yeni tuttuu bir evde, eyay nerelere yerletireceini kestirmek zere baknd gibi bakyordu sana soluna... Spencer'i grmyor gibiydi. Dalm gitmi olduu belliydi. alma odasnn kapsna dek yrd, kapy at, sonra girmeden, ban sallaya sallaya sokak kapsna doru gitti. nn grmyor gibi bir hali vard; yle ki Ashby, adam geebilsin diye bacaklarn ekmek zorunda kald. Holloway, incelikle ama bakaca bir aklamaya girimeden: "Teekkr ederim," dedi. Ondan sonra Ashby birka satr atlam olsa gerek. ... Araba New York plakas tad iin, polis bu yeni yolu izlemee balayacakt ama Bella Sherman'n cinayet gecesi giydikleri barmene gsterilince, adam bu giysilerin, szn ettii kzn giysileri olmadn kesinlikle syledi. Little Cottage 'daki kzn srtnda ak renkli, yakas ile kol kapaklar krkl bir yn manto ile epey burumu, kara ya da lcivert, ipekli bir giysi vard. Edinilen bilgilere gre cinayet kurbannn byle bir mantosu yoktu, o geceliine de byle bir mantoyu bir yerlerden bulmu olmas pek olacak ey deil... Barmenin dediine gre, bu ift bardan karken mterilerden biri: "Zavall kzcaz! Umarm, gzn bu akam, bu erkekte aacak deildir..." demitir. Gazeteye ancak yer doldurmak zere konan, yeni hibir ey retmeyen bu Little Cottage yksn Spencer, batan sona niye bir daha okudu? Geri polise yeni bir ey retmiyordu ama kendisine...? Bel-la'y tasarmlayna, Bella zerine kurmakta olduu imgeye, bu oku-duklar bir canllk vermiyor muydu? Gece kulbnde kokteyl ien kz ister Bella olsun, ister bakas... Bu iki kadnn ortak zellikleri yok muydu? ikisi de, Spencer'in ancak anlatlanlardan bildii, iyzn hibir zaman grmedii, renmedii bir yaama katlm deiller miydi? Gazetenin de, okurlarnn byk bir blne bu szlerin yepyeni bir dnya aacan bilirmiesine bu konumalar yaymlam olmas, tuhaf deil miydi zaten? Dpedz szlerdi bunlar, ancak, sylenmi olan szlerdi... Yaam boyunca bir gece kulbne gitmemi olan adamlara bu szler, bir gece kulbne gitmi gibi bir ey duyuruyordu... Ashby de

o adamlardand. Bu yk ona bir insan scakl, daha daha, koku gibi bir ey duyuruyordu, bir kadn kokusu gibi... Bunlar okuyunca, kadnlarn antalarndan kardklar pudralar, bu pudray dudaklarnn zerinden almak iin dillerinin ucu ile yalanlar, kpkrmz, yal dudak boyasn dudaklarnn zerinden basura bastra geirileri geliyordu usuna. Cesedi gsterdiklerinde barmen yle demiti: "Bara gelen kz o kadar gen deildi." Ama yle sylemesi de belki sakntl davranmak isteyiinden ileri geliyordu; yle ya, ergin olmayan bir kza alkoll iki verdiini itiraf etmek, iletme izninin, elinden alnmas demek olacakt. Byk karayollar boyunca, hele ehirlere yakn yerlerde rnein Providence'le Boston arasnda, ya da Cape Cod karayolu zerinde bu trl barlara ok rastlanr. Spencer, Christine'le yaptktan bir yolculuu anmsyordu... Bu harlarn ad her zaman neon klaryla ou zaman mavi ya da krmz, ara sra da mor harflerle gz hemen ekecek gibi yazl olur. Miramar, Gotham, El Charro, ya da sahibinin adna gre Nick's, Mario's, Louie's gibi adlar olur bu barlarn... Deiik renkte, daha kk harflerle bir bira ya da viski markasnn iln yaplr. Bu barlarda, her zaman, az bir k, hafif bir musiki, koyu renkli tahtadan yaplm bir duvar kaplamas, ara sra da tezghn zerinde, bir kede, televizyonun gm parltl gstergeci olur. Neden, ne trl bir armdan tr bunlar, kendisine geceleri yol kylarnda duran arabalar anmsatyordu? Yanndan geerken, iinde az aza iki solgun yzn grld o arabalar?... "imdi sizinle bir ey imek isterdim dorusu Bay Ashby. izin verir misiniz?" Oturdu, gzln klfna, klf da cebine soktu. "Suluyu yakaladmz grmei herkesten ok istiyor, bekliyorsunuzdur... Korkarm, uzunca bir sre bekleyeceksiniz Bay Ashby. Bu ile uraan br kimseler, belki de byle dnmyorlar... Salnza! Ama bana sorarsanz, aka syleyeyim, saatler getike umudum azalyor. "Bana kalrsa, ne olacak biliyor musunuz? Bu eit ilerin ounda grlen ey olacak... Ara sra, birtakm kurallar varm gibi gelir bana; hi kimsenin bilmedii ama olaylarn hi aksamadan uyduu birtakm kurallar... "Belki be, belki on yl sonra oras nemli deil bit kz, bu olaynkine benzer koullar iinde, l bulunacak; ama bu kez katilin talihi kendisine yar olmayacak; bu katil bize ipucu verecek bir ey brakacak ardnda... ite o zaman, karlatrma yoluyla, tmdengelim yoluyla, Bella Sherman' ldren adamn ele geirildii anlalacak..." "Bu adam bir daha cinayet ileyecek diye mi dnyorsunuz?" "Er ge ileyecektir. Ayn durumda, ayn koullar iinde kald gn..." "Ya ayn durumda kalmazsa bir daha?" "Ayn durumu yaratmaa alacaktr. Hem yaratmaa almas da, ne

yazk ki, gerekmeyecektir... Bella Sherman gibi kzlar az deildir ki dnyada..." "Annesi neredeyse gelir," dedi Ashby. Biraz sklm gibiydi, bu szlerden tr. "Biliyorum... Kznn en az on sevgilisinin adn bilmemesi olanakszdr onun da..." Bu kez Spencer'in yzne dalga dalga bir kan yayld. "Emin misiniz?" "F.B.I. Virginia'da almaa balar balamaz herkesin dili zld..." "Annesi bunlara gz m yumuyordu?" Bay Holloway'in ocuklar var myd? Kz var myd? Tuhaf bir tasaszlk iinde konuuyor, omuzlarn silkiyordu: "Anneler bu gibi durumlarda her zaman, haberleri olmadn, byle bir eyin uslarna bile gelmediini sylerler..." "Doru deil midir dersiniz?" Polis bakannn ne dndn Ashby o akam renemeyecekti; konumann tam bu yerinde kap serte itilerek ald. nden yryen Lorraine Sherman yle bir hzla ieri girdi ki, yerinden kalkm olan Bay Holloway'in nnde hzn alamayp onu devirmesine ramak kala g durabildi. Arkasndan ieri giren Christine'in kollan, kuca bir sr knla doluydu. Bir an bir karklk oldu ortalkta. Ashby mrldand: "Bay Holloway, blge polisi bakan." "Coroner'le grm durumdaym. Bunun yeterli olduunu sanrm." Kt yrekli bir kadn olmasa gerekti ama bugn, islimi gelmi, hibir eyin durduramayaca ya da geriye doru yrtemeyecei bir makineyi andryordu. Hafiye: "Bayan Sherman' rahatsz etmek niyetinde deilim," demekle yetindi, "nasl olsa kalkacaktm." Kadnlarn nnde eiliyor, Ashby'ye elini uzatyordu. "Size sylediimi unutmayn!" Katz'larn kaps nnde koca koca lambalarn altnda alan kilitilere bakmak iin eikte duraklad. Bu saknt karsnda glecei geliyordu. "Lorraine bizi bu akam brakyor, biliyor musun?" incelik gstermi olmak iin Spencer haykrd: "Yok canm!" "Ya... Daha gelirken buna karar vermimi..." Christine elindeki knlan mutfak masasnn zerine brakyor, buzdolabn ayor, salamlar, sucuklar, buzlu kremay raflara diziyordu. "Ryan'n yannda krk be dakikaya yakn bir sre kald. Adam Bel-la'nn szn ederken edepsizlik yapm galiba..." Lorraine sabn tam, her zamankinden atlak bir sesle: "Brak u lf," diye Christine'in szn kesti; "densiz, kstah herifin biri p. Zavall bir kzcaz ld diye..." ieyi, daha odaya girerken grmt; artk kimseden bir ey istemiyor,

polis bakannn bardaym, deilmi, umursamadan doldurup iiyordu. "Btn erkekler yle domuzdur zaten. Unutmamsndr Christine... Lisedeyken de sana ayn eyi sylerdim. Erkekleri ilgilendiren tek bir ey vardr bu dnyada, onu bir kez ele geirdiler miydi, kalkarlar, kendilerine boyun ediin, isteklerini yerine getirdiin iin kmaa balarlar..." Sanki dorudan doruya bir suu varm gibi, Ashby'ye yerici bir bakla uzun uzun bakt. "Sevi dedikleri ey, bir kirletme gereksinimidir onlar iin. Baka bir ey deil, inan bana, ne sylediimi biliyorum. Bylelikle kendi kiisel gnahlarndan annr gibi olurlar; daha bir temize km gibi gezerler ortalkta..." Viskisini bir dikite yuvarlad, yrei kabard; meydan okurmua-sna, "elinden geliyorsa glmse bakalm" dercesine Ashby'ye bakt, in tuhaf, oturma odasnda bir kule gibi dikilip dururken arballn yitirmiyor, sarholuu onu gln klmyor, mutfakta knlany-la uraan Christine'e bile iini braktracak, onu kendisine baktracak lde etkili olabiliyordu. "Sarho olduum iin byle konutuumu dnyorsun, deil mi?" "Hayr Lorraine." "Bana bak, cann nasl isterse yle dn, umurumda deil. Birazdan kzmla birlikte New York trenine bineceim. l olduuna gre benimle ayn vagonda bulunmayacak. New York'ta, yeniden yola kabilmek iin, sabah beklemek gerekecek. Bizim oraya varnca da, bir sr merakl, trenden iniimizi seyretmek iin toplanacak." Dnr gibi drd. "Babas da oraya gelir mi acaba?" "Babas" derken sesinde, syleyiinde bir tiksinme vard. "Trenim kata kalkyor dediydin?" "Dokuzu yirmi gee. Yemek yedikten sonra bir saat dinlenecek kadar da vaktin var." "Dinlenmem gerekli deil. Dinlenmek istemiyorum." Kalarn atm, anszn dikkatle Ashby'ye bakmaa balamt. "Hem ben bu eve ne diye geldim sanki?" "Niye yle sylyorsun Lorraine?" "yle dndm iin yle sylyorum. Kocandan holanmyorum." Spencer incelikle glmsemee alt, kendini toparlamaa urat, sonunda, kalkp iliine doru yrd. "Kalp adamn biri olduunu biliyordum zaten. Szn etmee baladm, hemen kalkt gitti." Christine patlamamak iin kendini g tutuyor olmalyd. Kavga karmann, karlkl olarak biribirine yerici birtakm szler sylemenin sras deildi. Lorraine'in kz lmt, unutulacak bir ey deildi bu. Uzun, skntl bir yolculuk yapmt. Ryan, bildikleri Ryan ise, irkin sorularn Lorraine'den esirgememi olacakt. Bella evlerinde lmt, bu lmden hemen hemen kendileri suluydu.

Bella'nn annesi imeyip, azna geleni sylemeyip de ne yapacakt sanki? Ama tam Spencer iliinin kapsn ardndan rterken, arkasndan bir ta atar gibi: "yleleri, en ktleridir," diye bir sz sylemesi nedendi acaba? iKiNCi BLM I Spencer, bunun artk bir alk haline geldiinin farkndayd, bu yzden de kahroluyordu. Christine'in de bu havaya uyduunu grmek ayrca kahrediciydi. Anlad apakt. Christine'in... ikisinin de kurnazl ylesine kolay belli oluyordu ki... Christine arya gitmek zere ya da herhangi bir baka nedenle sokaa kt zaman Spencer, ininden frlayan bir hayvan gibi iliinden kma niye gereksiyordu? ininin evresindeki evde in cin top oynamaa balaynca kendini artk gven iinde duyamyor muydu? Sanki bir baskna uramaktan, beklemedii bir yerden gelen bir tehlike ile karlamaktan korkuyordu. Gerekte yle deildi. Salt bir sinir tepkisiydi bu. Gene de, yalnz kald zamanlar, yolu bir batan bir baa grebildii oturma odasnda oturma yeliyordu. Her sabah nne odun yd ocan karsnda hep ayn yerde oturuyordu artk. Bu odunlar ydn gren, Spencer'in bir trl snamaz hale geldiini dnrd. Arabann yoku yukar trmandn iitir iitmez pencereye yaklayor, Christine'in kendisini gremeyecei bir kede bekliyordu. Christine'in, "hazrlanacak" vakit bulmadan nce, yznn anlatmn grmek, yakalamak istiyordu... Christine de, te yanda, Spencer'in kendisini gzetlediini biliyor, an doal, an umursamaz bir yz anlatm taknp arabadan iniyor, merdivenden kyor, ancak kapy atktan sonra Spencer'in farkna varm gibi davranyor, en bir sesle soruyordu: "Kimse gelmedi ya?" Bu oyunun kurallar vard; ikisi de bu kurallar daha yetkin bir hale sokmak iin her gn yeniden aba gsteriyorlard. "Hayr. Kimse gelmedi." "Telefon eden?" "Yok." Spencer, Christine'in ancak skntsn belli etmemek, iini ezen sessizlii birtakm seslerle doldurmak iin yle konutuuna inanyordu artk. Eskiden, durup dururken konumaa Christine girimezdi nk. Nerede duracan, nereye oturacan bilmeyen bir insan gibi karsnn ardndan mutfaa giriyor, Christine'in, ald teberiyi buzdolabna yerletirmesini seyrediyor, her kezinde, yznde bir heyecan belirtisi bulmaa alyordu. Sonunda, baka yana bakarak: "Yolda kimlere rastladn?" diye soruyordu.

"nan olsun, kimseye rastlamadm." "Olur i deil! Sabahn onunda bakkalda kimsecikler olmaz olur mu?" "zellikle zerinde durulacak kimse yoktu demek istiyorum. Dikkat etmedim diyelim istersen..." "Yani kimse ile konumadn m?" ki azl bir bakla oynuyorlard. Christine bunun farkndayd. Spencer de bunu biliyordu. Durum, bu yzden yle dikkat isteyen bir hal alyordu ya... Tek bir kimse ile olsun konumadn kabul edecek olsa, Christine'in utandn, yahut konu komunun onunla konumaktan kandn karsayacakt Spencer. Yok, biri ile konutuysa, o halde konutuunu niye hemen sylemiyor, konuulanlar hemen anlatmyordu? "Bak... rnein, Lucille Rooney'i grdm. Kocas nmzdeki hafta dnecekmi..." "Neredeymi ki?" "Chicago'da canm, biliyorsun... Patronlar onu ay nce Chicago'ya gndermilerdi ya..." "zellikle bir ey sylemedi mi?" "Kocasnn dnmesine sevindiini, bir daha gnderilirse, onunla birlikte oralara gideceini syledi yalnz..." "Benden sz etmedi mi?" "Hibir ey sylemedi." "Hepsi bu kadar m?" "Bir de Bayan Scarborough'yu grdm ama ona ancak uzaktan selm verdim." "Niye? Dedikoducu bir kadn da ondan m?" "Yok canm. Maazann br ucunda duruyordu da ondan; bense kasabn nndeki sradan kmak istemiyordum..." Christine dingin dingin konuuyor, hibir sabrszlk belirtisi gstermiyordu. Spencer, neredeyse, karsnn bu tatllna sinirlenmee balayacakt. Christine'in eninde sonunda kendini olduu gibi gstereceini, iindekileri aa vuracan, ileden kacam umuyordu. Yoksa kars ona hasta diye mi bakyordu? Yoksa kocasna kar hazrlanan dzen zerine, belli ettiinden daha m ok ey biliyordu? Spencer, kendisine bir ktlk edilecei dncesine kaplm, olmayacak eyler tasarmlamak hastalna tutulmu deildi. Anlamaa balyordu, o kadar. Christine'den cumartesi sabah kmlenmee balamt. Kars, o ara, ardan dnyordu. Yol pek kaygand. Spencer pencereden bak-msa bundan tr bakmt. lk kez olarak... Ama yaptnn bilincindeydi, oras besbelli. Sokaa kp karsnn knlan tamasna yardm etmei tasarlamt. Christine arabann kapsn kapyordu Spencer pencereden ilk kez bakt iin, onun orada olduunu bilmiyordu kocasn grmemiti daha; birden evin duvarnda bir yere, kapnn yanbanda bir yere bakmt; anszn sarslm, sararm, kendini

toparlamak iin yle bir duralam gibi gelmiti Spencer'e... Sonra ban kaldrmt Christine, Spencer'i pencerede grmt; ite o zaman bir ey olmutu, gereinden de abuk, hazr tutuluyormu gibi bir ey: Christine'in dudaklarnda bir glmseme belirmiti, bu glmseme, eve girdikten sonra bile silinmemiti yznden. "Ne grdn?" "Kim? Ben mi?" "Sen ya..." "Ne zaman?" "Demincek, eve bakarken..." "Ne grm olabilirim ki?" "Biri sana bir ey mi syledi?" "Yok canm. Hem niye soruyorsun? Ne syleyeceklermi bana?" "aalam, arplm gibi bir halin vard." "Belki de souktandr... Arabada stmay altrmtm, kapy anca souk birden arpm olacak..." Doru deildi. Az nce, Katz'lann hizmetilerinden birinin de, evlerinin belirli bir noktasna bakp durduunu grmt. O ara buna dikkat etmemiti, hizmeti kzn, oralarda dolaan bir kediye baktn dnmt. Ama imdi, kukulanyordu. Bana apkasn giymeden, srtna bir ey almadan, ayana lastiini bile geirmeden dar frladnda Christine onu tutmaa almt; buz tutmu merdivenden inerken aya kaym, deyazmt. Grmt sonra. Kapnn sanda, ke tanda, herkesin iyice grebilecei bir yerde, katranla yazlm kocaman bir K harfi vard. Katran biraz akmt da... O harfi daha irkin, daha kt, daha uursuz klmt. Besbelli ite, filinin ilnndaki gibi. Katil demekti bu! Karki evin hizmetileri grmt bu harfi. Sheila Katz da grm olacakt. Evin iine uyandn dzenini, kaplarna yeni kilitleri yerletirdikten sonra kocas hemen gitmiti, onu yalnz brakmt, iin tuhaf, o gnden beri Spencer Sheila'y hemen hemen hi grmemiti. Yzn artk kardan grmyordu. Onu pencerenin nnde grmyordu. Ara sra yalnz, odann diplerinde, yzn yandan yle bir gryor, biimini fark ediyordu... Katz, karsna, pencereden dar bakma, kendini bakalarna gstermei yasak m etmiti? Bu davran, dorudan doruya Ashby'yi mi amalyordu? Karsna, komular zerine bir ey sylemi miydi? Koca Bay Holloway, bulgusunu bir gn nce, yani cuma gn yapmt. O gn ikindiyin gene "uram", oturma odasnda uzunca bir sre oturmu, cinayetten ok havadan sudan, bir gn nce akam zeri Mich-igan'da olan tren kazasndan konumutu. Sonunda, iini ekip kalkm: "Bayan Sherman'n odasnda biraz kalmama izin vermenizi isteyeceim gene, kusura bakmayn," demiti..; "Yava yava bir alk haline getiriyorum bunu, deil mi? Her kezinde, bugne dek gzmzden kam olan bir ipucunu bulacakmm gibi geliyor bana..."

Odada o kadar uzun sre ses karmadan, belki de hibir kprt duyulmadna gre yerinden bile kmldamadan kalmt ki sonunda, Ashby iliine dnmt. Christine mutfakta duruyor, amar tlyordu. Evin btn klar yanyordu. Okuldan evine gnderildii gnden beri, ne tornasna, ne marangoz tezghna el srmt. Eskiden, birka bo gn olmas iin can atar, bu gnler iinde uzun bir almay gerektirecek bir ie balama kurard; imdi ise sabahtan akama dek yapacak ii yoktu ama bu uzun soluklu ie girimei usundan bile geirmiyordu. Yapa yapa, raflarla gzleri biraz dzene sokmaktan baka bir ey yapmamt. Bir de, kt paralarna birtakm notlar almaa, adlar, yarm yamalak tmceler yazmaa, tek izgili resimler izmee balamt; bunlarn anlamn yalnz o anlayabilirdi, o da, gerekten anlyor idiyse... Bir sr kt doldurmutu bugne dein. Bunlarn birkan yrtm-t ama notlarn birkan da temize ekmiti. Kap vurulunca hemen "buyurun" diye seslendi, gelenin Bay Hollo-way olduunu biliyordu; stelik onunla konumak da istiyordu can; zaten iki bardak hazrlamt; bir grenek domaa balyordu. "Oturun. Bana Allahasmarladk demeden gitti mi diye merak etmee balamtm... Dorusu gcenirdim yle olsayd." Viskiyi doldurdu, buzunu koydu; bir yandan yal polise bakyor, bir yndan da, yetip yetmediini bilmeden, bardana soda dkyordu. "Sa olun. Yeter... Bir bilseniz... Ben bile atm: Aklanmamm meer..." Bay Holloway, barda elinde, eskimi bir terlik kadar insana rahatlk veren eski mein koltua gmlm, bacaklarn uzatm. "Ta bandan beri, belirli bir nedeni olmakszn, bu ite beni tedirgin eden bir ey vard. Sanrm, size o zaman sylemitim, bu sorunun zmn hibir zaman bulamayacaz diye dnyordum. Bugn daha iyimser deilim ama hi deilse bir noktay aydnlatm durumdaym. yle konumak uygun derse, bu odann bize daha birok ey reteceini dnyor, buna inanyordum." iini ekerek, yelek cebinden ufak bir nesne karp sehpann zerine, Ashby'nin nne koydu; yzne hemen bakmad, bu konuda bir yorum yapmad; bardana bakyor, viskisini ar ar yudumluyordu. Sehpann zerinde duran nesne, evin anahtarndan biriydi. Ufak tefek polis, neden sonra: "Anahtarnz yannzda, deil mi?" diye mrldand... "Karinizinki de yannda. Bella Sherman'da da bir anahtar vard; benim imdi bulduum anahtar onun anahtar demek..." Ashby'nin kl kprdamad. Sesini karmas, bir ey sylemesi gerekmezdi ki... Saklayacak bir eyi yoktu, korkacak bir eyi yoktu. Ancak, Holloway'in, yzne bakmamakta bekinmesi cann skyor, bu yzden, nasl davranmas gerektiini bilemiyordu. Anahtarn bulunmas, bu konuda duyulabilecek pheleri artryor muydu?

"Anahtar nerede buldum, biliyor musunuz?" "Odada bulduunuzu anlattnz ya..." "Daha nceki aratrmalarmda taramadk ke brakmam olduumu sanyordum. te yanda uzmanlar da, yardmc Averell'in adamlar da aranmadk bir yer brakmam olmallard. Oysa, demin, odann ortasnda otururken, bir rafn zerinde, kitaplarn arasna sktrlm siyah bir el antas gzme ilimez mi?... Bu antay grdnz m hi?" "Evet, bilirim. Bella'nn iki antas vard; biri bu imdi gsterdiiniz set antayd, sslendii, bir yerlere gittii zaman yanna ald anta... br de her gn kulland deri bir antayd..." "te, anahtar siyah antann iinde duruyordu!" Ashby'nin usuna Bayan Katz'n verdii ifade geldi. Holloway, karsndakinin bunu dndn anlad. Polisin, bundan sonra syledii sz, besbelli bu ifadeye degindi: "Tuhaf, deil mi?" Ashby itiraz edecek olduydu... itiraz etmekle yanl bir ey mi yapmt acaba? "Bayan Katz, Bella'nn adama verdii nesneyi grdn sylemedi hibir zaman, unutuyorsunuz... Usumda yanl kalmadysa kadn, Bella'nn adama verdii nesnenin bir anahtar olabileceini dndn sylemiti. Grd kadnn Bella Sherman olduunu bile, kesinlikle syleyemedi." "Biliyorum. Belki de grd gerekten Bella'yd ama verilen nesne besbelli ki bu anahtar deildi. Hem sahi, o gece Bella hangi antasn almt yanna, farknda msnz?" Ashby, btn itenliiyle "hayr" diye karlk verdi. Bilmiyordu. Bu noktann nemli olduunun farkndayd. Yalan sylemek istese syleyebilirdi. Bay Holloway'in, ilie girdii andan beri, kendisine her zamankinden baka trl baktn gryor, anlyordu; polisin gzlerinde, Ashby'ye ayormu gibi bir anlatm vard. "Saat dokuz buua doru, szmona sinemadan dnd zaman kendisine kapy amam olduunuzu iyi biliyorsunuz, deil mi?" "Bu odadan dar kmadm ben. Onu o basaman en sttekinde anszn grdm, aaladm." "Srtnda mantosu, banda beresi varm... O halde antasnn da elinde olmas hemen hemen muhakkak gibi bir ey..." "Olabilir." "Odasndaki sehpann zerinde, akta, baka bir anta bulunduu iin o gece o antay yanna ald dnlmt... O antann iinde de anahtar bulunmadna gre Bayan Katz'n dndnn doru olduu sonucu karlmt. O andan sonra, btn nceler o noktadan yola kt, o ynde geliti..." "imdi ise?..." "Besbelli, bir yerde bir yanllk yaplm... irkin bir i bu Bay Ashby, zc bir i... Keke hi yle bir ey olmayayd da ben de, siz de, rahat edeydik... Hem galiba bu anahtar bulmasaydm daha iyi olurdu. Bu

anahtar bizleri nereye gtrecek, daha kestiremiyorum ama birtakm adamlarn istedikleri yolda birtakm sonular karacaklarn grr gibi oluyorum. Anahtar evde olduuna gre, Bella'nn gidip katiline kendi eliyle kapy am olmas gerekir..." "Anahtar kendisine kapnn dibinde vermekten daha m alacak bir ey sanki bu?" "Ne demek istediinizi anlyorum. Ama greceksiniz, adamlar bu olay bambaka bir yoldan giderek yorumlayacaklardr." Kalkm gitmiti sonra; ama yaptn beenmemi gibi bir hali vard. K harfi, tan zerine o gece, yani gazetelerin anahtar iinden sz amasndan nce yazlm olacakt. ocuk ii deildi bu. nce bir teneke katran bulmak, bir fra edinmek gerekirdi; sonra, don olduu halde, evinden kmak yaknlarda herhangi bir arabann durduunu duymadklarna gre evlerine dein yrmek gerekirdi... Cumartesi gn, Christine'le yaptklar o konumadan sonra, evin duvarna yazlm harfin grlmesinden sonra, bir de ocuklar kmt ortaya. Her cumartesi gn bir sr ocuk sokakta oynard. Kar yad zamanlar kzaklarn alr, Ashby'lerin yoluna deil, eimi daha uygun olan bir teki yola gider, kayarlard. Demek o gn, Ashby'lerin evi nnde geirmeleri, bile bile yaptklar bir eydi. Zaten pencerelere bakp durmalarndan, biribirilerini dirsekleriyle drtmelerinden, gizli birtakm eyler konuuyormu gibi fsldamalarndan belliydi yle olduu... Ashby, alklarn"deitirmek istememiti. Normal zamanlarda ancak nezle olduunda, ttnde, evde birka gn kalr, sokaa kmazd; o gnlerde de oturma odasnn oca ile ilii arasnda admn sryerek gider gelirdi. imdi de ayn biimde davranyor, aznda piposu, ayanda terlii gidip geliyor, bilinsiz olarak, bir eit benzetlemeyle, hasta halleri taknyordu. drt kez, ban sokaa doru evirince, cama yapm bir ocuk yz ile karlamt... ocuklar kovmaa kalkmamt. Christine de giritikleri oyunu fark etmiti ama onlar o da kovmamt. O da, kocas kadar, ocuklar kovmaa kalkmamann daha iyi olacan biliyordu. Yalnz bakalaryla konuurken deil, Spencer'le de konuurken hibir ey olmamasna davranyor, hemen her gn ya bir kurul oturumuna, ya bir aya, ya bir yardmseverler toplantsna gitmekten geri kalmyordu. Yalnz Spencer'e yle geliyordu ki Christine, ancak gerektii lde darda kalyor, gereksiz yere bir dakika bile oyalanmyordu. "Kimse bir ey sylemedi mi?" "Ancak yardm ilerini konutuk, baka bir sz almad." Spencer Christine'e inanmyordu. Ona inanmyordu artk. Yaz masasnn zerinde duran ktlara karalanm notlar arasnda bir tanesi: "Christ de mi?" diyordu. sa demek deildi bu nottaki "Christ" sz, karsn gsteriyordu. Bu notun anlam uydu:

"brleri gibi o da, benim sulu olduumu mu dnyor eninde sonunda?" Gazeteler byle bir varsaym ileri srm deildi. Ama her gn bir ya da birden ok varsaym hesaptan dtkleri iin, olanaklar alan gitgide daralyordu. Sorguya ekilen delikanllarn hepsi, ld akam ya da gece, Bel-la'y grmemi olduklarn sylyorlard. Wilburn'n ly amasndan vard kanya gre Bella, o gece saat birden nce lmt. Christine o saatlerde eve dnmemi olduuna gre de Ashby'nin yaptklarna tank kacak kimse yoktu. Oysa delikanllarn hepsi o gece ne yaptklarn kantlayabiliyorlard. Sinemadan sonra evlerine dnmeyenler azd, bunlar da bir arada oturmu, sandvi ya da dondurma yemilerdi. Kendilerine, zel yaaylar zerine sorular sorulmutu; gazete, tuhaf birtakm terimler seip kullanarak, bu sorulara verilen yantlar bildiriyordu. Sorguya ekilen delikanllardan ikisi Bella Sherman ile olduka sk fk ilikiler kurmu olduklarn itiraf etmilerdir. Ancak bu ilikilerin rastlansal olduunu, steleyerek belirtmilerdir. Ashby, yaz masasnn zerinde duran ktlara bu konuda da, birtakm adlar karalamt. Bella ile gezmi olanlarn hepsini tandn sanyordu. Birou eski rencisiydi; arkadalarnn ya da grp konutuu birtakm kimselerin oullaryd hepsi... Bu sorgular kim yapmt acaba? Ryan yapm olsa gerekti; nk Lorraine'le birlikte Litchfeld'e gittii gn Christine, Ryan'n bekleme odasnda, kent delikanllarn grm olduunu sylemiti: Gazete muhabiri olduka sk fk ilikilerden sz ederken ne demek istiyordu? liinin sessizlii, yalnzl iinde Spencer bu konular kafasnda evirip eviriyordu. Kalemi elinde oturuyor, san kartrp duruyordu; eskiden, snavlarna hazrlanrken sabahlad gecelerde yapt gibi... Farkna varmadan ktlara birtakm izgiler izmee balyor, sonra birtakm szler yazyor, ara sra bir adn yanna bir im konduruyordu. Olduka sk fk derken, herhalde, otomobil servenleri aratrlyordu. Ad geenlerin hepsi, babalarnn arabasn kullanabilecek durumdayd. Bella'y Little Cottage gibi barlara gtrmeleri hemen hemen olanaksz bir eydi; yalan kk olduu iin oralarda kendilerine hibir ey verilmezdi, ite byle durumlarda yanlarna bir ie alrlar, yol kysnda bir yerde dururlard. "Rastlansal" szn bunun iin ekliyorlard o tmceye... Byle iler her akam olurdu. Bunu herkes bilirdi, anneler de babalar da... Ama bilmezlikten gelmei daha uygun bulurlard. Byle gezintilere kan kzlarn analar babalar arasnda, hl iin iyzn bilmeyenler, aldananlar var myd acaba? Evin iinde, en ufak sesleri, grltleri ayrt eder olmutu. Ancak hibir ses duyulmad, evresini bir sessizliin ald zamanlar meraklanyor, Christine'in birileriyle fsldatn ya da kendisine kar bir

dzen hazrlandn kurarak iliinden dar atyordu kendini. Bay Holloway haklyd: Pek tatsz bir iti bu. Biri Bella'y bomutu. Her geen gnle birlikte, bu cinayeti ileyenin bir serseri, bir kopuk olmad daha iyi anlalyordu. Byle adamlar dikkati eker getikleri yerlerde... Connecticut'un yollar zerinde dolaan btn serseriler polise sktrlmt. Cinayeti ileyen Ashby de olmadna gre gerekte, susuzluunu kesinlikle bilen yalnz kendisiydi Bella'y ldren, kzn kendi eliyle eve ald biri olmalyd; yani bu adam, ahbaplar, tandklar arasnda bulunsa gerekti. Spencer'in ktlara bir eyler karalamasnn bir nedeni de buydu. Polis o gne dein yalnz delikanllara ilgi gsterir grnmt. Spencer ise, evli adamlar da getiriyordu usuna. O gece, kars evde olmayan tek erkek Spencer deildi herhalde. Hatt bunlardan birka, kar koca ayr odalarda yattklar iin, kimseye sezdirmeden pek ge de dnebilirlerdi evlerine... lmnden bir hafta nce Bella ile "ho vakit geirmi" olduunu i-tiraf eden olanlardan biri, u szleri eklemiti sylediklerine: "Biz onu pek ilgilendirmezdik..." "Niye?" "Bizleri pek gen bulurdu..." Ashby, adlar sra sra diziyordu. Kokusu, iliine sinmee balyordu. Kirli boz renkte, tatsz bir an brakan o cumartesi gnnden sonra bir bakma, durumlarnn saptanmasna yarayan o pazar sabah gelip atmt. Pazar sabahlan Christine'le Spencer kiliseye giderlerdi. Christine dinine pek balyd; kilise ileriyle uraan kadnlar arasnda en etkin olanlarndan biriydi; be haftada bir, sra kendisine gelince, kiliseyi o sslerdi pazar ayini iin. Giyinirlerken bu ii amaktan ekinmiti Spencer, sonra, bu son zamanlarda pek alt bir kaamakl bakla, mrldanmt: "Evde kalmam daha iyi olmaz m dersin?" Christine, Spencer'in usundan geenleri hemen anlayamamt. "Neden? Rahatsz msn?" Kesin, ak konumak istemiyordu hi. Christine kendisine bir kaamak yapma yolu bile gstermi gibiydi ama bundan yararlanmak tiksindirici bir i olurdu. "Bana gre hava ho ama brleri... Belki de benim kiliseye gelmememi isterler... Okulda olanlar dnsene bir kez..." Sz konusu olan dindi; Christine ii yenisememiti, papaza da telefon etmiti bundan tr. Spencer'in kendini bou bouna zmedii, Christine'in bu davranndan da belli olmuyor muydu? Papaz da karlk vermekte glk ekmiti. "Ne dedi?" "Ayine gelmemen iin herhangi bir sebep olmadn syledi. Meer ki..." Christine dudaklarn srm, kzarmt.

"Meer ki sulu olaym, yle mi?" Bu durumda, gitmek zorunda kalmt. Ama istemeye istemeye. Gitmekle yanl bir i yaptn, kilisede hi deilse o gn iin yeri olmadn duyuyordu. Hava yumuamt, karlar kirlenmiti, atlardan iri iri damlalar dyordu; arabalar, hele tekerlekleri zincirli olanlar, iki yana yn yn sulu karlar fkrtyordu. Christine'le Spencer sralarna soldan drdnc srayd onlarnki oturduklarnda hemen hemen herkes yerine gemi durumdayd. Ashby, daha o an, evresinde bir boluk duymutu. Bu boluk duygusu yle belirgindi ki, Spencer'e sorulsa, Christine de bunu duymamazlk edemezdi. Spencer, daha sonra, bu konuda bir ey sylemedi Christine'e. Christine de, te yandan o gnk dinsel dn szn etmekten ekindii gibi bu konuyu amaktan ekinmiti. Spencer, papazn, kendisini kiliseye arrken gizli bir dncesi olup olmadn merak ediyordu. O pazar gn papaz, dnn konusu olarak, XXXIV. mezmurun 22. dizesini semiti: Ktlk, ktlerin lmne yol aar Dorucudan tiksinenler de cezalarn bulur. Ama papaz konumaa balamadan ok nce Ashby'ye hi deilse bir sre iin topluluktan atlmm gibi gelmiti. Belki de gerekten bir "atlma" deildi bu... Belki de br insanlarla artk gnl birlii duymayan kendiydi... Onlara kar durur gibiydi; iin dorusu buydu. evresinde yz kadar kiiydiler; her pazar gn yaptklar gibi bugn de her biri yerinde duruyor, her biri bayramlklarn giymi, says tahtaya yazl olan ilhileri sylyordu; adal musikisiyle harmonyum da sesleri destekliyordu. Christine, toplulukla birlik iindeydi, brleriyle ayn anda azn ayordu; gzlerinde ayn bak, yznde ayn anlatm vard. Spencer de yzlerce pazar, yalnz bu kilisede deil, okul kilisesinde de, okuduu br okullarn kiliselerinde de, kendi kynn kilisesinde de, tekilerle birlikte ilhiler sylemiti, ilhinin dizeleri, ezgisi, dudaklarna kendiliinden geliyordu ama iinden duya duya syleyemiyor, evresine souk bir bakla bakyordu. Hepsi ayn yne dnmt; hepsi ayn, gizemsiz k iinde duruyordu. Spencer onlara bakmak iin ban evirdike, kprtsz yzlerinde gzlerinin, yalnz gzlerinin oynadn gryordu. Onu sulamyorlard. Onu talamyorlard. Ona hibir ey demiyor-lard. Belki de gerekte, yllar boyunca, Spencer'in varlna ancak katlanlmt. Buras kendi ky deildi. Buras kendi kilisesi deildi. Buradaki ailelerin hibiri Spencer'in ailesini bilmiyor, buradaki gmtlkte atalarnn hibiri yatmyordu, soyunun adn tayan tek bir gmt, tek bir kilise kt yoktu. Yzne arptklar bu deildi. Yzne arplan bir ey var myd zaten? Belki de Spencer'i uslarna bile geliniliyorlard. Bu hibir ey deitirmezdi ki... ite oradaydlar, solunda, sanda, nnde, arkasnda; Christine'in anlad anlamda bir gerek topluluk oluturuyor, gzlerini

ileriye dikmi bakyor, kklerinin beslendii bilinsiz derinliklerden fkran ilhinin dizelerini sylyorlard. Ktlk, ktlerin lmne yol aar Dorucudan tiksinenler de cezalarm bulur. Bu szlerden yola kan papaz Burke, orackta, kilisenin iinde, dyle, elle tutulabilecek lde gerek bir dnya yaratyordu; buradakilerden her birinin bir parasn oluturduu bir dnya... Dorucu insanlar artk belirsiz bir dnce, belirsiz bir kalabalk deildi; Tanrnn evresinde saflarn sklatran bir sekin budun haline geliyorlard. Doru insanlar, bunlarn hepsiydi; nndekiler, arkasndakiler, sandakiler, solundakiler; ltl gzleri, pembe yanaklaryla d dinleyen Christine de bu doru insanlardan, bu doruculardan biriydi. Yrekleri tertemiz olduu iin hepsinin gzleri ltl deil miydi? Doru deildi ama bu. Spencer, bunun doru olmadn biliyordu. Bunu imdiye dein pek dnmemiti. O gne dein pazar gnleri, usuna byle bir ey hi gelmemiti; tekilere benzermi, onlardan biri olmutu. Ama imdi yle deildi. Papazn stma grmemi sesinin "kt kii" olarak gsterdii adam Spencer deil miydi?' Ktlk, ktlerin lmne yol aar Hepsinin kafasnda bu i apaydnlkt. Onlar doru kiilerdi, mee tahtasndan yaplm sralarna oturmu, birazdan yeni ilhiler sylemee balayacak dorucu kiiler... Kt kii bu kardeler derneine giremezdi, kendi kendini uzaklatrrd onlardan. Bay Burke, bunlar, ne syleyeceini, ne sylemek istediini ok iyi bilen bir insan haliyle aklyor, dnn, o haftann ac olayyla, ky saran tedirginlikle sk ilikisi olduunu saklamyordu. Gazetelerin sorgulan yazd gibi konuuyordu papaz, st kapal bir anlatmla... Ama syledikleri bir o kadar ak oluyordu... Topluluk salam ise, ktcl ruh durmadan dinlenmeden, doru kiilere duyduu kini sndrmek iin, her trl kla girerek dolard ortalkta. Bu ktcl ruh, ne idii belirsiz bir eytan falan deildi. Herkesin kendini koy vermee her zaman hazr olduu bir var olu biimiydi; yaamn karsnda, yaamn kurduu tuzaklar karsnda benimsenen tehlikeli bir davrant; birtakm hazlar, batan karc birtakm i kkrtlar karsnda bir gevemeydi... Ashby artk tmceleri, szckleri duymuyordu; yalnz, geni ses dalgalanmlar, harmonyumun kabarp dinmeleri gibi drt duvara arptktan sonra, gelip kafasnda tnlyordu. Spencer, evresinde herkesin, papazn szlerini can kulayla dinlediini biliyordu. Geri papaz, onlar tehlikeye kar uyaryordu ama gnllerine bir de gven salyordu. Ktcl ruh gl de olsa, ara sra ye-ner, yengiye ular gibi de olsa, utku gene de, gene de dorucu kiilerindi... Ktlk, ktlerin lmne yol aar... Onlar gl, temiz olduklarn duyuyorlard. Yasa olduklarn, Tze

olduklarm duyuyorlard. Balarnn zerinden geen her yeni tmce onlan bytyordu; buna karlk ortalarnda duran Ashby, daha da enezleiyor, daha yalnz kalyordu. Ertesi gece, dne girdi bunlar; evresinde elle tutulur bir boluk duyduu iin, d, daha da kayglandncyd. Kilisenin boyutlar, gerek boyutlarndan bakayd. Papaz dn okumuyor, harmonyum eliinde bir ilhi syler gibi sylyordu. lhi syler gibi dn okurken de ona, yalnz ona, Spencer Ash-by'ye bakyordu... Bunun ne demek olduunu biliyordu Spencer. Bunun ne demee geldiini her ikisi biliyordu. Bir oyundu bu, Christine'Ie oynadklar oyun gibi bir oyun; yalnz ondan daha grkemli, daha korkun... Sz konusu olan, dorudan doruya, kilisenin arndrlmasyd, btn dorucu kiiler Spencer'in kiliseden karak kt kii olduunu itiraf etmesini bekliyorlard... kar kmaz da zerine ullanp onu ldrecekler miydi? Taa tutacaklar myd? Kar koyuyordu ama kibrinden deil, namuslu davrandndan. Durumunu tartyor ama azn amyordu; garip bir duyumdu bu... zgrce, skntszca, onlara yle sylyordu: "Onu ldren ben deilim diyorum size. nann bana. Bu ii ben yapm olsaydm, sylerdim." Neden direniyorlard? Onlar dorucu kiilerdi, bundan tr de, yalan sylemesini isteyemezlerdi kendisinden... Ya da, pek o kadar dorucu kiiler deillerdi... Ama gzlerini dikip bakyorlard ona... Papaz da onu durmadan sktryordu. "Ben o kza dikkat bile etmemitim, inanmazsanz kanma sorun... Ona inanyorsunuz siz... Tertemiz, ermi gibi bir kadndr." Ama gene de onlar haklyd. Sonsuza dek tartp duramayaca iin itiraf ediyordu. Sz konusu olan Bella deildi, herkes ta bandan beri biliyordu bunu, kendi de biliyordu... Sz konusu olan, ilkeydi. Hem hangi ilkeydi sz konusu olan, nemli de deildi. Bu ikincil noktann aydnlatlmas gereksizdi. Zaten aydnlatmak iin de herhangi bir istek duymuyordu Spencer, brlerinin duymad gibi... Sheila Katz'dan, ya da Bayan Moeller'in bacaklarndan sz alsn istemiyordu; nk o zaman durumu daha da g olacakt. Christine iin de daha iyi olurdu bu szn almamas... D nasl sona ermiti? Bilmiyordu... Ortalk karmt birden. Belki de br yanna dnmt uykusunda. Daha rahat soluk alm, daha sonra da Sheila'y grmt dnde... Sheila'nn boynu upuzundu, ipinceydi; dizi dizi inciler saryordu bu boynu; belki on dizi inci vard... Spencer, bu gerdanln, tarih ders kitabnda grd Kleopat-ra'nn gerdanlnn tpks olduunu ileri sryordu. Elbette, doru deildi bu. Gerek Bayan Katz'n boynunda bir gerdanlk grmemiti hi. stelik gerek pazar ayini ok daha baka trl sona ermiti. Sralan

gelip kiliseden ktklarnda kapda duran papaz, her pazar gn yapt gibi, Christine'in de, kendisinin de ellerini skmt. Christine'in elini biraz daha uzunca skm myd? Sonra da Ashby'ye, Spencer'in souk bir acma bak diyecei bir bakla bakm myd gerekte? Yoksa ona m yle geliyordu? Yel esiyordu. Herkes arabasna doru yryordu. Kiliseye gelmi olanlarn birou ellerini sallayarak esenleiyordu ama kendisinden yana sallanan bir el grmedi Spencer... Bunlar karsna asa ne olacakt sanki? Spencer'in ne duyduunu Christine anlayamazd ki... Christine teden beri brleriyle birlikti. Byle olmas onun iin daha iyiydi. Gzel bir eydi bu. Dorusu ya, Spencer de yle olmak isterdi. "Hemen dnelim mi eve?" Konumasna baklsa Christine'in her eyi unutmu olduu dnlrd. Karlk verdi: "Nasl istersen..." ou zaman, eve, yemee gitmeden nce, ya bir saat kadar arabayla dada bayrda dolarlar, ya da bir arkadalarna gider, yemek ncesi bira aar ierlerdi. Arabalarna binerken adamlarn ka gz etmeleri, bulumak zere szlemeleri anlamna geliyordu. Ama kendileriyle bulumak isteyen yoktu. Christine, evin biraz bo grneceini dnm olacakt. Yalnz ev deil, ky de bo grnecekti. Hi deilse Spencer iin, ky her zamankinden bo grnyordu; o kadar ki, iinde bir kayg duymaa balyordu; dnyann, kiinin evresinde donup kalr gibi olduu, sonra birden, kii ld iin bunun byle grnd anlalan birtakm dlerin duyurduu eitten bir kaygyd bu. Arabay iletirken: "Eh hani," dedi... "Bella'nn yaptn yapan yle byle bir yirmi kz vard herhalde kilisede..." Christine karlk vermedi, bu szleri duymam gibiydi. "Yalnz olas deil, kanlmaz bir ey, byle olmas..." Christine hl susuyordu. "Bella ile sevimi erkekler vard orada..." Ktlnden yapmyordu ama Christine'i bu sessizliinden, bu fkelendirici dinginliinden karmak iin Spencer, bile bile, onu szleriyle sarsmaa alyordu. "Katil aramzdayd." Christine yzn Spencer'e doru evirmedi ama kendi aralarnda konuurken pek seyrek kulland, yabanclara da azlarnn payn vermek istedii zaman kard renksiz, kuru sesle: "Yeter artk," dedi. "Niye yetsin? Ben ancak gerei sylyorum. Papaz bile bunu..." "Susman rica ettimdi..." O gn akama dek, Christine'in szne uymu olduu, onu dinleyip sustuu iin yerindi durdu Spencer... Papaz hakl kmt sanki; kt

kii, dorucu kiinin karsnda yelkenleri suya indirmiti. Spencer yaam boyunca kimseye ktlk etmemiti. Bili Ryan'n sorguya ektii, gazetelerin szn ettii delikanllar kadar olsun, etmemiti ktlk... rencilerinden birkann on drt yanda edindikleri grg, kendinin yirmi yanda edindii grgden ok daha fazlayd. Belki de bundan tr onlara bu kadar can sklyordu ya... O sabah, bylesine candan ilhi syleyen bu adamlar parmayla teker teker armak, kendilerine artc, utandrc sorular sormak gelmiti iinden. Ka tanesi, yz kzarmadan karlk verebilecekti bu sorulara? Tanrd onlar... Tanrlard biribirilerini... Niye o halde kendilerinin lekesiz, kusursuz kiiler olduklarna inanr gibi bir halleri vard? Yaz masasnn zerinde duran ktlara gidip birtakm adlar izik-tirmei srdryordu. Bu adlarn yanna izdii gizemli imler, gnahlarn bir ifresi gibi duruyordu. Christine'le Spencer'in biribirilerine syleyecekleri bir ey yoktu o pazar. Allageldiinin tersine, o gn onlan kimse armam, onlar da kimseyi armamlard. Sinemaya gidebilirlerdi. leden sonra bir gsteri vard. Belki de Bella'nn son gecesi yznden, sinemaya gitmei dnmediler. Birtakm arabalar, kmaz olduunu bilmiyormu gibi bahe yoluna dalyordu; pencerelerinden bir sr yz merakla bakyordu. Bella'nn ld evi grmee geliyorlard. Christine'le Spencer'in ne yaptn grmee geliyorlard. Ashby'lere bakmaa geliyorlard. O gn sama bir ey oldu, nemsiz bir olay... Ama Tanr bilir neden, Ashby bunun etkisinde kald. Bir ara, saat yahut buua doru, tam ocan zerinden ttn kabn almak zere yerinden kalktnda, telefonun zili ald. Christine'le Spencer ellerini ayn anda uzattlar. Ama telefona ilk yetien Spencer oldu; almac eline ald: "Alo..." dedi. Telin br ucunda birinin durmakta olduunu Spencer aka duydu. Kulaklarna, duyarl madenin bytt bir soluma sesi bile gelir gibi oldu. Bir daha: "Alo!..." dedi. "Ben Spencer Ashby." Gzn gene dikiine evirmi olan Christine ban kaldrd, Spencer'e aknlkla bakt. Spencer: "Alo!" diye seslendi sabrszlanarak. Ama telefon telinin br ucunda artk kimse yoktu. Spencer biraz daha kulak verdi, sonra telefonu kapad. Kars, kendisini avutmak istedii zaman kulland sesle: "Adam yanl numara evirmi olacak..." dedi. Ama iin dorusu yle deildi. "Ayaktasn Spencer, u klan da bir yaksan..."

Elektrik dmelerini teker teker evirdi, Venedik kepenklerini kapamak zere pencereye yrd. Bunlar ne zaman kapasa, kar evin pencerelerine bir gz atmaktan kendini alamazd. Sheila, gvdesini bir buu gibi saran pembelerini giymi, piyano alyordu; giysisinin renginde klarn aydnlatt koca odada yapayalnzd. rd, bana sk sk topuz yapt salan kapkarayd, boynu upuzundu. "Okumayacak msn?" New York Times'n pazar saysn, btn ekleriyle birlikte, hemen eline ald ama ok gemeden gazeteyi brakp iliine doru yrd. Birtakm adlarn, yarm yamalak cmlelerin yazlm olduu kda: "Bu adam usundan neler geirir acaba?" diye yazd. Damdan damlayan sular gibi geti vakit... Sonra yemek yediler, bulak makinesinde ykanan bulan sesi duyuldu, ocan nndeki koltua oturuldu, sonunda da, banyodaki k sndrlmeden nce btn evin klan sndrld. Sonra ite, o d... O dten sonra, ondan daha seik, daha ksa olan Sheila'l d... Sonra gene gn . Christine kendisine baknca Spencer gzlerini ondan karmaa balamt; Christine de, gzlendiini duyar duymaz gzlerini indiriyordu. Neden acaba? II O aramba gn, lambalar sabahtan akama dein yand; gkyz kapkarayd, bir trl boanamayan bir karla yklyd. Ana cadde ile yanndaki birka sokakta dizi dizi lambalar ldyordu. Arab'alarn kk klan yanyordu. Dadan inen birka arabann ise farlar hl sndrlmemiti. Ashby banyo yapmamt. Tra olup olmayacana karar verememiti. Bunlar yapmamak, kirli kalmak, onca bir eit kar durma anlam tayordu; kendi kokusunu koklamaktan haz duyar oluyordu. Evin iinde, hibir yerde durmadan, aa yukar dolatn grnce, Christine kocasnn duygularn anlyor, herhangi bir grlt kmasn diye de olanca dikkatini kullanyordu. Spencer hibir zaman sormad, merak etmedii bir ey sordu: "Kata gideceksin arya?" "Bugn arya kmayacam. Dn iki gnlk alveri yaptm." "Sokaa kmayacak msn?" "Sabah kmayacam. Niye? Ne var?" O zaman, anszn, gidip ykanmaa, pabucunu giymee karar verdi, liinin kaps nnden geerken bir ara girdi, yaz masasnn zerinden artk hi eksik olmayan kda iki szck yazd. Oturma odasna dnd zaman telefon ald. Telefonu at. Bir gn nceki olayn yineleneceini ossaat bilmiti. Dmdz, renksiz, bir sesle yalnz:

"Ben Ashby..." dedi. Kprdamad sonra. Hibir ey konuulmad gene. Kendisini dikkatle szen kars hibir yorum yapmad. Spencer, bu telefonun etkisinde kaldn belli etmek istemiyordu. Ama telefon, evin duvarna izilen K harfi kadar, belki ondan da ok etkileyici bir eydi. Telefonu kapanca: "Polis efendiler bylece, kap kamadm anlamaa alyorlard belki," diye alay etmek istedi. Ama bu szlerine kendi de inanmyordu. Christine iin sylyordu bunlar. "Byle bir ey mi yaparlar sanyorsun?" Spencer, daha yksek, kendisine atlak gibi gelen bir sesle: "O halde telefon eden, katilin kendisidir," dedi. ite bu dediine inanyordu imdi. Neden inanyordu ama? Bilemiyordu. Bu inan hibir uslamlamaya dayanmyordu. Bella'y ldren adamla kendisi arasnda bir ba kurulabileceini dnmek bu kadar m tuhaft? Katil, Spencer'i tanyan, onu gzlemlemi olan, belki de hl gzlemleyen bir adamd. zel gvenlik kayglarndan tr, Spencer'in karsna kp ya da telefonu ap; "Katil benim!" diyecek de deildi herhalde. Spencer gidip dolaptan paltosunu, apkasn ald, lastiklerini ayana geirmek iin kapnn yannda oturdu. "Arabaya binecek misin?" Christine, Spencer'e nereye gideceini sormamaa dikkat ediyordu ama byle bir soru sormak, nereye gideceini dolambal bir yoldan renmee yarard. "Hayr. Postaneye gideceim yalnz." Bella ldnden bu yana postaneye ancak iki kez gitmiti. Her gn, ardan dnerken postaneye urayan Christine'di; gazeteleri de o getiriyordu. "Ben gideyim mi?" "Hayr." Dediine kar gelmemek daha iyi olurdu. Bugn Spencer'in, bildiini okuduu bir gnd; Christine, Spencer'in kahvalt etmek zere daha mutfaa girdii an bu halini sezmi gibiydi. Spencer sokaa kmadan nce piposunu doldurdu, yakt, eldivenlerini giydi; btn bunlar yaparken de Sheila'nn pencerelerini gzledi. Kimseyi gremedi ama... Sheila imdi kahvaltsn yatana getirtmi olmalyd. Onu bir gn, tavan arasna kverdiinde grmt; yatann iki yannda pembe siper-li lambalar yanyordu; bu grdkleri pek etkilemiti Spencer'i. Bayrdan indi, saa, ana caddeye sapt, elektrikli aygtlar satan bir dkknn nnde biraz durdu, postann gelmesinden tam bir eyrek saat sonra da postanenin dikinlerinin karsna geldi. yle byle bir on be kiinin kentin ileri gelen, postalarn geliini gidiini dakikas dakikasna izleyen on be kiisinin postanede topland, postanedeki jki grevlinin zarflar ayrp kutulara koymasn beklerken de, ene ald

saatti bu... O sabah uyandndan beri Spencer, o gn bir terslik, bir ktlk olacana inanyordu; belki de bu skntl duygudan kurtulmak, bu tersliin bir an nce olup bitmesini salamak iin oralara gelmiti. Neler o-lup biteceini hi kestiremiyordu; hele bu ktln hangi ynden geleceini hi bilemiyordu. nemi yoktu bilmemenin, nk gerekirse, bu terslie kendi eliyle yol amaa karar vermiti. Gene tatsz bir d grmt, kendini kilisede grd dten de tatsz bir d... Bu dn ayrntlarn usuna getirmek istemiyordu. Bel-la'y grmt dnde; odasnn kapsn atnda grd haliyle Bella'y... Ama tam Bella da deildi bu; yz baka birinin yzyd, stelik gerekten lm deildi. Crestview'nun baretmeni Cecil B. Boehme bile her sabah, okula gelen mektuplar almak iin postaneye kendi giderdi. Yolun kysnda duran arabalardan postanede kimlerin bulunduu anlalrd. Kimisi de postann gelmesini beklerken gazete satcsnn oraya girer, dergileri kartrr, siyasal olaylar konuurdu. Ashby, satcnn camlnda bu saatte lambalarn yakldn hi grmemiti imdiye dek. Postanenin merdivenlerinden kt. lk bakta Weston Vaughan' grd. Weston'un karsnda iki kii vard; biri Bay Boehme'ydi, br de yredeki iftliklerden birinin sahibi. Ashby, Christine'in emmiolunu sevmezdi; Vaughan da, ailenin evde kalm kz olacana inand, olmasn bekledii Christine'le evlendii iin Spencer'i hibir zaman balamamt. Geri Weston'la Christine karde ocuklaryd, ama Senato yesi Vaughan, Christine'in babasyd; Weston ise Vaughan'n ancak yeeni oluyordu. Bunun imdilik nemi yoktu; ancak Spencer, iine doan eyin galiba imdi olacan bildi, Vaughan'a doru gzn gzne dikerek, elini uzatarak, hafife tepeden bakar gibi bir halle yrd, bile bile. Weston bu blgenin ileri gelen insanlanndand; Attorney'di her eyden nce, sonra, adayln koymaa kalkmadan siyasetle .urard, ayrca, her eyin alay edilecek, yerilecek ynn bulan bir kafas, szn esirgemeyen bir dili vard. . Weston kararn vermekte gecikmedi, uzatlan ele bakt, kollarn kavuturdu, tiz sesiyle, postanenin her kesinden duyulacak biimde: "zin verin de, dostum Spencer, bu trl davrannz anlayamadm syleyeyim," dedi. "Biliyorum, yurdumuzun erkinliki yasalarna gre, bir adamn sululuu kantlanmadka o adam susuz kabul edilir, ama yle sanyorum ki edep diye, sayg diye de bir ey vardr." Bu sylevi, Ashby'ye rastlayaca an dnerek hazrlam olacakt; kim bilir belki de gnlerce nceden... imdi, frsat karmyor, keyifli keyifli srdryordu szn. "Sizi tutuklamamlar, kutlarm. Ama bir de kendinizi bizim yerimize koymak ister misiniz? Sulu olmanz olasl, diyelim, yalnz yzde on olsun. Elinizi uzatmakla, dostum, bizi yzde on olaslkla, bir katilin elini skma durumunda brakyorsunuz demektir... elebi insan, hemerilerini

byle bir hale drmez. Kendini ortalkta gstererek birtakm yorumlara yol amaktan ekinir, elinden geldiince alak gnll davranr, bekler... Syleyeceklerim bu kadar." Bunun zerine gm tabakasn kard, bir cgara alp tabakann kenarna hafife vurdu. Ashby yerinden kprdamamt. Vaughan'dan daha uzun boyluydu, ondan zayf. Vaughan birka saniyenin en tehlikeli saniyelerin gemesini bekledikten sonra, bu grmenin sona ermi olduunu gstermek ister gibi geriye doru iki adm att. Seyircilerin beklediklerinin tersine. Spencer Vaughan'a yumruk atmad, elini bile kaldrmad. Birka, ilerinden, Spencer'in durumuna zlyor olmalyd. Spencer ise daha hzl soluk alp veriyordu; duda titriyordu... Gzlerini indirmedi. nce Christine'in emmioluna, sonra brlerine bakt teker teker; gzlerini Vaughan'a bir daha, bir daha evirdi; Bay Boehme'ye de bakt, taahhtl mektuplar giesinde bir ii varm gibi yapp arkasn dnen Bay Boehme'ye... Bana gelmesini istedii, aramaa geldii ey, bu muydu acaba? Vaughan'n salad bu dorulamay m gereksemiti? Vaughan'a, glk ekmeden, karlk verebilirdi. rnein, Christine evleneceini bildirdii zaman Weston bu evlenmeye engel olabilmek iin yrtnm, Vaughan'larn parasnn yle olur olmaz kk Ash-by'lere deil, gene Vaughan'lara kalmas gerektii yollu dncesini saklamamt. Kendi ocuklarnn durumunu yle iyi savunmutu ki, Christine, koullarn Spencer'in bilmedii ama emmiolunu yattr-ma benzeyen bir vasiyetname imzalamak zorunda kalmt. Ashby'yi kendi evinde bir yabanc durumuna sokan evlenme szlemesini de gene Weston kaleme almt. imdi de Spencer anszn soruyordu kendi kendine: Christine'in ocuu olmay, gerekten, evlendikleri zaman yann otuzu gekin olmasndan myd? Bu konuyu amaktan her zaman kanmlard; gerek, belki de Spencer'in sand lde yaln deildi... Daha geen yl Vaughan'a elden be bin dolar verilmiti. Ne karlnda verilmiti bu para?... Neye yarard? Spencer hi karlk vermedi, hibir ey sylemedi; her birine, kendisine uzun uzun bakmas iin vakit brakt, sonra da cebinden anahtarlarn kararak kutusuna doru yrd. Kendinden memnundu. Kendi kendine verdii sz tutmu, gn vakti gelince g bir durumun stesinden gelmei onurlu bir biimde baarmt... Ama az kalsn, bir hi yznden kendini tutamayp bir taknlk yapacakt. Kutusundaki birka mektupla brorn zerinde bir posta kart vard; kart yere dm, resimli yan ste gelmiti; bu resim kabaca izilip boyanm bir daraacndan baka bir ey deildi; altna yazlm yazy okumak skntsna girmedi Spencer. Eilip kart yerden alr, bakmadan, kocaman kt sepetine atarken biri orada bulunan on-on be kiinin iinden yalnz biri glecek oldu... Spencer'e gre, postanede olup biten bu olaylar bir sava iln demekti. Bu sava iln, nasl olsa, o yandan deilse bu yandan gelecekti,

gelmeliydi... Bundan byle Spencer'in ii daha rahat olacakt... Telsz, geni admlar atarak karya geti, gazetecinin dkknna girdi, kimseye selm vermedi, acele etmedi. Telefon bundan sonra da gene byle alacak myd karsna kimse kmadan? Merak ediyordu. Bella'nn katilinin olup bitenden haberi var myd? Postanede miydi o srada? Gazeteler koltuunun altnda, piposundan ksa ksa nefesler ekip mavi bir duman salarak, tel gstermeden, evine dnd. Sokan alt ucundan baknca, yatak odasnda duran Sheila'y hi deilse, ancak Sheila olabilecek birinin karaltsn grd; yaklap onu daha iyi seebilecei bir yere gelince, kadn gzden yitmiti. Postanede olup biteni Christine'e aacak myd? Karar verememiti daha. O anda, usuna nasl eserse yle davranacakt. Gereklemek istedii, Christine'le ilikili bir nokta vard. O sabah, yataktayken dnmt bunu. Uyanmt ama, Christine tuvalet masasnn nnde san tarad srece, gzlerini amam, yar kapal tutmutu. Gzlendiini bilmeyen, en doal haliyle duran, kalarn atm, dncelere dalm olan Christine'i hem gerek yz, hem de aynadaki yanssyla iki ayn biimde gryordu Spencer. Birazdan iliine gidip kapanacakt. Orada, ailesinin, kendi ocukluunun resimleriyle dolu eski, sar bir zarf dururdu. O zarftan, Christine'in o sabah aynann nndeki haliyle karlatraca bir resim karp bakacakt: Christine'in halini annesinin hangi resmiyle karlatracan iyi biliyordu. Sabahki izleniminde yanlmam idiyse, kiinin alnyazs tuhaf bir eydi. Hem, gerekte, o kadar da tuhaf deil... Belki hemen hemen her ey, bylece aklanabilirdi. Christine de bu sabah, Spencer'in yapt gibi, perdenin biraz gerisinde durarak, Spencer'in kendisini grmediini sanarak, onun eve yaklamasn gzetliyordu. Christine'in haberi olmu muydu olan bitenden? Olmayacak bir ey de deildi hani. Weston Christine'e postaneden telefon etmi olabilirdi pekl... yi bir kadnd Christine. Spencer'i ok sever, mutlu olmas iin elinden geleni yapard; yardm kurullarnda, yoksulluk iinde olanlarn tasasn datmak, aclarn dindirmek zere alt gibi... "Gazeteler yeni bir ey yazyor mu?" "Bakmadm daha." "Ryan seni grmek istiyormu." "Telefon mu etti?" Christine nasl karlk vereceini bilemedi. Spencer iin daha korkulu olduunu sezdi. Masann zerinde duran ufak, sarmtrak kd yeni gryordu. "Bu ary bir polis getirdi. Saat drtte Litchfield'de, coroner'in dairesinde olacakmsn. ary getiren adamdan bir eyler renmee altm. Anlalan, btn tanklar yeniden dinliyorlarm; hibir ey

bulamadktan iin soruturmaya yeniden balyorlarm." Bu kadar durgun duruu karsn kayglandryordu ama Spencer baka bir ey yapamazd... Christine'e bakarken dnd ne karsyd, ne soruturmayd, ne de Bella... Annesini dnyordu, herhalde hl Vermont'ta oturan annesini... "Seninle gelmemi ister misin?" "Hayr." "Kata yemek yiyelim?" "Sen bilirsin." tliine girip kapsn rtt. Masann zerinde duran kda, ileride bunun bir nemi olacakmasna, postanedeki olayn gn ile saatini yazd, bu notun yanna da birka nlem kondurdu. Bir ekmece at, zarf alp iindeki resimleri nne yayd. Kendi ocukluk resimleri ilgilendirmiyordu onu; says pek azd zaten bunlarn, hemen hemen hepsi, okullarda ekilen eitten toplu resimlerdi. Spencer'de babasnn bir tek resmi vard; yirmi be yandayken ektirdii ufack bir resim... Babas, sevinle znc artc bir biimde kartrarak glmsyordu bu resimde. Spencer babasna benzemiyordu; olsa olsa bann pek uzun biimi, imii kk uzun boynu babasn andrabilirdi. Elini arad resme, annesinin yksek yakal mavi giysisiyle ektirdii resme gtrd. Resim kk olduu iin masann zerinde duran byteci eline ald; resmi inceledike baknda bir aclk belli olmaa balad. ki kadnn ne bakmdan benzetiklerini sylemek gt; benzeim, yzlerinin izgilerinden ok anlatmndayd; daha dorusu, bir "insan tipi" iiydi bu. Christine'e san tararken baktnda aldanmamt. Her ikisi de ayn tipe giren kadnlard. Belki annesi de o kadar gcendii, krld annesi de gerekte, babasn mutlu klmak iin elinden geleni yapmt. Ama kendi bildiince yapmt... Baka trl de olamazd, ancak kendi bildiince yapm olabilirdi yaptklarn... Yaptklarn herkesin onadna, uygun bulduuna emindi; nk ne yapsa, topluluun kabul ettii biimde yapyordu. Kilisede, Christine gibi yrekli yrekli ilhi syleyebilir, din kardelerinin kendisini aralarndan atabileceinden korkmazd. Kendisini Christine'le evlenmee gtren eyin igd olduuna m inanmalyd Spencer? Kendini sanki Christine'in kanad altna sokmak, daha dorusu, Christine'in buyrultusuna brakmak yahut kendini kendinden korumak iin mi evlenmiti acaba? Bu doruydu ite. Her zaman babasnn durumuna dmek, onun gibi lmekten korkmutu. Babasn pek az tanmt zaten. Onun zerine bildiklerini hep ailesinden, zellikle annesinden iitmiti. Daha ufack bir ocukken onu yatl okula vermilerdi; yaz tatillerini de ou zaman bir dinlenekte geirirdi, dinlenek olmazsa onu uzak yerlerde oturan teyzelerinin yanna gnderirlerdi. yle ki annesiyle babasn pek seyrek

o-larak bir arada grebilmiti. Babasnn kapatmalar varm. yle diyorlard. Sonralar, iin tpk byle olmadn anlamt. eitli kaynaklardan ald bilgileri karlatrm, gereklemi, dzene sokmutu; babasnn anszn usuna esince ortadan yittiini, haftalarca grnmediini, sonra da Boston'un, New York'un, hatt Chicago ile Montreal'in en kt, en aalk yerlerinde ortaya ktn anlamt. Onu bulduklarnda yalnz olmazm, ama yanndaki kadn yahut kadnlarn pek yle nemi yokmu, iermi. Onu bu hastalktan kurtarmaa almlarm, iki kez bir salk yurduna sokmularm. Onu saaltmaktan sonunda vazgetiklerine baklrsa, iyileecek gibi deilmi herhalde... Annesi o zamanlar kk Spencer'e bakar, iini ekerek ban sallar: "Tanr vere de babasna ekmi olmaya!" derdi. O ise, babasna benzeyeceine her zaman inanmt. Babasnn lm zerine byk bir ylgya kaplmas da herhalde bu inancndan ileri geliyordu. Cenaze trenine katlmas iin onu liseden getirttikleri zaman Spencer on yedi yandayd. O gn, en nemli kii o deildi. En nemli kii, tabutunda yatan lyd. Bununla birlikte Spencer, bu pazar gn kilisede duyduklarnn hemen hemen aynn duymutu o gn. Kim bilir, belki de gemii usuna getirdii iin, pazar gn bu duygulan yaama gene... Cenaze treni gn kilise tklm tklm doluydu. nk babasnn ailesi ileri gelen ailelerdendi; annesinin ailesi ise Harness'ler daha da byk bir aileydi. Tabutun evresindekiler ly hep birlikte ayn gle yeren bir topluluk oluturuyordu sanki; papazn, insanlarn anlayamayaca taanlar, yaanlan olan Tanrdan sz ediinde, aka belli olan bir rahatlama vard. Tanr onlar Stuart S. Ashby'den kurtarmt sonunda... Gerekte Ashby, azna bir kurun skmt; iin tuhaf, bu i iin kulland tabancay nereden edindii bir trl renilememiti. Oysa bir soruturma almt. e polis karmt. Babas, Boston'da, mobilyal olarak kiraya verilen bir odada kymt canna; lm annda Ashby'nin yannda bulunan, saatini alarak kaan kadn da, daha sonra ele geirilmiti. Basal dilemek zere sylenen szler bile, "Eh Hanmefendiciim, ok ektiniz ama ite kurtuldunuz sonunda!" anlamna geliyordu. Babas, sularnn balanmasn dileyen gzel bir mektup yazmt. Annesi, mektubun btn szlerine ancak gerek anlamlarn vermi, onu herkese okumutu; yalnz Spencer, iki anlaml birtakm tmcelerin ac bir alay olup olmadn sormutu kendi kendine... "Kendini hibir zaman ikiye vermeyeceini umarm, nk babana ektiysen..." Spencer o kadar korkmutu ki yirmi be yana dein azna bira bile koymamt. Kendisini en ok etkileyen ey belirli, u ya da bu kt alk, u ya da bu kesin tehlike deildi de, belirsiz bir eylerin, rnein

byk ehirlerin birtakm mahallelerinin, birtakm sokaklarn giderek, birtakm klarn, birtakm ezgilerin, hatt birtakm kokularn ekimiydi... Spencer'in dncesince, annesinin dnyas olan bir dnya vard; iindeki her eyin bar, temizlik, gvenlik, sayg olduu bir dnya... te bu dnya, babasn iinden att gibi Spencer'i de iinden atmaa eingendi. Spencer, ak yrekli davrand zamanlar byle dnmezdi ama; gerekte, o dnyaya srt evirmee kalkan, ba kaldrmaa bakan, o dnyay yadsmak isteyen kendiydi. Ara sra o dnyadan tiksindii oluyordu. Yamurlu akamlar, birtakm barlarn kapsn grmek bile ba dnmesi verirdi ona. Dilencilerin, serserilerin ardndan imrenme ile bakard. Sokaklarda lmenin alnna yazl olduuna inanmt rencilik alarnda... Hem uzun bir sre tamt bu inanc. Christine'le bu yzden mi evlenmiti? Sonunda her ey gnah haline gelmiti. Btn yaamn gnahtan kamakla harcamt. Evleninceye dein, bir izci ama artk ya kk olmayan bir izci gibi, yaz tatillerinin birounu antas srtnda, yapayalnz geirmiti. "Yemek hazr Spencer." Christine resimleri grmt ama bu konuda hibir ey sylemedi. Spencer'in annesinden daha anlayl, daha duygundu. Yemekten sonra Spencer, ocan nndeki koltua oturup biraz kestirdi; telefon alnca rperdi, yerinden kalkmad; adn syledikten sonra artk hibir ey demeden kar yan her zamanki gibi dinleyen Christine'e bakt. Christine telefonu kapad zaman, Spencer sorusunu nasl soracan bilemedi, beceriksizce kekeledi: "O muydu?" "Kimse konumad." "Soluk aln duydun mu?" "Duydum gibi geliyor bana." ikircim iindeydi Christine. "Seninle birlikte gelmemi gerekten istemiyor musun?" "istemiyorum canm. Yalnz gideceim." "Sen coroner'n yanndayken ben de Litchfeld'de biraz alveri ederim." "Ne alacaksn?" "Ufak tefek bir sr ey... Tire, dme, lastik..." "Bunlar burada da bulunur." Bu durumda, yanna birini alarak gitmek istemiyordu. Kimsenin kendisiyle birlikte gelmesini istemiyordu. Ryan'n yanndan kaca saatte ortalk iyice kararm olacakt; bir kenti ufack bir kent de olsa nice zamandr elektrik nda grmemiti... Gidip scotch iesini ald getirdi, kendine bir iki hazrlad, sordu: "Sen de ister miydin?" "Sa ol, imdi imem." Christine unu da eklemekten kendini alamad:

"ok imesen iyi olur. Ryan' greceini unutma..." Spencer hibir zaman ly karmaz, sarho olmazd. Olmayacak kadar korkard sarholuktan! Karsn kayglandran ey, Spencer'in ieye baka trl bakmaa balam olmasyd, ondan artk eskisi kadar korkmuyormu gibi bakmas... Zavall Christine! Kendisiyle birlikte gelip onu koruma o kadar istiyordu ki! Belki de ona olan sevgisinden ok, annesi gibi, grev duygusundan tr Spencer'in yannda olmak istiyordu. Belki de topluluk' adna davrandndan bunu dilemekteydi. yle deil miydi? Doru deil miydi bu? Belki de deildi, kim bilir? Spencer stelemedi. Christine, onu szcn btn anlamyla seven bir kadn deildi belki de. Tutkuyu bilecek bir kadn deildi. Kim bilir? Gene de onu pek ok severdi belki de... Bardana koyduu ikiyi imesine baktka, karsnn duyduu korku yznde o kadar belli oluyordu ki... Spencer, Christine'e acyacakt neredeyse... Bir araba bulabilecek olsa", Spencer'i kendi benliinin yaratt tehlikeden korumak zere arkasndan gelirdi herhalde... Neyse! Hayr! Allah kahretsin! Viskisini bir dikite iti, bardan yeniden doldurdu; bile isteye yapmt bunu... "Spencer!" Anlamyormu gibi bakt Christine'e. Christine, steleme yrekliliini bulamad kendinde. O sabah, postanede, emmiolu Weston'un da, stelemei gz yememiti. Oysa Ash-by, Vaughan'n karsndayken hibir ey sylememiti. Vaughan' korkutacak bir hal bile taknmamt. Kendisini yere vuran adama uzun u-zun bakmakla yetinmiti; sonra evresindekilere teker teker, ar ar gzn dikmiti, o kadar... Kim bilir? Pazar gn kilisedeyken, aka dnp adamlarn gzne gzn dikseydi, ilhilerini bu kadar inanla sylemekten vazgeerler, bozulurlard belki de... Kt kt srtarak: "Karsn karp kanmadklarn anlamaa gelmi gene!" dedi. Her zamanki sesi deildi bu. Kara, gsterili arabas evinin nne gelip durmu olan Katz'dan hibir zaman sz almazd evlerinde. Christine kocasna aknlkla, gerek bir kaygyla bakt. Spencer karsn arttn anlad ama bunun zerinde durmad; sokaa kmadan nce san taramak zere yatak odasna girdi. Christine btn gn diki dikmiti. Kadnlar kimi gnler diki dikmekle vakit geirmei seiyorsa, bu trl almann kendilerini alak gnll, dle hak kazanm insanlar olarak gstermesinden deil midir? "Haydi Allahasmarladk." Karsn alnndan pmek iin eildi. Christine de, onu yreklendirmek, uursuzluu yanndan uzaklatrmak istermi gibi parmaklarnn "ucuyla bileine dokunmann yolunu buldu. "Hzl srme arabay..." Zaten yle bir ey yapacak deildi. lm bundan olsun istemezdi.

Arabann karanl iinde oturur, farlarn kl uurumunun dnyay yutuuna bakarken, rahatt. Demin Katz'n geldiini grnce umut krklna uramt; hele bu kez, adam yalnz birka saatliine gelmi olmasa gerekti... Her yolculuk sonras geliinde, evinde birka gn kalrd; o gnlerin sabahlan, yatak odalarnn penceresinde Ashby'nin grd karalt, Katz'n tombul, tiksindirici bir doymuluk iinde yzen biimi olurdu. Ryan, bunu bilerek yapm olsa gerekti. Spencer saat tam drtte Ryan'n iyerine geldiinde, bekleme odasnda kimseler yoktu. Gidip kapy tkrdatm, coroner'in, masasna oturmu telefon etmekte olduunu grmt. Aralk kapnn nn Bayan Moeller kesmiti. Spen-cer'e: "Bir dakika oturmaz msnz Bay Ashby?" demi, kendisine bekleme odasnn sandalyelerinden birini gstermiti. Spencer'i yirmi dakika bekletmilerdi o odada. Bu sre iinde Ryan'n odasna kimse girmemiti. Kimse de kmamt odadan. Bununla birlikte, Bayan Moeller gelip Spencer'i Ryan'n odasna aldnda, odann bir kesinde uzun boylu, sa fra kesimli genten bir adam oturuyordu. Spencer'i o genle tantrmadlar. O adam orada yokmu gibi davrandlar. Gen adam, o karanlk kede, ayak ayak stne atm duruyordu ylece. Srtndaki giysi. Yeni ingiltere havasnda, ar bir eydi. ekirdek fizii ile uraan gen bilginlerin arbal, evresine biraz ilgisiz kalan hali vard bu adamda. Bu gen, fizik bilgini deildi herhalde, Spencer bunu anlamt. Ancak epey sonra. Bill Ryan'n, bilirkii olarak ard bir hekim, bir ruh hastalktan hekimi olduunu rendi. Spencer bunu nceden bilmi olsayd baka trl m davranrd? Baka trl davranmazd herhalde. Coroner'e. gzn dikip bakt; yle ki sonunda Ryan bu baktan skld. Ryan, buluncunu tartnca pek bbrlenebilecek bir adam deildi. Ka-rs olmasayd, mesleinde bugn varm olduu yere varr myd? Ne gerekliyse onu yapmt her zaman; evlenmesi gerekli insanla evlenmiti; her zaman, hangi yan tutmak gerekirse onu tutmu, glmek gerekince glm, fkelenmesi istendii zaman fkelenmiti. Bu kadar arbal grnmek ona, ara sra, g gelirdi herhalde; dipdiri, canl kanl bir insand, can pek ok eyler ekse gerekti. Cannn ektiklerini rahat rahat elde etmenin bir yolunu bulmu muydu? Bu ii Bayan Moeller mi almt stne? "Oturun Ashby. Haberiniz var m bilmem, ama bir hafta sren soruturmadan sonra gene yerimizde sayyoruz; bir para gerilemi bile olduumuzu sylemeyeyim diye yle diyorum. Soruturmaya batan balamaa karar verdim. nmzdeki gnlerde belki bir 'cinayet temsili' bile dzenleriz... Balca tank sizsiniz, unutmuyorsunuz herhalde. Bu akam, siz buradayken polis ufak bir deney yapacak, tanklardan Bayan Katz'n grdn ileri srd eyi gerekten grm olup olamayacan aratracak. Szn ksas, bu kez sk alacaz..." Ryan belki de Spencer'i heyecanlandrma ummutu ama tersine, bu az

ok gzda veren konuma, Spencer'in iine bir rahatlk salmt. "ilk sorgudaki sorularm, sra ile, size yeniden soracam. Bayan Moeller de yantlarnz not edecek." Bayan Moeller bu kez kanepede deil, bir yaz masasnn nnde oturuyordu ama bacaktan gene o gnk kadar grnyordu. "Hazr msnz Bayan Moeller?" "Hazrm efendim." "Ashby, belleiniz salamdr herhalde... Genellikle, retmenlerin bir eyi kolay kolay unutmadklar dnlr..." "Bilmiyorum ama bir metni harfi harfine ezberleyen bir bellek demek istiyorsanz, o bende yok... Bir hafta nce verdii karlklar ezberden yineleyebilecek adam deilim." Ryan gibi bir adamn, durumundan memnun bulunmas olur ey miydi? Gelecek seimlerde yarg olacak, aa yukar on yl sonra da Senato yesi, belki de ylda yirmi bin dolar maal bir Bayarg, Connecticut Bayargc onuruna ykselecekti, ilerinde salam ayakkab olmayanlarn da bulunduu bir sr insan ona iinde ykselmesi iin yardm etmilerdi, daha da edeceklerdi; bunun karl olarak da Ryan zerinde birtakm haklan olduunu sanacaklard... "Karnzn bize sylediklerine gre, cinayet gn hava karardktan sonra evden kmadnz..." "yle." O gn kullanm olduu szleri hemen anmsyordu Spencer. Dndnn, demin Ryan'a sylediinin tersine, tmceler tam olarak kalmt usunda; sorular da, yantlan da... yle ki, artk bir oyun halini alyordu bu; rencilerinin her yl ayn sralarda okuduklar metinler gibi bir ey oluyordu. "Niye?" "Niye ne?" "Niye kmadnz?" "Canm istemiyordu da ondan." "Karnz telefon edip... v.b.... v.b.... bunlar geelim, deil mi?" "Nasl isterseniz... Bu sorunun yant uydu: Doru. Ben de ona yatacam syledim. yle deil mi?" Bayan Moeller bayla doruluyordu. Sorular, yantlar art arda diziliyordu. Aradan geen zaman bu sorularla yantlarn birkan daha da ilgin klyordu. "Kz grmediniz mi?" "Bana 'Allah rahatlk versin demee geldi." Bir d andnyordu bu durum; ikinci kez grlen, benzerliin sonuna dein srp srmeyeceini merak ettiren bir d andnyordu... "Size yatacan m syledi?" Ksesinde oturup duran o tanmad adama bakt. Adam imdi kendisini daha dikkatlice szyor gibi geldi Spencer'e. Bu yzden ilk sorguda verdii karl unuttu, yenisini verdi: "Ne dediini iitmedim," dedi.

lk kezinde yapt aklama daha uzun olmutu. Belki, kendisiyle tantrmadklar adama anszn duyduu ilgiden tr, belki de imge yaratan "yatmak" sz yznden, Spencer'in gznn nne yerde yatan Bella'nn hali geldi, btn ayrntlaryla birlikte... "Yorgun musunuz?" "Hayr. Neden?" "Bezgin gibi, kaygl gibi grnyorsunuz da..." Ryan arkadana doru dnm, onunla gz gze gelmiti... Bu bakn anlam sonradan anlald. "Gryorsunuz ya!" demee getirmi olsa gerekti. Foster Lewis o adamn adym konumad. Bir kez olsun sz almad. Orada resm grevle bulunmuyordu herhalde. Ashby yasalar bilmezdi ama resm bir bilirkii incelemesinin baka bir yerde, bir hastane ya da muayenehanede yaplacan, hele odaya coroner'n yazman da olsa bir kzn sokulmayacan dnrd. Hem Ryan ne diye bir ruh hastalklar hekiminin dncesini gereksiyordu? Ashby'nin davran kendisine dzgsz m grnmt? Yoksa, kendisine gre, Bella'y ancak dengesi bozuk bir adam m ldrmu olabilirdi? Bu yzden de, pheli grlenlerin her biri zerine bir uzmann ne dneceini renmek mi istiyordu? Spencer kendi kendine bu sorular sormaa balamamt daha. Hep geen sorgunun metni zerinde duruyorlard. "Saat kat?" "Bilmiyorum." "yle, aa yukar?..." "Hi bilemeyeceim." "..." "..." "Sinemadan m dnyordu?" "..." Sorular soruluyor, yantlar veriliyordu. Sonuna geliyorlard artk. "Banda apkas, srtnda mantosu mu vard?" "Evet." "Nasl?" Dnmeden karlk vermi, yanlmt. Dzeltti. "Balayn. Banda koyu renkli beresi vard demek istedim." "Emin misiniz?" "Evet." "antasn anmsamyor musunuz?" "..." "..." "Sevgilileri var myd?" "Erkek arkadalar vard, kz arkadalar vard." Bunun doru olmadn biliyordu artk. En az iki olan onunla sevimilerdi. Ama belki de seviirken, iin sonuna dein gitmemilerdi, yoksa gazete baka szler kullanrd bunlar anlatrken...

"Neye daldnz?' "Hi..." "Ardn brakmayan biri var myd acaba? Biliyor musunuz?" "Ben..." "Dinliyorum. Siz?..." "Geen gnk gibi mi karlk vermeliyim?" "Doruyu syleyin." "Gazeteleri okudum." "O hlde sevgilileri olduunu biliyorsunuz..." "Evet." "Bunu renince tepkiniz ne oldu?" "nce inanmak istemedim." "Niye?" Artk metne hi mi hi bal kalmyorlard. Karlkl olarak, metnin yolundan kmlard, iinden geldii gibi konuan Spencer, gzn Ryan'n gzne dikmi, yle sylyordu: "nk uzun sre, erkeklerin namuslu, kzlarn iffetli olduuna inandm..." "Artk inanmyorsunuz, yle mi?" "Herhalde, Bella Sherman konusunda inanmyorum artk... Olup bitenleri biliyorsunuz, deil mi?" O zaman coroner'in ablak, yal surat ileriye doru uzand: "Ya siz?..." III Baka eit birtakm sorulara geilecekti. Ryan'n nnde duran ktta bu konuda, bir bakasnn el yazsyla yazlm notlar vard. Ryan bu sorulan sormaa balamadan nce, kesinde o dalgn haliyle oturup duran Foster Lewis'e bakt, sonra biraz olpaca konuarak: "Bayan Moeller, sorgunun bu blmn gidip odanzda temize ekebilirsiniz sanrm," dedi. Ba baa kaldklarnda kz nasl arrd acaba? Bayan Moeller'in iri gzleri, etli dudaklar, kocaman gsleri, yrrken rgalad kocaman kalalar vard. Ashby'nin nnden geerken ona l l gzlerle bakt her erkee yle bakard herhalde, bitiik odaya girip gzden yitene dein de kalalarn rgalad durdu; odann kaps aralk kald. Ashby iyiden iyiye rahatlamt. Gitti, piposunu coroner'in hemen hemen burnunun dibinde, yaz masasnn zerinde duran bir tablaya boaltt; bu tabla Ryan'n purosunun kln silktii tablayd. Piposunu ancak yeniden doldurup ateledikten sonra geldi yerine oturdu; sa fra kesimli, konumadan duran adam gibi ayak ayak stne att. "Gryorsunuz, bundan sonra yantlannz tutanaa gemeyecektir. Size sormak istediim sorular, gerekten, biraz daha zel, daha kiisel sorular..." Ashby'nin buna kar durmasn bekliyor gibiydi. Oysa Ashby byle bir ey yapmaktan saknd. "nce babanzn neden lm olduunu sorabilir miyim?"

Biliyordu. nndeki ktta bunlar yazl olsa gerekti; ama yazlar ya pek kk ya da kargack burgack yazlar olduu iin onlar okumakta glk ekiyordu. Bu sorunun karln ne diye Spencer'e verdirmek istiyordu? Nasl bir tepki gstereceini mi merak etmiti? Ashby, ortada neler dndn anlam olduunu gstermek zere, karln Lewis'in oturduu keye doru dnerek verdi. "Babam kendini ldrd. Azna bir kurun skarak..." Foster Lewis hl ilgisiz, dalgn duruyordu. Ama Ryan, sevdikleri rencilerini szl snavlarda yreklendirmek isteyen retmenlerin yapt gibi, ban hafif hafif sallyordu. "Niye byle yapm acaba, biliyor musunuz?" "Yaamaktan usanmt sanrm, yle olsa gerek..." "Demek istediim, ileri mi kt gitmiti yoksa o anda umulmayan birtakm glklerle mi karlamt?" "Ailemin dediine baklrsa, kendi parasnn altndan girip stnden kt gibi, annemin parasnn da bir bln yemiti..." "Babanz ok sever miydiniz Bay Ashby?" "Onu pek az tandm." "Eve pek mi seyrek gelirdi?" "Ben hemen hemen btn ocukluumu yatl okullarda geirdim de..." Kd grnce, Ryan'n yzne baknca, Spencer zaten byle sorularla karlaacan kestirmiti. Bu adamn da, arkadann da, ne aradklarn, ne renmek istediklerini anlyordu ama kl bile kprdamyordu; yaam boyunca kendini pek seyrek bu kadar uyank, bu kadar rahat duymutu. "Babanz nasl tasarlardnz? Nasl bir adamd sizce?" Spencer glmsedi. "Sizin dndnz nedir Bay coroner?... evresindekilerle anlaamadn, evresindekilerin de onun deerini anlamadklarn sanrm." "ldnde ka yandayd?" Spencer bir an dnmek zorunda kald; anmsaynca da biraz ard. Utanm gibi: "Otuz sekiz yandayd," dedi. Spencer'in bugnk yandan ya kk... Babasnn kendi kadar yaamam olduunu dnmek Spencer'i tedirgin ediyordu. "Sizi herhalde zen bu konu zerinde ok durmamam istersiniz sanrm." Hayr. zc deildi bu konu. Can skc bile deildi. Ama onlara bunu sylememenin daha uygun deceini dnd Spencer. "Okuduunuz okullarda ok dost edindiniz miydi Bay Ashby?" Spencer biraz dnmekten yksnmedi. Geri ii pek rahatt ama bu ii yenisemiyordu. "Herkes gibi benim de arkadalarm vard." "Ben dostlardan sz amtm..." "ok dostum olmad. Pek azd saylar."

"Yoksa hi mi olmad?" "Dorusu ya, dost szn en dar anlamyla alrsak hi dostum olmad." "Demek, yalnzl seven bir insandnz..." "Hayr. Pek yle deil. Ayaktopu, beyzbol, hokey takmlarna girdim. Tiyatro oyunlarnda rol bile aldm..." "Ama arkadalarnzn yannda olmaa can atmazdnz, yle mi?..." "Belki de onlar benim yanma gelmee can atmazd..." "Babanzn kt n yznden mi?" "Bilmem... yle bir ey sylemek istemedim." "Bay Ashby, belki de siz ekingendiniz, siz alngandnz da ondan... Ne dersiniz? Her zaman pek parlak bir renci diye tannmsnz. Hangi okula gittiyseniz, sizi zeki, ancak kabuuna ekilmi, karasevdaya eilimli bir ocuk diye anmsyorlar..." Spencer, yaz masasnn zerinde baka baka okullarn balkl ktlarn grebiliyordu. Okuduu her okula yazlar yazlm, nasl bir kii olduu zerine dorudan doruya, yerinden bilgi edinmee allmt. Kim bilir? Belki Ryan'n nnde u anda, Spencer'in sekizinci snftayken Latince dersinden ald notlar, ya da kendisine bir laboratuvarda almasn salk veren sakall retmenin Spencer zerindeki dnceleri duruyordu... Gazetelere baklrsa, kentin delikanllarnn hepsiyle kzlarnn ou sorguya ekildikten baka, millerce telere dein gidilerek sinema merakllar, benzinciler, barmenler de sorguya ekilmiti. Virginia'da da F.B.I., Bella'nn gemiini aratrm, okul yllarn incelemi, bylece ortaya yzlerce insann ad atlmt. Oysa btn bunlar, bu devce iler, yalnz sekiz gn iinde grlmt, insan artacak kadar byk bir aba harcanmas demek deil miydi bu? Bunlar dnnce Spencer'in usuna ksa bir sre nce okulda gsterilen bir bilim filmi geldi; bu filimde, yabanc mikroplarn yaklamas karsnda akyuvar ordularnn usa durgunluk veren sava hazrl gsteriliyordu. Binlerce kii, her hafta yollar boyunca, kazaya urayp lyordu; her gece binlerce kii yataklarnda can veriyordu ama bunlar, toplumsal yapda herhangi bir "atee" yol amyordu. Ama bir kz, bir Bella Sherman boulmaya grsn, btn hcreler kaynamaa balyordu. Christine'in kulland deyimle sylemek gerekirse, topluluun yaayakalmas sz konusu oluyordu da ondan deil miydi btn bu grlt? Biri kurallar inemiti. Kurallarn dna km, yasalara meydan okumutu; ite bu "biri" bir ykm esi olduu iin ele geirilmeli, cezalandrlmalyd. "Glmsyorsunuz Bay Ashby..." "Hayr Bay coroner." Ryan', mahsus, coroner diye aryordu. Ryan ne yapacan anyordu bu yzden. "Bu sorgu size tuhaf m geldi?" "Emin olun, yle bir ey yok... Dengemin bozuk olup olmadn

renmek istemenizi ok iyi anlyorum. Grdnz ki sorularnz elimden geldiince iyi yantlamaa altm. Bundan sonra da yle yapmak niyetindeyim." Lewis de, istemeyerek glmsemiti. Ryan, bu eit ilemleri baarya gtrebilecek ustalkta bir adam deildi. Kendi de anlyordu bunu; sandalyesinin zerinde bir trl rahat edemiyor, ksryor, purosunu tablaya bastryor, bir yenisini alp ucunu yere tkrdkten sonra yakyordu. "Evlenmekte ge mi kaldnz Bay Ashby?" "Otuz iki yanda evlendim." "Bugn buna ge evlenmek diyoruz... O zamana dein banzdan ok serven geti mi?" Spencer aalad, sustu. "Sorumu iitmediniz mi?" "Karlk vermeli miyim?" "Verip vermemek sizin bileceiniz i..." Kaps hl aralk duran, makine tkrts iitilmeyen bitiik odada Bayan Moeller bu konumalar dinliyor olmalyd. Ashby, bunu da umursamyordu artk; ne olacakt sanki? "Kullandnz sz anlyorsam Bay Ryan, bamdan yle servenler gemedi demeliyim..." "kdalk ettiiniz kimseler oldu mu?" "Hayr. Bunu hele, hibir zaman yapmadm." "Kadnlarla arkadalk etmekten kamyordunuz anlalan..." "Kadnlarla arkadal aramyordum." "Bu szlerden, evlendiiniz gne dein cinsel ilikiniz olmadn m anlamalym?" Gene sustu Spencer. Ama her eyi ne diye anlatmayacakt sanki? "Hayr, yle deil. Cinsel ilikilerim olmutu." "Sk sk m?" "Bir on kez kadar diyelim.;." "Kzlarla m?" "Hibir zaman..." "Evli kadnlarla m?" "Hayr. Bunu meslek edinmi kadnlarla." Kendisine bunu mu syletmek istiyorlard? O kadar olaanst bir ey miydi bu? Yaayn gletirmek istememiti, o kadar... Bir kez yalnz... Bir eyler olduydu... Ama kendisine bunu sormuyorlard. "Evlendikten sonra kendi karnzdan baka kadnlarla ilikileriniz oldu mu?" "Hayr Bay Ryan." Gene keyiflenmiti. Ryan gibi bir adam karsnda, ister istemez, bir stnlk duyuyordu kendisinde; yaamnda pek seyrek duymu olduu bir stnlk... . "Evinizde kald sre iinde Bella Sherman'a hibir zaman ilgi duymam olduunuzu syleyeceksiniz sanrm..."

"Elbette. Varlnn ancak farkna vardm." "Hi hastalandnz m Bay Ashby?" "ocukken kzamkla kzl oldum, iki yl nce de bir gs ingini geirdim." "Sinir bozukluklar?" "Benim bildiim, byle bir ey olmad. Kendimi, bu bakmdan her zaman salam grmmdr." Belki byle davranmakla yanl bir ey yapyordu. Bu eit adamlar kendilerini savunmakla kalmazlar, kullanacaklar savutlar semekte de yle ince eleyip sk dokumazlar; nk bu adamlar "yasa"nn kendidir... u anda suluyu bulmak kendileri iin ok mu nemliydi? Sulu diye gsterecekleri herhangi biri onlara yetmez miydi? Sorun neydi? Cezalandrmak. Ama neden tr cezalandrmak? Gerekte Ashby, bu adamlarn gznde, Bella'nn rzna geip onu boan adam kadar tehlikeli deil miydi? ok grm geirmi olan koca Bay Holloway'e baklrsa, katil yllarca rahat duracak, kimsenin kendisinden phelenmee kalkmamas iin de olduka derli toplu yaayacakt. Ama belki bir gn, on yl, yirmi yl sonra bir gn, karsna frsat karsa bu ii yeniden yapacakt. Demek ki cinayete kurban gidecek kimse umurlarnda deildi nasl olsa. Bir cesedin nemi mi olurdu onlar iin? ilkelere ilikin bir sorundu bu. imdi, bir haftadan beri, Crestview School retmenlerinden Spencer Ashby'nin artk "kendilerinden" olmadna inanm durumdaydlar. "Size soracak baka sorum yok efendim..." Ne yapacaklard imdi? Spencer'i orackta, hemen, tutuklayacaklar myd? Neden yapmasnlard sanki? Spencer'in boaz biraz kurumutu; ne de olsa insan etkileyen bir durumdu bu... Bu kadar rahat konumu olduu iin imdi yerinmee bile balyordu. Karsndakileri krmt belki de... Bu adamlar, alaydan korktuklar kadar hibir eyden korkmazlard. nemli olduuna inandklar sorular sorduklarnda kendilerine arballkla karlk verilmesi iyi olurdu... "Ne dersiniz Lewis?" Adamn ad ite o zaman sylendi ancak... Ryan bir parack taklgan ama iyi bir adam hali taknarak kendini o zaman ele verdi. "Foster Lewis'i muhakkak iitmisinizdir Ashby. Gen kuak ruh hekimlerinin en nllerinden biridir. Bu cinayetle ilikili olarak yaptm sorgularn birkanda, bir arkada sanyla yanmda bulunmasn rica ettim. Sizin iin neler dndn bilmiyorum daha. Grdnz ite; onunla yle gizli gizli fsldamadk. Benim syleyebileceim ey, snav basan ile verdiinizdir." Hekim incelikle glmseyerek eildi. "Bay Ashby, besbelli, zeki bir insan," dedi. Ryan, biraz da ocuksu bir halle: "Dorusu ya, onu geen gnkne gre daha yatk grdm iin sevindim," diye ekledi... "Onu evinde sorguya ektiim gn ylesine

gergin, hani, deyim uygun derse, ylesine... yeindi ki bende brakt izlenim biraz zcyd..." de ayaktayd. Onu bu akam tutuklayacaa benzemiyorlard. Meer ki Ryan, ak davranmaktan ekine, Spencer'in yolunu merdivenin dibinde sheriff'e kestire... Yapabilirdi de byle bir eyi... "Bugnlk bu kadar Ashby... Soruturmay srdreceim elbet. Gerekli olduu srece soruturmam srdreceim." Ryan elini uzatt, iyi bir belirti miydi bu, kt bir belirti mi? Foster Lewis de uzun, kemikli elini uzatt. "Memnun oldum..." Bayan Moeller, neden sonra makinede yazsn yazmaa balamt; bitiik odadan kmad. Bu arada, btn yap boalmt; yalnz birka lamba yanyordu, zellikle geeneklerle giri yerinde... iinde kimsenin kalmad odalarn kaplan akt; can isteyen bu odalara dalabilir, rahat rahat dosyalan kartrabilirdi. Tuhaf bir duyumdu bu. Yanllkla bir yarglama salonuna girdi Spencer; apak duvarlar, duvarlarnn mee tahtas kaplamalar, sralar, arbal yalnl, tpk kiliselerine benzetiyordu buray. Kendisini tutuklamayacaklard, besbelli. k kapsnn nnde kendisini kimse beklemiyordu. Ana caddeye kanda da ardndan kimse gelmedi... Caddede, arabasna doru yryecek yerde, gzleriyle bir bar arad. Susam deildi. Can iki imek istiyor deildi. Soukkanllkla, bile isteye yap bir edimdi bu; bir eit protestoydu... Demin, kayglanan Christine'in karsnda, iki bardak scotch'u st ste devirdii zaman da buna benzer bir ey yapmt. Christine Litchfeld'e kendisiyle birlikte gelmek iin bu kadar bekin-diydi; imdi yapt eyi, yapmaa kalkar diye korktuundan deil miydi bu bekinmesi? Pek de yle deildi; Christine'i byle bo yere ktlememesi gerekirdi. Christine sorgunun skntl geeceini, Ryan'n yanndan knca Spencer'in keyfinin belki de kam olacan dnm, kocasn yeniden neelendirmek iin yannda bulunmak istemiti. Ama ayn zamanda, imesini nlemek istiyordu. Belki de daha kt bir ey yapmasnn nne gemek istiyordu; Spencer'e pek gveni yoktu Christine'in. Biribirine kenetlenmi kalabaln bir yesiydi o. "Topluluun kilit talarndan biri" demek geliyordu iinden Spencer'in... Evet, Christine'e sorulsa, kocasna gvendiini sylerdi. Genellikle yleydi. Ama emmiolu Weston gibi, ya da Ryan gibi tepki gsterdii anlar yok muydu? nk Ryan, Spencer'in susuzluuna hi inanmyordu. Konumalarnn sonuna doru bu kadar keyifli davranmas da bundand, besbelli. Ashby'nin artk bataa batmaa baladna inanyordu. Bundan byle, sabrla beklemek, kurnazca davranmak yeterdi ona gre. Ryan eninde sonunda Ashby'yi tuzaa drecek, attorney generalin nne hibir ynden rtlemeyecek bir dava gtrecekti.

Kar serpeliyordu. Dkknlar kapanmt, camlklarn lambalar yanmt; kadnlar iin hazr giysi satan bir dkknn camlnda rlplak manken tuhaf tuhaf duruyor, yoldan gelip geenlere sanki selm veriyordu. Sokan kesinde bir bar vard ama orada tandklara rastlayabilirdi; oysa can konumak istemiyordu hi. Belki de Ryan'la Foster Lewis orada oturmu Spencer'i konuuyorlard. nc drtyol azna dein yrmei uygun buldu. O gne dek ayak basmam olduu bir meyhanenin scak havasna, hafif aydnlna dald. Televizyon akt. Gstergete, masada oturan bir adam son haber bltenini okuyor, seyircilerini grebilecekmiesine, arada bir, ban kaldrp ileriye doru bakyordu. Tezghn ucunda, biri ii klnda iki adam oturmu, bir evin yap iini konuuyorlard. Ashby dirseklerini tezghn nndeki ubua dayad, hafif n az aydnlatt ielere bakt, sonunda, bilmedii bir viski markasn tayan bir ieyi gsterdi. "yi midir?" "Sattmza gre bunu sevenler de var demektir." Oradakiler, o meyhanede oturmann Spencer iin ne demek olduunu bilemezlerdi. Onlar alkt buralara. Spencer'in yllardan beri bir bara girmemi, zaten yaam boyunca da barlara pek seyrek gitmi olduunu bilemezlerdi. Onu byleyen bir ayrn vard: evresinde krmz, sar, mavi klarn yanp snd, ii plklarla, parlak dililerle dolu olan, koca karnl caml makine... Televizyon ak olmasa gidip bu makineye para atacak, nasl ilediini seyredecekti. Birok insana gre bilinen, tannan, allm bir makineydi bu. Ama yaam boyunca bylesini ancak bir iki kez grm olan Spencer iin makinenin Tanr bilir neden? ktlk bir nitelii vard. Evinde itii viskinin tadna benzemeyen tadyla nndeki viskinin de yle ktlk bir nitelii var gibiydi. Meyhanenin bezeniinde, barmenin glmseyiiyle ak ceketinde, yasak bir dnyann paralar olan bu eylerin hepsinde, bir ktlk vard. Bu dnyann neden tr yasak bir dnya olduunu, Spencer sormuyordu kendi kendine. Arkadalarndan birka bara giderdi. Christine'in emmiolu Weston Vaughan, efendiden adam sayld halde, arada bir, bir bara girer, kokteyl ierdi. Christine, bara gitmei Spencer'e yasak etmi deildi, aynca. Kendiydi kendine bu yasaklan koyan. Belki de birtakm eylerin kendisi iin bambaka bir anlam vard da ondan... rnein u anda, iinde bulunduu hava, evre!... Bardann doldurulmas iin iaret etmiti bile. nemli olan, bu deildi. Bu bar, Litch-feld'in bir sokanda, evinden on iki mil uzaktayd. Gelgelelim, bu bezeni, bu koku, gramofonun evresinde yanan bu klardan tr Spencer artk belli bir yerde deildi sanki; btn balan anszn kesilmi gibiydi,

Christine'le Spencer geceleri arabayla pek yola gitmezlerdi ya, arada bir gitmilikleri vard gene de. Bir kezinde Cape Cod'a gitmilerdi. Karayolunun zerinde, her iki yne doru iki, ara sra da sra halinde kayp giden arabalar vard; farlarnn insann beynine saplanyordu sanki. Yolun iki yannda kapkara uurumlar vard. Arada bir, bir benzinliin yree su serpen aydnlk adacn gryorlard. Kimi zaman da barlar, gece kulplerini belli eden mavi ya da krmz neon klan grlyordu. Btn bu eylerin Spencer'e ba dnmesi verdiini Christine sezmi miydi hi? Spencer'in gerekten ba dnerdi. Solunda srekli, rktc bir grlt karan, arabasna arpmamas bir tansa benzeyen bu makinelerden birine gidip muhakkak toslayacakt bir gn; Spencer'e hep yle gelirdi... Bu grlt ylesine sar ediciydi ki szlerini karsna iittirmek iin Spencer barmak zorunda kalyordu. "Saa m sapacam?" "Hayr. Cundan sonraki kavakta sapacaksn." "Bir iaret direi var ama..." Christine de Spencer'in kulana baryordu: "Bizimki deil o!" Arada bir mzklk ediyordu. Var olmayan, kimsenin koymad bir kurala kari mzklk etmee kalkmak tuhaf deil miydi? Durup dururken, sktn, bir yerde durmalar gerektiini ileri sryor, bylelikle bir barn youn havasna bir an iin olsun dalmak, tezgha dirseklerini dayam, gzleri dalgn birtakm adamlar, blmelerin loluu iinde birtakm iftler grmek frsatn buluyordu. Tezghn nnden geerken: "Bir scotch..." diye sesleniyordu. nk yalan sylemi gibi olmasn diye yapyordu sanki ayak-yoluna kouyordu. ou zaman pisti oralar. Duvarlarnda, ara sra, birtakm szler yazl, ak sak resimler izili olurdu. Bu barlarla benzinlikler de olmasa insan geceleri, karayolu zerinde yolunu nasl kestirebilirdi? Bunlarn dnda her yer karanlk iindeydi. Kylerle kentler, hemen hemen her zaman uzakta, uykuya dalm olurdu. Ara sra, barlardan birinin yaknlarnda, arabalar geerken bir karalt karanlktan syrlr, grmemezlikten gelinen bir kol havaya kalkard. Bu karalt kimi zaman bir kadn olurdu; biraz daha teye gtrlmei dileyen, istenecek creti demee hazr bir kadn... Nereye giderlerdi bunlar? Ne iin giderlerdi? nemi yoktu bunun. Binlerce insandlar, kadnl erkekli binlerce insandlar, byle yol kylarndan geinen... Kimi zaman da bir polis arabasnn canavar ddnn birden, ac bir fren grlts iinde kesildii duyulur, nnde durduu karaltnn bir manken gibi kaldrlp gtrld grlrd. Bylesi daha da etkilerdi insan. Polis, lleri de, kazadan olsun baka nedenden olsun lenleri de,

byle toplard; birtakm barlara girdiklerinde niformal adamlarn coplarn kullandktan da olurdu. Bir baka kez, gnein daha domam olduu bir saatte, alaca karanlkta iinden getii Boston yrekentinde bir eit kuatma grmt: Bir damda bir adam tek bana duruyordu, evrede, sokaklarda, her yanda polisler, itfaiyeciler, merdivenler, ldaklar vard... Ryan'la Foster Lewis'e bundan sz amamt. Sylememek daha iyi olurdu. Hele Boston'daki o olayda, damda duran adama imrendiini anlatmamak daha iyiydi. Barmen Spencer'i, gelip birka dakika iinde kafay ttsleyen, sonra da gevek admlarla, doymu, uzaklaan o yapayalnz, kimsesiz bekrilerden sanmt; viskiyi leyip lemeyeceini sorar gibi bir halle bakyordu kendisine. oktur byle bekriler, ilerinde, dmek isteyenleri de vardr, alamaa balayanlar da... Ama Spencer bu ulamlardan hibirine girmiyordu... "Ne kadar?" "Bir dolar yirmi." Meyhaneden kyordu ya, evine dnmek niyetinde deildi daha. Belki de, Ryan'n kendisini tutuklamaa karar vermesinden nce geirecei son geceydi bu. Tutuklanrsa ne yapacakt? Bilmiyordu... Savunacakt kendini, Hartford'dan bir avukat tutacakt... Bu ii, kendisini cezaya arptrmaa dek gtrmeyeceklerine inanyordu. Sokakta yrrken, yanndan anasnn koluna girmi kk bir Yahudi kz geince, Sheila Katz geldi usuna. Kza bakmak iin arkasna dnd; bunun da uzun, ince bir boynu vard. Piposunu doldurdu, ban kaldrnca nnde bir cafeteria'nn aydnlk salonunu grd. Her ey apakt bu cafeteria'da; duvarlar, masalar, bar... Btn bu aklk iinde, tezghta yemek yiyen Bayan Moeller'den baka kimse yoktu. Bayan Moeller'in srt dnkt. Banda sincap krknden bir balk vard kadnn; mantosu da krklerle sslyd. Niye girmesindi? Bugn biraz da Spencer'in gnyd, her eyi yapmaa hakk vard; yle geliyordu kendisine... Bu serveni nceden tasarlamt. Karsnn alnndan perken, bu gecenin baka gecelere benzemeyeceini biliyordu. "Naslsnz Bayan Moeller?" Elinde, hardallar akp duran bir hot dog, aalam bir halle ban evirdi Bayan Moeller. "Siz misiniz?" Korkmuyordu ondan. Ama Spencer gibi bir adamn bu lokantaya gelmesine biraz ayordu herhalde. "Oturacak msnz?" Tabi oturacakt. Kahve istedi, bir de hot dog smarlad. Kendilerini aynada gryorlard ikisi de. Elenceli bir eydi bu. Bayan Moeller kendiini biraz tuhaf buluyor gibiydi. Spencer de bundan alnmyordu. "Benim patrona ok kzmadnz ya?" "Hi kzmadm. O da iini gryor, ne yapsn..."

"Ama byle dnmeyenler sk sk kar karmza... Ne olursa olsun, bu iten pek gzel syrdnz yakanz." "yle mi dersiniz?" "Daha sonra onlar grdmde, her ikisi de memnun gibiydi... Sizin hemen evinize dneceinizi sanmtm." "Niye?" "Bilmem. Hi deilse, karnz meraktan kurtarmak iin." "Karm merak etmiyor." "O halde, alkanlktan diyelim..." "Hangi alkanlk demek istiyorsunuz Bayan Moeller?" "Tuhaf eyler soruyorsunuz canm! Yani evinizde oturmak alkanl diyelim buna. Dnmezdim sizin byle..." "Benim byle, gne battktan sonra ehirde gezecek bir adam olduumu... Deil mi?" "Eh, aa yukar yle..." "Oysa, iki bardak viski itiim bir bardan kyorum..." "Yalnz mydnz?" "Ne yazk ki yle! Size rastlamamtm daha. Ama birazdan, izin verirseniz, zararm kapatacam. Niye glyorsunuz?" "Hi... Bana bir ey.sormayn." "Gln m oluyorum?" "Hayr." "Pek mi acemice davranyorum?" "O da deil." "Glnecek bir ey mi geliyor usunuza?" Sanki teden beri birlikte gezerlermi gibi teklifsiz bir davranla Bayan Moeller elini Spencer'in dizine gtrd; scakt bu el, stelik hemen ekilmedi, dizinin zerinde kald bir an... "Bakalarnn tasarmlad Spencer Ashby'ye pek benzemiyorsunuz gibi geliyor bana..." "Nasl tasarmlyorlarm beni?" . "Bilmiyor musunuz?" -, "Can skc bir adam olarak m?" "Yoo, yle deil..." "Arbal m?" "Muhakkak..." "Sorgusu yaplrken, karsn hibir zaman aldatmam olduunu syleyen bir adam... Deil mi?" Kapnn arkasndan sorguyu dinlemi olmalyd; nk bu sz karsnda kl bile kprdamad. Yemeini bitirmiti; dudak boyasn dudaklarnn zerinde basura basura gezdiriyordu imdi. Spencer bu dudak boyalarna daha nce de dikkat etmiti, cinsel bir zellik bulmutu bu boya tplerinde... "Ryan'a her eyi anlatm olduumu mu dnyorsunuz?" Biraz armaktan kendini alamad Bayan Moeller. Kalarn atarak: "Sanmtm ki..." diye balad.

Spencer onu kukulandrm olmaktan korktu; bu kez elini o uzatt ama uyluuna doru deil, ekiniyordu daha kzn pazsndan tuttu. "Doru biliyordunuz. Ben aka syledim." Bayan Moeller gznn ucu ile yle bir bakt. Ama Spencer bu bak yle bir soukkanllkla karlad, ylesine Crestview School retmeni, Christine'in kocas Spencer Ashby oldu ki Bayan Moeller glmekten katld. Kendi dncelerine karlk verirmi gibi: "Eh..." diye iini ekti. "Eh... ne?" "Hi... Anlayamazsnz. imdi sizi brakp gitmeliyim; eve dneceim." "Hayr." "Efendim?" "Hayr dedim. Bir yere gidemezsiniz. Benimle bir bardak iki imee sz verdiniz..." "Ben sz falan vermedim. Siz..." Yaam boyunca oynamak istemedii oyun bu oyundu ite; oysa birdenbire, ne kadar kolay grnyordu bunu oynamak... nemli olan, sessizlii nlemek zere glmek, glmsemek, rasgele bir ey sylemekti. "Pek gzel. Madem bu sz ben ettim, sizi ben gtreceim... Buradan uzaklara... Little Cottage'a gittiniz mi hi?" "Ama Little Cottage Hartford'da!" "Evet, Hartford yaknlarnda. Gittiniz mi hi?" "Hayr." "Gidiyoruz o halde." "Uzak ama..." "Arabayla yarm saat ya srer ya srmez." "Anneme haber vermeliyim." "Oradan telefon edersiniz." Gren de bu eit servenlerde grgs var sanrd. G bir hokkabazlk numaras yapyor gibi geliyordu Spencer'e... Sokakta, kar daha youn, daha hzl yayordu imdi. Yaya kaldrm boyunca, taze karn iinde derin ayak izleri vard. "Ya tipi tutar da dnemezsek?" Spencer, dleke: "O zaman sabaha dein imek zorunda kalrz," diye karlk verdi. Arabasnn st karla rtlyd. Kzn arkasndan kapy ak tutarak onu arabaya bindirdi; ite ancak o zaman, ona yardm etmek bahanesiyle dokununca, bal gibi, arabasna bir kadn bindirip gtrmekte olduu, kafasna dank etti. Christine'e telefon etmemiti. Kars telefonla Ryan' evinde aram olmalyd imdi. Hayr! Bunu yapmaktan ekinmi olacakt, Spencer'i g duruma drmekten korkard. u halde kocasnn niye geciktiini hi mi hi kestiremiyor, be dakikada bir yerinden kalkyor, gidip pencereden bakyor olmalyd; ama pencerenin tesinde, kara kadifeden bir diplik

zerinde karlar lapa lapa yayordu herhalde... ierden baknca dars hep kadife gibi grnrd... Az kalsn her eyden vazgeecekti. Budalalkt bu. Bunu akacktan yapmt. Baaraca, kadnn kendisiyle gelmei kabul edebilecei usundan gememiti... Oysa imdi, arabann iinde, scakln duyabilecei kadar yaknna oturmu, artk bunu sylemenin sras gelmiesine doal bir sesle: "Yaknlarm beni Nina diye arr," diyordu. Adnn Gaby yahut Bertha olduunu dnmekle Spencer yanlmt demek. Hem hepsi birdi zaten... "Sizinki de Spencer... Adnz ka kez yazdm makinede, bilirim elbet. Adnzn gl, ksaltlmamas... Spen de denemez ya size. Karnz sizi ne diye arr?" "Spencer der." "Anlyorum." Ne anlyordu sanki? Christine'in yle ksaltlm adlar kullanacak, srasnda, bebek gibi konumaa kalkacak bir kadn olmadn m? Spencer gerekten rk iindeydi. Gvdesinde duyduu bir rk iinde... O kadar ki, kolunu uzatp kontak anahtarn evirecek yrei bile bulamyordu kendinde. ehirdeydi hl; nlerinde yaya kaldrmnn uzand iki sra evin arasnda. Sokaklarda insanlar yryor, aileler aydnlk pencerelerin arkasnda akam saatlerini geiriyordu. Sokan kesinde "bir polis duruyordu herhalde. Bayan Moeller, Spencer'in duraksamasn yanl anlam olacakt. Ya da vereceini hemen orackta vermee balamak istedi belki de... iyi kzd Bayan Moeller... Yzn anszn Spencer'in yzne yaklatrd, etli dudaklarn dudaklarna yaptrd, azna scack pslak dilini soktu. IV Spencer saate son baktnda ona on vard. Christine, herhalde, Ryan'a telefon etmi olmalyd artk. Spencer'in eve daha dnmediini, merakta kaldn sylemi olsa gerekti. Ryan da polise telefon ederdi herhalde. Meer ki Christine kendiliinden polise telefon etmi ola... Kim bilir? Belki de onu aramaa kmak zere birinden bir araba istemiti... Ama nereden bulurdu arabay? Bu durumda, olsa olsa, emmi-olu Weston'dan arabasn isterdi. Ama bunlar yaptysa bile, Christine bu saatte artk eve dnm olmalyd. Spencer'in Litchfield'de ancak drt bara, iki lokantaya girebileceini dnrd. Onu, Anna Moeller'le birlikte oturup hot dog yedii cafeteria'dan sormak, kimsenin usuna gelmezdi herhalde. Esrik deildi Spencer, hi deildi. Alt yedi bardak imiti, artk saysn tam bilemiyordu, ama bu ikilerin hibir etkisi olmamt, kafas bulanmamt, gznden bir ey kamyor, durumu seildikle gryordu. Ryan'n yazmanyla gezdii bilinseydi, onu bulmak kolay olurdu; nk Anna, Little Cottage'a, varr varmaz annesine telefon etmiti.

Spencer kzn arkasndan telefon odacna girmekten ekinmiti. Annesine kendisinden sz ap amadn, nerede bulunduklarn syleyip sylemediini de sormamt. Dikkatli davranmak daha iyi olacakt. Yarm saat kadar nce Anna garip bir ey sylemiti. O da kafay iyice bulmutu. Spencer kadar imiti o da. Spencer iki kez onu evine gtrmei nermiti ama artk gitmek istemeyen Anna'yd. Spencer'in kulak memesini srp durduu bir srada, ortada hibir neden, herhangi bir gereklilik yokken, insann iini dkmek istedii zamanki konumasn andran bir halle: "Bereket coroner'in yannda alyorum... Talihin varm. Yoksa u ara, seninle gezmei gze alacak kz pek kmazd!" demiti. Little Cottage, Spencer'in Danbury gazetesini okurken kafasnda canlandrd yere benzemiyordu pek... Gazetede yalnz barn sz gemiti; arkada bulunan, en nemli yer olan, ikinci salondan hi sz almamt. Bu salonun benzerleri baka yerlerde de, hatt pek ok barda bulunsa gerekti; nk buraya hi gelmemi olan Anna Moeller, Spencer'i dosdoru oraya gtrmt. Bu salon, ilkinden daha az aydnlatlmt. Ik, tavanda, yldza benzetilmi birtakm kk deliklerden geliyordu yalnz. Dans yerinin evresinde ise, ilerinde yarm daire biiminde birer sra ile ufak birer masa bulunan blmeler vard. Buras hemen hemen botu. Mterilerin ou herhalde cumartesi pazar gnleri gelirdi buraya. Bir ara salonda, kendilerinden baka kimse kalmamt. Barmenin srtnda ak bir ceket yerine kollan svanm bir gmlek vard. Sa kapkarayd adamn. Besbelli, talyan asllyd. Spencer, Bella'nn ld gece barna gelen bir ift zerine sorguda verdii bilgiyi dnerek, barmenin kendisine ters ters bakacan, belki de birtakm sorular sormaa kalkacan sanmt. Oysa hibir ey olmamt. Demek Anna ile Spencer, her zamanki mterilerine benziyorlard. Anna, herhalde benziyordu o mterilere... Ban hi yadrgamamt. ikisini susuz iiyordu, iki dans arasnda yerlerine oturduktan zaman, Spencer'e iyicene yapyordu. O kadar ki Spencer, gvdesinin bir yannn szladn duyuyordu. Kadn ikisinin de bardan iip boaltyor, Spencer'in kulak arkasn yalyor, orasn burasn hafif hafif snyordu. Oturduklar yerden bar grmyorlard ama barmen, ufak bir pencereden, onlar grebiliyordu. Yandaki salonda kapnn aldn her duyuunda Spencer "tamam, polis geldi!" diye dnyordu. Tezghn bir kesinde ufak bir radyo gzne ilimiti. Radyonun sesi kslmt, musiki ancak duyulabiliyordu. Tehlike oradan da gelebilirdi. Onu u anda aryorlard herhalde. Bu durumda, katn dnmezler, dolaysyla Bella'y kendisinin ldrdne iyice inanmazlar myd? Olaylarn akn deitirmek, ya da etkilemek iin hibir ey yapmyordu. Anna kendisine bir ark ad syleyince gidip otomatik gramofona prl prl, evresinde klarn yanp durduu, kendisini

dlere salan makineye paray atyordu... Anna onu zorla dansa kaldryordu. On dakikada bir dansa kalkalm diye tutturuyordu, hele blmelerden birinde baka bir ift oturuyor ise... Bu blmelerin iki tanesinde, yarmar saat kalan iki ift oturmutu. O kzlardan biri ufack tefecikti, karalar giymiti dans ederken, az einin azyla kaynam gibi duruyor, dansn bandan sonuna dein dudaklarn erkein dudaklarndan ayrmyordu; gren, kz dudaklarndan olann azna asl sanrd. Yollar boyunca kl ilnlarna bu kadar bakm olduu btn barlarda iler hep byle mi olurdu? Spencer dans ediyor, derisinin zerinde Anna'nn boyalarnn kokusunu, tkrnn kokusunu duyuyordu. Anna kendisine kesin devinimlerle ustaca sarlyor, belirli bir amac olduunu saklamyordu. O amacna eriince de, tuhaf tuhaf kahkahalar atyordu. Anna, kendinden memnundu. Gerekten polis onlar aryor muydu? Kaln bacaklarn, ilk olarak, Ryan kendisini evlerinde sorguya ekerken grd bir kzla gezdiini, buraya geldiini, Christine usunun kesinden olsun geirmese gerekti. Spencer Anna'y buraya getirmekle yanl bir i yapmt. Gnlne esi esivermi, lf olsun diye, gezelim demiti. Kzn kabul edeceini, kendisine uyacan ummamt. Bir bardak itikten sonra, kz evine gtrmei nererek bu yanln dzeltmek istemiti. Ama ok yaydan kmt. Anna her zaman byle yapyor olsa gerekti. Spencer ona: "Ryan'la gezdiniz mi hi?" diye sormutu. Anna, grtlaktan gelen, Spencer'i tedirgin eden bir glle karlk vermiti: "Ne sandnz beni? Kz olan kz m?" O anda Spencer'in yznde grd arbal anlatmdan tr olacak, bunu bir oyun, bir can skma yolu haline getirmiti: "Doru syleyin. Kz olduumu mu sanmtnz? Hl yle mi dnyorsunuz?" Spencer, bu szlerle Anna'nn nereye varmak istediini hemen anlayamamt. Tartmaa kalkmt onunla. yle ki, zavall kzn, amacna ulamas epey vakit almt. Ulanca da, barmenin kendilerini gzetleyip gzetlemediini anlamak zere kk pencereye doru alkn bir halle bir gz atmt. Spencer'in imdi yaptklaryla kurmu olduu d biribirini tutmuyordu. Anna'ya istek duymuyordu. Bu geceyi baka trl tasarmlam-, baka trl bir kadnla vakit geireceini dnmt. Bella, baka trl myd? Spencer ne yapsa, gznn nnde, ancak yerde yatan Bella canlanyordu. Anna, Spencer'in usundan geenleri sezmekten uzakt. erken alayan kz barmenin polise ifade verirken szn ettii kz da baka trl olsa gerekti. kinci salona girmi miydi o? Spencer,

ifadenin ayrntlarn anmsamaa alyordu. Yz ate gibi yanyordu; Litchfeld'de Anna'yla arabaya bindii andan beri de, gsnde bir arlk vard, iince ferahlayacan, bu arln gsnden kalkacan sanmt, oysa alkol hibir deiiklie yol amyordu. Sinirden ileri geliyordu bu arlk. Bir yokutan aa iniyormuasna frene basmak istiyor, ara sra, soluu kesiliyordu. Olaylar Anna Moeller yneltiyordu; her zaman yapt eyleri yapyordu herhalde... Spencer ne zaman kalkp gitmekten sz asa: "Sus!" diyordu Anna... "Bu kadar sabrsz olma." Spencer anlar gibi oldu. Kza gre, Spencer'in gitmek istemesi, bardan klnca gidilen bir baka yerde, baka trl ilere girimek iindi. Szn ksas, Spencer'in her zaman dnm olduu gibi, arabada yaplan iler iin... Bu dnce onu biraz korkutuyordu ama... Bu yzden, o da, gidi saatini geciktiriyordu. Ancak, ii sonuna dek gtrmeden burackta yakalanmak da budalalk olmaz myd? Katz o gn evine dnm olmasayd, Anna'y brakr giderdi Spencer. Bir dnd vard. Evine varmadan arabay yolun kysnda brakacak, sessizce yaklaacakt, iileri gzlemiti. Uyandn telleriyle aygtlarnn nerede olduunu biliyordu. Birinci katta buzlu caml bir pencere vard, bir banyo penceresi; hibir zaman iyice kapatlmayan bu pencerede iiler almamt. Bir merdiven bulmas kolay olurdu, kendi garajnda byle bir merdiven vard. Ayaklarnn ucuna basa basa odaya gidecek, dnyann en sevecen sesiyle fsldayacakt: "Korkmayn..." Uykuya dalm Sheila onu tanyacakt. Ondan korkmayacakt. Sheila da mrldanacakt: "Siz misiniz?" nk Spencer'in kendi kendine anlatt ykde Sheila armyor-du, bir gn geleceine gvenerek onu bekliyordu; lambay yakmayacak, scack kollarn aacakt; bir uurum kadar derin bir kucaklama iinde kendilerinden geeceklerdi. yle olaanst, yle heyecanlandrc bir eydi ki bu, uruna lmee deerdi. "Neye daldn?" "Hi..." "Hl o kadar sabrsz msn?" Spencer bu szlere bir karlk ararken Anna: "Heyecandan elin kolun balanyordun eminim..." dedi. Gene btn arlyla Spencer'e yaslanmt, boyunbayla oynuyordu. "Ryan'a anlattklarn doru muydu?" Sheila'l yk ne diye, odasnda, yerde yatan Bella'nn imgesiyle sona eriyordu sanki? Oysa Spencer bu yky kendi kendine birka kez anlatmt bundan nce... Bu ykye baka bir bitim dnemiyordu sanki. Dnse, bu tasarm bir heyecann son kertesi olmaktan artk

kard. Kalarn atm, Lorraine'in szlerini anmsamaa alyordu. "Sevgi dedikleri ey, bir kirletme gereksinimidir onlar iin. Baka bir ey deil..." Bu szler, belki Sheila'ya duyduu istek iin de doruydu. Dsel olaylarn aknda, bu dnceyi destekleyebilecek bir kk olgu da vard. Bella'nn annesi "nan bana," diye srdrmt szn, "bylelikle kendi kiisel gnahlarndan arnr gibi olurlar; daha bir temize km gibi gezerler ortalkta..." Anna'nn Spencer'in yznde .yalad, azndan emip ald, onun gnahlar myd? Kendisiyle gezmei neren her erkein yannda Anna, ayn biimde davranyordu, yi davranma, karsndakini mutlu klma o kadar istiyordu ki! "Dansa bir kezcik daha kalkalm, olmaz m ha?" Spencer sabrszlanyordu ama niin sabrszlandn artk bilemiyordu; kzn dnd i iin mi, yoksa bu geceki serveni bir an nce bitirmek iin miydi bu sabrszlanmas? Herhalde her ikisi iin. Dnceleri seikti geri, her zamankinden ak seik... Ama iki, gene de bir uyuukluk yaratmt. "Grdn m?" "Hayr... Neyi?" "u ikisini... Solumuzda duranlar..." Bir delikanlyla bir kz yan yana oturuyorlard, erkek kolunu kzn omuzuna atmt, kz ban erkein omuzuna dayamt; yzlerinde dingin bir kendinden gemilik anlatm, kprtsz, gzleri ak, sessiz, duruyorlard ikisi de... Spencer hibir zaman byle olmamt. Hibir zaman da olamayacakt herhalde. Belki Sheila'nn yannda byle bir ey yapabilirdi. Ama o zaman da Sheila, ertesi gn, btn kadnlara benzeyen bir kadn haline gelmemeliydi yeniden. Spencer, u anda, evine bir daha dnmeyeceinin farknda myd artk? Byle bir eyi usundan geilmiyordu. Ama barmene para verirken adamn kolundaki denizkz dvmesi gzne iliince, zerinde sra arabann her iki ynde akp gittii karayolu burnunda tter gibi oldu, uzaktan uzaa, karanln iinde kollarn kaldran karaltlarn zlemini duydu. Barn iinden gemeden nce Anna Spencer'in yzndeki dudak boyas lekelerini sildi; dar knca da, yol kysnda duran arabalarla kap arasnda kalan aydnlk kaldrm parasndan geerken, zentisizce Spencer'in koluna girdi. Kar epey birikmiti, ayak izleri artk kara kara durmuyordu iinde. Arabann her yan adamakll rtlmt. Buz tutmu kapy aarken Spencer'in parmaklan sinirinden titriyordu. Bu ilerin yle yaplmas gerekirdi, deil mi? Anna'nn yznde aknlk izi yoktu. Geceleri, arabalarn arkasnda yle bir grebildii soluk

yzleri anmsyordu Spencer. imdi, Anna da, arabann arkasna geip oturuyordu. "Bekle, nce bir ekidzen vereyim kendime..." Spencer imdiye dein yaptklarn, yapm olduuna gre, can bunu istiyor demekti. Yaam boyunca yzlerce kez byle bir dakikann zlemini duymutu. Dledii kadn varsn Anna gibi bir kadn olmasn. Ne kard sanki bundan? "Bir kirletme gereksinimidir..." demiti Lorraine. O halde her ey yolundayd. nk Anna, kendini kirletmek iin lgnca bir istek gsteriyor gibiydi. "... gnahlarndan arnr gibi olurlar..." Spencer bunu istiyordu. Bu iin olmas gerekiyordu. Baka trl olmas iin artk i iten gemiti. imdi, bir polis arabas her an kendi arabasnn yannda durabilirdi. Hem bundan sonra, ne yaparsa yapsn, Spencer'in sulu olduuna inanrlard. Bir an, yalnz bir an, btn bunlarn bir tuzak olup olmadn, Anna'nn, Ryan'la ruh hekiminin istei zerine, kendisinin nasl bir tepki gstereceini anlamak dncesiyle yoluna kp kmadn sordu kendi kendine. Belki de son dakikada... Yok ama, yle deildi... Anna, bu ii yapma imdi Spencer'den de ok istiyordu. Spencer'in, yaam boyunca var olabileceini dnmedii birtakm cinler, ifritler kvrandnyordu sanki kz; Anna, kulaklarnn hi iitmedii szlerle, kendisini donduran davranlarla, yalvaryor duruyordu. Spencer aknlk iinde kalakalmt. Bu iin yaplmas gerekiyordu, ne olursa olsun yaplmas gerekiyordu. Spencer bunu istiyordu. Anna, kendisine, alacak kadar bir sre braksnd yalnz... Spencer'in suu yoktu bunda. ok imiti. Anna'nn, birtakm szleri sylememesi gerekirdi. Bir sussa, kmldamadan dursa, Spencer'in, Sheila zerine kurduu dleri srdrebilmesine meydan braksa... Spencer, konutuunun farkna varmadan: "Bekle biraz... Dur biraz..." diye fsldyordu. Spencer, gzlerinde gszln aktt yalar, belki de glnecek bir halde, rpnyordu, ite o zaman Anna, glmee balad; karnndan ykselen kyc, atlak kahkahalarla glmee balad... teliyordu Spencer'i. Kmsyordu onu. Onu... Anna, Spencer kadar gl olsa gerekti; ama otomobilin kesinde skp kald iin, Spencer'in elinden kurtulmak zere devinebilecek durumda deildi. Boynu kalnd, glyd, Sheila'nm boynuna hi benzemiyordu. Spencer ii bir an nce bitsin istiyordu. Anna kadar ac ekiyordu u anda... Anna'nn gvdesi neden sonra gevedii zaman Spencer'e bir ey oldu; ummad, kendisini artan, utandran bir ey... Bu ey yznden, yz kzararak, Lorraine'in szlerini anmsad: "... bir kirletme gereksinimi." Bara doru dnerek:

"Bir scotch and soda," dedi. Hemen ardndan telefon odacna girdi. Barmenin kendisine tuhaf tuhaf bakmasn beklemiti. Oysa barmen, belki de, saz rengi apkal baka bir talyanla kapnn nnde duran Cadillac da bunun olsa gerekti pek heyecanl bir konumaya dalm olduu iin, Spencer'e dikkat bile etmemi gibiydi. Spencer, odacn camndan gryordu onlar; biri daha oturuyordu barda, uzun boylu, seyrek ama ipek gibi kzl sal, bardana bir dert ortana bakar gibi bakan bir adam... "Bayan, Sharon polis karakolunu balar msnz ltfen?" "Hartford karakolunu istemez miydiniz?" Bekindi: "Hayr. zel bir i iin aryorum." Balantnn kurulmas biraz uzun srd. Spencer, telefoncu kzlarn bir merkezden brne ene aldklarn duyuyordu. "Alo! Sharon karakolu mu? Yardmc Averell'le konuabilir miyim?" Kendisine: "Kim aryor?" diye sorulacandan korkuyordu. Adn syler sylemez, en yakn polis arabasna, gelip kendisini gtrmesi iin radyoyla buyruk verilecekti. Spencer ok korkuyordu bundan: isteseydi, kaabilirdi. Dnmt bunu da, ama bu dncesine kendi bile kanamamt. Hele cesedi atmak iin bir yerde durmas da gerektiine gre... Hem neye yarard? Kap ne olacakt? Bylesi o kadar daha kolayd ki! O adamlar, oyunu kazanm olduklarn dneceklerdi. Sevineceklerdi, ilhilerini rahat rahat syleyeceklerdi. "Yardmc bu gece nbeti deil. Kendisine verilecek bir haber mi vard?" "Sa olun. zel bir i iin aradmd. Ben evine telefon ederim..." Saat kat ki? Saatini yanna almamt. Durduu yerden barn saatini gremiyordu. Tanr vere de Averell sinemaya, ikinci gsteriye gitmemi ola! Rehberde numarasn buldu, sesini duyunca ferahlad. O zaman: "Ben Spencer Ashby!" dedi. Bir boluk alr gibi oldu. Yutkundu, szn srdrd: "Hartford yaknlarnda. Little Cottage'daym. Beni sizin gelip gtrmenizi isterdim." Averell kendisini hangi nedenle gtreceini sormad. O da brleri gibi yanl dncelere mi kaplyordu u anda? Sorduu soru Spencer'i artt: "Yalnz msnz?" "Evet, imdi yalnzm..." Telefon kapand. Spencer odackta oturup beklemei yelerdi ama orada uzun sre kalmas dikkati ekerdi. Christine'e Allahasmarladk demek zere telefon etmesin miydi? Christine elinden geleni yapmt. Herhangi bir suu yoktu. Telefonun banda bekliyor olmalyd. Belki de, imdiye dek birok kez olduu gibi, bu akam da telefonun zili alm, Christine,

birinin konumasn bouna beklemi, uzayn bilinmez bir yerinden gelen bir soluk sesinden baka bir ey iitmemiti. Christine'i aramad. Bara yaklap iskemleye trmandnda, iki adam hl italyanca konuuyorlard. Bardann yansn bir dikite iti, karya bakt, ielerin arasndan, aynada, dudak boyas lekesi iindeki yzn grd. Mendilini tkrkleyip tkrkleyip silinmee balad; bunu yaparken burnuna gelen kokuyu ocukluunda duyduunu anmsyordu. Kzl sal sarho, aknlk iinde bakyordu Spencer'e: "Diilerle mi oynatn karde?" demekten kendini alamad. Spencer, yardmcnn geliinden nce dikkati ekmekten o kadar korkuyordu ki bu szlere karlk korkaka glmsedi. Barmen de kendisine bakyordu imdi. Beyninde bir dncenin yava yava olutuu, yum-rukoyuncusu suratnda izlenebilecekti neredeyse... Barmen, balangta, anmsadnn doruluuna karar veremedi. Sonra gidip kk penceresinden bakt, ikillendi, ikinci salona girip bir gz att. Bara dndnde, bandan karmad apkas, srtnda deve tynden paltosu, boynunda atks ile oturmakta olan arkadana gidip bir eyler syledi. Tehlikeyi sezmee balayan Ashby bardan dikti, bir viski daha istedi. Bu viskiyi belki de vermeyeceklerdi kendisine. Barmen, darya yollad arkadann dnmesini bekliyordu. Averell, arabasnn canavar ddn de ttrse, on dakikadan nce gelemezdi buralara. Blmenin br yannda iki ift kalm olsa gerekti. Spencer, bo bardandan ier gibi yapyordu; dileri takrdyordu. Gzlerini ondan ayrmayan barmen, bir eylere hazrlanr gibiydi. Kolundaki dvme btn ayrntlaryla belli oluyordu. Kollar kllyd, alt enesi iyicene kkt, burnunu krmlard bir zamanlar... Spencer kapnn aldn iitmedi ama srtnda buz gibi havay duydu. Deve ty paltolu adam ana dilinde hzl hzl konuurken. Spencer ban o sese doru eviremedi. Korktuu bana gelmiti. Averell ne yaparsa yapsn, i iten getikten sonra gelecekti. Ashby herhangi bir karakola bavursayd, ya da arabasyla bir karakola kendi gitseydi daha iyi etmi olurdu. Barmen tezghn arkasndan kp geliyordu, ar ar; ama ilk yumruu o vurmad... tskemlesinden inerken az kalsn yerlere serilen kzl sal adamd ilk yumruu indiren... Her yumrukta, geri ekilip hz alyor, sonra ileriye atlyordu... Spencer onlara: "Polisi ben kendim ardm," demee alt. nanmyorlard ona. Artk ona kimse inanmayacakt. Bir tek insan inanacakt yalnz, hibir zaman tanmayaca bir tek insan: Bella'y ldren adam... Olanca gleriyle vuruyorlard. Spencer'in kafas gm gm ses karyor, panayr kuklalarnn ba gibi saa sola sallanp duruyordu. Arka salondakiler kouyordu imdi yardma, kzlar tede durup bakyorlard... Olanlardan biri ufak tefekti, grbzd; onun da surat dudak boyas

lekesi iindeydi "Al bakalm!" diye homurdanarak dizini, var gcyle, Spencer'in ap arasna indirdi. Bir canavar dd sesi arkasndan, sanda solunda niformal birer polisle yardmc Averell kapy at zaman, Spencer Ashby evresinde cam krklar, patlam dudaklarndan kanlar akarak en azndan baygn bir halde bir iskemlenin dibine ylal ok olmutu. Belki de, azn daha geni gsteren bu kpkrmz yrtk yznden, Spencer, glmsyor gibiydi.

You might also like